Download as doc
Download as doc
You are on page 1of 5

TAVSİYEDE BULUNMA

SHOULD - OUGHT TO - HAD BETTER

Bütün şahıslarla kullanılırlar

-‘’SHALL’’ yardımcı fiilinin geçmiş (past) şeklidir..


-meli ,-malı ,...iyi olur anlamında tavsiye için kullanılır.
( advice ,criticism )
-"Must" ve "have to" ya göre daha zayıf bir mecburiyet
anlamı taşır.
-Geçmişteki, şu anki veya gelecekteki hafif bir zorunluluğu
ve tavsiyeyi ifade etmek için.
-öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte
bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını
söyleyebilmek için ise should" un olumsuz hali shouldn"t ı
kullanmaktayız.
EXAMPLES:

- You have a headache, you should take an aspirin.


(Başın ağrıyor, bir aspirin içmelisin,"içsen iyi olur")
- - Her mother seems ill,she should see a doctor.
(Annesi hasta görünüyor, doktora görünse iyi olur)
- - People should eat alot of fruits to be healty.
(İnsanların sağlıklı olabilmesi için çok fazla meyve
yemeleri gerekiyor.)
-If you want to pass your class, you should study hard.
(Sınıfını geçmek istiyorsan,sıkı çalışmalısın.)
- Your sister is fat, he shouldn"t eat too much fast
food.
(Kız kardeşin şişman, bu kadar çok hazır yiyecek
yemese iyi olur.)
- You shouldn"t drink cold water in winter.
(Kışın soğuk su içmemelisin)
-The weather is too cold, children shouldn"t play in the
garden.
(Hava çok soğuk, çocuklar bahçede oynamasa iyi
olur,çocuklar bahçede oynamamalı.)
Bütün şahıslarla kullanılırlar

-Geçmişteki, şu anki veya gelecekteki hafif bir zorunluluğu


ve tavsiyeyi ifade etmek için.
"sholud " ile aynı anlamdadır.Sorularda tercih edilir.( advice
,criticism)

“Ought to” olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılmaz.-


Ought to çekimsiz fiili, konuşan kimsenin tavsiyesinin
uygun ve doğru olduğuna inandığı bir durumu anlatmak
için kullanılır.
-Türkçe’ye çevirisi -meli, -mesi gerek gibi yapılırsa da, emir
ya da yasaklama gibi bir anlam belirtmez.

- Tavsiyeye değerlik ve bekleyiş ifade etmesi bakımından


ought to ve should birbirlerinin yerine kullanılabilirler.
Cümleyi söyleyen kimse bir tavsiyede bulunmuştur. Bunu
izleyen ister uyar, ister uymaz.

-Olumsuz cümlede ought not to ya da oughtn't to olarak


kullanılabilir. Ama modern İngilizce’de çoğu kez olumsuz ve
soru cümlelerinde ought to yerine should kullanılır.

-OUGHT Bir yardımcı fiil olan ought tek şekilde bulunur.

-Şahıslara göre ek almaz.

-Olumsuzda not ile birleşerek oughtn't şeklinde kısalabilir.

-Soru yapmak için cümlenin öznesi önüne getirilir.

-Bir özelliği, fiilin to'lu mastar hali ile kullanılmasıdır.

-Aynı şekliyle hem şimdiki zaman, hem geçmiş zaman hem


de gelecek zaman cümlelerinde yer alır.

-Verdiği anlam must ve have to ile benzer gibiyse de


onlardan oldukça farklıdır.

EXAMPLES:
You ought to stop smoking. (Sigarayı bıraksan iyi edersin.)
You ought to drive carefully. (Dikkatli araba kullanmalısın.)

1- Obligation, duty, and advice (Mecburiyet, yükümlülük ve


nasihat):

- You ought to eat less if you want to keep fit.


- Formunu korumak istiyorsan daha az yemelisin.

- You oughtn’t to eat so much if you want to keep fit.


- Formunu korumak istiyorsan fazla yememelisin

2- Probability or possibility (Olasılık):

- He got a good mark in the exam. He ought to be happy.-


Sınavda iyi not aldı.Mutlu olmalı/herhalde mutludur.

3- Expresses a duty which hasn’t been done or fulfilled


expectation with
ought to have + past participle

(Yapılması gereken fakat yapılmayan bir yükümlülük)

- Your marks are very poor. You ought to have studied


harder.
- Notların çok zayıf, daha çok çalışmalıydın/daha çok
çalışman gerekirdi (ama çalışmamışsın.)

- You oughtn’t to have neglected your lessons.


- Derslerini ihmal etmemeliydin.

Örneklerde görüldüğü gibi “ought to have + past


participle” geçmişle ilgili bir ödevin yapılmadığını; olumsuz
şekliyle de yapılan hatayı belirtilir.
-You ought to help your friends.
Arkadaşlarınıza yardım etmelisiniz.
(Yardım etmeniz göreviniz ve dürüstlük gereğidir.)

-You ought to obey your father. Babana itaat etmelisin.


(Doğru olan budur.)

-He ought to stop smoking. Sigara içmeyi bırakmalı.


(Tavsiyem budur.)

-They ought to be here tomorrow. Yarın burada olmalılar.


(Burada olmaları görevleridir.)

-He ought to understand poor Yoksul insanları anlamalı.


(Yoksul people. insanlara anlayış göstermesi dürüstlük
gereğidir.)

-She oughtn't to drive like that. Böyle araç kullanmamalı.


(Aracı böyle kullanması doğru değil.)

-We oughtn't to make them wait. Onları bekletmemeliyiz.


(Onları bekletmemiz doğru değil.)

-You oughtn't to make a noise Kitaplıkta gürültü


yapmamalısınız. in the library.
(Gürültü yapmanız doğru değil.)

-Ought we to visit the wounded? Yaralıları ziyaret etmeli


miyiz? (Etmemiz görevimiz değil mi?)

-Ought people to help each İnsanlar biribirlerine yardım


etmeli other? mi? (Etmeleri görevleri değil mi?)

(ought to) ile mişli mastar


-Ought to ile mişli mastar, yani have ve fiilin 3. şeklinden
oluşan mastar birlikte kullanılırsa ihmal edilip yapılmamış
bir görev veya iyi hareketi anlatır.
EXAMPLES:

-You ought to have told your mother that you'd be late.


(Geç kalacağını annene söylemeliydin.)

-She ought to have paid her debt.( Borcunu ödemeliydi.)

- We oughtn't to have disturbed Komşularımızı rahatsız


etmeme- our neighbours. liydik.

-I oughtn't to have hurt you. Seni incitmemeliydim.

-They oughtn't to have told the Yaşlı adama kötü haberi


söyleme- bad news to the old man. meliydiler.

You might also like