Professional Documents
Culture Documents
Ergenekon İddianamesi Sayfa: 2401-2455
Ergenekon İddianamesi Sayfa: 2401-2455
^t-
aydınlatmak için. Tabi onlar da biliyorlar.", "Çünkü kendileri biliyor nerde nasıl iz
bıraktılar veya nasıl bir davranış bıraktılar.", İlkay: "Arzu hanım mı acaba aradı da haber
verdi nasıl oldu acaba", İhsan: "Evet evet çünkü yoksa Arzu hanımı aradığımı ıı.. çünkü
şey diyor. Zaten benim telefon kayıtlarım şey altında hani tab kayıtlan yapılıyor.",
"Demiştim birkaç kere, hem de benim güvenliğim için bu ve ıı.. nasıl diyeyim normalde
bilemez yani Arzu hanımı taziye ziyareti için aradığımı, telefon numaramı bıraktığımı
bilemez çünkü bunları da bana telefonda söyledi."dediği,
Tape:3923, 09.05.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;İhsan: "Aa ya
burda ee şu an gündemde olan iki tane kişi var bir de ben vanm üç gündemde olan kişi ee
sosyal anlamda bir faaliyet yapacak ve bu da bu Ergenekon destanını içeriyo yani
....Ergenekon olayı var ya basında ve gazetede .... destanını içeriyo yani bu üç tane", X
Kişi: "Tamam bana mesaj at abi sen bunu mail at mail at mail adresimi gönderiyorum
görüşürüz eyvallah" dediği
Tape:3924, 12.05.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;X Kişi: "Dün dün
seni toplantıya çağıracaktım aa Jandarma Genel Komutanlığından üst düzey bir
arkadaşım geldi", "O dosyayı ben şeyden çıkardım mailden", "Onu güzel bir ara
yerleştiririm dosya halinde (bir kelime anlaşılmıyor) açamamışlar onlar onun için geldiler
İstanbul'a aa onu verdim yalnız birkaç tane soru sordular dedim ki bana ee bu şeyin
dışında soru sormayın ben yüzeysel biliyorum ama hazırlıklannızı bitirin o kardeşimizi
dedim getiririz o şeyin başına geçiririz", "O o çok dedim şeyde geliştire biliyo kardeşim
dedim bana birkaç soru sordular mesela dediler ki manuel kumanda edildiğinde ee ne
kadar mesafede kumanda edebiliyoruz", "Ben dedim ki perhes olması lazım onun" ,
"Onun cevabını veremedim tabi ben", İhsan: "Onlar işte tefarruatta ince şeyler onlar
dedim ya", X Kişi: "Ha teknik teknik konulan dedim bizim yeğenle konuşursunuz dedim
o şekilde şu anda dün akşam gittiler kardeş onlar", "Telefon bekliyorum belki Ankara'ya
gitme durumumuz var haberin olsun tamam mı kardeşim", İhsan: "İnşallah dayı bi yol
açılsmda inşallah dayı", X Kişi: "Sen hiçbir yere şey yapma kardeş hiçbir yerle ilgilenme
tamam mı gerekeni ben yapacam o evle de ilgilenme pek onu daha sonra..." , "Yani hiç ee
komutanın dediği gibi davran hiç bir şey bilmiyorum hatırlamıyorum", "Yani biz seni
şöyle bi bi yere oturtturayım ben ondan sonra ee rahatsız edecem yani", "Dosyayı
beğendiler ee Jandarma kullanacak onu yani tamam mı dayıcığım", İhsan: "İnşallah dayı
vatan için çok iyi olur", X Kişi: "Ben biraz şey konuştum biliyor musun dedim ya
geçmişte de bunu getirdik", "Başkalanna teslim ettiniz yani şu ee bizim dışanya bağımlı
olmamıza gerek yok dedim yani", "Aslan gibi dedim yetişen kardeşlerimiz var", "Bunu
geliştirebiliyo daha şekilde yapabiliyo ben birkaç tanesini söyledim onlara", "Ama teknik
konularda dedim yani o brifing şeklinde verir dedim", "Jandarma Jandarma Genel
Komutanlığı tamam", İhsan: "İnşallah dayı haber bekliyorum" dediği ( Burada şüpheli
İhsan GÖKTAŞ'm tasarladığı iddia edilen GÖKTAŞ GÖZCÜSÜ adı verilen bir kayıt
cihazından bahsedildiği değerlendirilmektedir)
b)-Saveılık ifadesinde
Kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, soruşturma kapsamındaki kişilerden Yusuf GÖRÜM
ve Hüseyin GÖRÜM'ün amcası olduğunu, Raif GÖRÜM'ün ise şu anda ismini hatırlayamadığı
diğer bir amcasının oğlu olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm babası Enver GÖRÜM
ameliyat olduğunda amcası Hüseyin GÖRÜM ile birlikte Hendek'teki evlerine ziyarete
geldiğini, orada tanıdığını, Kahraman ŞAHİN'i yüz yüze hiç görmediğini, ancak Kahraman
ŞAHİN'in kendisin bir kaç kez telefonla arayarak "Neden amcası olan Hüseyin
GÖRÜMÜN'ün yanma gelmediğini, neden arayıp sormadığını" söylediğini, kendisinin "Ben
de amcasını arayıp aramayacağını kendisinden öğrenmeyeceğini" söylediğini, kendisinin
telefonunu Hüseyin GÖRUM'den alttîîş^labîleceğini,
Daha önce İstanbul Maltepe semtindeki Boğaziçi Yazılım Taahüt ve Dış Ticaret Ltd.
Şti. ortağı olduğunu, diğer ortakların Selma BAYDAR ve Cemal KALDAN olduğunu, bu
kişileri daha önceden amcası Hüseyin GÖRÜM aracılığıyla tanıdığını, Şirket faaliyeti olarak
çelik konstriksiyon işi yapmak için kurduklarını, 7-8 ay faaliyette bulunduklarını, bu sırada
Hendek'te bulunduğunu, ancak şirketin bulunduğu İstanbul Maltepe'ye de gelip gittiğini, şirket
bürosunu Hüseyin GÖRÜM'ün kendine ait bir büro şeklinde kullandığım ve buranın "tır
kasasına benzer konteynmn" hemen yan tarafında bulunduğunu, 10 veya 11 işçi
çalıştırdıklarını, Hüseyin GÖRÜM'ün şirkette resmi ortaklığı olmamasına rağmen kendisine
yardımcı olduğunu, bundan dolayı kardan payda aldığını, zaman içerisinde diğer ortakların
işten yeterli parayı kazanmadıklarını söylediklerinden şirketten ayrılıp Hendek'e döndüğünü,
bundan sonra diğer ortaklarının haberi olmadan kendisini şirket ortaklığından çıkarttıklarını
öğrendiğini, ancak zaten çıkmak istediğinden dolayı önemsemediğini,
Üzerinden süre geçtiği için hatırlamadığını ancak İstanbul İçerenköy'de oturan halası
Türkan GÖRÜM'ün kendisini kimin olduğunu söylemediği bir sünnet düğününe çağırdığını,
şu anda askerde olan diğer bir amcasının oğlu Özgür GÖRÜM'ün de geleceğini söylediğini,
Özgür ve Türkan olmak üzere Şile'ye gittiklerini, Burada Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim
ÖZCAN'm da bulunduğunu gördüğünü, diğer kişileri ise tanımadığını, bu kişilerden Mehmet
Fikri KARADAĞ'I daha sonra Hüseyin GÖRÜM'le babasını ziyarete gelince tanıdığını, ancak
o toplantıda olduğunu, burada da yemek yenilip bir mezarın başında dua edildiğini, sünnet
elbisesi giymiş bir çocuğun da bulunduğunu, sonra da geri dönüldüğünü,
Şile'de yapılan bu etkinliğe dair bu fotoğraflar gösterildiğinde; fotoğraflar içerisinde
sadece söylediği kişileri tanıdığını, buradaki İbrahim ÖZCAN'ı da Hüseyin GÖRÜM
aracılığıyla tanıdığını, İbrahim ÖZCAN'm İçerenköy de emlak işleri yaptığını,
Türkan GÖRÜM'ün bu Şile toplantısı hakkında "Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini
arkadaşları ile düzenlediği bir geziye çağırdığını, önemli kişilerin bu geziye katılacağını,
kendisinin de Rasim GÖRÜM'ü davet ettiği" şeklinde beyanı okunup sorulduğunda; Gittikleri
yeri İstanbul'u iyi bilmediği için bilmediğini ancak sünnet düğününe gittiklerini düşündüğünü,
Yine üzerinden süre geçtiği için tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte Şile'deki bu
etkinlikten bir kaç ay sonra Maltepe'deki şirket bürosuna gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün
kalabalık bir grup ile kurufasülye pilav yediğini gördüğünü, Daha doğrusu toplantının bittiğini,
sonuna gittiğini ve fotoğraf çekilmekte olduğunu, fotoğrafa dahil olduğunu, kişilerin ne amaçla
oraya geldiğini Hüseyin GÖRÜM'e sorduğunda "kurufasülyesi meşhur olan bir yer olduğunu
oradan getirterek arkadaşlarıyla birlikte yediklerini" söylediğini, Bu toplantıda tanıdığı
kişilerin İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM olduğunu, ayrıca o zaman bahsettiği çelik
korstrüksiyon işinde çalışan iki işçinin de olduğunu, Bunların fotoğrafta İbrahim ÖZCAN'm
sağında ve solunda çömelmiş şekilde gözüken Serhat ve Murat isimli demirci ustaları
olduğunu, burada bundan başka bir toplantı yapıldığına şahit olmadığını,
Danıştay saldın olarak bilinen olaydan dolayı Mahkemece cezalandırılan Osman
YILDIRIM isimli kişinin Cumhuriyet gazetesine atılan bombalann kendisine Muzaffer TEKİN
tarafından Ataşehir semtindeki bir evde teslim edildiği, Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer
odadan git bombalan getir" demesi üzerine 3 adet bombanın eşgalini verdiği kişi tarafından
getirildiği şeklindeki beyanı, bu beyan üzerine temin edilen fotoğraflardan da bu kişiyi Rasim
GÖRÜM olarak teşhis etmesi nedeniyle sorulduğunda; Muzaffer TEKİN'i tanımadığını,
bahsettiği Şile gezisinde aynı ortamda bulunduğu fotoğraflardan da görülmekte olduğunu, o
tarihte kendisini tanımadığını, bu gezide de tanıştınlmadıklannı, daha sonra bu kişinin
soruşturma kapsamında geçince gazetede fotoğraflan çıktığım ve o zaman bu kişi ile birlikte
fotoğraf çekildiğini hatırladığını, ancak kendisi ile hiç bir zaman telefon ile veya yüzyüze
görüşmediklerini, hakkında bu şekilde beyan ve teşhiste bulunan Osman YILDIRIM'ı da
tanımadığını, yaklaşık 3 yıldır İstanbul'a hiç gelmediğini, Ataşehir semtinin nerede olduğunu
dahi bilmediğini, hakkındaki bu beyanın tamamenNbır iftira olduğunu,
2410 :
4011, 4012, 4013, 4017 nolu tapeler okunup, sorulduğunda; Görüşmeleri Ferhan
ÇELİK ile yaptığını, Tamamının şaka mahiyetinde olduğunu, Konuşulan konuların
hiçbirisinin ciddi olmadığım, Kolluk ifadesinde bu konuşmaları Fatih Enes İLKAY ile yaptığı
yazılmış ise de cevabının yanlış geçtiğini düşündüğünü,
4014 nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşmeyi Ferhan ÇELİK ile yaptığını, Kolluk
ifadesinde Fatih Enes İLKAY ile yaptığı şeklinde yanlış yazılmış olabileceğini, Konuşmanın
tamamen şaka mahiyetinde olduğunu ve görüşmede emanetten kast edilen kendisinin alacağı
olan bir para olduğunu,
4018nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin aynı durakta taksici olan
Cihan ERGEZER olduğunu, İzmit'te bulunan eniştesinin yanında bulunan bir kişinin
Ergenekon soruşturmasından dolayı gözaltına alındığını söylediğini, gözaltına
alındığını söylediği Fikret GÜNDÜZ'ü tanımadığını, amcası Hüseyin GÖRÜM aynı
soruşturma kapsamında tutuklu olduğu için bu konuyu kendisine sormak istemiş
olabileceğini,
4019nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşmeyi Bodrum'da bulunan yazlığında kiracı
olarak oturan Mehmet GÖNCÜ ile yaptığını, 2004 senesinde amcası Hüseyin
GÖRÜM, Suat KERKÜKLÜ isimli kişiyle ortak iş yaptığını, kendisinden borç para
aldıklarını, Ancak ödeyemedikleri için Suat KERKÜKLÜ'ye ait olan bu yazlığı borçlan
karşılığı verdiklerini, Ancak yinede borçlarının tamamen kapanmadığını, Halen 20.000
YTL alacağı olduğunu, Sonradan Suat KERKÜKLÜ'nün başka bir alacak olayından
dolayı öldürüldüğünü gazeteden okuduğunu, Zaten bu olaylardan dolayı Hüseyin
GÖRÜM ile aralarının açıldığını, Yanma gidip gelmemeye başladığını, 2004 senesinde
taksicilik yanında toptan gıda, araç kiralama işleri de yaptığını, Bundan dolayı
birikiminin de olduğunu, düğününden kalan zinet eşyalarının da olduğunu, Bundan
kaynaklanan para ile Hüseyin GÖRÜM ve ortağına borç verdiğini, Ayrıca o tarihlerde
eşine mirastan gelen bir para olduğunu da belirtmek istediğini, Yazlığın tapusunun şu
anda kendi üzerine olduğunu,
4020nolu tape okunup sorulduğunda;Görüşme yaptığı kişinin bahsettiği Cengiz
YAZICI olduğunu, Görüşmenin başında geçen Marmaris konusunun Cengiz tarafından
yanlış söylenmiş olabileceğini, yazlığını devraldığı kişinin öldürülmeden önce kendisi
hakkında dava açtığını, Davanın da Bodrum'da görülmekte olduğunu, Konuşulan
konunun bu olabileceğini, Bundan sonra 120 milyar çek konusunun da yeğeni Fatih
Enes İLKAY'm Cengiz YAZICI adına verdiği çekler olduğunu, Bunların anlaşma
sonucu geri alınması konusunda olduğunu, Görüşmenin devamında Cengiz
YAZICI'nm kendisine daha önce tanımadığı bir kişiden alacaklı olduğunu
söylediğinden bu konuyu sorduğunu, "bu kişinin yanma arabayla gelip gittiğini"
söylediğini bunun üzerine alacağını bu arabayı alarak karşılamasını söylediğini,
yeğeninin patronu olduğu için daha önce görüşmelerinin olduğunu, Bundan dolayı
samimiyet kurduklarını, Anlaşıldığı gibi bu alacağın tahsili için devreye girmediğini,
Sadece alacağını arabayı alarak karşılaması yönünde akıl verdiğini, Alacaklı olduğu
kişi İstanbul'da olduğu için İstanbul'a gitmesini söylediğini, orada olacağını söylemiş
ise de gerçekte gitmeyeceğini, Aynı görüşmenin devamında sahte fatura anlamına
gelecek şeylerden bahsettiğinden telefonla konuşmaması için uyardığını, Yine bunu
halledip diğer işlere yürüyücez derken yeğeni Fatih Enes İLKAY'm başka bir çek işini
daha doğrusu Cengiz YAZICI adına verdiği çek işini kastettiğini,
23.12.2007 tarihli Yusuf GÖRÜM ile yaptığı görüşme okunup sorulduğunda; Bu
görüşmeyi yaptığını, Yusuf GÖRÜM'ün amcası olduğunu, aynı zamanda kendisine Yasin
olarak ta hitap edildiğini, Bu nedenle Yusuf GÖRÜM'ün de kendisine Yasin dediğini, çelik
konstrisyon fabrikasına ait işyerinde çıkan yangından bahsetmekte olduğunu, Bu olayın
oradan ayrıldıktan aylar sonra olduğunu, Görüşmede geçen Nizam AYTEMİZ'i tanımadığını,
Bahsettiği işyeri baskınım da bilmediğini, Yine görüşmede Yusuf GÖRÜM'ün bahsettiği
Kahraman isimli kişiyi şahsen tanımadığını, Ancak bu kişinin kendisini telefonla bir kaç kez
aradığını,
15.03.2007 tarihli Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda;Hendek'te Ayhan isimli bir arkadaşının olduğunu, Soy ismini
hatırlamadığını ancak Ayhan'ın kendisine Yusuf GÖRÜM'ün herhangi bir konuda bir şey
iletmek için konuşmasını hatırlamadığını,
15.03.2007 günü Yusuf GÖRÜM ile Ramiz isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda; Görüşmede geçen Ramiz isimli kişiyi ve 85 milyar liralık işin ne
olduğunu bilmediğini,
15.03.2007 günü Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda; Görüşülen konuyu bilmediğini,
Hüseyin GÖRÜM ile Mehmet Fikri KARADAĞ arasında geçen ve başkalarının
da hazır bulunduğu görüntülü CD'nin çözümündeki Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Hendek'te bir anlaşma yaptıkları, anlaşmayı bozanın kanının diğerine
helal olacağı şeklindeki sözleri okunup sorulduğuna;
Hüseyin GÖRÜM'ün uzun süredir Hendek'e gelmediğini, Yaklaşık 2 yıl önce
babası Enver GÖRÜM ameliyat olunca Mehmet Fikri KARADAĞ ile geçmiş olsuna
Hendek'e geldiğini, Babasının mezarı Hendek'te olduğunu, Mezarlığa da ziyarete
gittiklerini duyduğunu, Hendek'te kalmadıklarını, ziyaretten sonra geri döndüklerini,
görüntü çözümünde geçen Hendek antlaşmasının olup olmadığını, olmuş ise mahiyetini
bilmediğini, böyle bir anlaşmada hazır bulunmadığını,
Ergenekon terör örgütünü bilmediğini, Üyesi olmadığını, Muzaffer TEKIN'i
tanımadığını, Osman YILDIRIM'm iddia ettiği gibi Cumhuriyet gazetesine atılan
bombalan Muzzafer TEKİN'in talimatıyla vermediğini,beyan etmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri
Tape No: 625, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile
görüşmesinde özetle ; Yusuf: "He Yasin e söyle bu Metin berberin yanında bir Ramis
diye bir çocuk vardı onun bir işi varmış Hendek te tamam mı hı Yasin i arayacak yani
senin bu numarayı veriyorum ben aradı mı konuştur onu tamam mı Ayhan" "Şimdi bu
numarayı verdim mi sen görüş Yasin şeyle Ramis ile ne işi varsa onun Hendek te
hallediverin tamam mı" "Bilmiyorum bir problemler varmış orda herhalde bir alacak
verecek hesabı" dediği,
Tape No: 626, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;
Yusuf: "Sen Ayhan la görüş onlarla bir işi varmış dedim Hendek te Adapazarı nerde
işiniz", Ramis: "Bi güzel bir iş 85 milyarlık bir iş", Yusuf: "85 tamam size onlar
yardımcı olacaklar Hendek te tamam mı" "Oradan çıkartma yap yani bize de"
Tape No: 627, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile
görüşmesinde özetle ; Yusuf: "Şimdi seni arayacak Ramis" "Bi 85 lik iş varmış
herhalde" "Gerekeni yaptın mı bizi de gör yani tamam mı" dediği,
Tape No: 629, 23.10.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;
Merve kapı'da bulunan fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları, Hüseyin'in oradan bir
süre önce ayrıldığını ancak kirasını halen aldığını söyleyerek Yusuf: "Nizam AYTEMİZ"
"Nizam bir geceleyin 8-10 kişiyle geliyo fabrikaya, oraya yazıhaneye" "Bekçiyi güzel
bir dövüyorlar, kafasını gözünü kırıyorlar" "Hüseyinlerin bekçisi" "ondan sonra diyorlar
ki bir daha buraya gelirseniz ayaklarınızı kırarız" "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor gidiyor
oraya, kahramanları var ya hani" "Nizam AYTEMIZ'in 10 tane adamı var, hepsi silahlı,
onçlan sonra diyorlar ki onlar
da Nizam AYTEMİZ bak diyor, al bu adamlarını git tamam mı? Hepsini de diyor burda
kurşuna dizdiririm diyor" dediği, ilerleyen görüşmelerde fabrikayı kimin yaktırmış
olabileceğiyle ilgili görüştükleri tespit edilmiştir.
Tape No: 4009 da kayıtlı 05.05.2008 tarihinde X Erkek Şahıs ile görüşmesinde özetle ;
" Iıı.. Dayısı hayırdır ya gözükmedin merak ettim İstanbul'dan geldim, şimdi uğradım senin
oraya, gözükmedi söylediler merak ettim hayırdır bir sıkıntı yok ya?", RASIM: " Yok bir
adada bir iş vardı da tahsilat işi, Ihı işte. Ordan şimdi geldim bende eve girdim şimdi." dediği
devamında bir süre hal hatır sorduktan sonra, X ERKEK ŞAHIS: " Yav ne güzeli oğlum yaa.
Para arıyorum işte. Onu tamamlarsam gidecem. Gidemezsem başka biri gidecek. Bir kot kot
numuneleri gönderiyorum bir de.", RASİM: " Yaa. Sen neyle gittin İstanbula?", X ERKEK
ŞAHIS: " Oğlum uçaklan gidecem dedim. Bugün İstanbula şeyle gittim Jiplen gittim, Jipi
bıraktım taksiyle geldim.", RASİM: "Hm... İyi yarın gene benim adaya gitmem lazım da onun
için sordum ne var alet var mı diye" X ERKEK ŞAHIS: "E her türlü buluruz. Tamam?",
RASİM:: İyi bakarız hadi yarın görüşürüz Allaha emanet." Diyerek konuşmanın sonlandığı,
Tape No: 4010'da kayıtlı 06.05.2008 tarihinde Fatih isimli şahıs ile görüşmesinde özetle
; FATİH'İN "Herhalde o petrolcü değil de bizim bir tane şirketten şu benim ortak olcam adam
vardı ya? Ben onlara diyordum ya onu ifadeye bizimkiler onun anasını s...cek falan filan öyle
diyodum ona, o herhalde ona bi ince misilleme mi yaptı artık bir şey yaptı. Cengiz abi aradı beni
Napıyon ne ediyon cenazen varmış abisi başın sağolsun" falan. İyi dedim abi. "Ne yaptınız"
falan? Dün dedim uğradık sana bir. Geçerken dedim evrakları da alçaktım, sen dedim
uyuyormuşsun. "He ya uyuyordum" falan filan Volkan'm kasadaydı. Dedim şimdi evdekiler
senle görüşmek istiyor. He şey dedi Fatih dedi arabayı çalıştıramıyor mu abisi hiç bir şey
yapamıyorum falan filan. Dedim abi bu devirde çok zor dedim arabayı falan çalıştıramazsın
dedim. "Bir ortak arıyorum" falan. Dedim ortak ta bulamazsın dedim yani. Seni birebir
tanımayan birisi senle hayatta ortak olmaz dedim. Herkes dedim biliyor şimdi yazıcıları.",
RASİM: "Deseydin Rasim abim senle zaten özel görüşcek deseydin yani.", FATİH'İN "Dedim
zaten abi bu çek mek muhabbetleri dedim birebir bu cezalar dedim bana çıkıyor dedim. Savcı
bana öyle söyledi dedim. "Ne diyon sen ya" dedi. "Allah Allah" dedi. "Yapma yaa" dedi şimdi
bu böyle şaşırdı.", RASİM: "Ha. sanki bilmiyormuş ayağına.", FATİH'İN "Dedim, dedim bunlar
şimdi evdekiler de zaten senle görüşmek istiyor dedim. "Ya Fatih" dedi "Bu tınn borcu bitsin
120 milyar bu yapar" dedi. Kandan da 100-150 milyar para gelecek dedi. İnşaat yapacağım dedi.
Ondan sonra hepsinin borcu cartı curtu biter dedi. Ben dedim kulağıma bir yerden geldi....",
RASİM: "Bizimkilerle bir görüş de deseydin bir mutakıbı var benden iş çıktı deseydin artık.",
FATİH'İN " Ben dedim şimdi yarın akşam onlarla", RASİM: " O tutuştu şimdi ha.", FATİH'İN
"Yarın akşam şimdi Cengiz abiyi alcaz, ben dedim bizimkiler dedim abi mazotçuyu falan bir
araya alıp seni de alçak", RASİM: " Hah tamam dedin mi tamam", FATİH'İN "Öyle bir
konuşcaz "Tamam Fatih oturalım konuşalım" yaptı bu. Baktım yani gayet ılımlı gidiyor bana
anlıyor musun?", RASİM: "Ya isterse ılımlı gitmesin kendi bilir yani. Elimizdeki kozları
oynuycaz." dediği konuşmanın devamında, RASİM: "Hu. Erdoğanı da çağırırız", FATİH'İN "
Ha. Erdoğan da gelir.", RASİM: " Bakarız duruma göre. Dün sen akşam telefon açtın ya şeye o
ondan dolayı döndü sana o. Sen söyledin ya çek çük işleri bilmem ne abi onları hallediyoz
bilmem ne. Ben sana ne dedim? O taksiye öyle de olsa böyle de olsa haber uçar dedim. Bak
götürdü haberi ona. Daha iyi oldu ama bo şver.", FATİH'İN "Ya ben bugün şirkete gitmiş Cengiz
abi izinliyim ya yokum ya şirkette Şirkettekiler yüzde yüz ağzı gevşektir onlar ağzından
kaçırmıştır. Ben biliyorum.", RASİM: " Fark etmez daha güzel oldu işte", FATİH'İN " Boşver
yani o zarfı aldı her türlü. Yoksa böyle ılımlı konuşmazdı benle.", RASİM: " O şimdi korku
saldı ona yüzde yüz korku saldı. Bir oturalım da ondan sonra bakıcam ben ona. Bir oturalım da
aklı gidecek onun hepten. Bu işi bitir dicem ben ona. Bakalım uçuyor mu uçmuyor mu? O şimdi
kolpa yapıyor kafasına göre
kurtarmaya çalışıyor bir şeyleri ama kurtancak bir şeysi yok.", FATİH'İN " Yok şimdi onun da
işi. Ben dedim abi ben seni kurtancam sen dedim rahat ol benim planlarım var dedim. Bu
arabayla ilgili falan filan.", RASİM: "Arabayla kurtancaz işte tam kurtarıcaz onu. Güzellik
yapana ibnelik. Öyle.", FATİH'İN " Yo onun da zaten abi ben çekleri aldım mı kalıyor 100
milyarlık çeki. O 100 milyarı abisi her türlü halleder. Onun açısından da iyi yani bu.",
RASİM: " Ya biz bizi ilgilendirmiyor. Senle olanı işini biz ayıklayalım, ondan sonra baksın
anasının neyine. Ne hali varsa görsün çok ta tın..", FATİH'İN "Tabi tabi." RASİM: " O
akşamki muhabbeti de yemedi o şimdi. O onun da korku saldı o beni de alçaklar hesabına gitti
şimdi. Her neyse boşver." diyerek vedalaşıp konuşmanın sonlandığı,
TapeNo:4011, 07.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle; bir
süre hal hatır sorduktan sonra X ERKEK ŞAHIS: "Ha. hayırdır söylesene amcaoğlu.",
RASİM: "Parayı bulamadın mı hala?", X ERKEK ŞAHIS: "Iı.. işte bulmaya çalışıyorum onun
için yani biraz da çok bi telefonda ağır mağır konuştum da birinden alacağım vardı, çok büyük
ağır konuştum.", RASİM: "Nerde?" X ERKEK ŞAHIS: "İstanbulda şimdi bu. Evine mevine
gitmiştik. Iı.. adam şu anda telefona hemen çıktı. Benim dedi bilmem neyime, bilmem neyime
hiçbir şey yapamazsın dedi. Şimdi ağır konuştuk. İstanbuldan da birine arattırdık. Beylik
düzündeymiş Tamam gel dedi. İyi dedim geliyorum. Adres vermiyor. Ondan sonra.", RASİM
GÖRÜM"ün " Adres verir mi? Hahaha (Gülüyor) 20 dakka sonra gel durağa. İşini bitir de gel
adaya götüreceğim seni" dediği,
Tape No: 4012, 07.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ; X
ERKEK ŞAHIS: " Ya belki müsait olmazsın onun için biraz da tedirginim ya.", RASİM: "
Haaa. Yok ya öteki türlü bir şey yok ya o vatandaşlardan aldığım bir tanesini getirdim zaten
buraya da mâsus işi bitirdim yann esas iş bitcek de.", X ERKEK ŞAHIS: " Haa.. ben de
geleyim şekil mi yapayım?", RASİM: " Yoo gerek yok şekle mekle canım. Gelceksen gel
ama.", X ERKEK ŞAHIS: " Geleceksem geleyim. Kaç kişi varsınız orda", RASİM: " 3 kişiyiz
ya. Sende var mı araba?", X ERKEK ŞAHIS: " Iıı.. Araba bulucam gelecem.", RASİM:
"Araba bulacan gelecen geldin mi 2 kişi geleceksin?", X ERKEK ŞAHIS: "Ya 1 kişi gelecem
ya", RASİM: " Yanında 1 kişi daha olacak 2 kişi olmuş olcan.", X ERKEK ŞAHIS: " Ya tek
başıma gelirim ben ya.", RASİM: "Tek başına geliyorsan gel o zaman.", X ERKEK ŞAHIS:
"Tek başıma geldimmi zaten geliyorum derim tamam mı?", RASİM: " İyi bana öyle şey
yaparsın, geldin mi lastik patlak bilmem ne falan filan deme ha.", X ERKEK ŞAHIS: "Yav
herhal", RASİM: "....ya burlarda seni mi görcektik falan der.", X ERKEK ŞAHIS: "Tamam
işte İstanbul., anladım sen bana telefonda dedin ya İstanbul'dan kalktım geliyorum tamam mı"
Dediği,
Tape No: 4013, 08.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ; bir
süre yer mekan sorduktan sonra RASİM: "Alet var mı?", X ERKEK ŞAHIS: "Var", RASİM:
"Buradan adadan gelirken sağdakindemisin soldakindemi", X ERKEK ŞAHIS:
"Sağdakindeyim, adadan gelirken sağdayım., sağda ilk ee.. şeyin ııı.. topçunun ordayım,
Petrolün yanmdakinde", RASİM: "İyi tamam bende şimdi patates halindeyim, patates
halinden çıkıyom" dediği,
Tape No: 4014, 08.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle:X
ERKEK ŞAHIS: "Anladım eve mi geçiyosun", RASİM: "Yaa oraya geçcem napim şimdi
bundan sonra bişey yapıcam bişey yokda eve geçcem yani bi vatandaşı göndercem şimdi
burdan gaz maz benzin menzin alıyo bunada", bir süre hal hatır sorduktan sonra, X ERKEK
ŞAHIS: "Hayır da bi ıı.. bişey varda onun için geldim buraya da emanet", RASİM:
"Hallettinmi?", X ERKEK ŞAHIS: "Ee halletmeye çalışıyomda orda şimdi ordayım onun için
diyorum", RASİM: "Hu iyi tamam Dayı görüşürüz yann o zaman" dediği,
Tape No: 4017,14.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ;
RASİM: "İyi Dayı senden ne haber", X ERKEK ŞAHIS: " İyi ben İstanbul' dayım, o günden
bu güne daa..", RASİM: "Ee napıyon, hayırdır", X ERKEK ŞAHIS: "Ee.. altyapıda
çalışıyaroum", RASİM: " İyi., güzel" dediği,
Tape No: 4018, 17.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ;
RASİM: "Burada, senin evin oraya gelmeden berideyim.", X ERKEK ŞAHIS: "Bu Fikret
GÜNDÜZ kim lan?", RASİM: "Fikret GÜNDÜZ mü?", X ERKEK ŞAHIS: "Ergenekon'dan
Almışlar Duydun mu sen onu", RASİM: "Yok. Sen nerdesin" dediği,
Tape No: 4019, 20.05.2008 tarihinde MEHMET GÖNCÜ ile görüşmesinde özetle
MEHMET: "Efendim Yasin abi.", RASİM: "Yatmamış mı oğlum para?", MEHMET:" Daha
yatırmadım abi ya.", RASİM:" La a.... koyayım. Bak diyorum ona ben ya. yattı diyorum,
gözükmüyor burada diyor.", MEHMET: "Daha yatırmadım, yatırmadım ben ya.", RASİM: "
İyi bekliyorum o zaman hadi.", MEHMET: "Dur Yasin abi dur ya yatırcam dur. Allah canını",
RASİM: " Git yatır saat 3 buçuk be kardeşim ya. 2 buçuk-3 dedin bana bak girdim sıraya
baktırdım adama yok diyor bana.", MEHMET: " Tamam Yasin abi tamam.",RASİM: "Tamam
hadi bekliyorum bak.", MEHMET: "Dur daha ayarlayamadım. Ayarladım mı yatırcam dur.",
RASİM: "Ayarla ayarla ya Allah Allah ayarlayamadım yatırcam diyorsun. Ayarla da yatır
daa.", MEHMET: "Yasin abi hemen, Yasin abi hemen kızıp bağırıp çağırma tamam...",
RASİM: "Bağırıp çağırma değil Mehmet sen 2 buçuk-3 diyorsun bak haybeye ben burada
yarım saattir bekliyorum burada." dediği,
Tape No: 4020, 21.05.2008 tarihinde CENGİZ YAZICI ile görüşmesinde özetle ;
CENGİZ: "Yasin, CENGİZ:", RASİM: "..Napıyon bir şey yapmıyor musun?", CENGİZ:
"Bekliyoruz seni, sonuçlancak ya.", RASİM:" Ne sonuçlancak?", CENGİZ: "Gitmedin mi
Marmarise", RASİM: " Abi Marmarise Eylül'e attı ya iş" dediği, devamında, RASİM: "Yok
yok uzamıycak ya Eylül 17 sinde tamam dedi şey, avukat.",CENGİZ: "Aldık şimdi çeklerini
falan geriye aldı Fatih kendi şeylerini 120 milyar çekimiz kalmış orda. Onu da..",RASİM:
"Kaç, 120 mi kalmış?", CENGİZ: "Haa. 120 kalmıştı, 1 sene sonra diyo, ama 1 sene sonra yine
işlem yapanz diyorlar." dediği devamında, RASİM: "O senin alacaklı olduğun adamdan bir şey
var mı?" dediği, CENGİZ: "Yok ondan onu dedim ben ya ordan her türlü bir şeyi yapıp 1 tane
araba mı bir şey alacaz. Fatihle bize bir iş bulman lazım.", RASİM: " Ya bu adamda bir şey
varsa alcaz yoksa neyini alcaz senin dediğin gibi.", CENGİZ: " Yani orası da yok öbür adamın
alacağı bunda öbür adamın hani alacağı vardı ya öbür adamdaki çekleri bize verse, beriki
adamdan ben diyor ödeme yaparım diyor. Onun alacağı olduğu adamdan.", RASİM: " Ben
şimdi seni şimdi İstan. Ben sana alo yapcam İstanbula gelceksin tamam mı", CENGİZ:
"Tamam.", RASİM: "istanbula gelcen, bu alacaklı olduğun adama alo yapcan, bu yanımıza
gelcek bu adam Ondan sonra, bu sen araba şekli diyorsun ya Eğer arabanın üstünde bir şey
yoksa veyahut da plakasını buldurabiliyorsan plakasını buldurtur, bilgisayardan girelim var mı
bir şeysi yok mu, Ona göre ilk bir arabadan başlayalım buna." CENGİZ: "Anladım. O bana
"fatura sat" diyo biliyon mu O işe..", RASİM: " Aau. Telefonda şey yapma onu da o işi boş
versene sen kimi bulcan", CENGİZ: "Yok onu öyle getiririz yanımıza "bize lazım falan"
gibilerden", RASİM: "Haa yok ona bir şekil yapcaz.", CENGİZ: "Anladım tamam.", RASİM:
"Tamam", CENGİZ: "Hadi görüşürüz.", RASİM: "Başka başka napıyon", CENGİZ: "Hiç bir
şey yapmıyom ya. eve, kahveye eve oturuyoruz böyle. Evden de evden de atcaklar beni bu
arada.", RASİM: "Yav öteki işlere de yürüycez de bi bişeyler lazım işte bi şeyler olmadan
yürümüyor bu işler biliyorsun." dediği,
2416
toplantıya katılarak burada Muzaffer TEKİN'in talimatı ile 3 adet el bombasını Osman
YILDIRIM'a verilmek üzere bir odadan diğerine getirdiği iddia edilmektedir.
beyanındaki gibi Muzaffer TEKİN'in talimatı ile el bombalarını getiren kişinin, fotoğraflardan
teşhisi istanilmiştir.
Osman YILDIRIM'a yaptırılan ifadeli teşhis işleminde aynısı ile ; "Bana gösterilen fotoğrafların
tamamını incelediğimde Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların bana İstanbul Ataşehirde bir evde
Muzaffer TEKİN tarafından teslimi sırasında Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer odadan git bombaları
getir" demesi üzerine 3 adet bomba bu kişi tarafından getirildi, bu şahsın adını bilmiyorum ancak ikisini
benim aldığım birisini ise Alparslan ARSLAN'm aldığı bombalan getiren genç 25 yaşlarında birisi olup,
fotoğrafların tamamında görülmektedir. Bu şahıs üzerinde açık renk ceket bulunan siyah sıfır yaka bir
kıyafet bulunan kişi olup 21 sıra numaralı fotoğrafta tek başına gözüken kişidir. Diğer fotoğrafların
tamamında da bu şahıs bulunmaktadır. Örnek olarak 7 sıra numaralı fotoğrafta iş adamı Kuddisi
OKUR'un ayakta durduğu sırada sağ tarafında oturan kişi, 14 sıra numarası verilen fotoğrafta sol köşede
gözüken açık renk takım elbiseli ve sıfır yaka siyah tişört giymiş kişidir." şeklinde beyanda bulunarak
şüpheli Rasim GÖRÜM'ü fotoğrafından teşhis etmiştir.
Cumhuriyet Gazetesinin İstanbul'daki binasına atılan el bombasının, şüpheli Oktay YILDIRIM'm
kasasında parmak izlerinin bulunduğu Ümraniye ilçesinde ele geçen kasa içerisindeki el bombalan ile
aynı kafile numarasından olması, tanık Osman YILDIRIM'm buna uygun şekilde söz konusu eylemin
planlandığı toplantıda Oktay YILDIRIM'm da bulunduğunu beyan etmesi, Cumhuriyet Gazetisi binasının
bombalanması eyleminin tanık Osman YILDIRIM'm beyanındaki Muzaffer TEKİN'in kendisine el
bombalan verilirken "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde
olsun" sözlerine uygun şekilde gerçekleştiğinin anlaşılması, şüpheli Muzaffer TEKİN'i tanımadığını
beyan etmesine karşılık örgütsel bir etkinlik olan Şile ve Maltete toplantılannda Muzaffer TEKİN ile aynı
fotoğraf karesinde yer alması dikkate alındığında, tanık Osman YILDIRIM'm beyanlanmn gerçekleşen
maddi olaylar ile uyumlu bulunduğu değerlendirilmiştir.
Danıştay saldınsı sanığı Alparslan ASLAN'm kullanmakta olduğu 0532 6713439 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde;
Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 35 Raif Görüm' ün kullandığı 0535
8258383 nolu GSM hattı ile 2 Yusuf Görüm' ün kullandığı 0536 2716692 nolu GSM hattı ile 11 İbrahim
Cingi' nin kullandığı 0535 7184841 nolu GSM hattı ile 94 kez, görüştüğünün tespit edildiği
belirtilmiştir.
Yasin GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 0 538 560 58 98 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden
itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm yapılan analizinde, aynı
soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan: Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu
GSM hattı ile 3 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 2 Yusuf GÖRÜM'
ün kullandığı 0 536 271 66 92 nolu GSM hattı ile 73 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0537 3755310 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden
itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk tarafından yapılan
analizinde;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 8 Kahraman Şahin'in kullanmakta
olduğu 0546 6478283 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma,
mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde de ;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 12 kez görüşme yaptığının
tespit edildiği belirtilmiştir.
/"/ 2418
Sadece bu tespitlerin de şüphelinin Kahraman ŞAHİN ve Kuvayı Milliye Dereneği ile
ilgisinin bulunmadığı, Kahraman ŞAHİN'in kendisini birkaç kez aradığı şeklindeki
savunmasının aksini gösterdiği anlaşılmıştır.
Bu kişilerden Yusuf GÖRÜM'ün şüphelinin amcası, Raif GÖRÜM'ün şüphelinin
amcasının oğlu, İbrahim CİNGİ'nin şüphelinin Danıştay saldırısı olayında Alparslan ASLAN
ile bağlantısı nedeni ile gözaltına alınarak serbest bırakılan amcası Hüseyin GORUM'ü beyanı
içeriğine göre kendisini Muzaffer TEKİN ile tanıştıran kişi ve Muzaffer TEKİN'in ise şüpheli
ile Şile ve Maltepe toplantılarmdaki fotoğraflarda aynı karede yer alan, Cumhuriyet Gazetesi
binasına el bombalan atılması eylemlerini planlayan ve kendisine el bombalarını getirmesi
talimatını verdiği iddia edilen kişi, Alparslan ARSLAN'm da söz konusu toplantıya katıldığı,
hatta şüpheli tarafından getirilen 3 adet el bombasını aldığı iddia edilen kişi olduğu, bunların
yanında Osman YILDIRIM'm yukarıda yazılı beyanı dikkate alındığında, şüphelimn Alparslan
ASLAN ve Osman YILDIRIM ve Muzaffer TEKİN'in de aralarında Ataşehir toplantısına
katılmış olabileceği yönünde kuvvetli şüphe oluştuğu değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Muzaffer TEKİN ile tanışmadığı şeklindeki savunması, gerek Muzaffer
TEKİN,gerekse kendisinden sonraki tarihlerde yakalanıp ve Ergenekon Terör Örgütü üyesi
olmak suçundan tutuklanan İbrahim ÖZCAN'm beyanı ile çürütülmüştür. Yine aynı
kapsamdaki Durmuş Ali ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR'm beyanları da şüphelinin
savunmasını çürütür niteliktedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerindeki;
Tape No: 625, Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Yusuf:
"He Yasin'e söyle bu Metin berberin yanında bir Ramis diye bir çocuk vardı onun bir işi
varmış Hendek'te tamam mı, Yasin'i arayacak yani, senin bu numarayı veriyorum ben, aradı
mı konuştur onu tamam mı Ayhan" "Şimdi bu numarayı verdim mi sen görüş Yasin şeyle
Ramis ile ne işi varsa onun Hendek te hallediverin tamam mı" "Bilmiyorum bir problemler
varmış orda herhalde bir alacak verecek hesabı" dediği,
Tape No: 626, Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Yusuf: "Sen Ayhan'la görüş
onlarla, bir işi varmış dedim Hendek'te Adapazarı nerde işiniz" ,Ramis: "Bi güzel bir iş 85
milyarlık bir iş", Yusuf: "85 tamam size onlar yardımcı olacaklar Hendek'te tamam mı"
"Oradan çıkartma yap yani bize de"
Tape No: 627, Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Yusuf:
"Şimdi seni arayacak Ramis" "Bi 85 lik iş varmış herhalde" "Gerekeni yaptın mı bizi de gör
yani tamam mı" dediği,
Tape No: 629, Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Merve kapı'da bulunan
fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları, devamında Yusuf: "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor
gidiyor oraya, Kahraman'lan var ya hani"
Tape No: 4009, 05.05.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Rasim: "
...Ada'da bir iş vardı da tahsilat işi, Ordan şimdi geldim..." dediği devamında bir süre hal hatır
sorduktan sonra, "Hm... İyi yann gene benim Ada'ya gitmem lazım da onun için sordum ne var
alet var mı diye", X şahsın "..Her türlü buluruz."
Tape No: 4013, X Erkek Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Rasim: "Alet var mı", X
Şahıs:"Var",
Tape No: 4018, X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; X Şahıs:"Bu Fikret GÜNDÜZ kim
lan" , "Ergenekon'dan almışlar duydun mu sen onu"
Tape No: 4020, CENGİZ YAZICI ile görüşmesinde özetle ; İstanbul ilindeki bir
tahsilat işinden konuştukları,devalında Rasim' " Ben şimdi seni şimdi İstan. Ben sana alo
yapcam İstanbul'a gelceksin tamam mı",Cengiz: "Tamam." , Rasim: "İstanbul' a gelecen, bu
alacaklı olduğun adama alo yapcan, bu yanımıza gelcek bu adam ondan sonra, bu sen araba
şekli diyorsun ya Eğer arabanın üstünde bir şey yoksa veyahut da plakasını buldurabiliyorsan
plakasını buldurtur, bilgisayardan girelim var mı bir şeysi yok mu, Ona göre ilk bir arabadan
başlayalım buna.", Cengiz: "Anladım. O bana fatura sat diyo biliyon mu. O işe.." , Rasim: Aaıı.
Telefonda şey yapma onu da o işi boş versene sen kimi bulcan"
Şeklindeki söz ve beyanlardan,savunması gibi sadece taksicilik yapmakla kalmadığı,
Yusuf GÖRÜM ile bağlantılı olarak yasa dışı hahsilat işleri peşinde koştuğu, savunmasının
aksine Kahraman ŞAHİN'i tanıdığı, İstanbul'a uzun süredir gelmediğini söylemiş ise de
İbtanbuPa yakın zamanda da geldiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, tanık Osman YILDIRIM , Ataşehir Semtindeki evde yapılan toplantıda el
bombalarını Muzaffer TEKİN'in talimatı ile şüpheli Raif GÖRÜM'ün bir odadan diğerine
getirdiğini beyan etmiş ise de, şüphelinin bombaları bir yerden diğerine naklettiğine dair iddia
ve tespit olmadığı, evin bir odasından diğerine götürmesinin ise orada bulunan herkesçe
yapılabileceği, bu eyleminin örgüt üyeliği eylemi içerisinde kaldığı, ayrıca patlayıcı madde
bulundurumak veya nakletmek suçundan dolayı kendisine isnatta bulunulamayacağı
değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Rasim GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi
olduğu yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe uyandıran
deliller elde edilmiş olduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Rasim GÖRÜM'ün eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
2422
Kuvayı Milliye Demeğine ne zaman ve kimin vasıtasıyla katıldığı, demekteki görevi,
demeğin kurucu ve yöneticilerinin kimler olduğu, demek yöneticileri ile ilişkileri
sorulduğunda; VKGB demeğinden ayrıldıktan sonra bu dernekten zaten belirli kopmalar
olduğunu, kendisi gibi bu demekten ayrılan Hüseyin GÖRÜM'ün 2006 yılında telefon ile
ayarak Mehmet Fikri KARADAĞ ve kendisinin İstanbul Merkezli Kuvayı Milliye demeğini
kurduklarını, bu demeğin VKGB ile bir ilişkisi olmadığını, demeğin amacının tam bağımsız
milli bir hükümet kurmak olduğunu, vatan hainlerinden hesap sorulacağını ve Milliyetçi
Atatürkçü anti emparyalist bir demek olduğunu ve bu demeğe katılmasını söylediğini, daha
sonra Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve çevresindeki bazı şahıslarla yaptığı
görüşmeler neticesinde demeğe üye olmaya ve temsilcilik yapmaya karar verdiğini, bu kararı
verdikten sonra telefonla merkezle irtibat halinde çalışmalara başladığım ve yeni bir altyapı
kurduğunu, bu aşamada Mersin de bir bina tutarak Kuvayı Milliye Mersin temsilciliğini
kurduklarını, üye kayıtlarına başladıklarını, bu faaliyetleri devam ederken, demek yöneticisi
olan Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM den bu temsilciliğin açılışına
katılmalanm istediklerini, 2006 yılının Ramazan ayında Mehmet Fikri KARADAĞ ve
Hüseyin GÖRÜM'ün Mersin temsilciliğinin açılışı amacı ile Mersine geldiklerini Mersine
gelmeden önce Adana hava limanına indiklerini, burada kendilerini Murat ÇAĞLAR, Seda
YİVLİ, Mersin teşkilat başkanı Kemal CANAY ve Mercan BAŞ ile birlikte karşıladıklarını,
kendilerini Mersin Ordu evine bıraktıklarını,
Aynı gün hep birlikte Kuvayı Milliye il bürosuna geçtiklerini, burada binayı
dolaşıldıktan sonra Kervan Düğün salonunda yaklaşık 400-500 üyenin de katıldığı iftar
yemeğine geçtiklerini, İftar yemediğinden sonra ortamın toplantı havasına döndüğünü ve
karşılıklı soru cevap şeklinde sohbetin başladığını, sohbet devam ederken Hüseyin
GÖRÜM'ün birden bire kendisine Murat ÇAĞLAR'm arabasında bulunan Kuranı Kerimi
getirmesini söylediğini, Kuranı Kerimi bulup salona tekrar döndüğünde salonun masalarının
belirli bir düzen içerisinde bir seramoniye hazırlandığını gördüğünü, masaların üzerinde 2
veya üç silah olduğunu hatırladığını, yanlarında Kuranı Kerim ve bayrağın olduğunu,
Daha sonra Mehmet Fikri KARADAG'ın kalabalığa yönelik bir konuşma yaptığını,
hatırladığı kadarıyla "arkadaşlar şimdi bir yemin edeceğiz, bu yemin Mustafa Kemal
ATATÜRK' ün üniformasını çıkarıp Erzurum Kongresinde sineyi millete döndüğünde kendi
silah arkadaşları ile yaptığı yeminin aynısıdır. Ben söyleyeceğim, sizde tekrar edin, yemin
etmek istemeyenler ayrılabilirler" dediğini ve bölge ve belde temsilcilerini masanın başına
topladıktan sonra basında da silahlı yemin olarak sık sık gündeme gelen malum yemini
ettirdiğini, Yemin metninden hatırladığı kadarıyla "Cumhuriyet, Bayrak, Millet, Vatan, Birlik
Bütünlük uğranda gerekirse canımı seve seve vereceğime namusum şerefim üzerine ant
içerim, bu uğurda ölmek var, öldürmek var, öldürülmek var" dediğini, söz konusu toplantı için
aldıkları, iznin böyle bir yemin konuşmasını kapsamadığını bildiğinden dolayı panikleyerek
geri çekildiğini, bu seramoniden sonra tekrar konferans düzenine geçilerek sohbete devam
edildiğini, toplantıdan sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM' ü ordu evine
bıraktıklarını, ertesi gün çevrede birkaç tarihi yeri gezdikten sonra akşama doğru Adana hava
limanından İstanbul'a yolcu ettiklerini,
Murat ÇAĞLAR, Seda YİVLİ, Mercan BAŞ ve Kemal CANAY isimli şahıslardan
bahsettiği hatırlatılarak bu şahıslarla arasındaki ilişki sorulduğunda; Seda YİVLİ'yi VKGB
demeğinde faaliyette bulunduğu dönemde tanıdığını, Kemal CANAY'm tanıştırdığını,
Mersin'de fırın işlettiğini bildiğini, Kemal CANAY' m Seda YİVLİ'yi tanıştırmaktaki
maksadının ilerleyen süreçte VKGB gençlik kolları başkanı yapmayı düşünmesi olduğunu,
ilerleyen süreçte de Seda'nm VKGB ye üye olduğunu, demekten ayrıldıktan sonra da Seda ile
görüşmeye devam ettiğini, Kuvayı Milliye demeğine üye olduktan sonda Seda YİVLİ'nin de
üye olduğunu ve birlikte İstanbul'a geldiklerini, Yaklaşık 30-35 gün genel merkezde kaldıktan
sonra Mersin'e döndüklerini, daha sonra Seda'nm 6-7 ay kadar Kıbnsta Badigartlık
yaptığını duyduğunu, Seda'mn Kıbrıs'tan döndükten sonda İstanbu'la Kuvayı Milliye
Derneğine tekrar geldiğini, o dönemde Kuvayı Milliye Derneğinden ayrılmaya karar verdiği
ve iş aradığı için Seda ile birlikte Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanında işe girdiklerini,
Recep'in yanındaki işlerinin, iş yapılan inşaat şantiyelerini denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni
müşteriler bulmak olduğunu, 2007 yılının Aralık ayma kadar Recep'in yanında çalıştığını ama
Seda'nm 15 gün kadar önce işten ayrıldığını, ayrıca Seda ile çalıştıkları dönemde Murat
ZELYURT isimli şahsın da kendileri ile aynı işi yaptığını, Murat'ın da kendisi gibi aynı gün
işten ayrıldığını,
İşten ayrıldıktan sonra Seda ile birlikte memleketine döndüklerini, memlekete
döndükten sonra Seda ile yaptıkları değerlendirmede, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
aslında çevresine karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için kendilerini yanma işe aldığını
anladıklarını, çünkü Recep'in kendilerini, genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere gönderdiğini,
bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Bölümü, Hayrül Nisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,
Koç Üniversite Mimarlık Mühendislik fakültesi gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birinin
avukatı ile telefonda yaptığı bir tartışma sonunda, avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek
Murat ZELYURT a bir silah verdiğini gördüklerini, zaten bu olaylardan sonra kullanıldıklarını
hissetmeye başladıklarını, ve işten ayrıldıklarını, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanında
çalıştığı dönemde hiç para almadığını, ama bildiği kadarıyla Seda'nm 250 YTL, Murat'ın da 2-
3 bin YTL civarında para aldığını,
Murat ÇAĞLAR'ı Kuvayı Milliye derneğine üye olduktan sonra Seda YİVLİ aracılığı
ile ile tanıdığını, Murat ÇAGLAR'm da derneğe üye olduğunu ve Akdeniz bölge başkanı ve
teşkilat başkan yardımcısı olduğunu, Murat ÇAĞLAR ve Seda YİVLİ'nin Hakkari de askerlik
yaptıkları sırada tanıştıklarını ve arkadaşlıklarının ilerlediğini,
07.01.2007 günü Pendik ilçesinde Murat ÇAGLAR'm ruhsatsız tabanca ve çok sayıda
belge ile yakalanması konusu sorulduğunda; bu olayı ilk önce Mercan BAŞ isimli
arkadaşından duyduğunu, Murat'ın içeri alındığını, yakalandığı arabada birkaç tane ruhsatsız
tabanca, çeşitli dokümanlar ve MİT in kullandığı kod isimler ve bilgilerin bulunduğu başka
belgeler ele geçirildiğini söylediğini, Murat'ın da bu malzemelerin kendisine ait olmadığını ve
komplo olduğunu Mercan BAŞ'm söylediğini, araba da ele geçirilen ajandalardan iki tanesinin
kendisine ait şahsi ajandaları olduğunu, bu araçla sık sık bir yerlere gelip gittiği için
ajandalarını bu araçta bıraktığını, ele geçirilen silahların kime ait olduğunu bilmediğini, ama
hatırladığına göre Murat ÇAGLAR'm o dönem silah almaya çalıştığını, hatta bu amaçla ruhsat
işlemleri için çeşitli insanları araya soktuğunu, araçta çıkan belgelerin ve şifrelerin kime ait
olduğunu bilmediğini,
Kuvayı milliye derneğinin üye sayısı,üyelerin görev ve sorumlulukları sorulduğunda;
bildiği kadarıyla bu derneğin Türkiye genelinde 20-30 bin kadar üyesi olduğunu, ancak
dernekte söylenenlere ve Fikri KARADAĞ' m bizzat kendisinin beyan ettiğine göre derneğin
çok sayıda gizli üyesinin olduğunu, bu üyelerin özellikle ermeni asıllı ve stratejik konumda
bulunan vatandaşlar olduğunu,
Kuvayı Milliye derneği binasının nerden ve ne şekilde kiralandığı, kira ücretinin hangi
gelirle ödendiği, ayrıca ilk dernek kurulduğu sırada binanın tadilat ve dekarasyonu için ne
kadar harcama yapıldığı ve bu harcamanın kaynağının nerden ve nasıl temin edildiği
sorulduğunda; Bildiği kadarıyla bu binanın Milli emlak yada Vakıflar Genel Müdürlüğünden
kiralandığını, Hüseyin GÖRÜM'ün bu binayı kiraladıktan sonra tüm maliyeti tamamen kendi
cebinden karşıladığını, binayı tadil ve dekore ettirdiğini, daha sonra Vakıflar Genel
Müdürlüğündeki tanıdıkları vasıtası ile yaptığı masraflardan düşülmek üzere buranın Kuvayı
Milliye derneğine cüzi bir miktarda kiraya verilmesini talep ettiğini, bu binaya toplamda 120
bin YTL masraf yaptığını duyduğunu, Hüseyin GÖRÜM' ün maddi durumunun iyi olduğu için
bu masrafları karşıladığını,
Kuvayı milleyi derneğinin bu güne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler ve bu
faaliyetlerden hangilerine katıldığı sorulduğunda; Mersin ilinde 2006 yılı içerisine Ramazan
ayında gerçekleşen Silahlı yemin olayı, 11 Kasım 2006 tarihinde Genel Merkez yöneticileri ve
Şube temsilcilerinin de katılımıyla Ankara Anıtkabirde atanın huzuruna çıkılması ve basın
açıklaması yapılması, Hrand DİNK cinayetinden sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin
GÖRÜM bir çok gazete dergi ve televizyon programına çıkarak bu cinayetin kendileri ile bir
alakasının olmadığını açıklamaları, Mehmet Fikri KARADAĞ millet vekilliğine adaylığını
koyduğunda bazı bildiriler dağıtarak açıklama yapması olduğunu, bunların haricinde derneğin
faaliyetleri ve gerçekleştirdiği eylemlerden bilgisinin olmadığını,
Kuvayı Milliye derneğinin kuruluş amacı dışında herhangi bir faaliyetine şahit olup
olmadığı sorulduğunda; Derneğin kuruluş amacı haricinde herhangi bir faaliyetine şahit
olmadığını, ancak bu tür söylemlerin olduğunu, Örneğin Hüseyin GÖRÜM'ün bazı
konuşmalarında "dünyanın tüm gizli toplantılarına girdim çıktım" dediğini, tahminnie göre
Hüseyin GÖRÜM'ün sözlerinden Yahudi lobileri ve istihbaratın toplantıları olabileceğini,
fakat Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini üstün göstermek için bu şekilde söylemişte olabileceğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün bunun haricinde yine Bolu Düzce Hendek hattında meydana gelen faili
meçhul cinayetlerin kendisinin üzerine atıldığını, kendisinin çeşitli isimlerle ilişkilendirilmeye
çalışılarak derin devlet gibi gösterilmeye çalışıldığını, bunların hepsinin Kuvayı Milliye
derneğine komplo olduğunu söylediğini,
Bunun haricinde Mehmet Fikri KARADAĞ dernek faaliyetleri haricinde kendisine ve
dernekte bulunan gençlere Namaz kılmanın faydalannı, vücuda yararlarını anlattığını, hatta 17
kez Kuranı Kerim' i hatmettiğini söylediğini,
İstanbul'a en son ne zaman, ne amaçla ve kimlerle birlikte geldiği, nerelerde ve ne
kadar süre kaldığı sorulduğunda; İstanbul'a en son 16 Temmuz 2007 tarihinde geldiğini,
geldiğinde yanında Gürhan AKBULUK isimli eski Mersin Ülkü Ocakları başkanı olan bir iş
adamı olduğunu, birlikte gelmelerinin tesadüf olduğunu, İstanbul'a iş bulmak amacıyla
geldiğini, ancak birkaç gün iş aramasına rağmen bulamadığını, bunun üzerine Kuvayı Milliye
derneğine gittiğini ve burada 3 ay kadar kaldığım, Kahraman ŞAHİN, Hüseyin GÖRÜM,
İslam ve Abdullah isimli şahısların da dernekte kaldığını, muhtelif zamanlarda bazı gençlerin
de ara sıra gelip kaldığını, dernekten ayrıldıktan sonra Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
yanında işe girdiğini ve yaklaşık 3 ay da bu şahsın evinde kaldığını, aslında Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun, kendilerine (Murat ZERYURT,Seda YİVLİ ve kendsine) ev tutacağına
dair söz verdiğim, fakat üç ay oyaladığını,
Hesap sorma söyleminin Kuvayı Milliyenin her toplantıda dile getirdiği bir söylem olduğunu,
buna kulak aşinası olduğu için o anki coşku ile boş bulunup söylediğini, ama Mehmet Fikri
KARADAĞ imzalı her bildiride bu hesap sorma söyleminin geçtiğini, Çantasında bulunan;
-(1) adet Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş KPSS sınav sonuç çıktısı fotokopisi, -(1) adet
Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş Anadolu Üniversitesi öğrenci kimlik kartı fotokopisi,
-(1) adet Hamit Akyol adına tanzim edilmiş karayolları genel müdürlüğü kimlik kartı
fotokopisi,
-(1) adet Mehmet EROL adına tanzim edilmiş Mersin Toros Devlet Hastanesi personel
tanıtma kartı fotokopisi sorulduğunda;
Ahmet AKBAL'm Mersin Toros Devlet Hastanesinde Güvenlik görevlisi olduğunu,
aslen Niğdeli ve 1980 doğumlu olduğunu, Ahmet AKBALi VKGB derneğindeki döneminden
tanıdığını, ayrıca Ahmet'in Kuvayı Milliye çatısı altında da bulunduğunu, Mersin'de Ocak
ayında Ergenekon operasyonunun yapıldığı ilk günlerde otelde kaldığı dönemde Ahmet
AKBAL'm gelerek bu fotokopileri verdiğini, Ahmet..? isimli bîr arkadaşının otele geleceğini
ve bunlan alacağını söylediğini, bu fotokopilerin ne amaçla almıp verildiği hakkında hiçbir
2425 ■ - „ r-~- ^T
7 :. ' ^^HÎ^T
şey söylemediğini, o günlerde otel ücretini ödeyemediği için eşyalarını otelde bırakarak
ayrıldığını ve muhtelif yerlerde kalmaya başladığını, o tarihten sonra Ahmet isimli şahsın
gelmiş olabileceğini ancak kendisini bulamadığını, beyan etmiştir.
b)-Savcıîık ifadesinde
Emniyetteki ifadesini tekrar ettiğini, herhangi bir işinin olmadığını, otelde,
arkadaşlarında kaldığını, zaman zamanda dışarda kaldığını, daha önceden VKGB (Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği) Derneğinin ilk kurucularından olduğunu, Taner ÜNAL ile birlikte
kuruluşunda görev aldığını, daha sonra genel başkan ile tartıştığını, tartışmasının sebebinin
ise; tam bağımsız milli devleti ve hükümeti kuracaklarını kendisine söylemelerine rağmen, bu
tür bir faaliyetlerini görmediğinden tartışıp ayrıldığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I, VKGB' nin genel kuruluna gelip giderken gördüğünü,
Hüseyin GÖRÜM'ün de yine VKGB' nin genel kurul toplantılarına gelip gittiğini, ABD ve
AB'ye, İMF'ye iyi gözle bakılmadığı için bunlara karşı eylem planı yapıldığını, ayrıca her
yerde örgütlenilmesi ve halkın milli harekete ve direnişe uyandmlması için kararlar alındığını,
örgütlendikten sonra toplu gösteri, yürüyüşü ve eylemleri yapılması ile basın açıklaması
şeklinde kararlar alındığını, yasaya aykırı bir şey konuşulduğunu duymadığını, toplantılara
hükümet komiserinin de katıldığını, gizli toplantı olduğunu bilmediğini, duymadığını,
Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL' u bu toplantılarda hiç görmediğini, ancak
Ankara'da yapılan Kıbrıs mitingi ile alakalı olarak 2004 yılında yapılan İşçi Partisi ve
Kamusen, ulusalcı grupların yapmış olduğu toplantıda Sevgi ERENEROL ile tanıştığını ve bir
daha da görmediğini,
VKGB'nin ilk kuruluşunda Hasan KUNDAKÇI'nm kurdurduğunu düşündüğünü, daha
sonra istifa ettiğini duyduğunu, daha sonra Yasin ALPASLAN isimli genel muhasip ile yaptığı
görüşmede derneğin arkasında kimin olduğunu sorduğunda "Veli KÜÇÜK Paşa Var" dediğini,
başka da her hangi bir şey söylemediğini, O dönemde dernekten ayrıldığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM ile telefon görüşmeleri yaptığını,
Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine Mersin' de şube açma teklifinde
bulunduklarını, daha sonra Mersin'de kurucu üye olarak bulunduğunu, derneğin genel
denetleme kuruluna adam yokluğundan kendisini seçtiklerini, burada amacın halkı tam
bağımsız milli devleti kurmak için örgütlemesini söylediklerini, ancak daha sonra bu tür bir
faaliyet görmediği için dernekten aynldığım, daha önce Türkeli Dergisinin Mersin temsilcisi
olduğunu, Taner ÜNAL' m isteği üzerine VKGB' nin kuruculuğuna girdiğini,
Mersin'de Kuvva-i Milliye'nin kuruluşundaki silaha yemin toplantısında olduğunu,
ancak tasvip etmediğini, Mersin' deki toplantıya 500'e yakın kişinin katıldığını, yemek
masraflarını o tarihteki üyelerin aidatları ile yaptıklarını, Yemeğin de parasını üyelerden
birisinin bağış yaptığını, silahlı yemin işini savunmadığını,
İstanbul Kuvayı Milliye Derneğinden Erol ÖLMEZ, Raif GÖRÜM, Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR, Hüseyin Gazi OĞUZ, Kahraman ŞAHİN, Ayşe Ceylan GENÇYOL, İhsan
GÖKTAŞ, Yaşar ASLANKÖYLÜ' yü tanıdığını, Dernekten ayrıldıktan sonra Tanju OKAN'm
Kemal CANAY tarafından başkan yapıldığını, bu şahıslan da tanımadığını,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nu Kuvayı Milliye Derneğinde tanıdığını, Yüksek
makine mühendisi olduğunu, Denge Grubu altında şirketi olduğunu, Kuvva-i Milliye'nin AR-
GE başkanı olduğunu söylediğini, Seda YİVLİ ile birlikte Recep Gökhan'ın yanında
çalıştıklarını, Murat ZELYURT jandarma özel harekettan atılmış, ailesi kabul etmemiş,
olduğunu, Murat ZELYURT'un Mersin' de Kuvayı Milliye ile arasının açıldığını, İstanbul'daki
derneğe geldiğinde tanıştıklarını, daha sonra Recep Gökhan SİPAHİOĞLU' nun yanında işe
başladığını,
2007 yılının 9.aymda Kuvayı Milliye Derneğinden aynldığım, Seda YİVLİ ve Murat
ZELYURT'un derneğe üye olmadığını, birlikte dernekten aynlarak Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU' nun yanında çalıştıklarını, burada Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
kendilerini, çevresindeki insanlara karşı kendi elemanı ve korkutma amaçlı olarak yanında
bulundurduğunu hissettiklerini ve daha sonra Recep Gökhan'ın yanından ayrıldıklarını, Recep
Gökhan'ın 3 ay kadar kendi evinde yatırdığını, Recep Gökhan'ın kendilerine Ev tutacağını
söylediğini, ev de tutmayınca bu şahsın niyetini anladıklarını ve ayrıldıklarını,
Murat ÇAĞLAR'm Kuvayı Milliye' de yönetici olduğunu,
ALPARSLAN ARSLAN'ı tanımadığını, ancak Danıştay olayından sonra Hüseyin
GÖRÜM'e sorduğunda kendisine kızdığını, bizim ile alakasının olmadığını, avukat olduğu
için 2003-2004 yıllarında kendisine bir kaç defa iş verdiğini söylediğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepete'de bir kamyon konteynın olduğunu, bu konteynırda
Kuvayı Milliye Maltepe temsilciliği açmış olduğunu, konteynmn Laz Nizam diye bir adamın
verdiğini, ancak fabrika gibi bir yer olduğunu, etrafının çinko gibi metallerle çevrili olduğunu,
gençlerin gidip geldiğini, NECİP diye ayağı topal ve aksak birinin olduğunu, onun da gidip
geldiğini, gidecek yeri olmayanların orada gidip kaldıklarını, Laz NİZAM'ın bunun dayısının
akrabası olduğunu, Hüseyin GÖRÜM' e "buraya bak" dediğini, Hüseyin GÖRÜM'ün de masa
sandalye getirerek orayı temsilcilik yaptığını, daha sonra bunun elinden alındığını duyduğunu,
BEKİR ÖZTÜRK' ü tanıdığını, zavallı bir adam olduğunu, bu şahsın MHP' den
dışlanmış ve muhtelemen de kullanılmış bir adam olduğunu, gazeteden okuduğuna göre İshak
ALATON' ya bilgisayarında suikast yapılacağına ilişkin krokiler çıktığını, bu şahsın kroki
çizmeyi bilmediğini, saf bir insan olduğunu, herşeye olumsuzluk yönünde yazı yazan ancak
sonucunu düşünmeyen biri olduğunu,
Kendisinden çıkan kimliklerin, arkadaşı Ahmet AKBAL'a ait olduğunu, Ahmet
AKBAL'm, kendisinin otel parasını verecek olduğunu, daha sonra vermeyince sıkıntı
olduğunu, kendisinde kaldığını, kimliklerin hepsini Ahmet AKBAL'm verdiğini, bunlann hiç
birin kullanmadığını, her hangi bir sahtecilik de yapmadığını beyan etmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri
26.06.2006 tarihinde Ahmet CİNALİ ile Mesut SEZER isimli kişi arasındaki
görüşmede özetle ( VKGB Dosyasından alınmıştır) ; Mesut: "Mersin'deyim" , Ahmet'in
"Bakalım bir hafta sonra dönerim, siz ne yapıyorsun". Mesut: "... şeyle görüştüm mü
hurdayken Ali KUTLU ile, Ali KUTLU ile burda hiç", Ahmet'in "Yok Ali mesaj yazmıştı,
görüşelim falan diye de görüşmedim,yok işte bilmem ne orda burda işte yürüyüş-mürüyüş
işte kaynak diyor biraz diyor ...mala diyor işte yardım yapacaklar diye mesaj yazmışdılar
görüşmedim", "Çağır görüş istersen", Mesut: "...yok ya o gevezelik yapıyormuş sağda solda",
Ahmet'in "Mesaj yazmıştı bana", Mesut: "Sağda sola gevezelik yapıyormuş benim hakkımda da" ,
"Yav işte mesela, Taner beye falan söylemiş, üç liralık malı beş liraya satıyormuş diyor, böyle ticaret
yapan adamın dernek başkanlığında ne işi var diye de", Ahmet'in "Ona mı kalmış bu işler yani,..",
Mesut: "Taner bey bunun kafasını kır yada ben kıracağım diyor", Ahmet'in "...oğlu ... bunlar ne biçim
insanlar ya, Taner'e mi söylemiş bunu ya", Mesut: "Ya ona da söylemiş", Ahmet'in "Taner niye
söylememiş sana ne diye ona söylememiş", "Söylemiş canım Taner bey söylemiş", Ahmet'in "Seni ne
ilgilendirir yani adamın ticareti sana ne dememiş mi", Mesut: "Demiş demiş zaten Taner bey demiş
de", Ahmet'in "Bana mesaj yazmış, bilmem para noktasında yardım edecekler var, işte miting
yapalım, yapacak insanlar var şu var bu var, işte bu sürü bir şey yazmışta dikkate bile almadım yani,
mesaj olarak geçmişte", Mesut: "Sen görüşürsen sen bir fırçala diyecektim.."
Tape:636, 07.03.2007 tarihinde Ferahi SES ile görüşmesinde ;Ali KUTLU'nun Ferahi
SES'ten Kahraman isimli şahsın cep telefonunu istediği,
Tape:342, 13.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede
özetle ; Erol: "Komutanım şimdi bizim bu Mersinli Ali vardı ya" "Şimdi onla görüştük de, o biraz
İstanbul'a geliyormuş haberin var mı senin" Öyle diyor İstanbul'a geliyorum diyo" "Kahraman
Binbaşıya da selam söylersin diyo" "Gel dedim kafanı kırayım dedim senin burda" "Biz dedim zaten
dedim dağı bıraktık dedim indik yaylaya" dediği,
15.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU ile Erol ÖLMEZ arasındaki görüşmede özetle ;
Erol'un kendisini Jandarma binbaşı Erolhan EJDEROĞLU olarak tanıttıktan sonra "Ulan o Ali var ya
Ali Ali var ya .... fırlama telefonları kapalı biliyormusun" "He bu işte Taner ÜNAL bilmem ne falanı
filanı seçimleri meçimleri topladılar ya" "Bu da alayını tanıyo ya , onları bir araya getiren bu
vatandaş ya" "Ondan dolayı telefonlarını kapatıyo tırsıyo yani" "Gazetelerde çıktı ya şimdi asker
kökenliler toplanıyor bilmem ne hesabı subaylar mubaylar"
Tape:375, 27.07.2007 tarihinde Şerafettin GÖZÜKELEŞ (Görüşme Kahraman ŞAHİN'in
telefonundan yapılmıştır. ) ile görüşmesinde özetle ; Şerafettin:"Yardımcı olsanıza Kuvayı
milliyeciler olarak" "Ne yapmış ki. ..bir sürü it uğursuz köpek varken yani bunları mı almak
gerekiyormuş" "Dün yazı hazırladım gene hazırlıyorum, AKP ile artık daha şiddetli mücadele edicez
yani" "Senide içeri aldılar mı", Ali: "Biz İstanbul'dayız" "Çok kalabalığız burada, EKİP var",
Şerafettin:"Nasıl şey yapıyorlar mı yani yine devlet üstüne gidiyor mu", Ali: "Hiç üstüne gitmiyor.
Genelkurmay n araştırma yaptık, tek Kuvayı Milliye orada Kadıköy'deki Kuvayı milliye dedi, dün
Genelkurmayın basın açıklamasında" "Bizi işaret ediyor yani Genelkurmay", Şerafettin:"Türkiye'de
genel durum nasıl şu anda" diye sorduğu, Ali: "Şu an kötü, berbat. İşte bakacaz, bi hamle yapacaz
yakında, herşeyi haberlerden okursun zaten, haberleri dinlersin birşey oldu mu", Şerafettin:"Ne
Hamlesi Yapacaksınız" diye sorduğu, Ali: "Telefonda Olmaz Tamam", Şerafettin:"Kardeşim bu
tarikatlara cemaatlere komple el koysunlar kapatsınlar", Ali: "Öyle Yapıcaz Zaten" "11 kasım
1938'den bu güne her kurum kuruluş şahıstan hesap sorucaz. Sen hiç kafanı yorma rahat ol yani",
Şerafettin:"Yeni Şafak yeni Türkiye gazetesi var birde bu a... kodumun tam militan bir gazete o da
ya", Ali: "Hepsine El Koyacaz Kafanı Yorma Hepsini", Şerafettin:"Ya düşündükçe sinirleniyorum
vallahi billahi ya, gidip eylem yapasım geliyor ya", Ali: "Ya boşver, akşam msn'de şey yaparız.
Telefonda girme bu tip şeylere tamam mı" dediği ve telefonların dinlendiğini ima ederek bu konu
hakkında akşam MSN'den görüşmeyi tavsiye ettiği,
Tape:584, 19.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU'nun kullanımında bulunan 0 536 332 13
56 telefonla Ali KUTLU'nun Hikmet YILMAZ ile yaptığı görüşmede özetle; Ali: "Merhaba Hikmet
bey" "Ali KUTLU dün Kuvayı Milliyede tanışmıştık ya esmer
olan akdeniz bölgesinden" "He şimdi biz o tapu Gaziosmanpaşayla ilgili abiyle sizi tanıştıracaktım
da uygunsanız biz karşıdayız şuan Güngören tarafmdayız o tarafa geçicez de
Uygunsamz bu konuda bi buluşalım diyecektim hocam" "Teşkilatı bu......bunu şey tutalım da
bunu onlardan şimdi muaf tutalımda bunu" "Buluştuğumuzda konuşuruz zaten" dediği,
Tape 581,19.07.2007 tarihinde Candan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Ali: " Ali
KUTLU Murat ÇAĞLAR'm arkadaşı ben", "Murat bizi yedi bitirdi ne yaptın nerdesin", Candan:
"Vallahi Alanyadayım", "... valla ne yaptı ya o adamı siz görüyorsunuzdur heralde çünkü bizide
hep burda şey yaptı gitti", Ali: "Murat'ı tamam MSN de birara konuşalım MSN'de MSN adresini
falan ver bu numaradan sürekli bana ulaşabilirsin sen Yusuf abi var ya bizim Yusuf, "Genel
merkezdeki onun numarası bu cep numarası açık yani sürekli", Candan: "Anladım anladım vallahi
ne bileyim ben hani çünkü yazık ya biz burda hani anlıyon mu hani arkadaştık yani şöyle birşeydik
hani burda ... sen gördün işte", Ali: " Abi anladım .... çok şeyler var onun hakkında çok şeyler
yaşadık yani ben gördüm herşeyini herşeyini biliyorum onun herşeyini biliyorum", Candan: "İşte
ne bileyim burda hani 5-6 kişinin anlıyon mu", "Parasını pulunu aldı burda 5-6 kişinin en son
ordan", Ali: "Biliyorum abi bende vardım orda o berberin bir buçuk milyar sonra..." dediği,
Tape:175, 25.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kemal CANAY arasındaki
görüşmede özetle ; Kemal: " Gelmediniz o diğer konularda ne karar verdiniz genel başkanım şimdi
o Adana'daki arkadaşlar soruyor bunlarda buradakiler de burayı boşaltmıyorlar adam kirayı istiyor
ney yani o konuda siz karar verdiniz mi yani", Mehmet Fikri: "Ya o sıkıntıya girilirse bırakın şart
değil ya bina bina şart değil siktir edin atın verin p....evini ya", Kemal: "Öbürleri gitti gelmiyor
hepsi koptu çocuklar adamlar" , "Hepsi hepsi şey çıktı genel başkanım ya yani üç aydır dört aydır
elektrik telefon parası gelmiş internet parası gelmiş benim adıma kayıtlı hepsi hiç birisi beş kuruş",
"Gelmiyorsan buraya demişler istifanı gönder o Ali KUTLU kim oluyor orda yetkili o da telefon
açıyor ona", Mehmet Fikri: " Bunlar zaten gitsin yaa bırak onla mı uğraşacaksınız yaa", Kemal:
"Onların hiç birisinin umurunda değil diğer şerefsizler hepsi şerefsiz çıktı buradakilerin
buradakilerin hepsi şerefsiz çıktı yani bu yemin edenler var ya hepsi şerefsiz çıktı", Mehmet Fikri:
"Bu milletle hiç Kemal abi bu milletle hiç bir yere gidilmiyor", Kemal: "Hep şerefsiz çıktı yaa yani
yemin etti bayrağa silaha kurana yemin etti böyle mi olması lazım genel başkanım ya", Mehmet
Fikri: " Yollayın gitsin anasnı satayım onla mı uğraşıcaz bunlarla bu millete hiç birşey yapılmaz yaa
boşuna üzüyoruz kendimizi ya", "Bırak ya bırak anasını satayım ne b.. yiyorlarsa yesinler ya",
"Ordusu var bilmem nesi var gözü kör mü onlar yapsın pezevenkler ya" , "Yaşar'a da telefon et
Yaşar'a da telefon et beni arasın ona da söyle", Kemal: "Yaşar'da arasın şey Tanju da Tanju da Tanju
da arasın sizi söyleyin efendim ona da söyleyin borçlan benim başıma bırakmayın ben diyorum ki
ben o evi düzdüm orda 10 milyarlık eşya var hepsini satın borçlan kapatın diyorum yani benim
başıma bırakmayın diyorum alın eşyayı satıyor musunuz atıyor musunuz yani çocukta hasta oldu
hiç kimse ilgilenmiyor genel başkanım", Mehmet Fikri: "Bu iş böyle işte bu kadar herkes
nemalanmak için gelmişti ...", Kemal: "Evet evet parayı o ihaleleri alsaydık o şerefsizlerin hepsi
diyom buradan çıkmazdı diyorum" dediği,
Tape:788, 24.10.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile Seda YİVLİ arasındaki
görüşmede özetle ; Recep Gökhan: "Ne haber bazı pürüzler çıktı, bu saate ben ...Yenibosnadayım"
"Mecidiyeköy'de, Toplantıyı sonlandıracaz" "Siz akşam eve gelsenize" "siz evde bekleyin" "Dur bi
dakka Ali'yi veriyorum" dediği,
Tape:767, 27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali (Ali KÜTLU-
görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı telefonla yapılmıştır) arasında yapılan
görüşmede özetle; Oğuz Alpaslan: "... yok SedaTar gelmiyor o zaman bu
akşam", Ali: "Bilmiyorum belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beyes de.......çıktı şeyi bekliyor
makina gelecek de onu takacaz Turan" , " Şeyi söyieyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le
anlarsın sen", Oğuz Alpaslan: " He yok daha görüşmedim", Ali: " Öyle kaldı değil
mi" , " Sonra yüz yüze görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce", " Siktir
et takma kafana ya", O.Alpaslan: " Tamam tamam tamam takmıyorum zaten bitti gitti" dediği,
Tape:769, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Murat ZELYURT
arasındaki görüşmede özetle ;Murat: "Allaha çok şükür tadımız tuzumuz yok abi", "Gökhan
olayım bitiriyoruz tamam mı bitirdik", " Eğer bugün ordaysan bugün akşam geliyoruz tamam
mı ya akşam değil belki şimdi de çıkabiliriz de haberin olsun diye aradım tamam mı bugün
geliyoruz kesin geliyoruz yani bitirdik tamamen tamam mı",Oğuz Alpaslan: "Şey olmadı
anlaşamadız ha", Murat: " Sen hiçbir şekilde arama onu tamam mı abi hiçbir şekilde arama",
"Tamam mı abi gelince konuşuruz tamam mı" dediği,
Tape:770, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR üe Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU arasındaki görüşmede özetle ; Recep Gökhan: "O çocuklar da bizim işin
stresini mitresini falan kaldıramadılar.", Oğuz Alpaslan: "Kimle kavga etmişler abi Turan'la
mı?", Recep Gökhan:"Yok hayır. Yani genelde herkesin tavırlarından falan bahsediyorlar.
Cenaze var, bu cenazenin kalkması lazım." "Ya cenaze ortadayken ben kimseye pof pof
yapabilir misin Alparslan" diyerek Ali ve Seda isimli şahıslar ile yaşadıkları problemlerden
bahsettikleri,
Tape:774, 01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU arasındaki görüşmede özetle ; Oğuz Alpaslan: "Ne yapayım, şuanda şey müsait
de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama Seda delirmiş vaziyette. Murat hadi ondan biraz
daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani. Gittiler geldiler bi akşamleyin bi paşa mı vardı onun
yanma gittiler geldiler hani bi adamlar vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım konuşuruz
seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, Abi yüzyüze görüşmemiz lazım telefonda olmaz.",
Recep Gökhan : "Niye kızmışlar" "Her şeyi başında herkesle konuştuk Alpaslan" , Oğuz:
"...Biliyorum da ben de sana söyliyim. Normal insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle
almış. Tam 149 tane saymış. Bana şeylerini gösteriyor bunlar. Bak ben bunlan var ya
parmağımda oynatmm derken o anlamda söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor
musun.Abi hiçbir karşılık beklemeden benimle herşeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar
sana yani, sen de bunlarla aslında çok yani seviyorlar..." " Hiçbir karşılık beklemeden benle
herşeyi yaparlar senide öyle yaklaştılar sana yani sende bunlarla aslında çok yani seviyorlar
halende seviyorlar sevmeseler bu kadar kızamazlar zaten anladın mı beni" Recep
Gökhan:"Herşeyi söyledim ben bunlara ama dedim herşey kilit üstesinden gelin açın"
Tape:936, 06.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in X şahıs (Mustafa
ALPAY) ile yaptığı görüşmede özetle ; X Şahıs:"Ali KUTLU ile görüştüm ben", "Şenlen ben
Ali KUTLU biraraya gelmemizi pek istemedi", "Hee Özel Harekatçı şu atılan biri vardı
hatırlıyormusun", Oğuz Alpaslan: " Evet Abi", X Şahıs:"Onu getirmiş yanma adı neydi Murat
mıydı", " Bir o birde Ömer Lütfü TOPAL' m yeğeni diye birisini getirdi kim", " He Kuvayı
Milliyeye geliyormuş", "Bunların bir tapu işleri falan varmış diye", "Getirdi abi dedi işte
Alpaslanm haberi olmasın dedi bizim buluşacağımızdan, biz buluşalım ben Ali' yi çağırdım
Ali ile görüştüm yanıdaki o getireceği Özel Harekatçıyla o şeyi Ömer Lütfü TOPAL' m oğlunu
istemedim yeğenini, görüşmedim", Oğuz Alpaslan: "Anladım abi", X Şahıs:"Anlat bakim
dedim abi dedi işte Alpaslan bize geldide bir varlık gösteremiyor dedi pek bir şey yapamıyor
dedi. Hüseyin, abi Hüseyin de kendini dine vermiş", "İşte olmuş şöyle böyle ben Ali'ye
dedimki Ali git evraklı gel doneli gel birde dedim Alpaslan arasın beni dedim, Alpaslan ararsa
dedim senin arkadaşlarına dostlarına yardımcı olurum dedim.", Oğuz Alpaslan: "Eyvallah abi
sağol", X Şahıs:"Ali KUTLU' nun söylediği yani sensiz toplanalım abi ben onu görüşmemi
kabul etmemi sen bilmiyosun", "Amam sana söylüyorum çünkü sana önem veriyorum
tamam", Oğuz Alpaslan: "Anladım abi burdamısm sen", X Şahıs:" Ben İstanbul'dayım gece
Ankaraya geçmezsem yarın geçecem, geçmezsem yarın buradayım", "Alpaslan ben seni bir iki
şeydede ikaz edecem", "O Güney Doğudan Özel Harekattan atılan
tip, hala senle ilişkisi varmı", Oğuz Alpaslan: "Yok, onlarla", X Şahıs:"Ama Ali KUTLU ile
benim görüştüğümü falan sen bilmiyorsun, ben sana bunu söylüyorum", "Yarın görüşelim ben
sana anlatacam herşeyi hakim olursun" dediği,
Tape:948, 07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki görüşmede
özetle ; Ali: " Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyo işte bişey söyleyecektim
sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim
kullanma tamamını onunla görüşecem görüşüyoruzda gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize
destek olacaktı" devamında başka konuya geçerek "Biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine
girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta
olacam hissedar olacam ne diyosun gideyimmi bu adamların ...", Emre'nin bir önceki sözünü
anlamadığından Emre:"Kim o biraz ipucu ver", Ali: " Ya Efsane varya Efsane diyolar
hatırlasana", Emre:"Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim
dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , Ali: "...bunu daha sonra konuşuruz
uzunlamasma ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki
arkadaşlar" "Bu numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini
diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra"
Dernekte çaycı olarak bulunan Ali KUTLU'nun kendisini Murat isimli emekli özel harekat
polisi olan şahısla tanıştırdığını, Ali KUTLU'nun emekli polis için evsiz ve barksız
olduğunu, dernek olarak bu şahsa yardımcı olmalarını istediğini, bunun üzerine Hüseyin
KÜÇUK'ten emekli polise iş bulması konusunda yardımcı olmasını rica ettiğini,
görüşmenin bundan ibaret olduğunu beyan etmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, 2007 yıl Mayıs ayında Kahraman ŞAHİN'in kendisini
aradığını ve Kadıköy bölgesinden bağımsız milletvekili adayları olduğunu, seçime Kadıköy
bölgesinden katıldıklanm, Genel Başkanlannm kendisi ile tanışmak istediğini söyleyerek
derneğe davet ettiğini, bunun üzerine demeğe gittiğim, derneğe gittiğinde Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU'nun olduğunu, Hüseyin
GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in kendisini Mehmet Fikri KARADAĞ'm odasına
götürdüklerim , evinde yapılan aramada ele geçen, içeriğinde "Türkiye artık bizim
kontrolümüzde" ile başlayan, kuvayı milliye asla unutmaz, asla affetemez ile biten,
Ergenekon SS'leri (schutzstaffel) kurmaya başladı, sırada kamplar var yazılan ve Hüseyin
BEYAZIT İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün fotğraflanmn bulunduğu CD
lerin oğlu Turhan SİPAHİOĞLU'na Kuvayı Milliye derneğindeki çaycı olan Ali KUTLU
tarafından verilmiş olabileceğini, Ali KUTLU'nun konuşma ve tavırlannı beğenmediği için
oğlunun bu kişiyle samimiyetini engellemek istediğini, Ali KUTLU'nun dernekte herkesin
gözü önünde gözü önünde Genel Kurmay ve bayrağa karşı saygısızlık yaptığını, bu nedenle
kendisini orada dövdüğünü, "16 bayrağımız var, şu an onyedincisi var, sen de büronda
asıyorsun, 18 incisini yapsak ne olur" dediğini, bu sözünü onaltı yıkılan devlet gibi Türkiye
Cumhuriyeti Devleti de yıkılsa yerine yenisi kurulsa yeni bayrağımız olsa ne olur şeklinde
anlayarak kendisine dayak attığını, Ali KUTLU'nun seçimlerden sonra sürekli olarak
dernekte olmaya başladığmı,kendisine derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe
sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli arkadaşı kendisinin ticari ilişkilerini bildikleri
için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler, işadamlan ile tanıştıracaklannı
söylediklerini, üç-dört gün kendisinin Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi
bir şey yapmadıklannı, daha sonra Kuvayı Milliye'deki kavga olayı olunca yanından
aynldıklannı, kendisinin de bu tedirginlikle büro ve evini taşıdığını, Ali KUTLU'nun kendisi
hakkındaki ".. Ali KUTLU,Seda YİVLİ ve Murat ZELYURT'a iş yaptığı inşaat şantiyelerini
denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak görevi verdi, çalıştıklan süre
içerisinde ailesinin kaldığı evde kaldıklan, kendisinin Murat ZELYURT'a silah vererek tehdit
amaçlı bir yere gönderdiği" şeklindeki beyanlarının doğru olmadığını, kendilerine böyle bir
görev vermediğini, kendisinin evinde sadece iki gün kaldıklarını beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , ifadesinde aynısı ile ; "Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti.
Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde
VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet
Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galeyana getirilmesi için özellikle yaktınldığmı,
bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden
duydum." şeklinde beyanda bulunmuştur.
/O 2434
Gizli Tanık 17'nin, " Ali KUTLU'nun bizzat kendisinin VKGB oluşumunun
başlangıcında yer aldığını, Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer
aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galeyana
getirilmesi için özellikle yaktınldığmı, bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk
bayrağı açtığını söylediği " şeklindeki beyanı da , şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün aynı
amaç doğrultusunda faaliyet gösteren bir başka sivil toplum kuruluşu olan VKGB içerisindeki
faaliyetlerini göstermesi açısından önemli görülmüştür.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmeleri içerisindeki;
27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali (Ali KUTLU-görüşme
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefonla yapılmıştır) arasında yapılan görüşmede
özetle; Oğuz Alpaslan: "... yok SedaTar gelmiyor o zaman bu akşam" , Ali: "Bilmiyorum
belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de.........çıktı şeyi bekliyor makina gelecek de onu
takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le anlarsın sen" ,
Oğuz Alpaslan: " He yok daha görüşmedim" , Ali: "...Öyle kaldı değil mi" , " Sonra yüz yüze
görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce"
Sözleri içerisinde geçen Selim isimli kişinin,yukanda da geniş olarak anlatılan dernek
içindeki yapılanmanın Orhan PAMUK ve bir kısım kişilere karşı gerçekleştirmeyi planladığı
eylemde tetikçi rolü üstlenmesi düşünülen Selim AKKURT olabileceği,nitekim şüphelinin de
içerisinde bulunduğu Kuvayı Milliye grubu içerisinde Selim isminde bir başka kişinin
bulunmadığı, görüşmenin yapılanmanın gizlilik prensibi ve özellikle planlanan bu eylemin
özelliği gereği açıklıktan yoksun yapılarak yüz yüze konuşmaları gerektiğinin belirtildiği,
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında bu görüşmeyi yapanlardan Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR'in Mehmet Fikri KARADAĞ ile birlikte Kadıköy'den vapurla geçerek
Mahmut KUZ ile buluştukları,bir süre birlikte vakit geçirdikten sonra ayrıldıkları, bundan
sonra M. Fikir KARADAĞ'm yaya olarak gidip ankesörlü telefonlar ile Selim AKKURT'u
aradığı,ancak ulaşamadığı,sonrasmda ise Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy
feribotuna bindiğinin belirtildiği, görünürde Selim AKKURT ile bir bağlantısı bulunmayan
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'e şüpheli Ali KUTLU'nun bu kişi ile görüşüp görüşmediğini
sormasının ve bu görüşmenin söz konusu eylemin planlandığı tarihler ile uyuşmasının
şüphelinin de bu eylem planı içerisinde yer aldığı yönünde şüphe oluşturduğu
değerlendirilmiştir.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerindeki;
01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU
arasındaki görüşmede Oğuz Alpaslan: "..Gittiler geldiler bi akşamleyin bi PAŞA mı vardı
onun yanma gittiler geldiler hani bi adamlar vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım
konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, Abi yüzyüze görüşmemiz lazım
telefonda olmaz." Şeklindeki açıklıktan yoksun sözleri ile Ali KUTLU,Seda YİVLİ ve Murat
ZELYURT'un Paşa olduğunu söylediği bir kişi ile görüştüklerini söylediği,
07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına
kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki görüşmede Ali: " Hani Tanker bize
Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim kullanma tamam mı onunla
görüşecem, görüşüyoruz da gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek olacaktı..." , Emre:
"Kim o biraz ipucu ver", Ali: " Ya Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" , Emre: "Ya şimdi
Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim
olduğunu anlamayacak mı" Şeklindeki açıklıktan yoksun sözleri ile de Ali KUTLU'nun ısrarla
ismini telefonda söylemek istemediği, kendisine "Efsane" denilen kişi ile görüştüklerini,
söylediği,
Dikkate alındığında, şüpheli ve birlikte hareket ettikleri anlaşılan Seda YİVLİ ve
Murat ZELYURT'un, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in "Paşa", kendisinin ise "Efsane"
2435
dediği bir kişi ile örgütsel gizlilik içerisinde görüştüklerine dair şüphe oluşturduğu
değerlendirilmiştir.
Şüpheli Ali KUTLU'nun, Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği
yapılanması hiyerarşisi içerisinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in talimatı ile Seda YİVLİ
ve Murat ZELYURT ile birlikte diğer bir örgüt üyesi Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
yanında bu kişinin illegal işlerini takip etmekle görevlendirildiği, Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun evinde kaldığı, hatta bir süre Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı 0
505 304 39 24 nolu GSM hattını kullandığı anlaşılmaktadır. Bu GSM hattının 01.01.2000 den
günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının
kolluk tarafından yapılan analizinde; Danıştay saldmsı sanığı Alparslan ASLAN' m kullandığı
0 532 671 34 39 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir. Alparslan
ASLAN'm yakalandığında üzerinden VKGB ait kart çıkmış olması, şüpheli Ali KUTLU'nun
da daha önce VKGB içerisinde faaliyette bulunmuş olması dikkate alındığında, Alpaslan
ASLAN ile telefon görüşmesi yapmasının içerisinde bulunduğu ilişkileri göstermesi açısından
önemli görülerek Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Ali KUTLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi
olduğu yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe uyandıran
deliller elde edilmiş olduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Ali KUTLU'nun eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayüı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
2440
diyebileceklerini düşündüğünü, Gazi: "Yok canım derler mi ya", Muşika: "Yok, Murat demez
ama ne olur ne olmaz"
Görüşmelerinden daha önce yakalattığı silahın Hüseyin Gaz OĞUZ'a ait olduğunun
anlaşıldığı, neden başkasının silahını üstlendiği sorulduğunda; Yakalattığı silahı Hüseyin
Gazi'den 900 milyona aldığını, yani kimsenin silahını üstlenmediğini, Müşika diye söylenen
kişiyi Öznur VATANKULU olarak tanıdığını, Gazi ile Öznur arasında yapılan görüşmelerden
haberi olmadığını,
14.06.2008 günü Antalya ilinde yakalandığında kendisinden el konulan (1) adet
7.62mm çaplı, H-95848 seri numaralı, markası tespit edilemeyen ruhsatsız tabanca, (1) adet
şarjörü, (5) adet 7,62mm çaplı menşei belli olmayan fişek, (4) adet 9mm çapında MKE yapımı
fişek sorulduğunda; Bu silahın otelindeki kasada bulunan bir silah olduğunu, sürekli bu kasada
durduğunu, silahın çok eski bir silah olduğunu, bu silahı kimden aldığını hatırlamadığını,
Otelinin ormanlık alanda olduğu için silahı güvenlik açısından kasada bulundurduğunu, bu
silahı daha önce hiç kullanmadığını, zaten şu anda silahın çalışıp çalışmadığını dahi
bilemediğini,
b) Savcılık ifadesinde;
Emniyette verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, 2006 sonunda Kuvai Milliye derneği
üyesi olduğunu, Seda YİVLİ'nin Mersin'de yemin töreninden sonra kendisini İstanbul'a
Kuvayı Milliye yeni oluşumu sebebiyle getirdiğini, burada Hüseyin GÖRÜM'le tanıştığını,
daha sonra dernekte bir kaç sefer kaldığını, burada Hüseyin GÖRÜM'ün esrar içtiğini
gördüğünü, bir elinde Kuran-ı Kerim etrafına topladığı gençlere ayet okuduğunu, bir elinde de
esrar çektiğini, bunu görünce soğuduğunu, derneğin gündüzleri normal bir yer olduğunu, lise
öğrencilerinin dahi geldiğini, gece kalınca bazı şeyleri fark ettiklerim ve ilişiğini kestiğini,
daha sonra tesadüfen polise yakalandığını, araçta ruhsatsız silah ve Kuvai Milliye derneğine
ait notların olduğunu, notlan bilmediğini,
Daha sonra Ali KUTLU'nun kendisini yeni bir oluşum için bir kaç kez aradığım, ancak
yeni bir iş kurduğu için kabul etmediğini, Seda YİVLİ'nin şu an Alanya'da bulunduğunu,
ancak adresini ve telefonunu bilmediğini,
İstanbul Kuvai Milliye derneğine uzun süre gidiş geliş yaptığını, ailesinin evinde
kaldığını, derneğe gelip gidenlerle ilgili emniyette teşhis tutanağı yaptığını, doğru olduğunu,
fotoğrafını gördüğü şahsın Sami HOŞTAN olduğunu emniyette öğrendiğini, Hüseyin
GÖRÜM'e ait karargah dedikleri fabrika bahçesinde bulunan konteynmn olduğu yere bir sefer
gittiğini, gitme amacının ise, bir gün önce orada bulunan bekçiyi birilerinin dövdüğünü,
Hüseyin GÖRÜM, Erol ÖLMEZ, Kahraman ŞAHİN, Yusuf KARLIOĞLU'nun kendilerini
oraya çağırdığını, gidince böyle bir olay olduğunu öğrendiklerini, sonra geri döndüklerini,
orasının Hüseyin GÖRÜM'ün değil de Laz Nizam denilen bir adamın olduğunu öğrendiğini,
konteynıra gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün telefonla küfürlü konuştuğunu gördüğünü, birlikte
Nizam'm Tuzla'daki oteline görüşmeye gittiklerini, ancak karşı tarafin daha kalabalık olması
sebebiyle kendilerine saldırmaya başladıklarını, kendisinde silah olmadığını ancak Kahraman
ŞAHIN'de pompalı tüfek olduğunu, bu tüfeğin geçen sene Kuvai Milliye derneğinde
yakalanan tüfek olduğunu,
Dosyada mevcut telefon görüşmelerinin kendisine ait olduğunu, kesinlikle tahsilat
işleri yapmadığını, telefon görüşmelerinin günlük konuşmalar olduğunu, herhangi silahlı bir
eyleminin olmadığını, silahını bir eylemde kullanmadığını, herhangi bir otele gasp amaçlı
çöküntü yapmadığını,
Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını, Kuvai Milleye'ye üye olmadığını,
Mersin'deki yemin törenine katıldığını, İstanbul'daki bazı toplantılara katıldığını, yakalandığı
BMW aracın kuvai milliye derneğinin kiraladığı araç olduğunu, arabada çıkan notların
kendisine ait olmadığını,
Dosyada mevcut gizli tanık beyanları sorulduğunda; iddia edildiği gibi araba bagajına
insan koyup Kuvayı Milliye derneğine getirmediğini,
Dernekte bulunduğu sırada 5-6 kişilik bir grubun derneği bastığını, Kahraman
ŞAHİN'e saldırıp Hüseyin GÖRÜM'ün odasına çıktıklarını, ertesi gün geldiğinde Kahraman
ŞAHİN'in gelen kişilerin "Maltepe'deki karargahın adamları, bu kişiler özel ekiptir" dediğini,
bu kişilerin sürekli orada kaldıklarını söylediğini, ancak kendisine bir şey anlatmadığını,
Kahraman ŞAHİN'in dernekte en yetkili adamlardan biri olduğunu, Fikri KARADAĞ derneğe
gelirken herkesin kendisini kapıda karşıladığını, hatta Kadıköy'de trafiğin kesildiğim,
Recep Gökhan SIPAHİOĞLU, Özel harekatçı Murat ZERYURT'u tanımadığını,
Bakırköy'de yakalattığı silahın kendisine ait olduğunu, 900 YTL'ye Hüseyin Gazi
OĞUZ'dan satın aldığını, bu konudaki telefon görüşmesini kabul etmediğini,
Hüseyin GÖRÜM ile Fikri KARADAĞ'm yaptığı kavgada olmadığını, Hüseyin
GÖRÜM'ün kendisine teşkilat başkan yardımcısı adı altında kart verdiğini, bu kartı bütün
üyelere de verdiğini, kart yüzünden Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM'ün tartıştığım,
Fikri KARADAĞ herkese kart verilmesine kızdığını, Hüseyin GÖRÜM'ün de "benim işime
karışma" dediğini,
Candan KISACIK'm Osmaniyeli olduğunu, birlikte İstanbul'a Antalya'dan birlikte
geldiklerini, onun hemen geri döndüğünü, Candan'm telefon görüşmesinde kendisi hakkında
söylediği milletin parasını alıp kaçtı şeklindeki ifadesini kabul etmediğini,
Antalya'da şuanda işlettiği oteli biriktirdiği 40.000 YTL ile aldığını, herhangi bir
çökme yapmadığını, 20 odalı oteli şuanda işlettiğini, Otel kaçak olduğu için bu konuda
mahkemenin devam ettiğini,
Hüseyin GÖRÜMÜ'ü ilk tanıdığında, kendisini Özel Kuvvetlerde görevli olarak ve
Hüseyin Kerim BAYRAKTAROĞLU olarak tanıttığını. Hatta Hüseyin'in Mersin'de orduevine
girerken de kendisini bu şekilde tanıttığını, kapıdaki teğmen veya üstteğmenin selam
durduğunu, oraya girerken Özel Kuvvetler kimlik kartı gösterdiğini,
Kendisinin Dernekte Akdeniz Teşkilatı Başkan yardımcılığı yapmadığını, öyle bir
görevinin olmadığını beyan etmiştir.
s £=
^V^ ^r' ^^ı
(1) adet Murat KAÇAR adına düzenlenmiş Kuvai Milliye Derneği başvuru formu,
(3) adet ajanda, (23) adet CD,
(3) adet Yazarı Yusuf Ziya ARPACIK olan Kan Fırtınası isimli kitap,
Kuvayı Milliye ibareleri bulunan bir çok belge, doküman ve not kağıdı, çeşitli kart vizitler, bir
çok şahsa ait kimlik fotokopileri ve fotoğraflar ele geçirilmiştir. Murat ÇAĞLAR'm üst
aramasında;
(l)adet Murat ÇAĞLAR adına düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı,
(1) adet 0505230717768 seri numaralı Türkcell sim kart, (1) adet
0506210029391 seri numaralı sim kart, (1) adet 0401310155694 seri
numaralı sim kart, (1) adet 0605220454738 seri numaralı sim kart, (1)
adet 926973071428626969 seri numaralı telsiz sim kart, (7) adet kroki,
(1) adet Seda YİVLİ isimli şahıs adma düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı, (1) adet
Hikmet HAYIR isimli şahıs adma düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı, (1) adet
A02B80122297202079 seri numaralı Türk Telekom 100 lük telefon kartı ele geçirilmiştir.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR 16.03.2007 tarihinde Bakırköy İlçesiNDE 34 TA 0937
plakalı araç içerisinde yakalanmış, Araçta yapılan aramada;
(1) adet seri numarası bulunmayan 9 mm çaplı, üzerinde FABRİQUE NATİONAL
DARMESTE GUERRE PATENT BROWNINGS FABRIQUE DARMES DEİ BECHEVERIA
EİBAR-ESPANA S.A. CAL 9m/m P ibareleri bulunan 9 mm çaplı ruhsatsız tabanca,
tabancaya ait,
(1) adet şarjör ve şarjöre basılı vaziyette,
(9) adet 9 mm çaplı MKE yapımı fişek,
(1) adet Mehmet DURU adma tanzim edilmiş tapu senedi fotokopisi,
(1) adet kroki
(1) adet Yapıkredi Bankası 204925 referans numaralı banka dekontu,
(1)adet Murtaza SUCU isimli şahsın çeşitli tarihlerde yaptığı ödemeleri gösterir
bilgisayar çıktısı,
(2)adet Çetin ÇOŞKUNSOY adma not alınmış üzerinde telefon numaraları bulunan
not kağıdı bulunarak el konulmuştur.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR 14.06.2008 tarihinde Antalya ili Kaş ilçesi Limanağzı Mevki
Otağ Otel Oda No:308 sayılı yerde yakalanmış, kaldığı odada yapılan aramada;
(1) adet 7.62mm çaplı, H-95848 seri numaralı, markası tespit edilemeyen ruhsatsız
tabanca,
(1) adet şarjörü ve şarjör içersinde,
(5) adet 7,62mm çaplı menşei belli olmayan fişek,
(4) adet 9mm çapında MKE yapımı fişek,
(1) adet Nokia marka 1101 model 35880300/761720/7 seri numaralı cep telefonu,
telefona takılı vaziyette
(1) adet 0702140214506 seri numaralı sim kartı,
(1) adet siyah renkli el çantası içersindeki muhtelif evraklar bulunarak el konulmuştur.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünden aldırılan
15.06.2008 gün ve 2008/BLS.7827 sayılı ekspertiz raporunda ; Murat ÇAĞLAR'dan ele geçen
silah ve mermilerin 6136 S.K. kapsamında oldukları belirtilmiştir.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 ve 16.03.2007 tarihlerinde yakalattığı silahlar
hakkında Kadıköy ve Bakırköy C.savcılıklarınca işlem yapıldığından burada tekrar
edilmeyecektir.
Emre:"Bir dakika abi hemen onu yazayım ama hemen bildiremem onu şu anda dışardayım abi
ofisten bakabiliyorum.", Murat:"34 Edirne Bursa 2534 Santa fe Hyundai", "Santa fe bir buna
birde şuna tekrardan bakabilir miyiz kardeşim ya." "Vermiştim ya 07 D 8987", Emre:"Gene
bakarım ben ama sana haber veririm." dediği,
Tape:1896, 05.05.2008 tarihinde Resul isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Murat: "Ne yapayım bekliyorum işte şimdi telefon açtık dükkânlanndayım onların oturuyorum
da." "şimdi telefon açtık işte dışardayım gelecem melecem diyor bekliyoıruz işte araba maraba
bende." "Başka yerden bir şey öğrenemiyoruz değil mi.", Resul:"Yok ya bir Emreden bende
daha önceden Trafikten arkadaşlara sordum bulamadılar söyleyemeyiz falan yaptılar ancak
borcu vardır yoktur ona göre biliyorsun zaten Emre poliçe falandan Poliçe şeyinden giriyor
abi." "Nereye kayıtlı olduğunu buluyor Emre." dediği,
Tape:1897, 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Emre:"Bak şimdi sana şey vereceğim bu sana söylediğim daha sonra devrolmuş dediğim var ya
zannediyorum aynı plaka üzerinde farklı araçlar ikiside tesadüf peogeut 407." "Şimdi o Birol
CİVİL adına olan hani bir poliçe vardı ya peogeut 407 confort 1.6 HDİ." "Abi ben sana onun
neyini vereceğim biliyor musun acentesinin adresini ve telefon numarasını vereyim.", Murat:
"Ya şimdi ne var biliyor musun." "Ya bizim araba bordo kardeşim." Emre:"İşte ben plakadan
şimdi ne oluyor abi biliyor musun sen mesela arabanı sattın plakasıyla beraber satıyorsun ya
yeni alan adamda devir alıyor aynı plakayı bir başkasına da verebiliyorlar.", Murat: "Ben sana
direk şirket adı versem şirket adma kayıtlı peogeut bulabilir misin.", Emre:"Şirket adı arabanın
plakasını ver bana birde şirketin vergi kimlik numarasını ver abi." "Diğer şeyede baktım abi
G.T.adma kayıtlı 34 EB 2534." "Evet 2006 model Santefe 2.0 CRDI VGTH matik diye böyle bir
model geçiyor şimdi ben sana istersen şu anda kaskoda kaç para ettiğini araba phert olursa kaç
para alacağını söyleyebilirim.", Murat: "Yok onların perilikle bir alakası yok onlara el
koyuyorum da ben." dediği,
Tape:1898 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Murat:
"Kardeşim alayım mı adresleri.", Emre:"Bu şey sana vereceğim adres acentenin adresi adamın
ismi Naim Vehbi GÜNAY." "Abi adam güven sigortanın acentesi." "Sen bu adama gidip ne
diyeceksin biliyor musun." "Kardeşim diyeceksin bu adamın bize borcu var ben avukatımla da
senden güzel güzel almasını bilirim ama hani sen bize yardımcı ol." "Ondan sonra hani bu araba
zaten hacizli ondan sonra elimde adamın sendi var." "Hani ben bu adamın adresine bir türlü
ulaşamıyorum farklı yollardan da ulaşabilirim ama zorlaştırma işimi diyeceksin yani." "Adresini
veriyorum abi" "Yükseliş M... telefon numarası var onları da veriyorum." "335 ...Antalya tabi
bu. 335 ...." "Bu adamdan sen abi sen bu alan kişiyi de satan kişiyi de sen Mustafa TÜRKOĞLU
şey Mustafa neydi o." "Ha Mustafa GÜLTEKİN'i tanıyor musun", Murat:"Yok", Emre: "İkisinin
de telefon numarası şey ikisinin de ev adreslerini bulursun ordan veya iş adreslerini bulursun.",
Murat'Tamam kardeşim Mustafa'nın var zaten ev adresi." "Sen bana bak değiştirmeye karar
verdin mi firmayı", Emre:"Ya abi değiştireceğiz de", Murat:"değiştir bak ona göre iş var he"
"Valla çok adam var yani" "Şimdiden 30 kişi var", Emre : "Sen buraya geldiğin zaman ben hem
sana hem Engin abiye yüzde yüz ödemeli her şekilde yüzde yüz ödemeli poliçe yapacağım abi
hiç senin başın ağrımayacak yanında kartı bile tutmana gerek kalmayacak" dediği,
Tape:1899 07.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Emre:"Şey
bu Turgut ERGÜN adma hiç bu güne kadar ne trafik sigortası ne kasko yapılmış abi yani bu
adamın kendi üzerine hiç arabası olmamış", M..ÇAGLAR'm "Allah kahretmesin onu ya",
Emre:"Sen sormak istediğin aracın plakası neydi abi daha sonra", Murat:"D 8987 vardı ya.",
Emre:"E o şey başkasının adma", Murat:"İşte ben ona zaten aldım şu anda" "He şirketinde
şerefsizlik yapıyorlar başkasının da ben efkoydum ona şu anda." "Farketmez o zaman a...
koyucam hepsinin zaten, anasını s....em nasıl delirdıtrı biliyormusun elimde şu anda dört tane
çekleri de var el koydum hepsjne a..,. kqyacam ya, ya millet burası şu anda
ortalıkta yoklar ben şimdi geldim şeye çöktüm de ofise falan millet hani burdan millet bir
şeyleri kapışıp gitmesin diye yatıyorum burda şerefsizim bak", Emre:"Anladım adamları
bulabilecen mi", Murat:"Abi yok bulumayorum.", Emre:"Bu adamın üzerine cep telefonu
falan yok muymuş abi", Murat:"Abi hepsi hepsi hepsi kapalı ama burda millet konuşuyor 1,5
trilyon tokatlamışlar." "Benim alacağım 100.000 dolar ya 100.000 dolara endeksliyorum bu
anki bu tarihe vurursam", Emre:"Bi tane bi tane 407 değil mi 407' nin şu an piyasa değeri 50
milyar abi ondan sonra bide senin şey lazım Santa Fe falan vardı ya anca belki ikisi anca ikisi
yani senin borcunu kapatır", Murat:"Yok ben şeyler falan var bilgisayarlar falan var hepsine el
koydum ben ya" "Senin öyle mesela telefon numarası ile firma ismini verdiğimiz zaman o
firmanın bilgilerine ulaşabileceğimiz bir kaynağın varmı", Emre:"Vergi numarası olsa bizde
ben sana adresimde çıkartırım şirketin nerde olduğunuda çıkartırım telefon numarasını da
bulurum", Murat:"İşte onun vergi numarası yok Llerin işte korktuğum ne biliyonmu o çakallar
bunların yan kuruluşu gibi gözüküyor" "Ah keşke onu bur ispatlasam onların a... koyacam
hepsinin mermi manyağı yapacam burada" "Emre az uz para değil bak benim yüzümden Resul
bile sıkıntı çekiyor" dediği,
Tape:1900 08.05.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile görüşmesinde özetle; Murat:"Ne
yaptın o Allahm Peşmergesini", Mercan:'... i..ne telefonuma çıkmadı", Murat:"Açıyor
kapatıyor i...nin çocuğu", Mercan: "Şey yapmamış sabah karıyla görüştük" "Aradın mı
müşteriyi dedim falan yok dedi dün dedi şarzımda bitti dedi", Murat:"Yani şeye abisine felan
söyleme mevzusunu konuştun mu" "Bırakalım bu uğraşsın bu diyo çok ahkam kesiyo ya
çevrem var şu var anında adamı aldırırım ederim Güneydoğuda nerde olursa olsun" "O
gelecek büyük bi ihtimal ordan ordan almaya başlıyorum şimdi tamam abi", Mercan: "Hadi
günler daralıyor yani biliyosun" dediği,
Tape:1901 08.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Emre:"...şey şimdi bu adamın üzerine 2 tane araba var abi" "07 Adana LL 28" "07 Yozgat
Sinop 294" "Evet bu Yozgat Sinop 294 Mitsubuşi L 300 Panelvan 2005 Model",
Murat:"Öbürü ne babacan", Emre:"Opel Kombo 1.7 Tidiay klap diye geçiyo 2004 model"
dediği,
Tape:1904 04.06.2008 tarihinde Seyhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Seyhan:"İyi abi oturuyoruz" "Otur geleyim paraları saymaya gel diyosan atlıyım hemen",
Murat: "Atla hemen gel" "Valla kafaya sıkıcaz" "Sıkıcaz işte bi kaç kişinin kafasına",
Seyhan:"Sıkalım abı", Murat: "Harbi diyorum bak dolu gel" "Akşam çık gel seni ondan sonra
boş döndermem bi daha", Seyhan:"Bi işim var yarım saat falan ondan sonra çıkabilirim
ancak", Murat: "Emanetleri de al yanma gel bende yarın seni burdan dolu göndereyim" dediği,
Tape:1905 05.06.2008 tarihinde Engin ÇAĞLAR/Murat ÇAĞLAR ile Seyhan isimli
şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle; Engin:"İşte ne bileyim ben para .. yönden anlaşmazlık
çıktı" "Onlar .... fiyatı istiyorlar Murat abimde vermedi öleyse kalsın dedi" "Ölü
fiyatı istiyorlar" "Eee bilmiyorum baya ucuz yani", Seyhan:"Nasıl baya ucuz.........700 milyar
veriyor du" , Engin: "Buranın maliyeye borcu var elektrik su o tür şeyler işte" "Ya 100 Kağıt
onlar tutuyor her halde 100-120 milyar onlar tutuyor bizim elimizde bi şey kalmıyor
konuştum bende dün akşam bole bole dedim o zaman hiç verme daha iyi dedim elimize
geçicek 300 milyar para koskoca otele 300 milyar gider mi ya yazık günah dedim satma o
zaman konuş adamlarla öle bi karar aldık yani dün şimdi adamlarla konuşuyor işte" "Ne
demek neden ya bizim de ona göre bi yerlere ödememiz vardı biz o paraya bağlamıştık bide iş
kuracaktık bide", Seyhan:"Adada ki otelden bahsetmiyoruz değil mi biz", Engin:"Yok başka",
bu sırada Engin'in yanında bulunan Murat ÇAĞLAR telefonu alarak "Şeyleri getir bana
dosyalan getir bana" "Babacan napıyım bi görüşmem *vsf şu, anda da a...a koyucam
birilerinin de", Seyhan:"Olmamış abi ölemi", Murat:- "bi.k-onuşıiyorurn şuanda ben görüşürüz
sonra senle tamam" dediği, •' - ,'" ' ^ *
Tape:1906 06.06.2008 tarihinde Celil isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle;
Murat: "Keyif iyi aldım oteli" "Tamamını her şeyini geçirdim üstüme" "He her şey üzerimde
şuan" "Eyvallah satacam zaten moruk haber verdim sağa sola", Celil:"O adamları ariyaydın"
"O adamları hani sen dedin ya parayı almışlar gelmişler", Murat: "Ya yok o a... kodumunun
çocukları gittiler ya" "S.......im anasını zaten adamlara buranın değeri 3-4 trilyonluk değeri
var" "A... koyim adamlar kalkmışlar 400-500 milyardan bahsediyorlar", Celil:"...bi kaç gün
sonra yola gitçem işte Eskişehir'e" "O piç arabanın davası varya" "He gidecez Eskişehir'e
adamın yanma Eskişehir'e galericinin yanma" "Anlaşma yolu anyıcaz uyarsa bize uyacak
uymazsa Allah yolunu açık etsin......" dediği, tespit edilmiştir.
2452 -
SONUÇ
Dosyamızda mevcut tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu Ergenekon terör örgütü
yapılanması adı altında oluşuturulan örgütün bir çok alanda örgütlenmesini tamamladığı,
örgütün yönetici kadrolarının toplumda ve devlet kademelerinde önemli görev ve mevkilerde
bulunmuş kişilerden oluştuğu, amaçlarına ulaşmak için hertürlü kanun dışı yolları kullanmayı
prensip edindikleri, amaçlarına ulaşmak için gerekli silah mühimmat ve diğer malzemeleri
kolaylıkla temin edebildikleri gibi devletin çok gizli belgelerini de ele geçirdikleri ve örgütün
amaçları doğrultusunda kullandıkları, birçok şüphelide devlete ait gizli bilgi ve belgelerin
bulunduğu ortaya konulmuştur.
Ergenekon terör örgütünün amacına ulaşabilmek için Danıştay Suikastını
gerçekleştirdiği gibi birçok suikastı da planladıkları ele geçirilen belgeler, iletişim tespit
tutunakları, bir kısım şüpheli ve tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Ergenekon terör örgütünün
bu tür eylemler için sabıkalı ve suça meyilli insanları Kuvayı Milliye Derneklerine üye
yaptırdığı, bu tür insanlan derneklerde toplayıp çeşitli rütbeler ve sözde askeri görevler
verdiği, basın yayın kuruluşlarını, mafyayı ve terör örgütlerini kontrol altına almaya çalıştığı
belirlenmiştir.
Sivil toplum kuruluşların üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları
amaçları doğrultusunda sevk ve idare etmeleri, yukarıda belirtilen medya mafya ve terör
örgütleri üzerindeki etkileri dikkate alındığında/ anılan-, örgütün her yönüyle hükümetleri
devirip yönetimi ele geçirmeye elverişli olanaklara sahip.oldukları anlaşılmıştır.
Örgütün, mafyayı ve terör örgütlerini tasfiye etmek yerine yeniden düzenlenip
organize ettikleri, kendi amaçları doğrultusunda hareket edecek kişileri bu oluşumların
yönetimine geçirmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.
Ergenekon terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerinde gizlice yapılandığı, devletin
birçok birimine de sızmaya yönelik amaç ve faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.
Yukarıda izahı yapılan açıklamalar doğrultusunda, Ergenekon terör örgütünün,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet
kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste
bulunduğu, amaçlanna ulaşmak için kontrolü altında bulunan medya ve sivil toplum
kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak
gerginlik ortamından faydalanarak, görevde bulunan hükümetleri çalışamaz hale getirip, nihai
olarak ordu içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların yardımı ile
yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri,
Dosyada mevcut Ergenekon terör örgütüne ait olan örgütsel içerikli dokümanlardan,
suikast planlarından telefon görüşmelerinden toplu gösteri yürüyüşü ve protesto
eylemlerinden açıkça anlaşılmıştır.
NETİCE VE TALEP :
Öncelikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesine uygun olarak
düzenlenen iş bu iddianamemizin kabulüne,
Şüphelilerin mahkemenizde 5271 Sayılı CMK'nun 250-252. maddeleri gereğince
yargılamalarının yapılarak, her bir şüphelinin yukarıda belirttiğimiz sevk maddeleri gereğince
AYRI AYRI CEZALANDIRILMALARINA,
Şüpheliler hakkında TCK'nun 53/1-2-3 ve 58/9. maddesindeki güvenlik tedbirlerinin
UYGULANMASINA,
Adli Emanette kayıtlı değişik tip ve çapta tabanca, tüfek, şarjör, mermiler, bıçaklar,
pala, kılıç, muşta, telsiz, içi boşaltılmış el bombası, suçta kullanılan cep telefonları ile sim
kartların 5237 sayılı TCK'nun 54. maddesi gereğince MÜSADERELERİNE,
Adli Emanette kayıtlı belgelerin gizlilik dereceli olanların ilgili kurumuna
gönderilmesine, diğerlerinin delil niteliğinde olmaları nedeniyle DOSYADA
SAKLANMASINA,
Gözaltına alman veya tutuklanan şüphelilerin gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri
sürelerin 5237 sayılı TCK'nun 63. maddesi gereğince CEZALARINDAN İNDİRİLMESİNE,
Karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur. 10/07/2008
NOT : - Bir kısım ŞüplMüer hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığınağair karar verilmiştir. ■
Bir kısım şüpheliler hakkında evrak tefrik edıfintştıp •r/-~Z^\ %,
• ^ w.-*'
•%
%
-'s , «-. 4 \ ,. S
2455