Professional Documents
Culture Documents
Ebulvefa
Ebulvefa
Ebulvefa
Yusuf HALICI
EBU’L VEFA
HAZRETLERİ
“Ebu’l Vefa hazretlerinin manevî önderliğini yaptığı külliye; bir ilim merkezi, bir
yardımlaşma müessesesi, yolcular için bir misafirhane, yoksulların karnını doyurduğu
bir yer olduğu gibi aynı zamanda insanların huzur bulduğu, edebiyat, musikî, hüsn-ü
hat gibi güzel sanatların icra edildiği bir yer oldu. Günümüzde Vefa adı ile anılan bu
semt, Şeyh Ebu’l Vefa Hazretlerinin bir hatırasıdır.“
O smanlı’nın 1 5.
yüzyılda yetiştir-
diği önemli ilim
adamlarından…
76 Ağustos 2008
Fatih Sultan Mehmet’in yap-
tığı güzel çalışmalar sebebiyle
Ebu’l Vefa’ya karşı çok özel bir
muhabbeti vardır. Bir gün has
adamlarından birini göndere-
rek, sohbetlerinden ve nasihat-
lerinden istifade etmek için bu
büyük insanı saraya davet eder.
Ancak, Şeyh Ebu’l Vefa bu dave-
te icabet etmeyeceğini bildirir.
Daveti kabul edilmeyen Cihan
padişahı Fatih tebessüm eder
ve “O gelmezse, biz onun aya-
ğına gideriz” diyerek bu mane-
viyat sultanının dergâhına ka- ve dervişliğe kalkışacak. Hâlbuki temeye çekindiği için de iğneyle
dar gider. Ama bir sarhoşa dahi o milletin işlerini üzerine almış- deldiği limondan birkaç damla
açık olan bu kapı Peygamber tır. Biz de dünya düzenini koru- emerek nefsini köreltmiştir. Ka-
müjdesine mahzar rikkat ehli maya memuruz.” dın Ebûl Vefa’nın isteği üzerine
Sultan’a açılmaz. Fatih: kız kardeşine gider durumu an-
Ebûl Vefa hazretlerinin kü- latarak helallik alır ve çocuk da
—Ey Ebu’l Vefa, sende hiç çük ve sevimli bir oğlu vardır. bu kötü huyu kendiliğinden bı-
vefa hissi yok mu? diyerek ora- Çocuk iyidir hoştur ama kötü rakır.
dan ayrılır. bir huyu vardır. Mahalle sucusu-
nun çuvaldız ile kırbalarını de- Zamanın padişahı II. Bayezıd,
Sultan Fatih bir müddet son- ler. Delinen kırba dikilemez, an- Ebu’l Vefa Hazretlerini ziyaret
ra aynı kapıya bir kere daha ge- cak boğumlanarak bağlanır ki, etmek ister. İsteği kabul görme-
lir. Ama kapı kendisine yine bu da koca kırbanın telef olması yince, sultanlık damarı kabarmış
açılmaz. Kapının bir tarafında demektir. Saka bir sabreder, iki olmalı ki, bir gün aniden, ses-
koskoca Cihan Sultanı Fatih Sul- sabreder, bakar olmuyor, en son siz ve sedasız bir şekilde erkânı
tan Mehmet diğer tarafında da hazretin huzuruna çıkarak duru- ile tekkenin yolunu tutar. Kala-
gönüller sultanı Şeyh Ebu’l Vefa mu bildirir. Ebûl Vefa hazretle- balık saray arabalarıyla tekke-
hazretleri ağlamaktadır. Fatih ri çok şaşırır. Kırbaların parasını ye yaklaştıkları sırada, dervişler,
kemâl-i edeple huzura girip işin fazlasıyla öder, ağlayarak helal- koşarak bu ziyaretten Ebu’l Vefa
aslını öğrenmek üzere yaverini lik diler. Hazretin bu durumu Hazretleri’ni haberdar ederler.
içeri gönderir. Yaverin getirdiği karşısında bir hoş olur saka, keş- O; “Olamaz böyle bir şey müm-
cevap tarihî olmakla birlikte ma- ke eşiğine sultanların baş koy- kün değildir.” der ve sedirde kıb-
nidardır da; duğu veliyi üzmeseydim diyerek leye yüzünü dönerek uzandır ve
büyük bir pişmanlık ve mahcu- kelime-i şahadet getirir. Sultan,
“Benim ona meylim ve onun biyet içinde dergâhtan ayrılır. Şeyh Ebu’l Vefa Hazretleri’nin
bana ihtiyacı o derece fazladır Ebûl Vefa çocuğa hiçbir şey de- bulunduğu mekâna girdi-
ki, bir an birbirimizi görecek ol- mez. Hemen hanımına giderek; ğinde, O, ruhunu çoktan tes-
sak, o benden ayrılmak isteme- “Aman hatun, iyi düşün, biz bir lim etmiştir. Çünkü daha önce
yecek, ben de onu bırakmayaca- hata yaptık ama nerede?” der. de o Fatih Sultan Mehmet’e;
ğım. Hünkârımız Efendimizin Çok geçmeden hanımı yaptığı “Bu dünyada görüşmemiz mu-
gönlü çok hassas ve coşkundur. hatayı bulur. Kadın çocuklarına kadder değildir!” diyerek, gö-
Korkarım ki padişahlık vazifele- hamileyken kız kardeşinin sepe- rüşme taleplerini geri çevirmiş-
rini unutup tacı tahtı bırakacak tindeki limona canı çekmiş, is- ti.
77