Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 425

Maggie Furey - G Kaltlar Cilt4 Dhimmara Dhimmara eviren: Barbaros Bostan I G KALITLARI SERS Birinci kitap kinci kitap

nc kitap Drdnc kitap : Aurian : Rzgrlarn Harp : Alevlerin Klc : Dhiammara MAGGIE FUREY Maggie Furey ngiltere'nin kuzeydousunda dnyaya geldi. Uzun yllar retmenlikle urarken, ayn zamanda BBC Newcastle Radyosunda kitap eletirmenlii ve Durham Okuma Kaynaklar Merkezinde danmanlk yapt; ocuk kitaplar fuarlar dzenledi. Dier eserleri arasnda Shadowleague ve Web serilerini sayabiliriz. Yazar, 1995'de British Fantasy dln kazand Maggie Furey, halen rlanda, Wicklow'da ei Eric ve alt ke-disiyle birlikte yayor. Orijinal Ad : Dhiammara ngilizce Aslndan eviren : Barbaros Bostan Yayma Hazrlayan : Ferhan Ertrk 1. Basm : Kasm 2004 ISBN : 975-8733-45-1 Copyright 1994 by Maggie Furey Kapak llstrasyonu Balca-Arda

Bu kitabn Trke yayn haklan AJfa Basm Yaym Datm Ltd. ti.'ne aittir. Yaynevinden izin alnmadan ksmen ya da tamamen alnt yaplamaz, hibir jekilde kopya edilemez, ojjaltlamaz ve yaymlanamaz. ARTEMS YAYINLARI Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu / stanbul Tel: 0212 513 34 20-21 Fax: 0212 512 33 76 eposta: info@artemisyayinlari.com www.artemisyayinlari.com Genel Datm: Alfa Tel: 0212 51 1 53 03 Fax: 0212 519 33 00 www.alfakitap.com Bask ve Cilt: Melisa Matbaaclk Tel: 0212 674 97 23 Fax: 0212 674 97 29 Artemis, Alfa Yaynlar nm tescilli markasdr.

VERML TOPRAKLAR KUZEY LKELER X Gemi Enkaz GNEY KRALLIKLARI ----ldeki Rota --- 100 mil 1. Son Byc ITIvczes urian, Alevlerin Klcn alamaynca, ok uzun zamandr insan klnda yaayan Peri adar, nihayet serbest kalarak gerek formlarna dndler. Alev sal bycnn, klc bulduktan sonra gstermi olduu zayfla ramen Perilere arzuladklar zgrlklerini vermi olmas Hellorin iin byk bir anst. Hellorin, "Binin atlarnza ocuklarm, Periler bir kez daha zgrce at binerek dnyay titretsinler," diye kkredi. Eilin, "Hayr, Efendim, bunu yapmamalsnz," diye bard. "Brakn Xandimler gitsin. Onlar zeki varlklar, brakn zgr kalsnlar!" Bir an iin, Perilerin Efendisi duraksad. Yannda kald sre ierisinde Eilin ile iyi arkada olmulard. Eilin onun iin deerliydi ama imdi hibir ey zgrl ile arasna giremezdi. Byc-halkm zaman sona ermiti. Periler, bir kez daha dnyaya sahip olacak ve onu temelinden sarsacaklard. Hellorin omzunu silkerek Eilin'i zihninden uzaklatrd. Eer i D'arvan'a kalm olsayd, Peri atlar hl ie yaramaz insan formlarnda olacaklard. Gelecekte yumuak kalpli oluna her ey retilecekti.

Hellorin'in beyaz ksra, sert bir srayla yeryznden ayrlarak gkyzne ykseldi. Hzlanarak havadaki grnmez bir yol zerinde, geni admlarla komaya balad. Perilerin Efendisi'nin uzun sredir yeryznde zincire vurulmu kalbi, mutluluktan uuyordu. Zaferine o kadar odaklanmt ki arkasnda Alevlerin Klc'mn at boyut kapsn fark edemedi. Olu D'arvan'm, Aurian'm arkasndan, kapdan geip frl frl dnerek kaybolduunu grmedi. Ksa sre ncesine kadar lml insanlarn klna brnm, onlarn bilinciyle zeksna sahip olan halk, Hellorin'in cokulu haykrlarna katld. Artk belirli belirsiz figrler deillerdi. ekici ve k saan vcutlarna dnp atlarnn zerinde, Hellorin'in arkasndan ykseklere doru szldler. Efendilerinin arkasndan srklenen koyu bir duman gibi kmelenerek gkyznde onu takip ettiler. Yeterli at olmad iin yeryznde kalanlar, adeta bu cokuyu yaya takip etmeyi planlamasma ormana daldlar. Perilerin Efendisi, kendisini takip edenlere gururla gz att. Yabanclarla beraber vadiye yzden fazla Peri at gelmiti. Bu yzden halknn byk ounluu gkyzne ykseleme-miti. Bu cokulu ykseli, eskilerin grkemli seferlerinin ancak soluk bir yansmasyd. Bu, gerek zaferini az da olsa lekeliyordu. Bu dnceyi abucak kafasndan uzaklatrd. Byle karlatrmalarn, yaanan grkemli zafer anm zedelemesine izin veremezdi. Eer kaybolan atlar okyanusun bu kysnda ise, bulunabilirlerdi. Eer Perilerin gcnn ulaamayaca denizlerin tesinde hl kaypsalar, bugn geri alnanlardan kolayca yenileri yetitirilebilirdi. Hellorin, bu sradan dnceleri zihninden uzaklatrd. Yeni zgrlnden byk keyif alyor, yzn actan ve cierlerini hafife yakan buzlu rzgr derin derin soluyordu. Yeryzne doru gz attnda, beyaz ksra buluttan buluta atlayp gm toynaklaryla imekler yadrdka, Perilerin Efendisi, atnn gcyle iftihar etti. Hellorin'in keskin gzleri, aada karncalar gibi kmelenen insan ekillerini fark etti. Kalabalk bir lml toplulu- _3 u, yanan aalarn arasndan kayordu. lmllere, bu dnyann efendilerinin artk Periler olduu retilmeliydi. Perilerin Efendisi, zafer sarhou bir haykrla insanlarna seslendi. Ksran

mahmuzlayarak aadaki istilaclarn zerine srd. Hellorin'in halk, gkyznde kayan yldzlar gibi aaya szlerek onu takip ettiler. Hepsinin gzleri, lml kanma susam bir ehvetle alev alev yanyordu. Syledikleri kulaklar trmalayan tiz sava arks, havay bak gibi kesiyordu. Eliseth'i bu talihsiz saldrda takip eden paral askerlerin hepsi, bu ileli ormann topra kanlarna doyana kadar, teker teker katledildiler. Periler, tm lmller ldkten sonra evrelerine bakarak ormanda yabanc kalp kalmadn anlamaya altlar. Byc Eilin, Vadinin geni anann merkezinde, gln kysmdayd. Katledilen lmllerin lklarn duyduka r-periyordu. Perilerin Efendisi'nin hainlii, kznn kaybyla karlatrldnda nemsiz kalyordu. Ama yine de Perilerin ihaneti ona ac veriyordu. Eilin, zntsnn arl altnda eziliyordu. Ayakta duracak direnci kalmamt. Sadece inat gururu onu ayakta tutuyordu. Hayatnda ikinci kez deer verdii her eyin, kzmm, evinin ve umutlarnn elinden kayp gitmesini izliyordu. lkinde, kocas Geraint lm ve hayat alt st olmutu. Kaybolan hayallerinin, zntsnn ve yklmlnn ardndan yeniden yaama balanmt. Bir kez daha hayat anlam kazanmt. Ama imdi daha yalyd. akn, perian ve yapayalnzd. Tekrar yaama balanacak cesareti ve gc nasl bulacakt? Eilin'in yannda, kendisi Peri diyarnda iken Vadiye snan asilerin nnde, kzmm arkadalar Vannor ve Parric duruyordu. Eilin, Peri diyarnda iken, Hellorin'in byl penceresinden tm bu insanlar izleyerek, son birka ay ierisinde onlar tanma frsatn bulmutu. Sadece, teninin renginden ve yz hatlarndan denizlerin tesinden geldii anlalan yabancy tanmyordu. nk Perilerin Efendisi'nin penceresinin bys, denizlerin tesine ulaamyordu. Bu lmllerin hibiri, Eilin'e bir ey ifade etmiyordu. Onlarn buradan ayrlmasn ve Vadide yalnz kalmay istiyordu. Byc Eliseth'in sebep olduu ykm onarabilmesi iin zamana ihtiyac vard. Perilerin Efendisi'nin ihanetini ve kzn kaybetmenin zntsn unutabilmesi iin yalnz kalmaya ihtiyac vard. Ama bu insanlarn hepsi Aurian'm arkada ve yoldalaryd. Onlar da en az Eilin kadar akn ve korku iindeydiler.

Eilin onlardan kurtulmadan nce, Vadide dinlenmeye ve kendilerine gelmeye ihtiyalar vard. Eilin onlara yardm edemezdi nk onlara verecek hibir eyi kalmamt. lmller, kendi balarnn aresine bakmak zorundaydlar. Sa kalanlar arasnda, o gnn korkun olaylarnn stesinden gelmeyi en iyi baaran Dulsina'yd. Dulsina, Aurian' ok az tanyordu. evresindeki yklm arkadalarna bakt. Eer o akam bir para da olsa huzurlu geirmek istiyorlarsa, bir eyler yapabilecek tek kiinin kendisi olduunu fark etti. Parric, dierlerinden uzakta, srt arkadalarna dnk olarak ayakta duruyordu. Ba ne eilmiti. Omuzlar keder ve yenilgiyle kmt. Bu mesafeden bile Dulsina, onun tyler rperten, aralksz kfrlerini duyabiliyordu. Sangra, cesurca gzyalarn bastrmaya alsa da baarl olamyordu. Klcnn kabzasn o kadar sk tutuyordu ki elleri kemikten bir dm haline gelmiti. Sanki bu ekilde korkusunu ve yalnzln yenmeye alyordu. Fional, arkada D'arvan'n kaybyla lgna dnmt. Esmer tenli, uzun siyah sal egzotik yabancnn yannda duruyordu. Yabancnn vcudu, bir dansnn kvrakl ve gcne sahipti. Yabanc, fke ve keder dolu anlalamayan bir dilde barp aryor, Oku onu sakinletirmeye alyordu. Ksa sre ncesine kadar sakin ve kendine hkim duran Van-nor, dizlerinin ba zlmesine aniden yere oturdu. Elleriyle gzlerini kapatyordu. Hepsinden kts, Leydi Ei-lin'in dierlerinden biraz uzakta hareketsiz ayakta duruuydu. Talam yzndeki gzleri, souk ve korkun bir kla parlyordu. Birinin hepsiyle ilgilenmesi gerektii belliydi. Dulsina, trajik olaylarn yaand bu mutsuz yeri terk etmeleri gerektiini dnyordu. Smaklar kan yangnda zarar grmemi ise, oraya gidebilirlerdi. Ama arkadalarnn bu hzn dolu uyuukluktan uyanmaya gleri kalmamt. Leydi Eilin'i ikna etmeye altnda, onun gzlerindeki almas imknsz buz duvarn ve onun arkasndaki, alev alev yanan gizlenmi fkeyi grd. Hayatta ok az ey Dulsina'nn cesaretini krabilirdi ama bycnn ona souk bak tylerini rpertmiti. Eilin'i daha fazla zorlamamaya karar verdi. nk zorlamaya devam ederse, bycnn gzlerindeki kaytsz souun yerini

ateten bir gazabn alacandan emindi. Dulsina abucak plann deitirdi. Asilerin kampndan artakalanlar buraya getirebilirlerdi. Yaanan onca ey ve gnn aclarndan sonra, az da olsa rahatlamaya ihtiyalar vard. Gne birazdan batacak, karanlk olmadan yiyecek ve barnaa ihtiyalar olacakt. Gne, Vadinin zerinde gri ve amansz bir rt oluturan dumanlarn iine batmaya balamt. Dulsina i ekti. Mutlaka burada kendisine yardm edebilecek, yetenekli ve mantkl birisi olmalyd. Az tede, gln kysnda ayakta duran Hargorn'u grdnde ok mutlu oldu. Deneyimli sava, gln kysnda, amura saplad klcna yaslanm gzleri gln tesine odaklanm bir ekilde duruyordu. Karklklarndan beri ilk defa, yal bir adam gibi grnyordu. Dulsina'nm ayak seslerini duyduunda dorularak ona doru dnd. Yznde gzyalarnn nemi vard. Baklarndm da gizlenen korkun ve ac bolua ramen, hl bilinci ye-rindeymi gibi grnyordu. Dulsina bir ey sylemeden, "Maya yok oldu," dedi usulca. "Zavall, geen o kadar zaman ierisinde hep buradaym ve ben bunu bilmiyordum. Ve imdi yine yok oldu." Sesi bir fsltya dnmt. "Her zaman onunla gurur duydum. O, bunu bilmiyordu ama o her zaman iin benim kzm gibiydi." Kendine gelerek, "Ama ldnden emin olmadan onun iin zlmenin bir anlam yok." diye ekledi. "Burada olsayd, Maya bu durum iin bir eyler syleyebilirdi. Birok erkekten daha cesurdu." Dulsina'ya dnerek, "Senin iin ne yapabilirim?" diye sordu. Dulsina cevap vermeden nce zntyle duraksad. Hargorn'un szleri ona Gndnm'n hatrlatmt. Byk Kapalardaki kalabalkta Vannor'un kzm kaybetmiti. Maya ile Leydi Aurian, Zanna'y kurtarm ve onu gvenli bir ekilde yanma getirmilerdi. ok yakn arkada olan, gen ve cesur iki kadn, bycyle sava, o zamandan sonra birok zorluu amlard. imdi ikisi de lmt. Hargorn, "Hadi, kendine gel," dedi usulca. "imdi byle dncelere dalmamzn bir anlam yok. Tanrlar, Maya ve Aurian'la beraber olan herkese yardm ederler. Ama burada yamurda slanm akn tavuklar gibi beklememiz, bize bir ey kazandrmayacaktr. Tanrlara kr ki sen ve ben buradayz. En azndan hl bilinci yerinde olan birileri var," diye ekledi.

Dulsina glmsedi. Aralarndaki arkadaln scaklyla rahatlad. Vanor onun Vadiye gelmesini yasaklam olmasna ramen, Hargorn, onu da dier asilerle beraber vadiye getirmiti. Hargorn ile ok ey paylamlard. Dulsina kendini toplayarak, iinde bulunduu zor durumu Hargorn'a aklad: "Zavall Leydi Eilin, bulunduu yerden kprdamyor. Dierleri de yamurda slanm akn tavuklardan ok, basz kalm bir srye benziyorlar. Karanlk k- 7 meden beraber bir kamp kurmalyz..." Hargorn, "Merak etme," diyerek Dulsina'y rahatlatt. "Asilerden geri kalanlarla beraber smamza gidebiliriz. Sen de bizimle beraber gelirsen, buraya neler getirmemiz gerektiine karar verebilirsin. Ksa zamanda, yiyecek ve battaniyelerle buraya geri dneriz," diye ekledi. Hargorn telal bir ekilde yola koyuldu. Dulsina, Hargorn'un klcnn gln kenarnda, amura saplanm olarak durduunu fark etti. Hargorn normalde bu kadar unutkan deildi. Acaba yalanyor muydu? "Hargorn," diye seslendi, "klcn unuttun." Hargorn bo gzlerle ona bakt ve ban iki yana sallad. "O kl, bugnk talihsiz olaylarn sorumlusudur. Savamay brakyorum, Dulsina, bugnden sonra o klca asla dokunmayacam," dedi. Parric bir sre sonra, dald d aleminden kurtularak, akam karanlnn ktn fark etti. Ne kadar uzun zamandr korku ve znt ierisinde hareketsizce dikilmekte olduunu fark ettiinde dehete kapld. Dulsina ve Har-gorn'u yalnz brakt iin utand. Yine de, onsuz her eyi halletmi gibiydiler. Dulsina, "zlme Parric, eski barnamzdan eyalarmz buraya getirdiimizde rahat edeceiz. Hl iin iin yanmakta olan aalarn kysnda, ate yakmamza yetecek kadar kuru dallar var. Avlanmamza gerek yok. nk dumandan birok hayvan lm. Biraz gezinirsen, her yerde hayvan cesetlerinin olduunu grebilirsin," diye aklad. Dulsina'nm sesindeki titreme ve yzndeki gerginlik, ormanda tank olduu katliamdan ne kadar etkilendiini belli ediyordu. Svari ba, kzarm etlerin kokusunu fark ettiinde az suland. Biraz tesinde, belirli belirsiz bir kamp yeri olumaya balamt. Aa dallarnn arasna gerilmi battaniye, pelerin ve postlardan ilkel

barnaklar yaplyordu. Gln kysndaki byk atein yannda, yemek piirmek iin bir dizi kk ate yaklmt. Parric, "Yardm edebileceim bir ey var m?" diye utanarak sordu. "Evet, arkadan Sangra'nn yanma gidip onu ve uzak diyarlardan getirdiin yabancy rahatlatabilirsin," dedi Dulsina. Svariba, atein yaknma oturmu Sangra ve Yazour'a doru bakt. Skca birbirlerinin ellerini tutup derin bir sohbete dalmlard. "yle grnyor ki ikisi de bensiz kendilerini gayet gzel idare ediyorlar," diye sylendi. "Vannor nerde?" Dulsina kalarn atarak, "Hibir zaman Vannor'la bu kadar ok ilgilenmezdin," diye karlk verdi. "Git ve gen arkadalarna yardm et. Burada oturup kara kara dnmesine izin veremezdim. Onunla ben ilgileniyorum. Onu, Leydi Eilin'le konumas iin gnderdim. Tanrlar biliyor ki bunu birinin yapmas gerekiyordu." Eilin yaklaan lmly grnce yumruklarn skt ve kfretti. stenmeyen misafirleri, ok uzun zaman nce For-ral'm ilk dinlendii yerde, kamp yerini kurmaya balamlard. Eilin yanm ve parampara olmu ahap kprsnden geerek, gln ortasndaki adasna ekilmiti. Kimsenin arkasndan gelmeye cesaret edemeyeceine inanyordu. stenmeyen misafiri kendisine yaklarken, yanldn anlamt. lmlnn kim olduunu anladnda hi armamt. Geen yllar ierisinde Aurian'dan Vannor ile ilgili ok ey duymutu. Ksa zaman nce Hellorin'in byl penceresinden, o kzn aramak iin Nexis'e geri dnene kadar, Van-nor'u izlemiti. Vadiye sman asileri sevecen ve adaletli bir ekilde ynetmesinden etkilenmiti. Esrarengiz ve gizemli bir varln onlara yardm ettiini fark eden ilk kii Vannor'du. Arkadalarnn, Perilerin Efendisi'nin olu D'arvan'm koymu olduu kural ve snrlamalara uymasn salamt. Eilin, asilerin liderine sayg duysa da, huzurunu bozduu iin ondan rahatsz olmutu. phesiz, Eliseth'in saldrsyla Miathan'm ortadan kaybolmasnn muhtemel sonularn ve imdi neler yaplmas gerektiinin detaylarn konumaya geliyordu. Yaanan talihsiz

olaylarda Babyc'nn rol neydi? imdi ne yapacakt? Byc i ekti. Tanrlar beni affetsin ama bu konularla imdi yzleemeyeceim, diye dnd. Bu sorunlarn nemli olduunu ve birilerinin bu ilerle ilgilenmesi gerektiini biliyordu. Ama imdi gelecekle ilgili endielenemeyecek kadar yorgun ve zntlyd. Eilin, batan gnein kan krmzs nda, yaklaan lmlye srtn dnerek eski evinin ykntlarn incelemeye balad. Alevlerin Klc'nm ortadan kaybolmasyla beraber, kulesi, tekrar adaya geri dnmt. Rzgr ve iklimin etkisiyle kulenin siyah tatan duvarlar yer yer yklm, tavan km, pencerelerdeki kristal camlar krlmt. Kuledeki yalnzlk ve terkedilmilik hissi, dayanlamayacak kadar ac vericiydi. Evimi bir daha nasl eski haline getirebileceim, diye umutsuzca dnd. Nereden balayacan bile bilmiyordu. "Eer yardma ihtiyacnz olursa, biz lml dostlarnz size yardm edebiliriz. Tek banza kuleyi eski haline getiremezsiniz." Byc aniden geriye dnd. Zavall adam yoksa zihnini mi okuyordu? "lmllerden gelecek yardma ihtiyacm yok," diye fkeli bir biimde karlk verdi. Kendi evini tek bana yeniden ina edemeyeceini nasl ima ederdi? Vannor, nnde saygyla eildi ve hibir ey demedi. Eilin, aralarndaki sessizliin uzamasna izin verdi. Vannor, bu lm sessizliinin bozulmasn bekledi ama Eilin, onunla konumay reddediyordu. Sonunda, Vannor konutu. Eilin'in az nceki fkeli szle10 rini hi duymam gibi, sesi ok tatlyd. "Efendim, gln dier kysnda scak bir barnak, yiyecek ve dostluk var. Kpry geerek bize katlmaz msnz?" Eilin onunla gz gze gelemiyordu. Sesindeki scakl duymak yeterince ktyd. Eer yznde var olduunu bildii efkat ve endieyi grecek olursa, kendi evresinde ina ettii krlgan gurur kalkan parampara olacakt. Bu zavall adamn nnde gzyalarna boulma dncesine dayanamyordu. "Sizin trnzden gelecek hayrseverlie ihtiyacm yok," diye sinirli bir ekilde karlk verdi. "Yemeiniz, ateiniz ve dostluunuza lanet olsun! Burada iiniz yok ve ben sizin yarn akama kadar buradan def olup gitmenizi istiyorum. Aksi halde sonularna

katlanrsnz." Vannor'a dnerek, fkeyle ona bakt. "Bu vadi benim, lml, benim!" Vannor, Eilin'in tehditlerinden etkilenmemi grnyordu. Uzun uzun onu szd. "Nasl isterseniz," diye karlk verdi. "Kimse bu Vadinin sahibi olduunuzu inkr etmeyecektir. Ama eer yardm edebileceksek..." Durdu ve ban iki yana sallad. "Hayr," diye mrldand. "Burada souktan, alktan ve yalnzlktan lecek bile olsanz, asla yardm istemezsiniz. Aptalca ve kat gururunuz yznden, asla yardmmz kabul etmezsiniz." Vannor'un bu szleri zerine, Eilin'in sabr tamt. Bir harpy gibi ona doru uarak, lklar iinde lanetler etti. inde biriken fkeyi kusacak birini bulmu olmak rahatlatcyd. Vannor korkusuzca, sakin bir ekilde onunla yzleti. Ve 'ite grmek istemedii acm? hissi, Vannor'un yznden aka okunuyordu. Bu, onu durdurdu. Byc birden nasl bir grnm olduunu fark etti. Zedelenmi gururuyla ilgna dnm, ie yaramaz ve gln gzkyor olmalyd. Ettii kfrlerin yerini ac bir sessizlik ald. Vannor saygyla ban ne edi. "Efendim, Aurian bana Byc-halkm inat gururu ve iddetli fkesi hakknda bilmem gereken her eyi retti. Ama bu, onu daha az sevmeme veya ona daha az sayg duymama sebep olmad," dedi. Eilin, beklemedii bir ekilde, kendisini Vannor'a glmserken buldu. "Kzmla olan arkadalnz, karakterinize derin bir anlay kazandrm," diye itiraf etti. Vannor da ona glmsyordu. "Bu gerekten doru, Efendim ama Aurian bana Byc-halkm kt yanlarndan ok, iyi yanlarn retti. Cesaret, sadakat ve az grlr bir drstlk..." Szleri, gkyznden gelen boru sesleri ve Perilerin vahi lklaryla blnd. Perilerin Efendisi, Vadiye geri dnmt. Periler, gkyznden birer yldrm gibi yeryzne dyorlard. Her ne kadar Parric ve Sangra bir sredir onu ikna etmeye alsalar da, Yazour kararn deitirmiyordu. Eski arkada ve hocas Eliizar' bulmak iin gney diyarlarna giderek, yal adama hatal olduunu itiraf etmek istiyordu. Asla B-yc-halkla beraber kuzeye gelmemeliydi. Buras, onun topra deildi. Ve imdi burada onun iin deerli hibir ey kalmamt.

Yazour, Xandim halkndan arkadalar ve Aurian ile Anvar'm ortadan kaybolmasyla, kendisini yabanclarn topraklarnda yalnz, babo hissediyordu. Byc ile beraber Kha-zalim ehri Taibeth'den yola kanlardan geriye sadece o kalkt. Gen savann eski Prensi Harihn, onlar iki kez aldatm ve Babyc Miathan ile ibirlii yapmt. Sonunda, ^condor Kulesinde ldrlmt. Shia, zamanda alan yrktan Aurian ve Anvar'm arkasndan bilinmeyen bir yere gitmiti. Kanatl kz Kuzgun, artk Gk-halkmm kraliesiydi ve onu son grdnde, gemiteki hatalarndan ders alarak olgunlamaya balamt. 12 Aurian'a ar derecede balanm olan hadm Bohan, Xan-dim kalesinde lmt. Yazour'un, Xandim halkndan olan yeni arkadalar Schiannath, Chiamh ve Iscalda, Periler atlarn insan formlarndan kurtardklarnda, bilinmeyen kaderlerine boyun emilerdi. Atefendisi Schiannath ve Rzgr-Gz Chiamh, Perilerden kaarak Aurian'n arkasndan boyut kapsndan geip kaybolmulard. Schiannath'm kz kardei Iscalda, beyaz bir ksraa dnmt. Yazour'un dostu Iscal-da'y, Perilerin Efendisi almt. Yazour, dostlarnn insan formlar onlardan alnrken aresizce izlemek zorunda kalmt. Aurian ve Anvar ortadan kaybolmulard. Zamanda alan yrtktan geecek kadar abuk olamad iin onlara katlamamt. Ve imdi baarszlnn utancyla yaamak zorundayd. Her ne kadar sava dostlar Parric ve Sangra, onu sakinletirmek iin ellerinden gelen her eyi yapsalar da, Khazalim askeri kendini bir yabanc olarak gryordu. Aurian olmaynca, yaamnn bir amac kalmamt. imdi ne huzur bulabilir, ne de kendini evinde hissedebilirdi. Sangra, "Yazour, bizi terk etme. Sen bizim arkadamzsm ve sana burada ihtiyacmz var," diye onu ikna etmeye alyordu. "Yaplacak o kadar ok ey var ki." Yazour i ekti ve ban iki yana sallad. "Gneye, kendi halkmn yanma dnmek istiyorum," diye srar etti. "Aurian gitti ve baarsz olduk. Artk Eliizar ve Nereni'ye, size edebileceimden daha ok yardm edebilirim..." Parric, "Baarsz olmak m? Bunu sylemeye nasl cesaret edersin, seni pi," diye homurdand. Yazour, ban eerek yzne doru gelen yumruktan kat. fkeli

Svariba, bir yumruk daha atmaya hazrland. Ama Sangra, ikinci yumruk yerini bulmadan, Parric'in bileini yakalad. "Hayr, Parric!" diye bard. "Bu konuyu byle zemeyiz." Svariba sakinleti. Ancak souk ve ac dolu baklarla Yazour'a ters ters bakyordu. "Bir daha asla onun baarsz olduunu syleme," diye mrldand. "Daha henz bitmedi." Ayaa kalkarak oradan uzaklat. Yazour, ok ge de olsa, szlerinin Parric'i yaraladn anlamt. zgnd. Kk adama sayg duyuyor ve onu seviyordu. Szlerini nasl geri alacam bilemiyordu. Beceriksizce Sangra'ya bir zr mrldand. Kamp alanna yle bir gz gezdirdi. Gzleri, umutsuzca, bu ac veren konuyu deitirmesini salayacak bir eyler aryordu. lgisi, gln ortasndaki adada barp aran kadna evrildi. "Vannor'a baran u kadn da kim?" diye sordu. "Niye? O Leydi Eilin, Aurian'm annesi," diye aklad Sangra. "Burada, Vadi'de yayor. Zavall kadn, bu kadar kzgn olmasndan dolay onu sulamyorum. Bu zntye nasl katlanabilir? Kz gitti, vadisi yand ve kulesi harap oldu. Miathan'a ne olduunu bilmiyoruz, o belki de Byc-halkm son temsilcisi olabilir." Sava ban iki yana sallad. "Byc-halkm lm. Bunun zamanmzda gerekleeceini kim dnebilirdi?" Yazour, zavall kadn, diye dnd. Halknn buradaki tek temsilcisi, tpk benim gibi. Bir kez daha narin figre bakt. Kalbi acyla szlyordu. Ne kadar yalnz, ne kadar korunmasz. Ve Aurian'm annesi... Zihninde belirmeye balayan dnce olgunlaamadan, Perilerin Efendisi'nin gkyznden grleyen sesini duydu. "te kurbanlarnz, savalarm. Saldrn!" "Saklann," diye bard Vannor. "Periler saldryor!" Buna nasl cret ederler! Eilin'in aresiz lmllere ynelttii fkesi, gerek hedefini bulmutu. "Hayr!" diye bard. Periler gkyznden aa szlrken, Eilin, arkasndaki Vannor ile birlikte kpry geti. Ormana doru koarak byk atee ulat. evresinde, insanlar kllarn ekiyorlar, baryorlar ve kouyorlard. Herkes panie kaplmt. Byc, "Atein yaknnda durun," diye bard. Byyle glendirilmi sesi, tm sesleri bastrmt. "Bana yakn durun, bu sizin tek ansnz!" Korkmu lmller byk atein evresinde toplanrlarken, Eilin lgnca

evresine baknd. Asasna ihtiyac vard! Ama asasn uzun zaman nce D'ar-van'a vermiti ve imdi onunla beraber bilinmeyen bir yerdeydi. Tek ihtiyac olan, gcn odaklayabilecei bir eydi... Kalabaln arasndan, gln kysna saplanm duran Har-gorn'un klcn grd. Toprak-bycs kotu ve sahipsiz klc kavrad. Klta odaklamaya balad by gc, asasnda toplanandan ok daha saf, saldrgan ve keskindi. Gm borularn alarak rktc lm arklar syleyen Periler, gittike yaklayorlard. Aalarn st dallarna deecek kadar alalmlard. Periler, gzellikleriyle izleyenlerde korku ve merakla kark bir sayg uyandryorlard. Hapsedildikleri amorf dnyadan kurtulan Periler, gri ve belli belirsiz formlarndan kurtularak, rengrenk parldayan vcutlarna brnmlerdi. Havada uan beyaz ksraklar, toynaklaryla, kuyruklu yldzlara benzeyen kvlcmlar yadryorlard. Periler, ksraklarna eersiz binmilerdi ama onlar saf beyaz ktan yaplm yular ve dizginlerle kontrol ediyorlard. Periler aalarn st dallarna ulatklarnda, dedikleri her ey, daldan dala yaylan gkkua renklerindeki kvlcmlarla gizemli bir parlakla brnyordu. Aalarn dallar ve yapraklar, bu zarif klarla aydnlanyordu. Eilin, Perilerin bu grkemli byyle gizlenmi, souk ve acmasz kalplerini hatrlayarak, gzelliklerini unutmaya alt. Gcn odaklamak iin bir kez daha haykrarak, klcn ucunu serte topraa saplad. Hellorin ve halk, ksraklarnn zerinde, kampn tam ortasna hcum ediyorlard. Aniden beliren yemyeil bir kubbe, zavall lmlleri korumak iin tm kampn zerini rtt. Periler, kampn zerindeki yeil kalkan belirdiinde, yularlarna aslarak ksraklarnn ynn deitirmek istediler. Ama artk ok ge kalmlard. Kalkandan salan yeil yldrmlar, kubbeye yaklaan Perilere arpyordu. Cyaklayarak irkildiler ve geri ekildiler. Iscalda, toynaklarnn hemen altnda behren yeil kalkandan korkarak aha kalkt. Perilerin Efendisi, dengesini kaybederek ksrann zerinden dt. Eilin'in kalkanna arptnda, zmrt rengi klar saan bir patlamayla yarkre eklindeki kalkann zerinden kayarak, yeil kvlcmlar saarak yere akld. Iscalda, tiz bir zafer lyla aalarn arasna kat.

Hellorin, ac ierisinde, glkle ayaa kalkt. Asiler, zafer lklar atarak, Perilerle alay ediyorlard. Efendilerinin yanna inen Perilerde bir lm sessizlii hkimdi. Perilerin Efendisi, tehditkr baklar atan halkn arkasna alarak, yarsaydam kalkann dier tarafndan Toprak-bycsne bakyordu. Perilerin Efendisi sessizlii ilk bozan oldu. Ses tonu, gzlerindeki fkeyi gizlercesine yumuakt. "Leydim, sen de lmszsn, benim gibi. Benim krallmda bir sre misafirim oldun ve ben neredeyse senin de Perilerden biri olduunu dnmeye balamtm. Eminim ki bana kar, lmllerle birlikte deilsindir." Omzunu silkti. "Hayr, bu imknsz. Yoksa seni unutup ksramla gkyzne ykseldiim iin mi bana kzgnsn? imdi Periler zgr kaldna gre, lmlleri yem olarak kullanp bizimle bir anlama m yapmak istiyorsun?" Eilin dilerini skarak, "Sizden hibir ey istemiyorum, gidin buradan," diye karlk verdi. Hellorin armt. "Benim krallma sndn ve seni iyiletirdik. nsanlarm sana efkatle yaklatlar. Tm bunlarn karl bu mudur?" Artk fkesini gizleme gerei grmyordu. "Periler tarafndan korunduumu ve iyiletirildiimi unutmadm. Ama o zamanki merhametli tavrnla imdiki acmasz halin arasndaki fark ho gremem." Eilin, Hargorn'un kl-16 emin kabzasn smsk kavrayarak, "Bu benim vadim" diye bard. Sesi, Perilere meydan okuyarak vadide nlad. "imdi benim diyarmdayz ve bu lmller benim korumam altnda. Onlara saldrmaya nasl cesaret edersin?" Perilerin Efendisinin yz fkeden simsiyah oldu. "Benimle kar karya gelme Byc, seni uyaryorum" diye hrlad. Formu, fkeyle bymeye balad. Hellorin'in devasa vcudu, aalarn da stne karak, yldzlar kapatt. Eilin gzlerini bile krpmadan onu izledi. "Gerekten benimle boy lmek istediinden emin misin? Kendi diyarnda muhtemelen beni yenebilirdin ama ya burada? Sradan dnyada daha yenisin. Buradaki by gcnn kullanmna alacak vaktin olmad. Yllar boyunca, burasn benim gcm yaratt. Burada yeryz bile beni korumak iin harekete geer. Belki de beni yenebilirsin

ama neyi riske attn unutma. Daha yeni kavutuun atlarn. Bir avu lml iin bu riske deer mi?" "Lanet olsun sana, Leydim. Trn her zaman inansz ve sadakatsizdi," diye homurdand. Eilin, Perilerin Efendisi'nin fkesine denk bir fkeyle, "Senin trn de her zaman zavall ve haindi." diye cevap verdi. Hellorin omuzunu silkti. "nsanlarn, asrlar boyunca lmllere sayg ve merhametle mi yaklat? Hadi, Eilin, zamanm boa harcyorsun. Byle aalk yaratklarda ilgini eken ne olabilir ki? Bycler, lmlleri ancak hizmetkr olarak kullanrlar veya bir fetih plannn ilerlemesine yardmc olmalar iin onlarla ilgilenirler. Ne zamandr Byc-halk lmlleri nemsiyor?" Toprak-bycs ban yana yatrd ve Perilerin Efendisinin gzlerinin iine bakt. "Bu lmllerden bir tanesi kzmm ocuunun babas olduundan beri. Ve sen, Aurian' kendi amalarn iin kullanp ona ihanet ettiinden beri." Perilerin Efendisi yksek sesli bir kahkaha atarak, "Xandimler bizim malmz," dedi. "Ve Aurian'a gelince... Tabii ki zayflk gsteren kzma ve baarszlna sadakat yemini etmemizi beklemiyordun sanrm. Bycrkm boynumuza takt tasmay krma ansmz varken, bizi bu dnyadan uzaklatran nefret ettiimiz rknzn nnde diz kmemizi de beklemiyordun sanrm. Eer kznn tm bir rkn zgrlnden daha deerli olduunu dnyorsan, Leydim, kzma ok daha fazla deer vermelisin." Eilin, iten ie kzmaya balayarak, klcn gk grlemesi-ni andran bir patlamayla yere vurdu. "Ben kzma ok deer veriyorum. Kzm, senin olunu nemsediinden daha fazla nemsediim apak ortada," diye souk bir ses tonuyla bard. Hellorin'in aalayc glmesi birden kesildi. "Kelimelerini dikkatli se, Byc. Seninkilerden daha basit hakaretler iin daha gl varlklar yok ettim." "Ve onlar doruyu syledikleri iin mi yok ettin? Perilere yakan da budur herhalde. Seni aptal, hibir fikrin yok, deil mi?" Eilin'in sesinden Hellorin'i kk grd anlalyordu. "Bu dnyada yaayanlara kar doymak bilmeyen intikam hissine kaplarak, zavall Xandimleri alp gklere ykseldin. Ama Alevlerin Klc

sorunu daha zlmemiti. D'arvan'm yokluunu hi mi fark etmedin? Aurian ve Anvar'm dikkati senin kalleliinle dalmken, Eliseth klc almaya kalkt. Zamanda bir yrtk olutu ve bycler iine ekilerek kayboldular. Maya ve senin olun da onlarla beraber yok oldu!" Hellorin'in yz bembeyaz oldu. "Bu doru olamaz," diye fsldad. Eilin, "Doru olabilir ve doru da," diye acmaszca karlk verdi. "Ve eer tm bunlar olurken burada olsaydn, olanlar engelleyebilirdin." Perilerin Efendisi'nin devasa formu buharlaarak yok oldu. Yeniden insan boyutlarndaki formuna geri dnd. "Ama bu nasl olur?" Yznde fkesinden eser kalmamt. "Nereye gittiler?" Eilin, "Korkarm ki ulaabileceimizden uzaklara" diye karlk verdi. "Olunu istediin yerde aramakta zgrsn ama baka yerde ara. Periler pazarlk etme konusunda ustadrlar, yle deil mi? Her ne kadar siz ona ballk yemini etmeseniz de, benim kzm size zgrlnz verdi. artlarn aklamak iin Aurian burada olmadna gre, onun yerine ite benim artlarm. Bu vadi benim. Buradan gidin ve bir daha asla geri dnmeyin" Hellorin hayrete derek, "Gerekten istediin bu mu?" diye sordu. "Arkadalmz byle bitirmek mi?" Eilin, bir heykelin soukluuyla Hellorin'e bakt. "Arkadalk. Bir daha asla bu kelimenin senin azndan karak aalandn grmek istemiyorum. Kl bulunduunda, arkadalmz gsteren en ufak bir ey grmedim. Perilerin arkadal, karlarna gre istedikleri zaman balayabiliyor ve bitebiliyor. Ve bunun en gzel rnei de Efendileri. Var olmayan bir kavram bitiremem, Efendim." Hellorin omzunu silkerek, "Pekl, yle olsun," dedi. Toplanm olan perilerin formlar, yava yava buharlat. Bir rya gibi yok oldular. Birden Eilin'in dizlerinin ba zld. lmller, evresinde toplanarak tebriklerini ve teekkrlerini sunmaya baladlar. Kabaca onlar iterek aralarndan syrld. "Bu sizin iin de geerli, lmller. Benden uzak durun! Yarn buradan gitmi olmanz istiyorum!" Sert ve kzgn bir el hareketiyle kalkan yok etti. Onlara srtn dnp kprden geerek, adasnn sszlna geri dnd. Kimse onu takip etmeye cesaret

edemeyince, Perilere kar kazanlan zaferin de bir anlam kalmamt. II Tuhaf Drl ^^"scalda, allarn ve aalarn arasndan koarak, dehet I ierisinde ormann iine kat. Ayaklarna dolaan otla-P rm, yelesine ve kuyruuna taklan dikenli dallarn farknda bile deildi. Dikenler derisini paralyor, hzla aralarndan getii dallar serte yzne gzne arpyordu. Zihni, bir panik girdabna kaplm gibiydi. Aklnda sadece bir tek dnce vard: Kamak! Dikkatini arkasndan onu takip eden olup olmadna odaklamt. Perilerin Efendisi onu tekrar yakalamamalyd. Tekrar onun klesi olacana lmeyi tercih ederdi. Son birka saat ierisinde yaad dehet verici anlara geri dnmek istemiyordu. Iscalda bir savayd ve sava alannda kan dklmesine yabanc deildi. Ama Perilerin Efendisi, aresiz insanlarn zerine hcum ederek onlar katletmiti ve o, buna hazrlkl deildi. Paral askerlerden hibiri sa kalmamt. Periler, amansz bir takiple onlar teker teker avlamlard. Vahi bir ayin gibi onlar paralara ayrmlard. Periler, talihsiz kurbanlarnn zerinden birer hatra almlard: Bir silah, bir kolye, bir kpe veya bir kemer tokas. Bazlar kurbannn kesik ban alarak gkyzne ykselmiti. Korkun bir ocuk oyunu gibi gkyznde bu kesik ba birbirlerine atp tutarak elenmilerdi. Yeni efendilerinin duygusuz zalimlii, Iscalda'y dehete drmt. yle grnyordu ki kendileri ve atlar dnda yaayan hibir varla sayg duymuyorlard. Periler, bir an bi-20 le dnmeden Xandimlerin insan formunu onlardan almlard. imdi kendisine ne yapacaklard? evresindekilerin farknda bile olmakszn, dncesizce komaya devam etti. Zihni, Perilerin acmasz vahilii ve Xandimlerin uursuz birer binek hayvanna dnmesiyle bulanmt. Tanrlar bu ans Perilere bir kez vermiti ama bir kez daha kendisine sahip olamayacaklard. Iscalda sadece, kendisini kaybedene kadar komas gerektiini biliyordu. abucak uzaklara kamalyd. Hellorin'in kendisini bulamayaca bir yerde, ormann derinliklerinde saklanmalyd.

Iscalda, Hellorin'i zerinden att zaman, Perilerin Efendisi'nin onu kontrol etmek iin kulland ktan yaplm byl yular ve dizginlerden kurtulmutu. Dolaysyla zgrce kaabilmiti. Orman onu durdurana kadar kotu. Birden nnde, aalarn dallar tarafndan son ana kadar gizlenmi, fazla geni olmayan bir dere belirdi. Hazrlksz yakalanan Iscalda, beceriksizce derenin stnden atlad. Sersemleten bir kuvvetle sert bir cisim bana arpt. Keskin bir ac hissetti ve yznden aaya boalan scak kanlarla beraber gzleri karard. Hibir ey gremiyordu. Derenin teki tarafnda sert bir biimde yere dt ve ayaklar allarn arasna gizlenmi bir ukura takld. Atlaynn hzyla ne doru frlad ve dizlerinin zerine akld. n ayaklar derenin kysndaki amura saplanm, arka ayaklar ise hl suyun ierisindeydi. Beyaz ksrak gc tkenmi bir ekilde orada yatyordu. Zihnini bulandran korku, ona yeniden hkim olmaya balyordu. Her ne kadar at formuna brnm olsa da tehlikeyi fark edebilecek kadar insan bilincine sahipti. Yzne ne olmutu? Eer bir ayan krdysa ne yapacakt? Gzlerini krparak, grn engelleyen kan tabakasndan kurtulmaya alt. Drdnc denemesinde glkle ayaa kalkmay baard. Ba ne eik, titreyerek ayakta duruyordu ve nefes nefes kalmt. zerine ters bir ekilde dt sol n ayanda, bak gibi saplanan bir ac vard. Krlm myd? Hibir fikri yoktu ve ayan yere basamyordu. Acdan midesi bulanmaya balamt. ayann zerinde hoplaya hoplaya dereye girdi. Sabrszca souk suyun ierisinde durarak, ayandaki zonklayan acnn azalmasn bekledi. imdi ne yapacakt? Hellorin her yerde onu aryor olmalyd. nsan formundayken, onun gibilerle daha nce de karlamt. Kibirli Hellorin onun kamasna asla izin vermezdi ama kendi gururu da asla yeniden tutsak edilmesine izin veremezdi. Ayana her ne olduysa, bu onu durduramazd. Koamazsa bile saklanrd. Periler ona ulamadan gizlene-bilseydi keke... Iscalda souk sudan kp dinlenmek iin gvenli bir yer arayarak aalarn altndaki glgeye doru yneldi. Yaral ayan yere basmamaya alarak, allarn arasndan aya zerinde sendeleyerek aalarn yanma

ulamas uzun zaman ald. Yava yava ilerliyordu. Periler tarafndan bulunma tehlikesine kar, yorgunluuna ve ayanda artan acya kar, iinde byyen korkuya kar, ufka doru hzlca batmakta olan aya kar yaryordu. Zamana kar yaryordu. Karanlk her yeri kaplamadan gvenli bir yere ulamalyd yoksa hibir ans kalmayacakt. Dinlenebilecei bir yere ulatnda, yorgunluktan nerede olduunu bile fark etmemiti. Ormann iindeki bu akln taraf, dikenli brtlen allaryla sarlmt ve aalarn yeri spren geni dallaryla glgeleniyordu. Iscalda, artk durup ksa bir sre iin dinlenmesi gerektiini biliyordu. Szlayan bacaklarm altma alarak yere meldi ve uyuklamaya balad. Iscalda karanlkta uyand. Kurt kokusu alyordu. Tm igdleri ona tehlikenin yaklatn sylyordu. Panik ierisinde ayaa kalkt ama uyku sersemi, yaralanm n ayam unutmutu ve zerine basmasyla yana devrilmesi bir oldu. Korku iinde kendini zorlayarak bir kez daha doruldu. Can havliyle n ayandaki acy unuttu. allarn arasnda bir hareket vard ve kurt kokusu alyordu, kurt, kurt... Iscalda aha kalkt ve salam n ayan, kurbann ldrmek zere serte allarn arasna indirdi. Dengesini kaybederek yana devriliyordu ki son anda inanlmaz bir iradeyle ayakta kalmay baard. Kalbi kt kt atyordu. Ban eerek dmanna bakt. Aptallndan utanarak burnundan soludu. Bu, gerekten de bir kurttu. Eer insan formunda olmu olsayd, kahkaha atabilirdi. Onun bu kadar dn patlatan yrtc hayvan, o kadar kk bir kurt yavrusuydu ki onu bir nefesiyle fleyerek uu-rabilirdi. Zavall kk yaratk, souktan tir tir titriyordu. Onu grnce alktan inlemeye balad. Iscalda merakl gzlerle onu inceliyordu. Acaba ailesi neredeydi? Bu sorunun cevab, kendisinin hayatta kalmasn da ilgilendiriyordu. Zavall hayvan byle alarken, yaknda bir yerde olmadklar kesindi. Acaba yangnda lmler miydi? Yoksa yangndan kurtulmular ve ocuklarn m aryorlard? Aklna ilk gelen onu ldrmek oldu ama son anda bundan vazgeti. Bu etobur hayvanlardan nefret ediyordu ama kaybolmu bebee acmaktan kendini alamyordu. Ona Aurian'm olu, kk kurdu hatrlatyordu...

Iscalda eildi ve ona daha yakndan bakt. Ama bu olamazd. Aurian'm olunu, Wyvernesse'de, ona bakmas iin bulunan kurt ailesinin yanma brakmlard ve Gece Kaaklarnn korumasmdayd. Aurian'm yetikin kurtlarna ne olmutu? Niye onu buraya, tehlikenin ortasna getirmilerdi? Niye onu tek bana, aresiz brakmlard? Hayr, bu baka bir kurt yavrusu olmalyd. Gerei reddetmeye alsa da bunun Kurt olduunu biliyordu. enesinin altndaki beyaz tyleri ve bir kulan yukar dikip dierini aa indiriini hatrlyordu. Hayvan grntsnn ardnda bir insan kiilii gizliydi ve 23 bu, gzlerinden okunuyordu. Kendisi bir ekil-deitiren olduundan, bakalarnn anlamas imknsz bir duygusallkla bunun Kurt olduunu anlamt. Burnuyla onu kendisine doru itekleyerek, vcudunun scaklna yaklatrd. Cesaretine hayran kalmt. Gsz de olsa Kurt ona hrlad. Aralarndaki boyut farkn umursamakszn minik dileriyle yzn diledi. m, a ve yalnzd. Ona gvenmeye karar vermi gibi duruyordu. Keke onu doyurabilseydi. Ama en azndan onu scak tutabilirdi. Gndz olduunda, dinlendiinde, ne yapacana karar verecekti. Kk yavrunun yanma uzanp onu vcudunun scaklna ekti ve ksa sre sonra ikisi de uykuya daldlar. Perilerin ayrlmasndan sonra asiler, hayret ierisinde o gn olan biteni tartarak, yemek ve barnak sorunlarn zmeye alyorlard. Ertesi gn Vadiden ayrlacaklar iin eyalarn toplamaya alyorlard. Yalnz ilerinden bir tanesi hl gzlerini Eilin'den alamyordu. Artk Gney Krallklarnda Bycler kalmadndan, by ve Bycler, kuzey topraklarnn lmllerine gre Yazour'un halkm daha ok artyordu. Gen sava, Leydi Eilin'in Perilerin Efendisi ile karlamasna ve onu uzaklatrmasna duyduu hayranln iinde kaybolmutu. Onun yalnzln anlayabiliyordu. Kendisi de ayn durumda deil miydi? Dostlar ya lmler ya da bilinmeyen bir yere gitmilerdi. Karanln iindeki belirli belirsiz figr, ban ne edi; omuzlar yorgunluktan kmt. Bu kadar uzaktan bir ey grmek g olsa da, Yazour'un anlad kadaryla gzlerini Sosisinin koluna siliyor gibiydi. Sanki alyordu. Keke onu

rahatlatmak iin bir eyler yapabilseydi... Birden rperdiini hissetti. Tanrlarn gizemli dncelerini kim nceden bilebilirdi ki? Buraya bir ama iin getirilmi olduu belliydi. Ya-24 zour kendi kendine glmsedi. Onu izlemek iin artk ok ge olmasna ramen, Aurian'a bir ekilde yardm edebilirdi. Aurian'a yardm etmek iin, yokluunda annesiyle ilgilenmekten daha iyi bir yol olabilir miydi? Planm gzden geirerek neredeyse kpry gemiti ki Eilin'in kaba szlerini ve gzlerindeki fkeyi hatrlad. Yazour yutkundu. Belki de Perilerle yzletikten sonra sakinlemesini beklemeliydi. Ona ihtiyac vard. Bu, apak ortadayd. Ama onu buna ikna etmesi zor olacakt. Akam yemeinde bu konuyu arkadalaryla konutuunda onu cesaretlendiren olmad. Vannor, Yazour'un kzgnlna ramen, glmekten kendini alamyordu. "Leydi Eilin'i korumak m istiyorsun?" diye kkrdayarak gld. "Yazour, sen iflah olmaz bir romantiksin. Onun kendisini koruyamayaca ne olabilir ki senin korumana ihtiyac olsun? Neden korumana ihtiyac olup olmadn Perilerin Efendisi'ne sormuyorsun?" Dulsina, "Samalama," diye Yazour'u korudu. "Seni ok severim, Vannor ama bazen tam bir aptal oluyorsun. Zavall Leydi daha yeni kzn kaybetti ve evi harap olmu durumda. Tabii ki birinin yannda olmasna ihtiyac var. Byclerin ortadan kaybolmasna zlyoruz ama bu Eilin iin ok daha zor olmal. Tanr akna, yas tutmak iin yalnz kalmaya ihtiyac var ama sonsuza kadar deil!" Yazour, "Bunun g ve kudretle ilgisi yok," diye ona katld. "ou zaman en byk dmanlarmz, fark etmeden iimize ileyenlerdir: Yalnzlk, endie, znt ve umutsuzluk. Kimse bu dmanlarla tek bana savaamaz. Yannda birine ihtiyac var, onu megul edip onu elendirecek birine..." Sylenenler Parric'i ok fazla etkilemie benzemiyordu. "Rahat ol," diye omzunu silkti. "Gney Krallklarna kadar komaya da karar versen, ben yanndaym. Ama unutma ki Byc-kadmlar, gneyli kzlara benzemezler. Leydi Eilin'in kimin annesi olduunu hatrla. Eer bir kez bile yardma muhta bir kadn olduunu ona ima edersen, kahvaltda tabaklarn yer. 25 Byc-halkn ne kadar alngan olduunu herhalde artk bili-yorsundur. Yalnz kalmaya

karar vermiken ona kafa tutacan iin benden daha cesursun, Yazour." Yazour i ekti. Bu dndmden de zor olacak, diye dnd. Ne kadar zor olursa olsun, Aurian'm annesinin bana ihtiyac var ve ben bunu bir ekilde ona kabul ettireceim. Parric iin en cesur maskesini taknarak, "Ne kadar inat olduu umurumda deil," dedi. "Yarn benimle konutuu zaman, benim de inat olduumu grecek." Gecenin souk karanlnda sradan dnya, katlanlmas zor bir hal alyordu. Hellorin, alabildiine uzanan fundalk araziye bakarak sessizce kendi kendine kfretti. Dnyadan o kadar uzun sre uzak kalmt ki ikliminin nasl olduunu unutmutu. Her ne kadar Periler byleriyle souktan etki-lenmeseler de, asrlardr daha lman yerlere almlard. zgrlklerini yeni kazanmken, sessizce ferah sarayna geri dnmek, Hellorin'e mantksz geliyordu. "Efendim, bu ok sama." Hellorin arkasn dndnde saray nazr Lethas' grd. Perilerin Efendisi i ekti. Lethas srekli her eyden ikyet eden biri deildi. Yzyllar boyunca Hellorin'in saraynda almt. dari ve byl yetenekleriyle stesinden gelemedii ok az ey vard. Ama bu akam Lethas'n kalar atkt. Siyah, rzgrdan karm salarn, bu hareketi yzlerce kez yapmasma eliyle yznden ekti. "Efendim, halkmz u an saraynzda ziyafet ekiyor olmalyd. Bu terkedilmi yerde nasl huzur bulabiliriz?" Hellorin ona hak verdi. Vadideki aalar, byyle geici olarak duvarlar ve ats olan evler ekline dntrebilirdi. Buras, eskilerin ormanlk alanda dzenledii byk lenleri yeniden hayata geirmek iin mkemmel bir yerdi. Bu terbiyesiz, istilac lmller, Perilerin topraklarndan atlabilirim di. Ama bu topraklar Perilerin deildi. Ormann Efendisi kalarn att. Vadi, Eilin'in lkesiydi. Byc, Vadinin bedelini ok sevdii ruh eiyle demiti. Terkedilmi krateri, Toprak-byleriyle yeniden ekillendirmi ve yllar sren uralarndan sonra, huzur ve gzelliklerle dolu bir cennet haline getirmiti. Gerekirse topraklar iin savap lebileceim ak bir ekilde ifade etmiti.

evresindeki karanln iinde halknn homurdanarak yakndn duyuyordu. Dilerini skt. Kymetli beyaz ksran Vadide bir yerde kaybetmiti ve daha da kts, Eilin'le karlamasndan sonra halk zerindeki otoritesi de ar bir yara almt. Bir eyler yaplmalyd. lmller yarn Vadiden ayrlacaklard. Belki de koruyacak kimsesi kalmazsa, inat Byc-kadn daha yumuak bal olabilirdi. En sonunda bir karara varm olmann rahatl ile Lethas'a doru dnerek, "Halkma sabrl olmalarn syle," diye emretti. "Byc-halkn kzgnl alevlendii kadar abuk souyabilir. Yarn, Vadiye geri dnerek Leydi Eilin ile tekrar konuacaz." "Tabii ki, Efendim." Lethas arkasn dnd sonra tekrar Hellorin'e dnerek, "Efendim, hayatn kurtardnz iin Leydi Eilin size borlu," diye azndan kard. "Eer hakkmz olan istemek iin bu en uygun zaman deilse, ben de bir lmlym! Bana sorarsanz, kadnn ihtiyac olan konumak deil. Perilerin Efendisi'ne bu derece utanmazca saygszlk eden bir bakas olsayd cezalandrld. Bence..." Hellorin, "Sus," diye kkredi. "Yoksa sei cezalandrrm." Derin bir nefes alarak konumasna devam etti. "Eer tavsiyene ihtiyacm olursa, sana fikrini sorarm. Bu arada sana emirlerime uymam tavsiye ediyorum. Yoksa kendime fikirlerinden ok grevlerine dkn yeni bir saray nazr bulurum." Ormann Efendisi, uzun admlarla oradan uzaklaarak, zr dilemek iin abalayan zavall Lethas' yalnz brakt. Aslnda Ormann Lordu, Lethas'm sylediklerinin doru olabi- 27 leceini dnyordu. O zavall, katr-kafal Byc-kadm! Bu sama, iinden klmaz durum, hep onun hatasyd! Halknn nnde onunla dalga gemiti. Hellorin, rezil yenilgisini tekrar tekrar zihninden geiriyordu. Yarn olsun, kimin son glen olduunu herkes grecek, diye dnd. Gne doarken, doadaki her eyde bir sakinlik vard. Sessizlii sadece kularn cvl cvl tleri bozuyordu. Kularn sesleri, Vadinin zerine km olan sessizlik perdesini daha da belirgin bir biimde aa karyordu. Gnein Vadiye uzanan klar, ormandaki bitki rtsnn arasndan szlerek, ipekten kehribar rengi bir zemin zerinde mavi glgeler oluturuyordu. Her bitki, kendi glgesinden bir siluetin iinde kalyordu.

Gzel kokulu, iy ile slanm topran titreyerek parldayan tonlarna, Eilin'in elindeki kristalden yansyan gne nlar ekleniyordu. "Artk onu gremiyorum," diyerek kalarn att. Yerdeki katlanm battaniyenin nnde meldii yerden Vannor ve Parric'e bakt. "Her zaman, kristal kremden insanlar izlemek konusunda kendimi yetenekli bulmuumdur," diye akn bir ses tonuyla konumaya devam etti, "Perilerle yaadm sre ierisinde de bu konuda bir eyler daha renmitim. Ama bu sefer yenilgiye uradm. Bu sabah kristal kreyi, aynay ve su dolu kaseyi kullanarak onlara ulamay denedim ama her seferinde ayn sonuca ulatm. Miathan, Ne-xis'te deil. Okyanusun bu tarafnda bile deil. Anlayamyorum, Vannor, kristalin bana gsterdii tek ey karanlk. Eer lm olsayd, mutlaka hissederdim." Sinirlenerek kristali yere frlatt. Kristal, imenlerde sekerek, Dulsina'dan dn aldklar gm kaplamal ayna ve azna kadar suyla doldurulmu kalaydan yaplm kasenin ya-28 nmda durdu. "Tanra Iriana'nn akna, bir yerlerde olmal! Onun nerede olduunu kefedene kadar, yaptmz hibir eyden emin olamayz." Vannor endiesini belli etmemeye alyordu. nk Leydi, bunu yeteneklerine kar hakaret olarak yorumlayabilirdi. Eilin her ne kadar hl Vadiden ayrlmalar gerektii konusunda srarl olsa da, gecenin sonrasnda lmllere kar olan yaklam birazck da olsa yumuamt. Onun bu krlgan ruh halini herhangi bir ekilde zedelemek istemiyordu. Tccarlar Loncasnn eski ba, kamp alanna doru bakt. Uykudan uyanm sadece birka kiiyi grebiliyordu. Bir ksm atein yanma sessizce melmi uykulu uykulu duruyor, dierleri yataklarn toplayarak geici barnaklarn skyordu. Sabahn bu vaktinde ok az kii konuuyordu; genelde insanlar esniyorlard. Sessizlii sadece arada srada uykulu mrldanmalar bozuyordu. Vannor, dnceli dnceli ksa, sert sakaln svazlad. Bunlar imdi onun insanlaryd. Onlarn hayatta kalmalarndan sorumluydu ve hepsi onun, ne yaplmas gerektiiyle ilgili doru karar vereceine inanyorlard. En sonunda, "yle veya byle, riskleri gze alacaz," dedi. "Yal pi Miathan -zr dilerim, Leydim- her nereye sak-landysa, Nexis'te veya kuzeyde olmad kesin. Ne yapacaksak onun yokluunda yapsak iyi olur."

Parric'e bakarak srtt. "Dnsene, orada koskoca bir ehir basz bizi bekliyor. Bunu karamayz, yle deil mi?" Svariba, "Sanrm haklsn," diye onu onaylad. "Niye diye soracak olursan, oraya geri dnerek oradaki zavall, fakir halkla ilgilenmek bizim sorumluluumuz." "Kesinlikle haklsn ama bence nce Wyvernesse'ye giderek, Gece Kaaklar ile konumalyz. Zanna'y grmek istiyorum." Bir an iin Vannor'un yzndeki nee kayboldu. Kzna Aurian'n gittii haberini vermeye dayanamazd. Derin derin nefes alarak duygularna gem vurdu. "Ayrca," diye devam etti, "bu sefer Yanis'in teklifini ciddiye almay dnyorum. Nexis'te eer bakalar da bizimkine benzer dnceler iindeyse, her ihtimale kar, insan ve gemilere ihtiyacmz olabilir. Nehri kontrol edersek, iimiz kolaylar" Parric, "iyi fikir," diyerek sessiz bir onayla ban sallad. "Sonuta, Nexisliler iin mmkn olann en iyisini istiyoruz, yle deil mi?" Mkemmel! Svariba imdi eline dmt ite. Vannor kkrdayarak onu tuzaa drd. "Byle dnyor olman harika, eski dostum, Parric nk Nexis'e geri dndmzde seni garnizonun bana getirmeyi dnyorum" Parric hayretle, "Ne, beni mi?" diye bard. "Bo versene Vannor, ciddi olamazsn. Bu tarz sorumluluklar sevmem ve ben byle ilere uygun deilim." Vannor, "Uygun deil misin?" diye serte karlk verdi. "Chiamh bana, o balinann zerinde Wyvernesse'ye geri dndnzde, senin Xandimlerin Lordu roln ok iyi oynadn sylemiti." Parric inleyerek, "Rol yaptm doru," diye homurdand. "Niye o Rzgr-gz azn kapal tutamaz ki? Sadece bir aylna rol yaptm ve zavall Chiamh, Xandimleri zorlama-sayd asla beni efendileri olarak kabul etmezlerdi." "Samalk." Vannor'un bu tartmay kaybetmeye niyeti yoktu. "Chiamh, senin Xandimlerin Lordu olarak ok iyi bir kardn sylemiti ve sen garnizonun komutan olarak ok baarl olacaksn." Parric, "ok fazla mitlenmesen iyi olur," diye sylendi.

Ben Xandimlerin Lordu iken, benden kurtulmak iin o kadar aresiz kalmlard ki bir ay sonra bakaldrarak bana isyan ettiler..." ki adam kendilerini planlarna o kadar kaptrd ki Eilin'i unuttular. Eilin, kristalini cebine koyarak sessizce oradan ayrld. Byc, dikkati ekmeden kampn iinden gemeyi 30 planlyordu ama hibir eyi gzden karmayan Dulsina, onu fark etti. nn keserek ona gzel kokulu bir bardak ay ikram etti. "te Leydim, bu son kuburnu aymz. zr dilerim, balmz kalmam, biraz ac gelebilir ama en azndan iinizi str. Gzel bir sabah ama yaan iyle beraber biraz serinledi." Eilin minnettar kalarak barda ald. "ok naziksiniz, Dulsina, uzun sredir kuburnu ay imemitim." Dulsina utanarak, "Sizinle konumak istediim bir konu daha var," diye ekledi. "Eski kampmzda beslediimiz bir tavuk ve kei srmz vard. Onlar gelirken ormanda bulmutuk ama sanrm onlar ncelikle size ait. Size sormam gerekir diye dndm, onlar geri istiyor musunuz? Onlara en iyi ekilde bakabilmek iin elimden geleni yaptm." "Teekkr ederim, Dulsina, ok teekkr ederim." Byc rahatlayarak glmsedi. Asi kampnda beslenen hayvanlar unutmutu ve lmller gittikten sonra nasl besleneceini dnmeye balamt. Kampn iine girmeye ekinerek oradan ayrld ve elinde barda ile gle doru yneldi. "Keke hepsi Dulsina gibi olsa," diye mrldand. "Belki de burada kalmalarna izin verirdim." Dndklerinin doru olmadn kendisi de biliyordu. Dn akam ok az uyumu ve uzun sre dnmt. Asilere kar olan hisleri yumuamt. Onlara sert karlklar vererek kalplerini krmak istemiyordu. Ama gitmelerini ve evinde yalnz kalmay arzuluyordu. Ancak onlar ayrldktan sonra rahatlayacakt. stenmeyen misafirleri gitmek iin hazr olduklarnda Vannor ve Parric, hl derin tartmalarna devam ediyorlard ve Eilinle vedalamay unutmulard. Asiler kendilerini eve dn dncesine o kadar kaptrmlard ki neredeyse herkes imdiden onu unutmutu. Kprnn nnde onlarla vedalamak zere ayakta duran Byc, bu saygszla ok zlmt. Uzakta kaybolan yarm yamalak figrleri izlerken, ti- 31 pik lmller, diye dnd. Bencil,

dncesiz ve nankr! Onlarn buraya snmalarna izin vermi ve onlar Perilerin Efendisi'nden kurtarmt. Ama onlar, bir teekkr veya doru drst bir elveda bile demeden gitmilerdi. Hepsinin can cehenneme. Tanrya krler olsun ki sonunda gittiler ve Vadi tekrar bana kald! Oysa Eilin yamlyordu. Sessiz huzurun tadn kararak gln kysnda yrrken, ormandan kendisini izleyen bir ift gzn varln fark etmemiti bile. Eilin'e Vadide kaldn nasl syleyecekti? u ana kadar Yazour'un plan basitti. Herkes gidene kadar rahat bir yerde gizlenecekti. Vannor, gruptan bir kiinin eksildiini Leydinin fark etmemesini umut ediyordu. Herkes gittikten sonra bir sre bekleyecek -ki bu, Dulsina'nm planyd- ve Bycnn yalnz kalmasna izin verecekti... u ana kadar her ey gzeldi ama Yazour, Leydinin onu ho karlayacandan emin deildi. imdi herkes gitmiti ama o, Eilin'le yz yze gelmeye ekiniyordu. Eilin'in onu kabul etmesi, ikisi iin de ok nemliydi. Yokluunda annesine gz kulak olmay Aurian'a borlu olduuna inanyordu. Belki de biraz daha beklemeliydi... Gne zirveye ulatnda, Dulsina'mn kendisi iin brak yemekleri yedi. Souk geyik etiyle Dulsina'nm kendisi !in atein kenarndaki scak talar zerinde un ve su kullanarak yapt sert biskviler. Daha sonra biraz evresini gezebilirdi. Nasl olsa acelesi yoktu, sonra geri gelebilirdi. Leydi Eilin in sezgilerinin ok gl olduunu biliyordu, onun ok yaknnda dolamamal ve kendisi hazr olmadan onu bulmasna izin vermemeliydi. Srnerek, allarn arasnda gizlendii yerden sessizce ormann derinliklerine doru uzaklat. Srnrken dikkatli olmaya alyordu, allarn ve dallarn 32 gereksiz kprdamas, onun burada olduunu ele verebilirdi. Sava iin zaman abuk geiyordu. Bu kuzey ormann gezmekten keyif alyordu. Daha nce hi byle bir yer grmemiti. Ormanlk araziler, kuru iklimin hkim olduu gney topraklarnda ok az bulunuyordu. ln kysndaki byk orman ve Xandim dalarnn am ormanlar, bu lman ve yamurlu topraklarda yetien aalar kadar gr ve yeil deildi. Burada her ey ok farklyd. Gzel kokulu imlerin ve her admnda zerine bast kk bitkilerin tadn kartyordu. Aalarn ince ve kaln dallarnn

oluturduu bitmek tkenmek bilmeyen rtye hayran kald. Gne nlarnn, soluk yapraklarn zerinde ldayarak oluturduu glge ve n dansndan byk keyif alyordu. Yazour, hepsinden ok sesleri seviyordu. Rzgrn aalarn arasndaki fslts, kularn sesleriyle kararak grkemli ve neeli bir melodi oluturuyordu. Dnk yangndan sonra gln kysna kaan hayvan ve kular, ormana geri dnyorlard. Avc Yazour, onlar kolaylkla gzlemliyordu. Sessizce nasl hareket edeceini ve ormann dokusuyla i ie geerek nasl gizleneceini biliyordu. Eilin'in vadisinde her zaman koruma altnda olan vahi yaratklar, bu zararsz insan fark edemeyecek kadar akn ve telalydlar. Yangnn yok ettii yerlerin yaknlarnda etobur hayvanlarn leleri vard. Dumandan zehirlenerek lmlerdi. Hayatta kalanlar, dnk yangndan sonra elerini veya ocuklarn aryor olmalydlar. Veya kendilerine yeni bir yaam blgesi bulmak iin buradan ayrlmlard. Veya ormann tamamen yanm d blgelerinden gelebilecek babo, evsiz kalm hayvanlara kar yaadklar yeri korumaya alyorlard. Her yerde birbirinin zerinden geen ayak izleri vard. Sava ilgiyle bu izleri takip etti. Hayvanlarn birbirlerine stnlk kurma mcadelesine hayran kald. Yazour aniden durdu, yznde akn bir ifade vard. Yere meldi. imenlerde, drt nala koan bir atn ayak izleri vard. 33 Iscalda! Ormann Efendisi'nin korkusu ve Hellorin'in Vadiden uzaklatrlmasndan duyduu sevinle, Iscalda'y unutmutu. Perilerden kamay baarm myd? Hl zgr myd? Bu sorularn cevaplarn renmenin tek bir yolu vard. Yazour becerikli bir iz srcyd. Drt nala koan beyaz ksrak, yolu zerinde yeterli kant brakmt; krlm dallar, ezilmi toprak ve etrafa salm yapraklar. zler, geni bir yay izerek Vadinin ilerine doru gidiyordu. Yazour derenin kysna geldiinde, dzenli ayak izlerinin, aya zerinde sendeleyen ksran izlerine dntn grd. Kalarm att. Derenin kenarnda ne olduunu merak ediyordu. Kalbi gsnden kacakm gibi atyordu. Sonunda, sineklerin lgn vzltlarn takip ederek, Iscalda'y ormann ortasndaki bir aklkta buldu. evredeki aalarn yerleri spren dallar, akl

glgeliyordu. Yrekleri paralayan bir grnts vard. Bulunduu yere gizlenerek, yorgunluktan bitkin dm ksraa onu korkutmadan nasl yaklaabileceini dnmeye balad. Ksrak, iler acs bir durumdayd. Vcudu yorgunluktan km, ba ne eilmiti. n ayaklarndan biri imi ve garip bir ayla yere demeden havada duruyordu. Iscalda' nn uzun, ipeksi yelesi ve kuyruu arapsana dnmt. Bembeyaz vcudu, yer yer kahverengi amur birikintilerine bulanm ve ter iindeydi. Dncesizce ka esnasnda, dallarn vcuduna arpt yerlerde yemyeil lekeler vard. Bacaklar yara bere iindeydi. Derisi, dikenlerin derin izikleri-nin bulunduu yerlerde kana bulanmt. Yznde, muhtemelen sivri bir dal tarafndan yaplm, bir gzn syrp ge-en derin bir yara vard. Iscalda, bam kaldrarak onu grd. Uzun ve neeli bir ekilde kinedi. Yazour rahatlayarak glmsedi. Onu tanyacak kadar insan bilincine hl sahipti. Ona doru adm att-34 mda, ksran glgesinin korumasna snm kurt yavrusunu grd. Tanr akna, Iscalda bir kurt ile ne yapyordu? Yazour melerek, alktan kafasn bile kaldracak hali kalmam kk yavruyu incelemeye balad. Kk yavrunun kim olduunu anlamas, Iscalda'dan daha uzun zaman ald. Gzlerine inanamyordu. Ama yanlyor olamazd. Yazour dehete kapld. Kurt, alktan lecek haldeydi ama ite o, Aurian'm olunu gvenli bir yere gtrmesi gerekirken aptal aptal oyalanyordu. Aurian bunu renirse, derisini yzerdi! Yazour, kk yavruyu kucaklayarak ceketinin iine soktu. Iscalda'y, olabildiince acele etmesi iin yelesinden tutarak ekti. "zgnm," dedi beyaz ksraa, "ama en ksa zamanda yavruyu Eilin'e gtrmeliyiz." Byc gln kysnda geziniyordu. Gle bakan byk bir tan zerine oturdu. Koyu mavi ve sakin gln zerindeki hafif dalgalanmalar, gne nlarnn vurmasyla parldyordu. Duyulan birka ses, sahneyi tamamlyordu: Sazlklarn arasnda fsldayan rzgr, aalklarda ten kular, gln kysndaki yuvarlaklam talara arpan dalgacklarn ritmik sesi. Eilin uzun sre orada oturdu. Mutluluk veren yalnzlnda huzur buluyor, manzarann huzuru ve gzelliiyle incinmi hislerini yattryordu: Saygsz lmllere duyduu kzgnlk, Perilere ve zellikle

Efendilerine kar duyduu iin iin yanan fke, kzmm bilinmeyen kaderinden kaynaklanan iddetli strap. Kendisine arkadalk eden kimse kalmaynca, zihni yeniden kamak istedii dncelerle bulanmt, iini ekerek gln ortasndaki kulesinin ykntlarna bakt. Oraya gitmeli ve hem kendisine, hem de besleyecei hayvanlara geici barnaklar yapmaya balamalyd. Kulenin enkazn kaldrarak ie balamalyd. Kendisine yeni bir bahe yapabilirdi. Genel olarak, eski ykntlardan kendisine yeni bir hayat kurmaya alacakt. Bunca yl sonra, her eyi sil batan yapmak zorundayd. Byc yorgun gzlerini ovuturdu. Henz bir 35 eyler yapmaya balamamt ama yaplacak ilerin okluu imdiden kendisine fazla gelmeye balamt. Yazour, adaya yaklarken, kendisini fark etmeyen Bycy acyarak izledi. imdi mutlaka, Byc onu affedecek ve varln kabul edecekti. O kadar yalnz gzkyordu ki onun arkadaln kabul etmekten baka ne yapabilirdi? Saduyu bunu gerektiriyordu. Khazalim savas, Aurian'dan Byc-halkm inatl konusunda ok ey renmiti ve onlar ikna etmenin bazen ok g olabileceini biliyordu. yle veya byle Eilin, muhtemelen onu Vadiden atacak ve grkemli yalnzlna geri dnmek isteyecekti. Bylece, kimseye grnmeden istedii kadar alayp szlayabilecek ve gururu zedelenmeyecekti. Lanet inat gururlan! diye dnd Yazour. Bu, onu hibir yere gtrmez. Onun iyilii iin, onu ikna etmeliyim. Iscalda'nn onun yardmna ihtiyac vard ve durumu ona anlattnda, iyiletirilmeye ihtiyac olan zavall ksra ortada brakamazd. Bununla birlikte... tad kk kurt yavrusuna bakt. Torununu bulduum iin bana bir iyilik borlu, diye dnd. Yannda sabrl bir ekilde bekleyen beyaz ksraa dnd. Onun yava, zaman zaman duraksayan yry hzyla buraya kadar gelmeleri uzun zaman almt. Ama o, ormann iinde beklemeyi ve Yazour'un Leydiyi alarak yard -rnma gelmesini reddetmiti. Burada daha fazla dikilemezler-diKk kurdun bakma ve ilgiye ihtiyac vard. Yazour derin bir soluk ald. Ksraa, "Bu konuda yardmna ihtiyacm Var. dedi. Ama bana nasl yardm edebileceini Tanrlar bi-

lir, diye dnd. Kurt yavrusunu skca kucaklayarak Eilin'in olduu tarafa doru adm att. Eilin yaklatklarn grnce serte, "Sen! Burada ne yap-36 yorsun? Tanr akna, niye dierleriyle beraber gitmedin?" diye sordu. Yazour'un dikkatli bir ekilde hazrlad tm cevaplar zihninden uup gitti. "Ben..." Grtlan temizledi ve kurt yavrusunu havaya kaldrd. "Leydim, torununuzu buldum." "Ne? O kurt... benim torunum mu? Benimle dalga gemeye nasl cret edersin, lml?" Eilin hzla ayaa frlad, yz fkesinden kpkrmz olmutu. Yazour bu haksz sulama karsnda iindeki fkenin arttn hissediyordu. "Ben sizinle dalga gemiyorum. Auri-an'm akna, byle bir eyi asla yapmam," diye bard. "Bak!" diyerek kurt yavrusunu ona doru uzatt. "Sadece ona bok, seni inat kadn. Aurian'm dman tarafndan bu formu almaya lanetlendi. Aurian, bunu size syleyecek vakit bulamad. Grnne ramen Kurt, sizin kannzdan ve yardmnza ihtiyac var. Kznzn akna ona bir kez bakn, gerei kendiniz de grebilirsiniz." Eilin bir ey sylemek istercesine azn at ama tekrar kapad. Yavaa uzand ve kurt yavrusunu kucana ald. Yazour, gzlerinden yalarn akmaya baladn grd. "Bu benim torunum," diye flsldad. Birden, "Tanrlar adna, bu byle olmayacak! Yazour, kurumu birka dal bul ve bir ate yak. Bir barnak yapmak zorundayz, bu akam kk yavrunun akta uyumasna izin veremeyiz. Ve sen, sen zavall yaratk..." diyerek Iscalda'ya dnd. "Zavall ocuum, ho geldin. Biraz sabrl ol, sana nasl yardm edebileceime bakacam..." Szlerini bitirmeden, Yazour isteklerini yerine getirmek zere koturmaya balamt. Eilin yzndeki glmsemeyi grmeden oradan uzaklaabildii iin sevinliydi. Ill EPEnin AlTiiidak Kral Eilin, bir insann yaam ve beklentileri bir saat gibi ksa bir sre ierisinde ne kadar da abuk deiebiliyor, diye dnd. Yeni sorumluluklar, kara kara dnmesine vakit brakmyordu. Yazour, kulesinin ykntlar arasndaki eski mineyi temizlemiti. minenin etrafnda ayakta kalan tek duvar kullanarak, derme atma bir barnak kurmaya alyordu. Eilin, tm dncelerini

odaklamasna ramen, gney dalarndan buraya Aurian'la beraber gelen yetikin kurtlar bulamyordu. yle grnyordu ki kan yangnda lmlerdi. Byc, onlarn yerine, Vadide yaayan kurtlardan bir ifti yanma ard. Bunlar, Aurian'm ocukluk arkadalarnn soyundan geliyorlard ve kurtlarn hafzalar olduka iyiydi. Bycnn olu, Leydinin torununa bakmaktan mutluluk ve gurur duydular. Iscalda daha iyi gzkyordu. Her ne kadar kznn iyiletirme yeteneklerine sahip olmasa da Eilin, dallar ve dikenlerin ksran vcudunda at kk yaralar temizledi. Glerini kullanp ksran acsn hafifleterek, yaralarn daha abuk iyilemesine yardmc oldu. Neyse ki incinen n aya krlmamt. Ama ayann kaslar zalimce sertlemi ve bklmt. Eilin elinden geleni yapt ama muhtemelen ksrak bir sre daha topal dolamak zorunda kalacakt. Sonunda Ya-zour'un tavsiyesini dinleyip yaral aya bitki ve yosunlardan yaplm scak kompresle sard. 38 Eilin, Yazour'u dinledii iin mutluydu. Yanlarnda kalmay teklif ettiinde, cevab olumsuz olmutu. Ama fikrini deitirmiti ve bu, belki de uzun zamandr verdii en iyi kararlardan biriydi. Bu yetenekli adam, Aurian'm yakn arkadayd ve ne yaptn ok iyi biliyordu. Eilin, Yazour'un atete piirmekte olduu geyik etinin lezzetli kokusunu iine ekti. Sadece avlanmay, iz srmeyi ve bir barnak yapmay deil, kl kullanmay ve yemek yapmay da biliyor, diye dnd glmseyerek. Kzm tekrar grdmde -ki onu tekrar greceim inancn yitirmemeliyim- ona arkada seimindeki baars iin teekkr etmeliyim. Byc, artk gen adam Vadiden uzaklatrmak istemiyordu. Kurt'un bulunuu her eyi deitirmiti. Hl evini yeniden ina etmek ve vadisini eski haline getirmek zorundayd ama torununun sorumluluu omuzlarna yklenince daha hzl dnmeye balamt. Zavall Forral'n ona rettii eylerden biri de, drst bir yardm isteini asla geri evirmemesi gerektii ve her eyi kendi bana yapamayacam itiraf etmeyi renmesi gerektiiydi. Kendisine uzatlan yardm elini geri evirirse, Kurt'un zarar greceini biliyordu. Ve zavall yavrucak imdiden ok ac ekmiti. Aurian'da yapt yanllar onda tekrarlamaya niyeti yoktu.

Hellorin, gururunu incitmi olmasna ramen, artk Bycden nefret etmiyordu. Evi harap olmu ve onun olunu kaybettii gibi, kzn kaybetmi Eilin'i Vadide tek bana dnnce ona acyordu. Yine de imdi, Vadide yapayalnzd ve cevap vermesi gereken sabrsz ve sinirli bir Peri topluluuyla kar karyayd. Eilin, Ormann Efendisi'nin iradesinin nne gememeliydi. Karsnda duracak ve "Gryorsun ya! imdiden sana sunduum lks yaam zledin deil mi?" diye soracakt. Yine de, ortam iyi bir ekilde tarttktan sonra bu teklifi yapacakt yoksa yine aptal durumuna debilirdi. Hellorin, gln ortasndaki adaya ters ters bakarken dilerini skt. Yokluunda, zavall kadn ne yapmaya alyordu? 39 Yanndaki lanetli lml de kimdi? Eilin'i yalnz, terkedilmi, zntl ve savunmasz bulmay mit ediyordu. Perilerin Vadiye geri dnmelerine izin verirse, kulesini yeniden ina etmekte ona yardm edebilecekleri pazarln yapmay planlyordu. imdi, Bycy bu kadar megul ve yanndaki lmlyle beraber grnce kukuya dt. Perilerin Efendisi gnbatmyla beraber uzun mavi glgelerin kollarn uzatarak Vadiyi kucaklamasn izledi. lk kez, kendi kendine, hl niye bu kadn rahatsz ettiini sordu. Onun zahmetli dostluunu ve kl gibi keskin dilini dndnden daha da fazla zlediini algladnda aknla kapld. Ona, D'arvan'm annesi Adriana'y hatrlatyordu. O da bir Bycyd ve tek akyd. Ayrca, asrlar sren yaamnda ilk defa, her eyin onun istedii gibi olamayacan da renmiti. te buradaki boyun emez kiilik, gerekirse son nefesine kadar ona meydan okuyacak ve ona kar koyacakt. Kendisine borlu olduunu iddia ederek, onu isteklerini yapmaya zorlayabilirdi ama btnyle onun dmanln kazanmak istemiyordu. Beraber geirdikleri zaman ierisinde, dzenli olarak iradelerinin atmasndan ve onun varlndan zevk almt. Bunun ya sra, dne kadar pimanlkla vicdan szlamasnn ne demek olduunu bilmeyen Ormann Lordu, dnk davranlarnn Bycy sarstn ve onu tiksindirdiini biliyordu. Ona kar daha fazla yanl yapmak istemiyordu. Hellorin ilk defa ac gerei kabul etti. Ormann Efendisi, hkmdarlnda sahip olduu tm gce ramen,

yaptklar-nn dourduu sonulardan kaamyordu. Eer dn Eilin'in urrutsuz yalvarlarn dinlemi olsayd, imdi kendisinden nefret ediyor olmayacakt ve olu hl yannda olacakt. Xandimlerin geri alnmas, kaybettikleri dnldnde, ok pahal bir bedele mal olmutu. Yine de, atlar, sradan dn-40 yaya geri dnnn tek hediyesiydi. Ve onlar kaybetmeye tahamml edemezdi. Hellorin belini dorulttu. Ne kadar zor olursa olsun, hatalaryla yzlemenin vakti gelmiti. Kaybettiklerini geri kazanabilmek iin ne yapabileceini sonra dnecekti. Bycnn zerine gitmek, ona beladan baka bir ey getirmeyecekti. yle veya byle, Eilin'in onun yardmna ihtiyac olacakt ve o zamana kadar sabrla beklemesi gerekiyordu. Bu esnada, kim ne yapsn onun vadisini? diye dnd. Vadinin yerine, kendisi Perilere muhteem bir ehir ina edebilirdi. Bu dnce, nceki akam, souk krlard- aklna gelmiti. Ve gittike zihninde ekilleniyordu. Plann zihninde canlandrmaya balaynca, kalbi heyecandan lesiye arpmaya balad. Asrlardr byle bir meydan okuma grlmemiti! Vadinin kuzeyinde, insanlarn nadiren gitmeye cesaret ettii rzgrl dalarn yksek tepelerinde bir yer hatrlyordu. Dalardan birinin eteklerinde derin, geni bir yark vard. Yarn iki tarafnda sarp amlklar ykseliyordu ve ortasnda gri renkte, sislerle kapl bir gl vard. Eski zamanlarda gln ismi Uan At Tarn idi. nk byl atlar ve Periler dnda kimse oraya ulaamazd. Vadinin aznda, da glnn kysndan balayarak ykselen bir yeil tepe vard; Uan At Tor, ehirleri iin daha gzel bir yer olamazd. Hellorin'in dudaklar, zalim ve alayc bir glmsemeyle kvrlmt. Bynn yardmyla bile, yoktan bir ehir var etmek ok emek gerektiriyordu. O kadar byk bir ehir ina etmek iin lml klelere ihtiyac vard. Nexis ve daha kk yerleim birimlerini yamalamak, Periler iin ne kadar byk bir keyif olacakt. Tpk eski zamanlardaki gibi! Aklndan, Eilin'in bundan hi holanmayaca fikri geti ama omzunu silkti. Hellorin, kendisine Perilerin Efendisi olduunu hatrlatt. Bir Byc-kadmm isteklerinin hayatn ynlendirmesine izin veremezdi. Bunu yan sra, bu ona iyi 4_1 bir ders olurdu. Eer kendisine kar

kmasayd, halkyla beraber bu vadiye yerleeceklerdi ve yeni bir ehir kurmalarna gerek kalmayacakt. Hellorin arkasn dnd, Vadiden ayrlmaya hazrlanyordu. yle olsun. Brakalm Eilin imdilik galip geldiini dnsn. Zor da olsa, yenilgiyi kabul etmi gzkmek iin beyaz ksram bile feda edebilirdi. Yaknda, nelere sebep olduunu anlayacakt. Hellorin, Byc-halkm nefret edilen ehrini yakp yktklarn dndke glmsyordu. Ama imdi Eilin'den baka Byc kalmamt. Acaba o kadar zahmete girmeden, Ne-xis'e yerlemeleri daha m mantkl olurdu? Hayr, Nexis, insanlarn kle olarak yetitirilmesi iin iyi bir yerdi ama halkna layk bir ehir deildi. Ama olu geri dndnde, ki geri dneceine inanyordu, onun iin prenslere yakr bir hediye olacakt. Perilerin Efendisi, bu dncesini ok sevdi. ki byk ehir; birisi kuzeyde, dieri gneyde ve iki ehrin arasndaki tm topraklar, nihayet zgrlklerine kavuan Periler tarafndan ynetilecekti. nce kendi ehirlerini ina edeceklerdi. Sonra olu D'arvan'a odaklanm byl bir pencere yaratacakt. Bylece, olu bu dnyaya geri dndnde, onu almalar iin savalarn gnderebilecekti. Oluyla ho olmayan bir biimde ayrlmlard ama Ormann Efendisi, dndnde saduyulu olacandan emindi. Her eyin bir yolu bulunurdu. D'arvan da babasnn safna katldnda, istedikleri zaman Nexis'i alabilirlerdi. Hellorin, o anda Nexis'i grebilseydi, bu kadar iyimser olamazd. Son Byc Eliseth'in de Nexis'ten ayrlmasyla beraber, yeryznn derinliklerindeki karanlk gler, kendilerini zincirleyen ok eski bylerin ortadan kalkmasyla harekete gemilerdi. Bir zamanlar, bir dev olarak yeryznde yrmt. Yzyllardr bu tatan mezarda hapsedilmiti. Yava yava akln yitirmeye balamt. Kl gibi keskin ve acmasz, elmaslar gibi sert ve prl prl zihinlerin gl kontrolyle zincirlenmiti. Asrlar boyunca mitsizce, aresizce beklemiti. Tm umudunu yitirmiken bir ey olmutu, kendine gelmi ve zerindeki basknn azaldn, bir mit nn belirdiini grmt. Sonsuz karanlnda bir n parlts belirmiti. Mezarnn duvarlarnda bir atlak olumutu. Moldan'm fkesi harekete geti, yava yava zihnindeki bulanklk

dalmaya balad ve gc yerine geldi. Kendisini kontrol eden by yavaa yok oluyordu. Tutsaklnn bitmeyen gecesi artk sona eriyordu. Ve bunca zaman sonra, intikam hissini hl kaybetmemiti. Ghabal yava yava iradesini odaklamaya balad. Tm gcyle evresini kuatan cansz kayalar itiyordu. Duvarlar gzlemlerken bir atlak fark etti. Yklendike atlak geniliyordu. Tm gcn o noktaya odaklayarak duvara yklendi. Yanklanan, grltl bir atrtyla, sert ta ktlesinin zerindeki atlak, sivri ulu bir yldrm gibi ilerleyerek geniledi. Moldan'm gc tkenmiti, dinlendi. atlaktan ieri szan bir miktar toz yere akarken, yumuak, slks bir sesle gizemli bir eyler fsldyor gibiydi. Ghabal bir kez daha duvar itti. atlak biraz daha genilemiti. Yine dinlenmek iin durdu. Bunca zaman sonra zgr kalmaya bu kadar yaknken sabrl olmak ok zordu. Ama sabrl ve dikkatli olmas gerektiini biliyordu. Dncesizce yapaca bir hata, sonsuza kadar burada kapana kslmasna sebep olabilirdi. Bir sre sonra Moldan'm hareketleri, ritmik bir g harcama ve dinlenme dngsne dnmt. Devasa bir eforla, atla bir miktar daha geniletmek iin bir kez daha yklendi. Umutlarn ve planlarn imdilik bir kenara brakmalyd. Sadece yapt ie odaklanmalyd. Bu tatan hapishaneden kurtulduunda, dnmek ve plan yapmak iin olduka ok zaman olacakt. Sonra, ruhunu denizlerin tesindeki ok sevdii dalara geri gtrecek bir kukla, bir ara bulacakt. Orada iyileecek, tekrar bir btn olacak ve ken-dini bulacakt. Ghabal zamann nasl getiini bilmiyordu. Belki saatlerdir, belki de yllardr duvardaki atla geniletmeye alyordu. Sabrszln yenmi ve gcn ll kullanmaya balamt. Eer gerekirse, sonsuza kadar byle mcadele edebilirdi. Bir kez daha duvara yklendi ve ani bir sarsnt ile atlan ortasnda bir boluk aldm grd. Moldan'm duvardan engeli amaya odaklanm iradesi, birden kendini zincirlerinden kurtulmu buldu. arpacak bir engel bulamayan Moldan'm gc, korkutucu bir patlamayla geri teperek duyularn yerine getirdi. zgrm... sonunda zgrm! diye dnd. Bu dnce, Ghabal'm karanlk bilinaltn bir n demeti gibi

delerek, krlgan ruhunu karanlklarndan ekip kararak a ulatrd. Hassas ve zedelenmi bilincini toplamaya alarak, dinlendi. radesi mthi bir patlamayla darya karken kendisine zarar vermiti. Ama bunlarn hepsi zamanla iyileebilecek yaralard. Topran doasal gleri onu yenileyecek, besleyecek ve iyiletirecekti. Tm bunlar olurken, onun da evresini aratrmasnda bir saknca yoktu. Kendisini douran Toprak-ananm akna, bu tepenin altna kilitlenip hapsedildiinden beri baz eyler deimiti. Ghabal, Byc-halkm yerleimlerinin altnda bal petei gibi kmelenen tneller, geitler ve odacklarda gezindi. nanlmaz! O lanetlenmi Byclerin, bunlar yapabilmek iin yzyllardr bir kstebek gibi alm olmalar gerekiyordu. Moldan, daha sonra, yeralt geitlerinin Nexis kanalizasyon sistemiyle birletii yere geldi. Niye, diye dnd. Kibirli bycler, ehirlerinin altn tamamen kaplayan savunmasz bir gizli yollar a yaratmlard. ehirlerim balarna ykmay ne kadar ok isterdim... Ne yazk ki Ghabal, o eski Ghabal deildi. Byc-halkm 44 onu tutsak etmeden nceki gcne kavumas iin hatr saylr bir zamann gemesi gerekiyordu. Topran derin enerjileri, onu yenileyecek ve besleyecekti. Ayrca, ehri yok etmenin ne anlam vard? Byle geni lekli bir ykm yaratmakla sadece enerjisini boa harcam olurdu nk Byc-halk gitmiti. Bilincinin yerine gelmesi ve zgrlne kavumas; bu gerei ispatlyordu. Onlara ne oldu, diye merak etti. Umarm Byc-halk, en byk aclara maruz kalarak yok olmutur, diye dnd. Moldan merakla lamlarn bulunduu yerden geri ekilerek, dikkatlice Byc Akademisi'nin altndaki yeralt mezarlarna doru ilerledi. Belki de orada, bu derece gl bir rkn nasl yok olduuna dair ipular bulabilirdi. Moldailerin kahramanlklarn anlatan, talara ilenmi yaztlara benzer bir eyler bulamaynca, hayal krklna urad. Geni parmen ve kitap koleksiyonu, onun iin bir ey ifade etmiyordu. Onlar, ryen ve kurumu bitki-hayvan artklarndan baka bir ey deillerdi. Byclerin bu sama sapan dankl niye burada braktm merak etti. Ghabal'm dncesinin uzantlar, lm Hayaletleri'nin odasna ulatnda, korkuyla irkildi. Dehete derek,

ortamdaki zaman bysnn izlerini tand. Gemite kendisine kar benzer byler kullanlmt. Ama burada baka ne vard? Kt byyle ilikili, bir Moldan'm en karanlk dncelerinden bile daha dehet verici bir eyler vard. Eer By-c-halk byle kt niyetli varlklara bulatysa, yok olmay hak etmilerdi ve buna armamak gerekirdi. Moldan, lm Hayaletleri'nin odasndan uzak durarak gezinmeye devam etti. Baka srprizlerle karlamamak iin tetikteydi. Odalar, ykntlar ve erp... Anszn yeniden baka bir zaman bysnn souk, metalik, rpertici izleriyle karlat. Ghabal aniden durdu. Burada bir Byc vard! Nefret edilen, lanetli Byc-halktan biri! Eer Moldan'm cisim-lemi bir sesi olsayd, hiddetle kkrerdi ve tm ehir onun 4-5 gazabnn kuvvetiyle sarslrd. Sonunda Ghabal kendini sakinletirdi. yleyse Byclerden bir tanesi, rkyla beraber yok olmam, hayatta kalmay baarmt. En azndan ilerinden bir tanesi, Moldailerin intikamn alabilmesi iin sa kalmt. Ghabal, dikkatli bir ekilde bynn hissedildii yere doru yaklat. Bynn dokusunda, onu daha lmcl bir byye dntrebilmek iin zayf bir nokta aryordu. ok dikkatliydi. Zaman bysn yaratan kii byy dzenli olarak yenilemiyorsa, bynn alannda gezinmek pek tavsiye edilmezdi. Bazen, byye kurban giden kii serbest kalabilirdi... Artk ok geti. Czrdayan, byl bir yldrm, yoktan var olarak Moldan'm zihnini kavurdu ve bilincinin derinliklerine sapland. Ghabal aniden fel oldu, tm hisleri kr olmutu. atlak, yal bir ses, "Yakaladm seni!" diye Ghabal'm bi lininin karanlk znde yankland. Moldan, "Hibir eyi yakalamadn, Byc!," diye hrlad. Ama blf yapyordu. Konuurken, Bycnn kendisim zincire vuran elik gibi iradesinden kurtulmaya alyordu. Ama Bycnn kontrol gittike gleniyordu, kamasn engelliyordu. Bycnn iradesi elik peneleriyle zihnini paralarken, sessiz bir acyla lk atmaktan baka yapabilecei bir ey yoktu. Ghabal, tm varl, en derin korkular ve en byk mitleri rktc Bycnn nne serilirken, sadece sinip lk atabildi.

Moldan'm acs bir sre sonra sona erdi. Sinip inleyerek, eski psk bir giysinin yrtk prtk paralar gibi etrafa dalm olan dncelerinden geriye kalanlar bir araya getirmeye alyordu. Bzlerek Bycden uzaklat. Korkun ve acmasz ses, "Gzel" dedi. "ok gzel. Okyanusun tesinden gelen, ok eski Toprakelementlerinden biri, ha?" Sesin iddeti azald, nazik ve yumuak bir ekilde, 46 "Birbirimizi daha iyi anlayabiliriz, Moldan," dedi. Miathan, iradesinin zincirlerini, Moldan'm bilincinin evresine sk sk dolarken glmsedi. Elementi hazrlksz bir annda yakalam ve zerinde kalan ok eski Byc-halk bylerinin kalntlarn kullanarak onu kendine balamt. Ve bunu yapabildii iin kendini ok ansl hissediyordu. Hayatta kalmas, onu bu ekilde sindirmesine ve kontrol altnda tutmasna balyd. htiyac olan silah, bu yaratk olabilirdi. Yaratn artk ne istediini biliyordu. Tpk onun gibi, birisinin onu kendi topraklarna geri gtrmesini istiyordu. Irknn koyduu kurallara gre Moldan, bu konuda kendisine yardm eden kim olursa olsun ona kar borlu kalacakt. Gerekten de Eliseth, ona ihanet etmiti. Moldan, bir ekilde, bir yerde kendi dengiyle karlam, diye dnd. Her ikisini de tutsak eden bylerin zayflam olmas, Ne-xis'te kendisi dnda hi Byc kalmadm onaylyordu. Akademiye geri dnerek, ehrin ynetimini brakt yerden tekrar eline alabilirdi. Ancak dikkatli olmalyd. Aurian ve Eliseth karlam olsalar bile mutlaka birisi hayatta kalm olmalyd ve dnyadaki tek Byc kendisi olmayabilirdi. Acaba galip gelen, ka tane G Kalt'na sahipti? Hayr, hangi kadn galip gelmi olursa olsun, eer Babyc, Nexis'te oturup beklerse, kolay yem olurdu. Neler olduunu anlayp planlarn yapana kadar baka bir yerde, bilinmeyen ve hi beklenmeyen bir yerde olmalyd. Bu durumda, gl bir mttefike ihtiyac vard. Birazck zek ve bir zaman bysnn yardmyla, elinde G Kaltlarndan biriyle Ne-xis'e geri dnmeye cesaret edecek kiiyi tuzaa drebilirdi. Moldan'm yok etme gc inanlmazd. Miathan, Moldan'm gleri serbest braklp gl iradesinin izleri talara

kazndnda ortaya kacak gl bir bynn, istendii zaman alacak ekilde ekillendirilebileceini fark etti. Miat-han bylece, zaman bysn Akademinin yaknlarnda G Kaltlarndan biri kullanld anda alacak ekilde ekillen-direbilirdi. Babycnn dnceli kalarn atnn yerini souk ve kurnaz bir glmseme ald. Yalanc bir endieye brnm tatl bir ses ile "Moldan" diye seslendi, "eve nasl gitmek istersin?" IV YlLLARin SESSZL levlerin Klc, byk bir grltyle, dzgn ve beyaz talarn zerinde frl frl dnyordu. Yenidendoum Kazannn bir paras olduu sylenen kararm kadeh, yere derek yuvarland. Eliseth, evresindeki gereklik normal haline geri dnerken, midesini bulandran, beklemedii bir hzla tkezleyerek dizlerinin zerine dt. Uzanarak yere dokundu ama kzarp su toplam ellerindeki mthi acy hissedince bir lk att. Aurian'dan ald klc tuttuunda kl, ellerini yakmt. gdsel olarak glerini odaklayp acy hafifletmeye alt. u anda banda o kadar ok bela vard ki ellerini daha sonra da iyiletirebilirdi. Ne zaman gece olmutu? Gzlerindeki bulanklk geiyor, ba dnmesi azalyordu. Eliseth evresine baknd. ok ksa bir sre nce ayrld Vadiyi grmeyi umut ediyordu. Vadinin yerine, evresini kuatan tandk, sedefli mermerden yaplm alak ve beyaz duvarlar grd. Karanlk olmasna ramen duvarlar, zayf bir ekilde parldyordu. Hava-Bycs, tm aknlna ramen ayaa kalkarak duvarn stnden aaya baktnda Nexis'i grd. Nexis'i evreleyen karanlk tepeleri seebiliyordu. ehrin binalar ve sokaklar, hatrladndan farkl grnyordu. Nexis'e geri dnm olmann mutluluu ile ehirdeki farkll ok fazla nemsemedi. Rahatlayarak yumuak bir zafer l att. Mucizevi bir ekilde kadeh, onu Akademi'-ye geri getirmiti. Bycler Kulesi'nin dz atsnn zerindeydi. Bu sefer dualar kabul olmutu. Gereklikte alan yarktan geerek ehrine geri dnmt. Hava-Bycs souk esinti ile titremeye balad. Yaad zor deneyimin okunu henz atlatamamt. peksi

karanlkta duvara yaslanarak, Nexis'in dumanl havasndan derin derin soludu. Vadideki kargaadan ucuz kurtulmutu. Sersem-lemiti ama adeta kendi kaderini kendisi ekillendirmiesine, yaptklaryla gurur duyuyordu. Aurian' yenme plan, dramatik ve lmcl sonular dourarak onu bu dnyann gerekliinden ekip aldnda tek dncesi, hayatta kalmak olmutu. Tek hatrlad, rengrenk, akkor bir n parlakl ve karanlk bir girdabn iine frl frl dnerek ekildii hissiydi. Tekrar Akademi'ye geri dnmek iin yanp tututuunu hatrlyordu. Ama kaltlarn onun bu isteini ciddiye alarak gerekletireceini nereden bilebilirdi? phesiz, iradesinin gc onu kurtarmt. eytani bir zevkle kapld dnceleri, ok zayf bir fsldama sesi ve uzakta titreyen bir harekede yarda kesildi. Eli-seth, kfrederek arkasna dnd. Uzun boylu, karanlk bir figr atda glkle ilerliyordu. Soluk bir el, Klca doru uzand. Anvar! Eliseth tslayarak nefes verdi. Girdabn iine dmenin panii ve Nexis'e geri dnm olmann rahatlyla kendisiyle beraber, Aurian'm ann da alan yarn iine ekildiini unutmutu. Anvar fark edildiini anladnda donup kald. atdaki glgeli karanln iinde gz gze geldiler. Eliseth, Anvar'm gzlerindeki korku, azim ve nefreti grebiliyordu. Anvar, beklenmeyen bir abuklukla klca doru hamle yapt. Uzanm eli, aresizce klc kavramaya alyordu. Eliseth, aniden glerini toplayarak, uzanm forma doru kavurucu, mavibeyaz klarla donatlm, duman renginde siyah bir enerji yollad. Anvar, bynn kendisine arpmasyla beraber, ma-50 vi, rmcek a gibi yaylm klarla kapl, siyah bir buhar kitlesinin iinde kalarak sarsld. Sonra birden hareketsiz, nefessiz kald. Eliseth onu kendine getirene kadar Anvar iin zaman durmutu. Hava-Bycs kurbannn yanma yrrken yksek sesle gld. Bir an iin Anvar'm banda durarak alayc bir ifadeyle ona bakt. Onu yenmek ne kadar kolay olmutu! Aurian onu korumak iin ortada yokken, eski Akademi klesi yar-lml, kkenine ihanet etmiti. Miathan' tutsak ediinden sonra bir baka Bycy daha zamann iinde dondurmak, onun iin ok kolay olmutu. Anvar'm kaderi artk onun ellerindeydi. Eliseth, iinde bulunduklar durumun muhtemel sonularn dnmeye

balad. Dmannn sevgilisini tuzaa drerek, bysnn tyler rperten mavi parltsnda hapsetmiti. Anvar', burada olmadna gre, arkasndan onu takip edecek cesareti bulamayan Aurian'a kar silah olarak kullanabilirdi. Ama eninde sonunda buraya gelecekti, Eliseth bundan emindi. Ve geldiinde... Hava-Bycs souk bir glmsemeyle tutsana bakt. Yumuak kalpli Aurian, bu yar-lml pislie k olduu iin zavall bir aptald. Eliseth, dmanndan kurtulmak iin Anvar' yem olarak kullanabileceini ok iyi biliyordu. Eliseth arkasna bile bakmadan, zaman bysnn ierisinde hapsettii Anvar' atdaki souk talarn zerinde brakarak, kulenin iine alan kapya doru yrd. Kapnn mandalna asldnda, kalarn aknlkla havaya kaldrd. Kap almaynca kalar atld. Bu kap hibir zaman kilitli olmazd! Dikkatli baktnda kapnn mandalnn paslanarak sktn fark etti. Byc-kadm, "Be ya da alt gn nce buraya kmtm," diye mrldand. "Lanet ey, bu kadar ksa sre ierisinde nasil bu hale gelir?" Kulenin ierisine yamur ve rzgrn girmesini engelleyen kapya zarar vermekten korkarak geri ekildi. Kapnn inat mandalna ard ardna, kk patlamalar halinde saf enerji demetleri gnderdi. Metalin zerini kaplam olan pas dokusu dklerek, mandal bolukta tngrdamaya balad. Yine de, Eliseth'in tm abalarna ramen, atlam ve soluk gm rengini alm menteeler almay reddediyordu. Sabr tkenmeye balayan Eliseth yklenerek, skm ve gcrdayan menteelerin zerindeki kapy aralayarak ieri girdi. Nemli rmcek alarnn yzne arpmasyla nefesini tutup geri ekilmeye alt. Eliyle duvara dokunduunda, duvarlarn yap yap ve kaygan olduunu fark etti. "Tanrm, neler oluyor" Yzn buruturarak ellerini eteklerine sildi. Kavurucu bir yldrm bysyle merdivenleri aydnlatt. Bu, inanlmazd. Yldrmn akkor parlakl yok olduunda ve gzlerinin kamamas sona erdiinde, grdklerine ina-namayarak ayakta dikildi. Merdivenlerin temiz, beyaz talar, kaim bir toz ve kir tabakasyla kaplanmt. Hi ayak izi olmamas, uzun sredir bu merdiveni kimsenin kullanmadn gsteriyordu. Tavandan aaya rmcek alar uzanyordu. Duvarlar, yap yap

bir kfle simsiyah parldyordu. Ortamdaki bayat hava, ok pis kokuyordu. Sersemleyen Hava-Bycs, en stteki merdivene oturdu. Eteklerinden ieri szmaya balayan toz ve souk rutubetin farknda deildi. Bu nasl olabilirdi? yle grnyordu ki kulenin bu ksm yllardr kullanlmamt. Ama bu imknszd ya da imknsz olmas gerekiyordu. Eliseth, alan girdaba dn bir kez daha zihninden geirdi. Vadiden Nexis'e gelmiti. Acaba zamanda da yolculuk mu yapmt? Eer yleyse, zamann nehrinde ka yl srklenmiti? Gelecee mi yoksa gemie mi yolculuk yapmt? Byc-kadm, "Akln kullan," diye kendi kendine sylendi. "Bu, gelecek olmal. Eer gemie gitmi olsaydm, Akademi byle terk edilmi olmazd. Ama ka yl gelecee yolculuk etmiti? Eliseth, tedirgin bir ekilde ehrin hatrladndan daha farkl grndn hatrlad. Hzla ayaa kalka-52 rak tekrar atya kt. Duvarn zerinden bir kez daha aalara bakt. Bu kadar yksekten, bu karanlkta, tahmini olarak ka yl gelecee geldiini anlamasna yardmc olabilecek detaylar gremiyordu. ehrin karanlk sokaklarnda yer yer klar vard ama Akademinin binalarnda tek bir yaam belirtisi bile yoktu. Akademinin giriindeki kapda bir tek asker bile yoktu. Eliseth, tm dnyada hayatta kalan tek Byc olabilirdi. Miathan'la karlamasndan beri ilk defa gerek korkunun rpertici dokunuunu hissediyordu. Hibir uyar olmakszn, tand ve gvendii her eyden uzaklatrlmt. ini tuhaf bir yalnzlk hissi kaplaynca titremeye balad. Bu anlamszd. Hava-Bycs, hislerini kreltmeye balayan bu sinsi korku ve yalnzlk hissini zihninden uzaklatrd. Omuzlarn dikletirerek geri dnd ve merdivenlere doru yrd. Yrrken aya bir eye arptnda, metalik bir tngrtyla yuvarlanan ve atnn zerinde g dalgalar yaylmasna sebep olan kadehi grd. Buraya gelmesinin bir sorumlusu da bu kadehti. Eilerek kadehi alp cppesinin i ceplerinden birine yerletirdi. Kl ise u anda durduu yerde kalabilirdi. Artk klc tutmaya almann ne kadar anlamsz olduunu biliyordu. lk denemesinde ellerini yakarak kendisine zarar vermiti. Kaltla ilk karlamasnda, hayatta kald iin anslyd. Klcn

ldrc ve vahi glerini nasl kontrol edeceini renene kadar, hibir iine yaramazd. Eliseth zorlukla merdivenleri indi. Ate-bylerini kullanmada ok usta olmadndan, yaratt Bycklar snk ve ksa sreliydi. Konsantrasyonundaki en kk bir zayflk annda klar, sinirlerini bozan bir titremeyle snme eili-mindeydiler. Iklar snnce, ayaklarnn altndaki tehlikeli, kaygan merdivenler karanlkta yok oluyordu. En st kattaki Miathan'm odasnn ve bir alt kattaki Aurian'm odasnn yanndan geerek kendi odasna yneldi. u anda aresizce tandk bir yerin scaklna ihtiyac vard. Kendi odasnn ykntlarn ve rmln grdnde iini bir hzn 53 kaplad. Odas tannmayacak haldeydi. Eliseth odasnda dolarken, ayann altndaki balk halini alm halnn ryen kalntlarna bileklerine kadar gmlyordu. Bir zamanlar bembeyaz olan hah, imdi gri renktey-di ve siyah, yeilimsi kflerle lekelenmiti. Yine de, tozlu ku-tularmdaki mcevherlerini sapasalam bulduunda ok mutlu oldu. Onlar ceplerine koyarken, yanm ellerinin sertliiy-le irkildi ve kfretti. Ama odasnda mcevherlerinden baka deerli bir eyler bulma umudu abucak yok oldu. Paha biilemeyen, gzel ve ok deerli eyalarnn hepsi, kaln bir toz ve kir tabakasnn altnda kalmt. Deerli krklerden ve kumalardan yaplm giysileri, dolaplarn ve ekmecelerin ierisinde rmlerdi. Krlm pencereden ieri giren souk bir esinti, hl asl duran perdenin lime lime olmu paralarn uuruyordu. Bu, ortamdaki yalnzlk ve terkedilmilik hissini daha da kuvvetlendiriyordu. Eliseth, odasnn bu perian haline daha fazla dayanamayarak dar kt. inden buradan koarak uzaklamak gelse de, Byc-klarn bile kullanmakszm karanlk merdivenlerden aaya inmeye devam etti. Merdivenlerin sonundaki kapya ulaana kadar durmad. Kapy bir yldrm bysyle parampara etti. Dumanlar tten enkazn iinden dikkatli bir ekilde geerek avluya kt. Ak havaya ktnda derin derin nefes almaya balad. Ak havaya km olmann rahatl ok uzun srmedi. Yllarn sessizlii, youn bir bulut kmesi gibi Akademinin stne kerek, rktc terkedilmilik hissine ekleniyordu. Miathan'm kadehten serbest brakt

lm Hayaletleri gibi, ihanet ve vahetin hatralar zihnine akn ediyordu. Vcudundaki titremenin tek sebebi souk rzgr deildi. "Bu kadar samalk yeter!" diye kendi kendine mrldand. "Yorgun ve a iken, bu anlamsz kouturmann bir anlam yok." Acmas sz bir glmsemeyle, yllardr yemek yemediini dnd. Birden Babycnn mutfan arkasndaki kilerlere istifledii yiyecekler aklna geldi. Hl orada olabilirler miydi? Avludan mutfaa doru koarken, alktan midesi kazmyordu. En azndan mutfaktaki mumlar duruyordu. lk mumu yaktnda, artk Byc-mn kaprisleriyle uramak zorunda olmadn dnd. Mum alev alarak, kehribar rengindeki yla oday aydnlattnda, drt bir yandan gelen kk ayak sesleriyle dehete kapld. Burann tartlmaz krallar olan hamambcekleri ve fareler, kaarak kelere ve glge yerlere daldlar. Byc-kadm, yzn buruturarak kilerlere doru ilerledi. Belki de, yiyeceklerin bir ksm, hl bu hayvanlarn ilgisini ekmemi olabilirdi. Umutlar allak bullak oldu. Zaman bysyle hapsettii Miathan, yllardr bu dnyada deildi. Onun yokluunda, zaman byleri bozulmu ve hamambcekleriyle farelerin ulaamad yiyecekler ryerek kt kokulu, siyah bir amur halini almlard. Telala oradan uzaklaarak mutfaktan kt. Hava-bycsnn kzgnl, aln ve mitsizliini bastrmaya balamt. Akademide iine yarayacak bir ey kalmad, apak ortadayd. Aklna ehrin lmlleri geldi. Eer hl hayattaysa, Nexis'te hl ona borlu olan birisi vard. Pe-leriniyle yzn kapatarak tepeden aaya inmeye balad. Bern, kapy ap karsnda Leydi Eliseth'i grdnde korkudan kannn ekildiini hissetti. Dizlerinin ba zld. Ayakta kalabilmek iin kapya yasland. Glkle nefes alyordu. Rya gryorum, diye dnd. yle olmal. Bu korkun bir rya, bir dakika sonra uyanacam ve gitmi olacak... Bycnn hibir yere gitmeye niyeti yoktu. Kusursuz yznde hain bir glmseme belirdi. Zehir dolu, yumuak bir sesle, "Ne oldu, Bern?" diye sordu. "Niye hayalet grm gibisin?" Frnc en sonunda tm gcn toplayarak, "Ama ben..." diyebildi. "Leydim, ben sizin ldnz dnyordum. O

parlt ile yok olduunuzda... ldnzden emindim. Biz, hepimiz, Byc-halkm tamamen ldn dnyorduk." Eliseth, omzunu silkerek, "yleyse yanlyorsunuz," diye karlk verdi. eri davet edilmeyi beklemeden, frncy iterek odaya girdi. Bern, titreyen admlarla onu" takip etti. imdi, Eliseth'in yzndeki yorgunluk ve gerginlii, ellerindeki korkun yanklar fark edecek kadar bilinci yerine gelmiti. Ayrca, onu en son grdnden bu yana hi deimemiti. Normalde kusursuz bir dzle sahip olan gm rengindeki salar, bir kocakarmmkiler gibi karmakarkt. Sanki Vadinin yanan aalarnn arasndan yeni gelmiesine, etrafna yank kokusu sayordu. Bunca zamandr nerelerdeydi? diye dnd. Neler yapyordu? Hava-Bycs, "Aka grlyor ki Byc-halkm yokluunda olduka zenginlemisin," diye sylenirken, yenilenen frn gzleriyle szyordu. "Dar sokaktan gelirken, yanndaki binay da alarak meknn genilettiini fark ettim." Souk ve insann iini delip geen baklarn frncya odaklad. "Merak ediyorum, bu baarnn srr uzun zaman nce sana verilen tahl olabilir mi?" Bern, "Gerekten Leydim, ben artk daha zengin biriyim," diyerek inkr etmeye gerek grmedi. Evindeki yeniliklerin ve yaplan eklentilerin ok iyi farknda olduunu biliyordu. Nereye bakarsa baksn, artan zenginliini gsteren bir eyler grecekti: Yeni ve pahal kyafetleri, parldayan yeni frmyla tezgh. Eliseth'in, evine bir kadn eli dediini anlamamas iin dua ediyordu. Ama evinin zarif ve dekoratif grnts nu ele veriyordu. Byc, bir kam havaya kaldrarak, "Yokluumda evlendin mi, Bern?" diye sordu. Bern abucak, "Niye Leydim, niye byle dnyorsunuz 56 ki?" diye sorabildi. O anda arka odadan bir ses, "Kim o, Bern?" diye seslendi. Ksa boylu ve parlak kahverengi salar tepesinde topuz yaplm bir kadn arka odadan karak ieri girdiinde, frnc sessizce kfretti. Hamilelii olduka ilerlemi grnyordu. Biri erkek, biri kz iki ocuk, annelerinin eteklerinin arkasna gizlenerek yabancya bakyorlard. Frnc, karsna arka odaya geri gitmesini syleyemeden, Eliseth, kadna doru yaklaarak elini uzatt. "yleyse siz, Bern'in kars olmalsnz," dedi. "Onun bu kadar

gzel bir e ve bu kadar tatl ocuklara sahip olmasndan ok byk mutluluk duydum." Bern, karsn Eliseth'le tantrmaktan baka are kalmadn anlad. "Bu benim eim, Alissana," diye mrldand. Kadn telalanmt. Evlerine gelenin Bychalktan olduunu anlamt. Bern, kars Eliseth'in kararm elini tuttuunda titrediini grd. Eliseth, ocuklarndan bahsettii zaman gzlerinde beliren korkuyu fark etmiti. Kadn, reverans yapmak istedi ama hamileliiyle hantallam vcudu dengesini bozdu. Eliseth onu tutmasayd, yere yuvarlanacakt. Bern, elini tehditkr bir ekilde kaldrarak, "Beceriksiz orospu," diye kkredi. Kadnn yznn rengi atmt, domam ocuunu korumak istercesine elleri karnmn zerindeydi. Kocasndan rkerek dier odaya kat. Kk erkek ocuu da arkasndan onu takip etti. Be ya da alt yalarndaki kz ocuu ise kapda dikilerek, Byckadm" byk, yuvarlak gzlerle izliyordu. Eliseth omzunu silkti ve Bern'e doru dnerek, "Umarm bu geniletilmi evinde misafirler iin de bir yerin vardr," dedi. "Hemen bana odam gster, scak bir banyoya ve gzel bir yemee ihtiyacm var. Sabah, karn benim iin yeni giysiler ayarlayabilirse iyi olur." Bern'in gzleri adeta yerinden frlayacakt. Tanrlar akna, burada kalmay dnyor olamazd! "Niye Leydim," diye 57 glkle sordu. "Bizi onurlandrrsnz ama..." Byc-kadm bir ylan gibi atlarak, siyah penesiyle Bern'i kolundan yakalad. Zengince denmi oday, yenilenmi frn iaret ederek, "Dinle beni, aalk bok herif. Bana borlusun, bunu asla unutma," diye homurdand. "Benim hediyem olan o tahl olmasayd, bunlarn hibirine sahip olamazdn." Bern, tm korkusuna ramen tccar doas aa karak, "Leydim, tm saygma ramen unu sylemeliyim ki o tahln, asilerin kampna szdm iin bana yaplan deme olduunu unutmua benziyorsunuz," dedi. "Onlar ayartarak, gizlendikleri yerden kartman gerekiyordu. Bylece onlarn canna okuyabilecektim. Ama sen, bu ii bile doru dzgn yapamadn." Eliseth'in sesi elik gibi sertti. "Seni aalk hrsz lml! Grevini yerine getirememiken, o tahl almaya nasl cret edersin? Bunu yapmaya hakkn yoktu."

Bern, Eliseth'in elinden kurtularak dizlerine kapand. "zr dilerim, Leydim. Tahlnz almak istememitim," diye szland. "Ama ne yapabilirdim? Tahl ortada brakmak daha byk bir su olurdu. Her ne kadar Bychalka ait de olsa, ben ortada Byc-halktan kimsenin kalmadn dnyordum." Eliseth, "Bu aka belli oluyor," diye homurdand. "Ama yanlmsn ve imdi hatann bedelini demelisin. Tabii ki eer senin yerine ein ve ocuklarnn bir bedel demesini tercih etmiyorsan..." diye ekledi. Sesi, souk ve elik azl bir tuzak kadar lmcld. Bern, domam ocuuna neler yapabileceini dnn-Ce titremeye balad. Baka ans kalmadndan, fkesini yutarak yenilgiyi kabul etti. "Siz nasl isterseniz, Leydim," diye fsldad. Alissana, Bern ieri girdiinde, konuulanlar dinlemek 58 iin kulan dayad kapdan son anda geri ekildi. Bern, "Leydi bizimle burada kalacak," diye bararak sylendi. "Scak bir banyo ve yemek istiyor," diye kalarn atarak ekledi. "Ben atei yakarak su stacam, sen de yemei piirmeye balasan iyi edersin. kimizin de iyilii iin, piirdiin yemein bu gne kadar piirdiin en gzel yemek olmasna zen gster. Seni beyinsiz kadn, hadi orada dikilip durma! Yemei piirmeye bala." Kars, Bern'in yzndeki dehet verici fkeyi grmezden gelerek, emirlerini yerine getirmek iin aceleyle koturmaya balad. Evli olduklar yllar boyunca, kocasnn fkesine almt. nk herhangi bir ey yanl gittiinde, fkesini ailesinden kartmak gibi bir alkanl vard. Yemei hazrlarken endielenmeye balad. Alissana, mantkl ve sakin bir kadnd. Frncyla evlenirken onun kt huylarn ok iyi biliyordu ama yine de onu semiti. Byc-halkm yok oluundan sonra gittike fakirleen Nexis halk arasnda sadece frnc zengin kalmay baarabilmiti. Bern'in tepesi attnda, kendisini ve ocuklarn nasl korumas gerektiini ok iyi biliyordu. Bu sefer fkesini daha iyi anlyor, endiesini paylayordu. Alissana, zenginliklerinin, kocasnn zamannda Bychalkla yapt uursuz bir anlamann sonucu olduunu renince afallamt. Zor ve bazen vahi bir adam da olsa Bern, eini ve ocuklarn korumak ve onlara rahat

bir yaam sunmak iin abalyordu. Alissana, bycnn kendisine uzatt siyah bir peneye benzeyen eli ve gzlerindeki soukluu hatrladka rperiyordu. Leydi, dn patlatmt. Alissana, ocuklar iin korkuyordu ve Byc, Bern'i hrszlkla sulamt... Turta yapmak iin hamur aarken elleri titriyordu. Eliseth kocasn ldrrse veya onu baka bir varla dn-trrse ne yapard? O zaman ailesine ne olurdu? Bern, kfrederek homurdanyor ve atein zerindeki byk bakr kazann iindeki suyun scakln parmayla anla_59 maya alyordu. Srt karsna dnkt. Alissana'mn gzleri, kendiliinden, ocuklarn eriememesi iin yksek bir rafa koyduklar kk metal kutuya kayd. Fareler, sk sk karlatklar bir sorundu. Yakn zaman ierisinde Bern, bitkiler yetitiren kadna giderek yeni bir kutu zehir almt. Alissana yavaa kutuya doru uzand. Bern'in arkas hl ona dnkken, turtann iindeki elmalarn arasna beyaz kristallerden serpitirdi. Bern arkasn dndnde, i bitmiti. Kutu yerine yerletirilmi ve lmcl plannn tm kantlar ortadan kaldrlmt. Alissana, turtay firma verdii zaman artk ellerinin titremediini fark etti. Bir sre sonra Eliseth, ykanm ve kendine gelmi olarak, evin en gzel odasnda, yanan atein nnde oturuyordu. Bern ve hamile karsnn, kendi odalarn ona vermi olmasndan dolay en kk bir huzursuzluk duymuyordu. evresinde onunla ilgilenecek uaklarn olmay sknt veriyordu ama Nexis'e apar topar geri dnnden bu yana ilk defa kendini iyi hissediyordu. Banyosunu nce doldurmak sonra da boaltmak iin merdivenlerde elinde kovalarla koturan frncy dndke glmsyordu. En azndan lmller bir ie yaryorlard. Byc-kadm, frncnn, son hatrladndan bu yana ok fazla yalanmam olmasndan dolay rahatlamt. Kapy ap da kendisini grdnde yznde beliren ifadeyi dndke, eytanca glmsyordu. Yzndeki ifade, Eliseth'i grdne mutlu olmaktan baka herhangi bir ey olabilirdi. Eliseth, zamann iinde ok fazla ileriye gitmediinin farkndayd. En byk sorunu, Alevlerin Klc'n tutunca kavrulan elleriydi. Meiriel'den, temel ifa sanatlarm daha iyi renmi olmay isterdi. Her eyi denemi olmasna

ramen, sadece ksa bir sreliine ellerindeki acy azaltabiliyordu. 60 Peneye benzeyen ellerine, bir sreliine, esneklik ve hissetme yetenei kazandrmaktan daha fazlasn yapamyordu. Bu sayede hassas ve karmak ileri yapabiliyordu. Derisi hl yanklarla kapkarayd. Ve bunu, hibir ey deitiremiyordu. indeki uursuz bir ses, sonsuza kadar ellerinin byle simsiyah kalacan sylyordu. Alevlerin Klc'n eytanlar alsn! Ellerine ne yapmt byle? Eliseth'in dnceleri, Bern'in elindeki yemek dolu tepsiyle ieri girmesiyle yarda kesildi. Onu grdne armt. nk byle sradan bir i iin grevlendirebilecei kars varken, onun gelmesini beklemiyordu. Banyosunu doldurup boaltt iin hl kzgn olmalyd. Ama Alissana, Bycden yanma yaklaamayacak kadar ok korkmu olmalyd veya Bern, karsn Bycden uzak tutmak istiyordu. Bern, elindeki tepsiyi nne koyduu zaman, Eliseth'in zihnindeki tm dnceler yok oldu. "Otur yanma, Bern ve ben yemek yerken bana elik et," dedi. "Ben yokken ehirde tam olarak neler olduunu bilmek istiyorum." Eliseth, yokluunda Nexis'te neler olduuru yava yava anlamaya balamt. Yedi yldr kayp olduunu rendi. lmller iin bu ksa sre, Byc-halkm yok olduuna inanmalarna yetecek kadar uzundu. Bununla birlikte, halkn Akademiyi yamalamasn, Miathan'm etrafta dolaan hayaleti engellemiti. Bu konu Eliseth'in ilgisini ekmiti. Nexis'i yneten konseyin datldm ve tm bu lmller ierisinde ehri, aptal Vannor'un ynettiini rendiinde aknln gizleyemedi. Eliseth, Vannor'un kesilmi elini kullanarak by gcn arttrmaya altndan beri ondan nefret ediyordu. Vannor, ona kar karak elinden kurtulmutu. Ona kar olan kini tamamen kiiseldi. Hibir lml, kendisini aptal durumuna dremezdi. Ayn eyler Vannor'un kz iin de geerliydi. Akademiye hizmeti klnda szarak, kendisinin kiisel hizmetiliine kadar ykselen kk orospuyu hatrlaynca tm itah kat. Kimse, Zanna'nm babasn nasl kurtardn ve onunla beraber kolayca nasl yok olduunu anlayamamt. Kz, Eliseth'in hizmetisi olduundan, Miathan, tm olan bitenden Hava-Bycsn sorumlu

tutmutu. Ama kza zel ilgi gstererek, ona gvenen kiinin kendisi olduunu unutmutu. Zanna'y dndke sinirlenmeye balad, midesi kalkmt. Kzarm tavuun olduu taba elinin tersiyle kenara itti. Sesindeki keskinlii gizlemeye alarak, "Vannor'un kzma ne olduunu biliyor musun, Bern?" diye sordu. Bern, ban iki yana sallad. "Sanrm, evlendi, Leydim," diyerek omuz silkti. "Nerede yaadn bilmiyorum ama Ne-xis'te deil. Periler gkyznde at srmeye baladktan sonra, herhalde gvenlii iin buralardan uzak durmay tercih etti. Zaman zaman babasn ziyaret ediyor ve ocuklarn da getiriyor." Byc-kadm i ekti. Zanna'nm nerede olduunu kefedecek kadar ok zaman olacakt. ncelikle, Nexis'in Lordu olan babasnn zerine younlamay planlyordu. Ondan intikamn nasl alacayla ilgili bir fikri yoktu. Ama Bern'in sylemi olduu bir eyi hatrlaynca, zihninde intikam planlar ekillenmeye balad. "Periler hakknda ne demitin?" diye sordu. Eliseth, hznl hikyeyi dinlerken dehete kapld. Bu dnyadan ekilip alndnda, evresindeki olaylarn telayla Ormann Efendisi ve halkn unutmutu. yle grnyordu ki Byc-halkm yokluunda lanet Periler, iyice zvanadan kmlard. Vannor, hkmdarlnn ilk , drt ylnda srekli olarak gkyznden gelen Peri saldrlaryla savamak Zorunda kalmt. Geceleri, ay tm parlaklyla ge trmandmda, souk kuzey rzgrlar ehirde esmeye baladnda, Nexis ve evresindeki yerleim birimlerinde yaayan halk, evlerine kapanarak kaplarn ve pencerelerini kilitliyordu. n-62 k Periler, gl atlarnn zerinde gkyznde szlerek, yerleim birimlerine saldryorlard. nceleri sadece gl adamlar alyorlard. Daha sonra duvarc ve kiremiti ustalar, marangozlar, demirciler kaybolmaya balamt. Hepsini kuzeye gtryorlard. Hibiri geri dnmyordu. Daha sonra, iftiler ve obanlar da kaybolmaya balamt. Kaybolanlarn hepsi, yksek tepelerin zorlu bitki rtsnde topraktan en yksek verimin nasl alnacan bilen kiilerdi. Periler, burada farkl bir taktik uyguluyorlard. iftlikler, terkedilmi olarak bulunuyordu. Aileler, tm ferderiyle beraber karlyordu. Ahrlardan hayvanlar ve tarlalardan

ekinleri de alarak yok oluyorlard. Vannor, gizemli adam karmalarn arkasndaki gerek niyeti anlayamyor, bu olaylarn arkasndaki sr perdesini aralayamad iin deliye dnyordu. Perileri durdurmann bir yolunu da bulamyordu. Sonunda insanlar, iftliklerini terk ederek ehirde yaayan akrabalarnn yanna geldiler. Nexis, ok gvenli deildi. Periler, istedikleri zaman saldryor ve kimi isterlerse karyorlard. imdi kadnlar, gen kzlar ve hatta ocuklar karyorlard. Terzi kadnlar, dantel ileyenler, ip eirenler, dokumaclar, frnclar ve biraclar da karlmaya baland. Garnizonun elinden hibir ey gelmiyordu. Askerler o kadar ok baarsz olmulard ki sonunda komutanlar vazgeip kendisini ikiye vermiti. Vannor'un hkmdarl srasnda ehir genilemi de olsa, Perilerin saldrlarna kesin bir zm bulununcaya dek gerek bir bartan sz etmek mmkn deildi. Eliseth, Bern korkak bir adam, bu kesin, diye dnd. Bir keresinde Perilerin saldrsna uram, kendisini gle atarak onlardan kurtulmay baarmt. Periler gidene kadar derenin kysndaki allklarn arasna gizlenmi ve daha sonra srne srne oradan karak, karlan tccarlardan birinin atn alp ehre geri dnmt. Ama, Eliseth'in kiralk askerlerinin, Vadide acmaszca ldrldklerini asla 63 unutamamt. Evini salamlatrmt ama hep bir akam gelip onu da alacaklar korkusuyla yayordu. Ailesini karr-larsa, ne yapard? Eliseth'e gre, Bern'i veya ailesini almalar arasnda bir fark yoktu. Ama Bern, ilerde iine yarayacakt. Perilerin, zihninde kurduu planlar nasl tehdit ettiini dnyordu. Nexis'in ynetimini eline almak istiyordu ama kahrolas Periler ehre srekli saldrrken bunu baarmas zor olabilirdi. Dier yandan, eer Perilerden kurtulmay baarrsa, halkn saygsn ve hayranln kazanabilirdi. Vannor'u grevinden almak iin parman bile oynatmasna gerek kalmazd. Nexisliler, ehri ynetmesi iin ona yalvarrlard. Bern'in bitmek bilmeyen yaknmalarn hemen hemen hi dinlemiyordu. Elmal turtay kendisine doru ekerek yemeye baladnda, hl zihninde planlar yapyordu. Eliseth, i organlarndaki acy hissettiinde gzleri aknlkla fal ta gibi ald. Midesini tutarak

sandalyeden yere kapakland. Zehrin, sinsi ve kara bir ylan gibi kanma ilediini hissediyordu. Yerdeki halnn stnde kvranrken elleriyle grtlan trmalyordu. Midesinden gelen eki ve asitli suyla kan karmnda bouluyordu. Kendisini kurtarmak iin birka saniyesi vard. Acy grmezlikten gelerek ve panii bir kenara brakarak iradesini, kt kt atan kalbini yavalatmaya odaklad. Sanki grnmez parmaklaryla damarlarna uzanyor, zehri zararsz bileenlerine ayrmaya alyordu. Yava yava, aclar azalmaya balamt. Byc, vcut fonksiyonlarnn ve kalp atlarnn ritminin normale dnmeye baladm hissetti. Vcudundaki ar dalgalar azalarak, bilinci yerine gelmeye balad. Kendini zayf hissediyor, ba dnyor, midesi bulanyordu. Sanki ii dna kmt. Eliseth, gzlerini at. 64 Bem neredeydi? 0 ikiyzl, sinsi, insan srtndan baklayan aalk lml neredeydi? Arkasndaki kap gcrdaynca Byc-kadm, korkaka saldrsndan Eliseth'in sa kalacan anlayan hain piin kamaya hazrlandn anlad. Eliseth yerde yuvarlanarak, "Hayr!" diye hrlad. Ellerinden kaan lmllerden gna gelmiti. Bern'in gzlerindeki korku bir an iin gzne iliti ve abuk, akc bir hareketle, czrdayan bir yldrm ellerinden karak Bern'e arpt. Frncnn vcudu dumanlar iinde yere yld. Byc rktc kfrler savurarak, masann kenarna tutunup ayaa kalkt. Masadaki ieden itii bir yudum arap kendine gelmesini salad. Belini dorulttuunda, sendeleyerek frncnn dumanlar ierisindeki cesedinin yanma yrd. Kalarm atp yanm et kokusundan kaynaklanan tiksintiyle yzn buruturdu. "Lanet olas sinsi fare, buna cesaret edebileceini asla dnmezdim," diye kendi kendine sylendi. Acmasz fkesi dalmaya baladnda, onu bu kadar abuk ldrd iin piman oldu. Bern ve ailesi iin planlar vard ve imdi hibir iine yaramazlard. Artk, karsn ve ocuklarn da ldrmek zorundayd yoksa Nexis'e geri dndnn haberi herkes tarafndan duyulur, Vannor'un kulana giderdi. Eliseth bir kez daha kfretti! Kahrolas lmller! Bu durum ok rahatsz ediciydi.

En azndan, frnc lmeden nce ihtiyac olan bilgileri kendisine aktarmt. Artk ayrlp Bern'in ailesinin de iini bitirerek, Akademinin gvenli ortamna geri dnebilirdi. Hava-Bycs, sandalyelerden birinin arkasna ast pelerinine uzand. Pelerini aldnda, alk olmad bir arlk hissetti. Astarn iine dikilmi ceplerinden birindeki sert ve ptrl cisme dokundu. Nefesi kesilen Eliseth, bir sre ayakta dikildi. nanlmaz bir fikir aklna gelmiti. Tad kadeh eer hl Yenidendoum Kazannn orijinal fonksiyonlar yerine getirebiliyorsa, neler olabilirdi? Eer dnd ey gerekleirse, ihtimaller ar- 65 tcyd. Eliseth titreyen ellerle kadehi cebinden ald ve masadaki srahiden suyla doldurdu. Sv kadehin iine dolduka, kadehin kararm i yznn zelliklerini almaya balyordu. I yanstmayan, koyu siyah bir sv halini alyordu. Kadehin yzeyinden karanlk bir buhar kt. Byc kadehi dikkatli bir ekilde tutarak, zerine bir para bile svnn dklmeme-sine dikkat ederek, Bern'in cesedinin yannda eildi. Hl dumanlar tten cesedin zerine biraz su serpti. lk nce hibir ey olmam gibi grnyordu. Yerdeki yanm formda ne bir hareket ne de bir yaam belirtisi vard. Ama sonra, tam Eliseth tiksinerek arkasn dnmeye hazrlandnda, gzlerini krparak bir kez daha dikkatlice cesede bakt. Bern'in vcudu, parltl, siyah bir ar srsne benzeyen, karanlk ve hareketli bir bulutla kaplanmt. Byc-ka-dm, Bern'in yanm derisinin yumuayarak, tekrar eski rengini almaya baladn grd. Dakikalar ierisinde yerdeki form tekrar Bern'e benzemeye balamt. Ama ne nefes alyor ne de hareket ediyordu. Eliseth, igdsel olarak Bern'in ak azndan ieri birka damla daha su serpti. Byc, gergin bir bekleyi ierisinde, merakla nefesini tutmutu. Bern aniden derin bir nefes ald ve beceriksizce ayaa kalkt. "Leydim, ben yapmadm! Ben deildim!" diye lk att. Gzlerini krpt ve olanlar hatrlamaya alarak, "Ne oldu?" diye sordu. "Ne yapyordum ben?" Eliseth, sert bir karlk vermeye hazrland. Ama Bern'in sesli olarak bir ey sylemediini fark ettiinde gzleri fal ta-i gibi ald. Onun zihnini okuyabiliyordu! Bu inanlmazd!

Eliseth, Bern'in zihninde dolaabildiini fark ettiinde, tm gcn frncnn dncelerine odaklamaya balad. Bern'in karanlk dnceleri arasnda gezinirken, frncnn 66 zihninin karmakark olduunu grd. Onu bilinsizce yere seren garip yldrm bysnden sonra neler olduunu hatrlamaya alyordu. Birinin Bycy ldrmek istediini anladnda, bunu sadece bir tek kiinin yapm olabileceini fark ederek dehete kapld. Alissana! Eliseth, lmlnn zihninde canlanan grnty olduu gibi grebiliyordu. yleyse, Bycy ldrme teebbsnde bulunma cesaretine sahip olan, frncnn karsyd. Byc, fkesini kontrol edemez durumdayd. Birden kendisini, kendisine bakarken buldu. Eliseth soluunu tutarak ellerine bakt ama elleri, kendi elleri deildi. Oday Bern'in gzlerinden gryordu. Eliseth igdsel olarak iradesini Bern'in zayf ve lml dncelerine odaklad. Bern'in dnceleri, bir kum saatinden akp giden kumlar gibi, Eliseth'in iradesinin kontrolnden geip gidiyordu. Bu durum, zihinsel olarak bir bakasnn vcudunu igal etmekten farklyd. Eer yle olsayd, kurbann zihni bir kenara atlarak, igalcinin zihni ne kard. Ama iinde bulunduu durumda, frncnn dnceleri, Byc onlar kontrol etmeye alsa da, hl zihninde dolayordu. Eliseth, adeta iradesinin dizginleri ile bu rahatsz at zapt etmeye ve ynlendirmeye alyordu. Heyecan verici bir biimde, frncnn, zihnindeki Bycnn varlndan habersiz olduunu fark etti. Kontrol etme hissi heyecan vericiydi ve Eliseth, bu kontrol nereye kadar gtrebileceini merak ediyordu. ekinerek yeni gcnn snrlarm zorlamaya balad. Eliseth'in vcuduna hibir zarar gelmemiti. Rahat bir biimde sandalyede oturuyordu. Eliseth, ksa sre ierisinde, frncnn vcudunun, temel fonksiyonlarm kendi kendine yerine getirdiini ve istediini yaptrmak iin dilemesinin yeterli olduunu anlad. Bir sre onu odada gezdirerek, ona basit iler yaptrd. Kendini hazr hissettii zaman, kuklasn test etmek zere onun zerindeki basksn arttrd. Bern'in d- 67 ncelerinin oluturduu an zerinde sinsi bir rmcek gibi hareket ederek onu, merdivenlerden aaya, ailesinin uyuduu odaya ynlendirdi. V

Yaaya ller Kk Alissa karanlkta uyand. O akam ok rahat uyuyamamt. Ryalarnda grd, onlarla beraber kalan gm sal, souk bakl kadn uykusunu karmt. Her zaman korkak bir ocuk deildi -artk bymt, alt yandayd ve kk aabeyi Tolan'a gz kulak olmas gerekiyordu- ama yabanc kadnda onu rkten bir eyler vard. Yabanc, annesi ile babasnn odasnda kaldndan, bu akam annesi ocuklarn odasnda, yerdeki minderlerin zerinde uyuyordu. Annesi yanlarnda olduu iin, rahatlamt. Merdivenlerden gelen sinsi ayak sesleriyle uyand. Titreyerek yorgannn altnda bzld ve oyuncak bebeine sk sk sarld. Kapnn dndaki kaba, tslayan nefes sesini duyabiliyordu. Kendini aptal gibi hissederek, bebeine sarlmay brakt. Gelen babasyd. Onun evde olduunu nasl unutmutu? Babasnn beceriksizce kilidi amaya altn duyduunda rperdi ve tekrar korkmaya balad. Yine arab fazla karm olmalyd. Ya kk olmasna ramen, eer babas bu kadar ok imeye devam ederse, neler olacan biliyordu. Babas, bu kk evin sert ve acmasz efendisiydi. Kendisi zor artlar altnda ok altndan, ailesinden ve hatta ocuklarmdan da aynsn bekliyordu. Arada srada geceyi darda bir meyhanede geirir ya da ge saatlere kadar oturarak, evde arap ierdi. te o akamlarda, sorun kartrd. Birok akam, Alissa, grlt patrtyla beraber, annesinin lkla- 69 ryla uyanrd. Korkuyla yataktan srnerek kar, gizlice babasnn annesini dvdn duyar ve onlar izlerdi. Babas sarho eve geldiinde annesini dver veya sabahlar vahi bir fkeyle uyandnda, annesini yumruklard. Genellikle ocuklarn odas, babas sarho olduunda ondan gizlendikleri yerdi. Eer gznn nnde deillerse, ocuklara bulamazd. Ama bu akam ondan kaamayacaklard... Kap aniden alarak oda aydnland. Ama. Alissa, incecik geceliinin iinde, yatann altna girerek oyuncak-bebeine sarlmt. Yatan alt ok tozluydu. Eliyle burnunu kapatm, kesik kesik nefes alyordu. Haprmamak iin kendisini zor tutuyor, burnundaki gdklanma hissinin gemesini istiyordu. Gizlendii yerden baktnda, salam bir ift botun yerdeki minderlere doru kararszca, ayan

sryerek yaklatn grd. Annesi, bu yorgun gnn ardndan derin bir uykuya dalmt ve evresinde olup bitenlerin farknda deildi. Babasnn bu akam ok sarho ve sinirli olmamas iin dua ederek yatan kenarna doru yaklat ve boynunu uzatarak neler olduunu grmeye alt. Babas elindeki feneri minderlerin yanma koydu. Fenerin babasnn yzn aydnlattnda, onun biraz garip gzktn fark etti. Yz ifadesi, sanki uzaklardan gelen zayf bir sesi dinlercesine dnceli ve souktu. Annesi, ktan rahatsz olarak kprdad ve srtn dnd. Babasnn elinde bir ey ldyordu. Alissa, parldayan ban, kabzasna kadar annesinin srtna saplandn grdnde, sessiz l boazna dmlendi. Annesi, garip bir hrltyla sarsld ve cansz bir ekilde, uzand yere yld. Alissa, gzlerine inanmayarak dehete kapld. aresizce baka bir yere bakmak istiyor ama gzlerini babasndan alamyordu. Sanki taa dnmt. Bu gerek olamazd, bu korkun eyi yapan babas olamazd! Her yer, kan revan iindeydi. 70 Babas, iddetli bir ekilde ba annesinin kaburgalarnn arasnda sapland yerden ekti, ald. Babas, uyanm olan erkek kardeine doru yneldi. Kardei, beiinde korkudan inliyordu. te o zaman, Alissa'nm kann donduran korku bys bozuldu. Alissa, dehet iinde sradakinin kendisi olduunu anlad. Babas, srtn ona dnerek ba kardeine saplamak iin havaya kaldrd. Alissa, yatan altndan yuvarlanarak kt. Kapya doru koarken ayak sesleri, kardeinin tiz lnda kaybolmutu. Sonra ses birden kesildi. Babas arkasn dnerek anlamsz bir haykrla ona doru hamle yapt. Ama Alissa ondan kurtularak merdivenleri inmeye balamt. Sokak kapsna ulatnda, babasnn birka adm nndeydi ve lgnca kap koluna asld. Ama kap kilitliydi ve byk anahtar bir ocuun evirmesi ok zordu. Babas olarak bildii lgna dnm adam, bo gzlerle, elindeki kana bulanm haneri smsk kavrayarak havaya kaldrdnda, Alissa bir lk att. Babas haneri saplamak iin hamle yaptnda, Alissa, kanl ellerinin arasndan kaarak yana ekildi. Gidebilecei tek bir yer kalmt. Frnn olduu yere doru uzanan dar koridora kotu. Oradan sokaa alan kapnn da kilitli olacan

biliyordu. Bern, onun arkasndan ok hzl bir ekilde dnerek onu takip etmek istedi. Ama kana bulanm botlar, yeni cilalanm zeminde kayd ve dt. Alissa onun kfrediini duydu ve byk gmbrtden, yere dtn anlad. Bu, ona saklanmak iin zaman kazandrabilirdi. ocuk soluk solua frnn olduu yere gelerek gizlenecek bir yer bulmak iin evresine baknd. Saklanabilecei tek yer, byk, souk ekmek frnn iiydi. Baka bir ey dnmeden, kk ocuk, oraya doru koarak ekmek kokan frnn iine trmand. Frnn kapan son anda arkasndan kapatarak karanlkta bebeine sk sk sarld. Nefes almaya korkuyordu. Eliseth, Bern'in zihnine bir parazit gibi yerleen bilinciyle, 71 onun gzlerinden odaya yle bir gz gezdirdi. Can sklarak kalar atld. Lanet olas ocuk! Kahrolas, nereye gitmiti? Bern'in eliyle kapy amay denedi. Hl kilidiydi. yleyse, kk yumurcak, ok uzaa gitmi olamazd. nce odadaki dolaplara bakmay dnd ama Bern'in zihninde, dolaplarn iine saklanlamayacak kadar azna kadar dolu olduu dncesini okudu. Gzleri ekmek frnlarna takld. Bir tanesi ierisine bir ocuun sabileceinden kkt ama dieri... Frncnn bilinci yerindeydi ama kendi iradesi dnda frnlara doru yryordu. Bern, frnlara doru yrrken, zihnindeki Bycy durdurmak iin, onunla savamak iin aba gstermedi. Frnc, bulduu bir sprge sapn frnn kapana sktrd. Atein klleri hl scakt ve yeniden alev almalar uzun zaman almad. Bern frnn altna odunlar attka, Eliseth, kk kzn lklarn duyabiliyordu. Frncnn zerindeki kontroln test ederek, orada dikilip kznn lm lklarn dinlemesini salad. lklarn bitmesi uzun zaman ald. Bern'in zihnine onu hareketsiz beklemesi emrini brakan Eliseth, evin iinde gezinmeye balad. ine yarayabileceini dnd eyalar yanma alyordu. Bern'in altnlarn ald. Akademinin ryen ortamnda hayatn kolaylatracak ne varsa, battaniye, yorgan, erzak ve mum gibi frncnn evinde bulduu tm malzemeleri bir araya getirdi. Frncnn ka-rs

kendisinden daha ksa boyluydu ve giysileri iine yaramazd. Ama Eliseth, birka ift orap ve eldivenle kaim, yn bir cppeyi yanma ald. Cppenin boyu dizlerine kadar olsa da, yenisini bulana kadar onu souktan koruyabilirdi. Eliseth, setii malzemeleri arka sokak kapsnn nnde yere yd. En ksa yoldan, kimseye grnmeden, Akademiye geri dnd. Oraya ulat zaman, iradesini Bern'in ze72 rinde odaklad. Bern'i yannda getirememiti nk ayn anda sadece bir vcudu, ya kendi vcudunu ya da Bern'in vcudunu, kontrol edebiliyordu. Bern'i evinde yalnz brakmt. Zihniyle Bern'i bulmas, dndnden de kolay oldu. Akademinin pislik ierisindeki mutfanda bir ate yakt ve kadehi suyla doldurdu. Yanan atein nda, kadehin iine bakmak iin eildi. Bycnn, Bern ile arasndaki ba o kadar glyd ki adeta zihni ona doru ekiliyordu. Frncy dnr dnmez, suyun yzeyinde Bern'i grd. Kana bulanm battaniyelerin arasndan olunun cansz bedenini kaldryordu. Bern ban kk cesede doru eerek, "Tanrm, bu nasl olur?" diye alamaya balad. "Bunun olmasna nasl izin verirsiniz?" Eliseth omzunu silkerek bir kez daha Bern'in zihnini igal etti. Ailesinin cesetlerini olduklar yerde brakarak aaya inmesini istedi. Kapnn nne yd ganimetleri at arabasna yklemesi iin ona emir verdi. Tm eyalar yklendikten sonra, Bern'i, bir ie gaz ya ve meale olarak kullanmas iin odun ynndan ald ince bir sopayla evin iine gnderdi. Birok sebepten dolay kantlar yok etmek gerekiyordu. Zihni Bycnn elik gibi iradesinin kontrolnde olan Bern, bir zamanlar kendisine ait olan Eliseth'in ganimetleriy-le ykl at arabasn tepenin stndeki Akademiye doru srd. Arkasnda, kendi evi alevler ierisinde yanyordu. Eliseth, kendini sert tahta sandalyede olabildiince rahat ettirmeye alarak, minedeki atelerin dalgalanmasn izledi. Babycnn odasndaki pencereden alaca karanln koyulatm grebiliyordu. Miathan'm odasna izinsiz girileri engellemek iin baz koruyucu byler yaptndan pheleniyordu. Ama geen yllar ierisinde, Babycnn yokluunda, bylerinden geriye eser kalmamt. Babycnn, 73 kulenin en st katndaki

rutubetli odas, oturmaya elverili durumdayd. Yorgun Hava-Bycs iin olduka rahat bir odayd. Eliseth, gndz yeni kuklasnn zihnini kontrol ederek, tm odalar sprmesini ve kullanlamayacak eyalar dar atmasn salad. Eliseth, Bern'in zihnini kontrol etmenin, sanki btn ileri kendisi yapyormuasma zihnini yorduunu hissediyordu. , Byc kendisine bir kadeh daha arap koydu ve nnde-, ki peynir tabandan bir para ald. lmllerin hibiri Akademinin yaknlarna gelmeye cesaret edemezdi nk korkuyorlard. Eliseth, onlarn Akademiden uzak duracandan emin olmak istiyordu. Bu garip gelecee geldiinden beri ilk defa rahatlamt. Burada gvendeydi. Nexis'te Byc-halkm hkmdarln yeniden kurabilmek iin elinden gelen her eyi yaparken, olduka konforlu odasnda rahat olacakt. Bern'i kontrol etmesi, ei bulunmaz bir nimetti ve gelecekte de ok iine yarayacakt. Eliseth, Bern onun varlndan haberdar olmadan zihnine girip kabiliyordu. Gzlerinden grebiliyor ve uzaktan onun hareketlerini kontrol edebiliyordu. Bern'in zihnini terk ettiinde, frnc kontrol edildiini hatrlamyordu. Eliseth'in yznde yavaa bir zafer glmsemesi belirdi. Bu kadeh, ne kadar etkili bir silaha dnmt. Miathan, kadehin tm glerini aratrmad iin aptal olmalyd ama tanrlara krler olsun ki aratrmamt. Kadeh, tm dertlerine deva olmutu. Sadece Vannor'dan ve zavall kzndan intikam almakla kalmayacak, Nexis'i ynetecek- Ve aptal lmller, bundan haberdar bile olmayacaklard. Aklna yeni bir ey gelmiti ve bu yeni dnce, iinde zevk veren bir mutluluun belirmesini salamt. Aurian, eninde sonunda buraya gelecekti. Eliseth, Anvar' da Bern'i kontrol ettii gibi kontrol edebilirse, ne gzel olurdu. Bylece, Bycnn tm yaptklarm gzetleyebilir ve uzaktan 74 onun planlarna mdahale edebilirdi. Aurian'la fiziksel olarak kar karya gelmeden, kendini tehlikeye atmadan, onu ldrebilirdi. Anvar'm, lmlsevici orospuya ihanetinden daha gzel ne olabilirdi? Bu, Aurian' dnyadaki her eyden daha ok yaralard. Ve sonunda, Eilin'in kzndan tamamen kurtulabilirdi. Eliseth bir kahkaha patlatt. Bundan byk keyif alacam, diye dnd. Ama planlarn bir sreliine de olsa ertelemesi gerekiyordu. Ne yazk ki Aurian burada deildi. Ama Vannor buradayd. Onu kullanarak Nexis'in

tm ynetimini eline geirmeyi planlyordu. Bu gece ie koyulmalyd! Eliseth, Babycnn odasnda bulunmaktan rahatszd. Belki de geceyi onun yatanda geirecei iin rkmt. Ona ihanet ederek onu zaman bysyle hapsettiinde, Babycnn yznde beliren nefret ve fkeyi hatrladka rahatsz oluyordu. Telalanmaya balamt. Eer yokluunda zaman bys zayfamsa, ne olurdu? Ne samalk, diye dnd. Eliseth, akln byle aptalca kuruntularla megul ettii iin kendi kendine gld. Ama yine de glmsemesinde bir soukluk vard. Akademinin altndaki yeralt mezarlarna inerek, Miathan'm hl zaman bysyle hapsedilmi olduunu grmeden ii rahat etmeyecekti. Hl orada olduunu grmesi gerekiyordu. Eliseth, odada skntl bir ekilde gezinmeye balad. Akademinin altndaki terkedilmi tnellerin karanlk labirentinde dolamak onu rktyordu. Orada, Miathan'dan daha tehlikeli karanlk glerin var olduunu biliyordu. Bir an iin lm-Hayaletleri aklna geldi. Onlar hatrlamam olmay tercih ederdi. Eliseth, zayflndan dolay kendi kendine kfretti. fke si, endielerini bastrmaya balamt. Masadan bir fener kaparak spiral tatan merdivenleri hzlca inmeye balad. Bycler Kulesinin kapsn arparak avluya kt ve arkasna bile bakmadan ktphaneye doru yneldi. Eliseth souk ve rutubetli arivlerin bulunduu yere girdi-inde, kadehin glerini aratrmak iin burada geirdii uzun saatler boyunca niye ortamdan nefret ettiini hatrlad. Eliseth, yava ve tedirgin admlarla ilerledi. Ayak sesleri, dar tnellerde yanklanyordu. Ktphanenin ta zemini, yzyllar boyunca burada alm arivcilerin ayaklar altnda anmt. Rutubetli duvarlar, elindeki fenerin a altnda parldyordu. Hava-Bycs, nemli havann soukluuyla titriyordu. Keke cppesini yanma almay akl etmi olsayd. Yine de, burada ok uzun sre kalmayacam, diye dnd. Sadece Miat-han'm burada olup olmadna bakp gideceim. Yanl hatrlamyorsam onu hapsettiim oda, bu geidin sonundayd... Gitmiti. Gzlerine inanamyordu. Miathan zaman bysnden kurtulmutu! lk nce yolunu ararak yanl odaya geldiini dnd. Ama yanlyor olamazd. Emin olmak iin, Miat-han' hapsettii gn kapy

iaretlemiti. Geri karak, kapnn zerine kaznm yazlara gz gezdirdi. Sonra tekrar bo odaya bakt. Korkusu, souk bir yldrm tm vcuduna yayld. Neredeydi? Birden, Bern'in kendisine sylediklerini hatrlad. lmller, Akademinin yaknlarna gelmekten korkuyorlard nk Miathan'm hayaleti Akademide dolayordu. Hala burada olabilir miydi? imdi bile, hl bu souk tnellerde dolayor olabilirdi. Eliseth, korkudan nefesini tutarak arkasn dnd ve oradan kat. Bern'in evinden ald arap, alt kadar kaliteli deildi ama bu durum, Eliseth'in umurunda deildi. Kendi odasna, daha dorusu Miathan'm odasna geri dndnde, panik ierisinde kapy kilitledi ve srgledi. Dehete kaplmt. Kilidi, aklna gelen tm koruyucu bylerle glendirdi. Hava-Bycs ok korkmutu. Titreyen elleriyle tuttuu kadehten, bir yudum daha ald ve iradesini toplamaya alt. Burada kalarak ehri ynetme planlar bozulmutu. Tek bir eyden emindi. Miathan'm nerede olduunu bulana kadar, Ne-76 xis'te gvende olamazd. Eer Babyc onu hazrlksz yakalarsa, birka dakika ierisinde onu ldrrd. Korkusu azalmaya balaynca, sakin bir biimde dnmeye alt. Miathan'm u an Akademide olduundan pheliydi. imdiye kadar oktan onu bulmu olmas gerekirdi. Eer Akademinin altnda pusuya yatm onu bekliyor olsayd, zamanda alan yarktan Nexis'e geri dnnde aa kan gc hissederdi. Belki de, Vannor ve Anvar' halletmek iin zaman vard. Onlar da Bern gibi birer kuklaya dntrdkten sonra, ehirde kalmasnn bir anlam yoktu. Gvenli bir yerde gizlenebilirdi. nce Vannor'u yok etmeliydi. Eer abuk davranrsa... Ne yazk ki hzl hareket etmesi mmkn deildi. Gerekli hazrlklar yapmak iin , hatta drt gne ihtiyac vard. Eliseth, rahatlayarak, "Sonunda!" diye mrldand. Bu akamdan sonra kendisine gvenli bir yer bulacakt. Gece yarsn oktan gemiti ve birka saat sonra gn doacakt. Eliseth, karanlkta sessizce ilerleyerek, nehrin kysndaki yosun tutmu yolu takip edip Vannor'un konana ulat. Nbetiler, birka metre yaknlarna kadar girmi olmasna ramen, onu fark etmemilerdi. Bu zavall yaratklar m yokluunda ehrini ynetmiti?

Eliseth, geerken elini uzatt ve nbetilerden birinin alnna dokundu. "Lanet olsun!" Nbeti asker, hzl bir hareketle klcn knndan ekti. Etrafta hibir ey gzkmyordu. Byc oktan yanlarndan uzaklamt. Birka metre uzaktan arkadann sesini duydu. "Thara'nm memeleri adna! Orada klc bolua savurarak ne yaptn sanyorsun?" "Ama bir ey bana dokundu," diye itiraz etti. "Bir ey yzme dedi." "Ah, ltfen bu kadar aptal olma. Muhtemelen sadece bir sinektir. Zaten bu soukta burada dikiliyor olmak yeterince J]_ kt, bir de senin hayali perilerinle uramayalm." Eliseth, onlar geride brakarak, allklarn arasndan byk eve doru yaklayordu. nce ince iseleyen yamur, gecenin karanln daha da younlatrd iin sevinliydi. Bir hava bys kullanarak siluetinin evresindeki datyordu. Ay bulutlarn arasndan karak arkasndan onu aydnlatmad srece, onu fark etmeleri mmkn deildi. Eliseth, bu plan yaparken uzun uzun dnmt. Vannor, dorudan yaklalamayacak kadar iyi korunuyordu. Bern'i yakalad gibi, onu da yalnz yakalayarak byyle ldrmesi mmkn deildi. Ayrca, lmllerin Nexis'e geri dndn bilmelerini istemiyordu. Eer glerini Vannor'un zerinde kullanrsa, bu dikkat ekebilirdi. Vannor'un karsna kp ona meydan okuyacak da deildi. Tek elle bile kendisini yenebilecek kadar gl ve silah kullanmada yetenekliydi. Bu, ok tehlikeli olurdu. Yine de, bir lmly ldrmenin bir ok yolu vard. Ve Bern'in kars, ona dahiyane bir fikir vermiti. Bycnn cebindeki ienin iinde, ktphanede bulduu bir parmende yazan talimatlara uygun olarak hazrlanm lmcl bir zehir vard. Gerekli karm oluturmak iin ihtiyac olan maddeleri Meiriel'in revirinden salamt. Son birka gn, zehri, Akademiyi istila eden bcekler ve fareler zerinde test ederek geirmiti. Kaytlara gre, bu zehrin bir panzehiri yoktu. Zehri Vannor'un zerinde kullanabilmek iin, gerekirse, tccarn evindeki herkesi ldrebilirdi. Ama sonuta bunlarn hepsi, zavall lmllerdi! Zehir, renksiz ve kokusuzdu. Kurbann vcuduna yava yava iliyor olmas, Eliseth'e keyif

veriyordu. Vannor'un lmesi uzun zaman alacak, aclar ierisinde kvranacakt. Sonunda, yllar nce kz tarafndan kurtarlan, hain iin lme vakti gelmiti. Ama Zanna bu sefer onu kurtaramayacakt. Byc evin arkasndan yaklaarak, mutfaa alan arka kapy buldu. Ses karmamak iin dikkatli bir ekilde kapnn kilitli olup olmadn kontrol etti. Kilitliydi. Glerini kilide odaklad ve ksa bir sre sonra kilidin mekanizmas, hafif bir tkrtyla ald. Mutfak penceresinden soluk bir k geliyordu. Eliseth, duvara yaslanarak, sessiz bir ekilde ban uzatp pencereden ieri bakt. Mutfaktaki ate muhtemelen yeni yaklmt ve yalnz bir adam, mutfak masasnn banda bir eyler yapyordu. Vannor'un ba as, gne domadan kalkm ve dier hizmetkrlar hl uyurken, ekmek yapmaya balamt. Adam, bir ba a iin olduka genti ve mesleine yakmayacak kadar uzun boylu ve zayft. Eliseth, bu anlamsz detaylar zihninden uzaklatrd. Ona gre her lml aynyd. Beklemenin bir anlam yoktu. Derin bir nefes alarak, mutfaktaki havay kontrol etmek zere iradesini toplad. Zavall ann ayaklarnn dibinde yeilimsi bir sis belirmeye balad. Sis, yava yava uzayp katlaarak kk ve yeil bir ylana dnt. Byc duraksad. Bu, onun favori illzyonuydu ve muhtemelen ann dikkatini datacakt. Ama eer baz lmller gibi ylanlardan korkuyorsa, barp arabilir ve evdeki herkesi uyandrabilirdi. Bu, istedii en son eydi. Sessizce kfrederek illzyonun yok olmasn diledi. Aya kar ne kullanabilirdi? Daha gelimi bir yaratk illzyonu oluturmak onu yoracakt ama Vannor'dan intikamm almak iin buna deerdi. Byc gzlerini kst ve tm gcyle konsantre oldu. Sis, soluk ve mat bir form alyordu. Kendi ekseni etrafnda parl-dayarak dnp birka dakika sonra ana hatlaryla belirginlemeye balad. Eliseth, "Hadi, hadi," diye sabrszca kendi kendine sylendi. Teker teker, yaratn ayrntlar ekillenmeye balad. A, bir sres sonra ayaklarnn arasndaki beyaz kediyi fark etti. "Sen de nereden geldin?" diye mrldand. Yapt ii bJ2_ rakarak, kediyi okamak iin eildi. Eliseth, tm

gcn zorlayarak alnndan terler boanrken, kedinin formunu ann elinden uzaklatrd. "Korktun mu, kk ey? Birisi sana zarar m verdi?" Eliseth, yzn buruturarak gzlerini gkyzne dikti. Niye baz lmller, sanki hayvanlar onlarn ne dediini a hyormu gibi onlarla konuurlar, diye dnd. Yine de, amacna hizmet edecekse... llzyonunun ierisinde herhangi bir ses karamasa da, kedinin aznn sessiz bir miyavlamayla almasn salad. "Zavall kk ey! A msn? imdi burada bekle, senin iin bir eyler bulmaya alacam." A kilere indiinde Eliseth, bulunduu yerden bir yldrm gibi frlayarak, arka kapdan ieri szld. lmcl zehri, hazrlanan ekmek hamurunun zerine serpitirdi ve a geri gelmeden mutfa terk etti. Bahelerin arasndan sessizce geerken arkasna baktnda, ann elinde bir tabakla kapnn aznda durarak olmayan kediye seslendiini grd. Dnyalarn aras, ok ssz bir yerdi. Forral, bu garip yerde kapana ksldndan beri lml dnyada ne kadar zaman getiini bilmiyordu. nk llerin diyarnda, zamann bir anlam yoktu. Yksek tepeler ve yldzl gkyznden oluan sisli, gmten manzara, hi deimiyordu. Gnlerin veya iklimlerin geip gittiini anlayabilecei bir tek farkllk gremiyordu. Ruhlarn Oraks, tepenin zerindeki kutsal koruya ve oradaki byl boyut kapsna yaklamasn yasaklamt. Kl ustasnn canllarn dnyasyla tek balants, Dnyalarn arasndaki kapdan geerek, yeniden doacaklar Ruhlar Kuyusuna gitmek zere bulunduu yerden geen babo ruhlard. Ama elinde lambasyla yal bir kei klm-daki lm, ruhlar koruyor ve onlar ynlendiriyordu. Ve 80 Ruhlarn Oraks, Forral'm ruhlara yaklamasna ve onlarla konumasna izin vermiyordu. Kl ustas, bu ller diyarnda, gittike daha ok bir hayalete benzemeye baladn dnyordu. Burada ne kadar uzun sre kalrsa, o kadar effaflayordu. llerin glgeleri, yeniden varolu yolunda, hzlca nnden geiyorlard. Buraya ilk geldiinde, glgeler onu fark ediyor ve sesini duyabiliyorlard. Ama bu olduunda, rktc gardiyan tarafndan tekrar izlemeleri gereken yola geri gtrlyorlard. Ama artk yanndan geen

ruhlar, onun varlnn farkna bile varmyorlard. Yalnz kl ustas, etrafta gezinerek, Aurian'a neler olduunu merak ediyordu. Ruhlar arasnda dost veya dman tandk birine rastlamak, onun iin ok ac vericiydi. lml dnyada onu tanyan birinin kaytszca yanndan geip gitmesini grmektense, tekrar tekrar lmeyi tercih ederdi. Forral, acmasz yalnzl, ruhunu ve kendine gvenini kemirdike, hayal krklna uruyor, sinirleri bozuluyordu. Bu sonsuz hapiste zaman gemek bilmiyordu. Yemek yiyemiyor, bir eyler iemiyor, uyuyamyor, yapacak hibir ey bulamyordu. Bu rktc yerde grlecek pek bir ey de yoktu. Hibir eye, kendi vcuduna bile dokunamyordu. Zaman zaman yrmeye balyor, hatta delice koarak bu lo ve rkn yerden kurtulmaya alyordu. Asla yorulmuyor ama tepeleri at zaman tekrar balad yere, kutsal korunun altndaki vadiye geri dnyordu. Ruhlarn Kuyusu ve Dnyalar arasndaki kapya giden yollar, grnmez bir duvarla ona kapalyd. Artk lm bile onunla konumuyordu. Kzgn ve canndan bezmi kl ustas ne zaman onunla konumak istese, lm her defasnda yok oluyordu. Forral, Ruhlarn Orakisinin onu izlediini biliyordu. Eninde sonunda bu inat adam, zavall yar-varlmdan yorulacak ve yeniden domak iin gnll olacakt. Eer Aurian iin endieleniyor olmasayd, imdiye kadar oktan gnll olurdu. Onlara son bir kez yardm edebileceinin farkmdayken, buradan nasl ayrlabilirdi? Yine de, evresindeki sonsuz yalnzlk ve deimezliin etkisiyle, Aurian'a ait anlar da yava yava yok olmaya balamt. Acaba tamamen unutularak, zihninde yok olmasna daha ne kadar zaman kalmt? Ne kadar zaman sonra, kim olduunu bile hatrla-mayacakt? Kendisine ne olacakt? Bu bekleyi, savann kalbindeki tm cesareti yok ederek yerini derin bir mitsizlie brakyordu. Sava, gm renkli tepenin zerinde oturduu yerde, dncelere dald. Ksa sre nce, kapdan kalabalk bir insan seli gemiti. Neler oluyordu? phesiz, bir yerlerde insanlarn bana bir felaket gelmi ve bu kadar kalabalk bir topluluk buraya ulamt. Daha da kts, bu insanlarn bir ksmn tanyacandan emindi. Ama anlar, puslu bir sis gibi ok uzaklarda, belli belirsiz yzyordu. Aklm m yitiriyo-rum? diye dnd. Eer yleyse, benden geriye ne kalacak? Ruhumun varl sona

m erecek? Forral, ban iki yana sallad. Belki de lm haklyd. Onu dinlemesi gerekirdi. Belki de onu bularak hatal olduunu itiraf etmeli ve yeniden doma ansn karmamalyd... Forral, Dnyalarn arasndaki kapnn bir kez daha aldn fark etti. Kap alaca zaman, cisimsiz formunu delip geen enerji dalgalarn hissedebiliyordu. Bu, geceyle gndz arasndaki scaklk farkn hissetmek gibi bir eydi. Aptallndan dolay kendine kfreden kl ustas ayaa frlad. Daha nce birok kez yapt gibi vadiden aaya doru komaya balad. Bir kez daha lm'e meydan okuyarak, genileyen boyut kapsna doru hzla kouyordu. Her zamanki gibi, yine ge kalmt. Kapya yaklatnda, canllarn dnyasna alan kapnn oktan kapandn grd. Yine de, hayal krklyla savaarak komaya devam etti. 82 Oraknn diyarna yeni gelenleri grmek istiyordu. Belki de bu sefer onu tanyan kard. Vadinin karanlk azndaki sisler daldnda, sersemlemi iki tamdk figr belirdi. Elinde lambasyla yal kei, ndekine yol gsteriyordu. Forral kim olduklarn hatrladnda dehete kaplarak, znt ve umutsuzluk karm bir hisle, lm'n yol gsterdii tandk, tknaz figre doru atld. "Vannor, seni yal kurt!" Vannor, "Ne? Kim var orda?" diyerek, sislerin arasna gz gezdirdi. Forral'm hatrlad kadaryla eski dostu, ilk defa kafas kark ve pheli grnyordu. Buna armamak gerekirdi. Birden, Vannor'un kendisine ne olduunu henz alglayamadn anlad. Kl ustas, dikkatli olmalym, diye dnd. Ama artk ok geti. Vannor'un kaba sesi, kararsz bir la dnerek, "Forral?" diye yankland. Korkudan gzleri fal ta gibi alarak sisten geri ekildi. "Sen, sen olamazsn," diyebildi. "Forral ld." Kl ustas i ekti. Bunu yapmann daha nazik bir yolunu bulamayacakt. Sislerin arasna geri ekilen forma yaklaarak, "Sen de ldn, eski dostum. Yoksa ben niye burada olaym?" diye gerei aklad.' "Buradasn nk dik kafal ve aptaln birisin!" Forral ve Vannor, nefeslerini tutarak birbirlerine sarldlar. lm'n varln unutmulard. Hayalet, kapdan geenlere yol gsteren yal kei klmdayd.

lm, Vannor'a dnerek, "Gel, lml, bu asiye kulak asma," dedi. "Sana yardm edemez. Benimle beraber Ruhlar Kuyusuna gelerek yeniden domalsm." Vannor kalarn att. "Bir dakika, ltfen," diye itiraz etti. "Bu asi olarak nitelendirdiin kii, benim dostum. Burada neler olup bittiini anlayana kadar hibir yere gitmiyorum. Bana neler oldu, ya! Buraya nasl geldiimi hatrlamyorum. Nasl ldm?" lm, iini ekerek, "Eer fark edecekse syleyeyim," diye cevap verdi. "Sen ve evindeki herkes zehirlenerek ld." Vannor, "Ne?" diye bard. "Kim yapt bunu? Benimle beraber kimler ld? Herkes mi ld? Dulsina yayor mu? Olum Antor?" lm omzunu silkerek, "Olun oktan bu'kapdan geti," diye karlk verdi. "Dulsina dediin kiiyse buraya gelmedi. yle grnyor ki vakti dolmam. Sizi ldrenin kimliine gelince, birok kez bana bu kadar ok i karan birisi," diye glmseyerek devam etti. "Onun buraya gelecei gn iple ekiyorum." ki adam birden, "Kim?" diye sordular. lm, "Byc-kadm, Eliseth," diye karlk verdi. Vannor, "Geri mi dnd?" diye fsldad. "Ama..." Forral arkadann aknlna bir anlam veremiyordu. Ama lm, elini kaldrp daha fazla soru cevaplamayacan ima ederek, "Buraya nasl geldiinin bir nemi yok," diye aklad. "imdi benimle gelmelisin, Vannor ve eer yapabi-lirsen inat arkadan da bizimle gelmeye ikna et. ok uzun zamandr Dnyalarn arasnda skp kald." Vannor, serte lme bakarak, "Eer dostum da bizimle beraber geliyorsa, seninle gelirim, "diye karlk verdi. "Ama o burada kalmak istiyorsa, ben de burada kalrm." Forral iinde byk bir rahatlama hissetti. Bu terkedilmi yerde, yannda kalacak bir dosta ne kadar ok ihtiyac olduunu fark etmemiti. "Vannor, Aurian'a ne oldu? Hl hayatta olduunu biliyorum nk bu kapdan henz gemedi. yi mi? Gvende mi? Anvar onunla ilgileniyor mu? Ya ocuumuza ne oldu?" O kadar endieliydi ki sorular ard ardna azndan dklyordu. Tccarn yzndeki ciddi ifadeyi grdnde, tm umutlar .parampara oldu. Vannor, "zgnm Forral," diye i ekti. "Ama bu sorularn cevaplayamayacam. Yedi yl

n-84 ce Anvar ve Aurian, Vadide Eliseth'in saldrsna uradlar. Aurian, Alevlerin Klc'm bulmutu ama Eliseth, onu Auri-an'dan ald. bir girdaba kaplarak yok oldular," diyerek ban iki yana sallad. "Keke..." Birden yznde garip bir ifade belirdi. Kl ustasna gre bu ifade, yaln bir korku ifadesiydi. Bu diyarda k yanltc olabiliyordu ama sanki Vannor'un formu soluklayordu. Tccar, "Forral, bana yardm et" diye lk att. "Garip hissediyorum. Bir ey beni ekiyor... Aman Tanrm, seni g remiyorum..." Sesi, aresiz bir la dnerek yok oldu. lm'n kkreyii onun sesini bastrmt. "Dur! Bu ruh benim!" lm, Forral' kenara iterek Vannor'a doru atld. Ama Vannor gitmiti. VI lEfflORfOZ Kendisine ulaan mesaj eer doruysa, Vannor'un hayat tehlikedeydi. Kaybedecek zamanlar yoktu. Yanis, elindeki Gece Kaaklarna ait en hzl gemileri Tar-nal'm emrine vermiti. Rzgr, Nexis'e doru esiyordu ama Zanna'ya gre gemiler, bir buz ktlesine saplanmasma hareketsiz duruyorlard. Zanna, geminin pruvasnda ayakta duruyordu. Kpeteyi yle sk tutuyordu ki parmaklar armaya balamt. Sanki tm gcn ve iradesini odaklayarak, gemiyi Nexis'e doru hzlandrmaya alyordu. Her saniye nemli olabilirdi. Gen aabeyi Antor lmt ve ona son yolculuuna kmadan nce elveda deme ansm bile bulamamt. Zanna, kalbinin acyla daraldn hissetti. Bu adaletsizlikti! Antor henz ok genti ve hayat yeni tanmaya balamken lmt. Zanna gzyalarn tutuyor, yaanan kriz annda duygularnn kontroln kaybetmek istemiyordu. Keke Tarnal, onu rahatlatmak iin yannda olsayd ama her zamanki gibi gemileri komuta ediyordu. Zanna, onun sesini duyabiliyordu. Adamlarna emirler yadrarak, gemilerin mmkn olduunca hzl gitmesi iin abalyordu. Yelkenleri ayarlayarak, sert rzgrdan en iyi ekilde faydalanmak istiyordu. Gayretleri bounayd, bu mrettebat uzun zamandr bir aradayd ve ne yaplmas gerektiini ok iyi biliyordu. Ancak Zanna, Tar-nal'n, Nexis'te kendilerini nelerin beklediini dnmemek 86 iin kendisini bu ekilde megul ettiini biliyordu. Ne yazk ki kendisinin dikkatini datacak bir

eyler yoktu. Tm dnceleri Nexis'e odaklanmt. Kocasn zlemiti, onun sevgisinin scaklna ve desteine ihtiyac vard. Gemileri, gecenin karanlnda, simsiyah denizde gri bir glge gibi ilerliyordu. Rzgrn sesi, yelkenleri iirerek uulduyor ve geminin burnu, dev dalgalara batp ktka ardnda bembeyaz kpkler brakyordu. Zanna, sabrszlna yenik derek, pruvadan ayrlp gvertede ileri geri yrmeye balad. abuk olun. Dnceleriyle gemiyi daha hzl gitmeye zorluyordu. abuk olun. Zamannda orda olmalyz. Her ey ok gzel giderken, tm bunlar nasl olabilirdi? Vadideki savatan sonra geen yedi yl, ok gzeldi. Zanna yrrken, "Bu bizim hatamz m?" diye mrldand. Keyfimiz yerindeydi ve biz hazrlksz yakalandk. Vannor, Vadiden dndnde, Gece Kaaklarna, Anvar ve Aurian'n ortadan yok olduu haberini vermiti. Bu, inanlmas g bir felaketti. Zanna ve Byclerin dier dostlar, onlar iin uzun sre yas tutmulard. Parric'in znts hibir zaman dinmemi-ti. Vannor'un, Parric'i, arkadalaryla beraber dmanlarnn da yok olduuna inandrmas uzun zaman almt. Eliseth, Aurian ve Anvar'la beraber yok olmutu ve Yanis'in Ne-xis'deki balantlar, Babycnn kayp olduu haberini getirmilerdi. Zanna, Aurian'n ortadan kaybolmasyla beraber, babasnn Nexis'in bana gemek iin bu kadar acele etmesini nasl knadn hatrladka utanyordu. Her eye ramen haklyd. Nexis basz kalmt ve insanlar aresizce kendilerini ynetecek birine ihtiya duyuyorlard. Vannor, Sangra'nm da yardmyla Parric'i kendine getirmeyi baarm ve svaribanln kendisine destek olmasn salamt. Parric'in yardmlaryla, kaak ve srgne gnderilmi topluluklar da kendisine katlmt- Yanis, onlara gemiler salam, Gece Kaaklarnn askeri gcyle Vannor'a destek olmutu. Ve bir aya kalma- 87 dan, eski Tccarlar Loncas lideri, Nexis'in Lordu olmutu. Sonra deiim balamt. Byc-halkm gitmesiyle beraber, korkunun glgesi Nexislilerin zerinden kalkmt. Vannor'un hayrsever ynetiminde, yeni bir a balamt. Miathan'm Akademiye istifledii erzak stoklar alnmt. Garnizona katlmaya gnll olanlar, Parric ve Sangra tarafndan abucak eitilmilerdi.

Hrszlar yakalanm, halkn geceleri gvenli bir biimde sokaklarda gezmesi salanmt. Nexisli-leri smren tccarlar, Vannor'un otoritesiyle kuvvetlendirilen gvenlik glerince, daha adaletli ve insafl olmaya ikna edilmiti. Fakirler iin evler ina edilmi ve sokaklarda bir tane bile dilenci kalmamt. Jarval'm sna yeniden ina edilerek, ihtiyac olanlar ve yallar iin bir barnak haline getirilmiti. Benziorn'un desteiyle, iyiletirme bylerinin retildii bir okul almt. Vannor, Nexislilere bar ve bolluk dolu yllar armaan etmiti. Ama Zanna, bazlarnn Nexis'in yeni efendisinden holanmadn biliyordu. Vannor'un, hkmdarl srasnda tek baarszl, ara sra grlen Peri saldrlaryla baa kamam olmasyd. Ailelerini ve arkadalarn kaybeden insanlar, sevdiklerinin yok olmasndan Vannor'u sorumlu tutmulard. Tccarlarn kazanlar byk oranda azalmt ve Vannor'un hakszca ilerine kartn dnyorlard. Vannor'un bir zamanlar Tccarlar Loncasnn lideri olduu gerei, aclarna bir de aalanma hissi ekliyordu. Uzun sredir hayal edilen bir ryay gerekletirerek, tccarlarn tm itirazlarna ramen, tahvil karmalarn yasaklamt. Zanna, bu son meydan okumann, Vannor'un hayatn tehlikeye atfn biliyordu. Gne domaya baladnda, gemi krfeze doru yneldi. Ksa sre sonra, gn nda hayal meyal grlen, gri tonlardaki Norberth limann yanndan geerek Nexis'e doru 88 ilerlediler. Zanna acyla gzlerini kapad. Sanki her ey ona babasn hatrlatyordu. nk Nexis'e ulaan nehir kanal, Vannor'un bulularndan biriydi. Vannor, Yanis ve dier tccar kaptanlarn da fikrini alarak, su bendini kaldrmt. Nexis'e kadar gemilerin geiine izin vermek iin, ehre uzanan kanallarn yaplmasn salamt. Babasnn buluu sayesinde Zanna, ehre daha abuk varabilecekti. Zanna ve Tarnal, gemilerinin Nexis'te limana girmesini beklemeden, Vannor'un konann nehir kysna kadar uzanan bahelerinin olduu yerde karaya kmlard. Zanna, nehir kysn koruyan askerlerin saysnn okluunu grnce dehete kapld ama onlara Sangra'mn komuta ettiini grdnde rahatlamt. Zanna ve Tarnal, Sangra ile konuarak gereksiz zaman harcamadan, dorudan konaa yneldiler. Sarp, akl denmi yolu el ele

koarak getiler ve nefes nefese eve vardlar. Kapy onlara Dulsina at. Gzleri alamaktan kzarmt ve gergin, uykusuz saatlerin sonrasnda yz gz imiti. Surat bembeyazd. ki kadn tek bir kelime bile etmeden kucaklatlar. Zanna, "O da m?" diye sorarak sessizlii ilk bozan oldu. Haberler iyi de olsa, kt de olsa, artk beklemeye tahamml kalmamt. Dulsina, "Hayr, daha deil. Hl savayor ama..." diyerek bam zgnce iki yana sallad. Zanna ve Tarnal'a koridorlarda yol gstererek, onlar Vannor'un alma odasna getirdi. Parric oktan ordayd ve atein nnde bir ileri, bir geri volta atyordu. Zanna'y grdnde kollarn aarak ona doru kotu. Ksk bir sesle, "Zanna.." diye mrldand. "zr dilerim. Kendimi sulu hissediyorum. Eer garnizon onu daha iyi ko-ruyabilseydi..." Dulsina, "Samalk," diye szn kesti. "Bu kadar aptal olma, Parric. Her ey yeterince kt, bir de sen kendini sulama. Bir ie yara ve bize birer kadeh arap getir." Zanna'ya dnerek, "Bu korkun eyi yapan kiinin eve nasl girebildi- _89 gini Tanrlar bilir. yle grnyor ki ekmei zehirlemi. Ama ba amz da dier hizmetkrlarla beraber kaybettik ve sanrm gerei asla renemeyeceiz. Bana bir ey olmad nk geceyi ehirde, kendini iyi hissetmeyen Hebba'nm yannda geirmitim," diye aklad. Dulsina, dudan srarak, "Gerekle yzlemeliyiz, Zanna," diye sylendi. "Bu acmasz bir zehir. Baban o kadar ok ac ekiyor ki lm ok daha merhamedi bir son olur." Gzleri doldu. "zgnm ama Benziorn bile yaplacak bir eyin olmadn syledi. Van-nor'a sadece, bu dnyadan dierine geerken acsn dindirecek ilalar verdi." Zanna'nm gzlerinden yalar boand. Hkra hkra alyordu. Tarnal, kendi zntsn belli etmemeye alarak eini kollarnn arasna ald. Zanna ksk bir sesle, "Onu grebilir miyim?" diye sordu. Zanna, babasnn yatann yannda ne kadar sredir oturduunu bilmiyordu. Ama saatler nce gne batmt. Gzleri, yanan kmr paralar gibi alev alev szlyordu. Dulsina, yatan dier kenarnda oturuyordu. Yorgunluktan titriyordu. Benziorn, zaman zaman hastasnn nasl olduuna bakmak iin yanlarna geliyor, ban iki yana salladktan sonra iini ekerek onlar yalnz

brakyordu. Vannor, bir ceset kadar hareketsiz ve souktu. Gzleri yar akt ama donuk baklar, bir ey grmyor gibiydi. Zanna'nm sk sk tuttuu eli, nemli ve souktu. Ellerinden hibir ey gelmeden Vannor'un lmn beklemek, iki kadn iin de ok zordu. Zanna, hem kendisi, hem de babasnn iyilii iin bu bekleyiin sona ermesini ar-zuluyordu. Bir mucizenin gereklemesini beklemekten baka ne yapabilirdi? Onu Byc-halkm elinden kurtard zaman hatrlad. Babasyla ktphane arivlerinin karanlk labirentinden geerek, rktc ve pis kokulu lamlara ulamlard. 90 Vannor imdi ok daha karanlk bir yolda ilerliyordu ve ona yardm etmek iin yapabilecei hibir ey yoktu. Zanna, yatan banda bir sre uyuklad. Uykusu blndnde, yerinden zplayarak uyand. Donuk, gri gn , pencereden ieri giriyordu. Alt kattaki salondan sesler geliyordu. Ne oldu, diye dnd. Kalar atld. Tarnal ve Parric, bunun olmasna niye izin veriyorlard? Burada hasta bir adam vard ve rahatsz edilmemeliydi. Bir sre sonra odann kaps ald. Tarnal, kafasn ieri uzatarak, Zanna ve Dulsi-na'dan, Vannor'un yatann bandan ayrlarak salona gelmelerini istedi. "Bilmeniz gerekir diye dndm," diye fsldad. "Kapda biri var. Grntsne baklrsa, yal bir kocakar. ifal bitkiler konusunda uzmanm ve Vannor'un hayatn kurtarabilecek, babaannesinden kalma bir reetesi olduunu iddia ediyor. Byk ihtimalle samalyor ama..." diyerek omzunu silkti. "Kaybedecek neyimiz var? Tek sorunumuz, Benziorn'un fkeden kudurmu olmas. Kadnn bir sahtekr olduunu ve Vannor'u iyiletirecek bir reetenin var olmadn sylyor. Bu kadnn dl peinde koan yal bir kocakar olduunu dnyor. Kadn kovmamz gerektii konusunda olduka srarl." Zanna ve Dulsina birbirlerine bakarak, ayn anda, "Onu yukar gnder," diye karlk verdiler. Kocakar, Vannor'un odasnda yalnz kalmak iin srar ediyordu. Bu durum, Zanna'y rahatsz ediyordu ama bu yal kadn, Vannor'a nasl zarar verebilirdi? Yal kadn ieriye girerek kapy arkasndan kapatt. Beklemek ve dua etmekten baka areleri yoktu. Dulsina, Zanna ve Tarnal iin kapnn nnde heyecanl bir bekleyi balamt. Bir sre sonra, gergin ve soluk yzl Parric de onlara katld. Elinde bir tepsiy-

je> iecek sert bir eyler ve kadehler getirmiti. Benziorn, aada volta atyor, ara sra kfrederek Vannor'un kapsna do-rU bakyordu. Kapnn nnde bekleyenler, insann iini stan brendilerini yudumlamaya baladlar. Eliseth, bir rtnn altna gizlenmi Kadehin bulunduu sepetini sk sk tutarak Vannor'un odasndan kt. Kendisini bekleyen endieli yzleri grdnde iinden kahkahalar atmak geliyordu. Kendisini yal bir cad gibi gsteren illzyonu sayesinde, bu zavall lmllerin onun kim olduu konusunda en ufak bir fikri yoktu. Her ey planlad gibi gitmiti. Vannor'u zehirleyerek ldrm ve Kadehi kullanarak onu yemden yaama geri dndrmt. Vannor, yal cadnn neler yaptn hatrlamyordu. Her ne kadar farknda olmasa da zihni, artk Eliseth'in kontrolndeydi. Byc, endieli gzlerle kendisine yaklaan Zanna'ya doru kzgn bir bak att. "Ne oldu? Babam nasl?" Eliseth, kendini toparlayarak, yznde tatl bir glmsemenin belirmesini salad. "Rahat olun, her ey yolunda. Baban lmek zereydi ama glerim onu geri getirdi. imdi, iyileiyor..." Zanna ve Dulsina, cmlesinin sonunu beklemeden Vannor'un yanma kotular. Tarnal, yznde bir glmsemeyle ne kt. "Onlar balayn, anneciim. Size minnettarlar. Bu iyiliinizin karln nasl deyeceimizi bilemiyorum ama elimizden geleni yapacaz. nk siz bir mucize yarattnz. Eminim ki az sonra gelip size teekkr edecekler ama nce Vannor'un iyi olduunu kendi gzleriyle grmek istiyorlar. Bu arada siz de aa kata inerek dinlenin isterseniz." Eliseth bam iki yana sallad. "Teekkr ederim, burada beklerim," diye karlk verdi. Ksa bir sre sonra, Zanna sevin gzyalaryla yanlarna geldi. "Uyanm! Beni tanyor! yileecek!" Kendini toparlayp Eliseth'e doru dnerek, "Size nasl teekkr edebilirim?" diye minnettarln dile getirdi. "Sahip olduum her ey sizindir, tek yapmanz gereken istemek." Byc, ban iki yana sallayarak, "Efendim, Lord Van-92 nor'un iyiletiini grmek benim iin en byk hediye," diye cevap verdi.

Zanna, "Ama size teekkr etmenin bir yolu mutlaka olmal," diye itiraz etti. "Gerekten hibir ey istemiyorum. imdi izninizle, bana msaade," diye karlk verdi. akn lmlleri ardnda brakarak aa kata indi ve evden ayrld. Yal bir kadn olduunu hatrlayarak, komamaya zen gsterdi. Kimse onu durdurmaya almamt. Eliseth, nehrin kysndan Akademiye doru ilerlerken, "Korkma Zanna, beni hayatnla dllendireceksin," diye eytanca mrldand. "ok deerli baban gzlerinin nnde kocan ve ocuklarn ldrdnde, ben de dlm alm olacam. Ve seni kendi ellerimle ldreceim." Byc acmaszca glmsedi. Yedi yl nce Vannor'un Akademiden karl ban ok artmt. Ve tm yaananlarn sorumlusu Zan-na'yd. Ama Eliseth'e meydan okuyarak byk bir hata yapmt. Tatl intikamn bir sre daha ertelemek zorunda kalacakt. Eer ehri ynetmek istiyorsa, Vannor'un normal davranmas ve phe ekmemesi gerekiyordu. Ayrca, Aurian, Nexis'e dndnde, ilk grecei insanlardan biri Vannor'du. Dmannn ne dndn ve neler planladn renme frsat bulacakt. Bu, gzden karlamayacak bir avantajd. Eliseth, sabahn erken saatlerinde ok az insan ayakta olduundan, sessizce ve kimseye gzkmeden Akademiye geri dnd. Odasna girdiinde, Bern'i hareketsiz olarak hapseden, zaman bysn kaldrd. Son birka gn ierisinde Bern'i, kars ve ocuklarn kendi elleriyle ldrdne ikna etmiti ve ehirde her yerde askerlerin onu aradna inandrmt. Akademiye snmasna izin vermi ve karlnda Bern, ona hizmet etmeye yemin etmiti. Ama onu akademide zgr brakacak kadar gvenmiyordu. Bern, ailesinin lmnden bu yana, pimanlk ve strap ierisindeydi. Kafasna estii gibi ehre inmesine ve kendini ele vermesine izin ve- 9_3 remezdi. Bu, Eliseth'in de Nexis'te olduunu belli edebilirdi. Pimanlk ve zntyle kendi yaamna son vermesi bile rahatsz edici olurdu. Eliseth, Bern'i kahvalt hazrlamas iin mutfaa gnderdikten sonra, sepetinden kartt Kadehi suyla doldurdu. Bir eyler yemeden nce Vannor'u kontrol ederek nasl olduuna bakmak istiyordu. Onu kontrol edebildiinden emin olmalyd nk ona yaptraca ok

i vard. Geri dn iin ehrin gvenliini salamal ve dik kafal lmlleri hkimiyeti altna almalyd. Ve yapaca ilk ey, lanet Perilerin zerine bir saldr dzenlemek olacakt. Ormann Efendisi ve halkn yenmeye glerinin yetmeyeceini biliyordu. Ama en azndan onlar zayflatarak, Eliseth'in Perileri yok etmesini kolaylatrabilirlerdi. Bu arada birka yz lml lse ne fark ederdi? Nasl olsa tavanlar gibi oalyorlard. Eliseth, Kadehin iine bakarak Vannor'un grntsn hayal etmeye balad. Tccar, yatanda oturup orbasn ierken grd. Yatan etrafndaki ailesi, onu dikkatle izliyordu. Eliseth, Vannor'un zihnine yerleerek aklndan geenleri okumaya balad. Tm umutlan, hayalleri, korkular ve planlar gzler nne serilmiti. Eliseth, ilgin bir ekilde, Vannor'un dnceleri arasnda, denizlerdeki yolculuu srasnda Aurian'a neler olduunu grebiliyordu. Dndklerinde, Aurian ve Anvar tm hikyeyi Vannor'a anlatmlard. Eliseth, hikyenin tm detaylarn aklnn bir kesine not etti, bir gn ie yarayabilirlerdi. Sonra ilgisini tekrar Vannor'un st-ne odaklad. Onun zerindeki kontroln, ailesinin dikkatini ekmeden test etmek istiyordu. Bir an dndkten sonra, Vannor'un elindeki ka orbann iine drmesini salad. Tm yatak rts berbat olmutu. Dulsina endieli bir biimde, "Ne oldu?" diye lk att. 94 "iyi misin? Kendini yine kt m hissediyorsun?" Vannor yatak rtsndeki orba lekelerini temizlemeye alarak, "yiyim, panik yapmayn. Sadece, bir an iin dikkatim dald. Sanrm hl yorgunum," diye cevaplad. Eliseth, kendini beenmi bir glmsemeyle, Vannor'un zihninden karak kendi vcuduna geri dnd. tah almt. imdi Vannor'in icabna baktna gre, artk sra Anvar'a gelmiti. Bilgi, bir Byc iin g demekti. Aurian'm maceralaryla ilgili Vannor'un zihninden ekip kard bilgiler, Eliseth iin ok deerliydi. Gney krallklaryla ilgili daha ok ey renmek istiyordu ve Anvar, oralar bizzat grme ansna sahip olmutu. Hl glmsyordu. Aaya inerek, askerlerin silah deposundan uzun, keskin bir haner ald. Odasna geri dnerek Kadehi de yanma alp Aurian'm ann bulunduu atya doru yneldi.

Dardaki hava puslu ve souktu. Simsiyah bulutlar, ehrin zerini kaplamt ve Eliseth, uzaklardan gelen gk grltsn duyabiliyordu. Zevkten drt ke oldu. Frtna yaklatka, gleri artacakt. Koyu, bakr rengi karanln arasndan, zaman bysnn mavi parltsn grebiliyordu ve oraya doru kotu. Kadehin iindeki suyu dkmemeye zen gsteriyordu. Anvar, brakt yerde yzkoyun yatyordu. Zaman bysnn mavi parltlar arasndan, yerde yatan karanlk formun kim olduu anlalmyordu. Eliseth, elindeki kadehi yere koyup haneri eline ald. "Sonunda," diye i ekti. "Aurian bile seni kurtaramayacak." Glerini toplayarak Anvar'a odaklad ve zaman bysn kaldrd. Anvar, kendisini etkisiz hale getiren zaman bysnn etkisi kaybolurken, nerede olduunu anlamaya alyordu. Eliseth iin, zaman bysn kaldrarak yerine basit bir uyku bys koymak, ocuk oyuncayd. Anvar ne olduunu bile anlayamadan yere yld. Anvar savunmasz yerde yatarken, Eliseth, onun zihnine girdi. Kendisine ektirdiklerinin intikamn alrcasna, Anvar'm zihnini kavuruyordu. Anvar'n 95 vcudu yerde acyla kvranyordu. Eliseth, Anvar'm hapsedilmi ve ac eken ruhunun sessiz lklarnda huzur buluyordu. Anvar'n cann yakarak, Aurian'a zarar veriyordu. Her ne kadar onu ldrp dierlerine yapt gibi yaama geri dndrerek zihnine girmesi daha kolay olsa da bu ekilde ona ac ektirmekten zevk alyordu. Aurian'n tm yaadklar, Eliseth'in zihninden akp geiyordu. Eliseth, bu hzl dnce akm takip edemese de nemli deildi. Tm bilgileri zihninde topladktan sonra, istedii zaman gzden geirebilir ve detaylara odaklanabilirdi. Anvar'm zihninden tm renmek istediklerini aldna kanaat getirdiinde, haneri eline ald. Yerde acyla kvranan vcuda bakt. Bir dizini Anvar'm srtna koyarak ban salarndan tutup geriye ekerken, uyku bysn kaldrd. Hane-riyle kurbannn grtlan keserek, Anvar'm yaam gcnn, ellerine bulanan kanlarla beraber akp gidiini seyretti. Eliseth ban arkaya atarak yksek sesli bir kahkaha patlatt. Anvar, bu sefer lm'n gri kapsndan yle hzl frlad ki kapnn zerindeki karmakark oymalar fark edecek zaman olmad. Neler olduunu anlayamadan kendisini, sersemlemi ve fke ierisinde dona kalm bir halde,

Dnyalarn arasndaki yerde buldu. Sonsuzlua giden yol, ayaklarnn altndayd. "Hayr!" diye bard. Ama arkasndaki kap, byk bir sarsnt ve grltyle oktan kapanmt. Lanetler okuyarak, tekrar tekrar kapya yklendi. Ama kap, alacak gibi durmuyordu. Birden neler olduunu anmsad. Eliseth'in dnceleri, alevden peneler gibi zihnini kavuruyor, o ise aresizce, ac ierisinde kvranyordu. Eliseth'in elindeki hanerin grtlana dediini hatrlyordu. Anvar, kapy yumruklamay brakt. ini kaplayan korkuyla beraber elleri, zayfa yanla-96 rma dt. Geen sefer bu kapdan gnll olarak gemi ve geri dnmesine izin verilmiti. Ama imdi zaman dolduu iin buradayd. Aurian' dnd. Onun gzel yz ve alev alev salar, hl gznn nndeydi. Artk onu kaybetmi olduunu dnnce, kalbine bir ac sapland. Bu olamazd. Panik ierisindeydi. lm olamam! Anvar aniden, bir elin omzuna dokunduunu hissetti. Korku dolu bir sesle, "Benden uzak dur," diye homurdand. Arkasn dndnde, bir ses, "Anvar? Evlat, sen misin?" diye bard. Anvar, tm aknlna ramen, kendisini Forral'm yzne bakarken buldu. Kl ustas, "Ne oldu?" diye sordu. "Sen nasl ldn? Aurian nerede?" Yznde endieli bir ifade vard. Anvar' omuzlarndan tutarak sabrszca silkeliyordu. Anvar karm dncelerini bir araya getirmeye, kendine gelmeye alyordu. "Forral, onu brak." Anvar, bu uursuz ve souk sesi ok iyi hatrlyordu. Kafasn kaldrp sesin geldii yne doru baktnda rperdi. lm, diyarna daha nce gelmi birinin yannda yal kei klna girmeye gerek grmemiti. Karanlk ve rktc figr, kapnn nnde duran iki adamn zerine doru eilmiti. Ama lm Hayaletinin dikkati Forral'a odaklanmt. "Artk yeter," diye homurdand. "lml, asla renemeyecek misin? Cesaretin ve iradene saygm var. Kimseye karmadnda, aptalca etrafta gezinmene izin veriyorum. Ama ikinci kez, benim korumam altndaki ruhlarn yanma gelip konumaya cesaret ediyorsun. Geen sefer, senin yznden Vannor, anormal bir esaretin penesiyle bu dnyadan ekilip alnmt."

lm'n sesi souk ve ciddiydi. "Forral, burada daha fazla kalmana izin veremem. Asla aklma gelmezdi ama canlla-rln dnyasnda karanlk bir g, Yenidendoum Kazann kullanarak, ruhlar elimden alyor. kinizin de burada kalmas 97 gvenli deil. Benimle beraber gelin ve Ruhlarn Kuyusuna girerek, ok ge olmadan yeniden doun." Forral'm elleri, demirden peneler gibi Anvar'm omzunu kavramt. Hayaletin szleriyle, Eliseth'in neler evirdiini anlamt. Forral' uyarmak iin azm atnda, iinde garip bir korku hissetti. lm Kapsnn tesinden grnmez bir g, kendisine uzanyordu. Etrafndaki sisli dnya yok olmaya balad. Sanki dev bir el, canllarla lleri ayran kapnn ardndan onu geri ekiyordu. lm, "Hayr!," diye bard. "Buna izin veremem!" Bir an iin her ey karmt. Anvar, Forral'm ellerinden birinin omzundan kayp gittiini fark etti. Ama dier eliyle onu sk sk tutuyordu. Kapnn tesindeki g, iddetini arttran bir fkeyle onu ekmeye devam ediyordu. Sonra Anvar, ilk defa lm'n souk dokunuunu hissetti. Hayalet, onu kollarndan yakalamt. Kapnn nndeki kiiden geriye iki kii kaldnda, Forral'm korku ve zafer dolu l duyuldu. Akademinin atsnda, Hava-Bycs, Kadehin suyuyla Anvar'm grtlamdaki yaray iyiletirmeye alyordu. Kesik damarlardan akan kann durmasn byk bir keyifle izledi. Yara, yava yava kapanyordu. Eliseth, gergin bir ekilde bekledi. Kurbann hayata geri dndrmek, dndnden de uzun srmt. Cansz bedenin zerine eilerek ona bak-11 Yumruklarn yle bir skmt ki trnaklar etlerine geiyordu. Eer bu da ie yaramazsa... Anvar'm vcudu iddetle sarsld. Hrltyla soluyarak de-rir bir nefes ald. Eliseth, anlk bir hareketle, kurbann yeniden zaman bysyle hapsetti. Omuzlarndan byk bir yk kalkmt. Byy kaldrarak, Bern ve Vannor'a yapt gibi, Anvar'm zerinde de kontroln test etmek istiyordu. Riske 98 girmeye deer miydi? Kadeh, ilk iki kurbannn zerinde mkemmel bir ekilde almt ve elindeki kalt, bu zavall lmlnn kar koyabileceinden ok daha glyd.

Ayrca, Eliseth'in acelesi vard. Planlarn gerekletirmiti ve Anvar'm zihninden rendikleri, dndnden de ok iine yarayacakt. u ana kadar, Nexis'ten teye gitmeyi dnmemiti. Ama kendisini kuzey topraklaryla snrlamasna gerek var myd? Vannor'u kullanarak buray kontrol edebilirdi ve Anvar, Aurian'm dn iin hazrd. Eer gneye gidip oradaki insanlara egemen olabilirse, emrindeki binlerce lmlyle, dmanlar Miathan ve Aurian'dan ok daha gl olacakt. Ayrca Vannor, emrettii gibi Perilere saldrrken, o gvende olacakt. Eer Periler de buna karlk Nexis'e sal-drrlarsa, ki saldrrlard, yaknlarda olmak istemiyordu. Bunun yannda, Anvar'm zihninde dolarken, dnyay ynetmek iin gvenli ve ulalmaz bir kalenin varlndan haberdar olmutu. Artk ejderhalarn kalmad Dhiammara ehrinden, tm dnyaya hkmedecekti. O anda, Bycnn dnceleri, kulaklar sar eden bir gk grltsyle yarda kesildi. Ayaklarnn altndaki kule sarslyordu. Eliseth, tanmad ve yabanc bir bynn bu depremi tetiklediini hissediyordu. Ama ok uzun zaman nce kendisi iin kurulan tuzan, Kadehi Akademide kullanmasyla beraber tetiklendiinin farknda deildi. Kule sallandka, panie kapld. Bulunduu yerde, kulenin atsnda beklemekten baka aresi yoktu. Kule, ok eski bylerle korunuyordu ve en gvenli yer, bulunduu yerdi. evresine ba-kmdmda, tm ehrin yerle bir olmaya baladn grd. atnn kenarndan kopan byk bir ta paras, kulenin aasmdaki bolukta kayboldu. Eliseth, yere kapaklanarak degerli kadehini sk sk tutarken, paralanan duvarlarn arasndan ehrin ykln izliyordu. Byc, ehrin ortasnda bir yerde, garnizonun yksek duvarlarla evrilmi devasa binasnn byk bir atrtyla tam 99 ortadan ikiye ayrldn grd. Miathan'm ehrin evresine ina ettii surlar yklarak etrafa salyordu. ehrin gneyindeki tepelerden kopan ta ve toprak, byk bir grltyle bir gibi yuvarlanarak, yolu zerindeki her eyi ezip geiyordu. Nehir yatanda geni bir atlak olumutu. Nehrin sular, bir gaz ve toz bulutuyla, alan yarn iine doluyordu. Ve deprem sona erdi. Zavall ehrin sallanmas durdu. Nexis'in stn kaplayan toz bulutu dalmaya balad.

Eliseth'in kulana gelen tek ses, yarallarn lklaryd. ehrin drt bir yannda alevler ykseliyordu. Eliseth rperdi ama lmllerin bana ne geldii umurunda bile deildi. Tm endiesi, kendisi iindi. Ne olduunu bilmiyor ama bu garip depremin ardnda kayp Babycnn olduunu seziyordu. Artk bu lanei ehirden uzaklasa, iyi ederdi. gn sonra Yannis, Vannor'dan bir mesaj ald. Vannor, yabanc bir kadn ve erkek hizmetkrm bir gemiyle abucak Gney Krallklarna gtrmesini istiyordu. Yannis, yeni yeni iyilemeye balayan ve ehri yerle bir eden gizemli depremin ardndan dzeni salayarak, iinde bulunulan krizi amak iin byk aba harcayan Vannor'un, byle sradan detaylarla ilgilenmesini garipsedi. Yine de Yannis, Vannor'un, hizmetine karlk verdii altnlar dndnde, yardm edebildii 1in mutluydu. Tm yolculuu, gzlerden uzak, giysilerine brnm geiren kadndan rahatsz oluyordu. Yolcularn gney sahillerinden birine brakt. Depremin sonrasnda hl dengesizliini koruyan sulara alarak geri dnerken, tanma-d yabancy ve Vannor'un garip isteiyle ilgili tm phelerini unutmutu. VII Vahi Av urian, terkedilmi avluda yapayalnz, souktan titreyerek dikiliyordu. Akademinin binalar, solgun ay altnda fildii rengi bir parltyla kaplyd. Kaplarn ve pencerelerin olduu yerlerdeki, bir kurukafann rktc ve simsiyah gz yuvalarna benzeyen karanlk boluklar, terkedilmilik hissini younlatryordu. Her yerde, uzun sre nce bu lml dnyadan ayrlan yaamlarn hznl izleri hissediliyordu. Hafif ve souk rzgr, binalarn arasnda uuldayarak karanlk kelerdeki glgeleri hareketlendiriyor ve rktc sesler fsldyordu. Miathan ve Eliseth, iki ba dman; Da-vorshan ve Ate-Bycs Bragar, hrslar yeteneklerinin nne geen iki Byc; ve akln yitirerek uzak bir diyarda Aurian'm klcyla len Meiriel... Hepsi bu akam oradayd. Kendilerine meydan okuyan Bycden intikam almak iin toplanmlard... Aurian, "Hayaletler," diye kahkahayla gld. Hayal gcnn zihninde oyunlar oynamasna izin vermeyerek, Byc Kulesinin kapsna yklendi ve ieri girdi. Aurian, elini kaldrarak, mavi, kre eklinde bir Byc

yaratt. Yukar doru uzanan spiral eklindeki dar merdivenler, souk ve yapikan bir svyla kaplanmt. Mavi kresinin souk ile, duvarlarda ve rmcek alaryla kapl tavanda, garip glgeler ekilleniyordu. Aurian, gz ucuyla arkasnda bir hareket sezdiinde, Topran Asas'm skca kavrayarak korkuyla arkas-nl dnyor ama her defasnda glgelerin kendisine oyun oynadn anlyordu. Aurian, "Bu kadar aptal olma," diye sylendi. "Eer her glgeyi hayalet zannedeceksen, ilerlemenin bir anlam yok," diye kendi kendine konutu. Esas sorun, hayaletlerin gerekten var olabileceini bilmesiydi. Dilerini skarak merdivenleri kmaya devam etti. kizlerin odas, Bragar'm odalar, Eliseth'in odas... Srayla odalar dolaan Aurian, hepsinin terk edilmi ve bombo olduunu grd. Endielenmeye balamt. Bu nasl olabilirdi? Akademi tamamen terkedilmi de olsa, tm Bycler lm de olsa, baz eya ve mobilyalarn hl odalarnda olmas gerekirdi. Kendi odasnn tandk kapsnn nne geldiinde durak sad. erde ne olduunu renmek istemiyordu. Yllar boyunca bu oda, onun evi olmutu. Her yer, Forral, Anvar ve hayatn kurtarmak iin kendisini feda eden arivci Finbarr'a ait hatralarla doluydu. Sama bir ekilde, odasn bombo ve terkedilmi grmenin, varlnn bir ksmn alp gtreceine inanyordu... Aurian, "Samalyorum," diye mrldand. Eyalarn hibir nemi yoktu. Ve hibir ey ama hibir ey, ok sevdii dostlarnn hatralarm odasndan silemezdi. Yine de, souk Ve rutubetli odasnn boluunda ayak sesleri yanklanrken, 1(? rperdi. Yosun-yeili halsna ve perdelerine, Forral ile beraber ok gzel anlar geirdii yumuack yatana ne olmutu? Byk Kapalarda dolarlarken, Forral'n isteiyle ald parlak kyafetler neredeydi? Paha biilmez kitap ve Parmen koleksiyonu, insanlar izlemek iin kulland kristalleri ortada yoktu. Forral ile ba baa geirdii o mutlu gndnmnde Anvar'a hediye ettii gitar neredeydi? Dayanlmaz bir yalnzlk ve terkedilmilik hissinde bouluyordu. Canndan ok sevdii iki adam neredeydi? Forral lmt 102 ama Anvar neredeydi? Nerede olabilirdi? Aurian, oday kaplayan hznl terkedilmilik hissine daha fazla dayanamayarak, kendini dar att.

Aurian, merdivenleri karak bir st kata geldiinde, bakmad sadece bir oda kaldn fark eti. Kendi odasna girerken bu kadar tedirgin olduysa, Miathan'm odasna girmeye nasl cesaret ederdi? En son o odaya girdiinde, rktc lm Hayaletleri ile kar karya gelmiti. Miathan, Yeniden-doum Kazann kt amalar iin kullanarak, Kadehten serbest brakt lmcl yaratklarla Forral' ldrmt. Sevgilisinin ldrld odann kapsna yaklatka, zihninde, hatrlamak istemedii hatralar canlanyordu. Korkudan donup kald. En son basamaa geldiinde, tm vcudu titriyordu. Kapy aabilmek iin sahip olduu tm cesaretten de fazlas gerekiyordu ama kapy amak zorunda olduunu biliyordu. Eer bu kapy imdi aamazsa, bir daha hibir zaman kapy aacak g ve cesarete sahip olamayacann farkndayd. Elleriyle kap koluna uzandnda, byl bir tuzak veya koruma bys olup olmadn anlayabilmek iin tm iradesini kap koluna odaklamt. Tm aknlna ramen, kapnn kilitli bile olmadn fark etti. Diri veya l, Miathan, odasnn kapsn, her nnden geenin dilediince girebilecei bir ekilde, asla byle korunmasz brakmazd. Ama eer bunu bilerek yaptysa, mutlaka bir amac olmalyd. Aurian, dikkatli bir ekilde Topran Asasnn ucuyla kapy itekleyerek aralad. Karanln tesinden pis bir le kokusu geliyordu. Byc, kusacak gibi oldu ve hzl bir ekilde geri adm att. En st basamakta aya kayd ve son anda trabzanlara tutunarak tepetaklak merdivenlerden yuvarlanmaktan kurtuldu. "Yedi lanedi iblis!" diye kfretti. Aya kayp dengesini kaybedince, konsantrasyonunu yitirmiti. Mavi yok olmutu ve karanlkta kalmt. Kendi nefes al veriinden baka bir ses duymuyordu. Sessizlik, havadaki zehirli le kokusu kadar ar ve rahatsz ediciydi. Yine de, Aurian'n zihninde tandk, kulaklar sar edici, hrldayan bir ses vard. Elindeki Topran Asas titremeye balad. Zmrt yeili bir parl-damayla, kendisine seslenen kalta cevap veriyordu. Bycnn kalbi kt kt atyordu. Kl! Alevlerin Klc yaknlardayd! Tahta trabzanlara tutunup zedelenmi ayak bilei ve bacandaki acya aldrmayarak yukar kt. Aya kaydnda, trabzanlara tutunurken tm arln tayan sol kolunda rahatsz edici bir ac vard. Sulanan

gzlerini giysisinin koluna silerek, yeni bir mavi k yaratt. Asay sol elinden sa eline ald. Klcn ekerek Miathan'm odasna girdiinde, korku ve umutsuzluktan kalbi duracak gibi oldu. Mavi k, gzlerinin nndeki dehet verici sahnenin btn ayrntlarn tm plaklyla aydnlatyordu. Aurian, korkudan donakalmt. Odann yerleri, duvarlar ve hatta tavan bile kana bulanmt. minenin nnde, kesik bal bir ceset duruyordu. Cesedin kalbini delip geen Alevlerin Klc, yere saplanmt. Klcn az, boydan boya, koyu krmz bir kla parlyordu. Anvar'n kesik ba, boynundan klcn kabzasna oturtulmutu. Aurian'n ruhunda ac bir lk koptu ama dudaklarndan hibir ses kmad. Kanl sahneyi grmeye dayanamyor ama gzlerini de Anvar'dan alamyordu. Ann yznde, yrekleri paralayan bir ac ifadesi vard. Anvar'm gzlerinin yava yava aldn grdnde kalbi duracakm gibi oldu. Anvar, donuk gzlerini Aurian'a dikti. Cesedin gri dudaklar aralandnda, Aurian'n elleri Topran Asasna kenetlendi. An-var m cesedi konumaya baladnda, azndan kan ses kendi sesi deildi. Byc Eliseth'in tiz ve alayc sesiydi. "Bana teekkr etmelisin, Aurian... Sana byk bir iyilik yaptm. Yumuak kalpli ve beyinsiz olduun iin, sevdiin birini kurban etmeye cesaret edememitin. Ama ben senin iin, bu zor grevi yerine getirdim. Ve i-104- te Alevlerin Klc seni bekliyor. nn kanyla sana baland ve senin olarak iaretlendi. Sadece uzanp onu alman bekliyor ve sonra, zafer senin olacak. Tm dnyaya hkmedebileceksin. Hadi, uzan ve klc al. Eer cesaret edebilirsen tabii. Eer koruyucularm geebilirsen, klca sahip olarak, dnyay avucuna alabilirsin!" Havada bir sessizlik ve durgunluk vard. Anvar'm azndan ve baklarn Aurian'a dikmi gzlerinden, siyah bir duman akmaya balad. Dumanlar birleerek, ekil almaya, souk ve eytani bir girdaba dnmeye balad. Girdabn iinde beliren ok sayda formun srekli ekil deien eytani yzleri, insann kann donduruyordu. Eliseth, Nehilim'i armt. Forral'n hayatn alan lm Hayaletleri bu sefer Aurian iin gelmilerdi. Biri lk atyordu. Aurian, lk atann kendisi olduunu fark ederek, Anvar'm cesedini konuturan korkutucu bynn etkisinden kurtulmaya alt. Arkasn dnp kamaya balad. Kulenin merdivenlerini adeta

uarak iniyordu. Eliseth'in kahkahas ve lm Hayalederi, arkasndan onu takip ediyorlard. Aurian, hkra hkra alayarak, nefes nefese avluya frlad. Yeni bir ses duyarak, irkildi. "Aurian! Aurian!" diye zayf bir ses avlunun solundaki ktphaneden ona sesleniyordu. Seslenenin Finbarr olduunu anladnda, sesin ktphaneden gelmesine armad. Finbarr, daha nce onun hayatn kurtarmt. Aurian, sesin geldii yere doru koarak ktphaneye girdi. Bo salonun dier ucundaki demir kapdan geerek, arivlerin bulunduu yere doru yneldi. Finbarr'm zayf sesini takip ederek aaya indi. Yeralt mezarlarnn bulunduu koridorlarda ayak sesleri yanklanyordu. Kendisini takip eden lm Hayaletlerinin gitgide yaklatn hissediyordu. Ayn ses, "Aurian..." diye bu sefer sol tarafndaki, daha nce hi grmedii, karanlk, dar ve kfl geitten seslendi, par koridorun grnts hi houna gitmemiti ama durup endielenecek vakti yoktu. Nihilim hemen arkasmdayd. Ma- 105 vi k kresini nden gndererek, aresizce, karanlk koridorun azndan ieri dald. Ve kendisini Miathan'm kollarnda buldu. "Eninde sonunda bana geri dneceini biliyordum." Babycnn l gzlerinde lgn bir zafer sevinci vard. Aurian, Babycnn elinden kurtulmaya alsa da, Miathan'm rktc gzlerindeki hipnotize edici parlt, onu zayflatyordu. Babyc, Topran Asasn onun elinden ekip ald. Sska ve krk yz, Aurian'n yzne ok yaknd. Aurian, onun mide bulandrc nefesini soluyordu. Tm gcn toplayarak, Miathan'm yzne tkrd. Yapabilecei tek ey buydu. Miathan, souk ve acmasz bir glmsemeyle Aurian' dndrerek, glgelerde bekleyen Nihilimleri gsterdi. Miathan, yumuak bir sesle, "Sana bir seim sunuyorum, akm," diye fsldad. "Tm gcn, iradeni ve vcudunu bana teslim et ya da lm Hayaletleriyle yzle." "Sana asla teslim olmayacam!" Ve aniden Shia, bycyle lm Hayaletlerinin arasnda belirdi. "Aurian, uyan! Rya gryorsun. Uyan!" Aurian, Shia'nn sesi kendi lklar arasnda kaybolurken, yznde szlayan bir ac hissetti. Kurtulmaya alt ama biri onun stne ykleniyor, hareket etmesini engelliyordu. Gzlerini at zaman

stnde oturan Maya'y grd. Elini bir kez daha Aurian' tokatlamak iin kaldrmt. D'arvan yan bandayd ve yz bembeyazd. Aurian, aalarn arasndaki sisin iinden ana hatlarn grebildii iki atm, dikkatle onu izlediini fark etti. Nemli topran kokusu ve rzgrda oynaan yapraklarn fslts, bir ormanda olduunu gsteriyordu. Scak esinti ve aalarn yemyeil yapraklarnn gzel kokusu, mevsimin yaz olduunu mjdeliyordu. "Btn tanrlar akna, neredeyim ben?" diye mrldand. 106 Maya, "Meraklanma," diyerek onu rahatlatt. "Gvendesin." Aurian'n yatt yerden kalkmasna yardm ederek, "Grdklerin kbustu, Aurian," diye aklad. Aurian, "Kbus mu?" diye anlamszca sylendi. "Hatrlamyorum..." allarn arasndan kan byk, siyah bir ekil, "Ama ben hatrlyorum!" diye grledi. Aurian, "Shia," diye haykrd. Mayann arkasndaki allarn arasndan, simsiyah derisi altn renginde beneklerle kapl, byk bir kedi kt. Aurian, onun da zamanda alan yrtktan gemeyi baardn anladnda, eski dostunu tekrar grmenin mutluluuyla glmsedi. Shia'nn sesi Aurian'n zihninde yankland: "Seni uyandrmaya geldim. Tm kbusun boyunca zihninle balant ha-lindeydim. Ve bu, hi de ho bir deneyim deildi." Aurian, onu kucaklamak iin eildi. Byk kedi, okarcasma, kafasn Aurian'n yzne srtyordu. "Korkma, dostum. Sadece bir ryayd. Anvar' bulacaz." "Anvar..." Aurian, korkun ryasn tm rktc detaylaryla hatrlamaya baladnda, korkudan titremeye balad. Alevlerin Klcnn kabzasna geirilmi Anvar'm kesik ban hayat boyunca unutmayacakt. Maya elini Bycnn omzuna koyarak, "Her ey geti, Aurian," dedi. "Ne kadar korkun olursa olsun, hepsi ryayd," diye onu rahatlatmaya alt. D'arvan'a dnerek, "Ona biraz su getirebilir misin?" diye sordu. D'arvan aalarn arasnda kaybolduunda, Bycye doru dnerek, "Ryan ben de biliyorum," dedi. "Dncelerin o kadar youndu ki D'arvan zihnini okuyarak, kbusunun detaylarn bana da aktaryordu." Kalarn att. "zgnm Aurian, seni daha nce uyandrmalydk ama ryann bir anlam olabileceini dndk. Nerede olduumuz

dnlrse, buraya ilk geldiimizde o kadar zgndk ki hepimiz bir sre uyukladk. Hl uyanmadn grdmzde D'arvan, senin klla olan mcadelenin etkisiyle hl ac ektiini syledi. Bir sre daha dinlenmen gerektiini dnyorduk. Kediler nbet tutmaya gitti ve biz de senin baucunda..." Ama Aurian, Maya'y duymuyordu. Korkun ryasnn ayrntlar zihninde kaybolarak yerini Vadideki son savaa brakmt. Alevlerin Klcn bulmu ama klc alabilmek iin sevdii birini kurban etmesi gerektiini rendiinde, kalt almaktan vazgemiti. Aalarn arasndaki atlar, Xandim Atefen-disi Schiannath ve Rzgr-gz Chiamh olarak tand iki adamd. Kl sahipsiz kalnca, gvenilmez Periler serbest kalm ve glerini kullanarak Xandimlerin insan formlarn onlardan alarak, onlar birer binek hayvanna dntrmlerdi. Aurian, Eliseth ve yaral Anvar'm ardndan, gereklikte alan yarktan geerek onlar takip ettiini hatrlyordu. Koyu gri bir bolukta onlara yetimeye alyordu. Midesinin bulandm ve bann dndn hatrlyordu. Dman bolukta yok olduunda, aresizce korkuya kaplmt. Tm gcn odaklayp kendisini ve ok sevdii arkadalarn gerek dnyaya geri getirmeyi baarmt. Aurian, Eliseth'in sadece Anvar' deil, iki kalt da yanma alarak kaybolduunu anladnda dehete kapld. Alevlerin Klc ve Yenidendo-um Kazan, dmannn elindeydi... Aurian nefesini tutup yerdeki kaln yaprak rtsnn iinde el yordamyla dier kaltlar aramaya balad. Elleri, nce Topran Asas, ardndan da Rzgrlarn Harpna dediinde, iinde bir rahatlama hissetti. Rzgrlarn Harp, titreyen, hznl bir melodi kararak, adeta Anvar iin at yakt. D'arvan yanlarna geldi. Elindeki hu aac kabuundan szlen su damlalar, imenleri slatyordu. "Bunu i, kendini daha iyi hissedeceksin," dedi. "Daha gl bir ieceimiz olmad iin zgnm ama bu da iimizi grr." Aurian, sinirleri gergin de olsa, D'arvan'm getirdii aa 108 kabuunu grdnde, gznn nne gelen anlarla huzur bularak glmsedi. Maya ile gz gze geldi. "Forral'm vahi doada hayatta kalma tekniklerini

ona rettiini gryorum," dedi. Birden, savann kendisine sylemi olduu bir eyi hatrlad. "Maya?" Aurian elindeki krlgan aa kabuunu yle sk kavrad ki ellerinde tuzla buz oldu. "Nerede olduumuz dnlrse, demitin, neredeyiz?" Ksa boylu, siyah sal sava iini ekerek, "Nexis'in gneyindeki aalk arazideyiz," diye karlk verdi. "Nexis nasl grnyor?" Maya dudaklarn srarak, cevap vermekte tereddt etti. Sonunda D'arvan, Aurian'a dnerek, "Deimi, Aurian," dedi. "Nexis, aradan sanki yllar gemi gibi, deimi." Aurian'm kalar atld. Bandaki arya ramen dncelerini toplamaya alt. "yleyse hem zaman, hem de meknda m yolculuk yaptk?" D'arvan bayla onaylad. "Bu kabul etmesi zor bir ey, biliyorum. Ama ehirdeki deiimi baka nasl aklayabiliriz?" Aurian iinin rperdiini hissetti. "Bana ehri gsterin," dedi. "Evet Byc, ehrinin halini gr. Yokluunda Perilerin bo durmadn anla." Hellorin glmseyerek byl penceresinden uzaklat. Hellorin'in yz, Perilerin Efendisine yakr ekilde ruhsuz bir ifadeye brnmt. Ama yine de heyecan yznden okunabiliyordu. Uzun zamandr bu an bekliyordu. D'arvan'm bir gn geri geleceini biliyordu. Ve olu, beraberinde kayp Xandim atlarn da getirmiti. Hellorin, sarayndaki yksek kulesinden, yeni ehrinin drt bir yanma doru, tm halknn duyabilecei bir zihinsel ar gnderdi. Bu sefer, havann kararmasn beklemek zorunda deillerdi. Perilerin av hemen balamalyd. Kaybe- 109 decek bir an bile yoktu. lmller, bir kez daha elinden kamamalyd. Bycler, Maya ve kediler, yerdeki yumuak yosun tabakasnn zerinde sessizce yryerek ormanda ilerliyorlard. Aurian, afakla beraber yaan iyin, iine ilediini hissediyordu. zerinde deriden yaplm Xandim ceketi ve pantolo-nuyla kaln pelerini vard. Kendini kaybolmu, akntya kaplp srklenen bir balk gibi hissediyordu. Zamanda ve meknda yaptklar yolculuk birdenbire gereklemiti. Vadideki korkun sava ve Alevlerin Klcyla olan kiisel mcadelesi sanki saatler nce yaanm gibiydi. Burnuna, Vadide yanan ormann kokusu geliyordu. zerindeki deri kyafetler, yer yer

Cygnus'un kanyla lekelenmiti. Ormann kenarna geldiklerinde Nexis'i grnce, sendeleyerek ayakta kalmaya alt. Nexis... o kadar ok deimiti ki! Ormandan ktklar yerden aaya baktklarnda, nehre kadar uzanan eimli arazinin bir sre nce kayarak, ta topra beraberinde srklediini anladlar. Aurian'm durduu yerde, orman birdenbire sona eriyordu. Aas, parampara olmu aalar, etrafa salm talar ve amurlam toprakla tam bir felaket yerine benziyordu. Tepeden aa yuvarlanan talarla nehrin n kesilmiti. Nehir sularnn bir ksm, nlerindeki engeli aarak aadaki vadide bir gl oluturmutu. Nehir yatann ortasndaki amurlu ukurun iine sular dolmutu. ehrin can damar olan nehrin yok olmasyla Nexis lmeye balamt. Nehrin kuzey kysndaki iskeleler, sularn yok olmasyla, kuru topran zerinde ykseliyorlard. yle grnyordu ki ambarlarn byk bir ounluu, kan yangnda yok olmutu. Miathan'm ehrin evresine ina ettii kaln surlar, yer yer atlam, baz yerlerde tamamen yklmt. 0 Kurumu nehir yatann yanndaki tepenin zerinde Akademi, hl dimdik ayakta duruyordu. Aurian'm grebildii kadaryla, ktphane ve kule hl sapasalamd. Kulenin ats, krlm bir yumurtann kabuu gibi almt. Ryasnda Anvar'm cesedi, kulenin ierisinde, Babycnn odasndayd. Aurian, grdklerini hatrlamak bile istemiyordu. Byc, dikkatini Akademiden uzaklatrarak, Nexis'in geri kalanna ne olduunu anlamaya alt. Vadinin kuzey yamacndaki evlere ne olmutu? ehrin ykntlar ierisinde, sokaklarn ana hatlarn bile seemiyordu. Birok ev yok olmutu ve yknt halindeydi. Byk Kapalarmm atsnn bir ksm kmt. erisindeki, tezghlar, koridorlar ve kaldrmlardan oluan labirenti grebiliyorlard. Garnizonun devasa binasnda ok byk bir atlak olumutu. Aurian, garnizonun bulunduu yksek dzln kenarnn koparak, ehrin aa mahallerinin stne debilecei korkusuna kapld. Aurian, harabeye dnm ehre ve bir zamanlar derin nehrin akt yere baktka iini bir hzn kaplad. "Tm tanrlar adna, burada ne olmu byle?" Toprak kaymalarndan anlald kadaryla, vadide bir deprem olmua benziyordu. Eliseth Vadiye geldiinde Yenidendoum Kazan da yanndayd. Bu, Miathan' yenmenin bir yolunu

bulduuna iaret ediyordu. ki Byc savamlar myd? ehri neredeyse yok eden bu felaketin sebebi bu olabilir miydi? Ama eer Babyc lm olsayd, Anvar ve kendisi bunu hissederdi. yleyse, Miathan neredeydi? Aurian, grd kbusu hatrlayarak rperdi. Maya, usulca, "Ne kadar zaman gemi olabilir?" diye sordu. Aurian, omzunu silkerek, "Ne fark eder?" dedi. "Bu ykm birka ylda veya bir gn ierisinde gereklemi olabilir." D'arvan, "Sanmyorum," diye mrldand. "En azndan, toprak kaymas olduundan beri bir gnden fazla gemi. 111 Oraya bakn," diyerek nehrin kenarndaki kk tepeyi iaret etti. "Tepenin zerindeki otlar o kadar uzam ki en azndan bir yl veya daha fazla gemi olmal." Aurian, "Hakl olabilirsin," diye sylendi. Gzlerini ksarak ehri incelerken, keke daha aydnlk olsayd, diye dnd. Keke neeli dostu Chiamh, onu alp gkyzne ykselerek, ehri yukardan daha iyi grmesi iin kendisine yardmc olabilseydi. D'arvan, "Tabii ki haklym," diye karlk verdi verdi. "Annen iyi bir retmendi." Maya, telalanmaya balamt. "Yanldm sylemiyorum ama eer sylediklerin doruysa, niye kimse bir eyler yapmam? Nexis halk doru dzgn organize edilseydi, bir yldan daha ksa bir sre ierisinde nehrin nndeki engeli kaldrarak, tekrar akmasn salayabilirlerdi." Kalar atld. "Tabii ki bu beraberinde u soruyu getiriyor..." Aurian, "ehri kim ynetiyor?" diye cmlesini tamamlad. "ehri byle ykk dkk brakmak kimin iine gelebilir?" Arkasn dnp endieli bir yz ifadesiyle arkadalarna bakt. "Burada neler olduunu bilmiyoruz ama unu biliyoruz ki ne Vannor, ne Parric, ne de arkadalarmzdan biri ehri ynetmiyor. Onlar asla ehri bu durumda brakmazlard. Ve onlar ehri ynetmiyorsa..." Maya, "ehrin dmanlarmzn kontrol altnda olduunu varsayalm," diye Aurian'n cmlesini tamamlad. Byc ve arkadalar atlarn yanma geri dndklerinde, Shia ve Khanu avlanmaya karak, arkadalar iin iki iko tavan yakalamlard. Miathan ve Eliseth'in nerede olduuy-la ilgili ipularn bulmak iin Nexis'e inip Akademiyi ara-

trmadan nce, dinlenmeye ve yemek yemeye karar verdiler. Sabrszlanan Aurian bile, Nexis'e a ve yorgun inmenin aptallk olacann farkndayd. Glerini toplamak zorundayd -12 1ar. Ayrca, karanlk ktnde grnmeden ehre szabilir-lerdi. Maya ve D'arvan tavanlar piirmekle megulken, Aurian sessizce aalarn arasna szld. Bir sre yalnz kalp dnmeye ihtiyac vard. Bu arada, uzun sredir birbirlerinden ayr kalan dostlar da ba baa kalmann zevkini kartabilirlerdi. Maya, keskin yanan et kokusu burnuna geldiinde, D'arvan'm yanndan kalkarak telala atein yanma gitti. Kfrederek, atein zerindeki, ilere geirmi tavan etlerini evirdi. D'arvan, "Dikkatli ol," diyerek sulu gzlerle Maya'ya bakt. "Aurian, kahvaltsn mahvedersek bize teekkr etmeyecektir. " Maya, stn bam dzelterek, iten bir glmsemeyle, "iinde bulunduumuz durum ierisinde eminim ki bizi affeder ama onu a brakmak istemeyiz, yle deil mi?" dedi. Ne kadar urasa da sesindeki pimanl gizleyememiti. imdi byle eyler dnmeleri, kaba ve bencil bir davrant. Ama D'arvan ile o kadar uzun sre ayr kalmlard ki ba baa kaldklarnda, dayanamayp sevimeye balamlard. Ayrca, Aurian'm kastl olarak yanlarndan ayrlarak onlar yalnz braktnn da farkndayd. Tavanlar yanmaya baladnda gre, birbirlerinin kollarnda uzun sre geirmi olmalydlar. yleyse, Aurian'm da geri dnm olmas gerekiyordu. Maya pimanlk duyarak, bu kadar bencil olabildii iin kendini azarlad. Bizim iin her ey ok gzel ama o an kaybetti, diye dnd. Hem de ikinci kez. Maya, komutan ve yakn arkada olan Forral' hatrladnda, gzleri doldu. Ama Aurian da onun arkadayd. Eer Anvar' bulabilirlerse, onunla da uzun sre mutlu olmasn tm kalbiyle diliyordu. Ve biz de Anvar' bulmasnda ona yardm etmeliyiz, diye dnd. Kalarn atarak D'arvan'a doru dnd. "Birimizin Aurian' aramak iin gitmesi gerektiini dnmyor musun? Birazdan hava kararmaya balayacak ve o hl yok." "Aurian'n kaybolduunu sanmyorum ama her halkrda, Shia onu aramaya gitti," diyerek atein dier tarafndaki bo yeri gsterdi. Maya, kalarn atarak ban iki

yana sallad. "Buna alamyorum. Bu yaratklar ok vahi hayvanlar olmalarna ramen, sen ve Aurian, sanki sradan insanlarm gibi onlarla konuuyorsunuz." Byc uyurken, Shia, kaltlar aramaya baladndan beri Aurian'n bana gelenleri ayrntlaryla onlara anlatmt. Ve bu, Maya'y hayrete drmt. D'arvan glmsedi. "Kendilerini sradan varlklar olarak gryorlar. Ve belki de, geen zaman ierisinde, Aurian'a bizden daha yakn oldular." Maya, yzn buruturdu. "Belki de kskanyorum. Keke ben de senin gibi Shia ile konuabilseydim." D'arvan, "Keke konuabilseydin," diye glmsedi. "Siz ikiniz, eminim ki ok iyi anlardnz. Ortak o kadar ok yannz var ki. Ama onlarn vahi yaratklar olmalar, urada duran iki atm ksa bir sre ncesine kadar zeki insanlar olduklar gereinden daha artc deil." Savann gzleri fal ta gibi ald. "Onlarla da konuabildiini syleme bana!" D'arvan ciddileerek, "Keke konuabilseydim," dedi. "Ama Aurian bile zihinlerine girerek onlarla konuamyor. Eer babam onlar eski hallerine dntrmeye ikna edemezsek, tm Xandimler gibi Schiannath ve Chiamh da hibir ie yaramazlar." Maya, D'arvan'm sesindeki soukluu hissedince rperdi. Ve sen, yaptklarndan dolay Hellorin'den nefret ediyorsun," diye ekledi. "Tabii ki nefret ediyorum," diye bararak yumruunu yere vurdu. "Nasl bu kadar duygusuz olabilir? Bize kard tm zorluklara ramen, bizi tehlikeye atarak yapayalnz b-114 rakmasma ramen, onu seviyordum. Ama Xandimlere ihanet ettiinde, bana da ihanet ettiini dndm." Sava, "Tm efsaneler, bize Perilerin kat olduklarn anlatr," diye mrldand. D'arvan dilerini skarak, "yleyse ben de halkma benzeyerek, babam gibi kat ve gvenilmez biri olamayacam," dedi. "Sana sz veriyorum Maya, Xandimleri eski haline getirmenin bir yolunu mutlaka bulacam." Maya, ona glmseyerek, "Ben de bunu baaracana inanyorum," dedi. "Ama bunu nce Aurian'a syleyelim. Xandimleri kurtarabilirsek, acsn birazck da olsa dindirebiliriz." Gzleri parldyordu. "Ne yapmak istiyorsun? Aurian' aramak m yoksa tavanlarla ilgilenmek mi?"

D'arvan, "Ih!" diye titredi. "Byc-halkm yemek piirmekte nasl olduunu bilirsin. En iyisi ben gidip Aurian' bulaym." Aurian, sisli ormann iinde dolarken, kalbinde bir sz duyuyordu. Ne kadar zaman gemiti? Aylar? Yllar? Yzyllar? Yazour ve Parric'e ne olmutu? Vannor ve Zanna nasld? Tm tand insanlar geen yllar ierisinde lmler miydi? Kurt neredeydi? Onu Gece Kaaklarnn yanma brakmt ama onlara da ne olduunu bilmiyordu. Oluna ne olmutu? Onu da m kaybetmiti? Klcn peine gitmeden nce, gney krallklarnda, kendi bann aresine bakacak kadar bymesini bekleseydi daha m iyi olurdu? Byc evresindekilerin farknda olmakszn yryordu. Cevaplar olmayan sorular zihnini kurcalarken, ryasmdaki yalnzlk ve terkedilmi hissiyle evrelendiini hissediyordu. Birden, Shia yannda belirdi. Gven verici bir ekilde ona srtnyordu. "Yalnz deilsin," dedi. "Khanu ve ben buradayz- Byc ve sava arkadan da burada. Schiannath ve Chiamh da..." diyerek duraksad ama artk ok geti. "Schiannath ve Chiamh, aptal hayvanlardan farkszlar," diye serte karlk verdi. "Benim zayflm sayesinde..." "Senin zayfln u anda iinde bulunduun psikolojide yatyor," diye Aurian'm szlerini yarda kesti. Bycnn yzne bakarak, "ler sarpa sard," dedi. "Byle durumlar seni ne zaman durdurmay baard ki? Pimanlk duyup kendine acyarak imdi vaz m geeceksin? Byle bir lksn var m? Xandimlerin byle bir lks var m? Veya Anvar'm?" Aurian ban ona doru eerek, "Nasl byle eyler sylemeye cesaret edersin, arkadam olduunu sanyordum," diye sylendi. Byk kedi, "Ben senin arkadanm," diye hrlad. "Ama byle dncelerle kendine zarar vermene izin veremem. Neler olduunu renip plan yapmalyz. Ayrca, umutsuzluunun ardnda tam olarak neyin yattm da bilmiyorum. Anvar mr 115

Aurian eilerek kedinin boynuna sarld. Yzn kedinin ipeksi tylerine gmerek, "Biraz Kurt, ve biraz da Anvar. Onlar zlyorum," diye itiraf etti. "Ve Anvar'a ne olduunu merak ediyorum, ok endieliyim. Eer Eliseth ona zarar verdiyse..." "Zarar veremeyecek," diye baka bir ses araya girdi. D'arvan, hissettirmeden yanlarna gelmiti. Aurian ararak ona bakt. Kedilerle olan zihinsel iletiimini duyabilecek bir baka Bycnn daha olduunu unutmutu. Ama D'arvan, Shia'nm kendisini azarladn duyduu iin utand. Sert bir ekilde, "Lanet olas kamptaki herkes beni mi takip ediyor?" diye sordu. D'arvan, kzgn baklarndan etkilenmemie benziyordu. Maya yalnz kalmann gvenli olmayacan dnyordu," diye sakince karlk verdi, "ve zr dilerim ama duyduum kadaryla Shia hakl." Gen Byc glmseyerek, elini ona doru uzatt. "Akademide bam belaya girince senin yanma nasl geldiimi hatrlyor musun? Beni Eliseth'den ve karde-116 imden kurtaran sendin. Bana yardm etmitin ve imdi ben de sana yardm edebileceim. Eliseth hibir zaman iine yarayacak bir eyi yok etmez," diyerek devam etti. "Benim tah-minimce, Anvar' bir kukla olarak veya yem olarak veya rehine olarak kullanacaktr. Kinci doas gerei, onu sana kar kullanmak isteyecektir. Eer baarl olursa, ne kadar byk zafer kazanacan artk sen dn." Aurian, yumruklarn skarak, "O halde hayal krklna urayacak," diye hrlad. "Kesinlikle haklsn, D'arvan. Havann kararmasyla beraber, ehre inerek Akademide neler..." Anszn, ormann sessizlii, onlarca boru sesiyle bozuldu. Schiannath ve Chiamh'm korku dolu lklarn duyabiliyordu. Ormann zerini kaplayan glgeler, zayf gn n grmelerini engelliyordu. Xandim atlarnn parldayan toynaklaryla uarken kardklar rzgrla dne dne yerden kalkan yapraklar ve tozlar, Bycnn grn engelliyordu. Periler birer meteor gibi aalarn zerine derken, Aurian, bir an iin, zamanda yolculuk yaparak Vadideki korkun savaa geri dndklerini dnd. Ama gerek daha da acyd. Klcn ekip belindeki Topran Asasn eline alana- kadar, iki Peri, D'arvan'm zerine

ullanarak, onu yanlarna alp gkyzne ykseldiler. Byc, Maya ve dier atlarn olduu yere doru komaya balad. Ama Peri atlarnn hzna yetimesi mmkn deildi. Arkadalarnn bulunduu yere yak-laamadan, bir Peri savasnn, lklar atarak kfreden Ma-ya'y alp gkyzne ykseldiini grd. Schiannath ve Chiamh, ktan yaplm dizginlere vurulup birer Peri savasnn kontrolnde, Hellorin'in yanma ykseldiler. Rzgrn kesilmesiyle, uuan yapraklar ve tozlarn yere indiini ve gkyznn bombo olduunu grdler. Aurian bulunduu yerde dikilip gkyzne kfrler savurdu. Tm gc tkenmiti. Dizlerinin ba zlerek yere yld. Yzn ellerinin arasna almt. Shia, endieyle Kha-n'ya bakt. Aurian'n zihninde hibir ey okuyamyordu. Bombotu. Aurian, bir sre sonra ban kaldrarak, gzleri yalanm bir ekilde yumruklarn skt. "Beni yenemeyecekler," diye serte mrldand. "Sevdiim her eyi benden alsalar da, beni yenemeyecekler." Kollarn Shia'ya dolayarak, "Kaybolan tm dostlarmz geri alacaz, sana sz veriyorum," dedi. "Neye mal olursa olsun, onlar geri alacaz." "Khanu ve ben hl yanndayz," dedi. "Bizi senden ayrmaya alan kim olursa olsun, byk bir hata yaptn anlayacak. Ama imdi nereye gideceiz, dostum? Nereden balayacaz?" Aurian, "Perilerin arkasndan onlar takip edemeyiz ve nereden balayacamz bilemiyorum," diyerek i ekti. "For-ral'n dedii gibi, her eyi adm adm halledeceiz. nce yemek yiyeceiz, sonra gece yarsna kadar dinleneceiz. Daha sonra Akademiye giderek, belki aradmz cevaplarn bir ksmn orada bulabiliriz." Shia, "Eer uyumak istersen, Khanu ve ben seni koruruz," dedi. Byc, "imdi, bir daha asla uyuyamayacakmm gibi hissediyorum," diye karlk verdi verdi. VIII Gece Hirizi Perilerin saldrs mucizevi bir ekilde ehre ulamadndan, Lord Pendral, elencesini ertelemeye gerek grmedi. Bu durum, Grince'i rahatlatt. Kariyerinin en byk hrszln yapmak iin, planlad gibi harekete geebilirdi. Bir glge gibi sessizce, Lord Pendral'm konann st katndaki terkedilmi koridorda

ilerledi. Byk bacadan ieri szarak, merdivenlerde dolaan askerleri es gemiti. En st kata alan bu yolu sadece, bacalardan oluan labirentte kurumlar temizlemek iin dolaan sska hizmetkrlar kullanyordu. Hrsz, glmsedi. Hayat boyunca, kk ve sska olmasnn avantajn en iyi ekilde kullanmt. Gecenin erken saaderiydi. Grince, normalde byle ileri gece yarsndan sonraya brakrd. Akam karanl yeni kmeye balamt ama evi evreleyen baheler, meale ve fener klaryla apaydnlkt. kinci kattan gelen kark sesler, kahkaha seslerine karyordu. Burnuna gelen kzarm etin leziz kokusuyla midesi gurulduyordu. Evin nnde sraya dizilmi at arabalar, yava yava ilerleyerek, zengin konuklarm konan nnde indirmek iin duruyor ve sonra evin kysndaki ahrlarn oradan geri dnp uzaklayorlard. Bu akam Lord Pendral, Tccarlar Loncas yeleri iin konanda bir ziyafet veriyordu. Grince iin bu ziyafet tanrnn sunduu bir nimetti. Baka zaman olsa, Nexis'in Lordunun kona ve evresi ok sk korunuyor olurdu. Grince, son Peri saldrlarndan sonra byle bir frsat kolluyordu. Bugn bile, konan ii asker kayn- 119 yordu ama Pendral'm hizmetkrlar ve tanmad birok insan ieriye dolumutu. Lordun zengin arkadalar, konaa hizmetkrlar, ofrleri ve askerleriyle beraber gelmilerdi. Ortaya kan kaos, Grince'm amacna hizmet ediyordu. Plannn en nemli ksm olan konaktan ka, olduka kolay olacakt. Bahede bu kadar yabanc varken, Pendral'm yeni satn ald kocaman, katil kpekler, kulbelerinde kilitli olacakt. Her zaman olduu gibi serbeste etrafta kouyor olmayacaklard. Askerler dar kan birini deil, ieri girmeye alan birini aryor olacaklard. Ayrlan misafirlerin arasndan, kona sessizce terk etmesi kolay olacakt. Grince'in, Lord Pendral'm konana izinsiz girii sorun karmamt. Dn, Pendral'm tccar dostlarndan birinin hizmetkrlarndan bir niforma almt. Bylece, klk deitirerek konaa girmeyi baarmt. st katlara ve Pendral'm odalarna kan merdivenlerin sk korunacan bildiinden, giri katnda, bacasndan girebilecei bir mine bulmutu. Trmanarak, birbirinin iine geen bacalarla bir labirent kadar karmak olan dar borularda ilerlemiti. st ba kurum ierisinde, bir yatak

odasndan kmt. Yanan gzlerini ovalayp fazla kurum solumamak iin azna balad mendili karmt. Kararm niformay kartarak, ellerini, yzn ve yumuak, esnek ayakkablarn odann perdesine silmiti. Sessizce dar szlerek Pendral'm dairesini aramaya balad. Hah kapl koridorda ilerleyerek, sal sollu kaplar teker teker kontrol ediyordu. Yaklaan bir ayak sesi olup olmadn duyabilmek iin tetikteydi. Her ne kadar Lord Pendral ve misafirleri aada ziyafetin keyfini karyor olsalar da, her an bir uak elinde bir lambayla yukar kabilir ve misafir odasndan Lord'un odasna doru ilerleyen kurum izlerini fark edebilirdi. Acele etmeliydi. 120 Grince hazrln iyi yapmt. Pendral'in askerlerinden birine sarho olana kadar iki smarlam ve tam olarak Pend-ral'm odasnn nerede olduunu renmiti. Arad kapy bulunca, sessizce ieri girerek kapy arkasndan abucak kapatt. Camlardaki kaim, kapal perdeler, odann ayyla aydnlanmasn engelliyordu. Ama Grince, odann ierisindeki byk cibinlikli yata, alma masasn ve sandklar grebiliyordu. Hrsz, her zaman yannda tad kk mumu cebinden kartarak abucak yakt. Hareketsiz durarak etrafna baknd. Bulunduu yerin tam karsndaki duvarda kk bir blme vard. Penceredeki perdelerin rengine uyan bir rtyle perde-lenmiti. Grince, emin deildi ama Lord Pendral'm hazinelerini orada sakladn dnyordu. Grince durup mumu yava yava nnde gezdirerek, byk bir dikkatle yerleri inceledi. Sonunda, yere ok yakn bir hizadaki gm parldama gzne iliti. Ah, ite oradayd. Pahal halnn birazck stnde, oday batan baa geen, incecik, gm rengi bir ip gerilmiti. Hrsz, yzndeki hnzr glmsemeyle bu ocuk oyunca olacak, diye dnd. Eer iko aptal Pendral, kapnn nne deil de buraya tuzak kurmay akl ettiyse, soyulmay hak ediyordu. Dikkatle telin zerinden atlad. Pendral'm askerlerinden birini, ehrin en pahal meyhanelerinden birinde sarho edebilmek iin harcad paralar boa gitmemeliydi. Eer mumunu yakmam olsayd, odann lo karanlnda bu tuza asla fark edemezdi. Grince, odann dier tarafna doru parmaklarnn ucunda ilerledi ve mumu sndrerek cebine koydu. Dikkatlice,

duvardaki kk blmenin nndeki perdeyi amaya balad. Perdenin ularna balanm kk, pirin anlarn almamasna dikkat ederek nefesini tuttu. Santim santim alan ar perdenin arkasndan, dnd gibi duvarn iine oyulmu bir blme deil, kk ve kavisli bir kap kt. Kap, demir parmaklklarla glendirilmiti. Grince'in kalbi heyecanla daha hzl atmaya balad. Mutlaka ieride deerli bir eyler olmalyd... Kendisi gibi usta bir hrsz iin, kapy amak ok zor olmamt. Birka dakika ierisinde kilidi amay baard. Heyecan ierisinde titreyerek, elini uzatp tahta kapy aralad. Kapnn ardnda kk, penceresiz bir odack vard. Odacm ierisinde, kaln demir zincirlerle balanm, byk bir sandk vard. Grince, derin bir nefes akrak, ar sandn yanma eildi. Kemerinden kk, incecik bir alet daha kard. Zincirleri balayan inat asma kilit onu biraz uratrd ama sonunda bu kilidi de amay baard. Grince, sandn ar kapam amaya balad. Ve ite oradaydlar! Kk hrsz, grd sahne karsnda akna dnd. Sandn ierisinde ok sayda deerli mcevher vard ve odann lo nda bile saysz akkor kvlcmlarla parldyorlard. Her renkte ve her boyda deerli talarn yan banda, inci kolyeler duruyordu. Gm ve altn kolyelerin stne, kk, deerli talar ilenmiti. Sandn ierisindeki kk ekmeceler, yzkler, bilezikler, kpeler ve brolarla doluydu. Hrsz, parldayan elmaslar avucuna alarak, parmaklarnn arasndan souk kum taneleri gibi akp gitmesini seyretti, iindeki cokuyu bastrmaya alyordu. Scak bir glmsemeyle mcevherleri, bacalardan karken iki elinin de bota kalmasn salamak iin kemerine balad kk torbann 'ine avu avu doldurmaya balad. Bu ok gecikmi bir intikamd. Mcevherlerin deeri, Pendral'm yznden kaybettiklerini karlayamazd. Ama imdi o da, Pendral'dan en ok sevdii eyi, hazinesini alyordu. 121 Grince, fazla zaman kaybetmeyerek, kararm mendili bir kez daha, azn ve burnunu kapatacak ekilde yzne balad. Pendral'm odasndaki mineden ieri szlerek, bacadan 122 ieri girdi. Belindeki kk torba, Pendral'm

ok deerli m-cevherleriyle dolu olduundan, arlamt. atya kt zaman, srtn bacaya dayayarak gzlerini kapad ve kurumlar yznden simsiyah olmu eliyle alnndaki terleri sildi. Bu serin, ho kokulu yaz havasn tekrar teneffs etmenin rahatlna mutlu bir coku karyordu. Derin derin nefes alarak, kan tamamlamak zere sakinlemeye alt. ans tkenmeye balamt. Bacalarn iinde yolunu kaybetmi ve bir an asla yolunu bulamayacam dnmt. Grince, her ey yoluna girecek, diye dnerek kendini rahatlatt. Ksa bir sre sonra konaktan ok uzakta olacakt. Acyan gzlerini silerek, santim santim, eimli atnn kenarna kadar ilerledi. Konan kaba tulalarla rlm duvarndan aa inmek iin arkasn dnd. Duvarn stnde tu-tunabilecei yerleri dikkatle inceledi. ini ekerek, yava yava duvardan aaya inmeye balad. Ay yla aydnlanan duvarn stnde el yordamyla tutunacak yerler aryordu. Eve gidecek, banyo yapacak ve kendine souk bir iki koyacakt. Duvarn yarsn inmiti ki aadaki askerlerden biri onu fark etti. "Hey! Sen!" Askerin barmasyla beraber Grince, olduu yerde donakald. Kabaca rlm duvara sk sk tu-tunuyordu; kollar ve parmaklar armaya balamt. Kprdamazsa, belki de aadaki asker yanldn ve sadece bir glge grdn sanabilirdi. ansszd. Grince, ten boru sesiyle alarm verildiinde iinden kfretti. Lord Pendral, bir hrszn konann duvarna trmanrken grldn duyunca, ksa zaman ierisinde deerli mcevherlerinin kaybolduunu fark edecekti. Baheden barma sesleri geliyor ve koan ayak sesleri gitgide yaklayordu. Kulann yanndan geen bir ok, duvardan sekerek aa derken, bir dieri ban syrp geti. u ana kadar, duvarlarn koyu gri rengi ve iyice ken gecenin karan-lyla doru dzgn nian akmyorlard. Ama bir sre daha byle hareketsiz beklerse, eninde sonunda hedefi tutturacaklard. Grince, alternatiflerini gzen geirdi. Aaya inmesi ok tehlikeli olurdu. Yana doru ilerlese, hem hl oklarn at mesafesinde olur, hem de bir pencereden ieri szlse bile hangi pencereden girdiini anlarlard. Hrsz, bir kfr daha savurarak, geldii mesafeyi geri trmanmaya balad. En azndan oklarn at menzilinden uzaklayordu.

Grince, atnn oluuna tutunarak kendisini yukar ekti. atnn eimli, slak zemininde yukar kmak, aa inmekten daha zor ve tehlikeliydi. Nefes nefese, ellerinin ve dizlerinin stnde eimli atda ilerlemeye balad. Normalde ok dua eden biri olmamasna karn, imdi her admnda tm tanrlara dua ediyordu. Eer aaya derse... Lord Pendral tarafndan yakalanmaktansa, boynunu krp lmeyi tercih ederdi. Grince, bir dizi bacann olduu yere geldiinde, bacalarn arasna melerek bir sre dinlendi. ok uzun sre dinlenemeyeceini biliyordu, eer zeki bir pi atya merdiven dayamay akl ederse... Yerden bu kadar yksekte yakalanmak veya bir okla vurulmak, hi de ho olmazd. Souk gece esintisi salarn uuruyor, alnndaki ve srtndaki terleri donduruyordu. Baheden gelen seslerin artmasyla, uzanarak aaya doru bakp neler olduunu anlamaya alt. Karanln iinde teker teker klarn belirdiini grd. Burnuna keskin bir duman kokusu geliyordu. Biri mealeleri getirmiti, srada merdivenler vard... Hrsz, tek bir tercihi olduunu biliyordu ve acele etmesi gerekiyordu. kt baca, atnn dier tarafnda kalmt ama slak zeminde oraya kadar gitmeye cesaret edemezdi. Mendili tekrar yzne balayarak, en geni grd bacadan ieri atlad. 123 Bu akam, Grince'in ansl gecesi deildi. Karmak borularn iinde yine yolunu kaybetti ve mmkn olan en kt yerden kt. yi ki ziyafetin byk bir ksm bitmi ve mut-124 faktaki byk minelerin iindeki ate, kor olarak snmeye braklmt. Hrsz, kurum ve kllerden oluan bir dumanla, geni minenin azndan dar frlad. Hoplayp zplarken, tutuan giysilerini sndrmeye alyordu. Atein zerindeki mlekler ve aydanlklar yerlerinden frlam, ilerinde ne varsa etrafa salmt. Kurum dolmu gzlerinden yalar akyordu. Her admda, etrafa salan sebzeler, soslar ve etlerin stne basarak aya kayyor, dengesini kaybediyor ama hl ilerlemeye alyordu. Neyse ki mutfaktaki herkes, baheden gelen seslerin ne olduunu anlamak iin darya kmt. Ama ne yazk ki hepsi mutfak kapsnn nnde kmelenmiti. A, byk bir zenle hazrlad yemeklerin, mineden kan st ba kararm hayalet tarafndan etrafa saldn

grdnde, bir lk att. Ve ardndan, peindeydiler... Pendral'm mutfak alanlar, neyse ki ok zeki olduklar iin ie alnmamlard. Eer ilerinden biri, dierleri mutfakta beklerken gidip askerlere haber vermeyi akl etseydi, hi ans kalmayacakt. Onun yerine, hepsi mutfakta Grince'i kovalamaya balad. nndeki masann stnden atlad. Masann zerindeki anak mlek, drt bir yana sald. Deerli ve ar mcevher torbas kemerinde sallanrken, Grince, zerine doru gelen sandalye ve masalardan, kenara ekilerek kamaya alyordu. Bu kadar zahmete girip ald mcevherleri, be mutfak maymunu yznden kaybetmeye hi niyeti yoktu. Kendisini takip edenleri yavalatmak iin bir tabureyi arkasna doru frlatarak, bir baka masann altndan yuvarlanp dier taraftan kt. Birden, kendisiyle kap arasnda kimsenin olmadn fark etti. Dilerini skarak komaya balad. Kapdan frlayp birka metre komutu ki askerler onu fark ettiler. Zaten arkasndan gelen a ve hizmetkrlar o kadar byk bir grltyle, bara ara onu takip ediyorlard ki dikkat ekmemelerine imkn yoktu. Grince, keyi dnerek komaya devam etti. minede yanan ayaklaryla yere bastka, acyla irkiliyordu. Tanrya kr, ayakkablarnn kaim taban, ayaklarnn ok daha kt yaralanmasn engellemiti. Ahrlara doru komaya devam etti ve keyi dner dnmez, uzun bir merdiven tayan drt askerin iine dald. Hep beraber yere yuvarlandlar ama evredeki dier askerlerin dikkati onlarn bulunduu yere evrilmiti. Gittike umutsuzlua kaplmaya balayan hrsz, askerlerden kurtularak kamaya devam etti. Bacandaki derin olmayan kl yarasndan kanlar akyordu. Askerler! Daha ok asker, ahrlarn olduu yne doru komaya balamt. Grince, konan evresinde dnerek tekrar mutfan olduu tarafa yneldiinde, kendisini kovalayan ay ve yardmclarn grd. Kahretsin, diye dnd. Kendisini kovalayan iki grubun arasndan geerek, sandaki tek katl binalarn sraland yere doru yneldi. Baka aresi olmadndan, rasgele kaplardan birini at, ieri girdi ve kapy arkasndan kapatp sr-gledi. Scack ahrdan, ar bir saman ve at kokusu yaylyordu. Tam kar taraftaki yar ak kapdan ieriye clz bir k szlyordu. Grince, ahrn ortasndaki koridorun

iki tarafndaki atlar grmezden gelerek komaya devam etti. Her ne kadar bu yne gelmesinin esas amac ahrdan bir at almak da olsa, etrafta bu kadar ok asker varken bu, kulaa pek mantkl gelmiyordu. Tek umudu bir yere gizlenmekti ama ahrda doru dzgn gizlenebilecei bir yer yoktu. Hrsz, zamannn dolmaya baladn hissediyordu. Srgledii kapdan gelen sesler, az sonra kapnn krlacana iaret ediyordu. Kapnn tahtalar oktan atrdamaya balamt. Hrsz, koridorun sonuna ulatnda hi ansnn kalmadn fark etti. Koridorun sonundaki kap, geni kare eklinde bir odaya alyordu. erisi tahl kutular, kancalara asl-126 m eyer ve yularlarla doluydu. at kiriine aslm bir fenerle aydnlanan odann baka k yoktu. Ka, bu kmaz sokakta son bulmutu. Korkudan titremeye balamt ve yapacak hibir eyi yoktu. Sust yakalanacakt. Grince bam gkyzne doru kaldrarak kendi kendine sylendi, "Hibir ey iin teekkr ederim, tanrlarm, sizi p..." ve tavandaki kapak eklindeki kapy fark etti. "Bunu yapabilirim. Bunu baarabilirim." Etrafta bir merdiven yoktu ama duvardaki kancalarn zerine trmanmaya balad. Kancalara asl eyerler havada uuuyordu. En zor ksm, dengesini kaybetmeden tavandaki kapan mandalna ulamakt. En stteki kancalardan birine tutunan Grince, kapaa doru uzand. Kollarnn yerlerinden kacak gibi gerildiini hissediyordu. Nihayet sonunda mandala eriti ve kapak byk bir grltyle alarak kafasna arpt. Neredeyse dengesini kaybedip aa yuvalanyordu. Uzanarak, alan kapan kenarna tutundu. Bir an, parmaklarnn ucunda asl kald. Gcn toplayarak kendini yukarya ekti ve diken diken samanlarla kapl zeminde yuvarlanarak, kendini nefes nefese srt st yatarken buldu. Tavan aras, rmcek alaryla kaplyd. Yatt yerden kalkacak enerjisi kalmamt ama dinlenecek zaman yoktu. atrdayan kapnn sesi ve barmalar-la ayaa frlad. Askerler ahra girmilerdi. Kapa yukardan kapatmann bir yolu yoktu. Tavan arasnn arka tarafna balya balya saman ylmt. Dier tarafa baktnda, yerdeki sra sra delikleri grd. Samanlar buradan atlarak, aadaki atlarn yemliklerine dolduruluyordu. Bir an, deliklerden atlamay

dnd ama bunun ona hibir faydas olmazd. Aadaki atlar stne basarak onu ineme-se bile, askerlerin ortasna kp yakalanabilirdi. Neredeyse onu bulmulard. Dn, Grince, haydi dn. Ve aklna bir zm geldi. Saman balyalarn buraya karmann bir yolu olmalyd. Tavan arasna alan papa grmlerdi, barlarn duyabiliyordu. Dizlerinin stne kerek kapaktan aaya uzanp feneri, asl olduu kancadan kurtard. Fener yere dp paralandnda, iindeki kzgn ya etrafa sald. Askerler drt bir yana kayorlard. Aas, alev alan samanlarla cehennem yerine dnmt. Aadan gelen feryatlar ve kfrleri duyabiliyordu. Birisi, "abuk," diye bard. "Atlar dar karn." Tam kendini dahiyane fikrinden dolay tebrik edecekti ki burada kapana ksldn ve eer dar kmann bir yolunu bulamazsa, cayr cayr yanarak leceini dnd. "Seni gerizekl!" Grince abuk hareket etmesi gerektiini biliyordu. Tavan arasna duman dolmaya balamt ve ayann altndaki tahta zemin gitgide snyordu. Mutfak minesinde yanan ayaklar, acmaya balamt. Nefes almaya alarak, ksre ksre, en yakn duvara doru ilerledi. Ahrn bu tarafnda hibir ey yoktu. Tavan arasna alan kapan yaknlarndaki tahta zemin kararmaya ve iin iin yanmaya balamt. Tam tersi istikamete doru kotu. En azndan burada duman daha azd ve hibir ey bulamazsa, yerdeki deliklerden aaya atlayabilirdi. Balyalarn tavan arasna tand kap, saman ymlaryla yar gizlenmi olarak tam karsndayd. Balyalar bir kenara ekerek, kanatl kapy ardna kadar at. Derin derin temiz havay soludu. Aaya bakmak iin eildiinde, kafasn sert bir cisme vurarak k st yere oturdu. Grince, dikkatlice baktnda, kapnn stndeki, tavandaki makaralara bal kancay grd, ipi geveterek, ucuna bal kanca yere deene kadar aa sallandrd. pin ucunu tekrar makaralara balayarak, kendini aaya sallandrd. Aaya o kadar hzl inmiti ki, ipi tutan elleri az kalsn tutuuyordu. Ayaklar yere demeden, komaya balad. Grince ahrlarn daha nce grmedii bir yerine kmt. Kimse olmad srece problem deildi. Tepeden aaya doru komaya balad. Ksa sre sonra nehre ulamay umut 128 ediyordu. Nihayet, kendisini takip edenlerden

kurtulmann bir yolunu bulabilecekti. Arkasnda, ahrn atsnn kmesiyle gelen grlty duydu. Alevler gkyzne ykselirken, aklna bir zamanlar Jarvas'm sman yamalayan askerler geldi. Byk deponun ats alevler ierisinde kmt. Askerlerden biri annesini kltan geirmiti. Grince tkezledi ve kendi kendine kfretti. Korkun ocukluk hatrasndan g alarak hzland. Eer ans varsa, ahrdan kamadn dnp onu takip etmeyi brakrlard. Bir bar sesi duydu. Piin teki yanm ipi bulmutu. Banda yeterince bela yokmu gibi patika da, kavis alarak nehirden uzaklamaya balamt. Kfrederek, patikann yanndaki allarn arasna dald. Arkasndan gelenlerin seslerini duymay bekliyordu. Ama hibir ey olmad. Ve bir sre sonra, uzaktan havlama sesleri iitti. Kpekleri serbest brakmlard! O ana kadar, daha hzl gidemeyeceini dnyordu. Bacaklar aryor, kalbi yerinden kacak gibi atyordu. rktc havlama seslerini duyunca, can havliyle hzland. Havlama sesleri git gide yaklayordu. Kpekler izini bulmulard. Grince, panik ierisinde, allklarn arasnda kendine yol aarak ilerliyordu. Ayaklar kklere taklyor, tkezliyordu. allarn dikenleri yzne gzne batyordu. Yara berelerinin farknda olmakszn, allarn arasnda ilerlemeye devam etti. Kpeklerin sesleri ok yaklamt. Bir sre sonra, kpeklerin ayaklar altnda ezilen dallarn seslerini ve derin derin nefes alp verilerini duyabiliyordu. Aniden allarn bittiini ve tekrar ak alana ktn fark etti. Tanrlara kr! Artk daha hzl kaabilirdi. Gerilerden bir yerden, askerlerin barlarn ve hayvan terbiyecilerinin tiz lklarn duyabiliyordu. Ama hibirini dikkate almad. Yaklak yz metre aada, eimli imenlik arazinin bittii yerde, Pendral'm nehrin kysndaki iskelesinde yanan mealeleri grebiliyordu. Ama o ak arazide hzl koabiliyorsa, kpekler daha hzl koarlard. Teker teker allarn arasndan 129 karak hrsz kovalamaya baladlar. Grince, nefeslerini ensesine hissediyordu. Ceketinin arkadan ekildiini hissetti ve kuman yrtldn duydu. Grince, tm gcn toplayarak var gcyle komaya balad. Eer bu da ie yaramazsa, ii bitmiti. Zaman gemek bilmiyordu. Nehir gitgide

yakmlayordu. Ahap iskelenin zerinde kendi ayak seslerini duyduunda, srtna binen arln altnda ezilerek, omzu ve kolunda mthi bir ac hissetti. Kpein iri dileri, etini ve kaslarn paralamt. Kpein ve hrszn ivmesi birbirine eklenerek yuvarlanmaya baladlar. Grince, dtn hissetti... Eer kpein stne dmemi olsayd, ok daha sert bir d olabilirdi. skeleden, kurumu dere yatana yaklak be metrelik dn ardndan, dier kpeklerin iskelede durup aaya havladklarn duydu. Sert d nefesini kesmiti ama askerlerin ksa sre sonra dere yatana ineceklerim biliyordu. Ellerinin ve dizlerinin zerinde srnerek, dere yatann glgesine saklanarak, askerler gelmeden gzden uzaklamak istiyordu. Kaybedecek zaman yoktu. Kpekleri aaya indirmenin bir yolunu bulduklarnda, korkun takip tekrar balayacakt. Grince, nehir yatanda, iskelenin olduu tarafta, srne srne ilerlemeye devam ediyordu. Kann donduran bir hrltyla dona kald. Arkasna baktnda, dnebilecei en kt eyin bana geldiini anlad. Dle sersemleyen kpek, kendine gelmeye balamt. Yukardan gelen fener klaryla aydnlanan sapsar gzlerinin kendisine dikildiini grebiliyordu. Kpek, sivri dilerini gstererek acmasz bir glmsemeyle ona doru bakyordu. Grince yutkundu, az kupkuru olmutu. Ar ar, tm tanrlara dua ederek, katil kpekten uzaklamaya balad. Kpek, yavaa ayaa kalkp hrszn olduu yne doru adm att. 130 Yukarndan bir ses, "Bakn, kpek bir ey grd," diye bard. "Hadi olum, yakala onu, ldr onu." Grince'in dere yatandan sessizce kama plan suya dmt. Kpek ona doru koup stne atladnda, belindeki ar mcevher torbasn zerek, tm gcyle kpein kafasna geirdi. Kpein kafatasmdan bir atrt duyuldu. Kpek, ayakta sallanarak geriye doru ykld. Grince, kpein grtlan kesmek iin, ceplerinde gizledii ba bulmaya alyordu. Lanet olas! Kaarken bir yerde drm olmalyd. Bir kez daha, lm korkusuyla ayaa kalkarak komaya balad. Uzakta, Byc-halka ait Akademinin bulunduu tepeleri grebiliyordu. lk frsatta nehir yatandan karak yukar trmand. Kendini yukar ektiinde, nehir yatandaki kpein hrltsn ve tepelerden yaklaan askerlerin seslerini duydu.

Durum iyice mitsizdi. imdi kapana kslmt. Alamak istiyordu. Bu hi de adil deildi. Defalarca kendisini takip edenlerden kurtulmu ama bir trl izini kaybettirememiti. "te orada!" "Yakalayn kk pii!" "Yukar ktnda karmayn!" Askerler tepenin zerinde kmelenmeye balamlard. Kaygan topran zerinde aaya inmeye cesaret edememilerdi. Arkasndan, kpein penelerinin nehir yatandaki talar trmalayan sesi geliyordu. Yukardan gelen fener klaryla gz kamatndan, nndeki ukuru iine dene kadar fark etmedi. Kendisini dzgn, tatan duvarlar ve tavan olan bir koridorda buldu. Koridor yukar doru eim alyordu. Can havliyle ileri atldnda, kaygan zeminde kayarak, kendini yzst, yapkan pisliin iinde buldu. Yzn gzn silerek arkasna baktnda, ukurun azn kapatan kpein glgesini grd. Artk her ey sona ermiti. Grince, gzlerini kapatp korku ierisinde kpein dilerini derisinde hissedecei an bekliyordu. Hibir ey olmad. Hrsz, askerlerin kpei geri ardklarn duyduunda aknlktan dona kald. Grince bir gzn aarak baktnda, kpein ukurun azndan geri ekildiini grd. Tanr akna, neler oluyor, diye dnd. Kahrolas piler onu neredeyse yakalamken, niye durmulard. Yukarda, nehir yatann kysnda, iki askerin konutuunu duydu. "Lord Pendral onu kardmz iin ok kzacak. Ve tabii ki mcevherlerini geri alamadmz iin de..." "Onun kahrolas ilerini yapmak iin burada deilim. Ben bir askerim, kle deilim. Eer Lord Pendral kahrolas mcevherlerini ok istiyorsa, kendisi gelip ukurdan aa insin. Belki de hayaletler onu rahatsz etmezler. Hrszn ii bitti ve benim grevim de sona erdi." "Nasl bu kadar emin olabiliyorsun?" Grince, askerin i ektiini duydu. "Bak, salak. Ya bu ukurda alktan lr ya da dar karak teslim olur. Buraya birka asker brakacam. Ya da tnelleri takip ederek Akademiye kadar gider. Tabii ki eer hayaletlerden korkmuyorsa. Bize kard bunca glkten sonra, hayaletler tarafndan ldrlmek onun iin iyi bir son olur..."

Sesler uzaklamaya balad. Hrsz, bu kadar ansl olduuna inanamyordu. Hayaletler umurunda deildi. Zaten hayaletlere inanmazd. Lord Pendral'm gazabndan daha ok korkuyordu. Eer Pendral, mcevherlerini geri almak zere ukura inmeleri iin birilerini gnderecek olursa, hrszn ve ncevherlerin oktan ortadan yok olduunu anlayacakt. Baarmt. Eer yerler kaygan olmasayd, sevincinden gbek atacakt. Grince, az kulaklarna vararak glmserken, lamlar kullanarak eve dnebilirim, diye dnd. Beni asla bulamazlar, diye dnd. Bu akam, en byk hrszlm gerekletirmiti. 132 Mcevher torbasn srtna atarak, tnelden ilerlemeye balad. Akademi, onu bekliyordu. Shia, Khanu ve Aurian, zikzakl yoldan kp Akademinin giri kapsna doru ilerlediler. Aurian, her ne kadar ok yava ilerledikleri iin sylense de daha hzl gidemeyeceklerini biliyordu. Eskiden, eimli yoldan kmak daha kolayd ama depremden sonra daha da engebeli hale gelen arazide, zellikle karanlkta ilerlemek ok zordu. Kaldrm talarnn bir ksm atlam, bir ksm ise yerlerinden karak etrafa salmt. Ayaklarnn altndaki talarn bazlar, stlerine basldnda yerlerinden oynuyor, Aurian'm dengesini kaybetmesine sebep oluyordu. Talarn arasndaki boluklara ayaklar taklabiliyor, Bycnn bileini veya ayan incitme riskini arttryordu. Aurian, Akademinin ykntlarnda ne bulmay mit ettiini bilmiyordu. Mutlaka Miathan ve Eliseth'in nerede oldukla-ryla ilgili ipular olmalyd. nallah, diye dnd. u an tamamen kaybolmu durumdaym, ne yapacam, nereye gideceimi bilmiyorum. aresizce elini kemerindeki Topran Asasnn zerine koydu. Asann gven veren scakl ile huzur buldu. Anvar, Rzgrlarn Harpn her zaman srtna asard. Bugn Aurian'm srtna asl olan Harp, hznl tngrtlarla yeni sahibini yadrgadn belli ediyordu. Aurian, Harpn, gerek sahibi olan Anvar' aradn biliyordu. Kalt, zeki bir varlk olmadndan, Anvar'm gittiinden habersizdi. Nihayet, harap olmu kavisli kapdan geip Akademinin ykk dkk avlusuna ulatlar. Aurian durarak korkuyla evresine baknd. Avlu, henz ay yla aydnlanmam olmasna ramen, kbusundaki haline ok benziyordu. Parampar-

a olmu kubbenin silueti ve her yerde hayaletler varma-sna ilerini rperten anormal souk, ryasnn bir yansmas gibiydi. Rzgr, sanki karanlk kelerde iini ekiyor, kendi kendine bir eyler fsldyordu. Sanki, parampara olmu karanlk camlarn her birinde, onlar izleyen gzler vard. Aurian ve arkadalar, srayla binalar aratrmaya baladlar. Askerlerin barakalar, ahrlar, Ate ve Toprak bylerine adanm blmeler, Meiriel'in reviri ve mutfaklar; hepsi bombotu. Uzun sredir terk edildikleri apak ortadayd. Kaplardaki ve camlardaki rmcek alar bozulmamt ve yerlerdeki tozlarda hi ayak izi yoktu. Sonunda, Bycler Kulesinin glgesi altnda dnceli bir ekilde dikilmeye baladlar. Avlu, ay yla aydnlanmaya balamt. Aurian, ktphanenin altndaki, arivlerin olduu labirenti dnmeye balad. Her iki seenek de yeterince rktcyd. Sonunda, kuleyi ktphaneye tercih ederek ilerlemeye balad. Byc, iini ekerek, bir zamanlar yaad yer olan byk kulenin ak kapsndan ieri bakt. Kap, Aurian'a, onu yutmak iin bekleyen a bir yaratn az gibi gzkyordu. "En iyisi u ii bitirelim," diye sylendi. Khanu'yu kapnn nnde arkalarn korumas iin brakp Shia ile beraber ieri girdiler. Ay gelmediinden, ierisi kapkaranlkt. Aurian, gzlerini ksarak merdivenlerin olduu yere odaklanmaya alt. Byl klar kullanmak istemiyordu. Eer kendilerini izleyen birileri varsa, klar onlar ele verebilirdi. Geri eer kulede birileri olsayd, pencerelerdeki en kk bir bile ok uzaktan fark edebilirlerdi. Shia'ya dnerek, "Aadan balayalm," dedi. Neyse ki kediyle zihinsel olarak iletiim kurabildikleri iin, hi ses karmadan anlaabiliyorlard. "Eer aada bir eyler varsa, bizimle k kaps arasna girmesini istemeyiz, deil mi?" lk oda, Aurian'n Akademiye ilk geldiinde kapatld kk hcreydi. lk geldiindeki gibi bombotu. rpererek, odann kapsn kapatt. Eliseth'in tutsa olarak hcreye hapsedilen kk kz hatrlamt. Merdivenlerden karak sonraki odalara yneldiler. D'arvan ve Davorshan'm odalar. Bu 134 odalar da bombotu ve zemindeki tozlarda hibir iz olmayndan, yllardr

bu odalara girip kan olmad anlalyordu. Odalardaki rmlk kokusu ve rutubet, midesini bu-landryordu. Bregar'n odas da aynyd. u ana kadar, odalarda ilgisini ekecek bir ey olmayacan dndnden, byl klarn kullanmaya gerek grmemiti. Eliseth'in odasnda, nerede olabileceiyle ilgili ipular bulmay mit ediyordu. Bir st kata karak Eliseth'in odasnn kapsna yaklatnda, ayak izlerini fark etti. Aurian'm akn haykryla beraber Shia, srayarak Bycnn yanma geldi. Byc eilip yerdeki ayak izlerini incelemeye balad. "Bak, burada birileri varm." Kulenin bu katnda, duvarlardaki pencerelerden szlen ay , ierisini az da olsa aydnlatyordu. Aurian, ay yla gm rengi bir parltya brnen yerdeki toz tabakasnn ierisinde, bir dizi ayak izini seebiliyordu. Ayak izleri, Eliseth'in odasna girip kyor, merdivenlerden aaya iniyordu. Aurian, bir kfr savurarak klcn ekti. "Bunlar bir kadnn ayak izlerine benziyor. Bir erkein ayak izi olmak iin fazla narin bu izler. Eliseth buradaym! Peki dier ayak izi kimin? Bu izi brakan botlar, kadmmkilere ok benziyor..." i rpererek, "Aman tanrm! Eliseth ve Miathan hl Akademide olabilirler mi?" diye sylendi. "Sanmyorum. Her kimse, burada ok uzun sre kalmam." Shia, dikkade izleri inceliyor, koklaya koklaya izleri takip ediyordu. "Gryorsun ya! Karanlkta, aa katlardaki ayak izlerini fark etmemiiz. Ama izlerin ne kadar bulank olduuna bak, kokularn alamyorum. Avluda kimse yok ve her yere baktk. unu syleyebilirim ki aylardr buraya kimse uramam." Auria, "O zaman ieri tek bama girmemde bir saknca yok demektir," dedi. Bu odada o kadar ok ans vard ki Shia gibi ok yakn bir arkadann bile yannda olmasn istemiyordu. "Khanu nun yanma giderek, etraf kollayabilirsin," diye ekledi. "Ben abucak kalan odalara bakacam, sonra buradan gidebiliriz." Aurian rperdi. "Akademi o kadar deimi ki burann bir zamanlar benim evim olduuna inanmak ok g," diye mrldand. Eliseth'in odasnn alt stne getirilmiti. Ne deerli bir eya, ne de Eliseth'in nerede olabileceiyle ilgi bir ipucu bulamaynca Aurian, bir st kata karak kendi odasna yneldi. Tm cesaretini toplayarak kapy at. Azna burnuna dolan tozlardan yzn buruturarak etrafa

baknd. Yatak odasnn kaps akt. Forral'la beraber ok gzel anlar geirdikleri yata grebiliyordu. Buraya hi gelmemeliydi, iki ann hatralar zihninde canlandka, gzyalarn tutmaya alt. Hkrklar boazna dmlendi. Gzlerini krptrarak yutkundu. "Lanet olsun!" diye mrldand. abucak, odalara gz gezdirdi. Yerdeki ayak izlerine baklrsa, kulede dolaan yabanc buraya da gelmiti. Dolaplar ve ekmeceler alarak, ilerindeki her ey etrafa salmt. "Bunu her kim yaptysa, onu yakalarsam..." diye grledi. Hznl hatralarn ancak kzgnla1* bastrabiliyordu. Eski eyalarn incelemenin bir faydas yoktu. Byc, kendisine gemii hatrlatacak hibir ey istemiyordu. Son kata ktnda, klcn ekip Topran Asasn eline ald. Asann gcn iinde hissedince, korkusu azalmt. R-yasmdaki gibi, Miathan'm kapsnda bir tane bile koruma bys yoktu. Korkun kbusta, kapy asann ucuyla iterek amt. Bu sefer, her eyin ryasyla uyumlu olmamas iin, kapya bir tekme atarak geri ekildi. ierisi o kadar karanlkt ki hibir ey greriyorclu. Sanki ay odann kapsna kadar gelip daha fazla ilerleyemiyordu. Aurian ieri adm atarak, kalbi kt kt atarken, byc klarn ard. Miathan'm odas aydnladnda, burann da dierleri gibi bombo olduunu grd. Kendini aptal gibi 136 hissederek yatak odasna doru ilerledi ve donup kald. Yatan zerinde, karanlkta kim olduu belli olmayan karanlk bir figr, bir zaman bysne hapsedilmiti. Aurian dudan srarak, bir elinde kl bir elinde asa, yataa yaklat. Yaklatka, yataktaki formun hatlar belirginleiyordu. "Anvar!" diye lk att. Sevin gzyalar ierisinde, yataa doru kotu. Eliseth'in niye onu burada braktn dnerek vakit harcamak istemiyordu. Onu tekrar grdne ok mutluydu. Bir an nce onun iyi olduunu grmek istiyordu. Zaman bysn kaldrdnda, eilerek Anvar'm mavi gzlerine bakt. Anvar'm yzndeki muduluk ifadesinin yerini, kaldrp kendi eline baktnda, aknlk ald. Sanki gzlerine inanamyordu. Aurian uzanp onun boynuna sarlmakta tereddt etti. Yzndeki aknlk ifadesi, bir eylerin yanl olduunu

gsteriyordu. Byc, bunun bir tuzak olabileceini dnerek yataktan uzaklat. Topran Asasn skca kavrayarak, sert bir biimde, "Anvar?" diye sordu. Figr, kalkp yatakta oturarak, Aurian'm ok iyi hatrlad bir ekilde ellerini salarnn arasnda gezdirdi. Yumuak bir ekilde, "Hayr, akm," dedi. "Benim. Forral." IX ari ^F^P ur i an, hi b kadar kukuya dmemiti. Yatak ( ran adamn vcudu ve yz Anvar'a aitti aina otu~ W JLhareketleri, yzndeki mimikler ve dier her ^ '' ^ Forral' anmsatyordu. Her ne kadar Anvar'm sesiyle ^ ona mu olsa da sesindeki vurgu ve kelime seimi, uzun s() nu" ce lm olan kl ustasna aitti. e Aurian nefessiz kaldn hissetti. Konumak istiy( sesi kmyordu. Forral. mkansz. Anvar nerdeydi? ama dun gerek sahibi olan zihin ve ruha ne olmutu? vcuSrtmda kapnn sertliini hissettii zaman, geri ger| atmakta olduunu fark etti. Aacn sert dokunuu 0n, dine getirmiti. inde bulunduu aknlktan kurt 1 balamt. mara "Aurian, beni tanmyor musun?" Forral, yatakta ( u yerden gzlerinin iine bakyordu. Ir Bu, Aurian'n dayanabileceinden de fazlayd. Mut],, du? akn myd? Bilemiyordu. Klcn knna sokara^ sn dnp kapy at. Dar kt, kapy arkasndan r^a" rak kapatt. Gzyalar ierisinde aaya kotu. Toprap ,arPa" sn yle sk kavramt ki elleri bembeyazd. ' ^sa~ Forral, kfrederek ayaa kalkp Aurian'm arkasndan giderek onu yakalamak istedi. Ama vcudunun dengesi hi de alt gibi deildi. Anvar'm uzun bacaklar, farkl arl ve 138 kas yaps, kendi vcudununkinden farklyd. Ayaklar birbirine dolaarak, yere kapakland. Son anda yzn yere arpmaktan kurtuldu. Dirsekleri ve dizleri acyordu. Yar akn, ayaa kalkmay baard. Aurian'm rkm yz ifadesi, gznn nnden gitmiyordu. Neler oldu, diye dnd. Canllarn dnyasna geri gelmeyi nasl becermiti? Eski a Au-rian' grm olmann mutluluunun yerini garip bir huzursuzluk almaya balamt. Bir eylerin ok kt bir ekilde yanl olduu hissine kapld. Her ne kadar Aurian'm arkasndan gitmek istiyorsa da, bir sre ayakta dikilerek neler olduunu anlamaya alt.

Aurian ile beraber giden Byc klar olmaynca, karanlkta kalmt. Darndan gelen zayf ay, oday yarm yamalak aydnlatyordu. Yatan yanndaki masann zerinde duran kararm mumluu grd. Masann zerindeki deri rtnn zerindeki akmaktan bulmas biraz zaman ald. Mumu yakt. Titreyen kehribar rengi nnde tutarak, evresine gz gezdirdi. Forral'm kalar atld. Bu da neydi byle? Ak renk deri ve uzun, sivri parmaklar. Altn sars salar. Nasrlam parmak ular. Ama ellerinde ve kollarnda alk olduu derin yaralarn hibiri yoktu. Forral'm tyleri diken diken oldu. Bu el onun deildi. abucak elini yzne gtrd. Sakal yoktu. Dilerini skarak, bam olumsuzca iki yana sallad. "Ne bekliyordun ki?" diye kendi kendine sordu. Kzgnlk korkudan daha iyiydi. "ldn ve yllar nce seni gmdler. Vcudun kurtlara yem olal uzun zaman oldu." Syledii eyi hayal edince rperdi. Zihni, sanki bu yeni vcuda henz alamam gibi, bulankt. Birden bir imek gibi zihninde u soru akt. yleyse ben kimin vcudunu aldm? Aurian deli gibi kuleden aa koarken iki kez tkezleyip dmt. Ama kulenin spiral eklindeki merdivenleri, ivmesini azaltarak ok uzaa yuvarlanmasn engellemiti, kinci seferinde, dt yerde oturup kald. Ayaa kalkmaya hazr- 139 lanrken, Shia hzla merdivenleri karak yanma geldi. Kediyi bir kenara iterek, geri kalan merdivenleri indi. Shia arkasndan onu takip ediyordu ama Aurian'n bu lgn tavrlarna bir anlam veremiyordu. nce dar kmalyd. Elleri kollar yara bere ierisinde, sendeleyerek kuleden dar ktiki bklm olup kusmaya balad. Oturarak, derin derin nefes al_ maya balad. Kendine gelmeye alyordu. Miathan'm odasndaki, Anvar'm vcuduna girmi, Forral'n sesiyle konuan yaratktan uzaklatna gre, sakin sakin dnebilirdi. Shia, yanma gelerek, "Ne oldu?" diye sordu. "Anvar yukarda m? Zihninde Anvar'm orada olduunu grdm. Sonra yok oldu. Orada m deil mi? Ona yardm edebilir miyiz? Byc, derin derin souk havay iine ekerek, ku lenin beyaz tatan duvarna yasland. Zihnindeki kargaann iinden kmaya alyordu. Ne diyeceini bilemeyerek,

"Hayr," dedi. Alamayacakt. Alamamalyd. Bir alamaya balarsa, ne zaman biteceini sadece Tanrlar bilirdi. Sakinlemeye balaynca, Shia'nm, zihninde dolaarakyukarda olanlar anlamaya altn hissetti. Shia, "Onun Fr~ rai olduundan emin misin?" diye sordu. "l hatrla. Eliseth daha nce de benzer taktiklerle bizi kandrmaya a^t. Grdn dndn ey gerek olamaz. Canl bir ruh, l birinin ruhuyla nasl yer deitirebilir?" Bir an iin Aurian'n yrei azna geldi. Ama zihninde, gerei biliyordu. Artk, lde kolayca kandrlan kafas kark deneyimsiz ocuk deildi. Ne duyduunu ve ne grdn ok iyi biliyordu. Shia'nm zihninde de ayn tedirginlii hissedebiliyordu. Onun da, Anvar'm lm olabilecei ihtimali zerinde durmamaya altn grebiliyordu. Shia'ya dnerek, "Hayr, kandrlmadm," dedi. "Anvar ld ve yle grnyor ki Forral, onun vcudunda yeniden yaam buldu." 140 Aurian duvara bir yumruk atarak, iindeki duygu karmaasn datmaya alt. Buna inanamyorum, diye dnd. Bu ok acmaszca bir ey. Forral iin gz ya dktm onca sene boyunca, hep onun yanmda olmasn diledim. Kalbim ikiye blnecek de olsa, keke tekrar burada olsa diye aladm. Ama byle deil, bu ekilde deil. Anvar ile mutluluu ve huzuru yakalamtm. Ve imdi de onun iin mi at yakacam? Her eye yeniden mi balayacam? Forral, lmcl bir yerdeitirmeyle tekrar canllarn dnyasna geri dnmt. Bir ak gitmi, yerine bir dieri gelmiti. Forral onun ilk akyd ve onu hl seviyordu. O, ocuunun babasyd ama... Sanki bir canavarm gibi ondan katm, diye dnd. Eer Anvar' geri getirmenin bir yolunu bulabilirlerse, bu sefer de Forral' kaybedecekti. Tm bunlar dndke, iinde derin bir fkenin uyandn hissediyordu. Bu nasl olabilirdi? Kl ustas nasl olur da Anvar'm vcudunu alabilirdi? Niye baka birinin vcudunu almamt? Aurian, dndke, tm bunlarn bir rastlant olamayacan dnd. Bu, kl'ustasnm intikam olmalyd. nk o ldkten sonra bir bakasn sevmiti. Ama nasl, diye dnd. Forral' hep sevdim. ocukluumdan beri gvendiim tek erkekti. Bunu bana nasl yapabilir?

Shia, Bycnn dncelerini yarda keserek, usulca, "Bu mmkn m?" diye sordu. "Eer mmknse, ne yapmay dnyorsun?" Aurian'm kalar atld. "Forral'la ilgili mi? Ne yapmam gerektiini biliyorum. Onunla yzleip gerei renmeliyim. Sadece gerekli cesareti bulmam gerekiyor." Forral, Aurian'm onu Anvar olarak ardn hatrladnda, kalbi duracak gibi oldu. Tm vcudu buz kesmiti. Bu imknszd... Bu olamazd. Ama Anvar'n Dnyalarn arasndaki yere geldiini hatrlyordu. Ve sonra boyut kaps tekrar almt. "Hayr," diye mrldand. "Bu bir kazayd, bunu yapmak istememitim..." 141 Zihninde bir ses, "Gerekten yapmak istememi miydin? Emin misin?" diye sordu. "Hayr, hayr! Bu doru deil." Mum yla aydnlanan oda dikkatini datyordu. Forral gz ucuyla, yatan ayak ucundaki duvara asl aynada, mumun yansmasn grd. u ana kadar, bir kez daha Babycnn odasnda olduunu fark etmemiti. Ne kadar ironikti? ld yere geri gelmiti. Miathan pii nerelerdeydi? Yoksa buraya gelmesine o mu sebep olmutu? Aynay oraya koyarak, kafasn kartrmak ve onu incitmek mi istiyordu? Forral, kendi kendisine, "Bu kadar aptal olma, Forral," diye homurdand. "Kahrolasrey hep o duvarda aslyd. Mumu yakmam olsaydn, farknda bile olmayacaktn." Esrarengiz ve karanlk ayna orada, onu bekliyordu. Kl ustas, eninde sonunda gerekle yzlemek zorunda kalacan biliyordu. Ve Aurian, yzndeki dehet ifadesiyle ondan kamt. Daha fazla zaman kaybetmemeliydi. Ardndan giderek onu bulmalyd. Her eyin yolunda olduunu ona anlatmalyd. Gerekten her ey yolunda myd? Forral, zihnindeki sinsi dnceleri umursamayarak, derin bir nefes ald ve ayaa kalkt. Aynaya doru yrmeye balad. Forral'm elindeki mum titriyordu. Aynada grd adam tanmt. Esmer salar daha uzundu ve gnete aarmt. Esmer yz daha yal, daha olgun, daha kendinden emin duruyordu. Aurian'n kurtard ve kendisinin arkada edindii korkmu ocuun yerini yetikin bir erkek almt. Ve Forral onun vcudunu almt.

Kl ustas, "Aman tanrm," diye i ekti. Dizlerinin ba zld. Yal bir adam gibi yava yava eilerek, mumu yere koydu. Elleriyle yzn kapatt. Sanki Anvar'm yzn 142 gizlemek, gerei inkr etmek istiyordu. "Ne yaptm ben?" diye mrldand. "Ne yaptm ben?" "Ne yaptn sen?" diye sert ve souk bir ses tonu iitti. Aurian, kararl ve sakin bir biimde kapda duruyordu. Gzlerinde bir ac vard ve azimle dilerini skmt. Ayaa frlad. Koup ona sarlmak istiyordu. ocukken yapt gibi onu kollarnn arasna alp rahatlatmak istiyordu. Ama Aurian'm yzndeki ifade rktcyd. Olgunlaan tek kii Anvar deilmi, diye dnd. Bu, saf ve herkese gvenen kk kz deildi. Birbirlerine k olduklarnda bile Aurian, Byc-halkm kskan ve kibirli doasna inat, saf bir masumiyete sahipti. Aurian, son ana kadar bile, kara kalpli yaratk Miathan iin iyi eyler dnmeye almt. O zamanlarda, Aurian'm by yetenekleri ok gl deildi. lmllerin yannda, Byc-halkm kanndan olmann mirasn kullanarak onlar etkilemeye alrd. Ama imdi Aurian'm vcudundan yaylan by gcn hissedebiliyordu. Bir savann acmasz yz ifadesine sahipti. Gzleri, birok kez lm, ihanet ve aclarla yzlemek zorunda olan bir savann gzleriydi. Forral, yllar nce koruduu ve rehberlik ettii kk kz hatrlaynca rperdi. Tm tanrlar akna, kendisi onu korumak iin burada deilken, Aurian'a neler olmutu? Forral ac hayal krkln gizlemeye gerek grmeyerek, "Bu kadar zaman sonra bana syleyecein ilk cmle bu mu?" dedi. "Aurian, beni hatrlamadn m?" Grince'in son mumu da sndnde, karanlk, sinsi ve vahi bir yaratk gibi stne ulland. Ya eer Biiychalkn hayaletleri gerekten varsa? Grince, buray terkedip iindeki srlarla beraber Akademiyi yalnz brakmak istiyordu. Cebindeki mumlar kullanarak lamlarda ilerlemi ve bulduu bir atlaktan geerek, Hargorn'un kendisine anlatt Akademinin altndaki tnellere ulamt. Pendral'm askerleri onu bu la- 143 netli yerde takip etmeye cesaret edemeyince, tnellerde dolamak iyi bir fikir gibi grnmt. Ama Akademinin altndaki tnellerin bu kadar karmak olabileceini hayal bile edemezdi. Mumlar bitmeden nce bile, saatlerdir ayn yerlerde dnp duruyordu. Kaybolmutu.

Hrszn gc tkenmiti ve susuzluktan lyordu. Kafasn ahrn atsmdaki kancaya vurduundan beri ba aryordu. Mutfak minesinde yanan ayaklar hl acyordu. Askerlerden kaarken delice iinden getii allklarda yz gz izilmiti. Kurnaz piin, bahesini dikenli allarla doldurduunu nereden bilebilirdi? skeleden dtnde, birka yerini morartmt. Bacandaki fazla derin olmayan kl yaras ac veriyordu. Omzunda, kpein srd yer kaskat olmutu ve st ba kan iindeydi. Her admnda, omzundaki yara, daha da derin bir acyla szlyordu. Yeralt tnneleri, karanlkta daha da rktcyd. Ortamn tozlu ve rutubetli havas, nefes almay gletiriyordu. Grince, elleriyle duvarlara tutuna tutuna, tnelde yava yava ilerliyordu. Yal bir adam gibi ayaklarm srye srye, eri br zeminde bir eye taklp dmekten korkarak, yryordu. Byc-halkm hayaletlerine gerek yok, diye dnd. Bu lanetli yerdeki en byk dmanm kendi korkularm ve aptallm. Niye nehir kenarndaki askerler gidene kadar beklemedim ki? Onu, Akademi arivlerinin olduu yere getiren a gzllyd. Kendisini takip edenlerden kurtulduktan sonra, lamlardan bir yolunu bulup kabilir ve evine gidebilirdi. Ama buraya bir daha gelmeye cesaret edemeyeceini bildiinden, hazr gelmiken, bu lgnca plan yrrle koymutu. Etraf kefetmenin bysne kaplmt. Mutlaka buralarda deerli bir eyler olmalyd. "Deerli bir eyler," diye kendi kendine mrldand. Niye bu kadar aptald? imdi 144 evinde karnn doyurmu, yaralaryla ilgilenmi ve elinde bir bardak birayla minesinin nnde keyif yapyor olmak varken, bu rktc tnellerde dolamann ne anlam vard? Grince, gs kafesinin korkuyla daraldn hissetti. Kalbi kt kt atyor, alnndan aaya terler szlyordu. Buradan kmalym! Komaya baladn hatrlamyordu. Son hatrlad, bir yerden dtyd. Yere arpmasyla beraber nefesi kesildiinden, l clz bir cik sesini andryordu. Grince bir sre dt yerden kalkamad. Kalbi gsnden kacak gibi atyordu. Ne kadar yksekten dtn bilmiyordu. Bir metre de olabilirdi, bin metre de olabilirdi. ocukluunda askerler Jarvas'm smana saldrdndan beri bu kadar yaln bir korkuyla yzlememi-ti. Korkunca komaya

baladn sanyordu ve yerdeki bir ukurdan ieri dmt. Ne kadar ansl olduunu fark edince rperdi. u an, bir uurumun dibine de arpyor olabilirdi. "Grince, seni lanet olas salak! Korkuna yenik dtn," diye sylendi. Kendi sesini duyunca, sessizliin bozulmasmdan dolay rahadad. Dikkatlice kalkarak, olduu yere oturdu. Ellerinde, kollarnda bir hasar olup olmadn anlamaya alyordu. Birka yeri morarmt ve tm kemikleri, sanki yerlerinden kp tekrar yerlerine oturmu gibi, aryordu. Ama ciddi bir zarar grmemiti. Buradan ktm zaman, korkudan salarmn beyazladn greceim herhalde, diye dnd. Karanlkta el yordamyla, tnelin duvarndaki kk bir blmeden ieri drt basamak aaya dtn kefetti. Elleri, tnellerin przl duvar yerine, daha dzgn kesilmi ve daha scak bir yzeye deiyordu. Tabii ki... burada bir kap vard ve merdivenler duvarn iindeki bu kk blmeye iniyordu. Grince bunlar dnrken, parmaklarnn ucuyla dedii dzgn tahta kap, bir miktar aralanarak, ondan uzaklat. Grince, kendisini bolua uzanrken buldu. Kapnn menteelerinin gcrts, sessiz tnellerde yankland. Kap kendiliinden anszn aldnda, souk bir hava akm 145 Grince'in yzne arpt. imdi ne yapacakt? Grince, kendiliinden alp kapanan bu gizemli kapyla hibir ey yapmak istemiyordu. Kapnn tesinde ne olduunu bile merak etmiyordu. Koridorlarda bir k yolu aryor olmalyd. Lanetli Byc-halkm odalarn kartryor olmamalyd. Dersini almt. Eer burada deerli bir eyler ve kefedilmemi srlar varsa, sonsuza kadar burada kalabilirlerdi, umurunda bile deildi. Sonra, byle karanlkta el yordamyla ilerleyerek, asla buradan kamayacan dnd. Tnellerde ne bir fener, ne de bir meale bulabilmiti. Ama odalarda mutlaka aydnlatc bir eyler olmalyd. Eer duvarlara tutuna tutuna oday aratrrsa, duvarda bir meale ya da bir rafn stnde birka mumluk veya bir eyler bulabilirdi. Grince ayaklarn sryerek odaya yneldi. Tanrm, ne olur ierde bir mum veya bir fener olsun, sz veriyorum bir daha Byc-halka bulamayacam. Bir eliyle kapya tutunarak, dikkatlice kapnn eiinden ieri girdi ve yrmeye balad.

Forral, canl bir insan olarak son kez Aurian' grdnde yine bu odadayd. Onu grnce tekrar eski hatralar gznde canlanmaya balad: rm ve kt kokulu karanlk, Miathan'm manyaka kkrdayarak gl, zerine ullanan Hayaletin hrltl sesi, Aurian'm hayatn kurtarmak iin aresizce abas. Ve sonra gri kap kapanmt. Kapnn dier tarafndan gelen Aurian'm lk la sesini, ona sesleniini duyabiliyordu. O ?aman, Aurian onu kurtarmak iin gkyznden yldzlar bile toplard. imdi ise souk gzlerle, sanki Forral'm yannda olmak ac veriyormu gibi ona bakyordu. Yz, neierin deitiini hatrlatmak istercesine, gizemli bir resim gibiydi. Ve syledii her kelimeyle kalbini kryordu. "Ama gryorsun ya, sen Forral deilsin. Forral ld ve 146 ben de lrken yanndaydm. Eer kendi vcuduna dnm olsaydn, tandm ve sevdiim Forral' grdm iin mutlu olabilirdim." Aurian i ekti ve baka tarafa bakt. "Eer bu szlerim seni incitiyorsa zr dilerim. ok uzun zamandr burada olmadndan ve mucizevi bir ekilde geri geldiinden, daha scak bir karlama beklediini ve bunu hak ettiini biliyorum. Ama anlamalsn. Asla geri dnebileceini dnmedim. Geri dnmenin bir yolu yoktu. Uzun sre hzn ve umutsuzlua kapldm ama sonrasnda Anvar' sevdiimi fark ettim. Hatrlarsan sen de, birini bulmam gerektiini sylemitin, tabii eer..." Forral, "Biliyorum kahrolasca," diye grledi. "Bana neler sylediimi hatrlatmana gerek yok. Eer Anvar'm kucana atlamak iin bu kadar istekli olduunu bilseydim, azm bile amazdm!" Aurian, gzlerinde gaddar bir fke ile ayaa kalkarak, "Bu adaletsizlik," diye bard. "Senin iin yas tuttum. Senin iin zldm. Tabii ki bir bakasnn vcuduna girerek geri dnmeni ve her eyi yzme vurman beklemiyordum!" imdi de Forral ayaa kalkarak, "Ben Anvar'm vcudunu almadm," dedi. "Eer bu almak deilse, nedir? O nerede? Ona ne yaptn?" Forral, Aurian'm szlerinin bir tokat gibi yzne arptn hissetti. Klcn ekip kalbine saplam olmasn tercih ederdi. Bu, daha az ac verirdi. Dnyalarn arasndaki uzun bekleyii sresince, eer

canllarn dnyasna geri dnmenin bir yolunu bulabilirse, her eyi dzeltebilecei dncesine kaplmt. imdi, amacna ulamken, bu dncesinin ne kadar da yanl olduunu daha iyi anlyordu. Hep Aurian' hayal ederek yaam, onun varln dnerek mitlerini ve isteklerini kaybetmemiti. Ama ldrldnden beri, dnyada zaman onsuz ilerlemeye devam etmiti. Ve Forral'm artk bu dnyada bir yeri yoktu. Aurian'n yzne bir kez bakmas, bunu anlamas iin yeterliydi. lm haklyd, geriye 147 dn yoktu. Birden Aurian gzyalarna bouldu. "Seni her zaman sevdim, bunu anlamyor musun? Anvar bunu biliyordu. O kalbimde kendi yerini yapt, senin yerini almaya almad. Beni en ok zen ey, bu korkun eyi yapabilmi olman. Senin, aslnda hibir zaman sevdiim adam gibi bir adam olmadn grmektense, lene kadar senin yasn tutmay tercih ederdim. Tm bu yllar boyunca akan gzyalarn birer yalanm..." "Hayr! Dur! te orada dur!" Forral'm brts, bir sava alannn teki ucundan duyulabilirdi. Anvar'm sesinin de bu kadar kuvvetli olabildiini anlaynca ard. Aurian, azn kapatm, kzgn gzlerle ona bakyordu. Rahatlama ve mitsizlik karm bir his iine doldu. Ona bu kadar kzgn olmasnn sebebi, Anvar'm lmnden sorumlu olduunu dnmesiydi. Elini ona doru uzatt. Aurian elini tutmaynca hayal krklna urad. "Aurian, ltfen dinle. Sadece otur ve ben neler olduunu anlatrken beni dinle. Eer tm anlatacaklarmdan sonra benden nefret edeceksen, bu sana kalm. En azndan gerei renmi olacaksn." Duraksadm grnce, "Ltfen. Onca yldan sonra, bana kendimi savunmam iin bir ans vermelisin. Bunu hak ediyorum," diye ekledi. Aurian, bir an durarak, "Peki," dedi. "yle olsun." Ayaklarn altna alarak, souk minenin yanma, tozlu zemine oturdu. Ucundaki yeil deerli ta, zayf ve parlak bir k veren Topran Asasn kucana alarak, asann przsz yzeyini okamaya balad. Forral, fkesini ve merakn kontrol etmeye altn anlamt. Forral, rahatlayarak i ekti ve Bycnn tam karsna oturdu. Gzlerini gzlerinden ayrmadan konumaya balad. Lord Pendral'm yz fkesinden kpkrmz olmutu. "Ne demek birden yok oldu? Seni embesil! Yok olmad, onu

elinizden kardnz, yle deil mi, sizi zavall yaratklar!" 14-8 Efendisinin yznn aksine, askerlerin komutannn yz bembeyazd. Rasvald, Lord'un sandalyesinin yannda, gvenli bir mesafeden olan biteni izliyordu. Komutann ne kadar rahatsz ve sersemlemi olduunu grebiliyordu. Zavall adam, "Ama Efendim," diye kekeledi. "Hrsz, Akademinin altndaki lamlara girdi. Asla orada kalacan dnemezdim. Hayaletlerin onu dar atacan dnyordum, ukurun aznda beklemeleri iin askerler braktm." Pendral'm yz daha da kararmt. "Ah, ne kadar mkemmel bir plan. Askerlerini gereksiz yere oraya dikerek, hi kmayacak bir adam beklemelerini istedin!" Sesi nce rktc bir hrlama eklinde km, sonra vahi bir brmeye dnmt. "Efendim, ltfen... Ben askerlerinizi o kt, hayaletli yere gndermeyerek, onlarn hayatlarn kurtardm..." Komutannn korkudan sinerek, iki bklm olmu halini grmek utan vericiydi. Rasvald, baklarn baka bir yere odaklad. Lord Pendral'm yannda alanlarn, bazen baz eyleri grmezden gelmeleri gerektiini uzun sre nce renmiti. Rasvald, konan ktphanesinin duvarlarna bakt. Eskiden kitap raflarnn olduu yerlerde, duvarlar anmt. Duvarlardaki izler, boyayla kapatlmt. Pendral ktphaneyi toplant odas olarak kullanyordu. Kendisine meydan okuyan, kendisine zarar vermek isteyen veya gittike says artan kanunlardan birine uymayanlar, bu odada dinliyor ve adalet datyordu. Bazen de bu komutan gibi, vazifesini yerine getiremeyenleri cezalandryordu. Pendral, "Szlanmay kes, seni beyinsiz solucan," diye bard. "Adamlarmn hayatn m kurtardn? Niye? Daha yzlerce askerim var! Hayr..." Parma ile komutan iaret etti. "Kabul et. Askerlerin hayatlar umurunda bile deil. Sen kendi kn kurtarmaya alyordun. Byc-halka ait ykntlara yaklamaktan korkuyordun. Ve ylece durup o lanet hrszn mcevherlerimle beraber yok olmasna izin verdin." 149 Pendral fkeyle bryordu. Boynundaki ve alnndaki damarlar kmt. Gzleri yerinden kacak gibiydi ve azndan tkrkler sayordu. Lord, birden sustu. Pendral kendisine doru dndnde Rasvald'm yrei azna geldi. "Sen," diye tehlikeli bir

sakinlikle mrldand. "Tm bunlar olup biterken sen de oradaydn, yle deil mi?" Rasvald'm eli ayana dolamt. Lord Pendral'm gazabyla yzlemektense, yer yarlsa da iine girsem, diye dnd. Pendral, "Evet?" diye bard. "Akln m kaybettin yoksa dilini mi? Eer kullanmayacaksan, dilini senin iin kesebilirim." Rasvald yutkundu. "Efendim, ben... evet, kpekleri geri ardnda komutanla beraberdim. Ama bu benim fikrim deildi, Efendim. Bu fikre kar ktm. Ona syledim..." Komutan derin bir nefes alarak, bu uluorta ihaneti aknlkla, kzarak dinledi. "Niye, seni hain, yalanc pi," diye bard. "Bu doru deil, hibir zaman..." Pendral, komutann szn keserek, "Fark etmez," diye bard. Rasvald' iaret ederek; "Sen," dedi. "u andan itibaren, askerlerin komutan sensin. Sesini kartma," diyerek teekkr etmeye alan Rasvald'm mrldanmalarn yarda kesti. "Ne zaman konuabileceini ben sylerim. nce, kendine bir yardmc bul ve srayla ehirdeki tm evlerin srayla aramasn sala. Teker teker tm evleri arayacaksnz. kinci emrim, bu aalk adam dar kar ve kendi ellerinle ldr." Artk eSki komutan olan adam, Lord'un dizlerine kapanarak, "Merhamet, Efendim. Merhamet," diye szland. Pendral parmaklarm kla tarak, "Askerler" diye bard. Kapdaki iki asker, yerlerinden ayrlarak odadan ieri girdiler. Bir tanesi eski komutan yerden kaldrrken, dieri de zavall ada-150 mm yzn gzn tekmeliyordu. Bir ey demeden, azndan burnundan kan gelen adam odann dna srklediler. Pendral iini ekerek, "Defalarca yerlerde kan grmek istemediimi syledim," diye mrldand. "Ama hi dinliyorlar m? Ne diyordum?" Bir kez daha, insann iini delip geen baklarn Rasvald'a odaklad. "Ah, evet. Bu aptalla ilgilendikten sonra, yanma ne kadar adam almak istiyorsan al ve o lamlara gir." Rasvald titreyerek, "imdi mi, Efendim? Gece mi?" diye sordu. Pendral gzlerini ksarak, "Tabii ki imdi," diye cevaplad. "O hrsz ve mcevherlerimi bulmadan geri gelme. Yoksa seni de eski komutannn yanma gmerim." Grince, artk dikkatli olmay renmiti. Odann giriinde, aaya inen bir basamak daha vard. Grince,

basama fark ederek, dikkatlice odaya doru adm att. Karanlkta zihnini toparlayabilmek iin bir an duraksad ve elleriyle nnde bir ey olup olmadn anlamaya alarak, kr bir adam gibi sa tarafa doru ilerledi. Grince, odann yerden tavana kadar uzanan raflarla dolu olduunu anladnda hayal krklna urad. Raflar kitaplarla doluydu ve alabildiine drt duvar boyunca uzanyorlard. Ama mutlaka bir yerlerde, bir meale veya fener olmalyd yoksa bunca kitabn ne anlam vard? Karanlkta kimse kitap okuyamazd. Aramaya devam etti. Eer bu rktc yerden kmak istiyorsa, baka ans yoktu. Elleriyle yolunu bulmaya alrken, st raflardan birindeki kitaplara arpmt. Kitaplarn hepsi kafasna derek, o gnk yaralarna bir yenisini eklediler. Grince, bararak kfretti. Odann sessizlii bozularak, bar tm odada yankland. rpermiti. Odada sesini duyabilecek biri veya bir ey olmas mmkn deildi ama birden odada yalnz olmadm hissetti. Kendi kendini odada kimsenin olmadn syleyerek teselli etmeye alsa da iindeki bir his hl odada yalnz olmadn sylyordu. Yere den kitaplarn arasna meldi. Ne ayaa kalkmaya, ne de hareket etmeye cesaret edebiliyordu. Kapya doru komaya bile cesareti yoktu nk neyle kar karya olduunu bilmiyordu. Sessizce nefes almaya alarak kulak kabartt. Odada en kk bir ses bile yoktu. Odada biri olsa bile, kim olduunu grebilmek iin bir muma ihtiyac yoktu. zmn ortasnda oturuyordu. Cebinden akmaktam kartarak, kitaplardan birini ap sayfalarn kopartmaya balad. Drdnc veya beinci denemesinde, bir kvlcm kartmay baard. Sayfalarn alev almasyla aa kan eki bir duman, gzlerini yakt. Grince rahatlayarak, derin bir nefes verdi. Atein scakln yznde ve ellerinde hissedebiliyordu. Aa kan kehribar rengi k, karanl datarak, oday aydnlatyordu. Grince, abucak, atei beslemek iin yeni sayfalar kopartt. Bir mum veya bir meale bulana kadar, yerdeki atein snmemesi gerekiyordu. Sayfalar ok abuk yanp tkeniyordu. Odada bir sandalye varsa, bir bacan krp kendisine bir meale yapabilirdi. Bu en byk odalardan biri olmal, diye dnd. Atein , odann tamamn aydnlatmyordu. Duvarlardaki kk blmeler ve odann keleri, hl karanlkt. Aa

kan duman, etrafta neler olduunu grmeyi zorlatryordu. Ykselen duman, gzlerini yakyor, nefes almasn zorlatryordu. Atein stne birka sayfa daha atarak, aceleyle ayaa kalkt ve ateten uzaklat. Kapnn aksi ynne odann sa kesine doru ilerliyordu. Duvardaki ilk blmeye ulatnda, gzlerini ksarak iinde bir ey olup olmadn anlamaya alt. Bir sayfann daha alev almasyla parlayan ate, oday bir an daha gl aydnlattnda, bir ift gzn kendisine baktn fark etti. Blmede biri vard! Grince, bir lk att. Komak istiyordu ama korkudan ha-152 reket edecek hali kalmamt. Dizlerinin stne yld. Atein snmeye balamasyla beraber, gittike karanlklaan odada parldayan mavi gzlere bakyordu. rktc gzlerin souk baklaryla adeta hipnotize olmutu. ki kedi, kulenin giriinde Aurian' bekliyorlard. Shia, kendisine doru dndnde, Khanu'nun gzlerinin ay nda prl prl parladm grd. Khanu, "Keke Aurian acele etse," dedi. "ok uzun zaman oldu ve ben meraklanmaya baladm. Anvar'a ne olmu olabilir?" Shia, "Keke neler olduunu anlayabilsem. Aurian'm bana anlattklarndan hibir ey anlamadm," diye itiraf etti. "Akademiye gvenmiyorum. Aurian'm bulduu, Anvar'm vcudunu alan adama da gvenmiyorum," diye ekledi. Khanu, "Sen zaten hibir zaman insanlara gvenmedin," dedi. "Ben de gvenmiyorum. Bu ehri sevmedim. Hi doal deil. Keke yine dalarda olsaydk." Shia kalarn atarak, "Aurian nereye giderse, ben de oraya giderim," diye serte karlk verdi. "Baka bir yerde olmak istemiyorum." Khanu, "yleyse deiiklik olsun diye, Aurian'a senin istediin yere gitmesini syle," dedi. "Ksa zaman sonra, iinde gerekleecek deiikliklerin imdiden farkndaym. Shia, bir sre sonra..." Shia penesiyle azn kapattndan, Khanu'nun sesi anlalmaz bir miyavlamaya dnt. Shia, "Sessiz ol," diye hrlad. "Seni ilgilendirmeyen konulardan uzak dur." Khanu, "Beni ilgilendirmeyen mi?" diye bard. "Yzlerce kilometre ierisindeki tek erkek kedi ben olduuma gre bu beni ilgilendirir ve piman deilim."

Shia'nm kuyruu bir kam gibi ileri geri hareket ediyordu. Hrlayan bir sesle, "Eer biraz daha konuursan, seni ok kt yaparm," diye tehdit etti. Khanu, "Yaknda olacaklar nemsemediin iin, sen bir aptalsn. yle veya byle, yannda Aurian olsun veya olmasn, gerekle yzleeceksin," diye mrldand. Khanu, tehlikeli bir biimde yzne doru gelen Shia'nm penesinden kaarak. "Ben avluyu dolap etrafta neler olduuna bakacam," diye aklad. Soukkanl gzkmeye alyordu. Shia, "Geri dnmek iin acele etme," diye bard. Aurian'n neler konutuunu duyabilmek iin, ilgisini en st kata odaklad. Tam artk yerinden kalkarak Aurian' bulmaya karar vermiti ki Khanu'nun zihinsel arsn duydu. "Shia, dinle..." Avlunun teki tarafndan, derinden, zayf ve bouk bir ses geliyordu. Khanu, "Duydun mu?" diye tekrarlad. "Sanrm yerin altndan geliyor. Aurian'la konusan iyi edersin. Bana bir insan lym gibi geldi." Aurian, dehete kaplarak kl ustasnn hikyesini dinlerken, kzgnl yok olmaya balamt. Karsndaki kii hl Anvar'm vcudunu alm Forral olmasna ramen, Dnyalarn arasndaki sonsuz, gri renkli yerde nasl tek bana delirmeye baladn dinlerken, onun iin zld. Kl ustas, Ruhlarn Kuyusunu kullanarak insanlara nasl yardm edebileceini kefetmiti. Forral, elini Ruhlarn Kuyusundaki suya sokarak, Aurian'a yardm edebilmek iin canllarn dnyasna hayaletini gndermiti. Dhiammara'da Aurian'a bu ekilde yardm etmiti. Aurian, birok kez Forral'm yannda olduunu hissettiini hatrlad. Forral, Vannor'un Dnyalarn arasndaki yere ani geliini ve aniden yok oluunu anlatt. Aurian, tccarn Eliseth tarafndan zehirlendiini duyduunda donup kald. inde garip bir phe vard. Asay sk sk kavrarken, zihninde binlerce dnce belirdi. "Allah belasn versin o orospunun," diye sylendi. abucak kendini toplayarak, "Sen devam et, For-154 rai," diye ekledi. "Ben neler olduunu tahmin edebiliyorum ama sen her eyi anlat." Ama Forral'm hikyesi, Anvar'm Dnyalar arasndaki yere ulamasna geldiinde, kulaklarna inanamad. Kl ustas, "Onunla konumaya altm," dedi. "Neler olduunu merak ediyordum. Eer Anvar ldyse, sana ne

olmutu? lm, ikimizi de, oradan ayrlarak Ruhlarn Kuyusuna girmeye ikna etmeye alt. Orada daha fazla duramayacamz, gvenli olmadn syledi. Birisi, Yenidendoum Kazann eytani amalar iin kullanyormu..." Aurian, aman Tanrm, diye dnd. Biliyordum! Forral'm sustuunu fark etti. Kl ustas dudan srarak, ona doru bakmamaya alyordu. "Muhtemelen beni sulayacaksn ama," diye mrldand. "Benim hatam olabilir. Belki ben onu serbest braksaydm, Anvar kendi vcuduna geri dnebilecekti. Ama lm, beni o kadar ok kez Ruhlarn Kuyusundan geip yeniden domaya ikna etmeye almt ki beni yine kandrmaya altn dnyordum." Kalar atld. "Tam olarak neler olduunu hatrlamyorum, her ey ok karkt. Yenidendoum Kazan, insanlar geri getirmek iin her ne yapyorsa, bu sefer, Anvar'm yerine beni alarak, onun vcuduna beni soktu. Aurian, bana inanmalsn. steyerek olmad. Neler olduunu anlasam bile, Anvar'm yerine nasl geebileceimi biliyor olmam mmkn deil." Forral, gzlerini Aurian'm gzlerinden ayrmyordu. "Eer byle bir eyi isteyerek yapm olabileceimi dndysen, ok uzun sredir ayr kalmz demektir. Ama gerei bilmek ister misin, akm? Byle bir seim yapmak zorunda kalmadm iin, Tanrya krediyorum. Seni o kadar ok zlemitim ki belki de Anvar'm yerine bu dnyaya dnmeyi tercih ederdim." Aurian, Forral'm sesindeki yalvar ve yzndeki endieyi fark ettiinde, ona olan tm kzgnl yok oldu. Gerei sylediinden phe etmiyordu. Hibir ey deilse de, son itiraf bile her eyi anlamak iin yeterliydi. Ayrca, Forral bu dnyaya geri dnmenin bir yolunu bulmu olsayd, imdiye kadar oktan canllarn dnyasna gei yapm olurdu. En azndan bu felaketin sorumlusunun kim olduunu biliyordu. Sadece Eliseth, bu kadar ac veren bir ikilemle dmanna zarar verebilecek kadar zalim olabilirdi. Ve imdi, Yenidendo-um Kazan onun elindeydi. Ne kadar kark bir durumdu! Ve hibir k yolu yok gibi gzkyordu. Kadehi Eliseth'den alsa bile, Anvar' geri getirmenin bir yolunu bulabilecek miydi? Bulsa bile, Forral' kurban etmesi gerekecekti. Bycnn omuzlar kt. Kendini savunmasz ve kararsz hissediyordu. Sonra

Forral'm hl zerindeki baklarn fark etti. Kl ustas, ellerini ona doru uzatm, bir cevap bekliyordu. Aurian yumuak bir ses tonuyla, "Sana inanyorum," dedi. "Bunda senin bir suun yok. Bilmeliydim, senden phe ettiim iin zr dilerim." imdilik Anvar ve lmyle ilgili zc dnceleri bir kenara atarak, elleriyle Forral'm ellerini tuttu. "Bir ekilde bunun stesinden geleceiz. En azndan bu durum, yeniden bir araya gelmemize olanak salad." Forral, "Bir sreliine," diye aklad. Birden konuyu deitirerek, Aurian'n iini rahatlatt. kisini de huzursuz edecek eyleri konumann bir anlam yoktu. "Aurian, lm uzun sredir bu dnyay izlememe izin vermiyordu. Olumuza ne oldu? imdi nerede? Nasl?" Aman Tanrm... Forral bilmiyor! Aurian, ona nasl anlatacam, diye dnd. Ona Miathan'm olunu lanetlediini ve olunun bir kurt olarak dnyaya geldiini nasl sylerim? Ve olumu bakalarna emanet ederek, Miathan ve Eliseth ile sava-maya gittiimi nasl anlatrm? nk ben bile Kurt'un nerede olduunu ve nasl olduunu bilmiyorum. Tm bunlar Forral'a nasl itiraf ederim? Shia'dan gelen ani mesaj, konuyu datarak Aurian' rahat-156 latt. "Aurian, abuk gel. Burada biri var. Khanu, avlunun tesindeki byk binaya girdi. Yerin altndan bir yerlerden lk sesleri duyduunu syledi." X Haberc ayf ay , ktphanenin kaln camlarndan ieri szamyordu. erisi hl kapkaranlkt. Aurian mavi bir byl k yaratarak, kendi kendine havada szlmesini salad. Finbarr ldnden beri ilk defa ktphaneye adm atyordu. Etrafna bakp rm ve farelerce kemiril-mi kitaplar grdnde hayal krklna urad. Kitaplarn bazlar raflardan dm, kanad krlm kular gibi sayfalar ak yerde duruyorlard. Kaim bir toz ve kir tabakas, tm kitaplarn stn rtmt. Byc, geni odann dier tarafndaki metal kaplara ulatnda rahatlad. Ktphanenin altndaki yeralt mezarlarna girme dncesi rktcyd ama ktphanenin iler acs ykntlarndan uzaklamak da rahatlatc saylrd. Aurian, l duymamt. Kapya ulatnda, yeralt geitleri sessiz, souk ve karanlkt. Aurian, Anvar -

hayr, For-ral- yannda olduu iin mutluydu. Forral, Bycnn sa tarafnda duruyor, byk kedilerden uzak durmaya alyordu. Her ne kadar Aurian kedilerin grndkleri kadar vahi Sadklarn ve kendisinin dostu olduklarn aklam da ol-f*' kl ustasnn ii hi de rahatlamamt. Shia, durumu da-a da gletiriyordu. Shia, Anvar'm zihnine girmeye altmda, Anvar yerine bir bakasyla karlanca rahatsz olmutu. Srekli yan gzlerle bu tandk vcuttaki yabancy szyordu. 158 Hep beraber en st kat aratrdklarnda, tm odalara bakm olmalarna karn, ne ln kime ait olduunu anlayabilmiler, ne de Miathan veya Eliseth'in nerede olabileceiy-le ilgili bir ipucu bulabilmilerdi. Sonunda Forral sessizlii bozarak, "Bu samalk," dedi. "Zamanmz boa harcyoruz. Burda hibir ey yok. Bu byk kediler yanlm olmal. Burada ne bulmay mit ettiinizi bilmiyorum ama..." Aurian lafn yarda keserek, "Kimin lk attn, tabii ki" diye serte karlk verdi. "Ve lk atmasna neyin sebep olduunu." Forral, "Kedilerin bir ey duyduundan gerekten emin misin?" diye srar etti. "Yanldklarndan eminim. Bir ln, bu kaln duvarlar ap avludan duyulabilmesi iin, gerekten ok yksek sesli bir lk olmas lazm. Bana sorarsanz, geri dnelim." Kl ustasnn bulunduklar yerden holanmad belliydi. Aaya indiklerinden beri, Anvar'n klcn sk sk tutuyordu. Miathan'm odasndan ayrlmadan nce, Anvar'm klcn bir kede terkedilmi olarak bulmulard. Yine de, Aurian hislerine gveniyor ve mutlaka burada bir eylerin veya birilerinin olduuna inanyordu. "Biraz daha aratralm," diye srar etti. "Eer Shia bir lk duyduunu sylyorsa, duymutur. Ve bu lk, yoktan var olmu olamaz. Bulmamz gereken bir eyin ok yakmlarmdayz, nereden biliyorsun diye sormayn, bundan eminim." Forral, Aurian'n aklamasndan etkilenmemi ve sylediklerine inanmam grnyordu. "Aurian, yle arkaya doru..." Aurian'n elini tutarak, onu iddetle kendine doru ekti. Shia'nm sinirli hrltsn duyunca, Aurian'n elini brakt.

"Yaknlarda, bundan eminim. Sanki..." Forral isteksizce arkasndan gelirken, Aurian yavaa bir sonraki kapy at. Bu, Forral'm grmek isteyecei son eydi. Aurian, dehet ierisinde bir lk att ve byl yok oldu. Forral kf- 159 rederek, Aurian' bulunduklar koridora ekti ve odann kapsn serte kapatt. "Oradan uzak dur, seni aptal! Yr!" Aurian' ceketinden tutmu, ekitiriyordu. Aurian onun kendisini srklemesine izin vermeyip yere oturdu. Souk ta duvara yaslanarak, derin derin nefes almaya alyordu. Kendini kontrol edemeyerek glmeye balad. Forral, "Lanet olsun, Aurian, bunun iin zamanmz yok," diye bard. "Oda kahrolas Nihilimlerle dolu!" Aurian kendine gelerek, "Her ey yolunda, Forral," diye aklad. "Hayaletler bize zarar veremezler. Byl m snmeden nce, bir zaman bysnn mavi parltsn grdm. Bunlar Finbarr'm beni kurtarmak iin zaman iinde hapsettii Nihilimler olmal." Bir elini Forral'm omzuna koyarak, "zgnm, Forral. Onlar tekrar grmek senin iin ok korkun olmal," diye zr diledi. Karanlkta, Forral bir sre sessiz kald. "Kahretsin," diye mrldand. "Kendimi aptal gibi hissettim" Aurian, "Yalnz deilsin," diye itiraf etti. "Benim de dm patlad onlar ilk grdmde." Ayaa kalkp yeni bir byl k yaratt. "Kapy ap da onlar grdmde, bir an iin kalbimin duracam sandm." Kollarn Forral'm boynuna dolamaya hazrlanyordu ki Anvar'm yzn grdnde, iinde bir huzursuzluk hissetti ve geri ekildi. "Haydi," diye mrldand. "Buradan gidelim. Her ne kadar hayaletler zaman ierisinde hapsedilmi de olsalar, zararsz olduklarn bilsem de, tylerim diken diken oluyor." Forral, ban aa yukar sallad. "Aaya indiimizden beri sylediin en mantkl ey bu," diye onaylad. Shia, kapy aralayp bir kez daha ierideki hayaletlere bakt. "yleyse kbuslarndaki hayaletler bunlar," dedi Aurian'a. Sesinde bir aknlk vard. 160 Aurian, "Hareket edebildiklerinde ve beslenebildiklerinde ok daha korkun oluyorlar, bana inan," diye aklad.

Tam arkalarn dnp uzaklamaya hazrlanyorlard ki bir . ses duydular. Aurian, olduu yerde donakalarak, "Duydunuz mu?" diye sordu. "Bu neydi?" Kl ustas aknd. "Neyi duyduk mu?" aknlk ierisinde birbirlerine doru dndklerinde, Aurian, "Sadece Byc-halka iletiim kurabilen bir ey olmal," diye fsldad. Forral'm eli, klcn kabzasna uzand. Byc, Forral'm klcn ekmesine izin vererek, duyduu ses zihninde yanklanrken, elini kaldrp sessiz olmalarn iaret etti. "Shia, Khanu, duydunuz mu?" diye sordu. Shia, "zgnm," diye karlk verdi. "Ama ben hibir ey duymadm." Khanu, "Ben de," diye ekledi. Ama ses yok olmamt. Byc, hl zihninde yanklanan, souk ve zayf sesi duyabiliyordu. Sesin ne syledii anlalmyordu. Ama bir yalvar, bir iaret, bir ar olduu belliydi. Aurian, rperdiini hissetti. "Bizi istiyor," diye mrldand. "Onu takip etmemizi istiyor." "Ne? aka yapyor olmalsn." Aurian, "Hayr, gerekten," diye srar etti. "Ne olduunu tanrlar bilir ama bir hayalet olmad kesin. Eer yle olsayd, imdiye kadar oktan dier hayaletleri de serbest brakmann bir yolunu bulurdu. Ayrca, eer bize zarar vermek isteyen bir ey ise, niye karanlkta savunmasz dururken bize saldrmad? En uygun zaman bu olurdu." Forral, "Doru sylyor olabilirsin," diye serte karlk verdi. "Ama hayatlarmz tehlikeye atyor olduunu unutma" Aurian, onu duymamt bile. Kendisini aran sese doru ynelmiti. Dierlerinin isteksizce kendisini takip ettiini ve Forral'm sessizce kfrettiini fark etmemiti. Byc, kar koyulmas g ary takip ederek, koridorlarda ilerlemeye balad. Sesin tonu, hareket etmeye devam edip durmazsa, srekliliini yitirmiyor, ayn fsltyla onu armaya devam ediyordu. Eer yanl bir koridora veya odaya doru ynelirse, anlalmas g fslt, yksek sesli bir la dnyordu. Arkasn

dndnde ise ses, hznl bir lk halini alyordu. lerlemekten baka ans yoktu. Aurian, Forral'm endielendiini grebiliyordu. Byc yla aydnlanan Anvar'm yz bembeyazd. Gzlerinde tedirgin bir bak vard. "Aurian, ltfen bundan vazgeer misin?" diye fsldad. Byc ban iki yana sallad. "zgnm, Forral ama artk ok ge. Eer sesi takip etmezsem, zihnimdeki lk beni delirtebilir." Doru oday bulmak ok da zor olmamt. Aurian, zihnindeki fsldayan ary takip ediyordu. Sanki acele etmesini ima etmek istercesine, sesin kendisini ar iddetlenmiti. Aurian, Forral'm tm uyarlarna ramen, kendisini aran sesin bysne kaplarak komaya balad. Forral onu tutup yavalatmaya alyordu. Byl k, Aurian'm arkasndan kvlcmlar saarak onu takip ediyordu. Ses, fsltyla onu aryor, acele etmesini istiyordu. Aurian, sesin ilerden, sadaki bir odadan geldiini anlamt. Ama bunu nasl sezdii veya nasl anlad konusunda en ufak bir fikri yoktu. Forral' da yannda ekitirerek, kaps ak odaya doru kotu. Kapya ulatklar an, ses kesilmiti. Aurian yumuak bir ses tonuyla, "Ses kesildi," dedi. "Ama beni aran her ne ise, burada, bu odada." Kap ald zaman, korkuyla kendinden gemi Grince, irkildi. Dnerek, kapya doru bakt. te orada, kapnn nnde, her hallerinden Byc olduklar anlalan iki kii 162 duruyordu. Uzun boylu ve rktc Byclerin gzleri, Grince'm ruhunu delip geiyordu. Kzl sal Byc ve yanndaki sert grnml arkadayla karlamann sersemliini stnden attnda, yanlarndaki korkun, lmcl peneleri olan siyah yaratklarn farkna vard. Herhalde byl eytanlar veya ona benzer bir ey diye dnd. Grince, yere kapaklanarak merhamet dilenmekten baka ans kalmadn fark etti. Byc-halk Akademiyi terk etmemiti ve o, izinsiz olarak onlarn meknna girerken yakalanmt. Orada yerde uzanrken, kafasn kaldrp bakmaya cesaret edemedi. Korkun bir byyle kzartlmay beklerken, saniyeler gemek bilmiyordu. Bir kadn sesi, "Samalamay kes," diye odada yankland. "Ayaa kalk ve alayp szlanmay brak. Hadi, tm kanl gece boyunca seni bekleyemeyiz."

Yanndaki adam kkrdayarak gld. Glmeye devam ederek, "Bu, onu daha da korkutmu olmal," dedi. Kadn onu umursamayarak, tm ilgisini Grince'e odaklad. "Bana cevap ver! Burada ne yapyorsun? Beni aran sen miydin?" Kadnn sesi, siyah eytanlarn hrltlarna karyordu. Grince korkudan incecik bir sesle, "Leydim, hayatm balayn," dedi. "stemeden oldu! Yemin ediyorum, bir ey almadm. Sizi aran ben deildim. Sizi rahatsz etmek istemezdim. Askerler beni kovaladlar ve kayboldum. Eer buradan nasl kabileceimi gsterirseniz, bir daha asla ama asla buraya geri dnmem." Byc kfrederek i ekti. Sabrszlanmaya balamt. "Tanrm bize yardm et," diye mrldand. Aurian, "Bana bak, aptal lml. Kimse sana zarar vermeyecek, tamam m? imdi kendine gel ve ayaa kalk. Sorularm cevapladktan sonra, saa buradan k yolunu gstereceim," dedi. Hrsz, parmaklarnn arasndan, gz ucuyla Bycye bakt. Biraz olsun rahatlamt. Kadn, souk ellerini ovutu- 163 rarak parmaklarn stmaya alyordu. Sradan, basit bir hali vard. ki siyah eytan, kadnn ayaklarnn dibine oturmu, minenin yanma kvrlm iki kedi gibi mutlulukla evrelerine bakmyorlard. Grince'in iindeki korku yerini bir rahatlamaya brakt. Grince, gzlerini Bycden ve yanndaki adamdan ayrmayarak, yavaa ayaa kalkmaya alt. Bacandaki kl yarasnn acsyla tekrar yere yld. Zedelenmi omzu yere arptnda, acyla lk att. Byc yanma gelerek, "Yaralandn m?" diye sordu. Hrszn tam yannda dikiliyor, gzlerini ondan ayrmyordu. "Melisanda hepimizi korusun! Neler geldi senin bana?" Ciddi bir yz ifadesiyle hrsz szmeye devam ederek, "Sanrm bahsettiin askerlerden kaarken yaralandn. Belki de, niye seni kovaladklarn bana sylersin." Bycnn gzlerinden gzlerini alamayan Grince, yalan sylemeye niyetliyken, kendini gerei sylerken buldu. "Leydim, ben... ben..." "Tanrlar akna! Bunlar nereden bulmu?" Grince, kendini sulu hissederek dier Bycye bakt. Hrszn torbasn bulmu, iinde neler olduuna bakyordu. Torbadan dar frlayan mcevherler, karanlk

zeminde parltl bir yn oluturduunda, Byc-kadm neeli bir slk ald. Bir kez daha ciddi baklarn hrszn stne odaklayarak, "Bunlar aldm, yle deil mi? Bunlar kime ait?" diye sordu. Grince'in az kurumutu. "P-Pendral'a," diye kekeledi. "Lord Pendral'a." Byc-kadn yksek sesli bir kahkaha patlatt. "Pendral? O aalk, kk ahlaksz hl hayatta m?" Grince sessizce bayla onaylad. Bycnn tepkisine armt. "Ve sen onun deerli mcevherlerini mi aldm? yi i be164 cermisin," diye kkrdayarak gld. Aurian eilerek, hrszn yaralarn incelemeye balad. Grince, Bycnn parmaklarndaki meneke rengi parlty grdnde, korku ierisinde kendini geri ekmeye alt. Ama Byc-kadmm dokunuunun cann yakmadn fark ettiinde, ok ard. Aslnda, tam tersine, kendisini iyiletirmeye alyordu. rpertici meneke rengi k yaralarna dediinde, acs azalyor ve iini mutlu bir rahatlama hissi kaplyordu. Bacandaki kl yarasnn kapanmaya baladn grdnde, gzlerine inanamad. Byc tekrar kkrdayarak gld. "Pantolonundaki yrt kendin dikmelisin," diyerek, "Diki konusunda yeteneksizim-dir," diye arkadaa aklad. Grince merakl gzlerle ona bakt. Annesini on yandayken kaybetmiti. Zaten ocuklaryla ok fazla ilgilenen bir kadn deildi. O zamandan beri, Jarvas'm smdmdayken bile, hep kendi bann aresine bakmt. Kimse onunla byle ilgilenmemiti. "Teekkr ederim, Leydim," diye fsldad. Kadn glmseyen gzlerle ona bakt. Grince, artk hayatnn bir daha hibir zaman eskisi gibi olmayacann farkndayd. Dier Byc odadaki masann kenarna oturmu, cesaretlendiren gzlerle kendisine bakyordu. Ama Grince, elinin hep klcnn kabzasnda olduunu fark etti. "imdi dinle," dedi. "Buraya geldik nk birinin lk attm duyduk. lk atan sen miydin?" Byc-kadm akn bir haykrla adama bakt. "lk! Beni aran dier sesi unutmutum." Dier Byc, "Bekle akm," diyerek Byc-kadma sessiz olmasn iaret edip baklarn tekrar Grince'e doru evirdi. Yavaa, "imdi," dedi. "Niye lk attn, evlat? Ol-

duka kt durumdasn, sana kim zarar verdi? Seni korkutan da ayn kii mi? Burada senden baka biri daha m var?" Grince, ban sallayarak, "ok, ok korkuntu. Orada..." diyerek odann sol duvarndaki karanlk blmeyi iaret etti. Aurian, Forral'a doru bakarak, "Neden bahsettiini anlasak iyi olur," dedi. Byl na konsantre olarak, ok daha parlak bir ltyla tm oday aydnlatmasn salad. Odann tm karanlk keleri aydnlanrken, herkesin dikkati duvardaki glgeli blmeye odaklanmt. Kk hrsz, "Orada," diye tekrarlad. "te orada" Shia, "Dikkatli ol," diye uyard. "Bu bir tuzak olabilir." Aurian, "Bunu renmenin bir tek yolu var," diye krlk verdi. "Bu lmlden gzlerini ayrma, olur mu? Ona gvenebileceimi sanyorum ama ben megulken beni arkamdan baklamasn istemem." Forral, masann oradan kalkarak, Aurian'n yanma geldi. Beraber sessizce odada ilerleyerek, duvardaki karanlk blmeye doru yaklatlar. Aurian'n byl tam tepelerindey-di. Ik blmeyi aydnlattnda, kl ustas bir lk att ve Byc-kadn aknlkla irkilerek geri ekildi. "Tanr hepimizi korusun," dedi. "Bu, Finbarr." Aurian, Akademide benim iin hazrlanm daha ka srpriz var, diye dnd. Eski dostunu grdnde dona kalmt. Finbarr, bir zaman bysnn iine hapsedilmiti. Zamanda donup kalm, hareketsiz, bir heykel gibi olduu yerde duruyordu. Aurian, derin bir nefes ald ve dudam srd. Kzgn bir ses tonuyla, "Buna inanmyorum," dedi. "Hayaletlerin saldrs srasnda Finbarr lmt ve ben ldn hissetmitim. Babyc onu niye byle zamanda dondurmu, deli mi bu adam?" Forral, "Miathan hi akll bir adam oldu mu?" diye karlk verdi. "Ama Aurian, Finbarr'm ldn hissettiine emin misin?" Byc kalarm atm, gemii hatrlamaya alyordu. "Bir baka Bycnn ldn ilk hissediimdi. Bu yanla-bileceim bir ey deil, bana inan. yleyse Finbarr'm vcu-166 d niye byle saklanm? Anlayamyorum." "Miathan, Kadehin sahibiydi, hatrlyor musun?"

Aurian, arkasn dnerek, Anvar'm vcudundaki Forral'a bakt. Dnceli bir ekilde, "Kazann neler yapabileceiyle ilgili ok gzel bir rnekle bugn karlatk," dedi. "Sana ve Anvar'a olanlar dnecek olursak, bunun da benzer bir ey olabileceini mi dnyorsun?" Forral omzunu silkerek, "Kim bilebilir ki?" diye sordu. Aurian, kararl bir ekilde, "Sanrm onu serbest brakmalyz," dedi. Forral, "Hayr!," diye lk att. Aurian'm zihninde Shia'nin sesi yankland. "Hayr! Bunun bize ne faydas olabilir? Adamn ldn sen syledin ve burada kt bir byyle kar karyayz. Onu rahat brak, Aurian ve bu rktc yerden kp gidelim. Yoksa bamz belaya girecek." Aurian, nce kl ustasna sonra Shia'ya doru bakarak, "Bu gece duyduum en iyi tavsiye buydu," dedi. "Ama bu duruma tepkisiz kalamam. Gerei renmeden, onu byle burada brakamam. Eer brakrsam, hayatm boyunca gerekten lp lmediini merak edeceim." Forral, "Aurian, byk bir hata yapyorsun," diye uyard. "Burada her ne oluyorsa, biz bu ie karmamalyz." Aurian, "Bunu bir Bycye mi sylyorsun?" diye cevap verdi. "Bana bu olaya karmamam sylemek, bir atee yan-mamasm sylemekten farksz." Arivcinin hareketsiz, uzun boylu vcuduna doru dnerek, arkadalarna, "Hepiniz uzak dursanz iyi edersiniz," dedi. Arkadalar, tahmin ettii gibi, onun bu uyarsn dikkate almadlar. Aurian, bir adm geriye karak, derin derin nefes almaya ve zihnini boaltmaya balad. Konsantre olarak, glerini toplamaya alt. Dikkatlice, zaman bysn kaldrmaya balad. Finbarr' evreleyen hareketli mavi duman, bir an hareketsiz kald. Sonra bir atrtyla paralanarak, etrafa kk mavi kvlcmlar sat. Sanki arivcinin vcudunu kaplayan bir buz tabakas, krlarak etrafa dalmt. Finbarr'm gzleri ald. Bir an sendeledi ama dengesini toplayarak, kendisine doru uzanan Aurian'dan uzaklat. "Bana dokunmayn. Ben grndm gibi deilim," diye bard. Sesi sert ve dzgnd ama bir insann sesi olamayacak kadar duygusuz ve souktu. Shia'nm grtlandan derin bir hrlt gelmeye balad. Aurian, byk kedinin tylerinin diken diken olduunu

hissetti. Kendisi de rpermiti. "yleyse nesin sen?" diye sordu. "Finbarr'a ne yaptn?" Finbarr'm rktc sesiyle kkrdayarak gl, tm odada yankland. Sesi, Aurian'n zihninde korkun hatralarn yeniden canlanmasna sebep oldu. "Tabii ki ne olduumu hatrlyorsun, Byc. Nihilim seni hatrlyor." Aurian korkuyla nefesini tuttu ve bir adm geri ekildi. Tm vcudu buz kesmiti. Arkasnda, Forral, klcn knndan ekerek korkuyla lk att. Shia'nm sert uyars, Aurian'n geri ekilmesini durdurdu. "Ondan korktuunu anlamasna izin verme." Aurian, "Haklsn," diye karlk verdi. Bu kt yaratklar Forral' ldrmt. Topran Asasn havaya kaldrmasyla, kulaklar sar eden bir gk grlts duyuldu. Byk bir patlamayla tm oda, czrdayan, zmrt rengi klarla doldu. Aurian, "Seni hatrlyorum, pis yaratk," diye hrlad. "Ve seni hak ettiin yere geri gndereceim." "Bekle. Ltfen. Yapma." Her ne kadar yaratn ses tonunda herhangi bir duygunun izine rastlamak mmkn deilse de, yaratk o kadar hzl konumutu ki acelesi olduu belliydi. "Nihilim sana yardm edebilir, Byc. Eer izin verirsen." "Ne?" Aurian yldrm arpma dnd. Akademide ba-168 na gelen tm olaylar ierisinde, en garip olan bu olmalyd. "Siz bana yardm m etmek istiyorsunuz?" Glse mi, alasa m, bilemiyordu. Forral yanma gelerek, ksk bir ses tonuyla, "Aurian, hayr. Bu... Bu eye gvenme," dedi. Aurian, Forral'm ellerinin, daha dorusu Anvar'm ellerinin titrediini grd. Bulunduklar oda serin olmasna ramen, korkudan kan ter iinde kalmt. Ona acd. Zavall Forral. Nihilim, kl ustasnn gerekten korktuu tek eydi. nk onu Nihilimler ldrmt. ldnde yannda olduundan, Aurian, onun neler hissettiini anlayabiliyordu. Kendisi de Nihilimlerden korkuyor ve tiksiniyordu. Yine de, eer bu yaratklar Eliseth'le olan mcadelesinde kendisine bir avantaj kazandracaksa, korkusuna yenik dmemeli ve neler olduunu anlamalyd. Forral'a doru zr dileyen baklarla bakarak, eski arkadann klna girmi yarata doru dnd. "Pekl. Seni dinleyeceim ama unutma, bu sefer

yalnzsn. Eer bana veya arkadalarma bir ey yapmaya kalkarsan, bu yaptn son ey olur." "Anlyorum." Aurian, derin bir nefes alarak, "Gzel," dedi. "yleyse Hayalet, benden ne istiyorsun? Bana yardm etmeyi dnyorsan, mutlaka karlnda bir ey isteyeceksindir." Yaratn rktc gzleri, kzgn bir alevle parlyordu. "nsanlarmn sana ihtiyac var, Byc. Onlar serbest brakman istiyorum." Aurian, aknlktan az ak, donakalmt. Yannda Forral'm nefesini tuttuunu duydu. Forral, "Ne?" diye bard. "Delirmi olmalsn. Nihilimleri bu dnyada serbest mi brakalm? Aurian' aptal m sandn sen?" Aurian, "Kes sesini, Forral," diye fsldad. Nihilime doru dnerek, "Sen beni aptal m sandn?" diye sordu. "Sakin ol, Byc. Aklamama izin ver. Nihilimleri bu dnyaya serbest brakman istemiyorum. Biz buraya ait dei- 169 liz. Evimize dnmemize yardmc olman istiyoruz. "Aurian'm gzleri fal ta gibi almt. "Eviniz?" diye sordu. Bir kez daha iindeki, Bychalktan miras kalan merak uyanarak, korkusunu bastrd. "Eviniz neresi?" diye sordu. Finbarr'm parldayan mavi gzlerinde bir heves belirdi. Byc, ilk kez yaratn sesinin duygudan yoksun olmadm fark etti. "Biz her zaman, sizin bizi grdnz gibi deildik," diye aklad. "Bir zamanlar, Dnyalarn arasnda, mutlu bir ekilde yaardk. lm'n karanlk melekleriydik. Onun hizmetkrlar olarak, bu dnyaya gelip canllarn aclarna son verirdik. Yal, hasta, zavall ve yorgun olanlar alarak, onlar Dnyalarn arasna gtrrdk. Bylece, Ruhlarn Kuyusundan geerek, yeniden doup yepyeni bir yaama balayabilirlerdi." Hayalet i ekti, ses tonunda ar bir hzn vard. "Dengenin Koruyucular, Kapnn Bekileriydik. Ta ki Byc-halk iimize karana kadar. G Kaltlarm yaratarak, stlerine vazife olmayan ilere burunlarn soktular. Kyamet Savalar srasnda, Chiannala, bizi Kazann iine hapsederek, biz merhamet datclarn lmcl birer silaha dntrd. Yzyllar boyu Kazann bysyle hapsedildik. Korkun ve iren yaratklar haline geldik. Glerimiz dengesizleti. Biz olmaynca lm, canllardan korkmaya balad."

Bir kez daha acmasz gzlerini Bycye dikerek, "Yardm et bize, Byc," dedi. "Sana yalvaryorum. Bu ans bir daha hibir zaman elimize gemeyebilir. Atalarnn bysn bozarak bizi serbest brak. Bizi Kazann esaretinden kurtar, zgr brak." Aurian yavaa, "Ve siz de Kazann bir paras olan Kadehi geri almam iin bana yardm m edeceksiniz?" diye sordu. "Evet. Kendi iyiliimiz iin, sana yardm etmek zorundayz." "Ya Finbarr'a ne olacak? Size yardm edersem, onun ait 170 olduu yere geri dnmesine yardmc olabilir misiniz?" Hayalet iini ekerek, "Bunu bilemiyorum," dedi. "Biz, bir insann vcuduna girmeden, siz lmllerle konuamayz. Finbarr'm vcuduna ld an girdim ve zaman by-syle hapsedildim. Finbarr'm ruhu, Dnyalarn arasna gidecek ans bulamad ama ben bu bedeni terk ettiimde, ait olduu yere geri dneceini dnyorum. Finbarr tamamen lmeden onu kurtarmak istiyorsan, tek umudun Kadehi bularak onu kullanmak." Forral, kzgn bir ses tonuyla, "Ya ben ne olacam?" diye bard. "Beni ldrdnz iin hi mi vicdan azab duymuyorsunuz ?'' Yaratn souk baklar kl ustasna evrildi. "Size syledim, bunun sorumlusu Nihilim deil. lme vaktin gelmemiti ama biz Kazana hapsedilmitik. Kadehi kontrol eden ne istiyorsa onu yaptk." Forral kalarn atarak, Aurian'm kendisini susturma abalarn umursamakszn, "yleyse bu, sizin hl gvenilmez olduunuzu ispatlyor, yle deil mi?" dedi. "Eliseth'in bir emriyle Aurian'a saldrarak, onun iini bitirebilirsiniz. Bu riski almaya deeceini mi dnyorsun?" Aurian, ters ters Forral'a bakarak, "Haklsn," dedi. Tekrar yarata doru dnerek, "Bir an, Eliseth'i yenmek iin gizli silahmz olabileceinizi dnmtm. nk hibir ey Nihi-limle baa kamaz. Ama Eliseth hl Kadehi kontrol ederken, bizim iin de tehlikeli saylrsnz," dedi. aresizliini belli etmek iin ellerini havaya aarak, "Ne yapabilirim ki?" dedi. "Bu riski gze alamam. Eer Kadehi bulursam, sz veriyorum, sizi serbest brakacam. Ama yle grnyor ki sizin yardmnz olmadan, kendi bamn aresine bakmalym."

Yaratk, "Bekleyin," dedi. "Dnn. Risk ok az. nk Kadehin sahibi olan Miathan, zaman bysn bozmak iin buraya gelmek zorunda. O zamana kadar..." Aurian, yaratn szn keserek, "Eliseth," dedi. "lk ser- 171 best brakldnzdan beri Kadeh el deitirdi. Kadehin yeni sahibi, eski sahibinden daha acmasz." Hayalet, "yleyse Eliseth," diye karlk verdi. "Ne fark eder? Bizi hapseden kiinin kim olduunun, bizim iin ok nemi yok. Zaman bysn kaldrmak iin buraya gelene kadar, bizi kullanamayacan dnecek. Ve buraya gelmeden, bizim serbest kaldmz nasl renebilir ki?" "Eer bana yardm etmek iin Eliseth'e saldrrsanz, gerei renecektir. Ve onun gerei renme riskini gze alamam." Byc dnceli bir ses tonuyla, "Finbarr'm ruhunun vcudundan ayrlmadn sylemitin, onunla konumann bir yolu var m?" diye sordu. "Finbarr'm ruhunu vcuduna, benim varlmn baladnn farkmdasm, deil mi? Onun konumasna izin versem bile, vcudunun kontroln tamamen onun iradesine brakamam. Yoksa ikimiz de yok oluruz." Byc, "Anlyorum," diye karlk verdi. "Yine de onun bilgeliine ihtiyacmz olabileceini dnyorum. imdilik, birbirinize gvenmek zorundasnz." "Pekl. Bu formu, imdilik, beraber paylaabileceimizi dnyorum." Aurian'n baklar arasnda, Finbarr'm gzlerindeki acmasz k yok oldu. Yzne kan gelerek, bir kez daha sradan bir insan gibi grnmeye balad. Sanki bir ryadan anszn uyanmasna irkilerek, hareket etmeye alt. Ellerinde hl zaman bysnn mavi parlts vard. Gzlerindeki korku kaybolmamt. Aurian, yumuak bir sesle, "Finbarr," diye seslendi. "Her ey yolunda. Gittiler!" Uzun boylu, hantal figr sendeleyerek Aurian'a doru adm att. Bycnn boynuna sarlarak, "Aurian! yisin! Ve Anvar! Tanrlara krler olsun." Finbarr etrafna gz atp 172 gzlerini ovuturdu. Kalar atlmt. "Ama neredeyiz? Buras Miathan'm odas deil. Nihilim nerede? Zavall Forral nerede?" Sesi ciddileerek, "O lanetli hain, Miathan nerede?" Aurian, arivcinin Meiriel'in ldnden habersiz olduunu anlad. Ruh einin bana gelenleri ona nasl anlatacakt? Meiriel'in delirdiini ve Finbarr'm ok

sevdii Aurian' ve Kurt'u ldrmek istediini nasl aklayacakt? Ama Finbarr'm bilmesi gerekirdi. Byc, iini ekerek, "Zaman bysyle hapsedildiinden beri ok ey oldu," dedi. "Hayaletlerle savatmz gnden bu yana uzun zaman geti. Ve sana kt haberlerim var. Sana yardmc olursam, olanlar zihnimden okuyabilir misin? Aksi halde, anlatmas saatler alr." Arivcinin, Aurian'm zihnine girerek, tm olanlar Bycnn zihninden okumas uzun zaman ald. Bittii zaman, Aurian kan ter iindeydi ve halsiz kalmt. yisiyle ktsyle gemii hatrlamak, Aurian iin ok zor olmutu. Ama Finbarr iin, olanlar renmek daha zor olmalyd. Arivci alamaya balayarak, "Niye?" diye sordu. "Niye beni rahat brakmadnz? Kalbimi byle zc haberlerle krmak iin mi beni geri getirdiniz?" Aurian, arivcinin elini tutarak, "nk sana ihtiyacmz var, Finbarr," dedi. "Sen, Nihilimler hakknda hepimizden daha ok ey biliyorsun. Ve imdi, ilerinden biriyle olduka yaknsn. Onlara gvenebilir miyiz? Senin eski zaman byn kaldrarak onlar serbest brakmal myz? Bu ok mu riskli olur?" Finbarr, gzlerim kapatarak dncelerini toplamaya alt. "Onlara gvenebilirsiniz," dedi. "Tm bildiim, onlar aresizce esir eden Kazann zincirlerinden kurtulmak istedikleri. Onlara yardm edebilecek tek kii sensin ve karlnda ne istersen yaparlar. Ama, Kadeh hl Eliseth'in kontrolndey-ken, her zaman bir risk var olacaktr." Finbarr gzlerini aarak, "Bu, vcudumu paylatm kiinin hi houna gitmeyecek ama ben zaman bysn kaldrmamanz tavsiye ediyorum," dedi. "Risk ok byk. Kendi bann aresine bakmalsn, Aurian. Ve sen buna zaten alksn." Yznde yorgun bir glmseme belirdi. "Yine de, benim vcudumu igal eden Hayaleti serbest brakman tavsiye ederim. Brak seninle beraber gelsin. Eer dndmz en kt ey gerekleirse, tek bir hayaletle baa kabilirsin." Gzleri parldyordu. "Ama bu karar sen vermelisin. nk hayalet seninle beraber gelecekse, ben de sizinle beraber geleceim demektir." Aurian, "Senin de bizimle gelmen iin elimden gelen her eyi yaparm," diyerek Finbarr'm iini rahatlatt. Arkadalarna bakarak, "Finbarr'm tavsiyesi bana mantkl geliyor," dedi.

Shia, "Ben yannda olup seni koruduum srece, benim iin problem deil," dedi. "Arkadan sevdim ama o dier garip yarat sevdiimi syleyemem," diye ekledi. Forral araya girerek, "Hayr. Bu delilik, Aurian," diye itiraz etti. "Buna izin veremem, ok byk risk alyorsun." Buna izin veremez mi? Benim ondan izin almaya ihtiyacm var m ki? Kim olduunu sanyor? Aurian fkeli gzlerle For-ral'a bakt. Korktuunu biliyordu... "Hayr," diye kestirip att. "Sana katlmyorum. phelerini anlayabiliyorum ama..." Forral, "phe mi, o yaratklar souk kanl birer katil," diye bard. "Onlar eytani varlklar. Bunu benden iyi kimse bilemez." fkesini kontrol altna almaya alarak, "Dinle, akm, bunun bize kazandraca avantajlarn farkndaym ama benim fikrime gre..." Aurian fkesini zaptederek, "Benim fikrime gre, risk kabul edilebilir seviyede," diye Forral'm szlerini yarda kesti. Sakin ol, diye mrldanarak, kendi kendini yattrmaya alyordu. Forral'm bu yaratklar tarafndan ldrldn hatrla. Nihilimlerden korkmak iin hepimizden daha ok sebe-174 bi var, diye dnd. Forral, souk bir ses tonuyla, "Anlyorum," diye mrldand. "Yokluumda, sava sanatyla ilgili her eyi rendiini sanyorsun, yle deil mi? Bir otuz yl sonra gel, Aurian. Sanmyorum ama belki o zaman her eyi renmi olabilirsin. Sana syleyeyim, kzm, byk bir hata yapyorsun. Ne kadar inat olduunu biliyorum ama bu sefer hepimizin hayatn riske atyorsun," diye iindekileri dkt. Aurian'n yanndaki Shia hrlayarak, "Bu adamn seninle byle konumasna izin verecek misin?" diye sordu. Byc, elini byk kedinin bana koyarak tylerini okad. "Forral hl gemite yayor. O ldnden beri ok uzun zaman geti ve benim ne kadar deitiimi renmek zorunda. Korkarm bu onun iin hi de kolay olamayacak." Shia, "Senin iin de kolay olmayacak," diye ekledi. Byc, Forral ile yzleerek, aralarndaki gerginliin azalmasn bekledi. Aurian, "Tecrbelerine sayg duyuyorum ama bu, byyle veya savala ilgili bir ey deil," diye aklad. "Dmanmz hakknda senden daha ok ey biliyorum ve

kaltlar da daha iyi tanyorum. Ama burada kararlar ben veririm, konu kapanmtr." Forral hiddetlenerek, "Hayr, bitmedi," diye kkredi. "Tanrlar akna, Aurian, seni ben yetitirdim. Burada durup senin emirlerini yerine getirecek deilim." Aurian ban kaldrarak, kl ustasyla gz gze geldi. "Evet, beni dinlemek zorunda deilsin. stediin zaman gitmekte zgrsn." Forral'm az ak kald. "Ne? Nereye gidebilirim ki? Gerekten seni terk edip gideceimi ve tehlikelerle yalnz bana yzlemene izin vereceimi mi sanyorsun?" Aurian, tatmin olmayarak, "Bu sana bal," dedi. "Eer yanmda kalacaksan, bu konuyla ilgili daha fazla itiraz duymak istemiyorum. Uzun sre nce bana, ayn anda bir gru- 175 ba sadece bir kiinin liderlik yapabileceini sylemitin." Forral, sanki ilk defa karlamasma, hayret dolu baklarla Aurian'a bakyordu. "Evet sylemitim," diye mrldand. "Sylemitim. yleyse imdi ne yapyoruz, komutanm? Donarak alktan lene kadar burada m bekleyeceiz?" Aurian dilerini skarak, kendisine hkim olmaya alt. "Bilgiye ihtiyacmz var. Nexis'ten ne kadar sre ayr kaldmz bilmiyoruz. Byc-halk gittikten sonra ehri kimin ynettiini bile bilmiyoruz." Grince, bir keye sinmi, Aurian'm yarat serbest bra-km izliyordu. yleyse uzun sredir ortalarda grnmeyen efsanevi Leydi Aurian buydu. Yal Hargorn hep ondan bahsederdi. Aurian, kendisine iyi davranm ve kendisini iyiletirmiti. Ve Byc-kadmm sakin bir ekilde dier Bycye kar koyuunu hayranlkla izliyordu. inden bir ses, Byc-halkm ilerine karmann byk bir hata olacam sylese de, kendisine efkatle yaklaan kzl sal Bycye yardm etmek istiyordu. Ayrca, zor ve skc yaamna, Byc-ka-dmla beraber ayr bir renk gelmiti. Onu kaybetmek istemiyordu. "Leydim, size yardmc olabilirim. Ne bilmek istiyorsanz, size anlatabilirim" XI Ua Atn ehri ehrin olduu yer, gkyznden sadece bo bir tepe gigrnyordu. Elleri arkasndan balanm D'arvan, aada

neler olduunu daha iyi grebilmek iin ban evirip yalanm gzlerini omzuna silmeye alt. Bu hi de kolay deildi. Peri at havada o kadar hzl gidiyordu ki D'arvan'm uzun salar souk rzgrla savruluyor, yzn kapatyordu. Rzgrn etkisiyle, yolculuklar boyunca gzleri yaarm ve burnu akmt. Gece balayan yolculuklar, sabah da devam ediyordu. D'arvan gzlerini krptrp aadaki aalarla kapl tepelere bakt. Arazinin ortasnda dikili sivri taa doru gidiyor olamayz, diye dnd. Ama o tarafa doru gidiyorlard. Peri atlar, teker teker aaya szlp tepenin dik ve aalarla kapl zirvesine doru iniyorlard. Kendisini tayan Peri at aaya szlmeye baladnda, midesinin bulandm ve gzlerinin karardn hissetti. Peri at yere yaknlatka, souk kuzey nn altnda, evresinde neler olduunu daha iyi grebiliyordu. Tepe dndnden de yksekti. Aalarn her biri birer kule gibi gkyzne ykseliyordu. Periler aalara byyle birer orman devi grnm vermilerdi. Ormann Efendisi ve halk, buray Dnyalarn arasndaki ehirlerinin bir yansmas olarak ina edebilmek iin byk aba harcam olmalydlar. Doay ekillendiren gleriyle gzel ve yaanabilir bir ehir ina etmilerdi. Ormann yksek aalarn kullanarak, ehri gkyzne doru geniletmi- 177 lerdi. D'arvan'm grebildii kadaryla, yerin altnda da barnaklar yapmlard. Kayalarn iine oyulmu pencereleri ve balkonlar grebiliyordu. Aasz alanlar, ardaklar ve emelerle sslemilerdi. Tepenin yamacndan aaya dklen elaleler, saf beyaz dantellere benziyordu. Tepenin ardndaki sradalarn bembeyaz doruklar karlarla kaplyd; buzdan kanyonlarn mavi renkli ve glgeli duvarlarn grebiliyordu. D'arvan, ne kadar kuzeye geldiklerini anladnda dehete kapld. Dalarn engebeli etekleri, daha alak tepelerle ehrin yaknlarna kadar iniyordu. En yakndaki dan etekleri, yemyeil bir vadiyle koyu yeil renkteki ormana doru uzanyordu. Peri at vadiye doru yaklatka, D'arvan aada neler olduunu daha iyi grebiliyordu. Vadinin ortasndan bir dere akyordu. Derenin kysnda iftlikler ve ekili araziler vard. Sr ve koyun srleri, yemyeil dzlklerde koturuyordu.

Hellorin'in terkedilmi kuzey topraklarnda ina ettii bu yeni ve grkemli kralln grp de hayran olmamak elde deildi. Periler bu dnyadan srgne gnderildiklerinde, Ormann Efendisinin ne kadar gl, kaprisli ve tehlikeli olabilecei unutulmutu. D'arvan imdi babasnn ina ettii usuz, bucaksz ehri grnce, kalbi endieyle daha hzl atmaya balad. Babasyla arkadaa ayrlmamlard ama bu dnyaya geri dndkten sonra kendisini bu kadar abuk bulabilmesi iin, yokluunda srekli olunun ne zaman geri dneceini beklemi olmalyd. Ve imdi kendisini yakalamt. Acaba Ormann Efendisi onun iin neler planlyordu? Peri atlar, tepenin dousundaki platoya indiler. D'arvan, atn zerinden aa ekilerek, Hellorin'in savalar tarafndan evrelendi. Savalar onu srkleyerek gtrrken, Ma-ya'nn yksek sesle kfrettiini duyabiliyordu. akn bir biimde aalara, ieklerle sslenmi imenliklere ve tepenin 178 zerinden aa inen kaldrm talaryla rlm yola gz att. Kemikli yzleri ve byk gzleriyle merakl Perilerin kendisini izlediini fark etti. Savalar onu srkleye srkleye, tepenin yamacndaki kanatl bir kapdan geirerek, karanlk bir koridora soktular. Maya, "Kahrolas ellerinizi ekin zerimden, sizi tuhaf piler," diye kfretti. Kurtulmak iin rpnmas bir ie yaramyordu. Aksine, askerle onu daha da zalimce, sk sk tutuyorlard. Maya, imdi savama zaman deil, dikkatli olmalym, diye dnd. Askerlerle mcadele etmeyi brakarak, kendini onlara teslim etti. "Ama bu lanet yaratklarn elinden kurtulup bir kl bulduumda, Hellorin, halkndan birka kiinin eksildiini fark edecek," diye sessizce yemin etti. Maya'y esir alan askerler, onu D'arvan'm gittii yne deil, farkl bir yere gtryor, tepenin yanndan srekli aaya iniyorlard. Maya, askerler tarafndan itilip kaklmasna ramen, tepenin kuzey yamacnda aalarn seyreldiini fark etti. Dikleen arazi, inat ereltiotlar ve dikenli karaallarla kaplyd. Kargalarn didikledii bir cesetten fkran kemikler gibi, topraktan dar kan byk kayalarn zeri, sar likenler ve przl, yeil yosunlarla kaplyd. Kuzeyden inmeye devam ederek tepenin dibine ulatklarnda, engebeli arazinin tnellerle kstebek

yuvas gibi kazlm olduunu fark etti. Her bir tnelin az ya demir bir kapyla kapatlmt ya da ellerinde uzun mzraklar tutan savalarla korunuyordu. Savalarn ellerindeki mzraklarn ucundaki keskin baklar, Perilerin gzlerindekine benzer merhametsiz ve souk bir kla parldyordu. Maya'nn yanndaki askerler, tnellerden birinin azndaki savalarla, anlalmayan Peri dilinde bir eyler konumaya baladlar. Maya, cansz bir paket gibi, bir grup askerden dier gruba teslim edildi. Maya'y alan askerler, tnelin azndan ieri girdiler. Maya, ieri girdiinde, tm gn nn yok olduunu fark etti. Tnel rutubetliydi. Yerleri ve tavanlar, kalaslarla glendirilmiti. Tavandaki kalaslarn arasndaki deliklerden aaya, dalm kkler uzanyordu. Rutubetli kalaslar kaplayan yapkan bir yosun tabakas, yeil ve fosforlu bir kla etraf aydnlatyordu. Havada keskin bir slak toprak kokusu vard. ryen bitkilerin kokusu da buna ekleniyordu. Tneller, bir mezar kadar souktu. Kendi aralarnda yumuak bir ses tonuyla konuan Perilerin garip ve sla benzeyen sesleri, kulaa tekdze ve souk geliyordu. Zaten tm sesler, kendilerini evreleyen kil tabakas tarafndan emilerek, adeta susturuluyordu. Maya, tnellerdeki yolculuk uzadka, souktan donmaya baladn hissetti. Peri savalar, ellerini ve ayaklarn mengene gibi kavram, onu balarnn zerinde tayorlard. Maya, duvarlarn stne stne gelmeye baladn fark etti. Sanki Periler onu diri diri gmyorlard. indeki korkuyla savamaya alarak gzlerini kapatt. ini kaplayan mitsizlik ve korkuyla savamann en iyi yolu, iinde bulunduu imknsz durumdan nasl kurtulabileceini dnmekti. Perilerin yumuak tabanl ayakkablar, nemli kalaslar zerinde neredeyse hi ses karmyordu. Bir sre sonra, Perilerin ta zeminde yanklanan ayak seslerini duyduunda, farkl bir yere geldiklerini anlad. Maya, bann yere doru eildiini ve ayaklarnn yukar doru kalktn hissetti. Kendisini tayan kollarn sarsnts daha da iddetlendi. Maya, gzlerini at. Tavann nemli kalaslar yerine, dzgn kesilmi talarla rl olduunu fark etti. Askerler, tatan bir merdivenden aaya iniyorlard. Maya'y kollarnn

zerinde tamaya devam ediyorlard. Merdivenler, aalarn arasndan szan gn na benzer yeil-altm sars karm bir kla parlayan kristal krelerle aydnlatlyordu. Merdi-180 venlerin sonundaki byk kap, demir ubuklarla srglen-miti. Kapda, biri erkek, dieri kadn iki Peri savas duruyordu. Yine, Periler arasnda anlayamad bir konuma geti. Askerler onu yere indirdiler. Kadn Peri savas, bir ey aryormuasma, ellerini Maya'nm vcudunda gezdirdi. Utanan ve sinirlenen Maya, sava kadnn yzne tkrmek iin ban geriye doru att. Ama kadnn gzlerindeki souk ve elik gibi baklar grdnde, olduu yerde donup kald. Peri savas, onu uyarmak iin elini havaya kaldrd. Maya, bir az dolusu tkr yutmak zorunda kalmt. Ama kadn sava yine de Maya'nm yzne bir tokat patlatt. Maya, nce yznn sol tarafnda, sonra sa tarafnda derin bir ac hissetti. Perinin vurduu yerlerde kann donduran bir yanma hissi vard. Sanki kadnn ellerinden yzne bulaan asit, derisini yiyerek beynine ulamaya alyordu. Giysilerini paralayp souk ve metal zinciri boynuna taktklarnda, Maya hl lk atyordu. Kapy aarak, Maya'y ieri frlattlar. Maya, merdivenlerden aaya derek yere yuvarland. Maarann tozlu zemininde, plak, nefesi kesilmi ve yaralanm olarak yatyordu. "Aman Tanrm, iyi misin?" Maya, gzlerinden akan yalarn arasndan, kendisiyle konuann kim olduunu gremiyordu. Ses, bir kadna aitti ve en azndan insancl, scak bir tona sahipti. Dudaklarn srarak, "Tabii ki iyi deilim," diye fsldad. Yine de, kendisine doru uzanan eli tutarak ayaa kalkmaya alrken, bir az dolusu kan ve toz tkrd. Ayaa kalkamayarak, dizlerinin zerine kp kald. Yzndeki gzyalarn silmeye alarak, kendisine yardm eden kiiye bakt. Orta yal ve uzun boylu kadn, kemikli bir vcuda sahipti. Kadnn zerinde hibir ey yoktu ve boynuna ince, altn bir zincir vurulmutu. Yz endieliydi. Maya, yzn ovuturdu. Kadn askerin vurduu yerler, hl lmcl ve aryan bir szyla zonkluyordu. Maya, kad- 181 na doru bakarak, "Chathak adna, sen de kimsin?" diye sordu.

Kalar atlm kadnn yzndeki endienin yerini derin bir honutsuzluk ald. Kadn, "Benim adm Licia," diye cevap verdi. Maya'ya uzatt elini geri ekerek, kaba ve utanga bir ekilde salarn dzeltti. Kadnn kahverengi salarnn arasnda yer yer gm rengi aklar vard. Sa, iddetli bir ekilde geriye doru taranm ve bann arkasnda toplanmt. Kadn, "Nexis'ten gelen dantel ileyici," diye ekledi. Maya ban daha iddetli bir biimde ovuturarak, olan biteni yorumlamaya alt. evresine bakmdmda, devasa bir maarada olduunu fark etti. Maara, tavana ve duvarlara aslm kristal krelerle aydnlanyordu. Merdivenlerin bittii yerde, maarann zemini aaya doru eim alyordu. Maya, aadaki parltl ve karanlk yeralt glnn evresindeki kk, tatan barnaklar grd. Tm Tanrlar akna, buras neresiydi? Hl kendine gelememiti. Licia'ya doru dnerek, "Eer Nexisten geliyorsan, burada ne iin var?" diye sordu. Kadn akn bir yz ifadesiyle, "Aman Tanrm, sen son birka yldr nerelerdeydin?" diye sordu. "Neler olduunu nasl bilmezsin?" Maarann havas kuru ve scakt ama Maya meye balamt. Titriyordu. Keke plak vcudunu rtecek bir eyler olsayd. Bu ekilde, kendisini garip ve ho olmayan bir ekilde savunmasz hissediyordu. Kadnn neler sylediini tam olarak anlayamamt. Perinin sert tokad, akln bandan almt. Kalbinin derinliklerindeki korkunun, filizlenen bir tohum gibi bydn hissediyordu. Ters ters kadna bakarak, "Ne samalyorsun sen?" diye sordu. "Aka belli ki neler olduu konusunda en ufak bir fikrim yok..." Maya, bu kadna dmanca davranarak bir yere 182 varamayacan dnd. Kadnn yzndeki ifadeden, kendisinin saldrgan tavrlarndan rahatsz olduu anlalyordu. Maya, kzgnln bir kenara atarak, "zr dilerim," diye i ekti. "Kafam ok kark ve ok korkuyorum. Saygszlk etmek istemedim," diyerek elini uzatt. "smim Maya ve ben bir savaym. Ve haklsn, uzun yllardr Nexis'te deildim" Licia'nm ciddi yz ifadesi yumuad. "Zavall kz, korkmakta haklsn ve kafann kark olduuna eminim. Perilerin insanlar karmalar, bizim iin de korku

vericiydi. Benimle beraber barnama gel ve sana iecek scak bir eyler vereyim," dedi. Kadn, savann elini tutup kendisinden beklenmeyecek kuvvetli bir kavrayla yklenerek, onu ayaa kaldrd. Maya, umutlanarak, "Ve ltfen, bana giyecek bir eyler verebilir misin?" diye sordu. Licia, zntl bir biimde ban iki yana sallad. "Korkarm veremem," diye karlk verdi. "almak iin dar kartldmzda, Periler bize giysiler veriyor. Ama tekrar maaraya geri dndmzde, giysileri bizden alyorlar. Bizi maaralarda plak tutuyorlar. Hayvanlar gibi." Son kelimeleri, sanki aznda var olan zehri tkrmek istercesine, irenerek sylemiti. "Bu ekilde umudumuzu yitireceimizi dnyorlar. Perilerin sylediine gre, bizi byle terbiye ediyorlarm." Maya birden ac gerein farkna vararak donup kald. "Perilerin insanlar kle olarak kullandn m sylemeye alyorsun?" diye sordu. D'arvan'm babas Hellorin'i hatrlad. Hellorin her zaman kendisine efkatle yaklamt. Acaba burada olduunu biliyor muydu? Onu maaraya getirmelerini o mu emretmiti? D'arvan'm sevgilisine bunu yapan Hellorin olamazd. Daha sonra, aylar boyunca onu boynuzlu bir at ekline mahkum ettiini hatrlad. At formundayken, en sevdikleriyle bile iletiim kuramamt. Hellorin'in yaptklarn hatrladka, zihnindeki phe artmaya balad. D'arvan'm babas iin sradan, aalk bir insandan farkszd ve Hello- 183 rin her eyi yapma kudretine sahipti. Eer kendisine bunu yapabiliyorsa, kim bilir oluna neler yapard? Korkuyla rperdiini hissetti. Licia, Maya'mn kolundan tutup onu barnaklarn arasna doru srkledi. Etrafta kimsecikler yoktu. "Tabii ki o piler bizi kle olarak kullanyorlar," diye cevaplad. Ses tonundaki fke, sradan ve orta yal bir kadndan beklenmeyecek kadar kin doluydu. "Ne sanyordun? Bizi buraya onlara arkadalk etmemiz iin getirmediler ya?" diye sordu. Kadnn kaim kalar atld. "Yine de bazlarmzn arkadalndan holanyorlar," diye ekledi. "Birok kadn, dmanla ibirlii yaparak, onlarn ocuklarna annelik yapmay kabul edip zgrlklerini satn ald. Nasl olduunu bilmiyorum ama ocuklarn damarlarnda da bir ekilde lmsz kan akyor." ini ekerek, "nsan baz gnler bu karanlk

maarada yle bunalyor ki gnei bir kez daha grebilmek veya temiz orman havasn soluyabilmek iin, ruhunu bile satabilecek hale geliyor. Onlar sulamyorum. Bazen de onlarn hain kalplerine bir haner saplamay o kadar ok istiyorum ki... Belki de e olarak seilmek iin ok yal olduumdan, onlar kskanyo-rumdur," diye aklad. Maya, "Buradaki insanlar ne yapyor?" diye sordu. Licia omzunu silkerek, "Bazlar Perilere hizmetkrlk ediyor," dedi. "Yemek piiriyor, temizlik yapyor, bir eyler getirip gtryor veya tayor. Bazlar da tepenin altnda, Periler iin yeni barnaklar ina etmek iin alyor. Bazlar ise iftliklerde ve ahrlarda alarak, ekin ve hayvanlarla ilgileniyor. Yce ve gl Perilerin, tarlalarn srmesini, bahelerini apalamasm veya inek bokunu kremesini bekleyemeyiz, yle deil mi? Ne de olsa, nazik ellerini byle sradan ilere bulatrmazlar. Ve biz, dierleri, yani sanatkrlar," diye gururla ekledi, "Biz de efendilerimizin ihtiyac olan eyleri ya-184- par, karlnda karnmz doyurur ve maaralarda ac ekmeye devam ederiz." Kadn, ban gururlu bir ekilde havaya kaldrarak, plak olmasna karn, byk bir ciddiyetle yrmeye devam etti. Maya, ona yetimek iin admlarn sklatrd. Maya yrrken, sava igdleri, birilerinin kendisini izlediini sylyordu. Etrafna gz gezdirdiinde, baz ta barnaklarn iinde hareket sezdi. Glgelerden kan bir yz, kapnn eiindeki bir el, pencereden kendisini izleyen bir ift gz; ilk bakta gzne arpan detaylard. Sinsice kendisini izleyenlerin varl sinirlerini bozmaya balamt. "Licia..." diye tedirgin bir biimde sordu. Kadn telalandrmak istemiyordu. Licia, "Bover," diye karlk verdi. "Onlar, yabanclardan rahatsz olurlar. Bizim bir kuralmz vardr. Buraya ilk gelenleri karlamak iin sadece bir kii harekete geer. nk yeni gelenler ya ok korkmu ya da ok tehlikeli olurlar. Deneyimlerimizden, buraya gelenleri almalar iin bir sre kendi hallerine brakmann en uygun zm olduunu rendik. Dierleriyle sonra tanrsn. Darda alanlar geldikleri zaman, seni teker teker herkesle tantrrm."

Bir sre sonra, kadnn gl kysndaki barnann yanma geldiler. Bu da dierlerinden farksz, camsz ve kk bir tatan yapyd. Licia, savaya ieri girmesini iaret etti. Tek odadan oluan barnan ii neredeyse bombotu. Yerde, kaim, yumuak ve lifli bir yatak vard. Bununla birlikte, odack tertemizdi ve parldayan altn renkli krelerle aydnlanyordu. Buradaki kreler, dierleri gibi titrek, soluk bir k yerine sabit ve parlak bir kla parldyorlard. Maya, tavandan aaya zm salkmlar gibi sarkan Peri klarna merakl bir ekilde elini uzatarak, neye benzediklerini anlamaya alt. Parmaklarnda n scakln hissediyordu. "Bunlar niye farkl?" diye sordu. Kadn burnundan soluyarak, "Periler byk maaradaki krelerin srekli titrek bir k vermesine zen gsteriyor," dedi. "Bir sre sonra insann ne hale geldiini hayal bile edemezsin. nsan, zihnini hibir eye odaklayamyor. Buradaki klar yle deil nk ben dantel iliyorum. Byle narin bir i iin parlak ve dzgn bir k gerekiyor. Aksi halde, bir sre sonra kr olurum. Geri Perileri rahatsz eden ey, benim kr olma ihtimalim deil, dantellerin arap sama dnmesi ihtimali." Yznde souk bir glmseme belirdi. "Ben, Nexis'in en iyi dantel ileyiiiyim... ya da ileyicisiydim." Kadn eliyle odann dier ucundaki tahta masay iaret etti. Masann zerinde zarif dantel ve iplik makaralar vard. Makaralarn her birinin stnde, renkli birer boncuk duruyordu. Masann zerindeki makaralara, rengrenk ve rmcek a kadar ince iplikler sarlmt. "Periler arasnda yaptm ie byk talep var," diye aklad. "Erkekler ve hatta Hellorin bile ssl psl giysilere pek dkn. Bu sayede, odamda bir masam ve bir taburem bile var. Dierleri, ahrlardaki hayvanlar gibi yerde uyumak ve yerde almak zorunda." Masann altndaki uzun bacakl tabureye uzanarak, "Gel kzm, buraya otur," dedi. "Olduka sarslm grnyorsun ve bu ok normal. Tabureyi keye koy, bylece srtn da duvara dayayabilirsin," diye aklad. Kaln tatan duvarn iindeki glgeli oyua elini sokarak, kabaca yaplm bir mlek kard. "te burada," diyerek Maya'ya bir elma ve bir dilim siyah ekmek uzatt. "Akam dierleri altklar yerden gelene

kadar baka yiyeceimiz yok. Ama ben her zaman acil durumlar iin bir eyler saklarm. Bir eyler yersen kendini daha iyi hissedersin. Ben gidip biraz su getireyim. Biraz rahada ve imdilik ok fazla endielenme. znt maya gibidir, onu beslemeye devam edersen, srekli byr. Hemen geri geleceim." Yalnz kalan Maya, kadnn kendisine tavsiye ettii gibi ta-186 bureyi keye ekerek, srtn duvara dayad. Kendisini o kadar yorgun ve ihanete uram hissediyordu ki kadnn nereye gittiini bile merak etmedi. Sava, Licia'nm su getirmek bahanesiyle, dierlerine neler olup bittiini anlatmaya gittiinden pheleniyordu. Karn alktan kaznmasna ramen, yiyeceklere dokunmad. D'arvan' nasl bulacan dnmeli ve buradan nasl kaacan planlamalyd. Ama ok yorgundu... "te, hemen dneceimi sylemitim" Maya, aknlkla, "Ne?" diye bard. Kadnn varln unutmutu ve korkusundan neredeyse tabureden aa dyordu. Licia, elindeki kupay Maya'ya uzatt. Maya, souk ve sert bir iecek iin ruhunu bile satard. Ama kadnn getirdii sade su lkt ve mineraller ierdiinden sert bir tad vard. Maya'nm su iiini izleyen Licia, alayc bir ekilde kalarn havaya kaldrd. "zr dilerim ama arap sipariimizi henz getirmediler." Maya, "Bana verebileceiniz tek iecek bu mu?" diye sordu. "Hayr, istersen suyu souk olarak da iebilirsin." Maya, "Yedi lanetli iblis," diye kfretti. "Licia, Periler size bu kadar acmasz m davranyor?" Peri savasnn kendisini byk bir souk kanllkla tokatlaym hatrladnda, sorduu sorunun cevabn bildiini fark etti. Licia, "Ne sanyordun ki?" diye bard. Donuk mavi gzleri fkeyle yanyordu. "Onlar iin bceklerden farkmz yok. Biz sanatkrlar biraz daha anslyz. Yeteneklerimize sayg duyuyorlar ve bize daha iyi davranyorlar. Ama sradan iilerin Periler iin hibir deeri yok. Birka lml yaralanr veya lrse ne fark eder ki? Nasl olsa her zaman yenileri esir alnabilir." Maya oka uramt. Her naslsa, D'arvan'n halknn bu kadar acmasz olabileceini hayal bile etmemiti. Birden, Byc-halkm, Perileri bu dnyadan srmek iin

niye srar ettiklerini daha iyi anlad. "Kamaya alan oldu mu?" diye sordu. Licia omzunu silkti. "Bu kk sorunla baa kamayacaklarn m sanyorsun? Bunlarn ne iin olduunu sanyorsun, dekorasyon iin falan m?" diyerek boynundaki zinciri gsterdi. "Bu zincirler, Peri kan ve gerek altn karm bir malzemeden yaplm, byl olduunu sylyorlar. yle grnmyor ama emin ol ki ok salam ve krlmas imknsz. Boynundan karmann bir yolu yok. Bazlar karmay denerken ldler. Ve bu zincir, sadece bizim kle olduumuzu ifade etmek iin yaplmam. Zincirler bizi buraya hapsediyor. Periler, ehirlerinin etrafn byl bir alanla evrelemiler. Eer boynunda bu zincirlerle byl alandan gemeye alrsan, snarak bembeyaz olan zincir, kafan omuzlarndan ayrr." Maya'nm korkudan dili tutuldu. stem d olarak, eli boynuna gitti. Kendisini yakalayanlarn, lanetli zincirlerden kendi boynuna da takp takmadklarn merak ediyordu. Eli souk metale dediinde, kalbi duracak gibi oldu. "Ve bunlar hibir zaman kmyor mu?" diye fsldad. "Hibir zaman?" Licia ban iki yana sallad. "zgnm. Perilerin lmlleri esir aldklar yllar boyunca, tek bir lmlnn bile boynundan zinciri kartlmad. Ve Perilerin bile bu zincirleri karabileceinden pheliyiz." Kalarn atarak, "Lanetli B-yc-halk bile daha iyiydi," diye yaknd. "En azndan onlarn ynetimi altnda istediimiz gibi hareket edip dolaabiliyorduk. Ama Byc-halk yok olarak, bu lanet Perileri bamza musallat etti." Maya'nm kalbinde kk de olsa bir umut belirdi. Byclerin hepsi yok olmad, diye dnd. D'arvan'n, babasnn karna geip lmllerin asla kle edilemeyeceini syleyecek kadar cesaret ve gce sahip olmasn umut ediyordu. "Vahi hayvanlardan farkmz yok," diye fsldad. "Sade-188 ce onlara hizmet etmek iin buradayz." Neyin doru, neyin yanl olduunun, dnyann akm deitirmeyeceinin farknda olacak kadar gereki bir insand. Bir kez daha boynundaki zincire dokundu. Kle veya aalk hayvan, ne fark ederdi? Sonuta bu bir g savayd. Periler, lmlleri kle edecek kadar glyd. Onlar durdurmak iin

yapabileceimiz hibir ey yok, diye dnd. Irkmzn gelecei, onlarn merhametine kalm ve tek umudumuz, bizi serbest brakmaya ikna edilmeleri. Heybetli kule, Hellorin'in saraynn ba tacyd ve Ormann Efendisinin ehrini tamamen grebilen tek yerdi. D'arvan gneye bakan pencereden aadaki ehre gz gezdirdi. Bu ehir, Perilerin zenginliinin sembol ve glerinin kantyd. Kuzey tarafndaki pencere, dalara doru uzanan dar vadiyi gryordu. Bu tarafta ise farkl bir manzara vard. Hellorin'in aalarn arasna gizlenmi ta ocaklar ve madenlerini grebiliyordu. Vadi boyunca ilenmi iftlikler uzanyordu. Bunlarn hepsi, insanlarn kle ediliinin birer sembolyd. Kuzey tarafndaki pencereden bakarken, aada karncalar gibi kmelenmi lmlleri fark etti. Periler keyiflerine bakarken veya evrede avlanrken veya da glnde botlarla gezinirken, kleler lesiye altrlyordu. Kendini sulu hissetmeye balad. Byk Kyametten nce Byc-halkmm da benzer ekilde lmlleri kle olarak kullandn hatrlyordu. Akademideyken, birok Bycnn, lmlleri esir etmenin, doann kanunu olduuna inandn biliyordu. Ne annesinin rk, ne de babasnn rk susuz deildi. D'arvan, iinde byk bir fke ve utancn uyandn hissetti. Lanet olsun Perilere! Hellorin tereddt bile etmeden, Xandimlerin zgrlklerini ellerinden alarak onlar birer binek hayvanna dntrmekle kalmam, imdi de lmlleri kle olarak kullanyordu. Maya'ya ne yapmt? 189 Tm Perilerin can cehenneme! Tm itirazlarna ramen, kuleye Hellorin'in emriyle kilitlendiini biliyordu. ehrin en yksek kulesinin, en tepesine hapsedilmiti. Ormann Efendisi gelip onunla ilgilenene kadar, bu konforlu odada babasn bekleyip sakinlemekten baka aresi yoktu. Hellorin, batan egemenliini kabul ettirmeyi pek severdi. Eer Hellorin, D'arvan'n kendini aresiz hissetmesini ve kk dmesini planlamsa, bunda olduka baarlyd. D'arvan, "Buna izin vermeyeceim," diye mrldand. "Benimle byle oynamasna izin vermeyeceim." Cesaretini yitirmemenin tek yolu, korkusunu fkesiyle bastrmakt. Yerdeki yosun rengi halnn zerinde, her taraf pencerelerle dolu odada volta atmaya balad. indeki

fkeyi bastrmak iin, nne gelen masaya veya sandalyeye tekmeler savuruyordu. Babasna beddualar ederek oday admlarken, keke burada birka Peri olsayd da hncm onlardan kartabilseydim, diye dnd. "Mobilyalara dikkat et, bir gn ihtiyacn olabilir." D'arvan arkasn dndnde, yzndeki alayc glmsemeyle kapda dikilen Hellorin'i grd. "Sen!" diye brd ve eline geen ilk eyi babasna doru frlatt. Ormann Efendisi, evik bir hareketle yana ekildi. Sandalye kapya arparak parampara oldu. Ormann Efendisinin yzndeki ho geldin glmsemesi, uzun sredir kayp olan olunun yzndeki fkeyi grnce abucak yznden silindi. D'arvan, "Seni aalk yaratk!" diye bard. "Hi mi vicdann yok senin?" "Kle gibi altrdklarn da birer insan. Onlarn da bir hayatlar ve aileleri vard. Hayalleri ve umutlar vard. Ya Xandimlere ne demeli? Zavall yaratklar. Sen onlardan sonsuza kadar insanlklarn aldn! Utanmyor musun?" 190 D'arvan'n gzlerindeki souk ve acmasz baklar, Ormann Efendisine Vadideki Bycy hatrlatyordu. Onunla en son karlatklarnda, Eilin kendisine meydan okumutu. Hellorin dilinin ucuna gelen candan karlama cmlelerini unutarak, syleyecek bir eyler bulmaya alt. Eilin ile mcadelesinden sonra, Byc-halka kar daha dikkatli ve saygl olmas gerektiini renmiti. Ayrca, D'arvan yar kan bir Bycyd. Eilin'i kaybettii gibi D'arvan' da kaybetmek istemiyordu. O, yine de tahtnn vrisiydi. Perilere kar olan sorumluluklarnn farkna varmal ve neler yapmas gerektiini renmeliydi. Yine de Hellorin, olunun gnln alarak konumasna balayacakt. Eer olu inat tavrndan vazgemezse, o zaman daha sert davranabilirdi. Ho ve kibar bir sesle, "Mobilyalar saa sola frlatmadan nce, en azndan beni dinleyip neler syleyeceimi duyma nezaketini gsterir misin?" dedi. Gen Bycnn yz, fkeden daha da kzarmt. "Bana Maya'y geri ver, belki o zaman seni dinlerim," diye sert bir karlk verdi. Ormann Efendisi, ban iki yana sallad. "Daha deil, evlat. nce konualm, eer anlaabilirsek, o zaman senin kk lmln serbest brakrm."

D'arvan yumuak bir ses tonuyla, "Ya anlaamazsak?" diye sordu. "Hayr, bu iyi bir anlama deil. Ben onu burada, yanmda istiyorum. Gvende olduundan emin olmak istiyorum. Maya'y buraya getirene kadar seninle bir kelime daha konumayacam." Srtm babasna dnp pencereden tarlalarda alan kleleri izlemeye balad. Bu arsz veletten ve domuz-kafal Byc-halk gururundan sklmaya baladm! Hellorin, fkeden kendini kaybetmek zereydi. Yumruklarn skm, derin derin nefes alarak sakinlemeye alyordu. "yleyse konuma. Ama beni dinlemekten baka aren yok. D'arvan, aramzdaki dmanla bir son verelim. Sen benim olumsun ve tahtn vrisisin. Gerek evin buras, halknn yan. Burada ok gl olabilir ve Periler zerinde sarslmaz bir otorite kurabilirsin. Bir avu lmlnn babanla arana girmesine izin veremezsin. Seni bekleyen muhteem ve gerek kaderin nne gemelerine izin veremezsin. lmller! Aklsz ve ksa mrl yaratklar. By gleri bile yok. Hayvanlardan farkszlar. Buraya hizmet etmek iin getirildiler. Bu onlarn kaderi nk onlar hizmet etmek iin yaratldlar." Hellorin konuurken, D'arvan yerinden bile kprdamad. Yava yava babasna doru dnerken, yz bir granit kadar sert ve demir kadar souktu. Gzlerindeki bak, Ormann Efendisinin kann dondurdu. fkesini gizlemeye alan ince bir sesle, "Sen bir aptalsn, ahlaksz bir zalimsin ve ben senin olun deilim," diye hrlad. "Ya sana senden nefret ettiimi ve tiksindiimi sylersem. Senin planlarnn bir paras olmaktansa, kendimi asarm, zehir ierim veya kalbime bir hner saplarm daha iyi." D'arvan, gzlerini babasnn gzlerinden ayrmyordu. ki adamn baklar, keskin kllar gibi birbirlerine kenetlenmiti. "Keke baka bir zm olsayd. Ama esaret altnda yaamaya katlanamam." D'arvan'm szleri, Ormann Efendisinin kalbini delip gemiti. indeki hayal krkl, buz gibi souk ve demir gibi sertti. yleyse bu korkak ve mzmz ocuk, babasn reddetme cesaretine sahipti. Hellorin'in kalar atld. ok byk bir hata yaptn, evlat, diye dnd. Sana zgrln vererek, sana yalvarp seni ikna etmeye gelmitim. Ama imdi, seni dize getirmenin zaman geldi, diye dnd. nsan formunu istenmeyen bir cppe gibi bir kenara atarak, Perilerin Efendisinin gr-

kemli ve kudretli gerek grnmne brnp olunun karsna dikildi. Vcudunu saran Eski Bynn saf ve vahi gleri, patlayan bir yldzdan yaylan enerji dalgalar gibi etrafa 192 salyordu. D'arvan'm sinerek, bir adm gerilediini grdnde, yznde hain bir glmseme belirdi. Hellorin ban geriye atarak, kahkahalarla gld. "Seni beyinsiz, zavall aptal! Nasl senin baban olabilirim ki? yleyse, kendini asarsn veya zehir iersin veya kalbine bir haner saplarsn, yle mi?" D'arvan'm ie yaramaz tehditleriyle dalga geer bir ses tonuyla, "Merak ediyorum, olum," dedi. "Maya da aynsn yapar myd?" Gen Byc, "Ne?" diye bard. "Lanet olsun, bunu yapamaz..." "Yapamaz mym?" Hellorin'in sesi, kemie saplanan bir haner gibi acmaszd. Tm iyi niyeti yok olmutu. D'arvan kendisine katlrsa, her ey ok gzel olabilirdi. Ama kendisine katlmay reddederse, cesareti krlmal ve yerinin ne olduunu renmeliydi. "Maya artk benim malm, benim oyuncam." Oluna doru eilerek, yumuak bir ses tonuyla, "stediim an ondan kurtulabilirim," dedi. "Tabii ki bana getirdiin iki Xandim at iin de ayns geerli," diye fsldad. Omzunu silkti. "Sana gelince, istediin zaman ehri terk edebilirsin. Ama Xandim atlarna binmeyi reddettiinden, yrmek zorundasn. Ve kilometrelerce uzanan, balta girmemi ormanlarda sa kalacan sanmam," diyerek aklad. D'arvan, "Hayr," diye bard. "Maya'y almadan hibir yere gitmiyorum." Hellorin gzlerini oluna dikti. "Onunla beraber buray terk edemeyeceini garanti ederim. Onun zerindeki tm haklarn, baban ve atalarn reddettiinde kaybettin," dedi. "Artk, tahtn bir vrisi olmadna gre, belki de ben Maya'y kendime e olarak alrm. Bana ne gzel oullar verecektir, yle deil mi?" Ormann Efendisi daha ne olduunu anlayamadan, D'arvan'n ellerinden kan bir ate topu, yzne doru frlad. Hellorin, son anda glerini odaklayarak, bir kalkan oluturmay baard. Ate topu, grnmez engele arparak patlad ve 193 akkor kvlcmlar saarak dald. Yere den ate paralar, yosun yeili halda yer yer yanklar oluturmutu.

Hellorin abucak kendine gelerek, ban arkaya atp glmeye balad. "yi iti, evlat. Kk eniin dileri olduunu grmek gzel." D'arvan, nefes nefese arkasndaki duvara yasland. Yz bembeyazd. Hellorin'in dudaklar eytani bir glmsemeyle kvrld. "Ama bahse girerim, bunu tekrar yapamazsn. En azndan bir sreliine. Sen bir Toprak-Bycssn, D'arvan. Byle msrif bir ekilde etrafa ate toplar samak seni ok yormu olmal." Ormann Efendisi, D'arvan'a yaklap gzlerinin iine bakt. "Bu kadar samalk yeter. Sana, grevine bal bir oul gibi benimle ibirlii yapman iin yeterince ans verdim. Ama bana saygszca meydan okudun. imdi sana neler olduunu anlataym. Byc-halkm zaman sona erdi. Onlarn yerine Periler, her yere hkmedecek. imdi ehrimi de ina ettiime gre, artk Nexis'i igal ederek, Nexislileri de hkmdarlm altna almay planlyorum. Sadece senin geri dnmeni bekliyordum. Nexis'in sana sunulacak en gzel hediye olduunu dnyordum." D'arvan, "Ne?" diye lk att. "Ama bu ok mantksz!" Hellorin omzunu silkerek, "Niyeymi?" diye sordu. "Bu zavall insanlar biri ynetmeli. Ayn anda iki yerde birden olamayacama gre, buray benim, Nexis'i de senin ynetmen en uygun zm olur. imdi seni zor bir seim bekliyor. Teklifimi kabul edersen, Nexis'e hkmedip lmllere nasl davranmak istiyorsan yle davranabilirsin. Ayrca, Maya'y da kralien olarak yanma alp bana torunlar yapabilirsin, ne dersin?" D'arvan sakin bir ses tonuyla, "Ya reddedersem," diye 194 sordu. "O zaman bana ne yaparsn?" "Sana hibir ey yapmam. Daha nce de sylediim gibi ehri terk etmekte zgrsn. Ama artk benim olum olmayacana gre, Nexis'i de bir bakas ynetir ve klelerime istedii gibi davranr. Maya'y da ben kendime e olarak alrm." Duraksayarak, "Karar ver, evlat. Sabrm tkenmeye balyor, bir daha sormayacam," diye devam etti. D'arvan yzn ellerinin arasna alarak yenilgiyi kabul etti. "Pekl, Baba," diye fsldad. "Benden istediklerim yapacam." Ayaa kalkarak, gzlerini

Ormann Efendisinin gzlerine dikti. "Ama baz artlarm var." XII Air^Bedel lm, Ruhlarn Kuyusundan geri ekilerek, "te balyor," dedi. Kuyunun iindeki Aurian ve Forral'm grnts kaybolarak, yerini tekrar dipsiz karanln iinde yzen yldzlara brakt. lm'n, siyah cppesinin balyla glgelenen yznde sinsi bir glmseme belirdi. Adam olmaz, durdurulamayan Byc, dnyaya geri dnmt ve bir ann yerini dierinin aldm fark etmiti. Bu, ilerin daha da enteresan bir hale brnmesini salyordu. lm, kutsal korunun iinden geerken, hangi Bycnn ksa sre sonra yanna geleceini merak ediyordu: Eliseth mi, Aurian m? lm, aalarn arasndan ktnda, durarak sessizce kfretti. Domuz-suratl, aptal Anvar, orada durmu, kendisim bekliyordu. Byc, lm'n nn keserek, "Orada ne grdn?" diye sordu. "Geri dnd, deil mi? Bunca zaman sonra, Aurian dnyaya geri dnd... bunu hissedebiliyorum. Biz By-chalktanz, birbirimizin ruh ei ve kaltlarn yneticileriyiz. Aramzdaki ban kopmas iin lmden daha fazlas gerekli. Beni geri gndermelisin, burada bekleyemem. Ben, gerekten lmedim. Gitmeme izin vermelisin! lm, alayc bir ses tonuyla, "Her halkrda," diyerek souk gzlerini Anvar'dan ayrmadan, "Szlanp ikyet etmenden skldm; o kl ustas yeterince ktyd ama 196 sen..." diye devam etti. Hayaletin gzlerinde akan krmz kvlcmlar, fkesini dile getiriyordu. Anvar daha fazla konumad. Ama lm'n nnde dikilmeye devam etti. Hayaletin gzlerindeki kvlcmlar, daha da parlak bir alevle yanmaya balad. lm, "yleyse git," diye homurdand. "Seni engellemeyeceim. Eer bir k yolu bulabilirsem git. Dnyalarn arasndaki diyarda, her yeri kefedecek kadar vaktin oldu. Buradan tek k yolunun, Ruhlarn Kuyusu olduunu artk biliyorsundur." Anvar inat bir ekilde, "Baka bir yol olmal," diye srar etti. "Aurian ve ben, daha nce de buraya gelmitik. Ye canllarn dnyasna geri dndk. Eminim ki benimle oyun oynamaktan skldn zaman, bana k yolunu syleyeceksin. Ama seni uyaraym, senin bana

yle dertler aacam ki ksa sre sonra benden sklacaksn." Hayalet i ekerek, "Senden imdiden sklmaya baladm, inan bana," dedi. "Pekl, buradan kamana yardm edemem ama buray terk etmenin bir tek yolu var ve onu sana syleyebilirim. Sen ve o lanet Byc ldeyken karlamamz hatrlyor musun? Aurian'm ruhu kapdan gemiti ve sen onu aramak iin gelmitin." Anvar, "Pek unutabileceim bir deneyim deil," diye karlk verdi. "Onu buraya kadar takip etmitim ve sen ikimizi de geri gndermitin. Niye imdi de beni geri gndermiyorsun?" "nk o zaman senin ruhun halen canllarn dnyasndaki vcuduna balyd. Bu ba, ikinizi birden geri gndermeme yardmc oldu." Anvar, "Ama benim ruhumun hl canllarn dnyasyla balants var," diye itiraz etti. "Vcudum orada. Ama o hain pi tarafndan alnm durumda ve..." lm, "Ve artk o bede sana ait deil," diye karlk verdi. "Bu konuyu istediin kadar tartabilirsin ama sen lsn. Canllarn dnyasma geri dnebilmen iin, birinin seni aramak iin buraya gelmesi lazm. Dua et de Aurian, kl ustasnn es- 197 ki ruh einden daha iyi bir sevgili olduuna karar vermesin. Seni arayp bularak geri gtrse bile, Kazan bulunmazsa, v-cutsuz bir ruh ve sahipsiz bir hayalet olmaktan teye geemezsin. Byc Kazan bulsa bile, inat Forral' senin vcudunu terk etmeye ikna etmelisin. Forral, vcudu terk etmeyi reddederse ya bana geri dnersin ya da sonsuza kadar dnyada bir hayalet olarak dolarsn. Ve tamamen unutulduunda, ruhun yok olur ve varln da sona erer. Beni dikkatli dinle, Anvar, eer geri dnmek istiyorsan, risklerin ne olduunu iyi anlamalsn. Kl ustas vcudunu terk etmeyi reddederse, vcudunu geri almak iin onunla savamak zorunda kalabilirsin." Forral, Anvar'm uzun bacaklarn karnna ekip stne rtt incecik cppeye sarlp yeraltndaki souk odada, kvrld yerde snmaya alyordu. Souk ve karanlk umurunda deildi. Yan banda oturan Aurian'n tatl scakln hissediyor, kk hrszla yumuak bir ses tonuyla sohbet ediini dinliyordu. Her ne kadar eski ann kiiliindeki deiikliklere henz alamasa da, birbirlerini birazck da olsa anlamaya balamlard. Ama Bycnn otoritesini kabul etmek zorunda kalmt.

Forral, Aurian'n yardma ihtiyac olduu anda canllarn dnyasma dnerek onun yanma geldii iin ok mutluydu. Her zaman onunla ilgilenmemi miydi? Ama Aurian, yetikin bir Byc ve iyi bir sava olduunu ifade ederek, Forral'm koruyucu varlna ihtiyac olmadn sylemiti. Sanki bir ocukmu gibi, kl ustasnn srekli kendisine gz kulak olmasn istemiyordu. Zaman her eyi belli edecekti. Forral, her zaman Aurian' korumutu ve imdi onu korumaktan vazgeecek deildi. Forral, kk hrszn neler anlattna konsantre olmas gerektiini biliyordu ama dnceleri hep baka eylere odaklanmt. Yorgun olmasna karn, mucizevi bir ekilde 198 hayata geri dnd gnn bir dakikasn bile baka eyler dnerek geirmek istemiyordu. lm'n krallnn sonsuz monotonluundan sonra, bu souk odann nemli, tozlu havas, Forral'a tatl bir arap gibi taze ve gzel kokulu geliyordu. Snmeye balayan mine ve odadaki glgeler bile, gzne prl prl, rengrenk grnyordu. ki mrldanan sesin konumas, gl ve ahenkli bir melodiye benziyordu. stne rtt giysinin dokusunu ve ann vcudunun scakln hissettike ii iine smyor, heyecanlanyordu. Forral, deneme amal olarak sa kolunu havaya kaldrd. Kendi vcudunun kollar kadar kasl deildi ama eklemleri esnek ve kavray glyd. Biraz antrenmanla bu vcudu ekle sokabilirim, diye dnd. Kl ustas aniden gzlerini aarak, dncelerinin gidiatndan dolay dehete kapld. Bu, kendi vcudu deil, Anvar'm vcuduydu. Vcut, kendisi iin dn alnm bir giysi gibiydi. Zaman geldiinde ald dn vcudu sahibine geri vermeliydi. Niye? Zihninin derinliklerinden gelen sinsi sesi bastrmaya almad. Tekrar geri kazanmken, bunca gzellii ve mutluluu brakmann ne anlam var? Forral, yannda oturan Aurian'a uzun uzun bakt. Bam, kk hrsza doru emiti. Eer bu vcudu geri vermezse, Aurian sonsuza kadar kendisinin olabilirdi. "Ama bana ait deil," diye mrldand. Belki deildir. Ama Aurian'm bu yeni eklinden holandn biliyoruz, yle deil mi? Forral, Anvar' kskanmaya balamt. Niye Aurian, Anvar'm olsun ki? O, nce beni sevdi ve artk Anvar yok. Onun yerini aldm. Zamanla Aurian'm kalbini tekrar kazanabilirim.

Ayn sinsi ses, Tabii ki kazanabilirsin, diye zihninde yankland. Niye kazanamayasn ki? lmn senin hatan deildi. Daha vaktin dolmamt. Hazr deildin. Aurian gerei kabul edecek. Hayat boyunca seni sevdi. Ve imdi, bir de olunuz var... Kes unu, diye kendi kendine sylendi Forral. Bunun doru olmadn biliyorsun. Kendinden utanmalsn. Ama bir kez daha sahip olabileceklerini dnd: Gnein gkyznde douu, scak banyo, souk bira, kalabalk meyhanelerin curcunas, babalk yapmann heyecan... Tekrar, Aurian'a bakt. Zihnindeki ses, Bunlarn hepsi senin olabilir ve Aurian da, diye fsldad. Forral, fsldayan sesi zihninin derinliklerine gmmeye alt. Bir sre kar koyduktan sonra, ses kayboldu. Ama Forral, sesin geri geleceini biliyordu. Kendine gelip etrafna gz gezdirdiinde, kl ustas izlendii hissine kapld. evresine bakmdmda, byk kedilerden birinin alev alev gzlerini kendisine diktiini fark etti. Yaratk ok vahi grnyordu ve bir eyler biliyormu gibi duruyordu. Sanki zihninden geen en derin srlar bile okuyabiliyordu. Forral, abucak kendini toparlayarak, bu kadar aptal olma, diye kendi kendine sylendi. Aurian, kedilerin syledii her sz duyduunu iddia etse de, sonuta onlar hayvand. Shia, trnaklarn odann abucak ufalanan ta zeminine geirdi. Aptal lml! Bir Bycnn vcudunu igal etmi durumda ama elinin altndaki glerin farknda bile deil. Bu konuda onu bilgilendirecek de deilim, diye dnd. Ne de olsa, bu insana gvenmiyordu. Shia ile Anvar'n zihni arasndaki zihinsel iletiim kanallar hl alyordu. Byk kedi, Forral'm aklndan geen tm dnceleri okumutu. Shia, Anvar' da Aurian' sevdii kadar seviyordu. Aurian gibi, onu da korumak iin her eyi yapard. Forral'm, Bycnn bedenini geri vermeye niyetli olmadn rendiinde, iindeki fkesi gittike younlamaya balamt. imdilik sakin kalmas gerektiini biliyordu. Bu adam, Aurian iin nemliydi ve Kadeh bulunana kadar, iinde bulunduklar durumu deitirebilecek hibir ey yapamazd. Hepsi, ortak dmanlarn yenmek iin ibirlii yapmalyd. imdi Forral'la atmak, kimseye bir ey kazandrmazd.

Shia, isteksizce, Aurian'a hibir ey sylememeye kadar verdi. imdi byle konular konumak iin doru zaman deildi. Yine de, gelecekte bu insan daha yakndan izlemesi gerektiine karar verdi. Rasvald, Lord Pendral'm kpekleri yannda olduu iin kretti. Onlar olmasa, on bin yl bile gese, kk hrsz bulamazd. Hrszn ayn yerde dnp duran ayak izlerine baklrsa, bu tneller labirentinde kaybolduu anlalyordu. Ama iki kpek, hataszca, kaan kokusunu takip ediyordu. Kpeklerin dn yolunu bu kadar becerikli bir biimde bulamayacaklarna inanan Rasvald, getikleri koridorlarn duvarlarn tebeirle iaretliyordu. Yerin altnda o kadar ok tnel vard ki Rasvald, stlerindeki tepenin hl nasl ayakta durduuna hayret ediyordu. Akademinin hl kmemi olmas hayret vericiydi. Her ne kadar tek bir hrsz yakalamak iin yannda bir dzine adam da getirmi olsa, Rasvald'm ii rahat deildi. Rasvald, tylerimi diken diken eden ve iimi rperten sadece karanlk ile souk deil, diye dnd. Burada bir eyler vard. Bycler ayrldktan sonra, sanki kt bir varlk, hl tnellerde dolamaya devam ediyordu. Rasvald, kendi kendine, "Hayalet diye bir ey yok!," diye fsldyordu. "Hayalet diye bir ey yok!" Zihninin bir kesinde, alayc bir kahkaha yanklanyordu. Byc-halkm hayaletlerinin var olup olmadn anlamak mmkn deildi. Mealelerin titreyen , korkutucu glge oyunlarna sebep oluyordu. Her ne kadar askerlere homurtu ve fsltlarn kesmelerini sylemise de, ta zeminde yankla- 201 nan ayak sesleri tm dier sesleri bastryor; kpeklerin havlamalar ve nefes alp verileri, dier seslere kararak koridorlarda yanklanyordu. Rasvald, kk hrsza gittike yaklatklarn biliyordu nk kpekler heyecanlanmaya balamlard. Hayvanlar tasmalarna yle sert aslyorlard ki bakclar admlarn hzlandrarak, dengelerini kaybetmemeye alyorlard. Rasvald, "Lanet yaratklarn sessiz olmalarn istiyorum," diye homurdand. "Onu geldiimizden haberdar edecekler." Kpek bakclarndan biri, Rasvald'a dondurucu bir bak atarak, "Efendim, bunu kpeklere kendiniz sylemek ister

misiniz?" dedi. "Belki de elinizle azlarn kapatarak onlar susturabilirsiniz. Belki de kafanzla?" Rasvald, "Diline hkim ol," diye serte karlk verdi. Ama konuyu daha fazla uzatmak istemiyordu. Adamlarndan birini nden gndererek, bir sonraki yol ayrmnda etraf kolaan etmesini ve evresine kulak kabartmasn istedi. Kpekler o yol ayrmna varp gidecekleri yn belirlediklerinde, adam yine bir sonraki yol ayrmna gnderdi. Adam gittii yerden koarak geri gelerek, "Efendim, ilerde sesler duydum," diye rapor verdi. Grince'in kalar atld. "Yeni kanunlar, her yerde yeni kanunlar. Lanet garnizon askerleri her yerdeler! Gerekten, Leydim, ehri Lord Vannor ynetirken, drst bir hrszn geimini salamas mmkn deildi." ekti. "unu da kabul etmeliyiz ki birok insan daha iyi durumdayd. Sonra, aptal Vannor, birden lanetli Perilere sava amaya karar verdi." Aurian, nefesini tutarak, "Ne yapmaya karar verdi?" diye sordu. "Ama bu delilik!" Forral, "Vanno asla bunu yapmaz, o kadar aptal deildir," diye itiraz etti. Grince, herkesin sakinlemesini bekleyerek, "Ama yapt, 202 bana inann!" diye ekledi. Grince, yaklak on ay nce, garnizondaki askerler- ve Nexislilerden askere alnanlardan byk bir ordu oluturularak, Perilerin yeni ehrine saldrmak iin kuzeye doru harekete geildiim anlatt. Parric, bu saldr fikrinin lgnlk olduunu ne srerek, askerlerinin hayatn tehlikeye atmay reddetmiti. Sonu olarak, Vannor tarafndan Nexis ordusuna komuta etmeye ikna edilmiti. Kuzeye giden ordudan bir kii bile geri gelmemiti. Parric'in de askerleriyle beraber ld dnlyordu. Bununla birlikte Periler, intikam almak iin Nexis'e saldrarak, ehri yamalamlard. Perilerin saldrsnn ehrin zerindeki etkisi, birka ay nceki deprem kadar ykc olmutu. Grince, "ok kt gnlerdi," diye mrldand. "Birok insan ldrld ve birou da karld. Periler, Lord Vannor'u da evinden alarak yanlarnda gtrdler. Ben adaletin yerini bulduunu dnyordum ama sonra o kt kalpli pi, Lord Pendral ehrin ynetimini eline geirdi." Sesi ciddileerek, yzn fkeyle buruturdu. "Pendral, ehri sk ynetim altna alm durumda. Zaten

baka aresi de yok. nk halk ondan nefret ediyor. Frsatn bulsalar, onu diri diri gmerler." Byc anlatlanlar duyunca hayal krklna urad. Hepsi benim hatam, diye dnd. Eer ben Alevlerin Klcn alabilseydim, lanet Periler de serbest kalmayacakt. Shia, "Samalk!," diye kar kt. "O aptal insan Perilere sava amas iin sen mi zorladm? Onlara Peri ehrine saldrmalarn sen mi syledin?" Aurian, "Haklsn," dedi. "Yine de, tamamen susuz saylmam." Yumruklarn skt. Belki de Parric tutsak edilmitir, diye dnd. O gl ve yal bir ba belasdr, ldne inanmyorum. Kendi gzlerimle grmeden buna inanamam. "Dinle, Grince," diye ekledi. "Bu Peri ehri tam olarak ner-de?" diye sordu. Hrsz omzunu silkti. "Nereden bilebilirim? Hayatm bo203 yunca Nexis'ten dar kmadm." Grince, Vannor'un Peri ehrine saldrdn syleyene kadar sessiz kalan Forral, dirseiyle Bycy drtt. "Bu ehirde tandmz ve gvenebileceimiz kimse kalmam m? Birazck olsun beyni alan birileri yok mu?" Aurian gzlerini kapatarak, eski dostlarnn yzlerini hatrlamaya alt. Birou lm veya yok olmutu. Bazlar ise ok yalanm olmalyd. "Buldum!," diye bard. "Grince, hi Hargorn adnda bir savadan bahsedildiini duydun mu? imdiye kadar oktan aktif grevinden emekliye ayrlm olmal." Grince'in yznde scak bir glmseme belirdi. "Bunu asla tahmin bile edemezsin." Shia ve Khanu ayn anda kkreyerek, "Tehlike," diye bardlar. "Dmanlarmz saldryor." Forral, tehlikeyi sezer sezmez eski sava igdleri aa kt. Klcn knndan ekerken, Aurian'm da ayn anda klcn ektiini duydu. Finbarr bir ate topu yarattnda tm oda aydnland. Arivci, elinde tuttuu ate topuyla, dmanlarn gelmesini bekliyordu. Grince, geri ekilerek, odann karanlk bir kesine sindi. Bir elinde tuttuu ba sk sk kavrarken, yzn korkuyla buruturmutu. "Beni almalarna izin vermeyin," diye yalvard. "Leydim, ltfen. Pendral benim ellerimi keser..."

Forral, hrszn kendisinden deil de Aurian'dan yardm istediini duyunca rahatsz oldu. Burada sava olan kim, diye dnd. Aurian, "Seni alamayacaklar, Grince," diyerek hrszn iini rahatlatt. "Buna izin vermeyiz." Karlarnda yalnz ve savunmasz bir hrsz bulmay mit eden askerler, odadaki silahl bycy grnce olduklar yerde donup kaldlar. Ama kpekler, aradklar kiinin ier-204 de olduunu grnce, hrszn olduu yne doru atldlar. Shia, en yaknndaki kpein stne atlayarak, zavall yaratn ayaklarn yerden kesti. Byk kedi ve kpek, alt alta st ste yuvarlanarak, kitapln raflarn devirip ciltlerin etrafa salmasna sebep oldular. ki yaratk, birbirlerine kenetlenmiti. Peneler, uzun sivri diler ve havada uuan hayvan tylerinden oluan tek bir vcut halini almlard. Birbirlerinden ayrldklarnda Shia, kpei keye sktrmt. Hayvan, bir saa, bir sola hareketlenerek, Shia'nm yanndan kap kurtulmann bir yolunu aryordu. Dier kpek, hrlayan Khanu ile yz yze geldiinde kuyruunu kstrp kamaya balad. Kaarken iki askeri devirmi ve bakcs ne olduunu anlayp tasmay elinden brakana kadar, onu da beraberinde metrelerce srklemiti. Askerlerin soluk yzl lideri, endieli bir yz ifadesiyle, bir adm ne kt. Forral, onun, yllar nce garnizona acemi er olarak alman Rasvald olduunu hatrlad. Baarl olamaya-rak, garnizondan atlmt. Parric, bu yeteneksiz gencin asla iyi bir asker olamayacan sylemiti. Aka grlyordu ki Rasvald, svaribam haksz karmann bir yolunu bulmutu. Titreyen komutan, "Beyefendiler ve Leydi," diye kekeledi. "Akademiye izinsiz olarak girdiimiz iin zr dileriz ama emirlerimizi Lord Pendral'dan alyoruz. Kendisi, Nexis ehrinin yeni Efendisi." Forral, komutann hem zr dileyip hem de ayn anda suu bakasnn zerine atmasndan etkilenmiti. Sonra Parric'in Rasvald ile ilgili syledii szleri hatrlad. "ki yzl, gelincik klkl, kk pi." Rasvald, konumaya devam ediyordu. "Siz saygdeer Bycler, byk olaslkla bir sulunun evinize szdn fark etmediniz. Ama bu konuyu kendinize dert etmeyin, biz bu sorunu zeceiz. Lord Pendral onun iini grdkten

sonra, bir daha asla hrszlk yapamayacak hale gelecektir, bana inann." Son szleriyle beraber, Aurian'n yz ifadesinin daha da 205 souk bir ehreye brndn grnce, bir an duraksad, sonra konumaya devam etti. "Yalvaryorum, Leydim, bize kzmayn. Biz sadece emirleri yerine getiriyoruz. Buray terk edip bir daha asla geri gelmeyeceiz, yemin ederim. Tek istediimiz kk hrsz..." Aurian, souk bir ses tonuyla, "yleyse onu alamayacaksnz," diye aka ifade etti. "Sana tavsiyem, kimse zarar grmeden adamlarn alp buray terk etmen." Komutan, "Leydim, ltfen, anlamyorsunuz," diye itiraz etti. "Eer hrsz almadan geri dnersem, Pendral beni ldrr." Aurian gzlerini bile krpmadan, "Ya o, ya ben," dedi. "Seimini yap." Rasvald, ban kaldrarak Byc-kadmm yzne bakt. Aurian'n yzndeki talam, souk, tehditkr ifadeyi ve gzlerindeki lm soukluunu grnce, Lord Pendral'm gazabnn ok daha masum olduunu dnd. Ayrca, Byc-halkm Nexis'e geri dnd haberini, birinin Pendral'a ulatrmas gerekiyordu. Sadece, bu haberi aldna memnun olmasn ve hayatn balamasn umut ediyordu. Rasvald, "Leydim, ltfen beni affedin," diye szland. "Bir hata yapm olmalyz. Gryorum ki arkadanz, bizim aradmz kii deil. zninizle imdi askerlerimi de alarak buray terk edeceim. Bylece ehirdeki aratrmamz srdrebiliriz," diye aklad. "Tabii ki, komutan. Size zorluk karmayacaz." Rasvald titremeye balad. Her naslsa, Byc-kadmm kibirli merhameti, fkeli dmanlndan daha rahatsz ediciydi. Daha fazla konuarak ban belaya sokmak istemeyen komutan, eilerek selm verdi ve adamlarna odadan kmalarm emretti. Arkasn dnp odadan kmadan nce, son bir kez kk hrsza doru zehirli bir bak attnda, Grince'in elindeki ba brakarak, kendisini ve askerlerini tahrik et-206 mek iin terbiyesiz el, kol hareketleri yaptn grd. yle veya byle seni yakalayacam kk pi, diye dnd. Byc arkadalarnn arkasna sonsuza kadar gizlenemezsin. Henz bitmedi.

Shia, geri ekilerek, hayvan terbiyecisinin, keye skm kpein tasmasn takmasna izin verdi. Askerler telala oday terk ederken, Aurian vicdanyla ba baa kald. lerinden birinin bile Lord Pendral'm yanma geri dnerek, Byclerin Nexis'e geri dndn sylemesine izin vermemeliydi. Olas zmler imek hzyla aklndan geti. Bir dzine asker, iki byk kpek ve bakclar, dorudan bir saldr iin kalabalk saylrd. Geri Forral ve byk kediler yanmdayken kimin galip geleceini biliyordu ama risk almak istemiyordu. Arkadalarndan birinin veya kendisinin, yaralanmas veya lmesi muhtemeldi. Ayrca, kacak karklkta, askerlerden bazlarnn kap ehre kmayacan kimse garanti edemezdi. Byc, Finbarr'm vcudundaki lm Hayaletini serbest brakarak, adamlarn stne salmay dnd. Ama bu ok tehlikeli olurdu. Onlar bir zaman bysnn iine hapsetmeyi dnd ama ayn anda hepsini birden zamanda don-duramazd. Bir ksmn zaman bysyle hapsederken, dierleri kaabilirdi. Ama bir tanesi bile kamamalyd. yleyse tek bir seenek kalyordu... karanlk, rktc ve kt bir seenek. Karlnda ar bir bedel demesi gerektiini biliyordu ama ne yapabilirdi? aresizce, baka seeneim yok, diye dnd. Ve hzl hareket etmesi gerekiyordu. Yapaca eylemlerin sonularn dnecek vakti yoktu. Topran Asasn kemerinden alarak, iki eliyle sk sk kavrayp daha nce birok kez yapt gibi glerini asaya odaklad. Zihni tnellerde gezinerek, geri ekilen askerlerin tam olarak nerede olduunu anlamaya alt. Onlar bulduunda, iradesini askerlerin stndeki tavana odaklayarak, ta yzeyin ze- 207 rinde bir krk veya yark aramaya balad. lk bulduu atlaktan ieri szlp Asann tm gcn tan zayf noktasna odaklad. Forral, tnellerden gelen gmbrty duyduunda, ayaklarnn altndaki zeminin sarsldn hissetti. "Neler oluyor?" Yan bandaki Aurian yere ylrken, gzlerindeki ac eken ifadeyi grdnde, sevgilisinin ne yaptn anlad. Korkuyla rperdiini hissetti. Gzlerine inanamyordu. Bunu yapm olamazd. Bunu yapan Aurian olamazd. Nasl byle soukkanllkla bir dzine adam by ile ldrebilirdi? Ama yapmt. Kendisi gibi birer asker

olan o adamlar, sadece emirleri yerine getiriyorlard. Ve imdi tonlarca arlktaki kayalarn altnda cansz yatyorlard. Adamlar adil bir dvle deil de kt bir byyle ldrlmt. Aurian, yere melmi, sanki yapt kt bynn utancn gizlemek ister gibi elleriyle yzn kapatmt. Kesik kesik nefes alyor, hkryordu. Alayacak gibi deil de kusacak gibi duruyordu. Forral, tiksinerek, fkeyle Bycye bakt. Tand ve sevdii gen kzn bu kadar deimi olabileceine inanamyordu. "Lanet olsun," diye fsldad. Arkasn dnerek Aurian'dan uzaklat. XIII BoYn/ZLU Atn Efeitds Jarvas, uykusuz geen bir gecenin ardndan, rhtm kysndaki barna Benziorn'un sorumluluuna brakarak, ehre inip Grince'i aramaya balad. Hrsz dn akam eve gelmemiti. Jarvas, Grince'in bana kt bir ey gelmesinden korkuyordu. Hrszn neler planladn biliyordu ve onu bu delice plandan vazgemeye ikna edemedii iin kendini suluyordu. Grince eline geen bu ans deerlendiremedii iin onu hibir zaman affetmeyecek bile olsa, onu bayltp bir yere kilitlemeliydi. Yine de bu, Lord Pendral'm mcevherlerini almaya kalkarken yakalanp ikence grmesinden daha iyi saylrd. Jarvas, yllar nce, Grince'i barnan soymaya kalkarken yakalamt. O zamandan beri kendini ondan sorumlu hissediyordu. Kk hrsz, o zamanlar on drt yanda bir sokak ocuuydu. Barna kendisi iin deil de kpeinin kamn doyurabilmek iin soymaya kalkmt. Lord Vannor'm baarl ynetimi srasnda, Byk Kapalar yeniden almt. Garnizonun askerleri ehrin kontroln salamakta yle baarlyd ki, Grince evini kaybetmi, geimini zor salamaya balamt. Jarvas, Grince'in kpei Sava'y grdnde, onun Emmie'nin kpei Frtma'nm yavrusu olduunu anlamt. O zaman, hrszn Tilda'nm olu olduunu fark etmemiti. Benziorn ile beraber, smaklar saldrya uradnda, Grin-ce'in ldn dnyorlard. Ama Grince'in sa kalarak, ehirdeki yaamn hrszlk yaparak srdrdn duyduk- 209 larmda ok armlard. Geen yllar boyunca Jarvas, bu ksz ocua babalk yapmaya almt. Ama Grince, Tilda hayattayken bile kimseye

gvenmiyordu. Bakalarndan yardm almaktansa, kendi bann aresine bakmay tercih ederdi. Her zaman akgz ve kimseye gvenmeyen vahi bir hayvan gibiydi. Otoriteden ve sevecenlikten anlamyordu. Emmie, onun akln bana getirmesini salayabilirdi. Ama o da, kaaklarla beraber gitmi ve Gece Kaaklarnn lideri Yannis ile evlenmiti. Yannis, artk iyice yalanm Rema-na'dan, gizli yeralt kompleksinin ynetimini devralmt. Duyduu kadaryla Remana, mutlu bir hayat sryordu ama yllardr Nexis'e geri dnmemiti. Jarvas, yal kadna, kk hrszn yeniden ehirde grldn sylememiti. Zaten kadnn ii bandan aknd ve kk hrsz oktan unutmu olmalyd. Grince, Jarvas'n tavsiyelerini dinleyip hrszl brakarak kendisine farkl bir meslek bulmay reddetmiti. Hibir ey, Grince'i alma alkanlndan vazgeiremiyordu. Jarvas, aresizlikten hrsz cezalandrmay ve dvmeyi de denemi ama bu sefer de Grince, haftalarca ortadan kaybolmaya balamt. Sadece ok ihtiyac olduunda veya kpeini zlediinde Jarvas'm smana geliyordu. Jarvas, kk hrszn kalbinin ktlkle oldu olmadn biliyordu. Eer acmasz ve ahlaksz biri olsayd, sorunu kknden halletmek Jarvas iin daha kolay olacakt. Ama artc bir biimde, hrszn kalbinde gaddarlk ve hainlikten eser yoktu. Hrszlk onun iin bir geim kaynayd ve zc bir biimde, yetenekleriyle gurur duyuyordu. Hrszln kendisine salad zgrln tadn kartyordu. Jarvas, bu zor ocuun sorumluluunu omuzlarnda tamaya kararlyd. Ama Grince'in otoriteye kar olan nefreti, onu endielendiriyordu. Byk Kapalardaki geici evi, za-vall hrszn hayat boyunca kendini gvenli hissettii tek yerdi. Evini kaybetmesinden, Nexis'in Lordunu sorumlu tutuyordu. Vannor'un kaybolmasyla beraber Lord Pendral, ynetimi eline alm ve hrszl nlemek iin ok ar cezalar yrrle koymutu. Jarvas i ekti. Hrsz, gittike artan riskler alyordu ve Nexis gibi ok byk olmayan bir ehirde eninde sonunda yakalanacakt. Ama her ey bu kadar basit deildi. Geen sene, Grince'in nefretini krkleyen bir olay yaanmt. Pendral'm askerleri, Grince'in ok sevdii kpei, Sava'y ldrmlerdi. Bir asker hrsz tanm ve kovalamaya balamt. Artk on yanda olan Sava, hrsz kadar

hzl koamadmdan geride kalmt. Grince, kpeine yardm etmek iin geri dneme-den, hrszn ellerinden kamasna sinirlenen bir asker, kpei ldrmt. < Jarvas, bir sre Grince'ten midini kesmiti. Kk hrsz, konumak istemiyor, yemek yemeyi reddediyor ve uyuyam-yordu. Sava onun her eyiydi: Ailesi, dostu, koruyucusu ve yolda. Grince, gnlerce sman yatakhanesindeki kk odasna kapanm ve bo gzlerle tavan izlemiti. Endieyle Grince'i izleyen Jarvas, onun aladna tank olmamt. Sava'nm lmnden sekiz gn sonra hrsz, ortadan kaybolmutu. Tam Jarvas onu aramak iin adamlarn organize ederken, afan ilk klaryla beraber Grince, smaa geri dnmt. Hrszn elleri kana bulanmt. Grince'in gzlerinde, daha nce Jarvas'm hi grmedii souk ve yetikin bir ifade vard. Yine de, Jarvas'm boynuna sarlarak hngr hngr alamt. Hibir zaman neler olduunu anlatmamt. Ama ssz bir sokakta askerlerden birinin boaznn kesildii haberini aldklarnda kimse armamt. Jarvas, o gnden sonra Grince'in kiiliinin deitiini gzlemliyordu. Snaktaki dostlar iin Grince, ayn sevimli ve utanga genti. Ama daha az srtyor ve hi glmyordu. Bir zamanlar ocuk oyunu gibi elendii hrszlk iini, artk 211 ok ciddiye alyordu. Hrszn gz artk ykseklerdeydi. Eskiden yiyecek, giyecek ve geimini salamak iin bir miktar para alan hrsz, artk deerli mcevherler ve altn paralar alyordu. iman ve zengin tccarlarn para kasalarn yamalyor, bir aylk kazanlarn ellerinden alyordu. Jarvas, bu kadar parayla ne yapacan veya ne satn alacan merak ediyordu. Ama Grince'in hrszlk tarzndaki bu deiim, ok daha byk bir plann provasn yapabilmek iindi. Hep nceki akamki byk i iin hazrlanmt. Pendral, hrszdan dnyada en ok sevdii eyi almt ve hrsz da o gnden beri intikamn nasl alacan planlyordu. Jarvas'n tyleri diken diken oldu. Zavall Grince! Hatalar olduu doruydu ve o mcevherleri almaya kalkmas yanlt ama ban ne kadar byk bir belaya sokmu olabileceini dndke, rperiyordu. Basit hrszlar kamlanarak cezalandrlr ve ehrin zarar grm yerlerini yeniden ina etmek iin alan iilerin yannda bir sre altrlrd. Ama Lord Pendral'm mcevherini almaya kalkan bir hrsz iin tek

bir ceza olabilirdi. Eer yakalandysa, halkn nnde elleri kesilirdi. Jarvas, garnizonun bulunduu dzle vardnda kan ter iinde kalmt. Baldrlarmdaki kaslara kramp girmiti. Nefesi kesilmiti ama durup dinlenecek zaman yoktu. Grince'in yakaladndan emindi. Her sabah, bir nceki gn yakalanan sulularn isimleri, garnizonun kapsna aslan ktlara yazlrd. Alaca haberin ne kadar zc olacan biliyordu ama ne olursa olsun, artk sabr tkenmiti. Grince'in yakalandn renmek, kimseye bir ey kazandrmayacakt. Her halkrda, hrsz kaderine terk edecekti. Jarvas i ekti ve garnizona doru, olabildiince hzl bir biimde yrmeye balad. Garnizonun kapsna aslan ktlarn zerinde, bir nceki gn yakalanan sulularn isimleri, sularnn arlna gre listelenmi i. simlerin yanma, sululara verilen cezalar yazl-212 mt. Bir grup insan, garnizonun byk ve kavisli kapsnn nnde toplanmt. Bazlar sessizce alyor, bazlar ise, gvenli bir mesafeden, kapdaki iki askere barp kfrediyordu. Jarvas, kapya yaklatka, iinden gidip isimlere bakmak gelmiyordu. Bir korkak olduu iin kendisine kzarak, kalabalk insan topluluunu yarp kapya asl beyaz ktlara doru ilerlemeye balad. O gn, ok fazla isim yoktu. Krbalanacak birka kii ve idama mahkum edilen biri. Ama isimlerin arasnda Grince yoktu. Jarvas rahatlayarak i ekti. Yorgun dizlerinde derman kalmadn hissetti. Kr bir adam gibi elleriyle kendisine yol aarak, kalabaln arasndan geti. Sanki omuzlarndan byk bir yk kalkmt. Ar admlarla caddenin aasmdaki Grnmez Boynuzlu At'a doru ilerledi. Eer bacaklarnda hl kalm olsayd, mutluluktan dans edecekti. Jarvas, meyhaneye vardnda, her zamanki gibi tertemiz olduunu grnce etkilendi. Il l pencereleri, parldayan boyas ve yeni kepenkleriyle meyhane, ok nezih bir grnme sahipti. Bir zamanlar pislik iinde olan bar, imdi tertemiz ve scack bir atmosfere brnmt. Barn ltl yeni ahap tezgh, odann bir ucundan dierine uzanyordu. Tezghn arkasnda, hanc koltuunda, nee ve mutluluk saan Hargorn duruyordu. Meyhane, her zamanki gibi sabah kahvaltsn yapmaya gelen mterilerle dolmaya balamt. Gelenleri ou, tccar veya iilerdi. Tek tk de olsa garnizon askerleri

de vard. Bu gnlerde, Boynuzlu At, ehrin en popler meknlarndan biriydi. Hargorn, yalanm olmasna ramen, meyhanesine ve kendisine zen gsteren bir adam olarak nlenmiti. Byc-halkmn yok olmasyla beraber, askerlikten emekli olarak sivil yaama geri dnmt. Vannor'un eski as Hebba ile beraber, bu meyhaneyi iletmeye balamt. Byclerin ortadan kaybolmasndan sonra, Lord Vannor ehre geldiinde, as Hebba da onunla beraber gelmiti. O 213 zamanlarda Boynuzlu At, svarilerin ve zellikle Hargorn'un dadand bir yerdi. Ama Hargorn klcn brakmaya yemin ettiinde, Hebba, onunla beraber bir plan yaparak, Vannor'un da cmert desteiyle Boynuzlu At' satn almt. Miathan'm ynetimi altndaki ktlk ve talan yllarnda, garnizonun yaknndaki meyhane sinek avlyordu. Ama meyhanenin yeni sahipleriyle beraber, iler almt. Hargorn ve Hebba garip bir ikili gibi grnyordu. zellikle, onlar tanyanlar byle dnyordu. Pratik zekya sahip ve soukkanl savann, srekli ene alan ve abuk panie kaplan ayla nasl geinebildiini merak ediyorlard. Bu huysuz ve gururlu kadnn, Hargorn'un mr boyunca kamplar ve klalarda rendii askeri yaam tarzna nasl tahamml ettii merak konusuydu. Bu her ne kadar bir i ortakl da olsa, zamanla birbirlerine alarak glenmilerdi. Ksa zaman ierisinde Nexisteki herkes, ehirdeki en scak karlamay ve hizmeti, Boynuzlu At'ta bulabileceini renmiti. Hargorn her zaman sayg duyulan popler bir askerdi. Deneyimli savayla geinmek kolayd. Hayat boyunca, yle veya byle bira konusunda uzmanlamt. Meyhanenin ev sahibi olmak iin gerekli tm zelliklere sahipti. Hatta, sarho olup sorun karanlarla bile nasl baa kacan ok iyi biliyordu. Hebba, meyhanenin iini gsterisiz ve konforlu bir ekilde demiti. erisi, kvlcmlar saan pirin lambalarla aydnlanyordu. Hebba, eski kararm sehpalar her gn silerek Pml prl yapyordu. Kadn, mterilerine adeta annelik yapZor geen yllar boyunca Hargorn, Jarvas'm en iyi dostlarndan biri olmutu. Ayrca, Hargorn'un meyhanesi her zaman, her trl dedikodunun, sylentinin ve bilginin payla-214 ld, dei toku edildii bir yerdi. Eer

Grince ile ilgili bir haber varsa, bunu ancak Boynuzlu At'ta renebilirdi. Jarvas, barn tezghna yaklarken, Hebba her zamankinden daha telal bir biimde arka odadan frlayarak, Hargorn'un yanma kotu. Kadnn yz, sanki hayalet grm gibi bembeyazd. Hargorn'un kolunu tutarak, parmaklarnn ucunda ykselip eski askerin kulana bir eyler fsldad. Jarvas, Hebba gereksiz yere telal olduunda Hargorn'un yznde beliren sabrl ifadeyi ok iyi biliyordu. Ama bu sefer Hargorn'un yz de bembeyaz kesildi. Vcudunu dikle-tirerek, sanki kafasna sert bir cisimle vurulmuasma ayakta sallanmaya balad. Bir an iin Jarvas, Hargorn'un kriz geirdiini dnd ama tecrbeli asker abucak kendini toparlad. Jarvas, Hargorn'm byle glmsediini hi grmemiti. Hebba'y tuttuu gibi kaldrarak, ann ayaklarn yerden kesip onunla barn arkasndaki darack yerde dans etmeye balad. Hebba'nn lklarn ve crtlak sesle itirazlarn duymuyordu bile. Mteriler de bu tatl telaa, alklayarak ve slk alarak katldlar. Hargorn, kafasn kaldrp tm mterilerin gzlerini kendisine diktiini anladnda, sinirli bir ekilde, "Hepiniz nereye bakyorsunuz yle?" diye sordu. Mteriler abucak balarn nlerine eerek, yeniden masalarm-daki kahvaltlaryla ilgilenmeye baladlar. Boynuzlu At, o kadar ho ve huzurlu bir yerdi ki kimse Hargorn'u sinirlendirmek istemezdi. Hargorn bir kede masalar silmekte olan gen kza seslenip yerini almasn sylediinde, Jarvas buraya ne iin geldiini hatrlad. Hargorn ile konuma frsatn karmak zere olduunu fark edip bara doru koarak, "Hey, Hargorn, bekle!" diye bard. Hargorn, eli hl Hebba'nn omzunda olarak barn arkasndaki odaya girmek zereyken, dnerek i ekti. "imdi olmaz, Jarvas. Megul olduumu grmyor musun?" "Ama..." 115 "imdi olmaz, dedim. Her ne ise, beklemek zorunda. Bak, Sallana sana iecek bir eyler versin, Hebba da sana gzel bir kahvalt hazrlasn. Birazdan geleceim, sz veriyorum." "Lanet olsun, Hargorn, bir dakikan ayrp beni dinler misin. Grince, Pendral'm mcevher koleksiyonunu ald ve askerler tm ehirde onu aryor."

Eski askerin yzndeki glmseme birazck da olsa azalmt. armam grnyordu. "Jarvas, kk ve aptal dilenci son zamanlarda yle garip davranmaya balamt ki eninde sonunda bana byle bir ey gelecei belliydi." Jarvas kzgn bir ses tonuyla, "Lanet olsun sana!" dedi. "Tek syleyecein bu mu? Eninde sonunda bu olacakt m diyeceksin sadece?" Hargorn srtarak, "Ne sylediim ve neler yapabileceim farkl eyler, Jarvas," dedi. "yle kalarn atma, yzn zaten normalde de yeterince irkin. imdi eneni kapa ve benimle gel." Hargorn, ksa bir koridordan geerek Jarvas'a elik etti. Sonunda, deri kapl sandalyelerin olduu, minesindeki atele insann iini stan bir oturma odasna geldiler. Jarvas odaya girdii anda, uzun boylu bir figr onu kenara iterek ayaklarn yerden kesip arkasndan gelen Hargorn'a sarld. Meyhanesinde en kk bir tatszln bile olmasn sevmeyen Hargorn, kendisine arpan bu saldrgan dar atmadnda, Jarvas, aknlndan ne yapacan bilemedi. Dikkatlice baktnda, uzun boylu figrn bir kadn olduunu fark edip daha da afallad. Normalde ok duygusal bir adam olarak bilinmeyen Hargorn, kadn kucaklam, hem alyor, hem de glyordu. "Aman Tanrm, sizi grdme ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz. Bu gnleri grecek kadar uzun yaayacam sanmyordum. Ve Anvar! Biliyor musun, senin tekrar aramza geri dneceinle ilgili, elli gm parasna Parric ile iddiaya girmitik." Hargorn, svaribanm ismini telaffuz ettiinde, yznde bir anlna garip bir endie belirdi. Aurian, odadan ieri girdiinde, Hargorn'un heyecanla odaya gz gezdirdiini fark etmiti. Aurian, Hargorn'un Maya'y grmeyi umut ettiini biliyordu. Hargorn, konumasna bile izin vermeyerek, Aurian' minenin nne doru ekti. "ok kt grnyorsun, Aurian. Daha dorusu ok yorgun grnyorsun. Gel, otur hayatm. Ben seni sorularmla bomadan nce birazck dinlen. Size biraz bira getireyim." Aurian, Hargorn kendisini minenin nndeki sandalyeye oturttuunda itiraz bile etmedi. Ayaklarn atee doru uzatarak gzlerini kapad. Eski dostu, buz gibi bir bardak biray eline tututurduunda, kendisini korkun bir frtnann ardndan, tandk ve sakin bir sahile apa atan bir gemi gibi hissediyordu.

Grince'in yardmyla buraya ulamay baarmlard. Finbarr'm kafas hl kark ve Byc ile Forral hl askerlerin lmyle ilgili farkl ekillerde ac ekerken, Grince liderlik sorumluluunu stlenmiti. Onlar Akademinin souk tnellerinden kurtarp ehre karmt. Mmkn olduunca lamlardan ilerlemilerdi. Sonra Grince'in aina olduu gizli ve sapa yollardan, bazen de kestirme olarak arka bahelerden ve terkedilmi evlerin iinden geerek, meyhaneye ulamlard. Shia ve Khanu, arkadalarn daha dolambal ama daha az dikkat eken bir yoldan takip etmilerdi. atlarda ilerleyip duvarlarn stnden aarak, onlar da meyhaneye ulamlard. Dalarn sarp kayalklarndan sonra, insanlarn ina ettii binalar amak onlar iin zor olmamt. Dikkat ekmemek iin arka sokaktan meyhaneye yaklam ve arka kapdan ieri szlmlerdi. Onlar grnce, Hebba'nm d patlamt. Aurian, Hargorn'un getirdii lezzetli ve souk biradan kana kana iti. Odann dier tarafnda, Grince, Hargorn ile beraber ieri giren irkin adamla konuuyordu. Forral, Hargorn'u, her ne kadar Anvar gibi grnse de aslnda Forral olduuna inandrmaya alyordu. Byc, herkesi kendi haline brakp bir sre iinde bulunduu mutlu huzurun keyfini kartt. Gerekten yorgundu ve Pendral'm askerlerini ldrd iin pimanlk duyuyordu. Askerleri acmaszca ldrmesi, hayat boyunca sadk kalmaya alt tm deerlerin yklmas anlamna geliyordu. Bu, ancak Miathan'm veya Eliseth'in yapabilecei bir hareketti. Bu, savunmasz lmlleri byyle ilk ldr deildi. Gneye yolculuu srasnda, Leviathanlar katletmeye alan insanlar da byyle ldrdn hatrlad. Ama ne o gn, ne de bugn, baka aresi yoktu. Olan olmutu. Ama Aurian bunun ar bir bedeli olacan biliyordu. Geen sefer, bylerini kullandnda yerini Miathan'a belli etmiti. Ve o da, stlerine korkun bir frtna salmt. Bu sefer bana neler geleceini hayal bile edemiyordu. Bekleyip grmekten baka aresi yoktu. Kendi yanllar yznden arkadalarnn ac ekmemesi iin dua etmekten baka ans yoktu. Tm olan biten ierisinde kalbini en ok inciten, Forral'm kendisine kar tavryd. Bir asker olduu iin, iinde bulunduklar durumu en iyi onun analiz edeceini dnmt. Beni yarglama hakkn kendinde nasl bulur?

"Senin bu kadar gl byler yapabildiini daha nce hi grmemiti," diyen zihnindeki Shia'nm sesini duydu. "Sen her zaman Byc yeteneklerim, onunla olan ilikinden uzak tutmaya altn. Sadece bir kez..." diyen byk kedinin kafas karm gibiydi, "...seninle ve yamurla ilgili bir eyler hatrlyor. Ve bir sebepten dolay sana kzm. Ama kendine daha fazla kzyor. nk senin ne gerekiyorsa onu yaptn ok iyi biliyor ama senin gcnden korkuyor." Shia, tiksinerek kulaklarn arkaya yatrd. "nsanlar! Hreeza kadar yaasam bile, asla insanlar anlayamayacam." Aurian, byk kediye bakarak, "Bir dakika," diye mrl218 dand. "Sen bunlar nerden biliyorsun?" Shia, Aurian ile gz gze gelmemeye alarak. "Sence nerden bilebilirim?" diye sordu. "Adam Anvar'm vcudunu, yani bir Bycnn fiziksel formunu ld. Hl Anvar'm glerine sahip ve benimle iletiim kurabilme yetenei de buna dahil. Ama dncelerini nasl gizleyeceini henz bilmiyor. Senin bunlar fark etmemi olmana ok ardm." Aurian, "Ne?" diye araya girdi. "Gizlice Forral'm dncelerini mi okuyordun?" Shia, pimanlk duymakszn, "Evet, okuyorum ve okumaya devam edeceim," dedi. "Ona gvenmiyorum, Aurian. Sen gvenebilirsin ama ben gvenmiyorum." Aurian, Shia'nm altn rengi gzlerine baktnda, daha fazla tartmann anlamsz olduunu anlad. Ayrca, Shia hakl olabilirdi. Hargorn, Aurian'n dncelerini blerek, "Aurian, Maya nerde?" diye sordu. "Bizimle beraberdi ama biz bu dnyaya geldikten ksa sre sonra Periler, onu ve D'arvan' kardlar." Aurian gerei Hargorn'dan gizlemenin anlamsz olduunu dnyordu. Hargorn yutkundu. "Ben de o zaman onu bulmaya gidiyorum," dedi. "nce Parric ve Vannor, imdi de Maya. Yapacam son ey bile olsa, o Peri bceklerinin yuvasn bularak balarna ykacam. Eer baarsz olursam, en azndan teki tarafta dostlarmla beraber olurum." Byc elini Hargorn'un omzuna koyarak, "Onun da zaman gelecek," dedi. "Ormann Efendisi, D'arvan'a zarar vermez ve Maya'nm da gvende olduundan emin olabiliriz. Eer ksa sre iersinde geri dnmezlerse, ben de Perilerin

ehrine gitmeyi dnyorum." Kalarn atarak, "Perilerin Efendisi ile aramzda halletmemiz gereken birka konu var," diye ekledi. Hebba'nn oturma odas, tka basa doluydu. Hebba, Shia ve Khanu'yu grdnde, bir lk atarak mutfaa kamt. Aurian, o kadar uzun zamandr Shia ile arkadat ki dostunun ilk grnmnn ne kadar rktc olabileceini unutmutu. Umarm mutfakta bizim iin bir eyler piirmeyi ve banyo yapmamz iin su stmay unutmaz, diye dnd. Forral, Hargorn'un onun endiesini paylamadn anlamaya balamt. Aurian banyo yaparken Hargorn'u kenara ekerek, Akademinin altndaki tnellerde olanlar anlatmt. Hargorn'un tepkisi artcyd. Hargorn, "stediini syleyebilirsin Forral ama ben senin bir aptal olduunu dnyorum," dedi. "Niye bu kadar hayal krklna uradn anlayamyorum. Sen kendin askerlerin kamasna izin veremeyeceinizi syledin. len lmtr. Senin askerleri kltan geirmenle, Aurian'm bir byyle tavan kafalarna geirmesi arasndaki fark nedir?" Kl ustas, "Aradaki fark by," diye srar etti. "Grmyor musun? O zavall adamlarn kar koyma ans yoktu. Ne olduunu bile anlayamadan ldler. Aurian tehlikeli bir yolda yryor. Davranlar, Eliseth ve Miathan'm kulland kt bylere kar at savaa yakmyor. nk kendisi de by gcn ktye kullanyor." Hargorn, "Ve sen onun bunu dnemediini mi sanyorsun?" diye serte karlk verdi. "Onun yzndeki endieyi grebiliyorum. Eer Aurian' tanyorsam, kendi kendini affetmesinin, senin Aurian' affetmenden daha uzun zaman alacan biliyorum." ekti. "Forral, ok uzun zamandr bizimle deildin. Sanrm zihninde, asla var olmayan mkemmel bir Aurian imaj yaratmsn. Sen de ok iyi biliyorsun ki hepimiz savata daha sonra piman olacamz eyler yaparz. Aurian ok uzun zamandr dmanlaryla savayor. Ve bu, garip ve acmasz bir sava. Gs gse byk savalar yerine mcadele, kapal kaplar ardnda, lml gzlerin gremeyecei 220 yerlerde srp gidiyor. Yaptn onaylamyorum, evet, zc bir olay, kabul ediyorum. Ama bunu alkanlk haline getirmedii srece, senin de bu

konuya ok fazla kafan takman uygun bulmuyorum. Sanrm, bugn dersini almtr." Hargorn, Forral itiraz etmek iin azn atnda ona engel olup ondan nce davrand. "imdi beni ok iyi dinle, Forral. Aurian'n seni hayal krklna urattn sylyorsun. Acaba sen onu ne kadar hayal krklna urattn? Kendisini kt hissettii zaman, ne olursa olsun, hep sana gvenebileceini dnyordu. Byle birden ortaya kp onu eletirmeye baladnda neler hissetti acaba? Sen yokken bann aresine ok gzel bakt, yoksa bundan m rahatsz oluyorsun?" Kl ustasnn kalar atld. "imdi bak..." "Hayr, sen bak. imdi bana sinirleneceine, bir sre sylediklerim zerinde dn. Sonra, Tanr akna, oturup Aurian ile konu. Sana ok ihtiyac var, Forral. Senin desteine hi bu kadar ihtiyac olmamt. Eer birbirinizle iyi geinirseniz, onu ok daha kolay ktlklerden uzak tutabilirsin." Forral i ekti. "Sanrm haklsn, Hargorn. Seni yal kurt, ne zaman bu kadar mantkl ve bilge bir adam oldun?" Hargorn glmsedi. "Vannor'un kars Dulsina'nn yannda yaarken. Onu ilk tandmda, ikimiz de kaaklarn yanma snmtk." zgn bir biimde bam sallad. "Periler Vannor'u kard zaman, o da yklmt. Daha sonra, Hebba ile benim yanma gelip bizimle yaamaya balad. Ama daha sonra, Gece Kaaklarnn yanma gitti. imdi onunla Zanna ilgileniyor." Byc, Hebba'nm isteyenler iin scak banyo hazrladn duyduunda ok sevindi. A, ana mutfan arkasndaki bulakhanede, minenin zerindeki bakr kazanlarda su stmt. Hebba, tam Aurian'm stne uyacakm gibi duran tertemiz yeni giysileri katlayarak sandalyenin stne koymutu. minenin yanndaki raflara temiz havlular konmutu. Aurian, scack kvetin iinde keyif yaparken souk birasn yu- 221 dumluyordu. Hebba'ya snmaya balamt. Sevecen kadn her eyi dnmt. Onun bu hali, Aurian'a, Nereni'yi hatrlatmt. Eliizar'm einin imdi ne yaptn merak etti. Ayrldklarnda onun iin brakt srpriz hediyeyi beenip beenmediini dnyordu. Byc, salarm kurutmaya alarak bulakhaneden ktnda, Hargorn'un, Forral' Anvar'm vcudunda

grmenin okunu atlattn fark etti. Hargorn ve Forral koyu bir sohbete dalmlard. Aurian, birbirlerini ne' kadar zlemi olduklarn iki adamn da gzlerinden okuyabiliyordu. Glmsedi. Forral ban kaldrarak Aurian' grd. Hargorn acmaszca dirseini kl ustasnn brne geirdiinde Forral, ayaa kalkarak, "Seni bu kadar insafszca suladm iin zr dilerim," dedi. "Doru dnemiyordum." Aurian onun yanma gitti ama ona sarlmak yerine, geride durup ellerini ellerinin arasna ald. Her naslsa, Anvar'm vcuduna sarldnda kendisine bakan ruhun baka bir ruh olduu gereine katlanamyordu. "lk karlatmz gn, ormanda ate toplaryla oynamann tehlikeli olduunu sylediini hatrlyor musun? Benim ne cevap verdiimi anmsayabiliyor musun?" Kl ustas srtt. "Seni aalk kadn... bana bunun olaanst bir durum olduunu sylemitin." "Bugn de olaanst bir durumdu. Yanl olduunu biliyordum ama baka bir zm bulamadm." Forral iini ekerek, "Biliyorum, kzm. Ama sakn eytana uyup da bunu tekrarlama. Bir dahaki sefere, seni yine ate toplaryla oynarken yakaladmda neler olduunu hatrla," diye aklad. Aurian, "Gerekten," diye kahkaha att. "Ama bana tekrar aynsn yapamayacan iyi bil." i rahatlayan Aurian, For-ral'a sarld. Kabul etmesi uzun zaman almt ama Forral'm 222 yeniden yannda olmasndan dolay ok mutluydu. Yine de, Anvar' ok zlyordu. Onun yokluu, srekli kalbini paralayan ve hi azalmayan bir acyd. Bu acnn, tekrar Anvar' kollarnn arasna alana kadar gemeyeceini biliyordu. Keke Forral' kurban etmeden Anvar' geri getirmenin bir yolu olsayd. Bu ikilemin bir zm olmal ama eer zmn ne olduunu biliyorsam, Tanrlar belam versin, diye dnd. Jarvas'm irkin yzndeki kalar atlmt. "Dinle, Grince," dedi. "Herkes baka eylerle megulken, seninle zel olarak konumak istiyorum." Grince irkildi. Her ne kadar Jarvas ince ruhlu biri olsa da, beklenmedik fkesi ve uzlamaz dnyaya bak ekli, kendisini tedirgin ediyordu. Hrsz, Jarvas'm dn akamki lgnlndan dolay hayal krklna uradn dnyordu. Acaba eve, vcudumda yeni yara berelerle mi dneceim, diye dnd.

Jarvas hrsz kolundan tutarak ssz bir keye ekti. "Grince, seni ocukluundan beri tanyorum ama artk biri seni kendine getirmeli." Kalar atlm, yz endieliydi. "Bak, seni sulamyorum. Buradaki herkes Pendral'm nasl bir pi olduunu biliyor. Sana neler yaptn ve senin niye intikam peinde olduunu biliyorum. Ama neler yaptnn farknda deil misin? Pendral, tm askerleriyle ehirde bu mcevher hrszn aryor. Ve sen mcevherleri geri versen bile bu hibir eyi deitirmez. Seni bulana kadar rahat uyumaya-caktr. Ve eninde sonunda seni yakalayacak. Bu sefer ban byk belada, evlat. Bir sre ehirden uzaklasan iyi edersin." Grince, kulaklarna inanamayarak Jarvas'a bakt. ntikam hrsyla yanp tutuurken, yaptklarnn ne gibi sonular douracam hi dnmemiti. Ne kadar aptald. Dn akam kendi elleriyle, kendi mezarn kazmt. Jarvas, kaba ve kocaman elini hrszn omzuna koydu. Sevecen bir ses tonuyla, "zlme," dedi. "Bir yolunu bulacaz. 223 Pendral'm askerleri buraya gelmezler, imdilik gvendesin." Hargorn araya girerek, "Onu Nexis'ten karmak iin gerekli anlamalar yapabilirim," dedi. Dierlerine dnerek, "Sizden bu kadar abuk ayrlacam iin zgnm ama sanrm siz de Grince ile beraber gitseniz iyi olur. Ne Eliseth, ne de Miathan burada deiller. Aurian, onlar baka bir yerde aramalsn. Ve Pendral'm askerleri ehrin altn stne getirirken, daha fazla dikkat ekmeden ayrlmanz en mantkls. Jarvas doru sylyor, askerler buray aramak iin acele etmeyeceklerdir. Buras askerler iin bir cennet. Beni rahatsz etmek isteyeceklerini sanmyorum. Hatta ben buray hibir zaman aratrmayacaklarn bile dnyorum ama yine de tedbirli davranmalyz." Grince, doup byd ehri ilk kez terk edeceini dndke, korkunun souk ellerinin kendisini evrelediini hissediyordu. "Ama nereye gidebilirim?" diye itiraz etti. "Nasl yaarm?" Hargorn glmsedi. "Merak etme, Gece Kaaklar seninle ilgilenecektir. Senin yeteneklerine sahip biri ilerine yarayacaktr." Aurian srtarak, "Seni kurnaz, yal tilki, ikilerini onlardan alyorsun, yle deil mi?" diye sordu.

Hargorn, sinirlenerek, "Tabii ki!" dedi. "Beni ne sandn? Ben Pendral'a vergi deyecek kadar aptal mym? Ayrca, bu akam bir parti mal daha getirecekler," diye cevap verdi. Gece Kaaklarn duyunca, Aurian'n kalbi heyecandan kt kt atmaya balad. "Hargorn, Kurt'a ne oldu? Onu grdn m? yi mi?" Yal askerin yznde zntl bir ifade belirdi. "Parric bana Kurt'a neler olduunu anlatt," dedi. "zgnm Aurian, Forral. Ama Kurt, korkarm Gece Kaaklarnn yannda deil. Senin, Vadiye gitmek iin ayrldn gn, kk yavru 224 ve onu koruyan kurt ailesi ortadan kaybolmu. Daha sonra kimse onlar bir daha grmemi." Aurian, bir an iin kalbinin durduunu zannetti. Sanki dnya bana yklmt. "Hayr," diye fsldad. Forral'm, elini tuttuunu hissetti. "Her ey yoluna girecek, akm. Korkma, onlar bulacaz. O, her halkrda kk ve dayankl bir yavru. Sen onu karnnda tarken onca badireler atlattn. Bunca zorluu onu kaybetmek iin amadn." Aurian, "Anlamyorsun," diye bard. "Ona bakan kurt ailesi gney krallklarndan gelmiti. Bu yabanc topraklarda ne yaparlar? Kendilerine ait bir yaam blgeleri bile yok ve onlara yardmc olabilecek baka kurt da yok. Herhalde kuzey topraklarnn kurtlar, onlar ve hatta Kurt'u ldrmtr." Forral, Aurian'm ellerini o kadar sk tutuyordu ki kemiklerini kracakt. "imdi beni dinle," dedi. "Herhalde kelimesi, kesinlik ifade etmez. Ve olumun lm olabileceini kabul etmiyorum. Hatrlyor musun, akm, yllar nce sana bir ey sylemitim. Her zaman ncelikle yapman gerekeni yap ve gerisini zamana brak." Aurian, ona bakmadan bayla onaylad. "yleyse, planmz u. nce Nexis'te neler olup bittiini tam olarak anlayacaz. Sonra Parric'i kurtaracaz. Sonra da Kurt'u bulacaz. Daha sonra, Eliseth ve Kadehi bulmak iin harekete geeriz. Bu kulaa nasl geliyor?" Aurian, onun szlerinden cesaret alarak rahatlad. Derin bir nefes alarak, Forral'a minnettar bir bak att. "Sen byle anlattn zaman, kulaa muhteem bir planm gibi geliyor." Forral, elini brakmasna izin vermeyerek, ksk bir sesle, "Her ey dzelecek, akm," dedi. "nancn yitirmemelisin.

lm'n yannda geirdiim onca yl boyunca, Kurt'a benzeyen kimsenin kapdan getiim grmedim. yle tahmin ediyorum ki hl hayatta. Ve o hayatta olduu srece, buradan kuzey topraklarna kadar her tan altna bakmak zorun- 225 da bile kalsak, onu bulacaz." Hebba'nm hazrlad muhteem yemekleri grnce, Bycnn neesi yerine geldi. orba, kzarm kaz eti ve Hargorn'un esiz birasyla ykanm sebze kkleri ve yeillikler. Shia ve Khanu dnda herkes, byk mutfak masasnn etrafna oturarak yemein keyfini kartyordu. Byk kediler, bulakhanede, cmert Hargorn'un kendileri iin kestii domuzu yiyorlard. Hebba, yapmack ve dikkatli bir sessizlikle masaya oturmutu. Hargorn'un misafirlerine kukuyla gz atyordu. Ama herkes ilk lokmalarn yedikten sonra Hebba'nn yemeklerine iltifatlar yadrmaya balaynca, glmsemeye balad ve utancndan kzard. Aurian, tm dikkatini tabam-daki yemee verdi. Kralie Kuzgun'un ta giyme treni iin dzenlenen ziyafetten bu yana, yllardr byle enfes bir yemek yememiti. Nihayet, Hebba masadaki bo tabaklar toplamaya baladnda, Hargorn herkese birer bardak daha souk bira koydu. "imdi," diye sesini ykseltti, "bakalm bu kadar ksa sre ierisinde ihtiyacnz olan giysiler, battaniyeler gibi malzemeleri bulabilecek miyiz. Yolculuk srasnda nasl olsa uzun uzun sohbet edecek vaktimiz olacak" Aurian sevinle lk att: "Sen de mi bizimle geliyorsun?" Hargorn, "Sadece Gece Kaaklarnn yanma ulaana kadar," diye karlk verdi. "Orada uzun sredir grmediim dostlarm var. Byk olaslkla, dnte Dulsina'y da yanma alrm," diye ekledi. Anlaml bir ekilde, bir ieri, bir dar koturan Hebba'ya doru bakarak, iaret parman dudaklarna gtrp dierlerine bu konuda sessiz olmalarn iaret etti. Aurian, zlerek, yal savann tekrar klcn eline ala-226 can anlad. Hargorn'un bir daha Boynuzlu At'a geri dnmeye niyeti yoktu. XIV VRS VE lJSAK. mya, Licia'nm barnann nnden gelen ayak sesleriyle uyand. Uykulu bir ekilde, "Neler oluyor?" diye sordu.

Licia, "Bunlar iiler, gece olduu iin barnaklarna geri dnyorlar," diye aklad. "Ne?" Maya, yava yava kendine gelerek, zihnini toparlamaya alt. Ayaa kalkarak dikkatle darya bakt. Yorgun iiler barnan kapsnn nnden geiyorlard. Maya iilere gz gezdirirken, gzne kk ve tandk bir figr iliti. Bir an iin gzlerine inanamad. "Parric?" Cierlerini havayla doldurarak, Forral'm kendisine rettii sava alan nara-syla, "Parric!" diye bard. Kalabalk topluluk bir an iin duraksad. "ekilin kahrola-scalar, ekilin nmden!" Maya, tamdk sesi duyduu zaman glmsedi. "Tanrlar hepinizin belasn versin, gememe izin verin!" ki iri yar ii sendeleyerek, biri saa, dieri sola savruldu ve aralarndan svaribamm kk ve adaleli vcudu frlad. Parric, Maya'y grdnde, olduu yerde donup kald. Yznde byk bir aknlk ifadesi vard. Hibir ey sylemeden, Maya'ya doru komaya balad. Onu yakalayarak, cann kartrcasma sarld. Hi konumadan, tekrar birbirlerine kavumu olmann mutluluuyla uzun bir sre orada durdular. 228 Svariba, iki dzine iiyle beraber, yatakhane olarak kullanlan kk maaracklardan birini kullanyordu. Bu yzden, ba baa kalabilmek iin Licia'nm barnana ekildiler. Licia, "Eer imdi birbirimize yardm edemiyorsak, iimiz bitmi demektir," dedi. "Niye diye soracak olursanz, kendilerini Efendi olarak isimlendiren o elik-bakl, soukkanl pilerden bir farkmz kalmaz da ondan." Maya, duyduklarna inanamayarak ban sallad. "Licia, sana bakan da byle kfrler savurabileceini asla hayal edemez," dedi. Licia utancndan kzararak omuz silkti. "Aslnda, evet, byle szler bilmezdim. Nexisteyken, yal bir kadndm. Basit, kurallara uyan ve kusursuz biriydim. Ama sonra buraya gelerek, bu kt karakterli savalarn arasna kartm." Parric, "Bu lanetli Perilerin eline tutsak dp de kfr etmeyi renmeyen yoktur," diye ekledi. Yemek yeme vakti geldiinden, Licia, iin de yiyecek bir eyler getireceini syleyerek, Parric ile Maya'y barnanda yalnz brakma nezaketini gsterdi. Parric,

Vannor'un delice davranlarn ve Perilere kar hezimetle sonulanan seferlerini anlatt. Maya ise, ok uzun zaman nce D'arvan' Vadiye gtrmek iin Nexis'ten ayrldndan beri neler olduunu anlatt. Sonra, Aurian ile beraber zamanda alan yarktan geerek bu ana geldiklerini ve Perilerin Efendisinin onunla beraber D'arvan' da kardn aklad. Maya hikyesini bitirdiinde, Parric uzun ve tiz bir slk ald. "Onca zaman bir Boynuzlu At olarak m geirdin? Buna kimse inanmaz!" Maya, "Evet, benim hikyem bu kadar," dedi. "Ve bu sefer Hellorin'in, D'arvan ve benim iin neler planladn tahmin bile edemiyorum." Konuurken parmaklarm boynundaki zincirin stnde gezdiriyordu. "Yine de, bu benim hikyem. Benim anlamadm ey, Vannor'a neler olduu. Chat-hak adna, nasl Perilere sava amaya cesaret edebilir?" 229 Parric ban iki yana sallad. "Hl anlayamyorum. Aslnda, Maya, buna bir saldr bile diyemezsin. Bizim buraya kadar trmanp yorulmamz beklediler. Sonra etrafmz byl bir alanla evreleyip bizi silip sprdler. Sangra orada ld." Parric, olanlar anlattka, yz acyla geriliyordu. "Bilirsin ki Vannor her zaman akll bir adamd. yi bir adamd. Ben onu ok sever ve sayg duyardm. Asilerle beraberken, onu herkesten daha iyi tanyordum. Onun, Perilere sava aabilecek kadar aptal olduunu hayal bile edemezdim. Bu seferin nelere mal olacan biliyor olmas gerekirdi. Yzlerce insann hayatn tehlikeye att. Bunlar kendisi dnemediyse bile, ben ve Dulsina ona anlatmaya altk. Dulsina nin onun zerindeki etkisini bilirsin. Ama bu sefer, hibirimizi dinlemedi. Aslnda bu anlamsz sava fikri, Dulsina ile arasnn almasna da sebep oldu. Sanki..." ini ekerek konumaya devam etti. "Belki deli olduumu dneceksin ama sanki Vannor bizim tandmz insan deildi. Eski Vannor tamamen yok olmutu. Sanki bir yabancyla konuuyorduk." Parric iini ekip ban iki yana sallad. "Ama sonunda onun dedii oldu. Gerei sylemek gerekirse, herkes ondan korkmaya balamt. Sanki aklna esen her eyi ama her eyi yapabileceini dnyorduk. Herhalde zehir, zihnini bulandrm olmal..."

Maya araya girerek, "Ne zehri?" diye bard. "Birisi Vannor'u zehirlemeye mi alt?" "Ah, senin bilmediini unuttum. Kim olduunu bilmiyoruz ama birisi onu zehirledi. Ve neredeyse Vannor lyordu..." Maya, Vannor'un evindeki herkesin zehirlenmesini ve daha sonra tm Nexis'i yerle bir eden depremi Parric'ten dinledi. "yleyse ehirdeki hasara neyin sebep olduu anlalyor," diye mrldand. "Ben Perilerin yapm olabileceini dnmtm." Parric, "Periler zaten ehre yeterince zarar vermiti," dedi. "Ve bizim saldrmz, tabii ona saldr denirse, onlar bir kez daha harekete geirdi." Ak kapnn aznda duran Licia, "Onlar deliye dndrd kesin," diye ekledi. Masann yanma giderek, getirdii yiyecekleri masann zerine koydu. Sonra yzn onlara dnp zihninde canlanan kt hatray anlatmaya balad. "O akam, Tanrlarn gazabna uram gibiydik. Periler, ehri yamaladlar. Kimse byle bir saldry beklemiyordu. Ayrca en iyi savalarmz ehirde yokken, nasl kar koyabilirdik? Erkekleri ve kadnlar kardlar. Onlar tek kstlayan ey, yanlarnda tayabilecekleri lml saysyd. Kardklar insanlar anslyd. nk karlan her insan iin, sokaklarda kaan veya yataklarnda uyuyan kii ldrdler. Benim iin her ey, baz insanlara gre daha kolayd. Benim yas tutacak bir ailem yok... Byk atlarnn toynaklar altnda, sokaklardaki kk ocuklar ezdiklerini grdm. Ve bunu yaparken, senin veya benim bir sinek ldrdmzde duyduumuz pimanlk kadar bile pimanlk duymadlar. nsanlar lk atyordu, binalar yanyordu..." Ban ^allayarak bir an duraksad. "Anlatlamayacak kadar korkuntu her ey. Lord Vannor'un konana da girdiler ve duyduum kadaryla onu da kardlar. Ama biz onu hi grmedik. Herhalde, yukarda, ehirde bir yerde esir tutuluyor." Licia'mn sesi ciddileti. "Ona iyi oldu. Eer onu da dierleri gibi bu maaraya getirselerdi, buradaki halk onu lime lime dorard. Onu aldklar zaman, gkyznden benim grdklerimi grm olmasn isterim. Eer bu dnyada adalet varsa, grdkleri sonsuza kadar ryalarna girecektir." Licia, barnan kapsnda beliren glgeleri fark edince sustu. Kapda yarm dzine Peri askeri dikiliyordu. Maya

ilerinden birinin kucanda bir giysi bohas tadm grdnde, ok ard. Askerlerden biri, "Siz ikiniz," diyerek Parric ve Ma- 231 ya'ya seslendi. "Efendimiz sizi aryor. Bizimle gelin." "Tanrlar merhamet gstersin. Ona ne yaptn byle?" "Ben? Hibir ey!" Hellorin, klcn ekip yerde hareketsiz yatan figr drtkledi. Vannor, klcn drtmesiyle salland ama hl hareketsiz yerde yatmaya devam ediyordu ve yz ifadesi hi deimemiti. D'arvan, ok yazk, diye dnd. Karmakark uzun gri salar ve uzun beyaz sakalnn ardnda, Vannor'un yz, insan rahatsz eden sessiz bir lkla gerilmiti. Byc, "Ne zamandr bu durumda?" diye sordu. Hellorin omzunu silkti. "Onu buraya getirdiimizden beri. Sanrm bir yl oldu. Onu kardmz akam, bize kfrler yadrarak, bizi en kt lanetlerle lanetledi. Onu buraya kilitledik ve ertesi sabah yanma geldiimizde bu haldeydi. Onu beslemek, ykamak ve dier ihtiyalarm grmek iin iki kle seferber ettik. Ama hep byle: Konumuyor, yz ifadesi deimiyor ve kendi iinde ac ekiyor." D'arvan, "Niye onu ldrmedin?" diye sordu. Hellorin yine omzunu silkerek, "Merakmdan. ehrimize yaplan saldr bana pek mantkl gelmedi. Eer yokluumuzda lmller kkten bir deiiklie uramamsa, ki bu pheli, bu adamn yaptklarnn hibir anlam yoktu. Ancak bizim kadar gl biri, Perilere sava amaya cesaret edebilirdi. Ancak bir Bycnn kibrine ve hrsna sahip biri." Ormann Efendisi, birden D'arvan'a doru dnerek, kurnaz ve keskin baklarn ona odaklad. "Bu lmlnn grnd gibi olduuna emin misin?" D'arvan aknln gizlemeye alyordu. "Aurian bana, Miathan'm ok uzaktan bir lmlnn zihnini kontrol edebileceini sylemiti. Ama bu, kurban izin verirse olabilir. Eer Vannor'u tanyorsam, asla zihninin kontrol edilmesine izin vermez." 232 Hellorin tiksinerek, "Bu lmllerin ne yapp ne yapmayacan nceden bilmek mmkn m?" diye sordu. "Maya, Byc-halk ile ok fazla har neir olduu iin zeki bir kadn. Ama sen de ona k olduun iin, tm lmlleri onun gibi zannediyorsun. Gl bir Bycnn, bir lmly, istedii an kontrol edebileceine gerekten inanmyor musun?"

D'arvan, "nanyorum tabii ki," diye ciddi bir ses tonuyla karlk verdi. "Ama ben hibir zaman byle bir ey yapmay denemedim. Ayrca, eer Vannor bir Bycnn kontrol altndaysa, niye hi kamay denemedi veya seni gizlice izlemeye almad?" "Bu sorularn cevabn senin bulacan dnyorum." Byc, "Ben?" diye bard. "Ne yapabilirim ki?" Hellorin sabrszca, "Gel," diye seslendi. "lmller, biz Perilere ok yabanc bir tr. Ama sen, yar-Byc kan tadndan, onlara daha yaknsn. Zihnini okuyup benim bulamadm bulabilirsin, D'arvan. birlii yapmann bir art olarak, Vannor'u serbest brakmam istemitin. Onu serbest brakmadan nce, zihninde Bychalka ait en kk bir iz bile olmadndan emin olmalym. Tabii ki eer bir zihni kaldysa. Bir Bycnn onu kontrol ederek arkamdan planlar evirmesine izin veremem." Ormann Efendisinin szleri kapnn vurulmasyla blnd. "Ah... ite dier lml arkadalarn da geldiler," diye sylendi "Girin!" diye daha yksek bir sesle ekledi. D'arvan, Maya'nm sesini duydu. "ekin kanl ellerinizi zerimden!" Ardndan kap ald ve askerler Maya'y odadan ieri frlattlar. Maya'nm zerinde stne bol gelen, dizlerine kadar inen eski psk bir gmlek vard. Arkasndan gelen Parric de benzer ekilde giydirilmiti. Svariba, sinirli bir ekilde etrafna bakmyordu. Maya, "Seni hain ylan," diye bararak, bir kaplan gibi Hellorin'in stne atld. "Seni kaypak pi! Bir zamanlar sana 233 baba derdim." Hellorin glmseyerek, "Maya, ok neelisin," diye karlk verdi. "Hi deimemisin." Maya, "Sen de deimemisin," diye kkredi. "Hep kalpsiz, katil bir kasaptn ve hl da ylesin." Maya'nn yumruklarn sktn gren D'arvan, babasyla sevgilisinin arasna girip fkeyle aptalca bir ey yapmadan onu sakinletirmek iin, elini sevgilisinin omzuna koydu. Hellorin, "Takdir edilmek her zaman gzeldir," diyerek alayc bir ekilde eilip Maya'y selmlad. "D'arvan, yaptmz pazarl sevgiline sen anlat. Benim varlm, senin lmllerini rahatsz ediyor anlalan," diyerek uzaklat.

Maya, D'arvan'a doru dnerek, baklarn onun zerine dikti. "Senin lmllerin?" Ardndan, birden kollarn sevgilisinin boynuna dolad. "Tanrya kr, iyisin," diye fsldad. "Bizi buraya getirdiklerinde, sana ne yapacaklarn tahmin bile edemiyordum." Parric, "Hl bizi neyin beklediini bilmiyoruz," dedi. Baklarn Vannor'a doru evirdiinde, "Aman Tanrm, ona ne yapmlar byle?" diye sordu. D'arvan iini ekerek, "Hellorin'e gre, Periler ona bir ey yapmam," dedi. "Onu buraya kapattklarnn ertesi sabah, onu bu halde bulmular." Parric, "Samalk," diye bard. "Kimsenin surat durup dururken bu hale gelmez." Maya, Vannor'un yanna giderek, elini zavall adamn omzuna koydu. "Vannor?" diye fsldad. Maya, onun yzne dokundu ama Vannor hibir tepki vermiyordu. D'arvan, "kiniz de beni dinleyin," diyerek ilgiyi kendi stne ekti. "Bir dakika iin Vannor'u unutun, Onunla daha sonra ilgileneceiz. imdi oturun ve birer bardak arap aln. mzn konumas gereken eyler var." Derin bir nefes ala-234 rak, olanlar sevgilisine nasl anlatacan dnd. "Bunu nasl aklayacam bilmiyorum ama Hellorin, burada kalp bir oul olarak stme den vazifeleri yerine getirmemi istiyor." Maya, "Ne?" diye bard. "Bunu yapamazsn. Aurian ne olacak?" Byc, "Baka seeneim yok," diye fsldad. "Dier kleler, boynundaki zincirin ne ie yaradn sylemitir. Babam, seni kendisiyle anlamam iin rehine olarak kullanyor. Eer dediklerini yapmazsam, seni ldrecek." Bir an iin, Maya'nm yznde aknlk ve fke karm bir ifade belirdi. Odadaki lm sessizliini bozan olmad. D'arvan, sevgilisinin kalarnn dnceli bir biimde atld-m fark etti. "Eer Hellorin beni ldrrse, senin zerinde bir gc kalmaz. Sen de gidip Aurian'a yardm edebilirsin." Byc, Maya'nm yzne de yansyan, zihnindeki dier dnceyi okuyabiliyordu. Eer kendimi ldrrsem, D'arvan serbest kalr. Byc, telalanmamaya alt. D'arvan, azndan kacak yanl bir kelimenin nelere sebep olabileceinin farkndayd. aresizce onu ikna etmeye alarak, elini omzuna koydu. Usulca, "Maya,"

dedi. "Acele etme. ncelikle benim syleyeceklerimi dinle. Bu konunun zerinde babamla uzun uzun tartarak, yorgun bir gn geirdim. Babam, en kei kafal Bycden bile daha inat. kimiz burada kaldmz srece, bize ayrcalk tanyacak." Maya, "Bu, iyi bir anlamadr umarm," diye homurdand. "Hi yoktan iyidir. Babamdan Nexislileri serbest brakmasn istedim ama bunu kabul etmedi. Ama Aurian'a yardm etmeleri iin Vannor ve Parric'i serbest brakmay kabul etti... Tabii eer ben, Vannor'u, iinde bulunduu bu eytani bynn etkisinden kurtarabilirsem." Maya, "Hepsi bu mu?" diye sordu. "Babann cmertliinden etkilendiimi syleyemem." D'arvan, Parric'e bakt zaman, gzlerindeki vahi ve aresiz grd. Parric, yalvarmayacak kadar gururluydu ve 235 bir eyler syleyerek Maya ile arasndaki konumay etkilemek veya ynlendirmek istemiyordu. Svariba, sessiz kalmak iin kendini zorluyordu ama heyecan gzlerinden okunabiliyordu. D'arvan, "Dahas da var," diye abucak ekledi. "Babamdan Xandimleri eski hallerine dndrmesini istedim. Ama bunun asla mmkn olamayacan ifade etti. Xandimleri kaybetmektense, Nexislileri serbest brakmay tercih edeceini syledi. Ama Schiannath ve Chiamh'm zerindeki byy kaldrarak onlar eski hallerine dndrmeyi kabul etti. Onlar da Aurian'a yardm etmek iin Parric ile beraber gidebilecekler." Maya, "Ne kadar cmerte," diye sylendi. "Peki, bu iyiliine karlk, Ormann Efendisinin bizden ne istediini sorabilir miyim? Hayatmn sonuna kadar kle olarak m kalacam? Bana sylemediin bir eyler var, biliyorum." D'arvan, Maya'dan bir iki adm uzaklaarak, "Babam, eer ona bir torun verirsek, senin boynundaki zinciri karacan syledi," dedi. Maya, "Ne istedi?" diye bararak kahkahalarla glmeye balad. D'arvan, sevgilisinin kahkahasmdaki vahi ve crtlak ses tonundan, Maya'nm kontroln kaybetmek zere olduunu anlad. "Niye? lmsz ve esiz glere sahip Perilerin Efendisi, bir torunu ne yapacakm?" "lkesini geniletmek istiyor." Maya'nm kahkahas birden kesildi. D'arvan, "Hellorin, Perilerin tm kuzey ktasna hkmetmesini istiyor," dedi. Kendi soyundan gelen

ocuklarn, Ormann Efendisi adna, kuzeydeki farkl blgeleri ynetmesi hayalini kuruyor. Bylece bu ktadaki lmller zerindeki etki alann geniletmi olacak." Parric, gzlerini ksarak pheyle Bycye bakt. "Peki, 236 sen bu byk plann neresindesin?" diye sordu. D'arvan i ekti. Hep bu ann gelmesinden korkuyordu. Sakince, "Benim Nexis'i ynetmemi istiyor," diye aklad. Parric, barnann duvarn plak ayakla, tm gcyle tekmeledi. "Hain! Lanetli, insan srtndan baklayan, tavuk kalpli aalk Byc! Asla bir Bycye gvenemeyecei-mizi bilmeliydim." Maya, "Son kez sylyorum Parric, susar msn?" diye bard. "Eer o kadar grlt patrt kartmam olsaydn, askerler apar topar gelip bizi paketleyip gtrmezlerdi ve bu konuyu onunla konuma ansmz olurdu." "Neyi konuacaz? O da, rknn geri kalan gibi g delisi bir zorba." Maya, "Yani Aurian gibi mi?" diye sordu. Onu can alc yerinden vurmu olmay mit ediyordu. Parric'in hi bu kadar sinirlendiini grmemiti. D'arvan onlara babasyla yapt anlamay anlattnda, Maya da kendisini ihanete uram hissetmiti. Ama Parric fkeyle kudururken, sevgilisini koruma ihtiyac duyuyordu. Svariba, kendini kontrol etmeye alp tiksinerek arkasn dnd. "Orda ylece durup byle bir eyi nasl sylersin? Aurian'n, senin ok deerli Peri aygrn gibi, koskoca bir rk kle yapmaya altn grmedim." Maya, "Bu onun fikri deil," diye bard. "Neler sylediini sen de duydun. Bizi kle yapmaya alan, Hellorin. D'arvan, sadece bize bir ans vermeye alyor..." Maya, kendi syledii kelimelerin ardndaki gerei anlaynca, sustu. Onlarn tartmalarna istemeden tanklk etmek zorunda kalan Licia, sessizlik ann frsat bilerek, "Parric, ltfen buradan gider misin? Sakinletiin zaman tartmanza devam edebilirsiniz," dedi. Parric, "Memnuniyetle, bu Peri sevici sprnty yeterince dinledim zaten," diye cevap verdi. Maya'ya son bir kez 237 sert bir bak atarak, dar kt. Kfrler

iinde, kapnn nnde toplanp ne olup bittiini anlamaya alan insanlar itip kakarak, kendine yol at. Maya bir eli dudaklarnda, odann ortasnda dikiliyordu. Dncelere dalmt. Odada olup bitenin farknda bile deildi. "D'arvan tek ansmz," diye mrldand. "Hellorin'i kendi oyunuyla yenmek iin tek ansmz..." O kadar dnceliydi ki Licia'mn parmaklarnn ucunda dar ktn duymad bile. "Ltfen... Lord D'arvan' grmeliyim." Maya, kapdaki askerler suratna dik dik bakarken, iindeki fkeyi gizlemeye alt. Birazck olsun saygl gzkmeye al, diye dnd. Yznde padayan tokatlar henz unutmamt. Kadn sava dudan bkerek, "Ah, Lord D'arvan'm kk kpei," dedi. "lml, sanrm yerinin ne olduunu unutmusun. Eer Lord D'arvan seni grmek isterse, seni yanna arr." Maya, "Ama..." diyerek sustu. "Benimle tartmaya nasl cesaret edersin, lml?" Savann fkesi yznden okunabiliyordu. Karmak bir el hareketiyle Maya'mn zerine bysn yapt. Maya, birden kendini tepeden trnaa dikenli sarmaklara brnm olarak buldu. Dikenler her yerine batyor, sarmaklar vcudunu sktka, nefes almas gleiyordu. Sarman lmcl kollar onu kavradka, dikenlerin derisini paraladn hissediyordu. Maya ac iinde kvranarak yere yld. Sarman peneleri, daha da derinlere batmaya balamt. Sesi kmyor, lk atamyordu. Kulaklar nlyordu. Maya, gzlerinin kararmaya baladn fark etti... "Lanet olsun, brak onu." Kzgn sesin iddeti o kadar fazlayd ki kendinden gemeye balayan Maya'nm bile kulaklarnda yankland. Maya, ac-238 maz bir czrt ve sanki bir aa kabuunun yarlmasn andran bir atrt duydu. Birisi ac iinde lk att. Vcudunu saran dikenli sarmaklar ve allar, aniden yok oldu. Maya, derin bir nefes ald. Kapnn almasyla, D'arvan'n kendisine doru eildiini grd. Gzleri, insann iini rperten bir fkeyle parldyordu. Byc onu kollarna alp maaradan dar tarken, Maya, kapnn yannda yerde yatan Peri savasna bakt.

Askerin yznde, sanki alevden bir kamyla krbalanm gibi, derin bir yank izi vard. D'arvan, "Bir daha asla," diye homurdand. Sesini ykselterek, "Beni iyi dinleyin, Periler," diye bard. "Eer iinizden biri daha bu kadna zarar verecek olursa veya yan gzle bakmaya cesaret ederse, vcudundaki deriyi yava yava, santim santim kavurarak, kemiklerinden ayrrm. Ben, Ormann Efendisinin oluyum ve bunu yapabileceimi ok iyi biliyorsunuz. Ve kendi iyiliiniz iin, bunu yapabileceime inansa-mz iyi edersiniz." Maya, D'arvan' grdne ne kadar mutlu olduunu sylemek istiyordu ama nefesi kesilmiti. D'arvan, Maya'y odasndaki kanepeye yatrdnda, sevgilisi, vcudunun ipek kumaa demesiyle beraber ac iinde irkildi. Vcudunun her yerinde yaralar vard ve zar zor nefes alyordu. D'arvan, insanlar iyiletirmek konusunda uzman deildi ama Leydi Eilin ona, acy dindirmeyi, kanamay durdurmay ve basit yaralar sarmay retmiti. Ama bu, pimanln zerinden atmas iin yeterli deildi. Maya'nm, aclarnn azalmasyla beraber rahatladn grnce, ayaa kalkarak, odada bir ileri, bir geri volta atmaya balad. Maya'nm gzlerindeki sulayc ifadeyi grmeye cesaret edemiyordu. "Benden nefret ettiin iin seni sulayamam. Hepsi benim hatam. Seni tekrar maaraya geri gtrmelerine asla izin vermemeliydim," dedi. "Byle aptal aptal konuma, sevgilim. Bunun iin zamanmz yok." D'arvan, yznde akn bir ifadeyle arkasn dndnde, Maya'nn kendisine doru uzanm elini grd. Maya, ksk bir sesle, "Yanma gel, otur," dedi. "Dndm de, nce bana iecek bir eyler getirsen daha iyi olacak," diye ekledi. Sevgilisi emirlerine uyunca, "imdi," diye fsldad. "Bu konuyu kapatalm. Babann, klelerine byle davranmasnn sorumlusu sen deilsin. Maaraya geri gtrlmemizin sorumlusu da sen deilsin. Parric sinirlenip kendini kaybettii iin oldu her ey." "Seni almak iin daha nce gelebilirdim..." "D'arvan, sus! Olan oldu. En azndan, o asker, bundan sonra lmllere kt davranaca zaman bir kez daha dnr. Askerin yzne yaptn eyi beendim. Umarm dersini almtr." Maya, D'arvan'm ellerini sk sk tutarak, "Dinle beni, bir kez daha dndm ve..."

D'arvan, Maya'nm ses tonundan, endieli olduunu anlamt. rperdi. Maya'y ok iyi tanyordu ve bu ciddi ses tonuyla konumaya baladnda, syleyeceklerinden holanmayacan gayet iyi biliyordu. Maya'nm gzel yzne bakarak, keke sylemeye hazrland szleri durdurmann bir yolu olsa, diye dnd. Maya, konumaya balamt. "Periler, Xandimleri u anki formlarnda byyle tutuyorlar, bu doru mu?" diye sordu. D'arvan, konumann byle bir soruyla balamasna ararak, bayla onaylad. "By gc, hem Perilerin hem de Xandimlerin iinde sakl. Ancak beraber, bir araya geldiklerinde uabiliyorlar." Maya, dudan srd. Odann camdaki yansmasndan etkilemiesine, baklarn pencereye doru evirdi. "yleyse sen de bunu yapabilirsin," dedi. "Neyi yapabilirim?" Maya, D'arvan'm ellerini daha da sk kavrayarak, yznde endieli bir ifadeyle, "D'arvan, Hellorin ile bir kez daha gr ve yeni bir anlama yap," dedi. "Sen, Schiannath ve Chiamh' da yanma alarak, Aurian'm yanma gitmelisin. Uan atlar, Aurian'a zaman kazandracaktr," dedi. D'arvan, "Sen delirdin mi kadn?" diye bard. "Anlattklarmn hibirini dinlemedin mi? Hellorin benim Nexis'i ynetmemi istiyor. Ben onun olu ve tahtnn vrisiyim. Bir daha elinden kamama asla izin vermez." "Eer ben rehine olarak burada kalrsam, izin verir," diye itiraz etti. D'arvan, kalarn atarak, kzgn bir ekilde sevgilisine bakt. "Maya, eer bu akam yaananlardan sonra seni burada yalnz brakmaya gnlmn raz olacam dnyorsan, yanlyorsun." Maya'nm gzlerinde hnzr bir ifade vard. "Ama ben, Hellorin'in gitmene izin vermesini ve kendi gvenliimi salamak iin bir yol buldum. Eer senin ocuunu tadm sylersem, kimse bana zarar vermeye cesaret edemez, D'arvan." XV UJyverjiesse f jy ece Kaaklar, artk nehir Nexis'e kadar ulamadm W dan, mallarn ehre getirmek ve ehirden karmak ^lAiin baka yollar aramaya balamlard. Aurian ve arkadalar, o akam gizlice ehirden ayrldlar. Yanlarna, Ne-xisli ustalarn yapt malzemeleri de almlard. Neeli renklere boyanm arabalaryla,

uzaktan bakldnda gezici bir karnaval gibi grnyorlard. Byc, yasak mallar ehirden byle komik bir ekilde karmalarn gln buluyordu. Bu, eminim ki Zanna'nm fikridir, diye dnd. Byle bir ey, ehir Byc-halkm ynetimindeyken asla gerekleemezdi. Aslnda bu, Aurian'n grd ilk gezici karnavald. Forral, byle gezici karnavallar ocukluunda birka kez grdn anmsyordu. Miathan, byle eylerden nefret ettiinden, uzun zaman nce karnavallarn Nexis'e gelmesini yasaklamt. Miathan'm gezginlerin rahat tavrlarndan rahatsz olduunu ve onlara antipati duyduunu tm halk biliyordu. Ama bu, ok iyi bir gizlenme ekliydi. Herkesin gznn nnde olmalarna ramen, arabalarn iine her eyi gizleyebilmek ok elenceliydi. Ayrca halk, gezginleri kendi haline brakr, onlara pek bulamazd. nk gezginler, genellikle iine kapank bir topluluktu. Yabanclara kar tedbirli davranrlar, hatta saldrgan olabilirlerdi. Ayrca, halk arasnda, onlarn ahlaksz hrszlar olduu sylentisi dolayordu. Bu yzden, insanlar onlardan uzak durmay tercih ediyorlard. "Burada durun!" Karavan ehrin snrna gelmiti. Saman kokulu, karanlk arabada gizlenen Aurian, aniden durduklarnda, ellerini ovuturmaya balad. imdi bu lanet askerleri de atlatabilirsek, iimiz kolay, diye dnd. Kulan arabann kaln kalaslarna dayayarak, darda geen konumalar duymaya alt. Arabalara yaklaan askerin ayandaki izmelerin gcrtsn duyabiliyordu. "Bu pln sorumlusu kim? Kendinizi tantn." kinci ses tatl ve grd. Yksek sesle, "Benim efendim. Muhteem Mandzurano," diye aklad. "Bu sra d karnavaln ba benim." Aurian srtt. Muhteem Mandzurano ile yeni tanmt. Onun, dou sahillerinden bir balknn olu olduunu renmiti. Esas ismi Thallbutt idi. Arabalar dolduran hokkabaz, akrobat ve sihirbazlarn hepsinin yaam hikyeleri birbirine benziyordu. Ve hepsi, dnyay dolamann bysne kaplmt. "Dostum, ne ima etmeye alyorsun?" "unu sylyorum. Saygdeer insanlar, gece yars alelacele ehri terk etmezler. Siz gezginler hep bela

getirirsiniz. Ve eminim ki bu akam da bir istisna deil. imdi herkes kn kaldrsn yoksa hepinizi tutuklarm." Karanlk arabada, Aurian kendi kendine glmsedi. yle grnyordu ki Mandzurano'nun, otoriteyi temsil eden insanlar zerinde sinir edici bir etkisi vard. Glecek bir eylerin olmas ne gzel, diye dnd. Arabann ii ok scak ve havaszd. Araba, Aurian, Hargorn, dier dostlar ve hatta kk hrszla beraber tka basa doluydu. Eer ehirden kabilirlerse, ektikleri eziyete deecekti. Bunu birazdan greceklerdi. Askerler arabalarn yanma gelip kllaryla kalaslara vurarak, "Herkes dar," diye baryorlard. Aurian, dier arabalardaki insanlarn yaknmalarn ve kfrlerini duyabiliyordu. steksizce, hepsi arabalarndan dar kyordu. Kzgn sulamalar ve fkeli itirazlar arasnda, askerlerin aratrmas devam ediyordu. Askerler Aurian'n da iinde bulunduu arabaya doru yaklatnda, Byc skca klcnn kabzasn kavrad. Bu gergin ve sessiz bekleyie tahamml edemiyordu. Asker bulunduklar arabann nnde durduunda, Aurian, askerin sesini ok net olarak duyabiliyordu. "Bunun iinde ne var? Byle sk sk kilitlemisiniz. Haydi, am unu." Mandzurano, "Ltfen efendim, eer hayatnza deer veriyorsanz, o kapy amayn," diye itiraz etti. "inde ok tehlikeli ve vahi yaratklar var!" "Tehlikeli vahi yaratklar! Evet, evet, kesinlikle yledir. Baka bir yalan bul, soytar. Sizin gibi sefil, gezgin serserilerin, tehlikeli ve vahi yaratklarla ne ii olabilir?" Shia ve Khanu, askerler arabann kapann srgsn amaya balayana kadar sessizce beklediler. Srgy kaldrmaya baladklarnda, insann kann donduran bir ekilde kkremeye ve hrlamaya baladlar. Asker, "Thara'nm memeleri!" diye lk att. Aurian, srgnn yerine geri ekildiini duydu. Arabalar tekrar hareket ettiklerinde, yzn giysisinin koluna gmerek, gzyalaryla glmeye balad. Aurian, kk adrn kapsndan ieri szlen gn yla uyand. Battaniyelerin arasnda, her iki tarafnda uzanan byk kedilerin scaklyla ok rahat uyumu ve dinlenmiti. Dardan gelen fsltlar,

yaknlarda bir yerde akan derenin rltsyla atete yanan dallarn trtsna karyordu. 1 Tarlakuunun grkemli arks, gm rengi bir yamur gibi zerine yayordu. Bycnn neesi yerine gelmiti. Tekrar canllarn dnyasna geri dnmek ne gzeldi. 244 Kzarm domuz pastrmasnn kokusunu ald ve ayaa kalkp dar ktnda, souk kr havasyla rperdiini hissetti. Yaz olmasna ramen, len gnei bile bu kuzey topraklarnda insann iini stmyordu. yemyeil tepenin birletii yerdeki kuytu yere kamp yapmlard. Su ihtiyalarn yakndaki dereden karlyorlard. Brtlen ve karaal dallar, abuk yanp bitseler de kk bir kamp atei yakmalar iin ie yaryordu. Renkli arabalar, derenin kysnda bir daire eklinde yan yana sralanmt. Arabalar gibi rengrenk olan atlar, kampn yaknnda otluyordu. Karnaval halknn byk bir ksm uyanmt. Uykulu bir ekilde sada solda geziniyorlar, adrlarndan arabalarna gidip geliyorlard. Bazlar, alkn olduklarndan ok daha ksa sre ierisinde adrlarn skp arabalara tayordu. Byc, ellerini ovuturarak stmaya alrken, evresine baknd. Grince ortalklarda yoktu. Finbarr veya Finbarr'm vcudunu igal eden Hayalet, bir arabann kysnda battaniyesine sarlm, uzanyordu. Finbarr'm vcudu, normal insanlar gibi uyumaya ve yemek yemeye ihtiya duyarken, Aurian, vcudun iindeki Hayaletin ne zaman beslenme ihtiyac duyacan dnd. Arabalarn tesinde, Forral, Anvar'm vcuduna almaya alyordu. Gen bir ocukla ellerindeki tahta sopalarla antrenman yapyordu. Aurian baklarn kl ustasndan uzaklatrarak, atein bulunduu yne evirdi. Hargorn ve Mandzurano koyu bir sohbete dalm, atein zerinde domuz pastrmas kzartyorlard. Hargorn, ayaa kalkarak, "Aurian, tatlm," diye seslendi. ehrin monoton ortamndan ayrlan ve skc emeklilik yaantsn terk ederek, tekrar klcn alp yollara den Hargorn'un ok mutlu olduu her halinden anlalyordu. "yi uyudun mu? Atein orada iecek scak bir eyler var." Aurian, "Teekkrler Hargorn," diyerek atein yanma gidip kendisine bir bardak ay doldurdu. Avularnn arasndaki bardan scakl, souk parmaklarn styordu.

"nanlmaz ekilde rahat uyudum. Sanrm Nexis'i geride braktmz iin rahatladm. A kldmdan bu yana, Nexis ok kt bir yer olmu." Ban iki yana sallayarak, konumasna devam etti. "Nexis'te olan kt eyleri ve olacak kt eyleri sanki her nefes almda hissedebiliyordum." Hargorn, uzun gri salarn arkasnda balamt. Aurian'a bir taban iinde kzartm domuz pastrmas ve patatesle birka dilim yumuack ekmek uzatt. "Sana katlyorum. Dn akama kadar ehrin ne hale geldiini fark etmemitim bile. Sanki omuzlarmdan a gr bir yk kalkt. Boynuzlu At' satp Nexis'ten ayrlmay bile dndm ama Hebba iin endieleniyorum. Onun Nexis'i asla terk etmeyeceini biliyorum." Forral, kan ter ierisinde, nefes nefese yanlarna gelerek, "Ara verme zaman," dedi. Aurian, taba elincLen brakarak, "Anvar bir Bycyd, bir sava deildi," de di. "Dikkat et de vcuda kalc bir zarar verme." Dilinin ucuna gelen cmleyi sylemeye ekinerek yutkundu. Ama ne sylemek zere olduunu Forral anlamt: nk iinde olduun vcut Anvar'm vcudu ve bir gn gelecek ona geri vermen gerekecek. Hasrgorn sessizlii bozarak, "Nexis'in dna ktmza gre, imdi ne yapyc-ruz?" diye sordu. "Thalbutt, pardon Mandzurano, bize birka at verebilir. Bylece Wyvernesse'ye daha abuk ulaabiliriz. " Aurian ayaa kalkarak, "Kulaa ho geliyor," dedi. "Bu sabah Grince'i gren old mu?" diye ekledi. Hargorn ve Aurian, kk hrsz arabalardan birinde buldular. Yetenekli parmaklaryla kaaklarn arabalarndaki gizli blmelerden birini amay baarm, gizlice iinde neler olduuna bakyordu. Askerlerin gz nnde Nexis'ten karlan sandk ve balyalarn iinde neler olduunu inceliyordu. 246 Byc, "Grince," diye kkredi. "Ne yaptn sanyorsun?" Kk hrsz, bir an iin nerede olduunu unutarak korkuyla srad. Grince, yznde mutlu bir glmsemeyle arkasn dnd. "Sadece etraf inceliyordum," dedi omuz silke -rek. "Tebrik ederim, Mandzurano. Siz ve halknz ok zekisiniz. Masum grnml bir arabann iine bunca eyin saklanabileceini kim hayal edebilir ki?"

Mandzurano, "Askerler ehir halkndan araklanan eyalar aryorlar, kaak mallar deil," diye aklad. Aurian, yine de kzgn baklarn Grince'in zerinden ekmiyordu. Kk hrsz, olduu yerde tedirgin bir biimde kprdanmaya balad. Byc, "Biz, arkadalarmzdan bir eyler almayz," dedi. Grince ayaa frlad. Ellerini ceplerinin iine sokup iindekileri arabaya boaltt. "Benim hi arkadam olmad," diyerek, Aurian'n yanndan syrlp koarak uzaklat. Aurian, eilerek yerdeki eyalar inceledi. Deersiz ziynet eyalar, ucuz bakr bilezikler ve tahta taraklardan baka bir ey yoktu. "Burada deerli bir ey bile yok" diyerek, hznl gzlerle Grince'in arkasndan bakt. Karavanlar, kuzey fundalklarnn arasnda gizlenerek, merakl gzlerden uzak bir biimde douya doru ilerliyordu. Hayatnda hi ata binmemi olan Grince iin, bu yolculuk tam bir ikenceydi. Ata binmeyi renecek vakti yoktu. Tek yapt ey, atm eyerine sk sk tutunup atm zerinden dmemeye almakt. Zaman zaman, bir bakas atm dizginlerini eline alarak, Grince'in atn gitmeleri gereken yne eviriyordu. Grince, bu durumu utan verici buluyordu. ncinen sadece onuru olsayd sorun kalmayacakt ama bana gelenlerin sonrasnda, her yerinin armas ve morarmas da buna eklenince, durum daha da ekilmez oluyordu. lk gn en az onlarca kez atm zerinden dmt. Bir keresinde at, ken- 247 diini dikenli allarn tam ortasna frlatmt. Aurian, kfrler savuran Grince'i dikenli allarn arasndan kurtarmaya alrken, Hargorn, "yi oldu," diye fsldad. Sava, hl arkadalarnn mallarn almaya alan kk hrsz affetmemiti. "Ona cezasn vermem iin bana izin vermemitin, Aurian ama yine de adalet yerini buluyor," diye ekledi. Vcudundaki yaralarla ilgilenmeye alan Grince, atnn dizginlerini tutarak kendisini srkleyen savaya dik dik bakt. Grince, atm kulaklarm arkaya yatrmasndan ve gzlerindeki korkun baktan, bu durumun, atm da houna gitmediini anlyordu. Hargorn dizginleri elinden brakt an, bu lanet at yine beni zerinden atacak, diye dnd. Ve v-cudumdaki yaralara yenileri eklenecek.

Gece olduunda da, zayf ay nn altnda, yldzlara bakp ynlerini tayin ederek ilerlemeye devam ettiler. Aurian, Byclere has grme yeteneiyle grubun en nnde ilerliyordu. ki byk kedi, atlarn yaknma geldiklerinde onlar huzursuz ettiklerinden, Aurian' uzaktan takip ediyorlard. Grince o kadar yorulmutu ki atm zerinde uyuklamaya balad. Aklna, dn sabah koarak kamptan ka geldi. Vahi arazide kaybolmaktan korkan Grince, kamp yerini geride brakp dereyi takip ederek tepelere doru ilerlemiti. Geriye dnp baktnda, ne tandk bir ses duyuyor, ne de arabalar grebiliyordu. Hepsine lanet olsun! Yerden ald bir ta tm gcyle dereye frlatt. Niye ehri terk ederek bu tanmad yabanclarla beraber yola koyulmutu ki? ki gz kapal ve bir eli bal da olsa, Pendral'm askerlerini atlatabilirdi. Ve eninde sonunda Lord Pendral, olanlar unutacakt... Grince, Pendral'm olanlar asla unutmayacan dndnde, rperdi. Dncelerinin yerini derin bir sessizlik ald. Hrsz panie kaplmt. Tanrlar bana yardm etsin, sanrm 248 asla Nexis'e geri dnemeyeceim, diye dnd. Yere me-lerek, korku ierisinde evresine baknd. Ne bir ev, ne de bir kamp atei grebiliyordu. Kilometreler boyunca bu ssz fundalklar uzanyordu. Grince'in insanlara ihtiyac vard. Hrszlk tek geim kaynayd. Doada tek bana karnn doyura-maz, barnacak bir yer bulamaz ve hatta ate bile yakamazd. Bir elin omzuna dokunduunu hissetti. "Grince, iyi misin?" Aurian, byk kedileri kullanarak onu izlemiti. Kalarn atm Byc, banda dikiliyordu. "Ne oldu? Dtn m?" Grince, Bycnn yzndeki ifadenin sulayc deil de endieli olduunu fark ettiinde, "Umurunda m?" diye homurdand. Byc ters bir ekilde, "Ama birinin umurunda olmal," diye karlk verdi. "Aka grlyor ki senin umurunda deil. Kampa geri dnyor musun? Birazdan yola kacaz." Grince gzlerini Bycden kararak, "Onlar beni istemiyor," dedi. "Senin bugn yaptklarndan sonra onlar sulayamam. Ama seni isteyip istemedikleri u an senin sorunun deil.

Seni burada yalnz brakp alktan lmene gz yumamazlar. Aslnda, kimse sana ok kzgn deil, Grince. Sadece hayal krklna uradlar." Hrsz, "Ne fark var?" diye mrldand. "Balang olarak, bir dizi yeni yara bere." Bycnn yeil gzlerinde souk bir fkenin kvlcmlar alevlenmeye balamt. Grince, Aurian' kzdrmaya balad iin kendisiyle gurur duydu. Sahip olduu her eyi kaybetmiti. Bu yeni dnyada, kendini yalnz, korkmu, aresiz, savunmasz ve kararsz hissediyordu. En azndan Aurian' kzdrarak, evresindeki bir eyi veya birini etkilemeyi baarmt. Aurian ayaa kalkp uzaklamaya baladnda bir eylerin yanl olduunu hissetti. Aurian arkasna bile bakmadan, "Birazdan yola kyoruz," dedi. "Elini abuk tutsan iyi edersin. nk seni bekleyemeyiz, senin iin geri gelemeyiz ve Mand- 249___ zurano senin tekrar onlarla beraber at binmene izin vermez nk onlarn mallarn alyordun. Bu fundalklarda alktan ve souktan lmek korkun bir lm ama seim senin." Grince, Bycnn gzden kaybolmak zere olduunu fark ederek, blf yapmadn anlad. Bu usuz bucaksz arazide souktan lmenin ne kadar korkun bir ey olacan dnd. Gece olduunda ne yapacakt? Burada karanlkta ve soukta bir bana kalacakt... Gezginler, ok sk kullanlmayan ve insanlarn gemedii yollar tercih ediyorlard. Buradan aylar boyunca kimse gemeyebilirdi. Ya kurtlar ne olacakt? Grince ayaa kalkarak Bycnn arkasndan koturdu. "Bekleyin!" diye bard. "Leydim, ltfen bekleyin." Kampa geri dnd zaman hi ho karlanmamt. Ama Aurian, kararl bir ekilde, bir duvar gibi onunla dierlerinin gazab arasnda duruyordu. zellikle Hargorn, souk gzlerle kendisine dik dik bakyordu. Aurian, en sakin gzken midilliyi seip Grince'in midilliye binmesine yardmc oldu. Grince atm zerinden her dtnde, ona yardm eden ve onu yerden kaldran, kzl sal Bycyd. Hrsz kendisini gittike daha ok sulu hissediyordu. Ay, tepelerin ardnda kaybolmaya baladnda, Grince souktan titremeye balamt. Gecenin bu saatinde hl at stnde ilerliyor olmann verdii yorgunlukla

uyukluyordu. Hargorn aniden durduunda, Grince, dmemek iin ksrann yelesine tutundu. Ksra, hzn alamayarak, Hargorn'un atma arkadan toslad. Savann at arkaya doru acmasz bir ifte attnda, Grince'in ksra yana ekilerek, hrsz zerinden att. Kendisini bir kez daha yerde bulan Grince, Aurian'n kendisine rettii gibi yerde yuvarlanp atlarn toynaklarnn altndan uzaklat. ylece hareketsiz ve savunmasz bir biimde, olduu yerde yatyordu. Glgelerin arasndan kan Aurian, ksran yelesini oka-250 yarak onu sakinletirmeye alt. "Kalkp tekrar ata binmeyi dnme bile. Burada duruyoruz." Hrsz uyandnda, kendisini souk ve gri bir dnyada buldu. Hargorn'un kendisi iin Boynuzlu At'ta bulduu kaln battaniyeye sarlmt. Ereltiotlarmm arasnda bir yere kvrl-mt. Dn akam Aurian kendisine eyalarn toplamasn sylediinde ona ne kadar kzdm hatrlad. Ama scak battaniye, hem kendisini souktan koruyor, hem de rzgr kesiyordu. Bylesi, terkedilmi bir tepenin zerinde, souk imenlerde uyumaktan daha iyiydi. Hrsz gzlerini ovuturarak ayaa kalkmaya alt. Tm vcudu kaskat kesildiinden, hareket etmekte zorlanyordu. Sanki birisi, gecenin karanlnda sessizce yanma gelip kaln bir odunla kendisini dvmt. Kendisini o kadar umutsuz ve aresiz hissediyordu ki kfr bile edecek hali yoktu. nleyerek tekrar allarn arasnda yld kald. "Neyin var senin? Haydi, byle sabaha kadar tembel tembel uyuklayamazsm. Yola kyoruz." Hrsz gzlerini atnda, banda dikilen Hargorn'u grd. Grince, yal savaya dik dik bakarak cehenneme kadar yolu olduunu syledi. Hargorn kahkahalarla glmeye balamt. "Neden beni cehenneme sen gndermiyorsun? Seni aalk, zavall yaratk." Grince fkeyle lk atarak ayaa frladnda, Hargorn birka adm geriye ekilmiti. Hrszn kzgnln yattrmak istercesine ellerini havaya kaldrd. "Sakin ol, Grince. yle demek istemedim. Ama gryorsun ya, ayaa kalkacak halin varm. Beni ldrmek yerine, niye gidip kahvalt ederek karnn doyurmuyorsun?" Sava, kkrdayarak uzaklat. "Zavall Grince, ok kt grnyorsun."

Hrsz, Hargorn'a duyduu fkeden, Bycnn yaklatn fark etmemiti. Aurian, "Biraz otur, sana yardm edeyim," dedi. Grince, "Eer oturursam, bir daha ayaa kalkamamaktan 251 korkuyorum," diye karlk verdi. Yine de, Bycnn dediini yaparak yere oturdu. Aurian, hrszn stne doru eilerek, ellerini Grince'in omuzlarnda gezdirmeye balad. Kk hrsz, hrpalanm vcudunu huzur veren bir scakln kapladn hissetti. Birka dakika iinde, vcudunda hibir ar sz kalmamt. Byc, "te, bu seni yarma kadar idare eder," dedi. "Tabii ki yarn akama kadar vcudunda yeni yaralar aacaksn ama ben buradaym. Her zaman sana yardm edeceim, sz veriyorum. Birka gn ierisinde, anann karnndan bir eyerin stnde doduunu iddia edeceksin," diye ekledi. Grince ilk kez bir insana teekkr ederken zorlanmad. "Sa olun, Leydim, ama niye," diye sordu. Aurian bir elini hrszn omzuna koydu. "Dn bana hi arkadan olmadn sylemitin. Ama Wyvernesse'ye vardmzda yeni arkadalar edineceinden eminim. Ama arkadalk iki tarafldr. nsanlara gvenmeli ve insanlarn da sana gvenmesini salamalsn. Gece Kaaklarndan bir ey almana gerek yok. Bu cmert insanlar, neye ihtiyacn varsa sana verirler," dedi. Aurian ayaa kalkarak dizlerindeki tozu topra temizledi. "Bu konunun zerinde dn. Atein orada scak ay ve taze ekmek bulabilirsin. abucak kahvaltn et nk Forral adan hazrlyor. Tekrar yola kyoruz," diyerek adarn yanma doru yrmeye balad. Arkasnda, dnceli bir hrsz brakmt. Byc ve arkadalar, gn daha douya doru at srdler. Drdnc gn arazi alalmaya balad. Gn yla beraber kendilerini geni bir bataklk ve bitiiindeki kum ytpeinin yannda buldular. S bir vadiden akan yal nehir, bir hali oluturarak denize kavuuyordu. Gri renkli ve kasvetli topran zerinde, dikenli allardan baka bir bitki r-252 ts grnmyordu. Souk rzgr, beraberinde martlarn tiz lklarn getiriyor, gne, tepelerin ardndaki kpkrmz bulutlarn arasndan kendini kurtararak, domaya alyordu. Byc, att kuzeye doru evirdi ve sahil eridi boyunca ilerlemeye devam etti. Dierleri de yorgun bir

biimde onu izliyorlard. Aurian, ok ar ilerledikleri iin sinirlenmeye balamt. Tekrar dmannn izini bularak, onun peine dmek istiyordu. Eliseth'in, okyanusu aarak gneye gittiinden emindi. nk kristal kresiyle onun nerede olduuna dair en ufak bir ipucu renememiti. Wyvernesse'ye vardklarnda, dikilitan muazzam Toprak-bys glerini kullanarak bir eyler renmeyi umut ediyordu. Geen sefer Gece Kaaklar ile beraber yolculuk ederken, dikilitan yaknndan getiklerini hatrlyordu. Ama o zaman durup ta inceleyecek vakti olmamt. Yine de, tan nerede olduunu zihnine kazyp gelecekte iine yarayabileceini dnmt. Kuzeye doru ilerledike, sahil kesimi, gittike kayalklarla kapl bir hal alyordu. Sonunda, kendilerini dik bir tepenin zerinde at srerken buldular. Tepeden aa baktklarnda, sivri dili kayalklarn tesindeki kumsal grebiliyorlard. Aurian, bir sre sonra hill biimindeki krfezi ve ardnda ykselen krmz kayalklarla kapl tepeleri grd. Orada, kayalklarn zerinde, yemyeil kk bir tepecik vard. Yeilliin ortasnda, karanlk ve sinsi bir dikilita ykseliyordu. Aurian, bu mesafeden bile tan yayd by gcn hissedebiliyordu. Derin derin nefes alarak, cppesinin baln geriye att. Rzgr yznde hissetmek istiyordu. Kemerine bal Topran Asas, bu dier Toprak-bys kaynan hissettike, hzl bir kalp at ritmiyle titriyordu. Srtndaki Rzgrlarn Harp, sade bir melodiyle Asaya elik ediyordu. Yaknda, diye kendi kendine sz verdi. Yaknda geri geleceim. Atn yemyeil tepeciin olduu ynden evirerek, Gece Kaaklarnn bulunduu tarafa yneldi. Aurian, bulunduu yerden, uurumun iine oyulmu V253 eklindeki oyuun azm grebiliyordu. Byc, yukardan bakt zaman, dar bir kntyla balayan gizli yolu grebiliyordu. Kayalklardaki knt, kvrlarak, bulunduklar yere kadar uzanyordu. Daha nce buraya hi gelmemi olan Forral, pheyle aaya bakarak, "Atlar oraya m indireceiz?" diye sordu. Aurian ban iki yana sallad. "Tanrya kr ki hayr. Buralarda bir yerde, hava kt olduunda atlar aa indirmek iin kullandklar bir tnel olmal. Tek sorunumuz, tnelin giriinin ok iyi gizlenmi olmas ve

ben bir kez daha nerede olduunu bulabileceimi sanmyorum..." Hargorn, Grince'in atn da beraberinde srkleyerek, yanlarna geldi. "Yanl hatrlamyorsam, uradaki karaallarn arasnda bir yerde olmal," dedi. Gece Kaaklarna kaak mal tayan atlar, daha nce buraya geldikleri iin, evrelerine ainaydlar. Orada yemek ve dinlenecek yer olduunu hatrlayarak, allklara doru yneldiler. Ama karlarna dikenli bir karaal duvar kt. eri girilebilecek bir aklk gzlerine arpmyordu. Aurian, pheli bir ses tonuyla, "Buras olduundan emin misin?" diye sorarken, nereden geldii anlalmayan bir ses duyuldu. "Aman Tanrm! Hargorn! Burada ne yapyorsun?" Tahta kalaslarla desteklenmi al duvarnn bir ksm ne doru eildiinde, alan delikten, yerin derinliklerine doru inen dar bir geit grdler. Deliin aznda duran adam, kendilerine doru adm atarak, bulunduklar yere yaklat. Adam kzl sal Bycy grdnde gzlerine inanamad. "Leydi Aurian! Sizsiniz! Sonunda bize geri dndnz." Yzndeki mutlu glmseme ile, "Ve Anvar da," diye ekledi. "Ne mutlu ki bugn ben nbet tutuyorum. Zanna sizi grdne ok mutlu olacak. Ona bu srprizi aklamak iin sabrszlanyorum. " 254 Byc, atndan inerek sevinle Tarnal'a sarld. Auria, eski dostuyla beraber eimli tnele girerek gzden kaybolurken, dierleri de Aurian'n arkasndan karanlk tnele girdiler. Yorgun atlarn ahr olarak kullanlan maaradaki gen Gece Kaann korumasna braktlar. Aurian arkasna dnp baktnda, gen adamn merak ve aknlkla kendilerine baktn fark etti. Gen adam, anszn ortaya kan bu yabanclarn kim olduunu anlamaya alyordu. Sahile alan byk maara mealelerle aydnlanyordu. erisi gnlk ilerini yapan insanlarla doluydu. Kimi balk alarn ve yelkenleri onaryor, kimi de demir atm gemilerin dzenli bakmyla ilgileniyordu. Bazlar, gemilerden kartp tadklar sandk ve balyalar, maarann arka tarafndaki depolara gtryordu. Tarnal, sanki ok nemli biriymi gibi etrafta koan kk kz evirerek, "Beni Zan-na'ya..." diye balad ama cmlesini bitiremeden kz karlk verdi, "Zanna urada."

Zanna da dier Gece Kaaklar gibi kaln, su geirmez izmelerini ve salam denizci kyafetlerini giymiti. Zanna, muhtemelen tama esnasnda hasar grerek paralanm bir balyann nnde eilerek, ban iki yana sallad. "Hayr, buradaki hasara suyun sebep olduu belli. Kuma zarar grm. Tm kutsal varlklar adna, Gevan, daha dikkatli olamaz msn? Tm balyay kaybettik senin yznden. Artk bunu sata-mayz. Ancak kendi ihtiyalarmz iin kullanabiliriz." Kafasn kaldrp Bycy grd anda, "Aurian!" diye bard. Aurian ilk defa, yokluunda ne kadar uzun zaman getiinin farkna vard. Zanna artk bir kadn olmutu. Kendi iini kendi grebilen, cesur ve otoriter bir kadnd. Salar ksa kesilmi, derisi deniz ve rzgrn etkisiyle daha da bronzlamt. Yznde her zamanki gibi neeli bir ifade vard ama gzlerindeki bilgelik ve irade, onun ne kadar olgunlatn gsteriyordu. ki kadn, birbirlerine sarlarak hasret giderdiler. evrelerindeki insanlarn akn baklarnn farknda de- 255 illerdi. Zanna ban evirip evresindekilere, "Orada aznz ak dikilmenize gerek yok," dedi. "Ksa sre sonra ziyaretilerimizle tanacaksnz. Eer iinizde yapacak ii olmayan varsa, ben ona yapacak bir eyler bulabilirim." Kalabalk, sanki bylenmiesine, dald. Aurian kkrdad. "Bu kelimeler bana Dulsina'y hatrlatyor," dedi Zanna'nm yzndeki glmseme bir an iin glgelendi ama Aurian ne olduunu anlayamadan esmer tenli kadn kendini toparlayp omuz silkti. "Eer bir numara ie yaryorsa, niye onu ben de kullanmayaym?" Dierlerine dnd. "Sizi de burada grmek ok gzel, Anvar, Hargorn..." Baklar Grince'e ve Finbarr'm sessiz formuna taklnca, ne diyeceini bilemedi. Aurian ksk bir ses tonuyla, "Hadi gel, ba baa konuabileceimiz bir yere gidelim," dedi. "Tarnal ve sana anlatacak o kadar ok eyimiz var ki." Zanna, bayla onaylad. "Tahmin edebiliyorum. Ayrca, Dulsina'y da grmelisiniz. Birisi onun yanma gidip misafirlerimiz olduunu sylese iyi eder. Yanis u anda denize alm durumda ama birka gn ierisinde burada olur." Zanna, arkadalarna rehberlik ederek, onlar tnellerden birine soktu. Aurian, bu tnelin, ierisinde byk bir ocan yand geni maaraya aldn

hatrlad. Maara, Gece Kaaklar tarafndan bir toplant odas olarak kullanlyordu. Zanna kapal bir kapnn nne geldiinde, "Ayrca, size bir srprizim var," dedi. "Birka hafta nce bir ziyaretimiz daha buraya geldi." Zanna, kapy atktan sonra geri ekilip Bycnn ieriyi rahatlkla grebilmesini salad. Aurian, kap eiinde donup kalmt. Atein yannda, tek bana, Kanatl-halktan biri oturuyordu. XVI Karpeyaz ve Ayaz urian, aknlk ierisinde kahverengi kanatl, zayf ve gen kadna bakt. Bir yerden tandk geliyordu... Gen kzn ise byle bir phesi yoktu. Aurian' grr grmez ayaa kalkarak, saygyla ban ne edi. Gen kzn yznde mutlu bir glmseme vard. "Leydim! Yinze'nin zarafeti adna, sonunda buradasnz. Bu, benim iin hayal ettiimden bile daha byk bir ans." Vcudunu dorulturken, resmiyet maskesi de yava yava kalkmaya balad. "Buraya kadar ulaabileceimi sanmyordum. Byk ihtimalle, eer Yanis'in gemisini bulmasaydm, okyanusta lecektim." Aurian, kzn kollarnda ve bacaklarnda yaralar bulunduunu ve yer yer yrtlm kanadarnm darmadank olduunu fark etti. Kanadarmn ucu anm ve baz yerlerdeki tyler kopmutu. Sol kanad garip bir ayla erilmiti ve ucu yere dei-yordu. Byc, aknlm bir kenara brakarak, kzn yzne daha dikkatlice bakt. Kzn parlak ve kahverengi bukle bukle salar, hafzasn yerine getirdi. "Senin kim olduunu biliyorum. Sen o ocuksun. Hreeza'nm tapmakta bulduu ocuk." "Bu doru Leydim, ben..." Zanna araya girerek, "Sakin ol, Linnet," dedi. "Leydi Aurian ve arkadalar uzun ve yorucu bir yolculuktan geliyorlar, brak da biraz dinlensinler. Daha sonra bol bol hikyeni anlatacak vaktin olacaktr. Neden mutfaa koup be a misafirimiz olduunu sylemiyorsun? Sonra Dulsina'y da alp buraya gelirsin." 257 Linnet ok zgn grnyordu. "Pekl Zanna," diye karlk verdi. Ucu yere deen kanadn kaldrarak odadan dar karken, son bir kez ban dndrp Bycye bakt.

Aurian hl kendine gelememiti. Ban iki yana sallayarak, "Tanrlar akna, Zanna, bu kz nasl gelmi buraya?" diye sordu. Gece Kaa kadn kkrdayarak, "Bizim neler bulabildiimizi grdke daha ok aracaksn," diye aklad. "Geri, bu kzn gelii hepimizi artt. Yaklak bir ay nce lmcl bir frtna vard ve Yanis kendisini frtnann tam ortasnda bulmutu. Neyse ki iyi bir denizci de, gemisini ve kendisini kurtarmay baard. Linnet de, Yanis o blgede olduu iin ok ansl olmal. Frtnann ortasnda gverteye inmemi olsayd, herhalde denizde boularak lecekti. Zavall yaratk, souk rzgrlarla o kadar ok savam ki karaya ulaacak hali kalmam." Aurian merakl bir ses tonuyla, "Ama niye o kadar uzun ve tehlikeli bir yolculuk yapma gerei grm?" diye sordu. Zanna omzunu silkerek, "Herhalde seni aryordu," diye cevap verdi. "Senin ortadan kaybolduunu sylediimde ykld. Ama kendi hikyesini kendisi anlatsn. Son bir yl hepimiz iin ok zor bir yl oldu." Aurian, Zanna'nm ellerini tutarak, "Vannor'a olanlar biliyorum, Zanna, ok zgnm..." dedi. Kapnn eiindeki Dulsina, sert bir ses tonuyla, "Vannor kendi ban belaya soktu; maalesef, bizim de bamza bela at," diye karlk verdi. Byc, yzne yansyan hayal krkln gizlemeye alt. Dulsina ne kadar ok yalanm, diye dnd. Ne yazk ki Dulsina o kadar kt durumdayd ki hatrlad neeli kadndan geriye eser kalmamt. Geen zaman ve yaananlarn hznyle omuzlar kmt. Sanki ok ar bir yk tar-258 casna, srt kamburlamt. Her zaman mkemmel bir zenle taranan parlak ve siyah salar, beyazlamt. Kar beyaz salar, darmadank yzne dklmt. Her zaman vnd kusursuz cildi, kr kr olmutu. Dulsina, Bycy grdnde gzleri ldad. Sanki Aurian'n yzne tkrecekmi gibi ban geriye att. "ok ge geldin, Byc," diye homurdand. "Perileri stmze salp sonra ortadan kay boldun. Artk ok ge, Byc. Tm by glerini de kullansan, kurban edilen yaamlar geri getiremezsin." zgn Byc gerileyerek, syleyecek bir ey bulamad. Bu dmanca szlerin stne ne diyebilirim ki, diye dnd.

Nasl kendimi affettirebilirim? Bu zavall ve yklm yarata nasl sinirlenebilirim? Zanna sert bir biimde araya girerek, "Dulsina, diline hkim ol," diye homurdand. "Ne Perilerin zalimliinin, ne de Vannor'un aptallnn sorumlusu Aurian deil. Babam zehirlendikten sonra iradesini yitirdiinde, biri dierini dourdu. Esas sulaman gereken, Vannor'u zehirleyerek ldrmeye alan katildir. Byle davranarak ne kendine, ne de bize bir fayda salayamazsn." Hargorn, gzlerinde derin bizi hznle kadnn arasna girerek, Dulsina'nm ellerini tuttu. "Kendine hakszlk etme, eski dostum," diye fsldad. "Benimle gel. Biraz konualm. Nexis'teki tm dedikodular Hebba'dan duyduum kadaryla sana anlataym," diye ekleyerek, kibarca kadn odadan kard. Aurian, ifadesiz ve bembeyaz bir yzle olduu yerde sessizce dikiliyordu. Sadece onu yllardr tanyan Forral, gizlemeye alt derin hzn sezebiliyordu. Aurian'n yanma giderek ona sarld. Oday kaplayan huzursuz sessizlii bozarak, "Haydi, benimle gel," diye mrldand. "Zavall yal yaratk delirmeye balam. yle demek istemedi." Aurian'm titrediini fark ederek, onu atein yanndaki sandalyeye oturt- 259 tu. "Biraz dinlenelim. Hepimiz ok yorgunuz." Utancndan yz kzaran Zanna, "zgnm, Aurian," dedi. "Dulsina uzun sredir iyi deildi ama sana byle davranacan bilemezdim. Ben en iyisi gidip yemein hazr olup olmadna bakaym," diyerek odadan kt. Kl ustas, ben yokken burada neler olmu byle, diye dnd. Bir kez daha, Ruhlarn Kuyusundan dnyay izlemesine izin vermeyen lm'e kfretti. O kadar ok ey olmutu ki neler olduunu yorumlayamyordu. Kendisi garnizonun komutanyken, Wyvernesse'nin varlndan bile haberdar deildi. Bu lanet Gece Kaaklar, her zaman kendisine sorun karmt. Onlarn nerede olduunu renmek iin yzlerce altn harcamay bile gze alrd. Ama hibir zaman, aslnda bu kadar iyi insanlar olduklarn fark etmemiti. O kanatl kz da, ona tam bir ok yaatmt. yice kafas karmt. Aurian'm eski dostu Kuzgun'u bir kez Ruhlarn Kuyusundan grmt ama efsanevi Kanatl-halktan birini yakndan grmek kendisini ok artmt. Neler

olup bittiini bilmeden, Aurian'a nasl yardm edebilirim, diye dnd. Forral, yle veya byle elimden gelenin en iyisini yapacam, diye dnd. Etrafna bakmdnda, Grince ve Finbarr'm ortalklarda gzkmediini fark etti. Onlar zihninden uzaklatrarak, sevgilisine doru dnd. Akademideki kulede karlamalarndan beri ilk defa ba baa kalmlard. Odada sadece iki byk kedi onlarla beraberdi. Byc bo gzlerle atee bakyordu. Forral, onu rahatlatmak iin aresizce yannda diz kerek, salarn okamaya balad. Kkken de onu byle rahatlatrdm, diye dnd. Aurian aniden ona doru dnd. Forral, Bycnn gzlerinde dmanlk yerine minnettarlk olduunu grdnde, ii rahatlad. Aurian, iini ekip, kl ustasnn elini tuttu ve 260 ban omzuna yaslad. "Sana belli edemediimi biliyorum, Forral ama yanmda olduun iin ok mutluyum." Grince, herkesin delirmi yal kadnla megul olmasn frsat bilerek, ortamdan svt. Tek bana etraf aratrmak istiyordu. Aurian bana bu insanlara gvenebileceimi syledi ama bir de kendi gzlerimle grmek istiyorum, diye dnd. Byle bir yerde ne ie yarayabilirim ki? Hrsz, geldikleri yerden geri giderek, Gece Kaaklarnn filosunun bulunduu geni maaraya ulat. Gemiler ilgisini ekmiti. Nexis nehrini kaybetmeden nce bile, hi gemi grmemiti. Parlak ve gsterili gemilerin gzelliiyle bylenmiti. Ayrca, o balyalarn ierisinde neler olduuna bakmakta bir saknca grmyordu. Kalabalk kumsaldaki hi kimse, kk figr fark etmedi. Grince, gemilerdeki kargoyu boaltan adamlarn yannda bir sre gezindi. Ama adamlar byk kutular amak yerine, onlar dorudan depolara taynca hayal krklna urad. Bir sre sonra, kutulara olan ilgisini kaybederek, sahil kenarnda dolamaya balad. Denizin kysndaki kk bir tabureye oturmu yal bir adam, balk ayklyordu. Bir sre, yal adam ve balk alarn tamir eden kadnlar izledi. Birka dakika sonra, bu rutin aktiviteyi izlemekten skld. Hrsz sahil kysndaki kadnlar ve yal adam kendi hallerine brakarak, yiyecek bir eyler bulmak midiyle

oradan ayrlmak zereyken, demir atm gemilerden birinden gelen yksek sesli kfrleri duydu. "Kahretsin! K direkteki ksa seren dolanm!" "O zaman trman ve kahrolas eyi dzelt." "Ben? Hayatta olmaz, dostum. Gemi direine trmandm gnler geride kald. Bu gen birinin yapaca bir i." "Sahilde gen bir adam var. Sen! Hey sen! Tembel kn kaldrp buraya gel ve bize yardm et." Grince, adamlarnn kendisine bardn anladnda dehete kapld. "Ben mi?" abucak denizin kysndan uzak- 261 laarak, "Ama ben nasl yaplacan bilmiyorum..." iki yal denizci birbirlerine baktlar. "Bu byle olmayacak. Sen gidip onu getir." "Hayr, sen git." Balk ayklamakla megul yal adam ban kaldrarak, denize tkrd. "Dert etmeyim, onu ben getiririm," dedi. Grince'i kolundan tutup kk bir kaya bindirdi. Yal adamn tuttuu yerde, hrszn ceketinin zerinde balk pullar kalmt. Hrsz, neler olduunu anlayamadan ve yzme bile bilmediini syleyemeden, kendisini kaykla gemiye doru alrken buldu. tirazlarn dikkate almayp onu kaaklarn gemisine kardlar. Adamlardan biri kalarn atarak kk hrsza bakt. "Sen kimin gemisinde alyorsun, evlat?" diye sordu. "Biliyorsun ki seni..." Dier adam araya girerek, "Haydi Jeskin, btn kanl gece boyunca burada olacaz," dedi. "Trmanabildii srece kimin gemisinde alt ne fark eder?" Grince'e doru dnerek, "Evlat, u diree trmanabilir misin?" diye sordu. Grince yzndeki glmsemeyi gizleyemeyerek, "Trmanmak m?" diye sordu. Belki de Gece Kaaklar, kendisinin sra d yeteneklerinden faydalanabilirdi. "Bir balk yzebilir mi?" ki yal adam ok fazla etkilenmemi grnyorlard. "yleyse u diree trman ve sereni serbest brak." Grince, hava att iin piman oldu. Tanr akna, seren nasl bir eydi? Niye ve nasl direin tepesinde dolanmt? Direk olduka yksek grnyordu ve gemi, denizde sinir edici bir ekilde sallanyordu. Ama hrsz kendini ok farkl hissediyordu. te buradayd, bilmedii bir yerde eski yaantsn tamamen geride b-, rakmt. Hayatnda bembeyaz bir sayfa

amt. Kendini bu 262 insanlara ispatlamak, bir ie yaramak ve bir eyler yapabileceini gstermek istiyordu. Grince, ban dilerinin arasna kstrarak, tm korkularna ramen, diree trmanmaya balad. Aslnda diree trmanmak ok kolayd. Trmanrken kendisine yardmc olacak, tutunabilecei bir sr ip vard. Yine de, adamlara hava atarak, hzlca direin yarsna kadar trmand. Ama direk daraldka, ii zorlamaya balamt. Ayaklarn diree dayayarak dengesini salamak gittike zorla-yordu. Yksee ktka, geminin sallants daha da iddetleniyordu. Gemi suya batp ktka, direin ucu gkyzne ykselip iniyordu. Grince, midesinin bulanmaya baladn hissetti. Elleri terlemeye balamt. Aaya bakt zaman korkuyla donup kald. Dilerini skarak, ban kabzasn diledi. Ayaklarn ve kollarn dolayarak, bir slk gibi diree yapmt. Sadece profesyonel gururu, trmanmaya devam etmesini salad. Dikkatlice daha yksee karak, aadaki gverteye ve suya bakmamaya alt. Sonunda, arap sama dnm iplerin arasna dolanm, garip bir ayla yan yatm sereni grd. Serenin duru as, deneyimsiz Grince'e bile garip gelmiti. "Bu, seren dedikleri ey olmal," diye sylendi. Bir eliyle diree tutunup dier elindeki bakla birbirinin iine gemi iplerden birini kesti. Seren serbest kalarak, ban syrp sert bir biimde omzuna arptnda, neredeyse dengesini kaybedip tepe taklak gverteye dyordu. Grince, direkten aaya nasl indiini hatrlamyordu. Ayaklar tekrar gvertenin gvenli zeminine bast zaman kendine geldi. ki adam, srtna vurarak onu tebrik ettiler. "yi iti evlat." "Yukarda iyi i kardn. Bu, kolay deildi." "Jeskin, bakalm bu delikanlya iecek bir eyler bulabilecek miyiz?" Adamlarn kendisini tebrik etmesiyle Gece Kaaklarnn 263 kendisini kabullendiini dnerek glmsedi. Geldikleri kaya binerek tekrar sahile doru yneldiklerinde rahatlamt. Yal adam, kreklere aslarak, kay farkl bir maara azna doru yneltti. Dar ve kvrml tnellerden geip insanlarn yemek hazrlamak iin kouturduklar, mutfak olarak kullanlan geni bir maaraya ulatlar.

Yeni arkadalar, Grince'i de yanlarna alp etrafta koturan insanlar umursamakszn maarann ortasna doru ilerlediler. "Emmie... Hey, Emmie? Bu delikanlya verecek bir bardak romun var m?" "Biraz bekleyin ocuklar, megul olduumu grmyor musunuz?" Grince, atein nne eilmi narin figr ban evirdii zaman, sarn kadnn zarif yz hatlarnn, genliin parltsn kaybettiini fark etti. Grince, kadna dikkatlice baktnda ba dnmeye balad. Bir an iin, on yanda bir ocuk olduunu ve kendisine efkatle yaklaan biri ile ilk defa karlatn hatrlad. "Sen!" diye lk att. "Emmie! Seni bir daha grebileceimi sanmyordum." Kadn, aknln gizleyemeyerek kalarn att. "Seni tanyor muyum?" Grince kendisini tantmak iin bir eyler sylemek zereyken, masann altndan zayf bir hrlamayla kan beyaz bir kpein, esneyerek gerindiini grd. Grince akln yitireceini dnd. Kelimeler boazna dmlendi ve gzleri yalarla doldu. Kpek, uzun zaman nce kaybettii ve ok sevdii Sava'nn hayaleti olmalyd. Grince, kalabalk ve scak mutfaktaki hibir eyin farknda deildi. Dnyada sadece kendisi ve beyaz kpek vard. Sesi kmyordu. Kalbi, sevin ve znt karm bir hisle gmbr gmbr atyordu. Kpek, Emmie'nin yannda duran bu yabancnn kim olduunu merak ederek, yanma gelip Grin264 ce'in elini koklamaya balad. Beyaz kpek, merakla kuyruunu sallyordu. Grince, kpein ipeksi, sivri kulaklarn okayarak dizlerinin zerine kt. Kollarn kpein boynuna dolayarak alamaya balad. Emmie, kk hrsza bakarak, onu nerde grdn hatrlamaya alt. Gece Kaaklarndan deildi ama, ama... Kim olduunu hatrlamak zereydi ama bir trl kartamyordu. Hrszn grndnden daha yal olmas gerektiini dnd. Yrtk prtk giysileri ve ksa boyu aldatc olmalyd. Yirmi yanda ya vard ya yoktu. Ve Karbeyaz'a niye bu kadar ilgi gsteriyordu? Beyaz kpek, bu gen adam iin ok ey ifade ediyor olmalyd. Bu duygusal sahneyi blmek ok zordu ama bir an duraksadktan sonra, yabancnn srtna dokunarak, "yi misin?" diye sordu.

Gen adam afallayarak kafasn kaldrp Emmie'ye bakt. Hrsz, kendini kaybettii hayal dnyasndan gerek dnyaya geri dnerek rahatlad. Kendine gelmeye balamt. Burnunu ekerek, yzn ceketini koluna sildi. Emmie'nin akn baklar arasnda ayaa frlayp, kadnn elini tuttu. "Emmie, beni hatrlamyor musun? Ben, Grince. Nexis'te bana kpek yavrularn vermitin." "Grince..." Hatralar gznde canland zaman, Nexis'in arka sokaklarnda alktan lmek zereyken kurtard kk ocuu hatrlad. ocuun kirli ve salksz yz gznn nne geldi. Grince, kalarn atarak sinirli bir ekilde arkasn dnd. "Bover," diye fsldad. "Unut gitsin. Zaten beni niye hatr-layasm ki?" "Hayr! Bekle! Grince, hatrlyorum." Hrsz kar koysa da, Emmie onu omzundan yakalayarak, yzn kendisine doru evirdi. Nazike hrszn yzne dokundu. "Gerekten hatrlyorum. Srtma bir bak dayayp cehenneme gitmemi sylemitin ve..." Grince, "Sen de bana beyaz kpei ve yavrularn gster265 mitin," diye araya girdi. Duygusal bir ses tonuyla, "Bana nazik davranan ilk insan sendin," dedi. Emmie, hrszn boynuna sarlmak iin kollarn uzatrken, "Bunca yl boyunca hep senin ldn dndm," dedi. Emmie, gemiin srtna ykledii yklerden birinin kalktn hissetti. En azndan, rktc ve trajik gnlerin yaralarndan bir tanesi kapanmt. Grince'in elini sk sk tutarak, "Benimle odama gel. Eminim ki anlatacak ok eyin vardr," dedi. "Her eyi renmek istiyorum. O korkun akamdan sa ktna inanamyorum. Haydi..." diyerek masann zerinde soumakta olan brekleri alp bir bezin iine sard. "Buradakiler bir kez olsun kendi yemeklerini kendileri piirebilir." Zanna, uzun admlarla lo koridorda yryordu. Arkasndan gelen iki kii, ellerindeki toz bezleri, keten rtler ve sprgelerle onu takip ediyordu. Zanna, misafirlerinin kalaca odalar hazrlamaya gidiyordu. Dulsina'nm Aurian'a dmanca davranndan duyduu utanc unutabilmek iin, bu ile bizzat kendisi ilgilenmek istemiti. Belki yznc kez, bu benim hatam, diye dnd. Vannor Periler tarafndan karldndan beri Dulsina'nm ne kadar dengesizletiini biliyordu. Onun

Aurian ile konumasna hi izin vermemeliydim, diye dnd. Vannor'u dnd zaman, bu kark hislerine souk bir ac ekleniyordu. Hissettii ac, hem onu kaybetmi olmasndan, hem de kendini ihanete uram hissetmesinden kaynaklanyordu. Periler onu almadan nce, onu zaten kaybetmitim, diye dnd. Vannor, zehirlendikten sonra hibir zaman eskisi gibi olmamt. Zana, ban iki yana sallp bu zntl dnceleri zihninden uzaklatrd. Her eye ramen, kretmem gereken ok ey var nk Tarnal ve iki olum benimle beraber, di-266 ye dnd. Oullar, Valand ve Martek; biri alt, dieri sekiz yandayd. Onlarla gurur duyuyordu. Emmie ve Yanis'in ocuklar olmadndan, Gece Kaaklarnn lideri, Valand' varisi olarak semiti. Babasnn izinden giden Valand, imdiden iyi bir denizci olacan belli ediyordu. ki kez gizlice Gece Kaaklarnn gemilerine szmaya alrken yakalanmt. Zanna, ailesini dnnce neesi yerine geldi. Admlarm hzlandrd. Aurian'm, kendi odasnn yanndaki misafir odasnda konaklamasna karar verdi. Tarnal ile paylat odann kapsnn nnden geerken, ieriden gelen kzgn barmalar duyunca, kapnn nnde durdu. Zanna'nm kalar atld. Yanndaki iki kza dnerek, "Siz ikiniz bensiz ie koyulun," dedi. "Eer akam yemeine kadar ilerinizi bitirmek istiyorsanz, hemen balasanz iyi edersiniz. Ben birka dakika iinde yannza geleceim." Kzlar uzaklatktan sonra, kapnn nnde durup kulak kabartarak neler olup bittiini anlamaya alt. "Ve ben onlar istemediimizi ve onlara ihtiyacmz olmadn sylyorum. Burada ileri yok." Tarnal, sakin kalmaya alarak, "Gevan, Anvar ve Aurian bizim dostlarmz," diye karlk verdi. "Burada, bizim yanmzda olmalar gerekir." Zanna, kocasnn ses tonundan, onun sinirlenmeye baladn fark etmiti. ekti. ounlukla sakin bir insan olan kocasnn sinirlenmeye balamas iin, iki adamn uzun sredir tartyor olmas gerekiyordu. "Tm Byclerin can cehenneme, onlar sadece kt ans ve bela getirirler. Niye ortadan kaybolup bu dnyay bize brakmyorlar? En son buraya geldiinde, Aurian da bamza yeterince i amt. Beraberinde o vahi kurtlar getir-

miti. Anvar'n halini grdn m? Sanki ona da bir eyler olmu. Ya dieri? Hibir ey sylemeden ylece ayakta dikilip duruyor, yzn bile gstermiyor. Yanlarnda getirdikleri pheli, kK adama ne demeli? Szlerime kulak ver, bela 267 kokusu alyorum. Depolarm kilitlendiinden emin olsan iyi edersin." Tarnal sonunda sinirine hkim olamayarak, "Gevan, yeter!" diye bard. "Yanis'in yokluunda buray benim ynettiimi sana hatrlatmak isterim. Ya verdiim kararlar kabul edersin ya da ekip gidersin." Zanna, nefesini tuttu. Yanis, Gevan'a haddini bildirmek iin birok kez onu bu ekilde tehdit etmiti. Yanis, Gevan' susturmay baarrd nk kendisi Leynard'm oluydu ve Gevan daha nce Leynard'n adamyd. Ama Tarnal ayn tehdidi kullandnda... Gevan, "Nasl istiyorsan yle olsun ama piman olacaksn!" diyerek kapy yerinden skercesine ap dar kt. Dudaklar fkesinden bembeyaz kesilen Gevan, Zanna'y kenara iterek yanndan geip oradan uzaklat. Zanna odaya girdiinde, kocas fkesinden kpkrmz kesilmiti. Yanna giderek elini omzuna koydu. "Bover," diye fsldad. "Gevan abuk sinirlenen ve bo konuan biridir. Asla deimeyecek." Tarnal yzn buruturarak, "Konutuklarmz duydun mu?" diye sordu. Zanna, "Son konutuklarnz duydum," diye itiraf etti. "yleyse en gzel ksmlarn karmsn. Aurian geldiinden beri bamn etini yiyor." Tarnal iini ekip kendisine bir bardak arap koydu. "Tanrm, bam yle aryor ki..." Zanna rpererek, "Tarnal, gerekten buradan ayrlacan dnyor musun?" diye sordu. "Bunu ancak Tanrlar bilir, Zanna. Burada kalrsa m yoksa ayrlrsa m bamz daha fazla artr, bilemiyorum." Beyaz kpek, Emmie ve Grince'e elik ediyordu. Emmie'nin odasna girdiklerinde, odann dier ucundaki perdenin altna girerek gzden kayboldu. Daha nce Gece Kaak-268 larnm kaldklar odalarn neye benzediini grmemi olan Grince etrafna gz gezdirirken, Emmie de sobay yakmaya alyordu. Emmie'nin odas ho ve gsterisizdi. Grince, tm odalar kayalarn iine oyulmu olmasna ramen, buras hi de bir maara gibi grnmyor, diye dnd. Yerde kaln ve

gri renkli bir hah vard. Odann drt bir yanna, rengrenk duvar hallar aslmt. Lambalarn bazlar duvarlarn iine oyulmu blmelere yerletirilmi, bir ksm da tavandan sarkan zincirlerin ucuna taklmt. Odada bir mine yoktu ama odann ortasnda kk bir soba duruyordu. Sobann yanndaki sepetin ierisinde dzgn kesilmi odunlar vard. Sade ve rustik bir havaya sahip mobilyalar, odaya ilgin bir tarz katyordu. Odann sanda solunda, tahta raflar, sandklar ve dolaplar vard. Sandalyelerin minderleri, gzel kokulu otlar ve kurumu imenlerle doldurulmutu. Emmie, "Bunu kutlamalyz," diyerek dolaplardan birinden bir ie arap ve iki bardak kard. Brekleri de masann zerine koydu. Bu, Grince'in hayat boyunca yedii en gzel yemekti. Emmie hrsza, Pendral'm askerleri sma bast zaman Nexis'ten nasl katn anlatt. "Burada yapacak o kadar ok i vard ki dier Nexisliler ehre geri dndnde, ben Gece Kaaklar ile beraber kaldm," diye aklad. "Gece Kaaklarnn kendilerini iyiletirecek birine ihtiyac vard. Ayrca Re-mana da benim yardmma gereksinim duyuyordu. Geen sene o da ldnde, tm iler benim zerime kald. Ve Yanis... O iyi bir adam ve kendisine bakacak bir ee ihtiyac vard," diye ekledi. Omzunu silkerek, "Ne yapabilirdim? O kadar ok srar etti ki sonunda evet demek zorunda kaldm. Sen neler yaptn, Grince? Senin ldn sanyordum. O korkun akam kurtulmay nasl baardm?" diye sordu. Grince istemeye istemeye hikyesini anlatmaya balad. O korkun geceden kimseye bahsetmemiti. Ama ararak, bir 269 kere anlatmaya balad zaman, kelimelerin ard ardna azndan dkldn fark etti. Annesinin lmn ve yanan smakta grd dehet verici anlar anlatrken alad. Sa-va'nm lmn anlatrken de gzyalarn tutamad. Onu da Pendral'm askerleri ldrmt. Emmie, alayan hrszn ban gsne dayayarak, yllar nce tant kk ocuu sakinletirircesine, acsn paylat. Gzyalar durduunda, Grince kendini biraz daha iyi hissetmeye balad. Sanki yllardr vcudunda tad acmasz bir yarann zehri, bu akam akp gitmiti. Grince, Emmie'nin kendisine verdii mendile burnunu sildi. Yarm yamalak bir glmsemeyle Emmie'ye bakt. "zr dilerim, ben..."

Emmie araya girerek, "Hayr, buna ihtiyacn varm," dedi. "Uzun sredir bu acy kalbinde tamsn. Sadece annenin deil Sava'nm da yasn tutmusun," diyerek i ekti. "Bunun nasl bir ey olduunu biliyorum. ki yl nce kpeimin annesi Frtma'y kaybettiimde, bir daha asla kendime gelemeyeceimi dnyordum. Baz insanlar bunun ok sama olduunu sylediler. Bir koca ve iki olunu kaybeden bir kadn, kpei iin yas tutuyordu." Grince yumuak bir ses tonuyla, "Ama o sadece bir kpek deildi," dedi. "O, senin dostundu." Emmie bayla onaylad. "Doru. Benim en iyi arkadamd. En azndan senden daha anslym, Grince. Frtna, bu odada, yallktan ld. Ama annesine en ok benzeyen yavru olan Karbeyaz, beni rahatlatmak iin yanmdayd. Sanki Frtna, lmeden nce son bir yavru dourarak, Karbeyaz bana hediye olarak brakmt." Emmie'nin yznde mutlu bir glmseme belirdi. Birden ayaa frlayarak, "Grince, benimle gel, sana bir ey gstermeliyim," dedi. Meraklanan hrsz, Emmie ile beraber odann dier ucun27C daki perdeyi amak iin hareketlendi. Perdenin arkasndaki ksa koridorda kap vard. Sadaki tek kap aralkt ve Emmie kapy ap Grince'e ieri girmesini iaret etti. "Sanrm ieride seninle tanmak isteyen biri var," dedi. Grince, Emmie'nin gzlerindeki prlty grdnde daha da merakland. Kapdan ieri girerken, heyecandan midesine kramp girdi. Kk ve scack oda, bir eit alma odasyd. Masann zerindeki kavanozun iinde ty kalemler vard. Duvarlardaki raflar kitaplarla doluydu. Bir dolap, iki byk sandk, iki kaba sandalye ve bir alak kanepe, odadaki dier mobilyalard. Odann ortasndaki soba yanmyordu ve tavandaki lamba lo bir kla ierisini aydnlatyordu. Grince odann tm bu ayrntlarna gz gezdirirken, gz kanepenin zerindeki Karbeyaz'a takld. Minderlerin zerine kvrlan kpein yannda kk bir yavru vard. Tatl enik, sanki Sava'nn yaayan hayaliydi. Grince olduu yerde donakalarak, bir zamanlar kk bir yavru kpekle beraber tehlikeli bir ehirde yaam mcadelesi veren kk ocuu hatrlad. Yavru kpek, hrsza doru bakarak zayf bir sesle havlad. Yavru kpek, kanepenin zerinden aaya inip kuyruunu sallayarak Grince'e doru kotu. Grince, kpei kucana

almak iin eildiinde, kk enik zplayarak hrszn srtna kp sol kulan yalamaya balad. Emmie, hrszn arkasnda dikildii yerden, "Aman Tanrm, bu inanlmaz!" dedi. "Seni ok sevdi. Herkese bu kadar ilgi gstermez. Karbeyaz'm son yavrusu ve henz be aylk. Frtna'ya benzedii iin ona ben bakmak istedim. smi Ayaz. Eer istiyorsan, onu alabilirsin," diye ekledi. Aurian, Kanatl-halktan birini, en son yllar nce iyiletirmiti. nce salam kanad inceleyerek yapsn anlamaya alt. Daha sonra yaralanm dier kanad iyiletirmek iin dikkatlice ie koyuldu. Bir sre sonra eildii yerden kalkp 271 srtn dikletirdi ve gzlerini ovuturdu. "Kendini nasl hissediyorsun?" diye Linnet'e sordu. Linnet, "Sanrm daha iyiyim," diyerek kanatlarn odann ierisinde mmkn olduu kadar ap hareket ettirmeye balad. "Evet, kesinlikle daha iyiyim." Yznde heyecanl bir glmseme belirdi. "Tekrar hareket ettirebiliyorum. Sanki yenilenmi gibi." Byc, "Aslnda tam anlamyla yenilenmi deil," diye aklad. "Tekrar uabilmen iin, kaybettiin tylerin yenilenmesi lazm. Korkarm, bu konuda sana yardmc olamayacam. Yenileri kana kadar beklemek zorundasn." Aurian, kanad kza doru bakarak bam iki yana sallad. "ok tehlikeli bir yolculuk yapmsn. lmediin iin ok anslsn. Hayatn riske atp buraya kadar gelmenin sebebi nedir?" diye sordu. Linnet, bu kadar kk bir odada Kanatl-halktan biri iin zor bir hareket de olsa, omuz silkti. Kanatlarndan birinin ucu, masann zerindeki bardaa arpt. Aurian, son anda barda havada yakalayarak, yere dp krlmasn engelledi. Kanatl kz olanlarn farknda deildi. "Gelmek zorundaydm nk bu bizim tek ansmzd," diye aklad. Aurian'm kalar atld. "Kralie Kuzgun, seni okyanusun tesine gndermenin pek de akllca olmadm bilmeliydi," dedi. "Artk Kralie Kuzgun yok." "Ne?" Linnet rpererek, "Hayr, yani her ey yolunda," dedi. "Kuzgun, ben ayrldm zaman hayattayd. Ama artk Aeril-lia' nin kraliesi deil."

Byc, tehlikeli bir biimde sakin bir ses tonuyla, "Niye artk kralie deil?" diye sordu. Linnet, "Aklamaya alacam ama ben de olanlar tam olarak anlayabildiimden emin deilim," dedi. "Geri rahipler dnda kimsenin olanlar yorumlayabildiini sanmyo-272 rum." Aurian, dudan srarak iinden ona kadar sayd. Linnet ok gen, diye kendi kendine hatrlatt. "Linnet, ltfen bana neler olduunu anlatabilir misin?" "Sana syledim. Neler olduunu bilmiyorum. Birden Barahip Skua'nn by gleri artmaya balad. Yinze'nin, In-condor'un glerini ve Kanatl-halk byclerinin yeteneklerini geri getirdiini syledi. Bunun Tanrlardan bir iaret olduunu syledi ve Aerillia'nm, Yinze Tapmandan ynetilmesi gerektiini aklad. Gnety ve Syntagma onu desteklediler. Kralie Kuzgun'un muhafzlaryla aralarnda acmasz bir sava oldu. Skua, gkyznden yldrmlar yadrarak, Kralienin askerlerinin yarsn katletti." Linnet rperdi. "ok ktyd. O gnlerde Kralienin hamilelii ok ilerlemiti. O ve Lord Aguila, ehirden kamak zorunda kaldlar. Birka gn ierisinde, ehre korku ve phe hkim oldu. Kralieyi destekleyenlerin Tanrlarn gazabna urayaca syleniyordu. Halkmzdan bazlar ortadan kayboldu ve bir daha asla onlar gren olmad. Ben, Kralie Kuzgun'un koruyucularmdandm. Bu, kk bir kzken onun hayatn kurtardm iin bana verilen bir dld. ehirde kalp neler olup bittiini anlamak iin bilgi toplamaya altm ama ok korkmutum. Skua'nm insanlarn zihnini okuyabildii syleniyordu. Gneydeki yeni Gk-halk ehrine giderek Kralieye katlmay dnyordum ama aklma siz geldiniz. Bize yardm edebilecek tek kiinin siz olduunu dnerek, kuzeye doru umaya baladm." Aurian sevecen bir ifadeyle glmsedi. "Eminim ki yolda bana daha birok ey gelmitir. Ama bunlar daha sonra anlatrsn. imdi tam olarak iyilemi saylmazsn ve yorgun olmalsn. Biraz dinlenmeye ve uyumaya al. Daha sonra tekrar konuuruz." "Teekkr ederim, Leydim. Kanadm iyiletirdiiniz iin size minnettarm." Linnet ban kaldrarak, samimi ve yalva- 273 ran baklarla Aurian'a bakp, "Leydi Aurian,

benimle beraber Aerillia'ya gelerek halkma yardm edeceksiniz, deil mi?" diye sordu. Aurian, rperdiini hissetti. Birden kendisini ok yorgun ve yal hissetti. nsanlar ne zaman benden yardm istemekten vazgeecek, diye dnd. Ama Linnet'in hikyesi, iindeki pheleri daha da arttrmt. "yle grnyor ki seninle geleceim," dedi. Aurian, dncelere dalarak kendi odasna yneldi. Forral'm ieride olduunu anladnda, kendisine nereden geldiini ve neler olduunu sormamas iin, kapnn nnden geip giderek, yrmeye devam etti. Linnet'in hikyesi, Eliseth'in gney topraklarnda olduu phesini daha da glendiriyordu. Yabanc bir ehirde insanlarn agzlln ve ehvetlerini krkleyerek karklk kartmak, Hava-by-csnn ii gibi grnyordu. Ayrca, Linnet'in anlatt hikyenin baz ayrntlar, ona Nexis'te bir yl nce yaananlar hatrlatt. Arada bir balant olmal, aksi halde ben bir lmlym, diye dnd. Gerei renmenin bir tek yolu vard. Kristal kresini kullanarak gney krallklarn izleyemezdi ama Wyvernesse'nin yaknndaki dikilita kullanarak, Dnyalarn arasna gidebilirdi. Oradan neler olduunu izleme ansna sahip olabilirdi. Zihninin derinliklerinden gelen bir ses, Orada Anvar'a da neler olduunu renebilirsin. Byle delice bir plan yaparak, hayatn riske atmann bir sebebi de bu, yle deil mi, diye sordu. Aurian, "Kes sesini," diye hrlayarak, Shia'y bulmaya git. XVII DKLTA urian, byl grme gcyle bile, rktc karanlkta evresinde neler olduunu belirli belirsiz seebiliyordu. Tek duyduu ses, solunda ve aada bir yerlerde, dalgalarn kayalara arpma sesiydi. Dikkatlice, dalga seslerinin geldii ynden uzaklaarak, tepenin bulunduunu tahmin ettii tarafa doru yneldi. Shia yannda onunla beraber geliyordu ama byk kedinin varl, karanlkta dengesini kaybedip kayarak, aadaki kayalklarn zerine dmeyeceinin garantisi deildi. Aurian arazinin dikleerek yukar doru eim aldn fark ettiinde eilerek yere dokundu. Parmaklar, kuru

otlar yerine yumuak imenlere dediinde, dikilitaa doru yaklatn anlad. Byc huzursuzdu. Gece grnn hi bu kadar aresiz kaldn hatrlamyordu. Sanki tamamen kr olmutu. Sahil kysndaki dalgalarn sesinden, sert bir rzgrn estii anlalyordu. Aslnda, buraya karken yznn sol tarafnda srekli, o souk rzgr hissetmiti. Ama bu yemyeil tepede tek bir yaprak bile kprdamyordu. Aurian, "Ne bekliyordun ki?" diye kendi kendine sylendi. Her zaman burasnn, dnyalar arasnda gei yapmaya olanak salayan bir boyut kaps olduunu dnyordun. evredeki gariplikler de bunu dorular nitelikte, diye dnd. Shia, tedirgin bir ekilde Aurian'la zihinsel iletiim kurdu. "Aurian, daha fazla ilerleyemiyorum. Daha nce hi byle bir 275 ey hissetmemitim. Sanki grnmez bir kalkan gememi engelliyor. " Aurian, "Telalanma," diye karlk verdi. "Zaten gideceim yere seni de gtrmem mmkn deil. Sadece burada durup benim geri dnmemi bekle." Shia, "Eer geri dnersen," diye mrldand. "Sana bunun, byk bir samalk olduunu sylememe gerek kalmayacak." Aurian, "Haklsn," diye fsldad. "Ben de bunun ne kadar tehlikeli bir plan olduunu biliyorum ama bunu yapmak zorundaym. yle veya byle onunla konumak zorundaym. Kendine iyi bak dostum, ksa sre sonra tekrar greceiz." Bu veda szcklerini syledikten sonra, Shia ile ilgili her eyi zihninden uzaklatrd. Tm enerjisini yapaca yolculua odaklamas gerektiini biliyordu. Tepeye doru trmanmaya baladnda, iindeki huzursuzluk derin bir korkuya dnt. Her admnda, iindeki korku daha da iddetleniyordu. Bir sre sonra, dehete kaplarak titremeye balad. Az kurumu, kalbi kt kt atmaya balamt. "Bu sadece boyut kapsn korumak iin ucuz bir numara," diye sylendi. Tm iradesini toplayp iindeki korkuyla savaarak ilerlemeye devam etti. Ksa bir sre sonra, ruhunu esir almaya alan korkuyu kontrol altna ald. Aurian dikilitan bulunduu geni platoya ulatnda, el yordamyla dikilitan nerede olduunu anlamaya alt. Elleri souk taa dediinde, ayn acmasz korku tekrar iini kaplad. Ama bu sefer o kadar iddetliydi ki, Aurian, hazrlkl olmasna ramen

kendini toparlamakta glk ekti. Topran Asasn eline alarak, sanki grnmez bir silah savuturmak istercesine havaya kaldrd. Kalt, zmrt yeili bir kla parldamaya balad. Dikilitan glgesi, sanki bu yeil ktan kaarcasma ortadan kayboldu. Kaltn gc, Bycy koruyor ve korkuyu kaynana geri yanstyordu. Aurian, 276 evresindeki karanln dalmasyla baber, gkyznde parldayan yldzlarn farkna vard. "Sanrm ilk kan ben akttm," diye mrldand. ekti. Asann parldayan klar yava yava yok olduunda, kalttan geriye souk ve sradan bir ubuk kald. Aurian, el yordamyla dikilitan yannda oturabilecei bir yer arad. Asay gsne dayayp srtn dikilitaa yaslad. Elleri, Asann evresine kenetlenmiti. Gzlerini kapatp derin derin nefes almaya balad. Bir sre dinlenmeliydi. Byc, bir sre sonra ruhunun bedeninden ayrldm hissetti. Gzlerim at zaman, gkyzndeki yldzlar, olmalar gereken yerde yoktu. evresi, dikilitatan yaylan kehribar rengi bir kla kaplanmt. Aurian oturarak, elindeki Asaya sk sk sarld. Arkasn dnp geride brakt vcuduna bakmadan, dikilitaa doru yneldi. Tan yzeyi hl souktu ama bu sefer o kadar da rahatsz edici deildi. Tatan yaylan g dalgalaryla vcudundaki tm tyler diken diken oldu. Byc, iradesini taa odakladnda, parmaklarnn ucundaki souk yzey ortadan kayboldu. Tan yzeyinde dar ve karanlk bir boyut kaps almt. Aurian, Asay daha da sk kavrayarak kapdan getiinde, etrafndaki kehribar rengi k da yok oldu. Aurian kendisini alak ve dar bir tnelde buldu. Duvarlar, simsiyah kayalardan yaplmt ama tnel, yerdeki parldayan tozlardan yaylan zayf ve gm rengi bir kla aydnlanyordu. Aurian tnelde ilerlerken, yerden kalkan toz bulutu, gm rengi bir parltyla izmelerini kaplyordu. Aurian, Asas elinde, klc belinde, dikkatlice ilerliyordu. Bir sre sonra tnel daralmaya balad. Yolun sonunda ancak skarak geebilecei kadar dar bir aralk grnyordu. Aurian, zar zor skarak yarktan getiinde, kendisini renksiz ve yabanc bir dnyada buldu. Her yer, ok zayf bir kla aydnlanyordu ve yumuak, gri renkli yosunlarla kaplyd. Etrafta hi rzgr esmemesine

ramen, frl frl dnerek in- 277 san rahatsz eden donuk bir sis, gr mesafesini azaltyordu. Her yerde, sinsi ve derin bir sessizlik hkimdi. Aurian, Topran Asasn sa elinden sol eline alp ilerlemeye devam etti. Sis aralandnda, karanlk ve gri renkli bir imenlik gzne iliti. Bir adm daha, bir adm daha atarak ilerledi. Anszn, nnde behren uzun boylu ve kara bir figr, nn kesti. "Bunun yasak olduunu biliyorsun, Byc." Aurian, lm'e bakarak, "Ben yle olduunu dnmyorum," dedi. "G Kaplarndan birinden geerek buraya geldim. Beni geri evirmeye hakkn yok. Ayrca, burada olmamas gereken birini aryorum." "Buraya gelen herkes, burada olmamas gerektiine inanr." Aurian, sabrszln kontrol etmeye alarak fkesini bastrd. "Bunun inanmakla ilgisi yok. Bunun adaletsizlikle ilgisi var. Anvar' burada tutmana gereke olarak neyi gsterebilirsin?" lm, insann iini rperten, zalim bir sesle, "Ben lm'm," dedi. "Kimseye hesap vermem. Kimse bana itiraz edemez." Byc, iindeki korkunun, vahi bir yaratk gibi kalbini sktrdn hissetti. Aurian, cesaretini toplamak iin, bu rktc yerde yalnz bana kalan Anvar' dnd. lm sessizce, onun cevabn vermesini ya da geri ekilmesini bekliyordu. Aurian, "Haklsn," dedi. "Kimse sana itiraz edemez. Bir Byc bile buna cesaret edemez. Ama sorular sorabilir, yle deil mi?" lm, "Gz kara Byc," diyerek yksek sesle gld. "te imdi, ya senin kstahln daha da cesaretlendireceim ya da sonsuza kadar merak ierisinde kalacam. yle olsun. Ne sormak istiyorsun?" Aurian, lm' bayla selmlayarak, "Aslnda iki eyi -278 renmek istiyorum. Biri, senin de bildiin gibi Anvar, dieri de, en az onun kadar nemli bir konu. Bu, hem senin iin, hem benim iin, hem de geldiim dnya iin ok nemli. Neler olduunu renmek istiyorum. Kl ustasnn Anvar'm vcuduna nasl girdiini renmek istiyorum. Ve buraya geldikten sonra bir g tarafndan buradan ekilip alman Van-nor'a neler olduunu merak ediyorum. Bunlar yapan Eliseth miydi? Yenidendoum Kazann m kulland? Kazan hl onun kontrolnde mi?

Eer bana izin verirsen, Ruhlarn Kuyusuna bakp, kt kalpli Bycnn nerede olduuna ve neler yaptna bakmak istiyorum." lm bir an sessiz kalarak, "Byc-kadm Eliseth'in bu iin iinde olduunu itiraf ediyorum," dedi. "Ama dier sorularna gelince... ok fazla ey istiyorsun, Byc." Byc alayc bir ses tonuyla, "Bu durum senin de houna gitmiyordur, bundan eminim," dedi. "nsanlar yeniden domak iin buraya geliyorlar ve kuyuya ulaamadan buradan ekilip almyorlar. nsanlar kendilerine ait olmayan vcutlarn iine giriyorlar. Eer Eliseth durdurulmazsa, bu ne zaman sona erecek?" lm, "Sylediklerin doru," diyerek Aurian'a doru eildi. Byc bir an iin umutland. "Eer Kazan yeniden kaybolacak veya yok edilecek olursa..." Aurian araya girerek, "Veya sana getirilirse?" dedi. lm ban arkaya atarak, "Bana m getirilirse?" diye sordu. Aurian, bayla onaylad. "Ancak bu ekilde huzura erebilirsin. Aksi halde, yzyllar boyunca ortada olmasa bile, eninde sonunda birilerinin eline geecek. Sen de ne zaman, ner-de ve kimin Kazan bulacan merak edip duracaksn." lm, "Kazan bana getireceine sz verir misin?" diye sordu. "Kazan bulmanda sana yardm edersem, onu bana getirir misin?" Aurian, lm'n sesindeki fkeyi \e alayc ifadeyi duymu olmasna karn, ilk kez, souk ve hissiz yzn- 279 de bir heyecan olduunu sezdi. Byc, "Eer Anvar' da serbest brakrsan, sz veririm," dedi. lm iini ekti. "Aurian, ben gitmesine izin versem bile, vcutsuz ve babo bir hayalet olacann farknda msn? Canllarn dnyasnda, senin gibi gl bir Byc bile onu gremez ve onunla konuamaz. Kazan olmadan eski vcuduna geri dnemez ve Kazan bulunsa bile, Forral ile vcudunu geri almak iin savamak zorunda kalacaktr." Aurian, "Ama bahse girerim, o bu riski gze alacaktr," diye srar etti. Sonsuz gri bolukta amaszca dolaan Anvar, buraya nasl ve neden geldiini dnyordu. Birden, sevgilisinin Dnyalarn arasnda olduunu hissetti. Onun sesini duyabiliyor, varln hissedebiliyordu. Bulunduu yerden yok olup kendisini Aurian'm yannda buldu. Glmseyerek,

"Seninle tekrar beraber olmak iin her eyi gze alrm," dedi. Aurian, Anvar'a baktnda gzleri doldu. "Niye bu kadar geciktin?" diye sordu. Anvar, anlalmaz ve bouk bir lk atarak sevgilisinin boynuna sarld. Tm korkularm ve yalnzln unutmutu. lm'n diyarnda birini kucaklamann ne kadar zor olduunu dnd. Aurian'm kollarnn arasnda olduunu bilmesine ramen, hibir ey hissetmiyordu. \ -ne de onun yannda olmak ok gzeldi. "Seni tekrar nasl bulacam bilemiyordum," diye fsldad. lm alayc bir ses tonuyla, "Bence kendin iin endie lensen daha iyi edersin," diye araya girdi. "yle grnyor ki ben bile sizi uzun sre birbirinizden ayr tutamyorum. Yanl hatrlamyorsam, bu birinizin dierini aramak iin diyarma ilk gelii deil," diye ekledi. Aurian, lm'e doru dnerek, "Bu doru," dedi. "Ve 2.80 sen artk ikimizden de sklm olmalsn," diye ekledi. lm fkelenerek, ciddi bir ses tonuyla, "ok zekice, Byc ama bu numaran ie yaramaz," dedi. "Aksine, sizi yeterince gremedim. Bir geliyor, bir gidiyorsunuz. Ne meknma, ne de iime saygnz var. kinizin de buraya gelip burada kaldm ve Ruhlarn Kuyusundan geerek yeniden doduunuzu greceim. Belki o zaman birazck olsun huzur bulur ve diyarmda dzeni salarm." lm kendine hkim olmaya alarak, sakin bir ses tonuyla devam etti. "Ama son bir kez buradan ayrlmanza izin vereceim." Ban ne eip Anvar ile Aurian' selmlayarak, Ruhlarn Kuyusuna doru giden yolu iaret etti. "Kuyu orada, Byc. Neye bakmak istiyorsan bak ve an da alp buray terk et," dedi ve ortadan yok oldu. Anvar, lm'n az nce durduu yere bakarak, "Bu ok ani bir deiim," diye mrldand. Aurian, "Gerekten ok ani," diyerek onaylad. Kalar a-tlmt. "Tm bu sevecenlik ve ibirlii, her ey biraz fazla kolay oldu sanki..." Anvar huzursuz bir ekilde, "yleyse zaman kaybetmeyelim, neye bakacaksan bakalm ve lm fikrini deitirmeden, buray terk edelim," dedi. Aurian, "Fikrini deitirip bize tuzak kurmadan," diye tamamlad. Anvar, Aurian'a baktka iini mutlu bir huzurun kapladn ve cesaretlendiini hissetti.

"Tanrm, seni o kadar zlemiim ki," dedi. "Ben de seni." Byc sevgilisinin elini tutarak, "Haydi, gidelim," dedi. "Yrrken, sen de bana bu ie nasl bulatn anlatrsn." Anvar ve Aurian, el ele kutsal koruya girdiler. Byc ban ne eip aalar selmladnda, aalar geri ekilerek gemelerine izin verdiler. Bir sre sonra, Ruhlarn Kuyusunun bulunduu akla ulatlar. Ruhlar lgn bir nehir gi- 281 bi kuyuya doru akyorlard. Byc, Anvar'a doru dnerek, "Bana gz kulak olur musun?" diye sordu. "Kuyunun iine dmek istemem ve dersem, Tanrlar bilir kendimi nerede bulurum" Anvar, "Merak etme, gitmene izin vermem," dedi. Aurian, "lm'n buralarda olup olmadn bilmiyoruz. Bir eyler planladna eminim, dikkatli ol..." Kuyunun yanna eilip Asasn yere brakt. Ban ne eerek, Kuyunun sonsuz, yldzlarla kapl karanlna bakt. Suyun yzeyindeki klar bir girdap oluturduka, gzleri kamamaya balad. Aurian, dudaklarn srarak, bir parman suyun iine sokup dmann dnmeye ve iradesini odaklamaya balad. Kanatl rahip, tapmak binasnn yaknnda, hareketsiz yerde yatyordu. Uzun bir mzrak kalbine saplanmt. Eliseth, elinde tuttuu Kadehi skca kavrayp yerde yatan adama doru eilerek, "Sonunda ld," diye mrldand. Rahibin yan banda ayakta duran kanatl sava, ellerindeki kan temizlemeye alyordu. Byc, savaya doru dnerek, "yi i kardn, Lord Gnety," dedi. "Kendisine kimin saldrdn bile anlayamadan onu ldrdn. imdi, planmzn ikinci aamasna gemeden nce, mzra kalbinden karr msn?" eytani bir kahkaha att. "Kalbine sapl mzrakla Yenidendo-um Kazannn bile onu canl tutabileceini sanmyorum," dedi. Kanatl sava bir ayan yerde yatan rahibin gsne koyarak, mzra acmasz bir ekilde bkp adamn kalbinden ekip kard. Eliseth, "Ve imdi o lanet eyden kurtul," diye homurdand. "Skua geri dnd zaman, neler olduunu hatrlamayacak ama kanl mzran burada ne aradn anlatmakta zorluk ekebiliriz." Byc-kadm abucak, Kadehteki suyun bir ksmn rahi-282 bin gsndeki derin yarann zerine dkt. Adamn krlm kaburgalar ve paralanm etleri iyilemeye ve

eski halini almaya baladnda, mutlulukla glmsedi. Kadehin bysnn, lleri yeniden hayata dndrmesi birka dakika sryordu. Eliseth, bu ilemi o kadar ok kez tekrarlamt ki oturarak, bynn iini bitirmesini bekledi. Heyecanla, "te," diye bard. "Artk Skua bizim. Kazann gcn kullanarak onu geri getirdiime gre, artk onun vcudunu ve zihnini istediim gibi kontrol edebilirim. Ve Skua, hibir zaman, hibir eyin farknda olmayacak." Gnety, "O zaten bizimdi," diye sylendi. "Niye bu kadar zahmete girdiimizi anlayamyorum. Dnyorum da..." Eliseth sinirli bir ses tonuyla, "Sana daha nce de syledim. Dnmeyi bana brak," diye homurdand. Entrika evirmenin zevkinden yoksun bu zavallya lanet olsun, diye dnd. Kaln kafal sava, belki askeri strateji konusunda uzman olabilirdi ama entrika iinde entrika evirmekten kesinlikle anlamyordu. Gnety'n kalarnn atldm grnce sinirlenmeye balad. "Sana daha nce de akladm. Skua, Tanrlarn ne isteyip ne istemediiyle ilgili kendi bana kararlar veriyordu. Kulland glerin gerekten Yinze'den, yani Gklerin Babasndan bir hediye olduuna inanmaya balamt. Sonunda Tanrsnn adna bize ihanet edebilirdi. Artk byle bir korkumuz kalmad," diye aklad. Sava, pheli bir biimde ban iki yana sallad. "Gerekten bana ihanet edebileceini mi dnyordun?" diye sordu. "Sana ihanet edebileceini biliyordum, seni aptal! Bizi, ileri ok gzel idare ettiine inandrmaya alyordu. Syntag-ma'ya hkmetmek iin sana ihtiyacmz olmadn sylyordu. Eer benimle beraber sana kar entrikalar eviriyorsa, seninle beraber de bana kar entrikalar eviriyor olmal." Sava, Eliseth'in gzlerine bakmadan, "Hayr, Leydim, asla byle bir ey olmad," dedi. Eliseth, eytani bir glm- 283 semeyle szlerinin hedefini bulduunu dnd. Skua ile ilgili hibir konuda yanlmamt. Gnety, yaramazlk yaparken yakalanan bir ocuk gibi kalarn atp arln bir ayandan dierine veriyordu. "Ya ben ne olacam?" diye sordu. "Ya benim

de, senin planlarn iin bir tehlike olduumu dnrsen? Bana da rahibe yaptnn aynsn m yapacaksn?" Eliseth, umursamaz bir ses tonuyla, "Sen mi?" diye sordu. Yatt yerde inlemeye ve kprdamaya balayan Skua'ya doru dnerek, "Sen bana ihanet etmezsin, Lord Gnety. Sen daha akllsn ve eer bana ihanet edersen neler olacana kendi gzlerinle ahitlik ediyorsun," dedi. Ruhlarn Kuyusunun cama benzeyen yzeyinden olanlar izleyen Aurian, rahibin gzlerinin aldn grd. Skua'y hain, azimli ve hilekr biri olarak hatrlyordu. Her ne kadar bu gelimeler hayra alamet olmasa da, hain ve bencil rahibin en sonunda layk olduu sonu bulduunu dnd. Endieli bir biimde olanlar izlemeye devam etti... "Aaaah..." Skua, gzlerini aarak, "Yinze adna, bana neler oldu?" diye sordu. Eliseth, "Sakin ol, Barahip," diye onu rahatlatt. "Bayldnz. Kendinizi bu kadar yormamanz gerektii konusunda sizi uyarmtm. Siz bizim iin ok deerlisiniz. Size daha iyi bakmalyz. Salnz byle tehlikeye atmanza izin veremeyiz." "Ben iyiyim, iyiyim, sadece ayaa kalkmama yardm edin, Leydim." Gnety, "Ben yaparm," diyerek Skua'y kolundan tutup ayaa kaldrd. Hava-Bycs, "imdi dinlenmelisiniz," diye srar etti. "Daha sonra habercinizin Khazalim kraliesiyle neler konutuunu bana anlatmanz iin bol bol vaktiniz olacak." 284 Aurian, "Ne?" diye lk att. "Tm Tanrlar adna, Sa-ra'nn bu ylanlarn arasnda ne ii var?" Anvar, Bycnn omzunun stnden eilerek kuyuya bakt. "Sara m? O en ktleriyle bir arada olacak kadar ylandr zaten," dedi. "Ne derler bilirsin." "imdi ikinizi de yakaladm. Ve bu sefer, yeniden doacaksnz." Aurian gz ucuyla, lm'n zerlerine doru eildiini grd. Anvar, sendeleyerek Aurian'm zerine yklenip neredeyse srtna kt. Dengesini kaybeden Byc-kadm kuyunun iine dmek zereyken, bir eliyle kuyunun yosun kapl kenarna tutundu. Tm gcyle elinin zerine yklenip hareketsiz kalarak, Anvar'm srtndan inmesi iin ona zaman tamd.

Aurian gz ucuyla, kuyunun kenarndaki hareketi fark etti. Topran Asas, onlar debelenirken kuyuya doru yuvarlanmaya balamt. Byc, botaki eliyle aresizce Asaya doru uzand. Asann bir ucu suya dediinde, Aurian son anda, parmaklarnn ucuyla Asay dier ucundan yakalad. Ama Ruhlarn Kuyusu, Asann dier ucundan aslarak, kalt iine ekmeye alyordu. Aurian tehlikeli bir biimde suyun zerine doru eilerek, Asann ucundan ekitirmeye devam etti. Kollar yerinden kacak gibiydi. Kaltn gitmesine izin vermektense, lmeyi yelerdi. Asa, Ruhlarn Kuyusunda kaybolup giderse, milyonlarca dnyadan herhangi birinde kabilir ve Aurian, sonsuza kadar kalt bulamayabilirdi. Byc farknda deildi ama Anvar, ayaa kalkarak lm'n karsna dikilmiti. Aurian, kendisiyle lm'n arasnda giren an fark etmemiti nk tm ilgisini Topran Asasna odaklamt. Kuyunun yzeyine bakt zaman iki ey grd. Ama hangisini nce, hangisini sonra grdn hibir zaman bilemeyecekti. Asann suyun yzeyinden ieri giren ksm ekil deitirmeye balamt. Topran Asasnn ucu, kalta dolanm ve 285 birbirine kenetlenmi iki ylanla bu iki ylann tad yemyeil bir tatan oluuyordu. Suyun iine girince, ylanlardan biri krmz ve gm rengi bir kla, dieri de yeil ve altn sars bir kla parlamaya balad. Biri kuyruunu hareket ettirdi, dieri kvrlarak Asann zerinde doland yerden ayrlmaya balad. Aurian'n az ak kald. Ruhlarn Kuyusu, Asann zerindeki ylanlar canlandrmt! Ylanlar teker teker Asann zerinden syrlp birbirlerinden ayrldlar. Krmz olan, ksa bir sre ncesine kadar Asann ucunda olan yeil kristali hl aznda, tayordu. Kuyunun ekim gc kaybolunca, Asa anszn Aurian'n elinde kald ve Byc neredeyse dengesini kaybedip k st yere oturuyordu. Aurian, elinde tuttuu basit, tahta ubua bakt. Topran Asasnn glerini tayan kristal, kuyudaki suyun ortasnda yzen ylanlarla beraber Aurian'n elinden kap gidiyordu. Ylanlar, yan yana balarn kaldrarak Bycye baktlar. Gzlerinde souk ve alayc bir ifade vard. Eer Byc yeil kristali geri alamazsa, Asann tm glerini yitirecekti.

Aurian o kadar aknd ki kendisini tehdit eden dier varl neredeyse fark etmeyecekti. Ama iinden bir ses gzn ylanlardan alarak tekrar suyun ierisine bakmasn syledi. Eliseth, iki Kanatl-halk erkeinin akn baklar arasnda, fke ve nefretle elinde tuttuu Kadehin iine odaklanmt. Tiksinerek, "Aurian," diye bard. "En sonunda geri dndn ama artk ok ge kaldn!" Aurian donup kald! Asa! Asa, Ruhlarn Kuyusu aracl ile Eliseth'in elindeki dier kaltla balantya gemiti. Kendisi Ruhlarn Kuyusundan Eliseth'i izlerken, dman da Kadehin yzeyinden kendisini izliyordu. Aurian i ekti. Tm gcn ve iradesini Asay geri almaya odaklamas gereken u an en son ihtiyac olan ey, Eliseth'i grp dikkatinin dalma-syd. elik gibi sert ve buz gibi souk baklarla Hava-By-286 csne bakt. "Senin hainliini nlemek iin ge kaldm ama senin ktlklerine son vermek iin ge kalmadm," diye karlk verdi. Eliseth ban arkaya atarak glmeye balad. "Bunu yapabilmek iin bo tehditlerden daha fazlasna ihtiyacn var. Ama aramza ho geldin. lk karlatmz gn, bana kar geldiin iin seni cezalandrmtm ve bunu bir kez daha yapmak iin sabrszlanyorum. Uzun sredir seni ezip yok etmek istiyordum." Gzleri parldayarak devam etti. "Senin gnlerin sona erdi, Aurian. Hkmetmek iin fazla yumuak kalplisin. Eer benimle karlamaya cesaret edersen, her zaman olduu gibi lmllere kar olan zaafn, seni zayflatacak ve sana ihanet edecektir." Eliseth, Kadehe doru ani ve keskin bir el hareketiyle Aurian'n onu daha fazla izlemesine engel oldu. Ruhlarn Kuyusundaki grnt kaybolurken, suyun yzeyini ince bir buz tabakas kaplamaya balad. Buz tabakas suyun merkezinden balayp da doru genilerken, ylanlar kuyunun kenarna doru katlar. Aurian abucak, kendisine doru yzen ylanlara elini uzatt. Kuyunun yzeyinden yaylan soukluk, ellerini acmasz bir biimde kavuruyordu. Aurian, ylanlarn yaklamasn bekledi. Kuyunun kenarna doru gelen ylanlar, ona doru uzandlar ama Aurian hafife geri ekildi. "nce bana ta verin," diye emretti. Krmz ylan, vahi bir tslamayla ta Aurian'n avucuna brakt. Aurian kolunu uzatp ylanlarn bileklerine dolanmasna izin verdi.

Byc ayaa kalkp ylanlar, suyun yzeyinde yaylan buzun ierisinde hapsedilmekten kurtard. Asann gc, avucundaki kristalden vcuduna akyordu. Ylanlar, eskisine gre daha da gl bir by gc yayyorlard. Aurian ylanlarn doland kollarn havaya kaldrarak bir zafer l att. Ylanlardan yaylan by gc, neredeyse ayaklarn yerden kesecek bir iddetle vcuduna arpyordu. Ylanlar Bycy uyarmak iin tsladlar. Aurian arkasn dnd. lm, acyla yerde kvranan Anvar'm ba ucunda di- 287 kiliyordu. lm, "Ac eken bir ruh," diye homurdand. "Hi ho bir sahne deil, yle deil mi?" Aurian korkuyla rperdiini hissetti. Yavaa kollarn aa indirerek, "Onu brak," diye bard. "Senin kavgan Anvar'la deil, benimle." "Yanlyorsun, Byc. Benim kavgam ikinizle birden. Sizinle yeterince elendim ve artk sizden skldm. kiniz de kuyudan geeceksiniz. imdi." Aurian yere eilip Topran Asasndan geriye kalan ubuu eline ald. Her ne kadar lm'e kar bir savunma salamayacaksa da, elinde yle veya byle bir silahn bulunmas iini rahatlatyordu. "Eer bunu yaparsan, Topran Asasnn ylanlarn kaybedersin. Onlar bana geldiler ve benim oldular. Onlar da beraberimde, geldiim yere geri gtrmemi engelleyemezsin." "stediini yapabilirsin ama bu hibir eyi deitirmez. Sen vcuduna geri dneceksin ve Anvar yeniden doacak. Birbirinize elveda deyin. Bir daha herhangi bir dnyada karlamanz asrlar srebilir." lm, Anvar' tek eliyle tutup ayaa kaldrd. Onu tuttuu gibi Ruhlarn Kuyusunun iine frlatt. Anvar, "Aurian," diye bararak kuyunun iine derken, bir elini sevgilisine doru uzatt. Aurian, "Hayr!," diye lk att. Anvar suyun yzeyine arpt an, Aurian, sevgilisine doru uzanarak, onun elini yakalad. ki Byc, Ruhlarn Kuyusunun sonsuz karanlnda kayboldular. Geriye, suyun yzeyinde parldayan yldzlar kalmt. XVIII AThiaca Forral, en sonunda, uykuya dalma fikrinden vazgeti. ini ekerek yataktan kalkt ve lambay yakt. Kendine bir bardak arap koydu. Bu ok ama ok uzun bir gece olmutu. Yerin altndaki bu maaralarda zamann nasl

getiini anlayamasa da, ksa bir sre sonra gnein domaya balayacan biliyordu. Omuzlarna bir battaniye alp kedeki sobann yanndaki sandalyeye oturdu. Sepetten ald bir odunu sobaya att. indeki hayal krklyla mcadele etmeye alarak, elinde skca tuttuu bardaktan bir yudum ald. Aurian'm bu gece yanna gelmesini umarak ne kadar byk bir aptallk yaptn dnd. Ama sevgilisinin varl kendisi iin bu kadar ok ey ifade ederken, umut etmekten baka aresi yoktu. Forral ii ekerek bir bardak daha arap doldurdu. Her ne kadar Aurian, ona niye ok yakn olamadn anlatm da olsa, Forral iin gerei kabullenmek ok zordu. Aurian, bir ann vcudundaki dier ann zihnine ve kiiliine almann ne kadar zor olduunu aka ifade etmiti. Ama birbirleri iin ne kadar ok ey ifade ettikleri dnlrse, kollarn ap boynuna sarlmas gerekmez miydi? Forral, kendi -vcudunda olmadm gittike unutmaya balamt. Aurian'm davranlar, kendisini hayal krklna uratm ve zmt. "Bu dnyaya geri dneli birka gn oldu," diye kendi kendine sylendi. "Zavall kza biraz daha zaman tanmal- 289 ym, eninde sonunda yanma gelecektir." Gerekten gelir mi? Forral, Aurian'n ne kadar inat olduunu ok iyi biliyordu. Gecenin bu ge saatinde, onu bulup buraya getirerek, ba baa kalma anslar varken her eyi konumalar gerektiini dnd. Bardan iindeki arab bitirip Aurian' aramak iin dar kt. Aurian odasnda deildi. Byk kedilerden biri, Bycnn yatann zerine kvrlm, uyuyordu. Forral kapy at zaman kafasn kaldran byk kedi, bir gzn ap kimin geldiine bakarak esnediinde, keskin ve uzun dileri tm ihtiamyla ortaya kt. Forral, kedinin kendisine zarar vermeyeceini bilmesine ramen dar kt. Aurian, bu tehlikeli ve vahi yaratklara gvenmekle aptallk yapyor, diye dnd. Yaratklarn bykl ve gc dnlrse, ayn aptall yapmaya hi niyeti yoktu. Forral, mutfa ve dier maaralar dolatnda, Aurian' hibir yerde gremedi. Zanna'nm odasn bularak, kapy yumruklamaya balad. Birka saniye sonra Tarnal, zerinde pijamalaryla kapy at. "Tanrlar akna,

neler oluyor, Forral? Sarho musun sen?" diye sordu. "ocuklar uyandrdn." Kl ustas, "Aurian nerede?" diye sordu. "Nereye gitti?" Tarnal kzgn bir ekilde, "Ben nereden bileyim?" diye cevaplad. "Eer akl yerindeyse, hepimiz gibi o da yatamdadr." Forral, Tarnal'n omzunun stnden, gz ucuyla Zanna'y grd. zerinde gecelii vard ve omzuna bir al almt. Yatak odalarnn bulunduu yerdeki perdenin arasndan bakarak neler olup bittiini anlamaya alyordu. Forral, kfrederek Tarnal'n yanndan geip Gece Kaa kadnn bulunduu yere giderek perdeyi at. "Aurian nerede, Zanna? Lanet olsun, kadn, syle bana nerede?" Yeni vcudunda bile Forral, Zanna'ya gre daha byk ve daha kuvvetliydi. Ama Zanna pek etkilenmie benzemiyordu. "Aurian nereye gittiini kimseye sylemememi istedi ve ben ona sz verdim." Tarnal, karsyla Forral'm arasna girerek, kzgn bir ses tonuyla, "imdi bana bak, Anvar veya Forral veya her kimsen, gecenin bu saatinde buraya gelip karm tehdit etmeye nasl cesaret edersin?" dedi. "imdi buray terk et ya da ben seni dar atarm." Yal Forral, eskiden olsa bu tehdide glp geerdi. Ama yeni vcudunun iinde, gl ve zinde gzken Tarnal ile baa kabileceini sanmyordu. Ayrca, iinde bulunduklar duruma iki Gece Kaann gzyle baktnda, Aurian'm nerede olduu endiesine kaplarak tam bir aptal gibi davrandn fark etti. Bir adm geri ekilerek, "zr dilerim, Zanna, Tarnal," dedi. "Ama Aurian'm yata bozulmam bile ve tm gece boyunca her neredeyse bana bir ey gelmi olmasndan korkuyorum. Sadece onun gvende olduundan emin olmak istiyorum," diye aklad. Glmseyerek, "Haydi, Zanna, kendini benim yerime koy," dedi. "Tarnal'n ortadan kaybolduunu ve nereye gittiini bilmediini dn. Merak etmez miydin? Eer btn gece dardaysa, her ne planlyorsa, korkarm onu engellemek iin ge kaldm. imdi bana nerede olduunu sylesen, bir ey deimez, yle deil mi?" Tarnal araya girerek, "Zanna, Forral'm hakl olduunu ka. bul etmeliyiz," dedi. "Aurian saatlerdir kayp. Eer

ban belaya soktuysa, burada bylece durup hibir ey yapmamak, akllca bir seim olmaz." Zanna dnceli bir biimde kalarm att. "Sanrm, haklsnz," diye mrldand. "imdi nereye gittiini sylemenin bir zarar olacan sanmyorum. O, dikilitaa gitti." Tarnal, "Ne?" diye bard. "Ve sen buna izin mi verdin?" Forral ararak, "Dikilita m?" diye sordu. "Bunun anlam nedir?" Zanna, "Aurian bunun ok acil halledilmesi gereken bir konu olduunu syledi," diye srar etti. "Kendi bann aresine bakabilir, ayrca Shia da onunla beraber gitti." Forral, "Bu dikilita da neyin nesi?" diye sordu. "Biri bana neler olduunu anlatabilir mi?" Tarnal ksa ve z bir biimde, "Byl," dedi. "Tehlikeli. Biz onun yanma gitmeyiz," diye aklad. Ceketini giyip klcn kuanarak, "Zanna, Aurian'n dikilitaa gitmesine izin vermek iin akln yitirmi olmalsn," dedi. "Haydi, Forral, gidip onu bulalm." "Ben de geliyorum." Forral ve Tarnal arkalarn dndklerinde, kapda dikilen Grince'i grdler. Kl ustas, "Sen ne zamandr orada dikiliyorsun?" diye sordu. "Barp ararak beni uyandrdnz." Hrsz, Forral'a bakarak, "Leydi Aurian bana ok iyi davrand, eer ba dert-teyse ona yardm etmek isterim," dedi. Forral omuz silkerek, "O zaman takl bize," diyerek odadan kt. Dierleri de onu takip ettiler. Forral, ok cesur bir adam olduuna inanrd ama kayalklarn zerindeki yemyeil tepecie adm att andan itibaren, korkudan titremeye balad. Rzgr azalm, gkyz aydnlanmaya balamt. araf gibi sakin olan deniz, demir rengine brnmt. Tepenin zerindeki siyah ve sinsi dikilita grebiliyorlard. Ama. Aurian'n orada olduunu gsteren hibir iaret yoktu. Tarnal, kl ustasnn zihninden geenleri tahmin ederek, "Dikilitan yaknlarnda olmal," diye mrldand. "Buradan onu gremeyiz." 292 Forral, "Hayr ama o bizi grebilir," diye pheli bir ses tonuyla karlk verdi. "Ya bizden bir ey gizliyor ve bize gzkmek istemiyor ya da bana bir ey geldi," diyerek admlarn sklatrd.

Dikilitan sivri ucu, gnein ilk klaryla beraber krmz bir renge brnmt. Bir atmaca, kl ustasnn bann zerinde uarak dikilitan olduu tarafa yneldi. Forral evresinde olup bitenlerin farknda olmakszn tepenin stne ktnda, kann donduran bir sahneyle kar karya geldi. Aurian'n cansz vcudu, dikilitan yannda, sanki gmlmeden nce son bir tren iin hazrlanmasma muntazam bir ekilde yatyordu. Elleri, gsndeki Topran Asasna kenetlenmiti. Byk kedi, sanki cansz bedeni korumak istercesine ba ucunda duruyordu. Kl ustas hibir ey dnmeden, Bycnn ismini bararak, byk kediyi umursamakszn yerde yatan sevgilisine doru kotu. Shia ban kl ustasna doru dndrerek, teh-ditkr bir biimde hrlamaya balad. Forral kfrederek admlarn yavalatt ve klcn ekti. Kedi, fkeli baklarn kl ustasndan ayrmadan Forral'm evresinde dnmeye balad. Kedinin dikkati kl ustasna odaklanmken, Tarnal, Shia'nm yanndan syrlp Aurian'n yanma ulamaya alt. Ama kedi, kkreyerek Tarnal'n nne zplayp bu sefer onun nn kesti. Kk hrsz ortadan kaybolmutu. Forral, kam olmal, diye dnd. Shia, Tarnal ile urarken, Forral birka adm daha dikilitaa doru yaklamay baarmt. Kedi iki adam da gzden karmayarak, Forral'a doru yneldi. "Ondan uzak durun!" Forral ban iki yana sallayarak, "Ne?" diye bard. Bu ses de nereden gelmiti? Tarnal'n sesine hi benzemiyordu. Yoksa sadece hayal mi gryordu? "Ondan uzak dur, lml. Aurian, Dnyalarn arasndayken, eer vcudunu rahatsz edecek olursanz, lebilir." Forral gzlerini kediden ayrp dikilitan oraya baktnda, kk hrszn Aurian'a doru yaklatn grd. Tarnal 293 ve Forral, byk kediyle urarken, o, tepenin dier tarafna dolam ve dikilitaa arkadan yaklamt. Aurian'm yanna eilerek ellerini tuttu. Sakin bir ses tonuyla Bycye seslendi. "Bize geri dnn, Leydim. Bizi byle terk etmeyin. Geri dnn. Ltfen." Sonra, bir anda her ey kart. Shia vahi bir hrlamayla hrszn zerine hamle yapp onun ayaklarn yerden kesti. Afallayan hrsz, kendisini yzst imlerin zerinde yatarken buldu. Souk kuzey rzgryla

srklenen siyah bulutlar, aniden, tam dikilitan zerinde younlamaya baladlar. Hava scakl dmeye balamt. Dondurucu rzgrla beraber, tepenin zerine dolu yamaya balad. Dikilita, uursuz bir grltyle temelinin zerinde saa sola sallanmaya balad. Bycnn bedeni kprdayp Aurian iine derin bir nefes ektiinde, korkun bir hrlt duyuldu. Aurian'm korku dolu gzleri aldnda, Asa gsnden yuvarlanarak yere dt. Aurian ellerini Asaya doru uzattnda, gkyznde uan atmaca, Aurian'm bulunduu yere doru hzla inie geti. Byc apar topar ayaa kalkarken, Asay da alarak, tm gcyle, "Koun," diye bard. Grince ayaa frlad ve Bycnn yzne baktktan sonra, emrine itaat ederek komaya balad. Byk kedi artk kendisini durdurmaya almad iin Forral abucak Bycnn yanna giderek koluna girdi. Beraber tepeden aa komaya baladlar. Tarnal ve Shia da dierleriyle beraber, donmu imenlerin zerinde kayp dmemeye alarak kayorlard. Aurian birden ban dikilitaa doru evirerek, sanki sadece kendisinin duyabildii arnn nerden geldiini anlamaya alt. Byc, korku dolu bir lk atarak, Forral'm elinden kurtulup tepeye doru komaya balad. "Ne... Geri gel, seni aptal!" Kl ustas geriye dnp Aurian'm arkasndan komaya balad. Aurian, sersemlemi atmacay konduu yerden alarak, tekrar tepeden aaya komaya balad. Kasvetli bulutlardan kan bir yldrm, lmcl bir ekilde, tam dikilitan ucuna arpt. Dikilita gk grltsn andran bir sesle atlayarak, kulaklar sar eden bir grltyle patlad. Dikilitan paralar etrafa salrken, patlamann etkisiyle tepenin zerinde bir krater olutu. Perilerin lm arklarna onlarca boru sesi katlyordu. Vannor ryasnda dnd; Vadiyi gryordu. Leydi Eilin, elinde parldayan bir kl tutuyordu. Sonra, dehete kaplarak bir lk atp yataktan frlad. Borularn sesleri ve arklar daha da yakndan geliyordu. Bu, rya deildi. Perilerin ehrine dzenlenen saldr baarszlkla sonulanm olmalyd. Ve Periler intikam almak iin Nexis'e saldryorlard. Vannor eline geirdii ilk giysileri giyerek pencereye kotu. Kayan yldzlar gibi gkyznden aaya szlen

kvlcmlar, Perilerin saldrsnn baladn gsteriyordu. ehrin drt bir yanndan, askerlerin boru sesleri geliyordu. Garnizonun, Nexislileri tehlikeye kar uyarmak iin kulland byk an, almaya balamt. Yzyllardr insanlar tehlikenin varlndan haberdar etmek iin, garnizonun byk am kullanlyordu. Perilerin seslerine, evin aa katlarndan gelen bar ve arlar eklendi. Vannor'un konanda yaayan insanlar, panik ierisinde saa sola kayorlard. Hizmetiler ve alar, korku ierisinde, neler olup bittiini anlamak iin baheye frlamlard. Seyisler ve bahvanlarla beraber, gkyznde kvlcmlar yadrarak uan atlara bakyorlard. Vannor pencereyi aarak, "eri girin, sizi aptallar," diye bard. "eri girin." Vannor, klcn alarak merdivenleri inmeye balad. Dulsina, bir sre nce kendisine sinirlenip evi terk etmiti. lk defa, kars evde olmad iin kendisini 295 ansl hissetti. Gece Kaaklarnn gizli maaralarnda gvende olmalyd. Vannor, konan bulunduu tepenin zerinden ehirde neler olup bittiini grebiliyordu. Periler bir kum frtnas gibi ehrin zerine kmlerdi. Parltl cppeleri, etrafa rengrenk kvlcmlar sayordu. Perilerin borular daha derinden ve daha tehditkr bir tonla tmeye balad. Perilerin, muhteem atlarnn zerinde Byc Kulesinin yanndan geerken satklar kvlcmlar, kulenin zerinden salarak Akademinin paralanm kubbesini aydnlatyordu. Byk ktphanenin rokoko tarz sslemeleri de kvlcmlarla l l parldyordu. Tm ehirde, Perilerin dedii her yer, benzer ekilde alev alev kvlcmlarla kaplanmt. Vannor, bir an iin bu muhteem sahnenin, insann akln bandan alan bir gzellie sahip olduunu dnd. Sonra, ehrin drt bir yannda kan yangnlar fark ettiinde, gzlerinin nndeki sahnenin ne kadar rktc olduunu vurgulamak istercesine, alevlerin gkyzne ykseldiini grd. Boru sesleri, insanlarn lklarna karyordu. Vannor kouyordu; ehrin yanan sokaklarnda deli gibi koturuyordu. Bir adamn, Peri savalarndan birinin klcyla ortadan ikiye blndn grd. Adamn i organlar kaldrma sald... Kk bir kz, elinde tuttuu, bez paralarndan yaplm bebeini sk sk kavrayarak, annesinin cansz bedeni banda alyordu...

Kk bir olan ocuu, alevler ierisinde, yanan evlerden birinden darya frlad... Bir kadn, Peri savalar kucandaki ocuunu alarak gkyzne ykseldiklerinde, insann tylerini diken diken eden vahi bir lk att... i I Vannor sokaklarda koarken, tm insanlar, sulayan gzlerle Nexis'in Lorduna bakyorlard. Vannor'un gzleri nnde insanlar katlediliyor, Periler tarafndan acmaszca dora-296 nyorlard. Kanl kllaryla etrafta dolaan Periler, byleriy-le dehet sayordu... D'arvan, "Vannor kendi zihninde hapsedilmi," diye mrldand. "Sebep olduu katliamdan duyduu pimanln tutsa olmu." D'arvan, babasnn yzne baktnda, gzlerinde acmasz bir fke vard, "Zihninde grdm sahneleri dnecek olursak, bu katliamn sulularnn kim olduu daha iyi anlalyor. Nasl bu kadar zalim olabiliyorsun?" Hellorin, sakin bir ekilde, "Onlar sadece lml," dedi. "Yzyllar sren hapis hayatndan sonra, bu kadar sporu halkna ok mu gryorsun?" diye sordu. D'arvan, iini ekerek, dncelerini kendine saklad. Babasyla tartmann bir anlam yoktu. Hellorin'in asla deimeyeceini biliyordu. Babas iin lmller, zavall, vahi yaratklard ve ancak kle olarak ie yararlard. D'arvan, "Vannor'u kurtarmak kolay olmayacak," diye mrldand. "Srekli olarak zihninde o akam olanlar gryor, kanl katliam tekrar tekrar yayor. zgnm ama Perilerin ehrine niye saldrd ile ilgili bir ipucu bulamadm. Sanrm kendisi de, en az bizim kadar, byle bir karar verdii iin akn." D'arvan, yzn Vannor'a doru evirdi. Babasnn, gzlerindeki hayal krkln grmesini istemiyordu. Vannor'un zihninde grd korkun sahnenin vahetiyle sarslmt. En son iste lii ey, zavall adamn zihnine bir kez daha girip yaananlar tekrar grmekti. "Keke Aurian burada olsayd," diye mrldand. "O, ne yaplmas gerektiini bilirdi. nsanlar iyiletirme konusunda benden daha yeteneklidir." "Baarsz olman iin hibir sebep yok." Hellorin'in ses tonundan, sabrszlanmaya balad anlalyordu. "Bir Bs

lml eksik veya bir lml fazla, hibir ey fark etmez. Baarsz olsan da, dnya dnmeye devam edecektir." D'arvan, "Efendim, bu konuyu daha fazla uzatmamzn bir anlam yok, yle deil mi?" diye sordu. "Vannor'un zihnin- 297 de ve hatralarnda, eriebildiim her yeri aratrdm. Siz ne derseniz deyin, bu saldrya niye karar verdiiyle ilgili hibir ipucu yok. Size yalvaryorum, onu serbest brakn. Burada hibir iinize yaramaz. Onu Aurian'a gtrmeme izin verin. Belki o, Vannor'a yardm edebilir." Ormann Efendisi, "Hayr, bir kez daha dene," diye srar etti. Vannor, D'arvan'm odasndaki kanepeye uzanm yatyordu. ok deil, birka gn nce Maya, ayn kanepede yatarken, sinsi plann D'arvan'a aklamt. Byc i ekti. Ne yazk ki Hellorin, bir torun sahibi olmak ve krallm geniletirken olunun yardmn almak iin o kadar hevesliydi ki, bu uurda birka kleyi serbest brakmaya ve hatta iki Xandim atn eski formuna evirmeye bile razyd. D'arvan, Vannor'un zihnine tekrar girecei an birazck olsun ertelemek istercesine, pencerenin yanma giderek Peri ehrine bakmaya balad. ehir, lml emei ve Peri bysnn garip bir karmyd. Son birka gndr her ey ok hzl deimeye balamt. Yzyllar sren srgn yllar boyunca, Peri ifaclan, lml dourganl zerinde aratrmalar yapmlard. Bychalkm yapt bir by sayesinde Peri halk, kendi aralarnda iftleerek reyemiyordu. Maya, hamile olduunu sylediinde, Hellorin'in soyunun devamn salayaca dnlerek, apar topar D'arvan'm odasna getirilip kulenin rahat ortamnda yaamasna izin verilmiti. Ormann Efendisinin gelininin, klelerin maarasnda ve acmasz Peri savalarnn gzetimi altnda yaamas dnlemezdi, hele bir de hamileyse... D'arvan'a kar fkesi bir trl durulmayan Parric, hl maarada yayordu. ehirden ayrlma vakti geldiinde, o da D'arvan ile beraber yola kacakt. Hellorin'den ehri terk "etme iznini almadan nce yerine getirmesi gereken son bir grevi vard: Vannor'un zihnini onarmak. 298 D'arvan, olaylarn gidiatndan dolay endieliydi. Parric, Vannor ve iki Xandim dostunun serbest braklmasndan dolay heyecanlanyor ve Aurian'a yardma

komak iin sabrszlanyordu. Ama iinden bir ses, Maya'nm yannda kalmas gerektiini sylyordu. Bu delice plan yapan ve Perilerin ehrinde yalnz kalma cesaretini gsteren Maya'yd. Maya, Aurian'm kendisine ihtiyac olabileceini syleyerek, D'arvan' ikna etmeyi baarmt. D'arvan'm yokluunda kendi bann aresine bakabileceini sylyordu. Ama onu bylece geride brakmaya D'arvan'm gnl elvermiyordu. Maya, boynunda Perilerin yapt zinciri tad srece ehirden kaamazd ve Hellorin ne isterse, yapmak zorundayd. D'arvan, eer ben Eliseth ile olan savamzda lrsem, ona ne olur, diye dnd. Ya eer geri dnersem, neler olur? Babasna, Nexis ehrini fethederek yneteceine dair sz vermiti. Hellorin, D'arvan'm dncelerini datarak, "Tm gece boyunca orada dikilecek misin?" diye sordu. "Buradan ayrlp o Byc Aurian'a yardm etmek iin acelen olduunu sanyordum." D'arvan, babasn sesindeki nefretin farkna varnca kalar atld. "Ben de bir Bycym. Yoksa bunu unuttun mu? Ve ben, tm Byclerden nefret etmediini gstermek iin yeterli bir kant deil miyim? Niye bu eski dmanl hl srdrdn anlayamyorum. u an hayatta olan Byclerin hibiri, Perilerin bu dnyadan srlmesinden sorumlu deil." Babasyla gz gze geldiinde, en azndan birazck da olsa nefretini kusabildii iin mutluluk duyarak, "Belki de Ormann Efendisinin bu nefretinin sebebi, btn Byclere kar olan fkesi deil de, sadece bir bycye duyduu kzgnlktr. Aurian'm annesi, Leydi Eilin," diye ekledi. "Bir daha o kadnn ismini azna alma." "Parric"ten duyduum kadaryla, Leydi Eilin, senden ok da etkilenmemi," dedi. Hain bir glmseme ile konumaya devam etti. "imdi, babacm, artk lmlyle olan iimize 299 geri dnelim mi?" Hellorin, "Nasl istersen yle yap, sadece ne zaman ve nasl baarl olduunu bana syle," diyerek, sinirli bir biimde dar kp kapy arkasndan arpt. D'arvan, bir sre daha olduu yerde dikilerek, kk zaferinin tadn kard. Babasna kar galip gelmesi o kadar nadir olan bir eydi ki bu zafer anlarn boa harcamamak gerekirdi. Maya, uykulu bir ekilde yatak odasndan karak gzlerini ovuturdu. Hamileliinin sorunsuz gemesi iin Peri ifaclarmm yaptklar

bylerin etkisi u an grlmyordu. Ama Maya kendini ok yorgun ve krlgan hissediyordu. "Hellorin'in neyi var?" diye sordu. "Tarttnz duydum." Byc, omzunu silkerek, "Leydi Eilin'in ismini kullanma gnahn iledim. Ve babamn, Bycnn ismini duymaya bile tahamml yok," diyerek glmsedi. Maya, masann kenarna oturup bacaklarn sallamaya balad. "Bu konuda kendini hl sulu hissediyor olmal," dedi. Maya, lml terziler tarafndan zerine uymas iin yeniden dikilen ipekten Peri geceliini giyiyordu. Mcevherlerle ilenmi prltl gecelik, narin vcuduna ok yakmt ama boynundaki zincirin rktc grntsn yok edemiyordu. D'arvan, onu ne kadar ok sevdiini dnd. Maya'y kollarnn arasna alarak, ban sevgilisinin omzuna dayad. "Seni buradan karp Nexis'e geri dndmz zaman, o lanetli zincir boynunda olmayacak, sana sz veriyorum." Maya, "Nexis'e geri dndmz zaman, ben bir hain olacam," diye karlk verdi. 300 XIX Hava-Bycsv Eliseth, souk rzgrn hrlts ve Gnety'n kanatlarnn kard sesten baka bir ey duymuyordu. Bu kadar yksekten, tm dnyay grmek mmknd. Bir gn, tm dnyaya ben hkmedeceim, diye dnd. Eliseth, yerkreden bu kadar yksekte utuu iin heyecanlanmt. Gmty'n kuvvetli kollarnn arasnda kendini gvende hissediyor, bu tehlikeli uuun keyfini kartmaya alyordu. Bir Hava-Bycs olduu iin, gcn ald bulutlarn iinden geip rzgr yznde hissettike, iindeki by gcnn arttn hissediyordu. Byckadm, kendi rknn uabilmesini ok isterdi. Eer uabilseydim, ok daha gl olurdum, diye dnd. En azndan, emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getiren Gmty'n yardmyla da olsa uabiliyordu. Bugn, uarak ehirden uzaklamaya daha da ok ihtiyac vard. Zihnini toplamaya ve kendisini nelerin beklediini dnmeye ihtiyac vard. Kadehin yzeyinde Aurian' grmesi tam bir ok olmutu. Eliseth son zamanlarda gney krallklarnda entrikalar evirmekle o kadar meguld ki dmannn varln bile unutmutu. Aurian o kadar uzun

sredir kaypt ki artk onu bir tehdit olarak grmemeye balamt. Onun geri dndnden haberdar olduum iin ansl saylrm, diye dnd. Eminim ki Aurian yerini bana o ekilde belli etmek istememitir. Bu ya bir kazann ya da umursamazlnn rn olmal, diye dnd. Byc-kadmm kalar a- 301 tld. Ama tm Tanrlar akna, Aurian neredeydi? O renksiz, sisli, garip ve anormal yer neresiydi? Oray daha nce hi grmemiti. Ayrca, Kadehteki grnt ok net deildi. Suyun ierisindeki grntde dalgalanmalar vard, bu nasl olabilirdi? Gnety, "Niye bu kadar dncelisin?" diye Bycnn kulana fsldad. Eliseth ksa ve sert bir karlk verip konuyu kapatmak zereyken, vazgeerek, "Korkacak bir ey yok, imdi beni geri gtrr msn?" dedi. Kanatl-adam, elini Eliseth'in vcudunda gezdirerek, "Acelemiz yok ya?" dedi. "Ben biraz daha kalabileceimizi dnyordum. " Eliseth uyarldn hissetti. Kanatl-adamla gkyznde uarak ilikiye girmenin ne kadar heyecan verici olduunu kefetmesi, ok uzun srmemiti. Bu ekilde ilikiye girmeyi denedikten sonra, Kanad-halkm niye byle gkyznde sevitiini daha iyi anlamaya balamt. Ama ne yazk ki bugn ilgilenmesi gereken baka eyler vard. "Hayr!" diye bard. "Bugn olmaz. Beni Aerillia'ya geri gtr, yapacak ilerim var." Eliseth, Gnety tarafndan Yinze tapmana getirildikten sonra, tapnan altndaki gizli odasna ekildi. Kapy kilitleyerek, zerine kaln bir eyler ald. Odalar geni ve mmkn olan her trl konfora sahipti. Byc-kadm, en azndan iimi gryor, diye dnd. Eliseth, zamannn byk bir ksmn, ann zerinde dolaan bir rmcek gibi odasnda geiriyordu. Hava-Bycs, Aerillia'y ynetiyordu. Ama Ka-natlhalkm ou, Bycnn varlndan bile haberdar deildi. Eer Eliseth'in Aerillia'da olduunu bilselerdi, asla bir Bycnn ehirlerini ynetmesine izin vermezlerdi. Eliseth mangaln zerindeki raftan bir ie alp kendisine bir bardak arap koydu. Oturarak, bacaklarn kaln bir battaniyeyle rtt. Lanetli Kanatl-halk, souu hissetmiyor bile 302 ama ben onlar gibi deilim, diye dnd. Bycnn odalar, tapman altnda, dan eteklerindeki kulelerden birin-deydi. Mobilyalar tuhaf

ama konforlu bir ekilde Aerillia ve Nexis tarzlarnn karmyd. Skua ve Gmty'e uzun sre odasndaki koltuklarn ne kadar rahatsz olduundan ikyet etmi ve sonunda kendisine rahat bir divan yaptrmt. Banyosunu da tamamen yeniden dizayn ettirmiti. Kanatl-halkm kulland, dalarn eteklerindeki sarnlardan gelen buz gibi souk suyun yerine, mangallarn zerinde stlan scak suyu kullanabilecei bir kvet yaptrmt. Oda, Eliseth'in standartlarna gre sradan bir odayd. Ama bir sre daha katlanabileceim dnyordu. Birka ay nce, dalar aarak buraya ilk geldii zaman, odann ne kadar sevimsiz ve rahatsz olduunu dndn hatrlad. Gney krallklarna ilk geldiinde, Bern'den baka hibir eyi yoktu. Alevlerin Klcm, bir battaniyeye sarlm olarak srtnda tayordu. Bu garip topraklarda yolunu bulmak iin Anvar'm hatralarndan baka bir eyi yoktu. Eliseth, sahil kysndaki ovalarda yrrken, kendisini byk bir masann zerine konmu bir sinek gibi aresiz hissediyordu. ounlukla geceleri seyahat ederek zaman zaman Kadehin iine bakp blgede gezinen Xandim devriyelerinin nerede olduunu takip etmiti. Yryerek onca yolu gitmek ok yorucuydu. Ayrca Bern hi de iyi bir avc deildi. Eliseth ovalarda kendi yiyeceini kendisi bulmak zorunda kalmt. Byyle tavanlar ve geyikleri ldrerek hayatta kalma mcadelesi vermiti. Sonunda byk dalarn eteklerine yaklaan Eliseth, arad eyi bulmutu. ki Xandim, bir hayvan srsne obanlk yapyordu. Gnlerce onlar izleyerek arazideki hareketlerini gzlemlemiti. Her gn, birisi insan formuna geerken, dieri at formunda kalyordu. Akamlar da, birisi uyurken, dieri nbet tutuyordu. Eliseth, sinsice plann yrrle koyarak, Xandimler bir 303 akam kamp yapp uyuduklarnda, bylerini kullanarak Bern'i kamufle etmi ve yanlarna gndermiti. Bern, uykulu kadnn boazn keserken, Eliseth de, ne olduunu bile anlayamadan uyuyan erkei ldrmt. Kadehi obanlarn mataralarndan suyla doldurup onlar srayla hayata dndrmt. Xandimler neler olduunun farknda bile deildi. Ama garip bir ekilde kendilerini bu yabanc kadnn isteklerini yerine getirmeye zorunlu hissediyorlar ve ona hizmet ediyorlard.

Saldras ve Teixeira adndaki obanlar sorguya ekerek dier Xandimlerin nerelerde olduklarn, saylarn ve alkanlklarn renmiti. Xandimler insan formunda bir iine yaramayaca iin, zihinlerini kontrol ederek onlar at formuna dntrm ve insan formuna geri dnmemelerini istemiti. Artk daha fazla gecikmeden atlarn zerinde yola koyulmu ve dalara doru ynelmiti. Dnyay fethetme planlarnda at formundaki Xandimlere yer yoktu. Daha sonra, istedii zaman geri dnerek, onlara ne yapacana karar verebilirdi. Ama gneyde, gcn anahtar, gkyzne hkmetmekti. Anvar'm zihninden rendii bilgiler sayesinde Kanatl-halkm varlndan haberdar olmutu. Kanatl-halk bularak onlar kontrol edebilirse, gney krallklarnn kraliesi olabilirdi. Dalar, sadece planna deil neredeyse hayatna da son veriyordu. Eliseth, dalarda, vahi doada nasl hayatta kalacan hi dnmemiti. Hazrlksz yakalanmt. Souk hava ile nasl baa kacan bilemiyor, zorlu ve verimsiz topraklarda yiyecek bir eyler bulmakta zorlanyordu. Dalara trmanmak gn getike zorlayordu. Gvenli bir k yolu bulmak iin gsterdii aba ve harcad zaman, Eliseth'in hayatta kalma umudunu azaltyordu. Eer Xandimlerin zihinlerinden dalarla ilgili baz bilgiler renmemi olsayd ve 304 byleriyle havay kontrol etmeseydi, hayatta kalamazd. Byc, uzaktan Aerillia'y grdnde, iki Xandim atn zevk iin ldrp uzun zaman sonra ilk kez scak bir yemek yemiti. At eti yine de lezzetli saylrd. Kendisini gizleyen bir sis tabakas yaratp uzun sre Kadehin yzeyinden ehri ve ehirde olanlar izleyerek, uygun zaman beklemiti. Xandim atlarn kontrol altna almak iin yapt gibi, Eliseth, ldrmek iin yine saldrya geti. ehrin dnda yalnz bana dolaan kanatl kz ldrp onu da Kadehi kullanarak yaama geri dndrmt. Zavall kk kz ldrmek ok kolay olmutu. Eliseth, kz kullanarak Skua ve Gnety'e bir mesaj gndermiti. Sonra gnderdii mesajn ayrntlarn kzn zihninden silmiti. Kz, her eyden habersiz, ehirdeki normal yaantsna geri dnmt. Artk, Bycnn, ihtiyac olduu zaman kullanabilecei bir kuklas vard.

Eliseth ilk nce Kadehi, Kralie Kuzgun'un zerinde kullanmaya niyetlenmiti. Ama bu o kadar da kolay deildi. ncelikle, kraliyet evindeki herkes ok iyi korunuyordu. eri szp Kadehi kullanmas ok zordu. Ayrca, Kuzgun ve Aguila ehri yle bir uyumla ynetiyorlard ki birini ldrp kontrol etmeye alrsa, dieri mutlaka bir eylerin yanl olduunu sezerdi. Bu yzden, ikisinden birden kurtulmak zorundayd. Ama kralienin dmanlarn kullanmak daha kolayd ve risk daha azd. ki hayal krklna uram kanatl adam kontrol etmek, ocuk oyuncayd. Skua uzun zamandr kralieden nefret ediyordu. Barahibe gre Kuzgun, glerini ktye kullanyor ve sorumluluklarn yerine getirmiyordu. nsanlarn tapnaa kar olan nefreti, Skua'dan nceki Barahip Karapene'nin, halkna ihanetinden kaynaklanyordu. Skua, gnn birinde halkn zerinde kimin daha fazla etkiye sahip olduunun belli olacana inanyordu. Halk, eninde sonunda tapmakla kraliyet iktidar arasnda bir seim yapacakt. Gmty'n kralieye duyduu nefret, politikann inceliklerinden kaynaklan- 305 myordu. Kralienin, uzun zaman nce onu konseyin nnde kk drdn hibir zaman unutmamt. Ayrca, soylu bir aileden gelmeyen Aguila'y kskanyor ve ondan nefret ediyordu. nk Aguila, sradan biriyken, bir anda kendisim Kralie Kuzgun'in ei olarak bulmutu. Eliseth, Skua ve Gmty, planlarn yrrle koymak iin harekete getikler. Eliseth sradan bir harpa byyle Rzgrlarn Harpnn grntsn verdi. Skua, Kanatl-halk toplayp yce Tanr Yinze'nin, Rzgrlarn Harpm tekrar kendi ocuklarna, Kanatl-halka geri verdiini aklad. Skua kendisinin de by yeteneklerini Yinze'nin yardmyla geri kazanmaya baladn aklad. Bir keye gizlenen Eliseth, by-leriyle Skua'nm harp kullanp mucizeler yaratmasn salad. Kanatl-halkm tapmaa olan gveni artmt. Herkes neeliydi ve umut doluydu. Eer ilerinden birisi tekrar by yeteneklerini geri alabiliyorsa, belki de gn gelir, tm Ka-natl-halk by yeteneklerini geri alrd. Sadece Kralie Kuzgun ve kocas, Skua'nm anlattklarndan etkilenmeyerek phelerini dile getirmilerdi. Kuzgun gerek harpn neye benzediini ok iyi hatrlyordu. Anvar'm harpn sahibi olarak seildiini ve kaltla

lml arasndaki ba hibir eyin bozamayacan ok iyi biliyordu. Ama kimse Kuzgun'un phelerine kulak vermek istemiyordu, herkes Skua'ya inanmak istiyordu. Kralie, bir sre sonra halkn desteim yitirmeye baladn fark etti. Kanatl-halk, Kuzgun'un gemite yapt seimleri sorgulamaya ve onunla ilgili eski sylentileri yeniden yaymaya balamt. Skua, aka kralienin aleyhinde konumalar yapyordu. Tapnak muhafzlar ve Syntagma da ona destek veriyorlard. Kralie ve ailesi, kendileri iin en uygun olan yaparak, hayatlarn kurtarmak iin ehri terk ettiler. Eliseth, tm yaadklarn bir kez daha hatrlayp gzden 306 geirdikten sonra, kadehinden bir yudum daha arap ald. Kuzgun ile olan mcadelesi henz bitmemiti. HavaByc-s, uygun zaman beklemenin, baarya giden yolu aacak anahtar olduunu ok iyi biliyordu. Kadehin, kendisini dmannn varlndan haberdar etmesi, plannn bir sonraki safhasn yrrle koymak iin uygun zamann geldiini gsteriyordu. Eliseth, "Sonunda bu zindan andran odadan ve bir kabre benzeyen ehirden kurtulup bana lyk bir yerde yaamaya balayacam," diye mrldand. Eliseth, Aerillia'nin iplerini eline geirdiine gre artk bu ehirde ii kalmamt. Zaten hibir zaman, Tanrlarn bile unuttuu, dnyann bir ucundaki bu kayalk paras.ehirde kralie olmay hayal etmemiti. Ayrca, Kanatl-halk kendi rklarndan olmayan birinin kralie olmasna izin vermezdi. Ve halkn iine kamayacak olduktan sonra, kim bu ehre kralie olmak isterdi ki? Skua, onun kontrol altnda ehri ynettii srece her ey planlad gibi gitmeye devam edecekti. Eliseth, artk hayalindeki ehre doru yola kabilirdi. Dhiammara,- kuraca kralln kalbi ve merkezi olacakt. Byc-kadm, kucandaki battaniyeyi yere atp ayaa kalkarak' pencereye doru yneldi. Aerillia'dan ayrlmadan nce yapmas gereken son bir ey daha vard. Artk kuzey krallklarnda olmadn, Aurian'm da bir sre sonra reneceinden phe etmiyordu. Dmannn tm dnceleri ve gzleri gney krallklarna ynelmeden, gerekli yerlere casuslarn yerletirmesi gerekiyordu. Eliseth, Kadehi eline alarak iine su doldurdu. Sandalyeye oturup masann zerindeki Kadehin iine bakarak dncelerini Anvar'm zerine odaklamaya balad.

Bir sre, hibir ey olmad. Byc-kadm, hareket etmeden sandalyesinde oturuyordu. Dncelerini younlatrmaya alrken ba armaya balamt. Ama hl Kadehin iinde bir ey grnmyordu. Yanl olan neydi? Bu gerek 307 olamaz, diye dnd. Eliseth, sabrszlanmaya balad. indeki phe gittike artyordu. Yine de srarla Kadehin iine bakmaya devam etti. len gneinin nlar pencereden ieri girerek Kadehin iindeki suyun yzeyinden yansdnda, gzleri kamat. Eliseth kfrederek, baklarn Kadehten uzaklatrd. Tm konsantrasyonunu kaybetmiti. Byc-kadm, ne olduunu anlayamyordu. Eliseth'in, Anvar'm ruhunun kendi vcuduna geri dnmediini ve onun yerine Forral'm ruhunun vcudun ierisine girdiini bilmesine imkn yoktu. Tek bildii, en gvendii planlarndan birinin baarszla uradyd. Kfrederek, eline geirdii kalt karsndaki duvara doru frlatt. Kadehin iindeki su, kavisli bir yay oluturarak duvara sradnda, duvarn yzeyinde, kvlcmlar saarak genileyen atlaklar olutu. Eliseth bir an iin atlaklarn tm oday kaplayarak genileyecei ve iinde bulunduu kulenin yerinden ayrlarak, dan eteklerine arpp parampara olaca korkusuna kapld. "Tanr akna, daha dikkatli ol! Bu bir oyuncak deil," diye kendi kendine sylendi. abucak Kadehin yanma gidip dikkatlice eline ald. Zarar grp grmediini anlamak iin her tarafn inceledi. Kadeh, lmek zere olan bir kalp gibi bir veya iki kez elinde nabz gibi atarak hareketsiz kald. Eliseth, elindeki Kadehle odada volta atmaya balad. Dmannn neler planladn renmenin bir yolunu bulmalyd. Bir sre sonra, arad karl buldu. ok fazla umudu yoktu ama bir kez daha Vannor'u deneyebilirdi. Byc-kadm i ekerek Kadehi yeniden doldurdu. Vannor'un zihnine uzun zamandr girmiyordu. Embesil tccarn Perilerin ehrine dzenledii saldr baarsz olunca, Hellorin'in lanedi rk Nexis'e saldrarak Vannor'u da karmt. Artk Vannor'un, Eliseth'e bir faydas yoktu. Zaten kendine 308 bile faydas yoktu. Perilerin ehre saldrsndan bu yana ok uzun zaman gemiti. Byc, belki de bir eyler deimitir, diye mitlendi. Deimi olsa iyi olur, diye dnd. Bu, ok kk bir ihtimaldi ama baka da umudu yoktu. Eliseth, gzlerini ksarak

Kadehin iine bakt. Dncelerini Vannor'un zerine odaklamaya balad. Maya, Hellorin'in saraynn nndeki yemyeil imenlikte durup gnein ilk klaryla parldayan imleri seyrediyordu. Keke elinde bir kl olsayd! Bylece birazck olsun cesaret bulabilirdi. imdi her zamankinden ok cesur olmaya ihtiyac vard. Bu sabah dnya, yzlemek istemedii gereklerle doluydu. D'arvan'n gitmesini istemiyor ve Perilerin ehrinde yalnz kalmak istemiyordu. Karnnda bir ocuk tamak istemiyordu. zellikle, hamileliinin Perilerin byleriyle deil de, doal srecinde gelimesini istiyordu. Tanrm, bu ehirde nasl bir ocua bakarm, diye dnd. Ben bir savaym, bir anne deilim. Anne olma dncesi bile beni rktyor, nereden balayacam bilemiyorum. Ama baka seim ans yoktu. Peri bycleri, zaman zaman onu bylerle uyutarak ocuun daha hzl gelimesini salyorlard. Maya, Ormann Efendisine hamile olduumu sylemek benim fkrimdi ve artk bundan ka yok, diye dnd. Maya, boynundaki zincirin soukluunu hissedebiliyordu. Zincir, bu ehirdeki toplumsal konumunu simgeliyordu ve hibir zaman vcut scaklyla bile snmyordu. Bu ehre hapsedildiini hatrlatmak istercesine, hep ayn souk metalik hisle boynunda duruyordu. Gelecekte kendisini neler bekliyordu? Zincirler? D'arvan, kollarn sevgilisinin omzuna dolad. Maya, gergin olduundan, phelerinin ve korkularnn yzne yansdn biliyordu. D'arvan, "Her ey dzelecek," diye mrldand. "Merak etme, ksa sre ierisinde geri dneceim." Maya, sevgilisin yzne bakarak her bir detay hafzasna kazmak istercesine inceledi. Souk esintiyle rzgrda savru- 309 lan salar, gnein ilk klaryla aydnlanan kemikli yz hatlar... Maya, kendilerinden biraz tede duran Parric ile gz gze gelmemeye alyordu. Parric'in yannda iki Peri savas ve zavall Vannor vard. Hellorin, D'arvan'm tccara yardm edemeyeceine kanaat getirince, onu da yanlarna almalarna izin vermiti. Svaribamm kalar atlmt. En bandan beri bu plana kar karak, Maya'nm delirdiini dnyordu. Maya, D'arvan'a bir eyler sylemek zereyken borular almaya balad. Ormann

Efendisi sarayndan kp sarayn kapsnda toplanan parlak giysilerine brnm Perileri selmlad. "Atlar getirin," diye bard. Maya dilerini skt. Niye Hellorin her eyi zorlatrmaya alyordu? Herkes gibi, Xandimlerin de burada beklemesini salayabilirdi. Tm krallar byle gsteri merakls myd? Xandimler getirilirken Hellorin, Maya ve D'arvan'a dnp sanki ikisini birden kucaklamak istercesine kollarn onlara doru uzatt. Maya, eer bunu yapmaya kalkarsa, Peri olsun ya da olmasn, taaklarm kulaklarna kpe yapacama yemin ederim, diye dnd. Neyse ki Perilerin Efendisi kendine gelerek, "ocuklarm iyi misiniz?" diye haykrd. D'arvan, yznde bir glmseme ve ciddi bir ses tonuyla, "yiyiz, Efendim," diye karlk verdi. Maya dilerini skt. Eer benim ocuum da Ormann Efendisine byle saygl davranrsa, bir hafta knn stne oturamayacam garanti ederim, diye dnd. Maya, Hellorin'e bir cevap veremeden, iki Xandim at yanlarna getirildi. Atlardan biri, iri bir sava atyd. Gri renkli vcudu, yer yer siyah beneklerle kaplyd. Dieri daha kk yaplyd ve yelesinden kuyruuna kadar simsiyaht. Maya, Xandimlere bakt zaman onlarn bir zamanlar Aurian'm dostu olan adamlar olduuna inanamyordu. Acaba insan for-0 munda neye benziyorlard? Tm hayatlar boyunca iki farkl forma birden sahip olmalar, acaba nasl bir eydi? Keke onlarla tanmak ve onlarla konumak iin frsat olsayd. Onlar birer insan olarak sadece bir kez grmt ve neye benzediklerini hayal meyal hatrlyordu. Ve sonra, Hellorin onu bir Boynuzlu Ata dntrmt. Sava, kendi kendine glmsedi. Belki de o kadar fakl deilizdir, diye dnd. Ben de, Ormann Efendisinin kaprisleri yznden ikinci bir formda yaamaya mahkum edilmitim. Maya, D'arvan'm, babas fikrini deitirmeden ehirden ayrlmak iin sabrszlanmaya baladn hissediyordu. Buras veda etmek iin uygun bir yer deildi. Hellorin'in saraynda alan Periler, merakl gzlerle Perilerin Efendisinin olunu ve yanndakileri izliyorlard. D'arvan, babasna birka kelime bir eyler fsldad ama Maya ne dediini duyamad. D'arvan, Maya'nn yanma

gelerek son bir kez onu kucaklad. Maya, "Dikkatli ol, kendine iyi bak," diye fsldad. D'arvan glmsedi. "Bana gven. Her ey ok gzel olacak. ocuumuza iyi bak." Ve gidiyorlar. Maya, sevgilisin ardndan hznl gzlerle bakarak yumruklarn skt. Periler, Parric'in Vannor'u byk gri atn zerine bindirmesine yardmc oluyorlard. Maya, bu Schiannath olmal, diye dnd. D'arvan ise Chi-amh'm zerine bindi. Rzgr-gz, bu durumdan ok honut grnyordu. Sabrszlanan Chiamh, toynaklaryla yerden toz bulutlar kaldryordu. Byc, kulana doru eilerek bir eyler fsldad. D'arvan her ne dediyse, Rzgr-gz'n zerinde bir by kadar etkili oldu. Chiamh, sakinleerek gkyzne frlad. Maya, sanki kalbinden bir parann koparak Xandimlerle beraber gkyzne ykseldiini hissetti. Ve sevgilisi gkyznde gzden kayboldu. Hellorin, bir elini Maya'nn omzuna koyarak, "Benimle gel kk dii kurt. imdi tek yapabilecein, ocuuna bak31 mak ve D'arvan'n geri dnmesini beklemek." Korudaki aalardan biri, son frtnada yldrm arpmas sonucu devrilmiti. Yazour, byk aac baltayla paralayarak, k iin odun kesiyordu. Bu ii mmkn olduunca abuk bitirmek istiyordu. Sonbahar yaklayordu ve gne de birazdan batacakt. Gln ortasndaki kulenin giri katnda parlak bir lamba yanyordu ve Eilin bahede dolap akam yemei iin sebze toplarken, byl k kresi de onu takip ediyordu. Sakin ve huzurlu bir geceydi. Gl kysndan gelen dalgalarn sesi, kularn neeli arklarna karyordu. Iscalda, Yazour'un yaknnda bir yerde otluyordu. Yazour, niye kafasn kaldrp gkyzne baktnn farknda deildi. Belki de eski sava gnlerinden kalma bir igd, ban kaldrp kuzeye doru bakmasn emretmiti. "Ruhlarn Oraks!" Yazour'un elindeki balta yere dt. Hemen Iscalda'mn zerine binerek drt nala kuleye doru at srmeye ve Eilin'i uyarmak iin barmaya balad. Korktuklar sonunda gereklemiti. Periler Vadiye geri dnyorlard. Yazour, kulenin kapsna ulatnda atn zerinden inip Iscalda'y mutfaa doru yneltti. "eri gir, Iscalda. Orada gvende olacaksn." Kapnn eiinde Eilin ile kar karya geldiler. Bir elinde Yazour'un klcn,

dier elinde asasn tayan Byc, beyaz ksraa doru bakarak, "Merak etme, Iscalda, Hellorin'i geldii yere geri gndereceiz," diye aklad. Yazour ve Eilin, yan yana kprnn banda durarak gkyzne bakyorlard. Peri atlar ok yaknlamt. Eilin akn bir ses tonuyla, "Ama sadece iki tane at var," diye mrldand. "Bu bir saldr gibi grnmyor. Hellorin ne yapmaya altn zannediyor?" Yazour, bu kadar panik yapt iin kendinden utand. Gk-2 yzndeki adar grnce, durup ka tane olduklarm saymaya gerek grmemiti. Vadiye yaplan bir saldrnn ncleri olduunu dnmt. "Bu bir tuzak olmasn?" diye sordu. Ve sonra, kendilerine seslenildiini duydular. D'arvan, gkyzndeki inanlmaz uular sona erdii iin zgn bir biimde atndan indi. Bir an iin, babasnn niye Xandimleri at formunda brakmak istediini anladn dnd. Kprden kendisine doru koan Eilin'i grdnde, Xandimlerle ilgili tm dnceler zihninden uzaklat. Eilin, "D'arvan," diye lk att. "Tanrlara krler olsun ki iyisiniz." D'arvan' ceketinden ekitirip sabrsz bir ses tonuyla, "Aurian da seninle beraber geri dnd m? Niye sizinle beraber deil? yi mi?" diye sorular ard ardna sralad. D'arvan, "Bildiim kadaryla bizimle beraber geri dnd ama onu Nexis'te terk etmek zorunda kaldk," diye aklad. Eilin'in yzndeki hayal krkln grnce, "Ama Shia ve Khanu onunla beraber. Onlar, gerekten korkun yaratklar. Aurian'm bana bir ey gelmesine izin vermezler." ki Bycnn yan banda, Yazour ve Parric hasret gideriyorlard. Birden, vahi bir kineme duyuldu ve mutfan kaps alverdi. Ahap kprden koa koa yanlarna gelen Iscalda, Schiannath'm yanna gidip ban aabeyinin boynuna srterken, mutlulukla kiniyordu. D'arvan, yznde sinsi bir glmsemeyle, "Bu ok mutlu bir an," dedi. "Ve size bir srprizim var," diye ekledi. D'arvan, boynundaki gm zincirin ucundaki tlsma dokundu. Dzgn kesilmi yuvarlak ta, parmaklarnn ucuyla dokunduunda scackt ve buulu, gri bir renkle parldyordu. Babas ehirden ayrlmadan nce tlsm kendisine vermiti. Zin-

cirin ucundaki ta, Eski By gcyle doldurulmutu ve Hellorin'in gcnn znden bir parayd. D'arvan, Hellorin'in hediyesini eline alp tlsmdan yaylan by gcnn tm vcudunu kaplamasna izin verdi. Bynn gc, kendisine hem tandk geliyor, hem de sanki kannda hep var olan ama yllardr aa kmayan gizli bir kuvveti aa kartrcasma yabanc geliyordu. Derin bir nefes alarak Xandimleri at formunda tutan byy kaldrd. Bu ani deiimi kimse beklemiyordu. Drt aya zerinde durmaya alm Chiamh, bir anda iki ayann zerinde kalnca, sendeleyerek yzst yere kapakland. Bir an iin, gzleri kapal olarak dt yerde kald. Ba dnyordu. Ve iinde inanlmaz bir mutluluk vard. Ellerini imlerin zerinde gezdirip narin parmaklarn tekrar kullanabiliyor olmann cokusuna kapld. Tekrar insan formuna dnmeyi hi beklemiyordu. Dikkatlice gzlerini at ve evresine baknd. Vcudunun dengesi, at formuna gre ok daha farklyd. Gelimi koku alma ve duyma yetilerinin yerini, gelimi dokunma ve grme duyular almt. Yazour ve Parric, Chiamh'm stne doru eilerek, "Chiamh, iyi misin?" diye sordular. Rzgr-gz, hangisinin konutuunu anlayamad. kisi de ok endieli grnyordu. Chiamh, arkadalar ayaa kalkmasna yardmc olurken, glmseyerek, "Daha iyi olamazdm," dedi. Parric, birka kez hayatn kurtarm olan Chiamh' yeniden insan formunda karsnda grmenin mutluluuyla arkadann srtna vurdu. Rzgr-gz, neredeyse dengesini kaybedip yere dyordu. "Chathak adna, seni tekrar aramzda grmek ok gzel, dostum. Hayat sensiz ok neesizdi." Chiamh, "Sr-Lordu olmay zlemi olmalsn," diye Parric'e takld. Schiannath ve Iscalda, birbirlerine sarlarak alamaya balamlard. Rzgr-gz, D'arvan'a dnerek, "Seninle insan formundayken tanmamtk," dedi. "Senin hakknda ok az ey biliyorum. Sadece Aurian'n dostu olduunu duydum. Ama kendim adna ve buradaki dier Xandimler adna, sana teekkr ederim." Rzgr-gz'n dikkati, kprden gelen ayak sesleriyle dald. Arkasn dnp o tarafa baktnda, be yalarnda kk bir ocukla yanndaki byk, gri kurdu grd. Chiamh, kurdun Aurian'n olu olduunu anlamt.

"Aman Tanrm, bu Kurt," diye bard. akn bir yz ifadesiyle Yazour'a doru bakarak, "Ama bu ocuk kim?" diye sordu. ocuk yanlarna geldi ve Yazour'un paasndan ekitirip, "Baba?" dedi. Chiamh hayret ierisinde, "Ne?" diye bard. "Bu senin olun mu?" Yazour utancndan kpkrmz olmutu. "Ben..." diye samalayarak Leydi Eilin'e bakt. Eilin, "Hi bana bakma," dedi. "O senin arkadan ve ona sen aklayacaksn. Ben zaten Aurian'a bir kardei olduunu nasl syleyeceimi dnyorum." XX OPLAnfl Qkyz, kl rengi bir grilie brnmt. Vadide esen sert rzgr, gln yzeyini dalgalandryordu. Eilin, sessiz olmaya zen gstererek kuleden dar kt. Anlatacak o kadar ok hikye ve yaplacak o kadar ok plan vard ki herkes sabahn ilk klarna kadar oturmu ve insanlar daha yeni odalarna ekilmiti. Eilin'in uykusu kamt. Sabahn bu saatinde, herhalde tm Vadide hareket eden tek canl benim, diye dnd. Kpry geerken, rzgr daha da iddetlendi. Eilin, pelerininin baln sk sk tutarak, rzgrla yznden savrulmasn nlemeye alt. Yry yaplacak bir sabah deildi ama yalnz kalmaya ve dnmeye ihtiyac vard. Geri dnecek ok fazla bir ey de kalmamt. Yazour, Kurt ve Iscalda ile beraber dierlerine katlacakt. Aurian ile beraber gney krallklarna gidecek ve belki de bir daha asla geri dnmeyecekti. Eilin, hayatnn byk bir ksmnda olduu gibi, yine yalnz kalacakt. Aurian' tek bama yetitirmiti ve imdi yine yalnz bama yetitirmesi gereken bir ocuu vard. Byc kadn umutsuzca, niin, diye dnd. Niin bunlar hep benim bama geliyor? Geraint ldkten sonra, bir daha asla hayatnda baka birinin olmayacana dair kendi kendine sz vermiti. Sevdii bir insan daha kaybetmek istemiyordu. Ama Yazour'a ilk grte vurulmutu. Kucanda Kurt ve yannda Iscalda ile ormann iinden kp yanma 16 geldii gn, aralarnda bir elektriklenme olmutu. Ama Eilin, adamn kendisini bu kadar kolay tavlamasna izin veremezdi. Savann Eilin'in kalbini kazanmas iki yl srmt. Tanrm, ne

kadar da inatyd, diye dnd. Yazour, gl, yetenekli ve gvenilir bir adamd. Olgun bir erkek gibi, tm phelerine ve iinde kopan frtnalara ramen, sakin kalmay baarrken; gen bir delikanl gibi enerji ve nee doluydu. Eilin, "Beni genletiriyor," diye mrldand. Kaybettiim yllar bana geri verdi, diye dnd. Gzleri kapal tuzaa dmt ve yeniden ocuk sahibi olma dncesiyle kendisini ayartmasna izin vermiti... Ah, Eilin, seni aptal. Seni zavall aptal! Yry yapmak iin ok souk ve ok yamurluydu. Eilin'in kaln pelerini bile vcudunu gndzn souundan koruyamyordu. Kprnn kara tarafndaki hu aalarndan birinin altna snd. Srtn slak aa kabuuna yaslayp ban gkyzne kaldrdnda, yapraklarn sararmaya baladn fark etti. Sonbahar geliyordu. Yazour'u kaybetmeye cesareti vard. Tanrlar biliyordu ki bu konuda ok deneyimliydi. Onu burada kalmas iin ikna etmeye almayacakt. Kendi yolundan gitmeli ve kalbinin sesini dinlemeliydi. D'arvan, Parric ve dierleriyle konuurken, Yazour'un yznde behren ifadeyi ok iyi hatrlyordu. Yazour'un, kendi i mcadelesiyle aklnn kark olduunu anlamt. Yazour, Aurian'a yardm etmek, tekrar yollara derek dnyay dolamann bysne ve heyecanna kaplmak istiyordu. Onu kim sulayabilirdi ki? On yldr beraber olmalarna karn, Yazour hl gen saylrd ve arkadalaryla beraber Aurian'n ardndan gitmeye hakk vard. Eilin, en azndan olum Currain var, diye dnd. Aurian' yetitirirken yapt hatalar bu sefer tekrarlamayacakt. Bu sefer, sinirli ve umursamaz bir anne olmayacakt. Ve Yazour'u tamamen kaybetmi saylmazd. Kim bilir, belki de bir gn geri dner, diye dnd. Byle anlamsz hayallere kapld iin kendine kzarak kfretti. Tabii ki geri gelmeye- 3J ekti. Kendi lkesine, kendi topraklarna ve insanlarnn yanma gidiyordu. Eilin, iini ekerek kuleye doru yneldi. Ya-zour'a elveda deme vakti yaklayordu. Herkes kuleyi terk ederek kpry getiinde, hl yamur yayordu. Yazour, Vadiden en son ayrlan olmak istercesine, en geriden geliyordu. Eilin ile beraber ina ettikleri evlerine doru bakarak tm ayrntlarm zihnine kazmak istiyordu. "Bu samalk," diye kendi kendine sylendi. Ksa bir sreliine ayrlyorum, her ey yoluna

girdii zaman tekrar Eilin ve Currain'in yanma dneceim, diye dnd. inden bir ses, Eer lmezsen veya tekrar gney topraklarnn bysne kaplarak, kuzey topraklarnn souk ve sert iklimini terk etmek istemezsen, geri dnersin, dedi. Ve seni geri dnmekten alkoyacak binlerce ey. kmazsa. En kts, Eilin onu Vadide kalmaya ikna etmek iin hibir ey yapmamt. Eer alayp szlanp, yalvarm olsayd, ona kzaca bir eyler olabilirdi. En azndan umurunda olduunu belli eden kk bir iaret gstermi olsayd... Bu, hi de adil deildi. Bu kadar uzun zamandr beraber olmalarna ve Vadiden ayrlaca iin bu kadar zgn olmasna ramen, Eilin, hibir ey belli etmemeye kararlyd. Yazour, Eilin'in cesaretine hayran kald. Aurian gibi bir kz yetitirmi olmasna armamak gerekirdi. Parric bulunduu yerden Yazour'un olduu tarafa doru, "Yazour, geliyor musun?" diye bard. Yazour iini ekerek oluna bakt. Currain, ok kk olmasna ramen, bir eylerin yanl olduunu hissedercesine kendisini izliyordu. En-sesindeki tyleri havaya dikilen Kurt, oturduu yerden kendisine bakyordu. Yazour, Eilin gibi Kurt ile zihinsel iletiim kuramyordu ama gzlerindeki ifadeden Vadiden ayrlma kararn onaylamadn anlayabiliyordu. Xandim yan yana duruyorlard. Sessizce, tekrar form 318 deitirecekleri zaman bekliyorlard. Eilin, D'arvan ve Iscalda ile zihinsel iletiim kurarak, Aurian'a iletilmek zere uyarlar ve tavsiyeler iletiyordu. Byc-kadm, Yazour'un bulunduu yere bakmamaya zen gsteriyordu. Chiamh, Yazour'un kulana eilerek, "Byk bir hata yapyorsun," dedi. "Aurian'a yardm etmek iin yeterince kalabalz. Bir kii eksik veya bir kii fazla, ok bir eyi deitirmez. Ama senin yerin buras. Kalbin buraya ait." Gitme zamanyd. Schiannath, Chiamh ve Iscalda dierlerinden ayrlarak form deitirdiler. Yazour, Currain'in annesinin elini tuttuunu ve hayretle kendilerine doru baktn grd. Yazour, kalbinin parampara olduunu hissediyordu. Ailesinin yanma koup onlar bir kez daha kucaklamak istiyordu. "Geri dneceim," diye mrldand. "Sz veriyorum, en ksa zamanda geri dneceim."

Eilin, "Tabii ki geleceksin," dedi. Ses tonundan yalan syledii anlalyordu. "Kendine iyi bak ve Aurian'a sevgilerimi ilet." Yznde yalanc bir glmseme ile, "Ona kardei olduunu syle de, beni bu zahmetten kurtar," diye ekledi. Yazour, "Sylerim," diyerek Bycnn iini rahatlatt. "Ve sen de kendine iyi bak, sen de yle Currain." Arkasn dnp yrmeye baladnda, sanki varlnn bir parasn geride brakmt. ocuk bir ey anlayamayacak kadar kkt ve ciddi bir ekilde babasna el sallyordu. Yazour avlanmak iin veya baka bir ey iin kuleden ayrldnda da, kendisine bu ekilde el sallard. Dierleri bekliyordu. D'arvan, Kurt'u kucana alarak atn zerine yerletirdi. Ne Kurt, ne de Chiamh, bu durumdan ok da memnun deildi. Ama yapacak baka bir ey yoktu. Her ne kadar Kurt ve anneannesi birbirlerinden ayrlmak istemeseler de, Eilin dn akam Kurt'u da yanlarnda gtrmelerini ve Aurian'a ulatrmalarn istemiti. Belki de Aurian, onu bu lanetten kurtaracak bir yol bulabilirdi. Kurt'u buna ikna etmek ok daha zor olmutu. Anneannesinden ayrlmak 31 istemeyen Kurt, istedii zaman en az annesi kadar inat olabiliyordu. Parric, Schiannath'm stne binmiti. ki eski Sr-Lordu yine beraberdi. Parric, Vannor'un hareketsiz formunu eyerin zerine, nne yerletirmiti. D'arvan gibi Eilin de, eski tccara yardmc olamamt. Belki de Aurian, Vannor'u kendi iinde hapsedildii hapishaneden kurtarabilirdi. Yazour, sabrl bir biimde kendisini bekleyen Iscalda'nm yanma yrd. Son bir kez daha Eilin'e bakp beyaz ksran zerine bindi. Iscalda drt aya zerinde zplayarak, Yazo-ur' zerinden atmaya alyordu. Yazour, iyi bir binici olmasna ramen, Iscalda o kadar kararlyd ki atm zerinde kalmak iin hi ans yoktu. Bir sre sonra Yazour, kendisini imenlerin zerinde srtst yatarken buldu. Parric, "Sanrm sana bir eyler anlatmaya alyor," dedi. D'arvan, "Senin de bildiin bir eyi," diye araya girdi. Yazour ayaa kalkt. Iscalda'ya doru dndnde, atm dilerini gstererek kendisine srttn grd. Yazour'un yznde mutlu ve neeli bir glmseme belirdi.

Parric, "Eer bir an iin bile olsa Aurian'm sensiz baarsz olacan dnseydim, bunu sylerdim," dedi. "Tanr akna be adam, burada kalp mutlu olsana! Bunu hepimiz iin yapmalsn." Sava bayla onaylad. "imdeki ses, bana ayn eyi sylyor. Gitmek istemiyorum ama bu grevden kaamayacam dnyordum." Yazour, sanki omuzlarndan ar bir yk kalkmasna kahkaha att. "lk defa, tavsiyelerinize kulak vereceim. Size iyi yolculuklar, dostlarm, benim iin Aurian' pn." Yazour, Eilin'e doru dnp elini ona doru uzatt. Byc-kadm, Yazour'a doru adm atp kendisine uzanan eli tuttu. 320 Aurian gzlerini at. Bir an iin Anvar ve lm'le beraber Dnyalarn arasnda olduunu dnd. evresine bakm-dmda, bir kez daha Gece Kaaklarnn maaralarnda olduunu anlad. Ama kendisi iin ayrlan odada deildi. Bununla beraber, bandan topuuna kadar tm vcudu aryordu. Vcudunun giysilerle kapanmayan yerlerinde, dikilitan patlamasyla salan ta paracklarnn sebep olduu kk yaralar vard. Ayaklarnn zerinde byk bir arlk hissediyordu. Shia bacaklarnn zerine, yatan dier ucuna kvrlm-t. Khanu da fazla uzakta olamazd. Ban evirdii zaman, yanndaki yatakta Forral'm, onun yannda da Grince'in yattn grd. Buras bir eit revir olmal, diye dnd. Aurian, kafasn kaldrd zaman, ba ucundaki yatan demiri stne konmu atmacay grd. Atmacay kurtarmak iin hayatn riske atmt. Aurian, iindeki tedirginliin yava yava buharlatn hissederek tekrar uykuya dald. Aurian, uyand zaman Zanna'nm, baucundaki sandalyede oturduunu grd. "Nihayet! Ben artk birka yzyl uyuyacan dnmeye balamtm. Sadk kedilerin bile dar karak karnlarn doyurmaya gittiler." Zanna sandalyenin zerine yerleerek rahatlad. Kadn da Aurian gibi biraz daha yalanmt. Ama Aurian, kadnn yzndeki ya dediimi yaparsn ya da lrsn ifadesini grd zaman, uzun zaman nce kahraman olarak tapt gen kz hatrlad. "imdi," diye fsldad. "Bana her eyi anlatman istiyorum. Bu dnyaya geri dndn zamandan balayarak, neler olduysa, hepsini renmek istiyorum. u ana kadar her eyi anlatacak zamann

olmadn biliyorum ama ok da bir ey anlatmadn. Tek bildiimiz, deli gibi o dikilitam bulunduu yere kotuun. Gitmen gerektiini sylediin zaman kararma sayg gstermitim ama imdi bir aklama bekliyorum. Finbarr niye o kadar sessiz? Anvar'm neyi var? Sanki o deilmi gibi duruyor. Ve aranzda anlaa- 321 madiiniz baz noktalar var, bu apak belli oluyor. O yeil tepenin zerinde neler oldu, Aurian? Dikilita yzyllardr orada duruyordu, sen geldin ve bir sre sonra ne dikilita kald, ne de tepe." Susarak, bir aklama beklercesine Aurian'm yzne bakt. Aurian i ekti. "Tanrm, Zanna, nereden balayacam bilemiyorum..." Tm hikyeyi kadna anlatmas yaklak bir saatini almt. Zanna, hibir ey sylemeyerek Aurian' dinledi. Aurian, Zanna'nm zaman zaman araya girip bir eyler sormamak iin kendisini zor tuttuunu grebiliyordu. Aurian hikyesini bitirdiinde, uzun bir slk ttrerek, "Tm Tanrlar adna! Bu inanlmaz, Aurian..." Bycye doru eilip elini omzuna koydu. "Forral ve Anvar ile ilgili anlattklarn ve Yenidendo-um Kazan... Benzer bir eyin babamn da bama gelmi olabileceini dnyor musun?" "Niye soruyorsun ki?" Zanna, Aurian'a Vannor'un zehirlenmesini ve garip bir ekilde ortaya kp babasn iyiletiren kocakary anlatt. "O andan sonra babam deimeye balad. Aklamas g ama sanki artk bizim tandmz Vannor deildi." Bir an durak-sad. "Aurian, o yal kocakarnn Eliseth olduundan phe ediyor musun? Eer Eliseth ise, babama ne yapt?" Aurian'm kalar atld. "Kim bilebilir ki, Zanna? Ama muhtemelen Eliseth olmal. Ona ne yaptna gelince; tam olarak emin deilim. Senin anlattklarna baklrsa, Vannor'a olanlar, Anvar ve Forral'm bana gelenlerden farkl bir ey olsa gerek. Ama bir eyler olduu kesin ve bunun hayrl bir ey olmadndan emin olabilirsin." Zanna, "Eer hl hayattaysa," diye mrldand. "Riski gze alyorum." 322 Atmacayla ilgili yanlm olmalyd. Aurian, kuun nc kez ekip gittiini anladnda hayal krklna urad. Oysa kendinden ok emindi... Geri geldiim zaman evremde grdm tek canlyd, diye dnd. Anvar'm benimle beraber geldiinden emindim. Hayvan lm gibiydi

ama sonra hareket etmeye balad... Bir atmaca! Seni aptal! Bir lmlnn ruhunun, bir kuun bedenine girmesi mmkn m? Ama Chiamh, Kurt ve bir sre Boynuzlu At formunda yaayan Maya'y dndnde, her eyin mmkn olabileceine kanaat getirdi. Grince ve Forral oktan ayaa kalkm ve dolamaya balamlard. Gece Kaaklarnn ifacs Emmie, onun da ayaa kalkabileceini sylyordu. Yataktan kalkarak giysilerini giymeye baladnda, "Buradaki atmacaya ne olduunu biliyor musun?" diye sordu. Kadnn az ak kald. "Leydim, zgnm," dedi. "Zavall yaratk ok hasta grnyordu ve ben de onu alarak, bir eyler yemesi iin mutfaa gtryordum. Sahile alan maaraya geldiimizde, omzumdan havalanarak denize doru utu." Aurian'n kalbi, hayal krklyla szlamaya balad. Yzn dier tarafa evirip Emmie'nin, yzndeki ifadeyi grmemesini istedi. yleyse bu ku, Anvar deildi. Eer Anvar olsayd, byle kendisini terk etmezdi. Aurian, kendisini aptal gibi hissederek, yzne yalanc bir glmseme taknp Em-mie'ye doru dnd. "Bover. Herhalde bylesi onun iin daha iyidir." Byc kendi odasna gittii zaman, Forral onu bekliyordu. Forral'm yzne bakp da Anvar'm mavi gzlerindeki fkeyi grdnde, keke revirde kalsaydm diye dnd. "Benim merak ettiim ey, sen ne yapmaya alyorsun, Aurian?" Forral, fkesini kontrol edemeyerek, odada volta atyordu. "Neredeyse hepimizi ldryordun." "Bunu bana tekrar hatrlatmana gerek yok." Aurian'm 323 gzleri fkeyle yanyordu. "Dikilita patladnda orada olmanz ben istemedim. Ben zaten beni takip etmenizi de istemiyordum. Eer seni ilgilendiriyorsa syleyeyim, Eliseth'in nerede olduunu renmeye alyordum." "Orada l biri gibi yatp transa geerek mi yapyordun bunu? Basit bir ekilde kristal krene baksan veya siz Bycler her ne yapyorsanz onu yapsan, olmaz myd?" "Kristal kreyle veya baka bir ekilde Eliseth'i izlememe imkn yoktu. Sen bir Byc deilsin. Neden bahsettiin hakknda en kk bir fikrin bile yok. Eer Anvar olsayd, beni anlard..." Oday lm sessizlii kaplad.

Forral, "yleyse yine zihnini megul eden, lanet olas An-vard, yle deil mi?," diye homurdand Belki de kendini ldrp onun ardndan gitmeye alyordun." "Belki de haklsmdr. Sen ldnde bunu yapmaya almtm." Forral olduu yerde durup bycnn yzne bakt. "Ne?" diye bard. Aurian, "Bu gerek," diye bard. "Senin ldn akam neredeyse bouluyordum. Sonraki gnlerde ve aylarda, seni kaybettiim iin en tehlikeli riskleri bile gze alyordum. Beni durduran Anvar'd. Tekrar sakin ve mantkl dnene kadar beni korudu ve bana yardmc oldu." "Ben de seni korumaya alyorum ama sen, sz konusu kii ben olunca, ona davrandn gibi hogrl olmuyorsun." Aurian, az ak, Forral'a gzlerini dikip bakt. Yava yava fkesinin azaldn hissediyordu. "Kahretsin," diye mrldand. "Doru sylyorsun. Sana zor anlar yaattryorum..." Forral, kararl bir ekilde, "Gzel," dedi. Aurian'n yzn grmemesi iin arkasn dnerek "Bunu duymak bile bir tesellidir." 324 "Ne?" Aurian, tam olarak doru duyduundan emin deildi. "Niye byle bir ey sylyorsun ki?" Forral, Aurian'a doru dnerek, ters ters bakt. "nk ben Anvar' kskanyorum. Delicesine, onu ldrmek istercesine Anvar' kskanyorum... o pi seninle yatyordu... ve sen onu seviyordun..." Forral, admda Aurian'n yanma gelerek, Bycnn omuzlarndan kavrad gibi dudaklarn Aurian'n dudaklarna yaptrd ve nefesi kesilene kadar onu pt. Aurian bir sre kar koymaya alsa da, daha sonra kendini Forral'm kollarna brakt. inde bulunduklar delice durumla savamaktan sklmt. O Anvar'd, o Eorral'd..Sevdii ve yas tuttuu iki adamd. Ve onu... onlar istiyordu. Vahice onun pcklerine karlk vermeye balad. Birbirlerinin giysilerini paralamaya baladlar. Forral, Aurian' tuttuu gibi yataa yatrd. Aurian, neeli bir kahkahayla Forral' kendine doru ekti. Aralarndaki almaz duvarlar ykarak, delice sevitiler. Vahi tutkularnn lklar sona ermeden, tekrar sevimeye baladlar. Ama bu sefer, daha yavaa, tadn kartarak seviiyorlard.

Bir sre, birbirlerinin kollarnda, huzurlu bir ekilde yatakta uzandlar. Forral, Aurian'n gzlerinin iine bakarken, Anvar'm mavi gzlerinden yalar akyordu. "Demek ki beni umursuyorsun," diye fsldad. Aurian, yksek sesli bir kahkaha patlatarak, "Seni aptal, tabii ki umursuyorum," diye karlk verdi. Biri kapy alyordu. Aurian yatakta dnp ikyet edercesine inledi. Bu mutlu ryadan uyanmak istemiyordu. "Bizi yalnz brakn," diye bard. "Uyanr!" Bu, Zanna'nm sesiydi. "abuk olun, hemen gelmelisiniz. Kimlerin geldiine inanamayacaksnz, D'arvan, Parric, Chiamh ve..." Sesi titremeye balad. "Ah, Aurian, babam da onlarla beraber." 325 Aurian, yataktan frlayarak kapya kotu. Forral da hemen arkasmdayd. Kapy atklar zaman, Zanna akn ve utanga bir yz ifadesiyle onlara bakyordu. "Acele etmenizi syledim ama en azndan zerinize bir eyler giyebilirsiniz." Aurian, toplant odasnn kapsna geldiinde, Chiamh' grnce kalbi mutluluktan yerinden kacak gibi oldu. Chi-amh'm yznde tatl bir glmseme belirdi. Birbirlerine sarldklarnda, ne aladlar ne de kahkahalarla gldler. Sessizce ve derin bir neeyle yaadklar anm tadn karttlar. Aurian, "Seni grdme ok mutluyum. Bir daha seni insan formunda grebileceimi zannetmiyordum. Hepsi benim hatam. Eer Alevlerin Klcn alsaydm ve Perileri kontrol etseydim..." Rzgr-gz, "Hayr," diye araya girdi. "Kendini ok fazla suluyorsun. Bizi at formunda tutsak eden, Ormann Efendisi. Bize hangi formda kalmak istediimizi bile sormad. Zaten asla bizi birer insan olarak grmedi. En azndan Hellorin'in olu, babas gibi deil. Bizi insan formumuza dndrmek iin Hellorin ile pazarlk eden oydu." Chiamh, Bycnn arkasndaki, karanlk bir keye sinmi gri forma doru bakarak, "Benimle gel," diye fsldad. "Seni grmek iin sabrszlanan biri var." Aurian, bir an iin kalbinin heyecandan duracan sand. "Kurt mu?" diye fsldad. "Kurt mu?" Zihninde, byk gri yaratn sesini duydu, "Anne?" Aurian, olunun yamna komak ve onu kucaklamak istiyordu. Ama Kurt'un sesindeki tereddt ve phe, bir an iin

duraksamasna sebep oldu. Zihinsel olarak iletiim kurabilme yetenekleri, bu kalabalk ortamda birazck da ba baa kalmalarn salad iin muduydu. "Kurt, seni grdme o kadar sevindim ki. Uzun zamandr bu an bekliyordum. O kadar ok..." 326 Kurt, souk gzlerle Aurian'a bakarak, "Seni hatrlamyorum," dedi. "Burada olmay ben istemedim. Anneannem ok srar etti." Aurian, hayal krklna urayarak, midesinin kasldn hissetti. Odadaki herkes yzndeki ifadenin aniden deitiini fark etmiti. Aurian, iindeki duygu frtnasnn daha fazla yzne yansmamas iin byk aba harcyordu. Chiamh, "Ona zaman ver, Aurian," dedi. "Bu, onun iin ok garip bir karlama. Sanrm birbirinizi yeniden, sil batan tanmaya balayacaksnz." Aurian, Chiamh'm bilgelii ve sevecenlii iin kretti. O, gerek bir arkadat. Ve tabii ki haklyd. Aurian, Kurt ile olan zihinsel iletiimine geri dnerek, "Byle dndn iin ok zldm," dedi. "Evi terk etmek her zaman zordur, hele ilk defa terk ediyorsan." "Sen bu konuda benden daha iyisin. Beni terk ettin." Kurt, koarak odadan uzaklat. Kapdan karken, hrlayarak akn Forral'a arpt. Kl ustasnn ayaklar yerden kesildi. Forral, ayaa kalkmaya alrken, "Aman Tanrm, bu da neydi?" diye sordu. Aurian, yzn ekiterek, "O koca yaratk, senin olundu," dedi. Forral az ak, olduu yerde donakald. Gzlerini tavana doru evirerek, "Ulu Chathak, hepimizi korusun," diye mrldand. "Benim olum bir kurt mu?" Chiamh, Aurian'm yanndaki adama bakyordu. Bu adamda yanl olan bir eyler vard... abucak tekibakm kullanp adam evreleyen yaam enerjisine gz gezdirdi. Bu, daha nce tand adamn yaam enerjisi deildi. Rzgr-gz olduu yerde hareketsiz kalarak, "Bu Anvar deil," dedi. Schiannath, kalarn atarak Chiamh'a bakp, "Sen neden bahsediyorsun, Chiamh?" diye sordu. "Daha yeni insan formuna kavumuken yine o garip Rzgr-gz samalklarna balamayacaksn, deil mi? O tabii ki Anvar. Bunu herkes g-rebiliyor."

Kl ustas, Schiannath'n gzlerinin iine bakarak, "Hayr, o hakl. Ben Anvar deilim. Benim ismim Forral," dedi Oh, teekkr ederim, Forral. Byle pat diye gerei sylediin iin teekkr ederim, seni aptal! Aurian, elleriyle yzn kapatp iinde kopan frtnann durulmasn bekledi. Gevan, tm gece boyunca tekneyle seyahat etmekten yorulmutu. Ama aknt ve dalgalar, kendisinden yanayd. Gl ve sert esen rzgr, dndnden de ksa bir sre ierisinde Norberth'e ulamasn salamt. Limana girerken gzlerini ovuturdu. Kendi kendine glmseyerek, yle grnyor ki bu akam Tanrlar da benim yanmda, diye dnd. Onlara gstereceim. O ylan-dilli, Bycsevici kaltaa, Gece Kaaklarnn liderinin kim olduunu gstereceim. Aptal kocasnn da desteiyle, kendisini Gece Kaaklarnn lideri sanyor. Ne Zanna ne de Yanis, Gece Kaaklarnn gerek lideri deil, diye dnd. Gevan, kk teknesini, gece avndan dnen balklarn kayklarnn arasna balayp karaya kt. Hzl admlarla yrrken, cebindeki paralar mgrdyordu. Kendisine scak bir yemek ve bir at satn alacak kadar paras vard. Nexis'e ulap Lord Pendral ile konutuunda zengin bir adam olacakt. XXI Eski By X/WWm kbus tekrar tekrar kendini yineliyordu. Vannor uykusunda ra-i hatszca dnerek, bir lk atp yataktan frlad. Borularn sesleri ve JLarklar daha da yakndan geliyordu. Periler intikam almak iin Nexis'e saldryorlard. Pencereye kotu. ehrin drt bir yanndan, askerlerin boru sesleri geliyordu. Nexislileri tehlikeye kar uyarmak iin kullanlan byk an, almaya balamt. Evin aa katlarndan, bar arlar geliyordu. Konakta yaayan insanlar, panik ierisinde saa sola kayorlard. Herkes, korku ierisinde, neler olup bittiini anlamak iin baheye frlamt, "ieri girin, sizi aptallar, ieri girin," diye bard. Vannor, klcn alarak merdivenleri inmeye balad. Dulsina evde olmad iin kendisini ansl hissetti. Gece Kaaklarnn gizli maaralarnda gvende olmalyd. Vannor, Perilerin bir kum frtnas gibi ehrin zerine ktklerini grd. Perilerin borular daha derinden ve daha tehditkr bir tonla almaya balad. Periler,

muhteem atlarnn zerinde Byc Kulesinin yanndan geerken salan kvlcmlar, kulenin zerini kaplyordu. Tm ehirde, Perilerin dedii her yer, benzer ekilde alev alev kvlcmlarla kaplanmt. Vannor kouyordu, ehrin yanan sokaklarnda deli gibi koturuyordu. Bir adamn, Peri savalarndan birinin klcyla, ortadan ikiye blndn grd. Adamn i organlar kaldrma sald... Kk bir kz, elinde tuttuu, bez paralarndan yaplm bebeini sk sk kavrayarak, annesinin cansz bedeni banda alyordu... Kk bir olan ocuu, alevler ierisinde, yanan evlerden birinden darya frlad... Bir kadn, Peri savalar kucandaki ocuunu alarak gkyzne ykseldiklerinde, insann tylerini diken diken eden vahi bir lk att... Vannor'un gzleri nnde insanlar katlediliyor, Periler tarafndan acmaszca ldrlyorlard. Kanl kllaryla etrafta dolaan Periler, byleriyle dehet sayorlard... Yoktan var olan bir kl, geni bir yay izerek gznn nnden geti. Mavi gzl bir Peri savas kadn, altn rengindeki kanlar ierisinde yere yld. ocuklar, serbest kalarak annelerinin yanma kotular. Anneleri mutluluktan alyordu. Klc tutan uzun boylu figrn kim olduunu gre-miyordu nk tm vcudu parldayan bir sis ile kaplanmt. Yabanc, kaim pelerinini omzundan alp yanan ocuun zerine rtt. ocuk, iyilemi olarak pelerinin altndan kalkp komaya balad. Gizemli yabanc, Vannor'a seslenerek, "Benimle gel ve onlarla sava. Onlara kar koy ve zgrln kazan," diye bard. Vannor, elinde tuttuu klc anmsad. Elleri, klcn kabzasna kenetlendi. Yabanc savayla beraber ehrin sokaklarnda Perileri kltan geirerek, insanlara yardm etmeye balad. Sonunda, savaa savaa ehirden karak, Nexis'in kuzeyindeki tepenin zerine ulat. nndeki incecik yol, fundalklara doru uzanyordu. Serin rzgr, kan kokusu ve duman alp gtrerek, iini ferahlatyordu. Yabanc, kendisine doru dnd. evresini kuatan parltl sis daldnda, Vannor, glmseyerek kendisine doru bakan Aurian' grd. Aurian, elini Vannor'a doru uzatarak, "Artk zgrsn, Vannor," dedi. "Geri dnebilirsin. Benimle gel, Vannor, arkadalarnn yanna dn."

Vannor yavaa elini uzatarak Aurian'n elini tuttu... ... fundalklar yok olduunda, kendisini geni bir maarada, scak bir yatakta yatarken buldu. Buraya nasl getirildiini hatrlamyordu. Kendisine doru eilmi Bycnn tandk yz dnda her ey ok yabancyd. Aurian, sanki Van-nor'u tekrar hayata balamak istercesine, sk sk tccarn el-330 lerini tutuyordu. Eliseth, "Ho geldin, Vannor," diye homurdand. "Tam da zamannda." Hava-Bycs, uykusuz geirdii gn boyunca, gzleri ve ba aryana kadar Kadehin iine bakmt. Sonunda, vazgemek zereyken, gzleri fal ta gibi alarak, Kadehin iindeki sahneye bakt. Bu, gerekten de ok komikti. Pek sevgili Aurian, nazik bir ekilde tccarn karm zihnini rahatlatp onu tekrar kendine getirmiti. Artk, Aurian'n sayesinde, dmanm izlemek iin kullanabilecei bir casusu vard. Eliseth, bilincini Kadehin gleriyle i ie geirerek, beklenmedik ve ba dndrc bir ekilde tccarn zihnine odaklanp Vannor'un gzlerinden neler olup bittiini grmeye alt. Zanna'y grnce, tccarn gzlerindeki souk nefreti gizlemeye alt. imdi Vannor tekrar avucunun iindeyken, kznn iini bitirmek ocuk oyuncayd... Aurian, Zanna'ya doru dnerek, "Onu tekrar kendine getirdiim iin ok mutluyum. Zamanla daha da iyi olacaktr," dedi. Zanna, Aurian'n boynuna sarlarak, "Sana nasl teekkr edeceimi bilemiyorum," dedi. ki kadn kol kola uzaklarken, Eliseth ne konutuklarn duymaya alt. "imdi, gneye yapacan seyahat iin nelere ihtiyacn..." Eliseth, daha sonrasn duyamad. Ama, renmesi gerekenleri duymutu. Tekrar kendi vcuduna geri dnerek, Kadehin iindeki suyu camdan aaya boaltt. Bir hizmeti arp Skua ve Gnety'e haber gnderdi. Aurian gelmeden gvenli bir ekilde Dhiammara'ya ulamak istiyorsa, acele etmeliydi. nndeki ilk engel, byk ormann kysndaki dier Gk-halk ehri olan Eyrie idi. Kralie Kuzgun oradayd. Eliseth, eytani bir glmsemeyle Eyrie kolonisi ve zamannda Aurian tarafndan ehrin yan banda kurulan yerleim 331 birimlerinin, Dhiammara'y korumak iin

ihtiyac olan askerleri salayabileceini dnd. Gkhalk ve insan dostlar, kle olarak ok iine yarayacaklard. Anvar, kim olduunu, nereden geldiini ve niye geri dnmesi gerektiini hatrladnda, atmaca formunda, sahilden ok uzaklatn fark etti. Yava yava bilinci yerine geliyor, zihnindeki talar yerli yerine oturuyordu. Kim olduunun farkna vararak kendine geldiinde, bir eylerin yanl olduunu sezdi. Kafasndaki dnceleri toparlamak, sanki etrafa dalm boncuklar teker teker toplayp tekrar uygun srayla bir ipe geirmek kadar zordu. Dnme yetisi, denedike yerine geliyordu. Esas sorun, bir insann ruhunun ve bir Bycnn bilincinin, bir kuun kk vcudu ve minik beynine smak zorunda kalmasyd. Anvar, bu dncelerle megulken, sahil kysnda umaya devam etti. Okyanus sa tarafnda, kara sol tarafmdayd. Birden neler olup bittiini ve ne yaptn anlad. Ben uuyorum! Bunu nasl yaptm bilmiyorum! Bu, imknsz! Bilinci yerine gelip iinde bulunduu bedeni kontrol etmeye altnda, az nce bilinsizce gerekletirdii uma eyleminin ne kadar zor olduunu fark etti. Deniz, kara ve gkyz, gzlerinin nnde frl frl dnyordu. Ynn ararak, dne dne, kontrolsz bir biimde gkyznden dmeye balad. Anvar panie kapld ve iinde bulunduu g durumdan, igdleri sayesinde kurtuldu. Umasn salayan otomatik reflekslerin nasl ie yarad bilgisi, atmacann beynine kaznmt. Kanatlarn aarak rzgr yakalayp ban dndren bir ayla szlmeye balad. Okyanusun yzeyine o kadar yaknd ki kanatlarndan birinin ucu suya deiyordu. Tanrm, bu ok yaknd. Gkyzne doru ykselirken, 332 nasl utuunu dnmek yerine, kendisini, uma eylemine aina olan vcudun reflekslerine brakmas gerektiini dnd. Bu konuyu daha fazla dnmesem iyi olur, diye dnd. Umann o kadar da zor olmadnn farkna vard. Kara tarafnda doru dnmeye altnda, yine dengesini kaybetti. Bu sefer neredeyse suya aklp lyordu. Altnda uzanan sahili grdnde ii rahatlad. Mmkn olduu kadar alaktan uarak gneye doru yneldi. Aada, kayalklarn kenarndaki imenliklerde koturan tavanlar grdnde zihninde akan bir imek, ona ne kadar ackm olduunu hatrlatt. Kurbann gzne

kestirip kanatlarm vcudunun yanma toplayarak aaya szld. vmesinin kendisini ynlendirmesine izin vererek penelerini kard. Kaan tavan penelerinin arasna aldnda, yere aklmasna birka santim kala kanadarn aarak gkyzne ykseldi. mkansz gibi grnen dik bir ayla dnerek yere szld. Sersemlemi kurbann gagalayarak ldrd. Yere indiinde, gagasyla tavann derisini paralayp scack ve taze etin tadna bakt. Yemeini neredeyse bitirmek zereyken, bir eylerin yanl olduunun farkna vard. Hayr, bu doru deildi. Bunu yiyor olamam, diye dnd. Bu, i! Mavi gzl ve sar sal bir yz, zihninde canland. Bu ben miyim? Kl tutmaktan deil de harp almaktan nasrlam elleri aklna geldi. Harp, ok gzel bir harp vard... Anvar'm zihninde bir baka yz canland. Kadnn yz hatlar, iinde bulunduu vcudunki gibi kartal grnmlyd. Kzl renkli salar ve yemyeil gzleri vard... Aurian. Bir sre sonra, tepenin zeri bombo kalmt. Yalnz bir atmaca, denizi sa tarafna, karay sol tarafna alarak, Gece Kaaklarnn maaralarnn bulunduu tarafa yneldi. "Eer hemen harekete geersek, gn ierisinde orada oluruz, Lordum. Rzgr iimizi kolaylatrrsa, daha da ksa srebilir. Denizcileriniz, kaaklarn bulunduu koya demir atacak kadar yetenekli olmayabilir. Ayrca, gemilerinizin 333 omurgas ok derine iniyor olabilir. Dolaysyla bitiiindeki koya demir atp askerlerinizi karadan zerlerine salabiliriz." Lord Pendral, byk iskemlesinde oturduu yerden, bu sa ba dank, trasz adama bakyordu. Bu sevimsiz ve irkin yaratkla ilgili iki detay dikkatini ekmiti. Birincisi gzlerindeki intikam arzusuydu. kincisi ise, katksz para tut-kusuydu. Bu adam mutlaka Tanrlar gndermi olmalyd ama bir tccar olarak Pendral'm ilk rendii eylerden biri, hibir zaman, hemen ok hevesli ve zeki grnmemekti. "Bana, bunlarn hepsini sen uyduruyrmsn gibi geliyor," dedi. Yzklerle dolu parmaklaryla koca gbeini okayarak vahi adama bakt. "Ve bu deerli bilgiye karlk benden ne istiyorsun?" Gevan bir an iin gzlerini Pendral'dan karp sonra tekrar Nexis'in Lordunun gzlerinin iine bakt. "Ben de sizin gibi baarl ve gvenilir bir tccar olmak istiyorum, Efendim. Tm sularmn affedilmesini ve ticarete balamam iin bana be yz altn verilmesini

talep ediyorum. Rhtmda bir depo ve Gece Kaaklarnn icabna baktnzda, gemilerimi geri istiyorum." Pendral'm gzleri ald. "Gerekten mi? ok fazla ey istemiyorsun, deil mi?" Gevan omzunu silkerek, dzgn kesilmi talarla denmi yere tkrmek zereyken, saldrmak iin hazrlanan bir ylann baklaryla kendisine bakan Pendral'm gzlerini fark etti. abucak, azna dolan tkr yuttu. "Lordum, Gece Kaaklarnn her sene size ne kadar ok zarar verdiklerini dnn. Benim yardmm olmadan onlar asla bulamazsnz. Daha nce de sylediim gibi, mcevherlerinizi alan hrsz da onlarla beraber. Onu yakalamak iin her eyi gze alrsnz sanyordum." 334 Pendral, bayla onaylad. Daha fazla beklememize gerek yok, diye dnd. Mcevherlerini alan hrszdan bahsedildii zaman gzleri kararyor, midesi bulanyordu. O lanet hrsz kamadan, mmkn olduunca hzl hareket etmek ve onu yakalamak istiyordu. "Pekl, teklifini kabul ediyorum. stediklerini ve hak ettiini alacaksn." Hain kaak, Pendral'm nnde diz kerek teekkrlerini sunarken, Pendral, adamn ne kadar aptal olduunu dnd. Szlerinin arasnda gizlenmi tehdidin, sinsi vaadin farknda bile deildi. Aurian, odadan kp Dulsina ve Zanna'y, Vannor ile ba baa brakt. Odasna geri dndnde, Shia ve Khanu'yu grdne ok sevindi. "Siz ikiniz nerelerdeydiniz? Son birka gndr sizi hi grmyorum." Shia, "Genelde fundalklarda avlanyorduk," diye cevap verdi. "Bu garip insanlarn yannda ok uzun sre kalmay sevmiyoruz. Dieri nerede?" Aurian i ekti. Sebebini anlayamad bir biimde Shia, Forral'dan nefret ediyor ve adamn ismini bile telaffuz etmiyordu. "Forral, Parric ve Hargorn ile beraber. Bu bir nevi eski savalarn yeniden bir araya gelmesi. Emmie'nin yeterince iki stoku bulundurduunu mit edelim." Shia, "nsanlar ve iki," diye yaknd. "Burada zaman kaybediyoruz." Aurian sandalyeye oturarak, "Haklsn, biliyorum ama yaknda yola kacaz," dedi. "Hazrlklara balasam..." Kapnn alnmasyla cmlesi yard kald. ini ekerek, "Kim o?" diye bard. "Benim, Finbarr."

Aurian, sesin arivciye deil de Finbarr'm vcudunu igal etmi Hayalete ait olduunu biliyordu. "imdi ne oldu ki?" diye mrldanarak i ekti. Birden Hayalete hakszlk ettiini dnd. Geldikleri gnden beri Finbarr, dierlerinden ve 335 Gece Kaaklarndan uzak duruyor, insanlar phelendirmemek iin kimseyle konumuyordu. Sadece Zanna ve Tarnal, Finbarr'm gerek kimliini biliyorlard. Aurian, onlar Hayaletin zararsz olduuna inandrmak iin uzun sre dil dkm ve sonunda Tarnal, Finbarr'm maaralarda kalmasna izin vermiti. Uzun boylu figr odaya girerken, Aurian, bu tandk formun iinde rktc ve acmasz bir yaratn bulunduunu kendi kendine hatrlatt. "Ters giden bir eyler mi var?" diye sordu. "Bir sorunumuz var." Hayaletin duygusuz ve souk sesi, Aurian'm iini rpertti. "zerimdeki zaman bysn kaldrdn ve benim beslenmem gerekiyor. Ama bu vcudu terk edersem, Finbarr yok olur. Bir kez daha yardmna ihtiyacm var, Byc. Ben Finbarr'm bedeninden ayrldktan sonra, sen bir kez daha bu vcudu zamanda hapsederek, ben geri dnene kadar byy bozmamalsn." Aurian, bir sre ne diyeceini bilemeyerek sessiz kald. "Bakalm doru anlam mym? Beslenmek derken, bir insann hayatn almaktan m bahsediyorsun?" fadesiz surat bayla onaylad. "Sylediin gibi." Byc, "Ama bunu yapamazsn," diye bard. "Bu insanlar bizim dostlarmz. Bize snacak bir yer saladlar ve bize gvendiler. Senin ylece gidip onlardan birini ldrmene seyirci kalamam." Hayalet etkilenmemi grnyordu. "Baka seenein yok," dedi. "Hayatta kalma igdm, tm dier varlklarmki kadar gldr. yle veya byle besleneceim, sen bana yardm etsen de etmesen de. Ama sen bu vcudu korumamza 336 yardmc olmazsan, ben normal halime geri dnerim, Finbarr'm vcudu da lr." Aurian, sandalyeye kerek, "Ne kadar daha dayanabilirsin?" diye sordu. "Beslenmeden ka gn bekleyebilirsin?" "Belki iki, belki gn. Sonra ya beslenirim ya da yok olurum." Vannor, pimanlk dolu bir ses tonuyla, "Delirmi olmalym," dedi. nce kzna, sonra da ok sevdii karsna bakt. "Niye yle davrandmn bir aklamas

yok. Sizi nasl kendimden uzaklatrm olabilirim, Dulsina? Bunu yapacama, kafam keserim daha iyi." Dulsina bam iki yana sallad. "O gnlerde her ey korkun bir kbus gibiydi. Sanki hi tanmadmz bir yabancyla yayor gibiydik. Ama imdi kbus sona erdi, akm, hepsi geti. Bu son bir yl, hayatmn en zor ve yalnz yl oldu. Seni terk ettiim zaman sana o kadar sinirlenmitim ki bir daha asla yzne bakmayacama yemin etmitim. Hatam fark etmem ok uzun zaman almad." "Ben de geri dndm iin mutluyum. Ama bu, yaptklarm affettirmez. Bana ne oldu, Dulsina? Tanrlar akna, niye Perilerin ehrine saldrma gibi bir dnceye kaplaym? Bu delilik! Aklm yitirmi olmalym. Hibir ey hatrlamyorum," diyerek zgn gzlerle kzma bakt. "Buna inanabiliyor musunuz?" diye fsldad. "Onca insan lme gnderdim ve hatrlamyorum bile. Ben ne eit bir yaratm?" Zanna, bir elini babasnn omzuna koydu. "Kendi. > byle ac ektirmenin ne anlam var? Bu ne sana yardmc olur, ne de len insanlar geri getirir. Ayrca, sana katlyorum. Eer kendinde olsaydn, asla Perilerin ehrine saldr emri vermezdin. Zehirlendikten sonra sana bir eyler olmu olmal. Nasl hayatta kaldn ancak Tanrlar bilir...." Zanna, Aurian ile son konumasnda dile getirdii pheleri hatrlaynca, susup kald. "Baha..," diye tedirgin bir ekilde konumaya balad. Babasna Eliseth'in kontrol altna girmi olabileceini nasl 337 sylerdi? Babas bunu duyunca, dehete derek, bir daha hibir ey yapmak istemeyebilirdi. Ayrca, Eliseth, varlndan haberdar olduklarn renebilirdi. "Zehirlendiin zamana dair bir eyler hatrlyor musun? Veya hastalandn zamana dair? Hi garip ryalar veya hayaller grdn m? Hayatn kurtaran yal kadn hatrlyor musun? Sana ne yaptn anmsayabiliyor musun? Zihninde bunlara ait ufak da olsa bir eyler var m?" Vannor ban iki yana sallad. "Sadece Forral ile ilgili garip bir rya grdm hatrlyorum. Onun dnda hibir ey hatrlyorum, hayatm. Hibir ey..." Zanna, "Bover baba, neler hatrlayp hatrlamadn, bir eyi deitirmez," diyerek babasnn iini rahatlatmaya alt. Ama sylediklerinin ok eyi deitireceinin farkndayd.

Aurian odasnda oturup zayf bir kla parldayan Topran Asasnn ucundaki yeil kristali incelemeye balad. Umutsuzca, bu doru olamaz, diye dnd. Asann gc nereye gitmiti? Dnyalarn arasnda tam olarak ne olmutu? Aurian'n vcuduyla beraber lmllerin dnyasnda kalan Asann maddesel varl, geri dndnde sapasalamd. zerinde tek bir izik bile yoktu. Ama Asann ucundaki, tm by gcn ieren kristalin ruhani varl, sanal olarak Ruhlarn Kuyusunda yok olmutu. Ylanlar ve kristali almay baaramayan Aurian, aslnda geri dnd zaman Asay bulamayacan dnmt. Asa buradayd ama gc kaybolmutu. imdi bam byk dertte, diye dnd. Aurian, kalt dizlerinin stne koyup Asann glerini yerine getirmek iin neler yapabileceini dnmeye balad. Sanki hasta bir dostunun baucunda, iyilemesini bekliyordu. Normalde, Asaya dokunduu zaman tm vcuduna yaylan by gcn hissederdi. Asann gc, tm dier kaltlar gibi 338 kendine has bir hisse sahipti. Asann kendine ait bir kiilii ve zeks vard. imdi Asaya dokunduu zaman, by gcnn varln hissetmiyor ve elinde tuttuu kalt, basit bir tahta ubuktan ayrt edemiyordu. Harp. imdi aklna bir ey gelmiti. Belki de Harp kullanarak Asann gcn yerine getirebilirdi. Aurian koup Harp eline aldnda, kalt, kulaklar rahatsz eden bir tngrt kard. Byc, Harp elinde tutmakta zorlanyordu. Kalt sanki elinden kurtulup kamaya alyordu. Krlgan mzik aletine dokunduunda, aklna Anvar geldi. Harp, adeta Bycnn dncelerini okuyarak, hznl bir melodiyle tngrdamaya balad. Sanki, "Anvar," diye ark sylyordu. "Anvar..." Aurian iini ekerek, "Biliyorum," diye fsldad. "Ben de onu ok zledim. Ama bir sre, onun yokluunda, birbirimize almalyz. Onun geri dnmesini istiyorsan, benimle ibirlii yapsan iyi edersin." Harp'm hznl arks, Aurian'm szleriyle blnnce, Harp birden sessizleti. Bir sre sonra Aurian, kaltn elinde haffletiini hissetti. Aletten yaylan scak bir enerji, parmaklarna, oradan da kollarna akp gidiyordu. Aurian, dnceleriyle kalta teekkr ettiinde, Harp da karlk verircesine tngrdad. Dikkatlice, Harp yatan zerindeki Asann yanna koydu. "Asann glerini

niye kaybettiini bana syleyebilir misin? Onu iyiletirmek iin ne yapmalym?" Lo oda, Harptan yaylan zarif ve akkor bir kla aydnlanmaya balad. Kalttan yaylan enerji dalgalar, Asann stn kaplayarak, ylanlarn ana hatlarn belirginletirip parl-damaya balad. Aurian, ilk nce gizemli parlakln bir gz yanlmas olduunu dnd. Ama bir sre sonra, Asann ucundaki kristali tutan ylanlar balarn kaldrarak souk gzlerle Aurian'a bakmaya baladlar. Harpn akkor parlaklnda, ylanlar Aurian'n hatrlad krmz ve yeil renklerine brnmemilerdi. Snk ve renksiz grnyorlard. Harp, bir kez daha tngrdamaya balayarak, titrek bir sesle ark sylemeye balad. "Senin sulu olduunu sylyorlar, Byc. Kaltn koruyuculuu grevini ktye kullandn ve Asay kt amalar iin kullandn, lm ve katliam getirdiini sylyorlar." Aurian, Akademinin altndaki tnellerde Pendral'm askerlerini katlediini hatrlaynca rperdi. Harp, arksna devam ederek, "Bilirsin ki, Byc, her eyin bir bedeli vardr," dedi. "ncelikle, o gn yaptklarna e bir bedel denecek. Sonrasnda, Asann glerini geri kazanmak iin kendini kantlamak ve buna layk olduunu ispatlamaksn. Yaptklarnn karln demelisin. Asann glerini lm ve yok etme iin kullandn kadar, kendi glerini iyilik ve iyiletirme iin kullanmalsn. Sonra sen de, kalt da, kendini yenileyecek," diyerek arksn bitirip sessizle-ti. Bir sre sonra Chiamh, Bycy karanlk odasndaki yatan zerinde otururken buldu. Kaltlar kucana alm, alyordu. Chiamh, bycnn gzyalarn silerek ona sarld. "Gel," diye fsldad. "Bu karanlk odadan kp yanmza gelmelisin." "Siz kafay yemi olmalsnz. Bunu yapamam!" Aurian, dehete kaplarak, nce Chiamh'a, sonra D'arvan'a bakt. Son birka gn zaten yeterince zor gemiti. imdi de kendisinden, Perilerin uzmanlk alanna giren Eski Byy kullanarak, herkesi uurmasn istiyorlard. "Ben bir Bycym. Lanet olas bir Peri deilim. Xandimlerin nasl utuunu bilmiyorum ve renmek de istemiyorum. Benim yksekten ne kadar ok korktuumu bilmiyor musun, D'arvan? Burada, bu uurumun kenarndaki maaralarda bulunmak bile beni

rahatsz ediyor. Gk-halkyla yaadklarm zaten yeterince ktyd. Si-340 zc sylyorum, hibir ekilde ama hibir ekilde, beni zerinden deceim bir eye bindirip uurma ansnz yok." D'arvan omzunu silkerek, "Rahatla biraz," diye karlk verdi. "yleyse" bizim gney topraklarna gitmemiz aylar srer ve bu sre ierisinde de Eliseth, tm hazrlklarm tamamlayp entrikalar evirir. Bunu yan sra, ben de seninle beraber gelip Maya'y kaderine terk etmek zorunda kalyorum..." Byc korkusundan ta kesilerek, "Gerekten umak zorunda myz?" diye sordu. "Buna ihtiyacmz yok deil mi?" D'arvan, sakin bir yz ifadesiyle Aurian'a baktnda, Bycnn iinden onu tokatlamak geldi. "Bak, Aurian, Eliseth bu dnyaya senden daha nce dnm. Aerillia'y fethedecek kadar zaman olduunu sen syledin. Biz geciktike, o da gneydeki konumunu glendirecek ve kendini salama alacaktr. Ve onu bulduun zaman, yok etmen ok daha zor olacaktr. Haydi, Aurian. Ne kadar uzun bir yol kat ettiini dn. Nexis'ten katn akamdan beri o kadar ok ey baar -dm ki. Bunu da yapabilirsin. Ve yapacaksn." Aurian dilerini skarak, "Lanet olsun, D'arvan, senden nefret ediyorum," dedi. "Beni o kadar iyi tanyorsun ki bu iyi mi, kt m bilemiyorum." Rzgr-gz ellerini Aurian'a doru uzatarak, "Bu o kadar da zor olmayacak, Aurian," dedi. "Asla senin dmene izin vermem, bunu sen de biliyorsun. Bu, ilk kez beraber uuumuz olmayacak ki." Aurian i ekti. "Pekl, Chiamh ama sen de bu konuda uzman deilsin. Daha nce bunu birka kez denediinde Periler sana yardmc oluyordu. Ya ikimiz de bu ii beceremezsek?" "Kendimizden emin olana kadar yere yakn uacaz," dedi. Glmseyerek, "Haydi, Byc, dnsene ne kadar eleneceiz," diye ekledi. Aurian yenilgiyi kabul edercesine ellerini iki yana aarak, 341 "Peki, peki," dedi. "Ben fikrimi deitirmeden ie koyulsak iyi olur." D'arvan, boynundaki parltl zincirin ucundaki, Hellorin'in verdii tlsm alp Aurian'm avucuna brakt. Tlsm, Aurian'm scak tenine dedii anda, souk, gri bir renk yerine berrak, gm rengi bir

ltyla parlamaya balad. Byl tan yzeyinde, bir anlk, gzleri kamatran bir parlama oldu. Aurian, vahi ve yabanc by gcnn, vcuduna yaylmasyla sendeledi. Tlsmdan yaylan by gc, gne kadar parlak, evrenin derinlikleri kadar karanlk, aalarn kkleri kadar gl ve zaman kadar eskiydi. "Yedi lanetli iblis! Bu nedir?" D'arvan, "Tlsm Eski By ile bizzat babam doldurmu, elinde Perilerin gcn tutuyorsun," diye karlk verdi. Aurian ban iki yana sallad. "Bu kadar kolay olamaz. Sylemeye altm ey, yani rnein, bunu Zanna'ya verecek olursanz, bunu alarak Chiamh'm srtnda gkyzne ykselmesi o kadar da kolay olmaz." Rzgr-gz neeli bir kahkaha patlatarak, "Tabii ki kolay olmaz nk stme binmesine izin vermem," diye araya girdi. D'arvan, sinirlenmeye balayarak, "Bu kadar aptal olma, Aurian," dedi. "Tlsm kullanabilmek iin bir Byc olmalsn. Bir lmlnn tlsmn iindeki gcn farkna varmas Veya bu gc kendi amalar dorultusunda kullanmas mmkn deil," diye aklad. Aurian, avucunun iindeki tlsma pheyle bakarak, "Bunu benim de yapabileceimden emin deilim," dedi. "Bu by ok farkl bir dokuya sahip." D'arvan, "Tlsmn almamas iin hibir sebep yok," dedi. Kaldar senin Eski Byy kullanmana olanak salyor ve bu tlsmn gleri de Eski Byy kullanyor. Bunu bir Peri tlsm 342 olarak deil de, eski bir kalt gibi dn. Haydi, tak onu." Byc, tlsmn zincirini boynuna geirdiinde dehete kaplarak bir lk att. Arkadalarnn vcutlarndan yaylan yaam enerjilerini grebiliyordu. Bedenlerini kaplayan parlaklk, srekli deiiyor ve her bir dnce veya hareketle kendini yeniliyordu. Yerdeki imenlere baktnda,-onlardan yaylan yaam enerjisini de grebildiini fark etti. Ayann altndaki ta, sanki yar saydam bir kristalden kopmu bir para gibi, krmz ve kehribar rengi bir kla parldyordu. Okyanus, sanki dnyann kemikleri zerine rtlm, inci, opal ve ayta mcevherleriyle ilenmi ipekten bir pelerin gibi grnyordu. Tepenin zerinde esen rzgr, parltl gm kurdeleler gibi dalgalanyordu. Denizin zerinde uan martlarn her biri, kayan yldzlar gibi parldayan gm rengi kvlcmlar saarak uuyorlard.

"Aurian! Aurian... kendine gel!" Omzundan tutan eller, kendisini delice sarsyordu. Birinin, boynundaki zinciri tutup kardn hissetti. Korkuyla bir lk atp zinciri yakalamaya alt ama ok ge kalmt. Aurian, evresindeki her ey eski haline dndnde, D'arvan'm akn gzlerle kendisine baktm ve elinde tlsm tuttuunu grd. Dnya imdi, tlsm olmadan ok daha donuk ve renksiz bir yermi gibi grnyordu. Aurian iini ekerek, hayal krklna urad. "Lanet olsun, D'arvan. Sen ne yaptn sanyorsun?" D'arvan, "Bir eyler yapmak zorundaydm," diyerek itiraz etti. "Orada ylece durup hareket etmeden ve hibir ey demeden, bo bo bakyordun. Bylenmi gibiydin." Aurian iini ekerek, tank olduu mucizevi grnty ve neler grdn hatrlamaya alt. "nanlmazd. Beni niye uyarmadn?" D'arvan, ararak, "Seni neyle ilgili uyarmam gerekiyordu ki?" diye sordu. Aurian neler grdn glkle anlatmaya alt. Chiamh, "Bu nasl olur," diye lk att. "Bu benim tekibakma ok benziyor." D'arvan, "Ben hi anlattn gibi bir ey grmedim," dedi. "Bunu nasl aklayacaksn?" Byc, "Sanrm anlayabiliyorum," diye fsldad. "Chiamh, senin rkn Perilere ok yakn olduu iin, Rzgr-gz glerini Eski Byden alyor olmalsn. Ama Periler zaten Eski Bynn birer paras olduklarndan, bizim grdklerimizi gremiyorlar. Bu, Peri olmayanlara zel bir durum olsa gerek." D'arvan, "ok yazk," dedi. "Senin ve Chiamh'm anlattklarna baklrsa, ok zel bir ey karyormuum gibi geliyor. Ama bir sorunumuz var, Aurian. Bu tekibak nasl kontrol edeceksin? Eer az nceki gibi bylenip kalacaksan, bu te-kibak yetenein pek de iimize yaramaz." Chiamh araya girerek, "Brak bir kez daha denesin," dedi. "Ama bu sefer uacaz. Kendisini neyin beklediini biliyor, bu yzden ok armayacaktr. Ayrca, tekibak kullanrken, dikkati de dalm olacak ve uma korkusunu unutacaktr. Ben ona tekibak nasl kontrol edeceini retirim ama bunu iin biraz pratik yapmaya ihtiyac var ve bizim de o kadar ok zamanmz yok."

D'arvan pheli bir ses tonuyla, "Bunun gvenli olduundan emin misin?" diye sordu. Aurian sabrszlanarak, "Meraklanma, D'arvan, bu lanet olas tepenin zerinde yalanmay beklemeyeceiz, yle deil mi?" dedi. "Hem bana neler yapmam gerektiini akladnz. imdi tlsm bana ver, D'arvan." D'arvan isteksizce tlsm Bycye doru uzatt. Byc alsm havada kaparak, D'arvan'n elinden alp boynuna geirdi. Ve dnya tekrar grkemli parlaklna brnd. Kendinden geip Chiam'm form deitirerek ata dnmesi esnasnda, vcudunu kaplayan renklerin daha karanlk tonlara 344 brndn grd. Aurian, bir sre atm zerine binmek konusunda isteksiz kalarak tereddt etti. Bir sre sonra, D'arvan elleriyle Aurian iin bir zengi oluturarak, Bycnn Rzgr-gz'n stne binmesine yardm oldu. XXII Ayrili urian bir eliyle Chiamh'm yelesini sk sk tutarken, dier eliyle tlsm avucunun iine almt. Garip by gcne odaklanmaya alarak, kendi vcudunu saran yaam enerjisini, rzgr temsil eden ve frl frl dnen gm rengi parltlarla beraber, zerine bindii Xandim'in yaam enerjisiyle birletirdi. Chiamh ileri atldnda, Aurian, neredeyse dengesini kaybedip dyordu. Atm toynaklar, havadaki grnmeyen bir yolun zerine basyordu. Aurian, Chiamh ile beraber drtnala hzlandklarn hissediyordu. Ama bunun dier at srlerinden fark, gittike gkyzne doru ykseliyor olmalaryd. Aurian, gkyzne ykseldike scakln dtn ve rzgrn iddetlendiini fark etti. Salar rzgrda savruluyor, souktan ve iddetli esintiden gzleri yaaryor, kulaklar uulduyordu. Chiamh'm ritmik uzun admlar, yeryznde at binmeye ok benziyordu ama daha dzgn ve daha akcyd. Chiamh sert bir zeminin zerinde komadndan, Auri-an. eyerin zerinde ok fazla sarslmyordu. Aurian eilip aaya bakmad srece, kendisini yeryznde at srerken hayal edebileceini dnd. Bir sre aaya bakmamaya zen gstererek, Chiamh'm srtna yapp gzlerini sk sk kapad. evresinde neler olup bittiini merak edip gzlerini tekrar amaya cesaret ettiinde, baklarn

tam karya odaklad. Gzlerini Chiamh'm siyah ulu kulaklarndan ayrmyor -346 du. Sonunda tm cesaretini toplayarak aaya bakt. Aas, uzun zaman nce Chiamh'm zerinde Aerillia'ya utuu zamanki gibi rktc grnyordu. Ama bu sefer yeryznde grnen ayrntlar, tekibak sayesinde gzleri kamatran bir parltya brnmt. Byc, "Ve ite yeniden gkyznde uuyoruz," diye mrldand. ini stan bir mutluluk ve arkadana duyduu gvenle tm korkular ve endieleri yok olmutu. Aurian, Anvar'm ruhunun, kendisiyle beraber Ruhlarn Kuyusundan geri dnmediini fark ettiinden beri umutsuzlua kaplmt. nk eer sevgilisinin ruhu, yeniden var olmak iin baka bir dnyaya gittiyse, Kazann yardmyla bile onu geri getiremezdi. imdi artk onu tamamen kaybetmiti ve gerekten ldn dnmeye balamt. Eliseth ile karlaacak cesareti bulabilmek iin, iini kemiren bu hzn yenmek zorunda olduunu biliyordu. Kurt'un dmanca tavrlar da Aurian' ok incitmiti. Ama ona hak veriyordu. Bir anda ortadan kaybolup yllarca geri dnmeyen bir anneye kar baka ne hissedebilirdi ki? Vannor iin de endieliydi. Tccar kendine gelmiti ama sanki hl bir eyler yanl gibiydi ve Aurian bunun ne olduunu bulamyordu... Aurian, Rzgr-gz ile beraber gkyzne ykseldike, tm endielerini ve korkularn, sanki hepsi yeryzne demirlenmiesi-ne geride brakyordu. Chiamh, tepelerin zerine dnerek, D'arvan'm kendilerini bekledii yere doru alalmaya balad. Chiamh, o kadar mkemmel ve nazik bir biimde yere indi ki Aurian, atm zerinde hi sarslmad. abucak atm zerinden inip tekrar ayaklarm yere basmann mutluluuyla glmsedi. Chiamh, tekrar insan formuna geri dnerek, "Nasld?" diye sordu. "Tekrar dndm de, hi syleme daha iyi. Beni o kadar sk kavramtn ki kemiklerimi kracan dnmeye balamtm." Aurian, tlsm boynundan kartarak dikkatlice cebine koydu. "Sanrm, zamanla buna alabilirim." Aurian, Rzgr-gz ile gz gze geldiinde, neeli bir kahkiha patlatt. Ellerini Chiamh'a doru uzatt. "Senin de sylediin gibi, mkemmeldi ama..." Chiamh'm omzunun zerinden gkyzne bakp kendilerine doru yaklaan kararty fark ettiinde cmlesi

yarda.kesildi. Karanlk figr, bir gkta gibi inanlmaz bir hzla zerlerine dyor gibiydi. Aurian nefesini tuttu. "Aptal olma," diye kendi kendine mrldand. "Bu bir mart olmal," diye fsldad. Ama kalbinin derinliklerinde var olan umut kvlcmlar, yaklaan figrn bir atmaca olduunu fark ettiinde tekrar alevlendi. Chiamh, onu omzundan tutup sarsarak, "Ne oldu, Aurian, ne grdn?" diye sordu. Gzleri Byc kadar keskin olmadndan, Aurian'n gzlerini diktii yne bakmann bir ey kazandrmayacann farkndayd. Byc, "Sanrm..." diye konumaya balayp tekrar sustu. Atmaca, Gece Kaaklarnn maarasn terk ettii zaman, Aurian, kuun Anvar olabileceini dnd iin kendisini aptal gibi hissetmiti. Utancndan ve phesinden, sessiz kalarak, bu dncesini kimseyle paylamamt. Ama imdi, atmaca geri dnp bann zerinde daireler izmeye baladnda, pheleri tekrar uyanmt. Aurian, "Aman Tanrm, bu..." diyerek nefesini tuttu. Kollarn atmacaya doru uzatarak, "Anvar?" diye sordu. D'arvan, "Anvar?" diye bararak, endieli gzlerle Bycye bakt. "Aurian, sanrm ieri girsek iyi olacak." D'arvan elini uzatp Aurian' omzundan yakalamak zereyken, Chiamh araya girdi. "D'arvan, bak..." Atmaca, Aurian'm yanma doru szld ve Bycnn koluna kondu. Bir sre daha konduu yerde kalacan ima edercesine, kanatla-rm toplad ve gzlerini Aurian'a dikti. 348 Chiamh, gzlerini kapatarak, tekibakma odaklanp gzlerini tekrar at zaman dehete kapld. Gzleri fal ta gibi almt. "Aman Tanrm," diye fsldad. Atmacann fiziksel formu, tekibakyla ok farkl grnmyordu ama kuun iindeki rengrenk klara brnm ruh, tandk bir forma benziyordu. Aurian, her zamanki gibi yine haklyd. Bunun nasl olduunu ancak Tanrlar bilir ama Anvar'm ruhu, bir atmacann vcuduna girmi diye dnd. "Bunu biliyordun, yle deil mi?" diyerek sulayan gzlerle Bycye bakt. Aurian onaylayarak ban sallayp, "pheliydim ama umut ediyordum... bunu daha sonra sana anlatrm, Chiamh," dedi.

D'arvan, araya girerek, "Bana da anlatsan iyi edersin nk ne syleyeceini ok merak ediyorum," dedi. Anvar, Aurian'm kolu stnde durduu yerden Byc kadnn yzne bakyordu. Bu doruydu. Olmak istedii yer burasyd. imdiden, kim olduunu ve neyi aradn unutmaya balamt ama kadnn gzlerine baktka, arad kiinin bu kadm olduunu dnd. Sanki bu kadnda, kendisini aran bir eyler vard... Anvar, kadnn yemyeil gzlerine baktka, iini derin bir mutluluun kapladn fark etti. Buraya, bu kadnn yanma ait olduunu dnyordu. Niye olduunu bilmiyordu ama burada ok huzurluydu. Eliseth, "Haberci, Khazalim Kraliesine mesajm ulatrmak iin yola kt m?" diye sordu. Gnety, "kt, Leydim; her ey, emrettiiniz gibi yerine getiriliyor," diye cevap verdi. "Mesaj, tam olarak sizin istediiniz gibi iletildi. Khisihn Sara'ya, sizin mttefikiniz olmak isteyip istemedii soruldu. Eer Dhiammara'y korumak iin size asker gndermeyi kabul ederse, sizin de karlnda ona yardm edeceiniz sylendi. Finch, Petrel ve koloniler zerine planladnz saldry gerekletirmek zere, sa- 349 valarmz hazrlar. Emirlerinizi bekliyorlar." Hava-Bycs, Skua'ya doru dnerek, "Ya sen, Barahip?" diye sordu. "Bu byk sorumluluu stlenmeye hazr msn?" Skua bayla onaylad. Barahibin yzndeki ifade deimemi olmasna ramen, Eliseth, adamn gzlerindeki bastrlm heyecan okuyabiliyordu. "Tm hayatm boyunca bu an bekledim, Leydim. Endielenmenize gerek yok. Sizin yokluunuzda, benim ynetimim altnda, ehrimiz zenginleecek ve byyecek." Eliseth, Skua'ya doru glmseyerek, "Bundan eminim, Lord Skua," diye karlk verdi. Keke, aslnda senden hi phe etmediimi bilseydin, diye dnd. Kararm kalbin her tr hainlikle dolu olabilir ama zihnin benim kontrolmde. Eliseth kanatl dostlar iin birer bardak arap doldurup masadaki nc barda eline ald. "Gk-halk, Eyrie kolonisi zerine yapacamz grkemli saldr hakknda ne dnyor?" Barahip, srtarak, "Tapmakta, kt kalpli ve Allahsz hainler aleyhine vaaz verdim," dedi. Aerillia halk,

Gnety ve savalarnn, Eyrie kolonisindeki hainleri Yinze adna ldrmesi gerektiine inanyor. Hemen herkes bu saldry destekliyor. Saldr fikrini benimsemeyen ve bunu aka ifade edenleri sopa ve talarla ikna etmeyi baardk. Kolonide akrabalar veya arkadalar olanlar bile, sessiz kalmalar gerektiini rendiler." Eliseth bir kahkaha patlatarak, "Bu ok gzel," dedi. "Ey-rielileri, yle veya byle topraklarmzdan kovacaz. Ayrca koloni, benim Dhiammara iin yaptm planlar engelleyecek bir yerde duruyor." Kadehini Skua ve Gnety'e doru kaldrd. "Dostlarm, baarmza ielim. Byk zaferler bizi bekliyor." 350 Ertesi gn, akam karanl kmeye baladnda, Aurian, Xandimlerin umasn salayan bynn alma mantn anlamaya balamt. Gkyz gri renkteydi. Hava rzgrl ve kuruydu. Tm gn D'arvan, Chiamh, Schiannath ve Iscalda ile beraber darda geirmiti. Aurian, birden fazla Xandim'i ayn anda nasl uurabileceinin provasn yapyordu. Bu, dnd kadar zor deildi ama yine de, Xandimlerin yaam enerjilerini rzgrn gcyle i ie geirmek ok fazla konsantrasyon gerektiriyordu. Bir sre sonra Linnet de onlara katlarak, iyilemeye balayan kanadn kullanp kullanamadn grmek istedi. Eksik tyleri yznden uuu hl dengesiz ve hantald. Ama en azndan, birazck da olsa yerden ykselebiliyordu. Atmaca da onlarla beraberdi. stlerinde daireler izerek uuyor, bazen avlanmak iin tepelere doru uzaklayordu. Ama hibir zaman ok uzaa gitmiyor ve Aurian'n yanndan ayrlmyordu. Ku, Aurian iin tam bir muammayd. Atmaca kendisine geri dnd zaman, Bycnn zihninde, kuun iinde Anvar'm ruhunun olup olmadyla ilgili bir phe kalmamt. Ama Anvar ile zihinsel iletiim kurmaya altnda, yaratn, kim olduuyla ilgili en ufak bir fikri olmadn renmiti. Kuun zihnindeki karmakark dnceler, Aurian'a hibir ey ifade etmiyordu. phesiz, hl vahi bir yaratkt. Aurian, Gece Kaaklarnn maaralarna gidecei zaman, atmacay kendisiyle beraber gelmeye ikna edemiyordu. Ama ne zaman maaralardan dar, ak havaya ksa, atmacann sarslmaz bir ballkla kendisini beklediini gryordu. Atmaca, bilinmeyen bir sebepten dolay, Rzgr-gz'e de scak davranyordu. Kuun ilgisini bynn ektii

teorisi de, atmacann D'arvan'a zel bir ilgi gstermemesiyle rmt. Shia da kararszd. "Tm kalbimle sylediklerinin doru olmasn umut ediyorum, Aurian ama iindeki mitlerin seni yanltmadna emin misin? Bana sradan bir ku gibi grnyor." Aurian'm, atmacayla ilgili dncesini paylamad tek kii Forral'd. Sadece kendisi, bu konuda tek bir kelime bile etmemekle kalmam, D'arvan ve Chiamh'tan da Forral'a hibir ey sylemeyecekleri konusunda sz almt. D'arvan bunun sebebini sorunca, Aurian, "Bak, eer haklysam, bu For-ral' hayal krklna uratacak ve rahatsz edecektir," dedi. "Anvar'm bir ekilde geri geldiini ve her hareketimizi izlediini renince, vcudunu geri almak isteyecei dncesine kaplacaktr. Eer yanlmyorsam, vcudu geri verme dncesi Forral' daha da rahatsz edecektir." Aurian'm syledikleri kulaa mantkl geliyordu. Gece Kaaklarnn maaralarndan uzaklaarak ak havada olmak, herkes iin heyecan vericiydi. lm Hayaletinin al gittike artyordu ve birini ldrmesini an meselesiydi. Byc, belki de Forral haklyd, Hayaleti hibir zaman serbest brakmamalydm, diye dnd. Kurt, ilk karlamala-rmdaki kadar saldrgan olmasa da, yine de annesine souk davranyor ve zamannn byk bir ounluunu Zanna'nm oullaryla geiriyordu. Iscalda'ya gre, Aurian'm olu, kk bir karde gibi grd Currain'i zlyordu. Kurt, Forral'm babas olduuna inanmaynca, kl ustas hayal krklna urad. nat ocuk, "Sen benim babam olamazsn; o, ld," diyerek gerei reddediyordu. Yine de, iyi haberler de vard. Vannor, Dulsina ve Zanna'nm yardmlaryla kendine gelmeye ve eski neesini kazanmaya balamt. Kars ve kz eski tccar, Nexis'te verdii yanl kararlarn zerine younlamak yerine, gelecekte yapaca iyi ilerle gemiteki hatalarnn bedelini deyebileceine inandrmlard. O gn, Forral da Parric ile beraber yanlarna gelerek, Aurian'm ne yaptn grmek istemiti. Ama Bycnn, Chiamh'm srtnda, Schiannath ve Iscalda ile beraber gkyznde utuunu grnce, yz bembeyaz 352 kesilmiti. Forral, Aurian'm srar zerine, Schiannath'n stne binerek bir deneme uuu yapmay kabul etti. Forral, gkyznde bir sre uup yere

indiklerinde, yznde sevinli bir ifadeyle Aurian'a sarlarak, "Chathak adna, bu inanlmaz bir deneyimdi! Bu gnleri grebileceimi sanmyordum," dedi. Parric, eski tccarn srtn svazlayarak onu tebrik etti. S-variba, ok neeliydi. Perilerin ehrinden ayrldklar zaman ok mutlu olmutu. Ama imdi, Iscalda'nin zerine binip gkyznde birka tur attktan sonra, mutluluu yznden okunabiliyordu. O akam, Byc ve arkadalar, Yanis'in geri dnn kutlamak iin akam yemeini Emmie'nin odasnda yediler. Yanis, o gn leden sonra Gece Kaaklarnn maaralarna yanarken, gemisinin zerinde uan atlar grnce dehete kaplmt. Grince'in gzleri, masann dier ucundaki Aurian'a odaklanmt. Emmie, Bycye ssl psl bir eyler bulabilmek iin gardrobunun altn stne getirmiti. Byc, arap rengi gece elbisesinin iinde, ateten bir tanra gibi grnyordu. Hrsz, gzlerini Bycden alamyordu. Her ne kadar zamannn byk ounluunu Emmie ile ya da kendisine gemilerle ilgili faydal bilgiler veren yeni dostu Jeskin ile beraber geirse de, Aurian hep aklmdayd. Byc, yetenekli, merhametli ve cesurdu. Kendisine deer veren nadir insanlardan biriydi. Ayrca, hrszn renksiz hayatna byl bir gne gibi doarak renk katmt. Grince, Akademinm altndaki tnellerde ilk karlamalarn hi unutamyordu. Kendisine o gnden beri hep efkatle yaklayordu. Grince her ne kadar ilk karlat gn farknda olmasa da, kalbini o gn Bycye kaptrmt. Ama Bycnn kendisi iin ne kadar deerli olduunu, Aurian' dikilitan yannda cansz ve hareketsiz yatarken grdnde anlamt. 353 ldn sanarak dehete kaplmt. O an, ok deer verdii bir eyin hakszca kendisinden alnd hissine ve iinden bir parann kopup gittii dncesine kaplmt. Daha sonra oturup sakin kafayla dndnde, lgnca Bycy sarstn ve geri dnmesi iin yalvardn hatrlyordu. Ve mucizevi bir ekilde, Aurian geri dnmt. Son birka gndr gizlice Aurian' izliyordu. Xandim atlaryla uu antrenman yapan Bycnn, Emmie ve Zanna ile gemiler hakknda konutuunu duymutu. Bycnn yaknda gitmeye hazrlandn dndke hayal krklna uruyor ve korkuyordu. Mutlaka Aurian ile beraber gitmeliydi.

Bu, Grince iin ok zor bir karard. At srmenin zorluklarn ok iyi hatrlyordu. zerine decek sert bir zemin olmakszn, havada at srme fikri, onu dehete dryordu. Kendi kendisine, byle bir maceraya atlrsa ne gibi zorluklarla karlaacan hatrlatyordu. Scak bir yataktan mahrum kalacakt. Gecenin karanlnda uykuya dalacak ve uyand zaman kendisini neyin beklediini bilemeyecekti. Vahi bir yaratn saldrmasndan korkarak, uykusuz geceler geirecekti. Ve hepsinden de kts, yaban topraklarda yalnz kalma korkusu iini kemirip duracakt. nk eer arkadalarna bir ey olursa, yalnz bana birka gn bile hayatta kalamazd. Grince son birka gndr tm bu zorluklar dnyordu ama artk dnmekten ba armaya balamt ve hibir ey umurunda deildi. Dikilitan orada neredeyse Bycy kaybetmiti ve bunun bir daha olmasn izin vermeyecekti. Bu sefer, nereye giderse gitsin, onun yanndan hi ayrlmayacakt. Tek sorun, onu buna ikna etmekti. Yemek bittiinde Grince, Forral ile beraber odalarna ekilmeye hazrlanan Bycnn yolunu kesti. "Leydim, sizinle birka dakika konuabilir miyim?" diye sordu. 354 Aurian yorgun olmasna karn, her zamanki gibi, Grince'i grnce glmsedi. "Niye?" diye sordu. "Tabii ki." Aurian, Grince'i de yanna alarak gemilerin bulunduu tarafa doru yneldi. Grince ve Aurian, souk kumlarn zerinde, sahilde yrmeye baladlar. Byc, bir kan havaya kaldrp, "Senin iin ne yapabilirim, Grince?" diye sordu. Grince'in gnlerdir dikkatlice planlad cmleler aklndan uup gitti. "Ben... ben sizinle geliyorum," diye azndan kard. "Ayrlacanz zaman sizinle geliyorum," diyerek Bycye meydan okuyan bir bak att. Byc kalarn biraz daha kaldrarak, "Zannetmiyorum," dedi. Hrsz, hayal krklna urayarak, "Leydim, beni de yannza almalsnz. Chiamh dn herkesin size yardmc olmas gerektiini sylemiti." Aurian, ciddi bir yz ifadesiyle, "Bak Grince," dedi. "Sana hakaret etmek iin sylemiyorum ama Chiamh yardm edebilecek insanlardan bahsederken, kl kullanabilen,

by yapabilen veya ata binebilen insanlar kastediyordu." Grince, "yleyse hibir ie yaramadm sylyorsunuz, yle mi?" diye mrldanarak kumlar tekmeledi. "yle bir ey demek istemedim. Sadece bu yolculua uygun olmadm sylemeye alyorum. Nexis'ten buraya gelirken neredeyse lyordun. Defalarca atm zerinden dtn. Bunun elenceli olduunu syleme sakn nk hi de elenmediini biliyorum. Senin iin ok zor bir yolculuktu," diyerek i ekti. "Bunun, bir ie yarayp yaramamakla ilgisi yok, bu, kimin hangi yeteneklere ve deneyimlere sahip olduuyla ilgili. Eer Nexis gibi bir ehre gidiyor olsaydk, seni de yanma alrdm. Eer bir hrsza ihtiyacm olsayd..." Grince araya girerek, "htiyacnz olmadn kim syledi?" diye sordu. Aurian, "htiyacmz varsa da bamzn aresine bakabiliriz," dedi. Ses tonu, daha fazla itiraz istemediini ifade edercesine sertti. "Grince, eer seni yanma alrsam, bu yolculuktan sa kamayacan dnyorum. Ve bunu yapmayacam. ok fazla dostumun ldne ahit oldum ve seni de kaybetmek istemiyorum." Aurian, baka bir ey sylemeden arkasn dnp uzaklat. Grince, Bycnn arkasndan bakarken, duyduklarndan dolay hayal krklna m uramal, yoksa mutlu mu olmal, bilemiyordu. Tek bildii ey, Aurian onu vazgeirmek istediyse de, artk onunla gitmeyi daha ok istediiydi. Eer Byc kendisine bu kadar deer veriyorsa, onu yalnz brakmamalyd. "Henz bitmedi," diye mrldand. "Seninle geliyorum, bekle ve gr." Byc, odasna gittii zaman, Forral'in sobaya odun attn ve birer kadeh arap doldurduunu grd. Aurian'n kalarnn atldm gren kl ustas, "Ne oldu?" diye sordu. Aurian ban iki yana sallayarak i ekti. "Zavall Grince, akln kaybetmi olmal. Bizimle beraber gneye gelmek istiyor. Bunu hayal edebiliyor musun? Nexis'ten buraya gelene kadar ok zor bir yolculuk geirdi. Ate bile yakmay beceremezken, doru dzgn kl kullanmay bile bilmiyorken, bizimle beraber gneye gelmekten bahsediyor." Forral omzunu silkerek, "Yine baardm, yle deil mi?" diye sordu. "Sanrm yeni bir hayrann var artk.

Tanrlar akna, Aurian, insanlar etkileyip onlara ilham vererek, sadk hizmetkrlarn haline getirmeyi nasl baaryorsun?" dedi. Forral, durup Aurian'n yzne bakarak glmsedi. "Hayr, aslna baklrsa, bunu nasl baardn biliyorum. nsanlara deer veriyorsun. Grince ile tantktan birka dakika sonra onunla ilgilenip onu iyiletirdin. Hrsz ehirden kartarak, belki de hayatn kurtardn. Mandzurano'nun arabalarnda hrszlk yapmaya alrken yakalandnda, ona sadece sen 356 destek oldun. Hrszn gzlerini senden alamadnn farkndaym. Sanrm duyduu hisler, hayranlktan da te." Aurian, "Ne?" diye bard. "Samalama, Forral." Forral, "Gerekten, dnsene, hayat boyunca hep yalnz kalm ve kimsesi olmam," dedi. "Ailesi ve arkadalar olmadan, Nexis gibi bir ehirde yalnz yaam. Bunun ne kadar zor olduunu sen de tahmin edebilirsin. Kimseyi sevmemi ve kimse ona deer vermemi. Sonra sen ortaya kyorsun ve ona hi kimsenin olmad kadar nazik davranyorsun. lk kez, birisinin kendisine insan gibi davrandn fark ediyor. Byle bir durumda sen ne dnrdn? Sanrm, sana k olmaya baladn dnyor." Byc, gzlerini Forral'a dikerek, "k olmak m?" diye sordu. "Grince'in bana kar hissettikleri hayranlktan te deil. Beni bir kahraman gibi gryor. Bu, ok basit ve saf bir duygu. Bir zamanlar ben de, kk bir kzken, senin iin ayn eyleri dnyordum. Sana hayrandm." Forral, "Evet ama sonunda ne hale geldiimize bakar msn?" diyerek glmsedi. Aurian sinirlenmeye balayarak i ekti. "Forral, bu samala bir son versen iyi edersin. Benimle, bir savayla konuur gibi deil de, bir mutfak hizmetisine vaaz verircesine konuuyorsun." Forral, Aurian'm gzlerinin iine bakarak, "Belki de haklsndr," diye mrldand. "Grince'in neler hissettiini anlayabiliyorum nk ben de sana am." "Seni yal kurt!" Aurian ban iki yana sallad. "Drst olmak gerekirse, yan ilerledike yumuamaya baladn dnyorum. Eer birisi dnyann en iyi kl ustasnn bunlar sylediini duyarsa, hretin sonsuza kadar lekelenir." Byc, glmseyerek, elini sevgilisine doru uzatt. "Samalamay kes ve yanma gel."

Chiamh stndekileri kartarak en yakndaki sandalyenin 357 zerine frlatt. Battaniyenin altna girip yatana uzand. Rzgr-gz, souktan titreyen vcudu snmaya balaynca, rahatlad. Her zamanki gibi srt st yatarak tekibakma odakland. ncecik bir hava akmn takip ederek bilincini, duvarlardaki atlaklarn arasnda yolculua kard. radesini, Aurian'n odasna doru younlatrd. Rzgr-gz iin, akamlar te-kibakm kullanmak, bir nevi ayin gibiydi. Chiamh, Aurian'n odasnda ok uzun sre kalmayarak, Byc uyurken gizlice onu izledii iin kendinden utand. Hayr, sadece ona deer veriyorum, diye dnd. Artk Anvar da yannda olmadndan, iyi olduundan emin olmak istemiti. Ayrca, Aurian en yakn dostlarndan biriydi. Bundan daha doal ne olabilirdi? Chiamh, bir sre daha Aurian'n odasnda kalmaya karar verip bilincinin ince bir uzantsyla Aurian'n yzn okad. Hislerinin younluuyla oke olan Chiamh, sessiz bir lk atarak kendi vcuduna geri dnmeye alt. Rzgr-gz'n dnceleri o kadar karkt ki bilinci, dnd gibi kendi odasnda deil de, byk maarada belirdi. Orada grdkleri, zihnindeki tm dnceleri datt. Gece nbetileri ldrlmt. Simsiyah giyinmi, garip askerler maaradan ieri giriyorlard. Chiamh, bir lk atarak herkesi uyarmak istediinde, bilincinin vcudunda olmadn ve sesinin kmadn fark etti. Olabildiince abuk kendi bedenine geri dnd. Zanna, koridordan gelen karmak seslerle uyand. Barlar ve lklarn arasndan, bir geminin anlarnn aldn duydu. Tarnal, yataktan frlayarak, "Herkese haber verin," diye bard. "Saldrya uradk." Zanna, hayat boyunca bu kadar hzl giyinmemiti. Denizci kyafetlerini ve botlarn giyip ocuklarn olduu odaya kotu. Bir yatakta Kurt ile beraber uyuyan ocuklar, oktan uyan-358 mi ve korkulu gzlerle evrelerine bakmyorlard. Valand, "Anne, neler oluyor?" diye sordu. Martek, annesini grnce alamaya balad. Zanna gerekleri ocuklardan gizlemeye gerek grmedi. Sonuta hepsi Gece Kaaklaryd. "Kt askerler bize saldryor. Kalkn ve abucak giyinin, buradan kmalyz." Valand, baka soru sormadan giyinmeye balad. Zanna da Martek'e giyinmesi iin yardm ediyordu. Zanna, eilip

olunun gzyalaryla slanm yzn okad. "Martek, alama. Kurt'u korkutmak istemezsin, yle deil mi? imdi gemilere gitmeliyiz. Orada gvende olacaz." ocuk, dudan srarak alamay brakt. Zanna, Martek'i kucana alarak, "yi ocuk," dedi. Valand'a nden gitmesini iaret ederek onu takip etti. Tarnal, elinde klcyla kapnn aznda duruyordu. "Askerlerin dvtklerini duyabiliyorum. Sesler uzaktan geliyor, buradan ksak iyi olur." Zanna bayla onaylad. "Valand, sen ceketimin ucundan tut. Ne olursa olsun sakn ceketimi brakma." Hep beraber koridora karak komaya baladlar. Zanna, byk maaraya ulatnda, grd katliamn vahetiyle dona kald. Bir grup Gece Kaa, pijamalaryla, silahl ve zrhl askerlere kar umutsuzca savamaya alyordu. Zanna, siyah niformal askerlerin, Pendral'm askerleri olduunu fark edince korkuyla lk att. Her yerde askerler vard. Sahil, erkeklerin, kadnlarn ve hatta ocuklarn cesetleriyle kaplyd. Kumlarn rengi, katledilen Gece Kaaklarnn kanlaryla koyu bir krmzya dnmt. Zanna olan biteni izlerken, maaraya alan tnellerden yeni askerlerin kmaya baladn grd. Tarnal, Zanna'y sarsarak kendine getirip, "Haydi, gemilere ulamalyz," diye bard ve lgm bir sava gibi askerlerin arasna dald. 359 Xandimin odalar, byk maarann arka tarafmdayd. Odalarna, ksa bir kmaz koridorun sonundaki kapdan ulalyordu. Askerlerin saldrdm anladklarnda ok ge kalmlard. Iscalda, dardan gelen barlar duyduunda, zerinde Zanna'nm kendisine verdii mavi gece elbisesi vard ve salarn taramaya alyordu. Ayn anda kap vuruldu. Kapy at zaman karsnda Chiamh' grd. "Silahlann. Saldrya uradk." Iscalda bir cevap veremeden, Rzgr-gz dier odann kapsna doru yryp kapy yumruklayarak Schiannath' uyandrmaya alt. Iscalda, gmleini ve pantolonunu giyip Gece Kaaklarnn kendisine verdii yeni klc eline ald. Iscalda, odasndan kt zaman, aabeyinin de klcm kuanp kendi odasndan ktn grd. Bir grup asker, bulunduklar koridorun bama gelmiti.

Iscalda, bulunduklar yerde skp kaldklarn anlad zaman iini derin bir korku kaplad. Sonra, askerler kfrler yadrarak, korkulu lklarla geri ekilmeye baladlar. Rzgr-gz, Iscalda'nm en kt kbuslarnda bile gremeyecei kadar korkun bir yaratk illz-yonuyla askerleri nne katm, kovalyordu. "Gidin," diye bard. "Ben onlar megul ederim." Iscalda ve Schiannath, koridor boald zaman koarak byk maaraya yneldiler. Iscalda geriye dnp bakt zaman, Chiamh'm askerleri uzak tutmaya altn ve bir an iin bile konsantrasyonunu yitirmeyerek, korkun yarat ynlendirdiini grd. Koridorlarda ilerledike, yerde yatan cesetler gzlerine arpt. Bir ksm Pendral'm askerleriydi ama cesetlerin ou, Gece Kaaklarna aitti. Tnellerde yeni bir kavaa geldiklerinde, kendilerine doru yaklaan askerleri grdler. Iscalda ve Schiannath, yan yana kllarn ekerek, 360 askerlerin arasndan bir yol amaya altlar. Byk maaraya ulaana kadar her ey yolundayd. Yollar zerinde karlatklar, korkmu ve ounluu yal Gece Kaaklarm da yanlarna almlard. Sahilin, Pendral'm askerleriyle savaan kaaklarla dolu olduunu grnce dehete kapldlar. Ve askerler, kaaklar maarann azna doru sryorlard. Iscalda ve Schiannath, uygun zaman bekleyip byk maaraya ktlar. Ama hl illzyonunu ayakta tutmaya alan Chiamh, biraz gecikerek onlar takip etti. Rzgr-gz, maaraya kt anda, kendisine doru gelen askerlerden biriyle arpt. Bir an iin konsantrasyonunu kaybetti ama bu, kendisini takip eden askerler iin yeterliydi. Korkun yaratn grntsnn dalgalanarak yok olduunu gren askerler, ileri atldlar. "Gerek deil!" Iscalda, askerlerin barn duyduunda, Chiamh'a yardm etmek iin arkasn dnd ama ok ge kalmt. Korku ierisinde, askerlerin Chiamh'm stne ullandn grd. Rzgr-gz, ald onlarca kl darbesiyle yere ylp kald. Onu kurtaramayacan bilmesine ramen, eer Schiannath engel olmasayd, Chiamh'm yanma doru komaya hazrlanyordu. "Haydi Iscalda! Onun iin hibir ey yapamayz." Bir sre sonra, Rzgr-gz'u unutup tm ilgisini iinde bulunduklar zor durumdan nasl kurtulacaklarna odaklad. nk gemilere ulaabilmeleri

iin, nlerindeki askerleri gemeleri gerekiyordu. Son bir kez Rzgr-gz'un bulunduu tarafa baktnda, kan revan ierisinde, bir paavra yn gibi yerde yatan cansz bedeni grd. niyle ocuu yumrukladnda, Valand'm ayaklar yerden kesildi. Asker, ocuun yamna gidip onu tekmelemeye balad. Adam, ayan bir kez daha ocuu tekmelemek iin geriye attnda, aniden ortaya kan byk gri bir kurt, askerin zerine atlayp keskin dileriyle adamn grtlan paralad. Adam srt st yere ylrken, Zanna, kalabaln arasnda Kurt'u gzden kaybetti. Zanna, olunun yanma koup hareketsiz yerde yatan ocuun banda eildi. Ama Martek'i yere brakmadan, Va-land' kucana alamazd. Tarnal kendisine yardm edemezdi nk askerleri ailesinden uzak tutmak iin canla bala savayordu. Zanna, kalabaln arasndan kendilerine doru yaklaan Emmie, Yanis, Vannor, Parric ve Dulsina'y grd. Vannor ve Parric srt srta vermi, askerlerle savayorlard. Zanna, tek elle kendisini ok gzel savunan babasna doru, "Baba! Bize yardm et!" diye bard. Yanis, Vannor'un kolundan tutarak kulana eilip bir eyler syledi. Zannan adamn babasna ne dediini duyamamt. Vannor, Emmie ve Dulsina'y da yanma alarak, Zanna'nm olduu tarafa yneldi. Emmie'nin byk beyaz kpei Kar-362 beyaz da sahibini korumaya alyordu. Bu esnada, Nexis'in eski Lordu, askerleri yararak Zanna'nm yanma geldi. Parric, hemen arkasndan geliyordu. ki adam, Zanna'nm yanma ulatklarnda, yerde hareketsiz yatan torununu gren Vannor'un yz bembeyaz oldu. Vannor ocuu kucana alarak denize doru yneldi. Tarnal ve Parric, eski tccar koruyarak yanndan geliyorlard. Zanna, gemilerin olduu yne doru koarken, Kurt'u tamamen unutmutu. Kurt, savaan askerlerin arasnda bir yerde gzden kaybolmutu. Pendral'm askerleri, kzl sal sava kadn ve onunla yan yana, dehet verici bir fkeyle savaan uzun boylu sarn adamdan yava yava uzaklayorlard. ki byk kedinin de bu korkun ikilinin yanma gelmesiyle, askerler korku ierisinde geri ekilmeye baladlar. ki eytani savann yanma imdi de cehennemden gelen kediler eklenmiti. Forral ve Aurian, savaacak dman

kalmaynca, koridoru geerek byk maaraya ulatlar. Forral, deneyimli sava gzyle evresine bakmdmda, iki geminin demir almak zere olduunu ve bir dizi kayn gemilere doru yneldiini grd. Kl ustas, ok fazla zamanlar olmadn biliyordu. Gece Kaaklar, dmanlarna gre sayca ok azd ve lanet olas askerleri ldrdke, tnellerden yenileri kyordu. Forral, klcyla gemilerin olduu yn iaret ederek, "Oraya doru," diye bard. Kl ustas, denize ulaan en ksa yolu gzne kestirerek askerlerin arasna dald. Aurian, kl ustasn takip etmeye hazrlanrken, bir kede yatan, kan revan iindeki bedene gz takld. Paralanm cesette ona tandk gelen bir eyler vard. O tarafa doru ynelerek, ne ile karlaacan bilememenin korkusuyla, cesedin yanma gitti. Byc, "Chiamh," diye fsldad. Chiamh'm birbirine karm kahverengi salarn yznden ekmek istiyordu ama cesede dokunmaya cesaret edemedi. Rzgr-gz, bir ok yerinden yaralanmt ve yaralardan kan akyordu. Baz yaralar, 363 hayati nem tayan organlara ok yaknd ve ok kt grnyordu. Hisleri, eer hl lmediyse, Rzgr-gz ile lm arasnda ok ince bir izgi olduunu sylyordu. Kaybedecek zaman yoktu. Aurian, ok ge olmadan harekete gemesi gerektiini biliyordu. indeki hzn bir kenara atarak sakin kalmaya ve Chiamh'm iinde bulunduu durumu anlamaya alt. Rzgr-gz' kurtarmann hibir yolu yoktu. Eer onu yerinden hareket ettirecek olursa, lrd. Rzgr-gz'n banda dikilerek kendi hayatn da riske atmasna ramen, yenilgiyi kabullenemiyordu. "Merak etme, Chiamh. Ben yanndaym," diye fsldad. "Seninle ilgileneceim." Etrafndaki her eyi zihninden uzaklatrarak konsantre olup Chiamh' bir zaman bysnn iine ald. imdi bir nlama bys... Ama byk gemiler ok uzaktayd. Aurian, Rzgr-gz' bu kadar uzak bir mesafeye, tm by enerjisini harcamadan mlayamazd. Glerini bu ekilde harcarsa, gvenli bir ekilde maaralardan kabileceini zannetmiyordu. Ve Chiamh, kendisini iyiletirecek biri olmadan hayatta kalamazd. Aurian, sahilin gneyindeki kayalklarn arasna balanm kay fark etti. Kk tekne, kayalklarn arasnda gzlerden uzak kalarak, dikkati ekmiyordu. Aurian, byl gr sayesinde kay fark etmeyi

baarmt. "Gzel," diye mrldand. Chiamh'a doru dnerek... "Leydim! Dikkat edin!" Aurian son anda ban eip kafasnn stnden geen kltan kurtulmay baard. Byc, klcn kendisine saldran savaya doru savurdu. Dizleri paralanan asker, bir aa gibi yere devrildi. Kvrak bir bilek hareketiyle klc becerikli bir ekilde dndren Byc, asker dt yerden kalkamadan iini bitirdi. Aurian, kafasn kaldrp baktnda, aniden ortaya kan Grince'i grd. Yeni kpei Ayaz, hrszn kucanda korkulu gzlerle evresine bakmyordu. Hrszn y-364 znde vahi bir ifade vard. Grince'in elinde, muhtemelen len askerlerden birine ait olan ve kendisi iin biraz fazla byk bir kl vard. Aurian hrsza doru dnerek, "Teekkrler," dedi. "Bir sre daha beni kolla." Byc, glerini odaklayp Chiamh' nce zaman bysyle hapsedildii yerde, sonra da kk kayn ierisinde hayal etti. Tm iradesini Rzgr-gz'n stne younlatrp Chiamh' olduu yerden kaldrd. Bir atrt duyuldu ve az nce Chiamh'm durduu yerdeki bolukta, serin bir rzgr esmeye balad. Aurian, Grince'in kfrettiini duydu. "Haydi, buradan kalm" Tarnal, "abuk olun, neredeyse vardk saylr," diye bard. Sonra, korku dolu bir lk atarak olduu yerde donakald., Zanna, kocasnn yanma geldiinde, olunun etrafna dolad kollarn daha da skt. ocuk acyla bir lk att. Zanna, ocuun tm itirazlarna ramen, Martek'in yzn gsne bastrarak bu korkun sahneyi grmesini engellemeye alt. Denizin kysnda, suyun kenarnda, Emmie ve Dulsina yatyordu. Emmie'nin zerinde grnr bir yara yoktu ama muhtemelen lmt. Dulsina'nm yznn bir taraf paramparayd. Kumlarn zeri, yarasndan akan kan ve ezilmi kafatasmdan etrafa salan beyin paralaryla kaplyd. Zanna, sonunda bu kanl sahneden gzlerini almay baard. znts ok bykt. Kendi annesi ldnden beri Dulsina, ona annelik yapmt. Zihnine en tm dnceleri unutmaya alp Dulsina'nm lm olamayacan kendi kendine mrldanarak babasna doru dnd. Babas bu korkutucu sahneyi grnce tek bir kelime bile etmemiti. Bu durumu nasd karlyordu? Vannor, botlar denizin iine

girmi bir halde olduu yerde dikiliyor, nerede olduunun ve kim olduunun farknda deilmi gibi duruyordu. Kucandaki torununa sk sk sarlmt. Zanna, Vannor'a doru baktnda, tccarn gzlerinde, sanki ruhu bedeninden ayrlmasna korkun bir boluk olduunu grd. Bouk bir sesle, "Bu benim Dulsina'm olamaz," dedi. "Bu, o deil," diyerek yerde yatan kadna arkasn dnd. Zanna, kendilerine seslenildiini duyup arkasn dndnde, kk bir kayn kreklerine aslarak bulunduklar yere doru yaklaan Yanis'i grd. Karbeyaz, brnden ald derin bir kl darbesiyle yaralanmt. Byk beyaz kpek, ar yaral da olsa, Emmie'nin yanma ulamak iin sabrszlanyordu. Yanis'in gzlerinden yalar boanyordu. "Onlar kurtaramadm, denedim ama kurtaramadm," diye mrldand. Zanna, Yanis'in ceketinin de kanlandn grnce, "Yanis, yaralanmsn!" diye lk att. "Onlar kurtaramadm, denedim ama kurtaramadm." Yanis'in oka girdii belliydi. Birinin ona yardmc olmas gerekiyordu... Zanna, "Baba, kaya bin," dedi. "Tamam, imdi Valand' yere koy ve Martek'i benden al. Haydi, abuk ol." Zanna, abucak kayn iine trmand. Arkasndan gelen Parric de kaya bindi. Tarnal, yerde yatan karsna doru bakarak klcn knna soktu ve kaya atlayp kreklere asld. Zanna, uzaklamaya baladklar sahile doru bakt. "Tarnal, bekle. Biraz daha bekleyelim." Anvar, daha dorusu Forral, yannda iki byk kediyle beraber onlara doru kouyordu. Tarnal, Forral'a doru, "Eer geliyorsanz, acele edin," diye bard. Zanna, "Bekleyin. Aurian nerede?" diye sordu. "Arkamzdan..." Kl ustas ar bir kfr savurdu. Arkasn dnp sahildeki savalarn arama doru bakarak Bycnn nerede olduunu anlamaya alt. Shia, tm dikkatini askerlerin zerine odaklayarak, savaa savaa sahil kenarna ulamt. Birden Bycnn kendisini takip etmediini fark etti. Kkreyerek arkasn dnd. "Aurian! Neredesin?" "Geliyorum." "Forral bir kayk buldu." Shia, ilk defa, kl ustasnn ismini kullanmt. "O zaman gidin." Bycnn ses tonu telal ve sertti. yle grnyordu ki o da savaarak sahile ulamaya

alyordu. "Chiamh yaral ve baka bir kaykta. Ben onunla beraber geleceim." "Hayr, bekle... Ben de seninle beraber geleceim." "Size gitmenizi syledim. Ve Forral' da yannza aln. Ona kaya binmesini... Ah, bover. O kahrolas kaya binmesini salayn. Gerekirse onu bayltn ve srkleye srkleye de olsa kaya bindirin. Ancak bu ekilde hayatta kalma ansmz var. imdi, gidin." "O zaman kendine dikkat et, dostum." Shia, Forral'm hl, Aurian' grebilmek iin sahil boyunu gzleriyle taradn grd. Tarnal, "Haydi, Forral," diye bard. "Gitmeliyiz! Ya kaya bin ya da sahilde kal." Kl ustas bararak, "Binemem," diye karlk verdi. "Aurian kayp." "Kaya bin." Shia kkreyerek tm zihinsel iletiim gcn kulland. "Aurian geliyor," dedi. Forral, byk kediye doru dnd. "Neler oluyor? Sen mi...? Sen mi...?" "Evet. imdi u kahrolas kaya bin yoksa barsaklarn deerim. Aurian byle emretti." Forral inat bir ses tonuyla, "Aurian olmadan sahilden..." dedi. Shia hrlayarak kl ustasnn stne atld. Ayaklar yerden kesilen Forral, kayn burnuna arparak kk tekneyi 367 biraz daha suyun ierisine doru itti. Parric uzanp kl ustasn kayn iine ekti. Shia ve Khanu, tka basa dolu kaya bakarak birbirleriyle zihinsel iletiim kurdular. kisi birden suya atlayp gemiye doru yzmeye baladlar. Dik kayalklarda ve tepelerde trmanmaya alm gl penelere sahip kediler iin, gemiye kadar yzmek ocuk oyuncayd. Son olarak Tarnal da gemiye trmand zaman, demir alan denizciler, limandan ayrlma hazrlklarna baladlar. Dier gemi ise oktan limandan ayrlmt. Byc, askerlerin Grince'i ar bir biimde yaraladklarn grnce fkesinden kudurdu. Tm hncm askerlerden kartyor, askerleri keskin klcyla doradka zevk alyordu. Kaya doru yaklarken, kalbini szlatan ve iindeki fkeyi daha da krkleyen korkun sahneyle karlat. ki asker, Kurt'u kayalklarda sktrm, ellerindeki kllar tehditkrca savuruyorlard. Aurian, olunun tylerinin kana bulandm grdnde, kann oluna m yoksa

askerlere mi ait olduunu anlayamad. Tek bildii ey, olunun hayatnn tehlikede olduuydu. Byc, Kurt'un korkuyla inlediini duydu. Aurian, fkeyle yle rktc bir lk att ki maaradaki herkes donup kalarak ne olduunu anlamaya alt. Kurt'a saldran askerler kendilerine kimin saldrdn anlayamadan ldler. lk askerin kesik ba yere dmeden, Aurian, ikinci askerin kaburgalarnn arasna saplanm klcm karmaya alyordu. Yksek sesle bir sava l atmak hi de akllca deildi nk tm dikkati zerine toplamt. Askerler artk bu kzl sal savadan kurtulma vaktinin geldiine karar vermilerdi. imdiden birka tanesi Aurian'a doru ynelmiti. Aurian, oluyla zihinsel iletiim kurarak, "Koabilir misin?" diye sordu. "Ben... Evet..." 368 "yleyse ko." Komaya baladlar. Kucanda Ayaz ile beraber Grince de arkalarndan geliyordu. Kaya doru yaklayorlard ama askerler kendilerine yetimek zereydi. Askerlerin bir ksm, yanlarndan dolaarak, kaykla aralarna girmeye alyorlard. Ve sonunda... Askerler kayn nne getiler... Byc, bir grup askerin tam ortasna dald. Askerlerden birisi bararak bir eyler sylemeye alt ama kafatasnn paralanmasyla beraber duyulan atrtdan, ne demek istedii anlalmad. Aurian, elinin tersiyle alnndaki terleri sildi. evresindeki hava gittike younlayor ve souyordu. Niye bu kadar souk olmaya balamt? Askerlerin yz hatlar gittike bulanklayordu ama acyla suratlarn buruturduklarn grebiliyordu. Geri ekiliyorlard! Kayorlard! Byk karanlk bir form, kulaklar trmalayan bir lk atarak, Aurian'm bann zerinden askerlere doru szld. Simsiyah figr, avnn zerine atlan bir atmaca gibi, korkmu askerlerin zerine ulland. lm Hayaleti beslenirken, Aurian da kendisine gelmeye balad. Bylenmi bir ekilde hayaleti izleyen Grince'in ensesinde bir tokat patlatarak, "Kaya bin," diye bard. Byc, hrsz ve Kurt, kayalklarn arasna gizlenmi kayn yanma geldiler. Omzunun zerinden arkasna bakan Aurian, lm Hayaletinin askerin iini bitirdiini ve a gzlerle yeni bir kurban bulmak iin evresine bakmdn grd. Finbarr'm gzlerindeki rktc

kzll gren Aurian, rperdi. Hayalet, Bycye doru baktktan sonra Aurian'a arkasn dnp byk maarann iindeki tnellere doru yneldi. Aurian, olunu kucaklayarak kaya bindirdi. Ayaz da zplayarak kayn iine atlad. Byc ve hrsz, kay suya indirerek iine adadlar. Aurian dizlerine kadar souk suyun ierisine girdiini hatrlyordu ama byle gereksiz detaylarn zerine younlaacak vakti yoktu. Aurian tm gcyle kreklere aslarak, kayn olabildiin- 369 ce hzl kayalklarn arasndan uzaklamas iin abalyordu. Gevan askerlerle beraber kl sallamay brakarak, tnellerden birinin aznda durup evresine baknd. Gece Kaaklarnn maaralarmdaki katliam ve kymn boyutlarn fark edince dehete kapld. Keke buraya gelmeseydim, diye dnd. Nexis'te kalabilir veya askerler ilerini bitirip cesetleri temizleyene kadar kayklardan birinde bekleyebilirdim. Maaralar boaldktan sonra buraya gelip deerli eyalar gemilere yklemek ve Nexis'e geri dnmek, ok daha kolay olurdu. ocukluundan beri tand dostlarnn, gzleri nnde katledildiini grmek rktcyd. Gece Kaaklarnn hayatlarn kurtarmak iin savatklarna veya katklarna ahit olmak, ac vericiydi. Gevan, pimanlk duymuyordu. Eer bu katliama ahit olmasaydm, aklmda ho olmayan hatralar kalmayacakt, diye dnd. Gece Kaaklarnn yok edilmesinde oynad rol oktan unutmu gibi grnyordu. Bu benim hatam deil, Yanis'in hatas, diye dnd. Gevan, Yanis'in babas ldnden beri Gece Kaaklarnn arasnda olmaktan honut deildi. Gevan, Leynard'm sa koluydu. Bu yzden Yanis, tecrbelerine sayg gstererek, ganimetlerin paylamnda Ge-van'a fazla pay ayrmas gerektiini bilmeliydi. Ama yeni Gece Kaaklar lideri, Gevan'm Leynard'm sa kolu olduunu unutup kaaklar kendisi ynetmeye almt. Gevan'm istedii gibi her eyi kontrol etmesine izin vermiyordu. Leynard ldnden beri Gevan, Yanis'ten nefret ediyordu. indeki kskanlk ve kin, gn getike byyordu. Gevan, zengin ve saygn bir tccar olabilme hayaliyle Gece Kaaklarna ihanet etmiti. Ama bu ekilde, Yanis'ten de

intikamm alm oluyordu. Gece Kaaklarnn liderinin katn grnce, fkeyle, "te orada!," diye bard. "Gece Kaaklarnn lideri! Durdurun onu, kamasna izin vermeyin." 370 Askerlerin bir ksm, sahilde ldrdkleri Gece Kaaklarnn zerlerini aratrarak deerli bir eyler olup olmadna bakyorlard. Bulduklar mcevherleri, silahlar ve altnlar almakla megullerdi. Gevan en yaknndaki askeri kolundan tutarak, "Yanis kayor, onu durdurmalsnz," dedi. Asker sakin bir biimde zerine eildii cesedin bandan kalkarak ban ekti ve Gevan'm karnna saplad. Gevan, acy hissetmeden nce, aknla urad. Hain, bouk bir lk atarak, barsaklarndaki yakc acya dayanamayp yere kapaklanrken, hl neler olduuna inanamyordu. Gevan, asker yzne tkrd zaman, yapkan ve scak tkrn suratndan aaya akp gittiini hissetti. Baka bir ey hissetmiyordu. Gevan gzleri kararrken, gen askerin szlerini duydu. "Lord Pendral, sen bizi buraya getirdikten sonra iimizden birinin byk bir dle konacan syledi. Bahse girerim, o ansl asker benim." Askerler, tek bana savamaya alan D'arvan iin, sayca ok fazlayd. Byc, odasnn kapsn bir byyle gizleyip tahta kapnn duvarlarn bir paras gibi grnmesini salayarak, Gece Kaaklarnn kamasna yardmc olmutu. Hargorn, omzundaki fazla derin olmayan yaradan kan akmasna ramen, kapnn nnde askerle birden baa kmaya alyordu. D'arvan, tm itirazlarna ramen Hargorn'u omzundan kavrayp grnmez kapdan ieri ekti. Neyse ki Hargorn'u iinde bulunduu mitsiz durumdan kurtarmay baarmt. D'arvan, eer dostunu lme terk etmi olsayd, Maya onu hibir zaman affetmezdi. D'arvan ve Hargorn, uzun bir sre odann iinde bekleyerek kendilerine gelmeye altlar. Hargorn, yaral omzunu tutup kfrederek, kendisini odann iine eken Bycye lanetler yadryordu. Birden, tnellerden gelen korku dolu lklar duydular. Askerlerin ayak seslerinden anlayabildikleri kadaryla, tnellerden kamaya alyorlard. Deneyimli 371 askerleri bu kadar korkutabilecek tek bir ey vard. Eer lm Hayaleti

serbest kalmsa, neler olacan ancak Tanrlar bilebilirdi. Byc ve beraberindekiler, sonunda cesaretlerini toplayarak odadan ktlar. Tneller bombotu ama her yer cesetlerle kaplyd. Kaaklar, yerde cansz yatan dostlarn grnce kfrederek lanetler okumaya baladlar ama yerde yatan cesetlerin byk bir blm Pendral'm askerlerine aitti. Birounun vcudunda grnr bir yara yoktu ama askerlerin yzleri, saf bir dehet ve korku ifadesine brnmt. D'arvan, Hayalet bu akam iyi beslenmi, diye dnd. Byc ve Hargorn, telal bir ekilde tnellerde gezinerek neler olup bittiini anlamaya alyorlard. Kan glne dnm tnellerde dolatka, ikisinin de midesi kalkt. Korku dolu ve yorgun saatler sonrasnda, dostlarnn hl hayatta olduunu anladlar. Ama Dulsina ve Emmie'yi, denizin kysnda cansz yatarken bulduklarnda, Hargorn'un hkrklar boazna dmlendi. D'arvan, lm Hayaleti tarafndan eskimi bir giysi gibi kenara atlm Finbarr'm cansz bedenini bulduu zaman dehete kapld. Hayaletin vcudunu terk etmesiyle beraber, arivciyi hayata balayan ince ba kopmutu. D'arvan, eski dostunun elini tutarak ban ne edi. ok yaklamtk, diye dnd. Onu hayta geri dndrmeye ok yaklamtk. Finbarr, tand en iyi kalpli Bycyd. D'arvan'm gzyalar, Finbarr'm cansz bedeninin zerine dyordu. Bir sre sonra Hargorn da D'arvan'm yanna geldi. Aklnda binlerce soru vard ama D'arvan' rahatsz etmek istemeyerek kapda dikildi. Byc ayaa kalktnda, yznde sakin ve acmasz bir ifade vard. "imdi lleri defnetmeliyiz. Daha sonra sen, hayatta kalan Gece Kaaklarm alp onlar Vadiye gtreceksin. Leydi Eilin, daha nce de kaaklara sahip 372 km ve Vadiye snmalarna izin vermiti. Bana gelince, ben, Lord Pendral denilen bu aalk lmly yaptklarna piman edeceim." "Hayr, bunu yapamazsn nk..." D'arvan'm gzlerinde, Peri savalarnn gzlerindekine benzer elik gibi souk bir fke belirdi. "Yapamaz mym? Drst olmak gerekirse, Hargorn, Nexislilerin benim ynetimim altnda daha zor bir yaam sreceklerini mi

dnyorsun?" Dudaklarnda sinsi bir glmseme ile, "lk kez, babamn isteklerini yerine getirmek, benim iin byk bir zevk olacak," dedi. Nexis'e geri ""dnmeyi planlayan tek kii, Byc deildi. lm Hayaleti, bir kuyruklu yldz gibi gkyznde szlerek Nexis'e doru ynelmiti. Son birka gndr, Finbarr'm zerindeki zaman bysn kaldrmak iin arivcinin zihnini trmalamakla meguld. Ama imdi, onlarca lmlnn yaam enerjisini emerek glenmiti. Artk Nexis'e geri dnp arkadalarn serbest brakacak gce sahipti. Bir sre sonra Nihilimler, zgr kalacakt. Aurian, yorgunluktan sersemlemeye balamt. Grince, Bycnn kolundan tutup ekitirerek, "Leydim, brakn artk, sra bende," dedi. Aurian, ellerinin armaya ve srtnn uyumaya baladn fark etti. Krek ekmeyi brakmak, ok rahatlatcyd. Avular imdiden su toplamaya balamt. Byc, karadan yeterince uzaklatklarn grd. Sahil, yldzsz gecede, uzaktaki karanlk bir izgi gibi grnyordu. Baardk, diye dnd. Kamay baardk. Aurian, kreklere kenetlenmi ellerini brakarak, Grince'in yerine gemesine izin vermek iin yana ekildi. Grince krekleri devralnca, olduu yere kerek srtn kayn tahtalarna dayad. 373 Aurian, zihninde, korkmu ve telal bir ses duydu. "Anne, iyi misin?" Byc, kolunda bir soukluk hissetti. Gzlerini at zaman, Kurt'un ban koluna yasladn grd. Kurt, bir an annesinin gzlerinin iine baktktan sonra gzlerini kararak, "ok cesurdun, bana deer vermediini dnyordum ama yanlmm, deil mi?" diye sordu. Aurian, srtndan ar bir ykn kalktn hissetti. "Evet, yanlyordun. Ama ben o kadar uzun sre senden ayr kalmtm ki davranlarndan dolay seni sulayamam. "Aurian kollarn olunun boynuna dolayarak, "Zavall Kurt. Sana hi annelik yapamadm, yle deil mi? Tm bunlar bittii zaman, kendimi sana affettireceim," dedi. "Bu laneti kaldrabileceini dnyor musun?" Kurt, bu sorunun kendisi iin ne kadar nemli olduunu gizlemeye alsa da, Aurian, olunun ses tonundaki mitsizlii sezebiliyordu. Yine de, oluna yalan syleyemezdi nk o, ok daha fazlasn hak ediyordu.

Aurian, "Emin deilim ama sana sz veriyorum, elimden geleni yapacam," diye karlk verdi. Kurt iini ekerek ban tekrar annesinin koluna yaslad. Aurian tedirgin bir ekilde, "Yaralandn m?" diye sordu. "Hayr, sadece birka yara bere, o kadar. zerimdeki kanm byk ounluu, Valand'a zarar veren askere ait." Aurian, Kurt'un sesindeki kararll fark edince, sevgiyle oluna sarld. Gurur duyarak, "te benim olum," dedi. Byc, sessizce Kurt'un kollarnda uyumasn bekledi ve gcn toplamaya alt. Chiamh, zaman bysnn mavi kvlcmlar ierisinde hareketsiz yatyordu. Aurian, byy kaldrd zaman neyle karlaacan dnnce rperdi. Ne kendisi, ne de baka birinin, Chiamh'm vcudundaki derin yaralar iyiletirebileceini dnmyordu. Aurian, srtna asl duran Rzgrlarn Harpnn iyiletirici 374 gleri olmasn ok isterdi. Belinde sradan bir ubuk gibi duran Asaya bakarak, keke Topran Asasnn gleri yerine gelmi olsayd, diye dnd. Belki o zaman Chiamh iin bir eyler yapabilirdim! Belki de, Asay kt amalar iin kullanm olmamn bedeli budur. Eer yleyse, Akademinin altndaki tnellerde Pendral'm askerlerini katletmesinin bedeli, ok ar olmutu. Bycnn iindeki keder, yzne yansm olmalyd. Grince uzanp nazike Bycnn yzne dokundu. "Yaayacak m?" diye sordu. Aurian bayla onaylad. "Evet. Sanrm yaayacak," diye cevaplad. Rzgr-gz'n kana bulanm yz, Aurian'n gz yalaryla ykand. Chiamh'm bedeninin bembeyaz olduu, zaman bysnn mavi parltlar arasndan bile anlalyordu. Aurian, Incondor kulesinde hapsedildii zaman, Rzgr-gz ile ilk karlamasn hatrlad. Chiamh, Kurt'un iinde bir insann ruhu olduunu fark eden ilk kiiydi. Aurian, Xandim kalesinde kendisine gvenip at formuna geen ve stne binmesine izin veren Chiamh' ok iyi hatrlyordu. Rzgr-gz, Aurian' srtna alarak Aerillia'ya kadar umutu. Xandimler, Sr-Lordu Parric'e isyan ettikleri zaman, Chiamh' talayarak ldrmek istemilerdi. Aurian, byl bir kalkan oluturarak, Rzgr-gz'n hayatn kurtarmt.

Chiamh'm iyilemesi iin elinden geleni yapacakt. Tanrm, ne olur onu iyiletirmem iin bana yardm et, diye dua etti. Derin bir nefes alarak, glerini toplayp zaman bysn kaldrd. Chiamh, bir ok gibi yerinden frlayarak ayaa kalkt. Aurian'a arpnca, Byc, iddetli bir ekilde sallanmakta olan kayn k tarafna doru devrildi. Rzgr-gz, elleriyle Aurian'm kollarn tutarak, "Bana hibir ey yapma!" dedi. "Ben iyiyim! Ben iyiyim!" Aurian ona doru bakt. Korkun yaralar kaybolmutu. 375 Vcudundaki ve giysilerindeki kan lekeleriyle yarklar yok olmutu. Yzndeki kanlar temizlenmi ve suratna renk gelmiti. Az ak kalan Aurian, hayretle Rzgrgz'e bakyordu. Byc, aknlktan konuamyordu. Aniden rahatladn hissetti. Tek bir gzya, gzlerinden akarak yanaklarndan aaya szld. Gzyalarna boulmamak iin dudaklarn srp kendisini tuttu. Chiamh, "Aman Tanrm, ben ne yaptm?" diye fsldad. Aurian'm kollarn brakp gzlerini baka tarafa evirdi. "Aurian, zgnm. Sana byle bir ok yaatmak istemezdim. Ama hepsi bir illzyondu. Kendimi kurtarmak iin aklma ilk gelen ey buydu. Bylece Schiannath ve Iscalda'nm da kurtulacan dndm. Askerler eer ldm dnrlerse, benimle ilgilenmeyeceklerim biliyordum." Aurian, "Seni katksz pi," diye bard. Dncelerini aka dile getirerek, "Bunu nasl yaptn?" diye sordu. "eytani bir yaratk illzyonu yaratarak, askerleri kendimden ve Schiannath ile Iscalda'dan uzak tutmaya alyordum. Ama bunun bir yanltmaca olduunu anladklarnda, neredeyse beni ldreceklerdi." Aurian bayla onaylad. "Ben seni kurtaramayacam ve leceini dnmeye balamtm." Chiamh kzararak anlatmaya devam etti. "Ben de hayatta kalamayacam dnyordum ama sonra birden, eer Schiannath ve Iscalda'y kurtarmak istiyorsam, askerlerin dikkatini baka yne ekmem gerektiini fark ettim. Tnelin sert bir kavis alarak dnd yerde, kimsenin beni gremeyecei bir anda, ak bir kapdan ieri girip ikinci bir illzyon yarattm. Ama bu illzyon bana benziyordu. Tnelin sonuna doru, I

1 j I I eytani yaratn illzyonunu kaldrarak askerlerin beni ldrmek zere ne atlmalarn saladm. Ama tabii ki ldrdkleri ben deildim." 376 Chiamh kalarn atarak, "Bulunduum yerden, askerlerin bana benzeyen illzyonu ldrmelerini izledim. ldm grmek ok ac vericiydi." Aurian, "Benim iin de ok ac vericiydi," diye bard. Chiamh, Bycnn szlerini duymazdan gelerek, "Ama en zoru, askerler kllarn bana doru savurduka, vcudumda yaralar alyor gibi gstermekti. Aynca, havay da younlatrarak, kllarn sert bir yzeye arpt hissini vermek zorundaydm. Oluturduum illzyonun ok inandrc olduunu sanmyorum ama gzlerini kan brm askerler dikkaderini bana odaklayacak durumda deillerdi. Askerler gittikten sonra, tek bama maaralardan kma ansmn olmadn fark ettim. Bulunduum yerden tm maaray gremiyordum ama aadaki askerlerin saysn tahmin edebiliyordum. Kendi yarattm illzyona baknca, lm bir adam kimsenin bir daha ldrmeye kalkmayacan dndm. llzyonu kaldrp onun yerine ben yere uzandm ve zerimde ayn korkun yaralar varm gibi grnmesini salayacak yeni bir illzyon yarattm. Benim yanma geldiin zaman, gerei sana syleyecek frsat bulamadan, beni zaman ierisinde hapsettin," diye aklad. "Aurian, zgnm. Bu, senin iin ok zor olmal," diye ekledi. Byc, duyduklarna inanamayarak ban iki yana sallad. indeki zntnn yerini yava yava alevlenmeye balayan derin bir fke alyordu. "Lanet olsun, Chiamh, senin yznden nelere katlanmak zorunda kaldmn farknda msn?" Aurian, elini havaya kaldrp Rzgr-gz'n suratna bir tokat patlatmak zereyken, kollarm ap Chiamh'a sarld. "Chiamh, eer senin tekrar yanmda olmana bu kadar sevinmemi olsaydm, beni bu kadar ok korkuttuun iin seni ldrrdm," dedi. Chiamh, rkeic bir ekilde Aurian'a sarld ama sonra, Bycy sk sk kollarnn arasna ald. Aurian ban

Rzgr-gz'n omzuna koyarak gzlerini kapatt. Bu akam o kadar dehet verici eylere tank olmutu ki Chiamh'm hl hayatta olduunu bilmek ok rahatlatcyd. Ksa sre sonra, Aurian ve Chiamh, birbirlerinin kollarnda uyuya kaldlar. Grince, kreklere aslrken, kayn ortasnda uyuyan ikiliye bakarak, "Tm lanet olas gece boyunca krek ektiin iin teekkr ederim, Grince," diye kendi kendine mrldand. "Seni gerekten takdir ediyoruz." Grince de yava yava yorulmaya balamt. Krekleri kayn iine alp zerlerinden damlayan deniz suyunun, yerde yatan ikilinin zerine dmemesi iin zen gsterdi. Teknenin ba ksmna karak, Ayaz ve Kurt'un yanma uzand. Grince uykuya dalmadan nce son dnd ey, havann sakin olduu ve kayn birka saat kendi bann aresine bakabileceiydi... XXIV ZifHRA ve Eyrie Eliizar, ahap, byk ve tek katl evinin verandasnda volta atyordu. Ayak sesleri, kalaslarla kaplanm zeminde ritmik olarak yanklanyordu. Her ne kadar henz sabahn erken saatleri de olsa, karsna biraz daha acele etmesi gerektiini sylemenin, en dorusu olacam dnd. zel gnlerde kadnlarn hazrlanmas niye bu kadar uzun srer hi anlayamayacam ve herhalde bu sorunun cevabn ancak Tanrlar biliyordur, diye dnd. "Nereni, daha hazr deil misin?" diye bard. "Tren len balayacak ve bu durumda, oraya ulamak iin ok fazla vaktimiz kalmyor." Cevap yoktu. Eliizar birka dakika daha verandada volta attktan sonra durup i ekti. "Tm Tanrlar akna, ierde ne yapyor?" diye mrldand. "Kl ustas, evden kma vaktiniz gelmedi mi? Herkes sizi bekliyordur." Jharav, Nrereni'nin bahesinden geip verandann merdivenleri karak, nefes nefese Eliizar'm yanma geldi. Zorba Xiang'a kar ormanda yaptklar savata ar bir ekilde yaralanan Jharav, emekliye ayrlp son on yl neeli ve mutlu bir biimde geirerek, gbek balamt. "Yeni saray, buradan ok uzak ve..." Eliizar, sinirli bir ses tonuyla, "Ka kez daha sana orann bir saray olmadn sylemek zorundaym?" diye sordu. Eski sava, "Saray deilse oraya ne dememi tavsiye dersiniz?" diye ters bir cevap verdi. "Her ne kadar biz

sizi kl 379 ustas olarak arsak da siz, Onu^r Topraklarnn hkmdarsnz. Hkmdarmzn yaayaca byk tatan binaya saray deil de ne diyebiliriz ki? Tabii ki henz yeni saraynza tanmadnz ama olsun. Henz ^zr deil misiniz?" Eliizar, yeni ssl psl giysilerini iare ederek, "Ben hazrm," dedi. "Sen ve karmn bana giymem iin srar ettiiniz bu lanet olas, komik ve ssl giysi yznden, bir yerini leke yaparm veya burutururum diye oturmaya bile cesaret edemiyorum. Bu elbise, bir orospunun mcevher kutusuna benziyor." Jharav, Eliizar' sakinletirmeye alarak, "Muhteem grnyorsunuz, efendim," dedi. "Sanki bir..." "Eer bir kelime daha sylersen, Nereni ve Gk-halknn kl adn verdii bu ssl kahvalt bayla seni delik deik ederim." Eliizar, Jharav'a tehditkr bir bak atp belindeki parltl knn iindeki altn kaplamal ve mcevherlerle sslenmi klca ters ters bakt. "Sana sz veriyorum, ok ac verici ve yava bir lm olacak," diye ekledi. Sava, kkrdayarak, "Einizi ssl gz-bandmz takmamaya ikna edebilmi olmanz ok iyi olmu," dedi. "Bu klla beraber ok abartl dururdu. ok sinirlisiniz, Eliizar. Sizi hasta eden bu siniriniz. te..." diyerek cebinden kard kk, gm bir ieyi Eliizar'a doru uzatt. "Bu, sizi iyiletirecektir. Ustila'nm yeni bal arab. Siz birka uyudum iin, dnya gznze daha ho grnecek. Ben de bu arada gidip Nereni'yi getireyim." Eliizar, bal arabndan bir yudum daha alarak, "Hayr, ben giderim," deyip ieyi Jharav'a geri verdi. "Sen de bu arada yeni sar... yeni evimize giderek, Amahli'ye gelmek zere olduumuzu syle." Jbarav, neeli bir ekilde el sallayarak, iesinden bir yudum daha alp uzaklamaya balad. Kl ustas, evin verandasnda yalnz kalmt. Nereni ve Eliizar, yllardr bu evde 380 yayorlard. Yllar nce, yandalaryla beraber bu ormana gelmilerdi. Tek hayalleri, Byclerden ve zorba hkmdarlardan uzakta, zgrce yaamakt. Eliizar, ormanda kurduu koloniyle gurur duyuyordu. Ve gurur duymakta haklyd. Ormana ilk geldikleri zaman, kolonileri, karanlk aalarn arasna kmelenmi birka

ahap kulbeden ibaretti. Kk yerleim birimleri zamanla genilemi ve nfus artmt. ehrin kurucular olan kt talihli Prens Harihn, hizmetkrlar ve askerleriyle beraber bu ormana yerletikten sonra, deneyimli savalarm Khazalim baehri Taibeth'e gndermiti. Prensin amac, kendilerine katlacak yeni arkadalar ve aileler bulmakt. Yeni koloninin varl duyulduka, Khazalim hkmdarl altnda yaamaktan sklm insanlar, byk ve tehlikeli l gemeye cesaret ederek bu ormana gelmilerdi. Eliizar, l gemeyi baarp ormana ulaan birka kleyi Anvar ile beraber karladklarn ve onlara zgrlklerini verdiklerini hatrlyordu. Ormann iindeki kolonide u an, yz doksan dokuz kii yayordu. Saylar yava yava ama dzenli bir biimde artyordu. Eliizar, hayalarmdaki en nemli dnm noktasnn, ormanda yaptklar byk sava olduunu dnyordu. Xiang tehdidi savuturulduktan sonra, Taibeth ehrinde ortaya kan kargaadan faydalanan halkn bir ksm, kaarak kendilerine katlmt. Xiang'm olu Quechuan'm doumuyla Taibeth'deki kargaa sona ermiti. Quechuan'm annesi Khi-sihn ve Xiang'm eski veziri Aman, ehri beraber yneteceklerini aklayp kendilerine kar gelmeye cesaret eden herkesi katletmilerdi, iki kral naibi, yeni kanunlar koyarak, halkn zerindeki kstlamalar o kadar arttrmt ki ehirden kaarak koloniye smanlarm*says ok azalmt. Dier yandan, Taibeth'in yeni hkmdarlar, yerlerini salamlatrmakla o kadar meguldler ki lkelerinin snrnda kurulan bamsz bir koloniyle uraacak vakit bulamyorlard. Ayrca, koloniye saldran Xiang rnei henz hafzalardan silinmemiken, 381 Eliizar, ikisinin de koloniye sava amaya cesaret edebileceini zannetmiyordu. Eliizar, Khisihn ve Aman'm, eski Khi-su'nun lmne ok fazla zlmediklerini dnyor ve buna sebep olan kiilere kar bir dmanlk beslemediklerine inanyordu. Koloni iin bir dier dnm noktas da, yine dolayl olarak savala ilikiliydi. nk o gn, kanatl haberciler Finch ve Petrel, Eliizar ve halkna, savata yardm edeceklerini aklamlard Gerek arkadalk ruhu ve karlkl ibirlii ierisinde, koloninin yaknndaki dalarda yeni bir Gk-halk yerleim birimi kurmaya karar vermilerdi. ki topluluk, zenginleerek, az zamanda ok

byk iler baarmt. Ama ikisi de, bir dierinin yardm olmakszn bu gnlere gelemezdi. Yeni Kanatl-halk ehri Eyrie, Eliizar'm kolonisinin bulunduu ormanlarla kapl vadiye en yakn noktadaki tepenin zerine kurulmutu. Gk-halk, Eliizar'm halk gibi ahap barnaklar deil, tatan evler ina ediyordu. nk dalarn eteklerinde scaklk ok dyordu. Kn dondurucu souunda, keresteden yaplm evlerde yaamak mmkn deildi. Kanatl-halk, aalarn kesilmesi ve kerestelerin tanmasna yardmc olmalar iin, Eliizar'a kanatl savalar gndermiti. Eliizar da, Gk-halkma yardm etmesi iin madenciler ve duvar ustalar gndererek, iyiliklerini karlksz brakmamt. Khazalim, Gk-halkmm dalarn eteklerinde zm balar ina etmesine ve topra ilemesine yardmc olurken, Kanatl-halk da, Eliizar'm avclar iin ormann zerinde uarak av hayvanlarnn yerini belirliyordu. Eliizar'm yerleim birimi, Khazalim dilinde zgrlk anlamna gelen Zithra olarak isimlendirilmiti. Zithra, zamanla geliip byyerek ormann ierisine yayld. Nereni, kendisine yardmc olan kadnlarla beraber, deneme yanlma yntemiyle, hangi bitkilerin hasta-382 hklara iyi geldiini anlamaya alp hangi bitkilerin besleyici ve yenilebilir olduunu aratryordu. Gk-halk, dalarda avlanyor, sarp kayalklarda yaayan evik keiler besleyip koyun yetitiriyordu. Bylece sadece et deil, koyun postlar ve esiz deriler elde ediyorlard. Bunlar Zithrallarla dei toku yapp onlardan sebze, meyve ve alabalk alyorlard. Bylece, iki koloni genilemeye ve gelimeye balamt. nsanlar, kanatl olsun ya da olmasn, avlanyor, tarm veya hayvanclkla urayor, balk tutuyor, arclk yapyor ve dalarn eteindeki tepelerde madencilikle urayordu. ki kolonide de, dokumaclar, boyaclar, dericiler, marangozlar, mlekiler ve demirciler vard. Srekli birbirine destek olan 'ilci koloni, bar ierisinde birlikte yaamaya devam ediyordu. Kariyerine profesyonel bir katil olarak balayan Eliizar iin bu gnlere gelmek, kolay olmamt. Ama kl ustas, eer hayatnda Nereni olmasayd, bunlarn hibirini baaramayacan ok iyi biliyordu. Nereni'yi dnnce, sahi kars neredeydi? Bu kadar uzun zamandr

verandada dikilip dncelere dald iin kendisini sulu hissederek ban kaldrp gkyzne baktnda, gnein tam tepe noktaya yaklamakta olduunu grd. abucak evin iine girerek, "Nereni? Nereni! Gitme zaman... ge kalyoruz. Hangi cehennemdesin, be kadn?" Kars yatak odasnda deildi. Ama Eliizar, Nereni'yi bulduu zaman, altn ilemelerle sslenmi krmz gece elbisesinin ierisinde, karsnn gerek bir prenses gibi grndn dnd. Kadn, mutfak masasnn zerine oturmu, alyordu. Eliizar, abucak karsnn yanma giderek ellerini tuttu. "Ne oldu, Nereni?" Nereni, kocasnn gzlerine bakarak hkrklara bouldu. "Ben gitmek istemiyorum," diye bard. "Buras bizim evimiz. Buray seviyorum. Burada ok mutlu gnler geirdik." Eliizar i ekti. "Ama Nereni, yeni evimiz ok daha byk. Evimizin plann ve yaplmasn sen denetledin. Her ey senin istediin gibi oldu. Marangozlar ve dokumaclar, aylardr senin istediin mobilyalar yapmak iin urayorlar. nk seni ok seviyorlar. Ve bu kk evimize, bir bakasnn ihtiyac var. Haydi, akm. Her zaman, altmz eyleri geride brakmak zordur. Ama bunu daha nce de yaptk, hatrlyor musun? Aurian ile beraber, buraya gelmek iin Ta-ibeth'i terk ettik. Ve burada ne kadar mutlu olduumuza bakar msn." Nereni glkle glmseyerek, "Sylediin her ey doru," dedi. "Ama burada o kadar gzel anlarmz oldu ki." Eliizar, "Gzel anlar da beraberinde gtrebilirsin," dedi. "Hibir ey, onlarn deerini azaltamaz. Ve yeni evimizde ne kadar gzel anlar geireceimizi dnsene." Bayla onaylayan Nereni, ayaa kalkt. "Biliyorum," diyerek i ekti. "Doru sylyorsun, tabii ki Eliizar. imdi yzm ykamama izin ver ve..." Darndan gelen, drtnala yaklaan atm ayak seslerini duyunca sustu. Eliizar, glerek, "Bunun kim olduunu biliyorum," dedi. Nereni abucak gzyalarn silerek, "Ah, hayr," diye lk att. "Bu gerek olamaz." Kl ustas camn nne yryp dar bakt. Siyah bir at zerinde beyazlar giyinmi biri, toprak yoldan tozlar kartarak eve doru yaklayordu. Atm zerindeki kii, evin nne geldiklerinde dizginlere aslarak at durdurdu. Eyerinden aa inerek, "Anne, Baba... neredesiniz? Geliyor musunuz?" diye sordu.

"Buradayz, tatlm." Eliizar, yznde mutlu bir glmsemenin belirdiini ok iyi biliyordu. Bu ocuk, Aurian'n kendilerine bir hediyesiydi. Her zaman arzulad olu ve vrisi deildi ama taparcasna sevdii kzyd. ncecik, siyah sal kz mutfaa girdiinde Nereni, 384 "Amahli!" diye lk att. "Seni zavall, kt kz... bunu nasl yaparsn?" Nereni, kzn stne atlp eliyle bembeyaz elbisenin zerindeki tozlar silkelemeye balad. Bir yandan da kzn azarlamaya devam ediyordu. "Seni eytann dl. Bahse girerim, senin annen ben deilimdir! Sana, zellikle bugn, stn kirletmemeni sylemedim mi ben?" Kz her ne cevap vermeye altysa, annesi slak bir bezle kzmm yzndeki kirleri silerken ne dedii anlalmad. "Ve ite yine, terbiyesiz bir kz gibi, o byk ve tehlikeli yaratn zerinde krlarda koturuyorsun. Eer kendine eki dzen vermezsen, nasl koca bulacaksn, bilemiyorum." Eliizar, "Nereni," diye itiraz etti. "Kz daha on yanda ve henz koca bulmay dnmesi iin ok gen." Nereni, "Samalama Eliizar," diye kocasn tersledi. "ocuk senin vrisin. Onun geleceiyle ilgili planlar yapmak iin, hibir zaman erken deildir." Nereni, kzn sa rgsn yldrm hzyla bozarak, kznn beline kadar uzanan salarn taramaya balad. Eliizar, kzn kalarn atarak kkrdamaya baladm grnce, onunla gurur duydu. Kz, ikyet etmeden, annesinin iini bitirmesini bekliyordu. "te." Nereni, kzn san tekrar rmt. Kzm kendisine doru evirerek onu kucaklad. "Yine her zamanki gibi ok gzelsin. Ama Amahli, eer giysinin zerinde bir tanecik daha toz tanesi grrsem, seni sopayla dverim! Duydun mu beni?" Kz, uslu bir ocuk gibi, "Peki, anne," diye karlk verdi. Amahli, yan gzle babasna gz krptnda, babas da tek gzn krparak ona cevap verdi. "yleyse haydi. nsanlar daha fazla bekletmeyelim." Nereni, iindeki hzn gizlemeye alarak, tela ierisinde kouturmaya balad. "Bilmiyorum," diye sylendi. "Sizin yznzden, vaktinde orada olamayacaz." Eliizar, "yleyse szlanmay brak da dar k, kadn!," diye kkredi. Kl ustas, bir eliyle kznn,

dieri ile einin 385 elinden tutarak onlar evden dar kard. Bahedeki iki at, sabrl bir ekilde onlar bekliyordu. Aerillia'dan srlen Kralie Kuzgun ile ei, Petrel, Flinch ve dier konuklarla beraber Eliizar'm yeni saraynn geni terasnda, kl ustasn bekliyorlard. Aaya baktklar zaman, Eliizar' beklemek iin toplanm Khazalim ve Kanatl-halk grebiliyorlard. Aguila, eini drtkleyerek, "Glmse, hayatm," dedi. "nsanlar bize bakyor." Kanatl kadn somurtarak, "Baksnlar," dedi. "Kimin umurunda? Biz krallmz kaybetmiken, Eliizar ve Nereni'nin hava atmasn izlemeye niye geldik ki zaten?" Aguila, sanki kt huylu bir ocuun terbiyesiz tavrlarm dzeltmek istercesine, Kuzgun'u sinirlendiren bir bak atarak, "Nereni senin dostun," diye karlk verdi. "O her zaman, senin iin bir anne gibiydi. imdi onu nasl kskanrsn?" Kuzgun, Aguila'ya doru dnerek sinirli bir biimde, "Bu kadar aptal olma!" dedi. "Nereniyi bir para olsun kskanmyorum. Tek ierlediim ey, tahtm kaybetmi olmak ve nankr halkm tarafndan ihanete uramak..." "Ama burada, senin yannda olan halkn sana sadk." Aguila, kimsenin Kuzgun'un sylediklerini duymadndan emin olmak iin evresine baknd. "Bizi burada ok scak karladlar ve bize bir ev bile verdiler." Kuzgun, sert bir ses tonuyla, "Bunlar benim halkm deil. Eyrie, bir konsey tarafndan ynetilen, bamsz bir koloni," diye itiraz etti. "Ve biz onlarn hayrseverlii sayesinde hayattayz." Kuzgun, sinirinden alamaya balad. "Bende yanl olan nedir, Aguila? Krallm on yl ynetebildim ve yine ehrimden srldm," diye sordu. Aguila, einin elini tutarak sk sk kavrad. "Bunlar zor 386 zamanlar, Kuzgun. Tm dnyada ve tm halklarn yaantsnda anlk deiimler oluyor. yi veya kt, hep bir eyler deiiyor. Senden nceki nesiller boyunca atalarmz, bolluk ve bar ierisinde yaamlar. Ama bu, onlarn ok yetenekli olduklarn gstermez. Onlarn, senden daha iyi olup olmadklarn syleyemezsin nk onlar hibir zaman zorluklarla mcadele etmediler. Ayrca, bizim hikyemiz de sona ermi saylmaz, akm. Bir gn taht geri alacaz, kendimiz iin olmasa bile ocuklarmz iin." Aguila, omzunun stnden arkasna gz

atarak, yandaki olu ve bakclarnn kucandaki kk kzma bakt. Kuzgun, minnettar bir ekilde kocasnn elini skarak, "Aguila, sen olmasaydn, ben ne yapardm?" dedi. "Kralieyken, her zaman Elster'in deerli tavsiyelerine kulak vermeye alrdm. Ama sanrm, bana seninle evlenmemi sylemesi, tm hayatm boyunca duyduum en gzel eydi." Aguila, "Elster bilge bir kadnd," diye karlk verdi. Kuzgun, kocasnn sesindeki hzn fark edebiliyordu. "Tm mutluluumu ona borluyum. Keke imdi burada olsayd." "O akam, bizi kurtarmak iin ld." Kanatl kadn, gzlerini kapatarak, yal doktorun kendisini feda ediini hatrlad. Skua, Kuzgun ve ailesini katletmeyi planlad akam, kendisine sadk askerleriyle Kralie Kulesini kuatm ve tm hizmetkrlar, kendi adamlaryla deitirmiti. Bylece, kraliyet ailesinin d dnyayla balantsn kesmiti. Bir ekilde Elster, Barahibin neler evirdiini renip gece olduunda kulenin evresini saran askerlerin arasndan uarak Kuzgun'u uyarmaya gelmiti. Kuzgun, Barahibin evirdii entrikalar Elster'in nasl fark ettiini hibir zaman anlayamamt. Kuzgun ve Aguila, tehlikeden haberdar olunca, oullar Lannaret'i de yanlarna alp Elster ile beraber kuleden kamaya balamlard. Kraliyet ailesi, kulenin koridorlarndan yaya olarak kaarken, Skua'nm askerlerinin ou, kulenin evresin- 387 de uup ka yollarn tutmaya odaklanmt. Kuzgun ve ailesi, koridorlarda Skua'nm askerlerine grnmeden ilerliyor ve birka tanesiyle savamak zorunda kaldklarnda, Aguila, kolayca askerlerle baa kyordu. Kraliyet ailesi, kulenin az kullanlan klarndan birine ulap kanatlanarak kuleyi terk ettikleri zaman, Barahip onlar fark etti. Kaaklar dndkleri kadar hzl uamyorlard. Aguila, yandaki Lannaret'i kucanda tayordu ve Kuzgun'un hamilelii de ok ilerlemiti. O anda, Elster, Aguila'nm klcn knndan ekip alarak, kraliyet ailesini takip eden askerlerin zerine saldrd. Kralie, her ne kadar kendi gzleriyle Elster'in ldne ahit olmasa da, kadnn lklarndan, askerlerin yal doktoru lime lime doradklarn anlamt. Ancak Elster, cesareti ve kendini kurban edii sayesinde, kraliyet ailesine, kamalarna yetecek kadar zaman kazandrmt.

Kuzgun, zaman zaman uykusunda Elster'in lklarn duyar, kbuslarla uyanrd. Eski Kralie, hayatnn sonuna kadar yal fizikinin lklarnn aklndan kmayacan ok iyi biliyordu. ehirden katktan sonra, Elster iin zlecek vakitleri olmamt. A ve susuz kalan Kuzgun ve ailesi, ounlukla geceleri uarak, kendilerini takip eden askerlere grnmemeye alyorlard. Kaaklar, korku dolu gnler sonrasnda Incon-dor Kulesine ulatklarnda, askerlerin kendilerini artk kovalamadn fark ederek gndzleri de umaya baladlar. Ama alk ve souk, ilerini daha da zorlatryordu. Aile, koloniye ulaamadan, Kuzgun'un doum sanclar iddetlenmeye balad. Ama Kralie, bir ekilde koloniye kadar umay baararak, Eyrie'ye ulatklarnn ertesi sabah bir kz ocuu dnyaya getirdi. Kralie, kzn ilk kez kucana ald an hissettiklerini, mrnn sonuna kadar unutmayacakt. Bebek, minicik bedenine yapm kck kanatlarn amaya alyordu. Kuz-388 gUn, bebeinin kanatlarn grnce donakalmt. Kzmm slak ve buruuk kanatlar, Elster'in simsiyah kanatlarnn arasna serpitirilmi beyaz tylerle ayn desene sahipti. Kuzgun, zihninde tandk ve sevecen bir ses duydu. "Benim ismimi verecein kk bir prenses olmazsa, insanlar beni nasl hatrlayacak?" Kuzgun, kk Elster'i gsne bastrarak, "Yinze adna, bu nasl olur?" diye sordu. "te geliyorlar." Aguila'nm sesi, Kuzgun'a nerede olduunu hatrlatarak gemiin hatralarn datt. Kk Elster'i kucanda tutan hizmetkrna dnp kzn kucana ald ve sevgi dolu gzlerle Elster'e bakt. Gkhalk ve Khazalim halk arasnda bir alk koptu. Kuzgun ban kaldrp baktnda, kzlaryla beraber terasn merdivenlerini kan Eliizar ve Nereni'yi grd. Amahli, yeni bir evleri olduu iin duyduu heyecanlan-la bu yeni sarayda yaamak iin sabrszlanyordu. Ev, byk vadinin kuzey tarafnda, Vivax nehrinin en hzl akt yerin yaknnda kurulmutu. Nehir, ismini Jharav'm en sevdii attan alyordu. Vadinin kuzey yamalar, yer yer kayalklar ve imenliklerle kaplyd. Ykseklere doru kldka, kmelenmi vez aalar, titrek kavaklar ve hu aalar gze arpyordu. Dalarn doruklarna doru kldka, am ormanlar tm ihtiamyla gz

kamatryordu. Vadinin kuzey yamacndaki evin grkemli baheleri, nehre kadar iniyordu. Evin yapmnda, blgeye has gri-mavi talar kullanlmt. Hem Gk-halk, hem de Khazalim halk, evin yapmna katkda bulunmulard. Bu sebepten dolay Eliizar'm yeni saray, iki halkn da mimari tarzlarn ayn anda yanstyordu. Saraya bakldnda, dz atlar, eimli damlar, kk kuleler, verandalar, teraslarn yan sra, kavisli, drt ke veya sivri ulu pencereler, ayn anda gze arpyordu. Yeni ina edilmi olmasna ramen, sanki yzyllardr dalarn yamacnda duruyormu gibi scack bir havas vard. 389 Ailesi merdivenleri trmanrken, Amahli dikkatini sarayn ihtiaml grntsnden alarak, kendilerini karlamak iin terasta toplanm konuklara yneltti. Byle zel bir gnde, nasl davranmas gerektiini unutmamalyd. Amahli, Kralie Kuzgun'u, eini ve iki ocuunu grd. Merdivenlerin dier tarafnda, Gk-halk ehrinin kurucular Finch ve Petrel vard. Onlar da Eliizar gibi, bir unvan kullanmay reddediyorlard. Amahli, iki kanatl erkein, ailelerini de yanlarnda getirdiini grnce ok mutlu oldu. Petrel'in ei ve on be yandaki oullar Tiercel, konuklar arasndayd. Finch'in ei ve Amahli ile ayn yataki kzlar Oriole de yanlarndayd. Oriole, Amahli'nin en iyi arkadayd. Jharav, merdivenlerin tepesinde durmu, yznde tatl bir glmsemeyle Eliizar'a doru bakyordu. Jaharav'n yannda, kendisinden daha gen olan ei, Ustila vard. Amahli, kk bir kzn duymamas gereken dedikodulara kulak kabartarak, Xiang'in saldrsndan sonra Ustila'nm, iki yl boyunca hibir erkein yanna gelip kendisiyle konumasna bile izin vermediini renmiti. Jharav'm, Taibeth ehrinden beraber geldii ilk ei ldkten sonra Ustila, Jharav ile evlenmeyi kabul ettiinde herkes ok armt. Amahli, Ustila'y ok seviyordu. Kadn, sevecen ve nazikti. Kadnn Jharav ile mutlu olduunu grmek, Amahli'nin houna gidiyordu. Emekliye ayrlm sava bam ne eerek, "Deerli dostlarm," diye Eliizar ve ailesini selmlad. "Yeni evinize ho geldiniz. " Jharav derin bir nefes aldktan sonra konumaya devam etti. "Yllar nce, Incondor kulesinde dmanmz olarak savatnz kiinin, bir gn sizi saraynzn merdivenlerinde karlayacan, kim hayal edebilirdi? ok byk iler baardk..."

Amahli, "Hayr, olamaz," diye mrldand. Jharav Amca, byle gemii anlatmaya balad m, hi durmadan saatlerce konuabilirdi. Ama koloni liderinin kz olarak, byle skc 390 ve resmi ortamlarda ok bulunmutu. Neler sylendiini dikkatli bir biimde dinliyor havasna brnerek, gzlerini tam karsna dikip dncelere dald. Jharav konumasn bitirince, Petrel konumaya balad. Amahli iini ekerek, Oriole ile gz gze geldi. Byle uslu bir ocuk gibi durup bykleri dinlemek, ne kadar da zordu. Amahli, yeni evlerini dnmeye baladnda, gzleri, kendi odasnn bulunduu kk kuleye doru kayd. Her sabah o odada uyanp pencereden nehre doru bakmann, ne kadar gzel olacan dnd. Gzleri, bulutlarn arasndaki bir harekete takld. Sanki, kuzeyden gelen gri renkli bir bulut, bulunduklar yere doru yaklayordu. Ama bu bulut, dier bulutlarn aksi ynde, rzgra kar ilerliyordu. Bu, ne olabilirdi? Dev kular olabilir miydi? Peki bulutun arasndan parldayan eyler neydi? Ban gkyzne doru kaldrp gzlerini ksarak, kendilerine doru yakalaan bulutun ne olduunu anlamaya alt. Nereni, kzn kaburgalarnn arasna bir dirsek attnda, Amahli acyla lk att. "Ne yapyorsun sen? Dikkatini buraya ver!" Nereni, kzn neye baktn anlamak iin baklarn gkyzne evirdiinde, "Orak hepimizi korusun!" diye hayrete dt. "Eliizar! Jharav! Saldrya uradk!" Gk-halk lklar atarak gkyznden saraya doru szlmeye balad. Ellerindeki kllar ve mzraklar, gn yla parldyordu. Yzlerinde eytani bir ifade vard. Ve Pandora'mn kutusu ald. Bahelerdeki halk, lklar atarak, panik ierisinde saa sola karken, birbirlerini eziyordu. Nereni, Amahli'nin elinden tutarak yeni evlerine doru yneldi. Kouturan insanlarn arasndan gemeye alrlarken, gkyznden karanlk ve lmcl bir yamur gibi oklar yamaya balad. Amahli gz ucuyla, Ustila'nm da kendileriyle beraber kotuunu grd. Eliizar ve Jharav, kllarn ekmi, kadnlar korumaya alyorlard. Finch ve Petrel yerden havalandklarnda, Amahli, sert bir 391 rzgrla savruldu. Hemen ardndan, bandan aa boanan scak ve kt kokulu saanakla srlsklam oldu.

Finch'in tannmaz haldeki, paralanm ve yanm cesedi yere dtnde, Amahli de etrafa salan kan ve et yamurundan nasibini almt. Amahli, bir lk atarak babasnn yakn arkada Finch'in kanma bulanm ellerine bakt. Annesi neredeydi? Amahli panie kaplarak evresine baknd ama annesini gremiyordu. Eliizar ve Jharav da ortalarda yoktu. Teras, kanatl ve kanatsz, birbiriyle savaan insanlarla doluydu. Ama arpmann byk ksm, havada devam ediyordu. Gkyznden yere, insan paralar yayordu. lklar, kfrler ve inlemeler birbirine karmt. Amahli, kalabaln arasndan, Finch'in banda duran Ori-ole'yi grd. Kk kz, bann zerinde devam eden arbedenin farknda olmakszn, bir eliyle azn kapatm, akn gzlerle babasnn cesedine bakyordu. Amahli oku abuk atlatp hl bir ie yarayabileceini dnd. Savaan insanlarn arasndan geip arkadann yanma kotu. Amahli, yere kapaklanarak, kanatl bir savann bann zerinde savurduu kltan son anda kurtuldu. Oriole'nin elinden tutarak, "Ori, haydi! Burada kalamazsn, seni ldrrler," diyerek kz eve doru ekitirmeye balad. Oriole bo gzlerle Amahli'ye bakyordu. Elini tutann kim olduunun farknda deildi. "Hayr!" diye lk att. "Beni yalnz brak!" Penelerini kartp Amahli'nin zerine atld ve savalardan birinin yere doru savurduu kl, kzn boynuna sapland. Oriole'nin boynundaki yaradan fskiye gibi kan pskryordu. Kzn ba yana dt. Amahli iin, en yakn arkadann yere ylmas, dakikalar srmt. Amahli'nin gzleri kararmaya balad. Neyse ki korkun teras, ayaklarnn altndan uzaklayor, gittike klyordu... Yznde patlayan tokat, kzn nefesini kesti ve akln ba-392 ma getirdi. Sersemlemi kz, kafasn kaldrp baktnda, Ti-ercel'in bembeyaz kesilmi yzn grd. Gen ocuk, "Sakn imdi baylma, seni aptal kz," diye bard. Tiercel, bir eliyle Amahli'yi kavram, dier eliyle de klcn savurmaya alyordu. Amahli, evresine bakmdmda, savalarn youn olduklar blgeden uzaklatklarm grerek rahatlad. Aadaki kanl sahnelere daha fazla tank olmak istemiyordu. Tiercel, yeni evlerinin bulunduu tarafa yneldi.

Tam eve varmak zereyken, stlerine bir karanlk kt ve kanat sesleri duyuldu. Amahli, birinin srtndan tutup ekitirdiini hissedince lk att. Tiercel havada dnerek, yznde kararl bir ifadeyle klcn, kendilerine saldran savaya doru savurdu. Tiz bir lk duyuldu ve siyah sal, siyah gzl Gk-halk savas, neredeyse Amahli'nin zerine dt. Amahli, kadn savann, kendisinden sadece birka ya byk olduunu fark etti. Tiercel, gzlerini kadn savaya dikmi, hareket etmeden duruyordu. Bu sefer Amahli ocua bir tokat atarak onu kendine getirdi. Ve yeniden eve doru yneldiler. Tiercel'in klc, arkalarnda kanl izler brakyordu. Sarayn kapsnda byk bir arpma vard. Bir grup asker, bir dzine kadar kanatl savayla baa kmaya alyordu. Tiercel, evin yan tarafna dolaarak, pencerelerden birini krp Amahli ile beraber ieri girdi. zerindeki ceketi etrafa salan cam krklarnn zerine sererek kk kz yere indirdiinde, st katlardaki odalarn camlarnn da krldn duydular. Tiercel, kk kzn kolundan tutarak, "Saklanabileceimiz bir yer var m?" diye sordu. "Evet, kiler. Bu taraftan." Amahli, evin her yerini avucunun ii gibi biliyordu. Tiercel ile beraber mutfaktan geip kilere inen karanlk merdivenleri bana geldiler. Merdivenleri aydnlatacak fenerleri olmadndan, zar zor aaya inerek ieri girdiler ve kapy arkalarndan kapattlar. Kiler, evin arka tarafna doru uzayp gidiyordu. Amahli, sk sk Tiercel'in elinden tutarak, el yor- 393 damyla ilerlemeye alyordu. Kilerin yeraltnda uzayp giden tnellerinde, sonunda aradn buldu. Duvarlardan birinin iine oyulmu kk bir blme vard. "abuk, buraya!" Tiercel ve Amahli, skarak blmenin iine girdiler. Nefes almaya bile cesaret edemiyorlard. Yukarndan gelen insan lklar ve inlemeleri, bulunduklar yerden bile duyabiliyorlard. Bir sre sonra sesler kesildiinde, Tiercel cesaretini toplayarak konutu. "Belki de yukars gvenlidir ve... " Yukardan gelen, atee verilen sarayn atrtlarn duyunca, donup kald. XXV KyRBAn

tiwr ana ka kez syleyeceim? O, uyuyor." Shia, bu inat adamdan ve bitmek tkenmek bilmeyen so^^rularmdan sklmaya balamt. "Evet, bildiim kadaryla, o iyi. Evet, Kurt da onunla beraber olmal. Hayr, onu uyandramam. Aslnda, bunu yapmam mmkn deil." "Ama..." Shia fkeyle hrlayarak Fcrral'm evresinde dnmeye balad. Gece Kaaklarnn bir ou, bunu uursuz bir iaret olarak nitelendirerek, Shia, Khanu ve Forral'm yanndan uzaklatlar. "Kahrolas insan! Ne diye seninle bu ekilde iletiim kurabildiimi sana belli ettim ki? imdi beni iyi dinle." For-ral'a yaklap altn sars gzlerini kl ustasnn gzlerine dikti. "Aurian, Chiamh' kurtarmak iin bizimle beraber gelmedi. Byle aptalca bir ey yapt nk Chiamh onun dostu. Ve imdi kk bir teknenin iindeler ve Aurian uyanmadan, onunla tekrar iletiim kuramam. Uyurken zihninden geen dnceler ok huzursuz eyler deildi. yle grnyor ki Kurt'u da kurtarmay baarm. Evet, ben de onun iin endieleniyorum ama hayr, gn domadan onun iin yapabileceimiz bir ey yok. MD GT VE UYU!" fkesinden kpren Forral, byk kediye arkasn dnerek denize doru bakt. Keke bu lanet olas kediyle byle iletiim kurabildiimi renmeseydim, diye dnd. Shia'mn aklndan geenleri okuyup okumad umurunda deildi. 395 Kahrolas ba belas! Sadece birka soru sordum. Ve Aurian iin endielenmek, benim de hakkm... Zihninde canlanan yeni bir dnce, kl ustasnn akln bandan ald. Bu, ok rktc ve tehlikeli bir dnceydi. Eer Anvar'm vcudunda byk kediyle zihinsel iletiim kurabiliyorsa, Anvar gibi by de yapabilir miydi? Kl ustas, yar korku, yar heyecan dolu bir sesle, "Sakin ol," diye kendi kendine mrldand. "Hemen kendini kaptrma. Bir eyler denemeden nce iyice dnmelisin." Forral, belki de Aurian'a dammalym, diye dnd. Ama eer kendi bama by yapmay baarrsa, herkesi artabilirdi. Aslnda Forral, bycy etkileyecek bir eyler yapmak istiyordu. u ana kadar, ok fazla ie yaramadm dnyordu. Bu, hi de alk olduu bir durum deildi. Bu garip vcudun iinde lmllerin dnyasna geri dndnden beri, iinde bulunduu bedene alamamt.

Ama herkes, kendisine almaya balamt. Eski arkadalaryla yeniden dostluk kurmu ve yeni arkadalar edinmiti. Xandimler ve Parric, buna ok gzel bir rnekti. nsanlar kendisine ok kibar ve. scakkanl davranyordu. Ama Forral, Anvar'm vcudunda baka bir ruhun olduu dncesinin herkesi rahatsz ettiini ok iyi biliyordu. Herkes, Anvar'm eski dostuydu ve Bycy uzun zamandr tanyorlard. Forral, kendisini yabanc biri gibi hissediyor ve bu insanlarn arasnda kendisini fazlalk gibi gryordu. Kl ustas, i ekti. Bu hi de hayal ettii dnya deildi. Her ey ok yabancyd. Belki de, by yapabilirse, her eyi deitirebilirdi. Bir eyleri deitirebile-cekse, denemeye deerdi. Bu arada, zavall Vannor'un yanna inip nasl olduuna bakmas gerektiini hatrlad. Kl ustas, gvertede yrrken, aklna bir ey geldi. Gemiye bindiklerinden beri, Parric'i hi grmemiti. Aslnda, svaribamm gemide olmadndan emindi. Tanr akna, 396 Parric'e ne oldu, diye dnd. Iscalda rpererek, "Sen de grdn m?" diye sordu. "Biz maaradan karken, korkun ve karanlk bir ekil, askerleri teker teker avlyordu..." Schiannath, "Ne olduunu ben de bilmiyorum," diye cevap verdi. "Herhalde bilmemek daha iyidir." Iscalda, battaniyenin altna girerek, "Askerler iin korkun bir lm olmal," dedi. Schiannath, "En azndan Chiamh yle lmedi," dedi. "Zavall Chiamh. Bizi kurtarmak iin kendisini feda etti." Iscalda, gvertenin parmaklklarna tutunup sahilin bulunduunu tahmin ettii yne doru bakt. Simsiyah okyanus ve karanlk gkyznden baka bir ey grnmyordu. "Forral samalyor. Chiamh'm ldn kendi gzlerimle grdm. Askerlerin onu delik deik ettiklerine ahit oldum. Ne Rz-gr-Gz, ne de bakas, o maaradan sa km olamaz." Schiannath, elini Iscalda'nm omzuna koyarak, "Rzgr-Gz ok cesur birisi. Yllar boyu halkmz, onu korkak biri olarak nitelendirip kk grd. Ama onu bu ekilde sulayanlardan hangisi, bugn onun yapt gibi bir fedakrlk yapard? Bu, byk bir trajedi. Eer insanlarmz ona sayg gsterip deer verseydi, uzun zaman nce kendisine bir e bulmu olacakt. Ama onunla dalga getiler. Ailesinin soyunu devam ettirecek bir

ocuu da yok, Iscalda. Bu yabanc topraklarda, Chiamh'm soyu da tkendi. Xandimlerin artk yeni bir Rzgr-Gz' olmayacak. Hibir zaman. Sanki bir anda, evremizi saran dier dnyaya alan gzlerimizi kaybettik." Iscalda, yzn buruturdu. "stersen bunu dier Xandimlere de syle. Kimsenin umurunda olmayacaktr. ou gbek balayp iftlemekle megul. Bu dnya, onlar iin zaten yeterince anlalmas g bir yer. Chiamh ve onun fikirlerini paylaanlar dnda, dncesiz hayvanlardan farkmz yok." 397 Schiannath, "Ama en azndan biz varz," diye araya girdi. "Olaylara daha geni bir perspektifle bakmay ve daha derin dnmeyi rendik. Chiamh'm hatrasn devam ettirmek iin, dierlerini de ierisinde bulunduklar uyuukluktan ekip karacaz." Schiannath, geminin direklerinden birine aslm lambann nda, Iscalda'nm gzlerinin parldadn grd. Iscalda, Schiannath'a doru bakarak, "Tekrar geri dnp Sr-Lordu olmak iin savaacak msn?" diye sordu. "Bizlere nderlik yapp bizi vadiye gtrdn iin, halkmzn byk ounluu Periler tarafndan esir edildi. Bana kalrsa, halkmzdan uzak durmalyz. nk eer geri dnersek, bizi parampara ederler!" "yleyse hayatnn sonuna kadar srgnde mi yaayacaksn? Sence yeterince srgn hayat yaamadk m?" Iscalda, "Ben..." diye konumaya baladnda, ani bir esintiyle sarsld. Byk ve karanlk bir figr, kendisiyle Schi-annath'm zerinde duruyor, lambann nn kendilerini aydnlatmasn engelliyordu. Dier yolcular ve mrettebatn lklar attn, kfrler savurduunu duydular. Kllarn ekecek zaman bulamayan Xandimler, karanlk form stlerine ullanrken, kendilerini yere atmaya altlar. Her zamanki gibi, Iscalda'y korumak isteyen aabeyi, kardeiyle yaratn arasna girmek istedi. Ama karanlk formun kendisine arpmasyla beraber, Schiannath'n ayaklar yerden kesildi. Schiannath, kemikli bir insan eli yzne arptnda, gzlerinin mutluluktan m yoksa ald darbeden mi yaardn anlayamad. Linnet'in ayaa kalkmasna yardmc olarak Iscalda'ya elini uzatt. Kanatl kz, o kadar korkmutu ki kendinde deildi. Iscal-da'nm Linnet'i sakinletirmesi biraz zaman ald. Elindeki sarg beziyle burnundan akan kanlar durdurmaya alan Schi-398 annath, merakl mrettebat kanatl

kzdan uzak tutmaya alyordu. Karanlk formun lm Hayaleti olmadn anlayan Gece Kaaklar, neler olup bittiini grmeye alyorlard. Linnet, kendine gelerek, bana gelenleri anlatt. Askerler saldrdnda, Linnet, byk maarann tavanna kp sarktlardan birine tutunmutu. Maaradaki korkun katliama tank olunca o kadar korkmutu ki bulunduu yerden inmeye cesaret edememiti. Gemiler limandan ayrlrken bile olduu yere sinip kalmt. lm Hayaleti maaraya girdii zaman, bu korkun yaratn da kendisi gibi uabildiini fark eden Linnet, hayaletin askerleri kovalamak zere tnellere girmesiyle, uarak maaradan uzaklamt. Grd vahet sahnelerini geride brakan Linnet, denize doru umutu. Karanlkta okyanusun ortasnda kaybolan Linet, eer Yanis'in gemisinin klarn grmemi olsayd, muhtemelen u anda lm olurdu. Karanlkta, gverteye zor bir ini yapmt ama Schiannath'a arptnda, kendisini abucak toparlamt. Hikyesini anlatmak, kanatl kz rahatlatmt. imdi merakl ve endieli gzlerle, tandk birka yz grmek umuduyla evresine bakmyordu. Ama grmeyi en ok isteyecei kii, gvertede deildi. Korku dolu gzlerle Iscalda'ya doru bakarak, "Zanna nerede?" diye sordu. "Zanna iyi mi? Sizinle beraber, yle deil mi?" Iscalda, "Merak etme," diyerek kz sakinletirmeye alt. "imdi kendi kamarasnda uyuyor ama..." Linnet, "Onu grmeliyim," diyerek ayaa frlad. Forral, kanatl kzn nn keserek, "imdi olmaz, evlat," dedi. Kl ustas, Linnet'in kolundan tutarak Gece Kaaklarna doru dnd. "Size bir aklama yapmaya geldim. Keke acmz hafifletecek bir eyler olsayd. Zanna ve Tarnal'n byk olu Valand, ald ar yaralara dayanamayarak, az nce ld." Issz denizde, Gece Kaaklarnn znt ve hayal krkl 399 dolu haykrlar yankland. Kalabalk, teker teker birer adm geriye ekilerek kl ustasndan uzaklat. Sanki, kendileri ile, bu zntl haberi getiren felaket telll arasna mesafe koymak istiyorlard. Valand, cesur ve yakkl bir ocuktu. Gece Kaaklarnn hepsi kk ocuu ok severdi. Valand, Ya-nis'in vrisiydi. Kk ocuk, gelecekte Gece

Kaaklarnn lideri olacakt. Birou iin bu, kalplerine vurulan son darbeydi. Artk hi mitleri kalmamt. Atmacalar gece umazd ve nadiren okyanusun zerinde uarlard. Ama Anvar, niye gecenin karanlnda, okyanusun zerinde szldn bilmiyordu. Tek bildii ey, kendisi iin ok deerli olan bir eyin kendisinden alndyd. yle bir ey ki sanki kendi ruhunun bir parasyd ve imdi o olmaynca, kalbinin derinliklerinde dinmeyen bir sz vard. Geen her dakika, arad ey, kendisinden daha da uzakla-yordu. Bildii bir tek ey vard, o da ya arad eyi bulaca ya da leceiydi. Atmaca, karanlkta ok iyi gremiyordu ama kaybettii eyin hangi ynde olduunu hissedebiliyordu. Eer doru ynde ilerliyorsa, iini mutlu bir scaklk kaplyordu. Eer yanl yne gidiyorsa, iindeki bu his kayboluyordu. Atmaca, hedefine yaklatka, arad deerli eyin karanlkta bir ay gibi parladn grd. Parldayan ey, fiziksel bir k deildi. Parlak bir yldza benzeyen k kayna, Anvar'm zihninde canlanan bir grntyd. Atmaca, kendinden emin bir ekilde aaya doru szlerek, denizin ortasndaki kaya kondu. Kendisini aran eyi imdi grebiliyordu. Kendisi iin ok deerli olan kadnn Kanatl kz, o kadar korkmutu ki kendinde deildi. Iscal-da'nm Linnet'i sakinletirmesi biraz zaman ald. Elindeki sarg beziyle burnundan akan kanlar durdurmaya alan Schi-398 annath, merakl mrettebat kanatl kzdan uzak tutmaya alyordu. Karanlk formun lm Hayaleti olmadn anlayan Gece Kaaklar, neler olup bittiini grmeye alyorlard. Linnet, kendine gelerek, bama gelenleri anlatt. Askerler saldrdnda, Linnet, byk maarann tavanna kp sarktlardan birine tutunmutu. Maaradaki korkun katliama tank olunca o kadar korkmutu ki bulunduu yerden inmeye cesaret edememiti. Gemiler limandan ayrlrken bile olduu yere sinip kalmt. lm Hayaleti maaraya girdii zaman, bu korkun yaratn da kendisi gibi uabildiini fark eden Linnet, hayaletin askerleri kovalamak zere tnellere girmesiyle, uarak maaradan uzaklamt. Grd vahet sahnelerini geride brakan Linnet, denize doru umutu. Karanlkta okyanusun ortasnda kaybolan Linet, eer Yanis'in ge'misinin klarn grmemi olsayd, muhtemelen u anda lm olurdu. Karanlkta, gverteye zor bir ini

yapmt ama Schiannath'a arptnda, kendisini abucak toparlamt. Hikyesini anlatmak, kanatl kz rahatlatmt. imdi merakl ve endieli gzlerle, tandk birka yz grmek umuduyla evresine bakmyordu. Ama grmeyi en ok isteyecei kii, gvertede deildi. Korku dolu gzlerle Iscalda'ya doru bakarak, "Zanna nerede?" diye sordu. "Zanna iyi mi? Sizinle beraber, yle deil mi?" Iscalda, "Merak etme," diyerek kz sakinletirmeye alt. "imdi kendi kamarasnda uyuyor ama..." Linnet, "Onu grmeliyim," diyerek ayaa frlad. Forral, kanatl kzn nn keserek, "imdi olmaz, evlat," dedi. Kl ustas, Linnet'in kolundan tutarak Gece Kaaklarna doru dnd. "Size bir aklama yapmaya geldim. Keke acmz hafifletecek bir eyler olsayd. Zanna ve Tarnal'n byk olu Valand, ald ar yaralara dayanamayarak, az nce ld." Issz denizde, Gece Kaaklarnn znt ve hayal krkl 399 dolu haykrlar yankland. Kalabalk, teker teker birer adm geriye ekilerek kl ustasndan uzaklat. Sanki, kendileri ile, bu zntl haberi getiren felaket telll arasna mesafe koymak istiyorlard. Valand, cesur ve yakkl bir ocuktu. Gece Kaaklarnn hepsi kk ocuu ok severdi. Valand, Yanis'in vrisiydi. Kk ocuk, gelecekte Gece Kaaklarnn lideri olacakt. Birou iin bu, kalplerine vurulan son darbeydi. Artk hi mitleri kalmamt. Atmacalar gece umazd ve nadiren okyanusun zerinde uarlard. Ama Anvar, niye gecenin karanlnda, okyanusun zerinde szldn bilmiyordu. Tek bildii ey, kendisi iin ok deerli olan bir eyin kendisinden alndyd. yle bir ey ki sanki kendi ruhunun bir parasyd ve imdi o olmaynca, kalbinin derinliklerinde dinmeyen bir sz vard. Geen her dakika, arad ey, kendisinden daha da uzakla-yordu. Bildii bir tek ey vard, o da ya arad eyi bulaca ya da leceiydi. Atmaca, karanlkta ok iyi gremiyordu ama kaybettii eyin hangi ynde olduunu hissedebiliyordu. Eer doru ynde ilerliyorsa, iini mutlu bir scaklk kaplyordu. Eer yanl yne gidiyorsa, iindeki bu his kayboluyordu. Atmaca, hedefine yaklatka, arad deerli eyin karanlkta bir ay gibi parladm grd. Parldayan ey,

fiziksel bir k deildi. Parlak bir yldza benzeyen k kayna, Anvar'm zihninde canlanan bir grntyd. Atmaca, kendinden emin bir ekilde aaya doru szlerek, denizin ortasndaki kaya kondu. Kendisini aran eyi imdi grebiliyordu. Kendisi iin ok deerli olan kadnn srtna balanmt. Atmaca, mutlu bir ekilde kanatlarn rparak, Rzgrlarn Harpnn yanma uzanp uykuya dalmaya hazrland. 400 Gn doumuyla beraber rzgr iddetlendi ve deniz dalgalanmaya balad. Gece Kaaklar, geminin yamurla slanan gvertesinde toplanmt. llerini, denizin karanlk sularna teslim etmek iin bir araya gelmilerdi. nce, ar yaral olarak gemiye gelen ama kurtarlamayan yetikin, battaniyelere sarld. Sonra teker teker, denize brakldlar. Srada, Zanna'nm olunun minik bedeni vard. Valand'm cesedi, eimli kalasn zerinden suya braklrken, Zanna ac bir feryatla ne atld. Olunun bedenini sarmalayan battaniyeyi yakalamaya alt. Tarnal, karsn yakalayarak ona engel oldu. Kocasnn elinden kurtulmaya alan Zanna, olunun arkasndan denize atlamaya alyordu. Sanki denize dalp olunu souk sularn derinliklerinden geri getirecekti. Tarnal sonunda, karsn kucaklayp srtna alarak kamarasna gtrd. Kadnn lklar, kamarasna gittikten sonra bile dinmedi. Kimse zntden ne yapacan bilemiyordu. Tarnal ve Zanna'nm, ilk ocuklarnn kaybn atlatabilmeleri iin zamana ihtiyalar vard. Vannor, ok sevdii kars ve deerli torununu kaybetmenin acsyla, bir lm sessizliine brnmt. Yanis, ei Emmie iin yas tutuyordu. Forral, birinin sorumluluu zerine alarak, herkesi ynetmesi gerektiine karar verdi. Kl ustas, gemiler ve denize almak konularnda hibir ey bilmiyordu ama bilenler de bu zor sorumluluu zerlerine almak istemiyorlard. Forral, moralsiz Gece Kaaklarn bir araya toplad. Kl ustas, en kk ocuktan, en yal nineye kadar herkesin, okyanusta yelken amak konusunda bir eyler bildiini renince, neesi yerine geldi. Bu konuyu Iscalda ve Schiannath ile de konumu ve ok tehli-

keli olmasna ramen, gneye doru yelken amaya karar vermilerdi. Forral, Aurian'm da gneye yneldiini dnyordu ve her santimetreyi yzerek gemesi gerekse de, sevgilisinin ardndan gitmeye kararlyd. 401 Kl ustas, Aurian iin ok endieleniyordu ve dier geminin nerede olduunu merak ediyordu. Yanis'in gemisi, limandan ayrlan ikinci gemiydi ve birok insan, gemilere ula-amayarak, filikalarla okyanusa almt. Neyse ki Linnet yardmlarna kotu. Biraz yemek yiyip birka saat uyuduktan sonra kendine gelen kanatl kz, kayp gemiyi ve filikalar bulmaya gnll olmutu. Linnet, uarak okyanusta daireler iziyor ve gzleriyle okyanusu tarayarak, dier gemiyi ve filikalar bulmaya alyordu. Aurian, uyand zaman, ters bir ekilde zerine yatt bacana kramp girdiini fark etti. Kendisini ok yorgun hissediyordu. m ve slanmt. Kk teknenin zemininde Chiamh'm yanma sokularak, dondurucu sabah ayaznda snmaya alyordu. Bir an iin nerede olduunu anlayamad. Ama kayn dalgal denizde, bir saa, bir sola sallanmasyla nerede olduunu hatrlad. Kafasn kaldrarak evresine ba-kmdmda, gri gkyz ve gri renkli denizden baka hibir ey gremedi. Neler olduunu hatrlaynca ar bir kfr savurdu. Keke tekrar uyuyabilsem de dn akam olanlar unutabilsem, diye dnd. Aurian, tekrar Chiamh'm yanna uzanrken, kulann dibinde tiz bir ku l duydu. rpnan atmaca, kanadnn sivri ucuyla neredeyse Bycnn gzn kartyordu. Aurian, zedelenmi gzn ovuturarak ayaa frlad. Chiamh, ne olup bittiini anlayamadan uyanm, akn ve uykulu gzlerle Aurian'a bakyordu. Aurian, atmacay grnce sevinle lk att. "Sen buraya nasl geldin?" diye bard. "Chiamh, bak! Bizi takip etmi olmal. Bu, Anvar olduunu kantlyor, yle deil mi?" Chiamh, "Benim kanta ihtiyacm olmadn ok iyi biliyorsun," diyerek gzlerini atmacann zerine dikti. "Esas sorun, Anvar' kendi bedenine nasl kavuturacamz." 402 Dalgalarn iddeti arttka, kk tekne, rpntl sularda ceviz kabuu gibi sallanyordu. Kayn burnu, iki dalgann arasndaki ukura girince, srayan deniz suyu kk teknenin zerine yaarak Grince ve Kurt'u slatt. Kurt, panik ierisinde bir havlamayla yerinden

frlad. Nerede olduunu anlaynca silkelenerek, slanm tylerindeki deniz suyunu etrafa sat. Kilometrelerce uzanan okyanusa bakarak, "Bu, Vadideki glden biraz daha byk, yle deil mi?" diye annesine sordu. "Bahse girerim, bu lanet teknede yiyecek bir ey yoktur." Olu okyanusun byklnden ikyet ederken, Grince'in de ayn anda yemek olmayndan yaknmas, Aurian' gldrd. Hrsz, Aurian gibi Kurt ile zihinsel iletiim kuramyordu ama yemekten bahsederek, Kurt'un dikkatini datmt. Aurian, olunun gzlerindeki korkuyu aka grebiliyordu. Byc, teknede hi yiyecekleri olmad gibi iecek sularnn da olmadn fark edince dehete kapld. Ve havadaki bulutlarn renginden de holanmamt. Ak denizde bir frtna kacak olursa, byle kk bir teknenin su zerinde kalmas mmkn deildi. Chiamh, Aurian'n ne dndn tahmin ederek onaylarcasna ban sallad. Rzgr-Gz de, Aurian gibi, hrsz ve Kurt'u korkutmak istemiyordu. Chiamh, "Eminim ki bir eyler bulabilir..." dedii anda, Grince araya girdi. "Emmie bana, teknelerde her zaman acil durumlar iin birka ie su bulundurulduunu sylemiti." Aurian, Grince'in de, Rzgr-Gz gibi, Kurt'un panik yapmamas iin kendisine yardmc olmaya altn anlad. Aurian, olunun gzlerindeki korkunun azalmaya baladn grnce, Tanrlara kretti. Yksek sesle, "Pekl Grince, yleyse Kurt ile beraber su ielerinin nerede olduunu bulabilir misiniz?" diye sordu. "Tamam. Ama benim krek ekiyor olmam gerekmez mi?" Grince kalarn atp gzlerini denize doru dikerek, 403 "Deniz, teknenin kendi halinde srklenmesi iin ok dalgal. Emmie, denizde azgn dalgalar olduu zaman, teknenin burnunu dalgalara doru yneltmek gerektiini, aksi halde teknenin alabora olacan sylemiti," diye aklad. Aurian bayla onaylad. Hrszn bu konuda bir eyler biliyor olmasna ararak, sayg duyan gzlerle Grince'e bakt. yle grnyordu ki tm yaadklarna ramen, hrszn bilinci yerindeydi. Aurian, Rzgr-Gz'e doru eilip, "Chiamh, eer yapabilirsen, Kurt'u megul et," diye fsldad. "Ben Shia ile balant kurmaya alacam."

Rzgr-Gz bayla onaylad. "Sen Shia ile balantya getikten sonra, ben de uarak, dier teknelerden ne kadar uzak olduumuzu ve yaknda kara olup olmadn anlamaya alrm." Aurian gzlerini kapatarak konsantre olup dncelerini iinde bulunduklar teknenin tesine gnderdi. Bilinci, tekneden uzaklaarak okyanusta Shia'y aramaya balad. Bir sre Aurian byk kediye ulaamad. Sonra zihninde byk kedinin dncelerinin younlatn hissetti. "Aurian, sen misin? yi misin? Aylak aylak okyanusta dolamay braksan iyi edersin. Bu senin lanet olas insan dostun, bamn etini yiyor. O kadar uzun zamandr uyuyorsun ki k uykusuna yattn dnmeye balamtm." "Shia, sesini tekrar duymak ne gzel. Biz kk bir teknenin iindeyiz..." "Evet, bunu bana dn akam sylemitin. Seninle beraber teknede kim var?" "Kurt burada. Grince ve kpei de yanmzda. Ve tahmin et! Chiamh yanmda ve kesinlikle en ufak bir yaras bile yok." "te bu gzel haber!" Aurian, Shia ile zihinsel olarak konusa da, byk kedinin dncelerinden neelenmeye baladn anlamt. Kedi, "Bakalm Iscalda bunu renince ne 404 yapacak?" diye devam etti. "Zavall Chiamh'm ldnden o kadar emin ki. Senin insan sevgilin, bir grup askerin Chi-amh' delik deik ettiini grm. Sen geri dnene kadar kimseye bir ey sylemeyeceim. Bu, herkes iin srpriz olsun. Onca lmden sonra, herkesin byle bir eye ihtiyac var. Valand, bu sabah ld." "Ah, Shia, hayr. Zavall Zanna. Bu ok korkun!" Aurian'm baklar, farknda olmadan Kurt'a doru kaymt. "Shia, teknede yiyecek bir eyimiz yok ve ok az suyumuz var. Hava gittike ktleiyor ve bir frtna koparsa, bu teknenin uzun sre bizi tayacan zannetmiyorum. Sence Gece Kaaklar bizi ksa zamanda bulabilir mi?" "Eer benim gibi ansl olurlarsa, onlar da seni bulabilir. Linnet, sizi aryor. Eer sizi bulursa, ya bizi size gtrecek ya da sizi bize getirecek. Yapabileceiniz tek ey, beklemek."

Aurian'm ii birazck olsun rahatlamt. "Bu, uzun sredir duyduum en gzel haber. O zaman, ksa sre sonra grrz, Shia." "Daha fazla bekleyemeyeceim. Buraya gel ve kahrolas insannla kendin konu." Byc, dierlerine de Shia'nm anlattklarn aktardktan sonra, su iesinden bir yudum alarak Chiamh'a doru dnp, "Burada oturup bekleyebiliriz," dedi. "Hl uup gemiyi aramak istiyor musun?" "Gitmek zorunda deilsin, Rzgr-Gz. Ve sen de beklemek zorunda deilsin, Aurian. Ben sizi gtrrm." Tekne, gri renkli bir balinann su yzne kmasyla devasa bir dalgann zerine kt. Aurian, "Ithalasa!" diye lk att. "Sensin! Ama burada olduumuzu nasl rendin?" Leviathan suyun ierisinde dnerek Aurian'a doru bakt. "Evet, benim. Sizi zamannda bulduum iim ansl saylrm. Size yetimek iin aralksz yzdm. Tek bildiim ey, dn akam denize aldnda, uzaklardan kaltlarn gcn hissettiim. Gittiin gnden beri hep seni bekliyordum. Bir gn geri dneceini biliyordum." "Ama kuzeyde ne iin var?" Ithalasa iini ekerek havaya su pskrtt. "Ne yazk ki, Byc, geen sefer sana yardm ettiimde halkm bundan hi memnun olmad. Korktuum bama geldi. Beni daha fazla grmek istemediklerini syleyerek srgne gnderdiler. Hayr, Byc, gereksiz yere kendini sulama. Bu, aslnda benim kararmd. Ve hem kendim, hem de halkm iin en uygun zmd. Ama merak etme, yalnz deilim. Eim ve ocuklarm da benimle beraber." Birka balina daha su yzne kt. "Onlardan seninle konumalarn istemeyeceim. Brak sularm -ki ben yaptklarmn su olduuna inanmyorum- zamanla unutulsun." Leviathan, ban teknenin k tarafna dayayp kay itmeye baladnda, Grince, korku dolu bir lk atarak telala kreklere asld. Aurian, "Her ey yolunda," diye hrsz sakinletirmeye alt. "Bu, benim dostum." "Dostun mu? Bu koca, katil yaratk nasl senin dostun olabilir? Size bir ey syleyeyim mi, Leydim, sizin yannz-dayken hayat hi de skc deil." Kanatl kz, Aurian' bulamamt ama okyanusun drt bir tarafna salm teknelerle karlamt. Gece

Kaaklar, balk tekneleriyle kayklarla bulabildikleri yzen her eyle denize almlard. Linnet, yelkenleri olan byk teknelere klavuzluk ederek, Yanis'in gemisine kadar onlara elik etti. Daha kk tekneler ve tek kiilik kayklar ise alkantl denizde yalpalanp duruyorlard. Bir sre sonra, Yanis'in gemisi kk teknelerin imdadna yetiti. Korkmu, a ve slanm Gece Kaaklar, birer ikier gemiye kmaya baladlar. Gemi-406 nin gvertesi, ana baba gnyd. Forral ve Xandimler, insanlar rahat ettirmek iin battaniyeler bulmaya alyor, herkese yiyecek getiriyordu. Yaralanm ve m Gece Kaaklarnn hepsine yardm etmeleri mmkn deildi. Kl ustas, "Bouna urayoruz," diye yaknd. "Gemide yeterince yer yok. nsanlarn byk ounluu gvertede yatmak zorunda. Ve bir ifacya ihtiyacmz var. Gece Kaaklarnn lideri olduunu ne sren Yanis nerede? Tarnal nerede? Scack kamaralarnda oturacaklarna, buraya gelip bu insanlara yardm etsinler. Hepimiz zntlyz, sadece onlar yas tutmuyor." Vannor, gverteden gelen seslerin farknda bile deildi. Zanna'nm yanma oturmu, kzmm salarn okuyordu. Zanna, sabaha kadar alam ve sonunda yorgunluktan szp kalmt. Vannor, dncelere dalmt. Karsn dnyor ve Nexis'te geirdii yllar boyunca kars ve kzn nasl bu kadar ihmal ettiini anlamaya alyordu. "Baba? Baba?" Martek'in sesi, Vannor'u kendine getirdi. Kk ocuk, Emmie'nin beyaz kpeiyle beraber, kamaradaki kk masann banda uyuklayan Tarnal'n yannda duruyordu. ocuk, babasnn kolundan ekitiriyor ama yorgunluk ve zntden kendinden gemi olan babas, ocuu duymuyordu. ocua baktka, Vannor'un gzleri doldu. Zavall Martek, dn aabeyini kaybetmiti ve imdi kimse onunla ilgilenmiyordu. Vannor, ayaa kalkarak ocua elini uzatt. "Ne oldu Martek? Gel ve dedene syle. A msn?" ocuk ban iki yana sallayarak, "Dede, Valand ne zaman geri dnecek?" diye sordu. Vannor, bir an iin ne diyeegini bilemeyerek kk ocuu kucana ald. "Valand unlara gitmek zorundayd. O ld, Martek. Geri dnemez." "Ama nereye gitti? Niye? Ben de onun yanna gidemez miyim?"

Vannor rperip ocua sk sk sarld. Martek'in, aabeyinin yanna gitmek istediini, Tanrlarn duymam olmasn mit ederek, "Valand ok uzaklara gitti. Orada anneannene gz kulak olacak. Onunla beraber gittiler," dedi. "Ama geri dnemezler mi? Hibir zaman m? Ama bu hakszlk dedeciim! Ben, Valanj'i zledim! Niye gittiler ki?" Vannor, "Onlarn gittii ye*e hepimiz gideceiz," diye aklad. "Er ya da ge, biz de otlarn olduu yere doru yolculua kacaz. Ama vakti geldii zaman. Sen anslsn, Martek. Burada annen, baban v benim yammdasn. Aabeyini zlediini biliyorum ama bjr gn onu tekrar greceksin, sana sz veriyorum." "Ama ne zaman?" "Bilmiyorum." "Valand da beni zlyor mu^ur?" "Tabii ki zlyordur. Ama imdi ikiniz de ok cesur olmalsnz. Bunu yapabilir misin ?" "Cesur olmak? Babam gibi n^j?" Masann olduu yerden gele-, bir ses, Vannor'un dikkatini o tarafa yneltti. Tarnal, sandalyede dorularak yzn elbisesinin koluna sildi. "Sanrm benden de cesur olmalsn, evlat," diyerek ellerini oluna d0ru uzatt. "Hi kimse senin kadar cesut- olamaz." Martek, dedesinin kucandan inerek babasnn kucagina oturdu. Tarnal, olunu kucaklarken, Vannor'a dor^ bakt. "Teekkr ederim," diye fsldad. Beyaz kpek, kimsenin kendisiyle ilgilenmediini fark edince ulumaya balad. Kpein tiz ulumasyla Vannor'un tyleri diken diken oldu. "Martek, Karbeyaz niye burada? Anneni uyandracak." ocuk eilip kpein yzne bakarak, "Ah," dedi. "Unut408 mutum. Yanis amca, kpei alabileceimi syledi. Karbeyaz benim olabilir mi, baba? Ltfen!" Ne? Yanis, einin ok sevdii kpei Karbeyaz, Martek'e mi veriyor? Vannor, daha da huzursuz oldu. Eski tccar, "Martek, Yanis amcan tam olarak ne dedi?" diye sordu. "Ve bu ne zaman oldu?" ocuk hatrlamaya alarak kalarm att. "Geminin ambarnda oturuyordu. Alyordu. Karbeyaz'a iyi bakmam nk kendisinin kpekle ilgilenemeyeceini syledi. Emmie teyzenin yanma gideceini syledi..."

"Yedi lanetli iblis!" Tarnal, ocuu kucandan indirerek kapya doru kotu. Vannor da arkasmdayd. Geminin ambarna ulatklarnda, Vannor, elindeki feneri Tamal'a vererek ambar kapan at. Tarnal, merdiveni kullanarak kapaktan aa inerken, Vannor eilip aada ne olduunu grmeye alt. Fenerin , ambarn zeminindeki yapkan slakl aydnlatt. Tarnal, slakln zerine basmama-ya zen gstererek aaya indi. Bam, grd korkun sahneden aksi tarafa evirip irenerek yzn buruturdu. Derin bir nefes alarak, "Aaya gelme, Vannor. Ge kalmz." Tarnal, kafasn kaldrarak einin babasna bakt. Vannor, Tarnal'n yzndeki korkulu ifadeyi grebiliyordu. "yle grnyor ki artk Gece Kaaklarnn lideri benim. yleyse, hemen ie koyulsam iyi olur," diyerek merdiveni trmanmaya balad. "Elveda, Ithalasa. Umarm yine grrz." "Elveda, Rzgr-Gz. Zaman geldiinde tekrar greceiz. O zamana kadar, kendine iyi bak. Ve unu hatrla, by gcne sahip herkes, yaamlarnda birok ey grecek kadar uzun yaar. Kim bilir? Belki bir gn isteine kavuursun." "Sanmyorum." "Bunu zaman gsterecek. ans seninle olsun, dostum." Aurian, acaba neden bahsediyorlar, diye dnd. Chiamh arkasn dnp gemiden kendilerine atlan merdiveni trman- 409 maya balad. Ithalasa, "Byc-halk her eyi merak eder, yle deil mi? Ama bu Rzgr-Gz ile aramzda bir sr, bu seni ilgilendirmez," diyerek kkrdad. "En azndan, imdilik ilgilendirmez," diye ekledi. Aurian iini ekerek, "Keke seninle daha fazla zaman geirebilseydim," dedi. "Hep byle birbirimize elveda demek zorunda kalyoruz." "Ama bir araya geldiimizde de ne kadar mutlu oluyoruz. Eer Yenidendoum Kazann bulursan, lme geri vereceini bana sylediin iyi oldu. Bu, beni umutlandrd. Bakalarnn iyiliini dnerek kalt geri vermen, halkm etkileyecektir. Bylece sana gvenmekte hakl olduumu ve senin dier Bycler gibi bencil olmadn anlayacaklardr. te o zaman, belki de srgn yllarm sona erer."

"Topran Asasn ktye kullandm ve Alevlerin Klcn alamadm. Umarm bu sefer her ey yolunda gider." Aurian, yol boyunca, yapt hatalar Leviathan'a anlatmt. "Olabilir ama en azndan hatalarnn farkmdasm ve bir daha tekrarlamayacaksn. in rahat olsun. u an bile, yaptn hatalarn bedelini dyorsun. Pimanlk duyarak kendini zme. gdlerin her zaman doruyu sylyor, kzm. Onlara gven ve kendine iyi bak." Leviathan, elveda diyerek uzaklamaya balad. O gittikten sonra bile, son syledii cmleler Aurian'n zihninde yanklanyordu. Aurian, gverteye kt zaman, Tarnal'n Gece Kaaklarna yardm ettiini grd. Byc basal dileyemeden Tarnal, Aurian' kolundan tutarak dierlerinin duyamayaca bir yere gtrd. "Ltfen, Byc. Zanna'ya yardm edebilir misin? Seni ne kadar sevdiini biliyorum ve dndm de..." Szlerini tamamlayamayp yzn buruturdu. "ylece otu-410 ruyor. Bazen alyor, bazen hibir ey sylemiyor. O, aslnda ok cesurdur ama nce Dulsina, sonra Valand ve bu sabah da Yanis... Kk bir kzken, beni tanmadan nce, onunla evlenmek istediini sen de biliyorsun. Her ey st ste geldi..." Aurian, "Tarnal," diyerek elini adamn omzuna koydu. Tarnal'n Zanna iin ne kadar endielendii yznden okunabiliyordu. "Merak etme, Zanna gl bir kadndr. Onunla konuurum." Kamara kapkaranlkt. Kk, oval pencere, perdeyle rtlmt. Aurian, byl gr sayesinde, Zanna'nm yatan zerinde oturduunu grebiliyordu. Ellerini dizlerine koymu, gzlerini bolua dikmiti. Byc, hibir ey sylemedi. Bir sandalye ekerek beklemeye balad. Zanna, sonunda, "Nasl dayanyorsun?" diye sordu. "Aurian, bunun nasl bir ey olduunu en iyi sen bilebilirsin. nce Forral', soma Anvar' kaybettin. Ve olun, Miathan tarafndan lanetlendi. Nasl hl hayata devam edecek gc bulabiliyorsun?" Aurian, "Ben kk bir kzken, Forral bana hayatmn en anlaml tavsiyesini vermiti," diye konumaya balad. "Eer bir sorun almaz grnyorsa, nce yapman gerekenleri yap. Sen hayat denilen yolda ilk adm at, gerisi kendiliinden gelir, demiti."

"Ama ben, o ilk adm nasl atacam bilemiyorum. nmdeki yol ok karanlk." Byc elini Zanna'ya doru uzattnda, avucunda beliren minik, kehribar rengi bir kre, kadnn yzn aydnlatt. "Gvertede, yamurun altnda insanlarn slanyor. Bazlar yaral, bazlar ise senin gibi yas tutu/or..." "Bana onlar rahatlatmam syleme! Onlara verecek hibir eyim yok!" "Senin bir kamaran var, Zanna. Dierlerinin de burada, meden yas tutmasn salayabilirsin. Ve yarallar burada 4-11 rahat ettirebilirsin. Yardm edebilirsin." "Ve tm bu iyilikleri yaparken, zntm kalbime mi gmerim? Bana verecein tm tavsiye bu mudur?" Aurian omuz silkti. "Sen sordun. Ama deneyimlerime dayanarak unu syleyebilirim ki ne iyilik yaparak, ne kendini ikiye vererek, ne de baka bir ekilde zntn kalbine g-memezsin. Eer bir eylerle megul olursan, zntlerinle beraber yaamak daha kolay olacaktr. Burada ylece oturup kekelerle zntn beslersen, bunun kimseye bir faydas olmaz. Bunu daha nce ben de yaptm ve hibir ie yaramad, bana inan. Ve unu hatrla, Vannor, Tarnal ve zellikle kk Martek'in sana ihtiyac var. Birbirinize yardm edebilirsiniz. Sadece ailenle deil, tm Gece Kaaklar ile zntlerini paylaabilirsin. lk adm atmak ok zordur, Zanna ama ite kap orada, seni bekliyor." Zanna nce Bycye, sonra kapya bakarak, "Pekl, en azndan deneyebilirim," dedi. Parric, geminin kaptanna bararak, "Tanr akna, biz neredeyiz?" diye sordu. "Bu Xandim sahili olamaz. O kadar uzaa, bu kadar abuk ulam olamayz. Seni lanet olas, aptal! Yanl yne gidiyoruz." Jeskin, kolunu ekitiren Parric'ten kurtularak yere tkr-d. "Ben hibir zaman gneye gittiimizi sylemedim. Bu insanlar zaten yeterince yorgun ve zntl. Bir de onlar, bilmedikleri topraklara doru, ya da drt gn sren zor bir yolculua karamam. O grdn yer, Easthaven liman. Oraya gidiyoruz. Burada grdn insanlarn ounun orda akrabalar veya arkadalar var. Benim bile orada bir kuzenim var. Onlarn yanma yerleerek, esnaf veya balk olabiliriz. Kim, bizim bir zamanlar Gece Kaaklar olduumuzu anlayabilir ki? Easthaven halk deil

herhalde. Onlar Nexis'ten ge-412 len hibir eyle takas yapmazlar ve bana yle geliyor ki birok ehrin halkndan daha anlayldrlar." Jeskin, tekrar yere tkrerek, meydan okurcasna gzlerini Parric'e dikti. "Eer gneye gitmek istiyorsan, dostum, seni oraya kadar gtrecek birilerini bulmalsn. Sana iyi anslar." Aniden Parric'in elinde bir bak belirdi. Svariba, ba Jeskin'in srtna dayayarak, "Bu lanet olas teknenin burnunu gneye evir, imdi," diye bard. I Jeskin baa bakp svaribamn tehdidinden ok etkilenmemi gzkerek, "Hayr," dedi. "Eer beni ldrrsen, be-|l|}|||i l nim yerimi bakalar alacaktr ve bu insanlar Easthaven'a gtrecektir. Tabii ki nce seni asp cesedini denize attktan I il i............. 1 > sonra." Bam dndrerek bir kez daha yere tkrd. Tkr bu sefer Parric'in izmelerini syrp gemiti. "Ve bu bir gemi. Bir tekne deil," diye ekledi. Sessizce kfreden Parric, ba cebine soktu. kan arbedede dierlerini kaybedip yanl gemiye binmesi byk ansszlkt. Ve imdi yapabilecei hibir ey yoktu. Tek yapabilecei, Nexis'e geri dnp Pendral piinden intikam almak olabilirdi. Bu, belki Aurian'm bir iine yaramazd ama en azndan Nexisliler iin ok ey ifade edebilirdi. Ve kendisini daha iyi hissetmesini salayabilirdi. illi lii 1 m XXVI KR^AriRinn DA Qemi, iki gn sonra, kendisini takip eden yelkenli teknelerle beraber, Xandim sahiline ulat. Ufukta kara grnd zaman, insanlar sevin lklar attlar. Otuz sekiz Gece Kaa, bu korku dolu yolculuk sona erdii iin ok mutluydu. Son birka gn, herkes iin ok zor gemiti. Geminin ambar temizlenmi ve Yanis'in cesedi de, ncekiler gibi suya braklmt. Ambarn ierisinde yamurun ve rzgrn etkilerini hissetmiyorlard ama ambar, insanlarn kalmas iin tasarlanmamt. erisi souk, rutubetli, skk ve grltlyd. Yemek ok azd ve her gn, herkesin belirli bir miktar su ime hakk vard. Aurian, iyiletirme yeteneklerini kullanarak

insanlara yardm etmiti. Onun sayesinde, birok insann hayat kurtulmutu. Geride braktklar korkulu anlar dnlecek olursa, Gece Kaaklar, gney sahillerinde neyle karlaacaklarn bilmemelerine karn korkmuyorlard. On yl nce, Aurian ve arkadalarn almak iin gneye seyahat eden Yanis, Xandimlerle Gece Kaaklar arasnda bir ticaret ortaklna imza atmt. Zamanla, iki topluluk arasndaki ilikiler gelierek, iki halk, birbirleri ile dost olmulard. At-halk, Gece Kaaklarnn yeteneklerine sayg duyuyordu. Gece Kaaklarnn salam ve hzl gemileri, Xandimlerin ilgisini ekiyordu. Ama iinde bulunulan durum, Aurian ve dostlar iin da414 ha farklyd. On yl nce, yz kadar Xandimi kendileriyle beraber kuzey topraklarna gelmeye ikna etmilerdi. Ve sonuta Xandimlerin hepsi Periler tarafndan esir alnmt. Bu sefer, Xandimlerin kendilerini ok scak karlayacan sanmyorlard. Byc, bu konuyu arkadalaryla oturup konumu, Zanna ve Tarnal'n da fikrini almt. Aurian ve arkadalar, Gece Kaaklar kyya karken, geminin ambarnda gizlenmeye ve gece olduunda, fark edilmeden karaya kmaya karar vermilerdi. Aurian, D'arvan'n kendisine verdii tlsm kullanarak yanndaki Xandimleri uurmay planlyordu. Vannor da kendileriyle beraber gelmekte srar edince, Aurian ok ard. Aurian, kz ve torunuyla beraber kalmak isteyeceini dnyordu. Ama eski tccar, Aurian ile beraber gelmek konusunda kararlyd. Ayrca, Dulsina'nm hatralarndan uzaklamak istediini sylemiti. Bu konuyu Forral ile konuan Aurian, Vannor'un da kendileri ile gelmesine izin vermiti. Ayrca, gece olduunda gizlice gemiden ayrlma planlarn, sadece Gece Kaaklarnn lideri ve birka kii daha biliyordu. Dierleri, gemideki yabanclarn varln gizli tutacaklarna sz vermiti. Chiamh, eski evinin bulunduu Rzgrpeesi Dana gitmeyi nermiti. Orada gvende olacaklard. Xandimler, eski mezarlarn bulunduu ller Vadisine gitmezlerdi. RzgrGz, zellikle Rzgrpeesi Dann Moldan Basileus ile konumak istiyordu. Eer ona, gney topraklarna neler olduunu anlatrlarsa, Moldan, ne yapmalar gerektii konusunda kendilerine tavsiyeler verebilirdi.

Gemi limana 'girdiinde, Aurian ban kaldrp kamarann penceresinden dar bakt. Xandim ehri, son grdnden bu yana ok deimiti. Krfezi evreleyen tatan binalarn says artmt. Deniz kysna uzun, tatan iskeleler ina edilerek liman geniletilmiti. Rhtm, Xandimlerle doluydu. Hepsi, bu beklenmedik ziyareti neye borlu olduklarn anlamaya alyordu. Ama yine de, gemiye el sallyorlard. ehrin lideri izmir, Yanis'in gemisi demir atarken, iskeleden kendilerine doru yaklat. Aa atlayan Tarnal, birka dakika izmir'le konutu. Aurian, izmir'in yzndeki scak hogeldiniz ifadesinin yerini, znt ve hayal krkl dolu bir ifadenin aldm grd. Tarnal, ona Gece Kaaklar liderinin lmn ve balarna gelenleri anlatyor olmalyd. Xandim lideri, ehrine sman kaaklarn iler acs halini grnce, iskelede onlar kucaklayarak sahile kadar onlara elik etti. Gece Kaaklar, Xandimlerin klavuzluunda, ehre gelen misafirlerin topland byk tatan binaya doru ilerlediler. Chiamh, kamarann penceresinden dar baktnda, sessizce kfrederek, "una bakn," dedi. "Tm hayatm boyunca Xandimler, hibir yerde beni byle karlamadlar. Ve imdi de bana hogeldin diyeceklerini zannetmiyorum." Zanna, gemiden son ayrlan kiiydi. Aurian, Linnet, Forral ve Xandim, Zanna'ya elveda dediler. Aurian, Kurt'un ve byk kedilerin de teekkrlerini Zanna'ya ilettikten sonra, kamarann bir kesine sinmi Grince'i grd. Hrsz, "Ben de seninle geliyorum," dedi. Aurian, ters ters hrsza bakarak, "Bu konuda anlatmz sanyordum," dedi. Grince, "Ama bana ihtiyacn var," diye srar etti. Aurian, "Tm Tanrlar akna, niye sana ihtiyacm olsun?" diye sordu. Grince'in kararl ve sert yz ifadesinin yumuadn grnce ard. Hrsz, "Leydim, ltfen," dedi. "Tm hayatm boyunca kimsenin bana ihtiyac olmad, tabii Sava hari. Yaptklarnzdan dolay size teekkr borluyum ama ben, bu insanlarn yanma ait deilim. Leydi Aurian, Nexis'te benim hayatm kurtardnz. Ve imdi, kendimi size borlu

hissediyorum. Ltfen, size olan borcumu dememe izin verin. Ben Nexis'teki en iyi hrszdm ve yeteneklerim burada hibir iime yaramaz. Sadece bam belaya sokar. Ama size 416 yardm edebilirim..." Chiamh, araya girerek, "Onu da alalm," dedi. "Niye bilmiyorum ama iimden bir ses..." diyerek rperdi. "Aurian, bizimle gelmesine izin ver. Piman olmayacaksn." Aurian, akn gzlerle Rzgr-Gz'e bakt ve yenilgiyi kabul ettiini gsterircesine, ellerini yana at. "Pekl Grince. Bizimle gelebilirsin ama o kpei yanma alamazsn. Bu, hi uygun olmaz." Zanna, "Sorun deil," dedi. "Grince dnene kadar Martek, Ayaz'la ilgilenir." Aurian'a doru dnerek, "Hepiniz kendinize iyi bakm," dedi. "Her ey sona erdiinde, bizi ziyarete gelin." Aurian, "Geliriz," dedi. Kimse ak ak sylememesine karn, herkes ayn eyi dnyordu. Bu son kez birbirlerini grleri olabilirdi. O akam, izmir ve Yallar Konseyi, Gece Kaaklarnn geliini kutlamak iin byk bir enlik dzenlediler. Zanna, gnlerdir ilk kez geveyip rahatladn fark etti. Xandim lideri, Aurian ile ilgili sorular sormaya balaynca, Zanna huzursuz oldu. izmir, Tarnal'a, xPerilerle karlap karlamadklarm sordu. Tarnal ban iki yana sallad. "Tanrya kr ki hayr. En azndan bize bulamadlar. Zaten, Periler iin tm insanlar, birer hayvandan farksz." "O zaman, Xandimleri nasl grdklerini anlayabiliyorsundur. imizden kan hainlerin, halkmzn bir ksmn kuzey topraklarna seyahat etmeye ikna ettii gne lanetler okuyoruz. Ayrca, tm bu olanlarn sorumlusu olan Byc-hal-kn da unutmamak lazm." Xandim lideri, gzlerini Gece Kaaklarna dikerek, "Hi mi geri dnmediler?" diye sordu. Zanna, bu kadar ani gelen soruya hazrlksz yakalanmt. Derin bir nefes alp boazna dmlenen yemei yutmaya alt. Bir anda, oda kart. Birisi srtna vuruyor, bir dieri 4-17 kendisine bir bardak su veriyor, bir dieri yalanan gzlerini silmesi iin bir mendil uzatyordu. Zanna, kendine geldii zaman, Tarnal konumaya balad. "nsanlarn zamanda kaybolup bir daha geri dnmemeleri olduka garip." izmir, "Ama onlar sizin dostunuz," diye srar etti.

Zanna araya girerek, "Evet, ama ne fark eder ki?" diye sordu. izmir kalarn atarak, "Benim iin fark etmez," dedi. "Ama zlerek size unu sylemeliyim ki bu odann dndaki insanlarla konuurken, eski dostlarnz unutun. Ama benim iin her ey ok farkl. Yllarca Gece Kaaklar ile ticaret yaptk ve dost olduk. Burada kalp ehrimizin bir paras olabilirsiniz. Gemi ina etmek gibi yetenekleriniz, ok iimize yarayacaktr." Tarnal, "Aurian ve dierleri ile dost olduumuzu sylersek, bunun bamza bela aacan m sylemeye alyorsun?" diye sordu. "Ama niye?" "Ltfen beni bu kadar acmaszca sulama. Bu konuyu daha fazla uzatmayalm. nsanlarnn snacak bir yere ihtiyac var. Arkadalarn eer buraya geri dnerlerse, lm cezasna arptrlacaklar. Yllardr, Xandim topraklarna geri dnp dnmediklerini anlamak iin, ehrin evresinde devriyeler dolayor. Byc ve dostlaryla ilgili kesin kararm verdim ve sahil boyundaki tm dier yerleim birimlerinin liderleri de beni destekliyor. Eer Xandim topraklarnda yakalanacak olurlarsa, Xandim Kalesine gtrlecekler ve oradan da Kr Tanrnn dana gidecekler. Tam olarak emin deilim ama onlara ne olacana Kr Tanr karar verecek ve byk ihtimalle, Tanrya kurban edilecekler." Ovann ortasndaki byk atein bana oturmu yalnz Xandim, kafasn kaldrp gkyzne baktnda, bir dizi karanlk figrn gkyznde utuunu grd. Xandimin kala-418 r atld. Bunlar da ne byle? Bunlar, Gkhalkma benzemi-yorlard ve Kanatl-halk geceleri umazd. yleyse baka ne olabilirdi? Aurian tm korkularn unutmu, umann tadn kartyordu. Xandim ehrinden fark edilmeden katklar iin rahatlamt. Souk havada, ay altnda umak, ok heyecan vericiydi. Geceleyin, yldzlarn parlts altnda, tlsmn Eski By gc, daha da artyordu. Byc, ban Chiamh'm boynuna dayayarak souk rzgrn suratmdaki dondurucu etkisini azaltmaya alt. Ellerini Rzgr-Gz'm scack yelesinin iine soktu. Aurian, tekibakyla aaya baktnda, yeryzndeki tepelerin, birbiri zerine gemi topaz ve kehribar tabakalar eklinde grndn fark etti. Tepelerin zerindeki aalar, yerden fkrm kristallere benziyordu. Rzgrn gm rengi parltsn ve birer

ylan gibi kvrlp giden nehirlerin, sisli parlaklm grebiliyordu. Grince, Bycnn arkasnda oturuyordu ve sk sk Aurian'n beline sarlmt. Artk kollar uyumaya balayan hrsz, kafasn kaldrp baktnda, omzundaki atmacann sakin bir ekilde olduu yerde durduunu grd. Aurian, gz ucuyla, Schiannath ve Iscalda'y grebiliyordu. Xandimlerin yaam enerjileri, tlsm sayesinde, rzgrn gcyle i ie gemiti. Forral, byk, gri cssesiyle frtna bulutlarn andran Schiannath'm zerindeydi. Vannor, ay nda inci gibi parldayan Iscalda'mn zerine binmiti. ki Xandim'in arasna, Gece Kaaklarndan aldklar byk bir a gerilmiti. An ortasndaki Shia, Khanu ve Kurt, hallerinden hi de honut grnmyorlard. Aurian, kendi deneyimlerinden yola karak, bu ekilde yolculuk yapmann hi de kolay olmadn dnd. Yolculuklar sona ermeden, her yerleri aryacak ve donacaklard. Xandimlerin hzna kolayca ayak uyduran Linnet, mutlu bir ekilde Aurian'm yannda uuyordu. Aurian, hzl bir ekilde yol aldklar iin mutluydu. Her ne kadar iki Xandimin yk ar da olsa, Eski Bynn g- 419 c, onlar daha da kuvvetlendiriyordu. Umalarn salayan bynn srekliliini salamak ok zor deildi. Eer bu hzda ilerlemeye devam ederlerse, akam sonra Chiamh'm bahsettii yere ulaabilirlerdi. Ve sonra? Byc, keke bilseydim, diye dnd. Ruhlarn Kuyusuna bakt zaman, Eliseth'in Aerillia'da olduunu grmt. Ama Hava-Byc-s, kim bilir imdi neredeydi? Eliseth, Dhiammara'ya vardklarnda ehirdeki ykmn boyutlarn anlaynca, hayal krklna urad. Anvar'm zihnindeki Dhiammara depremiyle ilgili grntler, panik ve hayatn kurtarma igdsyle bulankt. Sarsntlar sona erdiinde, Anvar yerin altndayd ve yzeye kp ehrin ne hale geldiini grme frsat olmamt. Ama imdi, Eliseth, tm ehri grebiliyordu. Kanatl savalar, Eliseth'i yksek kulelerden birinin zerine braktlar. Buras, Anvar ve Aurian'm, Dhiammara'y ilk kez grdkleri yerdi. Eliseth, ehrin ortasndaki zmrt yeili kulenin boylu boyunca atladn ve vadinin tabannn yarklarla ve atlaklarla dolu olduunu grd. Tm ehir, ykntlar halindeydi. Eliseth, biraz daha dikkatli baknca, tek

katl binalarn ounun ayakta olduunu fark etti. Yanndaki G-nety'e dnd. Kanatl sava, nefretle yzn buruturmutu. Eliseth, savaya souk bir bak atarak, "imizi grr," dedi. Gnety omuz silkti. Eliseth, kendisine kar gelerek bir eyler syleme cesareti bulamadndan, savann onu byle sinir etmeye altn ok iyi biliyordu. Gnety, "Siz bilirsiniz, Leydim," dedi. "ki savay aaya, evlerin salam olup olmadklarna bakmalar iin gndereceim. Geceyi geirebileceimiz gvenli bir yer bulsunlar." Gece yars olmadan Eliseth, basit evlerden birine yerle-420 miti. Vazifesi Alevlerin Klcm tamak olan Bern, kalt Ha-va-Bycsnn kalaca odaya brakp kendisi iin kalacak bir yer bulmaya gitmiti. Alevlerin Klcna hkmedememe-si, u ana kadar, Eliseth'in tek baarszlyd. Bunun dnda, ksa sre ierisinde baard ilerle gurur duyuyordu. Planlan tkr tkr iliyordu. Gnety, Khazalimlerin kendisine yardm etmeye hazr olduunu ve l geceleyin geerek, yarn akam Dhiammara'da olacaklarn sylemiti. Yarn akam, orman kolonisinde esir almanlar da Ejderha ehrine getirilecekti. Eliseth, ellerini yanan atee doru uzatarak uykulu bir biimde gerindi. imdi, kaim battaniyelerin ve Gnety'n salad yumuak krklerin zerine uzanmadan nce, Kadehi kullanarak Aurian'm neler yaptna bakmak istiyordu. Eliseth, Kadehi suyla doldurarak Vannor'u hayal etmeye balad. Kendisini inanlmaz bir hzla havada uarken bulunca, bir an iin konsantrasyonunu kaybetti. Dikkatini youn-latramayarak kendi bedenine geri dnd. Sessizce kfredip derin derin nefes ald ve ba dnmesi geene kadar bekledi. Ve tekrar denedi. Tanr akna, neler oluyordu? En son Vannor'un zihnine girdiinde, sadece tccarn bir gemide seyahat ettiini anlayabilmiti. nk tccarn zihni korku, fke ve zntyle o kadar karkt ki onu kontrol etmeyi baaramamt. Eliseth, sakinlemi Vannor'un zihninde dolap son olanlar renince hayrete dt. Eliseth, sinirlenerek, Xandim ehrinde kalan Zanna'dan intikamn alamayacan dnd. Zanna'ya neler olaca ok da nemli deildi. Byc, Aurian'm Xandimleri uurabildiini fark ettiinde dehete kapld. Hava-

Bycs, bir an iin r-perdi ve huzursuz oldu. Bu, her eyi deitiriyordu. Aurian kendisini bulana kadar, hazrlanmak iin gereinden ok zaman olacan dnmt. imdi, planlarn daha da hzlandrmal ama bunu yaparken dikkatli olmalyd. ok aceleci davranrsa, bir eyleri gzden karabilir ve hata yapabilirdi. Eliseth, ilk defa, Xandimleri fethetmeyerek doru yapp yapmadn sorgulad. At-halk, eer Hava-Bycsne dman olursa, Eliseth'i srtndan vurabilirlerdi. Byc, omzunu silkti. Byle panie kaplmak ne kadar sama, diye dnd. Orman kolonisini igal ettiinde, Aurian iin ok deerli olan insanlardan bazlarn rehin almt. Esirlerin arasnda Eliizar ve Nereni'nin de olduunu kendi gzleriyle grmt. Eliseth zehirli bir ses tonuyla, "yleyse Aurian gelsin," dedi. "Ben hazrm." Gece yolculuk ettiklerinden, Chiamh ve arkadalar, fark edilmeden seyahatlerini tamamladlar. Gndzleri, ovann ortasnda gizlenebilecekleri ok yer yoktu. Nadir olarak, insanlar tarafndan kesilip bir araya getirilmi kereste ynlarna rastlyorlard. Ve onlarn arasnda saklanyorlard. Gndz dinlenirlerken, her zaman ilerinden birisi nbet tutuyordu. Xandimler otlanabildikleri iin dierlerinden daha anslyd. Zanna, Aurian ve dostlarna ok fazla yiyecek vermemiti. Aurian'n hesaplad gibi, nc gnn akam Rzgrpeesi Dana ulamlard. Herkes, Xandim Kalesinden kimsenin kendilerini gremeyeceinden emindi. Ama Chiamh, gne domadan yere inmeleri gerektiini syleyip gizlenebilecekleri bir yer aramaya balamt. Rzgr-Gz, yeryzne doru esen bir hava akm yakalayp arkasnda Schiannath ve Iscalda ile beraber, avnn zerine atlan atmacalar gibi, ller Vadisine inie geti. Chiamh'm Rzgrlar Odas, aada bir yerlerdeydi. Chiamh, uzun sre jce Xandimlerle olan tm balarn kopardna inanyordu. Ama eski evini grd zaman bekemedii ekilde ok duyguland. Toynaklar yumuak ve slak imlerin zerine deer demez, kayalklarn iine oyulmu maarann azna doru kotu. Aurian ve Grince'in 422 zerinden inmesini beklemedii iin, insan formuna da geememiti. eri girdii zaman, evinin, on yl ierisinde bakmszlktan dklmeye baladn grd. Battaniyeleri

ve postlar, zaman ierisinde kflenerek parampara olmulard. Deerli eyalar, vahi hayvanlar tarafndan etrafa salmt. Maarann zemini, yer yer kmelenmi hayvan dks ynlaryla dekore edilmiti. Chiamh, Gece Kaaklarnn maaralarnda kaldklar sre ierisinde Parric kendisine yeni kfrler rettii iin, svaribama bir teekkr borluydu. "Rzgr-Gz, hi byle szler sylediini duymamtm. Tm vahi yaratklarn aslnda tanrann ocuklar olduunu bilmiyor musun?" Chiamh, "yleyse Iriana onlara biraz terbiye retsin," diye konumaya balayp duraksad. "Basileus!" "Evet... Kimi bekliyordun? Ho geldin, Rzgr-Gz. Yzyllardr, birisini grdme bu kadar mutlu olmamtm. Ama nerelerdeydin? Niye bu kadar uzun sre uzaklardaydn?" Aniden, Moldan'm sesindeki nee kayboldu. "Bilmen gereken bir sr ey var, dostum. Son birka yldr, ok nemli olaylar oldu..." Chiamh, "Hayr, yine mi?" diye mrldand. Son zamanlarda hayat, sadece ktlklerden ve korkun olaylardan ibaretmi gibi grnyordu. O anda, inanlmaz derecede a, pis ve m olduunu fark ederek, kendisini sanki bin yandaym gibi hissetti. Moldan, kibarca, "yleyse dinlen," dedi. "Senin gibi etten ve kemikten olumu halklarn zayflklarn unutmutum. Sana vereceim haberler on yldr bekliyor, bir sre daha bekleyebilirim." O anda maaradan ieri giren Aurian, etrafn dankln grnce uzun bir slk ald. "Yedi lanetli iblis!" "HogeJdin, Byc." "Ah, hobulduk, Basileus." Byc, saygl bir biimde ban ne edi. Belirli bir yne bakmasna gerek yoktu nk Moldan, koca dan kendisiydi. "Tekrar burada olmak ok 423 gzel. Sana anlatacaklarmz var." "Benim de size anlatacaklarm var. Ama nce dinlenin. Ben beklerim." Shia, maaraya girerek havay koklad. Kararl bir ekilde, "Sincaplar," dedi. Burnunu ekerek, "Fareler ve bir tilki ailesi," diye ekledi. Chiamh, harap olmu maaraya doru bakarak, "Nereden balayacam bilemiyorum," dedi.

"Ben biliyorum." Aurian, ban maarann giriinden dar kartarak, "Grince?" diye tatl bir ses tonuyla bard. "Faydal olmakla ilgili neler dediini hatrlyor musun? Etraf sprmekte naslsmdr?" Shia, "Khanu ve ben, avlanmaya gideceiz," dedi. "Belki hl, elikpene'nin eteklerinde vahi keiler vardr..." Basileus, "BEKLEYN!" diye bard. "elikpene'nin zerine ayak basmayn! Oras bir kez daha kt bir yer oldu. Bu vadinin aasndaki ormanda, geyikler ve tavanlar var. Orada avlanabilirsiniz." Tm yolculuk boyunca gittike asabileen ve sabr tkenmeye balayan Shia, gzlerinde inat bir kla, "Ama elikpene'nin zerinde zaten kediler var," diye itiraz etti. "ktlk dediin her ne ise, bize zarar veremez..." Moldan, skc bir ekilde, "Hayr," dedi. "elikpene'nin zerinde artk kediler yok." Shia ve Khanu, aknlktan konuamyordu. Aurian, "Ama onlara ne oldu?" diye sordu. "Bir hastalk m? Onlara biri mi saldrd? Hepsi ldler mi? Eer yayorlarsa, neredeler?" Basileus, "Onlara ne olduunu bilmiyorum," diye cevap verdi. Sesindeki znt hissedilebiliyordu. "Ama niye olduunu biliyorum. Bu da, siz dinlendikten sonra, size anlatacaklarmn bir paras. O zaman yeterince vaktimiz olacak ama imdilik hepiniz elikpene'den uzak durun. Dierlerini, yani bizim gibi zihinsel olarak konuamayanlar da uyarn." 424 shia, "Halkm," diye mrldand. "Hepsi gitmi." Ban ne eerek maaradan ayrld. Khanu da onu takip etti. Byc de arkalarndan gidiyordu ki Khanu nn kesti. Byk kedi, "Biraz daha bekle, Aurian," dedi. "Sonra, sana ihtiyac olacak. Ama imdi, bana ihtiyac var. Birbirimize yardm edeceiz," diyerek maaradan kt. Chiamh i ekti. "Yapabileceimiz en iyi eyin, buray yaanabilir bir hale getirmek olduunu dnyorum." Forral, Rzgr-Gz'n eyalar arasnda eski bakr bir yemek piirme kab ve azck su szdran bir kova buldu. Aurian, bir ate yakarak su stt. Maarann dndaki su birikintisinin evresindeki amlarn altnda, byk bir ate yakmalarna yetecek kadar kurumu dal vard. Vannor ve Chiamh, etrafa dalm eyalar toplayp kullanlamayacak durumda olanlar maaradan dar

attlar. Herkes birbirine yardm etmesine ramen, maaray dzgn bir hale getirmeleri ertesi gn leni bulmutu. Gne, korunakl vadinin yksek ve eimli tepelerinin arasndan domutu. Daha sonra, srayla elalenin altndaki su birikintisinde ykandlar. stlerini balarm yanlarndaki battaniyelere sildiler. Gne batmaya baladnda, Aurian ve dostlar, temizlenmi, karnn doyurmu ve rahatlamt. Shia ve Khanu, bir geyik leini srkleye srkleye geri dnmt. Karanlk bastrdnda, hep beraber maaraya ekildiler ve Basileus konumaya balad. Aurian ve Chiamh, Moldan'm sylediklerini dierlerine tercme ediyorlard. "Yaklak on yl nce, elikpene'de yabanc birinin olduunu fark ettim. Talarda bir gerginlik vard. Ejderha Kuyruu srt boyunca, belli belirsiz bir aratrma ve gzetleme hissediyordum. nce, kukulanmaya baladim. Kim var orada, diye sordum. Bu sorunun sadece bir tek cevab olabilirdi. Ghabal. Her zamanki gibi deliydi... Gizemli bir biimde, bilmece gibi cmleler kuruyordu. Son Byc-halk da bu dnyay terk ettiinde, serbest kaldn syledi. Yine de, kendisini gney topraklarna getirenin bir b- 425 yc olduunu ekledi. Bilinci hl, uzun zaman nce iine hapsedildii, elikpeneden koparlan kaya parasnn iindeydi. "Ghabal'n varl beni rahatsz etti. O, her zaman lgn ve akn biriydi. Benim iin tehlikeli bir komuydu. Gc, her zamankinden daha fazlayd. Onun geri geliiyle beraber kediler ortadan kayboldu. Onlara ne olduu ile ilgili en ufak bir fikrim yok. Ghabal'n hepsini ldrdne inanmyorum... eer yle olsayd, etrafta ok fazla ceset olacandan, dan eteklerinde le yiyici hayvanlar olmas gerekirdi ama hi yoktu. Benim inancma gre kediler, Moldan'm geri dndn hissedince, kendi istekleriyle dadan ayrldlar. Ama nereye gittiler, kim syleyebilir? Yine de, Shia ve Khanu umutsuzlua kaplmasnlar. Byk kediler, byk ihtimalle baka bir yerde mutlu mutlu yayorlardr." Basileus, sanki zihninden geenleri toparlamak istercesine bir an duraksad. "Ayrca, son zamanlarda elikpene'nin eteklerinde dolaan Byc de beni endielendiriyordu. Onu ilk grdm anda, onun da en az Moldan kadar deli olduunu anlamtm."

Korku, souk bir ta gibi Aurian'n midesine oturdu. Daha fazla sessiz kakmayarak, "Bir Byc m dedin?" diye sordu. "Yal bir adam, gzlerinin olmas gereken yerde mcevherler olan biri mi?" "Gerekten, sylediin gibi. Senin, onu tandn zannediyorum. Yal adamn gzleri yok, onun yerine gz yuvalarnda birer tane parldayan deerli ta var. Bu yzden, Xandimler ona Kr Tanr diyorlar. Ama bir ekilde Byc her eyi gryor..." Aurian, bir kahkaha patlatarak, "Kr Tanr m?" diye sordu. "yle grnyor ki bunca yl sonra, Eliseth'in ona yaptklarndan sonra bile, kibri hl krelmemi. Eliseth'in, hepimize bir iyilik yapp onun iini bitirmi olmasn isterdim..." "Hayr, istemezdin." Forral, kurnazca Aurian'a bakarak, "Seni ok iyi tanyorum, Aurian. Onun iini kendin bitirmek istiyorsun." Byc, "Ve?" diye meydan okudu. 426 Forral, "Evet, evet," diyerek srtt. "Ben de, onun iini bitirmek istiyorum. Ama kabul etmelisin, akm, benim ok hakl bir sebebim var." Chiamh, araya girerek, "Bu Kr Tanr Tarikat da nedir, Basileus?" diye sordu. "Dolunayda ve yeniayda, Xandimlerden biri Talar Meydanna getirilir ve tanrya kurban edilir. Bu Xandim, muhtemelen bir sulu veya Sr-Lor-du ile Yallar Konseyini sinirlendirmi birisi olsa gerek. Xandimler, bu ekilde Kr Tanrnn korumasn ve iyiliini kazandklarn iddia ediyorlar... Tanrnn gazabndan kurtulmu olmalarndan hi bahsetmeyelim. Bana kalrsa, Sr-Lordu ve Yallar Konseyi, bu lgnl srdrerek, kendilerine kar gelenleri yok etme ansn yakaladklarn dnyorlar. Dier taraftan, Tanr da bu ekilde..." Aurian, araya girerek, "Ona Tanr deyip durma," dedi. "Onun ad Miathan ve bu ekilde ne elde ettiini ok iyi biliyorum. Yaratk, kurbanlarnn yaam gcn emerek besleniyor." Forral, kararl bir ekilde, "Artk bunu daha fazla srdremeyecek," dedi. Byc bayla onaylad. Bu ans, bir daha eline gemezdi. Babyc ile yarm kalan bir hesab vard. Forral, kulan drten souk bir ey hissederek uyand. Ayaa frlayarak klcna uzandnda, kendisine

saldrdm dnd yaratn Kurt olduunu anlad. Kl ustas, oturarak, derin derin nefes alp kt kt atan kalbini sakinletirmeye alt. Oluyla zihinsel iletiime geerek, "Kurt, neyin var?" diye sordu. Kurt, n ayaklarn uzatarak, ban patilerinin arasna koyup kulaklarn dikti. "Sen, gerekten benim babam msm?" diye sordu. Yoktan var olan bu ani soruyu duyunca, kl ustas hazrlksz yakaland. "Evet," dedi. "Ben senin babanm." Kurt inleyerek, "Anlayamyorum," dedi. "Anneannem Ei- 427 lin, salarnn kahverengi olduunu ve sakal braktn sylemiti. Bana, senin ldn syledi. Bunu bana herkes syledi. Shia hari. O, bu konu hakknda konumak istemiyor." Forral ararak, "Annen sana neler olduunu anlatmad m?" diye sordu. "Ben dnmtm ki..." Kurt, "Aslnda, bu benim hatam," dedi. "lk zamanlar onunla konumay reddettim nk beni nemsemediini dnyordum. Gemiye bindiimizde de konuacak frsatmz olmad. Aslnda olanlar aklayacak hi vakti olmad," diye aklad. Forral, "Tamam, evlat," dedi. "Onun yerine, ben sana her eyi anlataym..." Kl ustasnn tm hikyeyi anlatmas, saatler ald. Kurt, srekli sorular soruyordu. Forral, cevap verebilmek iin zaman zaman hafzasnn derinliklerinde bir yolculua kyor, Aurian'n kk bir kz olduu gnlere kadar geri dnmek zorunda kalyordu. Kurt, kendisini lanetleyen Babycnn, babasnn da katili olduunu renince hrlamaya balad. "Bir gn," dedi. "Onu ldreceim." Forral, bu yapmana gerek yok evlat, diye dnd. nk, o pii kendi ellerimle ldrmeyi planlyorum. Byc, gece yars, Chiamh'm nazike kendisini sarsmasyla uyand. Sinirli bir ekilde, "Ne var?" diye sordu. "Ne oldu?" Rzgr-Gz, iaret parman dudaklarna gtrerek, sessiz olmasn iaret etti. "Benimle gel," diye fsldad. Byc iini ekerek stn ban ilikledi ve klcn ald. Chiamh, "Asay da getir," diye fsldad. Aurian, omzunu silkerek Asay kemerine takt ve Harp srtna ald. Srtna kaim pelerinini alp botlarn giydi. Dikkatli

bir biimde, dierlerini uyandrmamak iin yavaa ve sessizce adm atarak, 428 maaradan dar kp Chiamh' takip etti. Tanr akna neler oluyor? diye dnd. Maaradan dar ktklar anda, Shia ile kafa kafaya geldiler. Byk kedi, "Siz ikiniz nereye gittiinizi sanyorsunuz?" diye sordu. Chiamh, "Yukarya, Rzgrlar Odasna," diye cevap verdi. Aurian, "Ne?" diye bard. "Hayr, bu olamaz." Arkasn dnp maaraya dnmek zereyken, Chiamh, Bycy omzundan yakalad. "Gerekten, bu ok nemli," dedi. "Darda birazck konualm." Byc, su birikintisine kadar Chiamh' takip etti. elale, donuk bir duman gibi akyor, suyun alkantl yzeyi, ay ile parldyordu. Byc durup RzgrGz'e dnerek, "Evet?" diye sordu. Chiamh, "imdi beni dinle," diye konumaya balad. "Bu Miaihan hakknda ok fazla ey bilmiyorum ama bildiim tek ey, onunla Topran Asas olmadan karlamaman gerektii. Asann gleriyle ilgili sorununu Basileus'a anlattm ve o, bu drumu dzeltebileceini dnyor." Aurian, bir an iin doru duyup duymadn alglamaya alt. Sonra, aniden fkelendi. "Basileus'la m konutun?" Sesi, rahatsz edici bir ekilde sakindi. "Benim zel sorunlarm o Moldan'a m anlattn?" Rzgr-Gz, "Lanet olsun, Aurian, ne yapmam bekliyordun ki?" diye ters bir karlk verdi. "O, biliyor. O, bir Top-rak-elementi. Asaya bir eyler olduunu hemen hissetmi." "Eer biliyorsa, niye bana sormam?" "nk seninle konumadan nce, yardm edip edemeyeceini bilmek istemi. Bouna seni umutlandrmak istememi." Aurian, "Umutlandrmak m?" diye parlad. "Ben ocuk deilim." Chiamh, "Lanet olsun, Aurian, yleyse ocuk gibi davranmay brak," diye kkredi. "Neler sylediimi duymuyor 429' musun? Basileus sana yardm edebilir. Yine kahrolas, inat, Byc-halk gururuna brnerek, bu esiz frsat grmezden gelip Asann glerini yeniden kazanma ansm geri mi tepeceksin?" Byc aniden sustu. Daha nce Rzgr-Gz'n bu kadar sinirlendiine hi ahit olmamt. Yaad ok, sanki kafasndan aa bir kova souk su boaltlmasma, kendisini sakinletirmesine yardmc oldu. "zr dilerim, Chiamh," dedi. "Bir aptal gibi davranyorum. Sadece..."

Sesi titredi. Aurian, boazn temizleyerek, "Yaptklarmdan pimanm," dedi. Rzgr-Gz, Bycnn ellerini tutarak, "Eer Asann glerini geri kazanrsan, kendini affedecek misin?" diye sordu. Bycnn yznde yava yava bir glmseme belirdi. "Sen ne dersin? Sanrm affedebilirim." "Gzel. yleyse, hadi balayalm." Chiamh, bulunduklar tepenin doruunu iaret ederek, "lk yapman gereken, Rzgrlar Odasna trmanmak." Aurian'm yz bembeyaz kesildi. "Bunu gerekten yapmak zorunda myz? Belki de uabiliriz. Bu ok daha gvenli olmaz m?" Rzgr-Gz, kararl bir ekilde, "Hayr," dedi. "Basileus senin uman istemiyor. Eer kendini affettirmek istiyorsan, bu meydan okumayla yzleip korkunu yenmen gerektiini syledi. Eer farkndaysan, biz demiyorum. zgnm, Aurian. Korkarm bu ii tek bama yapmak zorundasn." XXVII YEnDEn DOU urian maaradan ayrldktan sonra, Shia gittike huzursuzlanmaya balad. lk nce, iindeki huzursuzluun, halknn nerede olduunu bilmemekten kaynaklandm dnd. Belki de, iimdeki can skntsnn sebebi, Aurian'n gecenin bir yars Rzgr-Gz ile beraber neler evirdiini bilememektir, diye dnd. Aurian, gece yars bu tepenin doruuna trmanarak ne yapmaya alyor, diye dnd. Bycnn ykseklik korkusunu ok iyi biliyordu. Shia, uzun ve siyah kuyruunu ileri geri sallarken, grtlandan gelen derin bir hrldama ile, "Eer Aurian'n bana bir ey gelirse," diye mrldand. ylece oturup beklemeye daha fazla dayanamayarak ayaa kalkt ve maarann aznda bir ileri bir geri volta atmaya balad. Yanl olan neydi? Vcudunda, alk olmad bir gerginlik vard ve sanki derisinin altnda karncalanan kk kvlcmlar varmasma, yz kzarmaya balamt. Shia ne olduunu anlayamadan, srt st yere dt. Tozlu zeminde yuvarlanan byk kedi, daha nce fark etmedii ar bir misk kokusu duydu. Kafasn kaldrp bakt zaman, evresinde gezinen Khanu'yu grd. Srtndaki tyler adeta geriye doru taranmt ve grtlandan derin bir hrlt geli-

yordu. Ah, hayr, diye dnd. nanmyorum! Tm bu skntnn arasnda... Ve Khanu'nun zerinden dalga dalga yaylan misk kokusu, tekrar burnuna ulat. Yumuak bir ses tonuyla batan karc bir ekilde hrl- 431 dayan Shia, yerde yuvarlanarak, yanma yaklamas iin eini tevik etmeye alyordu. Khanu, zplayarak Shia'nm zerine atld. Shia'nm savurduu pene, Khanu'nun burnunda patlad. Shia, alevlenmi gzlerle ayaa kalkt. Hrlayarak dnmeye baladnda, Khanu'nun burnunu silerek geri ekildiini grd. Byk kedinin akn yzndeki kaln kalar atlm-t. Shia, ekiciliinin iddetinin farkndayd. Vcudundan yaylan ehvetli koku, Khanu'yu kendisine ekiyordu. Shia, maarann azndan ve ieride uyuyan insanlardan uzaklaarak aksi tarafa yneldi. Zavall iki-ayakllarm yannda durulacak zaman deildi. Khanu, su birikintisinin yanndaki amlarn arasnda Shia'y yakalamak zereydi. Shia, zekice Khanu'ya arkasn dnerek, ban ve n ayaklarn yere yatrd. Geriye utanga bir bak attnda, Khanu'nun yaklatn grd. Erkek kedinin gzleri, yeryzne inmi birer ay gibi vahice parldyordu. Khanu tam Shia'y yakalamak zereyken, byk kedi, alayc bir miyavlamayla zplayp einden uzaklat. Arkasn dnp gzlerini Khanu'nun gzlerine dikerek, bir penesini havaya kaldrd. Shia tkrd... Khanu zplad. Bir kargaa koptu ve Shia ne olduunu anlayamadan, hayal meyal einin inanlmaz bir hzla zerine atldm grd. Sonra tekrar Khanu'nun elinden kurtulmutu... vadinin kenarndaki yokutan trmanmaya balad. Uzun ve byk admlarla topra silip spryordu. Khanu hemen arkasmdayd. Shia'nm kuyruuna bir pene uzaklndayd. Bir kasrga gibi dan eteklerine trmanmaya baladlar. Kouyor, dnyor, sryor, peneliyor, atlyor, zplyor ve dvyorlard. Shia, Khanu'yu batan karmaya alyordu. Ama artk yorulduu iin mi bilinmez, daha yava hareket ediyordu. Bir kayann arkasna saklanm, Khanu'nun yanma gelmesini bekliyordu. Utanga bir ses tonuyla mrldanyor, 432 bam ne emi, n ayaklarn kaldrm, kuyruunu sallyordu. Khanu, kayann etrafna dolandnda, Shia yana ekildi ama ok ge kalmt. Shia, Khanu'nun arhm zerinde hissetti. Erkek kedi, keskin dileriyle, eini ensesinden yakalamt.

Shia uluyarak, peneleriyle Khanu'yu itip kakmaya alyordu ama erkek kedinin arl altnda eziliyordu. Khanu bir zafer l atarak Shia'nm iine girdi. Erkek kedi, ehvetli bir ekilde gidip gelirken, Shia, yar miyavlama yar hrlama aras sesler kartyordu. Ve sona erdi. Khanu, vahi bir kkremeyle einin iine boald ve geri ekildi. Birbirlerinden ayrldklarnda, Shia, iinde hissettii acyla kulaklar trmalayan bir lk atp Khanu'yu penelemeye alt. ki kedi, bir sre, tyleri diken diken olmu bir biimde, birbirlerine kzgn baklar attlar. Sonra sakinleip yava yava rahatlamaya baladlar. Kafalarn sallayarak, sersemlemi bir biimde evrelerine bakp nerede olduklarn anlamaya altlar. Yrtlm kulandan kanlar akan Khanu, einin yanma gelerek ban Shia'nm bana srtt. Shia, sevgilisinin okamasna ramen kaskat kesildi. "Khanu!," diye lk att. "Nereye gelmiiz, farknda msn?" Khanu etrafna baktnda, derin mrldanmas aniden sona erdi. "Buradan uzaklaalm, abuk!" Ama ok geti. Kediler, birbirlerini kovalarken, farknda olmadan Ejderha Kuyruu srtn geip elikpene'nin yasaklanm yamacna ulamlard. Ve bir ey, onlarn varlndan haberdard. Aurian, Shia'nm hrlamalarn duyunca kaskat kesildi. Ses uzaktan geliyordu. Shia'nm ba dertteydi. Bir eli tutunduu yerden kayd ve dik kayalklarn zerinde dengesini yeniden salayabilmek iin trnaklaryla talar trmalad. Gvenli bir kntya tutunduunda, titreyen vcudunu kayalklara yaslad. Kalbi o kadar hzl atyordu ki damarlarnda akan kann 433 sesi, kulaklarna lgn bir denizin dalga sesleri gibi geliyordu. Sakinletikten sonra, zihniyle Shia'ya doru uzand. Karlat saf duygu kargaasyla aknla urayp bilincini aniden kendi bedenine geri ekti. Tehlikeli bir biimde kayalklarda asl durmasna ramen, rahatlayarak, elenceli bir biimde kkrdad. yleyse Shia'nm hrltlar, tehlikeden deil, ehvetten kaynaklanyordu. Aurian, kk siyah kedi yavrularn hayal edince glmsedi. Ama tehlikeli grevinin farkndayd. Hamileliinde ne kadar zorluk ektiini

hatrlad, Shia'nm da ayn aclar ve rahatszl ekmesini istemiyordu. inde bulunduu zor durumun ve tehlikenin farkna vararak, kedileri zihninden uzaklatrd ve dikkatini trmanna odaklad. Dorua yaklam olmalyd. Ama ban yukar evirip uurumun birka metre yannda ykselen kayala doru baknca, daha trmanacak ok yolu olduunu--anlad. Birden, buraya son kez geliini hatrlad. Ibis ve Kestrel, onu ve Anvar', kayaln sivri tepesine tamlard. Chiamh'm, sanki geni bir yolda yrrcesine, kolaylkla kayalklara trmandn hatrlyordu. Aurian, "Bunu nasl baaryor?" diye kendi kendine sylendi. "Bu, hi de adil deil." Yolun yarsndan fazlasn trmandm, diyerek kendi kendini cesaretlendirmeye alt. Bu, ykseklik korkusu olan Byc iin byk bir baaryd. Ksa sre sonra dorua ulam olacakt. Aurian, cesaretinin en kk krntlarna bile muhtat. Kayalklarn zerindeki dar ve dik eimli kntdan trmanmaya alyordu. Dizleri paralanm ve kesilmi, elleri yrtlm, yaralar kanamaya balamt. Hava souk olmasna ramen, harcad muazzam efor ve korkunun etkisiyle alnndan pr pr terler damlyordu. Yznden aa boanan terler, grn engelliyor ve gzlerini yakyordu. Rahatsz-434 hn daha da arttrrcasma, Topran Asas, her seferinde kaburgalarna batyor, cann actarak dikkatini datyordu. Aurian, her eye ramen, yapt ie odaklanmas gerektiini, ok iyi biliyordu. Trmand uurumla gkyzne doru ykselen kayalk arasnda, o kadar derin, karanlk ve dar bir yark vard ki Aurian, byl gryle bile yarn dibini gremiyordu. Aslnda bu durum, eer dengesini kaybederse, ne kadar yksekten deceini bilmeyecei iin, iyi bir eydi. Ama byl grnn bittii yerde, hayal gc devreye giriyordu. Ayrca, trmand kayalklarn da byk bir blm, derin ve yanltc bir karanlkla kaplyd ve yava yava srnmek zorunda kalyordu. Korkudan titriyordu. Bu zor trmann sona ermesi iin dua ediyordu. Aurian, gzlerini, kanayan elleriyle tutunmaya alt kntlardan ayrmyordu. Dilerini skm, srnerek

trmanmaya devam ediyordu. Her durduunda, tekrar trmanmaya balamas daha da zorlayordu... "Devam et Aurian, neredeyse vardn." Zihninde RzgrGz'n sesi yankland. Byc, ban sallayp yzn kapatan darmadank ve terden srlsklam olmu salarm geriye att. Aurian, kafasn kaldrp bir kule gibi ykselerek dadan kan, burgulu bir klah eklindeki kayaya bakt. Rzgrlar Odasna, dan yzne oyulmu, krk dkk tutamaklarn oluturduu dar bir merdivenle klyordu; bunun klhla balantsn bklm halatlardan yaplm bir a kpr salyordu. Byc, adan kprye ulamak zereydi. Aurian, aznn kurumaya baladn fark etti. Uurumun zerindeki bu ireti kprden gemesi gerektiini dndke, midesi bulanyordu. Chiamh, tatl bir ses tonuyla, "Drst olmak gerekirse," dedi. "Bu, grnd kadar zor deildir. Ayaklarn kprnn zeminini oluturan halatara basarak, iplere tutuna tutuna yavaa karya geersin. Aslnda, aa dmek imknsz- 435 dr." Chiamh, Aurian'n konuacak hali kalmad iin anslyd. Ama Byc, zihinsel bir mesaj gnderecek kadar Rzgr-Gz'e yaknd. Chiamh'm zihnine terbiyesiz bir mesaj gnderdi. Chiamh, kkrdayarak, "Bunu, buraya gelmeden yapamazsn," dedi. Basileus araya girerek, "Ve unu hatrla, Byc," dedi. "Tek alternatifin, geldiin yoldan geri gitmek. Tabii, onca yolu yava yava inmek hi de kolay olmayacaktr." Aurian, sessizce ikisine de kfrederek, kprnn balad yerdeki kntnn zerine kt. Diz kp bann zerindeki iplere doru uzand. pleri o kadar sk tutuyordu ki el-1 leri kemikten bir dm halini almt. Son bir gayretle kendini yukarya ekti. Sonra, dikkatlice, kprnn zeminini oluturan urganlarn zerinde adm atmaya balad. Aurian'n arlyla ipler aniden alald. Aurian, korku dolu bir lk atarak kprnn kenarndaki iplere tutunduunda, midesi kalkt ve dilini srd. Kprnn geri kalann nasl getiini hayal meyal hatrlyordu. Ruhunun derinliklerindeki hayatta kalma igds, Aurian'n bilincini ele geirerek, bu kpry olabildiince hzl gemek zorunda olduuna karar vermiti. Aniden sendeledi ve muhtemelen aaya dmeye baladn dnd. Sonra, Chiamh'm

kendisine doru uzanan elini grd. Rzgr-Gz, onu yakalayarak yukar ekti. Aurian, Chiamh'm kollarnda, Rzgrlar Odasnn zeminine ylp kald. indeki korkuyu atana kadar olduu yerde titredi ve sonunda, gvende olduunu anlayarak rahatlad. Zihninde Basileus'un sesi kkredi. "yi i kardn, Byc. Korkunu yendin ve cesur olduunu kantlayarak, Asaya layk olduunu ispatladn. imdi, Asann glerini geri almak ve kendine olan inancn geri 436 kazanmak iin, son bir yolculua kman gerekiyor." Aurian olduu yerde dorularak, Rzgrlar Odasnn ortasna oturup kald. Kemerinden, Asann donuk ve cansz bedenini alp ellerini Asann cilalanm, eri yzeyinde gezdirdi. "Ama bunu nasl yapacam?" diye sordu. "Kendini bedeninden zgr brak. Chiamh ile beraber kendini rzgra brak ve neler bulacan kendin gr." Byc, her ne kadar Moldan'm sylediklerinin bir ie yarayp yaramayacan bilemese de, denemek iin istekliydi. Chiamh'a bakt. Chiamh, Bycye gz krparak, "Eer sen de hazrsan, deneyebiliriz," dedi. "Pekl, Chiamh, sana gveniyorum." Bir eliyle Asay skca kavrarken, dier elini Rzgr-Gz'e uzatt. Gzleri, gm rengi bir parltyla kamatnda, derin derin nefes alarak, kendisini rzgra brakt. Zihni, souk esintiyle srkleniyordu. Aurian, birden, zihninin bedeninden ayrlarak zgr kaldm hissetti. Bir sis gibi, maddesel bedeninin zerinde szlerek, Rzgrlar Odasnn yarsaydam kristalize yapsna baka kald. Bu yap, ayn zamanda Basileus'un vcudu, diye dnd. Her yer, gne nn bir gln tayapraklar arasndan szlmesine benzer scack bir parltyla kaplanmt. Dnerek yukar doru szlen Aurian, lml bedeninin zerinde, altn rengi bir parltyla havada szlen Chiamh' grd. Byc, Chiamh'a, "Oda ve sen harika grnyorsunuz," dedi. Chiamh, "Sen de mkemmel grnyorsun," dedi. "Mcevher lnden frlam, deerli talardan oluan bir girdaba benziyorsun, ya da deniz yzeyinden salan ve gne yla parldayan su taneciklerine." "Orada yle szlp birbirinize iltifatlar yadracanza, abucak ie koyulsanz daha iyi olmaz m? Asay iyiletireceinizi sanyordum." Moldan'm kelimeleri keskin olmasna karn, bedensiz varlndaki

Aurian iin Basileus'un sesi, bir kseden akan bal kadar ya- 437 va ve przszd. Byc, Chiamh'a doru baktnda, Rzgr-Gz'n parltl, altn renkli - yzndeki elenceli ifadeyi fark etti. Chiamh, "Pekl, Basileus," diyerek, bilincinin parltl uzantlarndan birini Aurian'a doru gnderdi. "Haydi, Byc." Aurian da, zihninden ltl bir uzanty Rzgr-Gz'e doru uzatt. ki parlak organ, scak bir parlaklkla birbirlerine kavutu. Aurian, iinde bir kalp gibi atan zevk dalgalarn hissedebiliyordu. Sevinci, Chiamh'm mutluluuna karp iindeki zevki daha da arttryordu. Chiamh, ruhani bedeninden bir uzant daha gndererek, souk hava akmlarndan birini yakalad. Rzgr-Gz ve Aurian, bir k nehrinin zerinde akan iki parltl yaprak gibi, kayalklardan uzaklatlar. Yavaa seyahat ederek Rzgrpeesi Dann doruklarna doru ykselmeye baladlar. Byc rahatlad. Rzgr-Gz ve Basileus'un ne yaptklarn ok iyi bildiklerinden phe etmeyerek, kendisini Chiamh'm klavuzluuna brakt. Aurian, dan tepesine yaklarlarken, yalnz olmadklarn fark etti. Asann ikiz ylanlar, Aurian ve Chiamh'm nnden giderek, sanki yolu gstermek istercesine havada szlyorlard. Kudret Ylan ve Bilgelik Ylan, Ruhlarn Kuyusunun suyunda kolaylkla yzdkleri gibi havada da kolaylkla uabiliyorlard. Aurian, aniden Topran Asasnn kendisinde olmadm fark etti. Ne Asann fiziksel formu, ne de ruhani kopyas, belinde deildi. Byc, hayal krklna kaplp dehete derek istemeden Rzgr-Gz'n yelesini, eliyle daha da sk kavrad. Chiamh, derhal yavalad. Ama ikisi de havadaki k nehrinde akmaya devam ediyorlard. "Bir ey mi oldu?" Aurian, "Asa," diye bard. "Asay kaybettim." Yine, Rzgr-Gz'n ruhani varln oluturan parltl ve altn rengi sisin yzeyinde, neeli bir lt belirdi. "Merak etme, tabii ki kaybetmedin. Buraya Asay iyiletirmeye ve g-438 lerini geri kazanmaya geldin, hatrlyor musun? Bu, Asann yeniden var olmas anlamna geliyor." Aurian, phe dolu gzlerle Chiamh'a bakarak, "Ama..," dedi. Chiamh, araya girerek, "Haydi, her ey yoluna girecek," dedi.

Aurian, dan zirvesinde, a bir az gibi duran karanlk delie doru yneldiklerini grd. gdsel olarak gzlerini kapatmak istedi ama bedensiz varlnda bunu yapmas mmkn deildi. Bir sre sonra byk az, sanki onlara doru atlarak Aurian ve Rzgr-Gz u yuttu. Byc, Chiamh'm ortadan kaybolduunu ve karanlkta yalnz kaldn fark etti. Aurian, durdu ya da durduunu dnd. Tm hisleri krelmiken, hl hareket edip etmediini bilmesine imkn yoktu. evresini saran karanlk, zerine ullanyordu; zerinde, bkknlk veren ve iini boan bir arlk vard. Bu arln altnda ezilerek, karanln iine hapsediliyordu. Byc, sanki simsiyah ve kaln bir toprak tabakasnn altna, canl canl gmlyordu. Aurian, ne kadar soukkanl kalmaya alsa da, iindeki korku gittike iddetleniyordu. Buradan k yoktu... Ne evresinde ne olduunu grebiliyor, ne kendisini saran karanlkla mcadele edebiliyor, ne de yardm isteyebiliyordu. Panik ierisinde, vcuduma bir ey mi oldu, diye dnd. Bu lm m? Ama daha nce lm'n diyarna gittiinden, bunun lm olmadn gayet iyi biliyordu. Aurian, hayal rn dncelere dald iin kendisini aptal gibi hissetti. Bunun etin bir snav olduunu hatrla, diye kendi kendini sakinletirmeye alt. Bu bir test, bir meydan okuma, yleyse aptall brak da kendine gel. Byc, kendisini sarmalayan karanl aydnlatmann bir yolunu bulamad. Sonra aklna Rzgr-Gz geldi. Chiamh neredeydi? Ona ne olmutu? Rzgr-Gz'n Rzgrlar Odasnda syledii szler, zihninde yankland. "Mcevher lnden frlam, deerli talardan oluan bir girdaba benziyorsun ya da deniz yzeyinden salan ve gne yla parldayan su taneciklerine." Tabii ki! Byc, kendimi kullanabilirim, diye dnd. Rzgr-Gz'n grd parltl formunu hayal ederek tm enerjisini ve iradesini hayalindeki grntnn stne odaklayp gittike daha parlak ve daha gl bir kla parldadn hayal etti. Ar ar, Bycnn iindeki strap ve korkuya sebep olan acmasz karanlk, dalmaya balad. Zamanla, evresindeki karanln yerini lo bir n aldn grd. e yaryordu. Aurian, ruhani bedenine odaklanarak, Chiamh'm szlerini hatrlad. Mcevher lnn rengrenk parltsn hayal etti. Bembeyaz

dalgalar ve su damlacklarnn gne yla birer inci gibi parlamasn dnd. Karl bir tepenin zerine den ay n ve souk bir gecede gkyzn kaplayan yldzlar gznn nne getirdi. Evet... e yaryordu! Aurian, karanln yava yava geri ekildiini ve korku ierisinde kendisinden uzaklatn grd. Ve karanlk yok oldu. Aurian, zmrt yeili ve deniz yeili k demetleri birer mzrak gibi gzne saplannca, acyla lk att. Gzlerini kapayamyordu ve binlerce ok gibi vcudunu delip geen bu krlgan parlaklktan kurtulmann bir yolu yoktu. Akln bana toplayp kendi vcuduna odaklanarak parlakln azalttnda, biraz olsun rahatlad. Ik, azalmaya ve daha yumuak bir ton almaya balamt. Byc sonunda, kendisini Chiamh'm grd gibi grebiliyordu... Her yne doru, ba dndrc bir ekilde uzayp giden saysz yeil yansmalardan oluuyordu. evresindeki birbirinin iine gemi yansmalarn ne olduunu anlamaya altnda, muazzam byklkteki bir deerli tan iinde, havada durduunu .fark etti. Ve tm bu yeil renk... Sanki, Asann glerinin topland yeil kristalin iindeydi. 440 Yoksa evresindeki her eyi tekibakyla grerek yanlyor muydu? Buras baka bir yer olabilir miydi? Krmz bir parlt, Aurian'm gzn ald. Arkasn dndnde, ardndan kvlcmlar saarak kendisine doru gelen, krmz ve gm rengi Kudret Ylann grd. Havada szlen ylan, parltl yeil kristalin iinden geiyordu. Dier taraftan da Bilgelik Ylan yaklayordu. Ama yeil ve altn rengi parltsyla yemyeil kristalle i ie geerken, dier ylan kadar kolay fark edilemiyordu. Aurian, onlar grd iin ok mutluydu. En azndan, onlar karanlkta kaybetmemiti. Byc, ylanlarn niye kendisine doru yaklatklarn dnrken, ylanlar, balarn kaldrarak Aurian'm formunu oluturan amorf plazmaya saldrp dilerini geirdiler. Aurian'm kollarndan, varlnn merkezine doru yakc bir ac ilerliyordu. Byc, tiz ve sessiz bir lk att. Ylanlar, tekrar tekrar Bycnn parltl ruhani varlna saldrd. Dilerini Aurian'm bedenine geirerek Bycnn vcudundan az dolusu parltl plazmalar koparyorlard.

Dier dan derinliklerinde, Babyc, rahatsz edici ryasndan uyand. "Davetsiz misafirler! igal altndayz!" Miathan, "Tanr akna, Ghabal, neler oluyor?" diye sinirli bir ses tonuyla mrldand. "Uyan! Uyan! Bize saldryorlar!" Yine mi? Babyc sessizce kfretti. Son zamanlarda, Ghabal'n delilii byle bir form almt... Ne zaman topraklarnn zerinden bir ku usa veya kayalklarda souk bir meltem esse, Moldan, saldrya uradklarn iddia ediyordu-"Haydi... Kim sana saldrabilir ki? Xandimler mi? Bu samalk. Buna cesaret edemezler. Kediler ayrldndan beri, benim dmda kimse Talar Meydannn yaknlarna gelmiyor." "galciler! zerime ayak bastlar! Bana dokundular!" Miathan i ekti. "Tamam, ben bir bakarm neler olduuna. Bu, seni memnun eder mi? imdi nerede bu igalci dediklerin?" "Bat yamacmda. Ejderha Kuyruu srtn geiyor olmallar." "Pekl." Babyc, yatann baucundaki, maarann duvarna oyulmu rafa uzand. Yavaa, iki eliyle byk gm bir kutuyu raftan ald. Kutunun kapan ap ierisinden kendi kafas kadar byk, siyah bir ta kard. Ta, byk bir inci gibi tralanmam bir tat. Ama bir incinin yumuak parlaklna sahip deildi. Ta, yanstacana, adeta emiyordu. Babycnn ta kutudan karmasyla beraber, oda daha da karanlklat. Sanki odann kelerine ve duvarlarna saklanm glgeler, srnerek gizlendikleri yerlerden dar kyorlard. Moldan, "O lanetli ta kullanmak zorunda msn?" diye sordu. "O, eytani bir ta. erisinde rahatsz ruhlar var." Miathan, "Aptal olma," diye Moldan' tersledi. Babyc, elleriyle tan przsz yzeyini okarken, gzlerinin olmas gereken yerde duran souk ve deerli talar, hevesli bir kla parldadlar. "Bunu ben yarattm. Bu benim hazinem. Ve benim intikamm olacak." Miathan, uzun zaman nce, elinde Eski By gcyle yorulmu bir kalt olmadndan ve kaltlardan herhangi birine ulama ans da bulunmadndan, kendi kendine bir kalt yapmaya karar vermiti.

Son on yl boyunca, Eliseth tarafndan ihanete uram olmann acs hi dinmemiti. Her ne kadar Hava Bycs, Babycnn nerede olduunu henz renememi de olsa, Eliseth dnyann herhangi bir yerinde babo dolarken, Miathan'a rahat bir uyku yoktu. Babyc, sonsuza kadar arkasn kollamak zorundayd. Ne yazk ki Eliseth kendisinden Yenidendoum Kazanm ald iin, henz onu yenecek gce sahip deildi ama yaknda her ey deiecekti. 442 Moldan, Babycnn acmasz planlarna sonuna kadar destek veriyordu. Ghabal, "ok gl olduumuzda, tm dnya ikimizin nne diz kecek," diye bbrleniyordu. Miathan'm, Moldan'a gerekleri aklamaya niyeti yoktu. nk kristaller konusunda onun yardmna ihtiyac vard. Moldan gleri talarn ierisinde saklamak konusunda ok deneyimliydi. Yllardr yapt deneyler sonucunda Babyc, kurban edilen insanlarn ruhlarn bu tan ierisine hapsetmeyi baarmt. Miathan, en nemli faktrn eksik olduunu dnyordu. Tm orijinal kaltlarda bulunan karakter, zek ve duyguyu, tan ierisinde nasl oluturacan bilemiyordu. Moldan, Babycnn bu teorisine iddetle kar kyordu. Zaten son zamanlarda tatan ok youn bir ekilde nefret eden Ghabal, neredeyse kontrol edilemez bir korkunun klesi haline gelmiti. Moldan, tan doasnda eytani bir ktln olduunu ve ierisinde intikam arzusuyla yanan ruhlarn hapsedildiini iddia ediyordu. Samalk! Ta sk sk tutan Babyc, srtm mindere dayayp kendi yaratt kalt gsne yaslad. Maarann souk zemini, Xandimler tarafndan aa topraklardan getirilen gzel kokulu saman ve bitkilerden oluan, kaim ve yumuak bir tabakayla rtlmt. Xandimler, kula koyun tyleri doldurduklar minderleri, parlak boyalarla boyanm yn battaniyeleri ve koyun postlarn, Kr Tanrya hediye etmilerdi. Da vaktinde terk edemeyen birka byk kediye ait post, maarann zeminini sslyordu. Miathan, Tanr rolne soyunmak, ok da zor deilmi, diye dnd. Byle dan iine oyulmu bir maarada yaamak zorundayd ama her eyin en iyisine sahipti ve buna yemeklerle araplar da dahildi. Xandimlerin zaman zaman kendisine sunduklan hediyeler, tm ihtiyalarm gryordu. Tek bir ey hari: ntikam.

"Bu yl ierisinde, topraklarma giren igalcileri bulmay planlyor musun?" Ghabal'm sorusu, dncelere dalm Bycy kendi- 443 ne getirerek, neyle megul olduunu hatrlatt. Babyc, "Tamam, tamam," diye karlk verdi. "Balyorum." Miathan, arkasna yaslanarak kaln krklerle zerini rtt. Son zamanlarda yal vcudu, ok fazla s kaybetmeye dayanamyordu. Rahatlaynca, gzlerini kapatarak konsantre oldu. Gzkapaklar kapal olmasna ramen, odann tamamn tm detaylaryla grene kadar bekledi. Bedeninden ayrlan ruhu, geride brakt vcudunun zerinde ykselerek, maarann duvarna doru szld. Miathan, duvarn iinden geerek, kaln kaya tabakasnn iinde ilerlemeye balad. elikpene'nin parampara olmu doruundan kan Miathan, dan gney yamacna ynelip Ejderha Kuyruu srtnn zerinde utu. Orada durup evresine baknd. lk defa Moldan'm hakl ktn grnce ok ard. Aada, iki dan arasndaki srtn zerinde, iki kk ve tandk form vard. Uzun zamandr bu siyah figrleri dan eteklerinde grmemiti. Miathan, "Gzel," diye mrldand. En azndan byk kedilerden iki tanesi elikpeneye geri dnmt. Ne kadar gzel, tam da yeni kedi postlarna ihtiyacm vard, diye dnd. ki kedinin beklenmedik geri dnyle karlaan Babyc, etrafta daha fazla kedi bulunup bulunmadn merak etti. Yeni kaltn glerini test etmek iin kedi avlamak elenceli olabilirdi. Bu babo dada, delirmi Moldan ile beraber yaayan Babyc, byle kendisini elendirecek misafirlerle ok sk karlamyordu. yle grnyordu ki kediler, Rz-grpeesinden gelmilerdi. Babyc, o tarafa doru szlerek Xandim Kalesine yneldi. Miathan, Xandimlerin llerini barndran vadinin zerine geldiinde, vadinin dier tarafnda, sarp kayalklarn doruun daki parlak grnce ard. Bu, vadide birilerinin 444 yaadn gsteriyordu. Tanr akna, neler oluyor, diye dnd. O blge, Xandimler iin bir tabu deil miydi? phelenen Babyc, dncelerini kendine saklayarak, sessizce, fark edilmeden a doru szld. Miathan, biraz daha yakmlamca, vadinin sonunda bir kule gibi ykselen kayann zerinde iki formun olduunu grd.

Bir Xandim, souk talarn zerine yatm, hareketsiz formu koruyordu. Yerdeki figr, transa gemi gibi grnyordu. Trans? Babyc endielenerek, neler olduunu anlayabilmek iin, drt ince stunun zerinde tatan bir dam olan odaca doru yneldi. Xandimlerin hibirinin by gc yoktu. Babyc, biraz daha yaklanca, yerde yatan hareketsiz formu tand. Aurian? Miathan, kendi vcuduna geri dnmek istedi ama o kadar ard ki olduu yerde donakald. Ylanlar, Aurian'm rpnlarm grmezden gelerek, Bycy parampara ediyorlard. Byc, ac ierisinde kvranarak kurtulmaya alyordu. Ama, ne ylanlardan, ne de ylanlar formunu parampara ederken duyduu acdan kurtulu yoktu. Byc, ylanlar tm hatralarn teker teker koparrken, bilincini yitirmeye balamt. Gururu, inatl, kzgnl, ksaca tm hisleri ve iyi, kt tm hatralar parampara oluyordu. Bir ekilde, tamamen bilincini yitirme-miti. Kendisinden sklp alman tm duygulara ramen, her zaman, bir para da olsa iradesi vard. Bu sayede, ylanlarn, varlnn merkezine ulatn hissedebildi. Huzur ierisinde, uzaktan, ylanlarn kendisinden geriye kalanlar da paralamalarn seyretti. Varlnn merkezinde, Bycnn avu iine sacak byklkte, parltl ve yemyeil bir kristal vard. Sonra, ylanlar kuyruklarn birbirlerine dolayarak, yeil mcevhere dilerini geirdiler. Bir daire oluturan ylanlar, dnmeye baladlar. Oluturduklar by girdabnn merkezi, vcutlarnn oluturduu halkann iindeki yeil tat. By- 445 cnn ruhani varlnn havada uuan paralar, bir araya gelmeye ve tekrar bir vcut oluturmaya baladlar. Dne dne, birbirinin iine geip bir araya gelen paralar, Bycy yeniden yarattlar. Aurian, kendisini yeniden domu gibi hissediyordu. Eski Bynn ylanlar tarafndan yenilenmi, daha gzel ve l l bir forma sahip olmutu. Ylanlar, hl azlaryla yeil kristali tutarak, birbirlerinin iine gemi bir ekilde dnyorlard. "ok etkileyici, akm." Aurian, konuann kim olduunu anlamak iin arkasn dndnde, ierisinde koyu krmz imeklerin akt simsiyah bir bulut formuna brnm Babyc Miathan' grd.

Bycy kendi kaderiyle ba baa brakan Chiamh, Rzgrlar Odasna geri dnerek, maddesel vcuduna geri dnd. Her ne kadar kendi bedeni, gecenin ac souunda titriyor da olsa, vcudunun zerindeki kaim pelerini alarak Aurian'n zerini rtt. "Bu beni ok korkutuyor," dedi. "Basileus, bu konuyu seninle konumu olmama ok aryorum. Zavall Aurian! ok ac ekecek. Belki de geri dnp nasl olduuna..." "Hayr, Rzgr-Gz! Sana nasl olmas gerektiini anlattm. Bu, Aurian'n yalnz bana gemesi gereken bir test." "Ama..." "Onun baarsz olmasn m istiyorsun? nk eer geri dnp ona yardm etmeye kalkarsan, baarl olamaz. Onun ne kadar iddetli bir ekilde ac ektiini grnce dayanamayacaksn ve karacaksn. imdilik onu kendi haline brak. Gerekli cesarete, gce ve iyi niyete sahip olduu srece sa kalacaktr ve byk bir zaferle aramza geri dnecektir." Chiamh, istemeyerek de olsa, Moldan'm bilgeliini kabul etmek zorundayd. Ama Bycy ylece kaderiyle ba baa brakamazd. En azndan, bana neler geldiine tanklk et-446 mek istiyordu. Bunu yapmann bir tek yolu vard. tekibak-nm tandk soukluunu hissetti. Parmaklarnn ucuyla havadaki gm rengi rzgr dokusunun bir ksmm alp onu uzatp eip bkerek, parlak bir aynaya dntrd. Havada uan gm renkli diske odaklanarak Aurian' dnmeye balad. Rzgr-Gz korku dolu bir lk att. "Senin sylediin bu deildi! Sen Asay yeniden yaratacan sylemitin! Asann Aurian' ldreceini sylememitin!" Chiamh o kadar tedirgin olmutu ki konsantrasyonunu kaybetti ve gmten aynas, bir toz bulutu haline gelerek dald. "Sabrl ol, Rzgr-Gz. Aurian'n stn geleceini umalm. Byc Asay yeniden yaratacana, Asa Bycy yeniden yaratyor. Seni uyarmtm, neler olduuna bakmamalydm." Chiamh, yeniden bir ayna oluturacak gc kendinde bulamayarak, Aurian'n cansz bedeninin yanma oturdu. Sevecen bir ekilde, Bycnn salarn okad. Ne yaptm ben, diye aresizce dnd. Ne yaptm ben? Ve sonra Rzgr -Gz'n nefesi kesildi. Aurian'n zerine rtt kaim pelerinin sk dokunmu kuma arasndan parlak, yeil bir n szlmeye baladn grd.

nce titrek bir ekilde parlayan zayf k, gittike gleniyordu. "Tanraya krler olsun..." Chiamh pelerini kaldrd zaman, Aurian'n gsndeki Topran Asasn grd. Ylanlarn azlaryla tuttuklar yeil ta, eskisine gre daha gl bir parlaklkla ldyordu. Rzgr-Gz, Aurian'a doru eilip gzlerini amasn ve yeniden bedenine geri dnmesini bekledi. Ama hibir ey olmad. Byc hi hareket etmiyordu. Donuk yz, sanki tatan yaplm bir heykelinkine benziyordu. XXVIII Uzun SREDR^BEKLEriEn Karilaitia Forral, uyand zaman, arkadalarnn yarsnn maarada olmadm fark etti. ki kedi neredeydi? Aurian ve Rzgr-Gz nereye kaybolmutu? Birden ayaa frlad. "Sessiz ol, herkesi uyandrma! Arkadalarn gvende." "Ne? Sen de kimsin?" Shia ile daha nce zihinsel iletiim kurduundan, bunun kim olabilecei hakknda bir fikri vard. "Sen Rzgr-Gz'n bahsedip durduu Basileus musun?" "Evet. Eer birazck dncelerini younlatrmay denemi olsaydn, benim az nce arkadalarnla konutuklarm da duyabilirdin." Forral, "Eminim yledir," dedi. "Bu zihinsel iletiim kurma olayna henz alamadm. Bu g, Anvar'm bir paras gibi duruyor ve kesinlikle bana ait bir ey deil. Bunu kullanmay sevmiyorum. Bu, birisi evde yokken odasna girip eyalarn kartrmak gibi bir ey." Bir an iin duraksayarak, "Basileus, sen Anvar' tanr mydm?" diye sordu. "Tabii ki. ok cesurdu. Her ne kadar kendisi ok cesur olduuna inanmasa da..." Forral, araya girerek, "Herkes nerede?" diye sordu. u an en son ihtiyac olan ey, Anvar'm sahip olduu erdemlerin bir listesini duymakt. "Rzgr-Gz ve Aurian, bu kayaln en tepe noktasndaki, Chiamh'm Rzgrlar Odasmdalar. Topran Asasn iyiletiriyorlar. Onlar rahatsz etmek ok akllca bir davran olmaz. Zaten birazdan buraya gelirler. ki kediye gelince..." Moldan'm sakin sesi, bir anda korku dolu bir 448 la dnt. "Gitmiler! Gitmiler! Artk onlar durdurmak iin ok ge! elikpeneye ayak basmlar!" Forral, "Ne? Bu ne anlama geliyor?" diye sordu.

"Bu, sizin buradaki varlnzdan Kr Tanrnn haberdar olaca ya da oktan olduu anlamna geliyor." Kl ustas, "Miathan m?" diye kkredi. "Gzel. stedii kadar abuk buraya gelebilir." "Anlamyorsun, lml. Miathan, Bycye burada saldrmaz. nk bu lml dnyada, siz Aurian'a yardm edebilirsiniz. u an, Aurian, Dnyalarn tesinde bir yerde. Bir zamanlar Perilerin srgne gnderildii, sadece zihnin ve ruhun var olduu bir diyarda. Aurian, v4say geri almak iin etin bir snavdan geti ve u an ok yorgun olmal. Eer Miathan hzl hareket edip Aurian'a o dnyada saldrrsa, rakibini savunmasz yakalam olacak. Aurian'm Babyc ile baa kmas neredeyse imknsz. Keke Anvar burada olsayd! Bir baka Bycnn varl, dengeyi bozarak her eyi deitirirdi." Forral, "Anvar'm can cehenneme," diye bard. "O, burada deil ama ben buradaym. Onun vcudunda olduuma gre, onun glerine eriebiliyor olmam gerekmez mi? Aksi halde seninle bu ekilde konuamazdm, Basileus. Ne yapmalym, Moldan? Aurian'a nasl ulaabileceimi ve ona nasl yardm edebileceimi syle." "Srt st uzan, rahatla, zihnini serbest brak... Aurian' dn, ona gitmeyi dn, ona yardm etmeyi dn... Brak, bilincin szlsn... Zihnin vcudundan ayrlarak Aurian'a doru gitsin..." Forral, Moldan'm cmleleriyle sakinlemeye balamt. Tm panik ve korkusunu bir kenara atp Aurian'm bamn belada olduunu ve kendisine ihtiyac olduunu dnmeye balad. Aurian'm gzel yzne odaklanmaya alt. Basileus'un kelimelerine kendini brakp Moldan'm szlerine kulak verdi... Bu, dnd gibi olmamt. Beklenmedik bir anda, anszn, kendisini baka bir dnyada bulmutu. Bu garip ve esrarengiz dnya, yeil bir kla dalgalanyordu. 449 Maarada, Kurt bir gzn aarak Forral'm hareketsiz bedenine bakt. "Sanrm, bunu ben de yapabilirim," diye mrldand. Basileus, "Sanrm yapabilirsin," dedi. "Denemek ister misin?" Aurian, Babycy oluturan karanla gzlerini dikti. Gzel, diye dnd. Bu ie bir son verelim.

Eski Bynn iki ylan, haber vermeden Aurian ile Babycnn arasna getiler. Artk Asann ucuna sacak kadar kk deillerdi. Devasa ylanlar, iki Bycye tepeden bakyorlard. ki ylan, "Dnyalarn tesinde, Gramaye'nin kurallar geerlidir," diye grlediler. "Burada, geliigzel by yapmak yasaktr. Hibir byl silah veya aleti, glerinizi arttrmak iin kullanamazsnz. Bu mcadele, sizin doutan sahip olduunuz yetenekler ve daha da nemlisi, iradenizin gcyle ekillenecektir. Eer dvrseniz, savanz yeniden yaplandrlmaldr. Gelmi olduunuz maddesel dnyaya ait bir yaratn ekline brnp glerinizi o yaratn doal silahlarna odaklamalsnz: Diler, dikenler veya peneler. Savaacanz arena ve sizin brneceiniz formlar, ilgili elementin eklini alacaktr: Hava, Ate, Su veya Toprak. Eer birbirinize meydan okursanz, teke tek dvmek zorundasnz. Baka kimse sizin dvnze mdahale edemez. Birbirinize meydan okuyor musunuz?" Aurian, Babycye bakarak, "Evet?" diye sordu. "Meydan okuyor musun?" Miathan'm cevab, Aurian'n en son bekledii eydi. "Aurian, hibir zaman bunun byle olmasn istemedim. Hepsi benim hatam. Birlikte ok gl olabilirdik. Binlerce yl boyunca bizim efsanelerimizi anlatacaklard. Tabii, eer ben her eyi mahvetmemi olsaydm. Ama eminim ki, akm, sen de 450 u an, ortak dmanmzn Eliseth olduunun farkmdasmdr. Yenidendoum Kazan onun elinde ve her ne kadar kullanamasa da, Alevlerin Klc da onda. Siz ikiniz birbirinize denk gtesiniz ve kimin galip geleceinin bir garantisi yok. Son zamanlarda, HavaBycs ok glendi. Ama birlik olursak, Aurian, Eliseth tehlikesini sonsuza kadar bu dnyadan silebiliriz. Sevgili Aurian, seni her zaman ok sevdim. En bandan beri. Ltfen, tekrar dnsen? imdi bile, benimle birlik olmayacak msn?" Aurian, kle olarak satlan Anvar' ve alman glerini hatrlad. Uzun sredir sahip olmay arzulad olunu dourduu gn hatrlad. Kucana bir kurt yavrusu almt. Aklna Forral geldi. ldnde, yle souk ve sakindi ki. Byc, kalbinde derin bir sz hissetti.

"Meydan okuyor musun?" diye tekrarlad. Sesi, yldzlarn arasndaki bolukta, elik gibi sert ve souk bir ekilde yankland. Karanlk bulut gittike bzp klerek, "Beni affetmen mmkn deil mi?" diye fsldad. Ani bir sessizlik oldu. Byc ile eski akl hocas, koruyucusu ve kendisine ihanet eden Babyc arasndaki sessizlik, derin bir uurum gibi byyordu. Aurian, Miathan'dan nefret etmiyordu. u an, nefret edebilecek halde deildi. Onunla ilgili hibir ey hissetmiyordu. Sadece tm dnyann iyilii iin ondan kurtulmak istiyordu. Miathan basit bir bcek, bir fareydi. Keye kstrldnda, yalanc pimanln kullanyordu. Bu dnyada hayatta kalmasna izin verdii srece, evresindekilere zarar vermeye devam edecek ve entrikalar evirmeyi srdrecekti. Ama tm keye kstrlm fareler gibi, imdi en tehlikeli olaca and. Eer Miathan meydan okumazsa, Aurian, kendisinin meydan okumak zorunda kalacan ok iyi biliyordu. Ve bu durumda, balayacak mcadelede ilk vuru hakk ve arenada dve nerede balayacan seme hakk Miathan'm olacakt. Ayrca, u an dnmesi gereken baka eyler de vard. "Olumun zerindeki lanet ne olacak?" diye sordu. Miathan hevesli bir ekilde, belki de fazla hevesli bir ekilde, ne doru atlarak, "Eer bana katlrsan, sana sz veriyorum, laneti kaldracam," dedi. Aurian phe dolu bir ses tonuyla, "Ama bunu yapabilmek iin, Kadehe ihtiyacn yok mu?" diye sordu. "Ben... ah, evet... tabii ki. Evet, gryorsun ya? Glerimizi birletirmeliyiz. Eer Eliseth'den Kadehi alma/ .,k, zavall olunun zerindeki laneti nasl..." Aurian, sinirlenmeye balayarak araya girdi. unu yapamazsn, yle deil mi? Sadece olumu lanetledin imdi bu laneti nasl kaldracam bilmiyorsun." Anszn, Miathan'm yannda karanlk bir form belirdi. "Niye zamann boa harcyorsun? ldr onu!" Ama bu yeni form, dev bir deniz yaratna benziyordu. Vcudundan kan onlarca uzvu, tek bir gz ve kocaman bir az vard. Azndaki sra sra keskin diler, ok rktcyd. "Bu konuya karma, Ghabal. Eer tavsiyemi dinlemezsen, buraya hi gelmemi olmay ve ait olduun yerden -Bychalkn ina ettii mezarn ierisinden, drt duvar

arasndan- hi kmam olmay dilersin." Aurian arkasn dndnde, nefesi kesildi. Bu, Basileus olmalyd. Ama onu hi byle hayal etmemiti. Ghabal'm korkun formuna benzer bir ekle brnmt. Ama Rzgrpeesinin Moldan, gz kamatrc ve grkemli bir grnme sahipti. Parlak ve altn rengindeki gz, kvlcmlar sayordu. Vcudundan kan uzuvlar, yanardner bir parlakla sahipti. Parltl derisinin altnda, bamsz hareket eden kk k toplar vard. Aurian'n gzleri nnde, iki devasa Moldan, hantal ama vahi bir gle birbirlerine girdiler. ki yaratn kollar, bacaklar ve dier uzantlar, birbirini kavramak ve yakalamak 452 iin mcadele ediyordu. Aniden beliren karanlk bir duvar, bu vahi dvn nn kapatt. Yabanc gzlerin dv uzun sre izlemesi, uygun deildi. Miathan, Aurian'n dikkatini dald an frsat bilerek, meydan okumaya bile gerek grmeden, Bycnn zerine saldrd. Aurian fkelenmiti. Byc-kadmm ruhani bedeni atlayarak, etrafa akkor alevler sat. Miathan, bir lk atarak Au-rian'dan uzaklat. "Bekleyin! Babyc! Sana meydan okuyorum, seni aalk yaratk! Ben, meydan okuyorum." Miathan' oluturan siyah bulut, bir anda incelmeye ve korkudan saydamlamaya balad. "Sen! Ama..." Aniden neeli bir kahkaha patlatarak, "Yenildiini anlayacak kadar bile bilincin yok, deil mi? Seni aptal!" Aurian, fke dolu bir lk atarak arkasn dnp dmann kimin aldn anlamaya alt. fkesi, saf bir endieye dnt. "Forral! Bunu yapamazsn..." Bilgelik Ylannn sesi sakin ve souktu. "Yapt bile. Meydan okuma yapld ve kabul edildi." Forral, dierlerinin setii amorf formlar yerine, kendi bedenine brnmeyi tercih etmiti. Aurian, eski akn, hatrlad formuyla karsnda grnce, hafife parlamaya balad. Her ey ok gzel ama... "Tm Tanrlar akna, Forral, sen ne yaptn sanyorsun?" diye bard. "Miathan' byl bir mcadelede yenebileceini nasl dnrsn?" Forral, "nk Anvar'm vcudundaym ve onun glerine sahibim," diye aklad. "Basileus, neler yapmam gerektiini aklad. Zihnimde, iinde bulunacam mcadeleyi, kar-

lkl olarak kllarla dvyormu gibi hayal etmem gerekiyormu. Bu, her zaman alk olduum bir ey ve burada brndm form, kendi bann aresine bakabilir." Byc baka bir ey diyemeden, Kudret Ylan araya gir453 di. "Moldai'yi umursama. Onlar iin kurallar farkldr. Meydan okumann devamn getir." Bir an iin evrelerindeki k, yarsaydam bir mavilikle parlad. O anda, Forral ortadan yok oldu ve onun yerine, altn rengi bir kartal belirdi. Az nce Miathan'm olduu yerde, imdi byk ve simsiyah bir akbaba vard. Vahi bir lk atan akbaba, kendisinden daha kk olan kurbannn zerine atld. Daha kk ve evik olan kartal, kenara ekildi ve alalarak dmannn penelerinden uzaklat. Kzgn bir lk atan akbaba, abucak dnmeye alt ama bykln ve arln unutmua benziyordu. Havada durdu, sonra istemsiz olarak aaya dala geti. Byk kanatlarm devasa bir eforla ap yavalamaya alt ama ok geti. evik kartal, inanlmaz bir hzla o tarafa yneldi ve akbabann nn kesti. Sivri peneleriyle akbabann gzlerine saldrd. Ac dolu bir lk atan akbaba, aaya dmeye balad. Bir gz paralanmt ve... Aniden, her ey deimeye balad. Hava, dumanl ve keskin bir gazla arlat. Havada, sanki devasa bir kalbin atlar gibi, s dalgalar yaylyordu. Havann rengi, tedirgin edici bir biimde krmzya dnmt. Akbaba ve kartaln olduu yerde, imdi iki byk kanatsz ejderha vard. Ejderhalar, kor halindeki zeminin zerinde birbirlerinin etrafnda dnyorlard. Bakr rengindeki ejderhann bir gznn olmas gereken yerde, paralanm bir boluk vard ve yara hl kanyordu. Dierinin pullu vcudu, altn rengin deydi ve azndan alevler pskrterek, bir ayayla kor halindeki zemini trmalyordu. Bu sefer, krmz ejderha daha dikkatliydi. Aurian, geen sefer, Miathan'm kl ustasn hafife aldn dnyordu. Muhtemelen, Forral'm by gcn nereden aldn anlayamamt. Ama ayn hatay ikinci kez yapmazd. Altn rengi ejderha, haber vermeden, bir kez daha azm454 dan alev pskrtt. Krmz ejderha, rakibim havada yenememi olmann rahatszlyla bir an iin duraksad. Ama duraksamas biraz uzun srmt. Hazrlksz

yakalanp sol tarafna doru srad. Kor halindeki atein dengesiz yzeyi kayarak, ejderhann arl altnda kt. Krmz ejderha, sendeleyerek rpnmaya balad. Bir aya, alevden batakln iine gmlmt. rpndka daha da batyordu. Forral, abartl bir dikkatle dmanna doru yaklat. A-rlm drt aya zerine datarak ilerliyordu. Krmz ejderha, olduu yerden dmanna doru azndan alev pskrtt. Ama sapland yerden kmak iin o kadar aba harcyordu ki dikkatini dmanna odaklayamamt. Forral azn aarak, ldrc darbeyi vurmak zereydi ki... Forral'm ekli parlamaya ve deimeye balad. Kl ustasnn yeni ekli sertleerek, zarif ve siyah beyaz erilerle lekelenmi kasl bir vcuda dnt. Aurian, uzun zaman nce Ithalasa'nm kendisine Kyamet gnlerinin tarihini anlatn hatrlad. Leviathan, Bycnn zihninde oluturduu grntlerle yaananlar tasvir etmiti. Leviathan savalarndan oluan bir rktan bahsetmiti. Orca rk, Deniz-halkm saldrgan Byclerden korumak iin yaratlmt. Ve, Forral'm dnt form, bir Orca savasyd. Forral' evreleyen su, yumuak bir mavi-yeil renkle parl-dyordu. Orcanm kalc bir glmseme yaratrcasma kvrk yaratlm aznda, bir dizi vahi di vard. Kuyruunu, bir girdap oluturarak dndrp Babycye doru atldnda, muazzam byklkteki bir kpekbahmm lmcl bak ve keskin dileriyle karlat. Forral'm brnd yeni formun igdleri, kontrol ele ald. Kasl vcudunu bkerek aniden aaya dald. Kpekbalna daha eik bir adan, alttan saldryordu. Ama kpekbalmm ne kadar hzl hareket edebildiini fark edince dehete kapld. Kpekbalmm karnna doru tm gcyle vurmak zereyken, Miathan, gerilmi bir yay gibi kendi vcudunu bkerek, Orcay brnden srd. For- 455 rai, vcudunda alan derin yarayla tiz bir lk att. Aurian, kl ustasnn yarasndan suyun iine akan parltl kan grd. Aslnda, Forral'm yaam gc akp gidiyor, diye dnd. Ama Miathan, bu arpmadan yara almadan kurtulmamt. Forral, burnuyla kpekbalmm karnna vurmay baarmt. Babyc, midesindeki dayanlmaz acyla kvranarak, dne dne suyun dibine doru batyordu. Aurian, "Umarm bu cann actmtr," diye mrldand.

Forral, Miathan'm ardndan dala geti. Kpekbalmm iini bitirmek istiyordu ama Babyc kendisini toparlamt. Kl ustas, kendisini bekleyen bir dizi keskin dile karlanca geri ekildi. Kenara doru ekilirmi gibi yapp sahte bir saldr hamlesiyle ne atldktan sonra, dier taraftan saldrya geti. Dilerini Miathan'm kaln derisine geirmiti ama Babyc yine kvrlp kamay baarmt. imdi kanama sras Miathan'dayd. Hem kendi bedenindeki yaralardan, hem de Forral'm vcudundaki yaralardan akan kanlar, Babycy lgna evirmiti. Dorudan, kl ustasna doru saldrya geti. Azn sonuna kadar amt ve gzlerinde nefret dolu donuk bir bak vard. Forral bu sefer kaamayacan dnd. Uzaklaarak, kendisiyle kpekbalmm arasna bir miktar da olsa mesafe koymak istiyordu. Ancak bu ekilde zaman kazanp saldry savuturarak dnp yeniden saldrya geebilirdi. Ama kpekbalmm hzn gz ard etmiti. Miathan tam arkasmdayd ve dileriyle kuyruunu sryordu. Kpekbalmm dileri, Or-ca'nm vcuduna... Kurt, Dnyalarn tesine vardnda, nce denizin dibinde olduklarn sand. Ama ksa sre ierisinde, gzlerinin nnde sahne alan mcadeleyi izleyebilmek iin herkesin uygun bir form aldn fark etti. Bu garip durumu benimsedikten sonra, kendisinin de dierleri gibi formunu deitirebi-456 leceini dnd. Her ne kadar by gcn ekillendirmede deneyimsizse de, kendisini byk bir ylan balna dntrd. stedii forma dntn anlaynca, Forral ve Babycye doru yzmeye balad. Ama yoktan var olan parltl bir uzant, vcudunun evresine dolanarak, Kurt'u geri ekti. Kurt, parltl bir bulut formunda da olsa, annesini tand. Aurian, ok kzgn grnyordu. "Tanr akna, burada ne iin var senin?" diye sordu. "Burada kal. Sadece izlememize izin var." Kurt, "Beni lanetleyen bu mu?" diye sordu. "Evet. Ama baban onun iini bitirecek... Umarm." Forral, korkun bir yrtlma sesiyle, kuyruunu kpekbalmm keskin dileri arasndan kurtard. Dnp sivri dilerini kartarak kar saldrya gemeye hazrland... ...Ve birden kendisini yemyeil bir ovada ayakta dururken buldu. Gkyz ak gri bir tona brnmt. Yeniden, ok

zledii, eski vcudunda belirmiti. Elinde tandk klcn tutuyor olmak ok rahatlatcyd. Forral, yksek sesle kahkaha atmak istedi. Sra toprak elementine geldiinde, kendisi iin seilen silahlar, diler ve penelerden daha uygundu. Ama iinde bulunduu form, iini rahatlatan tek unsurdu. Brnde alan yaradan kanlar akyordu. Bir baca vahice paralanmt ve arln zor tayordu. Dman da, kendisinden daha iyi durumda deildi. Miathan'm cppesi kana bulanmt. Kesik kesik nefes alyor, ayakta zor duruyordu. Forral, kpekbalmm midesine vurduu darbeyle, Miathan'm birka kaburgasn krm olabileceini dnd. Babyc, elindeki klc glkle tutuyordu. Dier eli, yanm ve kararmt. Gzlerinin olduu yerdeki mcevherlerden biri kaypt ve tek gzle Forral'a bakyordu. Miathan, "Nihayet, sona erecek," diye homudand. Yorgun bir ekilde, kl ustasnn evresinde dnmeye balad. 457 Parltl tek gz, hipnotize edici bir bakla Forral'a bakyordu. Forral, dmannn duruunu ve konsantrasyonunu grnce ard ve dmanna sayg duydu. Miathan'm, gerekte de kl kullanmada bu kadar yetenekli olup olmadm merak etti. Forral, yzn dmanndan ayrmayp onunla beraber dnyordu. Yaralanm bacann zerine ok fazla yk bindirmemeye alyordu. nceki karlamalarnda, ikisi de ar yaralar alm ve yorulmulard. Bu sefer Miathan balasn, diye dnd. Babyc, dmann test etmek istercesine ne atlp beceriksizce klcn savurdu. Forral, kolayca dmannn klcn karlayarak, ayann zerine binen arlk yznden, duyduu acyla irkildi. Miathan, bir kez daha saldrd ve bir kez daha kllar birbirlerine kenetlendi. Forral, kendi ekseni etrafnda dnerek, klcn Miathan'm klcnn zerinden tehlikeli bir biimde savurdu. Babyc, akn bir tavan gibi geriye sradnda, Forral'm yznde hafif bir glmseme belirdi. Miathan, klcm saplamak iin ne doru birka hamle yapt. Forral 'm savunmasnda zayf bir nokta bulmaya alyordu. Babyc, kl ustasn yanl bir adm atmaya zorluyor ve Forral'm, yaralanm ayann zerine yklenmesi iin abalyordu. Forral, Miathan'm hamlelerini savuturarak hareket etmeye devam ediyordu ve

gcn idareli kullanmaya alyordu. Bir sre sonra, Babyc yorulmaya balamt. Forral, bir ylan gibi ne atlarak, klcn alaktan Bycnn bacaklarna doru savurdu. Kl ustas, u ana kadar, ar hareket ettii imajn vermek istemiti. Ama imdi, daha hzl hareket ediyordu. Adm adm, Babycy geri ekilmeye zorlad. Kendine biraz fazla gvenerek, saldr stne saldr gerekletiren Miathan, imdi ayakta zor duruyordu. Nefes nefese kalan Babycnn hareketleri yavalam, refleksleri k-458 relmeye balamt. Forral, dmanm dikkatlice incelediinde, kaburgalarmdaki yara yznden, Babycnn kolunu ok fazla yukarya kaldramadn fark etti. Forral, klcm Miathan'm gs seviyesinin stnden savurduunda, klcn ucu, Babycnn cppesini syrd. Kaln kuman yrtlma sesi duyuldu. Miathan, "Lanet olsun," diye mrldand. Bu ok yaknd! Miathan'm yz korkuyla bembeyaz kesilmiti ve Forral, bir kurt gibi sinsi sinsi srtyordu. Yzndeki glmseme genilerken, "Bahse girerim, bu glere nasl sahip olduumu dnyrsndr," dedi. Babyc homurdanarak klcn savurdu. Forral, Miathan'm saldrsn abucak savuturdu. "Bu, aslnda Anvar'm by gc," dedi. Konuurken, bir yandan da Babycnn kl darbelerini karlyordu. "Bunu her ikimiz iin de yaptm dnmek ok houma gidiyor." Forral bir hamle daha yapt ve yine Miathan'm cppesinden bir para koptu. Miathan'm sol kolunda boydan boya bir izik vard. Forral, "Bu Aurian iindi," dedi. Forral, "Ve bu da Kurt iin," diye bararak ne atld ve Babycnn gsnde derin bir yara at. Miathan, ac dolu bir lk att ama baklarn kl ustasndan ayrmayarak, klcyla Forral'm salam bacana doru hamle yapt. Kl ustas sendeleyip geri ekilmek istedi. Ama yaralanm ayann zerine yklenince yere yld. Miathan'm klc Forral'm bulunduu yere doru inerken, kl ustas, geriye doru bir takla att. Babycnn klc Forral' syrp yere sapland. Krk bir kaburga ve gsndeki yarayla Miathan'm kendisini toparlamas daha uzun zaman ald. Dorulup klcn savunma pozisyona getiremeden, Forral bir dizinin zerinde saldr pozisyonuna gemiti. Forral'm klc, Miathan'm kalbini delip geti.

Babycnn dizlerinin ba zld ve ne doru yld. Forral, klc sk sk kavrayarak, Miathan'm arlndan 459 faydalanp klc kabzasna kadar dmannn gsne saplad. "Bu da benim iindi," dedi. XXIX riExis'in Lorpv 'arvan iin Peri ehrinin grn, Maya hari, hayat boyunca grd en gzel eydi. Vadide Eilin'in yannda geirdii bir akam dnda, yol boyunca durarak, biraz olsun uyumaya ve atlar dinlendirmeye alyordu. Gece Kaaklarnn maaralarna yaplan korkun saldrdan beri, aralksz at biniyordu. D'arvan, yeterince hzl yol alamadn dnyordu. O korkun akamdan beri, grd vahet sahneleri zihninden kmam ve ryalarna girmiti. ahit olduu acmaszl, strab ve insann insan katlediini kolay kolay unutamyordu. Artk babasn ve Perileri eskisi kadar zalimce eletirmesi mmkn deildi. imdi, Pendral'm yaamaya devam ettii her gn ve Nexis'in Lordu olarak geirdii her saniye, Byc iin bir utan kaynayd. D'arvan, doasnda hi bu kadar saldrganln bulunduunu fark etmemiti. Ama imdi farkna varmt ve buna ok mutluydu. Maya ve dier dostlar her zaman haklyd. Dnyada yle eyler vard ki sadece iddetle yok edilebilirlerdi. D'arvan, gz ucuyla Hargorn'a bakt. Deneyimli sava, eski dostu Dulsina'nm yasn tutup dier dostlarnn bana neler geldiini merak ediyordu ama bu aralksz yolculua, ikyet etmeden devam ediyordu. Gece Kaaklarna ait, hzl ve gl midillileri almak onun fikriydi. Yoksa, gelecek ay bile, hl yryor olacaklard. Hargorn, tepenin zerindeki Peri ehrine bakyordu. Y461 znde, Wyvernesse'yi terk ettiklerinden beri ayn ifade vard; arplm bir az ve atk kalar. "Bu samalk," diye mrldand. "Bana sorarsan, bu sutur." D'arvan glmsedi. Hargorn, yolculuklar boyunca, D'arvan'm planyla ilgili dncelerini aklamaktan ekinmemiti. Ormann Efendisinin olu, Peri savalaryla Nexis'e saldrarak, ehrin ynetimini, babasnn adna ele geirmek istiyordu. Hargorn'un tm itirazlar ayn cmleyle balyordu: "Bu, duyduum en sama fikir," ve ayn cmlelerle devam ediyordu: "Bu, bizi nasl hakl kartabilir?" veya: "Nexislile-rin bunun iin sana teekkr etmelerini bekleme!" ve

nihayetinde, hep ayn cmle ile sona eriyordu: "Umarm, Maya, bir eyler syleyerek akln bama getirir." D'arvan, savann homurdanmasna izin veriyordu. Hargorn'un yaknmalar, son zamanlarda bama gelen en normal eylerden biriydi. Savann szleri, belki de Forral ldrldnde Maya ile beraber Nexis'ten ayrldndan beri, duyduu en sradan cmlelerdi. Hargorn'un yaknmalar aniden sona erince, D'arvan, dald dncelerden uyand. "Thara'nm memeleri adna! Bu da ne byle?" "Ne olduunu gayet iyi biliyorsun, Hargorn. Wyvernesse'de Aurian'm Xandimlere binmesini grmtn. Babam geldiimi grnce, bizi almalar iin bir grup sava gnderiyor. ehre kadar, bir Xandim atnn zerinde yolculuk edeceksin." Hargorn, "Teekkr ederim ama ben ayaklarm yere basmay tercih ederim," diye fsldad. "Ama senin lanet olas Perilerinin buna izin vereceini sanmam." D'arvan omzunu silkerek, "Eer ok istiyorsan, tm u grdn tepeyi midillinin zerinde kabilirsin," dedi. "Kimsenin seni durduracan sanmam." Hargorn abucak, "Hayr, hayr," diye karlk verdi. "Senin, biz zavall lmlleri fethetme plann geciktirmek istemem." D'arvan, Hargorn'un neelendiini grnce, yznde hafif bir glmseme belirdi. Ama Xandimler yere indiklerinde, D'arvan, Peri Lordunun yanndaki atm zerinden inip kendisine doru koan Maya'y grdnde, "Benim kadar mutlu olamazsn," diye mrldand. Maya'nm gzel yzn grmek, Pendral'm saldrsndan beri iinde tad tm aclar unutturmutu. Eer beraberinde getirdii haberler bu kadar trajik olmasayd, Maya ile ba baa kalaca an iple ekecekti. Maya kzgn bir ekilde kalarn atarak, "Burada ne yapyorsun?" diye sordu. "Aurian'a yardm edeceini dnyordum." D'arvan srtmaya baladn fark etti. Onu artmay drt gzle bekliyordu. "Hellorin ve ben, biz ayrlmadan nce bir ey zerinde alyorduk. Onun verdii bir hediye sayesinde, Aurian ben olmadan Xandimleri Eski Byy kullanarak uurabiliyor. Tlsm o kadar mkemmel alyor ki ben de senin yanna dnmeye karar verdim."

Maya, hl kalarn atmaya devam ediyordu. "Ama ya sana ihtiyac olursa? Ya bir baka Bycnn yardmna ihtiya duyarsa?" D'arvan kararl bir ekilde, "Chiamh var," diye karlk verdi. "Maya, seni bylece bu ehirde yalnz brakp ocuumuzu tek bana dourman bekleyemezdim. Aurian iin yapabileceim her eyi yaptm ve o da, senin yanma geri dndm iin ok mutlu. Aslnda geri dnmem iin srar eden de o." Ellerini aresizce yana aarak, "Eer saraya gitmemize izin verirsen, sana syleyeceim ok nemli eyler var," dedi. Hargorn, "Beni unuttunuz," diye araya girdi. "Maya'y on yldr grmedim ve senin sayende ona bir merhaba bile diyemedim." Maya, Hargorn'a doru ters bir hareket yapt. "Gryo463 rum da geen yllar boyunca hi deimemisin. Her zamanki gibi aksi suratlsn ve dr dr ediyorsun," diyerek D'arvan' brakp eski dostuna sarlmak iin kotu. Hellorin, Maya ve Hargorn birbirlerine sarlrken, "lmller," diyerek ban iki yana sallad. D'arvan, babasna doru souk bir bak atarak, "Sz lmllerden almken, Nexis ehrine saldrmak iin ne kadar zaman ierisinde hazr olabiliriz?" diye sordu. Hellorin omzunu silkerek, "Ne zaman istersen," dedi. "Sen yokken, gerekli hazrlklara baladm bile." D'arvan, "Gzel," dedi. "O zaman, bu ii yarn bitirelim." Parric'in, ald atm zerinde, a ve perian bir halde sahil ehri Easthaven'dan yola kp Nexis'e ulamas gnler srmt. Yol boyunca, Boynuzlu At'ta olduunu hayal ederek neelenmeye almt. Gnlerdir, Nexis'e vardnda, ne yiyip ne ieceini dnp duruyordu. Eski a Hebba'nn kendisini tanmasn mit ediyordu. nk zerinde hi para yoktu. ehrin dou tarafndaki nehir yolu kapal olduundan, Parric kuzeyden dolap tepeleri aarak ehre ulamak zorunda kalmt. Kuzey yolunda durup Nexis'teki evlerin bacalarndan tten duman grdnde, gne batm, hava yeni kararmaya balamt. Kapdaki siyah niformal askerler, Parric'e, keke ehre geri dnmeseydim dedirtecek kadar sorun karmlard. Askerler fkeli ve pheliydi. Rvet istedikleri belliydi. Parric, bu onlarn ansszl, diye dnd.

Svariba, askerlere uzun uzun, hi paras olmadn aklamak zorunda kalmt. Askerlere eer kendisini ieri almayacak olurlarsa, ehrin giri kapsnn nnde kamp yapacan ve atm kesip piirerek, bir gzel yiyeceini sylemiti. Bunlar syler-464 ken o kadar sinirlenmeye balamt ki eer askerler kendisine sorun kartmaya devam ederlerse, gerekten de sylediklerini yapmaya kararlyd. Askerler, bir kez daha bu inat adamn yzndeki kararlla bakarak, ieri girmesine izin verdiler. Boynuzlu At'm ierisinde scack bir mine yanyordu ve Hebba ile hizmeti kz Sallana, saa sola koturuyorlard. erisi ok kalabalkt; ok scakt ve inanlmaz bir grlt vard. Svariba iinse, her ey mkemmel grnyordu. Parric, yava yava sarho olmaya balam mterilerin arasndan kendisine yol ap tezgha doru ilerledi. Kalabaln ounluu, eve gitmeden nce birka duble bir eyler imek iin toplanm iilerden oluuyordu. Parric, nihayet yal ay grdnde, "Hebba!," diye lk att. "Benim!" Hebba, olduu yerde donakalarak, "Seni hatrlyorum," dedi. "Sen u terbiyesiz olansn." Parric, ho bir karlama beklerken, duyduu bu cmlenin tm geceyi mahvetmesine izin veremeyeceini dnd. Gerek bir handa hakiki bir bira imeyeli beri yllar olmutu. Ve tm bana gelenlerden sonra bunu hak ediyordu: Hellorin'in ehrinde yllar sren klelii ve sonra Gece Kaaklarnn korkun bir ekilde katledilii... Parric, o anda, Hebba'nm eski ortann hayatta olup olmadn bilmediini fark etti. Tam tm yaanan kanl olaylar yumurtlayacakken, nerede olduunu hatrlad. Burada, Gece Kaaklar, birer suluydu. Eer Wyvernesse'de yaananlar bildii aa karsa, muhtemelen tutuklanp sorguya ekilir ve sonrasnda idam edilirdi. Hayr... ne kadar zor olursa olsun, azn kapal tutmalyd. En azndan, Pendral lene kadar. Svaribamn, Nexis'in Lordunu nasl ldreceine ilikin en ufak bir fikri yoktu. Ama yarma kadar bekleyip sabah bir plan yapmaya karar verdi. Bu akam, hasret kald biradan iecek ve dinlenecekti. Akam her ey, Svaribamn planlad gibi gitti. Parric, gzel yemekler ve kaliteli birayla zamann nasl

getiini anlamad. Birka duble itikten sonra akrkeyif olmutu. evresindeki yeni arkadalaryla sohbete dalan Svariba, herkes evine gitmeye baladnda zamann ne kadar ge olduunu fark etti. Parric, "Gitme," dedi. riyar bir duvar ustasn kolundan ekitirerek, "Herkes gitmesin. Saat daha erken. Birka-bardak daha..." "Gitmeliyim." Parric'in yeni dostu ortadan kaybolduunda, Svariba, kzgn bir yz ifadesi ve elindeki sprgeyle karsnda dikilen Hebba'y grd. Svariba, "Ama ben Hargorn'un dostuyum," diye itiraz etti. "ok ok eski dostuyum..." "Hargorn byle uydurma hikyeler anlatan insanlar dnda, herkesle dost olur. Ayrca, u an burada deil. imdi onun yerine ben varm. Niye ortadan kaybolmuyorsun? Gidecek bir evin yok mu senin?" Parric, ayaa kalkmaya alarak, "Aslnda," dedi. "Benim..." ve yz st yere yld. Svariba, dili damana yapm bir ekilde, tepesinde gezinen vahi atlarn ayak sesleriyle uyand. Hl karanlk olmasna ramen, bir sre sonra, atlarn bir hayal olmadn fark etti. Etrafndaki koku ve zerinde yatt samanlara baklacak olursa, bir ahrda olmalyd. Parric, Buraya nasl geldim, diye dnd. Dn akam neler olduunu tam olarak hatrlamyordu. Hl ba dnyordu. Gnein domasna saatler olduuna karar verdi. vedilikle iki eye ihtiya duyarak ayaa kalkt. lk sorunu zmek olduka kolayd. Ahrn bir kesine giderek iini grmt. Ama ikinci sorunu zmek biraz daha zordu. Eer bir sre daha su imezsem, leceim, diye dnd. El yordamyla, duvara tutuna tutuna ahrdan dar kt. 466 Hebba'nm, dnd kadar kaba olmadna kanaat getirdi. A, kendisini sokaa atabilecekken en azndan hanm ahrna snmasna izin vermiti. Dar ktnda, gkyzndeki dolunayn parlaklndan gzleri kamat. Tm ehir, aym souk, masmavi yla aydnlanyordu. Svariba, bu durum iin kretti. Yoksa ahrn kapsnn nndeki mide bulandrc at boku ynn gremeyebilirdi. Neyse ki yaknda bir kuyu vard ve istedii kadar su iebilecekti. Parric ayaa kalkarak, ellerini stne bana, yzn de elbisesinin koluna sildi. Tanrm, Nexis'te olmak ne gzel! Perilerin ehrinde esirken, bir daha asla Nexis'i

gremeyeceini dnmeye balamt. Dondurucu soukta burnundan dumanlar kartarak soluyan Parric, evresine baknd. Bu manzarann tadn kartmaya deerdi. Boynuzlu At, vadinin sol yamacnn eteklerinde, garnizonla ayn tepenin zerindeydi. Bulunduu yerden aaya baknca, tm Nexis ehri ayaklarnn altndayd. Byk Kapalarmm grkemli stunlarn, Tccarlar Odasnn binasn ve yksek burnun tepesindeki B-ychalkm eski evlerini grebiliyordu. Byc Kulesinin glgesi, karanlk bir figr gibi ehrin iine doru uzanyordu. Parric, ilk nce, ok itii iin hayal grdn zannetti. "Gzmn nnde uuan benekler," diyerek gzlerini ovuturdu. Tm dikkatini odaklayp bir kez daha baknca, Akademinin zerinde bir ar srs gibi kmelenmi simsiyah karartlar grd. Grd karanlk figrlerde, Svaribama tandk gelen bir eyler vard. Ve sonra hatrlad. Tm vcudundaki kan, sanki buz kesmiti. Birisi, Akademinin altndaki korkun yaratklarn zerindeki zaman bysn kaldrmt. Ve Nihilimler, Nexis'in zerinde uua getiler. lm Hayaletlerine gzlerini dikip bakan tek kii, Parric deildi. ehrin kuzeyinde, birka kilometre teden Nexis'e doru yaklaan Peri savalar, duraksayarak, gkyznde donakaldlar. Periler, byl grleriyle Nihilimlerin deli- 467 ce bir lm dansna brnerek ehrin zerinde frl frl dnlerini izlediler. Korkun yaratklar, ruhlarn emecek kurbanlar bulma midiyle ehrin sokaklarna doru dala getiler. Hellorin, atn D'arvan'm Xandim atnn yanma srd. "Bununla ilgili herhangi bir ey biliyor musun?" diye sordu. "Leydi Eilin'in kz olan o Bycyle son konuan sensin. lm Hayaletlerinin tutsak edildii yeralt mezarlarna giren son kii oydu. Lanet olas kadn, imdi Hayaletleri ehrin zerine mi sald?" D'arvan, Xandim atnn yelesini sk sk tutarak, "Bunun nasl olduunu bilmiyorum," diye aklad. "Aurian, sadece bir tek Hayaleti serbest brakt. Ve o da, Finbarr ile ayn vcudu paylayordu. Sanrm o yaratk, Wyvernesse'den kaarak, geri dnp arkadalarn serbest brakmann bir yolunu bulmu olmal." Hellorin, "Samalk! Tamamen samalk!," diye bard. "Bir Hayaleti dnyaya lm ve korku samas iin serbest brakmadan nce, Aurian'm akl neredeydi? Hayatm boyunca

bu kadar sama bir ey duymadm. Bir Bycye gven, tm dnyay bama yksn!" D'arvan, "Kendine gre sebepleri vard," diye karlk verdi. "Ama yine de sana katlyorum. u an tank olduumuz sahneye baklrsa, yapt ey ok byk bir hataym. Yine de u an bizi ilgilendiren, bu beklenmedik durumun bizim saldrmz nasl etkileyecei. Bu akam Nexis'in ok gvenli bir yer olacan tahmin etmiyorum." D'arvan'm yannda duran Maya, "Sanrm bir sre bekleyip neler olacan izlesek iyi olur," diye araya girdi. "Ayrca, onlarn nereye doru yneldiini grebilecek kadar yaknz ve eer bize doru gelirlerse, kaabiliriz." "Kim senin fikrini sordu, lml?" 468 "Bence ok iyi bir fikir." Hellorin sorusunu sorarken, D'arvan da ayn anda dncesini ifade etmiti. Birbirlerine doru dnerek dik dik baktlar. Maya souk bir ses tonuyla Hellorin'e, "Ama unutuyorsunuz, Efendim," dedi. "Ben, sizin kaim kafal halknzdan biri deilim. Ben bir savaym ve zamannda Nexis garnizonunda en yetkili ikinci askerdim. Neden bahsettiimi ok iyi biliyorum." D'arvan, "Maya hakl," dedi. "Sadece bir lml olduu iin onun tavsiyesini dinlememek aptalca olur." Ormann Efendisi, tartmaktan sklm bir yz ifadesiyle, "Nasl isterseniz yle olsun," dedi. "En azndan, sylediinizi yapmann kimseye zarar olmaz." Zaman geti ve ay ufukta batmaya balad. Bu mesafeden bile, ehirden ykselen lklar duyabiliyorlard. Maya, D'arvan'a dnerek, "Bunun iyi bir fikir olduundan emin deilim," dedi. "Burada durup zavall insanlarn lmne seyirci kalmak..." "Bak! Maya... una bak!" lm Hayaletleri Nexis'i terk ediyordu. Byk siyah sr, bir girdap gibi ehrin zerinde ykselip batmakta olan aym nn kapatt. lm Hayaletleri, Akademinin zerinde bir ar srs gibi kmelenerek aniden gneye doru yneldiler. "Yedi lanetli iblis!" Maya uzaklaan karanlk buluta doru bakarak, "Hepsi ayrld m dersiniz?" diye sordu. "Nereye gidiyorlar acaba?" D'arvan, "Sanrm hepsi ehri terk etti," dedi. "ok kararl grnyorlard... imden bir ses, hayaletleri

bir daha Ne-xis'te hibir zaman grmeyeceimizi sylyor." Hellorin araya girerek, "Bana beslenmekten bkmlar gibi geldi," dedi. D'arvan derin dncelere dalarak, "Bana da yle geldi," diye mrldand. "Ve gneye gittiler... Ne dnyorum bili- 469 yor musunuz? Sanrm Aurian' aramak iin gneye gittiler." Maya, titreyen bir sesle, "Eer sylediin gibiyse, bu yaratklar Aurian' bulunca, tm Tanrlar dostlarmza yardmc olsun," dedi. Hebba uyandnda pencerenin ak olduunu ve karanlk bir formun yatann banda durduunu grd. A lk atamadan, karanlk figr Hebba'nm zerine atld. "Sus! Barma!" Hebba'nm azn kapatan elin sahibi, hzl bir ekilde fsldayarak konumaya alyordu. "Benim, Parric. Hayaletler geri dndler. Hayatlarmz tehlikede. Ses karma. O battaniyeleri alp benimle beraber kilere gel. kimizin de iyilii iin sessiz kalmaya al. imdi elimi azndan ekiyorum, tamam m?" Hebba bayla onaylad. Parric elini ektii anda, Hebba lk atmaya hazrlanrcasma derin bir nefes ald ve el tekrar azn kapatt. "Bana bak, seni beyinsiz yal budala... Bunu kendi iyiliim iin yapmyorum. Eer senin kn kurtarmak iin onca yolu gelmeseydim, imdiye kadar oktan ehirden kam olurdum. imdi yine elimi ekeceim ve sen yine lk atmaya kalkarsan, sen nefes bile alamadan, ben gitmi olurum ve sen de Hayaletlerle tek bana savarsn." Parric elini ektiinde, Hebba dilerini skp iinden ykselmeye balayan l bastrmaya alt. Titreyen ellerle battaniyeleri alp Parric'i takip etti. Svariba klcn eline almt ama Hebba, buna gerek olmadn ok iyi biliyordu. Hayaletler daha nce Nexis'e saldrdklarnda, neler yapabildiklerine bizzat kendi gzleriyle ahit olmutu. Kllarn Hayaletlere kar yapabilecei bir ey yoktu. Hebba, aslnda bu korkun yaratklara zarar verebilecek pek bir ey olmadn dnyordu. I yakmadan, kilere ulaan merdivenlerden inmek tam 470 bir kbustu. Hebba, tek bir kvlcm bile akmamalar gerektiini ok iyi biliyordu. Parric, kilerin kapsn kapatarak ierden srgledi. "Buraya bakmay akl etmezler. Darda yeterince kurban var zaten."

Hebba rperdi. Svariba, "O battaniyelerden birini alabilir miyim?" diye sordu. "yle grnyor ki tm geceyi burada geireceiz." D'arvan, "abuk," diye bararak, Xandim atn ehre doru srmeye balad. "Hazr Nihilimler gidiyorken harekete geelim. leri!" Periler, Ormann Efendisinin olunun emrini durunca, teker teker atlarm ehre doru srmeye baladlar. Arkalarndan birer kuyruklu yldz gibi kvlcmlar saarak, ehrin zerine ullandlar. Hellorin, atn olunun yanma srerek, "Sen ne yaptn zannediyorsun?" diye bard. "Bunun senin seferin olduunu biliyorum ama Nihilimlerin tamamen ehirden ayrlmasn beklesek daha iyi olmaz myd?" D'arvan ban iki yana sallad. "Bizimle ilgilenmeyeceklerdir. Her ne istiyorlarsa, aradklar ey gneyde. Eer abuk davranrsak, Nexisliler bizim onlar kardmz dnebilir." Byc, Mayaya doru bakt. Rzgrda dalgalanan sims:'yah uzun salar ve Xandim atma binmenin heyecanyla prl prl ldayan gzleriyle, eski efsanelerde anlatlan cesur kadn savalara benziyordu. Ama yine de Maya'nm gzlerinde bir phe vard. D'arvan, Mayaya doru, "Her ey dzelecek akm," diye bard. "Mmkn olduunca kimseye zarar vermeden ehri alacaz ve sonunda, Nexisliler de bizim daha iyi ynetici olduumuzu anlayacaktr," diyerek babasna doru bakt. Maya, "Umarm," diye karlk verdi. "Eer Nexis'in en ok nefret edilen kadn olacaksam, bunu daha fazla geciktirmenin bir anlam yok." D'arvan, sevgilisini rahatlatmaya alarak, "Kimse senden 471 nefret etmeyecek," dedi. Sonra, Perilerin tiz borularnn sesi, Nexis sokaklarnda yankland. Parric, bulunduklar kilerden bile sokaklardaki karmaay anlayabiliyor, insanlarn lklarm duyabiliyordu. rperdi ve yukarda neler olup bittiini dnmemeye alt. Hebba, korku dolu bir lk atp ban battaniyelerin arasna gmerek, insanlarn haykrlarn duymamaya alt. Svariba, bir sre kulaklar trmalayan vzlty dinledi. Bu, Nihilimlerin beslenirken kardklar sesti. Vzlt, koan ayak seslerine ve yeterince hzl koamayan insanlarn lklarna karyordu. Sonra aniden Nihilimlerin sesi kesildi. Bu, daha da ktyd. Yukarda neler oluyordu?

Dar kabilirler miydi? Yoksa lm Hayaletleri herkesi ldrm ve sessizce sa kalanlarn gizlendikleri yerden dar kmasn m bekliyorlard? Belki de bir sre daha beklemek daha gvenli olurdu... Sonra Parric baka bir ses duydu. Perilerin boru sesleri, gittike yakmlayordu. Parric o kadar yksek sesle kfrler savurmaya balamt ki Hebba, Svariban duyunca, kafasn gmd yerden kaldrarak neler olduunu anlamaya alt. Parric, Wyvernesse'ye geri dndkten sonra karlat trajediler yznden, D'arvan'n ehre saldrma tehdidini unutmutu. Ama Byc, unutmamt. nk hain pi, buradayd! Parric, akn Hebba'ya doru dnerek, "Burada kal," diye emretti. "Ben gidince, tekrar kapy srgle. Ve kimseye kapy ama. Ancak tandn biri gelirse, yani cann, paran ve maln emanet edebilecein kadar gvendiin birisi gelirse, kapy a." Ve Svariba gitti. Merdivenleri abucak kp Hebba'y kilerde tek bama brakt. 472 Lord Pendral, bir uak tarafndan uykusundan uyandrld. "Lordum, Lordum, uyann! lm Hayaletleri geri dndler!" "Ne? Nasl?" Pendral, yannda yatan, geceyi beraber geirdii gen kzn zerinden atlayarak ayaa kalkt. Yllardr hi bu kadar abuk uyanmamt. "ekilin nmden. Saklanmam gerek!" zerine kaim bir pelerin alp kendisinden beklenmeyecek bir sratle zel odasna doru yneldi. eri girip demir parmaklklarla glendirilmi kapy kapatt. Gen kz ve uak, aptal aptal birbirlerine bakarken, bir dizi tkrt ve gcrdama duyuldu. Pendral, kapy kilitleyerek, tekrar tekrar srglyordu. Birden, boru sesleri duyuldu. Uak, cama doru koup darda neler olup bittiini grmeye alt. Korkudan, elleriyle azn kapatt. Gen kz, olabildiince abuk, elbiselerini giymeye alyordu. Yz, artc bir ekilde sakindi. Uak, Pendral ile tm geceyi yatakta geiren birisi iin, Periler ok da korkun olmasa gerek, diye dnd. Pendral'm kendisini kilitledii kaln kapya doru bakt. Tekrar kza doru dnerek, "Sence ona sylemeli miyiz?" diye sordu. Kzn gslerinin zerinde ve boaznda morluklar vard. zerine ince bir bluz geirmeye alrken, "Hayr,"

dedi. Bir an iin uan suratna tkrecekmi gibi bakt. "Brakalm ahlaksz pi, kendisi rensin." Periler, bo bir ehrin zerinde uuyorlard. D'arvan, Peri savalarna doru dnp hepsine ulaacak zihinsel bir mesaj gnderdi. "unu hatrlayn. Bu sefer mmkn olduunca az iddet kullanacak ve kan dkeceksiniz." Sanki, kendi kendine konuuyor gibiydi. D'arvan, ehrin tam ortasnda bir yer semeye alarak, Byk Kapalarmn atsna kondu. Tm Nexis halknn kendisini duyabilmesi iin sesini by ile kuvvetlendirerek konumaya balad. "Nexis halk... evlerinizden kabilirsiniz. imdi gvendesiniz. Periler, lm Hayaletlerini ehirden uzaklatrd. Ve biz burada olduumuz srece, geri gelmeye- 473 ekler. Bu, daha ncekiler gibi bir igal deil. Biz buraya, Nexis'in ynetimini zalim Pendral'm elinden almaya geldik. Periler ve lmllerin, birlikte, huzur ierisinde yaayabileceini umut ediyoruz. Bizimle i birlii yaptnz srece, zarar grmeyeceksiniz. Sizin de desteinizle, Babycnn sebep olduu ykm onarabilir ve Nexis'i bir kez daha grkemli bir ehir haline getirebiliriz." D'arvan konumasn bitirdiinde, tm ehirde bir lm sessizlii hkimdi. Maya'nm yan banda duran Hargorn, kahkahalarla glmeye balad. "Buna inanmalarn m bekliyorsun?" diye sordu. yle grnyordu ki deneyimli sava haklyd. Caddeler hl ssz ve sessizdi. Kimse evinden kp D'arvan' kucaklayarak, ehrin kurtarcs ilan etmemiti. Hellorin, "te," dedi. "Sen yanldm... bu durum, benim hakl olduumu kantlyor. Senin yntemini denedik; imdi de benim yntemimi deneyerek, lmllere ihtiyalar olan vereceiz." Toplanan Peri savalarna dnerek, "Hepiniz plan biliyorsunuz," diye bard. "Garnizonu ele geirin, Akademinin gvenliini salayn, etrafa devriyeler saln, sorun kartanlarn boynuna tasmay takp kuzeye gnderin. Size kar koyan olursa, g kullann. Haydi, imdi ie koyulun." D'arvan, korku dolu bir lk att; "Hayr." Kimse Ormann Efendisinin olunu dinlemiyordu. Maya ve D'arvan, korku dolu gzlerle bulunduklar yerden Perilerin ehri ele geirmesini izlediler. Gnein ilk klar, ehrin zerini kaplayan dumanlarn arasndan, Nexis'ten geriye kalan ykntlar aydnlatt.

Peri savalar, evlerinden kmamakta direnen bir grup insan, evleri atee vererek dar kartyorlard. Hellorin atma binip oluna doru sinsi bir bak atarak, "te," diye bard. "Elveda, olum. Sana ehrini veriyorum. imdi fethedildiine gre, artk istediin gibi ehri ynetebi-474 lirsin." Olunun bir cevap vermesini beklemeden gkyzne ykselip kuzeye yneldi. Maya, "Bu pi," diye mrldand. "En bandan beri bunu planlyordu," diye ekledi. D'arvan bo gzlerle ehre doru bakyordu. "Ve imdi biz de, onun geride brakt ykntlar yneteceiz. imden bir ses, bu ehri terk et ve gneye, Aurian'm yanma git diyor." "Hayr. Hayr, D'arvan. imdi olmaz." Maya'nm yznde amansz bir kararllk vard. "Eer biz imdi ehirden kaarsak, Nexis'in yeni Lordu, Hellorin olur. Onlara bunu yapamayz. Bir ekilde burada kalp elimizden geleni yapmak zorundayz. Bir eyleri dzeltmeye alrken dikkatli olalm da, korumaya altmz halk tarafndan lime lime doranmayalm." Alevler, Vannor'un konann duvarlarm ve atsn sararken, Parric arkasn dnp slk alarak, konaktan kaan hizmetkrlarla beraber tepenin zerinden nehre inen yola doru yneldi. Elindeki yanan mealeyi allklarn arasna frlatt. "te Pendral," diye mrldand. "Ben aslnda kafan bir mzran ucuna takmay tercih ederdim ama sen dar kmak istemiyorsun..." Omzunu silkti. "Nihayetinde, bir fark yarattn zannetmiyorum. En azndan Periler sana ulamadan, ben seni buldum." Nexis'in sokaklar, neeli bir ekilde dolalacak durumda deildi. Parric, glgelere sinerek, etrafta dolaan Peri devriyelerine yakalanmamak iin byk aba harcyordu. Yanp kl olmu evleri ve sokaklardaki cesetleri grmemeye alyordu. D'arvan'm vaatleri, ok uzun srmedi, diye dnd. Sonunda hedefine ulat... Boynuzlu At. Tm yaananlara ramen, kilere inip zavall Hebba'y kurtarmas gerektiini biliyordu. Yoksa korkmu a, sonsuza kadar kilerden kmayabilirdi. eri girip mekna dokunulmadn ve Hebba'nm maalardan birinde oturduunu grnce ok ard. A, kendisine bir bardak brendi koymu, yudumluyordu. 475

Onca yolu Hebba'y kurtarmak iin gelen Parric, ok sinirlendi. "Hey!" diye bard. "Ben sana kilerden dar kmaman sylemitim, taa ki..." Hebba, "Gvendiim biri gelene kadar," diye cmlesini tamamlad. "Ve ite burada..." Arka odadan, elinde bir ie ikiyle, Hargorn kt. Parric, neeyle bararak, "Senin ldn zannediyordum," dedi. "Ama lmedim." Hargorn'un yzndeki glmseme, yorgun ve stresliydi. "Ama onca tank olduum eyden sonra, lmek ok daha huzur verici olurdu herhalde." Parric, "zlme, onlarn bunu yapmasna izin vermeyiz," dedi. "Daha nce de bu zorbalara kar koyduk, sen ve ben. imdi de..." "Hayr, yapamayz. ehir, artk Perilerin ynetimi altnda, Parric. D'arvan'n ibirlii teklifiyle Hellorin'in acmaszl arasnda bir seim yapmak zorundayz. Nexislilerin ou, bu seimi yapmalar gerektiinin farknda bile deil. Ve korkarm, onlara iinde bulunduklar durumu anlatmak ve onlar ikna etmek zorundayz." Parric akn gzlerle Hargorn'a bakarak, "Ne? Bu sefer zorbalar m destekleyeceiz?" diye sordu. "Haydi, Parric. Perilere insanlar ldrmeleri emrini D'arvan vermedi, Hellorin verdi. Bunu sen de biliyorsun. D'arvan bir zorba deil. Ve Maya'nm da kralie veya her ne ise, bir eyler olacan unutma. Belki de, D'arvan' bir fatih olarak isim-lendirirsen, kendini daha iyi hissedersin. Ama onu nasl armak istersen iste, fark etmez... artk baka seeneimiz yok." XXX RZGRLARin ZERnDE rince, sarslarak uykudan uyand. lk nce, hayal grp grmediini anlamaya alarak, ellerini maarann zeminine koydu. Hayr... bu bir rya deildi. Talarda bir hareket, gittike artan bir titreme vard. evresindeki dier insanlar da uyanmaya balamlard. Schiannath ve Iscalda, yattklar yerde dorulmu evrelerine bakmyorlard. Vannor, maarann duvarlarna oyulmu tatan bankn zerinde dorularak homurdanmaya balad. "Hayr, hayr, geri dnmeyeceim." Olduu yerde dnp yere kapakland. Yksek sesle bir kfr savurarak ayaa kalkt. Byle yataktan derek uyand iin sersemlemiti.

Atein yannda uzanan Linnet, olduu yerde doruldu. Maarann sarslmasyla beraber ateten salan kller, kanatlarndan birinin zerine salmt. Nazik bir ekilde esneyip elinin tersiyle gzlerini ovuturdu. "Neler oluyor?" Sonra, yz ifadesi birden deiti. "Yinze'nin merhameti adna! Bu bir deprem! abuk, maaradan kn!" Grince, Nexis depremini hatrlyordu ve kanatl kzn sesindeki panii fark etmiti. Bir iki saniye ierisinde ayaa frlayarak maarann kma doru kotu. Kurt'a taklp yere kapaklandnda, baz arkadalarnn uyanmadn fark etti. Iscalda, "Chiamh nerede?" diye bard. "Aurian nerede?" Grince, iki byk kedinin de ortalklarda olmadm fark etti. Vannor, Forral'm yerde yatan hareketsiz bedenini sarsarak, 477 "Onu uyandramyorum," diye bard. "Ve yaralanm, u akan kanlara bakn." Sesindeki endie gittike artyordu. Schiannath, Vannor'un yanma koarak Forral' kollarndan tutup, "Sen de ayaklarndan tut," diye bard. Vannor, Forral'm ayaklarndan tutup Schiannath ile beraber kl ustasn dar tad. Grince ve Iscalda da ayn ekilde Kurt'u maarann dna tayorlard. Linnet, bir o yana, bir bu yana koturarak, etrafa salan silahlar, battaniyeleri ve yiyecekleri toplamaya alyordu. Yer o kadar sarslyordu ki ayakta durmak gittike gleiyordu. Maarann dndaki su birikintisi, bulunduu ukurdan tamt. Kk korudaki aalar, delice sallanyorlard. Aalardan iki tanesi, byk bir grltyle devrildi. Artk btn da sarslyordu. Vadinin yamacndan kopan byk bir ta, maaradan kan Grince'in yaklak on metre tesine dt. Herkes dar frladnda, Iscalda, "Dadan uzaklam," diye bard. "Linnet, sen u! Biz dierlerini gtrrz." Grince, Iscalda ve Schiannath'm, daha nce hi grmedii kadar hzl bir biimde at formuna brndklerine ahit oldu. Vannor, tm gcyle Forral'm cansz bedenini Schiannath 'm zerine kartmaya alsa da zorlanyordu. "Grince, bana yardm et," diye bard. Hrsz ve eski tccar, zar zor da olsa, Forral'm hareketsiz vcudunu atm eyeri zerine kartmay baarmlard. Vannor, Schiannath 'm

zerine binerken, Grince de Iscalda'nm yanma koup Kurt'un arkasndaki yerini ald. ki Xandim at, olabildiince dadan uzaklamaya alarak, vadinin tabanna doru koturmaya baladlar. Forral, Babycnn vcudu effaflatnda, gzlerini krptrd. Miathan'm bedeni, ince bir sis tabakasna dnerek yok oldu. Uzun sredir beklenen mcadele, sona ermiti. Dnyalarn tesinde hibir ey, bulunduu formda ok uzun sre kakmyordu. Forral, evresine bakmrken, kendi-478 sine ok tandk gelen manzara, deimeye balayarak, Dnyalarn tesine ilk geldii zamanki parltl yeil kre formuna brnd. Kl ustas korkuyla rperdi. Babyc ile mcadeleleri ne kadar gerekti? lmllerin dnyasna geri dndnde, vcudundaki yaralar yerinde kalacak myd? Miathan'a ne olmutu? Forral, "Aman Tanrm," diye homurdand. "Sakn bana Babycy tekrar ldrmek zorunda kalacam sylemeyin." "Hayr, Miathan'm vcudu her neredeyse, Babyc oktan lmtr." Forral, arkasn dndnde Aurian ve Kurt'u grd. Byc, her zamanki gibi grnyordu ama Kurt... Kl ustas, grd manzara karsnda gurur duyarak, iindeki korkunun yerini neeli bir mutlulua braktn fark etti. Bycnn yannda, kahverengi gzl ve kahverengi sal, on yalarnda bir erkek ocuu vard. Aurian, usulca, "Babasna benziyor, yle deil mi?" diye sordu. Forral, "Annesinin by gcne sahip aksi halde burada olamazd," dedi. Glerek, "Ayrca annesi gibi, kk yata olmamas gereken yerlerde bulunma gibi bir yetenei var," diye ekledi. Srtarak, kollarn ap Aurian' ve olunu kucaklad. Bulunduklar yerde fiziksel dokunma hissi yoktu. Ama onun yerine, garip bir enerji alverii vard. Birbirlerine kenetlenen vcutlardan yaylan neeli enerjiler, tatl bir kucaklama hissi yaratyordu. Aurian, Forral'm yzne dokunarak, "Senin gzel yzn bir kez daha grebileceimi zannetmiyordum," dedi. "Ve Kurt'un neye benzediini asla renemeyeceimi dnyordum. Ama onca yl sonra, olumuz, babasyla tanma ans-

na sahip oldu. Gerek formuna brndn iin o kadar muduyum ki. Bu an yaamak her eye deer." Forral, kendini toparlayarak, "Her ey bitti mi?" diye sordu. "imdi Miathan ldne gre, olumuzun zerindeki 479 lanet kalkt m?" "Hayr, baba." Forral, olunun sesini duyduu iin ok mutluydu. "Lanet, ksmi olarak kalkt. Babyc ldne gre, burada insan eklinde grnyorum ama gerek dnyaya geri dndmzde yine kurt eklini alacam." Kendi vcudunu inceleyerek, "Garip, yle deil mi? Bu hi de kolay deil. nsan formunda kalabilmek iin tm enerjimi..." Kurt'un cmlesi, Basileus tarafndan blnd. "Hemen buray terk etmeliyiz! Ghabal ile olan savam yznden hayatlarnz tehlikede ve geride braktnz bedenleriniz, savunmasz ve aresiz durumda!" Forral kfretti. Miathan'm lm ve Kurt'un insan formuna brnmesiyle sevinen mutlu aile, yaadklar ana kendilerini ylesine kaptrmlard ki iki Moldainin karlamasn unutmutu. Basileus, "abuk olun!" diye bard. "Zamannz azalyor. Bedenlerinize geri dnn!" ki Moldai, korkun bir yrtlma sesiyle birbirinden ayrlrken bile, vcutlarndan kan uzantlar birbirlerinin bedenlerinde ar yaralar ayordu. Dnyalarn tesinde ruhlar kenetlenmiken, bu lmcl savan, sradan dnyada ne gibi sonular douracann farknda deillerdi. Basileus acnacak haldeydi. Vcudundan kocaman paralar kopmutu ve uzantlarnn ou paralanmt. Ama, Ghabal'n hali daha da ktyd. Parampara olmu bedenin iinde tannmayacak haldeydi. Byc dostunun lmyle lgna dnen Moldan, korkusuzca Basileus'un zerine saldrm ve bu arada kendi bedeninin ne kadar zarar grdnn farknda bile olmamt. ki Moldai, birbirlerine fiziksel olarak ok yakn olmalarna karn, hibir zaman iyi anlaamamlard. Asrlar nce, daha Ghabal delirmemiken bile, aralarnda bir dmanlk vard. Basileus, yzyllardr devam eden bu dmanla imdi son verebileceini fark ettiinde ok ard. inden bir 480 ses, bir Moldan ldrecei iin isyan etse de, baka ans yoktu. Kedilerin elikpeneden ayrlmas, her eyi aklyordu. Eer Ghabal yaamaya

devam ederse, iindeki ktlkle dalar kirletmeye devam edecekti ve Basileus'u yok etmeden ii rahat etmeyecekti. Moldan, yaralanm dmanna doru atlmadan nce, insanlar uyarmas gerektiini hatrlad. Aksi halde, Ghabal'n lm rpnlar yznden, Aurian ve dosdarnm savunmasz vcutlar zarar grebilirdi. Aurian ve arkadalarna abucak bir uyar mesaj gnderip kendi bedenlerine geri dnmelerini emretti. Ve son bir kez Ghabal'n zerine atld. Mcadele devam ederken, Basileus, bu savan umutsuz olduunu anlad. ki Moldai, birbirlerine denk gteydi. Basileus istedii kadar Ghabal'a zarar verebilirdi ama kendi hayatm riske atmadan, Moldan' yok edecek vuruu yapabilecek kadar ona yaknlaamazd. "Saldr ona, Basileus! Onu senin iin tutarm!" Moldan, sesin kim olduunu anlaynca aknlktan nefesini tuttu. "Chiamh! Burada olmaman gerekiyor!" "Kafana takma. Belki de bu ekilde, tm yardmlarnn karlm deyebilirim. Haydi, u ii bitirelim." ki Molda-inin zerinde yeni bir devasa yaratk belirdi. Bu yaratn vcudu ve uzantlar, mor ve mavi renkteydi. ncecik uzantlarn Ghabal'a doru gnderip Moldai'nin evresine dolad. Ghabal, kaamayacak ekilde tuzaa dmt. Basileus, ok hzl bir biimde kendi uzantlarn dmannn evresine dolayarak, onu, benliinin merkezindeki byk aza doru ekti. Yaralanm Ghabal, kurtulmak iin abalyordu ama artk kar koyacak gc kalmamt. lgna dnm Moldai, hrlayarak, Basileus ve Rzgr-Gz'e kfrler savuruyordu. Ama iinde bulunduu durumun aresizliini fark edince, savurduu kfrler korku dolu lklara dnerek, merhamet dilenmeye balad. Chiamh, son anda uzantlarn geri ekti. Basileus, dmanm parampara eder- 4-81 ken, Dnyalarn tesinde, Ghabal'n tiz lklar yankland. Tm dalar, Moldan'm lm feryatlaryla alkalanyordu. Forral, bedenine geri dndnde, sanki kyamet kopmuasma, zerinde yatt topran sarsldn fark etti. Kurt, hem daha gen olduundan, hem de Dnyalarn tesinde kimseyle savamak zorunda kalmadndan, kendine gelen ilk aile yesiydi. Kurt, kl ustasnn gsnde uzand yerden dorularak, kuyruunu sallamaya ve neler

olup bittiini anlayabilmek iin merakl gzlerle evresine baknmaya balad. Gn domaya balamt. Forral kendisini, Chiamh'm vadisine yaklarken gkyznden grd yaylann zerinde buldu. Tabii ki bir kez daha Anvar'm bedenindeydi. Kendi bedenini Dnyalarn tesinde brakp tekrar Bycnn bedenine dnmek, tam bir hayal krklyd. Bir sreliine tekrar kendi vcudunda olmann keyfini karmt ama mutlu rya, ok uzun srmemiti. Iscalda, Kurt'u kl ustasnn zerinden ekerek, kl ustasnn bacan sarmaya alyordu. Miathan ile mcadelesinde ald tm yaralar, Anvar'm bedenine de yansmt. Forral, "Aurian?" diye bard. "Aurian nerede?" Iscalda, "Bilmiyoruz," diye ters bir cevap verdi. "Linnet, vadinin zerinde uarak, Rzgr-Gz ve Aurian'n nerede olduunu bulmaya alyor. Kediler de kayp." Forral kfrederek ayaa kalkmaya alt. Iscalda, kl ustasnn gsne bastrarak onu tekrar yere yatrd. "Olduun yerde kal," dedi. Forral, Iscalda'nm kolayca kendisini tekrar imenlerin zerine yatrdn fark edince hayal krklna urad. "Linnet onlar bulana kadar, ne sen, ne de baka biri, onlar iin hibir ey yapamaz." 482 Aurian, Rzgr-Gz'n kolundan tutarak, onu uyandrmak iin sarsyordu. "Chiamh! Chiamh... geri dn! Uyan, kahrolas!" Ama Chiamh hibir tepki vermiyordu. Byc kfretti. Rzgr-Gz'e neler olmutu? Eer onu uyandramazsam, ikimiz de burada leceiz, diye dnd. Aurian, taktik deitirerek, "Basileus?" dedi. "Neler oluyor? Bunu durdurabilir misin?" Hibir cevap gelmedi. Ne Moldan, ne de Rzgr-Gz, kendisine karlk vermiyorlard. Byc kendi bedenine dnd zaman, Rzgrlar Odasnn ok tehlikeli bir hal aldn fark etmiti. Tm oda sallanyor ve sarslyordu. Grltl bir atrtyla talarda yarklar olutuka, Aurian, dehete kaplp kalbinin durmasndan korkuyordu. Bulunduklar zirve her an yklabilirdi. Aurian, urganlardan yaplm kprnn tamamen ykldn fark etti. Aa inmenin tek yolu, Chiamh' uyandrmakt ama o da hibir tepki vermiyordu.

Aurian, dizlerinin zerinde srnerek, sarslan zeminde aresizce gvenli bir yer bulmaya alyordu. "Lanet olsun, Chiamh, uyan. Ltfen, uyan!" "Ne? Neler oluyor? Aman Tanrm! Bunun olacan dnmemitim." Rzgr-Gz, ayaa kalkmaya'alt ama ancak nc denemesinde bunu baarabildi. Byc ve Chiamh, birbirlerine destek olarak zar zor ayakta duruyorlard. Chiamh'm Basileus'a gnderdii zihinsel mesaj o kadar glyd ki Aurian da Rzgr-Gz'n neler sylediini kolayca duyabiliyordu. "Basileus, iyi misin?" "Depremi durduramyorum, Chiamh. Bunlar Ghabal'n lm rpnlar ve bunu engelleyemiyorum." Rzgr-Gz usulca kfretti. "Pekl, Aurian," dedi. "imdi at formuna brnp ayaa kalkacam. Ben dorulduum an, sen de mmkn olduunca abuk srtma atla ve buradan kaalm. Tlsm hl sende, yle deil mi?" Aurian, bayla onay-layp glmsedi. "Gzel, tlsm ikimizin de tek kurtuluu. Unutma, ikimizi birden uurmak zorundasn. Ben form dei- 483 tirdiim an, vakit kaybetme." Aurian, bir karlk veremeden, Chiamh, formunu deitirip siyah yeleli at eklini ald. Sarslan zeminde dorulmak, Chiamh iin tam bir kbustu. Birka kez dizlerinin zerine dtkten sonra ayaa kalkmay baard. Chiamh'm her yere ylmda, RzgrGz'n bir yerlerini krm olabileceinden korkan Aurian'n, yrei azna geliyordu. Chiamh, yeni domu ve yrmeyi renmeye alan bir tay gibi zar zor ayakta duruyordu. Tam Aurian atm srtna binmek zereyken, Rzgrlar Odas bir kez daha iddetli bir biimde salland ve zemin atrdamaya balad. Byc dengesini kaybedip yzst yere kapakland. Chiamh, sendeleyerek, alan yarn iine dt. Aurian, "Chiamh!" diye lk att. Elleriyle yzn kapatarak, aa bakmaya cesaret edemedi. Arkadan kaybetmi olmann zntsyle, iinde bulunduu tehlikeyi unutmutu. Bycnn kalbine derin bir sz sapland. Aurian, ellerini yznden ektii zaman, grd sahne karsnda, delirmeye baladn dnd. Chiamh, kimsenin yardm olmadan havada uuyordu. iddetli bir sarsnt, Aurian'n akln bama getirdi. Bunun nasl ve niye olduunu, ayan sabit bir zemine bastktan sonra da dnebilirdi. Rzgr-Gz, kvrak bir

manevrayla Rzgrlar Odasna doru inie geti ve kolayca yere kondu. Aurian, bir ekilde Chiamh'm stne binmeyi baard. Ve gkyzne ykseldiler. Bycnn tlsm kullanmasna gerek yoktu nk Rzgr-Gz kendi kendine uabiliyordu. Rzgrlar Odas yklrken, dadan uzaklaan Chiamh, neeli bir ekilde kinedi ve akn Bycy gvenli bir yere gtrd. Gzlerini gkyzne dikmi Forral iin, sanki asrlar gemiti. Sonra, birden, gkyzndeki siyah kararty grd. Aurian'm Chiamh ile beraber bulunduklar yere doru geldii-484 ni fark etti. Oluna doru dnerek, "te oradalar," diye bard. "Annen geliyor." Byc, atm zerinden indiinde, yz bembeyazd. Forral ve olunun yanma kotu. Kl ustasnn sarglarna bakarak, "Oradaki yaralarm bu dnyaya da tayacan biliyordum," dedi. "Seni uyarmalydm. Tanrlara kr, seni tedavi etmiler." Aurian, sk sk oluna ve Forral'a sarld. Forral, Aurian'm elini tutarak, "yi misin?" diye sordu. "ok kt grnyorsun." Aurian yzn buruturdu. "Her ey ok ktyd. Umarm bir kez daha byle bir ey yaamak zorunda kalmam." Kl ustas, "Yaayacan sanmam," diyerek Aurian' sakinletirmeye alt. "Miathan da ldne gre..." Aurian, "Onu sylemiyorum," diye araya girdi. "O lanet dan doruunda, kck bir kayann zerinde, bir deprem yaamak zorunda kaldm!" Byc, Rzgr-Gz'e doru dnd. Chiamh, tekrar insan ekline dnmt ve sinsi sinsi srtyordu. Aurian, "ok teekkr ederim, Chiamh," dedi. "Ama tm Tanrlar akna, bunu nasl baardm? Xandimlerin, Eski By gc olmadan uamayacaklarn sanyordum." Chiamh, mtevaz bir ekilde omuz silkerek, "Sradan Xandimler, evet, uamaz," dedi. "Ama ben, Rzgr-Gz olarak, zaten glerimi Eski Byden alyorum. Tlsm ilk kez kullanp sen de tekibak kullanabildiin zaman, bu gerein farkna vardm. O zamandan beri, kimsenin yardm olmadan uup uamayacam merak ediyordum. Ama bu gne kadar deneyecek cesareti bulamamtm. Bu gerei byle zor bir durumda renmek hi de kolay olmad. imdi, yksekten niye bu kadar korktuunu daha iyi anlayabiliyorum." Sonunda sarsntlar sona erince herkes rahatlad. RzgrGz, Basileus ile konutuunda, Moldan, maaraya geri

dnmeden nce biraz daha beklemelerini tavsiye ederek, art sarsntlar olabileceini syledi. Byc, geen zaman ieri- 485 sinde Forral'm yaralarn iyiletirmeye alyordu. Aurian, byk kedilere ne olduunu merak ediyor, heyecanla Lin-net'ten haber bekliyordu. Kanatl kz, lene doru geri dndnde, kedilerin nerede olabileceine ilikin en ufak bir ipucu bulamamt. Shia ve Khanu, hi beklemedikleri bir ynden bulunduklar yere geldiklerinde, gne batmaya balamt. Aurian, "Lanet olascalar, neredeydiniz?" diye sordu. Shia, yorgun bir ses tonuyla, "elikpenenin zerindeydik," dedi. "Depremde, Ejderha Kuyruu srt yerle bir oldu. Uzun yoldan gelmek zorunda kaldk. O dan eteklerinden inip bu daa trmanmaya baladk. Sizi uyaryorum, hibir yer gvenli deil. Xandim kalesinin yaknndan da getik ve Xandimler dar frlayp neler olduunu anlamaya alyorlard. Sanrm buraya gelip Kr Tanrlarna ne olduunu grmek isteyeceklerdir," diye aklad. Aurian, Chiamh'a bakt. "Bir an nce maaraya geri dnelim. Eyalarmz toplayalm. Eer Xandimler buraya geliyorsa, fazla vakit kaybetmeden buray terk etmeliyiz." Herkes ok yorgun olmasna ramen, tm gece boyunca yol alarak Rzgrpeesi dann gneyine indiler. Xandimlerin kendilerini buraya kadar takip etmeyeceini dnyorlard. Chiamh ve Aurian, Basileus ile vedalatlar. Tekrar geri dneceklerine dair Moldan'a sz verdiler. Aurian, Rzgr-Gz'e doru dnd. "Bizim geri dneceimizden ok emin-mi gibi grnyordu. Birinin bize bu kadar gveniyor olmas ne gzel, yle deil mi?" diye sordu. Chiamh, "Ben de sana gveniyorum ve baarl olacamza inanyorum," dedi. "Greceksin. Sonra ilerde, tm yaadmz heyecanl servenleri torunlarmza anlatacaz." "Torunlar m? Ltfen, Chiamh... yava yava! En azndan tm yorgunluklarna ramen glebiliyorlard. Gece yarsna doru, durup dinlenmeye karar verdiler. Yap-486 tklar, ate yakmadklar iin, souk ve rahatsz bir kampt. Her ne kadar Kanatl-halk normal artlar altnda bu kadar douya gelmese de, dikkati zerlerine ekmekten korkuyorlard. Aurian, ilk nbeti

tutmaya balad. Bir sre sonra, Chiamh'm uyandn grnce, "Uyuyamadm m?" diye fsldad. "Sorun uyku deil. Dmanmzn nerede olduunu bile bilmiyoruz, o aklma geldi. Kanatl-halk onu desteklediine gre, u an herhangi bir yerde olabilir. Bence rzgrlarn zerinde evrede gezinip onu bulup bulamayacama baksam iyi olur." Aurian, Rzgr-Gz yannda olduu iin ok mutluydu. "Sen olmasaydn, ben ne yapardm, Chiamh?" diye sordu. Chiamh, gizemli bir ekilde, "Bunu bilmek zorunda deilsin," dedi. Aurian bir cevap veremeden, Rzgr-Gz ortadan kayboldu. Chiamh bir sre kamptan uzaklat. Ama yine de, eer bir ey olursa, yardm isteyebilecei bir mesafedeydi. Dierbak-ma getiinde, tm vcudundan souk terler boand. Havadaki gm rengi rzgr demetlerinden birini yakalayarak Aerillia'ya doru yneldi. Eliseth, Kanatl-halkm ehrinde deildi. Chiamh, aresizce sokaklarda dolarken, ans eseri, iki askerin Dhiammara'ya yaplan seferi konutuklarn duydu. Askerlerden biri, "Keke biz de gitseydik," diye yaknd. Rzgr-Gz, abucak ehirden uzaklat. Tam geri dnp Aurian'a olanlar anlatmaya karar vermiken, birden aklna lgnca bir fikir geldi. Niye Dhiammara'ya gidip neler olduuna bakmyordu? Rzgrlarn zerinde ehre ulamak biraz zaman alacakt ama eer bir eyler renebilirse, bu, Aurian iin ok faydal olabilirdi. Eliseth'in ejderha ehrindeki odas, ok daha konforluydu. Geldiinden beri, ormandan getirilen klelere emirler yadrmakla meguld. Zmrt kulenin koridorlarndaki ykntlar temizletmi, etraf tekrar yaanabilir bir hale dntrmt. 487 Yamalanan orman kolonisinden getirilen ganimetler, Eliseth'in tm ihtiyalarn gryordu. Yaknda, Aerillia'dan da bir eyler getirilecekti. Bugn nihayet, kulenin iine yerlemiti ve zamanlama mkemmeldi. Kanatl savalar, bekledii misafirin bu akam Dhiammara'da olacam haber vermilerdi. Eliseth, masann zerindeki ayan stnde duran krmz kristale doru yrd. Krenin , hem oday aydnlatyor, hem de styordu. Eliseth, kreye doru uzatt ellerini strken, Ejderha-halkmn byl kristallerini nasl kullanacam renmenin hi de zor olmadn dnd. Masann zerindeki altn kadehleri

dzeltip sandalyenin yumuack minderini okad. Odasnn dekorasyonu, yeni misafirini etkilemesine olanak salayacak ekilde, bugn tamamland iin ok anslyd. nk her gn bir kralieyi misafir etmek mmkn olmuyordu. Geri bu kralie, g delisi, sradan bir lmlyd. Darndan gelen kanat seslerini duydu. Khisihn sonunda gelmiti. Hava-Bycs, konuunu karlamak iin kapya doru yneldi. Kralie, Gnety ve iki kanatl savann refakatinde, yeil koridordan Eliseth'in odasna doru geliyordu. Gnety yksek sesle, "Majesteleri, Kralie Sara," dedi. Misafiri, yol boyunca giydii pelerinin baln geriye atnca, Eliseth, kadnn bir Khazalim olmadn ve kuzey topraklarndan bir insan olduunu fark etti. HavaBycs-nn yzndeki kendinden emin glmseme, yerini akn bir yz ifadesine brakt. Bu eer bir eit aka veya kandrmaca ise, bunun hesabn sorarm, diye dnd. Kralie, kibar bir reverans yerine, bayla Eliseth'i selmlad. Bu, kendisini Eliseth'in dengi olarak grdn gsteriyordu. Eliseth, yznde sahte bir glmsemeyle, "Majesteleri," diyerek ayn ekilde bayla konuunu selmlad. Kralie, "Ltfen, byle resmi detaylarla uramayalm," 488 dedi. "Bizim konumumuza sahip iki kadnn dost olabileceini dnyorum. Ayrca, o kadar ok ortak noktamz var ki. kimiz de Nexis'ten geldik ve Aurian ikimizin de dman." Eliseth'in yzndeki glmseme buharlat. Az ak, Sara'ya baka kald. Dhiammara'da amaszca dolaan Chiamh, Aurian'n ismini duyunca, sesin geldii tarafa doru yneldi. Biraz daha yaklap iki kadnn ne konutuunu duymaya alt. Sara odadan ieri girerken, Chiamh da grnmez ruhani varlyla odadaki yerini almt. Rzgr-Gz, merakl gzlerle Aurian'n dmann incelemeye balad. Kadn en son Vadiye yaplan saldrda grmt. O gn, Eliseth, Alevlerin Klcn almt. Ama ieri giren ziyareti, tandk deildi. Basit bir lml gibi duruyordu ama kadna Kralie Sara diye hitap edilmiti. Hangi lkenin kraliesi? Ne zaman ve nasl Nexis'ten gelmiti? Biri Byc, dieri bir lml olmasna karn, Chiamh,

ikisinin ortak ynlerini aka grebiliyordu: ki kadn da ok gzeldi, hrslar yzlerinden okunabiliyordu ve ikisi de Aurian'dan nefret ediyordu. Eliseth'in iaretiyle Sara, sandalyelerden birine oturdu. Eteklerini toplayp Hava-Bycsnn uzatt kadehi eline ald. "imdi, dorudan konuya geecek olursak, Leydim, size sz verdiim askerler yoldalar ve sabah olmadan Dhiammara'ya varm olacaklar. Sizin istediiniz gibi ehre, yeralt geitlerinden giri yapacaklar. Maaralarda konulanp ehrin girilerini koruyacaklar. Size yardm etmemin karl olarak, Aurian'n iini bitirdikten sonra, siz de bana Khazalim ynetimini tamamen ele geirmem iin yardm edeceksiniz." Eliseth, "Aslnda," diyerek bir yudum arap iip konumasna devam etti. "Orman kolonisini ele geirdikten sonra, imdi, bu ehri idare etmeye yetecek kadar klem var. Aurian, bize ok fazla sorun karmayacaktr. Kanatl savalarm srekli ehrin evresini gzetliyor ve Aurian'm kampnda bir 489 casusum var. Ne zaman ve nasl ehre girmeye alrsa alsn, geldiinden haberimiz olacak ve hazrlkl olacaz. Onun iini bitirdikten sonra, gney topraklarn aramzda paylap birlikte dnyay ynetebiliriz. Herkes, gelien olaylardan fayda salayacaktr." Sara, "zellikle ikimiz," dedi. uh bir kahkaha atan Sara, Eliseth ile kadeh tokuturdu. Chiamh, daha fazla iki kadnn yannda kalmay gereksiz gryordu. Duyduklar yeterliydi. Sara birka gn daha Dhi-ammara'da olacakt ve gerisinin pek bir anlam yoktu. Bir keye sinen Rzgr-Gz, birisinin kapy amasn bekliyordu. Bylece, ieri giren havay yakalayp rzgrlarn zerinde Aurian'm yanma geri dnebilecekti. XXXI Casus Rzgr-Gz, Aurian'm yanma dndnde, gne oktan domaya balamt. Chiamh, geride brakt vcuduna doru rzgrlarn zerinde szlrken, hareketsiz bedeninin olduu yerde birisinin bulunduunu fark etti. Yaklanca, Shia'nm, baucunda nbet tuttuunu grd. Chiamh, inleyerek souk bedenine girdiinde, Shia ban Rzgr-Gz'n olduu tarafa evirerek, "Tam vaktinde," dedi. "Aurian, seni byle savunmasz olarak kampn dnda yalnz brakmann akllca olmadn syledi. Ben de ona, sana gz kulak olacama dair sz verdim. En azndan, bylece birazck olsun uyuyabildi."

Chiamh, "Aurian uyuyor mu?" diye sordu. "Onu uyandrmak zorunda olduum iin zgnm ama acil olarak onunla konumam gereken eyler var." Shia kuyruunu sallayarak, "Bekleyemez mi?" diye sordu. "Zavall kadn en azndan birazck dinlense." "Kampta kim nbet tutuyor? Khanu mu?" Byk kedinin tyleri diken diken oldu ve kuyruunu bir kam gibi bir ileri bir geri savurdu. "Bak, bazlarmz byle yaratldk. Bu, bizim doamzda var. Dierleri gibi zamann ve yerini seemeyiz. Bu, benim fikrim deildi." Chiamh'm kalar atld. "Shia, dn akam ne yaptnz sizi ilgilendirir. Sana ve Khanu'ya bu dnyada mutlu bir beraberlik diliyorum. Eer bir anlam olacaksa, birazck sizi kskanm olabilirim ama niyetim sizi gzetlemek deildi." 491 Shia hrlayarak, "Sadece kendimi aptal gibi hissediyorum," dedi. "Eer kendimizi elikpene'in zerinde bulmam olsaydk, u an kendimi bu kadar kt hissetmezdim. Ama sadece kendimizin deil, herkesin hayatn riske attmz dndke," diyerek rperdi. "Bilincini bu ekilde yitirebiliyor olmak, rahatsz edici ve tehlikeli bir durum," diye ekledi. Chiamh, "Belki de farknda olmadan eski evinize doru yneldiniz," diyerek Shia'y rahatlatmaya alt. "Bilirsin ya, som balnn iftlemek iin evine doru yzmesi gibi." Shia merakl gzlerle, "Gerekten yle mi yapyorlar?" diye sordu. "Benim tek bildiim, ok lezzetli olduklaryd." Rzgr-Gz kkrdayarak, "Konuyu deitirme," dedi. "Ne zaman yavrularnz olacak?" Kedi, "Umurunda m?" diye itiraz etti. "imdilik bunu dnmemeye alyorum. Yaklak ay sonra," diye ekledi. "Sen Aurian ile konumayacak mydm?" diye sordu. "Komsam da, konumasam da, birisi konuyu deitirmek istediinde hemen fark ederim. Hayr, beni Aurian'n uyumas gerektiine ikna ettin. Gn domadan hibir yere gidemeyiz. Ben de birazck dinlensem iyi olur." Ama Chiamh, Dhiammara'da yle eyler renmiti ki uykusunda hep, kan dkldn ve savaldm grd. Eliizar, "Bir daha buray grebileceimi sanmyordum," dedi. Dhiammara'nm zerinde bulunduu dan iine oyulmu devasa maarada, kleler iin kafesler yaplmt. Eliizar, parmaklklarn arasndan dar bakyordu.

"Buray son grdm gne lanet olsun ve beni buraya getiren Bycye de lanet olsun." Nereni kocasnn elini tuttu. "Akm, Aurian' sulamak, ok da doru deil. Dmanlarmzn ormana saldrmas nasl onun suu olabilir? Onun sayesinde bir koloniye sahip ol-492 madik m?" imdi bamz; _ >inde derin bir hzn vard. "Niye, Nereni? Onca yl ocuk hasretiyle yandktan sonra, niye Orak bizi bir kz ocuu ile kutsad ve daha sonra zalimce onu bizden ald? Sana niye olduunu syleyeyim mi?" Eliizar, alev alev yanan gzlerle Nereni'ye doru dnd. "nk Orak, aslnda bize bir ocuk vermeyi dnmyordu. O Byc, doann kanunlarna kar geldi ve Tanrlarn bizim iin planladn deitirdi. Amahli, Tanrlarn gznde bir felaketti. Bizi cezalandrmak iin onu bizden aldlar..." Nereni, sinirli bir biimde ayaa frlayarak, "Burada ylece durup senin samalklarn dinleyemem," diye bard. "Eer bir kez daha kzmza felaket diyecek olursan, seni kendi ellerimle ldrrm," diyerek klelerin bulunduu kafesin dier tarafna yneldi. Dier kleler, sinirli kadnn nnden ekilip ona, gemesi iin yol atlar. Eliizar'a en uzak keyi bulan Nereni, srtn kocasna ve klelere dnd. Kimsenin aladn grmesini istemiyordu. Nereni, bir sre sonra omzunda bir el hissetti. Sinirli bir ekilde arkasn.dnerek, "Eliizar, git bamdan... Ah, sen misin, Jharav? Sen de beni yalnz brak. Kimseyle konumak istemiyorum." Jharav, sinirli kadnn tekrar kendisine srtn dnm olmasn umursamayp homurdanarak yere oturdu. "Biraz daha sabrl ol, Nereni! Byle eyler sylemesine sebep olan ey, znts. Amahli'ye taptn sen de biliyorsun..." Nereni, "Sence ben tapmyor muydum?" diye Jharav'm cmlesini yarda kesti. "Ve onun olmadk m? Bak, Jharav, iini ekerek, "yle demek istemedim," dedi. "Hepimiz, yaananlardan sonra ok zgnz." "Evet, aslnda doru sylyorsun. Sen de zavall Ustila'y kaybettin ama Eliizar gibi Tanrlardan veya cezalandrlmak- 493 tan bahsettiini duymadm. Dnya

zaten Tanrlar olmadan da yeterince kt bir yer deil mi?" Jharav, hafife glmsedi. "Rahiplerin bu konuda sana katlacan zannetmiyorum ama bizim gibi sradan halk iin, dediklerin doru olabilir. Ama hayr, Nereni, sen de biliyorsun ki iyiyle kty birbirine kartrmamak lazm. Ustila'nm, Oraknn yannda mutlu ve gvende olduunu dnmek bana huzur veriyor." Nereni, "Evet ama senin Tanrn, merhametli bir Tanr," diye karlk verdi. "Ama Eliizar'm Oraks, kin ve nefretle yorulmu bir yarata benziyor. Bir Tanr byle kt duygulara sahip olmamal, yle deil mi?" diye sordu. Sava bayla onaylayarak, "Ona biraz zaman ver, Nereni," dedi. "Zamana ihtiyac var." Nereni, "ok da umurumda deil," diye karlk verdi. "Bunun kime ne faydas var ki? Bir sre sonra, kt kalpli Byc-kadm hepimizi ldrmeyecek mi? plak ellerimizle ina ettiimiz bu ehirde ne yapmay planlyor ki? ehir yeniden ina edildiinde, hl hayatta kalan klelere ne yapacan sanyorsun?" " o noktaya gelince neler olacan hayal bile edemiyorum. Ama Bycnn, tm gney topraklarna hkmetmek gibi bir plan olduunu dnyorum. Buras onun iin ideal bir baehir. Eer Aerillia'y ve Kanatl-halk kontrol ediyorsa, dier lkelerin ve rklarn da Bycnn eline dmesi en meselesidir." Nereni, ciddi bir ekilde, "O gnleri grmektense, lm olmay tercih ederim," dedi. "Hi deilse kzmn yannda olurum." Tam o anda, Kuzgun'm yandaki olu Lannaret yanlarna geldi. Titreyen bir sesle, Nereni'nin paasndan ekitirerek, "Reni, annem yine alyor," dedi. Nereni iini ekerek Lannaret'i kucana aldnda, kk ocuun minicik ayaklarna bile prangalar vurulduunu grp rperdi. Esir alman tm Kanatl-halk, benzer ekilde zin-cirlenmiti. Bu, Gk-halkmm, Dhiammara'dan uarak kamamalar iin alman bir nlemdi. "Tamam, ufaklk. imdi geliyorum." Nereni, Jharav'a doru dnerek, "Biliyor musun, Aurian' tanmadan nce, byle acil durumlarda veya kriz anlarnda hep ok sinirli olurdum. imdi nasl olduuma bakar msn? Sadece kendi dertlerimi deil bakalarnn dertlerini de omuzlarma alabiliyorum. Bazen bunun iin

Bycye teekkr m etmeliyim, yoksa lanetler mi savurmalym, bilemiyorum. aresiz kalmak, bazen daha iyi oluyordu," diye aklad. Kuzgun, einin hareketsiz bedeninin yanma oturmu alyordu. Gzyalar, kanatl adamn ezilmi ve imi yzne dyordu. Hemen yan banda, yerde yatan minik kz alyordu. Ama Kuzgun, kzma doru hi bakmyordu. "Nereni," diye fsldad. "Sanrm lecek." Aguila, karsn ve ocuklarn korumaya alrken, Gnety ve kanatl savalar tarafndan feci ekilde dvlmt. Son birka gndr bilinci yerinde deildi. Kesik kesik nefes alyordu ve vcudu buz gibiydi. Nereni'ye gre, adamn durumu hi de i ac deildi. Ama Kuzgun'in iyilii iin korkularn dile getirmiyordu. Bir ekilde, Aguila'nm kendinde olmay, Gnety'n daha ileri gitmesini engelliyordu, iki sava arasnda yllardr tkenmeyen bir nefret ve kin vard. Gnety, her zaman Aguila'nm yerine kralienin ei olmas gerektiini dnmt. Nereni, Gnety'n bu yzden Kuzgun'a sahip olmaya alacan ve zamannda kendisini reddetmenin bedelini detmek isteyeceini biliyordu. Ama Gnety, Aguila'nm da zaferine tank olmasn istiyordu. Aguila'nm lp lmeyecei belli olana kadar, Gnety'n de sabr tkenmezse, Kuzgun gvendeydi. Nereni, Kuzgun'un kk kzn ihmal ettiini grnce 495 ok sinirlendi. Kk Elster'a sahip olmann ne kadar byk bir ans olduunun farknda deil miydi? Bazlarmz kzlarmz bir daha gremeyeceiz. Bazlarmz, Kuzgun'un sahip olduu ansa sahip olmak iin her eyini feda eder. Yine de kanatl kadna sarlp bir sre alamasna izin verdi. Nereni, "Kuzgun, gereklerle yzlemelisin," diye fsldad. "Aguila'ya verebileceimiz bir ila yok ve onu iyiletirecek kimse de yok. Tek yapabileceimiz, onu scak tutup kendi kendine iyilemesi iin dua etmek. Bu arada, sen de, ocuklarnla ilgilenmelisin. Lannaret, senin byle aladn grnce ok korkuyor. En azndan onun iin cesur olmalsn. Ve kznn karnn doyurmalsm, Kuzgun. Ona sarlp onu scak tutmalsn. u an, sana Aguila'dan daha ok ihtiyac var. Eer Elster, kendi ismini tayan minik yavruyu byle ihmal ettiini grseydi, ne derdi?" Kuzgun, Elster'in ismini duyunca irkildi. "Bu hi de adil deil," diye itiraz etti. "Ben Aguila'nm lmesinden korkarken, Elster'i nasl bu ie kartrrsn?"

Nereni, tiksinerek arkasn dnd. "Sen bir kraliesin, en azndan yleymi gibi davran. Kznn karnn doyur. Oluna sahip k. nsanlarna rnek ol. Ve asla ama asla, bir gn buradan kurtulacamza dair umudunu yitirme." Aurian, uyanmt ve kurutulmu geyik etini yemeye alyordu. Chiamh, Bycnn yanma gelerek, Aurian' kampn dna doru srklemeye balad. Her zamanki gibi, uyanr uyanmaz, Bycnn keyfi yerinde deildi. Chiamh kolundan tutup ekitirirken, "Senin neyin var?" diye bard. "Tm bu gizem niye? Her ne syleyeceksen, burada syleyemez misin?" Ate yakamadklarmdan, ormann kysnda kamp yapp aalarn arasna gizlenmilerdi. Chiamh, Aurian' ormann derinliklerine doru gtrrken, hibir zaman Bycnn 496 yanndan ayrlmayan Atmaca da onlar takip ediyordu. Chiamh, "Dierlerinin dn akam benim gizlice Dhiammara'ya gittiimi bilmelerini istemiyorum," diye aklad. "Senin de bunu azndan karmandan korktum." "Ama ben de senin Dhiammara'ya gittiini bilmiyordum. Bana Aerillia'ya gideceini sylemitin." "Her ne ise, dierlerinin benim rzgrlarn zerinde gizlice Eliseth'in yanma gittiimi bilmelerini istemiyorum." Chiamh, Bycy dalarn arasndaki kayalklardan olumu dar bir geide sokup incecik bir derenin aalar tarafndan glgelenmi yosunlu kysna gtrd. Dere, yokutan aaya yle lgn akyordu ki birka metre yaknlarna kadar gelen biri bile, neler konuulduunu duyamazd. Byc, dikkatini toplamaya alp Chiamh'm kendisine neler syleyeceini merak etmeye balad. Chiamh, tam anlatmaya balamt ki Aurian araya girdi. "yleyse Eliseth, Dhiammarada m?" diye sordu. "Ama oras doal bir kaledir. Orann varlndan nasl haberdar olur... tabii Aerillia'y dikkate almazsak..." Aurian, neler olduunu anlamaya baladka korkuyla rperdi. "Ruhlarn kuyusunda olanlardan sonra, Eliseth'in nasl Aerillia'da olabileceini hi dnmemitim. Chiamh... Eliseth Gk-halk ehrinin varln nereden bilebilir? Hayat boyunca kuzey topraklarndan hi kmad!" Chiamh, Bycnn elini tuttu. "zgnm, Aurian. Zaten seni kampn dma kartp seninle zel olarak konumak istememin de sebebi bu. Gelecekte, tm konutuklarmz gizli kalmal. imizden biri, Eliseth'in casusu!"

Aurian, aniden sinirlenerek, "Bunu nasl sylersin?" diye bard. "Buna nasl cesaret edersin?" Chiamh susup Aurian'n ilk oku atlatmasn bekledi. Aurian dudan srd. "zgnm, bundan emin misin?" "Eminim. Khazalim Kraliesine kendi azyla sylerken duydum." "Sara m? O hain kaltan Eliseth'in yannda ne ii var?" Chiamh yzn buruturarak, "Eliseth'e, Dhiammara'y korumas iin Khazalim savalar salyor," dedi. "yle grnyor ki ikiniz de nefretinizden bir ey kaybetmemisiniz. Ama onu nereden tanyorsun?" "Nereden mi tanyorum? O kalta yllardr tanrm. nceleri, Nexis'te hrszlk yapan bir sokak ocuuydu. Eer inanrsan, aslnda Anvar'm ocukluk akyd. Daha sonra paras iin Vannor ile evlendi." Chiamh, akn bir yz ifadesiyle, "Ne?" diye bard. "Bahsettiimiz Khazalim kraliesi bu mu?" "nan bana. Hayaletler ehre saldrdnda Vannor, Anvar ve benden, Sara'y ehrin dna karmamz istedi. Daha sonra denizde alabora olduk ve kendimizi Taibeth'de bulduk. Sara, Xiang'm haremine satld ve Xiang'm basit bir tccar olan Vannor'dan daha iyi bir e olacana karar verdi." Rzgr-Gz, ban iki yana sallad. "Tanra hepimizi korusun. Dhiammara'ya ulatmzda, Sara, Vannor ile karlat zaman ok ilgin olacak." Aurian, yzn ellerinin arasna alarak, "Bunu dnme bile," dedi. "Neyse, bover. Sara, Eliseth ile karlatrlrsa, kolay lokma. imizden birinin casus olduunu mu sylyorsun? Chiamh, bu doru olamaz, yle deil mi? Bu korkun bir haber. Acaba kim? Ve ne zamandr aramzda bir casus barndryoruz?" Byc, sanki bu uursuz haberden uzaklamak istercesine ayaa frlad. "Chiamh, beni bir sre yalnz brakabilir misin? Bu konu hakknda dnmem lazm. Dierlerine de ki... neyse bover. Sadece yalnz kalmaya ihtiyacm olduunu ve bir eyler dndm syle. Aslnda gerei sylemi saylrsn." "Tamam." Chiamh, arkasn dnp uzaklamak zereyken, birden durup, "Ama sana gz kulak olmas iin Shia'y gndereceim," dedi. "En azndan, kedilere gvenebileceimizi bili-498 yorum. Eer iimizden biri Eliseth'in casusu ve ajan ise, hepimizin ve zellikle senin hayatn tehlikede demektir. Eliseth, senin

Dhiammara'ya doru yola kman bekleyecektir ve sonrasnda, bu casusu kullanarak seni ldrmek isteyebilir." Rzgr-Gz gittikten sonra, Aurian olduu yere oturdu. Derenin kenarndan ald talar suyun yzeyinde sektirmeye balad. Chiamh, "En azndan kedilere gvenebileceimizi biliyorum," demiti. Bu, Rzgr-Gz'e bile gvenemeye-cei anlamna m geliyordu? Yoksa gvenebilir miydi? Byc, bu samalk, diye dnd. Chiamh nasl Eliseth'in casusu olabilir? yle olsayd, bana sylemezdi... inden bir ses, "Tabii eer seninle dierleri arasna byle bir phe tohumu ekmek istemiyorsa," dedi. Aurian kendi kendine, "Bu ok sama," dedi. "Chiamh hep benim yanmdayd. Iscalda ve Schiannath da yle. Eliseth'in onlara ulam olmas imknsz. Dierlerinden biri olmal. Eliseth'in, Nexiste veya Aerilliada ulaabilecei biri olmal. Linnet veya Grince olabilir. Kk hrsz zaten bizimle beraber gelmek iin ok srar etmiti..." Aurian, casusun, Kadehin glerine maruz kalm biri olabileceini dnd. Hain, Vannor olabilir miydi? Veya Forral? Aurian, "Aman Tanrm," diye fsldad. "Forral olamaz. imdi ben ne yapacam?" Bir tek eyden emindi. Eliseth'in haberi olmadan Dhiammara'ya gidemezdi. Dmann hazrlksz yakalama ihtimali kalmamt. Shia aalarn arasndan karak endieli bir sesle, "Neyin var?" diye sordu. "Chiamh bana neler olduunu sylemedi. Sadece seni korumam iin beni buraya gnderdi. Dncelerini benden saklyorsun ama ne kadar endieli olduunu hissedebiliyorum. Ne oldu?" "Bamz belada.". Aurian, abucak neler olduunu anlatt. Shia, bir sre dndkten sonra, "Biliyor musun, dnmediin bir ey var," diye konumaya balad. "Eer bu casus en bandan beri bizimle beraberse, Eliseth seni ok uzun 499 zaman nce ldrrd. Bizim buralara kadar gelmemizi beklemesine gerek kalmazd ve bizi hazrlksz yakalard. Sen uyurken kalbine bir bak saplamak, casus iin ok kolay olurdu. Ve Hava-Byc iin ok daha gvenli ve kesin bir yol olurdu. yleyse niye senin lm emrini vermedi? yle grnyor ki senin canl istiyor. Ama niye?"

Aurian sanki byk kediyi ilk defa grmesine, bo gzlerle Shia'ya bakyordu. "Aman Tanrm," diye fsldad. "Kesinlikle haklsn. Ve bunun bir tek sebebi olabilir. Shia, bunu daha nce dnemediim iin ne kadar aptalm. Eliseth, dier kaltlar istiyor! Beni Dhiammara'ya, gneydeki en korunakl yere ekerek, Harp ve Asay ona gtrmemi bekliyor." Shia, "yle dnyor olabilir ama seni ldrmek iin nce beni gemeli," dedi. Aurian elini uzatarak kedinin ban okad. "Hayr, Shia. Bu i baladndan beri ok dostumu kaybettim. Sizi de dierleri gibi kurban edemem. Bunun baka bir yolu olmal..." Shia, "Benim dnceme gre, Eliseth'in bir casusu olduunu bildiini aklama," dedi. "nk bunu yaparsan, hem Eliseth ajannn kimliinin aa ktn renir, hem de senin de onu gizlice gzeeyebildiini fark eder. imdi, mmkn olduunca hzl bir ekilde Aerilliaya gitmeliyiz. Ve dmann hazrlksz yakalayacan mit etmekten baka ansmz yok." "Bunu o kadar hzl yapamayz. O, hazrlklarn oktan tamamlamtr. Onuh haoeri olmadan, gizlice..." Chiamh'm sesi duyuldu. "Her zaman bir gizli yol vardr." Aurian, "Ne?" diye bard. Yz bembeyaz kesilmiti. evresine baknd. Ses ok yaknndan gelmiti ama hibir ey gremiyordu. Shia tehditkr bir ekilde hrlayarak, Aurian'n yanndan geip srad. Bouk bir ses duyuldu ve aniden, byk kedinin arl altnda ezilen Chiamh belirdi. Shia, yerde yatan 500 Rzgr-Gz'n gsne penelerini dayamt. Byk kedinin altn sars gzleri fke doluydu ve penelerindeki trnaklarn karmt. Aurian'n atmacas, Chiamh'm olduu tarafa doru szlerek, tiz ve kzgn lklar atmaya balad. Kuun peneleri, tehlikeli bir biimde Rzgr-Gz'n gzlerine ok yaknd. Aurian, lgna dnen yarat glkle sakinletirirken, Shia'nm olduu yerde kalmasn uygun grd. Aurian, atmacay sakinletirdikten sonra, parmaklarnn ucunda ykselip Shia'nm zerinden Chiamh'a bakt. "imdi," dedi. "Belki de niye beni gizlice gzetlediini bize aklarsn?" Rzgr-Gz, "Aurian, mantkl ol," dedi. "Eer seni gzetlemek isteseydim, niye konuup da yerimi belli edeyim? Eer ne konutuunuza kulak kabartmak isteseydim,

bedenimi geride brakr, rzgrlarn zerinde yannza gelirdim..." Shia, Aurian'a doru bakarak, "Sylediklerini dnnce, kulaa mantkl geliyor," dedi. Chiamh, "Ltfen u lanet kediyi zerimden alp aklamama izin verir misin?" dedi. "Kaburgalarm kracak!" Aurian aniden karar vererek, "Pekl," dedi. "Ayaa kalkmasna izin ver, Shia. Ama Chiamh, bu sefer syleyeceklerin mantkl olsa iyi olur. Sana her zaman gvenmiimdir ve imdi bu gveni boa karma." Rzgr-Gz ayaa kalkarak elleriyle kaburgalarn yoklayp, "Tamam, ben iyiyim," dedi. "Sanrm Dhiammara'ya gizlice girmenin bir yolunu buldum. Senin zerinde bir deneme yaptm ve grdn gibi ie yarad. Benim buraya geldiimi fark etmedin bile." Chiamh, Bycye doru bakp glmseyerek, "Gven bana, Aurian. Bunu ok seveceksin." XXXII EjDARHA EHR kua, Yinze Tapmam evreleyen kulelerden birinin en st kattaki balkonunda ayakta duruyordu. Baralp, gnbatmn seyrediyor ve grotesk yaplarn arasnda esen rzgrn kard uuldamay dinliyordu. Bu rktc sese, Incondor'un At denilirdi. nsann sinirlerini bozan ses, Skua iin ho bir arkyd. Incondor'un At bana ait, diye dnd. Bu ses, Aerillia'nm bir parasyd ve imdi tm ehirle birlikte Skua'ya aitti. Sonbahar gnei, dalarn arasnda kaybolurken, Aerillia'nm sivri kuleleri, gnein altn rengi klaryla parldyor-du. Skua, bir kez daha tm ehri gzen geirerek, yaad anm tadm kartt. imdi Byc-kadm da gittiine gre, artk her ey benim, diye dnd. Barahip, Eliseth'in Gk-halk ehriyle ok fazla ilgileneceini sanmyordu. imdi Gnety ile beraber Dhiammara'y almlard ve Skua, kendisini rahat brakacaklarndan emindi. Skua, tm hayatn Yinze'nin sadk bir hizmetkr olarak geirmiti. Barahip, "Ve imdi, nihayet, Tanrm beni dllendirdi," diye mrldand. Yllardr bu an beklemiti. Uzun sre, g delisi Karapene'ye hizmet etmiti. Tahta oturan deneyimsiz ve gvensiz ocuun, sinir nbetleriyle uramt. Zaman zaman, Kralieye ihanet ettii iin pimanlk duy-

sa da, Aerillia'nm kayp ve tanrsz halkn tekrar Yinze'nin gerek yoluna dndrdn dnerek kendisini rahatlatmaya alyordu. imdiden, halkn gnahlardan uzak tutmak 502 iin bir dizi kanun karmay planlyordu. nsanlarn ruhlarn kurtarmak iin onlar cezalandrmak gerekebilirdi. Skua, kuzeyden esen souk rzgrla rperdi. Garip, diye dnd. Hava deiiyor olmalyd. Belki de ieri girse daha iyi olurdu... Balkonun dier tarafna yrynce, uzaktan, inanlmaz bir hzla ehre doru yaklaan kara bulutlar grd. yle grnyor ki havadaki deiimin sebebi, garip bir frtnayla kar karya olmamz, diye dnd. Ama yaklaan frtna neesini bozamazd. Aerillia daha nce ne frtnalar grd, diye dnd. ehrim buna alk. Rzgr tekrar esti ama bu esinti, bir mezarn kapa alnca ortaya kan hava gibi rutubetli ve kt kokuluydu. Barahip huzursuz olarak rperdi. Hayal gryor olmalym, diye dnd. imdi yanl olan ne olabilirdi? Yinze, en sadk hizmetkrnn zarar grmesine izin vermezdi. Aadan, panik ierisinde kamaya balayan insanlarn kanat sesleri geliyordu. ehirden ayrlp gneye doru uuyorlard. Skua, "Aptallar," diye mrldand. Frtna onlar havada yakalayacak. Devasa karanlk bulut, genilemeye balayarak tm ehrin zerini kaplad. Skua bunun doal bir ey olmadn gayet iyi biliyordu. Olduu yerde donakald. Bir ylann parltl baklarm grp hipnotize olan bir ku gibiydi. Skua'nm kraliesine ihanet ettii gibi, Yinze de, sonunda sadk hizmetkrna ihanet etmiti. Nihilimler Aerillia'nm zerini kaplayp beslenmeye baladklarnda, Barahip hl olduu yerde hareketsiz duruyordu. Aurian ve dostlar, iki gece boyunca uarak ln kysndaki ormana ulatlar. Avlanacak veya yiyecek bulacak zamanlar yoktu. Aurian, bu aralksz seyahatin, kendisini ne kadar yorduunu umursamyordu. Linnet, Xandimler ve dierleri de ok yorgundu. Byc, imdi zerinden uarak kolayca atklar dalar, zamannda Eliizar, Nereni ve dierleriyle beraber yaya olarak gemek zorunda kaldklarn hatrlad. Or- 503 mann zerinde uup koloniden geriye kalanlar grdklerinde, Aurian, eski dostlarnn bana neler geldiini dnd. Chiamh, Eliseth'in ormana saldrsyla ilgili neler duyduysa

hepsini anlatmt. Eer Nereni ve Eliizar hayattaysa, imdi kle olarak Dhiammara'da tutuluyor olmalydlar. Acaba Bycnn onlara brakt hediyeye ne olmutu? yiletirme yeteneklerini kullanarak, ok sevdii dostlarnn bir ocuk sahibi olmalarna yardmc olmutu. imdi ona ne olmutu? Gvenli bir biimde domu muydu? Eliseth'in hain saldrsndan kurtulmay baarm myd? Eer ona bir ey olduysa... Aurian dilerini skarak Chiamh'm yelesini tutan ellerini ylesine skt ki Rzgr-Gz acyla kinedi. Eer Eliseth, orman kolonisini Dhiammara iin bir yiyecek stoku olarak kullanyorsa, ormann korunuyor olmas gerekirdi. Byc ve arkadalar, ormann kuzeydousuna inerek gizlendiler. Bulunduklar yer, hem Zithra kolonisine, hem de kuzeybatdaki Gk-halk ehri Eyrie'ye uzakt. Aurian ve Rzgr-Gz, vcutlarn geride brakp gece karanlnda sessizce rzgrlarn zerinde uarak, kolonide neler olup bittiini anlamaya altlar. Aurian, ormann iindeki ekilmi arazileri ve binalar grd. Sessizce kfretti. Aas, kanatl savalarla doluydu. Chiamh kararl bir ekilde, "Gzel," dedi. Kendi bedenlerinin dnda olmalarna ve zihinsel olarak iletiim kurmalarna ramen, alak bir sesle, "Bu, Dhiammara'ya gitmeden nce grnmezlik bymz denememiz iin iyi bir frsat," diye ekledi. Aurian, "yi tarafndan m bakmaya alyorsun?" diye sordu. "Sanrm, haklsn. Arkamzda dman brakmaktan holanmam ama baka aremiz yok." B'H lifli Chiamh, "Eer ylann kafasn kesersen, geriye kalan kendi kendine lr," diyerek Bycy rahatlatmaya alt. "Eliseth'in tutsaklar arasnda Aerillia'nm Kraliesi Kuzgun da 504 var, biliyorsun deil mi? Eer Kuzgun'u kurtarp Eliseth'i yok edersek, buradaki halk, abucak taraf deitirecektir. Bu arada biz de kanatl savalar inceleyebiliriz. Eer gelecekte ibirlii yapmayacak olurlarsa, neyle kar karya kalacamz yakndan grelim." Bir sre, aada kouturan Kanatl-halk izlediler. Koloninin ambarlarndan kardklar yiyecekleri ayrtryor, st ste koyup paketliyorlard. Eliizar'm halk, bu sene verimli bir hasat dnemi geirmiti.

Aurian ve Chiamh, aada paketlenen meyvelere, sebzelere, tahllara ve kurutulmu etlere baktlar. Aurian i ekti. "Keke iinde bulunduumuz formda bir eyler almak mmkn olsayd." Chiamh srtarak, "ok deil, ksa bir sre sonra Dhiammara'da kendimize ziyafet ekiyor olacaz," dedi. Aurian, "At formundayken ne kadar hzl uabildiim biliyorum ama rzgrlarn zerinde o kadar hzl seyahat edemeyiz," diye itiraz etti. "Tm l gememiz bir gnden fazla srer. Sanrm gn ierisinde ancak ehre varabiliriz." Chiamh, "Merak etme, baaracaz," diyerek Bycy rahatlatmaya alt. "Eer aadan biraz yiyecek, birka fazla battaniye ve cppe alabilirsek, Dhiammara'ya sa salim varma ansmz artacaktr." Aurian ve Chiamh, dierlerinin yanma dnp grdklerini anlatnca, Linnet, konumaya balad. "Oradan bir eyler almadan yola kmak zorunda deiliz. Ben aaya inip ihtiyacmz olan eyleri alabilirim. Aerillia'dan yeni geldiimi sylerim ve kimse phelenmez." Byc glmsemeye balamt. "Ne? ylece aa inip yiyecekleri aldktan sonra elini kolunu sallayarak yanmza geri mi dneceksin? Bu kadar kolay m?" Linnet, bam iki yana sallad. "Hayr, bunun o kadar masum olacam sanmyorum, Leydim. Bu kadar kolay olmayaca kesin. Ama baarabileceimi dnyorum." Aurian minnettar bir biimde ban sallad. "Sanrm haklsn." Kurt araya girerek, "Benim de gitmeme izin ver. Kimse bir kurttan phelenmez," dedi. Forral, "Evet haklsn, phelenmez," diyerek glmsedi. "Sadece seni ldrrler. Buras Eilin'in Vadisi deil, olum. Sen burada kalyorsun." Kurt susarak geri ekildi. Forral oluna doru dnerek, "Sakn aklndan bile geirme," dedi. Kalarn atarak, "Bir atmaca gibi seni izliyor olacam. Hibir yere gitmiyorsun," diye ekledi. O gn, herkes dinlendikten sonra, Linnet yaknlardaki dondurucu ekilde souk derede ykand. Gk-halk, souktan etkilenmeyen bir bnyeye sahipti. Kanatl kz, olabildiince gzel grnmeye alarak, Zithra'ya doru umaya balad. Tm arkadalar, ona ans dilediler.

Linnet, sinirden ve heyecandan, midesinin kasldn hissetti. nsanlarn kendisine bel baladnn farkndayd. Ve bu grevin ne kadar tehlikeli olduunu da ok iyi biliyordu. Yakalanmamak iin ok dikkatli olmalyd. Kanatl kz, yerleim biriminin yaknlarna geldiinde havada durdu. "Hey! Sen! Nereye gidiyorsun? Kendini tant!" Linnet yakndaki aalarn arasna gizlenmi iki kanatl savann oklarn kendisine doru evirdiklerini fark etti. Dikkatli bir ekilde askerlerin nndeki akla indi. Ayaklar yere deer demez, savalar ^yanna geldiler. Savalardan biri, "Nerdensin?" diye sordu "Seni daha nce grmedim." Linnet, "Grmedin mi?" dedi. "yleyse evrene ok dikkadi bakmyorsun. Ben Eyrie'de binalarn temizlenmesiyle urayordum. Buraya beni, size yardm etmem iin gnder506 diler." Dier sava, "niforman nerede?" diye sordu. "Bu zerindeki yrtk prtk giysiler de neyin nesi?" Linnet, samimi bir kahkaha att. "Bunlar benim giysilerim. Dn bir kaza oldu. Bir sepet dolusu rm meyve zerime dkld. Ben de, niformam temizlenirken, Eyrie'de bulduum bu giysileri zerime geirdim. nk koku, dayanlmaz derecede ktyd." Askerlerden biri glerek, "Tahmin edebiliyorum," dedi. "Pekl, kzm. Doruca u binalarn oraya git. Eminim ki sana yapabilecein bir i bulurlar," diye ekledi. Linnet arkasn dnp giderken, asker arkasndan bard. "Ve dikkat et de, zerine bir eyler dkme." Linnet, binalarn olduu yne doru uarken, askerlerden kurtulduu iin rahatlamt. Yiyeceklerden sorumlu bir yzba bularak, ayn hikyeyi ona da anlatt. Canndan bezmi ve yorgun yzba, hibir soru sormad. Kendilerine yardm edecek birisinin daha gelmesinden honuttu. Linnet, bir sre sonra kendisini, dier iilerle beraber, Dhiammara'ya gnderilmek zere yiyecekleri paketlerken buldu. Linnet arkadalar iin iki boha hazrlad. Birinin ierisinde kurutulmu et ve peynir, dierinin ierisinde ise su mataralar vard. Linnet, aktrmadan bohalar karanlk sokaktaki evlerden birinin verandasna gizledi. Bohalarn yanma, boaltlm evlerden birinde bulduu eski battaniyeleri de koydu. ilerin arasndan svp

gzden kaybolmak, ok kolay deildi. Linnet, uygun zaman bekleyerek, evin olduu yere gidip bohalar ve battaniyeleri bir araya getirip balad. evresinde kendisini izleyen biri olup olmadm anlamak iin etrafa gz gezdirdi. Gkyzne ykselirse, kolayca dikkati zerine toplayacandan, alaktan ve aalarn arasndan uarak ehirden uzaklamaya balad. Aalarn dallar, Linnet'in gkyznden grlmesini engelleyecek kadar sk deildi. Bir sre sonra, kendisine doru 507 yaklaan kanat sesleri duydu. Linnet, kafasn kaldrp gkyzne baktnda, kendisine doru gelen iki savay grd. Linnet, bir an iin kalbinin duracan sand. Bir eyler ard fark edilmiti ve kendisini yakalamak iin geliyorlard! Sonra, savalarn, tam ters ynden, Eyrie'den geldiklerini fark etti. "Aptal!," diye kendi kendine mrldand. Yine de, eer gizlenmezse, yanma gelip gereksiz sorularla cann skabilirlerdi. Linnet abucak evresine baknd. Sa tarafndaki, aalarn arasna gizlenmi tatan evi fark etti. Bir ev? ehirden bu kadar uzakta? Kanatl kz, bu mucize iin Yinze'ye kretti. Yanm bina, yknt halindeydi. Ama yine de ykntlarn arasnda gizlenebilecei yerler vard. Linnet, devrilmi kolonlarn arasndaki kk bolua girerek yere meldi... Karanlkta, kanat seslerinin uzaklamasn bekledi. Linnet, gizlendii yerden ktnda, akam karanl kmeye balamt. Bzlmekten uyumu kanatlarm ap kapatarak kendine gelmeye alt. "Dur, yoksa seni vururum!" Kanatl kz kaskat kesildi. Sessizce kfretti. Olamaz, bu kadar yaklamken... "O bohalar yere koy ve onlardan uzakla!" Linnet, aniden, sesin olduka gen olduunu fark etti... Elindeki bohalar yavaa yere brakrken, eilip yerden bir ta ald ve yldrm hzyla arkasn dnerek ta frlatt. Ac dolu bir lk duyuldu ve frlayan bir ok, zararszca Linnet'in stnden uup gzden kayboldu. Linnet, dikkatlice baktnda, karanln iindeki iki kk ocuu fark etti. Aurian iki ocua baktka, bu sevimli kk kzn Nereni'nin kz olduuna inanamyordu. Aurian, Nereni'ye hami-

le kalmasnda yardmc olduundan, her zaman doacak ocuun neye benzeyeceini merak etmiti. "Hayatta kalm olmanz bir mucize. Evin geri kalan yanarken, sizin o kilerde 508 havaszlktan ve dumandan boulmu olmanz gerekirdi." Kanatl ocuk, "Bulunduumuz yer, aslnda bir arap mahzeniydi," diye aklad. "Havalandrma delikleri vard. eriye srekli serin ve temiz hava geliyordu." Aurian ocuun ne dediini duymuyordu. Tiercel'in babas Petrel'i ok iyi hatrlyor, kanatl adamn sa kalp kalmadn merak ediyordu. Amahli, "Ama yiyecek bulmakta glk ekiyorduk," diye ekledi. "Ancak akamlar dar kp bir eyler arabili-yorduk." Byc srtna yklenen sorumluluklar bir kez olsun bakasna verebilmeyi ok isterdi. Ne yazk ki yllardr byle bir ey olmamt ve herhalde bir daha hibir zaman olmayacakt. Linnet, "Leydim," dedi. "ehirdekiler bir sre sonra beni zlemeye balarlar. Onlar ormann altn stne getirmeden, buradan ayrlsak iyi olur. Bu ocuklar da burada brakamayz. Onlar da yanmza alalm." Aurian sert bir ekilde, "yleyse onlar bir savan ortasna m gtrelim?" diye sordu. Ama yine de Linnet'in hakl olduunu biliyordu. "Pekl, le doru yola kmak iin hava yeterince karanlk. Haydi kalkn. Amahli, sen Forral ile beraber Schiannath'a bineceksin. Tiercel, sen kendin uabilir misin?" Siyah sal ocuk srtt. "Merak etme, Aurian. Gnlerdir yerin altnda gizlenmekle meguldm. Tekrar gkyznde kanat rpmak iin sabrszlanyorum." Herkes eyalarn toplayp hazr olduunda, Aurian, Chiamh'm zerine bindi ve Grince'e atm zerine binmesi iin yardm etti. Chiamh'm kulana eilip, "Haydi dostum," diye mrldand. "u ii bitirelim... imdi!" Byc, zihninin Chiamh'm zihniyle i ie getiim hissetti. Aurian, Asann iindeki Eski By gcn kullanarak, Eliseth'in kendilerini byl bir kre veya baka bir yntemle izlenmelerini engelleyip herkesi koruyucu bir kalkanla kuatt. Bu 509 zihinsel kalkan, ilerindeki casus her kimse, Eliseth'in onunla herhangi bir biimde iletiim kurmasn engelleyecekti. Chiamh, kendi by glerini kullanarak, herkesin grnmez olmasn salayacak illzyonunu yapt. Bu By, bir gz

yamlsa-masyla sanki bulunduklar yerde kimse yokmuasna hayali bir grnt oluturuyordu. RzgrGz, bu bynn srekliliini salamak iin byk aba harcyordu. Ama by, Aurian'm nceki gn ahit olduu gibi gayet gzel ie yaryordu. Gkyzne ykselerek le doru yneldiler. Byc, tlsm olsun ya da olmasn, yklerinin arttn hissedebiliyordu. Yanlarna aldklar yiyecekler, iecekler ve Amahli, Xan-dimleri uurmay daha da zorlatryordu. Ayrca, herkesi kapsayacak ekilde yaratt koruyucu kalkan yerinde tutmak iin srekli konsantre olmas gerekiyordu. Chiamh'm da kendisi gibi zorlandn biliyordu. Tek istei, Dhiammara'ya ulaana kadar glerinin tkenmemesiydi. Oraya varnca, yapmalar gerekeni yapacaklard. nlerindeki birka gn, hayati nem tayordu. "Hey... atlardan iki tanesi kam!" Maarann aznda nbet tutan Khazalim devriyesi, gzlerine inanamyordu. Yine de, monoton bir ekilde geen gnlerin ardndan, birazck olsun heyecan yaamak houna gidiyordu. Arkadana doru dnerek, "Buraya gel ve bana yardm et," diye bard. ki asker, maarann nnde duran iki at tekrar maarann iine ynelttiler. Uysal hayvanlar, askerlerin tekrar kendilerini maaradan ieri sokmasna hi zorluk karmadan izin verdiler. Atlarla megul olan iki asker, srtlar maarann giriine dnk olduu iin, maarann azndan ieri szlen iki byk kediyi fark etmediler. Askerlerden biri, "Bu svarilere lanet olsun," diye kfretti. Atlar balarken, "Bazlar o kadar dikkatsiz ki. Bu hayvanlar, gne doduunda hl etrafta dolayor olabilirlerdi. Ve 10 bu, onlarn sonu olurdu. Baksana, ne kadar gzel hayvanlar," diye ekledi. Beyaz ksran yelesini okarken, "Eer byle bir atm olsayd, ona ok iyi bakardm," dedi. Atlar arkada kadar sevmedii belli olan dier asker, "abuk ol," diye sylendi. "Eer yzba bizim yerimizde olmadmz fark ederse, derimizi yzer." "Hi anlayamyorum. Mahkumlarn hepsi kilitli ve kim bu lanet l geip buraya gelmek ister ki? Buras Tanrlarn bile unuttuu bir yer..." Askerler maaradan uzaklap grev yerlerine geri dndler. Devriyelerin tamamen gzden kaybolmasyla beyaz ksrak, kumun zerine bir deste anahtar t-krd. Daha sonra, atlarn grnm

bulanklaarak yerini Iscalda ve Schiannath'a brakt. Xandimler, ierdeki dier atlar kendilerine siper ederek, Iscalda'nm askerin cebinden ard anahtarlar yerden alp maarann derinliklerine doru ilerlediler. Klelerin tutulduu kafeslere ulatklarnda, iki byk kedi de Xandimlere katld. Eliizar, artk uyuyamyordu. Gn ierisinde kleler, yklm binalar onaryor, evleri temizliyor ve dan iine oyulmu maaralar aratryorlard. Akam olunca kafeslerine geri dnen yorgun kleler, akam yemeklerini yiyip uyumaya alyorlard. Ama Eliizar, ne kadar yorgun olursa olsun, srtn demir parmaklklara dayayp bo gzlerle evresine bak-narak kzn dnyordu. Son birka gndr, karsyla bile konumuyordu. Nereni, nceleri kocasn anlamaya alarak ona destek olmu, sonra yava yava endielenmeye ve sonrasnda gittike sinirlenmeye balamt. Eliizar iin einin syledii hibir eyin nemi yoktu. Hayat Eliizar iin o kadar anlamsz ve dayanlmazd ki tm zamann gemiteki gzel gnleri dnerek geiriyordu. "Eliizar? Eliizar!" Kl ustas, birinin ismini fsldadn duyunca, dald dncelerden uyand. Gzlerini at zaman, parmaklklarn dier tarafnda tandk birini grd. "Schiannath?" "i! Eliizar, dinle beni... ve Tanra akna, sessiz ol. Buradaki esirleri serbest brakarak, aa katlarda karklk kartp Hava-Bycsnn dikkatini bu tarafa ekeceiz. te anahtarlar." Scack anahtarlar, Eliizar'm anlamad bir sebepten dolay slak ve yap yapt. "imdi," diye devam etti. "Baka bir ey yapmadan nce, srne srne Kanatl-hal-km yanma gidip onlarn zincirlerini aman istiyorum. Ne yaparsan yap ama insanlarn sessiz kalmalarm sala. Eer askerler bizi imdi fark edecek olurlarsa, iimiz biter." Eliizar bayla onaylad. Heyecan gzlerinden okunabiliyordu. Kl ustas tam arkasn dnp uzaklamak zereyken, Schiannath parmaklklarn arasndan uzanp Eliizar' kolundan yakalad. "Ah, neredeyse unutuyordum. Ormanda kzn bulduk. Amahli yayor." Xandim, glgelerin arasnda kaybolduunda, Eliizar, olduu yerde donup kalmt. Schiannath'm kelimelerini tekrar tekrar zihninden geirerek kendine gelmeye baladnda, gnlerdir zntsnden iine kapanm

kalbinin, mutluluktan uarak kt kt attn fark etti. O kadar sevinliydi ki tek gznden yalar boand. "Teekkrler," diye fsldad. "Teekkrler." Kuzgun olunu dizlerine yatrm, kk kzm kucana almt. ki ocuk da uyuyorlard. imdi onlarn yannda olmaktan mutluydu ve Nereni gibi bir dostu olduu iin krediyordu. Aguila, mucizevi bir ekilde hl hayattayd. Ama o kadar derin uyuyordu ki Kuzgun, einin bir daha asla uyanmayacam dnmeye balamt. Aguila, sanki iki dnya arasnda skp kalmt. Kanatl adam, karakterinde doutan var olan inatl sayesinde lmeyi reddediyor, hayatta kalmaya alyordu. Kuzgun, einin banda nbet tuttuka, gemii dnyordu. lk Kralie olduu zamanlar, Aguila ile ilk tanmasn ve ona sradan bir askermi gibi davrand gnleri hayal 2 ediyordu. Kuzgun, Elster'in tavsiyesi zerine, Aguila ile evlenmeye karar vermiti. Kuzgun, Aguila'ya evlenme teklif ettii an adamn yznde beliren akn ifadeyi ok iyi hatrlyordu. Gzyalarn tutamayan Kuzgun, glmseyerek, "Aguila, iyile, ne olur," diye fsldad. "Ltfen bana geri dn." Kuzgun, o kadar derin bir biimde dncelere ve hayallere dalmt ki evresindeki hareketliliin ve fsltlarn farknda bile deildi. lk grd ey, yznde mutlu bir glmseme ve elinde bir deste anahtarla kendisine doru yaklaan Eliizar oldu. Adam, Nereni'ye doru eilerek, "Nereni! Nereni!" diye fsldad. "Amahli yayor." Eliizar, Schiannath'm yanma dnd. "imdi ne yapacaz?" diye sordu. Schiannath glmsedike, bembeyaz dileri birer inci gibi parldyordu. "imdi maaradaki askerlerin icabna bakacaz. ldrn veya esir aln, umurumda deil. Tek nemli olan, buradan hibir askerin dar kmamas gerektii. Maaralarn st katlarmdakiler, neler olduunu -renmemeli. Bu sylediklerimi herkese ilet. Herkes benim iaretimi beklesin. Sonra, dar kn ve savan." Simsiyah frtna bulutlar, Ejderha ehrinin zerini kaplayarak, Dhiammara'nm ay yla aydnlanmasn engelliyorlard. Eliseth, ehrin en yksek kulesinin atsnda volta atyordu. Gittike telalanmaya balamt. "Nerede?" diye mrldand. "Aurian, her an ehre ulaabilir." inde bulunduu durum, tamamen sinir bozucuydu. Eliseth, gndr dmannn nerede olduunu bilmiyordu. Adeta

kr ve sar olmutu. Aurian le doru yneldikten sonra, Eliseth, casusuyla olan tm balantsn yitirmiti. Oysa, dmannn nerede olduunu ve ehre ne kadar yaklatn bilmesi gerekiyordu. Vannor'un zihnine girmek iin Kadehi kullandnda, sert bir yzeyle karlayor ve tm iradesini odaklasa da bu grnmez duvar aamyordu. "O kal- 513 tak buraya geliyor," diye mrldand. "Biliyorum." imdiden gkyzndeki kanatl savalarn saysn iki katma karm ve maaralardaki Khazalim askerlerine daha dikkatli olmalarn emretmiti. Kadeh ve Alevlerin Klc, gvenli bir yerdeydi. Son savunma bysn de yapm ve ehrin zerinde bir frtna yaratmt. stedii zaman frtnann glerini dmanlarnn zerine salabilirdi. "Uzun zaman oldu, Eliseth. Hep bu an bekledim!" Byc-kadm, anlalmaz bir lk atarak arkasn dnd. Sesin nereden geldiini anlamaya alyordu. atda kimse yoktu ama orada -aada, ehrin binalar arasndakzl sal, tandk biri vard. Lanet olsun... dman zmrt kuleye doru ilerliyordu. Eliseth lgna dnp ellerini kollarn sallarak ehrin drt bir yanma yerletirdii askerlerin dikkatini ekmeye alt. "te," diye bard. "Kr msnz, sizi aptallar? Aurian burada! Onun ehre girmesine nasl izin verirsiniz?" Hava-B-ycs, atnn kenarna koarak dner merdivenleri inmeye balad. Ama merdivenlerin yan tarafnda tutunacak bir yer veya parmaklklar olmadndan, dikkatli olmas gerekiyordu. Aksi halde, eer dengesini kaybederse, aaya dp lebi-lirdi. Eliseth, merdivenleri inip evresine bakmdmda, Aurian'm ortadan kaybolduunu grd. Aurian' bulmak yerine, olduu yerde durup iradesini younlatararak, Vannor'a odaklanmaya alt. Byk maaradaki sava, kanl gemiti ama ksa srmt. ki rkn halk, kanatl ve kanatsz, sonunda len dostlarnn intikamn alma ansna sahip olduklar iin ok mutluydular. Ykdan hayallerinin hesabm soracaklard. Khazalim askerleri uyandklar zaman, devriyelerinin yok olduunu, silahlarnn alndn ve maarann aznn iki siyah eytan 514 tarafndan kapatldm grdler. Maarann, dan iine oyulmu dier k kaps da iki kuzeyli sava tarafndan kapatlmt. Biri erkek dieri kadn

olan bu savalarn yanma, bir sre sonra, asilerin lideri olan kle de katlmt. Bu adamn, byk kl ustas Xiang'i ldrd syleniyordu. imdi zgr kaldn grnce, kimse onunla karlamaya cesaret edemiyordu. Gneyli askerlerin yarsndan fazlas sad: Bunlar neredeyse tamam, en bandan beri hi kurtulma anslar olmadn kabullenip teslim olanlard. Askerler, ksa sre ncesine kadar klelerin tutulduu kafeslerin iine kitlendi. Khaza-limler, rahatlklarnn ve umursamazlklarnn kurban olduklarn ok iyi biliyorlard. Askerler kafeslerin iine sokulmadan nce, ierideki yarallar ve hastalar dar kartlmt. Aguila ve dier yarallar, maarann ierisine yatrldlar. Asilerin liderleri, bir araya gelip neler yapacaklarn planlamaya baladlar. Petrel, Schiannath'a doru dnerek, "imdi ne yapacaz?" diye sordu. Eliizar ve Nereni gibi, Petrel ve ei de, ocuklarnn hayatta olduunu renince mutluluktan umulard. Schiannath, "imdi ehre kmalyz," dedi. "Aurian, yukar kan gizli bir yol olduunu syledi ve anlayamadm bir kristalden bahsetti. Ama Eliseth bu maaray korumalar iin Khazalim savalarn grevlendirdiyse, bir eyler biliyor olmal..." Nereni araya girerek, "Bildiini sanmyorum," dedi. "Duyduumuz kadaryla bu maara, dan altnda dallanp budaklanan tnellere almyormu. Eliseth, ehrin altndaki tnellere istedii gibi girip kabiliyor ama bu maaraya ancak sizin geldiiniz yerden ulaabiliyordu. Bu yzden, bize ehrin altndaki tnelleri kazdrarak, daha derine inmemizi istedi. Dnd hibir ey gereklemezse, en kt ihtimalle, tnelleri kaza kaza bu maaraya ulamay planlyordu, iki byl kristal vard," diye ekledi. Eliizar'm yzndeki glmseme kaybolurken, "Biz o kristallerden gemedik ama Shia geti," dedi. Kadn kalarn atarak hatrlamaya alt. "Bir tanesi, uradaki su birikintisinin ordayd -beni yle drtkleme, Eliizar, morartacaksn- ama Aurian, o kristalden geince ok zor bir yola girdiklerini sylemiti. Uurumlar, grnmez kprler ve daha baka bir sr ey.

Bir tane daha vard... onlarn indikleri kristal. O ise, maarann arka tara-fmdayd, o tarafta..." Shia, Nereni'nin iaret ettii tarafa ynelerek ta duvar koklamaya balad. Neeli bir ekilde hrlad ve tm tyleri diken diken oldu. Aralarnda Byc yoktu ama hepsi, kedinin aradklar yeri bulduunu anlamt. Schiannath, ayaa frlayarak, "Tamam, haydi kalkn," diye bard. "Gk-halk, siz maaradan karak, da ap ehre ulaabilirsiniz. Oraya ulatnzda, ne yapmanz gerektiini biliyorsunuz... sizin greviniz gkyznden gelebilecek tehlikeleri yok etmek. Biz de mmkn olduunca abuk Ej-derha-halk kristalini kullanarak ehre kacaz. Nereni, sence bu garip boyut kapsndan ayn anda ka kii geebilir?" Kadn omuz silkti. "Yaklak alt veya sekiz kii, sanrm. Daha fazla deil." Schiannath, "yleyse nce kediler gesin," dedi. "On asker kadar etkili dvebiliyorlar. Iscalda, sen de onlarla beraber gidip yukarda gerekli hazrlklar yapar msn? Sen ne yapacaksn, Eliizar? lk partiyle beraber yukar kmak istiyor musun?" Eliizar birka adm geri ekildi. Yz yemyeil bir renge brnmt. "Ben gelmiyorum..." diye konumaya balad. Nereni, gzlerini ksp kocasna bakarak, "Kzn yukarda bir yerde," dedi. Kl ustas yutkundu ve bir adm ne kt. "Pekl, hay-16 di u ii bitirelim," dedi. Nereni kocasna sarld. "Seninle gurur duyuyorum." Sonra, Jharav ile beraber, yarallar ve ocuklarla ilgilenmeye alan Kuzgun'un yanma gitti. Nereni silah kullanmay bilmedii iin, kocasyla beraber gitmesinin bir anlam yoktu. Halknn, ellerinde silahlarla, kk gruplar halinde duvarn iinden geip yok olduklarn grd. Keke, hayatmn herhangi bir dneminde savamay renecek zamanm olsayd, diye dnd. Amahli, "Bizi byle yalnz brakp gidemezsin," diye itiraz etti. "Leydi Aurian, bizimle beraber burada kalman gerektiini syledi. Bizi korumalsn. Ya eer birisi buraya gelirse?" Vannor, sabrszlanmaya balayarak, "Kimse gelmez," dedi. "Niye burada kalmam gerektiini anlamyorum. Tm elenceyi karp burada ocuk bakcl yapmamn bir

anlam yok. Bensiz de idare edebilirsiniz. Ayrca, Kurt yannzda," diye ekleyip uzaklat. Amahli ve Tiercel, evrelerine bakndklarmda, Kurt'un da gittiini fark ettiler. Aurian, "Pekl Grince, grelim bakalm ne kadar iyi bir hrszsn," diye fsldad. Zmrt kulenin girii depremde zarar grdnden dolay, Eliseth'in kleleri dalardan tadklar talarla kapy onar-mlard. Ve devasa demir kapnn zerinde birden fazla karmak kilit vard. Forral, "Tanr akna, Eliseth byle bir kapy nereden bulmu?" diye mrldand. Aurian omuz silkti. "Dan ierisinde byle kaps olan yzlerce oda var. Odalarn iinde ne olduunu bilmiyorum nk hibirine girememitik." Grince, "Ben bu kilidi aarm," diye mrldand. Byk as- JJ ma kilitlerden birinin azna ince bir haner sokarak, "Henz aamayacam bir kilitle karlamadm," dedi. Forral, "abuk ol," diye bard. "Eliseth bizim burada olduumuzu anlamadan ieri girmeliyiz." Aniden, Aurian'm omzundaki atmaca havalanarak gkyznde daireler izip neeli lklar atmaya balad. Byc, "Bakn," diye iaret etti. "Baardlar! Kediler ve Xandimler, kleleri serbest brakmlar." Gkyzne ykselen kanatl savalar, gri frtna bulutlarnn iinden geerek Gnety'n askerleriyle saldryorlard. Aurian, Grince'in sessiz kfrle-riyle beraber birka tkrt duydu. Kleler serbest brakldna gre, Shia, kristal boyut kapsn kullanarak, insanlar gruplar halinde zmrt kulenin iine karyor olmalyd. Kap alsa ok iyi olurdu. "Grince," diye seslendi. "Kilidi..." Hrsz, "te," diye homurdand. Son bir tkrt duyuldu ve kap ald. Aurian, srtna vurup hrsz tebrik ederken, "Aman Tanrm," diye mrldand. Grince, Aurian'a doru mutlu bir biimde glmseyerek, "Sana bir hrsza ihtiyacn olacan sylemitim, deil mi?" diye sordu. Kulenin iindeki dner kristal merdivenler, zayf ve yeil bir kla parldyordu. Aurian merdivenleri grnce, zihninde hatralar canland. Forral'a doru

dnerek, kl ustasnn elini tuttu. "Buray hatrlyor musun?" diye sordu. "Beni almaya gelip buradan..." Forral, "Tabii ki hatrlyorum," diye cevap verdi. "Tanrm, seni tekrar grmek ne kadar gzeldi. Ama lm neredeyse beni yakalyordu. Ama tm zorluklara demiti, akm." Shia ve yanndakiler, oktan kristal merdivenlerin zerinde belirmilerdi. Aurian, Eliizar'm yanma koup kl ustasn kucaklad. Eliizar, "Kzm nerede?" diye sordu. Aurian, "Merak etme, gvenli bir yerde," dedi. "ehirdeki binalardan birinde ve sk korunuyor." Iscalda'ya doru dnd. "Biz kuleyi aratrrken, siz de dierlerinin de ehre ulamasn salayn," dedi. Shia suratn asmt. "Bu mmkn olmayabilir," dedi. "Kristalin mekanizmas skm olmal. Depremden sonra eskisi kadar mkemmel almyor. Bizim dmzda kimse ge-lemeyebilir." Aurian, "Yine de baarmak zorundayz," dedi. "Kuleyi aratrmaya balasak iyi olur." Byc, Eliseth'in Alevlerin Klcyla Yenidendoum Kazann, kulede bir yere gizlediinden emindi. Byc, bir sre kuleyi aratrdktan sonra yanldn kabul etmek zorunda kald. Aurian, kulenin- kalbi olan Gne Odasnda durup kfretmeye balad. Eer kaltlar burada deilse, nerede olabilirlerdi? Ayrca, Eliseth neredeydi? XXXIII YEniDEriDOvm Eliseth, ehrin sokaklarnda koturarak dmanm bulmaya alyordu. Kadehin glerine odaklanarak, kontrol ettii kuklalarn gzlerinden, ehrin sokaklarn inceliyordu. Zaman zaman kendi gzleriyle, zaman zaman da kuklalarnn gzleriyle etrafna bakmdmdan, tm enerjisini dmann bulmaya harcyordu. En sonunda, Vannor'u da bulmutu. Hava-Bycs, eski tccarn zihnine girebildiini fark edince rahatlad. Onu da, Aurian' aramas iin ehrin sokaklarna sald. Uzun bir sre, neredeyse ehrin tm sokaklarn aratran Eliseth, yorulmaya balamt. Sabrszl gittike artyordu. Kafasn kaldrp gkyzne bakt zaman, Gnety ve savalarnn, Petrel ve Eyrie kolonisi savalaryla baa kmakta zorlandklarn grd. Bir an nce her eyi kontrol altna almalyd. Eer Aurian' bulamazsa, onu kendisine doru ekmeliydi. Konsantre olup iradesini ehrin binalarndan birinde gizlenen Bern'e

odaklad. Ona emirler yadrarak, kaltlar ehrin en yksek kulesinin tepesine getirmesini syledi. Eliseth, "Aurian!" diye lk att. Sesini by gcyle ylesine iddetlendirmiti ki l tm ehirde yankland. "Bu kedi-fare oyunundan sklmaya baladm! Eer beni bulmak istiyorsan, ehrin en yksek kulesinin atsna gel." Hibir cevap yoktu. Aslnda Hava-Bycs, dmannn cevap vermesini de beklemiyordu. abucak, Aurian' ard kuleye 520 doru yneldi. Eliseth kulenin atsna ulatnda, Bern'in nefes nefese kendisini beklediini grd. Bern, kaltlar da beraberinde getirmiti. Eliseth, kaltlarn atnn zemininde durduunu grnce rahatlad. Vannor neredeydi... --Eski tccarn zihnine girdii anda, Aurian' grd. Vannor, deli gibi ehrin sokaklarnda koturuyordu. Bilinci bir yerine geliyor, bir bulanklayordu. Neler olduunu hatrlamakta zorlanyordu. Her seferinde, gzlerini ap kendine geldiinde, kendisini yeni bir sokakta buluyordu. Zihnindeki karmaann arasndan, tek bir dnce n plana kyordu. Aurian' bul... tek bildii buydu. Parltl yeil kuleye doru yneldi ve Byc karsndayd. Aurian, "Vannor, burada ne yapyorsun?" diye sordu. "Sen ocuklara gz kulak olmayacak mydm?" Ve Eliseth, Vannor'un kontroln eline geirerek, tccarn klcn ekip Aurian'a saldrd. Kl Aurian'm boynuna sapland ve Byc, kanlar ierisinde yere yld. Eliseth, nefret dolu bir lk iitti. Arkasn dndnde, Vannor'un gzlerinden, elinde klcyla yaklaan Aurian' grd. Bycnn gzleri, kzgnlk ve zntyle alev alev yanyordu. Eliseth, yere baktnda, az nce Vannor'un klcyla saldrd ve imdi yerde yatan figrn, Aurian deil, Chiamh olduunu fark etti. Hava-Bycs, Aurian'm klcndan yansyan grd ve Vannor ile olan balants kesildi. Aurian, korku dolu gzlerle yerde yatan iki adama bakt. Chiamh'm yanma gidip Rzgr-Gz'n boynundaki lmcl yaraya bakt. Vannor, Chiamh'm kafasn uurmak istemi ama Rzgr-Gz'n boynuna saplanan kl, Chiamh'm bann omzuyla birletii yerde derin bir yara amt. Chiamh'm zayflayan kalp atlaryla beraber, yaradan dar kanlar fkryordu. Bu lmcl yaray

iyiletirecek vakti yoktu. 521 Ayrca, iyiletirmeyi denese bile baarsz olacan ok iyi biliyordu. Chiamh'm lmesi, an meselesiydi. Bunun yan sra, Aurian, Eliseth'i bulmalyd. Asann glerini kullanarak, Rzgr-Gz' bir zaman bysyle kuatt. Vannor'u da bynn iine almt. Geri Aurian, eski tccar ldrdne emindi. yleyse ilerindeki casus Vannor'du. Aurian, Vannor'un gzlerinde Eliseth'in fkesini ve nefretini grmt. fkeyle klcn savurup Eliseth'in ajanna saldrmt. Ama Vannor, dostuydu. imdi, hem Chiamh hem de Vannor'un iyilii iin, Kadehi bulmalyd. Aurian'n evresindeki herkes, dehete kaplarak olduu yerde donup kalmt. Aurian, "Chiamh' yem olarak kullandm," dedi. "Kendisini bir illzyonla sarp bana benzemek, kendi fikriydi. Ben ona bunun ne kadar tehlikeli olacan..." Aurian yutkundu ve glkle konumaya devam etti. "Eliseth bir ekilde Vannor'u kontrol ediyor olmal..." Byc omzunu silkti, durup neler olduunu aklayacak vakti yoktu. "Ve imdi gidip Eliseth'i bulmalym," diyerek arkasn dnp kuleye doru yneldi. Sonra birden durup arkasn dnd. "Siz burada kaln. Bu konuda ok ciddiyim," diye ekledi. Shia, Forral'a bakarak, "Sence gerekten ciddi mi?" diye sordu. "Muhtemelen hayr." "Ben de yle dnyordum." Hem Forral, hem de Shia, Bycnn arkasndan kuleye doru yneldiler. Aurian arkasna bakmaya gerek grmeden, "Siz ikiniz," diye bard. "Szlerimi dikkate almayacanz biliyordum." Iscalda, Bycye doru koarak, "Bekle, bekle," diye bard. "Bu delilik! Eliseth seni yukarda beklerken, onca merdiveni kmak hi de akllca deil. Ben seni tarm, Aurian. Uabiliriz." Iscalda, abucak form deitirerek bembeyaz bir ksraa 522 dnt. Byc, beyaz ksran zerine binerek, boynundaki tlsma odaklanp Xandimlerin umasn salayan byye konsantre oldu. Byc ve ksrak, hzl bir biimde gkyzne ykseldiler. Aurian, gkyznde uarken saldrya urayabileceini hayal bile etmemiti. Bir sava lyla parltl bir klcn gznn nnden getiini grd. Son anda geri ekilerek tehlikeyi savuturdu. Dnp bakt zaman, yere

doru den Gnety' grd. Atmaca, Gnety'n yzne yapm, sivri gagasyla kanatl savann gzlerini oyuyordu. Anvar, kanatl savann yere arpmasndan birka saniye nce kanatlarm aarak gkyzne doru ykseldi. Aurian, Atmacann vcudunda Anvar'm olduuyla ilgili phelerini tamamen unutmutu. Ama Gnety ile mcadelesine ahit olduktan sonra, iindeki pheler yeniden uyand. Gnety'n yere akldn gren Eliseth, tiz bir lk atarak, "Lanet olsun!," diye bard. "Sonsuza kadar lanetlen!" Kuleyi evreleyen hava, bir girdap oluturarak Aurian' iine ekmeye alyor ve Bycy, Iscalda'mn zerinden drmek iin urayordu. Aurian, Asay kullanarak, kendisi ve Iscalda'mn evresini koruyucu bir kalkanla kuatt. Bycnn yanma geri dnerek omzuna konan Atmaca da koruyucu kalkann iinde kalmt. Byc ve dostlar, grnmez bir hava kabarcnn iinde, kendilerim emmeye alan girdaptan etkilenmiyorlard. Eliseth'in savurduu ilk yldrm, Aurian' kuatan enerji kalkanna arparak etrafa kvlcmlar sat. Eliseth'in savurduu tm byler, zararszca koruyucu kalkandan sekiyordu. Aurian bir an iin kalkan kaldrp Asay kullanarak kuleye doru bir enerji topu frlatt. Bir an iin, kulenin evresini yemyeil bir k kaplad. Daha sonra kule, temelinden sarslmaya balad. Kulenin birok yerinde derin atlaklar olumutu ama yine de tatan bina ayakta duruyordu. Eliseth'in yanndaki Bern, Aurian'n bysnn etkisiyle den- 523 gesii kaybederek aa dt. Adamn tiz l, yere arpmasyla beraber aniden sona erdi. Kendi evresini benzer ekilde koruma byleriyle kuatan Eliseth, tiz bir kahkaha patlatt. Aurian, Eliseth'in byk bir hata yaptn fark etti. Alevlerin Klc, hl kulenin atsnn zerindeydi ve Eliseth'in koruyucu kalkannn dnda kalmt. Forral ve Shia, merdivenleri karak atya ulamlard. Aurian, sessizce atya kan Forral'm klca doru hamle yaptn grnce, Iscalda ile beraber Eliseth'in zerine doru inie geti. Aurian, Alevlerin Klcn niye alamadm Forral'a anlat- " tn hatrlaynca, damarlarndaki kan, buz

kesti. "Hayr..." diye dnd. Forral, Alevlerin Klcnn kabzasn kavradnda, kafasn kaldrp sevgi dolu gzlerle Aurian'a bakt. Aurian, kl ustasnn ne yapmaya altn ok iyi biliyordu. "Hayr," diye bard. "Hayr hayr hayr..." Her ey ok hzl geliti. Forral, klcn sivri ucunu karnna dayayarak, Anvar'm bedenini Alevlerin Klcna geirdi. Eliseth, arkasn dnerek Forral'a doru baktnda, korku dolu bir lk att. atnn zerinde uan Aurian, Iscalda'nn srtndan aaya atlayarak kl ustasnn yanma kotu. Forral klcn kabzasn Aurian'n eline tututururken, "Senin," diye fsldad. Kl ustasnn elleri, kendi kanyla, Anvar'm kanyla kpkrmzyd. Kl, "Seninim," diye fsldad. Anvar'm kanma bulanm klcn ba boyunca krmz bir alev ykseldi. Aurian kaltn vahi gcn iinde hissetti. "Seninim. Aramzdaki ba, sz verildii gibi, sevdiin birinin kurban edilmesiyle tamamland. Sonunda beni aldn ve bir btn olduk..." Aurian'm midesi bulanyordu. Bu aalk ey! Ama kendi iinde kopan duygu frtnas, Forral'm kendisini feda etmesini anlamsz klamazd. Gzleri dolan Aurian, ayaa frlayp 524 geni bir yay izerek klc savurdu. Alevlerin Klc, kvlcmlar saarak Eliseth'in koruyucu kalkann paralad. Aurian, Forral'm kendisine kk bir kzken rettii gibi kvrak bir hareketle, klcn hzn tersine evirdi. Aurian ve Byc gz gze geldiler. Aurian'm gzlerindeki fkenin alevleri ve Eliseth'in gzlerindeki nefretin buzlar, kar karya geldi. Yukarndan aaya doru eik bir ayla inen kl, Eliseth'in kafatasm paralayarak, HavaBycsnn kusursuz yzn boydan boya ikiye ayrd. Aurian'm gzleri karard ve yorgunluktan yere yld. lyor muyum, diye dnd. Gzleri kapal olmasna karn, evresinde iddetli bir n var olduunu ve gittike parlaklatm hissedebiliyordu. Ve kulana, bir ark sesi geliyordu... ark? Tanr akna, burada kim ark syler ki? Bu, hibir canlnn syleyebilecei bir ark deildi ama ok tandkt... Aurian, glkle gzlerini ap gkyzne bakt. Gne douyordu. Her yerde Ejderhalar vard. Bazlar krmz, bazlar yeil, bazlar altn rengindeydi. Hepsi gzlerini krptrarak, doan gnei yakalamak istercesine

kanatlarn sonuna kadar ap ehrin zerinde uuyorlard. Devasa altn rengi bir Ejderha, Bycnn yanma doru szld. Tandk grnyordu. Aurian, "Ama..." diye fsldad. "ama..." Ejderha konumaya balaynca, her yer tatl bir kla aydnland. "Ama ben, depremde ken hazine odasnda lmtm, yle mi? llzyon, Byc. Hepsi bir illzyondu. Kl, alnd zaman, ktlk yok edilince, bizi tekrar dnyaya geri dndrmek iin tasarlanmt. nk biz, dnya daha iyi bir yer haline gelmeden geri dnmek istemiyorduk." Ejderha ban evirerek eletiren gzlerle Bycye bakt. "Ama sen, klc almakta biraz geciktin." Aurian sinirlenmeye balamt. "Ve ben de unu sylemeliyim ki byle iren bir ey yarattnz iin ok ardm." Byc, tiksinerek, kanla ykanm klca bakt. Kl, hl ay- 525 m acmasz arky mrldanarak, kan dkme arzusunu dile getiriyordu. "Ayrca, bu lanet olas eyi geri alabilirsiniz." Aurian tm gcyle klc kulenin tatan zeminine saplad. Hayret verici bir biimde kl, yarya kadar taa saplanarak skp kald. Ejderha, falta gibi alm gzlerle Aurian'a bakt. Baklarnda derin bir sayg vard. "Gzpek Byc," diye mrldand. "Yeni bir efsane dodu." Aurian, "Sizin efsanelerinize lanet olsun," diye sert bir karlk verdi. Sonra yumuad. Bu kadar muhteem ve gzel bir yaratn nnde sinirlenmek mmkn deildi. Bu, onlarn hayatta kalmalarn salayan bir "igd olsa gerek, diye dnd. Sonuta, Ejderha-halk, sinir bozucu bir rkt. Ejderha, "Geri dnmene ok sevindim," dedi. "Ama keke senin iin yaplan fedakrlklarn deerini bilebilsen," diye ekledi. Forral'a doru dnen Aurian, lm ile yz yze geldi. "imdi her ikisi de senin, mutlu musun?" diye sordu. Hayalet, "Tam tersine, zgnm Byc," diye cevap verdi. Aurian, lm'n ses tonundan, yzn kapatan baln iinde lm'n sinsi sinsi gldn fark etti. "kisini birden alamyorum, imdilik. Yine de, Kadeh iin geldim. Hl verdiin sz tutacak cesarete sahip misin?" diye sordu.

Aurian abucak, "Evet ama birka dakikalna bende kalabilir mi?" diye sordu. Hayalet yksek sesli bir kahkaha atarak, "Ejderhalarn dedii gibi, kstahlk konusunda asla bir Bycyle baa kamazsn. Kadehi dn alabilirsin ama bana sz vereceksin. Bir daha ben seni armadan, asla benim dnyama gelmeyeceksin, tamam m?" Aurian, "Sanrm buna sz verebilirim," diyerek glmsedi. "yleyse tamam, ben de sana yardm edebilirim." Byc, kanat sesleri duydu. Petrel ve halk, gkyznde uarak, Vannor ve Rzgr-Gz' getiriyorlard. Usulca, hareketsiz bedenleri Aurian'm yanma braktlar. lm, "Biri sana ait;" dedi. "Dieri bana. Rzgr-Gz' alabilirsin ama dieri benim elimden ekilip alnd ve geri dnmek zorunda." Aurian sessizce bayla onaylad. Vannor'u ok zleyecekti. lm, Kadehi eline aldnda, kararm kadeh, Hayaletin ellerinde tekrar altn rengine brnd. lm, Kadehi Aurian'a doru uzatt. Kadehin ii, mavibeyaz parltl bir svyla doluydu. Aurian, Chiamh'm zerine doru eilip suyun bir ksmn Rzgr-Gz'n yaralar zerine serpti. Gzlerini aan Chiamh, glmseyerek, "ldm sanmtm. Ama lmemiim," dedi. "Yoksa seni ok zlerdim." Aurian zihninde sabrsz bir ses duydu. "Ya ben ne olacam?" Aurian, arkasn dnd zaman, tedirgin gzlerle kendisine doru bakan Kurt'u grd. Bir an iin ne yapmas gerektiini bilemedi ama sonra iinden gelen sese kulak verdi. "te olum," diyerek kadehi Kurt'un nne koydu. "." Kurt, Kadehin iindeki suyu imeye balad. Suyun yzeyindeki mavi beyaz parlt, Kurt'un bedenini kaplamaya balad. Kurt'u evreleyen k, gittike parlaklayordu. Bir sre sonra Aurian, gzlerini olundan karmak zorunda kald. Ik azalmaya balaynca, Kurt'a doru bakan Aurian, Dnyalarn tesinde grd kahverengi sal ocuu karsnda grd. Aurian oluna doru atlp onu kucaklad. ocuk, birden kaskat kesilerek, "Babam," diye bard. "Babam lm!" Aurian cevap veremeden, hava soumaya balad ve gkyzn karanlk bir bulut kaplad. Kanatl halk, korku dolu

lklar atarak karken, Ejderhalar, huzursuz olarak kanatlarn rpp hrlamaya baladlar. Aurian, korkusuzca atnn kenarna yryerek, Kadehi havaya kaldrd, "ite burada," diye bard. "Size verdiim sz de tutuyorum." 527 Nihilimler ince bir duman gibi Kadehin iine akmaya baladlar. Kadehin iine dalp kan Nihilimler, simsiyah ve korkun formlarn geride brakp gm rengi kanatlarna ve parltl formlarna hrndler. lm, Aurian'n nnde eilerek, "Teekkrler, Byc," dedi. "Tm marifetlerin ierisinde, benim iin en anlamls buydu. Sana minnettarm. Aslnda tm canl varlklar sana minnettar." lm Hayaletinin yannda, belli belirsiz bir form olumaya balad. Aurian, gittike belirginleen figre doru bakarak, "Forral," diye lk att. Kendi vcuduna brnm kl ustas, kollarn aarak Aurian' kucaklad. Byc, sanki etten kemikten formuna geri dnm Forral'm scakln hissedince ok ard. lm, "Benim sana hediyem," dedi. "Birbirinize elveda demeniz iin." Aurian, "Hayr," diyerek alamaya balad. "Seni tekrar kaybetmeye dayanamam." Kl ustas, kararl bir ekilde, "Bunu yapabilirsin," dedi. "Ben zaten lmtm, hatrlyor musun? Burada olmamam gerekiyordu. lm hakl... artk gitme vakti geldi. Vannor ve ben, beraber gideceiz. Son bir kez, seni ve olumu kucaklamak iin geldim. Tm istediim bu. Artk gvendesiniz ve mutlu..." diyerek Aurian'n elindeki kadehi alp iindeki suyu Anvar'm yaralarnn zerine dkt. Aurian, Anvar'm yaralarnn iyilemeye baladn grd. Forral, sayg ile lm'n nnde eilerek Kadehi ona verdi. Hayalet yok olduunda, kl ustas, olunu kucaklad ve Bycnn ellerini tuttu. "Benim sana hediyem, Anvar," diye fsldad. "Mutlu ol. Tekrar grene kadar kendinize iyi bakm." Forral bir duman gibi daldnda, Aurian, gz ucuyla Anvar'm irkildiini grd. Anvar, masmavi gzlerini aarak glmsedi. O an, atmacann cansz bedeni yere yl-528 di. Anvar, "Akm," diye fsldad.

Aurian'n zihni, ruh einin zihnini kucaklayarak hogeldin dedi. Zanna, deniz kenarndaki burnun zerinde yere oturmu, yemyeil okyanusun zerinde doan gnei izliyordu. Bu sabah, garip bir rya grp erkenden uyanmt. Ryasnda, Vannor yan banda duruyordu. Eski tccar, "Artk gitmek zorundaym, evlat," dedi. "Yanna gelip sana elveda demek istedim. Forral ve ben, birlikte gidiyoruz. Kadehi lm'e geri verdik ama neyse, bunlar duymak istemezsin. Sonunda her ey yoluna girdi. Eliseth ld. Anvar ve Aurian, birbirlerine, kavutular. Kurt'un zerindeki lanet kalkt. Ben de artk gitmeliyim. Seni ok zleyeceim. Kendine ve torunuma iyi bak. Her zaman beni hatrla nk hep yannzda olacam." Zanna, Forral'm kendisine doru eilip alnndan ptn hatrlyordu. Sonra uyanmt. Vannor gitmiti ama hl, pt yerde garip bir scaklk vard. Zanna'nm gzlerinden yalar boand. Yaadklarnn gerek olduundan emindi. "Gle gle, baba," diye fsldad. "Sen de kendine iyi bak." Zanna, "Ama torununun olacan nasl biliyor?" diye mrldand. Ben bile tam olarak hamile kaldmdan emin deilim. Acaba bu konudaki phelerini1 Tamal'a sylemeli miyim? Zanna, okyanusun ortasnda, gkyzne pskrtlen su taneciklerinin altn rengi parltsn grd. Nefesini tuttu. Orada yzlerce balina vard! Sonra kuzeyden yaklaan birka balina daha olduunu fark etti. lerinde en byk olan, en nden yzyordu. ki topluluk, mutlu bir ekilde bir araya geldiler. Balinalar, nee ierisinde suyun stne zplayarak etraflarna parltl sular sayorlard. Zanna, kuzeyden gelen kk balina topluluunun, dier kalabalk balina topluluunun arasna kartn grd. Sonra hepberaber, gneye doru uzaklatlar. Birka gn sonra, Aurian ve dostlar, Dhiammara'dan ayrlmaya hazrlanyorlard. Birou, Sarann Khazalim savalar dahil, evlerine geri dnyordu. Eliizar ve Nereni, ormana geri dnerek kolonilerini yeniden ina etmek iin sabrszlanyorlard. Herkes, Aurian tarafndan iyiletirilen Kuzgun ve Aguila'nm da Eliizar ile beraber gideceini renince, ok ard. Kuzgun, "Hibir zaman Aerillia'da ansm tutmad," diye srar etti. "Eer ok istiyorlarsa, ehir rahiplerin olsun.

Ayrca, ehre geri dnersem, Nereni'yi ok zlerim," diyerek Eliizar'm karsna glmsedi. Schiannath, "Ve biz de, Chiamh ve Iscalda ile beraber, Xandimlerin arasna geri dnyoruz," dedi. "Birisi Xandimlerin akllarn balarna almalarna yardmc olmal. Ayrca, yakn zaman ierisinde Anvar ve Aurian'm bizi ziyaret edeceini umut ediyoruz," diye ekledi. Eliizar, bir eli sevdii kznn omzunda, Aurian ve Anvar'a doru dnerek, "Siz nereye gideceksiniz?" diye sordu. "Herhalde kuzeye dnmeyeceksiniz." Anvar ban iki yana sallad. "Hayr, bu konuyu aramzda konutuk. Her ne kadar kuzeyde yaplacak ok i varsa da, bir sreliine, Periler sorunu da dahil olmak zere her eyi D arvan'm halletmesi gerektiini dnyoruz. Uzun bir sreliine." Aurian, glmseyerek, "Asa ve Harp hl bizde ama biraz dinlenmeliyiz," dedi. "Bir aile olmak istiyoruz. Anvar, bana akir bir koydan bahsetti. Denizin masmavi ve scack olduu. kysndaki ormann meyvelerle dolu olduu bir yer... Bir sreliine oraya yerleeceiz. Dnyann sorunlaryla biraz da a?kalar ilgilensin. Koyun yaknlarndaki maaralarda, Shia 529 bakm." Forral bir duman gibi daldnda, Aurian, gz ucuyla Anvar'm irkildiini grd. Anvar, masmavi gzlerini aarak glmsedi. O an, atmacann cansz bedeni yere yl-528 di. Anvar, "Akm," diye fsldad. Aurian'n zihni, ruh einin zihnini kucaklayarak hogeldin dedi. Zanna, deniz kenarndaki burnun zerinde yere oturmu, yemyeil okyanusun zerinde doan gnei izliyordu. Bu sabah, garip bir rya grp erkenden uyanmt. Ryasnda, Vannor yan banda duruyordu. Eski tccar, "Artk gitmek zorundaym, evlat," dedi. "Yanma gelip sana elveda demek istedim. Forral ve ben, birlikte gidiyoruz. Kadehi liim'e geri verdik ama neyse, bunlar duymak istemezsin. Sonunda her ey yoluna girdi. Eliseth ld. Anvar ve Aurian, birbirlerine, kavutular. Kurt'un zerindeki lanet kalkt. Ben de artk gitmeliyim. Seni ok zleyeceim. Kendine ve torunuma iyi bak. Her zaman beni hatrla nk hep yannzda olacam." Zanna, Forral'm kendisine doru eilip alnndan ptn hatrlyordu. Sonra uyanmt. Vannor gitmiti ama hl, pt yerde garip bir scaklk vard.

Zanna'nm gzlerinden yalar boand. Yaadklarnn gerek olduundan emindi. "Gle gle, baba," diye fsldad. "Sen de kendine iyi bak." Zanna, "Ama torununun olacan nasl biliyor?" diye mrldand. Ben bile tam olarak hamile kaldmdan emin deilim. Acaba bu konudaki phelerim1 Tarnal'a sylemeli miyim? Zanna, okyanusun ortasnda, gkyzne pskrtlen su taneciklerinin altn rengi parltsn grd. Nefesini tuttu. Orada yzlerce balina vard! Sonra kuzeyden yaklaan birka balina daha olduunu fark etti. lerinde en byk olan, en nden yzyordu. ki topluluk, mutlu bir ekilde bir araya geldiler. Balinalar, nee ierisinde suyun stne zplayarak etraflarna parltl sular sayorlard. Zanna, kuzeyden gelen kk balina topluluunun, dier kalabalk balina topluluunun arasna kartn grd. Sonra hepberaber, gneye doru uzaklatlar. 529 Birka gn sonra, Aurian ve dostlar, Dhiammara'dan ayrlmaya hazrlanyorlard. Birou, Sara'nm Khazalim savalar dahil, evlerine geri dnyordu. Eliizar ve Nereni, ormana geri dnerek kolonilerini yeniden ina etmek iin sabrszlanyorlard. Herkes, Aurian tarafndan iyiletirilen Kuzgun ve Aguila'nm da Eliizar ile beraber gideceini renince, ok ard. Kuzgun, "Hibir zaman Aerillia'da ansm tutmad," diye srar etti. "Eer ok istiyorlarsa, ehir rahiplerin olsun. Ayrca, ehre geri dnersem, Nereni'yi ok zlerim," diyerek Eliizar'm karsna glmsedi. Schiannath, "Ve biz de, Chiamh ve Iscalda ile beraber, Xandimlerin arasna geri dnyoruz," dedi. "Birisi Xandimlerin akllarn balarna almalarna yardmc olmal. Ayrca, yakn zaman ierisinde Anvar ve Aurian'm bizi ziyaret edeceini umut ediyoruz," diye ekledi. Eliizar, bir eli sevdii kznn omzunda, Aurian ve Anvar'a doru dnerek, "Siz nereye gideceksiniz?" diye sordu. "Herhalde kuzeye dnmeyeceksiniz." Anvar ban iki yana sallad. "Hayr, bu konuyu aramzda konutuk. Her ne kadar kuzeyde yaplacak ok i varsa da, bir sreliine, Periler sorunu da dahil olmak zere her eyi D'arvan'm halletmesi gerektiini dnyoruz. Uzun bir sreliine." Aurian, glmseyerek, "Asa ve Harp hl bizde ama biraz dinlenmeliyiz," dedi. "Bir aile olmak istiyoruz. Anvar,

bana bakir bir koydan bahsetti. Denizin masmavi ve scack olduu, kysndaki ormann meyvelerle dolu olduu bir yer... Bir sreliine oraya yerleeceiz. Dnyann sorunlaryla biraz da bakalar ilgilensin. Koyun yaknlarndaki maaralarda, Shia da kk yavrularm dnyaya getirebilir," diyerek byk kediye doru bakp glmsedi. Shia, Byc ile zihinsel iletiim kurarak, "Eer ok is530 tiyorsan, onlarn bakmna yardmc olabilirsin," dedi. Aurian glmsedi. "Sen ne yapacaksn, Grince?" ' Hrsz, glmseyerek, "Ben kendi bamn aresine bakabilirim," dedi. Ceketinin i ceplerinden birinden, kk bir torba kartp iindekileri masann zerine dkt. Aurian, neeli bir kahkaha att. "Pendral'm mcevherleri! Seni kk yaramaz, onca zaman boyunca mcevherleri hep yannda m tadn?" Grince, "Tabii ki tadm," diyerek omzunu silkti. "Onca ey yaadktan sonra, mcevherleri geride brakacam dnmyordun ya?" Aurian Alevlerin Klc'na sahip olamam, ktln glerine kar elindeki tek savunma ansn kaybetmiti. Onun sayesinde Periler de serbest kalmt. Bunun sonucunda olacaklar kimse bilmiyordu. imdi de zamann iinde bir yolculuk yapmak zorundayd. Eliseth hem Alevlerin Klc'n, hem de Anvar' ele geirmiti. Artk Aurian ve arkadalar bilinmeyen bir gelecee doru gidiyorlard. Yeniden Doum Kazam'n kontrol eden Eliseth'i yok etmek zorunda olan Aurian, eski Ejderha ehri Dhiammara'ya ulamadan nce bir ok ikilemle yzlemek zorundayd, G Kaltlar'nn finalinde, fantastik kurgunun kralielerinden biri olan Maggie Furey nceki kitaplarnda rd alar zekice birletiriyor. 9789758733453 Maggie Furey _ G Kaltlar Cilt4 Dhimmara

You might also like