Professional Documents
Culture Documents
Goc Edebiyati-3
Goc Edebiyati-3
* Bulgar. Türk ve Amerikan istatistiklerinde bazı yıllarda gösterilen göçmen sayısında biraz fark görülmektedir. Örneğin 1877-1878
Türk-Rus Savaşı yıllarında Amerikan istatistiklerine göre 1.000.000, ölenlerin, katliamdan geçirilenlerin sayısı da 800.000'e var-
mıştır. 1912-1913 "Balkan Savaşlarında yine Amerikan istatistiklerine göre 500.000 Türk öldürülmüş, yaklaşık 500.000 de göç et-
miştir. 1968-1978 yıllarında Türk istatistikleri göç eden Türklerin sayışını 120.000, Bulgar istatistikleri ise bu sayının 130.000 ol-
duğunu göstermektedir. 1989 tarihinden bu yana zorunlu veya ekonomik nedenlerden dolayı Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç eden
Türklerin sayısı 500.000'i bulmuştur. Bazı önlemlere rağmen gizli göç düşük sayıda da olsa,Tıalen devam ermektedir. Batı medyası
son yıllarda Bulgaristan'da Türkler, Müslümanlar arasındaki etnik işsizlikten sık sık bahsetmektedir. Yakında Fransız gazeteleri
Güney Bulgaristan'ın Rodop bölgesinde Türk ye Müslümanlara dehşetli bir ekonomik soykırım uygulandığını yazdılar.
1. Konukman, R.E., Tarihî Belgeler Işığında BÜYÜK GÖÇ VE ANAVATAN (Nedenleri, Boyutları, Sonuçlan), Ankara, 1990; C.
Hakov, Turskoto naselenie v BuVarıya (Bulgaristan'da Türk ahalisi), Yayımlanmamıştır; B. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara,
1986; H. Süleymanoğlu Yenisoy, Bulgaristan Türklerinin Yakın Tarihi ve Bugünü, Balkanlar'da Türk Külturü,Bursa, 1994, Sayı 13, 3 s.
5-8; Pazar Gazetesi?9 Mart 1997 P P
2. Miçev N., P. Koledarov, Reçnik na seliştata i seliştnite imena (Yerleşim Yerleri ve Yerleşim Yerleri Adları Sözlüğü), Sofiya, 1989, s.
7-19; H. Süleymanoğlu Yenisoy, y Osmanlı Kanynaklarında
y Balkan Toponim ve Hidroni^leri, Balkanlar'da Türk Kültürü, Bursa,
1993, Sayı 8, s. 17-20 P P
3. Miletiç L^, Preselyavaneto na maloaziyskite bılgari v Knyaiestvoto (Küçük asya Bulgarlarının Prensliğe Göçleri), Sofiyski uni-
versitet, Tsentralria biblioteka, B No 20980 LXIII M/13 No. 698. P ' P
130.000 köylü topraksızdır. Türklerin kitle halinde yırıp attı. "Hür Avrupa", "Almanya'nın Sesi" ve
göçe zorlanması, Bulgarların az zamanda toprak "BBC" radyolarında da okunan bu eser, özgürlük
sahibi olmasına imkân sağlamıştır.4 Ünlü Bulgar
P P ve adaletin simgesine dönüştü.
yazarı Yordan Yovkov'un babası Kocabalkan'm İşte sanatçının tarihî yazısından alıntılar:
yoksul bir köylüsü iken, Dobruca'ya, Türklerin "Eğer öz adını senden zorla alınarak yerine bir
yoğun olduğu bölgeye yerleşir ve çok geçmeden başka ad kabul ettirmeye kalkışırlarsa, kişiliğine
600 dekarın üzerinde toprağa sahip olmuştur. karşı en büyük ve dayanılmaz bir saldırıda bu-
Bu Göç Tarihinin başlangıcından günümüze lunmuş olurlar. Bu tür bir terörist saldın so-
kadar imzalanmış birçok uluslararası ve Türkiye nucunda özsaygın daha kaynağında, özbilincinde
ile Bulgaristan arasındaki ikili antlaşmaların, Bul- yaralanmış oluyor. Aslında insanoğlunun bütün
garistan'daki Türk ve Müslüman azınlığa tanıdığı çabalan bir ad uğruna değil midir?..."
can ve mal güvenliği, özgürlük, göç edenlerin ta- "Bir adın zorla değiştirilmesi geçmişi ortadan
şınır ve taşınmaz mallan hakkındaki güvenceler, kaldınyor, tecrübeyi silip atıyor, tarihi ayaklar al-
Bulgar devleti tarafından hiçe sayılarak yerine ge- tına alıyor."
tirilmemiştir. Böyle gelmiş, böyle de gitmektedir. Bulgar makamlarının Türklere işte böylesine
Bulgar devleti kurulalıdan beri birçok hükümetler kaba bir saldırıda bulunduklarını yazan sanatçı
değişmiş, rejimler değişmiş, ancak Türklerin göçe şöyle devam ediyor:
zorlanması politikasında hiçbir değişme ol- "Eğer Müslüman vatandaşlann adlanna do-
mamıştır. Bulgaristan Türkünün hakları ulus- kunulmasıydı, kendi dillerini konuşmalan, dinî
lararası forumlarda gereken ciddiyetle hiçbir ülke âdetlerini yapmaları yasaklanmasaydı, eminim ki
tarafından gündeme getirilmemiş, Bulgarlardan da hiçbir iç ve dış tahrik bunlan kafileler halinde yol-
hesap soran olmamıştır. lara düşürmeyecekti. Evlerini, malını mülkünü, ya-
1989 yılı göçü Bulgaristan Türklerinin göç ta- kınlarının aziz mezarlarını, bağ ve bahçelerini öy-
rihinde BÜYÜK GÖÇ olarak bilinir. Büyük göçlerle lece bırakıp yollara düşen bu zavallılar, çiğnenen
ilgili tabloya bakınca, bundan önceki büyük göç- insan onurlarını kazanmak için her şeyi göze al-
lerin ikisi de savaşlar zamanında yapılmıştır, yani mışlardı. Boşalan şu tütün tarlaları, şu ıssız atölye
Türk-Rus ve Balkan Savaşlarında. Bulgaristan'daki ve kırlar, şu endişeli bakışlar, bütün bunlar beş yıl-
totaliter rejim yıllarında ise savaş yok, cephe yok, dır üzerlerine uygulanan o çirkin baskıya bir ce-
karşı taraflar arasında bir çarpışma yoktu; ama, vaptı. Kendilerine örnek patriot (vatansever) de-
Türklere yapılan barbarlık, savaşlar zamanında ya- dikleri o bizim yüksek çevre mensuplan, kendi
pılandan farklı değildi. Masum Türklerin okulları Türk soyadlarını neden değiştirmediler? Ken-
kapatıldı, ana dilleri yasaklandı, adları Bulgar ad- dimizin katlanamayacağmız zorbalığı neden baş-
larıyla değiştirildi, sonra da yüzbinlerce Türk göçe kalarına uyguluyoruz?..."
zorlandı. Utanç trenleri, uçaklar, kilometrelerce Sözümona "yeniden doğuş" sürecinin suçlulan
uzayan otomobil ve kamyon kervanları Bul- hakkında da şöyle diyor:
garistan Türklerini Türkiye'ye taşıyorlardı. 2 Ha- "Anonim suç yok. Suçlular bulunmalı. O bir
ziran 1989'dan 22 Ağustos 1989 gününe kadar, avuç sorumsuz fonksiyoner açıklanmalıdır. Bir de
yani iki buçuk aylık kısa bir süre içinde toplam şu var, hepimiz susmasaydık, bürokratik me-
311.862 Bulgaristan Türkü Türkiye'ye giriş yap- kanizma böylesine çalışmazdı... Ayn ayn hepimiz
mıştır. Türklere yapılan bu insanlık dışı işkenceler, suçluyuz. Vatanın yaşam temposu bozuldu: Emek-
acımasız olaylar bazı Bulgar aydınlarının da tep- liler fabrikalarda çalışıyor güçleri yettiği kadar, öğ-
kisini çekti. İşte bu günlerde, Temmuz 1989 ta- renciler ve öğretmenler tarlalarda mahsulü top-
rihinde dünyaca ünlü kadın şair ve yazar, sonra da lamaya çalışıyorlar... Bu ağır suçun cezasını yann
Bulgaristan cumhurbaşkanı yardımcısı seçilen çocuklarımız çekecek. Belki de bize lanet edecekler.
Blaga Dimitrova BİR AD başlıklı kısa eserleriyle bu Hayalî bir zenginlik için, turistik bir gezi, büyük kazanç
olayları kınadı ve masum Türklere manevi destek için veya sırf macera için insan, yerini yurdunu bırakır
oldu. Yazarın sözleri yüreklere bir ok gibi işledi, mı? O, bunu yakın veya uzak ajansların etkisiyle de yap-
güçlü bir silâh niteliğinde, yapılan zorbalıklara maz. Yaparsa, ana dili hakkınnı savunmak için yapar,
ateş püskürdü, karanlıkların perdesini yırtarak sı- dininden ötürü yapar, daha çok adından ötürü yapar.
4. İstoriya na Bılgarskiya nazod (Bulgar Halkının Tarihi), 1. Bojüov, V. Mutafçieva, K. Kosev, A. Pantev, St. Gnnçarov, Sofiya, 1994;
Kratka istoriya na bılgarskiya narod (Bulgar Halkının Kısa Tarihi). Jv. Lazarov, PI, Pavlov, Jv. Tütünciev, M. Palangurski, Sofiya,
1993, s. 132-142.
Oysa bir adın oluşturulması hiç de kolay Kısaca belirtmek gerekirse, Bulgaristan devleti
değil. Bunun için onu gaspetmeye veya lekelemeye kurulalıdan beri, bu ülkedeki Türklerin sayısı Bul-
kimsenin hakkı yoktur."5 P P garistan'ın nüfusunda önemli bir yer almış ve
XX. yüzyılın sonlarında dünyanın özgürlük ve nüfus sayımlarında elde edilen gerçek sonuçların
demokrasi yolunda hızla ilerlediği bir dönemde, yayımlanmasını vejfcı yayımlanmamasını et-
Bulgaristan Türklerine komünist rejim tarafından kilemiştir. Türk ve Müslümanların gerçek sayısını
yapılan insanlık dışı baskı ve zorunlu göç gün- bilmek pek tabii ki önemlidir, ancak bu sayı bi-
lerinde yaşanılan insanlık trajedisi, şüphesiz ta- linmediği halde hiç olmazsa daha önemli bir ger-
rihte bir utanç belgesi olarak yer alacaktır. çek ortadadır: Bulgaristan'da Türk-Rus Savaşından
günümüze kadar Türkler vardır ve en büyük azın-
BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN SOSYAL- lığı oluşturmaktadırlar. Ancak 1994 yılında yeni
EKONOMİK DURUMU yazılmış Bulgaristan Tarihi adlı kitapta Bulgaristan
1992'de kurulmuş Uluslararası Azınlıklar So- Türklerinden hiç bahsedilmemektedir. Kitabın mü-
runları Ve Karşılıklı Kültür Etkilenmeleri Merkezi'nin elliflerinin Bulgaristan'da Türk olduğunu unut-
verdiği en yeni bilgilerde şöyle denilmektedir. tuklarını sanmıyorum. Türklerin eritilmesi için bu
"Kurtuluştan (1877-78'den) sonra bizdeki Müs- müelliflerden bazılarının katkıda bulunduğunu
lümanların sayısı sorunu kesinlikle hallolunmuş her Bulgaristan aydını iyi bilir.
değildir ve bu da ikili propagandanın dayanak nok- 4.12.1992 tarihinde yapılan sa'yımda, yüzyıllık
tasını oluşturmaktadır: Türk kaynaklan, pek tabii ki nüfus sayımı tarihinde ilk kez Bulgaristan'ın nü-
bu sayıyı yüksek göstermektedir. Bulgar kaynakları fusunda bir azalma olduğu görüldü. Nüfusun azal-
ise, yine pek tabii ki bunu düşük göstermektedir. Şu masında başlıca faktörlerden biri olarak da, 1989
belirtilmelidir ki son zamanda bir dizi Avrupa ül- yılı yaz aylarında başlayan BÜYÜK GÖÇ, Bul-
kesi de bu sayıyı aslında varolandan çok daha yük- garların ifadesiyle ise BÜYÜK GEZİ ve bundan
sek olarak kabul etmek eğilimindedir."6 sonraki yıllarda da Batı'ya doğru göçler gös-
terilmektedir.7 Türklerden başka 350.000 Bulgar da
P P
Diğerleri 91.000
rulanmaktadır:
Bulgaristan nüfus sayımı tarihinde ilk defa "Vurgulayarak belirtilmelidir ki, iki Dünya Sa-
Müslümanlar Sünni ve Şii olarak dinî mezheplere vaşları arası dönemde de Bulgar tarafı devamlı
göre ayrılmıştır: kendi Türk tebaasından kurtulmak amacını güt-
Müslümanların sayısı 1 milyon 78 bin (12.7%) müştür. Bu amaca erişmek için de araç olarak
Sünniler 1 milyon 2 bin (Türklerin) eğitim-öğretimlerini, basınlarını, der-
Şiiler 76 bin neklerini, genellikle manevî kalkınmalarını kı-
olarak gösterilmiştir.* sıtlamış, yasaklamıştır."8 P P
* Pomak Türklerinin Müslüman oldukları resmen kabul edilmektedir, ancak etnik bakımdan Bulgarlar grubuna dahil edil-
mektedirler.
5. Süleymanoğlu Yenisoy H., a.g.e., s. 7-8.
6. Vrızki na sıvmestimost i nesıvmestimost mejdu hristiyani i müsülmani v Bügariya (Bulgaristan'da Hıristiyanlar ve Müslümanlar
Arasında Bağdaşabilirlik ve Bağdaşamazlık), Fondatsiya "Mejdunaroden Tsentır po problemite na maltsinstvata i kulturnite vza-
imootnoşeniya", Sofiya, 1994, s. 21-22.
7. Demografska barakteristika na Bügariya (Bulgaristan'ın Demograf Niteliği), Sofiya, 1993.
8. Vrızki na sıvmestimost i nesıvmestimost mejdu hristiyani i müslümani..., s. 26. .: . . .
B B
İkinci Dünya Savaşma kadar iktidara gelen kısa kesildi. Bütün bunlar birçok olaya neden oldu.
Bulgar hükümetlerinin yapamadığını, İkinci Tepki gösterenler öldürüldü, birçoklan ha-
Dünya Savaşından sonra iktidarı ele geçiren ko- pisanelere gönderildi. Camiler tahrip edildi, mi-
münistler, kendilerine çok sadık birçok tarihçisiyle, narelerdeki hilâller silâhla koparıldı, mezar taş-
faşistlerin kullanmadıkları yöntemleri kullanarak larından kaldmmlar yapıldı. Cenazeler Bulgarlarla
yapmış, Bulgaristan Türklerine soykınmı uy- ortak mezarlıklarda gömüldü.
gulamaya kalkışmışlardır. Dünya kamuoyu seyirci Türklerin ekonomik durumu hiçbir zaman
kalmayınca, bu kara güçlerin emelleri ger- Bulgarların refahına yaklaşamadı. Bulgaristan'da
çekleşememiştir. kendilerine ikinci sınıf vatandaş olarak muamele
Sosyal-ekonomik bakımdan da durumda de- edilen bu çalışkan kardeşlerimizden Türkiye'ye
ğişmeler olmuştur. Türk-Rus Savaşı sona erince, göç edenler ise kısa zamanda ekonomik bakımdan
Türk ordusu, devlet erkânı, sağ kalan aydınlar, ti- kalkınmış, ev bark, sermaye sahibi olmuş, gereken
caret adamları ve toprak ağaları bu toprakları ter- eğitim-öğretimi görerek bilim ve kültür ku-
ketmişlerdir. Savaştan sonra göçler de durmadan ruluşlarında, devlet yönetiminde görev al-
devam etmiş ve her göç eden Türkün malına Bul- mışlardır.
garlar konmuştur. Yerlerinde kalanlardan da
büyük çoğunluğu köylü idi ve tarlaları, bağlan, BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN EĞİTİM
bahçeleri türlü yollarla gaspedilerek bu insanlar VEKÜLTÜRÜ
ekonomik bakımdan yoksul ve zor durumda bı-
rakılmışlardır. Bir yandan Bulgar köylüsü yıldan Daha Osmanlılar döneminde eğitim ba-
yıla toprağını artırırken, öte yandan da Türk köy- kımından İstanbul'dan sonra Rumeli gelmekteydi.
lüsü elindekini kaybetmiştir. Bu durum böyle İstanbul'da açılan rüştiyelerden sonra, aynı okullar
sürüp gitmiş, azınlık halinde bırakılan Türkler bir Rumeli'de de açılmışta. İstanbul'dan sonra o za-
daha bellerini doğrultamamış, hiçbir zaman yüz- mana uygun bir biçimde Rumeli'de de Türk kül-
leri gülmemiştir. Hayat standartları gittikçe dü- türü gelişmekteydi. Ancak Doksanüç Savaşı her
şünce de bunlar arasında ölüm oranı yükselmiştir. şeyi alt üst etti. Bulgar devleti kurulduktan sonra
Yoksulluk giderek artmış ve asrımızın kırklı yıl- da bu topraklarda kalan Türkler çözümleri güç pek
larının sonlarına kadar Türklerin yüzde sekseni çok sorunla yüz yüze kaldılar. Bunların başında
küçük çiftçi olarak kalmış, kasabadakiler de küçük eğitim sorunu bulunmaktaydı. Savaşta okullar ya-
zanaatlarla uğraşmışlardır. Sanayici, tüccar gi- kılmış, yıkılmış veya devlet dairelerine dö-
bilerinin sayısı da yüzde bir dolayından yukarı çık- nüştürülmüştü. Gaspedilen okul binalarının, vakıf
mamıştır.9 P P
derslerin Bulgarca okutulması emrediliyordu. Bu, "Filiz" gazeteleri ve "Piyoner" çocuk dergisinde
Türk öğretmen okulları ve liselerinde Bulgarca çıkarılmasına son verildi. Sonraları "Yeni Işık"
ders verecek Bulgar öğretmenlerin getirilmesi ve gazetesi yarı Türkçe ve yan Bulgarca çıkmaya
Türk öğretmenlerin işlerinden uzaklaştırılması başladı. 1985 yılının Ocak ayından itibaren de ta-
demek oluyordu. Bundan sonraki üniversite me- mamen Bulgarca bir gazete olarak çıkmaya devam
zunlarından da büyük bir çoğunluğu kendi branş- etti. "Yeni Hayat" dergisi de baştan Türkçe, sonra
larında çalışma mutluluğuna kavuşamadı. Öğ- Türkçe-Bulgarca olarak çıktı. Ocak 1985'ten sonra
retmenlik yapmak için eğitim görmüş Türk da, yani Türklerin Bulgarlaştırılması olaylanndan
aydınlarının tarımda, inşaat işlerinde, yol ya- sonra da çıkanlması durduruldu.
pımında, fabrikalarda, maden ocaklarında birer 11.1985 yılının Ocak ayı sonunda Sofya Rad-
işçi olarak çalıştırılması Bulgar komünist yö- yosunda Bulgaristan Türklerine ait Türkçe ya-
neticilere büyük bir zevk veriyordu. Türklerin eği- yınlar da yasaklandı.
tim ve kültürel kalkınması çok görülerek türlü 12.1985'in başında Bulgarlaştırma olay-
yöntemlere, türlü oyunlara başvuruldu ve: larından sonra Türkçe konuşmak yasaklandı. Türk-
1. Bundan böyle Türk gençleri Bakü'ye öğ çe konuşanlar büyük para cezasına çarpbnldı ve
renime gönderilmedi, birçokları hapisanelere veya sürgüne gönderildi.
2. Açılışından iki yıl sonra Sofya Üni
Bulgarca bilmeyen yaşlı Türk kadınlarına has-
versitesindeki Türklere ait Tarih ve Fizik-Matematik
tanelerde doktor hizmeti verilmedi, bakkaldan
Bölümleri Bulgarlara ait bölümlerle birleştirildi, yani
ekmek dahi almaları yasaklandı. Kreşlerde küçük
Türk bölümleri kapatıldı. Bu bölümlerde asistanlık
Türk çocukları Türkçe konuşmasınlar diye ağızlan
yapan iki Bulgaristan Türkü de Üniversite dışında
Bulgar bayan öğretmenler tarafından plasterle (ya-
bırakıldı.
pıştırıcı ile) kapatıldı.
3. Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümünde
13. Bulgaristan'da Türk olmadığı dünyaya bil-
Türk gençlerinin yeri Bulgar gençlere verildi ve
dirildi. Yüzyıl geriye dönerek ölüm tarihleri çoktan
Türk Filolojisi adını taşıyan bu bölümün adı da de
unutulmuş Türklerin de adları Bulgar adlarıyla de-
ğiştirilerek Oryantalistik, sonraları Türkoloji, daha
sonraları da Doğu Dilleri ve Kültürleri Merkezi ğiştirildi. Arşivlerde Türk adları silindi, yerlerine
oldu. Yani, bölümün adında Türkiye bilimini, kül Bulgar adları yazıldı. Mezar taşlarında da Türk adı
türünü anımsatacak bir iz bırakılmadı. Öğretim gö bırakılmadı.
revlisi Türkler de Üniversiteden uzaklaştırıldı, 1985'te Moskova'dan Baku Devlet Pedagoji
yani Türk Filolojisi, Türklerden arındırıldı. Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Afat Gurbanov'a bir
4.1958-1959 ders yılında Türk liseleri Bulgar emir gönderilerek ellilerde öğrenim görmüş Bul-
liseleriyle birleştirildi; yani, kapatıldı. garistan Türk gençlerinin adlannın yerine üni-
5. Bundan bir yıl sonra, 1959-1960 ders yılında versite arşivlerinde Bulgar adları yazılması istendi.
Türk ana, ilk ve ortaokulları Bulgar okullarıyla bir Rektör A.Gurbanov, arşivlerde herhangi bir de-
leştirildi. Yani kapatıldı ve böylece Türk okulları ğişiklik yapılmasının uygun görülmediğini nazik
tarihe karıştı. bir biçimde Moskova'ya bildirdi.
6. Şumnu ve Hasköy Yan Yüksek Bulgar Öğ Büyük tarihî emelleri gerçekleştirebilmek için
retmen Enstitülerinde açılmış Türk Şubeleri ka Bulgaristan Türklerine ödünler verilmiş, bazı
patıldı. fedakârlıklar yapılmıştır. Emeller suya düşünce de
7. Türk ana ve ilkokul öğretmen okullarına da Bulgaristan Türkleri soykınma uğratılmıştır.
çok geçmeden son verildi. Türklere yapılan bu insanlık dışı işkenceler ve
8. Türk tiyatrolarına eleman hazırlanması için 1989'un yaz aylarında sınır dışı edilmeleri, Bul-
garistan'da politik olaylann gelişmesini hız-
24
Eğitim Bakanlığında yapılan görüşmelerde bu Belediye okullarında yüz bin dolayında öğ-
öneri üstünlük kazanmaya başladı. Görüşmelerde renim görmekte olan Türk öğrencilere (ki bun-
bu satarların yazan başta olmakla Türklerin tem lardan sadece kırk bin kadan Türkçe ders oku-
silcileri, Türkçe öğretime anaokulun en büyük yaş yabiliyor) Türkçe'den ders verecek öğretmen
grubundan başlanmasını, yani okul öncesi yaşta bulmak da bir problem oldu. Çünkü 1989 Büyük
çocukların ana dilini öğrenmeye başlamalarını is Göç'ü zorunlu olarak öğretmenleri Türkiye'ye alıp
tiyordu. Resmî Bulgar tamsilcileri ise Türk ço götürmüştü. Öğretmenlerle birlikte doktorlar, mü-
cuklarının Bulgarcayı öğrenmelerinde Türkçe'nin hendisler vb. toplam onbeş bin Türk aydını Bul-
bir engel yaratacağını, bu yüzden de ikinci, hattâ garistan'ı terk etmek zorunda bırakılmıştı. ,. r .
üçüncü sınıfta haftada iki veya üç saat Türkçe oku 1992'de Şumnu Yüksek Pedagoji enstitüsü'nde
tulmasında ısrarlıydılar. İş, pazarlığa dönüştü, Türk Filolojisi açıldı. Sonraki yıl da halen Filibe
1990-1991 ders yılı Türkçe ders okutulmadan sona Üniversitesi'ne bağlı Kırcaali İlk ve Ortaokul Öğ-
erdi retmen Enstitüsü'nde Türkçe'den eleman ye-
Temmuz 1991 yılında Bulgaristan'ın yeni tiştirme sınıfları açıldı. Ancak 1995-1996 ders yı-
Anayasası kabul edildi. Yeni Anayasanın 36. lından itibaren bu enstitülerde Türk Dili ve
maddesinde: "Ana dilleri Bulgarca olmayan Edebiyatı Bölümlerinin müstakilliği kaldırıldı, Kır-
vatandaşların, Bulgarcayı zorunlu olarak öğ- caali'de Türk Dili ve Edebiyatı ile Bulgar Dili ve
renmelerinin yanı sıra, kendi ana dilini de öğrenme Edebiyatı, Şumnu'da da Türk Dili ve Edebiyatı ile
ve kullanma hakları vardır" denilmekteydi.13 Evet, P P Rus Dili ve Edebiyatı Bölümlerine dönüştürüldü.
1971 Anayasasında da, yeni Anayasada da azın- Türk Müslüman gençlere dinî hazırlık verecek
lıkların ana dilini öğrenme ve kullanma hakları ga- okulların açılmasında zorluk çekilmedi, mücadele
rantiye alınmaktaydı. Ancak gerçekler başkaydı. edilmedi. Bulgar makamları 1990 yılında Sofya'da
Okullarda Türk çocuklarının Türkçeden de ders Yan Yüksek İslâm Enstitüsü ve Şumnu'da İmam-
yapmaları Eğitim Bakanlığınca devamlı er- Hatip Lisesi (Nüvvab) açtı. Ertesi ders yılında Rus-
teleniyordu. Buna bir tepki olarak Türkler faaliyete çuk ve Mestanlı (Momçilgrad)'da birer İmam-
geçti ve Türk öğrenciler dersleri boykot ederek haf- Hatip Lisesi açıldı. Nedim Gencev de doğduğu
talarca okula gitmediler. Bazı anne-babalar ta- köyü olan ve Razgrat şehrine bağlı Glocevo'da dinî
rafından açlık grevi başlatıldı. Bakanlık, Türkçe'nin içerikli eğitim veren bir özel okul açtı. İslâm Ens-
okutulması kararını almak mecburiyetinde kaldı. titüsü ve İmam-Hatip Liselerinde öğretim Bulgarca
Bu karara karşı çıkan Bulgar öğrencilerin anne ve yapılmakta, Türk dili ise sadece haftada 4 saat ayrı
babalan, bazı öğretmenler ve aşın şoven gruplar bir ders olarak okutulmaktadır.
okul kapılarına yığılarak Türk öğrencilerin okula 19 Nisan 1997 tarihinde yapılan Parlamento
girmelerini engellediler, trenleri durdurdular, ana- seçimlerinde Demokratik Güçler Birliği büyük bir
yollan kestiler. Bu sırada Parlamento seçimleri ya- çoğunlukla seçimleri kazanadı. Yeni kurulan Bul-
pılmış, yeni hükümet kurulmuştu. Bazı okullarda gar hükümetinden Türklerin beklentileri vardır.
Türkçe'nin okutulması karara bağlandı, ancak Eğitimle ilgili bir an önce çözüme kavuşması ge-
öteki dersler gibi zorunlu değil de, çocuklann is- reken sorunlardan birincisi: Türk dili derslerinin
13. Konstitutsiya na Republika Bılgariya (Bulgaristan Anayasası), Sofiya, 1991, s. 18.
14. Uçebni programi po turski ezik (Türk Dili Müfredat Programları), Sofiya, 1993.
Türk öğrencilere zorunlu ders olarak haftalık ders okullanna yapılan yardım son derece azdı.
programında yer alması; ikincisi: Türkiye enstitü Birçok konuda ve özellikle 1934 yılında ger-
ve üniversitelerinde öğrenim görmekte olan yak- çekleştirilen askerî-sivil darbeden sonra Türk okul-
laşık bin Türk ve Müslüman gencin diplomalarına larının Bulgar hükümeti tarafından kapatılması ka-
Bulgaristan Eğitim Bakanlığınca denklik iş- rarlarına karşı çıkarak mücadele yürütmüşlerdir.
lemlerinin yapılması; üçüncüsü: Türk dili öğ- Bu yüzden de birçok yerlerde kurul üyeleri Bulgar
retmenlerinin yaz aylarında Türkiye'de dü- hükümet makamlarınca sık sık rahatsız edilmiştir.
zenlenmekte olan Türk dili kurslarına rahatlıkla
katılabilmelerine olanak sağlanması vb. TÜRK MUALLİMLER BİRLİĞİ
Türkiye ile Bulgaristan arasında kültür ant Bulgarların olduğu gibi, Türklerin de bir Türk
laşması imzalanmayınca, Bulgaristan Türklerinin Muallimler (Öğretmenler) Birliği kurması gö-
de birçok eğitim ve kültür sorununun çözümü as rüşünü en önce Filibe'de "Muvazene" gazetesini çı-
kıda kalmaya devam edecektir. karan Ali Fehmi ortaya atar. Jön Türklerden olan
Ali Fehmi, İstanbul'da Mülkiye'de (Siyasal Bilgiler
EĞİTİM VE KÜLTÜR KURUMLARI Okulu'nda) okumuş, Sultan Hamid'in idaresinden
kaçıp Filibe'ye yerleşmişti. Ali Fehmi'nin bu gö-
Uluslararası antlaşmalarda olduğu gibi, Tür rüşü, öteki aydınlarca da benimsenir ve büyük des-
kiye ile Bulgaristan arasındaki ikili antlaşmalarda tek bulur. Önce "Muvazene" gazetesinde, sonra da
da, Bulgaristan Türk Müslüman azınlığın dil, din, Rusçuk'ta basılan "Uhuvvet" gazetesinde bu ko-
eğitim, kültür vb. hakları garantiye alınmaktaydı. nuda yazılar çıkar. Gazetelerde basılan açık mek-
1919 Neuilly antlaşması da azınlıkların eğitim, öğ tuplarla Bulgaristan Türk öğretmenlerine çığml-ı
retim, hayır kurumları ve sosyal kurumlar aç bulunulur ve böylece konu olgunlaşır.
maları ve yönetmeleri serbestliğinin sağlanmasını 1906 yılında dernek (Birlik), "Muallimin-i
kabul ediyordu.15 P P
2. Bulgaristan Türklerinin (ve genellikle Müs Bulgaristan Türk Müslüman azınlığın Millî
lümanların) dinî kurumlan ve vakıfları, Kongresi gündeminde ikinci nokta, Türklerin Dinî
3. Hayır dernekleri. Kurumlan ve Vakıfları'y&ı. Mehmet Celil'in çı-
Millî Kongrenin gündeminde birinci noktayı kardığı "Rehber" gazetesi "Umumi Bulgaristan
Türk okulıarı konusunun oluşturması bir raslantı Türk Kongresi"nde Türklerin dinî kurumlan hak-
değildi. Türk azınlığın en büyükderdi, özel okul- kında şöyle yazmıştı:
17. Deliorman gazetesi, 1929, No. 1 (222), yıl 8 ve No. 2 (222), yıl 8.
BULGARİSTAN TÜRK EDEBİYATI.
19. Nedkov B., Orientalistikata v Sofiyskata narodna biblioteka (Sofya Millî Kütüphanesinde Şarkiyat), otpcçaük ot "Godişnik na Bib-
liografskiya institut", Sofiya, 1947, s. 6.
20. Nedkov B., a.g.e., s. 10; Hr. Gandev i B. Nedkov, Vostokovedenie v Bolgarii (Bulgaristan'da Şarkiyat), No 4,1958; Bulgaristan'a Sa
tılan Evrak ve Cumhuriyet Dönemi Arşiv Çalışmaları, Başbakanlık Devlet Genel Müdürlüğü, Ankara, 1993.
nemde Türkçe basın gelişmesini sürdürdü. 1908- yımlanmakta, 1920'lerin ortalarına doğru arka say-
1941 yıllan arasında 67 gazete ile 13 dergi ya- fada mizah ve spora da yer verilmektedir. 1920'li
yınlamış, toplam sayı 80'e yükselmiştir. Bazı kay- yılların sonu ve 1930'lu yılların başında ise ga-
naklarda bu sayının 82 olduğu bildirilmektedir. zetelerin içeriğinde olduğu gibi, şeklinde de his-
Türkçe gazete ve dergi çıkarılan yerleşim mer- sedilir bir derecede değişme kaydedilmektedir.
kezleri arasında da îslimye, Şumnu, Plevne, Razg- Gazetelerde farklı düşünceler üstün gel
rat, Eskicuma, Rahova, Kırcaali, Vidin, Kızanlık, mektedir. Örneğin Dostluk Gazetesi, ileri dü
Osmanpazan, Yambolu da eklenerek bu merkezler şünceler, Turan ve ikbal gazeteleri Türkçülük, Tu
18-20'ye yükselmiştir. rancılık,; Ziya gazetesi de komünist düşüncelere
Çıkış tarihlerine bakılırsa, bunların büyük bir yer vermişlerdir. .
kısmının Türkiye'de Cumhuriyetin ilânından sonra 1944 komünist devriminden sonra Bul-
yayınlandığı görülmektedir. Birkaç gazete hariç, garistan'da Türkçe basında köklü değişiklikler
bütün Türkçe basın Atatürk reformlarını savundu, oldu. Yeni Bulgar rejiminde, yeni bir Türkçe basın
Bulgaristan Türkünün bu reformlara ayak uy- doğdu. Her türlü basın faaliyeti Bulgar devletinin
durarak kültür gelişmesine yardımcı oldu. elindeydi. Yayımlanmaya başlayan ilk gazete Kı-
Ancak Bulgaristan'da Türkçe basın karanlık zılordu tarafından çıkarılan "Drujba" gazetesidir.
günler yaşamaya başladı. Mayıs 1934'te askerî-sivil Bu gazete "Dostluk" adında da Türkçe olarak
bir darbeyle bu ülkede parlamenter demokrasiye Kerim adında Azerî Türklerinden bir yüzbaşı ta-
son verildi. Yeni hükümet bütün siyasî partileri or rafından çıkarılıyor. 6 Şubat 1944 tarihinde ilk sa-
tadan kaldırdı, gazete ve dergileri kapattı, şiddetli yısı çıkan bu gazetenin ömrü beş ay sürdü, Sovyet
bir sansür koydu. Yayımlanan bütün Türkçe basın Ordusunun çekilip gitmesinden sonra kapandı.
bundan en çok zarar gördü. Askerî faşist hükümet "Dostluk" başlığını taşıyan gazete dışında
idareye gelir gelmez on Türkçe gazeteyi birden ka
çıkarılan ilk Türkçe gazete Vatan Cephesi'nin
pattı. Bunlar: Halk Sesi, Deliorman, Özdilek, istikbal,
Sofya'da yayınlandığı "Vatan" gazetesidir. Bu ga-
Rehber, Karadeniz, Turan, Çiftçi Kurtuluşu, Yarın ve
zete 14 Mayıs 1945'te "Işık" adını alarak çıkmaya
Yenigün gazeteleri Pantürkist, Kemalist düşünceler
devam etti. Daha sonra "Yeni Işık", "Yeni Işık -
yayan gazeteler olarak gösterildi; sahipleri, edi
Nova Svetlina", "Nova Sevitlina" ve soykırımdan
törleri ve yazarları zulme uğratıldı. Birçokları ha-
sonra da "Svetlina" başlıkları altında çıkarılmıştır.
pisanelere gönderildi, bazıları da öldürüldü. Ka
Uzun ömürlü olan bu "Yeni Işık-NovaSevetlina"
lanlar Türkiye'ye göçe zorlandı. 1935'te Balkan
Postası, Dostluk ve Yıldırım gazetelerinin yayımına gazetesinin son sayısı 29 Ocak 1985'te çıktı ve bu
da son verildi. Muhafazakâr gazeteler olarak bi tarih komünist Bulgaristan'da Türkçe gazete ya-
linen dört Türkçe gazete iki yıl daha yaşayabildi. yımlanmasının sonuydu.
1937-39 yıllarında üçü kapatıldı ve sadece Havadis 1947'de gençlere ait "Halk Gençliği" gazetesi
adlı gazete kaldı. Bu gazete eski harflerle haftada çıkmaya başladı ve bunu öğrencilere ait "Eylülcü
iki defa yayımlanıyordu, ancak şubat 1941'de bu Çocuk" gazetesi izledi. "Eylülcü Çocuk" gazetesine
son Türkçe çıkan gazete de Bulgar makamlarınca ek olarak da daha sonraları küçükler için "Filiz" ga-
kapatıldı. zetesi çıkarıldı. Öğrenciler için "Piyoner" başlıklı
Bulgaristan'da prenslik ve çarlık dö- bir dergi de çıkıyordu.
nemlerinde Türkçe çıkan gazetelerin çoğunun say- Ocak 1954'te "Yeni Hayat" dergisi çıkmaya
faları iki ile dört arasında değişmekte, adları gazete başladı. Sosyal, politik, resimli bir edebiyat ve
olmasına rağmen çoğu günlük değil, haftalık veya sanat dergisiydi.
aylık çıkmakta, tirajları da 500 ile 2000 arasında de- Sözü geçen gazeteler ve iki dergi de yeni Türk
ğişmektedir. harfleriyle basılıyor, Türk yazı dilinde yazıların ya-
Yukarıda da belirtildiği üzre Prenslik Bul- zılmasına özen gösteriliyordu. "Yeni Işık" ga-
garistanı'nda Türkçe çıkan dergi ve gazeteler içerik zetesine ve "Yeni Hayat" dergisine ek olarak çı-
açısından genellikle II. Abdülhamit yönetimini karılan edebiyat ve sanat sayfaları gençkalemlerin,
eleştirmekten ibarettir. Gazete sayfalarında 1920' yeni sanatçıların gelişmesinde büyük rol oy-
lere kadar, birinci sayfadan son sayfaya kadar gün- namışlardır.
cel haber, kültür sanat faaliyetleri şeklinde ya- Söz konusu gazete ve dergiler Komünist Par-
tisinin, Partinin Gençlik kolunun organlarıydı.
Özel basın yasaktı. rihinden bu yana Bulgaristan'da iki Baş-
O dönemde Sofya'da çıkan söz konusu gazete müftülüğün ortaya "kışından beri "Müslümanlar"
ve dergilerden başka Taşra şehirlerinde de Türkçe gazetesi iki BaşmüLılükçe de çıkarılmaktadır. Her
gazeteler çıkmıştır. Rusçuk'ta "Tuna Gerçeği", Si- iki gazete de ekonomik zorluklar nedeniyle son bir
listre'de "Ziya", Şumnu'da "Savaş", Eskicuma'da yıldır düzensiz olarak ancak birkaç sayı çı-
"Komüniszm Bayrağı", Hasköy'de "Rodop Mü- karılabilmiştir. "Müslümanların Sesi ve İslâm Kül-
cadelesi", Kırcaali'de "Yeni Hayat", Razgrat'ta türü" N. Gencev'in Başmüftülükten uzaklaştırıldığı
"Dostluk", Varna'da "Halk Davası" gazeteleri çı- dönemde sadece birkaç sayı çıkan gazetelerdir ve
karılıyordu. artık yayınlanmamak tadır. Filibe Bölge Müftülüğü
Türk Müslüman gençler askerliğini birer kol 1996 sonlarında "Müslümanlardan Çağrı" adlı bir
amelesi olarak yaparlardı (ve şimdi de durumda gazete çıkarmaya başlamıştır. İki yıldır dinî kültür
bir değişme yok), bu emek erleri için ayrıca "Emek ve içerikli "Ümit" dergisi de çıkarılmaktadır.21 Diz-
P P
Davası" başlıklı bir gazete yayınlanmaktaydı. gisi İstanbul'da yapılmakta ve parasal destek de
1960'tan sonra Türkçe çıkan gazete ve dergiler buradan sağlanmaktadır.
birer birer kapatılmaya başladı. 1980'lerde Bul- Türkiye'de çıkan "Zaman" gazetesi Sofya'da
garistan'da ancak iki Türkçe yayın kalmıştı: "Yeni da çıkarılmaktadır.
Hayat" dergisiyle "Yeni Işık - Nova Svetlina" ga-
zetesi, 1985 yılı Ocak ayının sonunda bunlara da Çarlık döneminde Bulgaristan'da birkaç şe-
son verildi. hirde Türk basımevleri kurulmuştu. Sofya'da Bal-
1960'larda "Yeni Işık" gazetesinin tirajı 80.000'i kan, Rehber, Ümit, Nüvvap, Deliorman basımevleri;
aşmış, "Eylülcü Çocuk", "Halk Gençliği" gazeteleri, Filibe'de Emniyet, Hürşit, Koca-Balkan, Hilâl, Te-
"Yeni Hayat" ve "Piyoner" dergilerinin tirajı da 30- feyyüz, Zerafet; Şumnu'da intibah, Terakki, Varna'da
40 binleri bulmuştu. ileri adlarında basımevleri vardı. Başka şehirlerde
1990-1996 yıllarında Bulgaristan'da Türkçe ba- ' de basımevleri vardı. Bunların çoğu basit ve küçük
sında bir canlanma oldu. Bu, 10 Kasım 1989 ta- olduğu halde, Filibe'deki Tefeyyüz, Sofya'daki De-
rihinden sonra ülkede başlayan demokratikleşme liorman ve Nüvvap; Şumnu'daki Terakki en önemli
sürecinin bir belirtisiydi. Haklar ve Özgürlükler Ha- basırnevleriydi. Bütün bu basımevlerinde dergi ve
reketi'nin yayın organı "Hak ve Özgürlük" gazetesi gazeteden başka, özel statüde bulunan Türk okul-
basında öncülük etmeye başladı. Şubat 1991 ta- larına Türkçe olarak ders kitapları, sanat eserleri,
rihinde ilk sayısı çıktı. Baştan 16 sayfa halinde bazı çeviri eserler de basılmaktaydı...
Türkçe olarak neşrine gidilmiş, Bulgarca ayrı baskısı Türk okullarına ders kitabı sağlamak okul ku-
yapılmıştır. Sonraları 8 sayfa halinde çıkmaya rullarının başlıca görevlerinden biriydi. Bu alanda
devam etti ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle Mart başarı göstermek ise hiç kolay değildi. Prenslik
1996'da gazetenin çıkması durduruldu. Bulgaristam'nda Türk-Rus Savaşı'nda yakılmış, yı-
"Hak ve Özgürlük" gazetesine ek olarak küçük kılmış, araç ve gereçleri yağma edilmiş Türk okul-
çocuk ve öğrencilere bir de "Filiz" gazetesi çı- ları, Türk halkı tarafından tamir edilerek öğretime
karılmaktadır. 29 Şubat 1996'dan aralık 1996 yılma elverişli duruma getirilmiştir. Bu dönemde Tür-
kadar "Filiz" gazetesi de çıkmamış, ancak Aralık kiye'den biraz kitap, araç ve gereç gönderilerek
ayının sonundan itibaren 15 günde bir çıkmaya okullarda eğitim-öğretim sürdürülmüştür.
devam etmektedir. 1908'de Bulgaristan tam bağımsızlığını ilân et-
1945 yılında "Işık" adıyla çıkmaya başlayan tikten sonra Türkiye'den ders kitabı gönderilmesi
Türkçe gazete, sonraları adını değiştirerek "Yeni durdurulmuştur. 1909 tarihinde yeni Millî Eğitim
Işık" oldu, "Yeni Işık-Nova Svetlina" oldu. 1993'ten Kanunu kabul edildi ve özel Türk okullarının üze-
sonra da "Güven - Doveris" adıyla Türkçe ve Bul- rinde Millî Eğitim Bakanlığı'nın kontrolü artırıldı.
garca olarak çıktı ve Mart 1996 yılından beri bu ga- Türkiye'den kitap getirilmesi yasaklandı. Okul ki-
zete de çıkmaz oldu. tapları sadece Bulgar vatandaşları tarafından ya-
"Müslümanlar" gazetesi Başmüftülüğün yayın zılmalıdır, dendi. İşte bu tarihten itibaren Türk öğ-
organı olarak Sofya'da Mayıs 1990 yılında Türkçe retmenleri ders kitabı da yazmak mecburiyetinde
ve Bulgarca olarak çıkmaya başladı. 1995 ta- bırakıldı. İlk hazırlanan ders kitaplarını Bul-
21. Turan Ö., Balkan Türklerinin Dinî Meseleleri, Yeni Türkiye, Sayı 16, s. 1748, Ankara.
garistan'da basmak imkânı olmadığından, bunlar Birinci sınıflara Alfabe ve Okuma Kitabı, ikinci ve
İstanbul'da basıldı. üçüncü sınıflar için de birer Okuma Kitabı basıldı.
Yirmili yıllarda en ç'ok okul kitabı basıldığı gö- İçerik bakımından bu kitaplar 30'lu yıllarda çıkan
rülmektedir. 1922 yılında Ziştovo'da (Sviştov'da) Türkçe kitaplardan pek farklı değildi. Türkiye şair
yapılan Türk Öğretmenler Kongresinde müfredat ve yazarlarının eserlerinden örneklerin sayısı az
programlan üzerinde ayrıntılı olarak duruldu, değildi:
bundan sonra kitap hazırlama işi hız kazandı ve Ellilerde Türkçe kitap basımına daha hızlı bir
böylece birkaç yıl içinde birçok ders kitabı ha- tempoyla devam edildi. Sofya'da Millî Eğitim Ba-
zırlandı ve basıldı. 1924-25-26-27 yılları en verimli kanlığına bağlı Millî Eğitim (Halk Eğitimi) /Ya-
kitap basma yıllarıdır. 1926 yılı 42 okul kitabının yınevinde Türkçe Kitaplar şubesi açıldı. Oldukça
basıldığı bir yıldır. kısa bir zamanda, yani 10 yıllık bir dönemde Türk
Türkiye'de Yazı Devriminden sonra Bul- dili grameri kitaplan, ilkokul çocuklan için okuma
garistan'da okul kitapları yeni Türk harfleriyle ba- kitaplan, ortaokul öğrencileri için edebiyat ki-
sılmaya başladı. 1928 yılında Temmuz ayında Lom taplan, liseler ve ilkokul öğretmeni hazırlayan ens-
kasabasında düzenlenen Türk Öğretmenler Bir- titüler için bir edebiyat kitabı hazırlandı.
liği'nin 9. Kongresinde Türk okullarında yeni Türk Devletleştirilmiş de olsa Türk okullarında bir-
harfleriyle eğitime başlanması kararla^hnldı. 1929 çok ders Türkçe okutuluyordu. Bundan dolayı da
yılında Sofya'da yapılan Bulgaristan Türkleri Millî Türk dili ve edebiyatından başka, Türkçe okutulan
Kongresinde Türk okullarına hazırlanacak ki- öteki dersler için de kitaplar hazırlanmalıydı. Orta
tapların yeni harflerle yazılması kararlan alındı. ve lise düzeyli okullar için tarih, coğrafya, biyoloji,
İlk ve orta okullara yazılırken, Nüvvap oku- matematik, fizik, mantık, Darvinizmin esasları vb.
luna kitap sağlamak bir problemdi. Baştan bazı ki- derslerden Türkçe kitaplar yazıldı. Bunlardan bir-
taplar Türkiye'den getirildi, Arapça kitaplar da çoğu Bulgarca ders kitaplannın çevirişiydi.
Mısır ve Beyrut'tan gelirdi. Sonraları Nüvvap oku- Türkçe kitaplar içerik bakımından Bulgar ve
lunda ders veren hocalar gereken kitapları ha- Sovyet okullannın ders kitaplanndan farklı de-
zırlamaya başladılar. ğildi. Ancak basılmış Türkçe okuma kitaplarının
Bulgaristan'da az sayıda olsa, bazı bilimsel, hepsinde Türkiyeli sanatçılardan da ya'zılar
edebî alanda yazılmış kitaplar, bazı eserlerin Türk- bulunmaktaydı. Zaman geldi Türkçe kitaplarda sa-
çe çevirisi basılmıştır. dece birkaç Türk yazarından yazılara yer verildi.
Türkçe kitap basma faaliyetine de çok geç- Ders kitapları vatanı kapitalist düşmanlardan
meden son verildi. Otuzlu yıllann başında ve özel- savunma, Komünist Partisine minnettarlık, sos-
likle 1934 askerî-sivil devriminden sonra Türk yalist ülkelerin önderlerine sevgi, bu ülkelerin ço-
okullarının kapatılması, Türkçe kitap basılmasının cuklan arasında dostluk, karteşlik, ateizm, fabrika
yasaklanmasına gidildi. Böylece Bulgaristan'da ve emek tanm kooperatiflerinde emek kahramanları
Türkçe kitap yayımlanması İkinci Dünya Sa- gibi konulu yazılarla doluydu.
vaşı'nın sonlarına kadar karanlık günler yaşadı.22 P P Totaliter rejime son verilir verilmez, 20-25 \ rr
*** bir aradan sonra Türkçe ders kitaplan ha-
Yeni ders kitapları 1947 yılından itibaren ba- zırlanması ve basılmasına ilk adımlar 1990 ta-
sılmaya başladı. 1946'da Türk okullan dev- rihinde başladı. Hayriye Memoğlu-Süleymanoğlu,
letleştirilirken Millî Eğitim Bakanlığı bu okullara Gütlten Rüstemova ve Yıldız İbrahimova, ana-
da gereken ders kitaplan, araç ve gereç sağ- okullarına bir kitap hazırladılar. İlkokul ve or-
layacağına söz vermişti. Türk öğrencilerin elinde taokullann her sınıfı için de aynı yıl ilk olarak birer
eski ders kitaplan yok denecek kadar azdı. Çünkü Türkçe okuma kitabı Hayriye Memoğlu - Sü-
30'lu yıllann başlarından sonra Türk okullannın leymanoğlu ve Mehmet Süleymanoğlu tarafından
kapatılması veya Bulgar okuluna dönüştürülmesi hazırlanmıştır. Bu kitaplar, totaliter yıllarında ya-
hızlandınlmış, Türkçe ders kitapları basmak da ya- zılmış kitaplardan içerik bakımından tamamen
saklanmıştı. farklıdır. Türkçe okuma kitaplarının ikinci baskısı
1947 yılında üç Türkçe ders kitabı yayımlandı: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ya-
22. Bulgaristan'da Türkçe basın hakkında ayrıntılı bilgi için bk: A.R.Karagöz, Bulgaristan Türk Basını, 1879-1945, İstanbul, 1945;
l.H.Tevfik Okday, Bulgaristan'da Türk Basını, Ankara - Çıkış yılı belirtilmemiştir; T.Acaroğlu, Bulgaristan'da Türkçe Basın, is-
tanbul, 1990; K.Pınarcı, Geçmiş Yıllarda Basın Tarihimizden Çizgiler, Hak ve Özgürlük gazetesi, Sayı 38,18 Eylül 1992, Sofya.
pılmaktadır. İkinci sınıflara ait Türkçe okuma ki- LIKUŞU" romanı 80 bine çıkıyor.
tabı bağış olarak Bulgaristan Millî Eğitim Ba- Bulgaristan'da Türkiye edebiyatı dışında 690
kanlığına Eylül 1997'de gönderilmiştir. dolayında Türkçe kitap basılmıştır. Ancak bunların
1993 yılında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim hepsi kitap değil, çoğu kitapçıktır. Parti kong-
Bakanlığı 160.000 Türkçe ders kitabını da bağış ola- relerini, kararlarını, liderlerin demeçlerini içeren
rak Bulgaristan'a göndermiştir. broşürle^. Başlıkların bir başka bölümü de ateizm,
Sofya'da bir ekip tarafından ALFABE- tarım veya sosyalist rejimde yaşam tarzı üze-
BUKVAR başlıklı bir alfabe kitabı basıldı. Ancak rinedir. Telif eser olarak sadece 180 kitap kalıyor.
Türk dilini Türk çocuklarına ana dili olarak değil Şu halde: Bulgaristan Türk yazar ve şairlerinin im-
de, bir yabancı dil olarak öğretmek amaçlanmış ve zasını taşıyan 112 Türkçe kitaba karşılık, Türkiyeli
kitabın hazırlanmasında yabancı dil öğretimi yön- yazar ve şairlerin Bulgaristan'da Türkçe ya-
temleri uygulanmış olduğu için, Türk dili öğ- yımlanan kitapları 76'dır.23 P P
23. M.Tahsin, Bulgaristan'da ve Bulgaristan Türkleri Arasında Türk Kitabı, Balkanlar'da Türk Kültürü dergisi, Sayı 9, s. 4-9,1993.