Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 328

Glen Polis www.inkilap.

com

Maj Sjwall

/ Per Wahl

GLEN POLS

-DEXTER-DEXTERPOLSYE eviren: Aydn Ant NKILP Den Skrattande Polisen

1968, Maj Sjdwall - Per Wahloo Akal Telif Haklar Ajans araclyla Trkiye'de yayn hakk 2005, nklp Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A.. Bu kitabn orijinal ilk basks 1968'de Norstedts, isve'te yaplm, Trkiye'de ilk kez 1977 ylnda Aydn Art'n evirisiyle Milliyet Yaynlar tarafndan baslmtr. Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Yasas gereince inklp Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A..'ye aittir. Editr Hasan ztoprak Sayfa Tasarm mit Yavuz Bask: nklp Kitabeyi Sanayi ve Ticaret. A.. 100.Yl Matbaaclar Sitesi 4.Cad. No: 38 Baclr.; / stanbul ISBN 975-10-2286-X 05 06 07 08 7 6 5 4 3 2 1 NKILP Ankara Caddesi, No:95 Sirkeci 34410 STANBUL Tel: (0212) 514 06 10-11 (Pbx) Fax: (0212) 514 06 12 posta@inkilap.com I Per VVahl: 1926 sve doumlu. Tarih eitimi alan yazar, uzun bir sre polis muhabirlii yapt. Dnyann pek ok lkesini gezdikten sonra sve'e yerleerek yazarlk yapmaya balayan VVahl 1975 ylnda ld. Maj Sjvvall: 1935 sve doumlu Sjvvall, 1962 ylnda Per VVahl ile evlendi. 12 yl boyunca birlikte Martin Beck serisini yazan ift, dnyann en ok okunan polisiye dizilerinden birini yaratt. Aydn Art (1926-2003): stanbul Robert Kolej'de-ki renimini yarda brakarak Amerika'ya gitti ve iki yl kald. lk yks (Son Penalt) 1958'de Yeni stanbul'da

yaynlanan Art, yazarla roman ve tiyatro oyunlaryla devam etti. 1 13 Kasm akam Stockholm'de gkyz delinmi-esine yamur yayordu. Martin Beck ile Kollberg, gney blgesi varolarndaki Skarmarbrink metro istasyonundan pek uzaa dmeyen sz geen kinci kiinin evinde karlkl gemiler, satran oynuyorlard. Son birka gndr ilerin durgun gitmesine kout olarak, bir bakma kendilerine izin vermiler, kafa dinliyorlard. Martin Beck ok kt bir satran olmasna karn, yine de oynard. Kollberg'in iki aydan gn alm bir kz vard. Bu belirli akam bebe bakcl yapma zorunluluunda kalmt. Martin Beck'e gelince, mutlaka gerekmedii srece evine gitmemeyi alkanlk haline getirmiti. Hava ktnn ktsyd. Dalga dalga saldran yamur ordular damlar silip spryor, ard arkas kesilmez sert darbelerle pencere camlarn zorluyorlard. Sokaklara bo gzyle baklabilirdi. Ara sra koturduu grnen tek tk kiilerin byle bir gecede 5 darda olmalarn gerektirir nemli nedenleri vard. Strandvagen'deki Amerikan Elilii'nin nnde ve de oraya ynelik evresi yollarda drt yz on iki polis, says iki katna ulaan gstericilerle atmaktayd. Polis gz yaartc bombalar, tabancalar, krbalar, coplar, otomobiller, motosikletler, ksa dalga telsizler, pilli megafonlar, toplum kpekleri ve de birden gemi azya alan sinirli atlarla donatlmt. Gstericiler bir mektup

ve de kova kova boalan yamur altnda yazlar giderek akp silikleen karton dvizlerle silahlanmlard. Onlara trde bir topluluk gzyle bakmak dorusu kolay deildi. nk kalabalk akla gelebilecek her tr insandan olumaktayd: cin pantolonlary-la aba kabanlar iinde on yandaki okul rencisi kzlar ve de politikaya lesiye ciddi bulam niversiteli genlerden tutun da kkrtclar, anadan doma profesyonel belallara varncaya dek her trlsn, dahas, banda beresi ve elinde ipekli mavi emsiyesiyle seksen be yanda bir kadn ressam bile grme olana bulunuyordu. Ortaklaa bir gl gd onlar birletirip btnletirerek yamura ve daha kaklarna kacak ne varsa buna kar meydan okumaya itmiti. te yanda polis, hi de rgtn seme kiilerinden oluma deildi. Kentin tm karakollarndan deviril-me, derme atma bir alayd. nk bir doktor tand ya da kaytarma ustas olan her polis bir yolunu bulup bu tatsz grevden kama baarsn gstermiti. Geriye, ii bile isteye ve severek stlenenlerle "aylak" olarak anlagelen kaytarma yollarndan henz habersiz, ok gen ve toy polisler kalyordu. Kald ki, aylaklar ne yaptklarn, niin yaptklarn biliyor deillerdi. Bu 6 konularda hi aydnlatlmamlard. Atlar gemlerini ineyerek ahlanyor, arada elleri tabanca klflarna giden polisler coplaryla saldr stne saldn tazeliyorlard. Bir kk kz yllar sonra bile unutulmayacak bir dviz tamaktayd: GREV BAINA! P RETMNE DEVAM. POLSE YETTR ADAM! Yzer kiloluk devriye polisi kendilerini balklama

kzn zerine attlar, dvizi parampara yrttlar ve onu yerlerde srkleyerek polis arabasna tkp kollarn bktler, memelerini mnckladlar. Daha bugn on ne bast iin, henz gsleri kmamt. Toplam, elliyi akn kii yakaland. ounun yz gz kan iindeydi. Aralarnda kimi tannm kiiler de vard ki, gazetelere bu konuda stun stun yaz denmekten ya da radyo ve televizyonda seslerini duyurup yzlerini gstermekten yoksun kimseler deillerdi. Bu tip kiileri karlarnda gren blge karakollarnn nbeti avular, bir titreme nbetine tutulmann ard sra, zr dileyen glckler ve de yere kout bel krmalarla onlar kaplara dek uurlamadaydlar. Dierlerine gelince, kanlmaz sorgulama sresince bu hogrnn binde birini bile gremediler. Bir atl polis atlan bo bir ieyle bandan yaralanmt ve de bunu biri atmt mutlaka. Harekt, askeri okulda eitim grm yksek rtbeli bir gvenlik grevlisi ynetmiti. Kendisi bir dirlik ve dzenlik kurma yetkilisi olarak n salmt. Yaratageldii kargaa ve karmaa tablosunu vnle anyordu. Skarmarbrink'deki evde, Kollberg satran talarn toplad, bir tahta kutuya doldurdu ve satran tahtas7 n ak diye kapad. Akam kursundan dnen kars doruca yatmaya gitmiti. Kollberg bbr bbr bbrlenerek: "u oyunu hi renemeyeceksin," dedi. Boynu bkk Martin Beck: "zel bir yetenek ve beceri gerektirdii sylenir," karlnda bulundu. "Satran sezgisi deniyor sanrm." Kollberg konu deitirdi:

"Bahse girerim, bu akam Strandvagen'de kan gvdeyi gtrmtr." "Ben de ayn dncedeyim. Sorun ne?" "Eliye bir mektup iletmek istiyorlard," dedi Kollberg. "Bir mektup. Niye postayla gndermezler bunu?" "Yank uyandrmaz da onun iin." "Uyandrmaz, evet, ama ylesine aptalca bir giriim ki, kii insanlndan utanyor." "Evet," diyerek katld Martin Beck. apkasyla paltosunu giymi, kapdan kmak zereydi. Kollberg hemen ayaa kalkt: "Senle geliyorum." "ldrdn m?" "Canm yle azck dolamak istiyor." "Bu havada?" Koyu mavi poplin pardssn srtna geirmek iin uraan Kollberg, "Ben yamursever bir hayvanm," dedi. Martin Beck takld: "Nezlemi kskanm olmayasn?" Martin Beck ile Kollberg polistiler. Her ikisi de cinayet masasndand. imdilik elleri bo olduu iin kendi 8 lerini gnl rahatl iinde tembelliin koynuna kapp koyuverebillrlerdi. Kentin kenar semtlerinde polis grme olana yoktu. Drtyol azndaki yal Hanm, yanna yaklap selam verdikten sonra, kendisini kolundan tutarak kar kaldrma geirecek gle yzl yardmsever polisi bouna bekledi durdu. Az nce bir vitrin camn tulayla krm olan kiinin kayglanmas gereksizdi. nk hzla yaklamakta olan bir polis arabasnn sulu yreklere korku salan siren onu eyleminden alkoymayacakt. Polisin ban kayacak zaman yoktu. Daha bir hafta ncesi polis mdr bir genelge yaymlayarak,

Amerikan Elisi'ni, Lyndon Johnson ile Vietnam Savan sevmeyen kiilerin mektup verme ya da buna benzer davranlarna kar korumak zorunluluunda olduklar iin, polisi yasal grevlerinin biroundan affetmek gerekeceini bildirmiti. Dedektif Komiser Lennart Kollberg de Lyndon Johnson ile Vietnam Savan sevmezdi, ama yamur altnda kent sokaklarnda dolamay severdi. Gecenin on birinde yamur hl indirmekteydi ve de gsteriye durdurulup datlm gzyle baklabilirdi. Bu sra Stockholm'de sekiz cinayet ilendi ve de bir cinayet giriiminde bulunuldu. 9 7 zgn gzlerle camdan dar bakan adam, yamur, diye dnd. Kasm karanl ve yamur, souk ve kouma. Yaklaan kn ncleri. Yaknda kar balard. Bu sra kentin hibir yan ekici deildi. plak aalar ve de eski psk, hantal apartmanlaryla en bata buras. Daha balangtan yanl bir grle ele alnp planlanm, rzgra ak bir meydan. Belirli hibir yne ulaan yolu yoktu, hibir zaman da olmamt. ok nceleri balatlp bir trl bitirilememi grkemli kent plannn korkun bir ans olarak orada bu-lunageldii iin olduu yerde duruyordu ite. Ne kl dkkn camlar vard ne de insanlar kaldrmlarda. Sadece ulu, yapraksz aalar ve de donuk beyaz klar slak araba damlaryla amurlu su birikintilerinden yansyan sokak lambalar. Yamur altnda ylesine uzunca bir sre taban tepmiti ki, salar ve pantolon paalar srsklamd. im-

10 di de nemin bacaklar boyunca ve de ensesinden omuz balarna doru souk souk yayldn duyuyor, hafife rperiyordu. Yamurluunun st iki dmesini zd, sa elini ceketinin iine daldrp, tabancann kabzasn okad. O da souk ve slaka yapkand. Bu dokunu, koyu mavi poplin pardsl adam apansz rpertti. Birtakm baka eyler dnmeye alt. Szgelii, Andraitz'deki otelin balkonu. Be ay nce tatilini orda geirmiti. O yerinden kmldamaz sca getirdi aklna ve de sahili olduunca kucaklayan gnein parlak klarn. Ya o balk tekneleri ve koyun tesindeki ufuklara ulamak iin dan tepelerinden ap gelen snr tanmaz, masmavi gkyz? Sonra yln bu zaman orda da yamur yayordur herhalde, diye dnd. stelik evlerde merkezi stma da yoktu, yalnzca koca ktkler yanan ocaklar vard. Derken bakt, artk ayn sokakta deildi. Yaknda yine yamur altna inmek zorunda kalacakt. Ardndaki basamaklarda birinin varln duydu. Bunun, on iki durak nce kentin merkezi olan Klarabergsgatan'daki Ahlens maazas nnden binen kii olduunu biliyordu. Yamur, diye dnd. Hi sevmiyorum. Aslnda tiksiniyorum. Acaba bir st rtbeye ne zaman ykseleceim? Hem burada iim ne benim? Niye evde onunla birlikte scack yatamda... te son dncesi bu oldu.

st yanlar krem renginde ve dam griye boyal ift katl bir krmz otobst. Leyland Atlantean tipi olup, ngiltere'de yaplmt. Ne var ki, henz iki ay nce y11 rrle konan sve'in sadan trafik akm dzenince kurgulanagelmiti. Bu belirli gecede, Stockholm'n drt numaral gzergh olan Bellmanstro-DjurgardenKarlberg aras gidi-geli yolunda servise konmutu. imdi kuzeybat ynnde yol alarak, Norra Stationsgatan terminaline yaklamaktayd. Buras, Stockholm ile Solna aras kent snrnn hemen birka metre gerisinde yer alyordu. Stockholm'n bir banliys olan Solna, iki kent aras snr haritada yalnzca noktal bir izgi gibi grlse de, bamsz bir belediye ynetimi kuruluunda ilem grr. Bykt bu krmz otobs. On iki metreyi akn uzunlukta ve de yaklak be metre yksekliinde. On be tonun stnde bir arl vard. Farlar yanyordu ve de Karlbergsvagen'in ssz sokaklarnda sra sra dizili yapraksz aalar arasndan geerken, buulu camlaryla ierisi scak, sinirleri gevetici bir grnm tayordu. Sonra saa, Norrbackagatan'a sapt. Norra Stationsgatan'a inen uzun bayrda motorun sesi hafiflemiti. Yamur sac dam ve camlar var gcyle dvyordu. Srtlarnda ar ykleriyle yoku aa amanszca kayan tekerlekler, iki yanlarna fr fr su stunlar sratmaktayd. Caddeyle birlikte bayr da sona eriyordu. Otobsn otuz derecelik bir ayla Norra Stationsgatan'a sapmas

gerekirdi. Oradan te gzerghn sonuna sadece yz metrelik bir yolu kalyordu. u sra tat gzleyen tek kii, Norrbackagatan'n yz elli metre kadar tesindeki bir evin duvarna sk skya yapm duran bir adamd. O da bir cam kr 12 mak zere olan bir hrszdan bakas deildi. Otobs fark etmi olmasnn nedeni, bu koca eyi ayak altnda grmek istemeyiindendi. te imdi sindii yerde onun defolup gemesini bekliyordu. Ke banda yavaladn ve de yanp snen yan lambalaryla sola dnmeye altn grd. Derken gzden silindi. Yamur ncesinden de hzl indiriyordu. Adam elini kaldrp cam krd. Ancak dnn asla tamamlanamadn gzden kard. ift katl krmz otobs dnemecin orta yerinde biran durur gibi oldu. Sonra dmdz kar yana yol ald, kaldrma kt ve de Norra Stationsgatan' teki terk edilmi hurda deposundan ayran telrgye saplanp kald. Evet, saplanp kald. Motor stop etti, ama farlar ve de ierinin hl yanyordu. Buulu camlar, souk ve karanln iinde l l ldamakta devam ettiler. Ve de yamur metal dam krbalyordu. 13 Kasm 1967 tarihinin bu gece vaktinde saatler on biri getiini gsteriyorlard. Stockholm'de. 13

11 Kristiansson ile Kvant Solna'nn telsizli devriye polisleriydi. Pek verimli olmayan meslek yaamlar sresince bini akn sarho toplamlar ve de bir dzine hrsz sustnde yakalamlard. Hele bir keresinde, rzna geip ldrmeye hazrlanan bir seks manyan yakalamakla, alt yanda bir kzn cann kurtarmlard.1 Henz be ayn doldurmam bir olayd bu. Rastlant bir zafer olmasna karn, o sra yaratt byk vg sarholuundan daha kendilerini syramadklar gibi, zaten byle bir niyet de tamyorlard. Bu belirli gecede, silme bira dolu birer bardak dnda, hibir ey tutmamlard. Ama bu yaptklar belki de kurallar inemek olduu iin bilmezlikten gelmek en dorusuydu. On buua az kala bir telsiz emrine uyarak, Ha 'ui BAUCONDA BR ADAM VARD. w Martin Beck Dizisi BALKUi 14 vudsta dolaylarnda bulunan Kapellgatan'daki bir adrese gitmilerdi. Orada biri, d basamaklar zerinde hareketsiz bir gvdenin serilmi yatmakta olduunu bildirmiti. Oraya varmalar sadece dakika srd. Benekli partal paltosu, partal ayakkablar ve de buru buru siyah pantolonu iinde bir insanolu kukuya yer brakmaz bir biimde sokak kapsnn nnde drt para olmu yatyordu. erdeki kl holde terlik-li ve sabahlkl yalca bir kadn dikilmi duruyordu. Anlalan, ikyet ondan gelmiti. Cam kanatl kapnn ardndan polislere el etti. Sonra bunu biraz aralayp

kolunu uzatarak, kalp gibi hareketsiz yatan gvdeyi gsterdi. "Aha! Bu da ne mene eymi bakalm?" dedi Kristiansson. Kvant eilip koklad. Yzn buruturarak, "Szp kalm," diye sylendi. "Yardm et, Kaile." Kristiansson tez canl deildi: "Dur bakalm hele!" "Ne?" Kristiansson sahte bir naziklie brnerek sordu: "Siz bu adam tanr msnz Bayan?" "Tandm syleyebilirim." "Nerde oturur?" Kadn, holn metre ierisinde bulunan bir kapy gsterdi: "Orda ite! Kapy amak iin urarken olduu yerde ylp kald." Kristiansson ban kayarak: "Evet, doru," dedi. "Anahtar elinde duruyor. Yalnz m yaar?" 15 "Byle sarho bir morukla kim yaayabilir?" diye karlk verdi yal Hanm. Kvant kukulu bir sesle sordu: "Ne yapmay dnyorsun?" Kristiansson onu cevapsz brakt. nce eilip, matiz sarhoun elinden anahtar ald. Sonra, yllarn deneyiminden gemi bir tutula adam ayaklar stne dikti. n kapy diziyle iteleyip aarak, szakalm ihtiyar evin ine srkledi. Kadn kenara ekilip yol verdi, Kvant da d basamaklarn stnde kald. Her ikisi de sahneyi sessiz bir honutsuzlukla izliyordu.

Kristiansson i kapy at, odann n yakt ve de adamn srtndan slak yamurluunu kard. Sarho sendeledi ve de yataa devrilerek yle homurdand: "Saol, Bayan." Sonra bir yanna dnerek yine sza kald. Kristiansson anahtarl yatan ba ucundaki tahta iskemlenin stne brakt, sndrd ve de kapy ekip arabaya dnd. "iyi geceler, Bayan," dedi camdan uzanarak. Kadn ona kenetli dudaklarla ters ters bakt, ban geriye devirip evin iinde gzden silindi. Kristiansson insanlara duyduu byk sevgiden yapmamt bunu, fakat enge oluundan tr byle davranmt. Bunu Kvant'dan iyi kimse bilemezdi. Malm'de henz sradan devriye polisleri olarak kolgezdikleri zamanlar, Kristiansson'un sarholar srtlaya srkleye yollardan, dahas kprlerden geirip komu karakol blgesine tadn ok grmt. 16 Direksiyon banda Kvant oturuyordu. Konta aarken yle homurdand: "Bir de Siv bana enge olduumu syler. Gelsin de seni grsn." Siv, Kvant'n sevgili biricik kars ve de tek konuma konusuydu. "Niin kendimi bouna yokua sreyim?" dedi Kristiansson filozofa. Kristiansson ile Kvant kalp ve grnte birbirinin benzeriydiler. Her ikisi de 1,83 boyunda, sar sal, geni omuzlu ve de mavi gzlyd. Ne var ki, huylar ok

deiikti ve de olaylar her zaman iin ayn adan grmezlerdi. te bu da stnde grbirliine varamadklar sorunlardan biriydi. Kvant sapna dek drst kiiydi. Grd olaylardan asla dn vermezdi. Ama te yandan da, olabildiince az ey grmekte uzman kesilmiti. Arabay tam bir sessizlik iinde yava yava sryordu. Havudsta'dan uzanan dolambal yolu izleyerek Polis Eitim Koleji'nin nnden geti. Sonra yazlk ay bahelerini kapsayan bir blgenin sokaklarna saparak demiryolu mzesini, Ulusal Bakteriyoloji Laboratuvan'n ve de Krler Okulu'nu geride brakt. Derken niversite blgesinin geni bir alanda yaylan boy boy faklte kurulular arasndan dne dolana yol alarak demiryollar genel mdrl yaps nnden en sonunda doruca Tomtebodavagen'e kt. Tek kiiye rastlamann olaanst saylaca blgelerden dolaarak arabay geirmesi bakmndan, dorusu zekice dnlm bir yn saptamasyd. Btn yol boyunca tek bir arabayla karlamadlar. Sa- Glen Polis / F2 17 dece iki yaratk grdler: nce bir kedi, sonra bir kedi daha. Tontebodavagen'in sonuna geldiklerinde, Kvant arabay durdurdu. Radyatr Stockholm kent snrndan tan bir metre uzaklktayd. Bota alan motorun mrl mrl sesini dinleyerek, nbetin geri kalan dakikalarn kazasz belasz atlatmann yollarn tasarlyordu.

Eer skysa geldiin yoldan geri dn de erkek olduunu anlayalm, diye dnen Kristiansson, yksek sesle dedi ki: "Bana on kuron bor verebilir misin?" Kvant ban sallad, gs cebinden czdann kard ve de on papeli meslektann yzne bile bakmakszn eline toka etti. Ayn anda abuk bir karara vard. Eer kent snrn ap Norra Stationsgatan yolunu kuzeydou dorultusundan giderek be yz metre kadar izleyecek olsa, Stockholm'de yalnzca iki dakika kalma gereini duyarlard. Sonra hemen oradan Euge-niavagen'e sapabilir ve de hastanenin nnden geerek Haga Park' da katettikten te Kuzey Mezarl boyunca yol alp en sonunda polis merkezinin kapsnda kendilerini bulurlard. Bu arada nbet sreleri de sona ermi olur ve de u kt havada bir de insan denen be-lasever yaratklara bulama olana bulmakszn scack yataklarnda soluu alrlard. Araba Stockholm'e girdi ve sola dnp Norra Stationgsgatan'a yneldi. Kristiansson onluu cebine atarak esnedi. Sonra da kovadan boalrcasna yaan yamurun aralndan bakp yle dedi: "Orda, bu yana doru koturan bir dangalak var." 18 Kristiansson ile Kvant, lkenin en gney ucunda yer alan Skane ilindendiler. Szck dzenleri, ivelerine uygun olarak, hi de imrenilir bir zellik tamazd. "Ula, mezin iti de var," dedi Kristiansson. "Kolu da var, el ediyor." "Halakn teki, bana a olmaz."

Kpekli adam, ki gln denecek denli kk bir kpekti, hayvan pei sra su birikintileri iinden eke srkleye, yolun ortasna frlayp, kendini arabann nne att. abucak frene basan Kvant, "Cann cehenneme!" diye svd. Yan cam indirip grledi: "Tekerleklerin altna atmak istiyorsan kendini, baka araba m bulamadn?" Adam parman yolun br bana uzatarak, soluk solua kekeledi: "Orda... orda... bir otobs var orda." "Ne yapalm varsa?" diye kt Kvant kabaca. "Ya sen elin garip itine byle davranmaktan utanmyor musun? Zavall dilsiz hayvana?" "ey olmu... bir kaza olmu orda." "Tamam. Olmusa bakarz." dedi Kvant sabrszca. "Sen al arabann nnden." Arabay srd. Bu ara omzu stnden barmay da unutmad: "Bir daha byle davrandn grmeyelim." Kristiansson yamurun aralndan bakarak, isteksizce konutu: "Evet. Otobsn teki yola smayp kaldrma trmanm. u ift kat hantolardan." "klar da yanyor," dedi Kvant. "n kaps da 19 ak. Hopla da bir gz at, Kaile." Otobsn arkasna ekip durdu. Kristiansson kapy at, eli kendiliinden omuz kayn dzeltirken, her zamanki szler azndan dkld: "Aha! Bu da ne mene eymi bakalm?"

Kvant gibi, onun da ayanda izme, srtnda parlak dmeli deri ceket vard ve de belinde copla tabanca tayordu. Kvant arabadan kmamt. Oturduu yerde, Kristiansson'un rahat admlarla otobsn ak duran n kapsna doru ilerlemesini izliyordu. Onun korkuluk demirine tutunarak kendini tembelce basamaa ektiini ve de otobsn iine bir gz attn Kvant grd. Derken bir lk koyuverip olduu yere meldi. Ayn anda sa eli de tabancasnn klfna girmiti. Kvant ani kavramayla tepki gsterdi. Devriye arabasnn krmz lambalarn, ldan ve de turuncu akarn yakmak ancak bir saniyesini ald. Kvant arabann kapsn at gibi, boanan yamurun altna frladnda, Kristiansson otobsn yannda hl melmi duruyordu. Yine de, Kvant 7.65'lik Walter'ini ekip horoz kaldrmaktan kendini alamamt. Dahas, kol saatine gz atacak zaman bile bulmutu. Tastamam on biri on geiyordu. 20 17 Norra Stationsgatan'a ilk gelen rtbeli polis Gun-vald Larsson oldu. Kungsholmen polis merkezindeki masasnn banda oturmu, aprak anlatl ve de can skc bir raporu belki de yznc kez ezgin bezgin gzden geirirken, bir yandan da nsanlarn ne demeye evlerine gitmediklerini merak edip duruyordu. Mutlu bir sonuca balanan sokak gsterilerinin akna merdiven ve koridorlarda haval haval koturup duran

Emniyet Mdr, Emniyet Mdr Yardmcs ve de emniyet amirleriyle, onlardan daha afral tafral birtakm komiserleri bu "insanlar" snfnn iine tktrmaktayd. Bu koskoca herifler ocuksu enliklerine son verip, akllarn balarna devirerek evlerinin yolunu tutar tutmaz, kendi de hi bekletmeden ayn eyi yapacakt. Telefon ald.Homur homur sesler kararak alcya uzand: 21 "Alo! Larsson." "Telsiz Merkezi konuuyor. Bir Solna telsiz devriyesi Norra Stationsgatan'da bir otobs dolusu ceset buldu." Gunvald Larsson duvardaki elektrikli saate gzlerini kaldrd. On biri on sekiz getiini gsteriyordu. Hemen yle dedi: "Peki, bir Solna telsizli devriyesi nasl olur da Stockholm'de bir otobs dolusu ceset bulur?" Gunvald Larsson, Stockholm Cinayet Masas'na bal bir Dedektif Komiser idi. Kaskat dimdik tutumu nedeniyle meslekte pek sevilen bir kii olduu sylenemezdi. Ancak hi zaman yltirmediinden, oraya varan ilk yetkili oldu. Arabann frenine bast, paltosunun yakasn kaldrp yamurun altna admn att. Kar kaldrma frlam bir ift katl krmz otobs grd. n blm bir telrgy arpp paralamt. Hemen ardnda beyaz amurluklaryla bir kara Plymouth duruyordu. Tm kaplarnda koca koca beyaz harflerle POLS szc yazlyd. Olaanst durum klan yanmakta ve de l-

dann hunisi inde ellerinde tabancalaryla niformal iki devriye polisi durmaktayd. Her ikisinin de benzi olaand biimde soluktu. Biri deri ceketinin nne ksmt ve de tan bir aknlk inde kendini pis bir mendille artma abasndayd. "Ne olmu burada?" diye sordu Gunvald Larsson. Polislerden biri kekeledi: "Orda... orda bir sr ceset... lm ceset var, ok, ok... orda." "Evet," dedi teki. "Evet, hi yalan yok. Bir dolu 22 ceset. Bir dolu da kapk... ptrak." "Kendinize gelin ve de polis gibi konuun!" diye kkredi Gunvald Larsson. "Ba stne! Canllk belirtisi gsteren biri de var." "Bir de polis." "Polis mi?" diye sordu Gunvald Larsson. "Evet. Bir C.l.D."1 "Kendisini tanrz. Vasterbega memurlarndan. Cinayet Masas dedektifi." "Ama adn bilmeyiz. Mavi yamurluklu, ama cansz." ifte telsizli polisler bir azdan, gvensizce ve de hafif sesle konuuyorlard. Ufak tefek olmaktan ok uzaktlar, ama Gunvald Larsson'un yannda kediyle boy len tarla fareleri gibi kalyorlard. Gunvald Larsson 1,95 boyunda ve de yaklak 110 kilo arlnda bir devdi. Profesyonel bir ar sklet boksr denli geni omuzlar ve de stleri kllarla kapl, tava byklnde peneleri vard. Dmdz arkaya taral sapsar salarndan aa sular szyordu.

lk la baran birok siren sesleri yamurun akrtsn bastrd. Yanklar uyandrarak her ynden yaklar gibiydiler. Gunvald Larsson sereparmayla kulan kartrrken sordu: "Buras Solna m?" Kvant kurnazca karlad: "Tam kent snr stnde, efendim." (1) Cinayet nceleme Dedektifi. 23 Gunvald Larsson donuk mavi baklarn bir an Kristiansson'dan Kvant'a evirdi. Sonra otobsten yana admlarn at. "erisi ey gibi... bir mezbaha gibi," dedi Kristians-son. Gunvald Larsson otobsn hibir yerine dokunmad. Sadece ak kapdan ban ieri uzatp yle bir gz gezdirdi. "Evet," dedi sakin bir sesle. "Tpk bir mezbaha." 24 20 Martin Beck, Bagarmossen'dekl apartman dairesinin eiinde durdu. Yamurluunu karp suyunu d tala silkeledikten sonra ast ve de kapy ardndan kapad. Hol karanlkt, ama yakma gereini duymad. Kznn oda kaps altndan szan ince k izgisini grd. erden bir radyo ya da plak calicisinin sesi geliyordu. Kapy tklatp ieri szld. Kz ngrid on alt yandayd. Son gnlerde bir hayli olgunlat iin Martin Beck onunla ncesinden ok daha iyi anlayordu. Sakin, gereklerden kamayan,

olduka zeki bir kzd. Onunla konumak adamn houna gidiyordu. Kz lisenin son snfndayd ve de dersleriyle arasnda hibir anlamazlk yoktu. Oysa ayn tip okullar kendi zamannda "deirmen" adyla anlrd. Yatanda srtst uzanm okuyordu. Baucundaki masann stnde pikap dnyordu. Pop mzii deildi alan, fakat klasik bir ey. Beethoven olarak tah25 min yrtt. "Selam," dedi adam. "Daha uyumadn m?" Azndan kan anlamsz szler kulana alnnca sustu. Son on yl iinde u drt duvar arasnda konuulagelen samalklar bir an iin kafasndan geirdi. ngrid kitabn brakp pikab durdurdu: "Selam, baba. Ne dedin?" Adam ban sarsalad. "Tanrm, ne slak bir pantolon bu!" diyerek hayretini belirtti kz. "Bardaktan boalrcasma m yayor?" "Kovadan boanrcasna demen daha yakk alr. Annenle Rolf uyudular m?" "Herhalde. Yemekten hemen sonra annem Rolf'u sarp sarmalayp yataa soktu. Dediine baklrsa, bizim bey karde tmm!" Martin Beck yatan stne oturdu: "Oysa tmemi mi?" "Bana sorarsan, domuz gibi. Ama hasta numarasna yatp, vurdu kafay. Yalan! Yarn okuldan kaytarmak tek dncesi." "Sense harl harl almaktasn. Ne dersi bu?" "Franszca. Yarn bir test var. Snava ekmek istermiydin beni?"

"Ne yarar olur, kzm? Kulaktan dolma Franszca-syla dolaan bir baban var. En iyisi, bir gzel uyku ek imdi." Oturduu yerden kalkt. Kz usulca yorgann altna kayd. stn iyice rtp yanana da bir pck kondurduktan sonra kapy ardndan ekmeden nce, onun yle fsldadn duydu: "Yarn benim iin dua et, baba." 26 "yi geceler." Karanlkta doruca mutfaa geti ve de bir sre pencerenin nnde durdu. Yamur biraz hzn yitirmie benziyordu. Ama bu, mutfak penceresinin rzgra kar korunmal olmasndan da ileri gelebilirdi. Martin Beck'in aklna takld: Amerikan Eliliine kar yaplan gsteride acaba neler olmutu? Ya gazeteler polisin tutumunu yarn nasl vereceklerdi? Beceriksiz ve yetersiz diye mi ya da zalimce ve kkrtc olarak m? Nasl olursa olsun, grler yerici olacakt. Martin Beck yllarn deneyiminden gemi ve de katldndan bu yana iinde bulunduu meslee ballktan te bir ey duymam bir kii olarak, eletirilerin, biraz tek yanl olsalar da, gerekleri yansttn, ancak kendine itiraf edebiliyordu. ngrid'in birka hafta ncesi, bir akam syledikleri aklna dverdi. Kznn okul arkadalarnn ou siyasal grl eylemcilerdi. Mitingler dzenler, gsterilere katlrlard ve de byk ounluu polise dman gzyle bakard. ocukken, demiti kz, gsm gere gere babamn polis olduunu syler, bundan vn pay bile karrdm. Ne var ki, imdi bu konuda suskun kalmay ye tutuyorum.

Utan duyduu iin deilmi, ama dolaysyla tm polis rgtn savunmak durumunda kalmay gze almak istemezmi. Sama bir eydi, hi kukusuz. Ancak gerek yan da vard elbette. Martin Beck oturma odasna geti. Kapya kulak koyup karsnn yatak odasn dinledi. Kadnn hafif horultular duyuluyordu. t karmadan divan yata indirdi, duvar lambasn yakp perdeleri rtt. ner-kal27 kar divan yeni satn alm ve de eve ge geldii geceler karsn rahatsz etmek istemedii bahanesiyle yatak odalarndan buraya tanmt. Kimi geceler onun sabahlara kadar alt in gndzleri uyumak gerei duyduuna iaret eden kadn, dana gibi yatp kalaca oturma odasn kirletmesine izin veremeyeceini syleyerek, nerisine kar kacak olmutu. O da bunun zerine, bylesi durumlarda dana gibi yatp kirletecei yerin yatak odas olaca konusunda sz vermiti. Naslsa, gndzleri yatak odas onun dolam alan dnda kalyordu. imdi son bir aydr oturma odasnda yatagelmekte ve de bundan byk kvan duymaktayd. Karsnn ad nga di. Geen yllar ikisinin arasndaki ilikileri ktden ktye gtrmt. Karsyla yatak paylamna son vermek onun iin bir kurtulu olmutu. Bu duygu zaman zaman vicdann tedirgin ederdi. Ne var ki, on yedi yllk bir evlilik sonunda yapacak ok bir ey kalmamt. Kald ki, bu konuda kimin kusurlu olduunu sorup durma dncesini oktan kafasndan uzaklara atmt.

Martin Beck bir ksrk nbetine tutulunca, slak pantolonu karp, radyatrn yanndaki bir iskemleye ast. Divana oturmu, oraplarn karrken, aklna yeni bir ey geldi: Belki Kollberg'in yamur altnda kt gece yrylerinin de bir anlam vard. Sakn onun evlilii de deimezlik emberinden kamamann can skntsna dnyor olmasnd? imdiden mi? nk Kollberg evleneli henz on sekiz ay olmutu. 28 Daha ilk orap ayandan kmadan bu dnceyi silkip att. Hayr, Lennar ile Gun birlikte ok mutluydular ve de bu konuda hi kuku duymamak gerekirdi. stelik, tasas kendine mi dmt bunun? Kalkt ve de odann iinde rplak, kitapla yrd. Bir tane semezden nce kitaplar uzunca bir sre gzden geirdi. Eski ngiliz diplomatlarndan Sir Eugene Mlington-Drake'in yazm olduu bir kitapt ve de Graf Spee ile La Plata Deniz Sava'n konu ediniyordu. Elden dme olarak bir yl nce satn almt. Ne var ki, henz okuyacak zaman bulamamt. Yatana girip yayld, sulu sulu ksrd ve de tam kitabn amt ki, yanna sigara almadnn farkna vard. Divan yatan bir iyi yan da buydu ite: hibir tartma konusu olmadan yatakta rahata sigara iebiliyordu. Yine kalkt, yamurluunun cebinden slak ve ezik bir paket Florida kard. Kurumalar iin sigaralar baucu masasnn stne tek tek sralad ve de ilerinden yanacak gibi olan bir tanesini tttrd. Sigara dudaklar arasnda, bacann tekini henz yerden yataa almamt ki, telefon ald.

Telefon denen meret holde duruyordu. Oturma odasna da ek bir hat ekilmesi iin alt ay nce dileke vermiti. Ancak Telefon letmesi'nin normal alma temposunu bildiinden, alt ay sonra hat uzatlacak olursa kendini ansl kii sayacakt. Demede plak ayakla tpr tpr koarak, ikinci zil sesi sona ermeden alcy bulana gtrd. "Beck." "Bakomlser Beck mi?" br utaki sesi tanyamamt: 29 "Evet." "Buras telsiz merkezi. Norra Stationsgatan hattnn sonundaki 4 numaral gzergh bitimine yakn yerde kurunlanarak ldrlm bir otobs dolusu insan bulundu. Hemen oraya gitmeniz isteniyor." Martin Beck ilkin bir souk akaya hedef olduu dncesine kapld. Ya da bir hasm tp hastalanmas iin onu bylesine bir dzenle yamur altna karmay kurmutu. Polisliini taknarak sordu: "Bu haberi size kim iletti?" "Beinci Blge'den Hansson. Durum sizden nce de Mdr Hammar'n bilgisine sunuldu." "Ka l var?" "Henz kesin olarak bilinmiyor. En azndan alt." "Tutuklu var m?" "Bildiim kadaryla, yok." Martin Beck dnegeldi: Kollberg'i de, urayp alrm. Umarm bir taksi bulunur. Sonra dedi ki: "Tamam. Hemen geliyorum." "Ha! Sayn Bakomiserim..." "Evet?"

"ller iinde... yle anlalyor ki, sizin de bir memurunuz varm." Martin Beck telefonu smsk kavrad: "Kim?" "Bilmiyorum. Bir ad vermediler." Martin Beck alcy at diye beiine arpt. Ban duvara yaslayp gzlerini tavana dikti. Lennart! O olmalyd mutlaka. Yamurun altnda ne aryordu sanki? Ya 47 numaral otobste ne aryordu? Hayr, Kollberg 30 olamazd. Bir yanllk vard mutlaka. Telefonu ap Kollberg'in numarasn evirdi. te yandan zilin alndn duydu. ki. . Drt. Be. "Kollberg." Gun'un uykulu sesiydi bu. Martin Beck sakin ve olaan sesiyle konumay denedi: "Alo, Gun. Lennart orda m?" Herhalde kadn dorulmaya alyordu ki, kulana bir yatak gcrts alnd. Sonra karlk vermesi sonsuzlua dek uzad sanki. "Yo, yatakta olmadn kesinlikle syleyebilirim. Onu senle biliyordum ben. Ya da seni burada biliyordum demek daha doru olur." "Evden birlikte ktk. Bir yry yapacan sylemiti. Evde olmadn kesinkes biliyor musun?" "Mutfakta olabilir. Bir dakika. Bir gz atp geleyim." Geri dnmesi yeni bir sonsuzluk oldu. "Hayr, Martin. Bizimki evde deil." imdi kadnn sesinde endie seziliyordu. "Nerde olabilir?" diye sordu. "Bu havada stelik?"

"Herhalde biraz hava alyordur. Ben de eve henz geldim. Onun da dnmesi uzun srmez. Hi kayglanma." "Dnd zaman seni aramasn syleyeyim mi?" Sesine inanmlk gelmiti. "Yo, hi nemi yok. yi uykular. Hoa kal." Alcy yerine brakt. Anszn ylesine meye balamt ki, dileri takrdyordu. Yeniden telefonu eline alarak bylece donakald. Dnyordu: mutlaka birini arayp, olay tm ayrntlaryla renmeliydi. 31 Sonra dorudan olay yerine gitmenin en iyisi olacana karar verdi. En yakn taksi durann numarasn evirip annda olumlu cevap ald. Martin Beck yirmi be yllk bir polisti. Bu sre iinde birka meslekta grev banda lmn kucana dmt. Olgunun atei her seferinde barn yakmt. Ayrca, kafasnn karanlk kelerinden ykselen bir ses polislik mesleinin giderek daha tehlikeli bir yola srklendiini sylemekteydi. Belki de bir dahasnda sra kendinde olacakt. Ama Kollberg sz konusu olduu zaman, duygular meslektalk snrndan telere tamaktayd. Her geen yl giderek onlar almalarnda birbirlerine daha baml klmt. kisi birlikte iyi bir btn oluturuyorlard. Birbirlerinin dnce ve duygularn sz harcamakszn anlamay renmilerdi. Kollberg on sekiz ay nce evlenip de Skarmarb-rink'e tand zaman, bu kez corafi olarak da yaklamann sonucunda, bo vakitlerinde birbirleriyle daha sk grr olmulard.

Daha geenlerde Kollberg, ok ender rastlanr umarsz bir annda yle demiti: "Bak dostum, eer sen orda olmasan, Tanr bilir ya, oktan istifay basp ayrlmtm u polis mesleinden." Martin Beck kafasnda bu dncelerle slak yamurluunu srtna geirdi ve de merdivenlerden aa koarak, bekleyen taksiye atlad. 32 28 Yamur ve gecenin ileri saatine karn Karlbersva-gen ynndeki kordon d blgede bir kk kalabalk toplanmt. Taksiden inen Martin Beck'e merak dolu baklarn evirdiler. Kara klahl bir devriye polisi iddetle nne kp yolunu kesmek iin davrandysa da, bir dier polis onu hemen kolundan ekerek Bakomisere selam durdu. Ak renk trenkotlu ve kasketli bir kmen adam kendini Martin Beck'in nne atp yle dedi: "Banz sa olsun, Bakomiserim. Dnen sylentilere baklrsa, sizinkilerden biri..." Martin Beck yle bir bakt ki, adam geri kalan szlerini yutma zorunda brakt. Bu kasketli adam ondan son derece tiksinecek denli iyi tanrd. Adn polis muhabirine karm bir bamsz gazeteciydi. zellii cinayet olaylarn sansasyon yaratc, iren ve de ou zaman yanl ayrntlar stne kurarak vermekti. Aslnda yazlarn en aalk Glen Polis / F3 33 haftalk dergiler yaymlard.

Adam hemen grnmeze kart ve de Martin Beck bacan ipin te yanma att. Ernek bir kordonun az tede Torplan'dan yana uzanan bir ayr blgeyi de iine aldn grd. Kordon altndaki blge siyahl beyazl arabalar ve de seilir olmaktan uzak birtakm parlak yamurluklu glgelerle dolup tamaktayd. ift katl krmz otobsn evresi tenha ve de vck vck amurluydu. Otobsn i klar ve farlar yanmaktayd. Ancak k stunlar bu ar yamurda ok uzaklara eriemiyordu. Adli Tp Laboratuvan'nn cankurtaran, radyatr Karlbergsvagen'e dnk olarak, otobsn tam ardnda durmaktayd. Adli Tp uzmannn arabas da olay yerindeydi. Ykk telrgnn ardnda kimi kiiler parldak yerletirme urandaydlar. Tm bu ayrntlar olaann ok ok dnda bir ey meydana geldiini gsteriyordu. Martin Beck gzlerini sokan te yanndaki karanlk yzl apartmanlara kaldrd. Aydnlk birka pencerede glgeler ekillenmiti. Yamur sicimlerinin akt kimi buulu camlarda da karma gibi yapm ak yzler grd. Baldr plak, lzmeli bir kadn, geceliinin stne bir yamurluk atm olarak, olay yerinin tam karsna rastlayan apartmanlardan birinin kapsndan dar urad. Daha sokan yarsn amt ki, yolunu kesen bir polis onu kolundan tutup km olduu apartmann kapsna gtrd. Uzun admlar atarak yryen memura ayak uydurmak in yar komak zorunda kalyor, slak geceliinin etekleri plak bacaklarna yapyordu. Martin Beck otobsn kaplarn gremiyordu. 34

Ama ierisinde dolaan kiiler gzne iliince, Adli Tp elemanlarnn iba etmi olduklarn tahminden geri kalmad. Cinayet Masasna bal meslektalarndan hibiri de grnrde yoktu. Fakat herhalde tatn br yannda bir yerde olmalydlar. Admlarn gnlszce yavalatt. Adli Tp teknisyenlerinin tatna geri ekilip yol verirken, az sonra grecek olduklarn dnyor, yamurluunun ceplerinde yumruklarn skyordu. ift katl otobsn ak duran orta kaplarndan szan n altnda Hammar dikiliyordu. Uzun yllardr dorudan efi olan bu adam, imdi de bal olduu ubenin mdryd. Otobsn iinde bulunan biriyle konuuyor olmalyd. Konumasn kesip Martin Beck'e dnd: "Demek gelebildin. Ben de seni armay unuttuklarn dnmeye balamtm." Martin Beck karlk vermedi. Kaplarn nne giderek ieri bakt. Mide kaslarnn dmlendiini duydu. Bu kadarn hi ummamt. Yaln parlak k en kk ayrntya bile keskin bir boyut kazandrmt. Tm otobs kvrlakalm kanl cesetlerle dolu grnyordu. Hemen tersyz edip, var hzyla buradan uzaklamak geldi iinden. Ancak yz duygularn aa vurmad. Yerine, tm ayrntlar sistemli bir biimde beyin arivine sralamak iin kendini zorlad. Laboratuvar elemanlar sessizce ve ustalkla almalarn srdryorlard. Bunlardan bir tanesi Martin Beck'e bakp hayfla ban sarsalad. Martin Beck cesetleri tek tek gzden geirdi. Hibi-

35 rini tanyamad. Yani en azndan iinde bulunduklar durumda. "uradaki," dedi anszn. "Yoksa o..." Hammar'a dnmesiyle szn yarda kesmesi bir oldu. Hammar'n hemen ardnda, karanlklar iinden kagelen Kollberg duruyordu. apkasz banda salar alnna yapmt. Martin Beck gzlerini onun zerinden ayramad. "Selam," dedi Kollberg. "Ben de seni merak etmeye balamtm. Sana bir daha telefon etmelerini syleyecektim imdi." Martin Beck'in nnde durup, dncelerini okumak istercesine ona uzun uzun bakt. Sonra otobsn iine bir gz att ve de mide bulantsndan burumu bir yzle szn srdrd: "Bir scak kahve iyi gelir sana. Gidip getireyim." Martin Beck ban sarsalad. "Evet, evet." dedi Kollberg. Hemen svt. Martin Beck ard sra bakt. Sonra n kaplara ynelip ierisini gzden geirdi. Hammar ar admlarn sryerek ardndan yrd. ofr direksiyonun zerine ylp kalmt. Kurunu kafadan yedii belli oluyordu. Martin Beck adamn yz olmas gereken yere bakt ve de mide bulants duymamas karsnda hafife ard, ifadesiz bir yzle yamuru seyredegelen Hammar'dan yana dnd. Mdr renksiz bir sesle sordu: "Burada ne ii vard onun syler misin? Bu otobsn iinde?" Ayn anda Martin Beck telefondaki adamn kimi

36 amalam olduunu anlad. Otobsn st katna trmanan basamaklarn ardna en yakn camn nnde Ake Stenstrm oturmaktayd. Kendisi Cinayet Masas komiser yardmclarndan olup, Martin Beck'in en gen memurlar arasnda yer almaktayd. "Oturmaktayd" demekle, belki de duruma yarar bir szck kullanlmyordu. Stenstrm'n koyu mavi poplin yamurluu kana bulanmt. Sa omzu, yannda iki kat olmu oturan bir gen kadnn srtna dayal, yerinde yaylp kalmt. O gen kadn ve de otobste bulunan dier alt kii gibi Stenstrm de lyd. Sa elinde beylik tabancasn tutmaktayd. 37 32 Yamur btn gece devam etti. Gne, takvim hesabnca, sekize yirmi kala ykseliyor olmasna karn, ancak saat dokuza dorudur ki, bulutlar aralayp belli belirsiz lgn bir k saacak gc kendinde bulabildi. ift katl krmz otobs, Norra Stationsgatan'n km olduu kaldrmn stnde, tpk on saat ncesi gibi duruyordu. Ne var ki, benzerlik burada sona ermekteydi. imdiye dek yaklak elli kii kordon alt blgeye girmiti ve de bunun dnda yer alan merakl kalabal giderek byyordu. ou gece yarsndan bu yana orda aklp kalmlard. Topu topu grdkleri de polis, cankurtaran ekibinden adamlar ve de sirenli her tr imdat tatlaryd. Tam bir siren gecesi yaanmt. Hibir ne-

denle hibir yere gitmiyor grnen lk la arabalar, slak yollar boyunca aralksz akp durmulard. Kesin olarak kimselerin bir eycikler bildii yoktu. 38 Ancak kulaktan kulaa fsldanan ve de ksa zamanda kordon ii ilgili azlardan merakl kalabalna, oradan da evre evlerle kente, en sonunda daha kesin bir biim kazanarak tm lkeye yaylan iki szck vard. Derken szckler remi olarak snrlar da aageldi-ler. Toplu cinayet. Stockholm'de toplu cinayet. Stockholm'de bir otobste toplu cinayet. Herkes en azndan bu kadarn bildiini sanyordu. Kungsholmsgatan polis merkezinde bundan te ok az ey bilinmekteydi. Dahas, soruturmay yrtmekle sorumlu kiinin kimlii bile kesin olarak bilinmiyordu. Tam bir kargaa sregelmekteydi. Telefonlar durmakszn alyor, insanlar gelip gidiyor, yerler kirleniyor ve de kirletenler, terle yamurdan yap yap, atacak adam aryorlard. Martin Beck sordu: "Ad listesi zerinde kim alyor?" Kollberg ardna bile dnmeden cevaplad: "Rnn, kanmca..." Duvara bir plan yaptrma urandayd. Taslan boyu metreyi ve eni de yarm metreyi ayordu. Bu nedenle baa klmas zordu. "Yardm edecek kimse yok mu?" diye seslendi. "Var elbette." diyen sakin Melander, piposunu brakp ayaa kalkt.

Fredrik Melander uzun boylu, zayf, mumya grnl ve de dakik saat kadar dzenli bir kiiydi. Cinayet Masasnn nl dedektif komiserlerinden olup, krk sekiz yandayd. Kollberg ok uzun yllar sresince 39 onunla birlikte alageimiti. imdi bu yllarn saysn unutmu bulunuyordu. te yandan, Melander unutmamt. Zaten hibir ey unutmamakla tannrd. Her iki telefon ayn anda ald. "Alo. Ben Bakomiser Beck. Kim? Hayr, burada deil. Aramasn syleyeyim mi? Ha, evet. Anlyorum." Onu brakp brne uzand. Salar pamuk beyaz olmu elli yalarnda bir adam kapy saknarak at ve de ekingen bir tavrla eikte aklakald. Martin Beck alcy kulana gtrrken sordu: "Evet. Ek. Ne istedin?" "u otobs hakknda..." dedi ak sal adam. "Ne zaman m evde olacam? En kk bir fikrim yok," diye konutu telefonda Martin Beck. Tombul parmaklarna yaptrc erit dolanan Koll-berg, "Bok i!" diye haykrd. "Sinirlenme," dedi Melander. Martin Beck yeniden kap eiinde duran adama dnd: "Neymi otobs hakknda syleyecein?" Ek ardnda ak duran kapy rtt ve de notlarn kartrd: "Leyland fabrikalarnca ngiltere'de retilmitir. Genellikle Atlantean tipi olarak bilinir. Ne var ki, burada Tip H35 adn almtr. Yetmi be oturmu yolcu alr. Tuhaf olan yan..." Kap anszn hzla ald ve eikteki adam kendini odann orta yerinde buldu. Gunvald Larsson ieri girip,

odann darmadan durumunu beenmez gzlerle denetledi. nce yamurluu, pantolon ve de sar salar 40 gibi, srsklamd. Ayakkablar amura bulanmt. "Ne buras byle tmarhane gibi?" diye homurdand. Melander sordu: "Otobsn tuhaf olan yan neydi?" Adam srtn ovuturarak karlk verdi: "Yani o tip otobsler 47 numaral gzerghta almaz." "almaz m?" "Yani grlm ey deil. Genellikle Alman Bssing otobsleri altrlr bu hatta. Onlar da ift katldr. Bu bir ayrcalk oldu yani." "Esiz bir ipucu," dedi Gunvald Larsson. "Bu ii yapan manyak yalnzca ngiliz otobslerine binen kiileri ldryor. Yani sylemek istediin bu mu?" Ek ona korkuyla bakt. Gunvald Larsson rdek gibi silkindikten sonra yle dedi: "Brakn palavray da, o maymun srs ne aryor aa holde, bunu syleyin. Kim onlar yle?" "Gazeteciler." diye karlk verdi Ek. "Birinin onlarla konumas gerek." "Benden paso," dedi Kollberg kesinkes. "Hammar yahut Emniyet Mdr veya Genel Mdr ya da Genel Savc olmazsa dier srmal kodamanlardan biri, bir bildiri yaymlamayacak m?" diye sordu Gunvald Larsson. "Henz hazr deil, anlalan." dedi Martin Beck. "Ek hakl. Onlarla biri mutlaka konumal." Kollberg yineledi: "Benden paso."

Sonra durduu yerde anszn frldak gibi dnp, 41 parman uzatarak bir bilgisayar kesinliiyle yle dedi: "Gunvald!... Oraya ilk giden sendin. Basn toplantsn yapmak da sana der. Ak ve seik!" Gunvald Larsson'un baklar odada bulunan herkesin stnde dolat. Tava byklndeki kll sa elini bana gtrp, slak bir tutam sa alnndan gerilere itti. Martin Beck hi azn amad. Kapdan yana bile dnp bakmamt. "Tamam." dedi Gunvald Larsson. "Sry bir kafese tkn. Onlarla konuacam. Ama ilkin bilmem gereken bir ey var." "Nedir?" diye sordu Martin Beck. "Stenstrm'n anacna haber verildi mi?" Odaya bir lm sessizlii indi. Sanki bu szler, Gunvald Larsson'u da kapsamna alarak, herkesin konuma gcn yok etmiti. Odann orta yerindeki ak sal adam hangi birine bakacan armt. Sonunda Melander ban evirip, sakince karlk verdi: "Evet. Annesine haber salnd." "Gzel," diyen Gunvald Larsson, kapy arpt gibi ekip gitti. Masasnn stnde parmak ularyla davul almaya koyulan Martin Beck de kendi kendine, "Gzel," dedi. Kollberg sordu: "Akllca bir i miydi bu?" "Hangisi?"

"Gunvald' nlerine srmek... Basnla zaten ak olan aramz, btn btne eker renk olmaz m der 42 sin?" Martin Beck gzlerini ona dikti, ama az kapal kald. Kollberg omuz silkti: "Aman be! Ksmetinde ne varsa kanda o kar." Melander masasna dnd, zerinde duran piposunu alp ateledi: "Doru. Yaksa da vz gelir, yasa da." kisi birlikte tasla yerine yaptrmlard. Otobsn alt katn gsterir dev boyut bir izimdi bu. Birden dokuza dek numaralanm kimi ekiller de yerli yerine oturtulmutu. "u Rnn de listeyle nerde kald?" diye mrldand Martin Beck. Ek inatla. "Otobs hakknda bir ey daha..." derken, telefon ald. 43 37 Basnla ilk hazrlksz yzlemenin yer ald oda amaca uygun olmay gz nnde tutularak, bile isteye seilmiti. Bir masa, birka dolap ve de drt iskemleden te bir ey iermiyordu. Gunvald Larsson odaya girdiinde, ierisi zaten sigara duman ve de slak pards kokularndan dayanlmaz durumdayd. Kapnn iinde durup, oday dolduran gazetecilerle fotoraflar yle bir gzden geirerek kuru bir tonda sordu: "Peki, renmek istediiniz nedir?"

Hep bir azdan konuur oldular. Gunvald Larsson tava byklnde olan elini kaldrd ve de yle dedi: "Srayla, ltfen. Tek tek. Sen, oradaki, balayabilirsin. Sonra da soldan saa bir sra izleyeceiz." Bunun ard sra basn toplants u ekilde srp gitti: SORU: Otobs ne zaman bulundu? CEVAP: Dn gece yaklak on biri on gee. 44 S . Kim buldu? C: Yoldan geen bir adam. Daha sonra da bir telsizli devriye arabasn evirip durumu bildirdi. S: Otobste ka kii bulunuyordu? C: Sekiz. S: Tm de l myd? C: Evet. S: Bu insanlar nasl lmlerdi? C: Bu konuda bir ey sylemek iin vakit henz ok erken. S: lm nedenleri d bir etken sonucu muydu? C: Olabilir. S: Olabilir demekle yneldiiniz ama nedir? C: Szcn tam anlam neyse o. S: Kurun sklm olduu belirtileri var myd? C: Evet. S: yleyse tm bu kiiler kurunlanarak ldrlm olamaz m? C: Olabilir. S: Yani olaya bir toplu cinayet gzyle bakabilir miyiz? C: Evet. S: Cinayet silahn buldunuz mu? C: Hayr. S: Polisin gzaltna alm olduu biri var m? c: Hayr. S: Belirli bir kiiyi hedef alan iz ya da ipular var m? C: Hayr.

S: Cinayetler tek ve ayn kii tarafndan m ilendi? C: Bilemem. 45 S: Bu sekiz insann bir kiiden ok kimselerce ldrldn belirtir herhangi bir ey var m? C: Hayr. S: Tek bir kii kimsenin kar koymasna olanak brakmadan bir otobsn iinde sekiz insan birden nasl ldrebilir? C: Bilemem. S: ldrc kurunlan skan kii otobsn iinde miydi yoksa dardan m ate edildi? C: Dardan ate edilmedi. S: Ne biliyorsunuz? C: Hasar gren camlara ierden ate edilmiti. S: Katil ne tr bir silah kullanm? C: Bilemem. S: Bir makineli tfek ya da bir makineli tabanca olmas gerekmez mi? C: Yorum yok. S: Cinayetler ilendii srada otobs duruyor muydu yoksa hareket halinde miydi? C: Bilemem. S: Otobsn bulunduu durum, hareket halindeyken ate alm olduunu ve de tatn daha sonra kaldrma ktn gstermiyor mu? C: Evet. S: Polis kpekleri bir koku aldlar m? C: Hava yamurluydu. S: ift katl bir otobst, deil mi? C: Evet. S: Cesetler nerde bulundu? st katta m yoksa alt katta m? C: Alt katta. 46 S: Sekizi de mi? C: Evet. S: Kurbanlarn kimlikleri belirlendi mi? C: Hayr. S: lerinde hi kimlii kantlanan yok mu? C: Var.

S: Kim? ofr m? C: Hayr. Bir polis. S: Bir polis mi? Adn renebilir miyiz? C: Evet. Komiser Yardmcs Dedektif Ake Stenst-rm. S: Cinayet Masas'ndan Stenstrm m? C: Evet. ki gazeteci dirsekleriyle kendilerine yol aarak kapya ynelmeyi denediler. Fakat Gunvald Larsson yine penesini havalandrd: "Kusura bakmayn, ama byle ileri geri koturmak yok buralarda. Baka sorusu olan var m?" S: Dedektif Stenstrm otobs yolcularndan biri miydi? C: Otobsn srcs olmad kesin. S: Kannzca, salt rastlant sonucu mu orda bulunuyordu? C: Bilemem. S: Bu soru size kiisel kannz renmek amacyla yneltildi. Kannzca, kurbanlar arasnda C.l.D.'den birinin bulunmas yalnzca rastlant sonucu olabilir mi? C: Ben buraya kiisel sorular cevaplamak iin gelmedim. S: Bu olay meydana geldiinde Komiser Yardmcs Stenstrm herhangi zel bir soruturma zerinde mi 47 alyordu? C: Bilemem. S: Dn gece grev banda myd? C: Hayr. S: Grev d myd? C: Evet. S: yleyse orda salt rastlant sonucu bulunuyordu. Kurbanlar arasnda adn verebileceiniz baka biri var m? C: Yok. S: sve'te ilk kez gerek anlamyla bir toplu cinayet ilendi; o da bu. te yandan, getiimiz yllarda birtakm yabanc lkelerde benzeri birka olaya rast-

land. Sizce, bu manyaka davran, szgelii, Amerika'daki rneklerinden esinlenme olamaz m? C: Bilemem. S: Polis bu konuda ne dnyor? Katil, sansasyon yaratarak dikkatleri kendi zerine ekmek isteyen bir deli midir? C: Bu da bir gr. S: Evet, ama soruma cevap deil. Polis, almalarn bu gr izgisi zerinden mi yrtyor? G: Tm gr ve de ipular deerlendirilip inceleniyor. S: Kurbanlardan ka kadn? C: kisi. S: Demek ki, kurbanlarn alts erkek, yle mi? C: Evet. S: Otobs srcsyle Dedektif Stenstrm de bunlar kapsamnda m? C: Evet. 48 S: Bir dakika! Duyduumuza gre, otobsteki yolculardan biri ald yaralardan lmemi ve de polis blgeyi kordon altna almazdan nce yetien bir cankurtaranca alnp gtrlm. G: yle mi? S: Bu doru mu? C: Geiniz. S: Olay yerine ilk varan polislerden biri olduunuz doru mu? C: Evet. S: Oraya kata vardnz? C: l:25'de. S: O sra otobsn i neye benziyordu? C: Siz ne dersiniz? S: Bugne dek karlaageldiiniz en korkun grnmd diyebilir misiniz?

Gunvald Larsson soru sahibine bo gzlerle bakt. elik ereveli yuvarlak gzl ve de krmz kaba sakalyla olduka gen bir adamd. Sonunda yle dedi: "Hayr, diyemem." Cevap az ok aknlk yaratt. Kadn gazetecilerden teki ka atp, paylar bir sesle serte kt: "Ne demek istiyorsunuz yani?" "Tastamam demek istediimi." Polis rgtne katlmadan nce Gunvald Larsson deniz subayyd. 1943 Austosunda, mayna arpp da bir deniz yata stnde U ay aklkaldktan sonra kurtarlan Ulven denizaltsna ilk kanlardan biri olmutu, len otuz kiiden birka snf arkadalaryd. Sava sonras grevlerinden biri de Baltk ibirlikileri diye bilinen sulularn Ranneslatt kampnda geri Glen Polis / F4 49 verilmelerinin gzetiminde bulunmak olmutu. Alman tecrit kamplarndan kurtarlan binlerce ilekein dnlerini de grmt. Bunlarn ou kadnd ve de byk bir bl yine de lmn penesinden kurtarlamamt. Ne var ki, btn bunlar gemiten habersiz u genler topluluuna aklama gereini duymad ve de ksaca yle demekle yetindi: "Baka soracak bir ey var m?" "Polis, sz konusu olayn herhangi bir tanndan yararlanma yoluna gitti mi?" "Hayr."

"Demek oluyor ki, Stockholm'n gbeinde bir toplu cinayet ilendi. Sekiz kii ldrld ve de polisin bundan te syleyecei bir ey yok, yle mi?" "Evet." Bylece basn toplants sona ermi oldu. 50 43 Elinde listeyle ieri girmi olan Rnn'n neden sonra farkna varld. Martin Beck, Kollberg, Melander ve de Gunvald Larsson olay yerinin fotoraflaryla kapl bir masann zerine eilmi duruyorlard. Rnn aralarna sokulup dedi ki: "Hazrdr imdi u liste." Doma byme Arjeplog'lu idi ve de yirmi yl akn bir sredir Stockholm'de yayor olmasna karn, yine de kuzey sve lehesini dilinden drmemiti. Listeyi masann bir kesine brakt ve bir iskemle ekip oturdu. "nsanlarn yreini azlarna getirmekten vazge," dedi Kollberg ona. Oda uzun bir sredir ylesine sessizlie gml kalmt ki, Rnn'n sesi onu bir kar havaya sratt. Koca elini sabrszca listeye uzatan Larsson: "Hele bir grelim unu," dedi. Bir sre bakt, yine bakt, sonra kd Rnn'n ka51 fasna att: "Ben hi bylesine kargack burgack yaz grmedim mrmde. Sen bunu okuyabiliyor musun? Makinede bir kopyasn karmadn m unun?"

"kardm," dedi Rnn. "Oluyor. Bir dakika sonra elinizde olur." "Tamam, tamam," diye araya girdi Kollberg. "Sen oku da dinleyelim." Rnn yerden kd ald, gzln takt ve grtlan temizledi. Elindeki notlara yle bir gz gezdirmenin ard sra balad: "Sekiz lden drdnn evleri terminal yresinde bulunmaktayd. Canl kalan kii de orda otururdu." "Srayla ele alabilirsen ok daha iyi olur," dedi Martin Beck. "Evet, srada ilkin src var. Ensesinden iki ve de bann ardndan da bir kurun yiyen adam, annda lm olmal." Martin Beck, bu srada Rnn'n masann stndeki yndan ekip ald resme bakma gereini duymad. Direksiyon banda oturan adamn grnmn yeterince iyi anmsyordu. "ofrn ad Gustav Bengtsson idi. Krk sekiz yanda, evli ve iki ocuk babas. nedalsgaton no. 5'te otururdu. Ailesine haber verildi. Gnn son seferini yapyordu. Son durakta yolcular indirmenin ard sra otobs Lindhagensgatan'daki Hornsberg deposuna gtrp ekecekti. Yolcu cret kumbarasndaki paraya dokunulmamt ve de czdanndan yz yirmi kuron kt." Gzlk stnden dierlerine bakt: 52 "imdilik onun hakknda bildiklerimiz bu kadar." "Devam," dedi Melander.

"Onlar taslakta olan sra uyarnca ele alacam. Buna gre srada Ake Stenstrm var. Arkadan be kurun yemi. Bir tanesi yanlama sa omuz bandan. Bir sekme kurun olabilir. Yirmi dokuz yandayd ve de evi..." Gunvald Larsson araya girdi: "Bunu ge. Nerde oturduunu biliyorduk." "Ben bilmiyordum," dedi Rnn. Melander: "Devam." Rnn grtlan temizledi: "Tjarhovsgatan'da oturuyordu nianlsyla birlikte..." Gunvald Larsson yine devreye girdi: "Nianl deillerdi. Daha geenlerde sormutum kendisine." Martin Beck ters ters Gunvald Larsson'a bakarken, devam etmesi iin de Rnn'e ban sallad. "Nianls yirmi drt yandaki Asa Torell'le birlikte oturuyordu. Kz bir yolcu acentesinde alr." Gunvald Larsson'a kaamak bir gz atarak yle dedi: "A parantez. Nianlsna haber verilip verilmediini bilmiyorum. Kapa parantez." Melander piposunu azndan ekip konutu: "Haber verildi." Masann evresinde toplam be kiiden hibiri Stenstrm'n delik deik cesedini gsterir resimlere bakmad. Bunlar daha nce grmlerdi ve de yeniden grmemeyi ye tutmulard. 53 "Sa elinde beylik tabancasn tutuyordu. Horozu kalkk durmasna karn, bir kez bile ate edilmemiti. Ceplerinden kanlar: inde otuz yedi kuron bulunan bir czdan, kimlik kart, Asa Torell'in bir resmi, anne-

sinin bir mektubu ve de birtakm makbuzlar. Yan sra, src belgesi, not defteri, kalemler ve de bir deste anahtar. Laboratuvardakilerin bunlarla olan ii biter bitmez bize gnderecekler. Devam edebilir miyim?" "Evet, ltfen," dedi Kollberg. "Stenstrm'n yannda oturan kzn ad Britt Danielsson idi. Yirmi sekiz yanda, bekr ve de Sabbats-berg Hastanesi'nde alrd. Kadroda kaytl bir hemireydi." "Acaba beraber mi gezip tozuyorlard?" dedi Gun-vald Larsson. "Fazla mal gz karmaz deyip, kaamaa kalkm olabilir bizimki." Rnn ona katlmaz gzlerle bakt. "Evet, bunu rensek iyi olur," dedi Kollberg. "Karlbergsvagen no. 87'de oturduu oday Sabbatsberg'den bir dier hemireyle paylamaktayd. Ad Monika Granholm olan oda arkadana baklrsa, Britt Danielsson dosdoru hastaneden gelmekteydi. Tek kurun yemiti. Tam akaktan. Otobste bulunanlar iinde tek kurunla vurulan bir o var. El antasndan otuz sekiz deiik trde ey kt. Tek tek sayaym m?" "Yok ulan, git iine!" dedi Gunvald Larsson. "Listenin ve de taslan drt numaras Alfons Schwerin, yani canl kalan kii. Gerideki boylamna iki oturma yerinin aras demenin zerinde srtst yatar durumda bulundu. Ald yaralan naslsa biliyorsunuz. Bir tane karndan yemi ve bir kurun da kalp bl 54 gesine saplanp kalm. Norra Stationsgatan no. 117'de yalnz yaar. Krk yanda olup, belediyenin yol bakm mdrlnde alr. Sahi, durumu nasl?"

"Hl komada," dedi Martin Beck. "Doktorlar, ok az da olsa, komadan kma ansnn var olduunu sylyorlar. Ne var ki, ksa da konuacan ve dahas, konusa bile bir ey anmsayp anmsamayacan hi bilemiyorlar." "nsan karnnda kurunla konuamaz mym?" diye sordu Gunvald Larsson. "ok," dedi Martin Beck. skemlesini geriye ekip gerindi. Sonra bir sigara yakt ve de taslan nne giderek durdu. "u kedekinden ne haber?" diye sordu. "Be numara." Otobsn sa yanndaki en son oturma yerini gsteriyordu. Rnn burnunu notlan arasna soktu: "O tastamam sekiz kurun yemi. Gs ve karn kalbura dnm. Mohammed Boussie adnda bir Arap. Cezayir uyruklu, otuz alt yanda ve de isve'te hibir yakn yok. Norra Stationsgatan'da pansiyonumsu bir evde oturuyordu. almakta olduu Vasagatan'daki Zig-Zag et ve balk lokantasndan eve dnyordu besbelli. imdilik onun hakknda bundan te sylenecek baka bir ey yok." "Arabistan," dedi Gunvald Larsson. "Hani herkesin birbirini ldrd yer deil mi oras?" "Yaman bir siyasal bilgiye sahip olduun anlalyor," diye takld ona Kollberg. "Sipo'ya aktarlman iin bavuruda bulunmalsn. Alayn farkna varan Gunvald Larsson homurdan55 di: "Sipo"ymu! Sen ilk nce konutuun eyi doru drst ren. Onun asl ad Ulusal Emniyet Genel Mdrl Siyasal ube'dir."

Rnn kalkt, yndan birka resim seip masann stne sralad. "Bu herifin kimliini renemedik," dedi. "Alt numara. Orta kaplarn hemen ardndaki d srada oturuyordu ve de alt kurun yedi. Ceplerinden unlar kt: bir kibrit kutusunun kavli yz, bir paket Bili sigaras, bir otobs bileti ve de 1,823 kuron nakit para. Hepsi bu kadar." Melander dnceli bir tavrla: "ok para," diye mrldand. Masann stne eilip, bilinmeyen adamn resimlerini incelediler. Oturduu yerde kayklmt. Kollar iki yana sarkk ve de sol baca geide uzatlm olarak, ardna yaslanp yaylakalmt. Paltosunun n kana bulanmt. Yz diye bir ey yoktu." "Evet, ancak odur bu," dedi Gunvald Larsson. "uraya bakn! z anas gelse tanyamaz." Martin Beck bu sre iinde duvardaki tasla inceden inceye gzden geirdi. Sol eliyle enesini svazlarken dedi ki: "ki kii olmadklarna kesin karar veremiyorum." Herkes onun yzne bakt. Gunvald Larsson sordu: "ki ne?" "iki silahl. Tm yolculara bir bakn. Yerlerinden hi kmldamamlar. Yalnzca sa kalan bunlardan ayr tutabiliriz ki, o da sonradan yuvarlanm olabilir." Gunvald Larsson alayl bir sesle, "Yani eli silahl iki deli, yle mi?" diye sordu. "Ayn 56 zamanda, ayn otobste bulutular ha?"

Kollberg gidip Martin Beck'in yannda durdu: "Yani tek kii olsayd, yolculardan hi deilse biri tepki gsterecek zaman bulurdu mu demek istiyorsun? Hmmm! Belki. Ama baksana, takr takr bimi topunu da. ok abuk olup bitmi her ey. Bir de hepsinin oturduklar yerde kestirdiklerini gz nnde tutacak olursan..." "Listenin sonunu getirecek miyiz? Bunun stnde bu kadar kafa patlatmaya demez ki! Bir silah m yoksa iki tane mi kullanlm olduunu hemen reniriz "Haklsn," dedi Martin Beck. "Devam, Einar." "Yedi numara Johan Kallstrm adl bir ustaba. Henz kimlii saptanmam olan kiinin yannda oturuyordu. Elli iki yanda, evli bir adamd ve de Karl-bergsvagen no. 89'da otururdu. Karsna gre, gece mesaisine kalm olduu Sibyllegatan'daki iyerinden eve dnmekteydi. Sradan yaant srdrm bir adam. Hibir zellii yok." "Evet, iinden evine dnerken midesini kurunla doldurmu olmalar dnda," diye sze kart Gunvald Larsson. < "Orta kaplarn hemen nndeki cam dibi yerde sekiz numaral Gsta Assarsson'u gryoruz. Krk ikilik. Bann yars kurunla biilmi. Ofis ve brolarnn da ayn yerde bulunduu Tegnegatan no. 40'ta oturuyordu. Erkek kardeiyle birlikte bir ithalat ve ihracat firmasn ynetmekteydi. Ei kocasnn otobste bulunma nedenini bilmiyor. Kadna baklrsa, Narvavagen'-deki bir kulp toplantsnda olmas gerekirmi." "Aha!" dedi Gunvald Larsson. "Al bir otlak daha." 57

"Evet, bu gr dorulayan belirtiler yok deil. Evrak antasndan bir ie viski kt. Jonie Walker, Kara Etiket." Yeme ime dkn Kollberg: "Aaah!" diye iini ekti. "Yan sra cebini bol sayda nleyiciyle doldurmu," dedi Rnn. " cebinden yedi tane kt. Buna ek olarak bir ek defteri ve de sekiz yz kuronun stnde nakit para." Gunvald Larsson soruverdi: "Neden yedi?" Kap ald ve de Ek'in ba ieri uzand: "Hammar on be dakika iinde hepinizi odasnda grmek ister. Brifing. En son on bire eyrek, ha!" Gzden silindi. "Hadi, devam edelim," dedi Martin Beck. "Nerde kalmtk?" "Yedi kaputlu adamda," diyerek anmsatt Gunvald Larsson. "Onun hakknda sylenecek daha baka bir ey var m?" diye sordu Martin Beck. Rnn, kargack burgack yazsyla kapl kt tabakasn gzden geirdi: "Hayr, sanmyorum." Gunvald Larsson'un masasna oturan Martin Beck, "yleyse ge onu," dedi. "Assarsson'un iki sra nnde dokuz numaral Bn. Hildur Johansson oturmaktayd. Altm sekizlik bir dul, Norra Stationsgatan no. 119'da yaard. Bir kurun omuzda ve bir tanesi de boynu delip gemi. Vastmannagatan'da oturan evli bir kz var. Torun bekleyiciliinden evine dnyordu." Rnn elindeki kd katlayp ceketinin cebine sokuturdu:

"te hepsi bu." Gunvald Larsson iini ekti ve de resimleri dokuz ayr istif eklinde dzenledi. Melander piposunu brakt, aznn iinde bir eyler mrldandktan sonra tuvaletin yolunu tuttu. Kollberg koltuunda ileri geri sallanrken sordu: "Peki, btn bunlardan ne renmi oluyoruz? Sradan bir gecede, sradan bir otobste, sradan dokuz kii hibir grnr neden olmakszn bir makineli tabancayla biiliveriyorlar. Kimlii saptanamayan herif ayr tutulursa, geri kalan dier hibirinde tuhaf bir yan gremiyorum." "Evet, ama biri dnda," dedi Martin Beck. "Stenst-rm. Bu otobste ii neydi?" Kimse karlk veremedi. Bir saat sonra Hammar ayn soruyu Martin Beck'e yneltiyordu. ube Mdr Hammar, bundan byle yalnzca toplu otobs cinayeti zerinde alacak zel soruturma grubunu saptayp odasnda toplamt. Grup, Hammar'n bakanlnda on yedi seme C.l.D. elemandan oluuyordu. Martin Beck Hammar'a kar sorumlu kii ve Kollberg de Martin Beck'in yardmcs olarak soruturmay yneteceklerdi. Elde var olan gereklere dayal tm olaslklar zerinde durulmu, iinde bulunulan durum incelenmi ve de grev blm yaplmt. Brifing sona erdikten ve de Martin Beck'le Kollberg dnda herkes oday terk ettikten sonra Hammar dedi ki: 59 "Stenstrm bu otobste ne aryordu?" "Bilmiyorum." diye karlk verdi Martin Beck.

"Son gnlerde ne zerinde altn bilen de kmyor. inizden bilen var m?" Kollberg ellerini havalandrp silkindi: "En ufak bir fikrim bile yok. Yani gnlk almalar dnda demek istedim. Bu da u anlama gelir ki, hi!" "Bildiiniz gibi, son gnlerde olduka tuzlanmtk," dedi Martin Beck. "Onun iin de kendine ayracak bolca bo vakit buluyordu. Daha nceki gnlerde insanst lde ar mesai yapm olduundan, tavsamalarna bir bakma gz yumuyordum denebilir." Hammar masa stnde on parmana birden davul aldrrken, ka atp derin derin dnr oldu. Sonra da yle dedi: "Nianlsna haberi kim verdi?" "Melander," diye cevaplad Kollberg. "Bence, olabilen en ksa zamanda birinin gidip onunla konumas gerekir," dedi Hammar. "Neyin peinde olduunu bilse bilse yine o kz bilir." Bir an susup ekledi: "Meerki, Stenstrm..." Sessizlie gmld. "Ne?" diye sordu Martin Beck. "Meer ki, otobste bulunan o hemireyle krtrmaya, demek istediniz herhalde," dedi Kollberg. Hammar azn amad. Kollberg bir olaslk daha yrtt: "Ya da buna benzer bir i peinde olmaya." Hammar ban sallad: "Gerei renin." 60 52

Kungsholmsgatan polis merkezinin nnde u sra kesinlikle bir baka yerde olmay dileyen iki kii duruyordu. Salarn polis balklar rtyordu ve de srtlarnda parlak dmeli deri ceketler vard. Gslerini aprazlama boydan boya kateden omuz kemerleri taknmlard ve de bellerinde copla tabanca tayorlard. Adlan Kristiansson'la Kvant idi. yi giyimli, yal bal bir Hanm onlara yaklap dant: "Affedersiniz, Hjarnegatan'a nerden gidebilirim?" "aktm bir yer deil, Bayan," dedi Kvant. "Siz en iyisi bir polise sorun. Bakn, orda bir tane duruyor." Kadn, az ak, ona bakakald. Kristiansson, aklama yollu, hemen szn gerisini getirdi: "Biz de burann yabancsyz da, anlarsnz ya!" kisi merdivenleri trmanrken, kadn hl aknca arkalarndan bakp duruyordu. 67 Kristiansson kaygl bir tonda sordu: "Hi kukusuz, bildiklerimizi akmamz iin, olum," diye karlk verdi Kvant. "Keif kolu biz deil miydik, ulen? Sapttn yine." "Evet," dedi Kristiansson. "Dorusun, lakin..." "Lakini makini yok bunun, Kaile. Hadi, vur kendini asansre." nc katta Kollberg ile karlatlar. Onlar karanlk bir yzle ve dalgnca selamlad. Sonra bir kapy ap ieri seslendi: "Gunvald, senin iki Solna'l buradalar." erden grl grl ykselen bir homurtu, "Syle onlara beklesinler," dedi.

"Bekleyin," diyen Kollberg kayplara kart. Yirmi dakikalk bir bekleyiin ard sra Kvant silki-nerek dedi ki: "Ne demek oluyor bu byle be? Biz u sra grev d iki memuruz. stelik Siv doktora gidecekti, ben de ocuklar bekleyecektim. Sz verdim avrada, yahu!" Kristiansson bezgince, "Biliyorum, syledin," diye karlk verdi. "Rahminde bir bozukluk mu varm, bir aknt m ne..." "Yahu biliyorum, bunu da syledin," diye mrldand Kristiansson. "Yandm ki ne yandm! Evi yine bama giydirecek," dedi Kvant. "Bak arkada, bugnlerde kadnlar anlayamaz oldum. Ne tatldan anlyor ne de acdan. Bir sinir kp kesildi bama. Senin Kerstin'in de rahminde bir bozukluk var m?" Kristiansson cevap vermedi. 62 Kerstin eiydi ve de onun hakknda konumaktan hi holanmazd. Kvant ise karsnn poposundaki bene varncaya dek anlatrd. Be dakika sonra Gunvald Larsson kapy ap, "Girin," dedi ksaca. eri girip yan yana oturdular. Gunvald Larsson onlara fkeyle kslm gzler ardndan bakt: "Aman ayakta kalmayn, beyler. Oturun." "Oturduk bile," dedi Kristiansson pikince. Kvant onu bir dirsek darbesiyle susturdu. Bela kokusu almaya balamt.

Gunvald Larsson bir an sessiz kald. Sonra masasnn ardna geip oturdu. Derin bir oflamann peinden sordu : "Siz ikiniz, ka yllk polissiniz?" "Sekiz yllk, abi," dedi Kvant. Gunvald Larsson masada duran bir yaprak kd sinirden titreyen elleriyle alp inceledi. Sonra da sordu: "Okuma bilen hanginiz?" Kvant kendisine engel olamadan Kristiansson atld"Ben!" "Oku, yleyse." Gunvald Larsson sayfay masann stnde kaydrarak ona yollad: "Orda yazl olanlar anlyor musun? Yoksa aklamam m gerekir?" Kristiansson yandan yana ban avullad. "Sizler iin byle bir aklamada bulunmak bana eref verir," dedi Gunvald Larsson. "lkin bunun ne ol63 duunu anlayalm. Bu, olay yerindeki soruturmann ard sra hazrlanagelmi bir n rapordur. Belirttiine gre, krk bir numara ayakkab giyen iki kii, o gemii tenekeli otobsn her yerinde yze yakn ayak izi brakm... Hem st katnda hem de alt katnda. Bu iki saygdeer kii kimler olabilir dersiniz? Cevap yok. "Aklamay daha geniletmek amacyla unu da ekleyebilirim. Laboratuvar grevlisi bir uzman kiiyle siz gelmeden nce konutum; ne dedi biliyor musunuz? Olay yerinin grnm, sanki orda saatlerce bir suaygr srsnn tepimesinden farkszm. Bu uzman ayrca, yalnz iki kiiden oluma bir insan srsnn

bylesine ksa bir sre iinde yaklak tm izleri kknden silmelerinin olanaksz olduu dncesinde." Sabrn yitirmeye balayan Kvant, masann ardndaki adama ta kesilmi gzlerle bakyordu. Gunvald Larsson bala bulanm bir sesle konumasn srdrd: "Ne var ki, su aygrlar ve de tm dier hayvanlar genellikle silah taknmazlar. Ama yine de, biri 7.65'lik bir VValter'le otobsn iinde bir el ate etmi. Kesin olarak, tam n basamaklarn alt bandan yukar. Tavandan arpp seken mermi, st katn oturma yerlerinden birinin koltuuna saplanm olarak bulundu. Bu mermiyi kim skm olabilir dersiniz?;" "Biz sktk," dedi Kristiansson. "Daha dorusu, ben sktm." "Ya, yle mi? Acaba nereye skyordun?" Can skntsyla ensesini kayan Kristiansson, "Havaya," dedi. 64 Kvant tamamlad: "Bir uyar atyd." "Kim iin?" Kristiansson kendince aklad: "Katilin hl otobste bulunup st katta bir yerde gizlenmi olabileceini dnmtk." "Orda mym?" "Hayr," dedi Kvant. "Ne biliyorsunuz? Havaya bir el ate ettikten sonra ne yaptnz?" Kristiansson: "Yukar kp ortal gzden geirdik." Kvant: "Kimsecikler yoktu." Gunvald Larsson en azndan yarm dakika boyunca her ikisini de uzun uzun szd. Derken elini pattadak masann stne indirerek kkredi:

"Demek ikiniz de yukar ktnz! Nasl da byle ku beyinli olabiliyorsunuz? Bir dnr insan be, bir dnr!" "Dndk tandk ve de her birimiz ayr yandan trmandk," dedi Kvant savunma yollu. "Ben arka basamaklardan ktm, Kaile de n basamaklar tuttu." Kristiansson hemen arkadann imdadna yetiti: "Bylece, kamamas iin yukardaki herifi iki yanl makasa aldk." "Behey Tanr'mn aklsz kullar! Ama yukarda kimsecikler yoktu. Gemii tenekeli otobste var olan tm ayak izlerini silmekten te bir i baaramadnz. Dardakileri suratnza benzetmeniz yetmezmi gibi! Peki, cesetlerin arasnda drt dnp dolanmak ne akla hizGlen Polis / F5 65 metti? erisini bsbtn allak bullak etmeye dnk bir plan uygulamas m?" Kristiansson, "Aralarnda sa kalm kimse var m diye bakmak iindi," dedi, ama benzi utu ve yutkundu. Kvant bu gre katlmad: "Hadi, hadi! Yine kurusk atmaya balama, Kaile." Kap ald ve de Martin Beck ieri girdi. Kristiansson hemen ayaa frlad. Neden sonra Kvant da ona yknd. Martin Beck ikisini bayla selamlayp, soran gzlerini Gunvald Larsson'a dikti: "Bas bas baran sen misin, kuzum? Bu ocuklara barmann hibir yarar olmaz, bence." "yle bir olur ki!" diye grledi Gunvald Larsson. "ok olumlu bir yol."

"Olumlu mu?" "Yzde yz. Bu iki ta devri hyar..." Deyimi beenmemiesine susup yine baa ald: "Bizim meslek tarlasndan yetime bu ifte kelekler elimizde olan tek tanklar. Bana bakn, arlo polisleri! Olay yerine kata vardnz?" "On biri on gee." dedi Kvant. "Zaman kronometremle saptadm. Saniye sekmez." Gunvald Larsson koltuuna yasland, "Ve ben de imdi oturmakta olduum ayn yerde oturuyordum. Telefon haberi bana on biri on sekiz gee eriti. Hadi bol keseden zaman ayrsak ve de bu stn zeknzla yarm dakika kadar telsizin iine dtnz kabul etsek ve Telsiz Merkezi'nin beni arayp bulmas iin de hadi bir on be saniye karsak, yine de 68 drt dakikay akn bir sre kalyor orta yerde. Bu sre iinde ne yapyordunuz?" "eeey..." diye geveledi Kvant. "Ne? Zehirlenmi lam fareleri gibi kan ve beyin phtlar arasnda dolanp durarak gereksiz iler mdrl yaptnz m anlatacaksnz? Hem de drt dakika bu!" "Ben burada olumlu bir yan gremiyorum," diye sze koyulan Martin Beck'i, Gunvald Larsson tava byklndeki elini kaldrp susturdu: "Bir dakika! Bu iki gerizek, olay yerindeki izleri sfra indirmek iin drt dakika harcamalarnn yan sra, ancak on biri on gee oraya gittiler. Kald ki, kendiliklerinden de gitseler iyi. Ama ne gezer, otobs

ilk bulan adamn ayrca onlar drtklemesi gerekti. Tamam m?" "Tamam," dedi Kvant. "Ya, ya! Cce kpekli moruk," diye katld Kristiansson. "Harika! Adn renmek yorgunluuna bile katlanmadklar bir adamn zoruyla gittiler olay yerine ltfen. Adam bugn buraya gelme inceliini gsternesey-di, belki de kim olduunu hibir zaman renemeyecektik. Bu kpekli adam ilk olarak kata grdnz?" "eeey..." diye geveledi Kvant. Kristiansson, gzlerini izmelerinden ayrmakszn devreye girdi: "Otobse varmadan yaklak iki dakika nce." "Tamam. nk adamn ifadesine gre, arabada kas kas kaslp, kendisine cart curt etmek iin en azndan bir dakika harcadlar. Kpekler mpekler konu67 sunda iyi bir zlgt ektiler herife. Tamam m?" "Tamam," diye mrldand Kristiansson. "Demek haber aldnzda, saat yaklak on ya da on bir, geceydi. Sizi durdurduu sra, adamn otobse olan uzakl neydi?" "Yaklak yz metre," dedi Kvant. "Bu bir gerek! Gerein ta kendisi," diye bard Gunvald Larsson. "Ve de yetmi yanda olan bu adamn stelik hasta bir dahund'u pei sra srkledii gz nnde tutulursa..." "Yani kpek hasta mym?" diye sordu Kvant aknca. "Hastaym ya!" cevabn verdi Gunvald Larsson. "Gemii knal kpekte disk kaymas olduu iin art bacaklar tutmaz gibi bir eymi."

"Ne demek istediini sonunda anlamaya balyorum," dedi Martin Beck. "Hmmm! Adama bugn ayn uzunluk zerinde bir deneme kousu yaptrdm. Kpekli mpekli hem de. kez tekrarlatmtm ki, kpek su koyverdi." "Ama hayvanlara zulm denir buna!" diye sert bir k yapt Kvant. Martin Beck ona aknca bir ilgiyle bakt. "Ksacas, ne denli zorlansa, turu takm bu uzakl dakikann altnda alamazd. Bundan da u kyor ki, adam duran otobs en ge on biri yedi gee grm olmal. Ve biz de krmn bunun veya drt dakika ncesi yapldn yzde yze yakn bir kesinlikle biliyoruz." Kristiansson ile Kvant bir azdan sordular: "Nerden biliyoruz?" 68 Gunvald Larsson onlar tersledi: "Sizi ilgilendirmez." "Komiser Yardmcs Stenstrm'n saati," dedi Martin Beck. "Kurunlardan teki gsn delip getikten sonra sa bileine saplanm. Bu arada, Omega Speedmaster marka kol saatinin kurgu milini krm. Uzmann verdii bilgiye gre de, kol saatinin ayn anda durmasna yol am... Saatin akreple yelkovan on biri dakika ve de otuz yedi saniye geceyi gstermekteydi." Gunvald Larsson ona dimdik bakt. Martin Beck devin fkeli tavrna aldrmakszn: "Dedektif Stenstrm' iyi tanrdk," dedi zgnce. "amaz bir zaman hastasyd. Kimi saat yapmclarnn saniye avcs dedikleri trden. Yani kol saati her zaman

iin tastamam doru vakti gsterirdi. Devam et, Gunvald." "Kpekli adam, Karlbergsvagen ynnden gelmi olduu Norrbackagatan boyunca yrmekteydi. Aslnda otobs daha sokan banda onun yanndan geip gitmiti. Norrbackagatan'dan bayr aa admlarn srklemesi yaklak be dakikasn ald. Oysa otobs ayn yolu yaklak krk be saniyede almt. Adam yolda kimseye rastlamad. Sokan te yannda duran otobs ancak ke bana geldii zaman grd." "Ne olmu grdyse?" diye sordu Kvant. "Kapa eneni!" dedi Gunvald Larsson. Kvant, tepesi atm olarak azn amt ki, Martin Beck'le gz gze gelince yeniden kapamay ye tuttu. "Adam camlarn krlm olduunu gremedi. Ne var ki, en sonunda gnlleri olup da, sallana bullana 69 otobse giren bu iki harika ocuk da bunu fark edemedi. Ancak adam n kapnn ak durduunu grmt. Bir kaza olduunu dnerek yardm aramak iin davranma gereini duydu hemen. Doru bir hesapla, gerisin geri yokuu trmanmaktansa son otobs durana ulamann ileri abuklatracan kestirdi. Bylece, Norra Stationsgatan boyunca, gneybat dorultusunda yryegeldi." "Neden?" diye sordu Martin Beck. "nk hattn sonundaki durakta bir otobsn daha beklemekte olacan dnmt. Ama biliyoruz ki, yoktu. Yerine, ne yazk ki, bir polis devriye arabasyla karlat."

Gunvald Larsson, tm kahredici gcn gzlerinde toplam olarak, Kristiansson ile Kvant'dan yana mavi mavi bakt: "Kaldrdn tan altndan kan bir ylan gibi kendi blgesinden te yana srnegelen bir Solna polis arabas. Syleyin bakalm, n tekerlekler kent snr izgisi stnde ve de motor alr durumda ne kadardr kaytaryordunuz?" "Topu topu dakika," dedi Kvant. "Yok, canm. k hele yle drt ya da bee," diye dzeltti Kristiansson. Kvant ona ldresiye bir bak uzatt. "Peki, sizden yana gelen kimse grdnz m?" "Hayr," dedi Kristiansson. "Kpekli moruktan bakasn grmedik." "Bu da unu kantlar ki, katil ne Norra Stationsgatan boyunca gneybat ynnde ne de Norrbackagatan bayrna sapp gney dorultusunda kam olamaz. 70 Eer telrgnn stnden atlayp hurda deposuna da gemediini gz nnde bulunduracak olursak, o zaman tek bir olaslk kalyor: Ters ynden Norra Stationsgatan yolu." Kristiansson sordu: "yi, ama nerden biliyoruz?.. Yani demiryollarnn hurda deposuna gemediini nerden biliyoruz?" "nk grnrde ne varsa basp inemediiniz tek yer orasyd. Telrgy ap orasn da altst etmeyi unutmutunuz Tanr'ya krler olsun." "Tamam, Gunvald. Grn akladn," dedi Martin Beck. "Gzel. Fakat her zaman olduu gibi, yine ku-

lan ensenin ardndan gsterdin. Zamann bol anlalan." Bu yorum Kristiansson'la Kvant' yreklendirmi olmalyd ki, aralarnda gizli bir anlay simgeleyen prl prl gzlerle baktlar. Ne var ki, Gunvald Larsson pelerini brakmad: "Eer o kaln kafalarnzn iinde birer lokmack beyin olsayd, hemen arabaya atlar ve de katili yakalayp imdi oktan ieri tkm bulunurdunuz." Kristiansson bencillii elden brakmakszn, "Ya da biz de dierleri gibi biilirdik," diye karlk verdi. "O herifi yakaladmda, elinden silahn atmadan son kez sizin zerinizde deneme yapmasna izin vereceim." dedi Gunvald Larsson zalimce. Kvant bu sz kulak arkas ederken, duvar saatine kaamak bir gz atarak dedi ki: "zr dilerim, ama artk gidebilir miyiz? nk karm rahmini gstermek..." 71 "Hay enen tutulsun!" diye kkredi Gunvald Lars-son. "Defolun! Cehenneme dek yolunuz var." Sonra Martin Beck'in knar baklarndan kanarak sordu: "Neden kafalarn altrmadlar?" Martin Beck dosta bir tavrla yle dedi: "Kavrama olay kimi zihinlerde ge oluur. Bu yalnzca dedektiflere zg bir durum deildir." 72 63

Glle gibi ieri dalmasyla kapy ardndan arpmas bir olan Gunvald Larsson, "imdi dnmemiz gerek," dedi. "Saat tam te Hammar'la bir brifing var. On dakika kald." Telefon alcs kulana dayal oturan Martin Beck, ona ters ters bakt. Kollberg nnde al evraktan ban kaldrp keyifsizce mrldand: "Aferin be! Sanki bilmiyorduk. Sen hele bo mideyle dnmeyi dene de, ne denli kolay olduunu ren." Kollberg'in keyfini karan ender birka eyden biri de a ana almak zorunda kalmakt. u ana dek en azndan n yemek kardndan, belirgin bir neesizlik iindeydi. Dahas, az nce ieri giren dev adamn yznde tok karnllara zg doyumlu bir anlat okumann verdii eziklik, onu btn btne ileden karyordu. "Nerdeydin?" diye sordu kukuyla. Gunvald Larsson cevap vermedi. Kollberg, masas73 nn ardna geip oturan adam kskan baklarla izledi. Martin Beck telefonu yerine brakt: "Hey, ne oluyor sana?" Sonra yerinden kalkt, notlarn toplayp Koll-berg'in yanna gitti: "Laboratuvarla konutum. Tam altm sekiz tane bo kovan saymlar." "Ka kalibre?" diye sordu Kollberg. "Dndmz gibi. Dokuz milimetrelik. Hi deilse altm yedi tanesi ayn silahtan atlm." "Ya altm sekizinci?" "Walter 7.65."

"Kristiansson'un tavana skt kurun." "Evet." "yleyse deli saysnn birden ok olmad anlalyor," dedi Gunvald Larsson. "Evet," diyen Martin Beck, taslan bana gitti. Orta kaplardan en enlisinin i yanna bir X izdi. "Evet," dedi Kollberg. "Mutlaka orda durmu olmal." "Bu da bize unu aklar..." "Neyi?" diye sordu Gunvald Larsson. Martin Beck cevap vermedi. Kollberg soruyu yeniledi: "Ne diyecektin? Neyi aklar bize?" "Stenstrm'n ate edecek zaman bulamam olma nedenini." dedi Martin Beck. Herkes merakla gzlerini ona evirdi. Gunvald Larsson gart diye geirdi. "Evet, evet. ok haklsn," dedi ona Martin Beck. 74 Sonra da sa elinin ba ve iaretparma arasna ald burun kemerini ovuturdu. Hammar kapy ardna dek ap ieri girdi. Ek ile savcln bir adam da onu izlediler. Mdr hain bir tavrla, "Durum incelemesi," diye kestirip att. "Tm telefon konumalarn kesin. Hazr msnz?" Martin Beck, Mdrne zntyle bakt. Stenstrm de odaya ayn bu ekilde girerdi: Anszn ve de kapya vurmakszn. Hemen her zaman. Bu tedirgin edici giri, ou zaman yreini hoplatmt. Gunvald Larsson bir srnama gsterisinde bulundu: "Elinizdekiler nedir, Mdrm? Akam gazeteleri mi?" "Evet," dedi Hammar hmla. "nsann yreine souk sular serpiyor."

Gazeteleri ap havaya kaldrd ve de odada bulunanlar tek tek dmanca szd. Balklar koca koca ve de kapkarayd. Ne var ki, metinler ok az bilgi ieriyordu. "imdi buradan inciler aktaryorum," dedi Hammar. "'Yzyln en byk cinayeti bu,' diyor Stockholm cinayet masasnn kurt C..D. elemanlarndan Gunvald Larsson ve de szn yle srdryor: 'Bugne dek grdm en tyler rpertici sahneydi. Bu korkun grnm karsnda ilk kez kanm damarlarmda dondu.' ki nlem iareti." Gunvald Larsson oturduu yerde ardna yaslanp kalarn att. "Byle dostlar dman bana," dedi Hammar. 75 "Bakn, Adalet Bakan'n bile yetki st konuturuyorlar. lkemizi saran cinayet dalgasna ve de iddet eylemlerine dur demenin zaman geldi. Polis, bu gz dnm canavar daha fazla gecikmeden ele geirmek amacyla tm insan ve ara gere kaynaklarn seferber etmitir." Odadakileri gzden geirerek srtt: "Ve de ite seferber edilen insan kaynamz!" Martin Beck mendiline smkrd. "lkenin yz akn en usta cinayet masas uzmanlar bu soruturma ordusunun zn oluturmaktadr," diye devam etti Hammar. "Bu lkenin polis tarihesinde grlen en byk vurucu tim ve de aratrma ekibi." Kollberg iini ekip ban kad. Hammar:

"Ah, u politikaclar," diye mrldand kendi kendine. Sonra gazeteleri masann stne savurarak sordu: "Melander nerde?" "Ruhbilimcilerle konumada." dedi Kollberg. "Ya Rnn?" "Hastanede." "Oradan bir haber yok mu henz?" Martin Beck ban sarsaladi: "Daha ameliyattan kmad." "Hadi, yleyse," dedi Hammar. "Durum incelemesine geelim." Kollberg ilkin dosyay yle bir gzden geirdi. Sonra sze koyuldu: "Otobs on sralarnda Bellmansro'dan yola kt." "Sralar m?" "Evet. Strandvagen'de patlak veren kargaa tm 76 kalk-var tarifelerini altst etmiti. Kimi otobsler trafik tkanklnn iine ve de kimi polis kordonlarna saplanp kaldlar. Bu zaman iinde zaten byk gecikmeler olageldiinden, srclere kalk saatlerine aldrmakszn son duraklara var seferlerini srdrmeleri sylendi." "Telsizle mi?" "Evet. Bu talimat, 47 numaral hat zerinde alan tm ofrlere saat dokuzdan hemen sonra bildirilmiti. Stockholm Tat letme'nin kendi telsiz merkezinden." "Devam et!" "Bu belirli seferde otobse yol st duraklardan binip inmi baka kiiler olduunu tahmin etmekteyiz. Ne var ki, u ana dek bu tanklardan hibirinin izini saptayamadk."

"Kendiliklerinden kp gelirler," dedi Hammar. Gazeteleri gstererek ekledi: "Bu yazlanlardan sonra gecikmezler." Kollberg tekdze sesiyle szn srdrd: "Stenstrm'n kol saati, on biri dakika ve otuz yedi saniye gee durmutu. Tam o srada ate edilmi olduuna inanmamz gerektirir nedenler var." Hammar sordu: "Atn balangc m, sonu mu?" "Balang," dedi Martin Beck. Duvardaki taslaa dnp, sa iaret parman az nce izmi olduu X'in stne koydu: "Silahl kiinin tam burada yer alm olduunu tahmin etmekteyiz. k kaplarnn nndeki aklkta." "Bu tahminin dayana ne?" 77 "Mermi yollar. Ayrca bo kovanlarn cesetlere gre bulunduklar durum." "Oldu. Devam." "Yan sra katilin kez tetie dokunup, dolaysyla kez yaylm atei atn sanmaktayz. lki ne, soldan saa doru tarayarak. Yani bylece otobsn n blmnde oturan kiileri kurunlam oldu. te bu taslak zerinde bir, iki, , sekiz ve de dokuz numarayla iaretlenmi olanlar. Bir numara ofr ve iki numara da Stenstrm' belirtmektedir." "Peki, sonra?" "Sonra br yana dnd, ola ki saa ve de ikinci yaylm atele, yine soldan saa doru tarayarak otobsn arka yerinde oturan drt kiiyi kurunlad. Yani, be, alt, yedi numaralar ldrp, drt numaray -Schwerin adyla bildiimiz kiiyi- da yaralad. Schwerin geidin

bitiminde srtst yerde yatmaktayd. Biz bu durumu u ekilde deerlendiriyoruz: demek ki, otobsn sol yannda olan boylamna oturma yerinde oturmaktayd ve de ayaa kalkacak zaman buldu. Bunun iin de, vurulan en son kii olmas gerekir." "Ya nc yaylm?" "ne yneltildi," dedi Martin Beck. "Ama bu kez sadan sola doru tarayarak." "Ve de silah bir makineli tabancadr mutlaka, yle mi?" "Evet," diye cevaplad Kollberg. "Tm olaslklar bunu gsteriyor. Eer beylik ordu tipiyse..." "Bir dakika," diyerek szn kesti Hammar. "Bu eylem ne srede gereklemi olabilir? Yani ilkin n taramak, saa bir dn ve de geri yan kurunlamak, 78 sonra silah yine ne dorultup arjr boaltmak... ne kadar srer?" "Henz ne tr bir silah kullandn bilmediimize gre..." diye konumaya balayan Kollberg'in szn Gunvald Larsson ksa kesti: "On saniye kadar." Hammar sordu: "Otobsten nasl indi?" Martin Beck bayla Ek'i gstererek: "Sra sende," dedi. Ek parmaklarn gms salar arasndan geirdi, grtlan temizledi ve de sze koyuldu: "Ak olan kap, arka bini kapsyd. Byk bir olaslkla katil otobs bu yoldan terk etti. Bunu amas iin, ilkin geit boyunca dpedz ne ilerleyip ofr ye-

rine gelmesi gerekir. Sonra kolunu stten ya da ofrn koltuk altndan uzatarak bir kaldrac evirmelidir." Gzln kard, camlar mendiliyle bir gzel parlatp yine yerine takt ve de duvarn nne gitti: "Buraya iki ema astm. lki kontrol tablosunun tm devre almalarn gstermektedir. kincisi yalnzca n kaplara kumanda eden kaldra sisteminin alma tasladr. lk emada kap devrelerine kurnanda eden dme 15 numarayla ve de kap kaldrac 18 numarayla gsterilmitir. Bu nedenle kaldra direksiyonun solunda, yan camn da hemen alt banda yer almaktadr. Kaldra kolunun, ikinci emada grdnz gibi, tam be deiik devinimi vardr." "Yahu, bundan bir ey anlayan beri gelsin," diye patlad Gunvald Larsson. 79 Ek aldrmakszn devam etti: "Yatay durumda, ya da bir numaral devinimde, her iki kap da kapanr. ki numaral durumda, yani bir kp yukar, art bini kaps alr. numaral durumda, yani iki kp yukar, her iki kap da alr. Kaldra kolunun ayrca aa doru da iki devinimi vardr... ite, drt ve be numaralar. Bunlarn ilkinde, n bini kaps alr. kincisinde, her ikisi de alr." "Ksa kes," dedi Hammar. "zetlemek gerekirse," diye sz srdrd Ek, "sz konusu kiinin, ini kaplarnn nndeki olas yerinden hareketlenerek, geit boyunca dosdoru ilerleyip direksiyon bana gelmi olmas gerekir. Direksiyonun zerine ylp kalm olan srcsnn stnden uzanarak, kaldra kolunu iki numaral duruma getirir ve de

bylece art bini kapsn am olur. Yani ilk polis arabas olay yerine geldiinde ak duran kap." Martin Beck durumu ipak kavramakta gecikmedi: "Evet, aslnda silahl adamn son kurunlar geit boyunca ilerlerken atelediini belirtir izler var. Sola doru. Ve de bunlardan biri Stenstrm'e isabet etmi grnyor." "Salt gs gse sava taktii," dedi Gunvald Larsson. "Gunvald bu konuda hibir ey anlamam olduunu belirtir ok ilgin bir yorumda bulundu," diyen Hammar, kuru bir sesle devam etti: "Oysa her ey katilin evindeymi gibi rahat davrandn gstermesinin yan sra, kontrol tablosunu altrmay bildiini de kantlamakta." 80 "Evet, en azndan kaplarla ilgili blm," dedi Ek bilgilik taslayarak. Odaya anszn bir sessizlik kmt. Hammar ka atp durdu. En sonunda yle dedi: "Yani biri anszn otobse atlayp orta yerinde durdu ve de kimsenin kprdamasna zaman brakmadan, ofr dikiz aynasnda hibir ey grmeksizin, herkesi keyfince kuruna dizerek bast gitti. Bunu mu sylemek istiyorsunuz bana?" "Hayr." diye karlk verdi Kollberg. "Pek yle deil." "Ne demek istiyorsunuz yleyse?" Martin Beck devreye girdi: "Demek istediimiz u: Biri, elinde atee hazr makineli tabancasyla st kat merdiveninden aa indi."

"Bir sredir yukarda tek bana oturmakta olan biri," dedi Kollberg. "Orda en uygun ann gelmesini sabrla beklemi olan biri," Hammar sordu: "Otobsn st katnda adam olup olmadn src nasl biliyor?" Herkes gzlerini umutla Ek'e evirdi. O, yle bir iindi, sonra yine grtlan temizleyip sze koyuldu: "Efendim, basamaklar fotosellidir. Bunlar, kontrol tablosundaki bir sayac otomatik olarak devindirirler, n basamaklardan yukar kan her yolcu iin saya art bir kaydeder. Bylece otobsn srcs yukarda ka kii bulunduunu her zaman iin eksiksiz olarak bilir." "Yani otobs-bulunduunda saya sfr m gsteriyordu?" Glen Polis / F6 81 "Evet." Hammar birka saniye iin suskunlua gmld. Sonra anszn dedi ki: "Olmad. Akla yatkn deil." "Hangisi?" diye sordu Martin Beck. "Durum incelemesi." "Neden deil?" dedi Kollberg. "ok ok iyi dnlp tasarlanm bir grntde. Toplu cinayet ileyen akl hastas bir kii bylesine planl bir biimde davranmaz. Ani bir parlamayla gelen geliigzel bir davran beklenir bu gibilerden." "Ama bir ey unutuyoruz," dedi Gunvald Larsson. "Trmand kuleden geen yaz otuzu akn adam vu-

ran Amerika'daki deli, her eyi inceden inceye planlamt ite. O kadar ki, yanma yiyecek bile almt." "Evet," diyerek ban sallad Hammar. "Ama yine de bir eyi unutmutu." "Neyi?" Bunu Martin Beck cevaplad: "Nasl kaacan." 82 73 Yedi saat sonra gecenin on'u olmutu. Martin Beck'le Kollberg halen Kungsholmsgata polis merkezinde bulunuyorlard. Dars karanlkt ve de yamur dinmiti. stnde durulacak hibir ey olmamt. Yani resmi azla, soruturmann durumunda bir deiiklik yoktu. Karolinska Hastanesi'nde yatmakta olan adamn durumu ciddiyetini koruyordu. le sonrasndaki saatler boyunca, yirmi yardmsever tank kagelmiti. Bunlardan on dokuzunun baka otobslere binmi olduu ortaya kmt. Geri kalan tek tank on sekiz yanda bir gen kzd. Nybroplan'da otobse binmi ve de durak sonra Sergelstorg'da inerek, metroya binmiti. Ayn durakta kendisiyle birlikte birka yolcunun daha indiini syledi misti. ofr tanmakta gecikmemi ve i burada bitmiti. Kollberg, sanki gelmesini bekledii biri varm gibi 83 gzlerini srgit kapdan yana evirerek, odann iinde bir aa, bir yukar dolap duruyordu. Martin Beck duvardaki taslaklarn nnde yer almt. Ellerini ardnda balamt ve de tabanlarnn burnuyla

kesi stnde ileri geri hafif hafif sallanyordu. Uzun yllar ncesi devriye polisi olarak kol gezdii gnlerden kalma eski ve de kt bir alkanlkt bu. O zamandan bu yana bir trl kurtulamamt elinden. Ceketlerini iskemlelerinin arkalklarna geirmiler ve de gmlek kollarn svamlard. Kollberg'in boyun ba savurageldii masasnn stnde bir l ylan gibi yatyordu. Oda yle pek scak olmad halde, imanca, irice adamn yz ve koltuk altlar ter iindeydi. Martin Beck bomacams, uzun sren bir ksrk nbetine tutuldu. Hemen ard sra eliyle enesini svazlayarak taslaklar incelemeyi srdrd. Kollberg dolamay yarda kesti ve de eletiren gzlerle ona bakarak iini dkt: "Bu gidile cierlerini aznda greceksin bir gn. Sen daha i o zkkm sigaray." "Sen kendine bak. Gn getike nga'ya benzer oldun." Ayn anda Hammar kapy ardna dek ap ieri dald: "Larsson azmanyla Melander mumyas nerde?" "Evlerine gittiler." "Ya Rnn apal?" "Hastanede." "Ha, evet. yle ya, yle ya!., oradan yeni bir haber var m?" 84 Kollberg ban yandan yana avullad. "Yarn tam milli takm oluyorsunuz." "Milli takm m?" 'Yardmc gler. Kent dndan." Hammar bir an sustu. Sonra kaypaka ekledi: "Buna gerek grld. Tepeden inme." Martin Beck zenle mendiline smkrd.

"Kimler?" diye sordu Kollberg. "Ya da ben tek tek sayaym m?" "Yarn Mansson adnda zehir zemberek bir herif geliyor Malm'den. Tanyor musunuz?" Martin Beck buz gibi bir ilgisizlikle karlk verdi: "Grmlm var." "Benim de yle," dedi Kollberg. "Ayrca Motala'dan Gunnar Ahlberg'i getirtmek iin urayorlar." Kollberg yarm azla: "Bak, o drt drtlk bir heriftir ite," dedi. "Benim bildiim bunlar," diyerek omuz silkti Hammar. "Ha, bir de Sundsvall'dan gelecek yaman bir dedektif varm sanrm. Adn unuttum imdi." "Anlyorum," dedi Martin Beck. Hammar alayc bir sesle, "Ama onlar gelmeden dm zerseniz, elbette elleri brlerinde kalr," diyerek srtt. "Doru olmaz," dedi Kollberg. "Onlar iin harcrah deyen devletin parasna yazk deil mi?" Hammar birden ciddileti: "Bakn, gereklerin gsterdii yn..." Szn yarda kesip, Martin Beck'i tepeden trnaa iyice bir szd: "Neyin var senin?" 85 "tmm." Hammar gzlerini onun stnden ayrmad. Durumun farkna varan Kollberg, dikkati ekmek iin yle dedi: "Tm bildiimiz u: dn gece biri otobste dokuz kiiyi vurdu. Sonra da hi iz brakmadan kayplara karp ele gememekle sansasyon merakls kitle kranlarn

bilinegelen uluslararas yntemlerinin yeni bir rneini vermi oldu. Bu arada, elbette kendi canna kym olduunu da varsayabiliriz. Ancak byle bir ey olduysa bile, bundan kesin olarak bilgimiz yok. Elimizde somut iki ipucu var: Bir tanesi kurunlarla bo kovanlar ki, herhalde bizi silahn olduu yere gtrebilir. . kincisi de hastahanede yatan adam ki, eer komadan, karsa, kurun yadrann kim olduunu bize syleyebilir. Otobsn en arkasnda oturduuna gre, katili mutlaka grm olmas gerekir." Hammar, anlamszca homurdand. "Evet, elde ok ey yok. Bu konuda size hak veririm," dedi Kollberg. "Hele bu Schwerin olacak olursa ya da belleini yitirmi bir durumda kendine gelirse -ki olmayacak bir ey deil, nk yaras ok ok ar - o zaman umarszlmz katmerlidir. Ayrca, cinayet gerekesi de yok. Yan sra yararl bir tana da rastlayamadk." "kar," dedi Hammar. "Zamanla kar. Mutlaka kacak. Gerekeye gelince, bunun zerinde durmaya demez. nk bu tr katiller, yani kitle kranlar ruh hastasdrlar. Psikopat, bilimsel deyimle. Onun iin psikopatlarn davranlarn lo|ik, yani mantk kalplar ierisinde aramak yerine, patolojik bir tablo ereve ce si iinde grmek gerekir." "Vay vay vay!" diyerek hayretini belirtti Kollberg. "Dorusu, ben bu sylediklerinizden pek bir ey anlayamadm, Sayn Mdrm. Ama bilimsel ilikiler stadmz Melander'in ura alanna giriyor. Umarm n-

mzdeki gnler iinde koltuu altnda bu konuda koca bir dosyayla kagelir." Hammar, gz duvar saatinde olarak: "Tutmamz gereken en doru yol..." diye sze balamken Kollberg, "...su halkalar gibi, iten da ynelik bir soruturma yntemidir," diyerek szlerini tamamlad. "Tamam. On cinayet davasndan dokuzunda kiiyi katile gtrr. stelik burada bo yere ge saatlere dek kalmayn. Hem salnza yazk hem de elektrie. Yarn hepinizi karmda dinlenmi yzlerle grmek isterim. yi geceler." Odadan ayrld ve de ortala bir sessizlik kt. Bir sre sonra Kollberg iini ekip yle dedi: "Neyin var senin, kuzum?" Martin Beck duymazdan geldi. "Stenstrm m?" Kollberg ban sallayp, kendi kendine filozofa konuur oldu: "Hey gidi hey! u ocuu arada nasl terslemi olduumu dnyorum da... Ta balangtan beri... yllar boyunca. yi bir eleman olsun, pissin isterdim de ondan. Sonra da git, kendini ldrt!" "u Mansson," dedi Martin Beck. "Anmsadn m?" Kollberg ban sallad. "Krdanl dedektif. Saa sola kement atp, boynu87 na ip geirdikleri her polis damgal sr buraya ekmeleri houma gitmiyor. Bu ii bize braksalar da kendi bildiimizce ynetsek ok daha iyi olur. Sen, ben ve Melander yeterli."

"Olan olmu bir kez. Ama Ahlberg kyak heriftir hi deilse." "yle. ok da severim," dedi Martin Beck. "Ama syler misin? u son on yl iinde Motala'da ka cinayet soruturmasna el koydu?" "Bir." "Grdn m ya? stelik Hammar'n bizi karsna alp, aylaklara ders verir gibi konuma alkanl da sinirime dokunuyor." "Basmakalp birtakm szlerle bilgilik taslamas, deil mi? 'Psikopatlar,' sonra mantk deil de 'lojik! Neymi, efendim? 'Patolojik bir tablo erevesi iinde grmek gerek.' Zart!" Yeni bir sessizlik. Sonra Martin Beck gzlerini Kollberg'e dikerek yle dedi: "Eh, syle bakalm." "Ne syleyeyim?" "Stenstrm o otobste ne aryordu?" "Sorun bu zaten." dedi Kollberg. "Orda ne babasn aryordu? u kz belki. Hani hemire." "Kzla gezmeye km olsa, yanna silah alr myd?" "Alm olabilir. Sert erkek pozlar kesmek iin falan." "yle bir ocuk deildi," dedi Martin Beck. "Bunu sen de benim kadar bilirsin." "Bildiim kadaryla, tabancasn stnden eksik et 88 mezdi. Sen bu konuda onunla kyaslanamazsm. Hele ben, asla! Anlayacan, aynaszlarn tabancal takmndand." "Evet, ama yalnzca grev banda."

"Ben de onu yalnzca grev bandan bilirim zaten." dedi Kollberg kuru bir sesle. "Ben de yle. Ne var ki, o dehet otobsnn ilk len yolcular arasnda olduu gereini de grmezlikten gelemeyiz. Yine de, yamurluunun iki dmesini ap tabancasn karacak zaman bulmu." "Yani yamurluun dmelerini daha nceden am," dedi Kollberg dnceli bir tavrla. "Hem bir ey daha var." "Ne?" "Hammar bugn durum incelemesinde bir sz etti." "Evet," diye mrldand Martin Beck. "u anlamda bir eydi, yanlmyorsam: 'Akla yatkn deil. Toplu cinayet ileyen akl hastas bir katil her eyi bylesine dikkatle tasarlayamaz.'" "Hakl myd dersin?" "lke olarak, evet." "Yani?" "Yani otobste kurun yadran kii akl hastas bir kitle kran deil. Ya da baka bir deyimle, bu ii yalnzca sansasyon yaratmak iin yapmad." Kollberg, kalarnn stnde biriken ter damlacklarn katl bir mendille silmenin ard sra, gzlerini fala bakarcasna bundan ayrmakszn yle dedi: "Ho geldin, Bay Larsson!" "Gunvald m?" "Baka 'Bay' var m burada? Orman kibar beyza89 demiz le kokulu koltuk altlarna sprey skmak iin evinin yolunu tutmadan nce, o stn zeksnn tm parlakln yanstr bir biimde bu ie hi akl erdiremedi-

ini syledi. Bak, bizim stn zek nelere akl erdirememi. Szgelii, neden deli kendi canna da kymam ya da kan tuttuu iin orda kalp tutuklanmasn beklememi? Sevdin mi?" "Kanmca, Gunvald' hi nemsemiyorsun. Dahas, kmsyorsun," dedi Martin Beck. "Yanlyor muyum?" Kollberg sinirlice omuz silkti: "Hadiii! Sen de u sezgilerine kulak vere vere, kafada bir de akl denen ey olduunu unutageldin. Sanki bir tane yetmezmi gibi, al bir Gunvald daha! Brak samalamay! Bal gibi toplu cinayet bu. Tersini syleyenin alnn karlarm. Bu bir! kinci, katil zr delinin teki. Belki u sra evinde TV'nin karsna geip kurulmu, yaratt heyecan dalgasyla neesini buluyordur. Ya da bir kede oktan kendi canna kymtr. Aslnda Stenstrm'n silahl oluunun hibir nemi yok. nk huyunu suyunu bilmiyoruz. Byk bir olaslkla, o hemirenin baln yiyordu. Hadi beraber deillerdi diyelim, o zaman da mutlaka baka bir yere ukur zmeye gidiyordu. Hadi bunu da brak, yleyse bir arkadam ziyaret edecekti. Nianls denen kzla kapm olabilir ya da annesi sepetlemiti evden ve de sinema vakti getii iin, gidecek baka yeri de olmadndan, kapa att otobsn iinde bir kar suratla derdine yanyordu belki de." "Cokuya kaplp bas bas barman gereksiz," dedi Martin Beck sakin bir sesle. "Bunlar naslsa renilir." 90 "Evet. Yarn. Ancak yine de, u an yapabileceimiz bir ey var. Hem de herkesten nce."

"Vastberga'ya gidip, alma masasn gzden geirmek," dedi Martin Beck. Kollberg sevinle haykrd: "Aferin sana! Yine kafay altrmaya baladn." Kravatn pantolon cebine tkt ve de ceketine sma sava vermeye koyuldu. Hava nemli ve sisliydi. Gece ayaznn getirdii don aalar, caddeleri ve de dam stlerini bir kefen gibi sarmt. Kollberg n camdan ilerisini grmekte glk ekiyor, araba dnemelerde kaydka, yakas almadk svgleri pe pee sralyordu. Gney polis merkezine dek uzanan yol boyunca yalnz bir kez konutular. Kollberg merak edip sordu: "Bu toptanc katillerde genellikle kaltsal bir bozukluk, soydan gelme bir cani damar var mdr?" Martin Beck de soruyu yle cevaplamt: "Evet, genellikle. Ama bir kural gibi her zaman iin deil." Vastberga merkez binas sessiz ve de kimsesizdi. Hol ap merdiveni ktlar. nc kattaki cam kanatl kaplarn yan duvarnda bulunan kadranda ifreli numara dmelerine bastlar ve de Stenstrm'n odasna girdiler. Kollberg bir an duraksad. Sonra masann bana geip oturarak ekmeceleri yoklad. Hibiri kilitli deildi. Oda temiz ve tendris olmakla birlikte kiilik yanst91 myordu. Stenstrm alma masasnn stne nianlsnn bir resmini bile koymamt. te yandan, kalem tepsisinin iinde kendi iki resmi durmaktayd. Martin Beck nedenini biliyordu. Birka yldr ilk kez Stenstrm

Noel ve de ylbanda ylk iznini kullanacak denli ansl olmutu. O da bu frsattan yararlanarak, Kanarya Adalar'na sefer dzenleyen bir arter uanda hemen iki yer ayrtmt. Resimleri de yeni bir pasaport karmak gerektii iin ektirmiti. ansl! diye dnd Martin Beck, gen memurunun belki de en son ekilmi vesikalk resimlerine bakarken. Bunlarn her ikisi de tm akam gazetelerinin ba sayfalarnda yer alan koca koca resimlerinden ok daha iyiydi. Stenstrm, yirmi dokuz yandan ok daha gen gsteren bir tipteydi, bu resimlerde olduu gibi. Zeki bir grn, drst bir yz anlats ve de arkaya taral koyu kumral salar vard. Bu resimlerde, genellikle olduu gibi, asi bir grnm tayordu. lkin ona, Kollberg'i de iine alan ou meslektalarnca, toy ve beceriksiz, sradan bir memur gzyle baklmt. Hele Kollberg'in alayc taklmalar ve de ona kar taknd sert, hogrsz tutum srgit bir ikence olmutu. Ama imdi bunlar geride kalmt. Martin Beck, henz Kristineberg'deki eski mdrlk binasnda bulunduklar sra Kollberg'le bu konuda aralarnda geen konumay anmsad. O zaman sormutu: "Bu ocukla niye byle urap duruyorsun?" Kollberg de u karl vermiti: "Kendine olan sahte gvenini, o okbilmitik havasn datp yeni bir kiilik kazanmasna yardmc ol92 mak iin. Ona ilerde iyi bir polis olma ans vermek iin. Kapya vurulmadan ieri girilmeyeceini retmek iin."

Kollberg, bu konularda haksz saylmazd. Her neyse, geen yllarla birlikte Stenstrm gelime gstermiti. Geri kap vurmasn asla renememiti, ama iyi bir polis olmay becermiti. Yapt aama ona yetenek kazandrm, ok alr olmu, yarg ve algnn yan sra, en nemlisi, bir lde korku sezme gc kazandrmt. D grnyle polisin ss boncuuydu: Sevimli bir yz, sempatik tavrlar, fizik olarak alml ve de iyi bir atlet. Dorusu, halkn gznde polisi sevimli gsterecek bir simge olarak kapak resimlerinde veya aday heveslendirmek iin reklam posterlerinde kullanlabilirdi. Oysa dier biroklar iin ayn eyi sylemek hi de kolay deildi. Szgelii, kstah tavrlar ve de lopur lopur sarkk etleriyle ikoluun eiinde ya tulumu bir Kollberg, bu konuda en son akla geleceklerden biriydi. Ya, en iyi polislerin ounlukla en can skc kiilerden kt varsaymn yalanlamayan mumya klkl Melander iin ne demeli? Ya da kpkrmz burnuyla tam bir sirk soytarsna benzeyen apal Rnn m posterlerde boy gsterecekti? Hele dev yaps ve de koca koca devrik gzlerin yer ald hi glmeyen somurtuk suratyla hemen herkesin iine korku salan ve hnermi gibi bundan vn duyan Gunvald Larsson mu bu i iin biilmi kaftand? Ya kendisi iin ne demeli? Smkl Martin Beck. Daha geen akam karsna getii aynada ince yzl, geni alnl, dolgun eneli, uzun boylu ve de uursuz durulu bir adamn kurun mavisi bezgin gzlerle sin93 sice kendisine baktn grmt.

Yan sra, Stenstrm'n sahip olduu belirli birtakm zelliklerin tmne ok byk yarar dokunmutu. Martin Beck bir yandan bunlar dnyor, bir yandan da Kollberg'in dzenli bir biimde ekmecelerden karp masann stne dizdii eyay gzden geiriyordu. Fakat imdi Ake Stenstrm adn tam olan kii hakknda bildiklerini kafasnda yakt souk ve yansz bir k altnda inceliyordu. Az ncesi Kungsholmsgatan'da Hammar onlara soruturmann nasl ynetilmesi konusunda ders verircesine hava basarken kendisinin taknm olduu duygusal tavr ban alp gitmiti. O an gemiti ve de bir daha dnmeyecekti. Stenstrm baln rafa kaldrp, niformasn da polis okulundan eski bir snf arkadana sattndan bu yana, Martin Beck'in emrinde alagelmiti. lkin Kristineberg'de, daha sonra da ulusal cinayet masasnda. Ama bu masa o zaman imdiki grev anlay iinde deildi. Kent polisine bal olmakla birlikte, ii bandan akn yerel tara polisine yardm amacyla kurulmu bir tr yldrm ekip grnmnde alagel-mekteydi. Daha sonra, 1964-65 yllar dneminde, tm polis rgt olduu gibi ulusallatrlm ve onlar da zamanla yava yava buraya, Vastberga'ya aktarlmlard. Geen yllarla Kollberg baka grevlere atanm, ana merkezdeki kendi eski yerine getirilmiti. Melan-der de kendi istemiyle ana merkeze alnmt. Ancak Stenstrm hep yannda kalmt. Martin Beck onu be yl akn bir sredir tanyordu ve de saysz sorutur94

mada birlikte almlard. te Stenstrm pratik olarak polis almalar konusunda ne biliyorsa, bu sre iinde renmiti. Bunlar hi de yle azmsanr eyler deildi. Yan sra olgunlam, gvensizliinden byk lde syrlarak utangal da yenmesini bilip iyice pimiti. Baba evinden ayrlm ve de lmne dek yannda kalma isteini syledii gen kadnla birlikte tuttuu yeni kata tanmt. Kendinden ksa sre nce babas lm ve de annesi yeniden Vastmanland'a dnmt. Bu nedenle Martin Beck'in, onun hakknda bilinmesi gereken her eyi bilmesi gerekirdi. Ancak ne tuhaftr ki, ok ey bilmiyordu. Doru, bir genel fikir edinmesine yeterli tm nemli bilgilere sahipti. Stenstrm'n kiiliine k tutan, bir polis olarak baarl ve de baarsz ynlerini belirleyen temel izgiler. Ama bunun tesinde eklenecek ok az ey vard. Tamam, iyi bir insan. Hrsl, metin, akgz ve de renmeye merakl. te yandan olduka sklgan, henz biraz ocuksu, hazrcevap hi deil ve de tmyle ele alnrsa glmece duyusu gelimemi bir kii. Aman canm, aralarnda gelimii kimdi zaten? Belki bir aalk duygusu vard. Edebiyatn her trnden gldr gldr aktarlar yapan ve de tumturakl birtakm szlerle hava basp kiinin aklm kartran Kollberg yznden. Bir seferinde, Stenstrm iki metre tede durmu ne yapmak gerektiini dnrken, kilitli kapy bir tekmede ardna dayayp ieri girerek baltal manyak katili tek tokatta yere baygn seren ve de on be saniyede ii bitiren 95

Gunvald Larsson yznden. Bir kez grd, okuduu ya da duyduu eyi asla unutmayan ve de hibir olay karsnda kl kprdamayan donuk ifadeli Melander yznden. yi, ama bu tr insanlar iinde kim aalk duygusuna kaplmazd ki? Onun hakknda niye bylesine az ey biliyordu? Gzlem noksanl m? Dikkatinden kaan bir ey mi vard ya da dikkat edilecek baka bir yan yok muydu? Martin Beck sa diplerini parmak ularyla ovuturdu ve de Kollberg'in masa stne sralad eyleri inceledi. Stenstrm'n bo tutkular vard. Szgelii, saatinin saniyesi saniyesine tam zaman gstermesi gerektiine ilikin sama dakiklik. Bunun bir ernei masasnn stndeki ve iindeki kl krk yararcasna titizlikle de yansyordu. Evrak, evrak ve de yine evrak. Rapor kopyalar, notlar, duruma tutanaklar, teksirli genelgeler ve de yeni basm hukuk kitaplar. Tm de dzgn ynlar eklinde dzenlenmiti. En kiisel eyleri bir kutu kibritle bir paket almadk ikletti. Stenstrm sigara ve iklet kullanmadna gre, herhalde bunlar ziyaretilerine bir tr hizmet amacyla burada bulunduruyor olmalyd. Kollberg derin derin iini ekip yle dedi: "Eer o otobste oturan ben olsaydm, imdi Stenstrm'le sen ekmelerimi didikliyor olacaktnz. iniz bylesine kolay da olmayacak, ananzdan emdiiniz st burnunuzdan gelecekti. stelik anm karalayacak kim bilir neler bulacaktnz oralarda." 96

Martin Beck, Kollberg'in ekmelerinin neye benzediini ok iyi kestirmesine karn, yine de herhangi bir yorumda bulunmaktan kand. "Ama burada bulduklarmz kimsenin ansn karalayamaz," dedi Kollberg. Martin Beck yine karlk vermedi. Tm evrak sessizce, abucak ve de dikkatle incelediler. Hemen tantlamaktan uzak kaldklar ya da yadrgar olduklar hibir ey yoktu. Her ey olmas gerektii gibi yerli yerindeydi. Tm notlar ve dosyalar, Stenstrm'n zerinde alt soruturmalarla ilgili, bildikleri konulard. En sonunda tek bir ey kalmt. Drt ke, kahverengi bir zarf. Mhrl ve kalncayd. "Bu ne olabilir?" diye sordu Kollberg. "A da gr." Kollberg zarf elinde evirip evirdi: "Amma da sk skya kapam. u yaptrc bantlara bak. rmcek a gibi gezdirmi." Omuz silkti, kalem tepsisinden kt aacan ald ve de zarf cart cart keserek at. "Hmmm!" diye mrldand Kollberg. "Stenstrm'n fotoraf olduunu bilmezdim." Resim destesini iskambil ktlar gibi aralayp baktktan sonra nne yayd: "Hele byle meraklar olduu aklmn ucundan gemezdi." Martin Beck clz bir sesle, "Nianls o," dedi. "Nianl mianl bilmem ben, arkada. Meer ne ince zevk sahibi hergeleymi!" Martin Beck resimlere grev zoruyla yle bir gz

Glen Polis / F7 07 att ve de hemen iini o her zamanki tatsz duygu kaplad. Bakalarnn zel yaamlarna ilikin birtakm eylere ne zaman burnunu sokmak zorunluluunda kalsa, teden beri iini bir utan dalgas sarard. Kendiliinden olan kanlmaz bir tepkiydi bu. Polis mesleinde geirdii yirmi be yldan sonra bile bu duygunun stesinden gelememiti. Kollberg'in bylesi duygulara ayracak zaman yoktu. Kald ki, ehvetli bir erkekti. Hayranlkla ve de az sulanarak, "Hey ulu Tanrm! Ne para be!" dedi. Bir anda resimlerin iine dmt. "Bak, elleri stnde de durabiliyor," diye sylendi. "Byle bir kadn olduuna ryamda grsem inanmazdm." "Canm, daha nce de grdn sen onu." "Evet, ama giyimli. Bunlar ok ayr eylerdir." Kollberg haklyd, ama Martin Beck sessiz kalmay yeledi. Daha sonra syledii tek ey u oldu: "Yarn onu bir kez daha greceksin." "Evet," dedi Kollberg. "Dakikalar saymaya baladm bile." Resimleri toparlayp, gerisin geri zarfn iine doldurdu ve dedi ki: "Yataklar daha fazla bekletmeyelim. Ben seni evine atarm." I sndrp ktlar. Arabada Martin Beck sordu:

"Dn gece nasl oldu da Norra Stationsgatan'da birden bitiverdin? Ben telefon ettiimde, Gun nerde olduunu bilmiyordu ve de benden ok nce olay yerine .9 gelmitin. Bir aklamas var m bunun?" "Yalnzca rastlant. Ne aklamas olacak? Senden ayrldktan sonra, kent dorultusunda yrdm. Tam Skanstull Kprs zerinde, devriye arabas iindeki iki memur beni tand. Telsizden alarm henz almlard ve beni kaptklar gibi doruca oraya gtrdler. lk varanlardan biri saylrm." Uzun bir sre konumakszn oturdular. Neden sonra Kollberg, zm bekler bir tonda sordu: "Bu resimleri ne yapacakt dersin? Niin alma masasnda tutuyordu?" "Bakmak iin." diye cevaplad Martin Beck. "Elbette. Ama yine de..." 99 89 Martin Beck aramba sabah evden kmazdan nce Kollberg'e telefon at. Konumalar ksa ve de konuya ilikindi. "Kollberg." "Selam. Ben Martin. imdi kyorum." "Tamam." Tren, Skarmarbrink metro istasyonuna girdiinde, Kollberg peronda bekliyordu. Son vagona binmeyi bir alkanlk haline getirmilerdi. Bylece, dzenlemeksizin bile kente kadar birlikte yolculuk etme frsatm buluyorlard. Medborgarplatsen'de inip Folkungagatan'a ktlar. Saat dokuzu yirmi geiyordu ve de alam suratl bir gne

kurun rengi bulut perdeleri ardndan yeryzne bakt. Dondurucu rzgra kar pards yakalarn kaldrdlar. Folkungagatan boyunca douya yneldiler. stgtagatan'a sapan keyi dnmlerdi ki, Koll-100 berg sordu; "Yaral adam nasl, haberin var m? u Schwerin?" "Evet, bu sabah hastaneyi aradm. Ameliyatlar onu canl tutacak denli baarl gemi. Ne var ki, hl kendinde deil ve de doktorlar adam kendine gelene dek sonu konusunda bir ey syleyemiyorlar." "Kendine gelecek miymi?" Martin Beck omuzlarn kaldrd: "Bilemiyorlar. Umarm yaar." "Bakalm gazeteler kokusunu ne zaman alacak?" "Karolinska'dan azlarn mhrl tutacaklar konusunda sz verdiler," dedi Martin Beck. "Evet, ama gazetecilerin de ne mal olduklarn bilirsin. Tam slk." Tjarhovsgatan'a saptktan sonra 18 numaraya dek yrdler. Giriteki kiraclar listesinde TORELL adn buldular. Fakat iki kat yukarnn kap stndeki levhas iinde ini mrekkeple AKE STENSTRM yazl bir beyaz kart vard. Kapy ufak tefek bir kz at. Martin Beck gz kararyla hemen ona orda 1,57 boy biti. Kapy ikisinin ardndan kaparken: "Girin ieri de pardslerinizi karn." dedi. Sesi ksk ve de olduka bouk kmt. Asa Treli, bacaklarn smsk saran bir siyah pantolon ve de glhatmi iei mavisi el rgs bir polo kazak

giymiti. Ayaklarna birka numara byk gelen boz rengi kaln ski oraplar geirmiti ki, grne baklrsa Stenstrm'n olmalydlar. Kestane rengi gzleri vard ve de koyu kumral salar ok ksa kesilmiti. 101 gen biimli yzne ne irin denebilirdi ne de gzel. Olsa olsa, arpc ve zgn olarak tanmlanabilirdi. Darack omuz ve kalalaryla ince bir yapya sahipti. Gsleri yok denecek denli kkt. Martin Beck ile Kollberg apkalarn rafta Stenst-rm'n eski balnn yanna brakp yamurluklarn karrlarken, kaderine boyun emi bir sessizlik iinde ayakta bekliyordu. Sonra onlar ieri buyur etti. Her iki penceresi de caddeye bakan oturma odasnn sevimli ve huzur verici bir havas vard. Duvarn birini boydan boya koca bir kitaplk kaplyordu. Kenarlar oymal ve de st ek paralyd. Bunun ve deri kapl bir gmme koltuun dnda kalan dier demelik eyalar olduka yeni grnyorlard. ingene krmzs bir makine hals tabann byk blmn kaplamaktayd. nce yn perdeler de ayn renk tonundayd. Oda dzgn bir biimden yoksundu. tedeki kede, ksa bir geit mutfaa alyordu. Koridorun ak bir kapsndan br odalar gzkyordu. Mutfakla yatak odas geri yandaki avluya bakmadayd. Asa Treli deri koltua bzlerek ayaklarn altnda toplad. Martin Beck'le Kollberg kzn gsterdii safari koltuklara geip oturdular. Gen kadnla aralarnda yer alan alak masann stndeki kl taba tepeleme sigara izmariti doluydu.

"Sizi bu ekilde rahatsz etmek zorunda kaldmz iin ne denli zldmz umarm anlam olacaksnz," dedi Martin Beck. "Ne var ki, en ksa zamanda sizle grmemizin nemi bykt." Asa Treli hemen cevap vermedi. Kl tabann bir kenarnda ttegelen sigaray dudaklarnn arasna g 102 trp, dumann derin derin iine ekti. .Elleri hafife titriyor ve gz altlarnda olumu siyah halkalar arada seiriyordu. "Sizleri ok iyi anlyorum," dedi en sonunda. "stelik gelmekle de ok iyi ettiniz. Bu koltukta tneyip duruyorum, o zamandan... ey, haberi aldmdan bu yana... burada oturmu, bunun gerek olduuna inandrmaya alyorum kendimi." "Bn. Treli," diye sze balad Kollberg. "Buraya gelip sizle kalacak kimseniz yok mu?" Kz ban sarsaladi: "Yok. Kald ki, kimseleri istemiyorum burada ben." "Ana-babanz?" Yine ban sarsaladi: "Anacm geen yl ld. Babam leliyse yirmi yl oldu." Martin Beck ne doru eilip ona daha yakndan bakt ve de ard sra sordu: "Hi uyudunuz mu?" "Bilmiyorum. Dn buraya gelenler bana iki hap verdiler. Demek ki, bir sre uyumu olmalym. Zarar yok. Her ey dzelecek. Kendime geleceim." Sigarasn sndrrken, gzleri inik, mrldand: "Yalnz ne var ki onun lm olduu gereine kendimi altrmam gerek, ite bu, biraz zaman alabilir."

Ne Martin Beck ne de Kollberg sylenecek bir ey bulamadlar. Martin Beck anszn odann ok havasz olduunu ve de youn bir sigara dumanyla kapl bulunduunu fark etti. Ar bir sessizlik altnda eziliyorlard. En sonunda Kollberg grtlan temizledi ve de ciddi bir sesle yle dedi: 103 "Bn. Treli, size Stenst... Ake konusunda bir iki ey sormamzn sakncas var m?" Asa Treli gzlerini ar ar kaldrd. Anszn ileri aydnland, sonra da glmsedi: "Bakn. Sizleri herhalde Bakomiser Beck ve Komiser Kollberg diye armam istemezsiniz, deil mi? Bana Asa demelisiniz, nk ben sizlere Martin ve Len-nart diye sesleneceim. Grdnz m? Bir bakma, ikinizi de ok iyi tanyorum saylr." Her ikisine de ayr ayr yaramazca baktktan sonra ekledi: "Ake dolaysyla, hi kukusuz. ok iyi anlardk. Birka yldr burada oturuyorduk." Kollberg ile Beck, ifte cenazeciler, diye dnd Martin Beck. Kafan kt fikirlerden art, olum. Kz bizden. Kollberg daha az ciddi olan bir sesle, "Biz de sizden sz edildiini duyduk," dedi. Asa zld gibi kalkt ve de gidip bir cam at. Sonra kl taban alarak mutfaa geti. Yzndeki bahar havas gitmi, yerini kara bulutlar kaplamt. Baka bir kl tabayla dnd ve de yine koltukta kedi gibi bzld. "Ltfen olanlar anlatr msnz bana?" diye ortalama konutu. "Dn ok ey anlatlmad. Gazeteleri de okuyacak deilim."

Martin Beck bir Florida yakt. "Anlataym," dedi. Durum incelemesinin bir bakma tekrarn ona aktarrken, kz gzlerini bir an olsun stnden ayrmadan, yerinde kprdamasz oturdu. Ancak belirli kimi ayrntlar atlad. Sonu geldiinde, Asa dedi ki: 104 "Ake nereye gidiyordu? O otobste ne ii vard?" Kollberg Martin Beck'le baktktan sonra u karl verdi: "Biz de bunu sizden reneceimizi umuyorduk." Asa Treli ban yandan yana avulladi: "Bu konuda hibir fikrim yok." Martin Beck sordu: "Gnn daha erken saatlerinde ne yaptndan haberiniz var m?" Kz ona akn gzlerle bakt: "Aman nasl olur da bilmezsiniz? Btn gn boyunca alyordu. Hangi iin peinde olduunu mutlaka biliyordunuz." Martin Beck bir an duraksadktan sonra yle dedi: "Onu en son canl olarak Cuma gn grdm. Sabahleyin yle bir uramt." Yerinden frlayp bir sre gezindi durdu. Derken birden karlarna dikildi: "Fakat nasl olur? Hem Cumartesi hem de Pazartesi alyordu. Pazartesi sabah buradan birlikte ktk. Ake'yi Pazartesi gn grmediniz mi?" Baklarn Kollberg'e saplaynca, adam ban sarsaladi: "Nereye gideceini syledi? Vastberga m dedi ya da Kungsholmsgatan m?" Asa bir sre dnd:

"Yo, nereye gittiini hi sylemedi. Tamam, imdi anlald. Demek, kent ii bir i zerinde alyordu." "Cumartesi de mi alt dediniz?" diye sordu Martin Beck. Kz ban sallad: 105 "Evet, ama btn gn deil. Sabahleyin buradan beraberce ktk. Ben saat birde iimi bitirip dosdoru eve dndm. Ake de az sonra kageldi. Alverii de o yapmt, Pazar gn botu. Btn gn bir arada geirdik." Koltua gidip iine gmld, karnna ektii dizleri evresinde ellerini kavuturup balad ve de alt dudan kemirmeye balad. Kollberg sordu: "Ne i zerinde altn size sylemedi mi?" Asa dalgn dalgn, ban sarsalad. "Genellikle ne i zerinde altn sylemez miydi?" diye sordu Martin Beck. "Yo, sylerdi, sylerdi. Birbirimizden hi saklmz gizlimiz yoktu. Her eyi anlatrdk karlkl. Ama son zamanlarda deil. Son ii konusunda tek sz etmedi. Bu konuda benle konumamasn garipsemitim dorusu. Oysa sorunlarn deiik ynlerini oturur konuurduk hep. zellikle zorlu ve girift olanlar bana amadan edemezdi. Ama belki de yasak kondu diye..." Szn yarda kesip sesini ykseltti: "Hem sonra, bana niye soruyorsunuz? Onun stleri sizlerdiniz. Eer bunlar bana polise ilikin bir sr verip vermediini renmek iin soruyorsanz, inann ki, byle bir ey yapmad. Son hafta iinde, bu ii konusunda tek sz etmedi."

"Belki de size anlatacak nemli bir ey yoktu," dedi Kollberg yattrc bir sesle. "Son hafta olaand bir durgunluk iinde gemiti. Bir bakma, tatildeydik denebilir." Asa gzlerini iri iri aarak ona serte bakt: "Siz 106 benle alay m ediyorsunuz? Nasl byle dersiniz? Bildiim kadaryla, Ake'nin can kyordu. Yalnz gndzleri almakla kalsa iyi, geceleri de sabahlara dek i peinde koturmaktayd." 107 96 Rnn kolundaki saate bakp esnedi. Gzleri, tekerlekli sedyeye ve de stnde yatan kiiye kayd. Tanm dnda sarmalanp sarglanm olarak soluk alyordu. Derken baklar o karmak aygta takld. Herhalde yaral adam canl tutmak iin gerekli buseydi. Banda bekleyen orta yal suratsz hemire de bunun gerektii gibi almasndan sorumlu olmalyd. te u an yatkn elleri o tepetaklak durup tp tp damlayan ielerden birini deitiriyordu. Hareketleri abuk ve llyd. Uzun yllarn eitimini ve de oyalanmadan sonuca ulamann kvrakln yanstmaktayd. Rnn iini ekti ve de maskn ardndan yine esnedi. Hemire hemen bunun farkna vararak ona ters bir bak frlatt. Yaln beyaz duvarl ve donuk kl bu antiseptik tecrit odasnda ok uzun saatler geirmiti. Hele ameliyat salonunun nndeki koridorda att admlar t108

kenmek bilmemiti. Dahas, zamannn byk blmn Ullholm adnda biriyle paylamak zorunluluunda kalmt. Bu adam daha nce hi grmemi olduu halde, neden sonra sivil bir dedektif kimliinde karsna dikilivermiti? Neden bunu en bandan aklamamt? te akl erdiremedii bir nokta. Rnn an canl ansiklopedilerinden biri deildi. stelik bilgilik taslayarak hava basmasn da bilmezdi. Kendi halinde, yaamndan genellikle honut ve de her eyin olduu gibi kalmasna duac, bir yiyip bin kreden bir kiiydi. Aslnda onu yararl ve yetenekli bir polis klan da bu nitelikleriydi. Olaylara basit ve dz bir gr asndan bakard. Olmadk glkler ve de sorunlar yaratma yeteneinden yoksundu. ou insanlar sever ve de ou insanlar da ondan holanrlard. Ne var ki, Rnn gibi karmak gr asndan uzak biri iin bile, bu Ullholm insan kanna susam bir canavar ve de gerici akmn tam aptalca bir simgesi olarak gzkmt. Bir kez bu Ullholm hibir eyden honut deildi. Hayrettir, hi de dk olmayan aylk kat saysndan tutun da, etkin sert nlemler almay beceremeyen Emniyet Genel Mdr'ne dek uzanan bir doyumsuzluk yolu. ocuklara manevi ahlak ve toplum terbiyesi retmedikleri iin okullara karyd. Polis rgt iinde disiplinin ok gevek olduundan yaknmay azna sakz etmiti. Rnn iin bugne dek hibir kayg ve de baars 109

nedeni olmam snf yurtta zellikle can dmanlaryd: yabanclar, genler ve de sosyalistler. Ullholm ayrca polis devriyelerinin sakal brakmasna izin verilmesini de rezillik olarak nitelendiriyordu. "Hadi bilemedin, en oundan burun glgesi bir byk," dedi. "Kald ki, bu bile bir rtbeden sonra olmal. Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" 1930'lardan bu yana toplumda dirlik ve dzenlik kalmad kansn tayordu. Cinayet ve iddet olaylarnn byk lde artma nedenini polisin gerekli askeri eitimden gememesine ve de eskisi gibi kl kuanmamasna balayp kt iin iinden. Hele ahlaka km, disiplinsiz bir toplumda eski sol ynl trafiin kaldrlp yerine sa ynl trafiin benimsenmesi, lkenin batmasn abuklatrr rezilce bir yanlgdan te bir ey deildi. "zellikle fuhu ve zinann artmasna yardmc bir karar," dedi. "Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" "Vay!" diye bir nlem kt Rnn'n azndan. "Artar, efendim. Fuhu ve zina artar. Nedenine gelince, dnebilirlik salayan cepli geni caddeler ve de karayollar boyunca park etme kolaylklar. Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" Her eyi bilen ve de her eyden anlayan yaman bir adamd. Ancak bir konuda Rnn'n bilgisine bavurma zorunluluunu duydu. Sze yle balamt: "te tm bu lakalklar grnce, iimde doaya dnme zlemi uyanyor. Eer tm Laponya o pis La-ponlarla kaynamasayd, bir dakika durmaz, kendimi

110 da balarna atardm. Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" "Ben bir Lapon kzyla evliyim," dedi Rnn. Ullholm ona tiksintiyle kark bir merakla bakt. Sesini alaltarak unlar syledi: "ok ilgin olduu kadar da olaanst bir ey. Laponlarn kuyruklu olduklar doru mu?" "Hayr," dedi Rnn bezgince. "Hibir doru yan yok. Biroklarnn kafasna yerleegelml yanl bir fikir." Asl Rnn' meraklandran bir nokta vard: Acaba neden bu adam imdiye dek kayp ve danma brosuna atlp kzaa ekilmemiti? Ullholm her konuda cart curt edip astar yrttktan sonra, amansz eletirilerinin ilkelerini u szlerle sonuca balyordu: "Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" Bu arada Rnn'n anlad yalnzca iki ey vard. Bir: Yneltmi olduu masumca bir soru zerine soruturma merkezinde olagelenler. Oysa kendi sadece unu renmek istemiti: "Hastanede grevli kii kim?" Kollberg nndeki ktlar ilgisizce kartrp yle demiti: "Ullholm adnda biri." Bu ad tanyagelen bir tek Gunvald Larsson km, o da hop diye yerinden frlayp haykrmt: "Ne!... Kim?" "Ullholm," diye yinelemiti Kollberg. "Hemen engel olunmal! Asl ona deli gmlei giydirecek biri gerek. Herif zr deli! Az ok akl banda birini gndermeli hastaneye. Zaman yitirmeden!"

111 te bu az ok akl banda kii de Rnn oluvermiti. Yine de masumca bir ey daha sormutu: "Onu nbetten alacak mym?" "Nbetten almak m? Hayr, bu olanaksz. O zaman atlatldn, ayann kaydrldn sanr. Yzlerce dileke uurur her yana. Emniyet Genel Mdrlne kar sivil dantayda dava bile aar. Adalet Bakan'na kar." Ve de Rnn kapya ynelmiken, Gunvald Larsson kendisine son bir uyarda bulunmutu: "Einar!" "Evet?" "Bak, olum. lm belgesini grmeden sakn tankla konumasna izin verme. Hadi imdi!" ki: Bu grl grl sama szler aktan barajn azn tkamalyd. En sonunda kuramsal bir zm yolu buldu. Uygulad ve de ylesine bir gidiim gsterdi: Ullholm, uluorta balatt uzunca bir demeci u szlerle balamt: "Elbette bunu sylemek bile yersiz, ama yine de bir kez daha belirtmek isterim ki, birey olarak, bir tutucu olarak ve de en nemlisi zgr demokratik bir lkenin yurtta olarak, renk, rk ve deiik grler tamalar bakmndan insanlar arasnda en kk bir ayrm yapmam. Ama bir de karnca gibi Yahudi ve komnist kaynaan bir polis ordusu gz nne getir. Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" te bunun zerine Rnn masknn ardndan grtlan hafife temizleyerek unlar demiti: "Evet. Ama ben de bir gerei belirtmek isterim ki, o kar olduunuz sosyalistlerden biri de benim. Bu ne 112

denle..." "Yani komnist mi?" "Evet. Su katlmadk bir komnist." Ullholm dilini yutmuasma suspus olup pencerenin nne gitmiti. imdi iki saattir orda dikilmi duruyordu. evresini kuatan ihanet dnyasn ask bir suratla izliyordu. Schwerin kez ameliyat edilmiti. Her iki kurun da bedeninden karlmt. Ne var ki, doktorlardan hibiri belirgin bir iyimserlik iinde grnmyordu. Rnn ise hepsine ayr ayr ynelttii sorulara kar tek cevap almt: omuz silkmesi. Fakat bir eyrek saat kadar nce tecrit odasna giren cerrahlardan biri demiti ki: "Eer komadan kaca varsa, nmzdeki yarm saat iinde kar." "Yaayacak m?" Doktor, Rnn'e tepeden bakarak unlar sylemiti: "Aslnda olanaksz. Salam bir fizii var elbette ve de genel durumu iyiye doru gidiyor." Rnn sedyede yatan adama acyarak bakt. Salk durumu iyiye gitmeyen ya da kt olan kii ne halde bulunurdu acaba? Uzun uzun dnp tanarak iki soru hazrlam ve de unutma endiesi iinde bunlar not defterine geirmiti. lki uydu: Ate eden kimdi? Ve de ikincisi: Nasl biriydi? Yan sra baka bir iki hazrlk daha yapmt: TaGiilen Polis / F8 113

nr transistorlu teybini sedyenin baucundaki iskemlenin zerine yerletirmi, mikrofonu prizine takp kordonundan iskemle arkalna asmt. Ullholm bu ilevlerin hibirine en kk bir ilgi gstermeksizin, arada pencere nndeki yerinden Rnn'e eletiren baklar atmakla yetinmiti. Duvar saati ikiyi yirmi alt dakika getiini gsteriyordu ki, hemire anszn yaral adamn stne eildi. Bir yandan abuk ve sabrsz el hareketleriyle iki polisi arrken, bir yandan da br elini uzatarak zili ald. Rnn ipak koturup mikrofonu kavrad. "Kendine geliyor, sanrm," dedi hemire. Yaral adamn yz bir deiim iine girmi grnyordu. Gzkapaklar ve de burun deliklerinin kanatlan titredi. "Evet," diye fsldad hemire. "imdi!" Rnn mikrofonu uzatp sordu: "Ate eden kimdi?" Tepki yok. Bir an sonra Rnn ayn soruyu yineledi: "Ate eden kimdi?" imdi adamn dudaklar kprdad ve de bir ey dedi. Rnn ikinci soruyu yneltmek iin ancak iki saniye bekledi: "Nasl biriydi?" Yaral adam yine tepki gsterdi ve de bu kez cevap daha belirgindi. Odaya bir doktor girdi. Rnn iki numaral soruyu yinelemek iin tam azn amt ki, sedyede uzanm yatan adam ban sola evirdi. Alt ene sarkt ve de kpkl bir kan lapas dudaklar arasndan fkrp ak yast ala bulad. 114

Rnn gzlerini doktora kaldrd. Beyaz gmlekli adam aralarn yle bir yokladktan sonra ciddi bir tavrla ban sallad. Ullholm, Rnn'n yanma gelip att: "Sen bu yaptna sorgulama m diyorsun?" Sonra sesini perde perde ykselterek arln iyice ortaya koydu: "imdi beni dinle, cieri metelik etmez adam! Senin karnda Dedektif Komiser Ullholm konuuyor... "Adam ld," diye fsldad Rnn. Ullholm onu fkeyle szd ve de azndan tkrrcesine tek bir szck kt:. "aylak!" Rnn mikrofonun fiini ekip kard ve de teybi pencere nne gtrd. Bant makarasn iaretparmayla zene bezene geri evirdi, sonra da ses dmesine bast. "Ate eden kimdi?" "Nrnm." "Nasl biriydi?" "Koleson." "Ne anladnz bundan?" diye sordu. Ullholm en azndan on saniye Rnn'e dimdik bakt. Sonra yle dedi: "Ne mi anladm? Syleyeyim: Seni grevini ktye kullanmaktan ikyet edeceim. Elde olan bir ey deil. Efendim? Demek istediimi anlyorsun ya?" Topuklar stnde serte dnd ve de kaz admlarla, rap rap odadan kt gitti. Rnn pei sra acyarak bakt. 115 103

Polis merkezinin anakapsndan kan Martin Beck, dondurucu bir rzgrn nne katp srkledii kar taneciklerinin ine gibi attran saana altnda kald. Soluk almak iin bir an duraklad. Bam deli rzgra kar eerek bir abuk paltosunun dmelerini ilikledi. Ayn gnn sabah nga'nm stelemeleri karsnda en sonunda havlu atp, dondurucu souk ve de nezlesine nlem olarak paltosunu giymekten baka kar yol bulamamt. Yn atksn boynuna iyice dolayarak, kentin merkezi dorultusunda yrmeye koyuldu. Agnegatan' gemiti ki, aknca duralad. Hangi otobse bineceini bilemiyordu. Eyll'den bu yana sa ynl trafik dzeni uygulanr olal, yeni troley gzerghlarm tam anlamyla henz kafasna yerletirememiti. Bir araba tam yan banda znk diye durdu. Gun-vald Larsson cam indirip seslendi: "Atla!" 116 Martin Beck gkte aradn yerde bulmuasna bir sevin iinde arabann n yanma kuruldu: "f be! Ne berbat hava. K yeniden balar balamaz, insan yaz diye bir mevsimden getiini unutuve-riyor. Nereye?" "Vastmannagatan." diye karlk verdi Gunvald Larsson... Otobsteki u yal kadnn kzyla konuacam." "Gzel," dedi Martin Beck. "Beni de Sabbatsberg Hastanesi nnde indirirsin." Kungsbron boyunca yol alp, eski hal binasn geride braktlar. Minik kar tanecikleri dne savrula n cama saplanyordu.

"Bu tr karn bir eye yarar olmaz," diye homurdand Gunvald Larsson. "Tutmaz bile. te byle uuup, nn grmeni engeller sadece." Martin Beck'in tersine, Gunvald Larsson bir oto hastasyd ve de ok iyi bir src olarak bilinirdi. Vasagatan' izleyerek Norra Bantorget'e ktlar. Norra Latin Ortaokulu nnde 47 numaral hat zerinde alan bir ift katl otobs getiler. "Ih!" diye nledi Martin Beck. "Bundan byle, u otobslerden birini ne zaman grsek yreimiz burkulacak." Gunvald Larsson ardna ipak bir gz att: "Ayn tr deil. Bu bir Alman otobs. Bssing." Bir dakika falan gemiti ki, yle dedi: "Benle Assarsson'un karsn grmeye gelir misin? Otobsteki kaputlu herif hani. Saat te orda olacam." "Bilemiyorum," karlnda bulundu Martin Beck. 117 "Madem ayn semttesin, grmek istersin diye dnmtm. Sabbatsberg'den yalnzca bir blok tede. Sonra seni yine ben gtrrm geri." "Belki. u hemireyle iimin kata biteceine bal." Dalagatan ile Tegnergatan'n kesitii kede, sar koruma balkl ve de eli krmz bayrakl bir adam nlerine kt. Sabbatsberg Hastanesi snrlar iinde kalan blgede geni apta bir yap deiiklii ilevi sregelmedeydi. Yklmakta olan eskilerin yerine yeni yaplar ykselmeye balamt bile. Bugnlerde, Dalagatan'a doru uzanmakta olan yksek kayalklar dinamitleyip uuruyorlard. Patlamann gmbrts apart-

man duvarlar arasnda henz dalga dalga yanklar uyandrrken, Gunvald Larsson dedi ki: "Neden u Stockholm' bir defada kknden havaya uurup temizlemiyorlar da, byle blk prk gertiyorlar? Ronald Reagan myd, neydi herifin ad, onun Vietnam iin syledii gibi yapmallar: Yk ne varsa, dk asfalt gemii knal lkeye, uluslararas park yeri yap, olsun bitsin. Sanki kent planclar ilerini sona erdirdiinde, buras daha iyi mi olacak o herifin ngrsnden?" Martin Beck, Eastman Enstits giriine en yakn olan noktada arabadan indi. Buras doum ve kadn hastalklar blmlerini kapsyordu. Kaplarn nndeki oto-dn alan botu. Cam kaplarn ardnda durmu yolunu gzleyen deri paltolu kadn ancak iyice yaklatktan sonra seebildi. Dar urayp nn kesti: "Bakomiser Beck mi? Ben Monika Granholm." 118 Adamn elini bir demir pene iine alp cokuyla skt. Polis, kemiklerinin atrdadn duyar gibi oldu ve de bu ebe hemiresinin yeni domu bebeleri de ayn gle elleri arasnda skmamas umudunda bulunarak acy sineye ekti. Kadn, yaklak olarak Martin Beck'in boyunda ve de ondan ok daha iriydi. Yznn teni gergin, yanaklar pespembeydi. Dileri beyaz ve iri iri. Ak kumral salar youn ve dalgal. Gzel gzlerinin iri bebekleri sayla ayn rengi tayordu. Evet, kadnn her yanndan salk ve gllk fkryordu.

Otobste ls bulunan kz, ufak tefek ve ince yaplyd. Bu oda arkadayla kyaslannca, gardrop yannda cam bardak gibi kalyor olmalyd. Dalagatan'dan yana yrdler. "Wasahof'a girsek olur mu?" diye sordu Monika Granholm. "Tam sokan karsnda. Bo mideyle hi konuamam." le yemei saati gemi olduundan, lokantada birka bo masa vard. Martin Beck can kenar bir masa setiyse de, Monika Granholm ortalarda bir yerde oturmay ye tuttu. "Hastaneden birinin bizi grmesini istemem," dedi. "Orann nasl dedikodu yuvas olduunu bilemezsiniz." Bu sz onaylatmak istercesine, bir yandan nne konan bir tabak tepeleme kfte ve kzarm patatesi itahla attrrken, te yandan da Martin Beck'e seme dedikodulardan birtakm rnek paralar aktaryordu. Martin Beck onu kirpik altndan imrenerek izlemekteydi. Her zaman olduunca, yine ackmamt. Sadece biraz midesi yanyordu ve de durumunu daha ktletir119 mek iin kahve imekteydi. Yemei boyunca kadna hi ilimedi. Sonlara doru artk sz tam l meslektana getirecekti ki, kadn taba nnden iteleyip afiyetle geirdi ve de yle dedi: "Oh, imdi kendime geldim! Artk dilediiniz gibi beni soru yamuruna tutabilir, ben de size kova kova cevap verebilirim. Ama ilkin ben size bir ey sorabilir miyim?" Martin Beck ona Florida paketini tutarken, "Elbette sorabilirsiniz," diye karlk verdi. Kadn bam avulladu

"Yo, sigara kullanmam, teekkrler. O manyak katili yakaladnz m?" "Hayr," dedi Martin Beck. "Henz deil." "Herkes panik iinde, biliyor musunuz? Doumda alan kzlardan biri artk ie otobsle gelip gitmez oldu. Manyan elinde makineli tabancasyla anszn otobsn orta yerinde bitivereceini sanyor. Olaydan bu yana taksiyle gidip geliyor hastaneye. Ne yapp edip, onu mutlaka yakalamalsnz." Buyurur gibi bakan gzlerini Martin Beck'e dikmiti. "Elden geleni yapyoruz," dedi adam ezile bzle. Kadnn ba salland: "Aferin." "Saolun." "Britt konusunda renmek istediiniz nedir?" "Onu ne denli tanrdnz? Ne zamandan beri ikiniz ayn daireyi paylayorsunuz?" "Onu benden iyi tanyan kimse yoktu sanrm. yldr da oda arkadaydk. Yani Sabb'da ie baladndan bu yana. Dnyann en iyi arkada ve de ok ye120 tenekli bir hemireydi. Zayf nahif olmasna karn, ok ok alrd. rnek bir hemire. Kendini asla esirgemezdi." Kahve kabn alp Martin Beck'in fincann doldurdu. "Teekkr ederim," dedi adam. "Bir erkek arkada yok muydu?" "Vard ya! ok harika bir ocuk. Resmen nianl olduklarn sanmyorum, ama onunla ayr kata kacan bana sezindirmiti. Kanmca, yeni ylda evleneceklerdi. ocuk daireyi tutmutu bile."

"Birbirlerini oktan m tanyorlard?" Kadn baparmak trnan dileyerek uzun uzun dnd: "En azndan on ay oldu. Gen bir doktor. Kzlar doktorlarla evlenme ansn elde etmek iin hemirelik mesleini seer derlerse de, Britt'i bu kuraln dnda tutmak gerekir. ok sklgan ve de nedense erkeklerden rknt duyan bir kzd. Sonra geen k viziteye yazlmt. Anemik bnye olduu iin belli gnlerde genellikle dem srerdi ve de sk sk salk yoklamasndan gemesi gerekirdi. te BertilTe byle tant. Tam bir yldrm ak. Tedavinin deil, ama akn kendisini iyiletirdiini syler dururdu." Martin Beck can sksyla i geirdi. Kadn kukuyla sordu: "Ne yani? Yldrm akna kar msnz?" "Yo, byle bir ey demedim. ok erkek tanr myd?" Monika Granholm glmseyip ban sarsaladi: "Yalnzca hastanede tandklar. ok tutuk bir kzd. Bu Bertil'i tanyana dek bir erkekle iliki kurmu ol121 duunu sanmyorum." Masada parmayla ekiller iziyordu. Birden ka atp Martin Beck'e bakt: "lgilendiiniz konu onun ak yaam m? Bunun iinizle olan ilintisi nedir?" Martin Beck i cebinden czdann karp masann stnde kendi nne brakt: "Otobste Britt Danielsson'un yannda bir adam oturuyordu. Bir polis olan bu adamn ad Ake Stenstrm idi. Miss Danielsson'la tantklar ve de otobste

beraber olduklarndan kukulanmamz iin birtakm nedenler var. lgimizi ektii iin renmek istediimiz nokta u: Miss Danielsson hi Ake Stenstrm adn sz konusu etti mi?" Czdanndan kard Ake Stenstrm'n resmini Monika Granholm'un nne srd: "Bu adam hi grdnz m?" Kadn resme bakp ban sarsalad. Sonra brakt yerden yine alarak daha yakndan inceledi: "Evet, grdm ya! Gazetelerde. Ne var ki, bu resim daha iyi km," Resmi geri verirken de ekledi: "Britt bu adam tanmazd. Bu konuda yemin edebilirim. Ayrca, nianlsndan baka bir erkein evine dek kendisine elik etmesine izin vermi olaca hi dnlemez. nk o tip kzlardan deildi." Martin Beck czdan gerisingeri cebine soktu: "Belki arkadatlar ve..." Kadn ban yandan yana avulladi: "Britt ok drst, ok ekingendi ve de sylemi olduum gibi, erkeklerden son derece rkerdi, korkuya 122 varan bir rknt. Kald ki, Bertil'e srsklam kt. Bu nedenle, bir dier erkee dnp bakaca akla gelmez. Ne arkada olarak ne de baka bir ey olarak. stne stlk, Bertil dnda, benden te dnyada kimseye srrn amazd. Her eyini bana anlatrd. Kusura bakmayn, Bakomiserim. Bu konuda byk yanlg iindesiniz." antasnn iinden para kesesini kard:

"Bebeklerimin yanna dnmem gerek. imdilik on yedi tanesine analk ediyorum." Kesenin iinde parmaklarn dolatrmaya koyulmutu ki, Martin Beck elini uzatp engel oldu: "Devlet babann konuusunuz." Hastanenin bahe kapsnda durduklarnda, Monika Granholm yle dedi: "Birbirlerini tanyor olmalar da mmkn. Neden olmasn? O gn rasgele bulumu iki ocukluk ya da okul arkada olabilirlerdi. Ama bundan te bir ey dnemiyorum. Britt yirmi yana dek Eslv'de yaard. Bu sizin polis nereliymi?" "Hallstahammar!" diye cevaplad Martin Beck. "Bu doktorun Bertil'den baka ad var m?" "Persson." "Nerde oturuyor acaba?" "Gillerbacken 22, Bandhagen." Biraz duraksamayla elini uzatt ve de gvenlik nlemi olarak eldivenini karmad. "Devlet babaya selamlarm iletip, yemek iin teekkr ettiimi bildirin," diyen Monika Granholm, uzun ve alak admlarla bayr aa uzaklat. 123 111 Gunvald Larsson'un arabas Tegnergatan 40'n nnde park etmi duruyordu. Martin Beck saatine baktktan sonra sokak kapsn ap ieri girdi. Saat yirmi getiine gre, her zaman iin dakik bir adam olan Gunvald Larsson, demek yirmi dakikadr Bn. Assarsson'un yannda bulunuyordu. Herhalde bu sre iinde, kadnn kocasnn okula baladndan beri

srdrd yaamn cn ccm karmt. Gunvald Larsson'un sorgu teknii, en batan balayarak her eyi adm adm akla kavuturmakt. Bu yntem etkili olduu kadar, skc ve zaman alcyd. Dairenin kapsn simsiyah giysiler iinde ve gm beyaz kravat takm, orta yal bir adam at. Martin Beck kendini tantp, resmi polis niann gsterdi. Adam elini uzatt: "Ben Ture Assarsson. lnn... ldrlen kiinin aabeyiyim. Ltfen buyrun. Meslektanz bir sredir burada." 124 Martin Beck'in paltosunu karp asmasn bekledi. Sonra uzunca ift kaplar arasndan geerek yol gsterdi. "Marta, yavrucuum. Bu Bay, Bakomiser Beck," dedi. Oturma odas geni ve de olduka karanlkt. metreden uzun, yulaf rengi bodur bir kanepenin stnde siyah jarse etek ve ceket giymi kupkuru bir kadn, elde kadeh, oturuyordu. Kadehi kanepenin nndeki siyah mermer masaya brakt ve de elini, karsnda duran adamn pmesini bekler biimde, bilei zarife krarak uzatt. Martin Beck bu sarkk parmaklar beceriksizce tutup mrldand: "Banz sa olsun, Bn. Assarsson." Mermer masann te yannda grup halinde alack, pembe koltuk yer almaktayd. Bunlarn birinde Gunvald Larsson tuhaf bir grnm iinde oturuyordu. Martin Beck, Bn. Assarsson'un ltfeder gibi bir el hareketiyle, ancak bu koltuklardan birine oturuverince Gunvald Larsson'un sorununu anlayabildi.

Koltuun yapl yalnzca uzamk yatay bir oturua elverdii iin ve de az tavana dikili, kayklm bir sorgulamacmn garip durumu gz nnde tutulacak olursa, Gunvald Larsson, denebilir ki, kendini ikiye katlamaktan te kar yol bulamamt. Rahatsz durumundan tr yz kzla almt ve de nnde iki da hrgc gibi ykselen dizleri arasndan Martin Beck'e bn bn bakyordu. Martin Beck bacaklarn ilkin sola, sonra da saa kvrd. Derken bacak bacak stne atmay ve de ayaklarn koltuun altna sokuturmay denedi. Ne var ki, 125 ok alakt. En sonunda, aresiz, Gunvald Larsson'un durumunu benimsedi. Bu arada ikisini tketen dul kadn, kaynbiraderinin doldurmas iin kadehli elini zgrlk Heykeli gibi havalandrm duruyordu. Adam ona kukulu bir bak sarkttktan sonra, bfeden kard bir karafaki ve de temiz bir kadehle dnd. "Bir kadeh beyaz spanyol arab alrsnz, deil mi, Sayn Bakomiser?" diye sordu ve de Martin Beck'in itiraz iin zaman brakmadan kadehi doldurup masada nne brakt. "Ben de Bn. Assarsson'a Pazartesi gecesi kocasnn o otobse niye binmi olduunu bilip bilmediini soruyordum," dedi Gunvald Larsson. "Ben de size lm haberini alal henz saniyeler gememiken, karmda bitip bana kocam hakknda sorular ynelten o kendini bilmez kaba adama vermi olduum ayn cevab verdim. Yani bilmediimi."

Kadehini Martin Beck'e doru kaldrd ve de tek yudumda dipledi. Martin Beck kendi arap kadehine uzanmak iin bir giriimde bulunduysa da, bir kar kadar skalayarak gerisin geri koltua dp yaylakaldi: "Gecenin daha erken saatlerinde kocanz nerdeydi acaba, biliyor musunuz?" Kadehini brakan kadn, masann stndeki yeil cam kutudan-altn ulu ve turuncu renkte bir sigara ald. Sigaray elinde bir sre evirdi evirdi, birka kez kutunun kapana vurup zplatt ve de neden sonra kaynbiraderinin yakmasna izin verdi. Martin Beck kadnn pek ayk olmadnn farkna vard. "Evet, biliyorum," dedi yasl dul. "Bir toplantday 126 d. Saat altda akam yemeine oturduk, sonra stn deiip, yediye doru kt." Gunvald Larsson i cebinden bir para ktla bir tkenmez kalem kard. Kulam kalemle kartrrken sordu: "Bir toplant m? Nerde ve de kimlerle?" Assarsson yengesine bakt. Onun cevaplamadn grnce dedi ki: "Eski okul arkadalarndan oluan bir dernek. Kendilerine Develer adn vermilerdi. Deniz Harp Okulu'ndan birlikte mezun olup, o gnden bu yana aralarndaki ba koparmam dokuz yeden kuruluydu. Narvavaget'de oturur Sjberg adnda bir iadamnn evinde toplanrlard." Gunvald Larsson yutmam grnen bir ifadeyle, "Develer mi?" diye grledi.

"Evet," dedi Assarsson. "Birbirlerini 'Selam, Uan Deve,' diye selamladklar iin dernee Develer adn yaktrmlard." Yasl dul, kaynbiraderine eletiren gzlerle bakarak: "lkc bir dernektir," dedi. "Hayr amacyla alr." Gunvald Larsson alayc bir ses tonunda: "yle mi?" diye sordu. "Ne yararna, szgelii?" "Gizli tutarlar," karln verdi Bn. Assarsson. "Yaplan yardmlar biz elerine bile aklamalar yasakt. Kimi dernekler bu yntemi benimser, 'sub rosa', yani elaltndan alma denir buna." Martin Beck, stne evrilen Gunvald Larsson'un baklarndan kurtulabilmek iin sordu: 127 "Bn. Assarsson, kocanzn Narvavagen'den kata ayrldn biliyor musunuz?" "ey, gzm uyku tutmamt. Bu nedenle uykuluk bir tek atmak iin sabahn ikisinde kalktmda, Gs-ta'nn eve gelmemi olduunu grdm. Hemen telefon atm Tornavida'ya -aralarnda Bay Sjberg'i byle arrlarve de Tornavida, yaklak on buukta Gs-ta'nn oradan ayrlm olduunu syledi." Sigarasn sndrd. Martin Beck sordu: "47 numaral otobsle nereye gidiyor olabilirdi sizce?" Assarsson ona endieli gzlerle bakt. "Bir i konumas yapmaya gidiyordu elbette. Kocam enerji kp bir adamd ve de firmas adna srgit alrd -yani bu Tre de irketin ortadr elbette- ve de kocamn gndzleri dnda geceleri de almasnda olaanst bir durum yoktu, aranmamal da... Szgelii,

taradan kagelen mteriler gnbirliine Stockholm'de kaldklar zaman, ey yani..." Kadn ipin ucunu karma benziyordu. Bo kadehini kaldrp parmaklar arasnda sallayarak trnak u-laryla tngrdatt. Gunvald Larsson kt parasna bir eyler yazma urandayd. Martin Beck bacaklarndan tekini uzatp dizini ovuturdu: "ocuunuz var m, Bn. Assarsson?" Bn. Assarsson kadehini doldurmas iin kaynbiraderinin nne brakt. Ancak adam kadehi kapt gibi, kadnn yzne bakmakszn bfeye gtrp brakt. Kadn ona dmanca bakt. aba harcayarak kalkarken, eteine dklm klleri silkeledi: 128 "Hayr, Bakomiser Beck. ocuumuz yok. Ne yazk ki, kocam bana ocuk veremedi." Bo bakl gzleri Martin Beck'in sol kulann ardnda bir noktaya saplanmt. imdi kadnn iyice akrkeyif olduunu grebiliyordu. Yasl dul gzlerini birka kez krptrdktan sonra ona bakt: "Siz Amerikan asll msnz, Bakomiser Beck?" "Hayr," diye karlk verdi Martin Beck. Gunvald Larsson hl bir eyler iziktirip duruyordu. Martin Beck boynunu kaz gibi uzatarak kt parasna bir gz att. Beyaz sayfann st develerle kaplyd. "Eer Bakomiser Beck ve de ba belas Larsson izin verirlerse, gidip dinlenmem gerek," diyen Bn. Assarsson, yalpalayarak kapya yneldi. "Gle gle. ok ok sevindim sizleri grdme."

Sendeledi, ama kolu tutabildi. Sonra kapy ardndan ekip kapad. Gunvald Larsson kalemini ve deve resimli kd cebine sokuturdu. Martin Beck, onun g bela yerinden kalkarak tavana doru apartman gibi ykseldiini grd. Sonra adama yaklat ve de yzne bakmazdan sordu: "u develeri iyi uurdun, deil mi? Ama imdi syle bakalm, senin bey birader kimle yatard?" Assarsson kapal kapya kaamak bir bak frlatp cevaplad: "Eivor Olsson. Ofiste alan bir kz." Glen Polis / F9 129 117 Bu tiksin aramba'nn yararna sylenecek ok az ey vard. Gazetelerin, Schwerin yksn renmi olmalar aknlk yaratmad. Bol ayrntyla iirilmi ve de alayc bir dille polise atan iri iri balklar n sayfalar boydan boya kaplyordu. Efendim, soruturma oktan kmaza saplanmt. Polis tek nemli tan alp karmt. Polis basna ve de dolaysyla halka yalan sylemiti. Eer basma ve de hakl olarak Byk Dedektif diye bilinegelen kamuoyuna doru bilgi verilmezse, polis kimin yardmn bekleyebilirdi? Gazetelerin sz konusu etmedikleri tek ey Schwerin'in lm olmasyd. Bunun da nedeni herhalde, gazetelerin baskya erken saatlerde girmeleriydi.

Her naslsa, Adli Tp Laboratuvar teknisyenlerinin olay yerini ne durumda bulmu olduklar gereini de renmilerdi! 130 Deerli zaman yitimine uranlmt. Bir ansszlk sonucu, toplu cinayet -birka hafta ncesi kararlatrlm- mstehcen yaymlara el koymak amacyla kondu bfelere ve de ttnc dkknlarna yaplan basknlarla ayn zamana rastlamt. Gazetelerden biri, en gze arpar yerinde bunu belirtmeyi kendine grev bilmiti: Halk dman bir manyak katil kitleleri krp geirirken ve de kamuoyu panie kaplm durumdayken, polis nelerle urayordu. Yaz u ekilde srp gidiyordu: zler silinir ve koku bayatlarken, bizim sve tipi Keystone Polisleri1 ne yapyordu dersiniz? Bir elleri ceplerinde, porno resimlere bakp ve de arada birbirlerine mstehcen edebiyattan paralar okuyarak, ileri grl Adalet Bakanlnn tm sorunlara zm getiren emirlerini yerine getiriyorlar. Evet, onlar halkn canndan nce ahlakn korumay dev bilmiler kendilerine. Yaasn ahlakl ller! le sonras saat drt sralarnda Kollberg Kungsholmsgatan'a geldiinde, salaryla kalarnda buz tanecikleri parlyordu, yz adamakll askt ve de kolunun altnda akam gazeteleri vard. "u paavralar kadar ispiyonumuz olsa, parmak oynatma gereini bile duymazdk," dedi. "Para sorunu," diye karlk verdi Melander. "Bilmiyorum. Ama byle olsa bile ne fark eder?" "Hi," dedi Melander. "Ne var ki, bunca basit ite." Piposunu tklatp yine evraknn arasna gmld.

Kollberg zehirli bir dille sordu: "Ruhbilimci statlarla giritiin fikir alverii bitti mi?" Melander ban kaldrmadan cevaplad: "Evet. kardm zet makinede temize ekiliyor." Soruturma merkezinde yeni bir yz grld. Yardmc glerden te biri imdada yetimiti: Malm'-den Mansson. Mansson yaklak Gunvald Larsson kadar iriydi. Ne var ki, gzler nne daha barsever bir mostra sergiliyordu. Skane'den kendi arabasyla tm gece boyunca yol alarak gelmiti. Devletin dedii benzin bedelini almak iin deil, fakat eli altnda Malm blgesini belirleyen M plakal bir araba bulunmasnn kendi asndan yarar salayacan dnd iin. imdi pencere nnde durmu, dileri arasnda bir krdan, darsn seyrediyordu. "Yapabileceim bir ey var m?" diye sordu. "Evet. Henz sorguya ekmek iin zaman bulamadmz birka kii var. te sana biri, szgelii. Bn. Esther Kallstrm. Kurbanlardan birinin dul ei." "Ustaba Johan Kallstrm'n m?" "yi bildin. Karlbergsvagen 89." "Karlbergsvagen nerde?" "Bak orda, duvarda bir harita var," dedi Kollberg bezgince. Mansson ezik di pn Melander'in kl tabana brakt, st cebinden bir yenisini karp beenmez gzlerle szd. Bir sre haritay inceledi, sonra da paltosunu giydi. Kap eiinde dnp Kollberg'e bakt: "Hey!.." "Evet, ne var?"

132 "Kokulu krdan satan bir dkkn biliyor musun?" "Hayr, bilmiyorum." "Yazk," dedi Mansson zgnce ve de ard sra bilgi verme gerei duymuasna ekledi: "Bu tr krdanlarn var olduunu duydum. Sigaray brakmaya alyorum. Kap gneyli devin ardndan kapanr kapanmaz, Kollberg dnp Melander'e dedi ki: "Bu ayy daha nce yalnz bir kez grdm. Aradan tam iki yaz, bir k geti ve de inanr msn, o zaman da tpatp ayn eyleri sylemiti." "Krdanlar konusunda m?" "Evet." "Olaanst." "Hangisi?" "ki yl akn bir sre getii halde aradm bulamam olmas." "Sen adam olmazsn," diye kesip att Kollberg. "Senin niye tepen atk?" "Yani kalkp gbek mi ataym?" diye att Kollberg. "Sinirlenmenin bir yarar olmaz ki! Kafan karr, o kadar." "Aman ne cici tler veriyor, aslanm benim! Ulan, senin sinirin yok yitirecek, kafan yok karacak." Melander karlk vermeyince, tartma burada sona erdi. Tm gazetelerin kart grlerine ramen, byk dedektif olarak anlan kamuoyu tm ikindi boyunca harl harl bir almann iine girmiti. Birka yz kii ya telefon aarak ya da mdrlk koridorlarnda boy gstererek o otobste yolculuk et-

133 mi olduklarn bildirmek iin yartlar. Tm bu ifadeler soruturma deirmeninin talar arasnda tld ve de naslsa krk ylda bir kez bu bunaltc i yarardan uzak kmad. Pazartesi gecesi on sralarnda Djurgardsbron'dan ift katl bir otobse binmi olduunu syleyen bir adam, Stenstrm' grdnden kukusu bulunmadn ve de bu konuda ant imekten kanmayacan bildirdi. Telefondaki adam ipak Melander'e baland ve o da bu yeni umut kaynan hemen merkeze ard. Adam elli yalarndayd. Olduka kesin konuuyordu. "Demek Dedektif Stenstrm' grdnz, yle mi?" "Evet." "Nerde?" "Ben Djurgardsbron'dan bindim. ofrn ardndaki basamaklarn hemen sol yannda oturuyordu." Melander iinden ifadeyi evetledi. Kurbanlarn birbirlerine gre nasl oturduklar konusunda henz basna hibir haber szmamt. "Bu kiinin Stenstrm olduunu kesinlikle biliyor musunuz? "Evet." "Nasl biliyorsunuz?" "Kendisini hemen tandm. Emekli bekiyim ben." "Evet." dedi Melander. "iki yl ncesine kadar Agnegatan'daki eski polis merkezinin giri holnde otururdunuz. Sizi anmsadm." "Ya, gerekten otururdum," diyen adamn az aknlndan bir kar ak kald. "Ama ben sizi tanya 134

madun." "Sizi sadece iki kez grdm," dedi Melander. "Ayrca, birbirimizle de hi konumadk." "Ne var ki, Stenstrm' ok iyi anmsyorum. nk..." Duraksad. Melander dosta bir tonda onu konumaya ynlendirdi: "Evet?... nk?..." "Yani ok genti ve de hep jean pantolonla spor gmlek giydii iin kendisini yabanc sanmtm. Dahas, ondan kimlik sormutum. Ve..." "Evet?" "Bir hafta gemeden ayn yanlgy tekrarlamtm. imdi bile kendime yediremiyorum." "Yo, olur byle eyler canm. Peki, nceki gece onu grdnzde, sizi tand m?" "Hayr, kesinlikle tanmad." "Yannda oturan baka biri var myd?" "Hayr, yan botu. Bu iyice aklmda, nk ona merhaba deyip yanna oturmay dnmtm. Sonradan, ne bileyim ite, bir ekingenlik duydum." "ok yazk," dedi Melander. "Ve Sergelstorg'da indiniz?" "Evet. Oradan metroya aktarma yaptm." "Stenstrm otobste miydi, siz inerken?" "Otobsteydi herhalde. Yani indiini grmedim hi deilse. Ne var ki, ben yukarda oturmutum." "Bir kahvemizi ier miydiniz?" "Eh, bir polis kahvesi fena olmaz," dedi adam. "Ben kahvenizi sylerken, siz u resimleri bir gz135 den geirir raiydiniz acaba?" diye nerdi Melander. "Korkarm ki, pek hounuza gitmeyecekler." Adam mrldand:

"Ah Beyim, polis yerinde hoa gidecek ne olur ki?" Sararp solarak ve de arada kahvesini yudumlayarak resimleri gzden geirdi. Ancak tanyageldii tek kii Stenstrm'd. ok gemeden, Martin Beck, Gunvald Larsson ve de Rnn yaklak ayn anda odaya dolutular. "Ne?" diye yerinden hoplad Kollberg. "Yoksa Schwerin?.." "Evet," dedi Rnn. "ld." "Ve?" "Bir eyler dedi." "Ne?" "Bilmiyorum," diye cevaplad Rnn. Sonra teybi masann stne yerletirdi. Masann evresini alp kulak kesildiler. "Ate eden kimdi?" "Nrnm." "Nasl biriydi?" "Koleson." "Sen bu yaptna sorgulama m diyorsun?" "imdi beni dinle, cieri metelik etmez adam! Senin karnda Dedektif Komiser llholm konuuyor..." "Adam ld." "Hey, Ulu Tanrm!" diye kkredi Gunvald Larsson. "Yalnzca u sesi duymak bile cinleri tepeme tryor ve de teybi pencereden kaldrp atmak geliyor iimden. Bir keresinde beni, grevimi ktye kullanmaktan ikyet etmiti." 136 Rnn hemen sordu: "Ne yapmtn?" "Klara Karakolu'nun kolluk odasnda 'k' demitim. Bizim ocuklardan ikisi bir plak orospuyu srkleyerek ieri getirmilerdi. Kz zilzurna sarhotu, kpek

gibi uluyordu ve de stnde ne var ne yok arabann iinde yrtmt. Ben de bunun zerine demitim ki, "Yahu, ayptr. Hadi bu kary yakaladnz, ama hi deilse karakola sokarken kn bir battaniyeyle rtn,' falan gibilerden bir ey ite. Vay efendim! Bu Ullholm denen kak hop oturup hop kalkt. Neymi? Kaba ve aalayc dil kullanarak, henz reit olmam masum bir kzn kafasna kt imgeler sokmuum. lerde ahlak bunalmna srklenebilirmi. O gece nbeti komiserdi karakolda. Sonra doaya yakm olmak iin Solna'ya naklini istedi." "Doa m?" "Evet, karsnn ad herhalde." Martin Beck teybi bir daha altrd. "Ate eden kimdi?" "Nrnm." "Nasl biriydi?" "Koleson." Gunvald Larsson sordu-, "Bu sorular sen mi yumurtladn?" Rnn alakgnlllkle: "Evet," diye cevaplad. "Tam omletlik." Rnn, ierlemi bir tonda, "Ne yapaym? Ancak yarm dakika iin kendine gelebildi," dedi. "Sonra da ld." 137 Martin Beck bant bir daha dndrd. st ste ayn eyi dinleyip durdular. "Ne dediini anlayan var m?" diye sordu Kollberg. Tra olacak zaman bulamadndan, yznde gezinen eli haur huur sesler karyordu. Martin Beck dnd Rnn'e bakt: "Ne diyorsun? Banda sen vardn."

"Vallahi," dedi Rnn. "Bana kalrsa, sorulanlar anlyor ve de cevaplamak iin urayor." "Sonra ne oluyor?" "Sonra ilk soruyu olumsuz ekilde cevaplyor. Diyelim ki, 'Nerden bileyim.'" Gunvald Larsson hayretler iinde sordu: "Bunu 'Nrnm'den nasl karyorsun be?" Rnn kpkrmz kesildi ve de arln bir ayaktan brne aktard. "Evet," dedi Martin Beck. "Bu sonuca nasl ulayorsun?" "Vallah, bende bu izlenimi brakt ite." "Hmmm! Harika ocuk," diye homurdand Gunvald Larsson. "Peki, sonra?" "kinci soruyu da ak seik cevaplyor: 'Koleson.'" "Bunu ben de duydum," dedi Kollberg. "Ama ne demek istiyor?" Martin Beck sa diplerini parmak ularyla ovuturarak uzun uzun dndkten sonra, "Karlsson, belki de," dedi. Rnn inatla savundu: "Adam, 'Koleson,' diyor." "Doru," dedi Kollberg. "Ama bu ad tar kimse yok." 138 "Bir kez aratrmaktan zarar gelmez," diyen Melander'in sesi duyuldu. "Belki byle bir ad vardr. Yan sra..." "Evet?" "Yan sra bu bant incelenmek zere bir uzmana gndermek gerekir derim. Eer bizimkiler bir sonu alamazlarsa, telsiz merkezindekilerle balant kurabiliriz. Onlarn ses teknisyenleri her tr teknik olanaa sa-

hip. Banttaki sesleri ayrp deiik hz ayarnda deneyebilirler." "Evet." dedi Martin Beck. "Gzel bir fikir bu." Gunvald Larsson oradan atld: "Tanr akna, ilkin u Ullholm'un havlamasn silin. Yoksa tm sve'in alay konusu oluruz." Baklar oday tarad: "O Mansson soytars nerde?" "Kaybolmutur herhalde," dedi Kollberg. "Tm devriye otolarn alarma geirsek iyi olur." Sonra da derin derin iini ekti. Ek kapdan girdi. Yznde endieli bir anlatyla gms salarn okamaya koyuldu. "Hayrola?" diye sordu Martin Beck. "Gazeteler kyameti koparyorlar. Henz kimlii tanmlanmayan adamn resimleri yokmu ellerinde. Verilsin diyorlar." "Bu resmin neye benzediini sen hepimizden iyi biliyorsun," dedi Kollberg. "Ben biliyorum, ama..." "Bir dakika," diyerek araya girdi Melander. "Tanma daha derli toplu bir biim kazandrabiliriz. Otuz be krk yalar arasnda, boy 1,68, arlk 73 kilo, 139 ayakkab numaras 38 1/2, kahverengi gzler, koyu kumral salar. Apandisit ameliyatndan kalma bir yara izi. Gs ve mide zerinde kumral kllar. Ayak bileinde eski bir yara izi. Diler... Yo, ne yapsan yararsz." "Tamam, bunu gnderiyorum," diyen Ek, odadan kp gitti.

Bir sre sessizlik iinde akl kaldlar. "Frederik bir ipucu yakalad," dedi Kollberg. "Otobs Djur-gardsbron durana geldiinde Stenstrm iinde bulunuyormu. Demek ki, Djurgarden'den geliyordu." "Orda ne babasn aryordu?" diye sordu Gunvald Larsson. "Gece vakti? O havada?" "Ben de yeni bir ey rendim," dedi Martin Beck. "Anlalan, o hemireyle en kk bir tankl yoktu." Kollberg sordu: "Kesinkes mi?" "Hayr." "Tana baklrsa, Djurgardsbron'da tek banay-m," dedi Melander. "Rnn de yeni bir bulula bu kervana katld," diye duyurdu Gunvald Larsson. "Neymi o?" "Daha ne olsun? 'Nrnm' demek, 'Nerden bileyim' demektir. Koleson adl herif bu buluun yannda solda sfr kalr." te, 15 Kasm aramba gn ancak bu noktaya ulaabildiler. Darda kar lapa lapa indiriyordu. Hava oktan kararmt. 140 Hi kukusuz, Koleson adnda kimse yoktu. Bilindii kadaryla, sve denen lkede. Perembe gn boyunca hibir gelime olmad. Kollberg Perembe gecesi Palandergatan'daki apartman kat yuvasna dndnde, saat oktan on biri gemiti. Kars ayakl abajurdan yaylan k emberinin altnda oturmu kitap okuyordu. Srtnda nden dmeli ksa bir ev entarisi vard. plak baldrlar altna ekili, koltukta bzlp kalmt.

"Merhaba," diye seslendi Kollberg. "spanyolca kursu nasl gidiyor?" "Tek szle, dman bana. Kii bir polisle evliyse, fazladan bir eyler yapacan ummas sadece bo hayal olur." Kollberg hi karlk vermedi. Yerine, bir abuk soyunup banyoya girdi. Tra oldu ve de uzun uzun du yapt. Bir yandan da aklsz bir komunun gecenin ge saatlerinde aktlan su sesinden uyuyamad gerekesiyle polise telefon aarak bir telsizli araba gnderilmesi isteinde bulunmamas iin yakarmaktayd. Sonra bornozunu srtna geirip oturma odasna geldi ve de karsnn karsna geti oturdu. Kadn derin dnceler iinde tepeden trnaa szmekteydi. Ei gzlerini kitaptan ayrmakszn, "Bin yl oldu seni grmeyeli," dedi. "ler nasl gidiyor?" "Berbat." "Buna zldm. Koca bir kentin orta yerinde bir kiinin dokuz insan kurunlayp ldrebilmesi garipse141 nir bir durum yaratyor. Hele polisin bu arada gln birtakm basknlar dzenlemekten te bir ey dnemez olmasnn su gtrr yan yok." "Evet," dedi Kollberg. "Garip bir durum." "Senden baka da otuz alt saattir evine gitmemi olanlar var m?" "Olabilir." Kadn okumay srdrd. Koca bir sre suspus oturdu, belki on ya da on be dakika kadar. Ve bir an olsun gzlerini karsndan ayrmad.

Kadn yine ban kitaptan kaldrmakszn, ama sesinde yaramazca kprtlar sezilen bir tonda sordu: "Ne dikiz geip duruyorsun?" Kollberg onu cevapsz brakt. O da okumaya btn btne dalm bir grnme brnd. Simsiyah salar ve de kestane rengi gzleri vard. Yz hatlar dzgn, kalar kaln kalnd. Erkeinin on drt yl gerisinden geliyordu ve de henz yirmi dokuz yana basmt. Adam onun gzelliinden bir gn olsun kukuya dmemiti. Sonunda yle dedi: "Gun?" Kadn, eve adm attndan bu yana ilk kez kocasna bakt. Dudaklarnda belli belirsiz bir glck ve de gzlerinde ehvetin utansz prltlar vard: "Evet?" "Kalk!" "Elbette, emredersin." Okuduu sayfann sa st kenarn kulak yapp bkt, kitab kapad ve de koltuun kolu stne brakt. Ayaa kalkt, kollar iki yana sarkk ve plak bacaklar birbirinden iyice ayrk, durdu. Baklarm erkein 142 zerine saplamt. "Hi de gzel deil." "Ben mi?" "Hayr. Kitap sayfalarn kulak yapp bkmek." "Benim kitabm," dedi kadn. "Kendi paramla satn aldm." "Soyun!" diye buyurdu erkek. Sa elini boyun eridine kaldrd, dmeleri tek tek ve yava yava zd. Yine gzlerini kocasnn stnden ayrmakszn, ince pamuklu entarinin nn at ve de iinden muz gibi syrld kuma ayaklar dibinde, yere koyverdi.

"Dn," dedi Kollberg. Kadn ona srtn dnd. "Gerekten ok gzelsin." "Saol. Heykel gibi mi duracam byle?" "Hayr. Vitrin daha gzel." "Oooh!" Yine yzn dnd ve de ayn deimez anlatmla gzlerini ona dikti. "Ellerin stnde durabilir misin?" "Bildiim kadaryla, seni tanmazdan nce dururdum. O gnden bugne bir neden grmedim bunun iin. Denememi ister misin?" "Zorlanman gerekmez." "stiyorsan dururum." Odann kar yanna yrd, elleri stne eildi ve de ayaklarn duvara dayayarak bedeninin alt blmn havaya dikti. Hem de uzun boylu aba harcamaks-zn. Kollberg onu dnceli gzlerle izliyordu. 143 "Byle ml kalmam stiyorsun?" diye sordu kadn. "Hayr, gerekmez." "Eer houna gidiyorsa, sabaha dek seve seve kalabilirim. Bir sre sonra insan baydrm. Byle bir ey olursa, aman stme bir rt atmay unutma." "Gerekmez, in aa artk." Ayaklarn zarif bir ekilde yere basp tabanlar stnde doruldu. Omzu stnden adama bakt. Koca sordu: "Ya byle resmini ekmek isteseydim ne dersin?" "Byle nasl? plak m?" "Evet."

"Ve de ellerim stnde dururken ha?" "Evet, ikisi birlikte." "Fotoraf makinen bile yok." "Var ve de ekmek istiyorum diyelim." "Eer istiyorsan elbette ekebilirsin. Ben seninim, istediin gibi kullanabilirsin. Kadnn grevi erkeine boyun emektir. Bunu iki yl nce sylemitim sana zaten." Adam cevap vermedi. Kadn da duvarn nnde ayakta kald: "Peki, ektiin resimleri ne yapacaksn?" "Sorun da bu ite." Kadn dnp erkein yanna gitti ve dedi ki: "imdi iznin olursa sana bir ey soracam: Bu samalklarn anlam nedir? Eer benle sevimeyi kafana koydunsa, urada dnyann, en rahat yata var. Yok oraya gitmeyecek denli tembelsen, bu hal da iimizi grr. Kaba ve yumuack. Kendi elimle setim." "Stenstrm'n masasnn gznden bu biim bir 144 deste resim kt." "yerindeki masasnn gznden mi?" "Evet." "Kimin resimleri?" "Sevgilisinin." "Asa'nn m?" "Evet." "Gzlere enlik deil desene." "Bunu diyemeyeceim," dedi Kollberg. Kadn ona serte bakp ka att. "Sorun u ki, neden?" diye sordu adam. "Bunca nemli mi?" "Bilemiyorum. Aklanr gibi deil." "Belki de cam ektike bakmak iindir." "Martin de byle der." "Yine de ara sra eve gidip aslna bakmak daha akll ii, bence."

"Sonra bilirsin ki, Martin de pek yle ahm ahm kafas alan biri deildir. Daha ok, iinden yksele-gelen birtakm seslere kulak verir. Sezgi mi, her neyse. Bir tr sapklk, hi kukusuz. Szgelii, imdilerde de bizden kayglanma havasna kapld. Baklarndan anlyorum." "Bizim iin kayglanmak m? Neden?" "Cuma gecesi tek bana dar ktm iin olacak, yanlmyorsam." "Kendisi evli deil mi sanki?" "Bir yerde tutarszlk var," dedi Kollberg. "Stenst-rm'le u resimler." "Niye? Erkekleri bilirsin. Resimleri ekici mi kzn?" "Evet." Glen Polis I FIO 145 "ok mu?" "Evet." "imdi ne sylemem gerektiini biliyorsun." "Evet." "Ama sylemeyeceim ite." "Evet, bunu da biliyorum." "Stenstrm'e gelince, resimleri arkadalarna gstermek iin ekmi olmal. Hava basmak amacyla." "Tutarsz. yle biri deildi." "Niye bu konuda kafa patlatp duruyorsun?" "Kim bilir? Belki de elde bundan baka ipucu kalmadndan." "Sen buna ipucu mu diyorsun? Yani biri Stenst-rm' bu resimler iin mi vurdu? yleyse, yan sra sekiz kiiyi daha ldrmesine ne gerek vard?" Kollberg ona saygyla bakt-. "Tam isabet. ok yerinde bir soru dorusu." Kadn eildi ve de onu hafife alnndan pt.

Kollberg marka: "Hadi yatalm," dedi. "ok parlak bir fikir. lkin Bodil'in iesini hazrlamalym. Yalnzca otuz saniye. Paket stndeki aklamada yle yazyor. Yatakta grrz. stersen yerde veya banyo kvetinde yahut nerde diyorsan. Emre hazrm." "Aklm kartrma. Yatak iyidir." Kadn mutfaa geti. Kollberg yerinden kalkp abajuru sndrd. "Lennart?" "Ne?" "Bu Asa ka yanda?" 146 "Yirmi drt." "Kadnn seks yaam yirmi dokuzla otuz iki ya aras doruuna eriirmi. Kinsey byle der." "Ya? Peki, erkein?" "On sekizinde." Tavada mama kartrlmasndan kan sesi duydu. Sonra kadn yine seslendi: "Ama erkekler daha bireysel bnyede olup ounluu genelleme dna taabiliyor. Yreine su serpildi mi, bilmem." Kollberg mutfan kap aralndan karsn gryordu. Lavabonun yan bandaki ocan nnde rlplak durmu, tavay sarsalyordu. Kars, uzun uzun bacaklar olan normal yapl ve de duyumsal doal bir kzd. Tastamam dlerinde yaatm olduu kadnd. Ne var ki, onu arayp bulmas yirmi yl srm ve ste bir yl da dnmekle gemiti. u sra bacaklarn birbirine srtyor, bu haliyle sabrszln yanstageliyordu.

"Otuz saniyeymi!" diye mrldand kendi kendine. "Pis yalanclar." Kollberg karanlkta glmsedi. Yaknda Stenst-rm'le o yere batas ift katl krmz otobs bilmecesini kafasndan atacan biliyordu. stelik gndr ilk kez. Martin Beck karsn arayp bulmak iin yirmi yln harcamamt. Onu on yedi yl nce tanm, tanr tanmaz gebe brakm ve de ipak evlenmiti. Sonradansa, bu yaptna bol bol piman olacak 147 zaman bulmutu, ite imdi ayn kadn, bumburuuk bir gecelik ve de yananda yastktan artakalan krmz izlerle byk yanlgsnn canl bir simgesi olarak oturma odasnn eiinde dikilmi duruyordu. "ksrn ve smnle tm evi ayaa kaldracaksn." "Bala." Durur mu? Drdrm srdrd: "Gece yars yattn yerde sigara tttrmenin anlam ne? Zaten zor yutkunuyorsun, bir de sigarann biri snmeden br yanyor. Kendine kastn m var? Kanserden mi gebermek istiyorsun?" Sigarasn sndrrken yle konutu: "Seni uyandrdmsa, ok affedersin." "Bunun nemi yok. Ben seni dnerek konuuyorum. Hastala ak ar gnderir gibisin. Bak, gzlerin kpkrmz. Yine gribe yakalanyorsun mutlaka. Yarn ie gitmek yok, evde kalacaksn." "Bunu yapamayacam ok iyi bilirsin."

"Sama! Hasta adam ie gitmez. lkenin tek polisi sen deilsin ya! stelik, bu saatte orda uzanp eski raporlar okuman deil, uyuman gerekir. Naslsa, o taksi cinayetini ta atlasa aydnlatamazsn, bilmi ol. Saat bir buuk. Kurt yemi dosyalar bir kenara brak da sndr. yi geceler, koca akn!" Martin Beck yzne kapanan kapya: "yi geceler," dedi makine alksyla. Kalar atk, elden geirdii raporlar usulca yere brakt. Bunlar kurt yemi dosyalar olarak adlandrmak son derece yanlt. Bir gece ncesi eve gitmek iin hazrlanrken eline tututurulmu olan otopsi ra148 porlarnm bir kopyasyd. Ama yine de kadnn sylediklerinde bir gerek pay vard. Evet, birka ay ncesi bir gece burada, uzand yerde sabaha dek, on iki yldan bu yana zlememi bir cinayetin, bir taksi ofrnn ldrlmesine ilikin soruturma dosyasnn iine dmt. Anszn tyleri diken diken oldu. Tm bedeni ta kesildi. Yine iinden ykselen o garip ses. Kafasn kemirdii halde nleyemedii irade st duygu. Bir sre kmldamasz yatt, gzleri tavana dikili. Neden sonra kendini toparladnda, ilkin karsnn yatak odasndan gelen hafif horultuyu duydu. abucak kalkt ve de ayak ularna basarak hole kt. Eli telefonun stnde, bir an duraksad. Sonra omuz silkti, alcy kulana gtrp Kollberg'in numarasn evirdi. Soluk solua bir Gun: "Kollberg," diye inledi. "Selam. Lennart orda m?"

"Evet. Hem de yle yakn, yle yakn ki, akln durur." "Ne var be?" diye homurdand Kollberg. Tuhaf ey! O da soluk solua bir sesle konumutu. "Acaba rahatsz m ediyorum?" "Yok, yahu. Canm alsaydn daha iyi. Ne istiyorsun?" "Hiii! ey diyecektim... getiimiz yaz anmsyor musun? Hani park cinayetleri1 sonrasn ha?" "Evet, ne olmu?" "Hani pinekleyip duruyorduk da, Hammar eski zmlenmemi olay dosyalarna bakmamz emretmiti. Anmsadn m?" "Yahu, sen beni ldrtmak iin mi urayorsun? Anmsadk dedik ite! Derdin ne, derdin?" "Hani ben Boras'da ilenegelmi taksi cinayetini stme almtm. Sen de yedi yl nce birden ster-malm'da kayplara karan ihtiyarn dosyas zerinde alyordun. Tamam m?" "Eveeet! Gecenin krnde bu boktan eyleri sylemek iin mi telefon atn?" "Hayr. Stenstrm hangi dosya zerinde alyordu? Yllk izinden yeni dnmt, anmsadn m?" "Hi bilmiyorum imdi. Asl sana sylemi olmalyd." "Hayr, bu konuda bana hi sz etmedi." "Git bamdan, be adam! Hammar'a sor, ona sylemitir." "Evet, evet, ok doru. Evet, haklsn. Hoa kal imdilik. Uyandrdm iin zgnm." "Bok herif sen de!" Martin Beck telefonun dangadak yzne kapandn duydu. Ksa bir sre, alc kulana dayal, olduu yerde aklp kald. Sonra aygt elinden brakarak, ayn sessiz admlarla divan yatana dnd.

Yine yerine uzand ve de sndrd. Karanln koynunda uyuyamyor, yatanda saa sola dnp duruyor ve de kendini maskara klan o uursuz sezgiye lanetler yadryordu. 150 137 Beklenenin tam tersine, Cuma sabah umut verici bir haber krpnts getirdi. Martin Beck bunu telefon araclyla alrken, tekiler yle dediini duydular: "Ne! Oldu mu? Gerekten?" Odada bulunan herkes iini gcn brakp gzlerini ona iviledi. Alcy yerine brakan adam dedi ki: "Balistik incelemeyi sonulandrmlar." "Ve?" "Silah tantladklarn sanyorlar." "Ya!" dedi Kollberg ilgisizce. "Bir makineli tabanca ite!" diye homurdanan Gun-vald Larsson, d krkln belirtti. "Orduya ilikin binlercesi korumasz askeri depolarda yl duruyor. Haftada bir asma kilit takma derdinden kurtulmak iin belki de parasz olarak soygunculara datyorlard. ten kendime ayracak yarm saat vakit bulur bulmaz, arabaya atladm gibi kente gider, yarm dzine ka151 dar alr dnerim." stne iziktlrdii kt parasn elinde sallayan Martin Beck: "ler hi de sizin dndnz gibi deil," dedi. "Model 37, Fin tipi." "yle mi?" diye sordu Melander.

"Tahta dipikli, en eski modellerden biri," dedi Gunvald Larsson. "Krklardan bugne grmlm yok." "Fin mal m yoksa ruhsatla burada m yaplm?" diye sordu Kollberg. "Fin ii," dedi Martin Beck. "Telefondaki herif ok kesin konutu. Cephane de eskiden kalmaym. Tikkakoski diki makinesi fabrikas yapm." "M 37," diye yineledi Kollberg. "70 atmlk mermi tambural. Kim byle bir ey tar yannda?" Gunvald Larsson cevaplad: "Kimse. nk u sra limann dibinde yatyordur mutlaka. Otuz metre suyun altnda." "Olabilir," dedi Martin Beck. "Ama drt gn nceki sahibi kimdi?" "lgn bir Finli," diye homurdand Gunvald Larsson. "Sal kpekleri, kentte oturan ne kadar lgn Finli varsa klarndan yakalayp getirsinler. Tam anna yarar bir i olur." Kollberg sordu: "Bu konuda gazetelere bir ey syleyecek miyiz?" "Hayr," dedi Martin Beck. "Fsltsn bile duymak istemem." Tam bir suskunlua gmldler. Bu ilk ipucuydu. kincisini bulmak iin aradan ne kadar sre geecekti 152 acaba? Kap pattadak ald ve de bir gen adam ieri dalarak evresine merakla baknd. Elinde kahverengi bir zarf tayordu. "Kimi aryorsun?" diye sordu Kollberg. Gen adam kaytszca,

"Melander," dedi. Kollberg, yanl dzelten bir retmen gibi: "Dedektif Komiser Melander," diye karlk verdi. "Kendisi orda oturuyor." Gen adan gsterilen yere gidip, zarf Melander'in masasna brakt. Odadan kmak zereydi ki, Kollberg ekledi: "Kapy vurduunu duymadm." Delikanl, eli kap kolunda, yle bir toparland, ama sesini karmad. Oda tam bir suskunluk iindeydi. Derken Kollberg kk bir ocua t verircesine tek tek yle konutu: "Bir odaya girmeden nce kapya vurulur. Sonra ierdeki, gir diyene dek beklenir. Bu szc kulaklar alglaynca girilir. Anladn m?" Kollberg'in ayaklarndan yukar bakamaz olan gen kzard: "E-e-vet," diye kekeledi. "Aferin," dedi Kollberg ve de ona srtn dnd. Gen adam aralad kapdan glge gibi szlp kt ve de ard sra sessizce kapad. "Kimdi bu tipsiz?" diye sordu Gunvald Larsson. Kollberg omuz silkti. "Yahu, bana Stenstrm' anmsatt hergele," dedi Gunvald Larsson. 153 Melander piposunu masaya brakt, zarf at ve de iinden daktiloyla yazl sayfalar yeil kapaklarla ciltlenmi, yarm parmak kalnlnda bir kitapk kard. "Bu da neyin nesi?" diye sordu Martin Beck. Melander sayfalara bir gz gezdirdi:

"Ruhbilimcilerle yaptm grmelerin zeti. Ciltlemelerini sylemitim." "Aha!" diye atld Gunvald Larsson. "Ne inciler dktrmler bakalm? Herhalde bizim zavall kitle kran ocukken bindii bir otobsten yol paras kmad iin tekme, tokat indirildi ve de bu ac deneme duyarl beyninde ylesine derin izler brakt ki..." Martin Beck onu tersleyerek ksa kesti: "Hi de komik deilsin, Gunvald!" Kollberg arkadana aknca bir bak sarkttktan sonra Melander'e dnd: "Hadi bakalm, Fredrik, u hokus pokus kitapndan paralar dktr de arplalm." Melander piposunun iini kazyp klleri bir kt parasna boaltt. Sonra bunu iyice katlad, dertop ederek p sepetine att. "sve'te bu olayn bir benzeri yok," diye sze balad. "Meer ki, taa ok gerilere, Prens Cari gemisinde olmu Nordlund krmna dnelim. Onun iin incelemelerini son eyrek yzylda Amerika'da yaplagelmi aratrmalara dayandrmak zorunda kaldlar." Piposunu, tkal olup olmadn anlamak iin ekti ekti fledi. Sonra doldurmaya koyularak konumasn srdrd: "Oysa Amerikal ruhbilimciler, bizden farkl olarak, hi gere sknts ekmeksizin almalarn yrtmek 154 teler. te u zet Boston canavarn, ikago'da sekiz hemirenin canna kyan Speck'i, trmand bir kuleden on alt kiiyi ldrp daha fazlasn da yaralayan Whitman'!, New Jersey sokaklarnda on iki dakika iin-

de on kiiyi kurunlayp ldren Unruh'u ve de herhalde sizlerin de daha nce okumu olduu dier birka tanesini sz konusu etmekte." zetin sayfalarn kartrd. "Anlalan, bu toplu cinayetler bir Amerikan zellii," dedi Gunvald Larsson. Melander katildi: "Evet. Zaten bu zet de bunun niye byle olduu konusunda birtakm aklc kuramlar getiriyor." Gunvald Larsson sz ald: "Nedeni basit. iddete prim verilmesi. Rekabet dzenine dayal bir toplum olmas. Posta sipariiyle ateli silahlar satm. Vietnam'da sregelen amansz sava." Melander, ate almas iin piposuna aslrken ban sallad: "Evet, dierlerinin yan sra da bunlar." Kollberg devreye girdi: "Her bin Amerikaldan bir ya da ikisinin olas toptanc katiller olduklarm bir yerde okumutum. Ancak bu sonuca nasl ulatklarn hi sormayn, bilemem." "Pazar aratrmalar," dedi Gunvald Larsson. "Bir dier Amerikan zellii. Birtakm kiiler, ellerinde kalemle kt, kap kap dolap halka sorarlar: 'Bir toplu cinayet ileyecek kiilie sahip olduunuzu sanyor musunuz?' Bin kii iinde iki alk da, 'Ya, evet. Aman ne ho olur,' demise, al sana drt drtlk bir anket." Martin Beck mendiline smkrrken, kan anana 155 dnm gzlerle ters ters Gunvald Larsson'a bakt. Melander iskemlesinde ardna yaslanarak bacaklarn ne uzatt. Kollberg sordu:

"Senin u ruhbilimciler toptanc katilin kiilii konusunda ne cevher yumurtlamlar acaba?" Melander sayfalar belirli bir blte evirdikten sonra yksek sesle okudu: "Byk bir olaslkla ya otuzun altnda olmal. Genellikle sklgan ve iine kapank. Ancak evresindekilerce yumuak bal, terbiyeli ve de alkan olarak anlan bir kimse. Ikici olmas mmkn, ama tvbeli bir alkolik olmas portreye daha uygun der. Tahminen kmen biri veya biim bozukluu var yahut onu sradan insandan ayr klan bir dier fiziksel sakatla sahip. Toplum iinde nemsiz bir rol oynamakta ve de gerilimli bir evrede yetiegelmi. ou durumlarda olduu gibi, ya ana-baba boanmtr ya da bir yetim olmal. Duygusal ynden ocukluu sresince sevgi al ekegelmi. Genellikle daha ncesi ilemi olduu ciddi bir su yok." Gzlerini kaldrarak yle dedi: "Bu tanm, Amerikan kitle katillerinin ifade tutanaklarndan ve de ruhbilimsel inceleme raporlar kaytlarndan yararlanma yoluyla derlenmi gereklere dayaldr." Gunvald Larsson yine yorumdan geri kalmad: "Bylesi bir kitle kran dpedz sapk, zrdelinin teki ite! Huniyi iyice kafasna geirip bir sr adam ldrmeden nce evresindekiler niye bunun farkna varamyorlar?" 156 '"Bylesi ruh hastalarna psikopat denir ve de anormalliini da vurduran o bir anlk drt harekete gemeden, psikopat normal kiiden ayrmak ok gtr. Psikopatln genel tanm udur: Bir ya da daha ok

doku zellikleri anormal biimde gelimiken, dier her bakmdan normalliini koruyan kii. Szgelii, kavrama abukluu, alma yetenei, nsezi vb... Aslnda, ortada hibir belirli neden olmakszn ve de pervaszca, aniden bir toplu cinayet ileyegelmi kiilerin ou komularyla dostlarnn iyi kalpli, dnceli, ok terbiyeli ve byle bir ey yapaca dnyada akla gelmezdi, diye tanmlad tipler. Bu Amerikal katillerin kimi, hastalklarnn bir sredir farknda olduklarn, kyma ynelik ykc eilimlerini bask altnda tuttuklarn, ama en sonunda yenik dtklerini akladlar. Bir kitle katili banazlk tutkusuna kaplm biri ya da bir megalomanyak veya ar sululuk duygusu altnda ezilen bir kimse olabilir. Davranlarn, yalnzca ne kavumak ve adn byk harflerle gazete balklarnda grmek istediini syleyerek aklamas hibir zaman yadrganmamal. Suun kkeninde hemen her zaman iin bir alma istemi veya kendini kantlama eylemi yatar. nk bu kii kendini kmsenmi, anlalmam ve de toplumca ezilmi grmektedir. Hemen her olayn katili banda byk seks sorunlar olan bir kiidir.'" Melander okumay bitirince, oday bir sessizliktir kaplad. Martin Beck pencereden dar bakyordu. Rengi umu ve de gzlerinin feri kamt. Beli her zaman olduundan daha bkk, kamburu daha kkt. Kollberg gidip Gunvald Larsson'un masasnn st157 ne oturdu. Adamn kt ilitiricilerini birbirine ekleyerek uzun bir zincir oluturmaya koyuldu. Sinirlenen Gunvald Larsson, zinciri onun elinden kapt ve de tel

ilitirici kutusunu kendi nne ekti. Kollberg sessizlii bozdu: "u Whitman denen herif, hani Austin niversitesi' nin kulesinden bir dolu insan vuran manyak. Dn bu konuya ilikin bir kitap okudum. Orda yer yer aklamalar geen bir Avusturyal ruhbilim profesrnn deyiine gre, bu Whitman'm gerek seks sorunu annesiyle cinsel iliki kurmak istemesiymi. Ne var ki, utanma duygusunu yenemeyince, erkeklik uzvu yerine kadna ban saplam. Bende Fredrik'in bellei yok, ama kitabn son satr yle geliyordu: 'Sonra o dimdik kuleye trmand -erkeklik uzvunu belirleyen bir simge besbelli- ve de ldrc tohumlarn birer ak oku gibi Toprak Ana'nm stne boaltt.'" Mansson, dudak kenarndan hi eksilmeyen krda-nyla odaya girdi. "Git git gdaklayarak neler yumurtluyorsunuz?" diye sordu. "Belki otobs bir tr seks simgesidir," dedi karlk olarak Gunvald Larsson. "Yatay, ama olsun. Yal kitle kranlarn kkne kran m girmi?" Mansson ona bakarak kkr kkr gld. Martin Beck kalkp Melander'in yanna gitti ve de yeil kitap durduu yerden ald: "Bunu grlt ve patrtdan uzak bir kede okumak iin senden dn alyorum. Bol nkte oka can skar kimi zaman." Kapdan yana ynelmiti ki, krdann azndan 158 karan Mansson nn kesip sordu: "imdi ne yapmam gerek?"

Martin Beck ksaca ve kabaca: "Bilmiyorum. Kollberg'e dan," diyerek odadan ayrld. "stersen git, o Arap'n ev sahibesi kadnla konu," dedi Kollberg. Ad ve adresi bir kt parasnn stne yazarak Mansson'a uzatt. Gunvald Larsson sordu: "Martin'in nesi var, yahu? nne geleni tavuk gibi halyor." Kollberg omuz silkip cevaplad: "Herhalde bir nedeni vardr." Stockholm trafiinde yolunu bulup Norra Stationsgatan'a ulamak Mansson'un deerli yarm saatini ald. Arabasn 4 numaral gzerghn son dura karsnda park ederken, saat drd birka dakika geiyordu ve de hava kararmt. Binada Karlsson adn tayan iki kirac vard. Ama Mansson aradn bulmakta glk ekmedi. Kap stnde raptiyeyle tutturulmu sekiz tane kart gze arpyordu. Bunlardan ikisi basl, geri kalanlar da deiik ellerden kma yabanc adlard. Aralarnda Mohammed Boussie adn tayan yoktu. Mansson zili ald. Pantolon ve yelek giymi kara-yaz bir adam kapy at. Mansson sordu: "Bn. Karlsson'la konuabilir miyim?" Karsndaki iri adam gepgeni bir srtmayla bembeyaz diler gstererek kollarn iki yana aarken: 159 "Bn. Karlsson yok ev," dedi svee'nin gzn kafasn kara patlata. "Azdan dner."

"yleyse ben de burada beklerim," diyen Mansson, admn hole att. Paltosunun dmelerini zerek, karsnda srtp duran adama bakt: "Burada oturan Mohammed Boussie'yi tanr mydnz?" Adamn srtmas dudaklarnda dondu: "Evet, bilirdi. Of-of, ok fena. Korkun. Bu Mohammed, var olmak benim arkada. yi ocuk." "Siz de Arap m?" diye sordu Mansson. "Yok Arap. Ben Trk. Sen de yabanc ii?" "Hayr," dedi Mansson. "Ben sveli." "Ya! Hi sveli gibi konumuyorsun." diye karlk verdi Trk. "Hadi hadi! Var sende bir yabanclk." Mansson su katlmadk bir Skane lehesiyle konutuu iin, Trk'n onu yabanc sanmasnda hi de aacak bir nokta yoktu. Ancak lkesi dndan birince bile bozuk ivesinin anlalr olmas onu biraz fkelendirmiti. Alayc gzlerle kendisini szen adama serte bakarak: "Ben polis," dedi Mansson. "Evi arayacam." Trk, bembeyaz dilerini gsteren yeni bir srtmayla: "Ara istersen, ama her yeri aratmam," diye karlk verdi. "Evde baka kimse var m?" "Yok. Yalnz ben. ok hasta." Mansson evresine baknd. Hol karanlk ve dar bir yerdi. Grnrde bir tahta iskemle, bir kk masa ve de metal bir emsiye kovas vard. Masann stnde iki 760 tane gazeteyle yabanc pullu birtakm mektuplar durmaktayd. Sokak kapsnn yan sra, holde be kap daha bulunuyordu. Bunlardan ikisi dierlerinden kkt. Herhalde biri tuvalete, br de bir sandk odasna

almaktayd. Bir tanesi ift kanatl kapyd. Mansson o yana yryp, kanadn tekini aralad. Yelekli adam umulmaz bir eviklikle hemen nne dikilip onu yle bir iteledi ve kollarn gsnde kavuturarak: "Bn. Karlsson zel oda," diye kt. "Girmek yasak!" Mansson kap aralndan ieri kaamak bir gz att. Oda sk tk eya doluydu. Anlad kadaryla, hem yatak odas hem de oturma odas olarak kullanlyordu. Bitiik kap mutfaa almaktayd. Geni ve de rahat kullanm iin yenilenmi olduunu henz fark etmiti ki, Trk yine nne kp kollarn gsnde kavutururken: "Mutfaa girmek yasak!" diye diklendi. Mansson sordu: "Burada ka oda var?" Bembeyaz dili adam srtt: "Ha, yle! Sen sor, ben syler. Nedir yle her yan gezmek? Bak imdi ben sana odalar saymak. Bn. Karlsson'un odalar ve de mutfak ve de bizim oda. Bir de tuvalet ve de sandk oda." Mansson ap kald. "Yani iki oda ve de mutfak." dedi kendi kendine. Trk bir kap ap geri durdu: "stersen bak bizim oda. in alr." Glen Polis I Fil 161 Oda, yaklak 23'e 16 ayak lmnde bir yerdi. Rengi kam, lime lime perdeli iki penceresi sokaa bakyordu. Drt duvar boyunca deiik tip ve boyda

yataklar sralanmt. ki pencere arasnda ba duvara dayal dar bir divan yer almaktayd. Mansson alt yatak sayd. Bunlardan yaplmam olarak duruyordu. Oda, yere geliigzel braklm ayakkablar, saa sola atlm giysiler, her yana dalm kitap ve gazetelerle karman orman bir grnm tamaktayd. Demenin orta yerini yuvarlak, beyaz lake bir masayla evresini alan be birbirini tutmaz iskemle kaplyordu. Pencerelerden birinin yan banda dikili duran kara suratl, ykseke bir ekmeli dolap odann eyasn tamamlyordu. Odann iki kaps daha vard. Bunlardan birinin nne bir yatak yerletirilmiti ki, Bn. Karlsson'un odasna alan kilitli bir kapyd, hi kukusuz. Dierinin eiine, ii giysi ve de bavullarla tk tk, bir kk dolap srlmt. Mansson sordu: "Altnz da burada m yatarsnz?" "Hayr, sekiz kii yatarz burada," diye cevaplad Trk. "Sen buna ne dersin, polis efendi?" Kap nndeki yataa giderek, altnda sokulu duran sedye biimi tekerlekli bir yata yar ekti ve de br yataklardan birini gsterdi: "ki tane daha var byle. Mohammed'inki uydu: Kmesimiz houna gitti mi?" "Dier yedisi kim?" diye sordu Mansson. "Senin gibi Trkler mi?" "Yok. Biz Trkz. ki Arap'tan bir tane kald, iki 162 spanyol, bir Finli, bir de yeni gelen Yunanl var." "Yemeinizi de burada m yiyorsunuz?"

"insaf denen ey yok sizde. Varsa para, yoksa para. Din, iman, para. Yasalar yok korumak yabanclar. Yalnz burallar hakl. Siz bizi sanmak eek, biz sizi grmek eit." Sustu. Yine kulaktan kulaa donuka srtt. Sonra yle dedi: "Ben zr dilemek. Ben yok sizin dil iyi konumak, siz belki beni yanl anlamak. Ne sordu sen? Biz yemek burada m yemek? Hayr. Yemek piirmek yasak. Mutfak kullanmak yasak. Odada elektrikli tencere sokmak yasak. Yemek piirmek yasak, kahve yapmak yasak. Yalnz para demek yok yasak." "Ka para aylk veriyorsunuz?" "Adam ba yz ellier kuron dyoruz," dedi Trk. "Aylk m?" "Evet. Her ay trink para yz elli kuron. yi mi?" Ban dertli dertli sallad ve sonra yine srtarak, hemen boyun altndan balayan at yelesine benzer kaln, kapkara gs kllarn hatur hutur kad: "Sen bakma bana. Ben ok para kazanmak. Haftada yz yetmi kuron. Ben ok iyi kamyon srcs. Daha nce alrdm lokantada ve de bu kadar para kazanmazdm." Mansson sordu: "Mohammed Boussie'nin hi yakn var myd, akrabas falan? Ana-babas, erkek ya da kz kardei?" Trk ban havaya dikip, "ck," dedi: "Hi bilmem. Biz yakn arkadatk, ama Moham163 med ok konumazd. 0 ok korkard."

Mansson camn nnde durmu, terminalde titreerek otobs bekleyen bir avu insana bakyordu. Ardna dnd: "Korkar myd?" "Korkmak deil. Ne denirdi, unuttum. Hah! ekingen, ekingen." "Evet, ekimser demek istiyorsun." "Yok ekimser, hafiye. Senin de benden kalr yann yok. ekingen. Yani sklgan. Tamam m?" "Her neyse," dedi Mansson. "Ne zamandr burada oturuyordu, biliyor musun?" Trk, iki pencere aras divann stne oturup, "ck," dedi: "Bilmiyorum. Ben buraya geen ay geldi ve de bakt Mohammed eski kirac." Mansson kaln paltosunun altnda tere batmt. Odann havasna burda yatan sekiz kiinin kokusu sinmiti. Mansson byk bir itenlikle Malm'de, gzelim dzenli katnda olmay diledi. Buralarda ne ii vard sanki? Cebinden son krdann karrken sordu: "Bn. Karlsson ne zaman dnecek?" Trk omuz silkti: "Bilmez. Ben yok khya burada, kirac. Ama yaknda. Malndan ok zaman uzak kalamaz." Mansson krdan dudaklar arasna yerletirdi, yuvarlak masaya oturup bekledi. Yarm saat sonra krdann inenmi, ezik paralarn kl tabana att. Bn. Karlsson'un iki kiracs daha 164 kageldi, ama ev sahibi hanmn kendisi grnrlerde yoktu.

Yeni gelenler, ifte Ispanyollard. svee'yi hi ama hi renememilerdi. Trk onlarn yannda dil doenti gibi kalyordu. Anlama olana bulamad iin, onlar sorguya ekmekten tez elde cayd. renebildii tek ey, adlarnn Ramon ile Juan olduu ve de bir et lokantasnda komi olarak altklaryd. Trk kendini divann stne atm, ak sak resimli bir Alman dergisini kartryordu. spanyollar dar kmak iin giysi deiirlerken, aralarnda az kavgas edercesine yksek sesle konuuyorlard. Kerstin denen bir kzn ad bu patrt iinde sk sk geiyordu. Herhalde onu paylaamadklar iin bunca kafa iiriyor olmalydlar. Derken divanda uzanm yatan Trk'n kolu, gzlerini dergiden ayrmakszn, yere uzand. Eline geirdii bir ayakkaby spanyollarn bulunduu yana geliigzel frlatt. Ayakkabnn teki havada utu, iki amatac gencin burunlarn syrrcasna aralarndan geip tok bir sesle arkalarndaki dolaba arparak yere dt. ifte spanyollar, konumalar bakla kesilmi gibi, bir anda suspus oldular. Mansson srekli saatine bakp duruyordu. Be buuu bir dakika gememecesine beklemek iin karara vard. Bei tam yirmi sekiz dakika gee Bn. Karlsson kapda boy gsterdi. Mansson'u en gzel kanepesine oturttu. Bir bardak arap sundu. Sonra da ev sahibi olarak anlarn dile getiren tek yanl uzun bir konumaya koyuldu. 165 "nann, hi ho bir ey deil," diye kinedi. "Benim gibi yapayalnz, zavall bir kadnn bir ev dolusu erkekle bir

arada yaamas kolay m sanyorsunuz? stelik tm de yabanc. Ama geimini zor salayan zavall bir dulcuk baka ne yapabilir?" Mansson kafasnda kabaca bir hesap yapt. Geimini zor salayan zavall dulcuk her ay kira bedeli olarak cebe bin kuron indiriyordu. "O Mohammed vard ya," diyerek dudaklarn slatt. "Bana bir aylk kira borcu vard. Belki siz bunu almam iin bir kar yol bulursunuz. Yasalar benden yana deil mi? Biliyorum, bankada paras vard." Mohammed hakknda edinegeldii izlenimi anlamak iin Mansson'un sormu olduu soruyu yle cevaplad: "Bir Arap iin, olduka iyi bir ocuktu denebilir. nk bu Araplar genellikle ok pis ve de gvenilmez kiilerdir, bildiiniz gibi deil. Ben deneyimlerime dayanarak konuuyorum. Ama bu ocuk iyi, sessiz ve de kibar grnlyd. Hibir ktln grmedim dorusu. Azna iki srmezdi ve hele o belal Trkler gibi, gizlice kadn da sokmazd eve. Sanmyorum, kendi halinde bir genti. Fakat dediim gibi, bana bir aylk kira borcu var." Kiraclarnn zel yaamlar konusunda iyi bilgi sahibi olduu anlalyordu. Evet, Ramon denen spanyol, Kerstin adnda bir srtkle gezip tozmadayd ve de Trkler arada ier, zaman zaman da eve gizlice kadn getirirlerdi. Ne var ki, paralarna salamdlar ve de anlalan bu yzden grmezden, bilmezden geliyordu. Ancak Mohammed iin daha fazla sylenecek bir ey 166 yoktu.

Geri Paris'te evli bir ablas olduunu ve onunla mektuplatklarn bilmekteydi, ama Arapa yazl olduklarndan mektuplar okuyamamt. Bn. Karlsson bir deste mektup karp, bunlar Mansson'a verdi. Zarflarn ardnda ablann ad ve adresi yazlyd. Mohammed Boussie'nin tm dnyalk mallar bir tahta bavulun iine tktrlmt. Mansson bunu da beraberinde ald. Bn. Karlsson kapy onun ardndan kapatmadan nce, denmemi kiray bir kez daha anmsatt. Merdivenleri inen Mansson, sokaa kp arabasna doru yrrken: "Aman, Tanrm! Ne le kargas bir cad," diye sylenmekten kendini alamad. 167 153 Pazartesi. Kar. Rzgr. Ac souk. "Kar tanesi, nar tanesi, hani bunun bir tanesi?" dedi Rnn. Pencerenin nnde durmu, beyaz tipinin altnda zar zor seilebilen caddeye ve dam stlerine dalgn gzlerle bakyordu. Gunvald Larsson onu kukuyla szerek dedi ki: "Ne bu imdi byle? aka m?" "Hayr. Tekerlemenin ocukluuma oranla bugnk etkisini kyaslyordum." "ok olumlu bir alma. Zamann daha az filozofa birtakm uralarla deerlendirmeyi dndn m acaba? Szgelii, soruturmaya yardmc olmaya ne dersin?" "Kukusuz," dedi Rnn. "Ancak..." "Ancak ne?"

"Ben de tam bunu syleyecektim. Ancak ne?" "Dokuz kii ldrld," dedi Gunvald Larsson. 168 "Sense burada dikilmi, kendini hangi ie koacan bilmiyorsun. Polis deil misin sen, olum?" "Evet." "Hadi yleyse, git polisliini yap, burda eek gibi anracana!" "Nerde yapaym polislik?" "Ne bileyim? Git bir yerde yap ite!" "Sen ne yapyorsun polis olarak?" "Grmyor musun, kelek? MelanderTe doktorlarn kafa kafaya verip dktrdkleri ruhbilimsel incelemeyi okuyorum oturduum yerde." "Niye?" "Ne bileyim niye! Her eyi nerden bilebilirim?" Otobsteki kan banyosundan bu yana bir hafta gemiti. Soruturma cephesinde yeni bir ey yoktu. Yapc fikir yokluu kendini iyice duyurur olmutu. Kamuoyu emesinden akan yararsz ihbarlar bile kurumaya yz tutmutu. Tketici toplum ve de onun bezgin bireylerinin imdi dnecei daha baka eyler vard. Noel'e henz bir ay akn sre bulunmasna karn, reklam canavar ava kmt. Satn alma furyas, ssl psl maazalarn toplat caddelerde kara lm kadar hzl ve ykc olarak yaylageliyordu. Salgn hastalk nne kan silip sprmekteydi ve de bir kurtulu yolu yoktu. Ahtapotumsu uzun kollar her yana uzanmakta, evlere ve apartmanlara dalmakta, her eyi ve herkesi zehirleyip parampara etmede, kimseciklerin gzyana bakmamaktayd. ocuklar yorgunluktan perian, aile ba-

balar grtlaklarna dek borca gml, bir lgnlktr gidiyordu. Yasal smr devi kurban saysn giderek 169 artryor, artan kurban saysyla kout, itah da giderek kabaryordu. Hastaneler kalp sektesine urayan, sinir bunalmlar geiren ve de mide lseri patlam kiilerle dolup tamaktayd. Bu arada kentin tm polis karakollar da paylarna dtnce, bu neeli grnt iinde yerlerini almaktaydlar. Kap aralklarndan ve de genel tuvaletlerden toparlanp getirilen zilzurna Noel Babalar karakollarn en sk ziyaretileri saymak gerekirdi. lesiye yorgun iki devriye polisi sarho bir Noel Baba'y Mariator-get'de taksiye bindirmeye alrlarken lam ukuruna drmlerdi. Bu olay izleyen patrt srasnda sz konusu iki polis, yaygarac azgn ocuklar ve de az kalabalk fkeli sarholarca bir gzel tartaklanmlard. Saldr srasnda gznn stne bir buz paras rastlayan polislerden biri, artk kendini tutamayp copuna davranmt. nne gelene geliigzel sallamaya balam ve de cop, merakl olmaktan te bir suu bulunmayan yal bir emeklinin banda patlamt. Hi de ho bir ey deildi bu. Polis dmanlarnn ekmeine ya srm oldu. "Toplumun her snf insannda kulukaya yatm bir polis dmanl var," dedi Melander. "Tetii ekmeleri iin bir drt yeterli." Kollberg tm bir ilgisizlikle sordu: "Peki, bunun nedeni neymi?" "Nedeni, polisin gerekli bir bela oluu diye karlk verdi Melander. "Herkes, dahas profesyonel sulular bile bilir

ki, anszn kendilerini ancak polisin kurtaraca durumlarda bulmalar mmkndr. Kasa hrsz ge 170 ce yars uyanp da evin iinde birtakm garip sesler duyduu zaman ne yapar? Polis arr, hi kukusuz. Ama bylesi durumlar ortaya kmad srece, ou kiiler, u ya da bu ekilde polis yaamlarna karmaya kalkt an, buna korku veya hogryle tepki gsterirler." Kollberg umarszca mrldand: "Eer kendimizi gerekli bela gibi greceksek, barda taran son damla olur bu." Melander aldrmakszn konumasn srdrd: "Sorun u noktada dmlenip kalyor, kukusuz. Polis meslei aslnda st dzeyde aydn ve de esiz zek, fizik, moral zellikleri tar erdemli personelle almas gereken bir kurulu olduu halde, ne yazk ki, bunlara sahip kiileri bnyesinde toplayacak ekicilikten yoksun. eliki burada ite." "Sen korkun bir herifsin," dedi Kollberg. Martin Beck ikisi aras bu tr tartmalar nceden de duymutu ve de hi holanmyordu. "Bana bakn! u toplumbilimsel konumalarnz baka yerde srdremez misiniz?" diye drland. "Burada dnmeye alyorum." "Neyi?" dedi Kollberg. Ve de telefon ald. "Alo. Beck." "Ben Hjelm. ler nasl?" "Aramzda kalsn, berbat." "Yz olmayan herifi tantladnz m?"

Martin Beck bu Hjelm'i yllardan beri tanrd ve de ona duyduu gven sonsuzdu. Bu konuda zaten yalnz saylmazd. Hjelm biroklarnca dnyann en zeki adli 171 tp teknisyenlerinden biri olarak anlagelirdi. "Hayr," dedi Martin Beck. "Adam arayp soran tek kii kmad. Kap zili andranlar da stne izgiyi ekiverdiler." Derin bir soluk alarak srdrd: "Yoksa yeni bir eyler mi buldun?" Hjelm yalanp pohpohlanmalyd. Bu herkese bilinen bir gerekti. "Evet," dedi nazl bir sesle. "Cesedi ikinci kez bir daha elden geirdik. Daha ayrntl bir grnt vermeyi denedik. Bu yntemin altnda canl dnemine ayna tutma dncesi yatyordu. Sanrm, seninkine belirli bir kiilik verme baarsn gsterdik." "Yapma, yahu!" diyebilir miyim acaba, diye dnd Martin Beck. "Yapma, yahu!" dedi sonra da. "Yaparz, beyim, yaparz." diye karlk verdi Hjelm, zevkten drt ke olmu bir sesle. "Sonu umduumuzdan olumlu kt." imdi ne tr bir szckle ya satmalyd? "nanmam"? "Vay canna"? Yoksa sadece: "Gzel"? Ya da "Dehet"? nga'nn ayl toplantlarna katlp eitimden gemeliyim, diye dnd. "Harika," dedi. Hjelm, sevin taan bir sesle. "Saol." diye fkrdad.

"Yaptklarnn yannda sz olmaz. Herhalde raporunu beklemek gerek. Telefonda sylemezsin im..." "Ayp ettin. Bunun iin seni aradm. lkin dilerini sk bir yoklamadan geirdik. Kolay olmad. Zor mu zor! nk berbat durumda diler. Ama bulduumuz 172 dolgular zensiz bezensiz yaplm. sveli bir diinin almas olamaz, bence. Neyse, bu konuda yeterince konutum." "O nasl sz, stadm? Azndan bal akyor sanki." "Saol, saol! Sonra sra geldi giysilerine. Bizim Stockholm'deki Hollywood pazarlarnn birinden alnm olduunu saptadk. Belki bilirsin, bu Amerikan pazarlar yerde var. Bir tane Vasagatan'da, bir tane Gtgatan'da ve de bir tane St. Eriksplan'da." "Gzel," dedi Martin Beck ksaca. Ya satmaktan usan getirmiti. "Ya," diye homurdand Hjelm krgnca. "Bence, bu byle. Ayrca, giysi ok kirliydi. Kuru temizleme yz grmemi besbelli. stelik uzunca bir sre iin her gnlne giyilegelmi, bana sorarsan." "Ne denli uzunca bir sre?" "De ki, bir yl." "Daha baka ekleyecein bir ey var m?" Bir sessizlik oldu. Hjelm szn zn sona saklamt. Bu, hnzrca bir suskuydu ancak. "Evet," dedi en sonunda. "Ceketin st cebinde esrar krntlar bulduk. Sa pantolon cebinden de ezilmi Preludin tabletlerinden artk tozlar kt. Otopsi testlerinde yaplan birtakm incelemeler sonucu adamn ke olduu doruland."

Yeni bir suskunluk. Martin Beck ses karmad. "Yan sra, adamda mzmin belsoukluu vard. Hem de en ileri devrede." Martin Beck not almay bitirdi, teekkr etti ve de telefonu kapad. "Yeralt dnyasnn lam kokular," diye edebiyat 173 yapt Kollberg. skemlenin ardnda durup kulak konuu olmutu. "Evet," dedi Martin Beck. "Parmak izi kaytlarmzda fii yok, buna ne dersin?" "Belki bir yabancyd." "Byk olaslk," diyerek katld Martin Beck. "Ama bu bilgiyi ne yapmal? Basna szdrmak olanaksz." Melander onaylad: "Doru. Yalnz u var ki, fslt gazetesiyle bunu ispiyoncularn ve de naml prnik1 satclarnn kulaklarna iletebiliriz. Narkotik bro memurlar ve karakol polisleri yoluyla olabilir bu." "Mmm!" diye mrldand Martin Beck. "Dediini yap yleyse." Bir yandan da dnyordu: Aslnda bir yarar yok. Ama baka yapacak ne var? Son birka gn iinde polis yeralt dnyas denen cehenneme pe pee iki gsterili baskn dzenlemiti. Sonu tam umduklar gibi kt: Sfr. En garip ve yolsuzlar dnda tm bitirimler nceden basknlarn kokusunu almt. Polise evrilip toparlanan yaklak yz elli kiinin byk ounluu hemen tedavi gerektiren iicilerdi ve de posta posta deiik kliniklere gnderildiler.

Sabkallara ynelik soruturma imdiye dek hibir sonu vermemiti. Toplumun tortusuyla balanty salayan dedektifler, ispiyoncularn gerekten mamak2 olduuna inandklarn sylemilerdi. Her ey nnde sonunda u noktaya gelip kilitleniyordu: Manyak bir kitle kran gizlemekte kimsenin iti) Argoda ve polis dilinde her tr uyuturucu madde. 174 kar olamazd. "Kendinden baka," diye atlan Gunvald Larsson, zaten teden beri olmadk yerde gereksiz yorumlar yapmakla nlyd. Yapacak tek ey kalyordu: Elde var olan maddeyi ilemek. Yani silahn peine dmek ve de kurbanlarla balants olmu olanlarn sorgusunu srdrmek. imdi bu grmeler yardmc glerce, yani Malml Mansson ile SundsvaHT bir dedektif komiser olan Nordin tarafndan yrtlyordu. Gunnar Ahlberg'e izin kmamt. Bunun da aslnda hibir nemi yoktu. nk bu sorgulamalarn sonusuz kalacandan kimsenin kukusu bulunmuyordu. Saatler ar aksak geiyor, hibir yenilik getirmiyordu. Gnler gne eklenmekte ve de toplap haftay oluturmaktayd. Sonra bir dier hafta. Yeniden pazartesi olmutu. Takvimler 4 Aralk tarihini gstermekte ve de BarbroTarn isim gn olduunu yazmaktayd. Hava souk ve rzgrlyd, Noel azgnl gnden gne hzn artrarak srp gidiyordu. Yardmc glerin iine bir gariplik km, sla zlemi eker olmulard. Mansson Gney sve'in yumuak iklimini, Nordin de kuzey knn ak seik, mert havasn aryordu. Her ikisinin

de byk kent alkanl yoktu ve de Stockholm'de perian olmaktaydlar. Sinirlerine dokunan ok ey vard. ncelikle koko ve de iti kak, kaynaan kalabalk, yabanclam insanlar. Ayrca, hi eksik olmayan gnlk kk olaylar ve ortalkta kol gezen klhanlk tutkusu da onlar polis olarak son derece tedirgin klmaktayd. "Siz bu kentte bunlara nasl gz yumuyorsunuz ak175 lm ermiyor," dedi Nordin. ekik ela gzl, kaln kal ve de kel kafal, tkz bir adamd. "Biz doma byme buralyz," dedi Kollberg. "Gzmz atk, bunu grdk. Baka ey bilmiyoruz ki!" Nordin yaknd: "imdi buraya metroyla geldim. Yalnzca AlvikTe Fridhemsplan aras yerde en azndan on be kii grdm ki, eer bizim Sundsvall'da olsalard, polis annda ieri tkard tmn de." "Adam ktl ekiyoruz," dedi Martin Beck. "Evet, biliyorum, ama..." "Ama ne?" "Hi gznze ilimedi mi? Burada insanlar korku indeler. Sradan drst yurttalar. Eer ynnz soracak olsanz veya kibrit isteseniz, arkalarna bakmadan dnp kayorlar. Korktuklar besbelli. Gvenlerini yitirmiler." "Yitirmeyen kald m?" diye sordu Kollberg. "Ben," dedi Nordin."Ya da en azndan byle sanyorum. Ne var ki, herhalde ok kalmadan ben de ayn olurum. Bana gre bir i var m?"

Melander teden sze kart: "Tuhaf bir ihbar var burada." "Hangi konuda?" "Otobsteki kimlii belirlenemeyen adam. Hagersten'den bir kadn. Az nce telefonda bildirdi. Dediine gre, bir dolu yabancnn toplat bir garajn bitiiinde oturuyormu." "H-hh! Sonra?" "Orda genellikle kavga dv eksik olmaz. Ama ka176 din byle demedi de, 'ok grltl bir yer,' deyimini kulland. En yaygaraclardan biri de otuz be yalarnda, ksa boylu, esmer bir adamm. Giysileri gazetelerde verilen tanma uyuyor, dedi. imdilerdeyse hi ortalkta grnmyormu." Nordin bilmie kar kt: "Bu da i mi yani? Ayn tr giysili on binlerce kii var." "Evet," diye dorulad Melander. "Haklsn, var. Ve de yzde doksan dokuz bir kesinlikle bu ihbarn havagaz olduunu syleyebilirim. ylesine belirsiz bir ey ki, dorusu yoklamaya bile demez, stelik, ok da duraksar ve gvensiz konutu kadn. Ancak baka yapacak bir iin yoksa..." Szn havada asl brakp, kadnn ad ve adresini not defterine iziktirdi ve de yapra kopard. Telefon ald. Kt parasn Nordin'e uzatrken, alcy kulana gtrd: "Al ite!" "Okuyamyorum." diye mrldand Nordin.

Melander'in yazs kendi dnda kimsenin okuyamayaca denli kargack burgack bir zellik tard. Kollberg kt parasn alp bir gz att: "Hiyeroglif veya ivi yazs. Hamurabi Kanunlar'n herhalde bizim Fredrik yazm olmal. Ne var ki, okuyan ktna gre, bu da olanaksz. Yine de zlme, ben varm. Fredrik yaztlarn zme uzman olarak, burada devletten para alyorum." Ad ve adresi temize ektikten sonra yle dedi: "Buyur ite. Gnmz yazsna evirdim." "Tamam," diyen Nordin, kd cebine att. "Gidip Glen Polis / 12 177 bir boy gstereyim bakalm orda. Araba var m?" "Var, ama sen beni dinlersen metrodan ama. Trafii grdn, yollarn durumunu da fark ettin belki, ya petrol aryorlar ya da gm. Sen gneye ynelik 13'e veya 23'e bin ve de Axelsberg'de in." "Hoa kaln," diyen Nordin, odadan kt. Ard sra Kollberg yorumda bulundu: "Bugn hi de hevesli grnmedi bana." Mendiline burnunu smkren Martin Beck, "Onu sulayabilir misin?" dedi. "Haddim mi?" diyen Kollberg iini ekti. "Niye bu herifleri evlerine salmyoruz, yahu?" "nk bizle ilgili bir konu deil," dedi Martin Beck. "lkemiz tarihinde imdiye dek bilinegelen en byk insan avnda yer almak iin burada bulunuyorlar." "Tamam, gzel de, yalnz..." Kollberg balad ama sonunu getirmedi. Sz srdrmenin konumaktan te bir yarar olamazd. Ne av-

ladklarn bilmek elbette iyi olurdu. Ama kim? Neyi? stelik avlak neresiydi? Kimi nerde avlayacan bilmedikten sonra avc ok olmu, var m nemi? Martin Beck masumca, "iileri Bakam'nn szlerini aktaryordum sadece," dedi. '"En gl beyinlerimiz' -kukusuz, Mans-son'la Nordin'i kastediyor- 'halk dman bir kuduz canavar keye kstrp yakalamak iin geceyi gndze katarak insanst bir gayretle alyorlar. Onu devreden karmak toplum ve bireye demekle ykml olduumuz balca grev borcudur.'" "stadmz bunu ne zaman dedi?" 178 "lk kez on yedi gn nce. Bilmem kanc kez de dn. Ne var ki, dn 22. sayfada, yalnzca drt satrla kt. Bence, yreine ilemitir. Unutma ki, gelecek yl seimler var." Melander telefon konumasn bitirmiti. Pipo llesini dzeltilmi bir kt ilitiriciyle kurcalarken, ok sakin bir ses tonunda yle dedi: "Bu lgn kanl katilin defterini drme zaman artk gelmedi mi, ne dersiniz?" Kollberg'in karlk vermesi iin on be saniyenin gemesi gerekti: "Evet, hi kukusuz, geldi. Yan sra, kapy kilitleyip, telefonlar kesmenin de zaman geldi." Martin Beck sordu: "Gunvald buralarda m?" "Evet, Bay Larsson ieriki odada uratlar. Kt aacayla dilerini kartryorlar, efendim." "Syle, tm telefonlar ona balansn," dedi Martin Beck.

Melander alcya uzand. "Syle, kahve de gndersinler." diye ekledi Kollberg. " kurabiye ve de kek-Mazarin bana, ltfen." Kahveler on dakika sonra geldi. Kollberg kapy kilitledi. Oturdular. Kollberg kahvesini yudumlayp, kurabiyeleri mideye indirir oldu. Az dolu dolu, sze balad: "inde bulunduumuz durum u, arkadalar: Manyak katil emre hazr biimde dondurulmu olarak deerli Emniyet Mdrmz'n tuvaletinde sakl durmaktadr. Yine gerektiinde, kendisini stp halkn arasna salacaz. Bu nedenle, eylem yntemine u varsa179 ym asndan bakabiliriz: Fin yaps 37 modeli bir makineli tabancayla silahlanm bir kii otobste bulunan dokuz insan kurunlayp ldrd. Bu insanlarn birbirleriyle ilintisi yok. Sadece ayn zamanda ayn yerde bulunmular." "Silahlnn bir gerekesi var," dedi Martin Beck. Kek-Mazarin'e uzanan Kollberg: "Evet," diye katld. "Ben de batan beri bunu dndm. Ne var ki, geliigzel bir araya gelmi insanlar ldrmek iin bir gerekesi olamaz. Demek ki, asl amac ilerinden birini elemek." "Cinayet zenle tasarlanmt," dedi Martin Beck. "Dokuzun biri iin," diye belirtti Kollberg. "Ama hangi biri iin? Liste yannda m, Fredrik?" "Gerekmez," dedi Melander. "yle ya, elbette gerekmez. Azmdan kan kulam duymad, kusura kalma. Hadi, bir geelim."

Martin Beck ban sallad. Bunu izleyen konumalar Kollberg'le Melander aras bir diyalog eklinde geti. "Gustav Bengtsson." dedi Melander. "Otobs ofr. Otobste bulunma nedeni besbelli, diyebiliriz." "Tartlmaz." "Bilindii kadaryla, sradan, normal bir yaants varm. Przsz bir evlilik. Sabkas yok. inin eri. Meslektalarnca sevilirdi. Kimi aile dostlarn da sorgudan geirdik. Saygdeer ve dzenli bir kii olduunu sylediler. Azna iki srmezdi. Krk sekiz yanda. Burada domu." "Dman? Yok. Etkinlii? Yok. Para? Yok. ldrlmesi iin gereke? Yok. Ge." 180 "Rnn'n sralamasn izlemiyorum," dedi Melander. "Bn. Hildur Johansson. Dul, altm sekiz. Vastmannagatan'da oturan kzndan, Norra Stationsgatan'daki kendi evine dnyordu. Edsbro doumlu. Kzn sorguya ekenler: Larsson, Mansson ve de... Eeeh, hi nemi yok. Kendi halinde sakin bir yaam srdrrd ve de emekli aylyla geinirdi. Bu kadn hakknda sylenecek daha fazla bir ey yok." "Yalnzca nemsiz bir iki nokta daha. Herhalde otobse Odengatan'dan binip ancak alt durak gitmi olduu ve de bu saatte o otobse bineceini kzyla damad dnda kimsenin bilmedii. Ge." "Johan Kallstrm. Elli iki yanda ve Vasteras doumlu. Bir garajda ustaba. Sibyllegatan'da, Gren'in garaj olarak bilinen yer. Mesaiye kalmt ve de evine dnyordu, hi kuku yok. O da mutluca evli. Balca meraklar, otosu ve de yazlk evi. Sabkasz. yi para

kazanrd, ama tesi yok. Onu tanyanlarn anlattklarna baklrsa, stermalmstorg'dan Merkez Istasyon'a metroyla gelmi olup, oradan otobse aktarm olmal. Demek ki, Drottninggatan kndan caddeye kavutuu dnlrse, otobse Ahlens maazas nndeki duraktan binmi olacak. Patronu, usta bir ii ve de iyi bir ustaba olduunu syledi. Garajda alan ii ve raklar onun..." "...Emri altndakilere kar hrl ve de patronlar nnde anak yalayc olduunu sylediler. Onlarla gidip konutum. Ge." "Alfons Schwerin krk yandayd. sve-Ameri-kan karm ana-babadan, ABD, Minneapolis'te dodu. Savatan hemen sonra sve'e gelerek burada yer181 leti. Yayl alglarn gvde yapm iin Karpat ladini ithal eden kk bir iadamyd. Ne var ki, on yl nce iflas etmiti. Sehwerin erdi. Beckomberga kliniinde iki kez alkol tedavisi grd ve de ikili olarak araba srme suuyla ay Bogesund cezaevinde yatt. yl nce. adam olarak topu atnca, emeki oldu. En son, Belediye'nin temizlik ilerinde almaktayd. Sz konusu gece, Bryggargakan'daki Pilen Lokantas'na gitmiti. Oradan evine dnyordu. Herhalde parasal durumu elvermediinden, ok imemiti. Konutu bakmsz ve pisti. Lokantadan Vasagatan otobs durana dek olan yolu yrm olmal. Bekrd ve de sve'te hibir akrabas yoktu. i arkadalar onu severlerdi. Hosohbet ve de iyi huylu bir kii olduu sylendi. ki edebi olan ve de tek dman bulunmayan biri."

"Ayrca katili grd ve de lmezden nce Rnn'e anlalmas g birtakm eyler syledi. Bant hakknda uzman raporu geldi mi?" "Hayr. Mohammed Boussie, Cezayirli, bir lokantada alrd, otuz alt yanda, imdi adn unuttuum hecelenemez bir yerde domu." "Yazk! Makine eskidi galiba." "Alt yldr sve'te yayordu ve de daha ncesi Paris'te kalmaktayd. Politikayla yakn bir ilgisi olmam. Bankada bir miktar paras vard. Tanyanlar kendisinin utanga ve iine kapank olduunu sylyorlar. On buukta iini bitirmi, evine dnmekteydi. Drst, ancak uyuuk ve de donuk bir tip." "Yahu, farknda msn? Oturmu, kendini tanmlyorsun orda." "Britt Danielsson. Hemire, 1940, Eslv doumlu. 182 Stenstrm'n yannda oturmaktayd. Fakat birbirlerini tandklarn gsterir hibir belirti yok. Kzn erkek arkada olan doktor, o gece Gney Hastanesinde nbetiydi. Sanldna gre, otobse Odengatan durandan dul Bn. JohanssonTa ayn zamanda bindi ve de evine gitmekteydi. Bir zaman kstas yok. ini bitirmi ve otobsn yolunu tutmutu. Ama yine de, Stenst-rm'le birlikte olmadklarn kesinkes bilmiyoruz." Kollberg ban sarsaladi: "Olmaz yle ey! O cansz kansz sskay ne yapsn-d? Arad her ey evinde vard." Melander ona anlamsz gzlerle bakt, ama stelemedi: "Derken geldik Assarsson'a. Saygn bir d grn altnda aprak bir iyz."

Melander sustu ve piposuyla oynad. Sonra devam etti: "Olduka karanlk bir tip, bu Assarsson. Vergi karmaktan iki kez hkm giymi. 1950 balarnda da cinsel saldrdan yarglanp sulu bulunmu. On drt yandaki bir kz batan kararak cinsel ynden smrme. Her nde de hapsi boylam. Assarsson'un bol paras vard. inde olduu kadar her konuda da acmaszd. Pek ok kiinin onu sevmeme nedeni var. Karsyla aabeysi bile onu olduka sevimsiz bulurlard. Fakat bir nokta belirgin. Otobste bulunmasnn bir nedeni vard. Narvavagen'deki bir tr kulp toplantsndan km ve de Olsson adn tayan metresine gidiyordu. Kz, Karlbergsvagen'de oturur ve Assarsson'un ofisinde alr. Adam daha nceden telefon edip, gelmekte olduunu ona bildirmiti. Kz birka 183 kez sorguya ektik." "Kim sorguya ekti?" "GunvaldTa Mansson. Deiik zamanlarda. Kzn dediine gre..." "Bir dakika. Niye otobse binmi?" "Herhalde oka ikili olduu ve kendi arabasn srmeyi gze alamad iin. Yamur yznden de bir taksi bulamam olmal. irketin telefon santral sraya girmi mteri adaylaryla doluydu ve de koca kentte bo tek taksi yoktu." "Oldu. Peki, kapatmann dediklerini aktar bakalm," "Kansnca, Assarsson ahlaksz bir ihtiyar ve de hemen hemen iktidarsz bir erkekti. Bunu para iin ve de iini yitirmek istemediinden yapyormu. Gunvald, kzn baka erkeklerle de ilintisi bulunan baya bir srtk olduu izlenimini edinmi. stelik geri zeklym."

"Bay Larsson ve kadnlar. Bu ad altnda bir roman yazmay dnyorum." "Mansson'a aklamak zorunda kaldna gre, Assarsson'un i balants kurduu kiilere mecbur tutulurmu, kendi deyimiyle. Patronun emri zerine. Assarsson, Gothenburg'da doup Djurgardsbron'da yetimi." "Saol, eski dost. Romanma tastamam byle balayacam. 'Adam, Gothenburg'da doup Djurgardsbron'da yetimiti.' Harika." "Zaman kstaslar tmyle tutuyor," dedi Melander aldrmakszn. Martin Beck ilk kez devreye girdi: "Demek geriye yalnzca Stenstrm'le kimlii bilin184 mey en adam kalyor." "Evet," dedi Melander. "Stenstrm konusunda tek bildiimiz, aykr bir biimde Djurgarden'den geldii ve de silahl olduudur. Kimlii belirlenemeyen adama gelince, uyuturucu madde tutkunu, otuz be-krk yalarnda biri olduundan te bir ey bilmiyoruz. Hepsi bu." "Ve de geri kalan herkesin otobste bulunma nedeni vard, yle mi?" diye sordu Martin Beck. "Neden orda bulunduklarn kesin olarak rendik mi?" "Evet." "imdi sra oktandr klasiklemi u soruya geldi: Stenstrm otobste ne aryordu?" dedi Kollberg. Martin Beck'in nerisi basitti: "Kzla konumamz gerek." Melander piposunu azndan kard:

"Asa Treli mi? Ama ikiniz de konutunuz onunla zaten. Sonra kendisini bir daha sorguya ektik." Martin Beck sordu: "Kim?" "Rnn. Bir hafta, on gn oldu." Martin Beck kendi kendine mrldand: "Yo, RnnTk i deil bu!" "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Melander. "Rnn kendi apnda iyi bir elemandr," dedi Martin Beck. "Ama bu olayn zne pek inemedi. Ne bileyim, kavanoz dnda kalm, akn bir tutumu var. Kald ki, Stenstrm'le olan balar ok zayft." Kollberg'le Martin Beck uzunca bir sre baktlar. Hibiri konumad. En sonunda sessizlii bozan Melan185 der oldu: "Eh? Stenstrm o otobste ne aryordu?" Kollberg nandrc olmaktan uzak bir tavrla: "Bir kzla bulumaya gidiyordu," dedi. "Ya da bir arkadayla." Bu kapal oturumda Kollberg muhalefet roln benimsemiti. Ne var ki, u sra sylediine kendi de yrekten inanmyordu. "Yalnz bir ey unutuyorsun," dedi Melander. "O semtte on gndr kap kap dolayoruz ve de Stenstrm adn duyagelmi tek kiiyle karlamadk." "Bu bir ey kantlamaz. Kentin o blm akla gelmedik zula yerler ve de esrarl pansiyonlarla doludur. Byle yerlerdeyse, polis en az sevilen kiidir." "Yine de, StenstrmTe ilgili u zamparalk varsaymn bir yana brakmalyz, kanmca," dedi Martin Beck.

Kollberg abucak sordu: "Neye dayanarak?" "Ben buna inanmyorum." "Ama olabilirliini kabul ediyorsun, deil mi?" "Evet." "Tamam. Bir yana brakalm yleyse. imdilik." "Demek ki, kilit soru u oluyor: Stenstrm bu otobste ne aryordu?" diye, dnp dolap ayn yere geldi Martin Beck. "Bir dakika!" diyerek kar kt Kollberg. "Bilinmeyen adam otobste ne aryordu?" "Bo ver bilinmeyen adama imdilik." "Neden? Onun varl da Stenstrm'nki kadar ilgin. Ayrca, kim olduunu bilmediimiz gibi, orda ne 186 aradn aklamaktan da yoksunuz." "Belki de sradan bir otobs yolcusuydu sadece." "Sradan bir otobs yolcusu ha?" "Evet. Evsiz barksz kiilerin ou bu yntemi uygular. Bir kuron karl, bir gidi-geli sresince otobste kalabilirsin. Bu da iki saat demektir." Kollberg yine kar koydu: "Metro ok daha scak. stelik orda istediin kadar gidip gelebilirsin. Yeter ki, turnikeden dar kma. Kal ierde, habire tren deitir. Kim ne karr?" "Evet, ama..." "Kald ki, es getiiniz bir nemli nokta daha var: Bilinmeyen adamn ceplerinden esrar ve hapini1 krntlar kmasnn yan sra, yolcularn toplamndan daha ok para tayordu stnde."

"Ki, bu da kymn soygun amacyla yapld varsaymn dnce d brakr," diye tamamlad Melander. Martin Beck eklemekten geri kalmad: "stne stlk, az nce kendin de belirtmi olduun gibi, oras akla gelmedik zulalar ve de esrarl pansiyonlarla dolu bir blgedir. Belki bu pire yuvalarndan birinde barnyordu. Hayr, temel sorumuza dnelim: Stenstrm otobste ne aryordu?" En azndan bir dakika suspus oturdular. Bitiik odada telefon zilleri alp duruyordu. Zaman zaman Gunvald Larsson'un veya Rnn'n sesini duyuyorlard. En sonunda Melander sordu: "Stenstrm ne yapard?" Bu sorunun cevabn her de bilmekteydi. Me-lander ban hafife sallayarak sorusunu kendi cevaplad: "Stenstrm ok ok iyi adam glgelerdi." "Evet," dedi Martin Beck. "Bu, onun zelliiydi. Usta ve inatyd bu konuda. Bir adamn haftalarca glgesi olabilirdi sklmadan." Kollberg ensesini kayp dorulad: "Evet. Gta Kanal gemisindeki kadn katilini nasl lgna evirmiti drt yl ncesi, hi unutamam."1 "Oltaya drmt," dedi Martin Beck. Kimse karlk vermedi. "Daha o zamandan iin inceliini bilirdi," diye devam etti Martin Beck. "Ama o gnden bugne ok eyler renmiti." "Ha, aklma geldi. Hammar'a o konuyu sordun mu?" dedi Kollberg anszn. "Hani Stenstrm'n geen yaz hangi zlmemi cinayet dosyasyla ilgilendiini merak ediyordun ya."

"Evet," karln verdi Martin Beck. "Ama kafamdan silip attm. Stenstrm sorunu HammarTa grm ve de geri bu konuda kendisine birka neride bulunmu, ama neler olduunu unutagelmi imdi. Sonra anmsad kadaryla, nerilerin hibiri ekici gelmemimi Stenstrm'e. Dosyalar ok eski olduundan deil, fakat Stenstrm ok gen olduu iin. Hallstahammar'da hrsz-polis oynayan on yalarnda bir ocukken olagelmi bir olaya el koymaktan kanm bizimki, nnde sonunda, zerinde senin altn o (1) Marlin Beck Dizisi - KANALDAK L. 188 kaybolma olayyla ilgilenmeye karar vermi galiba." "Bu konuda tek sz etmedi bana," dedi Kollberg. "Herhalde dosyada yazlanlarla yetinmi olmal." "Herhalde." Sessizlik. Bunu yine Melander bozdu. Yerinden kalkarken dedi ki: "Eveeet... Ne karara vardk?" "Bilen varsa sylesin," diye karlk verdi Martin Beck. "zninizle," dedi Melander ve de tuvaletin yolunu tuttu. Kapy ardndan kapamt ki, Kollberg arkadana dnp sordu: "Asa'y grmeye kim gidecek?" "Sen. Tek kiilik bir i. stelik iimizde bunun iin senden uygunu yok." Kollberg azn amad. "Ne o? stemiyor musun yoksa?" diye sordu Martin Beck. "Hayr, istemiyorum. Ama yine de gideceim." "Bu akam m?"

"Daha nce grlecek iki iim var: Biri Vastberga'-da, dieri de evde. Kza telefon ap, akam yedi buukta ziyaretine geleceimi bildir." Kollberg bir saat sonra Palandergatan'daki evinin kapsndan ieri admn atyordu. Saat henz beti, ama hava iki altm dakika ncesinden kararmt. Kars, rengi umu bir eski jean pantolon ve damal bir fanila gmlek iinde mutlak iskemlelerini boyama urandayd. Adam, ok nceden skartaya karm 189 olduu eski gmleini hemen tand. Kars pantolon paalarn kasklarna dek syrp kvrmt. Elleri, kollar, plak ayaklar ve de aln bile yer yer boyayla lekelenmiti. "Soyun!" dedi koca. Kadn, fra elinde, donakald. Soran gzlerle erkei yukardan aa bir szd ve de hnzrca dedi ki: "Acelen mi var?" "Evet." abucak ciddi bir yz taknd: "Yine kacak msn yani?" "Evet, birini sorguya ekeceim." Kadn ban sallad ve de fray boya kutusunun ine brakt. Ellerini silmeye koyuldu. "Asa," dedi adam. "Her bakmdan batan karc olabilir," "Koruyucu bir a m istiyorsun?" "Evet." Kadn, gmlein dmelerini zerken. "Dikkat et, boyanmayasn," dedi. 190 175

Hagersten blgesinin Klubbacken Soka'ndaki bir evin nnde kazk kesilmi bir kardanadam, elinde tuttuu kt parasn dikkatle gzden geiriyordu. Srsklam kt zlp yrtlmak zereydi. iddetli kar tipisi ve de sokak lambalarnn kr altnda yazy skmekte glk ekiyordu. Buna karn, arad yeri en sonunda bulmua benziyordu. Islak bir kpek gibi silkinmenin ard sra basamaklar trmand. D eikte ayaklarn serte yere vurup kap zilini ald. apkasn kard, stnde birikmi kar taneciklerini fiskeledi ve de yar donuk parmaklar arasnda evirerek bir eylerin olmasn bekledi. Kap iki parmak kadar araland ve de orta yal bir kadnn burnu dar uzand. Beyaz nlk takm, elleri de una bulanmt. "Polis," dedi bouk bir sesle. Boazn temizleyip srdrd: "Dedektif Komiser Nordin." Kadn onu kukuyla gzden geirdi: 191 "Bunu kantlayabilir misiniz?... yani..." Adam iini ekerek apkasn sandan sol eline geirdi. Paltosuyla ceketinin dmelerini at. Czdann karp kimlik kartn gsterdi. Kadn bu hareketleri, sanki kapsna dayanan yabanc, cebinden bir bomba veya makineli tfek yahut uygunsuz bir resim karacakm gibi, endieli gzlerle izlemiti. Adamn elinde tutageldii kart, kap aralndan miyopa inceledi durdu. Neden sonra kukulu bir sesle: "Dedektifler plaket tar bilirdim." dedi. "Var, Bayan, o da var!" diye homurdand.

Dedektiflik niann pantolonunun arka cebinde saklard. apkasn giymeden ya da yere brakmakszn bunu nasl karacan hesaplamaya koyuldu. Kadn, kin kokan bir tonda: "Hadi hadi, kalsn. Bu kadar yeterli," dedi. "Sunds-vall ha? Ta kuzeyden buraya benle konumak iin mi geldiniz?" "Burada baka ilerim de var." "Kusura bakmayn, ama anlyorsunuz ya... Diyeceim..." Dili dolanp sustu. "Evet, Bayan?" "Yani insan bugnlerde ok dikkatli davranmal. Hi belli olmuyor..." Nordin apkasn ne yapacam bir trl bilemiyordu. Youn biimde yaan kar tanecikleri plak banda eriyordu. Bir elde kimlik kart, brnde apka, sonsuza dek byle kalamazd ya. Belki defterine bir 192 eyler not etmek gerekecekti. En kolay apkasn bana geirmek olurdu, ama bu kez de terbiyesizlikle damgalanabilirdi. Basamaklarn stne brakmaksa, srsklam salaklk olurdu. Belki en iyisi ieri girmek iin izin istemesiydi. Ne var ki, bu kez de kadn bir seenekle yzlemi olacakt. Evet ya da hayr demesi gerekirdi ki, eer yargsnda yanlmyorsa, kolay karar verir bir kadna benzemiyordu. Nordin'in yerlisi olduu yrede, kapy alan herkes, yabanc olsun ya da olmasn, mutfaa alnr ve de kendilerine kahve sunularak snmalar iin ocak banda yer gsterilirdi. Gzel, insancl bir gelenek, diye d-

nd. Belki byk kentlere uygun dmeyen bir davrant. Bu tr dncelerden syrlarak yle dedi: "Telefonda bir adamla bir garajdan sz etmitiniz, deil mi?" "Sizi rahatsz ettimse, son derece zgnm!... "Yo, yo! Bu konuda size teekkr borluyuz." Kadn ban evirip ardna bakt. Bunu yaparken de kapy az kald adamn yzne rtyordu. Herhalde frndaki kekini merak etmi olacakt. "ok ok sevindik." diye sylendi Nordin kendi kendine. "Sevinten utuk. Nerdeyse oynatacaktk." Kapy yeniden aralayan kadn sordu: "Ne dediniz?" "ey, u garaj..." "te orda." Kadnn baklarn izleyerek: "Hibir ey grmyorum," dedi. "st kattan grlr." "Ya bu adam?" Glen Polis/ F 1 3 193 "Komik bir adama benzerdi. Oysa iki haftadr onu grdm yok imdi. Ksa, esmer bir adam." "Bu garaj hep gz hapsinde mi tutarsnz?" "Vallaha, yatak odas penceresinden grlyor ite." Kadn kzard. Nordin suu kendinde arayarak, ne yapm olduunu dnmeye koyuldu. "Bir yabanc altryor orasn. Ne kadar tipsiz herif varsa da toplap ene alyor. Benim renmek istediim u ki..." Kadn m anszn susmutu ya da rzgrn uultusu mu szckleri kapp gitmiti, adam anlayamad.

"Bu ksa boylu esmer adamn tuhafnza giden yan neydi?" "Vallaha... glerdi ite." "Gler miydi?" "Evet. Kahkahalar atard." "imdi garajda kimse var m acaba?" "Penceresinde bir k grdm. Az nce kp bakmtm da!" ini eken Nordin, apkasn bana geirdi: "yleyse, hemen gidip bir gz ataym. ok teekkrler, Bayan." "ey diyecektim... ieri buyurmaz msnz?" Kapy iki parmak daha aralad, adama abuk bir bak frlatrken sordu: "Bir dl var m acaba?" "Niin?" "Vallaha... bilmem ki!" "Hoa kaln." Kadnn gstermi olduu ynde rzgrla boua 194 rak yrd. Sanki tepesine bir buz kesesi yerletirmilerdi. Kadn kapy annda kapamt. imdi herhalde yatak odas cam nndeki yerini almt. Garaj, kendi basma dikili duran bir kk kapyd. Lifli imento duvarlar ve de oluklu sa levhalarla kapl bir dam vard. En ok iki otomobil alacak genilikteydi. Kap kanatlarnn stnde yanar bir ampul taklyd. Kanatlardan tekini aarak ieri girdi. Ortalk yerde duran araba 1959 modeli bir yeil Skoda Octavia idi. Nordin, motoru ypranmam varsayarak, arabaya drt yz kuron fiyat biti. Bu ileri iyi bilirdi. nk mesleinin ou sresini motorlu aralar

stnde ve de dalavereli oto satlar yapanlar enseleyip delie tkmakla geirmiti. Krikolar stnde kaldrlm olan arabann kaputu ak duruyordu. ase altnda bir adam hi kprtsz srtst uzanm yatmaktayd. Mavi tulumlu bacaklarndan yukars grnmyordu. l, diye dnen Nordin, arabann yanna gidip sa ayann ucuyla adam drtt. Araba altndaki cansz ekil elektrik akmna tutulmuasna yerinden hoplad. Srnerek ortaya kp ayaa kalkt. El lambasn skca kavram olarak, damdan dme konua aval aval bakakald. "Polis," dedi Nordin. Adam arabuk: "Evrakmda hibir dzensizlik yok," diye karlk verdi. "Kukusuz yledir." Garaj sahibi otuz yalarnda, incecik bir adamd. 195 Kestane rengi gzleri, dalgal siyah salar ve de zene bezene taranm uzun favorileri vard. "talyan msn?" diye sordu Nordin. Fince dnda kalan yabanc aksanlar belirleme konusunda hi de uzman saylmazd. "svireli. Alman asll svireli. Graubiinden kantonundan." "svee'yi iyi konuuyorsun." "Alt yldr buradaym. Ne istemitiniz?" "Sizin bir arkadala balant kurmak abasnda-yz." "Kim?" "Adn bilmiyoruz." Tulumlu adam gz lmne vuran Nordin ekledi: "Senin kadar uzun deil, ama da-

ha topluca. Siyah, olduka uzun sal, kahverengi gzleri var. Otuz be yalarnda gsterir." br ban sarsaladi: "Bu tanma uygun bir arkadam yok benim. Zaten ok tanm da olduu sylenemez." "Syleyenler var." "Syleyenler mi var?" "Evet. Duyduuma gre, genellikle garajnda kalabalk bir dost grubu toplanrm." "Yok canm. Arabalaryla gelen mteriler sadece. Otolarnda bir bozukluk olduka kagelir, onarmam isterler." Bir sre dnp, bilgi verircesine konutu: "Ben makinistim. Byk garajda alrdm Ring-weg... Ringvagen'de. imdi yalnzca sabahlar orda-ym. Tm bu Almanlar ve de Avusturyallar bu garaj atm oradan bilirler. Onun iin buraya gelip, otola196 rm parasz onarmam isterler. ounu tanmam bile. Stockholm'de ok kalabalk bir koloni oluturuyorlar." "Bak," dedi Nordin. "Aradmz bu adam siyah naylon yamurluk ve de bej giysiler giyiyor olabilir." "Yine de bana bir ey sylemiyor. Byle birini hi tanmyorum. Kesinkes." "Dostlarn kim?" "Arkadalar m? Bir avu AlmanTa Avusturyal." "lerinden bugn buraya gelenler oldu mu?" "Hayr. Hepsi de ok iim olduunu biliyor. Gece gndz bunun stnde alyorum." Yal baparma orta yerde duran arabay gsterdi: "Noel'e dek onar-m olmalym ki, buna atladm gibi yurduma gidip anababam greyim."

"svire'ye mi?" "Evet." "Uzun bir oto yolculuu." "Evet. Bu araba iin yalnzca yz kuron dedim. Ama yepyeni olacak. Ben ok iyi makinist..." "Adn ne?" "Horst. Horst Dieke." "Benimki de Ulf. Ulf Nordin." svireli, inci gibi bembeyaz dilerini gstererek glmsedi. Sevimli, drst bir gence benziyordu. "Demek yle, Horst. Kimden sz ettiimi bilmiyorsun ha?" Dieke bam sarsaladi: "zr dilerim, ama hayr." Nordin asla d krklna uramamt. Sadece herkesin umduu gibi, yine oltay boa atmt. Zaten ipucu ktl olmasayd, bu ihbarn peine dmek kim197 seiklerin aklna gelmeyecekti. Ne var ki, henz kaderine kserek ekip gitmeyi dnmyordu. Kald ki, slak giysili bir sevimsiz insanlar kalabalyla dolup taan yeralt trenlerinden de olabildiince uzak kalmak niyetindeydi. stelik sveli, anlad kadaryla, yardmc olmaktan kaar bir tutum iinde deildi. Sordu: "Baka bir ey yok mu? u adam konusunda daha ayrntl bir tanm yani?" Nordin iyice dnp tand ve dedi ki: "Glermi. Kahkahalarla glermi." Adamn yz ipak aydnland: "Haaa! Sanrm kardm. yle gler."

Dieke azn at ve ulluk tn andran keskin olduu denli canhra bir lk koyverdi. Gafil avlanan Nordin'in aknl zerinden atmas yaklak on saniye srd. Sonunda, "Evet, belki," diye kekeledi. "Evet, evet," dedi Dieke. "Kimi sorduunuzu anladm imdi. Kmen esmer adam." Nordin umutla bekledi. "Drt ya da be kez geldi buraya. Belki de daha ok. Ama adna gelince, bunu bilmiyorum ite. Bana yedek para satmak isteyen bir spanyol'la gelirdi. Birka kez geldi. Fakat ben satn almadm." "Neden almadn?" "ok ucuz. alnt mald galiba." "Bu spanyol'un ad neydi?" Dieke omuz silkti: "Bilmem. Pablo. Pablo. Paquito. yle bir ey ite." "Arabasnn markas neydi?" 198 "Gzel araba. Volvo Amazon. Beyaz." "Ya bu glen adam?" "Hi tanmyorum. Arabadaki adamd bence. kili ve akrkeyif bir grn vard. Ama araba srdne tank olmadm." "O da spanyol muydu?" "Sanmam. sveli, kanmca. Fakat ne dersem yalan." "Ne kadar nce geldi buraya?" Sorunun aktarl biimini beenmedi. Toparlanp yeniden sordu: "En son buraya geleli ne kadar oldu?" " hafta belki. Ya da iki. Tastamam bilemeyeceim."

"spanyol'u o zamandan bu yana bir daha grdn m? Paco muydu, neydi ad?" "Hayr. spanya'ya geri dnecekti galiba. Para gereksiniyordu ve de bunun iin satmak istemekteydi. Yani ben de onun yalancsym. Byle demiti." Nordin rendiklerini deerlendirmek iin sustu: "Dieri ikili ve akrkeyif olurdu, dedin. kiden baka bir ey kullanyor olamaz myd sence?" Omuz silkti: "Kim bilir? Bence ikiliye benzerdi. Ama... uyuturucu mu demek istediniz? Eh, neden olmasn? Burada herkes dumana kuvvet. Hrszlktan artakalan zamanlarn esrar tekkelerinde geiriyorlar. Yalan m?" "Gerek veya yaktrma adn bilmediin kesin mi?" "Kesin elbette. Ama iki kez arabada bir kz vard. Onunla beraberdi sanrm. riyar bir kz. Uzun sar 199 sal." "Ad ne bu kzn?" "Bilmiyorum. Ama herkes ona ey diyor..." "Evet? Ne diyor?" "Sar Malin galiba." "Sen nerden biliyorsun?" "Onu daha nce de grmtm. Kentte." "Kentin neresinde?" "Tegnergatan'daki bir kafeteryada. Sveavagen yaknnda bir yer. Hani tm yabanclarn urak yeri. Kz sveli." "Sar Malin mi?" "Evet."

Nordin soracak baka ey dnemiyordu. Yeil arabaya kukuyla bakarak dedi ki: "Umarm yurduna sa esen varrsn." Dieke itenlikle glmsedi; "Ya, ya!" "Sonra ne zaman dneceksin?" "Hi." "Hi mi?" "Hi! sve kt lke. Stockholm rezil bir kent. Yalnzca iddet, dehet, vahet, esrar, hrszlk, uursuzluk, sarholuk." Nordin susup kald. Son szcn anlamna kendi de katlmaktan geri kalmyordu. Thmete zet getiren sveli, "ren," dedi. "Ne var ki, bir yabanc iin para kazanmak kolay. Geri kalan her eyi at pe. kiiyle birlikte bir odada kalyorum. Ayda drt yz kuron derim. Nasl deniyor buna?.. Smr m? Yoksa soygun 200 mu? Pis oyun. Dzenbazlk. Neymi? Konut darl var. Ancak zenginler ve de mafyaclar gidebilir lokantalara. Ben para biriktirdim. Yurduma dnyorum. Kk bir garaj ap evleneceim." "Burada kz tanmadn m hi?" "sveli kzlar tanmaya demez. Belki renciler ve paral genler iyi kzlarla tanyordur. Sradan iiler yalnzca bir tryle tanabilir. O, Sar Malin gibilerle." "Ne trm bu?" "Orospu tr," dedi adam "R"yi vurgulayarak. "Anlalan, kadna para demek houna gitmiyor ha?" Horst Dieke surat ast:

"Hah! ou sudan ucuzdur. Ama orospu ite. Senle de gider, bakalaryla da. Ruha orospu hepsi." Nordin ban sarsaladi: "Sen yalnzca Stockholm' grmsn, Horst. Yazk." "Geri kalan daha m iyi?" Nordin itenlikle ban sallad. Sonra da yle dedi: "Demek bu adam hakknda baka bir ey anmsadn yok?" "Hayr. Yalnzca glerdi ite. yle!" Dieke azn at ve yeniden o keskin, canhra l att. Nordin onu bayla selamlayp uzaklat. En yakn lamba direinin altnda durup not defterini kard. "Sar Malin," diye mrldand. "Esrar tekkeleri. Be201 davac orospular. u se bak, yahu! Ne meslek semiim ya!" Ama su bende deil, diye dnd. Bizim moruun zoruyla oldu bu i. Kaldrmdan doru bir adam yaklamaktayd. Nor-din, karla kapl Tirolyen apkasn karp konutu: "zr dilerim. Acaba..." Ona ksa ve dmanca bir bak frlatan adam, ban omuzlar arasna ekerek bir abuk uzaklat. Yzn ineleyen fkeli kar taneciklerine, "...Metro istasyonu ne yanda?" diye mrldanan Nordin, kayplara karmak zere olan glgenin ardndan bakakald. Ban sallayarak, defterin ak sayfasna birka szck karalad.

Pablo veya Paco. Beyaz Amazon. Kafeterya Tegnergatan - Sveavagen. Kahkaha. Sar Malin, bedavac orospu. Sonra kalemle kd cebine atp iini ekti ve de k emberinin altndan karak karanla kart, 202 187 Kollberg aklm duruyordu. Gzleri Asa Torell'in Tjarhovsgatan'daki dairesinin kapsna saplanp kalmt. Vakit akamn sekiziydi ve de her eye ramen, endieli bir dalgnln ruhsal basks altndayd. Vastberga'daki ekmede bulageldikleri zarf sa elinde tutuyordu. Stenstrm'n adn tayan beyaz kart kap stndeki yerini korumaktayd. Zile uzunca bast. Ses gelmedi. Anlalan bozuktu. Huyuna uygun der bir biimde kapy yumruklad. Asa Treli, kap ardnda beklermiesine, hemen at. Adam yle bir szerek seslendi: "Tamam, tamam, buradaym. Evi tepeme ykmana gerek yok." "Bala," diye mrldand Kollberg. Dairenin ii karanlkt. Paltosunu karp holn n yakt. Eski polis bal yine bilinen yerindeydi. Kap zilinin teli koparlm olarak kenar pervazndan 203 aa sarkyordu. Onun baklarn izleyen Asa Treli mrldand: "Bir sr sersem kapy andrp duruyordu. Gazeteciler, fotoraflar ve de Tanr bilir daha kimler. Zil aralksz almaktayd, bir an kesilmeksizin."

Kollberg azn amad. Oturma odasna geerek safari koltuklardan birine yerleti: "u klardan birini yaksan da, hi deilse birbirimizi grsek olmaz m?" "Ben karanlkta daha iyi gryorum. Tamam, tamam. Madem istiyorsun, madem yle dedin, elbette yakarm, ne olacak?" Ik dmesini evirdi. Ne var ki, oturmad. Tedirgin bir tavrla bir aa, bir yukar gezinip duruyordu. Sanki istem d kafese tklm bir dii kapland. Ev havasz ve kokuuktu. Kl tabaklar birka gndr boaltlmamt besbelli. Altst odann temizlik bekleyen bir durumu vard. Ak duran kapdan yatak odasna bir gz att. Orasn da kir pas gtryordu. Yaplmam yataa kpek balansa durmazd. Holden geerken mutfaa da gz ilimiti. Lavaboda tepeleme yl bulak tabak ve tencereler midesini kaldrmt. Gzlerini gen kadna dikti. Pencere nne dek yryp dnd ve yeniden yatak odasna yneldi. Eikte bir sre durarak yatana bakt da bakt. Sonra bir daha dnd ve yine camn nne gitti. Ara vermeksizin, tekrar tekrar. Kadn gzleriyle izlemesi iin ban yandan yana evirmek gerekiyordu. Tpk bir tenis ma seyreder gibi. 204 Onu en son grm olduu on dokuz gn ncesinden bu yana Asa Treli deimiti. Ayanda yine ayn kaln ski oraplar vard. Ya da ebenzerleriydi, bilinmez. Ama pantolon, o pantolondu, kukusuz. stelik bu kez, sigara klleriyle lekeliydi yer yer. Tarak yz grmeyen

salar karmap keelemiti. Baklar kaypakt ve de gzlerinin altnda kara kara halkalar olumutu. Dudaklar kupkuru ve atlakt. Elleri durmakszn titriyordu. Sol elinin iaret ve orta parmann i yanlarn nikotin pas sapsar ayr bir deri paras gibi kaplamt. Masann stnde ak sigara paketi duruyordu. Bir Danimarka sigaras olan Geil imekteydi. Oysa Ake Stenstrm sigara nedir bilmemiti. atmaya hazr bir sesle sordu kadm "Benden ne stiyorsun?" Sonra masann nne geldi, paketlerden birini sarsalayp bir sigara kard, titrek ellerle yakarak, kibrit pn yere savurdu. Derken yine konutu: "Hi, deil mi? Kukusuz, hibir ey. Tpk o Rnn sala gibi. ki saat burada oturup hm hm etmekten ve de kafa sallamaktan te bir ey yapmad." Kollberg sessiz kald. Meydan okurcasna, "Telefonu kestireceim, ite o kadar!" diye duyurdu. "e gitmiyor musun?" "stirahatlym." Kollberg ban sallad. "Aptallk," dedi kadn. "Bizim irket doktorunun igzarl. Bir ay sreyle kent d bir yerde ya da lke dnda, iyice dinlenmem gerekirmi. Beni eve araba205 syla getirdi." Sigarasnn dumann emip iine ekti. Sonra da kln masann stne silkti. "Bu anlattklarm hafta ncesiydi," diye szn srdrd kadm. "Alageldiim gibi alsaydm, ok daha iyi olurdu."

Tersyz edip pencerenin nne gitti. Sokaa bakt ve de perdeleri ekitirdi. Sonra kendi kendine: "Bir deiiklik yok." diye sylendi. Kollberg koltuunda huzursuzca kprdad. Umduundan da kt bir deneme bekliyordu kendisini. Kadn ban evirmeksizin yineledi: "Benden ne istiyorsun?" Ve de bastrd: "Cevap ver! Konu, Tanr adna. Bir ey syle." u ya da bu ekilde yaltm amas gerekiyordu. Ama nasl? Yerinden kalkp, oymal koca kitapln nne gitti. Kitaplara bakarak bir tanesini ekti kard. Eskice bir kitapt: Otto Wendell ile Arne Svensson'un 'Arsu Soruturmalarnn Elkitab.' Basm tarihi: 1949. Ba sayfay ap okudu: Bu, numaral ve kstl bir basmdr. Bu nsha, No. 2080, Dedektif Lennart Kollberg iin ayrlmtr. Bu kitap, olay yerinde almalar srasnda genellikle zor ve sorumlu durumlarda kalan polisler iin yol gsterici olmas gz nnde tutularak hazrlanmtr. erii gizli nitelikte olduu iin, kitabn yanl ellere dmemesi konusunda byk zen gsterilmesini yazarlar herkesten zellikle diler. "Dedektif Lennart Kollberg" szcklerini ok za206 man nce kendi eliyle yazmt. yi bir kitapt ve de eski gnlerde kendisine ok ok yarar dokunmutu. "Benim eski kitabm bu," dedi. "Al yleyse," diye karlk verdi kadm. "Hayr. ki yl nce Ake'ye vermitim." "yi. Hi deilse almad doruland."

Ne sylenip yaplmas gerektiini kafasnda tartarak kitabn sayfalarn kartrd. Surda burada belirli birtakm satrlarn altn izmiti. ki yerin sayfa kenarlarnda tkenmez kalemle yaplm vurgular grd. Her ikisi de 'Seks Cinayetleri' balkl blmn altndayd. Seks cinayeti ileyen kii (sadist) genellikle iktidarszdr. iddet gsterisi kapsamndaki cinayeti de bu nedenle anormal bir davran, seks doyumuna ulam amacna ynelik bir atlmdr. Birisi -Stenstrm, hi kukusuz- bu satrlarn altlarn izmiti. Yan sra bir nlem iareti koymu ve de syle yazmt: "ya da tam tersi." Ayn sayfann biraz altnda, 'Seks cinayetinde kurbann ldrlmesine yol aan nedenler,' diye balayan paragrafta, iki maddenin altn izmiti: 4) Cinsel giriimden sonra sulamay nlemek amacyla ve de... 5) ok etkisi nedeniyle. Sayfa kenarna kma yaparak u yorumu yazmt: 6) Ama kurbandan kurtulmak, ama yleyse bu bir seks cinayeti mi olur? "Asa," dedi Kollberg. "Evet, ne var?" 207 "Ake bunu ne zaman yazd, biliyor musun?" Yanna gelip kitaba abucak bir gz gezdirdikten sonra: "Hi haberim yok," dedi. "Asa," diye seslendi yeniden. Yar iilmi sigarasn izmaritle dolup taan bir kl tabana bastrd ve de ellerini midesi stnde geveke balayarak masann yan banda dikilekald. "Evet, ne istiyorsun yine?" diye sordu sinirli bir sesle.

Kollberg kadn dikkatle inceledi. Eriyip tkenmi, perian bir grnm sergiliyordu. El rgs sveterin yerine bugn ksa kollu, mavi bir bluz giymiti. Kollarnn tyleri diken diken ayaktayd. Srtndaki bluz etsiz bedeninden aa bir perde gibi sarkmasna karn, iri meme ular kuman altndan sivri sivri ba vermilerdi. "Otur!" diye emretti adam. Bitkin kadn omuz silkti, yeni bir sigara ald ve de akma atelemek iin uraarak yatak odasnn kapsna dek yrd. Kollberg kkredi: "Otuuur!" Yerinde srad ve de dnp adama bakt. Kahverengi gzleri nefrete yakn bir atele tutumutu. Yine de, onun karsndaki koltua geip oturdu. Elleri butlarnn stnde, yal kaz gibi dimdik donakald. Sa elinde akma, sol elinde de henz yanmadk sigaray tutuyordu. Kahverengi zarfa utancal kaamak bir bak atan Kollberg, 208 "Ktlarmz masann stne amalyz," dedi. Kadn buz gibi souk bir sesle apak konutu: "Harika! Ama ne yazk ki, benim masa stne aacak kdm yok." "Benim var." "Ya?" "Buraya geen geliimizde sana tmyle drst davranmadk." Ka att: "Ne bakmdan yani?"

"Birka bakmdan. lkin unu sormama izin ver: Ake'nin o otobste ne aradn biliyor musun?" "Hayr, hayr, hayr ve de yine hayr! Bil-mi-yo-rum!" "Sinirlenme. Biz de bilmiyoruz," dedi Kollberg. Ard sra sustu. Sonra derin bir soluk alarak yine sze koyuldu: "Ake sana yalan syledi." Kadn iddetli bir tepki gsterdi. Gzleri akmak akmak tututu. Kck yumruklarn skt. Sigara parmaklar arasnda ezildi ve de ttn tanecikleri pantolonun benek benek kl lekeleri stne serpildi. "Ne cesaretle bana byle bir ey syleyebilirsin?" "Doru konumann verdii cesaret. Ake grev banda deildi. Ne ldrld Pazartesi gn ne de daha nceki Cumartesi. Tm Ekim ay boyunca ve de Kasm'n ilk iki haftas pinekleme saylacak denli bombotu. Hepimiz gibf." Hibir ey sylemeden, gzlerini karsndaki adama dikmi bakyordu. "Bu bir gerek," diye steledi Kollberg. "renmek Glen Polis / F 4 209 istediim bir ey daha var: grev dyken de tabancasn tama alkanl var myd?" Kadnn cevaplamas iin bir srenin gemesi gerekti: "eytan alsm cann! Bu pis sorgu taktiklerinle bana ikence edip durma. Niye Byk Engizitr1 Martin Beck Hazretleri'nin kendileri buyurmadlar?" Kollberg alt dudan diledi: "ok mu aladn?"

"Hayr. Ben o yaratlta bir kadn deilim." "yleyse, Tanr akna cevap ver. Birbirimize yardmc olmak zorundayz." "Ne amala?" "Onu ldren kiiyi ele geirmek amacyla. Dier ldrlenleri de unutma." "Neden?" Bir sre sessizce oturdu. Sonra yle ksk bir sesle konutu ki, adam onu duymakta glk ekti: " alma. Elbette. cn almak ve de doyum." "Tabancasn genellikle yannda m tard?" "Evet. Hemen hemen ayrmazd diyebilirim." "Niye?" "Niye olmasn? Naslsa, tamas gerektii kantland. Deil mi?" Karlk vermedi. "ok yardm dokundu sanki!" Kollberg yine azn amad. "Ake'yi seviyordum," dedi kadn. Ses belirgin ve de 210 cokusuzdu. Gzleri Kollberg'in ardnda bir noktaya saplanakalmt. "Asa?" "Evet?" "Zamannn ou ev dnda geiyordu, anlalan. Bu sre iinde neler yaptn ne sen biliyorsun ne de biz. Baka biriyle gezip tozuyor olamaz myd? Yani bir baka kadnla? - "Hayr." "Sanmyorsun demek ha?" "San ileri srmyorum. Biliyorum." "Nasl bilebilirsin?" "Bu, beni ilgilendirir. Ve de biliyorum." Anszn adamn gzlerinin iine hmla bakarak sordu: "Yoksa rmcekli kafalarnzda bir metresi olduu dn m yarattnz?" "Evet. imdi bile bu varsaym yaatyoruz."

"yleyse hemen ldrmeye bakn. Bundan sama bir dnce daha olamaz." "Niin?" "Sizi ilgilendirmez dedim ya!" Kollberg parmak ularn masa stnde tkrdatt: "Yani kesinkes biliyor musun?" "Evet, kesinkes biliyorum." Cesaretini toplamak istercesine, bir derin soluk daha aidi: "Ake fotoraflkla ilgilenir miydi?" "Evet. Futbolu braktndan bu yana edindii tek tutkuydu diyebilirim. makinesi var. Resimleri bytmek iin kullanlan o zmbrtlardan biri de tuvalet211 te duruyor. Banyoyu karanlk oda olarak kullanrd." Kollberg'e hayretle bakt: "Niye soruyorsun bunu?" Zarf masann stnde kadnn bulunduu yana iteledi. akma brakt ve de resimleri titreyen ellerle kard. En stteklne bakmasyla da yz aluha kesildi: "Nerden... nerden buldun bunlar?" "Bastberga'daki masasnn bir gznden kt." "Ne! Masasnn gznden mi?" Gzlerini krp krp krptrarak umulmadk bir biimde sordu: "Ka kii grd bunlar? Tm gvenlik kuvvetleri mi?" "Yalnzca kii." "Kimler?" "Martin, ben ve de eim." "Gun ha?" "Evet." "Ona ne demeye gsterdin?" "nk buraya geliyordum. Senin neye benzediini grmesini istedim."

"Neye benziyorum ben? Ya biz neye benziyoruz? Ake ve..." "Ake ld," dedi Kollberg kupkuru bir tonda. Kadnn yz hl alev krmzsyd. Boynu ve kollar bile pene pene kzarmt. Sa diplerinden boalagelen ter damlacklar alnnda parldyordu. Adam sordu: "Resimler burada m ekildi?" Kadn ban sallad. "Ne zaman?" 212 Asa Treli alt dudan sinirli sinirli kemirdi: "Yaklak ay nce." "Herhalde kendi ekti, deil mi?" "Kukusuz. Resim ekme gerelerinin her tr var kendisinde... yani vard kendisinde. Otomatik zaman ler, sehpa ve de daha bir sr adlarn karamadm zmbrt." "Bu resimleri niye ekti?" Yznn krmzs gememi ve de teri dinmemiti, ama sesi daha dzgn kyordu: "Esti ite! Hoa vakit geirme dncesiyle, neden olacak?" "Peki, niye masasnn gznde tutuyordu bunlar?" Bir an sustu ve de aklama yollu konuageldi: "Bak, alma odasnda bu resimler dnda tek kiisel eyas yoktu." Uzun bir sessizlik. En sonunda ban hafife sarsa-lad ve dedi ki: "Hayr. Bilmiyorum." Konu deitirme zaman, diye dnen Kollberg, yksek sesle unu sordu:

"Tabancasn hep yannda m tard?" "Hemen her zaman." "Niin?" "Tamaktan holanrd. Hele son gnlerde. Ateli silahlarla ilgilenirdi." Akln bir eye takm grnyordu. Sonra anszn ayaa frlayp hzl admlarla odadan kt. Kadnn yatak odasna getiini ve de yataa yneldiini dar geitin aralndan grebiliyordu. Elini bumburuuk yastklardan birinin altna daldrarak, duraksar bir sesle 213 konutu: "Burda... elimin altnda bir ey var... bir tabanca..." Kollberg'in puflak grn ve de tembellik yanstan gevek tavrlar deiik durumlarda biroklarn yanltmt. Oysa istim stnde bir atlet gibi formda ve de kaplan kadar evikti. Asa Treli henz yatan zerine eilmiti ki, yanbanda belirivermesiyle silah elinden ekip almas bir oldu. "Tabanca deil bu," dedi adam. "Altpatlar dediimiz bir Amerikan revolveri. Uzun namlulu bir 45'lik Colt. Samaln dikars olarak, Bartrc adyla anlr. uraya bak! stne stlk dolu ve de atee hazr." "Sanki ben bunu bilmiyordum," diye aznn iinde geveledi kadn. Toplusunu yana kaydrarak kurunlar boaltt: "Vay anam vay! Az entik mermiler, ayrca dumdum!... Yahu, Amerika'da bile yasak bu be! Akla gelebilir hafif ateli silahlarn en korkun olan. Bir fili rahata ldrebilirsin bununla. Eer insanoluna be

metre uzaklktan dorultup atelersen, kurunu orba ksesi byklnde bir yara aar ve de gvdeyi on metre teye savurur. Sen bunu nerden buldun byle, kadn?" Umursamazca omuz sirkti: "Ake, yanndan eksik etmezdi." "Yatakta da m?" Bam yandan yana avullayp sakin bir sesle dedi ki: "Yo, yo! Bunu ben... ey buraya..." 214 Kurunlar pantolon cebine aktaran adam, altpatlar yere dorultarak tetik drd. Sert trt sessiz dairenin iinde yankland. "Tanrm, sen akl fikir ver," diye sylendi polis, "ie bak! At abuklatp duyarl klmas iin ayrca tetiin yay kurgusu da pekitirilmi. ok ok tehlikeli. lmle koyun koyuna yatmak gibi bir ey. Uykunda yle bir dnmen yeterli ola..." Szn bitirmeden sustu. "Son gnlerde pek uyumadm," dedi kadm. "Hmmm!" diye mrldand Kollberg kendi kendine. "Kaaklk Brosu'nda alt sralar yrtm olmal bu cehennemlik eyi. Dpedz, grevi ktye kullanma." Gzlerini koskoca, ar altpatlara indirip elinde tartt. Sonra da kzn sa el bileine bakt. Bir ocuun-kinden farksz incelikteydi. "Evet, belki onu anlamak mmkn," diye geveledi. "Eer silahlara tutkunsan..." Anszn sesini ykseltti: "Ama ben tutkun deilim. Bu tr eylerden tiksinirim.

Anlyor musun ha?.. Anlyor musun?" imdi bas bas barr olmutu: "Kknden yklmas gerekli sersemce bir tutku bu! Toptan yok edilmeli. Tek ateli silah kalmamal yeryznde. Yasalar yasaklamal! Yaplagelmeleri ve de her tr insann bunlar ekmecelerinde alkoyup, sokaklarda yanlarnda tamalar ancak bir gerei gzler nne serer: dzen tmyle bozuk, sapk ve de aalktr. Birtakm soysuzlar silah yapp satmakta, ceplerini iirmekteler. Nasl ki, bakalar da uyuturucu madde ve ldrc haplar yapan fabrikalar kurarak kasalarn dolduruyorlarsa. Anladn m, 215 kadn? Anladn m imdi?" Kadn ona yepyeni bir anlay havas iinde bakt. Gzlerini saran sis perdesi dalm, adama evrili baklar ak seik bir anlam kazanmt. Kollberg ksaca, "Git, yerine otur," dedi. "Tepemi daha ok attrmadan dediimi yap. Konuacaz. ok ciddi bir konu bu." Asa Treli tn karmad. Doruca oturma odasna geip, uslu bir ocuk gibi koltuuna oturdu. Kollberg hole kt ve de altpatlar apka rafnda duran eski polis balnn yanma koydu. Ceketini ve boyun ban kard. Gmlek yakasn ap kollarn svad. Sonra mutfaa geti, su kaynatarak ay demledi. Tepside getirdii bardaklar masann stne brakt. Kl tabaklarn boaltt. Bir cam at. Yerine geip oturdu. "En bata unu renmek isterim," diye sze koyuldu. '"Son gnlerde' demekle neyi kastettin? Son gnlerde silahn yanndan ayrmaz olmutu dedin ya, anlam neydi?"

"Sus!" dedi Asa. On saniye sonra ekledi: "Bekle." Ayaklarn altnda toplad. Koca ski oraplarnn iinde gml kalm kck tabanlar koltuun kenarlarna dayand. Sonra kollarn incik kemiklerinin evresinde dolad ve de heykel gibi donakald. Kollberg bekledi. Tastamam on be dakika bekledi. Bu sre iinde kadn bir kez olsun adamdan yana bakmad. Hibiri tek sz etmedi. Derken erkein gzleri iine bakarak 216 konutu; "Evet?" "Naslsn?" "Daha iyi deil, ama deiike. Dilediini sorabilirsin. Szm sz, cevaplayacam. Her eye cevap verebilirim artk. Ama ilkin bilmek istediim bir ey var." "Evet?" "Bana her eyi anlattn m?" "Hayr," karln verdi Kollberg. "Ama imdi anlatacam. Burada bulunma nedenime gelince, akas u ki, iin resmi yanna inanmyorum. Yani Stenstrm'n yalnzca bir rastlant sonucunda bu lgn toptanc katilin kurban olduuna aklm ermiyor. Sana ihanet etmedii konusunda verdiin gvenceden ya da buna baka ne ad yaktryorsan ondan veya bunu stne oturttuun temelden ayr olarak, o lanetlenmi otobste gnl elendirmek amacyla bulunduuna da inanmyorum." "Peki, neye inanyorsun?" "Batan beri doru sylediine. altn akladn zaman gerei dile getirmi olduuna. Evet, polis olarak kendi apnda bir i kovalyordu. Ancak u ya da bu nedenle kimseye almak istemedi. Ne sana ne de

bizlere. Diyelim ki, szgelii, uzunca bir sredir birini izliyordu. Biz buna glgeleme deriz. Ve de diyelim ki, bu her kimse kendini kstrlm sayp onu ldrd. Ama yine de ben, kanmca, bu varsaymn geerli olabileceine inanamyorum." Bir an susup ekledi: "Adam glgelemekte Ake'nin stne yoktu. En holand eydi." "Evet, biliyorum." 217 "Glgelemenin iki yolu vardr," diye devam etti Kollberg. "Ya kiiyi olabildiince grnmeksizin izleyip ne dolap evirdiini anlamaya alrsn, ya da gzne batmak iin elden geleni yaparak aka izlersin. Bundan ama kiiyi akna evirmek ve de panie kaplp ataca yanl admla kendini elevermesini salamaktr. Stenstrm, btn tandklarm iinde her iki yntemin de sanat inceliine erimi esiz bir ustayd." Asa Treli sordu: "Senden baka buna inanan var m?" "Evet. Beck ve de Melander, bildiim kadaryla," Sustu. Ensesini kad: "Ama bu savn baz zayf noktalar var. imdi bunlar tartmamz gerekmez." Kz ban sallad: "Ne bilmek istiyorsun?" "Kesin olarak bilemiyorum. Yolumuzu el yordamyla bulmamz gerekecek. Sylediklerini her bakmdan anlam deilim. Szgelii, son gnlerde houna gittii iin tabanca tar oldu, demekle neyi kastettin? Son gnlerde?" Kadn sakin bir sesle yle dedi;

"Ake'yi ilk kez drt yl ncesi tandm zaman daha az st kokan bir ocuktu." "Ne gibi yani?" "Utanga ve de ocuksu bir genti. hafta nce biri onu ldrdnde byyp olgunlamt. Bu gelime sen ve BeckTe olan almalarndan tr iinde deil, fakat burada oldu. Evet, burada, evinde. lk kez bir arada olduumuzda, u odada ve de u yatakta, stnden en son tabancasn karmt. Syrlmak bile218 mediydi bundan." Kollberg ka kaldrd. "Gmleini karmadyd, anlyorsun ya," dedi kadn. "Tabancay da baucu masasnn stne, el altnda bir yere brakt. ap kalmtm. Gerei sylemek gerekirse, o sra polis olduunu bile bilmiyordum henz ve de ne tr bir manyakla kucaklatmn kaygs iindeydim." Ciddi gzlerle Kollberg'e bakt: "Hemen ilk kez birbirimize sevdalanmadk. Ne var ki, ikinci bir denemeye giritik. te o zaman kafamda bir ampul yand: Ake o sralar yirmi be yandayd ve ben de henz yirmiye girmitim. Ancak ikimizden birine yetikin ve bir oranda daha olgun demek gerekirse, o bendim. Erkekliine erkeklik katt dncesiyle tabancay yanndan hi ayrmyordu. Dediim gibi, ocuksuydu ve de rplak bir kadnn yatt yerden gmlei stne omuz kemeri takl bir erkee afal afal bakmas ona sonsuz zevk veriyordu. Ksa srede, bu duygular yenecek denli byd. Ne var ki, bu arada hava basma tutkusu alkanlk haline gelmiti. Yan sra, ateli silahlara byk ilgi duyard. Kald ki..."

Szn noktalamakszn sordu: "Sen kendine gvenir misin? Yani kendi fizik gcne?" "Gvenirim saylmaz." "Ake, stesinden gelmek iin elden geleni denemesine karn, kendi fiziine gveni yoktu. Akas, fizik olarak bir korkakt. Tabanca ona bir gven duygusu verirdi." Kollberg kar kt: 219 "Az nce, byyp olgunlatn syledin. lla ve lakin bir polisti. Profesyonel adan unu syleyebilirim ki, glgelediin kii eliyle ardndan vurulacak denli gafil avlanmak hi de byyp olgunlamann kstas deil. Daha nce de belirttim; inanmakta glk ekiyorum." "ok doru," diye katld Asa Treli. "Ben de kesin olarak inanmyorum. Bir yerde bityenii var." Kollberg dnd tand. Bir sre sonra dedi ki: "Gerek ortada. Bir i zerindeydi ve de ne olduunu bilen yok. Ben bilmiyorum. Sen de bilmiyorsun. Tamam m?" "Tamam." "u ya da bu ekilde hi deiti mi? Bu olay ncesi yani?" Kz cevaplamad. Sol elini kaldrp parmaklarn simsiyah, ksa salar arasnda gezdirdi. "Evet." dedi en sonunda. "Nasl?" "Sze vurmak kolay deil." "Resimlerin bu deiimle bir ilintisi var m?" "Evet, var diyebilirim bir bakma." Elini uzatarak, resimleri tek tek yzst evirdi ve bakt: "Biriyle bu konuda konumak iin ona bir lde gven duymak gerekir ki, sana bylesi bir yaknlk duy-

duumu hi sanmyorum. Ama yine de elden geleni yapacam." Kollberg, terlemeye balam olan avularn pantolon yanlarna sildi. Roller deimiti. Kadn sakin ve erkek sinirliydi imdi. 220 "Ake'yi seviyordum." dedi kz. "Batan beri. Ne var ki, seks asndan tam bir uyum salayamazdk. Zaman ve kvam anlaymz ok deiikti. E istemler tamyorduk." Asa, szlerinin etkisini anlamak istercesine bakarak ekledi: "Ama yine de mutlu ve doyumlu olabiliyorsun. Her ey gibi, o da renilir. Bunu biliyor muydun?" "Hayr." "Biz bunu kantladk. Birlikte rendik. Herhalde bunu anlyor olmalsn." Kollberg ban sallad. "Ama Beck anlayamaz," dedi kadn. "Hele Rnn hi. Ne de bir dier tandk. Byle bir kimse yok imdilik senin dnda." Omuz silkti: "nemli olan, rendik ite. nnde sonunda uyutuk ve bir orkestra uyumu iinde iyi ses karr olduk." Kollberg bir an iin dinlemeyi unuttu. Sonra kendi de at. nk varlna inanmad bir seenekti bu. "ok zor," dedi kadn. "Ama bunu mutlaka aklamalym. Yoksa Ake'nin nasl deiegeldiini anlatamam. Ayrca, zel yaamma ilikin birok ayrntlar burada dkp sralasam bile, senin bunlar kavrayacak olduundan kukum var. Yalnz umarm ki, kendince deerlendiresin." ksrd ve yapmacksz bir sesle unlar syledi:

"u son bir-iki haftadr ok ok sigara ier oldum." Kollberg, bir eylerin deiegeldiini sezmekteydi, Anszn glmsedi. Asa Treli de acms bir glckle ona karlk verdi. Evet, ac da olsa glmsemiti ya! 221 "Neyse, u ii bitirip kurtulalm," dedi kz. "Ne kadar abuk, o kadar iyi. Ne yazk ki, utanga bir kii saylrm. Garip ama gerek." "Garipsenir bir yan yok bunun." diye karlk verdi Kollberg. "Hele ben, ana dizi dibinde yetimi bir kz denli utangacmdr. Nedir biliyor musun? iinden pazarlkl kii utanga olur. Beslenen kt duygularn davurum korkusu." "Ake'yi tanmazdan nce, kendime bir nimfoman-yak falan gzyle bakar olmutum. Derken sevitik ve de birbirimizle uyum salamasn rendik. Gerek Ake, gerekse ben bu uurda ok altk ve sonunda baardk. ok iyi uyuan bir ifttik. Dorusu, hi bu kadarn ummamtm. yle ki, cinsel bakmdan ikimizin daha gls olduumu bile unuttum. Balangta bu konuda birka kez konutuk. Sonralar konumalarmzda seks tmyle konu d kald. nk gerek yoktu buna. Onun istemine uygun olarak, haftada bir ya da iki kez seviirdik. yaklam gemezdi her seferinde. ok iyi anlatmzdan, baka eye gerek duymazdk. Yani, senin kurnazca deindiin gibi, birbirimizi aldatmazdk. Sonra..." "...Anszn geen yaz," dedi Kollberg. Kadn, evetler akn baklarn adama dikti: "Doru ya! Geen yaz tatilde Mallorca'ya gitmitik. Biz orda keyif

atarken, sizler burada zorlu ve belal bir i peinde perperian olup kendinizi tketmisiniz." "Evet. Park cinayetleri."1 "Biz yurda geri dndmzde sorun zme kati) Martin Beck Dizisi - BALKONDA BR ADAM VARDI. 222 vumutu. Ake buna ok ierlemiti. Buruklat." Sustu. Sonra ayn abuk akclkla szn srdrd: "Kt etki uyandryor. Ancak imdiye dek anlattklarm da ayn havada olduu iin baladmn sonunu getireceim. Gerek u ki, soruturmay karm olmasna ierlemiti. Burukluunun nedeni buydu ite. Ake hrslyd. Hem de kusur saylacak denli. Bildiim bir ey varsa, herkesin gznden kam byk av d bir an iin kafasndan kmazd. Kald ki, hepsinin en genciydi ve de imdilerde deilse bile nceleri ounuzca horland dncesini tayordu. Ayrca unu da biliyorum ki, sen onun gznde kendisini en ok ezenlerden biriydin." "Korkarm ki, haklyd." "Seni pek sevmezdi. BeckTe Melander'i ye tutard. Bense tam tersi, ama bu kuma yaz yazmak gibi bir eydi. Temmuz sonlarna doru veya Austos balarnda deiti... Anszn ve de bylece tm yaammz bir bakma tepetaklak geliverdi. Bu resimleri ite o zaman ekmiti. Aslna bakarsan, ok daha fazlasn, dzinelerle saylabilir. Dediim gibi, seks yaantmz bir dzene sokmutuk ve ok da iyi etmitik. Oysa imdi anszn altst oluyordu ve bunu altst eden de kendisiydi, ben deil. Aramzdaki... ey... yaklamlar..." "Yani sevimeler," dedi Kollberg.

"Peki. Normal olarak bir ayda sevitiimiz kadar bir gnde seviir olduk. Kimi gnler ie gitmekten bile alkoyard beni. Bunun bende tatl bir aknlk yarattn yadsmam yersiz olur sanrm. Hayran kalmtm. Anla ki, drt yl akn bir sredir birlikte yayorduk, ancak..." 223 "Susma," diye drtledi Kollberg. Kadn derince bir soluk ald: "Evet, dnyann en mutlu kadn gryordum kendimi. Beni kucanda hop hop gezdirmesi, sabahn drdnde uyandrp bir daha uyumam ve rtnmem iin frsat brakmay, ie salmamas kvan verici eylerdi. Mutfakta bile beni rahat brakmaz, bulakta, temizlikte, banyoda, koltukta, iskemlede, nerde rastlasa kendisinin olmam isterdi. Ne sre tanyordu ne de tre. Her yerde ve her biimde seviir olmutuk. nsanca, hayvanca, cambazca, ne trls varsa. Gel gr ki, aslnda hi deimemiti. Neden sonra da, stmde bir tr deneme yaptn alglar gibi oldum. Bunu kendisine sordum, fakat glmekle yetindi." "Glmek mi?" "Evet. Bu sre iinde hep neeliydi. Homur homur hi grmedim. De ki, ta... yani ldrlene dek." "Neden?" "Benim de bilmediim bu ya. Ne var ki, ilk sarsntnn etkisinden kurtulur kurtulmaz bir eyi anlayagel-dim." "Ben de anlasam?" "Beni bir tr kobay olarak kullanyordu. Hakkmda her eyi biliyordu - ama her eyi. Kk bir aba harcamasyla beni azdracan, isteklerine gln bir ekilde boyun eeceimi biliyordu. Ben de onun hakknda

her eyi biliyordum. Szgelii, ara sradan te bu konuyla aslnda pek ilgilenmediini." "Bu azgnlk ne kadar srd?" "Eyll'n ortasna kadar. Yani ileri birden younlap da ou zamann darda geirir olana dek." 224 "Ki bu da hi ortama uygun dmyor." Kollberg kzn gzlerinin iine bakarak ekledi: "Saol, sen byk bir kzsn. Sevdim seni." Kadn onu hayretle ve daha ok kukuyla szd. "Demek ne i zerinde olduunu sylemedi, yle mi?" Kadn ban sarsalad. "Hi deinmedi mi?" Yeni bir ba sarsalamas. "Peki, sen hibir eyin farknda olmadn m?" "ou zamann darda geiriyordu. Yani eve pek uramaz olmutu. Bunu fark etmekten kendimi alamadm. Eve m olarak ve de srsklam dnerdi." Kollberg ban sallad. "Bir deil, iki deil, eve gelip de buz kalb gibi yorgann altna kayd zamanlar gecenin krnde uyandm ok oldu. Ancak iyi bildiim bir ey var ki, bana szn ettii son ii Eyll'n ilk yarsnda stlenmi olduuydu. Karsn ldren biriyle ilgili. Adamn ad Birgersson idi galiba." "Evet, aklma geldi," dedi Kollberg. "Bir aile facias. ok basit, sradan bir dosya. Bu i niye ona verildi bilmiyorum. nk bizim arive yakmayan bir dosya. karlsn daha iyi. Mutsuz bir evlilik, sinir bozukluklar, kavgalar, geim derdi, paraszlk. Sonunda adam karsn ldrd, ama daha ok kaza sonucu.

Kendi canna da kyacakt. Gel gr ki, cesaret edemeyince, polise teslim oldu. Haklsn. Bu davaya Stenstrm el koymutu. Sorgu ve soruturmay o yrtt." "Bir dakika!... Bu sorgu ve soruturma srasnda bir ey oldu." Glen Polis I F5 225 "Ne?" "Bilmiyorum. Ama bir gece Ake eve az kulaklarnda geldi sevinten." "Az kulaklara vardracak denli sevinilir bir yan yoktu ki, bu iin. Tyler rpertici bir yk. Tipik bir sosyal devlet cinayeti. Yeterince kazanmadn syleyerek bann etini yiyen dzen zehirlenmii bir kadnla evli yapayalnz bir kk adamn ackl yks. Neymi? Deniz motoru alamyorlarm, yazlk evleri yokmu ve de tm komularda olduu halde, bir araback sahibi bile deillermi. Dnyaya rezil oluyorlarm. yi mi?" "Ama sorgusu srasnda bu adam Ake'ye bir ey sylemi." "Ne?" "Bilmiyorum. Ne var ki, ok nemsedii bir ey olmalyd. Ben de tpk senin gibi sordum, hi kukusuz. Fakat sadece gld ve de yaknda greceimi syledi." "Tastamam byle mi dedi?" "'Yaknda greceksin, sevgilim.' Harfi harfine byle dedi ite. ok iyimser bir havas vard." "Tuhaf." Bir sre sessizlik iinde oturdular. Sonra Kollberg silkinip toparland ve de masada sayfalar ak duran kitab eline alarak dedi ki; "Bu yorumlardan bir ey anlayabildin mi?"

Asa Treli kalkt, masann evresinden dolanarak ardna sokuldu ve de elini adamn omzuna koyup kitaba bakt. "WendelTe Svensson burada seks cinayeti ileyen kiinin genellikle iktidarsz olduunu ve de iddet gs 226 terisinde bulunarak anormal bir doyum saladn yazmlar. Ake de sayfa kenarna 'ya da tersi' diye yazm." Kollberg omuz silkip ekledi: "Yani cinsel sapn seks azgn olabileceini de belirtmi, hi kukusuz." Kadn elini anszn omzundan ekti. Gzlerini ona eviren adam, bu biimli yzn yine kzardn hayretle fark etti. "Hayr," dedi kz. "Bunu demek stemiyor." "Ya ne demek istiyor?" "Tam kart. Yani kadn -kurban yani- seks azgn olduu iin cann yitirebilir." "Sen nerden biliyorsun bunu?" "nk konuyu eskiden bir kez tartmtk. Hani Gta Kanalda ldrlen Amerikal kz vard ya, onunla ilgili olarak ite." "Roseanna,"1 dedi Kollberg. Bir an dndkten sonra konutu: "Ancak bu kitab o zaman daha vermemitim kendisine. ekmecelerimi boaltrken bulduumu ok iyi anmsyorum. Evet, Kristineberg'den tanrayak. Ve bu da ok sonraya rastlar." "Hele teki yorumu olduka mantk d," dedi kadn. "Evet. ini dkegeldii bir defter veya gncesi yok mu?"

"Not defteri stnden kmad m?" "kt. yice baktk. lgin hibir ey yoktu." "Ben evi batan aa aradm," dedi kz. 227 "Aradn da ne buldun?" "ok az ey. Saklayp gizleme alkanl yoktu. Kald ki, ok dzenliydi. Fazladan bir not defteri vard, kukusuz. te orda, yaz masasnn stnde." Kollberg kalkp not defterini ald. Stenstrm'n cebinde bulmu olduklarnn bir zdeiydi. "inde pek bir ey yok," dedi Asa Treli. Sa ayandaki ski orabn syrm, tabann kayordu. nce, kck bir ayakt bu. Uzun uzun dzgn parmaklar zarif bir kemer oluturuyordu. Kollberg bir sre gzlerini ayramad. Sonra not defterinin sayfalarna eildi. Kz haklyd. inde pek bir ey yoktu. lk sayfa, karsn ldrm olan zavall Birgersson'a ilikin birtakm ksa notlarla kaplyd. kinci sayfann banda tek bir szck yer alyordu: Bir ad. Morris. Asa Treli deftere bakp omuz silkti: "Bir otomobil." "Ya da Amerika'da bir firma." dedi Kollberg. Kz masann yannda duruyordu. Gz tartma konusu olan resimlere iliti. Anszn elini masann stne indirip bard: "Hi deilse bebesini tasaydm karnmda!" Sonra sesini alaltti: "nmzde ok zaman olduunu syler dururdu. Komiserlie ykselene dek beklemeliymiiz." Kollberg duraksar admlarn hole srkledi.

"Ne ok zaman ya!" diye mrldand kadn. Hemen ardndan haykrd: "Ben ne olacam imdi?" Koca polis ondan yana dnerek, 228 "Bu byle gitmez, Asa," dedi. "Gel." Yel gibi frldanan kadn, bir dii kpek gibi frlad: "Gel ha? Gel! Nereye? Yataa m? Oh, elbette. Emredersiniz!" Kollberg ona alc gzyle bakt. Bin erkekten dokuz yz doksan dokuzu, karsnda; gelimemi sska bedeni ve nikotine batm ince parmaklaryla solgun, bitik benizli perperian bir kz grecekti. Bakmsz, uvala dnm lekeli giysileri iinde pislii simgeleyen bu yaratktan tiksinecekler ve de biri plak, bryse kim bilir ka numara byk kaln bir ski orabyla rtl ayaklarna bakarak gleceklerdi. Lennart Kollberg karsnda beden ve ruh olarak karmaa, gzleri alev alev yanan bir gen kadn gryordu. Kalalar yuvarlanp biim kazanabilir, ince kemiklerin st et tutabilirdi. Hrn, kkrtc, ilgin ve de tanmaya deer bir kiiydi. Acaba Stenstrm de bunu mu grmt? Yoksa dier dokuz yz doksan dokuz kiiden biriydi de ansna m piyango vurmutu? ansa bak! "Bu anlamda sylemedim," dedi Kollberg. "Benle eve gel. Odamz bol. Yeter artk. ok uzun sre yalnz kaldn." Kadn arabaya kendini atmt ki, hkra hkra alamaya balad. 229

213 Metrodan kan Nordin'i SveavagenTe Radmansgatan'n kesitii ke banda bak gibi bir rzgr selamlad. Tam ardndan esiyordu. Sveavagen boyunca gney dorultusunda hzl hzl yrd. Tegnergatan'a sapmasyla, rzgrdan korunmu oldu ve de admlarn yavalatt. Sokan bandan yaklak yirmi metre beride bir kafeterya vard. Cam nnde durup ieri bir gz att. Tezghn gerisinde fstkii yeili niformal bir kadn oturmu, kzl salarn sallaya sallaya telefonla konuuyordu. erisi ondan te botu. Nordin yrd, Luntmakargatan' geti ve de elden dme kitap satan bir kitap dkknnn cam kaps iinde asl yalboya resmin nnde durdu. Acaba ressam burada iki kuzey geyiini mi grntlemiti ya da iki rengeyiini mi veya bir kuzey geyiiyle bir rengeyiini mi diye merak edip belirlemeye alrken, ardnda bir ses duydu: 230 "Aber Mensen, bist du doch ganz verrckt?" Nordin ban evirince, kar kaldrma geen iki adam grd. Ancak te kaldrma kmlard ki, kafeteryay grebildi. Nordin ieri girdiinde, iki adam tezghn gerisindeki dnemeli merdivenden aa inmedeydi. Onlar izledi. Aas genlerle dolup tayordu. Mzik ve ses uultusu sar ediciydi. evresine bakmarak bo bir masa arand. Ne gezer, bir tane bile yoktu. Bir sre dnp tand: Acaba apkasyla paltosunu karsn m, karmasn m? Sonunda tehlikeyi gze almama kararn

verdi. Ne olur, ne olmaz. Stockholm'de kimseciklere gvenilemezdi. Buna iyice inanmt. Nordin dii mterileri gzden geirdi. Geri salonda birka sarn vard, ama hibiri Sar Malin'in tanmna uymuyordu. Anlalan, burada geerli dil Almanca idi. sveli olduu besbelli, sska bir esmerin yannda bo bir iskemle duruyordu. Nordin paltosunun dmelerini ap buraya oturdu. apkasn kucana alarak dnd: Loden paltosu ve tirolyen apkasyla kendi de herhalde buray dolduran Almanlardan biri yerine gemekteydi. Garson kzn gelmesi iin bir eyrek saat beklemesi gerekti. Bu arada evresini incelemekten geri kalmad. Esmerin te yannda oturan bir dier kz zaman zaman kendisine sakncal baklar uzatmaktayd. Kahvesini kartrd ve de yannda oturan kza kaamak bir gz att.-Evet, gedikli bir mteri saylmak iin Stockholm lehesiyle konuma skntsna katlanmas gerekecekti. Kza dnp konutuunda, ite bu dncesini gerekletiriyordu: 231 "Hey, gzelim! Sar Malin nerelerde bu akam acaba, haberin var m?" Sska esmer onu yle bir szd. Sonra pikince glmsedi ve masann stnden doru arkadana seslendi: "Bak, Eva! Bu kuzeyli kelle Sar Malin'i soruyor. Nerde olduunu biliyor musun?" Dier kz Nordin'e bakt ve de masann daha tesinde oturan birine seslendi:

"Hey! Burda bir aynasz Sar Malin'i soruyor. Bileniniz var m?" evre masalardan: "Yo-o-o-k!" diye bir koro ykseldi. Nordin kahvesini yudumlarken bir yandan da kara kara dnyor, polis olduunu nasl anladklarn merak edip duruyordu. u StockholmTular anlalmaz yaratklard ksacas. Merdivenleri trmanp, pastane olarak kullanlan st kat dkkna ktnda, kahvesini getirmi bulunan garson kz yanna yaklat: "Sar Malin'i aradnz duydum. Siz gerekten polis misiniz?" Nordin duraksad. Sonra ciddi ciddi ban sallad. "Ah, o srt bir nedenle ieri tksanz, buna en ok ben sevinirim. Sanrm nerde olduunu biliyorum. Burada deilse, genellikle Engelbrektsplan'daki kafeteryada bulunur." Nordin ona teekkr edip soua kt. Sar Malin br kafeteryada da yoktu. Tm gedikli mterilerinin hmna uram grnmnde bir yerdi buras. Nordin, kuzeyli inat dedektif, kendi bana 232 oturmu ve de ne id belirsiz eski psk bir dergi okuyan bir kadna gidip dant. San Malin'in kim olduunu bilmiyordu. Yalnz, Kungsgatan'daki arapya bakmasn nerdi. Nordin, Sundsvall'a kavumaktan te bir ey dilemeyerek, yine grltl Stockholm caddelerini admlar oldu.

Ama bu kez katlanageldii zorluklarn dln grecekti. Paltosunu almak iin koturan gardrop komisine serte bakp ban sarsalad. Lokantann eiinde dikilerek ierisini gzden geirdi. Hemen ayn anda baklar kadna takld. ri yaplyd, ama iman denmezdi. Platin rengi salar, boya olsa gerek, derlenip toparlanp tepesine kmelenmiti. Nordin, onun Sar Malin olduundan bir an bile kuku duymad. nnde arap barda, duvar kenar bir masada oturmutu. Yannda ok daha yal bir kadn yer almt. Uzun siyah salar, dzensiz bukleler eklinde omuzlarna sarkyor ve bu rklk kendisini hi de daha gen gstermiyordu. Tam bir kaarlanm orospu, diye dnd Nordin. ki kadn bir sre gzledi. Birbirleriyle konutuklar yoktu. Sar Malin, parmaklar arasnda evirip durduu arap kadehine saptamt baklarn. Siyah sal kadnn gzleriyse dier masalarda dolanyordu. Arada hoppaca gerdan krp ba oynatarak, salkm saak buklelerini sallamaktayd. Nordin bir parmak iaretiyle komiyi yanna ard: 233 "u duvar kenarnda oturan sarn hanmn adn biliyor musunuz?" Gardropu gen gsterilen yana bakp kkr kkr gld: "Hanm ha? O mu?... Ne hanm ya! Hayr, adn bilmem. Ama Malin diye aryorlar galiba. iko Malin mi ne, yle bir ey."

Nordin paltosuyla apkasn karp ona verdi. Siyah sal kadn masalarna yaklaan adama ok-ar baklarla gz szd. "Rahatsz ettiim iin zr dilerim," dedi Nordin. "Eer bir sakncas yoksa Miss MalinTe birka ey konumak istiyordum." Sar Malin ona yle bir bakp arabn yudumladktan sonra sordu: "Ne konuda?" "Bir arkadanz konusunda," diye karlk verdi Nordin. "Bir baka masaya geip ba baa konumamza ne dersiniz?" Sar Malin arkadana baknca, hemen eklemekten geri kalmad: "Eer arkadanz izin verirse, hi kukusuz." Siyah sal kadn masadaki karafakiden bardan doldurdu ve ayaa kalkt: "Asl ben sizi rahatsz etmeyeyim bari." Sar Malin sesini karmad. "Ben gidip Tora'yla oturacam," dedi kadn. "Neen bol olsun, Malin." Ve de bardan ald gibi, telerde bir masaya yolland. Nordin bir iskemle ekip oturdu. San Malin onu 234 apknca baklarla szd. "Ben Dedektif Komiser Ulf Nordin," dedi adam. "Bize bir konuda yardm etme olananz var." "yle mi?" dedi Sar Malin sevimsizce. "Neymi u dalga bakalm? Bir arkadam konusunda olduunu sylemitin."

"Evet. Tandnz bir adam hakknda birtakm bilgiler almak istiyoruz." Sar Malin serte Ulf Nordin'e bakp bozuk ald: "Ben ispiyoncu deilim. Birini gammazlayacam sanyorsan, yanlyorsun." Nordin bir paket sigara kararak kadna tuttu. Alnca da akmayla yakt. 'spiyonculuk ve gammazlama sz konusu deil," dedi ard sra. "Birka hafta ncesi iki adamla birlikte bir beyaz Volvo Amazon iinde Hagersten'de bir garaja gittiniz. Klubbacken Soka'nda olan bu garajn sahibi de Horst adnda bir svireli. Arabay sren adam bir spanyol idi. Nasl, anmsadnz m?" "Anmsyor olsam ne yazar, olmasam ne yazar?" diye kabard Sar Malin. "Ne olmu yani? Nisse ve ben bu Paco denen herifle, yalnzca Nisse ona garajn yolunu gstersin diye gittik. Hem naslsa, herif imdi spanya'ya geri dnd." "Paco mu?" "Evet." kisini son yudumuna dek dipledi ve de karafakide kalan arab bardana boaltt. Nordin sordu: "Size bir ikramda bulunabilir miyim? arap?" Ban sallaynca, Nordin garson kz ararak ya235 nm karafaki arapla bir duble bira smarlad. "Nisse kim?" diye sordu. "Arabada beraber olduum adam, baka kim olacak? Az nce kendin de ayn eyi syledin ya." "Evet, ama soyad yok mu bu Nisse'nin? Sonra ne i yapar?"

"Soyad Gransson. Nils Erik Gransson. Ne yaptnysa hi bilmem. Zaten iki haftadr da grdm yok." "Neden?" diye sordu Nordin. "Ha?" "Neden iki haftadr grmyorsunuz? Daha ncesi ska bulumaz mydnz?" "Lafa bak! Herif kocam m, ayol? Elin bir herifi ite. stelik dost bile oturmuyoruz. Ara namesi, yle bir ey ite. Fndk kar m yok? Belki onlardan birine kaplmtr. Ne bileyim ben? Dedim ya, epeydir grdm yok." Garson kz arapla Nordin'in birasn getirdi. Sar Malin bekletmeden bardan doldurdu. "Kendisi nerde oturur, biliyor musun?" diye sordu Nordin. "Nisse mi? Hayr. Yersiz yurtsuz takmndand. Bir sre benle oturdu. Derken Gney Yakas'ndaki bir arkadann yanna tand. Ama u sra orda olduunu sanmam. Aslna bakarsan, bilmiyorum ite. Hem bilsem bile, bir aynasza ak edecek denli klyutmular-dan deilim. Gzmn rengine baksana sen benim! Kimseyi gammazlayacak gz var m bende?" Nordin birasn yudumlad ve de karsnda oturan sarn, iri kza dosta bakt. 236 "Byle bir ey yapmanz istemiyorum sizden Miss... Balayn, fakat Malin'den te bir adnz yok mu?" "Benim adm Malin falan deil," dedi kadn. "Gerek adm Magdalena Rosen. ok sar olduum iin herkes beni Sar Malin diye arr." Haval bir biimde salarn okad:

"Syle bakalm, aynasz ba. Nisse'yi ne demeye aryorsun? Bir koz mu krd? in iyzn bilmeden, burda oturup senle soru-cevap oyunu oynayacak deilim, bilmi ol." "Evet, ok haklsnz bu konuda. Bize ne ekilde yardmc olabileceinizi elbette anlatacam size." Birasn bitirip azn sildi. "Ancak bir ey daha sormama izin verir misiniz?" Kadn bam sallad. "Nisse genellikle nasl giyinirdi?" Boaz tokluuna erkeklerle yatan sar kadn bir sre ka atp kafay altrd: "ou zaman pantolonla ceket giyerdi. Ak bej rengi de, n dmeli. Gmlek de giyerdi, ayakkab da ve de don, dier btn erkekler gibi. Oldu mu?" "Pards veya paltosu yok muydu?" "Aman, pards demeye bin tank ister bir ey geirirdi arada srtna. u ince, kmr karas eylerden... naylon yamurluk mudur, nedir, bilirsin ite. Neden sordun?" Merakl baklarn Nordln'e dikmiti. "Bakn, Bn. Rosen. Diyeceim, lm olmas mmkn." "lm m? Nisse mi? Ama... neden... neden mm237 kn olduunu sylyorsun? lm olduunu nerden biliyorsun?" Ulf Nordin mendilini karp ensesinin terini sildi. Lokantann ii ok scakt ve stndeki her ey bedenine yapr gibiydi. "Sorun u," dedi. "Morgda kimliini belirleyemedi-imiz bir erkek cesedi var. Bu, Nils Erik Gransson'un ls

olabilir. Kukularmz dorular nedenlerden yoksun deiliz." Sar Malin kukuyla sordu: "Nasl lm?" "Herhalde okudunuz. O kanl otobs yolcularndan biriydi. Bandan vurulup annda lm. Gransson'u iyi tanyan bir kii olarak ancak sizin izinizi bulduumuza gre, yarn morga buyurup onu tantlarsanz size teekkr bor biliriz." Nordin'e dehete kaplm gzlerle bakt: "Ben mi? Morga gitmek ha? Dnyada olmaz! l sinek gremem ben." aramba sabah saat dokuzda Tomtebodavagen'-deki Adli Tp Kurumu'nun nnde bir taksi durdu ve de NordinTe Sar Malin iinden indiler. Martin Beck bir eyrek saattir onlar beklemekteydi. Hep beraber morga girdiler. San Malin, stnkrii uyarlanm makyaj altnda solgun bir iek gibiydi. Yz badanasz bir duvar andryordu ve salar bir akam ncekine gre derme atma bir grnmdeydi. Nordin onun hazrlanmas iin kadnn holnde bir 238 hayli beklemiti. Neden sonra sokaa ktklarnda, gnn i aydnlndansa lokantann lo nn kadnn daha yararna olduunu fark etmekten geri kalmamt. Morg personeli hazrlklyd. Sorumlu kii onlar souk hava deposuna ald. Cesedin kurun yknts yz bir bezle rtlmt. Ama salar akta braklmt. Sar Malin, Nordin'in koluna yaparak:

"Aman Tanrm!" diye fsldad. Kadnn geni omuzlarn koluyla saran Nordin, onu lye yaklatrd. "yice bak." dedi sakin bir sesle. "Tanrsan syle." Kadn elini azna gtrp plak cesede bakt. "Yznn nesi var?" diye sordu. "Yzn gremem mi?" "Grmediiniz iin dua etmelisiniz," dedi Martin Beck. "Ama yine de onu tanmakta glk ekeceinizi sanmam." Sar Malin ban sallad. Sonra elini azndan ekerek, ban bir daha sallad: "Evet... Evet, Nisse bu!... u yara izleri ve de... Evet, ondan bakas deil." "ok teekkrler, Bn. Rosen," dedi Martin Beck. "imdi polis merkezinde bizlerle kahve imeye ne dersiniz?" Sar Malin, benzi iyice uuk ve de dili yutuk, taksinin arka yerinde Nordin'in yannda oturuyordu. Zaman zaman da mrldanyordu: "Aman Tanrm!... Ne korkun!... Ne korkun!" Martin Beck'le Nordin ona kahve ve kurabiye ikra239 mnda bulundular. Bir sre sonra Kollberg, Melander ve de Rnn onlara katld. Kadn ksa zamanda toparland. Yalnz kahve deil, fakat yan sra gsterilen zen de neesinin yerine gelmesine yardmc olmutu. Sorularn, stne grev bilerek cevaplad. Ayrlmazdan nce de hepsiyle ayr ayr tokalaarak yle dedi:

"Dnn hele! Aklmn ucundan bile gemezdi ayna... polislerin bylesine eker ekercik, tonton kiiler olabilecei. a da kal!" Kap kadnn ardndan kapanmt ki, bir sre bu konuyu tartp aralarnda akalatlar. En sonunda Kollberg ksa kesti: "Eh, dostlar. Yani eker ekercik tontoncuklar! Sze toplam tutup bir portre karalm m?" Ve de portre kardlar: Nils Erik Gransson. Ya: 38 veya 39. 1965'ten beri ya da daha ncesinden bu yana, srekli bir ii yok. Mart 1967-Austos 1967, Magdalena Roseen (Sar Malin) ile yaad. Adres: Arbetargatan 3, Stockholm K. Hemen ardndan ve de Ekim ii bir tarihe dek Gney Yakas'nda Sne Bjrk'le oturdu. lmnden nceki haftalarda konaklad yer bilinmiyor. Uyuturucu madde tutkunu, esrarke, eline geen her trl uyuturucuyu yutar ve de zerk eder. Yan sra satc da olabilir. Mzmin belsoukluu vard. En son gren: Magdalena Rosen. En son grld 240 tarih: 3 veya 4 Kasm. En son grld yer: Damberg Lokantas'nn n. Klk: 13 Kasm'daki ayn giysi ve yamurluk. Genellikle stnde bol para tard. Glen Polis / F 6 241 223

Kanl otobs olay zerinde alan tm nl dedektifler arasnda ilk olarak Nordin, biraz iyi niyetle olumlu sonu denebilir, somut bir varlk gstermiti. Gel gr ki, bu noktada bile grler ayrlyordu. "Tamam." dedi Gunvald Larsson. "imdi bu serserinin adn biliyoruz. Ne yazar yani?" Melander derin dnceler iinde mrldand: "Mmmm!... grrr... manyaaa..." "Ne drlanp duruyorsun orda?" "Bu Gransson denen tip, hibir nedenle ieri tklmad. Ama yine de bu ad anmsar gibiyim." "Yok be?" "Eski bir soruturmaya dolayl olarak ad karmt, yanlmyorsam." "Yani bir zamanlar onu sorguya m ektin?" "Hayr. yle olsayd anmsardm. Kendisiyle hi konumadm ve grdm de hi sanmyorum. Ne varsa adnda var. Nils Erik Gransson. u ya da bu ekil242 de ad yabanc gelmiyor. Bir yerde gzme ilitiydi, ama nerde?" Melander piposunu ekitirerek, ok uzaklara dald gitti. Gunvald Larsson tava gibi ellerini onun burnu dibinde sallad. Ttn kullananlara ok kzar ve de dumanndan tedirgin olurdu. "Ben daha ok Assarsson domuzuyla ilgileniyorum," diye homurdand. "Er ge karacam," dedi Melander. "Hi kukum yok. Ama daha nce cier kanserinden geberirsen, o baka."

Gunvald Larsson hzla yerinden kalkp Martin Beck'in odasna dald ve de damdan dercesine sordu: "Bu Assarsson denen herif paray nerden buluyordu?" "Ne bileyim ben!" "Firmann ii ne?" "erp ne varsa ithal ediyor. Yeter ki, para getirsin. Vinten tut da plastik Noel aacna dek." "Plastik Noel aac m?" "Evet, bugnlerde ok alcs var, ne yazk ki!" "Bu tosunzadelerin ve de firmann son birka yllk vergi demelerini aratrma yorgunluuna katlandm." "Sonu?" "Senden veya benden kesilenin te biri. Dnebiliyor musun? Bir de o gittiimiz dulun cicili bicili apartman gzmn nne gelince..." "Evet?" "Bak, ef. yerlerini basmak iin izin istiyorum 243 senden." "Gereke?" "te o yok." Martin Beck omuz silkti. Gunvald Larsson kapya yneldi. Eikte durup dedi ki: "t olu it bir herifti bu Assarsson. Aabeyini sorarsan, al birini vur brne." ok srmeden Kollberg kapda belirdi. Yorgun ve perian grnyordu. Gzleri kan ana iindeydi. Martin Beck sordu: "Ne i zerinde alyorsun?" "Stenstrm'n Birgersson'u sorgulamasna ilikin bantlar dinledim. Hani u karsn ldren adam. Btn gece srd!" "Ve?" "Havagaz. Hibir ey yok. Meer ki, atlam olaym."

"Her zaman iin mmkndr." "Saol be! Ne kadar da i ac herifsin," diye hrlayan Kollberg, kapy ardndan arpp gitti. Martin Beck dirseklerini masann stne dayad ve de ban avular arasna ald. Sekiz Aralk Cuma gnn sryorlard. Yirmi be gn gemiti ve soruturma yerinde sayyordu. Aslnda deil yerinde saymak, geri gider olmulard. Krlerin fil tanmlamas gibi, herkes kendi yapt paray yorumluyordu. Melander kafasn Nils Erik Gransson'a takmt. 244 Bu ad nerde ve ne zaman grm ya da duymu olduunu dnp duruyordu. Gunvald Larsson, Assarsson kardelerin paray ne yoldan kazandklarnn merak iindeydi. Kollberg'e gelince, karsn ldrm Birgersson adl dengesiz bir katilin nasl olup da Stenstrm' neeli kldn renme abasndayd. Nordin ise Gransson, toplu cinayet ve de Hagersten'deki gara] ls arasnda bir ba kurmak iin alyordu. Ek derseniz, ift katl krmz otobs konusunda ylesine bir teknik uzmanlk kazanmt ki, bugnlerde onunla elektrik akmlar ve de ncam silicilerinin kontrol dnda hibir ey konuulamaz olmutu. Mansson te yandan, Cezayirli olduu iin Moham-med Boussie'nin bu olayda mutlaka parma vardr, gibilerden acayip fikirler ileri sren Gunvald Larsson'a kanarak, Stockholm'deki tm Arap kolonisini sistemli bir ekilde sorguya ekmiti.

Martin Beck bu yanda, yalnzca Stenstrm' dnebiliyordu. O sra ne i zerindeydi? Acaba birisini mi glgeliyordu ve de bu ayn kii mi vurmutu onu? Kafasnda sregiden tartmalar inandrc olmaktan uzak kalyordu. Yeterince usta bir polis glgeledii kiinin kurunlarna hedef olacak denli bo bulunabilir miydi gerekten? Bir otobste stelik? Rnn de bir trl dncelerini Schvverin'in hastahanede lmezden nce syleyegeldii birtakm anlalmaz szlerden koparamyordu. ite bu Cuma leden sonra da, banttaki konumalar inceleme almalarnda bulunn sve Radyo Yayn 245 Merkezi'nin ses uzmanyla bir grme yapmt. Adam ii uzattka uzatmt ya, ama imdi raporunu hazrlam grnyordu. "Verimli olmaktan uzak bir gere," dedi. "Ama yine de belirli birtakm sonulara vardm. Duymak ister miydiniz?" "Evet, ltfen," deyiverdi Rnn. Alcy sol eline aktararak not defterine uzand. "Siz aslnda Kuzeylisiniz, deil mi?" diye sordu telefondaki ses. "Evet." "Diyeceim, ilgin olan sorular deil de cevaplar, ilkin vzlt, zrlt, drlt gibi arkaplan sesleri elemeye altm." Rnn, telefon kulanda ve kalem elinde, bekledi. "imdi gelelim ilk cevaba, yani ate eden kimdi sorusunun karl. Burada kii drt sessiz harfi apak seebiliyor... yani, n, r, n ve de m."

"Evet," dedi Rnn. "Dikkatli bir inceleme, bu sessizler aras ve sonras belirli birtakm seslilerle diftonglar -yani iki seslinin bir hece halinde kaynamas olay- bulunageldiini aklamakta. Szgelii, ilk (n) ile (r) arasnda (e)'ye karan bir (v) sesi." "Nevrnm," dedi Rnn. "Evet, eitimsiz bir kulakta bylesi bir seslenim uyandrabilir belki," diye karlk verdi uzman kii. "Ayrca, ikinci sessiz (n)'den sonra adamn baygn bir ift (ii) ektiini duyar gibi oluyorum." "Nevrniim," dedi Rnn. "Aa yukar byle bir ey, evet. Ama yine de yle 246 belirgin bir ift (ii) deil." Uzman kii sustu. Derken bilgili sesi yeniden duyuldu: "Bakn! Bu adam ok kt bir durumdayd, deil mi?" "Evet." "Ve de sanrm, byk ac iinde kvranyordu." "Herhalde," dedi Rnn. "Tamam," diye ekledi uzman kii bilmie. "imdi (ii) deil de, (hii) demi olduu anlalyor." "Nevrnhiim," dedi Rnn ve de not ald. Sonra kalemin tersini akn akn burun ucuna bastrarak dinledi. "Yine de, bu seslerin birka szckten oluma bir szlem meydana getirdiine inanyorum." Kalemi kda dayayan Rnn sordu: "Nasl bir szlem ola ki?" "Sylemesi ok g. Gerekten ok g. rnek olarak, 'nevresim sidikli' veya 'nevrim sindi hii.'" akna dnen Rnn, "'Nevrim sindi hii' mi?" diye sordu.

"Canm, sadece rnek, rnek olarak elbette, ikinci cevaba gelince..." "'Koleson'?" "Ya! Sizin kulanza bylesi bir seslenim geldi demek? lgin. ok ilgin. Bana byle seslenmedi. nk (k) ncesi bir (h) olduu sonucuna ulatm. Ortada bouk bir () var. Ve de iki szck sylyor burda: 'hk' ile dier ikinci bamsz szck olan. 'oleson.'" "'Oleson' mu? yi ama oleson ne demek?" "Bir ad olabilir." 247 "'Hk Oleson'?" "Evet, tastamam byle. Yani 'tpk Oleson' anlamnda bir ey sylemek istemi olabilir. Ayrca, (e)yi de ok kaln olarak hecelemi, tpk sizin gibi. Diyeceim, zde bir leheniz var." Ses teknisyeni birka saniye sessiz kaldktan sonra srdregeldi: "te hepsi bu kadar. Yazl raporumu gndereceim, hi kukusuz, para makbuzuyla birlikte. Ancak belki aceleniz vardr diye telefon amay uygun buldum." "ok ok teekkrler," dedi Rnn. Alcy yerine brakarak, dncelerini notlar zerinde younlatrd. iyice dnp tandktan sonra u karara vard: Sorunu eflerine amayacakt. Hi deilse imdilik. Henz ikindi vaktinin e eyrek kalas olduu halde, Kollberg Lngholmen'e vardnda ortalk iyice kararmt. yordu ve perian durumdayd. Cezaevi evresiyse hi de i ac bir grnm tamyordu. Yaln ziyareti odas ruhsuz ve kasvetliydi. Grmek iin geldii hkmly beklerken, kafese konmu aslan gi-

bi, burda ask suratla be aa, be yukar dolanp durmaktayd. Karsn ldrm olan Birgersson adndaki adam, Adli Tbbn psikiyatri kliniinde titiz bir ruh sal yoklamasndan geirilmiti. Sonu olarak, ceza baklnn kesinlemesi nedeniyle bir akl hastanesine gnderilecekti. Yaklak on be dakika sonra kap ald ve de ko 248 yu mavi niformal cezaevi gardiyan, seyrek sal, altm yalarnda gsteren kmen bir adam ieri ald. Hkml eikte durup glmsedi ve de kibarca bel krd. Kollberg ona yaklat. El sktlar. "Kollberg." "Birgersson." Sevimli, hosohbet bir adamd. "Dedektif Stenstrm m? Oh, evet, evet. imdi anmsadm. Evet, ok iyi bir adam. Ltfen kendisine en derin sayglarm iletin." "ld." "ld m? Dnyada inanmam!... Nasl olur? Henz ocuk saylrd. Ne geldi bana?" "Ben de sizle bu konuda konumak iin geldim zaten." Kollberg tm ayrntlaryla geli nedenini aklad. "Tm bant batan sona dek dndrp can kulayla dinledim. Ancak yle sanyorum ki, kahve banda srdrdnz ara syleilerde teyp durduruluyordu." "Doru." "Ama yine de siz konumay srdryordunuz, deil mi?" "Ha, evet. ou zaman konuurduk." "Hangi konuda?"

"Vallahi, her konuda aa yukar." "Stenstrm'n zel ilgi gsterdii bir konu var myd acaba?" Adam uzun uzun dnp ban sarsaladi: "Sadece genel konulara deinirdik. undan bundan, havadan sudan falan. Ama zel bir konu diyorsunuz. Ne olabilir bu?" 249 "Benim de bilmediim bu ya!" Asa'nn dairesinden ald not defterini karan Kollberg, bunu Birgersson'a gsterdi: "Bu, size bir ey sylyor mu? Bakn, niye uraya 'Moris' yazm?" Adamn yz ipak aydnland: "Herhalde o sra otolardan sz ediyorduk. Benim bir Morris 8'im vard, byk model hani, bilirsiniz. Ve de galiba bir nedenle bunun szn etmitim ona." "Anlyorum. Diyeceim, eer aklnza bu konuda baka bir ey gelirse, ltfen bana annda telefon amaktan ekinmeyin, olur mu? Hangi saatte olursa." "ok klstr ve de gsterisiz bir arabayd benim Morris. Ne var ki, domuzuna yol yutard. eyim... eim yani, utanrd arabadan. Komularn hepsi gcr gcr otolar iinde hava atarken, kendisinin bylesine pasl bir sardalya kutusuna binmek zorunda kalndan utan duyduunu sylerdi dur..." abuk abuk gz krptrarak devreyi kesti. Kollberg konuulanlar kafasnda abucak derleyip toparlad. Gardiyan hkmly odadan karmt ki, beyaz stl iinde gen bir doktor ieri girdi ve sordu: "Syleyin bakalm, bizim Birgersson'u nasl buldunuz?"

"yi bir adama benzer." "yledir," dedi doktor. "Drtdrtlk bir kiidir. Tek gereksinimi o evli olduu kaltaktan kurtulmakt ve ok kr bu da gerekleti." Kollberg onu sert baklarla szmenin ard sra ktlarn cebine sokuturup oradan ayrld. 250 Cumartesi gecesiydi ve de saatler on bir buuu gsteriyordu. Gunvald Larsson krkl paltosu, kalpa, kayak pantolonu ve kayak botlar iinde yine de yordu. Tegnergatan 53'n kap aznda, ancak bir polisin durabilecei denli kprdamasz, aklm duruyordu. Burda rasgele bulunmad gibi, karanlkta onu grmek de kolay deildi. Drt saatten bu yana yerinden oynamamt. Kald ki, burada dikilegeldii ilk gece deil, fakat on ya da on birinci geceydi. Gzetlemekte olduu belirli pencerelerde klar sner snmez voltasn almay kafasna koymutu. Gece yarsna az kala, yabanc plakal bir gri Mercedes apartman kapsnn tam kar kaldrm nnde durdu. inden bir adam indi, bagaj aarak bir bavul kard. Sonra kar kaldrma geti, anahtarla apartman kapsn ap ieri girdi. ki dakika gemeden, zemin katn jaluzi panjurlu pencereleri ardnda klar yand. Gunvald Larsson hzl admlarla caddenin te yanna geti. D kapya uygun anahtar daha iki hafta ncesinden ayarlamt. Bir kez apartmann d holne girer girmez, paltosunu karp zenle devirdi ve de mermer trabzan babasna ast, kalpan da gzelce stne oturttu. Ceketinin dmelerini zd ve bel kemerinde takl duran tabancasn kavrad.

Kapnn ie doru aldn oktandr biliyordu. Be saniye kadar bakp dnd: Eer geerli bir nedenim olmakszn krp ieri dalarsam, yetkimi ayorum demektir ki, ya grevden alnr ya da byk olaslkla temelli sepetlenirim. 251 Kapy bir tekmede krp at. Ture Assarsson ile yabanc plakal arabadan inen adam masann banda karlkl durmaktaydlar. Kendi deyimiyle, suya sma enayilemilerdi. Henz am olduklar bavul aralarnda duruyordu. Gunvald Larsson tabancal elini dalgalandrarak onlar kenara ald. Bir yandan da holde balatt dnce katar yoluna devam edegelmekteydi: Sepetlenirsem sepetlenirim. Hi rgalamaz. Deniz ne gne duruyor be! Yine geerim dmen bana. Gunvald Larsson telefon alcsn kaldrp 91 l'i evirdi. Bu ii sol elle yaparken, tabancasnn namlusunu bir an bile iki herifin stnden ayrmyordu. Azn ap tek sz etmedi. Dier iki akn da donmuasna sessiz kaldlar. Zaten sylenecek ne vard ki! Bavulun ii Ritalina adyla anlan iki yz elli bin tane uyuturucu tabletle tka basa doluydu. Karaborsa deeri, yaklak bir milyon sve kuronu tutmaktayd. Gunvald Larsson, Bollmora'daki apartman kat evine pazar sabah saat te dnd. Bekrd ve yalnz yaard. Her zaman olduu gibi, pijamalarn giyip yataa girmeden nce, banyoda yirmi dakika kald. Okuyageldii vre Richter-Frich'in romann eline ald. Ne var ki, daha bir dakika sonra bunu brakp telefona uzand.

Telefonu en son model bir Ericofon idi. Tepesi st getirerek, Martin Beck'in numarasn evirdi. Gunvald Larsson kendince bir kural koymutu: Evden ieri admn atar atmaz ii unutmak. te bu ne252 denle, yataa girdikten sonra resmi bir telefon konumas yaptn imdiye dek anmsamyordu. Martin Beck ancak ikinci altan sonra cevap verdi. "Selam. Assarsson dalgasn duydun mu?" "Evet." "imdi aklma bir ey geldi." "Ne?" "Bugne dek hep yanl rota izledik galiba. Stenst-rm, hi kukusuz, Gsta Assarsson'u glgeliyordu. Ve de katil bir tala iki ku vurdu... yani Assarsson'u ve de kendisini glgeleyen kiiyi." "Evet," diye katld Martin Beck. "Galiba bir yerde haklsn." Gunvald Larsson yamlyordu. Ama yine de, soruturmay rayna oturtmu bulunuyordu. 253 234 Ulf Nordin, Stockholm'n yeralt dnyasyla ba kurmak iin pe pee gece kentin her yannda srtt durdu. Sar Malin'in kendisine Gransson'un urak yerleri olarak salk verdii birahanelere, kahvelere ve de ikili lokantalara girip girip kt. Kimi zaman arabay alyordu. te imdi bu Cuma gecesi arabada oturmu, Mariatorget Sokaklarn gzetliyor ve de oturduklar arabann iinde kendisini gzetleyen dier iki adamdan daha ilgi ekici bir ey gremiyordu. Geri bu kiileri tanmazd, ama yine de

blgenin otolu sivil devriyeleri veya narkotik bro ekibinden olduklarn karmakta glk ekmedi. Bu sregelen seferler bouna oldu. nk Nils Erik Gransson adyla anlagelmi adam hakknda yeni hibir katkda bulunamad. Gndzleri buna karn, nfus memurluunu, kilise ve mahalle muhtarlklar arivlerini, deniz adamlarna i bulma kurumlarn dolap yokluyor, Sar Malin'den edindii bilgi krntlarn bu 254 yoldan deerlendirmek iin aba harcyordu. Nitekim, adamn Bors'da oturan eski karsn buldu, ama lk kocasn oktandr unutmu olduunu syleyen kadn, yaklak yirmi yldr onu grmediini de ekledi. Cumartesi sabah bu nemsiz bulgusunu Martin Beck'e bildirdi. Sonra da oturup Sundsvall'daki karsna uzun, duygulu ve de zlemini dile getirir adal bir mektup yazmaya koyuldu. Ne var ki, yaz makineleri banda grtlak boyu ie batm grnen Rnn'le Koll-berg'e de zaman zaman sulu kaamak baklar yneltmekten geri kalmyordu. Mektubu noktalamaya vakit kalmakszn, Martin Beck odaya hm gibi dald: "Hangi eek sald seni kentin iine?" Nordin, raporun bir kopyasn abucak mektubun stne kaydrd. nk tam unlar yazmt oraya: "...ve de bamzdaki Martin Beck denen herif, gn getike tuhaflap biber gibi aclayor." Yaz makinesinden kd ekip karan Kollberg, "Sen," dedi. "Ne? Ben mi?"

"Evet, sen ya! Geen aramba, Sar Malin'in ziyaretinin hemen ard sra." Martin Beck inanmaz gzlerle Kollberg'e bakt: "ok tuhaf. Hi byle bir ey anmsamyorum. Ama yine de eeklik derim ben buna. Kentin yabancs bir kuzeyliyi bu tr bir i peinden Stureplan'a salmann baka ad yok." Nordin, alnm bir tavr taknmakla birlikte, Martin Beck'in hakl olduunu kendine itiraftan da geri kalmad. 255 "Rnn, frla!" diye seslendi Martin Beck. "Hemen git, Gransson'un izini bul. En son kimleydi ve de ne yapyordu, renmeye bak. u Bjrk denen herifi de ara bul. Hani Malin'den sonra yannda kald kii." "Peki," dedi Rnn. Oysa Schwerin'in azndan kan son szlerin olas yorumlarnn listesini karmakla urayordu. En baa unu yazmt: Nevresim sidikli. En dipte de en son biimi yer alyordu: Neferin biri. Her biri kendi dalnda harl harl bir alma tutturmu gidiyordu. Martin Beck pazartesi sabah alt buukta, uykusuz gemi saylr bir gecenin bitiminde yataktan kalkt. Kendini hi de iyi bulmuyordu ve de mutfakta kzyla karlkl kakao imenin durumunu dzelttii sylenemezdi. Ailenin geri kalan yeleri grnrde yoktu. Kars gndzleri ktk gibi uyurdu ve olu da herhalde anasna ekmiti. nk okula bir gn ge kalmamas halinde olaandlk aramak gerekirdi. Oysa ngrid alt buukta yataktan kalkar ve de yedi krk bete sokak

kapsn ardndan ekmi olurdu. Hi amazd. nga bir zamanlar, bu kzla saatini ayarlayabilirsin, derdi. nga, basmakalp szler tutkunu bir kadnd. Gnlk konumalarda kullanageldii deyimleri derleyip, yeni yetien gazeteciler iin elkitab olarak satabilirdi. Bir tr yardmc hazr szlem kitab. yle bir ad semek de en iyisi olurdu: Konumasn Beceren, Yazmasn da Becerir. Yahut, Konutuun Gibi Yaz, diye dnd Martin Beck. 256 ngrid sordu: "Ne dnyorsun, babacm?" "Hi," dedi dnmeksizin. "Getiimiz bahardan bu yana gldn grmedim." Martin Beck, Noel meleklerinin uzun bir izgi oluumunda dans ettikleri masa rtsnden gzlerini kaldrarak kzna bakt ve de glmsemeye alt. ngrid iyi bir kzd, ama bu bile glmesi iin yeterli neden olamazd. Kz masadan kalkp kitaplarm almaya gitti. Kendi de apkasn, paltosunu ve botlarn giydiinde, kzn kap nnde buldu. Eli mandalda, babasn bekliyordu. Kzn Lbnan mal okul antasn elinden ald. Her yannda koca koca harflerle FNL yazl anta, kendi tamas gereken en son ey olmalyd aslnda. Gel gr ki, bu da ylesine gnlk bir alkanlkt ite. Dokuz yl ncesi okula ilk balad gn ngrid'in antasn tamt ve de hl tamaktayd. O gn kzn elinden tutmutu. Scak, nemli ve de heyecanl bir merakla titreyen minicik bir eldi bu. Ne zamandan beri elinden tutarak gtrmez olmutu? Bunu unutmutu ite.

"Noel gecesi naslsa gleceksin," dedi kz. "yle mi?" "yle ya. Hele Noel armaanm al da gr." Ka atarak ekledi: "tesi dnlemez." "Peki, sen ne almam istersin?" "Bir at." "At m? Nerde barndracaksn at?" "Daha bilmiyorum. Ama yine de bir atm olmasn istiyorum." Glen Polis / F 7 257 "Bir at almak iin ka para gerekir, biliyor musun?" "Evet, ne yazk ki, biliyorum." Ayrldlar. Kungholmsgatan'da Gunvald Larsson, tahmin oyunu bile demeye kiinin dili varmayan bir soruturmann sonucunu merakla beklemekteydi. Hammar daha iki gn nce bu noktaya deinme inceliini naslsa gstermiti. Gunvald Larsson sordu: "Ture Assarsson'un aklanma zrnden ne haber?" "Ture Assarsson'un aklanma zr cinayet tarihinin sayl su gtrmezlerinden biri. Sapasalam," diye karlk verdi Martin Beck. "Olay srasnda Sdertalje'de-ki Kent Oteli'nde, yirmi be kiiye bir yemek sonras sylev ekmekteydi." Gunvald Larsson suratn ekiterek, "Hmmm!" diye homurdand kara kara. "Ayrca, belirtmemde bir saknca yoksa, u noktaya da deinmek isterim ki, paltosunun altnda bir tom-son tabancayla otobse binen aabeyini Gsta Assarsson'un fark etmemi olacan dnmek de pek aklc bir yol deil."

"Evet, palto," dedi Gunvald Larsson. "Altna bir M 37 sdrdna baklrsa, olduka geni bir ey olmalyd. Yani keman kutusu falan gibi bir klfta tayagelmediyse." "Bak, burada haklsn ite." "Elbette, arada benim de hakl olduum grlmtr." "Yat kalk ansna dua et," dedi Martin Beck. "Eer bir ncesi gece yanlm olsaydn, hepimizin suyu kay 258 namt imdi. En bata senin, hi kukusuz." Sigarasn teki adama dorultarak ekledi: "Ama byle giderse, bugnlerin birinde bana gelecek var, Gunvald." "Hi sanmam." "Ve de koca Gunvald Larsson demeleri sarsan sert admlarla odadan kt. Kapda karlat Koll-berg, ezilmemek iin abucak kenara ekilirken, bu kale duvar gibi geni srta kaamak bir bak atarak sordu: "Yryen meenin nesi var? Kzd m?" Martin Beck ban sallad. Kollberg pencereye gidip dar bakt. "Hey Tanrm," diye homurdand. "Asa hl sizle mi kalyor?" "Evet," karln verdi Kollberg. "Bana bak, sakn 'Harem mi kurdun?' falan demeye kalkma, nk Bay Larsson daha nce sordu bunu." Martin Beck haprd. "ok yaa," dedi Kollberg. "Koca ayy az kald camdan aa atacaktm ha!" Bu ii de yapsa yapsa bir tek Kollberg yapabilir, diye aklndan geiren Martin Beck, yksek sesle: "Saol," dedi.

"Neden saol ekiyorsun bana?" '"ok yaa' dedin ya ite." "Ha, evet. Bugnlerde 'saol' diye karlk veren nazik kiiler azald iin 'ok yaa' deyimi tarihe karyor zaten. Bir kez bir olaya el koymutum. Karsn eek sudan gelinceye dek dven bir basn fotorafs, sonra da onu rplak karlarn zerine atmt. Nedeni de, 'ok yaa' dedii zaman kadnn saol diye kar259 lk vermeyii. Hem de ylba gecesi. Herif fitil gibi sarhotu, hi kukusuz." Bir sre sessiz kaldktan sonra kukusunu dile getirdi: "Kzdan yeni bir eyler reneceimi hi sanmam. Asa'dan yani." "Neyse, stnde durmaya demez. Stenstrm hangi i zerindeydi biliyoruz," dedi Martin Beck. Kollberg akn baklarm ona dikti: "Biliyor muyuz?" "Elbette. Teresa cinayeti. Gn kadar ak ve seik." "Teresa cinayeti ha?" "Evet. Sen farkna varamadn m?" "Hayr," dedi Kollberg. "Hi, ama hi! Ben de ii gc brakp, son on yldan bu yana artakalan ne varsa didikledim durdum. Niye bana bir ey sylemedin?" Martin Beck tkenmez kalemini dileyerek, derin dncelere dalm gzlerini ona evirdi. kisi de zde dnyordu. Kollberg bunu sze dkt: "Kii yalnzca telepatiyle anlaamaz." "Hayr," dedi Martin Beck. "Kald ki, bu Teresa dosyas on alt yllk bir dava. Soruturmayla senin en kk bir ilintin olmad. Batan sona dek Stockholm yerel polisi

yrttyd bunu. UP hi bulamad. Zaten oluum halindeydi o sra. Sanrm, o gnden kalma bir tek Ek var." "Demek tm raporlar gzden geirdin?" "Hi de deil. Sadece yle bir gz attm. Birka bin sayfalk dosya. Tm evrak Vastberga'da. Gidip bir bakalm m?" 260 "Evet, hadi. Belleimi tazelemem gerek." Arabada Martin Beck yle dedi: "Stenstrm'n niye Teresa dosyasn kaptn anlayacak kadar bellein yerindedir belki. Ne dersin?" Kollberg ban sallad: "Evet, nk zm en zor dosyayd." "Tamam. Olanakszlar iinde en olanaksz olan. Neler yapmaya gcnn yettiini kantlamak istedi, ilk ve son olarak." "Ve de kantlad," dedi Kollberg. "Gidip kendini kurunlatarak. Tanrm, ne budalalk bu byle! Nerde kald gc yeterlilik?" Martin soruyu cevapsz brakt. Birok glkler ve gecikmeler sonunda kendilerini Vastberga'da bulup, gney polis merkezinin aralna park edene kadar da baka konuma olmad. nmeden nce Kollberg sordu: "Bu Teresa dosyas zme kavuturulup balanabilir mi? imdi?" "Hi sanmam," dedi Martin Beck ve ayan yere bast. 261 241

Kollberg, dosyann nnde tepeleme yl duran tutanak evrakn elinin ucuyla geliigzel evirirken, mutsuzca iini ekti: "Yahu, bunlar yalnzca okumak bir hafta srer." "En azndan," dedi Martin Beck. "Olayn portresini biliyor musun?" "Ne portresi? D erevesinden bile habersizim." "Bir yerde zeti olacak. Kald ki, kabataslak bir fikir verebilirim sana." Kollberg ban sallad. Martin Beck oradan birka sayfa seerek yle dedi: "Gerekler ak seik. ok ok basit. Zorluk da burada balyor zaten." "Uzatma da, atele," dedi Kollberg. "10 Haziran 1951 sabah, yani on alt yl akn bir sre nce, kendisini aramakta olan bir adam, kentin Kungsholmen semtindeki Stadshagen spor tesisleri yaknnda bir allkta bir kadn ls bulur. plak ka262 din, yzst ve de kollar iki yana ak olarak yatmaktadr. Adli Tp raporu sonucunda, kadnn boazlanm olduu ve de yaklak be gndr l bulunduu anlalr. Ceset bozulmam olduu iin, bir souk hava deposunda veya buna benzer bir yerde saklanageldii varsaymna ulalr. Eldeki tm deliller bir seks cinayetini vurgular. Ne var ki, aradan uzun bir sre gemi olduu iin, otopsiyi gerekletiren doktor kadnn cinsel bir saldrya uradn kesinlikle belirler bir iz bulamaz." "Yani bir seks cinayeti olduu besbelli!" dedi Kollberg.

"Evet. te yandan, olay yerinde yaplan bir aratrma, cesedin hadi bilemedin en ok on iki saattir orda yattn, bundan ncesinin dnlemeyeceini kantlar. Bu, daha sonra, bir akam ncesi alln nnden geip de eer ceset o sra orda bulunsayd elde olmakszn grmeleri gereken tanklarca da doruland. Dahas, kadnn oraya gri bir battaniyeye sarl olarak tandm belirtir lifler ve plik paralar bulundu. te bu nedenle cinayetin cesedin bulunduu yerde ilenmemi olduu apak ortadadr. Ceset bir baka yerden getirilip alla atlmtr. Yan sra, ly bitki ve al rpyla rtmek iin hemen hemen hi aba gsterilmemi; ya da ok az aba harcanmt. te, hepsi bu, aa yukar... Yo, unutuyordum az kald. ki ey daha var: lmezden birka saat ncesi hibir ey yememi. Ve de katil hibir iz brakmamt. Ne ayak izi olarak ne de baka trl." Martin Beck sayfalan evirip, yaz makinesiyle yazl metne gz gezdirdi: 263 "Ayn gn kimlii belirlenen kadnn Teresa Cama-ro olduu ortaya kt. Yirmi alt yandayd ve de Portekiz doumluydu. 1945'te sve'e gelmi ve yine ayn yl iinde memleketlisi Henrique Camaro adnda bir adamla evlenmiti. Kadndan iki ya byk olan adam, daha nceleri ticaret gemilerinde telsiz memuruyken, sonra denizden ayan keserek radyo teknisyeni olarak bir ie girmiti. Teresa Camaro, 1925 Lizbon doumluydu. Portekiz polisinin verdii bilgiye gre, tannm ve de ok saygdeer bir ailenin kzyd. Orta snfn st dzeyinden. Buraya, daha ok savan

etkisinden uzak kalmak iin, renim amacyla gelmiti. Ama renim balad yerde kald. nk bu Henrique Camaro ile tanp evlendi. ocuksuzdular. Rahat bir geim olanana sahiptiler. Torsgatan'da yayorlard. "Kadn kim tantlad?" "Polis. Yani ahlak zabtas. Orda fii varm ve hele son iki yldr ekipe tanmayan kalmam, ylesine iyi bir mteriymi. 15 Mays 1949'da - durum gerei, tam tarihleri saptamak mmkn oldu aslnda - yaam biimini kknden tmyle deitirmiti. Evden kat burda yle yazyor... ve de o gnden sonra yeralt dnyasnn bir gezegeni oldu. Ksacas, Teresa Camaro orospuluu seti. Kendisi tam bir nimfomanyakt ve de bu iki yl iinde yzlerce erkekle yatp kalkt." "Evet, anmsyorum," dedi Kollberg. "imdi iin en gzel yan geliyor. Polis, gn iinde konuyla ilgili tank bulma baarsn gsterdi. Her de bir gece ncesi on bir buukta, cesedin bulunduu yere uzanan Kungsholmsgatan yolunun az be 264 risinde park etmi bir otomobil grmt. Her de erkekti. kisi arabayla, biri de yaya olarak gemi oradan. Araba sren ikisi, park etmi otonun banda duran bir de adam grmler. Yerde, ayaklar dibinde, gri battaniyeye benzer bir eye sarl, ceset boyu bir cisim de varm. nc tank birka dakika sonra yaya olarak oradan gemi ve de yalnzca arabay grm. Adamn tanm belirsiz ve elikili. Hava yamurluydu ve de sz konusu kii glgede durmaktayd. Kesinkes syleyecek bir ey varsa, erkekti ve de olduka uzun boyluydu.

Uzun boy kavram konusunda sktrldkla-r zaman, tanklar 1,73 ile 1,83 aras deien lmler verdiler ki, lkenin erkek saymnn yzde doksann kapsar. Ancak..." "Evet? Ancak ne?" "Ancak i tata gelince, her tank da szbirlii ettiler. Her de arabann Fransz yapm bir CV-4 modeli Renault olduunu syledi. Hani 1947 ylnda piyasaya karlp da, sonra her yl pe pee belirli bir deiiklie uramakszn pazarlanan araba." "Tamam! Renault CV-4." dedi Kollberg. "Porche izdi onun modelini, Franszlar kendisini sava sulusu olarak ellerinde tutarlarken. Adam fabrikann kapc kulbesine tkmlard. Orda oturup izdi. Sonra da aklanp salnd, yanlmyorsam. Ho-ho! Franszlar o arabadan milyonlar vurdular." "Birbirinden tmyle deiik konularda alacak kadar bilgi sahibisin," dedi Martin Beck kupkuru bir sesle. "imdi de unun cevabn ver bakalm: Teresa dosyasyla Stenstrm'n drt hafta nce bir otobste bir kitle krann kurunlarna hedef olarak lmesi ger265 ei arasnda ne ba var?" "Dur bakalm," diye karlk verdi Kollberg, "Sonra ne oldu?" "Stockholm polisi, bu lkede o gne dek bilinegelen en geni kapsaml cinayet soruturmasn yrtt. Denebilir ki, dev boyutlara ulat. te, kendin de burada gryorsun. Teresa Camaro'yu uzak veya yakn tanyan yzlerce kii sorguya ekildi. Ne var ki, kadn son olarak sa grm kii asla saptanamad. Tm izler l bulunduunun bir hafta ncesine gelip dayanyordu.

Oradan ileri tek adm atlamad. Tastamam bir harita, dn. Geceyi Nybrogatan'daki bir otel odasnda bir herifle geirmi ve ertesi gn saat yarmda Mas-ter Samuelsgatan'da bir arapnn nnde adamdan ayrlm. Nokta. Daha sonra, ne kadar Renault CV-4 varsa, tek tek izlenip bulundu, ilkin Stockholm'dekiler. nk tanklar arabann A harfli bir plaka tadn sylemiler. te daha sonra da tm lkede bulunan bu model ve yapda arabalar denetimden gemi. Plakas sahtedir dncesiyle, hi kuskusuz. Yaklak bir yl srd. Ve de sonunda kantland ki, kesinkes stelik, bu arabalarn hibiri 9 Haziran 1951 gecesi saat on bir otuzda Standshagen'de duruyor olamazd." "Hmmn. Peki, bunun zerine..." "Bir bardak souk su. nk bunun zerine tm soruturma iki seksen yatar. Tamamdr artk. Dosya balanr. Sarp sarmalanr, rafa kaldrlr. Tek aksayan yan Teresa Camaro'nun ldrlmesi ve de katilinin bilinmez olmasdr. Teresa dosyas son kez 1952'de, Danimarka, Norve ve de Fin polisi bu paralanas arabann kendi lkelerinin hibirinden gelmediini bildirdik 266 leri zaman, ksa bir sre iinde gn na kavuur. Ayn zamanda sve gmr de otonun herhangi bir d lkeden gelmediini dorulamtr. Sen de herhalde bilirsin ki, o sralar bylesine araba bolluu yoktu ve de motorlu bir arac snrdan armak uzun boylu ilemler gerektirirdi," "Evet, bilirim. Peki, bu tanklar..." "Arabal olan kisi i arkadaydlar. Garajn birinde bir tanesi ustaba ve br de makinistti. nc tank da

otomobiller konusunda olduka bilgili bir kiiydi. Meslei de... tahmin et." "Renault Fabrikalar'nm Genel Mdr m?" "Bilemedin. Polis. Trafik ubesinde grevli bir Komiser Yardmcs. Carlber idi ad... ld imdi zavall. Fakat bu nokta bile gzden uzak tutulmamt. Tank psikolojisi o zaman bile zerinde durulmaya balanan bir konu olmutu. Yani bu tr denemelerin nemini daha o gnlerden anlamz. Bu tank bir dizi test uygulamasndan geirilmi. Slaytlarla yanstlan deiik tipte araba siluetlerini birbirlerinden ayr olarak tek tek tanmalar istenmi. Her de tm geerli modelleri tanm. Hele ustaba, Hispano-Suiza ve de Pega-so gibi, en egzotik yapmlar bile bilmekten geri kalmam. Var olmayan bir araba modeli izdikleri zaman bile adam kandramamlar. Bak, yle demi: 'n Fiat 500 ve arkas da Dyna Panhard'dan esinlenme." "Sen imdi bunlar bo ver de, soruturmay yrtmekle sorumlu kiilerin dncesi neymi bu konuda? zel olarak, hi kukusuz." " konumalar u ekilde zetleyebiliriz: Katilin, bu birikmi evrakn iinde bulunmas gerek. Teresa Ca267 maro ile yatp kalkm saysz kiilerden biri mutlaka. Seks manyaklarna zg bir bunalm srasnda da kadn bomu olmal. Soruturmann yatma nedeni, aramzdan birinin Renault arabalarnn denetimi srasnda atlam olmasdr. Hadi, bir kez daha denetleyelim. Hadi bir daha. Sonra da, doru olarak, aradan geen bunca zaman iinde izlerin kllendii ve de kokunun bayatlad fikrini benimsediler. Yine de, u ya da bu

ekilde, bir noktada aranan arabay gzden karp atladklarn dnyorlard ve de artk bu yanlgy dzeltmek iin zaman ok geti. Hi kukum yok ki, o sra bu iin iinde olan Ek diyelim, ayn dnceyi koruyor olmal bugne dek. Ben de tmyle bu gre katlyorum. nk bundan te bir aklamas olamaz." Kollberg bir sre suspus oturdu. Sonra yle dedi: "u szn ettiin gn Teresa'nn bana ne geldi? Hani 1949 Maysnda?" Martin Beck ktlar gzden geirerek yle konutu: "Bir darbe. Yani geirdii bir tr ok, ruhsal bakalama yol ayor. Bir lde ender rastlanr ruhsal ve fiziksel bir durum. Ne var ki, olmadk deil. Teresa Ca-maro, st dzeyde bir orta snf aile terbiyesiyle byyp yetimiti. Kendi gibi, ailesi de Katolik'ti. Yirmi yanda bakire olarak evlendi. Kocasyla drt yl sve trelerine uygun bir biimde yaad. Her ikisi de yabanc olduu halde, rahat bir st dzey orta snf yaam srdren evrelerince benimsenmilerdi. Derli toplu, duygulu ve de aklc ller iinde yer alan bir kadnd. Kocas mutlu bir evlilik yaptna inanmaktayd. Bak, bir doktor onun hakknda burada ne demi: Sz 268 konusu kadn, banaz Katolik st snfyla banaz sve burjuva evrelerinin bileiminden oluma hamhalat bir rnd. Her iki yann inan d yasaklamalarn devrald bilinegeliyorsa da, bu karmn sonucu konusunda bir ey sylenemez. 15 Mays 1949 gn kocas bir i iin kuzeye gitmiti. Bir kadn arkadayla birlikte konferansa gitti. Orda arkadann teden beri tand bir adama rastladlar. Sonra adamn eliinde

Torsgatan'daki CamaroTarn apartmanna dndler. Arkada olan kadnn kocas da uzakta bulunduu iin, geceyi orda geirecekti. ay itiler ve de birer bardak arap banda konferans konusunda konumaya soyuldular. Bu adam, sevitii kzla bozutuu iin - ki, ksa sre sonra evlenegeldiler - olduka periand. oa kalmadan da kendini datt. Teresa'y ok ekici bulur oldu, ki gerekten de yleydi, balad kadna sevdal szler etmeye. Teresa'nn ahlaka ok salam kiilikte biri olduunu bilen kadn arkada, ikisini ba baa brakarak yatmaya gitti. Bir kulak duyumlu-u uzaklkta bulunan holdeki kanepede uyumaktayd. Adam defalarca Teresa'ya birlikte yatmalarn nerdiyse de, kadn hayr! demekte direndi. En sonunda adam onu kucaklad gibi yatak odasna gtrd, soydu ve de seviti. Bilindii kadaryla, Teresa Camaro daha nce hi kimsenin, kadn arkadalarnn bile nnde rplak soyunmamt. Teresa Camaro, o zamana dek orgazm nedir bilmiyordu. O gece yirmiye yakn kendinden geti. Ertesi gn zampara, 'hadi eyvallah,' deyip, ban ald gibi gitti. Kadn, geen bir hafta sresince gnde belki on kez adamn adn haykrp durdu. Oysa adam o geceden sonra kadn bir daha hi 269 grmedi. Sevitii kzla barp evlendi. Mutlu bir aile kurdular. Bu dosyann iinde onunla deiik zamanlarda yaplagelmi on iki ayr sorgulama tutana var. Herifi gerekten iyice terletmiler. Ama aklanma zr vard ve de arabas yoktu. Dahas, mutlu bir evlilik yapm ve bir kez olsun karsn aldatmam, drst, efendi bir adamd."

"Ama Teresa kzm bir dii kpek gibi ortalkta drt dnermi ona ne, deil mi?" "Evet. Bir bakma yle. Kadn evden kaar. Koca bir daha yzn grmek istemez ve de tm dostlarla tandklar Teresa'ya srt evirirler. O, bundan byle toplumd bir yaratktr. ki yl boyunca, ok ksa srelerle yirmiyi akn erkee tutuldu, birlikte yaadlar ve bu saynn on kat kiiyle de cinsel ilikide bulundu. Tam anlamyla bir nimfomanyakt, erkek grnce dayanamyordu. lk zamanlar karlnda para almazd. Ancak daha sonralar para kabullenir oldu, hem de aslarak. Hi kukusuz, kendisine uzun sre dayanma gc gsterecek bir erkek tanyamad gitti. Hi kadn arkada yoktu. Anlayacan, toplum basamaklarndan aa paldr kldr yuvarland. Alt aya kalmakszn, yeralt dnyasnn kiileri dnda kalanlarla balar koptu. Yan sra ikiye de balad. Ahlak zabtas durumu biliyor, ama onunla ba edemiyordu. Kadn serserilikten ieri tkmak zereydiler ki, mr yetmediinden elleri brlerinde kald." Beck, rapor ynlarn gstererek devam etti: "Bu dosyann iinde onun penesine dm birok erkein ifade tutanaklar var. Sorgulama srasnda sylediklerine baklrsa, kendilerini bir an rahat brak 270 madii gibi, doyurulmas da olanakszm. Pek ou daha balangtan ylmlar. zellikle, evli olup da yle kk bir kaamak peinde gezenler lesiye ylgnlk belirtmi. Kadnn tanyageldikleri arasnda karanlk tipler, yar gangsterler, hrszlar, sabkallar, karaborsaclar ve de benzerleri byk toplam tutuyor. Yani o

zamanki yeralt dnyasnn kalburst kiileri. Bizim eski mteriler, ite. Bilirsin." "Kadnn kocas ne olmu?" "Ne olacak? Doaldr ki, kendini rezil oldu saym. Adn sann deiip sve uyruuna gemi. Stocksund'-lu iyi bir ailenin kzyla tanarak yeniden evlenmi. Ondan iki ocuu olmu ve de Liding'de satn ald kendi evinde mutlu kutlu bir yaam srdregelmi. Aklanma zr de Kaptan Kassel'in sal kadar salamd." "Kimin nesi kadar?" "Aklnn ermedii tek konu denizcilik," dedi Martin Beck. "Eer u dosyay iyice gzden geirecek olursan, Stenstrm'n nerden gck kaptn anlayabilirsin." Kollberg dosyann iine bir gz att: "Tanrm! Ben byle kll kaltak hi grmedim. Bu resimleri kim ekmi?" "Sapasalam bir aklanma zr olan ve de Renault marka arabann yanndan bile gememi, fotoraf merakls bir adam. Ancak Stenstrm'n tersine, ektii resimleri tatl bir kazan karl satmaktayd. Bildiin gibi, o zamanlar pornografi teknii gnmzde olduu kadar ileri ve yaygn deildi." Bir sre sessizce oturdular. Sonunda yine Kollberg konutu; "Stenstrm ve dier sekiz kiinin on alt yl sonra 271 bir otobste vurularak ldrlmesiyle bunun ne ilintisi olabilir?"

"Hi," dedi Martin Beck. "Yine dndk dolatk, akl hastas ve de sansasyon merakls katili braktmz noktaya geldik." "Neden bir ey sylemedi..." diye balayan Koll-berg, sz havada brakt. "Besbelli." dedi Martin Beck. "Her ey imdi akland. Stenstrm zmlenmemi olay dosyalarn inceledi, ok hrsl ve de her eye ramen yine de meslekte yeterince pimemi olduu iin bulduklarnn en umarszn seti. Eer Teresa cinayetini zebilseydi, hayranlk yaratan bir dedektiflik zaferi kazanm olacakt. Kimimizin kendisine gleceini bildii iin de hibirimize konuyu tlatmad. Eskiden kalma dosyalarla uramak istemediini Hammar'a sylediindeyse, bu ii oktan kafaya koymutu. Teresa Camaro morgda yatt sra Stenstrm on iki yandayd ve de ola ki gazete bile okumuyordu. Etkilenmekslzin ve tarafszca ii ele alabilecei dncesine kapld. Soruturma dosyasn batan sona bir gzel tarad." "Tarad da ne buldu?" "Hi. nk bulacak hibir ey yok. Bota kalm tek ipucu gremezsin." "Sen ne biliyorsun?" Martin Beck ciddi bir tavrla Kollberg'e bakarak dedi ki: "Bilirim nk tastamam ayn eyi on bir yl nce ben yaptm. Ben de hibir ey bulamadm. Gel gr ki, seksopsikolojik denemelerimi yrtmek iin kullanacak bir Asa Torell'im yoktu. Kadnla ilgili bu konudan 272 bana sz aar amaz, bizimkinin hangi iin peinde olduunu anlamtm. Yalnz, Teresa Camaro konusunu ben denli bilmediini unuttum. Aslna bakarsan, ek-

mecede o resimleri bulduumuz zaman bunu anlamam gerekirdi." "Demek bir tr ruhbilimsel yntem uygulamas deniyordu, yle mi?" "Evet. Yapacak baka ey yoktu. Kimi ynleriyle Teresa'ya benzer birini bulup tepkilerini lmek. Dorusu hi de yabana atlr bir yntem deil. Hele evde elinin altnda byle biri zaten varsa. Bu tr soruturmada tek gedik bulunmaz. An bul, alnma yaz. Yoksa..." "Yoksa ne?" "Yoksa iimiz fala kalr diyecektim. Kald ki, aramzdan bir akgz buna bavurmu bile. Dosyada bir yerde gaipten haber alm." "Ama yine de bu akgz kiinin otobste ne aradn aklamyor bize." "Hayr. Hibir ey aklad yok." "Buna ramen, bir-iki eyi inceden inceye gzden geireceim," dedi Kollberg. "Evet, iyi olur," diye karlk verdi Martin Beck. Kollberg, imdi kendine Hendrik Caam adn yaktrm olan Henrique Camaro'yu arayp buldu. i gbekli, orta yal bir adamd. ini ekti ve de mutsuz baklarn st tabak-a mal sarn karsndan, kadife ceket giymi on yandaki Beatles sal oluna kaydrarak yle dedi: "Ben hi rahat yz grmeyecek miyim? Daha geGlen Polis / F18 273 en yaz bir gen dedektif buraya gelip bana..."

Kollberg yan sra Caam'n 13 Kasm gecesi iin olan aklanma zrn de soruturdu. Sapasalamd. Daha sonra, on sekiz yl ncesi Teresa'nn resimlerini ekmi olan adamn izini srd ve de merkez cezaevinin ar cezallar blmnn bir hcresinde yatan disiz, yal bir alkolik buldu. Soygun suundan hkm giymi adam, azn bzerek dedi ki: "Teresa ha? Ah, hi kar m aklmdan? Bira ielerinin az gibi meme ular vard, anam avradm olsun. Amma kyak dalga ha! Birka ay ncesi bir aynasz daha gelmiti fakirin ziyaretine de, ben..." Kollberg dosyann her szcn tek tek okudu. Bu i tam bir haftasn ald. 18 Aralk 1967 Sal gecesi son sayfay okudu. Bitiminde karsna bakt. Bir sredir uykuya dalp gitmiti. Dank siyah sal ba yasta gmlmt. Sa dizi karnna ekili, yzst yatmaktayd. Yorgan yar belinden aa kaymt. Oturma odasndaki divann gcrtsn duydu. Anlalan, Asa Treli kalkmt. Kzn parmak ularna basa basa mutfaa geip bir bardak su imesini kulaklaryla izledi. Henz uykusu dzelmemiti. Bu dosyada hibir eksik yok, diye dnd Kollberg. Ne bir boluk ne de bota kalm bir ipucu. rmcek a gibi ilenmi. Ama yarn yine de, sorguya ekilip ifadeleri alnm veya Teresa Camaro ile uzak yakn iliki kurmu tm kiilerin bir listesini karacam. Kimlerin gp kimlerin kaldn ve de kalanlarn imdilerde neler yaptn ondan sonra anlayacaz. 274 254

Norra Stationsgatan otobsnde altm yedi el kurun sklmas olaynn stnden tam bir ay gemiti ve de dokuz cana kyan katil henz yakalanamamt. Gvenlik gleri, basn ve de kamuoyu bu konuda sabrszlk gsteren tek kurulular deildi. Polisin bu kanl katili bir an nce bulup yakalamasn can ve gnlden dileyen bir zmre daha vard. Bu zmrenin kapsam genellikle yeralt dnyas olarak bilinirdi. Yasad almalar kendilerine i edinmi ou kiiler, u son ay iinde elleri kollar bal oturmak zorunluluunda kalmlard. Polis alesta ayakta olduu srece, tam siper sinip yatmak gerekirdi. Tm Stockholm'de kitle krann bir an nce ele gemesi iin duac olmayan tek hrsz, ke, prnik satcs, zorba, kaak ve de pezevenk yoktu. Uursuz katil yakalanmalyd ki, polis yine eskisi gibi zamann Vietnam gstericileriyle trafik suu ileyenlere ayrsn ve bylece kendileri de yeniden iba yapp yollarn bulsunlar. 275 Bunun bir sonucu olarak, ilk kez polisle ibirlii ettiler ve de ounluk bu avda yardm seve seve kendine grev bildi. ite bu istektir ki, Rnn'n iini olduka kolaylad ve de bulmacann Nils Erik Gransson'a ilikin parasnn zmne bir lde olanak salad. Kendisine gsterilen olaand iyi niyetin ardnda yatan nedenlerin farknda olmakla birlikte, gen dedektif yine de bu yakn ilgiyi kranla karlad. Son birka gecesini Gransson'u tanyan kiilerle balant kurarak geirmiti. Onlar ykmlk yaplarda, ikili lokantalarda, meyhanelerde, balozlarda, nc

snf barlarda, bilardo salonlarnda ve de bekr odalarnda bulmutu. Tm deilse de, ou bilgi vermekten kanmad. 13 Aralk gecesi, Sder Malarstrand'da demirli bir mavnada bir kza rastlad. Kz ertesi gece iin sz vererek onu Sne Bjrk'le, Gransson'u bir veya iki haftalna evinde barndrm olan adamla tantracan syledi. Ertesi gn Perembeydi ve de son gnler iinde ancak birka saatliine yatak yz gren Rnn, yar gnn uyumakla geirdi. Saat birde kalkp karsnn bavul hazrlamasna yardmc oldu. Eini Noel tatilini geirmek iin Arieplog'daki ailesinin yanna gitmeye raz etmiti. Kendisine gelince, bu yl Noel'i kutlamak iin zaman bulacan hi sanmyordu. Karsn trenle uurladktan sonra, yeniden eve dnd. Elinde ktla kalem, mutfak masasnn bana geip oturdu. Nordin'in raporunu ve de kendi not defterini nne at, gzln takarak yazmaya koyul276 du. 277 Nils Erik Gransson. 10.4.1929 tarihinde Stockholm'n Fin mahallesinde, Fin kilisesine kaytl olarak dodu. Baba: Algot Erik Gransson, elektriki. Ana: Benita Rantanen. 1935'de ana-baba boand. Anne Helsinki'ye gt ve de ocuun bakm babaya brakld.

G. 1945 ylna dek Sundyberg'de babasnn yannda kald. Yedi yl okula gitti. Daha sonra iki yl sanat okuluna devam ederek duvar boyacl rendi. 1947'de Gothenburg'a tand ve orda boyac ra olarak alt. 12.1.1948'de Gudrun Maria Svens-son'la Gothenburg'da evlendi. 5.3.1949'da boand. 1949 Haziran'ndan 1950 Mart'na dek Svea Gemicilik irketi'nin gemilerinde gverte miosu olarak alt. Baltk kylarnda ticari seferler. 1950 yaznda Stockholm'e yerleti. 1950 Kasm'na dek Amandus Gustavsson boyaclk firmasnda alt. O tarihte, ibanda sarholuk nedeniyle iten karld. O gnden balayarak aa yolu tutmua benzer. Bundan byle kksz ve devamsz ilerde alt: gece bekisi, komi, kapc, depo bekisi vb... Fakat herhalde geimini daha ok hrszlk ve gze batmayan dier birtakm kk sular ileyerek salyordu. Hibir su yznden gzaltna alnmad ve de sabkas yok. Ancak birka kez sarholuktan ve huzur bozucu davranlarda bulunmaktan cezalandrld. Bir sre iin annesinin kzlk ad olan Rantanen'i kulland. 1958'de baba ld. 1958 ile 1964 aras tarihte Sundbyberg'de babasnn oturmu olduu katta yaad. aylk kira borcunu demedii iin 1964'te evden karld. yle grlyor ki, uyuturucu madde kullanmna 1964 yl ierisinde balam. Bu yldan lmne dek belirli bir konutu olmad. Ocak 1965'te, Skeppar Karlsgrand 3 adresinde oturan Gr Lfgren'in yanna tand ve de 1966 ilkbaharna kadar bu kadnla birlikte yaad. Bu sre iinde ne kendinin ne de Lfgren adl kadnn devaml bir ii yoktu. Lfgren, ahlak zabtasnda sicili

olan bir kadnd. Ne var ki, ya ve grn gz nnde tutulacak olursa, bu sre iinde fahielikten ok para kazand sylenemez. Lfgren de uyuturucu madde tutkunuydu. Gurli Lfgren, 1966 ylnn Noel gn krk yedi yanda kanserden ld. 1967 Mart' balarnda, sz konusu kii Magdalena Rosen'i (Sar Malin) tand ve de 29.8.1967 tarihine dek Arbe-targatan 3 adresinde bu kadnla birlikte yaad. Bu yl Eyll bandan Ekim ortasna dek Sne Bjrk'n yannda bir ksa sre iin barnd. Ekim-Kasm aras iki kez St. Gran Hastanesi'nde zhrevi hastalk (belsoukluu) tedavisi grd. Anne yeniden evlendi. Hl Helsinki'de yaamakta ve de olunun lm haberi bir mektupla kendisine iletildi. Roseen der ki, Gransson hibir zaman parasz kalmazd ve de bu parann nerden geldiini bilmiyor. Kadnn bildii kadaryla, sz konusu kii prnik satcs deildi ve de bakaca hibir ii gc yoktu. Rnn yazdklarn bir kez de okudu. El yazs ylesine minnackt ki, hepsi normal bir kt sayfasndan daha az yere st. Yazl kd evrak antasna ve 278 de not defterinin cebine yerletirip, Sne Bjrk'le bulumak zere evden kt. Mavnadaki kz onu Mariatorget'de, gazete satan kondunun nnde bekliyordu. "Ben senle gelemeyeceim," dedi kz. "Lakin Sne ile konutum ve geleceini biliyor. Umarm aptalca bir ey yapm olmayaym." Tavastgatan'daki bir yerin adresini vererek, Slus-sen dorultusunda yoku aa gzden uzaklat.

Sne Bjrk, Rnn'n umduundan gen kt. Yirmi beten yukar olamazd. Sar bir sakal vard ve de olduka sevimli grnyordu. Ke olduunu belirtir hibir tuhaflk gze arpmyordu stnde. Rnn meraka kaplmaktan kendini alamad: ok daha yal ve kaarlanm GranssonTa ortak ne yanlar olabilirdi acaba? Apartman kat tek odayla mutfaktan olumaktayd ve de fakirce denmiti. Pencereler bakmsz bir avluya bakmaktayd. Rnn, var olan tek koltua, Bjrk de yatan stne oturdu. "Duyduuma gre, Nisse hakknda baz eyler renmek istermisin," dedi Bjrk. "lkin unu ak etmeliyim ki, ben de onun hakknda ok ey bilmiyorum. Ama belki u eyasnn bir gereine bakarsn diye dndm." Yere eildi ve de yatan altndan ekip kard bir naylon torbay Rnn'e uzatt: "Buradan toz olduunda brakmt bunu. Geri yannda birtakm eyler gtrd, daha ok giyimlik eya. Metelik etmez eyler." Rnn torbay alp koltuun yan bana brakt: "Gransson'u ne zamandr tandn syleyebilir 279 misin bana? Nerde ve nasl tantnz? Burada, senin yannda kalmasna hangi nedenle izin verdin?" BJrk yatan stne yerleip bada kurdu: "Bunca meraklysan anlatrm. Bir sigara tellendir-sem olur mu?" Rnn bir paket Prince karp ev sahibine tuttu. Bjrk oradan bir tane ald ve filtresini kopardktan sonra sigaray yakt.

"Bak, yle oldu. Ben Zum Franziskaner'de bir ie bira bouyordum ve bu Nisse de yan masada oturuyordu. Onu daha nce hi grmemitim, ama konumaya koyulduk ve bana bir bardak arap smarlad. yi bir herife benziyordu ve kepenkler inince, o da drt duvarsz olduunu syleyince, kendisini alp buraya getirdim. O gece kafalar iyice bulduk. Ertesi gn bana yine iki smarlad ve Sdergard'da karnm doyurdu. Eyll'n nde ya da drdnde oldu bunlar, imdi tam tamna karamyorum." Rnn sordu: "Ke olduunun farkna vardn m?" Bjrk bam sarsaladi: "Yo, hemen deil yani. Ama iki gn sonra bir sabah kendine bir ine vurdu uyanr uyanmaz ve de o zaman ipak anladm, elbette. Bir ine de benim isteyip istemediimi sordu, ama benim o tarakta bezim yoktur. akp da anlamazdan geldim yani." Bjrk gmleinin kollarn dirseklerinin yukarlarna dek svamt. Rnn kol eklemlerini alkn gzlerle abucak tarad ve de sonu olarak gencin doru konutuuna inand. "Buraya kendin zor syorsun," dedi polis. "Niye 280 uzunca bir sre burada kalmasna gz yumdun? Yoksa yatma paras m dyordu?" "Ne bileyim, kyak bir herife benziyordu. Eh, kafaya da uyuyordu. yle kira mira dedii yoktu. Ama cebi hep ta tutard, arpas boldu yani. Eve hababam yiyecek, iecek, unu bunu tard ite." "Paray nerden buluyordu?"

Bjrk omuz silkti: "Bilemem. Hem stelik beni rgalamazd ki! sterse cehennemin dibinden bulsun. Ama ii gc yoktu, bunu biliyorum." Rnn'n gzleri Bjrk'n yal kara sinmi ellerine takld: "Ne i yaparsn?" "Araba onarm," dedi Bjrk. "Az sonra bir gacoyla szm var. Onun iin sen hafif hafif yaylanarak ense tran gstermeye balasan iyi olur. Daha bilmek istediin bir ey kald m?" "Nelerden sz ederdi? Kendisinden hi sz at m sana?" Bjrk iaret parman abuk abuk burnu altnda gezdirerek dedi ki: "Deniz domuz dediydi, ama ok ncesi yllarda kalm birtakm dmenlerdi bunlar galiba. Evet, gaco milletini azndan drmezdi. Hele birlikte yaadklar bir tanesi varm, daha yenilerde nallar dikmi, dner dolar ona getirirdi laf. Ana gibiydi bana, derdi, ama bir gmlek stn." Sessizlik. "Ana dediin sobasz eve benzer. Yani kendi ananla yatan stamazsn, deil mi ya?" dedi Bjrk filo281 zofa, "ite bu kadar. Bundan te kendinden sz etmeyi pek sevmezdi." "Buradan ne zaman ayrld?" "Sekiz Ekim'de. Unutmadm, nk bir Pazar'd ve de onun isim gnyd. Plprtsn toplad, bir bu molozlar brakt. Zaten ykte hafif, seferi bir herifti. Ne

dknts varsa, bir klstr el antasna sd. Ban sokacak bir baka dam alt bulduunu syledi. Ama szm ona birka gne kadar gelip de bir selam sarktacakt." Sustu ve sigarasn yerde durmakta olan bir kahve fincannn iine bastrp sndrd: "Bu son oldu. Bir daha onu hi grmedim. imdi de Sivan onun ldn syledi. Otobstekilerden biri olduu gerek mi?" Rnn ban sallad: "Buradan nereye gittiini biliyor musun?" "Mamak! Beni gelip hi aramad. Ben de nerdedir bilmiyordum ki! Burada benim birka kafadarla tant. Gelgelelim, ben onun tayfalar hi tanmadm. Diyeceim u ki, onun hakknda ok az ey biliyorum. Topu topu bir frtlk." Bjrk zlp oturduu yerden kalkt. Duvarda asl bir aynann nne giderek salarn tarad: "Herifi kardnz m? Otobs trpancsn?" "Hayr," dedi Rnn. "Henz deil." Bjrk gmleini kard: "imdi faa deimeliyim. Gacoyu bekletmeye gelmez." Rnn kalkt, naylon torbay alp kapya yneldi: "Demek sekiz Ekim'den sonra ne yapt etti bilmi 282 yorsun, yle mi?" "Bilmiyoruz demedik mi? Sz azdan bir kez kar." ekmeli dolaptan bir temiz gmlek alp stndeki amar etiketini kopard: "Bildiim tek ey var." "Ne?"

"Buradan voltay almazdan bir-iki hafta ncesi ate stnde oturur gibiydi. Sinirinden hop oturuyor, hop kalkyordu. Kafaya bir ey komutu galiba." "Ama ne olduunu bilmiyorsun ha?" "Hayr, bilmiyorum." Rnn kimsiz kimsesiz evine gelir gelmez doruca mutfaa geti ve de naylon torbann ierdiklerini masann stne boaltt. Sonra bu nesneleri parmaklar arasnda tutarak, tek tek yeniden torbann iine salmadan nce zene bezene inceledi. Lekeli, partal bir kasket, zamannda beyaz olan bir don, krmz ve yeil izgili bumburuuk bir boyun ba, pirin tokal bir plastik bel kemeri, emzii inenmi bir pipo, yn izgili bir domuz derisi eldiven, bir ift sar krep naylon orap, iki smkl mendil ve de ak mavi renkte bumburuuk bir poplin gmlek. Parmak ularyla tuttuu gmlei Rnn tam torbann iine tkyordu ki, gs cebinden ucu km olan kt parasnn farkna vard. Gmlei brakp, kd ald ve at. Pilen Lokantas'na ilikin 78:25 kuron tutarnda bir hesap pusulasyd. 7 Ekim tarihini tayordu. Veznenin damgasn tayan pusula toplamna baklrsa, bir hane yemee, alt hane ikiye ve hane de sodaya ayrlmt, 283 Rnn pusulann ardn evirdi. Biri arka sayfa kenarna tkenmezle unlar yazmt: 8.10 bf 3,000 Morf 500 Bor 100 ga Bor 50

650 1,300 1,700 Rnn, Gransson'un el yazsn tanmakta gecikmedi. nk dier birka rneini Sar Malin'in evinde grmt. Bu ksa notlardan u anlam kard: Gransson, 8 Ekim'de -Sne Bjrk'n evinden ayrld ayn gn- bir yerden bin kuron, para alacakt. Belki de adnn ba harfleri B.F. olan birinden. Bu parann be yz kuronuyla morfin alacakt. Yz elli bor deyecekti ve de uyuturucu yahut bir baka ey iin Dr. P adl birine alt yz elli verecekti. Kendine de bu paradan bin yedi yz kalacakt. Bir ay akn sre sonra otobste l olarak bulunduunda, cebinden bin sekiz yz kuronun stnde para kmt. Demek ki, 8 Ekim' den sonra daha da para alm olmas gerekirdi. Rnn merak etti: Acaba bu para da ayn kaynaktan, bf veya B.F. den mi gelmiti? Bunun ille de kii olmas gerekmezdi. Baka bir eyin ksaltmas da olabilirdi. Banka faizi? Gransson hi de bankada hesap atracak bir tip izlenimi uyandrmamt. Buna gre, en yakn olaslk bf'i kii olarak ele almakt. Rnn not def284 terinin sayfalarn kartrd. Gel gr ki, imdiye dek konutuklar ve GranssonTa ilgili olarak duyduklar arasnda B.F. baharflerini tayan bir kimse bulunmuyordu. Rnn torbay alp hole kt. Hesap pusulasn evrak antasna kodu. Torbayla evrak antasn holdeki masann stne yerletirdi. Sonra yatana girdi.

mb DrP Top

Acaba Gransson paray nerden almt? Uzand yerde bunu dnd durdu. 285 265 21 Aralk Perembe gn, polis olmak hi de ho bir ey deildi. Bir gece ncesi, kentin anacaddelerin-de sregiden Noel furyas arasnda, sivil ve niformal bir polis ordusu i Sendikalar Merkezi'ndeki bir Vietnam Savan knama toplantsndan kan ok sayda ii ve aydnla kapp kyasya atmt. Olayn iyz konusunda ne srlen grler birbirinden deiikti ve de yle kalacaa benzerdi. Ne var ki, bu karanlk suratl dondurucu gnde glen polis says parmakla gsterilecek denli azd. Olaydan kazan pay karan tek kii Mansson olmutu. Hibir eyden kukulanmakszn bo olduunu syleyince, dirlik ve dzenlii korumak zere abucak sava alanna gnderilmiti. lkin, kanl vurkrn bulunduu yana sramamas dileiyle, Sveavagen'deki Adolf Fredrik Kilisesi'nin karanlk duvarlar dibine sinip gizlenmiti. Ne var ki, polis her yandan dzensiz bir ekilde bastrmaktayd ve de kendilerine bir k 286 yolu arayan gstericiler, Sveavagen ynn de zorlar olmulard. Mansson hemen kuzey dorultusunda svp, en sonunda kapa bir lokantaya atmt. Orda hem snd hem de kk bir soruturmada bulundu. karken de, masalardan birinin stndeki krdanlktan bir krdan ald. Kda sarl di p nane kokuluydu.

yle sanlr ki, bu kapkaranlk gnde onun dnda tek mutlu polis elfeneriyle aransa bulunamazd. Lokantann levazmcs ile oktan konumu ve de krdan satan toptancnn adresini almt. Einar Rnn mutlu deildi. Ringvagen'de rzgr altnda durmu, yerde al bir delie ve de stne atl bir branda bezine gzlerini dikmiti. Bunlarn evresine karayollarnn alak sehpalar yerletirilmiti. Deliin iinde kimsecikler yoktu. Ama elli metre tede park etmi duran servis kamyonu delikten farklyd. Rnn, ierde oturmu, termoslu mataralarn avular arasnda yuvarlayan drt adam tand. "Merhaba ocuklar," diye selamlad onlar. "Merhaba. Kapy kapa. Bak, eer dn gece Barnhusgatan'da olumun ban sen coplayp iirdinse, sana szm yok." "Hayr," dedi Rnn. "O kimse ben olamam. Ben evde TV seyrediyordum. Eim kuzeye gitti, yalnzdm." "Hadi otur yleyse. Kahve ier miydin?" "Sa olasn. Bu soukta hayr denmez, scak kahveye." Bir sre sonra adamlardan biri sordu: "renmek istediin bir ey var m?" "Evet... Schwerin adnda birisi...Amerika'da do287 mu. Konumas fark edilir miydi?" "Fark edilir miymi! Lafa bak! Tpk Anita Ekberg gibi konuurdu. Kafay bulunca da yalnz ingilizce konuurdu." "Yani sarho olunca m?" "Evet. Bir de fkelenince. Ya da kendini unutunca."

Rnn 54 numaral otobsle Kungsholmen'e dnd. Kaportas gri lake ve st kenarlar krem rengi olan ift katl bir Leyland Atlantean modeli krmz otobst. Ek'in ift katllarn yalnzca oturur yolcu aldna ilikin tm iddialarna karn, otobs bir elle tutamalara aslm ve bryle de paketlere yahut naylon torbalara yapm kiilerle istifleme doluydu. Yol boyunca uzun uzun dnd. Sonra bir sre masasnn banda oturdu. Yan odaya geti ve ngilizce olarak: "Never seen him," deyip yine dar kt. "Tamam," diye homurdand Gunvald Larsson. "te en sonunda bu da ldrd." "Dur bir dakika," dedi Martin Beck. "Sanrm, bir ey buldu." Yerinden kalkp Rnn'n peinden koturdu. Oda botu. apkayla palto da giymiti. Yarm saat sonra Rnn, Ringvagen'deki otobsn kapsn bir kez daha ayordu. Schwerin'in eski i arkadalar yerlerinden kmldamamlard. Onlar brakt gibi buldu. Yol stndeki delie henz hi insan eli dememiti. "Yuh be! dm patlattn," dedi ilerinden biri. "Olsson geldi sandm." "Olsson mu?" 288 "Evet. Ya da bizim zavall Alf'n syledii gibi, Ole-son.'" Rnn vard sonucu ancak ertesi sabah aklad. Yani Noel'e iki gn kala. Martin Beck teybi durdurup yle dedi: "Demek sence u ekilde olmas gerekir: Sen soruyorsun: 'Ate eden kimdi?' O da ngilizce olarak u kar-

l veriyor: 'Never seen him.' Yani/Hi grmediim biri.' Tamam m?" "Evet." "Sonra sen ikinci sorunu yneltiyorsun: 'Nasl biriydi?' Ve de Schwerin yine ngilizce olarak, 'Like Olsson' diye cevaplyor. Yani, 'Tpk Olsson,' demek istiyor. yle mi?" "Evet. Sonra da ld." "Kutlarm, Einar," dedi Martin Beck. "Harika bir i becerdin." Gunvald Larsson oradan atld: "Bu Olsson denen zttrk de kim?" "Bir tr denetmen. Deiik yerlerdeki alma ekipleri arasnda mekik dokuyarak iilerin dalga geip gemediklerini denetliyor." "Peki, o nasl bir herifmi bakalm?" "Yanda, benim odada bekliyor," dedi Rnn ezile bzle. Martin Beck'le Gunvald Larsson bitiie geip gzlerini Olsson'a sapladlar. Gunvald Larsson on saniye sonra: "H-hh!" diye mrldanarak dar kt. Glen Polis / F19 289 Olsson, korku ve aknlktan az bir kar ak, ardndan bakakald. Martin Beck otuz saniye kald ve de bu arada konutu: "Umarm, tm ayrntlar saptadn, deil mi, Ei-nar?" "Evet," dedi Rnn. "ok teekkrler, Bay Olsson." Martin Beck odadan kt. Olsson, olduundan da akna dnmt.

Martin Beck yalnzca bir bardak st, iki para peynir ve de bir fincan kahveyi kapsayan le yemeinden dndnde, masasnn stnde Rnn'n brakm olduu kd buldu. Balk ok ksayd: Olsson. Olsson krk alt yanda olup, karayollar hizmetinde alan bir denetmendir. 1,80 boyundadr ve plak olarak 85 kilo eker. Kl sars dalgal salar ve gri renkte gzleri vardr. Srk gibi bir yapya sahiptir. Belirgin izgiler tayan yz, ince ve uzundur. Olduka arpk, tmsekli bir burun, geni bir az, ince dudaklar ve de salam diler. Ayakkab numaras: 42. Olduka esmer tenli. Kendi ifadesine gre, ii nedeniyle ou zamann ak havada geirme zorunluluunda dalndan ileri geliyormu. Klk, temiz: Gri takm giysi, beyaz gmlek ve kravat, siyah ayakkab. Ak havada iba giyimi: Su geirmez, diz boyu bir yamurluk: Geni ve bol, gri renkte. Bu tip iki yamurluu var ve de k boyunca birinden birini mutlaka giyer. Bana dar siperlikli, siyah bir deri apka geirir. 290 Ayaklarna kaln kauuk kp keli, ar ve siyah ayakkablar giyer. Yine de yamur ve karda, fermuarl, siyah lastik izmelerini ayana geirir genellikle. Olsson'un 13 Kasm gecesi iin aklanma zr var. Akam saat 10'dan gece yarsna kadar olan sz konusu sre iinde, yesi bulunduu bir bri kulbnn oyun salonunda yer almaktayd. Bir turnuvaya katld. Oradaki varl turnuvann skor kart ve de dier oyuncunun ifadeleriyle kantlanp dorulanmtr.

Alfons (Alf) Schwerin hakknda Olsson'un dediine baklacak olursa, adam geimi kolay, ama tembel ve de sert ikilere dkn bir kiiymi. Gunvald Larsson sordu: "Rnn bu herifi soyup da tartm mdr dersin?" Martin Beck cevap vermedi. "ok gzel, akla yatkn sonular," dedi Gunvald Larsson. "Pes dorusu, bu kadar olur. apkas banda ve de ayakkabs ayanda bir adam. E yamurluklarn ikisini st ste deil de, birinden birini giyermi. Aferin ona! Sonra arpk olan az myd yoksa burnu muydu herifin? Bu sama sapan eyi ne yapacaksn?" "Bilmiyorum. Bir tr tann ite." "Evet, ama Olsson'un." "Assarsson'dan ne haber?" "Az nce Jacobsson'Ia konutum," dedi Gunvald Larsson. "Bizim dkknn irkin mterilerinden." "Jacobsson mu?" "Evet, o da," diye karlk verdi Gunvald Larsson. 291 "Uyuturucu madde trafiini nlemek kendi grevleriyken, bunu kendilerinin yerine bizim yapmamza bozuluyor olmal." "'Biz' deme, sen. Fahri narkotiki olup ktn." "Ne demezsin! Ama bir yerde haklsn. nk Assarsson'un bugne dek ele geirdikleri en byk toptanc mal tccar olduunu Jacobsson sala bile kabulleniyor. Bu kardeler var ya, uval dolusu para kazanm olmallar." "Ya teki karanlk tip? u yabanc?"

"Sadece osuruktan bir kurye. Kelek bir Yunanl. Ama uraya bak ki, hergelenin diplomatik pasaportu vard be! Kendi de kein teki. Assarsson tenin o olduunu sanyor. 'Bizim zamanmzda ser verilirdi de sr verilmezdi,' der durur. Durumdan hi honut deil. Nedenine gelince, kuryeyi zamannda biimine getirip temizlemediine yanyor olmal." Bir an sustu: "u otobsteki Gransson da bir keti. Acaba diyorum..." Gunvald Larsson szlerini noktalamad. Ne var ki, Martin Beck'e zerinde dnecek bir ipucu vermi oldu. Kollberg listesini dzenleyip hazrlamt. Ama kimselere gstermemeyi ye tutuyordu. Bu eski dosyann zerinde alrken Stenstrm'n neler duymu olabileceini giderek daha iyi anlamaktayd. Martin Beck'in hakl olarak belirtmi bulunduu gibi, Teresa soruturma dosyas rtlemez salamlktayd. Dahas, mevzuat dkn dangalak bir brokrat sonuna u yorumu bile dmt: "Teknik olarak bu dosya zmlenmi 292 tir. bu soruturma eksiksiz ve rnek bir polis almasn gzler nne serdii kadar, sz konusu almaya emek vererek katkda bulunmu tm arkadalar da kutlamay kendime grev bilirim." Yani u yazy dktren, bu szleriyle kusursuz bir cinayetin ilenebilirliini dorulam oluyordu. Teresa Camaro ile ba kurmu erkeklerin listesini karmak, ancak dile kolay bir almayd. On alt yl iinde, alacak eydir ki, ka kii lm, g etmi

veya adlarn deitirmiti. aresiz bir ekilde deliren bir bl, u ya da bu akl hastahanesinde sonlarn beklemedeydi. Yine dier bir bl cezaevlerindeydi yahut mzmin alkolikler yurdunda mr tketiyordu. Bir sayda kii kayboluvermiti. Ya denizde ya da bir baka trl. ou lkenin uzak kelerine dalmt. Oralarda kendilerine ve ailelerine yepyeni bir yaam kurmulard. Bu kiilerin byk bir bl sradan abucak bir aratrma sonras listeden silinebilirdi. u dakika Kollberg'in listesinde yirmi dokuz ad yer almaktayd. Toplum iinde ve hl Stockholm'de yahut hi deilse kent yresinde yaayan kiiler. Listesine katt bu kimseler konusunda imdiye dek yalnzca zet bilgi toplamt. imdiki ya, meslei, posta adresi ve de uygar durumu. Elinde bulundurduu liste u ekildeydi: Birinciden yirmi dokuzuncuya dek numaral ve de alfabe sras gzetilerek dzenlenmi: 1. Sven Ahlgren, 41, maaza tezghtar, Stockholm NO. evli. 2. Kari Anderson, 63,?, Stockholm SV (Hgalid klinii), bekr. 293 3. ngvar Bengtsson, 43, gazeteci, Stockholm Va, boanm dul. 4. Rune Bengtsson, 56, iadam, Stocksund, evli. 5. Jank Carsson, 46, hurdac, Upplands Vasby, bekr. 6. Rune Carlsson, 32, mhendis, Nacka 5, evli. 7. Stig Ekberg, 83, eski emeki, Stockholm SV (Rosenlund Yallar Evi), dul.

8. Ove Eriksson, 47, oto onarm makinisti, Bandha-gen, evli. 9. Valter Eriksson, 69, eski ykleme ve boaltma iisi, Stockholm SV (Hgalid Alkol Klinii), dul. 10. Stig Ferm, 31, boyac, Sollentuna, evli. 11. Bjrn Forsberg, 48, iadam, Stocksund, evli. 12. Bengt Fredriksson, 56, ressam, Stockholm C, boanm dul. 13. Bo Frostensson, 66, aktr, Stockholm , boanm dul. 14. Johan Gran, 52, emekli garson, Solna, bekr. 15. Jan-Ake Karlsson, 38, ktip, Enkping, evli. 16. Kennetn Karlsson, 33, kamyon ofr, Sklby, bekr. 17. Lennart Lindgren, 81, emekli banka mdr, Liding 1, evli. 18. Sven Lundstrm, 37, depo bekisi, Stockholm K, boanm dul. 19. Tage Nilsson, 61, avukat, Stockholm S, bekr. 20. Carl-Gustaf Nilsson, 51, emekli makinist, Johanneshov, boanm dul. 21. Heinz Ollendorf, 46, ressam, Stockholm K, bekr. 294 22. Kurt Olsson, 59, kamu grevlisi, Saltsjbaden, evli. 23. Bernhard Peters, 39, reklam filmleri ressam, Bromma, evli (Zenci). 24. Vilhelm Rosberg, 71, Stockholm SV, dul. 25. Bernt Turensson, 42, makinist, Gustavberg, boanm dul. 26. Ragnar Viklund, 60, binba, Vaxholm, evli. 27. Bengt Wennstrom, 76, emekli balk tezghtar, Sol.

28. Hans Wennstrom, 76, emekli balk tezghtar, Solna, bekr. 29. Lennart berg, 35, yol mhendisi, Enskede, evli. Kollberg iini ekerek listesine bakt. Teresa Cana-ro, tm sosyal gruplar almalarna katmt. Yan sra kuak ayrm da gzetmemiti. ld zaman, bu erkeklerin en genci on be ve de en yals altm yedi yandayd. Yalnzca u listede, Stocksund'daki banka mdrlerinden tutun da Hgalid akl kliniinde yatan yal ayya hrszlara varncaya dek her trls bulunmaktayd. "Ne yapacaksn bunu?" diye sordu Martin Beck. Kollberg karamsar bir tavrla, ama dorulukla karlk verdi: "Hi bilemiyorum." Sonra gidip listeyi Melander'in masasna brakt: "Sen hibir ey unutmazsn. Bo zamannda una bir gz gezdirip de, bu adamlarn herhangi biri hakknda olaand bir ey anmsar olup olmadn bana bildirir misin?" 295 Melander listeye bo gzlerle yle bir bakp ban sallad. Ayn yirmi nde Mansson ile Nordin, kimselere yokluklarn aratmakszn, evlerine utular. Hemen Noel sonras dneceklerdi. Darda hava souk ve dehet sayordu. Tketici toplum rndan km durumdayd. Bu belirli gnde her ey her fiyata satlabilirdi. zellikle ve genellikle kredi kartlar ya da karlksz ek karlnda bile.

O akam evin yolunu tutmu olan Martin Beck yle dnyordu: sve imdi yalnzca ilk toplu cinayetini grmekle kalmad, stne stlk ilk kez bir polis katilinin ele gemeyiine tank olacak. Soruturma ok abuk yatmt. Ayrca teknik adan da -Teresa dosyasndan farkl olarak, samalklarla dolu bir kt yn grnmndeydi. 296 275 Noel geldi att. Martin Beck'in armaan, tm tahminlerin tersine, kendisini gldrmedi. Lennart Kollberg'e sunulan armaan einin alamasna yol at. Her ikisi de, Ake Stenstrm' ve de Teresa Cama-ro'yu dnmemeyi kafalara koymulard. Ancak her ikisi de bu niyetlerinde baarszla uradlar. Martin Beck erken uyanmasna ramen, ailenin geri kalanlar yaam belirtisi gsterene dek yataktan kmayarak Graf Spee konusunu ileyen kitab okuyageldi. Sonra kalkt, bir gn ncesinin giysilerini askya geirip dolaba kaldrd ve de stne jean pantolonla bir kazak geirdi. Noel'de herkesin giyimli kuaml olmas gerektii grn savunan kars, giysilerine baklar deince kalar atld, ama ilk kez hi ses etmedi. Kadn, ana-babasnn mezarna geleneksel ziyaretini yaparken, Martin Beck de Rolf ve ngrid'le birlikte 297 aac ssledi. ocuklar grltc ve cokuluydular. Neelerini karmamak iin elden geleni yapt. lleri

ziyaret treninden dnen kars tm canllyla bir grenee katld: Domuz budunun pimi olduu tencerenin iine ekmek banmak, ki kocann midesine ancak bulant getirmekteydi. ok srmedi, midesinin sevimsiz konuu olan sinsi sanc varln duyurmaya balad. Martin bu burkuntulara ylesine alkt ki, artk onlara aldrmaz olmutu. Ancak bildii kadaryla, bu ziyaretler son zamanlarda daha sk ve iddetli olarak yinelenmekteydi. imdilerde sancs tuttuunu nga'ya artk hi sylemiyordu. Oysa bir zamanlar uslu bir ocuk gibi hemen sylerdi de, kocakar ilalar ve bitmez tkenmez drdry-la, kadm az kald lmne yol ayordu. Karsna gre, hastalk yaamla edeerde bir olayd. Noel yemei evlere enlik bir lendi. Sofrann drt kii iin hazrland gz nnde tutulursa ve de bunlardan birinin yemek yiyemeyecek halde, dierinin perhizde, ncsnn de kendi piirdiklerine el sremeyecek denli yorgun olduu dnlrse, geriye yalnzca Rolf kalyordu ki, bu ocuk her geen gn artan itahyla daha ok tknr olmutu. On iki yandayd ve de kendisinin bir haftada zorlukla yedii yemei olunun bir gn iinde o sska bedenine nasl olup da sdrabildiine Martin Beck teden beri ayordu. Bulan ykanmasna elbirliiyle yardmc oldular. Bu da yalnzca Noel akamlarna zg bir davrant. Sonra Martin Beck, uyuturucu madde kaakln maskelemek iin plastik Noel aac ithal eden As 298

sarsson kardeleri dnerek, aacn stndeki mumlar yakt. Ardndan scak punla zencefilli rekler geldi ve de en sonunda ngrid yle dedi: "imdi at ieri almann sras geldi sanrm." Her zaman olduu gibi, birbirlerine yalnzca birer armaan vermek zere anlamlard ve de her zamandan farkl olmakszn ok daha fazlasn satn almlard. Martin Beck ngrid'e at satn almamt. Ama bunun yerine bir kat binici giyimi verdi ve de binicilik derslerinin alt aylk bedelini dedi. Kendi armaanlarysa, Cutty Sark okul gemisinin model yapm kutusunu ve ngrid eliyle, rlme, iki metre uzunluunda bir boyun ban kapsamaktayd. Kz ayn zamanda babasna yass bir paket uzatarak, kdn aln umutvar gzlerle izledi, iinden 45 devirlik bir EP pla kt. Klfn zerinde Londra polisinin herkese tannan niforma ve baln giymi iman bir adam yer almaktayd. Akrep kuyruu, palabyklar vard ve de rg eldiven iindeki ellerini gbei stnde kavuturmutu. ad bir mikrofonun nnde durmaktayd ve de yz ifadesinden anlald kadaryla, kahkahalar atarak glmekteydi. Ad Charles Penrose olarak belirtilmiti. Plak da Glen Polisin Servenleri adn tayordu. ingrid bir kou gidip plak caliciyi getirdi ve de Martin Beck'in koltuunun yannda yere koydu. "Hele bir dinle de bak," dedi kz. "Zevkinden leceksin." Pla klfndan karp etiketine bakt: "lk arkmzn ad Glen Polis. Tam denk geldi 299 ha?"

300 Prl prl dmeleri. Daha gzel bir topluluk grlmedi yeryznde... Mumlar kendi alevleriyle eriyerek yanyor, am aac scak odaya kokusunu yayyor, ocuklar ark sylyor yeni giysileri iinde kanepenin bir kesinde oturan ng bir acbadem kurabiyesi kemiriyordu. Martin Beck, dirsekleri dizlerine yapk ve de enesi avular arasnda, iki kat olmu oturmaktayd. Gzlerini plak klfnn stndeki glen polise saplamt. Stenstrm' dnyordu. Ve de telefon ald. Kollberg, iinin derinliklerinde bir yerde honut olmaktan ok uzak ve de kendini grev banda saymaya ok yaknd. Ne var ki, bu bolua bir ad konduramadna gre, gereksiz yere somurtarak Noel gecesini zehir etmenin anlam yoktu. te bu nedenle punu zene bezene kartrd, kendince kvamn buldurana dek birka kez alt, sonra da masann bana geip oturarak, evresini saran aldatmalk sevimli grnm gzden geirdi. Noel aacnn dibinde yzst uzanm yatan Bodil, giril giril sesler karyordu. Asa Treli yerde bada kurup oturmu, bebekle oynamaktayd. Gun, yalnayak ve kaygsz, evin iinde salna salna dolayordu. stnde pijamayla eofman karm esrarl bir kuam vard. Noel yemei iin zel olarak hazrlanm balktan tabana bolca ald. Yumulacak olduu nefis yemekleri aklna getirerek sevinle i geirdi. Peetenin bir ku301

Martin Beck'in mzik bilgisi ok ktt. Ne var ki, bu arknn yirmilerde ve belki de daha erken tarihlerde plaa alndn bir yerlerden duymutu. Her msrann ardndan n n kahkahalar patlamaktayd. Herhalde bulac olmalydlar ki, nga, Rolf ve ngrid glmekten krlyorlard. Martin Beck orta yerde buz paras gibi donakal-mt. Dudaklarnda bir glck bile oluturamyordu. Dierlerini daha ok d krklna uratmamak iin, aacn mumlarn dzenler gibi, yerinden kalkp srtn dnd. Ancak plan bitiminde yine geti koltuuna oturdu. ngrid gzlerinde biriken yalar silerek ona bakt. "Ama babacm, sen hi glmedin," diye sitemde bulundu. Elden geldii kadar inandrc kmasna alt bir sesle: "ok houma gitti," dedi adam. "Kendimi zor tuttum." Plan br yann eviren ngrid: "Hele sen bunu dinle, yleyse," diye bbrlendi. "en Polislerin Geit Treni." ngrid herhalde pla ok kez dndrp dinlemi olmalyd ki, mr boyunca glen polisle karlkl det sylemekten te bir ey yapmamasna arkya katildi: Bir ses duyuldu rap, rap, rap Caddenin te banda. en Polisler geiyor geit treninde. niformalar mavi mavi lam gmlein iine sokuturup gs stnde yayd. Akvavit ikisinden koca bir bardak doldurdu. Bardan kaldrd. Buz gibi souk, dupduru ikiye ve de bardan dnda oluagelen buuya hlyal gzlerle bakt. Ve ayn anda telefon ald.

yle bir duraksad. Sonra tek yudumda barda dipledi, yatak odasna geip alcy kulana dayad. "iyi akamlar. Benim adm Rjd. Lngholmen cezaevinden aryorum sizi." "Dorusu, nee verici bir yer," diyen Kollberg, yldrm ekip listesinde olmadn bilmenin gevek rahatl iinde konumutu. Kald ki, yeni bir toplu cinayet bile onu bu karn iine srkleyemezdi. Bylesi iler iin kendinden ok daha yetenekli kiiler grevlendirilmiti. Szgelii, Gun-vald Larsson ki, u sra nbeti Komiser olarak zaten grev bandayd ve de yksek rtbesinin ceremesini ekme durumunda bulunan Martin Beck. "Ben buradaki akl kliniinde grevliyim." dedi adam. "Ve de sizle konumak iin direten bir hastamz var. Ad Birgersson. Sz vermi bulunduunu ve beklemesiz bir konu olduunu syleyip duruyor ve de..." Kollberg'in kalar atld: "Telefona gelebilir mi?" "Yazk ki, hayr. Kurallara aykrdr. nk kendisi hastamz olup..." Kollberg'in yz bir anda acnr bir ifadeye brnvermiti. A-l ekibi Noel gecesinde grev banda deildi besbelli. "Tamam tamam. Hemen geliyorum," diyerek telefonu kapad. 302 Son szlerini duymu olan kars, iri iri alm gzlerini onun stne dikmiti.

"Lngholmen'e gitmem gerek," dedi bezgince. "Noel gecesi bu saatte hangi cehennemin dibinde bir taksi bulunur?" "Arabay ben srerim," diye oradan atld Asa. "Azma iki koymadm." Yol boyunca hi konumadlar. Demir kapy bekleyen gardiyan Asa Torell'i kukuyla szd. "zel sekreterim," dedi Kollberg. "zel neyiniz? Bir dakika! Kimlik kartnz bir daha grmeliyim." Birgersson hi deimemiti. Eer mmknse, iki hafta ncesine bakarak daha kibar ve nazik olduu bile sylenebilirdi. Kollberg damdan dercesine sordu: "Bana anlatmak istediin nedir?" Birgersson glmsedi: "Sama gelebilir. Ne var ki, bu akam anszn bir ey anmsadm. Siz bir araba konusunda soruyordunuz, hani benim Morris. Ve..." "Evet? Ve ne?" "Bir keresinde, Dedektif Stenstrm'le ben bir iki lokma attrmak iin ara verip oturduumuzda, kendisine bir yk anlatmtm. Hi unutmam, kornionlu domuz salamurasyla bayrturpu kaynatmtk tencerede. En sevdiim yemektir. Bu akam Noel yemeinde..." Kollberg sabrszca adamn szn kesti: 303 "Oyk neydi?" "Kendimle ilgili bir yk aslnda. Roslagsgatan'-da... Sustu ve kukuyla Asa Torell'e bakt. Kap nndeki gardiyan esnedi.

"Ee, sonra?" diye drtkledi onu Kollberg. "Karmla birlikte orda yaardk o zamanlar. Tek bir odaya smtk. Eve girdim mi, sinirlerim ayaa kalkar ve bir sknt, bir huzursuzluk basard stme. Uykum da berbatt." "H-hh!" diye homurdand Kollberg. ine bir ate dmt ve hafife ba dnyordu. Az kupkuruydu ve de en nemlisi ok ok at. Dahas, evresi onu skyor, evin zlemini ekiyordu. Birgersson, sakin bir sesle ama uzattka uzatarak, konumasn srdrmekteydi: "...Bylece geceleri evden sokaa frlar oldum. Ama sadece evden uzak kalmakt. Yaklak yirmi yl ncesiydi bu. O sokak senin, bu sokak benim, srter dururdum saatlerce. Kimi zaman gn yana dek bile dolatm olurdu. Kimseyle konumazdm. Yalnzca kafam dinlemek iin tabana kuvvet yrrdm. Bir sre sonra gerekten sakinleirdim. Genellikle bir saatlik yol tepmem gerekirdi bunun iin. Ne var ki, kafam bir eyle oyalamak zorundaydm. Anlyorsunuz ya, beynimi kurcalayan kayglardan uzak kalmak iin. Ev derdi, karm ve geim sknts silinmeliydi dncelerimden. Bu nedenle oyalanacak birtakm eyler bulurdum. Kendimi baka dnyalara atmak da denebilirdi buna. Kafam cendereden kurtarma ura." Kollberg kol saatine bakarak sabrszland: 304 "Evet evet, anlyorum. Ne yapardn, bunu syle." "Otolara bakardm." "Otolara m?" "Evet. Yol boylarnda ve park yerlerinde duran arabalara baka baka dolardm. Aslnda otolara hi ilgi

duymazdm, ama bylelikle ne kadar marka ve model varsa hepsini renegeldim. Bir sre sonra, gerek bir uzman kesilmitim. Bir bakma, doyumluk bir urayd. Bir beceri kazanmtm. yle ki, krk, elli metreden, ne yandan olursa olsun, tm arabalar yanlgsz tanyabiliyordum. Eer bir TV bilgi yarmas programna katlsaydm, hani bilirsin ya, bir zel konuda soru yneltirler adama, mutlaka birincilik dln alrdm. nden, yandan veya arkadan, hi fark etmezdi. p! Cevap hazr." "Ya kubak grne ne demeli?" diye sordu Asa Treli. Kollberg ona aknca bakt. Birgersson'un yz az buuk karard: "Valla, o ynden denemem olmad iin ne dersem bo. Herhalde pek tanyamazdm gibime gelir." Bir sre derin dncelere dald. Kollberg bkknca omuz silkti. "Onu bunu bilmem. Diyeceim, bylesi basit bir ura bile kiinin yaamna renk ve tat katabiliyor," diye devam etti Birgersson. "Ve de heyecan. Kimi zaman da Lagonda, Zim ya da EMW gibi ender rastlanr arabalar grrdm. Neem yerine gelirdi." "Bak, dostum. Dedektif Stenstrm'e bunlar m anlattn?" "Evet. Daha nce baka kimseye anlatmamtm." Glen Polis / F20 305 "Peki, o ne dedi?" "ilgin bulduunu syledi." "Anlyorum. Ve beni de bunlar sylemek iin mi buraya arttn? Akamn dokuz buuunda? u Noel gecesi?"

Birgersson incinmi bir yz taknd: "Evet. Aklma gelen ne olursa bildirmemi siz benden istemitiniz ve..." "Evet, haklsn," dedi usan getiren Kollberg. "Sa-ol." Ayaa kalkt. "Fakat henz en nemlisini sylemedim," diye mrldand adam. "Dedektif Stenstrm'n ok ok ilgisini ekmiti; o Morris'i sz konusu ettiimizden bu yana kafam kurcalad durdu." Kollberg yeniden oturdu: "Evet? Kurcalayan ne?" "Valla, bu merakn da kendine gre sorunlar var. Eer byle denebilirse, kukusuz. Diyeceim, karanlkta veya olduka uzaktan kimi otolar birbirinden ayrp semek ok gt. Szgelii, Moskvltch ile Opel Kadett ya da DKW ile FA." Bir an sustuktan sonra vurguyla ekledi: "Evet. ok ama ok g. Yalnzca ufak tefek birtakm ayrntlar." "Stenstrm ve senin Morris 8 ile bunlarn ne ilikisi var?" "Hayr, benim Morris'i kartrmayn hi," diye karlk verdi Birgersson. "Bir Morris Minr ile bir Renault CV-4 aras ayrm nden grp semekten daha g bir ey olamayacan sylediim zaman Dedektifin ilgisi anszn uyanvermiti. Yandan veya arkadan deil, bu 306 kolayd. Ama dosdoru nden ya da eik a nden... ite, bu ok ok zordu gerekten. Ne var ki, zamanla bunun da stesinden gelir olmutum ve de enderdi yanldm. Yine de arada ardm olurdu, hi kukusuz."

"Bir dakika, bir dakika!" dedi Kollberg. "Morris Minr ile Renault CV-4 m dedin?" "Evet. Ve de hi unutmam, Dedektif Stenstrm bunu duyar duymaz yerinden sramt. Daha ncesi ben konuurken, orda oturmu, kafa sallayp duruyordu. Ben de ne bileyim, dinlemediini sanyordum. Ancak bunu syleyince, ilgisi bir kabard, bir kabard ki, o kadar olur. Sonra pe pee birka kez ayn eyi sordu." "nden dedin, yle mi?" "Evet. O da bunu birka kez sorup durdu. Dik olarak nden yahut eri bak nden. ok zor." Yine arabaya girip oturduklarnda, Asa Treli sordu: "Neydi bu byle?" "Ben de henz bilemiyorum. Ama bir bakarsn ki, ok nemli olabilir." "Ake'yi ldren adamla m ilgili?" "Bilmiyorum. Hi deilse, o arabann adn defterine niin yazm olduunu aklyor." "imdi benim de aklma bir ey geliverdi," dedi kz. "lmnden iki hafta nce Ake'nin sylemi olduu bir ey. iki gnlne bir izin koparr koparmaz, Smland'a gidip bir eyler soruturacam sylemiti. Orda Eksj diye bir yer, yanlmyorsam. Bu dediklerim kafanda bir eyler artrd m?" "Hi," diye cevaplad Kollberg. 307 Kent, nlerinde bombo uzanm yatyordu, iki cankurtaran, bir polis arabas ve de uradklar konuksever evlerde ikiyi oka kardklar iin sallana salla-na yryen grev kurban birka Noel Baba tek canllk belirtisiydi. Bir sre sonra Kollberg yle dedi:

"Gun'dan duyduuma gre, ylbandan sonra bizi brakp gidecekmisin." "Evet. Benim kat, Kungsholms Strand'daki daha kk bir tanesiyle dei toku ettim. Eyay da ineden iplie varncaya dek tmyle satp, yenisini alacam. Ayrca, iimi de yenileyeceim." "Nerde alacaksn?" "Henz kesin deil. Ama kafamda evirip eviriyorum." Birka saniye iin sessiz kaldktan sonra dedi ki: "Polis olabilir miyim? Kadroda bo yer var m?" "Hem de nasl!" diye dalgnca karlk veren Kollberg, birden uyanp l bast: "Ne!... Ciddi misin?" "Evet," dedi kz. "ok ciddiyim!..." Asa Treli kafa gcn araba srme zerinde younlatrd. Kalarn atarak dikkatini gr engelleyen kar tipisine verdi. Palandergatan'a geri dndklerinde, Bodil uyuyakalmt. Gun kvrld bir koltukta kitap okuyordu. Gzleri yalyd. "Ne oldu?" diye sordu adam. "u yok olas yemek," dedi kadn. "Zehir oldu." "Hibir ey olmaz. Sende bu grn ve bende bu itah varken, masann stne kedi ls koysan bile neeme gem vuramazsn!" "Ha, bir de u tuzsuz ekmek Martin Beck arad se 308 ni. Yarm saat ncesi falan." "Yaa!" dedi Kollberg en akrak bir sesle. "Sen yemei getirirken, ben de onun kulaklarn bir nlatrm." Ceketiyle kravatn karp telefon bana gitti. "Alo. Beck."

Kollberg kukuyla sordu: "Avaz avaz haykran kim orda?" "Glen polis." "O da kim?" "Bir plak, canm." "Ha, evet. imdi kardm. Eski bir mzikhol melodisi. Charles Penrose, deil mi? lk Dnya Sava'ndan ncelerine uzanr." Geri planda bir kahkaha tufan duyuldu. Martin Beck'in neesiz sesi yle dedi: "Deien bir ey yok. Melander telefon ettii iin seni aramtm." "Ne istiyormu?" "Nils Erik Gransson adn nerde grdn anmsam en sonunda." "Nerde grm?" "Teresa Camaro ile ilgili soruturma dosyasnda." Kollberg ayakkab balarn zd. Bir an dnd. Sonra unlar syledi: "Sen ona benim selamm sarkt ve ite bu kez ayvay yediini bildir. lk kez yanlyor enayi! Ulan, o da gibi koca dosyay olduu gibi okudum. Hem de son szcne varana dek, tek tek. Byle bir eyin farkna varamayacak denli salak mym ben, yahu? Amma yaptnz be!" 309 "Dosya evde mi?" "Hayr, Vastberga'da. Fakat hi kukum yok. lesiye kesinkes." "Tamam. nandm sana. Lngholmend'e ne yaptn?" "Biraz bilgi topladm. Ama ok belirsiz ve aprak. Bunu buradan anlatmam ok zor imdi. Ne var ki, eer doruysa..." "Evet?"

"Teresa dosyasnn tek tek her bir sayfasn tuvalet kd olarak kullanabilirsin. Mutlu kutlu Noeller." Ve telefonu kapad. Kars kukuyla sordu: "Ne o? Yine gidiyor musun yoksa?" "Evet. Ama aramba'dan nce deil. Akvavit iesi nerde?" 310 288 Melander yle kolayca kendini zntye kaptrp koyveren kiilerden deildi. Ne var ki, ayn yirmi yedinci gn sabah Gunvald Larsson bile onun bu perperian ve akn haline bakt bakt da, en sonunda sormaktan kendini alamad: "Neyin var senin, yahu mumya?" "u ki, ben bu konuda hi yanldm bilmem." Rnn avutma yollu: "Her eyin bir balangc vardr," dedi. "Evet. Ama yine de anlamyorum." Martin Beck kapya vurmu ve de kimsenin tepki gstermesine meydan brakmakszn odada bitivermiti. Uzun boyu ve ask suratyla karlarnda dikilmi, kesik kesik ksryordu. "Anlayamadn nedir?" diye sordu. "u Gransson konusu. Yanlm olmam olanaksz. Olur ey deil." "imdi Vastberga'dan geliyorum," dedi Martin 311 Beck. "Hem de yzn gldrecek bir ey rendim." "Neymi o?"

"Teresa dosyasnn bir sayfas eksik. Tam olarak belirtmek gerekirse, 1244. sayfa." Kollberg, le sonras saat te, Sdertalje'deki bir otomobil firmasnn nnde dikilmi duruyordu. Bugn zaten buraya gelene dek epeyi iin stesinden gelmiti; ilkin, on alt buuk yl ncesi Stadshagen spor tesislerinde bir araba grm olan tann, bu araca mutlaka nden veya bir olaslkla eri ada nden baktklarn kesinlie kavuturmutu, ikincisi, fotoraflkla ilgili bir almay gerekletirmiti. 1950 model bir Morris Minor'un az rtu grm, kara tonda bir reklamlk resmi i cebinde sarl olarak yatyordu. Bu tanktan ikisi lmt. Trafik polisiyle makinist olan. Ancak gerek uzman, eski ustaba, dipdiri ve de sapasalamd. imdi de burada, Sdertalje'de almaktayd. Artk ustaba falan deil, ama daha kodamanca bir eydi, ite, cam duvarlarn evreledii konforlu bir ofiste oturmu, telefonla konuuyordu. Konumann bitiminde Kollberg ieri dald. Ne kapya vurmu ne de kim olduunu sylemiti. Sadece masann stne resmi yayarak adamn nne srd ve yle dedi: "Bu arabann markasn syleyebilir misin?" "Bir Renault CV-4. Eski bir model." "Kesin mi?" "Canm stne bahse girecek denli kesin. Asla yanlmam." "Yzde yz m?" 312 Adam resme yeniden bir gz att: "Evet. Bir CV-4 bu. Eski model." "Saol," diye Kollberg, resme uzand.

Adam onu aknca bir szerek dedi ki: "Dur bir dakika hele! Sen beni ayak oyununa m getirmeye alyorsun?" Resmi iyice gzden geirdi. Bir on be saniyeyi akn sre sonra yavaa yle konutu: "Hayr. Bir Renault deil bu. Morris. 50 ya da 51 modeli bir Morris Minr. stelik resimde bir ayarszlk var." "Evet." diye dorulad Kollberg. "Biraz elden geti. Kt bir kta ve yamur altnda ekildi sanlsn, bu grnm versin diye. Szgelii, yamurlu bir yaz gecesi." Adam baklarn ona saplad: "Bana bak! Sen kimsin, kuzum?" "Polis." "Ah, bunu anlamalydm," dedi adam. "Geen gz balarnda buraya gelen bir gen polis..." Ayn ikindinin be buua az kala bir saatinde Martin Beck yakn alma arkadalarn bir brifing iin soruturma merkezinde toplamt. Nordin'le Mansson da Noel izninden dnm olduklarna gre, ekip tam kadro hazrd. Tek eksik kii, yllk iznini kullanp tatile km olan Mdr Hammar idi. Soruturmann en civcivli krk drt gnlk gerilim sresi iinde ne kadar az yol alndn bildiinden ve Noel'le ylba aras zaman hem avclarn hem de avn daha ok evlerinde gert gert geirerek oturup Ocak ayn nasl bulduracaklarn kara kara dndkleri bir atekes sreci olarak 313 grd iin, bu sra yeni bir gelime olabilecei umudunu hi beslemiyordu. Melander doyum taan bir sesle,

"Ya, demek bir sayfa eksikmi, yle mi?" diye sordu. "Peki, kim alm olabilir?" Martin Beckle Kollberg bir abuk baktlar. Martin Beck ortaya konutu: "Aranzda kendisini ev aramada uzman sayan kii var m?" Pencere kenarndaki yerinden Mansson gnlszce seslendi: "Ben! Aramada stme yoktur diyebilirim. Eer bulunacak bir ey varsa, mutlaka bulurum. Hi kamaz." "Aferin sana," dedi Martin Beck. "Ake Stents-rm'n Tjarhovsgatan'daki apartman katn bir gzel taraman istiyorum." "Taramasna tararm da, arayacam nedir?" "Polis dosyasndan bir yaprak," diye sze katld Kollberg. "1244. sayfa ve de metinde Nils Erik Gransson ad geiyor olmal." "Yarn," dedi Mansson. "Gn nda her zaman iin daha kolaydr. Usta konutuunu bilir." "Peki peki, dediin gibi olsun," diye Martin Beck, kabilir bir tartmay daha balamadan nlemi oldu. "yleyse ben de anahtarlar sana yarn veririm," dedi Kollberg. Aslnda cebinde duruyorlard. Ne var ki, zehir hafiye krdanl Mansson ie koyulmadan nce Stenst-rm'n fotoraflarna ilikin birka izi yok etmek istiyordu. 314 Ertesi gn saat on drtte Martin Beck'in masas stndeki telefon ald. "Selam ve sayg. Ben Per, baba." "Benim Per adnda bir olum yok. Kimsen onu syle."

"Per Mansson yani." "Ha, sensin demek. Konu." "Stenstrm'n evindeyim. Eksik sayfa burada yok." "Atlam olmayasm?" "Atlamak m?" Mansson'un sesi koyu bir alnganlkta kmt: "Atlamak diye bir ey benim szlkte yazmaz bu konuda. Sayfay onun aldn sanmakla sakn sen atlam olmayasn?" "Benim deil, hepimizin sans bu." "Ne yapalm? Ben de gider, baka yerde ararm yleyse." Martin Beck sa diplerini ovuturdu: "Baka yer dediin neresi?" Ne var ki, Mansson telefonu oktan kapamt. "Amma uzattnz ii be!" diye homurdand Gunvald Larsson oradan. "Merkez arivinde dosyann bir kopyas vardr mutlaka." "Doru," diyen Martin Beck, telefonda bir dmeye basarak bir i ofis numaras evirdi. Bitiik odada Kollberg ile Melander durum incelemesi yapyorlard. "Senin listeyi gzden geirdim." "Bir ey buldun mu?" "Evet, pek ok. Ama bir yarar dokunur mu bil315 mem." "Ben birazdan sylerim sana." "Heriflerin birka sabkal. rnek olarak, Kari Andersson, Vilhelm Rosberg ve de Bengt Wahlberg. Her de hrsz. Sinema gibi hapse girip kmlar. Ama imdi alamayacak denli yallar." "Devam et."

"Johan Gran bir tahta perdeydi ve de imdi daha kaarlanm olarak alyor olmal. O garsonluk ii gz boyamaca. Daha bir yl nce delikteydi. u Valter Eriksson var ya...nasl dul kald, biliyor musun?" "Hayr." "Sarho olarak tututuklar bir kavga srasnda karsnn bana bir iskemle indirip ldrd, lme neden olmaktan hkm giyerek be yl yatt." "Yuh be! a da kal." "Bu koleksiyonun iinde ondan te belallar da var. Ove Eriksson ile Bengt Fredriksson'un her ikisi de saldr ve adam dvme sularndan yarglanp hkm giydiler. Hele Fredriksson en azndan alt kez. Bu sulamalardan ikisi adam ldrme giriiminden olmal, bana sorarsan. u hurdac Jan Carlsson da karanlk bir tiptir. Hi yakalanmad, ama iki kez kl pay kurtuldu diyebilirim. Bu Bjrn Forsberg'i de gzm srd. Bir zamanlarn hzl ktlarndan... Her tr alavere-da-lavere, hileli alm-satm ileri, ne ararsan ondayd ve de 1940'larn ikinci yansnda yeralt dnyasnn naml kiilerindendi. Sonra o defterleri kapatp yeni bir sayfa at yaamnda. Derlenip toparland, kendine iyi bir gelecek kurdu. Zengin bir kadnla evlenerek saygdeer bir iadam oldu. 1947'de dolandrclktan hkm giy 316 di. Tek sabkas bu. Hans VVennstrm dersen, onun da su listesi kabark. Dkkn araklndan tut da kasa hrszlna dek her ey var. Vay canna! u yaktrmaya bak." Kollberg listeden okudu: "Emekli balk tezghtar."

"Yanlmyorsam, yirmi be yl ncesi Sundbyberg pazar yerinde bir balk tezghnn banda dururdu. Gerekte, tam eski kula kesiklerden biri. ngvar Bengtsson imdilerde gazetecilii benimsedi. Oysa sahte ek dzenleyicilerin nde gelenlerindendi bir zamanlar. Yan sra kadn da satard, ona bakarsan. Bo Frostensson nc snf bir aktr ve naml bir ketir." Kollberg safa sordu: "Yahu, bu kz adam gibi biriyle yatmay neden akl edememi dersin?" "Yok canm, o kadar ktmser olma. Listede bylesi birka kii var. rnek olarak, Rune Bengtsson, Len-nart Lindgren, Kurt Olsson ve de Ragnar Viklund. Tm de st snf kaymak tabakadan. Hi glge dmemi zerlerine." Kollberg soruturmann derinliklerine inmi olduu iin biliyordu. "Hayr," diye kar kt. "Drd de evliydi bunlarn. Elerine durumu aklarken analarndan emdikleri st burunlarndan gelmitir, hi kukusuz." "Hayr, polis bu noktada sr tutmasn bildi. Neyse, u genlere gelince, yani yirmi yalarnda ve de daha kk olanlar, zerlerinde durulacak pek bir ey yoktu. Senin listede yer alan bu yataki alt kiiden ancak birisi orta renimini tamamlayamam. Kenneth. Karls317 son. Bir veya iki kez tutuklanm. Islahevlne falan da gnderilmi. Ama bunlar bir sre nce olan eyler ve de aslna bakarsan ciddi bir neden de yok. Bu kiilerin gemilerini kkl bir ekilde aratrmam ister miydin?"

"Evet, ltfen. ok yallar ayklayabilirsin. Szgelii, imdi altmn am olanlar. Yan sra en genleri de, yani otuz sekizden aa olanlar." "Sekiz art yedi eder bu. On be. ndirgemeden elde kalr on drt. Alan daralyor, dostum." "Hangi alan?" "Hmmm!" diye mrldand Melander. "Tm bu kiilerin, hi kukusuz, Teresa cinayetiyle ilgili aklanma zrleri var." "Hem de beton gibi," dedi Kollberg. "Hi deilse cesedin Stadshagen'e atld sre iinde." Teresa soruturma dosyasnn kopyasn aratrma almalarna 28 Aralk'ta balanmt. Ne var ki, bu konuda bir sonu almamadan, ylba ve de 1968 geliverdi. Ancak 5 Ocak gnyd ki, bir yn sararm kt kapsayan koca bir dosya Martin Beck'in masasn toza bulad. Arive kalkm dosyalar mahzeninin en gzden uzak bir kesinden geldiini anlamak iin dedektif olmaya gerek yoktu. Uzunca bir sredir nsan eli demedii de besbelliydi. Martin Beck solgun ktlar abuk abuk evirerek 1244. sayfaya geldi. Metin ok ksayd. Kollberg onun omzu stnden sarkt ve birlikte okudular: 318 Satc Nils Erik Gransson'un 7 Austos 1951 tarihli ifade tutana. Gransson'un kendine ilikin ifadesi udur ki, Algot Erik Gransson adl elektriki bir babadan ve de kzlk soyad Rantanen olan Benita Gransson nam anadan 4 Ekim 1939 tarihinde Stockholm'n Fin Mahallesinde

dodu. Halihazrda Allimport, Hollandaregatan 10, Stockholm firmasnda satc olarak alagelmektedir. fadesi alnan Gransson, Teresa Camaro'yu tandn kabul etmekte, srekli ayn evrelerde dolaan kiiler olduklar iin sk sk grtklerini sylemekle beraber kadnn lmnn hemen ncesi aylarda hi grmediklerini belirtmekte. Gransson ayrca, deiik zamanlarda iki kez Teresa Camaro ile cinsel iliki kurmu olduklarn (iftleme) kabul etmekte. lkinin, bu kentin Svartmansgatan semtindeki bir apartman dairesinde, orda hazr bulunan dier birka kiinin nnde yer aldn sylemekte. Bu kiilerden yalnzca birini anmsadn, o kiinin de Kari Ake Birger Svensson-Rask olduunu bildirdi. kinci kez toplantnn yine bu kentin Hollandaregatan semtinde bir bodrumda yer aldn belletmekte. Bu defa da Svensson-Bask orda hazr bulunmaktayd ve o da Bn. Camaro ile yakn cinsel iliki (iftleme) kurdu. Gransson tam bir tarih verememekle birlikte olaylarn birka gnlk arayla yer aldn syleyerek getiimiz 1950 ylnn Kasm sonlarn ve de Aralk balarn belirler biimde konutu. Gransson, Bn. Camaro'nun dier tanlarndan hibirini tanmadn da ifade etti. Haziran 2-13 tarihleri arasnda Gransson Eksj'-de bulunuyordu. fadesine gre, alt firma adna 319 kuma satmak amacyla A 6310 plaka numaral bir otomobil kullanmaktayd. Gransson, A 6310 plaka numaral ve 1949 model Morris Minr marka otomobilin sahibidir. bu ifade tutana okundu ve onayland,

(mza) Ayrca u da eklenebilir ki, yukarda sz geen Kari Ake Birger Svensson-Rask polise Gransson'un Bn. Camaro ile yakn cinsel iliki (iftleme) kurduunu ilk ihbar eden kiiden bakas deildir. (zdelikleri ifadelerle saptand). Gransson'un ifadesinde belirttii Eksj ziyareti bu yerin Kent Oteli personelince doruland. Gransson'un 10 Haziran akamna ilikin davranlar konusunda ayrntl olarak sorguya ekilen Sverker Johnsson, sz geen otelde garson, kapan saati olan 23:30'a dek Gransson'un btn akam ve gece sresince otelin yemek salonunda oturduunu ifade etti. Gransson o sralar ikiye olan ar dknlyle tannyordu. Sverker Johnsson'un ifadesi yabana atlmamal. Kald ki, bu ifadeyi Gransson'un otel hesap pusulas da dorulamaktadr. "te bu kadar," dedi Kollberg. "imdilik." "Asl sen imdi ne yapacaksn?" "Stenstrm'n yapmaya zaman bulamad eyi. Yani Eksj'ye gitmek." "Bulmacann paralar birbirine uygun dmeye balad," dedi Martin Beck. "Evet," diye katld Kollberg. "Ha, unutuyordum. Krdanl Mansson nerde?" "Hallstahammar'da sanrm. O eksik sayfay 320 Stenstrm'n annesinin evinde aryor olmal." "O da az inatlardan deil desene. Kafasna koyduundan geri dnmyor," dedi Kollberg. "Yazk. Arabasn alacaktm. Benimkinin kontanda bir bozukluk var da."

Kollberg, 8 Ocak sabah Eksj'ye ulat. Kar frtnas altnda ve buz tutmu yollarda gece boyunca araba srerek drt yz drt kilometre kat etmiti. Ne var ki, yine de belirli bir yorgunluk duymuyordu. Kent Oteli anameydanda yer almaktayd. Bu kk sve tara kentinin krsal ortamyla btnleip kaynaan eski tip, gzel bir yapyd. Sverker Johnsson adl garson on yl nce lmt. Ama Nils Erik Gransson iin karlm hesap pusulasnn bir kopyas daha duruyordu. Tozla kapl karton kutu ynlar iinden arayp bulmas birka saat srd. Hesap pusulas Gransson'un on bir gn iin otelde kalm olduunu dorular grnyordu. Otelin yemek salonundan baka yerde yiyip imemiti. Her seferinde hesap tutarlarn ayr ayr imzalam, sonra da bunlarn toplam otel hesabna aktarlmt. Yan sra dier birtakm harcamalar da gze arpmadayd. Telefon konumalar da bunun iindeydi. Ne var ki, Gransson'un arad numaralar kaydedilmemiti. Bu arada ayr bir madde Kollberg'in gznden kamad. 6 Haziran 1951 gn otel mterisi hesabna bir garaja elli iki kuron yirmi be re demiti. Para tutarnn yanna, "yedekte ekme ve onarm creti," diye bir kayt dlmt. Kollberg otel sahibine sordu: Glen Polis / F21 321 "Bu garaj daha duruyor mu?" "Elbette duruyor. Son yirmi be yldr da sahibi hi deimedi. Lnganas'a uzanan yolu izleyin ve..."

Aslnda adam garajn yirmi yedi yllk sahibiydi, inanmaz baklarn Kollberg'e dikerek dedi ki: "On alt buuk yl ncesi mi? Hi aklda kalr m bunca zaman?" "Defter tutmaz msn?" "Defter tutulmaz olur mu?" diye diklendi adam. "Buras namusuyla ekmek paras karan bir dkkndr." Eski ana hesap defterini bulmak adamn bir buuk saatini ald. Elinin altndan bir an iin olsun ayrmakszn, sayfalan ar ar ve dikkatle evirerek en sonunda sz konusu gnn yaprana geldi. "Haziran'n alts," diye mrldand. "te burada. Otel nnden toparlanp getirilmi. Tamam. Gaz pedal kablosunda kopukluk. Topu toplam 52.25 tutarnda bir i. Yedekte ekme masraf da iinde." Kollberg bekledi. "Yedekte ekme," dedi adam. "Ne sersemmi be! Niye pedal kablosunu bir eyle engelleyip arabay buraya kendi getirmemi?" Kollberg sordu: "Arabann zelliklerini belirleyici ayrntlar var m?" "Evet. Plaka numaras A...A... bir ey ite. Okuyamyorum ki! Hayvann teki numaralarn stne yal parman basm. Bir StockholmTudan bakas olamaz." "Brak onlar imdi. Ne tr bir araba olduunu da 322 bilmiyor musun?;" "Bilmez olur muyum hi! Bir Ford Vedette ite." "Morris Minr olmasn?"

"Bak, eer burada Ford Vedette yazyorsa, Ford Vedette demektir, tamam m?" diye horozland garaj sahibi. "Morris Minr imi! Arada ne de olsa fark var, deil mi ya?" Yarm saat sren tatl sert bir ekimenin sonunda Kollberg byk defteri beraberinde gtrmek zere koltuk altna sktrd. Tam kapdan kyordu ki, garaj sahibi ardndan yle seslendi: "Hey! Hi deilse neden bouna yedeki paras demi olduu apak ortada." "yle mi? Nedenmi?" "Neden olacak, StockholmTu deil miydi?" Kollberg, Eksj Kent Oteli'ne geri dndnde akam oktan bastrmt. At, yordu ve de yorgundu. Uzun kuzey yolculuunu gze alacak yerde otelde bir oda tuttu. Gzelce ykand ve yemek smarlad. Yemein hazr olmasn bekledii sra iki telefon konumas yapt. lkini Melander'e at. "Listedeki heriflerden hangisinin 1951 Hazirannda bir arabas vard, bunu arayp renir misin ltfen? Ha, bir de markalar. Arabann markas." "Oldu. Yarn sabah." "Ve de Gransson'un Morris'inin rengi, tamam m?" "Tamam." Sonra Martin Beck'i arad. 323 "Gransson kendi Morris'ini getirmemi buraya. Baka bir araba kullanyormu." "Demek Stenstrm haklyd." "Gransson'un alm olduu Hollandaregatan'-daki firmann sahibini renmek iin birini grevlendirebilir

misin? Ha, bir de firmann i alam, bunu da reniversin." "Olur." "Yarn le yemeinde orda olurum." Yemek salonuna inip yemeini yedi. Oturduu yerde aklna bir ey geldi. Aslnda tam on alt yl nce yine bu otelde kalmt. Bir taksi cinayeti zerinde alyordu o sra. ii veya drt gnde arndrp zme kavuturmulard. Ah, eer imdi bildiklerini o zaman bilmi olsayd, Teresa davasn kukusuz, on dakika iinde zp olumlu bir sonuca balayabilirdi. Rnn bu ara Olsson'u dnyor, Gransson'un plastik torbasnda bulduu lokanta hesap pusulas kafasn kurcalayp duruyordu. Sal sabah kafasnda bir ampul yand ve yine her zaman olduu gibi, dncelerini amak iin Gunvald Larsson'a gitti, ibanda birbirlerine kar takndklar dmanca tavra ramen, Rnn ile Gunvald Larsson aslnda dosttular. Bu gerei kendileri dnda pek az kii bilirdi. Ya Noel ve ylban birlikte geirdiklerini renegelselerdi, bu aknlklar bsbtn artm olurdu. "B.F. balklar yazl kt paras aklm kurcalayp duruyor," dedi Rnn. "Melander'le Kollberg'in bir trl iinden kamadklar listede bu balklar tayan kii var: Bo Frostensson, Bengt Fredriksson ve 324 de Bjrn Forsberg." "Ne olmu yani?" "Diyeceim, bu adamlar aktrmadan gzden geirir ve de aralarnda Olsson'a benzeyen biri olup olmadn anlayabiliriz." "Yerlerini, yurtlarm bulabilir misin?"

"Melander bulur gibime gelir. O da bulamazsa, kimse bulamaz." Gerekten de Melander'den kamad. Forsberg'in evde olduunu ve de le yemeinden sonra kentin i merkezindeki ofisinde bulunacan renmek yalnzca yirmi dakikasn ald. Byk iadam tam saat on ikide bir mterisiyle birlikte Ambassadr'de yemek yiyecekti. Frostensson, Solna'da bir film stdyosunda bulunmaktayd. Arne Matsson'un ynettii filmde kck bir rol vard. "Fredriksson'a gelince, On Benek Kafeterya'da bira yuvarlyor olmal. Gnn bu saatinde genellikle orda bulunur." Martin Beck herkesi akna eviren bir kararllkla: "Ben de sizle geliyorum," dedi. "Mansson'un arabasn alrz. Ona bizimkilerden birini verdim." Kavgac ressam Bengt Fredriksson'u Eski Kent'in bir birahanesinde elleriyle koymuasna buldular. Saks boyu bira dubleleriyle bouuyordu. ok iman bir adamd. al dikenini andrr kpkrmz sakal pis ve bakmszd. Yal kr salar, inek yalamasna, demet demet omuzlarna sarkyordu. Zil zurna sarho durumdayd. Solna'da, yapm ynetmeni onlar bitmez tkenmez 325 upuzun koridorlardan geirerek koca film stdyosunun bir kesine gtrd. "Be dakika sonra Frostensson'un yer ald sahne ekilecek," dedi adam. "Filmde bundan te rol yok... Gvenli bir uzaklkta durdular. Ne var ki, birbirine dolak kablo ynlar ve de havada asl duran iskele-

lerin ardndan bile olsa, acmaszca gl spot klarnn vurduu seti ak seik gryorlard. Kk bir bakkal dkknnn i grnmn yanstyor olmalyd. "Hazrol!" diye bard film ynetmeni. "Susalm! Kamera! Bala!" Beyaz balkl ve de beyaz ceketli bir adam k selinin iine girerek konutu: "Gnaydn, Bayan. Size yardm edebilir miyim?" "Kes!" Yeniden alnd, sonra bir daha. Frostensson konumasn be kez yinelemek zorunda kald. Zayf, kabak kafal kmen bir adamd. Dilinde pelteklik, az ve gz kenarlarnda sinirlilik belirtisi srekli tikler vard. Yarm saat sonra Gunvald Larsson, Bjrn Fors-berg'in Stocksund'daki ahane villasnn bahe kapsndan yirmi be metre tede arabann frenine basyordu. Martin BeckTe Rnn arkada yere meldiler. Garajn ak duran kaplarndan ierdeki en byk boy kapkara Mercedes'i grebiliyorlard. "imdi kmas gerek," dedi Gunvald Larsson. "Eer yemek bulumasna gecikmek niyetinde deilse, hi kukusuz." Villann n kaps alp da, basamaklarda bir sar 326 n kadn, bir kpek ve de yedi yalarnda kk bir kzla birlikte adamn grnmesi iin on be dakika daha beklemeleri gerekti. Kadn yanandan pt, sonra ocuu havalandrp hoplatarak onu da pt. Gvenli admlarla garaja yneldi, arabaya kuruldu ve gaza bast. Kk kz ona bir pck uurdu, gld ve de bir ey seslendi.

Bjrn Forsberg uzun ve ince bir adamd. Yz, dzgn izgileri ve drst ifadesiyle, arpc lde yakklyd. Kadn dergilerinde kan ksa yklerin resimlerine baklarak izilmiti sanki. Gne yan teni tun rengiydi. Davranlar ll ve sportmenceydi. Ba akt ve de srtna kuma bol, gri bir pards giyinmiti. Dalgal salar dmdz arkaya taralyd. Krk sekiz yandan ok daha gen gsteriyordu. "Tpk Olsson," dedi Rnn. "zellikle yaps ve de giysileri. Yani yamurluu demek istedim." "Hmmm!" diye homurdand Gunvald Larsson. "Arada u fark var ki, Olsson kendi yamurluu iin yl nce bitpazarna yz kuron dedi. Oysa bu Sayn Bay kendi pardss iin en azndan be bin papel bastrm olmal. Ne var ki, Schwerin benzeri kazlar bu ayrm yapamazlar." "Gerei sylemek gerekirse, ben de yapamam bu ayrm," dedi Rnn. "Sana kaz olmadn syleyen kt m?" diye hrlad Gunvald Larsson. "Tanrya kr, lkede yine de az ok beeni sahibi kii var. Yoksa Savile Row imdiye dek oktan eskici dkknlarnn sraland bir bitpazarna dnmt." "Oras da neresi?" diye sordu Rnn safa. 327 Kollberg'in program kokten altst oldu. Yalnz uykuyu oa karmakla kalsa yi, fakat hava da eskisinden beterdi. Saat on otuz sralarnda Linkping'in hemen kuzeyindeki bir motele ancak varabilmiti. Bir fincan kahvenin ard sra Stockholm' arad. "Ne oldu?"

"51 yaznda sadece dokuzunun arabas vard," diye karlk verdi Melander. "Ingvar Bengtsson, yeni bir Volkswagen. Rune Bengtsson, bir 49 Packard. Kent Carlsson, bir 38 DKW. Ove Eriksson, eski bir Opel Kapitn, sava ncesi bir model. Bjrn Forsberg, bir 49 Ford Vadette ve..." "Kal orda! Ayn markal bir bakas var m?" "Vadette otosu olan m? Yok." "yleyse bu kadar yeter." "Gransson'un Morris'inin asl rengi ak yeildi. Bir baka renge boyatm olabilir diye sylyorum." "Yaa. Beni Martin'e balayabilir misin?" "Dinle! Bir ayrnt daha var. Gransson 51 yaznda arabasn oto mezarlna gnderdi. 15 Austos'ta araba trafik kaytlarndan silindi. Yani Gransson polise sorguya ekildikten tam bir hafta sonra." Kollberg telefona bir teklik daha atarken, henz amas gerek nndeki iki yz elli kilometre yolu sabr taarak dnyordu. Bu havada oto yolculuu en azndan birka saat srerdi. Ana defteri bir gece ncesi trenle gndermediine piman oldu. "Alo. Ben Bakomiser Beck." "Selam. Firmann ii neymi?" "renebildiim kadaryla, alnt mal satarm. Bir tr tahta perdecilik. Ne var ki, asla kantlanama 328 m. ki gezgin satc varm emirlerinde. Bunlar uzak tara kentlerini dolap kuma ve benzeri eyleri elden satarlarm." "Sahibi kimmi, bunu syle sen." "Bjrn Forsberg."

Kollberg bir an dnp yle dedi; "Melander'e syle, yalnzca Forsberg'in zerinde dursun. Hjelm'e de dan bakalm, ben kente dnene dek kendi ya da bir yardmcs laboratuvarda kalabilir mi? Mutlaka incelenmesi gereken bir ey var elimde." Saat on yedi olmu ama Kollberg henz dnmemiti. Melander, Martin Beck'in oda kapsn tklatt, bir elinde pipo ve brnde birtakm ktlar, ieri girdi. Hi bekletmeden sze koyuldu; "Bjrn Forsberg, 17 Haziran 1951 tarihinde Elsa Beatrice Hkansson adl bir kadnla evlendi. Magnus Hkansson adnda bir iadamnn biricik kzyd. Yap gereleri alm ve satmyla uraan adam, adn tar firmann tek sahibiydi. ok varlkl bir kii olarak bilinirdi. Forsberg, Hollandaregatan'daki firma benzeri kirli ilerin defterlerini bir anda kapayp ellerini ykad. ok alt, iktisat okudu ve de yaman bir iadam olup kt. Dokuz yl nce Hkansson olduu zaman, firma ve serveti tek mirass olan kzna kald. Ne var ki, Forsberg daha 1950 ortalarnda firmann genel mdr olmutu bile. 1959'da Stocksund'daki villay satn ald. Daha o tarihlerde tahmini deeri yarm milyonun stndeydi." Martin Beck mendiline smkrd: 329 "Kz evlenmeden ne kadar ncesinde tanyordu?" 51 Martnda Are'de tanm olduklar anlalyor. Forsberg k sporlarna tutkusu olan bir kiiydi. Yine de yle aslnda. Kars da yle. lk grte ak dedikleri biimde birbirlerine tutuldular. Dn tarihine dek de srekli grtler. Kz evinin hi eksilmez bir konu-

uydu Forsberg. O sra adam otuz iki ve Elsa Hkansson da yirmi be yandayd." Melander kt deiti. "Mutlu bir evlilik olduu sylenebilir. ocuklar var. On ve on iki yalarnda iki erkekle yedi yanda bir kz. Ford Vedette arabasn dnden hemen sonra satarak yerine bir Lincoln ald. O zamandan bu yana dzinelerle araba deitiregeldi." Melander sustu ve de piposunu ateledi. "Hepsi bu kadar m yani?" "Bir ey daha. nemli olduunu sanyorum. Bjrn Forsberg 1940'n Finlandiya K Sava'na gnll olarak katld. Yirmi bir yandayd ve burada askerlik grevini tamamlar tamamlamaz orda cepheye kotu. Babas Kristianstad'daki Wende topu alaynda bir astsubayd. Saygdeer, orta snf bir aileden geliyordu. Savatan hemen sonra kaderi ona yz evirene dek de, gelecei parlak bir gen olarak gsterilmekteydi." "Tamam. Adammz bulduk galiba." "yleye benzer," dedi Melander. "Bizden kimler var burada?" "Gunvald, Rnn, Nordin ve de Ek. Aklanma zrlerini gzden geirelim mi?" "Hemen," dedi Martin Beck. 330 Kollberg ancak saat on dokuzda Stockholm'e ulaabildi. lkin laboratuvarn yolunu tutarak garaj ana defterini teslim etti. Hjelm bir kar suratla bozuk ald: "Bizim alma saatlerimiz belirli ve dzenlidir. Bete paydos!"

"Sizin byk kiiliinize snarak rica etsem, acaba..." "Tamam tamam, hadi! ok srmez, telefon ederim sana. Bela herifler be! Nedir istediin? Arabann numaras m yalnzca?" "Evet. Ben Kungsholmsgatan'da olacam." Kollberg'le Martin Beck sze koyulmaya vakit bulamadan telefonun zili ald. "A 6708," dedi Hjelm ksaca. "Harika!" "Kolay i. Sen bile grebilirdin." Kollberg telefonu yerine brakt. Martin Beck ona soran gzlerle bakt. "Evet. Gransson Eksj'de Forsberg'in arabasn kulland. Bu konuda hi kuku yok. Forsberg'in aklanma zrleri nasl?" "Zayf. 51 Haziran'nda bir bekr odas tutuyordu Hollandaregalart'da. O esrarl firmann yer ald ayn yapnn tek odal bir kat. fadesinde, on gecesi Norrtalje'de olduunu sylemi. Aslnda da yle olmal. nk akam yedide orda baz kiilerle bulumu. Sonra, yine kendi ifadesine gre, son trenle Stockholm'e dnm. Gece on bir buukta girmi tren gara. Arabasn da kullanm iin bir satcsna verdiini sylemi ve adam da bu ifadeyi dorulam." 331 "Ne var ki, Gransson'la araba deitiini sylememek iin eytanca bir dikkat gstermi." "Evet," dedi Martin Beck. "Demek Gransson'un Morris'i ondayd. Bylece olaylarn ak deiik bir grnm kazanmakta. Arabayla bir buuk saatte Stockholm'e rahata geri dnd. Arabalar Hollandarega-tan'in art

avlusunda park edilmekteydi. Caddeden kimsenin gremeyecei bir yer. Avluda ayrca bir souk hava deposu bulunuyordu. Resmi olarak, yaz iin braklm, ama aslnda tm de alnt mal olduklar kuku gtrmez krklerin korunup saklanmas amacyla kullanlyordu. Arabalar neden deitirdiler dersin?" "Bence, aklamas ok basit. Goransson bir gezgin satc olduuna gre, eli altnda bolca kuma ve dier vr zvr bulunmaktayd. Forsberg'in Vedette'ine kendi Morris'ine ykleyecei maln kat fazlasn ykleyebilirdi." Yarm dakika iin sessizce oturduktan sonra dedi ki: "Her ey olup bitmeden Gransson'un iin farkna vardn hi sanmam. Dnd zaman olanlarn farkna vararak, arabann tehlike yaratabileceini kestirdi. te bu nedenle ifade verdikten hemen sonra otosunu hurdaya kard." Martin Beck sordu: "Teresa'yla olan ilikileri konusunda Forsberg ne demi?" "1950 gznde kadn bir dans salonunda tandn ve de onunla birka kez yattn, ama saysn unuttuunu ifade etmi. Sonra kn, ei olacak kz tanynca, nimfomanyaklara duyduu ilgiyi yitirdiini szleri 332 ne eklemi." "Bu ifadeyi mi kullanm?" "Deilse bile, benzeri szckler. Kadn niye ldrd dersin? Wendel'in kitabnn sayfa kenarna Stenst-

rm'n yazm olduu gibi, 'kurbandan kurtulmak amacyla,' m?" "Olabilir. Tm ifade verenler, kadn balarndan atamadklarn belirtmiler. Ve de hi kukusuz, bir seks cinayeti deildi bu." "Hayr, ama bu havay yaratmak istedi. Sonra ansnn u inanlmaz byklne bak ki, tanklar arabalar birbirine kartrd. te o zaman herif pembe gzlkleri gzne takmtr. Yani kendini tam gvence iinde grmtr. Tek kaygs Goransson idi." "Gransson'la Forsberg cancier arkadatlar," dedi Martin Beck. "Stenstrm ie burnunu sokup da Birgersson'dan o gollk pas alana dek stlimand ortalk. Teresa dosyasnda ad geenlerden yalnzca Gransson'un bir Morris Minr arabas olduunu renmekte gecikmedi. stelik gerek rengini de. Kendi bildiince, ok kiiyi sorguya ekti ve de sonunda Gransson'un peine dt. Hi kukusuz, Gransson'un birinden para aldn ksa zamanda akt ve de bu parann Teresa Camaro' yu ldren kiiden geldii sonucuna vard. Goransson giderek pireleniyor olmalyd... Ha, unutuyordum: 8 Ekim'le 13 Kasm aras onun nerde kalm olduunu biliyor muyuz?" "Evet. Klara Strand'a bal bir teknede. Nordin oray bu sabah saptad." Kollberg ban sallad: 333 "Gransson'un er ge kendisini katile gtreceini kafaya koyan Stenstrm, gn sektirmeksizin onu glgeler olmutu. Hem de yle sanyorum ki, gizlisiz sak-

lsz, aka. Yanlmadn imdi anlyoruz. Buna karn, sonu kendi asndan hi de baarl olmad. Byle davranacak yerde, elini abuk tutup Smaland yolculuunu gerekletirmi olsayd..." Kollberg sustu. Martin Beck sa elinin ba ve iaret parmaklar arasna ald burun kemerini derin dnceler iinde ovuturdu. "Evet, her ey birbirine uygun dyor," dedi en sonunda. "Ruhbilimsel adan da stelik. nk Teresa cinayetinin yasal olarak zamanamna uramas ve de dosyann hi almamak zere mhrlenmesi iin dokuz yl ister daha... Sonra, normal saylmak gerekir, bir kii ancak cinayet gibi ar bir sutan yakay ele vermemek iin bu tr delice bir giriimi gze alabilir. Kald ki, Forsberg'in yitirecek ok eyi var." "13 Kasm gecesi ne yaptm biliyor muyuz?" "Evet. Kendisi iin byk tehlike olmaya balayan StenstrmTe Gransson'un da iinde bulunduklar otobsn tm yolcularn dorad. Ne var ki, bu cinayetleri ileyecek frsata sahip olduundan te bir ey bilmiyoruz imdilik." "Bunu nerden biliyoruz?" "Gunvald korkun adam. Ne yapp edip, Forsberg'in Alman hizmetisini karmay baard. Her pazartesi akam kz izinli. El antasnda tad gncesine baklrsa, on on drde balayan geceyi sevgilisi delikanlyla birlikte geirmi. Yine ayn kaynaktan rendiimize gre, Bn. Forsberg kadnlar aras bir ye 334 mekli toplantya katld iin o gece evde deilmi. Sonu olarak, Forsberg'in evde bulunmas gerektii sanl-

makta. lke de u, ocuklar asla tek balarna brakmazlarm. Kural." "Nerde imdi o? Hizmeti kz?" "Burada. Bu gece alkoyacaz." "Herifin akl dengesi konusunda ne dnyorsun?" diye sordu Kollberg. "Herhalde ok bozuk. kntnn eiinde." "Sorun u." dedi Kollberg. "Onu tutuklamak iin yeterli delil var m elimizde?" "Otobs iin yok," diye karlk verdi Martin Beck. "Bu byk fiyasko olur. Ne var ki, Teresa Camaro cinayetinin san olarak tutuklayabiliriz. Elimizde, oto hakknda fikri deimi bir grg tan ve de daha birtakm yeni gereler var." "Ne zaman?" "Yarn sabah." "Nerde?" "Ofisinde. eri admn atar atmaz. Eini ve ocuklarn ie bulatrmak gereksiz. Hele her an bir lgnlk yapabilecei gz nnde tutulursa." "Nasl?" "Olabildiince sessiz sedasz. Ne vuruma ne de kap krma? Kollberg son sorusunu yneltmeden nce bir an dnd: "Kimler?" "Ben ve Melander." 335 312 Mermer tezghn ardndaki telefon santralnn banda oturan sarn, Martin Beck ve Melander'in bekleme odasna girmesiyle trnak trpsn elinden brakt.

BJrn Forsberg'in iyeri Kungsgatan'da, hemen Stureplan'a yakn bir kapnn altnc katndayd. Drdnc ve beinci katlar da yine firma igal etmekteydi. Saat henz dokuzu be geiyordu ve de Forsberg'in genellikle dokuz buuktan nce gelmediini biliyorlard. "Ama sekreteri nerdeyse burada olur," dedi santralci kz. "Eer isterseniz, oturup bekleyin." Odann te yannda, tpt sarnn gz alan dnda, alak bir cam masann evresinde toplam bir sayda koltuk duruyordu. Adamlar paltolarn astlar ve de bu koltuklardan ikisine geip oturdular. Bekleme odasna bakan alt kapnn hibirinin s336 tnde levhalar yoktu. Bir tanesi de aralk durmaktayd. Martin Beck kalkt, kapdan ieri ban uzatt ve de anszn gzden kayboldu. Melander piposuyla ttn kesesini kard, piposunu doldurup bir kibrit akt. Martin Beck geri geldi ve yerine oturdu. Sessizce oturup beklediler. Zaman zaman santralci kzn sesi ve de telefon hatt balarken anahtar tablosunun kard zrlt duyuluyordu. Bundan te tek ses trafiin bouk grltsyd. Martin Beck, ndustria'mn geen yldan kalma bir saysnn sayfalarn evirmekteydi. Melander, aznda piposu ve de gzleri yar kapal, ardna yaslanmt. Dokuzu yirmi gee d kap ald ve bir kadn ieri girdi. Krk manto ve yksek keli deri izmeler giymiti. Kolunda koskoca bir el antas taklyd. Santralci kz bayla yle bir selamlayp, yar ak kapdan yana hzl hzl yrd. Bu arada, admlarn

yavalatmakszn, koltuktaki adamlara ifadesiz bir bak frlatmaktan da geri kalmad. Sonra kapy ardndan arpt gibi kapad. Bir yirmi dakika daha gemiti ki, Forsberg gzkt. Giyimi bir gn ncesinin aynyd. Hareketleri canl ve glyd. Tam pardssn karm asyordu ki, gzleri Martin BeckTe Melander'e takld. Hareketin ortasnda bir an duraklar gibi oldu. Ama abucak toparland, pardsy engele asp onlardan yana yrd. Martin Beck'le Melander birlikte kalktlar. Bjrn Forsberg hesap sormaya hazrlanr bir tavr taknarak Glen Polis / F22 337 tek kan havalandrd. Konumak iin azm amt ki, Martin Beck elini uzatp yle dedi: "Bakomiser Beck. Bu bay da Dedektif Komiser Melander. Sizinle bir konuda grmek istiyorduk." Bjrn Forsberg her ikisiyle de el skarak: "Elbette," dedi. "Kapmz sizlere her zaman iin aktr. Ltfen buyrun." Girmeleri iin kapy onlara ak tutan adam ok sakin ve de denebilir ki, olduka neeli grnyordu. Sekreterini bayla selamlad ve yle dedi: "yi gnler, Miss Skld. Sizinle daha sonra grrm. imdi ksa bir sre bu Sayn Baylarla zel olarak ilgilenmem gerek." Onlar geni, apaydnlk ve de beeniyle denmi ahane ofisine ald. Kurun mavisi uzun tyl bir hal taban duvardan duvara kaplyordu. st bo duran byk alma masas prl prld. Deri kapl kapkara

sallantl koltuun yan banda bir kk masa, stnde iki telefon, bir diktafon ve de bir i konuum aygt durmaktayd. Geni pencere knts zerinde gm ereveli drt resim yer alyordu: Ei ve ocuk, tki pencere aras duvarda yalboya bir portre, herhalde kayn pederi, aslyd. Oda bunlarn yan sra bir kokteyl kabini, stnde duran tepsiye kristal srahiyle su bardaklar dizili bir konferans masas, bir kanepe, iki koltuk, raflarnda cilt cilt kitaplarn ve de antika birtakm in heykelciklerinin yer ald srme cam kapl bir kitaplk ve duvarn iine salamca yerletirilmi bir kasa iermekteydi. Martin Beck btn bunlar kapy ardndan kaparken grd. Ayn anda kararl admlarla masasna y 338 nelen Bjrn Forsberg de gznden kamamt. Sol elini masann stne dayayan Forsberg, hafife ne eildi, sa yandaki ekmeyi at ve de elini iine soktu. Eli yeniden grndnde, parmaklar bir tabancann kabzasn skmaktayd. Arln tayan sol elini masadan ekmeksizin, tabancann namlusunu kaldrp ak azna dorulttu, olabildiince ieri srd, kara-mavi elii dudaklar arasna kstrarak tetie asld. Bu sre iinde dimdik Martin Beck'e bakmaktayd. Gzlerinden cvl cvl nee tayordu. Olay ylesine abuk olmutu ki, Bjrn Forsberg masann stne devrilip yaylakaldnda, Martin BeckTe Melander henz odann orta yerine varmlard. Tabanca atee hazr durumdayd ve de horoz fiek yatann stne derken keskin bir trt duyulmutu.

Ne var ki, delikten dne dne frlamas gereken, sonra da Bjrn Forsberg'in az tavann paralayp beyninin byk blmn bann ardndan dar pskrtmesi beklenen kurun asla namluyu terk etmedi. Daha nce arjrde bulunan dier be kardeiyle birlikte fiein tun kovanndayd ve de Martin Beck'in sa pantolon cebinde kuzu kuzu yatyorlard. Martin Beck fieklerden birini kard. Parmaklar arasnda evirip evirdi ve kapsln bakr zarf evresine zmbalanm yazy okudu: METALLVERKEN 38 SPL. Fiek sve yapmyd ama tabanca Amerikan malyd. Bir Smith and Wesson 3B Spesyal, yapm yeri Springfield, Massachusetts. Bjrn Forsberg, yakkl yz przsz masaya dayal ve kollar iki yana ak, gkten dme bir kartal 339 gibi yatyordu. Tm bedeni tir tir titremekteydi. Birka saniye sonra yere kayd ve de lk la haykrr oldu. Melander hi istifini bozmadan: "Bir cankurtaran arsak iyi olur," dedi. te Rn bylece, teybiyle birlikte bir kez daha Karolinska Hastanesi'nin bir karantina kouunda oturmaktayd. Ne var ki, bu sefer cerrahi blmnde deil de, ruh sal kliniinde bulunuyordu. stelik yannda o manyak Ullholm yerine arkada Gunvald Larsson vard. Bjrn Forsberg'e yattrc ineler yannda dier birtakm baka baka ilalar da verilerek ok deiik tedavi yntemleri uygulanmt. Hastann ruh salyla

ilgilenen doktor, birka saattir odadan ayrlmyordu. Gel gr ki, hastann azndan tek sz kagelmekteydi: "Niye lmeme izin vermediniz?" Bunu pe pee yineleyip durmutu. te imdi bir kez daha syledi: "Niye lmeme izin vermediniz?" "Evet, niye izin vermedik sanki?" diye homurdanan Gunvald Larsson'a doktor serte bakt. Doktorlar, Forsberg'in lm yzdesinin gerekten byk olduunu belirtegelmeselerdi, imdi her iki dedektif de burada bulunmayacakt. Dehetli bir ok geirdiini aklamlar, bu nedenle kalbinin ok zayf ve de sinirlerinin tam laka durumda olduunu bildirmilerdi. Sonunda, bilimsel inceleme ve karar, genel durumunun hi de grnd kadar kt olmadn syleyerek bir sonuca balamlard. Ancak yine de bir kalp 340 krizi yaamna her an son verebilirdi. Rnn, adamn genel durumu konusunda ileri srlen bu yorumlara kafasnda bir anlam vermek iin alyordu. Forsberg yineledi: "Niye lmeme izin vermediniz?" Gunvald Larsson brr gibi karlk verdi: "Sen niye Teresa Camaro'nun yaamasna izin vermedin?" "nk bunu yapamazdm. Ondan mutlaka kurtulmalydm." "Yaaa!" dedi Rnn sabrszca. "Niye mutlaka kurtulmalydn?"

"Baka arem yoktu. Her eyi, tm yaamm bir anda ykabilirdi." "Sanki imdi ok yerinde," diye homurdand Gunvald Larsson. Doktor ters bakn yineledi. "Ah, anlamyorsunuz," diye yaknd Forsberg. "Ona bir daha hi dnmemesini sylemitim. Durumum bozuk olduu halde, bol bol para vermitim. Ama yine de..." Rnn candan bir sesle sordu: "Nedir sylemek istediin?" "Ama yine de peimden ayrlmad. O akam eve dndmde, yatamda uzanm yatyordu. rplak. Yedek anahtar nerde sakladm bildii iin, kapy ap girmiti. Oysa karm... nianlm gelecekti on be dakika sonra. Baka kar yol yoktu." "Peki, sonra?" "Krklerin durduu aaki souk bava deposuna 341 tadm onu." "Birinin onu orda bulmasndan korkmuyor muydun?" "Orann yalnzca iki anahtar vard. Biri bende, br de Nisse Gransson'da dururdu. Kald ki, Nisse yoldayd." Rnn sordu: "Onu ka gn orda braktn?" "Be gn. Yamur bekliyordum." Gunvald Larsson ta gediine koydu: "Bilirim, sen yamurseversin." "Niin anlamak istemiyorsunuz? lgnn tekiydi o. Bir dakikada tm yaamm kkten ykmas iten deildi. Tasarladm her eyi."

Rnn kendi kendine ban sallad. Her ey yolunda gidiyordu. Gunvald Larsson damdan dercesine sordu: "Tomson tabancay nerden buldun?" "Sava dn yurda getirmitim." Forsberg yatt yerde bir an sustu. Sonra vnle ekledi: "Onunla Bolevik geberttim." Gunvald Larsson saf pozunda sordu: "isve mal myd?" "Yok, Fin. Suomi model 37." "Peki, imdi nerde?" "Kimsenin asla bulamayaca bir yerde." "Suyun dibinde mi?" Forsberg ban sallad. Derin dncelere dalm grnyordu. Rnn bir sre sonra sordu: 342 "Nils Erik Gransson'u sever miydiniz?" "Ah, Nisse bir taneydi. ok iyi ocuktu. Ona bir baba gibiydim." "Ama yine de ldrdnz." "Varlm tehdit ediyordu. Ailemi. stne titrediim, urunda yaadm her eyi. Onlarsz yapamayacam her kavram. Elinde deildi. Ama abuk ve acsz bir son getirdim ona. Sizlerin burada bana ektirdiiniz gibi, ikence uygulamadm." Rnn sordu: "Teresa'y ldrenin siz olduunu Nisse biliyor muydu?" Uysal tavrn bozmakszn, batan beri sakin sakin konumaktayd. "Anlad," diye karlk verdi Forsberg. "Nisse aptal deildi. Hem de iyi bir arkadat. Evlendikten sonra ona

on bin kuron ve yepyeni bir araba verdim. Ve de sonsuza dek ayrldk." "Sonsuza dek mi?" "Evet. Bir daha ne grdm, ne de duydum, geen sonbahara dek. Telefon edip, birinin gece gndz kendisini izlediini bildirdi. Korku iindeydi ve de para gereksiniyordu. Ona yine para verdim. Yurtdna gitmesi iin gnln yapmaya altm." "Ama gitmedi mi?" "Hayr. Canndan bezmi gibiydi. stelik korku iliklerine ilemiti. Kuku eker bir durum yaratm olacan dnyordu." "Ve bunun zerine onu ldrdnz." "Zorunluydum. Durumu kurtarmann baka yolu yoktu. Yoksa, benim varlm tehlikeye drecekti. 343 ocuklarmn geleceini. imi. Her eyimi. Bile isteye deil, ama zayf, gvenilmez ve de en nemlisi ylgnd. Er veya ge korunmak iin ayaklarma kapanacan biliyordum. Ocama decekti ve de bylece ocama ncir dikecekti. Ya da yakasn polise kaptracak ve blbl gibi tecekti. Uyuturucu madde tutkunu, zayf ve gvensiz bir kiiydi. Hayr hayr, brakamazdm! Bildii her eyi azndan alana dek polis ona ikence edecekti." "Polisin insanlara ikence etme alkanl yoktur," dedi Rnn usulca. Forsberg ilk kez ban evirdi. El ve ayak bilekleri karyola demirine skca balyd. Gzlerini Rnn'e dikerek dedi ki: "Bunun ad nedir?"

Rnn gzlerini nne edi. "Otobse nerden bindin?" diye grledi Gunvald Larsson. "Klarabergsgatan'dan. Ahlens dura." "Oraya nasl gittin?" "Arabayla. Otomu ofisin nne park ettim. Orda zel bir yerim vardr benim." "Gransson'un hangi otobse bineceini nerden biliyordun?" "Bana telefon etmi ve talimatn almt." "Ne hnzrsn be!" diye homurdand Gunvald Larsson. "Szn ksas, ldrlmesi in ne yapmak gerektiini syledin ona." "Niin anlamyorsunuz? Seeneim yoktu diyorum size. Dieri nedir? Kald ki, ok insancl bir yoldan yaptm bunu. Hibir eyin farknda bile olmad." 344 "nsancl ha? Sen insan msn? Bir. Onun yerinde miydin? ki." "Neden beni kaderimle ba baa brakp gitmiyorsunuz?" "Bunun da sras gelecek. Sen ilkin insancl otobs iini anlat." "Olur. Sonra ekip gidecek misiniz? Sz m?" Rnn gzlerini Gunvald Larsson'a kaldrarak onun yerine konutu: "Evet. Gideceiz." "Pazartesi gn Nisse beni iyerimde telefonla arad. ok umarsz durumdayd ve de kendisini izleyen adamn bir an olsun peinden ayrlmadn syledi. Dayanma gcn tkettiini o zaman kestirdim. Eimle

hizmetinin akam evde olmayacaklarn biliyordum. stelik hava da uygundu. ocuklarsa her zaman erken yatarlar. Bylece ben..." "Evet?" "Bylece ben, kendisini izleyen adam gzlerimle grmek istediimi syledim Nisse'e. Onu peine takp Djurgrden'e ekecek ve bir ift katl otobsn duraa gelmesini bekleyecekti. Sonra n sralarna oturaca bu otobsle hattn sonuna dek gidecekti. Yola kmadan on be dakika nce de beni ofisteki direkt numaramdan arayacakt. Dokuzdan hemen sonra evden ktm, arabay park ettim, ofise kp bekledim. Iklan yakmamtm. Anlatmz gibi telefon etti. Aa indim ve otobs bekledim." "Yeri daha nceden kestirip karara varm mydnz?" "Gnn daha erken saatinde tm gzergh otobs345 le devrederken seegelmitim. Dorusu, biimli bir noktayd. evrenin pek kalabalk olacan sanmyor, hele yamur sregellrse kimseciklerin bulunmayacan dnyordum. Tahminimce, son duraa kalsa kalsa ancak ok az sayda yolcu kalacakt. Elbette ki, otobste yalnzca Nisse, onu izleyen adam, ofr ve de herhangi bir yolcudan te kimsenin bulunmamas en iyisi olurdu." "Biri daha m?" diye atld Gunvald Larsson. "O yolcu da kim ola?" "Kim olursa. Sadece grn kurtarmak iin yemlik." Rnn, oturduu yerde fkesinden patlayacak gibi ien Gunvald Larsson'a bakarak ban sarsalad. Sonra karyolaya bal adama dnp sordu:

"Neler duydunuz?" "Kolay deil. Zor kararlar vermek her zaman iin sarsc bir denemedir. Ne var ki, gerekletirecek olduum eyi bir kez kafaya koydum mu?.. Sz havada brakt. "kp gitmek iin sz vermediniz miydi?" diye sordu. "Sz vermek baka, yerine getirmek baka," dedi Gunvald Larsson. Forsberg gzlerini ona dikerek ac ac szland: "Ne biim adamlarsnz? iniz gcnz bana ikence yapp, yalan sylemek. Utanmyor musunuz? Bir de polis olacaksnz. Yalanclar!" "Kes yaygaray ulan! imdi dilini kknden koparrm ha!" diye grledi Gunvald Larsson. "Bu odada tek yalanc ben deilim. GranssonTa Dedektif Stenstrm' 346 ldrmeyi haftalarca ncesinden kafaya koymutun, tamam m? Konu! Tamam m?" "Tamam, tamam!" "Stenstrm'n polis olduunu nasl anladn?" "Daha erken bir tarihte onu gzlemitim. Nisse'nin haberi olmakszn." "Yalnz altn nerden kestirdin?" "Kolay. nk nbet devretmiyordu. Bylece kendi hesabna almakta olduu izlenimini edindim. Herhalde toy bir polis, kendine gelecek hazrlyor, diye dndm." Gunvald Larsson yarm dakika kadar sessiz kaldktan sonra sordu: "stne kimliini belirtici hibir ey almamas konusunda Gransson'un kulam iyice bktn m?"

"Evet. Daha ilk telefon ettiinde bu konuda kendisine kesin emir vermitim." "Otobs kaplarn altrmay nerden rendin?" "ofrlerin hareketlerini dikkatlice izlemitim. yle olduu halde, az kald her eyi yzme gzme bulatryordum. Yanl tr bir otobst." "Otobsn neresinde oturdun? Yukarda m ya da aada m?" "Yukarda. oa kalmadan tek yolcu bendim orda." "Sonra da Tomson tabanca elinde, basamaklardan aa m indin?" "Evet. Nisse ve arka yerde oturan dierlerinin grmemesi iin de ardma saklamtm. Ama yine de, ilerinden biri ayaa frlad. Kii her durum iin hazrlkl olmal, deil mi ya?" "Ya tutukluk yapsayd? Bizim zamanmzda bu k347 lstrler tutukluk bir yana, geri bile teperlerdi." "Tkr tkr altn biliyordum. Eski dosttuk onunla. Huyunu suyunu iyi bilirdim silahmn. Kald ki, ofise gtrmeden nce sk bir denetimden geirdim." "Tomson'u iyerine ne zaman gtrdn?" "Yaklak bir hafta ncesi." "Ya biri bulsayd onu orda? Bundan ekinmedin mi?" Kibirle kaslan Forsberg, "Kimin haddine dm benim ekmecelerimi kartrmak," dedi. "Kald ki, sk skya kilitlemitim." "Daha nce nerde bulunduruyordun?" "Tavan arasnda duran kilitli bir bavulda. Dier sava ganimetlerimle birlikte." "Bunca adam ldrdkten sonra hangi yoldan katn?"

"Norra Stationsgatan boyunca douya yneldim, Haga Havayollar terminalinin nnden bir taksiye bindim, ofis dndaki zel yerde duran arabama atladm ve de Stocksund yolunu tutup eve geldim." "Ve de Tomson'u yolda cup! diye suya attn," dedi Gunvald Larsson. "Tatl cann hi zme. Klstrn bulacaz." Forsberg karlk vermedi. Rnn uysal tavryla yineledi: "Neler duydunuz? Parmanz tetie gittiinde ve onca insann stne kurun yadrdnzda?" "Bak! Kendimi, ailemi, yuvam ve firmam savunuyordum. Sen elinde silahla, on be saniye sonra dman dolu bir sipere saldracan bilerek, hi bekledin mi? Syle, hi bekledin mi?" 348 "Hayr," diye cevaplad Rnn. "Hi beklemedim." "yleyse hibir ey bilemezsin!" dedi Forsberg. Balarndan kurtulmak iin rpnyor, bas bas baryordu: "Konumaya hakkn yok! Fikir yrtemezsin! Senin gibi bir sersem beni nasl anlayabilir? Lapaclar!... St kuzular!" Bartya ieri giren doktor, "Tamam. Yine ipin ucunu kard," diye sylendi. "imdi yeniden tedaviye alnmal." Zile bast, iki erkek hastabakc girdi. Tekerlekli karyolasnda odadan karlrken, o daha avaz avaz svg yadryordu. Rnn teybi durdurup, toparlama hazrlna koyuldu. Gunvald Larsson koridora bakarak anszn mrldand:

"Ulan, u hergeleyi bana braksalard, kendi ellerimle skardm grtlan ya!" "Ne?" "imdiye dek kimseye sylemediim bir ey aklayacam sana," diyen Gunvald Larsson iini dkmeye balad. "Bizim ite yakay ele veren gariplere inan ki, ou kez acrm. Doduklarna piman, birtakm kara yazgl kiilerdir onlar. Amazlara dmeleri, yaamlarn cehennem kuyularnda srdregelmeleri kendi sular deildir. Dahas, nedenini bile anlayamazlar. u herif gibiler var ya, ite bu zavalllarn yaamn parampara edip kpeklerin nne atan onlardr. Yalnzca paralarn, evlerini, ailelerini ve de sosyal durum dedikleri kirli amarlarn dnen pis domuzlar. Kasalarnda birka demet kt paras bulundurduklar 349 iin evrelerine hava basp bakalarnn yaamyla oynama yetkisini kendilerinde grenler. Bu soysuzlardan binlerce var. t srs gibi, tkenmek bilmezler ve byk ounluu da Portekizli orospularn grtlan skp boacak denli aklsz deildir. te bu nedenle ele gemezler. Onlara uzanamayz. Biz ancak kurbanlarn gtrr, bu zavalllarla urarz. Bizim u sersemi kuraldan ayr tutmak gerek." "Hmmm! Kim bilir? Belki haklsn." dedi Rnn. Odadan ktlar. Koridorun te ucundaki bir kapnn nnde, bacaklar iki yana ayrk ve kollar gste kavuuk. niformal bir ift devriye polisi duruyordu. Gelenleri grnce, toparlandlar. "Ulan, yine mi siz ktnz karma!" diye grledi Gunvald Larsson. Sonra daha yumuak bir sesle ekledi: "Ha, evet. yle ya, bu hastane Solna'da."

"Tebrikler, Komiserim. Sonunda canavar yakaladnz," dedi Kvant. "Evet. Yzmz ak ettiniz. Saolun." diyerek ya satmna katld Kristiansson. "Biz bir ey yapmadk," diye homurdand Gunvald Larsson. "Aslnda ii Stenstrm zme kavuturdu. Onur yalnzca onundur." Yaklak bir saat sonras, Martin BeckTe Kollberg Kungsholmsgatan merkezinin bir odasnda oturmu, karlkl kahve iiyorlard. "Teresa cinayetini gerekte Stenstrm zd, bakas deil," dedi Martin Beck. "Evet," diye katld Kollberg. "Ama yine de, aklc 350 bir yoldan zd sylenemez. Kimseye tlatmakszn, kendi bildiince almas. Hele ardnda en kk bir kt paras bile brakmam olmas, polislik deil. Tuhaf! Bu ocuk bymeden ld gitti." Telefon ald. Martin Beck cevaplad. "Alo, ba... Ben Mansson." "Nerdesin?" "u sra Vastberga merkezindeyim. O eksik sayfay buldum." "Nerde?" "Stenstrm un masasnn stnde. Bloknotun altnda." Martin Beck sessiz kald. Mansson kmser bir tonda yeniden sze koyuldu: "Yanlmyorsam, burasn aradn sylemitin. Neyse, olur byle eyler. Bir de..." "Evet?" "Kalemle bir iki not alm sayfann stne. Sa st kede yle bir yaz var: 'Teresa dosyasna yerletiri-

lecek.' Ve de sayfann en altna bir ad iziktirmi: 'Bjrn Forsberg.' Bitiminde bir soru iareti. Bir anlam tayor mu bunlar bizce?" Martin Beck soruyu karlksz brakt. Telefon alcs elinde, koltukta oturakald. Sonra bir glmedir tutturdu. -SON351

You might also like