Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 182

Laurell K.

Hamilton Sulu Zevkler Orijinal Ad : Guilty Pleasures ngilizce Aslndan eviren : Mert Sln ARTEMS YAYINLARI ataleme Sokak No: 52/2 Caalolu / stanbul Tel: (212) 513 34 20-21 Fax: (212) 512 33 76 e-posta: info@artemisyayinlari.com www.artemisyayinlari.com Genel Datm: Alfa Tel: (212) 511 S3 03 Fax: (212) 519 33 00 www.alfakitap.com Bask ve Cilt: Melisa Matbaaclk Tel: (212) 674 97 23 Fax: (212) 674 97 29 Laurell K. Hamilton'un yazd gizem, fantezi, by, korku ve romantizm temal iki roman serisi de New York Times Best Seller listesine girdi. Vampir Avcs Anna Blake'in maceralar dnya apnda iki milyondan fazla baslp satld. Dier popler serisi L.A.'de zel dedektiflik yapan, peri prensesi Merry Gentry'nin maceralar Glgelerin pc ile balad; Alacakaranln pc, Aymn Batan kard ile devam ediyor. Bayan Hamilton, ei, kz, iki kk bulldog ve iki yar kk bulldog kpeklen ve says devaml deien balklan ile St. Louis Mis-souri'de yamaktadr. www.laureJlkhamihon.org / www.artemisyayinlari.com sitesinden yazar ve kitaplar hakknda daha fazla bilgiye ulaabilirsiniz. Bunu mmkn klimaya yardjm eden btn hayranlara. zdiikJe de ktphaneciler ve kitapkra. Tefekkrler ocukiar. TEEKKRLER Teekkr: Silahlarn koca dnyasyla beni tantrdklar iin Carl Nassau ve Gary Chehowskiy'ye. Bana inanan ajanm Ricia Mainhardt'a. inin tesinde hevesi iin Deborah Millitello'ya. Yeni dost ve deerli bir eletirmen olan M.C. Summer'a. Geri kalanmzdan kaan kk detaylar yakalayan Mary-Dale Amison'a. Ve bu kitab eletirmekte ge kalan Alternatif Tarihilerin geri kalanlarna: Janni Lee Simner, Marella Sands ve Robert K. Sheaf. Kek iin teekkrler, Bob. Archon 14'deki okumama katlan herkese. SULU ZEVKLER BiRinci BLm Willie McCoy hayattayken uyuzun tekiydi. lm olmas durumunu deitirmemiti. Gsterili ekose spor bir ceket giymi, karmda oturuyordu. Polyester pantolonu cart yeildi. Ksa, siyah salarn ince ve gen yznden geriye doru taramt. Bana hep gangster filmlerindeki ikinci snf oyuncular hatrlatrd. Bilgi satan, getir gtr ileri peinde koan ve harcanabilecek trden olanlar...

Willie bir vampirdi, harcanabilir blm artk geerli deildi. Ama hl bilgi satyor ve getir gtr ilerinin peinden kouyordu. Evet, lm onu pek deitirmemiti. Ama yine de, ne olur ne olmaz, gzlerinin iine bakmamaya zen gsteriyordum. Gzlere bakmamak vampirlerle urarken standart bir kurald. Willie hayattayken bir bok uvalyd, imdi ise hortlam bir bok uvalyd. Bu benim iin yeni bir kategoriydi. Ofisimin sessiz, havalandrmal sakinlii iinde oturuyorduk. Duvarlar pudra maviiydi, patronum Bert sakinletirici olacan dnmt, bence odaya souk bir hava veriyordu. "Sigara imemin sakncas var m?" diye sordu. "Evet," dedim, "var." "Kahretsin, durumu kolaylarmayacaksm, deil mi? Bir an iin gzlerinin iine baktm, hl kahverengiydiler. Beni bakarken yakalad ve ben hemen gzlerimi masama in-_2 dirdim. Willie, hrltl bir sesle ks ks gld. Gl deimemiti. "Hey! Bu houma gitti. Benden korkuyorsun." "Korkmuyorum! Sadece dikkatliyim." "Kabullenmene gerek yok. Benden korkuyorsun. Korkunun kokusun alabiliyorum. Yzme, neredeyse beynime dokunan bir ey gibi bu, zerindeki korkuyu hissedebiliyorum. nk ben bir vampirim." Omuz silktim; ne diyebilirdim ki? Korkunu koklayabilen birisine nasl yalan syleyebilirsin? "Neden buradasn, Willie?" "Ah! Keke bir sigara iebilseydim." Dudann yanndaki deri oynamaya balad. "Vampirlerin sinirlenince tiki olabileceini hi bilmiyordum!" Eli yukar gitti, neredeyse oraya dokunacakt. Dilerini gstererek gld! "Baz eyler deimez." Ona, neler deiir? l olmak nasl bir his? diye sormak isterdim. Baka vampirler de tanyordum ama Willie, lmeden nce de tandm tek vampirdi. Bu acayip bir histi. "Ne istiyorsun?" "Hey, buraya sana para vermek iin geldim. Mterin olmak iin..." Gzlerinden saknarak, ksa bir bak attm. Tepedeki klar kravat inesinden yansyordu. Gerek altnd. Willie'nin daha nce byle bir eyi olmamt. l bir adam iin hali vakti yerindeydi. "zerine alnma ama benim iim lleri diriltmek. Neden bir vampir, bir zombi diriltmek istesin ki?" Ban sallad, iki yana ni iki hareket. "Hayr, o Vudu samalklar ile ilgilenmiyorum. Seni baz cinayetleri ararman iin tutmak istiyorum." 'Ben zel dedektif deilim." "Ama irketin bu tarz konularda da hizmet veriyor." Bamla onayladm. "Gidip, dorudan Bayan Sims'le grebilirsin. Arada ben olmasam da olur." Ban yine sarsntl ekilde iki yana sallad. "Ama o vampirleri senin bildiin kadar iyi bilmiyor." ektim. "Konuya gelebilir miyiz, Willie?" Duvar saatine gz attm. "On be dakika iinde kmam gerek. Mezarlkta bir mteriyi yalnz bekletmek istemem. Oradayken, gergin olmaya eilimli oluyorlar." Gld. Dilerine ramen, sinsi gln rahatlatc buldum. Aslnda, vampirlerin zengin, melodik glleri olmalyd.

"Bahse girerim ki, oluyorlardr. Hatta olduklarna kesinlikle bahse girerim." Yz aniden ciddileti, sanki bir el yzndeki glmsemeyi silmiti. Korkuyu hl karn boluumun iindeki bir kaslma gibi hissettim. Vampirler dmeye basar gibi ruh hallerini deitirebiliyorlard. Eer bunu yapabiliyorsa, baka neler yapabiliyordu acaba? "Mahalle evresinde harcanan vampirleri biliyorsun?" Cmlesini soru ekline soktuundan ben de cevap verdim. "Haberim var." Drt vampir yeni alan bir vampir kulbnn olduu mahallede katledilmiti. Kalpleri sklm, kafalar kesilmiti. "Hl polislerle mi alyorsun?" "Evet, hl yeni ekibin hizmetindeyim." Yine gld. "Evet, hortlak ekibi. Az bteli, az elemanl. Tabii ki." "Bu cmleyle neredeyse btn ehir polis tekilatn tarif ettin." "Belki; ama polisler de senin gibi dnyor, Anita. Bir vampirin daha lmse ne olmu? Yeni kanunlar bunu deitirmez." Addsion - Clark davasnn zerinden sadece iki yl gemiti. Mahkemenin sonucunda karmza hayatn ne olup lmn ne olmad konusunun yeniden dzenlemi versyonu-_* nu kmt. Vampirizm bizim bildiimiz A.B.D.'de yasallamt. Biz onlar tanyan ok az lkeden birisiydik. Gmen brosundakiler, ey... srler halinde g eden yabanc vampirlerle uramaya balamt. Mahkemede btn konular tartlmt. Vrisler haklarn geri vermeliler mi? Ei hortlayanlar, dul kabul edilir mi? Bir vampiri katletmek cinayet saylr m? Onlara oy hakk verme konusunda bile bir hareket vard. Zaman deiiyordu. nmdeki vampire baktm ve omuz silktim. Bir vampirin daha lmse ne olmu? Gerekten byle mi dnyordum? Belki. "Eer byle dndme inanyorsan, neden bana geldin?" "nk sen yaptn ite en iyisin. Bizim de en iyisine ihtiyacmz var." lk defa o zaman "biz" demiti. "Kimin iin alyorsun, Willie?" Glmsedi, dudaklar kapal, gizemli bir glmsemeydi bu; sanki benim bilmem gereken bir eyi biliyormu gibiydi. "Bunu kafana takma. Paras gerekten ok iyi. Bu cinayetleri zmesi iin gece hayatn ok iyi bilen birisini istiyoruz." "Cesetleri grdm, Willie. Grlerimi polise bildirdim." "Ne dnyorsun?" koltuundan ne yasland, kk elleri masamn zerindeydi. Trnaklar soluktu, neredeyse beyaz, kansz. "Polise tam bir rapor verdim." Ona bakyordum, neredeyse gzlerinin iine. "Bana bunlar anlatma, tamam m?" "Seninle polis meselelerini konuamam." "Onlara senin bu ii yapmayacan sylemitim." "Hangi ii? Bana tek bir lanet olas ey bile sylemedin." "Senin vampir cinayetlerini aratrman istiyoruz, kimin ya da neyin yaptn bulman. Normal cretinin katn deyeceiz." Bam olumsuzca salladm. Bu, o a gzl, onun bunun ocuu patronum Bert'in bulumay neden ayarladn ak- _5 lyordu. Vampirler hakknda ne hissettiimi biliyordu ama anlamam beni Bert'e avansn veren her mteriyle en azndan,

grmeye zorluyordu. Patronum para iin her eyi yapard. Problem ise, benim de ayn eyi yapacam zannetme-siydi. Bert ve benim ok yakn bir zamanda 'konumamz' gerekiyordu. Ayaa kalktm. "Polis olayn peinde. Ben zaten yapabileceim btn yardm yapyorum. 7, .en bir ekilde davann zerinde alyorum. Paranz bo^a harcamayn." Bana bakarak ayaa kalkt, ok sakindi. Eski bir lnn cansz hareketsizlii deildi bu, sadece glgesiydi. Korku srtmdan yukarya, enseme kadar kt. Kutsal ham kartp onu ofisin dna atmamak iin kendimi zor tuttum. Bir ekilde, ha kullanarak bir mteriyi dar atmak profesyonelce olmayacakm gibi grnd. O yzden olduum yerde durdum, onun hareket etmesini bekliyordum. "Neden bize yardm etmiyorsun?" "Bulumam gereken mterilerim va'r, Willie. Sana yardm edemeyeceim iin zr dilerim." "Etmeyecein iin, demek istiyorsun." Bamla onayladm. "stediin gibi olsun." Onu geirmek iin masamn etrafndan dolatm. Willie daha nce hibir zaman sahip olmad, bir abuklukla hareket etti fakat hareketettiini grdm ve uzanabileceinden bir adm geriye katm. "Senin zihin oyunlarna yakalanacak bebeklerden deilim." "Hareketimi grdn." "Senin hareketini duydum. Sen yeni lsn, Willie. Vampir olsan da, renecek ok eyin var." Kalarn atm bakyordu, eli hl bana yar-uzanmt. "Belki; ama hibir insan byle kaamazd." Bir adm yaklat. Ekose ceketi neredeyse bana srnecekti. Bu kadar yakn-^_ ken, neredeyse ayn boyda... ksalktaydk. Omzuna bakabileceim en sert ekilde baktm. Geriye gitmemek iin elimden gelen her eyi yaptm. Ama bir yaayan l olsa da, olmasa da, o Willie McCoy'du. "Ben ne kadar insansam, sen de o kadar insansn," dedi. Kapy amak iin ilerledim. Ondan kamyordum. Kapy amaya gidiyordum. Srtmdan akan souk teri, ikisinin arasnda fark olduuna ikna etmeye alyordum. Karnmdaki souk hissini de kandramamtm. "imdi, gerekten gitmem gerek. Animatrler A..'yi dndnz iin teekkr ederiz." Ona en profesyonel glmsememi gsterdim, bir ampul kadar bo ama parlak. Tam kapnn knda durdu. "Neden bizim iin almyorsun? Geri dndmde onlara bir ey sylemem gerek." ok emin deildim ama sesinde korkuya benzer bir ey vard. Baaramad iin ba derde girer miydi? Onun iin zldm ama bu ok aptalcayd. Cennet akna, o bir yaayan lyd ama durmu bana bakyordu ve komik ceketi, kk elleriyle, hl Willie'ydi. "Her kimlerse, onlara, vampirler iin almayacam syle." "Bu sabit bir kural m?" dedi, sanki yeni bir soruymu gibi. "Beton kadar." Yznde bir ey parlar gibi oldu, eski Willie aradan bak-verdi. Neredeyse acnacak bir durumdayd. "Keke bunu sylemeseydin, Anita. Bu insanlar kendilerine 'hayr' denilmesinden holanmazlar." "Sanrm misafirperverliimizi zorluyorsun. Tehdit edilmekten holanmam." "Bu bir tehdit deil, Anita. Sadece gerek." Kravatn dzeltti,

yeni altn kravat inesini okad, ince omuzlarn kaldrd ve dar yrd. Kapy arkasndan kapatp ona yaslandm. Dizlerimin gc kalmamt. Ama oturup titreyecek vaktim yoktu. Bayan J_ Grundick u an mezarlkta olmalyd. Elindeki kk antas ve yetikin oullaryla birlikte benim kocasn diriltmemi bekliyordu. Ortada iki farkl miras vard. Ya yllar sren mahkeme masraflar ve tartmalaryla uraacakt ya da Albert Grundick'i diriltip soracakt. htiyacm olan her ey, tavuklar bile, arabamdayd. Gm kutsal ham bluzumun altndan kartp tamamen grnecek ekilde sallandrdm. Birka silahm vard ve onlar kullanmay biliyordum. Masamda bir 9mm. Browning Hi Power vard. Silah, drt kilodan biraz ard, gm kurunlarla doluydu. Gm, vampirleri ldrmez ama onlarn cesaretini krabilir. Gm onlarn yaralarn, neredeyse insanlarn iyileme hznda kapanmaya zorlar. Terli avularm ceketime sildim ve dar ktm. Gece sekreterimiz Craig bilgisayar klavyesine km, hzla bir eyler yazyordu. Kaim hal zerinden geliimi grnce gzleri ald. Bunun nedeni belki boyumda sallanan kaln hat. Belki de srtmdaki apraz ask ve aka grlen silaht. kisi hakknda da bir ey sylemedi. Akll adam. Gzel, kk fitilli kadife ceketimi zerlerime giydim. Ceket silahn eklini gizlemiyordu ama nemli deildi. Grun-dikler veya avukatlarnn fark edeceini zannetmiyordum. Knci Blm Sabah arabam eve srerken gnein douunu grmek zorunda kalmtm. Gne doularndan nefret ederim. Programm ap uursuz geceyi alarak geirdiim anlamna gelirdi bu. St. Louis'in otobanlar, araba kullandm btn dier ehirlerden daha ok aalandrlmt. Aalarn gnn ilk klarnda gzel grndklerini neredeyse kabullenecektim; neredeyse. Apartmanm, her zaman sabah gneinde rahatsz edecek kadar beyaz ve neeli grnrd. Duvarlar, bildiim btn apartmanlarmki gibi vanil-yai dondurma beyazyd. Hallar, daha yaygn olan kpek boku kahverengisi yerine, ho bir gri tonundayd. Dairem geni ve tek yatak odalyd. Kar taraftaki parka bakan gzel bir manzara olduunu sylyorlard. Benim hibir fikrim yoktu. Bana kalsa, hi pencere bile olmazd. Pencerelerim en parlak gn n bile ho alacakaranla eviren kaln perdelerle rtlyd. Gndz yaayan komularmn ufak tefek seslerini bastrmak iin radyoyu ksk seste atm. Chopin'in yumuak mzii eliinde uyku beni iine ekiyordu. Bir dakika sonra telefon ald. Bir sre telesekreteri amay unuttuum iin kendime lanet ederek yattm. Belki duyamazlktan gelebilirdim? Beinci altan sonra dayanamadm. "Alo." "Oh, zr dilerim. Sizi uyandrdm m?" Tanmadm bir kadnd arayan. Eer bir satcysa gayet 2. sertleecektim. "Kimsiniz?" Ba ucumdaki saatte gz krparak baktm. Saat sekizdi. Neredeyse iki saat uyumuum. Yuppi!

"Benim. Monica Vespucci." dedi sanki her eyi aklaya-cakm gibi; ama aklamad. "Evet," diye ona yardmc olup cesaretlendirmeye altm. Sanrm sesim bir homurtu olarak kt. "Oh. Ben, ey. Ben Catherine Maison ile beraber alan Monica'ym." Ahize ile oynayp dnmeye abjth. Sadece iki saatlik uykuyla iyi dnemiyorum. Catherine iyi bit arkadamn adyd. Bunu hatrlyordum. Bu kadndan bana bahsetmi olabilirdi ama hayatm zerine yemin ederim, onu hatrla/am-yordum. "Elbette, Monica, evet. Ne istiyorsun?" Sesim bana bile ok kaba gelmiti. "Sesim iyi gelmiyorsa, zr dilerim. ten saat altda geldim." "Tanrm, yani sadece iki saat mi uyudun? Sanrm beni vurmak falan istiyorsundur?" Soruya cevap vermedim. O kadar kaba deilim. "Bir ey mi istiyordun, Monica?" "Elbette, evet. Catherine iin srpriz bir bekarla veda partisi dzenliyorum. Biliyorsun gelecek ay evleniyor." Bamla onayladm, beni gremeyeceini hatrlayp bir eyler mrldandm: "Ben de davetliyim." "Oh, elbette. Biliyorum. Nedimelerin elbiseleri ok ho, deil mi?" Aslnda, uzun pembe puf kollu bir gece elbisesine yz yirmi dolar vermek, yapmak istediim son eydi ama dn Catherine'nindi. "Bekarla veda partisine ne olmu?" "Oh, samalyorum, deil mi? Ve senin uykuya ihtiyacn var. Acaba barmak onu biraz hzlandrr m, diye merak ettim. Hayr, byk ihtimalle alard. "Ltfen, Monica, ne istiyorsun?" "ey biliyorum, bu biraz ni oldu ama her ey birbirine kart. Seni bir hafta nceden aramak istiyordum ama hi frsatm olmad." te buna inanmtm. "Devam et." "Veda partisi bu gece. Catherine senin iki imediini syledi, bize ofrlk yapar msn acaba?" Bir sre, nasl sinirlensem ve bana ne faydas olur, diye dnerek, ylece yattm. Belki biraz daha uyank olsaydm, dndm sylemezdim. "Benim kullanmam istediinize gre, bana ok ge haber vermi olmuyor musunuz?" "Biliyorum. ok zr dilerim. Son zamanlarda ok dal-dm. Catherine bana senin Cuma ya da Cumartesi geceleri bo olduunu sylemiti. Bu Cuma, bo deil mi?" Aslnda botu ama tek bo gecemi telefonun dier ucundaki bo kafayla harcamak istemiyordum. "Gece boum." "Harika! Sana yolu tarif edeyim. ten sonra bizi alrsn. Uygun deil mi?" Aslnda deildi ama ne diyebilirdim. "Tamam." "Kt ve kalem?" "Catherine'le beraber alyorsun, deil mi?" Aslnda Mo-nica'y hatrlamaya balamtm. "ey, evet." "Catherine'm nerede altm biliyorum. Tarife gerek yok." "Oh, ne kadar aptalm, tabii ki. O zaman bete grrz. Gzel giyin ama topuklu olmasn. Bu gece dans edebiliriz." Dans etmekten nefret ederim. "Elbette, grrz." "Akam grrz." Telefondaki ses kesildi. Telesekreteri atm ve araflara sarldm. Monica, Catherine ile alyordu, bu durumda o da bir avukatt. Kahretsin. Bugn ok hzlym. Aman, neyse, Yabanclarn bilinlerini kaybetmesini seyretmek, ne kadar kt

olabilirdi ki? Eer anslysam, belki birisi arabama bile kusard. Uykuya dalnca grdm en acayip ryay grdm. Tanmadm bir kadn, hindistan cevizi kremli tan ve Willie McCoy'un cenazesi. nc Blm oniea Vespucci zerinde 'Vampirler de nsandr' yazan bir rozet takmt. Bu, geceye umut verici bir balang deildi. Beyaz, ipek bluzunun yaka* s, koyu ve salk kulbnden kma bronz tenine doru geniliyordu. Salar ksayd ve ustalkla kesilmiti;,makyaj mkemmeldi. Rozetinin ne eit bir bekarla veda partisi hazrlad konusunda beni uyandrmas gerekirdi. Baz gnler olaylar yakalamakta ok yava kalyordum. Ben siyah kot, dize gelen izmeler ve krmz bluz giyiyordum. Omuzlarmdan krmz bluzumun zerine dklen kvrck siyah saclarm, kyafetime uyacak bir ekildeydi. Siyaha yakn, ho kahverengi gzlerim salarma uyuyordu. Sadece soluk tenim gze arpyordu. Latin esmerliine kar ok Germenimsiydi. ok eski bir erkek arkadam, beni porselen bebee benzetmiti. ltifat olsun diye sylemiti ama ben o ekilde algamaratm. ok fazla birileriyle kmamamn pek ok sebebi vardr. Sa bileimdek bsa ve sol kolumdaki yara izlerini rtsn diye uzun kollu bir bluz giymiim. Silahm arabamm bagajnda kilitli braktm. Bekarla veda partisinin ona ihtim ya duyacak kadar kontrolden kmayacam tahmin ediyordum. "Bu ii ayarlamay son dakikaya braktm iin zr dilerim, Catherine. O yzden sadece mz varz. Dier herke- J_3 sin planlan vard," dedi Monica. "Dnebiliyor musun? nsanlarn Cuma gecesi planlar var," dedim. Monica aka yapp yapmadm anlamaya alrm gibi bana bakt. Catherine sert bir bak att. kisine de en masum glmsememle karlk verdim. Monica'da glmsedi. Catherine aldanmamt. Monica, mudu bir sarho gibi kaldrma frlayp dans etmeye balad. Yemekte sadece iki iki imiti. Bu ktye iaretti. "Nazik ol," diye fsldad Catherine. "Ne dedim ki?" "Anita," diyen ses tonu, babamn eve ok ge geldiimde konutuu ses tonuna ok benziyordu. "Bu gece hi elenceli deilsin," deyip i ektim. "Oysa ben, bu gece ok elenceli olmay planlyordum," diyerek kollarn ge doru esnetti. kyafetinin bir ksm hl zerindeydi. Bakr rengi salar rzgrda uutu. Catherine'in salarn keserse, daha gzel olup olamayacana bir trl karar veremiyordum. Keserse ilk nce yz fark edilirdi. Belki de yzn gzelletiren salaryd. "Eer nadiren bana kalan gecelerimden birisinden vazge-eceksem, o zaman tadm kartmam gerek... sonuna kadar," dedi. Son kelimelerinde bir sertlik vard. Gzlerimi zerine diktim. "Sarho olmay dnmyorsun, deil mi?"

"Belki." Halinden ok memnun grnyordu. Catherine, iki imeyi onaylamadm ve anlayamadm biliyordu. Babo davranlarmn kontrolden kmasndan holanmam. Kendimi kaybedeceksem, ne kadar kaybettiimin hesabn bilmek isterim. Arabay iki blok gerideki park yerinde brakmtk. u et-14 rafnda dvme-demir it olan otoparklardand. Nehir tarafnda pek park alan yoktu. Dar, tula yollar ve eski kaldrmlar arabalar iin deil atlar iin dzenlenmiti. Sokaklar, biz akam yemeini yerken geip giden yamurla yeni ykanmt. Gecenin ilk yldzlar, kadife zerine serpilmi elmaslara benziyordu. "Acele edin, uyuuklar," diye bard Monica. Catherine bana bakp srtt. Sonra Monica'ya doru komaya balad. "Of, Tanr akna," diye sylendim. Yemekte birka iki iseydim, belki ben de koardm, belki. "amura saplanm sopa gibi durma," diye seslendi Catherine. amura saplanm sopa m? Onlara yryerek yetitim. Monica kkrdyordu. Nedense yle yapacan biliyordum. Catherine'le birbirlerine yaslanm glyorlard. Byk ihtimalle de bana. Monica rktc bir sahnenin sesini taklit etmeye alt. "Bu kenin ardnda ne var biliyor musunuz?" diye fsldad. Dorusu, ben biliyordum. Son vampir cinayeti drt blok tede gerek]errsri. Vampirlerin 'Mahalle' dedikleri yerdeydik. nsanlar kibar olmay isteyip istememe durumlarna gre, buraya ya Nehirkys ya da Kan Meydan, diyorlard. "Sulu Zevkler," dedim. "Of, ay..: srprizi bozdun." "Sulu Zevkler nedir?" diye sordu Catherine. Monica kkrdad. "Oh, gzel. Grne gre srpriz bozulmam." Catferine'in koluna girdi. "Sana sz veriyorum, ok seveceksin." Belki Catherine severdi ama ben sevmeyeceimi biliyordum ama yine de keyi dndklerinde pelerindeydim. Tabelas kan krmzs renginde neondand. Sembolizm gzmden kamamt. geni basamaktan sonra, alr kapanr bir kapnn J_5 nnde duran bir vampirle karlatk. Asker tral siyah salar ve kk, solgun gzleri vard. ri omuzlar dar tirtn yrtacakm gibiydi. ldkten sonra vcut gelitirmek gerekiyor muydu? Eikte duruyor olmamza ramen ieriden gelen grlty, mzii ve kahkahalar duyabiliyordum. Kk bir alanda, iyi zaman geirmeye kararl pek ok insann, gl grlts. Vampir kapnn yannda ok sakin duruyordu. Hl bir hareketlilii -daha iyi bir terim bulamamtm- bir canll vard. leli yirmi yldan fazla gemi olamazd. Karanlkta bana bile insan gibi grnyordu. Bu gece iin karnn doyurmutu. Derisi salkl ve dinti. Neredeyse al yanaklyd. Taze kandan oluan bir nn sonular byle olur. Monica, vampirin kolunu skt. "Oooo, u kaslara bakn." Vampir, dilerin gstererek srtt. Catherine'in nefesi kesildi. O zaman, daha da fazla srtt. "Buzz eski bir dostumuz, deil mi, Buzz?" Vampir Buzz m? Tabii ki, hayr.

Ama o bayla onaylad. "eri ge, Monica. Masanz bekliyor." Masa m? Monica'nm ne eit bir prestiji vard? Sulu Zevkler, Mahallesi'nin en tutulan meknlarndan birisiydi ve rezervasyon almyorlard. Kapda kocaman bir tabela vard. "Her tr ha ve dier kutsal malzemeler yasaktr." Tabelay okudum ve yryp getim. Ham brakmak gibi bir niyetim yoktu. "Anita, gelmekle ne iyi etmisin," diyen gr, melodik bir ses etrafmzda uutu. Ses, kulbn sahibi ve bir bavampir olan Jean-Claude'e aitti. Bir vampir nasl grnmesi gerekiyorsa yle grnyordu. Yumuaka kvrlan salar, antika, dantel gmleine ka-16 nyordu. Dantel, soluk, ince parmakl eline doru dklyordu. Gmleinin n akt. Gs, daha gsterili bir dantelle rtlmt. ou erkek byle bir gmlek giyemezdi. Ama bu vampirin zerinde tamamen erkeksi duruyordu. "Siz ikiniz tanyor musunuz?" Monica arm gibiydi. "Oh, tabii ki," dedi Jean-Claude. "BayamBlake ile daha nce tanmtk." "Nehirkys'ndaki olaylar hakknda polise yardmc oluyorum." "Kendisi onlarn vampir uzman." Son kelimeyi yumuak, scak ve belli belirsiz bir mstehcenlik iinde syledi. Monica kkrdad. Catherine fal ta gibi ak ve masum gzlerle Jean-Claude'a bakyordu. Koluna dokundum, sanki bir ryadan uyanm gibi srad.. Fsldamaya almadm bile nk beni naslsa duyacan, biliyordum. "nemli gvenlik uyars... Asla bir vampirin-gzleri iine bakma." Catherine bayla onaylad. Yznde korkunun ilk belirtileri grnmeye balamt. "Byle ho bir bayana asla zarar vermem." Catherine'in elini tuttu ve dudaklarna doru gtrd. Dudaklarm hafife dedirdi, Caterine kzarmt. Monica'nm da elini pt. Bana bact ve gld. "Merak etme, kk animator. Sana dokunmayacam. Bu hile yapmak olur." Yaknma geldi. Baklarm gsne diktim. Dantelin altnda neredeyse grnmeyen bir yank izi 'vard. Ha eklinde bir yank. Kim bilir ka yl nce birisi ilerisine bir ha yaptrmt? "Senin bir ha tamann adil olmayan bir avantaj olaca gibi." Ne diyebilirdim? Bir eklide haklyd. Sadece ha eklinin vampirlere zarar vermiyor olmas ok yazkt. O zaman Jean-Claude'n ba byk bir belada olurdu. Maalesef han kutsam olmas ve inanla desteklenmesi gerekiyordu. Bir vampire ha sallayan bir ateist acnacak bir manzarayd. "Anita, ne dnyorsun?" Adm tenime fsldayan bir nefes gibi syledi. Lanet olas sesi ok rahatlatcyd. Gzlerimi kaldrp o kelimeleri nasl bir ifadeyle sylediini grmek istedim. Ona kar greceli direncim, Jean-Claude'un ok ilgisini ekmiti. Diren ve kolumdaki ha eklindeki yara izi. Yara izini elendirici buluyordu. Her karlatmzda beni etkisi altna almak iin urayordu. Ben de ondan saknmak iin elimden geleni yapyordum. imdiye kadar hep baarl olmutum. "Daha nceleri ha tamama itiraz etmemitin." "O zamanlar polislerle birlikteydin; imdi deilsin."

Gsne bakmaya devam ettim, dantelin grnd kadar yumuak olup olmadm, merak ediyordum; byk ihtimalle deildi. "Glerine bu kadar az m gveniyorsun, kk animator? Bana olan direncinin boynunda asl gm parasnda geldiini mi zannediyorsun?" Buna inanmyordum ama yardmc olduunu biliyordum. Jean-Claude iki yz be yanda olduunu kendisi sylemiti. Bir vampir iki yz ylda ok g kazanr. Benim korkak olduumu im ediyordu. Deildim. Uzanp zinciri zdm. Benden uzaklap arkasn dnd. Ha elime kayverdi. Sarn bir kadn yanmda belirdi. Bana bir kupon verdi ve ha ald. Ne ho, aim size bir kutsal eya kontrol kz. Ham olmaynca birden kendimi plak hissettim. Onunla uyur, onunla du alrdm. Jean-Claude yemden yanma yaklat. "Bu geceki ova dayanamayacaksn, Anita. Kesin birisi seni cezbedecek." "Hayr/' dedim. Birisinin gsne bakarken sert olmak 1& zordu. Sert rol oynamak iin gz temasna ihtiyacnz vard ama sylediim hayr anlamnda bir hayrd. Gld. Sesi vcuduma srtnen krk gibiydi. Scak ve ok az da olsa lm hissi gibi. Monica kolumdan yakalad. "Sana sz veriyorum, ok seveceksin." "Evet," dedi Jean-Claude. "Unutamayacan bir gece olacak." "Bu bir tehdit mi?" Yeniden gld; scak, dehet verici bir sesti bu. "Buras zevk mekn, Anita, iddet deil." Monica kolumu ekitiriyordu. "abuk, elence balamak zere." "Elence m?" diye sordu Catherine. Glmsemek zorundaydm. "Dnya'nn tek vampir striptiz kulbne ho geldin, Catherine." "aka yapyorsun." "zci yemini ederim ki doru." Neden bilmiyorum, dnp kapya baktm. Jean-Claude hareketsizce duruyordu, hibir his uyarmadan, sanki orada deilmi gibi. Sonra hareket etti, solgun eli dudaklarna uzand. Odann dier ucundan bana bir pck yollad. Gecenin elencesi balamt. DRpnc BLm asamz neredeyse sahneye deiyordu. Mekn iki, kahkaha ve vampir garsonlarn arada dolamalarna atlan sahte lklarla doluydu. Derinden akan bir korku vard. Korku filmlerine ya da korku tnellerine has bir dehet. Gvenli dehet. Iklar snd. Etrafta yksek ve tiz lk nlad. Anlk gerek dehet. Jean-Claude'un sesi karanln iinden duyuldu. "Sulu Zevklere ho geldiniz. Size hizmet etmek, en kt dncelerinizi gerekletirmek iin buradayz." Sesi gece ge saatlerdeki ho fsltlar gibiydi. Lanet olsun, iyiydi. "Nefesimin teniniz zerinde nasl bir his brakacan hi hayal ettiniz mi? Dudaklarmn boynunuzda oluunu. Dilerimin sert srtnn. Isrmn keskin, tatl acsn. Kalbinizin gs hizamda delice arpn. Kannzn, damarlarmda akn. Kendinizi paylamay. Bana hayat vermeyi. Siz, -hepiniz- olmadan yaayamayacam." Belki karanln etkisindendi ya da artk her neyse, sanki benimle, sadece benimle konuuyor gibiydi. Beni semiti, onun iin zeldim. Hayr. Bu doru deildi. Kulpteki herkes ayn eyi hissediyordu. Hepimiz onun seilmiiydik. Ve belki m

de burada olan bitenler iinde doruya en yakn ey buydu. "Bu geceki ilk beyefendimiz sizin fantezinizi paylayor. pcklerin en tatsr karsnda ne hissedeceini renmek istiyordu. Size bunun harika bir his olduunu sylemek iin daha nceden denedi." Sessizliin karanl doldurmasn bekledi, kalp atlarn duyabiliyordum. "Karnzda, Phillip." "Phillip!" diye fsldad Monica. Kalabalktan toplu bir i eki ykseldi, sonra hafif tezahrat balad. "Phillip, Phillip..." Ses karanlkta, etrafmzda kt bir duaym gibi ykseliyordu. Bir filmin sonu gibi, klar aydnlamaya balad. Sahnenin ortasnda bir figr duruyordu. Tirt vcudunu sarmt; kasl deildi ama iyi yaplyd. Hi fena deildi. Siyah deri ceket, dar kot ve izmeleri kyafetini tamamlyordu. Bu klkta sokaklarda rahatlkla dolaabilirdi. Gr kahverengi salar, omuzlarn sprecek kadar uzundu. Sessizliin iine mzik dolmaya balad. Sesler adam etkilemeye balad, kalalar hafife hareketleniyordu. Yava hareketlerle deri ceketini kartmaya balad. Hafif mzik hareketlendi. Ceketi sahneye dt. Ksa bir sre seyirciye bakt, ne grlecekse grmemizi salad. ki kolunun da, derisinin zeri yara iziyle doluydu. Yutkundum. Ne olacandan emin deildim ama holanmayacama bahse girerdim. ki eliyle yzne dklen salarn geriye att. Kvrld, sahnenin etrafnda szld. Masamzn hizasnda durdu, bize bakyordu. Boynu bir uyuturucu mptelasnn kolu gibiydi. Btn o kk ince srk, yara izlerine, bakamadm. Gzlerimi kaydrnca Catherine'] kucana bakarken buldum. Monica ise koltuunda ileri dorulmu ve dudaklar aralanmt. Tirtn gl elleriyle yakalad ve ektiinde yrtlp gsn akta brakt. Seyirci lk atyordu. Birka tanesi adn haykrd. Phillip glmsedi. Gz alc, parlak, aznzn iinde eriyen, seksi bir glmsemeydi bu. "Yce Tanrm!" diye fsldad Catherine. "Harika deil mi?" diye sordu Monica. Ona baktm. Yakas alm, iki dzgn, olduka eski, kk yaray sergiliyordu. Yce sa adna. Mzik patlayan bir iddete dnt. Kvrlarak, savrularak dans ediyor, vcut gcn herkese datyordu. Sol kprck kemii zerinde beyaz ptrl ve kt grnl kocaman bir yara izi vard. Midem kasld. Bir vampir kprck kemiini yarm, kpein eti koparmas gibi, paralamt. Bunun yle olduunu biliyordum nk benzer bir iz bende de vard. Benzer birok yara izim vard. Yamurdan sonraki smkl bcekler gibi izleyicilerin ellerinde dolarlar belirdi. Monica kendi parasn bayrak gibi sallyordu. Phillip'i masamzda istemiyordum. Grltden, kendimi duyurmak iin Monica'ya doru eilmek zorunda kaldm. "Monica, ltfen, onu buraya arma." Bana dnp baktnda bile ge kaldm biliyordum. Yaral Philip sahnede durmu bize bakyordu. O insans gzleri iine bakakaldm. Monica'mn boynunda atan damar grebiliyordum. Dudaklarm yalad, gzleri kocamand. Elindeki paray Phillip'in pantolonundan ieri sktrd.

Elleri rahatsz kelebekler gibi yara izleri zerinde dolat. Monica yzn Phillip'in karnna doru yaklatrd ve yara izlerini pmeye balad, teninde krmz ru) izleri brakyordu. Vampir plrken dizleri zerine kmeye balad, azn gsne doru ykselmeye zorluyordu. Diz knce, Monica dudaklarn yzne yaptrd. Philip, onun ne istediini biliyormu gibi salarm arkasnda toplad. Monica en yeni yara izini yalamaya balad. Dili bir kedinin ki gibi, kk ve pembeydi. Nefesim verirken titrediini hissettim. Monica tam yara izinin zerini yeniden srd. Phillip ac iinde ya da aknlkla sarsld. Monica'nm enesi kasld, yutkunuyordu. Yaray emiyordu. Catherine'e baktm. Bo bir heyecanla onlara bakyordu. Kalabalk vahilemiti, lk atyor, paralarn sallyordu. Phillip, Monica'dan kurtuldu ve baka bir masaya geti. Monica dengesini kaybetti. Ba kucana dt, kollar yannda bo bo sallanyordu. Acaba baylm myd? Omzuna doru uzandm da, ona dokunmak istemediimi hissetim. Usulca omzuna dokundum. Hareket etti, bana bakmak iin kafasn evirdi. Gzlerinde, seksten sonra gelen uyuukluk vard. Rujunun ou silindii iin dudaklar solgundu. Baylmamt; tatmin olmann rahatln yayordu. Onu kendi haline brakp ellerimi kotuma sildim. Avularm terliyordu. Phillip sahneye geri dnmt. Dans etmeyi kesmiti. ylece duruyordu. Monica boynunda kk yuvarlak bir iz brakmt. Kalabaln stnde gezmen yal bir zihin gcnn ilk kprdanmalarm hissettim. "Ne oluyor?" diye sordu Catherine. "Bir ey yok" dedi Monica. Gzleri yan ak, sandalyesinde doruldu. Dudaklarn yalad, ellerini bann stne kaldrp gerindi. Catherine bana dnd. "Anita, neler oluyor?" "Vampir," dedim. Yznde bir korku belirdi ama ok uzun srmedi. Catherine'nin korkusunun, vampirin zihin gcnn arl altnda azaldn seyrettim. Yavaa dnp sahnede bekleyen Phillip'e bakmaya balad. Catherine tehlike altnda deildi. Bu grup hipnozuydu, kiisel ve kalc deildi. Vampir, Jean-Claude kadar yal ya da iyi deildi. Oturup yz yllk bir gcnn basksn ve akn hissettim, yeterli deildi. Masalarn arasndaki hareketini hissettim. Zavall insanlarn geliini fark etmemesi iin ok zahmete giriyordu. Onlar fark etmeden, by gibi bir anda beiirebilirdi. Vampirleri artma ans elinize sk gemezdi. Dnp 23 vampirin sahneye yryn seyrettim. Dier insanlar yzlerini sahneye dnm, bo gzlerle bekliyorlard. Bu vampir zn boylu, kk elmack kemikli, model-mkemmelliin-deydi. Gzel olamayacak kadar erkeksi, gerek olamayacak kadar mkemmeldi. Masalarn arasnda basma kalp vampir kyafetinde dolayordu, siyah smokin ve beyaz eldivenlerle. Benden bir masa tede durup gzlerini dikti. Seyirciyi, savunmasz, bekler bir ekilde avucu iine almt. Ama ben oturmu ona bakyordum, Gzlerinin iine deil tabii ki.

Vcudu gerildi. armt. Bir kza moral vermek iin, yz yanda bir vampirin sakinliini bozmaktan daha iyisi olamazd. Vampirin arkasna baknca, Jean-Claude'u grdm. Bana ba-kyordt. kimi kaldrp selam verdim. Bayla selamm ald. Uzun boylu vampir, Phillip'in yanma gelmiti. Phillip'in gzleri, seyircilerinkiler gibi bo bakyordu. By ya da her neyse, kaybolup gitti. Tek bir dnceyle vampir seyirciyi uyandrd ve bynn etkisiyle ardlar. Ani sessizlii Jean-Claude'un sesi doldurdu. "te, karnzda, Robert." Kalabalk lklar ve alklarla lgna dnd. Herkesle birlikte Catherine de alklyordu. Etkilendii aka grnyordu. Mzik yine deiti, havada nlyor ve titreiyordu, neredeyse can yakacak kadar yksekti. Vampir Robert dans etmeye balad. Mzikle uyumlu, dikkatli bir sertlikle hareket ediyordu. Beyaz eldivenlerini kalabala frlatt. Bir tanesi ayamn yamna dt. Onu orada braktm. "Al abuk," dedi Monica. Bam iki yana salladm. Baka bir masadan, baka bir kadn uzand. Nefesi viski kokuyordu. "stemiyor musun?" Yine bam iki yana salladm. Kalkp almak iin uzand ama Monica ondan nce davranp eldiveni kapt. Kadn mutsuz bir yzle, geri oturdu. Vampir, przsz gsn sergileyerek soyundu. Sahneye yatp tek parma zerinde mav ekti. Seyirci lgna dnmt. Ben etkilenmemitim. sterse bir otomobili rahatlkla kaldrabileceini biliyordum. Kyaslannca, birka snav neydi ki? Phillip'in etrafnda dans etmeye balad. Phillip yzn ona dnd, sanki bir saldr bekler gibi, dizler hafif krk, kollar akt. Birbirlerinin etrafnda dnmeye baladlar. Mziin sesi, sahnedeki yumuak hareketler hissedilecek hle gelene kadar arlat. Vampir, Phillip'e yaklamaya balad. Phillip sahneden kamaya alr gibi hareketler yapt. Vampir bir anda nnde belirip kamasn engelledi. Hareket ettiini grememitim. Vampir adamn nnde bir anda belirmiti. Hareket ettiini grememitim. Korku souk bir ekilde vcudumdaki tm havay ekti. Zihinsel kad fark edememitim ama olmutu. Jean-Claude iki masa tede duruyordu. Soluk elini kaldrp beni selamlad. Adi herif zihnimin iindeydi ve ben fark etmemitim bile. Seyircinin nefesi kesildi, tekrar sahneye baktm. kisi de melmiti. Vampir, Phillip'in kollarndan birisini arkasnda kstrmt. teki eli Phillip'i salarndan yakalayp boynunu ac verici bir aya gelinceye kadar ekti. Phillip'in gzleri fal ta gibi alm ve korku doluydu. Vampir onu etkisi altna almamt. Etki altnda deildi! Bilinci yerindeydi ve korkmutu. Yce Tanrm. Nefesi kesilmiti, gs ksa nefeslerle inip kalkyordu. Vampir kalabala bakp dilerini gstererek tslad; diler sahne klan altnda parlyordu. Tslamas gzel yzne, canavarms bir grn verdi. Al kalabaln zerine yayl- 25 di. stei o kadar youndu ki, karnma kramp girdi.

Hayr, bunu onunla birlikte hissetmeyecektim. Trnaklarm avucuma saplayp konsantre oldum. His kayboldu. Ac ie yaramt. Titreyen parmaklarm anca, avu ilerimde hilal eklindeki drt ize kan toplandm grdm. Alk zerimden gitmiti. Kalabal dolduruyordu, benim deil, beni deil. Vampir ban geriye yatrd. "Hayr," diye fsldadm. Vampir atld, dileri ete batyordu. Phillip'in l kulpte yankland. Mzik bir anda sustu. Kimse hareket etmiyordu. ne atsan duyulurdu. Hafif, nemli bir emme tns sessizlii doldurdu. Phillip boazndan ykselen sesle inlemeye balad. Tekrar tekrar, hafif ve aresiz seslerle. Kalabala baktm. Hepsi vampirle birlikteydi, aln, arzusunu, besleniini hissediyorlard. Belki Phillip'in korkusunu hissettiim iin ama bilmiyorum; ben olayn dndaydm ve bundan ok memnundum. Vampir, Phillip'i hareketsizce, yere brakp doruldu. stemeden ayaa kalktm. Adamn yaral srt, lmle peneleir gibi derin ve acl bir nefesle sarslyordu. Galiba gerekten yleydi. Hayattayd. Geri oturdum. Dizlerimde g kalmamt. Avu ilerimdeki ter, elimdeki kesikleri yakyordu. Canlyd ve olanlar houna gitmiti. Bunu birisi anlatsayd kesinlikle inanmazdm. Onu yalanclkla sulardm. Bir Vampirke. Tanr ahidim olsun, o anda her eyi gr-m olmutum. Kim bir pck ister?" diye fsldad Jean-Claude. Bir an kimse kprdamad; sonra her yerden para tutan el-jer uzand. ok fazla deillerdi, az bile saylrlard. Pek ou sanki kt bir ryadan uyanmasma, arm grnyordu. 26 Monica para sallayanlardand. Vampir Robert, Monica'nm yanma geldi. Monica paray, onun da pantolonunun iinden soktu. Robert kanl, sivri dili azn Monica'nn dudaklarna yaptrd. Macerac dil hareketleriyle dolu uzun derin bir pmeydi bu. Birbirlerinin tadna bakyorlard. Vampir, Monica'dan ayrld. Monica'nm elleri, ensesine sarlm, geri ekmeye alyordu ama Robert onu geri itti. Bana doru dnd. Bam sallayp bo ellerimi gsterdim. Burada para yok, dostum. Ylan gibi hzla bana doru uzand. Dnecek zaman yoktu. Sandalyem yere dt. Eriebileceinden uzakta, ayakta duruyordum. Sradan bir insan onun hareketini gremezdi bile. Ska sylendii gibi, parti bitmiti. Neler olduunu anlamaya alan kalabalktan, bir mrlt ykselmeye balad. Sadece mahallenizin sevimli animatr, dostlar, heyecanlanmaya gerek yok. Vampir hl bana bakyordu. Birden Jean-Claude yanmda belirdi, geldiini grmemitim. "yi misin, Anta?" Sesi, kelimelerinde hi hissedilmeyen eyleri tayordu. Karartlm odalardaki, souk rtler arasnda fsldanan szler. Beni ekip bam para peindeki bir ayya gibi dndrd. Bu iyi gelmiti. ak... Hars... Ses zihnimi iinde grieyip vampiri uzaa yollad. ar cihazm tmeye balad. Gzlerimi krptm, masaya doru sendeledim. Jean-Claude beni tutmak iin uzand. "Bana dokunma," dedim. Glmsedi. "Elbette." Dmesine dokunup cihaz susturdum. Tanrya kr,

ar cihazn antama atmaktansa, belime takmtm. Aksi halde duyamazdm. Barn telefonu kullandm. Polisin, Hillcrest Mezarlnda bana ihtiyac vard. Bo gecemde almam gerekecekti. Yuppi ve bunu gerekten sylemitim. Catherine'e benimle gelmesini teklif ettim ama o kalmak istedi. Vampirler hakknda ne derseniz deyin, ok gz ekicilerdir. tariflerinde bile yazar: Kan imeyi sever ve geceleri alr. Bu Catherine'in kendi seimiydi. Geri gelip onu eve brakacama sz verdim. Sonra kutsal eya kontrol kzndan, kutsal ham alp bluzumuj^iine sallandrdm. Jean-Claude kapmn yannda duruyordu. "Seni neredeyse yakalyordum, kk animator," dedi. Yzne baktm, sonra da hemen aaya. "Neredeyse, saylmaz, seni kan emici pi." Jean-Claude ban geriye atp bir kahkaha att. Kahkahas, omurgamda srnen kadife gibi, btn gece beni takip etti. BEinci Bolm Tabut yan dnmt. Koyu cila zerinde beyaz pene izleri vard. Sahte ipekten mavi astar kesilmi ve yrtlmt. Neredeyse insan eli eklindeki, kanl iz net olarak grnyordu. Cesetten geri kalanlar, yrtk kahverengi bir takm, inenmi bir parmak kemii ve kafatas paralaryd. Adam sarmm. 2584806 Dier ceset on be metre tedeydi. Elbiseleri yrtlmt. Gs paralanm, kaburgalar yumurta kabuu gibi krlmt. organlarnn ou yoktu, vcut boluu ktn iindeki oyuk gibi duruyordu. Sadece yzne dokunulmamt. Yaz yldzlarna bakan soluk gzler, inanlmaz derecede almt. Karanlk olduuna memnundum. Gece grm iyidir ama karanlk renklen alar, kan siyah gsterirdi. Adamn cesedi aalarn glgesi arasnda kaybolmutu. ok yaknma gelmeseydim, onu fark edemezdim. yle de yaptm. Mezu-ramla srk izlerini ltm. Kk plastik eldivenlerimle ip ular iin cesedi aratrdm. Hibir ipucu yoktu. Su mahallinde, istediim her eyi yapabilirdim. Zaten nceden resimlenip videoya kaydediliyorlard. Ben arlan son uzmandm. Ambulans cesetleri almak iin, benim iimi bitirmemi bekliyordu. iim bitmek zereydi. Adam neyin ldrdn biliyordum. Gller. Soruturmay tek bir yaayan l trne indirmitim. Aman ne gzel. Adl tabip bunu rahatlkla syleyebilirdi. 79_ Elbiselerimi korumak iin giydiim tulumun iinde terlemeye balamtm. Tulum orijinal olarak vampir takipleri iindi ama sonra su mahallerinde de kullanmaya balamtm. Dizlerimde ve aaya doru siyah lekeler vard. imenlerde ok fazla kan olmalyd. Tanrya kr, bunlar gn nda grmek zorunda kalmamtm. Nedendir bilmiyorum byle br sahneyi gndz grmek daha kt oluyor ama hayal ederken gn nda etmeyi rahat buluyordum. Kan her zaman ok krmz, ok kahverengi ve ok youn olurdu. Gece ortam yumuatyor, daha gerek d yapyordu. Bu hep houma giderdi. Tulumumun fermuarm ap nn genilettim. Rzgr artc derece serin esiyordu. Hava yamur kokuyordu. Bir frtna yaklayordu. San polis eritleri aalarn gvdelerine sarlm, allarn arasndan frlamt. Bir sar dm, melek heykelinin ta

bacana dolanmt. avu Rudolf Stoff eridi kaldrp bana doru yrd. Boyu iki metreydi, bir grei gibi yaplyd. evik ve uzun admlarla yryordu. Ksa salar kulaklarn akta brakyordu. Dolph, hortlak takmnn bana yeni gemiti. Resm olarak. Blgesel Olaand Soruturma Takm, B-O-S-T. Birim, doast olaylarla ilikili btn sularla ilgileniyordu. Kariyer asndan yukarya doru bir adm deildi. Willie McCoy haklyd; ekip, basn ve liberalleri teskin etmek iin yaplm gnlsz bir abayd. Dolph'un birilerini kzdrm olmas gerekiyordu, yoksa burada olmazd. Ama Dolph, Dolph olduu iin yapabiiecei iin en iyisi yapmaya kararl bir kiiydi. Tabiatn kudreti gibiydi. Barmasna gerek yoktu, sadece varl, ilerin yrmesi iin yeterliydi. 30 "Evet," dedi. te size konukan Dolph. "Bir gl saldrs." "Ve." Omuz silktim. "Ve bu mezarlkta hi gl yok." Aaya, bana doru bakt, yz dikkatli bir tepkisizlikteydi. Burada iini yapyor, beraber altklarn etkisi altna almay sevmiyordu. "Bir gl saldrs demitin." "Evet ama mezarln dndan bir yerden gelmiler." "Yani?" "Kendi mezarlklar dna, bu kadar uzaa gelen hibir gl duymadm." Sylediklerimi anlayp anlamadn kavramak iin yzne baktm. "Bana gllerden bahset, Anita." Sadk kk not defterini kartmt, kalemini dikmi, hazr bekliyordu. "Bu mezar hl kutsal blge. Gl istilasna uram mezarlklar genellikle ok eskidir ya da vudu veya satanik yinler yaplmtr. Ktlk, gnahkar oluncaya kadar topran kutsallm harcar. Bu olunca gller ya buraya yerleir ya da medardan karlar. Hi kimse tam olarak hangisinin olduunu bilmiyor." "Bekle. Kimse bilmiyor diyerek, ne demek istiyorsun?" "Temel olarak..." Ban iki yana sallad, ald notlara bakp yzn buruturdu. "Akla." "Vampirleri dier vampirler yapyor. Zombiler mezardan animatrler ya da vudu rahipleri tarafndan kaldrlyor. Gller, bildiimiz kadaryla mezarlardan kendi balarna kyorlar. Ben buna pek inanmyorum. Doast varlklar, hayvana dnenler, vampirler ya da her ne olursa, bunlardan birisi tarafndan nlan insanlarn gl olduu konusunda bir teori vard. Ama btn mezarln boald durumlar grdm. Hepsinin doast saldrya uram olma ihtimali yoktu." "Pekl, gllerin nereden geldiini bilmiyoruz. Ne biliyo-ruz? "Gller, zombiler gibi rmez. Vcutlarn, daha ok vampirler gibi korurlar. Hayvan zekasnn biraz stndedirler ama ok deil. Korkaktrlar ve birisine yaral ya da baygn deilse saldrmazlar." "Mezarlk bekisine saldrmlar." "Bir ekilde baygn dm olabilir mi?" "Nasl?" "Birisi baytmtr?" "Bu olabilir mi?"

"Hayr. Gller, insanlarla ya da dier yaayanllerle birlik olmazlar. Zombi emirlere itaat eder, vampirlerin kendi iradeleri vardr. Gller daha ok sr halinde dolarlar, kurtlar gibi diyebiliriz ama daha tehlikeliler. Bakas ile alma fikrini anlayamazlar. Eer gl deilsen, ya etsindir ya da saknlmas gereken bir ey." "O zaman burada ne olmu?" "Dolph, bu glllar bu mezarla gelmek iin ok uzun bir yol kat etmiler. Kilometrelerce yakmda baka mezarlk yok. Gller bu ekilde yolculuk etmezler. Belki, bak sadece belki, bekiye, onlar karmaya geldiinde saldrm olabilirler. Ondan kamalar gerekirdi; belki kamamlardr." "Gl gibi davranan, birileri ya da bir eyler olabilir mi?" "Belki ama sanmam. Her kimlerse, o adam yemiler. Bir insan bu yeme iini belki yapabilir ama vcudu byle paralayamaz. Byle bir gce sahip deiller." "Vampir mi?" "Vampirler et yemez." "Zombi mi?" "Belki. Zombilerin biraz ldmp insanlara saldrma olaylan nadir de olsa grlyor. Ete ihtiya duyuyorlar. Eer alamazlarsa, rmeye balarlar." "Zombilerin devaml rdn zannediyordum." 32 "Et yiyen zombiler, normallerden daha uzun sre dayanrlar. Bir durumda, bir kadn sene boyunca insan grntsn korumutu." "nsan yemesine izin mi vermiler?" Glmsedim. "i etle beslemiler. Yanl hatrlamyorsam makalede koyun eti tercih ettikleri yazyordu." "Makale mi?" "Her kariyerin profesyonel yaynlar vardr, Dolph." "Ad nedir?" Omuz silktim. "Animator, baka ne olabilir ki?" Gerekten glmsedi. "Peki. Zombi olma ihtimali nedir?" "ok deil. Zombiler emredilmedii srece sr halinde dolamazlar." Notlarn, kartrd. "Et yiyen zombiler bile mi?" "Kaytlara gemi vaka var. Hepsi de tek balarna dolayorlarm." "Yani, et yiyen zombiler ya da yeni bir tr gl. Sonu bu mu?" Bamla onayladm. "Evet." "Peki, sa ol. Geceni bldm iin zr dilerim." Not defterini kapatp bana bakt. Neredeyse srtacakt. "Sekreterin sylediine gre bir bekarla veda partisindeymisin." Kalarn oynatt "Hadi iyiymisin!" "zerime gelme, Dolph." "Ryanda bile gremezsin." "Tabiii," dedim. "Eer bana ihtiyacnz kalmadysa, geri dneceim." "imiz bitti, imdilik. Eer aklna bir eyler gelirse beni ara." "Elbette." Arabama geri dndm. Kanl eldivenleri bagajdaki p torbasna attm. Tulum konusunda tereddtte kaldm, sonunda kartp katladm ve p torbasnn zerine koydum. Bir kere daha giyebilirdim. "Bu gece dikkatli ol, Anita. Bir eyler kapman istemeyiz," diye bard Dolph. Geri dnp sert bir bak attm. Adamlarn geri kalan el sallayp hep bir azdan, "Seni seviyoruz" diye bardlar. "Gidin bamdan."

"plak erkek seyretmeyi sevdiinizi bilseydik, biz de bir eyler ayarlardk," diye bard bir tanesi. "Sendeki malzemeyi grmek istemezdim, Zerbowski." Kahkahalarn ardndan birisi Zerbowski'yi boynunda kavrad. "Seni yine tua getirdi, dostum... Vazge artk, seni her seferinde madara ediyor." Erkek kahkahalar arasnda arabama bindim. Bir tanesi benim "ak" klem olmay teklif etti. Byk ihtimalle Zerbowski'ydi. ALfnc BLm Qece yansm biraz gece, Sulu Zevkler'e geri dndm. Jean-Claude merdivenlerin banda duruyordu. Hareketsizce duvara yaslanmt. Nefes alyorsa bile, ben gremiyordum. Rzgr gmleinin dantellerini uuturdu. Bir tutam siyah sa, przsz yznn solukluunda kayd. "zerinde bakalarnn kannn kokusu var, ma petite. Tatl tatl glmsedim. "Tandn birisi deil." Sessiz bir fkeyle dolu olan sesi, ksk ve karamsard. Tenimde souk bir rzgr gibi kayd. "Benim kk animat-rm, vampir mi ldryordu?" "Hayr," diye fsldadm, sesim bir anda ok bouk kt. Daha nce sesimi hi byle duymamtm. "Sana Cellat diyorlar. Biliyor muydun?" "Evet." Beni tehdit edecek bir ey yapmamt ama yine de o anda hibir kuvvet beni yanndan ieri geiremezdi. Onlar kapy arkadan desteklemi olabilirlerdi. "Kaytlara gemi ka avn var?" Bu konuma houma gitmemiti. Houma gidecek bir yerde bitecekmi gibi durmuyordu. Bir bavampir yalann kokusunu alabilirdi. Jean-Claude'un ruh halini anlayamyordum ama yine de yalan sylemedim. "On drt." "Ve bizlere katil diyorsunuz." Gzlerimi zerine diktim, ne demek istediinden tam emin deildim. Vampir Buzz basamaklardan aaya geldi. nce Jean-Cla-ude'a, ardndan bana bakt, sonra kollarn kavuturup kap nndeki yerini ald. "Verdiin mola iyi geti mi?" "Evet, teekkr ederim, efendim." Bavampir glmsedi. "Sana daha nce de sylemitim, Buzz, bana efendim deme." "Evet, E-E... Jean-Claude." Jean-Claude harika, neredeyse dokunulabilecek kahkahasndan att." Gel, Anita, ieriye scaa geelim." Dars 26 derecenin zerindeydi. Neden bahsettiini anlayamamtm. Son birka dakikadr, ne hakknda konutuumuzu da anlayamamtm. Jean-Claude merdivenlerden kt. eriye doru, karanln iinde yok oluunu seyrettim. Durup kapya baktm, ieri girmek istemiyordum. Bir eyler yanlt ama ne olduunu bilmiyordum. "eri girecek misin?" diye sordu Buzz. "Sanrm, ieri girip Monica ve kzl sal bayana dar gelmelerini istediimi sylemezsin?" Dilerini gstererek glmsedi. Dilerini etrafa gsterme hevesi yeni l olduunun iaretiydi. Bu ok etkisini severlerdi. "Yerimi brakamam. Daha yeni ara verdim." "Byle diyeceini biliyordum." Srtt.

Kulbn alacakaranlna yrdm. Kutsal eya kontrol kz beni kapda bekliyordu. Ham ona verdim, o da bana onay kuponu verdi. Adil bir takas deildi. Jean-Claude grmlerde yoktu. Catherine sahnedeydi. Gzleri fal ta gibi ak, hareketsizce duruyordu. Yznde uykunun mahmurluu ve krlganl vard; bir ocuun yz gibiydi. Bakr rengi saclar parl-36 yordu. Derin' trans nerede grsem anlardm. "Catherine." Ona doru koarken, ismini haykrdm. Monica masamzda oturmu, geliimi seyrediyordu. Yznde berbat, ok bilmi bir glmseme vard. Bir vampir Catherine'in arkasnda belirdiinde, neredeyse sahneye varmtm. Perdenin arkasnda kmam, aniden arkasnda belirmiti. lk defa dier insanlarn neler grdn anlamtm. By. O vampir bana bakyordu. Salar ipeksi sarlkta, teni fildii rengi, gzleri derin havuzlar gibiydi. Gzlerimi kapatp bam iki yana salladm. Hi kimse bu kadar gzel olamazd. "Ona seslen," dedi, sesi yz gibi neredeyse sradand ama bu bir emirdi Gzlerimi atmda, seyircilerin bana baktn grdm. Catherine'in yzne baktmda neler olacan biliyordum ama cahil bir mteri gibi denemeliydim. "Catherine, Catherine, beni duyabiliyor musun?" Hareket bile etmedi, belli belirsiz oynamalardan nefes ald anlalyordu. Canlyd ama ne kadar zaman iin? Vampir onu derin transa sokmutu. Bu onu herhangi bir zamanda, herhangi bir yerden arabilecei anlamna geliyordu ve o gelmek zorundayd. u andan sonra, hayat vampire aitti. Her ne isterse yaptrabilirdi. "Catherine, ltfen!" Olan olmutu, yapabileceim hibir ey yoktu. Lanet olsun, onu asla burada brakmamalydm, asla! Vampir omzuna dokundu. Catherine gzlerini krpp etrafna baknd, korkmu ve armt. Sinirli bir ekilde gld. "Neler oldu?" Vampir elini dudaklarna gtrd. "Artk benim gcm altndasn, gzelim." Catherine yeniden gld, ona sylenenlerin tam anlamyla gerek olduunu kavrayamamt. Vampir onu sahnenin ^]_ kenarna gtrd ve iki garson masasna oturmasna yardmc oldu. "Kendimi iyi hissetmiyorum," dedi. Monica elini okad. "Harikaydn." "Ne yaptm?" "Sana sonra sylerim. ov daha bitmedi." Son cmlesini sylerken bana bakyordu. Bamn belada olduunu zaten biliyordum. Sahnedeki vampir bana bakyordu. Arln tenimde .hissediyordum. radesi, gc, kiilii, her ne ise, beni yeniyordu. Onu kuvvetlenen bir rzgr gibi hissediyordum. Kollarm karncalanmaya balamt. "Adm, Aubrey," dedi vampir. "Bana adn syle." Birden azm kurudu ama admn bir nemi yoktu. Bunu bilebilirdi. "Anita." "Anita. Ne irin." Sanki dizlerim zld ve sandalyeye ktm. Monica bana bakyordu, gzleri kocaman ve arzuluydu. "Gel, Anita, sahnede bana katl." Sesi Jean-Claude'unki kadar gzel deildi, deildi ite. Bir dokusu yoktu ama ardndaki zihin gc daha nce hissettiklerim gibi deildi. Eskiydi, korkucu derecede eskiydi. Zihnin gc kemiklerimi actyordu.

"Gel." Bam, tekrar tekrar, iki yana sallamaya devam ettim Tek yapabildiim buydu. Kelimeler yoktu, gerek dnceler yoktu ama bu koltuktan kalkmayacam biliyordum. Eer ona imdi gidersem, beni de Catherine'e yapt gibi etkisi altna alrd. Bluzumun arkas terden slanmt. imdi, hemen, bana gel." Ayaa kalkmtm, kalktm hatrlamyordum. Yce tanrm, bana yardm et. "Hayr!" Trnaklarm avularma hatrdm. Derimi deldim ve acy davet ettim. Yeniden nefes alabiliyordum. Zihni geri ekilen okyanus suyu gibi uzaklat. Kendimi bo ve sersemlemi hissediyordum. Vampir garsonlardan birisi yanmdayd. "Direnme. Direnmen onu kzdrr." Onu geri ittim. "Direnmezsem, onun olurum!" Garson neredeyse insan gibi grnyordu, yeni llerden birisiydi. Yznde bir ifade vard. Korku. "Eer beni zorlamazsan, sahneye gelirim," diye sahnedeki eye seslendim. Monica'mn nefesi kesildi. Ona aldrmadm. u birka dakikay atlatmak dnda baka bir eyin nemi yoktu. "O zaman gel de nasl istersen yle gel," dedi vampir. Masadan uzaklatm, dmeden durabildim. Kendime bir puan verdim. Yryebiliyordum da. Kendime iki puan. Cilal sert zemine bakyordum. Eer sadece yrmeme konsantre olursam durum iyiydi. Sahnenin ilk merdivenini grnce, yukar baktm. Aubrey sahnenin ortasnda duruyordu. Beni armaya almyordu. Hareketsiz duruyordu. Sanki orada bile deildi; o korkun bir yokluktu. Hareketsizlii bamn iinde szlyordu. Sanrm, orada yle hareketsizce dururken, istese, bana grnmeyebilirdi bile. "Gel." Bir ey duyulmuyordu, kafamn iindeydi ses. "Bana gel." Geri gitmeye altm ama yapamadm. Kalp atlar boazma dmlendi. Nefes alamyordum. Bouluyordum! Beni emeye alan zihin gc karsnda olduum yerde kaldm. "Bana kar koyma!" Kafamn iinde baryordu. Birisi lk atyordu, kelimeler yoktu, sadece lk. Baran bendim. Eer imdi durursam, ok kolay olurdu. rpnmay kestikten sonra boulmak gibi bir eydi bu. Huzurlu bir lm. Hayr, hayr. "Hayr." Sesim bana bile garip gelmiti. "Ne?" diye sordu. Sesi arm gibiydi. "Hayr," dedim ve gzlerinin iine baktm. Yzyllarn 39_ arl ile kalp gibi atan gzleriyle karlatm. Beni animator yapan, lleri diriltmemi salayan g her ne ise, u an buradayd. Gzlerinin iine baktm ve kmldamadan durdum. Glmsedi, dudaklarn yavaa aralad. "O zaman ben sana gelirim." "Ltfen, ltfen, gelme." Geri gidemiyordum. Zihni beni elikten bir kadife gibi tutuyordu. Tek yapabildiim ey ileri gitmemekti. Ona doru komamakt. Vcudarmz neredeyse deecekken durdu. Gzleri mkemmel bir kahverengiydi; dipsiz ve sonsuz. Baklarm yznden evirdim. Alnmdan bir damla ter akt. "Korkunun kokusunu alyorum, Anita."

Souk eli yanamn kenarnda dolat. Kendimi tutamayp titremeye baladm. Eli salarmn arasndan yavaa geri ekildi. "Karmda nasl byle durabiliyorsun?" peksi bir scaklkla yzme soludu. Nefesi boynumda kayd, yakn ve scakt. Derin, titreyen bir nefes ekti. Al tenimde zonkluyordu. Karnm onun arzusu karsnda kasld. Seyircilere tslad ve onlar korku iinde sindiler. Yapacakt. Dehet, kr edici bir adrenalin seliyle geldi. Ondan uzaklatm. Sahneye, ellerimin ve dizlerimin zerine dtm. Bir el, bileimden yakalayp kaldrd. lk atp dirseimle vurdum. Tam yerine oturdu. Nefesinin kesildiini duydum ama el daha da sk tuttu. Kemiimi kracak kadar skyordu. Bluzumun koluna yklendim. Kuma yrtld. Beni srt st yatrd. zerime eildi, yz alktan arplmt. Dudaklar geri ekildi, dileri parlyordu. Birisi sahneye kt; garsonlardan birisi. Vampir ona da tslad, enesinden salyas akyordu. Yznde insans hibir ey kalmamt. zerime kr edici bir alk ve hzla saldrd. Gm ba-40 gm kalbinin tam zerine dayadm. Gsnden aaya bir damla kan akt. Zincirlenmi, bir kpek gibi dilerini gstererek hrlad. lk attm. Dehet kontroln silip sprd. Geriye korkudan baka hibir ey kalmamt. Bana doru yklendi ve ben de ba biraz daha derine hatrdm. Kan elime ve bluzuma akmaya balamt. Onun kan. Birden Jean-Claude belirdi. "Aubrey, kz brak." Vampirin boaznda derin ve ksk bir sesle hrlad. Hayvan sesi gibiydi. Sesim korku iinde kk bir kzmki gibi, tiz ve inceydi. "Onu zerimden aln, yoksa ldreceim!" Vampir geriledi, dileri kendi dudaklarn kesiyordu. "Onu zerimden aln!" Jean-Claude yavaa, Franszca konumaya balad. Ne dediin anlamasam da, sesi kadife gibi, rahatlatcyd. JeanClaude, sakince konuarak, yanmza meldi. Vampir hrlad atlp Jean-Claude'un bileini yakalad. Nefesini tuttu, can yanyor gibiydi. Onu ldrmeli miydim? Boazm paralamadan nce, ba kalbine saplayabilir miydim? Ne kadar hzlyd? Grne gre aklm ok hzl alyordu. Karar verip hareket etmek iin dnyann zaman varm gibi geldi. Vampirin arln bacaklarmda daha fazla hissettim. Sesi hrltl ama sakindi. "imdi ayaa kalkabilir miyim?" Yz yeniden insana benzemiti, ho, yakklyd ama illzyon artk etkisini kaybetmiti. Onu maskesiz grmtm ve o grnt her zaman benimle kalacakt. "zerimden ekil. Yavaa." Dudaklarn kendinden emin bir ekilde yzne yayarak glmsedi. zerimden, insan yavalnda kalkt. Jean-Claude, onu sahne perdelerine kadar geri yollad. "yi misin, ma petite?" Kanl gm baa bakp basm iki yana salladm. "Bilmiyorum. " 41 "Bunlarn olmasn istemiyordum." Ayaa kalkmama yardm etti, ben de ona izin verdim. Salon sessizdi. Seyirciler bir eylerin yanl gittiini fark etmiti. Etkileyici maskenin arkasndaki yz grmlerdi. Etrafta ok fazla soluk korkmu yz vard. Ba yrtp karttm bluzumun kollu sallanyordu. "Ba kaldr, ltfen," dedi Jean-Claude.

Ona baktm, ilk defa gzlerinin iine baktm ve hibir ey hissetmedim. Hibir ey, sadece boluk. "erefim zerine ant ierim ki buray gven iinde terk edeceksin. Ba kaldr." Ba nc denemede knna sokmay baardm, ellerim ok kt titriyordu. Jean-Claude bana hafif bir glck, att. "imdi sahneden inceiz." Kalkama yardm etti. Kolumdan yakalamasayd debilirdim. Sol elimi skca tutuyordu, kolundaki dantel tenime srtnd. Hi yumuak deildi. Jean-Claude teki elini brey'e uzatt. "Korkma, seni koruyacam. Yemin ettim," diye fsldad, ben geri kamaya alnca. . Neden bilmiyorum, ona inandm, belki de inanacak baka kimse olmad iindi. Benim ve Aubrey'i sahnenin ortasna getirdi. Zengin sesi kalabal okad. "Umarm, kk melodrammz beenmisinizdir. ok gerekiydi, deil mi?" Seyirciler huzursuzca harekedendi, yzlerindeki korku aka grlyordu. Onlara glmseyip Aubrey'in elini brakt. Dmemi at, yakam itip yank izimi ortaya kartt. Tenimdeki koyu ha izini. Seyirci hl sessizdi, ne olduunu anlayamamlard. Je-^-Claude gsndeki danteli ekip ald ve kendi ha eklindeki yank izini gzler nne serdi. Bir sreliine akm bir sessizlik oldu ve sonra salonda alklar yankland. lklar, barmalar, slklar etrafmzda 42_ nlyordu. Benim de bir vampir olduumu ve btn bunlarn rol olduunu zannetmilerdi. JeanClaude'un glmseyen yzne ve benimkine e yara izlerimize baktm; onun gs, benim kolum. Jean-Claude'un eli eilmem iin beni aaya ekti. Alk azalmaya baladnda, "Konumamz gerek, Anita. Arkadan Catherine'in hayat, senin davranlarna bal," diye fsldad. Gzlerine baktm. "Bana bu yank izini yapanlar ldrdm," dedim. Dilerinden bir para gstererek genie glmsedi. "Ne ho bir tesadf. Ben de." YEDnci Blm ~\^ ean-Claude bizi perdelerin arasnda sahne arkasna gI trd. Baka bir vampir striptizci sahneye kmak iin ^^ bekliyordu. Metal gsl ve ksa klcyla bir gladyatr gibi giyinmiti. "Oynamas g rollerden bahsediyorlar bir de. Has siktirsinler." Perdeyi hzla ap arasndan geti. Yanmdan Catherine geldi. Yz o kadar solgundu ki, yzndeki iller kahverengi mrekkep lekeleri gibi duruyordu. Acaba ben de bu kadar' solgun mu grnyordum? Hayr. Benim tenimin tonu buna uygun deil. "Tanrm, iyi misin?" diye sordu. Sahne arasnda yere ylanlar gibi kvrlm kablolar arasndan dikkatlice yryp duvara yaslandm. Nefes almay yeniden renmiyordum. "yiyim," diye yalan syledim. Aubrey, arkasndan tslad, dilerinin hastasndan dudaklar kanyordu. Omuzlan sessiz bir glle salland. Catherine kolumu yakalad, "Anita?" Ona sarldm, o da bana sarld. Onun byle lmesine izin vermeyecektim. Benden uzaklap yzne bakt. "Konu benimle. " "Ofisimde konualm m?" diye sordu Jean-Claude.

'Catherine'in gelmesine gerek yok." Aubrey ar ar yaklat. Lo odada bir mcevher gibi parlyordu. "Bence gelmesi gerek. Durum onu da ilgilendiriyor... samimi sylyorum." Kanl dudaklarn yalad, dili 44 pembe ve" bir kedininki kadar hzlyd. "Hayr, onun bunun dnda kalmasn istiyorum, ne kadar uzak tutabiiirsem o kadar iyi." "Neyin dnda? Neden bahsediyorsunuz?" "Polise gider mi?" diye sordu Jean-Claude. "Polise neden gidecekmiim?" diye sordu Catherine, sesi her soruda ykseliyordu. "Eer giderse?" "Eer giderse, lr," dedi Jean-Claude. "Durun bakalm," dedi Catherine. "Beni tehdit mi ediyorsunuz?" Catherine'in yzne renk gelmeye balamt. Sinirlenince byle olurdu. "Polise gidecek," dedim. "Sizin secimizin." "zr dilerim, Catherine ama bunlarn hibirini hatrlamaman senin iin ok daha iyi olur." "Yeter! Biz imdi buradan gidiyoruz." Kolumdan yakalad. Onu durdurmak iin bir ey yapmadm. Aubrey arkasndan yaklat. "Bana bak, Catherine." Catherine, birden dikleti. Parmaklar kolumu skyordu, kaslarndan inanlmaz bir titreim geliyordu. Kar koymaya alyordu. Tarm, ona yardm et. Fakat onun bir bys ya da ha yoktu. Aubrey gibilerine kar, sadece irade yeterli deildi. nce parmaklar boald, sonra kolu dt. Nefesini, sanki uzun skc bir i eki gibi verdi. Bamn biraz zerindeki bir eye bakyordu, benim gremediim bir eye. "zr dilerim, Caterine," diye fsldadm. "Aubrey onun bu geceye ait hafzasn silebilir. ok itiini zanneder, bu ona ok fazia zarar vermez." "Biliyorum. Onun zerindeki gcn bozacak tek ey, Aubrey "in lm." "Bu olana kadar, Caterine'in kemikleri mezarnda toz olur." 45 Gmleindeki kan izine baktm. ok dikkat bir ekilde glmsedim. "Bu kk yara sadece bir ans. Seni havalara sokmasn," dedi Aubrey. Havalara sokmak, imdi bu komikti. Glmemek iin ken dimi zor tuttum. "Tehdidi anlyorum, Jean-Claude. Ya istediinizi yapacam ya da Aubrey, Catherine'e yapmaya baladm tamamlayacak." "Durumu kavramsn, ma petite." "Bana yle demeyi kes. Benden tam olarak ne istiyorsunuz?" "Sanrm Willie McCoy sana ne istediimizi syledi." "Benim vampir cinayetlerini aratrmam m istiyorsunuz?" "Kesinlikle." "Buna," Catherine'in bo bakan yzn gsterdim, "hi gerek yoktu. Beni dvp tehdit edebilir, daha fazla para nerebilirdiniz. Bunu yapana kadar, daha pek ok ey yapabilirdiniz." Glmsedi, dudaklar kapalyd. "Btn bunlar zaman alrd. Ve gereki olalm, sonunda bizi yine de reddederdin." "Belki." "Bu ekilde olunca, baka seenein kalmyor." Doru bir noktayd. "Pekl, ii alyorum. Tatmin oldunuz mu?" "ok," dedi Jean-Claude, sesi ok yumuakt. "Arkadann durumu ne olacak?" "Bir taksiyle evine gitmesini ve bu yal uzun dilinin onu

ne olursa olsun ldrmeyecei konusunda garanti istiyorum. Aubrey gl bir sesle balayp histerik bir tslamayla biten bir kahkaha att. Eilmiti, glerken sarslyordu. "Uzun-dili, ite bunu sevdim." "Sana sz veriyorum eer bize yardm edersen hibir zarar grmeyecek," dedi Jean-Claude, glen vampire yan gzle bakp. "Kusura bakmayn ama bu yeterli deil." "Szme gvenmiyor musun?" Sesi ince ve tad bir kzgnlkla kmt. "Hayr ama Aubrey'in tasmasn tutan sen deilsin. Eer sana hesap vermiyorsa, hareketlerini garanti edemezsin." Aubrey'in kahkahalar azalmaya balad, artk hafife kkrdyordu. Ho bir ses deildi bu. Kahkaha birden kesildi ve doruldu. "Tasmamdan tutan yok, kzm. Ben kendi kendimin efendisiyim." "Hadi, gereki ol. Be yz yan zerinde, bir bavampir olsaydn, sahnede, beni pas pas olarak kullanrdn. Grdk ki," ellerimi iki yana atm, avularm yukarya bakyordu-"yapamadn, demek ki, ok yalsn ama zgr deilsin." Boazndan derin bir hrlt ykseldi, yz kzgnlkla karard. "Buna nasl cret edersin?" "Dn, Aubrey, yan elli yl hatayla tahmin etti. Bir bavampir deilsin ve bunu da bildi. Ona ihtiyacmz var." "Biraz aalanmay renmesi gerek." Bana doru yrd, sinirden kaslmt, ellerini yumruk yapp yapp sonra ayordu. Jean-Claude aramza girdi. "Nikolaos onu incitmeden getirmemizi bekliyor." Aubrey tereddt etti. Hrlad, havaya bir srk att. Dilerin bir birine vurmas tok ve kzgn bir sesti. Birbirlerine baktlar. radelerinin havada gerildiini hissediyordum, uzaklardan esen bir rzgr gibiydi. Ensemdeki tyler dikildi. Gzlerini, nazik, kzgn bir krp ile karan Aubrey oldu. "Kendi efendimi, kzdrmayacam." Kulland 'kendi' kelimesiyle Jean-Claude'un efendisi olmadn belirtti. ki kere seslice yutkundum. Beni korkutmak istemeye alyorlarsa, ok iyi bir i baaryorlard. "Nikolaos da kim?" Jean-Claude dnp bana bakt, yz sakin ve gzeldi. "Bu soruya cevap vermesi gereken kiiler bizler deiliz." "Bu da ne demek?" Dilerini gstermemeye dikkat ederek glmsedi. "Arkadan bir taksiye bindirip yolumuzdan ekelim." "Ya Monica?" Bu sefer dilerini gstererek glmsedi, ok eleniyormu gibi grnyordu. "Onun gvenlii hakknda endieleniyor musun?" O an dank etti, emrivaki bekarla veda partisi, sadece mzn gelii. "Catherine ve beni buraya ekmek iin kullandnz yem oydu." Ban sallad, bir kere aaya, bir kere yukarya. Geri dnp Monca'mn yzn datmak istiyordum. zerinde dndke bu fikrin cazibesi daha da artyordu. Sanki by yaplm gibi, perdeleri aralayp ieriye girdi. Ona glmsedim ve bu houma gitti. Tereddt ediyordu, bir bana bir Jean-Claude'a bakyordu. "Her ey planland gibi mi gitti?"

Ona doru yrdm. Jean-Claude kolumdan yakalad, "Ona zarar verme, Anita. Bizim korumamz altnda." "Yemin ederim ona bu gece elimi bile srmeyeceim. Sadece bir ey sylemek istiyorum." Kolumu, sanki bu iyi bir fikir deilmi gibi, yavaa brakt. Monica'ya vcutlarmz deecek kadar yaklatm. "Eer Catherine'e bir ey olursa, kesinlikle leceksin," diye yzne fsldadm. Zorla glmsedi, koruyucularna gveniyordu. "Beni kendilerinden bir tanesi olarak geri getirirler." Bamn oynadn hissettim, biraz saa, biraz sola, kesin 48 yava hareketler. "Kalbini sker karrm." Hl glmsyor-dum, kendimi tutamyordum. "Sonra onu yakar, kllerini de nehre saarm. Beni anlyor musun?" Sesli bir ekilde yutkundu. Salk-kulb bronzluu biraz yeile ald. Bayla onaylad, sanki bir karabasanmm gibi bana bakyordu. Sanrm sylediklerimi yapacama inanmt. Pek ho. yi bir tehdidin boa gitmesinden nefret ederdim. SEKzinci BLm Catherine'in bindii taksinin keyi dnn seyrettim. Arkasn dnmedi, el sallamad ya da bir ey sylemedi. Yarm sabah bulank hatralarla uyanacakt. Kz arkadalaryla geirdii bir geceydi bu. Bu iten sa salim kurtulduunu dnmek istiyordum ama yle olmadn biliyordum. Havada ar bir yamur kokusu vard. Kaldrmdan sokak klar yansyordu. Hava nefes alnmayacak kadar youndu. St. Louis yazlan. Ne de hotu. "Gidelim mi?" diye sordu Jean-Claude. Beyaz gmlei karanlkta parlyordu. Nemden etkileniyorsa bile, belli etmiyordu. Aubrey kapnn yaknnda glgelerin arasnda duruyordu. zerine vuran tek k, kulbn neon tabelasnn krmzsyd. Bana doru srtt, yz krmzyd, vcudu glgelerde kaybolmutu. "Bu ok yapmack Aubrey" dedim. Srt deiti."Ne demek istiyorsun?" 'Kt korku filmlerindeki Drakulalara benziyorsun." Sadece yal vampirlerde olan bir mkemmellikte, basamaklardan aaya kayd. Sokak klar yzndeki gerginlii aydnlatt, yumruklarn skmt. Jean-Claude nne geti ve ksk, rahatlatc bir fslt ile konutu. Aubrey titreyen bir silkinme ile arkasna dnd ve sokakta yrmeye balad. Jean-Claude bana doru dnd. "Eer onu kkrtmaya de-50 vam edersen, onu tutamayacam bir noktaya geleceiz ve sen de leceksin." "inin, Nikolaos'la grnceye kadar beni canl tutmak olduunu zannediyordum." Kalarn att. "yle ama seni kurtarmak iin hayatm ortaya koymam. Bunu anlyor musun?" "imdi anladm." Kaldrmn, Aubrey'in gittii ynn gsterdi. "Gzel. imdi gidebilir miyiz?" dedi. "Yryecek miyiz?" Elini bana doru uzatt. "ok uzak deil." Eline baktm ve bam iki yana salladm-:**" "Bu gerekli, Anita. Yoksa byle bir ey istemezdim." "Nasl gerekli?"

"Bu buluma polisten gizli kalmal, Anita. Elimi tut, vampir sevgilisine delicesine ak insan roln oyna. Bu, blnzun-daki kan lakesini aklar. Nereye ve neden gittiimizi de aklar." Soluk ve narin eli havada asl kalmt. Parmaklarnda bir titreme yoktu, hibir hareket yoktu, orada ylece durup elini bana sonsuza kadar sunabilirdi. Belki de yle yapmalyd. Elini tuttum. Uzun parmaklar elimin stn kavrad. Yrmeye baladk; benimkinin iindeki eli ok sakindi. Teninden gelen kalp atlarn elimde hissedebiliyordum. Atlar hzlanp benimkilerle uyum salad. Kan akm ikinci bir kalp gibi hissediyordum. "Bu gece beslendin mi?" Sesim yumuak duyuluyordu. "Anlayamyor musun?" "Konu sen olduunda, hayr." Gzmn kenarndan, glmsedigini grdm. "ltifat ediyorsun. " "Soruma cevap vermedin." "Hayr," dedi. 5_1 "Hayr, bana cevap verdin mi, yoksa hayr, beslenmedin mi?" Yrmeye devam ederken, ban bana doru evirdi. st dudanda ter birikmiti. "Sence hangisi, ma petite?" Sesi olabilecek en yumuak fslt eklindeydi. Elimi ektim, aptalca olduunu bilsem de kurtulmaya altm ve bir ie yaramad. Eli benimkini skca kavrad, ben inleyene kadar skt. ok fazla yklenmiyordu bile. "Bana direnme, Anita." Dili st dudan yalad. "Direnmen beni heyecanlandryor." "Neden nceden beslenmedin?" "yle emredildi." "Neden?" Bana cevap vermedi. Yamur iselemeye balad. Hafif ve serin. "Neden?" diye tekrarlardm. "Bilmiyorum." Sesi neredeyse yamurun hafif d sesi arasnda kayboldu. Baka birisi olsa, korktuunu sylerdim. Otel ince ve uzundu ve gerek tuladan yaplmt. ndeki tabelada yazan 'yer var'> navi renkte parlyordu. Baka bir yaz yoktu. Yerin ad ya da ne olduunu belirten baka hibir ey yoktu. Sadece yer var. Yamur damalar Jean-Claude'un salarnda siyah elmaslar gibi parlyordu. Bluzum zerime yapmt. Kan akp gidiyordu. Taze kan lekesi iin en iyi ey souk sudur. Keden bir polis arabas grnd. Gerildim. Jean-Claude, eni kendisine ekti. Vcutlarmz dokumasn diye, avucumu gsne koyd um. Kalbi elimin altnda atyordu. Polis arabas ok yava gidiyordu. Aratrma glgeleri tarad. Mahalle'de dzenli devriye gezerlerdi. En byk turizm kaynamzn, turistleri harcamas, turizm asndan iyi olmazd. 52 Jean-Claude enemden tuttu ve ona bakmam iin evirdi. Kurtulmaya altm ama parmaklar enemi skt. "Bana kar koyma!" "Gzlerine bakmayacam!" "Sz veriyorum, seni etkim altna almaya almayacam. Bu gecelik gven iinde gzlerime bakabilirsin. Ant ierim." Yan gzle polis arabasna bakt, bize yaklayordu. "Eer polis bu ie krrsa arkadana olacaklar konusunda sz vermem."

Kollar, nda rahatlamak iin kendimi zorladm, vcudumu onunkine doru yasladm. Kalbim, sanki kouyormuum gibi atyordu. Sonra duyduumun kendi kalbim olmadm fark ettim. Jean-Claude'un kalp atlarn sanki kendi vcudumdaym gibi hissediyordum. Onu duyabiliyordum, hissediyordum, sanki elimin iinde skyordum. Yzne baktm. Gzleri grdm en koyu maviydi. Gece yirs g kadar mkemmellerdi. Koyu ve canlydlar ama ne bir boulma hissi, ne de bir ekim yoktu. Sadece bildiimiz gzlerdi. Yz bana yaklat. "Yemin ederim," diye fsldad. Beni pecekti. Bunu istemiyordum. Ama polisin durdurup bizi sorgulamasn da istemiyordum. Yrtk bluzu ve kan le-. kelerini aklamak istemiyordum. Dudaklar azmn zerinde tereddt etti. Kalp atlar kafamda nlyordu, nabz ok hzlyd ve nefesim al yznden kesilmiti. Dudaklar ipek, dili hzl bir slaklk gibiydi. Geri gitmeye altm ama eli ensemin arkasmdayd, azm onunkine bastryordu. Polisin arama . zerimizden geti. Rahatladm, Jean-Claude'un beni pmesine izin verdim. Azlarmz birbirine yapmt. Dilim dilerinin przsz sertliini kefetmiti. Geri ekildim, bu sefer izin verdi. Yzm gsne bastrd, tek kolu elik gibi srtmdayd, beni kendisine bastryordu. Titriyordu ve bunun nedeni yamur deildi. Nefesi dzensizdi; kalbi yanamn yannda, derisinin altndan zphyordu.Yank izinin kaygan sertlii yzme doku- 53 nuyordu. Al zerime, scaklk gibi, iddetli bir dalga olarak dkld. Beni kendi alndan koruyordu; u ana kadar. "JeanClaude!" Sesimdeki korkuyu gizlemeye almadm. "Hit!" Vcudundan bir titreme geti. Yksek bir sesle i ekti. Beni yle ani brakt ki, dengemi kaybettim. Benden uzaklap yaknda park etmi bir arabaya dayand. Yzn yamura doru kaldrd. Kalp atlarn hl hissedebiliyordum. Kendi kalp atm, damarlarmda dolaan kan byle hissetmemitim. Scak yamur altnda titreyerek, kollarm kavuturdum. Polis arabas sokak klarnn karanlnda kayboldu. Belki be dakika sonra Jean-Claude doruldu. Kalp atlarn artk hissetmiyordum. Benim nabzm da yavalam ve dzene girmiti. Her ne olduysa bitmiti. Yanmdan geti. "Gel, Nikolaos bizi ierde bekliyor," dedi omzunun zerinden. Kapya doru peinden gittim. Elimi tutmaya almad. Aslnda uzak duruyordu. Peinden kk bir lobiye girdim. Resepsiyonda bir insan oturuyordu. Okuduu dergiden ban kaldrp bakt. Gzleri ani hareketlerle nce Jean-Claude'a, sonra bana kayd. Bana bakarken gzlerini kst. Ben de geriye baktm. Omuz silkip dergisine geri dnd. Jean-Claude beni beklemeden merdivenlerden yukarya kmaya balad. Arkasna bile bakmad. Belki arkadan gelen ayak seslerimi duyuyordu ya da belki de umurunda deildi. tanrm artk sevgili numaras yapmyorduk. Ne gzel. Neredeyse, ben etrafmdayken, bavampirin kendisine

gvenmediini syleyecektim. ki taraf kaplarla deli uzun bir hole ktk. Jean-Claude kaplarn birisinden ieriye girmek zereydi. Ben de oraya doru yrdm. Acele etmek istemiyordum. Lanet olascalar bekleyebilirlerdi. Odada bir yatak, zeri lambal bir masa sehpas ve vampir vard. Aubrey, Jean-Claude ve garip bir dii vampir. Aubrey uzak kede, pencereye yakn duruyordu. Bana g-lmsyordu. Jean-Claude kapya yaknd. Dii vampir yatakta sere serpe yatmt. Bir vampirin olmas gerektii gibi duruyordu. Siyah elbisesinin etekleri uzundu. Sekiz santim uzunluunda topuklu siyah izmeler gitmiti. "Gzlerimin iine bak," dedi. Kendimi tutamayp ona doru baktm, sonra toparlanp gzlerimi yere diktim. Gld. Jean-Claude'n glnn kalitesi ve havas aynen onda da vard. Ellerinizle hissedebileceiniz bir sesti bu. "Kapy kapat Aubrey," dedi. 'Rlerinde kartamadm bir aksan vard. Aubrey bana srtecek kadar yakn geip kapy kapatt. Onu gremeyeceim bir yerde arkamda durdu. Bana ne faydas olacaksa, arkam duvara verip hepsini grebileceim bir yerde durdum. "Korktun mu?" diye sordu Aubrey. "Hl kanyor musun?" diye sordum. Kollarm gmlei zerindeki kan izini rtecek ekilde kavuturdu. "afakta kimin kanyor olacan greceiz." "Aubrey ocuklama." Yataktaki vampir doruldu. Topuklar plak zeminde takrdad. Etrafmda yryordu, dnp onu takip etmemek iin kendimi zor tutuyordum. Sanki rahatszlmn farkmdaym gibi, yeniden gld. "Arkadann gvenliini garanti altna almak m istiyorsun?" diye sordu. Geri dnp yatan iine yatt. Pis grnl, bo oda, nasl olduysa, onun orada iki yz dolarlk izmeleriyle yatyla daha kt grnyordu. "Hayr," dedim. "Sorduun buydu, Anita," dedi Jean-Claude. "Ben Aubrey'in efendisinden garanti istediimi sylemitim." "Benim efendimle konuuyorsun, kzm." "Hayr, konumuyorum." Oda birden ok sessizleti. Duvarn iinde bir eyin dolatn duyabiliyordum. Vampirlerin hl odada olduundan emin olmak iin, baklarm yerden kaldrdm. Heykeller gibi tamamen hareketsizdiler. Hibir kprdama, nefes alma ya da hayat belirtisi yoktu. Lanet olascalar ok yalydlar ama hibirisi Nikolaos olacak kadar yal deildi. "Ben, Nikolaos'um," dedi dii, sesi ok ikna ediciydi, sanki odada nefes alyordu. Ona inanmak istiyordum ama inanmadm. "Hayr," dedim. "Sen Aubrey'in efendisi deilsin." Gzlerine bir bak atmaya cesaret ettim. Gzleri siyaht ve ben baknca aknlkla ald. "ok yalsn ve ok iyisin ama Aubrey'in efendisi olacak kadar yal ya da gl deilsin." "Size fark edeceini sylemitim," dedi Jean-Claude. "Susun!" "Oyun bitti, Theresa, Biliyor." "Sen sylediin iin, biliyor." "Nasl bildiini syle, Anita."

Omuz silktim. "Yanl duygular yayyor. Yeterince yal deil. Aubrey'den hissettiim g onunkinden daha fazla. Bu doru deil mi?" "Efendimizle grmekte kararl msn?" diye sordu kadn. "Ben hl daha arkadamn gvenlii hakknda garanti istiyorum." Odann iinde hepsine tek tek baktm. "Ve bu aptalca oyunlardan sklmaya baladm." Aniden, Aubrey zerime geldi. Dnya yavalamt. Korkmak iin zaman yoktu. Yer olmadn bilsem de, geri ekilmeye altm. 56 Jean-Claude ileri atld, ellerini uzatt. Yetiememiti. Aubrey'in eli yoktan belirdi ve beni omzumda yakalad. Darbe vcudumdan havay bolatt ve beni geriye frlatt. Srtm duvara arpt. Bam bir an sonra arpt, serte. Dnya grileti. Duvardan kaydm. Nefes alamyordum. Griliin iinde beyaz noktalar dans etmeye balad. Dnya kararmaya balad. Yere doru kaydm. Hi ac duymuyordum, hibir ey acmyordu. Cierlerim yanmcaya kadar nefes almaya altm ve karanlk her eyi iine ald. DoKSJzvncv BLra Karanln iinde sesler uuuyordu. Ryalar. "Onu hareket ettirmemeliydik." "Nikolaos'a kar m geliyorsun?" "Onu buraya getirmenize yardm ettim, deil mi?" Bu bir erkein sesiydi. "Evet," dedi bir kadn sesi. Gzlerim kapal ylece yattm. Rya grmyordum. Aub-rey'in elinin yoktan frlayn hatrlyordum. Elinin tersiyle vurmutu. Yumruunu sksayd... ama skmamt. Yayordum. "Anita, kendine geldin mi?" Gzlerimi atm. Ik kafamn iine mzrak gibi sapland, Ac ve k gitsin diye gzlerimi kapattm ama ac gitmedi. Bam evirdim, bu da bir hatayd. Ac beni kendimden geirecek kadar youndu. Sanki kafamdaki kemikler dar kmaya alyordu. Ellerimle gzlerimi kapatp homurdandm. "yi misin, Anita?" Bu soruyu neden, cevab her zaman hayrken sorarlar ki? konumann hasl hissettireceini bilmediim iin fsldadm. 0 kadar da kt deildi. "Bomba gibiyim." "Ne?" Bu kelime kadndan geldi. "Sanrm bizimle dalga geiyor," dedi Jean-Claude. Sesi rahatlamt. "Komiklik yapabildiine gre yaras ok ar deil." ok ar deil blmnden pek emin deildim. Bulant, tersi olmas gerekirken, bamdan mideme, dalgalar halinde geliyordu. Beyin sarsnts geirdiime bahse girerdim. Merak ettiim ne kadar kt olduuydu. "Anita, hareket edebilir misin?" "Hayr," diye fsldadm. "Yeniden deneyelim. Eer yardm edersem, oturabilir misin?" Yutkundum, ac ve bulantmn arasnda nefes almaya alyordum. "Belki." Eller, omzumun altndan kavrad. Beni kaldrdka kafamdaki kemikler de ileri kaymaya balad. Nefesim kesildi, yutkundum. "Sanrm kusacam."

Ellerimin zerine ktm. Hareket ok aniydi. Ac, aydnlk ve karanlktan bir hortum gibiydi. Midem kalkt. Kusmuk grtlam yakyordu. Kafam patlayacak gibiydi. Jean-Claude belimden tuttu, almmdaki serin eli, bamn iindekileri bir arada tutuyordu. ok yavaa Franszca konuuyordu. Sesi, tenimin zerine rahatlatc bir araf gibi geldi. Bir kelimesini bile anlamyordum ama anlamaya ihtiyacm da yoktu. Sesi beni kucaklad, beni sallad, acnn bir ksmn ald gtrd. Beni gsnde dayad ve benim kar koyacak gcm yoktu. Ac kafamn iince nlyordu ama imdi uzaktaki bir zonklamayd. Hl dndrmeye alnca kafam yarlyor gibi oluyordu ama ac deiikti, dayanlabiliyordu. Yzm ve azm nemli bezle sildi. "imdi daha iyisin, deil mi?" "Evet. ' Acnn nereye gittiini anlamamtm. "Jean-CIaude, ne yaptn?" diye sordu Theresa. "Nikolaos onu kendinde ve salam bekliyor. Halini grmtn. Hastaneye ihtiyac vard, daha fada eziyete deil." "Sen de ona yardm ettin." Vampirin sesinden elendii anlalyordu. "Nikolaos bundan holanmayacak." Omuz silktiini hissettim. "Ne gerekiyorsa onu yaptm." Gzlerimi ac ekmeden, zorlanmadan aabildim. Bir zindandaydk; tarif etmek iin baka bir kelime bulamyordum. Kaim duvarlarla evrili, altya alt metre, kare bir oda. Srg-l tahta kapya kan basamaklar. Duvarlardan sarkan zincirler ve mealeler bile vard. Tek eksik, ikence masasyla kara kukuletal, kolunda 'Annemi Seviyorum' dvmeli, iri yar bir ikenceciydi. Evet, o da olsa dekor mkemmel olurdu. Kendimi iyi hissediyordum, ok daha iyi. Bu kadar abuk toparlanyor olmam normal deildi. Daha nce yaralanmtm, kt ekilde hem de. Ac hi byle yok olup gitmemiti. "Kendi bana oturabilir misin?" diye sordu Jean-Claude. alacak ekilde, cevabm evetti. Srtm duvara dayayp oturdum. Ac hl vard ama o kadar ok acmyordu. JeanClaude merdivenlerin yanndan bir kova ald ve suyu odann ortasna dkt. Yerde ok modern bir lavabo vard. Theresa elleri belinde, bana bakyordu. "Gerekten ok abuk toparlandn." Sesinde bir alay ve kartamadm bir ey daha vard. "Ac, bulant, neredeyse gitti. Ama nasl?" Dudaklarn bkerek srtt. "Jean-Claude'a sorman gerekir. Bu onun marifeti, benim deil." "nk sen yapamazdn." Jean-Claude'un sesinde tatl bir kzgnlk vard. Yz soldu. "Ne olursa olsun, yapmazdm." 'Siz neden bahsediyorsunuz?" diye sordum. Jean-Claude bana bakt, gzel yz ifadesizdi. Koyu renk gzleri, benimkilerin iindeydi. Hl, sadece sradan gzdler. "Hadi, syle ona bavampir. Sana ne kadar minnettar kalacan grelim." 60 Jean-Claude bana bakt, yzm inceliyordu. "Kt yaralydn, beyin sarsnts geiriyordun. Fakat Nikolaos bu... grme bitene kadar senin hastaneye gitmene izin vermezdi. lebileceinden ya da... grevini

yapamayacandan korktum." Sesinin bu kadar kararsz olduunu hi duymamtm. "Ben de hayat gcm seninle paylatm." Bam iki yana sallamaya baladm. Bu byk bir hatayd. Ellerimi anlma dayadm. "Anlamyorum." Kollarn iki yana at. "Bunu anlatacak kelimelerim yok." "Oh, bana brakn," dedi Theresa. "Seni insan hizmetkr yapma yolunda ilk adm att." "Hayr." Hl daha, doru dzgn dnmekte zorlanyordum ama bunun doru olmadn biliyordum. "Beni zihni ya da gzleriyle kandrmaya almad. Beni srmad." "O birka srk atp parmamzda oynattmz zavall yarm mahluklardan bahsetmiyorum. Hibir zaman srlmayan, zarar verilmeyen, daimi hizmetkr. Neredeyse bizim kadar yava yalanan hizmetkar." Hl daha anlamamtm. Yzmden de belli oluyor olacak ki, "Acn aldm ve sana kendi... dayankllmn bir ksmn verdim," diye aklad. "Benim acm sen mi ekiyorsun, yani?" "Hayr, ac gitti. Sana zarar verilmesini de biraz daha g-letirdim." Hl daha her eyi kavrayamyordum ya da belki de olanlar beni ayordu. "Anlamadm." "Dinle, kadm, seninle, bizim ok byk bir yetenek olarak kabul ettiimiz ve sadece paha biilmezliklerini kantlam kiilere verdiimiz bir eyi paylat." Jean-Claude baktm. "imdi, bu bir ekilde senin gcn altnda olduum anlamna m geliyor?" "Tam tersi," dedi Theresa. "Baklarna, sesine, zihnine, baklk kazandn. Ona istediin iin hizmet edeceksin, daha fazlas yok. Ne yaptn anladn m?" ^ Theresa'nin siyah gzlerine baktm. Onlar da sadece gzd. Bayla onaylad. "imdi anlamaya baladn. Animator olarak, baklarmza biraz da olsa kar koyabiliyordun. imdi neredeyse hi etkilenmiyorsun." Havlamaya benzeyen garip bir ekilde gld. "Nikolaos ikinizi de yok edecek," dedi ve merdivenlerden yukar yrd, yksek topuklu izmeleri tan zerinde nlyordu. karke kapy ak brakt. Jean-Claude gelip yanmda durdu. Yzn okumak gt. "Neden?" diye sordum. Bana doru bakt. Salar yznde kark bukleler halinde kurumutu. Yz hl ok gzeldi ama salarnn karkl yzn geree daha yakmlatrmt. "Neden?" O zaman glmsedi. Gzlerinin yannda yorgun krklklar vard. "lseydin, efendimiz bizi cezalandrrd. Aubrey... gereksiz knn bedelini demeye balad bile." Arkasn dnd ve merdivenlerden yukar yrd. B?ramaklar bir kedi gibi, hi kemii yokmuasna, akar gibi bir zarafetle kt. Kapda duraklad, yan gzle bana bakt. "Nikolaos, zaman gelince seni almak iin birisini yollayacak." Kapy kapatt, srg ve kilidin sessini duydum. "Ama belki de senden holandm iindir," dedi parmaklklarn arasnda gelen, g-lyle coan, gr sesi. Kahkahas ac ve sertti.

Onuncu BLm Kapnn kilidini kontrol etmem gerekiyordu. Kapy salladm, sanki ilingirlikten anlyormuum gibi, kilidi zorladrn. Kk aklktan samayacam bilsem de, gevemi parmaklk var m, diye baktm. Kapy zorluyordum nk kendime engel olamyordum. Anahtar ieride unuttuunuzda araba kapsn zorlamakla ayn eydi. Sadece kilitli kapnn yanl tarafmdaydm. ki durumda da kaplar amak gibi bir ayrcalm olmamt ama her eyin bir ilki vard. Tabii ki, mrm yeterse. Unutalm gitsin, bu iyi bir benzetme olmad. Bir ses beni zindann nemli ve su szdran duvarlar arasna geri dndrd. Uzak duvarda bir fare kouturuyordu. Baka bir tanesi, byklarn oynatarak, merdivenlerin yanndan belirdi. yle olmamasn mit ediyordum ama sanrm faresiz bir zindan olmaz. Basamaklarn kenarnda baka bir ey daha dolayordu, meale altnda onu bir kpee benzettim. Ama kpek deildi. Alman Kurdu boyunda bir iare, siyah arka ayaklar zerine oturmutu. ri penelerini gsne ekmi, bana bakyordu. Kocaman, dme gibi siyah gzlerini bana dikmiti. Dudaklarn geri ekip, san dilerini gsterdi. n dileri on santimden uzundu, kr kenarl hanerlere benziyordu. "JeanClaude" diye bardm. eride tiz sesler yanklanyordu, sanki bir tnelden koup 63 geliyorlard. Basamaklarn en yksek yerine ktm. Ve duvara alm tneli grdm. Neredeyse bir adam boyundayd. Tnelden, youn, tyl dalgalar halinde fareler boamyordu; viyaklyor ve birbirlerini sryorlard. Tnelden ieri dklp zemine yayldlar. "Jean-Claude!" daha nceden yaptm gibi kapya vurup srgleri zorladm. Hi faydas yoktu. Dar kacak bir yol yoktu. Kapy tekmeledim. "Lanet olsun," diye bardm. Sesim ta duvarlarda yankland ve neredeyse binlerce kk penenin srtnme sesini bastrd. "Biz iimizi bitirene kadar gelmeyecekler." Dondum kaldm, ellerim hl kapdayd. Yavaa dndm. Ses hcrenin iinden bir yerden gelmiti. Yer kk tyl vcutlarla hareket ediyordu. Tiz sesleri, kaim tylerinin srtnmesi, kk penelerinin sesleri oday doldurmutu. Binlerce fare vard, binlercesi. Drt dev fare, ty dalgalar arasndaki dalar gibi duruyordu. Bir tanesi siyah dmeye benzeyen gzlerini bana dikmiti. Baklarnda fareye benzer hibir ey yoktu. Daha nce hi fareadam grmemitim ama u anda bir tanesine baktmdan emindim. Bir tanesi bacaklar zerinde doruldu. nsan boyundayd, ince faremsi bir yz vard. Kocaman tysz kuyruu, bklm bacaklar arasnda dolayordu. O ey, erkekti, kesinlikle erkek. Peneli elini bana doru uzatt. "Gel aa, insan ve bize katl." Sesi kaln neredeyse tylyd ama hafiften szlanmaya benzer bir tns vard. Her kelime tamd ama biraz hatalyd. Fare dudaklar konumaya uygun deildi.

Merdivenlerden aaya inmeyecektim. Mmkn deildi. Yreim azma gelmiti. Kurtadam saldrsna uram bir adam tanmtm neredeyse lyordu ama kurtadama dnmemiti. Baka birisi ise bir syrkla, kaplanadama dnmt. Bu durumda benim de, en ufak bir yara alrsam, bir ay iinde siyah dme gibi gzlerim ve sar dilerimle, bili surat oynama ihtimalim ok yksek olacakt. Yce Tanrm. "Aaya gel, insan. Gel de oynayalm." Zorla yutkundum. Sanki kalbimi yutmaya alyormuum gibi geldi. "Hi sanmyorum." Tslamaya benzer bir ekilde gld. "Biz yukarya gelip, seni alabiliriz." Kk farelerin arasna dald, ilerledike fareler, birbirlerinin zerinden atlayarak, ona dememek iin, nnden ekiliyordu. Merdivenlerin banda durup, bana bakmaya balad. Tyleri, sarya alan, bal rengiydi. "Seni aaya inmeye zorlamamz, hi houna gitmez." Zorla yutkundum. Ona inanyordum. Bama uzandm ve knn bo buldum. Elbette, vampirler almt. Kahretsin. "Aaya gel insan, gel ve oyuna katl." "Eer beni istiyorsan, buraya gelip alman gerek." Kuyruunu eline alm okuyordu. Peneli eli gbei zerindeki tyleri arasnda dolat, aaya doru okamaya balad. Sert bir ekilde yzne bakyordum. Bana gld. "Yakalayn." Kpek boyundaki farelerden ikisi merdivenlere doru kotu. Kk bir fare viyaklayp onlarn ayaklar altnda kald. Ackl, tiz bir lk kartt, sonra sessizlik oldu. Dier fareler zerine ullanana kadar kvrand. Kk kemikler krlmaya balad. Hibir ey boa gitmiyordu. Sanki iinden geebilecekmi gibi kapya dayandm. ki fare merdivenlere doru ilerledi. yi beslenmi hayvanlard. Ama bablarmda hayvans bir ey yoktu. nsana benzeyen tek ey vard, zeka. "Durun, durun." Fareler tereddt ettiler. "Evet?" dedi fareadam. Yksek sesle yutkundum. "Ne istiyorsunuz?" "Nikolaos, beklerken seni elendirmemizi rica etti." "Bu sorumun cevab deil. Ne yapmam istiyorsunuz? Ne istiyorsunuz?" Dudaklar, sar dilerini gsterecek ekilde geri ekildi. Hrlar gibi grnyordu ama sanrm glmsyordu. "Aaya yanmza gel, insan. Bize dokun, bizde sana dokunalm. Sana diin ve tyn zevklerini retelim." Peneleri bacaklar arasndaki tyleri okuyordu. Hareketi dikkatimi zerine, bacaklar arasna ekti. Baka tarafa baktm. Vcuduma bir scaklk hcum etti. Kzanyordum. Lanet olsun. Cevabm neredeyse hi durmadan geldi. "Bundan etkilenmem mi gerekiyordu?" diye sordum. Bir sre dondu kald, sonra hrlad. "Onu buraya getirin!" Aferin, Anita, onu aala. Malzemesinin olmas gerekenden biraz ufak olduunu ima et. Tslayan gl tenimde souk dalgalar gibi geti. "Bence bu gece iyice eleneceiz." ki fare merdivenlerden kmaya balamt; kaslar tylerinin altnda alyor, kaln byklar vahice oynuyordu. Kapya iyice dayandm ve yere doru kaydm. "Ltfen, ltfen yapmayn." Sesim ok tiz ve korku dolu kmt, bundan nefret ediyordum.

"Ne kadar abuk teslim oldun, ne zc," dedi fareadam. ki dev fare neredeyse zerime kmt. Kapya yasladm, dizlerimi ekip topuklarmdan destek aldm, ayaklarmn geri kalan hafife kalkkt. Bir pene ayama dedi, titredim ama bekledim. Doru zaman kollamalydm. Tanrm, ltfen, kan aktmalarna izin verme. Byklar yzme deiyordu, tyl arlklarn zerimde hissediyordum. Fareyi, iki bacamla, btn gcm kullanarak tekmeledim. Arka bacaklar zerinde ykseldi ve gerileyip dt. Kuyruunu sallayarak kkrdad. leri atlp gsne vurdum. Merdivenlerden aaya yuvarlandi. kinci fare, grtlandan hafif bir ses kartarak, sindi. Kaslarnn gerildiini grdm ve tek dizimin zerine ktm ve dengemi salamlatrdm. Eer ayaktayken zerime atlarsa, keden aaya giderdim. Kenara ok yakndm. zerime atlad. Yere olabildiince uzanp yuvarlandm. Bacaklarm ve tek elimle vcudunu serte itip kaymasna yardm ettim. Fare zerimde kayp gr alanmdan kt. Derken, korku iindeki lklarn duydum. Sonra rahatlatc bir 'gm' sesi geldi. kisinin de lm olabileceklerini zannetmiyordum. Yapabileceimin en iyisi buydu. Ayaa kalkp srtm tekrar kapya verdim. Fareadam artk glmsemiyordu. Ama ben ona en meleksi glmsememi gnderdim. Etkilenmi gibi durmuyordu. Eliyle havay keser gibi akc bir hareket yapt. aretiyle beraber kk fareler ileri atld. Kk kahverengi bedenlerden oluan dalgalanma, sanki kaymyormu gibi merdivenlerden ykseliyordu. Birka tanesinin iini halledebilirdim ama hepsini birden asla. Eer emrederse, her seferinde kk kzl bir srkla, beni canl canl yerlerdi. Fareler ayaklarma dolanmaya balamlard. Kk bedenler izmelerimin zerinden atlyordu. Bir tanesi uzanp izmemin ucunu kemirmeye alt. Tekmeledim, viyaklayak aaya dt. Dev fareler yaral arkadalarndan bir tanesini kenara tayorlard. Fare hareket etmiyordu. Frlattm ise topallyordu. Bir fare zerime srad, peneleri bluzuma takld. Peneleri kumaa taklm ekilde asl kald. Arln gsmde hissediyordum. Belinin ortasndan skca yakaladm. Dileri, derimi deldi, kemiimi skalayp yeniden buluuncaya kadar srd. lk atp fareyi elimden atmaya altm. Acayip bir kpe gibi elimde sallanyordu. Kanm kahverengi tylerine akyordu. Bluzuma baka bir farede atlad.. Fareadam glmsyordu. Baka bir fare yzme doru trmanyordu. Kuyruunda yakalayp frlattm. "Kendin gelmeye korkuyor musun? Benden korkuyor musun?" Sesim panik iinde, ksk kyordu ama yine de syleyebilmitim. "Arkadalarn senin yapmaya korktuun bir ey yznden mi yaralanyorlar? Bunu mu, istiyorsun?" Dev fareler bir bana, bir fareadama bakyordu. Fare adam, kzgnlkla onlara bakt. "Ben hibir insandan korkmam." "O zaman yukar gel de, beni kendin hakla, eer haklaya-biliyorsan." Elimde asl duran fare oluk gibi akan kanmla, birlikte kayp 'dt. Ba parmamla iaret parmamn arasndaki deri yrtlmt.

Kk fareler tereddt iindeydi, gzleri vahice etrafa bakmyordu. Kotumdan yukar kan yolu yarlam olan bir tanesi, yere atlad. "Korkmuyorum." "spada." Sesimi biraz kontrol altna almtm; artk be yanda deil de dokuz yandaymm gibi kyordu. Dev fareler ona bakyordu. Bunlar beklenti iinde, yarglayan, merakl baklard. Havay kesme hareketinin aynsn tersten yapt. Fareler ciyaklayp sanki olanlara inanmyormu gibi, arka ayaklan zerine kalktlar ama sonra geldikleri yoldan merdivenler aaya dkldler. Kapya yaslandm, dizlerim tutmuyordu, yaral elimi gsme kaldrmtm. Fareadam merdivenlere doru yaklamaya balad. Kvrk bacaklaryla, parmak ular zerinde ok rahat ilerliyor, gl penelerini ta zemine saplayarak yryordu. Likantroplar insanlardan daha hzl ve glydler. Zihin oyunlar, el abukluu falan yoktu, sadece daha iyiydiler. Fa-readam, ilk seferde olduu gibi artamazdm. Sadece aptal-latracak kadar kzdrm olacam mit ediyordum. Yaraly-68 dim, sayca stn ve glydler. Eer ona bir hata yaptra-mazsam, ok derin bir bokun iine batacaktm. Uzun pembe bir dil, sar dilerini yalad. "Taze kan," dedi. Sesli bir ekilde nefes ald. "Korku kokuyorsun, insan. Kan ve korku, bana yemei hatrlatyor." Dilini kartp bana doru kahkaha att. Yaral elimi belimin arkasna doru, sanki bama uza-nyormu gibi, uzattm. "Yakna gel, fareadam ve gm ne kadar sevdiini grelim." Fareadam tereddt etti. Son basamakta, eilmi halde donup kalmt. "zerinde gm yok." Peneli ellerini kavuturdu. Byk farelerden bir tanesi bir eyler viyaklad. Gzlerini ksp ona bakt. "Ondan korkmuyorum!" Eer ona gaz verirlerse, blfm ie yaramazd. "Arkadalarna, silah bile kullanmadan ne yaptm grdn." Sessim kendinden emin ve tok kmt. Benim iin iyi olmutu. Dmeye benzeyen gzyle beni szd. Tyleri meale nda sanki yeni ykanm gibi parlyordu. Kk bir sramayla basamaklarn bitiminde, benim ulaamayacam bir yere indi. "Daha nce hi sarn fare grmemitim," dedim. Sessizlii bozup onun son adm atmasn engelleyecek herhangi bir ey sylemem gerekiyordu. Jean-Claude'un ok yaknda gelip beni kurtaracandan emindim. Sonra beklenmedik ve kaba bir ekilde gldm. Fareadam, durdu, bana bakyordu. "Neden glyorsun?" Sesinde hafif bir rahatszlk duymutum. Gzel. "Vampirlerin yaknda gelip beni kurtarmalarm umuyorum. tiraf etmelisin komik bir durum." Komik bulmu gibi grnmyordu. Pek ok kii esprilerimi anlamazd zaten. Kendime gvenim olmasa komik olmadklarn dnecektim. Hl ba tutuyormu gibi yaparak, elimi arkamda oynattm. Dev farelerden bir tanesi viyaklad, sesindeki alay ben bile anlamtm. Eer ben blf yaptm ortaya karsa, bu utanla yaayamazd. Blf yapmasaydm da ben yaayamazdm.

Pek ok insan, bir fareadamla karlatmda ya donar kalr ya da panie kaplrd. Benim duruma almak iin zamanm olmutu. Bana dokunursa yok olmayacam biliyordum. Kendimi kurtarmak iin tek bir yol vard. Eer yanl hareket edersem beni ldrecekti. Midem kasld, yutkunmakta zorluk ektim. Tyl olmaktansa, l olmay tercih ederdim. Eer bana saldracaksa, iimi bitirmek iin saldrmalyd. Li-kantroplukta, fare olmak listemin st sralarnda deildi. Eer ansnz ktyse, en kk izikle bile bulaabilirdi. Eer hzl ve anslysam, bir hastaneye gidip tedavi olabilirdim. Bir eit kuduz tedavisi gibi. Tedavi bazen olumlu sonu veriyordu, bazen de likantropiyi onlar bulatryordu. Uzun ve tysz kuyruunu ellerinin arasna ald. "Daha nce hi bizden birisiyle takldn m?" Seksten mi yoksa yenmekten mi bahsettiini anlayamamtm. kisi de kulaa hi ho gelmiyordu. Kendisini toparlayp cesaretlenecekti ve hazr hissettiinde zerime gelecekti. Ama ben onun ben hazr olduumda gelmesini istiyordum. Seksi setim. "Sen de gereken alet yok, fare adam." Kasld, eli vcudundan aaya kayd, tylerini okuyordu. "Kimin nesi varm greceksin, insan." 'Sadece bakalarn zorlayarak m seviebiliyorsun? nsan halinde de, imdi olduun kadar irkin misin?" Azm ap dilerini gstererek bana tslad. Vcudundan gelen, inlemeye benzer, yksek ve kaln bir sesle hrlad. Daha nce byle bir ses duymamtm. Ses ykselip alald ve zindanda yankland. Omuzlan aaya dmt. Nefesimi tuttum. Onu kzdrmtm. imdi planm yryecek miydi, yoksa lecek miydim, grecektik. leri atld. 70 Ben de eildim ama bunu bekliyordu. nanlmaz bir hzla zerime ulland. Homurdanyor, penelerini savuruyor, suratma doru haykryordu. Ayaklarm gsne dayamtm, yoksa tam zerime kacakt. Penelerinden birisiyle dizlerimi itmeye alyordu. Kollarmla dizlerime sarlm, ona kar koyuyordum. Bu, hareket eden bir elikle mcadele etmek gibiydi. Yeniden, hrltl bir ekilde, zerime tkrk yadrarak, haykrd. Bacaklarm daha rahat itebilmek iin dizleri zerine kt. Btn gcmle bir tekme savurdum. Tekmeyi fark edip kamaya alt ama iki ayamda tam bacaklarnn arasna oturdu. Darbe dizilerini yerden kesti, sahanla yld, peneleri ta trmalyordu. Garip, inlemeyle nefes alma aras sesler kartyordu. Rahat nefes alamyor gibiydi. Tnelden baka bir fareadam kt ve fareler viyakhyarak, kamaya balad. Sahanlkta, kvranan sarn fareadamdan olabildiince uzak oturmutum. Yorgun ve kzgn bir ekilde, yeni gelen fareadama baktm. Lanet olsun, bunun ie yaramas gerekirdi. Kt adamlara, zaten sayca stnken, destek gelmemeliydi. Yeni gelenin tyleri siyaht, simsiyaht. Kvrlm bacaklar zerine kesilmi bir kot giymiti. Hareketleri, vcuduna uymayacak kadar rahatt. Zorla yutkundum, nabzm patlayacak gibi atyordu. zerimde dolaan kk vcudar hatrlaynca, vcudum karncaland.

Elimin nlan yeri zonkluyordu. Beni paralayacaklard. "Jean-Claude!" Fareler, kahverengi bir dalga halinde merdivenlerden uzaklat. Tiz seslerle viyaklayp tnele doru koutular. Tek yapabildiim seyretmekti. Dev fareler, yeni gelene, burunlar ve peneleriyle yerde yatan dev fareyi gstererek tsladlar. "Kz kendini savunuyordu. Peki siz ne yapyordunuz?" Fareadamm sesi gr ve toktu, sadece kelimelerin sonunda kayyordu. Gzlerimi kapatp 21. dinleseydim, insan zannedebilirdim. Gzlerimi kapatmadm. Dev fareler, baygn arkadalarn srkleyerek dar kt. lmemiti ama yaralyd. Tnelin iinde kaybolmadan nce, dev farelerden bir tanesi dnp bana bakt. Derin siyah gz, bir dahaki karlamamzn ac dolu olaca hakknda sz veriyordu. Sarn fareadam kvranmay kesmi, hzla nefes alp kendisini ovarak, yatyordu. "Sana buraya asla gelmemeni sylemitim," dedi yeni gelen fareadam,. Sarn fareadam, ayaa kalkmaya alt. Hareketleri cann yakyor gibiydi. "Efendimiz ard ve biz de itaat ettik." "Ben sizin kralmzm. Bana itaat edeceksin." Siyah tyl fareadam, merdivenlerden yukar kotu, kuyruu, bir kedi-ninki gibi, kzgnlkla oynuyordu. Bu gece kim bilir kanc defa, ayaa kalkp srtm kapya dayadm. "Sen lnceye kadar bizim kralmzsn. Eer efendimize kar koymaya devam edersen, bu pek uzun srmez. O kuvvetli, senden ok kuvvetli," dedi yaral fareadam. Sesi hl zayf geliyordu. Ama toparlanyordu. Kzgnln byle bir avantaj vard. Fare kral, siyah gzle takip edilmesi zor bir hareketle srad. Boazndan yakalayp fareadamm ayaklarn yerden kesti, bacaklar havada sallanyordu. Onu yzne doru yaklatrd. "Ben seninin kralnm ve sen bana itaat edeceksin, yoksa seni ldrrm." Sarn fareadam havada kvranmaya balayncaya kadar, peneleri boazn skt. Fare kral, fareada-m merdivenlerden aaya frlatt. Sarn fareadam yuvarlanarak, esnek bir ekilde dt. Aadan nefes nefese, ac iinde bir ym gibi bakt. "yi misin?" diye sordu yeni gelen fareadam. Bir dakika kadar sonra benimle konutuunu fark ettim. Bamla onayladm. Grne gre en ihtiyacm oldu anda 72 kurtarlmtm. "Teekkr ederim." "Buraya seni kurtarmak iin gelmedim," dedi. "Halkmn, vampirler iin avlanmasn yasaklamtm. O yzden buradaym." "Evet, beni nasl deerlendirdiinizi tahmin edebiliyorum, pirenin biraz zerinde her halde. Niyetiniz ne olursa olsun, yine de teekkr ederim." Bayla onaylad. "Bir ey deil." Kolundaki yank izi dikkatimi ekti. Basit bir ta eklindeydi. Birisi onu damgalamt. "Bir ta ve asa tasan, daha kolay olmaz myd?" Koluna bakt, sonra dileri meydanda, bir fare gibi glmsedi. "Bu ekilde ellerim bota kalyor." Benimle alay m ediyor, diye gzlerinin iine baktm. Pek anlayamadm. Farelerin yzn okumak zordu.

"Vampirler senden ne istiyor?" diye sordu. "Onlar iin almam istiyorlar." "yleyse al. Yoksa cann yakarlar." "Farelerini uzaklatrdn iin, senin cann yakacaklar gibi mi?" Tuhaf bir ekilde omuz silkti. "Nikolaos fareleri kontrol edebildii iin kendisini, onlarn kraliesi zannediyor. Bizler sadece fare deiliz, ayn zamanda insanz ve seme hakkmz var. Benim bir seme hakkm var." "Ne istiyorsa yap, yoksa sizin cannz yakar." Yine o glmseme belirdi. "yi nasihat veririm. Ama dinlemeye gelince o kadar iyi deilim." "Ben de," dedim. Bana siyah gzyle bakt, sonra kapya doru dnd. "Geliyorlar." Kimlerin geldiini biliyordum. Parti bitmiti. Vampirler yaklayordu. Fare kral merdivenlerden aaya atlad ve yatan fareadam kavrad. Hi aba sarf etmeden omzuna alp mutfak nda rkm bir fare hznda tnelin iinde kayboldu. Siyah bir bulanklk gibi gittiler. Holden gelen topuk seslerini duydum ve kapdan uzaklatm. Kap ald. Theresa sahanlkta duruyordu. Dudaklarn bzm, ellerini beline koymutu, hcrenin iine bakt. "Neredeler?" Yaral elime baktm. "lerini yaptlar, sonrada gittiler." "Gitmemeleri gerekiyordu," dedi. Theresa grtlandan gelen sinirli bir ses kartt. "Szde krallar girdi iin iine, deil mi?" Omuz silktim. "Gittiler, sebebini bilmiyorum." "ok sakin, ok rahatsn. Fareler seni korkutmad m?" Yine omuz silktim. Bir ey ie yaryorsa, ona taklmakta fayda vard. "Kan aktmamalar gerekiyordu." Bana bakt. "Bir sonraki dolunayda, ekil mi deitireceksin?" Sesindeki merak duyabiliyordum. Merakn kediler gibi vampirleri de ldrmesini dilerdim. "Hayr," deyip durdum. Bir aklama yapmadm. Eer bir aklama bekliyorsa da, beni duvara yaslayp istediini duyana kadar dvmesi gerekiyordu. Geri istese hi zorlanmadan yapard. Ama, Aubrey'in bana yapt yznden cezalandrld da bir gerekti. Beni incelerken gzlerini kst. "Farelerin seni korkutmas gerekiyordu, animator. Grne gre ilerini iyi yapamamlar. " "Belki o kadar kolay korkmuyorumdur." Hi zorlanmadan gzlerine baktm. Bunlar sradan gzlerdi. Theresa aniden dilerini gstererek srtt. "Nikolaos seni korkutan bir ey bulacaktr, animator. Korku gtr." Sanki yksek sesle sylemeye korkuyormus gibi son sylediini fsltyla sylemiti. Vampirler nelerden korkard? Sivri kazk grntlerinden 74 rni? Sarmsak ryalarna girer miydi? Yoksa daha kt eyler mi vard? ly nasl korkutabilirdiniz ki? "nmden yr, animator. Efendinle tanmaya gidiyoruz. " "Nikolaos senin de efendin deil mi, Theresa?" Bo gzlerle bana bakt, gl bir aldatmacayd. Gzleri souk ve karanlkt. Farelerin gzleri daha fazla kiilik tayordu. "Bu gece bitmeden, animator, Nikolaos herkesin efendisi olacak," Bamla reddettim. "Hi sanmyorum." "Jean-Claude'm gc seni aptallatrm. "Hayr," dedim. "Alakas bile yok."

"Ne o zaman, lml?" "Bir vampirin hizmetkr olmaktansa lmeyi tercih ederim." Theresa gzlerini krpmad, sadece bayla ok yavaa onaylad. "stediini elde edebilirsin." Ensemdeki tyler dikildi. Gzlerine bakabiliyordum ama ktln etkisi hl bykt. Ense geren, boaz skan bir histi bu; iimi skyordu. Bu hissi bazen insanlar arasndayken de hissediyordum. Kt olmak iin hortlamaya gerek yoktu ama oran arttryordu. nnden yrdm. Theresa'mn topuklarndan gelen ses, holde yanklanyordu. Belki korktuum iindir, baklarm srtmda, omurgamdan aa kayan buz gibi hissediyordum. On BRjnci BLm 0 da bir depo kadar bykt, duvarlar yekpare masif tatand. Bela Lugosi'nin peleriniyle bir keden kmasn bekliyordum. Ama duvarn kenarnda oturan ey neredeyse en az onun kadar ilginti. Kz, ldnde on iki ya da on yandaym. Kk, krpe gsleri, ince, uzun elbisesinin altndan belli oluyordu. Soluk mavi elbisesi bile, teninin beyazl zerinde ok scak duruyordu. Teni canlyken de soluk olmalyd nk vampir olunca hayalet gibi olmutu. Salar baz ocuklarn kahverengine dnmeden nce sahip olduu, parlak sar renkteydi. Bu salar asla koyulamayacakt. Nikolaos oymal tahta bir koltukta oturuyordu. Ayaklar yere zor deiyordu. Erkek bir vampir koltuun koluna dayanmt. Ten rengi, fil diinin garip bir kahverengi tonuydu. Eilip Nikolaos'un kulana bir ey fsldad. Kz gld. Gl billur gibiydi. Ho, hesapl bir sesti bu. Theresa kk kzn koltuuna doru gitti ve arkasnda durdu, ellen kzn uzun san salar arasnda dolayordu. Bir erkek insan gelip koltuunun sanda durdu. Srtn duvar vermi, ellerini yanna yaptrmt. Dmdz ileriye bakyordu, yz ifadesiz, srt dikti. Neredeyse tamamen keldi; yz ince, gzleri karanlkt. Pek ok erkek sasz iyi grnmezdi ama bu iyi grnyordu. Yakklyd ama buna 76 pek aldr etmiyormu gibi bir havas vard. Neden bilmiyorum, iimden ona asker demek gelmiti. Baka bir adam gelip Theresa'ya yasland. Ksa salar kum rengiydi. Yz garipti, gzel grnmyordu ama irkin de deildi; bu hatrlanacak bir yzd. Eer uzun sre bakarsanz gzel bile gelebilirdi. Gzleri soluk yeil renkteydi. Vampir deildi ama insan dersem biraz acele etmi olurdum. Jean-Claude en son gelip koltuun solunda durdu. Kimseye dokunmad. Yanlarnda dururken bile, onlardan ayr gibiydi. "ey," dedim, "tek ihtiyacmz, Drakula, Karanlklar Prensi'nin fon mzii, o da olsayd, her ey tamam olurdu." Kzn sesi de glm gibiydi, yksek ve zararsz. Planlanm bir masumiyet "Komik olduunu zannediyorsun! deil mi?" Omuz silktim. "Bazen." Bana glmsedi. Dilerini gstermeden. nsan gibiydi; gzleri espriyle parlyordu, yz yuvarlak ve hotu. Ne kadar zararsz kk bir ocuk olduumu grdn m? Tabii.

Zenci vampir yeniden kulana bir ey fsldad. O kadar yksek ve temiz bir sesle gld ki, kahkahalarn neredeyse elle tutabilirdiniz. "Kahkaha zerine alyor musun, yoksa doal hali bu mu? Ah, eminim alyorsundur." Jean-Claude'un yz deiti. Kendisini glmemek iin mi, yoksa yzn buruturmamak iin mi kasyordu a.Lyama-dm. Belki ikisi de. Baz insanlar zerinde byle akim olabiliyordu. Kahkaha yznden kayd gitti, gzlerindeki panlt dnda hl insan gibiydi. Parltl gzlerinde komik bir yn yoktu. Kedilerin kk kulara bakmas gibi bir eydi. Sesi, Shirley Temple'nki gibi, her kelimenin sonunda oynayordu. "Ya ok cesursun ya da ok aptal." "Ben param aptall zerine yatryorum," dedi yavaa Jean-Claude. 77 nce ona, sonra yaayan l srsne baktm. "Yorgun, sinirli ve korkmu durumdaym. ovu geip iin zne gelmeyi tercih ederim." "Aubrey'in kendisini neden kaybettiini anlamaya balyorum," dedi, sesi kuru ve ciddiydi. Oynaan ark buz gibi erimiti. "Ka yanda olduumu biliyor musun?" Ona bakp bam iki yana salladm. "Bana bu kz iyi demitin, sanrm, Jean-Claude." Adn sanki ona kzm gibi bir vurguyla syledi. "Bu kz iyi." "Ka yanda olduumu syle." Sesi, kzgn bir yetikinin sesiydi. "Syleyemem. Neden bilmiyorum ama yapamyorum." "Theresa ka yanda?" Siyah sal vampire baktm, zihnin arln hatrladm. Bana glyordu. "Yz, belki yz elli, daha fazla deil." Nikolaos'un yz okunamyordu, yontulmu mermer gibiydi. "Neden daha fazla deil?" "yle hissediyorum?" "Hissediyor musun?" "Kafamn iinde, belli bir g... derecesine sahip." Bu blm aklamaya almaktan nefret ediyordum. Kulaa ok mistik geliyordu. Aslnda deildi. Vampirleri, baz insanlarn atlar ya da arabalar bildii gibi biliyordum. Bu bir hnerdi. Pratiin rnyd. Nikolaos'un atlar ya da arabalarla kyaslanmaktan holanacan sanmadm iin, enemi kapal tuttum. Grdnz m, hi de aptal deilmiim. "Bana bak, insan, gzlerimin iine bak." Evet, gzlerimin iine bak. ehrin efendisinin, daha yaratc olacan dnmez miydiniz? Ama bunu da yksek sesle sylemedim. Gzleri, mavi ya da gri renkteydi, belki ikisi 78 de. Baklar, tenimi zerine bask yapyordu. Ellerimi kaldr-sam itebilecekmiim gibi geliyordu. Hibir vampirin baklarm byle hissetmemitim. Gzlerine bakabiliyordum. Bir ekilde bunun olmamas gerektiini hissediyordum. Sanda duran asker, sanki sonunda ilgin bir ey yapmm gibi bana bakmaya balad. Nikolaos ayaa kalkt. Etrafmdakilerin biraz ilerisine yrd. Boyu neredeyse omzuma gelirdi ki, bu onu ok ksa yapyordu. Bir sre olduu yerde durdu; bir tablo gibi ho ve ruhsuzdu: Hi hayat hissi olmayan, ho izgiler ve zenli renklerden ibaretti.

Hareket etmeden durdu ve zihnini bana at. Sanki kilitli bir kapy am gibi hissettim. Zihni benimkine arpt ve sendeledim. Dnceleri iime baklar, keskin elikten ryalar gibi sapland. Zihnin paralar kafamn iinde dans ediyor, dokunduklar yerler, beni uyuturuyor, canm yakyordu. Dtm hatrlamyordum ama dizlerimin zerindey-dim. yordum, ok yordum. Benim iin hibir ey yoktu. O zihin gc yannda, ben nemsiz bir eydim. Kendimi onunla nasl e tutardm? Onun nnde srnp affedilmeyi dilemekten baka ne yapabilirdim? Cretkrlm kabul edilemezdi. Emekleyerek, ona doru ilerlemeye baladm. Yaplacak tek doru ey oymu gibiydi. Affedilmek iin yalvarmahy-dm. Affedilmem gerekiyordu. Bir tanraya, baka nasl yaklaabilirdim? Hayr. Bir eyler yanlt. Ama ne? Tanradan af dilemeliydim. Ona tapnmalydm. Syledii her eyi yapmalydm. Hayr. Hayr. "Hayr" diye fsldadm. "Hayr." "Bana gel, evladm." Sesi souk bir kn ardndan gelen bahara benziyordu. imi at. Beni rahatlatp stt. Solgun kollarn bana uzatmt. Tanra ona sarlmama 22. izin verecekti. Harika. Neden yerde srnyordum? Neden ona doru komuyordum? "Hayr." Ellerimi ta zemine vurdum. Canm yand ama yeterli deildi. "Hayr!" Bu sefer yumruklarm yere vurdum. Btn kolum szlad, hissizleti, "HAYIR!" Yumruklarm, tekrar tekrar, kanayana kadar yere vurdum. Ac keskin ve gerekti, bana aitti. "Kafamdan k! Seni orospu!" diye bardm. Yere ylmtm, kollarm karnmdayd, nefes nefese kalmtm. Nabzm sanki azmda atyordu. Onu ap nefes alamyordum. Kzgnlk iimden akyordu, temiz ve keskindi; Nikolaos'un zihninin son glgelerini de temizleyip gtrmt. Kzgnlk ve arkasndaki dehetle, gzlerimi zerine diktim. Nikolaos zihnimi, okyanustaki deniz kabuu gibi ykamt. Beni doldurup sonra boaltmt. steseydi, direncimi krmak iin beni delinebilirdi. Ve kendimi korumak iin yapabileceim hibir ey yoktu. Bana doru bakt ve o billur gibi ten kahkahasyla, gld. "Oh, animatrn korktuu bir ey bulduk. Evet, bulduk." Sesi melodik ve hotu. Nedime ocuk geri gelmiti. Nikolaos, elbisesini dizlerinin altna toplayp bir hanmefendi gibi nmde diz kt. Gzlerimin iine bakabilmek iin, belini bkp eildi. "Ka yandaym, animator?" ok etkisini gstermeye balamt, titriyordum. Dilerim sanki donarak lyormuum gibi birbirine arpyordu. Sesim, kaslm enemin arasndan yolunu bulup dilerimin arasndan szd. "Bin," dedim, "belki daha fazla." "Haklymsn, Jean-Claude. Gerekten iyiymi." Yzn Neredeyse benimkine dayad. Onu geri itmeyi her eyden ok istiyordum. Onun bana dokunmasn istemiyordum. Yksek, vahi, kalp paralayacak kadar saf bir ekilde yeniden gld. Eer canm bu kadar yanmasayd, barr ya da 80 yzne tikrrdm.

"Gzel, animator, birbirimizi anlyoruz. Bizim istediimiz eyi, sen de istiyorsun, yoksa zihnini, soan zarlarn ayrr gibi soyarm." Yzme doru soluyordu. Sesi kkrdayan bir ocuk fsldamasna dnmt. "Bunu yapabileceime inanyorsun, deil mi?" nanyordum. On Kinci Bliti Soluk, przsz yzne tkrmek istiyordum ama bana yapabileceklerinden de ok korkuyordum. Yzmden aaya bir damla ter kayd. Eer bana bir daha dokunmayacana garanti verirse, istedii her eyi ama her eyi yapacama sz verirdim. Nikolaos'un beni etkisi altna almasna gerek yoktu; sadece korkutmas yeterliydi. Korku ile beni kontrol edebilirdi. Tek gvencesi buydu. Bunu yapmasna izin veremezdim. "Elini... yzmden... ek," dedim. Gld. Nefesi scakt, nane gibi kokuyordu. Nane ekeri. Ama bu temiz, modern kokunun altnda kan kokusu vard. Eski l. Yeni cinayet. Artk titremiyordum. "Nefesin kan gibi kokuyor," dedim. Geri ekilip elini azna gtrd. Hareketi o kadar insan-cayd ki, beni gldrd. Ayaa kalkarken, elbisesi suratma srtnd. Kk terlifcli ayayla, gsme tekme att. Gc beni geri yuvarlad, keskin bir acyla nefesim kesildi. Bu gece ikinci defa nefes alamyordum. Karnmn zerine yattm, nefes almaya gayret edip acy atlatmaya altm. Bir yerimin krldm duymamtm ama bir yerlerimin krlm olmas gerekiyordu. zerimde patlayan sesi, kaynam su kadar scakt. ' Onu ldrmeden hemen dar kartn." Ac, keskin bir arya dnyordu. Sanki kurun yutmu gibiydim, gsm ok ard. "Olduun yerde kal, Jean." Jean-Clau^gduvarm yanndan ayrlm, bana doru yolu yarlamt bile. Nikolaos solgun kk eli ile verdii emirle, onu durdurmutu. "Beni duyabiliyor musun, animator?" "Evet." Sesim bouk kyordu. Konuabilecek kadar ok hava alamyordum. "Bir yerini mi krdm?" Sesi kk bir kuun ki gibi tiz-lemiti. Boazm temizlemek iin ksrdm ama canm daha ok yand. Ac azalmaya balaynca, gsm ovdum. "Hayr." "Ne kt. Ama sanrm aksi taktirde iler biraz yavalard ya da bizim iimize yaramaz hale gelirdin." Son sylediini sanki bu konu zerinde dnceleri varm gibi sylemiti. Acaba bir yerim krlm olsayd bana ne yaparlard? Aslnda bilmek istemiyordum. "Polis sadece drt vampir cinayetinden haberdar. Alt tane daha var." Dikkatlice nefes aldm. "Polise neden sylemediniz?" "Benim sevgili animatrm, aramzdakilerin pek ou, insan yasalarna gvenmiyor. nsan yasalarnn, i yaayanl-lere gelince ne kadar adil olduunu biliyoruz." Gamzelerini gstererek glmsedi. "Jean-Claude ehirdeki en gf beinci vampirdi. imdi nc." Ona bakyordum, sylediklerinin.bir aka olduunu syleyip glmesini bekliyordum. O hi deimeden, glmsemesine

devam etti. Glmseme sanki yzne cilalanm. Benimle alay m ediyorlard? "Bir ey, JeanClaude'dan" -devam etmeden nce yutkundum- "daha gl iki bavampiri mi ldrd?" Glmsemesi geniledi, dileri aka grnyordu. "Tebrik ederim. Durumu abuk kavradn. Bu belki Jean-Claude'un cezasn biraz hafifletir. Biliyor musun, seni bize o tavsiye etti?" Bam iki yana sallayp Jean-Claude'a baktm. Hl hare- __3 ket etmemiti, nefes bile almamt. Sadece gzleriyle bana bakt. Koyu lacivert gzleri, neredeyse ate gibi parlyordu. Hl beslenmemiti. Neden beslemesine izin vermiyordu? "Neden cezalandrlacak?" "Onun iin endieleniyor musun?" Sesinde aknlnn verdii alayl ton vard. "Vay, vay, vay, seni bu iin iine srkledii iin ona kzgn deil misin?" Jean-Claude'a yine baktm. Gzlerinde ne grdm biliyordum. Nikolaos'dan korkuyordu. Ve eer bu odada bir yandam varsa, o da Jean-Claude'du. Korku, aktan ya da nefretten daha fazla yaknlatrcdr ve ok daha hzl alr. "Hayr," dedim. "Hayr, hayr." Kelimeleri inceltti, ykseltip alakt, bir ocuk gibi taklit ediyordu. "Peki." Sesi aniden kalnlat, olgunlat; scaklk ve kzgnlkla titriyordu. "Sana bir hediye vereceiz, animator. Elimizde ikinci cinayetin bir tan var. Lucas'm lmn grm. Bize grd her eyi syleyecek, deil mi, Zachary?" Kum rengi sal adama glmsedi. Zachary bayla onaylad. Koltuun yanndan ayrlrken hafife eilip bana selam verdi. Dudaklar yzne gre ok inceydi, glmseyiini ok sahtekrca gsteriyordu. Buz yeili gzlerini benden ayrmad. Onu daha nce bir yerlerde grmtm ama nerede? Daha nceden fark etmediim kk bir kapya gitti. Mealelerin oynaan glgeleri arasnda kaybolmutu ama yine de onu grmem gerekirdi. Nikolaos'a baktm, ban olumsuzca sallad, glmsyordu. Fark etmeme frsat bile vermeden, kapy benden gizlemiti. Ellerimden destek alp ayaa kalmaya altm. Bir hatayd. Nefesim kesilerek, cesaret edebildiimce hzl ayaa kalktm. Ellerim imdiden kesik ve rklerden sertlemiti. Eer sabaha kadar yaayabilirsem, her tarafm morluklarla do-84 lu olacakt. Zachary kapy, bir bycnn sahne perdesini at gibi at. Kapnn nnde bir adam duruyordu. zerinde bir takm elbiseden arta kalanlar vard. nce yaplyd; belki beli biraz kalnd. Az egzersiz ve ok birann sonular. Otuz yalarndayd. "Gel," dedi Zachary. Adam odann ortasna yrd. Gzleri korkudan yusyuvarlak oln ustu. Kk parmandaki yz parlad. Korku ve lm kokuyordu. Ten rengi hl bronzdu, gzleri hl dolu bakyordu. Odadaki vampirlerden daha ok insana benziyordu ama ce-setlie hepsinden daha yaknd. Hayatm lleri dirilterek kazanyordum. Bir zombiyi nerede grsem tanrdm. "Nikolaos'u hatrlyor musun?" diye sordu Zachary. Zombinin gzleri byd, yzndeki renk gitti. Lanet olsun, ayn insan gibiydi. "Evet."

"Nikolaos'un sorularna cevap vereceksin, anlyor musun?" "Anlyorum." Sanki hatrlayamad bir eye konsantre olmaya alr gibi alnn buruturdu. "Daha nce sorularmza cevap vermemiti. Ya imdi?" Zombi, ban iki yana sallad, gzleri korku dolu bir hayranlkla bakyordu. Kular da ylanlara byle bakyor olmaly dlar. "Ona ikence yaptk ama ok inat kt. imize devam edemeden, kendisim ast. Kesinlikle kemerini almalydk." Nikolaos'un sesi dalgn, ilgisizdi. Zombi ona bakyordu. "Ben... kendimi astm. Anlamyorum. Ben..." "Bilmiyor mu?" diye sordum. Zachary gld. "Hayr, bilmiyor. Harika deil mi? Birini ldn unutacak kadar insanlatrmak ne kadar zor biliyorsun, deil mi?" Biliyordum. Bu ller zerindeki kontrolnn ok gl olduu anlamna geliyordu. Zachary akn zombiye ok kymetli bir sanat eseriymi gibi bakyordu. "Onu sen mi dirilttin?" diye sordum. "Meslektan tanmadn m?" diye sordu Nikolaos. Gl uzaktan gelen bir billur sesi gibiydi. Zachary'nin yzne baktm. O da bana, yzm ezberleyen gzlerle bakyordu. Yz ifadesizdi ama sadece gznn altndaki deri oynuyordu. Kzgnlk m, korku mu? Sonra grkemli bir ekilde glmsedi. Bir ekilde, onu bir yerden gzm snyordu. "Sorularn sorabilirsin, Nikolaos. imdi cevap vermek zorunda. " "Bu doru mu?" diye bana sordu. Bana danmasna armtm, biraz tereddt ettim. "Evet." "Vampir Lucas' kim ldrd? Nikolaos'a bakt, yz dald. Nefes al ok s, ok hzlyd. "Neden bana cevap vermiyor?" "Soru ok karkt," diye aklad Zachary. "Lucas'm kim olduunu hatrlamayabilir." "O zaman cevabn beklediim sorular, ona sen sor." Sesi scak ama tehdit doluydu. Zachary kollarn aarak dnd. "Bayanlar baylar, ite karnzda, yaayanl." Kendi esprisine gld. Baka kimse glmedi. Ben de anlamamtm. "Bir vampirin ldrldn grdn m?" Zombi, bayla onaylad. "Evet." "Nasl ldrld?" "Kalbi skld, kafas kesildi," dedi, sesi korkudan kt kadar incelemiti. "Kalbini kim skt?" Zombi tekrar tekrar, hzl ve sert hareketlerle ban iki yana sallamaya balad. "Bilmiyorum, bilmiyorum." "Vampiri neyin ldrdn sor," dedim. Zachary hmla bana bakt. Gzleri yeil cam gibiydi. Yzndeki kemikler belirginlemiti. fkeden derisi kafatasna bez gibi yapmt. "Bu zombi benim, benim iim." "Zachary," dedi Nikolaos. Ar hareketlerle ona dnd. "Bu iyi ve makul bir soru." Sesi sakindi ama kimse kan-mamt. Cehennem buna benzer seslerle dolu olmalyd. lmcl ama tabii ki ok makul. "Ona soruyu sor, Zachary."

Zombiye geri dnd, yumruklarn skmt. Niye bu kadar sinirlendiini anlayamamtm. "Vampiri ne ldrd?" "Anlamyorum." Sesi paniin smrlarndayd. *'Ne eit bir yaratk kalbini skt? nsan myd?" "Hayr." "Baka bir vampir miydi?" "Hayr." te bu yzden zombiler, mahkemelerde pek bir ie yaramyorlard. Onlar konuturmak, cevaplar almak iin, ynlendirmeniz gerekiyordu. Avukatlar, ynlendirince hemen itiraz ediyorlard. Haklydlar ama bu zombinin yalan syledii anlamna gelmiyordu. "O zaman vampiri ne ldrd?" Yine ban sallamaya balad, ileri geri, ileri geri. Azn at ama hi ses kmad. Sanki boazna kt tklm gibi, ses kartamyordu. "Yapamam." "Ne demek yapamam?" diye bard Zachary ve yzne bir tokat paatt. Zombi elleriyle ban korudu. "Bana... cevap... vereceksin." Her kelimeyle birlikte bir tokat atyordu. Zombi dizlerinin zerince kp alamaya balad. "Yapamam." "Lanet olasca, bana cevap ver." Zombiyi tekmeledi ve o da yere yuvarlanp top gibi kvrld. "Durun." zerlerine yrdm. "Durun!" Zombiye son bir tekme atp bana dnd. "O benim zom-bim] Canm ne isterse onu yaparm." "O eskiden bir insand. Daha fazla saygy hak ediyor." Alayan zombinin yanma diz ktm. Zachary'nin varlm zerimde hissediyordum. "Kz, rahat brak, imdilik," dedi Nikolaos. Zachary srtmdaki kzgn bir glge gibi olduu yerde durdu. Zombinin koluna dokundum. Titredi. "Her ey yolunda. Seni incitmeyeceim." Seni incitmeyeceim. Kamak iin kendisini ldrmt. Ama mezar bile yeterli bir smak olamamt. Bu geceden nce hibir animatrn byle bir i iin bir ly diriltmeyeceini syleyebilirdim. Bazen dnya bilmek isteyeceimden ok daha kt bir yerdir. "Zombinin ellerini yznden ekmek zorunda kaldm. Bana bakmas iin yzn evirdim. Tek bak yeterliydi. Koyu renk gzler, ok ama ok byk bir korkuyla almt. Azndan ince bir izgi halinde tkrk szyordu. Bam iki yana sallayp, ayaa kalktm. "Onu datmsn." "Tam stne bastn. Hibir zorribi beni aptal yerine koyamaz. Sorulara cevap verecek." Hzla geri dnp, adamn kzgn gzlerine baktm. "Anlamyorsun, onun zihnini datmsn." "Zombilerin zihni yoktur." "Bu doru, yoktur. Tek sahip olduklar, ksa bir sreliine, ne olduklarna dair hatralardr. Eer onlara iyi davranr-san, kiiliklerini belki bir hafta, belki biraz daha fazla koruyabilirler ama bu..." zombiyi gsterip, Nikolaos'la konumaya baladm, "kt muamele unutmay hzlandrr. ok ise hafzay yok eder."

"Ne diyorsun, animator?" "Bu sadist," -Zachary'i ba parmamla drttm- "zombi-nin hafzasn yok etti. Artk hibir sorunuza cevap veremeyecek. Hibir kimseye, hibir zaman." Nikolaos solgun bir frtna gibi dnd. Gzleri mavi cam gibiydi. Kelimeleri oday hafif bir ate ile doldurdu. "Seni kendini beenmi..." Vcudu, terlikli kk ayaklarndan balayp uzun beyaz-sar salarna uzanan bir titremeyle sar-sldi. Tahta koltuun kzgnlnn ateinden, alev alp tutumasn bekledim. Kzgnl, kukla ocuu ald gtrd. Beyaz teninin altnda kemikleri belirdi. Peneli, titreyen elleri, havay skt. Bir eli koltuun kenarn yakalad. Tahta inleyip atrdad. Sesi ta duvarlar arasnda yankland. Kelimeleri derimizi yakyordu. "Sizi ldrmeden hemen buradan gidin. Kadn da al ve salam bir ekilde arabasna binmesini sala. Eer nemli ya da nemsiz, bir kere daha baarsz olursan, kalbini sker alrm ve ocuklarm akan kannda ykanrlar." Ho bir anlatm, biraz melodramik ama ok grsel. Tabii ki, bunu yksek sesle sylemedim. Lanet olsun, nefes bile almyordum. En ufak bir hareket bile, dikkatini ekerdi. Tek istedii bir bahaneydi. Zachary de farkna varm olacak ki. Gzlerini zerinden ayrmadan eilerek selam verdi. Sonra hibir ey sylemeden dnd ve kk kapya yneldi. Sanki, lm arkasndan, srtna delikler aacak sertlikte bakmyormu gibi, acele etmedi bile. Ak kapda durup nden yrmemi ister gibi bir hareket yapt. Jean-Claude'a baktm, hl durmasn istedii yerde duruyordu. Catherine'in gvenliini soracak frsatm olmamt. Her ey ok hzl olup bitmiti. Azm atm, JeanClaude bunu tahmin etmiti. nce, soluk elinin bir hareketiyle beni susturdu. Eli gm- 89. leindeki danteller kadar beyazd. Gzleri mavi bir alevle dolmutu. Uzun siyah salar aniden lmcl bir ekilde solgun-lam yzne dkld. nsanl geri ekiliyordu. Gc tenimin zerinde yand, kollarmdaki tyler dikildi. Kendime sarlp bir zamanlar Jean-Claude olan yarata baktm. "Ko!" diye bard bana, sesi beni kamlyordu. Neredeyse kanm akacakt. Tereddt ettim ve gz ucuyla Nikola-os'u grdm. Yerden ykselmiti, havada yava ve sakince asl duruyordu. Salar, iskelete dnm kafasnn etrafnda dans ediyordu. Penelemi elini kaldrd. Amber rengi derisinin altndaki kemikler ve damarlar seiliyordu. Penelemi el bana doru gelirken Jean-Claude beni savurdu. Bir g beni, duvara, neredeyse kapdan darya frlatt. Zachary kolumdan yakalayp beni ieri ekti. Ondan kurtuldum. Kap hzla yzme arpt. "Yce sa," diye fsldadm. Zachary yukar giden dar merdivenlerin bandayd. Elini bana uzatt. Yz terden slanmt. "Ltfen!" Avucunu kapana yakalanm bir ku gibi ap kapatt. Kapnn altndan bir koku szyordu. Le kokuuydu. Gnete porsumu, derisi atlam, imi vcutlarn, damarda phulap sessizce ryen kann kokusu geliyordu. rp geri katm.

"Aman Tanrm," diye fsldad Zachary. Bir eliyle azn ve burnunu kapatt, dierini bana uzatt. Elini tutmadm ama merdivenlerde yannda durdum. Elin azndan ekip bir ey sylemeye hazrlanrken, kap grdad. Sanki, gl bir rzgr vuruyormu gibi, tahta titre1 ve sarsld. Kapnn alandan rzgr geliyordu. Salarm rzgrn etkisiyle dalgalanyordu. Orada olmamas gereken rzgrla kmldayan kapdan uzaklatk. Kapal alanda bir frtna m? Rzgr rm etlerin, mide bulandrc kokusunu 90 da tayordu. Birbirimize baktk. Bir anda, ya onlar ya biz durumun farkna vardk. Arkamz dnp kamaya baladk. O kapnn arkasnda esen bir frtna olamazd. Dar merdivenlerde peimizden esen rzgr olamazd. O odada ryen cesetler yoktu. Yoksa var myd? Tanrm, bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum. On l/nc B/m Bir patlama merdivenleri sarst. Rzgr bizi oyuncak-mz gibi yere ykt. Kap paralanmt. Emekler vaziyette, uzaklamaya, sadece uzaklamaya alyordum. Zachary ayaa kalkp beni kolumdan srkledi. Komaya baladk. Peimizden, sahibi belli olmayan bir uluma duyuldu. Rzgr da arkamzdan kkredi. Salarm yzme yapp grm engelliyordu. Zachary elimi kavrayp tutmaya devam etti. Duvarlar przsz, basamaklar kaygand; tutunacak hibir ey yoktu. Basamaklara yaklap, birbirimize tutunduk. "Anita." Jean-Claude'un kadife sesi fsldyordu. Rzgrn iine bakmak iin, gzlerimi krparak mcadele ettim. Hibir ey yoktu. "Anita." Rzgr adm sylyordu. "Anita." Mavi bir ate parlad. ki mavi alev topu havada asll duruyordu. Gzler... Jean-Claude'un gzleri miydi? Yoksa lm myd? Mavi alevler bana doru utu. Rzgrdan etkilenmiyorlard. "Zachary!" diye bardm ama sesim kkreyen rzgrda kayboldu. Acaba o da grm myd yoksa ben deliriyor muydum? Gzler bana doru yavaa alald ve birden onlarn bana dokunmaya altn fark ettim, bana dokunmamas gerektigini hissediyordum. Bir ?ey bana, gzler dana dokunursa ok kt eylerin olabileceini sylyordu. Zachary'den kurtuldum. Bana bard ama rzgr dar duvarlar arasnda kontrolden km bir elence treni gib! kuk-reyip tyordu. Baka bir ses yoktu. Merdivenlerden yukarya emeklemeye altm ama rzgr esiyor, beni aaya doru itiyordu. Sonra kafamn iinde bir ses daha belirdi. ' Beni affet," dedi Jean-Claude. Mavi alevler bir anda yzmn nndeydi. Duvar dayanp alevlere vurmaya altm. Ellerim ilerinden geip gidiyordu. Sanki orada deillerdi. "Beni rahat brakn!" diye bardm. Alevler sanki orada deilmi gibi ellerimin arasndan geip gzlerimin iinde eridi. Dnya mavleti, sakin, mavi buzullardan baka bir ey yoktu. "Ko, ko," dedi bir fslt. Kalp atlarm hissedemiyordum. Tek duyduum, nefesimdi, ok yksek, ok seri. Sonunda korkudan nefesimin kesilmesinin ne olduunu anlamtm. Zachary'nin bouk sesi, sessizliin iinde ok fazlayd. Sanrm fsldyordu ama bana baryormu gibi geldi. "Gzlerin, gzlerin mavi mavi parlyordu!"

"Hit, sus," diye fsldadm. Neden bilmiyorum, sylediklerimi 'birilerinin duymamas, olanlar bilememesi gerektiini hissediyordum. Hayatm buna balyd. Artk kafamda fsltlar yoktu ama son tavsiyesi hi fena deildi. Ko. Komak akla ok yatknd. Sessizlik ok tehlikeliydi. Bu, dvn bittii anlamna geliyordu. Kazanan dikkatim baka ynlere evirebilirdi. Ben o ynlerden birisinde olmak istemiyordum. Ayaa kalkp elimi Zachary'ye uzattm. akn grnyordu ama elimi tutup ayaa kalkt. Onu ekip merdivenlerden yukarya komaya baladm. Buradan mutlaka kmalydm yoksa, imdi, bu gece lecektim. Hibir tereddt, bir soru, bir phe kalmamt. Hayatm iin kouyordum. Eer Nikolaos beni grrse lecektim. lecektim. Ve asla neden olduunu bilemeyecektim. Ya Zachary de panie kaplmt ya da benim, onun bil- 93_ medii bir eyi bildiimi fark etmi olacak ki, o da benimle komaya balad. Birimiz dengesini kaybettiinde, dierimiz onu ayaa kaldryordu ve komaya devam ediyorduk. Bacak kaslarm rettikleri asitle, gsm ise nefessizlikten yanmaya balayncaya kadar kotuk. te bu yzden joging yapyordum. Ne zaman bir ey peime dse, deli gibi koabiliyordu.n. nce kalalar ok ho deildi ama hayatn kurtarmak irin koarken, hzl olmak ' ok hotu. Sessizlik, neredeyse dokunulacak kadar arlamt, sanki bir ey aryordu. Sessizlik bizi ayn rzgr gibi takip ediyordu. Merdiven kmann kt taraf, eer dizinizde bir sorun varsa, kmay uzun sre srdremeyeceinizdi. Dz bir yolda saatlerce koabilirdim. Biraz eim oldu mu, dizim teklemeye balyordu. Balayan ar ok gemeden, keskin, gcrtl bir acya dnyordu. Her admda, ac artk btn bacama dalncaya kadar yaylyordu. Dizim hareket ettike, duyabileceim sesler kartyordu Bu iyiye iaret deildi. Dizim beni tehdit etmeye balamt Eer yerinden karsa, sessizlik etrafmzda dolarken, yere ylr kalrdm ve Nikolaos beni bulup ldrrd. Neden bundan bu kadar emindim? Bir cevabm yoktu ama yle olacandan emindim. Hislerimle tartmazdm. Yavalayp biraz dinlendim. Bacamdaki kaslar esnetiyordum. Nefesim kesilmiti, sakat bacamdaki kaslar ekiyordu. Biraz daha esnetme yaparsam, kendimi daha iyi hissedecektim. Bacamdaki acy geiremeyecek kadar zorlamtm ama dizim beni yar yolda brakmadan devam edebilecektim. Zachary merdivenlere kmt, koucu olmad belliydi. Eer hareket etmezse bacak kaslarna kramp girmeye balayacakt. Belki bunu biliyordu ama aldrmyordu. Kollarm duvara doru, omuzlarm gerilene kadar uzat-94 um. Dizimin dzelmesini beklerken, altm bir eyler yapyordum. Ar, kadim, zn sre nce lm birisinin seslerini dinlerken, tandk bir eyler yapmalydm. Yukarda, merdivenlerin bandan sesler gelmeye balad. Duvara yaslanp avularm duvara dayadm, donup kalmtm. imdi daha ne olacakt? Daha ne vard? ansmza, yaknda gne doacakt. Zachary kalkp yzn basamaklarn yukarsna dnd. Ben hl duvara yasl duruyorum, bylece hem aaya, hem de

yukarya bakabiliyordum. Yukar bakarken bir eyin arkamdan habersizce yaklamasn istemezdim. Keke silahm yanmda olsayd ama o arabamn bagajnda hibir ie yaramadan ylece duruyordu. Sahanla giden son keye yakn duruyorduk. u an, kelerin ardnda ne olduunu grebilmeyi dilediim zamanlardan bir tanesiydi. Kselenin taa aptnda oluturduu yank duyuluyordu. Ayakkab sesleri. Srpriz, srpriz, keyi dnem adam insand. Boynunda d izi bile yoktu. Pamuk beyaz salar, ksa kesilmiti. Boynundaki kaslar dar doru imiti. Bisepleri belimden kaimdi. Aslnda belim ok kaim deildi ama onun kollar, ah, harikayd. Boyu en azndan bir doksan vard ve vcudunda bir pasta yapacak kadar bile ya yoktu. Derin, buz mavisi gzlerinde, karl bir gkyznn solgun kristalleri vard. Ayrca grdm ilk bronzlamam vcut gelitirmeciydi. Btn o gelimi kaslar, Moby Dick gibi beyazd. Siyah fleli atleti, iri gsnn her santimini sergiliyordu. Siyah koucu ortunun paalar bacaklarndaki kabarklar arama sarlmt. imi kasklarn, orttan geirebilmek iin, paalarnn kenarlarn kesmiti. "Yce sa, bench preste ne kadar basyorsun?" diye fsldadm. Dudaklarn gstermeden glmsedi. Konuurken, azn dilerini gstermeyecek ekilde olabildiince az ayordu. "ki yz." Hafife slk alp benden sylememi istedii eyi syledim: "Etkileyici." Yine dilerini gstermemeye dikkat ederek glmsedi. Vampir rol yapyordu. Bu kadar iyi bir oyunculuu bana harcamt. Ona, her yerinin "Ben insanm," diye bardn sylese miydim? Tabii ki, hayr. Beni dizinde bir ra gibi krard. "Bu Winter*," dedi Zachary. smi 1940'larn film yldzlarnn ki gibi, gerek olamayacak kadar kendisine uyuyordu. "Neler oluyor?" diye sordu. "Efendimiz ve jean-Claude tartyorlar" dedi Zachary. Derince bir i ekti. Gzleri biraz byd. "Jean-Claude?" Sanki bir soru gibi sylemiti. Zachary ba ile onaylayp glmsedi. "Kar geliyordu." "Sen kimsin?" diye sordu. Ben tereddt ettim; Zachary omuz silkti. "Anita Blake." Sonunda normal dilerini gstererek glmsedi. "Sen Cellat msn?" "Evet." Gld. Sesi duvarlarda yankland. Sessizlik etrafmzda oalyor gibiydi. Kahkahas garip bir ekilde yanklanmaya devam etti. Bunu Winter da fark etti ve rkt. Sesi, neredeyse bir fslt gibiydi, sanki duyulmasndan korkuyor gibiydi. "Cellat olacak kadar iri deilsin." Omuz silktim. Bu durum bazen beni bile hayal krklna uratyordu. Glmsedi, neredeyse yeniden glecekti ama vazgeti. Gzleri parlyordu. *) Winter: K. "Hadi buradan kalm," dedi Zachary. Ayn fikirdeydim. "Nikolaos'u kontrol etmek iin gnderilmitim., dedi Winter. Adnn gemesiyle sessizlik artt. Yznden bir damla ter akt. nemli gvenlik tyosu bu: Asla, sinirli bir bavampi-rin adn, 'duyma' mesafesindeyken yksek sesle sylemeyin.

"O kendi bann aresine bakabilir," diye fsldad Zachary ama sesi yine de yankland. "Hayr" dedim. Zachary bana terse bakt ama ben omuz siktim. Bazen kendimi tutamyordum. Winter da bana bakt, yz mermer kadar ifadesizdi; sadece gzleri titriyordu. Bay Mao. "Gelin" dedi. Sonra takip edip etmediimize bakmadan arkasn dnd. Biz peindeydik. Yukar doru ilerledii srece onun peinden her yere giderdim. Hibir ey ama hibir ey beni merdivenlerden aaya dndremezdi. En azndan istekli olarak. Winter'm geni omuzlarna baktm. Tabii, eer istekli deilseniz, her zaman baka yollar vard. On DRpnc BLm merdivenler kare-bir odaya alyordu. Tavandan sallanan plak bir ampul vard. Lo elektrik nn bu kadar gzel olabileceini dnemezdim ama gzeldi. Bu, yer altndaki korku tnelinden ktmzn iaretiydi. Eve gitmeye hazrdm. Ta odadan darya kan iki kap daha vard. Bir tanesi tam karda, tekisi sada. Karmzdaki kapdan mzik sesi geliyordu. Yksek, parlak, sirk mzii. Kap ald ve mzik etrafa yayld. Parlak renkler ve yzlerce insan etrafta dolayordu. 'Elence Evi' yazan bir tabela yanp snyordu. Bina iinde bir lunapark. Nerede olduumu anlamtm. Lanetliler Sirkindeydim. ehrin en gl vampirleri bir sirkin altnda uyuyorlard. Bu nemli bir bilgiydi. Kap yavaa kapanyordu; mzik azalm, parlak grntler arkasnda kalmt. Kapnn arkasnda ne olduunu grmeye alan bir kzla gz gze geldim, sonra kap kapand. Bir adam dier kapya dayanmt. Koyu mor ceketi, boynundaki fulan, tl pantolonu, ayakkablanyla eski nehir gemisi kumarbazlarna benziyordu, ince uzun birisiydi. Si-perlikli apkas, yzn glgeliyordu. Altn bir maske, az ve enesi hari, yzn rtyordu. Altn maskenin altndan karanlk gzlerle bana bakyordu. Dili dudaklar ve dilerinin zerinde gezindi. Dileri, bir 98 vampir. Nedense buna hi arrnamtm? "Seni karacam diye ok korkmutum, Cellat." Sesinde Gneyli aksan vard. Winter aramza girdi. Vampir gr bir havlama gibi bir sesle gld. "Kasl adam seni koruyabileceini dnyor. Yapt hatay gstermek iin onu paralara ayrsam m?" "Buna gerek yok," dedim. Zachary yanmda duruyordu. "Sesimi tanmadn m?" diye sordu vampir. Bam iki yana salladm. "ki yl oldu. Bu i olana kadar, Cellat'm sen olduunu bile bilmiyordum. ldn zannediyordum." "Konuya gelebilir miyiz? Kimsin ve benden ne istiyorsun?" "ok hevesli, ok sabrsz, ok insanca." Eldivenli eliyle apkasn kartt. Ksa, kestane rengi salar maskesini evreliyordu. "Ltfen bunu yapma," dedi Zachary. "Efendimiz onu sa salim arabasna gtrmemi emretti." "Aklmdan, sann teline bile zarar vermeyi bile geirme-dim... bu gecelik." Eldivenli el maskeyi kartt. Yznn sol taraf yaralanm, ptrlemi, erimiti. Sadece kahverengi gz salam ve canlyd; pembe beyaz renkli yaral derisi arasnda

oynuyordu. Asit yan byle grnrd. Fakat bu, asit deil, Kutsal Suydu. Beni yere yaptrp vcuduyla zerime abandm hatrlyordum. Dileri, ben onu boynumdan uzak tutmaya alrken, kolumu paralyordu. Isrd yerden gelen kemik sesleri, lklarm, elinin bam geriye yatr, saldrmak iin geriye ekilii, mitsizliim, asla nedenini bilemediim bir ekilde boynumu skalay. Dileri kprck kemiime saplamp onu krmt. Kanm, bir kedinin st yalay gibi imiti. Krlm kemikler daha henz acmaya balamamt. oka girmitim. Canm yanmaya, ben korkmaya balamtm. lyordum. Elim imenler zerinde gezinirken, przsz bir eye demiti... cama. antamdan dp yaninsan hizmetkrlar tarafndan gelii gzel frlatlm bir ie Kutsal Su. Vampir bana bakmyordu. Yzn yarama gmm, at deliin iini yalyordu. Dileri aktaki kemie deince, lk atmtm. Omzuma gmlm, beni ldrrken glyordu. ienin kapan atm ve iindekini yzne dktm. Eti kaynamaya balad! Derisi kabarp patlyordu. Yzn tutmu, barrken yanma diz kmt. Yanan evin iinde kaldn zannediyordum. lm olmasn istiyordum, yle olmasn diliyordum. Anlarm bile uzaa itmitim. imdi burada tam karmda duruyordu. En kt kabusum geri dnmt. "Aaa, dehet iinde bir lk yok mu? Korkuyla nefesin kesilmeyecek mi? Beni hayal krklna urattn, Cellat. Kendi eserinle gurur duymuyor musun?" Sesim sessiz ve bouk kyordu. "Senin ldn sanyordum." "imdi yle olmadn biliyorsun, hatta bir hayli canl olduumu da rendin. Ne gzel." Glmsedi, yaral yzndeki kaslar dudan yukar ekince, gl ok yapmack grnmt. Vampirler bile her eyi iyiletiremiyorlard. "Sonsuza kadar, Cellat, bu ekilde sonsuza kadar." Eldivenli eliyle yara izini okad. "Ne istiyorsun?" "Cesur ol, kk kz, istediin kadar cesur ol. Korkunu hissedebiliyorum. Sana verdiim yara izlerini grmek istiyorum, senin de, benim seni hatrladm gibi hatrladn, grmek istiyorum." "Seni hatrlyorum." "Yara izleri, kzm, yara izleri." "Sana izleri gsterdikten sonra ne olacak?" 100 "Sonra evine ya da artk her nereye gidiyorsan oraya gidersin. Efendimizin, iini bitirene kadar zarar grmemen konusunda kesin emirleri var." "Ya sonra?" Yznde btn dilerini gsteren, geni bir glmseme belirdi. "Sonra senin peinden geleceim ve bunun bedelini deteceim." Yzne dokundu. "Hadi, kzm utanma, hepsini daha nceden de grdm. Kannn tadna baktm. Bana yara izlerini gster, gster ki, kasl adam ne kadar gl olduunu ispatlamaya alrken lmesin." Winter'a baktm. Kocaman yumruklarn gs zerinde kavuturmutu. O kadar hazr duruyordu ki, neredeyse omurgas titreyecekti. Vampir haklyd, ispatlamaya alrken lmeye hazrd. Dirseimin zerindeki yrtk kolu ektim. Kol kvrmm her yeri yara izleriyle doluydu. Yara izleri, bir sv gibi kolumdan aaya doru akm gibi grnyordu. n kolumdaki tek dzgn yer, ha eklindeki yara iziydi.

"O ekilde paraladktan sonra, o kolu bir daha kullanabileceini dnemezdim." "Fizik terapi harika bir ey." "Ve hibir fizik terapi bana yardm edemeyecek." "Hayr," dedim. Bluzumun st dmesi akt, bir tane daha atm ve kprck kemiimi gsterdim. Yara izleri sertleip kaynamt. Mayo giydiimde ok ekici grnyorlard. "Gzel," dedi vampir, "beni dndnde souk ter gibi kokuyorsun, kzm. Benim de senin ryalarna, senin benimkilere girdiin gibi girdiimi bilmek gzel." "Biliyorsun, arada bir fark var." "yle mi, neymi?" ' Ben kendimi savunuyordum, sen beni ldrmeye alyordun." "Peki, neden evimize gelmitiniz? Kalbimize kazklar akyordunuz. Siz evimize gelip bizi ldrmeye altnz. Biz sizi avlamaya almyorduk." "Ama siz gidip baka yirmi kiiyi avlamtnz. Bu ok fazla insan demektir. Grubunuzun durdurulmas gerekiyordu." "Kim sizi Tanr olarak seti? Kim sizi bizim celladmz yapt." Derin bir nefes aldm; dzgnd, titrememitim. Benim iin bir puan. "Polis." "Hah." yere tkrd. ok ho. "Kendini ok zorluyorsun, kzm. Katilleri bul, sonra iimizi bitirelim." "imdi gidebilir miyim?" "Elbette, efendimiz istedii iin bu gece lmeyeceksin ama bu deiecek." "Hadi dar," dedi Zachary. Biz dar karken, gzleri vampirin zerinde, neredeyse geri geri yrd. Winter arkada kald, bizi koruyordu. Geri zekl. Zachary kapy at. Gece scak ve yapkand. Yaz rzgr yzme vurdu, scak, nemli ve gzeldi. Vampir arkamzdan seslendi. "Adm Valentine, unutma, artk ok sk duyacaksn." Zachary ile dar yrdk, kap arkamzdan kapand. Darda kol yoktu; dardan amann yolu yoktu. Darya tek ynl bir bilet. Darya kelimesi, kulaa ok ho geliyordu. Yrmeye baladk. "Gm mermili bir tabanca var m?" diye sordu Zachary. "Evet." "Senin yerinde olsam tamaya balardm." "Gm mermiler onu ldrmez." "Ama yavalatr." "Doru." Birka dakika sessizce yrdk. Scak yaz gecesi aramzda dolayor, yapkan, merakl eliyle bizi yokluyordu. "Bir ifteye ihtiyacm var." Bana bakt. "Gnlerce zerinde bir ifteyle mi dolaacaksn?" "Kesilmi, paltonun altndan fark edilmez." "Missouri scann ortasnda, erirsin. Hazr balamken, neden bir otomatik tfek, hatta alev makinesi almyorsun?" "Otomatik tfei kontrol etmesi ok zor, masumlar vurabilirsin. Alev makinesi ise ok hantal. Ayrca pis." Elimi omzuma koyup beni durdurdu. "Daha nce vampirler zerinde alev makinesi kullandn m?" "Hayr ama kullanlrken grdm." "Tanrm." Bir sre bolua bakt. "e yarad m?" diye sordu, sonra. "Sihir gibi; ama ok pislik kartyor. Aycca beraberinde btn evi de zerimize ykmt. Biraz ar olduunu

dnmtm." "Eminim." Yrmeye devam ettik. "Vampirlerden nefret ediyor olmalsn." "Onlardan nefret- etmiyorum." "O zaman onlar neden ldryorsun?" "nk iim bu ve iimi iyi yapyorum." Bir ke dndk ve arabam park ettiim yeri grdm. Sanki onu oraya brakal gnler gemiti. Kolumdaki saat, saatlerin getiini sylyordu. Bu, Jet lag* gibi bir eydi ama zaman dilimleri atlayacanza, olay dilimleri atlamtm. ok fazla travmatik olay olmutu ve zaman hissi birbirine girmiti. ok az zamanda ok fazla ey olmutu. , "Ben senin gndz balamnm. Eer bir eye ihtiyacn *) Jet kg: Bir yerden, gece gndz fark olan bir yere yaplan uak yolculuundan sonra duyulan yorgunluk ve zihin karkl. olursa ya da bir ey sylemek istersen, ite numaram." Elime bir kibrit kutusu tututurdu. Kibrit kutusuna baktm, zerinde parlak siyah zemin zerinde, kanl krmz renkte 'Lanetliler Sirki' yazyordu. Kotu- 103 rnun cebime attm. Silahm, bagajmda braktm yerde duruyordu. zerimde ceket olmamasna aldrmadan, omuz askm taktm. Grnrde bir silah ok dikkat ekerdi ama pek ok insan size yaklamazd bile. ounjukla koumaya balayp nnz aarlard. Kovalamacalarda ok kolaylk salyordu. Zachary, ben arabamda oturuncaya kadar bekledi. Ak kapya yasland. "Bu sadece bir i olamaz, Anita, baka bir sebebi daha olmas lazm," dedi. nme bakp arabay altrdm. Soluk gzlerinin iine baktm. "Onlardan korkuyorum. Korktuklar eyi yok etme duygusu insann doasnda var." "Pek ok insan hayatlarn korktuklar eyden uzak durarak geiriyorlar. Sen pelerinde kouyorsun. Bu delilik." Doru sylyordu. Kapy kapatp onu karanlk ve scak yolda dikilirken braktm. lleri diriltip yaayanlleri huzura kavuturuyordum. Yaptm ey, kimliim buydu. Eer motivasyonumu sorgulamaya balarsam, vampirleri ldrmeyi de brakrdm. Bu kadar basitti. Bu gece motivasyonumu sorgulamyordum, o zaman hl, bana verdikleri ismi tayan bir vampir avcsydm. Ben Cellattm. On BEinci BLm C7F afak, gkyznde ktan bir perde gibi almaya ba-4^\ lad. Sabah yldz, gnnn ilk klarnda elmas gibi W0 parlyordu. son iki gnde, bir o kadar da gn doumu grmtm. Kendimi ok huysuz hissetmeye balamtm. Ama kime ya da neye huysuzlanacam ve eer bulursam onunla ne yapacam bilemiyordum. u anda tek stediim uyumakt. Gerisi bekleyebilirdi. Beklemeliydi. Saatlerdir, korku, adrenalin ve inatla ayakla duruyordum. Arabamda sessiz sedasz giderken vcudumu hissetmemeye balamtm. Kendimi iyi hissetmiyordum.

Direksiyonu tutmak da, evirmek de ac veriyordu. Ellerimdeki kanl kesikler, dndmden daha kt grnyorlard. Vcudumu l gibi hissediyordum. Herkes rkleri kmserdi. Ama onlar da can yakard. Hele zerlerinde uyuduktan sonra, ok daha fazla canm yakacaklard. yice bir sopa yedikten sonra uyanmas gibi yoktur. Btn vcudunuz akamdan kalmaym gibi olur. Apartmanmn girii ok sessizdi. Sadece havalandrma sessizce hava flyordu. Neredeyse kaplarn arkasnda uyuyan insanlar hissedebiliyordum. Kaplardan birisine kulam dayayp uyuyan komularmn nefeslerini dinlemekten, kendimi zor alkoydum. erisi ok sessizdi. afaktan sonraki saat, en zel zamanlardan bir tanesiydi. Yalnz kalp sessizlii dinleme zamanyd. Daha sessiz olan tek zaman sabaha kar t ama ben sabaha kar ok sevmezdim. Elimde anahtarlarm, neredeyse kapya demiti ki, ak olduunu fark ettim. nce bir aralk vard, neredeyse kapal zannedecektim ama deildi. Kapnn sama doru geip srtm duvara dayadm. Anahtarlarn sesini duymular myd? eride kim vard? Adrenalin, ampanya gibi akyordu. Her glgeye, n her hareketine dikkat ediyordum. Vcudum acil durum moduna gemiti. Tanrm, umarm buna ihtiyacm olmazd. Silahm ekip duvara yaslandm. imdi ne olacakt? Dairemden ses gelmiyordu, hibir hareket yoktu. Yine vampirler olabilirdi. Ama neredeyse gne domutu, vampirler olamazd. Baka kim apartmanma girerdi ki?. Derin bir nefes alp yavaa verdim. Bilmiyordum. En ufak bir fikrim bile yoktu. Neler olup bittiini bilmemeye alm olabileceimi dnebilirsiniz ama asla alamamtm. Bu durum beni sadece daha huysuz ve biraz daha korku dolu yapard. Birka seeneim vard. Ayrlp polisi arayabilirdim; bu, fena bir fikir deildi. Ama polis ieri benden nce dalp ldrlmek dnda, benim yapamayacam ne yapabilirdi? Bunu asla kabullenemezdim. erideki her kim ise, meraklanp harekete geinceye kadar burada bekleyebilirdim. Beklemek biraz zaman alabilirdi ve dairem bo da kabilirdi. Elimde silah, bo dairemin nnde beklemek ok aptalca olurdu. Hem ok yorgundum, yatama gitmek istiyordum. Lanet olsun. Silah elimde, ieriye dalabilirdim. Hayr. Kapy amak ve yere yatp ierideki herkesi vurmak. Ya ieride birisi varsa. Ya silahlan varsa. Akllca olan, onlar dar gelene kadar beklemekti ama ok yorgundum. Adrenalin, fazla seenein verdii skntdan dolay, azalmaya balamt. Havalandrmann sessizliinde, 106 ayakta, tetikte bekleyebilirdim. Ayaktayken, uyuyamayaca-m tahmin ediyordum ama bir saat iinde komularm uyanmaya balard ve apraz atete kalabilirlerdi. Bunu da kabul edemezdim. Her ne olacaksa, bir an evvel olup bitmeliydi. Gzel. Karar verilmiti. Zihninizi temizlemek iin korkudan daha iyisi yoktur. Kapdan olabildiince uzaklap kar tarafa getim, silahm kapya dorultmutum. lerleyip menteelerin olduu tarafa getim. Kap ieri doru alyordu. Duvara

dayanmken biraz itecektim, o kadar. Elbette. Tek dizimin zerine ktm. Omuzlarm sanki kafam bir kaplumbaa gibi ieri ekebilecekmiim gibi kalkt. Gs hizasna nianlanan her silahn beni skalayacana bahse girerdim. Eilince, gs hizasnn ok altnda oluyordum. Kapy sol elimle itip kirie sarldm. Planm sihir gibi almt. Silahm kt adamm gsnde dorultmutum. Sadece adamn elleri zaten havadayd ve bana glmsyordu. "Ate etme," dedi. "Benim, Edward." Ona bakarken diz ktm, kzgnlm scak bir dalga gibi yaylyordu. "Seni pi kurusu. Orada olduumu biliyordun." Elini kk bir an alar gibi sallad. "Anahtar duydum." Ayaa kalp, etrafa bakndm. Edward heyaz pofuduk sandalyemi kapnn nne tamt. Baka bir eyin yeri deimi gibi deildi. "Emin ol, Anita, bir hayl\ yalnzm." "Buna inanrm. Neden bana seslenmedin?" "Hl iyi olup olmadn grmek istedim. Kapnn nnde, anahtarlarn gzelce ngrdarken yaadm tereddt annda kafan uurabilirdim." Arkamdan kapy kapatp kilitledim ama dorusu, Edward ierideyken kendimi ieri deil de, dar kilitlemem ok daha akllca olurdu. Eer onu tanmyorsanz, gznze etkileyici ya da korkutucu grnmezdi. Bir yetmi boyunda, sarn, mavi gzl ve yakklyd. Ama eer ben Cellatsam, O 107 lm'n ta kendisiydi. Alev makinesini kullanan oydu. Onunla daha nce de almtm ve Tanr biliyor, onunla birlikteyken kendinizi gvende hissediyordunuz. zerinde Rambo'dan daha fazla ate gc tard ama masum grg tanklar konusunda biraz dikkatsizdi. hayatna kiralk katil olarak balamt. Polisin bildii bu kadard. Bence insanlar ok kolay geldii iin vampirler ve likantroplara gemiti. Ve eer harcanmam, arkadalmzdan daha kabul edilebilir bir durum tekil ederse, hi dnmeden beni feda ederdi. Edward m vicdan yoktu. Bu da onu mkemmel bir katil yapyordu. "Btn gece ayaktaydm, Edward. Seninle oyun oynayacak durumda deilim." "Yaralarn ne durumda?" Omuz silkip sindim. "Ellerim acyor, daha ok ezikler var. Onun dnda iyiyim." "Gece sekreteriniz, bir bekarla veda partisine gittiinizi syledi." Srtrken gzleri parlyordu. "yi bir partiymi anlalan." "ok merak ediyorsan, bir vampirle kaptm." Sar kalarm kaldrp dudaklaryla sessiz, bir "oh!" dedi. "u neredeyse bizi de iinde piirdiin evi hatrlyor musun?" "Neredeyse iki yl nceydi. Alt vampir ve iki insan hizmetkar ldrmtk." Yanndan geip kanepenin zerine atladm. "Birini karmz." "Hayr, karmadk." Sesi ok kesindi. Bu Edward'in en tehlikeli haliydi. Dikkatle yaplm ense trana baktm. "Bu konuda bana gven, Edward. Bu gece beni neredeyse ldryordu." Bir bakma doruydu, baka bir deyile yaland. Eer vampirler polise sylememi istemiyorlarsa, lm'n renmesini de kesinlikle istemiyorlardir. Edward, onlar iin polisten daha tehlikeliydi.

"Hangisi?" "Beni neredeyse paralara ayran. Ad Valentine'mi. Benden kalan hatra asit izlerini hl tayor." "Kutsal Su mu?" "Evet." Edward gelip kanepeye yanma oturdu. teki keye kayp gvenli bir nesafeye yerleti. "Anlat bana." Gzlerini zerime dikmiti. Baka tarafa baktm. "Anlatacak fazla bir ey yok." "Yalan sylyorsun Anita. Neden?" Ona geri baktm, sinirlenmeye balamtm. Yalan sylerken yakalanmaktan nefret ederdim. "Nehir kenarnda birka vampir ldrld. Ne kadar zamandr ehirdesin, Edward?" Glmsedi ama neye olduunu anlayamamtm. "ok olmad. ehrin efendisiyie grtne dair bir dedikodu duydum." Kendimi tutamadm. Azn ak kalmt; aknlm saklayabileceimden ok daha fazlayd. "Sen bunu nereden biliyorsun?" Zarife omuz silkti. "Benim de kaynaklarm var." "Hibir vampir seninle kendi isteiyle konumaz." Yine ayn omuz silkme, bu her eyi, ayn zamanda hibir eyi aklyordu. "Bu gece ne yaptn Edward?" "Bu gece ne yaptn, Anita?" Tu! Meksika dellosu Ya da artk her neyse. "Neden ba na geldin o zaman? Ne istiyorsun?" "ehrin efendisinin yerini sylemeni istiyorum. Gndz dinlenme yerini." abuk toparlanp aknlm gizledim, yzm tepkisizdi. "Ben bunu.nereden bileyim?" "Bilmiyor musun?" "Hayr." Ayaa kalktm. "Eer daha baka bir ey yoksa, yatmaya gidiyorum. ok yorgunum." O da ayaa kalkt, sanki yalan sylediimi biliyormu gibi, hl glmsyordu. "Balantda olacam. Eer istediim bilgiyi elde edersem..." Cmleyi yarda brakp kapya doru dnd. "Edward." Bana doru, yarm dnd. "Kesilmi iften var m?" Kalar yeniden kalkt. "Senin iin bir tane bulabilirim." "Parasn derim." "Tabii ki hayr, bendensin." "Sana syleyemem." "Ama biliyorsun deil mi?" "Edward..." "Ne kadar derine battn, Anita?" "Gz hizasna kadar ve hzla batmaya devam ediyorum." "Yardm edebilirim." "Biliyorum." "Sana yardm edersem, daha fazla vampir ldrebilecek miyim?" "Belki." Srt btn dilerini gsteren, kalp durduracak cinstendi. Bu srt onun en iyi, cici ocuk grntsyd. Gerek mi yoksa, maskelerinden birisi mi olduuna bir trl karar vermemitim. Gerek Edward ltfen ayaa kalkabilir mi? Byk ihtimalle deildi. "Vampirlerin cann yakmak houma gidiyor. Eer yapa-bilirsen beni de dahil et."

"Edeceim." Eli kapnn kolunda bir sre durdu. "Umarm, dier kaynaklarmda seninle olduumdan daha baarl olurum." "Aradn yeri, dierlerinden de renen ezsen ne ola-"0 cak?" "Tabii ki geri geleceim." "Ve?" "Ve sen bana ne bilmek istiyorsam syleyeceksin. Deil mi?" Yznde yine o ocuksu, etkileyici glmseme vard ama eer gerekirse bana.ikence yapabileceinden bahsediyordu. Zorla yutkundum. "Bana birka gn ver, Edward. Aradn bilgiyi elde edebilirim." "Gzel. ifteyi, yarn getiririm. Evde yoksan mutfak masasna brakrm." Evde yoksam ieri nasl gireceini sormadm bile. Ya glerdi ya da kahkaha atard. Kilitler Edward iin bir engel deildi. "Teekkr ederim. ifte iin yani." "Benim iin zevk, Anita. Yarn grrz." Dar yrd ve kapy arkasndan kapatt. Harika. Vampirler ve imdi Edward. Gn balayal daha on be dakika olmutu. Bana ne faydas dokunacaksa, kapy kilitledim ve yatmaya gittim. Browning Hi-Power ikinci evindeydi: Ba ucumda asl zel klfnda duruyordu. Hamn souk metalini boynumda asl hissediyordum. Olas bir gvendeydim ama buna aldrmayacak kadar yorgundum. Yataa bir ey daha almtm. Sigmud adida, doldurulmu, oyuncak bir penguen. Onunla beraber ok sk yatmazdm; sadece birileri beni ldrmeye altnda. Herkesin bir zayf yan vard. Kimileri sigara ierdi. Ben de doldurulmu penguenler biriktiriyordum. Eer siz kimseye sylemezseniz, ben de sylemem. On ALnc BLm Hikolaos'la karlatm byk ta duvarl odadaydm. Sadece bo, yalnz, tahta koltuk kalmt geriye. Odann bir kesinde, yerde bir tabut vard. Cilal tahtasnn zerinden meale yansyordu. Bir rzgr esip mealeleri dalgalandrd ve duvarlardaki byk kara glgeleri oynatt. Glgeler ktan bamsz hareket ediyormu gibiydi. Glgelere ne kadar uzun sre bakarsam, o kadar koyu, o kadar youn grnyorlard. Yreim azma gelmiti. Nabzm kafamda tyordu. Nefes alamyordum. Sonra bir yank gibi baka bir kalp at daha duyduumu fark ettim. "Jean-Claude?" diye inledi glgeler, "Jean-Claude." Sesleri ince ve tizdi.

Tabutun yanna diz kp kapan tuttum. Tek para kapak yal menteeleri sayesinde kolayca ald. Tabutun kenarlarndan kan akyordu. Kan bacama dklp kollanma srad. Kana bulanm ekilde, lk atp ayaa kalktm. Kan hl scakt. "Jean-Claude!" Kann iinden solgun bir el kt, titredi ve tabutun kenarna yld. Jean-Claude'un yz, yzeye ykseldi. Elimi uzattm. Kalbim kafamn iinde arpyordu. lmt! Eli buz gibiydi. Gzleri hzla ald. l eli bileime yapt. "Hayr!" Elimi kurtarmaya altm. Phtlaan kann iine diz ktm. "Beni brak," diye lk attm. Doruldu. Kanla kaplyd. Beyaz gmlei, zerinden kanl 112 bir bez gibi sarkyordu. Tek elimle tabutun kenanna futundum. Ona gitmeyecektim. Gitmeyecektim! Azn am, dilerini kartarak koluma doru eildi. Kalp atlar glgelerin arasndan, gk grlts gibi grlyordu. "Jean-Claude, hayr!" Isrmadan nce bana bakt. "Baka arem yok." Yz kanl bir maske oluncaya kadar salarndan yzne kan akt. Dileri koluma sapland. lk atarken, birden kendimi yatamda otururken buldum. Kap zili alyordu. Her eyi unutup yataktan frladm. Nefesim kesildi. Dn geceki mcadeleden sonra, ok hzl hareket etmitim. Ezilmi olmasna imkn olmayan yerlerim bile aryordu. Ellerimdeki kesikler kabuk tutmutu. Arterit olmutum sanki. Kap zili sanki birisi zerine yaslanm gibi durmadan alyordu. Her kimse, beni uyandrd iin kucaklanmay hak etmiti. Byk boy bir tirtle uyuyordum, dn geceki kotumu, sabahlk niyetine giyiverdim. Doldurulmu penguenim Sigmund'u, dierlerinin arasna koydum. Oyuncaklar, pencerenin altnda duvara dayal ak koltuunun zerinde duruyorlard. Koltuun etraf, Penguenlerden olumu, kaba bir dalgayla evrilmiti. Hareket etmek bile canm yakyordu. Nefes alnca daral-yordum. "Geliyorum," diye bardm. Yolu yarlamken, gelenlerin dost olmayabilecei aklma geldi. Yatak odasna geri koup silahm aldm, yaral elimin iinde ok rahat durmuyordu. Yatmadan nce, ellerimi temizleyip, sarmam gerekirdi. Amaan, neyse. Edward kapnn nne ektii sandalyenin arkasna saklandm. "Kim o?" diye sordum. "Anita, benim Ronnie. Bu sabah spor yapacaktk." Bugn Cumartesiydi. Unutmutum. Birileri sizin cannz yakmak isterken bile hayatn bu kadar sradan olabilmesi inanlmazd. Ronnie'nin dn gece olanlar biliyor olmas gerekeceini dnyordum. Olaan st bir eyin hayatm d113 zenlemesi gerekiyordu ama iler byle yrmyordu. Hastanede, kolumda al, her tarafmdan tpler fkrrken, vey annem, neden hl evlenmedim, diye syleniyordu. Yirmi drt yamda, gen bir bakire olarak evde kalacamdan korkuyordu. Judith iin pek ak fikirli biri denilemezdi. Ailem, yaptm i, aldm riskler ve yaralar konusunu pek iyi karlamyordu. O yzden beni olabildiince grmezden geliyorlard. On alt yandaki vey 'kardeim hari. Josh'a gre ben ok skydm, salamdm ya da u sralar hangi

kelimeyi kullanyorlarsa ondandm. Veronica Sims farklyd. Benim arkadamd ve beni anlyordu. Ronnie zel dedektifti. Srayla birbirimizi hastanede ziyarete giderdik. Silahm indirip kapy atm. Bana bakt. "Has siktir, ok kt grnyorsun," dedi. Glmsedim. "En azndan hissettiim gibi grnyorum." eri girip spor antasn sandalyenin nne brakt. "Neler olduunu anlatacak msn?" Bir istek deil soruydu. Ronnie her eyin paylamamas gerektiini iyi anlyordu. "zgnm ama bugn antrenman yapamayacam." "Grne gre yapabilecein kadarn yapmsn zaten. Hemen gidip ellerini lavaboda suyun iine sok, ben de kahve yapaym." Bamla onaylar onaylamaz, hareketi yaptma piman oldum. Aspirin, aspirinler u an kulaa ok ho geliyordu. Tam banyoya girecekken durdum. "Ronnie?" "Efendim?" Kk mutfamda, tek elinde kahve leiyle duruyordu. Boyu bir yetmi bee yaknd. Bazen ne kadar uzun olduunu unutuyordum. r sanlar bizi beraber koarken "Hayr!" Elimi kurtarmaya altm. Phtlaan kann iine diz ktm. "Beni brak," diye lk attm. Doruldu. Kanla kaplyd. Beyaz gmlei, zerinden kanl bir bez gibi sarkyordu. Tek elimle tabutun kenanna ttndm. Ona gitmeyecektim. Gitmeyecektim! Azn am, dilerini kartarak koluma doru eildi. Kalp atlar glgelerin arasndan, gk grlts gibi grlyordu. "Jean-Claude, hayr!" Isrmadan nce bana bakt. "Baka arem yok." Yz kanl bir maske oluncaya kadar salarndan yzne kan akt. Dileri koluma sapland. lk atarken, birden kendimi yatamda otururken buldum. Kap zili alyordu. Her eyi unutup yataktan frladm. Nefesim kesildi. Dn geceki mcadeleden sonra, ok hzl hareket etmitim. Ezilmi olmasna imkn olmayan yerlerim bile aryordu. Ellerimdeki kesikler kabuk tutmutu. Arterit olmutum sanki. Kap zili sanki birisi zerine yaslanm gibi durmadan alyordu. Her kimse, beni uyandrd iin kucaklanmay hak etmiti. Byk boy bir tirtle uyuyordum, dn geceki kotumu, sabahlk niyetine giyiverdim. Doldurulmu penguenim Sigmund'u, dierlerinin arasna koydum. Oyuncaklar, pencerenin altnda duvara dayal ak koltuunun zerinde duruyorlard. Koltuun etraf, Penguenlerden olumu, kaba bir dalgayla evrilmiti. Hareket etmek bile canm yakyordu. Nefes alnca daral-yordum. "Geliyorum," diye bardm. Yolu yarlamken, gelenlerin dost olmayabilecei aklma geldi. Yatak odasna geri koup silahm aldm, yaral elimin iinde ok rahat durmuyordu. Yatmadan nce, ellerimi temizleyip, sarmam gerekirdi. Amaan, neyse. Edward kapnn nne ektii sandalyenin arkasna saklandm. "Kim o?" diye sordum. "Anita, benim Ronnie. Bu sabah spor yapacaktk." Bugn Cumartesiydi. Unutmutum. Birileri sizin cannz yakmak isterken bile hayatn bu kadar sradan olabilmesi inanlmazd. Ronnie'nin dn gece olanlar biliyor olmas gerekeceini dnyordum. Olaan st bir eyin hayatm d-

113 zenlemesi gerekiyordu ama iler byle yrmyordu. Hastanede, kolumda al, her tarafmdan tpler fkrrken, vey annem, neden hl evlenmedim, diye syleniyordu. Yirmi drt yamda, gen bir bakire olarak evde kalacamdan korkuyordu. Judith iin pek ak fikirli biri denilemezdi. Ailem, yaptm i, aldm riskler ve yaralar konusunu pek iyi karlamyordu. O yzden beni olabildiince grmezden geliyorlard. On alt yandaki vey 'kardeim hari. Josh'a gre ben ok skydm, salamdm ya da u sralar hangi kelimeyi kullanyorlarsa ondandm. Veronica Sims farklyd. Benim arkadamd ve beni anlyordu. Ronnie zel dedektifti. Srayla birbirimizi hastanede ziyarete giderdik. Silahm indirip kapy atm. Bana bakt. "Has siktir, ok kt grnyorsun," dedi. Glmsedim. "En azndan hissettiim gibi grnyorum." eri girip spor antasn sandalyenin nne brakt. "Neler olduunu anlatacak msn?" Bir istek deil soruydu. Ronnie her eyin paylalmamas gerektiini iyi anlyordu. "zgnm ama bugn antrenman yapamayacam." "Grne gre yapabilecein kadarn yapmsn zaten. Hemen gidip ellerini lavaboda suyun iine sok, ben de kahve yapaym." Bamla onaylar onaylamaz, hareketi yaptma piman oldum. Aspirin, aspirinler u an kulaa ok ho geliyordu. Tam banyoya girecekken durdum. "Ronnie?" "Efendim?" Kk mutfamda, tek elinde kahve leiyle duruyordu. Boyu bir yetmi bee yaknd. Bazen ne kadar uzun olduunu unutuyordum. r sanlar bizi beraber koarken grnce aryorlard. in srr tempoyu ayarlamaktayd. Ben kendimi zorhyordum, iyi bir antrenman oluyordu. "Dolapta biraz sandvi ekmei olacakt. Biraz peynirle, mikrodalgaya atar msn?" Bana bakt. "Seni yldr tanyorum ve ilk defa su anda, saat ondan nce bir ey yemek istediini duyuyorum." ? "Dinle, ok zor gelecekse, bo ver gitsin." "yle bir ey yok ve sen de bunu biliyorsun." "zgnm. Sadece yorgunum." "Hadi git kendini tedavi et, sonra anlatrsn, tamam m?" "Tamam." Ellerimi slatmak kendimi daha iyi hissetmemi salamad. Sanki parmaklarmn derisi soyuluyormu gibiydi. Ellerimi kurulayp yaralarn zerine Neosporin srdm. Kutusunun zerinde 'Tropik, AntiBakteriyel' yazyordu. Yaralar bantlama iini bitirdiimde, ellerim gne yanndan pembelemi mumya eline benziyordu. Srtm morluklardan kararmt. Kaburgalarm, iren mor renkler sslyordu. Aspirinin ie yaramasn dilemekten baka yapabileceim bir ey yoktu. Aslnda bir ey daha vard... Hareket etmek. Esneme hareketleri, vcudumu aar, bir ekilde canm yakmadan hareket etmemi salard. Fakat esnemelerin kendisi ikence gibi olacakt. O yzden sonraya braktm. nce karnm doyurmalydm. Alktan lyordum. Genelde, saat ondan nce yemek yemenin dncesi bile midemi bulandrrd. Bu sabah yemek istiyordum, yemeye ihtiyacm vard. ok garipti. Belki stres yzndendi.

Ekmein ve eriyen peynirin kokusu, midemi guruldatt. Taze kahvenin kokusunu alnca, kanepeyi bile yiyebileceimi hissettim. Ronnie oturmu daha ilk fincanm yudumlarken, ben iki peynirli ekmei, fincan kahveyle yalayp yutmutum. Tabamdan yukar baknca, onu beni seyrederken buldum. Gri gzleri bana kenetlenmiti, sanki bir pheliymiim gibi bakyordu. "Ne var?" diye sordum. Omuz silkti. "Hi. Bir nefes alp bana dn gece olanlar anlatacak msn?" 115 Bamla onayladm, ar azalmt. Aspirin, tabiatn modern insana hediyesi. Monica'nm arayndan balayp Valentine ile bulumamza kadar anlattm. Btn her eyin Lanetliler Sirki nin altnda gerekletiini sylemedim. Bu, u an iin tehlikeli bir bilgiydi. Ayrca merdivenlerdeki mavi aleve benzeyen klan ve Jean-Claude' un kafamn iindeki seslerini de atladm. imden bir ses bu bilginin de tehlikeli olduunu sylyordu, hislerime gvenmeyi renmitim, o yzden anlatmadm. Ama Ronnie bu ilerde ok iyiydi. Bana bakt. "Hepsi bu mu?" diye sordu. "Evet." Tek kelimelik, kolay basit bir yalan. Ronnie'nin bunu yuttuunu zannetmiyordum. "Pekl." Kahvesinden bir yudum ald. "Benim ne yapmam istersin?" "Etraf bir aratr. Nefret gruplaryla balantlarn var. Mesela, Vampirlere Kar nsanlar, nsanperverler Cemiyeti bildiin eyler. Bak bakalm herhangi bir tanesinin vampir cina-yetleriyle bir ilikisi var m? Ben onlara ulaamam." Glmsedim. "Sonuta, animatrler de nefret ettikleri gruplardan bir tanesi." "Ama sen vampirleri ldryorsun." "Evet ama ayn zamanda zombileri de diriltiyorum. Sk bir geri kafal iin anlamas zor bir durum." "Pekl. VK'yi ve dierlerini aratrrm. Baka?" Biraz dndm ve bam iki yana salladm, neredeyse hi ar yoktu. "Aklma gelen bir ey yok. Sadece dikkatli ol, Catherine gibi seni de tehlikeye atmak istemiyorum." "O senin suun deildi." "Ne demezsin." "Bunlarn hibirisi senin suun deil." "ler ktye gittiinde bunu Catherine ve nianlsna sy-116 lersm." "Lanet olsun, Anita, bu yaratklar seni kullanyor. Seni kontrol edebilmek iin, yldrmaya, korkutmaya alyorlar. Eer sululuk duygusunun kafan kartrmasna izin verirsen, kendini ldrtrsn." "Evet, Ronnie, bunlar tam duymak istediim 'eylerdi. Eer bu senin galeyana getirme tarzmsa, ben sefere kmaktan vazgetim." "Senin eendirilmeye deil, iyi bir sarslmaya ihtiyacn var." "Sa ol, dn gece yeterince sarsldm." "Anita, beni dinle." Bana bakyordu, gzlerini dikmi, dikkatli dinleyip dinlemediimi kontrol edercesine yzm . inceliyordu. "Catherine iin yapabilecein her eyi yaptn. Kendi hayatn zerine konsantre olman istiyorum. Kna kadar dmana batmsn. Dikkatinin dalmamas lazm." Haklyd. Yapacan yap ve devam et. Catherine imdilik olayn dmdayd. Yapabileceimin en iyisi buydu. "Kma kadar dmanlara, bileime kadar dostlara." Srtt. "Belki ben durumu eitlerim."

Kahveyi, yaral ellerimde salladm. Fincan avucumun iinde snd. "Korkuyorum." "Bu grndn kadar aptal olmadn ispatlyor." "Ayy, ok teekkr ederim." "Bir ey deil." Fincann kadeh gibi kaldrd. "Animator, vampir avcs ve iyi dost, Anita Blake'e. Arkan kolla." Fincanm onunkiyle tokuturdum. "Sen de kolla. Su sralar benim arkadam olmak ok salkl bir ura deil." "Bu ne zamandan beri yeni bir durum oldu?" Maalesef, haklyd. On YEDinci BLm Ronnie gittikten sonra nmde iki seenek vard: Ya uykuya geri dnecektim, ki hi fena bir fikir deildi, ya da herkesin zerinde almam drt gzle bekledii davay zme iine giriecektim. Drt saadik uykuyla bir sre idare edebilirdim. Aubrey boazm paraladnda, o kadar zn sre dayanamazdm. En iyisi ie gitmekti. St. Louis'te yaz scanda silah tamak zor bir iti. Belde ya da omuzda, hep ayn dert vard. Silah kapatmak iin ceket giyerseniz, scaktan erirdiniz. antanza koyarsanz, ldrlrdnz. Bu bilinen bir kuraldr: Hibir kadm antasnda arad bir eyi on iki dakikadan nce bulamaz. imdiye kadar zerime ate aan olmamt; bu bir hayli cesaretlendiriciydi. Ama ayrca karlm ve neredeyse ldrlmtm. Byle bir ey bir daha olduunda kar koymaya niyetliydim. Bench preste elli kiloya kadar kyordum, fena deildi, hi fena deildi. Ama sadece elli kiloysamz, ok dezavantajl oluyordunuz. Kendi boyumda bir kt adama kar btn param kendi zerime yatrrdm. Problem olan, kendi boyumda ok fazla kt adam olmamasyd. Ve vampirler konusunda, eer kamyonlar kaldrmaya balamazsam, onlarn liginde bile deildim. Silaha ihtiyacm vard. Sonunda daha az profesyonel bir grnte karar kldm. Tirtm ok bykt, kasklarnm ortasna geliyordu, etraf kabarkt. Tek su gtrr yan, zerindeki plaj voleybolu 118 oynayan penguenlerdi, yavru penguenler bile vard. Penguenleri severdim. Tirt uyumak iin almtm, insanlarn beni grebilecei bir yerde giyeceimi hi dnmemitim. Pa~ paraziler beni yakalamad srece, gvendeydim. Siyah ortumun zerine bir kemer balayp pantolon klfm iinden geirdim. Klfn modeli Mike Amca'nm Yardmcsyd ve bu modeli ok severdim ama Browning'ime uygun deildi. Daha rahat ve kolay saklanabilir bir silahm daha vard. Yedi mermi kapasiteli, 9mm.lik bir Firestar. Beyaz Nikelarmm, mavi kenarlarna uyumlu, mavi eridi beyaz spor oraplarmla kyafetim tamamlanmt. Kyafetin iinde kendimi on alt yanda gibi hissediyordum, garip bir on alt ama aynaya baknca silahn fark edilmediini grdm. Tirt zerini tamamen rtyordu. Vcudumun st ksm inceydi, kk de diyebilirsiniz. Kasl ve gze ho grnyordu. Ama maalesef bacaklanm, Amerika'nn ideal bacaklarndan on be santim daha ksayd. Hibir zaman ince kalalarm ya da kasl baldrlarm

olamayacakt. Kyafetim ise vcudumu rtp bacaklarm n plana kartyordu, ho deildi ama silahm tayabiliyordum ve scaktan erimeyecektim. Taviz verme, kusurlu bir sanatt. Ham boynumda aslyd, sol bileime de bir bilezik eklemitim. Gm zincirden, kk ha sallanyordu. Yara izlerim de grnyordu ama yaz gelince onlar orada deilmi gibi davramyordum. Yzde yz nem orannda, scaklk otuz derecenin zerindeyken, uzun kollu giyme dncesi bile rahatsz ediciydi, kollarm erir giderdi. Yara izleri kollarmda fark edeceiniz ilk ey deildi, gerekten. Animatrler A.. yeni ofisine tanmt. Sadece aydr buradaydk. Karmzda vizite saati yz dolardan aa olmayan bir psikologun ofisi vard. Koridorun sonunda bir plastik cerrah. ki avukat, bir evlilik danman ve bir emlak brosu. Drt yl nce Animatrler A.. bir garaj zerindeki bo odada i gryordu. lerimiz iyiye gidiyordu. 119 Bu iyi ansn ou patronumuz, Bert Vaughn'dan geliyordu. Bir i adam, bir ovmen, bir para yapc, bir namussuz ve bir dzenbazd. Yasad bir durum yoktu, gerekten yoktu ama... Baz insanlar kendilerini beyaz apkal olarak grrlerdi, bunlar iyi insanlard. Pek az insan siyah apka giydiini kabul eder ve bundan holanrd. Bert'in rengi griydi. Bazen bir yeri kesilse, kannn yeni baslm para yeili akacan dnrdm. Utan verici bir lanet, olaanst bir yetenek ya da dini bir seremoni olan, l diriltme olayn, kr eden bir ie dntrmt. Biz animatrlerde yetenek vard, Bert ise bunun nasl para getireceini biliyordu. Bu konuda onunla tartmam ok zordu ama deneyecektim. Resepsiyon odasnn duvar ktlar soluk yeil renkteydi, zerinde daha koyu yeil ve kahverengi oryantal desenler ilenmiti. Hah ise kalnd ve yumuak bir yeildi, imen rengi olamayacak kadar soluktu ama ona yaknd. Her yerde bitkiler vard. Kapnn sanda bir Ficus benjim serpiliyordu; st gibi inceydi, kk deriye benzeyen, yeil yapraklar vard. Neredeyse, sakssnn yanndaki sandalyeye dolanmt. Odann uzak kesinde uzun dz bir aa daha ykseliyordu, tepesinde palmiyeye benzer sert dikenli yapraklar vard... Dracaena marginta. Ya da en azndan gvdelerine aklm plakalarda yle yazyordu. ki aa da tavana deiyordu. Yumuak yeil renkli odann bota kalan her kesinde dzinelerce bitki vard. Bert pastel yeilin rahatlatc olduunu dnmt, bitkiler ise ev havas veriyormu. Bence, bir morgla bir iekinin kt evlilii gibi grnyordu. Gndz sekreterimiz Mary'nin ya ellinin zerindeydi, ne kadar zerinde olduu kendi bilecei bir eydi. Salar ksayd ve bolca kulland sa spreyi sayesinde rzgrda dalgalan-120 mazd. Yetikin iki olu ve drt torunu vard. Ben kapdan girerken, yznde en profesyonel glmsemesi belirdi. "Yardmc olabilir miyim? Oh, Anita, beten nce gelmeyeceksin zannediyordum."

"yle zaten, Bert'le konuup ofisimden bir eyler alacam." Randevu defterine, defterimize, bakarken yzn buruturdu. "u anda ofisinde, Jamison var, bir mteriyle birlikte." Kk bromuzda sadece ofis vard. Bir tanesi Bert'e aitti. Dier ikisini dnml kullanyorduk. imizin ou darda, daha dorusu mezarlklarda getii iin ayn anda ofisi kullanma ihtiyacmz olmuyordu. Daha ok devre mlk gibi kullanyorduk. "Mteri daha ne kadar kalacak?" Mary notlarna bakt. "Olu, Sonsuz Hayat Kilisesi ne girmek isteyen bir anne." "Jamison onu ikna etmeye mi, vazgeirmeye mi alyor?" . "Anita!" Mary beni azarlamt ama sylediklerim doruydu. Sonsuz Hayat Kilisesi, vampir kilisesiydi. Tarihteki sonsuz hayat vaat edip bunu ispatlayan tek kiliseydi. Beklemek yoktu. Mistisizm yoktu. Sonsuzluu gm tepsi iinde sunuyorlard. Artk pek ok insan, ruhun lmszlne inanmyordu. Cennet ya da Cehennem hakknda kayglanmak ya da btn hayatn iyi birisi olarak geirmek popler deildi. Bu yzden bu kilise hzla taraftar topluyordu. Eer ruhunuzu kaybedeceinize inanmyorsanz, baka ne kaybedecektiniz? Gn . Yiyecek. ok byk kayplar deillerdi. Beni rahatsz eden taraf, ruh blmyd. lmsz ruhum, sonsuzluk iin bile satlk deildi. Gryorsunuz ya vampirler de lebiliyordu. Ben bunu ispatlamtm. yi bir vampir olup cennete gidebilir miydiniz? Nedense bu bana pek mmknm gibi gelmiyordu. "Bert'in mterisi var m?" Randevu defterine bir daha bakt. "Hayr. O msait." Bana bakp sanki yardmc olabildiine sevinmi glmsedi. Belki de olmutu. Bert ofisten en kk olann almt. Duvarlar yumuak pastel mavi renkte, hal iki ton daha koyuydu. Bert bunun mterileri rahatlatacan dnmt. Bence, buz kp iinde durmak gibi bir eydi. Bert kk ofise hi uymuyordu. Bert'in kklkle hi alkas yoktu. Hafif gbekli, lise atletizm takmna yakan yaps, geni omuzlar, bir doksandan fazla boyu vard. Beyaz salar, kulaklar zerinde ksa kesilmiti. Denizci yan teni, soluk salar ve gzleriyle bir tezat iindeydi. Gzleri neredeyse, renksiz bir griydi, kirli cama benziyordu. O gzlerde bir parlt yakalamak iin ok uramanz gerekiyordu ama imdi parlyorlard. Bert gzlerini bana dikmiti. Bu kt bir iaretti. "Anita, ne gzel bir srpriz. Ltfen otur." Bir zarf sallyordu. "Bugn bir ek aldk." "ek mi?" diye sordum. "Vampir cinayetleri iini kabul ettiimiz iin." Unutmutum. Bu iin iinden bir yerde bana para teklif edildiini unutmutum. Nikolaos'un her eyi parayla daha iyi hale getireceini dnmek, komik ve yakkszd. Bert'in yzne bakarsa mebla yksekti. "Ne kadar?" "On bin dolar." Her kelimeyi uzatp bitiini geciktirdi. "Yeterli deil." Gld. "Anita yalandka, a gzl olmaya m baladn? Bunun benim iim olduunu zannediyordum." "Catherine ya da benim hayatm iin yeterli deil.'

Srt? biraz olsun kayboldu. Gzleri sanki birazdan ona Paskalya Tavan'mn var olmayacan syleyecekmiim gibi tedbirliydi. Neredeyse eki geri vermek zorunda m kalacan dndn duyabiliyordum. "Sen neden bahsediyorsun, Anita?" Ona baz kk deiikliklerle olan biteni anlattm. 'Lanetliler Sirki'ni, mavi atei ve ilk vampir izini es getim. Aubrey'in beni duvara yaptrd blme gelince, "aka .yapyorsun," dedi. "Ezikleri grmek ister misin?" Hikayeyi bitirdim ve temkinli, keli suratn seyretmeye baladm. Byk, kt parmakl elleri, masann zerindeydi. ek, dzenli ak sarms kahverengi dosyalarnn zerinde duruyordu. Yz dnceli ve endieliydi. Empati, Bert'in yznde pek bir ie yaramyordu. Devaml dnen arklar, hesap yapan melekleri gryordum. "Merak etme, Bert, eki bozdurabilirsin." "Hayr, Anita, mesela olan o deil..." "Unut gitsin." "Anita, gerekten seni asla bilerek tehlikeye atmam." Gldm. "Yemezler." "Anita!" ok olmutu, kk gzleri almt tek eli gsne dokunuyordu Bay Doru. "Bouna urama, yemiyorum, boktan numaralarn mterilerine sakla. Seni ok iyi tanyorum." Glmsedi. Kendisine has tek glyle. Gerek Bert Vaughn ltfen ayaa kalkn. Gzleri parlyordu ama scak bir ekilde deil, daha ok zevkle. Bert'in glnde, hesaplayc, mstehcen, biliyormu gibi bir tarz vard. Sanki yaptnz en kt eyi biliyormu ve uygun fiyat karlnda sessiz kalacakm gibiydi. yi bir kii olmadn bilip buna hi aldrmayan birisinde, biraz korkutucu bir. yn vard. Amerika'nn stn tuttuu her deere kar bir durumdu bu. Her eyden te, bize iyi, sevilen ve popler olmamz retilirdi. Btn bunlar bir kenara atan biri, ne d belirsiz bir kii ve potansiyel bir 123 tehlikeydi. "Animatrler A.. sana ne ekilde yardmc olabilir?" "Zaten Ronnie ile bir eylerin zerinde almaya baladk. Sanrm ne kadar az insan dahil olursa, o kadar az insan tehlikede olur." "Sen hep hmanisttin zaten." "Birilerinin hi olmad gibi." "Ne istedikleri hakknda en ufak bir fikrim bile yoktu." "Ama vampirler hakknda ne hissettiimi biliyordun." Bana glmsedi. "Srrn biliyorum, en karanlk ryalarn biliyorum," dedi. te Bert, dostane antajc. Ona dosta geri glmsedim. "Eer bir daha bana danmadan, bir vampir mteri gnderirsen. i brakrm." "Ve nereye gidersin?" "Giderken mteri listemi de alrm, Bert. Radyo rportajlarm yaptrtan kim? zerine makale yazlan kim? Emin ol o benim Bert. imizde en pazarlanabilir olanmzn ben olduunu dnyordun. En zararsz grnen, en ekici. Hayvan bannamdaki yavru kpek gibi. nsanlar Animatrler A..'i aradklarnda kimi istiyorlar?" Glmsemesi yok olmutu, gzleri buz gibiydi. "Bensiz yapamazsn." "Esas soru, sen bensiz yapabilir misin?" "Yaparm." "O zaman ben de yaparm." Uzun bir sre birbirimize baktk. kimiz de gzlerimizi karmamaya, gz krpmamaya niyetliydik. Bert gzlerini karmadan

glmsemeye balad. Benim de azmm yan oynamaya balad. kimiz birden glmeye baladk ve olay bitmiti. "Pekl Anita. Daha baka vampir .yok." Ayaa kalktm. "Teekkr ederim. "Gerekten ii brakr miydin?" Yz itenlikle glyor-124 du, ho bir maskeydi bu. "Bo tehditlerden holanmam, Bert, bunu biliyorsun." "Evet," dedi. "Biliyorum. nan bana bu iin hayatn riske atacan bilmiyordum." "Buseydin bir ey deiir miydi?" Bir dakika kadar dnd, sonra gld. "Hayr ama daha ok para isterdim." "Para kazanmaya devam et, Bert. Bu ite iyisin." "Amin." Onu, eki okamas iin yalnz braktm. Belki sarlp k-krdard bile. Elindeki ek kanl parayd, mecazi anlamda da deildi. Nedense bunun Bert'i rahatsz ettiini zannetmiyordum ama beni ediyordu. On SEKzinci Blih ier ofisin kaps ald. Uzun boylu sarsn bir kadn dar kt. Ya krkla elli arasndayd. Vcuduna tam oturmu altn renkli pantolonu ince belini saryordu. Yumurta kabuu rengi kolsuz bluzu, bronz kollarn, Rolex saatini ve elmaslarla deli evlilik yzn sergiliyordu. Nian yzndeki ta ise yarm kilo ekerdi. Bahse girerim, Jamison danmanlk cretini sylediinde, gzlerini bile krp-mamt. Peinden gelen ocuk da, ince ve sarnd. On be yanda gsteriyordu ama en az on sekiz olmas gerektiini biliyordum. Sonsuz Hayat Kilisesi'ne yasal giri ya on sekizde Yasal olarak henz iki iemiyordu ama lp sonsuza kadar yaamay seebiliyordu. Glnecek kadar anlamsz bir durumdu bu. Jamison arkalarndan glerek, gayet ilgili bir ekilde kt. Onlar kapya kadar geirirken, sessizce ocukla konuuyordu. Czdanmdan bir kart kartp kadna doru uzattm. nce karta, sonra bana bakt. Beni batan aaya szd. Etkilenmi gibi grnmyordu, sanrm tirt yzndendi. "Evet," dedi. Terbiye. Tek kelime ile insan bok gibi hissettirebilmek, gerekten iyi bir terbiye gerektiriyordu. Tabii ki, bu beni rahatsz D etmiyordu. Ulu altn tanra kendimi kk ve adi hissetmeme neden olmazd. Elbette. "Kartta vampir tarikadar konusunda uzmanlaan birisinin numaras var. Bu konuda iyidir." "Olumun beyinin ykanmasn istemiyorum." Glmsemeye altm. Raymond Fields benim vampir tarikatlar uzmammd ve beyin ykamazd. Ne kadar kt olursa olsun gerei sylerdi. "Bay Fields size vampirizmin potansiyel kt yanlarndan bahsedecektir," dedim. "Bay Clarke'm bize gereken btn bilgileri verdiine inanyorum." Kolumu yzne uzattm. "Bu yaralar futbol oynarken olmad. Ltfen kart aln. Arayp aramamak, size kalm." Ustaca yapm makyaj altnda biraz sarard. Gzleri ok az bym, koluma bakyordu. "Bunu vampirler mi yapt?" Sesi ksk ve nefes nefeseydi, neredeyse insancld. "Evet," dedim. Jamison koluna girdi."Bayan Franks, grne gre vampir avcmzla tanmsnz."

Kadn, nce ona, sonra bana bakt. Dikkatli yz dalmaya balamt. Dudaklarn yalayp bana dnd. "Gerekten mi?" abuk toparlanyordu; yine stnl yakalamt. Omuz silktim. Ne diyebilirdim. Kart manikrl eline tututurdum, Jamison kibarca kart alp cebine att ama kadm da kar koymad. Ne yapabilirdim? Hibir ey. Ama denemitim. Mola. Bitti. Oluna baktm. Yz inanlmaz derecede genti. On sekiz ve yetikin olduum gnleri hatrladm. Her eyi bildiimi zannediyordum. Yirmi bir yama geldiimde bir halt bilmediimi anlamtm. Hl bir ey bilmiyordum ama ok alyordum. Bazen, yapabileceinizin en iyisi bu oluyor. Aman, sabah sabah Bayan okbilmi olmutum. Jamison, onlara kapya kadar elik ederken, syledii birka kelimeyi yakaladm. "Onlar ldrmeye alyordu. Onlar sadece kendilerini koruyorlard." Evet, ite ben, yaayanllerin kiralk katili. Mezarlklarn ba belas. Elbette. Jamison ve onun yar dorularn geride brakp ofise girdim. Hl dosyalara ihtiyacm vard. En azndan benim iin, hayat devam ediyordu. Ama o ocuun gzleri kocaman alm yzn aklmdan kartamyordum. Yz altn rengi gibi bronzlamt, bir bebeinki kadar przszd. Kendinizi ldrmeden nce en azndan tra olmaya" balamanz gerekmez miydi? ocuun yzn aklmdan silmek istercesine bam salladm. Neredeyse ie yaramt. Jamison ofise geri dndnde, diz km dosyalar kartryordum. Arkasndan kapy kapatt. Byle yapacan tahmin ediyordum. Teni koyu bal rengiydi, gzleri soluk yeil; uzun kvrck salar yzn ereveliyordu, sa rengi neredeyse kestane rengiydi. Jamison tandm tek kzl sal, yeil gzl, zenciydi. nce ve yaplyd ama antrenmann verdii bir incelik deildi, genetik olarak ansl domutu. Jamison'a gre iyi bir egzersiz sk bir partide iki kadehi kaldrmakt. "Bunu bir daha asla yapma," dedi. "Neyi yapmayaym?" Kucamda dosyalar ayaa kalktm. Ban* iki yana sallayp glmsedi ama sinirlendiinde taknd, beyaz dilerini gsteren, glmsemesiydi bu. "zgnm," dedim. "Siktir, zgn falan deilsin." "Fliedslar'a kart vermeye almaktan sz ediyorsan, hayr, deilim ve yine yaparm." "Mterilerimin yannda, atlatlmak houma gitmiyor." Omuz silktim. . "Ciddiyim, Anita. Bunu bir daha yapma." Yaparsam ne olur diye soracaktm ama vazgetim. "nsanlara yaayan l olup olmama konusunda danmanlk yapma niteliin yok." "Bert var olduunu dnyor." "Bert, sonunda parasn alp paasn kurtaracan bilse papaya bile bular." Jamison glmsedi, sonra yzn buruturdu, sonra ken-128 diini tutamayp yeniden glmsedi. "Kelimeleri iyi kullanyorsun." "Sa ol." "Ama bu yeterli deil," dedi.

"Alacann en iyisi bu. nsanlara tavsiye verecek kapasitede deilsin. Yaptn yanl." "Kk Bayan Mkemmel. Sen para iin insan ldryorsun. Lanet olas bir kiralk katilden baka bir ey deilsin." Derin bir nefes alp yavaa verdim. Bugn onunla kavga etmeye niyetli deildim. "Ben kanunun bana verdii yetkiyle sulular infaz ediyorum." "Tabii, fakat yapklarn houna gidiyor. Kazk saplamaktan zevk alyorsun. Bakalarnn kanyla ykanmadan, boktan bir hafta bile geiremezsin." Ona sadece baktm. "Bunlara gerekten inanyor musun?" diye sordum. Bana bakmad. "Bilmiyorum," dedi sonunda. "Zavall vampircikler, zavall yanl anlalm yaratklar. yle mi? Beni dalayan vampir, mahkeme infaz kararn vermeden nce, tam yirmi kiiyi paralamt." Tirtm ekip kprck kemii gsterdim. "Bu vampir on kii ldr mt. Kk olanlar zerinde uzmanlamt, etlerinin ok ho olduunu sylyordu. Ve o lmemi Jamison. Kam. Beni dn gece buldu ve tehdit etti." "Onlar anlamyorsun:" "Hayr!" Parmam gsne dayadm. "Esas sen anlamyorsun." Bana doru bakt, burun delikleri bymt, scak nefesini zerime soluyordu. Bir adm geri gittim. Ona dokunmamam gerekiyordu; bu kurallara aykryd. Eer kavga etmek istemiyorsan, birisine dokunmaman gerekiyordu. "Kusura bakma, Jamison." Ne iin zr dilediimi anladndan emin deildim. Bir ey sylemedi. "O dosyalar ne iin?" diye sordu, yanndan geip giderken. Bir an duraksadm ama dosyalar en az benim kadar iyi biliyordu. Nelerin eksik olduunu fark ederdi. "Vampir cinayetleri. " Birbirimize doru ayn anda dndk. Gzlerimiz kesiti. "Paray aldn m?" Bu beni dondurdu. "Biliyor muydun?" Bayla onaylad. "Bert senin yerine beni gndermeye almt ama kabul etmediler." "Onlara verdii o kadar PRdan sonra bile mi?" "Bert'e senin yapmayacam, vampirlerle almayacan sylemitim." Hafife yukar kaym gzleriyle bana bakyordu. Gerei yakalamaya alyordu. Aldrmadm, yzmde ho bir boluk vard. "Benim iin bile, para konuur, Jamison." "Para senin umurunda bile deildir." "Ne kadar dar grlym, deil mi?" "Evet, ylesin. Sen bu ii para iin yapmyorsun." Bir saptama. "Ne iin yapyorsun?" Jamison'un bu ie girmesini istemiyordum. O vampirlerin uzun kpek dili insanlar olduunu dnyordu. Onlar da, onu gzel temiz kelerde tutmaya alyorlard. Ellerini hi kirletmemiti, o yzden bilmiyormu, ilgilenmiyormu gibi yapyor, hatta kendi kendine yalan bile syleyebiliyordu. Kendine yalan sylemek geerli bir lm sebebiydi. "Bak, Jamison, vampirler konusunda anlaamyoruz ama vampirler ldren bir ey, insanlar kymaya evirir. O manya bunu yapmaya balamadan nce durdurmak istiyorum." Syleyebileceim yalanlar dnlrse, bu hi de fena deildi. Hatta kabul bile edilebilirdi. Gzlerini krpt. Bana inanp inanmayaca, bana ne kadar inanmak istediine, dnyasn

ne kadar temiz tutmak istediine balyd. Bayla ohay-130 lad. Bir kere, ok yavaa. "Bavampirlerin yakalayamad bir eyi yakalayabileceinden emin misin?" "Onlar yle dnyorlar." Kapy atm, o da peimden geldi. Belki daha soraca sorular vard belki yoklu- ama bir ses aramza girdi. "Anita, gitmek iin hazr msn?" kimiz de dndk ve ben de en az Jamison kadar arm olmalydm. Hi kimseyi beklemiyordum. Cangl-bitkileri arasnda kaybolmu, lobi sandalyelerinde oturan bir adam vard. lk bata onu tanyamadm. Gr, ksa kahve rengi salar, ok ho bir surattan geriye taranmt. Siyah gne gzlkleri gzlerini saklyordu. Ban evirmesiyle ksa sa illzyonu bozuldu. Yakasnn hemen zerinde kaim bir at kuyruu kvrlyordu. Yakas kalkk bir kot ceket iine bronz tenini gsteren kan krmzs bir atlet giymiti. Yavaa ayaa kalkt, glmsedi ve gzln kartt. Bu yaral Phillip'ti. zerinde elbiseleri varken onu tanyamamtm. Boynunda, ceketinin yakasnn arkasnda gizlenmi, bir yara band vard. "Konumamz gerek," dedi. Azm kapattm've olabildiince akl banda grnmeye altm. "Phillip, seni bu kadar abuk grmeyi beklemiyordum." Jamison, bir ona bir bana bakyordu. Yz bururmtu, phe iindeydi. Mary ise elini enesine dayam, ovu seyrediyordu. Sessizlik rahatsz ediciydi. Phillip elini Jamison'a doru uzatt. Ben mrldandm. "Jamison Clarke, bu Phillip... bir arkada." Kelimeyi sylediim anda, geri yutmak istedim. "Arkada" insanlarn sevgilileri iin syledii bir eydi, geri malm ahstan ok daha iyiydi. Jamison'un yznde geni bir glmseme belirdi. "Demek, Anita'nin... arkadasn." Son kelimeyi yavaa, dilinde yuvarlayarak sylemiti. Mary eliyle 'Hadi yine iyisin' hareketi yaparken Phillip onu grd ve libidonu eriteceim g- 131 lmsernesini ona yollad. Kadn kzard. "ey, imdi gitmemiz gerek. Hadi gel, Phillip." Kolundan yakaladm ve kapya doru ekitirmeye baladm. "Tantmza ok memnun oldum, Phillip," dedi Jamison. "Burada alan herkese senden bahsedeceim. Eminim hepsi seninle tanmak isteyeceklerdir." Jamison gerekten eleniyordu. "imdi ok megulz, Jamison. Belki baka bir zaman," dedim. "Tabii, tabii," dedi. Jamison bizimle gelip kapy tuttu. Holde kol kola yrrken bize srtt. O kk ylk uyuz herifin sevgilim olduu -,na inanmasna izin vermeliydim. Aman ne gzel ve o herkese anlatacakt. Phillip elini belime att ve onu itmemek iin kendimi zor tuttum. Rol yapyorduk, evet, evet, evet. Eli bir an tabancama srttnde onun da tereddt ettiini hissettim. Holde emlak brosunda alanlardan bir tanesiyle karlatk. Kz bana selam verdi ama Phillip'e bakyordu. O da kza glmsedi. Onu geip asansr beklemeye baladmzda arkama baktm. Tabii ki, o da dnm biz yrrken arkadan

Phillip'i seyrediyordu. Phillip'in arka taraf pek hotu. Kz beni bakarken yakalad ve dnp uzaklat. "Namusumu mu koruyorsun?" diye sordu Phillip. Onu itip asansrn dmesine serte bastm. "Burada ne yapyorsun?" "Jean-Claude dn gece gelmedi. Nedenini biliyor musun?" "Ona bir ey yapmadm. Eer bunu ima ediyorsan." Kap ald. Phillip bir tarafna yasland, teki taraf da eliyle kavrayp ak tuttu. Tm potansiyeliyle bana glmsedi; bunun iinde biraz ktlk, ok fazla seks vard. Gerekten onunla asansrde yalnz kalmak istiyor muydum? Byk 132 ihtimalle hayr ama silahlydm. O, grebildiim kadaryla, deildi. Eilmeme gerek kalmadan kolunun altndan yrdm. Kaplar arkamzdan kapand. Yalnzdk. Kollarn gs zerine kavuturup bir keye yasland, siyah gzlk camlarnn arkasndan bana bakyordu. "Bunu hep yapar msn?" diye sordum Hafife glmsedi. "Neyi yapar mym?" "Poz vermeyi." Biraz toparland, sonra kesinde yine rahatlad. "Doal yetenek." Bam iki yana salladm, "Yaaa." Yanp snen kat numaralarna baktm. "Jean-Claude iyi mi?" Ona baktm ve ne diyeceim bilmiyordum. Asansr durdu ve dar ktk. "Bana cevap vermedin," dedi yavaa. ektim, uzun bir hikayeydi. "Neredeyse len oldu. Yemek yerken bildiklerimi anlatrm." Srtt. "Benimle kmak m istiyorsunuz, Bayan Blake?" Kendimi tutamadan glmsedim. "ok beklersin." "Belki," dedi. "Oynamay seviyorsun, deil mi?" "Bu pek ok kadnn houna gidiyor." "Eer doksan yandaki byk anneme de ayn eyleri yapacan bilmeseydim, belki benim de houma giderdi." ksrr gibi gld. "Gznde iyi bir yer edinememiim." "ok yarglayc bir insanmdr. Kt zelliklerimden bir tanesi." Ho bir sesle yeniden gld. "Jean-Claude'un yerini syledikten sonra, belki dier kusurlarn da dinlemek isteyebilirim." "Hi zannetmiyorum." "Neden?" Sokaa kan cam kaplarn nnde durdum. "nk seni dn gece grdm. Ne olduunu ve nasl tahrik olduunu biliyorum." Eli uzanp omzuma dokundu. "ok farkl ekillerde tahrik olabilirim." Eline terse bakp uzaklatirdim. "Bouna urama, Phillip. lgilenmiyorum. "Belki yemein sonunda ilgilenmeye balarsn.'-' ektim. Phillip gibi erkeklerle daha nce de karlamtm, kadnlarn zerlerine salyalarn aktmalarna alm yakkl erkekler. Beni batan kartmaya almyordu; sadece onu ok ekici bulduumu itiraf etmemi istiyordu. Eer itiraf etmezsem, benimle uramaya devam edecekti. "Pes ediyorum kazandn." "Ne kazandm?" diye sordu. "Sen harikasn, sen muhteemsin. Hayatmda grdm en iyi grnen erkeklerden bir tanesisin. Ayakkablarnn

tabanlarndan, uzun dar kotuna, kasl karnndan, ekilli enene kadar ok gzelsin. imdi yemee gidip bu samal brakalm, tamam m?" zerinden bakmak iin gne gzln aaya kaydrd. Bir sre ylece bana bakt, sonra gzln geri itti. "Lokantay sen se," dedi dz bir sesle, oynama yoktu. Onu krm olabileceimi dndm. Sanki ok da um-rumdayd. On DoKyzvncv BLm ardaki scaklk aryd, vcuda nemli bir scak plastik gibi yapyordu. "O ceketle eriyeceksin," dedim. "Yara izleri pek ok insann houna gitmiyor." Dosyalar brakp sol kolumu gsterdim. Yara izleri gnete ldyordu, normal deriden daha parlakt. "Sen sylemez-sen, ben de sylemem." Gzln kaydrp bana bakt. Yzn okuyamyordum. Tek bildiim o byk kahverengi gzlerinin arkasnda bir eylerin olduuydu. Sesi yumuakt. "Tek srk yaran o mu?" "Hayr," dedim. Ellerini yumruk yapt, sanki elektrik verilmi gibi gerildi. Kollarndan omuzlarna bir titreme kayd. Sanki kurtulmaya alr gibi boynunu yana yatrd. Siyah camlar yzne geri oturturken, gzleri kocamad. Ceketini kartt. Kolundaki yara izleri, bronz teni zerinde ok soluktu. Omzundaki yara izi atletinin asksnn kenarlarnda frlyordu. Ho bir boynu vard. Kalnd ama kasl deildi. Kusursuz derisinde drt set di izi saydm. Bu sadece sa taraftakiler di, sol taraf bandajlyd. "Ceketi geri giyebilirim," dedi. Ona bakyordum.." Hayr. Ben sadece..." "Ne?" D "Beni ilgilendirmez." "Yine de sor." "Bunu neden yapyorsun?" Glmsedi ama bu arpk ve tedbirli bir glmsemeydi. 135 "Bu ok kiisel bir soru." "Sen, yine de sor demitin." Sokaa baktm. "Ben genelde Mabel'in yerine giderim ama bizi grebilirler." "Benden utanyor musun?" Sesinde sert bir tavr vard. Gzlerini gremiyordum ama enesi kaslmt. "yle deil," dedim. "Ofise gelip 'arkadam'm gibi davranan sendin. Beni tandklar bir yere gidersek, rol yapmaya devam etmemiz gerekir." "Benimle bir yere gitmek iin para deyen kadnlar var." "Biliyorum, dn gece kulpte onlar grdm." "Doru ama yine de benimle grnmekten utanyorsun. Bunun yznden." Eli, hafife, bir ku kadar krlgan bir ekilde, boynuna dokundu.

Ciddi bir ekilde duygularn incittiim hissine kaplmtm. Beni ok rahatsz etmemiti akas. Ama deiik olmann ne demek olduunu biliyordum. nsanlarn utan kayna olmann ne demek olduunu biliyordum, kim daha iyi bi~ lebilerdi ki. Ben tabii ki. Durum Phillip'in hisleri deildi, prensiplerdi. "Hadi gidelim." "Nereye?" "Mabel'e" "Teekkr ederim," deyip, beni o parlak glmseme-siyle dllendirdi. Biraz daha az profesyonel olsaydm, oraplarmn iine erirdim. Glnde kt bir yan, ok fazla seks vard ama hepsinin altndan kk bir olan kendisini gsteriyordu. te bu; ekici olan buydu. Hibir ey kendisinden ok da emin olmayan, yakkl bir erkekten ekici olamazd. imizdeki kadn dnda, anneyi de cezbederdi. Tehlikeli bir kombinasyondu. ansma bana ilemiyordu. Kesinlikle. Ayrca Phillip'in seksten ne beklediini grmtm. Kesinlikle benim tipim deildi. 136 Mabel'in yeri bir kafeteryayd ama yemekler harikayd ve fiyatlar ok iyiydi. Hafta ii takm elbise ve i etekleri, ince antalar ve kahverengi dosyalarla dolard, Cumartesi gnleri, neredeyse bo olurdu. Beatrice, yemek buharnn arkasndan bana glmsedi. Yorgun yzl, uzun boylu ve topluca, kahverengi sal bir kadnd. Pembe niformas, omuzlarna pek oturmamt, kafasna takt sa filesi yzn olduundan daha uzun gsteriyordu. Her zaman glmserdi ve hep konuurdu. "Selam, Beatrice." Ve sorulmasn beklemeden, "Bu Phillip," dedim. "Selam, Phillip," dedi. Ona, emlak ofisindeki kza verdii glmseme kadar parlak bir glmsemeyle karlk verdi. Beatrice, gzlerini karp kzard ve kkrdad. Beatrice'in byle eyler yapabileceini bilmiyordum. Yara izlerini fark etmi miydi? Onun iin bir nemi var myd? Kfte iin hava ok scakt ama yine de sipari ettim. Her zaman sulu olurdu ve sosu yeterince gzeldi Hi yapamamama ramen, zerine tatl bile istemitim. Ama alktan lyordum. Paray deyip Phillip baka kimse ile flrt etme imkn bulmadan, bir masaya yerleebilmitik. Byk bir baaryd. "Jean-Claude'a ne oldu?" diye sordu. "Bir dakika daha," deyip yemeime baktm. Tabaktan yukar baktmda o da bana bakyordu. Yerken, ona geen gecenin kesilmi versiyonunu anlattm. Ona daha ok, Jean-Cla-ude, Nikolaos ve cezalandrmayla ilgili blmleri anlattm. Ben bitirdiimde o da yemeini brakt. Bamn zerinde, gremediim bir yere bakyordu. "Phillip?'1 diye sordum. Ban iki yana sallad ve bana bakt. "Onu ldrebilir." "Ben daha ok onu cezalandraca hissine kapldm. Bunun hakknda bir ey biliyor musun?" Bayla onaylad, sesi yumuakt. "Onlar tabulara kapat- 137 yor ve ieride tutmak iin halarla akyor. Aubrey ay ortadan kayboldu. Onu yeniden grdmde imdiki gibiydi. Deli gibi." Titredim. Jean-Claude da delirir miydi? atalm aldm ve kendimi yars yenmi ahududulu pastaya uzanrken buldum.

Ahudududan nefret ederdim. Lanet olsun, kendime pasta alyordum, hem de en sevmediim trnden. Bana neler oluyordu? Azmdaki tad hl scak ve youndu. Temizlemek iin byk bir yudum kola itim, pek bir faydas olmad. "Ne yapacaksn?" diye sordu. Yars yenmi pay taban itip dosyalardan birisini atm. lk kurban, Maurice, soy ad yoktu, Rebeca Miles adnda bir kadnla beraber yayordu. Be yldr beraberlerdi. 'Beraberlerdi' kelimesi kulaa 'vuruuyorlard'dan daha iyi geliyordu. "l vampirlerin sevgilileri ve arkadalaryla konuacam." "Baz isimler biliyor olabilirim." Ona baktm, karar veremiyordum. Onunla bilgi paylamak istemiyordum nk yakkl. Phillip'in yaayanllerin gndz gz olduunu biliyordum. Ama Rebecca Miles ile polisle birlikteyken konumutum, bize hibir ey anlatmamt. Samalklarla uraacak zamanm yoktu. Bilgiye ihtiyacm vard, hem de hemen. Nikolaos sonu istiyordu ve Nikolaos ne isterse, en ksa srede elde etmeliydi. "Rebecca Miles," dedim. "Onu tanyorum. O Maurice'in... malyd." Kulland kelimeden dolay zr diler gibi bir hareket yapt ama yine de syledi. Ve ben ne kasttettiini anlamamtm. "nce nereye gideceiz?" diye sordu. "Hibir yere. alrken yanmda bir sivil istemiyorum." "Yardm edebilirim." "stne alnma, gl grnyorsun, hata belki hzl bile olabilirsin ama bunlar yeterli deil. Nasl dveceini bi-138 Hyor musun? Silah,tayor musun?" "Silah yok ama bamn aresine bakabilirim." Bundan pheliydim. Pek ok insan iddete kar iyi reak-.siyon veremez, donar kalr. Vcudun tereddt edip zihnin anlamad birka saniye olur. O saniyeler sizi ldrebilir. Tereddt kaldrmann tek yolu almadr. iddet dncenizin bir paras olur, sizi tedbirli, pheci yapar ve mrnz uzatr. Phillip iddete sadece kurban olarak alkt. Peimden bir profesyonel kurban tamak gibi bir niyetim yoktu. Ama benimle konumayacak insanlardan bilgi edinmek gerekiyordu, belki Phillip'le konuurlard. Gn nda silahl atmaya girmeyi beklemiyordum. Ya da en azndan bugn birilerinin zerime atlayacan zannetmiyordum. Daha ncede yanlmtm ama... eer Phillip bana yardm edecekse, bunda bir tehlike gremiyordum. O glmsemesini yanl bir zamanda patlatp rahibelerin saldrsna uramadmz srece, gvendeydik. "Eer birisi beni tehdit ederse, uzakta durup durumu benim halletmemi mi beklersin, yoksa beni kurtarmak iin atlr msn?" diye sordum. "Oh," dedi. Bir sre ikisine bakt. "Bilmiyorum." Bir puan hak etmiti. Pek ok insan yalan sylerdi. "O zaman gelmemeni tercih ederim." "Rebecca'y ehrin efendisi iin altna nasl ikna etmeyi dnyorsun? Cellat, vampirler iin alyor, inanr m?" Bana bile komik gelmiti. "Bilmiyorum." Glmsedi. "O zaman anlatk. Ben de geleceim ve sularn durulmasna yardmc olacam."

"Bunu kabul etmedim." "Hayr da demedin." Haklyd. Kolamdan bir yudum aldm, kendinden emin yzne bir sre baktm. Hibir ey sylemedi, sadece geri bakt. Yz normaldi, bir meydan okuma yoktu. Bert'le ol- 139-duu gibi bir ego atmas deildi. "Hadi gidelim," dedi. Ayaa kalktk. Ben bahi braktm. Beraber ip ucu aramaya gittik. YiRpinci BLm ebecca Miles, South City, Dogtown'da yayordu. Cadde isimleri, eyaledere gre verilmiti: Texas, Mississippi. Indiana. Bina kr gibiydi, pencerelerin ou ktla kapatlmt imenler kesilmemiti, neredeyse fil boyundaydlar ve onlardan daha irkindiler. Birry^ajdaki blokta, yupler ve politikaclarla dolu bir rehabilitasyon merkezi vard. Rebecca'nn blounda hi yup yoktu. Dairesi uzun ve dar bir koridordayd. Havalandrma yoktu, scaklk, n smsk kapal krk gibi, kaln ve scakt. plak bir ampul, sradan bir halmm zerinde parlyordu. Yeil duvarlarn baz yerlerinde, beyaz yamalar \ard ama temizdi. Dar, karanlk koridordaki aml Lysol kokusu btn koridoru kaplamt, neredeyse mide bulandrcyd. Hal zerinde yemek yenilebilecek kadar temizdi ama yine de aznza tyler gelirdi. stediiniz kadar Lysol kullann, hal tynden kurtulamazdnz. Arabada kararlatrdmz gibi, Phillip kapy ald. Plana gre, kadnn Cell at' insan formunda grdnde yaayaca yanl anlalmalar, Phillip yattracakt. eride birisinin hareket ettiini duyana k^dar, on be dakika kapy alp beklememiz gerekti. R Kap zincirin msaade ettii kadar ald. Kapy aan g-remiyordum. Kadnn sesi uykuluydu. "Phillip, burada ne yapyorsun?" "Birka dakikalna gelebilir miyim?" diye sordu, yzn gremiyordum ama sahip olduum her eyin zerine, o parlak glyle gld zerine .bahse girerdim. "Elbette, kusura bakma, beni uyandrdn." Kap kapand, zincir sesi geldi. Kap, genie yeniden ald. Phillip'in arkasndan, onu gremiyordum. O zaman, Rebecca da beni g-remiyordu. Phillip ieri girdi, kap kapanmadan ben de ieri szdm. Dairesi frn gibiydi, nefes kesen, havaya yapm bir scaklk vard. Karanln havay biraz soutmas gerekirdi ama ierisini daha baskm gibi yapyordu. Yzmden bir damla ter kayd. Rebecca Miles kapy tutmu duruyordu. Cansz koyu renk salar omuzlarna dklm, zayf bir kadnd. kk elmack kemikleri yznden darya frlamt. Giydii beyaz sabahlk neredeyse her tarafm kaplamt. ok krlgan grnyordu. Beni grnce, kk koyu gzlerini krpt. erisi karanlkt, kaim perdeler engelliyordu. Beni, Maurice'in lmnden hemen sonra, sadece bir kere grmt.

"Bir arkadan da m getirdin, Phillip?" diye sordu. Kapy kapatnca, neredeyse karanlkta kaldk. "Evet," dedi Phillip. "Bu, Anita Blake." Sesi ksk ve tkank kt. "Cellat m?" "Evet ama..." Kk azn ap lk att. zerime atld, elleri tokatlyor, trmalyordu. Toparlanp kollarmla yzm korudum. Kz gibi dvyordu, tokatlar, trmalamalar, kol sallamalar. Bileini yakalayp kendi hareketim kullanarak, yanmdan geirdim. Biraz da ben yardm edince dizleri zerine kerttim. Kolunu arkasnda sktrdm. Bileine biraz bask yaparsam, can yanard, biraz daha yaparsam kolunu krardm. Kadnn kolunu krmak istemiyordum. Cann bile yakmak istemiyordum. Kolumda iki kanl trmk izi vard. Silah ol-142 madii iin ok anslydm. Hareket etmeye alt, koluna biraz yklendim. Titrediini hissettim. Nefesi, ok aralklyd. "Onu ldremezsin! Yapamazsn! Ltfen yapma." Alamaya balad, ince omuzlar byk sabahl altnda sarslyordu. Kolunu bkm, cann yakyordum. Kolunu yavaa brakp ondan uzaklatm. Umarm yeniden saldrmazd. Onun canm yakmak istemiyordum ama onun da benim canm yakmasn istemiyordum. Kolumdaki izikler szlamaya balamt. Rebbaca Miles yeniden saldrmay denemeyecekti. Kapya snd, ince, zayf elleri dizlerine kilitlendi. Hkrp hzla nefes alyordu, "Onu... ldremezsin. Ltfen!" leri geri sallanmaya balad, kendisine o.kadar sk sarlyordu ki, zayf bedeni, cam bardak gibi krlabilirdi. Yce sa, bazen iimden nefret ediyorum. "Konu onunla, Phillip. Ona buraya hi kimseyi incitmeye gelmediimi syle." Phillip yanma diz kt. Onunla konuurken ellerini yannda tutuyordu. Ne dediini duymuyordum. Sa taraftaki kapdan yatak odasna giderken, sarsntl hkrklar duyuluyordu. Yatan yannda bir tabut vard, koyu renk bir aatan, belki kiraz, alacakaranlkta bile parlayacak kadar cilalanmt. Benim sevgilisini ldrmek iin geldiimi zannetmiti. Yce sa adna. Banyo, kk ve dankt. I atm, sert sar k ho deildi. Makyaj malzemeleri, atlak lavaboya dalmt. Kvet, neredeyse tamamen paslanmt. Temiz banyo bezi olduunu mit ettiim bir ey bulup souk suyla slattm. Akan su, ak kahverengiydi. Borular titredi, salland, tt. Sonunda temiz su akmaya balad. Su etlerime deyince kendimi iyi hissettim ama boynuma ya da yzme srmedim. Ho olurdu ama banyo ok pisti. Gerekmedike suyu kullanamazdm. Bezi skarken, yukar baktm. Ayna krkt, rmcek a gibi 14-3 atlamt. Yzm, krk paralar halinde geri yanstyordu. Aynaya bir daha bakmadm. Tabutun yanndan geerden, durakladm. Przsz tahtaya vurmak istiyorum. Evde kimse var m? Yapmadm. Birisinin geri vurabileceini biliyordum. Phillip kadn kanepeye tamt. Kadn ona yaslanmt, gsz, nefes nefeseydi ama alamas neredeyse durmutu.

Beni grnce titredi. Tehlikeli grnmemeye altm; bu iyi yaptm bir iti. Bezi Phillip'e verdim. "Yzn sil ve ensesine koy. yi gelecektir." Sylediimi yapt. Kadn ensesinde slak bez, bana baka- . rak oturuyordu. Gzleri, olabildiince akt. Titredi. Ik dmesini buldum ve oda bir anda kla doldu. yle bir baknca, yeniden kapatmak istedim ama kapatmadm. Eer Rebecca'nn yanma oturursam, ya bana yeniden saldrabilir ya da tamamen yklrd. Bu ok ho olurdu ama deil mi? Odadaki tek sandalye, yana yatmt, tek tarafndan sar dolgu malzemesi fkrmt. Ayakta durmay tercih ettim. Phillip bana bakt. Gne gzln, atletinin nne asmt. Ne dndn bilmemi istemiyormu gibi gzleri ak ve dikkatliydi. Bronz kolu kadnn omuzlarna, koruyucu bir eklide sarlmt. Kendimi zorba gibi hissediyordum. "Ona neden burada olduumuzu syledim. Ona senin Jack'a zarar vermeyeceini anlattm." "Tabut mu?" Glmsedim. Kendimi tutamyordum. Adam Kutudaki Jack'ti*. "Evet," dedi Phillip. Bana sanki srtmam ho deilmi gibi bakt. *) Kutudaki Jack: Kutuyu anca iinden yayla firtayp aan korkutan oyuncak. Deildi, o yzden kestim ama kendimi skmam gerekmiti. Bam iki yana salladm. Eer kadm, vampirlerle dp kalkmak istiyorsa, bu onun bilecei bir eydi. Polisi ilgilendirmezdi. "Hadi, Rebecca. Anita bize yardm etmeye alyor," dedi Phillip. "Neden?" diye sordu. yi bir soruydu. On korkutup alatmtm. Sorusuna cevap verdim. "ehrin efendisi, reddedemeyeceim bir teklif yapt." Bana bakyordu, sanki aklna kazrmasma, yzm inceliyordu. "Sana inanmyorum," dedi. Omuz silktim. te doruyu syleyince byle oluyordu, yalanc damgas yiyordunuz. Pek ok insan, muallakta bir doruya inanmaktansa, iyi bir yalana inanmay tercih ederdi. Aslnda, inanmak isterlerdi. "Hangi vampir, Cellat' tehdit edebilir?" diye sordu. ektim. "Ben c deilim, Rebecca. ehrin cfendisiyle hi karlatn m?" "Hayr." "O zaman bana inanman lazm. Onu grdmde neredeyse altma syordum. Akl banda olan herkes yle yapard." Hl ikna olmamt ama konumaya balad. nce sesiyle polise anlatt hikayenin aynsn anlatt. Yeni baslm bozuk para kadar, ie yaramaz ve deersizdi. "Rebecca, erkek arkadan ldren adam ya da eyi yakalamaya alyorum. Ltfen yardm et." Phillip ona sarld. "Ona, bana anlattklarn anlat." nce Phillip'e sonra bana bakt. Alt dudan emip st dileriyle srd. Derin, titreyen bir nefes ekti. "O gece bir garabet partisine gitmitik." Gzlerimi krptm, mmkn olduunca akl banda konumaya alarak, "Garabetin, vampirlerden holanan tipler olduunu biliyorum. Garabet partisi, dndm ey mi?" Bayla onaylayan Phillip oldu. "Ben ok sk giderdim." Sylerken yzme bakmyordu. "Bir vampire istediin her eyi yapabilirsin, o da sana yapabilir." Yzme bir bakt, sonra yine yere bakt. Belki grdn beenmemiti.

Bir tepki vermemeye alyordum ama ok ansm yoktu. Garabet partisi, yce Tanrm. Ama bu bir balangt. "Partide zel bir ey oldu mu?" Gzlerini kpt, bo bakyordu, sanki anlamamt. Yeniden denedim. "Garabet partisinde olaan d bir ey oldu mu?" phedeyseniz, kelimeleri deitirmeniz gerekirdi. Kucana bakp bayla onaylad. Uzun siyah salar, perde gibi yzn rtt. "Maurice'in bildiin dmanlar var myd?" Rebecca ban kaldrmadan, ban "iki yana sallad. Salarnn arasndan gzlerini grdm, allarn arasndan bakan korkmu bir tavan gibiydi. Daha baka bir eyler biliyor muydu, yoksa onu bitirmi miydim? Eer zorlarsam, krlr, paralanrd ve belki, o an bir ip ucu dklrd, belki de dklmezdi. Beyaz elleri kucanda dmlenmiti. Belli belirsiz titriyordu. Bilmeyi ne kadar istiyordum? O kadar da ok deil. Peini braktm. Hmanist Anita Blake. Ben oturma odasnda beklerken Phillip, Rebecca'y yatana yatrd. Bir kkrdama ya da cazibesini kullandna dair bir ey duymay bekliyor gibiydim. Bir ey yoktu, sadece sessiz mrltlar ve souk rtlerin sesi geliyordu. Yatak odasndan, geri geldiinde yz ciddi ve ar balyd. Gzln takp kapatt. Oda scak karanlkla doldu. Frn gibi karanlkta hareket ettiini duydum. Kotunun srtnmesi ve botlarnn sesi geliyordu. El yordamyla kap kolunu bulup atm. Soluk k ieriye girdi. Phillip, durmu, bana bakyordu, gzleri grnmyordu. Vcudu rahatt ama yine de dmanlm hissediyordum. Artk arkada numaras yapmyorduk. 146 Bir sebepten, bana m, kendisine mi yoksa kadere mi kzyordu, emin deildim. Hayatta Rebecca'nmki gibi bir yere gelince, birilerini sulamak gerekiyordu. "O ben olabilirdim," dedi. Ona baktm. "Ama deilsin." Kollarn iki yana at. "Ama olabilirdim." Ne diyeceimi bilmiyorum. Ne diyebilirdim? Tanr seni korusun mu? Phillip'in dnyasnda, Tanr'nm pek yeri olduunu zannetmiyordum. Phillip kapnn arkamzdan iyice kapandna emin olunca konutu. "En azndan len iki vampirin de garabet partilerine takldn biliyorum." Karnm heyecandan kasld, bir hareketlenme hissettim. "Sence, dier... kurbanlar da garabet merakls olabilir mi?" Omuz silkti. "renebilirim." Yz hl bana kapal ve tepkisizdi. Bir ey dmesini kapatmt. Belki Rebecca Miles'm kk, zayf elleriydi. Bana pek bir faydas olmadn: biliyordum. Ona gvenebilir miydim? Bana doruyu syler miydi? Bu onu tehlikeye sokar myd? Cevap yoktu, sadece daha fazla soru vard. Garabet partileri. Basit bir veri, canl bir ip ucu. yi bir hamle. YBjni BiRinci BLm rabamda, havalandrmay sonuna kadar atm. Terim vcudumda soudu, pelteleti. Scaklk deiiminden bam armaya balamadan biraz kstm.

Phillip benden olabildiince uzaa oturmutu. Emniyet kemerinin izin verdii kadar, arkasn bana dnd, cama yaklat. Gne gzlnn arkasndaki gzleri, darya, uzaklara bakyordu. Olan biten hakknda konumak istemiyordu. Nasl da bilmitim? Medyum Anita. Hayr, sadece, o kadar da aptal olmayan Anita. Btn vcudu iine kapanmt. Eer bilmiyor olsaydm, kalbinin krldm dnrdm. Ama biraz dndm de, belki de krmtm. Krlgan birisini ok zorlamtm. Kendimi ok iyi hissetmiyordum ama onu dvp bayltabilirdim de. Ona fiziksel bir zarar vermemitim. Nedense kendim bile buna inanmakta glk ekiyordum. imdi Phillip'le konumam gerekiyordu, bana bir ip ucu vermiti. Kelimenin tam anlamyla nmz grebiliyorduk. Burada brakamazdm. "Phillip?" diye sordum. Omuzlar gerildi ama camdan darya bakmaya devam etti. K "Phillip, bu garabet partileri hakknda bilgiye ihtiyacm var." "Beni kulbe brak." "Sulu Zevkler'e mi?" diye sordum. ok hazr cevabmdr. Biraz dnp bayla onaylad. "Geri dnp arabam almayacak msn?" "Ben araba kullanmyorum," dedi. "Beni ofisine Monica brakt." "imdi de o brakr m?" Bir anda ok sinirlendim? Dnp ifadesiz yzyle bana bakt, gzlerini gremiyor-dum. "Nean ona bu kadar kzgnsn? O sadece seni kulbe getirdi." Omuz silktim. "Neden?" Sesi ok normal ve yorgun geliyordu. Alayc bir flrt olsa cevap vermezdim ama cidden merak ediyordu. Ciddi insanlar istedikleri cevaplar hak ederlerdi. "O bir insan ve dier insanlar, insan olmayanlara satt," dedim. "Ve bu Jean-Claude'un seni bizim kurtarcmz olarak semesinden daha byk bir su, yle mi?" "O bir vampir. Vampirlerin ihanet etmesini rahatlkla bekleyebilirsin." "Sen bekleyebilirsin. Ben deil." "Rebecca Miles ihanete uram birisine benziyordu." Sarsld. Harika, Anita, harika, etrafndaki herkesin duygularn istismar etmeye devam et. Ama sylediklerim doruydu. Yine cama doru dnd. Rahatsz edici sessizlii benim doldurmam gerekiyordu. "Vampirler insan deil. Onlarn ball ncelikle kendi trlerine kars. Bunu anlyorum. Monica kendi trne ihanet etti. Ayrca bir arkadana ihanet etti. Bu affedilemez." Bana bakmak iin dnd. Keke gzlerini grebilseydim. "Yani eer birisi senin arkadama, sen onun iin her eyi yapar msn?" Arabay 70inci Dou karayoluna doru srerken bunu dnyordum. Her eyi? Bu byk bir bedeldi. Neredeyse her 149 ey? Evet, bu olabilirdi. "Neredeyse her eyi" dedim. "Yani ballk ve arkadalk senin iin ok nemli?" "Evet."

"Monica'mn bu iki eye ihanet etmi olmas, senin gznde vampirlerin yapt her eyden daha byk bir su mu?" Koltuuma iyice yerletim, konumann gittii yn pek houma gitmemeye balamt. Kiilik analizi konusunda pek baarl deildim. Kim olduumu ve ne yaptm biliyordum, bana yetiyordu. Her zaman deilse bile, ounlukla yetiyordu. "Her eyden deil; bu kadar kesin konumaktan holanmam. Ama ksaca sylememi istersen, evet, Monica'ya bu yzden kzgnm." Sanki bekledii cevap buymu gibi, bayla onaylad. "Biliyor musun, senden korkuyor?" Glmsedim, ho bir glmseme deildi bu. Dudaklarmn kenarlarnn kt bir tatmin ifadesiyle kvrldm hissediyordum. "Umarm o kk orospu her nn korkudan terleyerek geiriyordur." "Geiriyor," dedi. Sesi ok alakt. nce ona, sonra abucak yola baktm. Monica'yi korkutmamdan pek holanmad hissine kaplmtm. Elbette bu onun derdiydi. Ben sonularndan ok memnundum. Nehirkys sapana yaklayorduk. Hl soruma cevap vermemiti. Hatta; gayet gzel bir ekilde atlatmt. "Bana garabet partilerinden bahsedecek misin, Phillip?" "Monica'yi gerekten kalbini skeceim diye tehdit ettin m? "Evet. Bana partiler hakknda bir eyler anlatacak msn, anlatmayacak msn?" "Bunu gerekten yapar msn? Kalbini skmeyi yani." "Sen benim sorma cevap ver, ben de seninkine veririm." Arabay, Nehirkys'nm dar tula yollarna dndrdm, iki blok sonra Sulu Zevkler'e varacaktk. "Partilerin neye benzediini sana anlattm. Son iki aydr gitmeyi brakmtm." Ona yeniden baktm. Neden diye sormak istiyordum, sordum da. "Neden?" "Lanet olsun, kiisel sorular soruyorsun, farknda msn?" "yle bir niyetim yoktu." Soruma cevap vermeyeceini zannediyordum ama verdi. "Etrafta dolatrlmaktan bkmtm. Sonumun Rebecca gibi ya da daha kt olmasn istemiyordum." Daha kt ne olabilir diye sormak istiyordum ama vazgetim. Zalim deil, srarc olmak istiyordum. Geri ou zaman aradaki fark ok ince oluyordu. "Eer btn vampirlerin garabet partilerine gittiini renirsen, beni ara." "Sonra ne olacak?" diye sordu. "O zaman partilerden bir tanesine gitmem gerekir." Sulu Zevkler'in nne park ettim. Neon yanmyordu, gecelerdeki canl hlinin snk bir hayaleti gibiydi. Mekn kapalya benziyordu. "yle bir partiye gitmek istemezsin, Anita." "Bir davay zmeye alyorum, Phillip. Eer baaramaz-sam, bir arkadam lecek. Ve eer baarsz olursam efendinizin bana neler yapabileceinin bir ksmn grdm. abuk bir lm, umacam en iyi ey olabilir." Titredi. "Tabii, tabii." Kemerini zd ve sanki yor-mu gibi elleriyle kollarn ovuturdu. "Monica ile ilgili soruma cevap vermedin," dedi.

"Sen de bana partilerde neler olduunu anlatmadn." nne bakt. "Bu gece bir tane olacak. Eer istiyorsan, seni gtrrm." Bana doru dnd, elleri hl kollarndayd. "Partiler her zaman baka bir yerde olur. Nerede olacan renirsem, sana nasl ulaacam?" "Telesekreterime mesaj brak, evet numaram..." antamdan bir kartvizit karttm ve arkasna ev numaram yazdm. 15 1 Kot ceketini arabann arkasndan ald ve kart cebine soktu. Kapy at ve scak hava, klimayla soumu arabann iine ejderha atei gibi dald. Arabaya, dayand, bir eli arabann zerinde, tekisi kapya dayalyd. "imdi soruma cevap ver. Monica vampir olarak geri dnmesin diye, gerekten onun kalbini sker misin?" Gne gzlnn karanlna bakp cevap verdim, "Evet," "Seni kzdrmamam gerektiini bana hatrlat." Derin bir nefes ald. "Bu gece yara izlerini gsteren bir eyler giymen gerekecek. Eer yoksa bir eyler al." Biraz tereddt etti. "Arkadalk ederken de, dman olduun kadar iyi misindir?" diye sordu. Derin bir nefes alp yavaa verdim. Ne diyebilirdim ki? "Beni dmann olarak istememelisin, Phillip. Arkadalm ok daha iyidir." "Evet, bahse girerim yledir." Arabann kapsn kapatp kulbe yrd ve kapsn ald. Birka dakika sonra kap ald. Soluk birisinin kapy atm grdm. Bir vampir olamazd, deil mi? Daha fazlasn gremeden kap kapand. Vampirler gndz darda dolaamazd. Bu bir kurald. Ama dn geceye kadar vampirlerin uamayacam da zannediyor- -dum. Bilgilerime pek gvenemiyordum artk. Her kim ise Phillip'i bekliyordu. Yola ktm. Neden onu en flrte yatkn halinde yollamlard? Beni batan karsn diye mi? Yoksa bu kadar ksa srede yollayabilecekleri tek insan o muydu? Kk kulplerinin, Monica dnda, gndz dolaabilecek tek eleman o olabilirdi? Monica'nm hakknda ne dndm belliydi. Her neyse, durum bana uyuyordu. Phillip'in garabet partileri hakknda yalan sylediini zannetmiyordum ama ben Phillip hakknda ne biliyordum? Sulu Zevkler'de striptiz yapyordu; bu iyi bir karakter referans 152 deildi. Bir vampirke, ne gzel, ne gzel. Bunlarn hepsi, durumu gletirir miydi? Beni, Monica'nm yapt gibi, bir yere mi ekiyordu? Bilmiyordum. Ve bilmek istiyordum. Cevaplar bulabileceim bir tek yer vard. Mahalle'de, ho karlandm tek yer. l Dave'in yeri, ok gzel hamburgeri olan bir bard. Sahibi, ld iin tekilattan atlan eski bir polisti. Bir ekilde yardmc olmak istiyordu ama eski i ortaklarnn n yargsna ok g-cenmiti. O yzden o da benimle konuuyordu. Ve ben de polisle konuuyordum. Dave'i hl polise kzgn tutan ama onun yardmc olmasn salayan, ho bir anlamayd bu. Beni de polisin gznde, paha biilmez yapyordu. Szlemeli olduum iin, Bert de mutluydu. Gndz olduu iin, l Dave tabutunun iindeydi ama Luther orahkta olmalyd. Luther gndz mdr ve barmendi.

Mahalle'de yaayp sadece onlardan birisi iin almak dnda vampirlerle ilgisi olmayan nadir kiilerdendi. Hayat hi kimse iin mkemmel deildi. Dave'in yerinden ok uzak olmayan bir yerde park yeri buldum. Gndzleri Mahalle'de park yeri problemi yoktu. Nehirkys, insanlar ve i yerleriyle dolu olduu zamanlarda, ne gndz, ne gece, ne hafta sonu, hibir zaman park yeri bulunamazd. Bu, yeni vampir yasalarnn iyi ynlerinden bir tanesiydi ve de tabii turizmin. St. Louis vampir izleyenler iin nemli bir yerdi. Daha iyi olan tek yer New York'tu ama burada su oran daha dkt. New York'ta zamannda, vampirlerden oluan bir yer alt rgt bile kurulmutu. Los Angeles'a kadar yaylm, buraya da girmeye almlard. lk yelerini Polis paralara ayrlm halde bulmutu. Bizim vampir topluumuz, vampirlerin yol gstericisi olmakla vnrd. Bir vampir etesi tantm iin kt olurdu, o yzden hemen aresine bakmlard. Etkisini taktir etmitim ama farkl ekilde yapmalarn dilerdim. Haftalarca, kabusla- ?53 rmda, kanayan duvarlar ve yerde kendi balarna yryen kopmu kollar grmtm. Balarm hibir zaman bulamamtk. YRjfli Knci Bliti 01 Dave'in yerinin vitrini, tamamen koyu renk cam ve kl bira tabelalarndan ibaretti. Geceleri n cam, markalardan ibaret bir eit modern sanat almasna benziyordu. Gndizleri her ey snkt. Barlar da vampirler gibiydi; en iyi zamanlar havann karard zamand. Gndzleri yorgun, dnceli grnrlerdi. Havalandrma sonuna kadar akt, ierisi derin dondurucu gibiydi. Darda scaktan eriyen vcudu drtyordu. Bir sre kapnn nnde bekleyip gzlerimin ierisinin alacakaranlna almasn bekledim. Neden barlar, maara ya da saklanma yerleri gibi, karanlk olurdu ki? Gn hangi saatinde gelirseniz gelin ierisi sigara kokard, yllarn kokusu, sanki koku hayaletleri gibi demelere ilemiti. Takm elbiseli iki adam, kapdan en uzak masada oturuyorlard. Kahverengi dosyalarn masaya amlar, bir yandan da bir eyler yiyorlard. Onlar da benim gibi Cumartesi gn alyorlard, ey, belki benim gibi deil. Eminim kimse grtlaklarm kesmekle tehdit etmemiti. Ama tabii yanlyor da olabilirdim. Yine de bu hafta aldldan en byk tehdidin i gvencelerini kaybetmek olduuna bahse girerdim. Ah, eski gzel gnler. Barda oturan adan ise, uzun bir kadehle oynuyordu. Yz imdiden gevemiti, harekederi sanki bir ey dkmekten ekinir gibi yava ve dikkadiydi. len bir buukta sarho olmutu; bu onun iin pek iyi deildi. Ama bu beni ilgilendirmezdi. Herkesi kurtaramazdm. Hatta byle gnlerde, hi kimseyi kurtara- ! 55 mayacam dnyordum. Herkes nce kendini kurtarmalyd, ancak o zaman bakalar da yardmc olmaya balayabilirdi. Ben bu felsefenin, silahl atmada ya da bak dvnde ie yaramadn fark etmitim. Dier hallerde ok ie yaryordu. Luther ok temiz beyaz bir havluyla bardaklar temizliyordu. Bar taburesine trmanmaya alrken bana bakt. Kaln dudaklarndaki

sigarasn sallayarak, bayla selam verdi. Luther iriydi, hayr, imand. Baka bir tanm yoktu ama sert bir imanlk, sanki bir eit kas gibi. Elleri byk boumlu ve ne redeyse suratm kadar bykt. Tabii ki benim yzm kkt. Teni ok koyu renkti, mora yakn maun rengi gibi bir siyaht. Bulank kahverengi gzlerinin aklar, sigara yznden sararmt. Luther'i dudaklar arasnda sigara olmad bir zaman grdm hatrlamyordum. Ar kiloluydu, durmadan sigara iiyordu ve beyazlamaya balayan salar, yann ellinin zerinde olduunu gsteriyordu ama onu hi hastayken grmemitim. yi genleri olduunu tahmin ediyordum. "Ne istersin, Anita?" Sesi vcuduna uyuyordu, kaln ve derin. "Her zamankinden." Bana kk bir bardakta portakal suyu verdi. Vitaminler. Votka portakalm gibi yapyor ve bylece benim ayk kalmaya olan dknlmn, barn adm ktye kartmasn n-lyorduk. Etrafta bir yeilayc varken kim kafay bulmak isterdi? Ya da iki imeyeceksem niye bir bara gelip duruyordum? Sahte votka-portakalmdan bir yudum aldm, "Biraz bilgiye ihtiyacm var," dedim. "Fark ettim. Ne istiyorsun?" "Phillip adnda bir adam hakknda bilgiye ihtiyacm var, Sulu Zevkler'de alyor." Tek kaim ka kalkt. "Vamp m? Bam iki yana salladm. "Vampirke." Sigarasndan derin bir nefes ekti, ucu kor gibi parlad. Sigarasnn dumann kibarca benden teye fledi. "Hakknda ne bilmek istiyorsun?" "Gvenilir mi?" Bana bir kalp at srecek kadar bakt, sonra srtt. "Gvenilir mi? Lanet olsun, Anita, o bir ke. Ne ektii nemli deil, uyuturucu, iki, vampir, fark etmez. Hibir ke gvenilir deildir, bunu biliyorsun." Bamla onayladm. Bunu biliyordum ama ne yapabilirdim? "Ona gvenmem gerek, Luthcr, elimdeki tek ey o." "Lanet olsun, kzm, yanl yerlerde dolayorsun." Glmsedim. Luther bana kzm diyebilecek tek kiiydi. Btn kadnlar 'kzm', btn erkekler 'dostum'du. "Onun hakknda gerekten kt bir eyler duydun mu, bilmek istiyorum," dedim. "Neyin peindesin?" diye sordu. "Syleyemem. Eer syleyebilecek olsaydm ya da sana bir faydas olacam dnseydim sylerdim." Beni bir sre inceledi, sigarasnn kl tezgahn zerine dkld. Temiz havlusuyla hi dnmeden, klleri temizledi. "Pekl, Anita, bu seferlik hayr deme hakkn kazandn ama bir dahaki sefere paylaacak bir eylerin olsa iyi olur." Glmsedim. "Sz veriyorum." Ban iki yana sallad ve her zaman barn arkasnda bulundurduu paketinden yeni bir sigara kartt. Bitmek zere olan sigarasndan son bir nefes alp yeni sigaray dudaklar arasna gtrd, eski sigarasn, azndaki sigarann ucuna dayayp derin bir nefes ekti. Ktla ttn tututu ve turuncu bir atele parlad. Bitmi sigarasn, yannda oyuncak ay gibi tad neredeyse dolmu kllnde sndrd. "Kulpte bir garabet dans olduunu biliyorum. Parlerde

dolayor ve birka vampirin gznde ok popler." Omuz silkti, sanki bir da hkrmt. "Bir ke olduu ve partilerde takld dnda syleyeceim baka bir ey yok. Ama Anita, bu yeterince kt. Uzak durulmas gereken bir adam." 157 "Yapabilirsem, dururum." Omuz silkme sras bendeydi. "Hakknda baka bir ey duymadn, deil mi?" Sigarasn ierken bir sre dnd. "Hayr, hibir ey duymadm. Mahalledeki byk oyunculardan deil. Profesyonel bir kurban. Burada ounlukla avclardan bahsedilir, koyunlardan deil." Yzn buruturdu. "Bir dakika, bir eyler var." Bir sre, dikkatlice dnd ve dilerini gstererek glmsedi. "Evet, bir avc hakknda baz haberlerm var. Maskeli bir vampir, kendisine Valentme diyor. te o Phillip'i ilk gtren bendim diye vnyordu." "Yani," dedim. "Keken deil, kzm, ilk defa. Valentine, eleman ocukken gtrdn, hem de iyi i grdn, iddia ediyor. Sylediini gre Phillip'in o kadar houna gitmi ki, dayanamayp bu ie balam." "Yce tanrm." Valentine'i, grdm kabuslarm, bana yaptklarn hatrladm. Bunlar kk bir ocukken yaamak nasl bir eydi? Bana neler yapard? "Valentine'i tanyor musun?" Bamla onayladm. "Evet. Ona saldrdnda Phillip'in ka yanda olduunu syledi mi?" Ban iki yana sallad. "Hayr ama sylentiye gre, eer intikam deilse, on iki ya Valentine iin ok yalym. Eer ehrin efendisi onu kontrol etmezse, ok daha tehlikeli olurmu." "Tehlikeli olduu konusunda tatl km bile bahse koyabilirsin." "Onu tanyorsun." Bu bir soru deildi. Luther'e baktm. "Valentine'in gndzleri nerede uyuduunu bilmem gerek." "Bu hibir eye karlk, iki bilgi eder. Daha fazlasn hi zannetmiyorum." "Bir maske takyor nk iki yl nce suratn Kutsal Su ile da158 ttm. Geen geceye kadar l olduunu zannediyordum ve o da beni yle zannediyordu. Frsat bulduu anda be ldrecek." "Sen ldrlmesi ok zor birisisin, Anita." "Her eyin bir ilki vardr, Luther ve bir defa yeterli olur." "Bunu duymutum." Zaten temiz olan bardaklar, temizlemeye balamt. "Bilmiyorum. Eer vampirlerin gndz sndklar yerleri sylediimiz duyulursa bu bizim iin hi ho olmaz. Buray, biz iindeyken, yakarlar." "Haklsn, sormaya hakkm yoktu." Ama bar taburesinde oturmu ona bakyordum. Bana istediimi vereceini mit ediyordum. Benim iin hayatn riske at, eski dostum, hadi. Ben de ayn eyi senin iin yapardm. Elbette. "Eer bilgiyi onu ldrmek iin kullanmayacana sz verirsen, sana sylerim," dedi Luther. ''Bu bir yalan oluf." "Onu ldrmek iin emrin var m?" ' "Yok ama alabilirim." "Peki, emri bekler misin?" "Mahkeme emri olmadan bir vampir ldrmek yasalara aykrdr," dedim. , Bana baka. "Sorft o deil. Silahm kapp ldne emin olmak iin bakmaya gider misin?" "Belki." Ban iki yana sallad. "Gnn birinde ban derde sokacaksn, kzm. Cinayet byk bir bela." Omuz silktim. "Boazmn paralanmasndan iyidir."

Gzlerini krpt. "Bak, imdi." Ne syleyeceini bilemiyor gibiydi o yzden byk elleriyle bardaklan temizlemeye devam etti. "Dave'e sorman lazm. O onay verirse, bilgi senindir." Portakal suyumu bitirip parasn dedim. leri olmas gerektii gibi yrtmek iin, bolca bahi braktm. Dave asla bana polisle balantm yznden yardm ettiini kabul etmezdi, bu yzden belli miktarda parann, verilen bilgiyi karlamasa da, el deitirmesi gerekiyordu. "Sa ol, Luther." "Etrafta, dn gece, ehrin efendisiyle bulutuun konuuluyor. Doru mu?" "Bunu olay olduktan nce mi yoksa sonra m duydunuz?" Alnm gibi bakt. "Anita, biliyor olsaydk bunu sana karlksz sylerdik." Bamla onayladm. "Kusura bakma, Luther, son birka gece ok zor geti." "Bahse girerim. Yani sylenenler doru?" Ne diyebilirdim? Ret mi etseydim? Grne gre pek ok kii biliyordu. Galiba artk llere bile sr veremiyordu-nuz. "Belki." Aslnda evet de diyebilirdim nk hayr dememitim. Luther oyunumu anlad ve bayla onaylad. "Senden ne istiyorlard?" "Syleyemem." "Hmmm... eh. Pekl, Anita, ok dikkadi ol, tamam m? Gvenebilecein kiilerin yardmna ihtiyacn olabilir." Gven mi? nemli olan gven eksiklii deildi. "Bu iten kmann iki yolu olabilir, Luther.. Benim seimim lm olacak gibi. abuk bir lm en iyisi ama iler ktye giderse, bir seme ansm olacan zannetmiyorum. Bu ie hangi arkadam kartrmak isteyebilirim ki?" Yuvarlak, kara yz bana bakyordu. "Bir cevabm yok, kzm. Keke olsayd." "Benim de." Telefon ald. Luther cevap verdi. Bana bakp uzun kor-donlu ahizeyi bana uzatt. "Sana," dedi. Ahizeyi kulama gtrdm, "Evet." "Benim, Ronnie." Sesinden Noel sabahmdaki bir ocuk gibi heyecanl olduu belliydi. Midem kasld. "Bir ey mi buldun?" "Vampirlere Kar nsanlar'da bir sylenti var. Vampirleri dnya zerinden silmek iin bir infaz ekibi kurulmu." 160 "Bir delilin var m ya da ahidin?" "Henz yok." Kendimi tutamadan, i ektim. "Hadi, Anita, bu iyi bir haber." Ahizeyi elimle kapatp fsldadm. "ehrin efendisine, VK hakknda sylentilerle gidemem. Vampirler onlar parampara eder. Pek ok masum insan lr ve biz VK'nin cinayetlerin arkasnda olduundan bile emin deiliz." "Tamam, tamam," dedi Ronnie. "Yarn daha kesin bir eyler elde ederim, sz veriyorum. Rvetle, tehditle, bilgiyi elde ederim." "Sa ol, Ronnie." "Arkadalar ne iindir? Ayrca, fazla mesai ve rvetler Bert'in kasasndan kacak. Parasndan ayrlrken, yznde beliren ifadeyi ok seviyorum." Telefona srttm. "Ben de." "Bu gece ne yapacaksn?" "Bir partiye gidiyorum."

"Ne?" Olabildiince, ksa bir ekilde aklamaya altm. Uzun bir sessizlikten sonra. "Bu ok rktc," dedi. Ona hak verdim. "Sen kendi tarafndan al, ben de buradan. Belki ortada buluuruz." "Dncesi bile ho." Sesi ok ilgili, neredeyse kzgn geliyordu. "Ne oldu?" "Oraya yalnz gidiyorsun deil mi?" diye sordu. "Sen de yalnzsn," dedim. "Ama ben vampirler ve garabetlerle evrili deilim." "Eer VK merkezindeysen, bunu tartabiliriz." 'irin olmaya alma. Ne demek istediimi biliyorsun." "Evet, Ronnie. Ne demek istediini biliyorum. Kendini idare edebilen tek arkadam sensin." Omuz silkip onun beni gremeyeceini hatrladm. "Baka kim olsa Catherine gibi olurdu. Kurtlar arasnda kuzu ve bunu sen de biliyorsun." "Ya teki animatrler?" "Kim? Jamison mu, o vampirlerin ok irin olduunu dnyor. Bert ok iyi konuuyor ama o gzel beyaz kn tehlikeye atmaz. Charles iyi bir ceset diriltici ama ok narin ve drt yanda bir ocuu var. Manny artk vampir avlamyor. Son avndan sonra, toparlanana kadar drt ay hastanede kald." "Yanl hatrlamyorsam, sen de ayn hastanedeydin," dedi. "Krk bir kol ve paralanm bir kprck kemii, en kt yaralarmd, Ronnie. Manny neredeyse lyordu. Ayrca, bir ei ve drt ocuu var." Manny, beni eiten animatrd. Bana lleri nasl dirilteceimi ve vampirleri nasl ldreceimi retmiti. Ama akas ben Manny'nin retisini gelitirmitim. O muhafazakar, kazk-sarmsak tarz bir avcyd. Silah tard ama destek olarak, ana silah olarak deil. Eer modem teknoloji bana vampiri, kolundan tutup kalbine kazk saplamaya almaktansa, uzaktan indirme imkn veriyorsa, hey, neden kullanmayaym? ki yl nce Rosita, Manny'nin kars, bana gelip kocasnn hayatn tehlikeye atmamam iin yalvarmt. Elli iki yllk bir mrn vampir avlamak iin ok fazla olduunu sylemiti. Manny'e bir ey olursa, o ve ocuklar ne yapard? Sanki en sevdii ocuu, sokak serserileri tarafndan yoldan kartlm bir anne gibi, btn suu bana yklemiti. Bana, Manny'i bir daha vampir avlamaya gtrmeyeceime dair Tanr huzurunda yemin ettirmiti. Eer alamasayd, direnir ve yapmazdm. Ama lanet olas gz yalarn kavgada kullanmak hi adil deildi. Birden onlarn alamay kesmesini isterdiniz, canlarnn yanmamasm ya da sizin kendinizi dnyann en kotu insan gibi hissettirmeyi durdurmalarn isterdiniz ya da artk gz yalarn her ne durdurabiliyorsa onu yapmalarm. Ronnie, telefonun dier ucunda sessizdi. "Tamam ama 162 dikkatli ol." "Dn gecesindeki bir bakire gibi." Gld. "Sen yola gelmezsin." "Herkes yle diyor," dedim. "Arkan kolla." "Sen de" "Tamam." Kapatt. Elimdeki telefondan hat sesi geliyordu.

"yi haber mi?" diye sordu Luther. "Evet." Vampirlere Kar nsanlar bir infaz ekibi kurmutu, belki. Ama nceden bulduklarmdan daha iyiydi, belki. Bakn ocuklar, kollarmda hibir ey yok, ceplerimde de yok, ne yaptm konusunda da en ufak bir fikrim de yok. Sadece ortalkta aptal gibi dolap iki bavampiri ldren katilleri aryordum. Eer doru yoldaysam, yaknda dikkatleri zerime ekecektim. Bu birilerinin beni ldrmeye alaca anlamna geliyordu. Bu ok elenceli deil mi? Silahlarm gizleyip vampir yara izlerimi gsterecek kyafetlere ihtiyacm vard. Bir araya getirmesi kolay bir kombinasyon deildi. lenden sonram al veri yaparak geirmeliydim. Al veriten nefret ederdim. Hayatn zorunlu ktlklerinden birisi olarak deerlendirirdim, Brksel lahanas ya da yksek topuklu ayakkablar gibi. Tabii ki, vampirler tarafndan tehdit edilmekten iyiydi. Fakat durun; imdi al verie gidip gece de vampirler tarafndan tehdit edilecektim. Cumartesi gecesi iin ne ho bir program. YiRii nc Blm Sier elimle silahma rahat uzanabilmek iin btn kk pakederi tek byk bir pakete koydurttum. ki elinizdeki pakederle urarken ne kadar ho bir hedef olacanz tahmin bile edemezdiniz. Poeeri yere brak -eer bir tanesinin sap bileinize dolanmazsa- silaha uzan, k, nian al, ate et. Btn bunlar yapncaya kadar kt adamlar size iki el ate etmi, slk alarak uzaklayor olurdu. Btn leden sonra gzlerim ak, paranoyak bir ekilde dolamtm. Takip ediliyor muydum? Oradaki adam bana ok mu dikkatli bakmt? u kadn boynuna earb, srk izleri olduu iin mi dolamt? Arabaya vardmda, boynum ve omuzlarm tutulmutu. Btn leden sonra grdm en korkun ey elbise fiyadaryd. Arabama vardmda dnya hl parlak mavi ve ok scakt. Al veri merkezlerinde zamann nasl getiini anlamyordunuz. O havalandrmal, evre kontroll, zel dnyada hibir ey size ulaamazd. Oras al veri mptelalarnn Dis-neyland'yd. Pakeerimi bagaja koyup gn kararn seyrettim. Korkunun nasl bir ey olduunu biliyordum, midenizdeki, kurun bir balon gibiydi. Ho, sessiz bir sknt. Omuzlarm rahatlamalar iin hareket ettirdim. Boynumu ktrdattm. Daha iyi gibiydi ama hl aryordu. Biraz aspirine ihtiyacm vard. Al veri merkezinde neredeyse hi ye-164 mediim bir eyi yemitim. Kokusunu alr almaz ona doru sanki ktlktan km gibi komutum. Pizzann tad, zerine sahte domates sosu srlm karton gibiydi. Peyniri lastik gibi ve tatszd. Nefis al veri merkezi yemekleri. Akas ben ubukta msr ve Mrs. Field'in kurabiyelerini tercih ederdim. Bir dilim peynirli pizza almtm, peynirli severdim; ama dilimde dier her eyden de vard. Mantar ve yeil biberden nefret ederdim. Sosisin yeri ise pizza deil kahvalt tabayd. Hangisi beni daha ok rahatsz etmiti bilmiyordum; byle bir eyi

sipari etmi olmam m, yoksa ne yediimi, yarsn bitirmiken fark etmem miydi? Neden? Cevapsz bir soru daha. Bu durum beni niye bu kadar korkutmutu? Komum Bayan Pringle, kpeini apartmanmzn nnde bir ileri, bir geri gezdiriyordu. Arabay park edip azna kadar dolu paketi bagajdan karttm. Bayan Pringle akm yan zerindeydi ve boyu neredeyse bir seksendi, ya gerei ok incelmiti. Solmu mavi gzleri, gm ereveli gzl arkasndan merakla bakyordu. Bir Rus finosu olan kpei Stla, kedi ayaklar olan bir as-landii ieine benziyordu. Bayan Pringle bana el sallad, yakalanmtm. Glmsedim ve onlara doru yrdm. Custard, sanki bacaklarnda yaylar varm gibi zerine samaya balad. Yayl bir oyuncak gibiydi. Devaml srarc ve mutlu bir ekilde havlyordu. Custard onu sevmediimi biliyordu ve kk kpek beyniyle beni etkilemeye alyordu. Ya da beni neyin rahatsz ettiini biliyordu, her neyse. "Anita, seni haylaz kz, neden bir vurgunun olduunu sylemedin." ardm. 'Vurgunum mu?" "Erkek arkada," dedi. Neden bahsettii hakknda hibir fikrim yoktu. "Ne diyorsunuz?" "stersen gizlemeye alabilirsin ama gen bir bayan dairesinin anahtarlarn bir adama veriyorsa, bunun bir anlam olmal." O kurun balon birka santim ykseldi. "Bugn birisinin daireme girdiini mi grdnz?" Sesimi ve yzmn sradan grnmesi iin abaladm. "Evet, o ho ve gen arkadan. ok yakkl." Nasl birisi olduunu sormak isterdim. Ama dairemin anahtarlarna sahip erkek arkadamsa onu tanyor olmam gerekirdi. ok yakkl... Phillip olabilir miydi? Ama neden? "Ne zaman geldi?" "Oh, leden sonra iki civarnda. Ben Custard' gezmeye kartrken o da yeni geliyordu." "ktn grdnz m?" Bana ok dikkatli bakt. "Hayr. Anita yoksa evinde olmamas m gerekiyordu? Bir hrszn kap gitmesini mi seyrettim?" "Hayr." Glmsemeyi, hatta biraz olsun glmeyi baardm. "Onu bugn beklemiyordum, o kadar. Eer birilerini daireme girerken grrseniz, brakn girsinler. nmzdeki bir iki gn arkadalarm gelip gidebilir." Gzlerini kst; zarif kemikli elleri hareketsizdi. Stla bile imenlere oturmu, bana dilini sallyordu. "Anita Blake," dedi ve sesinden, emekli retmen olduunu hatrladm, "neyin peindesin?" "nemli bir ey deil. Sadece daha nce anahtarlarm bir erkee vermemitim ve durumdan pek rahat deilim. Biraz gerginim." Ona mmkn olduu kadar masum gzlerle bakmaya altm. Gzlerimi krptrmamak iin kendimi zor tuttum, geri kalan her ey iyi gidiyordu. Kollarn karn zerinde kavuturdu. Bana inandm zannetmiyordum. "Eer bu gen seni rahat ettiremiyorsa, doru kii deil demektir. yle olsayd, gergin olmazdn." Kendimi rahatlam hissettim. nanmt. "Sanrm haklsnz. Tavsiyeniz iin teekkr ederim. Sanrm uyacam." Kendimi iyi hissediyordum, Stla'n tyl bam okadm.

Uzaklarken, Bayan Pringle'm, "Hadi, Stla, iin bitir de yukarya kalm," dediini duydum. Ayn gnde ikinci defa evime birileri habersiz girmi olabilirdi. Sessiz koridorda yrrken silahm karttm. Bir kap ald. Bir adam ve iki ocuu kt. Silah ve elimi, paketin iine soktum. Bir eyler aryormu gibi yapyordum. Ayak seslerinin merdivenlerden aaya iniini dinledim. Elimde silahla burada duramazdm. Birileri polisi arayabilirdi. Herkes iinden evine dnm, akam yemeini yiyor, gazetesini okuyor, ocuklaryla oynuyordu. Amerika'nn banliyleri uyank ve tetikteydi. Aralarnda elinizde silahla dolaamazdnz. Paketi, sol elimle nmde tayordum, silah sa elimde paketin iindeydi. En kt artla paketin iinden ate edecektim. Kapma yaklap anahtarlarm antamdan karttm. Paketi duvara dayayp silah sol elime geirdim. Sol elimle de ate edebilirdim ama o kadar iyi deildim ama u an idare etmesi gerekiyordu. Silah, kasklarma paralel tutup teki taraftan birsinin gelip onu grmemesini mit ettim. Kapnn nne diz ktm, anahtarlar sa elimdeydi. Ses kartmyorlard. Hzl reniyordum. Silah gs hizamda tutup anahtarlar yerletirdim. Kilit tt. Kaslp silahlarn atelenmesini, ierden gelecek sesleri ya da herhangi bir eyi bekledim. Hibir ey olmad. Anahtarlar cebime atp silah sa elime aldm. Sadece elim ve kolum kapnn nnde kalacak ekilde kapmm kolunu evirdim ve hzla ittim. Kap hzla alp duvara arpt, ieride kimse yoktu. Kapya ate de edilmiyordu. eride ses yoktu. Kap pervaz hizasnda eilip silahm nde ieriye baktm. eride kimse yoktu. Sandalye hl kapnn nndeydi ama bu sefer botu. Neredeyse Edward'i grmeyi bekliyordum. Merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. Bir karar vermek zorundaydm. Gzlerimi ya da silahm dairemin iinden ayrmadan, sol elimle paketime uzandm. Paketi nmde tutarak, ieri girdim, ayamla kapy kapattm. Hl melmi vaziyetteydim. Akvaryumun stcs alt, sonra dnmeye balad, ben de sradm. Omurgamdan ter szyordu. Cesur vampir avcs. Eer imdi beni grselerdi. Dairem bo gibiydi. Benden baka kimse yoktu ama yine de dolaplarn ve yataklarn altn aratrdm. Kaplar tekmeleyip duvarlara yaslanarak Kirli Harrycilik oynuyordum. Kendimi aptal gibi hissediyordum ama dairemi bo zannedip rahatlamken, zerime birisi atla-sayd daha aptal hissederdim. Mutfak masas zerinde, bir ifte ve iki kutu fiek vard. Akma kk bir not kad ilitirilmiti. Dzgn, siyah harfler, "Anita, yirmi drt saatin var," diyordu. Nota bakp yeniden okudum. Edward buradaym. Sanrm bir dakika nefes almadm. Komumu Edward'la konuurken hayal ediyordum. Eer Bayan Pringle, syledii yalana tepki verseydi, korku belirtisi gsterseydi, onu ldrr myd? Bilmiyordum. Bilmiyordum ite, lanet olsun! Salgn hastalk gibiydim. Etrafrmdaki herkes tehlikedeydi ama ne yapabilirdim ki?

Tereddtteysen, derin bir nefes al ve devam et. Bu, yllardr yaadm bir felsefeydi. Daha ktlerini de duymutum, gerekten. Not Edward'dand, Nikolaos'un gndzleri geirdii yeri sylemem iin geri gelmesine yirmi drt saatim kaldn1 sylyordu. Eer ona sylemezsem, onu ldrmem gerekecekti. Bunu yapabileceimi zannetmiyordum. Ronnie'ye profesyonel olduumuzu sylemitim ama eer Edward profesyonelse, ben de, Ronnie de amatrdk. ok derin bir i ektim. Parti iin hazrlanmalydm. Ed-ward'i dert edecek kadar ok zamanm yoktu. Bu gece baka dertlerim vard. Telesekreterimde mesaj vard, ben de dmesine bastm. nce Ronnie'nin sesi, bana VK ile ilgili nceden anlattklarn anlatt. Grne gre beni Dave'in Barndan aramadan nce buray denemiti. Ardndan bu geldi: "Anita, benim Phillip. Partinin yerini rendim. Alt buukta beni Sulu Zevkier'in nnden al. Grrz." Makine durup geri sard, sonra sustu. Hazrlanp oraya gitmek iin iki saatim vard. Yeterliydi. Ortalama makyaj srem on be dakikayd. Salarm daha ksa srede hazrlardm, tek yaptm, biraz fralamakt. ok abuk hazrlanrdm. ok fazla makyaj yapmazdm, yaptm zaman da, her zaman ok yapmack olduumu hissederdim. Ama hep iltifatlar alrdm: "Niye daha sk rimel kullanmyorsun? Gzlerinin rengini ortaya kartyor." Ya da benim favorim uydu: "Makyajla ok daha iyi grnyorsun." Btn bu sylenenler, makyajsz, evde kalm hanmlar iftliine aday olduumu ima ediyordu. Hibir zaman kullanmayacam makyaj malzemesi, fondtendi. Hi kimse yzm pasta gibi kaplattramazd. Bir ie effaf ojem vard ama trnaklarm iin deil, klotlu oraplarm iindi. Eer bir iftini bir gn boyunca karmadan giyebilirsem, o gn iyi gemi demekti. Yatak odamdaki boy aynas nnde durdum. stmn ince tek bir asks vard ve arkaya uzanmyordu. Ensemde, kk bir fiyonk ile balanmt. Fiyonk olmasa daha iyi olurmu ama onun dnda gzel grnyordu. stm, siyah eteimin iine giriyor, paras olmayan btn bir elbise gibi grnyordu. Etek boldu ve ben hareket edince dalgalanyordu. Cepleri vard. Ceplerdeki baldr klflar iine iki gm bak yerletir- 169 mistim. Tek yapacam ellerimi cebime sokup silahlarm tutarak geri kartmak olacakt. Ho. Baldr klf tarken terlemek acayip bir histi. Tabancalarm nereye saklayacam bilemiyordum. Televizyonda ka kere, kasklarndaki klfta tabanca tayan kadn grdnz umurumda deildi, lanet olasca ey ok acayipti. Islak bez balanm rdek gibi yrrdnz. nce orap ve^ yksek topuklu saten ayakkablar kyafetimi tamamlyordu. Ayakkablar ve silahlar benimdi, teki her ey yeni alnmt. Yeni aldm baka bir eyse, kk irin bir siyah antayd; omuza asmak iin ince bir asks vard, bylece ellerim akta

aklyordu. Daha kk silahm olan Firestar' iine tk-mtm. Biliyordum, biliyordum, onu kartana kadar kt adamlar etimi iniyor olurlard ama hi olmamasndan daha iyiydi. Gm ham taktm, siyah elbisemin zerinde gzel duruyordu. Maalesef vampirlerin beni partiye boynumda kutsanm bir hala alacan hi zannetmiyordum. Neyse, ifte ve fiekleri arabada brakrdm. Edward masann yanna dzn bir ekilde bir kutu brakmt. Her halde silah onun iinde getirmiti. Acaba Bayan Pringle'a ne demiti, bir hediye olduunu mu? Edward, yirmi drt saat demiti ama ne zamandan itibaren yirmi drt saat? Sabah afakla birlikte buraya bana ikence etmeye gelir miydi? Hayr, Edward sabahlar seven birisine benzemiyordu. En azndan lene kadar rahattm, muhtemelen. YiRjni DRpnc BLm ulu Zevkler'in nndeki park edilmeyen yere yanatm. Phillip kollar yannda, binaya dayanmt. Siyah deri pantolon giymiti. Bu scakta deri giymenin dncesi bile vcudumu stt. Btn yara izlerini ve bronz tenini gsteren, a bir tirt giymiti. Deriden mi, yoksa a tirtten miydi, bilmiyorum ama aklma 'baya' kelimesi geldi. Flrtten, i bitiriciye kayan ince izgiyi gemiti. On iki yandaki halini gzmn nne getirmeye altm ama yapamadm. Ona her ne yapldysa bile, artk kendisi olmutu ve artk benim onunla uramam gerekiyordu. Zavall talihsizlere acyabilme lksne sahip psikologlardan deildim. Acma duygusu sizi ldrtebilirdi. Daha tehlikeli olan tek duygu, krlemesine nefret ya da belki de akt. Duvardan uzaklat ve arabaya yrd. Kapnn kilidini atm, o da bindi. Deri, pahal losyon ve ok hafif ter kokuyordu. Yola koyuldum. "ok agresif bir kyafet semisin, Phil-lip." . Dnp bana bakt, yz hareketsizdi, gzleri nceden giydii gne gzlnn arkasnda gizliydi. Koltua yayld, bir dizini bkp kapya dayad, teki bacan ap dizini kolS tuun altna kvrd. "Batya 70inci karayoluna k." Sesi sert, neredeyse hrltlyd. Bir erkekle yalnz kaldmzda, ikinizin de durumu fark ettii bir an vardr. Yalnz ve beraber, bu durum, her zaman ihtimalleri de beraberinde getirirdi. ki taraf birbirinin farkna neredeyse rahatsz edici ekilde varrd. Bu, beraber bulunduunuz adama gre her trl gariplie, sekse ya da korkuya dnebilirdi. ey, seks yapmayacamz kesindi, bunu kayda geirebilirdik. Phillip'e yan gzle baktm. Hl bana bakyordu, dudaklar hafif akt. Gne gzln kartt Gzleri ok kahverengi ve ok yakndlar. Neler oluyordu? Otobana kmtk, hzlydk. Onu bo vermeye alp yola ve etrafmdaki arabalara konsantre oldum. Ama baklarnn tenimin zerindeki arln, neredeyse scakln hissediyordum. Koltuundan, bana doru kayd. Demeye srten derinin sesini duyuyordum. Scak, hayvans bir sesti bu. Kolunu omzuma dolad, gs bana deiyordu. "Ne yaptn zannediyorsun, Phillip." "Ne oldu?" Boynumda nefesim hissettim. "Senin iin yeterince agresif deil miyim?"

Kendimi tutamayp gidm.Yammda kasld. "Seni krmak istemedim, Phillip. Sadece seni bu gece, deri ve alar iinde grmeyi beklemiyordum." Yakn durmaya devam etti, sesi hl garip ve sertti. "Senin houna ne gider?" Dnp ona baktm, ok yaknd. Birden, be santim mesafeden gzlerinin iine bakyordum. Yaknl iimden elektrik oku gibi ge. Yola geri baktm. "Kendi tarafna ge, Phillip." "Sem ne tahrik..." kulama fsldyordu, "eder?" Artk sklmtm. "Valentine sana ilk saldrdnda ka ya-mdaydm?" Btn vcudu kasld ve benden uzaa kat. "Tanr cezan versin." Her kelimesini istekle sylemiti. "Seninle bir anlama yapalm, Phillip. Sen benim soruma 172 cevap verme, ben' de seninkine." Sesi kesik kesik ve nefessizdi. "Valentine'i ne zaman grdn? Bu gece o da gelecek mi? Bana onun gelmeyeceine dair sz vermilerdi." Sesi panik iindeydi. Hi bu kadar abuk gelen bir korku grmemitim. Phillip 'i korkmuken grmek istemiyordum. Onun iin zlmeye balayabilirdim, bunu kaldramazdm. Anita Blake, ivi kadar sertti, kendinden emindi, alayan erkeklerden etkilenmezdi. Elbette "Valentine ile senin hakknda konumadm, yemin ederim." "O zaman nasl..." Durdu, ona baktm. Gne gzln geri takt. ok krlgand. maj sarslmt. Buna day anam mordum. "Sana ne yaptn nasl m -rend'im?" Ba.yla onaylad. "Gemiini renmek iin biraz harcama yaptm. Sime o geldi. Sara gvenip gvenemeyeceimi bilmem gerekiyordu." "Gveniyor mjsun?" "Henz bilmiyorum," dedim.. Birka derin nefes ald. lk ikisi titrekti ama gittike daha dzgnleti, sonunda Control altna almt, imdilik. Rebecca Miles' ve onun kk, zayf ellerin, dnde . "Bana gvenebilirsin, Anita: Sana ihanet -ratm." Sesi kaybolmu gibi geliyordu, sanki hayalle* i elin e d nm bir ocuk gibiydi. O kaybolmu ocuun zerine basp geemez dim. Ama r vampirlerin istedii her jseyi yapard, bana ihanet eti :vk de dahildi, bunu ikimiz de biliyorduk. Otoban kprye uzanyordu, yksek kafes yapl, bir gri metal ynyd. Yolun d yan aalarla doluydu. Yaz g, ak renkli bir maviydi, parlak yaz gneiyle aydnlanmt. Araba kprye geerken sarsld ve bir anda Missouri Nehri iki yanmzda uzanyordu. Nehrin zerinde hava ak ve rahatt. Bir gvercin kp- 173 rnn zerine, belki bir dzine daha gvercinin yanna kondu. Kprnn kenarnda kanat rpp tyorlard. Daha nce nehir zerinde martlar grmtm ama kpr zerinde hi grnmezlerdi. Kprde sadece gvercinler olurdu. Belki martlar arabalar sevmiyordu. "Nereye gidiyoruz, Phillip." "Ne?" 'Bu senin iin ok zor bir soru mu?" demek istiyordum ama kendimi tuttum. zerine gitmek gibi olurdu. "Nehri geiyoruz. Sonra nereye gideceiz?" "Zumbehl kndan k ve saa dn." Dediini yaptm. Zumbehl saa doru meyilliydi ve sizi bir kavaa kartyordu.

I grdm ve yol boken krmzda dndm. Solda birka bina, sonra bir site, ardndan neredeyse orman kadar sk aalar vard, evler arkalarna skmt. Bir huzur evi ve yannda byke bir mezarlk vard. Mezarln yanndaki bir huzur evinde yaayanlarn ne dneceini hep merak etmitim. Bir hatrlatma myd? Yoksa ne olur ne olmaz diye bir kolaylk m? Mezarlk, huzur evinden ok daha nce oradayd. Baz mezar talar 1 800'l yllarn balarna kadar gidiyordu. Her zaman, bu huzur evini yapann bir eit sadist olduunu-dnmtm, mezar talaryla dolu tepelere bakan pencereleri ne dnerek oralara yerletirmiti ki? lerlemi ya zaten bir sonraki adm yeterince hatrlatyordu. Grsel ilanlara gerek yoktu. Zumbehl'de baka yerler de vard. Video maazas, ocuk butii, vitray atlyesi, benzin istasyonu ve 'Gneli Vadi Gl' olduunu iddia eden bir bina kompleksi. Birka blok sonra banliylere ulatk. Yolun etrafnda, kk bahelerinde kocaman aalar olan mstakil evler belirdi. Bir tepeden aa iniyorduk. Hz limiti krk beti. Frenle-174 re basmadan, arabay krk be kilometrede tutmak mmkn deildi. niin sonunda bir polis olabil;: miydi? Eer bizi durdurup Phillip'i a .tu ve ho yara izleriyle grrse, phe eker miydik? Nereye gidiyordunuz, bayan? zr dilerim memur bey, gitmemiz gereken yasa d bir parti var ve biz ge kalyoruz. Frenleri kullanarak indim ve tabii ki polis yoktu. Eer hz yapsaydm olurdu. ou zaman Murphy kanunlar hayatmdaki tek gvenilir eylerdi. "Soldaki byk ev. Yoldan devam et," dedi Phillip. Ev koyu renk krmz tuladand, iki belki, katlyd, ok fazla penceresi ve iki verandas vard. Demek Amerikan usul Victoria evleri hl vard. Bahesi yksek yal aalarla dolu zel bir ormand. imenler ok uzundu ve mekna terk edilmi hissi veriyordu. Giri yolu akld. Yol, aalar arasndan, modern ama evin grnne -neredeyse- uyan bir garaja alyordu. Sadece iki araba vard. Garajn iini gremiyordum, ieride baka arabalar da olabilirdi. "Ana salonu benim dmda hi kimseyle terk etme. Eer gidersen sana yardm edemem," dedi. "Bana nasl yardm edeceksin?" "Hikayemiz u. Son zamanlarda kardm toplantlarn sebebi sensin. Bizim sadece sevgili olmadmz, benim seni byle partilere gelebilecek duruma getirene kadar..." sanki doru kelimeyi arar gibi kollarn yana at, "ehliletirdiim, haberini yaydm." "Beni ehliletirmek mi?" Arabay durdurdum ve sessizlik aramza girdi. Bana bakyordu. Gne gzlnn arkasndan bile o garip bakn sezebiliyordum. Omuzlarmn arasndaki deri karncaland. Sen istemediin bir vampir saldrsnn kurban olmusun, garabet ya da ke deilsin ama seni partiye gelmeye ikna ettim. Hikaye bu." "Bunu daha nce yaptn m?" diye sordum. "Onlara birini vermeyi mi?" "Evet," dedim.

Ksa bir homurtu kartt. "Gznde hi deerim yok, deil mi?" Hayr, demem mi gerekiyordu? "Eer sevgiliysek, btn gece sevgili gibi davranmamz gerekiyor." Glmsedi. Bu glmseme deiikti, beklentiliydi. "Seni pi kurusu." Omuz silkti, sanki omuzlan tutulmu gibi boynunu oynatt. "Eer dert ettiin buysa, seni yere yatrp rzna gemeyeceim." "Bu gece byle bir ey yapamayacan biliyorum." Silahlarm hakknda bir bilgisi olmamasna sevinmitim. Belki onu bu gece artabilirdim. Yzn buruturdu. "Ne yaparsam, sen de onu yap. Eer yaptm bir ey seni rahatsz ederse, sonra zerinde tartrz." Gz alc bir ekilde glmsedi. Beyaz dileri, bronz te-niyle tezat halindeydi. "Tartma yok. Hemen duracaksn." Omuz silkti, "Oyunumuzu bozarsan, ikimizi de ldrtr-sn." Araba snyordu. Yznden bir damla ter akt. Kapy ap dar ktm. Scaklk ikinci bir deri gibiydi. Aalardan gelen tiz, vzltl sesleriyle crcr bcekleri tyordu. Crcr bcekleri ve scaklk, ah, ite yaz. Phillip arabann yanndan dolat. Botlar aklda tyordu. "stersen ham arabada brak," dedi. Bunu bekliyordum ama bu istekli yapacam anlamna gelmiyordu. teki koltua emekleyip ha torpido gznekoydum. Kapy kapattmda elim boynuma gitti. Zinciri o kadar sk takyordum ki yokluu garip geliyordu. Phillip elini uzatt, bir sre bekledikten sonra tuttum. Avu ii scakt, ortas da hafif nemliydi. Arka kap, beyaz kafes eklinde bir kemerle glgelenmi-ti. Bir tarafnda, sk bir ekilde yaban asmas sarlmt. Elim kadar byk mor renkli iekler, aalarn arasnda gelen gnee doru trmanmlard. Kapnn glgesinde, gelen arabalarn ve komularn gremeyecei bir yerde, bir kadn duruyordu. Jartiyerle tutturulmu simsiyah ince oraplar giyiyordu. Koyu mor renkli, sutyen ve ona uyan klot, vcudunun solukluunu ve plakln sergiliyordu. Bacaklarn zorla uzun ve dzgn gsteren, on iki santim yksekliinde, ivi gibi sivri topuklu ayakkablar giymiti. "Sanrm ok kapalym," diye fsldadm Phillip'e. "Bu ok uzun srmeyebilir," dedi salarmn arasndan. "Hayatn zerine kumar oynama." Konuurken ona baktm ve ifadesinin aknla dnmesini seyrettim. ok uzun srmedi. Dudaklarn hafife bken, glmsemesi geri geldi. Ylan da, Havva'ya byle glmsemi olmalyd. Senin iin, parlak bir elmam var. eker ister misin, kk kz? Phillip her ne satyorsa, ben almak istemiyordum. Belime sarld, bir eli kolumdaki yara izleriyle oynuyordu, parmaklarn izlerin iine hafife batryordu. Hzl bir ekilde i ekti. Yce sa adma, nasl bir ie bulamtm? Kadn bana glmsyordu ama gzleri PhiUip'in elinde, yara izimle oynad yerdeydi. Diliyle dudaklarn slatt. Gsnn inip kalktn grdm. "eri gel, dedi rmcek sinee." "Ne dedin?" diye sordu Phillip.

Bam iki yana salladm. Byk ihtimalle iiri bilmiyordu bile. Ben de devamn hatrlamyordum. Sinein kap kaamadndan bile emin deildim. Karnm kaslmt. PhiUip'in eli plak enseme dediinde sradm. Kadn gld, sesi tiz kt, belki de sarhotu. Merdivenlerden karken, sinein szlerini tekrarladm. "Oh, hayr, hayr, bana sormanz ok gereksiz, merdivenlerinizden kan 1 hi kimse bir daha asla geri inememi." Bir daha asla geri inmemi. Kulaa hi ho gelmiyordu. YiRpri BEinci Bliti Kadn bizim geebilmemiz iin duvara yasland ve arkamzdan kapy kapatt. Arkamzdan kapy kilide-mesini bekledim ama yapmad. Phillip'in yara izlerim zerinde dolaan elini ittim, o da belime sarld ve dar holde ilerledik. Ev serindi, dardaki yaz scan havalandrmann mrlts alp gtrmt. Oturma odasnda, adna yakr her ey vard: Bir kanepe, bir ak koltuu, iki sandalye, pencerenin pervazndan sarkan bitkiler, halnn zerine dm akam st glgeleri. Yuva gibi. Obann ortasnda, elinde ikisiyle, bir adam duruyordu. Leather 'R' Us'tan yeni gelmi gibiydi. Deri kemerler kollarn ve gsn aprazlama kavramt, Hollywoodvari ar seks ykl gladyatrlere benziyordu. Phillip'e bir zr borluydum. Bu gece iin ok sade giyinmiti. Koyu mor i amarlar iinde mutlu ev sahibemiz arkamzdan geldi ve elini Phillip'in omzuna koydu. Trnaklar da neredeyse siyaha yakn koyu mora boyalyd. Trnaklar, Phillip'in kolu zerinde, arkasnda hafif krmz izler brakarak kayd. Phillip titredi, eli belime daha sk sarld. Elence anlay bu muydu? yle olmadm mit etmitim. Uzun boylu zenci bir kadn kanepeden doruldu. Olduka dolgun gsleri, siyah metal destekli sutyeninden dar frlayacak gibiydi. Kumatan ok delikleri olan kzl bir etek, sutyenden aaya uzanyordu ve kadn yrdke hareket 179 edip koyu renk teninden grntler veriyordu. Etein altnda baka bir ey olmadna bahse girerdim. Bileinde ve boynunda pembe yara izleri vard, Daha bebek bir ke, yeni, neredeyse taze. Sanki satlkmz da, bizi iyice grmek istiyormu gibi etrafmzda dolat. Eli srtm okad, Phillip'ten uzaklap kadna dndm. "Srtndaki yara nedir? Vampir sr deil." Sesi bir kadn iin kalnd, alto tenor olabilirdi. "nsan hizmetkrlardan bir tanesi, sivri bir tahta paras saplamt." Sivri tahta parasnn benim yanmda getirdiim kazklardan birisi olduunu ya da o gece hizmetkr ldrdm eklemedim. "Adm Rochelle." "Anka." Mutlu ev sahibemiz yanma geldi, kolumu okuyordu. Yanndan uzaklarken, parmaklar kolumdan kayd. Trnaklar krmz izler brakmt. Ovmamak iin kendimi zor tuttum. ivi gibi sert bir vampir avcsydm; trnaklarn beni etkilememesi gerekiyordu. Ama kadnn baklar etkiliyordu. Bana, tadmn nasl olduunu ve ne kadar dayanabileceimi merak edermi gibi bakyordu. Daha nce hibir kadn bana byle bakmamt. Hi houma gitmemiti. "Ben Madge. Bu da kocam Harvey," dedi, Rochelle'e yanam, Bay Deriyi gsterirken. "Evimize ho geldin. Phillip

senden ok bahsetti, Anita." Harvey arkama gemeye alt ama ben kanepeye yanap yzm ona dndm. Kpek balklar gibi beni sarmaya alyorlard. Phillip serte bana bakyordu. Tabii ki, bulac hastalk tayorlar gibi deil de, egleniyormu gibi yapmalydm. Hangisi daha hafif bir ktlkt? Altm drt bin dolarlk soru ve ben daha hafif ktlk diye bir ey duymamtm. Madge dudaklarn yavaa yalad. Gzleri, kendisi ve benim 180 hakkmda ak seik eyler dnyormu gibi bakyordu. Olamaz. Rochelle eteini savuturdu ve baldrlar gz nne serildi. Haklymm, iine bir ey giymemiti. lrdm ama bana dokunamazlard. Geriye Harvey kalmt. Kk kaim parmakl elleri, kostmnn deindeki metal ve deri paralarla oynuygrd. Parmaklarn ekrar tekrar deriye srtyordu. Kt bir iaretti bu. Yapabikceim en profesyonel ekilde glmsedim, batan karc bir Sak deildi ama yzm buruturmaktan iyiydi. Gzleri byd ve bana yaklat, sol koluma uzanyordu. Derin bir nefes alp tuttum. Hl glmsyordum. Parmaklar, belli belirsiz konumum zerinde gezindi, tenim gdklanyordu, sonunda titredim. Titrememi bir davet gibi kabul edip daha da yaklat, vcutlarmz neredeyse birbirine dayanyordu. Daha fazla yaklamasn diye elimi gsne koydum. Gs kllar youn, kaim ve siyaht. Gs kllarn hibir zaman sevememitim. Her zaman iin klsz tercih ederdim. Kolu srtma uzanmaya balamt. Eer geri gidersem, kanepeye oturacaktm ve bu iyi bir fikir deildi. leri gidersem, zerine kp o derilere yapacaktm. Bana glmsedi. "Seni grmek iin kendimi paralyordum." 'Paralyordum'u ayp bir sz ya da kendi aralarnda bir a-kaym gibi sylemiti. Phillip dnda herkes gld. Kolumdan tutup beni Harvey 'nin yanndan ekti. Phillip'e yaslandm, hatta beline bile sarldm. A tirt giyen birisine daha nce sarlmamtm. Garip bir histi. "Sylediklerimi hatrlayn," dedi Phillip. "Tabii, tabii" dedi Madge. "Kz senin, hepsi senm, paylamak yok, eleme yok." Dar i amarlar iinde kendisini tehir ederek Phillip e yaklat. Topuklar sayesinde gzlerinin iine bakabiliyordu. "imdilik onu bizden koruyabilirsin ama byk ocuklar geldiinde, paylaacaksn. Onlar seni paylatrtr." Kadn gzlerin karana kadar gzlerinin iine bakt. "Onu buraya ben getirdim, evine de ben gtreceim," dedi. Madge tek kan kaldrd. "Onlara kar m geleceksin? Phillip olum, kz iyi bir para olmal ama hibir yatak stc, byk ocuklar kzdrmaya demez." Phillip'ten geriye adm atp avucumu kadnn karnna dayadm ve gerilemesine yetecek kadar ittim. Topuklar dengesini kaybettirdi ve neredeyse dyordu. "Bir eyi kafanza sokun," dedim, "Ben herhangi bir eyin paras ya da yatak stcs deilim." "Anita..." dedi Phillip.

"Vay, vay, ok sinirliymi. Onu nereden buldun, Phillip." En nefret ettiim eylerden birisi, sinirliyken gln bu-lunmamd. Kadna yaklatm, bana bakp glmsedi. "Biliyor musun?" dedim. "Glmsediin zaman aznn yannda derin krklklar kyor. Krkn zerindesin deil mi?" Derin bir nefes ald, armt ve benden uzaklat. "Seni fahie." "Madge, hayatm, bana bir daha para deme." Rochelle sessizce glyordu, dolgun gsleri kahverengi jle gibi sallanyordu. Harvey ciddi duruyordu. Eer glmeye benzer bir ey yapsayd, Madge'm onun cann yakacan tahmin ediyordum. Gzleri parlyordu ama glmsediine dair en ufak bir belirti yoktu. Koridorun sonunda kap alp kapand. eriye bir kadn girdi. Ya elli civarndayd, belki krkn sonlarndayd. Ak sar salan tombul yzn saryordu. Ne kadar para harcasanz harcayn, boya salar belli oluyordu. Tombul elleri gerek tal yzklerle parlyordu. Uzun siyah gecelii yeri spryordu, zerine n ak bir sabahlk giymiti. Gecelii formunu saklayacak kadar |>qldu ama yeterince bol deildi. Fazla kilolarn saklamasnn bir yolu yoktu. Bir okul aile birlii yesine, ,1'820 izci kz liderine, kurabiye piirecek birisine, birilerinin annesine benziyordu. Ama kapda durmu Phillip'e bakyordu. Kk bir lk atp Philip'e doru kotu. Kenara kap kendimi ezilmekten zor kurtardm. Phillip, hatr saylr arlyla boynuna sarlmadan, kendisini dengeleyecek zaman zor bulmutu. Bir an, kadn zerinde, srt st yere deceini zannettim ama kendisini toparlad, bacaklarn kast ve beraber doruldular. Phillip, ar kilolu nimfomanyaklar iki eliyle kaldracak kadar glyd. "Bu Crystal," dedi Harvey. Crystal, Phillip'in gsn pyordu. Becerikli kk elleri, tenine dokunabilmek iin, tirtn pantolonundan kartmaya alyordu. Kzm kk bir kpek gibi mutluydu. Phillip onu vazgeirmeye alyordu ama pek baarl deildi. Bana uzunca bakt. Bana sylediklerini hatrladm, partilere gelmeyi braktn sylemiti. Bu yzden miydi? Crystal ve onun gibiler iin mi? Sivri trnakl Madge iin mi? Onu beni getirmesi iin zorlamtm ama bunu yaparken, kendisini getirmesi iin de zorlamtm. Ee byle dnrsek, Phillip benim yzmden buradayd. Lanet olsun, ona borluydum. Yavaa kadnn yanana vurdum. Bana bakp gzlerini krptrd, miyop olabileceini dndm. "Crystal," dedim. En saf glmle glmsedim. "Crystal, kabalamak istemiyorum ama erkek arkadamla oynayorsun." Az ald; soluk gzleri byd. "Erkek arkada m?" dedi. "Partide hi kimsenin erkek arkada olmaz." "ey, ben partilerde yeniyim. Daha henz kurallar bilmiyorum. Ama benim geldiim yerde, bir kadm baka bir kadmn erkek arkadann zerme atlamaz. En azndan arkam dnmemi bekle, tamam m?" Crystal'n alt duda titredi. Gzleri yala dolmaya balad. Adil ve nazik olmutum ama o neredeyse alayacakt. Bu insanlarla ne ii vard? Madge geldi, Crystal'n koluna girip onu gtrd. Madge teskin edici eyler syleyip ipek kapl kollarn ovuyordu.

"ok souksun," dedi Rochele. Benden uzaklap duvarn yanndaki iki dolabna yneldi. Harvey de, Madge ve Crystal'la beraber, arkasna bile bakmadan gitmiti. Sanki bir yavru kpei ldrmtm. Phillip uzunca bir nefes verip kanepeye oturdu. Ellerini dizlerinin arsnda kavuturdu. Ben de yanma oturdum, eteimi aaya sallandrdm. "Bunu yapabileceimden emin deilim," diye fsldad. Koluna dokundum. Titriyordu, houma gitmeyen, devaml bir titremeydi. Buraya gelmenin onun iin nelere mal olacan dnememitim ama fark etmeye balyordum. "Gidebiliriz," dedim. ok yava dnp bana bakt. "Ne demek istiyorsun?" "Gidebiliriz, diyorum," dedim. "Benim skntlarm yznden, buradan hibir ey bulmadan gideceini mi sylyorsun?" "yle diyelim, senden kendini beenmi akken daha ok holanyordum. Gerek hlinle hareket etmeye balaynca, kafam kartryorsun. Eer dayanamayacaksan, gidelim." Derin bir nefes alp verdi. Sudan yeni km kpek gibi sitindi. "Yapabilirim. Eer bir seeneim varsa, yapabilirim." Bakma sras bendeydi. "Neden daha nce bir seenein yoktu?" Baka tarafa bakt. "Kendi kendime seni buraya getirmem gerekiyormu gibi hissediyordum." "Hayr, lanet olsun, byle bir ey yapmana gerek yoktu." Yzne dokunup bana bakmas iin zorladm. "Birileri gndz gelip beni grmen iin sana emir verdi, deil mi? Jean-184 Claude'u aramak bir bahaneydi, syler misin?" Gzleri ald, parmaklarmn altndan nabzn hissedebiliyordum. "Neden korkuyorsun, Phillip? Sana kim emir veriyor?" "Anita, ltfen, yapamam." Elim kucama dt. "Sana ne emrettiler, Phillip." Yutkundu, boaznn hareketini seyrettim. "Seni burada gvende tutmam, hepsi bu." Nabz, boynundaki morarm yarann altndan grlyordu. Dudaklarn yalad, batan kartmak iin deil, huzursuzdu. Bana yalan sylyordu. Mesele, ne kadarnn yalan olduu ve ne hakknda olduuydu. Holn sonunda Madge'm sesi geliyordu. Batan kartc ve neeliydi. Ne iyi bir ev sahibesi. ki kiiye elik ediyordu. Birisi, ar gz makyaj yapm, ksa kestane rengi sal bir kadnd. Dieri ise Edward'di, yznde en etkileyici gly-le, Madge'in plak beline sarlmt. Kulana bir ey fsldaynca Madge kahkahalarla gld. Bir saniyeliine dondum. O kadar beklenmedik bir eydi ki olduum yerde kaldm. Eer silahn ekseydi, ben ylece azm ak dururken, beni vurabilirdi. Bu lanet olasca yerde ne aryordu? Madge onu ve yanndaki kadn bara gtrrken, Edward, Madge'm omzunun zerinden bana bakp glmsedi, mavi gzleri bir oyuncak bebeinkiler kadar botu. Yirmi drt saatim dolmamt. Bunu biliyordum. Edward, Nikolaos'u kendi bana bulmaya alyor olmalyd. Yoksa bizi takip mi etmiti. Phiilip'in telesekretere brakt mesaj dinlemi olabilir miydi? "Neler oluyor?" diye sordu Phillip. "Neler oluyor?" dedim ben de. "Birilerinden emir alyorsun, byk ihtimalle bir vampirden..." cmlenin geri kalann iimden tamamladm: Ve Nikolaos'un peindeki lm biraz

nce, garabet klnda, vals yaparak ieri girdi. Edward belli bir vampiri tek bir sebeple arard. Onu ldrmek istiyordu, eer yapabilirse. Katil sonunda dengini bulmu olabilirdi. Edward, sonunda kaybederken, orada olmak isteyeceimi dndm. lm'n alamayaca kadar byk av grmek isterdim. Avn ok yakndan ve ahsen grmtm. Eer Edward ve Ni-kolaos karlarsa, Nikolaos bilgiyi benden aldndan sadece phelenirse bile... has siktir. Has siktir, has siktir, has siktir. Edward' ispiyonlamalydm. Beni tehdit etmiti ve bunu sadece lafta brakmazd. Bilgiyi almak iin bana ikence yapard. Ona ne borluyum ki? Ama yapamazdm, yapmazdm. nsanlar, canavarlara satmazdm. Sebebi ne olursa olsun. Monica bu kural bozmutu ve bu yzden ondan ireniyordum. Edward'in bir arkadaa yaklaabilecei en yakn noktadaydm. Kim olduunu bilen ve onu o ekilden kabullenen birisiydim. Ondan holanyordum, olduu kii olsa bile ya da belki de yle olduu iin. Yine de eer yle olmas gerektiine inanrsa beni ldreceini bilmeme ramen de mi? Evet ona ramen bile. Bu ekilde baknca pek akla yatkn gelmiyordu. Ama Edward'in ahlk gr konusunu kendime dert edemezdim. Karakteri hakknda dneceim tek kii kendimdim. zebileceim ahlki problemler sadece ken-diminkilerdi. Edward' Madge ile pmece oynarken seyrettim. Rol yapma iinde benden ok daha baarlyd. Ayrca ok daha iyi bir yalancyd. Sylemeyecektim ve Edward da sylemeyeceimi biliyordu. Hayatn benim gvenilirliime balamt ve bu beni ok kzdrmt. Kullanlmaktan holanmazdm. Erdemim, cezam olmutu. 186 Ama belki, henz emin deildim ama ben de Edward'i, onun beni kulland gibi kullanabilirdim. Belki onun erefsizliini, onun benim erefimi kulland gibi kullanabilirdim. Olaslklar mevcuttu. YiRjni ALnc BLm Edward'la gelen kestane renkli sal kadm kanepeye gelip Phillip'in kucana oturdu. Kkrdayp bacaklarn bir rpda oynatrken, kollarn Phillip'in boynuna dolad. Elleri aalara uzanmamt ya da onu soymaya almyordu. Gece daha yeni balyordu. Edward sarn bir glge gibi kadnn peindeydi. Elinde bir iki ve yznde zararsz bir glmseme vard. Eer onu tanmasaydm, u haline bakp tehlikeli birisi olduunu syleyemezdim. Bukalemun Edward. Kadnm arkasna, kanepenin koluna oturdu, bir eli kadnn omzunu ovuyordu. "Anita, bu Darlene," dedi Phillip. Bamla selam verdim. Kkrdad ve bacaklarn sallad. "Bu da Teddy. ahane deil mi?" Teddy mi? ahane mi? Glmemek iin kendimi zor tuttum, Edward omzunu pt. Kadn gsne doru yanat, ayn zamanda Phillip'in kucanda oynamay da beceriyor -du. Koordinasyon. "Bir tadna bakaym." Darlene alt dudan dileri arasndan emdi ve yavaa geri brakt. Phillip'in nefesi titredi, "Evet," diye fsldad.

Bunun houma gitmeyeceini hissediyordum. Darlene, Phillip'in elini kendi elleri arasna ald ve azna gtrd. Her yara izi zerine bir pck kondurdu, sonra Phillip'in bacaklar arasndan kayd. Ayaklar dibinde diz k-188 mutu, uzun etei, Phillip'in bacaklarna taklm, kadmm belinin zeride kalmt. Krmz dantelli i amar ve ona uyumlu bir jartiyer giymiti. Renk koordinasyonu. Phillip'in yz gevedi. Kadmm kolunu azna gtrn seyrediyordu. Kk pembe dili kolunu yalad. Hzla dar kt ve slatp ieri girdi. O da Phillip'e bakt. Gzleri karanlk ve doluydu. Grd houna gitmi olacak ki, yara izlerim yalamaya devam etti, tek tek, st yalayan bir kedi gibi dikkatliydi. Gzlerini yznden hi ayrmad. Phillip titredi, omurgas kasld. Bam iki yana sallyordu. "Hayr, hayr." Sesi derin ve hrltlyd. "Durmam m istiyorsun?" diye sordu Darlene. Gzleri neredeyse kapalyd, derin nefes alyordu, dolgun dudaklar beklemedeydi. Phillip hem konumaya, hem anlalr bir eyler sylemeye alyordu. "Eer bunu yaparsak... Anita yalnz kalr. Adil olmaz. Onun ilk partisi." Darlene, belki ilk defa bana bakt. "Byle yara izleriyle mi? "Yara izleri gerek bir saldrdan. Onu partiye gelmeye ben ikna ettim." Kadmm ellerini tirtnn akndan kartt. "Onu terk edemem." Gzler yeniden dzgn grmeye alyordu. "Kurallar bilmiyor." Darlene ban onun kasklarna yatrd. "Phillip, ltfen, seni zledim." "Ona neler yapacaklarn biliyorsun." "Teddy onu korur, o kurallar biliyor." "Baka partilere de gittiniz mi?" diye sordum. "Evet" dedi Edward. Ben onu baka partilerde hayal ederken, gzlerimin iine bakt. Demek ki, vampir dnyas hakkndaki bilgilerini byle elde ediyordu, garabetlerden. "Hayr," dedi Phillip. Ayaa kalkt, beraberinde Darlene'i de kaldrd, hl kollarn tutuyordu. "Hayr," dedi, sesi kesin ve kararlyd. Kadnn kollarn brakp elini bana uzatt. Ben de tuttum. Baka ne yapabilirdim ki? Eli scakt ve terliyordu. Odadan darya frlad, ben de topuklarmn zerinde yar koar peindeydim. Beni holden banyoya gtrd, ieri girdik. Kilitleyip kapya dayand, yz boncuk boncuk terlemiti, gzleri kapalyd. Elimi geri ektim, o da direnmedi. Etrafta oturacak bir yere aradm, sjnunda kvetin kenarna ilitim. Rahat deildi ama ktnn iyisiydi. Phillip derin derin nefes ald ve sonunda lavaboya yneldi. Suyu sonuna kadar at, ellerini altna tutup tekrar tek/ar yzne vurdu. Sonunda doruldu, yznden sular damlyordu. Damlalar sanda ve kirpiklerinde birikmiti. Lavabonun zerindeki yansmasna bakp gzlerini krpt. Gzleri ak, arm grnyordu. Su boynundan, gsne akyordu. Ayaa kalkp bir havlu uzattm. Bir tepki vermedi. Ben de, temiz kokulu havluyu katlayp gsn kuruladm. Sonunda havluyu, alp kendisi kurulanmay bitirdi. Yznn etrafndaki salar slanm ve koyulamt. Onlar kurutmann

bir yolu yoktu. "Baardm," dedi. "Evet," dedim, "basardn." "Ona neredeyse izin veriyordum." "Ama vermedin, nemli olan da bu, Phillip." Bayla onaylad, ba hzla zplamt. "Sanrm." Nefesi kesilmi gibiydi. "Partiye dnsek iyi olacak." Bayla onaylad ama olduu yerde kald, sanki yeterince oksijen alamyormu gibi, derin nefesler alyordu. "Phillip, iyi misin?" Aptalca bir soruydu ama syleyecek baka bir ey bulamamtm. Bayla onaylad, Bay Konukan. "Gitmek ister misin?" diye sordum. O zaman bana bakt. "Bunu ikinci teklif ediin, neden?" "Ne neden?" '90 "Neden verdiim sz bozmam istiyorsun?" Omuz silkip ellerimi kollarmn zerine koydum. "nk.... nk ac ekiyor gibisin. nk, alkanlndan kurtulmak isteyen bir kesin ve bu durumu daha da kark hale getirmek istemiyorum." "Bu ok mnasip... bir teklif." 'Mnasip'i sanki sk kulland bir kelime deilmi gibi sylemiti. "Gitmek istiyor musun?" "Evet," dedi, "ama yapamayz." "Bunu daha nceden de sylemitin. Nedenni?" "Yapamam, Anita, yapamam." "Evet, yaparsn. Kimden emir alyorsun, Phillip. Syle bana, neler oluyor." Neredeyse ona deecek kadar yakn duruyordum, her kelimeyi, gsne tkryordum. Birisinin gzlerine bakmak iin banz kaldryorsanz, sert olmanz zordu. Btn hayatm boyunca ksa boyluydum, ahmayla her ey baarhyordu. Elleri omuzlarma doland. Ondan uzaklamaya altm ama kollar arkamda kenetlenmiti. "Phillip, kes unu." Ellerimi gsne dayam, vcutlarmz birbirine demesini engellemeye alyordum. Tirt, slak ve souktu. Kalbi, gsnn altnda hzla atyordu. Yutkundum. "Tirtn slak," dedim. Beni bir anda braknca, sendeledim. Tirt bann zerinden abucak kartt. Elbette soyunma konusunda, ok tecrbeli olmalyd. Yara izleri olmasa gs ok hotu. Bana doru bir adm att. "Olduun yerde kal," dedim. "Bu deiikliin sebebi de ne?" "Senden holanyorum; yetmez mi?" Bam iki yana salladm. "Hayr, yetmez." Tirt yere att. ok nemli bir eymi gibi dn seyrettim. ki adm ve yanmdayd. Banyolar ok kk oluyordu. lk dnebildiim eyi yaptm... kvetin iine girdim. Yksek topuklarla ok dengede deildim ama Phillip'in 191 gsne dayal da deildim. Hi yoktan bir iyiydi. "Biri bizi gzetliyor," dedi. Yavaa dndm, kt bir korku filmi gibiydi. Vasistasn karanlndan bir yz ieri bakyordu. Harvey'di, Bay Deri. Pencereler boyu iin ok yksekti. Bir kutunun mu zerinde duruyordu? Belki de, ov seyredilebilsin diye her pencerede basamak vard. Phillip'in kvetten kmama yardm etmesine izin verdim. "Bizi duyabilir mi?" diye fsldadm. Phillip bam iki yana sallad. Kollan yine srtma uzand. "Sevgili olmamz gerekiyor. Harvey'in bundan phe etmesini mi

istersin?" "Bu antaj." Gz alc bir ekilde glmsedi, elinize alp okayabileceiniz kadar seksiydi. Karnm kasld. Eildi ve ben onu engellemedim. pme ayn sunulduu gibi geldi, dolgun yumuak dudaklar, tenin basks ve scak bir arlk vard. Elleri plak srtmda kasld, ben rahadayana kadar, omurgamdaki kaslar gevetti. Kulak mememi pt, nefesi scakt. Dili ene eklemimin olduu yeri yoklad. Az, tam nabzmn olduu yeri buldu, dili sanki tenimi eritiyordu. Dileri ah damanmdaki nabz atna dedi ve kapand, srd, can yakyordu. Onu geri itim. "Has siktir! Beni srdn." Gzleri net deildi, kamamt. Kzl bir damla alt dudana bulamt. Elim boynuma dokundu, baktmda kan vard. "Lanet olsun!" Azndaki kanm yalad. "Sanrm Harvey oyunumuza inand. Artk iaretlisin. Ne olduun ve niye geldiin konusunda kantn var." Derin nefes alrken, gs titriyordu. "Sana bu gece bir daha dokunmama gerek kalmad. Bakasn da dokundurtmayacam. Yemin ederim." Boynum acyordu, srk, lanet olas bir srk! "nsann aznda ne kadar mikrop olduunu biliyor musun?" Bana glmsedi, gzleri hl ok net bakmyordu. "Hayr," dedi. Onu ittim ve yarann zerine su serptim. Yara, di izleri gibi grnyordu. Mkemmel bir dizi diten kmamt ama yaknd. "Lanet olasca." "p ularna bakman iin dar kmalyz." Tirtn yerden ald, dorulduunda, yannda sallanyordu. plak bronz ten, deri pantolon, sanki biraz nce bir eyi -beni- emmi gibi duran dudaklar. "Kiralk Jigolo reklam gibi duruyorsun," dedim. Omuz silkti. "Dar kmaya hazr msn?" Hl yaraya dokunuyordum. Kzmak istiyordum ama ya-pamyordum. Korkmutum. Phillip'ten, olduu ya da olmad eyden korkmutum. Byle bir ey beklemiyordum. Doru mu sylyordu? Gecenin geri kalannda gvende miydim? Yoksa sadece tadma m bakmak istemiti? Kapy ap beni bekledi. Oturma odasna geri dnerken, Phillip'in beni sorduum sorudan uzaklatrdm fark ettim. Kimin iin alyordu. Hl bilmiyordum. Tirtn her karttnda, beynimin yemee kmas ok utandrcyd. Ama bir daha olmayacakt, yara izleriyle dolu Phillip'ten ilk ve son pcm almtm. Artk ivi kadar sert vampir avcs olacaktm, belirgin kaslar ya da ho gzler dikkatimi datamazd. Parmaklarm srk izine dokundu, acyordu. Artk iyi adam oynamyordum. Eer Phillip bana bir daha yanarsa, df-nn yakacaktm. Tabii ki, Phillip'i tandm kadaryla bu bir hayli houna giderdi. Yrhi YEDnci Blm adge bizi holde durdurdu. Eli boynuma doru uzanrken, bileinden yakaladm. "ok alnganz," dedi. "Houna gitmedi mi? Sakn bana bir aydr kp Phillip'in daha nce tadna bakmadn syleme."

pek sutyenin aaya syrp gsnn st ksmn gsterdi. Soluk teninde, bir sra mkemmel di izi vard. "Bu Phil-lip'in tescilli iaretidir. Bilmiyor muydun?" "Hayr," deyip onu ittim ve oturma odasna doru yrdm. Ayaklarmn dibine tanmadm bir adam dt. Crystal zerine ullanm, onu yere yaptrmu. Adam gen ve biraz korkmu grnyordu. Crystal'n zerinden, bana bakt. Benden yardm isteyeceini zannettim ama Crystal onu pmeye balad. apr, upur, sanki onu iiyormu gibi bir pyordu. Adamn elleri, kadnn eteini kaldrmaya balad. Bacaklar inanlmaz derecede beyazd, kyya vurmu balinalara benziyordu. Hemen dnp kapya yneldim. Topuklarm, sanki nemli birisiymiim gibi sert tahta zeminde tyordu. Eer emin olsaydm, kan sesten kotuumu zannederdim. Komuyordum. Sadece ok hzl yryordum. Phillip kapda bana yetiti. Eliyle kapy tutup amam engelledi. Derin bir nefes alp soluumu dzenlemeye altm. m Kendimi kaybetmeyecektim, henz deil. "zr dilerim, Anita ama bylesi daha iyi. En azndan insanlar sana yaklamaz." 194 Yukar, ona doru baktm. "Anlamyorsun. Havaya ihtiyacm var, Phillip. Korkmana gerek yok, bu gece buray terk etr meyeceim." "Ben de seninle geleceim." "Hayr. Bu ii yatrr, Phillip. nk sen, uzaklamak isteim eylerin basndasn." Elini indirip kenara ekildi. Gzleri kapanmt, korunuyor, saklanyordu. Neden duygular bu kadar incinmiti? Bilmiyordum, bilmek de istemiyordum. Kapy anca, scaklk, krk palto gibi zerime sarnd. "Hava kararm," dedi. "Yaknda burada olurlar. Eer beraber olmazsak, sana yardm edemem." Ona yaklatm. "Drst olalm, Phillip," dedim neredeyse ? fsltyla. "Kendimi, senden ok daha iyi koruyabilirim. Seni parmayla aran ilk vampirin, yemei olursun sen." Yz dalmaya balad ve ben bunu grmek istemiyordum. "Lanet olsun, Phillip, kendini toparla." Sarmaklarla sarlm verandaya ktm. Kapy arkamdan arpmamak iin kendimi zor tuttum. Bu ok ocuka olurdu. Kendimi ocuk gibi hissediyordum ama yapmadm. ocuka bir fke gerektiinde ie yarayabilirdi, saklamak daha iyiydi. ekirgeler ve crcr bceklerinin sesleri geceyi doldurmutu. Aalarn zerinde esen rzgr, yerde hi hissedilmiyordu. Aada hava plastik kadar tatsz ve katyd. Evin havalandrmasndan sonra scak hava iyi gelmiti. Gerek ve bir ekilde temizleyiciydi. Boynumdaki sra dokundum. Kendimi, kirli, kullanlm, incitilmi, sinirli ve kzgn hissediyordum. Birileri ya da bir eyler vampirleri ldryordu, bu ii yaparken garabetleri kullanyordu, kt bir fikir deilmi gibi geliyordu kulaa. Tabii ki katile sempati duymaya balam olmann konuyla hi ilgisi yoktu. Nikolaos davay zmemi istiyordu ve bu ii bir an evvel yapmam benim iin ok iyi olacakt.

Derin bir nefes aldm, havada bir arlk vard, bir eyin 195 ilk notalar alyordu, sanki... gcn. Aalarn arasndan rzgr gibi szyordu ama dokunuu serinletici deildi. Enlemdeki tyler sanki omurgamn iine doru kamaya alyorlard. Gelenler her kimse, ok glydler. Ve lleri diriltmeye alyorlard. Scaa ramen, ok yamur yaard, yrmeye baladmda topuklarm annda imene batmaya balad. Kendimi mel-mi, parmaklarmn ucunda, topraa gmlmeden yrmeye alrken buldum. Yerler mee palamudu doluydu, miskederin zerinde yryor gibiydim. Dengemi kaybedip, bir aacm dibinde, Aubrey'in yaralad omzumun zerine dmtm. nce keskin, panik iinde bir meleme duyuldu. Yakndan geliyordu. Durgun havann bir oyunu muydu, yoksa yaknlarda bir yerlerde bir kei mi meliyordu? Sesi slak gargaraya benzer bir sesle kesildi. Aalar, ay nda aydnlam bir akla alyordu. Bir ayakkabm kartp yeri yokladm. Islak ve serin ama kt deildi. tekisini de kartp elime aldm ve kotum. Arka bahe bykt, gm renkli bir karanla uzanyordu. Uzaktan seilen, aa gibi ykselmi, al duvar dnda botu. alla doru kotum. Mezar orada olmalyd, saklayabilecekleri baka bir yer yoktu. yinler dnldnde, diriltme yini ksadr. G gecenin karanlnda, mezara doru akyordu. Scak "by", oluuyordu, yava, dzgn bir ekilde gleniyordu. Mideme yapp beni allara yneltti. Ay nda, karartlar gibi ykseliyorlard, ok sktlar, aralarndan gememin bir yolu yoktu. Bir adam bard. Sonra bir kadn: "Nerede? Bize sz verdiin zombi nerede?" "ok eski bu!" Adamn sesi korkudan incelmiti. "Tavuklar yeterli olmaz dedin, -biz de ldrmen iin kei getirdik. Ama zombi yok ortada. Bu ite iyi olduunu zannediyorduk." allarn dier tarafnda, bir giri buldum. Metal ve paslanm kap yerinden kaymt. Aarken gcrdayp la benzer sesler kartt. Bir dzineden fazla gz bana doru dnd. Soluk yzler, hortlaklarn kesin sakinliine sahip yzler. Vampirler. Bir aile mezarlnn eski talar arasnda durmu, bekliyorlard. Hibir ey ller kadar sabrla bekleyemezdi. Bana en yakn vampir Nikolaos'un snamdaki zenci vampirdi. Kalbim hzland, kalabala hzla gz gezdirdim, burada deildi. Tanrya krler olsun. Vampir glmsedi. "Seyretmeye mi geldin... animator?" dedi, neredeyse "Cellat" diyecekti? Yoksa bu bir sr myd? Her neyse, vampir dierlerinin ekilmesini iaret edip beni de seyirciler arasna katt. Zachary yerde oturuyordu. Gmlei kana bulanmt. Bir eyin boazn biraz kirlenmeden kesemezdiniz. Theresa elleri belinde, hemen yannda dikiliyordu. Siyahlar iindeydi. Sadece kyafetinin ortasndaki aklktan teni grnyordu, ok soluktu, yldzlarn altnda parlyordu. Theresa, karanln efendisi. Bir an bana bakt, sonra ayaklar dibindeki adama. "Evet, Zach-a-ry, zombimiz nerede?" Zachary sessiz bir ekilde yutkundu. "ok yal. Geriye fazla bir ey kalmam."

"Sadece yz yllk, animator. Bu kadar m gszsn?" Zachary yere bakt. Parmaklarn yumuak topraa saplad. Baklar bana kayd, sonra tekrar yere bakt. O bakla bana ne demek istediini anlayamamtm. Korku muydu? Koup kamam iin bir uyar myd? Yardm etmem iin yalvarma myd? Neydi? "lleri diriltemeyen bir animator ne ie yarar ki?" diye sordu Theresa. Bir anda dizlerinin zerine kt, elleri Zachary'nin omuzlarndayd. Zachary titredi ama hareket etmedi. Dier vampirler arasnda neredeyse hissedilebilecek kadar youn bir etkileim oldu. Btn srtmn gerildiini hisset- 197 tim. Onu ldreceklerdi. Zombiyi kaldramamas sadece bir bahane, oyunun bir parasyd. Theresa gmleini srtndan yrtt. Paralar kollarna dkld, kollar hl bileklerinden ilikliydi. Vampirler topluca i ektiler. Zachary'nin sa kolunun zerinde, rg ipten bir bant sarlyd. zerinde boncuklar vard. Kolundaki bir gris-gris, bir vudu muskasyd ama u an ona bir faydas dokunmazd. Her ne ie yaryor olursa olsun, u an bir ie yaramazd. Theresa sahnedeymi gibi fsldad. "Belki de sadece taze etsirdir?" Vampirler yaklamaya balad, imenlerde arasnda esen rzgr kadar sessizdiler. Seyredemeyecektim. O benim meslektamd ve her eyin tesinde bir insand. Onun burada lmesine izin veremezdim, bu "ekilde olamazch, gzmn nnde mmkn deildi. "Durun," dedim. Hibirisi beni duymu gibi deildi. Vampirler ilerliyordu, Zachary'i rahat gremiyordum. Eer birisi snrsa, beslenme lgnl balard. Bir kere nasl olduunu grmtm. Eer bir daha grrsem, kabuslardan kurtulamazdm. Sesimi ykselttim ve beni duymalarn diledim. "Durun! O Nikolaos'a ait deil mi? Nikolaos'a efendim demiyor mu?" Tereddt ettiler, sonra Theresa'nm gemesine msaade etmek iin aldlar, Theresa ile kar karya kalmtm. "Bu senin iin deil." Bana bakyordu ve gzlerimi karmak zorunda deildim. Dert edecek bir ey eksilmiti. "Benim iim oldu," dedim. "Ona elik etmek mi istiyorsun?" Vampirler, Zachary nin etrafndan alp beni de sarmaya baladlar. Onlara izin verdim. Yapabileceim ok fazla bir ey de yoktv. Bu iten ya ikimizi birden canl kurtaracaktm ya da ben de lecektim, belki, byk ihtimalle. Aman, ne gzel. "Onunla konumak istiyorum. le ilgili bir mesele," dedim. "Neden?" diye sordu. Yanma yaklatm, neredeyse birbirimize deecektik. Kzgnl neredeyse elle tutulacakt. Onu dierlerinin nnde kt gsteryordum, bunu o da biliyordu, ben de. Fsldadm ama dierlerinden birka beni duyabilirdi. "Nikolaos'un bu adamn lmesini emretmi olabilir ama benim lmemi istemiyor, Theresa. Eer ben burada yanllkla lrsem, sana neler yapacaktr?" Son kelimeleri yzne soludum. "Sonsuza kadar, halarla mhrlenmi bir tabutta kalmak ister misin?" Hrlayp sanki onu halamm gibi geriye kat. "Lanet olas, lml, cehenneme kadar yolun var!" Siyah salar yzne

dalmt, ellerim pene gibi amt. "Konu, artk sana ne faydas dokunacaksa. Bu zombiyi diriltmesi gerek, bu zombiyi ya da onu alrz. Nikolaos'un sz budur." "Eer zombiyi diriltirse, o zaman serbeste gidebilir mi, zarar grmeden?" diye sordum. "Evet ama yapamyor. O kadar gl deil." "Nikolaos buna gveniyormu zaten," dedim. Theresa glmsedi, dudaklarnn vahi eklinden dileri grnyordu. "Ewvett." Arkasn dnp' dier vampirlerin arasndan yrynce, onlar da korkmu gvercinler gibi daldlar. Ve ben ona kar duruyordum. Bazen cesaretle aptall ayrt etmek ok zor oluyordu. Zachary'nin yanna diz ktm. "Yaral msr?" Bayla reddetti. "Yaptklarn iin teekkr ederim ama be ni bu gece ldrmeye kararllar." Yzme bakt, soluk gzleri yzm inceliyordu. Onlar durdurmak iin yapabilecein hibir ey yok." Zayfa glmsedi. "Senin bile limitlerin var." "Eer bana gvenirsen, bu zombiyi diriltebiliriz." Yzn buruturdu, sonra bana bakt. fadesini okuyam-yordum... aknlk ve bir ey daha vard. "Neden?" Ne diyebilirdim; onun lmn seyredemeyeceimi mi? Bir adama ikence edildiini grm ve kln bile kprdatmamt. Basit sebebi setim. "nk onlarn seni almasna izin veremem, hele hele engeleyebiliyorsam." "Sen anlamyorum, Anita, seni hi anlamyorum." "O zaman iki kiiyiz demektir. Kalkabilir misin?" Bayla onaylad. "Ne planlyorsun?" "Becerilerimizi paylaacaz." Gzleri ald. "Has siktir, odak noktas sen mi olacaksn?" "Daha nce iki defa yapmtm." Daha nce iki defa ayn insanla yapmtm. Daha nce iki defa beni animator olarak eiten adamla yapmtm. Bir yabancyla hi yapmamtm. Neredeyse duyulmayacak kadar fsldyordu. "Bunu yapmak istediinden emin misin?" "Seni kurtarmaktan m?" diye sordum. "Gcn paylamaktan," dedi. Theresa elbisesini uuturarak yanmza geldi. "Bu kadar yeter, animator. Yapamad imdi bedelini deyecek. imdi ya buray terk et ya da kalp ziyafetimize... katl." "Az pimi Kim-kzartt-canavar m yiyeceksiniz?" "Ne samalyorsun?" "Dr. Seuss, Grinch Noel'i NasJ ald'dan. Bilmiyor musunuz, 'Ve onlar ziyafet verdiler! Ziyafet! Ziyafet! Ziyafet! Ziyafette, Kim-pudingi ve Kim-kzartt-canavar yediler.'" "Sen delisin." "Evet, daha nce sylemilerdi." "lmek mi istiyorsun?" diye sordu. ok yava ayaa kalktm. imde bir eyin bydn hissediyordum. Onun bir tehlike olmadna emindim, buna kesinlikle inanyordum. Aptallkt ama oradayd, ok kesin ve gerekti. "Btn bunlar bitmeden birisi beni ldrmeyi deneyebilir, Theresa," -zerine yrdm, o da geri adm att-"ama o sen olmayacaksn." Kalp atlarn neredeyse azmda hissediyordum. Benden korkmu muydu? Deliriyor muydum? Yz yanda bir vampire

meydan okumutum ve o geri kamt. Dengem bozulmutu, sanki gereklik hareket etmiti ve kimse bana haber vermemiti, neredeyse dengemi kaybediyordum. Theresa arkasn dnd, yumruklarn skmt. "ly diriltin, animatrler, yoksa imdiye kadar dklm btn kanlarn adna, ikinizi de ldrrm." Sanrm bunu gerekten yapacakt. Sudan km kpek gibi silkindim. Sakinletirmem gereken bir dzine art bir vampir ve diriltmem gereken yz yllk bir ceset vard. Tek seferde bir milyon problemle uraabilirdim. Milyon art bir beni ayordu. "Hadi Zachary," dedim. "alma zaman." Kalkt. "Daha nce bir odak noktasyla almamtm. Bana ne yapmam gerektiini sylemen lazm." "Problem deil," dedim. YiRini SEKJzinci Blih Kei yan yatyordu. Omurgasnn beyaz ay nda parlyor ve kan ak yaradan topraa szyordu. Gzleri dnm ve bulanklam, dili aznn yanndan sarkmt. Zombi yalandka, ldrlecek hayvann da boyu by-yordu. Bunu biliyordum, bu yzden yal zombi ilerinden olabildiince uzak dururdum. Yz yllk bir ceset byk lde toz olmutu, eer anslysak kemiklerinin bir ksm kalmt. Mezardan kabilmesi iin yeniden olumas gerekiyordu. Eer yeterince gcnz varsa yapabilirdiniz. Sorun, pek ok animatrn yz yldan yal zombileri di-riltememesiydi. Ben yapabilirdim. Sadece yapmak istemiyordum. Bert'le, tercihlerim hakkmda uzun tartmalar yapmtk. Zombi ne kadar yalysa o kadar fazla cret alyorduk. Bu en az yirmi be bin dolarlk bir iti. Ama bu gece bir deme yaplacan zannetmiyordum, tabii ki sabah grecek kadar yaamay demeden saymazsam. Sanrm saylrd. Bu i baka bir afak grmek iindi. Zachary gelip yanmda durdu. Gmleinden kalanlar yrtnt. Yanmda, zayf ve solgun bir ekilde duruyordu. Yz glgeler ve beyaz etten ibaretti, kk elmack kemikleriyle kadavraya benziyordu. ' Srada ne var? diye sordu. Keinin cesedi, Zachary nceden izdii kan emberi iindeydi, bu iyiydi. "htiyacmz olan her eyi buraya getir." Byk bir avc ba ve ii hafife soluk bir renkte parlayan bir eit merhemle dolu kavanoz getirdi. Ben bir mache-teyi tercih ederdim ama bak bir hayli bykt, tek taraf trtkl ve ucu gayet sivriydi. Bak temiz ve keskindi. Aletlerine iyi bakyordu. Bir puan kazanmt. "Keiyi iki defa ldremeyiz," dedi. "Ne kullanacaz7" "Kendimizi," dedim. "Sen neden, bahsediyorsun.?" "Kendi kendimizi keseceiz; taze, canl kan, vermek istediimiz kadar." "Kan kayb zayf drr, devam edemeyiz." Bam iki yana salladm. "Zaten bir kan emberimiz var, Zachary. Sadece zerinde yryeceiz, yeniden izmeyeceiz." "Anlamyorum." "Sana metafizik alayacak zamanm yok. Her yara kk bir lmdr. embere bir kk lm vereceiz ve yeniden

harekete geireceiz." Ban iki yana sallad. "Hl anlamadm." Derin bir nefes aldm ve ona aklayamayacam anladm. Nefes almay anlatmak gibi bir eydi. Blmlere ayrlabilinir-di ama nasl bir his olduu anlatlamazd. "Sana demek istediim gstereceini." Eer yindeki kendi blmn anlaya-mazsa, geri kalan zaten almazd. Ba almak iin elimi uzattm. Biraz tereddt etti, sonra, kabzas nde, bana uzatt. Bak dengesizdi ama zaten frlatmak iin tasarlanmamt. Derm bir nefes alp keskin tarafn, sol koluma ha izinin biraz altna dayadm. Hzla ektim ve kan akmaya balad, koyu renkliydi, damlyordu. Keskin ve hzl bir ekilde acy hissettim. Tuttuum nefesi verip ba Zaclary'ye uzattm. nce bana, sonra baa bakt. "Hadi yap, sa koluna ama; bylece bir birimizin simetrii olalm," dedim. Bayla onaylad ve sa koluna hzl bir kesik att. Nefesi kesildi, neredeyse inlemiti. "Benim gibi diz ok." Diz kt ve "hareketlerimin simetriini tekrarlad. Sylenenleri yapan bir adam, hi fena deildi. Kolumu dirsekten bkp kaldrdm, parmak ularm yukar bakyordu, dirseim omuz yksekliindeydi. O da aynsn yapt. "El ele tutuup yaralarmz birletireceiz." Tereddt etti. Hareketsizdi. "Derdin nedir?" diye sordum. Ban iki yana sallad. ki yana hzl hareketlerdi ve eh benimkini kavrad. Kolu benimkinden uzundu ama becermitik. Teni benimkinin yannda rahatsz edici derecede souktu. Yzne baktm ama ifadesizdi. Ne dnd hakknda en ufak bir fikrim yoktu. Derin, iimi temizleyecek bir nefes aldm ve baladm. "Kanmz topraa veriyoruz. Hayat iin lm, lm iin hayat. Kanmz imesi iin ly dirilt. Onlar bize itaat ederken, bizim onlar beslememizi sala." Gzleri almt, anlamt. Bir engel almt. Ayaa kalkarken, onu da beraberimde kaldrdm. Beraber kan emberini turlamaya baladk. emberi omuriliimden geen elektrik akm gibi hissedebiliyordum. Gzlerinin iine bakyordum. Ay nda, neredeyse gm regiydiler. emberin turunu tamamladk ve kurbana baladmz yerde durduk. Kana bulanm imenlere oturduk. Sa elimi, keinin hl kanayan yarasna soktum. Zachary'nin yzne ulamak iin dizlerimin zerinde dorulmak zorunda kaldm. Alnna, yanaklarnda aaya, kan bulatrdm. Przsz teninde, yeni kan sakallan hissediyordum. Kalbinin zerine koyu bir el izi braktm. Kolundaki rg bant, karanlk bir halka gibiydi. Boncuklarn arama kan srdm, parmaklarm dikiler arasndaki yumuak tylere dokunuyordu. Gris-gris kan istiyordu ama kei kam deil. Bu dnceyi skeleyip bir kenara atm. Zac-hary'nin kiisel bylerini sonra da dnebilirdim. O da yzme kan srd. Sadece parmak ularyla, sanki bana dokunmaya korkuyordu. Eli yanamdayken, titrediini hissettim. Kan gosm zerinde souk bir slaklkt. Kalp kan. Zachary ev yapm merheminin kapan at. Soluk beyaz renkliydi, iinde yeil renkte parlayan paracklar vard.

Parlayan paracklar mezar yosunuydu. Merhemi, kan izlerinin zerine srdm. Derisi merhemi emdi. O da kremi yzme srd. Kaln ve youn bir his bu. Hafza iin am gibi kokan biberiyenin, muhafaza iin tarn ve yoncann, akl iin ada aynn ve hepsini bir arada tutmak iin kulland: keskin bir bitkinin, byk ihtimalle kekiin kokusunu alabiliyordum. inde ok fazlfe tarn vard. Birden btn gece elmal turta gibi kokmaya balamt. Beraber gidip mezar tan kan ve merhemle buladk. smi mermerin zerinde belli belirsiz kalmt. Parmam zerinde dolaurdun. Estelle Hewitt. Doum, 18 bir ey, lm 1866 Tarih ve ismin altnda daha yaz vard ama artk silinmilerdi, okunmas mmkn deildi. Acaba kimdi? Daha nce hakknda hibir ey bilmediim bir zombi diriltmemitim. Bu pek iyi-bir fikir deildi ama zaten yaptk! ar .tu zm tamam iyi bir fikir deildi. Zachary mezarn ucunda duruyordu. Ben de mezar tann banda. Sanki Zachary ile aramzdaki gernra z lir ba gerilmiti. Beraber mrldanmaya baladk, artk toru sormaya gerek kalmamt. "Bizi duy Estelle Hewitt. Seni mezarndan aryoruz. Kan, by e elik adna seni aryoruz Dorul Estelle Hewitt, bize gel, bize gel." Gz gze geldik ve bizi birbirine balayan grnmez ba da byk bir eki hissettim. Glyd. Neden yalnz bana yapamamt? "Estelle, Estelle, bize gel. Uyan Estelle, dorul ve bize gel." smini gittike ykselen bir seste sylemeye balamtk. 2(3$ Toprak kmldad. Yer parlayp alrken, kei yana kayd ve bir el havay avulad. ikinci el de boluu kavrad ve yer l kadn dar kartmaya balad. te o anda, tam o anda, neyin yanl olduunu fark etmitim, neden ly tek bana diriltemediini anlamtm. Onu daha nceden nerede grdm hatrlyordum. Onun cenazesindeydim. ok fazla animator yoktu, o yzden biri ldnde, onun cenazesine katlmak gerekirdi. Profesyonel nezakettendi. O keli yzn, dudaklar boyanm makyaj yaplm haliyle hatrlamtm. Makyaj ok ktyd, o an bunu dndm hatrlyordum. Zombi neredeyse mezardan kmt. Bacaklar hl topran altnda, nefesi kesilmi ekilde oturuyordu. Zachary ve ben mezarn zerinde birbirimize bakyorduk. Tek yapabildiim aptal gibi yzne bakmakt. lyd ama zombi ya da daha nceden duyduum bir ey deildi. Hayatm zerine insan olduuna bahse girerdim, aslnda zaten girmitim de. Kolundaki rg bant. By kei kanyla yetinmemiti. 'Canl" kalabilmek iin ne yapyordu? lm aldatacak gris-grisler olduuna dair sylentiler duymutum. Sylentiler, efsaneler, peri masallar. Ama belki de, gerektiler. Estelle Hewitt, bir zamanlar gzeldi ama yz yl mezarda kalmak insandan ok ey gtryordu. Cildi, irkin grimsi beyaz renkteydi, bal mumu gibi, neredeyse ifadesiz ve sah teydi. Ellerini gizleyen beyaz eldivenler, mezar pislii iindeydi. Beyaz ve dantelli elbisesinin, dn kyafeti olduuna bahse girerdim. Yce Tanrm. Siyah salar bann zerinde topuz yaplmt, kklleri neredeyse iskele demi yzne dklyordu. Yz, kalbn

zerine yerletirilmi kil gibiydi, btn kemikler selebi-206 yordu. Gzleri vahi ve karanlkt. Gz aklar ok belirgindi. En azndan gzleri, zm gibi kurumamlard, bundan nefret ederdim. Estelle mezarnda oturmu, dncelerini toparlamaya alyordu. Bu biraz zaman alacakt. Yeni llerin bile kendilerini toparlamalar birka dakika sryordu. Yz yl l olmak iin ok uzun bir zamand. emberin iinde kalmaya dikkat ederek mezarn etrafnda yrdm. Zachary hibir ey sylemeden geliimi seyretti. Cesedi diriltmeyi becerememiti nk kendisi de bir cesetti. Yeni lleri hl idare edebiliyordu ama eski lleri aramyordu. Mezardan lleri aran l; bu ite gerekten bir eyler yanlt. Onu, bann kabzasn kavrarken seyrettim. Srrm biliyordum. Nikolaos biliyor muydu? Baka birisi biliyor muydu? Elbette, gris-grsi her kim yaptysa o biliyordu ama baka kim biliyordu? Kolumdaki yaray sktm. Kanl ellerle gris-grise uzandm. Bileimden yakalad, gzleri almt. Nefes al hzlyd. "Sen deilsin." "Kim o zaman?" "zlenmeyecek kiiler." Dirilttiimiz zombi bize doru srnmeye balad. "Seni ldrmelerine izin vermeliydim," dedim. Glmsedi. "ly, ldrebilir misin?" Bileimi kurtardm. "Her zaman yaptm bir ey." Zombi bacaklarmn arasnda dolayordu. Sanki sopalar batyormu gibi bir histi bu. "Orospu ocuu, onu sen besleyeceksin," dedim. Bileini zombye doru uzatt. Zombi kolundan yakalad, sakar ama istekliydi. Derisini koklad, sonra bir ey yapmadan brakt. "Onu besleyebileceimi zannetmiyorum, Anita." Elbette yapamazd, yini tamamlamak iin taze kana ihtiya vard. Zachary lyd. Artk bu ileri yapamazd. Ama 207 ben yapardm. "Lanet olsun, Zachary, lanet olsun." Bana sadece bakt. Zombi boazndan ac sesler kartyordu. Yce Tanrm. Ona kanayan kolumu uzattm. Hastalkl elleri tenime tutundu, az yaraya yapm, emiyordu. Kolumu ekmemek iin kendimi zor tuttum. Bir anlama yapmtm ve bu da yinin bir parasyd. Baka arem yoktu. O ey benim kanmla beslenirken Zachary'ye baktm. Bizim zombimizdi, ortak eseri-mizdi. Lanet olsun. "Kendini canl tutmak iin ka kiiyi ldrdn?" diye sordum. "Bilmek istemezsin." "Ka kii!" "Yeter," dedi. Gerildim, kolumu kaldrm, beraberinde neredeyse zombi de ayaa kalkyordu. lk att, yeni domu kedi yavrusu gibi, yumuak bir sesti. Kolumu o kadar ani brakt ki, neredeyse dyordum. Kemikli enesinden kan szd. Dilerine de bulamt. Ona bakamyordum. "ember ald. Zombi sizin," dedi Zachary. Bir an benimle konutuunu zannettim; sonra vampirleri hatrladm. Karanlkta, o kadar hareketsiz, o kadar sessiz

duruyorlard ki onlar unutmutum. Buradaki tek canl ey bendim. Buradan gitmeliydim. Ayakkablarm alp emberden ktm. Vampirler benim iin yolu at. Theresa nme geip beni durdurdu. "Neden kann imesine izin verdin? Zombiler bunu yapmaz," Bam iki yana salladm. Nedense aklamann, tartmaktan daha hzl olacan dnmtm? "yin zaten yanl gidiyordu. Yeni bir kurbanla balayamazdk. Ben de kendimi kurban olarak sundum." Gzlerini bana dikti. "Kendini mi?" "Yapabileceimin en iyisi buydu, Theresa. imdi yolumdan ekil." Yorgundum ve kendimi iyi hissetmiyordum. Buradan bir an evvel uzaklamalydm. Belki, o da benimle yaad zombi karklndan bir an evvel kurtulmak istiyordu. Bilmiyordum ama kenara ekildi. Gitmiti, sanki rzgr onu alp gtrmt. Akl oyunlarn oynamalarna izin vermitim. Ben eve gidiyordum. Arkamdan ksa bir lk geldi. Ksa, boazlanmaya benzer bir sesti, sanki sahibi konumaya alkn deilmi gibiydi. Yrmeye devam ettim. Zombi lk atyordu, insan hatralar hl duruyordu, bu korkmas iin yeterliydi. Ho bir kahkaha duydum, Jean-Claude'unkinin uzak bir yanks gibiydi. Neredesin Jear-Claude? Bir kere arkama baktm. Vampirler yaklayordu. Zombi bir o yana, bir bu yana kamaya alyordu ama gidebilecei bir yer yoktu. Pasl kapdan tkezleyerek getim. Rzgr sonunda aalardan aaya inmiti. allarn arasndan bir lk daha duyuldu. Arkama bakmadan komaya baladm. YRjni DoKi/zvncz BLm slak imende kaydm. Naylon oraplar komak iin iyi deildi. Dtm yerde oturdum, nefes nefese, d-nmemeye alyordum. nsan olmayan bir insan kurtarmak iin bir zombi diriltmitim. imdi, dirilttiim zombiye vampirler ikence ediyordu. Has siktir. Daha gece nin yarsna bile gelmemitim. "Srada ne var?" diye fsldadm.

Mzik kadar hafif bir ses cevaplad. "Selamlar, animator. Dolu bir gece geiriyor gibisin." Nikolaos aalarn glgeleri arasnda duruyordu. Willie McCoy'da yanndayd, aslnda tam olarak yannda deildi, biraz gerisinde, bir hizmetkr ya da koruma gibi duruyordu. Be param hizmetkr zerine yatrrdm. "ok heyecanl grnyorsun. Mesele nedir?" Sesi, alalp ykselen ark gibiydi. Tehlikeli ku geri dnmt. "Zachary zombiyi diriltti. Bunu onu ldrebilmek iin bir bahane olarak kullanamayacaksn." Sonra gldm, kendi kendime bile acayip ve kaba gelmiti. Zachary zaten lyd ama Nikolaos'un bunu bildiini zannetmiyordum. Zihinleri okuyamyordu, sadece gerekleri zorlayarak kartp alyordu. Bahse girerim Nikolaos, 'Sen canl misim Zachary, yoksa yryen bir ceset misin?' diye sormamt. Kendimi tutamyor glyordum. "Anita, sen iyi misin?" Willie'nin sesi her zaman olduu gibiydi. Nefesimi toparlamaya alrken bamla onayladm. "Ben iyiyim." "inde bulunduumuz durumda komik bir yan gremiyorum, animator." ocuk sesini kayan bir maske gibi kar-yordu. "Zachary'nn zombiyi diriltmesine sen yardm ettin." Bunu sanki beni sular gibi sylemiti. "Evet." imenlerde hareket sesi duydum. Sadece Willie nin ayak seslerini. Bam kaldrnca, Nikolaos'm bir kedi kadar sessizce bana yaklatm grdm. Glmsyordu, irin, zararsz, bir ocuk model kadar gzeldi. Hayr, yz biraz uzundu. Mkemmel ocuk nedime, artk mkemmel deildi. Yaklatka, daha fazla hata grmeye balamtm. Acaba onu gerek halinde mi gryordum? Acaba? "Bana bakyorsun, animator." nce, vahi bir sesle gld, frtnadaki, rzgr anlar gibiydi. "Hayalet grm gibi hem de." Bol pantolonunu altna etek gibi toplayp diz kt. "Hayalet mi grdn, animator? Seni korkutan bir ey mi grdn? Yoksa baka bir ey mi?" Yz, elimle yetiebileceim kadar yaknd. Nefesimi tutmu, parmaklarm topraa saplamtm. Korku ikinci bir ten gibi zerime yapmt. Yz ok hotu, glmsyordu, cesaretlendiriciydi. Tek eksii gamzelerdi. Sesim hrltl kmt, dzeltmek iin ksrmek zorunda kaldm. "Zombiyi ben kaldrdm. Zarar grmesini istemiyorum." "Ama o sadece bir zombi, animator onlarn gerek bir akl yok." nce zayii yzne bakakalmtm. Baka tarafa bakmaya da, yzne bakmaya da korkuyordum. Gsm kaslyordu, kamak istiyordum. 'O bir insan. kence grmesini istemiyorum. " "Onu ok fazla incitemezler. Benim kk vampirlerim hayal krklna urayacaklar. l, lleri besleyemez." "Glleri besler. Onlar llerle besleniyorlar." "Bir gl nedir, animator? Onlar gerekten l m?" "Evet." "Ben l mym?" diye sordu. "Evet." "Emin misin?" st dudana yakn bir yerde kk bir yara izi vard. lmeden' nce olmu olmalyd. "Eminim," dedim.

Kalbinize nee, yznze glmseme getirecek bir ekilde kahkaha att. Sesi duyunca karnm kasld. Bir daha Shirley Temple filmlerini seyredebileceimi zannetmiyordum. "Hi emin olduunu zannetmiyorum." Yumuak bir hareketle, zahmetsizce ayaa kalkt. Bin yllk tecrbe, mkemmellii getiriyordu. "Zombinin u an, bu gece, geri konulmasn istiyorum," dedim. "Bir ey isteyecek durumda deilsin." Sesi ok souk ve yetikin geliyordu. Hibir ocuk sesiyle karsndakinin derisini yzmeyi beceremezdi. "Onu ben dirilttim. Ona eziyet edilmesini istemiyorum." "Bu ok kt bir ey, deil mi?" Daha ne diyebilirdim? "Ltfen." Bana doru bakt. "Bu senin iin neden bu kadar nemli?" Ona aklayabileceimi zannetmiyordum, "ite..." "Ne kadar nemli?" diye sordu. "Ne demek istediim anlamyorum." "Zombin iin neye katlanmaya razsn?" Korku souk bir yumru gibi mideme oturdu. "Ne demek istediini anlamyorum." "Evet, anlyorsun, dedi. Ne faydas olacaksa ayaa kalktm. Ondan uzun boyluydum. Kckt, zarif peri kz gibi. Elbette. "Ne istiyorsun?" "Bunu yapma, Anita." Willie sank'i yaknmza gelmeye korkuyormu gibi bizden uzakta duruyordu. lmek onu akllandrm gibiydi. "Sesini kes, Willie." Sesi konuma tonundayd, bir barma, bir tehdit yoktu. Ama Willie, iyi eitilmi bir kpek gibi hemer. sustu. Belki ona baktm grmt. Her neyse. "Willie'yi seni ilk seferde kna edemedii iin cezalandrdm," dedi. "Cezalandrdn m?" "Tabii ki, Phillip sana metotlarmz anlatmad m?" Bamla onayladm. "Hala mhrlenmi, tabut." Neeli, harika bir ekilde glmsedi. Ama glgeler gln, pis bir srta dntrd. "Willie onu orada aylarca, hatta yllarca tutacam diye ok korktu." "Vampirler alktan lmez. Bunu biliyorum." Seni fahie, diye ekledim iimden. Yaadm korku bir sre sonra kzgnla dnyordu. Kzgnlk ok daha iyiydi. "Taze kar kokuyorsun. Seni tatmama izin ver. Beri de zombinin iyi olacan garanti edeyim." "Bu beni sracan anlamna m geliyor?" Gld, ho, yrek paralayan bir glt. Fahie. "Evet, insan, snlacam anlamna geliyor." Birden yanmda belirdi. ster istemez geriledim. Yeniden gld. "Grne gre Phillip benden hzl davranm." Bir an ne demek istediini anlayamadm; sonra elim boy-numdaki srk izine gitti. Bir an ok rahatsz hissettim, sanki beni plak yakalamt. Kahkahas yaz havasnda aslp kalmt. Sinirlerime dokunmaya balamt. Tadma bakamazsm," dedim. "O zaman zihnine girmeme izin ver. Bu da bir eit beslenme." Bamla reddettim, ok hzl ve ok fazla sallyordum. Bir daha zihnime girmesine izin vereceime, eer seme ans

verilirse, lrdm. Bir lk duyuldu, ses ok uzaktan gelmiyordu. Estelle sesini kazanmaya balamt. Sanki tokat yemi gibi titredim. "Kannn tadna bakmama izin ver, animator. Di kullanmayacam." Son kelimelerini sylerken dilerini gstermiti. "Orada dur ve beni engellemek iin hibir ey yapma. Boynundaki yaradan tadna bakaym. Seninle beslenmeyeceim." "Artk kanamyor. Kabuk tuttu." Glmsedi, oh ok hotu. "Yalar temizlerim." Zorla yutkundum. Yapabileceimden emin deildim. Baka bir lk daha duyuldu, tiz ve yitikti. Tanrm. "Anita..." dedi Willie. "Sessiz ol ya da bedelini demeye hazrlan," diye karanln iine hrlad Nikolaos. Willie kld. Yz, siyah salarnn altndaki kk bir gen gibiydi. "Her ey yolunda, Willie. Benim yznden kendinizora sokma," dedim. Uzaktan bana bakt, sadece birka metre tedeydi ama bana kilometrelerce uzaktaym gibi grnyordu. Sadece yzndeki zavall bakn yardm oldu. Zavall Willie. Zavall ben. "Benimle beslenmeyeceksen, bu sana ne fayda salayacak?" diye sordum. "Hibir fayda salamayacak." Kk solgun eliyle bana uzand. "Elbette, korku da bir maddedir." Souk eli bileimin zerinde dolat, kasldm ama geri ekmedim. Onun bunu yapmasna izin verecektim, deil mi? "Buna istersen, glge beslenme de insan. Kan ve korku, nasl elde edersen et, her zaman kymetlidir." Yaknma sokuldu. Nefesini tenimde hissettim ve ben de geri ekildim. Ama bileimi tutup uzaklamama izin vermedi. "Dur. nce zombinin serbest kalmasn istiyorum." Bana bir sre bakt, sonra bayla yavaa onaylad. "Pekl." Soluk gzleri omzumun tesine bir yere, orada olmayan ya da benim gremediim eylere bakyordu. Elinden gerginlii, sanki elektrik akmym gibi hissettim. "Theresa onlar uzaklatracak ve animator de zombi yi geri yatracak." "Biraz nce, btn bunlar sen mi yaptn?" "Theresa benim emrim altnda; bunu bilmiyor muydun?" "Evet, tahmin ediyordum." Bilmediim her vampirin telepatiyle haberleebileceiydi. -Tabii ki, yine dn geceye kadar uamayacaklarm da zannediyordum. Ah, bir sr yeni ey reniyordum. "Beni kandrmadn nereden bileceim?" diye sordum. "Bana gvenmek zorundasn." imdi bu syledii komikti. Biraz espri anlay olsayd, belki beraber bir eyler yapabilirdik. Asla. Bileimi vcuduna yaklatrd ve beraberinde beni de srkledi. Elinden kurulmamn tek yolu kaynak makinesi kullanmakt. Ama kaynak makinem yeni bitmiti. Bann st eneme geliyordu. Boynuma yetimek iin parmak ular zerinde ykseldi. Bu durumun tehlikeli olmamas gerekiyordu. Ama yleydi. Yumuak dudaklar boynuma dedi. Titredim. Yzn tenime bastrmken gld. Titremeye baladm ve kendimi durduramyordum. "Sz veriyorum yumuak davranacam." Yine gld ve onu geri itmemek iin kendimi zor tuttum. Ona bir kere vurmak

iin neredeyse her eyi verirdim, sadece bir kere, oturakl bir ekilde. Fakat bu gece lmek istemiyordum. Ayrca, bir anlama yapmtk. "Zavall kk ey, titriyorsun." Dengesini salamak iin bir elini omzuma koydu. Dudaklarn boyun boluuma srtyordu. "yor musun?" "Samalamay kes. Yap bitir unu." 215 Gerildiini hissetim. "Sana dokunmam istemiyor musun?" "Hayr," dedim. Delirmi miydi? Bir tespit sorusuydu her halde. Sesi ok durgundu. "Yzmdeki yara izi nerede?" Dnmeden cevab verdim. "Aznn yannda." "Ve sen...," diye tslad, "bunu nereden biliyorsun?" Yreim azma gelmiti. Zihin numaralarnn bir ie yaramadn fark ettirmitim. Parmaklar omzuma sapland. Hafif bir ses karttm ama barmadm. "Neler yapyorsun, animator?" En ufak bir fikrim bile yoktu. Ama nedense onun buna inanacam zannetmiyordum. "Onu rahat brak!" Phillip aalarn arndan yar-koar vaziyette frlad. "Onu bu gece incitmeyeceine sz vermitin. " Nikolaos arkasn bile dnmedi. "Willie." Sadece ad sylenmiti ama her iyi hizmetkr gibi o da ne istendiini biliyordu. Phillip'in nne geti, bir kolunu ileri doru uzatmt. Onu tutmaya alacakt. Phillip koldan kat, neredeyse srtnmlerdi. Willie hibir zaman iyi bir dv olamamt. Eer bok gibi bir dengeniz varsa, gcn hibir nemi yoktu. Nikolaos enemi tutup yzm onunkine doru evirdi. "Beni dikkatini zerimde toplatmaya zorlatma, animator. Seeceim metodar houna gitmeyebilir." Sesli bir ekilde yutkundum. Byk ihtimalle haklyd. "Btn dikkatim zerinde, emin olabilirsin." Sesim hrltl bir fsltyd, korkudan kslmt. Eer temizlemek iin ksr-seydim, suratna ksrecektim. yi bir fikir deildi. imen zerinde gezmen ayak seslerini duyuyordum. Vampirden gzlerimi ayrmamak iin kendimi zor tutuyordum. Nikolaos beni ayak seslerinin geldii yne dndrd. Hareket ettiini grdm ama yine de gzn takip edebileceinden hzlyd. Birden yzn teki tarafa dnmt. Phillip karsnda duruyordu. Willie ona yetiip kolundan yakalad ama onunla ne yapacan bilmiyormu gibiydi. Willie hi aba sarf etmeden kolu krabileceinin farknda myd? Hi zannetmiyordum. Nikolaos da ayn eyin farkna varm olmalyd. "Brak onu. Eer gelmek istiyorsa gelsin," dedi. Sesi byk miktarda ac sz veriyordu. Willie geri ekildi. Phillip olduu yerde durmu, Nikola-os'un omzunun zerinden bana bakyordu. "yi misin, Anita?" "eri gir, Phillip, endielenmen ho ama bir antlama yaptk. Beni srmayacak." Ban iki yana sallad. "Ona zarar gelmeyeceine sz vermitin. Sz vermitin." Yine Nikolaos'la konuuyordu ama ona bakmamaya zen gsteriyordu. "Ve ona zarar gelmeyecek, Phillip. Ben szm tutarm, ou zaman." "Ben iyiyim, Phillip. Benim yznden kendine zarar verme," dedim. Sesi aknlkla dald. Ne yapacan bilmiyor gibiydi. Cesareti imenlere dklmt ama geri ekilmedi. Byke bir

puan kazanmt. Ben bile byk ihtimalle, geri ekilirdim. Belki. Ah, lanet olsun Phillip cesurlamt ve ben onun bu yzden ldn grmek istemiyordum. "Ltfen ieri git, Phillip." "Hayr," dedi Nikolaos. "Eer kk adam cesur olmak istiyorsa brakalm denesin." Phillip bir ey tutmaya alyormu gibi ellerini ap kapatt. Nikolaos bir anda yannda belirmiti, hareket ettiini grmemitim. Phillip de grmemiti, hl biraz nce durduu yere bakyordu. Kaval kemiini tekmeledi. Phillip yere dt, gzlerini krparak, sanki o an orada gelirmi gibi Nikolaos'a bakyordu. "Ona zarar verme," dedim. Soluk kk e] atld, sadece dokunmutu. Phillip'in btn vcudu geri frlad. Yana yuvarland, yz kana bulanmt. "Nikolaos, ltfen!" dedim. Ona doru iki adm atmtm. steyerek. stediim anda silahma uzanabilirdim. Bu onu ldrmezdi ama Phillip'e kama ans verebilirdi. Eer kaabi-lirse. Evin olduu yerden barmalar duyuldu. "Sapklar" diye bard bir adam sesi. "Bu da ne?" diye sordum. "Sonsuz Hayat Kilisesi cemaatinden birilerini gndermi," diye cevaplad Nikolaos. Sesinden olaydan biraz olsun holand belli oluyordu. "Bu kk bulumay terk etmem gerek." Phillip imenler zerinde baygn brakp bana dnd. "Yara izimi nasl grdn?" "Bilmiyorum." "Kk yalanc. Bunu daha sonra bitiririz." Ve aalarn arasnda soluk bir glge gibi koarak, gzden kayboldu. En zndan uup gitmemiti. Bu geceden sonra byle bir eyi daha kaldrabileceimi zannetmiyordum. Phillip'in yanma diz ktm. Nikolaos'un vurduu yer kanyordu. "Beni duyuyor musun?" "Evet." Ayaa kalkmay baard. "Buradan gitmemiz gerek, kilise elemanlar her zaman silahl olur." Ayaa kalkmasna yardm ettim. "Garabet partilerini sk sk basarlar m?" "Her frsat bulduklarnda, dedi. Ayakta durabiliyordu. Gzel, onu fazla uzaa tayamazdm. "Biliyorum byle bir ey sylemeye hakkm yok ama arabaya varmanza yardmc olabilirim," dedi Willie. Kendimi tutamayp gldm. "Dierleri gibi sen de yok olamyor musun?" Omuz silkti. "Henz nasl yapldn bilmiyorum." "Ah, Willie." ektim. "Hadi, buradan gidelim." Bana glmsedi. Gzlerinin iine bakabilince, neredeyse insan gibi grnyordu. Phillip bir vampirin bize katlmasna kar kmad. Neden kar kacam dnmtm ki? Evden lklar ykseliyordu. "Birileri polis aracak," dedi Willie. Haklyd ve ben durumu hibir ekilde aklayamazdm. Phillip'in elini tutup topuklu ayakkablarm giyerken, dengeni saladm. "Eer delirmi fanatiklerden kaacam bilseydim, bu gece iin topuksuz bir ey tercih ederdim," dedim. Palamutlarla dolu mayn tarlasnda koarken, dengemi korumak iin Phillip'in elini tutuyordum. Bileimi burkacak bir zaman deildi. Evden ekil ktnda, neredeyse akl yola ulamtk. Birisinin elinde bir sopa vard. Dierleri vampirdi, silaha

ihtiyalar yoktu. antam ap silahm karttm, yanmda tutup, eteimin arkasma sakladm. Phillip'e arabamn anahtarlarm attm. "Arabay altr; ben arkamz korurum," dedim. "Nasl kullanacam bilmiyorum," dedi. Unutmutum. "Has siktir." "Ben yaparm." Willie anahtarlara uzand ve ben de izin verdim. Vampirlerden bir tanesi zerimize kotu; kollarm am, tslyordu. Belki bizi korkutmaya alyordu; belki bize zarar vermeyecekti. Ama bu gece artk bana yetmiti. Emniyeti ap mermiyi azna verdim ve ayann dibine ate ettim. Tereddt etti, neredeyse dyordu. "Mermiler bana zarar veremez, insan." Aalarn altnda bir hareket vard. Dost mu, dman m olduunu bilmiyordum. ok fark da etmiyordu. Vampir gelmeye devam etti. Yerleimin ok olduu bir blgeydi. Mermiler bir eye arpmadan nce ok mesafe kat edebilirdi. Byle bir riske giremezdim. Kolumu kaldrdm. Nian aldm ve ate ettim. Mermiyi midesinden yedi. Sarsld ve yarasn yumruklar gibi tuttu. Yznden aknl okunuyordu. "Gm kapl, mermiler, di-surat." Willie arabaya kotu. Phillip bana yardm etmekle, gitmek arasnda kalmt. "Git, Phillip, hadi, imdi." kinci vampir etrafmzdan dolamaya alyordu. "Olduun yerde kal," dedim. Vampir olduu yere akld. "Eer hareket eden olursa, kafasna mermiyi yaptrrm." "Onlar bizi ldrmez," dedi ikinci vampir. "Hayr ama bir faydas da dokunmaz." Eh sopal insan, ilerler gibi yapt. "Yapma," dedim. Araba alt. Arkama bakmaya cesaret edemedim. Geri geri ilerlerken, lanet olas topuklarma taklmamay diledim. Eer dengemi kaybedersem, zerime ullanacaklard. Eer zerime ullanrlarsa, birileri lecekti. "abuk, Anita, ieri gir." Phillip yolcu tarafmdaki kapdan bana uzanyordu. "Kenara kay." Kayd ve ben de koltua oturdum. nsan zerimize kotu. "Hadi, sr!" Willie aklda patinaj ekti ve ben hzla kapy kapattm. Bu gece hi kimseyi ldrmeyi istemiyordum. nsan frlayan akllardan yzn korumaya alrken biz yolda ilerliyorduk. Araba lgnca zplyordu, neredeyse bir aaca arpyorduk. "Yavala, gvendeyiz," dedim. Willie ayam gazdan ekip bana srtt. "Baardk." 220 "Evet." Ben de ona geri glmsedim ama ben o kadar emin deildim. Phillip'in yz hzla kanyordu. Dncelerimi dile getirir gibi. "Gvendeyiz ama ne kadar sre iin?" Sesi benim hissettiim kadar yorgun geliyordu. Koluna hafife vurdum. "Her ey yoluna girecek, Phillip." Bana bakt. Yz olduundan yal grnyordu, yorgundu. "Buna benim kadar sen de inanmyorsun." Ne diyebilirdim ki, haklyd. Otvzvucv BLm ilahm emniyete alp, emryet kemerimi taktm. Phillip arka koltua yaylmt, uzun bacaklarn iki yana am, zemine yerletirmiti. GJeri kapalyd. "Nereye?" diye sordu Willie.

yi soruydu, ben eve gidip uyumak istiyordum ama... "Phillip'in yzne diki atlm gerek." "Onu hastaneye mi gtrmek istiyorsun?" "Ben iyiyim." Phillip'in sesi hafif ve garipti. "yi falan deilsin," dedim. Gzlerini at ve dnp bana bakt. Kan boynuna kada-akmt, sokak lambalarnda parlyordu. "Dn gece sen daha kt yaralanmtn," dedi. Bam evirip pencereden darya baktm. Ne diyeceimi bilmiyordum. "Ben imdi iyiyim." "Ben de iyi olacam. Dnp baktm. O da bana bakyordu. Yzndeki ifadeyi okuyamyordum ama okumak istiyordum. "Ne dnyorsun, Phillip?" Ban evirip dmdz ileriye bakt. Yz siluetler ve glgelerden ibaretti. "ehrin efendisine kar durdum. Baardm. Baardm." Sonuncusunu sylerken sessinde bir evk vard. Gururlu bir evk. "ok cesurdun," dedim. Glmseyip bayla onaylad. "Evet." "Konumanz blmek istemiyorum, ama bu mereti nere-222 ye sreceim," dedi Willie. "Beni Sulu Zevkler'e brak," dedi Phillip. . "Bir doktora ihtiyacn var." "Be'nimle kulpte ilgilenirler." "Emin misin?" Bayla onaylad, sonra yzn buruturup bana dnd. "Kimden emir aldm bilmek istiyordun, Nikolaos'tan alyordum. Haklydn, lk gn, seni batan kartmam iin yollad." Glmsedi, kanla pek ho grnmyordu. "Sanrm o iin adam deilmiim." "Phillip..." dedim. "Yo, nemli deil. Benim hakkmda yanlmamtn. Ben hastaym. Beni istememene amamal." Willie'ye baktm, arabay srmeye, sanki hayat buna ba-lym gibi konsantre olmutu. Lanet olsun, l hali, canl halinden daha akllyd. Derin bir nefes aldm, ne syleyeceimi dnyordum. "Phillip, beni srmadan... nceki pme." Tanrm, bunu nasl syleyeceim? "O ok hotu." Bana bakt, abucak, sonra gzlerini kard. "Gerekten mi?" "Evet." Arabay rahatsz edici bir sessizlik kaplad. Yola srten tekerlekler dnda, baka ses yoktu. Gece lambalarnn parlayan klar, karanl dolduruyordu. "Nikolaos'a kar durman, hayatmda grdm en cesurca eylerden birisiydi ve tabii ki en aptalcas," dedim. Gld, acayipti ve armt. "Bunu bir daha yapma. Senin kollarmda lmeni istemiyorum." ~x "Benim seimim," dedi. "Baka kahramanlk yok, tamam m?" Bana bakt, "lrsem zlr msn?" "Evet." 223 "Sanrm bu da bir eydir."

Ne dememi istiyordu? lmsz akm itiraf etmem ya da onun gibi apalca bir ey mi? lmsz ehvet olur muydu? kisi de bir yaland. Benden ne istiyordu. Neredeyse soracaktm ama yapamadm. O kadar cesur deildim. Otuz BRnci BLm partmanmn merdivenlerinden karken saat neredeyse olmutu. Ezilen her yerim aryordu. Dizlerim, ayaklarm, belim, yksek topuklar yznden acdan neredeyse yanyordu. Uzun scak bir du ve yatam istiyordum. Belki, eer anslysam, deliksiz sekiz saatlik bir uyku istiyordum. Elbette bunun zerine bahse girmezdim. Bir elimde anahtarlar dierinde silahm vard. Beklenmedik bir ekilde komularmdan birisinin kaps alr diye silahm yanmda tutuyordum. Korkmalarna gerek yoktu, mahallelerinin dost animatr gelmiti. Elbette. Uzun sredir ilk defa kapm braktm gibi buldum: Kilitli. Tanrya krler olsun. Sabahn krnde hrsz poiisilik oynayacak halim yoktu. Ayakkablarm kapnn nnde atp yatak odama kotum. Telesekreterimdeki mesaj yanp snyordu. Silahm yatamn ba ucuna yerletirip aletin dmesine bastm. "Selam, Anita, benim Ronnie. VK'den birisiyle yarn iin bir buluma ayarladm. Benim bromda saat on birde. Eer saati ktyse, bana mesaj brak, ben sana dnerim. Dikkatli ol.V Klik. trrr ve Edward'i sesi duyuldu. "Saat iliyor, Anita." Klik. K Lanet olsun ' O kk oyunlarn seviyorsun deil mi, seni orospu ocuu." Huysuzlayordum ve Edward konusunda ne yapacam bilmiyordum. Nikolaos ya da Zachary ya da Valentine ya da Aubrey konusunda ne yapacam da bilmiyordum. Tek bildiim du almak istediimdi. Bundan balayabilirdim. Belki tenimden kei kann temizlerken aklma harika bir fikir gelirdi. Banyonun kapsn kilitleyip silahm klozetin zerine koydum. Paranoyaklamaya balamtm, belki de doru kelime gerekiydi. Suyu buhar yapncaya kadar atm ve altna girdim. Vampir cinayetlerini zmeye yirmi drt saat nceden daha fazla yaklaamamtm. Eer davay zsem bile, hl problemlerim vard. Nikolaos zerimdeki korumay kaldrr kaldrmaz Aubrey ve Valentine beni ldreceklerdi. Nefis. Nikolaos'un bile bu ynde fikirleri olup olmadndan emin deildim. imdi, Zachary vu-du muskasn beslemek iin insanlar ldryordu. nsan kurban isteyen muskalar duymutum. Hem de lmszlkten ok daha azn veriyorlard. Zenginlik, seks, g... tarih kadar eski istekler. Gl muska iin gereken kan ok zel olurdu: ocuk, bakire, ergenlik ncesi erkekler ya da tahta bacakl, mavi sal kk yal kadnlar. Tamam, belki bu kadar belirgin olmayabilirdi ama benzer kurbanlardan oluan bir liste olmalyd. Eer Zachary vcutlar ortada brakyor olsayd, gazeteler, oktan peine dm olurlard. Belki.

Durdurulmas gerekiyordu. Eer bu gece karmam olsaydm, durdurulacakt. Hibir iyilik cezasz kalmaz. Avularm banyo fayansna dayayp suyu srtmdan scak bir dere gibi akttm. Tamam, Valentine'i beni ldrmeden haklayabilirdim. Hakknda infaz emri vard, iptal edilmemiti. ncelikle, onu bulmam gerekiyordu. Aubrey tehlikeliydi ama Nikolaos onu tabutta tuttuu srece yoluma kamazd. Zachary'yi polise ihbar edebilirdim. Dolph beni dinlerdi fakat elimde hi delil yoktu. Lanet olsun, kulland byy ben bile bilmiyordum. Eer Zachary'nin ne olduunu ben anlayamadysam, polise nasl anlatacaktm? Nikolaos. Eer davay zersem, yaamama izin verecek miydi? Yoksa vermeyecek miydi? Bilmiyordum. Edward yarn sabah gelecekti. Ya Nikolaos'un saklanma yerini syleyecektim ya da postumdan bir para alacakt. Edward'i tandm kadaryla paray kaybederken bir hayli ac ekecektim. Belki ona vampiri verebilirdim. stediini sylerdim. O da ldrmeyi baaramazd ve Nikolaos benim iimi halletmek iin gelirdi. u sralar uzak durman gereken tek ey Nikolaos'tu. Kurulandm, salarm fraladm ve bir eyler yemek istiyordum. Kendime yemek iin ok yorgun olduumu sylemeye altm ama midem bana inanmad. Yataa yldmda saat drt olmutu. Ham gvenle boynumda aslyd. Silahm ba ucumdayd. Ve sadece saf panik yznden, yatan kenar ve komodinin arasna bir bak sktrdm. Hibirisine vaktinde uzanamazdm ama... belli mi olurdu. Ryamda Jean-Claude'u grdm. Bir masada oturmu, ahududu yiyordu. "Vampirler gerek yemek yemez," dedim. "Kesinlikle," diye glmsedi ve meyve kasesini bana doru uzatt. "Ahudududan nefret ederim," dedim. "Ben hep ok sevmiimdir. Yz yllardr tatlanna bakmamtm." Yz hasret doluydu. Kaseyi aldm. Serindi, neredeyse souktu. Ahududular, kann iinde yzyordu. Kase elimden dt, yavaa, masaya kan sald; dklen kan kasenin alabileceinden ok fazlayd. Kan masann kenarlarnda damlyordu. Jean-Claude kanayan masann zerinden bana bakt. Kelimeleri scak rzgr gibiydi. "Nikolaos ikimizi de ldrecek. Ma petite, nce bizim saldrmamz gerek." "Bu 'biz' samal da nedir?" Ellerin akan kann altnda birletirdi ve bir kupa gibi bana uzatt. Parmaklarndan'kan damlyordu. ". Bu seni glendirir." Karanla doru bakarak uyandm. "Lanet olsun, Jean-Cla-ude," diye fsldadm. "Bana ne yaptn?" Karanlk ve bo odadan bir cevap gelmedi. Bu kk nimetleri iin tanrya krettim. Saat sabaha kar alt buuktu. Dnp rtlerin arasna sokuldum. Havalandrmann sesi, komularmdan birisinin aktt suyun sesini bastramyordu. Radyoyu atm. Mozart'n E bemol piyano konertosu, karanlk oday doldurdu. Dinlerken uyumak iin ok canlyd ama ses istiyordum. Kendi setiim sesi.

alann Mozart olduundan bile emin deildim, ok yorgundum; her neyse, uykuma geri dndm. Eer rya grdysem bile hatrlamyordum. Otuz iKnci BLm larm uykumun arasnda tyordu. Araba alarm gibi, tiksindirici bir grltyd. Dmelerini tokatladm. krler olsun, sustu. Yar ak gzlerle saate baktm: Dokuz. Lanet olsun, alarm kapatmay unutmutum. Giyinip kiliseye yetiecek zamanm vard. Kalkmak istemiyordum. Kiliseye gitmek istemiyordum. Tanr sadece bir seferi, affederdi. Elbette, u sralar gelecek btn yardmlara ihtiyacm vard. Belki bir vahiy gelirdi ve her ey yerli yerine otururdu. Glmeyin; daha nce olmutu. lahi yardm, bel baladm bir ey deil; ama kilisede daha iyi dnyordum. Dnya kt adamlar ve vampirlerle doluyken ve lmle aranzdaki tek ey kutsanm bir ha iken, kilise deiik bir kla parlyordu. Lafn gelii tabii ki. Homurdanarak yataktan ktm. Telefon ald. Yatan kenarnda oturup, telesekreterin cevap vermesini bekledim. "Anita, ben avu Storr. Baka bir vampir cinayeti ilendi." Ahizeyi kaldrdm. "Selam, Dorph." "Gzel. Seni kiliseye gitmeden nce yakaladma sevindim." "Bir l vampir daha m?" "H-h..." R "Dierleri gibi mi?" diye sordum. "yle grnyor. Buraya gelip bir bakman gerekiyor." Bamla onaylayp beni gremediini hatrladm. "Elbette, ne zaman?" "Hemen imdi." ektim. Kilise ansn kaybetmiti. Cesedi benim iin lene ya da daha gee kadar tutamazlard. "Yeri syle. Bir dakika dur, yazan bir kalem bulaym." Ba ucumda bir not defteri bulunduruyordum ama kalem ben fark etmeden bitmiti. "Tamam, syle." Yer Lanetliler Sirki'nden bir blok tedeydi. "Oras Mahalle 'nin bir cu. Cinayetlerin hibirisi Nehirkys'ndan bu kadar uzak deildi." "Doru," dedi. "Bu seferkinde farkl olan baka ne var?" "Buraya geldiinde grrsn." Bay Bilgi. "yle olsun, yarm saat iinde oradaym." "Grrz." Telefon sustu. "ey, sana da gnaydn Dolph," dedim ahizeye. Belki o da sabahlan sevmiyordu. Ellerim iyileiyordu. Dnden kalan, kei kanna bulanm yara bantlarn kartmtm. izikler gzelce kabuk tutmulard, yeniden bantlamak iin uramadm. Kolumdaki bak yarasn gzelce sarmtm. Artk sol kolumu daha fazla yaralayamazdm, yer kalmamt. Boynumda-ki srk izi morarmaya balamt. Dnyann en kt ak sr gibi grnyordu. Eer Zerbrowski grrse, dilinden dmezdi. zerine bir bant yaptrdm. Bu sefer de vampir srn kapatmaya alyormuum gibi grnyordv. Lanet olsun.

nsanlar isterlerse merak edebilirlerdi. Bu onlar hi ilgilendirmezdi. Polo tirtm giyip kotumu ayama geirdim. Nikelar-m giyip silahmn omuz asksn da taknca, hazrlanm oldum. Omuz askmn, fazladan arjr yeri de vard, oraya yenilerini koydum. Yirmi alt mermi. Dikkatli olun, kt adamlar. in gerei, silahl atmalarn ou ilk sekiz mermi 230 atelenmeden bitiyordu. Ama her eyin bir ilki vard. Elime sar bir rzgrlk da almtm. Silahm insanlar rahatsz etmeye balarsa giyecektim. Polislerin yanma gidiyordum. Onlar da silahlar ortada alyorlard. Benimki neden olmayacakm? Ayrca artk oyun oynamaktan sklmtm. Artk o pilerin silahl ve istekli olduumu bilmelerinin zaman gelmiti. Cinayet mahalleri hep ok kalabalk olurdu. Aval aval bakanlardan, neler olduunu grmeye gelenlerden bahsetmiyorum. Onlar grmeyi zaten bekliyor oldurdunuz. Birisinin lmnn her zaman ilgi ekici bir yan olurdu. Ama ortam her zaman polislerle kaynard, ounlukla dedektifler, niformalaryla etrafa yaylm olurlard. Bir kk cinayet iin, ok fazla polis vard. Bu sefer zerinden 1940'larm bilim kurgu filmlerindeki n silahlanna benzeyen anteniyle, bir haber minibs bile vard. Daha oalacaklarna da bahse girerdim. Polis bu ii daha fazla gizli tutamazd. Vampir cinayetleri, vay, vay, vay, daha sansasyonel ne olabilirdi? Olay daha garip hale getirmek iin bir eyler eklenmesine bile gerek yoktu. Kalabala karp kameradan gizlendim. Ksa sar sal, k takm elbiseli bir muhabir, elindeki mikrofonu neredeyse Dolph'un yzne sokmu, sorular soruyordu. ren artklarn yannda kaldm srece gvendeydim. Beni filme alabilirlerdi ama grntleri televizyonda yaynlayamazlard. Polis blgelerine girmemi salayan plastik kapl kk bir kartm vard. O kart yakama ilitirdiim zaman kendimi asis1tan FBI Ajan gibi hissediyordum. Sar polis eridi nnde kahraman bir niformal tarafndan durduruldum. Kartma birka saniye bakp kurallara uyup uymadn anlamaya alt. Beni geirmeli miydi, yoksa nce bir dedektifi arp sormal myd? ylece durmu, ellerimi sallandrm, zararsz grnmeye alyordum. Aslnda bu ite ok iyiydim. Batan aaya irin bile olabilirdim. niformal band kaldrp gememe izin verdi. "Afferim, olum," dememek iin kendimi zor tuttum. "Teekkr ederim," dedim. Ceset bir sokak lambasnn dibinde yatyordu. Bacaklar akt. Bir kolu vcudunun altnda kalmt, byk ihtimalle krkt. Srtnn ortas, sanki birisi elini sokup tuttuunu skm gibi, botu. Dierleri gibi kalbi de sklm olmalyd. Dedektif Clive Perry cesedin yanndayd. Uzun boylu, ince yapl, zenci ve Hortlak Ekibinin en yeni yesiydi. Ho, yumuak bal birisi gibi grnyordu. Perry'yi birilerini kzdracak bir eyler yaparken dnemiyordum ama Hortlak Ekibine gnderilmesinin bir sebebi olmalyd. Gzlerini not defterinden kaldrp bana bakt. "Merhaba, Bayan Blake."

"Selamlar, Dedektif Perry." Glmsedi. "avu Storr geleceinizi sylemiti." "Herkes cesetle iini bitirdi mi?" Bayla onaylad. "Tamamen sizin." Cesedin altnda koyu kahverengi bir kan gl olumutu. Yayma meldim. Kan youn, yapkan bir hal alacak kadar phtlamt. Rigor motris* gelip gemiti, tabi eer rigor mortis olmusa. Vampirler "lme" her zaman insanlarn verdii tepkileri vermiyorlard. Bu durum lm zamann" tespit etmeyi gletiriyordu. Ama bu adli tbbn iiydi benim deil. *) Rigor mortis: Cesedin sertlii. Scak yaz gnei zerime vuruyordu. Vcudun ekli ve siyah dar pantolondan, cesedin bir kadna ait olduunu tahmin ediyordum Yz st, gs km halde ve kafas eksik-23 2 ken, bunu tahmin etmek zor oluyordu. Gzken omurgasnn ucu beyazd ve parlyordu. Boynundan kan, az krk ieden akan arap gibi akmt. Derisi paralanm, dalmt. Sanki kafas sklp kartlmt. Zorla yutkundum. Aylardr cinayet mahallinde kusmam-tm. Ayaa kalkp cesetten uzaklatm. Bunu yapan insan olabilir miydi? Hayr: belki. Kahretsin. Eer yapanlar insansa, yle olmadklarn dndrmek iin ok uramlard. Dardan nasl grnrse grnsn, adli tp hep bak izleri bulmutu. Bak cinayetten nce mi, sonra m kullanlmt? Bir canavar gibi grnmeye alan ey, insan myd? Yoksa insan gibi grnmeye alan canavar m? "Ba nerede?" diye sordum. "Kendini iyi hissetmiyor musun?" Yzne baktm. Yzm m beyazlamt? "yiyim." Ben, koca, sert vampir avcs, koparlm kafalar grnce kusmazdm. Elbette. Perry kalarn kaldrd ama meselenin zerine gitmeyecek kadar kibard. Beni kaldrmda metre teye gtrd. Ban zerine plastik bir torba geirilmiti. kinci ama daha ufak, kan gl de torbann altndan szmt. Penny melip poeti tuttu. "Hazr msm?" Bamla onayladm, sesime gvenmiyordum. Poeti, sanki kaldrmn zerindeki eyi gizleyen bir perdeymi gibi kaldrd. Uzun siyah salar, soluk yzn etrafnda dalmt. Salar karma kark ve kana bulanmt. Yz1 bir zamanlar ekiciymi ama artk deildi. fadesi sarkm, bir oyuncak bebein ki kadar gerek d olmutu. Gzlerim gryordu ama beynimin alglamas biraz zaman ald. "Has siktir!" "Ne oldu?" "Hzla ayaa kalkp caddeye doru bir iki adm geriledim. Perry yanma geldi. "Anita, iyi misin?" rktc bir yumru halinde duran plastik torbaya baktm. 233 yi miydim? yi soru. Cesedi tehis edebilirdim. O Theresa'yd. Otuz nc BLrn Ronnie'nin ofisine on birden birka dakika nce vardm. Kapnn koluna uzanmken duraksadm. There-sa'nm kafasnn

kaldrmdaki grnts aklmdan sikmiyordum. ok zalimdi ve yzlerce insan ldrm olmalyd. Neden ona acmtm? Aptallmdan, olabilir. Derin bir nefes alp kapy ittim. Ronnie'nin odas pencerelerle doluydu. Ik iki taraftan, gney ve batdan ieriye doluyordu. Baka bir deile leden sonralar odas gne stcs gibi oluyordu. Hibir havalandrma o kadar ok gne nn stesinden gelemiyordu. Ronnie'nin ltl pencerelerinden bakarsanz Mahalle'yi grebiliyordunuz. Tabii bakmak isterseniz. Ronnie beni kapda grnce eliyle, neredeyse kr edici aydnln iine davet etti. Masasnn karsnda zarif grnl bir hanm oturuyordu. Parlak siyah salar dikkatlice yznden geriye ekillendirilmi bir Asyalyd. yi dikilmi'eteine uyan, koyu mor bir ceket dzgnce sandalyesinin koluna /aslmt. Parlak, lavanta rengi bluzu, dikkati ekik gzlerine ve gz kapaklan ve kaslarndaki hafif lavanta rengi makyaja ekiyordu. Gnein boucu scanda bile, lavanta rengi bluzu iinde ho duruyordu. Bunca yldan sonra onu orada yle otururken grnce bo bulundum. Sonunda, ak azm kapattm, elimi uzatp ilerledim. "Beverly, grmeydi ok oldu." Zarife ayaa kalkt ve o ho eliyle tokalat. " yl." Kesin, tamamyla Beverly gibi. "Siz ikiniz tanyor musunuz?" diye sordu Ronnie. Ona doru dndm. "Bev beni tandndan bahsetmedi mi?" Ronnie ban iki yana sallad. Dier kadna baktm. "Neden Ronnie'ye bahsetmedin." "Gerekli olduunu dnmemitim." Bev'nin gzlerime bakmak iin enesini kaldrmas gerekiyordu. ok fazla insann yapaca bir ey deildi. Beni garip hissettirecek kadar nadir bir durumdu; neredeyse gzlerimiz ayn hizaya gelsin diye eilmeyi istetecek kadar nadir. "Birisi nereden tantnz bana syleyecek mi?" diye sordu Ronnie. Ronnie yanmzdan geip, masasna oturdu. Bev dner sandalyesini hafife geri itti, ellerini kucanda kavuturdu ve bekledi. Yavru kedi ty kadar yumuak, saf gri gzleri, bana bakyordu. "Anlatmamda bir saknca var m, Bev?" Bev yumuak bir harekede, bir hanmefendi gibi yeniden oturdu. ok arbalyd ve hanmefendi hareketleri beni her zaman kelimenin tam anlamyla, etkilemiti. "Eer sen gerekli gryorsan, bence sakncas yok," dedi. ok iten bir onay deildi ama kabul edilebilirdi. Kotum ve spor ayakkablarmn bir hayli farknda olarak dier sandalyeye ktm. Bev'in yanmda kt giydirilmi bir ocuk gibi kalmtm. Bu ok ksa bir iisti, hemen kaybolmutu. Unutmayn, siz izin vermezseniz hi kimse sizi kmseye-mez. Eeanor Roosvet sylemiti bunu. Hayatta uygulamaya altm bir szd. ounlukla baaryordum. "Bev'in ailesi bir vampir srsnn kurban oldu. Sadece Beverly kurtuldu. Vampirlerin yok edilmesinde yardmc olanlardan bir tanesi de bendim." Ksaca, konuya ana hatlar 236 ile deinip pek ok blmn atladm. ounlukla ac veren blmleri.

^ev sikin, kesin sesiyle konutu. "Anita hayatm, kendi-sininkim tehlikeye atarak kurtard blm atlad." Kucanda birlemi ellerine bakt. Beverly Chin'i ilk grm hatrladm. Tek bir soluk bacak yede debeleniyordu. Vampir saldrmak iin gerilediinde dileri parlam i Soluk, lk atan, bir yz ve siyah salar bir anlk grmr.Lt. lnda katksz bir dehet vard. Elimden frlayan gm bak, vampirin omzuna saplanmt. ldrc bir darbe deildi, o kadar zaman yoktu. Yaratk, bana doru kkreyerek, ayaa kalkmt. Elimde kalan te'; bakla yarata karsnda durmutum, silahm ok nceden boalmt. Ve sonra Beverly Chin'in, zerime reklenmi, nefesinin scakln boynumda hissettiim vampirin kafasna gm bir amdanla vuruunu hatrladm. Kafasna tekrar tekrar vurup beyini datrken att lklar haftalarca ryalarndan kmamt. Btn bunlar aramzda kelimeler sarf etmeden gemiti. Birbirimizin hayatn kurtarmt], bu iitiize ileyen bir ba idi. Arkadalk kaybuk bilirdi ama o minnettaik hep vard; korku, kan ve payl.hn iddetle olum i umkLL, byle bir ey asla yok olmaz. yl aradaj so.-a bile, gegin ve dokunabilecek ekilde bunu hissediyorduk. Ronnie akll bir kaJLnd. Rahatsz edici seszllgi tozd. "Bir eyler imek isteyen /ar m?" "Alkolsz olsun," dedik Eev ile birlikte. Beraber ^dik, gerginlik gitmiti. Asla gerek dost olamayacaktk ama belki birbirimizin hayaletini gn lekten vazgeebilir lik. Ronnie bize diyet kola getirdi. Yzm buruturdum ama yine de aldm. Ofisindeki kk dolapta baka bir ey olmadn biliyordum. Diyet iecekler hakknda daha nceden tartmtk, tadarm sevdiine yemin etmiti. Tadn sevmek, g! Bev kendisininkini zarife ald; belki evinde de bunlardan iiyordu. Ben her zaman daha imanlatc daha lezzetli eyleri tercih ederdim. "Ronnie telefonda VK 'ye bal bir lm timinden bahsetti bu doru mu?" diye sordum. Bev, tek eliyle tutup dier elini etei lekelenmesin diye altnda tuttuu kutuya bakt. "Doru olduuna dair kesin bir bilgim yok ama yle olduuna inanyorum." "Bana duyduklarn anlatr msn?" diye sordum. "Vampirleri avlamak iin bir tim kurma fikri bir sredir konuuluyor. Onlar... ailelerimizi ldrdkleri gibi ldrmek iin. Elbette bakan fikri veto etti. Biz bir sistem iinde alyoruz. Bir ete deiliz." Son sylediini sanki kendisini de ikna etmek istermi gibi, soru eklinde sylemiti. Neler olmu olabilecei dncesi onu sarsmt. Ho kk dnyas yeniden yklyordu. "Ama son zamanlarda baz eyler duydum. Organizasyonumuzdan baz insanlar vampir avlaryla vnyordu." "Nasl ldrm olabilirler?" diye sordum. Bana bakt, tereddt etti. "Bilmiyorum." "p ucu yok mu?" Ban iki yana sallad. "Bulabileceime inanyorum. Sizin iin nemli mi?" "Polis baz detaylar halktan gizledi. Sadece katilin bilebilecei bilgileri."

"Anlyorum." Elindeki kutuya, sonra bana bakt. "Gazetelerde yazan eyleri bizimkiler yapmsa bile ben bunun cinayet olduuna inanmyorum. Tehlikeli hayvanlar ldrmek su olmamal." Ona biraz olsun katlyordum. Bir zamanlar btn kalbimle katlyordum. "yleyse bize neden anlatyorsun?" Gzlerini dikip, bana bakt, koyu, neredeyse siyah gzle-238 ri yzmn iine bakyordu. "Sana borluyum." "Sen de benim hayatm kurtardn. Bana hibir ey borlu deilsin." "Aramzda her zaman bir bor olacak, her zaman." Yzne baktm ve anladm. Bev bana vampirin kafasn ezdiini hi kimseye anlatmamam iin yalvarmt. Sanrm sebebi ne olursa olsun bu kadar vahi olabilmesi fikri onu dehete drmt. Polise, onun vampirin dikkatini dattm ve ii benim bitirdiimi sylemitim. Bu beyaz yalan, onu tarifsiz derecede memnun etmiti. Belki hi kimse bilmezse, o da olmam gibi davranabilirdi. Belki. Eteinin arkasn dzelterek ayaa kalkt. Elindeki iecek kutusunu, dikkatlice masann kenarna brakt. "Daha fazla bilgi edinirsem, Bayan Sims araclyla ulatrrm." Bamla onayladm. "Yapn ey iin minnettarm." nand davaya ihanet ediyor olabilirdi. / Mor ceketini koluna ast, antasn iki eliyle kavramt. "Cevap iddette deil. Sistem iinde almalyz. Vampirlere Kar nsanlar kanunlar ve dzenin arkasnda, eteciliin deil. " nceden kaydedilmi bir konuma gibiydi. Ama zerinde durmadm. Herkesin bir eylere inanmaya ihtiyac vard. kimizin de elini skt. Eli serin ve kuruydu. nce omuzlar dik ekilde kt. Kap arkasndan, sert ama sessizce kapand. Ona baknca bu kadar byk bir iddete maruz kaldn anlayamazdnz. Belki de o yle grnmek istiyordu. Kim ne diyebilir? "Tamam. Hadi imdi bana neler bulduunu*anlat," dedi Ronnie. "Bir eyler bulduumu da nereden kardn?" diye sordum. 'nk kapdan ieriye girdiinde sapsarydn." "Harika. Ben de belli etmediimi zannetmitim." Koluma hafife vurdu. "Aldrma. Sadece seni ok iyi tanyorum, o kadar." Bamla onayladm ve aklamay olduu gibi kabullendim; bu rahatlatc bir samalkt. Ama yine de kabullendim. Theresa'nm lmn anlattm. Ona Jean-Claude'u grdm ryalar dnda her eyi anlattm. Ryalar zeldi. nce bir slk ald. "Lanet olsun, ok megulmsn. nsan lm Timi'nin yaptm m dnyorsun?" "VK'de mi bahsediyorsun?" Bayla onaylad. Derin bir nefes alp verdim. "Bilmiyorum. Eer insanlarsa, nasl becerdikleri konusunda en ufak bir fikrim bile yok. Bir kafay kopartmak iin insanst bir g gerekir." "ok gl bir insan olmaz m?" diye sordu. Winter'in imi kollarnn grnts gzmn nnde belirdi. "Belki ama o kadar bir kuvvet..." "Bask altnda yal kadnlar arabalar kaldrabiliyor." Hakl olabilirdi. "Sonsuz Hayat Kilisesine nasl ulamay dnyorsun?" diye sordum. "Onlara katlmay m dnyorsun?" Yzm buruturdum. Gld. "Tamam, tamam, kzma. Neden gideceiz ki?" "Geen gece ellerinde sopalarla partiyi bastlar. Kimseyi ldrmeye

geldiklerini sylemiyorum ama birilerini dvmeye balaynca" -omuz silktim- "kazalar olabilir." "in arkasnda kilisenin olduundan m pheleniyorsun?" "Bilmiyorum, eer garabetlerden onlarn partilerini basacak kadar nefret ediyorlarsa, belki onlar ldrmek isteyecek kadar da nefret ediyor olabilirler." "Kilise mensuplarnn ou vampir," dedi. "Kesinlikle. nsanst g ve avlarna yaklaabilne imkn." Ronnie glmsedi. "Hi fena deil, Blake, hi fena deil." Bam alak gnlllkle edim. "imdi tek yapmamz 240 gereken delil bulmak." "Tabii ki eer bu ii onlar yapmsa," dedi, gzleri hl nee iinde parlyordu. "Aman, kapa eneni, Bir yerden balamak lazm." Kollarn iki yana at. "Hey, ikayet etmiyorum. Babam hep yle derdi: 'Daha iyisini yapamyorsan eletirme.'" "Sen de neler olduunu zemedin, ha?" diye sordum. Yz bozuldu. "Keke bilseydim." Ben de. Otuz DRdnc BLm onsuz Hayat Kilisesi'nin ana binas, Mahalle'den ok uzakta, Page Caddesi zerindeydi. Kilise kenar mahallelerde olan bitenle balantl olmak istemiyordu. Vampir striptiz kulb, Lanetliler sirki, ck ck. ok aypt. Hayr, onlar kendilerini yaayanl dnyasnn ideali olarak gryorlard. Kilise* binas, ok geni bir alana yaylyordu. Kk fidanlar, aa olup beyaz kiliseyi glgelemek iin abalyorlard. Bina, scak Temmuz gneinde, ay gibi parlyordu. Park yerine girip aracm yeni asfaltn zerine braktm. Sadece toprak normal grnyordu; amurlam, krmzya yakn bir toprak. imenlerin hi ans olmamt. "Ho," dedi Ronnie. Binaya doru bayla iaret edip. Omuz silktim. "yle diyorsan yledir. Akas, bu genel hlini sevmiyorum." "Genel hhali mi?" "Vitraylar soyut renklerde. sa'nn tasvirleri yok, Azizler, kutsal semboller yok. Poetinden yeni km diin kyafeti gibi, temiz ve saf." Arabadan karken, gne gzln takyordu. Kollarn kavuturup kiliseye bakt. "Sanki paketinden yeni km gibi." "Evet, Tanrs olmayan bir kilise. Buradaki yanllk ne acaba?" Gld. "Bu saatlerde ayakta birileri var mdr?" "Evet, tantm ilerini gndz yapyorlar. "Tantm m?" "Biliyorsun, kap kap dolayorlar, Mormonlar ya da Ya-hova ahitleri gibi." Bana bakt. "Dalga geiyorsun?" "yle bir hlim mi var?" Ban iki yana sallad. "Kap kap dolaan vampirler. Tam da," -elini ileri geri sallad- "elinizin altnda." Geni beyaz basamaklar, byk ifte kapya doru uzanyordu. Kaplardan bir tanesi akt; tekisinin zerinde ise "Gir Dostum ve Huzura Er" yazan bir tabela vard. Tabelay skp zerinde tepinmemek iin kendimi zor tuttum. nsann en byk korkusunu kullanarak avlanyorlard: lm. lmden herkes korkard. Tanrnn varlna inanmayanlar

lm kabullenmekte glk ekiyordu. l ve yok ol. Ama Sonsuz Hayat Kilisesi'nde, adnn ierii zerine sz veriyorlard. Ve bunu ispatlayabiliyorlard. nan adayma gerek yoktu. Beklemek yoktu. Cevapsz soru yoktu. l olmak nasl bir histi? Herhangi bir kilise yesine sormak yeterliydi. Ah ve tabii yalanmak yoktu. Yz gerdirme yoktu, gbekte oluan katmanlar yoktu, sadece sonsuz genlik. Ruha inanmyorsanz, bu ok kt bir anlama deildi. Tabii ki ruhunuzun vampir vcuduna hapis olacana ve asla cennete ulaamayacak olduunuza inanmyorsanz. Daha da kts, vampirler doalar gerei ktyd ve cehenneme gitmeye mahkmdular. Katolik Kilisesi, gnll vampirlii intiharla e tutuyordu. Ben de onlara katlyordum. Ama Papa ayrca, lleri diriltmekten vazgemedikleri srece, btn animatrleri de aforoz etmiti. Gzel, ben de episkopalist olmutum. Cilal tahta sralar, iki sra halinde mihraba benzeyen bir yere doru uzanyordu. Bir krs vard ama mihrap gibi durmuyordu. Oras, etrafn beyaz duvarlarn evreledii, dz bir mavi duvard. Mavi, krmz vitraylardan, gne szlp beyaz zeminde ho renkli desenler oluturuyordu. "Huzur verici," dedi Ronnie. "Mezarlklar da yledir." Bana glmsedi. "Byle diyeceini biliyordum." Yzm buruturdum. "Ciddi ol, i iin buraya geldik." "Tam olarak ne yapmam istiyorsun." "Sadece arkam kolla, olabildiince tehlikeli grn. Ve ip ular ara." "p ular m?" diye sordu. "Evet, bilirsin, ip ular, bilet artklar, yars yanm notlar, yol gsterecek bir ey." "Ah, onlar." "Srtmay kes, Ronnie," Gne gzln dzeltip en 'souk' halini taknd. Bu ite bir hayli iyiydi. Yirmi adm teden serserileri titrettiini biliyordum. Kilise mensuplar zerinde nasl bir etkisi olacan grecektik. 'Mihrab'm yannda kk bir kap vard. Hal deli bir hole uzanyordu. Havalandrmal bir sessizlik etrafmz sarmt. Sol tarafta lavabolar ve sada kaps ak bir oda vard. Her halde yinlerden sonra burada... kahve iiyorlard. Byk ihtimalle hayr. Canlandrc bir vaazn ardndan biraz kan, belki? Ofisler, zerinde 'Ofis' yazan tabelalarla iaretlenmiti. ok akllca. Bir d ofis vard, kelimenin tam anlamyla bir sekreter odasyd... Masann arkasnda gen bir adam oturuyordu. Zayft, ksa kahverengi salar zenle kesilmiti. nce ereveli bir gzlk, ok ho, iri kahverengi gzlerini sslyordu. Boynunda, belli belirsiz bir srk izi vard. ) Kalkt ve masann etrafndan dolap elimizi skmak iin yanmza geldi. "Ho geldiniz, arkadalar, ben Bruce. Size nasl yardmc olabilirim?" El sk sert ama ok gl ve zorlayc deildi, dosta ve itendi ama seksi de deildi. Gerekten iyi araba satclar byle el skrd. yi Emlaklar da yle. Yeni ho bir ruha sahibim, ok az kullanld. Fiyat da uygun. Bana gvenebilirsiniz. Eer

byk kahverengi gzler bana biraz daha sakin baksayd, ban okayp bir kpek biskvisi verecektim. "Maku.n'la grmek iin, bir randevu almak istiyorum." Gzleri., bir kere krpt. "Ltfen, oturun." Ben otur hm. Ronnie, kap tarafndaki duvara yasland, kollarn kavuturmu, sert bir koruma gibi grnyordu. Bruce bize kahve teklif ettikten sonra, masasna oturup ellerini kavuturdu. "imdi, Bayan..." "Bayan Blake." Bir tepki vermedi; benim hakkmda bir eyler duymamt. nm abuk snmt. "Bayan Blake, kilisemizin lideriyle neden grmek istiyorsunuz. Karar vermenize yardmc olacak yeterli ve anlayl danmanlarmz var." Ona glmsedim. Eminim vardr, seni kk rezil ey. "Sanrm Malcon benimle grmek isteyecektir. Elimde vampir cinayetleriyle ilgili bilgiler var." Glmsemesi kayboldu. "Eer byle bir bilgiye sahipseniz polise gidin." "Eer elimde baz kilise mensuplarnn cinayetlerle ilgisi olduuna dair bilgiler varsa bile rni?" Kk bir blf, baka bir deile yalan. Yutkundu. Parmaklarn, ular beyazlamcaya kadar masaya bastrd. "Anlamyorum, demek istediim..." Ona glmsedim. " Akas yle, Bruce. Cinayetlerle ilgilenecek kadar yetkili deilsin. Sen bunun iin eitilmedin, deil mi?" "ey, hayr ama..." "yleyse, bana bu akam Malcom'la greceim zaman syle." "Bilmiyorum. Ben.." "Merak etme. Malcom bu kilisenin ba. O bu konuyu halledecektir. " ok hzl bir ekilde bayla onaylyordu. Gzleri, Ronnie'ye kayd, sonra bana'hakti. Deri kapl plan defterinin sayfalarn kartrd. "Bu gece dokuzda." Bir kalem alp hazr bekledi. "Bana tam admz verirseniz, buraya ilerim." Beni bir yere ileyemeyeceini syleyecektim ama vazgetim. "Anita Blake." Adm hl hatrlayamamt. Vampir camiasnda dehet samann sonular. "Ve ilgili konu nedir?" Profesyonelliini kazanmaya balamt. Ayaa kalktm. "Cinayet, ilgili konu cinayet." "Ah, evet, ben..." Bir eyler karalad. "Bu gece dokuzda, Anita Blake, cinayet." Sanki bir ey yanlm gibi nota bakp yzn buruturdu. Ona yardmc olmaya kadar verdim. "Yzn asma, mesaj doru aldn." Bana bakt. Biraz solmu grnyordu. "Geri geleceim. Mesaj aldndan emin ol." Bruce yine hzla bayla onaylad, gzlnn arkasnda gzleri bymt. Ronnie kapy at, ben de yanndan geip dar ktm. O da, filmlerdeki korumalar gibi arkamdan kt. Kilisenin ana salonuna dndmzde, gld. "Sanrm onu korkuttuk." "Bruce'u korkutmak kolayd." Bayla onaylad, gzleri parlyordu. iddet ve cinayetin en ufak bahsi geince, dalmt. 'Bydnde' vampir olacak. Tabii ki. Kilisenin loluundan sonra, gne neredeyse kr ediciydi. Gzlerimi ksp elimle glgeledim. Gzmn ucuyla bir hareket grdm. "Anita!" diye bard Ronnie.

Her ey yavalad. Adama ve elindeki silaha bakacak kadar zamann vard. Ronnie zerime atlayp ikimizi de kilise kapsndan ieriye yuvarlad. Mermiler biraz nce durduum yerde kapya sapland. Ronnie arkamdan srnp duvara yaklat. Silahm karttm ve kapya dayandm. Kalbim kulaklarmda uulduyordu. Ama yine de her eyi duyuyordum. Rzgrlmn buruukluklarndan kan sesler parazit gibiydi. Adamn merdivenlerden ktn duydum. Orospu ocuu hl geliyordu. Biraz ilerledim. Merdivenlerden kt. Glgesi kapdan ieriye vurdu. Saklanmaya bile almyordu. Belki silahm olmadn dnyordu. Birazdan yle olmadm grecekti. "Burada neler oluyor?" diye seslendi Bruce. "eriye git," diye bard Ronnie. Gzlerimi kapdan ayrmadm. Bruce dikkatimi datt iin vurulmaya niyetim yoktu. Hibir ey kapdaki glgeden ve durmu ayak seslerinden nemli deildi. Hibir ey. Adam ieriye girdi. Elinde silah, gzleriyle kiliseyi aratryordu. Amatr. Silahmn namlusuyla ona dokunabilirdim. 'Olduun yerde kal.' 'Kprdama' bana hep ok meodramatik gelmiti. Olduun yerde kal, net ve aklaycyd. "Olduun yerde kal," dedim. Ban, yavaa bana doru evirdi. "Sen Cellatsn." Sesi teredddyd. Reddetmem mi gerekiyordu? Belki de. Eer buraya Cellat' ldrmeye gelmise, kesinlikle. "Hayr," dedim. Dnmeye balad. "O zaman o olmal." Ronnie'ye dnyordu. Has siktir. Kolunu kaldrp nian almaya balad. Yapma!' diye lk att Ronnie. ok ge. Tetie bastm, ok yakndan gsnden vurdum. Ronnie nin silah da benimkisiyle birlikte yankland. Darbe ayaklarn yerden kesip onu geri yuvarlad. Gmlei kana bulanmt. Yar ak kapya arpp kap alrken geri dt. Sadece bacaklarn grebiliyordum. Tereddt ettim, dinliyordum. Bir hareket duyamyordum. Kapnn kenarndan baktm. Hareket etmiyordu ama silah hl elindeydi. Silahm ona dorultup yanna yrdm. Eer en ufak bir hareket yaparsa, onu yeniden vuracaktm. Silah tekmeleyip nabzn kontrol ettim. Kaput. lmt. Vampirleri yere serecek cephane kullanyordum, tabii eer anslysam ve onlar da ok kadim deillerse. Mermi nde kk bir delik amt ama gsnn dier taraf dalmt. Mermi yapmas gerekeni yapmt, genileyip daha byk bir delik aarak kmt. Boynu yana kaymt. ki srk izi vard. Lanet olsun! Isrk izleri var ya da yok, lmt. Kalbinden bir ine ucu kadar bile para kalmamt. ansl bir at. Silahl aptal bir amatr. Ronnie, kapya dayanmt, solgun grnyordu. Silahn l adama dorultmutu. Elleri belli belirsiz titriyordu. Neredeyse glmsedi. "Gndzleri ounlukla silahm tamam ama seninle birlikteyken ihtiyacm olacam dnmtm. " "Bu bir hakaret mi? "Hayr," dedi, "gerek."

Buna bir ey diyemezdim. Souk ta basamaklara oturdum; dizlerimde g kalmamt. Adrenalin, atlak kupadan akan su gibi, beni tketiyordu. Bruce kapnn nnde durmutu, benzi atmt. "O...o sizi ldrmeye alt." Sesi korkudan atlamt. "Onu tanyor musun?" diye sordum. Basyla reddetti, tekrar tekrar, hzl bir ekilde iki yana sallyordu. "Emin misin?" "Biz...biz, iddeti... onaylamyoruz." Zorla yutkundu, atlak bir sesle fsldad. "Onu tanmyorum." Korku gerek grnyordu. Belki adam tanmyordu ama bu, kilise mensubu olmad anlamna gelmiyordu. "Polisi ar, Bruce." Orada ylece durmu cesede bakyordu. "Polisleri ar, tamam m?" Bana bakt, gzleri bulamklamt. Beni duyup duymadndan emin deildim. Ama ieriye girdi. Ronnie yanma oturdu, park-yerine bakyordu. Kan, merdivenlerde kk kzl gletler oluturarak akyordu. "Yce sa," diye fsldad. "Yaa." Silahm hl elimdeydi ama sk tutmuyordum. Tellike gemi gibiydi. Sanrm silahm yerine koymalydm. "Beni yoldan ittiin iin teekkr ederim.," dedim. "Bir ey deil." Derin, gsn titreten bir nefes ald. "Onu, beni ldrmeden nce vurduun iin teekkr ederim." "nemli deil. Ayrca ondan sen de bir para aldn." "Hatrlatma." Ona baktm. "Iy misin?" "Hayr, ok ama ok korktum." "Evet." Elbette, Ronnie nin tek yapmas gereken benden uzak durmakt. Ate altnda olan bendim. evremdekilere ve i arkadalarma kar, yryen ve konuan bir tehdittim. Ronnie bugn lebilirdi ve bu tamamen benim suum olurdu. Benden birka saniye sonra ate etmiti. O birka saniye hayatna mal olabilirdi. Elbette, eer o burada olmasayd, ben de lm olabilirdim. Gsmden tek kurun ve silahmn bana en ufak bir faydas bile dokunmazd. Uzaktan polis sirenlerinin sesini duydum. ok yaknda olmalydlar ya da bu belki baka bir lm olayyd. Bu mmknd. Polis, onun 'efsanevi Cellat' ldrmeye alan bir fanatik olduuna inanr myd? Belki. Ama Dolph yutmazd. 2.49 Gne zerimize parlak sar plastik gibi ykleniyordu. kimiz de tek kelime etmedik. Belki sylenecek bir ey kalmamt. Hayatm kurtardn iin teekkr ederim. Bir ey deil. Baka ne sylenebilirdi? Kendimi ok bo ve hafif, neredeyse huzurlu hissediyordum. Uyumutum. Her ne idiyse, geree yaklayordum. Birileri beni ldrmeye alyordu. Bu iyi bir iaretti. Yani bir ekilde nemli bir ey bildiim anlamna geliyordu. ldrlecek kadar nemli. Problem, bu bildiimin ne olduunu bilmememdi. Olvz BEinci Bluiii ece 08:45'te kiliseye geri dndm. Gkyz morun tonlarn day di. Pembe bulutlar, yaramaz ocuklar tarafndan

paralanp erimeye braklm pamuk helvalar gibi dalmt. Gerek karanlk birka dakika tedeydi. Gller ortaya kp, ilerine balamt. Ama vampirlerin birka kalp at kadar daha beklemesi gerekiyordu. Kilisenin merdivenlerinde durup gn batnn tadn karttm. Hi kan yoktu. Merdivenler sanki bu leden sonra hi yaanmam gibi parlak ve yeni grnyordu. Ama ben hatrlyordum. Ykl gezebilmek iin temmuz scanda pimeyi gze almtm. Rzgrlm sadece omuz askmdaki 9mm. ve yedek cephanesini deil, iki kolumdaki baklar da gizliyordu. Firestar bacam iindeki klfnda, sa elle apraz ekilebilecek ekilde bekliyordu. Ayak bileime bal bir bam bile vard. Elbette ta;dm hibir ey Malcom'u durduramazd. ehirdeki en kuvvetli bavampirierden bir tanesiydi. Nikolaos ve Jean-Claude'u grdkten sonra onu nc sraya koyabilirdim. Onu kyasladim ekip gz nnde bulundurulursa nc sra hi fena deildi. O zaman neden onun karsna kyordum? nk yapacak baka bir ey dnemiyordum. Kilise ve dierleri hakkndaki phelerimin yazl olduu bir mektubu, zel kasama brakmtm. Herkeste bir tane yok muydu? Ronnie biliyordu ve Arimatrler A..'de sekreterin masasnda eer Pazartesi ie gitmezsem Dolph'a yollanacak bir mektup vard. Hayatma bir kere kast ediliyor ve ben paranoyaklayor-dum. Ne ho. Park yeri doluydu. nsanlar kiliseye kk gruplar halinde ilerliyordu. Bir ou yryerek gelmiti, arabalar yoktu. Onlara dikkatlice baktm, hava kararmadan kan vampir iniydiler? Yo, hayr, sadece insanlar. Rzgrlnm fermuarn yarya kadar ektim. Kilisedeki-leri silahm gstererek rahatsz etmek istemiyordum. Salar tek gz zerine yapay bir dalga olarak gelecek e-kilde toplanm, gen bir kadn, kapnn giriinde kitapklar datyordu. inde yol gsterici bilgiler olmalyd. Glmsedi. "Ho geldiniz. Bu ilk geliiniz mi?" diye sordu. Ben de, ho bir ekilde, sanki zerimde cemaatin yarsn gtrecek kadar silah tasmyormu gibi, ona glmsedim. "Malcom'la grmek zere bir randevum vard." Glmsemesi deimedi. Deitiyse bile byd, rujlu dudann bir yannda gamze olutu. Nedense, onun bugn birisini ldrdm bilmediini dndm. Hakkmda bu tr eyleri bilen insanlar genelde bana byle gimsemezdi. "Bir dakika; benim yerime kapya bakmas iin birisini bulaym." Yryp, gen bir adamn omzuna vurdu. Kulana bir eyler fsldayp, kitapklar ona verdi. Yeniden yanma geldi, elleri geni kollu elbisesi altnda kayyordu. "Eer beni takip ederseniz?" Soru eklinde sylemiti. Hayr desem*, ne yapard acaba' Her halde arrd. Gen adam kiliseye yeni giren bir ifti karlad. Adam takm, kadn ise klasik bir elbise, naylon orap ve sandalet gitmiti. Kiliseye geliyor gibiydiler, herhangi bir kiliseye. Kadn sralar arasndan kapya doru takip ederken, post modern punk ya da artk u sralar kendilerine ne diyorlarsa, o akma uygun giyinmi ift grdm. Kzn salar Frankenstein'in gelininkine beziyordu; pembe ve yeildi. 2S2 Bir daha baktm ve emin olamadm, pembe yeil sal olan belki de erkekti. Eer yleyse, kz arkada salarn sfr numara kaztmt, salar kirli sakal gibi grnyordu.

Sonsuz Hayat Kilisesi, geni bir yelpazeden insan ekiyordu. eitlilik, anahtar buydu. Agnostikleri de, ateistleri de, uyanm sradan insan da, ne olduuna karar verememileri de, hemen hepsini cezbediyorlard. Daha hava- kararmamt ama kilise neredeyse doluydu. Paskalya ya da Noel dnda bu kadar dolu bir kilise grmemitim. Tatil Hristiyanlar. Srtmda bir soukluk hissettim. Bu yllardr gittiim en kalabalk kiliseydi. Bir vampir kilisesi. Belki gerek tehlike katil deildi. Belki de gerek tehlike bu binann iindeydi. Bam iki yana salladm ve rehberimi takip ettim, kapdan getik, kilisenin dna ktk, kahve iilen yeri getik. Odadaki beyaz masada gerekten kahve makinesi vard. Ayrca bir kase iinde, pan olamayacak kadar koyu krmz grnen, pan vard. "Kahve ister misiniz?" "Hayr, teekkr ederim." Ho bir biimde glmsedi ve benim iin zerinde 'ofis' yazan kapy at. eri girdim. Kimse yoktu. "Malcom uyanr uyanmaz yannza gelecek. Eer isterseniz sizinle bekleyebilirim." Bunlar sylerken, kapya bakyordu. "yini karman istemem. Ben tek bama rahatm." Gamzesi grnen glmsemesi belirdi. "Teekkr ederim; eminim ok fazla beklemezsiniz," dedi ve gitti. Yalnzdm. Sekreterin masas ve Sonsuz Hayat Kilisesi'nin kayt defteri ile ba baaydm. Hayat gzeldi. Vampir cinayetlerinin balamasndan bir hafta nceye gittim. Sekreter Bruce'un gzel bir el yazs vard, her giri ok kesindi. Zaman, isim, toplantnn tek cmlelik aklamas. 10:00, Jason MacDonald, Dergi rportaj. 9:00, Belediye Bakan ile toplant, blge planlama problemleri. Vampirizm'in Billy Graham' iin normal problemler. lk cinayetten iki gn nce farkl bir el yazssyla alnm bir not vard. Daha kk ama ayn derecede dzgn. 3:00, Ned. Bu kadard; ne soy ad vard, ne de buluma gerekesi. Ve randevuyu Bruce almamt. Bir ip ucu bulduumu dnyordum. Sakin ol, kalbim. Ned, Teddy gibi Edward'in ksaltlm haliydi. Malcom, yaayanl katiliyle bulumu olabilir miydi? Belki, belki hayr. Baka bir Ned ile yaplm gizli bir toplant olabilirdi. Ya da belki Bruce masasnda deildi, yerine birisi bakmt. Dier kaytlara olabildiince abuk gz gezdirdim. Gze batan bir ey yoktu. Geri kalan btn notlar Bruce'un gzel byk yazsyla alnmt. Malcom, Edward'la, eer o Edward'sa, cinayetlerden iki gn nce bulumutu. Eer bu doruysa, ne anlama geliyordu? Katil Edward'sa ve parasn Malcom dyorsa, bu ite bir problem vard. Eer Edward lmemi isteseydi bunu kendisi yapard. Belki Malcom panie kaplmt ve kendi adamlar*.-dan birisini gndermiti? Bu olabilirdi. Kap aldnda, duvar kenarndaki sandalyeye oturmu, bir dergiyi kartryordum. Malcom uzun boyluydu ve neredeyse can yakacak kadar zayft. Elleri sanki daha kasl bir adamn elleri gibi byk ve kemikliydi. Ksa kvrck salar, altn saka

tylerinin artc san rengindeydi. yz yl karanlkta yaadktan sonra sar salar byle grnyordu. Mal-com'u en son grdmde, ok gzel, mkemmel grnyordu. imdi ise, ok sradand, Nikolaos'un yara izi gibi. Acaba Jean-Claude bana bavampirleri gerek ekillerinde grebilme gc m vermiti? Makom'un varl kk oday grnmez su gibi doldurdu, souktu ve tenime batyordu, diz hizasmdayd ve ykseliyordu. Ona bir dokuz yz y daha verirseniz belki Nikolaos'la ba ede-254 bilirdi. Elbette ben ahitlik etmek iin ortalklarda olamazdm. Ayaa kalktm, o da odaya girdi. Sade giyinmiti; mavi takm elbise, soluk mavi gmlek, mavi ipek kravat. Soluk gmlek, gzlerim ard kuu yumurtas gibi berginletirmit. Glmsedi, keli yz bana dnkt. Aklm kartrmaya almyordu. Malcom bu isteini ok iyi dizginliyordu. Btn gvenilirlii, onun hile yapmad gerei zerine kuruluydu. "Bayan Blake, sizi grmek ne gzel." Elini uzatmad, kendisi bilirdi. "Bruce bana ok garip bir not brakm. Vampir cinayetlerinden bahsediyor?" Sesi derin ve rahatlatcyd, tpk okyanus gibi. "Bruce'a, elimde sizin vampir cinayetleriyle balantnz olduu konusunda delillerim olduunu syledim." "Peki var m?" "Evet." Buna inanyordum. Eer Edward ile bulumusa, elimizde bir ka var demektir. "Hmmm, doru sylyorsun. Ancak, bunun doru olmadn biliyorum." Sesi etrafmda dnd, scak ve youn, glyd. Bam iki yana salladm. "Hile yapyorsun, Malcom, zihnimi okumak iin glerini kullanyorsun. Ck ak." Ellerini iki yana ap omuz silkti, "Cemaatimiz iinde iddete ynelen kk bir grup var. Garabet partisi dediiniz ey iren bir ey ve durdurulmas gerek ama yasal yollardan. Cemaatime bunu syledim." "Ma seni dinlemezlerse onlar cezalandryor musun?" diye sordum. "Ben polis ya da rahip deilim, kimseyi cezalandrmam. Onlar da ocuk deil. Kendi akllar var." "Eminim vardr." "Ve imdi bu ne demek oluyor?" diye sordu. "Sen bir bavampirsin, demek oluyor, Malcom. Hibirisi sana kar kamaz. Onlardan istediin her eyi yaparlar." 255 "Zihin glerimi cemaattim zerinde kullanmam." Bam iki yana salladm. Gc kollarmda souk bir dalga gibi akt. Bir ey denemiyordu bile. Sadece artklaryd. Ne yaptnn farknda myd? Kaza olabilir miydi? "lk cinayetten iki gn nce bir toplant yapmsnz." Dilerini gstermemeye alarak glmsedi. "Pek ok toplantya katlyorum." "Biliyorum gerekten poplersin ama bu bulumay kesinlikle hatrlarsn. Vampirleri ldrmesi iin bir adam kiraladn." Yzn seyrettim ama ok iyiydi. Gzlerinde bir kprt vard, belki biraz huzursuzluk; sonra yok oldu, parlak mavi gzl kendine gven geri geldi. "Bayan Blake, neden gzlerime bakyorsunuz?" Omuz siktim. "Beni etkin altna almadn srece gvendeyim."

"Size daha nce pek ok kereler bu durumu izah etmeye altm ama siz hep... dikkatli davr amy ordunuz. imdi bana bakyorsunuz, neden?" Bana doru ilerledi, hzlyd, hareketleri bulank grnd. Silahm elimdeydi, dnmeye.gerek yoktu. gdler aktifti. "Vay!" dedi. Sadece ona baktm, eer bir adm daha atacak olursa gsne mermiyi yaptrmaya hazrdm. "En azndan birinci izi tayorsunuz, Bayan Blake. Bir ba-vampir size dokunmu. Kim?" Nefesimi uzun bir oflamayla verdim, tuttuumu fark etmemitim bile. "Uzun hikaye." "Size inanyorum." Birden yeniden kapnn nnde duruyordu, sanki hi hareket etmemiti. Lanet olsun iyiydi. "Garabet vampirleri ldrmesi iin bir adam kiraladn," dedim. "Hayr," dedi, "yapmadm." 256 Silah dorulttuunuz kiinin ok rahat hareket etmesi her zaman sinir bozucu olurdu. "Bir katil kiraladn." Omuz silkti. Glmsedi. "Bu sylediinizi reddetmek dnda baka bir ey yapmam beklemiyorsunuz deil mi?" "Sanrm." Her neyse, soru sorabilirdim. "Senin ya da kilisenin vampir cinayetleriyle ilginiz var m?" Nerdeyse gld. Onu sulayamazdm. Akl banda hi kimse evet demezdi ama bazen karnzdakinin reddediinden bir eyler renebilirdiniz. Yalan tercihleri, dorular kadar yardmc olabilirdi. "Hayr, Bayan Blake." "Bir katil kiraladn." Bir aklamayd. Pof, yzndeki glmseme yok olmutu. Bana bakt, varl bcekler gibi tenimin zerinde dolayordu. "Bayan Blake, sanrm gitme zamannz geldi." "Bugn bir adam beni ldrmeye alt." "Bunda benim hi suum yok." "Boynunda iki vampir sr vard." Gzleri yeniden oynad, rahatszlk myd? Belki. "Kilisenizin dnda beni bekliyordu. Onu merdivenlerinizde ldrmek zorunda kaldm." Kk bir yaland ama Ronnie'nin daha fazla bulamasn istemiyordum. Yz burumutu, kzgnl, scaklk gibi odann iine yaylyordu. "Bu durumdan haberim yoktu, Bayan Blake. Bunu aratracam." Silahm indirdim ama kaldrmadm. Bir kiiyi namlu ucunda ok fazla tutamazdnz. Eer korkmuyorsa, sizi incitmeyecek^se ve siz de onu incitmeyecekseniz, bir hayli aptalcayd. "Bru- -ce'a ok yklenme iddet annda ok iyi hareket edemiyor." Malcom doruldu, ceketini dzeltti. Sinirli bir hareket miydi? Vay anasn. yi bir yerden vurmu olmalydm. "Konuyu aratrtacam, Bayan Blake. Eer kilise mensu-bumuzsa, size byk bir zr borluyuz." Ona bir dakika kadar baktm. Ne diyebilirdim? Teekkr ederim mi? Pek uygun grnmyordu. "Bir katil kiraladn biliyorum, Malcom. Bu kiliseniz iin iyi bir haber deil. Ellerin kan dkmemi olabilir ama her ey senin onaynla yapld." "Ltfen, gidin, Bayan Blake." Sylerken kapy da amt. Silahm hl elimde dar ktm. "Elbette gidiyorum ama tmyle gitmiyorum."

Aaya, bana bakt, gzleri siniriydi. "Bir bavampirin izini tamann ne anlama geldiini biliyor musunuz?" Bir sre dndm ve nasl cevap vereceimi bilmiyordum. Doruyu setim. "Hayr." Glmsedi, kanm donduracak kadar souktu. "reneceksiniz, Bayan Blake. Eer size ok gelirse, unutmayn kilisemiz burada, yardm etmeye hazr." Kapy yzme kapatt, yavaa. Kapya baktm. "Ve imdi bu da ne demek oluyor?" diye fsldadm. Kimse cevap vermedi. Silahm kaldrdm ve zerinde 'k' yazan kapy fark ettim. Oraya yneldim. Kilise lo aydnlanmt, belki mumlarla. Sesler gece havasna karyordu, ark syleniyordu. Szleri bilmiyordum. Melodi krklar Dndrmek'ti. Bir ktasn yakaladm: "Sonsuza kadar yaayacaz, hi lmeyeceiz." Hzla arabama ilerleyip ilahiyi dinlememeye altm. O ge ykselen, ibadet eden seslerde bir yanllk vard... Neye ibadet ediyorlard? Kendilerine mi? Sonsuz genlie mi? Kana m? Neye? Cevabn bilmek istemediim bir soru daha. Katilim Edward'di. Problem, onu Nikolaos'a ihbar edecek miydim? Kendimi kurtarmak iin, bir insan, bir canavara teslim eder miydim? Cevabn bilmek istemediim bir soru daha. ki gn nce olsa hayr derdim. imdi bilmiyordum. Otuz ALnc BLm Baireme gitmek istemiyordum. Edward bu gece gelecekti. Nikolaos'un gndzleri nerede uyuduunu syleyecektim ya da o benden zorla alacakt. Yeterince kark bir durumdu. Yaplacak en iyi ey ondan uzak durmakt. Bu sonsuza kadar srmezdi belki ama kafam toparlayp bir eyler bulacak zaman verebilirdi. Pekl, bu konuda da pek ansm olduu sylenemezdi ama umut hep vard. Belki Ronnie'den bir mesaj olabilirdi. Yardmc olabilecek bir ey. Tanr biliyor, her trl yardma ihtiyacm vard. Telefon kulbesi olan bir benzin istasyonunun nne park etmitim. u eve gitmeden mesajlarm kontrol edebildiiniz, ileri teknoloji rn telesekreterlerden almtm. Eer geceyi otelde geirirsem, Edward'i bu gecelik atlatabilirdim. Ah, eer elimde u anda bir kant olsayd, hemen polisi arardm. Kasetin dnn duydum, sonra durdu: "Anita, benim Willie, Phillip'i yakaladlar. u beraber olduunuz ocuu. ok fena hrpalyorlar! Gelmen gerek-" Telefon bir anda sustu. Sanki kesilmi gibiydi. Karnm kasld. kinci mesaj balad. "Benim kim olduumu biliyorsun. Willie'nin mesajn duydun. Gel ve al, animator. irin sevgilini gerekten tehdit etmeme gerek yok, deil mi?" Nikolaos'un kahkahas telefonu doldurdu; kasetten czrtl ve uzak geliyordu. Grltl bir ses geldi ve telefondan Edward'in sesi duyuldu. "Anita, nerede olduunu syle. Sana yardm edebilirim.*' "Phillip'i ldrrler," dedim. "Ayrca sen de benim tarafmda deilsin, hatrlarsan." "u anda senin tarafna en yakn olabilecek kii benim." "O zaman Tanr yardmcm olsun." Telefonu yzne kapattm. Geen gece Phillip beni korumaya almt. imdi bedelini dyordu. "Lanet olsun," diye bardm. Benzin dolduran bir

adam bana bakt. "Neye bakyorsun?" diye neredeyse ona da baracaktm. Gzlerini karp benzin doldurma iine konsantre oldu. Direksiyonun bana geip birka dakika ylece oturdum. ok sinirliydim. Titriyordum. Dilerimi skyordum. Lanet olsun. Lanet olsun! Araba kullanamayacak kadar sinirliydim. Eer yolda kaza geirirsem, Phillip'e yardm edemezdim. Derin derin nefes aldm. Bir faydas olmad. Motoru al tirdim. "Hz yapmak yok, polisler tarafndan durdurulmay gze alamam. Sakin ol, Anita, sakin ol." Arada bir kendi kendime konuurdum. Kendime gzel tavsiyelerde bulunurdum. Bazen tavsiyelerimi dinlerdim bile. Arabay vitese takp, yola srdm; dikkatlice. Kzgnlk srtmdan, omuzlarma ve enseme uzand. Direksiyonu ok fazla skmtm, ellerimin yeterince iyilemediini fark ettim. Canm yanyordu ama yeterli deildi. Dnya'da, u anki kzgnlm geirecek ac yoktu. Phillip benim yzmden ac ekiyordu. Tpk Catherine ve Ronnie gibi. Daha fazlasn istemiyordum. stemiyordum. Gidip Phillip'e elimden geldiince yardm edecektim; sonra da her eyi polise anlatacaktm. Delil olmadan, elimde beni destekleyecek hibir ey olmadan anlatacaktm. Daha fazla insann cannn yanmasndan ekiliyordum. Kzgnlk neredeyse arkasndaki korkuyu gizleyecek kadar 260 kuvvetliydi. Eer Nikolaos, Phillip'e dn gece olanlar iin ikence ediyorsa, benim yaptklarmdan da pek honut deil demekti. ehrin Efendisi'nin inine inen o merdivenlerden aaya inecektim. Bu ekilde dnnce hi akllca gelmiyor. Kzgnlk, souk, titretici korkuyla akp gitmiti. "Hayr!" Oraya korku iinde gitmeyecektim. Kzgnlma elimdeki her eyle tutunacaktm. Bu uzun zamandr nefret etmeye en ok yaklatm zamand. Nefret; vcudunuza scaklk yayacak hislerden bir tanesiydi. ou nefretlerin znde, yle ya da byle, korku vardr. Evet. Kendimi, nefretle atelenmi kzgnlkla sardm ama ortasnda buz gibi souk, saf dehet vard. OVZ YEDITC BLffl Lanetliler Sirki eski bir depoya yerlemiti. Ad atnn zerine parlak byk harflerle yazlmt. Dev palyao figrleri, donmu bir pandomimle harflerin etrafnda dans etmekteydi. Palyaolara yakndan baklrsa sivri dileri fark edilebilirdi. Ama sadece ok yakndan. Binann iki yanndan dev, plastik kapl, kuma pankartlar sallandrlmt; bu eski moda ek gsteri reklamlar iyiydi. Bir pankartta aslm adam resmi vard: "lme Meydan Okuyan Kont Alcourt" yazyordu. Bir resimde zombiler mezardan kyorlard, "llerin Mezardan kn Seyredin." ok kt bir izimle yar kurt yar adam eklinde birisi resmedilmiti; Kurtadam Fabian. Baka ilanlar da vard, dier ilgi ekici eyler. Hibirisi gze ho grnmyordu. Sulu Zevkler, sadistlik ile elence arasndaki ince izgide gidip geliyordu. Sirk kenardan kaym ve dipsiz uurumun dibine doru gidiyordu.

Ve ben de iine giriyordum. Ah, ne elenceli bir sabaht bu. Ses sizi kapda yakalyordu. Karnaval sesinin grlts, kalabalk tarafndan itilip kaklma, yzlerce insann hrts. Yzlerce deiik renkte k etrafa yaylmt, hepsi gz ahcydi, dikkatinizi ekmeyi ya da len yediklerinizi kaybettirmeyi garanti ediyorlard. Elbette sinirli olduum iin byle hissediyor da olabilirdim. Pamuk helva, ubukta msr, fil kulaklarnn tarna benzer kokusu, dondurma, tatl ve bunlarn hepsinin altnda boynunuzu bzen bir koku geliyordu burnunuza. Kan, bakr bozukluklar gibi kokuyordu ve kokusu her eyle karyordu. Pek ok insan fark etmiyordu. Ama havada baka bir koku daha vard, sadece kan deil, iddet de kokuyordu. Elbette iddetin bir kokusu yoktu. Ama orada bir ey vard. Uzun sredir kapal kalm odalarn ve ryen elbiselerin zor fark edilen hissi. Buraya polis ilen dnda, hi gelmemitim. u anda birka niforma iin neler vermezdim. Kalabalk sanki, geen gemi ile yarlan sular gibi ald. Winter, Bay Kas, kalabaln arasnda ilerliyordu ve insanlar i gdsel olarak yolundan ekiliyorlard. Ben de yolundan ekilmek isterdim ama ansm olacam zannetmiyordum. Winter, klasik gl adam kyafeti gitmiti. Beyaz renkli, sahte zebra izgileri olan dar atleti vcudunun st tarafnn ounu akta brakmt. kinci bir ten gibi vcuduna yapm akrobat altlndan da kaslar para para seiliyordu. Pazs kaslmadan, benim iki kolumdan kalnd. nmde durdu, yanmda kule gibiydi ve bunun da farkndayd. . "Btn aileniz, bu kadar uzun mu, yoksa sadece sen mi bylesin?" diye sordum. Yz burutu, gzlerini kst. Anladn zannetmiyordum. ok da umrumdayd. "Beni takip et," dedi. Sonra dnd ve kalabaln arasna dald. Sanrm iyi bir kz olup peinden gitmem gerekiyordu. Has siktir. Deponun bir kesinde byke mavi bir adr vard. nsanlar ellerinde biletleri, nnde sradaydlar. Bir adam yksek sesle baryordu; "ov neredeyse balyor, dostlarm. Biletlerinizi verin ve girin. Aslan adam grn. Kont Alcourt gzlerinizin nnde idam edilecektir." Durup dinledim. Winter beklemiyordu. ansma, beyaz srt, kalabala karmyordu. Yetimek iin hzlandm. Bunu yapmaktan nefret ediyordum. Kendimi byklerin peinden 263 koan bir ocuk gibi hissediyordum. Eer birazck koma bu geceki en kt ey olacak olsayd, her ey ok gzel olurdu. Tam boyda bir g testi vard, tepesi neredeyse deponun tavanna deecekti. Bir adam bana beysbol sopas uzatt. "ansn dene kk hanm." lgilenmedim. Bana kk hanm denilmesinden nefret ederdim. Kazanlabilecek dllere baktm. Doldurulmu hayvanlardan, irkin bebeklere kadar gidiyordu. Doldurulmu oyuncaklar genelde vahi, avc hayvanlard: Yumuak tyl panterler, kk kahverengi aylar, benekli ylanlar, dev ty l, dili yarasalar. Ayna labirenti iin bilet satan palyao makyajl, kel bir adam vard. eri giren ocuklarn arkasndan bakyordu. Baklarndaki arl buradan hissedebiliyordum, sanki kk bedenlerindeki her izgiyi ezberliyor gibiydi. Hibir g beni

onun yanndan geirip o parlak cam nehrine sokamazd. Srada elence evi vard, daha fazla palyao, daha fazla lk, havadaki uultu. eri doru ilerleyen yol eri ve arpkt. Ufak bir ocuk neredeyse dyordu. Annesi onu ayaa kaldrd. Neden aileler ocuklarn bu korkutucu yere getirirdi ki? Bir korku tneli bile vard, dnrseniz ok komikti. Bana sorarsanz, ok gereksizdi. Zaten btn bu lanet yer aslnda bir korku tneliydi. Winter arka taraflara alan bir kapnn nnde durdu. Yzn buruturmu,* gl kollarn, eit derecede gl grnen gs zerinde kavuturmutu. Kollar dzgn bir ekilde kvrlmamt, ok fazla kas vard ama o pek aldrmyor-mu gibiydi. Kapy at. eri girdim. Nikolaos'la ilk karlatmzda yannda duran, uzun boylu dazlak adam ierdeydi, duvara dayanmt ve ok dikkatliydi. Yakkl, dar yz, kalar olmad iin btn dikkati zerine eken ho gzleriyle, lise retmenlerinin yaramaz ocuklara bakt gibi bana bakyordu. Cezalandrlacaksn, gen bayan. Ama ben ne yapmtm ki? Adamn sesi kalnd, hafif bir ngiliz aksan vard, kltrl ama insansyd. "Aa inmeden, zerinde silah var m bak." Winter bayla onaylad, hareketler yeterliyken, konumaya ne gerek vard? Byk elleri ceketimi kaldrp tabancam ald. Omzumdan itti ve ben de dndm. kinci tabancam da buldu. Gerekten beni silahla ieri sokacaklarn m, diye dnmtm? Evet, sanrm dnmtm. ok aptalmm. "Bak var m diye kollarna da bak." Lanet olsun. Winter sanki yrtacakm gibi ceketimin kollarna yapt. "Ltfen, bekleyin. Ceketi kartacam. Onu da arayabilirsiniz. Tabii isterseniz " Winter kolumdaki baklar da ald. Dazlak adam sar yamurluumda olabilecek gizli silahlar aratrd. Bir ey bulamad. Winter bacaklarm yoklad ama ok detaylca deildi. Bileimdeki ba atlamt. Tek bir silahm vard ve onlar bunu bilmiyordu. Aman ne gzel. Bo taht odasna men, uzun merdivenler. Yzmden belli oluyor olmalyd. "Efendimiz, arkadanla birlikte, bizi bekliyor," dedi dazlak adam. Dazlak adam yolu gsteriyordu. Winter arkamdayd. Belki de kaacam dnyorlard. Tabii ki. Nereye gidebilirdim ki?

Zindanda durdular. Orada duracaklarn nasl da bilmitim? Dazlak adam kapya iki kere vurdu. ok hzl deildi, ok yava da deildi. Sessizlik vard; sonra ierden parlak, hafif bir kahkaha duyuldu. Sesi duyunca tenim karncaland. Nikolaos'u yeniden grmek istemiyordum. Yeniden hcrede olmak istemiyordum. Eve gitmek istiyordum. Kap ald. Valentine eliyle havay sprd. "eri gelin, ieri gelin." Bu sefer gm renkli bir maskesi vard. Kestane rengi salarndan kanl bir bukle maskesine yapmt. Yreim azma geldi. Phillip, hl yayor musun? Bar-mamak iin kendimi ok zor tuttum. Valentine benim girmemi beklermi gibi kapnn nnden ekildi. simsiz dazlak adama baktm. Yz ifadesizdi. lerlememi iaret etti. Ne yapabilirdim? eriye girdim. Merdivenlerin bandan grdklerim beni durdurdu. Daha fazla ilerleyemezdim. lerleyemezdim. Aubrey uzak duvara yaslanm, bana doru srtyordu. Salar hl altn rengiydi; yz ise canavarlamt. Nikolaos tenini kire gibi gsteren uzun beyaz elbisesiyle ayakta duruyordu, salar pamuk beyazyd. Sanki birisi pembe bir dolma kalemle mrekkep sratm gibi, zerine kan bulamt. Gl, saf, baya bir sesle bana gld. Baka bir kelime bulamyordum. Baya. Beyaz, kan sram eliyle Phillip'in plak gsn okad. Parman gs ucu zerinde evirdi ve gld. Phillip el ve ayak bileklerinden duvara zincirlenmiti. Uzun kahverengi salar yzne dm, bir gzn gizliyordu. Kasl vcudu, pek ok srk iziyle doluydu. Kan bronz teninden ince izgiler halinde akyordu. O tek kahverengi gzyle bana bakt, dier gz salarnn arkasnda kalmt. aresizlik. Buraya, bu ekilde, lmek zere getirildiini biliyordu ve bu konuda yapabilecei hibir ey yoktu. Bir eyler olmalyd. Tanrm, ltfen, olmalyd! Dazlak adam omzuma dokundu ve ben sradm. Vampirler gld. Adam glmedi. Merdivenlerden inip Phillip'in birka metre tesinde durdum. Bana bakmyordu. Nkolaos kasna dokundu, parmaklarn yukarya kaydrd. Phillip'in vcudu kasld, yumruklarn skt. "Ah, sevgilinle burada ok ho vakit geiriyorduk," dedi 266 Nikolaos. Sesi her zamanki gibi hotu. ocuk nedime geri gelmiti. Fahie. "O benim sevgilim deil." Alt dudan bkt. "imdi, Anka yalan sylemek yok. Bu hi elenceli deil." Bana doru ilerledi, kendi duyduu mzikle dans ediyordu. Bana doru uzand, ben geriledim ve VVinter'a arptm. "Animator, animator," dedi. "Benimle baa kamayacan ne zaman reneceksin?" Benimle tartacan hi zannetmiyordum, ben de sustum. Kanl, zarif eliyle yeniden uzand. "Eer istersen Winter seni tutabilir." Rahat dur ya da seni tutarz. Ne gzel seenekler. Rahat durdum. Soluk parmaklarn yzmde szln seyrettim. Trnaklarm, avu ilerime batrmtm. Parmaklan alnma dokundu ve. kann souk slakln hissettim. akamdan yanama doru okad, parmaklarn alt dudamda gezdirdi. Sanrm nefesimi tutuyordum. "Dudaklarn yala," dedi. "Hayr," dedim. "Ah, amma inat bir eysin. Sana bu cesareti Jean-Claude m verdi?"

"Sen neden bahsediyorsun?" Yz karard. "Saf olma, Anita. Sana yakmyor." Sesi birden bymt, halayacak kadar scakt. "Kk srm biliyorum." "Neden bahsettiini anlamyorum," dedim ve bunda ok ciddiydim. Kzgnlm anlayamamtm. "Eer oyun oynamak istiyorsan, biraz daha devam edebiliriz." Birden Phillip'in yannda belirdi ve ben hareket ettiini bile grmemitim. "ardm m, Anita? Ben hl bu ehrin efendisiyim. Senin ya da efendinin hayal bile edemeyecei glere sahibim." Efendi mi? imdi neden cehennemden bahsediyordu' Benim efendim yoktu. Sini, Phillip'in gsnn yannda, gs kafesi zerinde gezdirdi. Eliyle, przsz, dokunulmam tenini gstermek iin, kan sildi. Yannda durduumda, Phillip'in omzuna bile gelmiyordu. Phillip gzlerini kapatt. Nikoiaos'un ba arkaya yatt, dileri grnyordu, dudaklarn hrlar gibi geriye ekmiti. "Hayr." Onlara doru adm attm Winter'm elleri omuzlarma indi. Ban, yavaa, dikkatlice iki yana sallad. Karmam gerekiyordu. Nikolaos dilerini, Phillip'in brne batrd. Phillip'in btn vcudu kasld, boynu gerildi, zincirli kollar sarslyordu. "Onu rahat brak!" Winter'm karnna, dirseimle vurdum. nledi ve parmaklar, beni bartacak kadar omzumu skt. Kollar, beni gsnde sktrncaya kadar kavrad, hareket bile edemiyordum. Yzn, Phillip'in teninden kaldrd. Kan enesine doru akt. Kk pembe diliyle dudaklarn yalad. "ronik," dedi, sesi vcudunun sahip olabileceinden ok yalyd. "Phillip'i seni batan karonas iin yollamtm. Onun yerine, sen onu batan karttn." "Biz sevgili deiliz." Winter'm kollan beni gsnde ezerken kendimi ok komik hissediyordum. "Reddetmek ikinize de bir fayda salamayacak," dedi. "Peki ne fayda salar?" diye sordum. Winter'a beni brakmasn iaret etti. Onun eriebilecei mesafeden uzaklatm. Nikoaos'a daha da yaklamtm. Durum daha iyiye gitmemiti. "Geleceini tartalm, Anita." Merdivenler yukarya yrmeye balamt. "Ve sevgilinin geleceini." Phillip'i kastettiini* dndm ve onu dzeltmedim. 268 isimsiz adam, merdivenlerden onu takip etmemi iaret etti. Aubrey, Phillp'e yaklayordu. Yalnz kalacaklard. Kabul edilemezdi. "Hikolaos, ltfen." Belki 'ltfen' yzndendi. Dnd. "Evet," dedi. "ki ey isteyebilir miyim?" Bana glmsuyordu, houna gitmitim. Sanki ocuklar yeni bir kelime kullandnda byklerin yaad honutluktu bu. stediklerimi yapt srece, benim hakkmda ne dndnn hibir nemi yoktu. "steyebilirsin," dedi. "Biz ktmzda btn vampirlerin de buray terk etmesini istiyorum." Hal bana bakyor ve glmsuyordu. imdiye kadar iyi gitmiti. "Ve Phillip'le zel olarak grmek istiyorum."

Gld, sesi ince ve lgnd, frtnadaki rzgr canlan gibi. "Cesursun lml, bu kesinlikle bir gerek. Jean-Cla-ude'un sende ne bulduunu yava yava anlyorum." Bir ey sylemedim nk ne demek istediim anlayamamtm. "stediklerim olacak m, ltfen?" "Bana efendim dersen olur." Yutkundum, ani sessizlikte ok ses kartmt. "Ltfen... Efendim." Grne gre bu kelimeyi sylerken boulmuyordum. "ok gzel, animator, gerekten ok gzel." O bir ey sylemeden, Aubrey ve Valentine, merdivenlerde i kapnn dna ktlar. Tartmadlar bile. Bu bile kendi iinde yeterince korkutucuydu. "Burchard' merdivenhrin banda brakacam. nan gibi duyar. Eer fsldarsanz, sizi duymayacaktr." "Burchard?" diye sordum 'Evet, animator, Burchard, benim insan hizmetk-m." Bu aklama sanki yeterliymi gibi bana bakt. fadem, houna gitmemiti. Yzn buruturdu. Beyaz eteklerini uuturarak, bir anda dnd. Winter steroid ykl sadk bir kpek yavrusu gibi peinden gitti. Bir zamanlarn isimsiz adam, Burchard, kapal kapnn nnde yerini ald. leriye bakyordu, bize deil. Ba haaydk ya da birbirimize yaklaabileceimiz en yakn durumda. Phillip'in yanma gittim. Hl bana bakmyordu. Kaln kahverengi salar aramzda bir perde gibiydi. "Phillip, neler oldu?" Sesi zoraki bir fsltyd, lk atmaktan sesi kslmt. Onu duyabilmek iin parmak ularmda ykseldim, vcutlarmz neredeyse birbirine deiyordu. "Sulu Zevkler; beni oradan aldlar." "Robert onlar durdurmaya almad m?" Nedendir bilmiyorum bu nemli bir eymi gibi geldi. Robert'i sadece bir kere grmtm ama bir param ona Phillip'i korumaya almad ii kzgnd. Jean-Claude yokken ilerden o sorumluydu. Phillip ilerden bir tanesiydi. "Yeterince gl deildi." Dengemi kaybettim, kendimi toparlamak iin, avu ilerimi yaral gsne dayadm. Geri katm, kanl ellerimi kendimden uzak tutuyordum. Phillip gzlerini kapatp ban duvara dayad. Boynu yutkunmak iin ok aba harcad. Boynunda iki yeni srk izi vard. Eer birisi yardm etmezse kan kaybndan lecekti. Ban eip bana bakmaya al ?ti ama salar gzlerinin nne dkld. Kan kotuma sildim ve yanma yaklap parmak ularmda ykseldim. Salarm geriye attm ama yine ne dkldler. Canm skmaya balamt. Yzne dmekten vazgeinceye kadar elimle taradm. Salar grndnden yumuakt, gr ve vcudundan gelen syla lkt. Neredeyse glmsedi. Sesi fsldarken atlyordu. "Birka ay nce bunun iin para derdim." Ona baktm ve aka yapmaya alradru fark ettim. 2_70 Tanrm. Boazm dmlenmiti. "Gitme zaman," dedi Burchard Philip'in mkemmel kahverengikteki gzlerine baktm, meale n siyah ayna gibi yanstyorlard. "Seni burada brakmayacam, Phillip. Gzleri nce merdivenlerdeki adama, sonra bana kayd. Korku yzn- mtsizletirmi, genletirmi. "Sonra

grrz," dedi. Ondan uzaklatm. "Bundan emin olabilirsin." "Onu bekletmemiz pek akllca deil," dedi Burchard. Muhtemelen haklyd. Phillip ve ben ok ksa bir sre birbirimize baktk. Boynundaki damar, sanki kamak ister gibi derisinin altndan atyordu. Boazn yand ve gsm sk ti. Meale bir saniyeliine gzmn nnde oynad. Arkam dnp merdivenlere doru yrdm. Biz, ivi kadar sert vampir avclar alamazdk. En azndan, halk iinde. En azndan, kendimizi tutabildiimiz zamanlarda. Burchard benim iin kapy ak tuttu. Dnp Phillip'e baktm ve salak gibi. el salladm. Benim gidiimi seyrederken, sanki btn canavarlar karmadan, odasndan kan ebeveynlerine bakan bir ocuunki gibi-, birden gzleri byd. Onu bu ekilde brakmalydm: Yalnz ve yardmsz. Tanr yardmcn olsun. Otuz SEKzinci BLm Hikolaos ilemeli koltuunda oturmutu, kk bacaklar havada sallanyordu. ok ho. Aubrey duvara dayanmt, dili dudaklar zerinde dolayor ve zerlerinde kalan son kan damlalarn aryordu. Valen tine yannda ok hareketsiz durmu, bana bakyordu. Winter yanmda duruyordu. Gardiyanm. Burchard gidip Nikolaos'un yannda durdu, tek eli koltuunun arkasmdayd. "Ne oldu, animator, espri yok mu?" diye sordu Nikolaos. Sesi hl byk bir insannki gibiydi. Sanki iki sesi varm, istedii zaman, bir dmeye basp deitiriyormu gibiydi. Bam iki yana salladm. Kendimi hi komik hissetmiyordum. "Ruhunu mu krdk? indeki savama hissini mi kartp aldk?" Ona baktm. Kzgnlk iimde scaklk dalgas gibi yayld. "Ne istiyorsun, Nikolaos?" "Oh, bu ok daha gzel," Sesi ykselip alalyordu, sanki kk bir kzm gibi her kelimenin sonunda kkrdyordu. Bir daha asla ocuklar sevemeyecektim. "Jean-Claude tabutun iinde zayflyor olmalyd. Alk ekmesi gerekiyordu ama o gl ve iyi beslenmi durumunda. Bu nasl olabilir?" 272 Hibir fikrim yoktu, o yzden sessiz kaldm. Belki lafn gelii sormutu? yle deildi. "Bana cevap ver, A-n-i-t-a." Admn uzun, uzun syledi, her heceyi sryordu. "Bilmiyorum." "Oh, bence biliyorsun." Bilmiyordum ama o bana inanmayacakt. "Neden Phillip'e zarar veriyorsun?" "Geen geceden sonra bir derse ihtiyac vard." "Sana kar kt iin mi?" "Evet," dedi, "bana kar kt iin." Koltuundan frlad, hzla yanma geldi. Hafife dnnce elbisesi havaland. Dibime kadar girdi, glmsyordu, "Ve sana da kzmtm. Sevgiline ikence yaptm ama belki sana yapmam. Ve belki bu gsteri vampir cinayetlerini aratrma konusunda senin hevesini tazeler." Kk ho yz bana dnmt, soluk gzler, nee iinde parlyordu. yiydi. Zorla yutkundum ve sormam gereken soruyu sordum. "Bana neden kzmtn?"

Ban yana yatrd. Kana bulanm olmasa, irin grnebilirdi. "Bilmiyor olabilir mi?" Burchard'a dnd. "Ne dnyorsun, dostum? Bu kadar cahil olabilir mi?" Burchand omuzlarn dzeltti. "Sannn bu mmkn," dedi. "Oh, Jean-Claude, seni yaramaz ocuk. kinci izi haberi olmayan bir lmlye vermisin." Hareketsiz durdum. Merdivendeki mavi ateten gzleri ve Jean-Claude'un kafamn iindeki sesini hatrladm. Pekl, pheleniyordum ama hl ne anlama geldiin anlayamamtm. "kinci iz ne demek?" Nikolaos dudaklarm yalad, yavru kedi kadar yavat. "Aklasak m, Burhard? Bildiklerimizi ona sylesek mi?" "Efendim, eer gerekten bilmiyorsa, onu aydnlatmalyz," dedi. "Evet," dedi Nikolaos ve koltuuna geri dnd. "Bur- 273 hard, ona ka yanda olduunu syle." "Ben alt yz yandaym." Dzgn yzne baktm ve bam iki yana salladm. "Ama sen insansn, vampir deilsin." "Bana drdnc iz verildi. Efendimin bana ihtiyac olduu srece yaayacam." "Hayr, Jean-Claude bana byle bir ey yapmaz," dedim. Nikolaos eliyle aldrmadn belirten bir iaret yapt. "Onu ok zorlamtm. Seni iyiletirmek iin ilk izi verdiini biliyordum. Sanrm ok aresizdi, kendisini kurtarmak istiyordu." Kafamn iindeki sesin yanksn duydum. "zr dilerim, baka arem yok." Lanet olsun, her zaman baka seenekler vardr. "Her gece ryalarma giriyor. Bunun anlam nedir?" "Seninle haberlciyor, animator. nc izle birlikte direkt zihinsel balant salayabileceksiniz." Bam iki yana salladm. "Hayr." "Hayr ne, animator? nc ize mi hayr, yoksa size inanmyorum, hayr m?" diye sordu. "Hi kimsenin hizmetkr olmak istemiyorum." "Her zamankinden farkl yemek yemeye baladn m?" diye sordu. Soru garipti, bir sre baktm, sonra hatrladm. "Evet. Bunun bir nemi var m?" Nikolaos yzn buruturdu. "Senden enerji ekiyor, Anita. Vcudunu kullanarak besleniyor. imdiye kadar zayflamas gerekirdi ama sen onu kuvvetli tuttun." "steyerek yapmadm." "Sana inanyorum," dedi. "Dn akam ne yaptn anlaynca, sinirden kendimde deild m. Ben de sevgilim aldm." "Ltfen, inan bana, o benim sevgilim deil." "O zaman neden seni kurtarmak iin beni sinirlendirme riskim zerine ald. Dostluk? Nezaket? Hi sanyorum." 274 Pekl, neye isterse ona inansn. Hedefim, ikimizi de buradan canl kartmakt. Baka bir eym nemi yoktu. "Durumu telafi etmek iin Phillip ve ben ne yapabiliriz?" "Oh. ok kibar, bunu ok sevdim." Elini Burchard'm bilei zerine koydu, kpein ban okar gibi stn kr bir hareketti. "leride onu nelerin beklediini gsterelim mi?" Burchard'm vcudu sanki elektrik akm verilmi gibi titredi. "Eer siz isterseniz." "stiyorum," dedi. Burchard nnde diz kt, yz gsnn hizasmdayd. Nikolaos bamm zerinden bakt. "Bu," dedi, "drdnc iz." Eli elbisenin inci dmelerine gitti. Elbiseyi ap, kk gslerini ortaya kartt. ocuk gsleriydi, kk ve tam

olumam. Sol gsnn hemen yanndan trnan geirdi. Teni, sabann ardndaki toprak gibi ald, gsnden karnna kan akmaya balad. Eilirken, Burchard'm yzn gremiyordum. Ellerini, beline dolad. Odann sessizliini, yumuak emme sesleri doldurdu. Baka tarafa bakyordum, onlar dnda herhangi bir eye, sanki onlar seviirken yakalam da bir ekilde kamyormu gibiydim. Valentine bana bakyordu. Dilerini gstererek, grnmez apkasnn kenaryla beni selamlad. Onunla ilgilenmedim. Burchard koltuun yannda, yari yarya yaslanm, oturuyordu. Yz sarkm, kzarmt. Gs derin nefeslerle inip, kalkyordu. Yzndeki kam titreyen eliyle sildi. Nikolaos hareketsiz oturuyordu, kafas geride, gzlen kapalyd. Belki de sevimek o kadar da kt bir benzetme deildi. Nikolaos, ba gende, gzleri kapda konutu, sesi kaimdi. Arkadasn Willie, tabuta geri dnd. Phillip'e acmt. Onun bu i gdlerini iyiletirmemiz gerekiyordu." Birdenbire ban kaldrd, gzleri mutluydu, neredeyse parlyordu. Sanki kendi n yayyordu. "Bugn yara izimi grebiliyor musun?" Bam iki yana salladm. Gzel kz ocuuydu, tam ve btn. Mkemmelliini bozacak bir ey yoktu. "Yeniden mkemmel grnyorsun, neden?" "nk bunun iin enerji harcyorum. zerinde almam gerekiyor." Sesi alak ve scakt, uzaktan gelen gk grlts gibi artyordu. Ensemdeki tyler dikildi. Kt bir eyler olacakt. "Jean-Claude'un taraftarlar var, eer onu ldrrsem, ehit iln ederler. Ama onun zayf, gsz olduunu kantlarsam, onlar dalr ve benim peimden gelirler ya da hi kimsenin peinden gitmezler." Ayaa kalkt, elbisesi boynuna kadar iliklenmiti. Pamuk beyaz salar sanki rzgr varm gibi dalgalanyordu ama hi rzgr yoktu. "Jean-Claude'un korumas altnda olan bir eyi yok edeceim." Bacamdaki baa ne kadar hzl uzanabilirdim? Ve bu hareketin bana ne faydas olurdu? "Jean-Claude'un hibir eyi koruyamayacan ispatlayacam. Her eyin efendisi benim." Kendim beenmi fahie. Bir ey yapamadan Winter kolumdan yakalad. Vampirlere dikkat etmekten, insanlar unutmutum. "Gidin," dedi. "Onu ldrn." Aubrey ve Valentine duvarn yanndan ayrldlar, eilerek selam verdiler. Ve birden gittiler, sanki yok olmulard. N kolaos'a dndm. Glmsedi. "Evet zihnini kartrdm ve sen gittiklerini gremedin." "Nereye gidiyorlar." Kamm kaslmt. Sorunun cevabn biliyordum.

"Jean-Claude, Phillip'i korumas altna almt; o zaman 276 lmesi gerek." "Hayr." Nikolaos glmsedi. "Oh, ama evet." Holden bir lk yankland. Bir erkein l. Phillip'in l"Hayr!" neredeyse dizlerimin zerine dmtm; sadece Winter'm kolu yere dmemi engellemiti. Baylm, onun tutuuyla lota sallamyormu gibi yaptm. Beni brakt. Bile-imdeki kLfndan bam yakaladm. Winter ve ben hol giriine yakndk, Nikolaos ve uandan uzaktk. Belki yeteri kadar uzaktk. Winter emir bekler gibi bakyordu. Yerden ayaa frladm ve ba karnna sapladm. Bak dibine kadar girdi, ba kartrken kan akyordu. Ba kurtardm ve hole doru kotum. Ensemde rzgrn ilk esintilerini hissettiimde kapya varmtm. Arkama bakmadan, kapy atm. Phillip zincirlerden sarkyordu. Kan gsnden sel gibi akyordu. Meale omurgasnn slak kemiinde parlyordu. Birisi boazn paralamt. Sanki birisi vurmu gibi sendeleyip duvara dayandm. Yeterince hava alamyordum. "Oh, Tanrm, oh, Tanrm," diye fsldyordu birisi ve o kii bendim. Merdivenlerden aaya srtm duvara dayal indim. Gzlerimi ondan ayramyordum. Baka bir yere bakamyordum. Nefes alamyordum. Aiaya-myordum. Yansyan meale , gzlerine sanki hareket ediyormu hissi veriyordu. Bir lk karnmda birikti ve boazmdan dkld. "Phillip!" Aubrey, Phillip ile aramza girdi. Kanla kaplanmt. "Ho arkadan Catherine'i ziyaret etmeyi drt gzle bekliyorum. lk atarak ona doru komay istiyordum. Onun yerine, duvara dayandm, bam o fark etmeden yanmda tuttum. Amacm artk buradan sa kmak deildi. Amacm 277 Aubrey'i ldrmekti. "Seni orospu ocuu, sikilmi orospu ocuu." Sesim ok sakindi, herhangi bir duygu yoktu. Kork-muyordum. Hibir ey hissetmiyordum. Aubrey'in surat, Phillip'in kanyla olumu maskenin arkasnda burutu. "Mna'feyle eyler syleme." "Seni irkin, kpgAigu, put, pi." Bana doru szld, aynen istediim gibi. Elini omzuma koydu. Suratna sesimin yettii kadar fazla lk attm. Bir kalp at kadar sre tereddt etti. Ba kaburgalarnn arasna sapladm. Keskin ve inceydi, kabzasna kadar saplam-tm. Gzleri akt, armt. Az ald ve kapand. Yere yuvarlanrken, parmaklar havay tutmaya alyordu. Valentine hemen belirdi, vcudun yannda diz kmt. "Ne yaptn?" Ba gremiyordu, Aubrey'in vcudunun altnda kalmt. "Onu ldrdm, seni orospu ocuu, birazdan seni ldreceim gibi." Valentine ayaa frlad, bir ey sylemeye balamt ve birden btn cehennem serbest kald. Hcrenin kaps frlad ve duvarda paraland. Bir kasrga rzgr ieriye doldu. Valentine dizleri zerine kmt, ba yere deiyordu. Eiliyordu. Kendimi duvara dayadm. Rzgr yzm trmalyor, salarm gzlerimin nne dolayordu.

Ses azald ve ben de dizlerimin zerine ktm. Nikolaos en st basaman zerinde havad szlyordu. Salar rmcek a gibi bann etrafnda uuuyordu. Derisi kemiklerine yapmt. Gzleri mavi bir atele parlyordu. Elini uzatm, merdivenlerden aaya szlmeye balad. Damarlar derisinin altndan mavi klar gibi parlyordu. Kostm. Uzak duvara, fareadamlarn kulland tnele doru kotum. Rzgr beni duvara doru frlatt. Ellerimin zerinde 278 emekleyerek tnele ulamaya alyordum. Delik geni ve karanlkt, serin rzgr yzme arpyordu. Bir ey ayak bileimden yakalad. lk attm. Beni, bileimden yakalayan, Nikolaos'tu, beni kendine doru ekiyordu. Beni duvara arpt ve ellerimi pene gibi eliyle duvara yaptrd. Vcudu bacaklarma dayanyordu, kuman altnda kemiklerini hissediyordum. Dudaklar geri ekildi, sivri dilerini ortaya kartt. ske-letlemi kafas tslad. "Bana itaat etmeyi reneceksin!" Suratma lk att, ben de geri bardm. Szsz, kapana kslm, bir hayvann iliiydi bu. Yreim azmda atyordu. Nefes alamyordum, "Haymr!" "Bana bak!" diye bard yaratk. Ben de baktm. Gzlerinin yerindeki mavi klar gzlerimi almt. Ate beynimin iine doru kazyordu, canm yanyordu. Dnceleri beni bak gibi kesiyor, dilimlere ayryordu. fkesi, derimi yzmden soyuluyormu gibi hissedinceye kadar, beni yakt ve halad. Peneler kafamn iinde dvyor, kemiklerimi tyordu. Yeniden grmeye baladmda, duvarn kenarna ylmtm ve o karmda duruyordu, bana dokunmuyordu, gerek yoktu. Titriyordum, o kadar kt titriyordum ki dilerim birbirine arpyordu. "Eninde sonunda, bana efendim diyeceksin, animator ve bunu istekli syleyeceksin." Birden zerime diz kmt. Narin vcudunu zerime dayamt. Elleri omuzlarm yere yaptrmt. Hareket edemiyordum. Gzel kk kz yzn yanama dayamt. "Dilerimi boynuna saplayacam ve senin yapabilecein hibir ey yok," diye fsldad. Narin kulak kepesi dudaklarma srnd. Dilerimi geirdim, azma kan tad gelinceye kadar, srdm. Bard ve geri ekildi, boynunun yanndan kan szyordu. Jilet kadar keskin peneler beynimi paralyordu. Acs ve 279 fkesi beynimi aptal bir kpee dntrmt. Bir sre sonra hibir ey duyamyordurn. Karanlk geliyordu. Nikolaos'u yuttu ve beni, karanlkta uar ekilde yalnz brakt. Otuz. DoKUZimcv BL/m yandm, bu bile bal bana ho bir srprizdi. Tavandaki elektrik na bakp gzlerimi krpyordum. Canlydm ve zindanda deildim. imdiye kadar iyi gidiyordu. Hayatta olmak beni niye artmt? Parmaklarm zerinde yattm kanepenin, sert, budakl kuma zerinde dolat. Kanepenin zerinde bir tablo aslyd. Nehir manzaras, sallarn zerindeki katrlar ve insanlar. Birisi bana doru eildi. Uzun sar sal, dzgn eneli, yakklyd. lk grd-mdeki gibi insanst gzellikte deildi ama hl yakklyd. Sanrm striptizci olmak iin yakkl olmak gerekiyordu. Sesim sert ve bouk kt. "Robert."

Yanma diz kt. "afaktan nce uyanmayacaksn diye ok korkmutum. Yaral msn?" "Nerede..." Boazm temizlemek biraz ie yarad. "Neredeyim?" "Sulu Zevkler'de, Jean-Claude'un ofisinde." "Buraya nasl geldim." "Nikolaos getirdi. 'te efendinizin kalta,' dedi." Yutkunurken boaznn hareket ettiini grdm. Bana bir ey haa trlatt ama ne olduundan emin deildim. "Jean-Claude'un ne yaptndan haberin var m?" Bayla onaylad. "Efendim, seni iki kere iaretledi. Seninle konuurken, onunla konuuyorum." Acaba bunu mecazi olarak m kastetmiti yoksa gerekten yle miydi? Gerekten bilmek istemiyordum. "Kendim nasl hissediyorsun?" diye sordu. Soru eklinde, sanki kendimi iyi hissetmemem gerektiini dnyormu gibiydi. Boazm aryordu. Elimi kaldrp dokundum. Ptlam kan. Boynumun zerindeydi. Gzlerimi kapattm, fakat bir faydas olmad. Boazmdan inleme gibi bir ses kt. Phillip'in grnts gzlerimin nnde yanyordu. Boazndan kan akyordu, pembe etler paralanmt. Bam saa sola sallayp derin ve yava nefesler almaya altm. Bir ie yaramad. "Banyo," dedim. Robert bana yerini gsterdi. eri girdim, souk zemine meldim ve klozete kustum, artk safra gelinceye kadar iimi boalttm. Lavaboya yryp souk suyla, azm alkaladm, yzm ykadm. Lavabo zerindeki aynada kendime baktm. Gzlerim kahverengi deil, siyah grnyordu, tenim hastalkl gibiydi. Bok gibi grnyordum ve kendimi daha kt hissediyordum. Ve boynumun yanndaki iz gerekti. Phillip'in iyilemeye balam srk izi deil, gerek sivri di izleri. Kk, minicik, di izleri. Nikolaos beni... kirletmiti. Jean-Claude'un insan hizmetkrna zarar verebileceini gstermiti. Ne kadar gl olduunu ispatlamt. Oh, evet, gerekten glyd. Phillip lmt. lmt. Kelimeyi kafamn iinde gei-rebiliyordum ama yksek sesle syleyebilir miydim? Denemeye karar verdim. "Phillip ld," dedim aynadaki yansmama. Kahverengi kt havluyu buruturup metal p kutusuna attm. Yeterli deildi. "Ahhhhhh!" diye lk attm. p kutuunu, yerde yuvarlanp iindekiler salmcaya kadar tekmeledim. Robert kapdan ieri girdi. "yi misin?" 282 "iyi grnyor muyum?" diye bardm. Kapda karasz kald. "Yapabileceim bir ey var m?" "Onlarn Phillip'i gtrmesini bile engelleyemedin." Sanki ona vurmuum gibi sarsld. "Yapabileceinin en iyisini yaptn." "Grne gre yeterli deilmi, deil mi?" Hl deli gibi baryordum. Dizlerimin zerine ktm, fke boazmda dmlenmi, gzlerimden boamyordu. "Dar k!" Tereddt etti. "Emin misin?" "k git buradan!" Kapy arkasndan kapatt. Ben de yerde oturup sallanarak aladm. Kalbim de midem kadar boaldnda kendimi, kullanlm, bitmi hissettim. Nikolaos ne kadar gl olduunu ispatlamak iin beni srp Phillip'i ldrmt. Eminim, ondan altma karacak kadar

korktuumu dnyordu. Bu konuda haklyd ama ben uyank olduum zamann ounu korktuum eylerin zerine giderek geirmitim. Bin yanda bir vampir kolay bir hedef deildi ama her kzn bir amac olmalyd. KlRKinc BLra Kulp sessiz ve karanlkt. Benden baka kimse yoktu. Gne domu olmalyd. Kulp durgundu ve insanlar evlerine gittiinde btn binalara dolan sessizlikle kaplanma. Bina sanki canlym da, bizim kp onu rahat brakmamz bekliyormu gibiydi. Bam iki yana sallayp toparlanmaya altm. Bir eyler hissetmeye abaladm. Tek istediim eve gitmek ve uyumakt. Ve rya grmemek iin dua ediyordum. Kapya yaptrlm bir san not kad vard. zerinde, 'Silahlarn barn arkasnda. ehrin efendisi onlar da getirmiti. Robert' yazyordu. Silahlarm ve baklarm yerlerine yerletirdim. Aubrey ve Winter' hakladm bak yoktu. Winter' ldrm muydum? Belki. Aubrey'i ldrm mydm? Umarm. Genelde bir bavampiri kalbine bak saplayarak haklayabilirdim ama bunu daha nce hi be yz yllk bir yryen ceset zerinde denememitim. Eer ba karttlarsa, toparlanacak kadar gl olabilirdi. Catherine'! aramam gerekiyordu. Ama ona ne diyecektim? ehri terk et, peinde bir vampir var. Pek inandrc olacan zannetmiyordum. Has siktir. afan yumuak beyaz na doru yrdm. Cadde botu ve sabah meltemi esiyordu. Scaklk daha etkisini gs.termeye balamamt. Neredeyse serindi. Arabam neredeydi? Konumadan bir saniye nce arkamdaki ayak seslerini duyEB4 dum, "Kmldama. Elimde zerine dorultulmu bir silah var." Sylenmeden ellerimi bamn zerine koydum. "Gnaydn Edward,'* dedim. "Gnaydn, Anita," dedi. "Ltfen, hareketsiz dur." Tam arkamda duruyordu, silahn omurgama dayamt. zerimi batan aaya arayp btn silahlarm buldu.. Edward hibir ii ansa brakmazd; hl hayatta olmasnn sebeplerinden birisi buydu. "imdi dnebilirsin," dedi benden uzaklap. Firestar'm beline asmt, Browning sol elinde sallanyordu. Baklarma ne yaptn bilmiyordum. ocuka, cazibeli glmsemesi yzndeydi, silahn gsme dorultmutu. "Artk saklanmak yok, Nikolaos nerede?" diye sordu. Derin bir nefes alp verdim. Onu vampir katili olarak suladm sylemeyi dndm ama bir an uygun bir zaman deilmi gibi geldi. Reiki sonra, bana silah dorultmad bir zaman deneyebilirdim. "Ellerimi indirebilir miyim?" Ban hafife oynatp izin verdi. Kollarm yavaa indirdim. "Bir eyi netletirmek istiyorum, Edward. Sana istediin bilgiyi vereceim ama senden korktuum iin deil. Onun lmesini istiyorum. Ve bunun bir paras olmak istiyorum."

Glmsemesi geniledi, gzleri zevkle parlyordu. "Dn gece neler oldu?" Yere, kaldrma baktm, sonra yukarya. Gzlerinin iine baktm. "Phillip'i ldrd," dedim. Yzme dikkace bakyordu. "Devam et." "Beni srd. Sanrm beni zel hizmetkr yapmay planlyor." Silahn omuz asksna asp yanma geldi. Bam yana evirip srk izine dikkatlice bakt. "Bu sr temizlemen gerekiyor. ok cann yanacak." "Biliyorum. Bana yardm edecek misin?" "Elbette." Glmsemesi yumuad. "Buraya bilgiyi edinmek iin cann yakmaya gelmitim. imdi yarana asit dkmek iin yardm m istiyorsun?" "Kutsal Su," dedim. "Etkisi ayn olacak," dedi. Maalesef haklyd. KjRKBiRJnci BLra Srtm kvetin serin porselenine dayam oturuyordum. Tirtmn n ve yanlan slanm, zerime yapmt. Edward yanmda melmiti, elinde yart dolu Kutsal Su iesi vard. ienin te birine gelmitik ve sadece bir kere ksmtm. Aferin bana". Baladmzda kvetin kenarnda oturuyordum. Orada fazla kalamamtm. Zpladm,'bardm ve szlandm. Ed-ward'a orospu ocuu bile dedim. Pek zerinde durmamt. "Kendini nasl hissediyorsun?" diye sordu. Yz ifadesizde Bu iten holanyor muydu, yoksa nefret mi ediyordu, bilmiyordum. Yzne baktm. "Sanki birisi boazma kor kadar scak bir bak batmyormu gibi." "Biraz durup dinlenmek ister misin, demek istemitim." Derin bir nefes aldm. "Hayr. Temizlenmesini istiyorum. Tamamen." Bayla onaylad, neredeyse glmseyecekti. "Biliyorsun, genelde bu ii birka gne yaymak gerekir." "Evet," dedim. "Ama sen tek ve uzun bir seans istiyorsun?" Baklar ok sabitti, sanki soru grndnden daha nemliymi gibiydi. Baklarnn younluu yznden baka tarafa baktm. Birisinin bana bakmasn istemiyordum. "nmde birka gn yok. Hava kararmadan bu yarann temizlenmesini istiyorum." "nk Nikolaos seni yeniden ziyaret edecek," dedi. 287 "Evet," dedim. "Ve eer yaray temizlemezsen, seni etkisi altna alabilecek." Derin bir nefes aldm ve gsm titredi. "Evet." "Yaray temizlesek bile seni etkileyebilir. Tabii eer sylediin kadar glyse." "O kadar gl, belki daha fazla." Ellerimi kotuma srttm. "Yaray temizlesek bile, Nikolaos'un beni senin zerine gnderebileceini mi dnyorsun?" Bunu sorarken yzne baktm, bir eyler okumay mit ediyordum. Bana doru bakt. "Biz vampir avclar ansmz denemeliyiz." "Bu bir hayr deil," dedim. Bir anda glmsedi. "Bir evet de deil." Aman ne gzel. Edward da emin deildi. "Cesaretimi kaybetmeden biraz daha dk."

Yemden glmsedi, gzleri parlyordu. "Sen cesaretini asla kaybetmezsin. Hayatn belki ama cesaretini asla." Bu bir iltifatt, hem de laf olsun diye de deildi, ciddiydi. "Teekkr ederim." Elini omzuma koydu. Ben de bam evirdim. Kalbimin atn kafamn iinde hissedebiliyordum. Barp silkinip kurtulup koarak kamak istiyordum ama ylece oturup canm yakmasna izin verecektim. Bundan nefret ediyordum. ocukken ine yaplacakken, en az iki kiinin beni tutmas gerekiyordu. Birisi beni tutard, dieri de ineyi yapard. imdi kendimi tutuyordum. Eer Nikolaos beni iki kere srdysa, bana istediini yaptrabilirdi. ldrebilirdi bile. Byle eylerin olduunu daha nce grmtm ve o vampirler, ehrin efendisinin yannda ocuk oyunca gibi kalrlard. Su tenimden kayd ve srk izini, erimi alm gibi halad. Derimin ve kemiklerimin iine iliyordu. Beni yok ediyor-288 du. Beni ldryordu. Bardm. Kendimi tutamyordum. Canm ok yanyordu. Bir yere kaamazdm. lk atmam gerekiyordu. Yere ylm, zeminin soukluunu yanamda hissediyordum. Kesik kesik soluyordum, nefesim kesilmiti. "Yava nefes al, Anita. ok hzl nefes alyorsun, vcuduna ok fazla oksijen gidiyor. Yava ve rahat nefes al. Yoksa baylacaksn." Azm ap derin bir nefes aldm. Hava, boazmdan hrltl bir lkla geti. Hava yutmutum. ksrp nefes almaya altm. Derin nefes almay baardmda, midem ktyd ve biraz bam dnyordu ama baylmamtm. Milyonlarca puan kazanmtm. Edward neredeyse yere yatm, yzn benimkisine yaklatrmt. "Beni duyabiliyor musun?" "Evet," demeyi becerdim. "Gzel. Isrn zerine ha koymay deneyeceim. Sen ne dersin, ok mu erken?" " Eer sr Kutsal Su ile yeterince temizlemediysek, ha beni yakard ve yeni bir yara izim olurdu. in gereinden fazla, ok daha fazla cesaret gstermitim. Daha fazla oynamak istemiyordum. "Hayr," demek iin azm atm ama kelimeler, "Hadi yap," olarak kt. Has siktir. Yine cesur olmam gerekiyordu. Salarm omzumdan ekti. Yere yatp yumruklarm sktm; kendimi hazrlamaya alyordum. Birisi boynunuza kzgn demir dayayacakken, kendinizi hazrlamann bir yolu yoktu. Edward'm elindeki zincir hrdayp kayd. "Hazr msn?" Hayr. "Lanet olsun, yap u ii." O da yapt. Ha tenime bastrd, metal souktu, yanma .yoktu, duman yoktu, dalanan et yoktu, ac yoktu. Temizdim ya da en azndan en bataki kadar saftm.

Ha suratmn nnde sallandryordu. Tek elimle yakala- 289 yp elim titremeye balayana kadar sktm. Titremenin gelmesi ok uzun srmedi. Gzlerimin kenarlarndan yalar szlyordu. Alamyordum. Sadece bitkindim. "Dorulabilir misin?" diye sordu. Bamla onaydm ve kvetin kenarna dayanarak oturmaya altm. "Ayaa kalkabilir misin?" diye sordu. Biraz dndm ve yapamayacama kanaat getirdim. Btn vcudum zayft ve titriyordum, midem bulanyordu. "Yardm olmadan kalkamam." Edward yanma diz kt, bir kolumu omuzlarm arkasna, dierini dizlerimin altna soktu. Tek harekette ayaa kalkt. Hi zorlanmad bile. "Beni yere brak," dedim. Bana baktn. "Ne?" "Ben ocuk deilim. Tanmak istemiyorum." Derin bir nefes ald. "Pekl," dedi. Beni yere yaklatrp brakt. Duvara doru sendeleyip yere kaydm. Gz yalar geri gelmiti. Lanet olsun. Yerde oturmu alyordum, kalkp banyodan yatama gidecek gcm yoktu. Tanrm! Edward orada durmu bana bakyordu. Yz ok normaldi, bir kedininki gibi, hibir ey okunamyordu. Sesim ok normal kmt, aladm belli olmuyordu. "aresiz olmaktan nefret ediyorum. Nefret ediyorum!" "Tandm aresizlikle alkas olmayan nadir insanlardan birisisin," dedi Edward. Yeniden yanma diz kt. Kolumu omzuna atp, ellerini belime dolad. Boy fark durumu biraz acayipletirmiti ama bana kendimi yatama yryormuum gibi hissettirmiti. Doldurulmu penguenler duvarn yannda duruyordu. Edward onlarla ilgili bir yorum yapmad. Eer o bir ey syle-mezse, ben de sylemeyecektim. Kim bilir, belki de lm de oyuncak aysyla uyuyordu? Hi zannetmiyorum. Kaln perdeler hl kapalyd ve oda lo bir kla aydnlanyordu. "Dinlen. Ben nbet tutup clerin sana yanamamasn salayacam." Ona inandm. Edward salondan beyaz bir sandalye getirip kapmn yanna duvara dayad. Omuz asksn geri takt, silah elindeydi. Arabadan eve gelirken, yannda bir spor antas da getirmiti. Onu ap minyatr bir makineli tabanca kartt. Makineli silahlar hakknda pek bilgim yoktu, tek aklma gelen Uzi'ycli. "O ne eit bir silah?" diye sordum. "Bir Mini-Uzi." Siz ne biliyorsunuz? Ben haklymm. arjr kartp bana nasl kurulacam, emniyetin nereden aldn ve dier nemli zelliklerini, sanki yeni arabasn tantyormu gibi gsterdi. Sonra makineli tabancasn dizleri zerine koyup sandalyeye oturdu. Gzlerimi ak tutamyordum. "Komularmdan bir tanesini vurma, tamam m?" dedim. Sanrm glmsedi. "Denerim." Bamla onayladm. "Vampir katili sen misin?" Parlak ve cezbedici ekilde yeniden glmsedi. "Hadi uyu, Anita."

Bana yeniden seslendiinde neredeyse uyumak zereydim. "Nikoaos gndzleri nerede saklanyor?" Gzlerimi ap ona odaklanmaya altm. Sandalyede hareketsiz oturuyordu. "Yorgunum, Edward, aptal deil." Uykuya dalarken kahkahas etrafnda nlyordu. KjRKKnci BLm 3* ean-Claude ilemeli bir tahtta oturuyordu. Uzun parmakl elini bana doru uzatm glmsyordu. "Gel," dedi. antelli, uzun beyaz bir elbise giyiyordum. Kendimi hi byle bir kyafetin iinde hayal etmemitim. Jean-Claude'a doru baktm. Bu onun seimiydi, benim deil. Korkudan boazm dmlendi. "Bu benim ryam," dedim. ki elini birden bana doru uzatt. "Gel," dedi. Ben de ona doru gittim. Elbisem, ta zemine srnyor ve hrdyordu, srekli bir hrt kartarak ilerliyordum. Ses sinirimi bozmutu. Birden nnde belirmitim. Ellerimi onunkilere doru kaldrmaya balamtm. Byle bir ey yapmazdm. yi bir fikir deil ama kendime engel olamyordum. Elleri benimkileri kavrad ve nnde diz ktm. Ellerimi gmleinin nnde serpilmi dantele doru getirdi, parmaklarm danteli avulayacam ekilde kvrd. Ellerimi skca tutturdu ve sonra benim ellerimi kullanarak gmleini yrtt. Gs przsz ve soluktu, ortasnda bir tutam kl aaya doru kvrlyordu. Gbeinin inanlmaz beyazlna tezat olarak, siyah tyleri karn boluunda sklayordu. Yank izi. vcudunun mkemmellii zerinde ok yersiz, ok parlak, ok kat duruyordu. Tek eliyle enemi tutup yzm kendisininkine doru kaldrd. Dier eli gsne, sa gs ucunun tam akma dokundu. Parman soluk teni zerinde kaydrd, getii yer kanyordu. Kan gsnden aaya ince kzl bir izgi ile kayd. Geri ekilmeye altm ama eli mengene gibiydi. "Hayr," diye bardm. Sol elimle ona vurdum ama yakalad ve skca kavrad. Sa elimle yerden destek alp dizlerimle vurmaya altm ama enemi ve bileimi yle bir yakalamt ki, ineye takl kelebek gibiydim. Hareket edebiliyordum ama bir yere gidemiyordum. Kendimi brakp oturur pozisyona getim. Ya beni boacakt ya da yere brakacakt. Yere brakt. Btn gcmle tekmeledim. ki bacamla dizine vurdum. Vampirler acy hissedebilirdi. enemi bir anda brakt, ben de geriye yuvarlandm. ki bileimden yakalayp beni diz ktrd. Vcudumu bacaklar arasnda sktrd. Tahta oturdu. Bacaklar vcudumun altn zaptediyordu; elleri bilekle-rimdeki zincirler gibiydi. Oday ince, melodik bir kahkaha doldurdu. Nikolaos bir kede durmu bizi seyrediyordu. Sesi odada yanklanrken gitgide ykseliyordu, kontrolden km bir orkestra gibiydi. Jean-Claude iki bileimi tek eli ile kavrad ve ben ona kar koyamyordum. Bota kalan eli yanam okad, boynumu kenarna doru itti. Parmaklar bamn arkasndan kavrad ve beni ekmeye balad. "Jean-Claude, ltfen, yapma." Yzm gsndeki yaraya doru yaklatryordu. Debelendim ama parmaklar kafama yapm, sanki bir param olmutu. "HAYIR!" Nikolaos'un kahkahas kelimelere dnt. "Yzeyi biraz

kazynca, aslnda ikimizin de ayn olduunu gryorsun, animator." "Jean-Claude," diye lk attm. Sesi kadife gibiydi, lk ve karanlk, kafamn iine doru 293 szlyordu. "Kanmn kam, etimin eti, tek vcutta iki akl, iki ruh tek olarak birleiyor." Bir aydnlk, parlak dakika iin, onu grp hissettim. Jean-Claude'la birlikte sonsuzluu. Onun dokunuunu... sonsuza kadar. Dudaklar. Kam. Gzlerimi krptrdmda, dudaklarmn neredeyse gsndeki yaraya deeceim grdm. Uzanp yalayabilirdim. "JeanClaude, hayr! Jean-Claude! " diye lk attm. "Tanrm, bana yarm et!" hl lk atyordum. Karanlktaydm ve--b6aiai.ionuzlarmdan tutuyordu. Dnemedim bile, i gdlerim harekete gemiti. Ba ucumda-ki silah elimdeydi ve nian alyordum. Bir el elimi yastn yanma yaptrd, silahn namlusu duvara bakyordu. zerimde bir vcut vard. "Anita, Anita, benim, Edward. Bana bak." Gzlerimi krpnca Edward'i grdm, kollarm tutan oydu. Nefesi biraz hzlanmt. Elimdeki silaha sonra Edward'a baktm. Hl kollarm tutuyordu. Akas onu sulayamazdm. "yi misin?" diye sordu. Bamla onayladm. "Bir ey syle, Anita." "Bir kabus grdm," dedim. Ban iki yana sallad. "Kesinlikle." Beni yavaa brakt. Silah klfna yerletirdim. "Jean-Claude da kim?" diye sordu. "Neden?" "Onun adn sayklyordun." Elimle alnm ovdum, terden srlsklam olmutu. Elbiselerim ve araf slakt. Bu kabuslar sinirimi bozmaya balyordu. "Saat ka?" Oda birden gzme ok karanlk grnd, sanki gne batmt. Karnm kasld, eer hava kararmsa, Catherine'in hi ans yoktu. "Sakin ol, sadece bulutlar. Gn batmna daha drt saat 294 var." Derin bir nefes alp banyoya gittim. Yzm ve boynumu souk suyla ykadm. Aynadaki grntm hayalet gibi beyazd. Grdm rya Jean-Claude'un mu, yoksa Nikolaos'un ii miydi? Eer Nikolaos ise beni imdiden kontrol etmeye mi balamt? Cevabm yoktu. Hibir eye bir cevabm yoktu. Yatak odasna geri dndmde Edward beyaz sandalyede oturuyordu. Bana daha nce grmedii trde, ilgin bir bcekmiim gibi bakyordu. Onu bo verip Catherine'in ofisini aradm. "Selam Betty, ben Anita Blake. Catherine orada m?" "Merhaba, Bayan Blake. Bayan Madison'un ayn on y-le yirmisi arasmda bir yazl ifade ii iin ehir dnda, sizin de bildiinizi sanyordum." Catherine bana sylemiti ama unutmutum. Sonunda ansm yaver gidiyordu. Artk zaman gelmiti. "Unutmuum, Betty. Teekkr ederim. Tahmin ettiinden ok daha fazla yardmc oldun." "Yardmc olabildiime sevindim. Bayan Maison, nedime elbiselerinin ilk provas iin aym yirmi ne randevu almt." Bunun beni daha hissettireceini dnyormu gibi sylemiti. Ama hissettirmedi. "Aklmda tutacam. Hoa kal." "yi gnler."

Telefonu kapattm ve Irving Girswold'u aradm. St. Louis Postas'nda muhabirdi. Aym zamanda bir kurtadamd. Kurtadam Irving. Pek uymuyordu ama zaten hangisi uyuyordu? Kurtadam Charles, hayr. Justin, Oliver, Wilbur, Brent? Hi anslar yoktu. Irving nc alta at. Ben, Anita Blake." "ey, selam, ne haber?" Sesi pheciydi, sanki iim dmedike aramyormuum gibi. "Tandn fareadam var m?" Uzun bir sre sessiz kald. "Neden bilmek istiyorsun?" dedi sonra. "Sana syleyemem." "Yani benim yardmm istediini ama benim bundan bir hikaye kartamay'acam m sylyorsun?" ektim. "Aynen yle." "O zaman sana neden yardm edeyim?" "Beni zorlama, Irving. Sana o kadar ok zel haber verdim ki, lk birinci sayfa haberinin bilgisini ben vermitim. O yzden beni zme." "Bugn biraz huysuzuz galiba, yle mi?" "Tandn fareadam var m, yok mu?" "Var." "Fare kraln verilmesini istediim bir mesaj var." Ahizeden kulak trmalayan bir sesle slk ald. "stein biraz fazla deil mi, sence? Tandm fareadamla bir buluma ayarlayabilirim, krallaryla deil." "Fare Kralna u mesaj ilet, kadn var m?" "Her zaman," dedi. "Vampirler beni yakalayamad ve ben istediklerini yapmadm." Irving sylediklerimi tekrar etti. "Vampirlere ve fareadam-lara bulamsn ve ben bu iten bir hikaye kartamyorum," dedi ben onaylaynca. "Bu iten hi kimse bir hikye kartamayacak, Irving. Haber olamayacak kadar pis bir i." Bir sre sessiz kald. "Pekl. Bir eyler ayarlamaya alacam. Sanrm bu gece olur." "Sa ol, Irving." "Dikkatli ol, Blake, Beni ilk sayfalara tayan haber kaynam kaybetmek istemem." "Ben de," dedim. Telefonu kapatr kapatmaz, ald. Dnmeden atm. Telefon alar, aarsn, yllarn getirdii bir alkanlkt. Bu huydan beni kurtarmaya yetecek ka'dar uzun zamandr telesekre-terime sahip deildim. "Anita, benim Bert." "Selam, Bert." Sessizce i ektim. "Vampir davasyla uratn biliyorum ama elimde ilgini ekebilecek bir ey var." "Bert zaten bu i boyumu at. Baka bir ey daha gelirse, artk gn n gremeyebilirim." Bert'in iyi olup olmadm, ilerin nasl gittiini soracan dnebilirdiniz. Ama hayr, hayr benim patronun byle eyler yapmazd. "Bugn Thomas Jensen arad." Srtm kasld. "Jensen mi arad?" "Aynen yle." "Yapmamza izin mi verecekmi?" "Bize deil, sana. zellikle seni istedi. Baka birisini almas iin ikna etmeye altm ama o kabul etmedi. Ayrca bugn

olmasn istiyor. Vazgeebileceinden korkuyor." "Kahretsin," dedim yavaa. "Arayp iptal mi edeyim, yoksa bana bir buluma zaman m vereceksin?" Neden her ey st ste gelirdi ki? Hayatn cevapsz sorularndan bir tanesi. "Bu gece hava kararnca buluabileceimiz! syle." "te benim kzm. Beni yar yolda brakmayacan biliyordum. " "Senin kzn deilim, Bert. Sana ne kadar deyecek?" "Otuz bin dolar. Be bin dolarlk avans zel ulakla geldi bile." "Sen kt birisinin, Bert." "Evet," dedi, "ve geliri de bir hayli yksek, teekkr ederim." Hoa kal demeden telefonu kapatt. Bay Kibar. Edward bana bakyordu. "Biraz nce, bu gece iin bir l 297 diriltme ii mi aldn?" "ly huzura kavuturma aslnda ama evet." "ly diriltmek senden bir eyler "alyor mu?" "Bir eyler mi?" diye sordum. Omuz silkti. "Enerji, dayankllk, g." "Bazen." "Ya bu i? Yorucu olanlardan m?" Glmsedim. "Evet." Ban iki yana sallad. "Yorulmay gze alamazsn, Anita." "Yorulmayacam," dedim. Derin bir nefes alrken, durumu Edward'a nasl aklayacam dndm. "Thomas Jen sen'in kz bundan yirmi yl nce lmt. Yedi yl nce onu bir zombi olarak dirilttirdi." "Ne olmu?" "Kz intihar etmiti. O zamana kadar kimse neden olduunu bilmiyordu. te o zaman Bay Jensen'in kzna cinsel tacizde bulunduu ve kzn o yzden intihar ettii ortaya kt." "Ve adam kz dirilttirdi mi?" Edward yzn ekitti. "Bana sakn..." Elimi sanki bir anda beliren acayip grnty yok etmek istermi gibi salladm. "Hayr, hayr, yle bir ey deil. Kendisini ok kt hissetmi ve zr dilemek istiyormu." "Ve?" "Kz onu affetmedi." Ban iki yana sallad. "Anlamyorum." ' "Kzn durumu dzeltmek iin dirilttirdi ama o babasndan nefret ederek, korkarak lmt. Zombi onu affetmedi, babas da onu serbest brakmad. Ceza olsun diye vcudu ve zihni rrken, onu yannda tuttu." "Yce sa." "Evet" dedi. Dolaba gidip spor antam aldm. Edward'm-kinde silahlan vard; benimkinde animator tehizat takmm. 298 Bazen vampir ldrme gerelerimi de tadm oluyordu. Zachary'nin verdii kibrit kutusu antann dibindeydi. Hemen alp pantolonumun cebine attm. Edward'm beni grdn zannetmiyordum. p ularn ancak nne gelip havlamaya balarsa grebilirdi. "Jensen sonunda kzm geri yatrmaya karar vermi ama benim yapmam istiyor. Hayr diyemezdim. Adam animatrler arasnda bir eit efsane. Bir hayalet hikayesine en ok yakalaabildiimiz durum onunki." "Neden bu gece? Yedi yl bekleyebildiyse, birka gn daha bekleyemez miydi?" antama gerekli eyalar koymaya devam ediyordum. "Israr etmi. Eer beklerse cesaretinin krlacandan korkuyormu.

Ayrca, birka gn sonraya canl kalmayabilirim. Bakasnn yapmasna izin vermeyebilir." "Bu senin derdin deil ki. Zombisini kaldran sen deildin. " "Hayr ama ben ncelikli olarak bir animatrm. Vampir avlamak... ek i. Ben bir animatrm, bu sadece bir i deil" Hl bana bakyordu. "Sebebini anlam deilim ama yapman gerektiini anlyorum." "Sa ol." Glmsedi. "Senin gsterin. Oraya gittiinde birilerinin seni tepelemediinden emin olmak iin seninle gelmemin bir sakncas var m?" Ona baktm. "Hi, bir zombiyi diriltilirken grdn m?" "Hayr." "Miden hassas deildir, deil mi?" Sylerken bile glyordum. Bana bakarken, mavi gzleri bir anda soudu. Btn y? z deiti. Rahatsz edici bir soukluk dnda bir ifade ya da baka bir ey kalmamt. Boluk vard. Bir keresinde, demir parmaklklar arasndan, bir leopar bana byle bakmt, anlayabileceim bir his yoktu, dnceleri o kadar yabancyd ki, 299 sanki baka gezenden gelmi bir canlyd. Beni abucak ve beceriyle ldrebilecek bir eydi nk yapmas gereken oydu ya a olduu ya da benim onu rahatsz ettiim iin. Korkudan baymamtm ya da koarak odadan kamamtm ama yine de kendimi zorlanm hissettim. "Durumu akladn, Edward. Mkemmel katil imajn paketle de iimize bakalm." Gzleri hemen normale dnmedi, biraz snmas gerekiyordu, afan gkyzn kaplamas gibi. Edward'in, o bak benim zerimde gerekten kullanmamasn mit ettim. Eer bakarsa, birimizden birisi lrd. hmaller benim olacam ynndeydi. KjRKVnc Blm ece neredeyse simsiyaht. Kaim bulutlar g kaplamt. Yerden esen rzgr yamur kokuyordu. iris Jensen'in mezarnn banda przsz beyaz mermerden, kollarn am, kanatlarn yaym, neredyge gerek boyutlarda bir melek heykeli vard. zerinde yazanlar fener yardmyla okuyabiliyordum: "Sevgili kzm, znt iinde zlyorum." Melei yaptran, onu znt iinde zleyen adam ayn zamanda ona tecavz ediyordu. Kz ondan kurtulmak iin kendisini ldrmt ama babas onu geri getirmiti. te bu yzden karanlkta, Jensemeri bekliyordum, adam deil, kz. u zamana kadar aklnn gitmi olacan bildiim halde, iris Jensen'in mezarnda ve huzur iinde olmasn istiyordum. Bunu Edward'a akiayamaedm, o yzden hi denemedim. Dev bir nar bo bir mezarn zernde koruyucu gibi duruyordu. Yapraklar esen rzgrla fsldayp kayycrdu. Sesleri ok kuru geliyordu, sanki yaz deil de, son baharm gibiydi. Hava serin ve slak', neredeyse yamur yaacak . lk defa hava dayanlmaz dere -ede scak deildi. Bir ift tavuk almtm. Mezarn yanndaki, sandn iindf Q sessizce gdakhyorlard. Edward arabama dayanmt. Ayak bileklerini aprazlam, kollarn iki yana sallandrmt. Spor

antam yanmda akt, aa palam iinden parlyordu. "Nerede kald?" diye sordu Edward. 3 Bam iki yana salladm "Bilmiyorum." Hava kararah neredeyse bir saat olmutu. Mezarlk alam aklkt; hafife ykselen tepede birka aa vard. akl yoldan gelen arabann klarn grmeliydik. Jensen neredeydi? Acaba korkmu muydu? Edward arabadan kalkt ve bana doru yrd. "Durum houma gitmedi, Anita." Ben de ok mutlu deildim ama... "Bir on be dakika daha verelim. Gelmezse, gideriz." Edward ak alana bakt. "Etrafta saklanacak ok fazla yer de yok." "Keskin nianclardan endielenmemize gerek yok." "Birlerinin sana ate ettiini sylemitin, deil mi?" Bamla onayladm. yi bir noktaya temas etmiti. Kolla-rmdaki tyler dikildi. Rzgr bulutlan aralad ve ay aaya szld. Uzakta kk bir bina gmi kla parlad. "Oras neresi?" diye sordu Edward. "Mtemilat," dedim. "imenlerin kendiliklerinden kesildiini mi zannediyordun?" "Hi dnmemitim," dedi. Bulutlar yeniden kapand ve mezarl karanla gmd. Her eyin ekli yumuad; beyaz mermer sanki kendi yla parlyordu. Metale srnen pene sesleri duyuldu. Hzla dndm. Bir gl arabanm zerine reklenmiti. plakt ve gm-gri teni, neredeyse metalik renkli boyaya batrlm bir insana benziyordu. Fakat dileri, elleri ve ayaklarmdaki peneler uzun ve siyaht. Gzleri krmz renkte parlyordu. Edward elinde silah yanma geldi. Benim de silahm elimdeydi. Tekrar tekrar ve artk dnmenize gerek kalmyordu. "Onun burada ne ii var?" diye sordu. "Bilmiyorum." Botaki elimi ona doru sallayp, "Pist!" dedim. meldi, bana bakyordu. Gller korkakt, salkl insanlara saldrmazlard. Silahm ona doru sallayarak, iki adm attm. "Hadi git, hot!" Herhangi bir g gsterisi onlar karmaya yeterli olurdu. Bu orada ylece duruyordu. Geriledim. "Edward," dedim, sessizce. "Evet." "Bu mezarlkta hi gl hissetmemitim." "Ne olmu? Bir tanesini karmsn." "Bir tane gl diye bir ey yoktur. Sr halinde dolarlar. Ve onlar es geemezsin. Geride pisiik bir koku brakrlar. eytani bir koku." "Anita." Sesi sakin ve normaldi ama aslnda deildi. Bakt tarafa dndmde iki gln arkamzdan yaklatn grdm. Srt srta durup silahlarmz dorulttuk. "Bu hafta bir gl saldrs grmtm. Salkl bir adam ldrlmt, hi gl olmayan bir mezarlkta." "Kulaa tandk geliyor," dedi. "Evet. Mermiler onlar ldrmez." "Biliyorum. Neyi bekliyorlar?" diye sordu. "Sanrm, cesaretlenmeyi." "Beni bekliyorlar," dedi bir ses. Zachary aacn gvdesi arkasndan kt. Glmsyordu. Sanrm azm yere dmt. Galiba ona glyordu. O zaman anlamtm. Gris-grisini beslemek iin insan ldrmyordu. Vampirleri ldryordu. Theresa ona eziyet etmiti, bylece sradaki kurban o olmutu. Hl pek ok soru

vard, nemli sorular hem de. Edward nce bana, sonra Zachary'ye bakt. "Bu da kim?" diye sordu. "Vampir katili olduunu zannediyorum." Zachary eilerek selam verdi. Bir gl bacana sarld, o da kel kafasn okad. "Ne zaman anladn?" "Biraz nce. Bu sene biraz yavam." Yzn buruturdu. "Er ya da ge fark edecektin." "Bu yzden ahit zombinin zihnini yok ettin. Kendini kurtarmak iin." "Nikolaos'un sorgunun kontroln bana vermesi byk talihsizlikti." Sylerken glyordu. "Eminim yledir," dedim. "Peki o, iki srkly beni kilisede vurdurmaya nasl gnderebildin?" "ok kolayd. Emirlerin Nikolaos'tan geldiini syledim." Tabii ya. "Gllleri mezarlklarndan nasl kartyorsun? Senin emirlerini neden dinliyorlar?" "Eer bir mezarla bir animator gmersen, glllerin kacan iddia eden teoriyi biliyor musun?" "Evet." "Ben mezardan karken, onlar da benimle beraber ktlar ve bana aitler. Bana." Etraftaki yaratklara baktm ve oaldklarn fark ettim. En az yirmi yeli, byk bir sr. "Gllerin bu ekilde olutuunu sylyorsun." Bam iki yana salladm. "Dnya zerinde btn animatrlerin sorumlu tutulabileceinden ok fazla gl var." "Ben de ayn eyi dnyordum," dedi. "Sanrm bir mezarlktan ne kadar zombi diriltirsen, gl ansm da o kadar arttnyorsun." "Yani biriken bir etkiden bahsediyorsun?" "Kesinlikle. Bu konuyu baka bir aimatrle konumay ok istiyordum ama problemi sen de gryorsundur." "Evet," dedim. "Gryorum. Ne olduunu ve nasl olduunu sylemeden kimseyle konuamazsn." Edward hibir uyar yapmadan ate etti. Mermi Zachary'yi gsnden vurdu ve olduu yerde dndrd. Yz st yere kapakland, glller donmutu; sonra Zachary dirsekleri zerinde doruldu. Kaygl bir glun de yardmyla ayaa kalkt. "Talar ve sopalar kemiklerimi krabilir ama mermiler bana asla zarar vermez." "ok gzel, bir komedyen," dedim. Edward bir daha ate etti ama Zachary aacn arkasna sakland. Sakland yerden bard: "imdi, imdi baa ate etmek yok. Beynime mermi skarsanz ne olacam bilmiyorum." "k da hep beraber renelim," dedi Edward. "Hoa kal, Anita. Burada kalp seyredemeyeceim." Etrafn sarm bir grup gl ile aatan uzaklat. Ortalarna pmelmiti, bana gelecek bir mermiden korunuyordu, bir sre onu aralarndan semekte glk ektim. , Arabann evresinde iki gl daha belirmiti, akl yola doru melmilerdi. Bir tanesi, zerinde hl elbiselerinin paralan duran bir diiydi. . "Onlara korkacaklar bir eyler verelim," dedi Edward. Hareket ettiini hissettim, iki el ate etti. Tiz bir lk geceyi doldurdu. Arabamn zerindeki gl yere atlayp sakland. Ama etrafmzdan daha fazlas geliyordu. En azndan on be tanesi bizimle oynamak iin geride kalmt. Ate ettim ve bir tanesini vurdum. Yere dp yuvarland, ayn tiz lkla baryordu, yaral bir tavan gibiydi. paralayc ve hayvani.

"Kaabileceimiz bir yer var m?" diye sordu Edward. "Mtemilat," dedim. "Ahap m?" "Evet." "Onlar durdurmaz." "Hayr," dedim, "ama bizi ak alandan kurtarr." "Tamam, harekete gemeden nce bir tavsiyen var m? "Kulbeye iyice yaklan caya kadar koma. Eer koarsan peinden gelirler. Korktuunu zannederler." "Baka bir ey?" diye sordu. "Sigara imiyorsun, deil mi?" "Hayr, neden?" "Ateten korkarlar da." "Harika; sigara imediimiz iin ikimizi de canl canl yiyecekler. " Neredeyse glecektim. Sesi o kadar irenmi geliyordu ki; zerime atlamak iin eilmi gulu, iki kann asndan vurmak zorunda kaldm, glecek vakit yoktu. "Hadi gidelim, yava ve rahat," dedim. "Keke makineli tabancay arabada brakmasaydm." "Keke." Edward el ate etti; geceyi, lklar ve hayvan sesleri doldurdu. Uzaktaki kulbeye doru ilerlemeye baladk. Yaklak drt yz metre uzaktayd. Uzun bir yry olacakt. Bir gl zerimize kotu. Ona ate ettim ve yere dt. Hedefe ate etmek gibiydi, kan yoktu, sadece delikler alyordu. Canlar yanyordu ama yeterli deildi. Hi yeterli deildi. Neredeyse geri geri yryordum, bir elim Edward'in srtnda, onun yryn takip ediyordu. ok kalabalktlar. Kulbeye ulamamza imkn yoktu. Hi yolu yoktu. Tavuklardan bir tanesi gdaklad. Aklma bir fikir geldi. Tavuklardan bir tanesini vurdum. Tavuk yere yld ve tekisi korku iinde kanatlarn ap tahta sandn iinde r pmmaya balad. Gller dondu kald, sonra bir tanesi yzn havaya kaldrd ve koklad. Taze kan ocuklar, gidip sizin almanz bekliyor. Taze et. Birden iki gl tavuklara doru yara balad. Dierleri de birbirlerini iterek sandn iindeki sulu lokmalara, tahtalar paralayarak ulaamaya altlar. "Yrmeye devam et, Edward, koma, sadece biraz daha hzl yr. Tavuklar onlar fazla oyalamaz." Biraz daha hzl yryorduk. Pene sesleri, krlan kemik-306 1er, fkran kan, glllerin birbirlerine hrlamalar, ho bir manzara deildi. Yolu yarlamtk ki, geceyi bir uluma doldurdu, uzun ve dmancayd. Hibir kpekten byle bir ses kamazd. Arkama baktm, gller ellerini de kullanarak hzla zerimize kouyorlard. "Ko!" dedim. Kotuk. Kulbenin kapsna vardmzda, kilitli olduunu fark ettik. Edward asma kilide ate etti, amaya alacak vakit yoktu. Gl yaklayordu, yaklatka uluyorlard. eri girip kapy kapattk. Artk bize ne faydas olacakty-sa. Tavana yakn yksek bir yerde kk bir pencere vard,

birden ieriye ay doldu. Bir keye srayla im bime makineleri dizilmiti, bazlar kancalarda aslyd. Bahe makaslar, al dzelticiler, ksa krekler ve bir kenara kvrlm bahe hortumu. Btn kulbe, benzin ve yal kuma kokuyordu. "Kapnn arkasna koyabileceimiz bir ey yok," dedi Edward. Haklyd, kilidi uurmutuk. htiya duyduunda ne zaman ar bir ey bulabilirdin ki? "Arkasna im biicilerden bir tanesini koy." "Onlar fazla tutamaz." "Hi yoktan iyidir," dedim. O hareket etmeyince ben bir tanesini kapnn nne ektim. "Canl, canl yenirken lmeyeceim," dedi. Silahna yeni bir arjr koydu. "Eer istersen nce seni halledebilirim ya da sen kendin yapabilir misin?" Zachary'nin bana verdii kibrit kutusunu cebime koyduumu hatrladm. Kibritler, kibritlerimiz var. "Anita, neredeyse geldiler. Kendin mi yapmak istiyorsun?" Kibrit kutusunu cebimden karttm. Tanrya krler ol- 307 sun. "Mermilerini sakla, Edward." Tek elimle benzin bidonlarndan birisini kaldrdm. "Ne yapacaksn?" diye sordu Edward. Ulumalar duyulmaya balamt; yaklayorlard. "Kulbeyi atee vereceim." Benzini kapya dkmeye baladm. Kokusu keskindi, damam yakyordu. "Biz iindeyken mi?" diye sordu. "Evet." "Eer senin iin fark etmeyecekse, kendimi vurmay tercih ederim." "Bu gece lmeyi dnmyorum, Edward." Bir pene kapya saldrd, trnaklar tahtay yaryordu. Bir kibrit yakp benzinle slanm kapya frlattm. Mavi ate bir anda alev ald. zeri ate kaplanan gl lk atarak, krlm kapdan uzaklat. Yank et ve sa kokusu, benzininkiyle kart. ksrmeye balaynca elimle azm kapattm. Ate tahta kulbede hzla yaylyordu, tavana ulamt. Daha fazla benzine gerek yoktu, lanet yer zaten bir ate kapanyd. Biz de iindeydik. Bu kadar hzl yaylacan dnmemitim. Edward uzak duvara dayanm, eliyle azn kapatmt. Sesi bouk geliyordu. "Bizi dar kartacak bir fikrin var, deil mi?" Bir el duvar paralayp onu penelemeye alt ama Edward uzaklat. Gl, duvar paralarken bize bakyordu. Edward onu alnndan vurunca, gzden kayboldu. Duvardaki trmklardan birisini kaptm. Kor ve kvlcm zerimize yamaya balamt. Eer nce dumandan doulmazsak, kulbe tepemize kecekti. "Tirtn kart," dedim. Neden diye sormad bile. Her zaman uyumluydu. Silah asksn kartp tirtn bann zerinden syrd ve bana frlatp silah asksn plak bedenine ast. Tirt, trmn dilerine sarp benzine hatrdm. Kibrite gerek Yoktu, etrafta yeterince ate vard. Kulbenin n tarafnda zerimize ate yayordu. Tenimi kk yanan arlar gibi sokuyorlard. Edward da durumu anlad. Bir balta bulup glun at delii byiumeye balad. Bir elimde uyduruk bir meale, dierinde

bir oidon benzinle duruyordum. Scakln benzini ateleyeceini fark ettim. Dumandan zehirlenmeyecektik, havaya uacaktk, "abuk," dedim. Edward aklktan zorla geti, ben de peinden giderken neredeyse onu mealeyle yakyordum. Yz metre yaknmzda hi gl grnmyordu. Grndklerinden daha akll kmlard. Komaya baladk ve patlama gl bir rzgrla beni yere yaptrd. imenlerde yuvarlandm, cierlerimdeki hava boalmt. Yanan tahta paralan etrafma dklyordu. Ellerimle bam koruyup dua ettim. Bu ansmla uan bir iviye denk gelebilirdim. Etraf sessizleti. Patlamalar bitmi miydi? Bam yavaa kaldrdm. Kulbe gitmiti, geriye hibir ey kalmamt. Etrafmdaki imenlerde tahta paralar yanyordu. Edward neredeyse elimle dokunabileceim bir yaknlkta yerde yatyordu. Bana bakyordu. Acaba benim yzm de onun ki kadar arm m grnyordu? Byk ihtimalle yleydi. Uyduruk mealemiz, imenleri tututurmaya balamt. Edward dizleri zerine kalkp mealeyi ald. Benzin bidonuna bir ey olmamt, elime alp ayaa kalktm. Gller kam gibi grnyorlard, akll gller ama yine de... bu konu zerinde konumamza bile gerek kalmad. Paranoya, ortak ynmzd. Arabaya doru yrdk. Adrenalinim bitmiti ve kendimi ncekinden daha yorgun hissetmeye balamtm. Adrenalinin bir limiti vard; sonra insan uyumaya balyordu. Tavuklarn iinde olduu sandk tarih olmutu; tanmlana- 309 mayacak paralan mezarn etrafna salmt. Daha fazla bakamadm. Spor antam almak iin eildim. Orada ylece el dememi duruyordu. Edward nme geti ve mealeyi akl yola frlatt. Aalarn arasndan rzgr esti. "Anita!" diye bard Edward. Yuvarlandm. Edward'in silah ate etti ve bir ey lk atarak imenlere dt. Edward' yerde yatan gle tekrar, tekrar ate ederken seyrettim. Yreimi gsmdeki yerine geri yerletirince, benzin bidonuna uzanp kapan atm. Gl lk att. Edward yanan mealeyle gl zapt ediyordu. Benzini, yaltaklanan yaratn zerine dkp dizlerimin zerine ktm., "Yak onu," dedim. Edward mealeyi zerine yaptrd. Gl zeri alevlerle kaplannca, lk atmaya balad. Geceyi, yank sa, et ve benzin kokusu kaplad. Yerde yuvarlanp atei sndrmeye al ama ate snmedi. "Srada sen varsn, Zachary efendi, srada sen varsn," diye fsldadm. Tirt yanp bitince, Edward trm bir kenara frlatt. "Hadi, gidelim buradan," dedi. Bu teklife tm kalbimle katlmtm. Arabann kilidini atm, spor antam arka koltua atp motoru altrdm. Gl imenlerde, hareketsizce yanyordu. Edward yolcu koltuundayd, makineli tabancasn kucana koymutu. Onu tandm gnden beri ilk kez sarslm grmtm. Hatta korkmu gibiydi. "Yataa, o makineli tfekle mi giriyorsun?" diye sordum. Bana bakt. "Sen yataa tabancanla m giriyorsun?" diye sordu/

Bir puan kazanma. Dar akl dnlere girebildiim kadar hzl giriyordum. Nova'm hzl dnler iin imal edilmemiti. u saatte, mezann ortasnda arabay datmak iyi bir 310 fikir deildi. Farlar, mezar talar zerinde gidip geliyordu ama hareket eden bir ey yoktu. Ortalkta hi gl grnmyordu. Derin bir nefes alp verdim. Bu, son iki gnde, hayatma ikinci kez kastedilmiti. Akas, ate edilmesini tercih ederdim. KjRKDRpnc BLm raba giderken uzun bir sre hi konumadk. Tekerleklerin sesinden baka bir ses yoktu. Sessizlii sonunda Edward bozdu. "Dairene gidemeyiz," dedi. "Katlyorum." "Benim kaldm otele gidebiliriz. Tabii kalacak baka yerin yoksa?" Nereye gidebilirdim? Ronnie'ye mi? Onun hayatn daha fazla tehlikeye atmak istemiyordum. Baka kimi tehlikeye atabilirdim? Hi kimseyi. Edward dnda hi kimseyi ama o bununla baa kabilirdi. Belki de benim baa kabileceimden ok daha iyi bir ekilde. ar cihazm belimde titremeye balad. Gs kafesime doru sarsyordu. Titreime almaktan nefret ediyordum. Lanet olas alet ben beklemediim zamanda dm padatyordu. "Neler oluyor? Bir ey mi srd? Niye zpladn?" diye sordu Edward. Cihazn dmesine basp titreimini durdurdum ve kimin aradna baktm. Sadece numara yazyordu. "ar cihazm. Sessiz konuma almm, titremeye balad." Bana bakt. " yerini aramayacaksn." Bir aklama*ya da bir emir gibi syledi. K "Bak, Edward, kendimi ok iyi hissetmiyorum, o yzden benimle tartma." Sakinlemek iin nefesini verdiini duydum ama ne diyebilirdi ki? Arabay ben kullanyordum. Silahn ekip beni karacak myd, burada fazlalk olan oydu. Bir sonraki sapaktan saptm ve bir marketin nndeki umumi telefona yanatm. Dkkn ok aydnlkt ve beni harika bir hedef haline getiriyordu ama gllerden sonra k istiyordum. Edward, elimde czdanm arabadan km seyretti. Arkam kollamak iin benimle gelmedi. yle olsun, silahm vard. stiyorsa surat asabilirdi. Ofisi aradm. Gece sekreterimiz, Craig cevap verdi. "Ani-matrler A.., Nasl yardmc olabilirim?" "Selam Craig, benim Anita. Ne var ne yok?" "Irving Girswold arad, onu hemen araman gerekiyormu, yoksa buluman iptal olacakm. Byle sylersem senin anlayacan da ekledi. Anladn m?" "Evet, sa ol, Craig." "Sesin ok kt geliyor." "yi geceler, Craig." Yzne kapattm. Kendimi yorgun ve mymnt hissediyordum. Boazm yanyordu. Karanlk ve huzurlu bir yere kvrlp bir hafta kmak istemiyordum. Onun yerine Jrving'i aradm. "Benim," dedim. "Eh, zaman gelmiti. Bunu ayarlamak iin ne skntlar ektiimi biliyor musun? Neredeyse karyordun." "Eer konumay kesmezsen, yine de karabilirim. Nerede ve ne zaman olduunu syle."

Syledi eer acele edersek yetiebilirdik. "Neden herkes her eyi illa bu gece yapmak istiyor ki," dedim. "Hey, eer bulumak istemiyorsan, benim iin bir sakncas yok." "Irving, ok ama ok uzun bir gece geirdim, o yzden benimle uramay kes." "yi misin?" Ne aptalca bir soruydu. "Pek deil ama yaayacam." "Eer yaralysan, bulumay ertelemeyi deneyebilirim ama bir ey iin sz veremiyorum, Anita. Senin mesajn onlar bu 313 kadar ileriye getirmeye yetti." Alnm metal kulbeye dayadm. "Orada olacam, Irving." "Ama ben olmayacam." Sesinden honut olmad belliydi. "artlardan birisi de buydu, polis yok, gazeteci yok." Glmsemek zorunda kaldm, zavall Irving, her eyin dnda kalyordu. Ama gllerin saldrsna urayp neredeyse havaya uan da o deildi. Belki de acma duygusunu kendime saklamalydm. "Sa ol, Irving, sana borluyum." "Defterin kabaryor," dedi. "Dikkatli ol. Bu sefer neyin peinde olduunu bilmiyorum ama kt grnyor." ansn deniyordu ve ben de farkmdaydm. "yi geceler, Irving." Baka soru soramadan telefonu kapattm, Dolph'u evinden aradm. Neden bilmiyorum, sabah bek-leyemedim. Sonuta bu gece neredeyse ldrlyordum. Eer ben ldrlrsem, birilerinin Zachary'nin peinden gitmesini istiyordum. Dolph altnc alta telefonu at. Sesi uykulu geliyordu. "Evet." "Benim, Anita Blake, Dolph." "Ne oldu?" Sesi bir anda canland. "Katilin kim olduunu biliyorum. "Syle." Ben de syledim. Sorular sorup notlar ald. En nemli soru en sonda geldi, "Bunlarn herhangi birisini kantlayabilir misin?" "Gris-gris giydiini ispatlayabilirim. Bana itiraf ettiini mahkeme huzurunda syleyebilirim. Beni ldrmeye alt; buna bizzat tank oldum." ' Bunlarla yargc ya da jriyi ikna etmesi ok zor olur." "Biliyorum." "Neler yapabileceime bir bakaym." "Neredeyse somut bir ey elde ediyordum, Dolph." "Doru ama her ne olursa olsun, senin tanklk edebilmen iin hayatta olman gerekiyor." "Doru, dikkatli olurum." "Yarn gel ve btn bu bilgileri resmi kaytlara geirelim." "Gelirim." "Kolay gelsin." "Sa ol" dedim. "yi geceler, Anita." "yi geceler, Dolph." Arabaya geri dndm. "Fareadamlarla krk be dakika sonra randevumuz var." "Bu neden bu kadar nemli?" diye sordu. "nk Nikolaos'un sakland yerin arka kapsn bildiklerini dnyorum. Eer n kapdan girersek hi ansmz olmaz." Arabay altrp yola ktk. "Baka kimi aradn?" diye sordu. Demek ki dikkat ediyormu. "Polisi." "Ne?" Edward polisle uramaktan hi holanmazd. ok alacak bir durum. "Eer Zachary beni ldrrse, birilerinin peinden

gitmesini istiyordum." Bir sre sessiz kald. "Bana Nikolaos'tan bahset biraz," dedi sonra. Omuz silktim. "Sadist bir canavar ve bin yan zerinde." "Onunla bulumaya can atyorum." "Ben atmyorum." "Daha nce de bavampirler ldrdk, Anita. Bu da onlardan birisi." "Hayr. Nikolaos en az bin yanda. Hayatmda onun kadar korkun bir ey grdm zannetmiyorum." Sessizlcti, yzn okuyamyordum. "Ne dnyorsun?" diye sordum. "Zor ileri severim." Sonra glmsedi; bu gzel, yzne yaylan bir glmsemeydi. Has siktir. lm en u hedefini bulmutu. En byk avm. Ondan korkmuyordu ama korkmas gerekirdi. Gece birde ak olan ok fazla yer yoktu ama Denny'in Yeri akt. Fareadamlarla kahve, kek satan bir yerde bulumakta yanl oian bir eyler vard sanki. Karanlk bir arka sokakta bulumamz gerekmiyor muydu? ikayet ettiimi zannetmeyin. Sadece komik gelmiti. Edward nden girip bunun baka bir tuzak olup olmadn kontrol etti. Eer bir masaya oturursa gvenliydi. Eer dar karsa deildi. Gayet basitti. Onun nasl birisi olduunu bilen yoktu. Benimle birlikte olmad srece istedii yere girerdi ve kimse onu ldrmeye almazd. nanlmaz. Kendimi Tifblu Mary gibi hissetmeye balamtm. Edward bir masaya oturdu. Gvenliydi. Restorann yapay konforuna ve aydnlna doru ilerledim. Garson kz moraran gzlerini, akllca bir makyajla gizlemiti, ama morluklar yine de belli oluyorlard, sadece pembelemilerdi. Onun ardnda kimler var ona baktm. Bir adam bana iaret ediyordu. Elini uzatm sadece parman hareket ettiriyordu, garsonu ya da baka bir hizmetliyi aryor gibiydi. "Arkadalarm imdi grdm. Yine de sa ol." Restoran Pazartesi gecesinin ya da Sah sabahnn bu saatlerinde neredeyse botu. Beni aran adamn nndeki masada iki kii daha oturuyordu. Yeterince normal grnyorlard ama hareketlerinde bir zapt edilemeyen enerji, bir hareketlilik vard. Likantroplar. yle olduklarna hayatm pahasma bahse girerdim, belki de giriyordum. kilinin kar kesinde bir ift oturuyordu, bir erkek ve dii. Onlarn da likantrop olduu zerine para koyardm. Edward onlara yakn bir masaya oturmutu ama ok yakn deildi. O da daha nce likantrop avlamt, nelere dikkat etmesi gerektiini biliyordu. Masalarnn yanndan geerken, adamlardan bir tanesi bana bakt. Saf kahverengi gzleri o kadar koyuydu ki, neredeyse siyah gibi grnyordu. Gzlerimin iine bakt. Yz keliydi, vcudu ince ve ufak tefekti. Gzlerini bana dikmi, ellerini enesinin altna gtrrken, kolundaki kaslar hareket ediyordu. Ben de ona bakarak, yanndan getim ve Fare Kral'nm oturduu masaya yaklatm. Uzundu, en az bir seksen vard. Yz zayf ve kibirliydi; dudaklar, zerimde brakmaya alt kendini beenmi etkisi

iin ok yumuakt. Esmer bir yakkh vard, byk ihtimalle Meksikalyd. phesi havada yldrm gibi dolayordu. Masaya oturdum. Derin bir soluk alp nefesimi dzenledim ve masann zerinden ona baktm. "Mesajn aldm. Ne istiyorsun?" Sesi kaim ama yumuakt. Hi aksan yoktu. "Beni ve yanmda en az bir kiiyi daha Nikolaos'un Lanetliler Sirki'nin altnda sakland yere gtrmeni istiyorum." Yzndeki buruukluk artt. Gzlerinin yannda belli belirsiz krklklar belirmiti. "Bunu neden yapaym?" "nsanlarnn ehrin efendisinin etkisinden kurtulmasn istemiyor musun?" Bayla onaylad. Yz hl skknd. Bir eyler elde etmeye balamtm. "Bizi zindan giriine kadar gtrn, gerisini biz hallederiz." Ellerini masann zerinde kavuturdu. "Sana nasl gvenebilirim?" "Ben dl avcs deilim. Daha nce hibir likantropa zarar vermedim." "Eer ona kar koyarsan, seninle beraber savamayz. Ben bile onunla dvemem. Beni aryor. Cevap vermiyorum 317 ama hissediyorum. Kk fareleri ve insanlarm, sana kar kullanmas engelleyebilirim ama yapabileceklerim bu kadar. " "Bizi sadece ieri sok yeter, b'z gerisini hallederiz." "Kendine bu kadar gveniyor musun?" "Hayatm bahse koymaya haarm," dedim. Dirseklerim masaya dayam, parmaklaryla dudana vuruyordu. Kolundaki yank izi ina a formundayken bile belli oluyordu, kaba drt ulu bir ta. "Sizi ieri sokacam," dedi. Glmsedim. "Teekkr ederim." Bana bakt. "Dar canl karsanz, o zaman bana teekkr edersin." "Anlatk." Elimi uzattm. Ksa bir sre tereddt ettikten sonra elimi tutu ve el sktk. "Birka gn beklemek ister misiniz?" diye sordu. "Hayr" dedim. "Yarn girmek istiyorum." Ban yana yatrd. "Emin misin?" "Neden? Bir problem mi var?" "Yaralsn. yilemek isteyeceini dnmtm." Birka yerimde ezik vard ve boazm yanyordu ama... -"Sen nereden biliyorsun?" "Bu gece lm ok yaknndan gemi gibi kokuyorsun." Ona baktm. Irving olaanst glerim bana kar hi kullanmazd. Yapamazd demiyorum ama insan gibi davranmak iin ok abalyordu. Derin bir nefes aldm. "O beni ilgilendirir." Bayla onaylad. "Seni arar, yeri ve zaman bildiririz." Ayaa kalktm. O oturmaya devam etti. Syleyecek baka bir ey bulamyordum, o yzden yrdm. Yaklak on dakika sonra Edward yanma arabaya geldi. "imdi ne olacak?" diye sordu. "Otel odandan bahsetmitin. Hl becerebiliyorken uyuya-318 cam." "Ve yarn?" "Beni bir yere gtrp iftenin nasl kullanldn gstereceksin." "Sonra?" diye sordu.

"Sonra Nikolaos'u ldrmeye gideceiz." Titreyen bir nefes verdi, sanki glyor gibiydi. "Vay be." Vay be mi? "Birilerinin eleniyor olmasna sevindim." Bana srtt. "imi seviyorum," dedi. Ben de glmsemek zorunda kaldm. in gerei, ben de iimi seviyordum. Kj Rje Be i nc i Blm Qiinduz iftenin nasl kullanldn rendim. Gece olunca fareadamlarla beraber maaraclk yapmaya gittik. Maara karanlkt. Fenerime smsk tutunmu, zifiri karanlkta duruyordum. Alnma dokundum ama sadece karanlkta grnen o ilgin beyaz noktacklar dnda bir ey gremedim. zerinde feneri olan kasklardan bir tanesini giyiyordum, u anda fener yanmyordu. Fareadamlar sndrmemiz iin srar etmilerdi. Her yerden sesler geliyordu. Barmalar, inlemeler, kemik sesleri, ban ete srndnde karttna benzeyen merak uyandrc sesler. Fareadamlar, insandan, hayvan ekline dnyorlard. Seslerden canlarnn yand, hem de ok yand hissediliyordu. Onlar syleyene kadar klar yakmamamz iin yemin ettirmilerdi. Hayatm boyunca herhangi bir eyi grmeyi bu kadar ok istememitim. ok korkun olmazd, deil mi? Ama sz, szdr. Fil Horton gibi konumaya balamtm: "Ne kadar kk olursa olsun birey, bireydir." Bu maarann ortasnda karalkta durmu, fareadamlarla sarlm, bin yllk bir vampiri ldrmeye alrken, Dr. Suess'ten alntlar yapyordum, ne halt ettiimi zannediyordum? 320 Bu yaadm en garip haftalardan bir tanesiydi. "Fenerlerinizi yakabilirsiniz," dedi Fare Kral Rafael Hemen yaktm. Gzlerim grme arzusuyla emiyor gibiydi. Fareadamlar, geni dz tavanl tnelde gruplar halinde duruyorlard. nsan formunda saydmda, on kiiydiler. imdi, kesilmi kollar giyen, tyl, yedi erkek vard; ikisi zerlerine bol tirtte giymiti. dii de, onlar da hamile kyafetlerine benzeyen elbiseler giyiyordu. Dme gibi siyah gzleri kta parlyordu. Herkes tylyd. Edward yanma yaklat. Likantroplara bakyordu, yz dalm ve ifadesizdi. Koluna dokundum. Rafael'e, dl avc s olmadm sylemitim ama Edward yleydi, arada srada. Bu insanlar tehlikeye atmadm mit ettim. "Hazr msnz?" diye sordu Rafael. lk karlatmz zamanki gsterili siyah fareye dnmt. "Evet," dedim. Edward bayla onaylad. Fareadamlar etrafmza yaylm, anm tortul kayalarn zerinde ilerliyorlard. "Maaralarn nemli olduunu zannederdim," dedim ortaya. "Cherokee Maaralar, l maaradr," dedi tirt giyen, ufaka bir fare adam. "Anlamadm." "Canl maaralarda su ve bitki vardr. Bitki olmayan maaraya l maara denir." "Oh," dedim.

Dudaklar geriye kvrlp byk dilerini gsterdi, sanrm glyordu. "Bilmek istediinden daha fazlas myd?" dedi. "Burada gezi dzenlemiyoruz, Loie. imdi ikiniz de sessiz olun." Loue omuz silkip benden uzaklat. Rafael'le birlikte restoranda olanlardan bir tanesiydi, koyu renk gzleri olan. Diilerden bir tanesinin tyleri neredeyse griydi. Ad Lilian. Doktormu. i tbbi malzeme dolu bir srt antas tayordu. Bizim karken yaral olacamz dnyor olmalydlar. En azndan bizim canl kacamz dnyorlard. Ben kendim, pek emin deildim. ki saat sonra tavan o kadar alald ki dik duramyordum. Kasklar bize niye verdiklerini anlamtm. Kafam en az bin kere vurmutum. Kask olmasa Nikolaos'la karlamadan der baylrdm. Fareler tneller iin retilmi gibiydiler. Vcutlarnn garip deiken hareketlerle eiliyor ve dzleiyordu. Edward ve ben onlara pek ayak uyduramyorduk, hareketlerine yaklaa-myorduk bile. Edward arkamda sessizce kfr ediyordu. Fazladan sahip olduu on be santim ona ac veriyordu. Benim srtm armaya balamt. O benden daha kt durumda olmalyd. Tavanda arada dik durabileceim boluklar oluyordu. Bir sre sonra onlar, hava boluklar arayan bir dalg gibi beklemeye baladm. Karanln younluu deiti. Ik... ileride k vard, ok deildi ama oradayd. Tnelin sonunda serap gibi parlyordu. Rafael yanmza meldi. Edward kuru kayann zerine oturdu. Ben de onlara katldm. "te zindannz. Hava kararana kadar burada bekleyeceiz. Eer o zaman kadar gelmezseniz, gideriz. Nikolaos ldkten sonra, eer olabileceksek, yardmc oluruz." Bamla onayladm, kaskmm zerindeki k da benimle birlikte onaylad. "Yardmnz iin teekkrler. Dar, fare suratm iki yana sallad. "Sizi eytann kapsna kadar getirdim. Bunun iin bana teekkr etmeyin." Edward'a baktm. Baklar hl uzaklarda ve yz ifadesizdi. Eer fareadamm sylediklerine aldnyorsa bile, ben fark edemiyordum. Al veri listesi hakknda konuuyor da olabilirdik. Edward'la zindann giriinde diz km duruyorduk. Meale , maarann karanlndan sonra inanlmaz bir parlak lkta dans ediyordu. Edward'm omzuna ast Uzi'si sallanyordu. Benim elimde iftem vard. zerimde iki tabancam, iki baun vard, aynca ceketimin cebinde bir derringer vard. Der-322 ringer, Edward'm hediyesiydi, verirken, "Orospu ocuu gibi geri teper ama birisinin enesinin altna dayayp tetii ekersen, sikik kafasn uurursun," demiti. Bunu bilmek gzeldi. Darda gn klyordu. Etrafta dolaan vampir olamazd ama Burchard buralarda bir yerlerde olmalyd. Eer bizi grrse, Nikolaos'un da haberi olurdu. Kollarmdaki tyler diken diken oldu. eri girdik, ldrmeye ve yok etmeye hazrdk. erisi botu. Pompalanan adrenalin vcuduma oturdu, nefesimi hzlandrd, kalbim hzla atmaya balad. Phillip'in zincirlendii yer temizdi. Birileri ok iyi temizlemiti. Duvarda zincirlendii yere gidip dokunmamak iin kendimi zor tutuyordum. "Anita," diye yavaa seslendi Edward. Kapnn nnde duruyordu. Aceleyle yanma gittim. "Ne oldu?" diye sordu.

"Phillip'i burada ldrmt." "Akimi ie younlatr. Hayal kurarken lmeni istemiyorum." Sinirlenmeye balyordum ama yutkundum. Haklyd. Edward ansm denedi ve kap ald. erde kimse olmadna gre kilitlemeye de gerek yoktu. Ben koridorun soluna getim, o da sama. Koridor botu. ifteyi tutan elim terlemeye balamt. Edward koridorun sa tarafndan ilerliyordu. Peinden ejderhann inine doru ilerledim. Kendimi pek valye gibi hissetmiyordum. Parlak sava atlarm yeni bitmiti, yoksa parlak zrh myd? Her neyse. Buradaydk. Durum buydu. Yreimin tadm boazmdan alabiliyordum. KjRKALfnc BLm Ejderha kp bizi yemedi. Aslnda etraf ok sessizdi. Biraz klie olacak ama ok sessizdi. Edward'a yaklatm. "ikayet etmek istemiyorum ama herkes nerede?" diye fsldadm. Arkasn duvara dayad. "Winter'i ldrm olabilirsin. O zaman geriye sadece Burchard kalyor. O da bir i iin darda olabilir." Bam iki yana salladm. "ok kolay gidiyor." "Merak etme. Birazdan iler sarpa sarar." Koridorda ilerlemeye devam etti, ben de peindeydim. adm attktan sonra Edward'm bir espri yaptn anladm. Koridor Nikolaos'un taht odas gibi geni bir yere alyordu ama burada oturacak bir ye yoktu. Tabutlar vard. Be tanesi, yksek platformlar zerinde, etrafa yerletirilmiti. Platfonnlar sayesinde hibirisi yere demiyordu. Her tabutun ayak ucunda, uzun demirden byk amdanlar iersini aydnlatyordu. ou vampir tabutlarn gizlemeye byk zen gsterirdi ama Nikolaos yle yapmamt. "Kendini beenmi," diye fsldad Edward. "Evet," diye fsltyla karlk verdim. Tabutlarn yanna geldiinizde ilk balarda hep fsldardnz, sanki bir cenaze varm ve sizi duyabileceklermi gibi. Odada insan kasan, kfl bir koku vard. Genzime yapmt, hafif metalik bir eydi, neredeyse tadn alyordum. Kafese kapatlm ylanlar da byle kokuyordu. Sadece kokusundan bu odada scak ve tyl bir eyler olmadn anlayabiliyordumz. Bu ok normaldi. Koku, vampirlerin kokuuydu. lk tabut, iyi cilalanm, koyu renkli bir aatand, altn tutma yerleri vard. Omuz ksmlar geniti, insan vcudunun ekline uygun olarak aaya doru inceliyordu. Baz eski tabutlar bu ekilde olabiliyordu. "Bundan balayalm," dedim. Edward kar kmad. Makineli tabancasn asp tabancasn kartt. "Seni koruyorum," dedi. ifteyi yere brakp tabutun kapam kavradm ve ksa bir dua edip atm. Tabutta Valentine yatyordu. Yaral yz aktayd. Yine eski kumarbazlar gibi giyinmiti ama kyafeti bu se: fer siyaht. ine giydii frfrl gmlei ise kan krmzsyd. Kestane rengi salarna hi uymuyordu. Bir eli kas zerinde kvrlmt, istemsiz bir uyku hareketi. ok insanca bir hareket. Edward tabutun iine bakt, silahn tavana dorultmutu. "Bu zerine Kutsal Su attn m?" Bamla onayladm. "Kt yaralanm," dedi Edward.

Valentine hi hareket etmiyordu. Nefes aln bile gre-miyordum. Terli ellerimi kotuma sildim ve nabzn kontrol ettim. Hibir ey yoktu. Teni souktu. lmt. Yeni kanunlar ne derse desin bir cinayet olmayacakt. Bir cesedi ldre-mezdiniz. Nabz att. Sanki beni yakm gibi geri frladm. "Ne oldu." diye sordu Edward. "Nabz att." ' Bazen olur. Bamla onayladm. Evet, bazen oluyordu. Eer yeterince uzun beklerseniz, kalp atyor, kan dolayordu ama o kadar yavat ki, beklemek can yakyordu. l; anlamnn dndm gibi olmadm hissetmeye balamtm. Bildiim tek ey vard. Eer hava karardnda burada olursak ya lrdk ya da lm olmay dilerdik. Valentine'in yirmiden fazla insann lmyle ilikisi vard. Beni de neredeyse ldryordu. Nikolaos ' korumasn kaldrd anda, balad ii bitirmek iin hi vakit kaybetmezdi. Buraya Nikolaos'u ldrmeye gelmitik. Korumasn olabildiince abuk kaldracandan emindim. Eskilerin dedii gibi ya o ya bendi. Ben onu tenifo, ediyordum. Srt antam karttm. "Ne aryorsun?" diye sordu Edward. "Kazk ve eki," dedim bam kaldrmadan. "ifteyi kullanmayacak msn?" Ona baktm. "Elbette. Hazr balamken bir de bando aralm, ister misin?" "Eer sessiz olmasn istiyorsan, baka yollarda var." Yznde hafif bir glmseme vard. Kazk elimdeydi ama dinlemeye hazrdm. ldrdm vampirlerin ounu kazkla halletmitim ama buna hi alamamtm. Zor ve pis bir iti ama artk kusmuyordum. Sonuta, artk bir profesyoneldim. Kendi srt antasndan, ufak bir anta daha kartt. inde rngalar vard. inde grimsi sv olan bir ampul kartt. "Gm nitrat," dedi. Gm, yaayanllerin ba belasyd. Olaanst varlklarn ba belas. Ho bir ekilde modernize edilmiti. "e yaryor mu?" diye sordum. "e yaryor." rngay doldururken, "Bu ka yanda?" diye sordu. "Yzn biraz zerinde," dedim. "ki doz yeterli olur." neyi Valentine'in boynundaki atar damara saplad. rngay ikinci defa doldurmadan, vampir 26 titremeye balad. Valentine'in vcudu, tabutun kenarlarna doru ald. Az alp kapanyordu. Sanki boguluyormu gibi, nefes almaya alt. rngay doldurup bana uzatt. Ben ise bakyordum. "Isrmaz merak etme." rngay dikkatlice, sa elimin iki parma ve ba parmamn arasna aldm. "Neler oluyor?" diye sordu. "nelerden pek holanmam." Srtt. "neden korkuyor musun?" Kalarm attm. "Tam olarak deil."

Valentine'in vcudu titredi, salland, elleri tabutun kenarlarna arpyordu. Sessiz, yardm isteyen sesler kartyordu. Gzlerini hi amad. Uykusunda lecekti. Son bir kez titreyip krk bir bebek gibi tabutta yan dnd. "Bana lm gibi grnmyor," dedim. "Hibirisi gzkmez." "Kalbine kazk saplayp kafasn uurunca, ldklerinden emin olabiliyorsun." "Bu kazk saplamaya benzemiyor," dedi. Houma gitmemiti. Valentine orada ok btn, neredeyse insan gibi yatyordu. ryen deriyi, tozlaan kemikleri grmek istiyordum. ldnden emin olmak istiyordum. "Hibirisi, bir rnga dolusu gm nitrat yiyip ayaa kalkmad, Anita." Bamla onayladm ama tatmin olmamtm. "Sen git teki taraf hallet. Hadi." Gittim ama geri dnp Valentine'e bakp duruyordum. Yllarca kabuslarmda dolamt, beni neredeyse ldryordu. Bana yeterince l gzkmyordu. Kendi tarafimdaki ilk tabutu tek elimle atm. rngay dikkatlice tutuyordum. Gm nitratn pek bir ie yarayacan zannetmiyordum. Tabut botu. Beyaz yapay ipekten demesi yatak kadar rahat grnyordu ama iinde kimse yoktu. Kaslp etrafa baknmaya baladm ama bir ey yoktu. Bam yavaa tavana doru kaldrmaya baladm, yukarda uan bir ey olmamasn mit ediyordum. Tanrya kr yoktu. Sonunda nefes almay hatrladm. Her halde Theresa'nn tabutuydu bu. Evet, yle olmalyd. Ak brakp dier tabuta yneldim. Yeni bir modeldi, byk ihtimalle gerek tahta deildi ama gzel ve cilalyd. inde siyah tenli erkek vampir vard. Adn hi renememitim. Asla da renemeyecektim. imdi buraya gelmemin bedelini anlyordum. Sadece kendimi savunmuyor, ayrca savunmazsz uyuyan vampirlerin cann alyordum. Bildiim kadaryla bu vampir hi kimsenin cann yakmamt. Sonra gldm: Bu vampir Nikola-os'un korumas altndayd. Gerekten hi insan kan aktmadna inanabilir miydim? Hayr. Yutkunup ineyi boynuna dayadm. Belirli bir sebebi yoktu ama inelerden nefret ediyordum. neyi sapladm, gzlerimi kapatp rngann arkasna bastrdm. Kalbine kaz hi tereddt etmeden akabilirdim ama onu halletmek iin ine saplamak srtmdan souk terler boaltmt. "Anita!" diye bard Edward. Dndmde, Aubrey'i tabutunda otururken grdm. Ed-ward'i boazndan yakalam, ayaklarn yavaa yerden kesiyordu. ifte Valentine'in tabutunun yannda kalmt. Hastir! 9mm.'yi kartp Aubrey'in alnna ate ettim. Mermi kafasn geriye att ama o glmseyip Edward' kaldrmaya devan etti. Edward'in bacaklar hava sallanyordu. ifteye doru kotum. Edward kendi arlnda boulmamak iin iki eliyle tutunmutu. Tek elini brakp makineli tabancasna uzanmaya alt. Aubrey, bileini yakalad.

ifteyi aldm, onlara doru iki adm attm ve bir metre mesafeden ate ettim. Aubrey'in kafas patlad; kan ve beyin duvara srad. Elleri Edward'i yere indirdi ama brakmad. Edward hrltl bir nefes ald. Sa eli, boazna sarlm, parmaklar nefes borusunu eziyordu. Gsne ate edebilmek iin Edward'in yanndan dolamak zorunda kaldm. Fiek, kalbini ve gsnn sol tarafnn byk bir ksmn paralad. Sol kolunu kemik ve kas paralar tutuyordu. Ceset, tabuta geri dt. Edward dizleri zerine dt, boazn tutmu, soluyordu. "Nefes alabiliyorsan ban salla, Edward," dedim. Aubrey nefes borusunu paralam olabilirdi, yleyse ne yapabileceimi bilemiyordum. Belki geri koup Doktor Lillian' getirebilirdim. Edward bayla onaylad. Yz morarmt ama nefes alyordu. Kulaklarm ta duvarlar iinde patlayan ifte yznden nlyordu. Ne byk srpriz. Gm nitratn marifetini grmtk. Silah doldurdum ve Valentine'in tabutuna gittim. Onu paralara ayrdm. Artk lmt. Edward ayaa kalkt. Sesi hrltl kyordu, "O ey ka yandayd?" "Be yzn zerinde," dedim. Yutkundu, can yanyor gibiydi. "Has siktir." "Nikolaos'a ine batrmay falan denemeyeceim." Bana ters ters bakmay baard ama hl Aubrey'in tabutuna yaslanyordu. Beinci tabuta yneldim. Aramzda hi konumadan, sebepsiz yere sona braktmz tabuta. En uzak duvara dayanmt. Zarif, bir yetikin iin kkk beyaz bir tabut. Mum , kapandaki ilemelerin zeride dans ediyordu. Tabuta bir delik amak istiyordu ama onu grmeliydim. Neye ate ettiimi grmeliydim. Yreim azma gelmiti, orada yatyordu; gsm skyordu. Karmdaki bir bavam-pirdi. Onlar ldrmek, gn nda bile riskli bir iti. Baklar sizi hava kararncaya kadar kstrabilirdi. Zihinleri. Sesleri. ok glydler. Nikolaos ise grdklerim arasnda en glsyd. Kutsanm ham yanmdayd. Her ey yolunda gidecekti. Kendimi tamamen gvende hissedemeyecek kadar ok sefer ham elimden alnmt. Her neyse. Kapa tek elimle amaya altm ama ard. Modern tabutlar gibi kolay almas iin ayarlanmamt. "Bunda beni kollar msn, Edward? Yoksa hl nefes almay yeniden renmeye mi alyorsun?" Edward gelip yanmda durdu. Yz eski rengine geliyordu. Kapa tuttu ve ben de iftemi hazrladm. Kapa kaldrnca, tamam kayd dt. Menteeleri yoktu. "Has siktiiir!" dedim. Tabut botu. "Beni mi aryordunuz?" nce mzikal bir ses kap tarafndan bize seslendi. "Kprdamayn; sanyorum doru kelime bu. Sizi bastk." "Silahlarnza davranmanz tavsiye etmiyorum," dedi Burchrd. Edward'a baknca ellerinin makineli tabancasna yaklat-m grdm ama yeterince yakn deildi. Yznde hibir ifade yoktu, sakin ve normaldi. Sanki Pazar gezisindeymi gibi. Ben o kadar ok korkmutum ki dmn tadn alabiliyordum. Birbirimize bakp, ellerimizi kaldrdk. "Yavaa dnn," dedi Burchrd. Dndk. Elimden yan otomatik bir tfek tutuyordu. Edward gibi

silah manyar olmadm iin modelini bilemiyordum ama byk delikler aabileceini biliyordum. Ayrca srtnda asl duran klcmm kabzas omzunun zerinde grnyordu. Bir 330 kl, Tanr-ahidim-olsun ki bir kl. Zachary de elinde bir tabanca yanlarnda duruyordu. Silah iki eliyle tutmutu, kollan gergindi, pek mutlu grnmyordu. Burchard silahn sanki onunla domu gibi tutuyordu. "Ltfen, silahlarnz atp ellerinizi banzn zerinde birle-tirin." Sylediini yaptk. Edward makineli tabancasn, ben de iftemi yere braktm. Ama daha bir sr silahmz vard. Nikolaos kenarda duruyordu. Yz, souk ve sinirliydi. Konutuunda, sesi odada yankland. "Ben hayal edebilecein btn her eyden daha yalym. Gn nn beni esir tutabileceini mi dnyordunuz? Bu kadar yl getikten sonra?" Zachary ve Burchard'm nne gememeye dikkat ederek odann ortasna ilerledi. Tabudardan arta kalanlara bakt. "Bunun bedelini deyeceksin, animator." Glmsyordu, hayatmda bu kadar eytanca bir ey grmemitim. "Dier silahlarn da al, Burchard; sonra armatrmz arlamaya devam ederiz." nmzde duruyorlard ama ok yakn deillerdi. "Duvara yaslan, animator," dedi Burchard. "Zachary eer adam hareket ederse, onu vur." Burchard beni duvara yaslayp didik didik arad. Dilerimi kontrol edip pantolonumu indirtmedi ama geri kalan her eyi yapt. Tand her eyi, derringer bile buldu. Ham cebine koydu. Belki koluma dvme olarak yaptrmalydm? e yarayacan zannetmiyordum. Ben, Zachary'nin yanma gittim. Sra Edward'a gelmiti. "Biliyor mu?" diye sordum. "Kapa eneni." Glmsedim. "Bilmiyor deil mi?" "Kapa eneni!" Edward geri' geldi, ellerimiz bamzn zerinde ylece duruyorduk. Silahlarmz gitmiti. Ho bir grnt deildi. Adrenalin, ampanya gibi kpryordu. Nabzm boynumdan frlayacakm gibi atyordu. Silahlardan korkmuyordum, gerekten. Nikolaos'tan korkuyordum. Bize ne yapacakt? Bana ne yapacakt? Eer ansm olsayd, beni vurmalarn salardm. Vurulmak, Nikolaos'un kk kafasnn iinden geen ktlklerden ok daha iyiydi. "Silahszlar, Efendim," dedi Burchard. "Gzel," dedi Nikolaos. "Sen adamlarm yok ederken, bizim ne yaptmz biliyor musun?" Bir cevap beklediim zannetmiyordum, o yzden vermedim. "Bir arkadam hazrlyorduk, animator." Miden kasld. Catherine'in grnts gzmn nnde belirdi ama o ehir dmdayd. Tanrm, Ronnie. Ronnie'yi mi yakalamlard? Yzmden belli olmu olacak ki, ince, Nikolaos gld, ince, lgn, heyecanl bir kahkahayd. "Bu sesten gerekten nefret ediyorum," dedim. "Sessiz olun," diye azarlad Burchard. "Oh, Anita beni ok elendiriyorsun. Seni kendi saflarma kattmda ok eleneceim." Sesi ocuk sesi gibi ince balayp omuriliime ileyecek kadar kalnlat.

Temiz bir sesle seslendi: "imdi ieri gelebilirsin." Yere srnen ayak sesleri duyuldu ve ieriye Phillip girdi. Boynundaki korkun yara, beyaz kaim yara izi topluluuna dnmt. Odaya iindekileri tam olarak gremiyormu gibi bakt. "Yce Tanrm," diye fsldadm. Onu diriltmilerdi. KiRKYEDinci Bliti iKolaos etrafmda dans ediyordu. Pastel renkli pembe elbisesinin etei evresinde dnyordu. Salarmdaki byk pembe fiyonk hareketlerine uygun sallanyordu. Kollarn iki yana amt. nce bacaklarn beyaz oraplar v tyordu. Beyaz ayakkablarnda da pembe fiyonklar vard. Durdu, nefesi kesilmi, glyordu. Yanaklanracfo salkl pembe bir renk vard, gzleri parlyordu. Bunu nasl yapmt? "ok canl grnyor, deil mi?" Etrafnda dnyordu, eli kolunu oku/ordu. Phillip ondan uzaklat, gzleri her hareketini takip ediyordu, korkmutu. Onu hatrlyordu. Tanr yardmcmz olsun. Onu hatrlyordu. "Bize becerilerim sunmasn ister misin?" diye sordu. Onu yanl anladm umuyordum. Yzm ifadesiz tutmaya altm. Baarl olmu olmaym ki, ayan yere vurup ellerini beline koydu. "Evet," dedi. "Sevgilinin gsteri yapmasn ister a /or musun?" Azma gelen safray, zorla yuttum. Belki de zerine kus-malydm. Bu ona bir ders verirdi. "Seninle mi?" diye sor dum. H Bana sokuldu, elleri arkasmdayd. "Sen de yapabilirsin. Seim senin." Yz neredeyse benimkine deecekti. Gzleri o kadar byk ve masumdu ki kutsalla saygsz bak varm gibi g333 rnyordu. "kisi de kulaa hi ho gelmiyor," dedim. "ok yazk." Phillip'e doru sekerek ilerledi. Phillip plakt ve bronz vcudu hl yakklyd. Fazladan birka yara izi neydi ki? . "Buraya geleceimizi bilmiyordunuz, yleyse Phillip'i neden dirilttiniz?" diye sordum. Kk ayakkablarnn topuklar zerinde dnd. "Onu dirilttik, bylece Aubrey'i ldrmeyi deneyebilirdi. Katillerini ldrmeyi deneyen, zombileri seyretmek ok elenceli. Ona bir ans vermek iin Aubrey'in uyumasn bekledik. Eer onu uyurken rahatsz ederseniz Aubrey hareket edebilir." Ed-ward'a bakt. "Ama bunu zaten renrnisinizdir." "Onu, Aubrey'e yeniden ldrtecektin." Bayla onaylad, kafas oynuyordu, "Hi h." "Seni fahie," dedim. Burchard tfeinin dipiim karnma gmd ve ben dizlerimin zerine yldm. Nefes almaya altm ama pek baarl olamadm. Edward gzlerini dikmi Zachary'e bakyordu. Zachary silahn tam gs hizasnda tutuyordu. Bu mesafeden, iyi bir niana ya da anslz olmanza gerek yoktu. Tetii biraz skp karmzdakini ldrrdnz. Puf. '"'Sana canmn istedii her eyi yaptrabilirim," dedi Ni-kolaos. Yeni bir adrenalin akm fkrmt. ok fazla geldi. Bir keye kustum. Gerginlik ve karnma yediim dipiin marifetiydi. Gerginlie alkndm ama tfek dipii yeni bir tecrbeydi. "Ck ck," dedi Nikolaos. "Seni bu kadar ok mu korkuttuk?" Sonunda ayaa kalkmay baardm. "Evet," dedim, reddetmenin bir anlam yoktu.

Ellerini rpt. "Oh, ne gzel." Yz bir anda deiti. Kk kz gitmiti, istedii kadar frfrl elbiseler giyip fiyonklarla sslesin geri gelemezdi. Yz incelmi, yabanclamt. Gzleri insan iine eken havuzlara Lmmt. "Duy beni, Anita. Gcm damarlarnda hisset." Orada durmu, yere bakyordum, korku tenimde souk bir ekilde hcum etti. Bir eyin ruhuma aslmasn bekledim. Gcnn beni kontrol altna almasn bekledim. Hibir ey olmad. Nikolaos'n yz burutu. Kk kz geri gelmiti. "Seni srmtm, animator. Emrettiimde yerlerde srnmen gerekirdi. Ne yaptn?" Ksa ama iten bir dua fsldadm ve cevap verdim. "Kutsal Su." Hrlad. "Bu sefer nc sra kadar burada kalacaksn. Theresa'nm yerini alacaksn. Belki o zaman vampir katillerini bulma konusunda biraz daha hevesli olursun." imdeki her eyle Zachary'ye bakmamak iin kendimi tuttum. Onu ele vermeye uramyordum, bunu zaten yapacaktm, sadece doru zaman kolluyordum. Zachary'i ldr-tebilirdim ama Burchard ve Nikolaos'a bir ey yapamazdm. Btn odadaki en zararsz kii Zachary'di. "Hi zannetmiyorum," dedim. "Ah ama ben zannediyorum, animator." "lmeyi tercih ederim." Kollarn iki yana at. "Zaten lmeni istiyorum, Anita, lmeni istiyorum." "Duygularmz karlkl," dedim. Kkrdad. Ses dilerimi actt. Eer bana ikence yapmak istiyorsa, bir odaya kilitleyip glmesi yeterli olurdu. te bu tam bir cehennem olurdu. "Hadi, ocuklar, zindana gidelim ve oynayalm. Nikolaos nden gitti. Burchard ilerlememizi iaret etti. Biz de yrdk. Zachary ile ikisi, ellerinde silahlar peimizden geliyorlard. Phillip kararsz bir ekilde odann ortasnda duruyordu. "Ona syle de peimizden gelsin, Zachary," diye seslendi Nikolaos. "Gel, Phillip, beni takip et," dedi Zachary. Dnp peimizden geldi, gzleri kararszd, iyi odaklanamyor gibiydi. "Yryn," dedi Burchard. Silahn bize dorulttu, ben de yrdm. Zindann kaps ok uzakta deildi. Eer beni duvara zincirlemeye alrlarsa, debelenip onlar beni ldrmeye zorlayacaktm. Zachary nin zerine yklenmem gerekiyordu. Burchard, beni yaralar, daha da kts bayltabilirdi, bu ok ama ok kt olurdu. Nikolaos merdivenlerden aaya koridora giden yolda nclk ediyordu. Geit treni yapmann tam gnyd. Phillip peimizden geldi, artk etrafa bakmaya balamt, bir eyler gryor gibiydi. Aubrey'in onu ldrd yerde, dondu kald, gzleri kilidenmiti. Duvara dokundu. Elini geri ekip parmaklarn avularna srtt, sanki bir eyler hissetmeye a-. lyor gibiydi. Eli boynuna gidip yara izini buldu. lk att. Sesi duvarlarda yankland. "Phillip," dedim. Burchard tfeiyle gememi engelledi. Phillip keye -meldi, yz grnmyordu, kollan dizler arasnda kilitlen misti. nce, inleme gibi sesler kartyordu. Nikolaos gld.

"Durdurun unu, durdurun." Phillip'e doru yrdm. Burchard silahm gsme dayad. "Vur beni, lanet olasca, vur beni! Vurulmak btn bunlardan daha iyidir" diye suratna bardm. "Yeter" dedi Nikolaos. Yanma geldi ve ben geriledim. zerine gelmeye devam etti, beni duvara dayanncaya kadar zorlad. "Seni vurmak istemiyorum, Anita, cannn yanmasn istiyorum. Kk banla Winter' ldrdn. imdi ne kadar iyi olduunu . grelim." Benden uzaklat. "Burchard ona baklarn ver." Hi tereddt etmedi ya da nedenini sormad. Sadece yanma geldi ve baklarm bana verdi. Ben de sebebim sormadan aldm. Nikolaos bir anda Edward'in yannda belirdi. Edward uzaklamaya alt. "Eer bir daha hareket ederse onu ldr, Zachary." Zachary yaklap silahn dorulttu. "Dizlerin zerine ok lml," dedi Nikolaos. Edward yapmad. Bana bakyordu. Nikolaos dizinin arkasndan, inletecek kuvvette tekmeledi. Edward tek dizi zerine dt. Nikolaos kolunu yakalayp srtna doru bkt. Zarif eliyle, boazm yakalad. "Eer hareket edersen boazm paralarm, insan. Nabzn, avucumun iindeki kelebek gibi hissediyorum." Gld ve btn oday scak, hareketli bir dehet kaplad. "imdi, Burchard, ona bak kullanmann ne demek olduunu gster." Burchard, kar duvara ilerledi. Yukardaki kapdan aaya inen basamaklarn yannda durdu. Tfeini yere brakt. Klcnn tokasn at ve onu da tfeinin yanna brakt. Metal ksm neredeyse gen, uzun bir bak ekti. Kaslarn esnetmek iin hzl birka hareket yapt. Ben durmu ona bakyordum. Nasl bak kullanlacan biliyordum. Gayet iyi frlatyordum da; bir hayli egzersiz yapmtm. Pek ok insan baklardan korkard. Eer karnzdakini ondan bir para almaya hazr olduunuza ikna ederseniz, pek ou sizden korkarlard. Burchard pek oundan birisi deildi. Hafife eildi, ba sa elinde serbest ama sk tutuyordu. "Burchard'la dv, animator, yoksa elimin altndaki lr." Edward'm kolunu hzla ekti ama Edward ses kartmad. Kolunu yerinden kartsa, bile hi ses kartmazd. Dier bam, sa bileimdeki klfna yerletirdim. ki bakla dvmek ho grnebilirdi ama nasl yapldn hibir zaman renememitim. Pek ok insan iki elle dv-emezdi zaten. Hey, Burchard'n bile tek ba vard. "lmne mi dveceiz?" diye sordum. "Burchard' ldremezsin, Anita, bu ok aptalca. Burchard sadece seni biraz kesecek. Ban tadna baktracak, ciddi bir ey deil. ok fazla kan kaybetmeni istemiyorum." Sesinde belli belirsiz bir gl vard, birden yok oldu. Sesi alevden bir rzgr gibi oday kaplad. "Kannn aktm grmek istiyorum. " Harika. Burchard etrafmda dolamaya balad, ben arkam duvarda tutmaya alyordum. leri atld, ba parlyordu. Pozisyon.alp baktan katm ve o ileri atlnca kendiminkini sa-vurdum. Bam havay kesti. Uzanma mesafemin dnda,

bana bakyordu. Az ya da ok, alt yz yllk tecrbesi vard. Ona yetiemezdim. Yaklaamazdm bile. Glmsedi. Bamla onu selamladm. O da karlk verdi. Belki iki sava arasndaki sayg gstergesiydi. Anladm ya buydu ya da benimle oyun oynuyordu. Tahmin edin hangisini semitim? Ba bir anda belirdi, kolumu kesmiti. Ben de darya doru hamle yapp onun kamn kestim. Bana doru hamle yapt, uzaa deil. Bandan katm ve duvardan uzaklatm. Glmsedi. Lanet olsun, beni akla ekmek istiyordu. Uzanma mesafesi benimkisinin iki katyd. Kolumdaki ac keskin ve aniydi. Ama onun da dzgn karnnda ince krmz bir izgi vard. Ona glmsedim. Gz- leri ok az, oynad. Byk sava huzursuz mu olmutu? yle olmasn umuyordum. Ondan uzaklatm. Bu ok komikti. kimiz de lecektik, 338 birbirimizi para para kesecektik. Her ne haltsa. Burchard'm zerine hamle yaptm. Byle bir ey beklemiyordu, geriledi. Onun eik duruunu taklit ettim ve birbirimizin etrafnda dnmeye baladk. "Katilin kim olduunu biliyorum," dedim. Burchard'm kalar kalkt. "Ne dedin?" dedi Nikolaos. "Vampirleri kimin ldrdn biliyorum." Burchard birden koluma hamle yapt ve gmleimi kesti. Canm yanmamt. Benimle oynuyordu. "Kim?" dedi Nikolaos. "Syle yoksa bu insan ldrrm." "Elbette," dedim. "Hayr!" diye lk att Zachacy. Bana doru dnp ate etti. Mermi bamn zerinde vzldad. Burchard'la beraber yere eildik. Edward lk att. Ona doru komak iin yan doruldum. Kolu kt bir ada sallanyordu ama canlyd. Zachary'nin silah iki kere daha ate ald ve sonra Nikolaos onu elinden alp yere frlatt. Nikolaos, Zachary'i yakalad ve onu vcuduna yaslayp belinden bkt ve kucana ald. Ba aaya doru hamle yapt. Zachary lk att. Burchard dizleri zerinde gsteriyi seyrediyordu. Bam srtna sapladm. Tam yerine oturdu ve kabzasna kadar sapland. Srt kasld, tek eli ba kartmaya alyordu. Becerebilecek mi diye beklemeden, dier bam da ektim ve boaznn yanma sapladm. Ba geri karttmda elime kan fkryordu Ba yeniden saplaynca, yavaa ne doru dt. Nikolaos, Zachary'i yere frlatt ve bize dnd. Yz kan iindeydi, pembe elbisesinin n krmzya boyanmt. Beyaz oraplarna kan sramt. Zachary'nin boaz paralanmt. Yerde kvranyordu ama hl canlyd. Nikolaos, Burchard'm kanl vcuduna bakt, sonra lk 339 att. Vahi bir bani* gibi feryat etti. Ellerini uzatp zerime frlad. Bam frlattm ama onu havada tokatlad. Bana vurdu, vcudunu kullanarak beni yere yaptrp zerime ulland. Hl lk atyordu. Bam yana evirdi. Zihin gcn deil, sadece kaba kuvvet kullanyordu. "Hayr!" diye lk attm.

Bir el ate edildi ve Nikolaos sarsld, sonra bir kere daha. zerimden kalkarken, rzgr hissedebiliyordum. Odada bir frtna balangc gibi dolayordu. Edward duvara dayanm, Zachary'nin drd silah tutuyordu. Nikolaos zerine giderken, o da elindeki silah narin vcuduna bolattr. Nikolaos tereddt bile etmedi. Oturup Nikolaos'un Edward'in zerine gidiim seyrettim. Edward bo silah ona doru frlatt. Nikolaos bir anda zerine kp onu zorla yere yatrd. Kl yerde duruyordu, neredeyse boyum kadar uzundu. Knndan karttm. Elimi yere ekiyordu, ar ve acayipti. Bam zerine kaldrp geni yzn omzuma yerletirdim ve Nikolaos'a doru komaya baladm. Yine ince, melodik sesiyle konumaya balamt. "Benim olacaksn, lml. Benim!" Edward lk att. Sebebini anlayamamtm. Klc kaldrdm ve arl onu aaya, aprazlamasna kaydrd, olmas gerektii gibi. Kl Nikolaos'un boynuna, slak bir sesle oturdu. Boyun kemiine kadar gmld. Geri karttm. Ucu yere dp zemine srtnd. Nikolaos bana doru dnp ayaa kalkmaya balad. Klc kaldrp savurdum, vcudumu da beraberinde dndrmtm. Kemik krld ve yere dtm. Nikolaos da dizlerinin zerine kmt. Kafas hl birka para et ve deriyle vcuduna balyd. Gzlerini krpp ayaa kalkmaya alt. lk atp klc gslerinin arasna sapladm ve itip ieri doru girmesi im zorladm. Kan akyordu. Onu duvara yaptrdm. Klcn ucu srtndan kmt, aaya doru kayarken duvara srtyordu. Cesedinin yanma diz ktm. Evet, cesedinin. lmt! Dnp Edward'a baktm. Boynunda kan vard. "Beni srd," dedi. Nefesim r.esilmiti, hava almakta glk ekiyordum ama kendimi harka hissediyordum. Ben hayattaydm, o deildi. O orospu, deildi. "Merak etme, Edward, sana yardm ederim. Daha ok Kutsal Suyumuz vard." Glmsedim. Bir sre bana bakt, sonra glmeye balad ve ben de onunla birlikte gldm. Fareadamlar ieri geldiinde biz hl glyorduk. Fare Kral Rafael, dmeye benzeyen siyah gzleriyle katliama bakt. "ld m?" diye sordu. "Ding, dong, cad ld," dedim. Edward melodiyi yakalad. "Hain, yal cad," dedi yar ark syler gibi. Yeniden glmeye baladk. Tylerle kapl, Doktor Lillian, yaralarmza bakt. nce Edward'mkilere. Zachary hl yerde yatyordu, boynundaki yara iyilemeye balamt, derisi birleiyordu. Yaayacakt, eer doru terim buysa. Bam yerden alp yanma gittim. Fareler beni seyrediyordu. Hibirisi karmad. Yanna diz kp gmleinin kolunu yrttm. Gris-grisi ortaya karttm. Hl konuamyordu ama gzleri ald. "Buna kendi kanmla dokunmaya altm hatrlyor ) Bani: rlanda'da birisinin lmn, lk atarak haber veren dii yaratklar. musun? Beni durdurmutun. Korkmu grnyordun. Sebebini anlayamamtm." Yannda oturmu iyilemesini seyrediyordum. "Her gris-gris iin yapman gereken bir ey vardr, mesela seninkine vampir kan gerekiyor ve ayrca

kesinlikle yapmaman gereken bir ey de vardr. Eer yaparsan. Puf, by biter." Kolumu kaldrdm, yara ok ho kanyordu. "nsan kan deil mi, Zachary?" "Yapma," der gibi bir ses kartt. Kan bileimden aaya kayp orada asl kald younlayor ve onun kolu zerinde sallanyordu. Ban hayr, hayr dercesine iki yana sallad. Bir damla kan koluna srad ama gris-grise demedi. Btn vcudu rahatlad. "Bugn hi sabrm yok, Zachary." Kam rg bandn zerine bulatrdm. Gzleri byd, aklar grnmyordu. Boazndan bou-luyormu gibi sesler kt. Elleri yeri trmalyordu. Gs sanki nefes alamyormu gibi kasld. Vcudundan uzun bir nefes boald ve sonra sessizleti. Nabzn kontrol ettim, atmyordu. Gris-grisi bamla kestim, elimde toplayp cebime attm. Ktle ait bir eydi bu. Lillian gelip kolumu sard. "Bu geici. Diki attrman gerekecek." Bamla onaylayp ayaa kalktm. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Edward. "Geri kalan silahlarmz bulmaya." Jean-Claude'u bulmaya. Son blm yksek sesle syleyemedim. Edward'm anlayabileceini zannetmiyordum. ki fareadam da benimle geldi. Bunun bir nemi yoktu. Karmadklar srece istedikleri yere gelebilirlerdi. Phillip hl kesinde, ylp kalmt. Onu orada braktm. Silahlan buldum. Makineli tabancay omzuma astm, ifte elimdeydi. Batan aaya silahlydm. Bin yanda bir vampir ldrmtm. Hayr, ldrmemitim. Tabii ki ben yapmamtm. Fareadamlarla ceza odasn bulduk. eride ak tane tabut vard. Hepsinin kapanda gm bir ha vard ve gm zincirlerle sk, sk balanmlard; nc tabutta Willie vard, o kadar derin uyuyordu ki, sanki hi uyanmayacakm gibiydi. Onu ylece braktm, gece naslsa uyanacakt. Sonra iine bakard. Willie kt birisi deildi. Ve bir vampirle kyaslandnda harikayd. teki tabutlarn hepsi botu, almam bir tane kalmt. Zincirlerim zp ha yere koydum. Jean-Claude bana bakyordu. Gzleri gece yars atei gibiydi, yznde yumuak bir glmseme vard. lk ryam aklma geldi, tabutun kanla doluunu, onun bana uzann hatrladm. Geri ekildim ve o tabuttan doruldu. Fareadamlar tslayarak geri ekildiler. "Sakin olun," dedim. "O, bir ekilde bizim tarafmzda." Sanki iyi bir uyku ekmi gibi tabuttan kt. Glmseyip elini uzatt. "Baaracan biliyordum, ma petite." "Seni kendini beenmi, orospu ocuu." iftenin dipiiyle karnna vurdum. Yeterince eilince de enesine. Geri yuvarland. "Kafamn iinden k." Yzn ovdu, eline kan bulat. "zler kalcdr, Anita. Onlar geri alamam." ifteyi ellerim acymcaya kadar sktm. Kolumdaki yaradan kan szmaya balamt. Aklmdan geirdim. Bir an iin tetii ekip suratn uurmay aklmdan geirdim. Ama yapmadm. Byk ihtimalle ileride yapmadma ok piman olacaktm. "En azndan ryalarmdan uzak durur musun?" diye sordum.

"Bunu yapabilirim. zr dilerim, ma petite." "Bana yle demeyi brak." Omuz silkti. Meale , siyah salarnda, krmz glgeler brakarak parlyordu. Nefes kesiciydi. "Zihnimle oynamay brak, Jean-Claude." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu. j "u dnya tesi gzellik numarasn biliyorum. O yzden uramay brak." "Ben yle bir ey yapmyorum," dedi. "Ne demek oluyor imdi bu?" "Bir cevabn olduunda, Anita, bana gel, zerinde konuuruz." Bilmecelerle uraamayacak kadar yorgundum. "Sen kendini ne zannediyorsun da, insanlar byle kullanyorsun?" "Ben ehrin yeni efendisiyim," dedi. Bir anda yanmda belirmiti. Parmaklar yanam okuyordu. "Ve beni tahta sen oturttun." Ondan uzaklatm. "Benden bir sre iin uzak dur, Jean-Claude, yoksa yemin ederim..." "Beni ldrr msn?" dedi. Glmsyordu, bana glyordu. Onu vurmadm. Ve baz insanlar espri yeteneim olmadm sylyordu. Zemini toprak olan bir oda buldum. ine birka mezar kazlmt. Phillip onu odaya sokmama izin verdi. Yeni eelenmi topraa baknca bana dnd. "Anita," dedi. "Sus," dedim. "Anita, neler oluyor?" Hatrlamaya balamt. Birka saat iinde daha canl olacakt, tabii ki bir noktaya kadar. Birka gn iin, gerek Phillip gibi hareket bile edebilirdi. "Anita?" Sesi ince ve kararszd. Karanlktan korkan kk bir ocuk gibiydi. Kolumu tuttu ve eli gerek gibiydi. Gzleri hl o mkemmel kahverengilikteydi. "Neler oluyor?" Parmak ularmda ykselip yanandan ptm. Teni scakt. "Dinlenmek gerek, Phillip, ok yorgunsun." Bayla onaylad. "Yorgunum," dedi. Onu yumuak topaa gtrdm. Topraa yatt, sonra oturdu, gzleri, vahilemiti, bana uzanyordu. "Aubrey! O..." "Aubrey ld. Artk sana zarar vermez." "ld m?" Vcuduna sanki ilk defa gryormu gibi bakt. "Aubrey beni ldrd.'' Bamla onayladm. "Evet, Phillip." "Korkuyorum." Ona sarldm, srtnda dzgn ie yaramaz daireler iziyordum. Kollar sanki hi brakmak istemiyormu gibi bana sarld. "Anita." "Sus, sus. Her ey yolunda. Her ey yolunda." "Beni geri koyacaksn, deil mi?" Yzme bakmak iin geri ekildi. "Evet," dedim. "lmek istemiyorum." "Sen zaten lsn " Ellerine bakt, onlar oynatt. "l m?" diye fsldad. "l m?" Yeni eelenmi topraa uzand. "Beni geri gnder," dedi. Ben de gnderdim. Sonunda gzleri kapand, yz sarkt, lmt. Mezara batt ve yok oldu. Phillip'in mezarnn yanma diz kp aladm. KjRKSEKJZnC BLffl

Edward'm kolu ktotuve iki de krk vard, ayrca bir de vampir sr. Bana on drt diki atld. kimiz de iyilemitik. Phillip'in cesedi ehir mezarlna tand. Oraya almaya her gittiimde Phillip'i de ziyaret ediyor, bir merhaba diyordum. lm olduunu bilsem de umrumda deildi. Mezarlar canllar iindi, ller iin deil. Sevdiimiz birisinin toprak altnda rd gerei yerine bize daha somut bir ey veriyordu. Mermer heykeller ya da iekler llerin umrunda bile deildi. Jean-Claude bana bir dzine uzun sapl, bembeyaz gl yollamt. Notta: "Eer soruya drste bir cevabn varsa, gelir benimle dans edersin" yazyordu. Arkasna "Hayr" yazp gndz vakti, Sulu Zevkler'in kapsnn altndan attm. JeanClaude'dan holanyor muydum. Belki biraz. Ne olmu? Bunun bir eyleri deitirdiini zannediyordu. Deitirmiyordu. Bunu anlamak iin tek yapmam gereken Phillip'in mezarn ziyaret etmekti. Lanet olsun, o kadarn yapmama bile gerek yoktu. Kim ve ne olduumu biliyordum. Ben Cellat'tm ve ben vampirlerle kmazdm. Onlar ldrrdm. BTT Anita Stake "HAYATTA OLMAK BEN NYE AIRTACAKTI K?.. Orada, boynumun sa tarafnda gerek bir ey duruyordu. Minik, ufack di izleri. Nikolaus beni zehirlemiti. Eminim korkacam dnd. Ki haklyd. Olsun, ben btn uyan saatlerimi korktuum eylerle yzlesip onlar yok etmeye harcadm. Bin yandaki usta bir vampirle uramak zor bir grev ama her kzn bir amac olmal, deil mi?"

You might also like