Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 256

Wladimir Bartol _ Fedailerin Kalesi Alamut Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.

com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amac grme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyoruz. Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyoruz. Bilgi paylamakla oalr. LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz.

Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Tarayan: Yaar Mutlu e-posta kitapsevenler@gmail.com www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com Wladimir Bartol _ Fedailerin Kalesi Alamut 4. BASKI FEDALERN KALES YURT KTAP-YAYIN Fedalerin Kalesi ALAMUT Wladimir Bartol . 1988 by Edition Phebus, Paris Orjinal Ad Alamut 1998 Yurt Kitap-Yayn eviren Atilla Dirim Yurt Kitap-Yayn 92 * Tarihi Romanlar Dizisi 1 ISBN 975-7076-09-0 4. Bask Austos 2004, Ankara Dizgi Yurt Kitap-Yayn Kapak Tasarm ve Resim Serdar Toka Bask Can tekin Matbaas, Ankara Yurt Kitap-Yayn Konur Sokak No: 26/3 Kzlay-ANKARA Tel: (0 312) 417 35 49 Fax: (0 312)425 36 40 www.yurtkitap.com e-mail: yurtkitap@yurtkitap.com FEDALERN KALES ALAMUT WLADIMIR BARTQL tarihi roman eviren Atif(a Dirim Tarayan: Yaar Mutlu ristiyanlarn zaman ls ile 1092 ylnn ilk baharnda hatr saylr byklkte bir kervan, Semerkant'tan balayarak Buhara zerinden Horasan'n kuzeyindeki Elbruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer ordularn kulland eski yolun zerinde ar ar ilerliyordu. Karlarn erimeye balamasyla birlikte Buhara'dan ayrlan kervan haftalardr yollardayd. Deveciler yorgunluklar her hallerinden belli olan hayvanlar harekete geirmek iin krbalarn havada aklatarak, sert seslerle barp aryorlard. Ar yklerinin altnda ezilen Hecin develeri, katrlar ve ift hrgl Trkistan develeri, tek sra halinde yrmeye alyorlard. Kervan koruyan silahl adamlar, kk uzun tyl atlarnn zerinde dimdik duruyorlard. Ufukta uzanan da sralarna dikmilerdi gzlerini; baklarndan hem yorgunluk hem de umut okunmaktayd. Uzun zamandr inmemilerdi atlarndan. Bu nedenle de hedeflerine varmay drt gzle bekliyorlard. Demavend dann karla kapl zirvesi giderek yaklayordu. Dalardan esen souk rzgr yorgun insanlar ve hayvanlar zindeletirmiti. Fakat geceler ok souk geiyordu. Deveciler ve silhl muhafzlar, akamlar evresine toplandklar byk atee giderek daha ok yiiklayorlard. Homurdanmaya balamlard. Develerden biri hrglerinin arasnda, daha ok bir kafese benzeyen kk bir hcre tayordu. Zaman zaman narin bir el hcrenin kk penceresindeki perdeyi yavaa yana ekiyor ve gen bir kzn korku dolu yzn gzler nne seriyordu.

Alamaktan kzarm iri gzler, soru dolu baklarla etrafndaki adamlarn suratlarnda geziniyordu. Yolculuun bandan beri cevabn bekledii bir soru eziyet etmekteydi kendisine: Nereye gtrl-yorum, bana ne yapacaklar? Aslnda kervandakilerclen hibiri 5 onun varlyla ilgilenmiyordu. Sadece elli yalarnda gsteren geni alvarl, banda byk beyaz bir sark bulunan kervan ba hari. Kk pencerenin aldn fark eder etmez, gzlerini devirerek korkun baklar frlatyordu o tarafa doru. Adamn baklarndan korkan gen kz abucak geri ekilerek perdeyi kapatyor, olduu yere bzlveriyordu. Buhara'daki sahibi onu bu insanlara sattndan beri, bir yandan dehetli bir lm korkusuyla yaamaya alrken, dier yandan da kendisini bekleyen gelecein ne olduuna dair duyduu merak gitgide derinleiyordu. Gzel denilebilecek bir gnde -epeyce yol almlard bu arada- az ilerideki tepenin yamacndan drtnala inen bir grup atl kervann nn kesti. Kervann n taraflarndaki hayvanlar igdsel olarak durdular. Kervan ba ve silahl muhafzlar gz ap kapayana kadar geni kllarn ekerek, savunma dzeni aldlar. Ksa bir beklemeden sonra saldrganlarn lideri olduu her halinden belli olan bir adam, tilki krmzs rengindeki atnn zerinde ilerledi. Kervandakilere sesini duyurabilecek kadar yaklatna karar verince, boazndan bir haykr ykseldi. Kervan ba da ayn ekilde cevap verdi ona. Bunun zerine atlarn birbirlerine doru srerek hrmetle selamlatlar ve yeni grup eskisine katld. Az sonra kervan tekrar dalara doru yola koyulmutu bile. Bir daha mola verdiklerinde, vakit gece yarsn oktan gemiti. Kk dar bir vadide konakladlar. Uzaklardan bir da deresinin rltsnn sesi geliyordu. Hepsi de son derece yorgundu. Zorlukla yaktklar atein banda bir eyler attrdktan sonra, derin bir uykuya daldlar. afak skmeden nce hepsi ayaa dikilmilerdi bile. Devenin srtnda bulunan hcre, hayvann geceyi rahat geirebilmesi iin aaya indirilmiti. Kervana dn katlan atllarn lideri hcreye yaklat. Perdeyi yana ekti ve sert bir sesle bard: "Halime!" Gen kzn korku dolu gzleri pencerede beliriverdi aniden. Narin bir el kk kapy yavaa at. Atllarn lideri hoyrat bir hareketle narin bilei yakalad ve gen kz dar ekti. Halime tepeden trnaa zangr zangr titriyordu. imdi iim bitti diye geiriyordu aklndan. Liderin elinde siyah bir kuma paras vard. Kervan ba ile baktktan sonra, gen kzn gzlerini 6 skca balayarak, bann arkasna sk bir dm att. Sonra* atna bindi ve yumuak hareketlerle gen esireyi eerin,n nne oturttu. Bu arada geni pelerini ile kzn zerini rtmeyi ihmal etmemiti. Kervan lideri ile birka kelime konutuktan sonra atn trsa kaldrd. Halime lesiye korkuyordu. Adama sarlmaya cesaret edemedii iin az kalsn attan decekti. Dn akam duyduklar derenin rlts giderek daha yakndan geliyordu. Halime durduklarn hissetti. Kendisini tayan adam yabanc biri ile konuuyordu. Ksa sren bu duraklama anndan sonra, lider tekrar atn srmeye balad. Fakat bu defa daha yava, daha dikkatli bir ekilde. Bir yan uurum olan dar bir patikada ilerlediklerini hissediyordu. Dadan akan derenin rltsn ok yakndan iitmeye balamt. Yukarlardan esen souk bir rzgr, Halime'nin rpermesine neden oldu. Tekrar durdular. Birtakm barlar ve akrtlar iittiler, tekrar ilerlemeye baladklar zaman, atn nallarndan bouk ve tok bir sesin ykseldiini fark etti Halime: Sesini duyduklar derenin zerinde kurulu bir kprden geiyorlard. Ondan sonra olanlar ise korkun bir karabasan gibiydi. Etraftan son derece garip sesler ykseliyordu; sanki kocaman iki ordu birbirleriyle savaa tutumulard. Birden svari atndan iniverdi, bu arada gen kzn zerinin pelerini ile rtl kalmasna zen gsteriyordu. Hzl admlarla yrmeye balad, ardndan gelmesi iin Halime'yi ekitirip duruyordu. Kimi zaman dz zeminde yryorlar, kimi zaman ise merdiven kyorlard. Ksa bir sre sonra ise kzn iini, sanki kubbeli bir binann iine girmiler gibi bir his kaplad. Aniden adam zerine

rtl olan pelerini ekip ald. Yabanc ellerin vcudunu kavradklarnn farkna vard. Dehet iinde tir tir titriyordu; korkudan lecek gibiydi. Kendisini svariden teslim alan adam belli belirsiz bir sesle gld. Birlikte bir koridora benzeyen dar bir geitten getiler. Sanki byk bir yeralt mahzenindeydiler; etraflarndaki hava buz gibi olmutu. Hibir ey dnmemeye alyor, ama bunu baaram-yordu. Sonunun geldiine inanmt artk. Kz kollannn arasnda tamakta olan adam, bir eliyle duvar 7 dikkatle yoklamaya balad. Aradn ksa bir sre sonra buldu ve sert bir hareketle elinin altndaki cismi itti. Derin bir gong sesi iitildi. Halime dayanamayarak bir lk kopard ve kendisini saran kollardan kurtulmaya alt. Yabanc adam hafife gld ve efkatli bir sesle konutu: "Barmay kes kk maymun, kimsenin sana bir ey yapmaya niyeti yok." Demir bir kap gcrdayarak ald. Bulank bir k huzmesi Hali-me'nin gzbann altndan szld. Beni hapse atacaklar... Daha aalardan suyun rlts iitiliyordu. Gen kz nefesini tuttu. Kendisine doru yaklaan plak ayaklarn seslerini iitmiti. Seslerin sahibi yanlarna kadar geldi. Kz tamakta olan adam onu yeni gelene teslim etti. "ite Adi, al bakalm!" Vcudunu kavrayan plak kollar birer aslan penesi kadar glyd. Adamn belden yukars da plak olmalyd. Kendisini yukar kaldrd zaman anlamt bunu. Gerek bir dev olmalyd bu adam. Halime artk kaderine raz olmaktan baka bir aresi kalmadn anlamt. Adam kolunun altndaki kzla beraber asma bir kprden geti. Kk kpr, zerindeki arlk nedeniyle tehlikeli bir ekilde sallanyordu. Sonra da ayaklarnn altndaki zemin, sanki kk akl talaryla kaplym gibi gcrdamaya balad. te tam bu anda gen kz gnein latif scakln hissetti. Gne nlar gzbandan ieri szyordu, evresindeki havay ise taze otlarn ve ieklerin kokusu doldurmutu. Aniden altlarndaki zemin yalpalamaya balad. Halime yksek dalgalar arasnda yol almaya alan bir kaykta olduklarn anlamt. Bir lk atarak devin omuzlarna skca sarld. Dev adam bir ocuunkine benzeyen garip derecede ince sesiyle gld ve scak bir sesle konumaya balad: "Korkma kk ceylan. Seni kar kyya gtryorum, orada hedefimize varm olacaz... Otur artk!" Halime'yi rahat bir yere oturttu ve krek ekmeye devam etti. Uzaktan iittikleri glme sesi miydi? Sanki gen kzlarn neeli 8 cvldamalarn iitiyordu. Bir kez daha kulak kabartt. Hayr'yanl-myordu. Sesler giderek daha da yakndan geliyordu. Burada neeli insanlar olduuna gre, belki de bana ok kt eyler gelmeyecekti! Kk kayk bu arada kyya ulamt. Adam kz dikkatle kollarnn arasna alarak karaya kt. Dik bir patikaya trmanmaya balamt. Yukar ulatklarnda Halime'yi yavaa yere indirdi. Her tarafndan tiz barlar ykseliyordu. Hzla kendisine doru yaklaan sandallarn seslerini iitmekteydi. Dev adamn geni bir glmsemeyle yaylan azndan u szler kt: "Aln! Onu sizlere teslim ediyorum!" Sonra da tekrar kayna dnd ve kar kyya doru krek ekmeye balad. Kzlardan bir tanesi Halime'nin gz ban zmeye alrken, dierleri de hayret dolu lklar atyorlard: "Ne kadar da zayf!" "Henz ne kadar da gen! Bu daha bir ocuk..." "una bak! Ne kadar sska! Yolculuk onu baya ypratm olmal... Ama yine de, ne kadar uzun boylu olduuna bakn hele! Bir selvi gibi..." * Sonunda Halime'nin gzlerindeki ba zld. aknlkla evresine baknd. Usuz bucaksz baheler sarmt etrafn, hem de ilkbaharn tazeliini yaayan baheler... Etrafn eviren kzlar da huriler kadar gzeldiler; fakat gzban zen kz ilerinden en gzelleriydi. "Neredeyim ben?" diye sordu Halime zayf, ekingen bir sesle. Kzlar sanki Halime'nin ekingenlii kendilerini elendiriyormu-asna glmeye baladlar.

Utancndan kpkrmz kesilmiti Halime; fakat gz ban zen kz, efkatle beline sarld: "Korkmana gerek yok yavrum. Burada harika insanlar arasnda-sn." Scack sesi gven doluydu. Halime de ona sarld, bu arada aklndan lgnca dnceler geiyordu: Yoksa bir kraln saraynda mym? Beyaz akl talaryla kapl bir yola gtrdler onu. Yolun iki ta9 rafnda, her boydan ve her renkten laleler ve smbllerle bezenmi muntazam iek baheleri gz alabildiince uzanyordu: lalelerin ieklerine ldayan san renkler hakim olmakla beraber, parlak krmz veya vine r renklileri ile rengarenk izgili veya benekli olanlarn grmek de kabildi; narin smbl salkmlar ise beyaz ve soluk pembe, ak ve koyu mavi, mor ve ak san renklere brnmlerdi. Bazlar ince bir cam kadar narin ve effaftlar. Yolun kenarlarn ise menekeler ve uha iekleri sslyordu. Daha ilerde ise ssenler ve nergisler iek amlard. Ara sra nazl ieklerini amakta olan zambaklar da gze arpyordu. bayltc bir koku sarmt her yan. Halime bylenmi gibiydi. Bitmek bilmez iek bahelerinin arasnda ilerleyen gzel kz takip ederken, kendinden gemiti sanki. iek baheleri, byk tomurcuklarn sar, krmz ve beyaz kalpler halinde amakta olan, dzgn budanm allar ile evrelenmiti. Alev krmzs ieklerle bezeli nar aalan arasnda uzanmaya balamt artk yol. Nar aalarn, limon ve eftali aac sralar takip ettiler. Nihayet badem, elma, armut ve ayva aalarndan oluan bir koruya ulatlar... Halime gzlerini iri iri amt. "Senin adn ne km?" diye sordu kzlardan biri. "Halime" diye fsldad ok hafif bir sesle. Hep beraber glmeye baladlar. Halime'nin gzleri yalarla dolmutu. "Kesin glmeyi sizi gidi maymunlar" diye bard kendisini koruyan gzel kz. "K rahat brakn ki biraz kendine gelsin. Haline baksanza; ne kadar yorgun ve kafas karm!" Sonra da Halime'ye dnd: "Onlara kzmamalsn. ok gen olduklar iin kanlar kaynyor; ileride onlar daha iyi tandka, kt bir niyetlerinin olmadn da anlayacaksn. Hatta birbirinizle ok iyi anlaacanz bile dnyorum." Bir selvi ormanna ulamlard. Sularn alts admlarn takip ediyordu; uzaklardan gelen bu bouk ses, ykseklerden dklen bir da deresini hatrlatyordu insana. Aniden aalarn arasnda bir ey panldad. Halime merakl gzlerle oraya bakmaya balad. 10 Parldayan eyin ne olduunu anlamaya alyordu. Nitekim bir sre sonra, aalarn arasna gizlenmi kk bir kkn cephesinin ortaya kmas gecikmedi. Gnein altnda parlayan binann nndeki meydanda fskiyeli bir havuz vard. Burada du. ular; Halime evresini incelemeye balad. Etraflar yksek dalarla evriliydi. Gne kaya duvarlarnn zerinden ykselerek, karla kapl zirveleri aydnlatyordu. Halime geldikleri yne bakt. Kendi bana bir da saylabilecek koca bir kaya yn, vadinin giriini kapamt. Vadinin iki yanndaki ykselen kaya duvarlar, ileride derin bir boaz eklini alarak son buluyorlard. Boazn styakas asma bahelerle kaplyd. Ta yukarlarda kaya ynnn zirvesinde, kudretli bir saray olanca hey betiyle ykseliyordu. "Bu garip yerin ismi nedir?" diye sordu Halime titrek bir sesle, bir yandan da parmayla iki yksek kule tarafndan korunan duvarlar iaret ediyordu. "Olduka yorgunsun; nce bir banyo yap ve bir eyler ye. Sonra istediin kadar dinlenebilirsin." Bu arada biraz kendine gelmi olan Halime yannda duran kzlar ekingen baklarla szmeye balad. Hepsinin elbiseleri son derece gzel ve gz alcyd, ekicilikte birbirleriyle rekabet ediyorlard sanki. pek alvarlar her adm atlarnda hrdyordu. Vcutlarna tam oturan zengin ilemeli altn ve mcevherlerle bezenmi dmelerle ssl yeleklerinin iinden, canl renkleriyle prl prl parlayan ipek bluzlar gze arpyordu. Kollar deerli bileziklerle, gerdanlar ise inci veya* mercan kolyelerle sslyd. Bazlarnn

salar akt; bazlar ise ipek bartlere brnmlerdi. Ayaklarna renkli deriden yaplm ok gzel sandallar giymilerdi. Halime kendi zavall giysilerine bakarak utand. Belki de bu yzden alay etmilerdi kendisiyle! nnde durduklar kk yuvarlak kk, alak basamakl beyaz tatan yaplm bir merdiven ile evriliydi. eriye bu merdivenler vastasyla giriliyordu. Daha nce grd eski zaman tapnaklarnda olduu gibi, bu binann ats da birok stun tarafndan tanmaktayd. Normal grnml bir kadn binadan dar kt. Son derece uzun boylu ve zayft. Teni esmerdi, avurtlar ie kmt. Byk 11 siyah gzleri l l yanyor, ince birer izgiye benzeyen dudaklar ona ciddi hatta sert bir grnm kazandryorlard. Kibirli baklarla kzlar szmeye balad. Garip bir hayvan ona elik ediyordu: tyleri parlamayan bir cins kediye benziyordu ama allagelmiten ok bykt ve bacaklar garip derecede uzundu. Halime'ye dik dik bakan garip hayvann boazndan dmanca bir hrlt ykseldi. Korku dolu bir lk atan gen kz gzel kza sk sk sarld. Koruyucusu da onu sakinletirmeye alyordu: "Ahriman'dan korkmana gerek yok. Gerek bir leopar olmasna ramen, bir kuzu kadar evcildir. Hi kimseye bir zarar dokunmaz. Ksa sre sonra sana da alacak ve iyi arkada olacaksnz." Hayvan yanna ard, boynundaki tasmay ekerek sessiz olmasn emretti ona. Gerekten de hayvan az sonra sesini kesti ve dilerini gstermekten vazgeti. "Grdn m" diye devam etti "artk deminki,kadar vahi deil. zerini deitirdikten sonra sana almas daha da kolay olacak. imdi onu biraz oka ki kokunu tansn. Sakn korkma, onu sk sk tutuyorum." Halime korkusunu yenmiti. Dikkatle ne eildi, arada belli bir mesafe kalmasna dikkat ederek kolunu uzatt ve hayvann srtn yavaa okamaya balad. Hayvan bir sre sonra ayn evcil bir kedi gibi, neeli ve rahat bir sesle mrldanmaya balad. Rahatlayan Halime dier kzlarla beraber glmeye balad. "Bu kk korkak tavan da kim Meryem?" diye sordu yal kadn. Bu arada delici baklarla Halime'yi szyordu. "Onu az nce Adi getirdi Apama. Henz ok ekingen" diye cevap verdi ona kendisiyle ilgilenen kz. "Ad Halime." Yal kadn gen yabancya yaklaarak, onu tepeden trnaa inceledi. Bu arada da, bir hayvan tccarnn at satn alrken gsterdii zenle vcudunu yokluyordu. "Bir eyler yaplabilir belki bundan ileride. Ama nce biraz i-manlamal, bu sskalkla hi bir ie yaramaz." Sonra da sinirli bir sesle devam etti: "Demek o pis zenci, o aalk hadm getirdi onu size yle mi? Kz kollarnn arasna almtr kesinlikle! Aalk herif! Seyduna'nn ona niye bu kadar gvendiini hi anlayamyorum!" 12 "Adi sadece grevini yapt" diye karlk verdi Meryem. "Artk biraz da ocukla ilgilenmenin vakti geldi sanrm!" Halime'nin elinden tutarak yrmeye balad. Dier eliyle ise hl leoparn tasmasn tutuyordu. teki kzlardan oluan kk grup da onlarn ard sra geliyordu. Binay evreleyen yksek bir koridorun iinde yryorlard. Mermer kapl duvarlar prl prl parlayarak etraftaki her eyin grntlerini yanstyorlard. Kaln, tyl bir hal, admlarnn seslerini yutuyordu. ok saydaki klarn birinde Meryem leopar serbest brakt: Ayn bir kpek gibi uzun sraylarla komaya balayan hayvan arada srada, bir kediye benzeyen ban Halime'den tarafa evirerek, neler olup bittiini kavramakta glk eken kz inceliyordu. Bu arada bir yol ayrmna gelmiler, yksek kubbeli, geni bir salona ayak basmlard. Halime hayranlk dolu bir lk att. Ryalarnda bile bu kadar gzel bir eyi tasavvur etmemiti. Tavan tmyle cam bir mozaikten oluuyordu. Parlak renkli camlar gne nn bir ksmn, gkkuann tm renklerini yanstarak ieri brakyorlard. Mor, mavi, yeil, krmz ve sar nlar nereden geldii belli olmayan bir su tarafndan beslenen yuvarlak bir havuzu aydnlatyorlard. Suyun hareketli yzeyinden yansyan nlar,

mobilyalar ve duvarlar da dahil olmak zere tm salonu deiik renklere bouyorlard. Her tarafta zengin ilemeli, yumuak yastklar bulunuyordu. aknlk iindeki Halime kapnn eiinde donup kalmt. Meryem ise hafif bir glmsemeyle ona bakyordu. Havuza doru eildi ve elini suyun iine soktu. "Su tam olmas gereken sda" diye kararn bildirdi. Kendilerine elik eden kzlara banyo iin hazrlk yapmalarn buyurdu. Bir yandan da Halime'nin elbiselerini karmaya balamt. Dier kzlarn orada bulunmalarndan utanan Halime yere bakarak Meryem'in arkasna saklanma alyordu. Fakat tm abas bounayd, kzlar merakla ve kkrdayarak kendisini seyrediyorlard. "kn dar sizi gidi yaramazlar!" diye bard Meryem. . Kzlar hi itiraz etmeden, bir anda ortalktan kayboldular. Meryem gzel kzn salarn slanmamas iin topuz eklinde toplad. 13 Sonra da Halime'ye havuza girmesini syledi. Onu gzelce keseleyip ykadktan sonra havuzdan kararak, bembeyaz bir havlu ile iyice kurulad. Giymesi iin nne ipek bir bluz ve bir alvar uzatt. Sonra da ona biraz byk gelen gzel bir yelek giydirdi ve dizlerine kadar uzanan bir hrka ile kyafeti tamamlanm oldu. "Bugnlk benim giysilerimle idare edeceksin. Ama ilk frsatta sana gzel elbiseler diktireceim. O zaman greceiz bakalm bir daha sana glebilecekler mi!" Meryem Halime'yi zerinde da gibi yastklarn yl olduu bir divana buyur etti. "Sen burada biraz dinlen. Ben gidip kzlarn hazrladklar yiyeceklere bir gz ataym." Pembe eliyle Halime'nin yzn efkatle okad. O anda ikisi de birbirlerini sevdiklerini hissettiler. Halime koruyucusunun narin parmaklarn minnetle pt. Meryem kalarn att; otoritesinin sarslmasn istemiyordu. Fakat Halime onun kendisine kzmadn ok iyi biliyordu, mutluluk dolu bir ifadeyle glmsedi ona. Meryem salondan kar kmaz, Halime'nin gzkapaklar dmeye balamt. Bir sre uykuyla mcadele etmeye alt ama yenik dmesi pek uzun srmedi. Uyand zaman bir an iin nerede olduunu anlayamad. Neredeydi... Bana neler gelmiti?.. Uyurken kzlarn onun yebilecei endiesiyle zerine rttkleri battaniyeyi yana iterek, yatan kenarna oturdu. Gzlerini ovuturarak etrafna baknd. Solgun bir kla aydnlanan gen, neeli kadn yzleri belirdi gzlerinin nnde. Hava kararmaya yz tutmutu. Meryem kzn yanna diz kerek ona bir tas souk st uzatt. Halime tas alarak iindeki st itahla iti. Meryem yannda duran renkli bir srahiye uzanarak, bir daha imesi iin tas yeniden doldurdu. Kara derili bir gen kz Halime'ye yaklaarak iinde akla gelebilecek her trl yiyecein bulunduu altn bir tepsiyi ona uzatt. Halime un, bal ve taze meyvelerden yaplm leziz yiyeceklerde her birinin tadna bakt. "Ne kadar da ;!" diye bard kzlardan bir. "Ve rengi de na kadar soluk!" dedi bir dieri aknlkla. 14 "Yanaklarn ve dudaklarn krmzya boyamalyz1' diye nerdi gzel bir sarn. "Brakn da ocuk nce bir karnn doyursun" dedi Meryem. Sonra da altn tepsiyi tayan zenci gen kza dnd; "Ona bir portakal ve bir muz soy Sara." Ban Halime'den yana evirdi: "En ok hangi meyveyi seversin yavrum?" "Bilmem! Daha nce ikisinden de hi yemedim ki. Her ikisinin de tadna bakmak istiyorum." Kzlar bu szler zerine yeniden kahkahalarla glmeye baladlar. Halime de Sara'nn kendisine uzatt bilinmedik meyveleri yerken, mutlulukla glyordu. Kendisine gsterilen dostluk onu ok mutlu etmiti. Bir sre sonra parmaklarn yalamaya balamt bile. "Kendimi hi bu kadar iyi hissetmemitim" dedi kzlara glmseyerek.

Kzlar bir kez daha neeyle glmeye baladlar. Meryem bile hafife glmseyerek, Halime'nin yanaklarn okad. Halime damarlarndaki kann aktn hissediyordu. Gzleri parlyordu, neesi de tekrar yerine gelmiti. Bir anda her eyi unutarak kzlarla sohbet etmeye balad.. Kzla onun etrafna oturmulard, bir ksm diki dikerken, bir ksm da nak iliyordu. Meryem ise Halime'nin eline metal bir ayna tututurmu, yanaklaryla dudaklarn krmzya, kaslaryla kirpiklerini de siyaha boyamakla meguld. "Demek adn Halime" dedi onu boyamay neren sarn. "Benim adm Zeynep." "Zeynep! Ne gzel bir isim" diye karlk verdi Halime. Kzlar tekrar glmeye baladlar. "Nereden geliyorsun peki?" "Buhara'dan." "Benim gibi" diye sze kart olaanst gzellikte bir kz. Yz ay kadar yuvarlak ve narindi. Ufack yuvarlak bir enesi, kadife gibi gzleri vard. "Benim adm Fatma. Eski efendinin ismi neydi?" Halime cevap vermek istedi ama tam o anda dudaklarn boyayan Meryem ona engel oldu: 15 "Durun biraz, imdi onu rahatsz etmeyin." Halime dudaklarndaki parmaklarn ularna gizlice bir pck kondurunca, hemen azar iitti: "Uslu dur yaramaz kz!" Fakat Meryem Halime'ye sert sert bakmaya bir trl muvaffak olamyordu. Gen kz herkesin sevgisini kazandnn farkndayd. Son derece iyi hissediyordu kendisini. Bu arada dudaklarnn boyanmas da bitmiti. Elindeki aynadan kendisini seyrediyordu. "Benim nceki efendim" diye sze balad bir daha, "Ali isminde bir tccard. Son derece iyi yrekli yal bir adamd." "Madem ki bu kadar iyiydi, seni neden satt?" diye sordu Zeynep. "ok fakirdi. Muhta duruma dmt. Kammz doyuracak kadar yemek bile bulamyorduk. Adamn tm serveti, sahip olduu iki kzyd. Ama onlar da, balk paras demeyi akllarna bile getirmeyen adamlara verdi. Sonunda elinde bir tek olu kald, o da gnn birinde hibir iz brakmadan ortadan kayboldu ekyalarn kurban oldu herhalde." Gzleri yalarla dolmutu. "Beni onunla evlendireceklerdi..." "Ailen kimdi?" diye sordu Fatma. "Onlan hi tanmadm, haklarnda da hibir ey bilmiyorum. Kendimi bildim bileli Tccar Ali'nin yanndaydm. Olu henz evde iken, elimize geen para ile iyi kt idare edebiliyorduk. Fakat sonra o felaket bamza geldi: Efendim kendisinden gemiti; srekli alayarak san ban yoluyor ve tm vaktini dua ederek geiriyordu. Gnn birinde kars ona beni Buhara'ya gtrerek satmasn syledi. Eeine binerek ehre gittik beraberce. Beni satn almak isteyen tccarlar, uzun uzadya beni nereye gtreceklerini, bana ne yapmak niyetinde olduklar hakknda sorguya ekiyordu. Nihayet karsna beni efendiniz adna satn alan adam kt. Bu adam, bana prenseslere yarar muamele gstereceine dair peygamberin sakallar zerine yemin ediyordu. yi yrekli Ali, fiyatm konusunda tccarla anlat. Bir yandan da hkra hkra a16 lyordu. Ben de alyordum. Ama imdi o tccarn doru sylemi olduunu anlyorum. Burada gerekten de bir prenses muamelesi gryorum..." Duygulanarak glmseyen kzlar, slak kirpiklerinin altndan birbirlerine baktlar. "Benim efendim de beni satt zaman alamt" dedi Zeynep. "Ben doutan kle deilim. Trkler beni kardklar vakit yam henz ok kkt. Usuz bucaksz bozkrlarnn en cra kesine gtrdler beni. Orada bir olan ocuu gibi ata binmesini ve ok atmasn rendim. Herkes mavi gzlerime ve sar salarma hayran oluyordu. nsanlar sadece beni grebilmek iin, ok uzak mesafelerden gelmeyi gze alyorlard. Eer kudretli bir hkmdarn varlmdan haberi olsa, o anda beni satn aracandan sz ediyordu herkes. Sonra da sultann ordusu bize saldrd ve efendimi ldrd. Yaklak on yalarndaydm o srada. Dmanla dve dve geri ekildik. Fakat bir sava deildi bu, gerek bir katliamd insanlar ve hayvanlar kanlar iinde olduklar yere ylp kalyorlard.

Efendimin olu ailenin reisi olmutu artk. Bana ak oldu ve beni meru kars olarak haremine ald. Fakat sultan sahip olduumuz her eyi elimizden almt. Efendim de bana gelenler yznden o kadar sinirliydi ki haksz yere ortal krp geiyordu. Hemen her gn dvyordu bizi. Sultann egemenliini kabul etmek istemiyordu. Nihayet sultan ile bar yapt. Tccarlar lkemize gelerek ticaret yapmaya baladlar. Bir Ermeni'nin dikkatini ekmitim. Adam efendimi bir an olsun rahat brakmyordu; ona saysz altn ve hayvan teklif ediyordu bana karlk. Gnn birinde birlikte efendimin adrna girdiklerini grdm: Efendimin gz bana iliir ilimez belindeki haneri ekti. Tccarn vaatlerine aldanp beni satacandan o kadar korkuyordu ki bunu yapmamak iin beni hanerlemek niyetindeydi. Fakat tccar ona engel oldu ve pazarlkta anlatlar sonunda. O anda lmek istedim. Ermeni iren bir insand. Beni Semerkant'a gtrd. Orada da beni Sey-duna'ya satt. Fakat aradan o kadar ok zaman geti ki..." "ok ekmisin zavall km" diye mrldand Halime, ve acsn paylarcasna kzn yanan okad. 17 Fatma'nn merak ettii bir ey vard: "Sen efendinin kadn oldun mu?" Halime vcudundaki tm kann yzne hcum ettiini hissetti. "Hayr... Ne demek istediini anlayamadm?!" "Ona byle sorular sorma Fatma" diye azarlad kz Meryem. "Onun henz bir ocuk olduunu grmyor musun?" "Ben bunlar yaamak zorunda kaldmda henz on drdmde bile deildim" diye hkrd Fatma. "Akrabalarm annemle beni birlikte bir kylye sattlar. Adamn kadn olduum zaman daha on yanda bile deildim. Bir sr borcu vard, bunlar deyemedii iin de alacaklsna para yerine beni verdi. Fakat adama benimle yattn sylemeyi unutmutu tabii. Bakire deildim artk. Yeni efendim bu duruma son derece kzmt. Devaml beni dvyor ve hakaret ediyordu. Avaz kt kadar bararak kylyle benim kendisini aldattm ve ikimizi de ldreceine dair yeminler ediyordu. Bense olup bitenleri hi anlayamyordum. Efendim yal ve irkindi; sultandan korktuum kadar korkuyordum ondan. br kadnlar beni dvmeye balamlard; o da buna gz yumuyordu. Sonunda kendisine drdnc bir kadn ald. Ona kar bal kadar tatlyd oysa bize yapt zulm gnden gne artmaktayd. Nihayet Seyduna'nn kervan ba beni kurtard. Sizlerle beraber bu baheyi ssleyebilmem iin beni ondan satn ald..." Gzyalar iinde Halime'ye bakt. Sonra da glmsedi. "Ve imdi" dedi sonunda "sen de buradasn ve mutlusun." "Bu gnlk bu kadar gevezelik yeter" diyen Meryem kzlarn szn kesti. "Az sonra hava kararacak. Halime sen de ok yorgun olmalsn. Yarn ok iimiz olacak. Al bununla da dilerini temizlersin." Dilerini temizlemesi iin ona uzatt nesne, ucunda kk kllar bulunan bir dal parasyd. Ne ie yarad ilk bakta anlalyordu. Ona bir tas su uzattlar; ve ii bitince odasna gtrdler. "Sara ve Zeynep ile ayn oday paylaacaksn" dedi Meryem ona. "Nasl istersen" diye cevaplad Halime. Odann zemini kaln tyl kilimlerle kaplyd. Duvarlarda ve ilemeli yastklarla dolu alak yatan zerinde de kilimler gze ar18 pyordu. Her yatan yannda gm ereveli aynalarla ssl kk makyaj masalar bulunuyordu. Tavanda ise be kollu, karmak bir ekilde i ie gemi bir lamba aslyd. Kzlar Halime'ye ince beyaz ipekten yaplm uzun jir gecelik giydirdiler. Beline de krmz bir kuak balayarak c u aynann nne gtrdler. Halime kzlarn birbirlerine kendisir in ne kadar byleyici ve gzel olduunu fsldadklarn iitiyordu. Evet gerekten de ok gzelim diye geirdi iinden, bir prenses kadar gzel... Yataa uzand kzlar yastklar onun rahat edecei biimde yerletirdiler. Kaz ty bir yorgan ile zerini rttkten sonra parmaklarnn ularna basarak geri ekildiler. Halime ban yumuak yastklarn arasna gmd. Nihayet gerekten mutlu olduunu dnerek, huzur dolu bir uykuya dald.

Pencereden ieri szlen gnein ilk nlar uyandrd onu. Gzlerini aar amaz karsndaki duvarda asl olan halnn motiflerinde kendini kaybetti. Hl yollarda olduunu sanyordu. Duvarda asl olan halda" atl bir avc grlmekteydi. Ksa bir mzrak tutuyordu elinde; uarcasna kaan bir ceylann peine dmt. Onun altnda ise bir kaplan ile bir boa amansz bir kavgaya tutumulard; kalkannn arkasna saklanm olan bir zenci mzran kendisine saldran aslana saplamak zereydi. Daha da aada bir panter, avlad ceylan paralamakla meguld. aknlkla resimlere bakarken aklna dn akam olanlar geldi. Nerede bulunduunu hatrlamt nihayet. "Gnaydn uykucu!" diyerek onu selamlayan Zeynep kzn ba ucuna oturdu. Halime byk bir hayranlkla Zeynep'i seyretmeye balad. Dili tutulmutu sanki. Gnete altn gibi parlayan salar omuzlarna dklyordu. Bir peri kadar gzel diye geirdi iinden. Onun selamna karlk vererek teki yataa bakt. Sara henz uyuyordu. zeri almt, abanoz aacndan yontulmua benzeyen kara derisi prl prl parlyordu. Arkadalarnn konumalar uyandrmt onu. Gzleri iki yldz gibi parlyordu karanlkta. Halime'nin bulun19 duu tarafa doru bakarak esrarl bir glmseme gnderdi ona. Bu esnada, insanlardan rahatsz olan vahi bir kedi gibi, gzkapak-lann kapamt. Sonra ayaa kalkarak Halime'nin yatana gitti ve bir kenarna iliiverdi. "Dn akam yataklarmza yatarken bizi duymadn" dedi. "Sana birer de pck verdik ama sen bize srtn dndn ve homur homur homurdandn." Esmer gzelinin gzleri Halime'nin iinde korkuya benzer duygular uyandryordu. Buna ramen glmeye balad. Bu arada garip kzn st dudan ssleyen ince tyler de dikkatinden kamamt. "Hibir ey duymadm gerekten de" diye cevap verdi kzlara. Sara baklar ile Halime'yi okuyordu. Kollarn boynuna dolamay ok isterdi fakat bunu yapacak cesareti yoktu. Gz ucuyla makyaj masasnn nnde salarn taramakta olan Zeynep'e bakt. "Bugn salarn ykamalyz" diye mrldand Sara Halime'ye dnerek. "Bu ii benim yapmama izin verir misin?" "Elbette!" Halime ayaa kalkt, yeni arkadalar onu sadece kendilerinin kullandklar bir hamama gtrdler. "Her gn ykanyor musunuz?" diye sordu aknlkla. "Elbette!" diye cevaplad kzlar bir azdan ve glmeye baladlar. Halime'yi tahta bir kvete sokarak bin bir aka ve cilve ile souk suyla srlsklam ettiler. lk la baran Halime bembeyaz bir havlu ile kurulandktan sonra temiz bir elbise giydi. Kendini son derece iyi hissediyordu. nce uzun bir yemek odasnda kahvalt yaptlar. Her kzn belli bir yeri vard. Halime kendisininki de dahil tam yirmi drt oturma yeri sayd. Kendisine sofrann en ucunda Meryem'in yannda yer gstermilerdi. "Bize biraz marifetlerinden sz et bakalm!" dedi Meryem ona. "Nak ilemesini, diki dikmesini ve yemek piirmesini bilirim." "Okuma yazman var m?" "Biraz okuyabiliyorum." 20 "yice renmen lazm. Peki iir sanat hakknda bir eyler biliyor musun?" "O konuda hibir ey renmedim maalesef." "Pekala biz sana bunlarn hepsini reteceiz. Zaten renecein daha o kadar ok ey var ki..." "Harika" diye bard Halime gerek bir sevin cokunluuyla. "Bir eyler renmeyi her zaman istemiimdir." "Burada kesinlikle uyulmas gereken titiz bir ders program izlediimizi bilmelisin. unu da unutma: Doruca dersi ilgilendirmeyen konular hakknda hibir ey sormamalsn." Halime Meryem'in bugn, dn akama gre daha sert ve ciddi bir tavr takndn sezmiti. Yine de onun kendisine kar dostluk ve muhabbet duygularyla dolu olduunun fatkndayd. "Bana sylediin her konuda sana itaat edeceim" diye sz verdi.

Meryem'in dier kzlardan daha nemli bir konuma sahip olduu aka belliydi. Halime meraklanm olmasna ramen, bir ey sormaya cesaret edemiyordu. Kahvalt stten ve ball meyvelerden yaplm kk bir pastadan oluuyordu. Daha sonra herkes birer tane portakal ald." Kahvaltdan sonra ders balad. Hep birlikte Halime'nin dn akam hayran kald sra salona getiler. Kzlar kendilerine birer yastk seerek zerlerine bada kurdular. Dizlerinin arasna da bir yaz tahtas yerletirmilerdi. Ellerindeki kam kalemi hazr tutarak bekliyorlard. Meryem Halime'yi de bir yere oturtmu ve ona yaz malzemesi vermiti. "Sen de yaz tahtan tekilerin tuttuu gibi tut. Henz yazmay bilmemenin bir nemi yok. En ksa zamanda reteceim sana yazmay; ama nce yaz tahtasn ve kalemi tutmay renmelisin." Meryem bunlar syledikten sonra kapya yneldi ve duvarda asl olan gonga bir kere vurdu. O anda kap ald ve ieriye bir zenci girdi; elinde kaln bir kitap vard. izgili kumatan yaplm ksa bir pantolon giymiti, gsn akta brakan cppesi yerlere dek uzanyordu, kafasnda da pahal kumatan yaplm krmz bir sark vard. Kzlarn karsnda kendisi iin ayrlm olan yastn zerine bada kurdu. 21 "Kk kularm benim, gvercinlerim; bugn Kuran'n -bu szler esnasnda kitab hrmetle alnna dedirdi- br dnyann mutluluklarndan ve sonsuz nazlarndan sz eden surelerini inceleyeceiz. Aranza gen bir hanmn daha katlm olduunu gryorum. Baklar canl ve merakl, arzulu bir renci; her bakmdan son derece etkileyici. imdiye kadar rendiiniz bilgilerin en kk bir krntsn bile karmamas iin, akll ve zeki Fatma, bu mtevaz bahvann kk kalplerinizde bugne kadar yeertmeyi baarabildiklerini tekrar edecek ve anlatacak..." Evet, bu Adi'ydi, bir akam nce kendisini bu baheye getiren Adi! Sesini annda tanmt Halime. inde kar konulmaz bir glme istei dodu ama kendine hakim olmay baard. Gzel yuvarlak enesini retmene doru eviren Fatma, yumuak bir sesle, sanki ark sylercesine tekrarlamaya balad: "On beinci surenin krk be ila krk sekizinci ayetlerinde yle yazldr: 'Allah'tan korkanlar bahelerde ve pnar balarndadr. Oraya selametle ve emin olarak girin. Onlarn kalplerindeki kini kaldrdk, onlar kardetirler. Ve karlkl tahtlar zerinde otururlar. Orada yorgunluk duymazlar ve oradan karlmazlar.'" Adi Fatma'ya teekkr ederek, uzun uzun onun ne kadar akll olduunu anlatt. Fatma daha pek ok sureyi ezberden okudu. Nihayet bitirdii zaman Adi, Halime'ye dnd: "Heyecanl ve ateli, gm renkli kk ceylanm benim! Ya kk ama bilgelii byk kardeinin konumasn ssleyen incilerin pek houna gittiini gryorum. Sadk hizmetkrnz Adi'nin, burada grdn hurilerin kafalarna ektii bilgi tohumlarnn nasl yeerdiini grdn. Artk sen de kalbindeki ocukluklardan syrl; her iki dnyada da mutlu olabilmek iin aklnn tmn kutsal kitabmza ver." Sonra da Kuran'n yeni bir suresini okumaya balad. Yava yava kelime kelime. Kam kalemler yaz tahtasnn stnde czrdamaya balamlard. Kzlar kalemleri ile tahtaya yazdklarn, bir yandan da hafife dudaklarn oynatmak suretiyle ilerinden tekrar ediyorlard. Ders sona erdii zaman, Halime'nin dikkati tamamen dal22 mt. Her ey onun gzne gln ve garip denecek kadar gerek d grnyordu. Ayaa kalkan zenci, kutsal kitab kere hrmet ile alnna gtrd: "Benim gzel bakirelerim, benim alkan rencilerim, ne kadar canl, ne kadar yaam dolusunuz! Bugnlk bilgeliimin baka tohumlarn ekmeyeceim kafanza, yeter artk bu kadar bilgi! Duyduklarnzn ve gzelce yazdklarnzn hepsini kafalarnza sokun, bir tek kelimeyi bile atlamadan hepsini iyice ezberleyin. uradaki kk tatl bldrcna, yeni arkadanza iyi bakn! Bildiiniz her eyi ona da retin ki bilgisizlii bilgiye dnsn." ki sra bembeyaz diini gzler nne sererek glmsedi. Anlaml baklarla kzlar szd ve vakarla ders salonunu terk etti.

Perde henz tam kapanmamt ki Halime kahkahalarla glmeye balad. Neesi bir anda dierlerine de bulat ama Meryem onu kenara ekerek ciddi bir ses tonuyla konumaya balad: "Bir daha asla Adi'ye glme Halime. Belki gerekten de ilk bakta biraz komik birisi gibi grnyo ama altn gibi bir kalbi vardr ve bizim iin her eyi yapar. Her Kuran hakknda, hem de dnya felsefeleri hakknda pek ok ey bilmektedir. Nazm ve nesir sanatlarna vakf oldu gibi Arap ve Fars dillerinin gramerlerini de pekiyi bilmektedir. Seyduna ona ok gveniyor..." Halime utanla nne bakt. Fakat Meryem yanan okayarak ekledi: "Senin ona kt bir niyetle glmediini biliyorum. imdi artk dorusunu rendin ve bundan sonra baka trl davranacandan eminim." Halime de bayla ona peki diyerek dier kzlarn ardndan baheye kt. Sara HalimeJyi banyoya gtrerek salarn ykamak iin ok srar edil >rdu. Halime onu krmamak iin teklifini kabul etti ve birlikte hamamn yolunu tuttular. Sara kzn nce salarn tarad, sonra da yar beline kadar soydu. Halime kzn ellerinin titrediini fark etmiti. Olduka rahatsz olmutu bu durumdan ama sesini karmamaya karar verdi. "Efendimizin kim olduunu biliyor musun?" diye sordu ona. 23 Merak iradesinden daha kuvvetliydi. gdsel olarak, Sara zerinde belli bir hakimiyet kurduunu ve ona her eyi sorabileceini hissediyordu. O da bildii her eyi anlatmaya hazrd zaten. "Sorduun her eyi cevaplayacam" diye mrldand sesinde garip bir titreme ile. "Fakat beni ele verirsen vay haline! Bundan sonra beni sevmeni istiyorum. Bunu yapacana dair sz verir misin bana?" "Yernin ederim." "Biz hepimiz Seyduna'ya aidiz ya da 'Efendimize.' Kendisi ok kudretli bir efendidir. Baka ne syleyebilirim ki sana..." "Anlat!" "Belki de onu asla gremeyeceksin. brleri ve ben bir yldan beri buradayz ve onu hl grebilmi deiliz." "Peki 'Efendimiz' kimdir?" "Sabrl ol, her eyi anlatacam syledim ya. Syle bana, yaayanlar arasnda Allah'tan sonra kimin geldiini biliyor musun?" "Halife." "Yanl! Sultan bile deil. Allah'tan sonra gelen Seyduna'nn ta kendisidir." Halime mthi bir aknlk ile gzlerini iri iri at. Sanki byk bir masaln bizzat iindeydi. Evet masal anlatan dinlemekle kalmyordu sadece, kendisi de anlatlann bir parasyd... "Bugne kadar hibiriniz Seyduna'y grmediniz, yle mi?" Sara ona doru eilerek kulana fsldad: "iimizden birisi onu iyi tanyor. Ama eer neler konutuumuzu iitecek olursa, bamza son derece korkun eyler gelir!" "Bir mezar ta kadar sessiz olacam. Seyduna'y iyi tanyann ismini syle bana imdi." Kim olduunu ok iyi biliyordu aslnda. htiyac olan bir onayd aslnda. "Meryem" diye fsldad Sara. "Onun gzdesidir... Fakat beni ele verirsen vay haline!" "Konutuklarmzdan hi kimseye sz etmeyeceim." "Tamam ama sen de beni sevmelisin, nk btn srlarm sana atm." 24 Halime'nin merak git gide artyordu. "Peki dn evin nnde karlatmz o yal kadn da kimdi?" diye sordu kzn sylediklerine aldrmadan. "Apama. Fakat onun hakknda konumak, Meryem hakknda konumaktan ok daha tehlikelidir. Meryem iyi kalplidir ve bizi sever. Apama ise kt kalplidir ve bizden nefret eder. O da Seyduna'y iyi tanr. Fakat dikkat et kendini ele verme, kimse senin neler bildiini renmesin." "Kendimi ele vermem Sara."

Kara derili kz Halime'nin salarn ykamaya balad. "O kadar tatlsn ki Halime" diye mrldand. Halime ok utanmasna ramen onu duymam gibi yapt. Daha renecek o kadar ok ey vard ki... "Adi kim peki?" diye sordu bir daha. "O bir hadm." "Bir hadm?" "Gerekten erkek olmayan bir erkek." "Hi bir ey anlamadm." Sara daha detayl aklamalar yapmaya balamt ki Halime szn kesti: * "Bu tr eyleri duymak istemiyorum." "Yaknda ok daha deiiklerini de duymak zorunda kalacaksn ama." Sara biraz alnma benziyordu. Ykamay bitirdii zaman, Halime'nin salarn gzel kokulu yalarla ovmaya balad. Sonra da salarn kurutmaya balad. Ah! Onu kendine ekip kollarnn arasna almay ne de ok isterdi! Fakat Halime kendisine ylesine karanlk bir bak frlatt ki bu tr bir davranta bulunmay gze alamad. Salarnn daha abuk kurumas iin birlikte gnee kmay teklif etti ona. Bu acayip dnyaya geldiinden bu yana, Halime ilk defa gerekten yalnz kalyordu. Hibir ey bilmiyordu aslnda; ne bulunduu yerin neresi olduunu, ne de burada ne ii olduunu. Fakat bu onu rahatsz etmiyordu, tam aksine aslnda cinler ve perilere layk olan bu lkede kendisini ok iyi hissediyordu. Bitmez tken25 mez merakn dindirecek bir eyler de vard burada! Aptal rol yapmam benim iin en iyisi olacak herhalde diye dnmekteydi. Bu ekilde hem dikkatleri zerime ekmem, hem de istediim yere girip kmam kolaylar. tekiler de beni daha kolay aralarna alrlar... Sara'nn anlattklar, onu sr dolu bir dnyaya srklemiti. Bu dnya onu, uzun uzun dnmeye zorluyordu. yi yrekli efkatli yzn tand Meryem'in, bir de baka yz vard. Seyduna ile aras ok iyiydi. Bunun anlam ne olabilirdi? Hem kt olan hem de Meryem ile yakn balar bulunan Apama ne gibi yetkilere sahipti? Ya da Meryem'in dediine gre, Seyduna'nn byk gven duyduu komik Adi? Ve son olarak: Seyduna, "Efendimiz" kimdi? Nasl birisiydi ki Sara ondan sadece fsldayarak bahsetmeye cesaret edebiliyordu? Yerinde duramyordu artk, merakla nnde uzanan yollardan birini izlemeye balad. Yerdeki kk ieklere doru eilerek zerlerine konmu olan kelebekleri inceledi. iek tozlar ile yklenmi olan yaban anlar ve mjde bcekleri, etrafnda vzldyorlard. ok daha deiik bcekler ve kk sinekler de scak ilkbahar gneinin altnda keyifle uuuyorlard. Etraftaki binlerce yaratk onu sonsuz bir neeye bomutu. Kendisinin doa ile btnletiini hissediyordu. Eski yaamnn cefalar unutulmutu artk; ayn ekilde zorlu yolculuun eziyetleri ve korkular da ok gerilerde kalmt. Kalbi mutluluk arklar sylyordu. Yayordu! Dosdoru cennete gelmi gibi hissediyordu kendisini. Sk allklarn ardnda bir eylerin kmldadn hissetti birdenbire. Bir anda kulak kesildi. Yapraklarn arasndan uzun bacakl, kvrak bir hayvan srad. Bir ceylan diye geirdi iinden Halime. Hayvan kzn nnde durarak, altn kahverengisi gzleriyle ona bakt. Kz ilk andaki korkusundan syrlvermiti. Eilerek hayvan kendisine doru ard. Bu arada farknda olmadan, esrarl Kuran yorumcusu Adi'yi taklit ediyordu: "Kk ceylan, kk bal ars, zarif bacaklarn ve narin boynuzlarnla nmde ne kadar gzel duruyorsun! Ama imdi ne syleyeceimi bilemiyorum nk ben bilge Adi deilim. Gen ve gzel Halime'ye gel, o kk ceylanlar ok sever..." 26 Kendi konuma becerisine glmek zorunda kald. Ceylan kzn yanna kadar gelerek, burnu ile suratn okamaya ve yalamaya balad. O kadar ho bir ekilde gdklanyordu ki gen kz glerek kendisini savunmak istermi gibi yapnca, hayvan onu daha da iddetle yalamaya balad. Aniden en az ceylan kadar yaam dolu baka bir yaratn, arkadan kendisine doru yaklamakta olduunu

hissetti. Yaratn solumasn gayet iyi iitebiliyordu. Arkasna dnd ve korkudan olduu yerde donakald. Hemen yan banda san renkli leopar Ahriman duruyordu. O da en az ceylan kadar sevgi gsterisinde bulunma isteklisiydi. Halime srt st yere dt. Dehet iindeydi. Ne ayaa kalkabiliyor, ne de barabiliyorclu. Korku dolu gzlerle uzun bacakl kediye bakyor ve zerine atlayaca ann gelmesini bekliyordu. Fakat hayvan ona saldrmaya hi de niyetli grnmyordu. Kzla ilgilenmekten vazgeerek, ceylan ile oynamaya balamt bile. Ceylann kulaklarn sracakm gibi yapyor, bir yandan da boazna atlyordu. Birbirlerini uzun sredir tandklar her hallerinden belliydi; aralarnda iyi bir arkadalk kurmulard. Halime bir anda cesaretlendi ve kollarn her iki hayvann boynuna dolad. nceleri hafife hrlayan leopar, sonra gerek bir kedi gibi mrldanmaya balad. Ceylan da kzn yzn yalamaya balamt yeniden. Gen kz hayvanlara yeni yeni gzel isimler bulmak iin kafasn patlatacakt neredeyse. Bir leopar ile bir ceylann nasl olup da bu dnyada arkada olabileceini bir trl anlayamyordu. Allah bunu cennet sakinlerine vaat etmiti oysa. Birden konuma sesleri geldi kulana. Ayaa kalkarak sesin geldii tarafa doru yrmeye balad. Ahriman ve ceylan da ona elik ediyorlard. ki arkada hl birbirlerine taklyorlard; ceylan, kk bir kei gibi, ban Ahriman'a doru sallyordu, leopar ise onun kulaklarna akadan saldrlarda bulunuyordu. Halime dans dersi iin kendisini bekleyen arkadalarnn yanna gitti. Kzlar salarn bann arkasnda topuz yaptlar ve onu sra salona gtrdler. Dans hocas Esad isminde bir hadmd. Orta boylu, vcudunda hi kl bulunmayan, hemen hemen bir kadn kvraklna sahip 27 gen bir adamd. O da Afrikalyd ve derisinin rengi koyuydu ama Adi kadar siyah deildi. Halime onu canayakn ve elenceli bulmutu. Salona girer girmez uzun cppesini karm ve zerinde sadece sar renkli, ok ksa bir potur olduu halde kzlarn karsna gemiti. Sevimli bir glmsemeyle eilerek onlar selamladktan sonra, memnunlukla ellerini ovuturdu. Fatma'dan arpn bana gemesini rica etti ve mzie uyarak son derece kvrak hareketlerle harika bir dansa balad. Yapt iin temeli, karn kaslar ve kalalarn kontrolne dayanyordu. Kollarn dairesel hareketleri ve dans admlar, sadece vcudun orta yeriyle yaplan gerek dansn ritmik birer tamamlayc-sydlar. Dans hocas, kzlara ne yapmalar gerektiini gstermiti; onlar da ellerinden gelenin en iyisini yapmaya abalyorlard. Esat kzlara korselerini kartarak bellerine kadar soyunmalarn emretti. Halime ne yapacan armt ama dier kzlarn gzlerini krpmadan verilen emre uyduklarn grnce, o da gnl rahatlyla aynsn yapmaktan ekinmedi. Hoca nce Zleyha'y, sonra da Fatma'y kendisine yardmc olarak setikten sonra, ince uzun bir flt ile mzik yapmaya balad. Zleyha ilk kez olarak Halime'nin dikkatini ekiyordu: ilerinde vcudu en gzel olan hi phesiz oydu; son derece kvrak eklemlere ve kadife gibi bir tene sahipti. ok da gzel dans ettii iin hoca onu yardmcs olarak semiti. Onun gsterdiklerini aynen yapyordu. Kzlar ise ellerinden geldii kadar, onlar taklit etmeye alyorlard. Hoca da elinde flt olduu halde, profesyonel bir ustalk ve kvraklkla tek tek kzlarn yanlarna giderek onlarla ilgileniyor, nasl yapmalar gerektiini gsteriyordu... Dersten sonra Halime kendini ok yorgun hissetti, alktan da lecek gibiydi. Dier kzlarla beraber baheye kt fakat bu sefer fazla uzaklamamaya dikkat ediyorlard, nk srada baka bir ders vard: Nazm sanat. Halime Sara'ya midesinin kazndn syledi. Sara ona biraz beklemesini syleyerek kkn iine dald; biraz sonra dar ktnda ise elinde soyulmu bir muz tutuyordu. "Aslnda yemek aralarnda bir eyler attrmamz kesinlikle ya28 sak! Meryem bu konuda ok katdr, nk imanlamamzdan ok korkuyor. Sana bu muzu getirdiimi bir bilse, beni iddetle cezalandrrd herhalde."

imanlama korkusu yznden yemek yememek! lk kez duyuyordu Halime byle bir eyi. Tam aksine! Bir kadn ne kadar iman olursa, o kadar ok beenilirdi. Her eyin harika olduu bu ahane yerde, ilk defa hoa gitmeyen bir haber almt! Tekrar ders salonuna dnme vakitleri gelmiti. Onlara nazm dersi verecek olan hoca Adi'ydi yine. ok houna gitmiti bu ders Halime'nin. Gerei sylemek gerekirse, o kadar hayran kalmt ki neredeyse kendisinden geecekti. iyi yrekli hocalar, onlara nce bir gazelden birka msra okuyarak anlamlarn aklad. Sonra da Meryem baka>ir msra okudu, kzlar da bunun devamn getirmek iin doalama yapmaya baladlar. Bir dzine kadar msradan sonra, kzlarn ou hayal glerini tketmilerdi bile. Geriye sadece Zeynep ve Fatma kalmt, inatla -ve biraz da fkeyle- atmaya devam ediyorlard. Ama sonunda birbirlerinden zr dileyerek atmalarn sona erdirdiler. lk iki denemeden sonra, Halime'yi imdilik fazla zorlama-mas gerektiini anlamt Ad. Biraz daha almas gerekiyordu. Fakat az sonra Halime nc bir deneme yapmak istediini syledi. inde hl belli belirsiz bir korku olmasna ramen, kendine gveni yerine gelmiti. Dier kzlarla boy lmeye can atyordu. Meryem bir msra okudu: . "Mavi bir ku gibi kanatlarm olsayd eer..." Adi bir an bekledi sonra da srayla kzlara sz vermeye balad: Zleyha: "Yazgneine kar uardm..." Sara: "yilikle dolu olurdum..." Aye: "Dknlerin aclarn dindirirdim..." Sit: "Mutlulukla dolu bir ark mrldanrdm..." Cada: "Gerei arardm her zaman..." Bu anda Halime'ye iaret eden Adi glmseyerek sz verdi ona. Halime de kzararak aklna geleni syledi: "Seninle birlikte..." Fakat devam aklna gelmedi. 29 "imdi dilimin uundayd" diye zr diledi. Herkes gld. Adi Fatma'ya iaret etti: "Onun yardmna ko kk Fatma." Fatma Halime'nin msran tamamlad: "Seninle birlikte sonsuzlua umak isterdim..." Halime alelacele sze kart. "Hayr byle sylemek istemiyordum" dedi gcenmi bir tavrla. "Bekleyin imdi aklma gelecek." Ve boazn temizleyerek bard: "Seninle beraber mavi cennete ykselmeyi isterdim..." Szlerini kzlarn kkrdamalar takip etti. Utan ve hiddetten kpkrmz kesilen Halime ayaa kalkarak kapya doru komaya balad. Meryem hemen onun arkasndan koturdu. Kz yakalayarak geri getirdi. Hepsi birden zavallnn etrafn sararak onu teselli etmeye altlar. Adi nazm sanatnn bir iek olduunu, bu iein ancak uzun ve sabrl almalar sonunda rengarenk desenlerle aacan anlatt. lk yaplan bir hata yznden umutsuzlua dmenin hi gerei yoktu. Sonra da kzlardan denemeye devam etmelerini istedi. Fakat kzlar tkenmilerdi. Bir tek Fatma ve Zeynep atmaya devam ediyorlard: Fatma: "Bak Halime, katldn dersten faydalanmaya al." Zeynep: "Bildiim kadaryla Fatma, senin bu konuda bir ey demeye hakkn yok ki." Fatma: "Senden ok ey bilmeme ramen bununla vnmeyi istemiyorum dorusu." Zeynep: "Azndan kan kulan duysun, kendini beenmi!" Fatma: "Keskin zekm karsnda bakalm neeli olmaya ne kadar devam edeceksin?" Zeynep: "Gzellik ve kendini beenmilik birbirine ne gzel yakyor! irkinlik ise alakgnllle sebep oluyor." Fatma: "Beni mi kast ediyorsun? irkin ey!" Zeynep: "Bak hele! Sskaln gzellik mi sanyorsun sen?" Fatma: "Asla! Ama krln beni gldryor!" Zeynep: "yle mi? Ya senin saflna ne demeli?" Fatma: "Bana hakaret ederek kendi kusurlarn rtebileceini mi sanyorsun?" 30

"Bu kadar yeter gvercinlerim!" diye araya girdi Adi.'"Yeteri kadar boy ltnz; birbirinize iekler gnderdiniz ve ta yamuruna tuttunuz. Ama bu kadar akalama yeter. Birbirinizle pn ve yemek salonuna gidin. Hepinize afiyet olsun." Sonra da sevgi dolu bir yzle glmseyerek eildi ve ders salonunu terk etti. Kzlar da sofradaki yerlerini alabilmek iin onun arkasndan telala dar ktlar. Sabah kahvaltsn sofrada hazr olarak bulmulard. Oysa le yemei onlara hadm tarafndan servis ediliyordu: Hamza, Talha ve Zhal. Bu vesile ile kendilerine yedi tane hadmn hizmet ettiini rendi Halime. ki retmeni tanmt zaten. Yemeklerini hadm getiriyordu ve bu garip insanlardan iki tanesi de bahenin bakmyla grevliydi: Muad ve Mustafa. Mutfakta son sz Apama'ya aitti; Hamza, Talha ve Zhal sadece yardm ediyorlard ona. Ev ilerini yapyorlar, ihtiyalar karlyorlar, btn kkn dzenli ve temiz kalmasn salyorlard. Btn hadmlar aynen Apama gibi kzlarn bulunduu blgeden hendeklerle ayr ni zel bahelerde oturuyorlard. Hadmlar kendilerine ait or|ak bir binada oturuyorlard, Apama ise onlardan ayr olarak kk bir evde yayordu. Bunlarn hepsi Halime'nin merakn daha da kamlayan eylerdi. Meryem ile beraberken bir tek soru bile sormaya cesaret edemedii iin; sabrszlkla Sara ile yalnz kalaca zaman bekliyordu. Yemek ahane bir ziyafet gibi grnyordu gzne: Krpe pili kzartmas, gzel kokulu yahni, eitli sebzeler, sote et, peynir, pasta, bal ve taze meyveler. Sonunda da iinde kendisini garip bir ekilde neelendiren bir iecein bulunduu bir kadeh verdiler ona. "arap bu" diye fsldad Sara. "Seyduna arap imemize izin verdi." "Peygamber arap iilmesini yasaklamt. Seyduna hangi hakla buna izin verebiliyor?" "O bu hakka sahip. Sana onun Allah'tan hemen sonra geldiini sylemitim. O yeni bir peygamber." "Sen bana Apama ve Meryem dnda iinizden kimsenin Sey-duna'y grmediini sylemitin, yle deil mi?" 31 "Ve Adi'den baka. Adi onun en gvendii adamdr. Fakat Acii ve Apama birbirlerinden nefret ederler. Apama hi kimseyi sevmez zaten. Genliinde ok gzel bir kadnm. Atna o gnler imdi ok gerilerde kalm; kendisi bunu kabul etmek istemese bile!" "Kim bu Apama aslnda?" "Yava! O iren bir kadndr. Sevme sanatnn tm srlarn biliyor, bildiklerini bize de retmesi iin Seyduna onu buraya gnderdi. Bugn leden sonra onu greceksin. Anlalan genliinde ok elenceli bir hayat srm." "Niye bu kadar ok ey renmemiz gerekiyor?" "Gerek nedenini ben de bilemiyorum. Sanrm bizi Seyduna iin hazrlyorlar." "Onun haremi iin mi setiler bizi?" "Belki de. imdi syle bana beni biraz olsun seviyor musun?" Bu szleri iiten Halime'nin ehresi karard. Kendisinin renmek istedii daha o kadar nemli konular varken, Sara'nn ona byle aptalca eyler sormas hi houna gitmiyordu. Srtst uzanarak kollarn bann altna koydu ve tavan seyretmeye balad. Sara yatan kenarna oturdu. Bir sre hi dokunmadan Hali-me'yi seyretti. Sonra aniden zerine doru eildi ve Halime'yi ihtirasl pcklere bomaya balad. Halime nce bu pcklerin anlamn kavramam gibi davranyordu fakat Sara kendisini tutkuyla pmeye devam edince onu iterek uzaklat imale zorunda kald. "Seyduna'nn bizimle ne yapmak niyetinde olduunu bilmek isterdim" dedi Halime. Sara soluk solua salarn dzeltmeye alyordu. "Bunu bilmeyi ben de isterdim ama kimse bu konu hakknda konumuyor ki. Bir eyler sormamz ise zaten yasak." "Buradan kamann mmkn olduunu sanyor musun?" "Delirdin mi sen? Nasl byle bir ey sorabilirsin! Ya Apama seni duyarsa! Dardaki yaln kayalklar ve byk kaleyi grmedin mi? Bizi d dnyaya

balayan tek geit oras. Tekrar aklna byle delice eyler gelirse baka eyler dnmeye al!" "O kale kime ait?" "Kime mi? Burada grdn her ey, evremizdekiler ve bizler de dahil Seyduna'ya ait." 32 "Seyduna da bu kkte mi oturuyor?" "Bilmiyorum. Belki de." "Peki bu blgenin ismini de mi bilmiyorsun?" "Bilmiyorum. Hatta Apama ve Adi'nin bile bildiklerini sanmyorum . Olsa olsa Meryem..." "Niye Meryem?" "Onlarn ok iyi anlatklarn sylememi miydim sana?" " 'Birbirlerini ok iyi anlamak' ile ne kast ediyorsun?" "Onlar kar-koca gibiler." "Bunu kim syledi sana?" "t! Biz kefettik byle olduunu." "Nasl yani? Anlayamadm." "Tabii ki anlayamazsn. Daha hi harem hayat yaamamsn ki!" "Demek sen bir haremde bulundun?" "Evet tatlm. Bir bilebilseydin nasl bir ey olduunu! Efendim eyh Muaviye isminde bir adamd. Balangta onun cariyesiy-dim. Beni satn aldnda yirmi yandaydm. Sonra da sevgilisi oldum. Gnn birinde yatamn kenarna oturup yzme bakt; aynen biraz nce sana yaptm gibi. 'Benim tatl kk siyah kedim...' te bunlar syledi bana. Sonra da beni pt. Neler hissettiimi sana nasl anlataym? Yakkl bir adamd ve dier karlar beni son derece kskanyorlard. Fakat bana bir ey yapmaya cesaret edemiyorlard nk Muaviye bana hepsinden daha fazla deer veriyordu. Hiddet ve fkeden ne yapacaklarn aryorlard, bu ekilde de gzel grnmek istedikleri adamn gzne iyice irkin grnyorlard. kt seferlere beni de gtryordu. Gnn birinde dman bir kabile bize saldrd. Adamlarmz kendilerini savunmaya balayana kadar dmanlar beni karmlard bile. Basra pazarnda beni imdiki efendimize sattlar. O kadar mutsuzdum ki..." Bir anda hkrklara bouldu. Gzyalar yanaklarndan szlerek Halime'nin gsne damlyordu. "zlme artk Sara. Artk buradasn ve hepimizin de durumu ok iyi." "Beni biraz olsun sevdiini bir bilseydim. Muaviyem o kadar-yakklyd ki ve beni o kadar ok seviyordu ki..." 33 "Ama ben seni ok seviyorum Sara!" dedi Halime ve kendisini pmesine izin verdi - sadece abucak soru sormaya devam edebilmek iin. "Peki ya Meryem? O hi haremde yaam m?" "Evet. Ama kaderi farkl imi. Bir prenses hayat srm neredeyse. Onun uruna iki erkek lm." "O halde buraya nasl dm?" "Kocasnn akrabalar intikam almak iin onu satmlar, nk sadk bir e deilmi. Kocasnn tm ailesini aalam..." "Neden sadk kalmam kocasna?" "Bu ileri henz anlayamazsn ki Halime! Kocas ona gerekli olan erkek deildi." "Kocas onu sevmiyordu demek ki." "Hayr. Tabii ki seviyormu onu. Hatta onu ok fazla sevdii iin hayatn bile kaybetmi." "Sen nereden biliyorsun bunlar?" "Kendisi anlatmt buraya geldii zaman." "Demek ta bandan beri burada deildi?" "Hayr. Buraya ilk olarak Fatma, Safiye, Cada ve ben geldik. Meryem ok daha sonra geldi. O zaman hepimiz eittik. Bize sadece Apama emredebiliyordu." "O halde Meryem'in Seyduna ile nasl tantn da biliyorsun-dur?" "Emin ol bunu ben bile bilmiyorum. Seyduna bir peygamber. Onun her eyi grdne, her eyi bildiine inanmak lazm. Gnn birinde onu yanna artt. Bize sylememiti ama anlamtk bunu. Geri geldiinde onun artk bizden farkl

olduunu anlamtk. Bize emretmeye balamt, otoritesi de gnden gne artyordu. Sonunda Apama bile emirleri ondan almaya balad... ve bu yzden de ona kar amansz bir kin besliyor." "Anlattklarnn hepsi o kadar garip ki..." O anda Zeynep ieri girdi, salarn tarayp sslenmek iin makyaj masasnn bana oturdu. "Acele et Halime" dedi. "imdi srada Apama'nn dersi var, daha ilk gnden onun gzne batmak hi de ho olmaz. Onun 34 dersine ge kalanlarn vay haline... Al yanaklarn ve dudaklarn boyamak iin siyah ve krmz renkler. Gzel kokman iin de iek z. Meryem gnderdi bunlar sana. Haydi ayaa kalk imdi." Sara ve Zeynep hazrlanmas iin ona yardm etmeye baladlar. Sonra da hep birlikte ders salonunun yolunu tuttular. Apama salona ayak bast anda yksek sesle glmemek iin Halime tm iradesini kullanmak zorunda kald. htiyarn souk baklar ve tekin olmayan suskunluu onu dikkatli olmas iin uyaryordu. Kzlar ayaa kalktlar ve yerlere kadar eildiler. htiyar kadn son derece komik bir biimde sslenmiti. Siyah ipekten geni bir alvar, kemikli bacaklarnn etrafnda dalgalanyordu. zerine krmz kumatan yaplm altn ve gm ilemeli bir yelek giymiti. Kk sar balna uzun bir sorgu taklyd. Kulaklarnda ise elmaslarla sslenmi, halka biimli kocaman kpeler sallanyordu. Bunlarn dnda, boynunda iri incilerden yaplm uzun bir kolye aslyd; el ve ayak bileklerinde ise ince ilemeli deerli bilezikler ngrdyordu. Fakat btn bu deerli ve gzel eyler sadece onun ihtiyarlnn ve irkinliinin daha fazla n plana kmasna neden oluyordu. Yalaklar ve dudaklar ylesine parlak bir krmzya boyanmt ki kirpiklerine srd simsiyah maskara ile canl bir korkulua benzemiti. Bir el hareketi ile kzlara oturmalarn emretti. Baklaryla Halime'yi aryordu. Alayc bir tavrla glerek ters ters konumaya balad: "Bak hele, k ne de gzel allayp pullamsnz! lk defa bir boa gren ve kendisinden ne beklendiini bilmeyen bir dve gibi kocaman gzlerle alk alk bakyor bana. imdi kulaklarn drt a da ie yarar bir eyler renmeye al bakalm. Arkadalarnn analarndan her eyi bilerek doduklarn dnme sakn! Geri onlarn gzleri daha buraya gelmeden nce bulunduklar haremlerde alm ama ak hizmetinin ne denli zor bir sanat olduunu ilk defa burada rendiler. Benim memleketim olan Hindistan'da bu ie ok kk yalarda balanr, nk bir zamanlar ok bilge bir adam, iyi bir eitim iin gereken zaman ile karlatrnca, hayatn ne kadar da ksa olduunu sylemiti. Zavall solucan, acaba sen bir erkein ne olduunu biliyor musun ki? Acaba dn seni bu 35 baheye getiren o iren zencinin gerek bir erkek olmadn biliyor musun ki?.. Cevap ver..." Halime tir tir titriyordu. Umutsuzlukla yardm dilemek iin etrafna baknd ama dier kzlar put gibi oturarak sabit baklarla yeri seyrediyorlard. "Nutkun tutuldu galiba, kaz kafal" diye devam etti ihtiyar. "Bekle sana hepsini anlatacam imdi." Ve karsndakine eziyet etmekten ald zevk ak seik belli olarak, erkek ile kadn arasndaki ilikileri ayrntlaryla anlatmaya balad. Halime o kadar ok utanyordu ki nereye bakacan bile armt. "Anladn m imdi km?" diye sordu ihtiyar kadn sonunda. Anlattklarnn yarsn dahi anlamam olmasna ramen ekinerek bayla onaylad onu Halime. "Allah bu yce bilgelii sizin gibi budala kazlara retmek zorunda brakarak -ona hamd ve sena olsun- beni cezalandrd" diye fkelendi kadn bir anda. "Acaba bu crcrbceklerinin, bir kadnn efendisini ve sevgilisini her konuda tatmin edebilmek iin ne kadar ok bilgiye ve beceriye sahip olmas gerektii hakknda en ufak bir fikirleri var m? Pratik, pratik ve pratik; renciyi amacna ulatran tek yol budur. ok kr iyi talihiniz sizi benim elime drd; sayemde hayvani arzularnz bastrarak, gerek sevme sanatna adm atacaksnz. Bilmeniz gereken en nemli ey erkeklerin hassas bir arp gibi

olduklardr-, kadnlar da bu alg ile binlerce deiik melodi alabilmelidirler! Cahil ve aptal bir kadn, sadece acnacak birka krk dkk melodi alabilir onunla. Buna karn bilgili ve becerili bir kadn, elindeki alg ile binlerce yeni armoni yaratmaya muvaffak olabilir. Cahil kaz srs! Size teslim edilmi olan algy uykunuzda bile ylesine maharetle kullanabilmelisiniz ki kard sesler aslnda karmaya muktedir olduklarn kat kat asn. yi ruhlar size ceza vermekten korusunlar beni! Ellerinizi yavaa okarken, feryatlarnz ve dilerinizi gcrdatmanz iitmek hi de houma gitmiyor." Sonra da yce bilgelik ve tanrsal sanat olarak adlandrd eyi ylesine ayrntl tasvir etmeye balad ki Halime kulaklarna kadar 36 kpkrmz kesildi. Yine de iradesi dnda dinliyordu kadnn anlattklarn. i bir anda ateli bir merakla doldu. Eer Sara ile yalnz olsayd ya da ok utanmasna sebep olan Meryem orada olmasayd, Apama'nn anlattklar onun houna bile gidebilirdi. Ama o anki durumda gzlerini nne dikip dinlemekten baka bir ey gelmiyordu elinden. inde sebebini kendisinin de bilmedii bir sululuk duygusu vard. Apama nihayet anlattklarnn sonuna geldi. Kzlarn suratlarna bile bakmadan, ders salonunu kibirle terk etti. Kzlar da onun peinden kendilerini dar atarak, kk gruplar halinde baheye daldlar. Sara Meryem'in bulunduu tarafa gitmeye cesaret edemeyen Halime'nin yanndayd. Fakat Meryem kendiliinden Hali-me'ye seslendi: Ona belinden sarlarak kendisine ekti. Sara bir glge gibi onlar takip ediyordu. "Nasl, yaam tarzmza biraz alabildin mi?" diye sordu Meryem ona. "Her ey bana deiip ve yeni geliyor" diye cevaplad Halime. "Yoksa houna gitmedi mi buras?" "Hayr! Tam aksine! Biradaki yaam ok houma gidiyor, sadece imdiye kadar yaadm hayattan o kadar farkl ki..." "Sabr yavrum. Zaman her eyi dzeltir." Halime ban Meryem'in omzuna dayayarak Sara'nn olduu tarafa doru gz ucuyla bir bak frlatt. Kara renkli arkadann kskanlk acsyla dolu baklarn yakalamt. Beni seviyorlar diye geirdi iinden. Yreinde bir scaklk hissediyordu. Takip ettikleri yol onlar sk yeillikler arasndan, da deresinin yzlerce metre yukardan alayarak aa dkld bir yarn kenarna kadar getirmiti. Halime bahelerin evredeki kayalklarn tam ortasna kurulduklarn fark etmiti. Aalardaki byk bir kayann zerinde kertenkeleler gneleniyorlard. Gnein aftTnda srtlar zmrt gibi parlyordu. "uraya.bak ne kadar da gzeller!" diye bard Meryem hayranlkla. Halime rperdi. 37 "Brr! Sevmiyorum onlar. Ktler." "Neden?" "Onlarn kk kzlara saldrdklarn sylyorlar." Meryem ve Sara glmsediler. "Bunlar sana kim anlatt yavrum?" Halime yine aptalca eyler sylemekten korkuyordu. Bu yzden dikkatle cevap verdi: "Benim eski efendim unlar sylyordu devaml: 'Gen olanlardan sakn kendini! Duvarn zerine kp baheye atladklarn grrsen hemen ka onlardan. Giysilerinin altnda bir ylan veya kertenkele saklarlar. Ve onlar zerine salacak olurlarsa seni srmalarna meydan verme!'" Meryem ve Sara kahkahalara bouldular. Sara baklaryla Hali-me'yi kucaklad; Meryem ise dudaklarn srarak gzdesini teselli etti: "Seni burada kt olanlar olmad konusunda temin ederim, bizim kertenkelelerimiz gayet munis ve gvenilirler. Bu gne kadar kimseye bir zarar verdikleri grlmedi." Bu szlerden sonra bir kere slk ald. Kertenkeleler balarn kaldrarak her tarafa evirmeye baladlar, sanki kendilerine seslenenin kim olduunu grmek

istiyorlard. Halime Meryem ve Sa-ra'ya sk sk sanld. Kendisini byle daha bir gvende hissediyordu. "Gerekten de gzeller" dedi sonunda. ok yaknlarnda bulunan bir kaya yarndan kk sivri bir kafa ortaya kt birdenbire. atal dilni yldrm hzyla gsterdi birka kere. Halime korkudan donup kalmt. Sivri kk kafa ykseldike ykseliyor..., elastiki boynu uzadka uzuyordu. Hi phe yoktu artk: Kayann yarndan Meryem'in slklarnn cazibesine kaplan sar-kahverengi byk bir ylan kmt ortaya. Kertenkeleler drt bir yana katlar. Halime bir lk att. Meryem ve Sara'y da alarak oradan kamak istiyordu. Halime'yi teskin etmek iin olduka uramalar gerekti. "Korkmana gerek yok Halime" dedi Meryem. "Bu eski bir tandk. Ona Peri adn taktk; yuvasndan karp yanmza armak iin bir slk almamz yeterli oluyor. O ok aklldr ve bugne kadar kimseye bir zarar dokunmad. Hepimiz insanlar ve hayvanlar, 38 bu bahelerde iyi ilikiler iindeyiz-, d dnya ile ilgimiz olmadan, mutlu bir ekilde yayoruz burada hepsi bu." Halime rahatlayarak derin bir soluk ald fakat yine de oradan uzaklamak iin byk bir istek vard iinde. "Size yalvaryorum gidelim buradan" dedi onlara. Glerek kabul ettiler. "Bu kadar korkak olma" dedi ona Meryem. "Gryorsun ya hepimiz seni ok seviyoruz." "Baka hayvanlar da var m burada?" "Elbette. Daha biroklarn greceksin. Hatta bir hayvanat bahemiz bile var. Yalnz oraya sadece kayk ile ulamak mmkn. Vaktin olduu bir zaman Adi veya Mustafa'ya rica edersen, seni oraya gtrebilirler." "Ne gzel! Demek ki krallmz ok geni?" "O kadar geni ki yolunu kaybeden birisinin alktan lmesi iten bile deildir." "Aman! O zaman asla bir daha yalnz gezmeye gitmeyeceim." "O kadar da tehlikeli demedim! Bizim yaadmz bahe bir eit adadr aslnda. Adamzn bir taraf rmakla evrili dier taraflar da yksek surlarla. Yani er rma gemeye yeltenmezsen, yolunu kaybetme ansn yok... Fakat ilerideki kaya duvarnn arkasnda, ilerinde vahi panterlerin yaad sk ormanlar balamaktadr..." "Peki imdi bu kadar evcil ve uysal olan Ahriman' nereden buldunuz?" "O da bu ormanlarda domu. Daha ksa sre ncesine kadar kk bir kedi yavrusuna benziyordu. Onu kei style besliyorduk, imdi bile kendisine et vermeye korkuyoruz. Hi belli olmaz, et onu vahiletirebilir belki. Mustafa getirmiti bize onu." "Mustafa ile tanmadm henz." "Btn hadmlar gibi o da iyi bir insandr. Eskiden gl bir prensin meale taycsym. ok zorlu bir grev olduu iin kam oradan. imdi de Muad'la beraber bahelerimizin bakm ile grevli... Geri dnelim artk. Eve dnme vaktimiz gelmi. Fatma ve Zleyha bize musiki ve dans dersi verecekler. Fatma ok gzel ark sylyor." 39 "Harika, ark dinlemeye baylrm!" Musiki ve dans dersi, kzlar iin hoa vakit geirdikleri bir elence saatiydi. Meryem onlarn istedikleri her eyi yapmalarna izin veriyordu. Kzlar yerlerinde hop oturup hop kalkarak, Tatar flt ile mzik yapmaya alyorlar, harp ve ut alyorlar, Msr gitar ile oynuyorlard. Karlkl olarak birbirlerini hicvediyorlar ve kimin daha iyi olduu konusunda kavga ediyorlard. Fatma ve Zleyha bo yere otoritelerini kullanarak onlar susturmaya alyorlard. Onlar da dierleriyle beraber glyor hikyeler anlatyor ve neeyle ortalkta kouturuyorlard. Sara Halime'nin yanna gelmiti. "Sen Meryem'e ksn. Kesinlikle eminim buna." Halime omuzlarn silkti. "Benden hibir ey gizleyemezsin. Ben senin kalbini okuyabiliyorum." Sara'nn gzleri yalarla dolmutu. "Beni seveceine sz vermitin." "Sana hibir ey iin sz vermedim!" "Yalan sylyorsun! Eer beni seveceine dair sz vermesey-din, sana asla bu kadar ok ey anlatmazdm."

"Yeter! Bu konuda baka sz iitmek istemiyorum artk." evreleri aniden sessizleti; Sara ve Halime de susarak dikkatle dinlemeye baladlar. Fatma elindeki ut ile binbir trl melodi alyordu: Aktan sz eden eski gzel melodiler. Halime kendisinden gemiti bir anda. "arknn szlerini yazar msn benim iin?" diye sordu Sara'ya. "Elbette yazarm eer beni seveceini sylersen." Onu kendisine ekmek istedi ama Halime ellerini geri itti: "Rahatsz etme imdi beni! Dinlemek istiyorum." Dersten sonra bir sre daha salonda kaldlar, bu arada herkes kendi iiyle megul olmaya balamt. Kzlardan kimi diki dikiyor, kimi de nak iliyordu; ilerinden birka da, sabrla byk bir haly ilmik ilmik dokuyordu. Bazlar ise yanlarnda ssl iplik krklar getirmilerdi ve bunlarn nlerinde oturarak yn eiriyorlar-d. Eski yaantlarnn zerinde dnyordu sohbet, ev hayatlarn, 40 erkeklerini anlatyorlard birbirlerine. Meryem ellerini sjrtnda kavuturarak kzlarn arasnda bir ileri bir geri geziniyor ve yaptklarn kontrol ediyordu. Halime Meryem hakknda dnmeye balad. Yapacak belli bir ii olmad iin ona buna yardm ediyor, evresindeki konumalar dinliyordu. Ta ki kendisini tamamen Meryem zerinde yo-unlatrncaya kadar. Acaba Seyduna ile aralarnda neler gemiti ki birbirleri ile bu kadar iyi anlaabiliyorlard? O da harem hayatn tanmt; acaba Apama'nn anlatt o eylerden yapm olmas mmkn myd gerekten? Buna inanmak istemiyordu. O iren eylerin hayal rn olduklarna inandrmak istiyordu kendisini. Gnein batndan az nce akam yemeklerini yediler. Karanlk bahelerin zerine hzla kerken dolamaya ktlar. Gkyznde ilk yldzlar parlamaya balamt. Halime "Sara ve Zeynep geni bir cadde boyunca yryordu. Kzlar Halime'nin ellerini tutmulard. Kendi aralarnda alak sesle sohbet ediyorlard. rmak aklanamaz bir ekilde, giderek daha da yksek bir sesle akyordu; ova gz alabildiince uzanyordu nlerinde. Halime duygulanmt. Kalbinde hem acy, hem de mutluluu bir arada hissediyordu. Bu garip masal lkende kendisini ok kk ve yapayalnz hissediyordu. Her ey o kadar garipti ki: Burada mantnn kavrayabileceinden ok daha fazla gizem olduundan korkuyordu. allklarn glgeleri arasnda titrek bir k parlamaya balamt. n hareket ettiinin ve giderek kendilerine yaklamakta olduunun farkna varan Halime korkuyla arkadalarnn arasna sakland. Elinde meale tayan bir adam kendilerine doru geliyordu. "Bu Mustafa. Baheyi kontrol ediyor" diye aklad Sara. Yuvarlak yzl iri bir zenci kendilerine yaklat. Belinden bir kuakla balanm olan ok uzun bir cppe giymiti. Etekleri yerlere kadar uzanyordu. Kzlar grd zaman canayakn bir glmseme ile bembeyaz dilerini gzler nne serdi. "Rzgarn bize getirdii kk batankara burada demek!" dedi Halime'ye dosta. "Kk, tatl yaratk..." Mealenin titrek nda kara bir glge dans etmeye balad. Byk bir gece kelebei atein evresinde uuuyordu. Titreyen 41 n etrafnda izdii daireler giderek klmeye balamlard, sonunda ate kanatlarn yalamaya balad. Bir atrt duyuldu ve kelebek kayan bir yldz gibi yere dt. "Zavall!" diye bard Halime. "Byle bir aptall nasl yapabilir?" "Allah ona atee saldrma hrs vermi" diye fikrini syledi Mustafa ksaca. "yi geceler." "Ne kadar acayip..." diye mrldand Halime kendi kendine. Geri dnerek odalarna gittiler. Soyunduktan sonra yataklarna yattlar. Halime hl gnn olaylarn dnp duruyordu. iirsel konumasyla komik Adi, zarif dans hocas Esad, cafcafl ssleri ve utanmaz konumasyla Apama, gizemli Meryem ve hadmlar. Ve hepsinin tam ortasnda, kendisi, uzun zamandan beri uzak lkeleri ve heyecanl maceralar dleyen Halime! Bylesi iyi diye geirdi iinden ve uyumaya hazrland.

O anda birisinin yavaa kendisine dokunduunu fark etti. Tam baracakt ki Sara'nn sesini kulaklarnda iitti. "t! Halime! Sessiz ol, Zeynep uyanmasn!" Esmer gzelinin bunlar sylemesiyle beraber, yorgan aarak yataa girmesi bir oldu. "Bunu istemediimi sana sylemitim" diye kar koymaya alt Halime sessizce - fakat Sara onu pcklere bomaya balamt bile. Halime fel olmu gibiydi sanki kln bile kprdatam-yordu. Sonunda kendisini kurtarmay baarabildi. Sara kulana fsldad ihtirasl szcklerle onu kandrmaya alyordu. Fakat Halime ona srtn dnmt bile kulaklarn elleriyle kapayarak uyumaya alt. Sara ne yaptnn farkna varmt sonunda. Koarak yatana geri dnd. Kalbi aknlk ve telala arpmaktayd. 42 II o M Malime'nin bylesine tuhaf artlar altnda mehul efendisinin bahelerine ulamas ile ayn zamanda, gri renkli eeine binmi gen bir adam da, eski ordu yolunda ilerlemeye balamt. O da kervanla ayn yere gitmek istiyordu ama aksi ynden kmt yola, yani batdan. Bana erkeklerin kulland cinsten bir sark sarmasnn zerinden fazla zaman gemedii her halinden belliydi. Belli belirsiz bir ty tabakas kaplamt enesini; canl gzleri ise hl ocuka bir ifadeyi muhafaza ediyordu. Hemedan ve Rey ehirlerinin tam ortasnda bulunan eski bakent Sava'dan geliyordu. Bykbabas Tahir bir zamanlar Sava'da kk bir smail tarikat kurmutu. Bu tarikat bir yandan ehit Ali'nin taraftarln yaparken, bir yandan da gizlice Seluklu boyunduruuna kar faaliyette bulunuyordu. sfahan'l eskil bir mezzinin tarikata kabul edilmesinden ksa bir sre sonra kk cemaatin yeleri gizli bir toplant esnasnda baskna uram ve bir ksm hapsedilmiti. Tarikatn yeleri eski mezzinin kendilerini ele vermi olduundan kukulanmalard. Mezzinin uzun sre gizlice takip edilmesinden sonra ondan bo yere kukulanlrhad ortaya kmt. lm cezasna arptrlan adamn cezas annda infaz edilmiti. Bunun zerine tarikat lideri olan Tahir tutuklanarak cezaevine konulmu ve ba vezir Nizam I-Mlk'n bizzat verdii emir ile boynu vurularak idam edilmiti. Tarikatn yeleri bu olay zerine korku iinde kalm ve drt bir yana dalmlard; herkes bu kk ismail tarikatnn faaliyetlerinin son bulduuna inanyordu artk. Fakat Tahir'in torunu byyp de yirmi yana gelince babas ona her eyi anlatmt... Artk harekete gemesinin vakti geldiini sylemiti ona. Eeini semerleyerek yol hazrlklarna balamasn emretmiti. Yolculuk gn gelip attnda delikanly evinin en st terasna kartarak, 43 ta uzaklarda karla kapl zirvesi bulutlara dek ykselen Demavend dan gstermiti. 'Avni olum, Tahir'in torunu!" demiti ona. "Doruca Demavend Da'na giden yolu tut. Rey'e ulanca ahrud Irma'na giden yolu sor. Irman kayna sarp bir vadide bulunmaktadr; oraya k. Byk bir kale greceksin: Bu yerin ismi Alamut kalesidir, yani 'kartal yuvas.' Bu kalede, senin bykbaban ve benim babam olan Tahir'in -ruhu ad olsun- bir arkada, smail retisi ile ilgili her eyi toplad. Ona kim olduunu syle ve hizmetine gir. Bylece atalarnn cn alma frsatn yakalayabilirsin. Git imdi; ruhum her zaman seninle beraber olacak!" Tahir'in torunu babasnn kendisine uzatt klc kuand ve nnde hrmetle eildi. Eeine binerek hibir sorun ile karlamadan Rey ehrine geldi. Bir kervansarayda mola vererek ah-rud'a giden en iyi yolun hangisi olduunu sordu hancya. Hanc armt: "Ne iin var ki ahrud'da?" diye sordu ona. "Suratnda bu kadar masum bir ifade olmasa, senin de evresinde zndk kpekleri toplayan o lidere katlmak isteyen birisi olduunu dnrdm." "Neden sz ettiini anlamyorum" diye itiraz etti Tahir'in torunu. "Ben Sava'dan geliyorum ve babamn Buhara'dan gnderdii kervan karlamak istiyorum, Sanyorum yolda bir mesele km.

"ehirden ktn zaman Demavend'i sa tarafna al" diye yolu tarif etti adam. "Doruca doudan gelen kervanlarn da kulland geni bir yola kacaksn. O yolu takip et; seni rmaa kadar gtrr." Tahir'in torunu teekkr etti ve tekrar eeine bindi, iki gnlk bir yolculuktan sonra uzaklardan akan bir rman mrltsn iitti. Yoldan ayrlarak doruca sesin geldii yne doru ilerlemeye balad. Kh sk allklar arasnda, kh da kumlu topraklar zerinde ilerliyordu. Her geen an rman sesi daha kuvvetli iitiliyordu; su sanki dik bir yamatan aaya akyor gibiydi. Eeinin stnde dalgn dalgn yol almakta olan delikanlnn etraf, bir anda bir grup atl tarafndan evrildi. Atllarn ortaya k o kadar ani olmutu ki Tahir'in torununun aklna klcna davranmak gelmemiti bile. 44 aknlndan syrlp klcna davrand zaman ise ok geti artk. Yedi tane sivri ulu mzrak zerine evrilmiti bile. Korktuum iin utanmalym diye dnd. Ama bu kadar stn bir kuvvet karsnda ne yapabilirim ki? Atllarn lideri ona seslendi: "Burada ne iin var acemi aylak? Yoksa alabalk m tutmak istiyorsun? Dikkat et de oltann ucu kendi azna taklmasn!" Tahir'in torunu armt. Eer bu atllar sultann adamlarysa, gerei sylemesi onun iini bitirirdi. Yok eer bunlar smail iseler, susmaya devam etmesi halinde akllarna bambaka eyler gelebilirdi. Elini klcnn kabzasndan ekti ve ne yapacan bilmez bir halde adamlarn suratlarna bakmaya balad. Atllarn lideri adamlarna gz krpt: "Bana yle geliyor ki sen burada kaybetmediin bir eyleri aryorsun acemi velet!" Elini hzla atnn eerindeki bir denee att. Denein ucunda, zerinde Ali taraftarlarnn simgesi olan beyaz bir bayrak dalgalanyordu. Ya bu bir tuzaksa? diye dnd Avni. Ne yapalm! Tehlikeyi gze almak zorundaynf. Eeinden inerek lidere doru yaklat ve elinde tuttuu beyaz bayra hrmetle alnna gtrd. "Ha yle!" diye bard atllarn lideri. "Sen Alamut kalesini aryorsun. Bizi takip et!" Bunlar syledikten sonra atn ahrud boyunca uzanan yolda srmeye balad. Tahir'in torunu eeine binerek onu takip etmeye balad; dier adamlar ise konvoyun sonunu oluturuyorlard. Giderek dalarn daha da ilerine dalyorlard, rman alamas iyice iddetlenmiti. Nihayet zerinde byk bir gzetleme kulesi bulunan dev bir kaya kntsna ulatlar. Kulenin en tepesinde beyaz bir bayrak dalgalanyordu. rmak yatan bu dev kayann etrafna amt. Birliin lideri atn dizginledi ve adamlarna durmalarn emretti. Sonra da elindeki bayra yukarya doru sallamaya balad. Kulenin stndeki muhafzlar ayn ekilde cevap verdiler ona. Yol almt. Hi gne almayan kapkaranlk bir boaza girdiler. Yol dar, fakat emniyetliydi. Baz yerlerde kayalar oyularak yol genile45 tilmiti. Boazn sonuna yaklatka rmak alamas iyice iddetlenmiti. Atllarn lideri bir kaya kntsnn evresinden dolatktan sonra atn durdurdu, eliyle uzaklardaki bir noktay gsterdi Tahir'in torununa. Ta uzaklarda dan tepesinde, iki tane bembeyaz kule karanlklarn iinden bir masal andrcasna parldyorlard. "Alamut!" diye bard birliin lideri ve atn mahmuzlad. Kuleler yksek duvann ardnda kayboldular. Yol nehir yata boyunca uzanmaya devam ediyordu; ta ki geit aniden genile-yinceye kadar. Tahir'in torunu gzlerini krptrd. Muazzam bir kale ykseliyordu gzlerinin nnde gklere doru. Dev bir kaya blokunun zerine ksmen oyulmu, ksmen de ina edilmiti. ah-rud burada iki kola ayrlarak kayann evresini epeevre kuatyordu. Kalenin drt tarafnda byk kuleler vard; en tepedeki iki tanesi tm civar kontrol ediyordu, iki yannda dimdik uurumlar bulunan kale, vadinin giriini geit vermez bir biimde kapamt. Demek burasyd Alamut! Rubar blgesinde bir

zamanlar Deylem krallar tarafndan ina edilmi elli kalenin en kudretlisi! Zapt edilemez olduu kabul ediliyordu. Birliin komutan bir iaret verdi: Duvarn arka tarafnda bulunan bir mekanizma alt ve ar bir tahta kpr gcrdayarak aa inmeye balad. Atllar bu kprnn zerinden geerek byk kubbeli koridorlar vastasyla Alamut'a girdiler. Artk Alamut'un iindeydiler! Kalenin iinde bulunan geni bir meydanda atlarndan inmilerdi. Tahir'in torunu etrafna bakmyordu. Surlarn hemen arkasnda tane hametli da zirvesi gklere ykselmekteydi. u anda zerinde bulunduu orta teras, aada ve yukarda bulunan dier iki terasa ta merdivenlerle balanmt. Sa ve sol tarafa uzanan surlar boyunca yksek kavaklar ve ulu narlar gze arpmaktayd. Bu aalarn altnda ise; kei, eek ve katr srlerinin otlad geni ayrlar uzanyordu. evresi itlerle evrili bir alanda ise bir dzineye yakn deve sakin sakin gevi getirmekle meguld. Teraslarn eitli yerlerinde asker barna, mutfak, depo, ev ve harem olduklar anlalan birok bina vard. Tahir'in torunu orta avluya ayak bast zaman, etraftan ar ko46 ann andran uultular ve grltler ykselmekteydi. Avni akn szlerle evresine baknd. Birtakm kk birlikler tajim yapyorlard orada burada. Kalkan, mzrak ve kl akrtlar, at kinemeleri ve eek anrmalar arasndan sert emirler iitiliyordu. Baka adamlar ise surlar tamir etmekle meguldler: Katrlarla getirilen ar talar ilkel bir tahta kaldra yardmyla yerine konuluyordu. Her taraftan ykselen barma ve haykrma sesleri, alayarak akan rman grltsn bile bastryordu. Tahir'in torununu kaleye getiren adamlar etrafa dalarak, gnlk ilerini yapmaya baladlar. Liderleri ise o srada oradan gemekte olan bir adam durdurdu: "Yzba Minuehr kulede mi?" Asker hazrola geerek cevaplad: "Evet Onba Abuna." Lider delikanlya kendisini takip etmesini iaret etti. Birlikte aada bulunan kulelerden birine girdiler. Tahir'in torunu ok yakndan gelen krba akrtlarn ve ac dolu feryatlar iitince irkilmekten kendisini alamad: Ta stunlarn birisine yar plak bir adam balanmt. zerinde ksa, izgili bir potur ve krmz bir balktan baka bir ey olmayan dev bir zenci, ular dml krbacn adamn plak srtna acmadan indiriyordu. Her darbe ile adamn srtnda yeni bir yara alyor ve kanlar etrafa sryordu. Hkmlnn yannda duran bir asker ise arada bir elindeki kovann iinde bulunan su ile adamn yzn slatyordu. Tahir'in torununun gzlerindeki deheti gren Onba Abuna alayla srtt: "Grdn gibi burada ne kuty yataklarda yatyor, ne de amber kokulan srnyoruz" dedi. "Eer beklediin byle bir ey ise iddetle yanldn syleyebilirim." Tahir'in torunu ses karmadan yrmeye devam etti. O zavallnn bu derece iddetle cezalandrlmasna neden olan hangi suu ilediini sormay ok isterdi ama iindeki o garip tutukluk buna mani oluyordu. Kulenin dehlizlerinde yrmeye baladlar. Dev kubbeler altnda ilerleyen delikanl, surlarn muazzam kalnlnn farkna vard. ok geni temellerin zerindeki duvar iri talarla rlmt. Ka47 ranlk, nemli bir merdiveni kmaya baladlar. Yukar ulatklarnda ise ayn derece karanlk baka bir dehlizden geerek byk bir salona girdiler. Yerler basit hallarla kaplyd. Yaklak elli yalarnda bir adam, kelerin birinde ykselen bir yastk dann zirvesine gmlmt: riyar vcudunda hafif bir gbek gze arpyordu, kvrck sakal ksack kesilmiti. Banda byk beyaz bir sark vard, zerindeki kaftan altn ve gm ilemeliydi. Onba Abuna yerlere kadar eilerek, adamn kendisiyle konumasn bekledi: "Anlat bakalm Abuna. Ne var ne yok darda?" "Civarda yaptmz bir keif gezisi srasnda bu delikanlya rastladk Yzba Minuehr. Alamut'u aradn syledi bize."

Yzba yavaa doruldu. Tahir'in torununun nnde bir da gibi ykselen adam ellerini beline koyarak, delikanly delici baklarla inceledi. "Sen de kimsin uursuz herif!" diye kkredi. Delikanl bir an iin kendisini kaybetti ama hemen babasnn sylediklerini hatrlad: Gnll olarak hizmet etmek iin gelmemi miydi buraya? Kendisini toparlayarak sakin bir sesle cevap vermeyi baard: "Adm Avni. Sava'dan geliyorum. Uzun yllar nce ba vezir tarafndan boynu vurulan Tahir'in torunuyum." Yzbann baklarnda aknlk ve hayret okunuyordu: "Doru mu sylyorsun?" "Neden yalan syleyeyim beyim?" "O halde bilmelisin ki bykbabann ismi tm ismaillerin kalbinde altn harflerle yazldr. Efendimiz seni de silah arkadalarnn arasnda grmekten mutluluk duyacak. Buraya bunun iin geldin yle deil mi?" "Evet, ismaillerin Byk nder'ine hizmet etmek ve babamn babasnn cn almak iin." "yi. imdiye kadar neler rendin?" "Okuma-yazma biliyorum efendim. Gramer ve musiki de rendim. Kuran'n neredeyse yarsn ezberden okuyabiliyorum." Yzba glmsedi: "Peki ya sava sanat? Bugne kadar eline silah aldn m hi?" 48 Tahir'in torunu armt: "Ata binmeyi ve ok atmay biliyorum. Kl ve mzra da olduka iyi kullanyorum sanrm." "Evli misin?" Delikanl kulaklarna kadar kzard: "Hayr beyim." "imdiye kadar hibir kadnla ahlaksz eyler yaptn m?" "Hayr beyim." "iyi." Yzba Minuehr onbasna dnd: "Abuna! Gen bni Tahir'i Da Ebu Soraka'ya gtr. Onu benim gnderdiimi syle ona. Eer gerekten de durumda bir sahtekrlk yoksa, ok memnun kalacaktr." kisi birden hrmetle eilerek salonu terk ettiler. Avluya ulatklarnda az nce krbalanan adamn baland direin artk bo olduunu grdler. Demin olup bitenlerin tek kant yerdeki kuruyan birka damla kandan ibaretti. bni Tahir her ne kadar korkuyor ise de kendine olan gveni bir para yerine gelmiti. Ne de olsa ehit Tahir'in torunuydu kendisi! Az ey miydi bu? Merdivenleri karak ikinci avluya ulatlar. Sa tarafta kla olduu anlalan byk bir bina ykseliyordu. Onba yapnn nnde durarak etrafna baknd. Birisini arar gibiydi. zerinde giysi olarak beyaz bir cppe, alvar ve sark bulunan esmer tenli bir delikanl onlara doru yaklayordu. Onba onu durdurdu ve dosta sordu: "Yzba bu delikanly Da Ebu Soraka'ya gtrmemi syledi." "Beni takip edin!" dedi esmer tenli delikanl geni bir glmsemeyle. "Hrmetli Da u anda sanat ve musik dersleri veriyor. Hemen yukardaki terastayz." bni Tahir'e dnd: "Buraya fedai olmak iin mi geldin? Eer yleyse seni ok ilgin gnler bekliyor burada. Ben talebe beyde'yim." bni Tahir beyde'nin ne demek istediini tam olarak anlamamakla beraber onbann eliinde onu takip etti. Yapnn atsn49 daki terasa kadar trmandlar. Tm zemin kaba dokunmu kilimlerle kaplyd. Kilimlerin zerinde ise yaklak yirmi talebe bada kurmu oturuyorlard, hepsi de beyde gibi beyazlara brnmlerdi. Elinde bir kitap bulunan beyaz cppeli ihtiyar bir adam oturuyordu nlerinde. Talebeler ihtiyar adamn azndan kan her kelimeyi sratle ellerindeki yaz tahtalarna geiriyorlard.JCendisi-ne yaklaan iki adam gren ihtiyar yerinden doruldu. Alnnda honutsuzluunu belirten krklar olumutu. "Bu saate burada ne iin var?" diye sordu onbaya ters ters. "Ders anlattm grmyor musun?"

Onba boazn temizleyerek konumaya alt. Kendilerine yol gsteren beyde ise bu arada arkadalarnn yanna oturmutu sessizce. Btn talebeler merakla onlar szyorlard. "Dersini bldm iin beni affet hrmetli Da" dedi Aduna. "Yzba bu delikanly sana getirmemi emretti. Onu sana teslim ediyorum." htiyar hoca bni Tahir'i tepeden trnaa szd. "Sen kimsin delikanl ve ne istiyorsun?" Gen adam hrmetle eildi. "Benim adm Avni. Tahir'in torunuyum: bir zamanlar bavezir tarafndan Sava'da idam edilen Tahir'in. Babam, beni smail davasna hizmet etmem ve bykbabamn intikamn almam iin Ala-mut'a gnderdi." htiyarn yz hatlar aydnland. Kollarn aarak bni Tahir'in zerine yrd ve onu itenlikle kucaklad. "Ne mutlu seni bu kalede gren gzlere Tahir'in torunu. Bykbaban hem benim, hem de efendimizin arkadayd. Abuna! Git ve yzbaya tarafmdan teekkr et! Ve siz genler, yeni arkadanza iyi bakn! Size ismail tarihini ve mcadelesini anlatacam zaman, bu delikanlnn anl bykbabasnn hizmetlerinden uzun uzun bahsedeceim: ran'da davamzn ilk ehidi olan smail fedaisi Tahir'in mcadelesi!" Abuna bni Tahir'e gz krparak, bundan iyi bir balang dnemediini anlatmaya alt. Sonra da merdivenlerden aa inerek gzden kayboldu. Da Abu Soraka bir yandan hararetle del'50 kanlnn elini skarken, dier yandan da ailesi ve baba's hakknda binlerce soru soruyordu. Byk nder'e onun geliini bildireceine sz verdikten sonra, evrelerinde oturmakta olan talebelerden birisine iaret etti: "Sleyman! Geri gndermek zorunda kaldmz o zavallnn yerine yerletir onu. Yolculuun kirini pasn zerinden atmasn sala ve temiz bir eyler ver ki akam namazna hazr olabilsin." Sleyman ayaa kalkarak ihtiyarn nnde eildi. "Dediklerini yapacam hrmetli da!" bni Tahir'den kendisini izlemesini rica etti. Aaya indiklerinde dar bir koridora girdiler; koridorun ortasnda ise Sleyman duvardaki bir perdeyi yana ekerek bni Tahir'i ieri soktu. Geni bir yatak odasnda girmilerdi. Kapnn karsndaki duvarn nnde yaklak yirmi dek seriliydi. Dekler samanla dolu basit uvallardan oluuyorlard, stlerine de at klndan yaplm rtler vard. Yastk olarak ise at eerleri kullanlyordu. Duvarn st tarafnda, bir sra tahta raf gze arpmaktayd. Her cinsten eya bu raflara son derece dzgn olarak yerletirilmiti: Toprak kaplar, seccadeler, temizlik ve ykanma malzemeleri. Her deiri^ayak ucunda bulunan bir silahlkta eitli silahlar vard: Yaylar, sadaklar, oklar, mzraklar ve ciritler. Kar taraftaki duvarda ok kollu bronz mealelikler bulunuyordu. Bir kede ise byk bir ya kp vard. Ayakl amdanlarn zerine ise yirmi tane ar kl ve ayn sayda, ortalar bronz bir zrhla glendirilmi hasr kalkanlar aslmt. Oda bir dzine demirli pencere tarafndan aydnlatlyordu. Her ey kusursuz denilebilecek kadar temiz ve derli topluydu. Sleyman saman uvallarndan birisini iaret etti: "Bu dek bo. Esas sahibi birka gn nce geri gnderildi. Yannda ben yatyorum, br tarafta ise Yusuf yatyor. Kendisi aslen Hemedan'l olup, en kuvvetlimizdir." "Benden ncekinin geri gnderildiini mi syledin?" diye sordu bni Tahir aknlkla. "Evet. Feda olmaya lyk deildi." Sleyman raflarn birinden zenle katlanm beyaz bir cppe, beyaz bir alvar ve beyaz bir sark kard. 51 "Once hamama gidelim" dedi. Yan taraftaki kk hamama getiler. yi dnlm bir boru sistemi vastasyla, kumalardan srekli su akmas salanmt. bni Tahir ykandktan sonra Sleyman'n ona uzatt elbiseleri giydi ve birlikte yatak odasna geri dndler. "Babam benden Byk nder'e selamlarn sylememi istedi. Acaba beni ne zaman onunla grtrrler?"

Sleyman glmsedi. "Bunu hi aklndan geirme dostum. Ben bir yldan beri buradaym ve henz onun kim olduunu bile ren "ni deilim. Aramzdan kimse onu henz grm deil." "Yoksa kendisi bu kalede yaamyor mu?" "Hayr burada, ama kulesini asla terk etmiyor. Burada inanamayacan eyler duyacaksn. Azn aknlktan ak brakacak eyler... Sava'dan geldiini sylemitin deil mi? Ben Kaz-vin'liyim." bni Tahir yannda duran adam dikkatle inceledi. Ondan daha yakkl bir delikanl hayal etmek ok zordu dorusu. Bir selvi kadar ince ve uzun boyluydu. Zayf surat l l parlyordu. Yanaklar gnein ve rzgarn etkisiyle esmerlemiti. Kadife kahverengisi gzleri ile dnyaya bir kartal kadar marur bakyordu. st dudan ve enesini belli belirsiz bir ty tabakas kaplamt. D grn ile bir cesaret ve soukkanllk abidesi gibiydi. Gld zaman dudaklarnn arasndan inci gibi iki sra di grnyordu: Rahat hatta biraz alayc, ama kimseyi incitmeyen bir gl vard. Ayn ahname'den bir panter gibi diye dnd tbni Tahir. "imdilik beni hayrete tek bir ey drd" dedi sonra. "Az nce hepinizin suratlarn inceledim. O kadar sert hatlarnz var ki en az otuz yanda gibi duruyorsunuz; ama sakallarnza baklrsa en ok yirmi yanzda olmalsnz." Sleyman ayn ekilde glmsedi yine: "Hele aradan iki hafta gesin, o zaman sen de bize z kardeimiz kadar benzeyeceksin. Burada vaktimizi kelebek kovalamakla veya iek kopartmakla geirdiimizi sanma sakn." "Bir ey daha sormak istiyorum" dedi tbni Tahir. "Az nce aa52 Sda bir adamn diree balanp krbalandn grdm. Onun byle bir cezay hak etmek iin ne tr bir hata yaptn ok merak ediyorum dorusu!" "Affedilmesi mmkn olmayan bir hata yapt dostum! Trkistan'a giden bir kervana refakat etme grevi verilmiti ona. Deveciler ismail mezhebinden deildiler. Yol boyunca arap imiler ve ona da ikram etmiler. Bizim budala da Seyduna'nn iddetle yasaklamasna ramen, ikramlarn geri evirmemi." "Seyduna m yasaklam?" diye sordu bni Tahir aknlkla. "Bu yasa peygamber koymutu ve tm mminler iin de geerlidir!" "Sen bunu daha anlayamazsn yavru ku" diye cevap verdi br. "Seyduna istediini yasaklar, istediini de serbest klabilir. Biz ismailler ise ona her konuda boyun emeliyiz." bni Tahir armt. Gizli bir g kalbini skyordu sanki. "Benden nceki neden geri gnderildi peki? Onun suu neydi?" "Kadnlar hakknda konuuyordu, hem de en uygunsuz bir biimde." "Bu da m yasak?" 4 "Katiyetle! Biz sekin birliiz. Ve eitimimiz tamamlannca sadece Seyduna'ya hizmet edeceiz." "Rtbemiz ne olacak peki?" "Az nce sylemitim ya! Feda olacaz hepimiz. Eitimimiz sona erip de imtihanlar verdiimiz zaman, feda olmaya hak kazanacaz." "Bir feda tam olarak nedir?" "Bir feda Byk nder'in emri zerine gzn krpmadan lme atlayan bir Ismaildir. Grevi srasnda lrse ehit olur. Hayatta kalmay baarrsa da rtbesine getirilir. Yeni grevler baardka rtbesi daha da ykselir" "Daha nce buna benzer eyleri hi iitmemitim. Bu imtihann ok zor olacan dnyorsun herhalde?" "Muhakkak. ayet yle olmasa, her gn sabahn krnden akama kadar talim yaptrmazlard bize. imdiye kadar alt kii ar almaya dayanamad. Bunlardan biri dt yerde ld. br bei ise gnll olarak daha alt konumlara indirilmelerini istediler." 53 "Kendilerini bu derece aalatmak yerine neden Alamut'u terk etmediler ki?" "Dostum, Alamut ile aka yaplmaz. Bir kere buraya giren kii, tatl can yznden istedii zaman kp gidemez. Buras insann tayabileceinden ok daha fazla srlarla dolu."

Dier talebeler de odaya gelmilerdi. Yoldaki adrvanda aptes alarak akam namaz iin hazrlanmlard. bni Tahir'den bir ba daha uzun olan bir dev, onun deinin yanndaki uvaln zerine uzanverdi. "Ben Hemedan'l Yusufum" diye tantt kendisini. "Aramza ho geldin! Sana peinen benimle dalga gememeni ve alay etmemeni tlerim. Her ne kadar kavga etmek gibi bir niyetim yoksa da seni uyarmak istiyorum. Yaknda tanm olacaz nasl olsa..." Szlerini daha etkili klmak istermiesine kudretli vcudunu atrdatarak gerindi. bni Tahir glmsedi. "Senin tm talebelerin en iriyars ve kuvvetlisi olduunu duydum." Dev adam yldrm hzyla doruldu: "Kim syledi bunu sana?" "Sleyman." Hayal krklna urayan Yusuf tekrar yerine uzand. Dierleri ona fark ettirmeden glyorlard. beyde ibni Tahir'e doru yaklat - kaln dudaklar konuurken garip bir biimde hareket ediyordu: "Nasl dostum, houna gitti mi buras? Henz yeni geldin; ok fazla bir eyler syleyemezsin elbette. Ama unu bilmelisin: Sen de bu kalede benim gibi drt ay geirdikten sonra gemiinle ilgili tm anlar rzgrdaki duman gibi hafzandan silinecek." "u zenci suratly duydunuz mu?" diye alay etti Sleyman. "Kendisi henz acemi bir aylak, ama imdiden bakalarna akl vermeye kalkyor.""Seninle konuan m var pabularmn kahraman" diye karlk verdi beyde fkeyle. 54 "Sakin olun kk dostlarm benim" diye homurdand Yusuf yatt yerden. "Yeni gelene kt rnek olmayn!" arpk bacakl, gl vcutlu gen bir adam, ciddi bir yzle bni Tahir'e yaklat: "Benim adm Cafer, Rey ehrindenim. Bir seneden beri buradaym. Eitimle ilgili soracan herhangi bir ey olursa hi ekinmeden bana bavurabilirsin." bni Tahir ona teekkr etti. Dier talebeler de srayla kendilerini takdim ettiler: Afan, Abdurrahman, mer, Abdullah, bni Vak-kas, Halfa, Shayil, zeyid, Mahmut, Arslan... En son olarak en genleri geldi. Utanarak unlar syledi: "Adm Nairn. Demavend blgesinden geliyorum." Hepsi gltler. "Babas kesin dadaki eytanlardan biridir" diye aka yapt Sleyman. Nairn kzgn bir bak frlatt ona doru. "renecek ok eyimiz var" diye devam etti. "Hocalarmzla tantn m? Az nce seni karlayan hrmetli da Ebu Soraka'dr. slam'n yaylmasnda ok nemli katklar olmutur. Birok lkede yllarca islam vaaz etmi. Seyduna onu bizim liderimiz olarak atad. u anda bize peygambetler tarihi ile Ismaii davas uruna len kutsal ehitlerin hikayelerini anlatyor. Onun dnda Fars dilinin gramerini ve metriini de retiyor." "u kk srck kuunun cvldamasn duydunuz mu! En kmz olmasna ramen kesinlikle en gevezemiz!" Sleyman katla katla glmeye balad, dierleri de onu takip ettiler - sonra da yeni gelene dnerek devam etti: "ksa sre sonra btn hocalarmzla tanm olacaksn zaten bni Tahir. Bize ilmkelam, cebir, Arapa grameri ve felsefe konularnda ders veren Da brahim'in, Seyduna'nm iyi dostu olduunu unutma sakn! Onunla mmkn olduu kadar iyi geinmen senin hayrnadr. Yunanl el-Hekim her trl gevezelie tahamml eder, yeter ki derste put gibi oturmak yerine mmkn olduu kadar ok konu. Yzba Minuehr en kk bir itirazdan bile nefret eder. Verdii emirler gz ap kapayncaya yerine getirilmelidir. Emirlerini ne kadar gayretle yerine getirirsen, gznde o derece deerlenir ve nem 55 kazanrsn. Ve Da Abdlmelik... henz gen olmasna ramen Seyduna'nn gvenini kazanmtr. Kay gibi bir adamdr, zorluk ve ac kelimelerinin anlamn bilmez. Bize irade ve dayankllk dersleri vermektedir: Bu yeteneklere burada ok nem verildiini greceksin - hatta en az din bilgisi kadar nemlidirler."

"Gvercinimizi o kadar da korkutmayn!" diye szn kesti Yusuf. "Yoksa uup gidebilir. Baksanza! Surat bembeyaz kesildi." bni Tahir kzard. "Karnm a" dedi. "Btn gn azma lokma koymadm." Sleyman nlayan kahkahalar att. "Eh ne yapalm, burada daha ok a kalacaksn zavall dostum! Hele birde Abdlmelik ile tannca..." O anda uzun bir boru sesi duyuldu. "Namaz vakti'.' diye bard Yusuf. tekiler gibi duvardaki raftan bir seccade alan bni Tahir binann damna kt. Da Ebu Soraka onlar bekliyordu. Herkesin orada olduundan ve seccadelerini doru yere serdiklerinden emin olduktan sonra douya, kutsal yerlere doru dnerek namaz klmaya balad. nce gelenekler uyarnca yksek sesle dua etti, sonra secdeye vard ve tekrar doruldu. Ayaa kalkarak ellerini gkyzne doru kaldrd ve tekrar diz kerek secdeye vard. Sonra u duay okumaya balad: "Ey Mehd! Bizi kurtarmay vaat ettin. Seni bekliyoruz! Taht gasp edenlerden ve zndklardan kurtar bizi! ehit Ali! ehit smail! ahidimiz olun." Talebeler de hocalar gibi namaz klyor ve sylediklerini tekrar ediyorlard. Hava aniden kararmt. Komu terasta dua eden adamlarn bouk sesleri ta onlara dek geliyordu. Alkn olmad, korkutucu bir duygu kaplad ibni Tahir'in iini. Bu anda yaadklar, ona sanki bir ryaym gibi geliyordu, fakat garip bir rya. Ve Ali ile smail'e ak ak yakarmalar... Alamut dndaki mminler bunu yapmaya ancak sk sk kapal kaplar ardnda cesaret edebilirlerdi! Nasl davranmas gerektiini bilmiyordu. aknd. Seccadelerini zenle toplayarak yatak odasna gtrdler, oradan da yemek yemeye gittiler. 56 reni yemek salonu yatak odas ile ayn binada fakat aksi uta bulunuyordu. Her talebenin duvar dibinde kendisine mahsus bir yeri vard; St dallarndan rlm hasrlar zerine bada kurup oturuyorlard. Talebelerden tanesi dnml olarak arkadalarna hizmet ediyordu. Her nde adam ba byk bir kepek ekmei, bazen de kuru incir veya elmalardan yaplm bir cins ekmek veriliyordu kendilerine. Hafta boyunca birok kez balk yemelerine ramen, et daha nadir, sadece bir kere geliyordu sofraya: Dana, koyun ya da kuzu etinden yaplm i kebap oluyordu bu yemek genellikle. Ebu Soraka da onlarla beraber yiyerek ortala gz kulak oluyordu. Salonda t kmyordu. Tm de derin dncelere dalmlard. Yemekten sonra kk gruplar halinde etrafa daldlar. Bir ksm gezinti yapmak iin terasa giderken, bir ksm da surlarn arkasnda gzden kayboldular. Yusuf ve Sleyman kaledeki gnlk hayat anlatmak iin bni Tahir'i yanlarna almlard. Btn grlt patrt sona ermiti. Kalede kesin bir sessizlik hkm srmekteydi; ibni Tahir artk uultusuyla yalnzln paylaan ahrud'un sesini rahatlkla iitebiliyordu. Etraf zifiri karanlkt; gkyzndeki yldzlarn titrek , etraf aydnlatmak iin yeterli olmuyordu. Binalarn nnde ellerinde mealeler tayan nbetiler belirdiler ve girilerin nlerine dikildiler. Kprdamadan durarak, uzun bir k zinciri oluturdular. Dalardan aa esen hafif bir rzgr, ortal buza kesmiti. Evlerin, aalarn ve insanlarn glgeleri, mealelerin titreyen klar altnda esrarl biimlere brnerek ortal daha da gizemli bir hale sokuyorlard. Binalar, kuleler, tahkimatlar aniden deiime urayarak tannmaz hale gelmilerdi. Tm varlklar yabanc, hatta gerekst bir grnm arz ediyordu, bir masal sahnesi gibiydi her ey... Aa teras evreleyen surlann etrafnda uzun bir sre yrdler. "u gzken yer nedir?" diye sordu bni Tahir ve mealeli muhafzlarn nbet tuttuu bir evi iaret etti. "Liderlerden baka hi kimsenin oraya kmaya hakk yoktur" diye aklad Sleyman. "Dev zenciler Seyduna'nn dairesine giden kapy bekliyorlar: Bu hadmlar Byk nder'e Badat'taki 57 Abbasi halifesinin otoritesini kabul etmeyen Msr halifesi hediye etmi." "imdi ismini andnz hkmdarn hizmetinde deil miymi eskiden Seyduna?"

"ok iyi bilmiyoruz bunu" diye cevap verdi Sleyman. "Ama tam aksinin olmu, olmas da kuvvetle muhtemeldir..." "Neden" diye sordu Ibni Tahir aknlkla. "Seyduna halifenin adna ele geirmemi miydi bu kaleyi?" "Bu apayr bir mesele" diye aydnlatt onu Yusuf. "Her kafadan farkl bir ses kyor. Bu konuda fazla soru sormaman salk veririm sana!" "Fakat ben Kahire halifesinin, smail Alevilerin -ki buna bizler de dahiliz- en byk nderi olduunu sanyordum?" "Seyduna bizim nderimiz ve baka kimseden emir almayz" dediler ikisi de bir azdan. Surlarn dibindeki talarn zerlerine oturdular. "Peki neden Byk nder kendisini mminlere gstermiyor?" diye steledi bni Tahir. "O bir evliya" diye cevaplad Yusuf. "Btn gn Kuran okuyor, namaz klyor, bizim iin talimatlar ve emirler yazdryor." "Niye ortala kmad hakknda fikir yrtmek bizim harcmz deil" dedi Sleyman. "Byle olmas gerekli ve niye byle olmas gerektiini o ok iyi biliyor." "Ben her eyin farkl olacan sanmtm" diye itiraf etti bni Tahir. "Bizler aada Byk nder'in bir smail ordusu toplayarak, zndk sultan ve halifeyi kovacan dnyorduk." "Bu ikinci planda geliyor" diye cevap verdi Sleyman. "Seydu-na'nn bizden asl beklentisi, kendisine tamamen teslim olmamz ve kutsal atein iimizde daima yanmas." "Siz bu yolda epeyce mesafe kat etmisiniz. Gerekten de size yetiebileceimi dnyor musunuz?" diye sordu bni Tahir mteessir bir ifadeyle. "Amirlerinin senden istediklerini tereddt etmeden yerine getir sadece; o zaman sana lazm olanlarn hepsini elde edeceksin" dedi Sleyman. "Teslim olmann kolay bir i olduunu sanma sa58 indeki itiraz ruhu kendini hemen Ijelli edecek ve mantn verilen emirlere binbir ayr biimde kar koyacak. Her trl kars koyusun, seni hak yolundan saptrmak isteyen eytann ii olduunu bilmelisin. Kendi iindeki kar koyusu cesaretle yok edebilirsen, efendimizin ellerinde keskin bir kl haline geleceksin." Ksa ve kesik kesik ten bir boru sesi iitildi. "Yatma vakti" diyen Yusuf ayaa kalkt. Binaya geri dnerek doruca yatak odasna gittiler. Odada birok mum yanyordu. Baz talebeler uyumulard, bazlar ise daha yeni soyunuyorlard. Bir sre sonra ise kapda Ebu Soraka belirdi; herkesin yatm olduundan emin olmak istiyordu. Her eyin yolunda gittiinden emin olduktan sonra, duvara ksa bir merdiven dayayarak yanan mumlar sndrd. Sonra bir kede yanmakta olan kk ya lambasnn bana gitti. Elindeki mealeyi tututurduktan sonra kapya yneldi. Perdeyi dikkatle araladktan sonra dar kt. Ta zemin zerinde ykselen ayak sesleri daha uzun bir sre iitildi. Yksek sesle uuldayan borunun sesi, gen adamlarn daha sabahn krnde deklerindenTrlamalarna neden oldu. Aptes aldktan sonra namaz kldlar ve kahvalt ettiler. Sonra da herkes eerini ve silahlarn alarak avluya doru koturdu. Bir anda tm kale ayaklanmt. Talebeler atlarn ahrlardan kardktan sonra iki sra halinde dizildiler ve her sann bana bir onba geti. Yzba Minuehr atnn zerinde olduu halde onlara doru yaklayordu. Geit resmi bittikten sonra herkesin ata binmesini emretti. Asma kpr aa indikten sonra atlarn nallar zerinde nlamaya balad. Atllar birbiri ardnca oluturulan sraya katlyorlard. Byk gzetleme kulesinin nnden geerek, yksek bir yaylada son bulan dar bir patikaya saptlar. Yzba yeni gelene ksaca en nemli emirleri aklad. Ondan sonra da bl ikiye ayrarak, karlkl sava dzeni almalarn emretti. lk olarak atl hcum idmanlar yapacaklard. Talebeler karlkl iki gruba ayrldlar. Mi-nuehr'in bir iareti zerine, birbirlerine kar lgnca bir saldrya getiler. Sanki lmne dvyorlard. Tam kar karya kaldk59

lan an herkes bir anda il yavrusu gibi dald ve az ileride tekrar birletiler. Btn bu olanlar gz ap kapayncaya kadar olmutu, ibni Tahir ilk defa kendi gzleriyle bir svari hcumuna ahit olduu iin, kalbi gururlu bir heyecanla arpmaktayd. Bir sre sonra kl, mzrak ve okuluk talimi yapmak iin gruplara ayrldlar. le namazndan nce kaleye geri dndler. bni Tahir o kadar yorulmutu ki eerin zerinde glkle durabiliyordu. Atlar ahrlara gtrdkten sonra, Sleyman'a sormaya cesaret edebildi: "Bu sava talimleri her gn yaplyor mu?" Sanki gzel bir gezintiden dnm gibi dinlenmi ve din grnen Sleyman srtarak cevap verdi ona: "Bu daha balang dostum. Abdlmelik ile tannca ne diyeceksin, ok merak ediyorum dorusu!" "Karnm o kadar a ki nm bile doru dzgn gremiyorum" diye ikyet etti bni Tahir. "Gerekten de bir eyler attra-maz mym?" "Dayanmalsn! Gnde kereden fazla yemek yememiz yasaktr. Yemek saatleri dnda bir eyler tknrken yakalanrsan, dn grdn arap ien asker gibi annda diree balanrsn." Yatak odasna giderek silahlarn yerlerine koydular. Ykandktan sonra yaz tahtalarn ve kamlarn alarak terasa ktlar. Rzgrda cppesinin etekleri uuan uzun boylu, zayf bir adam onlar beklemekteydi. Avurtlar kkt ve gzleri ukura kamt. Sanki baka bir dnyadan burasn seyreder gibi bakyordu. Dar, kemerli bumu bir akbabann gagasna benziyordu; gri sakal da gsne dek uzanmaktayd. Kemikli, sska elleri bir tomar yazl kd birer pene gibi kavramlard. Bu adam Da brahim'di; Seyduna'nn iyi dostu olan eski din mcahidi. le namazn klmaya baladlar nce hep birlikte, imaml Da brahim yapyordu. Dualar bouk, tekdze bir ses ile okuyordu. Fakat mehd ile ilgili blmlere geldii zamanlar sesi ykseliyor, bir davulun gmbrdemesine benziyordu adeta. Sonra da dersini vermeye balad. Arap dilinin gramerini anlatyordu uzun uzun; skc kurallar birer birer aklyor ve Kuran'dan rneklerle de sylediklerini destekliyordu. Bu arada kamlar da 60 tahtalarnn zerinde hararetle czrdamaktaydlar. Kimse ne-f' bile almaya cesaret edemiyordu. Bu ders bni Tahir iin bir din-e saatj olmutu. Gramer konusunda ok iyiydi zaten, bu nedenle kendine gveni yerine gelmiti. Da brahim szlerini sona erdirdii zaman, karanlk bir ehre e doruldu. Uzun beyaz cppesinin bir yere taklmamas iin azami gayret harcyordu ve sonunda azametli bir tavrla merdivenlerden aa inerek gzden kayboldu. Nihayet kprdayabilir-lerdi artk! Bir an iin Da brahim'in orada olmadndan emin olmak iin beklediler, sonra da hep beraber koturarak ayn merdivenlerden aa terasa indiler ve birbirlerinin karsna iki sra halinde dizildiler. "imdi Da Abdlmelik ile tanacaksn" diye, fsldad Sleyman bni Tahir'in kulana. "Sana iyi bir t vereyim: Dilerini sk ve iradeni sonuna kadar kullan. Talim esnasnda bir talebenin olduu yere l oiarak dtn biliyorsun deil mi? Allah'a ve efendimizin bilgeliine gven!" Yusuf ilk srann en bandayd. Sleyman ortalarda bir yerde, ibni Tahir ise en sondayd. kinci srann ise banda beyde sonunda da Nairn bulunuyorduk Aniden iri kemikli dev bir adam ortaya kt. Hzl admlarla onlara doru yaklayordu. Keli bir surat vard, gzleri ise sert ve delici baklara sahipti. Delikanllarn arasndaki ibni Tahir gzne arpt zaman ona seslendi: "Senin adn nedir yiidim?" "Adm Avni. Sava'l Tahir'in torunuyum." "Tamam. Bana geldiini haber vermilerdi. anl atalarna layk olacan umarm." Birka adm attktan sonra kkreyen bir sesle emretti: "Ayakkablar kartn! Herkes duvara!" Delikanllar bir anda ayakkablarn karttlar, nlerinde ykselen duvara doru kotular ve trmanmaya baladlar. Elleriyle kaya bloklarnn arasndaki yarklar ve atlaklar aryor, bulduklar en kk bir kntya bile sk sk

sarlyorlard. nnde dimdik ykselen duvara bakan bni Tahir'in cesareti bir anda yok oldu. Ayan l nereye ve nasl basacan bile bilmiyordu. Birden bann stnden bir sesin kendisine bir eyler fsldadn iitti: "Elini uzat!" Ban kaldrp yukar bakt. Sleyman ta tepelere kmt bile. Bir eliyle bir atlaa tutunurken dier elini de ona doru uzatyordu. bni Tahir uzatlan ele skca yapt ve elik bir penenin kendisini yukar ektiini fark etti. "Hadi! Gayret et, izle beni!" Sonra her ey daha iyi gitti ve kendisini bir anda burlarda buldu. brleri uurum tarafndaki duvardan aa inmeye balamlard bile. Ta aalarda ahrud iddetle akyordu, ibni Tahir aa bir bak frlatt ve o anda ba dnmeye balad. "Aa dp leceim..." diye dnyordu dehetle. j "Beni ok yakndan takip et!" diye fsldad Sleyman - sesi i sert ve emrediciydi. T Ve aa inmeye balad. Salam bir dayanak bulduu anda, bni Tahir'e nce elleri sonra da omuzlaryla destek oluyordu. Bu ekilde dilerini skarak, dikkatle dimdik duvardan aaya inmeye baladlar. Irman kayalarna ayak basmak iin harcadklar vakit, bni Tahir'e sanki sonsuzluk kadar uzun gelmiti. Derin derin soluk alarak etrafna baknd. Az nce yaad korku yznden hl tir tir titriyordu. Dimdik duvar gzlerinin nnde gkyzne dek ykselmekteydi: bu duvardan plak elleriyle inmi olduuna bir trl inanamyordu. Abdlmelik iri cssesiyle duvarn stnde belirdi. Bacaklarn iki yana aarak aadaki talebelere seslendi: "Yerlerinize abuk!" Tekrar trmanmaya baladlar. bni Tahir Sleyman'a yapmt; bir glge gibi takip ediyordu onu. Dikkatle bir noktadan brne doru ilerliyorlard. Nihayet duvarn zerine ulatlar, aa inmek artk bir ocuk oyunu kadar kolayd. Az sonra tekrar salam zemin zerinde olmann verdii mutluluu doya doya yaamaya balamt. Talebeler bir an soluklandlar. bni Tahir Sleyman'a teekkr . etmek istedi ama o sabrsz hareketlerle buna mani oldu. "Bir dahaki sefere yanmza bir halat alalm" dedi ona."ok hzl olmalyz, bir yldrm kadar hzl!" i Ayakkab'^1'1111 giydiler ve tekrar sra oluturdular. Abdlmelik alayla srtyordu: "Nen var bugn Sleyman? Neden her zamanki gibi birinci deildin? Tembelletin mi? Yoksa cesaretin mi seni terk etti? Belki de yeni gelen sana kt rnek oldu! Bir kene gibi yapmt sanki sana. imdi de ona yiitliini gster bakalm! Onun nne ge ve nefesini tut!" Sleyman bni Tahir'in nne geti ve azyla burnunu kapad. Dimdik nne bakmasna ramen baklar bulankt; sanki ok uzaklarda bir yere bakar gibiydi. bni Tahir aniden endielenmeye balad. Sleyman artk nefes almyordu. Surat pancar gibi kzarmaya balamt: bir sre sonra bo bakl gzleri yuvalarndan frlamaya baladlar. bni Tahir korkmaya balamt. Bu cesur delikanlnn bu kadar acmaszca cezalandrlmasnn nedeni sadece kendisiydi! Abdlmelik Sleyman'n yanna dikildi. Kollarn gsne kavuturmutu ve delikanly ii bilen gzlerle szyordu. Sleyman bouluyordu sanki; boyun damarlar anormal bir ekilde kabarmt ve yuvalarndan frlam gzlerinde rktc bir ifade vard. Aniden bir geminin gvertesindeymi gibi olduu yerde yalpalamaya balad, sonra da yeni kesilmi bir aa kt gibi yere devrildi. "ok iyi!" dedi Abdlmelik takdir ederek. Sleyman hzl hzl nefes alyordu. Gzlerine yaam dolmaya balamt yeniden. Yavaa ayaa kalkarak yerine geti.

"Gel bakalm beyde! rade kontrolnde kat ettiin mesafeyi bize gster bakalm!" beyde'nin esmer surat kl grisi bir renk almt. Umutsuzlukla etrafna baknarak gvensiz admlarla ileri kt. Nefesini tuttuu zaman, esmer surat parlak kahverengi oldu aniden. Havaszlktan boulmann ilk belirtileri ok gemeden kendini gsterdi. Abdlmelik srtarak ona bakyordu. bni Tahir onun zavall delikanl ile alay ettiini anlamt. beyde de ayn Sleyman gibi yalpalamaya balad ve yavaa arkaya dt. Abdlmelik kt niyetini belli edercesine srtyordu hl. Talebelerin suratlarndan da gizli bir 63 glmseme geti. Da yerde yatan delikanlya bir tekme atarak alayc bir tavrla seslendi: "Kalk ayaa gvercinim, ayaa kalk ki bana kt bir ey gelmesin." Sonra da serte devam etti: "Ne oldu?" beyde ayaa kalkmt. aknlk ve biraz da korkuyla glm-syordu: "Havaszlktan bayldm hrmetli da." "ismaillerde yalanclar nasl cezalandrlr biliyor musun?" beyde titremeye balamt. "Nefesimi sonuna kadar tutmaya dayanamadm hrmetli da." "Pekl. Krbac al ve kendini cezalandr." Hocann getirdii eya ynlar arasnda ksa bir deri krba buldu beyde. Cppesini zerek, vcudunun st ksmn brakacak ekilde kollarndan beline balad. Omuzlar kuvvetli ve kaslyd. Krbac bann zerine kaldrarak srtna ilk darbeyi vurdu. iddetli bir aklama sesi duyuldu ve esmer derinin zerinde krmz bir izgi belirdi. beyde inledi ama kendisini krbalamaya da devam etti. "Bu gen adam ne kadar da nazl byle!" diye alay etti Abdl-melik. "Daha sert, daha sert yiidim!" beyde imdi de brn krbalamaya balamt. Darbeler vcuduna giderek daha hzl ve daha sert iniyordu. Sonunda da kendisini vahi bir fke ile krbalamaya balad. Krba yaral deriyi yrtp atyordu. Etrafa srayan kan, beyaz cppesini kzla boyamt. Acmaszca kendisini paralyordu: Sanki en amansz dmanna ikence ediyordu. Nihayet Abdlmelik elini kaldrd: "Yeter!" beyde titreyerek krbac brakt. Abdlmelik Sleyman'a arkadan adrvana gtrmesini ve yaralarn ykamasn emretti. Sonra rencilere dnd ve baklarn bni Tahir'in zerine dikti: "Bu yaptmz talimin anlam ve nemini sizlere birok kez anlatmtm. Aranzda yeni birisi var, bu yzden bunlar bir kez daha 64 dinlemeniz, sizin de mutlaka iinize yarayacaktr,. nsann ruhu, dnceleri, arzular, ayet byk bir engel onlara mani olmasa, bir kartal gibi uup gidebilirlerdi. Bu engel tm zaaflar ile kendi vcudumuzdur. Hangi delikanlnn iinde hrs dolu bir ate yanmaz ki? Fakat yine de binlerce planndan ancak bir tanesini gerekletirebilir. Neden? nk vcudumuz tembellie ve rehavete eilimlidir, biz yksek emellerimizi gerekletirmeye gtrecek yoldaki zorluklar onu korkutmaktadr. Kendi aa ihtiraslar, irademizi ve yksek emellerimizi fel etmektedir. Yaptmz bu talimlerin amac, bu ihtiras yenmek ve ruhumuzu balarndan kurtarmaktr. radeyi glendirmek ve onu sadece bir amaca ynlendirmek: Ancak bu ekilde, insann kendisini kurban etmesini gerektiren yksek emeller gerekletirilebilir. Biz vcudumuzun tm zaaflarna teslim olmak yerine, onlara hkmeden sekin kiiler olmalyz. Btn abamz bunun iindir! Ancak bu ekilde efendimize hizmet etmeye ve emirlerini yerine getirmeye muvaffak olabiliriz." bni Tahir onu dinlerken gzlerinde aniden bir alev parlamaya balamt. Evet kendisi de daima bilinsiz olarak buna abalamt: yksek bir emele hizmet edebilmek iin zaaflarn yenmek. O anda yaadklar artk gzne korkun grnmemeye balad. Ve bu nedenle de, Abdlmelik ona anlayp anlamadn sorduu zaman, tamamen ikna olmu olarak cevap verebildi: "Anladm hrmetli da." "yi! O zaman ne k ve nefesini tut!"

Bir an bile tereddt'etmeden ne kt. Sleyman'n yapt gibi uzaklara bakmaya alyordu. Nefesini tuttu. evresindeki ve iindeki her ey sessizlemiti sanki. Az sonra bulank grmeye balamt, damarlarnn kopacakm gibi gerildiklerini hissediyordu; eytana uyup hava almak istedi ama son anda kendisine engel oldu. Kulaklar garip bir biimde uulduyordu, bacaklar da bir anda gten dmt. Kendini baygnln kollarna teslim etmek zereydi artk. Mant en son ana kadar uniar diyordu ona: "Dayanmalym! Dayanmalym!" Nihayet etrafn zifiri bir karanlk sard. Olduu yerde sallanarak boylu boyunca yere devrildi. Bir an sonra yeniden nefes almaya baladn hissetti. 65 "Evet naslsn bakalm?" diye sordu Abdlmelik glerek. bni Tahir doruldu. "yiyim hrmetli da." "Bu delikanl umut vaat ediyor dorusu." Sonra tekrar Ibni Ta-hir'e dnd. "Bu yaptmz asl nefes alp verme talimleri iin bir balang, bir giritir sadece. Diyelim ki vcuduna ne denli hakim olabildiine dair bir deneme! Esas talimlere bundan sonra balayaca/.." beyde ve Sleyman geri dnmlerdi. Abdlmelik tekrar bir emir verdi. Talebeler nceden iaretlenmi bir blgeyi aceleyle kazmaya baladlar. Ortaya daha nce hazrlanm ve kumla s-tnkr olarak doldurulmu bir ukur kmt. Bu arada baz talebeler yan taraftaki binaya giderek kor halinde kmrlerle dolu bir mangal getirmilerdi. imdi de korlan dikkatle ukura yayyorlard. "Sebat ve talim ile" diye devam etti Abdlmelik "vcut kontrol ve irade kuvveti yle bir dereceye ular ki kii artk sadece vcudunun zaaflarn yenmekle kalmaz, doaya ve kanunlarna bile kar koyabilir. Yeni gelen! Gzlerini a ve bana bak. Hakl olduuma ahit ol!" Abdlmelik nce sandallarn kard, sonra da cppesinin eteklerini belinde toplayarak kendisini rahatsz etmesini engelledi. ine giydii dar pantolonu da biraz yukar ekerek kor halindeki kmrlerle dolu ukurun bana geldi. Sabit baklarla uzaklar szyordu. "Bak, konsantre oluyor ve iradesini topluyor" diye fsldad bni Tahir'in kulana yanndaki talebe. bni Tahir nefesini tuttu. indeki bir ses unlar fsldyordu kendisine: Byk eyler gryorsun burada Tahir'in torunu! Dardaki insanlarn hayal bile edemeyecekleri eyler... Aniden hareket etti Abdlmelik. Dikkatli admlarla akkor halindeki kmrlere bast; sonra da emin ve hzl admlarla atein zerinde yryerek karya geiverdi. ukurun br tarafna ulatnda, sanki derin bir uykudan uyanyormuasna ban sallad. Sonra da talebelere doru dnd ve neeli bir ifadeyle ayak tabanlarn gsterdi onlara. En kk bir yank izi bile grnmyordu. 66 "te doru bir irade terbiyesinin sonucu!" dedi. "Kim denemek ister?" Sleyman elini kaldrd. "Hep ayn kii!" diye homurdand Abdlmelik can sklarak. "Pekala! Ben denemek istiyorum" diye ileri kt Yusuf - sesinde az da olsa bir tereddt seziliyordu. "Korlarn zerinde mi?" diye sordu Abdlmelik belli belirsiz bir glmsemeyle. Yusuf ne yapacan bilmeden bakyordu ona. "istersen biraz bekle, levhay kzdrnca denersin" dedi Abdlmelik onu korumak istercesine. Cafer de denemek istediini bildirdi. "Peki" diye kabul etti Abdlmelik. "Ama nce syle bize tm iradeni toplayabilmek iin ne dnmelisin?" "Ulu ve kudretli Allah, yanmamam iin bana yardm edersen, hibir yerimi yakmayacam" diye tekrarlad Cafer. "yi. Peki, yeterli gvene sahip misin?" "Evet hrmetli da." "O zaman yr Allah adna!"

Cafer ukurun bana giderek dncelerini ve iradesini toplamaya alt. Talebeler onun'ate stnde yrme karar vermesine imdiye dek birok kez ahit olmulard ama her defasnda fikrini deitirmiti son anda. "Geve" diye uyard onu Abdlmelik. "Kendini her trl gerginlikten syr ve tam bir gvenle yr! Allah tm kaderimizi elinde tutmaktadr!" Cafer liman terk eden bir gemi gibi ukurun bandan ayrld, emin ve abuk admlarla karya geti. Bir an donmu gibi hareketsiz kald, sonra yava yava ban evirerek arkaya bakt: Akkor halindeki kzgn kmrler, ayaklarnn dibinde korkun bir s yayarak yanyorlard. Rer.gi atm yz mutlu bir glmseme ile aydnland. Gzle grlr ekilde rahatlamt. "te cesur bir delikanl!" diye bard Abdlmelik. Talebelerden de takdirle dolu bir uultu ykseldi. "Hadi bakalm Sleyman! Son sefer de grmtk ama bize yapabileceklerini bir kez daha gster bakalm!" 67 Abdlmelik'in neesi yerindeydi. Sleyman gzle grlr bir ekilde sevindi. Konsantre olduktan sonra sanki aynsn daha nce bin kez yapm gibi kolaylkla korlarn zerinden yryverdi. "Ben de deneyeceim!" diye bard Yusuf hayranlkla - gsn iirerek nefes ald ve ukura doru yrd. Konsantre olmak iin youn bir aba harcyor ve gerekli szckleri hemen hemen yksek bir sesle mrldanyordu; ona ramen yine de atein kendisine zarar verebilecei dncesinin kendisini tamamen terk etmedii belli oluyordu. Nihayet yle bir noktaya geldi ki artk bir eyler yapmas gerektiini hissediyordu. Kollarn iki yana aarak vcudunu terazilemeye balad; sanki souk suya atlamaya korkan bir yzcye benziyordu. Abdlmelik glmsedi. "Allah' dn, onun yardmn dile ve geri kalan her eyi kafandan kar" diye t verdi ona. "O seninle beraber olduu zaman korkacak ne var ki?" Yusuf nihayet mtereddit olarak bir ayan yava yava korlara doru uzatmaya balad. Fakat annda acyla bard ve korkuyla geriye srad. Talebe sralarndan bastrlm gller ykseldi. "Cesursun ama iraden zayf dedi ona da sadece. Yusuf ban eerek tekrar yerine dnd. "Ben de deneyebilir miyim?" diye sordu Ibni Tahir utanarak. "Senin vaktin henz gelmedi Tahir'in torunu!" diye cevaplad Abdlkerim. "Ama gnn birinde ilkler arasnda senin de olacandan eminim." Talebeler kla binasndan byk bir demir levha getirmilerdi. Kor halindeki kmrleri bir kez daha kartrarak, levhay zerine koydular. Abdlmelik'in bir iareti zerine sraya giren talebeler, bir bir levhann zerinden gemeye baladlar. Levha abuk snmt, ayak tabanlar gitgide daha ok yanyordu. Kpkrmz kor haline geldiinde bile, bir lgn gibi hoplayp zplayan Yusuf hl zerinden gemeye devam ediyordu. Az nce dt durum yznden, ayaklatnn tabanlarn yakarak cezalandryordu kendisini. bni Tahir de ayaklarn yakmt. Dilerini skarak ac duymad yolunda kendisini ikna etmeye alyordu. Yine de ne yapar68 Sa yapsn, yeterince konsantre olamyordu bir trl. Bu tr denemelere alkn olmad iin bitap dmt; bir an iin delirmek zere olduunu bile sanmt. Nihayet Abdlmelik bararak artk durmalarn ve ikence aletini kaldrmalarn syledi. Talebeler son kez bir sra oluturdular. Abdlmelik nlerinde bir ileri bir geri yryerek ciddi bir ifadeyle yaptklar ve grdkleri zerine derin derin dnmelerini istedi. Sonra da hafife eilerek aynen geldii gibi kuvvetli ve hzl admlarla oradan uzaklat. renciler terasa geri dndler. Da Ebu Soraka bu saate onlara lkelerinin dilini yani Farsa'nn metriini retecekti. bni Tahir bu konuda son derece bilgili olduunu gsterdi. Her nazm tr iin Firdevs'den, Ansar'den ve eski airlerden ezbere rnekler veriyordu. Ebu Soraka son derece memnundu ve ona dierlerinin nnde vgler yadrd: "Bir smail savas iin sava sanat ve irade terbiyesi phesiz ok nemlidir. Ama dncelerini rahatlkla ve istedii biimde ifade edebilmesi iin, sz sanatn kavram olmas da ayn derece neme haizdir. Tahir'in torunu; senin yetenekli bir talebe olduunu grdm iin ol sevinliyim."

ikindi namaz vakti gelmiti. Ebu Soraka ve talebeler, olduklar yerde namaz klmaya baladlar. Ali ve smail'e edilen dualar henz son bulmamt ki bni Tahir ar yorgunluk nedeniyle bayld. nc rekattan dorulmakta olan Nairn, onun hareketsiz yatmakta olduunu aknlkla fark etti. bni Tahir'in zerine doru eilen Nairn, delikanlnn suratnn l kumu gibi sar olduunu grd. Yusuf ile Sleyman'a seslendii zaman, dier talebeler hareketsiz yatan arkadalarnn bana toplanmaya balamlard bile. ilerinden birisi koarak su getirmeye gitti, ksa sre sonra bni Tahir tekrar yaama dnmt. Yusuf ile Sleyman onu yemek salonuna gtrdler. Nihayet yemek vakti gelmiti. bni Tahir karnn doyurduktan sonra, gcnn tekrar yerine geldiini hissetti. Bu arada Yusuf dosta omuzlarna vuruyordu: "zlme ksa sre sonra sen de ala alrsn. O zaman en 69 ar idmanlara ramen, birka gn a kalmak sana vz gelecektir. Zaten Abdlmelik buna almamz iin elinden geleni yapyor." Ebu Soraka lafa kart: "Kaleye getirdiin eei ne yapalm?" "Onu alkoyabilirsiniz" diye cevaplad bni Tahir. "Babamn ona ihtiyac yok. Ama bizim iin faydal olabilir." "yi cevap!" dedi hocas. "Bu andan itibaren eve dnmeyi aklndan bile geiremezsin. D dnya ile olan son ban da kopardn. Dncelerin artk sadece Alamut davasna hizmet edecek!" Talebeler yemekten sonra bir sre yatak odasnda dinlendiler. Deklerine uzanarak birbirleriyle sohbet ediyorlard. bni Tahir ok yorgun olmasna ramen, kafasn kurcalayan birok soruyu akla kavuturmak istiyordu. "Garnizondaki askerler ilt bizim aramzda ne tr bir iliki olduunu bilmek istiyorum" dedi. "Daler ile Yzba Minuehr arasndaki iliki nedir? Alamut'taki ismail tekilatlanmasn kavrayamadm hl." "Ismaillerde" diye anlatmaya baladlar Yusuf ve Cafer "her mminin belli bir konumu vardr. Sradan mritlere lasik ad verilir. Onlarn zerinde ise bilinli ve militan mminler olan refikler bulunmaktadr. Refikler lasikleri temel gerekler konusunda eitirler. Bu ekilde eitilen lasikler, burada astsubay ve onba rtbesiyle grev yapan refiklerin emrinde olmak kaydyla, asker olarak hizmet verebilirler. Bizler mstakbel fedailer, zel bir konuma sahibiz. Talebeliimiz devam ettii mddete, bizden byklerin ve hocalarmzn emirlerine uymaya mecburuz. Ama asil fedai olduumuz andan sonra, Byk nder'den, ya da onun tayin edecei -eer bunu yaparsa tabii- bir vekilden bakasna itaat etmek zorunda deiliz. Bir sonraki basamakta ise daler bulunmaktadr. Bunlar bize hocalk ederler ve yksek gerekleri bilmektedirler. Kalenin askeri kumandan olan Yzba Minu<_nr, onlarla ayn konumdadr. Onlarn zerinde ise Byk Da'ler bulunmaktadr. u anda bunlardan tane vardr: Suriye'den gelen Byk Da Ebu Ali, Rudbar kalesi komutan Byk Da Buzruk Umid ve efendimiz adna Huzistan'daki Zur Gumbadan kalesini ele geiren Byk Da 70 Hseyin Alkeyni. Piramidin en tepesinde ise btn ismaillerin lideri, efendimiz Seyduna bulunmaktadr: Hasan ibni Sabbah." "Ne kadar da zekice bir dzenleme!" diye bard ibni Tahir hayranlkla. "Ama tek tek dereceler arasndaki farklar ok daha detayl ve karmaktr" diye ilave etti Sleyman. "rnein Da Abdlmelik, Da brahim'in biraz altnda ve ondan daha gen olmasna ramen, Da Ebu Soraka'nn biraz stnde bulunmaktadr. nk smail davas ve mcadelesi ona daha fazla ey borludur ve derecelerin asl belirleyicisi de budur. Bizim aramzda bile konum farkllklar bulunmaktadr. Mesela sen henz dn geldiin iin, bizlerin bir basamak altnda bulunmaktasn. Fakat o veya bu biimde ismail davasna daha iyi hizmet verirsen veya imtihan gnnde bizlerden daha baarl olursan, derecen de sahip olduun bilgi ve beceri orannda artacaktr." "Bu derece farkllklar o kadar da nemli mi gerekten?" diye sordu bni Tahir aknlkla. "Hem de nasl!" diye steledi Sleyman. "Zor durumlarda her ismail bulunduu konumun farknda olarak, kimden emir alacan ve kime emir verebileceini ok

iyi bilmelidir. Bu ekilde muhtemel kanklklarn ve yanl anlamalarn nne geilmi olur. Nedenini anlayabildin mi imdi?" "Kesinlikle!" Bir gong vuruu onlar grevlerinin bana ard. Hava ok scak olduu iin leden sonraki dersler terasta deil, yemek salonunda yaplyordu. Da Ebu Soraka onlara imdi islam'n ve smail mezhebinin tarihini anlatacakt. Yeni gelenin ilenen konulardan haberdar olmas iin, nce talebelere eitli sorular sordu. Sonra da kendisi devam etti: "Peygamberin, biricik kz Fatma'y Ali ile evlendirmi olmas, onun Ali'yi kendisine halife olarak setiini kantlar bize. Ama peygamberin lmnden sonra, meru varisi olan Ali, dzenbaz vey babas Ebu Bekir tarafndan kandrlmtr. Ali'nin hakk olan taht, Ebu Bekir tarafndan gasp edilmitir. O gnden bu yana pey71 gamberin ahane binas iki kanada ayrlmtr: sol tarafta hain Ebu Bekir'i meru halife olarak kabul edenler bulunmaktadr. Bayraklarnn rengi karadr ve snnetleri ise peygamberin davranlar zerine yaplan yalanc ahitliklerden ve utanmazca yalanlardan oluan laf kalabalndan baka bir ey deildir. Bakentleri olan Badat'ta u anda Abbasi soyundan gelen dzmece halife hkm srmektedir. Peygamberin amcas Abbas ise sonu gelmez dalkavukluklar ve iren iftiralar sayesinde, kimsenin gerek inancn zaferinden phe duymad bir anda, kendisini mmin olarak kabul ettirebilmeyi bilmitir. Abbas'in slalesi bugn Yecc ve Mecc lkesinden gelerek ran'a hakim olan gebe Seluklu kpeklerinin hkmdar Melikah'n korumas altndadr. Bizler, yani Ali'yi peygamber tarafndan belirlenmi ilk ve meru imam olarak kabul edenler ise sa tarafta bulunmaktayz. Bayramzn rengi beyaz-, bakentimiz ise Kahire'dir. nk orada hkm sren halife, Ali'nin ve peygamberin kz Fatma'nn slalesinden gelmektedir. Bilmelisiniz ki hilafet makamn gasp eden Ebu Bekir'i iki dzmece imam daha izlemitir: mer ve Osman. Sonuncusunun lmnden sonra ise halk Ali'nin imamlk makamna getirilmesini talep etmitir. Her ne kadar Ali imamlk makamna geldiyse de, ksa bir sre sonra kiralk bir katil tarafndan ldrlmtr. Olu Hasan onun takipisi oldu ama bir sre sonra yerini Muaviye'ye terk etmek zorunda kald. Halk ise Ali'nin br olu Hseyin'in imam olmasn istiyordu. Ama bir sre sonra Hseyin Kerbela'da tm yaknlar ile birlikte katledildi. O zamandan beri peygamberin gerek takipileri dalarda ve llerde yaamak zorunda kaldlar ve sahte imamlarn adamlar tarafndan her tarafta takip edilerek, kymlara uratldlar. phesiz ki Allah'tan baka hi kimse insanlarn kaderlerini bilemez ama ehitler iin yas tutmak kutsal bir grevdir. Dinleyin: Ali'nin ve Fatma'nn soyundan gelen meru halifenin Kahire'de hkm srdn sylemitik. phesiz ki onun imamln kabul ediyoruz; ama baz haklarmz mahfuz tutarak. Mahfuz tuttuumuz bu haklar zaman zaman ifa edeceimiz srlarmzdr. 72 Bugnlk, peygamberin nc meru halifesi Hseyin'den sonra gelen imamlarn isimlerini saymamz kfidir. Drdncs, Hseyin'in olu Ali Zeynel Abidin idi. Beincisi ise bunun olu Mu-fammed Bekir, altncs ise Cafer-i Sadk'tr. Yedincisinde ise iler karmtr. nk Cafer-i Sadk'n iki tane olu vard.Musa el-Kzm ve smail. Musa'y yedinci imam olarak kabul edenler, ondan sonra gelen ve sonuncusu Muhammed el-Asker olan dierlerini de kabul ederler. Biz ise buna karn, gnn birinde el-Mehd adyla zuhur edecek olan son imamn Musa elKazm'n deil, smail'in soyundan geleceini dnyoruz! Biz buna inanyoruz, nk kkeni ve tekrar dn ispat eden iaretler, bize malumdur. Bu nedenle biz sadece sonuncusu Musa el Kazm deil smail olan ilk yedi tartmasz imam kabul ediyoruz. Gerekten de, Musa'nn soyunun bir kolu Msr'da egemen olmay baarmtr. Ama daha asil ve mhim olan dier soyun temsilcisi nerededir? u anda bildiimiz tek ey, Msr'da hkm srenlerin, gerek mminlerin nihai zaferine giden yolu amakta olduklardr. nk Adem, Nuh, brahim, Musa, sa, Muhammed isimli alt byk peygamberden sonra, bu- yedincisinin gelecek olduu yazldr: el-Mehd! Ve el-Mehd ismail'in soyundan gelecektir. Bizim bunca

zamandr beklediimiz ve uruna savatmz kii, onun ta kendisidir. Size sylyorum: Alamut kalesi ok byk srlar barndrmaktadr." ibni Tahir ilk' kez olarak smail retisinin inceliklerine vakf oluyordu. Bu kadar ok srr iitmek onu ok artmt, heyecanla yeni srlarn aklanmasn bekliyordu. Ebu Soraka az sonra dersi sona erdirdi. Odadan ktktan sonra, ieri aslen Yunanl olup sonradan hak yolunu seen ve el-Hekim olarak adlandrlan Theodoras girdi. Siyah sivri bir sakala ve ayn renkte bya sahip olan, ksa boylu, tknaz bir adamd. Yuvarlak, pembe surat, garip derecede dz ve uzun burnu ile ikiye blnmt. Dudaklar bir kadnnki gibi etli ve krmzyd. Bunlarn dnda iman, yuvarlak bir enesi ve ltlar saarak glmseyen gzleri vard. Onun ne zaman ciddi olduunu, ne zaman da aka yaptn bugne dek kimse anlayamamt. Talebeler he73 nz bu mertebeye ykselmemi olmasna ramen, ona da diye hitap ediyorlard. Sadece bir tek ey biliniyordu onun hakknda: Bizzat Byk nder tarafndan Msr'dan getirilmiti buraya. ok bilgili bir hekimdi ve tbbn birok alannda ders veriyordu; fakat zellikle insan vcudunun bnyesi ve fonksiyonlar alanlarnda tam bir uzmand. Tm amacnn eski Yunan felsefesi ile Kuran'n tam bir uyum iinde olduunu ispat etmek olduu syleniyordu. Hastalklar, zehirleri ve deiik lm biimlerini tasvir ettii durumlarda, anlatmlarn lkesinin filozoflarndan ald rneklerle sslemeyi ihmal etmiyordu. zellikle septik, sinik ve materyalist filozoflardan sklkla alntlar yapyordu. Onu dinleyen talebeler aknlktan gzlerini drt ayorlar ve birou sylediklerinin gereinden fazla kfirce olduunu dnyorlard. Mesela insann yaradln aklarken, Kuran'daki hkmler ile Yunan filozoflarndan ald fikirlerin sk sk sentezini yapyordu: "Bildiiniz gibi" diyordu "Allah Adem'i drt maddeden yaratmtr. nce toprak kullanmt ama bu ok sertti ve abuk paralanyordu. Topra toz haline getirerek ikinci bir element olan su ile kartrd. Toz ve suyun karmndan bir kitle yapt ve bu kitleye insan biimini verdi. Ama yapt figr ok dayankszd ve en kk bir dokunuta eklini yitiriyordu. Bunun zerine, yapt insan figrnn d kabuunu kurutmak iin atei yaratt. nsan bylece kvrak ve hareketli bir tene sahip olmutu ama bedeni ok ard. Bu nedenle gsnn ortasndan bir miktar malzemeyi geri ald ve bo kalan yerin insan vcudunun salamln tehdit etmemesi iin, oraya hava fledi. Bylece drt ana maddeden oluan insan vcudu, son eklini ald: Toprak, su, ate ve hava." "nsan vcudunun yaam kazanmas iin" diye devam etti hekim "Allah ona bir ruh fledi. Ruhun kayna ilahi olduu iin, vcudu oluturan drt madde arasndaki uyum iin son derece byk bir neme haizdir. Maddeler arasndaki denge bozulur bozulmaz, ruh da kaynana, yani Allah'n kendisine geri dner. Maddeler arasndaki dengenin bozulmas, drt eit lm biimine neden olabilir. Eer vcut bir yaralanma neticesinde ok fazla kan kaybederse, temel maddelerden olan su ok azalr ve lm 74 gerekleir. Eer birisinin boaz sklrsa veya herhangi bir ekilde soluk almas engellenirse, vcudun hava maddesi ile olan ilgisi kesilir, kii boulur. Souktan donan birisi, vcudundaki ate maddesini kaybetmi olur. Ve sonunda, vcudu paralanan bir kiinin salam maddesi dalr ve lm, kanlmaz olur. Geriye kalanlar ise tbbi lm adn verdiimiz, gizemli lmlerdir. Bunlar bir miktar daha karktr... Zehir adn verdiimiz bir takm esrarl doal maddelerin vcuda girmeleri ile gerekleirler. Doal bilimlerin grevi ise bu zehirlerin kkenlerini ve kullanm biimlerini aratrarak, savaan her ismail iin nasl faydal olabileceklerini ortaya karmaktr." Bu bilgiler de Ibni Tahir'i bir nceki derste duyduklarndan daha az artmamt. Btn bu eyler onun iin o kadar yeniydi ki! Ayn zamanda, bu kadar garip eyleri niye renmesi gerektiini anlamakta da glk ekiyordu. Yunanl glmseyerek eildi ve dar kt. imdi de Da brahim talebelerin karsna kmt. Salonda imdi tam bir lm sessizlii vard. Ibni Tahir imdi nemli bir konunun ileneceini anlamt; gerekten de srada smail retisinin incelenecei dilbilgisi dersi vard. Hoca nce bir soru atyordu

ortaya, ?onra da talebelerden birisinin bu soruyu cevaplandrmasn istiyordu. Soru ve cevaplar birbirlerini takip ediyorlard; abuk, ksa ve garip bir makam ile. ibni Tahir dikkatle dinliyordu: "Periler kimlerdir?" "Periler kadn biimindeki kt ruhlardr. Zerdt'ten nce dnyada hkm sryorlard ve onun tarafndan cehenneme gnderilmilerdi." "Zerdt kimdi?" "Zerdt, Muhammet tarafndan eytanlarn arasna gnderilen yalanc bir peygamber, bir ateperestti." "eytanlar nerede otururlar?" "Demavend dann zirvesinde." "Nereden biliyoruz bunu?" "Dan zirvesinden ykselen dumanlardan." "Hepsi bu kadar deil!" "Ve oradan ykselen haykrlarla feryatlar yznden." 75 "Seluklular kimdir?" "Seluklular istilaclardr: iran'a hkmetmek iin Yecc-Mecc lkesinden gelen Trklerin rkndandrlar." "Yaradllar nasldr?" "Yar insan, yar eytandrlar." "Neden?" "Devler veya kt ruhlar bir zamanlar insan rkndan kadnlarla iftlemilerdi, Seluklularda bunlarn torunlardr." "Peki Seluklular neden Mslman oldular?" "Gerek yzlerini gizlemek iin!" "Amalar nedir?" "slam' yok etmek ve dnya zerinde eytanlarn hkmranln tesis etmek." "Bunu nereden anlyoruz?" "Dzmece Badat halifesini desteklemelerinden..." "smail davasnn iran'daki en azl dman kimdir?" "Sultann ba veziri Nizam l-Mlk." "Neden yegne doru retiden bu denli nefret ediyor?" "Bir dnek olduu iin." "En ar suu nedir?" "En ar suu, efendimizin bana on bin altn mkfat koymu olmasdr." bni Tahir heyecanlanmt. Evet, bykbabasn idam ettiren ba vezir bir caniydi. Ve imdi de ismaillerin en byk nderlerinin kellesini istemeye bile cret edebiliyordu! Bu soru ve cevaplar ile Da brahim bugne kadar anlatt konular ksaca tekrar etmi oldu. Bir el hareketiyle derse devam etmek istediini belirtti. Talebeler yaz tahtalarn zenle dizlerinin zerine yerletirdiler ve kalemlerini mrekkebe batrarak beklemeye baladlar. Hocalar onlara ismaillerin en byk nderi hakknda bilmeleri gerekenleri yazdrmaya balad. Birtakm sorular soruyor, cevaplarn da yine kendisi veriyordu. bni Tahir hocann sylediklerini kda geirirken, aknlk duymaktan kendisini alamyordu: "Seyduna mminler zerindeki kudretini kimden almaktadr? 76 Dolaysz olarak Kahire halifesi Mostanzer Biilah'tan, dolayl olarak da Allah'tan." "Bu kudretin z nedir? - Bu kudretin z, ran'da yaayan tm ismaillerin yaamlar ve lmleri zerinde hkmetme yetkisidir." "Doast gc nedir? - stedii kiiyi istedii zaman cennete gnderme hak ve yetkisine sahiptir." "Seyduna neden bugne kadar dnyadan gelip geen insanlarn en kudretlisidir? nk cennet kaplarnn anahtarlar, Allah tarafndan ona verilmitir." Akam namaz vaktinin gelmesiyle beraber ders sona erdi. Namazdan sonra talebeler gruplar halinde terasta toplanarak, o gnk derslerde rendikleri hakknda hararetle tartmaya baladlar. zellikle aralarna yeni katlan bni Tahir'in dncelerini renmek iin sabrszlanyorlard. "Abdlmelik'in anlattklar benim iin ak ve anlalr eylerdi" dedi onlara. "Ama Da brahim'in bize ne sylemek istediini anlayamadm dorusu. Allanan Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermesi de ne oluyor?" "Bunda kafa yoracak ne var ki?" diye lafa kart Yusuf. "Seydu-na'nn retisi bu ite! Bizim grevimiz de buna inanmak."

"ok iyi. Ama beni dndren bir ey var: Acaba biz bu retiyi kelimesi kelimesine kabul mu etmeliyiz, yoksa bunun arkasnda sakl olanlara ulamaya m almalyz?" "Arkasnda ne sakl olabilir ki?" dedi Yusuf sabrszlkla. "Bize sylenen neyse, onu kabul etmeliyiz." "O zaman yeni bir mucize gereklemi olmal!" diye steledi ibni Tahir. "Niye olmasn ki?" dedi Yusuf heyecanla. "Niye mi olmasn? nk peygamber mucizelerin ancak eski alarda gerekletiini aka belirtmitir. Ne kendi zamannda, ne de daha sonra herhangi bir mucizenin gereklemesine msaade etmemitir." Yusuf bu szlere verecek karlk bulamamt. 77 "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermi olmasn, bir mucize olarak kabul etmemeliyiz" diye fikrini belirtti Cafer. "nk peygamber de ne mira olayn, ne de ba melek Cebrail ile grmesini bir mucize olarak kabul etmitir." "Peki, o zaman, ounu da Allah'n Seyduna'ya bahettii bir ltuf olarak kabul edelim" diye devam etti bni Tahir. "O zaman geriye sadece Allah'n bu anahtarlar efendimize nerede ve nasl verdii meselesi kalyor!" "Allah Seyduna'ya yanan bir allk veya alak bir bulut biimlerinde grnm olabilir" diye aklad Sleyman. "Eski zaman peygamberlerinde de byle olmutu. Kanun levhalarn Musa'ya Sina danda nasl verdiyse, cennetin anahtarlarn da efendimize ayn ekilde vermi olmal." "Byle olmu olabileceini ben de kabul ediyorum" dedi Ibni Tahir, ama pes etmeye kesinlikle niyeti yoktu. "Ama bu derece kudretli bir peygambere bu denli yakn olmak, bana biraz inanlmaz geliyor dorusu." "Belki de kendini buna lyk bulmuyorsundur" diye dalga geti Sleyman. "Bir zamanlarn seilmi kavminden bizim ne eksiimiz var ki?" Kafas karan bni Tahir etrafna baknd. evresi kutsal bir ate ile parlayan suratlarla doluydu. Hayr, onun iini kemiren phe ve huzursuzluk, onlara yabanc olan duygulard. "Sleyman'n iddialar iyi ve gzel" diye lafa kart Cafer, "ama bana Allah'n bir melek gndererek efendimizi cennete aldrdn ve anahtarlar ona orada huzur iinde teslim ettiine inanmak daha mantkl geliyor." "Yine de bu anahtar nasl elde ettii meselesi cevapsz kalyor. nk ne Allah'n, ne cennetin, ne de ona verilen anahtarlarn, bizim dnyamzn yapld malzeme ile ayn olmad tartlmaz bir gerektir. Peki nasl oluyor da, bu dnyada, yani bizim aramzda, br dnyann malzemesi ile yaplan bir madde bulunabiliyor? Bizim mantmz bunu kavrayabilir mi? Ve ayet mantmz bunu kavrayabilirse, o zaman o madde hl br dnyaya ait olabilir mi?" 78 "Birinci snf bir soru attn ortaya Tahir'in torunu!" diye sevindi Yusuf. Bir yandan da memnuniyetle ellerini ovuturuyordu. "Bana kalrsa" diye lafa kart Nairn "bu tartmann snrlar bize msaade edileni oktan at bile!" "Kapa eneni korkak tavuk!" diye suratn buruturdu Sleyman. "Kuran'da yle yazldr" diye sze balad Cafer tekrar. "Mminler lmlerinden sonra cennet ile mkfatlandrlacaklardr ve bu cennet her bakmdan bizim dnyamza benzeyecektir. Orada bulunma mutluluuna erimi olanlar, dnyadaki duygular hissedecekler ve dnyadaki zevkleri yaayacaklar. Demek ki br dnya da, her bakmdan bizim dnyamza benziyor. O halde cennet anahtarlarnn da bizim dnyamzdaki cisimlere benzediini niye sylemeyelim ki?" O ana kadar konuulanlar lafa karmadan dinleyen beyde nlayan kahkahalar att. "Btn bu srlar ve anahtar meselesini zebilecek iyi bir aklamam var benim" dedi. "Bu anahtarlarn cennet kaplarn at sylendi bize. Ve bu anahtarlar, bu dnyada bizlerin arasnda yaayan Seyduna'nn ellerinde bulunuyor. O halde bu anahtar, cennetin dnyaya bakan tarafndaki kaplarn amaktadr. Cennet hangi malzemeden yaplm olursa olsun, anahtarlar dnya tarafndaki kaplar atna gre, yine bu dnyaya ait malzeme ile yaplm olmaldrlar."

"ite dikkate deer bir dnce!" diye bard Yusuf. "Evet, gerekten de kabul edilebilir bir aklama" diyen ibni Tahir de onun fikrine katld. "beyde bir tilki kadar kurnaz" diye alay etti Sleyman. "Bu aklamann dou olup olmadn Da brahim'e sorsak m acaba?" diye lafa kart Nairn endieyle. "Byle bir soru sana pahalya patlar!" diye uyard onu Sleyman. "Neden?" "nk -senin de pek iyi bildiin gibi- hrmetli Da sadece sorulan sorulara cevap verilmesini arzu etmektedir. stersen bir dene bakalm acemi aylak, bak bana neler gelecek!" Etraftan glmeler ykseldi. Nairn fkeden kpkrmz kesil79 misti. Bu karmak tartmadan son derece zevk almakta olan Yusuf ona delici nazarlarla bakt. "Devam edin yavrularm, devam edin!" diye arkadalarn kkrtt. Fakat talebeleri yats namazna aran borunun sesi duyulmutu bile. bni Tahir yemekten sonra o kadar yorgun dmt ki arkadalarna altam gezmelerinde elik etmekten vazgemek zorunda kald. Yatak odasna geri dnerek deine uzand. Ancak uzun sre uratktan sonra gzlerini kapamaya muvaffak olabildi. Alamut'a geldiinden beri tm yaadklar, gzlerinin nnden bir dizi hayal halinde geiyordu. efkatli Da Ebu Soraka ve ciddi Yzba Minuehr, ona az da olsa darsn hatrlatyordu. Fakat son derece ilgin yeteneklere sahip olan El-Hekim ve Da Abdlmelik, daha da fazla esrarengiz Da brahim ona yeni ve deiik bir dnyann kaplarn aralamlard: Bu dnyann kesin ve deimez kanunlar vard-, iten da doru organize edilmiti, kendi iinde son derece tutarl, mkemmel, mantkl ve amazd. Bu dnyaya girii ise yava yava olmamt, tam aksine grlmemi bir zorbalkla itilmiti iine. Ve imdi de tam merkezinde bulunuyordu. Daha dn aada, dier taraftayd. Fakat bugn, yle hissediyordu ki Alamut ona tamamen sahip olmutu. ini derin bir hzn kaplad, nk koca bir dnyaya veda etmek zorunda kalmt. Dn yolunun tm zamanlar iin kendisine kapatldn hissediyordu. Ama ayn zamanda ertesi gne bir an nce kavumak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu iinde. Etrafnda sonsuz sayda gizemli srlar vard ve bunlara kar duyduu derin bir merak yakp kavuruyordu iini. Ayn zamanda, hibir konuda arkadalarnn gerisinde kalmamak iin, tm iradesini kullanmaya kararlyd. "Artk Alamut'taym" dedi kendi kendine yksek sesle. "Neden tekrar geriye dneyim ki?" Buna ramen bir kez daha baba evine, babasna, anasna ve kardelerine duyduu sevgi doldurdu iini. Kalbinin en derinliklerinden elveda diyordu onlara. Sonra da dnceleri bulanklat ve derin bir uykuya dald. Bilinmeyeni bekliyordu sabrszlkla. 8 III M JLalime kendisine son derece yabanc olan bu yere geliinden ksa bir sre sonra yeni yaamna almt bile. Nasl olduunu anlayamamasna ramen, arzu ettii her eye annda sahip oluyordu. Orada yaayan tm varlklar, insanlar ve hayvanlar ondan holanyorlard. Gln ve ocuka davranlar Apama'nn bile birka defa glmsemesine neden olmutu. Halime eline geen bu frsat en iyi ekilde deerlendiriyordu; istedii zamanlar ok iyi bir ba belas ve mzmz olmay beceriyordu. Arzularn herkes annda yerine getirmeliydi, bu ona ok tabii bir ey gibi geliyordu. Fakat arzularnn genellikle ok alakgnll istekler olduu da baka bir gerekti. Sara onun ilk kurbanyd. Halime'nin en kk bir iaretini bile bir emir telakki ediyordu; ona1 her konuda hizmet edebilmek, -gemiteki klelik yaamndan gelen bir alkanlkla- kendisi iin bir mutluluk kayna oluyordu. Halime'nin tm huysuzluklarna ve marklklarna boyun eerek katlanmaktayd. Ama Halime ne zaman baka birisine azck ilgi gsterse ok derinden yaralanyor ve tarifsiz lde mutsuz oluyordu. Gnler bu ekilde akp gidiyordu. Ama akam olup da kzlar yastklarna gmldkten sonra iler deiiyordu. Zeynep uykuya dalar dalmaz, Sara usulca

Halime'nin yanna sokuluveriyor onu kucaklyor ve pcklere bouyordu. Balangta Halime ona kar koymaya almt. Fakat bir sre sonra bu sevgi gsterilerine almt, kar koymak aklna gelmiyordu artk. Zaten kendi kendine, Sara'nn gn boyunca kendisine sunduu saysz hizmete bir karlk vermesi gerektiini de dnmekteydi. Dayanamad tek ey; Sara'nn bitmez tkenmez kskanl idi. Halime gler yzlln ve cana yaknln herkesle ve her eyle paylamaktan 81 sonsuz bir zevk alyordu. Herkesi pyordu, herkesin sevgisini kazanmaya alyordu ve bu konularda bir eylere zorlanmaktan nefret ediyordu. Sara'nn hzn dolu baklarn zerinde fark ettii zaman, onun zntsn daha da artrmak iin elinden geleni yapmaya mecbur hissediyordu kendisini. Ba baa kaldklarnda ise arkada ona ac dolu serzenilerde bulunuyordu. Fakat Halime Sara'nn kskanlklarna katlanmaya kesin olarak raz deildi, bu ekilde davranmaya devam ederse en kk bir aktan bile mahrum edeceini syleyerek tehdit ediyordu. Sara'nn, birisini sevmeye ve ona bu sevgiden dolay hizmet etmeye ihtiya duyduu aka belli oluyordu; bunun bedeli ona sonsuz lde eziyet eden bir kskanlk olsa bile. Halime'nin iinde ise byk bir yaama sevinci vard, genliinden dolay kpr kprd ve gneten bir ku ya da bir kelebek kadar zevk alyordu. Her eyin merkezinde olmak ve dnyann kendi etrafnda dnmesi, onun iin ok tabii bir ey idi. Bo zamanlarda bin bir trl iein aknlk verecek gzellikte atklar geni bahelerde geziniyordu. Katmer katmer aan glleri kokluyor, odalar sslemek iin iek topluyor, Ahriman ve Suzan ismindeki kk ceylan ile oynuyordu. Tm evreyi dolaarak bahelerin kysn bucan renmiti ve drt bir yanlarnn suyla evrili olduunu kendi gzleri ile grmt. rman her iki yakasnda gz alabildiine uzanan vahi yeillii uzun uzun seyretmiti. Gerekten de cennette gibiydi. Bir sre sonra kertenkelelerin gnelendikleri ve Peri isimli ylann yaad kayalklara yalnz bana gitmeye cesaret edebildi. Her ne kadar ll bir mesafede duruyorsa da, kendisini Meryem'in sylediklerinin doru olduuna inandrmaya alyor ve yksek sesle tekrarlyordu: "Kertenkeleler, ne kadar da gzelsiniz!" Hatta Meryem gibi slk alarak Peri'yi yuvasndan dar karmaya alyordu. Ama hayvan gen biimli kk kafasn yuvasndan uzatr uzatmaz telala arkasna bakmadan komaya balyor ve arkadalarnn bulunduu yere gelene dek de kesinlikle durmuyordu. 82 Adi ve Mustafa gnn birinde onun bu ssz yerde olduunu fark ettiler. Onu korkutarak biraz elenmeye karar verdiler. t karmadan gen kza yaklamaya balamlard. Fakat Halime daima tetikteydi. Duyduu kk bir dal atrtsnn nedenini renmek iin etrafna baknnca, kendisine doru gizlice yaklaan zencileri fark etti ve bararak kamaya balad. Biraz geride kalm olan Adi Mustafa'ya bard: "Yakala onu!" Ve Mustafa kz birka admda yakalad, onu gl kollarnn arasna ald gibi doruca Adi'ye gtrd. Halime kar koyuyor, baryor, sryor, kendisini brakmalar iin yksek sesle baryordu. Ama bouna. Hadmlar onun bu haline glerek eleniyorlard. "Onu kertenkelelere yem olarak atalm!" diye bard Mustafa. Halime yle dehetli bir lk att ki hadmlar bile irkiidiler. "Yok, onunla top oynamak daha iyi bir fikir bence" diye karlk verdi Adi. Birka adm yana giderek kollarn at ve arkadana seslendi: "Frlat onu bana!" "Kollarn enenin altnda kavutur!" diye emretti Mustafa. "te byle! imdi de ellerinle ayak'bileklerini tut!" Yaad macera yava yava Halime'nin de houna gitmeye balamt. Mustafa'nn dediklerini yapar yapmaz, gerek bir top gibi Adi'nin kollarnn arasna uuverdi. Bu arada yle korkun lklar atyordu ki sanki canl canl derisini yzyorlard - fakat sevin ve holanma lklaryd bunlar. Feryatlar iiten Ahriman neler olup bittiini anlamak iin oraya geldi. Adi'nin yannda duran hayvan, gzleriyle elden ele uan canl topu izlemeye balad. Bu

oyunun houna gittii her halinden belli oluyordu, nk bir kedi gibi mrldanmaya balamt yine. "Ne kadar yumuak ve yuvarlak olduunu fark ettin mi?" diye sordu Mustafa hayretle. Adi neeyle gld: "ekerim, tatl pastam, umut dolu talebem ve bilgilerimin iyi mterisi! Aramza katldndan bu yana ne kadar da serpilip gelimisin!" Bu ekilde birok kez elden ele utuktan sonra, aniden kar k83 ydan hiddetli bar arlar ykseldi. "Apama!" dedi Mustafa sesini alaltarak. Halime'yi acele ile yere brakt; gen kz telala baheyi evreleyen allklarn arkasna koarak gzden kayboldu. "Siz utanmaz, arlanmaz hayvanlardan baka bir ey deilsiniz!" diye bard Apama kar kydan bir daha. "Bir kez daha idi ettirmesi iin ikinizi de Seyduna'ya ikayet edeceim. Benim en gzel ieimi, almam gonca glm ayaklarnzn altnda inediniz!" Hadmlar glmekten atlayacaklard neredeyse: "Seni gidi irkin kaplumbaa, ihtiyar bayku, ne diye barp duruyorsun?" diye alay etti Adi. "Dur bakalm, hele bir oraya gelelim de, canl canl derini yzeceiz senin, pis, iren, kokumu cad..." "Zavall aptal, budala" diye bard Apama. "Demek taze ete ihtiya duyuyorsun, yle mi? Seni gidi idi edilmi sefa pezevengi! Zamannda nnde sallanan ie yaramaz fazlal yok ettii iin Allah'a krler olsun. Boynuzu krk kara teke! Ah! steyip de yapamaman ne byk bir talih!" fkeden deliye dnen Adi alayla bard: "htiyar maymun, seni bir elime geirirsem gr bak neler yapacam! irkin yaratk! Ryanda kimlerle yatp kalktn bilmiyorum ama gerek hayatta bir kpek seni dzmek istese, zevkten deliye dnersin." Dilerini korkun bir biimde gcrdatan Apama hiddetten baylacak haldeydi. Kendisini suya atmak istermi gibi kyya kotu. Bunu gren Adi de ayn sratle kyya kotu, allklarn altna saklam olduu kreklerin birini alarak suya atlad. Krei suyun yzne iddetle vurarak, ciyak ciyak barmakta olan Apama'y tepeden trnaa srlsklam etti. htiyar kadn keskin llar atyordu. Hadmlarn ikisi de glmekten katlacaklard neredeyse. Nihayet Adi krei tekrar yerine koyarak Mustafa ile oradan uzaklamaya balad. Bu arada Apama arkalarndan yumruklarn skarak, onlar ldrmekle tehdit ediyordu. htiyar kadn fkesini artk Halime'ye yneltmeye balamt. Daha ayn gn arkadalarnn nnde ikiyzl bir ahlaksz olmakla 84 sulad onu. Bu ve br dnyada ona ne gibi cezalar verileceini bir bir sayp dkt. Halime zaten Sara ile olan ilikisi yznden derin bir sululuk duygusu iindeydi. Bu nedenle Apama'nn ar ithamlar kendisini son derece etkiliyordu. Gzlerini yere indiriyor ve ta kulaklarna dek kpkrmz kesiliyordu. Apama oradan uzaklar uzaklamaz Meryem onun yanna geliyor ve gzel szlerle gen kz avutmaya alyordu. htiyar kadnn ithamlarn ok da ciddiye almamalyd, ne de olsa herkes kadnn hadmlardan nefret ettiini biliyordu. Zaten hadmlarn bu oyunlarnn tamamen zararsz olduklar konusunda herkes gr birlii iindeydi. Meryem'in kendisine gsterdii yaknl hak etmediini dnen Halime, bir keye ekilerek iin iin alyordu. Kendini dzelteceine ve bir daha Sara'ya teslim-olmayacana yeminler ediyordu. Ama eski alkanlklar terk etmek zordur, bu nedenle de her ey olduu gibi kald. Gnler giderek uzamaya balamlard. Akam stleri esrarl bir yaam ile doluydu artk. Bir yandan bahelerden ekirgelerin crlamalar ykselirken, te yandan da su birikintilerindeki kurbaalarn vaklamalar iitiliyordu. Sessiz, uular esnasnda aydnlk pencerelerin nnden geen yaramalar, etraflarndaki binlerce bcein pelerine dmlerdi. Bu akamlarda kzlarn en holarna giden ey, her bakmdan harika bir kz olan Fatma'nn anlatt masal ve efsaneleri dinlemekti. Akla gelebilecek her eyden haberdard ve ne olursa olsun skunetini asla bozmuyordu. Binlerce bilmece biliyordu ve kzlar bunlar zdkleri zaman, hemen yenilerini bulu-veriyordu. Suriye'den Msr'a, Arabistan

llerinden buzlu Trkistan bozkrlarna kadar sylenen tm ak arklarn sylyordu onlara. Kzlarn bilmedikleri birok srr onlara bir bir aklyordu. Hadmlar rman kysndaki ayrlarda camdan yaplm uzun bir limonluk ina etmilerdi. Orada dut aac yapraklar zerinde ipek bcekleri besliyordu. Kozalardan elde edecei ipek ile kzlarn tm ihtiyalarn karlayabileceine yeminler ediyordu. Binbir Gece Masallar'ndan bir masal veya Firdevsi'nin ehnamesinden bir hikaye anlatmas da, kzlarn son derece houna gidiyordu. Fatma'nn hayal gc son derece kuvvetliydi. Arada bir 85 masallarn baz yerlerini unuttuu oluyordu ama eksik ksm hi zorlanmadan hayal gc ile tamamlayveriyordu. Birok hikaye sadece kendi hayal gcnn birer rnyd zaten. Hikyelerden zellikle bir tanesi kzlar bylemekteydi: Heykeltra Ferhat ile Prenses irin'in hikayesi. Bu hikayeyi dinledikleri zaman, akllarna Meryem'i getirmekten kendilerini alkoyamyorlar ve kendilerini bu denli duygulandran hikayeyi yeni batan anlatmas iin Fatma'ya uzun uzun yalvaryorlard. Halime hikyeyi her dinleyiinde gzyalarna bouluyordu. irin de Meryem gibi Hristiyan kkenliydi. O kadar gzeldi ki bahelerde ve ayrlarda dolamaya kt zaman, iekler utanlarndan ve kskanlklarndan balarn ne eliyorlard. Bir sre sonra eski ran'n en kudretli hkmdar olan ah Hsrev Perviz ile evlenip onun kars olduu zaman, bir klir kznn kralie olmasn hazmedemeyen halk, ona kar ayakland. Fakat ah onu o kadar ok seviyordu ki en amansz rakiplerini bile, irin'in ok iyi bir kralie olaca konusunda ikna etmeyi baard. nk Hsrev Perviz sadece ok iyi bir ah olmakla kalmayp, ayn zamanda ok bilge bir hkmdard. Kendisi dnyadaki gzelliklerin gelip geiciliklerinin gayet iyi farkndayd. Karsnn byleyici ehresini ve k saan vcudunu ebediyen muhafaza etmek istedii iin, zamann en byk heykeltra olan Ferhad' artarak, ona karsnn olaanst gzelliini mermere naketme grevini verdi. Gnler boyunca kralienin ilahi gzellii ile ba baa kalan gen heykeltra, sonunda ona ak oldu. Fakat bu akn sonunun mutlu olmayaca, daha en bandan belli olmutu. Nerede bulunursa bulunsun, ne yaparsa yapsn, ister uykuda ister uyank her yerde ve her zaman, kralienin ilahi gzelliini karsnda gryordu. Duygularn gizlemek istediyse de, buna uzun sre muvaffak olamad. Yaratt heykel modeline giderek daha ok benzedike, her ey onun akn a ^a vuruyordu: alma ak, baklar, sesi, gsnde kopan frtnann uultusu. ah bile gnn birinde bunun farkna vard. Kskanlktan ldrm bir ekilde klcn ekerek Ferhad'n zerine atlad, ana irin o anda ikisinin arasna girerek, vcudunu gen heykeltraa siper etti. Yaratt eserin mkemmelliinden ok etkilenen Hsrev heykeltran 86 cann balad fakat onu ebediyen ssz Bistn dalarnda srsn olarak yaamaya mahkm etti. Ferhad umutsuz aknn verdii strap neticesinde meczup oldu. Acdan ldrm bir halde eki ve keskisine saldrarak, dalardan birine irin'in dev bir heykelini ilemeye balad. Bu heykel bugn bile grlmektedir: lahi gzellikte bir kadn onlara doru yaklamaktadr sanki... Bu dev heykelin haberini alan ah, Bistn dalarna bir haberci yollayarak irin'in ld yalan haberini Ferhad'a ulatrd. Artk Ferhad iin yaamann bir anlam kalmamt. Dayanlmaz bir ac iinde kendisini baltasnn zerine att. Balta gsn boydan boya ikiye yararak yere dt. Ferhad'n kanyla srlsklam olan baltann tahta sap, bir sre sonra filizlenerek yeil yapraklar ve iekler amaya balad: Bu aacn meyvesi nardan bakas deildir. Nar da ikiye yarldnda Ferhat'n kalbi gibi kanamaktadr - bu nedenle bir ad "Ferhad'n elmas"dr. Kzlar bu hikyeyi nemli gzlerle dinliyorlard. Sadece Meryem sabit gzlerle kmldamadan tavana bakyordu. Fakat gzlerinde son derece garip bir ifade vard, sanki sonsuzlukta bir eylere bakar gibiydi. Onunla ayn oday paylaan Fatma ve Cada ise bu hikyenin anlatld gecelerde Meryem'in yatanda sabaha kadar dnp durduunu iittmlerini sylyorlard. Yapt kavgada farknda olmadan kendi olu Suhrab' ldren eski iranl kahraman Rstem'in, Ali Baba ve Krk Haramiler'in, Alaaddin'in sihirli

lambasnn hikayelerini de severek dinliyordu kzlar. Tabii bu arada Kuran'da anlan hikayelerden anlatmay da ihmal etmiyordu. zellikle de Ktfr'in karsnn Yusuf'a nasl ak olduunu anlatt zaman, herkes glerek Zleyha'ya bakyordu. Fakat Fatma'nn hikayelerinde o gen Msrl kadn artk bir gnahkr deil, aksine sevgisine cevap alamayan bir ak idi. Btn kzlar Fatma'nn hikayelerinde kendileri iin bir yer buluyorlard, hibir kz yoktu ki hikayelerden birisinin kahramann kendi arkadalarndan birisi ile bir tutmasn ... Kzlar arada srada kendi aralarnda gzel lenler tertip etmeyi de ihmal etmiyorlard. Bu lenlerde krallara layk ziyafetler ekiyorlard kendilerine, fakat Apama iyiden iyiye ekilmez oluyor87 du. Meryem de alay ediyordu onunla iten ie. Kzlar kendi aralarnda Meryem'in bu lenleri tertip etmek iin Seyduna'dan bizzat emir aldn sylyorlard. Apama'nn kzgnlnn sebebi ise tm yiyecek ve iecekleri kendisinin hazrlamak zorunda oluuydu. Hadmlar da ellerine geen frsat deerlendirerek rmakta bol bol balk tutuyorlard; Mustafa da sabahn ok erken saatlerinde ok ve yayn alarak, bir atmacayla beraber ku avna kyordu. nce kaya binerek kar kyya geiyordu, sonra da hemen kydan balayarak Elbruz dalarnn eteklerine dek uzanan sk ormanlarn iine dalyordu. Buras gerek bir av cenneti idi. Yine byle bir lenin hazrlklar esnasnda Halime kendisinin de byle bir av partisine katlp katlamayacan sormutu Meryem'e. Fakat Meryem bunun lzumundan fazla tehlikeli olduunu dnyordu. Halime'ye hayvanlarn bulunduu adaya yumurta toplamak ve birka tane kmes hayvan getirmek iin Adi'ye elik etmesini nerdi. Bylece Halime o gn Adi'nin kulland kaya binerek rmak boyunca ilerleme frsatn yakalad. nce avclarn kayn takip ediyorlard fakat bir sre sonra avclar sa tarafta bulunan bir kanala saparak gzden kayboldular. Onlar ise yava krek darbeleriyle evcil ve yabani hayvanlarn bir arada yaad adaya doru yol almaya devam ettiler. Prl prl bir sabaht. Gne henz vadiye ulamamt ama nlar da yamalarn ve karla kapl tepeleri altn rengine boyu-yordu. Binlerce ku cvldaarak ark sylyorlard. Bir ksm ise dalgalarn zeri,nde dans ediyorlar, balk avlamak iin suyun derinliklerine dalyorlard. Kylar aralarnda ssen ve nilfer ieklerinin yetitii sk sazlklarla kaplyd. Bir ak balkl karnna kadar suyun iinde durarak, uzun gagasn akntnn en gl yerinin ta derinliklerine kadar daldryordu. zerine doru gelen kay fark ettii zaman, kafasndaki tylerden oluan tac azametle yukar kaldrd, bir bacan sudan kard ve yava yava kyya doru yrmeye balad. Halime neeyle kua bakt: "Hi korkmad" dedi hayretle. "Onu sabah kahvaltsnda rahatsz ettiimiz iin bize kzd biraz, o kadar." 88 "Evet" diye dorulad onu Adi. "Bu bahelerde yaayan tm hayvanlar bize alktrlar. Onlara en kk bir kt muamele yaplmaz..." Balkln yanndan getiler. Uzun bacakl ku artk misafirleri ile ilgilenmiyordu. Btn dikkatini suyun dibinde szlen balklara yneltmiti. Orada burada bir bcei yakalamak iin suyun stne srayan balklarn parltlar gze arpyordu. Kz bcekleri uykularndan uyanarak suyun zerinde umaya balamlard bile. "Buras ne kadar da gzel!" diye bard Halime. "Evet gerekten de ok gzel" dedi Adi aniden bouklaan sesiyle. "Ama zgr olmak bundan ok daha gzeldir..." Halime armt. "zgrlk m? Ama biz burada zgr deil miyiz?" "Bir kadn olduun iin sen bunu anlayamazsn. Ama sana unu syleyebilirim: ldeki a bir akal, kafesteki tka basa tok bir aslandan daha mutludur." Halime inanmadan ban sallad. "Peki biz bir kafeste miyiz?"

"Dncesizce laflar syledim ylesine" dedi Adi zr dileyen bir glmsemeyle. "Artlc bu konuda konumayalm. Bak, geldik bile!" Kayk kyya ulat ve karaya ayak bastlar. Salkm stlerin ve imenlerin arasnda belli belirsiz bir patika uzanyordu. Biraz yrynce kayalk bir yamaca ulatlar. Burada bin bir trl deiik baharat ile iekler yetiiyordu. Yamacn yanndaki geni ayrlk sk bir orman ile son buluyordu. Oradan eitli hayvan sesleri ykseliyordu - gaklamalar, slklar, brtler. Halime korkuyla arkadann koluna yapt. Ormann kenarnda byke bir kafese benzeyen bir ey arpmt gzne: iinde kular uuuyor ve birtakm hayvanlar bir o yana bir bu yana dolayorlard. Kafese biraz daha yaklanca kular rktler. O anda iki tane byk leopar kkreye-rek onlara doru komaya balad. Halime korkuyla kamaya hazrland. Fakat Adi kolundaki sepeti yere koyarak hayvanlara yiyeceklerini vermeye balamt bile. Bir sre sonra sakinletiler. 89 "Bu aslnda Muad ve Mustafa'nn grevi" diye aklad Adi. "Ama bugn ava ktklar iin onlarn yerine hayvanlarn yemlerini ben vereceim." allarn arkasnda uzun ve yayvan bir tavuk kmesi gizliydi. Adi kmesin iine girerek folluklardaki yumurtalar toplamaya balad. "imdi buradan biraz uzakla" dedi ona zr dileyen bir tavrla. "Grmemen gereken bir ey yapmak zorundaym." Halime sz dinleyerek br kafese gitti. Adi bu srada birka kazn ve tavuun boyunlarn dndrvermiti. Hayvanlarn lklarn dinlemeye dayanamayan Halime elleriyle kulaklarn sk sk kapad. Adi kafesten kt zaman, omuzlarndan sra sra kazlar ve tavuklar sallanyordu. Halime'ye dnerek ona burada yaayan eitli hayvanlarn davran biimlerini hararetle anlatmaya balad. "Eer buradaki yal leopar Ahriman gibi serbest olsayd" dedi Halime "beni para para ederdi, deil mi?" "Belki. Belki de kamay yelerdi. Leoparlar insanlardan rkerler." "Peki o zaman niye kafeslerde yayorlar?" "nk onlarn yavrularna Seyduna'nn ihtiyac var. Seydu-na'nn dnyann her tarafnda nemli dostlar var; onlara arada srada evcillemi yrtc hayvanlar hediye etmek istiyor." "Leopar yavrularnn kedi yavrularna benzedikleri doru mu?" "Evet doru. Fakat leopar yavrulan daha kk ve sevimlidirler." "Ben de bir tane istiyorum!" "Eer yeteri derecede uslu olursan sana bir tane getiririm ve byynceye kadar ona bakabilirsin." "Oh! Peki Seyduna'nn buna izin vereceine emin misin?" Adi glmsedi. "Kudretli arkadalara sahipsin..." Halime kzard. Adi'nin bu szlerle Meryem'i kastetmek istediini anlamt. "Apama seni niye ekemiyor?" diye sordu ona. "O hi kimseyi ve hibir eyi ekemiyor. Sadece Seyduna'dan korkuyor. Benden bu kadar ok nefret etmesinin sebebi ise bir keresinde... Ama sana bunu niye anlataym ki..." 90 "Ltfen anlat." "Hata yaptm biliyorum. Ama bundan hi kimseye tek bir kelime bile etmek yok. Apama bu baheye ilk geldiinde, devaml Seyduna ile olan eski ve uzun dostluu ile caka satp duruyordu. Anlalan efendimiz ona bir zamanlar Kabil'de ak olmu. Bize diyordu ki Seyduna'nn kendisini buraya getirmesinin yegne sebebi, efendimizin kendisine hl k olmasym. Kendisini birinci gzdesi yapmak istiyormu. Btn ii gc ipekli elbiselere brnerek sslenip pslenmek, suratn en gz alc renklere boyamakt. Durmadan herkese kzyor ve hakaret ediyordu - bana bile. Oysa ben Seyduna'y ta Msr'dan beri tanyordum; kendi vcudum ile onu birok kez dmanlarndan korumutum. Gnn birinde onu tesadfen gayet insan bir ihtiyacn gidermek zere iken yakaladm. O zamandan beri bana btn gn lanet okuyor, senin de grdn gibi. Onun srrn herkese anlatacamdan korkuyor. Hepimizin geberdiini grmek en byk arzusu.

Seyduna'dan bu kadar ok korkmasa, imdiye kadar hepimizi oktan zehirlemi olurdu." "Gerekten de bu kadar kt m?" "Kendi gururunun klesi olduu iin bu kadar kt. Yalandnn farknda ama bunu kab&etmek istemiyor." allklarn arasndan yrmeye devam ederek bir maymun kafesine ulatlar. Kafesin arkasndan kendisini taklit eden, daldan dala atlayarak gsteriler yapan, itiip kakarak aklabanlklar yapan hayvanlar gren Halime bir sevin l kopard. "Bir tane de aymz vard" diye anlatt Adi. "Fakat ok fazla yedii iin Seyduna onu ldrmemizi emretti. Adada bundan baka bir sr srs, kk bir deve, drt at ve bir ift eek bulunuyor. Birka tane kedi ve kpeimiz de var. Bizden baka kimsenin buraya gelmesine msaade edilmediini sylemem lazm sana. Bunun byle olmasn Seyduna emretti, Apama istedii iin." "Seyduna bizim bahemize geliyor mu arada bir?" "Bunu sana syleyemem sevgili yavrum." "Nasl grndn bilmek isterdim." "Bunu sylemek ok zor. Uzun bir sakal var, ok heybetli bir efendidir..." 91 "Yakkl m?" Adi gld. "Bunu imdiye kadar hi dnmedim gzel kuum. irkin deil kesinlikle. Daha ok korkutucu..." "Uzun boylu mu?" "Pek deil. Benden bir ba daha ksa." "O zaman ok gl olmal." "Sanmyorum. Bir yumrukta onun pestilini karabileceimden eminim." "Peki o zaman nasl oluyor da tm dnya ondan bu kadar ok korkuyor? ok gl bir ordusu mu var yoksa?" "Hayr. Ama yine de yalnz bana ve savunmasz olduu Msr'da bile evresindeki insanlarda o kadar byk bir korku uyandrd ki sonunda halife onun zindana atlmasn emretmek zorunda kald. Zindanda bir gece geirdikten sonra sabahleyin bir gemiye bindirildi ve lkeyi terk etmeye zorland. Dmanlar frsattan istifade edip onu ldrebilirlerdi ama buna cesaret edemediler." "Ne kadar da garip." Halime armt. "Demek sultan ile arkadalar?" "Hayr! Sultan onun can dmandr!" "Peki ya sultan bize saldrrsa? O zaman halimiz ne olur?" "Hi korkma. yle bir ey olursa sultann kafas artk omuzlarnn zerinde duramaz." "Peki syle bakalm, Seyduna'nn ka tane kadn olduunu biliyor musun?" "Gereinden fazla meraklsn. Seyduna'nn bir olu ve senin gibi birka kk maymunu olduunu biliyorum." Halime gzlerini yere evirdi: "Acaba beni grse hakkmda neler dnrd?" Adi yine glmek zorunda kald. "u anda kafas bambaka dncelerle dolu..." "Herhalde erguvan renginde ipek elbiseler giyiyordur." "Duruma gre deiir bu. Onu ynden dokunmu basit bir paltoyla grdm de hatrlyorum." "Herhalde kimsenin kendisini tanmamas iin byle giyiniyor-dur. O bu dnyann kral deil mi?" "Kraldan da fazla. O bir peygamberdir." "Muhammed gibi mi? Muhammed'in ok yakkl olduunu ve birok kars bulunduunu iitmitim. Hatta bunlardan bazlar pekgenmi." Adi kahkahalarla gld. "Oh! Benim kk gvercinim! Aklna neler de geliyor byle?" "Kadnlar da ondan korkuyorlar m?" "dleri patlyor. Mesela Apama onun karsnda bir kuzudan farkszdr." "Bunun iin ne yapyor?" "Hibir ey! Asl korkutucu olan da bu." "O zaman ok kaba ve kt." "Hi de deil. Aksine aka yapmay ok sever. Ama birisine bakt zaman, insan onun baklar altnda ezildiini hisseder." "Gzleri ok mu korkun?" "Bildiim kadaryla hayr. Bu kadar ok soru sorma bana. Herkesin ondan bu denli korkmasnn sebebi nedir? Bilmiyorum. Ama gnn birinde onunla karlaacak olursan, onun sanki dncelerini okuyabildiini hissedeceksin. Hatta sana yle gelecek ki en iyi sakladn sandn srlarn bne ona malum olacaklar. O senin

ruhunu okuyacak ve kendini en iyi ynlerinle takdim etmeye alman bile bouna olacak." Halime'nin boaz dmlenmiti sanki, yz kpkrmz kesilmiti. "Artk onunla karlaacam zaman ok korkacam biliyorum. Haklsn, byle insanlar gerekten de ok korkutucudurlar." "Tamam imdilik bu kadar aklama yeter! Sepetimizi alalm ve eve doru yola koyulalm. Ama sen kk ceylan, bir balk gibi dilsiz ol ve anlattklarmdan hi kimseye sz etme..." "Sz veriyorum Adi." Ve kaya kadar onun ard sra yrd. Akam olunca kzlar byk salondaki havuzun etrafnda toplanmlard. Salon son derece gzel denmiti. Mealelerin ve lambalarn says iki katna kartlmt. Her yer rengarenk iekler ve elenklerle sslenmiti. 93 Apama'nn yardmcs kzlara yiyecek ve iecek servisi yapyorlard. Kzarm kular ve kmes hayvanlar, zgara balklar, salatalar, meyveler ve tatl pastalar, bronz tabletler iinde eitli baharatlarla tatlandrlm olarak sunuluyordu. Gen bayanlar toprak testilerden kadehlerine akan arab zevkle iiyorlard. lk balarda yavaa kendi aralarnda konuan kzlarn sohbeti, ilerleyen saatlerde yerini nlayan kahkahalara ve neeli akalamalara brakmt. nceleri zorlukla da olsa bu sahneyi izlemeyi baaran Apama daha sonra soukkanlln kaybetti ve salonu terk ederken Meryem'e unlar sylemeyi ihmal etmedi: "Sakn unutma; burada dzenin salanmasndan sen sorumlusun!" "Hi tasalanma Apama" diye cevap verdi Meryem ona en gzel glmsemesiyle. Koridorda yryen ihtiyarn sesi bir sre daha iitildi: "Rezalet bu! Rezalet!" Esad ve Adi bir sre sonra onlara katldlar, onlar da Muham-med ve Mustafa izledi. Yemeklerden ve araplardan tatmalar iin onlara ok fazla srar etmeye gerek kalmad. Ksacas salona son derece neeli bir hava hakimdi. "Artk edebiyat vakti geldi!" diye bard Fatma - ve hepsi de sevinle ona katldlar. Kzlar iir okumaya baladlar. Kimisi Kuran'dan blmler, kimisi de Ensari'den veya eski airlerden iirler okuyorlard. Fatma ise kendi eserlerini seslendirmeye balamt. Sonra da Zeynep ile birbirlerini talamaya baladlar. Onlarn bu konuda ne kadar yetenekli olduklarn bilmeyen hadmlar, az kalsn glmekten atlayacaklard. Adi sevinle kutlad onlar. Yz gurur ve mutluluktan parlyordu. imdi de sra dansa gelmiti. Fatma ve birka arkada mzik yaparken, Meryem, Halime ve Zleyha bir eit bale gsterisi sunmaya baladlar. Gsterileri sona erince Zleyha tek bana dans etmeye devam etti. Vcudu nce yava yava, sonra da iddetle titremeye balad. Sanki tm eklemleri tek tek hareket ediyordu. Sonra da havuzun kenarna srayarak kendi etrafnda dn94 meye balad. O kadar hzl dnyordu ki herkes korkudan nefesini tutmutu. Sonunda bir rzgr hortumu gibi dnerek yastklarn zerine yld kald. Kzlarn tm hayranlk lklar atyordu. Halime kzn zerine atlayarak onu pcklere bomaya balad. Hadmlar boalan kadehleri tekrar doldurarak Zleyha'nn erefine itiler. akrkeyif olmaya balamlard bile. Hep bir azdan ark sylemeye, akacktan kavga etmeye, birbirlerine sarlmaya ve pmeye balamlard, en kahkahalar salonda nlayp duruyordu. Btn bu neenin kraliesi ise hi tartmasz Halime'ydi. Daha ilk birka kadehte arap etkisini gstermiti bile. Kendisini bir kelebek kadar hafif hissediyordu: sanki grnmez kanatlar onu zeminin zerine ykseltmilerdi. Zleyha'nn dansnn sona ermesinden az sonra Halime de kzlara bir dans gsterisi sunmaya karar verdi ve arkadalarndan kendisi iin kvrak bir oyun havas almalarn rica etti. nce birka ayak hareketi yaparak dansa balad, sonra da bece-rebildii kadar kendi etrafnda dnmeye ve Zleyha'dan grd figrleri taklit etmeye balad. Onu seyreden herkes kahkahalarla glyordu, ama bu glmeler onu daha da azdrmaktan baka bir ie yaramad. Sonunda o da havuzun kenarna srad. Arkadalan lklar attlar, Meryem onu engellemeye alt ama ok geti. Dengesini kaybeden Halime boylu boyunca havuzun iine devrildi.

Hepsi havuzun bana tler. Adi kolunu suya sokarak Hali-me'yi dar kard. Gen kz perian bir ekilde Meryem'e bakmaya alt ama o kadar ok glyordu ki gzlerinden yalar akmaya balamt. Meryem kz azarlamaya altysa da bunu baaramad. Onu odasna gtrerek bir havluya sard ve giyinmesine yardm etti. Tekrar salona dndkten sonra Halime bir mddet iin sakin sakin oturmaya gayret etti ama birka bardak araptan sonra tekrar eski canllna kavuuverdi. Hole karak gonga vurdu ve herkesin susmasn salad. "Sevgili arkadalarm, benim gzel kz kardelerim" diye balad konumaya Adi'yi taklit ederek. "Karnzda, bana len arab vurmu olan masum ve byleyici Halime bulunmaktadr." 95 Kzlar ve hadmlar kahkahalara bouldular. "Devam etmene gerek yok" diye szlerini kesti Meryem. "Yaptklarn dzelteceini dnyorsan ok yanlyorsun." "Sadece zr dilemek istemitim" dedi Halime. Son derece krld her halinden belli oluyordu. Meryem ayaa kalkarak kzn yanna gitti ve elini tuttu. Beraberce az nce yatmakta olduu divana uzandlar. Halime mutluluktan gzyalarna boulmutu. Meryem'in ellerini tutarak parmaklarna pckler kondurmaya balad. Sara btn akam boyunca Halime'ye yaklama frsatn yakalayamamt. Oysa ki bu saatte Halime'ye tek bana, kimse ile paylamadan sahip olmaya almt. Kzn en kk hareketlerini bile kskan gzlerle takip ediyordu. Halime kendisiyle zerre kadar ilgilenmeye niyetli grnmyordu. Bylenmi gibi kzn Meryem'in parmaklarn pmesini seyrediyordu. Halime Sara'nn sonsuz kskanlkla dolu baklarn yakalad bir an iin. Ona cilveli cilveli glmsedi ve onu daha da fazla kkrtmak iin Meryem'in san okamaya balad. Yzn ve boynunu okuyordu, ona skca sarlarak gsne yaslanyor ve ihtirasla dudaklarn uzun uzun pyordu. Btn bunlar Sara iin cehennem ikencesinden farkszd. nndeki barda pe pee doldurup boaltyordu. Sonunda dayanamad ve hkrarak kapya doru kotu. Halime aniden iinde hissettii vicdan azab ile Meryem'in kollarnn arasndan syrlarak Sara'ya doru kotu. Onu teselli etmek istiyordu. Bu hareketi Meryem'in her eyi anlamasna yeterli olmutu bile. Kzn rengi sarard ve ayaa kalkt. "Sara! Halime! Buraya gelin!" diye bard sert bir sesle. ki kz korku dolu baklarla Meryem'e yaklatlar. "Bunun anlam nedir?" Sesi ok ciddi kyordu. Halime Meryem'in ayaklarna kapand, bacaklarna sarlarak inlemeye ve alamaya balad. "Demek yle!" dedi Meryem kuru bir sesle. "Hayr! Hayr, benim suum deil!" diye bard Halime. "Beni Sara batan kard." 96 Meryem Halime'yi geriye itti. Sara'ya yaklaarak birka tane tokat att; kz hi sesini karmadan olduu yere yglverdi. Meryem kza arkasna dnd. Dierlerinin yan korku dolu, yar elenen baklarn grnce, dudaklarndan hafif bir glmseme geti. "Sara!" diye seslendi. "Eyalarn topla; derhal odan boaltarak koridorun sonundaki penceresiz hcreye yerleeceksin! Kendini dzeltene kadar orada uyuyacaksn. Ayaa kalk ve git; seni bu akam bir daha grmek istemiyorum!" Halime Sara'y ele verdii iin oktan piman olmutu. Sara ayaa kalkt, Halime'ye doru zgn bir bak frlatarak tek kelime etmeden salonu terk etti. Hl diz km durumda bulunan Halime yava yava Meryem'e yaklaarak baklarn ona doru kaldrd; gzleri yalarla dolmutu. "Ve seni kk gnahkr" diye ona hitap etti Meryem "bundan sonra benim yanmda yatacaksn ki sana gz kulak olabileyim! Yaknda tekrar doru yola dnp dnemeyeceini grrz nasl olsa. Safiye ve Cada, siz.Zeyneb'in odasnda boalan yerlere gein!" Halime sanki cennet kaplarnn kendisine aldn sand. ittiklerine bir trl inanamyordu. Cesaretini toplayarak ban kaldrd ve arkadalarna

bakt. Yzlerinde bir glmseme okuyabiliyordu. Kendisi de gzyalar arasnda glmsemeyi baarabildi. Hadmlar fark ettirmeden ortadan kaybolmulard. "Yatma vakti geldi" dedi Meryem. * Kzlar birer birer salondan kmaya baladlar. ok yorgun olduklar her hallerinden belliydi. Halime ne yapacan bilemeden kapnn eiinde bekliyordu. "Ne bekliyorsun burada?" dedi Meryem sabrszlkla. "Eyalarn topla ve benimle gel." Halime durumunun farkna ancak imdi varabilmiti. Kendisi bir gnahkrd, gzden dm birisiydi... En nemlisi de Meryem'i kzdrmasyd. Fakat her eye ramen ok mutluydu. Meryem'in odasnda yatacak ve onunla ayn hava97 yi soluyacakt! Her zaman onun varln hissedecekti! Sr kaplar kendisine birer birer alacakt artk! Arkadalarnn kendisine glmseyerek bakmalarn nemsemiyordu artk. Kendisini tatl ve gzel bulduklarn biliyordu. Onlara karanlk bir bak frlatarak eyalarn toplamak iin eski odasna gitti. Zeynep, Cada ve Safiye ona yardm ediyorlard. ok utand iin devaml nne bakyor ve suratn asyordu. Kzlarn yardm ile Meryem'in odasna bir yatak serdi, aceleyle iine girdi ve uykuya dalm numaras yapmaya balad. Fakat bir yandan da kulaklarn dikerek odadaki en kk sesleri bile iitmeye alyordu. Nihayet Meryem geldi. Halime onun elbisesini karttn ve sandaletlerini zdn iitti. Sonra da hafif admlann -o an kalbi duracakm gibi olmutu- kendisine doru yaklatn hissetti. Meryem'in kendisini seyrettiinin farkndayd fakat gzlerini amaya cesaret edemiyordu. O anda -ne harika bir ey!- scak dudaklar alnna bir pck kondurdular. Vcudundan bir titreme geti ve aniden derin bir uykuya dald. Bu olay takip eden gnlerde Halime kendisini son derece iyi hissetmeye balamt. Vicdan artk eskisi kadar rahatsz deildi: Suu meydana kp cezalandrldndan beri, zerinden byk bir yk kalkm gibi rahatlamt. Artk eskisi gibi mutlu olabilirdi. Elbette ki arkadalarndan hl biraz utanyordu. Kzlar da Hali-me'yle dalga gemek iin frsat kolluyorlar ve akadan onu batan karmak istermi gibi davranyorlard. Halime de kk yumruklarn skarak onlar tehdit ediyor ve karanlk baklar frlatyordu. Buna ramen burnu eskiye gre daha da havalardayd, nk kk bir gnahkr olarak da olsa tekrar her eyin merkezinde bulunmak, son derece houna gidiyordu. Sara'dan ise ke bucak kayordu; onunla karlamak dncesi bile hasta olmasna yetip artyordu. Sara'nn gzlerinin alamaktan kpkrmz olduklarnn farkndayd. Yemek vaktinde ac ve sitem dolu baklar zerinde hissediyordu devaml. Nihayet gnn birinde onunla konuabilecek cesareti buldu kendisinde: "Seni ele vermek istememitim Sara, bunu sen de biliyorsun. O korkun kelimeler ben istemeden ktlar azmdan." 98 Sara'nn yanaklarndan aa yalar szlyordu. Titreyen dudaklaryla bir eyler sylemek istedi ama bunu baaramad. Elleriyle yzn rtt ve koarak oradan uzaklat. Dorusunu sylemek gerekirse Halime'nin znts, byk mutluluunun yannda son derece kk ve nemsiz kalyordu. Meryem'in odasnda yatyordu artk! Kendisini tamamen onun hizmetine adamt. Onu rahatsz eden tek ey Cada ve Safiye'nin kendisinin yznden Meryem'in yanndan uzaklam olmalaryd. Cada ve Safiye birbirlerine iki yumurta gibi benzeyen ikiz kardetiler. Son derece yumuak huylu ve tatl dilli ve iyi kalpli, harika kzlard. Birbirlerine her balcmdan ok benzedikleri iin Haiime onlarla karlat zaman, hangisinin Cada, hangisinin Safiye olduklarn bir trl karamyordu. Bu durum kzlarn ok houna gidiyor -kendilerine yaplmasn izin verdikleri tek aka buydu- ve katlana kadar kahkahalarla glyorlard. Meryem'in odasndan kmak zorunda kaldklarnda gzle grlr derecede zlmlerdi. Fakat aradan birka gn

gemeden Zeynep ile birbirlerine balandlar. Ayrlmaz bir l olmulard artk. Halime Zeynep ve Sara ile ayn odada kald zamanlar, gecenin gelmesinden korkuyordu. imdi ise gece olmasn sabrszlkla bekliyordu. Daha ikinci akam Meryem ona unlar sylemiti: "Bana bir ey sorma ve bir ey anlatma. Ben sizleri kontrol etmekle grevliyim. Bundan fazlasn bilmene gerek yok." Bu esrarl szckler Halime'nin kafasnda bin bir trl dncenin domasna neden oldular. Ama o an iin sessiz kalp beklemeyi daha akllca buldu. Meryem btn kzlar yattktan sonra odaya geliyordu. Halime onun kullanaca her eyi zenle yerine yerletiriyor, yataa girerek uyurmu gibi yapyordu. Fakat kapal gzlerinin ardndan Meryem'in odaya giriini, elbiselerini karn ve mumu sndrn 'gryordu.' Sonra da Kendisine doru yrdn iitiyor ve alnna deen scack dudaklar hissediyordu. Bir gece uyurken aniden ok garip bir his ile uyanverdi. Korkuyla Meryem'e seslenmek istedi ama yatana doru baknca bo olduunun farkna vard. Gizli bir korku sarverdi iini. Nereye gitmiti acaba? nce kzlardan birinde olduunu dnd. Fakat 99 hayr! Seyduna'nn yanna gitmi olmalyd! inde bir his ona ya-nlmadn sylyordu. Seyduna'nn yannda! Ruhunda sr dolu uurumlar alyordu. Kendisini aniden son derece zavall hissetti. Yatanda bzlerek kulaklarn kabartt. Fakat Meryem bir trl gelmiyordu. Tamamen uyanmt artk. Bir yandan youn bir korku ile sarslrken, dier yandan da iini derin bir merak duygusu sarmt. Merak ettii tm srlarn kendisine aklanmak zere olduunu hissediyordu garip bir ekilde. Sabah oluyordu. Yldzlar soluklamaya balamlard ve kularn cvltlar pencereden ieri szlyordu. Birden kapy rten perde yavaa yana ekildi. Meryem zerinde samur bir palto olduu halde bir hayalet gibi szlverdi ieriye. Halime'nin olduu tarafa doru kukulu bir bak frlatarak paltosunun nn at. zerinde sadece ince bir gmlek vard. Sandallarn kardktan sonra, hi grlt etmeden yorgann altna giriverdi. Halime ancak kalkma vaktinin geldiini belirten gong sesinden sonra uykuya dalabildi. ok ksa sren derin, dinlendirici bir uykuya dalmt. Uyand zaman Meryem'in her zamanki gibi bau-cunda durduunu ve kendisine glmsediini grd. "Ne ok uyudun bu defa!" diye akalat onunla. "Yoksa kt bir rya m grdn?" Ve Halime gerekten de yaadklarnn bir rya olup olmadn anlayamad. Yorgunluktan beti benzi atm bir ekilde yataktan kalkt ve gn boyunca kimsenin suratna bakmaya cesaret edemedi. O geceden sonra Meryem Halime'ye daha fazla gvenmeye balad. Bo vakitlerinde ona okuma ve yazma retiyordu, ikisinin de houna gidiyordu bu. Halime tm gcyle hocasnn gzne girmeye alyordu, bu sayede ksa zamanda byk ilerlemeler gsterdi. Meryem de ona bol bol vgler yadrmay ihmal etmiyordu. Ona daha yakn olmak iin genliinin anlarn bile anlatyordu. ocukken Halep'te babasnn yanndaki yaamndan, Hris-tiyanlarla Yahudiler arasndaki savalardan, ak denizlerden ve uzaklardan gelen gemilerden bahsediyordu. Bylece biiDirlerine iki karde kadar yaknlatlar. 100 Bir akam Meryem odaya girdi ve soyunurken azndan u kelimeler kt: "Uyuyormu gibi davranmay brak da yanma gel!" Tarif edilmez bir heyecanla -Meryem ona dokunacakt- yatana szlverdi. Heyecann belli etmemek iin bir keye kvrl-verdi ama Meryem onu kendisine doru ekti. Bunun zerine Halime de arkadana sarlmaya cesaret edebildi. "Sana hayatmn en kt dnemlerini anlatmak istiyorum'' diye sze balad Meryem. "Babamn Halep'te tccar olduunu biliyorsun. ok zengin bir adamd. Kuma dolu gemileri uzak batya gitmek iin okyanuslara alyordu. Ben de henz kk bir ocukken, canmn ektii her eye sahip olabiliyordum. Deerli ipek elbiseler giyiyor, altn ve mcevherlerle ssleniyordum. Emrimde tam tane

hizmetkr vard. Emretmeye alkndm ve dnyann bana itaat etmesi benim iin ok tabii bir eydi." "Ne kadar da mutluymusun!" diye i ekti Halime, "inan bana, dier kzlarn olduklarndan daha fazla mutlu deildim kesinlikle" diye devam etti Meryem. "Veya bugn bana byle geliyor. Her isteim dtha aklmdan geerken yerine getiriliyordu. Ama ne tr isteklerim vard ki? Sadece para ile elde edilebilecek istekler! Oysa kzlarn kalplerinde sakl olan o ok deerli arzular, benim iimde her zaman sr olarak kalmaya mahkmdu. Daha ok gen yalarda, insann kudretinin snrlar zerine dnmek zorunda kalmaya baladm. Henz on drt yamdaydm ki babamn bana birbiri ardna felaketler gelmeye balad. nce annem ld; babamn en derin aclar iinde kvranmasn seyretmek zorunda kaldm. Hayatta hibir ey artk onu mutlu etmeyecekmi gibi grnyordu, ilk kars ona tane oul vermiti; onlar da ticaret ile megul oluyorlard. Bir tanesi tm servetini kaybetti ve dierleri ona bakmaya baladlar. Afrika kylarna gemiler gnderiyor ve onlarn tekrar elde ettikleri kazanlar ile geri gelmelerini bekliyorlard. Fakat bir sre sonra btn gemilerin frtnada battklar haberi geldi. Artk hibir eyleri kalmad iin babamn yanna geri dnmek zorunda kaldlar. Babam onlar servetine ortak yapt. Bu defa gemilerini Frenk lkesine gnderdiler. Ama bu gemiler 101 de korsanlarn hcumuna urad. Bylece bir gece iinde hepimiz be parasz kaldk." "Keke hepiniz en bandan fakir dosaymsnz!" dedi Halime kendi kendine. Meryem kzn sylediklerine glerek onu efkatle kendine ekti. "Btn bu talihsizlikler iki yllk bir zaman zarfnda bamza geldi. Bir sre sonra Halep'in en zengin adam olan Yahudi Musa babam ziyaret etti ve unlar syledi: 'Dinle Simeon -babamn adyd bu- senin paraya, benim ise bir kadna ihtiyacm var!' Babam alay etti onunla: 'Sama! Sen artk ihtiyarn tekisin. Olun bile kzmn babas yanda! Yaknda kapn alacak olan lm d-nsen, daha iyi edersin!' Fakat Musa benden vazgemeye hi de niyetli deildi. nk tm Halep'te benim ehrin en gzel kz olduum syleniyordu. 'Sana istediin kadar bor para veririm' diye steledi. 'Tm yapman gereken kzn bana vermen. Ona iyi bakacam biliyorsun.' Babam nceleri bu evlilik teklifini ciddiye almyordu. Fakat erkek kardelerim bu iten haberdar olur olmaz babamn zerine ullanarak Musa'nn teklifini kabul etmesi iin onu sktrmaya baladlar. Babamn maddi durumu son derece ktyd. Fakat iyi bir Hristiyan olduu iin, ocuklarnn bir Yahudi ile evlenmelerini istemiyordu. Fakat bana gelen felaketler onun akln kartrmt ve ne yaptnn farknda olmadan beni Musa'ya verdi. Bu arada kimsenin aklna benim fikrimi sormak gelmemiti. Gzel bir gnde anlamay imzaladlar. Artk yabanc bir aileye aittim." "Zavall, zavall Meryem!" diye mrldand Halime gzyalan iinde. "Biliyor musun aslnda kocam beni seviyordu. Ama kendi usulnce tabii" diye devam etti arkada. "Ama keke benden nefret etseydi veya bana kar kaytsz kalsayd. Son derece kskan olduu iin bana devaml ikence yapyordu. Odamdan dar kmam yasaklamt ve kimseyle grmeme msaade etmiyordu. Arada bir bana yaklamak istedii zamanlar da ben kendisine buz gibi souk davranyordum, nk beni irendiriyordu. Bu davranm onu fkeden deliye dndr102 vordu; dilerini gcrdatarak beni hanerleyeceini sylyordu. yle anlarda delirdiini dnyordum. Beni son derece korkutuyordu." Meryem bir an iin sustu. Sanki devam edebilmek iin biraz kuvvet toplamak istiyordu. Halime onun herkesten gizledii anla-nn kendisine anlatacan anlamt. Ate gibi yanan yanan Meryem'in gsne yaslad ve nefesini tutarak beklemeye balad. "Kocamn tm kadnlk gururumu derinden yaralayan bir huyu vard" diye devam etti neden sonra. "Artk bana tmyle sahip olduunu bildii iin, akln tamamen kaybetmiti. Srekli olarak birlikte i yapt insanlara benim gzelliimi vyor, ne kadar namuslu olduumu anlatyor, vcudumun tm ayrntlarn birer birer gzel szlerle gzler nne sererek tm lkenin en harika gzelliine sahip olduunu syleyip caka satyordu. Onlar elinden

geldiince kskandrmak istiyordu. Akamlar yanma gelerek, gzelliimi anlatt arkadalarnn kskanlktan bembeyaz kesildiklerini sevinerek anlatyordu. Bundan holandn gizlemeye gerek duymuyordu zaten. Ondan ne denli nefret ettiimi ve irendiimi anlayabilirsin sanrm. Yanna gitmek zorunda kaldm geceler sanki kendi idamma gidiyrmuum gibi geliyordu bana. Fakat o glerek bana acemi aylak olarak adlandrd gen arkadalar hakknda neler dndn anlatyordu: 'Evet hayatm! Para ile her ey satn alnabilir. Fakir bir adam ne kadar yakkl olursa ol- sun, senin gibi bir kadn ryasnda bile gremez.' Ah! Keke o acemi aylaklardan bir tanesi ile tanabilseydim! O zaman Musa'ya tm dncelerinin yanl olduunu ispat edebilirdim. Fakat gnn birinde beklemediim bir ey oldu. Hizmetilerimden birisi elime kk bir mektup tututuruverdi. Mektubu atm ve daha ilk kelimeler kalbimi titretti. Bugn bile hepsini ezbere biliyorum. Dinle..." Halime tmyle kulak kesilmiti. Sabrszlktan titriyordu. "'eyh Muhammed'den Meryem'e! Ey Halep gl, geceleri aydnlatan gm renkli ay ve gnleri yakp kavuran gne! Seni ok sevdiimi bilmelisin. Evet, seni her eyden fazla seviyorum, zellikle de lanetli zindancn Musa'nn senin gzelliklerini ve er103 demlerini herkese anlattn iittiimden beri! arap ien insanlar nasl kendilerinden geip sarho oluyorlarsa, senin mkemmelliin de beni ayn ekilde kendimden geiriyor. Ey gm klar saan ay paras! Gnler ve geceler boyunca ssz lde seni dnp, afak kzllna benzeyen gzelliini gzlerimin nnde canlandrdm bir bilebilseydin keke! Aramzdaki mesafenin sana olan arzularma biraz gem vurabileceini dnmtm ama hayr! Aksine sana duyduum arzu artk her eyin tesinde. Buraya kalbimi sana sunmak iin geldim! Bil ki ey Halep gl, eyh Muhammed lmden korkan bir erkek deildir. Ve o senin soluduun havay soluyabilmek iin geldi yanna! Selam sana.' nce bu mektubun bir tuzak olduunu dndm. Mektubu bana getiren hizmetiyi ararak bana gerei anlatmas iin sktrdm. Hizmetim alamaya balad ve mektubu bana vermesi iin ln olunun kendisine verdii gm paray gsterdi. 'Peki ln olunun grn nasld?' diye sormaya cesaret edebildim. 'Yakkl ve ok gen' diye cevap verdi. Aklm tamamen karmt. Muhammed isimli eyh beni bir anda bylemiti. Elbette diyordum kendi kendime, ayet ok gen ve yakkl olmasa, byle bir mektubu yazmaya nasl cesaret edebilirdi ki? Beni grd zaman hayal krklna urayabileceinden bile korkmaya balamtm. Mektubu tekrar tekrar okudum, belki de yz kere. Gn boyu onu koynumda saklyor, geceleri de anahtar bende olan bir kutuya kilitliyordum. Bir sre sonra ilkinden daha gzel ve daha ihtirasl bir mektup daha geldi. Yasak akm beni alev alev yakyordu. Nihayet Muhammed bana penceremin altndaki terasta bir randevu verdi - yaadm yer hakknda detayl bilgiler edinmiti! Ey Halime! O zamanki duygularm sana nasl tasvir edebilirim ki! Gnde on kez derin dncelere dalyordum. Gitsem mi... gitsem mi?.. Uzun tereddtlerden sonra randevuya gitmemeye karar verdim. Gerekten de kararlatrlan saate kadar terasa inmeye niyetim yoktu ama o saat gelince sanki bilinmeyen bir g beni kontrolne alm gibi aaya indim. Olaanst bir geceydi. Karanlk bir geceydi; ay henz do104 mamt ama gkyz yldzlarn titrek klaryla dolmutu. Terasta birka dakika bekledim. Ayn anda hem ate gibi yanyor, hem de buz kesmi gibi yordum. Kendi kendime dnmeye balamtm bile: Yoksa btn bunlar Musa'y gln duruma drmek isteyen kt niyetli birinin eek akas olmasn? O anda kulamn dibinde bir fslt duydum: 'Korkma. Ben eyh Muham-med'im.' Gri cppeli gen bir adam duvardan atlayarak, ne olup bittiini anlamama frsat bik. vermeden beni kollarnn arasna almt. Sanki dnya tersine evrilmiti ve ben de sonsuzlua dyordum. Beni belimden tuttuu gibi yavaa havaya kaldrd ve terasa kmak iin kulland ip merdiven ile aaya indirdi. Bahe duvarnn arkasnda bir grup atl bizi bekliyordu. Muhammed beni aaya sallandrarak adamlarna uzatt ve sonra da kendisi bahe duvarn at. Beni atnn nne

oturttuktan sonra, gecenin karanlndan faydalanarak drtnala ehirden uzaklatk." "Oh Meryem! Ne kadar da gzel eyler yaamsn. ok talihlisin!" diye i ekti Halime. "Nasl byle bir ey diyebilirsin kk Halime? Ondan sonra neler olduu aklma geldike ldracak gibi oluyorum. Btn gece boyunca at srtnda yolcuiulc ettik. Nihayet ay dalarn arkasndan ykseldi ve evreyi gm renkli yla aydnlatt. Her ey bana korkun ve ayn zamanda da harika geliyordu. Sanki bir masal dnyasndaydm. Uzun sre beni kollarnn arasnda tutan adamn yzne bakmaya cesaret edemedim. Neden sonra cesaretimi topladm ve baklarm yzne doru kaydrdm. Adam dosdoru yola bakyordu. Bir kartala benzeyen gzleri vard. Fakat bana bakt zaman gzlerindeki ifade yumuuyor ve beni saryordu. Ona ak olmutum... Onu o kadar ok seviyordum ki o an onun iin dp lebilirdim. nk eyh Muhammed tm erkeklerin en yakklsyd. Ksa ve sk bir sakal, simsiyah salar vard. Dudaklar kpkrmzyd... Ah Halime! Henz yolumuza devam ederken onun kadn oldum. gn sonra peimize dm olduklarn anladk: kardeim, kocamn olu ve bir grup silahl adam! Sonradan rendim ki benim ortadan kaybolduumu anlar anlamaz tm evin altn stne getirmiler ve Muhammed'in bana yazm 105 olduu mektuplar bulmular. Duyduu znt ve utan nedeniyle Musa'ya inme inmiti. Bunun zerine iki ailenin erkekleri silahlanarak peimize dmler. Bizi takip eden atllar ufukta grndkleri zaman, oktan ln ortalarna ulamtk. Muhammed'in yannda sadece yedi adam vard. Onlar da ardmzdan gelenleri grnce Muhammed'e beni gndermesini sylediler. Ama sevgilim onlara cevap bile vermeyerek atn mahmuzlad. Bir sre sonra dinlenmi bir ata bindik. Ama buna ramen ardmzdan gelenler bize yetimilerdi. Bunu gren sevgilim beni attan indirdi ve klcn ekerek yedi adamnn bana geti ve dmanlarna saldrd. Korkun bir mcadele oldu. Ama sonunda sayca stn olan taraf kazand. Kardelerimin birinin yaralandn grdm. Az sonra da sevgilim atndan dt. Acyla bararak kamaya baladm. Fakat beni yakalayarak elimi kolumu baladlar ve bir eerin zerine frlattlar. Sonra da Muhammed'i atmn kuyruuna baladlar..." "Ne kadar korkun!" diye bard Halime. Dehet iinde kalarak elleriyle yzn kapamt. "O srada neler hissettiimi sana syleyemem. Kalbim ta gibi katlamt ve iimde bir tek duygu vard: ntikam. Bama gelebilecek eyler aklma bile gelmiyordu. Halep'e ulatmzda kocam lm deindeydi. Fakat beni grnce gzlerinde tekrar hayat klar belirdi. Olu beni kocamn yatana balayarak bizzat kendi elleri ile krbalad. Dilerimi sktm ve hi ses karmadm. Nihayet Musa ld; rahatlamtm artk. ntikammn bir ksmn aldm dnyordum. Sonra bana neler yaptklarn sana ksaca anlatacam. Bana yeteri kadar ikence yaptklarndan emin olduktan sonra, beni Basra'ya gtrerek kle pazarnda sattlar. Sonunda efendimizin eline getim. O da bana Hristiyanlardan ve Yahudilerden intikamm alacana dair yemin etti." Halime uzun sre bir ey syleyemedi. Meryem'in deeri gznde daha da artm, adeta bir tanraya dnmt. Onunla olan arkadalnn eskisinden ok fazla ilerlediini de hissediyordu. "Hristiyanlarn ve Yahudilerin kk ocuklar yedikleri doru mu?" diye sormaya cesaret edebildi bir sre sonra. 106 Hl korkun anlarna dalm olan Meryem bir anda kendisine geldi. "Belli olmaz" dedi zgn bir glmsemeyle. "Byle bir eyi yapabilecek kadar kalpsiz olduklarna inanyorum. "ok kr ki biz hak yolundayz!" diye bard Halime. "Fakat Meryem syle bana sen hl Hristiyan msn?" "Hayr artk deilim." "Veya Yahudi..?" "Hayr, Yahudi de deilim." "Demek sen de hak yolunu setin!" "Grdn gibi yavrum."

"Seyduna seni ok seviyor mu?" "Bu tr sorular sormaman sylemitim sana" dedi Meryem ve ciddi bir tavr taknmaya alt. "Ama maden sana bu kadar ok ey anlattm, biraz da bundan bahsetmemde bir saknca yok sanrm. Beni sevip sevmediinden emin deilim ama bana ihtiyac olduu kesin." "htiyac m var? Nasl..?" "O ok yalnz ve konuabilecei hi kimsesi yok." "Peki ya sen? Sen onu seviyor musun?" "Sen bunu henz anlayamazsn. O elbette ki eyh Muhammed deil ama Musa hi deil! O byk bir peygamber ve ben ona sonsuz hayranlk duyuyorum..." "Herhalde ok yakkldr o!" "Seni gidi aptal kedi! Byle syleyip de beni kskandrmak m istiyorsun?" "Hayr! Her eye ramen senin ok mutlu olduunu biliyorum Meryem!" diye bard Halime tm kalbiyle. "Kes sesini kk ekirge! Ge oldu, artk uyumalyz. Hadi yatana git." Ona bir pck verdi ve Halime sessizce yatana geri dnd. Fakat uyumay baarana kadar epey zaman gemesi gerekti. Meryem'in anlattklarn tekrar tekrar kafasnda canlandryordu. Hele Muhammed'in Meryem'i karmasn dndke, sanki yakkl eyhin nefesinin yanaklarn okadn hissediyordu. Garip bir 107 duygu tm vcudunu tir tir titretiyordu. Kimse kendisini grmedii iin seviniyordu. Fakat Muhammed'in atn kuyruuna balanm cesedinin kanlar iinde tozlarn arasnda srklenmesini gzlerinin nnde canlandrnca alamaya balad. Ban yastna gmd ve gzyalar yanaklarndan szlrken uyuyakald. Bu konumadan bir sre sonra kendisinde deiik duygular uyandran bir olaya tank oldu. Her zamanki gibi bahede aalarn arasnda gezinirken aniden allklarn arasndan garip sesler geldiini iitti. Sesin geldii alla sessizce yaklat. Sara ve Mustafa alnn arkasnda birbirlerine sarlm ya. yorlard. Kendilerinden gemi bir halde Apama'nn onlara cjretmeye alt oyunlar oynuyorlard. Halime'nin tm vcudu kasld. Kamak istedi ama gizli bir g kmldamasna izin vermiyordu. Nefesini tutarak olduu yerde kald. Gzlerini birbirlerine sarlan iki insandan ayramyordu. Oyunlarn sona erdirip kendilerine eki dzen verene kadar da orada kald. nce grd eyleri Meryem'e anlatmay dnd; ondan yine bir eyler gizlemeyi istemiyordu. Ama Sara'y bir kere ele vermemi miydi zaten? Hayr, ona bir kez daha ktlk yapamazd! Bir ey grmemi olmay tercih ederdi. Zaten her eye bir tesadf eseri olarak ahit olmam myd? Kimseye bir ey sylememeye karar verdi ve bir sre sonra omuzlarndan bir yk kalktn hissetti. Artk Sara'nn gzlerine bakabiliyordu. Ona olan borcunu demiti... 108 IV tn bu olaylar olup biterken, Ibni Tahir'in yaam da kkl deiikliklere uramt. Kaleye geliinden sonraki birka gn zarfnda, olup bitenleri kavramakta glk ekmiti. Sanki birisi bana ar bir grz ile vurmu gibi karkt kafas. Ama ksa zamanda yeni dzene ayak uydurdu. Aradan on drt gn getikten sonra en iyi talebelerden biri olmasnn yan sra, smailf davasnn en ateli savunucularndan biri haline gelmiti. Yz hatlar da gzle grlr bir ekilde deimiti: Pembe ve yuvarlak yanaklar erimi; surat ciddi ve kararl bir ifadeye brnmt. Kaleye geliinden bu yana en az on yl yalanm gibiydi. Arkadalarn daha iyi tanma frsat da bulmutu bu arada. Kalenin kurallar ve hocalar da onun iin artk bir sr tekil etmiyordu. Yzba Minuehr onlara sadece sava sanatn deil, ayn zamanda corafya da retiyordu. Bazen onlarla beraber gneye doru uzun sre at sryor, sonra da arkaya dnerek tm dalarn stnde ykselen Demavend dann zirvesine bakmalarn sylyordu. Buras anlatacaklar iin bir mihenk noktas tekil ediyordu. Sultann ordusuna hizmet ettii zamanlarda, birok kere lkeyi bir utan dier uca kat etmiti. Bu gezileri esnasnda bir parmen kadna lkenin en nemli da sralarn, btn ehirlerini, pazar yerlerini ve bunlarn yan

sra ordu ve kervan yollarn iaretlemiti. Bu haritay yere sererek talebelerine Demavend dann bulunduu yeri gsteriyor ve onlara deiik yerleri nasl bulacaklarn anlatarak, stratejik neme haiz eitli blgeler hakknda bilgiler veriyordu. Bu anlattklarn askerlik yaamnn eitli anlar ile sslemeyi ihmal etmiyordu. Bylece hem dersleri ok canl geiyor, hem de talebelerin ilerinde yanan atei daha da krklyordu. Hepsi de doum yerlerinin dier blgelere olan uzaklkla109 rn, konumlarn ve ynlerini bilmek zorundaydlar. Bu ders talebelerin en fazla nem verdikleri derslerden birisiydi. El-Hekim ise delikanllara yabanc olan yeni bir bilim daln retmekteydi. Bu adam genliinde bat dnyasnn yaam zerine birok ey renmiti. Badat, Kahire ve hatta Bizans saraylarn-daki yaanty ayrntlaryla biliyordu. Dnyann birok hkmdarn ve kraln ziyaret etmi, birok halk tanm, onlarn gelenek greneklerini incelemiti. Btn bu tecrbelerden elde ettii z ise talebelere allagelmemi bir ders olarak aktaryordu. Onlara Yunanllarn, Araplarn, Yahudilerin ve Ermenilerin selamlama biimlerini, gelenek ve greneklerini, yeme-ime alkanlklarn, bo vakitlerinde ve alrken neler yaptklarn uzun uzadya anlatyordu, insann kendisini bir krala veya hkmdara takdim ederken nelere dikkat etmesi gerektiini, saraylardaki kalplam davran biimlerini retmekteydi onlara. Bu arada da Yunanca'nn, lbranice'nin ve Ermenice'nin genel hatlarn da retmekten geri kalmyordu. Talebelerin anlattklarn iyice kavramalar iin, anlattklarn gstererek desteklemeyi ok seviyordu. Kimi zaman soylu ve azametli bir kral, kimi zaman zavall bir dilenci, kimi zaman da hkmdara dileke vermek isteyen bir tccar klna giriyor ve onlarn davran biimlerini taklit ediyordu. Talebeler de onun yaptklarn tekrar etmek zorunda kalyorlard. Bu arada dersler El-Hekim'in en kahkahas ile sk sk blnyordu. Da brahim ise din bilgisi ve Arapa grameri dnda Kuran, cebir ve matematik dersi veriyordu, ibni Tahir'in ona derin bir sayg beslemeye balamas uzun srmedi, ibrahim her eyi biliyordu sanki. Kuran' yorumlarken elindeki eseri sadece yzeysel olarak anlatmakla kalmyor, derinlere inerek gizli anlamlarn da talebelerine aklyordu. Derslerinde dier dinlere de zaman ayryor, Hristiyanln ve Yahudiliin genel hatlarn ortaya koyarak, putperestliin eitli biimlerini tasvir ediyor ve Buda tarafndan Hindistan'da vaaz edilen dini onlara anlatyordu. Btn bu sapk inanlar anlatrken peygamberin yceliini ispat ediyor ve hak yolunun Ismail inanc olduunun altn srekli iziyordu. Konuurken ksa ve ak cmleler kullanyor, talebeler de sylediklerini kada geirerek ezberliyorlard. 110 Gnn birinde Da Ebu Soraka derse kolunun altnda'tad huyk bir parmen rulosu ile geldi. Sanki ok deerli bir mcevher tayormuasna parmeni dikkatle nndeki rahlenin zerine koydu ve itinayla amaya balad. Rulo aldnda ortaya bir tomar yazl kat kmt. Onlar halnn zerine serdi ve eliyle dikkatle dzeltti. "Bugn yeni bir derse balayacaz" diye konumaya balad. "Ve ben bu dersi efendimizin yaamna adamak istiyorum. Size onun katland byk aclar, smail davasnn niha zaferi iin yapt savalar ve byk fedakrlklar anlatmak istiyorum. Bu bir tomar kat onun yorulmak bilmez abalarnn rndr; bu katlarda okuyacanz her eyi, hak yolu uruna nasl mcadele etmeniz gerektiini renmeniz iin, bizzat kendi elleriyle kaleme ald. Bu nedenle iiteceiniz her eyi harfi harfine kada geirmeli ve sonradan da iyice renmelisiniz. Unutmayn ki bunlar sadece ama sadece sizler iin hazrlad." Talebeler yerlerinden dorularak Da'nin nlerine serdii parmenlere baktlar. Sessiz bir hayranlkla hocalarnn okamalar altnda hafife atrdayan parmenin zerindeki gzel el yazsn inceliyorlard. Sleyman elini birparmene doru uzatt, biraz daha yakndan incelemek istiyordu onu. Fakat Ebu Soraka parmeni hzla kendisine doru ekti, sanki mukaddesat hrmetsizlikten korumak ister gibiydi.

"Delirdin mi sen?" diye bard. "Bu yaayan bir peygamberin el yazs!" Talebeler yavaa yerlerine dndler. Da, Byk nder'in yaamn ve yaptklarn sevinle anlatmaya balad. Parmenlerde yazl olanlarn daha kolay kavranmas iin, ncelikle Seyduna'nn hayatndaki belirleyici izgilerin arka planlarn aklamaya koyuldu. Bylece efendilerinin yaklak altm yl nce Tus ehrinde doduunu, isminin Hasan olduunu ve babas Ali'nin mehur Arap ailesi Sabbah Hmeyri soyundan geldiini rendiler. Daha ok erken yalarda ismail hocalar ve dervileri ile tanm ve onlarn retilerindeki derinlii hemen fark etmiti. Babas da gizlice Ali'nin retisine balanmt ama phe uyandrmamak iin k111 k Hasan Niapur'daki Snni alimi Muvafk Edin'in okuluna gndermiti. Hasan orada iki arkada edinmiti kendisine: Bunlardan birisi ileride ba vezir Nizam l-Mlk olarak, dieri de astronom ve matematiki mer Hayyam olarak tannacaklard. arkada ksa bir sre sonra Snni inancnn yanllna inanmlard, zellikle fanatik inanllardan nefret ediyorlard. Bylece hayatlarn is-mail davasna adamaya karar verdiler. Hayata atlmadan nce aralarnda konuarak u karara vardlar: ilerinden baarl olacak ilk kii dierlerine elinden gelen yardm gsterecekti. Bylece birletirdikleri kuvvetleri ile hedeflerine daha ksa zamanda ulaacaklard. Fakat ba vezir alnm bu karara ihanet etti! Daha da kts: Seyduna'y sultann sarayna davet etti ve ona eytan bir tuzak hazrlad. Fakat Allah setii kulunu gzetiyordu: Gecenin rtsn zerine yayd, onu Msr'a gndererek halifenin sarayna ulamasn salad. Fakat orada da kskan insanlar ona kar almaya baladlar. Planlarn deitirmek ve dolambal yollardan memleketine geri dnmek zorunda kald. Sonra Allah ona sapk inanla savamas ve halifelik makamnda haksz yere oturan kiilerle mcadele etmesi iin Alamut kalesini verdi. "Onun yaam mucizelerle rlm bir adr" diye anlatt Ebu Soraka. "Allah'n yardmyla kurtulduu tehlikelerin says belli deildir. Bir sre sonra bu kadar ok mucize karsnda aknla urayarak, bunlarn gerek mi yoksa masal m olduklarn kartracaksnz. Sonunda ise efendimizin byk ve kudretli bir peygamber olduu yolundaki inancnz daha da kuvvetlenecek." Sonraki gnlerde ise Byk nder'in yaamnn ana hatlarn belirleyen -bunlarn birou gerekten de inanlacak gibi deildi-olay ve hikyeleri anlatmaya "balad. Gnden gne byk peygamberin kiilii gzlerinin nnde daha fazla belirginleiyordu ve sonunda sadece tek bir arzu ilerini kemirmeye balad: onu gnn birinde grebilmek ve ona hayatlarn feda etmek pahasna da olsa bir hizmette bulunmak. nk onun takdirini kazanmak tm insanlardan daha stn bir mertebeye ulamak ile e anlamlyd. Artk hibir ey Ibni Tahir'i artmyordu. Dikkatli, uyank ve zeki bir talebeydi. Tm dikkatini sadece kendisinden istenilen e112 ve vermeyi baaryordu. Dnyann kendisine anlatld gibi olduuna ikna oluyordu kolaylkla. Fakat akamlar deinde yatarak duvardaki lambann titrek kzl alevini seyrederken eok garip bir dnyada yaadn dnyordu. Srlarn hkm srd bir dnya. O anda korkuya kaplyor ve kendisine unu soruyordu: Sen, bu dekte yatan adam, sen gerekten de ksa bir sre ncesine kadar Sava'da babasnn hayvanlarn gden Avni ile ayn insan msn? nk u anda yaad evren ile eski dnyas arasnda dipsiz bir uurum olduunu dnyordu. Hayal dnyasn gerekler dnyasndan ayran bir uurum... Bu uuruma dmekte olduunu hisseder etmez, iir okumaya balayarak sakinlemeye alyordu. Talebelerine nazm sanatn retmeye alan Ebu Soraka onlara smail davas iin nemli kiiler zerine iirler yazmalarn tavsiye etmiti onlara. Bu nedenle peygamber zerine, Ali ve smail zerine, ehitler ve yaptklar zerine iirler yazyorlard, ibni Tahir zellikle peygamberin sevgili damad Ali'ye kar derin bir sevgi besliyordu. Ali zerine yazd birka msra Ebu Soraka'nn eline gemiti; bunlar son derece beenmi ve frsat bulursa Seyduna'ya gstereceini vaat etmiti. bni Tahir'in yetenei kalede abucak yaylm ve delikanl 'air' unvan ile anlmaya balanmt.

lk baarsndan cesaret alan bni Tahir baka denemelere de girimiti. Kendisine olaanst ve anlalmaz gelen her eyi ms-ralara dkyor, bylece onlar daha ak bir biimde alglayarak korkularndan syrlveriyordu. Bu denemelerden bir ksm kalede sratle yaylm ve ok kii tarafndan ezberlenmiti - zellikle Alamut ve Seyduna zerine yazd iirler ok rabet gryorlard. Talebeler nazm sanatndan baka hitabet sanat dersleri de alyorlard. Bu konuda Sleyman ve ibni Tahir ekime iindeydiler. Sleyman'n konumalar cokulu bir atele doluydu, buna karn ibni Tahir son derece berrak ve ak cmleler kurmasn seviyordu. Bu derslerin en baarsz talebesi Yusuf tu. ibni Tahir'e sk sk ok bunaldndan ikyet ediyordu. Yzba Minuehr'in kzgn gne altnda kendilerine yaptrd sert talimlerin, Ebu Malik'in emri 'le kendisini krbalamasnn veya kor halindeki sa levhann ze113 rinde yrmenin, hatta gerek bir ikence olarak kabul edilen on fi nefes alma taliminin, bu derslerle kyaslannca ocuk oyunca ol3 \ duunu iddia ediyordu. Onu nazm, hitabet, gramer ve cebir ka) dar korkutan tek bir ey daha vard: Abdlmelik'in tutmalarn em* rettii zoraki oru. A kald zamanlar kalede ve dnyada yaanan her ey ona anlamsz ve bo geliyordu. Alk bana iyice vurunca yatana yatmay ve bir daha kalkmamak zere uykuya dalmay diliyordu. Bunun dnda YusuFu zorlayan baka bir konu yok gibiydi. Onu hayrete dren pek az ey vard. zellikle de ibni Tahir'in uykuya dalmadan nce iir yazmak konusundaki yetenei. Yksek sesle onun bir byc olduunu sylyordu ama mant ona bni Tahir'in iinde, sanatnn kaynakland bitmez tkenmez bir pnar bulunduunu sylyordu. Eski alarda yaayan insanlarn iir yazm olmalar ona pek garip gelmiyordu, nk o alarda eytanlara ve canavarlara kar savaan byk kahramanlar vard. Fakat hemen yan banda yatan arkadann da byle bir air olmas, onun iin akl alr gibi deildi. Onlar gibi kalede yaamakta olan Seyduna'nn byk bir peygamber olduunu kabul edebiliyordu. nk Seyduna kendisini grnmez klabiliyordu-, aralarndan hi kimse grmemiti onu. Fakat ya ibni Tahir! Her gn onlarla beraberdi; akalayor, konuuyor ve tartyorlard. Fakat bu durum kesinlikle aralarndaki arkadal etkilemiyordu, aksine Yusuf her geen gn bni Tahir ile aralarnda daha gl bir ba olutuunu sezinliyordu. Sleyman'n ise kskan bir mizac vard. Bakalarnn baarlan karsnda elinde olmadan rahatsz oluyordu. Oysa kl ve mzrak kullanmakta onun stne kimse yoktu-, en tehlikeli talimlere bile gzn krpmadan dalyordu. Fakat eer birisi onun yannda Yu-sufun veya ibni Tahir'in baarlarn vecek olursa, lafa karyordu hemen; "Hadi canm sen de! lki aptaln, ikincisi de ukalann teki!" Buna ramen de birbirinden ayrlmayan arkadalard. ayet dier ikisi hakknda houna gitmeyen szler iitecek olursa, fkelenerek hemen onlar savunmaya geiyordu: 114 "Nasl? Yusuf hakknda bir ey sylemeye nasl cesaret edersin? Bugn ciridi ne kadar uzaa frlattn kendi gzlerinle grdn. nce ona yetimeye al bakalm!" Veya ibni Tahir hakknda: "ayet kafanzda onun zekasnn bir krnts bile olsayd, kendinizi o kadar ok beenmeye balardnz ki zavall kafalarnz buna dayanamayp atr atr atlard. Kendisiyle alay etmeye nasl olsa hi kimse cesaret edemiyordu. Yusuf ve bni Tahir ondan korkmuyorlard, bunun iin aslnda ondan holanmadklarn birbirlerine syleyebiliyorlard. Gerei sylemek gerekirse kalede hi kimse, hocalar da dahil, ondan holanmyordu. Kadnlar ve cinsellik zerine konumak onlara kesin olarak yasaklanmt. Da brahim derslerinde bu nazik konuya temas ettii zaman, hepsi de heyecanla bekliyor, soluk bile almyorlard. Peygamberin kadnlarndan bahsediyordu hocalar genellikle, ibrahim nce hafife ksrerek boazn temizliyor, sonra da talebelerinin gzlerinin iine bakarak ciddi bir sesle konumaya balyordu:

"Peygamber mminlere e evlenmelerini, ne de kar cinsle ortak bir yaamn mutluluuri tatmalarn yasaklamtr. Zaten de kendisi rnek bir koca ve mkemmel bir baba idi. Fakat gerek mutluluk evlenip bir yuva kurmaktan m ibarettir? Hayr! Gerek mutluluk; hak yolunda ehit dmek ve bu fedakrln mkfat olarak de cennet bahelerinin ebedi mutluluuna ulamaktr, ilk mminler, peygamberin anlattklarna uyarak kadnlaryla huzurlu bir yaam srmler ve gerektiinde de hak yolu iin ehit dmeyi bilmilerdir. Fakat siz de biliyorsunuz ki peygamberin lmnden sonra mminler arasnda karklk ve huzursuzluk ba gsterdi. Onun verdii iyi tler unutuldu ve dnya zevkleri cennetin zevklerine ye tutulmaya baland. Sizler de iyi biliyorsunuz: Zamanmzda erkekler artk haremlerine kapanp, dnya nimetlerinden faydalanmaktan baka hibir ey dnmez olmulardr. Peygamberin, byk bir dava iin byk fedakrlklar yaplmasn isteyen emri ise oktan unutulmutu: hak yolu iin savamak ve ehadet erbetini imek... Seyduna'nn kar kt rm 115 dzen budur ite. Bir tarafta zalim Seluklu despotlar ve sefil yan-dalaryla Badat halifesi bulunmakta, dier tarafta da bizler ve sizler. Sizler yani kutsal dava uruna gzn krpmadan lme koacak olan fedaler. Sizin yegane amacnz ehadet erbetini imek olmaldr. Her eyiniz ile dierlerinden farkl olmalsnz. Bu nedenle Seyduna size u yasaklar koymutur: Asla evlenemez ve iffetsiz davranlarda bulunamazsnz. imdiden cennet bahelerine kabul edildiinizi unutmayn, o nedenle temiz olmayan konularda konumanz kesinlikle yasaklanmtr. Hatta bunlar aklnzdan bile geirmeye kalkmayn! Hibir ey Allah'tan gizli kalamaz! Yce Allah Seyduna'y kullar arasndan semi ve size nder tayin etmitir. Bu yasaa kar gelmeye cret eden olursa, en iddetli biimde cezalandrlacan unutmayn. Temiz olmayan konularda konutuu fark edilen zavall annda geri gnderilecektir. inizden biri bu cezay tatt bile. Feda olduktan sonra kadnlarla iliki kurmaya veya evlenmeye yeltenen olursa, en korkun bir biimde ldrlecektir. Cellat nce o gnahkarn gzlerfni kzgn demirlerle oyacak, acs biraz azalnca da vcudunu canl canl drt paraya ayracaktr. Demin saydm yasaklan delmeye cesaret edecekler iin Byk nder tarafndan saptanan cezalar bunlardr ite!" Talebeler korkudan donup kalmlard ve birbirlerine bakmaya dahi cesaret edemiyorlard. Kimisi az nce iittikleri korkun cezalar gzlerinin nnde canlandrarak dnceli dnceli kafasn kayor, kimisi de derin derin i ekiyordu. Konumasnn talebeler zerinde yaratt etkiyi gren Da brahim'in dudaklarndan belli belirsiz bir glmseme geti. Biraz daha yumuak bir ses tonu ile szlerine devam etti sonra: "Korkmayn; Seyduna'nn koyduu yasaklarn sizin iin bir anlam olamaz nasl olsa! inizden hibirinizin dnyann geici nimetlerini cennetin ebedi zevklerine ye tutmak istemeyeceinden eminim zaten. Kendilerine syleneni yolundan sapmakszn yerine getirenlere verilecek mkfat biliyorsunuz. Kutsal dava uruna ehit dtnz anda, kristal berraklnda derelerin akt bahelerin kaps size alacaktr; sra kklerde yastk dalarnn 116 zerinde dinleneceksiniz; olaanst gzellikteki korularn serinliinde dolaacaksnz; nadir ieklerle kapl zmrt yeili ayrlarn zerinde yryecek ve gzel kokular iinize ekeceksiniz. Kapkara badem gzl gen kzlar size en gzel yemekleri ve en iyi arab sunacaklar. Sizin tm isteklerinizi yerine getirecekler! Allah bu bakirelere c :el bir erdem bahsetmitir: Ruhlar ve bedenleri ile sizin tm arzularnz yerine getirmelerine ramen, ebediyen gen ve bakire olarak kalacaklar. Unutmayn.Feda olduktan sonra tm bu gzelliklere sahip olabileceksiniz! Allah bu bahelerin anahtarlarn Seyduna'ya verdi, o da onlar sizler iin saklyor. Seyduna emirlerini duraksamadan yerine getirenlere bu kaplar aacaktr! Byle bir mkfat dururken, nasl olup da baka bir ey sizi yolunuzdan alkoyabilir!" Akam olup da hepsi terasta toplandklar vakit Ibni Tahir konumaya balad: "Hocalarmz bize bo vakitlerimizde bir araya gelerek, gn boyu rendiklerimizi tartmamz tavsiye ettiler. Bugn Da brahim Seyduna'nn

bize neden xlavranista, konumada ve hatta dncede kadnlarla iliki kurmamz yasakladn anlatt. Bu akam da her zaman yaptmz gibi gndz rendiklerimizi tartmamz teklif ediyorum. Bize bunlar bizzat hocamz rettii iin, Seyduna'nn emrine kar gelmi olmayacaz nasl olsa! Hatta gelecekte bamza gelebilecek olan felaketleri nlemek iin, byle bir tartmann ok yararl olabileceine inanyorum." Bazlar ibni Tahir'in son szleri zerine irkildiler. "Ben buna karym" diye bard Nairn. "Da ibrahim bu konularda konumamz kesin olarak yasaklad. Sulular ne gibi korkun cezalarn beklediini kendi kulaklarnla duydun!" "Pireyi deve yapma Nairn!" diye dalga geti Cafer. "Hocalarmzn bize anlatt eyler zerine konuma hakkna sahibiz. Aklmz ve zekmz kullanarak, rendiklerimizi daha iyi kavramaya alma isteimizi kim cezalandrabilir ki?" "Dediin gibi olsun. Ama kadnlardan ve baka yakksz konulardan konumak yok" diye steledi Nairn. 117 Yusuf kprd: "Hadi, u tavuu burlardan aa atalm!" Nairn korkuyla geri ekildi. "Bir yere gitme!" diye uyard onu Sleyman. "Sonradan bamza bir i gelecek olursa, burada olmadn syleyip aradan syrlman istemeyiz. Ve sinirlerimizi bozmaya devam edersen, kulaklarnda tatsz nlamalar iiteceinden emin olabilirsin!" "Ak konumak istiyorum" diye balad bni Tahir "ve hemen konuya gireceim. Ne de olsa hepimiz birbirimizi iyi tanyoruz. Bundan sonra konumalarmza asla kadnlan konu etmeyeceiz. Ve bugnk uyardan sonra iimizden birisinin bir kadn ile kaamak yapacana asla ihtimal vermiyorum. Konumalanmz ve davranlarmz kontrol altnda tutmak bizim iin ok da zor olmayacaktr herhalde. Peki, ya dncelerimiz? Bizi ryalarmza dek takip eden dncelerimiz zerinde hakimiyet kurabilecek miyiz? eytann irademiz zerinde bir gc yoktur ama dncelerimize ve hayallerimize etki edebilir. Ben de birok kez yakksz dncelerle boumak zorunda kaldm. Her kavgadan sonra, artk kesin olarak kazandm dnyordum. Fakat eytan ehvetli ryalar grmemizi salayarak, gn boyunca hayaller iinde yzmemize neden oluyor. Bunca yasak, insann tabiatna aykr olarak, gereinden fazla arm gibi geliyor bana. Sizce ne yapmalyz? Ne dnyorsunuz?" "Bo yere niye kafamz yoralm ki?" diye kestirip att Sleyman. "Rya ryadr! Kim bir ryadan sorumlu tutulabilir ki? Elde olmayan dnceler bir gnah kayna olarak kabul edilemez!" "Nihayet doru bir dnce!" diye sevindi Yusuf. "Ben de tam ayn eyleri syleyecektim." "Hayr, bu sylenenlerin doru olduunu kantlayan hibir ey yok ortada!" diye steledi bni Tahir. "Yasak ak ve kesin; o halde zaafmz aacak bir yntem de mutlaka olmal!" "Hakl" diye lafa kart Cafer. "Eer ortada bir yasak varsa, bu yasaa kar gelmemenin de bir yntemi olmaldr. Bence tm yapmamz gereken kulaklarmz, eytann fsltlarna olanca gcmzle kapamaktr. Dncelerimizi ve hatta ryalarmz ondan korumak iin elimizden baka ne gelir ki?" 118 "Bunu ben de denedim" diye itiraf etti bni Tahir. "Ama insan zaaflar o kadar byk ki..." "nsann kendisinden daha kuvvetli bir rakibe meydan okumas akllca bir davran deildir" dedi Yusuf bilgi bir edayla. O zamana kadar konuulanlar tek sz etmeden dinleyen Qbeyde aniden konumaya balad. Suratnda kurnaz bir glmseme vard. "Bu kadar basit bir mesele hakknda dostlarm btn bu konumalar ve kavgalar neden? Sanyor musunuz ki Seyduna bizim kudretimizi aan bir konuda bize emir verebilir? Ben bunu kabul etmiyorum! Seyduna bizim sabr ve sebatmza karlk bir mkfat vaat etmedi mi? Bu mkfat da br dnyadaki cennetin gzellikleri deil midir? Syleyin bana: Doru ve drst birisi ileride kendisine verilecek mkfata sevinemez mi? HepDzin u cevab vereceine eminim: Elbette sevinebilir! Demek ki bize verilecek olan cennet bahelerindeki sonsuz hazlara sevinmek, ok tabii bir hakkmzdr! yleyse gzel baheleri ve kristal

berraklndaki sular dnebilir, harika yemekleri ve nefis araplann hayalini kurabilir ve kyamete kadar bize hizmet edecek olan badem gzl kzlarn bize sarlmalarn tasavvur edebiliriz. Bunda kt olan nedir? Eer eytan bizi ayartmak iin yanmza gelecek olursa, onu bir fiskeyle yanmzdan uzaklatrveririz. Bunun iin harika cennet bahelerini ve oradaki gzel kzlarla hibir engel olmadan yapacamz eyleri dnmemiz yeterli olacaktr. Bylece hem bizim iin bu baheleri yaratan Allah'n ve anahtarlarn teslim ettii Seyduna'nn houna gider, hem de gnah ilemeden istediimiz hayalleri kurabiliriz." Talebeler bu dnceyi hararetle desteklediler. "Olaanst beyde!" diye bard Yusuf. "Neden benim aklma gelmedi ki bu sylediklerin?" "beyde son derece zekice bir dnce zinciri kurdu" dedi bni Tahir. "ekil itibaryla benim de kar kacam bir ey yok. Fakat ben kt dncelerden syrlmann bu kadar rahat olduundan phe ediyorum. Cennet baheleri emrimize amade olsalar bile." "Samalyorsun" dedi beyde fkelenerek. "Sylediklerim senin aklna gelmedii iin bozuldun." 119 "Hayr, Ibni Tahir'in hakk var" dedi Cafer. "Gnah gnahtr, nerede ilenirse ilensin. Seyduna'nn ok ak emrinin byle bir hile ile yok saylabileceini kabul edemiyorum." "Kl krk yararak tm keyfimizi karmak m istiyorsun?" diye bard Yusuf fkeyle. "Ben beyde'nin hakl olduunu dnyorum. Hi kimse erefle kazanacamz mkfatmzn hayalini kurmamza engel olamaz." "Herkes istedii gibi dnebilir!" dedi Cafer omuzlann silkerek. Hava kararnca Byk nder'in kknn nndeki mealeler yakld. Az sonra kale ahalisine namaz ve yatma vaktini haber veren borular alnd. Talebelerin zerine derin bir hzn kmt. Ruhun ve vcudun ar talimlerle yprand bir gn daha sona ermiti ve dnceleri ile ba baa kalmlard artk. Kimisi yalnzla lanet okuyarak dardaki yaamn hasretini ekiyor, kimisi de yapmak istedii binbir trl dnceyi kafasndan geiriyordu. "Bir ku olsaydm eer" diye dnd Sleyman bir akam yksek sesle "buralardan uar ve kz kardelerimin ne durumda olduuna bakmaya giderdim. Anam vefat ettikten sonra babam iki kar daha ald. Her ikisi de ona ocuklar dourdular. Kz kardelerimin kendilerine yk olduunu dnyorlar, zavalllarn hayatlarnn hi kolay olmadna eminim. Evdeki dier kadnlarn btn gn onlardan kurtulma hayalleri kurduklarn biliyorum. Muhakkak gnn birinde babam onlar sokaktan geen ilk serseriye vermeye ikna edecekler. Ah! Ne kadar zlyorum bir bilseniz!.." Farknda olmadan skt yumruklannn ardna gizlemiti yzn. "ayet seni teselli edecekse, benim yal anamn durumunun , da daha iyi olmadn syleyeyim sana" dedi Yusuf ve iri eli ile gzlerini kapad. "Zavallnn hayvanlarla uramaktan can kyor-dur imdi. Hele o komular yok mu... Maln mlkn elinden almak iin her trl numaray eviriyorlardr mutlaka. Neden onu yalnz braktm ki?" "Evet, neden?" bni Tahir de bunu niye yaptn bilmek istiyordu. "Anamn isteiydi bu. Bana her zaman unlar sylerdi: 'Sen 120 gerek bir Perssin olum ve glsn. Peygamber bile kendisinin yannda bulunmandan mutluluk duyard! Peygamber Ali'yi her eyden ok seven baban hayatta olsayd, eminim ki seni meru halifeye hizmet eden dalerden birisinin yanna gnderirdi: Orada doru inancn ne olduunu renirdin!' Bunu syledii zaman yaadmz yerin civarnda Byk Da Hseyin Alkeyni, efendimizin adna asker toplamakla meguld. Onun yanna gittim, o da beni buraya getirdi. Nitekim hl da buradaym..." "Ya sen Nairn? Sen bu gzlerden rak yere nasl geldin?" Ibni Tahir aratrmaya devam ediyordu. "Benim kym buradan pek uzak deil" diye cevaplad delikanl. "Gl Bir danin zndk sultana kar ordu topladn iittim. Biz ok dindar bir aileyiz. Babam Seyduna'nn hizmetine girmemi ok normal karlad..."

"Peki ya sen Sleyman? Seni buraya atan rzgr nedir dostum?" "Benim hikyem de tekilerden pek farkl deil. Her tarafta mucizeler yaratan bir danin Alamut kalesini Kahire halifesi adna ele geirerek, zndk sultana kar sava edecei konuuluyordu. lgin bir ey olacak diye dndm kendi kendime. O srada Da Abdlmelik bizim taraflara^gelmiti. Ben de onun yanna giderek hizmetine girdim." "Benimkisi daha da kolay olmutu" diye devam etti beyde. "Benim ailem oktandr Ali'ye sayg gstermektedir. Biz dokuz kardeiz ve aramzdanbirisinin evden ayrlmas gerekiyordu. Babamdan beni gndermesini rica ettim, o da benden hayr duasn esirgemedi." "Ya sen Cafer?" "Aslnda ben uzunca bir sre Kuran, snnet ve slam tarihi renimi grdm. Fakat lzumundan ok fazla yanllklar yapldnn farkna varmakta fazla gecikmedim: Peygamberin lmnden sonra damad Ali'nin haksz yere hilafet makamndan uzaklatrld ok aka belliydi; yine ayn ekilde Badat halifesinin de hilafet makamn haksz yere igal ettii belliydi. Bir keresinde bunlar bir smail dasi ile tarttm. Bu da aslnda -bir dnn hele!-Ebu Soraka'dan bakas deildi. Bu konu hakknda uzun uzun ko121 nutuk. Onun grleri ile kendiminkilerin byk bir uyum iinde olduklarnn farkna vardm. Uzun bir tereddtten sonra babama actabildim. Seyduna'nn hizmetine girmek iin Alamut'a gitmek istediimi anlaynca gitmeme izin verdi. Bizim oralarda kutsal olann Byk nder'in bedeninde vcut bulduuna inanlr..." Bu konumalar, arada bir ektikleri memleket ve aile zlemini unutmalarna yardmc oluyordu. Ertesi sabah kalk borusu aldnda, hepsi de akamki moral bozukluklarn oktan unutmu oluyorlard. Ykanmakta kullandklar buz gibi souk su, nlerinde ar talimler ve snavlarla dolu bir gn olduunu hatrlatmaktayd onlara. Tekrar tm benlikleriyle Aiamut'taydlar. Tek dertleri hocalarnn sorularna annda cevap verebilmek ve beklentilerini tam olarak karlayabilmekti yine. Kendilerine gvenleri tamd. Cesurdular. Gzlerinde smail davasnn ateinden baka bir ey parlarn ryordu. Bir sabah, Minuehr'in ynettii asker eitimden geri dndkleri zaman, Ebu Soraka onlara u haberi verdi: "Gnn kalan ksmnda yapacak bir iiniz yok. Komu kalelerin daleri, genel durum hakknda bilgi almak amacyla Byk nder'i ziyarete geldiler. Bu vesileyle sizlerden bahsetmeyi de unutmayacaz. Baarlarnz ve baarszlklarnz, davamz iin ok nemlidir. Bu arada vaktinizi boa harcamayn ve bir eyler renmeye aln." Talebeler son derece sevinliydiler. Yatak odalanna giderek yaz tahtalarn ve kalemlerini aldlar. Sonra da terasa geri dnerek surlarn dibine oturdular. Daha merakl olan birka tanesi ise avludaki binalarn glgesine oturarak Byk nder'in kkn gz hapsinde tutmaya baladlar. Kapnn nndeki gvenlik nlemleri artrlmt. Ellerinde inanlmaz byklkte grzler tutan dev gibi zenciler hazrol vaziyetinde yan yana dizilmilerdi. Arada bir beyaz tren giysileri giymi olan bir da ana kapdan ieri giriyordu. O zaman talebeler fsldayarak tandklar dalerin isimlerini sylyor, tanmadklarnn ise kim olabileceini tartyorlard. Aniden gzetleme kulesinin altndaki terasta bir karklk oldu. Bir blk atl kaleye girmiti. Askerler aceleyle koturdular ve yar122 dim etmek amacyla atlarn dizginlerini yakaladlar. Uzun bir cppe giymi olan ufak tefek, nemsiz grnl bir adam, uzun tyl kr atndan atlad gibi koar admlarla merdivenleri kt. Ona son derece saygl davranan adamlar da peinden geliyordu. "Ebu Ali bu! Byk Da! Onu tanyorum!" Sleyman sanki bir ylan tarafndan sokulmu gibi ayaa frlad. "Kaalm buradan" dedi Yusuf. "Bekle!" dedi bni Tahir. "Onu biraz daha yakndan grmek istiyorum." Ebu Ali ve adamlar kke yaklamlard. Onlarn geldiini fark eden askerler, byk bir hrmetle nlerinde eiliyorlard.

"Btn bu adamlar birer da" diye fsldad Sleyman. "Hepsi de Ebu Ali'yi karlamaya kmlar." "uraya bakn! Da brahim ve Dai Abdlmelik de karlayclarn arasnda!" diye bard Yusuf. Ebu Ali beyaz cppesinin iinde hamet ve azamet saarak ilerliyordu. Tm vcudu asaletini belli ediyordu: Onu selamlayan adamlara karlk verirken, iinde kibirden eser bile olmayan bir glmseme beliriyordu dudaklarnda. Krklarla kapl bir yz vard. Gri renkte ince bir sakal ve ayn renkte uzun bir byk, disiz azn evreliyordu. Talebelerin nnden getii esnada, delikanllar Byk Da'nin nnde hrmetle eildiler. Ebu Ali'nin kk gzleri sevinle parlad. Cppesinin altndan kard elini dosta onlara doru sallad. Talebeler tekrar dorulmak iin tm grubun gemesini beklediler. "Grdnz m? Sadece bize el sallamak lfunda bulundu!" diye bard Sleyman. Sesindeki sevinci zor gizliyordu. "Ebu Ali, Seyduna'dan hemen sonra gelmektedir." "Keke biraz daha iri yan olsayd!" diye zntsn belirtti Yusuf. "Sana gre bir adamn zeks, cssesi ile doru orantl mdr yoksa?" diye sordu Nairn kkr kkr glerek. "Sana baktm zaman bunun doru olduuna inanmak geliyor iimden." "Sadeliini ok beendim" dedi bni Tahir. "Bize el sallad zaman, sanki krk yllk dostuymuuz gibi davrand." 123 "O ok bilgili ve deerli hizmetlerde bulunmu bir adam" dedi Sleyman. "Ama onu bir asker olarak dnemiyorum dorusu." "Niye? Klcn ekip bize saldrmad iin mi?" diye sordu Nairn heyecanla. "Benim karlatm datlerin bir ou zayf insanlard. Ama onlar birer lider ve yanlarnda silah tayan kaln kafallar onlara hizmet etmekten mutluluk duyuyorlar." "Senin bir kere Abdlmelik ile dvmeni seyretmek isterdim" diye alay etti Sleyman. "O zaman dalerin zayf olup olmadklan-n daha iyi anlardn!" "Acaba Seyduna kuvvetli mi?" diye sordu ibni Tahir. Birbirlerine baktlar. Ve Nairn cevap verdi. "Kim bilir? Kimse bize bir ey sylemedi bunun hakknda." Byk toplant salonu, zemin katn hemen hemen tmn igal ediyordu. Hocalar, derviler ve Ismail hareketinin dier ileri gelenleri sabahtan beri toplant halinde bulunuyorlard. Rudbar, Kaz-vin, Damagan, ahdur ve hatta Ismail hareketinin Byk Da Hseyin Alkeyni'nin etkisiyle birok taraftar bulduu uzak Huzis-tan'dan gelmilerdi buraya. Yeni gelenler bir yandan Byk n-der'in talimatlarn beklerken, bir yandan da ev sahipleri ile sohbet ediyorlard. Pencereler ar perdeler ile skca rtlmt; mekan ok saydaki lamba ve kandiller ile aydnlatlyordu. Salonun kelerinde bulunan reine dolu mangallar atrdayarak kendi kendilerine yanyor ve ortala gzel bir koku sayorlard. Bu lambalardan birisinin altnda, Yunanl Theodoros'un etrafnda toplanan kk bir grup sohbete dalmt. Aralarnda Rudbar / garnizon komutan Yzba bni smail, yuvarlak gbekli ehlikeyif bir adam olan Da Zarahrui ve Yunanl hekimi Msr'da tanm olan gen Msrl Ubeydullah gze arpyordu. Hepsi de akac insanlard ve gruptan sk sk kahkahalar ykseliyordu. "Demek sen de bni Sabbah'a katldn sevgili hekimim!" diye aknln belirtti gen Msrl. "Btn lkede Alamut kalesinin zapt zerine inanlmaz hikayeler azdan aza dolayor. Deniliyor ki bni Sabbah eski kumandan bir hile ile kandrarak kaleyi 124 kendisine brakmasn salam. Hatta rvet laflan bile dolanyor ortalkta. Tam olarak neler olup bittiini ben bile bilmiyorum." Yunanl neeyle gld, fakat bir ey sylememeyi tercih etti. Yzba bni smail yksek sesle dierlerini de yanlarna ard: "yle sanyorum ki bu gen adama bni Sabbah'n Alamut kalesini bize nasl kazandrdn anlatmamz lazm. Geri ben buna bizzat ahit olmadm ama o gnlerde nderimizin yannda bulunan bir astsubay bana her eyi olduu gibi anlatt."

Ubeydullah ve iman Zarahrui kulak kabarttlar. Theodoras alayc bir tavrla dudak bkerek bir kenara ekilmiti. "Bildiiniz gibi" diye anlatmaya balad bni smail "sultann Alamut kalesindeki temsilcisi cesur bir adam olarak tannan Yzba Mehd idi. Ben onunla hi tanmadm fakat yle olaanst yeteneklere sahip birisi olmadn iyi biliyorum. bni Sabbah o srada ba vezirin tuzaklarndan kurtularak Rey ehrine ulamay baarmt. Kalenin komutan Mutsufer bni Sabbah'n en iyi arkada-lanndan birisiydi. Mutsufer aralarnda bana bu hikayeyi anlatan astsubayn da bulunduu on kiilik kk bir birlii onun emrine verdi. Ve nderimiz orackta Alamut kalesini zapt etmeye karar verdi! Tm civarn en korunakl, zapt edilemez olarak kabul edilen kalesini! Mutsufer ile uzun uzun tarttktan sonra imdi anlatacam hileyi uygulamaya karar verdiler..." Msrl gen ve Byk Da tamamen kulak kesildikleri iin hekimin suratndaki alayc srtn farkna varmamlard. Fakat Yzba bunu kendisine hakaret kabul ederek fkeli bir hareket yapt: "u surata bak hele! Olup bitenleri benden iyi biliyorsun galiba! istersen sen devam et anlatmaya..." "Grdn gibi seni dinlemeye alyorum" dedi hekim alayc bir tavrla. "Brak da kesinde surat asmaya devam etsin" dedi Msrl sabrszlkla. "Onu tanyoruz nasl olsa! Her zaman her eyi en iyi bilir." "nderimiz bunun zerine bir hile dnd" diye devam etti ibni ismail. "Alamut kalesi komutan Mehd'yi bizzat ziyaret etmeye karar verdi. 'Ben bir dayim' dedi ona 've dnyann yarsn do-atm. Fakat artk yoruldum. Buraya huzurla yaamm srdrebi125 leceim bir yer bulmaya geldim. Bana bir kz derisi byklnde bir toprak paras sat. Bylesine mtevaz llerdeki bir toprak paras iin sana be bin altn demeye hazrm.' Mehd az kalsn glmekten atlayacakt. 'Eer gerekten bu patay demeyi dnyorsan, istediin yerden istediin topra seebilirsin!' Za- t vall bir danin bu kadar byk miktarda paraya sahip olmasn imkansz gryordu, ibni Sabbah elini cppesinin kuana atarak ar bir para kesesi kard ve altnlar teker teker saymaya balad. Mehd gzlerine inanamyordu. Fakat altnlar grnce fazla dnmesine gerek olmadna karar verdi. Bundan sonra neler olduunu tahmin etmek pek de g olmasa gerek. 'Bu ihtiyar daye surlarn dibinde bir kar toprak satmakla kalem pek bir zarara uramaz. Fakat ben zengin bir adam olacam!' Pazarlk u ekilde sonuland. Dostlarmzn ikisi birden kz derisini alarak asma kprden getiler ve surlarn en dibindeki kayalklara kadar indiler. bni Sabbah kuandan keskin bir bak kartarak kz derisini ince eritler halinde kesmeye balad. Aadaki sahneyi seyreden subaylar ve askerler, bu garip ihtiyarn ne yapmak istediini anlamamlard. Hi biri danin aklndan geenleri tahmin edemiyordu. bni Sabbah tm kz derisini kestikten sonra, eritleri birbirine dmlemeye balad. Yere bir kazk akarak uzun ipin bir ucunu ona balad ve dier ucu eline alarak surlarn evresini dolamaya balad. Mehd olup biteni nihayet anlamt: 'Hrsz! Haydut!' diye feryat ederek elini klcna att ve nderimize saldrmak istedi. O anda yukardan gelen nal sesleri iittiler. Balarn kaldrp baktklarnda yaln kl bir grup atlnn asma kpry amakta olduunu grdler, ibni Sabbah glmsedi: 'ok ge! Kale artk bana ait. Klma bile zarar verecek olursan buradan hi kimse sa kamaz. Ama ben anlamamza sadk kalarak sana sz verdiim be bin altn vereceim. Paray ve adamlarn alarak git buradan Mehd! stediin yere gitmekte zgrsn!'" El-Hekim brlerini tutarak katla katla glyordu. Az kalsn glmekten atlayacakt. Msrl ve Byk Da neler olup bittiini anlamadklar iin gnlsz olarak onu taklit etmeye baladlar. nk Yunanlnn alayc tavr onlarn kafalarn haddinden fazla kartrmt. Sadece Yzba bni smail fkeyle hekimi szyordu: 126 "Ey kutsal aptallk!" diye inledi Yunanl. "Bu akl almaz masala sen de inandn ha! Hasan ile benim dndmz bu harika plan aslnda sadece sultan kandrmak iin dnlmt ya neyse!"

"Demek ki astsubay bana bir sr samalk anlatt!" Yzba fkesinden tir tir titriyordu, gzleri kan anana dnmt ve a-kaklarndaki damarlar kabarmt. "Onu parampara edeceim! Onu bir kpek gibi geberteceim!" "Adil bir davran olmaz bu bni smail" dedi Yunanl. "nk sana anlattklar gerein ta kendisi, en azndan kendi bak asndan. Fakat senin konumunda bir insan bu budalaca masala bu kadar abuk kanmamalyd. Gerekten de neler olup bittiini anlaya-madn m?" "Kendini olduundan daha nemli gstermekten vazge artk! Anlatmaya balasan daha iyi edersin!" diye hrlad yzba fkeyle. "ncelikle unu bilmelisin ki kalenin eski komutan olan Mehd, Ali'nin soyundan gelmektedir. Sultan onu kendi tarafna ekmek iin, daha otuz yanda bile olmamasna ramen vali yapmt. Ve kendisine asla bir tehdit oluturmamas iin, dnyann sonuna, yani Alamut'agnderdi onu. Bizim gen ve elenceye dkn dostumuzun can ksa zaman sonra korkun derecede sklmaya balad. Sabahtan akama kadar iki iiyor, kumar oynuyor ve askerleriyle kavga edip duruyordu. Geceleri iin ise kendisine gzel bir harem hazrlamt: Civarn tm gzel kadnlar, danszleri, arkclar ve oyuncular burada toplanmt. Ksacas; Rey'in namuslu insanlar kalede olup bitenlerden bahsetmeye cesaret ederken utanla balarn ne emek zorunda kalyorlard. Bunun dnda adammz evcil leoparlar ve ahinler besleyerek, bunlarla civardaki dalarda av partileri dzenliyordu. ok ksa bir zaman sonra sultan ve halifeden nefret etmeye balad; her tarafta onlardan dktkleri kanlarn intikamn alacan sylyordu. Bu sylediklerinin Melikah'n kulana gitmesi de pek uzun srmedi. Fakat hkmdar olay felsefi bir biimde yorumlad: 'Beni istedii kadar lanetleyebilir. Barbarlar snrlara saldrdklar zaman, eer kellesini omuzlarnn zerinde tamak istiyorsa, kendisini savunmak zorunda kalacak ne de olsa!' 127 Tahmin edilecei gibi Ibni Sabbah Rey ehrine snd zaman Mutsufer kendisine bu durumu anlatmt. Mutsufer'in yardm ile benim de orada bulunduum bir srada mehur Mehd'ye bir av partisi srasnda tesadf ettik. Hasan Kahire halifesinden ykl bir miktar altn koparmt. Bunlardan be bin tanesini kale karlnda kendisine vermeyi teklif etti. Bu para onu Kahire'ye kadar rahata gtrebilirdi, ibni Sabbah gen adamn anna yakr bir hayat srmesi iin oradaki tm dostlarna bir tavsiye mektubu da yazacakt. Mehd teklifi bir an bile duraksamadan kabul etti. Yapmalar gereken tek ey sultann ailesinden intikam almamas iin, Mehd'yi masum gstermenin bir aresini bulmakt. bni Sab-bah'n cebinde pek ok koz olmasna ramen, nce sultann kozlarndan birini harcamak istiyordu. Ve oturup imdi anlatacaklarm dnd: 'Kaleyi ele geirirken ylesine deiik bir hile kullanmalym ki hem ok ilgin hem de ok komik olsun ve btn ran bu olay hakknda konusun. Sultan bile glerek yle demeli: 'ibni Sabbah her zamanki gibi akac. Bana ne gelirse gelsin, her zaman bir komiklik yapmay beceriyor. Brakalm ne hali varsa grsn.' Sonra bir dzine kadar zm yolu dndk. Aklma Di-do'nun Kartaca'y ele geirmesi konusundaki hikaye geldi. Onu Hasan'a da anlattm. Hemen kabul etti. Sevinle bas bas baryordu: 'Ne kadar zekice bir hile sevgili dostum! te bana lazm olan bu!' Hemen Mehd ile bir araya gelerek plann ayrntlar konusunda anlamaya vardlar. Bu esnada mz de glmekten lyorduk az kalsn. Ve gerekten de sevgili yzba, bundan sonra her ey senin astsubaynn anlatt gibi geliti..." Orada bulunan herkes katla katla glmeye balad. "Peki ya dostumuz Mehd'nin bana neler geldi?" diye sordu Msrl kahkahalarn biraz dinmesini bekledikten sonra. "Sen Kahire'yi terk ettin, o Kahire'ye gitti" diye cevaplad Yunanl. "Belki de u anda senin eski sevgililerinden biri ile eleni-yordur!" "Oysa ki ben onun ba vezir tarafndan sfahan sarayndan srgne yollandndan beri artk daha ciddi birisi olduuna dair" dedi Byk Da "bire yz bahse girmitim! nk nereye gidersem 128

gideyim, ondan son derece byk bir saygyla sz edildiini iitiyorum. Hatta birok kii onu yaayan bir evliya olarak kabul ediyor! Fakat bize anlattn bu hikayeye gre, eski akac bni Sabbah hi deimemi olmal." "Bu konuda ok fazla konumasan belki de daha iyi edersin" dedi Yunanl ona biraz yaklaarak. Sesini alaltmt. "Alamut kalesine yerletiinden beri nderimiz eski halinden epey farkl. Gece-gndz kendisini kulesine kapatyor ve yanna Ebu Ali'den baka hi kimseyi sokmuyor. Emirlerini bile bize onun vastasyla bildiriyor. Gerek niyetini artk kestirememek hi houmuza gitmiyor inan bana..." Tam bu esnada Ebu Ali ihtiaml refakatileriyle beraber salona girdi. Salonda bulunanlarn hepsi ayaa kalkarak nnde sayg ile eildiler. Byk Da dosta glmseyerek orada bulunanlar selamlad. Szlerine balamadan nce herkesin rahata yerlemesini rica etti. "Kutsal smail davasnn byklerinin hrmetli meclisi! Efendimiz bni Sabbah size selamlarn ve hayr dualarn yollad. Aranza katlamayacan zlerek^bildiriyor sizlere. Tekilatmzn yeni dzeni, kanunlar ve emirler" iin ok alyor ve artk epeyce ilerlemi olan ya bu toplantya bedensel olarak katlmasn maalesef engelliyor. Fakat ruhu ile aramzda olacak. nemli meseleleri kendi adna grmem iin bana tam yetki verdi. Ben de ona verdiimiz kararlar ve sizin zel isteklerinizi bildireceim." Byk nder'in toplantya bizzat katlmayaca haberi, dalerin zerinde olumsuz bir etki yaratmt. Onlara yle geliyordu ki sanki nderleri kendisi ile onlar arasnda bir snr izmek istiyordu. Onlarn deerinin az olduunu ve kendisinin ulalmaz bir mevkide bulunduunu mu ima etmek istiyordu yoksa? Byk Da Zarahrui Yunanlnn kulana fsldad: "Bu onun eski akac kiiliini kaybetmediinin yeni bir ispat olmasn sakn?" "Niye olmasn?" diye cevaplad br. "Fakat iimde bir his bu akann dostlarmz tarafndan pek ho karlanmadn sylyor." Byk Da nce hocalardan talebelerinin durumlar hakknda 129 bilgi vermelerini istedi. Okul yneticisi olan Ebu Soraka nce ya' banc dalere bu renimin genel amalarn anlatt. Sonra kendi himayesinde bulunan talebelerin durumlarndan bahsetmeye balad: "lerinde en mkemmeli Sava'l bni Tahir adnda bir gen. Hatrlarsnz, byk babasn yirmi yl nce ba vezir idam ettirmiti. ok iyi bir hafzaya sahip olmasnn yan sra nazm sanatnda da son derece byk yeteneklere sahip, ikinci olarak Cafer'i anmak isterim. ok ciddi bir delikanl ve Kuran ile son derece ilgili. Sonra beyde geliyor. ok zengin bir ruha sahip ama ona kr krne gvenmenin doru olup olmadn bilemem... Nairn gayretli..." Ebu Ali isimleri ve yorumlar ksaca not alyordu. kinci olarak sz alan brahim de bni Tahir'den en iyi rencisi olarak sz etti. Yzba Minuehr zellikle Yusuf ve Sleyman'n meziyetlerini vd. Abdlmelik'in gznde Sleyman birinciydi bni Tahir de hemen onun ardndan geliyordu. Hekim ise genelde hepsinden memnundu, zel olarak nem verdii bir isim belirtmedi. Yabanc daler renimin kapsam ve disiplini karsnda hayretlerini gizleyemediler. Dinledikleri onlarda bir phe uyanmasna neden olmutu. nk bu eitim ile bni Sabbah'n neler planladn henz tam olarak anlayamamlard. Fakat hocalarn raporlarnn son bulmas ile Ebu Ali memnuniyetle ellerini ovuturdu. "Az nce iittiiniz gibi Alamut artk k uykusunda deil. Efendimizin kalenin hkmdarln eline geirmesinden beri, tm dncelerinin ne kadar doru ve isabetli olduu ispatland. ki yl nce syledii gibi sultan kalenin hakimiyetini geri almak iin zerimize ordu gndermekte hi de aceleci davranmyor. Zaten kalenin br tarafndaki barbarlar iin, onlara kimin emir verdiinin hibir nemi yok. Snrlarmz amak isterlerse, bize de sultann ordusuna saldrdklar gibi saldrmak zorunda kalacaklar. Ve biz de ayn onlar gibi kendimizi savunmak zorunda kalacaz. Yukardaki sebepten tr sultann bize tanm olduu vakti en iyi ekilde deerlendirmek zorundayz. nderimiz lsmail davasn batan sona yeniden dzenledi. Her mmin elik gibi bir askerdir.

130 Ve her asker ayn zamanda mminlerin en atelisidir. Fakat efendimiz en nemli tedbir olarak fedai okulunun kurulmasn grmektedir. Bu okul her trl fedakarla hazr olan sekin bir grup yetitirecektir. Bu messesenin gerek anlam ve nemini kavramanz iin, zaman daha ok erken. Efendimizin adna size sadece tek bir ey syleyebilirim: Seluklularn soy ktn devirecek olan baltann bilenmesi yaknda sona erecektir. lk darbenin iitilecei zaman belki de ok yakn artk. Rey'e kadar uzanan btn blge davamza katld. Ve Huzistan'a gnderdiimiz habercilerin syledikleri bizi yanltmyorsa, Byk Da Hseyin Alkeyni Seluklulara kar genel bir ayaklanmann hazrln yapmaktadr. te o an bizim harekete geme iaretimiz olacaktr. Elbette ki bu hemen yarn gereklemeyecektir. Ve bylece hrmetli daler ve hrmetli liderler, sizden bugne dek yaptnz gibi bizimle beraber almaya devam etmenizi istiyorum. Baka bir ifadeyle davamz iin tek tek bile olsa, insan kazanmaya aln! Yapmamz gereken ite budur." Konumasna monoton bir ses tonu ile balayan Ebu Ali sonlara doru epey heyecanlanrrfct. Elini kolunu sallayarak orada toplananlara ateli bir ekilde hitap ediyordu. Nihayet ayaa kalkarak kendisini dinleyen grubun ortasna dikildi. "Dostlanm!" diye devam etti. "Seyduna sizlere zellikle bir tavsiyede bulunmam istedi. Sakn ola ki baarlarnzn gzlerinizi kamatrmasna msaade etmeyin. u anda her eye ve herkese ihtiyacmz vardr. Saymzn okluuna bakp una buna ne ihtiyacmz var ki diye dnmemelisiniz. Hele insanlarn fakir ve gsz olmalarn bahane etmeyin hi! Teker teker evrenizdeki tm insanlara giderek, onlar davamz iin kazanmaya aln. Zahmetten kanmayn! Belki de son ikna ettiiniz adam terazinin kefesini lehimize evirecek olandr. Yapmamz gereken eylerden en nemlisi, evremizde gven uyandrmaktr. Ve bunu yaparken keskin zeknz kullann: nanl mminlere elinizde Kuran ile yaklan. Her yerde Seluklularn Badat halifesinin sarayn zapt etmelerinden beri, dinin ne kadar aalanmakta olduunu ve bizzat halifenin Seluklularn elinde bir oyuncak olduunu anlatn. Eer 131 Kahire imamnn yabanc hrszn teki olduuna inanan birisi ile karlaacak olursanz, onu yumuatmaya aln ve Badat halifesinin durumunun daha iyi olmadn syleyin ona. Ali'ye inanan veya hi olmazsa sempati besleyen birisi ile karlaacak olursanz, iiniz daha da kolay olacaktr. Eer bu adam ranl atalar ile gurur duyuyorsa, hareketimizin Msr ynetimine kar tavr ald konusunda srar edebilirsiniz. Eer baka birisi hakszla veya aalanmaya maruz kalmsa, ona tm bu kt muamelelerin Msr Fa-tmlerinin kudretinin buraya dek uzanmas ile son bulacan syleyin. Eer gizlice veya aka Kuran veya dini konular ile alay etmeye cesaret eden zeki bir adam ile tanrsanz, ona Ismail hareketinin dnce zgrlne nem yerdiini belirtmeyi ihmal etmeyin. Yedi mam hikayesinin palavradan ibaret olduunu ve bunun sadece cahil kitleleri kandrmak iin uydurulmu bir masal olduunu syleyin ona. Herkese kiiliine uygun biimde davrann ve insanlar yava yava kurulu dzeni sorgulamaya yneltin. nsanlar korkutmaktan zellikle kann. Kendinizi mmkn olduu kadar alakgnll ve azla yetinen kiiler olarak tantmaya gayret edin. Bulunduunuz yerin gelenek ve greneklerine sayg gsterin ve karnzdakileri kazanmak iin baz fedakrlklar yapmaktan kanmayn. Sizi dinleyen her insan, sizin ok akll ve tecrbeli olduunuzu kabul etmeli ve buna ramen ona deer verdiinizin de farknda olduunu anlamal. Ksacas yapmanz gereken en nemli ey, insanlar hak yoluna dndrmek olmaldr. nsanlara yeteri kadar gven telkin ettikten sonra, plann ikinci blmn uygulamaya koyabilirsiniz. Gvenini kazandnz kiiye, kendinizin dnya zerinde doruluu ve hakikati tesis ederek, yabanc igalciler ile hesaplamak isteyen bir tarikata ye olduunuzu anlatn. Onunla hararetli tartmalara girin, merakn krkleyin, kendinizi gizemli ve sr dolu birisi olarak gstermeye gayret edin, ta ki kafas tamamen karana kadar. Ondan sonra kendisinden imdi duyacaklarn asla kimseye sylememesi konusunda yemin etmesini isteyerek, yedi imamn hikyesini anlatn ona. Eer Kuran'a inanyorsa

bu inancn sarsmaya aln, davamzdan ve sultana saldrmak iin hazr bekleyen sekin sava132 larmzdan bahsedin. Sonra da onu yeni yeminler etmesi iin zorlayn- Alamut kalesinde byk bir peygamber bulunduunu ve binlerce ama binlerce mminin onun emrinde olduunu aaal szlerle anlatn ve kendisinin de bu kutsal grev iin hazrlanmas gerektiini syleyin. Maddi durumu iyi ise ondan byk miktarda para tahsil edin ki kendisini davamza katlmaya mecbur hissetsin. nk tecrbe gstermitir ki insanlar para dedikleri ilere daha bal kalmaktadrlar. Onlardan aldnz bu paralardan azar azar fakir mminlere datn. Fakat dizginlerini elinizde tutmak iin, bu datma iini mmkn olduunca uzun aralklarla yapn. Ve bu parann sadece bir n deme olduunu, sonradan Byk n-der'in kendilerine ballklar karlnda ok daha byk meblalar deyeceini belirtin. Bir adam avucunuzun iine aldnz zaman artk anz rebilirsiniz. Yeminlerini bozmas durumunda arptrlaca tyler rpertici cezalar anlatn ona; nderimizin basit yaamn ve etrafnda gerekleen mucizeleri tasavvur etmesini salayn. Ve bu insanlarn yaad yerlere tekrar tekrar gitmeyi asla ihmal etmeyin. plerinin avcunuzdan kamasna msaade etmeyin. nderimizin her zai|ian syledii gibi, btn insanlar davamza hizmet edecek kadar deerlidirler." Daler konumay byk bir dikkatle dinlemilerdi. Ebu Ali baklarn zaman zaman dalerden birisinin zerine dikerek, sanki onunla teke tek bir grme yapyormu gibi davranyordu. "imdi veya asla!" diye bard szlerine son verirken. "Kendimize edindiimiz iar sudun Ruhlarn avcs olmalyz! Efendimiz sizleri buraya bu nedenle ard ve emirlerini yerine getirmeniz iin tekrar tm dnyaya gnderecek! Hibir eyden korkmayn; nk arkanzda tekilatmzn, mminlerimizin ve askerlerimizin gc vardr!" Yapt bir iaret zerine salona ii altn dolu bir sandk getirildi. Abdlmelik paray tek tek datmaya balad, bu arada elindeki kaln deftere kime ne kadar verildiini titizlikle kaydediyordu. "Bundan sonra" diye ilan etti Ebu Ali "hepinize belli bir maa balanacak. Fakat bu maan tutarnn ballnza, almanza ve kazandnz basanlara bal olduunu unutmayn." 133 Sonra da liderler kendi zel isteklerini dile getirmeye baladlar. Birinin bakmakla ykml olduu bir sr kars ve ocuu vard, bir dierinin de uzun bir yolu amas gerekiyordu. Bir ncs ise buraya kadar gelememi olan bir arkadana tahsis edilmi olan paray almak istiyordu, drdncs ise ok fakir bir blgede ikmet etmekteydi. Sadece Huzistan blgesinde hkm srmekte olan Byk Da Hseyin Alkeyni'nin elisi ne kendisi ne de efendisi iin bir ey talep etmiti. Aksine yannda getirdii ii altn dolu olan byk keseyi Ebu Ali'ye sundu. "te! rnek almanz gereken bir insan!" diye bard Ebu Ali ve eli ak eliyi tm kalbiyle kucaklad. "Kervan soygunculuu iyi bir meslek olsa gerek" diye homurdand El-Hekim ve Da Zarahrui'ye anlaml anlaml gz krpt. Trkistan'dan gelen kervanlarn Da Hseyin tarafndan sk sk soyulduunu duymutu. Sylendiine gre bu ii Byk nder'in himayesinde, hi olmazsa izniyle yapyordu. Gerekten de Hasan bni Sabbah tarikatn ayakta tutmak iin bu yntemin uygulanmasna izin veriyordu. Parann tm datlp bittikten sonra ev sahipleri misafirlerine et kzartmas ve leziz araplar ikram ettiler. Bu arada herkes zel konumalara dalmt bile. Karlkl olarak birbirlerine dertlerini ve tasalarn anlatyorlard. Bir ksmnn Ismail davasna olan inanc neredeyse yok olmutu. Sonunda da aile meseleleri grlmeye baland. Kimisinin Alamut'ta bir olu, kimisinin de kz vard. Evlilik ilemlerinin dzenlenmesi gerekiyordu ve dn masraflan zerinde ateli tartmalara balamlard bile... Eski dostlar ile yaptklar bu konumalarda, Byk nder'in dedikodusu da yaplyordu elbette. ki kz, Hatice ve Fatma, Ebu Soraka'nn gzetimi altnda hareme kapatlmlard, ilki on , ikincisi ise henz on bir yalarndayd. Hasan onlar Ebu Soraka'ya teslim ettiinden beri ne yanna arm, ne de

durumlar hakknda bilgi edinme ihtiyac hissetmiti. Ebu Soraka Huzistan elisine, kzlarn daha babalarnn ismini duyar duymaz titremeye baladklarn anlatmaktayd. Bu tr bir ilikiyi doru bulmadn da ak 134 ak sylyordu. nk kendisi son derece efkatli bir babayd. Onun dnda hi kimse Hasan'in kadnlar hakknda en ufak bir bilgi krntsna bile sahip deildi. Kulaktan kulaa onlarn da sarayn duvarlar iinde oturduklar fsldanmaktayd sadece. Buna karlk Huzistan elisi dinlemek isteyen herkese, Byk nder'in z olu Hseyin'in, Hseyin Alkeyni tarafndan zapt edilen kalelerden biri olan Zur Gumbadan'da oturmakta olduunu anlatyordu. Orada bizzat babasnn emri ile sradan bir asker olarak hizmet ediyordu, nk babasna kar gelme suunu ilemiti! "ocuk gerekten de bir yaban kedisi kadar vahi" diye ilave etti eli. "Fakat babas ben olsaydm, onu yanmda alkoyardm. inann bana eer Hasan ocuu yannda tutsayd, hi olmazsa onu hizaya getirmek iin bir eyler yapmaya alrd. Bunu yapmak yerine ocuun kt artlarda yaayarak aalanmasna neden oluyor. ocuun kt mizac de giderek bozuluyor tabii..." Misafirler gn daha Alamut'ta konakladlar; drdnc gnde memleketlerine geri dnmek zere hepsi birden yola koyuldular. Kaledeki yaam da normal seyrine girdi, ta ki beklenmedik bir ziyareti gelene kadar... i 135 V A M. altm yalarnda gzken yal bir adam, yanndaki on be kiilik refakati birlii ile kaleye giden geidin kapsna dikildii vakit, gzel bir yaz gn kendisini olanca scaklyla hissettirmekteydi. Kap muhafzlar kendisini durdurarak kim olduunu ve ne istediini sordular. Yal adam ismini syledi. sfahan kalesinin eski reisi Ebu Fazl Lumbani'nin ta kendisiydi ve Rey'den geliyordu. imdiki komutan tarafndan Byk nder'e son derece nemli bir haber iletmekle grevlendirilmiti. Nbeti subay atn drt nala kaleye srerek gelen ziyaretiyi stlerine haber verdi. kindi namaz vaktiydi. Toplanma borusu ald esnada talebeler len dinlenmesine ekilmilerdi. Aceleyle sandallarn baladlar, cppelerini giydiler, silahlarn kuanarak avluya koturdular. Yzba Minuehr, Da Ebu Soraka, Da ibrahim ve Da Abdlmelik onlar at zerinde bekliyorlard bile. Gen adamlara at bin emri verildi. "Bir eyler oluyor" diye fsldad Sleyman yanndaki arkadana. Burun kanatlar heyecanla alp kapanyor, gzlerinden alevler fiknyordu. Bu arada Ebu Ali de dierlerinin yanna gelerek uzun tyl kk kr atna binmiti. arpk bacaklar atn sansn kuvvetle sarmlard, drtnala talebelerin yanna giderek onlara hitap etti: "Delikanllar! Az sonra efendimizin yakn arkada olan nemli bir adam tanma bahtiyarlna erieceksiniz. Bu adam efendimizi drt ay ba vezirin takibatndan saklayarak kendisini byk bir tehlikeye atm olan sfahan eski reisi Ebu Fazl'dr. Onu deerine lyk bir ekilde karlayn ve davamza olan byk faydalarn gz nnde bulundurarak hizmet edin." 136 Atn mahmuzlad ve bir rpda uurumun zerindeki tahta kpry averdi. Ebu Fazl beklemekten sklmt. Geide doru fkeli baklar frlatyordu. At da huysuzlanmaya balamt, sanki efendisinin kzdn anlamt. Nihayet boazdan bir grup svari kt. Svarilerin lideri Ebu Ali'yi hemen tanmt yal adam. Eski arkadatlar. Atlarn drtnala birbirlerinin zerine srdler. Kucaklamak iin attan inerek vakit kaybetmeye gerek grmemilerdi. "Alamut kalesinde seni ilk karlayan olmaktan byk sevin duyuyorum!" dedi Ebu Ali ona. "Teekkr ederim, ben de sevinliyim" diye cevap verdi Ebu Fazl - ama sesinde hafif bir honutsuzluk sezinleniyordu. "Fakat gryorum ki hi de aceleci deilsiniz. Eskiden- ben bakalarn bekletirdim kapmda. Nasld o deyi? Bugn sana, yarn bana..."

Ebu Ali arkadann ineli laflarna sadece gld. "Evet zaman deiiyor" diye karlk verdi. "Ama kzmana gerek yok eski dostum. Sadece sana lyk bir karlama treni hazrlamak istemitim." Ebu Fazl bu zr kabul etti. Gm renkli gzel sakaln svazlayarak dier dalerin elini skt ve Minuehr'i selamlad. Yzbann bir emri zerine talebeler kusursuz bir dzen iinde, ziyaretilerin az zerinde bulunan avluda yerlerini aldlar. Ve yerlerini alr almaz yldrm hzyla nce iki gruba ayrldlar, sonra il yavrusu gibi drt bir yana dalverdiler. Keskin bir slk sesi duyulmas zerine talebeler bir, anda toplanarak tekrar kusursuz bir dzene girdiler. Aniden yksek bir haykr iitildi, talebeler bir daha iki ayr grup oluturarak birbirlerine mzraklar ile drtnala saldrdlar. Gerek bir dman ile mcadele ediyorlard sanki. Ama birbirlerinin yanndan kayp getiler, son bir kere toplanarak atlarn tek sra halinde k noktasna srdler. "Mthi genler! Bu ne disiplin!" diye bard Ebu Fazl tm i-tenliiyle. "tiraf etmeliyim ki onlar sava alanna greceimi dnmek bile souk terler dkmeme neden oluyor. Tebrik ederim!" Ebu Ali honutlukla glmsedi. "Bu grdklerin daha ne ki eski dostum!" dedi ona. "Dur bakalm hele bir kaleye kalm da..." 137 V Bararak bir emir verdi. Hep beraber atlarn kaleye doru sr- ' dler. Kaleye ulatklar zaman Yzba Minuehr talebelerine Ebu Fa-zl'n refakatileri ve atlar ile ilgilenmeleri emrini verdikten sonra onlardan ayrlarak misafirlerin yanna gitti. Yol boyunca Ebu Fazl kale hakknda bilgi alm, insanlarn ve hayvanlarn saylar onu hayrete drmt. "Gryorum ki buras gerek bir ordugh sevgili dostum! Ben bir peygamber ile karlaacam dnyordum ama anlalan karmda gerek bir ordu komutan var... uraya bak! Bu mthi eylerin eski arkadam ibni Sabbah'n eseri olduuna bir trl inanamyorum." "Burada seni birok srprizin beklediini sylememi miydim?" Byk Da gld. "Aa yukar yz kiiyiz bu kalede. Ama grdn gibi ok iyi eitilmi askerlere sahibiz. Yiyecek, iecek ve malzeme sorunumuz ise hi yok. Civardaki kaleler de davamzn atei ile yanp tutuuyorlar. Bir iaretimiz ile bize iki yz asker yollamaya hazr hepsi de. Dediim gibi btn evre bizim tarafmzda ve tehlike durumunda kaleye bir anda bin be yz adam toplayabiliriz." "Her eye ramen az bir say, ok az" diye homurdand Ebu Fazl. "Ne demek istiyorsun?" "Bu bir avu leker ile sultann ordusuna kar koyabileceine inanmyorsun deil mi?" "Tabii ki inanyoruz buna, hem de nasl! Fakat bu aralar bizi tehdit eden bir tehlike yok nasl olsa yle deil mi?" Ebu Fazl ban edi. "Bu konuyu Seyduna ile greceim." Daler birbirlerine baktlar. Nihayet st terasa kabilmilerdi. Ellerinde ar grzler tayan muhafzlann arasndan Byk nder'in kkne girdiler. Dier ileri gelenler kendilerini kabul salonunda bekliyorlard. Ebu Fazl bo yere onlarn arasnda eski arkadan arad. "bni Sabbah nerede?" diye sordu? Ebu Ali sakaln kad: 138 "imdi gedip senin ziyaretini bildireceim kendisine. Bu arada ltfen rahatna bak." Ebu Fazl arkasndan barrken gzden uzaklat: "Bu yolculuu elence olsun diye yapmadm syle ona. Kumandan Metsufer'den nemli bir haber getirdim! leride beni beklettii her an iin byk pimanlk duyacak!" Honutsuzlukla ku ty yastklarn iine gmld. Dier daler de etrafna oturdular. Bu arada hizmetkrlar misafirleri ile ilgilenerek, eitli ikramlarda bulunuyorlard. "Gren de ondan bir ey isteyeceimi sanacak" diye mrldand kendi kendine.

"Bu kadar fkelenme hrmetli da" Ebu Soraka onu yattrmaya alt. "Alamut'ta iler artk bu ekilde yryor." "Byk nder Alamut'a yerletiinden beri odasn sadece bir kere terk etti" diye aklad brahim. "Haftalardan beri Byk Da'ler dnda kimse ile grmyor." "Bunlar biliyorum" diye szn kesti Ebu Fazl. "sfahan'da ben de adam etmek istediklerimi kapmda bekletirdim. Ama kapm arkadalarma her zaman ardna kadar akt! Bu konuda bni Sabbah'a syleyecek bit ift lafim var..." "Hrmetli reis, efendimiz ba vezir tarafndan aranmakta iken, senin onu drt ay boyunca saklam olduunu duyduk" diye kurnazca lafa kart Yunanl. Reis kahkahalarla gld. "Peki onun deli olduunu dndm de sylediler mi sana? Zaten benim yerime bakas olsa, ne dneceini bilmek isterdim dorusu!" "Ben duymutum." Ebu Soraka bunu eklemeyi uygun bulmutu. "Ama dorusunu isterseniz olaylann nasl gelitiini tam olarak ben de bilmiyorum." "Ah! Demek olaylarn nasl gelimi olduunu bilmiyorsun! Eer ilgileniyorsanz, size bunu anlatabilirim" dedi eski reis. Dalerin hepsi birden harekete geerek Ebu Fazl'n altna birka tane daha yastk yerletirdiler. Sonra da binbir trl sayg gsterisi ile yal adamn evresine yerletiler. 139 Szlerine balarken, lzumundan biraz fazla ksrerek boazn temizledi: "ibni Sabbah ile ben yllardan beri grmyoruz. Her ey onun bu geen sre zarfnda olduka deimi olduuna iaret ediyor. Fakat eskiden, onunla yeni tantm zamanlar, tasavvur edemeyeceiniz kadar akac bir adamd. Sultann can skld zaman yapt bir tek espri, ortamn aniden neelenmesini salyordu. Ba vezirin onu kskanmasn pek de yadrgamamak gerek aslnda! Ondan kurtulmak iin elinden geleni ardna koymayaca ta bandan belli olmutu. Neyse ki Hasan Msr'a kamaya muvaffak oldu, bir sene sonra ad sarayda oktan unutulmutu bile -ba vezir haricinde elbette, nk hakl olarak Hasan'n intikam almasndan korkuyordu. Onun Msr terk ettiini rendii zaman, tm casuslarn saklanmakta olduu yeri bulmalar ve onu ldrmeleri iin grevlendirdi. Fakat sanki yer yarlmt da Hasan iine girmiti. Sonra gnn birinde ben evimde dinlenirken odamn kapsn rten perde ald ve ieri heybetli bir eyh girdi. zerinde kaln bir klk cppe vard ve d iin ona sk sk sarlmt. O kadar korkmutum ki az kalsn yreime inecekti. Tekrar kendime geldiimde hizmetkrlarma seslendim: 'Buraya gelin aptallar! Bu adam evime hanginiz aldnz?' Fakat o anda adam suratn rten yakasn indirdi ve karmda eski dostum Hasan'n neeli ehresini grdm. Bir mucize eseri olarak kanl canl karmda duruyordu. Asl o zaman titremeye balamtm. Aceleyle odamn kapsn rten perdeleri ektim. 'ldrdn m sen?' diye ktm ona. 'Ba vezirin yzlerce adamnn peinde olmalarna ramen, sfahan'da srtyorsun. Bu da yetmezmi gibi, nceden haber vermeden saygdeer bir Mslman'n evine girip onu da tehlikeye atyorsun!' Her zaman yapt gibi glmseyerek babacan bir tavrla omuzlarma vurdu. 'Hadi, hadi dostum!' dedi. 'Saraydayken birok arkadam vard. Fakat gzden dtmden beri tm kaplar suratma kapanyor!' Ne yapabilirdim ki? Ona evimde kalmasn teklif ettim - ama kimsenin onun varlndan haberdar olmamas iin de azami aba' sarf ediyordum. Vaktinin ounu odasnda geirmek zorunda kalyordu ama sabn sonsuzdu. Srekli olarak 140 ya bir kada bir eyler iziktiriyor ya da hayaller kuruyordu. Ne zaman onu ziyaret etsem, bkp usanmadan kurduu hayalleri anlatyordu bana. Fakat bir keresinde beni derinden etkileyen bir cmle kt azndan: in garibi bu cmleyi de her zaman kulland o alayc ve akac ses tonu ile sylemiti. Sylediini doru olarak kabul etmek iime gelmediinden, devaml yaptm zere bu cmlesini de glerek ve akaya alarak geitirmek istedim. Fakat o konumaya devam ediyordu: 'Sevgili dostum! Bana canm emanet edebileceim gvenilir adam verseler, bir yldan ksa bir srede sultan devirir ve devletini de ykarm.' Nefessiz kalana kadar gldm. Ama o son derece ciddiydi. Beni omuzlarmdan yakalad ve gzlerimin ta iine o kadar delici

baklar frlatt ki srtmn rperdiini hissettim. Devam etti sonra: 'Ciddiyim, Reis Ebu Fazl Lumbani, hem de hi olmadm kadar ciddiyim!' Geriye ekilerek ona baktm. Sanki odann iinde dokuzuncu mucize gereklemiti. Dnn, adamn biri, kim olduu nemli deil, bana snrlar Antakya'dan Hindistan'a, Badat'tan Karadeniz'e uzanan bir imparatorluu iki- adam ile bir seneden ksa bir srede ykabileceini sylyor! Syleyin bana, benim yerimde olsanz, sizler de aknlktan aznz be kar amaz mydnz? Bir an iin, yalnz ve tehlikelerle dolu yaam yznden akln kardn sandm. Birka kelime ile onu yattrdm ve odama ekildim. Hemen bir hekim artarak delilie kar bir ila hazrlamasn istedim. Birok kez de iirmeye altm ona bunu. Ama o her defasnda ilac imeyi reddetti. Artk bana gveni kalmadn anlamtm." Bu hikye salondaki adamlar olduka neelendirmiti. "Masal gibi bir macera!" diye bard Yunanl. 'Tam da ona gre!" "Peki ya Hasan'n szleri hakknda bugn ne dnyorsun hrmetli reis?" diye bilmek istedi Ebu Soraka. "Korkarm ki ok, ama ok ciddiydi!" dedi Ebu Fazl. Yz kararmt. Ve odada bulunan herkese uzun sre dik dik bakt. Ebu Ali tekrar salona girer girmez doruca misafire yneldi: "Gel! ibni Sabbah seni bekliyor." 141 Reis yava hareketlerle ayaa kalkt, hafif bir ba hareketi ile oradakileri selamlad ve Byk Da'nin pei sra gitmeye balad. Usuz bucaksz bir koridorda yryorlard. Her ke banda dev gibi zenciler nbet tutuyordu; ellerinde hametli grzler vard. Nihayet kulenin tepesine kan bir dner merdivene ulatlar ve ar ar kmaya baladlar. "Ibni Sabbah kulenin en tepesinde mi oturuyor yoksa?" diye sordu Ebu Fazl. Bir yandan da lanetler okuyarak elinin tersiyle alnndaki terleri siliyordu. "Bildin hrmetli reis!" Merdiven giderek daha da daralyor ve dikleiyordu. Reisin nefesi ise giderek daha ok tkanmaya balamt. "Biraz duralm" dedi ona "artk o kadar gen deilim." Ksa bir mola verdiler. Yal reis biraz dinlendikten sonra tekrar merdiveni kmaya baladlar; fakat Ebu Fazl tekrar homurdanmaya balamt: "Babamn sakal adna! Bu lanet olas merdivenin sonu asla gelmeyecek mi? htiyar tilki srf bize eziyet olsun diye yuvasn bu kadar yksee kurdu deil mi?!" Ebu Ali iinden gld. Nihayet merdivenin sonuna ulatklarnda ihtiyar reis soluk solua kalmt. Ban nne ok fazla emiti, o nedenle merdivenin sonunda dikilerek odalara giri k kontrol eden muhafz gremedi. Son basama kt anda az kalsn kafasyla nnde ykselen iki plak siyah bacaa arpacakt. ararak ban kaldrd. Bir anda irkilerek arkaya doru srad. Ebu Ali arkasndan yetierek yal adam tuttu, yoksa aa dmesi iten bile deildi. Yar plak dev bir zenci bronz bir heykel gibi dikiliyordu nlerinde. Penesindeki grz o kadar ard ki reis onu iki eliyle bile yerinden kmldatamazd. Ebu Fazl kprdamadan duran muhafzn etrafndan kukuyla dolat. Koridorda bir kez daha ban evirip ardna baknca, zencinin kendisini izleyen baklaryla karlat. Hi de dosta deildi bu baklar dorusu! "Hayatm boyunca bu kadar iyi korunan bir kral veya sultan grdm hatrlamyorum" diye hrlad misafir. "Dorusu bu Afrikal ve grz hi de ho bir karlama deil..." 142 "Kahire halifesi Hasan'a bu hadmlardan tm bir kou dolusu hediye etti" diye aklad Ebu Ali. "Gelmi gemi en gvenilir muhafzlardr onlar." "Alamut bana gre bir yer deil" diye szland reis. "Hele bu yamdan sonra..." Bir kapnn nnde durdular. Kapdaki muhaliz az ncekine ikiz kardei kadar benziyordu. Ebu Ali birka kelime mrldand dev zenci bunun zerine kapy rten perdeyi yana ekti. Basit denmi bir odaya girdiler. Byk Da hafife ksrd. Duvarda asl bir halnn arkasnda bir eyler kmldad. Kaln kuma, grnmeyen eller tarafndan

kaldrlmt. Ortaya kan gizli kapda Ismaillerin Byk nder'i belirdi: Hasan Ibni Sabbah. Gzleri sevinle parlyordu. Hzla eski dostuna yaklat ve kuvvetle elini skt. "uraya bak! sfahan'daki ev sahibim! Bu defa yannda delilik ilac getirmediini umarm." Scak bir glmsemeyle iki ihtiyann odaya girmelerine izin verdi. imdi daha iyi denmi bir odada bulunuyorlard. Sanki bir limin odasyd buras. Duvarlardaki raflar kitaplarla doluydu; her tarafta zeri yazl ktlar gze arpyordu. Zemin ise hallarla kaplyd. Sada solda eitli astronomi aletleri, lm aletleri ve hesap makineleri, kat ve kalemler, bir mrekkep fs, ksacas derin bir limin ihtiya duyaca tm malzeme karmakark bir ekilde etrafa yaylmt. Yal' reis hayretle evresine baknd. Aada grd basit kale ile u anda grdkleri arasnda bir iliki kurmak istediyse de baarl olamad. "Yoksa gerekten de bana delilik ilac getirdin mi?" diye akalat Hasan ve glerek sakaln okad. Birka gri tel hari simsiyaht sakal. "Hangi ulv amacn seni dnyann bu ucuna attn sorabilir miyim?" "Dorusunu istersen artk delilik ilacna ihtiyacn kalmadn dnmeye baladm" dedi yal reis bir sre sonra. "Fakat Mutsu-fer sana bir kt haber yollad: sultann emri zerine Emir Arslan-ta otuz bin kiilik bir ordu ile Hemedan'dan yola kt. Hedefleri ise Alamut. Trklerin svari birlikleri birka gn ierisinde Rud143 bar'a ulam olacak. Kalenin surlarnn dibine ulamalar ise faz|a uzun srmez." Hasan ve Ebu Ali bir an iin gz gze geldiler. "imdiden mi?" dedi bni Sabbah dnceli bir sesle. "Bu kadar abuk harekete gemelerini beklemiyordum. Belli ki sarayda deien bir eyler var. Arkadan kede duran yastklara buyur etti. Kendisi de yanna oturarak dnmeye balad. "Bildiim her eyi anlatacam sana" diye devam etti Ebu Fazl. "Kaleyi mmkn olduu kadar abuk boaltman gerektiini kabul etmelisin." Hasan sknetini bozmad. Reis gz ucuyla onu szyordu. Altm yanda olmasna ramen, yan kesinlikle gstermiyordu Hasan. Vcudu genliinin kvrakln muhafaza edebilmiti. Yznn rengi canlyd ve gzleri hl genliinin zeki ve delici baklarna sahipti. Bunlarn dnda dikkat ekici bir zellii yoktu. Orta boylu, normal yapl bir adamd: Ne iman, ne de zayf. Dz ve uzun bir burun ile dolgun dudaklara sahipti. Genelde yksek bir sesle, alayc ve dobra dobra konuuyordu. Fakat dnrken bambaka bir insan olup kyordu: Gzleri donuklayor, yz hatlar souk, hatta kat bir ifadeye brnyordu. Sanki grnmeyen bir varl inceler gibiydi. Ona inananlarda istemeden de olsa korku uyandrd muhakkakt. Genel olarak yakkl bir adamd - ama bu tr zelliklerini kendi amalar dorultusunda n plana karmay sevmiyordu. Alnn krtrarak misafirine dnd: "Baka neler syleyeceksin? Seni dinliyorum." "Eer imdiye dek duymadysan" diye devam etti reis "benden duymu ol. Eski dmann Nizam l-Mlk artk ba vezir deil." Hasan ayaa frlad. Tir tir titriyordu. "Neler sylyorsun?" diye bard. Kulaklarna inanamyordu. "Sultan Nizam l-Mlk' grevden ald ve yerine geici olarak Hanm Sultan'n muhasibini atad." "Tac l-Mlk m?" dedi Ebu Ali sevinerek. "O bizim mttefikimizdir." 144 "Artk deil. Hanm Sultan olunu meru yollardan tahta geirmeyi aklna koymu." "hanet!" diye hrlad Byk Da. Hasan sessizce dnmeye devam ediyordu. Yere eilerek parma ile halnn zerine daireler izmeye balad. Dier iki adam tek kelime etmeden onu izliyorlard. Efendilerinin konumaya balamasn beklemekteydiler.

"Eer Hanm Sultan'n muhasibi gerekten de Nizam l-Mlk'n yerine getiyse" dedi Hasan sonunda "saraydaki durumumuz kkl bir deiiklie urad demektir. Bu da hesaplarm allak bullak ediyor. Bahara kadar bizi rahat brakacaklarn dnyordum. O zamana dek hazrlklarm tamamlam olurdum. Oysa imdi almalarmz acilen hzlandrmalyz." "En nemlisini unuttum" dedi yal reis. "Nizam l-Mlk vezir olarak kalmay becerdi. Fakat sultan en ksa srede ismailliin kkn kazmasn kesin bir dille emretti ona!." "lm-kalm sava anlamna geliyor bu!" dedi Ebu Ali bouk bir sesle. "Sabk ba vezir artk sry paralamas istenen bir kurt." "Ama biz koyun deiliz." Hasan gld - grne gre bir zm yolu bulmutu, nk eski neesine kavumutu tekrar. "Acilen nlemler almak zorundayz" diye devam etti. "Metsufer ne dnyor? Bize yardm edecek mi?" "Alnacak btn tedbirleri inceden inceye dndk" diye cevap verdi Ebu Fazl. "Sana deer veriyorum ve Trk svarilerinin geri ekildiini fark etmemeleri iin elimden geleni yapacam. Sultann ordusunun bykl karsnda geri ekilmekten baka bir ey gelmez elinden." "Anlyorum, anlyorum" diye mrldand Hasan. Eski muzip glmsemesi tekrar dudaklarna yerleti ve gzlerinde bir ate yanmaya balad. "Peki efendi hazretleri nereye ekilmemi tavsiye buyuruyorlar?" "Btn imknlar tek tek gzden geirdik" dedi yal reis. Ha-san'n alayc glmsemesini fark etmemi gibi davranyordu. "En uygunlar olarak unlar tespit ettik: lk olarak, senin iin kestirme olan yolu izleyerek, vahi Krtlerin lkesinden Bizans'a gemek. 145 Oradan da Msr'a gidebilirsin. Mutsufer sana uzun olann tavsiye ediyor, yani dou yolunu. Merv veya Niapur'a ekilerek glerini Hseyin Alkeyni'nin gleri ile birletirebilirsin. Oradan Kabil'e giderek sana snma hakk tanyacak birisini bulmak, ok kolay olacaktr nasl olsa." "Gerekten de harika bir plan" dedi Hasan glerek. "Peki ya birliklerim sultann svarileri nnde yeteri kadar hzl davranama-yp geri ekilemezlerse?" "Bunu da dndk elbette" dedi reis ve Hasan'a biraz daha yaklat. "Eer btn bu insanlarla beraber yola kmak sana ok riskli geliyorsa, Mutsufer sana ve arkadalarnn tmne snma hakk veriyor. Zaten beni zellikle bunun iin gnderdi buraya." "Mutsufer akll bir adam ve bana gsterdii dostluu uzun zaman unutmayacam. Fakat benim kafamn iine bakamyor ve kalbimi okuyamyor." Hasan'n sesi soukkanl ve kararlyd. "Ala-mut zapt edilemez bir kaledir-, o halde niye burada kalmayalm? Trk svarilerini parampara edecek gce sahibiz ve sultann birlikleri kaleye ulat zaman savaa hazr olacaz." Ebu Ali parlayan gzlerle Hasan'a bakt. Sonsuz bir gven duyuyordu ona. Ebu Fazl ise kulaklarna inanamyordu. "Sevgili dostum Hasan, bugne dek senin ihtiyar bir kurt olduunu dndm" dedi. "Son zamanlarda ok hret kazandn, tm ran'da yalnzca senden bahsediliyor. Sarayda yaptklarn ile dierlerinden daha baarl bir devlet adam olduunu ispat ettin. Fakat az nce sylediklerin kalbimi korku ve endie ile doldurdu." "Amacmn yarsna bile ulaamadm daha aslnda" diye cevap verdi Hasan. "Bu gne kadar devlet ynetimindeki yeteneime gvendim. Ama artk inancn neleri baaracan greceiz." Bunlar zel bir vurguyla sylemiti. Sonra da Byk Da'ye dnd: "Git ve liderler meclisini topla!" diye emretti. "Tm kale hemen alarm durumuna gesin. Talebelere haber ver. Yarn feda olma imtihanna girecekler. Herkes her eyi bilmek zorunda... Byk meclisi benim adma sen yneteceksin. Liderlere misafir beklediimizi ve onu bulunduumuz yerde karlayacamz syle. 146 Herkesin tek tek fikrini sor. Hepsini dinledikten sonra bana rapor ver. Kalenin savunulmas iin gerekli hazrlklar, yzbann kontrol altnda balasn." "Her ey emrettiin gibi olacak!" Byk Da bayla selam vererek odadan kt. Ksa zaman sonra davullar ve borular askerleri silah bana, liderleri de toplantya ardlar. Ebu Ali suratnda ciddi bir ifadeyle toplant salonunda

bekliyordu. Daler ve subaylar bir anda salona dolutular. Herkes geldikten sonra Byk Daf orada bulunanlar teker teker szd. "Sultan ba veziri grevden ald" dedi gereksiz aklamalara girimeden. "Ve ona kesinlikle uygulamas gereken bir grev verdi: Ismail hareketini bitirmek. Hemedan Emiri Arslanta otuz bin adam ile Alamut zerine yryor. Trk svarilerinin ncleri bu-gn-yann Rudbar'a ulam olurlar. Rey kalesi komutan Metsufer bize destek gndereceini vaat etti. Seyduna bu hcuma nasl kar koyabileceimiz hakkndaki dncelerinizi renmemi istedi benden. Deerli fikirlerinizi dinledikten sonra gerekli olan tm nlemleri alacak." . Liderler birbirlerinin Suratlarna baktlar. Birka kendi aralarnda fisldat, sonra salona derin bir sessizlik hakim oldu. "Yzba, sen en tecrbeli askerlerden birisin" dedi sonunda Ebu Ali Minuehr'e dnerek. "Sence u anda en nemli sorunumuz nedir?" 'Trk svarileri o kadar da nemli deil" diye cevap verdi yzba. "Kale bu tr bir saldrya rahatlkla kar koyabilecek gte. Hatta her trl hcuma kar koyabiliriz. Beni asl dndren otuz bin kiilik bir ordunun kuatmasna nasl dayanrz? Hele bu ordu kuatma makine ve aralarna da sahipse..." "Peki elimizdeki erzak bizi ne kadar idare ederi'" diye bilmek istedi Yunanl. "En az alt ay" diye karlk verdi yzba. Fakat Rey tarafna bir kervan yollama frsat bulabilirsek, Metsufer bize alt ay daha yetecek erzak rahatlkla gnderebilir." "nemli bir noktaya deindin!" dedi Ebu Ali ve bunu not etti. 147 Abdlmelik lafa kart: "Hemen kaleye kapanmamzn pek uygun olmayacan sanyorum. Trk nclerini gl bir aknla perian edebiliriz, hele bir de Metsufer gerekten de bize takviye birlikler gnderirse. Sultann esas ordusu henz ok uzaklarda." Tahmin edilecei gibi bu plan gen subaylar zerinde byk etki yaratt. "Sakn aceleci davranmalym!" diye uyard Ebu Soraka. "Unutmayn ki kalede kadnlar ve ocuklar var. Sava kaybedersek onlarn hali ne olur?" "Gerek bir savann kadnlar ve ocuklar dnmemesi gerektiini sylememi miydim size!" diye bard brahim fkelenerek. "Unutma ki kalede yaknlar olan tek kii ben deilim" diye karlk verdi Ebu Soraka - bu szlerle aka Hasan'in kzlarna gnderme yapyordu Da ibrahim fkeyle dudaklarn srd. "Size ok iyi bir tavsiyede bulunaym" dedi El Hekim glerek. "Kadnlar ve ocuklar develerle eeklere ykleyerek Metsufer'e yollayalm. Kervan da dnte bize gerekli gda maddelerini getirir. Bylece bir tala iki ku vurmu oluruz. Hem kalede ie yaramaz boazlar beslemekten kurtuluruz, hem yaknlarmz iin endielenmemize gerek olmaz, hem de kervan yolun yansn bo olarak gitmek zorunda kalmaz." "Zekice bir dnce" dedi Ebu Ali ve bunu da not etti. Bir anda ateli bir tartma balamt. Hep bir azdan eksiklerin ne olduuna kafa yoruyor ve grev dalm yapyorlard. Nihayet Ebu Ali toplanty bitirdi. Komutanlara niha kararlar beklemelerini emrettikten sonra, Hasan'n kulesine gitmeye davrand. Aradan geen zaman zarfnda, eski reisten saraydaki ani grev deiikliinin nedenleri zerine detayl bilgi almt Hasan. nk hl saray evreleri ile yakn ilikiler iindeydi. zellikle gen Hanm Sultan Trkn Hatun'un veziri Tac l-Mlk, onun salam bir haber kaynayd. Melikah eski karsnn kendisine dourmu ol148 duu Berkyaruk'u tahtn resmi varisi ilan etmiti. Gen adam henz yirmi yandayd ve Hindistan snrndaki si derebeylerinin ayaklanmalarn bastrmakla meguld bu anda. Gen Hanm Sultan onun yokluunu frsat bilerek, drt yandaki olu Muhammedi iran tahtnn resmi varisi yapmak zere faaliyetlere balamt. Nizam l-Mlk bu plann en koyu muhaliflerindendi. Sultan ise bazen gen ve gzel karsnn bysne kaplyor, bazen de vezirini dinlemeyi tercih ediyordu. Ba vezir Halifenin ve btn Snni kesimlerin kendisini destekleyeceini dnyordu. Hanm Sultan ise Nizam l-Mlk'n tm

dmanlar, hatta onun gzden dmesini drt gzle bekleyen herkes tarafndan iddetle destekleniyordu. Hanm Sultan'n veziri ise Snni kesimlere kar denge unsuru oluturmalar iin balarnda Hasan'n b'ulunduu Ali taraftarlar ile ilikiler kurmutu. Saraydaki bu iktidar kavgas Hasan'n ekmeine ya sryordu. Hanm Sultan'la bir anlama yapmt: Ona davasn tm ran'da destekleyeceine sz vermiti. Tac l-Mlk ise Trkn Hatun'un hkmdar sakinletirerek, kuzeyde olup bitenlere gz yummasn salamas iin elinden gelen her eyi yapacakt. 4 iki yl boyunca Trkn Hatun ve veziri yeminlerini tuttular. Nizam l-Mlk ismail hareketine kar ne zaman bir eyler yapmak istese Trkn Hatun ve Tac l-Mlk sultan yumuatmaya alarak, vezirin bu isteinin sebebinin Hasan Ibni Sabbah'a kar duyduu kiisel fke olduu konusunda ikna ediyorlard. Zaten sultan da bu tr eyleri iitmeyi arzu ediyordu. Tahtn varisi sorununda daha ok Nizam'n fikrine eilimli olduu iin, bu konuda karsna ve vezirine destek vermek, dengeyi salamak asndan iine geliyordu. Fakat Ebu Fazl'n getirdii haberler tm dengeleri alt st etmiti. Nizam lMlk Hseyin Alkeyni'nin tm Huzistan blgesini Hasan'n adna ayaklanmaya tevik ettikten sonra, tm kuvvetlerini Zur Gumbadan kalesinde toplamay kafasna koyduunu renmiti. Bu tehlikeli bir eydi. Er veya ge Hasan ile kesin bir hesaplamaya girmesi gerektiini biliyordu, bu nedenle son kozlarn da oynayarak sultan ikna etmeye alt. ok yllar nce Hasan' ie 149 yaramaz bir dalgac olarak takdim etmeyi baarm, bununla da yetinmeyerek kendisini, sarayn vezirini yerinden etmek istedii iin her trl dalavereyi evirebileceine inandrmt sultan. Nizam'n szlerinin ve evirdii dolaplarn etkisinde kalan sultan, gazaba gelerek Hasan' saraydan kovmutu. Bu arada Ha-san'n baarlarn kk grmek gibi derin bir yanlg iine dtnn farknda deildi. Sultann bu yanlgya dmesine neden olan Nizam ise durum tehlikeli bir hal almaya balaynca sultana gerekleri anlatmaktan baka bir aresi kalmadn anlad. Efendisinin nne diz ken yal adam, Hasan'a yapt hakszlklar ve arkasndan evirdii dolaplar bir bir anlatarak, aslnda Hasan'n son derece yetenekli bir devlet adam olduunu itiraf etti. Sultan fkeden bembeyaz kesilmiti. nne diz kerek gnah kartan yal adam tek kelime etmeden ayayla iterek odasna ekildi. Ksa bir sre sonra ise ba vezirin grevden alnarak, yerine geici olarak Hanm Sultan'in muhasibinin atandn aklad. Nizam vezir rtbesinde kalmt ama ismail hareketini en ksa zamanda dnya yznden silme emrini acele ve kesin olarak yerine getirmesi gerekiyordu. Btn bu gelimeler sonunda Hanm Sultan ve veziri mttefiklerine yardm etmekten vazgemilerdi, nk nasl olsa en tehlikeli dmanlar gzden dmt ve sultan etkileyebilmek iin, kimsenin yardmna ihtiyalar kalmamt. Bu heyecanl gelimelerden sonra hkmdar kz kardeini -ve kocasn yani halifeyi- ziyaret etmek zere Badat'a gitmiti. Kafasnda ok nem verdii bir plan kurmutu-. Trklerin sultannn yani kendisinin kz kardeinin halifeye dourduu olan ocuunu, ileride hilafet makamna oturtmaya karar vermiti. Bu kararn uygulamak iin elinden geleni ardna koymamaya hazrd. Ebu Ali rapor vermek iin geri dnd zaman, Hasan Ebu Fa-zl'dan sarayda dnen son entrikalar en ince ayrntsna kadar renmiti. imdi de tm dikkatini adamlarnn dncelerine vermek istiyordu. Byk Da'nin szlerini bitirmesiyle birlikte odann ierisinde bir ileri bir geri dolanmaya balad. Durumu dikkatle deerlendirdii her halinden belliydi. Nihayet Ebu Ali'ye dnerek emretti: "Tahtan al ve yaz!" 150 Byk Da yere bada kurdu, tahtay sol dizine koydu ve kam kalemi mrekkebe batrd: "Hazrm bni Sabbah." Hasan yazdklarn okuyabilmek iin adamn sol omuz bana dikildi ve gerekli yerlerinde aklamalar yapt emirlerini yazdrmaya balad: "Trk svarilerini karlama konusunda" diye balad "Abdl-melik hakl. Kendimizi kaleye kapamakta acele etmemeliyiz. Belli bir blgede onlar pusuya drecek ve yok edeceiz. Bu arada Metsufer'in ksa zamanda takviye birlikler

gndermesini salamak zorundayz. Ebu Ali, sultann nclerini karlayacak birliin komutanln sen yapacaksn. Minuehr kalenin savunmas ile ilgilenecek. Meydan savalarn sevdii iin bu hi houna gitmeyecek ama kalenin savunmasn emin ellere teslim etmek zorundayz. Gereksiz yere beslemek zorunda olduumuz ve bize yk olan kadn ve ocuklarn kaleden ayrlmas son derece nemli. Abdlme-lik hepsini karanlk basmadan develere yklemi olsun. Yats namazndan nce kervann yola km olmasn istiyorum. Metsufer iyi kalpli birisidir, houna gitse de gitmese de bu ba belalarn iyi karlayacandan eminim. Bu arada ona acilen bir haberci yollayarak neler olup bittiini haber vermeliyiz: Mmkn olduu kadar abuk ihtiyacmz olan erzak hazrlamal ve bize gnderebilecei tm adamlar yola karmal. Zaman kazanmak iin kadnlar ve ocuklar her trl ite altrabilir. Sen ne dersin dostum Ebu Fazl?" nce bir glmsemeyle reise bakyordu. "Ben de Abdlmelik'in kervanyla birlikte yola gkacam" diye cevap verdi eski reis. "Dnyada hibir kuvvet sultann ordusu geldii zaman bu fare kapannda bulunmam salayamaz. Tavsiyelerimiz bir ie yaramad. Grevimi yerine getirdim; imdi yapmay dndm tek ey henz vakit varken ortadan toz olmak." "Kararn ok beendim" dedi Hasan glerek. "Yanndaki muhafz birliinde, kervann gvenliini salayacak yeteri kadar adam var. Bylece Abdlmelik yanna fazla adam almak zorunda kalmayacak. Dn yolu iin Metsufer kervana birka tane muhafz verirse yeterli olur. Haremimizdeki kadnlara iyi bakaca konusunda ona gveniyorum." 151 Sonra tekrar Ebu Ali'ye dnd: "abuk Rudbar'a bir haberci gnder. Buzruk mid'e her eyi olduu gibi brakarak buraya gelmesini emrediyorum. Ona ihtiyacm var. Ne yazk ki Huzistan ok uzakta, Hseyin Alkeyni'nin buraya vaktinde yetimesi mmkn deil... Fakat onu durumdan haberdar etmek gerekir. nk burada gelecek kuaklar hayrete drecek eyler olacak. Sanki kendi kendine glyor gibiydi. Ksa bir sessizlikten sonra reise dnd: "Bana kalrsa bir zamanlar sfahan'da olduu gibi beni hl deli sanyorsun. nk otuz bin askerin kaleye snm bir avu adama saldrmak zere olduuna ahit olmaktasn. Fakat bir zamanlar Bedir savanda Muhammed'e de yardm eden meleklerin, imdi de bize yardm etmek iin etrafmzda toplandklarn grmyorsun." "aka yapyorsun! Her zamanki gibi aka yapyorsun!" diye karlk verdi Ebu Fazl ac bir glmsemeyle. "u anda aka yapacak durumda olduumu mu sanyorsun yoksa eski dostum" dedi Hasan neeyle. "Diyelim ki biraz st kapal konuuyorum. Ama size bir srpriz hazrlyorum, yle bir srpriz ki gzlerinize ve kulaklarnza inanamayacaksnz, imann nelere muktedir olduunu ispat edeceim sizlere!" Bir sre daha emirlerini yazdrmaya devam etti ve Ebu Ali'ye dnerek syleyeceklerini bitirdi: "Herkese zerlerine den grevler konusunda gereken bilgileri, en ince ayrntsna kadar ver. Gnderilecek habercileri sen se ve buyruklar hazrla. Abdlmelik yola kmadan nce kzlarm bana getirsin. lerini bitirdikten sonra birlii topla ve sultann bize sava atn syle. Talebelere yarn sabah iin hazrlanmalarn syle: Fedalik imtihanna girecekler. Snav baaramazlarsa bir daha asla ikinci bir hak tannmayacan syleyerek korkut onlar. Akama doru ise onlar cem evinde topla ve onlar trenle feda yap. Bu dnyadaki yaamlarnda grdkleri en nemli ve kutsal tren olsun bu. Aynen Kahire'deki trende izlediimiz gibi. Aka anladn m beni?" "Evet bni Sabbah." Hasan iki ihtiyarn gitmelerine msaade etti. Yastklarn zerine 152 uzanarak bir sre verdii emirleri dnd. nemli bir ey unutmadna emin olunca, gnl rahatl ile huzurlu bir uykuya dald. Birlik hl kzgn gne altnda avluda bekliyordu. Askerler stlerinin Byk nder'in kkne girdiklerini grmlerdi. Aradan epey zaman gemiti. Sabrszlklarn bastrmakta olduka zorlanyorlard.

Talebeler ise klann nnde iki sra halinde dikiliyorlard. erefli bir by karlama grevinin kendilerine verildii iin kendileriyle gurur duyuyorlard. Onlar da sabrszlanmaya balamlard. lk olarak Sleyman sessizlii bozdu: "eride neler olup bittiini ok merak ediyorum. Belki de lanet olas eitimden yaknda kurtulacaz..." "Niye! Zor mu geliyor artk?" diye alay etti Yusuf. Talebelerin dudaklarndan bir glmseme geti. "Bana yle geliyor ki" diye karlk verdi Sleyman "asl sen koca gbeinin erimesinden korkuyorsun. Yoksa korktuun da-vullann gmbrtsyle borularn sesi mi?" "Dur bakalm! nallah yaknda dmann karsna karz. O zaman greceiz ilk*kim saldracak dmana!" "Sen phesiz, deil mi? Hi sanmyorum dorusu. Ama sava esnasnda ok korkacak olursan, srtmn arkasna saklanmana msaade edebilirim." "Kesin tartmaya" diye kart bni Tahir. "Henz ortada hibir ey yok..." "Eer bir sinee dnebilseydim, gidip onlarn neler konutuklarn dinlerdim" diye hayal kurmaya balad beyde. "Bana kalrsa bir sinee dnmeyi asl dman grnd zaman arzu edeceksin" diye alay etti Sleyman. "Eer dman alt etmek iin uzun bir dil gerekiyorsa, phesiz en byk kahraman sensin! Sultan bile senin enene kazanmaktansa tahtndan feragat etmeyi ye tutar!" "Dur bakalm, birka gn sonra kimin enesi, kimin klc uzun-mu greceiz nasl olsa!" Onba Abuna nlerinden geiyordu. Yrrken onlara seslendi: 153 "Hava snmaya balad genler! Sultann birlikleri zerimize yryor." Kimseden t kmad. ten ie duyduklar korku yerini yava yava cokuya ve lgnca bir sevince brakyordu. "Nihayet!" diye bard Sleyman. Tm ruhuyla bardn herkes hissetmiti. Birbirlerine baktlar. Gzleri ve yanaklar alev a,-v yanyordu. Glmsyorlard. Gzlerinin nnden kahramanlklar, baarlar, lmszl hak edileri geiyordu... "Lanet olsun! Daha ne kadar bekleyeceiz!" diye patlad Sleyman. Yerinde duramyordu artk. "Yeter artk! Zndklar gebertelim!" Abuna iki adamn eliinde avludan geti; ellerinde atn dizginlerini tutuyorlard: iki siyah sava at ve Ebu Ali'nin kk at. Birisi fsldad: "Seyduna konuacak!" Saflarda bir mrldanma oldu: "Ne? Kim dedin?" "Seyduna!" "Kim dedi bunu? Beyaz at Ebu Ali'nin. Ve siyah atlardan biri yzbaya ait." "Peki ncs?" Kkn kapsnn nndeki muhafzlar silahlarn kaldrarak ha-zrola getiler. Byk Da ve dier liderler dar ktlar. Ebu Ali, yzba ve Da brahim demin getirilen atlara bindiler. Dier liderler ise kendi blklerinin bana geerek; askerlere gzlerini Byk nder'in sarayna dikmelerini emrettiler. Ebu Ali ve iki refakatisi atlarn avlunun ortasna kadar srdler; sonra Byk Da elini kaldrd. Bir anda lm sessizliine brnmt ortalk. Byk Da zengilerinin zerinde ayaa kalkarak yksek sesle konumaya balad: "Ismailler! Mminler! Allah'n ve Byk nderimizin akna! mtihan ve karar vakti geldi. Byk nderimize ve ehitlerimize duyduunuz ball ve teslimiyeti ispat edeceksiniz. Sultann emri zerine ikenceci ba kpek olu kpek Arslanta, otuz bin 154 dam ile zerimize yrmektedir. Amac hak yolunda yryenleri sonsuza dek ortadan kaldrmaktr. Birka gne kadar kalemizin dibinde borularnn sesini iitecek ve Abbasi kpeinin siyah bayrann dalgalanmasn seyredeceiz. Bu yzden efendimiz adna size bu andan itibaren gece-gndz blklerinizde hazr

vaziyette beklemenizi emrediyorum. Bu emre kar gelenler hain olarak kabul edilip lmle cezalandrlacaklar. Toplanma borusunun aln iittiiniz anda, zaman geirmeden burada toplanmalsnz. stleriniz size gereken emirleri vereceklerdir..." Atn talebelerden yana evirdi: "Kendinizi feda etmeye hazr olan sizler, efendinizin emirlerini dinleyin! Yarn sabah imtihana tabi tutulacaksnz. Baarl olanlar yarn akam feda olacaklar. Size tavsiyem: kendinizi ruhen hazrlayn, nk feda rtbesini alacanz tren hayatnzn en nemli an olacaktr." Tekrar ble doru dnd: Sesi tm alanda nlyordu: "smail savalar! Peygamberin szlerini hatrlayn. Aslanlar gibi savan, nk korku hi kimseyi lmden kurtaramaz. Ehe-d en l ilahe illallah ve 4hed enne Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ya Mehd!" Talebeler bir anda yldrm arpma dnmlerdi. Byk imtihan gn gelip atmt ve daha hibiri kendisini hazr hissetmiyordu. Bembeyaz suratlarla odalarna dndler, gz ucuyla birbirlerini szyorlard. "Sultana hcum!" diye bard Sleyman. "Nasl olsa bir ey bilmiyoruz, bu yzden en iyisi gidip kendimizi er olarak yazdralm." "Evet, hepimiz bunu yapmalyz. Sonra da bizimle canlar ne isterlerse yaparlar" diye katld beyde arkadann szlerine. lerinde en ok korkan Yusuftu. Srekli alnndan akan terleri siliyordu. aktrmadan arkadalarn szyor, az da olsa bir umut yakalamaya alyordu. "Gerekten de imtihan syledikleri kadar korkun mu olacak?" dedi berbat bir ruh haliyle. "Ne sandn? Yorgunluktan pestilin kacak, dmanlar gidene kadar ayaa bile kalkamayacaksn!" diye alay etti onunla Sleyman. 155 1 Yusuf zntyle i ekerek ellerini yzne rtt. "Ne yapacaz imdi?" diye sordu Nairn. "Kendini kaldrp ahrud'a at! Yapabilecein en iyi ey bu zaten" diye dalga geti Sleyman. Ibni Tahir lafa karma ihtiyac hissetti: "Hadi, hadi! Kendinize gelin. Gerekten efendimizin bizi basit asker seviyesine indirmek iin setiine mi inanyorsunuz? Bir sr ey rendik burada! Ben imdi kafam notlarma gmp rendiklerimizi tekrar edeceim. Size de ayn eyi yapmanz salk veririm." Dierleri hep bir azdan bardlar: "Yksek sesle oku da biz de bir eyler renelim bari!" bni Tahir hep beraber terasa kmay teklif etti. Notlarn alarak yere oturdular. Delikanl dersler esnasnda tuttuu notlar arkadalarna okumaya balad. Anlamadklar yerleri elinden geldiince aklamaya alyordu. Yava yava korkularndan syrlmaya balamlard. Fakat yarnki imtihan akllarna geldike souk terler dkmekten kendilerini alamyorlard. lerinde az da olsa bir korku vard. Gariptir ki artk hibirisinin aklna yaklamakta olan dman gelmiyordu. Terasn br ucunda selvi ve kavaklardan oluan kk bir koru, gvercinliin yanndaki harem binasnn kulesini gzlerden saklyordu. Abdlmelik kadnlarn zerine bir ahin gibi saldrmt. Bara ara acele etmelerini sylyordu. Kadnlar feryat fign oradan oraya koarak eyalarn toplamaya alyorlard. Btn bu velvele karsnda, haremaalarnn kl bile kprdamyordu. Srtarak kadnlarn rkek tavuklar gibi oradan oraya koturmalarn seyrediyorlard ki Abdlmelik bararak onlara da yardm etmelerini emretti. Bu arada bir dzine adam katrlar ve develeri haremin nne getirmilerdi. Nihayet tm hazrlklar tamamland. Subaylar ve daler ailelerine veda ettiler ve kervan yola kt. Ebu Soraka'nn kalede iki kars vard. lki kendi yalarnda, aznda hi dii kalmam ihtiyar bir kadnd. Bu karsndan doan iki kz, imdi Niapur'da evliydiler. Da ona genliinden bu yana 156

balanmt, bir ocuun annesine nasl ihtiyac varsa, o da karsna ayn ihtiyac duyuyordu, ikinci kars daha gen bir kadnd. Bu kadndan bir olu ve bir kz dnyaya gelmiti ve ikisi de haremde Hasan'n kzlaryla beraber byyorlard. Bu kadn da onu ok seviyordu, ayrlk vakti gelip atnca, Ebu Soraka onlar ne kadar zleyeceini daha iyi anlad. Az kalsn alayacakt ama g bela gzyalarna hakim olmay baard; duygularn aa vurmak ya-kk almazd nk. El-Hekim'in ihtiyar bir Msrl kars vard. Onu buraya Kahi-re'den getirmiti. ocuklar olmamt, haremde onun evlenmeden nce bir fahie olduu dedikodusu yaplyordu. Kadn yana ramen hl son derece gzeldi ve bu da El-Hekim'in ok houna gidiyordu. Kadnn kendisi zerindeki etkisinden nefret ediyor ve buna lanet okuyordu ama ne zaman kaleye bir kervan gelse onun houna gidebilmek iin bir hediye almay asla ihmal etmiyordu, ihtiyar bir Etiyopyal kadn, karsnn hizmetkrln yapyordu. Onun ise btn gn yastklara uzanarak keyif atmaktan, boyanmaktan, ipekli giysilere brnmekten ve hayal kurmaktan baka bir ii yoktu... Yzba Minuehr nc kez evlenmiti. lk iki evliliinden olan ocuunu, yeni karsnn efkatli ellerine teslim etmiti. Kervann hareket etmesi esnasnda yzba ailesinin yanna gelerek ksaca veda etti. Gereinden uzun kalrsa yumuayabileceini dnyordu. Bu ksa veda treninden sonra herkes grev yerine dnd. Ebu Soraka ve El-Hekim, -be kelime konuacak kadar vakit bulmulard. "Kale bize artk ok ssz gelecek!" diye i ekti ilki. "Bu dnyada yemek ve imekten sonra, uruna mcadele edilecek tek eyin kadn sevgisi olduunu syleyen filozoflara katlmamak elde deil dorusu" diye destekledi onu Yunanl. "Byk nder bundan bile feragat ediyor!" dedi da. Yunanl dudaklarn bkt: "Kk bir okul ocuu gibi konuuyorsun." Ebu Soraka'nn koluna girerek kulana fsldad: 157 "nderimizin kalenin arkasndaki bahelerde neler sakladn, dnyorsun? Kedi yavrular m? Sama... Orada, tm gzlerden uzak yetimekte olan yal kazlarn tadn, eminim ki hibirimiz bilmiyoruz." Ebu Soraka dncelere dalmt. "Hayr, bu konuda sana katlmam mmkn deil" dedi sonunda. "O duvarlarn ardnda bir eyler dndn ben de dnyorum. Ama bu her neyse sadece onun deil, hepimizin kar iindir." "stediini dnmekte serbestsin" diye cevaplad hekim biraz hayal krklna urayarak. "Fakat unu unutma ki efendimiz bugne dek en iyi paralar hep kendisine saklad." "Aman! Az kalsn bir ey unutacaktm!" dedi Ebu Fazl akam st Hasan'la vedalarken. Gzn anlaml anlaml krpt. "Sana bir hediye getirdim. Ama korkma bu defaki delilik ilac deil. Yine de sevineceini dnyorum. Ne olabileceini tahmin eder misin?" Hasan hayretle gld. nce Ebu Fazl'a, sonra da kenarda duran Ebu Ali'ye bakt. "Bilmiyorum. Bir ey diyemeyeceim." "Eer hediyeyi almak istiyorsan, nce hi olmazsa bir tahminde bulunmalsn" dedi ona Ebu Fazl muzip muzip. "Sana yardmc olaym. ok zengin olmana ramen, atafat ve gsteriten holanmyorsun. Sadece bir tek ey senin ilgini ekiyor. Anlatabildim mi?" "Yoksa bana bir kitap m getirdin?" "Bildin Hasan. Bir kitap. Ama kimin?" "Bunu nasl bilebilirim ki? Belki de eski yazarlardan birisinin. Mehur hekim ve filozof Ibni Sina m yoksa? Hayr? O zaman bir adamz demek ki. Belki de din alimi El Gazali?" "Hayr, onun bir kitabn sana getirmeyi pek uygun bulmadm" diye aka yapt Ebu Fazl. "Senin iin fazla dindar bir hediye olurdu. Benim hediyem senin dncelerine ok daha yakn." "Allah adna, ne dediini anlayamyorum!" Ebu Ali glmseyerek lafa kart:

"Bir kez de ben deneyebilir miyim?" 158 "Tabii ki. Dene bakalm ansn" dedi oktan pes etmi olan Hasan. "Bahse girerim ki Ebu Fazl sana eski dostun mer Hayyam'n bir kitabn getirdi." Eski reis kahkahalarla glmeye balad. "Nasl olur da dnemedim bunu!" diye bard Hasan ve eliyle alnna vurdu. "Niapur'daki bir arkadamn bana gnderdii drt tane iiri getirdim sana. O bunlar mer'in azndan bizzat dinlemi. Sevineceini tahmin ettim." "Gerekten de daha iyi bir hediye veremezdin bana!" diye teekkr etti Hasan. "Bana gsterdiin alakaya gerekten ok teekkr ederim." Ebu Fazl cppesinin altndan bir tomar kat kartarak arkadana uzatt. Hasan katlar aarak okumaya balad. Baklarn tekrar kaldrd zaman gzleri dnceli bir ifadeyle dolmutu. "Ne kadar da garip!" dedi bir sre sonra. "Ayn gne iki okul arkadamdan haber alyorum: Nizam ve Hayyam..." Fakat tam o anda kapdaki hadm, Abdlmelik'in Hasan'n kzlarn getirmi oldu^u bildirdi. "Git imdi eski dostum" dedi Hasan ve arkadan kucaklad. "Kadnlarmza ve ocuklarmza iyi bak. Gnn birinde belki bir eye ihtiyacn olur. O zaman beni hatrla, nk sana borluyum." Ebu Ali'ye bir iaret yapt ve iki ihtiyar oday terk ettiler. Abdlmelik perdeyi yana ekti ve Hasan'n iki kz, Hatice ve Fatma ekinerek ieri girdiler. "Sana kzlarn getirdim Seyduna." Hasan kzlarnn gzlerinin ta iine bakt. "Korkak tavuklar gibi ne bekleiyorsunuz orada? Yanma gelin!" diye homurdand. "Ananz sizi bana yk olmanz ve sizi her grmde onu hatrlamam iin, zellikle yanma gnderiyor. Size baktm zaman iimin dayanlmaz bir fkeyle dolduunun farknda tabii. Ne yapalm! Babalk grevimin emrettii gibi sizi kabul ettim. Ama bu kadar yeter. Haremin kalan ksmyla beraber Metsufer'in gzetiminde Rey'e gideceksiniz." 159 Sonra da Abdlmelik'e dnd: "Metsufer'e syle; onlara sadece rettikleri ipliin deeri kadar yemek versin. Benim kzlarm olduklar iin onlara ayrcalk yapmaya kalkmasn sakn! Eer sz dinlemezlerse onlar diledii zaman kle olarak satabilir. Sattan alaca parann yarsn masraf olarak kendine saklasn, dier yarsn da bana gndersin. imdi acele etmeliyiz. nce namaza, sonra da yolculua!" ki kz arabuk dar szlrken Abdlmelik bir an daha ieride kald. "Mutsufer onlara nasl davranmas gerektiini bilir. O akll bir adam ve bir yn ocuu var. Bu arada kzlar kapnn nnde dayi bekliyorlard. Gzleri yalarla dolmutu. "Halbuki ok da gzel bir yz var..." dedi gen olan. "Bizi neden sevmiyor ki?" diye iini ekti by alayarak. Abdlmelik onlar dar kard. "Korkmanza gerek yok yavrularm" diye onlar teselli etti. "Mutsufer" in altn gibi bir kalbi vardr, ocuklar sizinle oynamaktan mutluluk duyacaklar. zlmeyin, haliniz daha da kt olabilirdi..." 160 V nn getirdii akam yemeini Hasan fark etmedi bile. Derin dnceler iinde duvardaki mealeyi alarak masann zerindeki lambann fitilini tututurdu. Alkn ve dikkatli bir hareketle, ateten zarar grmemesi iin duvardaki perdeyi yana ekti. Birka basamaklk bir merdiven ile kulenin balkonuna kan dar koridorda yrmeye balad. Yolunu grebilmek iin mealeyi bann stne kaldrd ve nihayet balkona kabildi. Souk ve temiz havay cierlerine ektikten sonra parmakla yaklaarak mealeyi bann zerinde kez evirdi. Aadan ayn ekilde gecikmeden cevap verdiler. Hasan da iareti aldn belirtmek iin mealeyi bir kez daha bann stnde evirerek odasna ger^dnd. Bu i iin hazrlanm bir delikte mealeyi sndrd; beyaz kaln bir cppeye brnerek kar duvardaki haly yana ekti. Girdii hcre ok kkt

ama duvarlar tamamen hallarla kaplanmt. Yerde bulunan ar bir grz kaldrarak, duvarlarn birine taklm parlak bir madeni levhaya kuvvetle vurdu. Aniden grnrrieyen bir krk almaya balad. Yava yava hareket eden hcre, giderek daha hzl bir ekilde aaya doru inmeye balad. Yolculuk epey uzun srd. Her defasnda bir korku kaplyordu Hasan'n iini bu yolculuk esnasnda. Ya gn birinde mekanizmann bir ksm almazsa? iinde bulunduu hcrenin kulenin dibindeki kayalara arpp paralanmas iten bile deildi. Veya o ok gvendii zencilerden birinin gnn birinde can sklp, onu teki aleme gndermek iin mekanizmay kasten bozmas durumunda ne yapabilirdi ki? Kkken tutsak edilip erkeklikleri kopartlm olan bu adamlardan biri, kendisine yaplan hakaretin intikamn bir grz darbesi ile almak isteyebilirdi. Evet, ayn ylan oynatclarnn ylanlar kavallarnn mzii ile byledik161 leri gibi, o da bu adamlar baklar ile uysallatryordu. Fakat gnn birinde ona ihanet etmeyeceklerini kim garanti edebilirdi ki? Kendisine tam bir sadakatle balanmalar iin elinden geleni yapmt. Dnyada ondan baka hi kimsenin szn dinlemezlerdi. nlerinden geen herkes titriyordu - Ebu Ali bile nbetilerin yanndan geerken iindeki hafif korkuyu bastrmakta glk ekiyordu. Onlar en asi daleri ve liderleri kontrol altnda tutmakta kulland canl birer silahtlar. Yaknda bir de fedaler eklenecekti silahlarna. O zaman adamlarn iten de kontrol edebilecekti. Kendisini bo hayallere asla kaptrmyordu: Dalerin ve dier nemli kiilerin dinleri imanlar yoktu. Kendi karlann korumaktan baka bir ey dnmyorlard. Davasn yrtmek iin insanlardan oluan bir mekanizma kurmutu etrafna. Ayn asansr altran mekanizma gibi, meydana gelebilecek en kk bir aksaklkta, tm sistemin bir anda parampara olmas iten bile deildi. Kck bir hata yaam boyunca gerekletirmeye altklarn yok ederdi. Asansr durdu; kulenin dibine ulamt. kr altran zenci perdeyi yana ekti. Serin bir koridora girmiti Hasan. Belli belirsiz bir hava akm mealelerin klarnn rkek kular gibi uumalarna neden oluyordu. Hasan arkasna dnerek peinden gelen zencinin gzlerine delici nazarlarla bakt. Sakinlemiti tekrar, son derece sakindi artk. "Kpry indir!" diye emretti hrn bir sesle. "Emredersin ey Seyduna!" Zenci siyah bir kolu yakalayarak kuvvetle aaya bastrd. Duvarlardan biri harekete geti; kulana hzla akan derenin arlts gelmeye balamt. Yava yava meydana kan bolukta nce parlayan yldzlar gze arpt, sonra da byk bir para gkyz grnd. Kpr hzla akan derenin zerine inmeye balamt. teki tarafta mealeli bir adam bekliyordu. Hasan ona doru yrd. Kpr ardndan tekrar yukar kalkt ve dar aral kapad. "Her ey yolunda m Adi?" "Evet ey Seyduna!" "Meryem'i soldaki kke getir. Onu orda bekleyeceim. Sonra da Apama'y sadakine gtr. Fakat ikisiyle de tek kelime konuma." 162 "Ba stne ey Seyduna!" Adamlar birbirlerine hafife glmseyerek, akar suyun doal t>ir set yardmyla oluturduu kk glce yrdler. Kk bir kayk onlar bekliyordu. Kaya yerletiler ve Adi kreklere asld. Dar bir kanaldan geerek bir kumsala vardlar. Gzel aalar ve ieklerle ssl bir yol i ksmlara doru uzanmaktayd. Ta yukarlarda kk bir kk gecenin iinden ltlar saarak parlyordu. Adi kkn kapsn at ve ieriye girdiler. Salonun drt kesindeki lambalar yaknca her taraf l l oldu. Kkn ortasndciki havuzdaki sularn parltlar, tavana binbir renk, binbir desen ile yansyorlard. Hasan havuzun yanna geldi. Gizli bir musluu aar amaz muhteem bir fskiye neredeyse tavana kadar ykseldi. "Zamanm bekleyerek harcayacak deilim" dedi efendi ve kendisini yastklarn zerine brakt. "Git ve abuk Meryem'i buraya getir!" Sonra da dncelerini akmakta olan suyun yumuak mrltsna terk etti. Bir sre sonra kendisinden o kadar gemiti ki kzn geldiini bile fark etmedi. "Es-Selam n aleykm ey ibni Sabbah" diye selamlad kz onu.

Hasan annda kendisini tasarlad ve kza yanna gelmesini syledi. Meryem yannda yiyecek ve iecekle dolu byk bir sepet getirmiti. Adamn ayaklarnn dibine oturdu ve elini pt. Hasan iliklerine kadar titremekten kendini alamamt. Meryem ise bu arada sepeti boaltarak iindekileri yere koymutu. "Nasl, kzlar biraz gelime gsterdiler mi?" "Her ey emrettiin gibi ey Ibni Sabbah." "iyi! Ama elence dnemi artk sona erdi. Sultann ordusu zerimize yryor, birka gne kadar kalenin eteklerine gelmi olur." Meryem gzlerini iri iri at. Hasan'n dudaklarndaki belli belirsiz glmsemenin farkna varmt. "Ve sen bu kadar sakinsin?" "Niye olmayaym ki? Baa gelen ekilir! Hatta kadehime urada duran araptan doldurmaman iin bir neden bile grmyorum!" Meryem ayaa kalkarak iki kadeh arap doldurdu. zerinde, yatarken giydii incecik pembe gecelii vard sadece. Hasan kz tepeden trnaa szd. Kadehlere arap doldurmakta olan bem163 beyaz elleri, gm altnda sanki effafm gibi duruyordu. Tek kelime ile mkemmeldi. Hasan gsnn derinliklerinden gelen ac dolu bir inlemeyi glkle bastrabildi. htiyarladnn farkndayd, bu dnyada her eye ge sahip olduunun da... Kz kadehlerin birini ona uzatt. Birbirlerinin salna itiler ve Meryem o anda bu sert adamn gzlerinin hafife nemlendiini fark etti. Bunun ne anlama geldiini tahmin edebiliyordu. Fakat bu durum uzun srmedi ve o her zamanki alayc glmseme yine Hasan'm dudaklarna gelip yerleti... "Herhalde uzun sredir merak ediyorsundur" dedi kza "btn bu muhteem baheleri ve sra kkleri neden yaptrdm ve allmam -hm!- metotlarla eitime tabi tutuum bu kzlarla ne yapmak istediimi. Bugne dek bana hibir ey sormadn ve inan bana, aznn sklnn deerini son derece takdir ediyorum." Meryem bu arada adamn sa elini tutmutu. Bu el kuvvetle doluydu ama bir o kadar da efkatliydi. Adamn gzlerinin iine bakt: "Gerekten de sana hibir ey sormadm Ibni Sabbah. nk yapmak istediklerinin neler olduunu anladm sanyorum." "Eer gerekten bunu baardysan sana krallm veririm." Ha-san'n bu szlerini nce alayc gl, sonra da kahkahalar takip etti. "Peki ya gerekten de baardysam?" "Syle o zaman." "Bu baheleri en sadk ve fedakr kullarna bir mkfat olarak hazrladn dnyorum." "te bunda yanldn tatlm." Meryem son derece aknd. Hasan da onun bu aknl ile gizliden gizliye alay ediyor gibiydi. "Bir keresinde -hatrlyor musun hl?- her eyin ne kadar skc olduundan, artk hibir eyin ilgini ekmediinden, hibir eyin seni neelendirmediinden ikyet etmitin. O zaman sana Yunan filozoflarn ve kendi filozoflarmz anlatmaya almtm, sana doa bilimlerini tantm, insann gizli gdlerini, davranlarnn gerek nedenlerini aklam, elimden geldii kadar evrenin blmlerini tasvir etmeye almtm. Sana yaptm gezileri ve i 64 baarszlklarm anlatm, eski hkmdarlardan ve ahlardan, sultanlardan ve halifelerden sz etmitim. Sk sk sana syleyecek daha pek ok eyim bulunduunu ama bunun vaktinin henz gelmediini eklemitim. Bir defasnda, Sultan Melikah' devirmek iin bana yardm etmeye hazr olup olmadn sormutum! O zaman glmseyerek cevaplamtn: 'Neden olmasn?' Verdiin cevab muvafakat olarak kabul etmitim. O zaman aka yaptm sanmtn belki de. Bu akam ise bana verdiin sz hakknda konumaya geldim." Meryem soran gzlerle bakt ona. Bu garip konumadan ne tr bir anlam karmas gerektiini anlayamamt. "Dikkatini baka bir yne daha ekmek istiyorum hayatm. Bana sk sk genliinde bana gelen olaylardan sonra, artk bir eye inanmann pek mmkn

olmadn sylerdin. Ben de bilimle geen uzun bir yaamn sonunda, seninle ayn yargya vardm sylemitim. unu sormutum sana: Prensip olarak ulalamaz olan hakikatin, gerek de olmadn kavrayan bir kimsenin neler yapmasna izin verilmitir? Bana ne cevap verdiini hl hatrlyor musun?" "Elbette ibni Sabbah. Jnsanlarn mutluluk, ak, sevin olarak adlandrdklar eylerin hepsinin yanl faraziyeler zerine kurulu yanl hesaplarn bir birikimi olduunu kefeden herkes, kalbinde sadece korkun bir boluk bulacaktr. Bu sersemlikten kurtulmann yegane yolu ise kendisinin ve bakalarnn yaamlaryla kumar oynamaktr. Bunu baarabilecek yetenee sahip olan kiiler istedikleri her eyi yapabilirler." Hasan neeyle slk ald. "Pekl hayatm, ite imdi sana kendinin ve bakalarnn hayatyla kumar oynama frsat tanyorum. Memnun musun?" Bir anlk aknlktan sonra Meryem Hasan'in gzlerinin iine bakt. "zmem gereken bir bilmece mi bu yoksa?" "Hayr. Sadece sana mer Hayyam'dan birka iir getirdim. Onlar sana okumak istiyorum. Kader bu eski arkadan tam da bu akam karma kmasn istedi. Sana bahsettiim sfahan'daki o 165 yal reis -hani beni deli sanan- bana bugn onun birka iirini hediye etti. Dmann bizi ziyaret edeceini de ayn adamdan rendim zaten." Elindeki katlar Meryem'e uzatt. "Her zaman beni sevindirmeye alyorsun" dedi Meryem kranla. "Hayr hayr. Sadece kendimi senin sesini duyma mutluluundan esirgemek istemiyorum. Biliyorsun ki bu tr zevklere kar doal bir eilimim var..." "yleyse okumaya balayaym m?" Ban yal adamn dizlerine dayayarak okumaya balad: Sarho musun, ak msn? Sevin yleyse. Sevgi ve arap seni mutlu mu ediyor? zlme sakn. Bizim halimiz ne mi olacak? Dert etme. Sen nesin? Bunu asla bilemeyeceksin. yleyse salna! "Ne kadar bilgece" diye i ekti Hasan kz okumay bitirince. "Hepimiz, zellikle biz ikimiz, gelecee ok fazla nem verdiimizden, bugnn tadn yeterince karamyoruz. Drt dizede geni bir dnya resmi. Devam et! Okuman blmek istemiyorum." Sabahn ordular geceyi kovalyor. Ayaa kalk! Akn ve arabn saati ald! Nergislerin uykularn blme vakti geldi. Yeter ayaklarmn dibinde uzandn. Ayaa kalk! Sana sylyorum: Zaman geldi. Hasan tm kalbiyle glyordu ama kalbi nemliydi. "Eski dostum dnyada nelerin iyi olduunu biliyor" diye bard. "Sabahn krnde bir bardak arap ve ayaklarnn dibinde bir gzel. Hangi erkek, hangi kral daha gzel bir ey arzulayabilir ki?" Meryem okumaya devam etti: 166 Kalp glmseyen bir ehre arar, Kol ise kadehe doru uzanr... Her toz zerresinde ben vanm, Ve btn toz zerreleri bir tek ehre olutururlar. "Evren senin iinde ve sen evrensin. mer bir zamanlar bu fikri savunmay ok severdi." Hasan dncelere boulmu gibiydi. "Sevdiklerimin hepsi bu. Evet, sevdiklerimin hepsi" diye mrldand kendi kendine. Meryem drt dize daha okudu: Eer ilkbaharda bir cennet kz Kadehime ark syleyen arap doldurursa Beni yerecek olanlarn vay haline! Bir kpek bile cennete benden fazla nem verir. "Ne basit bir gerek" diye bard Hasan. "Gzel bir ilkbahar gn, bir kz kadehine arap dolduruyor. Baka bir cennete ne ihtiyacmz var? Ama b^zim kaderimiz sultanla sava etmek ve karanlk planlar yapmak!"

Bir sre sustular ikisi de. "Bana bir ey sylemek istiyordun" diye hatrlatt Meryem ona. Hasan glmsedi. "Evet, ama beni yanl anlamaman iin, nasl yapacam dnyorum. Yirmi yldan beri tm dnyadan zenle sakladm bu srn iimde tayorum ama nihayet birisine anlatma vakti geldiinde syleyecek sz bulamyorum..." "Giderek daha zor anlalr oluyorsun benim iin. Yirmi yldan beri beraberinde bir sr tadn m sylyorsun? Ve bu sr bu bahelerle mi ilgili? tran krallnn k? Benim zavall gzlerim iin bunlar gereinden fazla bulank..." "Biliyorum. Sana her eyi anlatmadm mddete, hibirini kesin olarak anlayamazsn zaten. Bu baheler, kzlar, Apama ve retileri, sen ve ben bunlann hepsi yoktan var ettiim byk 167 bir plann paralar. Fakat imdi hesaplarmn doru olup olmadn anlama vakti geldi. Benim iin geriye dn artk yok. Syleyeceklerimi ifade etmekte ok zorlanyorum dorusu." "Her zamanki gibi beni yine artyorsun Hasan'm. Konu, seni tm kalbimle dinliyorum." "Beni daha iyi anlaman iin nce genliime geri dnmek istiyorum. Bildiin gibi Tus ehrinde dodum ve babamn ad Ali. Peygamber ve miras zerine yaplan tm kavgalar beni ok ilgilendiriyor, hatta beni garip bir biimde ekiyordu. slam'n saysz savalar arasnda en ok ehit Ali'yi beeniyordum. Onu ve ailesini ilgilendiren her ey, zlmesi gereken bir esrar perdesiyie rtl gibi geliyordu bana. Bunlarn arasnda beni en ok ilgilendireni ise Allah'n onun soyundan Mehd adl son ve en byk peygamberin geleceini mjdelemesiydi. Babama, akrabalarna, arkadalarna, ksaca evremdeki herkese, Mehd'yi bize tantacak olan iaretin ne olduunu soruyordum. Fakat bana kesin bir ey sylemekte ok zorlandklarn anladm. Hayal gcm almaya balamt: bazen o ya da bu mminde, bazen de mehur bir hemehrimizde Mehd'nin hatlarn grr gibi oluyordum. Hatta kendi kendime dncelere daldm gecelerde ok ileri gitmeye bile cret edebiliyordum. Yoksa beklenen kurtarc ben miydim?! Bu akl almaz efsane hakknda daha fazla bilgi edinmek ii yanp tutuuyordum. Gnn birinde, ehrimize Amireh Zarab adnda byk bir danin geldiini rendim. Mehd hakkndaki her eyi bildii syleniyordu. Ben bu adam hakknda bilgi edinmeye alrken, Ali'nin davasn pek de beenmeyen bir yeenim, bana bu pheli danin ismail mezhebinin bir yesi olduunu ve bu tarikatn yelerinin sofistler, serbest dnceliler ve tanrtanmazlar gibi davrandklarn syledi. Henz yirmi yana girmemi olmama ramen, bu pheli misafiri ziyaret etmeye karar verdim, ismail mezhebinin gerekten de serbest dncenin bir eidi olup olmadn ve Mehd hakknda ne dndklerini bir de onun azndan renmek istedim. Amireh Zarab bana binbir trl hikaye ile smail mezhebini stnkr olarak anlatmaya balad. Ali'nin Mu168 hammed'in yegane meru varisi olduuna ve Ali'nin sekizinci kuaktan torunu smail'in olu Muhammed'in gnn birinde El Mehd adyla zuhur edeceine yeminler etti. Ondan sonra Ali'ye inanan dier mezheplerin itikatlarn anlatt, bu arada Mehd'nin ismail'in soyundan gelmeyen on ikinci imam olarak zuhur edeceine inananlara lanet okumay da ihmal etmiyordu! Kiiler etrafnda dnen btn bu tartmalar ve kavgalar, bana ok acnacak ve zavall davalar olarak grnd. Hibir srrn izi bile yoktu bu anlattklarnda. Honutsuzlukla eve geri dndm ve bir daha din kavgalarna bulamamaya karar verdim. Yatlarmn birou gibi daha basit uralarla vakit geirmeye altm. Eer bir mddet sonra Ebu Nedim Zarac adnda baka bir ismail dervii ehrimize gelmeseydi, hi phesiz bunu baaracaktm. Merakm yenemeyerek onu da ziyaret ettim. Fakat onun halefi olan ve bana en kk bir sr krnts bile aklamaya muvaffak olamayan da beni ylesine kzdrm ve hayal krldna uratmt ki onunla ve acnacak retisi ile alay ettim. Anlattklarnn bana en az Snnilerin iddialar kadar gln geldiini syledim. Artk hi mi hi gvenim yoktu onlara. Tm yaptklar kendileriyle konumaya alanlarn kafalarn bulandrmaktan ibaretti! Bu ekilde bir mddet hakaret ettim ona. Her an kap

dar edilmeyi bekliyordum. Fakat refik beni skunetle dinliyordu. Hatta dudaklarnda honut bir glmseme grr gibi oldum. Nihayet syleyecek hibir eyim kalmad zaman konumaya balad: 'imtihan ok iyi basardn gen dostum.. Bunu sana sylememe msaade et. Gnn birinde ok kudretli bir da olacaksn. Evet, sen gerek ismail retisi iin hazrsn. Fakat bana sz ver. Mezhebimize kabul edilene kadar, sana anlatacam eylerden hi kimseye bahsetmeyeceksin.' Bu szler beni derinden etkiledi. Demek ortada bir sr olduu konusunda yanlmamtm. Titreyen bir sesle istedii yemini ettim, o da anlatmaya balad: 'Ali ve Mehd hakknda anlatlan hikyeler, Ali'yi seven ve Badat'tan nefret edem mminler iin uydurulmu hikyelerdir. Daha zeki olup da bu masallar yut-mayanlara, dncelerimizi Halife el-Hakim gibi anlatmay tercih ediyoruz: Kuran sadece ve sadece hasta beyinlerin bir rndr! 169 unu bil ki kimse asla hakikatin ne olduunu bilemez. Bu yzden biz hibir eye inanmyoruz ve bu yzden her eyi yapabiliriz.' Yldrm arpma dnmtm. Peygamber bir akl hastasyd! Damad Ali de bunlara inand iin delinin tekiydi! Ve imdiye kadar Mehd hakknda rendiklerimin hepsi, o srlarla ve kurtarclarla dolu harika reti, basit insanlardan oluan kitleleri uyutmak iin uydurulmu bir masald! O an iin hakl olduunu sandm bir fkeyle dervie bardm itiraf etmeliyim: 'Peki ama neden? Neden insanlar bylesine yanl yollara sevk ediyorsunuz?' Bana sert bir bak frlatt: 'Trklerin klesi olduumuzun farknda deil misin? Ya Badat'n onlarn tarafn tuttuunu? Ya halkn durumunu? Ali isminin kutsall sadece burada! Biz bu ismi halk sultana ve halifeye kar kkrtmak iin kullandk. Hepsi bu ite.' Azm tahta gibi kurumutu. O gne kadar iinde yaadm byl hayal alemi bir anda yok oluvermiti. Hastalandm. Krk gn lmle yaam arasnda gidip geldim. Nihayet ateim dt. Tekrar gcme kavutum. Fakat hayata dnen bu insan yepyeni birisiydi..." Hasan sustu. Derin dncelere dalmt. Bunun zerine o ana kadar gzlerini Hasan'n dudaklarndan ayrmayan Meryem bir soru sormaya cesaret edebildi: "Fakat ey Ibni Sabbah, daha nceki hocann seni bu kadar hayal krklna uratmasna ramen neden bu kfirce dnceye bu kadar abuk balandn?" "Sana aklamaya alaym. lk da bana bir sr olay anlatmt. Hepsi de ilk bata gerek ve mantkl gibi grnyordu fakat iimde bir phe glgesinin varln hissediyordum. Anlattktan ne bilgiye kar olan susuzluumu gidermiti, ne de daha yksek bilgi basamaklarna kmak iin kullanacam yolu amt. Mantm o gzel dsturlar hayattaki tek hakikatler olarak alglamaya hazrd fakat kalbim buna raz deildi. kinci hocamn bana anlattklar ile nereye varmak istediini hemen anlayamadm da kabul etmeliyim. Fakat bu defa aklamalar ruhumun derinliklerinde, rktc ve bilinmeyen bir glge eklinde kald. Gnn birinde mantmn bunlar kavrayacan biliyordum. Mantm imdilik bunlar reddediyordu ama kalbim hemen kabul etmiti. Hastalk170 tan kalktm zaman hayatma yeni bir yn vermeye karar verdim. Elimde olan tm imknlar kullanarak, refikin bana anlattklarn anlamama veya onlarn samalklarn kavramama yardmc olacak bir bilgi seviyesine ulamak istiyordum. nsanlarn bildii her eyi renmeye ve hibir eyi atlamamaya karar verdim. nme bir frsat kmakta gecikmedi. Gentim. Dilimi tutmasn bir trl be-ceremiyordum. Benimle konumak isteyen herkesi, ruhumu rahatsz eden bitmez tkenmez tartmalarn iine ekiyordum. Ali'nin gizli bir mridi olarak bilinen babam korkmaya balamt. Hakknda karlan zndklk sulamalarndan kurtulmak iin, beni Nia-pur'da Muvafik Edin'in medresesine yollad. Orada mehur mer Hayyam' ve o zamanlar henz ba vezir Nizam l-Mlk olmayan adam tandm... Hocamz hakknda syleyebilecek ok bir- eyim yok. Bize birok filozoftan bahsediyordu ve Kuran' batan sona ezberlemiti. Fakat adamn tm bilgisinin bir damlas bile benim susuzluumu dindiremiyordu. Az nce adlarn andm iki kii ile tanmam, benim zerimde ok daha byk bir etki etmiti. Mstakbel vezir de benim gibi Tus ehrinde domutu ve ayn ismi tayorduk: Hasan ibni Ali. Benden sekiz veya on ya bykt, zellikle matematik ile astronomi bilimlerinde ok geni bilgiye sahipti. Fakat din sorunlan, hakikati aramak, hi

mi hi ilgilendirmiyordu onu. Bylece ilk kez bir varl dierinden ayran uurumun farkna vardm. Grne gre imdiye dek ne Tus ehrinde oturan smail bykleri hakknda bir ey duymutu, ne de kendisini lmn eiine getiren ruhsal bir kriz yaamt. Fakat gl bir mant vard ve seviyesi hi phesiz ortalama bir talebenin ok stndeydi. mer ise bambakayd. Ailesi Niapur'luydu ve evresinde sakin, alakgnll bir gen olarak tannyordu. Fakat onunla yalnz konuulduu vakit, hemen ruhunun gerek rengini belli ediyordu: Her eyle alay ediyordu ve inanszd. Ruh hali son derece deikendi. Can ok skknken bir anda son derece konukan olabiliyordu, yle ki insan onun syledikleri zerine gnlerce dnebilirdi. Sonra aniden dler grmeye balyor veya can skc biri olup kyordu. Nizam ve ben kendimizi ona ok yakn hissediyor171 duk. mz her akam babasna ait bahede toplanyor ve gelecee ynelik byk planlar kuruyorduk. Yaseminler etrafa gzel kokular sayor ve gece kelebekleri ieklerin zsularn iiyorlard. Biz de allarn altnda oturarak kaderimizi yazyorduk. Daha dn gibi hatrlyorum. Bir akam, nedense onlara byklk taslamak istedim ve gizli bir Ismail tarikatna ye olduumu anlattm. Onlara dervilerle yaptm grmeleri ve bana anlattklarn olduu gibi aktardm. Seluklulara ve onlarn klesi halifeye kar savaan insanlar olarak tasvir ettim onlar. aknlklarnn farkna vardm zaman ise eski dncelerimi anlatmay uygun buldum: 'Eski ran'n asil ahlar olan Hsrev'in, Rstem Firdevsi'nin torunlarnn bu at hrszlar ile ibirlii yapmalarn uygun buluyor musunuz? Onlarn bayra siyah olduuna gre, bizimki de beyaz olsun. Kt olan tek bir ey vardr aslnda: yabanclara tabi olarak nlerinde srnmek ve barbarla boyun emek.' Konu ok nazik olduu iin, szlerim ikisini de derinden etkilemiti. 'Ne yapmalyz sence?' diye sormutu mer. 'Mmkn olduu kadar abuk st seviyelere ulamalyz. nemli bir greve gelen ilk kii dierlerine yardm etmeye mecbur olsun.' nerim holarna gitti ve kk bir tren ile anlamay perinledik." Hasan sustu. Meryem efkatle adamn zerine eildi. "Gerekten de yaamn bir masal andnyor" dedi dnceli dnceli. "Ben de" diye devam etti Hasan "yirmi yl buyunca kalbimde genliimin masaln tadm. Peygamberin ailesine ve ulv srlara byk bir iman besliyordum. Yaadm ilk ve en byk hayal krklmn yaras asla iyilemedi. Fakat bilinmezcilie kar olan eilimimi destekleyen olgular gnden gne artmaktayd. Ali taraftarlarnn olaylara nasl bir bak alar varsa, Snnilerin de ayn ekilde bir bak alar olduunun farkna varmtm. Ve onlar kendi inanlarn nasl hararetle savunuyorlarsa, btn Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateperestler, ksaca btn kfirler de kendi grlerini ayn evkle savunuyorlard. Btn taraflarn filozoflar var gleriyle kendi dncelerinin doru172 luunu ispata almaktalar; kimi tek tanrya, kimi birok tanrya, kimisi de tanrnn olmadna, her eyi tesadflerin belirlediine inanyordu. smail dalerinin ulvi inanlarn giderek daha da iyi anlamaktaydm. Hakikat biz insanlar iin ulalmazdr, bizim iin hakikat yoktur. Peki ne yapmalyz? Mutlak olana ulamann mmkn olmadn idrak eden, hibir eye inanmayan kimseye, her eyi yapma izni verilmitir ve korku duymadan ihtiraslarnn peinden gidebilir. Gerekten de idrakin son noktas bu dnce miydi? Benim ilk ihtirasm renmek, her ey hakknda bilgi edinmek oldu. Badat, Basra, iskenderiye ve Kahire'de bulundum. Tm bilim dallarnda renim grdm: Matematik, astronomi, felsefe, kimya, fizik, tabiat tarihi. Birok yabanc dil rendim, dier uluslarn gelenek ve greneklerini inceledim*. Ismail retisi bana giderek daha yaknlayordu... Ama o zamanlar daha gentim ve insanln byk ksmnn cehalet iinde olduu, yalanlarn peinden gittii ve batl inanlara saplanp kald dncesi, beni son derece rahatsz etmekteydi. Bu dnyadaki grevimin insanlarn arasna hakikat tohumlar ekmek, onlarn gzlerini amak, insanl yanlglara ve karanla mahkum eden yalanclardan kurtarmak olduunu sanyordum. smail retisi benim iin cehalete ve yalanlara

kar balattm mcadelenin bayra olmutu. Kendimi insanln kr yryn aydnlatacak bir meale olarak gryordum. Bir kez daha derin bir hayal krklna uradm! Btn tarikatlarmz beni ismail hareketinin bir mcahidi olarak karladlar, fakat liderlerine planlarmdan, yani kitleleri aydnlatp bilinlendirme isteimden bahsettiimde, balarn hayretle sallayarak bu tr eylerden bahsetmemem konusunda beni uyardlar. Girdiim her evden, katldm her meclisten kovuluyordum. ok ksa bir sre sonra, hareketin yneticilerinin gerei insanlardan gizlemek iin byk aba sarf ettiklerini gzledim. nk bunda kendi ahsi karlar vard. Artk kitlelere, halktan insanlara dolaysz olarak seslenmeye karar verdim. Pazar yerlerinde, kervansaraylarda, haclarn toplandklar tapnak glgelerinde velhasl insanlarn bir arada olduklar her yerde konumaya balyordum. Onlara bugne dek 173 rtandiklan her eyin yalan olduunu, kendilerini artk bu masallar-ian ve yalanlardan kurtarmalan ve hakikati aramalar gerektiini lylyordum. Sonu ne oluyordu peki? Daha sylemek istedikle-imin sonuna bile gelemeden, ta ve kfr yamuru altnda oradan kamak zorunda kalyordum. O zaman tek tek insanlann gzerini amann daha akllca olacana karar verdim. Birou beni lgiyle dinliyordu. Fakat syleyeceklerimi bitirdiim zaman, kendi-erinin de bir zamanlar inanmaktan vazgetiklerini anlatyorlard. \ma sonradan tereddt iinde bocalamak ve ebedi bir aray iinde olmaktansa, salam bir dala tutunmay tercih etmilerdi. Sade-:e cahil halk deil, okumu ve bilgili kiiler de u'alabilen bir ya-an, ulalamaz bir geree ye tutuyorlard. nsanlar tek tek ve-/a topluca geree yneltme abalarm baanszlkla sonulanmt. Agka grld zere benim iin son derece nemli olan nakikat, dier insanlar iin yle pek de nemli bir nesne deildi. Bylece kendime bitiim misyonu terk ettim ve silahlarm knlarna koydum. Btn bu bo abalar sonucu ok deerli vaktimi ziyan etmitim, zellikle de dier iki arkadamn baarlann grnce, bu daha da belirgin olarak ortaya kyordu. Tus ehrinden gelen adam bir Seluklu prensinin hizmetine girmiti ve sonradan c zamanki sultan Alparslan ah'a vezir olmutu. mer ise matematiki ve astronom olarak n yapmt. Genliimizde yaptmz anlamaya uygun olarak, Nizam l-Mlk kendisine devlet kasasndan yllk iki bin altnlk maa balamt. mer'i Niapur'daki evinde ziyaret etmeye karar verdim. Yola koyuldum -tam yirmi yl nceydi bu!- ve eski okul arkadam arap kadehleri, kadnlar ve kitaplar arasnda buldum. Grnm pek itimat telkin etmiyordu galiba. Evet, o soukkanl arkadam bile beni grnce irkilmekten kendini alamad. 'Ne kadar da deimisin!' diye bard nihayet beni tandnda. 'ne iplie dnmsn, gne derini kaya evirmi! Grenler seni cehennem kakn sanacaklar...' Beni kucaklad ve evinde misafir olmam istedi. Teklifini kabul ederek yaad zevk sefann iine daldm. Uzun yllardr tm dnyada kendimden gemi bir ekilde dolan174 vordum. Nihayet biraz huzurun ve gzel tartmalarn keyfini karma ansn yakalamtm. Geen zaman zarfnda tm yaadklarmz, ruhsal dnmlerimizi, edindiimiz tecrbeleri birbirimize anlattk. Sonuta ikimiz de hayrete dtk: ok deiik yollardan da olsa, birbiriyle az ok uyum iinde olan sonulara ulamtk ikimiz de. O, tabiri caiz ise kendi evinden asla uzaklamamt. Buna karn ben dnyann hemen hemen yarsn gezip dolamtm. 'nanlacak gibi deil! Bugn senin azndan dinlediklerim, bana bugne dek yaptklarmn tmnn doru olduunu ispat ediyor' diyordu srekli. Ben de ona u ekilde cevap vermekten kendimi alamyordum: 'Birbirimizi bu kadar iyi anladmz grnce, kendimi sanki gk kubbenin inkr edilemez uyumun delili olan yldzlann vzltsn iiten Pithagor olarak gryorum...' zellikle bir konu bizim iin vazgeilmezdi: mutlak olana ulama imknlar. 'Mutlak olan topyekn ve nihai bir biimde idrak etmek imknszd;' diyordu 'nk duyularmz bizi aldatmaktadr. Fakat onlar dmzda olan eylerle mantmzn kavradklar arasndaki yegane araclardr.' - 'Sylediklerin Demokrit ve Pitha-gor'un syledikleri ile birebi^akyor' diye belirttim. 'Bu

yzden insanlar onlan daima tannszlkla sulandlar. Fakat onlara masallar anlatan Platon'u ba tac ettiler.' - 'Kitleler her zaman byledir' diye karlk verdi mer. 'Belirsizlikten her zaman korkarlar, bu yzden ak bir yalan ulalmaz gereklere ye tutarlar. Hele bu yalanlar ne kadar ulv ve yksek olurlarsa, deerleri de o kadar artar. Buna kar yapacak hibir ey yok. Kitlelere peygamberlik etmeye kalkan birisi, onlara ana-babalann ocuklanna davrand gibi davranmaldr. Masallar ve bo hayallerle beslemelidir onlan. Bu nedenle de gerek bilgeler, her zaman kitlelerden uzak durmay yelerler.' 'Fakat Muhammed kitlelerin iyiliini istiyordu!' - 'Evet evet, o insanlann iyiliini istiyordu ama onlann sonsuz aptallklan-nn da farkndayd. Onlara ok acd iin, bu ve br dnyada ekecekleri aclann bedeli olarak cenneti vaat etmiti.' - 'Peki sence Muhammed neden sadece masallar zerine kurulu bir reti uruna binlerce insann lmesine msaade etti?' - 'Sannm daha da sefil nedenler yznden birbirlerini nasl olsa ldreceklerini 175 biliyordu. Onlarn dnya zerinde iyi-kt mutlu olmalarn isti-yordu. Bu iin stesinden gelebilmek iin de, ba melek Cebrail ile grt yalann uydurdu. Aksi takdirde kimse ona inanmazd! Ve lmden sonra tm gzellikleriyle cenneti vaat etmesi, ona inananlar gl ve yenilmez klyordu!' - 'Bana kalrsa' diye devam ettim bir sre dndkten sonra 'gnmzde artk hi kimse sadece cennet vaat ediliyor diye mutlulukla lme gitmez.' -'Halklar de yalanrlar' diye cevap verdi bana. 'insanlar cennet fikrine altlar ve eski duygular uyanmyor artk ilerinde. Sadece yeni bir eye inanmaktan korktuklar iin bu dnceyi bir kalp olarak kabul etmeyi ye tutuyorlar.' - 'Demek ki sen gnmzde peygamberlik etmek isteyen birisinin, cennet vaadi ile hibir ey elde edemeyeceini dnyorsun!' - mer glmsedi: 'Kesinlikle yle. nk nasl solmu bir lle bir daha canlanmazsa, snm bir meale de bir daha yanmaz. Halk kk dnyasnn kendi kk mutluluklarn yeterli bulmaktadr. Eer insanlara bu dnyadaki yaamlar esnasnda cennettin kaplarn amann bir yolunu bulamazsan, peygamberlik etmekten peinen vazgesen daha iyi olur.' Bu szleri dinler dinlemez arplma dndm. mer akadan sylemi bile olsa, ruhumu kasp kavuran bir ate yakmt. Evet, milletler gerekten de masallar ve hayal mahsulleri iinde yayorlar ve etraflarn evreleyen karanl seviyorlard. Bir anda kafamda bir plan belirdi. Dnya buna benzer bir ey grmemi ve duymamt: insanlarn krlklerini son snrna kadar kullanacaktm! Onlarn srtlarna basarak kudretin en st seviyelerine ulaacak, kendimi dnyann kalan ksmndan bamsz klacaktm. Masala vcut bulduracaktm! Efsaneyi gerek yapacak ve tarihin onu uzun sre unutmamasn salayacaktm. nsanlar zerinde byk bir deney yapacaktm!" Hasan Meryem'i kenara iterek ayaa frlad. Havuzun etrafnda bir lgn gibi dnmeye balad. Meryem onu bu halde daha nce hi grmemiti. Delirmiti sanki! Nihayet szlerinin manasn kavramt. Korku dolu bir sesle sordu: "Ya sonra? Sonra ne yaptn?" 176 Hasan bir anda durdu. Tekrar kendine gelmiti. Dudaklarnda alayc ve muzip bir glmseme belirdi. "Ne mi yaptm?" diye tekrar etti. "Masallar geree dntrmenin yollarn aratrdm. Sonunda da Alamut'a geldim. Masal gerek oldu. Cennet yaratld ve ziyaretilerini bekliyor." Meryem ona bylenmi gibi bakyordu. Yavaa konumaya balad: "Sen belki de seni tasavvur ettiim gibisin..." Hasan neeyle gld: "Peki neyim ben? Kendimi biraz mecazi olarak tasvir etmeme msaade et: Korkun bir cehennem hayalcisi!" Garip bir biimde glmeye balad: "phesiz bu beni ok gururlandryor" diye ilave ettj.. "Artk niyetimi bildiine gre, sana kesin talimatlar verme vakti geldi. Cennet sakinlerinden birisi gelen ziyaretilere gerek kimliini iff a ederse, lmle cezalandrlacak. Sen de kimseye bir ey sylemeyeceksin. stisna tanmayacam. Beni anladn umarm. Kzlara ulv sebepler yznden gerekten cennetteymiler gibi davranmalar gerektiini anlat. imdilik grevin bu.

Kendini buna hazrla; ve yarn akam beni tekrar burada bekle. O zaman^kadar iyi geceler!" Kz efkatle kucaklayarak pt ve hzl admlarla uzaklat. Adi kydaki kayn yannda bekliyordu. Hasan kaya bindi ve emretti: "Apama'ya!" Eski sevgilisi, dierine tpatp benzeyen bir kkte bekliyordu Ha-san'. Kadn yerinde duramyordu. Bazen kibirli tavrlarla yastklarn zerine uzanyor, bazen de sabrszlna yenik derek odada bir ileri bir geri dolanyordu. Devaml kapya bakyor, kendi kendine konuuyor, fkeleniyor, grnmeyen bir dinleyiciye el-kol hareketleri ile destekledii yzlerce sebep anlatyordu. Hasan onu grd zaman, dudaklarnda beliren alayc glmsemeyi zorlukla bastrabildi. Cafcafl bir makyaj yapmt Apa-ma. Boynuna, kulaklarna, kollarna ve bacaklarna, ksacas grnrde olan her yerine mcevherler takmt. Salarnda ise prl p177 rl parlayan elmasl bir toka gze arpyordu. Sanki otuz yl nce, doulu bir prensi kabul etmeye hazrlanr gibi sslenmiti. Fakat o zamanlarn Apama's ile bu gnk arasnda ne kadar byk bir fark vard! Onu dolgun ve sk etli, harika vcut hatlarna sahip bir kz olarak hatrlyordu; ama imdi bir deri bir kemik kalmt. Tm vcudu sarkm ve kr kr olmutu. kk yanaklarn ayn dudaklar gibi gz alc krmz bir renge boyamt. Salar, kalar ve kirpiklerine simsiyah srmeler srmt. Hasan ona baknca et ve kemikten yaplan her eyin gelip geiciliini grr gibi oldu. Kadn aceleyle misafirinin elini pt ve onu yanndaki yasta buyur etti. Sonra da sitem dolu bir sesle konumaya balad: "Ondan geliyorsun yine! Eskiden dinlenmeme bile frsat vermezdin!" "Samalama!" Hasan honutsuzlukla alnn krtrd. "Seni nemli bir sebep yznden arttm. Gemii rahat brakalm, onu hi kimse elimizden alamaz." "Belki de gemiinden pimanlk duyuyorsun?" "Bunu hi syledim mi?" "Hayr. Fakat..." "Fakat yok. Syle bana, her ey hazr m?" "Her ey emrettiin gibi." "Baheye yaknda ziyaretiler gelecek. Sana tamamyla gvenmek istiyorum." "Rahat olabilirsin. Beni iine dtm derin sefaletten kurtardn asla unutmayacam." "Pekl. Kzlarn durumu nasl?" "O aptal kazlara elimden gelenin en iyisini retmeye altm." "yi." "Sana bildirmek istediim bir ey var. Bunu grevim olarak addediyorum. Hadmlarnn ok gvenilir olduklarndan kukuluyum." Hasan gld. "Her zaman ayn terane. Bakasn bilmiyor musun?" "Onlarn tamamen gvenilmez olduklarn sylemiyorum. Sana ihanet edemezler, nk senden ok korkuyorlar. Fakat bazlarnn erkekliklerinin tamamen yok edilmediinden pheleniyorum!" Hasan daha da neelendi: 178 "Kendi zerinde mi denedin?" Apama rencide olarak geri ekildi: "Bunu nasl dersin bana! O kpeklerle ha!" "Bu garip kanya nasl kapldn?" "Kzlarn etrafnda dnp duruyorlar ama bence sadece yapmalar gereken grevleri yznden deil. Benden hibir ey gizle-yemezler. Onun dnda..." "Evet?" "Bir keresinde Mustafa bana uzaktan bir ey gsterdi." Hasan sessizce glmeye balad. "Deli olma. Sen ihtiyarsn ve gzlerin artk uza seemiyor. Seninle alay etmek iin orasna bir ey balam olmal. Yoksa hl grnnn insann ehvetini kabarttn m dnyorsun?" "Beni kryorsun. Sadece kzlarla yatmalarn istemiyorum." "Kzlarn tek bildii de bu deil mi?" "Aralarnda bir tanesi var ki belki onu sen istersin diye sylemitim..."

"Hadi hadi, artk yalandm grmyor musun?" 'Tepeden trnaa snlsklam k olacak kadar da yal deilsin!" Hasan son derece einmekteydi. "Eer bu gerek olsayd beni tebrik edebilirdin. Maalesef ben kendimi snm bir yanarda gibi hissediyorum." "Sakn yanlma! Fakat hakl olduun bir ey var. Senin yanda-kilerin daha olgun kadnlara ihtiyac vardr." "Apama gibi birisine yle mi? Ah eski sevgilim!.Ak ile kzartma birbirlerine benzer-. Diler yalandka kuzunun da giderek genlemesi gerekir." Apama'nn gzleri yalarla doldu. Fakat zntsn cesaretle gizledi ve devam etti: "Neden sadece bir tek kadna bal kalyorsun? Bilgeliin ne sylediini bilmiyor musun? Sk deiiklik erkei zinde ve istekli tutar. Peygamber bunun en iyi rneklerinden biriydi. Son ykanmzda bu gen bldrcnlardan birisini iyice inceledim. Vcudu son derece salkl ve gzel. Hemen aklma sen geldin. Kz daha on drdnde bile deil..." 179 "... ve ad Halime. Biliyorum biliyorum. Sen daha suratn bile grmeden ben onu kollarmda tamtm. Daha buraya getirildii gn onu Adi'ye teslim eden bendim! Fakat unu unutma; o bldrcnlardan bir tanesi bile benim gibi yal bir adamn midesine oturur!" "Peki neden hep ayns olmak zorunda? Ondan bkmadn m hl?" Hasan iinden gld. "Akll bir adam bir keresinde yle sylemiti: Perhiz yapmak faydaldr. Her gn bir dilim yulaf ekmei, itahn cennet yemilerinden daha fazla aacaktr." "O ukala cahilden eninde sonunda bkacaksn nasl olsa!" "St ve bal renginde bir ten, bu durumda en yksek bilgiye benzer." "Bir defasnda bana beraber yaadmz ay zarfnda, tahsil ile geirdiin on yldan daha fazla ey rendiini sylediini ok iyi hatrlyorum." "Tahsilin genlie, elencenin de yalla ihtiyac vardr..." "Onda seni bu kadar etkileyen ne olduunu syle bana!" "Bilmiyorum, belki de kalplerimiz birbirine az da olsa uyumlu olduundan." "Bunlar sadece beni krmak iin sylyorsun!" "Bunu aklmdan bile geirmedim." "Asl imdi krdn beni!" "Hadi hadi. Bu yanda kskanlk yapyorsun!" "Kime diyorsun bunu? Ben! Ak rahibesi Apama! prensin, yedi veliahdn, bir mstakbel halifenin nnde diz ktkleri Apama m kskan? Bir at suratly, bir clz turnay m kskanacam?" Sesi hiddetten titriyordu. Bunun zerine Hasan unlar syledi: "Hayatm, btn bunlarn zerinden otuz yldan fazla zaman geti. Artk azn tamamen disiz, bir deri bir kemiksin, cildinin rengi solmu..." Apama nefes almaya alt. "Ya sen? Daha iyi grndn m sanyorsun?" "Allah beni byle yanlglardan saklasn! Aramzda bir tek fark var: ben ihtiyarm ve bunu kabul ediyorum; sen de ihtiyarsn ama bunu kabul etmiyorsun." SO "Buraya sadece benimle alay etmek iin mi gelelin?" Yanaklarndan yalar akyordu. "Kesinlikle hayr eski sevgilim. Mantkl ol biraz. Tecrbene ve bilgilerine ihtiyacm olduu iin arttm seni. Seni derin sefaletinin iinden ekip aldm zaman sylemitin bunu bana. Ben bir varl srden ayrt eden meziyetleri her zaman takdir etmiimdir. Senin de ak ilerindeki bilgi ve becerine byk hayranlk duyuyorum. Ve sana sonsuz gven duyuyorum. Daha ne istiyorsun?" Hasan iin iin glmeye devam ederken, Apama alamaya devam ediyordu. "Niye bu kadar ihtiraslsn?" Apama gz ucuyla Hasan'a bakt. "Ne yapaym" diye itiraf etti. Hasan'n boynuna sarld. "Ben de byleyim ite." "O zaman brak da sana yakkl bir zenci gndereyim." Rencide olmu bir tavrla elini sallad.

"Haklsn. Ben ok ihtiyar ve irkinim. Fakat gelip geen gzel eyler iin ne kadar ok ac ektiimi sana asla tarif edemem." Hasan tekrar ciddi bir sesle konumaya balad: "Misafirlerin karlanmalar iin kkleri hazrlayacaksn. Her tarafn itinayla silinmesini ve temizlenmesini sala. Ve kzlarn gevezeliklerine dikkat et. Olup bitenden haberdar olmalarn istemiyorum. Yarn akam buraya bir daha geleceim. O zaman sana kesin talimatlar vereceim. Benden bir istein var m?" "Hayr efendim. Sana teekkr ederim. Gerekten de bir kez olsun brn denemek istemez misin?" "Hayr teekkr ederim. yi geceler." Meryem geri dnerken kalbi huzursuzlukla dolmutu. Hasan ona bu akam bir anda alabileceinden ok daha fazlasn anlatmt. Fakat baz eyleri kavrayabiliyordu: Korkun bir mantk i bandayd. Ona gre dnya zerindeki her ey, insan ve hayvan, canl ve cansz yaratklar, byk bir oyun iin hazrlanm dekorlardan bakas deildi: Karanlk bir hayaletin vcut bulmas. Bu ruhu sevmekle beraber, ondan biraz da korkuyor hatta nefret ediyordu. 181 Aniden birisine alma ihtiyac hissetti iinde. Yreinde ktlk bulunmayan birisiyle birka kelime konumaya ihtiyac vard. Halime'nin yatana giderek yan karanlkta onu seyretti. Kzn uyur numaras yaptnn farkna varmt. "Halime!" diye fsldad ve yatan kenarna oturdu. "Hadi, uyumadn biliyorum. Bana bak." Halime gzlerini aarak zerindeki rty yana itti. Pembe gsleri heyecanla inip kyordu. "Ne oldu?" diye sordu korku dolu bir sesle. "eneni tutabilir misin?" "Evet Meryem..." "Bir mezar kadar sessiz olacak msn?" "Bir mezar kadar." "Seninle konutuumun farkna varrsa ikimizin de kellesini uurtur. Sultann ordular kaleyi kuatacaklar." Halime alak sesle bard. "Bizim halimiz ne olacak?" "Yava! Seyduna bizi koruyacak. Bu andan itibaren her trl itaatsizlik lmle cezalandrlacak. Bizi zorlu imtihanlar bekliyor; bunu bilmelisin. Eer sana sorulursa, kim olduumuzu ve nerede bulunduumuzu asla sylemeyeceksin." Kz iki yanandan pt ve yataa geri dnd. Gece boyunca ikisi de gzlerini krpmadlar. Meryem kafasna sanki tonlarca arlkta talar dm gibi hissediyordu kendisini. Kinat bir ban srtnda denge durumundayd sanki. nlerindeki gnlerde acaba hangi tarafa doru devrilecekti? Buna karn Halime'nin iini ho bir duygu kaplamt. Btn yaam ne kadar da gzel bir macerayd! Trkler kaleyi muhasara edeceklerdi, Seyduna da kimse bir ey grmeden ve duymadan onlar mdafaa edecekti. Ve buna ramen korkun bir tehlike onlar bekliyordu. Her ey ne kadar da garipti: Garip ve gzel! 182 VII eda adaylar, sabahn ok erken bir saatinde hocalarnn eliinde kaleyi terk ettiler. Kusursuz iki sra halinde nce asma kpry, sonra da boaz drtnala atlar. Atlarn derenin olduu tarafta srenler, uurumdan sadece iki ayak uzaklndaydlar. Fakat geen zaman zarfnda hepsi de ok iyi birer svari olmulard, tehlikede olup olmadklarn gzlerinin ucuyla bile olsun kontrol etmeye gerek grmediler. Vadiye ulatklarnda Minuehr onlara yumuak eimli bir yamacn dibinde durmalarn emretti. Delikanllarn heyecanlar had safhadayd. Duyduklar korku atlarna da bulamt, hayvanlar huzursuz huzursuz kiniyorlard. Bir sre sonra Ebu Ali ile Da ibrahim de onlara katldlar. Ebu Ali yzba ile birka kelime konutuktan sonra atn te/Jenin bana doru srd. Etraftan t kmyordu. Birden Minuehr yksek bir sesle delikanllara bir emir verdi. Svariler bir anda etrafa dalverdiler. Zor ve kark hareketleri pe pee

yapyorlar, birbirlerine hcum ediyorlar, geri ekiliyor ve tekrar hcuma kalkyorlard. Bu arada son derece dzgn gruplar oluturmulard ve dzenlerini asla bozmuyorlard. Tepenin banda bulunan Ebu Ali uzun tyl kk atnn zerinde aada olup biteni izliyor ve dier dalere grlerini bildiriyordu. "Minuehr onlar iyi eitmi, buna hi phe yok. Fakat bu Trk usul sava tekniinin, bizim dalk blgemizde ie yarayp yaramayaca beni biraz dndryor. Eskiden biz tek bamza saldrr, nmze kan klcmzla alaa eder ve sonra bir anda dalverirdik. Bu ekildeki iki- saldrdan sonra dman tamamen tahrip olurdu." Fakat delikanllar bir sonraki denemede saldr tekniklerini deitirip teke tek dv usuln uygulaynca, Ebu Ali'nin gzleri hayranlkla parlamaya balad. Honutlukla sakaln svazlyordu. F 183 Atndan indi, dizginleri eline alarak yamatan aa yrd. Aalarn altndaki ardan glgesine bir hal serdirerek zerine rahata kuruldu. Dier daler de onu takip ettiler. Yzba ikinci bir emir verdi. Talebeler atlarndan indiler ve cppelerini kardlar. zerlerinde sadece hafif zrhl gmlekleri kalmt. Mzraklarn yere koyarak kalkanlarn ve ciritlerini aldlar. Artk sava yeteneklerini sergileme vakti gelmiti. Delikanllar ellerindeki hedef tahtalarn belli uzaklklara koyarak oklarn frlatmaya baladlar, ibni Tahir ve Sleyman'n on atndan bir tanesi olsun hedefini amad. brleri de ok baarl sonular elde ettiler. Sonra da sra cirit atmaya geldi. Balangta Byk Da'ler zerinde kt bir etki brakmaktan korktuklar iin biraz tutuk davranyorlard ama hocalarnn yzlerindeki glmsemeyi grnce cesaretleri yerine geldi ve birbirlerine meydan okumaya baladlar. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmak istiyordu. Bu sefer Yusuf hepsine stn gelmiti. Fakat harcad abadan dolay kpkrmz kesilen Sleyman pes etmeye niyetli grnmyordu. "Daha ok yemek yemelisin" diye alay etti Yusuf. "Biraz zayf kalmsn!" Sleyman dudaklarn srarak ciridi savurdu. ok iyi bir at olmasna ramen Yusuf un ciridine yaklaamamt bile. Bir sonraki denemede Yusuf kendi rekorunu krd. "Fevkalade" diye takdir etti onu Ebu Ali. Fakat kl msabakasnda Sleyman'a rakip dayanmyordu. Msabakalar karlkl mcadele eklinde geiyordu. Galip gelen bir sonraki karlamaya katlmaya hak kazanyordu. bni Tahir nce beyde'yi, sonra da ibni Vakkas' yendi. Fakat YusuFun ac kuvvetine kar koyamad. Buna karn Sleyman tm rakiplerini alt etmiti. Sonunda tekrar Sleyman ile Yusuf kar karya kaldlar. Sleyman kalkann yukar kaldrd; gzleri rakibini alayl baklarla szyordu. "imdi gster bakalm nasl bir kahraman olduunu!" diye meydan okudu YusuFa. "Acele etme" diye karlk verdi Yusuf. "Daha az nce cirit atnda grdk ne kadar marifetli olduunu..." 184 Msabaka balad. Yusuf rakibinin kendisinden daha'stn olduunun gayet iyi farkndayd. Bu nedenle ac kuvvetini kullanarak, durumu kendi lehine evirmek niyetindeydi. Kkreyen bir aslan gibi rakibinin zerine saldrd. Fakat Sleyman bacaklarn iki yana aarak, hemen hemen hi kmldamadan hcumu baaryla savuturdu. ok iyi hesaplanm bir sray ile Yusuf u aldatmay baard. Yusuf korunmak iin kalkann kaldrnca, Sleyman'n klc gsn koruyan ince zrha yavaa dokundu. Talebeler ve hocalar YusuFun suratmdaki hiddetli ifadeye glmekten kendilerini alamadlar. "Cesaretin varsa tekrar deneyelim!" diye bard Yusuf. "Bu defa elimden kurtulamayacaksn." Minuehr mdahale etmek istedi ama Ebu Ali-bir iaret ile onu durdurdu. Kllar tekrar arptlar. Yusuf taktii gerei rakibinin zerine bir boa gibi saldrd bir daha. Sleyman ise onu gln hale drmek iin elinden geleni yapyordu. Etrafnda srekli dans ediyor, bir o yana, bir bu yana srayp

duruyordu. Sonra aniden imek hzyla bir hamle yapt ve klcnn ucu bir kez daha zavall YusuFun kalkannn altndan, gsnn ortasn buldu. Seyirciler galibi cokulu'alklarla kutladlar. Bu arada Ebu Ali de ayaa kalkmt. Genlerden birisinin kalkann ve klcn alarak Sleyman'a meydan okudu. Tm gzler onlara evrilmiti. Ebu Ali yal bir adamd, Sleyman'n tek bir hcumuna bile kar koymas imknsz gibiydi. Sleyman aknlkla yzbaya dnd. "Sana emredileni yap!" dedi yzba. Hl kararsz olan Sleyman yerini ald. " "Zrhmn olmamasna nem verme delikanl!" dedi Ebu Ali ona alakgnlllkle. "Sadece formda olup olmadm anlamak istiyorum." Bu szlerden sonra klcn Sleyman'n kalkanna doru savurdu. Aka grlyordu ki Sleyman ne yapacana hl karar verememiti. "Niye tereddt ediyorsun? Saldr hadi!" diye cesaretlendirdi onu Byk Da. Sinirlenmeye balamt. 185 Delikanl hcum etmeye hazrland ama daha kmldar kmldamaz klcnn elinden utuunu hissetti. Ebu Ali'nin cppesinin altndan gzken kolu, neredeyse bir ocuk kafas kadar kalnd. Seyirciler arasnda hayret dolu bir mrlt doland. Ebu Ali sinsice glmsedi: "Bir daha denemek ister misin?" Bu defa Sleyman ii en bandan ciddi tutmaya karar vermiti. Kalkann neredeyse gzlerine kadar kaldrarak rakibini gzlemeye balad. Ebu Ali ateli delikanlnn hcumlarna baaryla kar koyuyordu. Sonra da kendisi bir dizi saldrda bulundu. Sleyman bir yandan geri ekilirken, bir yandan da birka cretkr hamle yapt. Fakat yal adam btn hamleleri engelledi. Sonunda da beklenmedik bir darbe ile ikinci kez delikanlnn klcn elinden drd. Ebu Ali tatmin olmu bir glmseme ile klla kalkan sahibine geri verdi ve bard: "ok iyi bir kl ustas olacaksn Sleyman. Ama nce benim gibi elli sava geride brakmay beklemen lazm." Minuehr'e el sallad. Kazand zaferden dolay gurur iindeydi. Sonra da nnde iki sra halinde duran talebelere dnd: "imdi de bana iradenizin glenip glenmediini gsterin bakalm. Hocanz Abdlmelik seyahatte olduu iin onu ben temsil edeceim." Talebelerin nne geerek onlar souk baklarla szd: "Nefesinizi tutun!" Baklar talebelerin zerinde geziniyordu. Ksa sre sonra boulma belirtileri ba gsterdi: boyun ve akaklardaki damarlar garip biimde kabarmlar, gzler ileri frlamlard. Delikanllardan biri arkaya devrildi aniden. Ebu Ali onun yanna gitti. Tekrar nefes almaya baladn grnce memnuniyetle glmsedi. Dierleri de teker teker yere ylmaya baladlar. Ebu Ali dalere ve yzbaya bakt: "Olgun armutlar gibi dklyorlar" dedi neeyle. Sonunda tanesi ayakta kald: Yusuf Sleyman ve bni Tahir. Byk Da onlara yaklat; dikkatle burun deliklerini ve azlarn incelemeye balad. 186 "Gerekten de nefes almyorlar. Fevkalade!" dedi yavaa. O anda Yusuf sallanmaya balad. nce dizleri bkld sonra da boylu boyunca yere serildi. Yere der dmez gzlerini at aknlkla etrafna bakmyordu. Sleyman ise yeni kesilmi bir aSa kt gibi devrildi yere. bni Tahir hl direniyordu. Ebu Ali ve Minuehr sessizce birbirlerine baktlar. Sonunda bu cesur delikanl da sallanmaya balad. Ebu Ali tam dier imtihanlara balamaya hazrlanrken kaleden drtnala bir haberci geldi ve Byk nder'in vakit geirmeden kendisini grmek istediini bildirdi. mtihanlar leden sonra kalede devam edecekti. Byk Da at bin emri verdi ve birliin nnde atn drtnala kaleye srmeye balad. Talebeler sabahn erken saatlerinde kaleden ayrldklar srada, kulenin tepesindeki muhafz yabanc bir haber gvercininin yaklamakta olduunu grd. Aceleyle bu ile ilgili muhafzlara seslendi. Adamlar yaylarn gererek

beklemeye baladlar. Fakat gvercin kendi kendine kuleye konduu iin onu vurmalarna gerek kalmad. Sa ayana bir ipek paras sarlmt. Haberci ba aceleyle Byk nder'in kkne kotu ve gvercini orada beklemekte olan Hasan'n zel muhafzlardan birine verdi. Muhafz haberi alarak Hasan'a okumaya balad: "smaillerin nderi Hasan<bni Sabbah'a selam! Hemedan Emi-ri Arslanta byk bir ordu ile bize hcum etti. Rudbar'n batsndaki kaleler ona teslim oldular. Biz ise glkle hazrlk yapabilecek zaman bulabildik ve Trk svarilerinin hcumlarn nleyebil-dik. imdi ise Alamut zerine yryorlar. Bizim zerimize ise kaleyi ele geirmek amacyla byk bir ordu yrmektedir. Emirlerini bekliyorum. Yazan: Buzruk mid." "Gvercini habercim Rudbar'a ulamadan nce gndermiler" diye belirtti Hasan. "Yahut Trkler haberciyi yakaladlar. Demek oyun balad!" Sknetle glmsedi. "Keke genler fedalie kabul edilmi olsalard!" diye i ekti. 187 Kk bir kutudan gvercinin ayana sarl olana benzer bir para ipek kard. zerine Buzruk mid'e hitaben bir emir yazarak hayvann ayana sard. Hemen buraya gelmesini emrediyordu Rudbar kalesi kumandanna. pek parasn Rudbar gvercinlerinden birisine balamak zereyken, ona tyl bir haberci daha getirdiler. Bu defa grtlana nbetinin oku saplanmt. Hasan kuun ayana sarl haberi okumaya balad: "tsmaillerin nderi Hasan bni Sabbah'a selam! Emir Kzl Sark Huzistan ve Horasan'da toplad tm kuvvetler ile zerimize yrmektedir. Kk kaleler teslim oldular ve mminler Zur Gumba-dan'a snmak zorunda kaldlar. Dman bizi muhasara etti. Hava ok scak ve su ktl ekiyoruz. Yiyeceimiz de yeterli deil. Kalenin savunulmas iin emir verdim ama olun Hseyin, serbest gei karlnda kaleyi teslim etmemiz iin askerleri kkrtyor. Acil emirlerini bekliyorum. Yazan: Hseyin Alkeyni." Hasan'n surat kapkara kesilmiti. fkeyle dudaklarn sryor-du; tm vcudu tir tir titremeye balamt. lgn gibi odann iinde dolanmaya ve barmaya balad: "Olum olacak alaa bak! Onu zincire vuracam! Onu kendi ellerimle boacam!" Byk Da odaya girdii zaman tek sz sylemeden mektuplar ona uzatt. Ebu Ali haberleri merakla okudu. "Mantm bu iki kale iin yaplacak bir ey kalmadn sylyor" dedi sadece. "Ama sen kesinlikle bir eyler dnmsndr ve sana gveniyorum." "Pekl!" diye cevap verdi Hasan. "Hemen Rudbar ve Zur Gumbadan kalelerine haberciler yollayacam. Olum olacak haini ve memnun olmayanlarn tmn zincire vurup a ve susuz zindana atsnlar. brlerinin sonuna kadar dmana kar koymalarn emrediyorum." Aceleyle emirleri ipek paralarna yazd. Hasan ve Ebu Ali kendi elleriyle mesajlar hayvanlarn ayaklarna baladlar ve kulenin tepesinden salverdiler. Tekrar odaya dndklerinde Hasan Byk Da'ye dnd: "Artk talebelerin fedalie kabul edilmeleri gerekiyor. Onlar 188 zerlerine kudretimizin kalesini ina edeceimiz birer kayadrlar. mtihanlarda baarl oldular m?" "Dorusu delikanllar ok beendim" dedi Ebu Ali. "Minuehr ve Abdlmelik onlardan hakiki birer asker yapm." "Ah! Keke Buzruk mid de burada olsayd" diye homurdand Hasan. "Size nasl bir srpriz hazrladm yaknda greceksiniz!" "Nihayet! Merakm ok uzun zamandr dizginlemek zorunda kalyorum dorusu" dedi Ebu Ali glerek. mtihanlara ikinci namazdan hemen sonra devam edilmesi kararlatrlmt. Talebeler ve hocalar yemek salonunda toplandlar. Ebu Ali salona girer girmez szl imtihanlar balad. Byk Da'deki deiiklik herkesin dikkatini ekmiti. Duvarn dibindeki yastklara yerlemiti. Bo bo nne bakyor ve talebelerin cevaplarn yarm yamalak dinliyordu. Ebu Soraka genlere smail tarihi hakknda sorular sormaya balad. Talebeler sorularna ksa ve kesin cevaplar veriyorlard. Grne gre her ey sabahki

gibi iyi gidecekti. Ama Ebu Ali bir anda ayaa frlad ve kendisi sorular sormaya balad. "Kt!" diyordu istedii cevaplar alamad zaman. Ebu Soraka her soruyu doru olarak cevaplandran bni Ta-hir'de oyaland biraz. "Devam!" dedi Byk Da sabrszlkla. "Bu delikanlnn kafasnn altn anladk. Biraz da tekileri dinleyelim bakalm!" Cafer ve beyde kendilerine sorulan sorulardaki tuzaklara hemen dtler. Ebu Soraka sonunda Sleyman'a dnd. Ebu Ali sakaln svazlyordu. Sleyman sorulara ksa ve ikna edici cevaplar veriyordu, sanki sylediklerinin hepsi doruydu. Ama tm cevaplar istenilenden ya ok ksayd, ya fazla basitti, ya da yanlt. "Hakikatleri klcn kullandn kadar iyi kullanamyorsun delikanl!" dedi Ebu Ali ban sallayarak. "Bir fedanin ruhu asla yanl yapmamal." Sleyman hayal krkl iinde yerine geti. Nihayet sra Yusufa geldi. Talebeler onun iin zlmekle bera189 ber iin iin glmekten de kendilerini atamyorlard. Ebu Soraka onun iin ok basit bir soru hazrlamt: Ali ile ismail arasndaki imamlarn isimlerini sordu ona. Fakat YusuFun akl ok karmt. Henz nc imama gelmiti ki tkanp kalverdi. "ehit Ali'nin sakal adna!" diye bard Byk Da fkeyle. "Byle bir cehalet karsnda ne yapacam bilemiyorum." Ebu Soraka diriden ok lye benzer bir ekilde kesine ekilen Yusuf'a yiyecekmi gibi bakyordu. Sonra da El-Hekim onlar imtihan etti. Hekim, bu maceradan kolaylkla syrlmay baard. Ebu Ali'nin felsefe ve insan yaradl hakknda pek az ey bildiinin farkndayd. Gerekten de Byk Da verilen tm cevaplar karsnda -ister eksik, isterse yetersiz olsunlar- beeniyle ban sallyordu. Corafya imtihannda ise hepsi ok baarlydlar; yzba honut bir glmseme ile onlar kutlad. Gramer, matematik ve metrik de, corafya imtihan kadar abuk sonuland. Fakat din bilgisi konusuna Byk Da daha fazla zaman ayrmay tercih etti. Bu konuya byk nem veriyordu, ibrahim ak ve anlalr sorular soruyor, genellikle de tatmin edici cevaplar alyordu. "Pekl, adaylarmzn hangisinin doutan zeki olduunu anlamaya alalm bakalm" diye araya girdi Ebu Ali. "Yusuf, byk cirit stad syle bakalm, Allah'a hangisi daha yakn? Ba melek Cebrail mi, yoksa peygamber mi?" Yusuf ayaa kalkt fakat etrafna mitsiz baklar frlatmaktan baka bir ey gelmiyordu elinden. Ebu Ali onun etrafnda oturanlara ayn soruyu yneltti. Birisi peygamber dedi, br de ba melek. Fakat her ikisi de iddialarn en kk biimde olsun ispatlamaktan ok uzaktlar. Ebu Ali kt kt srtyordu. "Arkadamz bni Tahir sylesin bir kez de" dedi sonunda. bni Tahir ayaa kalkt ve sakin bir sesle konumaya balad: "Allah Muhammed'e grevini bildirmek iin ba melek Cebrail'i bizzat yollad. Allah eer Muhammed'i dier tm varlklardan farkl klmak istemesiydi, rahatlkla meleini grevlendirebilirdi. Fakat bu esiz emsalsiz grevi Muhammed'e vermek istedii iin 190 bunu yapmad. Bundan dolay Muhammed ister istemez cennette Cebrail'den daha yksek bir mevkie sahip olacaktr." "ite doru cevap bu!" dedi Ebu Ali. "Bize bunu da akla: Peygamber ile Seyduna arasnda ne tr bir benzerlik mevcuttur?" bni Tahir glmsedi. Biraz dndkten sonra cevap verdi: "Peygamber ile Seyduna arasnda, byk ve kk kardeler arasndaki ilikinin ayns mevcuttur." "Doru. Ama hangisi mminler zerinde daha gl bir etkiye sahiptir?" "Seyduna. nk cennetin anahtarlarn elinde o tutmaktadr." Ebu Ali ayaa kalkt. Dierleri de hemen onu izlediler. Ebu Ali bir sre talebeleri inceledikten sonra konumaya balad:

"Hamama gidip ykann. En temiz gsterili, elbiselerinizi giymelisiniz. Sevinin. Yaamnzn en nemli an ok yakn. Yats namaznda fedalie kabul edileceksiniz." Dudaklarnda gizli bir glmseme olduu halde hafife eildi ve hzl admlarla salonu terk etti. Kaleye atn drtnala sren bir haberci gelmiti. Rey'den kmt yola. Metsufer tarafndan takviye olarak gnderilen svari birliinin yola ktn bildirdi Hasan'a. Ayn anda kaleye gelen bir keifi, Trklerin nclerinin yaklatn haber verdi. Kaleye doru sratle yol alyorlard. Gece bitmeden, en iyi ihtimalle afak skerken surlarn dibine ulam olurlard, buras kesindi. Hasan Ebu Ali ve Minu'ehr'in acilen gelmelerini emretti. Onlar odasnda karlayarak gelimeleri anlatt. Yere byk bir harita sermiti. birden haritann zerine eilerek, sultann ordusunu nerede karlamalarnn kendileri iin en iyi olacan dnmeye baladlar. "ncelikle Metsufer'in adamlarna bir haberci yollayalm" diye kararn bildirdi Hasan. "Buraya ok abuk gelmesinler. Abdlme-Iik onlar nce Rudbar yoluna doru gtrsn. Orada Trk nclerinin gemesini beklesinler ve daha sonra kendilerini gstermeden arkalarndan gelsinler. Biz Alamut'ta dman karlar karlamaz var gleriyle hcuma kalksnlar. Bylece onlar deirmen talarnn arasndaki buday gibi ezeriz." 191 Ebu Ali ve yzba plan onayladlar. Bir subay ismi syleyerek, onun birka kiiyle Metsufer'in adamlarna doru gitmesini nerdiler. Minuehr en nemli emirleri aldktan sonra Hasan Ebu Ali'ye talebelerin durumunu sordu. "Hepsinin de bir peygamber olduunu sylemek zor" dedi glerek. "Ama atele dolular ve sarslmaz bir inanlar var." "Hadi yleyse! Fedalie kabul edilme vakitleri geldi de geiyor" dedi Hasan. "te bu etmeleri gereken yemin metni. Trenin mmkn olduu kadar aaal olmasna dikkat et, onlara uzun uzun peygamberden ve ehitlerden bahset, gen ruhlarn vecde getir, atelerini krkle ve kararllklarn elikletir. Tamamen teslim olmamalar durumunda, korkun cezalara arptrlacaklarn syleyerek korkut onlar! Hayallerimdeki talebeleri yetitirebilmeyi ne kadar uzun yllar boyunca hayal ettim! Amalarn, karakterlerini, hedeflerini benim biimlendirebileceim talebeler! Nihayet, nihayet her ey hazr! Amacma ulatm!" "Senin bilgeliine her zaman gvendiimi biliyorsun" diye szn kesti onun Ebu Ali. "imdiki davranlarnn da bir sebebinin olduuna eminim. Fakat kabul trenini senin ynetmenin daha uygun olaca dncesi kafamdan bir trl kmyor. Bak! Seni bir kez grmek iin nasl yanp tutuuyorlar! Onlara kendini bir kere gster ki urunda lecekleri kiinin gerekte de etten ve kemikten bir insan olduuna, bo bir hayal olmadna iman etsinler. Kabul treninin kutsall bu ekilde ayyuka kar!" "Biliyorum ama yine de yapmayacam. Hasan dncelere dald, baklar haldaki bir motife kilitlenmiti. "Ne yaptm biliyorum" diye ekledi sonunda. "Eer birisi insanlar kullanmak, onlar sadece bir ara olarak grmek istiyorsa, yapaca en iyi ey onlarn sorunlarna uzak durmaktr. Byk kararlarn arifesinde ise kalbin sesine kulak verilmemelidir. Buzruk mid buraya geldii zaman sana her eyi anlatacam. Fedalere teslim edecein bayrak hazr. Git ve sana emrettiklerimi yap. Bu tren benim gzmde Trklere kar kazanacamz zaferden daha nemli." 192 Akama doru Byk nder'in kkndeki toplant salonu bir cem evi olarak hazrland. Talebeler kalenin bu ksmna girme iznini ilk defa elde etmilerdi. Grzlerle silahlanm hadmlardan oluan muhafz bl gece nedeniyle takviye edilmiti. Zenciler bu defa zrhlara brnmler ve tepeden trnaa silahlanmlard. Bombo ve bembeyaz salona girdiklerinde delikanllar ellerinde olmadan rperdiler. Kendileri de tamamen beyaz elbiseler giymiler ve beyaz sarklar takmlard. Aldklar emir uyarnca ayaklar plakt. Nihayet yats namazn bildiren boru sesi duyulur duyulmaz Ebu Ali ieri girdi. O da bembeyaz elbiselere brnmt ve kafasnda beyaz renkli koca bir sark tayordu. Salonu bir utan dier uca arnlayarak talebelerin karsnda yerini

ald. Dier liderler iki sra halinde onun etrafnda ayakta duruyorlard. Tren balamt. nce Ebu Ali monoton bir sesle konumaya balad. Yz talebelere dnkt. Trenin anlam ve nemini anlatt nce uzun uzun. Seyduna'ya hizmet edebilmekle duymalar gereken hakl gururdan ve ehitliin neminden bahsetti. Bu arada ehitlere verilecek mkfat de belirtmeyi ihmal etmedi. "Yaamnzn en nemli r gelip att" diye devam etti. "Sekin bir birlik olmakla grevlendirildiniz: Fedaler - kutsal dava uruna ehit olmaya hazr olanlar. On iki kiisiniz; yz binlerce mmin arasndan yalnzca sizler bu erefe layk grldnz. Seyduna'ya olan ballnz ve imannz elde silah ispat edeceiniz imtihan gn de yaklamaktadr. Dman Alamut zerine yryor. inizde zor anda tereddt edebilecek birisi var m? iinizde ihanetinin bedelini aalk bir lm ile demek isteyebilecek birisi var m? Hayr! Aranzda hainlerin bulunmadn biliyorum. Sey-duna ile hepinizin lehinde konutum ve ondan hepinizin fedalie kabul edilmesini istedim. Sylediklerimi kabul etme ltfunu gsterdi. Onun ltfunu ve benim gvenimi boa karmayacanz umarm! Bu durumda sizleri onun adna feda ilan ediyorum. imdi size etmeniz gereken kutsal yemini okuyacam. Her biriniz adnz syleyerek okuduklarm harfiyen tekrar edeceksiniz. Yemin ettikten sonra artk bambaka insanlar olacaksnz. Artk birer 193 talebe deil efendimizi kanlar ve canlaryla korumaya and imi fedalersiniz. imdi dikkatle dinleyin ve her kelimeyi tekrar edin!" Kocaman ellerini ge yneltti ve baklarn yukar kaldrd. Kendinden gemiesine davud bir sesle konumaya balad: "Allah adna, resul Muhammed adna, Ali ve tm ehitler adna, efendimizin ve vekillerinin tm emirlerini bir an bile tereddt etmeden yerine getireceime yemin ederim. srnail hareketinin beyaz sancan hayatmn sonuna dek savunacama yemin ederim. Verdiim bu sz ile fedailie kabul ediliyorum; bizzat Seyduna'dan baka hi kimse bu rtbemizi elimizden alamaz. E-hed en l ilahe illallah ve ehed enne Muhammedn abdh ve resulh. Yeti ey Mehdi!" Talebeler trenin hametinden gzle grlr derecede etkilenmilerdi. Suratlar kar gibi beyazd, gzleri ise alev alev yanyordu. Dudaklarnda mutlu bir glmseme belirmiti. Kalplerini inanlmaz bir mutluluk doldurmutu. Uzun ve bitmez tkenmez straplar sona ermi, amalarna ulamlard. O kadar zlem duyduklar rtbeye sonunda kavumulard ite! Ebu Ali brahim'e bir iaret yapt, o da elindeki sanca ona uzatt. Byk Da sanca at. Talebeler beyaz zeminin stne Ku-ran'n yirmi sekizinci ayetinin drdnc suresinin altnla ilenmi olduunu grdler: "Biz ise yeryznde zebun bir hale getirilmesi istenenlere ltuf etmeyi ve onlar halka hakim klmay ve onlar varis olarak brakmay irade ettik!" "bni Tahir! Buraya gel!" diye bard. "Seilmilerin ilki sen olduun iin sanca sana emanet ediyorum. Bu beyaz bayrak sonsuza kadar sizin erefinizin ve gururunuzun sembol olsun! Eer sancan dmanlarn ayaklarnn altnda inenmesine izin verirseniz, sizin de erefiniz ve gururunuz ayaklar altnda inensin. Bu yzden onu gzbebeinizden daha iyi korumalsnz. Yaayan bir feda bulunduu mddete hibir dman onu elinizden alamaz. Ancak hepinizin cesetlerini ineyerek sancaa sahip olabilir. Aranzda en kuvvetlilerden beini sein. Kura ile kimin bayraktar olacana karar vereceksiniz." bni Tahir ryada gibi bayra teslim ald ve tekrar fedrer ara194 smdaki yerine geti. Yaamnn en nemli an ceride kalmt ve iindeki tatl mutluluk yerini yava yava yakc bir acya brakyordu. Sanki bir anda mkemmel bir eyi yitirmi gibi geliyordu kendisine. Az nce yaad o son derece ksa ann, tm yaam boyunca bir daha asla geri gelmeyeceini biliyordu. Kalede hummal bir faaliyet vard. Habercilerden bir ksm ieri giriyor, bir ksm dar kyordu. Abdlmelik gelimelerden zamannda haberdar edilmiti; Mutsufer ile beraber Trk atllarnn geecei yola sapmt. Dmann bulunduu yere doru birok keifiler gnderilmiti. Bunlar gizli iaretleri ile birbirleriyle kolaylkla haberleiyor ve kalenin Trk atllarnn hareketlerinden haberdar olmasn salyorlard.

Ebu Ali trenden gen dndnde Hasan rahatlayarak haykrd: "Bitti nihayet!" Sonra da Byk Da'ye emir vererek, kalenin kapsnn nndeki geidin ban kuvvetleriyle beraber tutmasn ve Trk svarilerini orada karlamasn istedi. "Fedaleri ne yapacaz?"itliye sordu Ebu Ali. "Bu arpma onlar iin biilmi kaftan" diye cevaplad Hasan. "Onlar yannda gtr; Ebu Soraka onlara komuta etmeye devan etsin. Balarna bir ey gelmemesine dikkat et! ok daha nemli iler iin onlara ihtiyacm olacak. Sakn onlara lzumundan fazla tehlikeli grevler verme! rnein ilk oklar onlar atabilir ama yakn dv tecrbeli askerlerin ii olsun. Ksacas onlar ya ortaln biraz yatmas, ya da savan aleyhimize gelimesi durumunda scak atmann ortasna gnder. Eer durum msait olursa, dmann bayran ele geirmekle grevlendir onlar. Sana gveniyorum. Sen ortak geleceimizin dayand salam bir stunsun." Hasan Ebu Ali'yi gnderir gndermez kalenin arkasndaki bahelere doru yola koyuldu. "Beni Meryem'in kkne gtr sonra Apama'y da oraya getir" emrini verdi Adi'ye. "Artk kavga etmenin sras deil." Meryem onu beklemekteydi. Hasan ona Apama'y da ardn syledi. 195 "O kadn geen geceden beri son derece garip davranyor" dedi gen kz biraz fkeli bir sesle. "Ona kesin talimatlar vermisin gibi geldi bana..." "imdi aka yapmann sras deil" diye Hasan szn kesti kzn. "Byk bir sorumluluk altna girdik. Planmzn ilemesini ve dmann mahvolmasn istiyorsak glerimizi birletirmeliyiz." Bu arada Adi Apama'y getirmiti. Kskanlkla kkn i demesini inceledi. "Kendinize ne kadar da gzel bir yuva yapmsnz byle" diye alay etti. "Ayn kumrular gibi..." "Ebu Ali adamlaryla beraber surlarmzn nnde sava dzeni ald. Bizi her an muhasara edebilecek olan sultann ordusunun zerine yryor" diye szlerine balad Hasan. Apama'nn sylediklerini iitmemiti sanki. Yerdeki yastklara oturmadan nce kadnlardan oturmalarn rica etti. Bu haberler yal kadnda byk bir korku uyandrma benziyordu. Bir Hasan'a, bir Meryem'e bakmaktan kendini alamyordu. "Bizim halimiz ne olacak peki?" diye sordu akn bir sesle. "Emirlerimin kelimesi kelimesine uygulanmas halinde hibir ey olmayacak" diye uyard onu Hasan. "Aksi takdirde imdiye kadar dnya zerinde grlmemi boyutlarda bir katliama kurban gideceiz." "Dediklerinin hepsini harfiyen yapacam efendim" dedi Apa-ma. Bu arada kendisine bir bardak arap doldurmutu. "Aynsn senden de bekliyorum Meryem. yi dinleyin: Yapmak istediklerimin baarl olmas iin gerekli en nemli ey u: Bu baheye gerekten de doast bir grnm kazandrmak iin elinizden geleni yapacaksnz. Baka szlerle; bu bahe basit ve cahil yrekler iin, gerek bir cennet manzaras arz etmeli. Tabii ki gn nda deil, nk etrafn manzaras yaplan sahtekarl ortaya karr. Fakat geceleri bu i iin ok uygun. Bize lazm olan en nemli ey mkemmel bir aydnlatma sistemi. Gze arpmas istenen her ayrnt ortaya karlmal, gerisi ise karanlklara gml kalmal. O Uzakdoulu prensin Kabil'de erefine verdii geceyi hl hatrlyor musun Apama?" 196 "Aman Allah'm! Nasl unutabilirim ki! O zamanlar genliimizin en gzel alarn yayorduk..." "Dediim gibi, yapmamz gereken en nemli ey belli detaylar ortaya karmak. in'den gelen o fenerleri hatrlyor musun? erefine verilen baheyi bir peri lkesine evirmilerdi. Her yer tamamen aydnlkt ama o kadar deiik gzkyordu ki sanki bir masal dnyas gibi..." "Evet! Ve suratlarmz bazen altn, bazen erguvan, bazen yeil veya mavi, bazen de her renkte parlyordu! Olaanstyd! Ve hepsinin ortasnda ateli ihtirasmz..." "Gerekten de harika bir sahneydi. Fakat benim bilmek istediim, o fenerlerin ayrntlarn hl hatrlayp hatrlamadn. Benzerlerini imdi de yapabilir misin?"

"Haklsn, olanlar gemite kald ve konumann bir anlam yok. imdi srada bakalar var. Hl o fenerleri hatrlayp hatrlamadm m sordun? Kadm ve boyalarm olsa, elbette ki aynlarndan imal edebilirim." "stediin malzemeyi alacaksn. Peki ya boyama ilemi?" "Kzlardan bir tanesi bu iten ok iyi anlyor." "Fatma" diye ilave era Meryem. Bu konumay sessiz bir glckle izlemiti. "Kzlarn hepsi Apama'ya yardm edebilirler." "yle olmas gerek zaten. nk yarn akam her eyin hazr olmas lazm. Hadmlar yemek ve arap hazrlasnlar. Mahzende yeterli arap olduunu umuyorum." "Yeterinden de fazla." "yi. Yarn sabah namazyla ikindi namaz arasnda baheyi ziyaret edeceim. Kzlar evklendirmek iin onlara grnmek istiyorum. Bu arada baheyi ziyaret edecek olan misafirlere nasl davranmalar gerektii konusunda da bizzat talimatlar vereceim. aka kaldracak durumda deilim. Huri olmadn ve burasnn da cennet olmadn aa vuran herkes gznn yana bakmadan cezalandrlacaktr. Bu kk oyunun size ok zor gelmeyeceini umarm." "Hepsi de kendisini bir prenses sanyor" diye sze balad Apama. "Yani..." 197 "Yine de onlar rollerine biraz hazrlamamz gerekir" diye lafn kesti Meryem endieyle. "lm cezas tehdidi iimizi kolaylatracaktr inann bana" diye onlar yattrd Hasan. Kkler de karlama treni iin kusursuz olarak hazrlanmal elbette. Kzlar batan ayaa uyumlu olmallar. Tepeden trnaa ipeklilere, altn ve mcevherlere brnsn-ler. O kadar gzel olmallar ki gerekten de cennet sakinlerinden bir farklar kalmamal. Umarm bugne kadar rendikleri onlara faydal olmutur." "Bunlar dnp zlmene gerek yok efendim. Meryem ve ben her eyi istediin gibi yapacaz." "Pekala, syleyin bana, o kk maymunlarn karsna nasl kmalym? zerlerinde en byk etkiyi nasl uyandrabilirim?" "Bir sultan gibi grnmelisin" diye cevaplad Meryem. "Seni yle hayal ediyorlar." "Maiyetinde birka kii getirsen iyi olur" dedi Apama. "Mmkn olduu kadar gsterili bir ekilde kmalsn karlarna." "Muhafzlarn ve iki yardmcmn dnda bahelerin srrn hi kimse renmemeli. Bu kk kazlar bir sultan nasl canlandryorlar kafalarnda?" "Asil bir ehre, azametli tavrlar, bir sultanda olmas gereken asgari zellikler" dedi Meryem glerek. "zellikle de erguvan bir kaftanla, kafanda altn bir tac unutmamalsn." "Gerekten de, halkn gznde deer kazanmak isteyen kii, halkn istedii gibi giyinmelidir." "Bu dnya byle" diye i ekti Apama. "Neyse ki bu tr ss eyalarndan kalede yeterince var. Zamannda epeyce biriktirmitik." Hasan glmeye balad. Apama'nn kulana eilerek sordu: "Hamamlar hazr m? Ve lazm olan dier eyler?" "Her ey hazr efendim." "yi. Yarn sabah erkenden almaya balayn ve sonra kzlarla beraber beni bekleyin. yi geceler." Adi onu sessizce bahelerin kapsna gtrd. 198 Hasan odasna ekildii zaman olan biteni bir daha kafasndan geirdi. Yirmi yldan beri gece gndz demeden, durup durmadan amac uruna alyordu. Yirmi zor yl. Asla tereddt etmeden, bir an bile korkmadan. Kendisine kar da kat ve acmaszd. Ve bunlarn hepsini arzusunu gerekletirmek, ryalarn hakikat klmak iin yapmt. Ne byk bir masald yaam! Genlik hayallerle doluydu, yallk ise canl bir arayla. Ve imdi, yaamnn son demlerinde, ryalar gerek olmaya balamt. Binlerce mminin efendisiydi. Kudretinde eksik kalan bir tek nokta vard: btn yabana hkmdar ve despotlarn korkulu ryas olmak! imdi yrrle koyduu

plan, ona bu ite yardmc olacakt. nsan doasnn ve zaaflarnn stnde ykselen bir pland bu. Vahi ve lgn, ince ince hesaplanm, ok iyi dnlm bir plan. Aniden aklna bir ey geldi: Acaba bir yerde yllarn verdii bu plan bozabilecek bir hata yapm myd? Kck bile olsun bir ey unutmu muydu? Yrei aniden titremeye balamt. Ya bir yerde bir hata yaptysa? Bo yere uyumaya alt. Batan savulamaz bir huzursuzluk ona ikence ediyordu. abalarnn akamete uramas durumunda ne gibi sonular doacan imdiye kadar ciddi olarak hi dnmemiti. Gerekten de btn olaslklar hesaplam myd? Bu dnce onu ilk defa rktyordu. "Hadi kendine gel, hepsi hepsi bir gece daha atlatacaksn" diye ikna etmeye alt kendisini "sonra her ey dzelecek yine." Bir an nefes alamadn zannetti. Ayaa kalkarak kulenin en u noktasna kt. zerinde sonsuz-iltsyla gk kubbe ykseliyordu. Aadan ise iddetle akan rman alamas ykseliyordu. evresinde ise deiik yaamlar ile baheler vard. Olaanst ryalarnn ilk meyveleri! Darda, kalenin nnde, adamlar sultann ordusunun nclerini bekliyorlard. Hepsi ona snrsz derecede gveniyorlard. Hepsi onun otoritesine snrsz lde teslim olmulard. Acaba onlar nereye gtrmekte olduunu, ilerinden bir teki bile tahmin edebiliyor muydu? Bir an iin aklndan her eyden vazgemek geldi. Korkuluun 199 zerinden atlayarak ortadan kaybolabilirdi. ahrud onu uzaklara gtrrd nasl olsa. Bu ekilde tm sorumluluklarndan ebediyen syrlrd. Fakat adamlarnn hali ne olurdu o zaman? Herhalde Ebu Ali, Byk nder'in Empedokles gibi yaarken cennete alndn sylerdi. Ve byk bir peygamber ve evliya olarak sayg grrd. Belki de onun cesedini bulurlard. O zaman ne derlerdi acaba? Derinliin kendisini ektiini hissediyordu. Duvara skca yapt. Aniden boluun arsna uymamak iin olanca gcyle kar koyduunu fark etti. Korkusu ancak odasna dnd zaman yatt. Uykuya dald zaman afak skmeye balamt. Ryasnda aynen on sekiz yl nce olduu gibi, sfahan saraylarnda bulunduunu grd. Byk bir bekleme odas. Her tarafta asil ve nemli kiiler vard. Sultan Melikah yastklarla kapl bir divana uzanmt ve Hasan'n raporunu dinliyordu. Bir yandan kaytan byklarn svazlyor, bir yandan da arabn yudumluyordu. Eski okul arkada, imdiki ba vezir, sultann yannda dikilerek ona gz krpyordu. Hasan raporu okumaya devam ederek sayfalar eviriyordu. Aniden sayfalarn bo olduunu fark etti. Devam edemiyordu. Dili dolat, ilgisiz eyler kekelemeye balad. Sultan souk ve sert gzleriyle ona bakyordu. "Yeter!" diye bard ve ona kapy gsterdi. Dizlerini ba zlmt. Ba vezirin eytani kahkahalar salonda nlyordu... Ter iinde uykudan uyand. Tm vcudu titriyordu. "Allah'a kr" dedi rahatlayarak. "Sadece bir ryaym." Sonra rahat ve derin bir uykuya dald. 200 VIII Y M. ldzlann gkyznde prl prl parlad gzel bir geceydi. nsann, kinatn kalp atlarn iittiini sand gecelerden biri. Gnein kavurduu topraktan ykselen s, Demavend ve Elbruz dalarnn zirvelerinden esen souk kar rzgryla birleiyordu. Savalar geitte tek sra halinde ilerliyorlard. Atlarnn zerin-deydiler. Ebu Ali en batayd. Her be savann birinde bir meale vard. Alevin etrafnda uuan gece kelebekleri atee ok fazla yaklatklarnda atrdayarakyanyorlard. Subaylarn ve avularn emirleri, devecilerin haykrlar, atlarn kinemeleri, boazn derinliklerinde yanklanarak kat kat ykseliyorlar, neredeyse rman alamasn bile bastryorlard. Fedaler kamplarn yamacn bandaki gvenli bir yere kurmulard. adrlann kurduktan sonra ate yakmlar ve nbet srasn belirlemilerdi. Yaklak iki yz metre uzaklarnda dier savalar -svariler, mzraklar, okular- geici bir karargh kurmulard. Onlar da kk bir ate yakmlard; her zamanki

yemeklerini piirmekteydiler. Btn bir kz atein stnde eviriyorlard. Bu arada birbirleriyle alak sesle sohbet ediyor ve glyorlard; ama sk sk ilerideki bir noktaya baktklar da gzden kamyordu: Gerekten de keskin gzl birisi uzaklardaki geidin bandaki kulenin stnde bir heykel gibi dikilerek ufku gzetleyen nbetiyi fark edebilirdi. Devriye kollar ise grevlerine balamadan nce az da olsa uyuyabilmek iin, battaniyelerine sk sk sarlmlard. Fedaler kendilerini yorgun hissediyorlard. Btn gn sinir bozucu imtihanlara girmiler ve kabul treni de heyecanlarn dorua karmt. Ebu Soraka'nn tavsiyesi zerine battaniyelerine sarlarak uyumaya altlar. Son iki gn onlar iin o kadar olaanst eylerle doluydu ki kendilerini bekleyen sava artk onlar heye201 canlandrmyordu. Birka hemen uykuya dald; birka ise battaniyelerinin altndan snmekte olan atee doru yaklatlar. "Allah'a kr eitim dnemi sona erdi nihayet" diye i ekti Sleyman huzurlu bir sesle. "Gerekten de gece dman beklemek ile btn gn k st oturup yaz yazmak arasnda byk fark var." "Mesele u ki acaba dman gerekten de gelecek mi?" dedi ibni Vakkas huzursuzlukla. Okulda en sakin ve dikkat ekmeyen rencilerden biri idi; ama yaklaan dman onda bir eit savalk ruhu uyandrm olmalyd. "te buna rezalet derler" diye karlk verdi Yusuf. "O kadar hazrlandk ve heyecanlandk! Trkleri kllarmzn ucuna takp kovalayamayacak myz yani!" "Daha da komii ne olur biliyor musun? Dilin be kar sarkarak bir sr talim yaptn. Bunlarn karln alamadan Trkler seni idrrlerse ok glerim" diye alay etti Sleyman. "Allah hepimizin kaderini izmitir" dedi Cafer bir filozof tavryla. ekilen kura sonucu bayraktar olma erefi kendisine nail olmutu. inde ykselen kibir duygusunu, belki de kadercilik ile bastrmak istiyordu. "Yine de bylesine zorlu bir eitimden sonra o vahilerden birinin bizden birisini ldrmesi ok aptalca olurdu dorusu" diye srtt beyde. "Korkak bin kere, cesur ise bir kere lr" dedi Cafer anlaml anlaml. beyde fkelenmiti: "Ne demek istiyorsun? Bu gece lmek istemediim iin ben bir korkak mym yani!" "Tartmay kesin" diye lafa kart Yusuf. "bni Tahir'e bakn! Yldzlar sayarak hoa vakit geiriyor. Belki de onlar son kez saydn dnyordur." Sleyman alay etti: "Aman Allah'm! Yusuf bile air kesildi bamza!" Arkadalarnn bir ka adm uzanda battaniyesine sarnarak yatan bni Tahir gerekten de yldzlara bakmaktayd. 202 Hayatm ne kadar da garip diye dnmekteydi, ocukluumun uzak bir hayali artk gerek oldu. Babasnn evindeki ocukluk yllarn hatrlamt; babasnn etrafnda toplanan erkeklerin sylediklerine kulak kabartyordu. Halifenin hak iddias zerine tartyorlard; bu arada Kuran'a danyorlar, Snnilii ktlyorlar ve birbirlerine gizlice Mehdi hakknda yeni rendikleri srlar anlatyorlard, Ali'nin soyundan gelecekti ve zuhur etmesiyle birlikte dnya adaletsizliin ve yalancln penesinden kurtulacakt. "Oh! nallah zuhur ettii zaman ben de hayatta olurum!" diye i ekiyor ve ruhunun alev alev yandn hissediyordu. Ali ve peygamberin olduu gibi, onun da hizmetkr sayyordu kendisini, istemeden kendisini Muhammed'in damad ile kyaslyordu srekli, mminlerin en atelisi ile: Ali de ok gen yata kann iman uruna aktmaya karar vermiti, ona ramen peygamberin halifesi olma hakk elinden alnmt. Halk isyan ederek onun halife olmasn salamt ama bir sre sonra bir alan haneri ile ehit olmutu. te btn bu olaylar bni Tahir'in iinde yanan atei krklemiti. Ali onun iin, rnek alnacak, ulalmaya allacak tek insan idi. Seyduna'nn hizmetine girmesi iin babas onu Alamut kalesine gnderdii zaman, kalbi nasl da titremiti! Bu adamn bir evliya olduunu duymutu, hatta birok insan onun bir peygamber olduuna bile inanyorlard, iindeki biri ses yle

diyordu ona.- Bu adam senin iin hasretle beklediin, yanp tututuun el-Mehdi olacak! Fakat neden kendisini hi kimseye gstermiyor? Niye fedalie kabul trenlerini bizzat kendisi ynetmemiti? Niye bu ii dileri dklm bir ihtiyara vermeyi yelemiti? O ana kadar Seyduna'nn gerekten kalede oturup oturmadndan phelenmek hi aklna gelmemiti. Fakat tam bu anda kafasnda korkun bir dnce belirmiti: Ya Alamut kalesinde Hasan ibni Sabbah diye birisi yoksa! Ya Seyduna arkasnda bo bir taht brakp ortalardan kaybolduysa ve Ebu Ali dier dalerin ve eyhlerin onayyla hkmdarln ilan ettiyse? Ebu Ali bir peygamber mi? Hayr! Bir peygamberin d grn byle olamazd, olmamalyd. Belki de sadece bu yzden, mminlerin iinde de ayn duygularn uyan203 mamas iin, suskun ve grnmez bir Seyduna icat etmilerdi! nk kim Ebu Ali'yi smaillerin en Byk nder'i olarak kabul edebilirdi ki? Her halkrda kalede byk bir sr saklyd bunu hissedebiliyordu. indeki merak onu bu gece her zamankinden daha ok kasp kavuruyordu. Acaba gerei rten esrar perdesini gnn birinde aralayabilecek miydi? Acaba yaayan gerek Seyduna'y kendi gzleriyle grebilecek miydi? Drtnala koan bir atn sesini duydu aniden. radesi dnda silahn kavrayarak ayaa frlad. Arkadalar battaniyelerine sarlm uyumaktaydlar. Bir haberci gelmiti. Ebu Ali ile alak sesle konutuklarn grd. Ksa bir emir iitti ve nbetiler yanmakta olan son ateleri de sndrdler. Dman yaklamaktayd hi phesiz. Fakat onun iine garip bir huzur duygusu yerlemiti. Yldzlarn canl, parlak klarna bakt. Ne kadar kk olduunun farkna vard, kinatta bir nokta kadard ancak. Bunu anlamak ona mutluluk vermiti. "Belki de gnn birinde gerekten cennete girebilirim" diye mrldand kendi kendine. "Oh! Ne kadar ok istiyorum!" Ryasnda onu orada beklemekte olan bakireleri grmt... bembeyaz tenli, kapkara gzl hurileri. imdiye kadar tand kadnlar gznn nnden geirdi: Annesi, kz kardei, birka baka tandk kadn. Huriler bambaka olmal diye dnd hayaller iinde. Her halkrda bu dnyada dklen kanlara deecek gzellikte olmalydlar. Ve cennete nasl gireceini hayal etmeye balad. Her tarafn sarmaklar brm byk bir demir kapdan geecekti nce. Etrafna baknacak ve Kuran'da vaat edilen eyleri arayacakt. Tekrar battaniyesine sarld. Evet gerekten de cennetteydi... Son derece gzel bir kz ona doru geliyordu. Bir hayal kadar gzel, bir hayal kadar harika ve bir hayal kadar gz kamatrc... cennetle arasnda kurduu ba koparmaktan korkarak uyuyakald. Borazann sesi eski bir sava lyd sankil Davullar gmbrdemeye balad, btn blk az sonra ayaktayd. Fedaler aceleyle 204 kllarn kuandlar, miferlerini taktlar ve mzraklanyla kalkanlarn aldlar. Yar uykulu vaziyette sraya geerek, gz ucuyla birbirlerini szmeye baladlar. "Bir haberci sultann ordusunun yaklamakta olduunu bildirdi" dedi Ibni Vakkas. En son nbeti o tutmutu. Ebu Soraka ksa bir teftiten sonra ok ve yaylarn hazr tutmalarn emretti. Fedaler aldklar talimat zerine, geceyi geirdikleri tepenin bana giderek mevzi aldlar. Soluklarn tutmu bekliyorlard fakat grne gre dman hi de acele etmiyordu. Bir sre sonra zaman geirmek iin kuru incir, hurma ve kurabiye yemeye baladlar. Atlar tepenin ayanda kalmt. Balarnda iki asker vard. Zaman zaman huzursuz bir ekilde kinedikleri iitiliyordu. Nihayet hava aydnland. Fedaler bln kalan ksmnn ordugh kurduu kk ykseltiyi grebiliyorlard. Ebu Ali svarilerine yandaki bir sra alln arkasnda mevzi almalarn emretmiti. Atlarnn yannda, bir ayaklar zengide olduu halde bekliyorlard. Mzraklar ve kllar ellerindeydi. Okular ise tepenin etrafna dalmlard.

Byk Da herkesin yerli yerinde olduundan emin olmak iin etraf geziyordu. Arkasndan gelen bir asker atnn dizginlerini tutmaktayd. Bir sre sona da fedalerin nne geldi. Birden vadinin sonunda beyaz bir lekenin belirdiini grdler. Ebu Ali gzetleme yerini terk ederek Ebu Soraka'nn yanna geldi. Nefes nefese ileride bir yerleri iaret etti. "Yaylarnz hazr tutun!" diye emretti da. Beyaz bulut giderek byyordu; bir sre sonra bir tek atl seilmeye baland. Atn lgnca mahmuzluyordu. Ebu Ali gzlerini krptrarak ona bakt "Oklarnz frlatmayn! Bu bizden biri" diye bard sonunda. Atna atlad, birka askere kendisini izlemelerini emrettikten sonra yamatan aa inmeye balad. Arkasndan gelen askerlerden birisinin bayran elinden kapt gibi atn drtnala ziyaretiye doru srmeye balad. Kardan gelen atl beklenmedik bu karlama yznden ard hatta bir an iin atn dizginledi. Ama 205 beyaz bayra grnce atn mahmuzlamaya devam etti. Nihayet Ebu Ali ziyaretiyi tand: "Buzruk rnid!" "Ebu Ali!" Svari eliyle arkasn iaret ediyordu. kisi birden ufka baktlar. Hzla yaklat belli olan siyah bir izgi belirmiti uzaklarda. Bir sre sonra atllarn siluetleri seilmeye baland. Balarnn zerinde halifenin siyah bayra dalgalanyordu. Ebu Ali emretti: "Yaylarnz gerin!" Ebu Ali ve Buzruk mid aceleyle tepenin bandaki adamlarn yanna gittiler. Adamlarn hepsi hcuma hazrd. Heyecandan tir tir titriyorlard. Okular yeni bir emir aldlar: "Herkes kendisine bir adam sesin!" Dman atllar ok menziline girmilerdi. "Oklarnz frlatn!" Oklar Trklerin zerine utu. Birka at svarilerini altlarna alarak yere devrildiler. Saldrganlar bir an iin duraksadlar. Komutanlar olduu, kafasnda miferde tad tulardan aka belli olan lider yksek sesle haykrd: "Boaza! abuk!" Ebu Ali iaretini vermek iin bu an beklemiti. Svari birliinin en nnde olduu halde hmla yamatan aa indi, sert bir manevrayla boazn giriini tuttu. Trkler bu ksa zamanda oraya ulamaya muvaffak olamamlard. Ortal savan grlt patrts sarmt: Silahlar uuuyor, mzraklar mzraklarla arpyor, balarn zerinde evrilen kllar parldyor, beyaz ve siyah bayraklar birbirine karyordu. Tepenin bandaki fedaler aadaki sava izliyorlard. Gsleri mthi ekilde daralmt. "Haydi! Atlara! Dmana hcum!" diye bard Sleyman ve atna doru yrmek istedi. Ebu Soraka Sleyman'n zerine atlayarak onu engelledi. "Delirdin mi? Emri duymadn m?" Sleyman lgnca bir fkeyle lanet okumaya balad. Elindeki sadak ve yay fkeyle yere frlatt, kendisine emredildii gibi siper ald. lgnca alyordu. Trkler aldklar ilk darbenin aknln zerlerinden attktan sonra toparlanarak boazn giriindeki direnii krmak iin var gleriyle hcuma kalktlar. Komutanlarnn kalede ok az sayda sava bulunduuna emin olduu belliydi. smail! askerlerinin byk ksm vadiye inmiti, o da bundan yararlanarak kaleye giden yolu tutmak ve stnl ele geirmek istiyordu. Fedaler, Ala-mut saflarndaki askerlerin ilk ehitlerini verdiklerini fark ettiler. Hepsi hiddetten tir tir titriyordu! Bir ey yapmadan orada oturmak zorunda kalmalar dayanlmaz bir ikenceydi.

Ebu Soraka durmakszn gzleriyle ufku taryordu. Nihayet, nihayet ufukta yeni bir siyah izgi belirmiti! Fedaler nce bunu fark etmediler. Fakat yeni gelenlerin bayrann ehit Ali'nin beyaz renginde olduunu gren Ebu Soraka'nn kalbi sevinle doldu. imdi fedaleri savaa gndermenin tam s-rasyd. Gzleriyle dmanlarn komuta kademesini arad ve onu fedalere gsterdi: "Atlarnza binin!" diye bard onlara. "Bayraklarn zapt edin! Bir erkek gibi dvn!" 4 Gen adamlar sevin lklar iinde gz ap kapatncaya kadar yamatan aa indiler ve atlarna bindiler. Kllar knlarndan syrld ve Cafer beyaz bayra yukar kaldrd. Hepsi birden Trklerin kuvvetli kanadna hcum ederek onlar rmaa doru geri ekilmeye zorladlar. Hasl 'olan karklktan yararlanan Sleyman dilerini skarak ilk dmann ldrd. Elde ettikleri avantaj iyi deerlendirmeye kararl olan Cafer arkadalarn peinden srkleyerek dmann iine dald. Yusuf lgnca haykrlar arasnda olduu yerde fr dnerek kendisine yaklaan dman askerlerini geri ekilmeye zorluyordu. bni Tahir ise arkasnda arpk bacakl bir Tatar'n sakland kalkana saldryordu. Tatar krlan mzran frlatp atmt; elindeki kalkan ve kl ile kendisini mdafaa etmeye alyordu. Ama bir sre sonra kalkan tutan kolu yoruldu ve gvenli bir yere saklanmak iin kamaya balad. Sleyman ve yanndakiler birka dman daha eerlerinden alaa ettiler. Beyaz bayrak siyah bayraa giderek yaklayordu... 207 Sonunda Trklerin komutan kendilerine saldranlarn niyetlerini anlad. "Bayra koruyun!" diye yle yksek bir sesle bard ki dost dman herkes onu iitti. Ibni Tahir bard: "Komutana saldrn!" Trkler bayraklarnn ve komutanlarnn etrafnda toplandlar. Bir an sonra Abdlmelik ve adamlar dmann zerine karabasan gibi ktler. Dehete den Trkler rzgrda savrulan yapraklar gibi dalverdiler. Bu arada Sleyman dman bayraktarn gzden kanmamt; bni Tahir de komutan. "Geri ekilin!" diye bard dman komutan. "Bayra koruyun!" Fakat bni Tahir hemen yan bandayd. Kllar att. Tam bu anda Mutsufer'in adamlar onlara yardma gelmiti. Birka Trk onlar engellemeye alt. Ortalkta muazzam bir karklk vard, dman kumandan ve at, az kalsn yere deceklerdi. bni Tahir kargaadan abuk syrld. Gzleriyle dman bayraktarn aryordu. Az ilerde rman kysnda at srerken buldu onu. Sleyman onu bir glge gibi takip etmekteydi. Arkadana yardm etmek iin abucak onlara doru srmeye balad atn. Fedalerden birka da ona katld. Sleyman dman bayraktarnn hemen ardndaydi; atn lgn gibi mahmuzluyor ve adamn zerine atlamamas iin mzrayla yan tarafn kolluyordu. Fakat Sleyman'n bir anlk dikkatsizliinden yararlanan Trk aniden mzrayla fedaye vurdu. Ald ani darbe ile sarslan Sleyman atndan dt, ibni Tahir haykrarak atn mahmuzladi; hemen sonra bayraktarn yannda bitivermiti. Yerde yatan Sleyman' grdnde bembeyaz kesildi. Aklnda bir tek ey vard: Verilen emre uymak ve dman bayran ele geirmek. Trk' nehre doru geri ekilmeye zorlad-, sonunda svarinin arkasnda geriye gidebilecei yer kalmad ve atyla beraber lgnca akan nehrin kpklerine kart. bni Tahir saniyenin binde biri kadar tereddt an geirdi. Sonra da dik kydan aa inerek atn doruca kpren suyun iine srd. Az kalsn aknt 208 onu srkleyip gtrecekti fakat hemen kendisini toparlad ve atn suyun stnde kalmaya zorlad. Trk askeri az ilerdeydi, var gcyle bayra suyun stnde tutmaya alyordu. bni Tahir az sonra onu yakalad. Bana kuvvetli bir kl darbesi alan Trk'n bayrak tutan eli gevedi, kendisi de akntda kayboldu. Halifenin siyah bayra artk bni Tahir'in ellerindeydi. Kydan zafer lklar ykseliyordu. Fakat aknt ok kuvvetliydi. At nefes almakta zorluk ekiyordu, debelenerek ban suyun stnde tutmaya almaktayd. bni Tahir at kyya yneltmeye alt ama bouna. Bu arada

arkadalar onu kydan takip ederek hem gzden karmamaya hem de cesaretlendirmeye alyorlard. Nihayet bir tanesinin aklna suya girerek ona bir mzrak uzatmak geldi. bni Tahir kendisine uzatlan mzra yakalad. Bunu gren dier fedaler ona arabuk bir ip attlar ve bni Tahir'i g bela kyya ekebildiler. "Sleyman nasl?" diye sormak oldu ilk ii kyya kar kmaz. Dman bayran bni Vakkas'a uzatmt. Fedaler birbirlerine baktlar. "Durumu nasl?" 4 Geri dndler. Sleyman yava yava onlara doru yryordu. Gzleri hayal krkl ile doluydu. Atn arkasndan ekmekteydi. bni Tahir atn ona doru srerek seslendi: "Dman sancan ele geirmemizi sana borluyuz!" br bo ver der gibi elini sallad. "Neden? Hayatmda ilk defa nemli bir i yapma frsat yakaladm, onda da bir aptal gibi davrandm. Kader benden yana deil, bugn bunu daha da iyi anladm." ok sinirliydi. Arkadalar ata binmesine yardm ettiler. Toplanma borusu ald, ordugha geri dnme vakti gelmiti. Trklere kar kazanlan zafer kusursuzdu. Dman svari blnn komutan ve yz yirmi askeri ldrlmt, bunun yan sra otuz alt yaraly da esir almlard. brleri ise drt bir yana dalmlard. Onlar takip eden askerler birer ikier geri dnerek kurbanlarnn saylarn bildiriyorlard. smaillerin yirmi alt lleri ve bir o kadar da yarallar vard. 209 Ebu Ali tepenin eteine byk bir ukur kazlarak dman llerinin iine atlmalarn emretti. Sonra da Trk komutannn bann kesilerek bir mzran ucuna taklmasn istedi. Gzetleme kulesinin tepesinde uygun bir yerde ibret-i alem olsun diye sergilenmeliydi. O srada kalenin savunulmas ile grevli adamlar, balarnda Minuehr olduu halde sava meydanna gelmilerdi. Savaa katlamamaktan byk znt duyuyorlard ve zafer sarhou askerlerin anlattklarn somurtarak dinliyorlard. El-Hekim ve yardmclar yarallarla ilgileniyorlard. u anda geici olarak pansuman yapyordu fakat kaleye varnca iinin zorlaacann farkndayd hekim. Btn yarallar sava alanndan uzaklatrldktan ve dman lleri gmldkten sonra Ebu Ali toplanma borusunun alnmasn emretti. Askerler ehit olan arkadalarn ve dmandan ele geirdikleri ganimetleri develere ve katrlara yklediler. Kendileri de atlarna binerek zafer naralar eliinde kaleye doru yol almaya baladlar. Hasan kulesinin tepesinden savan seyrini izlemiti. Fedalerin savaa itiraklerini ve Abdlmelik'le Mutsufer'in adamlarnn yetierek son darbeyi indirilerini grmt. Sevinliydi. Sonutan ziyadesiyle memnundu. Bir gong sesi birisinin geldiini bildirdi ona. Kimse, hatta hadmlar bile izinsiz kuleye kamazlard. Bu suun cezas lm idi. Hasan odasna geri dnd. Buzruk mid kendisini bekliyordu. Hasan ona doru yrd ve adam gsne bastrd. "Ne kadar sevinliyim" diye bard. Ebu Ali'nin aksine Buzruk mid iriyar bir adamd: Uzun boylu ve csseliydi, sert ifadeli yz, aralarnda birka tane gm renkli tel bulunan siyah, kvrck bir sakal ile evrilmiti. Canl gzlerinden irade kuvveti ve kararllk fkryordu. Gzel, dolgun dudaklar vard ama glmsemesinde sert, hatta acmasz bir eyler sezinleniyordu. Btn teki liderler gibi Buzruk mid de beyaz bir Arap cppesi ve beyaz bir sark giymiti. Sarktan aa sarkan beyaz bir kefiye omuzlarna dklyordu. Elbisesi en iyi cins kuma210 tan yaplmt ve tam vcuduna gre dikilmiti. At srtnda yapt bu kadar uzun ve yorucu yolculuk sonunda bile, bir davete gitmek zere giyindii sanlabilirdi. "Az daha Trklerin eline decektim" diye anlatt glerek. "Dn ikindi namazndan sonra gvercinin emrini getirdi bana. Adamlarma gereken talimatlar verip yola kmaya hazrlanrken, gnderdiin haberci kaleye ulat; ahrud'u yzerek gemiti. nk Trkler kalemin nnde hatr saylr byklkte bir kuvvet brakmlard, bunu gren adamn korkarak uzun yolu, yani rmak yolunu semi."

Sonra da kendisinin en ksa yolu -nehrin teki tarafn- tutarak Trklerden nce kaleye nasl ulatn anlatt. Takipileri ensesinde hissederek nehri dar bir yerinden gemi fakat Alamut'a ulat zaman askerlerin onu tanyp kpry indirecek kadar zaman bulamayacaklarn dnmt. Veya kprnn indiini gren Trklerin vaziyeti kendi lehleri iin kullanarak peinden kaleye hcum edeceklerinden korkmutu. Hasan sevinle ellerini ovuturdu. "Her ey mkemmel iledi" dedi sadece. "Ebu Ali ve senin iin neler hazrladm 'grnce aknlktan kk dillerinizi yutacaksnz." Bu anda Ebu Ali odaya girdi. Hasan onu kucaklamadan nce sevinle glmsedi. "Grdn m" dedi Ebu Ali'ye. "Yanlmadm!" Ve kendisine savan tm ayrntlarn anlatmasn istedi. Onu zellikle fedalerin davranlar ilgilendiriyordu. "Demek ki Tahir'in torunu, airimiz, dmann bayran ele geirdi ha! Mkemmel, ok mkemmel!" "Sana daha nce sz ettiim Sleyman bayraktar kovalad ama atndan drld. Bunun zerine ibni Tahir yarm kalan ii tamamlad" diye aklad Ebu Ali. "Trk rmaa dnce bni Tahir de peinden suya atlad; baka trl bayraa ulaamazd zaten." Sonra da savata ehit denleri sayd ve birka kelime ile ganimetten bahsetti. 211 "Toplant salonuna geelim" diye nerdi Hasan. "Bu gzel zafer iin adamlarmz bizzat tebrik etmek istiyorum." El-Hekim fedalerden birkan yardmcs olarak grevlendirmiti. Yarallarn durumunu ve bakmlarnn nasl yapldn kendi gzleri ile grmelerini istiyordu. Delikanllar krk kemikleri dzeltmekte ve yaralar sarmakta ona yardmc oldular. Baz ar vakalarda yaray dalamak gerekiyordu, ksa zaman sonra salonun tmn yank et kokusu sard. Yaralar kzgn demirlerle dalanan adamlann ac dolu feryatlar tm kalede yanklanyordu. Kollar veya bacaklar kesilmek zorunda kalanlar, duyduklar acdan dolay baylyorlard. Fakat ayldklar vakit tarifsiz zntleri nedeniyle yarallardan daha iddetle feryat etmekteydiler. "Korkun!" diye mrldand ibni Tahir. "Ucuz kurtulduumuz iin gerekten de ok anslyz" dedi Yusuf. "Sava gerekten de feci bir ey!" diye i ekti Nairn. "Her halkrda senin gibi gvercinlere uygun deil" diye takld Sleyman. "Naim'i rahat brak" dedi Yusuf sinirlenerek. ""Btn sava boyunca yanmdan aynlmad ve ben de en sonlarda deildim sannn." "yle yksek sesle brdn ki Trkler savamak yerine kulaklarn tkamay tercih ettiler" diye akalat Sleyman. "Bu yzden de bizim crcrbcei kanatlarnn altndan aynlmad." Bu arada beyde Sleyman'a bir hatrlatma yapma gereinde bulundu: "Fakat sen de o kadar abalamana ramen Trklerin bayrana ulaamadn." Sleyman'n rengi att. Tek sz sylemeden dier hastalarn yanna giden hekimi takip etti. Yunanl akll bir adamd, yarallarn alayp inlemeleri onu etkilemiyordu. Zaman zaman adamlar gzel szlerle cesaretlendiriyor, iini iyi bir el sanats ustalyla yapyordu. Frsattan istifade ederek fedalere temel ilkyardm dersleri verdii gibi, kendi felsefesinin doruluunu pratikte onlara ispat etmek arzusundayd. 212 Trklerden biri Abuna'nn kolunu krmt. El-Hekim onun yatann kenarna oturarak, kolunun sargsn zd. Sonra da dikkatli hareketlerle krlan kemii yerine yerletirmeye balad. Abuna acyla inlerken el-Hekim bir yandan da fedalere ders veriyordu: "Vcudun kendi arasndaki uyuma olan eilimi o kadar fazladr ki krlan kemikler d bir mdahale olmadan bile birbirlerini bulmaya ve birlemeye alrlar. Bu yeniden yaplanma arzusu ylesine kar konulmaz bir kuvvettir ki sonunda uygunsuz duran kemikler bile birbirlerine kaynarlar, iyi bir hekimin grevi ise vcuttaki bu tr yanllklar tespit ederek, onlar doann iaret ettii biimde yeniden bir araya getirmektir."

El-Hekim yaral smailler tedavi ettikten sonra bitap dmt. Daha srada bekleyen pek ok Trk yaral olduunu biliyordu. Onlara ne yaplacan renmek iin bni Tahir'i Ebu Soraka'ya gnderdi. Onlar daha stnkr tedavi etmek geiyordu iinden, daha da iyisi, ar yarallar etkili bir zehir ile br dnyaya yolcu etmekti. Gelen emir yleydi: "Trklerin bakm sanki en iyi dostlarmz-m gibi yaplacak. Onlar ilerde rehine olarak kullanabiliriz." Hekim lanetlet okuyarak ie koyuldu. Fakat bu defa inleyen yarallar cesaretlendirici szler ile avutmak sz konusu deildi. Fedalere ders vermekten ise tamamen vazgemiti. Onlara sadece nemsiz ileri grdryordu. Bu arada ilerinde bu ie eli en yatkn olann beyde olduu da dikkatini ekmiti. En son yaray sard zaman saat gece yarsn oktan gemiti. Yardmclanna gerekli talimatlar vererek dierleri gibi yatmaya gitti. Toplant salonundaki liderler ise o saatte yemek-imekle meguldler. Yemek esnasnda o gn kazanlan zaferin ayrntlar zerine sohbet ediyorlard. Herkes Byk nder'in verdii kararlarn kymetini takdir ediyor ve zaferin olas sonular zerinde fikir yrtyordu. Kendisine verilen grevi kusursuz bir ekilde yerine getiren Abdlmelik de herkes tarafndan vlmekteydi. Hasan'n ve Byk Da'nin terifleri ortam daha da neelendirmiti. Byk n-der'in ehresi honutlukla parlyordu, her birini tek tek selamlarken yanaklar mutlu bir glmsemeyle titriyordu. 213 "Hepiniz bana son derece yardmc oldunuz" dedi onlara yemee balamadan nce. zellikle sava yneten Ebu Ali'yi uzun uzun tebrik etti. Sonra da Abdlmelik'e dnerek Mutsufer ile harem konusunda nasl anlatn sordu. Savaa yapt etkili mdahale iin ona teekkr etti. Ayrca fedalere komutanlk yapan Ebu Soraka'y da emirlerini eksiksiz uygulamasndan dolay tebrik etti. Bu arada gizlice Yzba Minuehr'e bakyordu. Suratnda alayc bir glmseme vard. Minuehr konumalara katlmyordu. Herhangi bir faaliyet gstermeden kalede kald iin son derece fkeliydi, imdi de dierlerinin vg dolu szlerle taltif edilmelerini dinlemek zorundayd. Karanlk baklarla etraf szyor, az yiyor ve ok iiyordu. Ha-san'n alayl baklarn fark edince, iriyar gvdesi titremeye balad. "Aramzdan iki kii bugn kendilerini feda etmek zorunda kaldlar" diye sze balad Hasan. Sesinde g bela saklamaya alt muzip bir ton vard. "Onlara byk sayg gstermeliyiz. Gerek bir asker iin en byk eref dmana kar dvmektir. Bu, sadece en byk eref deil, ayn zamanda en byk mutluluktur. Daha ulv sebepler yznden bylesine bir eref ve mutluluktan feragat eden kimse, gerek bir erkek olduunu ispat etmitir. Ve zel bir saygy da hak etmitir." Herkes akn baklarla ona bakyordu. Hasan daha ciddi bir sesle devam etti: "Dediim gibi, aramzdan iki kii tm ruhlanyla asker olmalarna ramen, bugn bu eref ve mutluluktan feragat ettiler. Bu iki kiinin biri Minuehr, dieri de benim. Byk fedakrlmzn sebepleri malumdur. Kendi amdan, sizin savata gstermi olduunuz baar ve zafer beni fazlasyla tatmin etti. Minuehr ise bugn gsterdii fedakrln mkfat olarak, benim tarafmdan tm ismaili kalelerindeki garnizonlarn bakomutan olarak atanm ve emir rtbesi ile taltif edilmitir." Ayaa kalkarak yzbann yanna gitti. aknlktan ve hayretten kpkrmz kesilen Minuehr de ayaa kalkmaya alyordu. "aka yapyorsun Seyduna!" diye kekeledi. "Kesinlikle yapmyorum dostum!" diye cevap verdi Hasan ve 214 onu kucaklad. "Ferman imzaladm bile Ebu Ali onu sana takdim edecek." Salondan tasvip eden bir uultu ykseldi. "Bunu dnda sen de herkes gibi ganimetten payna deni alacaksn" diye devam etti. "Bu nedenle hemen imdi blmn nasl yaplacan tespit edelim." abucak ellerine geen hayvanlarn ve silahlarn saysn saptad. Bu sayya baz deerli eyalar ile birok altn para da eklendi. "Minuehr ve savaa katlan dier liderler, rtbelerine uygun birer takm harp tehizat ile bir binek hayvan alacaklar" dedi. "Her biri ayrca onar tane altn para alacak. Mutsufer'in adamlarna da onar altn para ile, subaylarla avulara birer takm harp tehizat verilecek. Mutsufer'in kendisine ise* bize

takviye gnderdii iin teekkr olarak on deve ile iki yz altn gnderilecek. ehitlerin ailelerine tazminat olarak onar altn verilecek. Geri kalan, blkteki adamlara datlacak. Fedaler ise bir ey almayacaklar, nk bugn savaa katlmalar kendilerine ltfedildi, bu onlar iin yeterli olmal." Herkes kendi payna deni aldktan sonra Hasan szlerine devam etti: "Demiri tavnda dvmeliyiz. Trk nclerinin hezimeti tm ran'a yldrm hz ile yaylacaktr. Yandalarmzn ve mminlerimizin heyecanlar artacak, mtereddit olanlarn tereddtleri ise azalacaktr. Bugne" dein gizli olarak bize bal bulunanlar artk aka saflarn belirleyecek cesareti kazanacaklar. Ve u anda muhasara edilen kalelerdeki arkadalarmzn direnme kuvvetleri kat be kat artacak. Dmanlarmz ise artk bizi ciddi bir rakip olarak dikkate almak zorunda kalacaklar ve malum hainler, korkunun ne demek olduunu anlayacaklar." Bu szleriyle ba veziri kast etmek istiyordu. Liderler balarn sallayarak, demek istediklerini anladklarn belirttiler. "Bu zaferden sonra kalemize taraftarlarn akn edeceini dnyorum" diye devam etti. "Btn Rudbar blgesi bizden yana ve artk babalar oullarn Ismail davasna hizmet etmeleri iin kalemize gndermekte tereddt etmeyecekler. Sen Ebu Soraka, onlar 215 karlayacak ve daha nce yaptn gibi snava tabi tutacaksn. En genleri, kuvvetlileri ve yeteneklileri feda olacaklar. ne srdm tek koul yine ayn.- Evli olmamalar ve sefih bir hayat srmemeleri gerekli. Akas; kadnlar ve cinsel ekiciliklerini tanmam olmalar lazm. Dierleri ise ayet silah tamaya uygunlarsa saflarmza asker olarak katlabilirler. Eski kurallar dzeltecek ve yeni kurallar koyacaz. Savatan nce kalede bulunanlar birtakm haklara sahip olacaklar. Bugn baar salayanlarn rtbeleri ykseltilecek. Rtbeler, grevler, haklar ve devler yeniden belirlenecek. ok ar cezalar uygulayacaz. Her asker ayn zamanda mmin olmak zorunda olacak. Askerlerin kalplerini her trl dnyevi hrstan arndrmalyz. Bugn askerlerin ilk ve son defa arap imelerine izin veriyorum - Mutsufer'in kalede misafir bulunan askerlerinin erefine veriyorum bu izni. Hepsi bizim yasak ve serbest olan her eyin efendisi olduumuzu renmeli. Bylece farknda olmadan bize hizmet etmi olacaklar. Evet, bundan sonraki en nemli hedefimiz yeni taraftarlar kazanmak olmaldr! Fedaleri lkenin drt bir tarafna gndererek, bizim iin konumalarn ve yeni taraftarlar kazanmalarn salayacaz. Tutsaklara da dncelerimizi reteceiz. Herkes onlarla ilgilensin. Sultann ordusu kalemize giderek daha fazla yaklayor, yaknda bizi muhasara edecei kesin. Fazla vaktimiz yok. Bu yzden onlar iyi tanyan adamlara ihtiyacmz var. Onlar bizim inancmz ve ateimizi kendi saflarna tayacaklar. Yapmamz gereken ey, ncelikle onlarn inanlarn temelden sarsmaktr. Gerisi kendi kendine gelecektir." Abdlmelik'e dnerek, yanna yeterli sayda adam alp, yann sabah -ayet hl orada iseler- Trk nclerini kovmak iin Rud-bar'a yrmesini emretti. Kazvin ile Rey arasndaki tm blgede devriye gezerek, son dman birliklerini tesadf ettii yerde yok etmeliydi. Sultann casuslar gndermi olabilecei ihtimali zerinde durmay da ihmal etmedi. Sonra da liderlere veda etti, Byk Da'lere bir iaret yapt ve odasna ekildi. 216 Alamut askerleri ve Mutsufer'in adamlar yksek sesle barp glerek o gn kazandklar zaferi kutluyorlard. Alt teraslarn zerinde alelacele ateler yaklmt, zerlerinde kocaman kzler ile yal koyunlar evriliyordu. Adamlar ise atein evresinde oturmulard. Etin pimesini sabrszlkla bekliyorlard. Burunlarna nefis kokular geliyordu. tahlarn amak iin ekmeklerden kk paralar kopartarak atete czrdayan yaa banyorlard. Hepsi de yksek sesle ne byk kahramanlklar yaptklarn etrafndakilere anlatarak bbrleniyorlard. Dmann says aniden abartl biimde artmt; btn askerler elinden kardklar dmanlarn saysna bire bin katmakta bir saknca grmyorlard. Herkes o kadar ok atp tutmaya balad ki i sonunda tartmaya ve kavgaya dkld. Bir kzn veya koyunun pitii anlalnca, adamlar

baklarn ekerek hayvann zerine saldryorlard. En iyi paray almak istiyordu hepsi de. Birbirlerini yumruklar ile tehdit ediyor, hatta silahlarn bile gsteriyorlard. avular onlar zapt etmekte olduka glk ekiyordu. Ama sonunda herkese yetecek kadar et olduu anlald ve birbirlerini ldrmek zahmetine demeyecei ortaya kt. Bu arada birka eein srtnda byk flar gelmiti. Flarn iindeki byk testilere doldurulmaya balanmt. "arap imemize kim izin verdi?" diye birbirlerine sordular aknlkla. "Seyduna" diye cevap verdi avular. "smaillerin nderi ve yeni peygamber." , "Peygamberin yasaklam olduu eylerin yaplmasna izin vermeye hakk var m?" "Elbette var. Allah ona izin verme ve yasaklama yetkisi vermitir. Hatta cennetin anahtarlarn bile ona teslim etti." arap imeye alkn olmayan adamlar, ksa bir sre sonra etkisini grmeye baladlar. Byk nder'e ballk yeminleri ederek, onun retisi hakknda tartmaya ve kavga etmeye baladlar. Gzle grlr bir ekilde hayrete dm olan misafir askerler, Alamut askerlerine birok soru yneltiyorlard. Aralarndan birou, Mutsufer ile yaptklar szlemenin bitiinden sonra Seyduna'nn hizmetine girmeye karar verdiler. 217 Okul binasnn atsnda oturan fedaler, aadaki hercmerci seyrediyorlard. Koyun kzartmas yiyerek alklarn bastrmlard. Neeleri yerindeydi; o gn yaptklar kahramanlklar anlatp duruyorlard. Canlar arap imek istemiyordu. Kendilerinin sekin birlik olduklarnn bilincindeydiler ve aada vahiler gibi atein etrafnda dans eden ahmaklar hor grerek seyrediyorlard. Hekime yardm edenler ise korkun izlenimlerini dierlerine aktaryorlard. Bir sre sonra dman bayrann zapt zerine konumaya baladlar. Kalpleri artk daha hzl atyordu. 218 IX A /damut askerleri sultann nclerini krp geirirken, kkn arkasndaki bahelerde hummal bir faaliyet vard. Adi sabahn kr bir vaktinde Apama'y kzlarn yanna gtrmt. Kzlarn ml ml uyumakta olduklarn gren yal kadn bir anda kprverdi. Yerdeki ar tokma g bela kaldrarak hzla duvardaki gonga vurdu. Demir levhadan ykselen derin uultu ile tatl uykularndan acmaszca uyandrlan gzeller korkuyla yataklarndan frladlar. Dar kar kmaz zerlerine bir sr hakaretler yamaya balad: "Sizi gidi tembel karlar! Seyduna'nn buraya gelmesi an meselesi, sizler de sanki hi iiniz gcnz yokmu gibi ml ml uyuyorsunuz! Eer bu halde kakalanacak olursanz, benimki de dahil hepimizin balarn vurdurur." Kzlar alelacele giyindiler. Efendilerinin baheyi ziyaret edecei haberi onlar korku ve dehete drmt. Apama ve Meryem yapmalar gereken ileri anlattlar. Apama delirmiti sanki. "Keke onlara balarna neler geleceini sylemeye cesaret edebilseydim!" diye herkesin duyabilecei bir sesle kendi kendine konumaya balamt. Syledikleri, kzlarn heyecanlarn daha da arttrmaktan baka bir ie yaramyordu. Dzeni salamak isteyen Meryem bir oraya bir buraya koturup durmaktayd. Hasan fenerlerin yapm iin ihtiya duyduklar tm malzemeleri gndermiti onlara: Kt, boya, mumlar... Apama Fatma'y yanna ararak feneri nasl yapacan kza gsterdi. Bir sre sonra ilk fener hazrd bile. Oday karartarak fenerin iine yanan bir mum koydular. Kzlar hayranlk dolu lklar attlar. 219 "Aptal kazlar! Kargalar gibi gaklayacanza iinizi abuk yapmaya aln!" diye bard yal cad. Fatma herkese bir i verdi. Kimisi parmen zerine motifler iziyor, kimisi boyalar kartryor, kimisi de fenerler iin lambalar katlyordu; dierleri bu paralar kesiyor, yaptryor ve boyuyor-du. leri biten fenerler ise kurumalar iin gnee konuluyordu; saylar hzla artmakta idi. Aradan geen

tm zaman zarfnda kzlar Seyduna'nn ziyaretinden baka tek kelime etmemilerdi. Cada hayal kurmaya balamt bile; "Onun bir sultana benzediinden eminim" dedi. "Altn ve erguvana brnm..." "Hayr!" diye kar kt Halime. "Onun bize bir peygamber gibi geleceinden eminim." "Bak sen! Kendisi mi syledi bunu sana?" diye dalga geti br. Halime Meryem ve Adi'nin kendisine anlattklarn kzlara da anlatmak iin yanp tutuuyordu. Fakat kendine hakim olabildi. Apama uzakta deildi ve onun sorularna muhatap kalmak hi de ho olmazd dorusu... "Muhammed hem bir peygamber hem de bir hkmdard" diye aralarn buldu Fatma. "Seyduna hakknda m konuuyorsunuz?" diye bilmek istedi o anda nlerinden gemekte olan Apama. Kt kt srtyordu. "Durun bakalm nasl olsa birkanzn kellesi bu akam artk omuzlarnn zerinde durmayacak! Evet, en ge bu akam baka misafirleriniz de olacak... ve unu unutmayn: ayet iinizden birisi gelen misafirlere burasnn neresi olduunu ve gerek kimliini aklamaya cret ederse annda boynu vurulacak. O zaman greceiz sama sapan lakrdlar etmeye devam edip etmeyeceinizi!" Kzlar korkuyla Meryem'e dndler. "Apama hakl" dedi. "Seyduna bu bahelerin gerek cennet rneine gre dzenlenmelerini emretti. Bu andan itibaren sizler de gerekten cennette bulunuyormu gibi davranmak zorundasnz. Siz artk sradan kzlar deil birer hurisiniz. Kendinizi yeni kimliinize altrmalsnz, azck aba gsterirseniz bunun hi de zor olmadn anlayacaksnz. Ve ben de sizleri uyarmak zorundaym: 220 Ziyaretilerin huzurunda gerek kimliini ifa eden orackta ldrlecektir." "yleyse ben azm bile amayacam" dedi Sara. "Sana sorulan tm sorular cevaplamak.zorundasn" diye uyar-ch Apama. Halime hkrmaya balad. "Kimsenin beni grmemesi iin .gidip saklanacam!" "Hele bir dene!" diye cyaklad Apama. "Seni ikence tezghnda grmekten byk zevk alacam dorusu!" Gen kzlarn ilerindeki korku giderek bymekteydi. Balarn nlerine eerek fenerleri hazrlamaya devam ettiler. "Hadi uzatmayn" dedi Fatma sonunda. "Baa gelen ekilir... Ben nceden haremde yaadm iin, rol yapmann ne demek olduunu bilirim. Erkekleri tanrm. Onlar aldatmak kolaydr -zellikle tecrbesiz gen olanlar, ok kolay. Nasl olsa bahelerimiz gerekten de cennete benziyorlar. Huri numaras yapmak ok kolay olacak bence." "imdi anlyorum!" diye bard Zleyha. "Evet niye bize srarla Kuran'n cenneti ve oradaki yaam tasvir eden blmlerinin anlatldn imdi anladm. Nefersiniz?" Meryem glmsedi. Zleyha'nn syledikleri aklna bile gelmemiti. Hasan gerekten de her eyi hesaplamt. Gerek bir cehennem hayalcisiydi o! "Hakkn var Zleyha" diye ona katld Zeynep. "En iyisi o harika blmleri bir kez daha gzden geirelim..." "Hadi ocuklar! Biraz hayal gcnz altrn!" dedi Fatma yumuaka. "Sadece gerek cennetteymi gibi davrann. Gerisi kendiliinden gelir nasl olsa..." "Ne kadar tabii davranrsanz, oyununuz da o kadar iyi sonulanr" diye Meryem konuulanlar bilgece toparlad. "Olay abartmayn, huri olmak ok normal bir eymi gibi davranmaya aln. Ve sadece size bir ey sorulduu zaman konuun." Halime korkularnn yava yava yok olduklarn hissediyordu. Her zamanki gibi merakla bard; "Peki ama Seyduna niye bizim cennetteymi gibi davranmamz istiyor?" 221 "Dilinizi tutmay renmeniz iin kk maymun!" diye hmla szn kesti Apama. Moad ve Mustafa, mutfaa sepetler dolusu itah ac kmes hayvanlar -zellikle bldrcnlar, keklikler ve su kular- ve balkla tayorlard. Apama mutfaa giderek yardmclar ile beraber yemekleri hazrlamaya koyuldu. Fakat Halime'nin merak tatmin olmamt.

"Peki kendilerine huri olduumuzu syleyeceimiz misafirler kimler?" Sorusunu glmeler izledi. "Bunu size sylemem lazm aslnda" dedi Meryem muzip bir sesle "nk kim olduklar sizin iin fark etmemeli. Zaten biraz sonra Seyduna bizi ziyaret ederek bu konuda kesin talimatlar verecek. Ama bu kadar ok soru sormaman iin sana syleyebilirim ki bence gelecek olanlar... herhalde ok yakkl gen adamlar olacaklardr diye dnyorum..." Halime bir gelincik gibi kpkrmz kesildi. Herkes ona bakyordu. Gzlerini indirerek ayan yere vurdu. "Ve ben bu oyuna katlmayacam!" "Mecbursun!" dedi Meryem ciddiyetle. Halime tekrar ayan yere vurdu. "istemiyorum!" "Halime!" Meryem'in yanaklar fkeden kzarmt. "Seyduna'nn emirlerine kar m kyorsun yoksa?" Halime susarak dudaklarn srd. Fakat tahmin edilecei zere bir sre sonra sakinleerek yeniden dosta davranmaya balad. "Peki sonra ne olacak?" diye sordu uslu uslu. Meryem glmsedi. "O zaman hele bir gelsin de..." Kzlar onunla alay etmeye baladlar. "Onu peceksin" dedi Fatma. "Ve onunla Apama'nn bize rettii eylerin tmn yapacaksn" diye ekledi Sara sinsice. Halime kzmt: "Eer hemen beni rahat brakmazsanz elime geen ilk eyi kafanza frlatacam!" 1 I 222 Meryem dzeni salamas gerektiini anlad: "inize bakn! Bo gevezeliklerinizle ok vakit kaybettik zaten." Sara bir kede oturarak fenerleri raptediyor ve yaptryordu. Halime onun yanna snd. Bir sre nce barmlar ve eskisi gibi iyi arkada olmulard. Halime Fatma'nn kendisi iin yapt tahta zarlarla oynamay ok seviyordu. Sara'yla beraber sk sk zar atyorlard. Oyunlarnda her trl eyi koyuyorlard ortaya: Yemiler, muzlar, portakallar, ekerlemeler, pckler; en ok kimi sevdiklerini de soruyorlard zarlara. ayet arkadalarndan birisi Halime'ye le dinlenmesini beraber geirme teklifinde bulunursa, kz nce yannda tad zarlara danyor ve ne yapacana sonra karar veriyordu. imdi yine kk tahta paralarn kuandan kartm ve Sara'y kendisiyle oynamas iin zorlamaya balamt - .kimsenin kendilerini grmemesi iin byk bir kt parasnn arkasna saklandlar. Sa-ra'nn yannda ortaya srebilecei birka tane yemii vard. Kazanmas durumunda Halime ona yemilerinin says kadar pck verecekti. Sara yemilerini kaybetti. Bir dahaki sefere kazanann kaybedenin kulaklarn ekmesi konusunda anlatlar. Halime bir daha kazand. "imdi drt kere kulaklarn ekeceim" diye gld. Sara ona dikkatle bakmaya balamt. "Neden zarlar atmadan nce onlara dikkatle bakyorsun?" diye sordu. "Her zaman byle yapyorum... hepsi bu." Sara kendilerini ziyaret edecek yakkl gen adamn kime ksmet olacan zarlara sormay nerdi. Halime yksek bir say att. "Hile yapyorsun Halime. Yksek bir say gelmesi iin zarlar elinde ayarladn grdm. Sonra da onlar ok yava attn. Ya benim gibi oynarsn ya da bir daha seninle oynamam." Halime onun istedii gibi yapt ve kaybetti. "Grdn m?" diye gld teki. "Hile yapmadn zaman kaybediyorsun." "yleyse ben de bir daha oynamam" diye suratn ast Halime. "Sadece kazanmay ok seviyorum. 223

"Nasl? Peki ya ben de hile yaparsam?" "Hayr! Sen yapamazsn." "Amma da akllsn! Yani sen hile yapabilirsin, ben de aptal gibi seyrederim yle mi!" Meryem onlara yaklat. "Yine ne var?" Sara aceleyle zarlar bacaklarnn arasna saklad. "Hangimizin fenerleri daha gzel yaptrdn tartyorduk..." Meryem aya ile kzn dizlerini aralad. Zarlar grnce surat fkeyle karard. "Demek yle! Her an Seyduna buraya gelebilir ve siz gnl rahatlyla zar atyorsunuz! Devam edin oynamaya devam edin! Bu akam da kafalarnz iin oynarsnz artk!" Sert sert Halime'ye bakt. "Bunlar senin zarlarn Halime! Asla slah olmayacaksn! Asla istediim gibi biri olamayacaksn!" Zarlar alarak cebine koydu. . "imdilik byle olsun!" dedi ve dier kzlarn yanna gitti. Halime'nin gzleri yalarla dolmutu. Ama bunu gstermek istemedii iin, kaldklar yerden tartmaya devam etti: "Dediim gibi eer kazanamayacak olursam zarlar ne yapaym ki? Tm kabahat sende! ayet kavga karmasaydn bunlarn hibiri olmayacakt!" Tekrar ilerine dndler. "Dinlesene!.. Aslnda harika bir ey!" Sara hayal kuruyordu. "Ziyaretilerimiz bizi gerekten de huri sanrlarsa, o zaman bize derhal ak olmalar gerekir! yle deil mi?" Halime frsat karmadi: "Yazk imdi zarlarmz olsa ziyaretilerin hangimizi seeceini sorardk onlara." "Nasl olsa hile yapardn. ok kr Meryem ald onlar... Zaten ben hangimizi seeceklerini ok iyi biliyorum..." "Seni seeceklerini sanyorsan ok aldanyorsun! Onlarn gzlerine bile arpmayacandan eminim!" "Sen nce bir erkei sevmenin ne olduunu ren hele ma224 sum bebek! Nasl olsa korkudan bir keye sineceksin ve kimse seni fark etmeyecek. Bana geleceklerin hepsi bu ite." Halime gzlerinin yalarla dolduunu hissetti. "Senin nasl biri olduunu syleyeceim onlara!" "Syle de glsnler sana. Sylediklerine inanacaklarn m sanyorsun?" "Grrsn! Onlara bana ak olduunu syleyeceim... Evet, ayet beni rahat brakmazsan, yapacam bunu." Sara'nn gzleri ldyordu. "Gerekten de yapar msn bunu?" Halime ayaa kalkt. "Sadece gerei syleyeceim onlara..." Garip bir ekilde gld, gzlerini silerek baka bir grubun yanna gitti. "Bu akam her taraf aydnlatld zaman kendimizi gerekten de cenneteymi gibi hissedeceiz" diye kendini ikna etmeye alyordu Zleyha. "Artk korkmuyorum. Hepimiz tllere brneceiz ve gerek huriler gibi dans ederek arklar syleyeceiz." Safiye i ekti: "Senin iin kolay tabii. ok gzelsin ve ok iyi dans ediyorsun." Meryem onlar cesaretlendirmeye alt: "Hepiniz ok gzelsiniz ve ok iyi dans ediyorsunuz." "Hi olmazsa kk dnyamza biraz renk gelecek" dedi Fatma sevinle. "Ve nihayet bir ie yarayacaz. Btn bu rendiklerimizin ve abalarmzn boa gitmesi ok yazk olurdu." Cada hl endieliydi:' "Seyduna gerekten de emrine uymayanlarn ban vurduracak m?" "Hi phesiz!" diye uyard onlar Meryem. "Her dediini mutlaka yerine getirir. Ona gre davrann. Bir ey sylemeden nce dndklerinizi enine boyuna iyice tartn." "Nedendir bilmiyorum ama artk hi korkmuyorum" dedi Fat-ma neeyle.

"Fakat ya iimizden birisi enesini tutamazsa?" diye steledi Sariye. "O zaman hemen bir bakas durumu dzeltmeye almal" dedi Fatma. 225 "Nasl dzeltecek?" "Yani yaplan yanl ya bir akaym gibi karlayacaz ya da baka bir anlam vereceiz." "Senin yanndan hi ayrlmayacam" dedi Cada. "Ben de!" dedi bir bakas ve hepsi bir azdan onun yanndan ayrlmak istemediklerini barmaya baladlar. Fatma glyordu. "Hadi ocuklar, bu kadar da korkak olmayn, insan bir eyi yapmak zorunda olduu zaman yapar. Her ey yolunda gidecek, bunu hissediyorum." Aa yukar btn fenerler hazrd. "Grdnz gibi isteyince her eyi baaryorsunuz" diye vd onlar Meryem. "imdi beni takip edin size bir ey gstermek istiyorum." Onlar o ana dek daima skca kilitli olan bir odaya gtrd. Kapy at. Kzlar kamaan gzlerini krptrmak zorunda kaldlar. Oda gerek bir elbise deposuydu. ipek ve brokar elbiseler, samur kaftanlar, peeler, harika ilemeli sandallar... Semerkant, Buhara, Kabil, sfahan, Badat ve Basra pazarlarnn en gzde mallannn tm burada ynlar halinde toplanmt. Mcevherlerle bezenmi altn ve gmten yaplma alnlklar, inci gerdanlklar, altn bilezikler ve elmasl sa ineleri, firuze ss eyalar, mcevher ve safirle ilenmi kpeler. Btn bu inanlmaz gzellikteki eyler, bitmez tkenmez bir kaynaktan fkryormu gibi sonsuz okluktaydlar. Halime ekinerek sorabilmeye cesaret etti: "Bunlarn hepsi kime ait?" "Hepsi Seyduna'nn" dedi Meryem. "Efendimiz ne kadar zengin byle?!!" "Sultandan ve halifeden daha zengindir." "Ve bunlarn hepsi bizim kullanmamz iin" diye aklad Meryem. "Herkes kendisine en ok yakacan dnd mcevherleri alsn. Onlar odanza da gtrebilirsiniz." Kzlara ipek libaslar ve peeleri denemelerini syledi. Onlara ar brokar kaftanlar giydiriyor, parmaklarna yzkler takyor, bi(> lezikler, brolar, gerdanlklar denemelerini sylyor, kulaklarna kpeler takyor, ekmecelerden cepkenler ve sandallar karp onlara uzatyordu... Kzlarn hepsi son derece gzel ilemeli kk birer ayna ile iinde misk ve baka kokularn bulunduu birer kk kutu aldlar. Sonra da alnlklar, sa tokalar, bin bir deiik biimli kk sarklar ve takkeler denemeye baladlar... Bylesine bir lks daha nce ryalarnda bile grmemilerdi. Kendilerini birer prenses gibi hissediyorlard. Halime heyecandan kzarm yanaklarla bard: "Gerekten de kendimizi birer huri olarak hissetmekte pek zorluk ekmeyeceiz!" "Size sylemitim!" dedi Fatma gururla, "iin kts her ey bittikten sonra tekrar sradan kzlar olmaya almakta zorlanacaz." Halime yzn neredeyse saydam bir peeyle rtt. Omuzlarna ald bir kaftan da biraz aa kaydrd. Seyduna'dan geldii gece Meryem'in zerindeki gecelik gibi... "Aman Allah'm! Ne kadar da gzel!" diye bard Sara. Halime kzard. En gzel olmak istiyordu ve saf saf kekeledi: "Ama misafirler geldii zaman hepimiz byle giyinmi olacaz!" "Bu kk marklklarda nesi?" diye alay etti Meryem. "Bana ne! Utanacam ite..." Herkes kk hazinesini alarak odasna gtrd. Az sonra ise gongun uultusu iitildi. Apama telala mutfaktan frlayarak barmaya balad: "abuk abuk! Acele edin! Seyduna geliyor." Hasan Byk Da'leri daha nce planlad gibi zel bir toplantya davet etmiti. Duvardaki kandilleri kendi elleri ile yakt ve pencereleri sk sk rtt. Hadmlardan biri byk bir testi arap getirmiti. Adamlar yastklarn zerine oturdular. arap testisi elden ele dolamaya balamt. "Seni ta Rudbar'dan buralara bo yere armadm" diye sze balad Hasan "nk Ebu Ali ve sana mirasm aklamak istiyorum. Aslnda Hseyin Alkeyni de burada olacakt fakat olaylar ok sratli geliti... Huzistan buradan o kadar uzak ki

ona bir haberci bile gnderemedim. Gelebilseydi iyi olurdu nk konu tarikatmzn gelecei zerine..." 227 Ebu Ali kurnazca glmsedi: "Sanki hemen yarn bu dnyadan ayrlacakm gibi konuuyorsun. Dur bakalm! Mirasn brakmakta ok acele ediyorsun. Ya Buzruk mid veya ben senden nce topran altna gidecek olursak?" "Hseyin Alkeyni'nin ve bizim isimlerimizi andn" diye ekledi Buzruk mid "fakat z olun Hseyin'i unuttun. Ne de olsa senin gerek mirasn o!" Hasan sanki bir rmcek tarafndan sokulmu gibi ayaa frlad. Odann iinde bararak bir ileri bir geri yrmeye balad: "O yabani danay hatrlama bana! Benim misyonum akl ve manta dayanmaktadr birtakm bo hayaller zerine deil! Olum! Olum! Ne olu! Acaba urap didinip ortaya kardklarmn hepsini, kaderin bir cilvesi olarak olum olarak dnyaya gelen o budalaya teslim edip perian olmasn m salayaym? Asla! Ben Roma kilisesi gibi akll olacam. Adamlar balarna sadece en yetenekli olann gemesine izin veriyorlar. Kan ba akrabalna dayanan hkmdarlklar, pek yaknda yok olmaya mahkmdurlar fakat Roma kilisesi bin yldan fazla bir sredir ayakta sapasalam duruyor. Oullarm? Kardelerim? Benim gerek oullarm ve kardelerim sizlersiniz! Btn bunlar ancak sizden aldm g ile yapabiliyorum!" Byk Da'ler onu daha fazla zorlamadlar. "Eer sylediklerimin seni bu kadar kzdracan bilseydim dilimi tutardm, bundan emin olabilirsin" dedi Buzruk mid. "Fakat senin kan ba ve miras hakknda -nasl desem?!- byiesine deiik dncelerinin olduunu nereden bilebilirdim?" Hasan glmsedi. Kendisini kaybettii iin biraz utanmt. "Ben de nce umutlarm kan bana balamay dnyordum..., Msr'dan yeni dndm zamanlar" diye anlatmaya devam etti kendisini mazur gstermek iin. "Bana olumu getirmilerdi. Yakkl ve glyd ona bakmak insana zevk veriyordu. Onu okuluma aldm ve... size hayal krklm nasl tasvir edeceimi bilemiyorum. Onun yandayken hakikate ermek arzusuyla alev alev yanyordum ben. Ama ya o? Benim merakmn zerresini 228 bile bulamyordum onda! Once sakin davranp ona yardmc olmaya karar verdim. 'Kuran yedi mhrl bir kitaptr' dedim ona. Cevap olarak bana ne dedi biliyor musunuz: 'Bana ne? Beni ilgilendirmiyor...' - 'Halk kitlesinde sakl olan srlar renmek istemez misin?' - 'Hayr bu konu zerre kadar ilgimi ekmiyor.' Bu hoppal bir trl kavrayamyordum. Biraz olsun ilgisini ekebilmek iin genliimde verdiim mcadeleleri anlattm ona. Peki btn bu angarya neticesinde eline ne geti?' Bir babann oluna verdii tlerin tm sonucu buydu ite. Onu rehavetinden karp almak, onu sarsmak iin en byk srrmz ifa etmeye karar verdim. 'retimizin en temel dstur olarak neyi kabul ettiini biliyor musun?' diye bardm. 'Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr.' Bover der gibi elini sallad. 'Bu meselelerle ben daha on drt yandayken ilgilenmeye balamtm.' Btn hayatm boyunca beni srkleyen, uruna saysz tehlikelere atldm, yzlerce okulda ve filozofta renim grmeme neden olan bu idrake daha on drt yandayken ulamtm! Hayretler iindeydim: Demek ki daha beikteyken bilge olan olum buydu! Ne kadar komik! Onun bilgelikle en ufak bir ilgisi bile yoktu! Bylesine bir budalalk karsnda son derece hiddetlenmitim. Hi olmazsa sradan bir asker olarak hizmet etmesi iin onu Hseyin Alkeyni'ye teslim ettim. Devamn biliyorsunuz..." Byk Da'ler birbirlerine baktlar. Buzruk mid ok sevdii olu Muhammed'i dnd. Bir ara feda olmas iin onu Ha-san'n okuluna gndermeyi dnmemi miydi? Aklna gelen bu dnce souk terler dkmesine yol at. Dilinin ucuna kadar gelmi olan soruyu o anda Ebu Ali sordu Hasan'a: "Beni rahatsz eden bir ey var bni Sabbah... Bizim dncemizin salt mantk zerine kurulu olduunu sylyorsun daima. Bunun anlam nedir?" Hasan ellerini arkasnda kavuturarak odada bir ileri bir geri gitmeye balad.

"Bu dnce bana ait deil aslnda" diye balad sze. "Yaklak doksan yl nce mehur Kahire halifesi el-Hakim, kendini vcut bulmu Tanr olarak ilan ederek, benzer bir denemede bulun229 mutu. Fakat aklna o an gelen bu dnce sonradan bir hayli kafasn kartrmt. Sonunda da yle bir noktaya gelmiti ki kendisi bile ilahi bir varlk olduuna inanmaya balamt. Buna ramen onun daleri bize deerli bir miras braktlar. Kastetmek istediim el-Hakim'in kne neden olan temel dsturumuz..." "Artk bu dsturumuzun deerinin biraz azaldn dnmyor musun? zellikle de lzumundan fazla kii rendii iin?" "'Hibir ey gerek deildir, her eye izin vardr' bilgeliinin, insanlarn deiik manalar karmasna son derece uygun olduunu ben de kabul ediyorum: Olumun acnacak rnei bunu aka gsteriyor. Bu bilgelik insann iinde ya vardr ya da yoktur. ayet insann ta doumundan beri iinde yoksa, onun iin anlamsz kelimeler topluluundan baka bir ey olmayacaktr. Fakat doumdan beri iindeyse, o zaman da tm yaam boyunca yol gsteren bir yldz gibi parlayacaktr nnde. Hakim'in de soylarndan geldii Karmatlar ve Druslar, bilge kiinin amacna ulamas iin bilimin dokuz basaman trmanmas gerektiini biliyorlard. Onlarn daleri kendilerine mrit toplamak istedikleri zaman, Ali'nin slalesi ve Mehd'nin gelii hakknda gzel nutuklar atmakla yetiniyorlard. Talebelerin byk ksm bu acnacak masallar ile yetiniyordu zaten. Zeki olanlar ise daha fazlasn renmek istiyorlard. O zaman da onlara Kuran'n gizli manalar saklayan doast bir tasvir olduunu sylyorlard. Eer hl rendikleriyle yetinmeyen biri varsa, o zaman hocas ona bugne dek rendiklerinin Kuran'n hatta genel olarak slam'n ne kadar bo ve deersiz olduunu gzlerinin nne sermekte tereddt etmiyordu. Daha da ileri gitmek isteyenler, tm dinlerin doru ve yanl eyler ierdiklerini dolaysyla ayn deerde olduunu reniyordu. Ksa zaman ncesine kadar retinin bu en st dsturu yani btn retilerin ve nazariyelerin inkr edilmeleri ok az sekin kii tarafndan bilinmekteydi. Bu basamaa adm atmak byk bir cesaret ve kuvvet talep etmektedir. nk bunu yapmaya cesaret eden kii o andan itibaren dikenli yollarda yalnz bana yryecek ve tutunaca bir dala sahip olamayacaktr. Bu dstur ok sayda kii tarafndan bilinse de geerliliini yitirmez. Dnyann yaradl byledir: nsan 230 kendisine en basit biimiyle anlatlan gerekleri bile* ou zaman tam olarak idrak edemez." "imdi daha iyi anlamaya balyorum" diye szn kesti Ebu Ali. "Fakat merak ettiim bir konu var. Bizi buraya mirasn aklamak iin ardn syledin. Seni bunu dnmeye iten nedir? Henz gayet din ve salklsn." Hasan gld. Dnceli tavrlarla odann iinde dolanmaktayd hl. Daler merakla seyrediyorlard onu. "Yarn ne olaca hi belli olmaz. Geride brakacam miras onu uygulamaya koyacak kiinin baz ilgin, hatta garip eyler zerinde belli birtakm bilgilere sahip olmasn gerektirmektedir... Ve ben Hseyin Alkeyni de dahil nz miraslarm olarak tayin ettiime gre tarikatmzn tm geleceinin bal olduu plan hi olmazsa ikinize aklamaly ~. ok nem verdiim bu dncelerin bir ksmn zavall Hakim'den... ve hatta bir ksmnn da Roma kilisesi mcahitlerinden aldm belirtmeliyim. Her eye ramen bu plann temeli yine de bana aittir. Dinleyin." Odann iinde dolanmaktan v zgeerek yanlarna oturdu, dudaklarnda ocuka denilebilecek bir glmseme vard; biraz sonra anlataca eyler yznden kendisine glnmesi veya deli yerine konmas tehlikesinin mevcut olduunu bilen bir adamn glmsemesi... "Pek iyi biliyorsunuz ki Muhammed slm uruna elde kl lenlere mkfat olarak cennetin gzelliklerini vaat etmitir. Oradaki zevkleri tadabilecekler, yeil imenlerin ve ayrlarn zerinde dolaacaklar ve mrldanan derelerin yannda dinlenecekler. Etraflarnda iekler aacak ve gzel kokular her taraf saracak. Enfes yemeklerle ve seilmi meyvelerle beslenecekler. Kara gzl, olaanst gzellikteki huriler kendilerine sra kklerde hizmet edecekler.

Onlarn tm isteklerini yerine getirmelerine ramen erdemlerini ve bekretlerini ebediyen koruyacaklar! Huriler onlara altn testiler iinde sarho etmeyen arap ikram edecekler. Ve gnlerini ebediyen bolluk ve snrsz mutluluk iinde geirecekler." Byk Da'ler aknlkla birbirlerine baktlar. 23! "Bunlarn hepsini gayet iyi biliyoruz" dedi Ebu Ali glerek. "Bu konuda bize inanabilirsin." "Harika! O zaman peygamberin ve retisinin nderliinde ilk mminlerin bu vaat uruna aslanlar gibi dvtklerini de bilirsiniz. Kendilerine emredilen her eyi sevinle yerine getiriyorlard. Hatta ehit den bazlarnn, kendilerini bekleyen zevkleri dnerek dudaklarnda bir glmseme ile ldklerini anlatrlar. Maalesef peygamberin lmnden sonra bu gzel vaade olan inan gnden gne azald. Mminler somut hedefleri soyut hedeflere ye tutmaya baladlar: nsann elindeki bir sere damdaki bir gvercinden daha iyidir. Ne yazk kimse br dnyadan geri gelerek her eyin peygamberin vaat ettii gibi olup olmadn anlatamad. Sonu olarak kendimizi Muhammed ile karlatracak olursak, onun bizden ne kadar avantajl olduunu rahatlkla grebiliriz. lk mminlerin iman onun mucizeler yaratmasna msaade ediyordu. Fakat benim dndm gibi sadece manta dayanan bir retinin kurulmas bu tr mucizeler olmadan imknszdr. Benim ilk hedefim de etrafma topladm mritlerime eitim yolu ile o ilk mminlerdeki iman kazandrmakt." "Kendini tebrik edebilirsin tbni Sabbah" diye dalkavukluk yapt Ebu Ali. "Fedaler sabahleyin bunu baardn ispat ettiler." "Hadi hadi sevgili dostum! lk mminlerin iman yannda benim fedalerimin ne kadar zavall kaldklarn bilmiyor muyum sanyorsun: Fakat sana sylyorum: ok ama ok daha fazlasn elde etmek iin bir are bulmalym muhakkak." "ibni Sabbah! Biraz daha ak konuamaz msn?" diye atld Buzruk mid. "Glmseyiinin ardnda ne gibi srlar sakl?.. Ve bizi daha da merakta brakmak iin btn bu dolambal yollar! Nereye varmak istiyorsun byle?" "Benim planm dev boyutlarda" diye Hasan devam etti. "Bana lmeyi zleyen, hibir eyden korkmayan mminler lazm. Kelimenin tam anlamyla lme ak olmalar gerek! lmn peinde komalarn, ona yalvarmalarn istiyorum. ardktan lm ise bakire bir gen kz gibi kat kalpli olmak yerine onlara acyarak seslerine kulak verecek..." 232 Ebu Ali ve Buzruk Umid kahkahalarla glmeye baladlar. Ha-san'n eski gnlerde olduu gibi aka yapmaya baladn sanyorlard... ve ona inanmadklarn gstermenin kendileri iin daha iyi olacan dnmyor da deildiler! Fakat Hasan planlarn anlatmaya devam ediyordu: "Dinleyin! Tarikatmz gerektii zaman karmza kacak her dmana, hatta tm dnyaya meydan okuyacak kadar gl olmaldr. Bu dnya meselelerinin en yksek karar mercii haline gelmelidir. Fakat bu amaca ulaabilmemiz iin bize lm seven mminler gereklidir! lmelerine izin vermek ile kendilerine byk bir iyilik yapacamz mminler! Elbette ki nerede ve nasl leceklerini kendileri semeyecekler. zin verdiimiz her lm bize nemli yararlar salamal. te; planmn z ve size aklamak istediim mirasm bundan ibarettir." Dudaklarndaki glmsemeye ramen sesindeki kararllk dikkat ekiciydi. Byk Da'ler akn akn birbirlerine bakyorlard. Ne dneceklerine karar verecek durumda deildiler. "Kendi kendime Trklere kar bugn kazanm olduumuz zaferin seni sarho edip etmfliini soruyorum. Acaba sadece aka m yapyorsun ya da. Ebu Ali cmlesini tamamlayamad. "Veya ne! Devam et!" diye alay etti Hasan. "phesiz senin aklna da bir zamanlar sfahan'da reis Lumbani'nin aklna gelenler geldi. Kalplerinizden geenleri okuyabiliyorum. yle dnyorsunuz: te nihayet delirdi!! Hele sizi bekleyen srprizi bir grn de ondan sonra karar verin bakalm." "Nasl istersen" dedi Ebu Ali biraz bozuk bir sesle "ama biz imdi olduumuz insanlar olarak kaldmz mddete, lm zleyen hatta lmn peinden koan bir insana rastlanan mmkn olmayacak. En azndan yeni bir insan yaratana kadar - ki bunu ne senin gibi bir akac ne de Hakim gibi bir deli baaramaz..."

"te benim yapmak istediim de tam bu!" diye bard Hasan sevinle. "nsanolu yal ve hasta olduu iin Allah'n iliine girmek ve onun grevini stlenmek istiyorum. amuru yeniden youracak ve biim vereceim." 233 1 Ebu Ali honutsuzlukla Buzruk mid'e dnd. Buzruk mid bir an Hasan' inceledi. Hasan'la Ebu Ali arasndaki konumay dikkatle dinlemiti. inde Byk nder'in giz|j bir maksad olduuna dair youn bir his vard. "nce kendi mirasn anlattn" dedi Hasan'a dnerek "sonra peygamberin ehitlere vaat etmi olduu cennetin gzelliklerinden, sonra hkmranl tm dnyaya yaylacak bir gten, sonra da seve seve lme koacak yeni bir insan trnden bahsettin! Btn bunlar arasndaki ilikiyi bilmeyi ok isterdim dorusu..." "ok basit bir iliki var" dedi Hasan glerek. "Sizleri benim yaratacam bir tarikatn mirass yapacam. Bu tarikatn gc ise tamamen yeni insanlara dayanacak. Bu yeni insanlar sradan insanlardan lme duyduklar delice zlem ve Byk nder'e kr krne ballklar ile ayrlacaklar. Peki bu deerli meziyetleri bu adamlara nasl kazandracaz? Kendilerini lmlerinden sonra bekleyen cennet inancn tekrar uyandrarak!" "Ne de gzel bir plan!" diye patlad Ebu Ali. "nce peygamberin lmnden beri bu inancn ok azaldn kabul ediyorsun, sonra da tarikatmzn gcn bu azalan inan zerine kurmay hayal ediyorsun! Belki eytan sylediklerini anlayabilir ama ben tek kelime bile anlamadm!" Hasan byk bir neeyle glyordu. Emri altnda bulunan adamn fkesi onu gzle grlr biimde elendiriyordu. "Fakat sevgili dostum Ebu Ali, gerekten de mritlerimizin cennet zevklerine olan inanlarn yeniden tesis etmenin ve lme seve seve gitmelerinin bir yolu yordam gelmiyor mu aklna?" "O zaman cennetin kaplarn a ve onlara gster!" diye bard Ebu Ali. "Onlara cennetin zevklerini tattr!! Nasl olsa herkese cennetin anahtarlarna sahip olduunu retiyorsun! Dorusu bu durumda lmeyi ben de isterdim..." "te! Nihayet sizleri getirmek istediim noktaya ulatrdm!" diye bard Hasan zafer dolu bir sesle. Ani bir hareketle ayaa srayverdi. "Gelin oullarm, beni takip edin. imdi size cennetin kapsn aacak olan anahtar gstereceim." Yirmi yandaki bir delikanl gibi koarak yan odaya geti, kulenin stne kan merdiveni kapamakta olan haly yana ekti. 234 "Gelin!" dedi ve onlar terasa kadar gtrd. Byk Da'ler bir yandan onun arkasndan yrrken dier yandan da manal manal birbirlerine bakyorlard. Ebu Ali iaret parman alnna gtrerek kalarn kaldrd. Buz/uk mid ona "bekleyelim" anlamnda bir iaretle cevap verdi. Terasa ktlar - o gne dek hibirine bu terasa kma izni verilmemiti. Gerek bir rasathaneydi buras. Zemin byk bir gk haritas gibi dzenlenmiti. Dnyann gne etrafndaki, ayn dnya etrafndaki hareketleri ile Zodyak emberinin tm en ince detayna kadar belirtilmiti. Yine ayn ekilde taa ilenmi saylarla dolu hesap cetvelleri, etraflarndaki geometrik ekillere iaret ediyorlard: Daireler, elipsler, paraboller ve hiperboller. Her tarafta eitli trlerde ve biimlerde l ve izim aralar.! vard: Usturlaplar, pusulalar, trigonometri hesaplar iin aralar, bir yn gizemli alet ve edevat. Terasn ortasna bir gne saati yerletirilmiti. Hatta kt havalarda bu hassas aletleri kaldrmak iin kk bir depo bile mevcuttu. Deponun bitiiinde ise camdan bir limonluk vard. ats akt. inde sadece uzun sapl bir bitki yetiiyordu. Ters dnm kk fralara benzemekteydi bitkinin filizleri. Byk Da'ler etraflarn abucalt incelediler. Baklar nihayet kulenin etrafn dolamakta olan balkonun korkuluklarnn en st noktasna taklp kald: Elinde kocaman bir grz tayan dev bir zenci hi kprdamadan, bir heykel gibi nbet tutuyordu... Gne terasn tam zerindeydi ama dalardan esen serin rzgr havay ho bir ekilde serinletiyordu. "Sanki yksek bir dan doruklarndayz" dedi Buzruk mid ve serin havay cierlerine ekti.

"Yuvan cennete daha iyi bakabilmek iin mi bu kadar yksee yaptn" diye gld Ebu Ali. "Yoksa mehur anahtar uradaki teleskop mu?" "Evet! Bu rasathaneden cenneti gzetliyorum" diye cevaplad Hasan gizemli bir glmsemeyle. "Fakat deminki tahmininin yanl olduunu belirtmeme msaade et. Cennetin anahtarlar uradaki limonlukta bulunuyor." Limonluun yanna giderek iindeki bitkileri iaret etti. 235 Byk Daf'ler balarn sallayarak ona yaklatlar. "Hasan Hasan!" diye itiraz etti Ebu Ali yumuaka. "Ne zaman aka yapmaya son vereceksin? mzn de artk saygdeer bir grnm arz etmeye mecbur olduumuz bir yata bulunduumuzu unutma! Tamam bugnn ok sevinli bir gn olduunu ben de kabul ediyorum. Zaten zararsz akalarn her zaman iyi niyetle 1; .rladm ama sabahtan beri yaptklarn biraz fazla oldu dorusu." Hasan delici baklarn ona dikti. "Burada yetien bitkiler, cennetin zevklerine alan kapnn anahtardr" diye tekrarlad sabrla. "Bu yabani otlar m?" "Evet. Artk aka sona erdi." Deponun yanndaki glgelikte bulunan yastklara oturmalarn iaret etti. "Size gsterdiim o bitki, Hint kenevirinden baka bir ey deildir; bu bitkinin suyunun hayret verici etkileri olduunu bilmelisiniz. Uzun zaman nce Kabil'de zengin bir Hint prensinin davetli-siydim. Benim erefime verdii davet btn gece devam etti. Sabaha doru misafirler veda etmeye balaynca prens ben de dahil birka misafirden biraz daha kalmalarn istedi. Bizi tepeden trnaa hal kapl gizli bir odaya gtrd. -be kandil solgun klar yayyordu etrafa, oda yar karanlkt. 'Size hazrladm bu elence yle sradan bir ey deil' dedi ev sahibimiz. 'imdiye kadar hi grmediiniz blgeleri ve ehirleri ziyaret etmek ister misiniz? Sizi istediiniz anda istediiniz yere gtrebilirim. Bakn! u kutunun iinde masallar aratmayacak derecede olaanst bir by saklyorum.' Bunlar syledikten sonra kutuyu at ve ilk bakta zararsz ekerlemelere benzeyen haplar bize gsterdi. "Aln! Birer tane denemeniz iin size srar ediyorum!' dedi. Fazla stelemesine gerek brakmadan haplardan birini azma attm. nce prensin bize sradan ekerlemeler yedirdiini dnerek ho bir aka sandm bunu. Fakat hapn stndeki tatl kaplama bittikten sonra hayretle ac bir tat aldm. Yoksa zehir mi? diye dndm nce. Ve gerekten de o anda bam dnmeye balad. Bir an sonra olaanst eylerin olmaya baladn hissettim. Duvardaki hallarn renkleri sanki bir mucizeyle canlanmaya balamt. 236 Ve o andan sonra zehir dncesi bir daha aklma bile gelmedi. Tm dikkatimi duvarlardaki inanlmaz renk deiimlerine vermitim. Sonra da hallardaki figrlerin anlalmaz bir ekilde deiime uramaya baladklarn fark ettim. Duvarda asl duran halnn zerinde, cariyelerinin ortasnda oturan sakall bir erkek figr bulunmaktayd. Erkek figr yava yava silinmeye balad ama cariyeler giderek byyorlard. Hatta dans bile etmeye balamlard! nanlmaz bir aknlk iindeydim. O zaman aklmdan geenleri bugn bile aynen hatrlyorum: Bu imknsz, bu sadece bir resim!! nmdeki sahneyi en ince detaylarna kadar izleyebiliyordum: Ne mthi bir elikiydi bu! Cariyeler hem kprdamakszn yerlerinde oturuyorlar hem de etrafmda dans ediyorlard! Az sonra nmdeki nesne sadece bir resim olmaktan ok ok uzaklamt. Gzlerimin nnde kvrlan vcutlar hem son derece doaldlar hem de tenin gerek rengini tayorlard. Yoksa gzlerim mi aldanyordu? Asla!! Bylece farknda bile olmadan gzlerimin nnde gerekleen mucizeyle tamamen btnletim. Odada baka insanlarn da bulunduunu oktan unutmutum. Duvardaki kzlar artk odann ortasna doru ilerlemeye balamlard. Canl renkler bin bir deiik yansma ile parlyorlard. Gen ve gzel kzlar saysz iveler ve cilvelerle nmde dans etmeye balamlard. Cokunluun son kertesine ulamtm. Birdenbire aklma u dnce geldi: Belki de btn bu olaanst eylerin gereklemesini salayan byc bizzat bendim! Bir deneme yapmak iin nmde dans eden varlklara baka bir pozisyon almalarn emrettim konumadan. Emrimi annda yerine getirdiler. Demek ki kar konulmaz bir gcn efendisiydim

ben! Odann iinde zaman ve meknn kanunlarna bal olmakszn hareket eden her eyin zerinde, hkmetme kudretine sahiptim! imde sakl olan bu bitmez tkenmez kudretin farkna daha nce varmadmdan dolay aknlk iindeydim. Allah'tan neyim eksik ki!? diye dnyordum. Kudretimden sarho olmutum. Aniden gzlerimin nnde prl prl parlayan zarlar belirdi. Gerek gibiydiler. Bir sre sonra ise inanlmaz bir ey daha oldu: Zarlar, Kahire ve skenderiye'den ok daha byk ve 237 muhteem bir ehre dnmeye baladlar. Nefesim kesilmiti. Hayatmda bu denli gzel bir yer grmemitim. Devasa minareler gklere ykseliyor, altn ve gm kapl kubbeler, olaanst gzellikte fayanslarla kaplanm binalar rtyorlard. Ruhum sonsuz bir saadet iindeydi. Kendimden gemitim. imdeki bir ses bana yle fsldyordu: 'Sen artk Allah oldun!! Evet evet, sen Tanr'nn ta kendisi, dnyalarn efendisisin!' Sonra resimler gzlerimin nnden silinmeye balad. Hayal meyal bu bynn yaknda sona ereceini ve gnlk yaantma geri dneceimi hissediyordum. Btn bu zenginlikleri kaybetmek korkusu yerlemiti iime. Bu yce seviyede kalabilmek iin. kendimi ok zorladm ama bouna. Vcudumda ani bir yorgunluk hissettim, gzlerimin nndeki canl renkler parlaklklarn yitirerek matiatlar. Baylmtm. Kendime geldiim zaman bam dnyordu ve iimde derin bir irenme duygusu vard. Srekli, grm olduum resimleri dnmek zorundaydm. Btn zaman boyunca uyank mydm? Yoksa rya m grmtm? Bilemiyordum. Aklma gelen her ey, uyankln damgasn tamaktayd. Fakat, ayet rya grmediysem nasl olup da var olmayan eyleri grebilmitim? Kafam atlayacak gibiydi. Bir hizmetkr bana bir bardak souk st getirdi. Odada yalnz olmadm hatrlamtm. Dier misafirler etrafmda yatyorlard. Zorlukla nefes alabildiklerini fark ettim. Suratlar bembeyazd... Aceleyle elbiselerimi dzelttim ve kimselere grnmeden kona terk ettim." Bunlar anlatrken Byk Da'ler t karmadan aznn iine bakyorlard. Sustuu zaman Ebu Ali sordu: "Peki btn bu mucizelere o haplarn neden olduunu nasl anladn?" "Sabredin anlatacam" diye devam etti Hasan. "Ayn gnn akamna doru iimi garip bir huzursuzluk kaplad. Kendimi ok zorlamama ramen yerimde duramyordum. Bir sre sonra ayaklarmn beni farknda olmadan, dn akamki prensin konana getirmi olduklarn fark ettim. Ev sahibi glerek kapda belirdi. Sanki geleceimi biliyor gibiydi. 'Dier misafirler de burada' dedi bana. 'nk kim bu mucizevi haplar bir kere tadarsa o sonsuz zengin238 rHere ebediyen sahip olabilmek iin yanp tutuur. Tekrar tekrar buraya gelir ve sonunda o haplarn klesi olur. Onlardan vazgemek yerine lmeyi tercih eder. Bu yzden sizleri uyarmak istiyorum: Bu ekerlemelerden sizlere bir daha tattrmayacam gibi kendime de onlarn nasl yapldklarn anlatmay yasaklyorum.' Birka gn sonra heyecanm yatt. Fakat merakm uyanmt bir kere. Bu srr aydnlatmaya yemin ettim. Kader yzme glyordu. Sizlere daha nce kendisinden bahsettiim Apama adl bir kadn ile tanmtm. O zamanlar Kabil'in en gzel cariyesi olarak kabul ediliyordu. Bu arada sizlere, sakladm birka srprizim daha olduunu belirteyim hemen..." Hasan tekrar gizemli bir ekilde glmsedi ve devam etti: "im kpr kprd, son derece atlgandm. Ruhumda yanmakta olan ihtiraslar kendi kendime dizginleyecek yaradlta bir adam deildim. Prens Apama'nn sahibi idi; ama ben onun misafiri, kadnn kalbine sahip olmutum. Geceleri efendisinin bahesinde buluarak yasak akn cennetinde yuvarlanyorduk. Prensinin zerinde hayrete ayan bir etkisi vard; kendisine iimi yakp kavuran konuyu anlattm zaman, mfcrak ettiim srr elde etmesi pek de uzun srmedi. Bylece o mehur haplar oluturan esas maddeye haha ad verildiini rendim. Hint keneviri ad verilen bir bitkinin suyundan elde ediliyor ve bu bitkiyi uradaki limonluun iinde grebilirsiniz." Gne batmak zereydi, glgeler uzamlard. Hasan szlerini bitirdii zaman de sustu. Ebu Ali alnn krtrarak nne bakarken, Buzruk mid baklaryla da sralarn izliyordu. Nihayet sze balayan da o oldu: "Yava yava niyetinin ne olduunu anlyorum. Kendi yaadklarn mminlere de yaatmak

istiyorsun. Ama tek farkla: Sen o haplara baml olmaktan kurtuldun fakat mminleri haplara esir edecek ve onlara her istediini yaptracaksn." "Yani bundan gerekten de byk sonular elde edeceini mi umuyorsun?" diye fkeyle konutu Ebu Ali. "Bu haha veya ad her neyse, ondan verdiin mminlerin iradelerine etki edip, gerekten de onlar lme gndereceini mi dnyorsun? Kusura bakma ama bana yle geliyor ki derin bir yanlg iindesin. Ger239 ekten de bu haplar olmadan yaayamasalar bile, bu yzden senin isteklerine uyarak kendilerini lme gtrecekleri hibir yerde yazl deil! Bu yana ramen ok gereksiz zahmetlere girmisin. Gerekten de bir tek hapn onlar cennete girdiklerine ikna edeceine inanyor musun? Hadi! Bunun imkansz olduunu sen de biliyorsun! Biraz mantkl olmaya alalm... Almamz gereken acil kararlar var. Sultann ordusu bize doru hzla yaklayor..." "Sana tamamen katlyorum" dedi Hasan kurnazca. "zerimize gelen dman kuvvetleri karsnda yapacak iki ey kalyor bize: ya Mutsufer'in tavsiye ettii gibi abucak bir kervan hazrlayp Afrika'ya kamaya almak ya da bir mucizenin geeklemesini ummak. Bildiiniz gibi ben ikinci yolu setim. Fakat karar deitirmek iin daha yeterince zamanmz var." "Peygamberin sakal adna!" diye bard Ebu Ali fkeyle. "Ne demek istediini anlamak mmkn deil. Bir kere olsun syleyeceklerini ak ve anlalr olarak ifade etmeye alsana!" "Pekl deneyelim bakalm! u anda bulunduumuz yerde cennetin anahtarlarn sakladm daha nce sylemitim. Fakat hepsi bu deil. Buradan cennette olup bitenlere de bakabiliyorum! Sizler kalenin bu tarafnda olup biten her eyden en ince ayrntsna kadar haberdarsnz. Fakat ya kulenin br tarafnda neler olup bittiini dndnz m hi? O zaman ltfen korkuluklara kadar buyurun ve kendi gzlerinizle grn!" Byk Da'ler aceleyle kulenin etrafn dolaan balkona yrdler ve aa eilerek yksek duvarn arkasnda olup bitenleri grmeye altlar. aknlktan kk dillerini yutacaklard neredeyse. Harika baheler ve korularla dolu, olaanst gzellikte yemyeil bir alan, gzlerinin nne harita gibi serilmiti. Alann taraf rmak ile evriliydi. Irmaktan kaynaklanan kk kollar, yzlerce kk dala ayrlarak, yemyeil alan birok adacklara blmlerdi. Bu nedenle aas gerek bir labirente benziyordu. Gzle grlen her yerde beyaz talarla ilenmi yollar, gnein altnda sanki kristalden yaplm gibi parlayan kk kkler, onlar evreleyen siyah selvi aalar ve sonsuz gzellikte fskiyeler bulunuyordu. Aalarn altnda ve ayrlarda ise kelebeklere benzer birtakm 240 varlklar sonsuz bir neeyle dans edercesine kouturup duruyorlard. "Bir mucize, gerek bir mucize" diye mrldand Buzruk mid uzun bir sessizlikten sonra. "Dounun btn airleri ve masalclar burasnn ryasn gryorlar" diye ekledi Ebu Ali. Hasan ayaa kalkt. Suratnda byk bir mutluluun izleri vard. "Bir an sizlerin de benimle beraber Kabil'deki prensin konanda olduunuzu dnelim" dedi. "Sizler de birer haha hap alarak bahsetmi olduum o harikalar yaayp kendinizi kaybetmi olun. Fakat sonra benim gibi o yar karanlk odada deil de, gen bakirelerin size Kuran'da tasvir edildii gibi hizmet ettii bu bahelerde uyansaydnz acaba neler dnrdnz? Syleyin bana!" "Her eyi dnmsn!" diye bard Ebu Ali hayranlkla. "Gen ve tecrbesiz olsaydm, gerekten de Allah'n bahelerinde olduumu sanrdm." "Fakat btn bunlar ne zaman yaptrdn? Kime yaptrdn?" diye sordu Buzruk mid aknlkla. "Alamut kalesini ina eden Deyjem krallar, bu alanda baheler ina etmek istemiler ve uygun bitkiler bile dikmilerdi. Fakat daha sonra, kalede hkm srenler bu baheleri kendi hallerine braktlar. Her taraf yabani otlar sarmt. Benden nce kalede hkm sren Mehd, bahelere nasl girileceini bile bilmiyordu. Fakat ben baheler hakknda oktan bilgi edinmitim ve 'cennet' planm da kafamda son eklini ald iin, ne yapp edip kaleyi ele geirmeye

karar verdim. Tm ilerle bizzat kendim ilgilenip, her eyi en ince ayrntsna kadar hesapladm. Sonra Msr'dan hadmlar gelince ie koyulduk. te Lu cenneti byle yarattm. Kalede buradan haberi olan, benden ve hadmlardan baka bir sizler varsnz." "Hadmlarn gnn birinde sana ihanet etmelerinden korkmuyor musun hi?" diye sordu Buzruk mid endieyle. "Onlar tanmadn belli oluyor" diye karlk verdi Hasan. "Yaamlar zerine benden baka hi kimse ile konumuyorlar. Balar olan Yzba Ali bana kr krne baldr. Zaten eneleri241 ni tutmamalar durumunda, annda lmle cezalandrlacaklarn biliyorlar. Onlara gveniyorum." "Peki ya bu cennet iin belirlediin kurbanlarn, numaran anlayabilecekleri aklna gelmiyor mu hi?" diye sze kart kurnaz Ebu Ali. "te bu nedenle gen ve tecrbesiz adamlar setim. Hibiri bir kadnn kendisine verebilecei saadetleri bilmiyor. Bakir bir gen adamdan daha saf bir varlk yoktur dnyada; sadece bir kadn bir adam gerek bir erkek haline getirebilir. Vcudun masumiyetini kaybetmesiyle beraber ruh da masumiyetini kaybeder. Her ey gen adam kaamayaca kaderine yneltir artk. Amacna ulamak iin her eye hazrdr. indeki ihtiras gzlerini kr etmitir...". "Peki bu genler kim?" Hasan'in cevab sadece bir glmseme oldu. "Fedaler mi?" "Kendin syledin!" Bu aklamay buz gibi bir sessizlik takip etti. Byk Da'ler hl ayaklarnn altnda uzanmakta olan bahelere bakyorlard. Hasan onlara acma duygusuyla kark bir alayla bakyordu. "Sakn dilinizi yutmu olmayasnz? Bugn Trklerin nc kuvvetleri ile yaptmz savata yirmi alt adammz kaybettik. Eer sultann asl ordusu ile arpacak olursak hepimiz mahvoluruz. Bu nedenle dnyann btn hkmdarlarn ve krallarn korkudan titretecek birka kahramana ihtiyacm var. Bu adamlar nasl eiteceimi gstermek iin ardm sizi buraya. Bu akam insan doasnn dnm zerine yapacam bir deneyde sizler de hazr bulunacaksnz. Ebu Ali, sen fedalerimizi yakndan tanyorsun. Bana gerek ahsiyetleri gerekse de vcut zellikleri dolaysyla dierlerinden ayrlarak bambaka bir tip oluturan tanesinin adn syle! Planlarmz iin uygun olan adamlar saptamalyz. Baheler ziyaretilerini bekliyorlar..." Ebu Ali Hasan'a bakt. Rengi solmutu. "Ne demek istiyorsun bni Sabbah?" "ahsiyet olarak dierlerinden belirgin ekilde ayrlan tane fedanin adn syle bana." 242 Ebu Ali sanki konumay unutmuasna ona bakyordu. "Sana yardm edeyim. Emrini beklemeden Trklerin zerine saldrmak isteyen o cesur delikanlnn ad neydi?" "Sleyman." "Peki birliin en kuvvetlisinin ad?" "Yusuf." "yi. ncs de ibni Tahir olacak. Onun nasl tepki gstereceini merak ediyorum. O bir ey aniamazsa dierlerinin bir ey anlamas mmkn deil!" Buzruk mid'in alnnda souk terler boncuklanyordu. Az kalsn Hasan'a olan sonsuz gvenini ispat iin olu Muhammed'i feda okuluna gnderecekti! imdi ise aklnda tek bir ey vard; onu bu yerden mmkn olduunca uzak tutmak. Onu Suriye'ye veya Msr'a... uzak bir yer olsun da nere olursa olsun gnderecekti. Ebu Ali ise olan bitenler karsnda nasl davranmas gerektiine hl karar verememiti. Hasan gizlice glerek seyrediyordu onlar. "Boaznza bir ey mi takld? Olaylar bu kadar da abartmayn! Sizleri o kadar mkemmel bir surette ikna edeceim ki ok yaknda tm planmn en byk hayranlarndan birisi olacaksnz. Ama nce elbise dolabma bir urayalm! Cennetimizi gerek krallar gibi ziyaret etmek iin gerek krallara benzemeliyiz." nlerine derek, odasnn yanndaki kk bir blmeye girdi, iki hadm eitli giysiler hazrlamlard. Hasan hadmlardan birisini yannda alkoydu, dierini de Seyduna'nn ziyaretini bildirmesi iin bahe sakinlerine gnderdi. Hadmn yardmyla arkada sessizce giyindiler. Altn ilemeli ar brokar cppeler giymilerdi. Hasan cppesinin zerine erguvan renkte bir de kaftan

giydi. Byk Da'ler ise mavi renkli samur kaftanlar giydiler. Hasan kafasna mcevherlerle kapl altn bir ta geirdi, Byk Da'ler ise altn tepeli sarklar taktlar. Hasan altn ilemeli, iki arkada ise gm ilemeli sandallar giydiler. Son olarak da kabzalar son derece zengin ilemelerle ssl kllar kuandlar. Giyinmeyi bitirince Hasan'n odasna geri dndler. 243 "ehit Ali'nin sakal adna!" diye bard Ebu Ali yalnz kaldklarnda. "Bu kyafet iinde neredeyse kendimi gerek bir kral sanacam!" Hasan ona bakt: "Seni btn krallardan daha kudretli yapacam." Grnmeden kulenin aasna inmesini salayan asansrn hcresine buyur etti onlar. Bir gong sesi duyuldu ve kk hcre byk bir hzla aa inmeye balad. Ebu Ali kollarn sallayarak bir yerlere tutunmaya alt, az kalsn arkadalarnn da dmelerine sebep olacakt. "Ne biim bir by bu! Lanet olsun!" diye kfretti neler olup bittiini biraz anlaynca. "Yoksa bizi cennetten nce cehenneme mi gndermek istiyorsun?" Buzruk mid lafa kart: "Dostumuz Hasan kendisi gibi anlalmaz ilerle uramay ok seviyor!" "Bu bynn anlalmaz bir taraf yok" dedi Hasan. "Ari-med'in bir icadnda bulunuyorsunuz. Temel olarak i ie gemi borulardan oluuyor; ayn llerdeki kuyularn mekanizmalar gibi." Seyduna'nn muhafzlar onlar dehlizin aznda bekliyordu. Hepsi de zrh ve mifer takmlar; tepeden trnaa kadar silahlanmlard. Bellerindeki kllardan baka ellerinde byk bir grz ve bir mzrak tayorlard. Davullar ve borular eliinde kafile ilerlemeye balad. Aa indirilen kpry geerek nehir boyunca yrmeye baladlar. Az ilerde birka hadm onlar bekliyordu. Hadmlar tarafndan kullanlan kayklara binerek, bir cins kanal vastasyla bahenin ilerine doru yol almaya baladlar. 244 X u ^m.zlar karlama merasimine hazrlanmak iin aceleyle odalarna kotular. zerlerini deitirdiler ve sslendiler. En gzel kyafetlerini giymilerdi. Sonunda heyecan iinde odalarnn nndeki meydanda toplandlar. Son derece heyecanlydlar. Meryem onlar yattrmaya alyordu. Birden Apama'nn kendilerine doru kotuunu grdler, ldrm gibiydi sanki. "Aman Allah'm! unlarn haline bak!" diye inledi. "Beni ldrmek mi istiyorsunuz? Seyduna sizleri grnce ne diyecek kim bilir! ok sert bir efendidir o gznden asla bir ey kamaz!" Halime'nin nnde durdu. "Btn peygamberler ve ehitler adna! unun nasl sslendiine bakn! Bir baca topuuna kadar rtl, dieri dizine kadar!" Halime korkuyla elbisesini dzeltti. Ama Apama kendi elbisesini de dzgnce giymemiti. plak gbei gzkyordu. Meryem Apama'nn yanna giderek kulana elbisesini dzeltmesini fsldad. "Biliyordum! Muhakkak beni mezara gndermek istiyorlar!" Evine koturdu ve aceleyle elbiselerini dzeltti. Geri dndnde etrafna azamet sayordu. Bu arada kayklar kyya yanamlard. Hasan ve maiyeti kyya atlad. Hadmlar drtl saf tuttular; davullar gmbrdyor, her taraftan boru ve trampet sesleri ykseliyordu. "Seyduna size hitap ederse nnde diz kn ve elini pn!" diye tslad Apama. "Onu grdmz zaman diz kmeli miyiz?" diye sordu Fatma endieyle. "Hayr" diye cevaplad Meryem. "Sadece nnde yere kadar eilin ve ancak emir verdii zaman dorulun." 245 "Kesinlikle leceim!" diye fsldad Halime yannda duran Ca-da'ya. Cada cevap vermedi. Surat bembeyazd ve boazna bir yumru gelip oturmutu. Hasan bir yandan hzl admlarla yryor, bir yandan da arkadalarna gstermek istedii baheleri dikkatle inceliyordu.

Buzruk mid hayranlkla etrafna baknd: "Ne bir Hsrev, ne de bir Behram Gr burasn ryada bile grmeye cesaret edemezdi." Ebu Hasan daha da abartt: "Nuirevan bile burasn grnce kskanlktan lrd!" Hasan glmsyordu. "Unutmayn ki bunlar sadece n hazrlklar. Bu akamki deneyimizin yannda hi kalrlar." Bahenin merkezine ulatlar. Gen kzlar yarm daire oluturmular ve dzenli bir biimde kk evlerinin nnde bekliyorlard. Apama ve Meryem kzlarn nlerinde duruyorlard; bir iaret zerine hepsi yerlere kadar eildi. "urada grdnz ihtiyar size bahsettiim mehur Apama" dedi Hasan glerek. "Zaman ne kadar acmasz!" diye i ekti Ebu Ali yavaa. Sesinde gizli bir alay vard. "Bu kadar yeter!" diye bard Hasan. Kzlar doruldular. Kendisi de nlerinde eilerek selamlarna karlk verdi. Apama ve Meryem ne karak Hasan'n elini ptler. Hasan arkadalarna dnerek kzlar gsterdi. "Nasl? Cennet iin yeterince iyiler deil mi?" Ebu Ali mrldand: "Genliimde beni byle hurilerin arasna gnderselerdi cennete inanmak iin hahana gerek duymazdm." "Gerekten de biri dierinden daha gzel" diye hayranln belirtti Buzruk mid. Davul ve boru sesleri kesildi. Hasan konumak istediini belirtmiti. "Bahelerimizin kzlar" diye sze balad. "Amirlerinizden sizlerden neler istediimizi rendiniz. ncelikle bilmelisiniz ki 246 emirlerimizi harfiyen yerine getirmeyenler iin acmamz yoktur. Fakat bize tam bir teslimiyetle hizmet edenlere kar anlayl ve eli ak davranrz. Ordumuz halife adna bize saldran sultann ordusunu bu sabah yendi. Halife tahtmz ele geirmek istiyordu. Btn kale bu zaferi kutluyor. Bu sevinci buraya da tayacaz. arap ve binlerce baka gzel ey emrinize amadedir. Bugnk savata byk kahramanlklar gsteren gen yiidi bu akam size gndermeye karar verdik. Onlar eleriniz ve sevgilileriniz gibi karlayn! Onlara kar ak dolu olun, cilve ve edalarnzla onlar honut kln! Bu mutluluu onlara Allah'n emri zerine ltfediyoruz. nk bir gece Allah'n bir elisi bize geldi ve bizi yedinci kat gkte bulunan yce tahtn nne kard. Ve Allah bizimle konutu: 'Ey peygamberimiz ve temsilcimiz olan-ibni Sabbah! Bahelerimize iyice bak. Dnyaya geri dn ve kalenin dibinde aynlarn ina et. Orada gzel bakireleri topla; ve onlara benim adma huriler gibi davranmalarn emret. Sonra hak yolu iin savaan en cesur savalara bahelerin kapsn a! Kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sansnlar ve bu onlarn mkfat olsun. nk peygamberden ve senden baka hi kimseye, yaamlar srasnda krallmzn snrlarnrama izni verilmemitir. Ama senin bahelerin bizimkilerin ayns olduu ve ziyaretilerin imanlar sarslmaz olduu iin, onlar kendilerini gerekten bizim bahelerimizde sanacaklar. Daha sonra ise bizim kudretimiz sayesinde bu mutluluu tatmaya devam edecqkler!' Allah byle konutu ve biz de emirlerini yerine getirdik. Bu yzden ziyaretilerin yannda gerek huriler gibi davranmanz istiyoruz. nk onlarn mkfatlar ancak bu sayede mkemmellie eriir. Onlarn de gerek birer kahraman: Yusuf dmana kar amansz, dosta kar sevecen; Sleyman Suhrad kadar yakkl, bir aslan kadar cesur! bni Tahir Ferhad gibi becerikli, bronz kadar sert - ayn zamanda bir air! birden dman bayran zapt ettiler. Yusuf yolu at, Sleyman bir aslan gibi saldrd, bni Tahir bayra ele geirdi. Cennetin mutluluklarn binlerce kez hak ettiler. Eer kim olduunuzu syler ve onlar hayal krklna uratrsanz, daha bu gece bitmeden boynunuz vurulacaktr. Kesin iradem budur!" 247 Kzlar korkudan titriyorlard. Cada'nn ba dnd ve baylarak yere dt. Hasan bayla onu iaret etti. Kzn bana bir testi souk su dken Meryem onun kendine gelmesini salad. Daha sonra Hasan Apama ile Meryem'i kenara ekti.

"Baheler hazr m?" diye sordu. "Ya kzlarn durumu nasl?" "Emirlerini bekliyorlar" diye cevaplad Apama. "Her bahede kzlardan biri idareyi eline alarak tm olaya hakim olmal. Bu sorumluluu yklenecek kim var ilerinde? En cesuru ve yeteneklisi hangisi?" "Sana ilk olarak Fatma'y neririm" dedi Meryem. "ok yetenekli ve her konuda bilgi sahibi." "Tamam. Ya sonra?" "Zleyha. lerinde en iyi dans edebileni, ok aptal olduu da sylenemez." "ok iyi. Tam Yusuf iin biilmi kaftan. Fatma Sleyman ile ilgilensin. ncs ise sen olacaksn Meryem..." Meryem'in rengi att. "aka yapyorsun herhalde ey bni Sabbah!" "Bugn aka yaplacak gn deil. Emirlerim yerine getirilsin. bni Tahir bir tilki kadar kurnaz. Onu baka birisine teslim etsem muhakkak durumdan phelenir." "Hasan!" Meryem'in gzleri yalarla dolmutu. Apama da geri ekilirken bunu fark etmiti; kalbi deiik duygularla dolup tayordu -bir yandan sevin, dier yandan irenme. Hasan akayla konutu: "Bana bir sre nce dnyada artk hibir eyin kendisini elendirmediini ve bu korkun can skntsn ancak tehlikeli bir oyunun yok edeceini kim sylemiti?" Meryem strap iindeydi: "Demek beni asla sevmedin..." "Ondan da fazla sana ihtiyacm vard! Ve sana hl ihtiyacm var. Hadi! nerimin zerindeki tm etkisi bu mu?" "Bana asl ac veren, bana oynadn oyun." "Fakat sana bu akam nasl bir frsat verdiimin farknda deil 248 misin?" dedi Hasan ayn akac tarzda. "Bu delikanlnn gerekten de cennete olduuna inanmas iin, tm zekn, tm byn ve tm tecrbeni kullanman gerekecek." "Beni ldrsen daha iyiydi." "Hislerime bu kadar deer verdiini hi fark etmemitim. Fakat karar verildi. Bu grevi yerine getirmeni istiyorum. Aksi takdirde senin iin bir istisna yapmayacam..." "Hazrm" dedi sonunda. "Sana teekkr ederim." Hasan tekrar kzlara dnd. Fakat bu defa doruca oniarla konumay yeledi: "Zleyha! Arkadalarndan yedi tanesini se. Onlarla beraber Yusuf u karlayacaksn ve baardan sen sorumlu olacaksn!" "Emirlerine itaat edeceim ey efendim." Cesaretle arkadalarna seslenmeye balad: "Hanefiye! Esma! Habibe! Kk Fatma! Rukiye! Zofana! Ve..." "Demin baylan k de al" diye nerdi Hasan. "Onunla hesap tamam olur." Sonra da Fatma grubunu toplamaya balad... "Zeynep! Hanm! Trkn! Seher! Sara! Leyla! Aye!" Halime yalvararak Fatma'ya bakyordu. Kendisini semediini grnce ona seslendi: "Beni de se!" "Bu kadar yeter!" dedi Hasan. Fakat kzlarn Halime'nin hayal krklna gldklerinin farkna varnca glmseyerek Fatma'ya seslendi: "Pekl! Onu da al bakalm!" Yannda Fatma, Zeynep ve Sara varken korkacak ne olabilirdi ki? Hasan'n yanna gitti, nnde diz kt ve elini pt. "Dikkatli ol kk kurbaa" dedi Hasan. Dosta yanan okad ve onu dierlerinin yanna gnderdi. Mutluluktan kpkrmz kesilen Halime ayaklar birbirine dolaarak yerine dnd. Meryem geride kalanlara bir gz att: Safiye, Hatice, Sit, Cveyre, Reyhane ve Tayyibe. Eski soukkanllna kavumutu tekrar. Bu arada Hasan sorumlular yanna ararak onlara son talimatlar verdi: 249 "Hadmlar delikanllar buraya getirecekler. Geldiklerinde derin bir uykuda olacaklar. Onlar yava yava ok dikkatli uyandrn. nce st sonra meyve ikram edin. Cesaretlenmek iin, misafirlerin nne kmadan her biriniz birer bardak arap iebilirsiniz. Daha fazla deil ama! Ancak delikanllar sarho olduktan sonra, sizler de imeye balayabilirsiniz fakat ly sakn karmayn! Sonra bana detayl bir rapor sunacaksnz... Veda etme vaktini bildiren sese dikkat

edin. Boru kez tecek. Bu arada Apama'nn sizlere verecei kk haplar fark ettirmeden delikanllarn kadehine atacaksnz. Bir sre sonra uykuya dalacaklar. Fakat barda tamamen boaltmalar gerek! Uykuya dalnca hadmlar onlar alp gtrecekler." Szlerini bitirdikten sonra bir kez daha kzlar inceledi ve veda iareti olarak nlerinde azck eildi. Adi ve Apama onu kayn yannda bekliyorlard. Onlara son emirleri verdi ve Apama'nn eline kk bir paket kaydrd: "Paketin iindekileri sorumluya vereceksin. Ziyaretilerin seni grmemelerine dikkat et. Bu arada gzlerini Meryem'den ayrma: Delikanl ile yalnz kalmamal..." Sonra maiyetine bir iaret yapt ve hep beraber kalenin yolunu tuttular. Hasan iki arkadandan ayrldktan sonra kulenin br tarafna gitti. Buras muhafz birliinin ikametine ayrlmt. Geliini bildiren bir boru sesi duyuldu. Yzba Ali ona doru gelerek her eyin hazr olduunu bildirdi. Tam elli tane dev zenci tepeden trnaa silahlanm olarak koridora tek sra halinde dizilmilerdi. Hi kprdamakszn dimdik nlerine bakyorlard. Hasan tek kelime etmeden onlar szmeye balad. Onlar her tefti ediinde iini bir korku saryordu. Ama rahatsz edici bir korku deildi bu, aksine houna bile gidiyordu. Arkasnda bu adamlar varken kimsenin kendisinin klna bile zarar veremeyeceini biliyordu. Ve bu adamlardan hibirisi kendisine herhangi bir zarar vermeyi aklna bile getirmezdi! Neden? Niye kendisine bu kadar kr krne balydlar? Niin insanlar zerin250 de bu kadar byk bir gc vard? Ruhun gc: diyordu kendisine sk sk. Dnyada kendisinden baka hi kimseden korkmayan bu hadm canavarlarn dizginlerini ancak bu ekilde kontrol altnda tutabiliyordu. Adamlarn hepsini tefti ettikten sonra Yzba Ali'yi kenara ekerek emirlerini vermeye balad: "Yats namazndan sonra on adam ile aadaki mezarla geleceksin. Sana tane uyuyan delikanl getireceim. Onlar sedyelere koyarak bahelerin iine tayn. Adi sizi bekleyecek. Ona uyuyan delikanllarn isimlerini sylediiniz zaman hangisini nereye gtrmeniz gerektiini syleyecek. Yolda onlarn saykladn iitirseniz endielenmenize gerek yok. Fakat ilerinden birisi uyanp da zerindeki battaniyeyi kaldrmak isterse sessizce iini bitireceksiniz. Ayns dn yolu iin de geerlidir. Birisini ldrmek zorunda kalrsan cesedi bana getir. Her eyi anladn m?" "Her eyi anladm ey Seyduna!" "O zaman yats namazndan sonra grrz." Yzbaya selam verdikten sonra heykel gibi kprdamadan duran muhafzlarn nnden seti ve gizli yoldan dairesine dnd. Ebu Ali kalenin i ksmnda oturuyordu. Kendisine ait olan odalardan birisini Buzruk mid'e vermiti. ki arkada bahelere yaptklar geziden sonra Ebu Ali'nin odasnda bulutular. Uzun sre ikisi de tek kelime etmedi. Birbirlerinin neler dndn anlamaya alyorlard. Sonunda Ebu Ali dayanamayarak arkadan yoklamak istedi: "Dorusu olan biten hakknda neler dndn bilmeyi ok isterdim." "Ibni Sabbah tartmasz byk bir adam..." "Evet, byk bir adam..." "Fakat bazen dnyorum ki... -imdi syleyeceklerim aramzda kalmal- umarm sana gvenebilirim..." "Allah'n adna yemin ederim!" "Bazen bana yle geliyor ki ruhu, kendisine bask yapan baz eylerin etkisi altnda; akl pek banda deil." 251 "Doru. Dncelerinin byk ksm gerekten pek normal deil gibi, zellikle biz sradan lmller iin! Fakat benim asl bilmek istediim, bize miras olarak brakmak istedii plan konusundaki dncelerin." "Vallahi dorusunu sylemek gerekirse, aklma devaml mehur Habernak saraynn inas hikayesi geliyor! Biliyorsun kral Naa-man Senamar adl mimar bu i ile grevlendirmiti. ini baaryla bitirmesi durumunda byk bir mkfat vaad

etmiti. Sarayn yapm biter bitmez, mimar surlarn zerinden aa attrd. Mkfat buydu ite!" "Fedalerin ballklar karlnda alacaklar mkfat bundan farkl olmasa gerek." "Peki sen ne yapacaksn?" diye bilmek istedi Buzruk mid. "Ben mi?" Ebu Ali dncelere dalmt. ki karsn ve iki ocuunu kaybettikten sonra, hayat ona bo ve anlamsz gelmeye balamt. Yaklak on be yl nce Kazvin'den kamak zorunda kalarak Suriye'ye snmt. Orada dncelerini yaymaya devam etmiti. Her iki karsn evde brakmt: Habibe, yal olan, kendisine iki ocuk vermiti. Daha gen olan Aye'yi ise byk bir tutkuyla seviyordu. Yaklak yllk bir ayrlktan sonra eve geri dndnde Habibe'nin azndan gen kars Aye'nin komulardan birisi ile mercimei frna verdiini iitmiti. Kskanlktan deliye dnerek nce komusunu sonra da vefasz karsn ldrmt. Kendisini mutsuz klan haberi veren kars Habibe'yi ise iki ocuuyla beraber Basra'ya giden ilk kervana bindirmi ve kle pazarnda satmt. Geri sonradan vicdan azab ile onlar her tarafta aratm fakat izlerine rastlayamamt. Bana bu felketler geldii esnada ise Hasan ondan kendisine katlmasn istemiti. smail davas artk tm hayatn tekil ediyordu. Kaderi byle izilmiti. yle dnmekteydi: 'Baka seimim yok. Byk bir yanllk yaptm ve sonularna katlanacam. Kaderim byleymi..." Buzruk mid karanlk baklarn yere dikmiti. Tm ruhuyla bir askerdi o. Rudbar kalesinde, verdikleri szleri tutmayarak, smail saflarn terk etmek isteyen ^m on be askerin boyunlarn vur252 durtmutu. Dmana kar her trl hile ve desisenin serbest olduunu dnyordu. Fakat en sadk mritlerine byle bir oyun oynamak!! Akl havsalas almyordu bir trl. "Bahelerden dndkleri zaman fedalerle ne yapmay dnyor dersin?" diye sordu. "Bijmiyorum. Ama ayet plan baarya ularsa, elindeki ha-haler hi phesiz dmana kar korkun bir silah olacaklar." "Baarl olacana inanyor musun?" "Kim bilir? Dnceleri bana lgnca geliyor. Dorusunu istersen Alamut kalesini ele geirme plann da lgnlk olarak deerlendirmitim. Fakat sonucu baarl oldu." "Olaylara bak as o kadar farkl ki onu takip etmekte ok zorlanyorum dorusu." "Byk adamlarn lgnlklar mucizeler yaratr." "Dinle! Benim iin ok kymetli olan bir olum var. Onun Ha-san'n hizmetinde bir feda olmasn istiyordum. Hasan buna engel olmutu. O zamanlar ok bozulmutum buna. Fakat imdi onu dnyann br ucuna gndermek istiyorum! Hemen bu akam bir haberciyi yola karacam^" Buzruk mid kadnlar've yaamay seviyordu. lk kars, gen Muhammed'in annesi, lousa yatanda lmt. Uzun yllar kimse onu teselli edememiti. Fakat sonra bir e daha almaya karar verdi sonra bir daha ve sonunda Rudbar'da byk bir harem sahibi olmutu. Fakat btn bu kadnlar ilk karsna duyduu zlemi unutturamamlard. Kendisi smail'in soyundan gelmekteydi, bu nedenle sultann hizmetinde ykselmesi mmkn deildi. Msr'a gitmi ve oradaki halife onu Hasan ile tantrmt. Her eyini ona borluydu: G, rtbe, zenginlik. ok iyi bir liderdi ama dikkati onu dolambal yollarda ilerlemeyi men ediyordu; salam zemine basmay tm hayat boyunca sevmiti. "Dnyorum ki" dedi sonunda "Hasan' izlemekten baka bir ey yapamayz. Eer malup olursa biz de malup oluruz. ayet baar kazanrsa, kazand baar yntemlerinin sertliini unutturacaktr." "Gerekten de baka bir seim ansmz yok" dedi arkada. 253 "Hele benim durumum daha da kolay: Ben Hasan'a her zaman hayranlk duydum; ne yaparsa yapsn onu izlemeye hazrm." Bu konumadan sonra Buzruk mid odasna ekilerek oluna bir mektup yazd:

"Muhammed, olum, hayatmn neesi! Hemen Suriye'ye veya elinden gelirse Msr'a git. Orada arkadalarm bul ve seni benim gnderdiimi syle! Sana yardm ederler. Bir babann sevgisinin sana emrettiklerine itaat et! Oralara sa salim ulatnn haberini almadan kalbim rahat etmeyecektir." Bir haberci ararak mektubu Rey ehrine gtrmesini syledi. "Douya giden yolu kullan" dedi ona. "Sultann nc birlikleri seni ele geirmesinler. Mutsufer sana olum Muhammed'i nerede bulacan syleyecektir. Onu bul ve bu mektubu ona ver. Grevini laykyla yerine getir! Dnte gzel bir mkfat bekliyor seni." Ona yolculuk iin biraz para verdi. Az sonra kaleden doludizgin ktn grnce rahatlayarak i ekti. Ayn gnn akam, hekim ile Ebu Soraka bo harem binasnn damnda oturuyorlard. nlerinde byk bir para et kzartmas ile bir testi arap vard. Bir yandan birbirlerine yiyecek-iecek ikram ederken dier yandan da kalenin surlarnn dibindeki curcunay seyrediyorlard. Tam felsefe yaplacak bir ortamd szn ksas. "Ne kadar canl bir yaam" dedi Yunanl huzurlu bir sesle. "Bundan yllar nce Bizans'ta bulunurken, emeklilik yllarm, Kuzey ran'n ku umaz, kervan gemez bir blgesinin kartal yuvasna benzer bir kalesinde smail zaferlerini bekleyerek geirmek istediimi dnrdm daima!! O zamanlar kumar oynamay ok severdim. Nitekim bir sre sonra borlarm deyemeyince zincire vurularak zindana atldm. Dostlarm borlarm demek yerine, beni hapisten kardlar-, sonunda kendimi bir gemide buluverdim. Sonra kle olarak satldm ve halifenin hekimi olarak saraya girmeyi baardm. O zaman bni Sabbah sarayda an ve hret iinde yayordu. Ben de ona hediye edilme mutluluuna nail oldum. te gryorsun; u anda ondan tek ikyetim beni haremimden ayrm olmasdr!" 254 Ebu Soraka glmsedi: "Sana teselli olacaksa syleyeyim: Hepimiz ayn durumdayz." Hekim ona anlaml bir bak frlatt. "Gerekten mi? Kalenin arkasnda ne olduunu dndn m hi? Orada Hasan ve Byk Da'leri iin bir zel elence merkezi kurulmu olamaz m sence?" Ebu Soraka hekime dikkatle bakt: "Gerekten de Hasan'n kendisi iin zel bir harem kurmu olduunu mu dnyorsun?" "Baka ne olabilir ki? Birok kervancdan tm ran'n en gzel kzlarnn gizlice buraya getirildiini rendim. Bugne kadar bir tekini olsun grebildik mi?" "Bunlar bo lakrd. Aada bir hazrlk olduunu ben de biliyorum. Ama gerek amacndan hibir zaman phe etmedim: Oras kalenin ciddi bir muhasaras durumunda kaabilmemiz iin hazrlanan gizli bir k!" "Amma da safsn! Ben Hasan' iyi tanrm. O bir filozof. Ve bir filozof olduu iin, yaamn tm amacnn eninde sonunda zevk almaya dayandn bilir. Zaten elindeki imknlar kullanmyorsa aptaln teki demektir. Dnyada duygularmzla kavrayabileceimiz eylerden baka ne var ki? Her ey hakikatin egemenliindedir; bu yzden her zaman insann ihtiraslarn dizginlemesinden yanaydm. Evet! Bunda en kt ey ise insann igdlerinin kendisine emrettiklerine ulaamarnasdr. Ve bu durumda bni Sabbah' akll bir adam olarak takdir etmeliyim. Her istediini ele geirmeyi ok iyi becerdi. Hseyin Alkeyni btn yl boyunca Horasan ve Huzistan'dan geen kervanlardan hara ald fakat Hasan ondan bile hl vergi alyor!" "O byk bir usta" diye katld ona Ebu Soraka - fakat iten ie kendisini dinleyen birilerinin olmasndan ve Byk nder hakknda sarf edilen bu yakksz szleri iitmesinden korkuyordu. Yunanl neeyle gld: "O senin tahmin ettiinden ok daha byk ve kudretli! Dn hele! Msr'da iken, bir keresinde halifenin muhafz ba olan korkun Bedr el-Cemal'le dehetli bir anlamazla dmt. Herkes hayatndan endie ediyordu. Ama o 255 hibir ey olmam gibi halifeye giderek, kln bile kprdatmadan son derece ilgin tekliflerde bulundu. Nasl olsa halifenin kendisini o gece herhangi bir

gemi ile nereye olursa olsun gndermek istediini biliyordu. Halife'ye ran'a giderek kendisi adna taraftarlar toplayacana ve Badat iktidarn ykacana sz verdi; bu ekilde hem elini kolunu sallayarak lkeyi terk etti, hem de byk kese dolusu altn yannda gtrd! Buradan bile elini zavall halifenin kasasna uzatmaktan geri kalmyor: Msr'dan gelmesi beklenen kervann azck gecikmesi halinde bile, hemen aaya bir eli gndererek kendi hesabna almaya hazr olduunu belirtiyor. Biare halife ne yapsn! Hemen bir ferman kartarak efendimizin kalesinde, bilmem hangi lksn karlayabilmek iin zavall halknn kendisine demekte olduu vergiyi daha da arlatryor. Onu gerek bir filozof olarak nitelendirmekte haksz mym? Biz karlarmz gnderip kemerleri skmak zorunda kalyoruz, oysa o..." Tam o esnada arkalarndan gelen ayak sesleri iki kafadarn yreklerini hoplatt. Ebu Ali anszn arkalarnda bitivermiti. "Es-Selam n aleykm dostlarm" diye selamlad onlar. Bu arada iin iin aknlklarna glyordu. "Seni aryordum Ebu So-raka. Yusuf, Sleyman ve bni Tahir'in, drdnc ve beinci saatler arasnda, Byk nder'in yannda olmalarn salaman lazm. Evet, Seyduna'nn huzuruna kacaklar! Bu nedenle uygun bir biimde hazrlk yapsnlar. Sizlere iyi bir akam dilerim." Bu akam, ilerinden nn Seyduna tarafndan kabul edileceini renen fedaler son derece heyecanlandlar. Herkes bir azdan bu davetin nedenleri zerinde fikir yrtyordu. "Savata en ok kahramanlk gsterenleri mkfatlandrmak istiyor" dedi ibni Vakkas. "Ne kahramanl?" diye sze kart beyde. "Gerekten de Trklerden bayra zapt eden bni Tahir'i kastetmiyorum tabii. Fakat attan den Sleyman ile korkudan bas bas baran Yusuf da m kahramanlk gsterdiler?" "En ok dman Sleyman ldrd, Yusuf da dman bayrana giden yolu at" diye hatrlatt Cafer. "Doru" dedi Nairn. "Ben onlarn yan basndaydm." 256 "Sen mi?" diye kmsedi onu Ubeyde. "Son grdmde, Trklerin seni fark etmemeleri iin Yusuf un ardna saklanm titriyordun!" Nairn fkeden lgna dnmt: "Seni pis zenci" diye yumruunu beyde'nin suratna doru savurdu. Seilmi olan kii, bu arada, hamamda ykanyor ve akam iin hazrlklarn tamamlamaya alyorlard. Son derece heyecanlydlar. Arada bir rpermekten kendilerini alamyorlard. "Huzura knca nasl davranmalyz?" diye sordu Yusuf dier ikisine. Bir ocuk saflyla bakyordu onlara. "Bu akam Byk Da'nin bize emrettii gibi" diye sakinletirmeye alt onu bni Tahir. "Peygamber Ali'nin sakal adna!" diye bard Sleyman. Duyduu heyecan nedeniyle srtndan bir scak, bir souk terler boa-nyordu. "Seyduna'nn huzuruna kabul edilme erefine bu kadar abuk nail olacamz hi dnmezdim dorusu. Bu sabah gerekten de byk kahramanlklar gstermi olmalyz..." "Demek ki bizi bu yzden ardna eminsin?" diye sordu Yusuf. + "Yoksa kendini buna layk grmyor musun?" diye alay etti Sleyman. "Belki de sadece ibni Tahir ile ben huzura kmalyz. Ne de olsa sen ok atmak yerine barp durdun." "Samalama! Trkler tarafndan atndan drlen ben deildim!" Ksa bir sessizlik oldu. "Hele bir Seyduna'nn huzuruna k bakalm" dedi Sleyman. Arkadann szlerine alnmt. "Neler yapacan greceiz hep beraber!" "Yoksa Seyduna'nn Ebu Soraka olduunu mu sanyorsun?" dedi teki fkeyle "o da bana yedi imam soracak deil ya!" bni Tahir onlar bartrmak istedi: "kiniz de her zamanki gibi samalamayn yeter." de bembeyaz cppeler, dar, beyaz poturlar ve beyaz sarklar giyerek arkadalarnn yanna dndler. Akam yemeinde boazlarndan aa bir ey gemedi; dierlerinin kskan baklarnn farknda bile deillerdi. 257

"Geri dnnce bize neler olduunu anlatacak msn?" diye sordu Nairn yemekten sonra bni Tahir'e. "Elbette! Soracan her eyi hem de!" dedi bni Tahir g gizleyebildii bir heyecanla. Ebu Ali onlar Byk nder'in kknn kapsnn nnde bekliyordu. Yzlerindeki heyecan fark edince bir an iin znt duydu: Nereye gideceklerini bir bilseler! "Gelin" dedi cesaretlendirici bir sesle. "Suratnzda sizin gibi kahramanlara yakr bir ifade olsun! ieri girince yere kadar eilin ve Seyduna dorulmanz emredinceye kadar ylece kaln. Eer size bir ey soracak olursa nce hrmetle elini pn. Sorularna ksa ve doru cevaplar verin. Seyduna'nn ruhlan okuyabildiini unutmayn!" Kulenin merdivenlerini trmandlar. Sleyman az kalsn merdivenin banda nbet tutan zenciye arpacakt. rkilerek geriye doru srad; fakat hemen sonra korktuunu belli etmemek iin yere eilerek tkezlemesine neden olan bir eyler arad. "Onun yerinde olsam ben de korkardm" diye fsldad Yusuf bni Tahir'in kulana. Kalpleri korkuyla arparak bekleme odasna girdiler. Duvardaki hal aniden yana ekildi ve ierden ykselen bir ses iittiler: "eri girin!" Ebu Ali onlara yol gsterdi. nce bni Tahir girdi ieri. Sleyman hemen arkasndan onu izliyordu. Fakat Yusuf ne yapacan armt. Korkudan dileri takrdyordu. Geriye dnp kamay ok isterdi fakat bunu yapamayaca iin, aresiz arkadalarn takip etti. Odada iki kii vard. Buzruk mid'i daha nce grmlerdi. Fakat yanndaki adam kendilerine yabancyd. zerinde basit bir kahverengi cppe, banda ise beyaz bir sark vard. Sradan bir adama benziyordu. Ne korkutucu ne de ok sert bir izlenim uyandryordu. Demek Seyduna, ismaillerin grnmez nderi, bu adamd! Yan yana dizilerek yerlere kadar eildiler. 258 "Bu kadar yeter dostlarm, bu kadar yeter." Seyduna delikanllara dorulmalarn iaret etti. Yanlarna yaklaarak glmsedi. Yznde kendilerini iyi hissetmelerini istediini belirten bir ifade vard. "Bana sultann askerlerine kar gsterdiiniz kahramanlklar anlattlar. Ben de sizleri mkfatlandrmaya karar verdim. "Sen bni Tahir" -ona doru dnmt bu arada- "bana hem yazdn iirlerle hem de zellikle bugn zapt ettiin dman bayra ile mutluluk verdin! Sen Sleyman, korkusuz bir sava olduunu kantladn bugn, iyi bir kl ustassn. Bize daha ok hizmetlerde bulunacaksn! "Ve sen Yusuf diye devam etti. Dudaklarnda hafif bir glmseme vard. "Zndklarn zerine bir aslan gibi kkreyerek saldrdn biliyorum. Seni de tebrik ederim!" Kendilerine uzatlan eli aceleyle ptler nk Seyduna elini ok abuk geri ekmiti. Gzleri gururla parlyordu. Daha nce kendilerini hi grmedii halde nasl olur da haklarnda bu kadar ok bilgiye sahipti? Ebu Ali mi anlatmt ona kendilerini bu kadar detayl olarak? Demek ki hizmetleri gerekten de ok bykt! Byk Da'ler kenarda Sryorlard. Yzlerinde derin bir heyecan ifadesinden baka bir ey okunmuyordu. "Bu byk gnn ncesinde bilgilerinizi snadk, hemen sonra da kahramanlnz snama frsat yakaladk. imdi sra benim en ok deer verdiim imtihana geldi. Onu bu akam iin sakladk. mannzn gerekten de sarslmaz olup olmadn grmek istiyorum!" enesini uzatarak Yusuf un nne dikildi. "Amirlerinin sana rettiklerine inanyor musun? Tm kalbinle iman ediyor musun gerekten?" "iman ediyorum ey Seyduna!" Sesi biraz ekingendi ama tam bir itikat sergiliyordu. "Ya siz ikiniz Sleyman ve bni Tahir?" "man ediyoruz ey Seyduna!" "Peygamberin tek gerek mirassnn ehit Ali olduuna iman ediyor musun Yusuf?" "phesiz iman ediyorum ey Seyduna!" 259

Yusuf kendisine byle sorular yneltilmesi karsnda armt adeta. "Ve sen Sleyman, Ali'nin iki olu olan Hasan ve Hseyin'in haksz yere mirasndan mahrum edildiine iman ediyor musun?" "Hem de hibir phe glgesi bile olmadan ey Seyduna!" "Ve sen bni Tahir, smail'in yedinci ve son imam olduuna iman ediyor musun?" "Evet, iman ediyorum ey Seyduna!" "Ve gnn birinde Mehdi'nin son peygamber olarak dnyaya gelip adalet ve hakikat datacana iman ediyor musun?" "Buna da iman ediyorum ey Seyduna!" "Yusuf! nderinize, yani bana, Allah'n iradesiyle kudret bahsedildiine iman ediyor musun?" "man ediyorum ey Seyduna!" "Sleyman! Yaptm her eyi O'nun adna yaptma iman ediyor musun?" "iman ediyorum ey Seyduna!" Hasan Ibni Tahir'e dnerek onu dikkatle szd. "Ya sen ibni Tahir, bana, her istediim kiiyi cennete sokabilme yetkisi verildiine iman ediyor musun?" "iman ediyorum ey Seyduna!" Hasan dikkatle dinlemiti. Ibni Tahir'in sesinde de sarslmaz bit itikat vard. "Pekl Yusuf! Bakalm imann gerekten de salam m? Sana kulenin zerine kp aa atlaman emretsem ve hemen akabinde cennet kaplannn senin iin ardna kadar alacaklarn sylesem sevinir misin?" Yusuf un beti benzi att. Hasan belli belirsiz glmsedi. Byk Da'lere dnd. Onlar da gimsyorlard. Ksa bir tereddt anndan sonra Yusuf cevap vermeye muvaffak oldu: "Evet sevinirim ey Seyduna!" "ok iyi! O zaman emrediyorum sana: Kulenin tepesine k ve aa atla! Yusuf Yusuf. Kalbinin ta derinliklerini okuyabiliyorum, imann o kadar zayf ki... Ya sen Sleyman onun yerinde olsan sevinir miydin?" 260 Sleyman tok bir sesle cevaplad: "Gerekten sevinirdim ey Seyduna!" "Bak sen... Ya o emri sana imdi versem!? Grdn m? Rengin soldu aniden! Dilin kararl ama imann deil. Fedakrlk istemeyen eylere inanmak ne kadar da kolay!! Ama inancmz uruna fedakrlk yapmaya gelince i birdenbire deiiveriyor." bni Tahir'e dnd. "Biraz da senin iine bakalm air! Bana cennetin anahtarlarnn verildiine iman ediyor musun?" "iman ediyorum ey Seyduna. Sen layk bulduun kiiyi cennete sokabilirsin." "Peki ya anahtar ne oldu? Sana anahtar sonnutum!" bni Tahir tm cesaretini toplad. "iman etmek iin kendimi zorluyorum ama itiraf etmeliyim ki bu anahtann mahiyetini anlayamyorum." "Uzun szn ksas, Ali ve imamlar hakkndaki her eye iman ediyorsunuz. Oldu bitti! Hepsi bu!" diye bard Hasan. "Niye size sylenenlerin yansna iman ediyor, br yarsna etmiyorsunuz? Bize tarikatmzn kendiletine rettii her eye inanan mminler lazm!" Bu szlerden sonraki sessizlik fedalere dayanlmaz geldi. Dizleri titriyor, alnlanndan souk terler boanyordu. Hasan acmadan devam etti: "Baka kelimelerle ifade edersek, beni bir yalana yerine mi koyuyorsunuz?" feda bir anda bembeyaz kesildiler. "Hayr Seyduna hepimiz sana iman ediyoruz!" "Hayr! Hepinizin kalplerini okuyabiliyorum, iman etmeyi ok isterdiniz ama bunu yapamyorsunuz. Neden bni Tahir?" "Her eyi biliyorsun, her eyi gryorsun ey Seyduna! Mantn alamayaca eylere iman etmek ok ama ok g... irademiz istiyor ama mantmz kabul etmiyor. "Doru szlsn ve bu houma gidiyor. Eer seni gerekten de cennete gtrsem ve kendi ellerinle dokunsan, kendi gzlerinle grsen, kendi kulaklannla duysan, kendi dudaklannla tatsan o zaman ne dnrdn? O zaman iman eder miydin?"

261 "Nasl phe edebilirim ki ey Seyduna!" "Buna sevindim. Sava gcnz kantladnz. Ama sizin zayf noktanz biliyordum; bu yzden sizi buraya getirttim. mannzn kaya gibi salam olmas iin sizlere yardm etmek ve zaafnz amanz salamak istiyorum. Bu yzden cennetin kaplarn bu akam sizler iin amaya karar verdim." Fedalerin gzlerinde tasavvur edilemez bir aknlk ifadesi vard. Kulaklarna inanamyorlard! "Niye bana byle bakyorsunuz! Sizleri bu ekilde mkfatlandracam iin sevinmeniz gerekmez deil mi?" "Sylediin..." lbni Tahir kekelemeye balad ve cmlesini tamamlayamad. "Sizler iin cennetin kaplarn aacam syledim ve bunu yapacam da! Hazr msnz?" de anszn yere diz ktler. Sanki grnmeyen bir kuvvet onlar arkalarndan itmiti. Hasan'in nnde secdeye vararak ylece kaldlar. Hasan kenarda bekleyen arkadalarna bir bak frlatt. Yzlerinde endieyle kank bir heyecan okunuyordu. "Ayaa kalkn!" diye emretti genlere. Emrine itaat ettiler. Hasan duvardan bir mum alarak, fedaleri asansrn hcresine gtrd. eriye zeri hallarla rtl tane yayvan dek serilmiti. "Deklere uzann!" diye emretti. Elinde tad lambay Ebu Ali'ye verdi. Buzruk mid'e bir testi arap uzatt; kendisi ise yanndaki sehpann stndeki altn mahfazay eline alarak at. "Cennetin yolu uzak ve zotludur. ite size g kazandrmak iin yiyecek ve iecek. Elimdekileri aln!" Teker teker fedalerin yanna giderek her birinin dudaklarnn arasna kk bir hap sktrd. Yusuf o kadar kendinden gemiti ki dilerini zorlukla arayabildi. Slyman ve lbni Tahir hap yutabilmek iin ellerinden geleni yaptlar. Hapn tad nceleri ok tatlyd ama bir sre sonra aclamaya balad. Azlanndaki naho tad gidermek iin arap imelerini emretti Hasan. Bu arada onlar dikkatle szyordu. 262 Alkn olmadklar arap bir anda balarn dndrmt. Sonra da bilinlerini yitirmeye baladlar. Vcutlar git gide gevemekteydi... Yusuf nce boazlanan bir kz gibi hrldamaya balad sonra da baygnln penesine dt. Arkadalar ise sarholuk ve merak arasnda gidip geliyorlard. Ya bu bir zehirse? diye dnd lbni Tahir; ama binlerce renkli resim anszn lgn gibi gzlerinin nnden gemeye balad. Bylenmi gibi onlar izlemeye alyordu. Hasan'n gzleri falta gibi almt. "Ne gryorsun bni Tahir?" Fakat delikanl onu artk duymuyordu. Gzleri, nnden geen lgn resimlerdeydi, sonunda kendisini tamamen teslim etti onlara ... Sleyman gerek ile gerek olmayan kartrmasna neden olan hayallere kar mcadele diyordu: Bir mddet daha merakla kendisine bakan nderi grmeye devam etti. Ama o da gzlerinin nnden geen lgn resimlere fazla direnemedi. Bir an iin Hasan'n kendisine zehir vermi olabileceini geirdi aklndan. Hayr! mknsz, olamaz! Resimler canlanmaya balamlard, kar konulmaz bir ekilde kendilerine aryorlard onu. Sonunda derin derin i ekti. Mcadeleyi brakmt. Ruhu huzurla dolu olarak kendisini hayallere teslim etti. Yusuf yatt yerde bir sre inleyerek saa sola dnd sonra derin bir uykuya dald. Hasan yannda kapkara- rtler getirmiti. Delikanllarn zerlerini teker teker skca rtt. Bu ii bizzat yapmay tercih etmiti. Verdii bir emir zerine, asansr hzla aa inmeye balad. Kulenin dibinde muhafzlar onlar beklemekteydi. Fedalerin yattklar sedyeler ikier zenci tarafndan bahelerin ortasna doru tanmaya balad. Sedyeleri tamakla grevli olan hadmlar kontrol etmeleri iin her sedyenin bana ayrca iki adam daha vermiti Hasan. Aradan geen btn bu zaman zarfnda Byk Da'ler tek kelime bile.etmemilerdi. Fedalerin dnn beklemekten baka areleri olmadn biliyorlard. Hasan yzn onlara evirerek alak bir sesle konutu:

263 "Her ey kararlatrdmz gibi gerekleti deil mi?" "yle grnyor Seyduna." Hasan derin bir oh ekti. "Yukar kalm" dedi sonunda. "Btn olup bitenler aynen bir eski Yunan trajedisine benziyor. ok kr birinci perde sona erdi!" 264 X ahelerdeki tm hazrlklar sona ermiti. Byk nder'in tali-matlan uyarnca kzlar yaplacak ileri aralarnda paylamlard. Hadmlar Fatma ve Zleyha'y' arkadalaryla beraber kendilerine ayrlm olan baheye gtrdler. Fatma'nn krall barnaklarn sol altndaki kk ormann kysmdayd, Zleyha ise br tarafta hkm sryordu. Her birinin bahesi rldayark akan dereler ile dierlerinden ayrlmt. Bahelerin plan ylesine ustalkla tertiplenmiti ki iki ayn yerde konuan insanlarn birbirlerini duymalar neredeyse imknsz gibiydi. Hadmlar btn gn uraarak kklerin etrafndaki aalarn arasna yapraklarla ssl ipler germiler ve kzlarn hazrladklar fenerleri bunlara asmlard^ Fenerler gerekten de akla hayale gelebilecek en deiik biim ve renklerde hazrlanmt. Akama doru hava kararmaya yz tuttuu zaman kzlar fenerlerin iindeki mumlar yaktlar. Etraf birden bire tamamen deimiti. Baka bir boyuttaydlar sanki. Her yer baka bir dnyadan gelen k huzmelerine boulmutu. Kzlar fenerlerin arasnda gezinerek renk deryasnda yzen vcutlarn zevkle izliyorlard. Btn bu inanlmaz ve gerekst renk cmb, havann kararmas sonucu ortaya kan k deiikliklerinin yardmyla, gerek dnyann tmn, civardaki dalar, kaleyi, hatta yldzlar bile, kaln bir perdeyle rtmt sanki. ieklerle sslenmi kklerin ilerindeki muhteem fskiyeler, gizemli klar saan kandillerin aydnlnda etrafa sihirli su zerreleri sayorlard. Altn kapl masalarn zerindeki altn ve gm tepsilerde eitli leziz yiyecek ve iecekler misafirleri bekliyordu: kzartlm av kular, kzartlm balklar, sanatkarane sslenmi pastalar ve her eit meyveler - incir, kavun, portakal, elma ve 265 eftali, iri taneli zmler. Her masada alt byk testi arap bulunuyordu; etraflar da ii ra dolu kaplarla evriliydi. Yats namaz vakti gelip attnda Adi ile Apama son kez baheleri tefti ettiler. Yal kadnn dikkatli gzlerinden hibir ey kamyordu. Eline firsat gemiken son kez kzlara tler yadrmaktan geri kalmad. Meryem Fatma ve Zleyha'ya ikier adet uyku hap verdi; ayet birincisi yeterince abuk etki etmezse delikanlya ikincisini vereceklerdi. Ortadan kaybolmadan nce son bir t daha vermeyi ihmal etmedi: "Delikanllarn ok fazla soru sormalarna firsat tanmayn. Onlar megul edin ve en nemlisi: Onlar sarho edin. Unutmayn! Seyduna adil ama serttir!" Verdii bu son tten sonra ortadan kayboldu. Onun gitmesini bekleyen grup sorumlular ise bu frsat deerlendirerek kendilerine ve arkadalarna cesaret vermesi iin birer kadeh arap doldurdular. Fatma'nn grubu ok canlyd. Kzlar glyor ve eleniyorlard; heyecanlarn unutmay az da olsa baarmlard. Sihirli aydnlatma ve arap etkisini gstermeye balamt bile. Ve az sonra kendilerine olan gvenlerini tekrar kazandlar, hatta yaayacaklar macerann hayalini kurmaya bile baladlar. "Ad Sleyman. Seyduna'nn dediine gre ok yakklym" dedi Leyla baygn bir sesle. Sara glmsedi: "Ne o! Yoksa ona gz mu koydun?" "Bunu sen mi sylyorsun? Kendi haline bak nce! Sabrszlktan neredeyse hasta olacaksn." "ilk dans Halime'ye braksak nasl olur?" diye nerdi Hanm. Halime irkildi: "Asla olmaz!" "Korkma" diye yattrd onu Fatma. "Btn bu olayn baarsndan ben sorumluyum. Herkesin bir grevi olacak." "Peki ya k olursa ne olacak?" diye sordu kurnaz Aye.

"Hi umutlanma! Ne kadar yrtk olduunu biliyoruz ama ona skmeyeceine eminim" dedi Sara. "yle mi? Demek senin kara derini beenecek?" "Kesin sesinizi!" diye kart Fatma. "Kime k olmasnn ne nemi var. Biz Seyduna'nn emrindeyiz ve bu akamki tek grevimiz onun emirlerine itaat etmek." 266 "Onun Zeynep'e k olacandan eminim" dedi Halime. "Niye zellikle Zeynep?" diye sordu Sara. fkelenmiti tekrar. "nk altn gibi sar salar ve ok gzel mavi gzleri var." Zeynep glmeye balad. "O da Seyduna kadar gururlu mudur sizce?" diye sordu Halime. "u kk maymuna bakn hele" diye alay etti Fatma. "imdi de Seyduna'y hayal etmeye balad!" "Onu ok beendim." "Bana bak Halime, bu akam gerekten de oyun oynamann sras deil. Zaten Seyduna bizim iin gelmedi buraya. Onun hakknda bu ekilde konumaman tavsiye ederim sana." "Ama o Meryem'i seviyor!" "Sen Meryem deilsin ki!" dedi Sara kt bir ifadeyle. "Bu tr eyleri bir daha iitmek istemiyorum!" diyerek tartmaya son verdi Fatma. "Acaba elbiseleri nasl?" Aye'nin bu masum sorusunu Sara alayla karlad.-"Ne elbisesi! plak gelecek tabii ki!" Halime gzel kollaryla yzn kapad. "Ona bakmayacam" "Biraz sakinlemek iin ne yapalm biliyor musunuz? Onun iin bir iir besteleyelim!" diye bir fikir att ortaya Seher, "iyi fikir! Fatma ilk msra sylesene!" "yi ama onu daha gqrmedik ki!" "Fatma az sonra hayal krklna urayacandan korkuyor" diye alay etti slah olmaz Sara. "Beni daha fazla tahrik etme Sara. Pekl deneyeceim. Mesela: Sleyman arkadamz cennete geldi..." "Samalama!" diye bard Fatma. "Sleyman Trklere kar savam olan bir kahraman. yle sylemeliydin: Sleyman yenilmez kahraman cennete geldi..." "Bu daha m iyi yani!" Fatma sinirlenmiti. "Nasl olup da dilinin dolanmadna atm! Dinleyin imdi: Sleyman gklerin kara kartal cennete geldi. Gz Halime'ye iliince iinde ak alevlendi." 267 "Hayr! Bu iiri istemiyorum ben!" dedi rkek kz. "Aptal ocuk! Anlaana! Bu sadece bir aka." Zleyha'nn grubu bu kadar tasasz deildi. Cada g bela ayakta durabiliyordu ve kzlarn 'kk Fatma' olarak adlandrdklar ocuk bir keye sinmi titriyordu. Esma sonu gelmeyen sama sapan sorular sormaktayd. Hanefiye ve Zofana yapacak daha iyi bir ey bulamadklar iin kavga ediyorlard. Sadece Rukiye ve Habibe biraz daha iyi bir grnt arz etmekteydiler. Zleyha sabrszlk iindeydi; btn bu maceray tek bana ynetme erefi biraz bana vurmutu. Grnts imdiden gznn nnden gitmeyen yakkl Yusuf sadece kendisine bakacak ve dierlerini fark etmeyecekti bile. Evet, sekin kz kendisi olacakt; bunu hak etmiti. Zaten gzelliinin yan sra, dierlerinden daha cesur ve giriken deil miydi? arap yreini yumuatmt: etrafndaki her ey onun iin nemini yitirmiti. Ap' eline ald ve dalgn dalgn tellerine dokunmaya balad. Hayalinde kendisini sevilen, arzulanan, byleyici ve muzaffer olarak gryordu. Yusufa imdiden ak olduunun farknda deildi henz... evresindeki ortamn ihtiamna ramen Meryem'in evresi bo ve sszd. Yanndaki kzlar tmnn en utangalar en gvensizleriydiler. En ok arzuladklar ey Meryem'e sokc'mak onda scaklk ve teselli aramakt. Meryem ise ok, ok uzaklardayd... Hasan'in kendisini sevmediini renmesinden bu kadar etkileneceini hi dnmemiti. Belki de iindeki acnn gerek sebebi bu deildi. Onu en fazla etkileyen Hasan'n kendisini amacna ulamakta bir ara, hatta bir silah olarak kullanm olmasyd. Bunun sevgiyle herhangi bir ilgisi yoktu. Utanp sklmadan, gayet sakin olarak, kendisini bir gece iin baka bir erkee teslim etmiti. Erkekleri tanyordu. Kocas olan Musa ho olmayan bir ihtiyard. Fakat ok iyi biliyordu ki baka bir erkein ona dokunmasna izin vermektense lmeyi veya

ldrmeyi yz kere ye tutard. Sevgilisi Muhammed ona sahip olmak ve alkoymak iin hayatn ortaya koymu sonunda da kaybetmiti. Sonra Basra'daki kle pa268 zarnda sata kartld zaman, ok iyi bilmekteydi ki sadece sradan bir kle olmasna ramen sahibi kendisini asla bir bakas ile paylar*132^!. Hasan'n mal olduu zaman da bu inancn korumaktayd. Bugnk karar kendisini sadece aalamakla kalmam. ayn zamanda iindeki gizli gven duygusunu da yok etmiti. Eer becerebilseydi hkrklara boulurdu. Fakat gzleri yaarma yeteneklerini oktan yitirmilerdi. Hasan'dan nefret mi ediyordu? Duygular ok fazla kabarmt; onun iin bu soruya cevap veremiyordu. nce kendisini ahrud'a atmaktan baka aresi olmadn dnmt. Sonra intikam almaya karar vermiti fakat bu duygusu da uzun srmemi ve yerini sonsuz bir zntye terk etmiti. Hasan'n davran zerine dndke kendisini bunu yapmaya iten mant daha iyi anlyordu. Dnyay kavray biimi, kitlelerin gznde kutsal ve dokunulmaz olan her eyi hor grmesi, elde bulunan btn bilgileri sorgulay, dncelerinin ve davranlarnn koulsuz zgrl; bunlarn hepsine bugne dek binlerce defa hayran kalmam myd? Kendi kendine bunlarn laftan ibaret olduunu sylyordu daima. Kendisi bu laflar pratie geirmekten aciz olduu iin; onun da ayn derecede aciz olduunu dnmekteydi. * Artk bu akl almaz varln dier yzn de grmeye balamt. Her eye ramen onun tevecchn yitirmediinin farkndayd. Sevgisini bu ekilde gsteriyordu belki de. Peki ya kendisi? Onu nemsemek iin hl, bir gerekesi var myd? Dnceler ve fikirler ikisi iin de sevimli oyuncaklardan baka bir ey deillerdi. Ruhsal idrak ise Hasan'a gre zorunlu olarak pratie geirilmeliydi: Mantnn kefettii her yeni ey onu tamamen etkisi altna alyordu. Artk bir daha asla sevemeyeceini, hibir eye inanamayacan ve hibir geerli prensibi kabul edemeyeceini Hasan'a yzlerce kez sylememi miydi? Acaba Hasan'n son karar, kendisine verdii deerin ve gvenin bir gstergesi miydi? Bilmiyordu. Ne kadar anlamaya ve kavramaya alsa da kalbinin derinliklerindeki ac ve aalanma duygusu asla kaybolmu-yordu. Hayr! Hasan iin sadece ihtiyac olduu zaman kulland bir eyadan ibaretti. 269 Kadehleri birbiri ardna boaltyor ve kimseye fark ettirmeden sarho oluyordu. Ruhunun giderek daha berraklat hissine kaplmt. Anszn olup bitenlerin farkna vard: Bir eyi, bir kiiyi bekliyordu. Ne kadar da garip, btn bu zaman zarfnda bir kez olsun ibni Tahir'i dnmemiti. Hasan onu canl ve zeki bir gen olarak tasvir etmiti. Bir air! iinde garip bir his vard. Sanki bir melek, kanadyla dokunmutu ona. ok yaknlarnda bir ey vard. Belki de kaderin ta kendisiydi bu! Parmaklar arpn tellerinde gezinirken algdan zlem dolu nameler ykseliyordu. "Bu akam ne kadar da gzel!" diye fsldad Safiye ona bakarak. "bni Tahir onu grr grmez k olacak!" dedi Hatice ayn ses tonuyla. "Ne kadar gzel olur!" diye hayal kurmaya balad Safiye. "Onlar iin en gzel iirleri bestelerdik." "ibni Tahir'i onun ayaklarnn dibinde grmeyi bu kadar ok mu istiyorsun?" "Evet! Ne kadar ok istediimi tahmin bile edemezsin!" Byk Da'ler Hasan'la beraber sessizce kulenin tepesine ktlar. Terasa ktklar anda gzleri yldzlarn n bile glgede brakacak gzellikte bir k huzmesine takld. Hasan'la beraber balkonun korkulukfanna yaklatlar ve aa baktlar. Her kk de birer k deryasna dnmt. ten ve dtan aydnlatlm sra duvarlar, ieride olan her eyi, her hareketi, biraz daha kk llerde dar yanstyordu. "Gerekten de sen ei benzeri bulunmaz bir insansn" dedi Ebu Ali hayranlkla. "Bize birbiri ardna srprizler yaatacana sz vermitin. Szn tuttuunu gryorum!" "Evet, bir efsane gerek oldu" diye homurdand Buzruk mid. ine dt derin aknlktan syrlamamt henz. "Yeteneklerinin kudreti, iimizde tam olabileceimiz tm gizli dncelerden syrlmaya itiyor bizi."

"Sabrl olun. Beni vaktinden nce takdir etmeyin" diye glmsedi Hasan tevazu gstererek. "Kahramanlarmz uyumaya devam 270 ediyorlar. Henz hibir uyanma belirtisi gstermediler.-Biraz bekleyelim ve neler olacan grelim: Bakalm yapmak istediklerimizi baarm myz?" Onlara hangi bahede hangi fedanin misafir edildiini anlatmaya balad. "Byle bir plann aklna gelmi olmasna" diye hayret etti Ebu Ali, "hl bir trl akl sr erdiremiyorum! Sadece bunun doast bir gcn verdii ilham olduunu tahmin edebiliyorum. Eer bu ilham Allah'tan deilse tandk baka bir ruhtandr mutlaka!" "Allah olmad kesin" dedi Hasan glerek. "Fakat belki de eski dostumuz mer Hayyam'dan..." ki arkadana yirmi yl nce Niapur'a yapt ziyaretten bahsetti. Ve air arkadann, kendisine, bu akamkf deneyi yapabilme fikrini nasl verdiini anlatt. Ebu Ali hl inanamyordu: "Bu gizli tertibatn plann bunca zamandr kafanda tadn m sylemek istiyorsun yoksa! Nasl oldu da ldrmadn?" "ehit Ali'nin sakal adna!" diye aknln belirtti dieri de. "Bu plan benim aklma gedmi olsayd bir ay bile sabredemezdim. Onu gerekletirmek iin elimden gelen her eyi yapar veya baarya, ya da baanszla ulasana kadar bir an bile huzur bulamazdm." "Dorusunu isterseniz, baarszl engellemek iin bir insann elinden gelebilecek olan her eyi yaptm" dedi Hasan. "Byle bir dnce insann kafasnda'ana karnndaki bir bebek gibi byr ve geliir. nce ok kktr ve sadece bir yerlere tutunup gelime arzusu vardr. Daha o zamanlar bile byk bir kudrete sahiptir. Yava yava kendisini tamakta olan etkisi altna alr. nsan bu durumda bu dnceyi gerekletirmekten, bu harika varl gn yla tantrmaktan baka hibir ey dnemez ve arzulayamaz. iinde bylesine efsanevi bir hlya tayan birisi yar yarya ldrmtr. Onun doru veya yanl, iyi veya kt olduunu dnmez bile. Grnmeyen bir kuvvetin etkisi altnda hareket eder artk. Sadece kendisinden daha gl bir kudretin maas olduunu bilmektedir. Ve bu kudretin cennetten mi yoksa cehennemden mi kt onu hi mi hi ilgilendirmemektedir. 271 "Ve sen yirmi yl boyunca, plann gerekletirmek iin hibir adm atmadn m? Srrn hi kimseye amadn m?" Ebu Ali kendini ne kadar zorlarsa zorlasn, Hasan'n anlattklarna bir trl inanamyordu. Hasan onun aknlna gld. "Eer planm sana veya herhangi bir arkadama anlatsaydm, benim ya bir akac ya da bir deli olduumu dnrdnz. Ama bu plan daha nce uygulamaya koymay ok kere dndm inkr edemem. Fakat her defasnda vaktin henz gelmediini anlamakta gecikmedim. ok kr ki yoluma kan engeller beni asla d-zeltemeyeceim hatalar yapmaktan korudular. Hatta daha mer Hayyam bana bu fikri verir vermez uygulamaya geirmek istedim. mer bana hemen ba vezire gitmemi ve genliinde verdii sz yerine getirmesini istememi salk vermiti. Nizam l-Mlk, bana, umduumdan daha da fazla yardmc oldu. Sultana beni arkada olarak takdim etti, bylece saraya kapa atmay becerdim. Ba vezirden daha hosohbet bir muhasip olduumu elbette tahmin etmisinizdir! Ksa srede sultanla aramda bir yaknlk dodu ve bana dierlerinden farkl davranmaya balad. Yava yava ileri yoluna koymaya balyordum. Planm uygulama vaktinin geldiini dnyordum. Tek beklediim, sultann beni nemli bir grev ile bir sefere yollamasyd. Fakat o zamanlar ok saf olduumu itiraf etmeliyim. Eski okul arkadamn kalbinde yeeren kskanlk tohumlarnn farkna varamamtm. Onunla rekabet etmek benim iin ok normal bir eydi, onun, bunu bir aalama olarak kabul edeceini dnmemitim hi. Gnn birinde sultan, dev imparatorluunun gelir ve giderlerine dair bir rapor hazrlanmasn istedi. Btn verilerin toplanmas iin ne kadar zamana ihtiya duyduunu sorunca, Nizam l-Mlk en az iki yla ihtiya duyacan syledi. 'Ne! ki yl m!' diye bardm. 'Bana sadece krk gn sre tan, sana lkenin tm hesaplarn en ince detayna kadar gzlerinin nne sereyim." Okul arkadamn beti benzi att ve tek kelime etmeden salonu terk etti. Sultan nerimi kabul etmiti. Nihayet yeteneklerimi sergileme imkn bulduum iin ok mutluydum.

Gvendiim tm adamlarmla beraber ie koyuldum. Youn bir alma sonucu, benim ve sultann adamlarnn da abalan saye272 sinde, gerekten de krk gn sonra sultann istedii raporu hazrlamaya muvaffak oldum. Bana tannan sre dolduu zaman katlarmla beraber sultann huzuruna ktm. Fakat henz birka sayfa okumaya kalmadan, katlardaki rakamlarn kt niyetli birisi tarafndan deitirildiinin farkna vardm. Kekelemeye balayarak, eksik ve hatal yerleri ezberden okumaya altm. Fakat sultan benim aknlmn farkna varmt. Son derece fkelenmiti, dudaklar titriyordu. Aniden ba vezir konumaya balad: 'Bilge adamlar bu iin en az iki yl gerektirdiini hesapladlar, iki yllk ii krk gnde yapabileceini iddia eden bir palavracnn elinden, karnda kekelemekten baka ne gelebilir ki?' ten ie eytanca gldn iitiyordum. Bu kt oyunu bana oynayann o olduunu fark ettim. Fakat sultan aka kaldracak halde deildi*. Son derece utanyordum. Saray terk ederek alelacele Msr'a gittim. Sultann gznde ie yaramaz bir palavracdan baka bir ey deildim artk. O zamandan beri ba vezir intikam almamdan korktuu iin beni yok etmeye alyor. Bylece planm gerekletirme teebbslerimin ilki suya dm oldu. Fakat zgn deilim. nk bunun birerken doum olacan Siliyorum artk." "Senin ba vezir ile olan kavgan daha nce de iitmitim" dedi Ebu Ali yksek sesle. "Fakat bu anlattklanndan sonra mesele bambaka bir boyut kazand. Artk Nizam l-Mlk'n Ismaillere kar besledii derin nefretin sebeplerini daha iyi anlayabiliyorum." "Dinleyin daha bitmedi: Beni Msr'da ok iyi karlamlard. Halife Mostanzar Billah, muhafz ba mehur Bedr el-Cemal' beni karlamas iin ta snra kadar yollad. Kahire'de ismail! davasnn bir evliyas gibi karlandm. Dorusunu isterseniz bana gsterilen bu ilgi beni bile olduka artmt. Fakat bir mddet sonra meselenin iyz ortaya kt. Halifenin iki olu daha babalar lmeden miras ve taht kavgasna tutumulard bile. Daha yal olan Nasr babas gibi zayf yaplnn tekiydi. Kanunlar ondan yanayd. Onu ve babasn ksa srede etki altna aldm. Fakat Bedr el-Cemal'in kararllna gereken nemi vermemitim. Bedr halifenin kk olu Amustamaii'yi destekliyordu. Ondan daha ar bastm fark ettii anda beni tutuklatt. Halife korkmaya balamt. in akas273 nn kalmadn anladm. Msr ve benim iin beslediim tm byk hayalleri terk edip bir Frenk gemisine kapa attm. Kaderim ite bu gemide belli oldu. Ak denize ktm zaman, geminin Bedr el-Cemal'in syledii gibi Suriye'ye doru deil, aksine batya, yani Afrika'nn herhangi bir yerine doru yol almakta olduunu fark ettim. Yoksa beni Kahire'ye bal bir limana m gtryorlard? O zaman iim bitik demekti. Az sonra, oralarda sk sk grlen frtnalardan biri koptu. Halife'nin bana gizlice birka kese altn vermi olduundan bahsetmi miydim? Onlardan birini kaptana vererek geriye dnmesini ve beni Suriye'ye ait bir limanda karaya karmasn rica ettim. Nasl olsa, frtnadan katn bahane edebilirdi rahatlkla. Altnn ekiciliine kar koyamad. Frtna gitgide iddetleniyordu. Yolcular, hatta aralarndaki Frenkler bile cesaretlerini kaybettiler. Yksek sesle dua ederek ruhlarn tanrnn koruyucu ellerine terk ediyorlard. Bir tek ben sakindim. Bir keye kerek bir yandan kurutulmu hurma yiyor, dier yandan da bu kadar ucuz kurtulduuma seviniyordum. Sknetim dierlerini aknla uratmt. Rotay deitirdiimizi fark etmemilerdi. Onlara tek bir cevap verdim: Allah bana Suriye'de bir yerde karaya kacamz ve yol boyunca baka bir sorunla karlamayacamz bildirmiti. Bu 'kehanet' bir gece iinde gerekleti ve herkes beni byk bir peygamber olarak grmeye balad. Yolculann tm mridim olmak istiyorlard. Bu beklenmedik baardan kendim bile rkmtm. mann ne kadar byk bir kudrete sahip olduunu ite o zaman anladm. Tm yaplmas gereken dier mminlerden biraz daha fazla bilgili olmakt. Sonra keramet gstermek bile ok kolay bir eydi. Bir anda her eyi kafamda aka grmeye balamtm. Planlarm gerekletirmek, dnyay tersine evirmek iin Arimed'in de syledii gibi bir tek salam dayanak noktasna ihtiyacm vard. Artk bu dnya zerinde hkmdarlarn tevecchne, an ve hrete ihtiyacm kalmamt. Sadece salam bir kale ve onu isteklerime gre deitirmemi

salayacak maddi imknlar lazmd bana. Ba vezir ve dnya hkmdarlar nmde titreyecek-lerdi artk!" 274 Gzlerinde garip bir tehdit ifadesi vard. Ebu Ali'nin nnde vahi bir hayvan duruyordu - her an saldrmaya hazr bir canavar. "Artk salam bir dayanan var" dedi Ebu Ali yavaa. Sesinde az da olsa bir korku seziliyordu. "Evet!" dedi Hasan. "Gerekten de var." Balkon korkuluklarndan uzaklaarak yerdeki yastklarn zerine uzand, iki arkadandan da ayn eyi yapmalarn rica etti. Souk mezeler ve testiler dolusu arap kendilerini bekliyordu. Konumadan yediler. "Dmanlar aldatmakta tereddt etmem. Ama kendi dostlarma ayn eyi yapmak istemem dorusu!" dedi Buzruk mid aniden. Btn zaman boyunca susmu, kendini toplam ve iinden geenleri sylemiti. "Eer seni doru anladmsa bni Sabbah" diye devam etti "tarikatmzn kudreti, bundan sonra, fedalerin kr krne ballklar zerinde ykselecek. nk onlar en kararl ve imanl mritlerimiz! Tm duygularmz bir yana iterek, her dediimizi gzlerini krpmadan yerine getirmeye zorlayacaz. Sadece duyulmadk grlmedik bir sahtekrlk ile bunu baarabiliriz. Gerekten de dncelerin mkemmel. FaKat bu dnceleri gerekletirmek iin kullandn 'aletler' yle sradan aletler deiller: Onlar yaayan insanlar, bizim dostlarmz!" Hasan bu itiraz bekliyordu sanki. Sknetle konumaya balad: "Fakat aslnda tm tarikatlarn kudretleri, taraftarlarnn kendilerine kr krne inanmalarna baldr! nsanlar idrak yetenekleri lsnde bu dnyada bir yer edinirler. Onlara nderlik etmek isteyenler, yeteneklerinin eitliliini gz nnde tutmak zorundadrlar. Bir zamanlar kitleler, peygamberlerden mucizeler gerekletirmelerini talep ediyorlard. Peygamberler de itibarlarn korumak iin istediklerini yapmak zorundaydlar. Bir grubun bilin seviyesi ne kadar dkse, onu harekete geiren fanatiklik de o kadar byktr. Bu nedenle ben insanl iki gruba ayryorum. Bir tarafta ne ve nerede olduklann bilen bir avu insan; dier tarafta da bunu bilmeyen kitleler. lk grup nderlik etmekle, ikincisi de onlar izlemekle grevlidir. lki anne babann, ikincisi de ocukla275 rn roln stlenmitir. lki mutlak olana asla ulalamayacan bilir, ikincisi de ona ulamay arzular. lkinin elinden, dierlerinin ruhlarn masallar ve hayal mahsulleri ile doyurmaktan baka ne gelir ki? Yalan ve dolan?! Bence bir sakncas yok! Bunlar insanlara acdklar iin yapyorlar. Geri bunun da bir nemi yok, nk nderler iin ok ak ve net olan hedefler sradan halk .ararndan asla kavranamayacaktr. Yalan ve dolan ile iyi dnlm bir messese kurulacaksa neden olmadn? Size eski Yunan filozofu Empedokles rneini vermek istiyorum. Daha salnda, rencileri, kendisini bir Tanr olarak kabul etmeye balamlard. leceini hissettii zaman kimseye haber vermeden bir yanardan tepesine karak, kendisini fokur fokur kaynayan kraterin iine att. Bir zamanlar, kendisine inananlara bir kehanette bulunmutu nk: lmek zere iken bir mucize gerekleecek ve canl vcudu yeryznden alnarak br dnyaya gtrlecekti. Maalesef kraterin kenarnda sandalnn tekini drd, bu onu ele verdi. Eer o mehur sandal bulunmam olsayd, dnya, 'Tanr Empedokles'in' ilhi artan kendilerini gzetlediine inanacakt. Bu olay zerine biraz dnecek olursak, filozofumuzun bunu kendi karlar iin yapmadn aka anlayabiliriz. ldkten sonra, havarilerinin, onun ge ktna inanmalanndan ne gibi bir yarar elde edebilirdi ki? Ben, onun, gayet ince bir davran gstermi olduunu dnyorum. lmszlne sarslmaz bir iman besleyen mminleri zmek istememiti. Onlarn, kendisinden yeni bir masal beklediklerini biliyordu; ve onlar hayal krklna uratmak niyetinde deildi. "Doru! Bu anlattn trden bir yalan tamamen masumdur" dedi Buzruk mid ksa bir dnmeden sonra. "Fakat fedalerin iin dndn sahtekrlk sonuta onlar iin lm kalm meselesi deil mi..." "Dinleyin!" diye steledi Hasan. "Size planmn kapsaml bir felsefi aklamasn yapmaya da sz vermitim. ncelikle ayaklan-mzn altndaki

bahelerde neler olup bittii konusunda anlamaya alalm, sonra da bu olup bitenleri paralanna ayrtrarak analiz etmeye alalm. Elimizde tane delikanl var. Bu deli276 kanllar onlar iin cennetin kaplarn atmza inanma eilimindeler. Eer gerekten de buna ikna olurlarsa, neler hissedecekler sizce? Bunun farknda msnz dostlarm? imdiye dek hibir lmlnn tatmad bir mutluluk!! Yaam boyu o gzel an dnp mutlu olacaklar! Bir de oraya ebediyen gideceklerini rendikleri an dnsenize!" "Fakat ne kadar yanldklarn bir bilseler" dedi Ebu Ali glerek "btn dnyada bunu en iyi bilen bizleriz sannm." "Biz biliriz de ne demek!" diye bard Hasan fkeyle. "Yarn neler olacan biliyor musun? Kaderin bana neler tattracan biliyor muyum? Buzruk mid ne zaman leceini biliyor mu? Ve buna ramen her ey, ezelden beri kinatn dzeninde yazl olmal. Ptagoras insann her eyin ls oldugunl sylyordu. nsann alglad eyler vardr, alglamadklar ise yoktur. Aadaki adam cenneti alglyorlar ve ondan ruhlar, vcutlar ve bilinleri ile zevk alyorlar. Demek ki cennet, onlara gre artk vardr. Sen Buzruk mid, anladm kadaryla fedaleri iine ektiim sahtekrlktan rkyorsun. Fakat unuttuun bir ey var! Biz de her gn alglarmzn kurban olmaktayz. Ben eitli dinlerde yaratan olarak adlandrlan varlktan ne daha stnm, ne de daha aalm. Alglanmzn bizi yanlgya sevk ettiklerini Demokrit bile fark etmiti. Onun iin ne renkler, ne tatl, ne ac, ne souk, ne de scak vard. Sadece atomlar ve mekn. Empedokles de, tm bilgilerimizi sadece alglarmz araclyla edindiimizi fark etmiti. Onlarn aracl olmadan edindiimiz eylerin, bizim iin hibir anlam olamaz bile. ayet alglarmz bizi aldatyorlarsa, onlar araclyla edindiimiz bilgilenn doruluuna gvenme imknmz olabilir mi? Aadaki bahede bulunan hadmlara bir bakn! Tm ran'n en gzel kzlarn onlarn himayesine teslim ettik. Fakat onlar iin, gzel bir kzn byleyici kokusunun ve ehresinin ne gibi-bir anlam vardr? Ya da gen bir bakirenin dipdiri memelerinin? e yaramaz bir et ynn elde tutmann verdii naho duygudan baka hibir ey! te alglarmzn izafilii burada yatmaktadr. Kr bir insan iin iek aan bir bahenin en gzel renkleri ne ifade eder? Sarlar blbln akmasn iitemezler. Bir bakirenin by277 s bir hadm etkileyemez. Ve aptallar dnyann tm bilgelikleri ile alay ederler." Ebu Ali ve Buzruk mid ne yapacaklarn bilemedikleri iin glmeye baladlar. Fakat her ikisi de ayn izlenimi edinmiti: Hasan onlar ellerinden tutarak, daha nce uzaktan bakmaya bile cesaret edemedikleri dipsiz bir uurumun derinliklerine uzanan dar bir merdivenden aa indiriyordu. Biraz nce sayd sebeplerin hepsini, uzun bir zaman zarfnda olgunlatrdn anlamlard. "Bakn" diye devam etti "eer insan benim gibi evresinde grd, duyduu, alglad eylere gvenemeyeceini idrak ederse, eer her taraftan gvenilmez ve kt niyetli eylerle evrelendiinin ve devaml yanlglarnn kurban olduunun bilincine varrsa, o zaman insan bunu bir ktlk olarak deil bir yaam zorunluluu olarak kabul eder. yle bir zorunluluk ki er ya da ge kendisini ona uydurmak zorundadr. Yksek bir idrak seviyesine ulam bir insan iin, hayal etmek, binlerce baka gzel zelliinin yan sra, her eylem ve her ilerlemenin ss ve itici gcdr. Heraklit, kendi kinatnda, zaman tarafndan dzenlenen karmak bir ynt gryordu. Zaman renkli talarla oynayan bir ocua benzetiyordu. ocuk talan diledii gibi ayrmakta veya birletirmekteydi. Ne ince bir mukayese! Bu yapc, yaratc ihtiras, dnyalara hkmeden manasz irade ile kaynamyor mu? Bu ihtiras sonradan ykmak iin yaratmad m bu dnyalar? Bu dnyalar varolduklar mddete kusursuz ve mkemmeldirler, sonra da ilerinde barnan kanunlar sebebiyle kendi klerini hazrlarlar. Biz de byle bir dnyada bulunuyoruz. Biz de bu dnyaya hkmeden kanunlara tabiyiz. Onlarn birer parasyz ve kendimizi onlardan kurtarmamz mmkn deil. Emin olabileceimiz sadece bir tek ey vardr: yanlg ve hayal bu dnyann yegane itici gleridir..."

"Merhametli Allah adna!" diye bard Ebu Ali. "Hasan sen de ok zel kanunlara tabi olan bir dnya yaratmadn m? Senin dnyan renkli, ilgin, ve gerekten de epeyce korkun! Alamut'u sen yarattn ibni Sabbah" Bu itiraf Hasan'n dudaklannda bir glmseme belirmesine yol at. Buna karn Buzruk mid dnceli ve akn bir ekilde din278 lemek ve izlemekle yetiniyordu. Konumann yava yava kendisine tamamen yabanc ve anlalmaz olan bir alana kaydnn farkndayd. "Yaptn akada, aslnda, epeyce gerek pay var sevgili dostum Ebu Ali" dedi Hasan dnceli bir ifadeyle. "Az nce aada da size sylediim gibi, ben yaratcnn iliine bizzat giderek, onun ne yaptna baktm. Belki de ok merhametli olduu iin, geleceimizi ve lm gnmz bizden saklad. Benim de baka bir ey yapmaya niyetim yok. Bu dnyadaki hayatmzn bir hayalden daha iyi olduu nerede yazl Allah akna? Fakat bilincimiz hayal olanla gerek olan ayrt etmeyi becerebilir. Eer fedalerimiz uyandklar zaman gerekten cennette olduklarna ikna olmularsa, o zaman gerekten de oradaydlar! nk gerek ve sahte cennet arasnda bir fark yoktur. Bir yerde bulunmu olduumuza gerekten inanyorsak, o zaman oradaydk demektir. Gerekten Allah'n bahelerine gitseler yine ayn zevkleri, ayn mutluluklar tatmayacaklar myd? Epikr'n ne dediini hatrlyor musunuz? insanolu ac ve elemden mmkn olduunca kamal, refah ve mutluluk dolu^bir yaam srmeye almaldr. Fedalerden daha ansl kim vardr ki u dnyada! Dnn, cennete gittiler! Onlarn yerinde olmak iin neler vermezdim ki! Ah! Aadaki bahelerin, gerekten de cennet olduklarn kendimi bir ke-recik ikna edebilseydim... ve onlardan zevk alabilseydim!" "Gerek bir sofistsin!" 'diye bard Ebu Ali hayranlkla. "Hemen ikence tezghna yatr beni! Nasl olsa, sende bu yetenek varken kuty bjr yatakta yattma annda ikna oluverirdim, ismail'in sakal adna, mutluluktan glerdim bile..." Ebu Ali'nin neesi kara kara dnen Buzruk mid'e bile bulamt. "Aadaki yiitlere bir gz atmaya ne dersiniz?" diye sordu Hasan. Ayaa kalkarak balkonun parmaklklarna gittiler. "Henz her ey sakin" dedi Buzruk mid. "Tekrar konumuza geri dnebiliriz... Bize diyorsun ki bni Sabbah, tek bir kerecik bile olsa cennette olmaya inanmay arzu ederdim. Fakat fedalerin bu279 na inanyor olsalar bile, ellerine gerekten de ok ey geiyor mu? Her yerde bulabilecekleri yiyeceklerden tadyorlar ve gnein altnda yzlercesi bulunan gen kzlarla tanyorlar..." "Hayr!" diye szn kesti onun Hasan. "Sradan bir lml iin, yemekler ayn olsalar bile nerede yedii ok nemlidir. Bir sultann saraynda yemekle sradan bir evde yemek arasnda dalar kadar fark vardr. Keza sradan lmller birbirlerine ikiz karde kadar benzeseler bile, bir prenses ve srtma kz arasndaki fark annda anlayabilirler. nk duyduumuz haz sadece vcudun alglamalarna bal deildir. Haz almak basit bir olay deildir... o kadar ok deiik etkilere baldr ki! Ebedi bakire kalan bir huri olduuna inanlan bir kzdan alnan haz ile sradan bir kle kzdan alnan haz kesinlikle ayn ey deildir." "Unuttuumuz bir noktaya parmak bastn" diye bir anda lafa kart Ebu Ali. "Kuran cennet kzlarnn bekaretlerini asla yitirmeyeceklerini syler. Buna bir are buldun mu? Unutma, byle kk ayrntlar tm plann bir anda rezil edebilirler..." Hasan gld: "Aadaki kzlardan ok aznn el dememi olduunu biliyorum... Apama'y ta uzaklardan buralara kadar bo yere getirme-dim herhalde!! Kendisinin bir zamanlar Kabil'den Semerkant'a kadar uzanan tm blgelerin en mehur en maharetli aiftesi olduunu unutmayn! On ak eskittikten sonra bile on alt yandaki bir bakire kadar gen ve taze kalmasn beceriyordu. Nasl beceriyordu bunu? Kendine has bir srr vard elbette. Aslnda ok basit bir ey ama bilmeyenler iin gerek bir mucizedir bu. Bu mucizenin anahtar eitli minerallerin karm bir svdr. Bu sv, doru kullanld takdirde zarlarn eski elastikiyetlerini kazanmalarna yardmc olur. ilk defa bu zevki tadacak

olan acemi bir aylak, pek doru olmasa bile, gerekten el dememi bir bakire ile beraber olduu hissine kaplr." "Gerekten bunu da m dndn? Sen eytann ta kendisisin!" diye bard Ebu Ali. "Bakn! Fedalerden bir tanesi uyand!" Buzruk mid aasn iaret ediyordu. 280 birden aaya eilerek baheleri gzlemeye baladlar. Nefes bile almaya cesaret edemiyorlard. Kkn camdan atsndan kzlarn uyanmakta olan fedaiye bir eyler anlatmaya altklarn grebiliyorlard. "Sleyman..." Hasan birden sesini alaltt. Sanki aadan kendisini duyabileceklerinden korkuyordu. "Cennette uyanan ilk lml!" Uyumakta olan Sleyman' tayan hadmlar Fatma ve arkadalarnn bulunduu kke girdikleri zaman ieriye bir lm sessizlii kt, iki muhafz tek kelime etmeden delikanly kollarndan ve bacaklarndan tutarak bir yn yastn zerine braktlar. Sonra bo sedyeyi aldlar ve oradan uzaklatlar. ' Kzlar nefes bile almaya cesaret edemeden siyah rtnn altndan belli olan vcudun hatlarn inceliyorlard. Zeynep fsldayarak Fatma'ya, artk misafirin yzne bakma vaktinin gelip gelmediini sordu. Fatma ayak ularna basarak fedaye yaklat, yava bir hareketle zerindeki rty ekip ald. Byk bir hayret iinde olduu yerde donakalmtksanki Uzun sredir bekledii bu an o kadar ok hayal etmiti ki... Fakat yine de gzlerinin nndeki bu gzellik onu artmt: bir kznkine benzeyen pembe yanaklar, kiraza benzeyen yan ak erguvan dudaklar, airlerin iirlerindeki inci diler... Hele o uzun kirpikler!., yanaklarnn zerine ince uzun glgeler halinde dyorlard. Delikanl yan tarafnn zerinde yatyordu. Bir kolunu bann altna koymutu, dieriyle de efkatle yastn kavramt. "Qnu pek irkin bulmadn sanrm" dedi Hanm uh bir tavrla. "Ona ak olmayacam!" br kzlar da onlara yaklamlard. "Yava! Neredeyse gzlerinizle yiyeceksiniz onu!" diye bard Sara dayanamayarak. "ayet mmkn olsayd, sen oktan yapardn o dediini!" diye .alay etti Zeynep. "Doru syledin!" Fatma arpn yanna gitti ve ellerini yavaa tellerin zerinde 281 gezdirmeye balad. Delikanlnn kprdamadn grnce cesaretlendi ve bir melodi almaya balad. Fakat bu da derin bir uykuya dalm olan fedanin stnde etkili olmad. "Sanki o burada deilmi gibi konumaya devam edelim" dedi sonunda. Yarm kalm olan sohbet bir anda tekrar canland. Glmeye ve akalamaya balamlard yine. Bir sre sonra delikanl kprdanmaya balad. lk Zeynep fark etmiti bunu. "Bakn! Uyanyor." Fatma iki eliyle gzlerini kapad. "Hayr, sadece rya gryor" dedi Sara. Halime uyuyan delikanlya efkatle bakyordu. "Sana gveniyorum!" diye uyard onu Fatma. "Sakn bir aptallk yapma." Sleyman dorulmak iin bir hareket yapt, gzlerinden birisini at ve hemen tekrar kapad. Sonunda kaamak da olsa etrafna bir bak frlatmaya karar verdi. Bir sr kz vard yan banda, hepsinin de gzlerinden merak ve utanma okunuyordu. Ban sallad, anlalmaz birka kelime mrldand ve tekrar uyumaya hazrland. "Rya grdn sanyor galiba" diye fsldad Aye. Fatma delikanlnn yanndaki yastklara oturdu. Bir anlk tereddtten sonra parmak ularn suratnda gezdirmeye balad. Sleyman rperdi. Yavaa dnerek elini kzn baldrna koydu. Fatma'nn vcuduna bir ate paras demiti sanki. Sleyman, nihayet dorulmay baard fakat gzlerini ak tutmak iin byk bir aba sarf ettii belliydi. Baklar yanndaki kzn zerine kaynca onun titrediini fark etti. Sessizce, bir makine gibi onu pmeye balad. Sonra da kz kuvvetle kendisine ekti. Birbirlerine gsterdikleri sevgi, zerindeki sersemlii atmasna yeterli olmamt.

Fatma olup biteni glkle kavrad. Delikanl biraz kendini toparladktan sonra heyecan dolu bir sesle sordu ona: "Sleyman... beni seviyor musun?" zerine eilerek kendisine bakan surat dikkatle inceliyordu. Sleyman mrldand: "Hadi! Bunlarn hepsinin sadece bir rya ol282 dudunu biliyorum... Yine de ok gzelsin. Ama lanet olsun bu azel rya da her zamanki gibi az sonra rezil olacak." Fatma cesaretini toplayarak az kalsn kendisini etkisi altna alacak olan o tatl byye kar koymaya alt. Baklar arkadalarnn zerinde dolat. Utanmt; ama grevini yerine getirmek zorunda olduunu biliyordu. Baarszla uramas durumunda efendilerinin onlar arptraca korkun ceza beliriverdi gzlerinin nnde. Yavaa itti delikanly: "Utanmyor musun Sleyman? Cennettesin ve lanet ediyorsun!" "Cennette..?" Gzlerini ovuturarak etrafna baknd. "Ne... neredeyiz biz?" Elleriyle etrafn yoklamaya balad. Altndaki yastklara dokundu nce, sonra da korkarak Fatma'nn plak tenini okad. nlerinde bir fskiye arldyordu. Bir uyurgezer gibi ayaa kalkarak suyun yanna gitti, bir elini iine daldrd. "Ey kutsal cennet" diye mrldand. "Gerek mi... gerekten de cennette miyim?" Nefes bile almadan kentlisini seyreden dier kzlar fark etti. Ya kendine gelirse, ya kendisine oynanan oyunun farkna varrsa! Hepsinin kelleleri uurulurdu! Onu bu gecenin sonuna kadar oyalamaya muvaffak olabilecekler miydi? Fatma bir eyler syleyebildi sonunda: "Geride uzun bir yol braktn. Susadn m?" "Evet susadm..." Sara ona bir tas taze st uzatt. Sleyman st alarak kafasna dikti ve bir yudumda bitirdi. "Yeniden domu gibi oldum!" Ve dudaklarnda bir glmseme belirdi. "Gel seni ykayalm!" dedi Fatma. "Nasl istersen ama dierleri arkalarn dnsnler." Ona itaat ettiler; sadece Sara ve Zeynep birbirlerine bakarak kkrdadlar. "Neden glyorsunuz?" dedi kukuyla Sleyman. Bir yandan da elbiselerini kartmakla meguld. 283 "Henz buradaki usulleri bilmiyorsun" diye cevap verdiler ona. Suya dald. "Ne kadar da iyi geldi!" dedi aniden neeli bir sesle. Ba dnmesi gemiti. Fakat bu, duyduu aknl bir nebze olsun azaltmamt; kzlarn varl ise ona yabanc gelmiyordu artk. Bir havlu isteyince arzusu annda yerine getirildi. "Sizin de benimle beraber ykanmanz istiyorum." Fatma onlara ksa bir iaret yapt. zerlerindeki tlleri kartarak suya girdiler. Halime saklanmak istediyse de Sara onu kolundan tutarak havuzun iine ekti. Birbirlerine su sratarak akalamaya baladlar-, az sonra kk, neeli kahkahalarla nlamaya balad. Sleyman cppesini giyerek yastklara uzand. Zevkle kzlara bakmaya balad. "Buras ne kadar gzel bir yer!" diye bard parlayan gzlerle. Aniden kendisini halsiz ve a hissetti. Masann zerinde duran leziz yemeklere doru bir gz att. Fatma alelacele giyindi. Misafirinin dncelerini okumuas-na yanna gitti ve melekler gibi glmseyerek ona bakt. "Kamn a m Sleyman?" "Hem de nasl!" Kzlar ona hizmet edebilmek iin birbirleriyle yanyorlard. Sleyman'n yemeklere a kurtlar gibi saldrmasn hayretle seyrediyorlard. Karntn doyurduka gc kuvveti yerine geliyordu. "Kadehine arap doldurun!" dedi Fatma arkadalarna yavaa.

Byk yudumlarla kadehini boaltan Sleyman bir yandan da kendisine hizmet eden gzel bakireleri gzden karmyordu. Kzlarn tenleri ipek tllerin altndan l l parlyordu. Ba tekrar dnmeye balamt. "Bunlarn hepsi bana m ait?" Sesinde hl bir nebze inana-mazlk vard. Emin olmak iin Aye'yi kendisine doru ekti. Aye, kendini korumak iin en kk bir hareket bile yapmamt. Bu arada Leyla gnll olarak yanna yaklat ve bir kedi gibi srnamaya balad. "Onu sarho edin!.. Onu byleyin!.." diye fsldad Fatma. Bir yandan da kzlar ona doru itiyordu. 284 arabn yumuak scaklnn bana vurduunu hissediyordu. "ehit Ali'nin sakal adna!" diye bard aniden. Sanki bir bilmecenin cevabn bulmutu. "Seyduna gerei syledi! Bana cennetin anahtarlarn verdi..." O andan itibaren kendisini tamamen aka adad. Az sonra elleri ve dudaklar kzlarn scak ve yumuak vcutlarnda kaybolmutu bile... Birdenbire huzursuz bir ekilde ban kaldrd. "Yoksa ben l mym?" "Korkma" diye yattrd onu Fatma. "Yarn tekrar Alamut kalesinde, Seyduna'nn hizmetinde olacaksn." "Seyduna yi tanyor musunuz?" "Cennette olduumuzu unuttun mu yoksa?" "O zaman son haberleri de biliyorsunuzdur: Zndklara kar savatk ve onlar mahvettik." "Hepsini biliyoruz. Trklerin zerine ilk atlan sendin ve ibni Tahir de bayraklarn ele geirdi!" "Allah! Bunlan beyde ve Naim'e anlattm zaman bana glecekler. .." 4 "manlar bu kadar zayf m?" "Peygamberin sakal adna! Onlar bana byle bir masal anlatacak olsalar asla inanmazdm! Ibni Tahir ve Yusuf neredeler? Onlar gremiyorum..." "Onlar da senin gibi cehnetteler. Tekrar br dnyaya gittiinizde birbirinizle konuarak, burada yaadklarnz karlatrabilirsiniz." "Gerekten de, Allah adna!.. Kaderin cesur Mslmanlara ne kadar gzel hediyeleri var!" Byk bir mutlulukla onlara Alamut kalesinden, arkadalarndan, Trklere kar yaptklar savatan bahsetmeye balad... Kzlar etrafna toplanmlar ve anlattklarn zevkle dinliyorlard. Erkeklii ile vnen ilk insand o bu bahede. Bunun yan sra gerekten de ok ho bir delikanlyd. Hepsi de onu ok sevmilerdi. Fatma ayaa kalkmt. Az ilerde duran arpn bana oturdu, ellerini yavaa tellerin zerinde gezdirmeye ve alak bir sesle ark 285 sylemeye balad. Zaman zaman yumuak baklaryla delikanly okuyordu; bu baklarda dnyann en derin ak okunuyordu. "Fatma bizim iin bir iir besteleyecek" diye fsldad Hanm. Halime, Hanm'n arkasna saklanmt. Ancak oradan bakmaya cesaret edebiliyordu Sleyman'a. Onu ok beenmiti o da dierleri gibi. Ak konuma tarz, neeli gl, cesareti, her eyi onu bylyordu. Fakat ona gereinden fazla k olduu iin kendine gizliden gizliye kzmyor da deildi. Sleyman da bu arada hayran hayran kendisini szmekte olan bir ift parlak gz fark etmiti. Fakat Hanm'n arkasna saklanm olan kzn parmak ularyla gzlerinden baka bir yeri grnmyordu. Acaba az nce ona da dokunmu muydu? Bilemiyordu. Fatma, Zeynep, Aye, Leyla... onlarn isimlerini bile renmiti. "Arkanda saklanan bu ufaklk da kim?" diye sordu Hanm'a. "O mu? Halime!" Dierlerinin uzun uzun glmeleri zerine Sleyman biraz ard. Byk gzler ve pembe parmak ular, kendisine doru yryen Hanm'n arkasnda kaybolmulard. "Buraya gel Halime! Seninle daha tanmadm bile." Hanm ve Seher onu ellerinden tutarak yastklann arasndaki snandan dar kardlar. Ayaklar halya yapm gibiydi, bir adm bile ilerlemiyorlard. "Bu ufaklk her zaman byle ekingen mi?"

"Evet. Hatta kertenkele ve ylanlardan bile korkuyor." "Benden korkmana gerek yok. Grdm kadaryla sen ne bir Trk, ne de bir zndksn. Sadece onlar benden hakl olarak korkarlar." Halime'yi pmek iin dudaklarn uzatt ama kz ban ondan karmt. Sleyman'n aknln fark eden Fatma kk asiye uzaktan bir iaret yapt. Bunun zerine Halime hzla Sleyman'n boynuna sarld ve ban geni gsne gmd. "brlerinin burada bulunmalarn istemiyorum" dedi Halime onun kulana. Sleyman kzlara dnd: "Fatma'nn yanna gidin, bizi yalnz brakn." 286 Ne harika bir kz! diye dnd ve Halime'yi sanki kad.nlardan ok y. anlarm gb, szd. Bu kadar narin bir kz, hayatnda daha nce hi grmemiti. Halime vahi bir kedi gibi ona sarld ve yzn pcklere bomaya balad. ' "Allah adna! Ne kadar da tatlis.nl" Ve kzn kendisini onun kollarna terk ettiini hissetti. ok ok sonralar,, nihayet kendilerine geldikten sonra Sara ieriye girerek delikanlya bir kadeh arap uzatt. O, arab ierken Zeynep de yanlarna gelerek dalan yastklar, topluyordu. Sleyman yksek sesle dnyordu.mtfrr0^ kadar' bU kadar tat"' bU Radar "efiS hbir ey tatHalime ise yastklarn en yumuak yerine gmlmt. Gzle-nn kapar kapamaz uykuya dald. h HFatn^haffe kSrd: "BU akam,n sefine bir iir yazdm" dedi. Dudaklarnda oiaanst gzellikte bir glmseme vard YanaWanndaki gamzeleri asla unutamayacan, dnd Sleyman. Fatma arp almaya balamt. "Dinleyin: Gklerin kartal Sleyman, Cennete geldii zaman, Etrafna baknd, Ve gzel Fatma'nn farkna vard. Ona efkatle yaklat, Ve bir kuu gibi kucaklad. Ona her dokunuunda Cennette olduuna daha fazla inand. Leyla kskanmti: Ne kadar da yakkl bir delikanl! Cennetin efendisini, Erkei olarak koynuna ald. 287 Sleyman birden Trkn 7 grd, Erguvan dudaklarnn farkna vard. Bir anda hayranlkla doldu ii, Ruhu ve bedeni akla yanmaya balad. Sonra kalbi kanatlanverdi, Gzel Sara'ya doru. afan kzl kokusunu Doya doya iine ekiverdi. Yorulunca gzel siyah gzlerden, Ve esmer gzeli bedenden, Mavi hareli gzleriyle, Ona bakan Zeynep 7 grd. Fakat biraz sonra, Halime iin yanp tututu O kadar narin, o kadar tatl, Sanki peri padiahnn kzl Hanm ve Seher, Kollann ona uzattlar. Dudaklarna bir pck, Ve bakn, ite, yanyor akla! Zavall Fatma, Czyalanna hkim oluyor. Ve sadk olmayan sevgilisinin, Ardndan arklar sylyor. Neeyle ve mutlulukla, Ona doru geldi Sleyman Gzlerini pverdi Onu bir daha k etti. Ve sonunda kzlarn hepsi, Glerek ve oynayarak, akyarak ve sevinerek. Titreyen daa kmaya baladlar! Cennet cennet olur muydu, Eer yiit sava, Gl pehlivan burada olmasa. Selam sana! Sleyman!" Gzeller gzeli air kzn iiri uzun sren kahkahalar ve barlarla kutland. Yiit Sleyman kendisinden gemiti sanki kadehini Fatma'nn erefine kaldryordu devaml. evresini saran kzlardan glkle kurtuldu, kendisini Fatma'nn ayaklarnn dibine att ve ona tm kalbiyle sarld.

"Gzel iirini ok beendim. Onu bana kelimesi kelimesine yazman istiyorum. Nairn ve beyde iirini dinledikleri zaman, azlar aknlktan bir kar ak kalacak." "unu bilmelisin ki cennetten ayrlrken yannda hibir ey gtremezsin" diye ona aklamada bulundu. "O yzden gzel iii-mi ezberlemek zorunda kalacaksn." Az nceki amata Halime'yi uyandrmt. aknlkla etrafna baknd: "Ne oldu?" "Fatma bir iir okudu" dedi ona Sara. "Senin iin de gzel bir drtlk ayrm..." "Gerekten de gzel olmal yleyse" dedi Halime ve tekrar yastklarna gmld. "Benim gibi bir misafiriniz varken nasl olup da uyuya kalrsn!" diye gld Sleyman. Bunun zerine Halime kendisine geldi. Sleyman Halime'yi yavaa sarst, o da kendisini erkein scaklna teslim etti. Delikanlnn lk nefesi, Halime'nin tekrar mutlu bir uykuya dalmasna neden oldu, Sleyman da az sonra yavaa kestirmeye balad. "unlara bakn ne kadar da sevimliler!" 289 "Brakalm uyusunlar." Fatma Zeynep'e yanna oturmasn iaret etti. "Bir teklifim daha var: Bu ifte kumrular iin bir iir yazalm..." neri sevinle kabul edildi. Bu arada kzlar pe pee kendilerini daha da rahatlatan arap kadehlerini deviriyorlard. iir sona erdii zaman Fatma sevgilileri uyandrd. kisi de gzlerini ovuturarak uyandlar ve birbirlerine sevgiyle glmsediler. "Ah! Keke Yusuf beni grebilseydi!" Hi tartmasz mutluluun en st basamanda bulunuyordu. Kzlar bu frsattan istifade ederek deerli iecekten bir kadeh daha doldurdular ona. Sleyman kadehi eliyle iterek testiden imeye balad. "Allah'm!" diye bard. "Hibir sultann benim kadar mutlu olmasna imkn var m?!" Cennet kzlar onu daha da mutlu etmek istiyorlard: "Dinle! Fatma ve Zeynep yeni bir iir yazdlar!" Srtn yastklara rahata dayad, Halime'yi kendine ekti ve kzlar dinlemeye balad. Allah 'in cennetindeki Sevimli kk Halime Yzn burutururdu devaml Tatl ak szlerini dinleyince Ylanlardan ve kertenkelelerden Ne kadar da ok korkuyordu Belli ki birileri Kendisini yutacaklarn sylemiti Gznn ucuyla Bakyordu masum hadmlara Ama onlarn erkek olnadklarn zlerek anlad eninde sonunda 290 Akll yiit Sleyman Farkna vard onun saflnn Ve gzel szcklerle Kalbini geiriverdi ele Gl erkein kollan Sard bakirenin kalalarn Onlar bedeninde hisseden Halime Bembeyaz kesildi birdenbire Sevgilisinin kollarnda Kendisinden gemiti Titriyordu tm bedeni sevin ve zevkten Belki de utanmazca ihtiraslardan! O kadar korkuyordu ki Yanl bir ey yapmaktan Unutuverdi birdenbire 4 Ona retilen her eyi' Ama nihayet tanmt O bir anlk Dayanlmaz zevkle Ne deniyordu adna? ehvet! Bu cesur sanat denemesinin kzlar zerinde yaratt etki Hali-me'nin kpkrmz kesilmesine neden olmutu. Ondan baka hepsi kahkahalarla glyordu. zellikle de Sleyman; o kadar sarhotu ki ayaklarnn zerinde zorlukla durabiliyordu. "Glmeyi hemen kesmezseniz kafanza yastklar frlatacam!" Kz hiddetle onlara yumruunu sallyordu.

Fakat uzaklardan melankolik bir boru sesi duyulmutu bile... Bir defa, iki defa, defa... Kzlar seslerini kestiler. Fatma bembeyaz kesilmiti. Onlardan uzaklaarak uyku ilacn hazrlamaya koyuldu. Sleyman armt: 291 "Bu ses ne anlama geliyor?" Glkle ayaa kalkt. Ayaklarnn zerinde zorlukla durduunu anlaynca biraz temiz hava almak iin dar kmak istedi. Tam o anda Fatma'nn sesini duydu: "Bir kadeh daha Sleyman?" Kz rahatszln gizlemekte zorluk ekiyordu ama arkadalar imdadna yetierek onu tekrar yastklarn zerine ektiler. "Yarn beyde ve Naim'e cennet hakknda neler anlatacaksn?" diye sordular ona phelerini datmak iin. "Nairn ve beyde mi? O iki Trk bana asla inanmazlar! Fakat hele bana yalanc demeye cret etsinler! u grdnz yumruumu burunlarnn dibinde hazr tutacam!" Sert yumruunu havada sallyordu. Fatma hazrlad kadehi ona uzatt. Zaten akl kark olan Sleyman kadehi bir dikite boaltt. Fakat hemen o an zerine garip bir uyuukluk kt; tm gcn toplayarak son anda birka kelime sylemeye muvaffak olabildi: "Bir hatra... bana herhangi bir hatra verin!" "Buradan hibir ey gtremezsin!" Fatma'nn kararndan dnmeyeceini hissediyordu. Uyumu eli yavaa Halime'nin bileini arad; g bela, altn bir bilezii kararak kimseye fark ettirmeden cebine koymay baarabildi. Sonra da derin bir uykuya dald. Halime onu ele vermek istemedi. Zaten nasl yapabilirdi ki? Kalbi ona aitti artk. Kk yeniden elle tutulabilir younlukta bir sknet kaplamt. Tek kelime etmeden siyah rty getirdiler ve zerine rttler. Artk ellerinden beklemekten baka bir ey gelmezdi... "Aslnda, eylerin kendileri, bizi mutlu veya mutsuz klmazlar" diye yksek sesle dnd Hasan "aksine bunu yapan, onlardan edindiimiz izlenimler ve yanl alglamalardr. Cimri ihtiyar hazinesini kimsenin gremeyecei bir yere saklar: Her yerde kendisini fakir olarak tantr ama iten ie zenginliine sevinmektedir. Komulardan biri hazinesini bulur ve onu alar. Peki cimri ihtiyar hazi292 nesinin alndn anlayana kadar, hrsz, onun hazinesi ile mutlu olmasn engeller mi? Ve bana gelen felaketten haberdar olmakszn lmesi durumunda, son nefesinde dnyaya sahip olduunu dnmez mi? Ayn eyi sevgilisinin kendisini aldattn bilmeyen adam iin de syleyebiliriz. Eer aldatldnn farkna varmazsa sevgilisinin kollarnda hayatnn en mesut anlarn yaamaya devam edecektir. Veya diyelim ki adamn sevgilisi sadakatin ta kendisidir fakat yalanc azlar, adam, bunun byle olmad konusunda ikna ederler - bu durumda cehennem azab ekmez mi? Demek ki hakiki eyler veya gerekler, mutluluumuz ile mutsuzluumuz arasndaki izgi olamazlar, sadece, kararsz bilincimizin bir tasavvurudurlar. Bu tasavvurlarn ne kadar yanl ve yanltc olduklar, her geen gn, eitli biimlerde aa kmaktadr. Mutluluumuz salam bir temele oturmamaktadr. ikayetlerimizde ne kadar da haklyz! Bilge insan iin mutluluk veya mutsuzluk arasnda bir fark yoktur, sadece aptallar ve budalalar mutlu olduklar iin sevinirler!" "Felsefen hi de bana gre deil!" diye kzd Ebu Ali. "Haklsn, yaam yolunda ok kez yanlyor ve yanl tasavvurlarn kurban oluyoruz. Fakat btfr mutluluklar yanl tasavvurlara dayanyor diye hayatn tm mutluluklarndan vazgemek zorunda myz gerekten? Sana gre, bilge insan, tm hayatn phe ve gvensizlik iinde mi geirmelidir?" "yleyse fedaleri cennete yolladm zaman, neden bu kadar sinirlendin? Onlarn mutluluu ile yaamn gerek artlarn kabul etmek istemeyenlerin szm ona mutluluklar arasndaki fark nedir? Seni rahatsz eden eyin ne olduunu biliyorum! Seni rahatsz eden, mzn bildii eylerin, onlar tarafndan bilinmemesidir. Fakat durumlar, aslnda kesinlikle kt deil, benimkinden daha iyi en azndan. Bir dnsene, ayet kontrol edemedikleri bu maceraya bilinli olarak ekildiklerinin farkna varsalard, mutluluklar bir anda ne byk bir

acya dnrd - nk ben, u anda yaadklar eyleri, onlardan ok daha nce biliyordum. Ne mutlu onlara ki kendilerinden daha kudretli, daha zeki birinin elinde, iradesi birer oyuncak, birer satran figr olduklarnn farknda deiller! 293 Ya kendi iradeleri dndaki byk bir plann basit birer paras olduklarn fark etselerdi? Benim amdan byle bir phe, byle bir korku hayatm mahveder ve her anm zehirlerdi! Yoksa benim zerimde, beni etkileyen, beni kontrol eden, hakkmda hkm veren, hatta lm gnm bile belirleyen bir g m var! Acaba doal olaylarn srlarn aratranlar, neden daima en zeki insanlardr? Niye en bilge insanlar kendilerini ihtirasla bilime adyorlar? Geri Epikr demiti ki bilge insan, gkyz srlan ve lm bilmecesi tarafndan eziyete uratlmasa, mutlak bir mutluluk yaayacaktr. Fakat bunu bilmek bir ie yaramyor: insan bu korkuyu ve pheyi kendisinden asla uzaklatramaz. Tm yapabilecei, kendisini bilime ve aratrmaya adayarak, onu aklamaya almaktr." "Ne kadar da akll szler!" dedi Ebu Ali. "Eer seni doru an-ladmsa felsefeni u ekilde zetleyebiliriz: Allah olmadn iin ok zgnsn!" Bu parlak fikri Buzruk mid ok komik buldu, hatta Hasan bile glmek zorunda kald. "ok da haksz saylmazsn aslnda" diye kabul etti. Balkon korkuluuna dayanarak, eliyle zerlerindeki gkyzn gsterdi. Binlerce ve binlerce yldz l l parlyordu. "u muazzam gk kubbeye bir bakn! Aristarchos, bu yldzlarn hepsinin birer gne olduunu sylyordu. Hangi insann akl bunu alabilir ki? Ve yine de bu kainattaki her ey bir amaca gre dzenlenmitir ve bir kuvvet tarafndan idare edilmektedir. Bu kuvvet ister Allah olsun isterse doa; ne fark eder ki? Bu muazzam gk kubbe altnda hepimiz ok gln ve sefiliz. lk kez on yandayken, dnya karsndaki kklmn bilincine vardm. O zamandan bu yana ne kadar ok acya katlandm ve ne kadar uzun bir sre geti! Allah'a olan inancm, peygamberine olan gvenim, ilk akn harika byleyicilii, hepsi geldi geti... Yaseminler bile ilk zamanlar beni byledikleri gibi kokmuyorlar artk, laleler bile eskisi kadar renkli deiller! Sadece kainatn bykl karsndaki hayranlm ve gkyz srlarndan duyduum korkum deimedi. Dnyamzn kainatta bir toz zerresi, bizim ise kk izikler olduumuzu bilmek beni hl sonsuz bir kederle dolduruyor..." 294 Ebu Ali arpk bacaklar zerinde dorularak'sanki grnmeyen bir dmandan saknmak istercesine elleriyle yzn kapad. "Beni bu kadar mtevaz yaratarak bu tr sorunlardan esirgeyen Allah'a krler olsun!" diye bard ve bunlar sylerken hi de aka yapmyordu. "Bunlara kafa yormay Batui, Mamun ve Halife Ebu Mahar'a brakmay tercih ederim." "Benim o zamanlar ok fazla seeneim olduunu mu dnyorsun?" dedi Hasan zoraki bir glmsemeyle. "Evet ey Protagoras, insann her eyin ls olduunu sylerken ok haklydn! Bu dnceyi kabul etmekten baka ne gelir ki elimizden? zerinde yaadmz amurdan ve sudan yorulmu bu dnyay kt aklmzla kavramaya almaktan, kinatn bilinmeyen taraflarn ise bizden daha saf ve temiz varlklara brakmaktan baka aremiz yok! Bu kk zavall gezegen, mantmza ve irademize layk olan hareket alanmzdr. 'nsanolu her eyin lsdr!' Bit kadar kk insanolu, bir anda hrmete lyk bir yaratc mertebesine ykseldi!! Tek yapmas gereken ey kanaatkar olmaktr. Geni kinat gr alanndan karp sadece adrlarn kurmu olduu salam zeminle yetinmelidir. Bunu kesin olarak kavradm zaman dostlarm, ite o zurnan tm gcmle kendimi ve evremdeki her eyi dzenlemeye giritim. Kinat gzme devs bo bir kt gibi grnyordu. Ortasnda gri bir leke vard sadece: Gezegenimiz! Bu gri lekenin ortasnda kck bir kara nokta, ben, bilincim: kesin olarak tandm yegane eyler. Bo kdn tmnden feragat ettim -alak gnll olmak lazm!- ve tm dikkatimi bu kk gri leke zerinde younlatrdm. Hazrlklar yapmal, yetenekler deerlendirmeliydim ve sonra... sonra da kendi mantmza, kendi irademize gre yneteceimiz hkmranlklar kurmalydm. Allah'la boy lmeye kalkan bir insan iin altta kalmaktan daha korkun bir ey yoktur!"

"imdi seni anlyorum bni Sabbah" dedi Ebu Ali nkteli bir sesle. "Demek ki gk yznde Allah ne ise sen de yer yznde onu olmak istiyorsun!" "ok kr! Sonunda anlayabildin!" diye tebrik etti Hasan onu. "Zaten vakti de gelmiti. Yoksa hkmranlm kime miras brakacam gerekten bilemeyecektim." 295 Ama" diye dalga geti Ebu Ali. "Sen bu bo kda burnunu sokmusun bile! Yoksa cennetin iin nasl yer bulabilirdin ki?" ite olaylar aka gren bizler ile uursuzca karanlkta yrmeye alan kitleler arasndaki fark bu: Biz kanaatkar olmay baardk, onlar ise kendilerini kontrol edemediler veya etmek istemediler. Bizden kendilerini tannmayan ve tanmlanamayan blgelere hcum ettirmemizi talep etmekteler. nk bu belirsizlie dayanamyorlar. Bizler ise kesin olan hibir hakikatin olmadn bilenler, onlarn avunabilmeleri iin gzel hikayeler uydurmak zorundayz. "Aada yarattn masal iyi bir sonuca ulaacaa benziyor" dedi balkondan aa bakan Buzruk mid. "kinci delikanl da uyand; gzel kzlar etrafnda dans etmeye baladlar bile!" "Gelin bunu seyretmeliyiz" dedi Hasan ve Ebu Ali'ye iaret ederek kendisi ile beraber balkonun kenarna gelmesini istedi. Zieyha delikanlnn vcudunu rten siyah rty yavaa kaldrd esnada kzlarn hepsi nefeslerini tutmulard. Hadmlar az nce kkn tam ortasna brakmlard onu. rtnn dna taan dev gibi ayaklar gren kzlar aknlkla donup kaldlar. Yusufun korkutucu irilikteki gvdesi nihayet nlerinde uzanyordu. "una bakn! Sanki bir dev! Kollar Cada'nn belinden daha iri" diye fsldad Zofana kendisine biraz cesaret kazandrmak iin. "Senin durumun Cada'dan farkl sanki!" diye bard Rukiye. Zieyha delikanlnn yanna diz kerek bylenmiesine onu seyretmeye balad. "Uyand zaman ne yapacak dersiniz?" dedi kk Fatma. Son derece utanga bir kzd. "Seni bir lokmada yiyecek!" Habibe onunla elenmek iin hibir frsat karmyordu. "Onu korkutmay brakn. Ne durumda olduunu grmyor musunuz?" Rukiye gld. Yusuf hl uyuyordu. Bu zamana dek sadece bir kez kmldamt. Gzlerine den n kendisini rahatsz etmemesi iin olduu yerde yavaa dnmt. 296 Zieyha ayaa kalkarak arkadalarna dant: "Msr ml uyur Biran iin baygn olduunu bile dndm. Ne kadar muhte-sem bir delikanl! Uyand zaman kk bir konserle, kk bir dans gsterisini hak etti bence yle deil mi?" Hepsi alglarna uzanarak gayet yava ve yumuak bir para almaya baladlar. Zieyha ve Rukiye tamburlarn sallayarak birka dans figr yaptlar. Cada ve Fatma gereinden fazla korkak olduklar iin onlar seyretmekle yetiniyorlard sadece. "Hi olmazsa ark syleyin!" diye bard Zieyha onlara fkelenerek. "Sadece aznz ap kapayarak beni aldatmaya almayn. Ben kl yutmam!" Esma kzlarn kk kavgalarndan yararlanarak, delikanlya olan hayranln belli etti: "Yiit Rstem'in olu. Suhrab bile bu kadar yakkl deildi muhakkak!" "Kendini gzel Gurdaferi mi sanyorsun yoksa?" Zieyha glmekten kendini alamaynca Esma ona diklendi: "Kk hanm! Glmeye cesaret ettiinize gre kendinizi ulalmaz sanyorsunuz herhalde!" Zleyha'nn en byk silah danst. Bu nedenle ona cevap vermek yerine, kalalarn, ekiciliklerini ortaya koyan harika bir ekilde kvrmaya balad. "Kk hanm ekici kadn rol oynuyor" diye gld Esma "oysa kahraman horul horul uyuyor!" "... ayn Ktfir'in kars Zieyha karsnda kaytsz kalan Msr'l Yusuf gibi!" diye glmeye balad Rukiye. Bu arada mzik almaktan da vazgemilerdi. alglarn bir kenara koyarak doalama yapmaya baladlar. Fakat ksa bir sre sonra kavga etmeye

baladklar iin Yusuf uykusundan uyand. Dirseklerinin zerinde dorularak aknlkla etrafna baknd, sonra da kzlar dehete dren kahkahalarla glmeye balad. "Bamza gelenler! Kim olduumuzu anlad! Her eyi duydu!" Zieyha ban ellerinin arasna almt; arkadalarna ne yapalm diye soran gzlerle bakyordu. Vusuf ise gzlerini zorlukla ak tutabiliyordu. Kzlarn ona sunduu manzara karsnda aknla ve hayranla dmt. 297 "Allah-u Ekber! Bu bir rya deil!" Zleyha onun dediklerini iitince kendisini toplad. Kalalarn harika bir ekilde sallayarak Yusufun yanna gitti ve yerdeki yastklara oturdu. "Gerekten de Yusuf rya grmyorsun! Cennettesin artk, biz huriler senin emrine amadeyiz." Yusuf dikkatlice kprdand. Ayaa kalkarak havuzun etrafnda doland merakla kendisini izleyen kzlara ekinerek bir gz att Sonra tekrar Zleyha'ya dnd. "Tm ehitler adna!" diye bard. "Seyduna gerei sylemi ve ben aptal ona inanmadm." Kendisini yastklarn zerine brakt. ok yorgundu ve aznda ac bir tat vard. "Sleyman ve bni Tahir neredeler acaba?" "Cennette, ayn senin gibi." "Susadm." "Ona st getirin" diye emretti Zleyha. Byk bir tas stn hepsini iti. "Kendini daha iyi hissediyor musun yiidim?" "Kendimi daha iyi hissediyorum." "Uyandn zaman neden gldn sorabilir miyim?" Yusuf hatrlamaya alt ve birden tekrar glme krizine tutuldu. "nemli bir ey deildi" dedi bir sre sonra. "Sadece anlamsz ryalar." "Bize anlatmak ister misin?" "Bana gleceksiniz... Pekl. Seyduna bana bir cins hap iirdi ve o anda umaya baladm sandm. Yanl hatrlamyorsam o an yataa benzer bir eyin zerinde yatyordum. Yedi peygamber adna! Buraya nasl geldim? Yoksa gerekten utum mu?" "Elbette ki utun sevgili Yusuf. Hepimiz bize doru szlrken seyrettik seni." "Merhametli Allah! Gerek mi bu? Sonra grdm ryay da -eer bir ryaysa tabii- dinleyin! Byk bir lkenin ve byk bir ln zerinde uuyordum. Aniden altndaki kumlarn zerinde benimle ayn yne doru uan bir akbabann glgesini fark ettim298 Yrtc kuun beni takip ettiini dndm nce. Yukar, aa, saga ve sola baktm. Kutan hi iz yoktu. nce sol elimi, sonra da sag elimi salladm. Glgenin kanatlar da yaptm hareketlerin aynlarn yaptlar. (Bu arada kk bir ocukken babamn srlarn gttm de belirtmeliyim. O zamanlar bu kularn glgelerini ok sk grrdm. Hayvanlar onlardan korkar ve kaarlard. yi tanrm onlar...) Acaba bir kartala m dntm? diye dnyordum. Aniden byk bir ehrin stnde utuumu fark ettim. ylesini daha nce hi grmemitim. Dalara benzeyen saraylar, bir ordunun mzraklarna benzeyen kuleler ve minareler. 'Acaba Badat veya Kahire zerinde mi uuyorsun Yusuf?' diye sordum kendi kendime. Sonra da uarak sonu gelmez bir arnn zerinden getim. Aadan barlar ve haykrlar ykseliyordu. Nihayet inanlmaz derecede yksek bir minareye ulatm. En ucu bak srt gibiydi. Minarenin en st erefesinde bir adam durmaktayd. Onun halife olduunu hemen anlamtm. Deliler gibi bararak elini kolunu lgn gibi sallyordu. Sanki bir selama karlk veriyormu gibi geldi bana: nk adam saygyla eiliyordu; o eilirken minare de eilmekteydi. Kimin selamn aldn anlamak iin etrafma bakndm. Fakat kimseyi gremedim. Yusuf dedim kendime 'halife ve minare nnde eildiine gre, olduka yukarlara km olmalsn!' Aniden halifenin Seyduna'ya ok benzediini fark ettim! rperdim. Bir ka yolu bulmak iin etrafma bakndm. O anda Seyduna ayn bir maymun gibi minareden aaya atlad ve tek bacann

zerinde ok komik bir dansa balad. Hindistan'dan gelen ylan oynatclar onun etrafna toplandlar ve fltlerinden kan nameler eliinde, Seyduna, olduu yerde lgnca dnmeye balad. Yapacak bir eyim yoktu. Yksek sesle glmek zorunda kaldm. O anda da sizleri fark ettim. Bir mucize bu! Gerek ryalara baskn kt!" Kzlar glmeye baladlar. "Bu gerekten de garip bir rya!" dedi Zleyha. "Yoksa bu rya m grnmez kanatlarnn zerinde seni buraya getirdi?" Yusuf her ne kadar ryalara dalm olsa bile odann iindeki masann stndeki leziz yiyecekleri fark etmekte ge kalmad. Bir 299 aslan kadar ackmt. Burnuna gelen gzel kokular itahn kabartmt ve gzleri yeniden parlamaya balad. "Sofraya oturmak istediinin farkndaym" diye takld Zleyha. "Fakat kurallara gre nce banyo yapman gerekiyor. Piman olmayacaksn, su bir harika!" nnde diz kerek sandallarnn backlarn zmeye balad. Bir bakas da arkasna geerek cppesini karmak istedi. Fakat Yusuf buna izin vermedi. "Brak da giysilerini karalm Yusuf!" dedi Zleyha yavaa. "Buras cennet. Her eyi yapabilirisin; hibir ey seni utandrma-mal." Sonra da elini tutarak havuzun kenarna gtrd onu. Yusuf belindeki petamal zerek suya dald. Kzlar da zerlerindeki ipek kumalar kartarak peinden havuza girdiler. Yusuf bandaki sar karmad iin glmeye baladlar, ok komik gelmiti bu onlara. Bin bir ive ve cilveyle ykanmaya baladlar; oyunlar oynuyor, akalayor ve birbirlerine su sratyorlard. Yusuf havuzdan kp kurulanr kurulanmaz nne tepsiler iinde leziz yiyecekler koydular. Delikanl yemeklere saldrd, hepsinin tadna bakmak istiyordu. "Allah-u Ekber! Artk cennette olduuma eminim." Ona arap verdiler. "Peygamber bunu yasaklamam myd?" "Allah'n cennet sakinlerinin arap imesine izin verdiini unuttun mu? Yoksa Kuran' m bilmiyorsun? Korkma! Seni ok sarho etmeyecek!" Zleyha ona ok srar ettii ve ok da susam olduu iin ilk testiyi neredeyse bir solukta bitirdi. Tekrar yastklara uzand, kendini garip bir ekilde huzurlu ve neeli hissediyordu. Zleyha ona sokuluverdi ve kollarn boynuna dolad. "Ah! Keke Sleyman ve bni Tahir beni byle grebilselerdi!" Kendini bir tanr gibi hissediyordu. Trklere kar yapt son kahramanlklar mutlaka anlatmalyd onlara! Rukiye bir yandan onu dinliyor bir yandan da sofrada hibir eyin eksik olmamasna gayret ediyordu. Sohbet bittii zaman gen kzlar alglarn alarak M) bir yandan mzik yapmaya, bir yandan da zel olarak Yusuf iin besteledikleri arky sylemeye baladlar. Yusuf hayretle ve duygulanarak dinliyordu onlar... Zleyha 'nn vcudu Bir yay gibi gerildi nk yakkl avc Kalbinin tam ortasna nian almt Sen Trkleri yenen kahraman Uzun sre aradn arzuladn kz Ve yceler ycesi Allah Onu sana verdi sonunda Yusuf! O sana ait Fakat souk ve kat olma ona kar O Msrl gibi Akn gizlemeye alma sakn Bak senden hi ekinmiyor Sana akn hediye ediyor Cze! siyah gzlerini Ve slak dudaklarn Zleyha tekrar delikanlnn koynuna sokuldu ve ban gsne yaslad. Bu arada, elleri ile binlerce ak oyunu yapmay ihmal etmiyordu. Yusuf tam kendisinden gemeye balamt ki kz birden ayaa frlad. Arkadalarna bir iaret yapmas zerine hepsi alglarn alarak almaya baladlar.

Sonra da son derece ilgin bir dansa balad. Kollarn yukar kaldrm gslerini gururla ileri karmt. Kalalarn nce gayet yava, sonra da giderek daha hzl bir ekilde evirmeye balad. Yusuf onu alev alev yanan gzlerle seyrediyordu. Gen kzn kvrak hareketleri en az arap kadar tesirliydi. "Allah-u Ekber!" dedi bylenmi gibi. Zleyha kendisinden gemiti. Tm vcudu rperti elaleleri 301 altnda titriyor gibiydi. Vcudunun her taraf ayr ayr oynuyor ve titriyordu,sanki artk kendi paras deillerdi. Sonra da lgn gibi kendi etrafnda dnmeye balad, on kez, yirmi kez... ve bir topa gibi Yusufun kollarnn arasna utu. Bu defa Yusuf onu pcklere bomaya balamt. Kz kendisine yle bir kuvvetle ekiyordu ki sanki kemiklerini kracakt. Etrafnda olup bitenlerin farknda deildi artk hatta Rukiye'nin parmak ularnda birbirine sarlm vcutlarna yaklaarak bir rtyle rttn bile fark etmedi... Hayatnn en mutlu anlarn yaayan delikanl tatl sarholuundan syrlr syrlmaz, merakla etrafna baknmaya balad. Zevk dakikalarn izleyen yar uyku halinde, tm bunlarn bir rya olmasndan ve az sonra Alamut kalesinde uyanacandan korkuyordu. Fakat gzleri onu aldatmyordu. Cilveli Zleyha ve yedi arkada gerektiler; etrafndaki cennet de pheye yer brakmayacak kadar gerekti; o halde neden korkuyordu ki? Zaten hurilerle de artk samimi olmam myd? Kendisini onlarn alakalarna terk etmek, dnyann en normal, en tabii eyi deil miydi? Aslnda vcutlarn rtmesi gereken ince giysiler, onlarn harika tenlerinin daha da parlak ve ltl gzkmelerini salamaktan baka bir ie yaramyordu. Zleyha'nn gururla uzatt gslerine bakmak iin her ban evirdiinde iinde yeni bir ihtiras yanarda patlyordu... Fakat zihninin derinliklerinde ona hl eziyet eden bir dnce vard: Burada yaadm eyleri tekrar kalenin duvarlar arasna dndm zaman anlattmda bana kim inanr ki? Kendisi bu dncelere dalmken etrafndaki kzlarn kendi aralarnda fsldatklarnn farkna bile varmad. "Brak da onunla biz de elenelim biraz" diye fsldad Rukiye mutluluktan uan Zleyha'ya. "ime ne hakla karyorsun?" diye sinirlendi Zleyha. "Burada emirleri veren benim, size ihtiyacm olduu zaman da haber veririm." "una bak! Kendini ne sanyorsun sen? Seyduna bizi buraya ss bebei olarak m yollad?" Rukiye'nin surat fkeden kararmt. 302 "Brak da Zleyha istediini yapsn" dedi Cacla tm iyi niyetiyle. "Kes sesini kk crcrbcei. Onu sadece kendisine saklamak -stiyor hepsi bu..." yi ama Yusufun da onu beendiini grmyor musun?" "Bakalarna bakmasna frsat vermiyor ki." Bu defa Zleyha lafa kart: "ok kr ki seni grmedi. Yoksa cennette olduundan kesinlikle phelenildi!" Rukiye bir fke krizine yakalanmak zereydi. Fakat Yusuf tamamen uyanmt ve onlara bakyordu. Zleyha Rukiye'ye korkun bir bak frlatt; o ve dier kzlar tek kelime etmeden masann stndeki yemekler ve testilerle ilgilenmeye baladlar. Zleyha da bu frsat deerlendirip, en tatl glmsemesiyle delikanlnn yanna sokuldu: "Sevgilimiz gzelce dinlendi mi?" Cevap vermek yerine kuvvetli kolunu kzn beline dolad ve onu kendisine ekti. Bu esnada baklar kzn omuzlarnn stnden grd Cada ve kk Fatma'ya takld. ki gvercin duvarn dibindeki yastklarn zerine edeple tnemilerdi. Merak ederek ve ekinerek onlar seyrediyorlard. Fakat Zleyha tetikteydi: "Nereye bakyorsun yle sevgili Yusuf?" "... Dardaki gzel klara bakyordum" diye kekeledi zavall. "Bu cennette biraz dolaalm m?" "Nasl istersen. Gel seni gezdireyim..." "u kkler de gelsinler..." Ve bayla Cada ve kk Fatma'y iaret etti.

"Eer seninle gelmelerinden daha ok holanacaksan onlarla gidebilirsin. Ben burada bekleyebilirim." Bu szlerde gizli olan ithamn sertlii Yusuf u artmt. "Kt bir ey sylemek istemedim" dedi. "Sadece kenarda oturmak zorunda kaldklar iin onlara acdm hepsi bu." "Sus. Kendini ele verdin. Benden bktn biliyorum." "Tm peygamberler ve ehitler adna! Bu yalan!" "Ne! Cennette kfr m ediyorsun?" "Beni dinlemek istemezsen bunu deitiremem Zleyha." Sylemek istediklerini ifade etmekte glk ekiyordu. "Fakat senin iin o kadar nemliyse ikimiz gidebiliriz. Onlar da canlarnn dediklerini yapabilirler." 303 Kskan kzn yanaklarnda parlayan gzyalarnn altnda zafer dolu bir glmseme belirdi. Ban evirerek hor grd iki kza seslendi: "'Siz de bizi takip edebilirsiniz. Eer bir eye ihtiyacmz olursa size sesleniriz." Dar ktklar zaman Yusuf baheyi aydnlatan gizemli klan inceledi. "Alamut'a geri dndm zaman kendi gzmle grdm eylere hi kimse inanmayacak" dedi ban sallayarak. "Sana o kadar m az gveniyorlar sevgili Yusuf?" "Yok canm, o kadar da deil. Szlerime inanmayan yumruumu kafasna yer!" Birbirlerine akla sarlarak olaanst iek kokulan ile kapl bahenin yollarnda gezmeye baladlar. Dier kzlar da uygun bir mesafeden onlar izliyorlard. zlem ve arzu doluydular. "Ne kadar byleyici bir gece!" diye i ekti Cada. "Gerekten de cennette miyiz acaba?" "Bir de YusuFun hissettiklerini dnsene!" dedi Rukiye. "Ne de olsa gerekten cennette olduunu sanyor." "YusuFun yerinde olsan sen neler dnrdn?" diye bilmek istedi Esma. "Sen de ayn eyleri hisseder miydin?" "Bilmiyorum... Dnyay tanmasaydm henz, belki..." "Efendimiz gerekten de ok garip bir kudretin sahibi. Gerekten de bu baheleri yapmas iin Allah'n ona yardm ettiine inanyor musun?" "Senin yerinde olsam bu kadar ok soru sormazdm kk Esma! Efendimizin gerekten de ok kudretli biri olduunu unutma. Belki de byk bir bycdr ve u anda konutuklarmz dinlemektedir." "Beni korkutma Rukiye!" dedi zavall kk kz. Arkadann koluna kenetlenmiti sanki. Birka adm tede Yusuf Zleyha'ya kendisine eziyet eden korkuyu anlatyordu: "Seyduna bu cenneti bana bir gece iin amay ltfetti. Acaba beni buraya bir kez daha gnderir mi?" Zleyha titredi. Ne cevap verebilirdi ki? "Bunu bilemem! Bildiim kesin bir ey varsa o da senin bizim 304 efendimiz olduundur. br dnyay ebediyen terk ettiin zaman sana burada hizmet edeceiz yine." Bu szler onun korkularn yattrmaktan ok uzakt. Sert bir hareketle kz kendisine ekerek gsne bastrd. "Bizden ayrlacan iin ok mu zgnsn?" "Hem de nasl!" "Beni hatrlayacak msn?" "Seni asla unutmayacam." Uzun uzun ptler. Sonra da gecenin serinlii onlar rpert-meye balad ve tekrar ieri girmeye karar verdiler. Souk hava Yusuf'u ayitmt. Tekrar imeye balad. Ka kadeh itiini saymyordu, nk arabn kendisine cesaret verdiini hissediyordu. Zleyha kadehine algam suyu doldurmakla megulken Yusuf bu frsat karmayarak Cada'yi kendisine ekti ve pmeye balad. "br dnyadan ebediyen ayrlacam zaman sen de bana hizmet edenlerden olacak msn?" diye sordu kza. Kk kz cevap vermek yerine kollarn onun boynuna dolad. arap ona da cesaret kazandrmt. Fakat Zleyha geri dnmt bile ve gzlerinde fkeli alfvler parlyordu. Cada hemen ona yer at ve Yusuf sklarak glmsedi. "Sadece kk bir akayd!" diye kendisini savunmaya alt. "Yalan sylemene gerek yok! Ne yaptn gayet iyi grdm." Yusuf onu kucaklamak istedi. "Brak

beni ve cann kime isterse ona git. Kaba bir hareketle srtn dnd ona... ve ayn anda camdan kendisine bakan Apama'nn fkeli suratn grd. Camdaki surat hemen gzden kayboldu ama Zleyha'y kendine getirmeye yetmiti bile. Hemen arkasna dnd ve kendisini tekrar sevgilisinin kollarnn arasna att. "Yusuf! Yusuf... Biliyorsun ki sen bizim efendimizsin... hepimizin efendisi! Seni sadece biraz kzdrmak istemitim." Onu elinden tutarak yavaa arkadalarnn yanna gtrd: "Sen efendimizsin aramzdan istediini seebilirsin." Kzlarn hepsi Yusuf a sokularak onu arap ve ak ile sarho etmeye baladlar. Delikanlnn kalbi duyduu haz ve gurur ile do30.5 lup dolup tayordu. Evet kendisi bu sekiz gzelin efendisiydi ruhlar ve bedenleri ile kendisine aittiler. Ayn ekilde, bu inanlmaz gzellikteki baheler ve sra kkler de. Bazen zamann su gibi akp gitmesi karsnda korkuya kaplyordu ama hemen bir testi arab kafasna dikerek kendine geliyordu. Sonunda zaman bildiren boru sesi duyuldu ve Zleyha aceleyle uyku iksirini hazrlamaya gitti. Hap kadehe atarken elleri titriyordu. Ne yaptn gren Cada kk bir lk att, kk Fatma da elleriyle yzn kapad. Yusuf bu kadehi de aynen dierleri gibi aklna herhangi bir ey gelmeden bir dikite boalt. ksir etkisini annda gsterdi ve delikanl bir aa kt gibi olduu yere devrildi. Kzlar titreyerek zerini rttler. Birdenbire her ey donuklamt byl klar bile eskisi kadar parlak grnmyordu gzlerine. Kulenin tepesindeki Ebu Ali hl kararsz grnyordu: "Bu hahaileri yaratmak ile" dedi sonunda Seyduna'ya "tam olarak neler yapmak istediini hl anlam deilim. Umalm ki deneyin baarya ulasn. Gerekten de tarikatn kudretini onlarn zerinde ykseltebileceini dnyor musun?" "phesiz. Tarihin bize rneklerini sunduu politik idare biimlerinin hepsini inceledim. yi ve kt yanlarn karlatrdm. Hibir hkmdar, gerekten asla tam bamsz olmad. Bir devletin ykselmesini engelleyen en nemli etkiler zaman ve mekndr. Makedonyal skender ordusuyla beraber dnyann yarsn fethetti. Fakat imparatorluunu doruk noktasna karamad nk lm onu engellemiti. Roma imparatorlar kuaklar boyunca hkmranlk alanlarn geniletmeye altlar. Her kar topra kl zoruyla fethetmeye alyorlard. Mekn onlar engellemese bile lm onlar sonunda gelip yakalyordu. Muhammed ve halifeleri daha iyi bir yntem buldular. Dman zerine misyonerlerini gndererek, nce ruhlarn zapt etmeye altlar. Bylece dmann direni ruhunu krdlar ve lkeler olgun armutlar gibi ellerine dt. Fakat ruhun gl olduu yerlerde, mesela Hristiyanlarda, bu plan sekteye urad. nk Roma kilisesi ok salam bir yntem takip etmektedir. Onlarda iktidar, maalesef Mslmanlarda oldu306 gu gibi kan bana gre deil, sadece ve sadece ona talip olanlarn ruhi glerine dayanmaktadr. Sadece en cesur ruhlar zirveye ulaabilmektedirler. Haa inananlar bu kadar kudretli bir ktle halinde bir arada tutan en nemli etken de ruhun deerine olan inanlardr. Grne gre kilise, kendisini zamann kleliinden kurtarabilmitir. Fakat hl mekana bal kalmaktadr. Bizzat bulunmad yerlerde hibir gc yoktur. Bu da onu dikkatli olmaya, dmanlaryla uzlamaya, kendisine gl mttefikler aramaya yneltmitir. Ben ise hibir mttefike ihtiya duymayan bir yap ina etmek istiyorum. Bu zamana kadar hkmdarlar ordular vastasyla birbirleriyle savatlar. Yine ordular vastasyla lkeleri zapt ettiler ve kudretli rakipleri bertaraf ettiler. Bir J<ar toprak iin bazen binlerce asker gzn krpmadan ldkleri iin, hkmdarlarn kendi kafalar iin endielenmelerine hi gerek kalmyordu. Biz ise darbelerimizi artk onlara ynelteceiz! Baa indirilen darbe tm vcudu sarsar. Kendi bann tehlikeye dtn hisseden her hkmdar geri adm atmaya hazrdr. Fakat bu korkunun etkili olabilmesi iin en arpc yntemlerin uygulanmas gerekir. Hkmdarlar iyi korunurlar x|e gzetilirler. Sadece lmden korkmayan, hatta lm arayan birisi onlar tehdit edebilir, ite bugnk deneyimiz ile byle insanlar yaratmaya alyoruz. Onlar yaayan hanerler yapacaz; bunun neticesinde zaman ve mekn bir anda bize tabi olacak. Her

tarafa korku ve dehet salacaklar. Kitleler arasnda deil ama sadece meshedilmi ve talandrlm balar arasnda. Bize kar koymaya cret edebilecek hkmdarlar kendi hayatlar iin titreyecekler..." Bu szleri uzun bir sessizlik izledi. Byk Da'ler ne birbirlerine, ne de Hasan'a bakmaya cesaret edebiliyorlard. Nihayet Buzruk Umid konumaya cesaret edebildi. "Bu ana kadar bize anlattn her ey son derece ak ve basit bni Sabbah. Fakat ayn zamanda, o kadar cretkr ve o kadar korkutucu ki sanki onlarn bir insan beyninin rn olmadklarn dnmek zorunda kalyorum. Sanki bunlar gerekle hayali deitirmeye alan kt niyetli bir hayalcinin dnceleri." Hasan glmsedi: "Sanrm sen de Ebu Fazl gibi benim deli ol-07 duumu dnmeye baladn. nk bugne dek allagelmi izginin dna kmaya asla cesaret edemedin. Oysa ki her zamankinden farkl yntemler izleyerek bunlar gerekletiren kiiler yazmlardr tarihimizi. rnein Muhammed balangta evresindeki herkesin alay konusuydu. Planlarn etrafndakilere anlatt zaman, ona yar deli bir hayalci gzyle bakyorlard. Fakat yaptklarnn baars, bize, sadece ve sadece onun hesaplarnn doru olduunu kantlyor, ona kar kan kukucularn deil. Ben de planlarm gereklerle lmeye kesin kararlym." "Gerekten de fedalerinin istediin tipte insanlar olacaklarndan emin olsaydk, o zaman sylediklerine gerekten de kar kamazdk" dedi Eb Ali. "Fakat yaayan bir insann lm zleyeceine nasl inanabilirsin ki? br dnyadaki cennete kesinlikle inansa bile!" "Benim inancm, sadece insan ruhu zerine bildiklerime deil, insann i organlarnn alma ekilleri zerine yaplan aratrmalardan elde edilen sonulara da dayanyor. Deve, katr ve at srtnda dnyann neredeyse yarsn dolatm, uzun mesafeler yrdm ve denizleri atm; saysz insanla tantm, onlarn gelenek ve greneklerini inceledim. Rahatlkla syleyebilirim ki bugne kadar insani denilebilecek tm eylemleri bizzat denedim. Hatta insan mekanizmasnn; yani ruh ve bedenin, nmde ak bir kitap gibi durduunu syleyebilirim. Fedaler Alamut'ta uyandklar zaman, cennette olmamaktan byk znt duyacaklar. Grdklerini arkadalarna da anlatarak zntlerini dierlerine de aktaracaklar. Bu arada hahan zehri vcutlarna etki ederek ondan bir kez daha almak iin dayanlmaz bir arzu uyandracak. Bu arzunun nedenini, cennetimde yaadklar eylere balayacaklar ve zihinlerine bir daha silinmemek zere yerleecek. Ak iksiri damarlarnda dolamaya balayarak onlar lgnln eiine getirecek olan bir ihtirasa tutsak olacaklar. Bu durum onlara giderek daha da dayanlmaz gelecek. Anlattklar ve ruh halleri tm etrafndakileri zehirleyecek. Kanlarndaki isyan atei zihinlerini bulandracak. Artk dnemeyecek ve ayrt edemeyecekler. Vakti geldii zaman onlar biz teselli edeceiz. Onlara bir grev vereceiz ve verdiimiz g308 revi yerine getirdikten sonra ldkleri takdirde, cennetin kaplarnn onlara o anda alacam syleyeceiz. Bylece glerek lmn kollarna atlacaklar. Tam bu anda balkondaki had.m odaya girdi: "Seyduna! Apama vakit kaybetmeden baheye gelmeni istiyor." "Tamam." Hasan ksa bir sre iin onlardan ayrld. Geri dnd zaman biraz endieliydi: "lbni Tahir'de yolunda gitmeyen bir eyler var Beni burada bekleyin..." Pelerinini kuand ve gizli geitten kulenin dibine indi. 309 4> ir! H ilbni Tahir'in vcudunu baheye tayan hadmlar bir lm sessizlii tarafndan karlanmlard. Tek kelime etmeden onu yere braktlar ve geldikleri ciddiyetle geri dndler. Baka bir dnyadan gelen uursuz hayaletlere benziyorlardi; giderken sedyeyi de beraberlerinde gtrdler. Safiye korkuyla Hatice'ye sokuldu. Siyah rtnn altndan belli olan vcudun hatlarndan rkmt. Dier kzlar da talam gibi havuzun etrafnda oturuyorlard. Meryem bir arpn bana diz kerek dalgn dalgn nne bakmaya

balad. Acs tekrar canlanmaya balamt. Hasan kendisine bir sevgili gnderdiine gre sandndan ok daha az seviyordu onu. Ya da hi. Kendisini tanyordu: ayet Hasan' ona fark ettirmeden aldatsayd, onu daha da fazla severdi. Fakat artk ondan nefret ediyordu, ondan nefret etmek zorundayd. Ve ayn zamanda nnde yatan saf ve masum delikanldan da nefret ediyordu. Demek ki gzelliini ve ekiciliini kullanarak onu cennette olduuna inandracakt! Ne kadar aalk bir ey! rtnn altndaki vcut kmldamaya balad. Kzlar soluklarn tuttular. "Reyhane rty kaldr!" Meryem'in sesi rahatszlk verecek derecede sert kyordu. Reyhane itaat etti fakat eleri titriyordu. bni Tahir'in ehresini grd an aknlktan donakald. zerinde tek tk kllar bulunan pembe yanaklar onu bir ocuk gibi gsteriyordu. Beyaz sar kafasndan kaymt ve ksa kesilmi sk salar meydana kmt. Gzkapaklarn uzun kirpikler evrelemiti ve ince dudaklarnda biraz kat bir ifade vard. 310 "Demek air ibni Tahir bu!" diye mrldand Hatice. "Ve Trklerin bayran zapt eden!" diye ekledi Sit. "Ne kadar yakkl!" dedi Safiye. Meryem de uyuyan delikanly grmek iin ayaa kalkmt. Yznde bir glmseme belirdi. Kurbann byle dnmemiti hi. Demek ki air yiit buydu! Elenerek dnd: 'Gerekten de bir ocuk daha.' Yine de kendisini ok rahatlam hissetmiyordu. Onu, cennette olduuna ikna etmeyi gerekten de baarabilecek miydi? Bu dnce kalbinin kt kt atmasna neden oluyordu. Doruyu sylemek gerekirse Hasan'n verdii grev onu bir an bile rahat brakmyordu. Efendisi srarla kendisini olduu gibi gstermekten kanyordu. phesiz onda bycye benzeyen yanlar pek fazlayd! Dnceleri ya lgncayd ya da* karanlk ve buuluydu. Nihayet mekanizmay altrmt. Kendisi de bu mekanizmann kk bir arkyd. Bu bir gven iareti deil miydi? Acaba bu emsalsiz adamn gr asn paylamaktan kendisini alkoyan kendi gururu muydu? Bu byk oyunu her zaman arzulamam myd? Belki de Hasan ona yeniden hayatla barma frsat vermiti! Belki de bu oyun glncbir maceradan ok daha fazla bir eydi! Arkadalar da sanki ruhlarndaki byk bir ykten kurtulmulard. Hatta ekingen Fatma bile yle barmt: "Buna Allah'n bahelerinde olduuna inandrmak hi de zor olmayacak!" Meryem arp almaya halad. "Gelin! imdi ark syleme ve dans etme zaman! Ksa sre sonra ortam gevemiti. Fltler ve tamburinler inlemeye balamlar, gen vcutlar zerlerindeki saydam kumalar syrarak alml uzuvlarn gzler nne seriyorlard. Onlar byle seyredince ne kadar da gzel grnyorlar diye dnd Meryem. Ve kzlarn sanki misafirleri uyanm da onlar seyrediyormu gibi, binlerce ive ve cilve ile dans etmeleri onu gldrmeyi baard. "Kolay kolay uyanacaa benzemiyor" dedi gzel Sit ve tambu-risiyle zilini kenara koydu. "Onu slatalm m?" diye sordu Reyhane. 311 "Delirdin mi?" diye kzd Hatice. "Cennette byle karlama olur mu hi?" "Siz en iyisi, almaya ve oynamaya devam edin" dedi Meryem. "Ona uyanmasnda biraz yardmc olmaya alacam." Yanna diz kerek evresini szmeye balad. Yz hatlar temiz ve asildi. Eliyle omzunu okad ve delikanlnn titrediini fark etti. Anlalamayan birka kelime mrldand. Ruhunda korku ve merak duygular arpyordu. Bu bilinmeyen yerde uyand zaman ne diyecek acaba? Ne yapacak? Ona ismiyle seslendi yavaa. bni Tahir bir anda doruldu, yastklarn zerine oturarak gzlerini ovuturmaya balad. aknlkla etrafna baknd. "Btn bunlarn anlam nedir?" Sesinde korku belirtileri vard. Kzlar arklarna ve danslarna ara verdiler; suratlarnda derin bir aknlk vard. Meryem hemen konumaya balad: "Cennettesin bni Tahir." bni Tahir gzlerini iri iri at sonra ba tekrar yastklarn zerine dt. "Rya grm olmalym" diye mrldand.

"Duydunuz mu?" diye mrldand Hatice korkuyla. "Cennette olduuna inanmak istemiyor..." Meryem ise bu balangtan cesaret kazanmt. Tekrar bni Ta- aa hir'in omuzlarn okad. Kulana ismini fsldyordu. ; | Delikanlnn baklar Meryem'in yzne taklmt. Dudaklar ; | titriyor, gzlerinden korku okunuyordu. bni Tahir vcudunu kont- . | rol etmeye balad, uzuvlarn tek tek yoklad ve iinde bulunduu \ | mekn inceledi. Sonra aniden elleriyle gzlerini kapad. Surat ' 1 balmumu gibi sararmt. "'' "Fakat bu doru olamaz" diye kekeledi. "Bu lgnlk... veya bir sahtekrlk!" "mansz bni Tahir! Seyduna'nn gvenine byle mi karlk veriyorsun?" Meryem sitem edercesine glmsyordu. aknlkla ayaa kalkt ve etrafndaki eyleri incelemeye balad. Duvarn yanna giderek ona dokundu, havuza giderek elini suya daldrd. Sonra kzlara rkek bir bak frlatarak tekrar Meryem'e dnd. "Anlamyorum" dedi titreyen bir sesle. "Akam Seyduna nce bizi artt, sonra da yar tatl, yar ac garip bir hap yutmamz emretti. Uykuya daldm ve binlerce garip rya grdm. Ve imdi de bu yerde uyandm... Darda ne var?" "Baheler: Kuran' okudunsa bilirsin nasl olduklarn..." "Onlar grmek isterdim..." "Seni gezdireceim. Ama nce ykanmak ve bir eyler yemek istemez misin?" "Sonra. nce nerede olduumu anlamak istiyorum." Kapya giderek perdeyi yana ekti. Meryem bni Tahir'in elini tutarak onunla beraber yrmeye balad. Terasa kan merdivene geldikleri zaman bni Tahir hayretle bahelere bakmaktan kendisini alamad: "Ne kadar harika bir sahne! Gerekten de Alamut'tan ok uzaktayz! Beni bu kadar uzaa gtrebildiklerine gre ok uzun sre uyumu olmalym." "Gnah ilemekte ocuunun farknda deil misin bni Tahir? Hl cennette olduuna inanmak istemiyor musun? Yz bin para-seng seni dnyandan ayryor. Buna ramen tekrar Alamut'ta uyandn zaman sadece bir tek gece gemi olacak." Dik dik Meryem'e bakt. Tekrar tepeden trnaa tm vcudunu kontrol etti. "O halde rya gryorum! Zaten ryamda buna benzer sanrlar daha nce de grmtm. Bir gece, henz babamn evinde otururken, altn dolu bir kp atm grdm ryamda. O zaman neler dndm hl ok iyi hatrlyorum: imdiye kadar bir hazine bulduumu ok grdm ryamda ama bu defa phesiz ki bir rya deil gerein ta kendisi bu! Kp ters evirerek il il altnlarn dklmelerini seyrettim. Bir yandan altnlar sayarken bir yandan da iin iin glyordum. 'Allah adna! Bu bir rya deil!' diye bardm. Ve tam o anda uyandm. Yaadm macera bir ryadan baka bir ey deildi... Uradm hayal krkln tahmin edebilirsin. Bu yzden kendimi ok fazla kuruntuya kaptrma313 sam iyi olur. Bu harika bir rya inanlmaz derecede gereki ve hayat dolu. Fakat bunlarn Seyduna'nn hapnn etkileri olmas da ok mmkn. Uyandm zaman gereinden fazla hayal krklna uramak istemiyorum." "Gerekten de benim sadece bir rya olduumu mu dnyorsun? Uyan artk! Bana bak, bana dokun!" Meryem bni Tahir'in elini tutarak vcudunda dolatrmaya balad. "Benim de senin gibi yaayan bir varlk olduumu anlamyor musun?" Sonra da iki eliyle delikanlnn ban tutarak gzlerinin ta iine bakt. bni Tahir titredi. "Kimsin sen?" diye sordu. Sesine hl inanmaz bir ton hakimdi. "Ben Meryem'im, cennet kz." Kafasn sallad ve nihayet merdivenlerden inmeye karar verdi. Bir sre etraflarnda gece kelebeklerinin ve yarasalarn uumakta olduu fenerlerin altnda dolat. Etrafnda daha nce hi grmedii bitkiler ve iekler yetiiyordu. Aalarn dallarnda da ona yabanc olan meyveler sallanyordu. "Btn bu eyler sanki byl gibi" diye mrldand. "Evet gerekten de bir rya lkesi..." Meryem onun yan banda yryordu. "Hl kendine geleme-din mi? Artk dnyada olmadn, aksine cennette olduunu anlamaya al!"

Mzik ve alg sesleri geceyi nlatyordu. Sesler sra kkten geliyor gibiydi. bni Tahir durarak dinlemeye balad. "Bu sesler ok fazla dnyev" dedi. "Ve sen de, senin de ok fazla dnyev zelliklerin var. Cennette olduumu nasl tasavvur edebilirim ki?" "Gerekten de Kuran bilgin bu kadar kt m? Kitapta, mminlerin yabanclk ekmemeleri iin, cennet harikalarnn, dnyadaki rneklere baklarak yaratld yazldr. Eer imann gerekten salamsa neden aryorsun ki?" "Nasl armayaym? Yaayan bir varlk, etten ve kandan bir insan, nasl cennete girebilir ki?" "Demek ki sana gre peygamber yalancnn tekiymi..." 314 "Allah beni byle bir dnceden korusun!" 'O da dnyadaki yaam esnasnda buraya gelmemi miydi? Allah'n nne etten ve kandan bir insan olarak kmam myd? K met gn etler ve kemikler tekrar birlemeyecek mi? Eer dudaklarn gerek dudaklar olmasa ve vcudun gerek bir vcut olmasa, sana ikram edeceimiz arab ve yiyecekleri nasl tadacaksn, hurilerden nasl zevk alacaksn?" "Bu mkfat, bize, ancak lmmzden sonra ltfedilecektir!" "Allah'n seni lyken cennete daha kolay gtrebileceini mi dnyorsun?" "Hayr. Ama yle yazlmtr!" "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vererek her istediini ieri sokmakla yetkilendirdii de yazldr. Yoksa buna inanmyor musun?" "Ben bir aptalm! Bu olanlar gzel bir rya olarak kahul etmekten vazgememeliydim! Fakat buradaki her ey, seninle konumamz, senin grntn, eyalar, o kadar gereki ki yava yava sanrnn etkisinden karak umut etmeye baladm hissediyorum. Bu bir sanrysa tabii ki..." . Ne kadar heyecanl bir macera diye dnd Meryem. "Demek ki sadece mit etmekle yetiniyorsun. Fakat bu hl inanmadn anlamna gelir bni Tahir! Dik kafalln beni hayrete dryor. Bir kez daha iyice bak bana!" Etrafa k saan bir fenerin altnda durmulard. Fenerin zeride ak azyla saldrmaya hazr bir kaplan resmi vard. bni Tahir bir kaplan resmine bir de kzn yzne bakyordu. Aniden kzn mis gibi kokan vcudunun kokusunun kendisini etkilemeye baladn fark etti. Yeni ve lgnca bir dnceye kapld. Birileri kendisiyle eleniyordu. "Bu eytan bir oyun!" Gzlerinde vah bir kararllk okunuyordu. "Klcm nerede?" Hiddetle Meryem'i omuzlanndan yakalad, "itiraf et kadn! Bunlarn hepsi utanmaz bir sahtekrlk!" iki adm yanndan gelen bir sesle irkildi. yerdeki talar gcrd315 yordu. Karanlk bir sima zerine atlayarak onu yere ykt. Korku-dan soluu kesilerek, zerindeki yeil renkli iki vahi gze bakt. "Ahriman!" Meryem leopar yakalad ve zavall delikanly kurtard. "imdi bana inanyor musun? Az kalsn yaamn tehlikeye atacaktn!" Evcil hayvan kzn ayaklarnn dibine uzand. bni Tahir ayaa kalkt. ayet gerekten uyusayd, duyduu korku onu uyandrm olurdu. Demek ki yaadklar gerekti! Fakat neredeydi? Garip derecede uzun bacakl kedinin zerine eilen kza bakt. Hayvan kamburunu kartm, mutlulukla geriniyor ve mrldanyordu. "Cennette iddetin yeri yoktur bni Tahir!" Yavaa gld. Bu gl delikanlnn kalbine ilemiti. Bir sanrnn kurban olmas o kadar da nemli miydi? Nasl olsa gnn birinde uyanacakt. Yaadklar allmam harika ve muhteemdi, gerek olmas art myd? u anda hissettikleri gerekti ve nemli olan da buydu. Nesnelerin gerek olup olmadklar konusunda yanlgya debilirdi. Ama duygular ve dnceleri konusunda asla! Etrafna baknd. Ta uzaklarda, gecenin karanlnda ge ykselen byk bir ktle vard. Alamut kalesine ait dev bir tahkimata benziyordu. Elini gzlerine siper ederek gecenin karanln baklaryla delmeye alt. "uradaki bir duvar gibi ge ykselen ey de nedir?" "O el-Araf, cennet ile cehennemi birbirinden ayran duvar." "nanlmaz!" diye mrldand. "Bir an sanki en stnde bir glge grr gibi oldum." "Herhalde elde silah hak yolu iin arprken len yiitlerden birisine aittir. Fakat maalesef anne-babalarnn istememelerine ramen savaa gittikleri iin, oradan bahelerimizi seyretmek zorunda kalyorlar. Buraya gelemezler nk

Allah'n drdnc emrini ihlal ettiler. Cehenneme de gnderilmeyecekler nk hak yolunda ehit dtler. Artk ebediyen Srat kprs zerinde gezmeye ve aasn seyretmeye mahkmlar. Biz zevkini karyoruz, onlar bize bakyorlar." 316 "Peki Allah'n taht nerede, sonsuz merhametinin almeti nerede, peygamberler nerede? "Cenneti yeryznn herhangi bir blgesi gibi tasavvur edemezsin bni Tahir. Cennet buradan, el-Araf in dibinden balar ve usuz bucaksz alanlar kaplayarak son katna kadar ykselir. Tm canllar iinde sadece peygamber ve Seyduna oraya girmeye yetkilidirler. Sizin gibi basit seilmiler iin ilk kat uygun grlmtr." "Yusuf ve Sleyman neredeler?" "Onlar da burada, el-Araf in dibindeler. Ama onlarn baheleri ok uzaklarda. Yarn Alamut'a geri dndnzde, yaadklarnz birbirinize anlatmak ve karlatrmak iin ok vaktiniz olacak." "Evet, sabrszlm buna izin verirse tabii." Meryem glmsedi. "Bu kadar meraklysan, istediini sorabilirsin bana." "Bu bilgileri nasl edindiini anlat bana." "Her huri belli biimde belli amalar iin yaratlmtr. Ailah bana geree ar meraklar olan kat inanllar yumuatma bilgilerini ve kudretini vermitir." "Rya gryorum, rya gryorum..." diye fsldad ibni Tahir. "Ve buna ramen gerek olan hibir ey bu ryadan daha ak olamaz. Grdm her ey, bu harika varln bana anlatt her ey, -genelde her eyin kopuk ve karmak olduu gerek ryalarn aksine- olaanst bir biimde uyuuyorlar. Keke btn bunlar Seyduna'nn sonsuz yeteneklerinin bir meyvesi olmasa..." Meryem bu dnceleri dikkatle dinliyordu. "Sen iflah olmazsn ibni Tahir. Gerekten de zavall mantn ile koskoca kinatn tm srlarna vakf olabileceini sanyor musun? Oh! Ne kadar ok eyin senin gzlerine gizli kaldn bir bilsen! Fakat artk tartmay brakalm. Hurilere geri dnme vakti geldi artk. Deerli misafirlerini sabrszlkla bekliyor olmallar." Ahriman' brakarak allklarn arasna gnderdi. Sonra da, ibni Tahir'in elini tutarak kke doru yrmeye balad. Merdivenin bana geldii zaman belli belirsiz bir slk sesi duydu. phesiz Apama onlar dinlemiti ve kendisiyle konumak istiyordu, ibni Tahir'i sra salona gtrerek yavaa kzlarn arasna itti. 317 "te misafiriniz geldi" dedikten sonra belli etmeden salonda kt. Apama onu koridorun sonunda bekliyordu. "Herhalde kelleni tehlikeye atmak houna gidiyor! Demek Sev-duna'nn emirlerini byle yerine getiriyorsun! Onu sarho edip ban dndrmek yerine Allah, cennet ve bilmem baka neler zerine dersler veriyorsun! Hem de tm bilinci yerindeyken!" "Bam bana ait ve ona neler olacana ben karar veririm!" "Demek yle! Demek ki bir erkei bu yntemle tavlayabilecein! dnyorsun! Benden hi mi bir ey renmedin? Krmz dudaklarnla gzel beyaz kollarn ne gne duruyor?" "Ortadan kaybolsan daha iyi olur Apama. imdi seni grecek ve o zaman cennete olan azck inancn da tmden yitirecek." Apama onu baklaryla ldrmek istedi: "Seni fahie! Madem houna gidiyor, hayatnla oynamaya devam et. Benim grevim yaptklarn Seyduna'ya bildirmek. Grrsn sen!" allarn glgeleri arasnda kayboldu. Meryem ise aceleyle kke doru seirtti. Kzlar bni Tahir'in ve Meryem'in yokluundan istifade ederek, testilerin iindeki zm suyundan bolca mideye indirmilerdi. Salondaki hava ok iyiydi; kzlar alyor, sylyor ve dans ediyorlard, ibni Tahir'i aralarna almlar, arap imesi ve yiyeceklerden yemesi iin onu ikna etmeye alyorlard. Meryem geri dnd zaman bir an iin sustular; yz hatlarndaki sertlii fark etmilerdi ve kendilerine kzdn dnerek korkuyorlard. Meryem aceleyle sakinlemeye alt.

"Misafirimiz ncelikle bir banyo alarak dnyevi yorgunluklarndan syrlmal. Ona ykanmas iin yardm edin." bniTahir itiraz etti. "Yabanc kadnlarn varlnda ykanman." "Sen bizim efendimizsin ve tm emirlerine itaat edeceiz." Meryem kzlara kendisiyle beraber dar kmalarn syledi. bni Tahir kimsenin kendisini gzetlemediinden emin olduktan sonra bir srayta yatt yerden kalkt, yastklar kaldrarak altlar318 * na bakmaya ve incelemeye balad. Sonra da zerinde yiyeceklerin bulunduu kk masann yanna giderek, nce bir meyveyi koklad, sonra da dierlerini. Birounu tanmyordu. Daha nce bu meyvelerin kendisine tarif edilip edilmediklerini hatrlamaya alt. Sonra da duvarlarda asl olan hallara yaklat, onlar kaldrarak arkalarnda ne olduunu inceledi. Nerede olduunu belli edecek bir almet bulamamt yine. inde boucu bir phe belirmeye balamt. Ya gerekten de cennette ise? Etrafndaki her ey gizem kokuyordu. Hayr, bilinmedik iekler, bilinmedik meyvelerle dolu bu geni baheler, burada grd hibir ey Ala-mut'un dalk ve orak blgesinin civarnda bile olamazd. Gerekten de bu gece Byk nder onu artm myd? Eer bu gerek ise u anki durumu iki ihtimal ile aklayabilirdi: Ya grmekte olduu rya Seyduna'nn kendisine verdii hapn bir tesiriydi ya da ismail retisi gerekti ve Seyduna her istediini cennete gnderebilme kudret ve yetkisine sahipti. Son derece akn olarak ve karmak duygular ierisinde cppesini kard. Havuza dalarak ykanmaya balad. Su ho bir scakla sahipti. Srt st uzanarak kendisini tatl bir uyuuklua terk etti. Kzlarn her an geri dnebileceklerini bildii halde, sudan kmay hi mi hi istemiyordu can. Gerekten de az sonra perde yana ekildi ve gen bir kz ieri bakt, ibni Tahir'in sinirlenmediini ve kendisine glmsediini grnce ieriye girmeye karar verdi. Arkadalar da onu takip ettiler. "bni Tahir nihayet burasnn efendisi olduunu anlayabildi!" diye sevindi Reyhane. "Sudan kmaya karar verdiin an haber vermen yeter. Sana hemen bir havlu getiririz." Sevimli grnmek iin birbirleriyle yaryorlard. Fakat ibni Tahir Meryem'i grnce kalbinin arpmaya baladn fark etti. Kzlardan bir havlu ve giyecek bir eyler istedi. Kendi cppesi yerine ar bir brokar giysi uzattlar. Giyindikten ve kemerini kuandktan sonra aynann karsna geti. Eski zamanlardaki hkmdarlar byle grnyorlard herhalde diye dnd. Glmsedi. inde garip bir deiiklik hissediyordu. 319 Yastklarn zerine bada kurup oturdu. Kendisinin onuruna hazrlanan yemek, grlt ve amata arasnda balamt. Kzlar srayla ona hizmet ediyorlard. Meryem onun salna iti. Byle gzel bir ortamda asla bulunmamt, iradesi dnda kzlarn neelerine katlmaya balamt. Meryem kendisini ok iyi hissediyordu. Ibni Tahir gelmeden nce zeksn keskinletirmek iin boaltt kadehler, iinde sonsuz bir mutluluk duygusu uyandrmlard. Konuma ve glme ihtiyac hissediyordu. "Sen bir airsin bni Tahir" dedi ona byleyici bir glmsemeyle. "Bouna inkr etme, hepimiz biliyoruz bunu. Bize eserlerinden birka rnek sunmak istemez misin?" "Kim anlatt bunu size?" Kpkrmz kesilmiti. "Ben air deilim ve size okuyacak iirim yok!" "Demek airliini gizlemek istiyorsun! Ama imdi tevazu gstermeye ne gerek var? Hepimiz heyecanla seni bekliyoruz grdn gibi." "Bizden korkuyor musun yoksa? Sessizce ve istekle dinleyeceimizden emin olabilirsin." "iirlerin ak zerine mi?" diye sordu Hatice. "Bunu nasl sorabilirsin Hatice!" dedi Meryem. "Ibni Tahir yeni bir peygamberin hizmetinde ve hak yolu uruna savayor."

"Meryem hakl" dedi Ibni Tahir. "insan tanmad bir eyin arksn syleyebilir mi?" Kziar glmsediler. Tecrbesizliini bu kadar ak bir biimde ortaya koymaktan ekinmeyen bir delikanlyla beraber olmaktan ok holanmlard. ibni Tahir Meryem'e bakt, iini tatl bir korku sarmaktayd. Savatan nceki akam dnd ve aklna Alamut'un surlarnn dnda, yldzlarn altnda yatt gece geldi. Karmakark duygular iindeydi o akam da. Arkadalarna bakyordu. Sleyman erkek gzelliinin bir timsali gibiydi. Acaba o akamki duygular u anda yaamakta olduklarnn bir habercisi miydi? Yine karsnda ok gzel bir yz vard ama dierinden kat kat daha gzel... Meryem'e her baknda onun bugne dek tand her eyden daha gzel olduunu dnyordu, hatta vcut bulmu gzelliin ta 32 kendisiydi. Ondaki her ey bu dnyaya ait olmayan bir mhr ile nianlanmt: solgun, hafife kabark aln, dz burnu, dolgun krmz dudaklar, bir ceylannkini andran, fakat zek dolu byk ^zleri... Evet, bu daima iinde tad hayalin vcut bulmas deil miydi? Bir ryay gerek klabildiine ve bir masal varlna hayat verebildiine gre, Seyduna'nn haplar gerekten de olaanst bir sihir gcne sahip olmalydlar. Rya bile grse, cennette veya cehennemde bile olsa, ona tamamen yabanc olan sonsuz bir mutluluk yolunda ilerlediini biliyordu. "air bni Tahir'i bekliyoruz..." "Peki birka msra hatrlamaya alacam..." Kzlar altlarna birer yastk ekerek bni Tahir'in etrafna yayldlar. Nadir bir gsteriyi izlemeye hazrlanr gibiydiler. Meryem onun yanna oturdu. O kadar yakn oturmutu ki kzn gslerinin hafif basksn teninde hissedebiliyordu. inde ykselen garip, hatta ac veren arzu ban dndrd. Gzlerini yere dikerek, AJa-mut zerine yazd bir iiri duyulur duyulmaz, gvensiz bir sesle okumaya balad. Ksa sre sonra kalbi yeni bir heyecanla dolmaya balamt. Evet, iirini| szckleri ona bo ve anlamsz geliyordu ama sesi onlara yeni bir anlam katyordu. Sesini etkileyen ise iindeki heyecann yansmasyd. Alamut'u anlatan iirinden sonra, Seyduna ve Ali zerine yazd iiri okumaya balad. Kzlar ksa bir sre sonra, sesinde hangi duygularn sakl olduunu anlamlard bile. Meryem kendisi iin okuduundan, kendisini anlattndan emindi! Birdenbire sevilmeyi arzu etti, hem de bugne dek sevilmedii gibi. Dudaklarnda gizemli bir glmseme vard. Kendi iine doru akp gitmesini dinliyordu. bni Tahir'in szleri ok ama ok uzaklardan geliyordu sanki. Ancak bni Tahir Seyduna'dan bahsetmeye balad zaman kendine gelebildi tekrar: Bir bilseydi! "Bunlarn hepsi ie yaramaz!" diye bard szlerine son verdii zaman. "Hepsi anlamsz, bo szler. Gerekten de ok zgnm. En iyisi bu mkemmel arab imeye devam edelim..." Kzlar onu en tatl szcklerle avutmaya altlar. "Hayr hayr. Bunlarn gerek iir olmadklarn biliyorum. Gerek edebiyat bambaka bir vurguya sahiptir." Meryem'e bakt. Kz ona glmsedi fakat bu glmseme son derece gizem doluydu. Bir anda gerek edebiyatn nasl olmas gerektiini kavrad. Evet, gerek edebiyatta bu glmseme sakl olmalyd! Bu gne kadar beendii ve hayranlk duyduu her ey, sadece bu akam yaadklarnn birer yedeiydi. Korku dolu bir heyecanla hissetti ki yaamnda ilk kez seviyordu. Hem de ruhunun ta derinliklerinden gelen sonsuz bir sevgi! Aniden aklna yalnz olmadklar geldi. Dier kzlarn varl onu rahatsz etmeye balamt. Oh! Ne olurdu Meryem'le ba baa kalabilseydi! Ne olurdu ona aklndan geenleri syleyebilseydi! Onun ellerini tutarak gzlerinin iine bakard. Kendisinden sz ederdi, duygularndan, sevgisinden. Bu bahelerin gerekte ne olduklar umurunda myd sanki? ster rya, isterse de gerek olsunlar hi fark etmezdi. Sadece bu ilahi tasvire kar hissettii duygularn, iinde kalmasn istiyordu. Peygamber, dnyev yaamn, br dnyann zayf bir yansmas olduunu sylememi miydi? Fakat u anki hisleri, bu hisleri yaamasna neden olan, ulalmaz hakikatin soluk bir yansmas olamazd, istedii kadar ulv olsun. Gzlerinin nndeki resim ok fazla harikalar ieriyordu, olmas gerekenden ok ama ok mkemmeldi.

Belki de vcudu hl yukarda, Seyduna'nn karanlk odasnda yatmaktayd! Belki de sadece ruhundan kopmu kk bir para benlii, bu olaanst duygular tadyordu. Fark etmiyordu onun iin! Meryem'in gzellii gerein ta kendisiydi ve onu zapt eden duygular da gerektiler. Kzn narin, pembe, harika biimli elini tuttu ve alnna bastrd. "Alnn ate gibi bni Tahir!" "Yanyorum!" diye fsldad. Ate saan gzleriyle Meryem'e bakt. "Alevler iindeyim." Nasl bir ihtiras bu diye dnd Meryem. Kalbinden vurulmutu. Ben de byle bir atele yanacak mym? bni Tahir kzn elini pmeye balad, ihtirasla, lgn gibi. br elini tutarak yanan dudaklarna gtrd. Yzne bakmak iin ban kaldrdnda, aknlkla bir ift dnceli gz fark etti. 322 Muhammed beni Musa'dan kardnda ite byle seviyordu diye dnyordu. Ama daha olgun, daha vahiydi. Boazna bir yumruk tkand. Neden gzel olan her ey vaktinden ok sonra geliyor? Dier kzlar bni Tahir'in kendileriyle bu kadar az ilgilenmesinden olduka rahatsz olmulard dorusu. Alak sesle kendi aralarnda konuuyorlar ve karlarnda ak oyunlar yapan ifte duyduklar kzgnl zorlukla saklayabiliyorlard. Nihayet bni Tahir Meryem'in kulana fsldad.- "Bizi yalnz brakmalarn istiyorum." Meryem kzlarn yanna giderek kendilerini yalnz brakmalarn istedi. Orada dilediklerince vakit geirebilirlerdi. Biraz fkelenmelerine ramen itaat ettiler. "Her eyi kendin iin istiyorsun!" diye protesto etti Reyhane yavaa. "Kalbinde baka birisinin bulunduunu duyunca Seyduna ne diyecek?" Meryem anlaml bir ekilde glmsemekle yetindi. Sadece Tayyibe neeli olmaya alt: "Gelin kzlar! Biraz arap alp odalarmza gidelim\ Nasl olsa baka aremiz yok." Meryem kendisini gl hissediyordu, bu yzden suratlarn astklar iin onlara kzmad. Her birine sevgiyle bakt ve Safiye'ye efkatle sarld. "Kalbinin nasl tuzaa dtn anlatan bir ark besteleyeceiz!" diye tehdit etti onu Sit. "Ve geri geldiimiz zaman, misafirimizin kulaklarn bylemek iin onu sizlere syleyeceiz." "Tamam. Gidin istediiniz arky besteleyin ve sonra da gelip bize syleyin." Sonra onlardan ayrld ve bni Tahir'in yanna dnd. Delikanlnn iine dt -ve kendisinin de dmekte olduu- sersemlii datmak iin, birer kadeh arap doldurdu ve birbirlerinin salklarna itiler. Bu arada gzlerinin ilerine bakyorlard. "Bana bir ey sylemek istiyordun bni Tahir." "Hissettiklerimi anlatmak iin kelimeler ok yetersiz kalyor. Sanki kefetmi gibiyim. Bu ksa zaman zarfnda o kadar ok 323 ey yaadm ki? Ferhad ve irin hikyesini biliyor musun? Seni i||< kez grdm zaman, sanki daha nce karlamz gibi geldi bana. irin'i de hep senin gibi hayal ederdim. Tek bir farkla, u anda gzlerimin nnde olan ok daha zenli... ve dolaysyla ok daha mkemmel. Glme Meryem. Allah ahidim olsun, zavall Ferhad' gerekten anlayabiliyorum imdi. Her gn bylesine gzel bir eyi grmek ve ondan ebediyen ayr kalmak! Bu, cehennem azab deil midir? Bu nedenle akln kard Ferhad. Daima gzlerinin nnde olan resmi bile kayalara kazmak zorunda hissediyordu kendisini. Allah adna! Acs ne kadar byk olmalyd! nk asla geri gelmeyeceini bile bile her gn kaybedilen o byk mutluluu hissetmekten daha korkun bir ey olamaz." Meryem gzlerini yere evirdi. Vcudu ince ipeklerin altnda ltlar sayordu. Yar diz km, dirseiyle yavaa yastklara dayanm duruuyla, deerli mermerlerden yaplm bir heykele benziyordu. Yznn, ellerinin, bacaklarnn zarif hatlar, neredeyse mzikal bir uyum ierisindeydi. Mkemmellii, ruhunu o derece etkilemiti ki sanki bir tanra heykeline bakarm gibi seyrediyordu onu. Ona duyduu sevgi ile i geirdi derin derin. Aniden ellerine gzyalarnn damlamakta olduunu hissetti. Meryem irkildi: "inde olanlar anlat bana Ibni Tahir."

"ok fazla gzelsin. Gzelliine dayanamyorum. Bunun iin ok zayfm." "Oh! Seni aklsz delikanl!" "Evet, ben aklszm. Ben deliyim. u anda Seyduna ve ehit Ali, benim iin in imparatorundan daha fazla bir anlam tamyorlar. Allah' tahtndan indirmek ve yerine seni oturtmak istiyorum." "Gerekten de delisin sen! Bunlar kfirane szler. Sen cennettesin. Unutma bunu!" "Fark etmez. Cennet veya cehennemde olaym ama yeter ki sen yanmda ol, irin, tanram." Meryem glmsedi. "Beni kartryorsun. Ben irin deil Meryem'im. Ve cennetin sradan kzlarndan birisiyim." 324 "Sen irin'sin. irin! Ve ben sensiz kalmak zorunda olduu iin acdan ldran lanetli Ferhad'm." Bu allagelmemi derecede ateli bir mizaca sahip delikanly tutup da bana yollamak, ne eytan bir fikir! diye dnd Meryem. bni Sabbah gerekten de korkun bir cehennem hayalcisiydi... Meryem nihayet kararn verdi. ki eliyle delikanlnn ensesini tutarak yzn yzne yaklatrd ve gzlerinin iinde kendisini kaybetti. Sanki zayf vcudunun, onu zincirlerinden kurtaran ar ihtirasa dayanamyormu gibi titremeye baladn fark etti. Dudaklarn onunkilerin zerine koydu. Ibni Tahir kendisini ona teslim etti fakat en kk bir ihtiras belirtisi gstermeden; baylmt... Kzlarn hepsi bir odada toplanmlard. Yere serdikleri yastklarn zerine yan gelip yatmlard; bol bol arap iip eleniyorlard. ok neeliydiler: ark sylyor, kavga ediyor, tekrar baryor ve birbirlerine sevgi gsterilerinde bulunuyorlard. Apama bu durumda yakalad onlar. nce pheyle perdeyi kaldrd, sonra da misafire yakalanma tehlikesi bulunmadn anlaynca hmla ieri dald. "Misafiriniz nerede? Ya Meryem?" Hiddetten titriyordu. Kelimenin tam anlamyla ileden kmt. "Kkte yalnzlar." "Demek Seyduna'nn emirlerini bu ekilde yerine getiriyorsunuz! Hepinizin kellesini uurtacak! Byk ihtimalle o ie yaramaz kadn, misafire srlarmz anlatyor; siz de burada ksraklar gibi ki-niyorsunuz!" Kzlardan bazlar alamaya baladlar. "Meryem, bize, kendilerini yalnz brakmamz emretti." "Geldiiniz yere abuk geri dnn! Sevgilinizle megul olun ve o fahienin ona neler anlattn renmeye aln! iinizden birisi bana rapor verecek. Glcn sol yanndaki beyaz gl aacnn arkasnda bekleyeceim..." Sra salona girdikleri anda garip bir manzarayla karlatlar. Ibni Tahir l gibi solgun ve kprtsz, yastklarn zerinde yatmaktayd; dudaklarnda mutlu bir glmsemenin izleri okunuyordu. Meryem ise delikanlnn zerine eilmi, ihtirasla yzn inceliyordu. Etrafna baknd ve arkadalarn fark etti. Korku dolu ehre325 lerine bakar bakmaz neler olup bittiini anlad. Ayaa kalkarak yanlarna gitti. "Apama?" diye sordu sadece. Kzlar evet anlamnda balarn sallaynca umursamaz bir tavrla omuzlarn silkti. "arknz bitirdiniz mi?" "Evet." bni Tahir uyanmt ve neeyle etrafna bakmyordu. "zin verirseniz size arkmz sylemek istiyoruz" dedi kzlardan birisi cesaretle. "Bir ark! Ne kadar gzel! Elbette isterim." Delikanl bu tekliften ok holanm gibi grnyordu. Kzlar alglarn alarak bni Tahir'in evresine oturdular. Arp ve zilleri almaya balayarak, bir anda tm ekingenliklerinden syrldlar ve ark sylemeye baladlar... Bir zamanlar Allah'n cennetinde, Gen bir huri vard, Meryem 'di ad.

Ak doluydu kendisi. Uzun siyah salar, Pembe yanaklar, Gzel hatlar. Kara gzleri, dolgun dudaklar, Zarif kollar, gzel bacaklar, Bir kralie gibi yryordu Kibar ve asil... Gzellere hkmetmesi iin, Allah onu seti. Akl ve gzellii, Esiz ve emsalsiz... 326 Cn ve yerin Tm srlarna vakf Tm sanatlara... Ve bilgelii de unutulur gibi deil. Paha dnn akll kraliesi, Bugn o gzel ehreni Al al yapan O narin kor da nedir? Bu enlii izleyen bizler, Kalbinin tutsak edildiini biliyoruz. Uzaklardan gelen bir yiit, Kalbini almay aklna koydu. te kraliemiz burada, Ruhu ve vcuduyla k. Kendisini byleyen kahraman iin Alev alev yanmaya hazr. Adi'nin himayesindeki Apama, kanal vastasyla Hasan'n saklanmakta olduu yere ulat. "Beni neden arttn?" diye sordu gzle grlr bir can skntsyla. "Bana kzma efendim. Her ey ok iyi gidiyor, sadece bir bahe dnda. Meryem acemi bir ayla nasl evcilletireceini bilmiyor ya da bilmek istemiyor." Grdklerinin ve duyduklarnn hepsini ona anlatt. "Bence Meryem doru olan yapm" dedi. "bni Tahir'e tekilerden farkl davranmak gerektiini anlamadn m? Ve bu yzden beni buraya arttn!" "Doru olan m yapm! Bir zamanlar hibir erkein bana kar koyamadn bilmene ramen mi sylyorsun bunu! Demek ki senin gznde ben beceriksizin tekiyim, Meryem de usta!" Hasan glme isteini zorlukla bastrd. "Kzacak ne var bunda? Meryem sadece baz olaylara senden farkl bakyor hepsi bu!" "Benden farkl m! Aman Allah'm! Bu bilgelii nereden edinmi olsun ki? Yal Yahudi'den mi yoksa? Veya lden gelen vahiden mi?" "Ya benden edindiyse..." "Tm yapmak istedii beni aalamak... Fakat sana ihanet edeceinden eminim. Ona k olduunu biliyorum!" Gece ok karanlk olduu iin Apama yal adamn alnnn birdenbire kpkrmz kesildiini grmedi. Fakat hassas bir noktaya temas ettiini hissetmiti. "Birbirlerini seviyorlar ve kumrular gibi seviiyorlar. Biliyorsun o bir air ve bir kadn kalbinin bundan etkilenmemesi asla mmkn deildir. Bu andan itibaren bni Tahir'i hatrladka titreyecek-tir. nan bana, onu uyarmak isteyecektir, en azndan phesini uyandracaktr." Adm sesleri duyuldu. Adi Reyhane'yi getirmiti. Reyhane ok heyecanlyd, fakat Hasan ona baknca heyecan biraz yatt. "Korkma" dedi. "O ikisi ne yapyorlar?" "bni Tahir k olmua benziyor." "Ya Meryem?" Reyhane baklarn yere evirdi. "Bilmiyorum." "Onunla konumak istiyorum" dedi Hasan. Reyhane korkuyla Apama'ya bakt. "Ne bekliyorsun?" diye sordu Hasan aknlkla. "Haberini ona nasl gtreyim? Ya bni Tahir onu takip etmeye kalkrsa?" "Meryem buraya muhakkak gelmeli. Bir yolunu bulur nasl olsa!" Reyhane yerlere kadar eildi ve aceleyle uzaklat. Kke geri dnd zaman Meryem ona yavaa sordu: "Apama'y grdn m?" "Evet. Seyduna kanaln kysnda. Seni bekliyor. Bir bahane uydur ve ona git." Meryem ibni Tahir'e dnd: 328 "Beni gerekten seviyor musun?" "phen mi var?" "spat et: Benim iin bir iir yaz!"

"Sana lyk olabilecek bir iiri nasl yazabilirim ki?" Irkilmiti. Meryem rezil olmam m istiyor yoksa? "Beni seviyorsan dediimi yap." "Fakat sen buradayken, nasl olur?" "Korkma, seni rahatsz etmeyeceim. Baheye karak senin iin iek toplayacam; bu arada, sen de, aknn sana syleyeceklerini kda geirebilirsin." Sonra kzlara dnd. "Onun yanndan ayrlmayn. Mzik aln ve onu neelendirin." Yrrken Reyhane'ye fsldad: "Salonu terk etmemeli! Bir ey olursa, bundan sizleri sorumlu tutarm!" Pelerinine brnerek bahelerin iinden geti. Hasan kayklarn yannda kendisini bekliyordu. Onu kolundan hoyrata yakalad. "Cennette olduuna inanyor mu hi olmazsa?" "k olduuna gre inanyor demektir!" "Bu bir cevap deil, jljr anda tamamen deitin. ayet buna inanmazsa, kimseye acmayacam bilmelisin!" "Seni onun cennette olduuna inandna dair temin ederim. Sadece, Apama'ya, bir hortlak gibi etrafmda dolaarak beni rahatsz etmemesini emret." "Sen iyisi mi akln babna biraz daha fazla topla. Dikkat et de dizginler elinden kamasn!" Doru mu duymutu? Hasan kalbinden mi vurulmutu? Demek ki her eye ramen onun iin bir eyler ifade ediyordu... "Korkmana gerek yok bni Sabbah. Dizginleri elimde skca tutuyorum. "Senden beklediim de bu... Buraya gelmek iin nasl bir bahane uydurdun?" "Ona bir grev verdim: Benim iin bir iir yazmasn syledim na." Hasan kzn koluna girdi. Birlikte ky boyunca yrmeye baladlar. 329 "Sana k olduuna inanyor musun?" "Hi phesiz!" "Ya sen?" "Seni ilgilendiriyor mu?" "lgilendirmese sormazdm!" "bni Tahir yetenekli bir delikanl. Ama bir erkek olmas iin, kat etmesi gereken uzun bir mesafe var daha nnde." "imdi geri dn ve onu mmkn olduu kadar abuk uyut." Meryem de artk dayanamyordu zaten: inden glmeye balad. Hasan onu alnndan perek tekrar Apama'ya dnd. "Efendimiz kskanyor sanrm?" diye sordu Apama kt bir niyetle. "Belki de, ama malum, Apama'dan daha az..." Ona hoa kal anlamnda el sallad ve Adi'ye kendisini kuleye gtrmesini emretti. Kayn iindeyken derin derin dnyordu. Kaleye dner dnmez borazanclara emir vereceim. Bu gnlk bu kadar yeter! Kalbinde ar bir yk vard sanki. Eski dostu mer Hayyam'n resmi belirdi birden zihninde. Rahat yastklar zerinde yatarken, bir yandan gzel bir kzn getirdii arab yudumluyor, dier yandan da tm dnya ile alay ediyordu. Bu arada, bir yerlere ulatn da hissediyordu - hem de bu huzur ve bar ortamnda. Hasan o an onu kskand. mzn arasnda en iyi paray o seti phesiz, diye dnd. Meryem'in dudaklarnda bir glmseme ile geri dndn gren kzlar rahatladlar. Kollar ieklerle doluydu. Bunlar, yaz tahtasna eilmi olan bni Tahir'in bandan aa yadrd. "Gzel bir iir geldi mi aklna?" "En azndan denedim." "Bize birka msra okudu bile", dedi Sit. "Duyunca kendinden geeceksin!" "Meraktan lyorum." Hap avcunun iinde saklayarak bni Tahir'in yanna diz kt. Yavaa ona yasland ve omuzlarnn zerinden yzn seyretmeye balad. bni Tahir okumaya balad: 330

y br Ferhad, anlayabilir miydim Akn bu kadar abuk alevleneceini? Hor gibi yanan ateinin bu denli yakc olduunu. Kimden renebilirdim ki? peygamber Ali'ye olan inancm, Benim iin ok deerli olan her ey, Artk bana bo ve tatsz geliyor. Allah! Sen ki ruhlarn derinliklerini okuyabilen, Ve Meryem 7 irin 'den daha gzel yaratan, Her eyi gren, bilen, anlayansn. Syle bana, ne yapmalym? Ak tm benliimi kaplad birdenbire, Artk gremiyorum, duyamyorum, hissedemiyorum, Ondan gayrisini. Ah! Sevgili Meryem, ruhumun ruhu! Allah'm! Bu zor imtihanda Bir kurtulu yolu gster bana. Yoksa atam Adem gibi,' Ben de kovulacak mym cennetten? Belki de gstermek istedin bana Savamn sonunda alacam mkfat Peki, ne yapmak zorundaym, Bu mkfat ilelebet hak etmek iin? Ey Meryem, daha dne kadar krdm, Ve bilmiyordu kalbim neye zlem duyduunu. Ve bilmiyordu ruhum dncelerini neye yneltmesi gerektiini Fakat imdi her ey apak. Kalbim huzur buldu, ruhum kabard Snrsz bir mutluluk iimi doldurdu, Ey Meryem, gzlerinin iinde kendimi kaybettiim an! 331 Meryem'in gzleri dolu dolu olmutu. Gzyalarn saklamak iin abucak ibni Tahir'in boynuna sarld. ok zgnd. Zavai, delikanl, diye dnd. O kadar iten ve o kadar iyi ki... Genlik, hayalleri iinde. Kalbinde yalan ve ihanete yer yok. Ve benim payma den, onu Hasan'n kurban yapmak! "Neyin var Meryem?" "O kadar gen ve o kadar iyisin ki." bni Tahir glmsedi ve Meryem onun kzardn fark etti. Sonra da imek iin bir eyler istedi, kadehi boalttnda zerine aniden bir arlk ktn hissetti. Etrafndaki her ey dnmeye balamt. Gzlerinin nnde daha nce hi grmedii bir manzara belirmiti. Aniden ellerini kafasna gtrd ve geriye doru dt. "Artk hibir ey gremiyorum. Allah adna! Kr oluyorum! Neredesin Meryem? Batyorum. Bolua dyorum..." Kzlar korkmaya balamlard. Meryem onu pt. "Buradaym ibni Tahir. Yan bandaym." "Seni duyuyorum Meryem" dedi yorgun bir glmsemeyle. "Ey Allah! Her ey ne kadar da abuk deiiyor! Grdm sadece bir ryayd. Allah adna! imdi geriye uuyorum. Grdm garip ryay dinle Meryem! Kutsal Kahire ehrine gelmitim. Duyuyor musun? Halifenin sarayndan ieri girdim. Etrafm karanlkt. Oh! imdi de ayn karanlk sard etrafm. lerdeki kapnn arkas aydnlkt; fakat kapnn ardndaki taht gzlerimi kr etmiti sanki. Halifenin sesini iittim. Ama o Seyduna'nn sesiydi. Ona doru baktm. Bir ey seebilmek mmkn deildi. k kapsna dndm: Salon muhteem bir ekilde aydnlatlmt. Merhametli Allah! Nasl bir zayflk! Seni artk duyamyorum Meryem! Bana bir iaret ver, dokun bana, hayr, hayr, sr beni! Buraya, kalbimin tam altna, sk, daha sk, seni hissedebileyim, hl burada olduunu bilebileyim!" Meryem bni Tahir'in elbisesini aarak kalbinin tam altndaki deriyi srd. Tarif edilemeyecek derecede zgnd.

"imdi seni tekrar hissediyorum Meryem! Oh! Ne kadar gzel bir lke! Bak! Altmdaki lke! u altn kubbeye, krmz ve yeil *' 332 lara bak! uradaki gk mavisi kuleyi gryor musun? evresinde i m tane bayrak dalgalanyor, bin tane renkli sancak uuuyor zgrda. Binalar, saraylar, lgn bir hzla geiyorlar nmden!.. Tutun beni! Size yalvaryorum, tutun beni!.." Ban arkaya att. Boazndan ac dolu bir hrlt ykseldi. Kzlarn hepsi geri gelmilerdi. "Hepimiz mahvolacaz" dedi Sit karamsar bir sesle. "En iyisi kendimizi nehre atalm" dedi Meryem. bni Tahir baylmt. "Ona cppesini giydirin!" taat ettiler. Meryem yastklarn zerine uzanarak tavan seyretmeye balad. Gzleri kuruydu. Ebu Ali ve Buzruk mid kulenin tepesinde yalnz kaldklarnda afallam bir ekilde birbirlerine baktlar. Uzun sre balkon korkuluklarna dayanarak, tek kelime etmeden gecenin karanln seyrettiler. "Btn bu olup bitenlere ne diyorsun?" dedi Buzruk mid sonunda. 4 "yle bir aa takldk ki kendimizi biraz zor kurtarrz." "Dinle beni: Allah'n Allah olduu ne kadar kesinse bni Sab-bah'n deli olduu da o kadar kesindir." "Her halkrda ok tehlikeli bir adam olduu kesin." "Gerekten de hibir ey yapmadan eserini tamamlamasn seyretmeyi dnyor musun? Kapana kslan bir kaplan ne yapar?" Ebu Ali srtt. Fakat br dncelerini sylemeye devan etti: "Dileriyle etrafndaki tuzaa bir delik aar." "Ve sonra?" "Sonra da kap gider!" "Gnn birinde, bizi de cennetlerinden birisine gndermesinden korkmuyor musun?" "Gerekten de gzel bir yerse kar koymayz ona." "Gzel deilse de koymayz herhalde..." "Dinle Ebu Ali" -dudaklarn arkadann kulana iyice yaptr di- "henz zamanmz var. Biraz sonra mz kulede yapayalnz kalacaz..." 333 "Ne demek istiyorsun?" "Sana gvenebilir miyim?" "Bir karga baka bir kargann gzn oymaz. Ancak bir kartaln..." "Geri geldii zaman onu girite karlayalm. Ben arkasna geip hanerimin kabzasyla onu sessizce bayltrm. Sonra da onu korkuluun stnden ahrud'a atarz." "Ya dier mminler?" "Onlara Seyduna'nn bahelerden geri gelmediini anlatrz." "Fakat hadmlar onun geri geldiini biliyorlar. Buradan sa kmamz ise mmkn deil." "Olay anlalana kadar ok uzaklara gitmi oluruz." "Onun iin yaamn feda etmekten ekinmeyecek bir mmin yoktur. A gerekten de ok iyi rlm." "Her iin bir tehlikesi vardr." "Onun yerine gemeyi beklememiz bence daha uygun." "Fakat Hasan delinin teki!" "Dncelerimizi okuyamayacak kadar deil!" "Korkuyor musun yoksa?" "Sen korkmuyor musun?" "te bu nedenle, korktuum iin, bu meseleyi kesin olarak bitirmek istiyorum." "Dncelerimizin farknda olduundan adm gibi eminim. En iyisi bir mezar kadar sessiz olmak. Hadmlar korkun birer silahlar..." "Fedaler daha da korkunlar." "yleyse susalm. Onlar sadece Hasan'n elinde deil, bizim de ellerimizde birer kl olacaklar."

"Belki de haklsn. Hasan korkun bir efendi ve her eyi batan dnmenin vakti oktan geti herhalde. Bize tm srlarn anlatt, en ufak bir dneklii lmle cezalandraca kesin!" "yleyse onu izleyeceiz." "Dinle! Geliyor. Hm! Hm! Bu akamki deneyinin son derece ilgin olduunu kabul etmeliyim..." "Ben daha da ileri gideceim! lgin olmas bir yana, ok ey vaat ediyor!" 334 Hasan nefes nefese onlara bir bak frlatt ve glmeye balad. "Umarm fazla sklmamsnzdr! Fakat birbirinize anlatacak cok eyinizin olduundan eminim. Vaktinizi boa geinmediniz herhalde." "Aada iler nasl? Merak ettik. Apama seni neden artm?" "Sadece kadn kskanl! A$k zerine eski ve yeni dnceler zrvalad yine. Erkeklerin en kolay hangi yntemle elde edilecekleri sorusuna cevap vermek zorunda kaldm." Byk Da'ler gldler. Kt an geride kalmt. "Bana kalrsa, yeni yntemleri eskilerine tercih ediyorsun", diye aka yapt Ebu Ali. "Ne yapalm? Dnya devaml ileriye doru hareket ediyor. Bu yzden eskilerden yenileri lehine vazgemeliyiz." "bni Tahir bu yeni yntemin avucuna dt her halde!" "u Ebu Ali'ye de bakn hele! Ondan byk bir ruh avcs olacak!" "Her halkrda sen ei benzeri bulunmaz bir sevgilisin, peygamberin sakal adna! Eer ben bir kadn iin bir eyler hisset-sem, isterse yrtk bir gmlekten farksz olsun, onu bir bakasna brakmaktansa ldrmedi tercih ederim." "Bunu ispat ettin zaten sevgili Ebu Ali! Bu yzden imdi ne eski, ne de yeni bir faraziye koyabiliyorsun ortaya. Fakat beni ele alrsak, benim bir filozof olduumu unutma. En ok deer verdiim ey dokunabildiim eydir. Sadece bir tek gece ok ey deitirmek iin yeterli deildir." "nsanlarn gr de bir gecede deiemez" diye belirtti Ebu Ali. "Fakat bu prensibi, sadece ak ilerinde uyguladn sanyorum. Daha bu sabah, birisi, saln salt mantk altrmalar zerine kurmak istediini sylememi miydi?" "Beni bir av kpei gibi izliyorsun!" diye patlad birden Hasan. "Gerekten de ztlklarn birliinin imknsz olduunu mu savunuyorsun? Aksi takdirde vcut ve ruh el ele nasl yryebilirlerdi?" "Eer cehennemde evliyalar olsayd sen cehennemde bir evliya olurdun." "Turn ehitler adna! Prensesim de az nce ayn eyleri sylemiti!" "Her halkrda sevindirici bir uyuma bu." Ebu Ali Buzruk mid'e gz krpt. Bu arada Hasan bir meale yakarak, borazanclara iaret vermek iin aaya doru sallyordu. Bahelerden ayn ekilde cevap alnca mealeyi sndrd ve yerine koydu. "Evet evet, aadakiler gerekten de durumu en iyi olanlar" diye devam etti. Sanki kendi kendine konuuyordu. "Arkalarnda kendilerinin yerine dnen ve karar veren birisi var. Fakat bizim sorumluluklarmzn ve perianlmzn bilincini kim ortadan kaldracak? Ya da, yarnlar dnerek geirdiimiz uykusuz geceleri? Ya arkasndan byk hiliin geleceini bildiimiz lmden duyduumuz korkuyu kim giderecek? Gk kubbe hl binlerce yldz ile gzlerimizde parlyor; hl hissediyor, hl dnyoruz. Fakat, ya bilincimizin verdii eziyetlerin son bulaca, hiliin sonsuz karanlna ayak basacamz o byk an geldiinde? Evet, aadakilerin durumu gerekten de ok iyi. Onlara bir cennet yarattk ve lmden sonra sonsuz zevklerin kendilerini beklediini rettik onlara. Onlardan daha kskanlacak yaratklar tanyor musunuz bu dnyada?" "Duydun mu Buzruk mid? Hasan hakl olabilir..." "Demek ki yava yava kavramaya balyorsunuz! Biliyoruz ki bizler, grnen gereklerin ok kk bir noktasnn efendisi ve sonsuz byklkteki bilinmeyenin klesiyiz. Ben, bizi, gkyzn kefetmi olan bir bcek ile karlatryorum. 'uradaki bitki sapna trmanacam" diye dnr. 'Hedefe ulamak iin yeterince yksek grnyor gzme.' Sabahtan balayarak akama dek trmanr. Yukar ulatnda ise tm abasnn boa olduunu grr. Toprak

kendisinin birka adm altnda, yldzlarla dolu gkyz ise hl ok uzaklardadr. Tek fark bcein yukar kan baka bir yol grememesidir. nancn yitirmi ve kinatn sonsuz bykl karsnda bir hi olduunu kavramtr. Tm zamanlar iin, her trl mutluluk ansn yitirmitir artk." Byk Da'lere bir iaret yapt. "Gelin! Cennetten dnyaya geri dnen ilk mminleri karla-? malyz." ; 336 a-nn evresindeki kzlar camdan baktklarnda Sleyman' atrmek iin gelen hadm grdler. - l gmc gibi!" dedi Sara dnceli dnceli. "Fatma! Son bir kez grebilmemiz iin Sleyman'n yzn a!" diye yalvard Zeynep. Fatma uyumakta olan delikanlnn yzn at. ok sakindi, belli belirsiz nefes alyordu. Suratna ocuka bir ifade yerlemiti. Kzlar byk gzlerle ona baktlar. Zeynep parmaklarn srd ve zn baklarla onu okad. Fatma Sleyman' abucak rtt tekrar. Hadmlar ieri girdiler ve tek kelime etmeden delikanlnn vcudunu sedyeye yklediler. Gidileri de gelileri gibi sessizce oldu. Hadmlarn dar kmalaryla beraber, kzlann hkrmaya balamalar da bir oldu. Halime ac dolu bir lk atarak alamaya balad, sanki diri diri derisini yzyorlard. Hadmlar bu defa da Yusuf u almaya gelmilerdi - fakat burada sadece Cada ve kk Fatma aladlar. Zleyha onlarn geli ve gidilerini ses karmadan izledi. Duygularn aa vurmayacak kadar gururlu idi. $ "Bu da hkmranlnn sonu oldu" dedi Hanefi'ye yalnz kaldklarnda. "Bir gece iin bir erkee sahip oldun. imdi de onu sonsuza dek kaybettin. Biz hibir eye sahip olmamakla belki de senden daha anslyz." Zleyha tasasz bir cevap vermeye alt. Ama acs ok bykt; dudaklarn srarak ban yastklara gmd. "Kalpsizin tekisin Hanefi" dedi Esma fkeyle. "Onu zmek istememitim." Ve Zleyha'ya yaklaarak salarn okamaya balad: brleri de ona uyarak, mutsuz kzn salarn okamaya ve onu teselli etmeye altlar; ta ki uyku gzyalarn kurutuncaya kadar. Hadmlar bni Tahir'in uyuyan vcudunu almaya geldikleri zaman, Meryem kzlardan odalarna ekilerek uyumalarn rica etti. Saylar bu akam pek kabark deildi zaten, Fatma'nn ve Zley-ha'rn etrafndaki kzlar, zaten kklerinden kmamlard. Sonuta Meryem yalnz bana uyudu. Bununla birlikte Haliv37 menin varl ve ocuka konukanl, ona ok yardmc olurdu Acaba bu zor akam nasl geirmiti? Dier kzlarn durumlar nasld? Dndke huzuru kayordu. Ama yarna kadar beklemek zorundayd! Beklemek! - ve belki de afak klarnn dataca karanlk dnceler ile boumak! Btn kaderi buydu ite. Hasan canl yklerini koridorun banda brakan hadmlara dnd: "Her ey yolunda gitti mi?" "Her ey yolunda gitti ey Seyduna!" Arkadalarna asansrn hareketli hcresine binmelerini rica etti. Sedyeleri de oraya koymulard. Ksa sre sonra, grnmeyen siyah kollar onlar en yukarya karmlard bile. Yukanya vardklarnda Hasan uyuyan delilcanllarn zerlerini at. "Olduka yorgun grnyorlar dorusu!" dedi Buzruk mid yavaa. Hasan glmsedi. "ok uzun zaman uyuyacaklar. Uyanma vakitleri gelince baarl olup olmadmz anlayacaz." Delikanllarn hava alabilmeleri iin hcrenin giriini rten perdeyi yana ekti. Kapnn yanna bir nbeti diktikten sonra arkadalarn uurlad. "Trajedimizin ikinci perdesi de sona erdi" dedi onlara. "Yarn tekrar burada buluuruz. yi geceler."

Aadaki bahelerde ise hadmlar i basndaydlar. Narin fenerleri asl olduklar yerlerden indirerek, ilerindeki mumlar sndryorlard. Bazlar snmt ama bazlarnn iinde hl titrek bir alev vard. Bahelere tekrar gece hakim olmutu. rkek gece kelebekleri tekrar umaya balamlard. Yarasalar da bceklerin peindeydiler. Uzaklardaki ormann iinden ise kh bir baykuun, kh bir panterin sesi geliyordu. Son fener de snmt. Gizemlerle dolu harika bir yaz gecesiydi. Gkteki yldzlar binlerce esrarl alevle parlyorlard - uzak, eriilmez. Mustafa elindeki mealeyi serte sallayarak alevlerin canlanmasn salad. Mealenin kayktaki dier alt hadm da aydnlatyordu. 338 "Geerken kzlara bir gz atalm" diye nerdi H -Esad. "Bu akam onlar iin olduka J ans itmeni faMa ve^,alJnm ^SSSST^-, gizleyen perdeyi yana ekti; Mustafa rf* Z, ad kap,y deki meale ile etraf, aydn att |L J , "^ irerek elin" uyuyorlard,. Yastklara g^i^e^ ^ "' '<armaa 'Cnde kimisi de bir e.bisenin ve^Ctanfv^? "'' '<mS *"'CP'akt,, mlerdi. Byk ounluk sST ""^ y'6 br rtn" me zahmetine bile Llznna^Tc 1?* ^ m*k^ sil-nn altnda, ipek ve bmX" bu. ,,ann'n Ve n**-i oldu. "uraya bakn! Sanki saSanS "T^ ^ ^~ Grd manzara Mustafa v o h lkm,$S'biler!" ki mealesini elinden d >mek zo^ ^'^ Emiti odadan d.an firlad, gTZ neZl ^ ^""yarak iine doru hayk.rmaya ^ad. "^ ktU Ve gecenin J*. adam v^, Wr ^ Amm A||ah.|m| Ba ^ ta|e ^ 339 XIII r Ma/rtesi gn, daha sabahn erken saatlerinde, ByJ<. Da'ler anlatklar zere Hasan'n odasnda bulutular. "Biraz nce, hl uyuyan delikanllara baktm" dedi onlara Hasan selamlama faslndan sonra. "Sanrm artk onlar uyandrma vakti geldi." Onu takip ettiler. Hasan pencereleri rten perdeleri ekince, ieriye gz kamatrc gne doldu. Sonra da odaya girerek gizli geide yneldiler. Delikanllar hl sedyelerin zerinde yatyorlard. Grne gre huzurlu bir uyku iindeydiler. Hasan heyecan ve dikkatle delikanllarn suratlarn inceledi. "D grn itibaryla bir deiime uramam gibiler. Bilmemiz gereken, ilerinde neler olduu, ruhlarnda ne gibi deiimler olduu. Bunu da hemen imdi reneceiz." Yusuf u omuzlarndan tutarak sarst. "Yusuf beni duyuyor musun? Gn aydnlanal ok oldu sen hl uyuyorsun!" Yusuf irkilerek gzlerini at, dirseklerine dayanarak, aknlkla etrafna baknd. Tek kelime etmeden ve dnceleri bambaka yerlerde olarak, dik dik nderlere bakt, kendine gelmesi uzunca bir mddet srd. Ve suratnda snrsz bir aknln izleri okunuyordu. "Btn gece ne yaptn ki bu kadar ge uyanyorsun?" dedi Hasan ve muzip bir tavrla ona bakt. "zninle cennette bulunuyordum ey efendim" diye cevap verdi br ve korkuyla ona bakt. "phesiz gzel bir ryayd olum." "Hayr hayr, gerekten de cennetteydim..." "Yusuf beni kandrmaya utanmyor musun?! Arkadalarn byle bir palavraya kim bilir nasl glecekler." 340 "Ey Seyduna, gerekten de cennette olduuma eminim, biliyorum bunu!" "Demek ki sana cennet bahelerinin anahtarn verdiime ikna oldun!" "En ufak bir phe glgesi bile olmadan ey Seyduna!" Konuma sesleri Sleyman' uyandrmt. Yatanda dorul-mutu, baklar Hasan ile Yusuf arasnda gidip geliyordu. Onun da suratnda sonsuz bir aknlk ifadesi vard.

Aniden her ey aklna geldi ve telala vcudunu yoklamaya balad. Parmaklar cppesinin cebinde dolat zaman, Hali-me'nin bilezii eline geldi. Suratnda dehet ifadesi belirmiti bu defa! "Bakn! Sleyman da uyanm. Onun da, gece boyunca neler yaptn merak ediyorum, bu saate dek uyuduuna gre!" "Allah'n ve senin izninle cennetteydim ey Seyduna!" "Hadi hadi! Grdn ryay gerek mi sanyorsun?" "Hi kimse orada bulunduuma inanmamaya cret edemez... Demek istiyorum ki gerekten ve her eyimle orada bulunduuma dair bir delilim var." "Delil mi? Onu bta gster!" Sleyman bunu sylememesi gerektiini ok ge anlad. Telala kendisini hakl karmaya alt. "Nasl olup da elime getiini bilmiyorum. Kendimi ok yorgun hissediyordum, tutunacak bir yer aradm ve aniden elimde bu bilezii hissettim. Ondan sonrasn hatrlamyorum." "Ver bakaym." "Sleyman zntyle ganimetini uzatt. Byk nder korkun bir bakla bilezii inceledikten sonra onu dalere uzatt. "Gerekten de inanlacak gibi deil" dedi. "Bu bilezik gerekten de cennetten gelmie benziyor." "Zleyha'nn da buna benzer bir bilezii vard" diye Yusuf lafa kart. "Ama yanmda bir hatra gtrmeyi yasaklamt bana." "Sleyman Sleyman" dedi Hasan ban sallayarak. "Bu bilezii ele geirmene hayret ediyorum dorusu. Nasl olur da cennette hrszlk yaparsn?" 341 Zavall delikanl korkmaya balamt. "Nairn ve beyde'nin bana asla inanmayacaklarn dndm. Bu nedenle de bilezii alkoymaya karar verdim." "Yoksa arkadalarnn arasnda byk bir yalanc olarak m tannyorsun?" "Benim onlara anlatacam eyleri onlar bana anlatsalard, ben de onlara inanmazdm!" "ok iyi! imdilik bu bilezik bende duracak. Seni tekrar cennete gndereceim zaman, bilezii benden alabilirsin. Fakat orada kendini nasl affettireceini imdiden dnmeye balasan iyi olur!" Bir sreden beri uyank olan ama daha kendine gelemeyen ib-ni Tahir konumay aknlkla dinliyordu. Yava yava, gece olup bitenler aklna gelmeye balamt. Elini gsne gtrd ve bir an iin rperdi: Kalbinin tam altnda Meryem'in dilerinin acyan izleri vard. Hasan ona dnd. "ki arkadann azndan da inanlmaz eyler iitiyorum. Onlar, dn akam seninle beraber bu kk odada brakmtm. imdi de beni, gece boyunca bu odada bulunmadklarna, aksine baka bir dnyaya gittiklerine ikna etmeye alyorlar. Sen soukkanl ve dnen bir kafaya sahip olduun iin, onlara inanmamam gerektiini anlamaya al. Aksi takdirde oturduumuz yerin, gece hayaletlerin aknna urayarak, insan Allah bilir nerelere kardklarn dnmek zorunda kalacam..." "aka yapmay sevdiini biliyorum ey Seyduna! Geceki yolculuumuzu sana borlu olduumuzu da biliyorum... ve imdi de bizi denemek istiyorsun!" "Demek sen de bni Tahir! Sen de geceyi u anda iinde bulunmakta olduumuz odada geirmediini iddia ediyorsun! Demek ki cennetin anahtarlarna sahip olduumu sylediimde, sadece mecazi bir eyi kastetmiyormuum!" "Affet beni Seyduna. Kalbime bir daha asla phe szamayacak." "Pekl dostlarm. Fakat bilmek istediim bir ey var. Gece boyunca nerede olduunuzu soran arkadalarnza ne cevap vereceksiniz?" "Gerei syleyeceiz: Efendimizin ltfuyla cennetteydik. Hepsi bu." 342 "yle olsun. Umarm imannz her zaman bu kadar salam kalr. nk yaknda bana lzm olacak! imdi arkadalarnzn yanna gidin." Muhafzlardan birini ard ve onlar aaya gtrmesini syledi. Byk Da'lerle yalnz kaldnda, gzle grlr biimde rahatlamt. "Her ey ngrdm gibi gerekleti." Ebu Ali kollarn aarak onun zerine atlad.

"Allah-u Ekber!" diye bard. "Arimed'in noktasn buldun." Kucaklatlar. "Son ana kadar baar kazanacandan kuku duydum" diye itiraf etti Buzruk mid. "Fakat imdi, insan tabiatn deitirmeye muvaffak olduuna inandm. Bu hahailerle, gerekten de korkun bir silah yarattn!" "nc perdenin sonu" diye i geirdi Hasan. '"Uyan veya Hayal Bahelerinden Dn' diye adlandrlabilir." Arkadalarndan nn Byk nder tarafndan arlmas ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar da geri gelmeyileri fedaleri meraklandrmt. Aralarmda ateli tahminler ve tartmalar yapyorlard. Yatak odasndaki deklerinin zerine uzanmlard ama gzlerine bir trl uyku girmiyordu. Talihli arkadalarnn geri dnerek, balarna nelerin geldiini anlatmalann merakla bekliyorlard. "Nihayet Seyduna hakknda bir eyler renebileceiz" diye seviniyordu beyde. "Sizce onlar niye artt ki?" diye sordu Nairn endieyle. "Niye mi? Byk ihtimalle Trk bayran zapt ettiklerinden tr kutlamak iin..." "Sana sormadm: Daha zeki birinden cevap bekliyorum." "Yoksa onlar cennete gtrmek istediini mi sanyorsun?" diye alay etti Abdullah. "Elbette ki onlar mkfatlandrmak iin ard. Belki de dier dalerle beraber yemek yiyorlardr." "Belki de haklsn" dedi Cafer dnceli dnceli. "Peki o halde niye bu saate kadar dnmediler?" beyde aknd. "Belki de onlara ok erefli bir grev verildi... Belki de kaleyi oktan terk etmilerdir?" 343 "Btn bu amasz lakrdlar neden?" diye sordu Abdurrahman. "Kendileri bizzat buraya dnp neler olduunu bize anlatmayana kadar, nerede olduklarn ve neler grdklerini bilemeyiz. imdi yaplacak en iyi i yatp uyumak... Hak edilmi bir dinlenme kadar gzel bir ey yoktu!" Ertesi gn, arkada aniden ortaya ktklarnda, dierleri oktan uyanmlard. Hepsi de onlarn zerlerine atldlar. Her kafadan bir ses kyor, herkes bir ey sormak istiyordu. "Durun da nce yatak odasna gidelim" dedi Sleyman. "Orada konuabiliriz. Karnm a ve ikenceye uram gibiyim. Ayakta zor duruyorum." arkada yatak odasna gelir gelmez, kendilerini glkle deklerine attlar. Dierleri onlara st ve ekmek getirmilerdi. "Kim balamak istiyor?" diye sordu Sleyman. "Sen bala" diye cevap verdi Yusuf. "Son derece sabrszm, onun iin, olanlar batan sona dzgn olarak anlatabileceimi sanmyorum... Ve tek bir kiinin bile bana inanmamaya cret etmesi durumunda lgna dneceimi dnyorum, bu da baka bir mesele." Fedaler dein etrafnda halka biiminde oturuyorlard. "Mucizelere inanyor musunuz?" diye balad Sleyman. Fedaler birbirlerine baktlar. "Eski zamandaki mucizelere, evet" dedi Nairn. "Peygamber baka mucizelere inanmamz yasaklamtr." "u uzun dilliye bakn hele! Peki Seyduna ne retiyor?" "Onun mucizeler hakknda ne dediini bilmiyorum." Sleyman'n ses tonu Naim'i daha dikkatli olmaya sevk etti. "Allah'n Seyduna'ya cennetin anahtarlarn vermi olduunu renmedin mi?" Odada elle tutulur bir sessizlik vard. Sleyman zafer dolu baklarn fedalerin suratlarnda dolatryordu. Yeteri kadar merak uyandrdna kanaat getirince, yksek sesle bard: "Fedaler! Geen gece Seyduna bize cennetin kaplarn ama ltfunda bulundu." 344 Fedaler tek kelime etmeden birbirlerine baktlar ve aniden kahkahalarla glmeye baladlar. Sadece gece yolcusu tavrlarn deitirmemilerdi. "Bizi aldatmak iin aralarnda anlamlar" diye alay etti Abdurrahman. "Her zamanki gibi Sleyman bizimle alay ediyor" diye ekledi Nairn. ibni Vakkas kmseyerek dudak bkt: "Bo verin onlar, iip iip ahrn birinde szmlar herhalde. Suratlarndan belli zaten. Bu sama palavra ile de utanlarn rtmek istiyorlar..."

"Byle olacan biliyordum" dedi Sleyman fkelenerek. "Sen anlat onlara bni Tahir. Seni dinlerler belki." "Bu kadar aka yeter!" diye bard beyde sinirlenerek. "imdi sizin Seyduna'y grp grmediinizi bilmek istiyorum." te bu anda bni Tahir sze balad: "Dinleyin dostlarm. Bu gece yaadklarmz gibi inanlmaz eylerden sz etmenin ok g olduunu kabul ediyorum. Bizimle elenmenizi ele ok tabii karlyorum. Fakat Sleyman'n syledii her ey gerein ta kendisi. Ltfen biraz sabredin ve dinleyin. Onun devam etmesine msaade edin..." $Surat son derece ciddiydi ve sesinde akadan bir nebze bile olsun eser yoktu. Fakat bu olanlar her eye ramen bir dankl d deil miydi? "Bylesine inanlmaz bir eyi bana yutturmaya alan babam bile olsa, onu hemen yalanclkla sulardm" dedi Cafer. "Fakat senin de bu oyunun iinde olman ok garip dorusu bni Tahir. Fakat Sleyman'n anlattklar... Neyse, bizim iin hazrladnz gzel masal dinleyelim bakalm." Sleyman ban kaldrarak etrafndakilere bir kez daha bakt ve her eyi en bandan anlatma zahmetine katland; kuleye nasl ktklar, kapda nbet tutan dev gibi silahl muhafz, Ebu Ali'nin onlar Seyduna'nn karsna kartmasn. Baz ayrntlar atlamas durumunda Yusuf onu tamamlyordu. Bylece delikanllar, Byk nder ile yaptklar konumay en ince detayna kadar anlattlar. Sleyman, anlattka anlatyor ve fedaler sylediklerini giderek 345 daha byk bir ilgiyle dinliyorlard. Sleyman Seyduna'nn kendilerine, iinde yatak bulunan hcreye girmelerini emrettii sahneyi anlatmaya balad an, herkes nefesini tutmutu. Tm gzler Sleyman'n dudaklarna evrilmiti. bni Tahir de ilgiyle dinliyordu. Farknda olmadan elini gsne gtrmt, Meryem'in kendisine brakt hatray hissetmek istiyordu. Yine gnlk yaamn sradanlna dnm olsa bile, geildii olaanst gecenin, kalbinin tam zerindeki delili, kalbinin kt kt arpmasna neden oluyordu. inde yeni bir inan domaktayd: Tecrbe ve mantn delillerini gururla reddeden bir inan. Sleyman imdi de Seyduna'nn kendilerine o harika haplar vermesini ve kendilerin bilinmeyen lkeler zerinde uarken grmelerini anlatyordu. Bilincini kaybetmeden evvel grd ryay da anlatyordu... Ve sonra da cennette kendisine gelmesini. Fedailerin gzleri parlamaya balamt, yanaklarn ise ate basmt; sabrszlktan dolay gzle grlr bir biimde titriyorlard... Delikanl raporuna devam ediyordu: uyand zaman grdklerini, sra kkn ihtiamn detaylaryla anlatyordu. Ve sonunda gen kzlar... "Belki de hepsi bir ryayd." Bu sz, beyde'nin dudaklarnn arasndan kmt. Birbirlerine olan baklarndan, kafalarnda canlandrdklar hayallerin, onlar ne kadar etkiledikleri belli oluyordu. Kk Nairn bni Tahir'in yanna bada kurmutu. Surat bembeyazd, aynen, korkun hayalet hikyeleri dinleyen bir ocua benziyordu. "O odada grdm her ey" diye devam etti Sleyman "hi phesiz sizinle beraber urada oturmam kadar gerekti. Byle bir ihtiam tasvir etmek ok zor: Her ey altndan ya da gmten yaplmt. Yataklarn zerlerinde ormanlardaki yosunlardan daha yumuak olan hallar seriliydi... Yumuack kuty yastklar, inanlmaz bollukta ilhi yemekler, insan neelendiren ama zihnini bulandrmayan tatl bir arap. Ksacas, her ey tpatp Kuran'da anlatld gibi. Ve huriler, ocuklar! pek ve kadife gibi bir ten, iri ve parlak gzler, ve gsler... Allah! Sadece hatrladka bile ka346 nm kaynamaya balyor." Ak macerasn hibir ayrnty atlamadan anlatt. "Ah! Keke orada olabilseydim!" beyde yrekten gelen bu la engel olamamt. "Sadece bir tekine bile dokunmaya cret etseydin, seni kendi ellerimle paralardm." Sleyman'n gzleri bir delininki gibi parlyordu. beyde geriye ekildi. Arkadan tanyordu: Onunla aka yapmaya gelmezdi. Fakat onu bu durumda hi

grmemiti. Dn geceden sonra, ne olduunu tanmlayamad bir deiiklik hissediyordu onda, sanki tehditkr bir havaya brnmt. "Onlar benim hurilerim! Anlyor musunuz? Onlar artk bana aitler, hem de ebediyete kadar! Yaamma mal olsa bile, onlarn bir tekinden de asla vazgemeyeceim. Oh! Benim kk ceylanlarm! Sizin tasavvur bile edemeyeceiniz mutluluk kaynaklar! Hi biriniz onlarn bir tekini bile arzulama hakkna sahip deildiniz. Allah onlar bana layk grd! Ve gnn birinde, onlarn ilelebet bana ait olacaklarn dndke iim alev alev yanyor!" Besbelli ki Sleyman bambaka birisi olmutu. Hepsi ona hayret ve kuku dolu gzlerle bakyorlard - hatta azck da korku okunuyordu bu gzlerde. Arkadalarnn iinde bulunduklar ruh hallerini kavrayamayan bir tek Yusuf vard; belki de bu durum ona normal gelmekteydi, nk ayn deiim onda da grlyordu. Sleyman'n ak mace-ralarndaki kahramanlklarn sonsuza kadar abartmas zerine dayanamayarak lafa kart: "Bir gece iinde dokuz huriyi kadn yaptn anlatmayacaksn herhalde bize, yle deil mi?" "Niye yalan syleyeyim ki? Sen aynsn yapmadn m?" "Sleyman en ciddi konular bile abartmak zorunda galiba!" diye alay etti Yusuf. fkesinden hibir ey yilirmemiti. Sleyman elinden gelse baklaryla ldrecekti onu. "Diline hkim ol! Anlattklarmn hibiri Kuran'da yazl olanlardan fazla deil!" "yleyse Kuran m abartyor?" Herkes gld. Sleyman dudaklarn sryordu. 347 "Kadnlar, kahramanlklarm msralara dkmem konusunda ok stelediler. Fakat belki de hurilerin yalan'sylediklerini dnyorsunuz..." "O zaman oku onlar bize!" Halzasn toplamaya alt; fakat ksa zaman sonra dili dolamaya balad. Yusuf dizlerini dverek glmeye balad. Neesi brlerine de bulat ve herkes kahkahalar atmaya balad. O anda Sleyman bir ok gibi bni Tahir'in deinin zerinden uarak yumruunu Yusuf un suratnn tam ortasna gmd. Yusuf igdsel olarak darbeyi ald yere elini gtrd. Gzlerini iri iri aarak ayaa frlad; kan beynine sramt. "Ne! Bir ksran beni iftelemesine izin mi vereceim?" Yldrm hzyla Sleyman' duvara yaslad. Sleyman duvarda asl olan kllarn sakrdadklarn hissetti. Elini uzatarak kllarn birini kapt ve kan brm gzleriyle rakibine bakt. "Kpolu! Gel buraya! Seni geberteceim!" Yusuf bembeyaz kesildi. indeki tm hiddet bir anda snmt. Fakat bni Tahir onun kmldamasna meydan bile vermeden Sleyman'n zerine atlam ve kl tutan kolunu kavramt. Cafer, bni Vakkas ve dierleri de ona yardm ederek, saldrgann silahn elinden almlard... "Delirdin mi sen? Daha dn gece Seyduna seni cennete gnderdi, oysa imdi, arkadalarnn arasnda bir katliam yapyorsun! Ve sen de Yusuf, neden haddini bilmiyorsun? Neden onun lafn kestin? Hepimiz ayn hamurdan yorulmadk ve herkes gemisini bildii gibi yrtr." "bni Tahir hakl" dedi Cafer. "Brakalm da Sleyman sonuna kadar anlatsn. Sonra da sra Yusuf un." Hepsi de Sleyman'dan anlatmaya devam etmesini rica ettiler. Yusuf inatlkla kollarn gsnde kavuturdu ve deine uzanarak tavan seyretmeye balad. Sleyman ona elenen bir bak frlattktan sonra, anlatmaya kald yerden devam etti. Garip bir biimde, artk kimse, cennete gitmi olduklarndan phe etmiyordu. Cennet hakknda, onlara, binlerce soru yneltiyorlard, ksa bir zaman sonra ise cennet baheleri ve huriler hak348 knda bilmedikleri hibir ey kalmamt. Hepsi de l-,uu - .ayalini kurmaya balamlard, hatta tariflerden yola karak, tn beendiklerini kendilerine ayrmaya balamlard bile. "Ve sonunda dn gece uykuya daldn hcrede uyandn yeniden?"

Nairn bir ocuk gibi soru sorma sanatna vakft, "Aynen. Her ey tpk bir nceki akam gibiydi. Sadece Hali-me'nin bana verdii bilezii cppemin cebinde hissedebiliyordum, o kadar." "Seyduna onu niye elinden ald?" "Herhalde onu kaybedeceimden korkuyordu. Fakat bir daha beni cennete gnderecei zaman, bilezii vereceine dair sz verdi." "Ne zaman olacak bu?" "Bilmiyorum, ama Allah izin verirse, ksa sre sonra." imdi maceralarn anlatma sras Yusuf'a gelmiti. Balang ve sonu biliyorlard zaten. Anlattklarn sra kkte yaadklar ile snrl tutmak zorunda kald. arklar ve zellikle de danslar herkesi bylemiti. Byk bi| heyecanla Zleyha'nn zarafetini, gzelliini, dans srasndaki ehvetli hareketlerini anlatyor, marifetlerini ve ve biti rem iyordu. Kalbinin ona ait olduunu daha ak anlatamazd. Sadece Cada'ya gstermi olduu bir anlk ilgiden dolay znt duyuyordu ve kalbinin ait olduu kadna gsterdii sadakati abartmakta da hibir saknca grmyordu. "Sadece o benim kadnm" diye szlerine son verdi "dierleri ne kadar tatl ve ho olsalar bile, sadece onun emrinde, ona hizmet etmek iin varlar ve gzellikte hibiri onunla boy le-mez." Sleyman ok daha iyi bir anlatcyd. Yusuf un hikyesi onlar az ncekinin yars kadar bile etkilememiti. Sadece bir kez fedalerin soluklarnn tutulmasn salayabilmiti; o da, gizemli klarla aydnlatlm bahelerde yapt gezintiydi. Sleyman bunu yaamamt ve imdi de sra kkn kendisini ok fazla etkilemi olmasndan ve darya bir kerecik bile olsun bakmamasndan znt duyuyordu. 349 bni Tahir macerasn ksaca anlatt. Meryem'in kendisini nasl karladn tasvir etti onlara. Kendisini bahelerde gezdirmi ve el-Araf in duvarlarn gstermiti: Duvarn zerinde bir glge dolap duruyordu. Bu glge, bir zamanlar ana-babasnn isteine kar gelerek slam iin ehit den yiitlerden birisinin ruhuydu. Meryem hakknda ise Da ibrahim'den daha akll olduunu sylemekle yetinmiti. Bir anlk tereddd srasnda, bir cins byk kedinin kendisine saldrmasn da anlatmt. Kedinin isminin Ahriman olduunu duymutu. Bu hayvan, el-Araf ve eski yiidin glgesi... Bunlar fedalerin meraklarn krkleyecek eylerdi; fakat bni Tahir bu sabah hi de konukan deildi dorusu. "Brakn da biraz dinlenelim" dedi sonunda. "Nasl olsa yaknda anlattklarmz dinlemekten bkacak ve en az da bizim kadar bilgi sahibi olacaksnz." Bunun zerine, eneleri daha dk olan Yusuf ve Sleyman'a dndler tekrar. Ksa zaman sonra arkada, kendilerini ilahlarla bir tutmaktan ekinmeyen eski Pers krallarna benzemilerdi fedalerin gzlerinde. Apama gece boyunca gzn bile krpmamt. Karanlk, genliinin muhteem gnlerine ve harika gecelerine ait olan anlarnn tekrar canlanmalarna neden olmutu. Korkutucu bir kesinlikle, en kk ayrnty bile hatrlyordu. Cehennem straplar ekmekteydi. Bir zamanlar barolde oynad ve bitmesini hi arzulamad oyunda, kendi dn seyretmek, ona korkun aclar veriyordu. Artk ak krallnda bakalar hkmediyordu. Gnein ilk klarnn Elbruz dalarnn zirvelerini altn rengine boyamasyla beraber ayaa kalkt. Umutsuz bir ifade, kl rengi bir surat ve karmakark salarla, dallarn oluturduu rgnn arasndan ufka doru bakmaya balad. Arkasnda gerek dnyaya dnmesine tm zamanlar iin engel olan Alamut kalesi ykseliyordu. Fakat bu ihtiyar ve irkin haliyle gerek dnyada ne yapabilirdi ki? Allah'a krler olsun ki Hasan, onu, iinde bulunduu sefaletten kurtarm ve tekrar insan gibi yaamasn salamt! Krall burasyd artk. phesiz ac dolu bir krallkt buras, nk 350 kendisine daima gemiin atafatl gnlerini hatrlatyordu. Fakat bir bok yn zerinde yava yava rmektense dm bir melein ac gururunu tamay yelerdi. zntye adanm geceler boyunca, Hasan'n hayatndaki rolnn ne olduunu sorup duruyordu kendi kendine. Eskiden, ok uzun yllar nce, gen ve yakkl, yar

peygamber ve yar hayalci bir apknd Hasan. Ama aradan geen zaman ve ondan ok daha nemli adamlar, onun hafzasndan oktan silinmilerdi. Eer zamannn politik kavgalarna ve dini tartmalarna bu kadar youn biimde bulam olmasa, onun adn bile unutaca kesindi. ok derin bir sefaletin iinde olmasnn zerinden, daha iki yl bile gememiti. Beklenmedik bir anda, kendisine ondan bir mektup getirilmiti. Bir kalenin efendisi olduunu ve kendisine ihtiyac olduunu, abuk gelmesini yazmt ona. Kaybedecek hibir eyi yoktu; kararn abucak verdi. stememesine ramen iinde solgun bir mit domutu. Nihayet tm kudreti ile Hasan' grd. Yoksa o kendisini seviyor muydu hl? Bilmiyordu. Fakat sonunda, ac gerei kabul etmek zorunda kald. Bir zamanlar kendilini tm kalbiyle sevmi olan adam, artk iindeki atein bir bakas iin yanmakta olduunu bile ondan gizlemiyordu. Evinden dar kt. Aalarn dallarnda binlerce ku cvldayordu. Otlarn zerlerinde i damlalar vard. Bu harika yaz sabah, aclarn daha da derinletiriyordu. Sonunda ac anlar bir kenara brakt, yzn ykayarak kendisine gelmeye ve karmakark salarn dzeltmeye alt ama daha da korkun gzkmekten baka bir ey elde edemedi. Sonra da hadmlarn uyumakta olduu bitiikteki eve gitti. Yar ak kapdan adamlarn horultular iitiliyordu. Bu rahat, huzurlu uyku, onu iyice ileden karmt. Yk-, sek sesle ieriye, gnn oktan aydnlandn, alma vaktinin geldiini bard. "Lanet olas cad!" Mustafa sinirlenmiti; Adi ise glmekteydi, "ihtiyar orospu, seni hangi lam ukurundan getirdiler buraya?" Apama sinirlenerek kapy ardna kadar at. Havada uan nes351 neyi fark ettiinde, terlii kafasna yemiti bile. Bir srayta dar kt. "Durun bakalm kpek soylar! Seyduna srtlarnz dilim dilim dorayacak..." Gmbrtl kahkahalar evi sarst. "Kayklara gidin hayvanlar! Unutmayn kzlar geri gtreceksiniz. Ve abuk olun ki Seyduna onlar bu halde yakalamasn." Esneyerek ayaa kalktlar, rengarenk cppelerini zerlerine geirdiler ve hi acele etmeden dar ktlar. Bu arada aalk ihtiyara en kk bir bak frlatmaktan bile imtina ediyorlard - geri bu nefretin sebebini her iki taraf da bilmiyordu ama yine de olanca iddetiyle srp gitmekteydi. Kanaln kysnda stnkr ykandlar ve kayklara binerek ksa zamanda nehrin ortasna ulatlar. Apama Adi'nin yanna oturmutu, dierleri de onun zerine su sratmak iin ellerinden geleni yapyorlard. "Durun bakalm aalk yaratklar! Son glen iyi gler! Allah neden hadm edildiinizi iyi bilir ya..." "Dikkatli ol, Yoksa geri kalan o azck Erkekliini de kesiveririm Ve Artk bir kz olursun!" Adi kayn tehlikeli bir biimde sallanmasn salad ve arkadalar ihtiyarn suya dmemek iin kpeteye sarldn grnce neeyle gldler. Nihayet Fatma ve arkadalarnn uyumakta olduu kk adaya vardlar. Apama karaya karak kke doru yrmeye balad. Bu arada tabiat tamamen uyanm ve da yamalarn okamaya balamt bile. Camdan salonun iine bakt. Kzlar yastklarn arasnda utanmazca yatyorlar ve derin derin uyuyorlard. Bir intikam melikesi gibi ieri dald, byk tokma yakalayarak iddetle gonga vurdu. Kzlar byk bir korkuyla uyanarak ayaa frladlar. "Sizi gidi orospular! Btn gece fuhu yaptnz, imdi de ml 352 ml uyuyorsunuz! abuk kaya binin ve eve gidin, Seyduna sizi bu halde yakalarsa hakknzda hi de hayrl olmaz!" Kzlar pelerinlerine brnerek kanala gittiler. Kendilerini uyandran konserin yaratt aknl henz zerlerinden atamamlard; karmakark salar ve uyku akan gzleriyle kayklara sktlar. Kar kyda Meryem 'onlar beklemekteydi. Makyaj yapmak ve dudaklarn boyamak iin vakit bulmutu; ama ok

kt bir gece geirdii her halinden belliydi. Baklar Apama'nn baklaryla karlat; Meryem ilk defa bu baklarda bir muvafakat okuyordu. htiyar kadn hadmlarla beraber dier kklere de giiti ve orada uyumakta olanlar ayn ekilde uyandrd. Sonra tekrar kyya dnd ve orada beklemekte olan Meryem'le bir kez daha karlat: "Uyuyamadn m?" "Hayr. Ya sen?" "Ben de uyuyamadm." "Yaantmz gerekten de ok garip. Aslnda yle demek istiyordu; Korkutucu. Fakat Apama onu anlamt. Zleyha ve arkadalar, telala, gecenin izlerini yok etmeye alyorlard, ikindi namazndan az nce eski dzen kurulmutu. Hayat devam ediyordu.' leden sonra ise Hasan, drt muhafzn eliinde onlar ziyarete geldi. taatkar bir ekilde evresinde yarm daire oluturarak beklemeye baladlar. Gecenin nasl gemi olduunu kendi azlarndan dinlemek istediini syledi onlara. Titreyen seslerle sorularna cevap vermeye baladlar. Ahiden cebinden altn bir bilezik kararak, kzlarn burunlarnn ucuna uzatt: "Bu bilezik hanginizin kolundayd?" Halime bilezii hemen tand ve az kalsn korkudan baylacakt. En kk bir ses karacak durumda bile deildi. Dierlerinin de kendilerini hi de rahat hissetmedikleri belli oluyordu. Meryem tek tek kzlarn yzlerine bakt; Halime'ye geldii zaman ise hemen anlad. Hasan'a sessizce yakard; ama dudaklarnda muzip bir glmsemenin izlerini grnce biraz rahatlad. "Demek ki bu bilezik hibirinize ait deil. O halde feda bana yalan sylemi olmal..." Delici baklarla Halime'yi szyordu. Kzn yanaklarndan iri yalar akmaya balad; enesi tir tir titriyordu. Kendini celladn nnde diz km olarak grmeye balamt bile ve ensesinde souk metali hissediyordu. "Ne kadar gzel sevgili Halime! Aslnda beyinsiz kafanla ne yapmam gerektiini biliyorsun. Ve ayet delikanl senin yznden srrmz renseydi, bunu hi acmadan yapardm. Bu defalk hayatn balyorum ama bir dahaki sefere celladn elinden kurtulamazsn!" Bilezii tekrar cebine koydu. Meryem'in bir iareti zerine Halime byk bir sevinle Ha-san'n ayaklarna kapand. Ona teekkr etmek isterdi ama konu-amyordu. Bu yzden elini pmekle yetindi. "Sonra gelecek olan misafirlerinizde daha gayretli olmanz istiyorum" dedi onlara veda ederken. "Bu geceki tecrbelere her zaman ihtiyacnz olacak. Gece ve gndz hazrlkl olun!" Kzlarn nnde hafife eildi ve Meryem'e kendisini takip etmesini iaret etti. "Bu akam beni bekle. Sana syleyecek birok eyim var." "Ba stne!" diye cevaplad - ama ilk defa onunla beraber olma dncesi kendisini mutlu etmiyordu. Akam olunca kzlarn hepsi havuzun etrafnda toplandlar ve birbirlerine nceki gece hakkndaki dncelerini ve tecrbelerini anlatmaya baladlar. Halime ise kzlarn az uzana oturmu, konumadan sylenenleri dinliyordu. Hayatnda ilk defa, gerekten yalnz kalmay istiyordu. Kalbinde byk bir sr gizliyordu. Kimse bilmiyordu bunu. Bu srr her nne gelene anlatma rizikosunu gze alamazd. Sleyman' seviyordu. Onu deliler gibi seviyordu. zellikle bir soru ruhuna strap veriyordu ama kimseye sormaya cesaret edemiyordu. Nihayet Fatma'ya ba vurmaya karar verdi. "Bir eyi pek iyi anlayamadm. Bir dahaki sefere de ayn misafirleri mi arlayacaz?" Fatma ona bakar bakmaz iinden geenlerin tmn anlad. Cevap verdii zaman, kalbi acma duygusuyla dopdoluydu: "Kimbilir sevgili yavrum! Hi birimiz bilmiyoruz bunu!" 354 Halime ona huzursuz bir bak frlatt. Aniden Fatma'nn her eyi anlam olmasndan phelenmeye balamt. Gerekten de Sleyman' bir daha asla gremeyecek miydi? Gece boyunca phe iini kemirip durdu. Tamak zorunda olduu yk kendisi iin ok ar deil miydi? Artk bir ocuk olmaktan vaz m gemiti yoksa?

Byk haber kaleye ayn gnde yaylverdi: Hasan bir gece iin, fedaye cennetin kaplarn amt. Ebu Soraka ad geen fedaleri bu konuda bizzat sorguya ekmeye karar verdi. Geldiinde de uyuyordu. Fakat arkadalar, onlarn azlarndan duyduklar her eyi tek tek anlattlar. Cesur adam in .alnndan boncuk boncuk terler akyordu. Hemen Ebu Ali'ye giderek, fedalerin, duymak isteyen herkese anlattklar eyleri anlatt. Ebu Ali glerek karlk verdi: v "Demek ki sylediklerine inanyorlar. nandklarna gre de syledikleri gerektir. Gerei sylememeye neden ihtiya duysunlar ki?" Ebu Soraka irkilere^ sylediklerini onaylad ve aceleyle hekimin yanna giderek en son haberler hakkndaki fikrini duymak istedi. "Bence Hasan bu kk numaray bizi tamamen kontrol altna almak iin evirdi" dedi Ebu Soraka. "Fakat, bu zaman dek, dorulua son derece bal'olan delikanllar, bu ireo yalan yaymalar iin nasl kandrdn merak ediyorum!" "Btn bu olanlarn arkasnda ok daha tehlikeli eyler olduunu hissediyorum" diye uyard onu hekim. Kalenin arkasndaki harem hakkndaki konumamz hatrlyor musun? Belki de orasn ze) olarak bu delikanllar iin hazrlatt." "Fakat o zaman neden srlarjn bize da amyor? Ne kadar az ey bilirsek, o kadar fazla tahmin yrteceimizi o da biliyor!" "Sana iyi bir t vereyim mi hrmetli da? Btn tahminlere bo ver ve duyduklarnn hepsini unut. Aksi takdirde derinin ne kadar kymet tayacan bilemem. nk ne Byk nder'le, ne de bu gen fanatiklerle aka yapmaya gelmez. imdiye kadar ok 355 ey duydum ve grdm. Fakat bni Sabbah'n etrafnda, tecrbelerimi ve mantm aan bir esrar perdesi var." Ebu Soraka'nn grevi bana dnmekten baka aresi kalmamt. Fakat kalbi huzurlu deildi. fedanin yaadklar, kendisini son derece rahatsz ediyordu. Da brahim olaya bambaka bir ekilde yaklat. nce ayn tekiler gibi ard. Sonra olaylar berrak mantyla inceden inceye tahlil etti. "Seyduna ne yaptn biliyor" diye balad szlerini. "Biz onun hizmetindeyiz. Gelien olaylar bize anlatmamasnn hakl bir nedeni vardr mutlaka." Koularda ise bu konu hakknda daha ateli tartmalar yaplmaktayd. Fedalerin yemek hizmetlerini gren birka astsubay ve asker, yemek esnasnda konuulanlar dinlemiler ve duyulmadk mucize haberini abucak etrafa yaymlard - nk nedense mucizeyi iitenlerin hepsi bir anda, cennet bahelerine yaplan gezinin doruluuna hi phelenmeden inanyorlard, hatta fedalerden bile fazla. Ksa bir sre sonra tm blk olan biteni duymu ve inanmt. "Allah kendisine bylesine yce bir kudret bahettiine gre, efendimiz gerekten de byk bir peygamber olmal" diye fsldyordu herkes. "Ya btn bunlar fedalerin bir uydurmasysa?" diye soruyordu arada srada birtakm pheciler. "Mmkn deil!" diye szleri kesiliyordu, mucizeyi fedalerin azlarndan bizzat iitmi olan birisi tarafndan. "Hepsi de son derece etkilenmi grnyorlard." Ve ilave ediyordu: "Her halkrda bu mucize, ismail retisinin yegane gerek reti olduunu ispat ediyor. Sadece hain bir kpek, bu mucizeye ramen Seyduna'nm misyonunu inkr edebilir." Dierleri de hep bir azdan ona katlyorlard. "Bugnden itibaren hibir znda acmayacam. Seyduna'nn byk bir peygamber olduuna iman etmeyen herkesi para para dorayacam!" 356 "Evet! Zndk kpeklere kar dvmek, bizim iin gerek bir elence olacak! Hepsi kllarmzn altnda gebermeli..." Bu tr konumalar Emir Minuehr'in ilgisini ekmiti. Bir an ses karmadan dinledi. Sonra da her eyi bandan sonuna kadar bir kez daha anlattrd. Askerler merakla onu inceliyorlard. Fakat, su-ratndaki en kk bir kl bile

kmldamyordu. Kendisinden bir aklama beklendiini anlad zaman unlar sylemekle yetindi: "Fedaler Byk nderin ltfuyla cennette gittiklerini iddia ediyorlar ve o da buna kar kmyorsa, demek ki buna inanmamz ve davranlarmz ona gre dzenlememiz gereklidir. Buna ramen odasna geri dnerken alnn krtrmt. O da Byk nderin planlarn neden kendilerine de anlatmadn merak ediyordu. Fakat birliklerinde fark ettii o vahi heyecan, kendisini daha da ok rktyordu. Ne olduunu tam olarak kes-tirememesine ramen, bu olayn arkasnda bir sahtekrln yattna emindi. Sadece tecrbeli eski askerlerinin, fanatiklerden oluan bir orduya dnmek iin bir iaret beklediklerini hissediyordu. Bu durumda her trl iddet eylemine hazr olan askerler, artk onu, komutanlar ol&ak kabul etmeyecek, aksine emirleri, grnmeyen bir gten, daha dorusu bizzat Byk nderin ruhani kiiliinden alacaklard. Fakat kendisini bu akntya kaptrmaktan baka ne gelebilirdi ki elinden? Bizzat Hasan, onu Emir unvan ile taltif etmiti; bu hem asker, hem de din bir unvand ayn zamanda. En iyisi, olaylar kendiliinden akla kavuana kadar sabretmek ve beklemekti. Kendisi yle ya da byle, bizzat Hasan tarafndan kurulan mekanizmann iyi alan bir dilisi deil miydi? Ona biilen grevden nasl kaabilirdi ki? Fedaler ta ki akam olana dek btn gn, arkadalarnn maceralar hakknda binlerce tartmaya girmiler ve yorum yapmlard. Hikyeyi batan sona inceden inceye aratrmlar ve akllarna taklan en kk mevzu zerinde bile, saatler boyunca dnp tanmlar, fikirler ne srmlerdi. "Sana saldran hayvann ismi gerekten de Ahriman myd?" diye sordu Nairn bni Tahir'e. "Muhakkak peygamber tarafndan 357 Demavend dandan karlarak, hurilere hizmet etmeye mahkm edilmi evcil hayvanlardan tekiydi." "Olabilir. Bu konuda daha fazlasn syleyemediim iin ok zgnm. Ama o kadar ok grecek ey vard ve zaman da o kadar azd ki..." Hepsi de o gece uyumakta zorluk ektiler. Deklerinde bir saa bir sola dnp duruyorlard. Kafalarnda, kendilerine en ince detaylarna kadar anlatlm cennetin hayalinden baka bir ey yoktu: Yar plak kzlar kendileri iin dans edip ark sylyorlard. Gen kzlarn soluklarnn kendilerini okadn hissediyorlar, hatta, yan balarnda, yastklara gml olarak yattklarn grr gibi oluyorlard. Odann her tarafnda inanlmaz bir sabrszln belirtileri vard: i ekmeler, di gcrtlar, bastrlm inlemeler... Gece yarsndan az sonra ay ak pencereden bni Tahir'in yatana vuruyordu, ibni Tahir iki tarafn abucak kontrol etti. Sleyman ve Yusuf rahata uyuyorlard. yi durumdalar diye dnd. Kendisinde garip bir huzursuzluk sezinliyordu. Acmasz bir kuku kemiriyordu iini: Macerasnn bir rya mahsul olarak grlebileceini pekl biliyordu, fakat, imdi ruhunun her zerresiyle sevdii Meryem'in gerekliinden nasl phe edebilirdi ki? Sabaha kar bir karara vard. Ayaa kalkarak, ses karmadan Naim'in yatana gitti. "Uyuyor musun Nairn?" diye fsldad alak sesle. "Hayr uyuyamyorum. Ne istiyorsun?" Ban kaldrarak ibni Tahir'i gvensiz baklarla szd. "Sr tutabilir misin?" Nairn korkmaya balamt. "Korkma. Kt bir ey olmayacak. Sadece sana bir srrm amak istiyorum." "Bana gvenebilirsin!" "Ali'nin kutsal adna yemin edebilir misin?" "Ali'nin kutsal adna yemin ederim." "yi. Benimle pencereye gel." Skmekte olan afan nda ibni Tahir Meryem'in kendisine brakm olduu alameti, o kk sr Naim'e gsterdi. 358 "Gryor musun?" "Evet. Sanki birisi seni srm." "Daha dikkatle bak!" "Ey Allah! Ne kadar kk bir az!"

"Bunlar onun dileri Nairn." "Meryem?!" rken delikanlnn srtndan souk bir rperti geti. "Evet, Meryem'in bana brakt hatra bu. Yaknda yok olacak. Bir para mum al ve atete yumuat, izlerin kalbn almam iin bana yardm etmelisin." "Seve seve Avni." Mum az sonra hazrd. bni Tahir onu eline alarak bir daire biimine getirdi, Nairn de gsndeki ize bastrd. Sonra da yavaa kaldrd. Meryem'in di izleri, bu ireti mhrn st yzeyine gemilerdi. "Allah!" diye inledi bni Tahir. ok mutluydu. "Bu andan itibaren benim en byk hazinem bu. Onu peygamberin kutsal emanetlerinden biriymi gibi saklayacam." Naim'e sarld. "Teekkr ederim dJstum. Srrm. paylatm yegne insan sensin. Dilini tutacan konusunda sana gveniyorum." "ansl lml" diye i ekti Nairn. "Ben de byle sevmek isterdim." "Belki de bu duyguyu tatmaman senin iin daha iyidir. Bu ak, ayn anda hem cennet, hem de cehennem..." Bu szlerden sonra birbirlerinden ayrlarak yatmaya gittiler. "Sen korkun bir efendisin" dedi Meryem, Hasan ona gece ziyaretinde bulunduu esnada. "Hepimizin yaam ve lm hakkn elinde tutuyorsun. Dn akamki misafirlerimiz ile ne yapmay dnyorsun?" Hasan dnceli dnceli bakt ona. "Bilmiyorum. Duruma bal." Renginin solukluunu fark etmiti. "Gryorum ki geen gece senin iin zorlu bir imtihand" dedi belli belirsiz bir alayla. 359 "ok dnmeme neden oluyorsun Ibni Sabbah." "Bir kadn dnmeye balad m tehlikeli oluyor demektir." "Dediin gibi olabilmeyi isterdim." "Ne yapardn o zaman." "Fedaleri uyarrdm sana kar." "yleyse kulemin onlarla sizin aranzda durmas iyi bir seim." "Belki de deil. Ama u anda yle. ok gszm." "Kadnlar, kadnlar! Aznz ok laf yapyor ama icraata gelince korkudan titremeye balyorsunuz. Bir an iin seni kendime ok yakn hissetmitim. Mutluydum. Ama imdi yine yapayalnzm." "Ne yapabilirim ki? Yaptklarn beni dehete dryor." Uzun sre sustular. Nihayet Meryem konumaya balad: "Geen gece baz kzlar gebe kalm olabilirler. Onlarla ne yapmay dnyorsun?" "Apama her eyi dzeltebilecek maddeler ve bitkiler tanyor. ayet baarl olamazsa, her eyi doann kanunlarna brakalm. Yeni bir kuaa her zaman ihtiyacmz var." "Zavall ocuklar, babasz byyecekler." "Yalnz olmayacaklar sevgili Meryem. Fakat iimde bana baka bir ey daha sormak istediine dair bir his var" dedi glerek. "Beni yanl anlaman istemiyorum." "Konu!" "bni Tahir nasl?" Bunlar sylerken kannn bana hcum ettiini hissediyordu. "O kadar nemli mi senin iin? Sanrm ak acs yznden kendisini hi de iyi hissetmiyor ve gn getike de ktye gidiyor." "Zlimsin!" "Zalim mi? Sadece en dorusu olduunu dndm eyi syledim." "Bir arzumu yerine getirir misin?" Hasan ona bakt. Bir ey sylemedi ama bayla konumasn iaret etti. "Ltfen, eer senin iin biraz deerim varsa ona ac." "Acmak? Bu da ne demek? Ben ne zulm, ne de acmay tanrm. Tm yaptm bir plan iletmek, hepsi bu!" 360 "Biliyorum. Ama senden rica ediyorum, plannn bni Tahir ile ilgili olan ksmna biraz msamaha gster."

"ok fazla ey istiyorsun! Yirmi yllk hazrln ne anlam var o zaman peki?" "Dinle. Bugne kadar sana daima itaat ettim ve edeceim. Sz ver bana." "Hayr! Yapamam. Bunu yapmak benim kudretimi ayor." "Peki, farz edelim ki bni Tahir kendiliinden gerei rendi. O durumda ne yapardn?" Hasan ona kukulu bir bak frlatt. "Ne demek istiyorsun?" "Kortuna. Belki de aksinin daha iyi olmasna Famen, ona hibir ey gammazlamadm." "Kendiliinden gerei rense mi? Yani planm yarya kadar kavram olsa? Sanrm o durumda beni anlard. Benim ruhumun bir ocuu olurdu. ayet... ayet beni bir dolandrc yerine koymazsa tabii. Bu durumda da tm dnyaya benim dolandrc olduumu ilan ederdi... Evet, bu daha gereki. Benim tm hayatm harcadm bir eyi, henz ayyatayken nasl anlayabilir ki?" "Yine de soruyorum sana: Sen ne yapardn?" "ok fazla soruyorsun. kimiz de yorgunuz. Ge oldu." Ayaa kalkt. Surat karanlkt. Meryem'in gzlerinde yalar parlyordu. "O daha bir ocuk." Hasan tek kelime etmeden kyya yrd ve Adi'nin kulland kaya bindi. 361 XIV c %raFultann nc birliklerinin Alamut kalesi nnde aldklar ar malubiyetin sonular, ksa zamanda grlmeye baland. Her taraftan kaleye, yeni gelimeler hakknda raporlar yayordu. Savan ertesi gn Abdlmelik, yirmi svari ile Rudbar kalesine gitmiti. Akama doru uygun bir uzaklkta mevzi almlard. Dman saflarna gnderilen keifiler, kalenin, saylar en fazla yz olan Trk askerleri tarafndan abluka altnda tutulduunu bildirdiler. Hava daha tam olarak aydnlanmam iti ki da adamlarna hcum emri verdi. Savalar yamatan aa bir akbaba srs gibi saldrdlar ve daha ilk anda dman askerlerinin yarsndan fazlasn krp geirdiler. Kalanlar ise drt bir yana doru arkalarna bakmadan kamaya baladlar. Daha sonra, birliiyle beraber drtnala Kazvin zerinden Rey'e giden Abdlmelik, sultann ordusunun zerine de keifilerini gnderdi. Oradan da Alamut'a geri dnd ve yol boyunca toplad yaklak iki dzine esiri de beraberinde getirdi. Sefer toplam olarak drt gnden fazla srmemiti. Tm Rudbar blgesi isyan bayra amt. imdiye dek gizlice Ali'ye iman eden ve sultanla Badat halifesinden nefret eden halk, lsmail zaferini kendi zaferi gibi kutlamt. Savatan hemen sonra Alamut kaplar, Byk nder'e hizmet eden heyecanl gnlller tarafndan alnmaya balamt bile. Ebu Soraka'nn onlarla uramaktan ban kayacak vakti olmuyordu. En gen ve kuvvetlilerini feda okuluna gnderiyordu. Minuehr ise bu yeni gelenlerle yeni birlikler oluturuyordu. Savata gayret gstermi olan eski askerlerden birou, astsubay rtbesi ile taltif edilmilerdi. Savatan nce erba ve astsubay olanlar ise daha erefli makamlara getirilmilerdi. Daha aradan on gn gemeden, yzer kiilik yeni birlik oluturularak mminlerin kk ordusuna dahil edildi. 362 "Btn sistemi yenilemeli ve yeni talimatlar yaynlamalyz" dedi Hasan, Ebu Ali'ye "ayet bu tecrbesiz birliklerden tek bir reti ve tek bir nder tanyan yeni bir ordu kurmak istiyorsak tabii. Peygamber mminlere arab haram klarken ok haklyd. Bizim baka trl davranmamz aptallk olur, nk kuru kalabalklar yerine, vurucu gc yksek olan salam ordulara ihtiyacmz var. Askerlerin de karar verme yeteneklerinin gelimesi lzm. Bu tr kuvvetleri sadece ok ak ve sert emirlerle harekete geirebiliriz. Ve emirlerimize kr krne itaat edilmesini de kesinlikle salamalyz." Bylece yeni birliklerin yemin trenleri, ikili elencelerle kutlanmad. Sadece, Ebu Ali birliklerin nne karak onlara yeni emir ve talimatlardan oluan uzun bir ferman okudu. Amirlerine bakaldran, emirlere itaat etmek istemeyen, kavga veya baka bir nedenle bir lsmail taraftarn ldren, Byk nder hakknda kt szler sarf eden veya emirlerine pheyle yaklaan, arap veya baka bir sarho edici madde ien, sefih bir hayat sren... herkes iddetle cezalandrlacakt.

Kendini dnyev zevklere kaptranlar, sadece kendi zevki iin mzik yapanlar veya dinleyenler, dans edenler veya bakalarnn danslarna katlanlar, batan kartc kitaplar okuyan veya dinleyenler-, ar bedensel ve ahlak cezalara arptrlacaklard. Fedalere ise kendi yeteneklerine uygun zel grevler verilmiti. Cafer Mutsufer'in hkm srd Rey ile Alamut arasnda, srekli, haberci olarak grev yapacakt. Nairn yeni birliklere din dersi veriyordu; bni Tahir ise tarih ve corafya. Yusuf ve Sleyman ise yeni feda talebelerine dv sanatlarnda ders veriyorlard. Her sabah bir zamanlar Minuehr'in kendilerine ders verdii yaylaya gidiyorlard. Kurnaz beyde bir keifi birliinin komutanln yapmaktayd. Grevleri ise sultann ordusunun hareketlerinin takip etmekti. Onun yardmcs konumunda olan Abdurrahman, ibni Vakkas, Abdullah ve Halfa, az bir zaman sonra, Kazvin, Rey ve Alamut arasndaki en ksa yollar ezbere renmilerdi. Emir Ars-lanta'n niyetini anlamakta da ge kalmadlar. Emir, mmkn olduu kadar ksa bir zamanda Kazvin ve Rey ehirleri ile Alamut 363 arasndaki yolu kesmek istiyordu. Bylece Alamut'un d dnya ile olan balants tamamen kopmu olacakt. Elbruz dalarnn eteklerine kurulu bulunan kaleden dalara doru kamann imkn yoktu. Hemen hemen hepsi ar yaralanm olan Trk tutsaklar, kendilerine yaplan iyi muamele karsnda akna dnmlerdi. Hekimin ve yardmclarnn becerikli elleri sayesinde yaralar ksa zamanda iyilemiti. Gn boyu odalarnda kalmak zorunda idiler; ama akamlan, odalar ile koular arasndaki alana karak temiz hava almalarna izin veriliyordu. Cerrahlar ve yemek getirmekle grevli askerler, onlarla gnden gne daha samimi konuuyorlard... ve onlara Allah'n Seyduna'ya bahettii inanlmaz kudret sayesinde, fedanin cennette geirdikleri o muhteem geceden sk sk bahsediyorlard. Yabanclar zellikle hayrete dren ey ise kim olursa olsun tm ismaili taraftarlarnn davalarna yrekten bal olmalaryd. Bu balln sebebi sorulduunda ise u cevap alnyordu: Seyduna byk bir peygamber ve ok yaknda tm slam dnyasn bir tek bayrak altnda toplayacak. Zaman zaman dalerden biri, hatta bazen bizzat Ebu Ali, tutsaklar ziyaret ediyordu. Sultann ordusunun bykl, askeri eitimleri, dini inanlar hakknda sorular yneltiyorlard onlara. Sonra da Ismail davasn ana hatlaryla anlatyorlar ve nderlerinin sayesinde ok yaknda dnya zerinde adaletin ve barn hakim olaca bir dzen kurulacan sylyorlard. Bu ekilde, tutsaklarn dini inanlar yava yava temelinden sarslmaya balanm ve gelecekte onlar yeni inanca balayacak ihtida olaynn temelleri atlmt. eitli nedenlerle kollar veya bacaklar kesilmek zorunda kalnan veya ar hasta olan bu zavalllardan birka, Hasan'n emri ile serbest braklmlard. Bu adamlarn sultann ordusuna giderek, Alamut kalesinde grdklerini ve duyduklarn anlatmalarn istenmekteydi. Bylece, ordunun savama azmi de ok yaknda krlm olacakt. Bu askerleri develerin srtna balayarak, silahl muhafzlar eliinde Kazvin'e kadar gtryorlar ve orada bir tren ile serbest brakyorlard. 364 Bahelere yaptklar ziyaretten sonraki gece, Yusuf ve Sleyman ok yorgun olduklar iin derin bir uyku ekmilerdi. Fakat ertesi gnn akamna doru, ilerinde ok garip bir huzursuzluk olduunu hissettiler. Bir eyler eksikti sanki ve bu eksiklik de ilerindeki garip hiddetin daha da artmasna neden oluyordu. En ufak bir uyku ihtiyac hissetmedikleri iin, ayr ayr gezintiye kmaya karar verdiler ve sonunda toprak tahkimatlarn orada bulutular. "Susadm" dedi Yusuf bir sre sonra. "ahrud'da yeteri kadar su var." "Benim iin ok az. Eer istersen sen iebilirsin hepsini." "Yoksa cann arap m istedi?" diye gld Sleyman. Yusuf karanlk baklar frlatt ona. "Yat borusu oktan ald." "Bana neden sylyorsun ki? ayet istiyorsan git kendin yat." Surlarn zerine oturarak, bir sre aada akan rman alamasn dinlediler. "Bana yle geliyor ki sanki bir eyler sylemek istiyorsun" dedi Sleyman sonunda merakl-alayc bir ses tonuyla.

Yusuf dilinin altndaki baklay eveleyip geveliyordu: "Senin durumunda bir gariplik^ok mu?" "Ak konu. Seni rahatsz eden nedir?" "Bana yle geliyor ki sanki i organlarm kor haline dnmler. Ate akaklarma vurdu. Dayanlmayacak derecede susadm." "O zaman neden su imiyorsun?" "iyorum imesine ama bir faydas olmuyor ki! Sanki hava yutar gibiyim. imdeki atei kesinlikle sndrmyor." "Biliyorum. Sebebi de u lanet olas haplar. Ah! Keke bir tanecik daha hapmz olsayd. Annda huzura ererdik." "Seyduna'nn bizi yakn bir tarihte yeniden cennet bahelerine yollayacan dnyor musun?" "Ne bileyim? Sadece o geceyi dnmek bile ateimin kmasna neden oluyor. Eriyecek gibi oluyorum." ok yaknlarndan mealelerini sallayarak bir devriye geti. Talarn arkasna saklandlar hemen. Gizlice yatak odasna geri dndler. Arkadalar oktan uykuya 365 dalmlard. Sadece bni Tahir uyankt; deinin stne bada kurarak oturmu ve srtn duvara yaslamt. Sanki bir eyi dinliyor gibiydi. Onlarn geldiini iitince irkilmekten kendini alamad. "Uyumadn m hl?" diye sordu Sleyman. "Uyuyamadm! Sizler gibi." Yusuf ve Sleyman soyunarak deklerine uzandlar - Odada dehetli bir scak vard ve susuzluklar giderek daha da artyordu. "Lanet olas byclk!" dedi Yusuf ve yana dnd. "Uyuman engelleyen anlarn m?" diye sordu bni Tahir. "Ne yapmak istiyorum biliyor musunuz? arap imek!" "Btn gece uyank kalmaya m niyetlisiniz?" dedi Yusuf fkeyle. "Yoksa sen uyumak m istiyorsun?" dedi Sleyman dalga geerek. Ertesi sabah tm organlar kurun gibi ard. Ayn gn Ebu Soraka onlara yeni bir grev verdi. Birka saat sonra kulelerden birinin bodrumuna tanmlard. Eski yatak odalarnda yeni talebeler kalacakt. Artk bir odada iki veya kii yatyordu. Yusuf, odasn, beyde ve ibni Vakkas ile paylayordu; bni Tahir Cafer ile Sleyman da Nairn ile kalyordu. ibni Tahir her sabah hocalk grevine balad zaman, derin bir zntden baka bir his olmuyordu iinde. Yeni gelenlere bakyor -ksa sre nce o da onlardan biri deil miydi?- ve mutlu talebelik gnlerinin ne abuk getiine hayflanyordu. Bir daha asla bu genler gibi masum olamayacakt. Onlar ve kendisi arasnda almaz bir duvar bulunuyordu. Ac bir glmseme ile onlarn tasasz konumalarn dinliyordu. Bir bilselerdi? diye dnmekteydi. Uykusuz geceler, ksa zamanda, gzel hatlarn irkinletirmi-ti: Derisi l gibi beyazd, yz hatlar sertlemiti, gzleri iyice ukura kam ve garip bir ifadeye brnmt... Artk karanlk, hemen hemen bombo gzlerle bakmaktayd dnyaya. "Bu bni Tahir, cennete gidenlerden biri" diye birbirlerine fsldyordu askerler o nlerinden geerken. Daha dn, sradan bir talebeyken, bugn, genlerin yreklerini titreten bir smail kahraman olmutu. Eskiden herkesin ismini 366 renmesini istediini hatrlyordu! Oysa imdi, hibir anlam ifade etmiyordu bu. Bazen kendisine hayranlkla bakan gzlerden rahatsz bile oluyordu. Bu anlarda kap gitmek, insanlarn olmad ssz yerlere yerlemek ve dnceleriyle ba baa kalmak istiyordu. Meryem'le... Evet, Meryem onu yeni gelenlerden ve eski arkadalarndan ayran en byk gizemdi. Azck uyumaya muvaffak olduu gecelerde, daima onu gryordu ryasnda! Sanki her zaman onunla berabermi gibi geliyordu kendisine. Bu yzden, her trl kalabalk onu rahatsz ediyordu: Bir anda kendini yeniden byl sra kkte buluyordu... Meryem zerine eiliyordu... Onu ok ak olarak gryordu, vcudunun tm hatlarn hatrlyordu, ta ki korkun bir ac ile uyanncaya kadar.

Ah! Keke ona dokunabilseydi! Gerekten de, Hsrev tarafndan irin'inden ayrlan Ferhad kadar ac ekiyordu en az. Akln yitireceinden korkuyordu sk sk. Sleyman ve Yusuf, hi olmazsa an ve hret ile teselli buluyorlard. Sabahlar, adamlaryla beraber at srtnda kaleyi terk ederlerken, hayranlk dolu baklar onlar izliyordu daima. Fakat gecelerini birer kbusa 4viren sinirliliklerinin fkesini talebelerden kartyorlard. Yusuf adamlarnn icraatlarndan memnun kalmad zamanlar bir arslan gibi kkryordu. Fakat talebeler, ksa zaman sonra, Sleyman'n fke nbetlerinin ok daha tehlikeli olduunun farkna vardlar. Talebelerin yapt bir hatay yakalad zaman frsat kanmayarak, kusurlarn herkesin ortasnda alenen suratlarna vuruyordu. Sleyman'n szleri bir krba gibi saklyordu o zaman. Yusuf ders anlatmaktan holanyordu: Ona soru sorulmasn seviyordu ve sorulan soruyu da elinden geldii kadar detayl olarak aklamaya alyordu. Kendisine sayg ve hrmet gsterilmesi yeterliydi onun iin. Fakat Sleyman'a bir ey sormaya cret eden bir talebe, tadn uzun zaman unutmayaca tokatlar da hesaplamak zorundayd. Gnler bu ekilde geiyordu. Fakat akamlar, korku ve dehetin hakimiyeti balyordu. Btn gece gzlerini bir kez olsun krp-mamaya mahkm olduklarnn farkndaydlar. 367 Birgn Sleyman, Yusuf ile bni Tahir'i bir kenara ekti: "Artk dayanamyorum! Seyduna'y grmeye gideceim." "ldrdn m sen!" diye bard Yusuf korkuyla. "Hibir faydas olmaz" dedi bni Tahir. "Bizim katlandklarmza sen de katlanmak zorundasn!" Sleyman kendisini kaybetti: "Fakat ben tahtadan yaplmadm ki! Ona gideceim ve her eyi anlatacam. Ya bana, dl cennete girmek olan bir grev versin, ya da kendimi ldreceim." Gzleri dnmt, yle ki sadece aklar grnmekteydi. Vahi bir hayvannkiler gibi parlyorlard, enelerini smsk bastrmt birbirine. Grn ile etrafa heyecan ve dehetli bir hiddet samaktayd. Ertesi gn, Ebu Soraka'dan, kendisini Ebu Ali'ye gtrmesini istedi. "Ondan ne istiyorsun?" "Onunla konumam lazm." "Neden? Bir ikyetin mi var?" "Hayr. Sadece ondan bir grev isteyeceim." "Zaman geldiinde, bunun iin istekte bulunmana gerek kalmadan sana verilecek zaten!" "Fakat benim Ebu Ali ile konumam lzm!" Ebu Soraka birdenbire Sleyman'n gzlerinde beliren delice parltlar fark etti. Kendi bulatklar pislii kendileri temizlesinler diye dnd. "Pekl! Bu kadar stelediin iin isteini Byk Da'ye bildireceim." Ebu Ali, Sleyman'n kendisi ile grmek istediini duyunca byk bir rahatszlk hissetti. "Bekle biraz" dedi Ebu Soraka'ya - ve ne yapmas gerektiini danmak iin Hasan'n kulesine gitti elelacele. "Sana onu kabul etmeni tavsiye ederim" dedi Hasan. "Sonra gel ve bana rapor ver. ok ilgin eyler duyacamdan eminim!" Ebu Ali Sleyman' byk toplant odasnda kabul etti. Kimseler iitmeden konuabilirlerdi orada. "Kalbinden neler geiyor! Benimle konumay niye istedin?" 368 Sleyman gzlerin yere indirdi. "Senden hrmetli Da, beni Seyduna'ya gtrmeni rica ediyorum." Ebu Ali armt. "Bu da ne demek oluyor! Seyduna sabahtan akama kadar bizim iyiliimiz iin alyor. Onun zamann m almak istiyorsun? Ona syleyecein her eyi, fazla beklemeden bana syle!" "Bu ok zor. Derdimin derman sadece o olabilir." "Konu! Sylediin her kelimeyi ona ileteceim."

"Artk dayanamyorum... Bana tekrar cennetin kaplarn aacak olan bir grev istiyorum." Ebu Ali rperdi. Sleyman'n baklarn grmt: Bu baklarda vahi bir alev parlyordu. "Sen delirmisin Sleyman! steinin bir tr bakaldr olduunu biliyor musun? Ve isyanlarn bizde lmle cezalandrldn..." "Bu ekilde ac ekmektense lmek daha iyidir." Sleyman bu szleri duyulur duyulmaz bir sesle nne fsldamt ama Ebu Ali sylediklerini iitti. "imdi git. DedUderini ona syleyeceim. Belki de kurtuluun tahmininden daha da yakndadr." Ebu Ali geri dndnde Hasan soran gzlerle ona bakt. "Ona, kendisini dl olarak cennete geri gnderecein bir grev vermeni istiyor. Artk dayanamadn sylyor." Hasan glmsedi: "Yanlmamm. Zehir ve baheler etkilerini beraber gsteriyorlar. En nemli imtihan pek uzakta deil artk." Sleyman ektii aclar sonucu yava yava akln oynatmaya balamt. Yine uykusuz gecelerden birinde, yavaa dorularak Naim'in deinin ayak ucuna oturdu. Nairn de o srada uyand ve ayann dibinde oturan karaltya aknlkla bakt. Onun Sleyman olduunu anlad zaman korkusu bir kat daha artt. "Ne oldu?" Sleyman cevap vermedi. Hi kmldamadan dik dik ona bakyordu. Solgun ve kk surat karanlkta parlyordu. Nairn yava yava Sleyman'n hatlarn daha iyi semeye balad. "Ne istiyorsun?" diye sordu ona aniden rkerek. 369 Sleyman sert bir hareketle zerindeki rty at. "Bana gsn gster." Nairn talam gibiydi. Aniden, Sleyman kendini onun kollarna att ve ehvetle kendisine doru ekti. "Oh! Halime! Halime!" diye inledi. "Yardm edin!" Naim'in imdat l geceyi yrtt. Koridordaki bir muhafzn ayak seslerini iittiler. Sleyman bir anda kendisine geldi. "Beni ele verirsen seni ldrrm. Sadece bir rya grdn..." dedi ve kendisini deine att. "Sen mi bardn Nairn?" diye sordu o anda ieri giren muhaliz. "Evet. Korkun bir rya grdm..." Asker rahatlam bir ekilde dar kt; Nairn ise rtsn aarak ayaa kalkt. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Sleyman - delici nazarlarla szyordu onu. "Senden korkuyorum." "Aptal! abuk yat ve uyu. Ben de uyumak istiyorum..." Ertesi sabah Nairn, Ebu Soraka'dan kendisine baka bir oda vermesini rica etti. Artk Sleyman ile ayn odada yatmak istemiyordu. "Neden?" Nairn omuzlarn silkti. Surat bembeyazd ve gzleri korku doluydu. Ebu Soraka ona baka bir ey sormad. Ne kadar az ey bilir-sem o kadar iyi diye dnyordu. Naim'in isteini kabul etti ve Abdurrahman'a Sleyman'n odasna tanmasn emretti. Dier fedaler kendilerine verilen grevi yerine getirmek iin birbirleriyle yaryorlard. beyde ibni Tahir smail'in yerine kale komutan olan Buzuk mid'e bir mesaj gtryordu. Hasan ksa bir sre nce bni Tahir'i blgenin Dasi olarak atamt. beyde son grevinden baaryla dnm, Emir Arsianta'n Kazvin ile Rey arasnda bulunan birliklerinin hareketlerini ayrntl olarak incelemiti. bni Vakkas, Kazvin ile Rey Emir'inin kuvvetlerinin arasnda370 ki balantnn gvenliini salyordu; ve blgedeki ismailler onu, cnlk olarak, dman birliklerinin en kk hareketlerinden bile haberdar ediyorlard. Tm belirtiler, Emir Arsianta'n, Alamut kalesine saldrmak iin hi de acele etmediini gsteriyordu. Yakkl komutan tm haremini yanna almt. Blgenin

eraf ve ileri gelenlerini bitmez tkenmez ziyafetlere davet ediyor veya onlarn sofralarna konuk oluyordu. Bunu dnda, subaylar ile iki iiyor ve tm vaktini danszler ve algclarla geiriyordu. Astsubaylar ve askerler, kendi hesaplarna civar kylere yama aknlar dzenleyerek, holarna giden her eyi alyorlar, bylece kendilerine ve onlar gnderen sultan ve ba vezire duyulan nefreti daha da artryorlard. beyde kt bir baka keif gezisinden sevinli haberlerle dnd. Serbest braktklar Trk askerleri, arkadalarna Alamut halesindeki ismaillerin yaantlarn ve istedii kiiyi cennette gnderme yeteneine sahip olan nderlerinin yeteneklerini uzun uzun anlatyorlard. Epey zamandr atalet iinde bulunan askerler, bu hikyeleri azlarnn sular akarak dinliyorlar ve tam da onlara hitap eden bu yeni inan kabul etmeyi dndklerini ak ak sylyorlard. O andjan itibaren herkes ya ksaca 'nder', ya da 'dan eyhi' diye arlan adama duyduklar merak yznden, Alamut kalesi ile ilgileniyordu. Ksa zaman sonra smail casuslar dman saflarnn arasnda sanki kendi evlerindeymi gibi rahatlkla dolaabiliyorlard. Toplantlar dzenleyerek, politik veya dinsel konularda tartyorlar, onlara 'eyh'in retisinin temel prensiplerini anlatyorlard. Onlara inanmayan veya alay eden kiiler bile saflarnn arasnda rahata hareket edebilmelerine karmyorlard. Be yz kiilik bir fanatik grubu tarafndan savunulan mtevaz bir kale, sultann otuz bin kiilik ordusunun karsnda ne yapabilirdi ki? Ksacas Hasan'n casuslarnn bildirdii her ey, dman askerlerinin sava etmek iin, hi de yle kutsal bir imanla yanp tutumadklarn gstermekteydi. lerinde bulunan az bir birlik ruhunu yok etmek de, pek zor olmayacakt dorusu! Ebu Ali vastasyla, iinde bulunduklar ortamn msaitliini re371 nen Hasan, karar vermekte gecikmedi: "Dman ordusunun k akllca hazrlanan iki olayn bir sonucudur: nce Trk svarilerinin malubiyeti, sonra da 'cennet deneyimizin' baars. Bu ekilde hem Emir'i yava ve temkinli olmaya mecbur ettik, hem de dman saflar arasnda, ak ve gizli yntemlerle mucizemizin haberi son sratle yaylmaktadr. Dman askerlerinin manevralar gnden gne azalyor ve nemsizleiyor. Evet, halkn hayal gcn beslemek iin, bu tr masallar uydurmak, gerekten de ok etkileyici bir yntem..." Fedalerin ziyaretinden sonra bahelerdeki yaam da deimiti. Eskiden haremlerin zevk ve sefahat ortamn yaam olan kzlar suskunlaarak, anlarnn derinliklerine gmlmlerdi. lerinden bir ksm yeni maceralar ile eskilerini karlatrrken, gen adamlarn ziyaretleri srasnda ihmal edilmi olan dierleri de, eski yaadklarn allayp pullayarak bbrleniyorlard. Hi beklemedikleri bir anda, bir gecelik bile olsa, kendilerine birer sevgili sunulan kzlar ise yaadklar ak gecesini ve ve bitiremiyorlard. Tabii btn bu vnme ve bbrlenmeleri kavgalar, dvler ve patrtlar takip etmekte ge kalmyordu. Tm kzlarn fkesi bumundayd, nk hanmefendilerin sslenip pslenmekten, diki-nak ilemekten, ufak-tefek ev ileri yapmaktan baka ileri gleri kalmamt ne de olsa! ou ayn misafirlerin bir daha gelip gelmeyeceklerini merak ediyorlard. Bir nceki misafirler tarafndan yeterince ilgi grmeyenler ise deiik kimselerin gelmesinin daha uygun olaca konusunda srar etmekteydiler. Bir dahaki misafirlerin kendilerine de tenezzl edeceklerini umuyorlard. Fakat ou Hasan'n kendilerine yeni sevgililer gnderecei konusunda hemfikirdiler. Hatta Yusuf tan ayr kald ilk gnlerde, bir daha asla teselli bulamayacakm gibi znt duyan Zleyha bile bu dnceyi her geen gn daha ok beeniyordu. Sadece Halime Sleyman' belki de bir daha asla gremeyeceini anlamyor veya anlamak istemiyordu. Halime'nin durumu Meryem'i endielendirmekteydi. Birka gn iinde surat ufalmti; gzleri alamaktan kan anana dnmt, uykusuzluk yznden gzlerinin etrafnda koyu halkalar 372 belirmiti. Elinden geldiince Halime'yi teselli etmeye alyordu ama kendi yrei de ac doluydu. Zavall bni Tahir'in kaderini dndke mtemadiyen titriyordu. Devaml Hasan'n kendisini artmasn bekliyordu ama o kendisini aklndan silmi gibiydi. bni Tahir iin ana sevgisine benzer bir sevi

hissediyordu iinde ve onun kaderinden kendisini sorumlu hissediyordu - ve ayrca Halime'nin kaderinden de. Sultann nc birliklerinin malubiyetinden yaklak bir ay sonra, yeni ba vezir Tac el-Mlk, Hasan'a bir eli gnderdi. Eliye, Alamut kalesine giden yol boyunca, Metsufer'in adamlarndan oluan bir birlik elik etmiti. Hasan eliyi hemen kabul etti. Elinin sylediine gre, sultan, nc birliklerinin ald ar malubiyeti Badat yolunda haber almt. Kendisi o srada Bat ran'da, Nehavend civarnda bulunmaktayd. Bu sinir bozucu haberin hemen ardndan Nizam l-Mlk de sultan yattrmak iin oraya gelmiti. Nizam l-Mlk'n korkun bir ikna yetenei vard. Sultana, uzun uzun, Arslanta'n bir ie yaramadan oyalanp durduu, halbuki onun hemen ve acilen Alamut zerine yollanmas gerektiini anlatt. Ayrca bu iin tm sorumluluunun yetti ba vezire verilmesi de siyasi olarak iyi bir tercih saylmazd, nk ba vezirin, Hanm Sultan'n da yardmyla smaillerin gizli hmisi ve destekisi olduu biliniyordu! Sabk vezirinin anlattklarndan etkilenen sultan, kendisine hemen orackta tm yetki ve grevlerini iade etti. Fakat Hanm Sultan bu iten hi holanmamt. Tac el-Mlk'n ba vezir olarak kalmasnda srar ediyordu ve Nizarn' ba vezir olarak tanmayacan bildirmiti. Ksacas Nizam l-Mlk Nehavend civarndaki birliklerini dzene sokmakla meguld. Blgede oluan genel ayaklanma havasn datarak, sultann ve dolaysyla kendi otoritesini yeniden tesis etmekti amac. Emir Arslanta'a da Alarnut'u zapt etmesi iin bir ay sre tanmt. Kaleyi ele geirdikten sonra yerle bir etmesini de art komutu, yoksa kendisini vatana ihanet ile sulayacakt. Ayn ierikte bir baka ferman da, hl Zur Gunbadan kalesi dibinde bo yere beklemekte olan Emir Kzl ark'a gnderilmiti. 373 "Hanm Sultan ve ba vezirinin, eski dostlar Hasan'a gnderdikleri son haberler bunlar: Bu haberlerin doru olduklarna yemin ediyor ve davalarnda kendilerini desteklemeni rica ediyorlar." Hasan eliye yle cevap verdi; "Efendilerine, ncelikle benden selam gtr. Sonra da, ok arm olduumu, nk ksa sre nce kendilerinin szlerini tutmadklarn syle. imdi zor duruma dtkleri iin benden yardm istiyorlar. Yeminlerini tutmam olmalarna ramen, kendilerine bir kez daha yardm edeceim. Fakat bundan sonra, bir daha beni hayal krklna uratmay akllarndan bile geirmesinler. Kendilerinin ve benim dmanlarmla yapacamz bu hesaplama gelecek iin bir uyar olsun." Hemen akabinde eliyi salverdi. Adamlarna, elinin bir kral gibi arlanmasn ve anna yakr hediyeler verilmesini emretti. "Nihayet belirleyici an geldi" dedi sonra Byk Da'lere. Son derece huzurluydu; kesin kararlarn vermi ve kararlarna kar konamayacan bilen insanlarn huzuruydu bu. "Demek ki Nizam l-Mlk dizginleri tekrar eline geirmi" diye szlerini balad. "Bunun anlam, bundan sonra bizim en yaman dmanmz olaca ve bizi yok etmek iin her eyi yapacadr. Bu nedenle derhal harekete gemeliyiz." bni Tahir gnn birok saatini edebiyata ayrmaktayd. Bu ona kalbini paralamakta olan huzursuzluklar ve zlemleri geici de olsa unutturuyordu. Dizelerini yabanc baklardan zenle gizledii kk kt paralar zerine yazyordu. Her kelime zerinde ince ince dnyor ve bu sanatn, kalbindeki basky hafiflettiini hissediyordu. Talebelere verdii derslere hazrlanma bahanesiyle gzlerden uzaklayordu sk sk. Bu da ona, kendi hayal dnyasna dalma veya kendisini tamamen sanata adama frsatn tanyordu. Bu gizli almalar sonucu ortaya uzun bir iir kmt: Bir zamanlar ruhum Peygamberlerin retisiyle doluydu. Seyduna, Ali ve sen, smail, Gelecek olann ncs, 374 Benim iin her eydiniz. Bugn sadece senin hayalini gryorum, Meryem. Kalbimi tamamen dolduruyor ve ruhumu yutuyor. Gizem dolu sesin ve glmseyiin, Dudaklarnn soluu,vcudunun zarafeti, Onlarszyaamn lmden fark ne...

Hibir kadnn sahip olmad O gzel ellerin, Her eyi bilen ruhun ve zekn, Gzlerinin sonsuz uurumu, Varlmn ve tm kinatn aynas... Senin yannda peygamber kimdir ki! Meryem benim inancm, yaamm ve biricik tanrm. Ve benim yegane cennetim! Ruhumun derinliklerinin, bilincimin zirvesinin, Ve kalbimin yegane hkmdan. Senin daima karmda olan hayalin, imde garip bir phe uyandryor: Gerekten de bana benziyor musun? Senin duygularn ve arzularn, Bu dnyann bir varl m? Kalbimin altnda tadm dudaklarnn izi Bir kant m? Fakat belki de etsiz ve kansz, Seyduna 'nn bylerinin rn olan, Bir hayalsin sadece, Bylesine acmasz bir hayalden, Kendimi nasl kurtarabilirim ki? Sadece rzgra ak olmak, Zehirli bir soluu sevmek! Seyduna, bir yalanc m? Ey melun phe! Beni bu tuzaa dren kudretli efendi, Kimsin sen? Mehd veya peygamber misin? Allah msn? Acdan ldrm bir halde Kaybolan mutluluun hayalini Sert kayalara ilemek benim kaderim mi? Veya daha iyisi kalbimi mi paralayaym ? Kim verdi sana bu kudreti ey Seyduna! Yaayanlara cennetin kaplarn aabilme yetkisini. Kendin iin kullanabiliyor musun bu yetkiyi? Meryem 7 tanyor musun? Ey cehennemi phe! Ey lgn kskanlk! Peygamberin bir zamanlar Demavend dann atele kapl zirvesine hapsettii O byclerin sihirli glerine sahip misin? Yoksa Meryem, yaammn , tatl bir serap Sakn Senin eytani oyunlarnn ren bir oyunu olmasn! Hayr! Hayr, cehennemin kucanda inliyor ak! Hi kimse bu mucizeyi inkr edemez! Mucizelerin en tatlsn... Neden, ey lgnlk, Bir an iin atn cennet kaplarn Hemen kapadn tekrar? Ayran ve birletiren, zalim ve iyi efendi, Eer Meryem'e kavumaksa lmn bedeli, Emret, Surlardan aaya ataym kendimi bolua! Bana glecek ve onu sevdiimi greceksin. Yoksa Beni bekleyen ebedi mutlulua kavumak iin, Kendimi hanerlemem mi lzm? Yoksa Deva 'lara yi tanrlara ulamam iin, Atein iinden mi gemem gerekiyor?

Emret! Bir tek sz syle 376 Ve bu korkun ikence ebediyen son bulsun! Cennetten kovulan Adem gibiyim karnda Bana Meryem 'i geri ver! Bu ac karsnda yreim paralanmadan... Bir akam Hasan onu snamak iin yanna ard: "mann salam m imdi?" "Evet ey Seyduna!" "stediim zaman cennetin kaplarn sana aacama iman ediyor musun? Gerekten inanyor musun buna?" "man ediyorum ey Seyduna!" Odada yalnzdlar. Hasan etkileyici baklarla szyordu onu. Baheye gnderdii akamdan beri ne kadar da ok deimiti! Zayflamt, avurtlar kmt, gzleri ukura kamt ve atele parlyordu. Hasan mekanizmasnn korkun sonulara neden olduunun farkna vard. "Ebedi mutluluk kazanmak istiyor musun?" bni Tahir kasld. Yz aydnland, Hasan'a yalvaran bir bak frlatt. . "Oh Seyduna!" Hasan yere bakyordu. Aniden kalbinde bir ac hissetmiti. Bu yzden, fedalerle daha yakn ilikiye girmekten devaml kanmt... "Sana bo yere cennetin kaplarn amadm. Sarslmaz bir imana sahipsin imdi. Artk ebedi mkfatna kavuma vaktinin geldiini dnyorum, tabii grevini yerine getirdikten sonra. Teolog el-Gazali'yi tanyor musun?" "O sofistten bahsediyorsun deil mi ey Seyduna..." "Evet. Filozoflarn k adl kitabnda, retimizi en baya bir biimde yerden yere vuran adam. Bir seneden biraz daha uzun bir sre nce, ba vezir onu, Badat'ta bir medresenin mderrisliine tayin etti. Senin grevin; sanki onun rencilerinden biriy-misin gibi davranmak. te bu kitab sana veriyorum. ok kaln deil. Sen yeteri kadar zekisin; bir gece iinde kitab okuyabilir ve renebilirsin. Yarn sabah erkenden tekrar bana gel. Artk zel 377 olarak benim hizmetimdesin. Kimseye tek kelime etmek yok. Beni anladn m?" "Seni anladm ey Seyduna!" Ibni Tahir Hasan'in yanndan dar ktktan sonra sevinten kabna smyordu. Mutluydu, gerekten de ok mutluydu. Delikanl, merdivenlerde Ebu Ali ve Buzruk mid'e rastlad, ikisi de nefes nefese kalmlard ve son derece fkeliydiler. Yanlarnda ok uzak yoldan geldii belli olan bir adam vard. Batan aa tozlara bulanmt, alnndan ve ensesinden akan ter, pislik iindeki vcudunda yollar izmiti ve glkle nefes alabiliyordu. bni Tahir adamn geebilmesi iin iyice duvara yasland. inde bir his, Alamut'u ok zor, ok ar gnlerin beklediini sylemekteydi. Muhafz perdeyi yana ekerek ziyaretileri ieri ald. "Huzistan'dan bir haberci" dedi Ebu Ali nefes almaya alarak "Zur Gumbadan'dan." "Ne oldu?" Hasan kendisine hakim olmaya alyordu. Kt bir haber alacan adamlarn suratlarndan okumutu. Haberci kendini Hasan'n ayaklarnn dibine att. "Hametli efendim! Hseyin Alkeyni ldrld!" Hasan lm beyazlna brnd aniden. "Kim yapt bunu?" "Bala beni Seyduna! Hseyin, senin olun!" Hasan yldrm arpm gibi olduu yerde salland. Kollaryla grnmeyen bir dman boazlamak istercesine, birtakm hareketler yapt, bir defa kendi ekseni etrafnda dnd ve yeni kesilmi bir aa kt gibi yere devrildi. 378 XV yk nder'in oiu, Huzistan dasini ldrmt! Ertesi gn btn Alamut bu konuyu konuuyordu. Aslnda haberci kimselere tek kelime etmeden Byk Da'lere ba vurmutu, onlar da haberciyi derhal Hasan'a gtrmlerdi. Bu arada kulak misafiri olan bir astsubay, haberi tm kaleye yaymt herhalde! Belki de Byk

Da'lerden biri istemeden azndan karmt. Her halkrda tm kale olup biteni renmiti. Durumu, mminlerden gizlemenin hibir imkn kalmamt. bni Tahir Hasan'n kendisini karlayabilecek duruma gelmesi iin epey beklemek zorunda kalmt. Byk nder, cinayetin fm ayrntlarn renmek istiyordu. Haberciye olanlan en ince aynnt-sna kadar bizzat kendi^ne anlatmasn emretmiti. "yleyse dinle ey Seyduna" diye balad sze adam. "Emirlerini tayan haber gvercini Zur Gumbadan'a ulatnda, Kzl Sank, bir haftadr surlann dibinde bulunuyordu. Blgede bulunan daha nemsiz tm direni merkezlerini zapt etmi ve bizi muhasara etmek iin de yaklak yirmi bin adamn brakmt. Bize serbest gei nermiti ama Byk Da bunu reddetti. Olun Hseyin kaleyi dmana satmay nerdii zaman Alkeyni byk bir aknla dmt. Bu nedenle ne yapmas gerektii konusunda fikrini sormutu ve sen de zaman geirmeden olunu zincire vurmasn emretmitin. Alkeyni olunun bunu bizzat kendisinden renmesini istemi ve eer isterse kendisini sana gnderebileceini sylemiti. Fakat Hseyin ldrm gibiydi ve mantkl davranmaya da yanamyordu. Civarda bulunan herkes onun barlann iitiyordu: "Kpek herifi Beni babama sattn!" Sonra da klcn ekerek darbeyi vurdu. "Onu ne yaptnz?" B 379 "Zincire vurduk, imdi zindanda. Kalede kumanday imdilik eyh Abdlmelik bin Ate stlendi." "Peki durum nasl u anda?" "Zor efendim. Suyumuz ok azald ve yaknda kaleye snan mminlerin hepsine yetecek kadar yiyeceimiz de kalmayacak. Saylar binden fazla! Geri Huzistan halk bizim tarafmzda ama Kzl Sark eytann ta kendisi ve tm blge insanlar ondan tir tir titriyorlar. Bu nedenle yars, bize yardmc olmay kabul etseler, ok iyi." Hasan ona teekkr etti. Tekrar kendine gelmi ve eski kararllna kavumutu. "Olunu ne yapmay dnyorsun?" diye sordu Buzruk mid. "Cezasn kanunlarmza gre vereceiz." Ziyaretilerini yolcu ettikten sonra Ibni Tahir'i artt. "Gazali hakknda ne dnyorsun?" "Btn gece onunla ilgilendim ey Seyduna!" "yi. Huzistan'da olanlar duydun mu?" bni Tahir adamn suratnda endie izlerine rastlamt. "Duydum ey Seyduna." "Benim yerimde olsan ne yapardn?" Delikanl zeki gzleriyle ona bakyordu. "Kanunun emrettiini yapardm ey Seyduna." "Haklsn. blisin kim olduunu biliyor musun?" "blis ilk insanlar doru yoldan saptran kt melektir..." "blis bu sylediinden daha da fazladr. blis efendisini inkr etmitir, Allah'n yeminli dmandr." bni Tahir bayla evetledi. "Hak yolunu inkr eden ve ona kar mcadele eden herkes, iblis'in yakndr. nk hak yolu, tek yol, Allah'n yoludur." "... smaillerin rettii gibi!" "Doru syledin. Pekl syle bana, imdiye dek hak yolunu inkr eden ve ona kar mcadele eden birisini duydun mu hi?" Delikanl onun gzlerinin iine bakarak dncelerini anlamaya alt: "Ba veziri mi kast etmek istiyorsun ey Seyduna?" "Evet. Bykbabann katilini! nceleri bizim inancmz kabul 380 ediyordu. O bizim blisimiz, bizim kt meleimizdir! Peki sen bizim ba meleimiz olmaya ve babann intikamn almaya hazr msn? Klcn hazr tut!" bni Tahir yumruklarn skt. Tm kudretiyle doruldu. Gen bir selvi aacna benziyordu. "Klcm hazr ey Seyduna." "Rey ile Badat arasndaki yolu biliyor musun?" "Biliyorum. Ben o yol zerinde bulunan Sava'danm." "yleyse dinle. Hemen yola kacaksn. nce Rey'e, oradan da Sava ve Hamedan zerinden

Nehavend'e gideceksin. Fakat babann evinden kan! Btn yol boyunca tek bir ey dneceksin: amacma nasl ulaabilirim? Gzlerini ve kulaklarn ak tut, belki ba vezirin niyetleri hakknda bir eyler renebilirsin. Bana ba vezirin Nehavend'de bize kar ve sfahan'da da rakibi Tac l-Mlk'e kar byk bir ordu toplamakta olduunu sylediler. Dediklerimi takip edebiliyor musun? Gazali onun arkadadr. Sen bu andan sonra, hrmetli din liminin talebesi Osman'sn ve ba vezire efendinin bir ricasn gtryorsun. Bu nedenle, sana verdiim kitab da yanna almalsn. Senin iin Snni talebelerin giydii siyah elbiselerden hazrlattm. Al, bu da yol boyunca harcaman iin para ve ldrecein'adama verecein bir mektup. Mektubun zerinde grdn mhr, sana tm kaplar aacaktr." bni Tahir siyah giysiyi Hasan'n ellerinden ald ve ona tatl bir huzursuzlukla bakt. Para kesesini kuana, mektubu da koynuna soktu. "Ba vezirin karsnda nasl davranman gerektiini hekimden rendin. Alamut'u terk edene kadar eyalarn u uvaln iinde sakla. Kalenin gr alannn dna kar kmaz zerini deitir ve kimliini belli edecek her eyi burada brakmaya zen gster. Nizam l-Mlk' tanrm. Eer Gazali tarafndan gnderildiine inanrsa seni ok iyi karlayacaktr. Ve imdi iyi dinle! Mhrl mektubun kvrmlarnn birinde, dnyann en kk ve en sivri ulu haneri sakldr. Bu grnmez silah fark ettirmeden eline kay-clrmalsn. Mektubu alcsna verdiin an, belli belirsiz bir hareket, kimse fark etmez bile! Ve ba vezir mektubun mhrn amakla Megulken, sen de sadece kolunu uzatp, hanerin sivri ucuyla 381 boynunun tam u noktasndan vuracaksn! Eer derisinde birka damlack bile olsa kan grrsen, grevini baarmsn demektir. Fakat bu arada kendini yaralamamaya dikkat et, nk hanerin ucu son derece tehlikeli bir zehre batrlmtr. Dikkatsizlik sebebiyle kendini en basit bir syrk biiminde bile yaralarsan, ok zlediin cennetin kaplar sana ebediyen kapanacaktr." bni Tahir onu dinliyordu. Rengi bembeyazd ama gzleri parl yordu: "Ve... daha sonra ne yapmalym?" Hasan ona ksa ve sert bir bak frlatt. "Sonra da kendini Allah'n ellerine teslim et! Cennetinin kaplar sana alacaktr. Oraya girmeyi artk sana kimse yasaklayamaz. Meryem seni hizmetkrlarnn arasnda bekleyecek. ehit dersen dosdoru onun kollarnn arasna uacaksn. Beni anladn m?" "Seni anladm ey Seyduna!" Hasan'n nnde eilerek elini pt. bni Tahir yal adam etkisi altna alan huzursuzluu fark ettiinde, kendisiyle meguld. Hasan arkasn dnerek duvara doru yrd ve bni Tahir'in nceden tand altn kutuya uzand. Kutunun iinden birka kk hap alarak, ince bir kuma parasna sard. "Bunlardan her akam bir tane al. Seni cennetin eiine kadar gtreceklerdir. Fakat darbeyi indirecein an iin de bir tane saklamaya zen gster. Ba vezirin grne kmadan hemen nce hap almalsn. Bunlar, bildiin gibi, cennetin anahtarlardr." Ellerini ibni Tahir'in omuzlarna koydu. "Artk yolculuk iin hazrlan olum." Delikanl ona veda etti. Son derece garip hissediyordu kendisini. Bembeyazd, akl karkt ve coku doluydu. Perdenin arkasnda kaybolana kadar gzleriyle izledi onu Hasan. Kalbinde bir sz vard. Zorlukla nefes alyordu. Terasa karak temiz hava almalyd. Derin derin nefes alyordu. Henz sonum gelmedi diye dnmekteydi. Sadece bu korkuluun zerinden atlamaya karar vermeliyim, sonra her ey son bulacak. Ama kim bilir nerede aylrm sonra? Alkeyni'nin lm haberini ald gece, lm benzeri bir komaya girmiti. Byk Da'ler onu tekrar kendisine getirmek iin ol382 duka uramlard. Uyand zaman nce lm olduunu ve artk baka bir dnyada bulunduunu zannetmiti. Dehetli bir korkuya kaplmt bir anda. Demek ki lmden sonra hayat varm diye dnmt hemen. Bir zamanlar, lmden sonra sonsuz bir hilik bulunduuna inandn dnmt. Sonra arkadalarnn sesini iitmi ve hemen kendisini toparlamt. Allah'a kr zaaf hemen son bulmutu. Byk Da'leri yolcu etmiti sonra. Hseyin Alkeyni, sa kolu, ldrlmt. Hem de kendi z olu tarafndan! Kanun amansz-ca uygulanacakt. bni Tahir yola koyulmalyd. zenle mhrledi-i bir mektup yazmt. Sonra da bir biz veya

ineden daha byk olmayan sivri bir bak alarak, son derece tesirli bir zehre batrm ve kurutmutu. Ancak bu ileri hallettikten sonra, kendisini yataa atarak l gibi uyumutu. Daler ve dier liderler, Huzistan cinayeti hakknda ateli tartmalara girmilerdi. Hasan ne yapacakt acaba? Gerekten de kanunun dediklerini yerine getirecek miydi? Kendi oluna verilecek hkm imzalayacak myd? "Olu hakknda karar vermek, bni Sabbah iin de kolay olmayacak" dedi Abdlmelifc. "Hseyin Alkeyni onun sa koluydu. Katili ise kendi z olu..." "Kanun her eyin stndedir!" diye belirtti brahim. "Samalk. Bir karga baka bir kargann gzn oymaz" dedi Yunanl ineleyici bir tarzla. brahim ona doru karanlk baklar frlatt. "Burada sz konusu olan sradan bir su deil." "Biliyorum Da brahim. Fakat bir babann olunu cellada teslim edeceini aklm pek almyor." "Hseyin lsmail tarikatnn bir yesi." "Haklsn" diye sesini ykseltti Ebu Soraka. "Kendi yazd kanunun ana dt." "Sizin iin konumak kolay" diye kzd Minuehr. "Bir kere de oluna verilen hkm okuyaca an gzlerinizin nne getirmeye alsanza!" "Bakalarnn oullar iin hkm vermek ok daha kolaydr" diye mrldand Yunanl. 383 "Ben bu durumda Byk nderin yerinde olmak istemezdim" diye steledi Abdlmelik. "Alkeyni onun iin bir ouldan ok daha nemliydi. Baarsnn neredeyse yarsn ona borlu..." "Bir baba, her zaman olunun yaptklarndan sorumlu deildir" diye belirtti brahim. "Fakat olu iin hkm verse, yle diyecekler: ne zlim bir baba! Kanunu deitirme kudretine sahipti ama bunu yapmad." Ebu Soraka'nn dncesi buydu. Yunanl ise bu dnceye unlar ilave etti: "Yabanclar phesiz onunla alay edecekler. yle dediklerini duyabiliyorum bile: 'Budalaya bak! Kendi koyduu kanunu deitirmeyi bile beceremedi...'" "Fakat, kanunu herkes iin eit olarak uygulamasa, bu defa da mminler rahatsz olacaklard. Zaten btn kanunlarn ortak zellikleri, tek tek kiilerin karlar yerine, genelin karlarn korumak deil midir?" "Byk nder'imiz gerekten de son derece acmasz bir elikide bulunuyor" diye balad Yunanl. "En nemli anda en iyi arkadan yitirdi. Artk Huzistan'da kim onun adna vergi toplayacak? Kim zndklarn kervanlarn kstracak ve hara alacak? Evet, belki de kanunu tm iddetiyle uygulamaktan baka bir aresi yoktur..." Yusuf ve Sleyman talebeleriyle beraber her sabah yaptklar at gezintisinden geri dnmlerdi. Gne avludaki talar acmaszca yakt iin, odalarnn serinliine bir an nce kavumay istiyorlard. Deklerinin zerine yatarak, vakit geirmek iin, kurutulmu meyveler iniyorlar ve bo gevezelikler yapyorlard. radelerinin son krntlarn da yok etmekte olan zaaflarna kar savaacak gler kalmamt. lerinde uyanan ve hl tatmin bulamam olan ihtiraslar, onlar garip bir tembellie itmekteydi. Balarnda srekli bir arlk vard; ukura kam karanlk gzleri bolua bakyordu. Birden bire kk Nairn paldr kldr odaya girdi. "bni Tahir Seyduna'nn yanndan geri geldi. Yol hazrl yapyor." Yldrm arpma dnmlerdi. 384 "Nereden biliyorsun? "Onu kuleden gelirken grdm. Beni fark etmedi bile. Akln ovnatm sanrm. akn akn etrafa bakmyor ve mutlu bir ifadeyle glmsyordu. Askerin birine, atn eyerlemesini emrettiini iittim." "Cennete yolculua hazrlanyor." Sleyman deinden frlad. "Gel Yusuf, bni Tahir'in yanna gidelim." bni Tahir bu arada knn balamakla meguld. Meryem'in di izlerinin bulunduu mum levhay ksa bir kararszlktan sonra paralamaya karar verdi.

Sonra da iirlerini kk bir paket haline getirerek, o esnada odaya giren Cafer'e verdi. "Ben dnene kadar bunu sakla. ayet bir aya kadar dnmezsem Seyduna'ya verirsin." Cafer bunu yapacana dair sz verdi. Tam o anda Yusuf ve Sleyman odaya daldlar, pelerinden gelen Nairn kapnn eiinde durmutu. "Seyduna'nn yannda miydin?" Sleyman bni Tahir'i omuzlarndan yakalamt ve soran gzlerle ona bakyordu. * "Beni kabul ettiini kimden rendin?" "Nairn syledi bana." "O zaman belki bana verilen grevi de biliyorsundur?" Kendisini Sleyman'n kollarndan kurtararak, iinde Hasan'in verdii eyalar olan kn omuzlad. Yusuf son derece zgn baklarla seyrediyordu onu. Cafer r .im'e bir iaret yapt ve birlikte oday terk ettiler. "Benim 'n ok zor ama susmak zorundaym" diye aklad bni Tahir br udsine yalnz kaldklarnda. "Hi olmazsa yaknda cennete geri dnp dnemeyeceini syle!" Sleyman'n sesi yakaran ve perian bir tonda kyordu. "Sabrl olun. Seyduna'nn size emrettii her eyi yapn. Ve bizi unutmadn bilin." Onlara veda etti. 385 "Bizler fedaleriz" diye ilave etti "bunun anlam lme adanmlar. Fakat lmden sonra hak edeceimiz dl grme ayrcaln kazandk. lm bizi korkutamaz artk." Onlar son bir kez kucaklamak isterdi ama ar duygusallk gsterisinde bulunmay istemedi. Onlara ksaca el sallamakla yetindi ve atna doru yrd. Eyere yerletikten sonra, kapdaki nbetiye parolay syledi ve asma kpry indirmesini emretti. Sonra da atn mahmuzlad. Boazn tam ortasnda atn durdurarak ardna bakt. Birka ay nce yine ayn noktada durarak, nnde ge ykselen kuleleri hayranlkla seyretmiti. Buras Alamut'tu, kartal yuvas. Dnyann kaderine ekil veren mucizelerin dkld pota. Acaba burasn bir daha grebilecek miydi? ini garip bir hzn kaplad. Buradan ayrlmak, ummad kadar duygulandrmt onu; yle ki az kalsn gzlerinde biriken yalar aa szlmeye balayacaklard. Gzlerden uzak bir yerde zerini deitirdi, yanna almaya gerek grmedii her eyi knn iine doldurarak bir kaya kovuuna yerletirdi ve zerini talarla kapad. Yeni elbisesini inceledi. Artk bni Tahir deil, Badat medresesinin mehur hocas el-Gazali'nin en sevdii renci olan Osman'd. Siyah bir alvar, siyah bir cppe ve siyah bir sark giyinmiti. Snnilein, Allah dmanlarnn, zndklarn rengiydi bu. Elbisesinin geni yenlerinde ise Hasan'n ona verdii kitab ve arasnda zehirli hanerin bulunduu uursuz mektubu saklyordu. Erzak antasn ve su matarasn son bir kez kontrol ettikten sonra, gneye giden yola doru atn mahmuzlad. Btn gn ve yar gece boyunca hi durmadan yol ald. Ancak ay gkyznde ykseldii zaman dinlenmeye karar verdi. Kayalarn arasnda kamp kurdu. Ertesi sabah bir tepenin zerinden aa bakt ve vadiye yaylm olan sivri adr ularndan bir deryay grd. Bunlar sultann ordusunun nce birlikleriydi. Nasl mevzi aldklarn inceledikten sonra tekrar yola koyuldu ve Rey ehrine ulat. Geceyi geirmek zere girdii handa, Arsianta'n, nihayet Alamut kalesine saldrmaya hazrlandn rendi: Tm ordu 386 dalara doru yola koyulmutu. Sultan, atl birliinin ksa sre nce tatt malubiyetin kendisine verdii utanc, en ksa srede telafi etmek istiyordu. Fakat bni Tahir ba vezirin planlar hakknda bir ey renmeye muvaffak olamad. Uyku zaman gelmiti artk. Titreyen elleriyle kk knn aarak, Hasan'n kendisine verdii haplardan birisini yuttu. Sonra da etkisini gstermesini beklemeye balad.

Bir an sonra, iinde, bir zamanlar kendisini ge ykseltmi olan o gili kudreti hissetti; ama bu sefer korkudan eser yoktu iinde. Meryem'i dnmeye balar balamaz gzlerinin nnden byleyici hayaller gemeye balad. Drt keli devasa saraylar ve ge ulaan kuleler, gz kamatran beyaz renkler iinde ge ykseliyordu. Sonra da sanki grnmez-bir el tarafndan silinmiler gibi gzlerinin nnden kaybolmaya baladlar. Sonra renkli kubbeleri ve olaanst ihtiamlaryla birok ehir gznn nnden gemeye balad. Tanmad bu yerlerin tek hkmdarnn kendisi olduunu hissediyordu. Nihayet hayaller gzlerinin nnde doruk noktalarna ulatlar ve aniden dalverdiler. bni Tahir bitkin bir ekilde yataa uzanarak uyumaya balad. Ertesi sabah uyand zaman vaftit olduka ilerlemiti ve her taraf krlp dklyordu. Oh! Neden bu defa sra kkten ok uzaklarda uyanmt ki? Kaybedecek zaman yoktu. "leri!" diye mrldand cesaretlenmek iin ve tekrar yola koyuldu. Doduu ehre uramaktan kand: Anlar onu rktyordu. Gne acmaszca parlyordu tepesinde ve ba tayamayaca kadar arlamt. Uyuukluuna engel olabilmek iin, kendini, sadece hedefe konsantre olmaya zorlad. Aslnda istedii bir tek ey vard: herhangi bir hana gidip yataa uzanmak ve o haplardan bir tane daha almak... ve kendini hapn esrarl gcnn kollarna brakmak. Hamedan'a gelmek zereyken yolda bir grup silahl svariye rastlad. "Nereden geliyorsun?" diye sordu ona astsubay. "sfahan'dan. Beni Badat'tan ba vezire ulatrmam gereken bir haber ile buraya yolladlar. Fakat rendim ki hrmetli ba ve387 zir de sultann ordusuna katlmak iin. zerinde bulunduumuz yolu tutmu." "Nasl? Ba vezir hazretlerini mi grmek istiyorsun yani?" Astsubay ona kar birden ok saygl davranmaya balamt. "Ona vermem gereken bir mektup var. Ama sfahan'da baka insanlarn iktidar ellerinde tuttuunu rendim..." "yleyse bizimle gel! Ba vezir hazretleri ordughn kurmak iin Nehavend'e gittiler. Deniliyor ki orada toplad birlikler ile hemen sfahan zerine yryecekmi." "Demek yle! Az kalsn yanl yolu tutacaktm! Dn konakladm handa, ba vezir hazretlerinin ani seyahatinden, sadece bir tesadf sonucu haberdar olabildim. Fakat o birtakm zndklar zerine yrmek niyetinde deil miydi?" "smailleri kast ediyorsun herhalde? Onlar tehlikeli deiller. Kzl Sark ve Arslanta yaknda ilerini bitirirler. Hayr, bu mesele ondan ok daha nemli." "Bu konuda bir ey bilmiyorum maalesef." "Sarayda iddetli taht kavgalar olduu yolunda sylentilerle alkalanyor her taraf. Nizam l-Mlk, sultann ilk doan olu olan Berkyaruk'u veliaht ilan etmek istiyor; Hanm Sultan ise kendi olu olan Muhammed'i veliaht olarak kabul etmesi iin bask yapyor sultana. Ordu ve halk Berkyaruk'tan yana. Onu ben de grdm bir defa: Tam bir erkek ve tepeden trnaa asker. Fakat Mu-hammed'in nasl biri olacan kimse bilemez, nk ocuk henz beikte." Hamedan'a ulamadan nce, bni Tahir, halk arasnda ve saray evrelerinde yaylan tm sylentiler ve dedikodular hakknda detayl bilgi sahibi olmutu. ehirde ise sultann Nehavend'den ayrlarak Badat'a doru gittiini haber ald. Arkada olan astsubaya veda ederek bir hana yerleti. Ertesi sabah da atn bir yenisiyle deitirerek Nehavend'e doru yola kt. lkenin her tarafndan ordugha birlikler akyordu. Gneten kavrulan bozkrn ortasna binlerce adr kurulmutu. Atlar, katrlar ve develer, kurumu otlar ar ar kemirmekteydiler. Ortalkta sa388 dece binek hayvanlar deil, baka trden de binlerce hayvan grlyordu. Ordunun ardndan gelen binlerce balk kz, kei ve koyun srleri, obanlarnn baklar altnda bir tutam yeil ot bulmak iin didiniyorlard. Civardaki tm yollar, hayvanlar iin yem bulmakla grevlendirilmi askerler tarafndan kesilmiti. Ordughn iinde byk bir bo alan gze arpmaktayd: Daha birka gn ncesine kadar, sultann adrlar orada kuruluydu; ezilmi otlar ve bek bek ate kalntlar, kraliyet adrlarnn yerlerini iaret etmekteydiler. Bu alanda

imdi tek bir adr gze arpmaktayd: byk ve son derece aaal bir adr. Yani ba vezirin karargh. Bir ka ay nce efendisiyle aras bozulduundan bu yana Nizam l-Mlk yalanmt. Yetmi yana girmi olmasna ramen o zamana dek belli bir kuvveti muhafaza etmesini becermiti ve at zerindeki duruu hl askerler zerinde hayranlk uyandrabiliyor-du. Otuz yldan daha uzun bir zamandr devletin iplerini ellerinde tutmaktayd. imdiki hkmdarn babas Sultan Alparslan ah, onu ba vezir yapm ve bundan da asla pimanlk duymamt. lmeden nce ise olu olan veliahda kendisini rnek bir devlet adam olarak tavstye etmiti. Veliaht bu tavsiyeye uymu hatta daha da ileri giderek ba veziri 'atabey' unvan ile taltif etmiti. Nizam snrlarda bar tesis etmiti. Yollar iaretlemi, camiler, kervansaraylar ve medreseler yaptrm, vergi kanununu dzenlemi, memleketi hibir zaman eriemedii bir refah seviyesine karmt. Bylece uzun zaman gen hkmdarn snrsz gveninin zevkini karmt, ta ki gen Hanm Sultan aralarnda ikilik yaratana kadar. Daha nce de, sk sk kskan ve kt niyetli rakipler, onu, sultann gznden drmeye almlard, fakat sultan, hibirisinin sylediklerine nem vermemiti. Ba veziri memuriyeti esnasnda zengin olduu iin asla sulamam, aksine on iki olunun tmn de, devletin st kademelerine yerletirmesine bile gz yummutu. Fakat gzel Trkn Hatun, bir sre nce, srarl abalar sonucu, hkmdar olan kocasn, ba vezirin kendisine bir acemi aylak gibi davrand ve imdiye dek gvenini utanmazca kendi menfaatleri uruna suiistimal ettii konusunda ikna etmeye 389 muvaffak olmutu. Nizam'n en byk olu olan vezir Muaddev-le'nin talihsiz bir davran, Hanm Sultan'n iddialarn dorulayan bir nitelik kazand. Sultan, Adil isimli bir kiinin devlet hizmetine alnmasn tavsiye etmiti. Fakat vezir bu tavsiyeyi geri evirmi ve aday olan kiinin o mkma layk olmadn ileri srmt. Bunun zerine sultan gazaba gelerek barmaya balamt: "Ben gerekten de kendi lkemde bir hi miyim?" Sonra da Nizam'n olunu o anda grevinden affederek yerine Adil'in atanmasn emretmiti, ite bu hareket Nizam' tam kalbinden yaralamt. Hkmdarn nankrl hakknda birka kelime tlatm, bunlar da hi vakit kaybetmeden sultann kulana gitmiti. Sultan da son derece sinirlenerek Nizam' uyarm ve bu yaptn bir daha tekrarlamas durumunda, ba vezirliin sembolleri olan kalemlii, mrekkep hokkasn ve serpuu geri alacan belirtmiti. "Sultana hokkay ve serpuu geri vermekte hi tereddt etmezdim aslnda" demiti Nizam ac dolu bir ifadeyle. "Ama ne de olsa memleketimdeki huzur ve refah benim eserim. Deniz kabark olduu zamanlar, hametmeap bana tevecch ediyordu. Ama imdi dalgalar yatt ve gkyz ak. Artk bana iftira edenlere kulak veriyor. Fakat yaknda kafasnda tad tacn gvenlii ile benim ellerimde bulunan hokka ve serpuun arasndaki yakn ve ayrlmaz ilikiyi kavrayacak..." Bu laflar sultann honutsuzluunu daha da artrmaktan, hatta had safhaya kartmaktan baka bir ie yaramad. Sonunda olanlar oldu: Ba vezir, sultana, bir zamanlar Hasan'n yetenekleri konusunda kendisini yanlttn syleyince, bu, barda taran son damla oldu. Sultan son derece fkelenmiti ve kendisini aptal yerine konmu gibi hissediyordu; bir anda ba vezirin tm yetkilerini elinden alverdi. Fakat imdi, memleketin iinde bulunduu tehlikeli durum sebebiyle yeniden barmlard ve Nizam yava yava devlet ilerini yeniden eline geirmekteydi, iki eyi ama edinmiti kendisine: rakibi Tac l-Mlk' bertaraf etmek ve onun mttefiki, can dman Hasan' ldrmek. Bunu baarabildii takdirde, yeniden, ksa zamanda imparatorluun tek hakimi olacakt. 39 Bu ynde att ilk admlar cesaret vericiydi. Trk svarilerinin Alamut nnde aldklar malubiyeti ok iyi bir ekilde kullanmay becermiti: Aslnda hafif bir arpmadan baka bir ey olmayan hu olay ok abartarak, sultann Tac iMlk'e duyduu gveni bir kalemde temellerinden sarsmt. Sultan, karsnn ve muhasibinin, ismaillere kar almak istedii tedbirlere ne kadar iddetle kar ktklarn unutmamt. Nizam da bu frsat deerlendirerek, ayet, tebaasnn gznde biraz kalm olan saygnln korumak istiyorsa, o zaman vakit

geirmeden bu sapklarn zerine sefere kmas gerektii konusunda sultan ikna etti. Sylediklerinden son derece etkilenmi olan sultan ise ona tm yetkilerini geri vererek, Alamut kalesine nihai darbeyi indirmesini emretti. Orada gerekleen mucizeler hakkndaki masallar,_ fanatikler tarafndan drt bir yana yaylan Hasan'n adamlarn cennete gnderdii palavralar, elbette ki ba vezirin de kulana gelmiti. phesiz bu masallarn hepsinin uydurma olduunu biliyordu ama kitleler zerindeki etkisini de grmezlikten gelemezdi. ok iyi biliyordu ki kitleler sadece batl inanl olmakla kalmayp bu tr mucizeler yaratan kiileri dinlemekten ve takip etmekten de son derece holanyorlard. * Bylece Nehavend'deki ordugh, bir bakma, imparatorluun geici bakenti durumuna gelmiti. nsanlar ba vezir Nizam l-Mik'e ikayetlerini bildirmek ve dilekelerini vermek iin lkenin drt bir yanndan buraya geliyorlard. Tac lMlk ba vezir olduu ksa mddet zarfnda, birok st dzey memurun grevlerine son vermi ve yerlerine aceleyle kendi adamlarn doldurmutu. Gzden den bu memurlarn, eski hamilerinin yeniden ba vezir olduklarn duymalar ile ordugha komalar bir oldu. Nizam l-Mlk'e dilekeler vererek veya gvenilir adamlarn yollayarak yine eski memuriyetlerine kavumay umuyorlard - ne de olsa kendileri ona olan ballklar yznden gzden dmemiler miydi? Nizam l-Mlk hepsini iyi karlyor ve onlara vaatlerde bulunuyordu. Bu arada, bir yandan da kuvvetli bir ordu tekil etmekle urayordu, nk hl, Hanm Sultan'n himayesinde olan raki391 binin grevlerinden ekilmesine zorlamann en iyi ynteminin bu olduunu dnyordu. Gzel bir gnn sabah, terifat ba ieriye girerek, el-Gazali'nin talebelerinden Osman'n huzura kabul edilmeyi dilediini bildirdi. Efendisi onu zel bir mektup ile Badat'tan gndermiti ve mektubu kendi elleri ile ba vezire teslim etmesini istemiti. Ba vezir bir yastk ynna uzanm, kahvaltsnn tadn karmakla meguld: kuru zm, reel ve baka tatl ekerlemeler, yan bandaki masann zerindeki altn tepsinin iinde bol miktarda bulunuyordu. Ba vezir de can ektike elini uzatp istediklerinden almaktayd. Bakr bir ibrikten kadehine dkt ray da arada bir yudumluyordu. Kendisine gelen dilekeleri incelemeyi daha yeni bitirmiti ve iki yanndaki ktiplerin nnde ktlar ylyd. "Ne? El-Gazali'nin bir talebesi mi dedin? abuk ieri aln onu! Hemen buraya gelsin." Ba vezirin yanna ulamak, Hasan Sabbah'n huzuruna kabilmekten ok daha kolayd. Ibni Tahir buna bizzat ahit olmutu. Ordugha ulat zaman doruca bir muhafzn yanna gitmi, o da kendisini nbeti subaya gtrmt, ibni Tahir ona, Badat medresesinin mhryle mhrlenmi ve ba vezire hitaben yazlm olan mektubu gstermiti. Kendisine Nizam'n yeil adrn gstermiler ve oraya kadar gitmesine izin vermilerdi. ok sakin ve kendine hakimdi. Tm dikkatini bir tek noktaya yneltmiti: nderinin kendisine verdii ve yerine getirmek zorunda olduu emir. adra girmeden nce, bu an iin saklad son hap da yuttu, sonra da adra ayak bast. Bir muhaliz onu durdurdu. Ak bir ifadeyle ona ziyaretinin sebebini anlatt. Yuttuu hap henz tesir etmemiti. Buna ramen aklna Meryem'in hayali geldi ve dudaklarndan ocuka bir glmseme geti. Aradan geen zaman zarfnda onu fazla dnmemiti. Fakat bir anda u dnce iinde kesinlik kazand: Meryem onu yukarda mkfat olarak beklemekteydi! Grevini baarabilmek iin her eyini ortaya koymalyd... 392 Muhafz ondan baka bir odaya gemesini istedi. bni Tahir soukkanllkla istee uydu. Vezirin adr gerek bir sarayd! eride sadece kk bir muhafz birlii gze arpyordu. Komutanlarnn omuzlarnda, rtbe ve grevini belli eden som altndan kk silahlar vard. Bir adam muhteem kyafetlere brnmt. Altn ve gm eritlerle ilenmi krmz bir gmlekle, krmz bir alvar giymiti. Banda uzun tularla ssl renkli bir sark bulunuyordu. Bu adam vezirin terifat bayd. Ciddi bir ifadeyle ziyaretiyi szd ve arzusunun ne olduunu sordu.

bni Tahir terifat bann nnde eilerek selam verdi. zenle kendisini gnderenin ismini syledi ve elindeki mhrl mektubu gsterdi. Terifat ba, muhafzlardan birine ziyaretinin zerini aramasn syledi. zerinden sadece el-Gazali'nin bir kitab ile bir kese iinde biraz para kt. "Burada usul byle!" dedi terifat ba zr dilercesine. Sonra da kap vazifesi gren perdeyi yana ekerek ba vezire ziyaretiyi bildirmeye gitti. Birden bni Tahir iinde dayanlmaz bir gerilimin ykseldiini hissetti. Zehir etkisini gstermeye balamt. Gaipten sesler iitmeye balamt aniden. aknlkla Meryem'in sesini dinliyordu. "Allah'm! Seyduna nakli!" diye mrldand yavaa. "Cennetin seslerini duymaya baladm bile." Terifat ba ona sesini duyurabilmek iin iki kez seslenmek zorunda kald. Sonunda bni Tahir onu takip etmeye balad, bir muhafz perdeyi ak tutuyordu. Yastklarn zerinde ihtyar bir adam grd. Asil suratnda iyi niyetli bir ifade vard. bni Tahir yal adamn kendisine seslendiini fark etti ama sesi ok uzaklardan geliyordu. Yal adamn nnde yerlere kadar eildi. Tekrar dorulduunda iinde bulunduu oda aniden deiime uramt. Cennetin sra kk! diye bard iinden bir ses. Fakat o anda ciddi bir ses kendisine hitap etti: "Sakin ol olum. Demek el-Gazali'den geliyorsun?" nnde tekrar ba vezirin simasn grd. aknln zerinden atmasna yardmc olmak iin ona dosta glmsyordu. bni Tahir aniden deminki hayalleri itii haplarn etkisiyle grdn anlad. Bir anda kendisini toparlad. 393 "Evet hametlim. Efendim el-Gazali sana bu mektubu yollad." Mektubu ihtiyara doru uzatt. Bu arada ok hafif bir hareket ile kck haneri avucuna kaydrd; kimse bu hareketin farkna bile varmamt. Vezir zarfn zerindeki mhr yrtarak mektubu amaya balad. "Badat'taki akll dostumuz acaba bizden ne istiyor?" bni Tahir cevap vermek istercesine vezirin nnde eildi ve hzl bir hareket ile haneri enesinin hemen altndan boynuna saplad. Vezir o kadar armt ki ac bile duymad. Sadece gzlerini iri iri at; mektupta yazl olan bir tek cmleyi okudu ve anlad. Ancak o zaman imdat isteyebildi. bni Tahir yerinden kmlclamamt, sanki hareketleri ve davranlar fel olmutu. Hayran baklarnn nnde oda deimeye balamt. Sabrszlkla Meryem'in ismini seslendi; bir an nce ona kavumak istiyordu. Bir tek arzusu vard sadece: yere uzanmak ve damarlarn yakan o harika zehrin etkisini doya doya tatmak. Fakat askerler zerine ullanmlard bile. ibni Tahir etrafa yumruklar savuruyor, tekmeliyor ve sryordu. zerine yamur gibi darbe yadn hissediyordu. Vcudundan elbiselerini ekip aldlar. Aniden aklna grevinin bir parasnn da lmek olduu geldi. Bir anda sakinleerek kendisini kurtaracak olan lmcl darbeyi beklemeye balad. Bylenmi gibi gzlerinin nnde beliren Meryem'in ehresine bakyordu; fakat bu ehre kandan bir peeyle rtlyd. Vezirin hafif sesi kulana geliyordu: "ldrmeyin onu! Sa yakalayn!" Vcuduna inen darbelerin iddeti biraz azald. bni Tahir ellerinin ve ayaklarnn balandn hissetti. Suratndan akan kanlar yznden hibir ey gremiyordu. Gl kollar onu bacaklarnn zerine dorulttular, sonra korkun bir ses*grledi: "Kimsin sen, katil?" "Ben efendimizin lme adanm hizmetkrym!" Bu arada vezirin yaras ykanm ve sarlmt; birisi hekim armay akl etmiti. Yaral delikanlnn szlerini iitmiti. "Oh! Zavall akn!" diye inledi. "O caniye inanm..." 394 Muhafz ba mektubu yerden ald ve zerinde ne yazdna bjr gz atarak terifat bana uzatt. O da mektubu okudu ve herkes onun aniden korkuyla irkildiini grd. Mektupta sadece birka kelime yazlyd: "Cehennemde grmek zere! ibni Sabbah." Bu arada hekimba da olay yerine gelmi ve yaray incelemeye balamt.

"Kt m?" diye sordu vezir korkudan titreyen bir sesle. "Kt olduunu hissediyorum." "Sanrm haner zehirliymi" diye fsldad hekimba muhafz bana. "Alamut eyhi gndermi katili" diye anlaml bir sesle bilgi verdi o da hekimbana. Olup bitenler ksa sre sonra azdan aza yayld: smaillerin nderi ba veziri ldrmesi iin adamlarndan birini gndermiti! "Ne? Dan eyhi mi? Hani vezirin sfahan'da rezil ettii Hasan m?" "te o! Bylece intikamn alm oldu..." bni Sabbah'n bu pervasz eyleminde, hepsinin kanlarn donduran, anlalmas olanaksz bir ey vard. "Peki katil olacak o.%alak, dman kararghnn iine elini kolunu sallaya sallaya dalm ama bir daha nasl kacan hi dnmemi mi? Nasl olur da lecei muhakkak olan byle bir ie kalkr?" "Ar fanatiklik insan buralara kadar srklyor demek ki..." "Mutaassplk m? Bu lgnln ta kendisi!" htiyarlar bile, katilin nasl olup da bylesine bir soukkanllk ve cesaret gsterdiini anlayamyorlard. Hatta bir ksm o kadar armlard ki ellerinde olmadan katilin davranna hayranlk duymaya bile balamlard. "te lmden korkmayan birisi!" "Belki de lm hor gryor..," "Veyahut da onu aryor!" Etraftan davul ve borazan sesleri ykselmeye balanmt bile. st rtbeli bir memur, silahlarn kuanarak koturan askerlere ksa bir aklama yapt: Ba vezir ar yaralanmt; smaillerin nderi, dan eyhi, onu ldrmesi iin bir katil yollamt. 395 Kara haber, fkeli barlar ve silah nlamalar ile karland. Eer bu anda smaillere saldrma emri verilseydi, adamlarn hepsi canla bala savarlard hi phesiz. Hekimba kan durdurmaya muvaffak olmutu ama yaralnn durumu gzle grlr bir biimde arlayordu. Damarlar imiti. Bann iinde davullar alnyordu. "O kk haner zehirliydi muhakkak" dedi titrek bir sesle ve hekimbana zgn bir ocuk gibi bakt. "Bir aresi yok mudur?" Hekimba kaamak bir cevap verdi: "Meslektalarmla grmem lazm..." Dier hekimler de aceleyle arlmlard ve n odada bekle-iyorlard. Aralarnda ksa bir tartma yaparak grlerini bildirdiler. ounluk nce yaray dalamak gerektii kansndayd. Tren-sel bir hava iinde, durumu iyice arlam yaralnn yanna geldiler. "Yaray dalamamz gerekiyor" dedi hekimba. Yaral rperdi. Alnnda souk terler belirmeye balamt. "Bu ilemin ok ac vereceini tahmin ediyorum." Sesi korkudan atallamt. "Baka aremiz yok" dedi hekim kuru bir sesle. "Allah yardmcm olsun!" Hekimler vahi aletlerini hazrlamaya baladlar. Hizmetkrlardan birisi ii kor halinde kmrlerle dolu bir mangal getirdi. Demir aletlerin akrtlar iitiliyordu. Yaplan btn bu hazrlklar izleyen ba vezir, aslnda hi de umutlu deildi. Damarlarndaki zehi-rin amansz ilerleyiini hissediyordu: Artk kurtuluu olmadn anlad. "Dalamann bir faydas olmayacak" dedi bitkin bir halde. "Brakn da rahata leyim bari..." Hekimler rahatlayarak birbirlerine baktlar. Artk ne yaplrsa yaplsn fayda etmeyeceini biliyorlard. "Sultana haber verildi mi?" "Haberci yola kt bile. Yaknda hametli sultana ular." "Ktip!" diye seslendi alak bir sesle. Ve yazdrmaya balad: "Hametli sultan ve imparator! Hayatmn byk bir ksmn, imparatorluunda adaleti tesis etmekle geirdim. imdi de tm h396

kmdarlarn kral olan Allah karsnda, bu dnyada yaptm ilerin hesabn vermeye gidiyorum. Sana hizmet ettiim mddete asla sarslmam olan ballm, ona kant olarak gtreceim. Yetmi yamda bir katilin eliyle lyorum. Senden istirham ediyorum, bu eli silahlandrm olan adamn ismini unutma. Bu cani sa ve selamette olduu mddete, ne sen, ne de imparatorluun huzur bulabilirsiniz. ayet sana hakkm getiyse helal et. Ben de sana hakkm helal ediyorum. Ve hametli sultana vcutlar ve ruhlaryla bal olan oullarm unutma." Bu kelimeler onu ok yormutu. Zorlukla nefes alabiliyordu. Hekimba yaralnn alnna souk bir kompres koydu. Ba vezir aceleyle oullarna da bir veda mektubu yazdrd ve sonra sordu: "Katil nerede?" "kence tezghnda" diye cevaplad ktip. "Bildii her eyi renmek istiyorlar." "Onu buraya getirin!" Kan iindeki vcudu ve paralanm elbiseleriyle bni Tahir'i getirdiler. Ayaklarnn zerinde zorlukla duruyordu. Vezir tanmad bu yz inceledi ve rperdi. "Bu bir ocuk herjtiz" diye mrldand. "Neden beni ldrmek istedin?" bni Tahir dorulmaya alt ve hafif bir sesle cevap vermeye alt: "nk Seyduna emretti!" "lmn de seni burada beklemekte olduunu bilmiyor muydun peki?" "Biliyordum." "Ve hi korkmadn?" "Bir feda iin tamamlanm bir grevin sonundaki lm mutluluk demektir." "Nasl bir lgnlk bu?" diye inledi vezir. Birdenbire fena halde fkelenmiti. "Gzlerin kr olmu! Ne yaptn bile bilmiyorsun daha! smail! retisinin temel ilkesinin ne olduunu biliyor musun?" "Elbette: nderinin emirlerini yerine getir!" "Aptal! Mutaassp akn! Efendinin retisini benim de bildiimi sana sylemediler mi?" 397 "Sylediler elbette. Sen bir dneksin. Bir hain." Nizam tenezzl ederek glmsedi. "Dinle delikanl. smailliin temel dsturu yledir: Hibir ey gerek deildir, her eye izin varuir!" "Yalan!" bni Tahir fkeden titriyordu. "Sen Seyduna'nn kim olduunu bilmiyorsun. Seyduna tm insanlarn en kutsal ve en kudretlisidir! Bil ki Allah ona istedii kullarna cennetin kaplarn ama yetkisini vermitir." Ba vezir aknlktan donakald. Glkle dirseklerinin zerinde dorularak bni Tahir'in gzlerinin iine bakt. Hayr, bu delikanl yalan sylemiyordu, hi phesiz. Alamut'tan yaylan bu masallar kendisi de duymutu. Bir geceliine cennete gnderilen o delikanllardan bahsedildiini de iitmiti. imdi anlyordu..." "Demek sen cennete gittiini iddia ediyorsun?" "Kendi gzlerimle grdm orasn! Ve oradaki harikalara bizzat kendi ellerimle dokundum!" "Ve ldkten sonra oraya geri dneceinden hi phe etmiyorsun!" "Evet! lm beni oraya gtrecektir." Vezir kendisini yastklara brakt. "Allah! Allah!" diye kekeledi yavaa. "Ne byk bir gnah! Demek bu yzden o kadar ok gzel kle kza ihtiya duydu! Tm kle pazarlarnda adamlar srekli satn alyorlard..." bni Tahir irkildi. Dikkatten tm yz hatlar gerilmiti. "Seni yanl yola srklemi olabilecekleri aklna gelmedi mi hi?" diye bilmek istedi ba vezir. "Bu cennetin Hasan'n kendi eseri olup olmadn merak etmedin mi? Eminim sylediin yere giderken Alamut'tan ayrlmamsndr bile!" "Alamut'un bu tr bahelere sahip olmas mmkn deil. Benim grdklerim Kuran'daki tasvirlere tam tamna uyuyorlard."

Konuulanlar dinlemekte olan ve iran'daki tm kaleleri tanyan eski bir subay sze kart: "Bahsettii, her halde eski Deylem krallarnn kalenin arkasnda ina ettirdikleri mehur zevk baheleridir. Onlardan bahsedildiini sk sk iitmitim." 398 bni Tahir gzlerini iri iri amt. ocuka bir korku okunuyordu ilerinde. "Sadece benim aklm kartrmak iin uydurdun bu hikyeyi!" Subay sert bir sesle devam etti: "Diline hakim ol, katil! lkenin kuzeyinde hizmet etmi olan herkes Alamut kalesinin arkasndaki baheleri bilir. Deylem krallarnn baheleri olarak n kazanmlardr." Olaylar bni Tahir'in gzlerinin nnde dans etmeye balamlard. Son bir itirazda bulundu: "Bu bahelerde evcil bir leopar grdm. Bir kuzu kadar uysald ve efendisini bir kpek gibi izliyordu. Orada bulunanlar kahkahalar atarak glmeye baladlar. "Dnyann tm hkmdarlarnn ve byklerinin byle evcil hayvanlar vardr zaten! Hatta avclar onlar av kpei olarak kullanyorlar..." "Ya bana hizmet eden kara gzl huriler?" "Kara gzl huriler mi?" diye gld ba vezir acyla. "Hasan'n elencesine tahsis edilmi klelerden bakas deiller. Onlar iran'n tm kle pazarlarndan satn ald. Adamlarm bana alverileri hakknda ayrntl Sporlar verdiler..." bni Tahir'in gzleri kararmaya balamt. Birdenbire her eyi olanca plaklyla kavrad. Meryem - Hasan'n klesi ve sevgilisi. Kendisi, bni Tahir, onun iren entrikalarnn ve sahtekrlklarnn kurban. Dizlerini ba zld. Yere ylarak hkrmaya balad. "Allah'm! Affet beni." Ba vezir harcad aba sonucu bilincini yitirmek zereydi. Grtlandan ac dolu bir hrlt ykseldi. Ktip ba vezirin yanbana oturdu. "lyor!" diye fsldad - gzleri yalarla dolmutu. Hekimler yaralnn etrafna tler; bir miktar taze su ve keskin kokulu maddelerle ba veziri tekrar yaama dndrmeye muvaffak oldular. "Ne byk bir canilik" diye mrldand tekrar kendine geldii zaman. nnde diz km olan bni Tahir'i fark etti. 399 "imdi anladn m sana yaptklarn?" Delikanl evet dercesine ban sallad. Tek kelime etmiyordu. Hayatnn karardn hissetmekteydi. "Senin krln yznden lyorum!" diye devam etti yaral. "Allah'm! Allah'm! Ben ne yaptm?" "Piman msn?" "Pimanm." "Bu kadar azimli bir delikanl olduuna gre, yaptn hatay telafi etmek istemez misin?" "Keke mmkn olsayd!" "Mmkn. Alamut'a geri dn ve iran' o smail ejderhasnn penelerinden kurtar!" bni Tahir kulaklarna inanamyordu. Aktt gz yalarnn arasndan kurbannn kendisine solgun, ocuksu bir ifadeyle glm-sediini grd. Fakat gzlerinin nndeki bulank yzler, karanlk ve dmanca bakyorlard. "Demek ki korkuyorsun!" "Hayr korkmuyorum. Fakat benimle ne yapmay amaladnz bilmiyorum." "Seni Alamut'a geri gndereceiz." Nizam'n evresindeki adamlarn suratlarndan, bu fikri hi beenmedikleri okunuyordu. Katil cezalandrlmak zorundayd! Nasl olur da onu serbest brakabilirlerdi... Vezir bir el hareketiyle homurdanan adamlar susturdu. "Ben insanlar tanrm" dedi. "Hasan'la baa kabilecek bir tek insan varsa, o da bu delikanldr."

"Fakat bu katili hibir suu yokmu gibi serbest brakamayz ki! Sultan hazretlerine ne cevap veririz sonra?" "Bunu dert etmeyin. Henz hayattaym ve verdiim emirlerden ben sorumluyum. Ktip!" abucak bir ferman yazdrd. Orada bulunanlar balarn sallayarak birbirlerine bakyorlard. "Beni ldren bu gen adam, Alamut'taki kana susam canavarn bir kurbandr. Kendi intikamn ald takdirde, benim de in400 tikamm alm olacaktr. Bir blk asker ona Alamut kalesine kadar elik etsin. Orada grevi olarak kabul ettii ii yapacak.'' "Onu hanerimle delik deik edeceim." ibni Tahir ayaa kalkt. Gzleri nefretle parlyordu. "Ya intikamm alacam ya da leceim. Buna sz veriyorum." "Duydunuz mu? Bu bana yeter. imdi onunla ilgilenebilirsiniz: Yaralarn ykayn ve tmar edin. Doru dzgn giysiler verin. Ah! O kadar yorgunum ki..." Gzlerini kapad. Damarlarndaki kan ate gibi yanyordu. Titremeye balad. "Son yaklayor!" diye fsldad hekimba. areti zerine herkes salonu terk etti. lmekte olan adam ile hekimba salonda yalnz kaldlar. Muhafzlar ibni Tahir'i uzak bir adra gtrdler. Onun ykanmasna yardm ettiler, yaralarn sardlar, temiz giysiler getirdiler. Sonra da bir diree baladlar. Hayat ne kadar da korkuntu! Btn taraftarlarnn bir evliya olduunu kabu! ettikleri adam, aslnda yalanclarn en bynden bakas deildi. nsanlarn yaamlar ve mutluluklar ile bir ocuun talaryla oynamas katlar rahatlkla oynayabiliyordu. Herkesin kendisine olan inancn kt emelleri iin kullanmt. Kendisinin bir peygamber, Allah'n bir elisi olarak grlmesine rahatlkla izin verebiliyordu. Bunu nasl yapabilirdi? ibni Tahir bu konuda kafa yorduka, karar gitgide kesinleiyordu: Alamut'a geri dnmeliydi! Yanlg iinde olmadna kanaat getirmesi lazmd. Vezir geceyi ateler iinde yanarak ve uuru hemen hemen kapal olarak geirdi. Zaman zaman korkun sanrlar onu uyandryordu. Bu anlarda inliyor ve Allah' yardma aryordu. Sabaha doru son gcn de yitirdi ve bir daha kendisine gelemedi. leye doru kalbi durmutu. Haberciler kara haberi drt bir yana yaydlar: "Nizam l-Mlk, devletin ve dnyann dzenleyicisi, Celaled Din, lkenin ve inancn erefi, Alp Arslan ah'n ve olu Melik'in ba veziri, ran'n tanm olduu en byk devlet adam, Alamut eyhinin kurban olarak lmtr." 401 Mbni Tahir'in Alamut'u 'erk ettii gn, kaleye gelen bir keifi u haberi getirdi: Emir Arslanta'n birlikleri yeniden harekete gemilerdi. Ksler vuruluyor, borular tyordu. Herkes aceleyle istihkmlarn arkasndaki yerini ald. Boazda mevzii alm olan askerlere ise dman ncleri grnene kadar yerlerinde kalmalar emredilmiti. Sonra da dzenli olarak geri ekilecekler, zellikle de boazn iine ve etrafna ayak oltalar yerletireceklerdi. Her saat ba kaleye yeni keifiler geliyor ve Trk ordusunun hareketleri hakknda ayrntl bilgiler veriyorlard. Ertesi gn, sabahn ok erken bir vaktinde, Hasan, Byk Da'leri kuledeki odasna artt ve birden ufku gzetlemeye baladlar. "Btn tedbirleri aldn demek?" diye sordu Ebu Ali endieyle ve yan gzle Hasan'a mterrakip bir bak frlatt. "Evet ve her ey ayn sylediim gibi gerekleecek. Alacamz her darbe iin bir kar darbe dndm." "bni Tahir'i Nehavend'e mi gnderdin yoksa?" Buzruk mid bu soruyu ylesine apansz sormutu ki cesareti karsnda kendisi bile ard. Hasan kalarn kaldrarak sanki soruyu duymam gibi ufka bakmaya devam etti. "Aldm btn tedbirler" dedi bir sre sonra "ortak davamzn zaferi iin." Byk Da'ler birbirlerine baktlar. Hasan'm ne tr bir kar darbe hazrlam olduunu tahmin ediyor, fakat buna ramen korkularna engel olamyorlard. Ne olursa olsun baar binlerce kk tesadflere balyd. Bu adamn hesaplarndan

her zaman bylesine emin olabilmesi iin, gerekten de ei benzeri bulunmaz, hatta anormal yeteneklere sahip olmas gerekliydi. 402 "Bir an iin farz edelim ki" diye sze balad tekrar Buzruk mid "Emir'in ordusu ka kadar kalenin nnde kalacak." "Yoksa susuzluktan leceimizi mi dnyorsun?" diye sordu Hasan glerek. "Savunmamz ok salam ve bize bir yl yetecek kadar erzakmz var." "Bu ordunun yerine bir ikincisi hatta bir ncs gnderilebilir. O durumda ne yapacaz?" "Gerekten de bilemiyorum sevgili dostum. Ben ya ok ksa vadeli planlar yaparm - ya da ok, ok uzun vadeli." "Hibir k yolumuzun olmamas son derece tehlikeli." "Peki ya dalar sevgili dostum? Kendinizi bulmanz iin, neden hepinizi dalara gndermiyorum ki?" Hasan kendi yapt akaya yavaa kendisi gld. Sonra da onlar teselli etmek iin unlar syledi: "Ben kuatmann ok ksa sreli olacan dnyorum." Tam bu anda Buzruk mid boazn giriindeki gzetleme kulesini iaret etti: Grnmeyen bir el kulenin tepesindeki bayra yavaa indiriyordu. "Muhafzlar grev yerlerini terk ediyorlar" dedi nefesini tutarak. "Dman yaklayor.'$. Ksa bir sre sonra ise ufukta beliren toz bulutu, dman atllarnn yaklamakta olduuna iaret etti. Snnilerin kara bayraklar grnmeye balamt. Bir sre sonra Trklerin ilk atl birlii gelerek boaza hcum etti. Gzetleme kulesinin tepesinde snnilerin grkemli kara sancaklar dalgalanmaya balamt bile. Dman birlikleri bitmez tkenmez gibi grnyorlard. Ksa sre sonra btn vadi, hatta dan yamalar bile adrlarla kaplanmt. Akama doru sava kuleleri ve muhasara makineleri de grndler: Saylar tahminen yz kadard. nder, kulenin tepesinden dmann yapt hazrlklar izliyorlard. "aka yapar gibi bir halleri yok!" dedi Ebu Ali. "Ciddiye alnmas istenen bir zafer iin, ciddiye alnacak dmanlar gereklidir" diye cevap verdi Hasan. "Hazrlklar en ge iki- gn iinde sona erer" diye uyard Buzruk mid. "Sonra da hcuma geecekler." 403 "Boaz kullanarak bize saldrmak isteyeceklerini sanmyorum" diye tahminde bulundu Ebu Ali. "Geit o kadar dar ki onlarn tmn daha surlarn eteklerine gelir gelmez teker teker temizlememiz ocuk oyunca olur bizim iin. Hayr, onlarn komu zirvede mevzi alacaklarndan eminim. Bylece bizimle ayn ykseklikte olacaklar. Fakat yeteri kadar dikkatli davranrsak, orada da fazla etkili olacaklarn pek sanmam." "ayet kaleyi yllar boyunca muhasara edip, alk neticesinde ele geirmeyi dnmyorlarsa" diye tamamlad onu Hasan "son derece yrtc bir komutana ihtiyalar var demektir. Fakat tm ran'da bu kadar yetenekli bir asker bulunduunu sanmyorum." "En kudretli mttefikleri zamandan bakas deil aslnda!" diye ekledi Buzruk mid. "Bizimkisi de benim cennetim" diye glerek karlk verdi Hasan. Kalede ar kovann andran hummal bir faaliyet vard gn boyu. n kule ve yanndaki surlar askerlerle doluydu. Muhasara makineleri, Trk nclerinin zerine ar kaya paralar ve kocaman ktkler frlatmaya balamt bile. Surlarn uygun yerlerine kurun, zift ve ya dolu kazanlar yerletirilmi, altna ateler yaklarak, her an dmann zerine dklmeye hazr hale getirilmiti. Sava miferleri giymi subaylar kararghtan karargha koarak, son hazrlklarn tamam olup olmadklarn kontrol ediyorlard. Mi-nuehr ise yannda iki yaveri olduu halde at srtndan inmeyerek, tm bu hazrlklar organize ediyordu. nder, kulenin tepesinde olup biteni seyrediyordu. Feda okulunun yeni talebeleri kendilerine grev verilmesini bekliyorlard. Suratlar solgundu. renimlerinin byle ani bir biimde kesilmesi onlar artmt. Yusuf ve Sleyman birliklerine komuta etme emri almlard-, her frsatta kendilerinin Trklere kar gsterdikleri kahramanlklar ve ve

bitiremiyorlard. Delikanllarn bu bbrlenmeleri bo yere deildi. Yeni fedaler onlarn anlattklarndan etkilenmilerdi ve imdiden zafer sonras kazanacak olduklar dlleri dnerek seviniyorlard. Kendilerinin sekin birlik olduklarnn bilincindeydiler ve buna uygun davranyorlard. ki arkada, leden sonra gvercin evlerinin bulunduu kulenin mu4U4 hafazas ile grevlendirilmilerdi. Ellerinde ok ve yaylan vard, gereinde kzgn zift ve ya dolu kazanlar boaltmak iin emirlerine de alt asker verilmiti. nc namazdan sonra Sleyman ve Yusuf yemeklerini getirttiler. Beklerken sava miferlerinin karttlar, nk hava kelimenin tam anlamyla cehennem gibi scakt. Delikanllar akr akr terliyorlard. Alt ay nce kaleye ayak bastklar gn hatrlayan in sanlar, onlar artk zorlukla tanyorlard: tenleri gneten yanarak kapkara olmutu, avurtlar kmt ve yz izgileri kat, hatta zalim bir ifade almt. Alnan tedbirleri konuuyorlard kendi aralarnda, bir ksmndan pek memnun olduklar sylenemezdi. "Farenin deliine sakland gibi sndk buraya" diye kzd Sleyman. "lk sefer bambakayd halbuki. Dmann kafasn patlatmak tam bana greydi dorusu!" "Bekleyelim bakalm" diye sakinletirdi onu Yusuf. "Belki de Seyduna'nn dnd bir eyler vardr. Aada tam otuz bin zndk var, hi de az bir say deil bu." "Tamamen katlyo/um sana. Ama onlara derslerini vermeyi o kadar ok isterdim ki.'.." "Aklmdan btn gn neler geiyor biliyor musun? Kimseye bahsetme fakat bundan. Seyduna'dan beni dmann iine gndermesini istemeyi dnyorum. O Arslanta kpeinin iini orackta bitireyim." "Buna izin vermez. Ona yemin ettik ve emirlerini beklemek zorundayz." "Bktm artk bu lanetli bekleyiten! Emin ol ki delirmeme ok az kald. Bazen kendimi son derece acayip hissediyorum. ki gn nce, drdnc ve beinci namazlarn arasnda, iimde aniden dehetli bir fke uyand. Bunu neden yaptm bilmiyorum ama bir de baktm ki surlarn zerindeyim ve hanerim elimde. Tam altmda yenilerden gevezelik ederek yryorlard. Onlarn yaklamalarn bekledim. Kanm damarlarmda kaynyordu. Kar konulmaz bir istek kaplad iimi: Hanerimi onlarn kaburgalarnn arasnasaplamak istiyordum. Saklandm yerin altndan geerken 405 zerlerine atladm. Kanlar gibi barmaya baladlar. Tam hanerimi kaldrdm anda kendime geldim. O kadar bitkindim ki ayakta zorlukla durabiliyordum. Son gcm toplayarak onlara glm-seyebildim: 'Kahramanlarm benim!" diye kekeledim. 'Cesaretinizi snamak istedim ama gryorum ki henz hazr deilsiniz.' Ve onlara Abdlmelik usul ksa bir vaaz verdim: Bir ismail, zellikle de bir feda, her zaman tetikte olmaldr. Her nlerine gelenden bu ekilde korkacak olurlarsa, sekinler birliine utan vermekten baka bir ie yaramazlar. Bylece bu maceradan syrldm. Fakat o gnden beri delirme korkusuyla yayorum srekli, inallah yaknda Seyduna bize istediimiz grevi verir..." Yusuf rperdi: "Bunlar Seyduna'nn haplarnn etkileri! Cennetin kaplarn amak iin onlar kulland ama imdi aklmzda oraya geri dnmekten baka bir ey yok!" "Bana cennetin tadn alp da, oraya dnmek istemeyen bir kii gster! Allah'm! Neden bu kadar uzun snyorsun bizleri?" Bylece, hummal almalar ve lm sessizlii iinde tam iki gn geti. Kalenin iindeki adamlar iin beklemek tam bir ikenceydi. Kulenin tepesinde ise Hasan ve iki Byk Da srekli etraf gzetliyorlard. Ortada bir eyler oluyormu gibi bir hava vard fakat boazn yksek duvarlar komu zirveyi baklardan saklyordu. Ebu Ali ise beyde'ye, komu zirveye birka keifi gndermesini emretmiti. Dmanlar, smaillerin boazn iine braktk-la engellerin tmn temizlemilerdi ve emirin adamlar araziye uyum salamakla meguldler.

Halfa ve bni Vakkas afak skerken kale duvarlarndan aa inme emrini almlard. Sonra da yzerek nehri geecekler ve boazn br yannda ykselen kaya duvarna trmanacaklard. Aia-mut'taki tm askerler onlarn nefes kesen trmanlarn izliyorlard: Kalenin grm geirmi eski savalar bile rpermekten kendilerini alamyorlard. bni Vakkas nden trmanyordu. Salam bir kaya kntsna ulatnda, aaya, belindeki ipi sallandryor ve Halfa'nn yukar daha kolay kmasn salyordu. Zirveye vardklarnda gne oktan ykselmiti. Bellerindeki halatlar, ikiye yarlm bir aacn gvdesine baladktan sonra, bir anda sipere yat400 tklar grld. Kaledeki okular onlar korumak iin ok ve yaylarna sarldlar ama buna gerek kalmad. ki arkada civar iyice gzetledikten sonra halatlar aaca daha sk balayarak, bir maymun evikliiyle aaya kayverdiler. Balarna bir i gelmeden nehri getiler ve arkadalar onlar surlardan yukar ekti. Getirdikleri haberler birka kelimeden ibaretti: Dman kaya duvarlarnn tepesinde mevzi almt ve akalozlarla barutlu mancnklar yerletirmekle meguldler. Haber kalenin iinden bir lk gibi geti. Ve birka saniye sonra ilk ta glle nehrin zerinden uarak surlarda patlad. Bunu birok baka glle takip etti ve az sonra arpma sesleri ahrud'un alamasn bile bastrd. Duvarlarn stndeki adamlar, altlarndaki zeminin titrediini hissediyorlard. Beklemekten sklm suratlarn dmandan yana evirmilerdi ama Trkler hl kendilerini gsterip gstermeme konusunda karar verememilerdi. Ksa bir sre sonra kar kyda ykselen kaya duvarnn byk bir ksm gmbrdeyerek havaya utu ve aada akan ahrud'un kpkl sularna gmld. Byk ihtimalle belli yerlere nceden barut yerletirmilerdi. Dev kaya bloklarnn bir ksm akar suyla beraber srklenip gitti ama dierleri o kadar byktler ki nehrin tam orta yerinde doal bir set oluturarak, kpren suyun kk bir glce dnmesine yol atlar. Kar zirvede nihayet ufack siluetler seilmeye balanmt. Bir yn fieki, mancnklara byk kaya glleleri yklemekle urayorlard. Minuehr bir emir verdi ve kar tarafa ok yamaya balad. Fakat aradaki mesafe ok fazla olduu iin, Trkler oklardan fazla rahatsz olmadlar. Cevap ise gecikmeden geldi: Alev alev yanan bir glle surlarda patlad, bunu da birou takip etti. Glle yamurunu da bir ok yamuru takip etti. Minuehr yaralanan bir askerin zerine atlad: "Aptal! Saklandnz yerden kmayn sakn! Herkes.tam siper alsn!" fke ve hiddet nedeniyle burnundan soluyordu. Askerler ise solgun glmsemelerle birbirlerine bakyorlard; kendilerinden bu kadar gl bir dman karsnda ne kadar dayanabileceklerini kara kara dnmeye balamlard. 407 "Gelin! Bu kadarck eyden korkulur mu?" diye kkredi Minu-ehr. "Kk bir enlik atei, o kadar! Hibir tehlikesi yok!" Fakat glle ve ok yamuru askerlerin morallerini bozmutu. Hepsi de kalenin tm klarnn kapal bulunduunu biliyorlard, burada kapana kslmak yerine, ak arazide savamak isteyenlerin says bir hayli kabarkt. "Seyduna bana izin verse, fedalerimin bana geer ve kar zirvedeki maymunlarn hepsini temizlerdim" diye bard Abdl-melik. fkeden kuduruyordu. Yusuf ve Sleyman da yumruklarn skmlard. Trkleri krp geirmek iin dayanlmaz bir istek vard ilerinde. Fakat Seyduna son derece sakin, hatta kkrtc bir tavrla planlarn gzden geiriyordu. Onun bu durumunu fark eden Sleyman iyice meraklanmaktan kendisini alamyordu. Ebu Ali surlar incelemekten geri dnmt. "Askerler huzursuzlar" dedi zoraki bir glmsemeyle. "Arslanta bu yzden geldi zaten buraya" dedi Hasan. "Bizi etkilemek ve korkutmak istiyor. Fakat bu durumu lehine evirmek istiyorsa acele etmesi lazm. Birka gn sonra askerlerimiz bu kargaaya alacaklar ve o lanet olas glleleri havada vurmakla vakit geirmeye balayacaklar." "Yani yaknda onlar merdivenleriyle beraber surlarmzn dibinde greceimizi mi sylyorsun?"

"Hayr hayr. Daha ok kalplerinden geenleri bize syleyeceklerine inanyorum..." nc namaz esnasnda glle yamuru balad gibi aniden bitti. Ortal esrarengiz bir sessizlik kaplamt. Kaledeki herkes deminki curcunann az sonra vuku bulacak daha nemli bir olayn habercisi olduunu hissediyordu, ilk olarak kulenin stndeki adam allmadk bir hareketlilik sezinlediler: svari drtnala boazdan geiyorlard. Asma kprye yaklanca atlarndan indiler ve atekes arsnda bulundular. "Bir tuzak da olabilir!" diye Minuehr'in kulana fsldad subaylardan biri. "Kpry ancak Byk nder emir verdii zaman aaya indireceiz" diye teskin etti onu Minuehr. 48 Emir az sonra verildi. Zincirler gcrdadlar, kpr aa indi ve dman ordusunun elisi solgun ama erefli bir tavrla Ala-mut'a girdiler. Minuehr onlar saygyla karlad. Hasan'in kesin emri ile btn askerler avluyu terk etmilerdi, sadece muhafzlar yerlerinde duruyorlard. lk yukar avluda fedaler ve okular dzen almlard, ikinci yukar avluda ise tm svari snf kusursuz bir nizamda bekliyorlard. Minuehr ve eliindeki subaylar, misafirlerini adamlarnn tam ortasna gtrdler. "Bizi etkilemeye altlar" dedi Hasan. Manzaray yukardan izlemekteydi. "Fakat etkileme sras imdi bizde ve eminim ki az sonra greceklerini kyamete kadar unutamayacaklar..." Sesi ve surat Byk Da'lerin rpermelerine neden olan taassup ile dolmutu yine. Dudaklarnda fedalerini bahelere gnderdii o gece beliren gizemli glmseme vard yine. "Boylarn bir ba klterek, kellelerini ibret-i alem olsun diye surlarda sergilemek niyetinde misin?" diye sordu Ebu Ali. "Bunu yapacak kadar aptal deilim. Emirin ordusu buna o kadar sinirlenir ki yreklerine salmak istediim korkunun son zerresi de uup gidiverir. Ebejli bir zafer kazanmak istiyorsak ne yapp edip adamlar korkutmalyz." "Birlik tren dzeni ald, eliler de bekliyor" diye hatrlatt Buz-ruk mid. "Beklesinler. Demin zerimize kaya yadrarak bizi ypratmak istiyorlard, imdi de gne altnda kalarak biraz da onlar ypran-snlar bakalm..." Emir Arslanta'n elilerinin lideri, svari bl komutan Ebu Cafer'den, fedaler ve okular arasnda yer almasn rica etmilerdi. Klcnn kabzasna hafife dayanmt; bir yandan da dudak bkerek adamlar inceliyordu. Kendisine elik eden iki adam yannda kmldamadan duruyorlard; elleriyle kllarnn kabzalarn kavramlard ve vahi baklarla etraflarn szyorlard. de giderek artan sabrszlklarn ve kendilerini bekleyen kaderlerinden duyduklar korkuyu yattrmak iin, byk glk ekiyorlard. On adm telerinde Minuehr'in subay birlii hazrolda bekliyordu. Minuehr arada bir yaverleriyle birka kelime konuuyor, 409 elileri inceliyor ve kkten yana kaamak baklar frlatyordu. Fakat kulede hibir hareket yoktu. Sanki Hasan adamlarnn tmyle ekildiklerini ve elilerin kzgn gne altnda beklemekte olduklarn unutmu gibiydi. Gne gerekten de acmaszd fakat ister atl, ister yaya olsun orada beklemekte olan askerlerin hibirisi en kk bir rahatszlk belirtisi bile gstermiyordu. lk huzursuzluk belirtilerini gstermeye balam olan dman elilerini kaytsz baklarla szmekle yetiniyorlard sadece. Nihayet liderleri olan Ebu Cafer uzun bekleyiten sklarak ve sinirlenerek Minuehr'e dnd ve yapmack bir dost sesiyle sordu: "Elileri kzgn gnein altnda bekletmek burada gelenek midir?" "Burada sadece bir tek gelenek hkm srmektedir, o da nderimizin emirlerine kesin itaattir." "Bu durumda efendim olan hametli Emir Arslanta'a bu uzun beklemenin efendinin verecei cevabn bir paras olduunu belirtmek zorunda kalacam." "Nasl istersen!" Tekrar sessizlie gmldler. Ebu Cafer kzgn baklarn ge ynelterek, kolunun yeni ile alnnda oluan ter damlalarn siliyor-du. Huzursuzluu yava yava korkuya dnmekteydi. Niye bu silahl adamlarn ortasnda

bekletiliyorlard? Beyni mtemadiyen alyor ve iindeki korku giderek byyordu. Liderler nihayet kuleyi terk etmeye karar verdiler. Beyaz tren elbiseleri iindeydiler ve Hasan'n zel muhafz birlii tarafndan korunuyorlard. Alamut kalesini zapt ettikten sonra, kendisini, ilk kez olarak mminlere gsterecekti. Mminler de bu davrann nemini pekl kavryorlard. Kendisi bile biraz heyecanlanmt. Boru sesi kalenin efendisinin geliini duyurdu. Btn baklar st terasa yneldiler: Parlak beyaz giysiler iinde adam belirmiti orada aniden, etraflar kocaman grzleri yan plak tayan dev zencilerle evriliydi. Savalar nefes bile almaya cesaret ede-miyorlardi: adamdan bir tanesini tanmyorlard. Bu Seyduna olmalyd. Yusuf ve Sleyman gzlerini fal ta gibi amlard. "Seyduna!" diye fsldadlar arkadalarna. Haber azdan aza yayld. 410 "Seyduna nihayet kendisini bize gsterdi. Byk syler olacak. Birliklerin heyecanlan hayvanlara da sramt. Huzursuzlukla yerlerinde kprdanp duruyorlard. elinin yzlerinde de belli bir heyecan ifadesi vard; nder kendilerini garip muhafzlaryla beraber gsterdiklerinde balarn kaldrdlar ve aniden bembeyaz kesildiler. Hasan muhafzlaryla beraber st terasn en ucuna kadar ilerledi. Herkese tepeden bakyordu. Tm kalede mutlak bir sessizlik hkm sryordu. Sadece Alamut kalesinin ebedi mzii olan bouk bir alama sesi geliyordu aalardan. Yeni gelen konuacan bildirmek iin elini kaldrd. Ebu Cafer'den tarafa dnerek berrak bir sesle konumaya balad: "Sen kimsin yabanc? Alamut'ta ne istiyorsun?" "Efendi! Ben Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer'im ve burada efendim hametli Emir Arslanta'n emri zerine bulunuyorum. Memleketimizin ve mutluluu, hametli imparator Melik ah, haksz yere ele geirdiin Alamut kalesini geri istediini sylemek zere beni gnderdi. Hametli imparator seni bir uyruu olarak gryor ve kaleyi gn iinde boaltarak serdar- ekrem hametli Emir Arslanta'a .*eslim etmeni istiyor. Efendim sana ve adamlarna serbest gei hakk tanyor. Fakat efendimizin emirlerine uymazsan seni vatan haini olarak kabul edeceini bilmelisin: Bu durumda, son darbeyi vurana kadar seni amanszca takip edecek. nk bizzat hametli ba vezir Nizam l-Mlk, byk bir ordunun banda Alamut'a doru ilerlemektedir ve smaili hareketini sonsuza dek ortadan kaldrmaya kararldr. Efendimin sana bildirmemi emrettii haberler ite bu kadar." Son szlerini sylerken sesi belli bir biimde kendine olan gvenini yitirmiti. Hasan ona alayc bir glmseme ile cevap verdi ve onu komik duruma drrrek iin onunki gibi aaal bir sesle konumaya balad: "Ebu Bekir'in olu Ebu Cafer! Efendin hametli Emir Arslanta'a unlar syle: Alamut onun saldrsna kar koymaya hazrdr. Dmanlarmzn gznde fazla bir nemimiz olmamasna ramen, harekete gemeden nce iki kez dnmesini tavsiye 411 ederim ona: nk silahlarn atmalaryla beraber nclerinizin bana gelenleri o da tadabilir. Gnn birinde, kellesinin bir mzran ucunda olarak buradan sergilenmesi, hi de ho olmaz dorusu." Ebu Cafer'in beynine kan srad. ne doru bir adm att ve klcnn kabzasn kavrad. "Efendime hakaret etmeye nasl cret edersin? Seni gidi gasp! Msrllarn paral askeri! Otuz bin kiinin aada beklediini bilmiyor musun?" Bu cevaba ok kzan smailler silahlarn kavradlar. Fakat Hasan soukkanlln korudu. "Yabanc efendilere hakaret etmek sultann alkanl mdr?" diye sordu yumuak bir sesle. "Hayr. Fakat bize layk grlen davrana ayn ekilde karlk vermek alkanlmzdr."

"Aada otuz bin askerin beklediinden dem vurdun. Sana soruyorum: Bu adamlar buraya ekirge avlamak iin mi geldiler? Yoksa canlar yeni bir peygamberi dinlemek mi istedi?" "Eer ismailler ekirge iseler, evet, ekirge av iin geldiler! nk yeni bir peygamberden bahsedildiini hi duymadm dorusu." "O halde yerlerin ve gklerin efendisi Hasan ibni Sabbah ismini de hi duymadn demek ki! Ya da Allah'n ona cennetin kaplarn ama yetkisini verdiini?" "Hasan ibni Sabbah isminden sz edildiini duydum; bir zndk tarikatnn lideri olarak tannyor. ayet hislerim beni yanltmyorsa u anda onun karsnda duruyorum. Fakat bu adamn yerlerin ve gklerin efendisi olmas, benim iin yeni bir ey ve Allah'n ona bu tr bir kudret verdiini de hi bilmiyorum dorusu!" Hasan etrafa baknarak gzleriyle Yusuf ve Sleyman' arad. Bulunca da yanna gelmelerini iaret etti. Delikanllar saflarn terk ederek st terasa kan merdivenlere yneldiler. Herkesin duyabilecei bir ekilde onlara dnd: "Btn peygamberler ve ehitler adna, bir gece boyunca cennette kalmanza izin verildiine ve bu zaman boyunca aklnzn ve bilincinizin tamamen yerinde olduuna yemin edebilir misiniz?" 412 "Yemin edebiliriz ey Seyduna!" "Yemin edin!" Yksek ve berrak bir ses ile yemin ettiler. Ebu Cafer glmek istedi ama delikanllarn seslerindeki kararllk ve kanaat, onu, o kadar ok etkiledi ki srtnn rperdiini hissetti. Yaverlerine bir bak frlatt. Yaverlerinin o anda onun yerinde olmadklarndan ok mutlu olduklar her hallerinden belliydi. Hi phesiz ok pis bir ie bulamt. Tekrar konumaya balad, fakat balangtaki gveni kaybolmutu artk: "Efendi, buraya retinin incelikleri zerinde tartmaya gelmedim. Sana efendim hametli Emir Arslanta'n emirlerini getirdim ve cevabn bekliyorum." "Neden kayorsun dostum? Senin iin sahte veya gerek peygamber iin savamann bir nemi yok mu?" "Ben peygamberler iin savamyorum. Hametli emirin hizmetinde bulunmakla yetiniyorum." "Deiik hkmdarlarn emrinde peygambere kar savaanlar da ayn byle konumulard. Ve ayn byle kendi sonlarn hazrlamlard." Ebu Cafer sebatla yere{bakyordu. Susuyordu. Hasan Yusuf ile Sleyman'a dnd. Delikanllar sanki ayaklarndan merdivene zin-cirlenmilerdi, hi kmldamadan bekliyorlard. Baklar sonsuzlukta bir yerlere dikilmiti. Gzlerinde garip bir ate yanyordu. Birka basamak aa inen Seyduna onlarn yanna gitti ve cebinden kard bir bilezii Sleyman'a gsterdi "Bu bilezii tanyor musun Sleyman?" Sleyman'n tm vcudu rperdi ve dudaklarnda hafif kpkler belirdi. lgn bir mutluluk duygusu ile titreyen sesiyle konutu: "Tanyorum efendim." "Git! Bilezii sahibine geri gtrmene msaade ediyorum!" Sleyman'n dizleri titriyordu. Hasan elini tekrar cppesinin cebine soktu ve ona bir hap uzatt: "Yut bunu." Sonra da Yusuf a dnd. "Sleyman' takip etmeni istesem sevinir misin Yusuf?" "Oh!.. Seyduna!" 413 Yusuf un gzleri vecd iinde parlyordu. Hasan ona da bir hap verdi. Emirin elileri bu sahneyi artan bir rahatszlkla izliyorlard. zellikle iki delikanlnn yumuak ve sanki burada olmayan baklar, onlar son derece huzursuz etmiti. Sanki normal insanlarn giriine msaade edilmeyen baka bir dnyada, sonsuz zevkleri tadyor gibiydiler. Ebu Cafer boulurcasna sordu: "Btn bunlar ne anlama geliyor efendi?" "Greceksin. Sana sylyorum.- Gzlerini drt a. Gzlerinin nnde az sonra vuku bulacaklar, insanlk tarihi boyunca ilk defa gereklemektedir!" Sonra grkemle doruldu ve Yusuf'a dnerek tok bir sesle konumaya balad: "Yusuf Zleyha seni cennette bekliyor! u kuleyi gryorsun! Yukarsna k ve kendini aaya at. Zemine dediin an kalbinin sevgilisi seni kollarnn arasna alacaktr!"

Yusuf'un surat mutluluktan l sld. Hap yuttuu andan itibaren, ii uzun zamandr hissetmedii bir mutluluk duygusu ile dolmutu. Harika, huzurlu bir mutluluk. Her ey arkadalar ile birlikte cennet bahelerini ziyaret ettii an gibiydi. Hasan szlerini bitirir bitimnez geri dnd ve kuleye kmaya balad. Hasan lm sessizlii iinde Sleyman'a dnd: "Yannda bir haner var m Sleyman?" "ite burada Seyduna!" " eli ayn anda silahlarnn kabzalarn tuttular fakat Hasan dosta bir glmseme ile onlar yattrd. Sonra Sleyman'a dnd: "Bu bilezii al ve haneri tm kuvvetinle kalbine sapla. Elindeki mcevheri seni bekleyen sahibine verme vakti artk geldi!" Sleyman bilezii vahi bir sevin ile kapt. Onu gsne bastrd. Sonra hanerini kaldrd ve tm kuvvetiyle kalbinin tam ortasna saplad. Rahatlayarak i ektii iitildi ve hemen sonra en alt basamakta olduu yere yld. Yz akl almaz bir mutluluk ile aydnlanmt. Bu sahneyi izlemek zorunda kalan eli, sanki talam gibi olduklar yerde kalmlard. 414 Hasan dudaklarnda yorgun bir glmseme ile elilere cesedi gsterdi: "Gelin ve kendi gzlerinizle grn!" Ksa bir tereddtten sonra itaat ettiler. Haner kabzasna kadar delikanlnn gsne saplanmt. Beyaz elbisesinde byk bir kan lekesi olumutu. lyken bile byk bir mutluluk iinde glmsyor gibiydi. Ebu Cafer elleriyle gzlerini kapad: "Oh! Merhametli Allah!" Hasan muhafzlardan birine cesedi rtmesini emretti. Sonra da kuleye dnerek yukarsn iaret etti: "Oraya bakn!" Yusuf nefes nefese son basamaklar da trmanmt. Kalbi gsn paralayacakm gibi atyordu. Dar balkon zerindeki muhafzlar aknlktan donakalmlard, hibir ey yapmadan ona bakyorlard. Yusuf balkon parmaklklarnn stne trmand. Bir anda inanlmaz bir manzara belirdi gzlerinin nnde: Tm ufuk saraylar, kuleler, kubbelerle kaplyd. Ayaklarnn altnda muazzam bir renk cmb uzanyordu. Ben bir kartalm diye dnd. Evet ben tekrar bir kartalm, kularn kral... Kollarn bir kuun kanatlar gibi iki yana aarak kendisini bolua brakt. Vcudu bouk bir darbe ile orada bekleyenlerin birka adm uzanda yere akld. rken atlar binicileri tarafndan glkle zapt ediliyordu. "Zahmet edip u adama da balcn!" dedi Hasan elilere dnerek. "Yeteri kadar grdk" dedi Ebu Cafer gvensiz bir sesle. "ok iyi Ebu Cafer! Efendine grdklerini anlat ve ona unlar syle: Ordusu otuz bin< asker kuvvetinde olabilir ama deminkiler gibi iki askeri yoktur. Ve ba vezirin tehdidine gelince o nemli ahs hakknda kimsenin bilmedii bir ey biliyorum ama bu srr aklamak iin henz ok erken: Alt il on gn arasnda efendinin kulana gelecektir nasl olsa. O zaman beni ve haberimi hatrlasn. imdi git. Sana iyi bir yolculuk dilerim." elinin atlarnn getirilmesini emretti. Ebu Cafer ve yaverleri yerlere kadar eildiler ve Hasan onlar uurlad. Muhafzlar cesetleri kaldrdlar. Bir an sonra ise zel muhafzlarnn eliinde kulesine geri dnd. Herkes kalbinde ar bir zntyle grevinin bana dnd. Bu sahneyi seyredenler, her eyin ne kadar tuhaf olduunu anlatmak 415 iin kelime bulamyorlard. Azlardan szckler glkle kyordu... "Artk hibir phe olamaz. Seyduna gerekten de kendisine inananlarn yaamlarnn ve lmlerinin efendisi! Demek ki bir efsane deilmi: Gerekten de istedii kiiyi cennete gnderme yeteneine sahip!" "Peki ya sana kalbine bir bak saplaman emretse?" "Hi duraksamadan itaat ederdim." Hepsinin gzlerinden alevler fikryordu; hepsi de Seydu-na'nn ve Ismaillerin gzlerinde ykselmek iin her zamankinden daha fazla arzu hissediyorlard. "Elilerin birdenbire nasl beyazladklarn fark ettin mi? Ebu Cafer yelkenleri nasl suya indiriverdi hemen!.." "Seyduna'yla baa kabilecek hibir hkmdar yok gerekten de..."

"Kendini yeni bir peygamber olarak tanmladn duydunuz mu?" "Bunu bilmiyor muydun?" "Ebu Cafer Seyduna'nn Kahire halifesinin hizmetinde olduunu nasl iddia edebiidi ki?" "Kim bilir. Yanlyor olmal..." Fedaler ise tek kelime etmeden surlarn zerinde bulumulard. aknlkla birbirlerine bakyorlard. Her zamanki gibi sessizlii bozan beyde oldu. "Yusuf ve Sleyman' imdilik kaybettik. Bu dnyada onlar bir daha gremeyeceiz." Kk Naim'in gzleri yalarla dolmutu. "Emin misin?" "Hadmlarn tadklar cesetleri grmedin mi?" "yleyse u anda cennette olmalar gerekir?" beyde dikkatle glmsedi. "Buna inanyor olmalsn!" "Ya sen?" diye sordu bni Vakkas. "Seyduna byle olduunu iddia ediyor. Aksini dnmek yasaklanmtr." 416 "En kk bir phe bile byk bir su demektir!" Cafer olanca ciddiyetiyle sylemiti bunlar. "Artk aramzda olmadklarn dndke, her ey bana o kadar bo geliyor ki" dedi bni Vakkas hznle. "nce bni Tahir ter-ketti bizi, sonra da bu ikisi..." "bni Tahir'in bana neler geldi acaba?" diye sordu Nairn. " da cennettedir herhalde..." "Bunu ancak Seyduna ve Allah bilebilir!" diye karlk verdi bni Vakkas. "Onlar tekrar grmeyi ne kadar da ok isterdim" dedi delikanl zlemle. "Sanrm o da iki yol arkadayla ayn yere gitmek zorunda kald" dedi beyde gizem dolu bir sesle. Yzba Ebu Cafer Emir Arsianta'a aknln anlatacak kelime bulamyordu."Emir hazretleri de o iki delikanlnn efendilerinin emirlerini yerine getirirken gsterdikleri istek ve evkin, btn bu olayn en arpc yan olduunu dnmyorlar m? Eminim ki bana bu kadar acmasz bir diktatr karsnda yapacaklar baka bir ey olmadn syleyeceksiniz... fakat kendilerini lmn kollarna atarken suratlarndaki lgn mutluluk ifadesini ne kadar byk bir aknlkla seyrettiimizi tahayyl edemezsiniz. Keke Emir hazretleri de onlarn 'cennet' kelimesini iittikleri anda, gzlerinde beliren kutsal parlamay grebilselerdi! Kalplerini en kk bir phe krnts bile glgelemiyordu. Bir an sonra, evvelce ziyaret etmi olduklarn iddia ettikleri cennet bahelerine gidecekleri dncesine olan inanlar, en az Alamut kalesinin kayalar kadar salam grnyordu. Kesinlikle hi abartmyorum. Bunu size yaverlerim de tasdik edebilirler." Emir Arslanta derin dncelere dalm olarak adrnda volta atmaktayd, iriyar bir adamd. Bakml d grn, yaam sevdiine ve yaamdan elinden geldiince zevk almaya altna delalet ediyordu. Fakat yz hatlar ok dertliydi. Hasann cevab aklna ok kt eyler getiriyordu. Srayla elilerin yzlerine bakt. 417 "Bir sahtekrln kurban olmadnza emin misiniz?" "Hem de hi phesiz" diye steledi Ebu Cafer. "Sleyman ismindeki delikanl bizim en fazla be, alt adm temizde haneri kalbinin tam ortasna saplad, Yusuf adl br de tm Alamut'un gzleri nnde kendisini kulenin tepesinden aa att." Arslanta inanmaz bir ifadeyle kafasn sallad. "Bir trl inanamyorum. imdiye kadar Hindistanl mehur byclerin kahramanlk masallarn ok iittim. Dediklerine gre kendi kendine havada asl duran iplerin tepelerine trmanyorlar; ve bu iplerin zerinde dans etmeye cesaret eden cambazlar da tek bir emirleri ile aa drebiiiyorlarm. Sonra da aa derek kaburgalarn kran talihsiz cambazn zerine bir hasr sepet geirip bir dua mrldanyorlar ve cambazn az sonra eskisinden de salam olarak ortaya kmasn salyorlarm. Evet btn bu ilerden haberim var. Btn

bunlarn gzbacl ve sahtekrln mkemmel bir gsterisi olduunun da farkndaym." "Fakat burada bu tr bir by sz konusu deil!" diye szn kesti onun Ebu Cafer. "Haner Sleyman'n kalbine kabzasna kadar saplanmt. Ve gmlei de gerek kanla kpkrmz olmutu." Emir derin derin dnyordu. Kendisine anlatlanlara inanmak iinden gelmiyordu bir trl. "Neyse ne!" dedi bir sre sonra. "Grdkleriniz ve duyduklarnz hakknda bir mezar kadar suskun olmanz emrediyorum sizlere! Askerlerin ne tr bir rakiple kar karya olduklarn renmelerini hi istemem dorusu. Bakarsnz emirlere bile kar koymaya alabilirler. Ba vezir buraya doru geliyor. Onun hi akas olmadn bildiim iin emirlerini harfiyen uygulamalyz." Yaverler birbirlerine korkuyla baktlar. Buraya gelirken arkadalarna Alamut kalesindeki garip ziyaretlerinden bahsetmilerdi bile. Fakat emir, adrnda volta atmaya devam ettii iin, onlarn deien surat ifadelerini fark etmedi bile. "Acaba smaillerin nderi, ba vezir hakknda alt il on iki gn arasnda bir eyler reneceimi sylerken ne demek istiyordu?" "Emir hazretlerine bana sylenen her eyi aynen ilettim" dedi Cafer. "Herhalde bizi korkutmak istiyor. Ba vezir hakknda bizim 418 bilmeyip de onun bildii ne olabilir ki? u anda sfahan yolunda. Oradan da bu tarafa gelerek bizimle birleip Alamut'u yerle bir edecek. Bundan baka ne olabilir ki?" Emir biraz da sabrszlk ieren bir el hareketiyle onu susturdu. "Bu znd temizleme erefi niye bana nail oldu ki? Ne biim bir rakip bu? Kalenin iine snp meydan sava vermekten kanan zr delinin teki. Btn gn sama sapan ocuk masallar uydurup, benim cahillerimin kafasn kartryor, kendi cahillerini ise lgn lm makinelerine dntrebiliyor. Gel de byle bir dman ele geir bakalm!" Ksa bir skuttan sonra devam etti: "Pekl gidebilirsiniz. Dediklerinizi anladm. Olup biten her ey hakknda tek kelime bile etmeyin!" Eliler efendilerinin nnde eildiler ve adr terk ettiler. Yalnz kalan Emir kendini yastklarn zerine atarak, bir kadeh arap doldurdu ve bir dikite midesine indirdi. Suratnn rengi yava yava yerine geliyordu. Ellerini rpt. Perdenin arkasndan iki tane gen ve gzel cariye kt. Koarak yanna geldiler ve sevecen elleriyle onu okamaya baladlar. Az sonra Alamut kalesi de Hasan ibni Sabbah da unutulup gitmiti. Elilerin garip davranlar ve nemli bir sr sakladklarn belli eden suratlar, darda bekleyen arkadalarnn meraklarn iyice kamlamt. Fakat eliler efendilerinin emrine itaat ederek, onlara tek kelime bile edemeyeceklerini belirtiler. Bunun zerine elde bulunan, yani dikkatsiz yaverin azndan kard az bir bilgi, yldrm hzyla ordunun iinde yayld. Tm adrlarda ateli toplantlar ve tartmalar yaplmaktayd. Askerler dncelerini aka belirtmekten ekinmiyorlardi: "Btn bu olanlardan sonra, Alamut kalesinin efendisinin yeni bir peygamber olmas, pekl mmkndr. O da Muhammed gibi icraatna bir avu sadk adamyla balamt. Oysa imdi saflarnda binlerce kii savayor." "ismailler Ali'nin taraftanlar. Bizim babalarmz da yle deiller miydi? Babalarmzn inanlarna sadk kalanlar neden yok edelim ki?" 419 "Zaten Muhammed, Alamut'un efendisi kadar kudretli deildi. Kendisi cennete gidebiliyordu. Fakat baka birisini cennete gnderebiliyor muydu? Demek istediim, yaayan birisini?" "Sylendiine gre, herkesin nnde kendilerini ldren o delikanllar, cenneti ziyaret etmiler. Ben buna inanyorum: Yoksa baka trl nasl olur da bylesine byk bir evkle lme koabilirlerdi ki?" "Tm hayatm boyunca buna benzer bir ey duymadm. Bu kadar kudretli bir peygambere kar savamann gerekten de bir anlam var m?" "Ismailler aslnda ne Trk, ne de inliler! Sultan onlara neden sava at ki? Onlar da bizim gibi iranl ve Mslmanlar."

"Ba vezir tekrar sultann iltifatn kazanmak iin bizi buraya gnderdi. Tek amac eski itibarn geri kazanmak. Sanki biz bunlar bilmiyoruz. Bizi aptal m sanyorlar yoksa?" "Neyse ki Emir akll bir adam. Acelesi yok. K geldii zaman kamp biraz daha aa alrz. Hepsi bu!" "Kimsenin nefret etmedii bir dmana kar savayoruz! Ne kadar aptalca." Byk Da'ler tek kelime etmeden, Hasan'la beraber kuleye kmlard. nderleri gzle grlr biimde yorulmutu. Bitkin bir hareketle pelerinini omuzlarndan syrarak kendisini yastklarn stne brakt. tekiler ayakta bekliyorlard. Nihayet Hasan sknu bozdu: "u anda yanmda kim olsun isterdim biliyor musunuz? mer Hayyam!" "Neden zellikle o?" Ebu Ali'nin sesi sert hatta tehdit eder gibiydi. "Tam olarak ben de bilmiyorum. Sadece onunla konumak isterdim, hepsi bu." "Vicdann m szlyor yoksa?" Buzruk mid bunlan sylerken, ona, karanlk baklar frlatyordu. Hasan isteksizce ayaa kalkt. Makam ve rtbe sahibi iki arkadana inanmaz gzlerle bakt ama tek kelime etmedi. "Biliyor musun, delikanllar grmek iin bahelere indiin o 420 cece, seni ldrp kulenin tepesinden ahrud'a atmay nermitim Ebu Ali'ye." Hasan mekanik bir hareketle klcnn kabzasn kavrad. "Bu asil dnceyi bir ekilde hissetmitim. Niyetinizi neden uygulamaya koymadnz sorabilir miyim?" Buzruk mid omuzlarn silkti; Ebu Ali kzgn gzlerle onu szyordu. Sonra devam etti: "Pekl, madem bilmek istiyorsun, bunu yapmadmza az nce piman oldum." "Gryor musun, tam da bu nedenle, yanmda senin yerine mer Hayyam'n olmasn arzu etmitim. Fakat sakn korktuumu sanma. Sadece birileriyle olup bitenler zerine konumak isterdim, hepsi bu." "Konu. Seni dinliyoruz." "O zaman size bir soru yneltmeme msaade edin: Bir ocuun renkli oyuncaklar karsnda duyduu sevin, gerek bir sevin midir?" "Neden yine dolambal yollara sapyorsun ibni Sabbah?" diye sordu Buzruk mid sabrszlkla. "Syleyeceklerini laf dolandrmadan dosdoru syle." "Az nce beni dinleneceinizi sylemitiniz." Hasan'in sesi tekrar eski sertliine ve kararllna kavumutu. "Yaptklarm hakl karmaya almak gibi bir niyetim yok. Sadece aklamak istiyorum. Bir ocuun kendisine verilen, cezbedici renkli oyuncaklar karsnda duyduu sevin, yetikin bir erkein parasn sayarken veya karsn severken ald muazzam haz kadar byktr en azndan. Her tarafn duyduu sevin, kendi bak alarna gre, gerek ve halis bir sevintir. Herkes sadece kendisinin o anki durumuna gre elde ettikleri ile mutlu olabilir. Buna gre lmn mutluluk ile e anlaml olduunu bilen bir kii, baka birisinin parasn sayarken ya da karsn severken ald haz kadar mutlu olur lmekten. Ne de olsa hepimiz lmden sonraki pimanln bir anlam olmadn biliyoruz." "Yaayan bir kpek l bir kraldan daha deerlidir" diye mrldand Ebu Ali. "Kpek ya da kral, sonunda lmek zorundasn. Demek ki kral olmak daha iyidir." 421 "Senin iin konumak kolay tabii, sen, lm ve yaam zerinde hkmetmeye kalkan adam!" diye bard Buzruk mid. "Fakat ben, senin fedalerin gibi lmektense, kpeklerin iinde en son kpek olmay yelerdim." "Beni anlamadn" diye karlk verdi Hasan. "Kim senin lmen gerektiini sylyor ki? Onlarla senin gr alarnz arasnda dnyalar kadar fark var. Onlar iin mutluluklarn en by anlamna gelen ey, sende ancak dehet uyandryor. Fakat biliyor musun, kimi insan iin de, u anda senin bulunduun mevki, en azndan onlarn bak asndan, son derece korkun bir ey. Kimse kendisini her taraftan, tm bak alarndan inceleyemez. Bunu phesiz her eyi gren Tanr yapabilir sadece. Demek ki brakalm da herkes kendi istedii gibi mutlu olsun."

"Fakat sen bu ocuklar bilerek ve isteyerek yanlttn! Sana kaytsz ve artsz teslim olan bu adamlara, bu ekilde davranma hakkn nereden alyorsun?" "Bu hakk smail inancnn en byk dsturunun doruluuna olan inancmdan alyorum." "Ve buna ramen her eyi gren birTann'dan bahsediyorsun?" "Evet, ben her eyi gren bir Tanr'dan bahsediyorum. Ne Ye-hova, ne Hristiyanlarn Tanrs, ne de Allah, zerinde yaadmz bu dnyay yaratm olamazlar. Dnyamza bakn: Hibir ey hibir eye baml deil, gne, byk bir iyi niyetle, kuzunun ve kaplann, sinein ve filin, akrebin ve kelebein, ylann ve gvercinin, keinin ve aslann, iein ve meenin, kraln ve dilencinin zerinde ayn ekilde parlyor. Hastalklar, iyileri ve ktleri, glleri ve gszleri, aklllar ve aptallar ayn ekilde vuruyor. Mutluluk ve kskanlk tesadfen datlyor, yaayan her eyi ayn son, lm bekliyor. Hayr! Burada sizin karnzda durduum gibi, sadece her eyi gren o Tann'nn peygamberiyim ben, sadece ve sadece onun!" Byk Da'ler rperdiler. Demek bu garip adam imdi iinde bulunduu lgnla srkleyen sebep buydu! Demek ki kendisini gerekten de gizliden gizliye bir peygam422 ber olarak gryordu! Ve tm felsefesi bir gz boyamasndan baka bir ey deildi, sadece phecilerin ve kim bilir, belki kendisinin de akln elmeye yanyordu. Sahip olduu inan ile fedalerine dier smail nderlerinden daha yakn deil miydi? "Demek ki yine de bir Tanr'ya inanyorsun" diye sordu Buzruk. mid korkuyla kark bir aknlkla. "imdi syledim ya sana bunu!" Aralarnda byk bir uurum olumutu aniden. Odadan kmadan nce saygyla eildiler. "Grevlerinizi yerine getirin! Sizler benim halifelerim olacaksnz." Bir babann ocuklarna glmsedii gibi glmsedi ve onlar uurlad. Koridora ktklarnda Ebu Ali bard: "Firdevs iin ne de gzel bir malzeme!" .. 423 JLJ^rdnc perdenin sonu" diye mrldand Hasan tekrar yalnz kaldnda. Ayn akam karanlk basnca beyde, Cafer ve Abdurrahman' odasna artmt. Ebu Soraka delikanllara emri bildirdi. Fedaler bir anda heyecana kapldlar. Kendisini neyin beklediini tahmin eden beyde'nin esmer surat aniden kl rengine dnverdi. Tuzaa dm vahi bir hayvan gibi bakmyordu etrafna. Abdurrahman da korkmutu: "Neden Seyduna bizi zellikle bu gece aryor ki?" "Yusuf, Sleyman ve Ibni Tahir artk burada olmadklarna gre, cennete gitme srasnn bize geldiini dnyor olmal" dedi bni Vakkas. "yleyse bizim de mi kuleden aa atlamamz ya da kalbimize bir haner saplamamz gerekecek?" "Bunu Seyduna'ya sormalsn!" Sadece Cafer haberi soukkanllkla karlad. "Yaamn ve lmn efendisi Allah'tr" dedi. "Ve Seyduna onun dnya zerindeki temsilcisidir." Ebu Ali onlar kkn kapsnda karlad ve kuleye gtrd. Ebu Soraka ise delikanllara emri ilettikten sonra, endieyle dolu olarak Minuehr'i aramaya kt. Onu surlarn zerinde, bir zift kazann tefti ederken buldu. Arkadan yavaa bir kenara ekerek, endielerini dile getirmeye balad: "Fedalerin lm hakknda neler dnyorsun emir?" "Seyduna her eye kadir bir efendi..." "Dncelerini renmek istiyorum! Davran biimini doru buluyor musun?" "Bu konuya hi kafa yormuyorum sevgili dostum! Sana da yle yapman tavsiye ederim." 424 "Yani sultann ordusunu byle yntemlerle mi malup edeceiz?" "Bunu sadece Seyduna bilebilir. Benim bildiklerimin tm, elimizdeki birliklerle ok fazla dayanamayacamzdr." "Vallahi ben souk terler dkmeye baladm bile!"

"Yalnz deilsin zlme. Mesela Emir Arslanta da eminim ki u anda souk terler dkmektedir." "Demek ki Seyduna'nn amacna ulatna inanyorsun?" "imde bir his ona sonsuz gven duymamz sylyor bana. Bu sabah Alamut'ta olan eyleri, dnya yznde daha nce hi kimse ne grd, ne de duydu..." Ebu Soraka hayretler iinde ban sallayarak, neler diyeceini merak ettii hekimin yanna gitti. Yunanl civarda kimselerin olmadndan emin olmak iin etrafna baknd. Sonra da karsndakinin kulana fsldad: "Hrmetli da! Tam bu anda, Bizans zindanlarndan katm gn lanetlemekle meguldm. nk bu sabah kalede yaadmz eyler, Yunan dramclarnn hayal glerinin bile ok ok tesinde. Byk nder'in bize seyrettirdii zalim oyun, cehennem kraln bile kskanlktan atlatabilirdi. Gnn birinde Alamut surlarnm arkasndaki bahelerin harikalarn bize de tattrmak isteyebileceini dndke damarlarmdaki kan donuyor dorusu!" Ebu Soraka'nn rengi soldu: "Bizi de kkn arkasndaki mehur bahelere gnderecini mi dnyorsun?" "Bunu nereden bilebilirim saf dostum! Ne olursa olsun cennetin kaplarnn gecegndz ak olduklarn bilmek bizim gibi kalede yaamak erefine nail olanlar iin pek de i ac bir durum deil." "Korkun! ok korkun!" diye mnldand Ebu Soraka ve kolunun yeniyle alnnda oluan souk terleri sildi. "ok kr ocuklarmz Mutsufer'in yannda..." "Evet, gerekten de." Yunanl onun dncesine katlmt sanki. Fakat Ebu Soraka oradan uzaklat esnada, Yunanlnn dudaklarnda beliren ac glmsemeyi gremedi. Yeni gelecek olan misafirler iin bahelerin hazrlanmas oktan 425 sona ermiti. Misafirlerin o akam geleceini renen kzlar odalarnda bayram havas estirdiler. Evet, kaderlerinin ne olduunu biliyorlard artk. Ak onlarn meslekleriydi; bu da holarna gitmiyor deildi. Sadece Halime korkuyordu. Sleyman'n ansna tapnyordu sanki: Onu efendisi olarak kabul ediyor, gizlice onunla sohbet ediyor ve gnlk hayatn bin bir trl sorunu karsnda nasl davranmas gerektiini ona danyordu. Byle anlarda gerekten de onunla beraber olduunu dnyor ve buna inanyordu; bazen dier kzlar, onu kendi kendine kahkahalarla glerken yakalyorlard, sanki o an, etten ve kemikten birisiyle akalayor gibiydi. Balarda ona Sleyman'n byk ihtimalle bir daha asla buraya gelmeyeceini syleyerek, kendisini toplamasn salamaya altlar. Fakat tm anlattklarnn, bir kulandan girip br kulandan ktn fark edince, ikna etmekten vazgeip hayalleriyle ba baa braktlar. O akam yeni delikanllarn geleceini renen gen kz, kuru bir yaprak gibi sallanarak, baygn bir ekilde Meryem'in kollarnn arasna dt. "Aman Allah'm!" diye bard Meryem. "Ne yapacaz imdi bununla?" "Seyduna, bu akam gelecek olan delikanllar karlama izni verdi sana. Onun iin de ayn izni koparmaya alsana!" diye nerdi Rukiye. "O zaman, kendisini bilerek ve isteyerek Sleyman'dan ayrmak istediimizi dnr" diye uyard Fatma. "O zaman da kendisine bir ey yapacandan korkuyorum dorusu." "Sleyman'n bir daha mutlaka gelmesi gerektii fikrini kafasna nasl soktu ki?" diye sordu Rukiye aknlkla. "Halime onu seviyor, o da bir daha geleceini sylemi. mit etmesi iin bu kadar yeterli" dedi Fatma. "Halime iin o Seydu-na'dan bile byk bir peygamber!" Bu arada gen kz yava yava kendine gelmekteydi. Arkadalarna aknlkla bir bak frlatt ama hemen sonra ald haber aklna geldi ve kan yanaklarna hcum etti. Ayaa kalkt ve hazrlanmak iin odasna gitmeye karar verdi. 426 Meryem kararn vermiti: "Ona her eyi anlatacam." "Asla inanmaz sana" dedi Zleyha. "Onu tanyorum. Kaln kafalnn teki; onu Sleyman'dan uzak tutmak isteyeceini dnecektir." "Fakat Sleyman'n yerine bir bakasnn geldiini grrse kalbi ok kt krlr!"

"Biz buna nasl altysak, o da ayn ekilde almal" dedi Sara. "Halime senin gibi deil, bunu kafana sok artk! Hayr! Seyduna ile konuacam." "Dinle Meryem" diye steledi Fatma. "nce onunla konumamza izin ver. Belki akln bana getirmeyi baarabiliriz. Geri baarma midimiz hi yok gibi ama olsun." Halime'nin odasna gittiler. Gen kz aynann nnde oturuyordu. Makyaj yapmakla meguld. Dudaklarnda bir glmseme vard. Arkadalarn grnce gzel hayallerini bldkleri iin fkeyle alnn krtrd. Meryem'in yrei szlad. "Sen konu" diye fsldad Fatma'ya. Fatma cesaretle kontmaya balad: "Misafir gelecei iin ok seviniyorsun bakyorum..." "Beni rahat brakn. Hazrlanmak iin yeterince zamanm olsun istiyorum." "Dinle Halime" dedi Meryem tm cesaretini toplayarak "sen de ok iyi biliyorsun ki misafirlerimiz bu baheleri yalnz bir defaya mahsus olmak zere ziyaret edebilirler. Bu gerei kabul etmeye al..." Ahriman odaya girerek gen kza srnamaya balad. "Hadi Ahriman, kov onlar. Onlar ok ktler." "Meryem aka yapmyor" diye steledi Fatma yavaa. "Gidin!" "Gerekten de kaln kafalsn" dedi Sara fkelenerek. Oday terk ettiler. Fatma ve Zleyha teselli edilemeyecek kadar zgndler: "Mantkl olmak istemiyor ve kendisine sylenen her eyi geri eviriyor; hatta Meryem'i bile dinlemiyor." Biraz sonra' Apama kzlarn yanna geldi. Onlara Seyduna'nn 427 yeni bir emrini getirdi. Hepsi ya takma isimler kullanacaklar ya da isimlerini kendi aralarnda deitireceklerdi. Seyduna buna by., nem veriyordu ve kzlara sakn bir falso yapmamalarn emretmiti. Meryem ve Fatma kzlarn isimlerini deitirme ilemini stlendiler... "Halime, unutma sakn: Bu akam sen artk Halime deilsin. smin artk Safiye." Kzcaz hznle glmsedi: "Beni tekrar tanyamamas iin, bu acnacak numarann yeterli olacan m sanyorsunuz gerekten?" "Gldn gryorum" diye uyard onu Meryem. "Bu konu son derece ciddi. Zaten bilmelisin ki geen seferki bahelere datlmayacaksnz bu defa." Halime imdi gerekten de rahatsz olmutu. "Ne demek istiyorsun?" "Bunun ne anlama geldiini ok iyi biliyorsun" dedi Fatma ona. Halime dik dik onlara bakyordu. Gzleri yalarla dolmutu. "Neden hepiniz bana bu kadar kt davranmaya baladnz birden bire?" Bu szlerden sonra koarak baheye kat ve bir alln arkasna sakland. Sara peinden gitmiti, onun akln bana getirmeyi, son bir kez denemek istiyordu: "Fatma ve Zleyha'nn ocuk beklediklerini biliyor musun? Meryem'le konuurlarken duydum bunu. Fakat sana sylediimi hi kimseye anlatma!" "Neden sadece onlar?" "Hadi! Sen de mi bir eyler saklyorsun yoksa?" Halime ona dilini kard ve oradan uzaklat. Akama doru Hasan Meryem'i bahelerin birisine artt ve o da, ona, zavall Halime'nin Sleyman' bir trl unutamadndan bahsetti. Hasan karanlk bir bak frlatt. "Zamannda sert araplar iirerek unutmasna yardmc olmak, sizin grevinizdi. Bu akam sorun kartrsa, sizi sorumlu tutarm." "Senden rica ediyorum, onu bu akamlk affet." "Bugn o, yarn bir bakas. Yirmi yldan beri bir plan zerinde i 428 aiyrum ve imdiye kadar hibir zaafa izin vermedim. Ve sen, imdi, aptal bir kz yznden ipin ucunu karmam istiyorsun!"

"yleyse hi olmazsa onun yerine gememe msaade et." Souk gzlerinde artk en kk bir dostluk bile gzkmyordu. Fakat Hasan merhametsizdi. "Hayr izin vermiyorum. Kendi yediiniz halt kendiniz temizlemelisiniz. Bu akam kararlatrlan saatte yine burada buluacaz. Birlikte ziyaretilerin geri gtr-llerini bekleyeceiz. Anlald m?" Meryem dudaklarn srd ve tek kelime bile etmeden Ha-san'n yanndan uzaklat. Kzlarn yanna gelir gelmez Halime'nin yanna gitti. "Sleyman'n bu akam gelmeyeceini anlamadn m hl! Kafan altr; aptallk yapma. Unutma ki hayatn-tehlikede!" Halime ise cevap olarak tepinmeyi tercih etti. Her zamanki gibi masum kurban rol oynuyor ve o eski arky sylyordu: "Neden bana bu kadar kt davranyorsunuz?" beyde fedanin cennete yaptklar gezi sonrasnda anlattklarnn, tek kelimesini bile unutmamt. Doutan sahip olduu phecilik ile onlarn yerinde olsa ne yapacan sormutu kendi kendine birok kez. Fedalerin anlattklarnda birbirini tutmayan pek ok nokta vard ve bu da inkr edilmeyecek bir ekilde phelen-dirmiti onu. Akamleyin arkadalaryla beraber Byk nder'in huzuruna ktnda, iinde en az korku kadar merak da vard. Fakat kendisine mkemmel bir ekilde hakim olmay baard. Hasan'n sorularna ak ve net cevaplar verdi. Bu defa Byk Da'ler odada hazr bulunmuyorlard. Hasan'n onlara ihtiyac yoktu. lk ve ok zor deneyi baaryla geride brakmt; artk uzun bir sabrn sonucu olarak, altrd mekanizmaya tam manasyla hakimdi. Cafer ve Abdurrahman kutsal bir rpertiye tutulmulard. Nihayet smaillere hkmeden adamn odasna ayak basabilmilerdi! ite burada, nlerinde duruyordu! Hibir phe eziyet etmiyordu onlara artk! Sorularn cevaplamak ve emirlerini yerine getirmek iin yanp tutuuyorlard. Kendilerinin cennete gnderileceklerini 429 rendiklerinde, suratlarnda mutlu bir glmseme belirdi. Sadece beyde bembeyaz kesildiini fark etti; ama bir ey belli etmemeye ve gzlerini drt amaya karar verdi. Hasan onlar gizli hcreye gtrd ve onlar iin hazrlatt dekleri gsterdi. Kadehlerine arap doldurdu ve yutmalar iin kk birer hap verdi. Cafer ve Abdurrahman hap annda yuttular ama beyde son derece soukkanlyd, hap bir mddet aznda sakladktan sonra fark ettirmeden cppesinin cebine sokmay baard. Yar kapal gzlerle arkadalarn seyretmeye balad. Az sonra inleyerek olduklar yerde sallanmaya baladklarn fark edince, o da ayn biimde davranmaya karar verdi. ilk olarak Abdurrahman uykuya dald - Cafer bir sre daha direndi ama sonra glkle yana dnd ve uyumaya balad. te imdi korkmaya balamt beyde. Gzkapaklarnn arasndan bile bakmaya cesaret edemiyordu. Hasan hi kmldamadan hcrenin kapsnda duruyor ve perdeyi ak tutarak yan odadan ieri k girmesini salyordu. Hepsinin uyumasn bekledii aka belliydi. Sonra ne yapacakt acaba? beyde yksek sesle horlamaya, sonra da yan tarafa dnerek uyuyan birisi gibi dzgn soluk alp vermeye balad. Bir an sonra etraf aniden karard. Hasan zerlerine bir rt rtmt. Bir gong sesi duyuldu ve hcrenin zemini aniden titremeye balad; beyde'nin iinde yle bir his vard ki sanki bir uuruma dyorlard. Az kalsn korkudan bas bas baracakt, fakat son anda kendini tutarak skca iltesinin kenarlarna yapt; bu arada beyni lgnca alyordu. Durduklarn hissetti aniden. Serin bir hava akm doldu hcrenin iine. Bir mealenin n hissetti ve Hasan'n sesini iitti: "Her ey yolunda m?" "Her ey yolunda ey Seyduna!" "yleyse geen defa yaptklarnzn aynsn yapn yine!" Gl kollar, sedyeleri kavrayarak yukar kaldrdlar. Kk bir kprnn stnden getiklerini fark etti beyde. Sonra da bir kaya bindirildiler, krek seslerini aka iitiyordu. Tekrar kyya kmalar epey uzun srd. Onu tekrar yukar kaldrp tamaya baladlar. Nihayet kapal bir mekna tandn fark etti. Etraftan

430 gen kz sesleri ve mzik nameleri geliyordu. Kuvvetli eller kollarndan ve ellerinden yakalayarak yastklardan oluan bir yataa yatrdlar. Sonra da uzaklaan ayak seslerini iitti. Demek ki imdi efendimizin cennetindeyim! diye dnd ve nefesini tuttu. Yusuf ve Sleyman'n o kadar zlem duyduklar, hatta uruna gzlerini bile krpmadan lmn kucana kotuklar yer! Tarif edilmez bir dehete kaplmt! Ne byk bir sahtekrlk! diye dnd. Abdurrahman ve Cafer hibir ey sezinlemiyorlar! Sonra balarna neler gelecek acaba! Kendisini ele veremezdi ya! Peki ya Seyduna ona da Sleyman gibi vcuduna bir bak sokmasn emrederse? Kar koyduu takdirde daha da dehetli bir lm onu bekleyecekti nasl olsa! Korkun! Bu hayal krklna nasl dayanabilirim! diye i ekti. Yatt yere yaklaan yumuak admlar i'itti. Uyand zaman, baka bir dnyada, cennette imi gibi davranmas gerekiyordu. Birisi zerindeki rty kaldrd. ok ksa biran iin gzkapaklarn hafife aralad. Etrafn grebilmesi iin yeterli olmutu bile! Birbirinden gzel gen kzlar evrelemilerdi etrafn, merakl ve biraz da rkek baklarla seyrediyorlard onu. Tm korkusunu alp gtren bir ihtiras dalgas ykseldi iinde. Kendisini onlarn ayaklarnn dibine atmak; iinde ykselen ihtiras dindirmek istiyor; ama buna henz cesaret edemiyordu. Hayr, biraz daha uyur rol yapmas gerekiyordu. Fakat kulaklar, evredeki en kk bir grlty bile iitiyor ve mucizevi bir iareti bekliyordu. Bo yere Halime'yi.'Sleyman'n bu akam aralarnda olmayaca konusunda ikna etmeye almlard. Kk masum kalbi onun geleceine sarslmaz bir inan besliyordu. lk seferde olduu gibi, grubu Fatma ynetiyordu ve Sara da aralanndaydi; ama Zeynep ve birka baka kz br gruplara datlmlard. Ayn kkte de bulunmuyorlard: Orta bahedeki kkteydiler - Meryem'in ilk gece grevini yerine getirdii yerde. Hadmlar sedyeyi yere braktktan ve uyuyan delikanly yastklarn arasna yatrdktan sonra Halime, heyecan ve korkudan Sa-ra'nn arkasna saklanmt. Fatma delikanlnn yzn rten rty kaldrd zaman ise heyecandan lecekti az kalsn. Fakat orta431 ya Sleyman'n yerine Ubeyde'nin ehresi knca sanki gzlerinin nnde bulunan bir peeyi ekip almlard. inde yaad byl dnya, bir anda yklp gitmiti. Gzlerini kocaman at, boazndan ykselen bir l zorlukla bastrd ve yumruunu kana-tncaya kadar srd. Sleyman' ebediyen kaybettiini anlamt. Ok gibi kapya frlad. Yaamn ne gibi bir anlam kalmt ki? Kendilerine inanmad iin tekiler istedikleri kadar alay etsinler! Arkadalar neler olduunu kavrayana kadar, koridorun sonuna ulamt bile. Bir an sonra ise kertenkelelerin gnelendii kayalklarn bulunduu uuruma komaya balamt bile. "Rukiye! Sara! abuk yakalayn onu!" diye bard Fatma bou-lurcasna bir sesle. iki kz Ahriman'n da kendilerine katlm olduunu fark bile etmeden, baheye doru komaya baladlar. Hzla akan nehrin kysndaki uuruma kotular dosdoru. Oraya ulatklarnda, Halime kayalklarn zirvesine kmt bile. Son anda kzn kollarn iki yana atna ve kendisini aaya braktna ahit oldular. Sonra da uzun ve umarsz bir lk iittiler sadece. Halime akntnn en gl olduu yere dmt ve hzla srkleniyordu. Kayalardan aa yldrm hzyla inen Ahriman, bir an bile tereddt etmeden, onun peinden suya atlad. Hayvan yzerek onu yetiti ve kudretli eneleri ile elbisesini yakalamaya muvaffak oldu. Fakat aknt ikisini de alp gtryordu. Halime lm korkusu iinde hayvann boazna skca sarld. Az ilerideki sivri kayalara arpp paralanmalar an meselesiydi artk. Karanlkta da grebilen Ahriman, tm kaslarn gerdi ve kyya tutunmaya alt. Fakat artk ok geti. Peneleri slak kayalarda kayyordu. Son bir kere akntya kar koymaya alt, fakat tm gcn harcamt. Kuvvetli bir girdap, ikisini birden derinlere ekti.

Sara ve Rukiye olayn sonunu grememilerdi nk ok uzaktaydlar. Fakat korkun bir ey olduunu anlamlard. Alaya alaya dn yolunu tuttular. Zofana onlar kkn kapsnda bekliyordu. "Kendisini suya att. Aknt onu alp gtrd!" 432 Daha fazlasn syleyemediler. "Allah akna! Grdklerinizden tek sz etmeyin! Delikanl uyand ve dorusu onun ok garip olduunu dnyorum. Sanrn bizim huri olduumuza inanmak istemiyor..." Gzyalarn silerek Zofana'nn peinden kke girmek zorunda kaldlar. beyde yznde kstah bir ifadeyle yataa uzanmt. Birbiri ardna, Fatma ve Driye'yi kucaklayp duruyordu. Onlara glmserken dudaklarndaki aalama aka grlyordu. Bo yere onu sarho etmeye alyorlard: dudaklarn kadehe srmyordu bile. Ak dakikalar sona erdikten sonra, onlara Alamut'taki hayatndan bahsetmeye balad; son derece kurnaz bir ifade vard dudaklarnda. Yusuf ve Sleyman'dan bahsettii zaman, kzlardan birkann anlami anlaml birbirlerine baktklarn fark etti. Srf kzlarn verecekleri tepkiyi grebilmek iin Yusuf ve Sleyman'n bu sabah cennetin yolunu nasl tuttuklarn detaylaryla anlatmaya balad. Tan on ikiden vurduunu biliyordu; etrafndaki suratlardan bazlar bambaka kesilmilerdi bile: Duygularn zorlukla saklayabiliyorlard. indeki kt niyetlerini tatmin etmi olmakla beraber, kendisinden rfce bakalarnn bu gzel kzlarn beenisini kazanm olmalarndan rahatsz olmutu. Bu anda, gzleri Sara'ya takld: "Demek Sleyman'n bahsettii esmer Sara da burada! Fakat gryorum ki bu arada baka bir isim takm kendisine." Demek bu dnyann byklerine lyk grlen cariyeler bunlard! Kolunu uzatarak Sara'y 'bileinden yakalad ve kaba bir hareketle kendisine ekti. Burun delikleri kabarmt. Yzndeki pembe peeyi ekerek yrtt ve kz iddetle vcuduna bastrd. beyde inlemeye balamt. Sonunda Sara'y yanna yatrd ve kendisini zerine att. Sara zavall Halime'nin bana gelenleri unutmutu bile... Artk onu sarho etmek kolaylamt, ikram edilen her eyi kar koymadan kabul ediyordu. Az sonra ar yorgunluk nedeniyle uyuyakald. Fatma epeydir bu an beklemekteydi: "Rukiye! abuk Meryem'in yanna git! Ona her eyi anlat! Halime'nin kendisini nehre attn ve Ubeyde'nin masallarmza inanmadn syle!" 433 Kanaln kysnda, banda Moad'n bekledii bir kayk bulunuyordu. Rukiye kaya atlad: "Beni derhal Meryem'e gtr! abuk!" "Meryem Seyduna'yla beraber." "Daha da iyi!" Yan yolda Apama'y baka bir baheye gtrmekte olan Adi ile karlatlar. "Halime kendisini nehre att!" diye bard Rukiye onlara. "Ne diyorsun?" r Rukiye sylediklerini tekrarlad. Yal kadn ve hadmlar dehetle rperdiler. "abuk yerini gster bana! Belki onu hl kurtarabiliriz!" "ok ge! Aknt onu srkledi bile!" "Allah'm! Neden bunlara gerek var?" Mustafa krekleri brakarak elleriyle yzn kapad. Hasan ve Meryem gzlerden rak bir kkn iinde sessizce oturuyorlard. "Biliyor musun" diye anlatmaya balad Hasan bir anda "yardmclarm az kalsn beni kulenin stnden ahrud'a atacaklard... Hem de fedalere Allah'n bahelerinin kaplarn atm o gece." "Ne sebeple?" diye sordu Meryem aknlkla. "nsann balad bir ii bitirmeye kendisini zorunlu hissettiini anlayamadklar iin." "Yaptklarnn onlar korkuttuunu sylesene aka! Ne yaptn onlarla sonra?" "Ne mi yaptm? Kalenin iinde eskisi gibi rahata dolayorlar! Hepimizin iinde kt dnceler var. Bu yzden onlar sulayamazdm. Zaten bana kar ne yapabilirler ki? Hepimizin refah ve mutluluu sadece benim kurduum dzenlerin ilemesine bal. Elbetteki can dmanmz ldrmelerine bal bu biraz da..."

Duyulur duyulmaz bir sesle gld: "... Elbette eski rakibimi, can dmanm kast ediyorum: benim lmemi gerekten isteyen tek insan..." "Kim olduunu biliyorum" dedi Meryem dalgn dalgn. Tekrar uzunca bir sessizlik oldu. Hasan Meryem'in derdini biliyordu. Fa434 kat bu hassas konudan zellikle kanyordu. Meryem de bu konuyu amaya cesaret edemiyordu. Nihayet kendini tutamad: "Sylesene, cennetine ilk getirdiin delikanl ile ne yaptn?" "Yusuf ve Sleyman bu sabah dman ordusunun moralini bozmak iin stlendikleri grevi, byk bir baaryla yerine getirdiler." Meryem'e dik dik bakarak, yreinden geenleri okumaya alyordu. "Onlar ldrdn m?" "Bu ii kendileri hallettiler. Ve inan bana, lmelerine izin verdiim iin, son derece mutluydular." "Sen vahi bir hayvansn! Bana her eyi anlatman istiyorum!" Hasan onu fazla yalvartmad. Onu dinlerken.Meryem de by-lenmekle dehete dmek arasnda gidip geliyordu. "lmlerine dek sana yrekten bal olan bu delikanllar kurban etmek seni hi etkilemedi mi gerekten de?" Hasan'n sesinde belli belirsiz bir sknt sezinler gibi olmutu: "Sen bunu anlayamazsn. Baladm bir ii bitirmek zorundaym. Fakat bu emri verdiim zaman, dehete dtm itiraf etmek zorundaym. imdeki bo|uk bir ses bana yle fsldyordu: Eer zerimizde birisi varsa, buna msaade etmeyecektir. Ya gne kararacak ya da yer yerinden oynayacak. Kale yklacak ve seni tm ordunla beraber topran altna gmecek. Emin ol hayaletlerle karlam kk bir ocuk gibi tir tir titriyordu kalbim. En azndan kck bir iaret bekliyordum. nan bana anlattklarmn tm gerek. O anda sadece bir eyler kmldasayd, mesela gnein nnden bir bulut geseydi veya kuvvetli bir rzgr esseydi, o emri asla vermezdim. Her ey bittikten sonra bile, hl olaanst bir eylerin olmasn bekliyordum. Fakat gne Alamut'un, benim ve cesetlerin zerinde, eskisi,gibi ldamaya devam ediyordu. Birdenbire aklmdan u dnce geti; Ya zerimizde olan hibir g yok, ya da bu g aada olup bitenle hi mi hi ilgilenmiyor. Veyahut da, yaptklarm honutlulukla seyrediyor. Gizliden gizliye bir Tanr inancna sahip olduumu da bylece fark ettim. Fakat bu Tanr, ocukluumun Tanr'sndan bambakayd. Ay435 m bu dnya gibi iinde bin bir eliki barndryordu-, ve yine bu dnya gibi kat, snrl, ll ve saylyd. Sonlunun iinde sonsuzluk. Cam bir kap iindeki devs kaos. Korkutucu fkeli bir ejderha. Ve yaamm boyunca bu Tann'ya hizmet etmi olduumu anladm." Gzlerini bolua dikmiti, sanki birtakm hayaller egemenlikleri altna almlard onu. Bu adam sadece bir despot deil ayn zamanda da delinin teki diye dnd Meryem. "Bana bni Tallinn nerede olduunu syleyebilir misin?" Hasan gzlerini yere indirdi. "Onu can dmanna m yolladn yoksa?" Hasan anlaml baklarla Meryem'i szd. "Sen iddia etmemi miydin bir zamanlar" diye hatrlatt ona "artk asla hibir eye inanmayacan ve asla bir eyden korkmayacan? Bir eylere katlanmak zorunda kaldn zaman, tm kuvvetin uup gidiverdi. Oysa benim yklendiim arl bir dnsene! Kk eyler iin cesaretin var, fakat byk eyler iin daha fazlasna ihtiyacn var..." Hasan szlerini bitirir bitirmez Moad'n kay kyya yanat. Rukiye tir tir titreyerek Meryem'e kotu-, Hasan'a gznn ucuyla bile bakmamt. "Halime kendisini nehre att!" diye yaknd. Meryem kalbini tuttu. Hasan'a dnerek ona yle bir bak frlatt ki ne demek istedii ok ak anlalyordu: Bu senin eserin! Hasan irkildi. Kzdan daha fazla anlatmasn istedi. "Demek Sleyman yerine beyde'nin geldiini grnce kap gitti? Ve beyde'nin de cennet masalmza inanmadn sylyorsun?"

Meryem'e bakt. Gen kz kafasn ellerinin arasna alm hkra hkra alyordu. Onu bu durumda gren Hasan hemen kendisini toplad: "Dikkat edin de hi olmazsa devam iyi gelsin." Aceleyle kyya gitti. Adi onu kaynn banda beklemekteydi. "Kaleye, abuk!" diye emretti ona. 436 "Orta baheye gtrdnz adam, kimseye fark ettirmeden boun" dedi hadmlara. Aceleyle artmt onlar. "Onunla yalnz Kalana kadar bekleyin. Sonra zerini arayn ve bulduunuz her eyi bana getirin. Bu sabah lenlerle beraber gmn onu. Bahelerin br tarafna, dan eteklerine. iniz biter bitmez, bu akam bahelere gtrdnz dier iki ziyaretiyi bana getirin." Suratnda karanlk ve kararl bir ifade vard. Tek kelime etmeden asansrle yukar kt, en st terasa kan merdiveni trmand ve kararlatrlm sinyali bahelere gnderdi. Zaman dolmutu, seilmi olanlar cenneti artk terk etmeliydiler. Ne Ebu Ali'nin, ne de Buzruk mid'in orada bulunmamalar, kendisini rahatlatmt. Onlara anlatacak nesi kalmt ki? Artk icraatn sona erdirerek, tm dnyaya anlatmalyd, Mminlerinin anlayabilmesi iin retisinin esaslarn basit bir ifadeyle yazmal, halifelerine son srlarn aklamalyd. Olduka ar bir grevdi bu. Yaam ksayd ve yalanmt artk. Bitkin bir halde odasna dnd ve kendini yatan zerine brakt; fakat uyku gelmemekte direniyordu. Yarn, tm korkusunu yenmi olacakt. O an.^Sleyman'n yz tm detaylaryla karsnda duruyordu: Yznde mutlu bir glmseme vard fakat lm annda iindeki yaam snvermiti. Aman yarabbi! Ne kadar korkun bir tecrbe! Sadece dncesi bile souk terler dkmesine neden oluyordu. Sonra aklna, Ibni Tahir'in de ayn dnceler ve ayn ruh haliyle Nihavend'e gitmi olduu geldi. Can dman, "zt kutbu" orada bulunuyordu. Ba vezir Nizam l-Mlk, insanlarn ulv olarak kabul ettikleri eyler zerine kurmutu icraatn. Ama yine de ruhunda yalanclk vard: Halkn ve mminlerin nnde eilmesine ramen, ruhunun en derin noktasnda kk salan ac kanaatlar, onlardan saklamaya zorluyordu kendisini. Kitlelerin saygsn kazanm ve kudretinin zirvesine ulamt. Ve bunlarn hepsi halka gsterdii hayrhahl, eli akl ve kk ltuf-lar sayesinde olmutu. Dnyada ona benzer birisi daha var myd? Nizam l-Mlk gerekten de kendisinden nce davranmt. On yldan beri, eski dman Hasan'dan bir adm nde ilerliyordu. Sonunda Hasan'n, onun tam aksi istikmetine ilerlemekten baka 437 bir aresi de kalmamt! "O glmsyor, ben ise ters ters bakyorum. O affedici, ben ise merhametsizim. O mlayim, ben ise itici olmak iin zorluyorum kendimi." Fakat bunlara ramen, ba vezirin de istedii zaman zalim ve merhametsiz olabileceini biliyordu. yle dnmekteydi: Onu ortadan kaldrabilirsem, ran'n tek gerek efendisi ben olurum. "Bu gece bir bitse!" diye i ekti. Pelerinine skca sarlarak terasa geri dnd. Bulunduu yerden baheleri seyretmek houna gidiyordu. Hadmlar son fenerleri de indirmilerdi. Baklarn dalara yneltti. Yamacn eteklerinde klar parlyordu. lleri gmyorlar diye dnd ve rpermek-ten kendini alamad. Birdenbire aklna korkun bir dnce gelmiti: Kendisi de gnn birinde hilie dnmek zorundayd! "Hibir eyi kesin olarak bilmiyoruz. zerimizdeki yldzlar suskun ve dilsizler. Sadece tahminlerle snrlandryoruz kendimizi, bu yzden de, yanlglara kaplp gidiyoruz. Bizi sevk eden Tanr gerekten de korkun bir ey!" Tekrar ieri girdi ve gizli geidin kapsndan hcrenin gelmi olduunu grd. Cafer ve Abdurrahman derin derin uyuyorlard. zerlerindeki rtleri kaldrd. Yan odadan szan k delikanllarn yorgun suratlarnn zerine dyordu. Uzun uzun onlara bakt. "Dnyadaki en garip yaratk hi phesiz insanolu" diye mrldand. "Bir kartal gibi umak istiyor ama kanatlar yok. Bir aslan kadar kuvvetli olmak istiyor ama peneleri yok. Onu ne kadar noksan yaratmsn ey Tanr! stne stlk bir de onu cezalandrmak iin noksanlarn idrak etme yeteneini de vermisin..." Tekrar yataa uzand ve uyumaya alt ama uyku, onu sabaha kar yakalad ancak.

"bni Sabbah gerek bir peygamber. Her eye ramen inand bir Allah var" diye duygularn at Ebu Ali Buzruk mid'e. Ona neeli, hatta ocuka bir bak frlatt, sonra da ayn samimi sesle devam etti: "Yanlmadm grdn imdi deil mi? Syledikleri ne kadar imanszca olsa da, Ismaillerin tek nderinin sadece onun olabileceine inanmtm her zaman. nk bunun iin gerekli olan cesarete bir tek o sahip! Allah'a kr! Bir peygamberimiz var!" 438 "Korkun bir peygamber" diye mrldand Buzruk Umid. "Muhammed ondan daha az korkun deildi. Binlerce insan lme gndermiti. Buna ramen ona inanyorlard. imdi ise Mehd'yi bekliyorlar. Ebu Ali'nin yznde kurnaz bir glmseme belirmiti: "Kitleler bugne kadar asla bo yere birisini beklememilerdir. Tarih benim ahidimdir. Binlerce ve binlerce insann yrekleri, onu iyi ya da kt var edeceklerdir. Zaten insanln en byk srr da bu deil mi? Ne zaman ve nereden gelecei asla bilinmez ama beklenen eninde sonunda daima gelir." "Anlalan Hasan'n delilii sana da bulam. nanyorsun! Ve buna ramen insanlarn sadece sahtekrlklar grdn biliyorsun." "O bile bir eylere inandktan sonra, ben neden inanmayaym ki?" "Belki de her ikiniz de ayn eyleri arzu ediyorsunuz!" "Daler bize gven duymuyorlar, bunun tek sebebi de onlarn liderleri olmamz. Sadece Hasan fedalerinin sayesinde her eyi elinde tutuyor. Bu yzden onun yannda olmalyz." "Dnekliin byk rahatszlk uyandryor bende. Fakat hakkn var hi phesiz. br mevkii sahiplerinden bekleyecek bir eyimiz yok. Hibiri bizden yana deil. Demek ki bizim yanmz, nderimizin yan..." Ayn saatte btn kzlar havuzun etrafnda toplanmlar ve Hali-me'nin yasn tutuyorlard. Fatma neler olduunu dierlerine anlatmt. zerlerinden yrtc bir kuun glgesinin getii, rkm bir gvercin srsn andryorlard. Sel gibi dktkleri gz yalar bile arkadalarnn bana gelen felakete duyduklar znty ifade etmekten ok uzakt. Kara haber yznden, aslnda birbirlerine ne kadar bal olduklarn, hatta bir aile gibi olduklarn daha iyi anladlar. Hepsi matem tutuyordu... "Halime hepimizin en iyisiydi..." "Onsuz baheler bombo kalacak!" "Canmz lesiye sklacak!" "Onsuz nasl yaayabiliriz ki?" Meryem biraz uzakta oturuyor439 du. Kzlarn syledikleri acsn daha da artrmaktayd. Son derece aresizdi ve kendisini dnyaya balayan son balarn da koptuunu hissediyordu. Daha fazla strap ekmenin ne anlam vard? Hava aydnlanmaya balaynca, kzlar yataklarna gnderdi. Keskin bir bak alarak artk boalm olan odasnn yanndaki hamama girdi. Havuza scak su doldurdu, soyundu ve iine girdi. Kk bir hareket ile damarlarndaki kan yavaa dar akmaya balamt. imdi kendisini daha iyi hissediyordu. Su gitgide daha fazla kzar-yordu. indeki yaam belli belirsiz vcudunu terk ediyor ve geriye sadece byk bir yorgunluk brakyordu. "Uyku!" Baka bir istei yoktu. Gzlerini kapad ve kendini suyun scaklna terk etti. Ertesi gn onu uyandrmak isteyen Fatma gen kzn solgun ve plak vcudunu suyun iinde buldu. Fatma'nn att korkun lk, tm evde n n nlad. Sonra da bilincini kaybetti. Nehrin kysndaki ayrda otlamakta olan katrlara ve keilere obanlk yapmakta olan sultann ordusunun bir askeri, dallar arasnda plak bir gen kzn cansz bedenini kefettiinde, gne oktan ykselmiti. Kz dallardan kurtararak kyya ekti. "Ne kadar da gzel" diye geti iinden. Birka adm ilerde ise bir leopar olduunu hemen anlad, byk bir hayvann lei bulunuyordu. Onu da kyya ekti. Vahi kedinin kokusunu alan atlar, yksek sesle kinemeye baladlar. Nbeti asker subaya haber vermeye giderken, dier askerler de bu ilgin grnty yakndan seyretmek iin kyya gidiyorlard.

"Bir leopar ve gen bir kz. lm onlar ayn anda kucaklam. Kt bir iaret bu!" dedi grm geirmi eski bir sava. Nbeti subay, adamlarna cesetleri yan yana gmmelerini emretti. 440 XVIII T A takip eden gnlerde, sultann birlikleri, kaleyi dzenli olarak bombardman etmeye devam ettiler. Fakat Ismailler bir sre sonra surlarn mtemadiyen dven talarn grltsne almlard. Muhafzlar surlarn zerine karak yaplan atlar hakknda bilgi vermeye bile balamlard. Baarsz atlarla alay ediyorlard; hatta baarl olanlara alk tutacak kadar biJe ileri gitmilerdi. Dman askerlerine el kol hareketleri yaparak eleniyorlard; ksacas kalede artk hi kimse en hafif bir korku bile duymuyordu. beyde ortalktan kaybolduundan beri keifilerin komutanlna bni Vakkas getirilmiti, iki ordu arasndaki ilikileri scaklatrmak grevi, tam onun iin biilmi kaftand. Adamlarna, tutsaklardan birini, dman ordusunun n saflarna kadar bizzat gtrmelerini emretmiti. Tutsak inanlmaz bir hzla arkadalarnn yanna komu ve azndan kpkler saarak ismaillerin kendisine ne kadar iyi baktklann anlatmaya balamt. Keifilerden biri Emir'in askerleri ile pazarlk yapmaya balamt bile; onlara Ala-mut kalesinde herkese yejecek kadar altn olduunu, bouna lmeyi beklememelerini anlatp duruyordu! Zaten iki ordu arasnda, her iki tarafn da lehine olan karaborsa faaliyetleri alabildiine yrmt. zellikle bni Vakkas elini ovuturup duruyordu, nk bu kanal vastasyla, dman ordusu hakknda pek ok faydal bilgiler elde etmekteydi. lk rendii ey Emir'in ordusunun otuz bin deil en fazla bunun yars kadar askere sahip olduuydu. Kt takviye edilen mu-hasaraclar, bir sre sonra gda maddesi sknts ekmeye balamlard; birliklerdeki askerler ise geri ekilmek istediklerini artk aka sylemeye balamlard. Emir Arslanta bile bir an iin adamlarndan be ya da on bin tanesini Rey veya Kuzvin'e gn441 dermeyi dnmt; ama Ismaillerin rktc kararllklarnn gayet iyi farkndayd ve birliklerinin saysnn azalmas durumunda, birka hafta evvel atl nclerinin bana gelen eyin, kendi bana da geleceinden ad gibi emindi. Aradan en fazla bir hafta gemiti ki glkle nefes alan bir haberci Emir hazretlerine korkun bir haber getirdiini haykrarak ordugha dald: Ba vezir kendi adamlarnn tam ortasnda, fanatik bir smail tarafndan ldrlmt. Arslanta yldrmla arplm gibi olduu yerde kalakalmt. Gzlerinin nnden kendisiyle hesaplamaya and ien klk deitirmi bir katilin hayali geiyordu. Alnn souk terler kaplad. "Ebu Cafer gelsin!" diye emretti. Yzba zaman kaybetmeden efendisinin yanna gitti. "Duydun mu?" diye sordu Emir endieyle? "Duydum hametlim. Nizam l-Mlk ldrlm." "Aiamut kalesinin efendisi ne demiti?" "Ba vezir hakknda, sizin kulaklarnza alt il on iki gn arasnda ulaacak bir bilgiye sahip olduunu sylemiti. Ve sonra da kendisini ve haberlerini hatrlamanz istemiti." "Ey Allah! Allah! Her eyi biliyormu. Hi phesiz katili Neha-vend'e gnderen de ta kendisiydi. Kendisini hatrlamam sylerken ne demek istedi acaba?" "Korkarm senin iin pek hayrl eyler deil efendim." Emir dehet iinde elleriyle yzn kapad ve yaral bir geyik gibi kapya kotu. "Muhafz ba! abuk! Adamlarn on katna kar ve hepsi ellerinde silah olduu halde hazr beklesinler! adrma bizzat benim aracam subaylar dnda hi kimseyi soloma." Sonra Ebu Cafer'e dnd: "Davullar alnsn! Acilen herkes silah bana gesin! Aiamut ile en kk bir iliki kurmak isteyenlerin derhal boyunlar vurulsun!" Ebu Cafer ald emirleri yerine getirmek zere kapya henz ynelmiti ki ieriye paldr kldr bir subay girdi.

"hanet! Mancnklar kullanan adamlar, atlar ve katrlar alarak gneye doru kamlar. Balarndaki subaylar kendilerini engellemek istemiler fakat onlarn ellerini kollarn balayp bir kenara atmlar. Az nce bulduk onlar." 442 Arslanta delirmek zereydi. "toluit! Onlarn gitmelerine msaade edenlerin arasnda sen de vardn deil mi?" Subay gzlerini yere indirerek kendisine hakim olmaya alt. "Karnlar a. 'Dalarn eyhi' apndaki bir peygamberle savamak istemiyorlar." "O zaman bana bir fikir verin! Ne yapmalym?" Ebu Cafer kuru bir sesle cevaplad: "smaillerin can dman ba vezir ld. Tac l-Mlk imdilik kazand. Onunla Aiamut efendisinin aras kt saylmaz..." "Ne demek istiyorsun! Ak konu." "Mancnklar kullanabilen askerler toz oldular. Bu kalenin nnde daha fazla beklemek iin ne gibi bir sebebimiz var ki?" Arslanta gzle grlr biimde rahatlamt. Yine de det yerini bulsun diye itiraz etmekten geri kalmad: "Demek rezil olarak kamam neriyorsun? "Hayr hametlim. Ba vezirin lmnden sonra durum tamamen deiti. Sultann ve yeni ba vezirinin emirlerini beklemek zorundayz." "Bu da doru tabii... '$ Emir hazretleri hemen subay meclisini toplad. ounluu geri ekilmekten yanayd. Zaten askerlerin byk ounluu smailler ile savamay reddediyordu. "Pekl" dedi sonunda emir. "Ordugh datn; askerler de hemen geri ekilmeye hazrlansnlar." Ertesi sabah gne bo bir araziyi aydnlatyordu. Sadece inenmi toprak ve saysz kamp atei kalnts dn akam burada devs bir ordunun konakladna delalet ediyordu. bni Vakas casuslar vastasyla ba vezirin lmn annda haber almt. "Bir ismail ba veziri adrnn tam ortasnda ldrm! Sultann ordusu Alamut'un nnden sefil bir halde geri ekiliyor." Bu sylenti tm kalede bir imek hzyla yayld. bni Vakkas nce Ebu Ali'ye haberi bildirmiti; o da zaman kaybetmeden Buzruk mid'in yanna komutu. 443 "bni Tahir grevini yerine getirdi! Nizam l-Mlk ld!" Hasana haber vermeye gittiler. Meryem'in korkun lmnden beri Byk nder daha da iine kapanmt. Mekanizmas kusursuz bir ekilde ilemekteydi; fakat kendisine itaat etmeyi reddeden her eyi arklarnn arasnda tyordu. lk kurban bir ikincisi, onu da bir ncs izlemiti. Hasan yaratt mekanizmay artk tamamen kontrol altnda tutmay baaramadnn farkndayd. Sanki garip bir ekilde canlanmt ve kendisi iin nemli olan eyleri de gzn krpmadan yok ediyordu. Meryem'in intihan ona ok dokunmutu; kendisini olduu gibi gsterebildii tek insan oydu nk. Keke mer Hayyam yannda olsayd! Acaba davranlarn nasl deerlendirirdi air? phesiz onlar onaylamazd ama ne yapmak istediini anlayabilirdi. Bu ise tekinden daha nemliydi. Byk Da'Ier odasna daldklar zaman, sevinle dolu yzlerinden kendisine nemli bir haber getirmi olduklarn anlad. "Emirin ordusu ardna bakmadan kayor. Fedan ise ba veziri ldrm!" Hasan ayaa kalkt. Genlik yllarnda birbirlerine byk bir yeminle balanan arkadan en soylusu artk yoktu. Artk hibir ey onu tutamayacakt! "Nihayet!" diye mrldand. "Bu adamn lm, benim iin talihin balangc anlamna geliyor..." Bir sre sustuktan sonra Byk Daf'lere dnd: "Failin akbetini renebildiniz mi?" Buzruk mid omuzlarn silkti: "Hayr bir ey bilmiyoruz. Zaten bir tek seenekten baka ne gibi bir ans var ki?" Hasan adamlarnn gzlerine bakarak dncelerini okumaya alt. Ebu Ali'nin suratndan ballk ve gven okunuyordu. Buzruk mid'in gzlerinde ise tasvip, hatta hayranlk vard. i ekti. "Fedalere syleyin, bundan sonra en byk ehidimiz bni Tahir'dir. Dua ederken Sleyman ve Yusuf'la beraber, onun da adn ansnlar. Emrim

byledir. Bu andan itibaren devaml yukar kacaz. Zapt edilmi btn kaleleri kurtaracaz. Bir haberci acilen Zur Gumbadan'a gitsin. Hseyin Alkeyni'nin intikamn al444 mak zorundayz. Kzl Sark muhasaray kaldrr kaldrmaz, bir kervan olumu buraya getirsin." Onlar yolcu ettikten sonra kulenin en tepesine karak emirin ordusunun geri ekiliini seyretmeye balad. Ertesi sabah birbiri ardna birok haberci dier Ismail kalelerine doru drtnala at srmeye baladlar. bni Vakkas'a Rudbar ahalisi ile iliki kurma grevi verilmiti. Gece kerken Ebu Ali nefes nefese Hasan'n yanna kt. "nanlmaz bir ey oldu!" diye bardf henz kapdan ieri bile girmeden "bni Tahir kaleye geri dnd." Ba veziri ldrd gece, bni Tahir'in hayatnn en kt gecesiydi. Ellerinden ve ayaklarndan adrn ortasndaki byk diree zincirlenmiti. Btn gece direin dibinde hi kmldamadan yatmt ama kafasnda binlerce dnce lgn resimler halinde dolanp duruyordu. Alamut'taki ihtiyarn alayc kahkahalarn iitiyordu sanki. Bu kadar bariz bir sahtekrln, nasl olup da daha nce farkna varamamt? Gzleri bu denli kr myd gerekten? Allah Allah! Fakat onun gibi, hakikate hizmet ettiine inanlan byk bir din nderin bir sahteler olduunu nasl dnebilirdi ki? Onun bylesine bir alakl yapabileceini? Ve Meryem, meleklere benzeyen kz, onun su ortandan bakas deildi! Seyduna'dan daha da ktyd hatta; nk onun emirlerini uygulamak iin ak kadar kutsal bir duyguyu bile kullanabilecek kadar aalkt. Aman Allah'm! Gzne ne kadar da aalk grnyordu imdi! Gece bitecek gibi deildi. Ac ve korku onu merhametsizce uyank tutuyorlard. Meryem gerekten de o iren ihtiyarn sevgilisi miydi? Beraberce kendisinin ocuka saflna glyorlar myd? Ve kendisi, bni Tahir, en gzel iirlerini ona adamt! Kendisi gece ve gndz Meryem'in hayalini kurarken, onu zlerken, ona ihtiya duyarken, o alak ihtiyar onun byleyici vcuduyla ihtiraslarn dindiriyor, yudum yudum akn iiyor ve ona inananlar, onu sevenleri, ona sayg duyanlar lme gnderiyordu! Allah Allah! Ne korkun bir gerek! Byle bir ey nasl olabilir? Bylesine bir suun cezasn verecek bir kimse yok mu? Kimse yok mu gerekten? 445 Meryem - bir fahie! En ok arna giden buydu ite! Gzellii, zeks, yumuakl..., bunlarn hepsi kendisi gibi aptallar iinmi meer! Bylesine bir utanla yaamasna imkn yoktu. Srf bu yzden Alamut'a geri dnmeli ve ihtiyarla hesaplamalyd! Ona birisini ldrmesini emretmiti, o da emrini yerine getirmiti. Dolaysyla kendisi de lm hak etmiti phesiz! Fakat? Bunlara ramen! Meryem ruhunun en gizli kesinin en tatl varl olarak kalmam myd? Kalbinde kor halinde yanan atei o yakmam myd? inde binlerce bilinmeyen duygular uyandrmt. Artk bilmesine ramen onu hl arzuluyor muydu? Oh! Onu son bir kez daha kendisine ekse, son bir kez kucaklasa! Ertesi sabah ba vezirin ldn sylediler ona. Onu Alamut'a gnderme fikri henz kesinlik kazanmamt: Sultann emrini bekliyorlard. Haberciler Sultan yakaladklar zaman Badat yolunu yarlamt bile. Hemen geri dnd. ki gn sonra tekrar Ne-havend'deydi. Ba vezirin tahnit edilmi cesedi ykanm, yalanm, parfm-lenmi, erguvan giysilere brnm olarak byk bir debdebe ve ihtiam ile bayraklar, talar ve sslemelerle kapl gk mavisi bir glgeliin altna yerletirilmiti. Kafasnda devs bir sark vard. Ayak ularnda ise makam ve mevkiinin iaretleri olan kalemlii, mrekkep hokkas ve serpuu gze arpyordu. Mum rengi alm olan surat, uzun ve beyaz sakal ile etrafa asalet, sknet ve hamet sayordu. Mteveffann ok sayda olan oullar, lkenin her yerinden en hzl atlara binerek, cenazeye yetimilerdi. Babalarnn yan bana diz kerek, kaskat kesilmi souk ellerini uzun uzun ptler, bu arada alamalar ve inlemelerden oluan bir konser, glgeliin ve tabutun etrafndaki havann titremesine neden oluyordu.

Vezirinin cesedini gren sultan bir ocuk gibi hkrmaya balamt. urackta yatan adam, tam otuz yl boyunca lkesine hizmet etmiti! "Prenslerin babas Atabey!" Bu unvan ne kadar da ok hak etmiti! Geen sene ona sert davrand iin son derece pimand imdi! Nasl olmutu da bir kadnn devlet ilerine karmasna izin verebilmiti? Keke onu da dierleriyle birlikte haremine 446 kapasayd! Ordughn ileri gelenlerden cinayetin ayrntlarn rendi. Demek Hasan'n gerek yz buydu! steseydi katilini veziri yerine kendi zerine de gnderebilirdi rahatlkla! Dehetle rper-di. Hayr, dnyada bu tr alaklklarn var olmasna msaade edemezdi! Hasan yok edilmeliydi! Ve onunla beraber tm smaille. Onlarn tm kalelerini yerle bir edecekti! Vezirin oullarna babalarnn cenazesini sfahan'a gtrmelerini ve orada byk bir trenle topraa vermelerini emretti. Katile gelince hepsi de mteveffann son arzusuna uyulmas gerektiini dnyorlard. "Alamut'ta yle ya da byle lm bulacak nasl olsa!" dedi Sultan ve bni Tahir'i huzuruna getirmelerini emretti. Yaralarndan hl kanlar akmakta olan bni Tahir'i, perian vaziyetini dikkate almadan, ite kakt kraliyet adrna soktular. Onun yzn gren sultan armaktan kendisini alamamt. Hkmdarlk yllarnda, bir bakta insanlarn ne mal olduklarn anlamay renmiti. Bu smail bir katile benzemiyordu. "Byle bir cinayeti nasl ileyebildin?" bni Tahir kalbinden taan her eyi anlatt ona. Szleri yalandan ve art niyetlerden uzakt. Fakat anlattklar, etrafn evreleyen kat yrekli adamlar bile dehete drmt. Sultan eski bahelerin hikyesini biliyordu: Ama bu derece eytan bir dzeni daha nce hi iitmemiti. "Seni nasl kullandklarnn farkna vardn m imdi?" diye sordu delikanlya. bni Tahir bu,arada szlerine son vermiti. "Bu iren ihtiyarn elindeki bir silahtan baka bir ey deilsin sen!" "lediim suun kefaretini demeye ve dnyay bu Alamut canavarndan kurtarmaya hazrm." "Sana gveniyorum; gitmene izin vereceim. Kaleye ulaana kadar otuz adam elik edecek sana. Fakat dikkat et ve kendini ele verme. Cezalandracan kiinin nne kana kadar, fkene hakim olmaya al. Sen kararl ve zeki bir delikanlsn. Plann baarszlkla sonulanmama!)." Gerekli dzenlemeleri yaptktan sonra, sultan, tekrar Badat'a doru yola koyuldu. bni Tahir ve yanndakiler en ksa yoldan Alamut'a doru at ko447 pardlar. Buna ramen, ba vezirin lm haberi onlardan bir gn nde ilerliyordu. Rey ve Kazvin arasnda, emirin ordusunu terk etmi olan bir grup asker ile karlatlar. Nizam'in lmnn birlikler zerinde ne gibi bir etki yaptn rendiler onlardan: Alarnut kalesi muhasaras kaldrlmt! Demek ki bir smail birliinin kucana dme ihtimalleri de mevcuttu. Fakat bni Tahir yanndakilerin endielerine son verdi: "ah-rud'un arka tarafnda bir patika biliyorum. O yol emindir!" Az sonra nehrin dar bir yerine geldiler ve kar kyya getiler. Dar ve dolambal bir yol dalarn arasndan uzanyordu. Atlarn Aiamut'a doru topukladlar. Dar patikann bir taraf uurumdu; dier yan ise allklarla kaplyd. Aniden keifi olarak nden gnderdikleri adam geri gelerek, ilerden bir svarinin kendilerine doru geldiini haber verdi. allklarn arkasna saklanarak gna pusu kurdular. Yabanc svarinin yzn gren bni Tahir annda tand bni Vakkas'. Seyduna onu Rudbar'a gnderiyor olmal diye dnd. ten ie, fedanin kendisine kurulmu olan tuzaktan kurtulmasn arzu ettiini fark etti: "Ne de olsa o da ihtiyarn yalanlarnn bir kurban deil mi? Ayn benim olduum gibi..." Sonra da ruhunun ta derinliklerinde Alamut'taki yaama hl bal olduunu hissetti. Garip, ama gerek... Sultann askerleri ibni Vakkas'n etrafn yldrm hzyla sardlar. Alan ok dar olduu iin, mzran kullanmaya frsat bulamamt. Onu elinden atarak klcn ekti ve bir lk atarak dmanlarnn zerine saldrd: "Yeti ey Mehd!"

Onun cesaretinden rken adamlar abucak klcnn nnden ekildiler. Biraz arkada durmakta olan bni Tahir suratnn bembeyaz kesildiini hissetti; sanki fel inmi gibi hibir yerini kprdata-myordu. Kalenin nnde yaptklar ilk sava hatrlad, bayra zapt edilerini, dmann zerine saldrmak isteyen Sleyman'n, Ebu Soaka kendisine engel olduu zaman fkeden nasl tepindiini... Ismaillerin balangtaki gleri ile imdiki arasnda ne kadar byk fark vard-, artk binlerce kiiden oluan ordulara sahiptiler. Ban atnn sarsna dayad ve sessizce alamaya balad. 448 bni Vakkas ise bu arada eytan gibi dvyordu z kalsn kendisine bir yol amaya muvaffak olacakt. Klc, nne kmaya cesaret edenlerin kalkanlarnda ve miferlerinde nlyordu. Sonunda askerlerden birisi yere atlad, fedanin mzran alarak, atnn gvdesine saplad: aha kalkan hayvan yere yuvarlanarak binicisini altna ald. bni Vakkas kendisini ok abuk kurtard ama bana inen bir grz fark etmekte ge kalmt. Onu baladlar. Yaras pek kt grnmyordu; tedavi edildii srada kendisine geldi zaten. Gzlerini aar amaz ibni Tahir'i grd. Daha geen akam onun ismini, sonsuz saadete kavuanlarn isimleri arasnda okumutu. Birden iini garip bir korku sard: Yoksa ldm m... fakat dmanlarn lideri, zerine doru yrmeye balamt bile. Bu arada da bni Tahir onu omuzlarndan sarsarak, kendisine getirmeye alyordu: "Uyan bni Vakkas! Beni tanmadn m?" Yaralya su vermelerini istedi. bni Vakkas suyu hrsla iti. "bni Tahir! Demek ki lmedin! Bu adamlarn arasnda ne iin var?" Dman subayn iaret ediyordu. "Dnya zerindeki gelmi gemi en byk yalancy ldrmek iin Alamut'a geri dnyorum. Hasan ibni Sabbah bir peygamber deil aksine byk bir yalanc. Kaplarn bize at cennet, kendisinin hazrlad bir sahneden baka bir ey deil. Ziyaret ettiimiz- baheler, aslnda Alamut'tan hi de uzakta deiller, sadece kalenin arkasnda sakllar. Bir zamanlar Deylem krallarnn yaptrd bahelerden baka bir ey deil cennetimiz..." ibni Vakkas aalarcasna suratn buruturdu: "Hain!" ibni Tahir kpkrmz kesildi. Fakat yaral onu dinlemek bile istemiyor, kendi sama inancnda srar ediyordu: "Ben sadece bizi Seyduna'ya balayan yemine inanrm!" "Bu yemin onun bizi kandrmasna engel olmad! Demek ki bizi balamaz!" "Bu yeminin adna sultann ordusunu malup ettik. smaillerin dmanlar nmzde titriyorlar!" "Bunu sadece bana" borlusunuz. Ba veziri benim ldrdm unutma!" 449 "Biliyorum. Bu yzden de Byk nder seni en byk ehit ilan etti. Ve sen de onu ldrmek istiyorsun! "imdi bildiklerimi daha nce bilmi olsaydm, onu o zamanlar ldrrdm!" "Onu ldrmek mi? Bir emri ile Sleyman hepimizin gz nnde kalbine bir bak saplad, Yusuf da kendisini kulenin tepesinden aaya att. lrken bile suratlarnda var olan ifadeyi yakndan grdm: Kendilerini bekleyecek olan dlden bir an bile phelenmemilerdi." "Allah'm! Kalpsiz cani! abuk! Acele etmeliyiz! Hanerimi ne kadar abuk kalbine saplayabilirsem, dnya da bu kbustan o kadar abuk kurtulmu olur. Tekrar yola koyuldular. Alamut'tan yanm parasang nce birliin lideri adamlarn durdurdu ve bni Tahir'e dnd: "Bundan sonra yolculuuna yalnz devam etmelisin. Yaraly rehine olarak yanmzda gtreceiz. Allah intikamn almana yardm etsin. Ve sonra da kolay bir lm nasip etsin." bni Tahir rma at. Birka adm ileride, elbiselerini saklam olduu yeri kolaylkla buldu. zerini deitirdikten sonra boaza doru ilerlemeye balad. Sultann askerleri uzun sre onu gzleriyle izlediler; sonra da liderleri at bin emri verdi ve tekrar Rey yolunda at koturmaya baladlar. Boazn giriini kontrol eden kuledeki muhafz fedayi tand ve gemesine msaade etti. Asma kprnn indirilmesinde de bir zorlukla karlamad. Askerler onu avluda karladlar, fakat sanki hayalet grm gibi bakyorlard ona. Hemen nbeti subay buldu: "Seyduna ile grmem lazm hemen! Sultann ordughndan ok nemli bir haber getirdim."

Nbeti subay telala Ebu Ali'nin yanna gitti ve onu olaydan haberdar etti. O da aceleyle Hasan'm yanna koturdu. Bu zaman zarfnda ise tbni Tahir bekliyordu, kararl ve kt niyetli. Elinde olmadan cppesinin altndaki klc bir kez daha kontrol etti; geni kuann altnda bir haner, kolunun yeninde ise ba veziri ldrd zehirli haner saklyd. bni Tahir'in dnn renen Hasan'n nutku tutuldu. Gr450 meyen baklarla Ebu Ali'ye bakmaya balad; onun orada olduunu unutmu gibiydi. Fakat kafas imek hzyla alyr ve bu inanlmaz mucizeye neden olabilecek tm olaslklar gzden geiriyordu; aklna bin bir trl ey geliyordu ama akla en yakn olan, bunun bir tuzak olmasyd. "Git! bni Tahir buraya gelsin! Muhafza syle, onun gemesine msaade etsin." Ebu Ali dar kar kmaz zel muhafzlardan beini ard ve n odann perdesinin arkasna saklanmalarn syledi, ieri giren adam etkisiz hale getirerek, elini kolunu balayarak ona getireceklerdi. Sonra beklemeye balad. Byk nderin kendisini, zaman kaybetmeden yanna ardn iiten bni Tahir, dncelerini toplamaya" alt: "ntikamm almalym! Allah'm! Bana yardm et!" Abdlmelik'ten rendii yakn dv tekniklerini bir kez daha aklndan geirdi: Ona bir tuzak kurulmu olmas ihtimalini gzden uzak tutmamalyd. Onun odasna kadar bir gidebilse! Solgun ama kararl bir ekilde kuleye doru yrmeye balad. Cppesinin kollarn bira^ geriye atmt, hanerini saldrya hazr biimde elinde tutuyordu. Siyah muhafzlarn nnden geerken hafife tereddt eder gibi oldu. Tm klarda olduu gibi, koridorun banda ve sonunda da nbet tutuyorlard. Geri dnmemek iin, kendine iddetle hakim olmak zorundayd. Bir trl sonu gelmek bilmeyen merdiveni niyadaym gibi kt. Merdivenlerin sonunda nbet tutan dev muhafz ona dikkat bile etmemiti. Omzunda kocaman bir grz tayordu. ntikam saati gelmiti: Zaaf gstermeyeceini hissediyordu. Koridordan soukkanllkla geti. n odann giriinde baka bir muhafz nbet tutmaktayd. Perdeyi kaldrd ve ona girmesini iaret etti. Srtnda souk bir rperti dolat. abuk! abuk! diye tekrarlyordu iinden cesaret kazanmak iin. Mmkn olduunca abuk bitirmeliyim iimi! Dikkat ve kararllkla ieri girdi. Dudaklarn birbirine kenetlemiti. Tam bu anda dev gibi yumruklar zerine ullandlar. Birisi kollarn arkasna bkmeye alt ama sert bir hare451 ketle bileklerini kurtard ve klcn ekmeye muvaffak oldu. Fakat ensesine inen iddetli bir darbe onu yere ykt. Sanki zerinden bir fil srs geiyordu. Tekrar kendisine geldii zaman, ellerinin ve ayaklarnn balanm olduunun farkna vard. lgnca bir fkenin etkisinde kalarak barmaya balad: "Niye bu kadar aptalm? Neden?" Hasan odasndan kt. "Emrini yerine getirdik ey Seyduna!" "tyi. Dar kn ve koridorda emirlerimi bekleyin." Elleri ayaklar bal olarak yerde yatan Ibni Tahir'i inceledi, suratnda alayc bir glmseme vard. "Cani! Masumlarn katili! Ellerinde yeterince kan yok mu artk?" Hasan bir ey duymam gibi davrand. "Emri yerine getirdin mi?" diye sordu sadece. "Neden soruyorsun ki bunu, yalanc? Gzlerimin ne kadar kr olduunu herkesten iyi sen biliyorsun..." "yi. Ellerinden nasl kurtulabildin?" Ibni Tahir acyla glmsedi. "Huzursuz mu etti seni? Cierlerini skmek iin buraya dndm bil, yeter." "Pek kolay olmayacak herhalde yiidim!" "Farkndaym ikinci kez bir aptal gibi davrandm."

"Neden? Bir feda olarak zaten lme adanmtn. Seni ehit mertebesine ykselttik. imdi de geri dnerek planlarmz bozuyorsun! Seni kalc olarak cesurlarn cennetine gnderme vakti geldi de, geiyor bile!" "ite bu yalanlarna bir kere inanmtm: Bize Deylem krallarnn bahelerini amtn... Senin cennetindi buras! Ve bu gzel hayal uruna bir insan ldrdm: hem de hayatn an Ve erefle geirmi bir insan! lrken bile benim gzlerimi amak ltfunda bulundu. Ne kadar korkun!" "Sakin ol bni Tahir, hemen hemen tm insanlk seninkine benzer bir krlkte yayor zaten." "Baka trl nasl olsun ki? Senin gibi insanlar olduka hele! nsanlarn gvenlerini hemen ktye kullanmak isteyenler! Sana 452 inanmaya ilk hazr olanlardan biriydim ben! nk aklma her ey gelirdi ama senin gibi, Mslmanlarn yars tarafndan peygamber olarak kabul edilen birinin, bir sahtekr ve yalancdan baka bir ey olmadn asla dnemezdim! Ya da, sana inananlar bilerek ve isteyerek yanl yollara saptrabileceini! Kendi canice planlarn gerekletirmek iin, onlarn inanlarn ktye kullanabileceini!" "Baka bir istein var m?" "Lanet olsun sana!" Hasan glmsedi. "Bunlar beni azck olsun incitmeyen szler!" bni Tahir kuvvetinin giderek zayfladn hissetti. Biraz daha sakin olmaya zorlad kendisini: "Biliyorum,- beni ldreceksin... Fakat sana son bir soru sormak istiyorum." "Dinliyorum." "Bylesine tiksindirici bir plan nasl olup da dnebildin ve bizleri alet edebildin? Bizleri, sana ruhlar ve vcutlaryla bal olan insanlar?" "Gerek sebebini renmek ister misin?" "Baka bir ey istemiyorum senden." "yleyse dinle. Bu senin son ansn. Ben taraftarlarma daima Arap asll olduumu anlattm. Rakiplerim ise aksini ispat etmeye altlar. Hakl olan onlard. Fakat neden byle davrandm? nk siz Persler kendi rknza gereken nemi vermiyorsunuz. Peygamberin doduu lkeden gelen herhangi biri, sefil bir dilenci bile olsa, sizin gznzde dnyann en kymetli adam oluveriyor. Oysa sizler Rstem'in ve Suhrab'n, Minuehr'in ve Feridun'un torunlarsnz. Hsrev'in, Ferhad'n, eski byk Pers krallarnn, Pers imparatorluunun varislerisiniz! Fidevsi'nin, Ansari'nin ve daha nice airin sizin dilinizi konutuunu unuttunuz! Kendinizi Araplarn dinine ve kltrlerine tabi kldnz! imdi de, bozkrlardan gelen at hrszlarnn, Trklerin nnde, karn st yerlerde srnyorsunuz! Seluklu kpeklerinin yarm asrdan beri size hkmetmelerine msaade ediyorsunuz! Oysa siz Zerdt'n torunlarsnz! Genliimde iki arkadam ile kutsal bir yemin ettim: Bunlardan birisi ldrdn ba vezir idi, teki de air mer Hayyam. Bu 453 taht hrszlarn alt etmeye yemin etmitik. Planlarmz gerekletirmek iin toplumun en st seviyelerine ulamaya alacak ve bu abalarmz srasnda birbirimizi tm gcmzle destekleyecektik. Ben ara olarak Ali taraftarlarn kullanmaya karar vermitim. nk bunlar Badat halifesine, dolaysyla da Trklere kar idiler. Vezir ise Seluklularn hizmetine girmeyi yelemiti. nceleri onun setii yolun, emellerimizi gerekletirmek iin gereinden uzun olduunu dnyordum. Bu nedenle onunla konumak istedim ama hl bu 'ocuka' dncelere inandm iitince ok ard. Her ne kadar saraya girmeme yardm ettiyse de, ksa sre sonra benim, eski kararlarmza bal kaldm kabul etmek zorunda kald. Nfuzumun giderek arttnn farkna vannca, beni yok etmek iin elinden geleni yapmaya balad ve bir sre sonra srgne gitmeye mecbur kaldm. Bama tam on bin altn dl koymutu! Genlik ryamz da bylece sona erdi. Ba vezir, anann yannda oturuyor ve yabanclara irin gzkmek iin her trl soytarl yapyordu. mer Hayyam ise arap iiyor, kadnlar seviyor, kaybettii zgrlne yanyor ve dnyadaki her eyle alay ediyordu. Fakat ben dayandm. Gerek bu tecrbe, gerekse de saysz bakalar gzlerimi amlard. Halkn kaytsz ve tembel olduunun farkna vardm; onlar iin

kendimi harcamaya demezdi. Bo yere onlar uyandrmaya ve aydnlatmaya almtm. Insanlann byk ksmnn hakikatin ne olduuna ilgi duyduuna inanyor musun yoksa? Umurlarnda bile deil! Tek istedikleri rahatlannn bozulmamas ve hayal glerini canl tutmak iin masallar. Veya kimin hakl, kimin haksz olduunun, onlar iin bir anlam ifade ettiini mi dnyorsun? Asla! Yeter ki onlann zavall isteklerinin bir ksmn tatmin et. Artk kendimi bo hayallere kaptrmak istemiyordum. Madem ki insanlk bu ekilde, artk ben de ulv amalarma ulamak iin onu kullanacaktm! nsanlarn aptallklarnn ve saflklarnn kapsn almtm. Onlarn her trl bencil isteklerinden ve zevklerinden kendi karma yararlanmaya baladm. Tm kaplar nmde bir bir almaya balamt! Bir sre sonra, senin de saflarna katlmak istediin mehur bir peygamber olmutum! Artk ben kitlelere gitmiyorum onlar benim ayaklanma geliyorlar. 454 Ardmdaki tm gemileri yaktm. imdi ileri gitme vakti, Seluklular ykana kadar da hi durmadan ilerlemeye devam edeceim. Fakat beni anlamakta zorluk ektiine eminim. yle deil mi?" lbni Tahir gzlerini fal ta gibi amt. Kulaklarna inanamyor-du. Her eye hazrlanmt fakat Hasan'n kendisini hakl karmaya alacan hi dnmemiti. Fakat Hasan szlerini bitirmemiti henz. "Sakn bana fedalerin szde cesaretlerinden bahsetmeye kalkma! Yaammn altm yl boyunca devaml kelle koltukta gezdim. lmm ile Pers tahtnn yabana despotlardan kurtulacan bilseydim, emin ol gzm bile krpmadan seve seve herhangi bir cennete giderdim. Fakat burada da kendimi kullandrmak niyetinde deildim: Onlardan birisi tahttan drlse bile, yerine hemen bir bakasnn kacandan emindim. O zamanlar lmmn hi kimseye kalc bir faydas olmazd. Baka trl davranmalydm. Kendilerini kurban etmeye hazr gnlller yaratmal ve onlarn ballklarnn meyvelerini toplamalydm. Benim iin yksek mevkilerdeki insanlar vuracak ellerim olmalyd. Fakat hibir gnll bulamadm. Kimse kendisini, ulv amalar dorultusunda feda etmeye niyetli deildi. Bunun zerine baka bir yntem denemeye karar verdim. Bu yntem... Zaten biliyorsun: kayalklarn br tarafnda bulunan Deylem krallarnn bahelerini, en ince detaylarna kadar ileyerek, suni cennetler yarattm. nsan yaamnda hayaller nerede balar, gerekler nerede sona erer? Buna cevap vermek ok g. Bunlar anlamak iin henz ok gensin. Keke benim yalarmda olsaydn! O zaman herkesin kendisine ait bir cenneti olduunu bilirdin. Ve bu cennetlerin, aslnda, ahsi arzularn birer hayali olduklarn kavrardn. Ald haz onun iin gerektir, baka bir eye de ihtiyac yoktur. Eer numaram anlamam olsaydn, sen de son derece mutlu olarak lecektin. Ayn Sleyman ve Yusuf gibi..." lbni Tahir uyumu gibi kafasn sallad. "Sana kalrsa, idrak etme, insanlara verilen en korkun hediye!" "El-AraFn ne olduunu biliyor musun?" "Bildiimi ok iyi biliyorsun ey Seyduna! Cenneti cehennem- ' den ayran duvarn ismi..." 455 "yi. Deniliyor ki bu duvar kendisini byk bir ama uruna feda etmi ama ebeveyninin rzasn almam olan kiiler iin yaratlmtr. Cennette girmelerine msaade edilmez ama cehennemi de hak etmemilerdir. Onlarn kaderi her iki taraf da yukardan seyretmektir. Bilmeleri iin! Evet, el-Araf, gzleri aldktan sonra, bildiklerinin yolunda yrmeye cesaret edebilmi kiilerin mihenk tadr. Bak! Cennete gittiine inanyordun! Ama artk bildiin iin cehennemdesin! El-Araf m duvarlarnn zerinde mutlulua ve hayal krklna yer yoktur. El-Araf iyiliin ve ktln denge halinde bulunduu yerdir! Oraya uzanan yol ise uzun ve zorludur. Bu yzden ok az kiiye zerinde yrme izni verilmitir. Ve bu insanlarn ok az bir ksm, yolun sonuna dek yrmeye cesaret edebilmitir. nk orada, yukarda olanlar, yalnzdrlar, hemcinslerinden ebediyen ayrlmlardr. O ykseklikten aa bakabilmek iin kalbi elik gibi sertletirmek gerekir. Anlyor musun artk?" "Ne korkun" diye i ekti ibni Tahir. "Korkun olduunu dndn ey nedir?"

"drake bu ekilde ulalmas ve bu kadar ge gelmek zorunda olmas. Dediine gre, benim yaamm imdi yeniden balyor." Hasan alev saan gzlerle ona bakt. Surat aydnlanmt. Fakat ona u soruyu sorarken, sesinde az da olsa bir phe sezinleniyordu: "Eer u anda 'yer>'den' yaamaya balasaydn, ne yapardn? Ne yapmak isterdin?" "nce elimden geldii kadar ok ey bilmeye alrdm, benden nce yaam zeki insanlarn bildiklerini okumaya balardm. Btn bilimleri inceler, doann ve kinatn srlarna vakf olmaya abalardm. Mehur medreselere gider ktphaneleri kartrrdm..." Hasan glmsedi: "Ya ak! Ak unuttun mu yoksa?" ibni Tahir'in surat karard: "Bu beladan uzak durmay yelerim. Kadnlar vicdanszdrlar." "Bak hele! Bu derin idrake nasl vardn?" "Nedeninin sen de biliyorsun benim kadar!" "Meryem'i mi kastediyorsun? Uzun zamandr bana senin iin bask yapyordu. Srf sen de deil, hepiniz iin! Fakat artk aramzda deil. Damarlarn kesti: Kan ve yaam, beraberce akp gittiler vcudundan." 456 bni Tahir sarard. Onu hl seviyordu, hem de ok seviyordu. "El-Araf a trmanmak isteyen kimse aka hkmetmesini bilmeli." "Anlyorum, bunu bile anlyorum." "imdi ne dnyorsun benim hakkmda?" ibni Tahir glmsedi. "Bana ok yaklatn, inanlmayacak kadar yaknsn..." "Belki de artk krk yanda bir insann, kalbinde bir planla dnyay dolamasnn ne demek olduunu anlarsn. Yirmi yl boyunca byk bir ryay gerekletirmeye almann ne demek olduunu! Byle bir rya, byle bir plan, grnmeyen bir efendinin emirleri gibidir. Btn dnya, kaleni muhasara eden bir dman ordusu gibi grnr gzne. Duvarlarn arasndan canl olarak dar szlmeli, sonra da dman kararghnn tam ortasnda emir yerine getirilmelidir. Bu arada insan cesur olmak ve kendini kurtarmak zorundadr. Cesur ve dikkatli! Anlyor musun?" "Gryorum ki seni dinleyenlerin gzlerini amay ok iyi biliyorsun..." "Beni hl irenilecek bir cani olarak gryor musun?" "Sen de biliyorsun ki bu |n altnda bu szn bir anlam yok." "El-Arafa trmanacak cesaretin var m?" "iimde bu ihtiras ateini yaktn ama artk bir ey yapamam..." Hasan ona yaklat ve balarn zd. "Ayaa kalk. Serbestsin." ibni Tahir armt: "Ne demek istiyorsun? Seni anlamyorum" diye kekeledi. "Serbestsin!" "Nasl serbest? Ben? Seni ldrmek istediimi unuttun mu?" "Artk bni Tahir yok. Eski ismini alacaksn tekrar: Avni. El-Arafa trmanmaya baladn. Kurtlar birbirlerini yemezler." ibni Tahir hkrmaya balad. Kendini Hasan'n ayaklarnn dibine att. "Affet! Affet!" "Buradan ok uzaklara git olum! Her eyi bilmeye ve renmeye al. Hibir eyden kortuna. Her trl n yargy kendinden uzaklatr. Hibir eyi yceltme ve hor bakma. Kendini her eye ada. Cesur ol. Dnya sana artk bir ey veremedii zaman geri 457 gel. O zaman ben belki burada olamam. Fakat bana bal olanlar burada olacaklar. Geri geldiinde iyi karlanman salayacam. O vakit geldii zaman el-Araf in en tepesinde olacaksn..." bni Tahir heyecanla onun ellerini pt. Hasan ise Ibni Tahir'i yerden kaldrd ve uzun uzun gzlerine bakt. Sonra da onu kendine ekti ve skca sarld. Gzyalarn gizlemeye alyordu. "Olum..." diye kekeledi. "Yal kalbim tm sevgisini sana ak-tanyor. Sana para vereceim. stediin her eyi yannda gtrmeni salayacam." Ibni Tahir'in akl son derece karkt: "Son bir kez daha bahelerine gz atabilir miyim?" "Gel kulenin tepesine kalm."

Birlikte terasa ktlar. Geni bahe tm ihtiamyla ayaklannn altnda uzanyordu. bni Tahir i ekti. Ruhunun derinliklerindeki son engel de erimiti. Ban korkuluklann zerine koydu ve hk-ra hkra alamaya balad. Geri dndler ve Hasan gerekli tm emirleri verdi. Delikanl eyalarn toplad - iirleri de dahil. Bu hatralar onun iin birok bakmdan ok deerliydiler. Para ve silahlarla kuanm olarak kaleyi terk etti. Srtnda hatn saylr byklkte bir kn tayan bir yk eei peinden geliyordu. Gne tm ihtiamyla parlyordu. evresini kaplayan her eye akn gzlerle bakt. Dnya yeni ykanmt sanki. Sanki ilk kez gryordu onu. Kafasndaki binlerce soru bir cevap bekliyordu. Feda ibni Tahir lmt. Filozof Avni uzun bir yolculua kmak zereydi. Hasan odasna geri dnerken kalbinin o gne dek tatmad bir duyguyla dolduunun farkna vard. Bir an sonra ise Byk Da'ler odann iine daldlar. "Bu da ne demek oluyor? ibni Tahir'in kaleyi terk ettiini biliyor musun? Tm kale onun rahat rahat ekip gittiini grd!" Hasan neeyle gld. "Yanlmsnz. Gzleriniz sizi aldatm. bni Tahir ismail davasnn bir ehidi olarak ld, o giden bir bakasyd. Ben ahsen kim olduunu bilmiyorum. Fakat size anlatmam gereken bir ey var. Bugn gzel bir ey oldu: Artk bir olum var..." 458 Byk Da'ler balarn sallayarak birbirlerine baktlar. ibni Tahir'i Alamut'a getiren Trk birlii, yanlarnda umulmadk bir tutsak, zavall bni Vakkas ile Nehavend'e geri dnmt. Yol boyunca rastladklar tm insanlara, kendilerine yeni bir haberin ulap ulamadn sordular. Dnyay en az ba vezirin lm kadar sarsacak bir baka haberi, smaillerin nderlerinin lm haberini bekliyorlard. Ama bouna. Mteveffa ba vezirin olu Fahr el-Mlk, bu durum karsnda zavall ibni Vakkas', babasnn katili olarak byk bir trenle idam ettirdi. Bu ekilde, hem babasnn intikamn alm oldu, hem de gerek katilin anszn ortadan kaybolmasn dnyadan gizleyebildi. Bu esnada seyyah bni Tahir, ran'n dousundan Hindistan'a gemek zereydi. Artk kendi yoluna gitmek zorundayd. "i. XI u M Mzl haberciler ba vezirin lm haberini blgeden blgeye tayarak, tm Seluklu mparatorluunda huzursuzluk tohumlar ekmeye baladlar. Cebr lm tm islam' ebediyen sarsacak olan sonular dourmutu. smail direniinin Huzistan'daki merkezi olan Zur Gumbadan kalesi, uzun sredir muhasara edilmekteydi. Kalenin mdafaacla-r, alk ve susuzluktan ok kt durumlara dmlerdi, tam teslim olmay dnmeyi balamlard ki ayn Alamut'ta olduu gibi, kalelerinin muhasaras bir gecede kaldrld. Ba vezir, isma-illerin can dman, artk lmt. Halefi ve rakibi olan Tac l-Mlk, Hasan'n dostu olarak kabul ediliyordu. Bu nedenle Kzl ark'n birlikleri, muhasaray devam ettirmeyi gereksiz grmlerdi. Ne sultann, ne de yeni ba vezirin emirlerini beklemeye gerek grmeden, kendi kendilerine ekilmilerdi. Birka gn sonra Hasan'n Zur Gumbadan'a giden habercisi herhangi bir engelle karlamadan kaleye girdii iin ok ard. Hasan hi vakit kaybedilemeden Hseyin Alkeyni'nin katilinin kendisine gnderilmesini istiyordu. Hseyin Alkeyni'nin halefi olan eyh Bin Ate hemen ertesi gn yola bir kervan kartarak Hseyin'i Alamut'a gnderdi. Ba vezirin lm haberi Hindistan snrndaki asilerin ayaklanmalarn bastrmakla megul olan Berkyaruk'a, sultann en byk oluna ulat sonunda. Ordunun bir ksmnn komutasn kardei Sancar'a brakarak, geriye kalan ksm ile vakit geirmeden sfahan zerine yrd. Taht zerinde olan hakkn kimseye kaptrmak niyetinde deildi. vey annesi Trkn Hatun ve veziri Tac l-Mlk'n olas planlarn bozmak istiyordu. Fakat yeni ba vezir bo durmuyordu. Drt yandaki Muham460

med'in veliaht olarak ilan edilmesi iin gereken her eyi yapmt bile. Plannn ba dman artk hayatta deildi ve kararsz sultann da, ihtirasl einin arzularna kar koyacak kadar gl bir iradesi yoktu. Zaten hkmdar, bu taht kavgalar ile pek az ilgilenmekteydi. Bir sre Badat'ta ikmet etti. erefine gnler sren grkemli ziyafetler ve davetler verilmekteydi. Halife dnda, imparatorluuna bal blgelerden gelen binden fazla kral, hkmdar ve ynetici, kendisini ziyaret ederek ballklarn ve sadakatlerini arz etmilerdi. ok uzun yllardr sadk danman olan adamn lm, onda gizli kalm olan bir byklk duygusunu n plana karmt. Arzulad hibir ey yoktu artk. Mutluydu... Sultann ordularnn Alamut ve Zur Gumbadan kalelerinden ekilmeleri, yeni ba veziri dikkatli olmaya yneltmiti. Hasan'n ne kadar tehlikeli birisi olduunu ve lkeye verebilecei zararlar ok iyi bilmekteydi. Ne de olsa artk hametli Seluklu mparatorluunun ba veziriydi, bu nedenle de kendisini lkenin dirliinden ve gvenliinden sorumlu hissediyordu. Sultann ismail kalelerinin yerle bir edilmesi konusundaki kesin emri, ok hassas olan bu anda, imdadna Hzr gibi yetiti. Vakit kaybetmeden Emir Kzl Sark ve Emir Arslanta' grevlerinden alarak, yerlerine gen ve kararl iki Trk subayn tayin etti. Yeni komutanlar, dalm olan birlikleri acele toparlayp Alamut ve Zur Gumbadan'a hcum etme emrini aldlar. "Son haftalar baya hareketli geti" dedi Hasan Byk Da'lere. "nmzdeki savalara hazrlanmak iin biraz dinlenmemiz lazm. Kalelerimizde meydana gelen hasarlar da tamir etmeliyiz bu arada. Onun iin, sultan ile erefli bir bar anlamas imzalamaya alalm." Feda Halfa'nn Badat'a giderek hkmdar saraynda ziyaret edip, ona yazl artlar sunmas kararlatnld. Hasan u nerileri yapyordu: Ba vezirin seferinden nce Ismaillere ait olan tm kaleler ve hisarlar, kendilerine geri verilmeliydi. Sultan zarar grm olan kaleler iin tazminat demeliydi. Hasan ise bunun mukabilinde yeni kaleleri ele geirmemeyi taahht ediyordu. Ayn zaman461 da, lkenin kuzey snrlarn da, ieri szmaya alan barbarlara kar korumaya hazr olduunu bildiriyordu. Fakat ltfederek hizmetine verdii ordusu iin sultan ona yllk be bin altn demeliydi. Hasan mektubun zerine mhrn bastktan sonra glmsedi. Teklifinin aslnda bir meydan okuma olduunu ok iyi biliyordu. Bakalm sultan ne cevap verecekti? nk ne de olsa iran'n anl anl hkmdarndan istedii yllk bir vergiden baka bir ey deildi! Hasan'n tam yetkili elisi olmasna ramen, sultann icra memurlar Halfa'y Hamedan'da yakaladlar; zincire vurarak Badat'a gtrdler. zel muhaliz birliinin komutan Hasan'n gnderdii mektubu kendisi onuruna yaplan enliin tam ortasnda verdi efendisine. Hkmdar mhr kopartarak mektubu at ve merakla okudu. Bir anda rengi soldu, dudaklar titremeye balad. "Bylesine muhteem bir kutlama esnasnda, bana bu paavray getirmeye nasl cret edersin!" diye kkredi zavall muhaliz bann suratna. zel muhafz birliinin komutan kendisini yere atarak sultann nnde secdeye vard. Kendisini affetmesi iin yalvarmaya balad ona. "Oku o zaman ne yazdn!" diye grledi sultan. Avluyu terk ederek saraya girdi. Histeri krizi geirmeye balamt. Penceredeki perdeleri yrtyor, duvardaki hallar yerinden skyordu. Etrafta krlp dklecek ne kadar ey varsa hepsini un ufak etti ve sonra da bitkin bir halde yastklarn zerine yld. Zorlukla nefes alyordu. "Yakaladnz sersemi getirin bana!" dedi bouk bir sesle. Eli kolu smsk balanm olan Halfa'y getirdiler. Diriden ok lye benziyordu. "Kimsin sen?" Tutsak zorlukla bir eyler mrldanmaya balad. "Feda mi dedin? Profesyonel katil yani!" Kendini savunamaz durumda olan eliye doru bir hamle yapt, fkesi lgnca bir hiddete dnmt yeniden. Klcn ekti ve tm gcyle zavallya saplad. 462

Hiddeti geldii gibi bir anda yatt. nndeki cesedi gren hkmdar kendine geldi. Sknetle zel ktibine ve muhafz bana sordu: "Hasan'n bu utanmazca meydan okumasna nasl bir cevap vermemi tavsiye ediyorsunuz?" "Hametli sultan, ismaillere kar balatt askeri harektn gcn artrmal" dedi muhafz ba. "Fakat bu terbiyesizlik de cevapsz kalmamal" dedi ktip. "Hametli sultan, kendisi adna bir cevap kaleme almama msaade etsin." Alamut'a bir haberci gndermeye karar verdiler. Ktip yazd mektupta Hasan' katil, vatan haini ve Kahire'nin paral askeri olarak tanmlyordu. Ona haksz yere gasp ettii tm kale ve hisarlar hemen ve koulsuz olarak teslim etmesini neriyordu. Aksi takdire ismaillerin bulunduklar yerlerde ta stnde ta kalmayacak ve kadnlarla ocuklar da dahil olmak zere, hepsi amanszca kltan geirilecekti. Kendisi de en korkun cezalara arptrlacakt. Hametli sultann kendisine verdii cevap bundan ibaretti. Gazneli Halef isminde gen bir subay bu ie memur edildi. Atna atlad gibi drtnala yol almaya balad; alt gn sonra Alamut kaplarna ulamt bile. Minuehr onu kulesiroe alkoyarak sultann mektubunu Ebu Ali'ye gnderdi. O da Hasan'a gtrd. Hasan mektubu skunetle ve ilgiyle okuduktan sonra Byk Da'ye gsterdi. Bir adam gnderip Buzruk mid'i artt ve durumu toparlad: "Sultan kendisini dev aynasnda grd iin gzleri kr olmu. Kendisini tehdit eden tehlikenin farknda bile deil. Bizi tanmak istemiyor. Kendisi iin ne kadar kt bir karar!" Haberciyi zincire vurup kendisine getirmelerini istedi. Halef nce zincire vurulmasna kar koymaya alt: "Bunu nasl yapabilirsiniz!" diye bard. "Ben hametli sultann, mparatorluun ve ran'n ahnn habercisiyim! Beni zincire vurursanz, tm erefinizi yitirirsiniz!" Yapacak bir ey yoktu. Zincire vurulmu bir halde Byk nder'in nne karlacakt. "Bu kt muameleye iddetle itiraz ediyorum" diye sze balad liderlerin bekledii n odaya girerken. 463 "Gnderdiim eli nerede?" diye sordu buz gibi bir sesle Hasan. "ncelikle..." diye balad Halef fakat szne devam edemedi. "Elim nerede?" Hasan gzlerini subaya dikmiti. Sesi sert ve emrediciydi. Halef igdsel bir davranla gzlerini yere indirdi. Susuyordu. "Ne oldu? Dilini mi yuttun yoksa? Bekle, sana hemen dilini zecek bir ey gstereyim..." Kapda bekleyen hadma seslenerek cellad armasn emretti. Gelirken yamaklarn ve ikence aletlerini de getirmesini zellikle belirtti. Sonra tekrar Byk Da'lere dnerek onlarla ilgisiz konularda konumaya balad. Durumun ktye gittiini fark eden Halef ekingen bir sesle konumaya alt tekrar: "Ben hametli sultann adna geliyorum. Onun emirlerini iletmeye memur edildim sadece..." Szlerini kaale alan olmad. Hasan ona bakmad bile. Bu arada cellat ve iki yama odaya gelmilerdi. de gerek devdiler. Hemen ikence tezghn hazrlamaya baladlar. Yanlarnda getirdikleri kk mangallarda kor halinde kmrler vard. Byk bir sandn iinden de metal akrtlar geliyordu. kenceciler aletlerini odann bir kenarnda yere koymaya baladlar. Habercinin alnndan akr akr terler akyordu; az tahta gibi kurumutu. "Gnderdiin elinin bana neler geldiini nasl bilebilirim" dedi titrek bir sesle. "Ben sadece bir emir aldm ve onu yerine getiriyorum." Hasan sylediklerini duymazlktan geldi. Bu arada cellat da hazrlklarn bitirmiti. "Her ey hazr ey Seyduna." "nce onu hafife kzart bakalm." Cellat sandn iinden metal bir ivi alarak kzmas iin korlarn zerine yatrd. "Bildiim her eyi anlatacam!" diye barmaya balad. Hasan'n kl bile kprdamad. Az sonra ivi kpkrmz olmutu. Cellat onu bir maayla ateten ald ve tutsaa yaklat. Kendisine yaklaan iviyi gren Halef

o anda intihar edebilmeyi ok isterdi: "Efendim! Ac bana! Merhamet et! Gnderdiin eliyi bizzat sultan klcyla ldrd!" 464 Hasan ona doru dnd ve cellada beklemesini iaret etti. "Bakyorum konumaya baladn! Demek sultann bizzat kendisi elimi ldrd? Kt, ok kt..." Sk sk sultan en etkili nasl korkutabileceini dnyordu. Bir yandan onun habercisini seyrederken, dier yandan da kafasnda bir plan filizlendiriyordu. "Hekimi ar!" diye emretti hadma. Halef titredi. Bu .yeni emrin kendisi iin hi de hayrl olmadn hissediyordu. Bu arada Hasan Byk Da'lere iaret etti. Birlikte Hasan'n odasna getiler. "Alt ay daha bekleyecek halimiz yok" dedi onlara. "Dmanlarmzn bizden erken davranmalarn istemiyorsak hemen harekete gemeliyiz. Kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. Bu andan itibaren, sultann, elindeki tm imknlar ile bizi yok etmek isteyecei ok ak." Fakat vermi olduu kararn ne olduunu onlara sylememiti. Bu arada odaya giren hadm, hekimin geliini haber verdi. "Buraya gelsin" diye emretti Seyduna. Yunanl odaya girdi ve yerlejfe kadar eildi. "Tutsamz grdn m?" diye sordu Hasan hekime. "Evet. Hl n odada bekliyor." "Onun yanna tekrar git. Adamn tm detaylarn incelemeni istiyorum." Yunanl itaat etti ve tekrar geri dnmesi birka dakika srd. "Ona benzeyen bir fedaimiz var m?" diye sordu Hasan. Hekimin gzleri byd. "Ne demek istediini anlayamadm ey Seyduna. Yz hatlar mteveffa beyde'yi andryor biraz." Hasan sabrszlkla yzn buruturdu. "Sen bir hekimsin ve yetenekli bir cerrahsn. Cafer'i bir ekilde bu adama benzetebilir misin?" Hekimin surat birden aydnland. "Evet. Bu sanat iyi bilirim." "Bak grdn m, birbirimizi ne gzel anladk..." "nce aka yaptn sandm Seyduna... Darda bekleyen 405 adamn ksa, kvrck bir sakal, hafif kemerli bir burnu ve yznde yaralar var. Tm bunlar bir bakasna aktarlmak iin yaratlm sanki. Fakat alrken modelimi devaml gzlerimin nnde bulundurmama izin vermelisin." "Peki. Fakat bana yaratacan benzerliin, insanlar yanltacak kadar gereki olacan garanti edebilir misin?" "Bir yumurtann brne benzedii kadar benzeyecekler birbirlerine. Hazrlk yapmak iin biraz zamana ihtiyacm var sadece." "yle olsun. Hazrlklarn abuk bitir." Hekim, odadan ayrlmasndan sonra Hasan Cafer'i artt. Cafer huzura kt zaman ise onunla konumaya balad: "Sana ok zel bir grev vereceim. Onu yerine getirdikten sonra Ismailler adn yldzlara yazacaklar. Cennetin kaplar sana ardna kadar alacak." Cafer ibni Tahir'i hatrlad, lbni Tahir'i birka gn nce kalede kanl canl olarak grmt. Oysa ki onu hl ehit olarak kabul etmekteydiler. Hatta greve gitmeden nce kendisine verdii emanetleri de gen yiide geri vermiti. Bu ortaya k ve kaybolu arasnda mantnn kavrayamad bir sr gizliydi. "Emrettiin gibi olacak Seyduna." Surat gururla parlyordu. Aradan geen btn bu zaman zarfnda, kendisine neler yaplacan giderek daha fazla merak etmekteydi Halef. Bu merak korkusunu daha da krklemekteydi. Birka adm tesinde cellat kasl kollaryla oynuyor ve elenerek bakyordu ona. Yamaklar ise dzenli aralklarla atei krklyorlar ve ikence aletlerini anlaml baklarla szyorlard. kence tezghnn alp almadn kontrol etmek iin de hibir frsat karmyorlard. Sonunda hekim, bir kez daha odada belirdi. O da yannda ne ie yarayacaklan pek belli olmayan bir sr alet edevat getirmiti. Yan odada Hasan Cafer'e bir sr ayrntl talimatlar veriyordu. "ncelikle yan odada bekleyen tutukluyu dikkatle inceleyeceksin. Onun tm mimik ve

davranlarn renmek ve hatrlamak zorundasn! Nasl glyor? Nasl konuuyor? Sonra da az sonraki sorgu esnasnda duyacaklarn hafzana kazmalsn. Hibir eyi karmamalsn! Daha sonra onu ok gereki bir biimde taklit et466 mek zorunda kalacaksn, nk onu ok iyi tanyan kiilerle ilgileneceksin. Baka bir deyile tam bir dnm yaamak zorundasn..." Birlikte n odadaki tutsan yanna gittiler. Hasan hazrlkl olmasn emretti cellada. Sonra tutsaa dnd: "Adn ne ve nereden geliyorsun?" Halef biraz toparlanmaya alt: "Hametli sultann bir haberci-siyim..." Hasan patlad: "Cellat, aletlerini hazrla! Seni sorularm tam ve doru olarak cevaplaman iin uyaryorum. Bilmen gereken bir ey var ki seni bir sre iin Alamut'ta tutmay dnyorum. Syleyeceklerinin bir tanesinin bile yanl kmas durumunda, seni aadaki avluda drt paraya ayrtacam. Durumunun ne olduunu rendin. Konu!" "Adm Halef, mer'in olu. Ailem Gazneli. Orada dodum ve genliimi orada geirdim." "Dikkat et Cafer! Yan ka ve ka yldr sultann ordusuna hizmet ediyorsun?" "Yirmi yedi yandaym. On yedi yandan beri sultann ordusuna hizmet ediyorum." a "Orduya nasl girdin?" "Amcam Otam, Hseyin'in olu, hassa ktas komutandr. Hametli sultanmza beni o tavsiye etti." "imdiye kadar grev yaptn yerleri say!" "nce sfahan'da grev yaptm. Sonra da hametli Sultana, zel ula olarak tm lkede refakat ettim." Sultanla beraber ilerinden getii veya birka gn konakladklar ehirleri tek tek saymaya balad. Sonra da atklar yollar. Sorgu srasnda evli olduunu ve iki kars bulunduunu rendiler. kisi de ona birer oul dourmulard. Hasan gitgide daha fazla detaylara iniyordu. Ona amirleri .hakknda sorular soruyordu: Alkanlklar neydi, grevleri, arkadalar, bo vakitleri... En ince ayrntlar bile bilmek istiyordu. Adam onlara, amirleri ile olan ilikilerini, sultanla yapt grmeleri -zellikle yeni tarihli olanlar-bu grmelerin nasl getiklerini, kurallar,.her eyi anlatyordu. Son olarak-da sfahan ve Badat saraylarnn planlar hakknda 467 bilgi verdi. Sultann dairesine ulamak iin uyulmas gereken kural ve talimatlar, binlerce protokol kuraln anlatt. Cafer'in ii ok zordu. ok ksa bir zaman zarfnda kendisininkinden tamamen farkl bir dnyaya hazrlanmas gerekiyordu. Bu dnyaya ok iyi bir uyum gstermeliydi, hatta orada kendisini evindeymi gibi hissetmeliydi. Hasan son olarak da tutsaktan Alamut'a yapt yolculuun safhalarn anlatmasn istedi. Getii yollar, nerede konakladn, hatta bindii atlar... Sonra da cellada iaret ederek elbiselerini karmas iin adam zmesini istedi. Halef son derece korkmutu: "Bu da ne demek oluyor efendi?" "abuk ol! Kaamak aramaya alma! Beni baka yntemler kullanmaya zorlama. Hemen sarn kar!" "Hayr yapamam!" diye inledi tutsak. "Kendimi bu derece aa-latamam!" Hasan'n bir iareti zerine cellat tutsa boynundan kavrad. Yamaklar akkor halindeki iviyi maayla tutarak adamn gsne yaklatrmaya baladlar. Kzgn metal daha deriye temas etmemiti ama adamn gsnden tslamalar iitildi ve deri bir anda kzard. Halef hayvan bir lk att. "stediinizi yapn bana. Yeter ki yakmayn beni." Elbiselerini tamamen kardlar ve ellerini tekrar arkasndan baladlar. Cafer btn olup bitenleri gzn bile krpmadan seyrediyordu. Duygularna hakim olmay renmiti Alamut'ta. Memur edildii grev, iten ie onun gururunu okuyordu sadece. "imdi sra sende. Neler yapabileceini grelim bakalm" diye bard Hasan hekime. "Tutuklu! Vcudundaki yaralarn nerede ve nasl olutuklarn bir kez daha anlat bakalm."

Halef korkudan titreyerek sultann hadmlarnn biriyle kavgaya tutumu olduunu anlatt. Bu arada hekim uzun, keskin bir bak, bir ine, eitli svlar ve merhemler hazrlayarak, Cafer'den beline kadar soyunmasn rica etmiti. Bir sanat edasyla gmleinin kollarn kvrd, cellat yamaklarndan birisini, iinde ok ilgin alet468 lerin bulunduu sandnn bana nbeti olarak dikti ve ie balad. nce delikanlnn vcudunun eitli yerlerine bir merhem srd. Merhemi srd yerlere, Halefin vcudundaki yaralarn ekillerini izdi. br yamaklara da, bak ve ineyi ate zerinde stmalann emretti. Emri yerine getirilince, kzgn bak ve ine ile izdii izlerin zerinden geti. Bu arada deriyi hafife yakyor, kesiyor ve iziyordu. Cafer dudaklarn srd; surat acdan bembeyaz olmutu. Fakat baklan Hasan'nkilerle karlat zaman, ona harika bir glmseme gndererek, sanki hibir ey olmuyormu gibi davranyordu. Halef yava yava kalenin efendisinin amacn anlamaya balyordu. Kalbi isyan bayra amt. Eer dn baarl olursa, bu gen Ismail, sultanla bizzat grme ans bile yakalayabilirdi. Ba vezirin lm ise sonra neler olacan gsteriyordu. "Bylesine bir cinayete yardmc olduum iin lanetleneceim!" diye dnd sadk haberci. Korkunu dizginle! diyordu bir ses iinden ona. Efendin iin yapman gerekenleri hatrla! Bacaklar bal deildi. Bir an durarak hekimin Cafer'in yanan bakla izmesini bekledi. Ve tam o esnada onlarn zerine atlayarak hekimin kamna Kuvvetli bir tekme att. Hekim sarslarak yere derken, elindeki bakla Cafer'in suratn boydan boya izdi. Delikanln surat bir anda kan iinde kalmt. Halef de dengesini kaybederek hekimin zerine dt; eline geen frsat deerlendirerek dilerini adamn boaznn ta derinliklerine kadar gmd. Kurbannn grtlandan ac dolu bir haykr ykseldi. Ebu Ali, Cafer ve cellatlar, hekimi kurtarmaya alyorlard ama lgna dnen tutsak, dilerini azck olsun gevetmiyordu. Sonunda cellat yamaklarndan birisinin aklna akkor halindeki iviyi adamn srtna sokmak geldi. Tekrar ac dolu bir brme iitildi. Cesur haberci kvranmaya balad; elleriyle bo yere yarann olduu yere ulamaya alyordu. "abuk! ikence tezghna!" diye bard Hasan. Halef tm gcyle kar koymaya alyordu, fakat demir gibi peneler karsnda fazla dayanamad. Gz ap kapayncaya kadar ikence tezghna balanmt bile. Bu arada Yunanl kendisini 469 toplamt ve inliyordu: yamaklar yarasn ykmlar, merhem srmler ve sarmlard. Cafer ise ok sakindi. Arada bir suratndan akan kanlar silerek, hekimin iine devam etmesini bekliyordu. "Rezil herif! Her eyi mahvetti!" diye ikyet etti hekim, Cafer'in yarasn incelerken. "Suratnn tam ortasndaki bu kocaman yaray ne yapacaz imdi?" "nce yaray bir yka bakalm" dedi Hasan. "Sonra ne yapacamza karar veririz." Cellada dnd. "almaya bala. Baylnca tekrar iimize yarar." Makine tutsan vcudunu germeye balad. Mafsallar birer birer krlyordu. Halef korkun lklar atyordu. Hekimin yz solgunlat. Aslnda sk sk cerrah olarak almasna ramen, bylesine hayvan lklar daha nce hi iitme-miti. Aceleyle Cafer'in yzndeki yaray ykad - bu arada onlara bakan Hasan'n aklna bir fikir geldi: "Cafer! Bu yaray sana bizzat s-maillerin nderinin atn syleyeceksin. Sana hametli sultann habercisine! Sultann mektubu onu o derece kzdrmt! Sana klcyla vurdu. Beni anladn m?" "Seni anladm Seyduna!" "Hadi hekim, eserini tamamla!" Halef nceleri kesik kesik lklar atyordu. Az sonra ise glk-lar kulak trmalayan bir ulumaya dnt. Cellat tezgh durdurdu. Tutsak bilincini yitirmiti. "Pekl" dedi Hasan, "iinize biz olmadan devam edin." Hasan ve Byk Da'ler oday terk ederek kulenin tepesine ktlar. Bu arada ise Yunanl hekim, becerikli elleri ile Cafer'i hametli sultann habercisi Halefe dntrmekle

meguld. Birka saat sonra ii bittii zaman, tutsan elbiselerini Cafer'e giydirerek onlarn yanna yollad. Hasan elinde olmadan irkildi: Benzerlik hayret vericiydi. Ayn ekilde kesilmi byk ve sakal, yzdeki ayn yaralar, ayn kemerli burun, hatta kulaktaki ayn doum lekesi! Aynen kopyalanm bu yeni suratta sadece bir tek farkllk gze arpyordu: uzun, taze bir yara izi, yanan boydan boya ikiye blyordu. 470 "Kimsin sen?" "Adm Halef, mer'in oluyum. Ailem Gazneli..." "yi. Kalann da hatrlyor musun?" "Kesinlikle ey Seyduna!" "yleyse iyi dinle. Gidip bir at eyerlet ve hemen bugn yola k. Habercinin kulland yolu gerisin geriye takip ederek Badat'a git. Hametli sultana Alamut efendisinin szl mesajn gtreceksin. Hanlar ve konaklama yerlerini biliyorsun. Gzlerini ve kulaklarn ak tut. Sultann tesadfen Badat'tan ayrlp ayrlmadn renmeye al. Ne olursa olsun onun huzuruna karlman salamaya al. Sakn seni bundan vazgeirmelerine msaade etme! Cevabm sultana yalnzca sen bildirebilirisin. Bu arada sana Alamut'ta reva grlen kt muameleyi anlatmay ihmal etme! Beni anladn m? Sana birka tane hap vereceim. Bunlarn ne ie yaradklarn biliyor musun? Her akam bir tane al fakat sultann karsna kacan an iin bir tanesini saklamaya zen gster. te zehirli bir haner. Fakat ok dikkatli ol, nk zehir ok kuvvetlidir, en kk bir izik bile lm getirir! Sultann huzuruna ktn zaman, br dnyada cenneti ve b dnyada da ismailler arasnda an ve eref kazanntan iin ne yapman gerektiini biliyorsun. Her eyi agka anladn m?" "Evet Seyduna!" Cafer'in surat ate gibi yanyordu. "mann salam m?" "Evet Seyduna." "Ya kararlln?" "Sarslmaz olarak!" "Sana gveniyorum. Beni hayal krklna uratmayacan biliyorum. Bu kk keseyi al. Ruhum yol boyunca yannda olacak. an ve eref kazan. Kazanacaklarn tm Ismaillere ait olacaktr!" Sonra da ona msaade etti. Birka saat sonra yaayan hanerlerden bir yenisi Alamut'u terk ediyordu. 471 Hasan bahelerde dolayordu. Meryem'in ve Halime'nin bu kadar zc bir ekilde yaama veda etmelerinden sonra byl meknn sakinlerinin arasnda byk bir umutsuzluk yaanyordu. Bu durum sadece kzlar deil, Apama'y ve hadmlar da etkilemiti. Kk bir imenliin ortasnda bulunan birka selvi aacnn altnda topraa vermilerdi Meryem'i. Kzlar mezarn zerine laleler ve nergisler, menekeler ve uha iekleri ekmilerdi. Byke bir taa bir salkmst resmi halcketmiti Fatma. zerine bir ey yazmaya ise cesaret edememiti. Mezarn yan bana, gllerle bezeli kk bir tepenin zerine, yine Fatma'nn eseri olan ta bir ceylan yerletirmilerdi. Kk Halime'nin ansn yaatyorlard onda. Her sabah bu kutsal yeri ziyaret ediyor ve arkadalarnn ardndan gzya dkyorlard. Meryem'in grevlerini Fatma stlenmiti. Fakat Hasan ile ancak Apama vastasyla balant kurabiliyordu. Aralarndaki tm sorunlar sona ermiti artk. Apama hemen hemen daima yalnzd. Sk sk onu kendi kendine konuurken duyuyorlard. Ellerini ve kollann hararetle sallyor, yksek sesle yanndaki grnmeyen bir refakatiyle sohbet ediyordu. Bu durumu gren kzlar glmse-mekten kendilerini alamyorlard fakat yal kadnla ba baa kaldklarnda, ilerinde hemen eski korkular uyanveriyordu. Apa-ma'nn ak gecelerinin etkilerini yok etmekteki becerisi, umulan sonucu vermekten ok uzakt. Zleyha, Leyla ve Sara ilerinde yeni bir yaamn doduunu hissediyorlard. Mutlu ve sabrsz bir ekilde vaktin gemesini bekliyorlard. Bu duruma en ok Driye ve Safiye sevinmilerdi; bahe sakinlerinin saylarnn artmasn heyecanla bekliyorlard. lenlerin yerlerini almalar iin Hasan onlara iki yeni arkada gndermiti. Sakin ve mtevaz kzlar olmalarna ramen gnlk yaamn tekdzeliine bir nebze olsun deiiklik getirmilerdi... "Sonbahar geldi bile. Yaknda da k gelecek" dedi Hasan bahenin terk edilmi bir blmnde Apama ile dolarken. "Bu son gzel akamlar iyi deerlendirmeliyiz. Bahelere birka gen adam gndermeyi dnyorum. nk yaknda yamurlar ba-

472 layacak, onlarla beraber kar ve souk gelecek. O zaman, hoa kal cennettin zevkleri!" "Peki kzlarn ne yapmas gerekiyor?" "Yeteri kadar koyun ve deve yn var, keza ipek de. Kzlar yn eirsinler, rsnler ve diksinler. Canlar ne isterse onu yapsnlar. Alamut'un her eye ihtiyac var!" "Peki ya eitimleri?" "Onlara retecein bir eyler kald m?" "Hayr, k olmaktan baka her eyi rettim onlara. Fakat bunu kendilerinin renmeleri gerekir" Hasan uzun zamandr bu kadar iten glmemiti. "Pekl, imdilik bu kadar yeter! Gryor musun ben de seninle ayn durumdaym! Benim de el verebileceim kimsem yok." "Bir olun var ya!" "Evet. Her gn onun kaleye getirilmesini bekliyorum. Boyunu bir ba kadar ksaltmay dnyorum." Apama ona knayarak bakt. "Yine mi akalarndan biri?" "Neden aka yapaym ki? En deerli mttefikimi ldren adam, baka trl nasl cezalandrabilirim ki?" "Fakat o senin olun!" "Olum! Bunun anlam nedir ki? Belki -belki diyorum, nk benim ne kadar dikkatli olduumu bilirsin- akmn meyvesidir o. Fakat asla ruhumun meyvesi olmad! Bir an iin kabul edelim ki mirasm brakabileceim birisi var. Ama o u anda ok, ok uzaklarda, dnyay dolamakla megul. Nerede olduunu kesin olarak bilmiyorum. smi sana yabanc olmamal. Ibni Tahir..." "Nasl? bni Tahir mi! O lmedi mi? Veziri ldren o deil miydi?" "Evet, onu ldrd. Fakat buna ramen lmden kurtulmay baard..." Ona delikanlyla yapt son konumay anlatt. Yal kadn kulaklarna inanamyordu. "Ve sen Hasan, onun gitmesine msaade ettin?" "Evet, aynen yle." "Bu imknsz!" 473 "Eer kalbimin derinliklerini gerekten okuyabilseydin bunu anlayabilirdin. O bizden biri oldu. Benim olum, benim kk kardeim. Her akam izledii yolda, dncelerimle elik ediyorum ona. Onda kendi genliimi gryorum. Ona baktm zaman, karakterinin gelimesini, dnya grnn deimesini... gryorum. Oh! Bana o kadar ok benziyor ki!" Apama inanamaz bir tavrla ban sallad. Bu Hasan ona o kadar yabancyd ki... Kendini ok yalnz hissediyor olmal dedi ayrlrken. Bir insana bu kadar ok balandna gre! Fakat o da tm babalar gibi, iyiliini korku maskesinin altna gizlemiyor muydu? Ertesi sabah Zur Gumbadan kalesinden gelen bir kervan, Hasan'n kendisine lyk olmayan olu Hseyin'i zincire vurulmu bir halde Alamut'a getirdi. Huzistan Da'sinin katilini kendi gzleriyle grmek isteyen tm garnizon ait avluya topland. Kocaman zincirlerle balanm olan Hseyin karanlk baklarn yere dikmiti. Babasndan biraz daha uzun boyluydu ve onun yz hatlarna sahipti. Fakat daha vahi, daha zalim izgilerdi bunlar. Zaman zaman evresinde toplanm olanlara ters ters bakyordu, onunla gz gze gelenler souk terler dkmekten alamyorlard kendilerini. Sanki vahi bir hayvan duruyordu nlerinde - tutsaklk sebebiyle ldrm bir hayvan. Minuehr onu sradan bir tutuklu gibi karlad. "Beni hemen babama gtrn!" Yal asker sanki onu duymamt. "Abuna! Yanna alt asker al ve bu adam zindana at!" Hseyin hiddetten kprd: "Ne dediimi duymadn m?" Minuehr ona srtn dnd. Hseyin sanki delirmiti. Korkun seslerle dilerini gcrdatyor, kaln zincirlerine ramen etrafa saldrmak iin tm gcn kullanyordu. Minuehr

birdenbire arkasn dnd ve Hseyin'in suratnn tam ortasna bir yumruk att. Delikanl bir hayvan gibi ulumaya balad... "Serbest olsaydm cierlerini gsnden bizzat skerdim ito-lu!.." 474 Abuna ve alt adam onu yakaladlar ve Alamut'un en derin zindannn en karanlk hcresine attlar. Hseyin hcreye girerken dengesini kaybetti ve suratyla bir pislik ynnn tam ortasna dt. "Bekleyin! Serbest kalr kalmaz hepinizi kuduz kpekler gibi geberteceim!" Fakat ar demir kap arkasndan kapanarak kilitlenmiti, kimse sylediklerini iitmiyordu. iki ay zincire vurulu olarak yaad. Tuzaa dm bir yaban kedisi gibi srmaya hazrd. Tm dnyadan nefret ediyordu. Serbest kald zaman eline geen ilk adam boazlayacan sylerken kesinlikle abartmyordu. Hseyin Alkeyni'yi ldrd iin piman deildi. Kendisini bekleyen kaderden veya hayatn kaybetmekten de korkmuyordu. Daha kk bir o.cukken bile etrafindakilerin korkulu ryas olmutu: Hibir otoriteye boyun emiyordu, sinirlendii zamanlar en kt iddet eylemlerini gerekletirmekten geri kalmyordu. Hasan uzun sre onu kendi haline brakt. Hseyin ilk karsnn oluydu. Kadn onu Demaven'den pek uzak olmayan Firuzkuh adl bir da kynde iyi-kt bytmt. Bykbabas kk asiyi dayak atarak ve a brakarak ehliletirmeye almt. Fakat kk canavar, isteklerine kar koyan kiilere -kim olurlarsa olsunlar- boyun emeye niyetli deildi. Bylece, kt huylu aksi ihtiyar, kana susam Hseyin'in ilk kurban oldu: Yedii dayaklara dayanabilecek hale geldii ilk gn, bykbabasn gzlerden rak bir yere ekti ve kafasn paralad. O gnden sonra, gerek bir yaban gibi yasamaya balad; ailesine olmadk eziyetler ediyor ve tarlalarda almaya kesinlikle kar kyordu. Askerlerle ve atlarla ilgilenmek yerine hayvan srleri ile zaman geirmeyi tercih ediyordu. Babasnn Msr'dan geri dndn ve lkenin kuzeyine yerletiini duyunca, onun yanna gitmeye karar verdi. Babasn hi tanmyordu; tek bildii, onun, hemen hemen tm dnyay gezmi ve maceralarla dolu bir yaam srm bir adam olduuydu. Tanmad bu adamn yanna gitme dncesi, rahat bir yaama kar olan arzularn krklyordu. Fakat byk bir hayal krklna uramas uzun srmedi. Babas ondan en ok nefret ettii eyleri 475 yapmasn talep ediyordu: renme, itaat, alma. Balangta gerek yzn gstermeye alyordu ama sonradan gerek duygular n plana kmaya balad. Gnn birinde artk kendisine hakim olamad ve tm fkesini babasnn suratna kustu: "Brak da aptallar bir eyler renmeye alsnlar, klelerin ayaklarnn dibinde srnsnler! Ben ne onu, ne de tekini istiyorum!" "ok iyi!" diye cevaplad Hasan ve onu bir diree balatarak tm garnizonun nnde krbalatt. Sonra da, Hseyin Alkeyni'nin ordusunda sradan bir asker olarak hizmet etmeye zorlad. Orada dik ballnn biraz krlacan mit ediyordu fakat delikanl Zur Gumbadan'da geirdii tm zaman, huzursuzluk tohumlar ekmek iin kulland. Kale kumandan olan Byk Da, Hseyin'le basa kamayacan anlaynca, babasnn yardmn istemekten baka bir are bulamad. Bunun sonular ise ok kt oldu nk Hasan terbiyesiz olunun zincire vurulmasn emretti. Hseyin ise kendisine yaplan bu hakarete, Byk Da'yi ldrerek cevap verdi. imdi, zindanda geiriyordu gnlerini ama kendisine verilecek olan ceza onu pek az ilgilendiriyordu. ledii suun smaillerin gznde ne kadar ar olduunu fark edememiti henz. Ona kalrsa, kstah danin kendisine, Byk nder'in oluna el kaldrmaya yeltenmi olmas bile ldrlmesini gerektirecek bir sutu. Kendisi doutan soylu deil miydi? Fakat u anda, babasnn kalesinin zindanlarndayd. Gerek buydu ite! Olunun kaleye geldii haberini Hasan'a verme grevini Ebu Ali stlendi, "iyi! Onunla konumak istiyorum. Buraya getirin onu." Abuna ve adamlar aceleyle tutuklunun yanna gittiler: "abuk! Ayaa kalk! Seyduna'nn huzuruna kacaksn!" Hseyin kt kt gld.

"Nihayet! Allah'a krler olsun! Hepinizi kan kncaya kadar krbalamakta bir an bile tereddt etmeyeceim." Kkn kapsnda Abuna onu muhafz ktasna teslim etti. Hseyin irkilmiti. Alamut'taki yaam kkten deiikliklere uramt. Her tarafta elik gibi, kat bir disiplin hkm sryordu. Babasn koruyan muhafzlar hi de gven telkin eder gibi grnmyorlar476 di, merdivenin bandaki nbeti ise gerek bir canavar gibiydi. Delikanl siyah muhafzn delici baklarn ensesinde hissediyordu. Bunun anlam iyi deildi. Babasnn bu tr canavarlar hizmetine alaca aklna nasl gelebilirdi ki? Byk nder'in odasna getirildi. Elinde olmadan kapnn bir adm dnda durdu. Hasan ban kaldrp ona bakmaya bile tenezzl etmemiti. Bir yn yastn ortasnda oturuyordu; elindeki ktlar incelemeye dalm gibiydi. Bir sre sonra ban kaldrd ve tek kelime etmeden olunu inceledi. Sonra yavaa ayaa kalkt. Kk bir iaretle muhafz dar gnderdi ve olunu bir kez daha tepeden trnaa szd. Hseyin dayanamayp patlad: "Beni bu zincirlerden kurtarmann vakti gelmedi mi hl? Ne zamandan beri bir oul babasnn huzuruna zincirle'nmi olarak kyor?" "Demek ki ksmet bugneymi!" "Benden korkuyor musun yoksa?" "Kuduran kpekleri ldrmeden nce balarlar." "Gerekten de, rnek alnacak bir babasn!" "Haklsn. nk senin cjnyaya gelmeni salamak gibi byk bir gnah iledim ve yllardr bunun acsna katlanyorum." "Demek ki beni balanmdan kurtarmay dnmyorsun?" "Sanrm seni nelerin beklediinin farknda deilsin. unu bilmelisin ki kendi koyduum kanunlara kesinlikle uymay dnyorum." 'Tehditlerinin beni korkutacan dnyorsan ok yanlyorsun!" "Aptal! Gururun ne kadar budalaca!" "stediin gibi hakaret edebilirsin bana. Nasl olsa beni etkilemiyor." "Aman Allah'm! Hl ilediin suun niteliini kavrayamamsn!" "En azndan kurtulunca neler yapacam biliyorum. Hi kimse beni zincire vurma hakkna sahip deildir." "Kes sesini! Benim en deerli mttefikimi, en iyi dostumu ldrdn. Hem de sadece emirlerime uyduu iin!" "Senin iin bir arkada bir ouldan daha m nemli?" 477 "yle maalesef." "Btn ran senin gibi bir babayla gurur duyabilir. Beni ne yapmay dnyorsun?" "Bir amiri ldrenler iin kanun ne ceza uygun gryor?" "Yazm olduun kanunlar okumadm." "nemli deil. Sana bizzat syleyeyim: Kanuna gre bu tr bir suun cezas udur: nce sa elin kesilecek sonra da tm mminlerin huzuru nnde boynun vurulacak." Hseyin gzlerini iri iri at: "Beni bekleyen cezann bu olduunu sylemeyeceksin yle deil mi?" "Bu kanunlar aka olsun diye mi yaptm dnyorsun yoksa?" "inanlacak gibi deil! Byle bir babann karsnda dehete dmemek mmkn m?" "Beni kt tanmsn." "Haklsn. Mutlulukla kabul ediyorum." "Hl eskisi kadar terbiyesizsin." "Ne bekliyordun ki? Elma, aacn dibine der." "Duygusal szlerle yitirilecek vaktim yok. Yarn mahkeme karsna karlacaksn. Datler hakknda hkm verecekler. Bu seninle son konumamz. Annene ne syleyeyim?" "Benim iin byle rnek bir baba semi olduundan dolay, ona tarafmdan teekkr et. Herhangi bir hayvan biie yavrusuna daha iyi davranrd!" "phesiz. Bir hayvan olduu iin. Biz insanlar ise baka bir kuvvetin etkisinde davranmak zorundayz: Mantn kuvveti. Bu nedenle sert ve mmkn mertebe adil kanunlara ihtiyacmz var. Bana syleyecek baka bir eyin var m?" "Sana syleyecek neyim olsun ki? Nasl olur da biricik olunu, biricik varisini idam ettirmek istersin? Ya varisin kim olacak?"

Hasan yksek sesle gld. "Sen, Hseyin, benim varisim mi? Sait mantk zerine kurulu bir dzene sahip olan cemaati ileride sen mi yneteceksin? Sen bir eee yular takmaktan baka hibir ey bilmeyen olum! Bir kartaln, hkmdarln aptal bir danaya miras brakt grlm duyulmu ey midir? Senin esas derdin bu ite: Cannn istedii her eyi yapabileceini sanyorsun!" 478 Hseyin onu baklaryla ldrmek istiyordu. "Kpein babas kpek, danann babas boadr! Oul nasl, baba yle..." "Dediklerin doruysa, sen benim olum deilsin." "Anneme hakaret mi etmek istiyorsun?" "Asla. Sadece kpek ve dana iin sylediklerinin, insanlar iin geerli olmadn ispatlamaya alyorum sana. Aksi takdirde babalarn zeklar ve cesaretleri ile kurduklar hkmdarlklar, beceriksiz ve aptal oullarn ellerinde yok olmak zorunda kalmazd." "Doru. Fakat dnyada hibir sultan veya ah yoktur ki bir olu olduu halde hkmdarln bir yabancya teslim etsin." "Bu konuda da ilk olmay tasarlyorum. Soracan baka bir ey var m? Annene hibir ey sylemeyeyim mi?" "Demin sylediklerimden baka bir eye gerek yok." Yal adam muhafzlar ard. "Tutukluyu zindana geri gtrn." Delikanl titremeye balad. "Klelerinin mahkemesine kar bakalm beni! Ne kadar rezil biri olduunu, tm dnyann yzne haykracam!" Yksek Mahkeme ertesi gn topland. Bakanln Ebu Ali yapyordu. "Kanunlar inceleyin ve kanunlarn emrettii gibi hkm verin. Hasan byle emretti." Hepsi yerlerine oturduktan sonra muhafzlar Hseyin'i getirdiler. Ebu Ali onu iki crm ile suluyordu. Birincisi; amire ba kaldrmak, ikincisi; amiri ldrmek. Her iki crmn de cezas lm idi. "Sularn kabul ediyor musun Hseyin bni Hasan?" "Herhangi bir su ilediimi reddediyorum. Kabul ettiim tek ey demin saydn ileri yaptm." "Bir amire ba kaldrma bile en ar cezay gerektiren bir sutur." Hseyin patlad.- "Benim Byk nder'in olu olduumu unutmayn!" "Kanun hibir istisna tanmyor. Alkeyni iin sen rtbesiz bir askerdin. Biz de seni rtbesiz bir asker olarak kabul ediyoruz." "Ben'f kimin zincire vurduu, benim iin ne fark eder ki?" 479 "Grdn gibi halihazrda zincire vuruluun zaten. Gerekten de kendini savunmak iin bir eyler sylemeyecek misin?" "Benden ne gibi bir savunma bekliyorsun? Alkeyni benden kurtulmak iin beni kallee babama ispiyonlad. Bu tr bir muameleyi kabul edemezdim! Ben herhangi birisi deilim. Eer unut-tuysan hatrlataym: Ben smaillerin Byk nder'lerinin oluyum!" "Fakat sen ona isyan ettin. Zincire vurulman bizzat Byk nder emretti. Ald emre itaat etmekten baka hibir suu olmayan adam, bu nedenle ldrdn zaten. Byle deil mi?" "Ayn dediin gibi." "ok iyi. Abdlmelik! Kanunun bir amire kar ayaklanma veya bir amiri ldrme sularnda ne tr cezalar verdiini oku!" Abdlmelik tm heybetiyle ayaa kalkt. Elinde kaln bir kitap vard. Kitabn gerekli sayfasn aarak hrmetle alnna gtrd. Sonra da yksek sesle okumaya balad: "Amirine kar koyan, amirinin emirlerine kar kan veya amirinin emirlerini herhangi bir nedenden dolay yerine getirmeyi reddeden bir ismail, zorlayc sebeplerin bulunduu durumlar haricinde lmle cezalandrlr ve boynu vurulur. Amirine saldrma veya amirini ldrme suunu ileyen bir smail lmle cezalandrlr. Boynu vurulmadan nce, sa eli kesilir." Abdlmelik kitab kapad, meclisin nnde hrmetle eildi ve yerine oturdu. Ebu Ali tekrar sze balad. "Hrmetli Daler! Kanunun bir amire kar ayaklanma

veya bir amiri ldrme sularna verdii cezalar iittiniz. imdi sizlere sormak istiyorum. Kalbiniz san iki crm iin de sulu buluyor mu?" Buzruk mid'e dnd, ona adyla seslendi ve cevap vermesini talep etti: "Sulu." Buzruk mid bir an bile tereddt etmemiti. "Emir Minuehr?" "Sulu." "Da ibrahim? "Sulu." "Da Abdlmelik? "Sulu." "Da Ebu Soraka?" 480 "Sulu." Hseyin her isimde irkilmekten kendini alkoyamamt. Son ana kadar, birisinin kendisinin lehinde konuacan, kendisinin hakl olduunu, erefini kurtarmak iin baka trl davranamayacan sylemesini umut ediyordu iten ie. Fakat son cevaptan sonra tm umutlan suya dt. Kendinden geerek adamlarn suratlarna bard: "Gni kpekler!" Zincire vurulmu olmasna ramen, zerlerine atlamak istermi gibi bir hareket yapt. Muhafzlar onu glkle zapt edebildiler, yuvalarnda deli gibi oynayan gzlerinde lgnca bir fke okunuyordu. Ebu Ali ayaa kalkt. "Hrmetli Daler! Kendisine atfedilen crmlerden dolay, oybirlii ile sann sulu olduuna karar verdiniz. Hseyin, Hasan'n olu ve Sabbah'n torunu, lme mahkm edilmitir: nce kanunun emrettii gibi eli kesilecek, sonra da boynu vurulacaktr. Hkm, kararn Byk nder tarafndan tasdik edilmesiyle beraber uygulamaya konulacaktr. Mahkemenin hrmetli yelerinin ilave etmek istedikleri baka bir ey var m?" Buzruk mid ayaa kalkarak sz istedi. "Hrmetli Daler! Hu-zistan'n Byk Da'sini jtirmekle sulanan Hseyin ibni Hasan hakknda verilen hkm iittiniz. Bu suu iledii ispat edildii gibi zaten kendisi de yaptklarn itiraf etmitir. Bu nedenle hakknda verilen hkm tamamen yerinde ve uygundur. Buna ramen hrmetli mahkemeye hatrlatmak isterim ki Byk nder'in kanunlar sertletirmesinden bu yana, hakknda hkm verilen ilk ahs Hseyin'dir. Bundan dolay eer hkml de kabul ederse Seyduna nezdinde onun iin bir af talebinde bulunulmasn teklif ediyorum." Yaplan teklif hrmetli meclis yeleri tarafndan onaylayan mrltlar ile karland. "Hkml! Byk nder'den af talebinde bulunmak istiyor musun?" Hseyin eline geen frsat deerlendirerek fkesini dar kustu. "Asla! Tek olunu cellada teslim eden bir babadan asla af talebinde bulunmam." "Sakin ol Hseyin." 481 Buzruk mid onu ikna etmeye alt fakat delikanl onu dinlemedi bile: "Bouna eneni yorma!" "Gururunu yenmeye al! Bu af talebi senin son ansn!" "Sizden tek bir isteim var: Ona, bir kpekten bile daha kt olduunu syleyin." brahim fkeden kpkrmz kesildi. "Diline hakim ol cani!" "Asl sen diline hakim ol. Azn le gibi kokuyor." Buzruk mid ve Abdlmelik hkmlye yaklatlar. "yi dn Hseyin bni Hasan" dedi Byk Da. "Tek sz sylemen yeter. Sonra baban ikna etmeye alacam." "Bir hkmlnn af talebinde bulunmas, utan verecek bir ey deildir" diye steledi Abdlmelik. "Sadece suunun bykln anladn ve her eyi dzeltmek istediini gsterir." "Ne isterseniz yapn" dedi Hseyin sonunda. Ebu Ali, Buzruk mid ve Abdlmelik, beraberce Hasan'a malv kemenin sonucunu bildirmeye gittiler. Hasan onlar soukkanllkla dinledi. Fakat Buzruk mid af talebinden bahsedince buz gibi bir sesle isteklerini geri evirdi. "Bu kanunu ben yaptm ve onu ilk ihlal eden de ben olmak istemiyorum." "ilk kez bir smail, byle bir sutan dolay mahkeme ediliyor." "ite bundan dolay kanunun uygulanmasn istiyorum. lbret-i lem olsun." "Bazen acma duygusuyla hareket etmek, kanunun harfi harfine yerine getirilmesinden daha etkili sonular verir." "Baka durumlarda belki. Fakat bu durumda deil. Eer Hseyin'i affedecek olursam mminler yle diyeceklerdir: 'Bakn hele! Kanunlar bizim iin. Olu

iin deil.' Kurtlarn birbirlerine saldrmadklarn bilirler. Bunu istemiyorum." "Fakat, verilen hkmn uygulanmas durumunda yle baracaklar: "Ne kadar kalpsiz bir baba!" Hasan alnn krtrd. "Ben kanunlar istisnasz tm ismailler iin yaptm. Ben Byk nderim ve kanunun koruy uuuyum. Bu nedenle hkm imzalayacam." 482 Abdlmelik'in elindeki hkm ald, dikkatle okudu ve kalemini mrekkebe batrarak, kararl bir tavrla altn imzalad. "ite" dedi. "Ebu Ali! Hkm sen okuyacaksn. Yarn sabah gne domadan nce, cellat grevini bitirmi olacak." "Anladm bni Sabbah." Btn zaman zarfnda bir kenarda duran Buzruk mid konumak istediini belirtti. "Belki de hkm biraz daha yumuatmak mmkn olabilir. Ne de olsa olayda belli bir tahrik sz konusu..." "Hkm imzaladm bile. Zahmetiniz iin sizlere teekkr ederim." Yalnz kald zaman Hasan dnmeye balad: Olum, eserimi tamamlamam yolunda bir engel. Onu ortadan kaldrrsam, vahi bir hayvan m olacam? Baladm ii bitirmek zorundaym. Kalbim kar ksa bile bunu yapacam. nk byk olan her ey insani olan her eyin karsnda bulunmaldr. 483 XX A A askerler ertesi sabah gmbrdeyen davullarn sesiyle uyandlar. Neler olup bittii kulaktan kulaa uuuverdi: Huzistan dasini ldrd iin Byk nder-'in olunun boynu vurulacakt. Ebu Ali, Minuehr ve brahim'le birlikte tutuklunun hcresine girdi. Af talebinin Byk nder tarafndan geri evrildiini syledii zaman, sesi biraz titriyordu. "Cesur ol Ibni Hasan! Adalet yerini bulmak zorunda." Hseyin adamlara kuduz bir hayvann gzleri ile dik dik bakt. Sonra onlarn zerine atlamak istedi ama ayaklar zincirlere doland ve yere dt. "Lanetli kpekler! Sizi gidi lanetli kpekler!" diye inledi. Muhafzlar Hseyin'i tutular. Tm gc ile direniyordu delikanl. Onu darya srkleyerek karmak zorunda kaldlar. Tm birlikler her iki avluya tren dzeni ile yerlemilerdi. Alt avlunun tam ortasnda byk bir idam kt vard. Celladn g-rnmesiyle beraber herkes dehete dt. Yar beline kadar plakt, omzunda devs bir baltay gururla tayordu ve kendisine bakanlar grmyor gibi davranyordu. Saflarda bir fslt doland: "te, getiriyorlar onu!" Hseyin lm tuzana dm vahi bir hayvan gibi kudur-muasna muhafzlara direnmeye alyordu. Onu srkleyen adamlar yorgunluktan bitap dmlerdi, ilerlemesi iin onu biteviye iteklemek zorunda kalyorlard. Hkml cellad ve baltasn grd zaman titremeye balad. Dudaklarn birbirine kenetlemiti, azndan tek bir sz bile -karamyordu. Nihayet kendisini nelerin beklediini kavramt. "Seyduna'nn olu, Byk nder'in olu..." diye fsldyorlard saflardaki adamlar. 484 Ebu Ali, Buzruk mid ve Minuehr atlarna bindiler. Bir boru sesi iitildi. Ebu Ali atn birka adm ileriye srd. Elindeki kd aarak yksek sesle lm hkmn okumaya balad. Sonra da cellada grevini yapmasn emretti. Kalenin iinde elle tutulabilecek bir sessizlik vard; sadece aada alayan nehrin sesi iitiliyordu. Birden Hseyin'in boazndan bir lk koptu: "Askerler! Duymadnz m? Babam z olunu cellada teslim ediyor!" Saflarda bir kaynama oldu. Fedalerden oluan kk grubun nnde duran Abdurrahman ban evirerek arkasnda duran kk Naim'e bakt: Delikanl mumdan bir heykel gibi sapsar kesilmiti. Cellat yamaklar tutsan sa elini zdler. Hseyin hl umutsuzca kar koymaya alyordu, igdsel olarak elini idam ktnden uzaklatrmak

istiyordu. Fakat dev gibi yamaklar onu skca kavradlar, zorla ktn yanna getirerek dizlerinin stne ktrdler ve elini adalet aacna koydular. Cellat Hseyin'in bileini zorla ktn zerine yaptrd ve baltasn havaya kaldrd. Havada parlayan balta^bilegin zerine hzla indi. Krlan kemiklerin korkun atrts tm kalede yankland. Hseyin insanlk d bir lk att. Srayan kan iki cellat yamann suratlarn krmzya boyad. Bilincini kaybeden tutukluyu ayaa kaldrdlar ve bu defa ban ktn zerine koydular. Baltann tek bir darbesi ile cellat Hseyin'in ban boynundan ayrd. Yamaklarnn uzatt bir pelerini kanlar iindeki cesedin zerine frlatt. Sonra da Ebu Ali'ye dnerek, kuru bir sesle, det olan cmleyi syledi: "Cellat grevini yerine getirdi." "Adaletin hakk verildi" diye cevap verdi Byk Da. Atn orada toplanm olan askerlere doru srd, "ismailler! Alamut'ta hkm sren zorlu adaletin ahidi oldunuz! Byk nderimiz Seyduna hibir istisna tanmamaktadr. Kanun su ileyen herkesi ar biimde cezalandracaktr. Bu yzden kanuna bal kalmanz ve ona uymanz tavsiye ediyorum size. Ehed en l ilahe illallah ve ehed enne Muhammedn abdh ve resulh. Ye ey Mehdi!" 485 Yksek sesle, herkesin iinin bana dnmesini emretti ve adamlar daldlar. Orada burada fsltlar iitiliyordu... "Gerekten! Dnyada hl adalet varm demek ki!" "Kendi olunu kanuna kurban edecek baka bir nder, baka bir hkmdar biliyor musunuz?" Byk nder'in oluna lyk grd ceza, tm imparatorluun bir bandan teki bana yldrm hzyla yayld. Halk kitlesi, "Dalarn eyhi"nin isminden daha bir sayg ve korkuyla sz etmeye baladlar... Sultann habercisi Halef grnmndeki Cafer Badat'a giderken birok macera yaad. Kazvin'den hemen sonra, atl ve yaya askerlerden oluan bir babozuk srsne katld. Bunlar Emir Kzl ark'n sonusuz Huzistan seferinden sonra dalm olan ordusunun bir ksmyd. Askerler onun sultann zel habercisi olduunu anladklar anda seslerini keserek geriye ekildiler. Habercilerin durak noktalarndaki grevliler, sultann zel habercisine, en iyi ve en dinlenmi atlar vermeye altlar, ilk geceyi ak havada geirmiti. Ana yola ulat zaman, yolunu yle ayarlad ki akamlar, daima, gzel kervansaraylarda konaklayabiliyordu. Badat yolunu yarlad zaman, odasn, Kzl ark'n emrinde hizmet etmi bir grup subay ile paylamak zorunda kald. Zur Gumbadan muhasarasnn kaldrldn ve ba vezirin lmnden sonra birliklerin moral olarak kntye uradn rendi onlardan. Bu arada yorum yapmaktan da geri kalmyorlard. "Tm kuzey blgeleri, smailleri karde olarak kabul eden iilerin elinde. Artk Nizam l-Mlk de yaamadna gre, 'Dalann eyhi'ne kar savamann ne anlam var ki?" Cafer sultann zel habercisi olduunu ve buraya doruca Ala-mut'tan geldiini syledi onlara. Odann iinde birdenbire buz gibi bir hava esti. "Bizi ele verme" diye yalvarmaya balad askerler sonunda. "Btn ordu bizim gibi dnyor. Fakat emir geldii zaman savamaya hazrz. Her zamanki gibi..." Onlar sakinletirdi. Askerler meraklanmlard. Kendisi de aknlk iindeydi. Kendisini rolne bu kadar kaptrmasnn sebebi 486 d grnndeki deiiklik miydi, yoksa kendini ele vermekten duyduu korku muydu? Alamut hakknda korkun hikyeler anlatmaya balad, bir sre sonra, dinleyen herkesin salar korkudan diken diken oldu. Sabahleyin ter iinde uyand; ryasnda Alamut ile ilgili korkun karabasanlar grmt. Fakat hemen kendine geldi. Trklerin kulland cinsten olan tm silahlar duvarda aslyd. Bir anak yal st iti, biraz yulaf ekmei yedi, sabah namazn kld ve yola kt. Bir sre yol aldktan sonra kendisine doru gelen dzenli bir birlik ile karlat. Komutanlar onu durdurarak kendini tantmasn istedi. Cafer sultann zel habercisi olduunu ve Alamut'tan dndn anlatt.

"ok iyi. Ben de ismaili kalelerinin nnde rezil olan birliklerimizi tekrar toparlamaya memur edildim. Hametli sultanmz, tekrar zndklann zerine yrmemiz emrini verdi." Acaba Seyduna Alamut'u tehdit eden tehlikeden haberdar m? diye dnd Cafer. Fakat bu tr eyleri dnmemeliydi. Aklnda sadece ve sadece yerine getirecei grev olmalyd. Yolda sk sk dzenli birliklere rastlamaya balad. Her seferinde durmamak iin, darta uzaktan gemesine msaade etmelerini baryordu. Yolun iki tarafnda atlar, develer, katrlar ve srlar, dalarn son yeilliklerini yemekle meguldler. Nehavend'de byk bir ordunun bulunduunu bildii iin, ehrin etrafndan dolamak zorunda kald fakat Badat yolu bunun dnda tamamen akt. Tekrar kervansaraylarda konaklamaya ve hatta tek kiilik odalarda gecelemeye balad. Bu dinlenme anlarndan birinde haplardan birini yuttu. Yaad tecrbe onu ruhunun derinliklerine kadar sarst. Yolun geri kalan ksmn elikili ruh halleri iinde geirdi: inde bazen bouk bir huzursuzluk vard, bazen de karmakark hayaller gryordu. Bazen de birok insann kaynat kalabalk ve grltl bir ehirde olduunu sanyordu. Sonra da cennet bahelerindeki kara gzl hurilerin yanna dnyordu. Gece ve gndz birbirine gemiti. Ksa bir sre sonra bu gizemli haplar, onun iin zevk ve ihtiras kayna haline gelmiti. Sonunda yle bir hale geldi ki son gn iin saklad tek ha487 p yutmamak iin mthi bir irade gc kullanmak zorunda kald: kader annda gerekli olacakt bu hap ona! Ryada gibi at srmeye devam ederken birdenbire byk bir ehrin kaplarnn nnde buldu kendisini. Tepeden trnaa silahlanm muhafzlar yolu kesmilerdi. Hayal grmeye o kadar almt ki atn dosdoru muhafzlarn zerine srd. Muhafzlar kendilerini korumak iin mzraklarn dorulttular; tam o anda Cafer kendine geldi ve nerede olduunu, ne yaptn hatrlad. On gn nce Alamut'u terk etmiti ve imdi de Badat kaplarndayd! "Ben hametli sultann bir habercisiyim!" diye bard ters ters. Muhafz ba, Cafer'in ktlarn kontrol etti. "Tamam! Geebilirsin." ehrin surlarn geride brakr brakmaz, rya ile gerein birbiriyle kartn fark etti. Cadde boyunca mermer saraylar pe pee sralanmaktayd. Az ilerde ise altn veya turkuvaz renkli kubbeleri bulunan saysz cami gze arpyordu. eit eit minareler gklere ykselmekteydi, pazar yerlerinin etraflarnda saysz insan kaynayordu. Az sonra yolunu kaybetti. Alamut'taki benzerinin verdii bilgilerin ve yol tariflerinin bir hkm kalmamt. Cesaret kazanmak iin kendi kendine konumaya balad: Gayret Cafer! Grevini yerine getirmeyi baarrsan, binlerce kez daha gzel ehirler sana ait olacak!" Devriye gezdikleri belli olan drt asker grd ve onlara yaklat: "abuk bana hametli sultann sarayna giden en ksa yolu gsterin!" Adamlar ona aknlkla baktlar ama Cafer bozuntuya vermedi: "Bana ne diye yle bakyorsun? abuk yolu gster!" "Zaten u anda saraya gitmekteyiz. Bizi takip et." Adamlardan biri atnn dizginlerini tuttu. Bir sr mahalleden getikten sonra usuz bucaksz bahelere ulatlar. "te hametli sultann saray buras." Muhteem bir yapnn beyaz mermerleri gnein klar ile ykanyordu. Cafer binay hemen tand: Halef onu en ince ayrntsna kadar tasvir etmiti. Yol gsteren askerler yanndan ayrlarak 488 bahenin kenarndaki muhafzlara mahsus kk binaya gittiler. Kendisi ise atn ana kapya doru srd ve kapda nbet tutan muhafza parolay syledi. Muhafz armt: "Bu parola oktan deiti." "Biliyorum. Ben hametli sultann zel habercisiyim. Saraydan ayrlal ok zaman oldu. Alamut'tan geliyorum ve sultanmza acil bir mesaj getirdim." Bu arada astsubaya haber verilmiti. Bir sre sonra olay yerine gelerek aknlkla haberciyi incelemeye balad. Karsndaki adam tepeden trnaa toza topraa bulanmt, birka gecedir uyumad belli oluyordu ve sa yananda boydan boya irkin bir yara gze arpyordu.

"Nbeti subay armam gerekiyor!" Cafer bir anda tm gcnn tkendiini hissetti. Sanki sinirleri iki deirmen ta arasnda tlyordu. Kardan gelmekte olan subaya bakt. Acaba onu tanyor muydu? Tam panie dmek zereyken, subay ona seslendi: "Bak sen! Bu dostumuz Hasan Ib-ni mer deil mi?" "Baka kim olacakt ki? abuk, hametli sultann hassa ktas komutanna geldiimi 'haber ver. ok acele sultanmz ile grmem lazm." "u gzel hayvann srtndan in hele! Tamam, imdi ardmdan gel!" dedi subay ban sallayarak. Hi konumadan sanayin iinde ilerlemeye baladlar. Cafer yanndaki adamn yan gzle kendisini szdnn gayet iyi farkndayd. Fakat bunlar tehlikeli baklar deildi: Subay Gazneli Halefi tanmakta glk ekmemiti sadece lesiye yorgun grnyordu, o kadar!" Onu abucak hassa ktas komutan olan emire gtrdler. "Ya grevin? Yerine getirdin mi?" "Evet. Giderken bana verdiin talimatlara harfiyen uydum. Fakat ok zor oldu dorusu. Beni korkun bir ekilde karladlar. Hametli sultann planlar hakknda bir eyler renebilmek iin beni epey sktrdlar. Fakat sanrm yeterince cesur davranabil-dim. Sultana nemli haberlerim var." 489 "Bir mektup mu getirdin?" "Hayr, sadece szl bir mesaj." "Syle." "Mmkn deil. nderleri mesaj sadece ve sadece sultanmza gnderdi." "Saray kurallarn unuttun mu?" "Hayr Emir. Fakat zndk bann suratmda at yara hl szlyor ve tm kemiklerim aryor. Hi vakit kaybetmemem lazm. Getirdiim haberler ok korkun." "Hasan Ibni Sabbah nasl bir adam?" "Gerek bir cellat. nsan suretine girmi vahi bir hayvan. Onu ve tm adamlarn yeryznden silmenin vakti oktan gelmi." "Sultanmz da bunu yapmay dnyor. Burada bekle. Hametli sultann seni kabul edip edemeyeceine bakalm." Yalnz kalan Cafer bu frsat deerlendirerek elinde kalan son hap da yuttu. Hap etkisini annda gsterdi. Etrafndaki eyler artk alt biimde ekil deitirirlerken, kendine olan gveni de yerine geldi. indeki cokun duygulara hakim olmay becererek kendisini bir tek konuya konsantre etti: Baarmak zorunda olduu grev! O gn -Hristiyanlarn zaman ls ile bin doksan iki ylnn kasm aynn on sekizinci gn- Sultan Melikah hareme ksa bir ziyaret yapmt. Halifenin tek kars olan kz kardei burada oturmaktayd. Ayn zamanda enitesi de olan halifeyi, mminlerin hkmdarn, ksmen ikna, ksmen de bask metotlarn kullanarak, kk olu Cafer'i tahtnn veliahd olarak ilan etmesini baarmt. Bu ocuk kz kardeinin halifeye verdii ocuktu. lk karsndan olan byk olu Mustazir ise veliahtlktan uzaklatrlmt. Halifenin bu karar vermesini salamak kolay olmamt. Sultan, Muktedir ismi ile hkm srmekte olan halifeyi, bir sre iin, Basra'ya srgn olarak gndermek zorunda bile kalmt. Sonra da kayn biraderinin, yani sultann emirlerine uymas iin, son kez olmak zere on gnlk bir sre tanmt. Halife sonunda sultann taleplerini yerine getirmeye karar vermiti - en azndan prensip olarak. Az nce kz kardeinden ren490 misti bunu. imdi ise ellerini ovuturarak yastklardan oluan gerek bir tahtta oturuyordu. Hayatnn en parlak yllarn yaamaktayd: akll, yakkl gen bir adamd. Zenginlii ve lks hayat seviyordu, sanatlarn ve ilim adamlarnn hmisi idi. Yeni ve allmam olan her ey onun houna gidiyordu. yle dnmekteydi: "Daha fazla ne arzu edebilirim ki? mparatorluumun snrlar hibir zaman bu denli geni olmamt. Krallar ve hkmdarlar bana uyruk oldular. Az nce mminlerin hkmdarn dize getirdim. Ksa bir sre sonra ailemden bir kii, peygamberin vekillerinin tahtna oturacak. Amaladm tm hedeflere ulatm. Artk kudretimin zirvesindeyim."

Kapda beliren ktip hassa ktas komutannn ziyaretini bildirdi. Komutan sultann huzuruna kt zaman usullere uygun olarak yerlere kadar eildi. Sonra da konumaya balad: "Sultanm! Halef bni mer Alamut kalesinden geri dnd. Ismaililerin nderi planlarn renmek iin ona ikence etmi. Sana szl bir mesaj var. Hametli sultana kendisini naizane kabul buyurmasn rica ediyor." Sultann rengi soldu; "Ne! Benim elime ikence etmeye nasl cesaret eder! Oh! Allahsz, kitapsz rezil! Halefi buraya getir. Neler olduunu bana kendisi anlatsn." Emir sultann huzurundan aynld ve Cafer'i de alarak geri dnd. Feda kendisini sultann nnde yere att. "Ayaa kalk bni mer!" Cafer'in suratna bakan sultan kzgnln gizleyemedi. "Neler oldu Halef? Her eyi anlat. Dalarn eyhi olduunu iddia eden o cani seni nasl karlad? Bana gnderdii mesaj nedir?" Cafer'in ba dnyor ve gzleri kararyordu. Etrafndaki her ey, hahan etkisiyle inanlmayacak biimlere dnyordu. Tm gc ile kaderini belirleyecek olan dnceye kenetlendi: Seyduna'nn emrini yerine getirme zaman geldi... Huriler beni bekliyorlar! Halefin sultann huzurunda neler sylemesi gerektiini hatrlamaya alt: "Sultanm, lkemizin ve mutluluu!" diye kekeledi. "Alannut'a sa salim ulamay baardm. Ama o adam beni yaralad..." 491 Kolunun yeninde sakl olan kk haneri yoklad ve hafif bir hareketle onu eline kaydrd. Sonra da tm cesaretini toplayarak sultann zerine atlad. Sultan igdsel olarak geri ekildi. Koluyla kendini korumaya alt iin, Cafer'in savurduu kk haner sadece kulan hafife izebildi. Cafer bir kez daha silahn kaldrd. Fakat emir kendini toparlamt. Klcnn bir hareketiyle delikanlnn kafasn uurdu. Ktip bir lk att. "Sus!" diye bard emir. Korkudan tir tir titreyen sultana, yastklara uzanmas iin yardm etti. Sultann surat bembeyaz kesilmiti. "Bu adam delirmi!" dedi bouk bir sesle. Cesedin zerine eilerek klcndaki kan Cafer'in elbisesine sildi. "Delirmi!" diye tekrarlad sultan elinde olmadan. "Alamut'tan gelen her ey ya ldryor ya da ihanet ediyor!" Ktibin ln duyan birok muhafz ve st rtbeli asker bir anda salona dolutular. Sultan alnnn terlediini hissetti. Koluyla alnn sildi ve elbisesinin kolunun kan iinde kaldn fark etti... "Bu da ne demek oluyor?" Gzlerinde korku okunuyordu. zerine eilen ktip dehet iinde barmaya balad: "Sultanmzyaralanm! Kula kanyor!" Bunun zerine emir yerdeki kk haneri kaldrd. Sararmt. Ba vezirin ldrlmesinin ayrntlar aklna gelmiti bir anda. Souk bir rperti dolat tm vcudunda. Adamn kellesinin sakaln ve byn ekitirdi emir - her ikisi de elinde kalmt. "Bu Halef deil" diye mrldand. Sultan ona bakt ve her eyi anlad. Gzlerinde tarifsiz bir znt okunuyordu. Cinayete kurban giden ba vezirini hatrlamt. leceini biliyordu. Hepsi cesedin etrafna toplandlar. Sultann hekim ba anl-mt. Emir onun kulana eilerek fsldad: "Korkarm ki zehirli bir hanerle yaraland. Elini abuk tut!" Hekim yaraly muayene etti. "Yara pek derin deil" diye teskin etmeye alt odadakileri. "Fakat ihtiyaten dalamamz yerinde olur." 492 "Demek ldrc olabileceini dnyorsun?" ' Sultann korkudan boaz dmlenmiti sanki. "Her eyin iyi gitmesini umalm'' diye cevaplad hekim ba.

Yardmclarna emir vererek gerekli aletleri getirmelerini istedi. Gz ap kapayana kadar her ey hazrlanmt. Emir ise bir anda olup bitenlerin tad ehemmiyeti kavramt: "Kimse saray terk etmesin. Az nce olanlardan tek kelime bahsedilmeyecek! Komutay zerime alyorum ve emirlerime itaat edilmesini istiyorum!" Muhafzlar Cafer'in cesedini dar kardlar ve sultann hizmetkrlar aceleyle yerdeki kan lekelerini sildiler. Sultan korkuyla korlarn zerinde kzarmakta olan demir parasna bakt. Son derece huzursuzdu: "ok acyacak m?" "Hametli sultan birka bardak arap isinler. Canlarnn acsn biraz azaltacaktr." Hizmetkrlar aceleyle bir testi arap getirdiler. Hekim ba sultann hafif akrkeyif olduunu fark eder etmez kor halindeki demir ineyi yaraya bastrd. Yaral korkun bir lk att. "Sabr sultanm!" 4 "Bana ikence etmeye devam edersen kafan uurturum." "Hametli sultan dilediini yapmakta serbesttir. Ama yarann dalanmas lazm." Sultan dilerini skt ve hekim ba iini tamamlayabildi. "ok acd" diye inledi sultan her ey bittikten sonra. Rengi kire gibiydi. Hizmetkrlar bir sedye getirmilerdi. Hekim ba sultana yat-tnc bir ila verdi ve perdeleri ekti. Hasta az sonra uykuya dalmt. Hametli sultann maiyeti bekleme odasna ekildi. Zaman zaman hekim hastay kontrol etmeye gidiyor dierleri de kalpleri endieyle dolu olarak dnmesfni bekliyorlard. "ok kt grnmyor" diye tekrarlyordu her defasnda. Fakat hastann yannda kald sreler giderek uzamaya balamt ve sonunda bitkin bir suratla geri dnd. "Sultanmzn atei var hem de ok yksek bir ate. Sayklamaya balad. Korkarm ki zehir. 493 "Allah! Ne iren bir cinayet!" diye mrldand emir. Hekim bayla beraber hastann odasna girdi. Solgun bir k ierisini aydnlatyordu. "Kurtarn beni! Kurtarn beni!" diye yalvard sultan kendisinde olduu ksa anlardan birinde. "Damarlarmda ate dolayor sanki..." Sonra tekrar sayklamaya balad. Bekleme odasnda oturan adamlarn tm, yatann evresine topland. lmekte olan adam aniden ark sylemeye balad. Hepsi yere diz kerek sultann nnde secdeye vardlar. "Ne korkun bir son!" Az sonra yaral yatanda doruldu. Etrafa aknlkla bakarak ayaa kalkmak istedi. Hekim ba ona engel oldu ve dierlerine oday terk etmelerini iaret etti. Emir orada hazr bulunanlar bekleme odasna toplad: "Sultanmz kendine geldii zaman, vasiyeti ve velayeti konusunda neler dndn sormak zorundayz ona. Muhammed henz drt yanda. O yata bir ocuk koca imparatorluun dizginlerini elinde tutamaz." "Biraz daha bekleyelim" dedi yal bir sarayl. "Yani Hanm Sultan'a frsattan istifade edip Tac l-Mlk' bize sultan olarak kabul ettirmesi iin zaman m tanyalm?" dedi ktip fkeyle. "Sultana, kendisinin lmekte olduunu dndmz belli etmemeliyiz" diye steledi orada bulunan yksek mevkii sahiplerinden biri. "Burada ran'n kaderi sz konusu" diye karlk verdi emir kuru bir sesle. "Acaba hametli sultann kz kardeine haber versek mi?.." "Buraya kimseyi sokmayacaz!" diye bard emir. "Hi kimse sultann smailler tarafndan ldrldn renmemeli. ok zorda kaldmz takdirde, sultann ani bir havale sonucu ldn sylemeliyiz. Eer hametli sultann da ba veziri ile ayn kaderi paylatn, Alamut'taki kana susam caninin kurban olduunu 494

kabul edersek, ncelikle her iki trajedinin hesabn vermek zorunda kalrz... ve halk yle bir korkuya kaplr ki bir daha o zndklara kar savamak isteyen hi kimseyi bulamayz." afak skene kadar can ekien yaralnn yannda kaldlar. Atei giderek ykseliyordu ve sonunda yle bir hal ald ki veliaht tayin etmekte ge kaldklarn anladlar. Sultann bilinci bir daha almad. Sabahn erken saatlerinde komaya girdi. kinci namazdan az nce hekim ba sultann kalbinin durmu olduunu syledi. Herkes alyordu: ran kendisini ynetebilecek tek insan yitirmiti. Daha dn cokun bir nee frtnas yaayan Badat ehri bir anda yasa gmld. Sultann lm haberi henz ehrin varolarna ulamadan, taht kavgas bir i savaa dnmt bile. Hzl haberciler atlanna atlayarak, kara haberi iletmek iin drt bir yana savruldular. Hassa ktas komutan olan emir adamlarn hl Hindistan snrlarnda olan Berkyaruk ile mteveffa ba vezirin oluna yollad. Muhammed'in taraftarlar ise sultann hl sfahan'da hkm srmekte olan kars ile veziri Tac l-Mlk'e adamlarn gnderdiler. lkenin u noktalarnda ve Suriye'de hkm sren ve Seluklularn egemenliini kabul etmi olan birok kral ve hkmdar trenler sebebiyle b^ araya geldikleri Badat ehrini alelacele terk ettiler. Bu umulmadk gelimeyi kendi lehlerine kullanarak, Seluklu egemenliinden kurtulmay tasarlyorlard. Merhumun ansna alt aylk bir yas ilan.etmi olan halife ise olaylarn bu ekilde bir hal almasndan son derece memnundu. Nihayet istedii olunu veliaht tayin etmekte serbest kalmt. Tekrar byk olunu veliaht tayin etti... ve habercileri dnyann drt bir yanna dalarak hkmdarlara son deiiklii haber vermeye baladlar. Badat saraynda ise daha sultann ld gn, binlerce entrika evrilmeye balanmt. Taht zerinde hak iddia eden ahslar, yerden mantar gibi bitmeye balamlard; her birinin de yannda silahl bir muhafz birlii bulunuyordu. Mteveffa sultann hemen hemen tm oullar ve kardeleri, kendilerine ateli yandalar bulmulard. Hepsinin de ilk ileri, kendilerine destek olan adamlara bol keseden rtbeler datmak ve zavall halifeye bask uygulayarak onu kendi yanlarna ekmek olmutu. Her trden entrika ve 495 dolaplar sonunda, geriye birbirine rakip iki grup kalmt: Berkya-ruk ve Muhammed taraftarlar. lmnden nce sultann eilimi ikinciden yana olmutu; Hanm Sultan ve su orta Tac l-Mlk de bu avantajlarn kullanmaya altlar. Yksek makam ve mevkii sahibi tm beyler, snr tanmayan ihtiraslar, ancak mteveffa ba vezir tarafndan dizginlenebildi din bykleri, ksacas tm nemli adamlar henz ocuk yataki Muhammed'den yana tavr aldlar. Kanl bir sava kokusu vard havada. Berkyaruk'un taraftarlarnn Badat'taki yaamlar hi de kolay deildi: Ya kamak ya da saklanmak zorunda kalyorlard. Muhammed'in taraftarlar ise byk bir sabrszlkla sfahan'dan gelecek olan haberleri bekliyorlard. Hanm Sultan ve Tac l-Mlk orada byk bir ordu toplamakla meguldler. Fakat en nemlisi de zayf karakterli halifenin, kendi adaylarn sultan olarak kabul ve ilan etmesiydi. Kar taraf, bylesine ar bir darbeden sonra bir daha kendisini asla toparlayamazd. tsmaillere kar savamak zere, Nehavend ve Hamedan taraflarnda toplanan birlikler ise sultann lmnden hemen sonra, zndklara kar savamaktan vazgeip, sfahan zerine yrme emri aldlar. Fakat yar yolda fikirlerini deitirmelerini salayan nemli gelimeler oldu: Sultann dul kars, komutanlara deerli hediyeler yollam ve eer kk Muhammed'den yana tavr koyarlarsa, birliklere ift maa verilecei vaad edilmiti. Ayn zamanda birok eli, Badat'a giderek, halifeyi de -brne benzer- gayet ikna edici yntemlerle, kk Muhammed'i iran hkmdar olarak ilan etmesi ve adna tm lkede hutbe okutulmas konusunda karar vermeye zorlamlard. Kaybedecek hi zamanlar yoktu, nk Berkyaruk, birliklerinin bir ksm ile sfahan snrna gelmiti bile. Babasnn da ba vezirden bir sre sonra ldrlm olduunu henz bilmiyordu. ehre girdii zaman karmakark bir vaziyetle karlat. Asl nesli belirsiz bir sr asker, ortalkta naralar atarak, kk Muhammed'in hkmdarln kutluyorlard. Berkyaruk birka gn ge kaldn anlad. Halk sultann dul karsna ve vezirine kar kkrtmaya altysa da yeni gelen bir haber onun sonu oldu: Halife nihayet k-

496 k Muhammed'i iran sultan ilan etmeye karar vermiti! Berkyaruk aceleyle geriye kalan birliklerini toparlayarak, genlik arkada EmirTktekin'in, kendisine snma hakk tand Savaya gitti. Artk yapabilecei tek bir ey vard: Yeni sultana kar olan tm gruplar bir araya toplayarak mcadeleye girimek. Nizam'n be olu ona katld. Berkyaruk onlardan birisini acele olarak ba vezir ilan etti. Ksa bir zaman sonra byk bir askeri kuvvet toplamaya muvaffak olmutu. Pes etmeye asla niyetli deildi. Hanm Sultan ve veziri genel kargaalk halini ok iyi deerlendirerek durumu kendi lehlerine evirmeyi baarmlard. Fakat unuttuklar bir ey vard: eski mttefikleri Hasan. Emir Tktekin ve Mutsufer iyi komulard. Ve Berkyaruk da Mutsufer'in araclyla Alamut'un efendisi ile balant kurmaya alyordu. . 497 \/Ll n m^aha dne kadar dnyann yarsna hkmeden Seluklu mparatorluu artk k srecine girmiti. Mteveffa sultann amcalar ve yeenleri, oullar ve kardeleri birbirleri ile savayorlard; bir sre sonra kimin kime kar savat ve ran' kimin ynettii, gerek bir muamma olmaya balad. Bu zaman zarfnda ise Ismail taraftarlar birbirlerine sk sk kenetlenerek, tm vakitlerini, kale ve hisarlarnn surlarn ve savunma sistemlerini Alamut rneine gre glendirmeye ayryorlard. Sultan Melikah'n lm haberi tm smail cemaati iin gerek bir bayram oldu. Rey, Rudbar ve Kazvin kaleleri tarafndan ynetilen tm blgeler, Firuzkuh, Damagan ve hatta Kord Kuhy'e kadar uzanan tm dalar, bu arada Zur Gumbadan kalesi ve topraklan artk gvendeydi. Sadece haberciler deil, smail birlikleri de kendilerine ait kaleler arasnda bar ve huzur ortam iinde seyahat ediyorlard artk. Alamut mminlerin aknna uramt. nsanlar kalenin surlarnn ardnda hem gven dolu ve mreffeh bir hayat yaamak, hem de inandklar eylere zgrce ibadet etmek istiyorlard. Bir sre sonra kale, yeni gmenler kabul edemeyecek duruma gelince, Da Ebu Soraka, sadece en gl ve kuvvetlilerini alkoyup, dierlerine de Byk nder adna deerli hediyeler verip tekrar evlerine gitmelerini ve orada dolaysz olarak Alamut efendisinin korumas altnda bulunacaklar gl cemaatler kurmalarn istiyordu. Yeni bir asr balyordu ve ksa sre sonra ayn Fatm Msr'da olduu gibi Kuzey ran'da da Ali'nin mbarek ismi her tarafta yanklanacak, retisi bir gne gibi mminleri aydnlatacakt. Hasan tarafndan kurulan istihbarat rgt, mkemmel bir biimde alyordu. Alamut'un efendisine, taht kavgas yapmakta 498 olan gruplarn hareketleri hakknda, gn gnne bilgi veriliyordu. Sultan Muhammed'in tahta kn ve Berkyaruk'un hayal krkln ilk haber alan kiilerden birisi Alamut'un efendisi idi. Seluklu mpaatorluu'nu tayan stunlarn birer birer yklmasn seyretmekten byk bir mutluluk duyuyordu. Genliinin ryas gerek olmutu. "Her ey sanki bir rya gibi" diyordu. "Btn bu olaylar bizzat ben hazrlamam olsam bunlara inanmay reddederdim. Arzularm ne kadar da glym byle! Sanki dncelerim maddele-ip, demir bir eki haline dnmler!" Sonra da iini garip bir boluk duygusu kaplyordu. Sanki etrafndaki tabiat aniden suskunlayordu. inde gizli bir gzellik barndran byk ve rktc bir ey onu terk ediyor ve kendisine ondan ok uzaklarda gnein altnda bir yer aryordu. Bazen de artk yok olan huzursuz gnlere duyduu bir zlem kaplyordu iini. Artk kurduu binay dardan seyretme, kudretini lme ve snama vakti gelmiti. 1 K balangcnda, Rey ehrinden yal Reis Ebu Fazl kaleye geldi. Ayn alt ay nce olduu gibi, nemli bir haberle gelmiti yine. Sava emiri Tktekin, Berkyaruk'a snma hakk tanmt; ran'n eski bakenti olan Rey'de onun sultanln ilan edecekti. Bu amala Metsufer'den yardm ve destek talep

etmiti. Metsufer ise Tktekin'e nce Hasan ile konumasn ve onun onayn almasn tavsiye etmiti. Bu nedenle Ebu Fazl bir kez daha Alamut yolunu tutmutu. Berkyaruk sultan Man edilir edilmez tm kuvvetleri ile sfahan zerine yrmeye ve Muhammed'i tahttan indirmeye karar vermiti. Hasan Byk Da'lere ve Minuehr'e haber gndererek kendisini ve Ebu Fazl' dairesinde ziyaret etmelerini rica etmiti. " "imdi karar verme an" dedi hepsi geldikten sonra. "Halife ve hemen hemen btn komutanlar, kendilerine bal birlikleriyle Muhammed'i sultan ilan ettiler. Sakn kendimizi bo hayallere kaptrmayalm. ayet Hanm Sultan'n taraf kazanacak olursa, Tac 499 l-Mlk'n zerlerine saldraca ilk grup Ismailler olacaktr. nk iktidara bizim yardmmzla kavutu ve her yeni despot gibi nce borlu olduklarndan kurtulmak isteyecektir. Nasl bir insan olduunu zaten biliyoruz. Berkyaruk da bize ihtiya duymad ilk anda bizden kurtulmaya alacaktr, tte bunun nne gemeliyiz. Parolamz yle olmaldr: Artk iran'n hibir hkmdar snrsz gce sahip olmamaldr! Demek istediim; Muhammed'i tahttan indirmek iin imdilik Berkyaruk'a yardm edebiliriz. sfahan zerine yrd zaman onun arkasn kollayacaz. Ama demir tavnda dvlr! Berkyaruk ile nce bir anlama imzalayacaz: ayet kazanacak olursa, ne bizim kalelerimize saldrmaya teebbs edecek, ne de taraftarlarmz takibata uratacaktr. Ve ne kadar gl olduumuzu iyice anlamas iin, hizmetlerimize karlk, ondan, yllk bir vergi talep edeceiz. Bu dnyann kudretlilerinin ve hkmdarlarnn, yaamlarnn bizim elimizde olduunu anlamalarnn vakti geldi artk!" Odada bulunanlarn itiraz veya ilave edecek hibir eyleri yoktu. Berkyaruk'a hitaben bir mektup yazarak artlarn bildirdiler. Sonra da odada son derece neeli bir sohbet balad. Bir arap testisi elden ele dolayordu. Hasan aniden dudaklarnda ince bir glmseme ile Reis Ebu Fazl'a dnd: "Bana vermek istediin delilik ilacna ne oldu? Hl bekliyorum.." Ebu Fazl kulann arkasn kad: "Biliyor musun lbni Sabbah, artk yalandm ve dnyadaki hibir ey beni artmyor. Yedi yl nce gzme delilik olarak grnen eyin, ince bir zek ve bilgelik olduunu biliyorum imdi. Artk hibir ey anlayamyorum. Bu yzden dnya meseleleri hakknda hkm vermekten oktan vazgetim. Benim devrim kapand." Hasan neeyle glmeden nce bir an duraksad. "Grm olduum ryay hl hatrlyor musun eski dostum? Bir zamanlar ilelebet kalmas iin ina edildiini sandn bina bak ne kadar kolaylkla yklverdi. Bana kr krne bal olan bir avu insan, koca Seluklu Imparatorluu'nu yerle bir etmem iin yetti de artt bile! Sana soruyorum: Alamut'un korkmas gereken bir hkmdar, bir nder, bir peygamber, bir bilge veya devlet var m dnya zerinde?" 500 "Bildiim kadaryla yok ey lbni Sabbah. nk yaayan hanerlerin, sana en kk bir direnite bile bulunmaya cret edenleri rahatlkla ldrebilirler. Bu artlar altnda kim senin dmann olmak ister ki?" "Maalesef birka tane var hl sevgili dostum! Fakat dnyann ta br ucundaki hkmdarlarn bile bizden korkacaklar an artk yakndr. Sonra da dnyann tm krallarndan ve hkmdarlarndan, denizin br tarafnda otursalar bile bize vergi demelerini talep edeceiz." Ebu Fazl kararszlkla ban sallad. "Sana inanyorum, nk inanmak zorundaym. Fakat hl anlayamadm bir ey var: Nasl oluyor da bu delikanllar bir iaretin zerine canlarn seve seve feda ediyorlar?!' "nk lecekleri anda cennetin kaplarnn kendilerine ardna kadar ak olacan biliyorlar." "Bu hikyeye inanmam istemeyeceksin benden yle deil mi?" Hasan alayc bir tavrla gzn krpt. "Doruluunu kendin kontrol etmek ister misin?" "Allah beni fazla merakl olmaktan korusun! nk sen her eyi yapabilirsin. Dn hele! Beni cennetin gerekten var olduunu ikna etmeyi baarabilirsen, yama, bama ve anyan kemiklerime aldr etmeden, elimde bir haner ile ilk grdm kraln veya hkmdarn zerine atanm kendimi."

Herkes glt ve bu aka ile toplant son buldu. Ertesi sabah Ebu Fazl Alamut'tan ayrld. Devesi birbirinden deerli hediyelerle yklenmiti. Aradan daha yedi gn gememiti ki bir haberci tarafndan Hasan'a Berkyaruk'un cevab getirildi. Tm artlann kabul ettiini bildiriyordu. Olaylar sonradan yle geliti: Tktekin Rey ehrinde Berkyaruk'un sultanln ilan etti. lk frsatta sfahan zerine yrmeye karar verdiler. Tac l-Mlk onlardan erken davranmak istedi ve birliklerini Sava zerine* gnderdi. ki ordu Hemedan ve Kharb arasndaki Barugcir'de karlat. Tac l-Mlk yenilerek tutsak edildi; Berkyaruk'un ilk ii de onun kafasn kestirmek oldu. Artk sfahan yolunda bir engel kalmamt. Yeni yln balangcn501 da ehrin surlarna dayanmt bile. Mteveffa ba vezirin ikinci olu Hasan birlikleriyle beraber Horasan'dan sfahan'a gelmi ve Berkyaruk'un ordusuna katlmt: Yeni Sultan onu ksa srede veziri yapt. Melikah'n dul karsnn ordughn her geen gn daha fazla adam terk etmekteydi ama kadnn Berkyaruk ile anlaarak bar yapmay isteyecek kadar mant kalmt. imdi de Trkn Hatun saflarna katlmaya cesaret eden amcas Azerbaycan valisi smail bin Yakut zerine yrme vakti gelmiti: Onu tutsak ederek boynunu vurdurdu. Fakat tam bu meseleyi yoluna koymutu ki Bin Yakuti'nin vey kardei Tutu am'da isyan bayra at. Halep valisi Aksungur'un yardmyla, ksa zamanda, Antakya ve Musul'u ele geirdi, hatta kazand baarlardan zafer sarholuuna derek, rkm olan halifeden kendisini sultan ilan etmesini bile istedi. Bir anda imparatorluun tm snr boylarnda isyanlar patlak vermiti. Bal beyler ve hkmdarlar, birbirleri ardna bamszlklarn ilan ediyorlard. Hatla valiler bile merkezi ynetimin gcn sarsacak davranlarda bulunmaktan geri kalmyorlard. Ksacas, bir sre sonra, herkes, komusuna sava ilan etmeye balad ve zavall halife de kendisini tehdit eden herkesi sultan ilan etmek zorunda kald. Hatta yle bir an geldi ki Badat'ta bir ay iinde veya drt deiik sultan adna hutbe okutulduu bile oldu. Hasan'n harekete geme vakti gelmiti artk. Kendisine bal tm kalelerin komutanlarn ve dnyann drt bir yanndan retisine sempati duyan herkesi Alamut'a davet etti. Gzel bir k akamyd. Alamut'a henz kar yamamt ama evrede bulunan dalarn zirveleri kaln beyaz bir tabakayla kaplanmlard. Dalardan aa buz gibi bir rzgar esiyor ve insan bak gibi kesiyordu fakat gne dalarn zerinde grnr grnmez hava yumuamaya balyordu. Davullar gmbrdemeye baladklarnda ortalk henz karanlkt. Herkes bir anda ayaklanmt. Askerler, fedaler, subaylar ve sradan mminler, tren elbiselerini giyiyorlard. Azdan aza dolaan bir fslt, bugnn, Alamut tarihinin en nemli gn ol502 duunu bildiriyordu: Tm zamanlarn sonuna kadar yrrlkte kalacak, muazzam nemli kararlar alnacakt bugn. Birinci namazdan sonra liderler ve nemli misafirler toplant salonunda bir araya geldiler. Salonun zemininin hemen hemen tm yastklarla kaplanmt. Hasan maiyetinde Byk Da'ler olduu halde, salona ayak bast. Uzun, kusursuz beyaz cppesi, ayak bileklerine dek inmekteydi. Harika gzellikte bembeyaz bir sark kafasn sslyordu. Salonda bulunan herkes ayaa kalkarak byk bir sayg ile Hasan'n nnde eildi. Hasan ise tek tek misafirlere ho geldiniz dedi ve dosta glmsedi. Sra Mutsufer'e geldii zaman, kzlarnn durumu hakknda bilgi almak istedi: "Kzlarm nasllar? Hayatlarn kazanmak iin yeterince alyorlar m?" Mutsufer kzlar hakknda uzun bir vg konumas yapt. "yi" dedi Hasan. "almaya devam etsinler. Eer uygun adaylar karsa, onlar evlendirmekte bir saknca grmyorum." Mutsufer elinden gelenin en iyisini yapacana sz verdi. Misafirlerin arasnda Reis Ebu Fazl' grnce, onu bir aka ile selamlamaktan kendisini alamad: "Son zamanlarda seni sk sk grmekten mutluluk d^uyorum. Acaba benimle beraber Ala-mut'ta kalmay dnmez miydin? Seni bahelerimin

bakm ile grevlendirirdim. Seninle ilgilenecek birka gzel huri var elimde..." 'Teklifin iin teekkr ederim" diye cevap verdi yal reis. "Fakat hakiki cennetin kapsn alacam gnlerin pek de uzakta olmadklarn hissediyorum..." Ald cevap Hasan'n ok houna gitmiti. Bunun zerine, herkesten, rahat edecekleri bir yere oturmalarn rica etti. "Ismaillerin dostlar ve liderleri! Bugn sizleri buraya toplamamn nedeni artk mezhebimizin yaps ve hedefleri hakknda ak ve kesin kararlara varmamzn vaktinin gelmi olmasdr. Bu kaleyi ele geirmemizden sonra, yaptmz her ite baarl olduk. Bu da, salam temeller atm olduumuzun bir gstergesidir. Ne kadar gl olduumuzu, gerek savalardaki baarmzla, gerek de baka yntemlerle ispat ettik. Emirnamelerimizin arasndaki uyum 503 ve kararlla ramen, hl baz eyleri bizim iin pek ak deil. zellikle de bundan sonra d dnyaya kar taknacamz tavr hakknda kesin kararlar alm deiliz. Ben bunun ok normal olduunu dnyorum. nk bir giriimin niha baars daima ilk yaplan bir plan ile onun gereklemesine yardmc olan beklendik veya beklenmedik etkenlerin bir sonucudur. Bu kaleyi mteveffa sultandan ele geirdiimiz zaman, yaptklarmzn tmn, bize tam yetki vermi olan Kahire halifesi adna yapyorduk. Bunu yapmamz kesinlikle artt, nk o zamanlar, hemen hemen hi kimse tarafndan nemsenmiyorduk. Fakat imdi durum kkten bir deiime uram durumda. En korkun dmanlanmz artk hayatta deiller. Kudretli Seluklu mparatorluu kyor. Msr ok uzaklarda. Buna karn bizler kendimizi demir bir yumruk haline getiren atlmlar yaptk. Dnyann baka hibir yerinde bulunamayacak mminler yetitirdik ve eittik. lerindeki coku artk bir efsane. Kararllklar alamaz. Kahire'nin onlar iin anlam nedir? Hi! Peki ya Alamut onlar iin ne ifade ediyor? Her ey... Dostlarm! Ben yalandm ve daha yaplacak ok ey var. Aranzdan ayrlmadan nce, retimizin tm ayrntlarnn incelendiini ve bu inceliklerin kda geirilerek, bizden sonra gelecek olanlara braklmak zere hazrlandn grmeyi ok isterdim. Dsturlarmzn, byk bir ihtimamla, tekilatmzn sekiz basamana uydurulmas gerekmektedir. Bilmelisiniz ki bugn kendimi, son kez olarak mminlerimize gsteriyorum. Yarndan itibaren kuleme ekilecek ve bir daha dar kmayacam. Bu arada tekliflerinizi dinlemekten mutluluk duyacam..." Ebu Ali'ye doru bir bak frlatt ve Byk Da hemen sze balad: "Mehabetli nderim ve dostlarm; ncelikle sizlerden bir ricam olacak: Bana kalrsa da Kahire ile ipleri koparmann vakti geldi; tm dnyaya kararllmz gstermeli ve tam bamszlmz ilan etmeliyiz! Bylece hem gcmz herkese gsterecek, hem de bugne dek bamllmz bahane ederek -iyi Persler olduklar iinbizden uzak duranlann sempatisini kazanacaz. Ismaillerin nderi bu dnceyi hararetle tebrik etti. Fakat Mutsufer Ebu Fazl'a rkek bir bak frlatt. 504 "Allah adna! Peki, Msr'daki halifenin gerekten de Ali ve Fatma'nn soyundan geldiine inanan mminlerin ne diyeceini dndnz m hi? Hepsi bize srt evirecekler!" "Kendini zme Mutsufer" diye teselli etti onu Buzruk mid. "Bu mminlerin bir faydalar yok. Fakat bizim dayanamz olanlarn ise tek bir parolas var: Alamut!" "Mezhebimizin kuvveti, taraftarlarmzn saylarna deil" diye belirtti Hasan "aksine onlarn yeteneklerine dayanmaktadr. Topraklarmz ne kadar geni olursa olsunlar, kalelerimiz yeterince salam deillerse bir ie yaramazlar. Bulunduumuz her yerin kesin efendisi biz olmalyz. Kuvvetli olduumuz her yerde bu byle olmaldr. Kahire'den ayrlmak bizim doumumuz anlamna gelmiyor. Bir ocuk yetikin olmak istiyorsa annesi ile olan balarn koparmaldr." Mutsufer bu aklamalar kabul etti. Ebu Ali ise yeni bir neri yapyordu: Hasan merkezi Alamut olan yeni bir devletin ba ve byk nderi olmalyd. Teklif oybirlii ile kabul edildi. Resmi bir art dzenleyerek tam bamsz bir Ismail

devletinin kurulduunu ve bakannn Hasan lbni|Sabbah olduunu ilan ettiler. Orada bulunan herkes bu artn altna imzasn koydu. Hasan ayaa kalkarak kendisine duyduklar gven nedeniyle orada bulunanlara teekkr etti; sonra da Ebu Ali ve Buzruk mid'i kendisinin yardmclar ve miraslar olarak tayin etti: ilkini devletin i ilerine, ikincisini ise diplomatik ilikilerin idaresine memur etmiti. Syleyecek son birka sz daha kalmt... "Bu ekilde bizi d dnyaya balayacak olan dzeni kurmu olduk. imdi de kudretimizin geliimi ve kuvvetlenmesi meselesini ele almalyz. nk canl ve salam kalmak isteyen yap, hi durmadan kendisini gelitirmek zorundadr. Zinde kalmak isteyen bir vcut gibi, hareket ve inkiaf halinde olmaldr. Elimde civarmzda bulunan en gl kalelerin bir listesi var. Birou bize katlmak iin bir iaretimizi bekliyorlar. Davamz iin nemli birer merkez olacaklar. Lamsir hisarn hepiniz bilirsiniz. ok iyi bir konumda olmasna ramen, bu aralar ok zayf bir askeri birlik tarafndan savunuluyor; bizim askerlerimizin kutsal atelerine kar koyabil505 mesi sz konusu bile olamaz. Buzruk Umid gerekli yntemleri kullanarak, orasn ok ksa bir srede ele geirebilir. Bu meseleyi, bizim iin hayrl bir ekilde sonulandracana eminim... Abdl-melik, sen gen ve cesursun, sfahan yaknlarndaki Hahdis kalesini ele geirmek iin, kab kabna smayan delikanllardan birka tanesi, senin iin yeterli olacaktr herhalde. Sultan oray, lmnden nce, sanki bizim iin yaptrmt. Bu ekilde ran'da hkm srmekte olan kral ve yneticileri daha yakndan kontrol edebiliriz... Ve sana Ebu Ali, en zor, dolaysyla da en ekici grevi lyk grdm. Sen benim mzrak basmsn. Suriye'yi tanyorsun; Daha nce Massiaf kalesini, yani senin sylediin gibi teki Alamut'u grdn biliyorum. O kale de zapt edilemez olarak kabul ediliyor: Fakat sen orasn zapt edeceksin. Yanna gerekli grdn kadar asker ve feda alabilirsin. Bu arada memlekette hkm sren kargaalk nedeniyle, kalenin surlarnn dibine kadar taciz edilmeden gelebilirsin. Geri kalan her eyi sana brakyorum: Massiaf ele geirilecektir. Orada Alamut rneine gre bir feda okulu kuracaksn. Uygun bulduun tm tedbirleri uygulamakta serbestsin. Sadece verdiin kararlan sk sk bana bildirmeyi ihmal etme... Ve sen Bin Ate, seni Byk Da ilan ediyorum. Huzistan'a geri dnecek ve Zur Gumbadan kalesini ynetmeye devam edeceksin. Kuzeydeki Kord Kuhy ehri ile civardaki tm kaleleri zapt edeceinden eminim nasl olsa. Eer ok zel bir mesele iin bir fedaye ihtiyacn olursa onu sana gndereceim... Bu andan itibaren tm kale komutanlar Mezun Da rtbesini alacaklar. Fakat hepsi de kararghlarnn en yaknnda bulunan Byk Da'ye bal olarak faaliyet gsterecekler... Hepiniz tekilatmzn yapsn biliyorsunuz. Gerekli talimatlar hazrlar hazrlamaz kalelerinize gndereceim. imdi birliklerinize geri dnn. Ebu Ali, askerlere aldmz tedbirleri anlat ve az sonra onlara konuacam bildir. Bugn beni son kez grecekler." Ebu Ali'nin karsnda duran askerler, alnan kararlan hayranlk ve sevinle karladlar: zellikle Alamut'un bamszlk karar byk bir cokuyla kutland. Yeni fetihlerin ve savalann ilan, onlarn sa506 va ruhlarn da etkilemiti: Alamut duvarlarnn, kendilerine ok dar geldiini hissediyordu hepsi de. Nihayet en stteki terasta byk nder grnd. Etraf bir anda lm sessizliine brnmt. Konumasna balarken, sesi en arka saflarda bile yanklanyordu: "smailler! Mminler! nderlerinizin bugn yapt toplantda alnan kararlar Byk Da size bildirdi. Gerekten de artk ok glyz. Fakat davamzn baars sizlere, daha dorusu sizlerin davamza olan ballnza dayanmaktadr. Sizler dorudan doruya komutanlarnzm emirlerine itaat ediyorsunuz, onlar da benim emirlerime itaat etmektedirler. Ben de, beni gndermi olan yceler ycesine itaat ediyorum. Dorudan veya dolayl olarak, hepimiz onun emirlerini yerine getiriyoruz. Artk gnlk ilerinize geri dnn. Ve artk et-Mehd'yi beklemeyin, nk el-Mehd zuhur etmitir!"

Son szlerinin sebep olduu aknlk daha yatmadan, ortadan kaybolmutu bile. Toplant salonuna giderek, orada bulunanlara veda etti. Sonra da Byk Da'lerle beraber dairesine ekildi. "Az nce trajedimizin beinci ye sonuncu perdesini oynadk" demiti Byk Da'lere o akam zgnce bir glmseme ile. "Artk zerimizde Allah'tan ve muammal cennetinden baka bir ey yok. Her ikisi hakknda da hemen hemen hibir ey bilmiyoruz ve asla da renemeyeceiz. Bundan dolay, iinde asla cevap alamayacamz sorular bulunan defterimizi artk kapayalm. Bu andan itibaren, dnyay olduu gibi kabul edeceim. Onun orta kararll, bana tutmam gereken tek yolu gsteriyor. Bu snakta oturup en nemli bilmecenin zmn beklerken, dindar ocuklarmz iin de en renkli masallar uydurmalym. Dnyay tanyan yal bir adamn, kendisini efsane ve kssa biiminde takdim etmesine izin verilmitir. Yapacam baka ne i kald ki? Sradan mminler iin dnyann yaratl, cennet ve cehennem, peygamberler, Muhammed, Ali, el-Mehd hakknda bin bir trl hikye uydurmalym. Mmin srsnn hemen zerinde, savaan taraftarlarmz bulunuyor. Hayatmz dzenleyen yasaklarn ve kanunlarn nedenini niinini bilme hakkna sahipler. Onlar iin bir kanun kita507 b ile resimli bir ilmihal hazrlayacam. Fedaler gizli bilgileri renme hakkna sahip olacaklar. Onlara Kurann gizli anlamlar tayan ve belli bir anahtara gre okunmas gereken bir kitap olduunu reteceim. Fakat onlarn bir derece zerinde bulunan daler ise aslnda Kuran'n da hibir gizli anlam iermediini renecekler. Ve en yksek dereceye ulamaya lyk olduklarn ispat edenler, zerine tm binamz ina ettiimiz korkun dsturumuzu renecekler: Hibir ey gerek deildir, her eye izin verilmitir!' Btn bu mekanizmann iplerini ellerinde tutan bizler ise niha dncelerimizi kendimize saklayacaz." "Kendini tm dnyadan soyutlamak istemen ne kadar kt!" diye zntsn belirtti Buzruk mid. "Tam da son basamaa ulamken..." "nemli bir grevi yerine getiren bir insan, ancak lm vastasyla gerek yaama balar. Bu, zellikle peygamberler iin geerlidir. Yaplacak olan her eyi yaptm ve artk biraz da kendime zaman ayrmann vakti geldi. Eserlerim iin bir daha domak zere, insanlk uruna leceim. Kendimi amak iin baka bir yntem dnemiyorum. Sanrm sizler de benim gibi dnyorsunuz..." Bir mddet sonra devam etti: "Bana, yaptm bu ilerin anlam ve amalarn soracak olursanz, emin olun, bilmiyorum, iimizdeki bir g bizi giderek bymeye zorlad iin, giderek bymekteyiz. Aynen toprakta filizlenen, yeeren ve sonunda meyve veren bir tohum tanesi gibi. Aniden var oluyoruz ve aniden yok oluyoruz... Bahelerimize son bir kez gz atalm!" Byk Da'lerle birlikte asansre gitti ve aaya indiler. Muhafzlardan biri, onlar iin kk kay hazrlamt. Ebu Ali kreklere aslarak, onlar bahenin ortasndaki adaca gtrmeye balad. Aalar yapraklarn, ayrlar da otlann yitirmilerdi. Grnrde ne bir yeil, ne de bir iek vard. Sadece koyu renkli bir selvi korusu, ka kar direniyordu. "imdi birisini buraya yollarsan" dedi Ebu Ali "cennette olduuna biraz zor inandrrsn onu." "Dnya renklerden, sdan ve ktan oluuyor" diye karlk verdi Hasan. "Bunlar bizim alglarmzn besinleridir. Tabiatn ze508 rine bir gne dmeye grsn, gzlerimiz her eyi bambaka grmeye balar! Ve bu deiiklik, duygularmzda, dncelerimizde, ruh halimizde de birtakm deiiklikler meydana getirir. Hayatn ebedi mucizesi ite burada yatmaktadr, baka bir eyde deil." Apama onlara doru geliyordu. "Kzlarmzn durumlar nasl?" diye sordu Hasan. "ok konuuyor, ok alyor, ok glyorlar... ve ok alyorlar. Ama ok az dnyorlar." "En iyisi. Aksi takdirde bir hapishanede oturduklarnn farkna varabilirlerdi. Geri onun da bir zarar yok. Kadnlar haremlere ve hapishanelere alknlar. Onlar mrleri boyunca drt duvar arasna kapamak ok kolay. Kendilerini tutsak olarak hissetmedikleri mddete tutsak deildirler. yle insanlar vardr ki

koskoca dnyamz bile onlar iin bir hapishaneden baka bir ey deildir. nk onlar, kinatn sonsuz boluunu grmektedirler, milyonlarca yldz ve evreni seyretmektedirler ama bunlarn kendilerine ebediyen yasaklandn bildikleri iin, idrak ettikleri ey onlar dnlebilecek en byk kleler haline getirmektedir: Zamann ve meknn kleleri." Terk edilmi yollarda sessizce yrdler. "Demek ki bu terk edilmi cennette yeni bir ey olmadn sylyorsun!" "Evet. Birka bebek beklememizin dnda..." "Onlara ihtiyacmz var. Her eyin yolunda gitmesine dikkat et." Sonra tekrar Byk Da'lere dnd: "Bu ocuklar, babalar tarafndan annelerinin cennette yaayan huriler olduklar inancyla bytlen tek varlklar olacaklar." Havuzun etrafnda dolatlar. "nce bahar gelecek, sonra da yaz" diye devam etti Hasan. "Tabiat bu bahelere eski ihtiamn geri verene kadar, k scak ve salkl olarak atlatmaya aln. Biz de odalarmza ekileceiz. Gkyz pheli bulutlarla kapland, belki de yann kar yaacak. Souk geliyor, byk souk..." Tekrar kaleye dndkleri zaman Hasan iki arkadana veda etti: "Dnyann kaderi, gnein etrafnda binlerce ve binlerce kez dn509 mek - gen dnyamz daha yarm dn bitirmedi bile. Ama buna ramen gnein altnda ok eyin deimi olduunu syleyebiliriz. Iran mparatorluu artk yok. Bizim mezhebimiz ise karanlklardan syrld. Acaba kaderi nasl olacak? Bilemiyoruz. zerimizdeki yldzlar susuyorlar." Arkadalarn son bir kez kucaklad. Sonra da gzden kayboldu. Dairesine kapanarak bu dnya iin ld. Fakat efsanelerde ebediyen yaayacak. 510 YAZAR STNE. Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi efsanesi Trke okuyan okur tarafndan ok yakndan bilinmektedir. Kitabmzn dnya okurlarna sunulmasnda belirleyici bir neme sahip olan Fransz Phebus Yaynevinin sahibi deerli yaync jeanPierre Sicre, yazar VVladimir Bartol hakknda kitabn orjinaline bir sonsz yazmtr. Biz, kitap hakkndaki, Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi hakkndaki deerlendirmeleri, kitab okuyan okura brakarak ve deerli yaync Jean-Pierre Sicre'nin de ho grsne snarak, yazsndan, yazar tantan baz blmleri buraya alyoruz. Deerli yaync Jean-Pierre Sicre, VVladimir Bartol'u yle anlatmaktadr: "... 1903 ylnda Trieste civarnda kk bir Sloven ehrinde dnyaya gelmitir. VVladimir Bartol, Fransz kltr alm olan anne ve babasnn etkisiyle, yirmili yllarda Sorbon'da tahsil grd. Yksek reniminin byk ksmn, anayurdunun bakenti olan Ljubljana ehrinde tamamlad. renim grd dallar, bak alarna gre, geliigzel veya ansiklopedik olarak tanmlamak mmkndr: Felsefe, psikoloji (Bartol, Freud'un o zamanlar pek tannmam olan eserini ok erken yalarda kefetmiti), biyoloji (Bartol tm yaam boyunca kelebeklerin yaamlarna hayran kalmtr), dinler tarihi. Ksacas, son savatan nce youn anlamazlklar tarafndan paralanm bir lke iin, hi de uygun olmayan bir eitim. Ljubliana, otuzlu yllarda zt ideolojilerin birbirleriyle iddetle attklar bir ehir olmutur. ... lk eseri olan Alamut'u 1938 ylnda ana dili olan Slovence ile kaleme alarak tamamlad. 11. Dnya Sava'nn kark ortamnda, umduu ilgiyi bulamad kitab. Hatta el altndan satlacak kadar tehlikeli bir kitap olarak kabul edildi uzun sre. Bartol, sava yllarnda vatann igal eden Alman ve talyan faistlerine kar mcadele etti. 511 Savatan sonra kurulan Yugoslavya'da istedii ortam bulamad iin 1946 ile 1956 yllan arasnda on yl boyunca ikmet edecei Trieste'ye yerleti. 1956 ylnda geri dnerek Alamut'u bir kez daha yaynlamay baard. 1960 ylnda Yugoslavya Yazarlar Birlii bakanlna seilerek, nihayet layk olduu itibara ulat. Kitab ise 1967 ylndaki lmne kadar bir daha yaymlanamad; herkes tarafndan ba eseri olduu kabul edilmesine ramen, sadece 1980 ve 1984 yllarnda iki basks yapabildi.

Son yllarda pek ok yabana dile evrilerek bu lkelerde baslmtr..." Atilla Dirim (evirmen) 512 Hasan Sabbah' n Alamut Kalesi' nin, cennet bahelerinin ve fedailerinin tarihi roman 'Hristiyanlarn zaman ls ile 1092 ylnn ilk baharnda hatr saylr byklkte bir kervan, Semerkant'tan balayarak Buhara zerinden Horasan'n kuzeyindeki Elbruz platosuna dek uzanan, bir zamanlar muzaffer ordularn kulland eski yolun zerinde ar ar ilerliyordu. Karlarn erimeye balamasyla birlikte Buhara'dan ayrlan kervan haftalardr yollardayd...' 'Avni olum, Tahir'in torunu! ' demiti ona. 'Doruca Demavend Da'na giden yolu tut. Rey'e ulanca ahrud Irma' na giden yolu sor. Irman kayna sarp bir vadide bulunmaktadr; oraya k. Byk bir kale greceksin: Bu yerin ismi Alamut kalesidir, yani 'kartla yuvas.'..' Wladimir Bartol _ Fedailerin Kalesi Alamut Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amac grme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyoruz. Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyoruz. Bilgi paylamakla oalr. LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir

ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Tarayan: Yaar Mutlu e-posta kitapsevenler@gmail.com www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com Wladimir Bartol _ Fedailerin Kalesi Alamut

You might also like