Professional Documents
Culture Documents
Iran Devrimi Tez
Iran Devrimi Tez
Iran Devrimi Tez
C
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi
(Siyaset Bilimi) Anabilim Dalı
DOKTORA TEZİ
Ankara, 2004
T.C
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi
(Siyaset Bilimi) Anabilim Dalı
DOKTORA TEZİ
Tez Danışmanı:
Prof. Dr. Mehmet Ali AĞAOĞULLARI
Ankara, 2004
İÇİNDEKİLER
Sayfa
GİRİŞ ......................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
MODEL VE KAVRAMLAR
A. Aydınlar ............................................................................................ 31
B. Ruhaniler .......................................................................................... 41
C. Esnaf ................................................................................................ 50
a) Liderlik .............................................................................................. 52
b) Organizasyon .................................................................................... 54
c) Seferberlik ......................................................................................... 55
d) İdeoloji .............................................................................................. 57
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HAREKET VE DEVRİMLER
Rıza Şah’ın Düşüşünden Muhammed Rıza Şah’ın Doğuşuna Kadar ... 127
KAYNAKÇA.............................................................................................. .246
ÖZET
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
GİRİŞ
Kacar boyu diğer Türk boyları gibi iki yüzyıl önce Orta Asya’dan
Ortadoğu’ya göç etmişlerdi, fakat daha önce siyasal arenada
gözükmemişlerdi. Kacar boyu altı diğer Türk ve Şii boylarıyla
(Kızılbaşlar) birlikte Safavi hanedanını desteklemiştir. Safavi’ler Kacar
büyüklerini İsfahan Saltanat Sarayı’nda görevlendirmesine rağmen
ihtiyat olarak Kacar boylarını birbirinden uzak tutuyordu. On sekizinci
yüzyılda Safavi devletinin çöküşünden hemen sonra yeniden ortaya
çıkmışlardı. İran’da, Safavi devletinin çöküşünün sosyal ve siyasal
kargaşaya yol açmış ve çeşitli kabilelerin tahta geçme yolunda birbiriyle
çatışmaya başlaması, on sekizinci yüzyılın sonlarında Ağa Muhammed
Han’ın tahta geçmesiyle sona ermişti. Onun varisleri, Fetih Ali Şah,
Muhammed Şah ve Nasrettin Şah kabile yaşamını bırakıp saltanat
geleneklerini kabullenmişler ve devlet bürokrasisini kurarak kendi
hükümetlerini güçlendirmeye girişmişlerdir. Etkin ve daimi ordu kurma
ve eski padişahların saray geleneklerini kopyalamakla kendi
hükümetlerine meşruiyet vermeye çalıştılar. Böylece yeni bir tarihsel
dönem başlamıştır 1.
1
Ervand Abrahamian, Iran Between Two Revolution, N. J. Princetion, University Press, 1982,
p. 34
1
19. yy.ın ikinci yarısından itibaren batıyla gelişen ilişkiler İran’ın
geleneksel yapısını iki yönden bozdu; birincisi batının iktisadi nüfuzu
Çarşı’nın ekonomik menfaatlerini tehdit ederek, ilk kez çeşitli yörelerin
tüccarını bir sınıf çatısında toplamıştır. Bu kesim geleneksel piyasa ve
geleneksel Şii inancına bağlı oldukları için geleneksel orta sınıf adıyla
tanınmaya başlanmıştır. İkincisi ise, batıyla ilişkiler özellikle yeni eğitim
sistemi sayesinde düşünce alışverişi sonucunda, yeni kavramlar, yeni
istekler ve “aydın” adıyla tanınan orta sınıf çalışanlar ortaya çıktı. Söz
konusu eğitimli aydınlar eski saray aydınlarından temel farklılıklar
gösteriyorlardı. Padişahların ilahi haklarını savunmazken, insanın temel
hak ve hukuklarının varlığına inanıyorlardı, ayrıca siyasal
muhafazakarlık ve saray despotizminin üstünlüğü değil liberalizm,
nasyonalizm ve bazen de sosyalizmi savunmaktaydılar.
İran’ın aleyhine olan bir durum ise, Rusya İmparatorluğu ile İran
arasında sürekli olarak savaş halinin bulunması ve her savaş
sonucunda ise ülkenin bir parça toprak kaybetmesidir. 1828 yılında
İran, savaştan mağlup olarak çıkmış ve büyük çapta arazi kaybederek,
Rusya’nın siyasi ve ekonomik yönden etkisi altında kalmıştır. Rusya
tüccarları önemli piyasalar elde etmişlerdir. Avrupa’da hızla gelişen
kapitalizm dönemi ile, İran imtiyazlar dönemine adım atmıştır. Bu
dönem, sermaye ihracatının başlangıç dönemiydi 2.
1
Ibid, p. 35.
2
Bijen Jazani, Vaghayeye Si Saleye İran (İran’ın 30 Yıllık Olayları), Çemen Basımevi,
Tahran – 1979, s. 7.
2
yerel sanayi darbe alarak sosyal anlaşmazlıklara yol açtı. Kacar
Hanedanı iki yöntemle bu duruma müdahale etti; yüzyılın başlarında
çok kapsamlı bir yenileme ve güçlendirme planını uygulamaya koydu,
fakat bu yolda başarısız olunca yüzyılın ikinci yarısında yüzeysel
reformları uyguladı, bu politikaların sonucunda batıya karşı durma
yerine onunla işbirliği yaptı, ve toplumu batı tehdidi karşısında
güçlendirme yerine de devleti topluma karşı güçlendirdi, ayrıca devlet
yapısında geniş bir reform yerine sarayda önemli değişimler yapılmadı.
Kacar Hanedanı (1794 – 1925) ile başlayan modern İran tarihi bir çok
toplumsal hareketlere sahne olmuştur. Bu dönemi önceki dönemlerden
farklılaştıran temel özellik, insanların sırf bir kabile veya boya mensup
oldukları için değil bazı düşünce ve idealleri benimsedikleri nedeniyle bir
araya gelip eylemde bulunmalarıdır. Bu dönemin diğer bir özelliği de
insanların sadece askeri ve silahlı dayanışmaya değil siyasal ve ekonomik
yolları da denemeleridir.
3
İran’da Sosyal Güçler
Silahlı Kuvvetler
4
1941 – 1953 yılları arsında çok sesli partili hayat ve çeşitli siyasi
grupların çalışmaları başlamıştır. Partiler ve grupların siyasal
çalışmaları ve kraliyet sarayının etkinliğini kaybetmesi ordunun siyasi
bir rol oynamasını engellemiştir. 1953 darbesi saray ve ordu işbirliği ile
gerçekleştikten sonra silahlı kuvvetlerin etkinliği belirgin bir şekilde göze
çarpmaya başlamıştır. Darbeden sonra orgeneral Zahidi, bir otoriter
genelkurmay olarak 18. dönem meclis seçimlerini organizatör gözlemci
olarak yaptırırken saray ordunun siyasi gücünün artmasında memnun
değildi.
5
ağalarındandı. Soyluların en önemli partileri, “Kavam-ül Saltana”in
Demokrat Partisi idi.
Köylüler
1
Tahlili Az, Sharayete Ejtemaee Rostaee,. Tahran, 1978. ss. 61-2.
6
işçilerinin aydınlamasında büyük bir rol oynamıştır. Bakü’deki “Himmet”
aydınlatma grubu 1904 yılından itibaren İran’ın büyük şehirlerinde
teşkilatlarını kurdu ve işçilerin grev hakkı ve sosyoekonomik
özgürlüğünü savunarak işçilerin yaşam koşullarının iyileşmesini talep
ediyordu.
Kapitalistler
1
Abdül Samat KAMBAKHSH, Jonbeshe Karegari Dar İran, Tudeh Partisi Yayınları, Bita.
S.30
7
kurmaya başladılar. Bu dönemde bazı tüccarların sanayide (örneğin
ipek fabrikaları ve dokuma) yatırım yapmaları da önemli derecede arttı.
Esnaf
1
Vezarate Eghtesad ve Daraee, Amare Sanayee Bozorg, Tahran, 1979. s. 4.
8
işletmeler teşebbüsleri olarak kurulmuşlardı. İran’da yirminci yüzyılda
kriz, ayaklanma ve devrimlerde küçük burjuvazi önemli rol oynamıştır.
Küçük burjuvazi ulema ve ruhanileri destekleyip her zaman dini
eğilimlerine sahipti. On dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren küçük
burjuvazi Batı Kapitalizminin iktisadi ve kültürel girişimlerine karşı
direnmiştir. Bu sınıf Tütün Harekatı ve Meşrutiyet Devrimini de
desteklemiştir. Ayrıca küçük burjuvazi, on dokuzuncu yüzyılın
sonlarındaki Batı nüfuzuna karşı şekillenen İslami hareketlerin
merkezinde yer almaktadır. Ruhaniler baştan dini ve emperyalizm
karşıtı söylemlerle küçük burjuvaların desteğini kazandılar. Özellikle
zanaatçılar ve geleneksel üreticiler, uluslararası kapitalist ekonomiye
artan bağımlılıktan dolayı zarara uğramışlardı. Pehlevi döneminde
tüccar örgütleri muhafıza edildi. Ayrıca orta gelenekselci sınıf
Mussedik’in Petrolün Millileştirilmesini de destekledi ve bu sınıfa ait
olan parti ve gruplar Cepheyi Millide faaliyette bulunuyorlardı. Cepheyi
Milli’nin milli ve dini kanatlarının iç çekişmeleri sonucunda küçük
burjuvazinin desteği azalmaya başladı ve bu durum Mussadık
hükümetinin zayıflamasında önemli rol oynadı. 1961 yılında ruhaniler ve
Saray arasında çekişmelerin artmasıyla birlikte yeniden esnaf siyasi
yönden aktifleşti. Milli Meclis’in kapatılması ve yeni iktisadi politikaların
uygulanması sonucunda devletin rolünün artması, esnaf arasında geniş
tepkilere yol açtı. 1964 yılında Milli Meclis 200 milyon dolar askeri kredi
karşılığında Amerikalı askeri personeline diplomatik dokunulmazlığı
tanıması sonucunda 1 bazı ruhaniler, özellikle Ayetüllah Humeyni’nin
karşı çıkışları yeniden orta sınıfın dini duygularını incitti. Muharrem
1963 yılında dini etkinlik siyasi protestoya dönüştü ve isyan tüm çarşıyı
kapladı. 1963–1979 döneminde yenilenme ve sanayileşme sonucunda
küçük burjuvazinin durumu daha da kötüleşti. Çarşıdaki küçük
burjuvalar sanayicilerin aksine devletin sanayicilere tanıdığı vergi
indirimi, gümrük desteği ve finanssal desteğinden yoksunlardı. Orta
1
Kapitülasyon
9
sınıfın dini duyguları İslami devrim ideolojisinin şekillenmesine yardımcı
oldu.
Ruhaniler
Aydınlar
10
yeniliği savunuyorlardır. Bu aydınlar İran’ın eski ve geleneksel
değerlerinin canlandırılması, ruhanileri siyasetten uzaklaştırma, Avrupa
metodunda bir anayasa hazırlanması, milli hükümet ve onun
kurumlarının inşa edilmesini istemekteydiler. Bazen aydınlar kendi
isteklerini gerçekleştirme uğrunda ruhanilerin desteğini kazanma
amacıyla isteklerinin temelinde İslam olduğunu ileri sürüyorlardı.
11
yeni bir eğitimli sınıf oluşmuştu, bu grubun kurduğu ilk parti İran Partisi
idi ki bu parti aslında Mühendisler topluluğu olarak kurulmuştu. İran
Partisi hekimler, hukukçular, gazeteciler, üniversite ve okul
öğretmenlerinin partisi idi 1.
Aktörlerin Etkililiği
Araştırmanın Soruları
1
R. Cottam, Nationalism in Iran, Pittsburgh, 1964, p. 265.
12
seferberlik, organizasyon ve ideoloji), milliyetçi, dinci ve Marksist aydınlardan
hangisinin daha önemli bir rol üstlendiğini görmek mümkün müdür? Ortaya
konulan sorulardan anlaşılacağı üzere bu araştırmanın amacı, devrimin
değişik aşamalarında milliyetçi, dinci ve Marksist aydınlar, dini liderler ve orta
sınıfa düşen roller ile bu grupların ortak ve farklı yönleri gözler önüne
sermektir. Bu temele dayanarak Tablo 1'deki sorulara cevap bulmak
araştırmanın esas amacıdır.
13
Tablo 1 : Araþtýrma Sorunlarý
Ýran
Aydýnlar
hareket ve
devrimlerinde Ulema Esnaf
Milli Marksist Dini
rol
oynayanlar
Petrolün Ýslami Petrolün Ýslami Ýslami Petrolün Ýslami Petrolün Ýslami
Tütün Meþrutiyet Millileþmesi Tütün Meþrutiyet Tütün Meþrutiyet
Devrim Millileþmesi Devrim Devrim Millileþmesi Devrim Millileþmesi Devrim
Boyutlar
ve
aþamalar
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
az
orta
çok
a
m
rla
zý
Ha
um
Ýdeoloji
uþ
Ol
r
fe
Za
a
la m
ýr
H az
14
um
Liderlik
uþ
Ol
r
fe
Za
a
la m
ýr
H az
um
Seferberlik
uþ
Ol
r
fe
Za
a
m
rla
zý
Ha
um
uþ
Ol
Organizasyon
r
fe
Za
Amaç ve Yöntem
1
Abbas Bazargan, Zohreh Sarmad ve Elaheh Hejazi, Raveshhaye Tahghigh Dar Olume
Raftari, Tahran, Akah Yayınları, 2000, s. 122.
2
a.g.e., s. 123
15
Tez iki amaca sahiptir: 1. Araştırmacının geçmişteki olayların
gerçeklerine ulaşma isteğidir. Böylece araştırmacı geçmişte
gerçekleşen olaylar hakkında bilgi sahibi olmayı hedeflemektedir. 2.
Şimdiki durum hakkında açık bir görüşe sahip olma isteğidir. Bir başka
değişle bu araştırmanın amacı geçmişteki verileri kullanarak geçmişteki
olayları yorumlamaktır. Bu yöntemle geçmişteki olayların nedenlerini
anlamak mümkündür. Böylece bugünkü olayların anlaşılmasında da bir
tarihsel görüşe sahip olabiliriz (bazılarına göre tarihi incelemekle
gelecekteki olayları tahmin etmek mümkündür).
16
şematik sonuçlar verilmiştir. İkinci kısım, İslam devrimiyle ilgilidir ki yine
söz konusu dört kavram açısından milli, dini ve Marksist aydınlar, dini
liderler ve orta direğin rolü incelenmiştir.
17
BİRİNCİ BÖLÜM
MODEL VE KAVRAMLAR
Modern devlet oluşumuyla birlikte devlet – toplum ilişkisinin niteliği
daha fazla önem kazanmıştır. Modern devlet, başlangıçta genellikle otoriter
devlet biçiminde ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılda otoriter devletlerin çöküşüyle
birlikte siyaset ve toplum alanları farklılaştı. Toplum ve devlet ayrımına yol
açan bir diğer etken de din ve devlet arasındaki bağların zayıflaması, böylece
din ve onun sosyal kurumları toplumsal alanda yer almıştır.
18
I. TOPLUMSAL DEĞİŞİM HAREKETİ VE DEVRİM SÜRECİ
Toplumsal değişim hareketi ve devrim süreci, doğuş, gelişme ve
zafer dönemlerinden oluşmakta ve her sosyolog bu dönemlerden her
birine özel değer vermektedir.
1
Manuchehr Muhammedî, Beresi Enghelabe İslami İran, 6. baskı, Tahran, Amir Kabir,
Yayınları, 1997, s. 48.
2
Charlmers Johnson, Taghire Enghelabi, Çev. Hamit Elyasi, Tahran, Amir Kabir Yayınları,
1994, s. 45.
19
ve düşünsel liderler, kavramları ve ideolojik görüşlerini kullanarak
mevcut düzeni eleştirip ideal düzeni gündeme getirmektedir. 1
1
Asattullah Bademci, Usul ve Shenakhte Enghelabe İslami, 4. Baskı, Tahran, Peyam
Yayınları, 1997, s. 121.
2
Badamchi, a.g.e., s. 130.
3
Charles Tilly, From Mobilization To Revolution, London, Wesly, 1976, p. 69.
20
seferberlik, ideolojik temellere dayanarak, değişik grupları birlikte aktif
hale getirip, güç olanakları ve ideolojinin belirlediği amaçlar
doğrultusunda kullanabilir. 1
II. DEVRİM
Şu ana kadar devrim sözcüğü farklı anlamlarda yorumlanmıştır.
Bazen sadece toplumsal bir değişiklik olarak kullanılmasına rağmen
devrim toplumsal değişim değil belki onun özel bir şeklidir. Bazen de
devrim ve devrimci kelimesi bazı özel değişimlerin önem ve kapsamını
gösterecek şekilde kullanılır. Örneğin, feodal toplumun endüstri
toplumuna dönüşmesini sağlayan değişime devrim denmiştir, ancak bu
kullanış pek de doğru değildir. Siyasal analizde devrim kavramı özel bir
takım değişimler için kullanılır, 1789 Fransa, 1917 Rusya ve1949 Çin'de
meydana gelen değişimler devrim örnekleridir. Ancak sosyologlar
devrim sözcüğünü toplumsal yapıdaki tam bir değişim için
kullanmaktadırlar, ve iktidardaki değişimler ise bunun sadece bir
görüntüsüdür. Latince de devrim için kullanılan ilk terim olan
1
Hüseyin Beşiriye, Enghalab ve Besije Siyasî, Tahran, Ney Yayınları, 1995, s. 79.
2
Charlmers Johnson, a.g.e., s. 104.
21
“Revolver”den (revolution) türetilmiştir. Revolver geriye dönüş
anlamındadır ama bundan gaye gericilik değil belki geriye dönüp
yeniden başlamaktır. Bu tanım günümüzdeki devrim kavramına daha
uygundur. Devrim için ilk tanım 20. yüzyılın başında Fransız bilgin
Arthur Boer tarafından yapılmıştır. Boer’e göre: “Devrim güç kullanarak
toplumsal yapıda bir takım değişimler yaratmak amacı ile
gerçekleştirilen başarılı veya başarısız çabalardır”. Devrim belli zaman
diliminde belli bir toplumda köklü değişim meydana getiren bir olgudur.
Devrim sonucu aşağıdaki değişiklikler meydana gelir: 1
1
Mecid Mohseni, Jameshenasi Umumi, Tahran, Zahiri Yayınları, 1993, s. 72.
2
Charles Tilly, Ibid, s.73
22
sosyal, kültürel, siyasal, psikolojik,…) ve ayrıca bu değişkenler
arasındaki mantıksal ilişki.
5. Sosyal düzensizlik,
1
Anomi: beklenmedik ekonomik durgunluk veya hızlı ekonomik gelişimin sosyal
düzensizlik yaratmasıdır.
2
Harry Eckstein, Internal War, Newyork, Free Press, 1964, p. 45.
23
toplumsal olay ve sorulara medyanın katılması gibi etkenlerle
1
yapmaktadır .
1
S.P.Huntington, Political Order in Changing Societion, Yale University Pres, Massachse,
1976, s. 23.
2
Chalmers Johnson, a.g.e., s. 70
24
nedeniyle birey ve gruplar sosyal açıdan izole olurlar, bu durum onların
marjinal olmalarına yol açar 1. 3- Artan beklentilerin karşılanılmaması
nedeniyle ümitsizliğe kapılma, başarısızlıklara sebep olur 2. 4-
kurumsallaşmayı engelleyen ve toplumda bütünlüğü bozan hızlı
modernizasyon 3. Genel olarak gerilimler bireylerde oluşur, fakat
yetkililerin sosyal düzeni sağlamaktaki başarısızlığı sonucunda
toplumsal devrim davranışları ortaya çıkar. Böylece devrimsel
hareketlerle devrimsel olmayan güç çekişmeleri arasında ayrım olur.
1
Hannah Arendt, The Origin of Totalitarianism, Cleveland Meridian Books, 1958, p. 36.
2
James C. Davies, “Toward a Theory of Revolution”, American Sociolojical Review, 27,
1962, p. 10.
3
Samuel Huntington, Ibid, p. 50.
4
David C. Schwartz, Theory of Revolutionary Behavior, New York, Free Pres, 1971, pp.
14-32.
5
Mansoor Moaddel, Class, Politics and Ideology in the Iranian Revolution, New York,
Colombia University Press, 1993, p. 4.
6
Hamit Algor, The Islamic Revolution in Iran, London, Open Press, 1983, p. 2.
25
ulemanın bir grubu monarşiyi desteklerken diğer grup ters yönde
hareket ediyorlardı.
1
Sait Arjomand, The Shadow of God and The Hidden Imam, Chicago, University of
Chicago Pres, 1979, ss. 4 – 5
2
Ervand Abrahamian, Ibid, p. 6
26
örgütleniyorlar? İlk önce devrimci ideolojiler kendi muhataplarıyla temas
kurması gerekmektedir. Kitap ve makaleler yazılmalı, gazete ve
broşürler yayımlanmalı, muhataplar uygun bir mevkide yönlendirilmeli,
hitabeler kısa bir zamanda hazırlanıp sunulmalı, planlar üretilip
yayılmalıdır. Bunların hepsi gerekli kaynakların mevcut olmasına
bağlıdır. Kaynakların seferberliği toplu çalışmaya bağlıdır, bu kaynakları
seferber eden ve bireysel hoşnutsuzlukları düzenleyici bir örgütün
olmadığı durumda hiçbir devrimci hareket yapılamaz. Böylece devrim
insanların ortak amaçlarına ulaşma yolunda kaynaklarını bir araya
getirerek toplu harekette bulunmalarıdır. Metodolojik olarak Bireyci
yaklaşımdan Toplumsal yaklaşıma gittiğimize paralel olarak sosyo –
psikolojik yorumlar da siyasal çatışmalar analizine yaklaşmaktadır.
Bireyci yaklaşımlar devlet önemine dikkat çekerken, örgütsel
yaklaşımda devrim süreci siyasi çatışmalar çerçevesinde ele
almaktadır. 1
1
Moaddel, Ibid., p. 8.
2
Nikki R. Keddie, The Roots of Revolution: An Interpretive History of Modern Iran, New
Haven : Yale University Press, 1981, p. 223.
27
organizasyon ortaya çıkmıştır. Ulemanın bağışlar ve dini vergilerden
oluşan gelirleri ve bu açıdan devletten bağımsızlıkları onların kurumsal
özerklik ve siyasi güçlerini artırmıştır.
1
Nikke R. Keddie, “The Iranian Revolution in Comparative Prespective”, American
Historical Review, 88: 3, June 1983, p. 591.
28
Sonraki bölümlerde göreceğimiz gibi, İran’da hareket ve
devrimlerin tüm aşamalarında bahsedilen teorilerin izlerine rastlamak
mümkündür.
2. Siyasal hareketler,
1
Muhammed Resül Gülşen Fumanı, Jameshenasi Enghelab, Tahran, Azad Üniversitesi
Yayınları, 1990, s. 4.
29
C. Ayaklanma ile Devrim Arasındaki Fark
Ayaklanma ve isyanlar ülkelerin endüstri devriminden önceki
dönemlerden başlamıştır. Dalton (1984) ve Gold Ston (1991), yöneticilerin
ayaklanma ve devrimlere karşı olmaları, ve halkın genel kaygılarının
ayaklanmalar ve devrimlerde aynı olduğuna dair görüş birliği içindedirler.
Dolayısıyla ayaklanmalar ve devrimler ortak bir çerçeve içinde
incelenebilir. İdeologlar ayaklanmaları dolaylı yönlendirirken, iktidarın
ilerideki gelişmelere sebebiyet veren çok sert tepkileri ile karşılaşırlar. Ancak,
ideologlar örgütlenip ayaklanma ile güçlü bir işbirliğine girdikleri zaman
iktidar zorunlu olarak reforma gider.
III. AKTÖRLER
Devrimler ve ihtilaller her toplumda en önemli değişim öğeleridir.
Değişimlerin üç ana unsuru vardır: 1. Değişme faktörü 2. Değişme
şartları ve 3. Değişimi sağlayanlar.
1
Guy Rocher, "Taghırate Ejtimâi" Çev. Mensur Vosougi, 7. Baskı, Tahran, Ney Yayınları,
1998, s.32.
30
ve gruplardır. Bu grupların etkisi onların amaçları, istekleri, değerleri ve
ideolojilerinden gelmekte ve toplumun geleceğini etkilemektedir. 1
A. Aydınlar
Aydın tarihi, Avrupa’nın aydınlanma çağı yani 17 ve 18.
yüzyıllarına kadar uzanır.
1
Robert H. Lower, "Bazı Didgahah Dar Bare Taghirate Ejtimai", Çev. Kavus Seyit İmami,
Tahran, Üniversitesi Yayınları Merkezi, 2000, s.124.
31
Aydın kavramı İngilizce’de “Intellectual”, Fransızca’da
“Intellectuel” ve Latince’de “Intelligere” olarak karşılık gelir. İki şeyi
ayırma anlamına gelmektedir. Bu nedenle eleştirisel akıl olarak bilinir.
Bu dönemlerde aydınlar toplumun ideologları ve aydınlatma rollerini ifa
etmişlerdi 1. “Intelligensia” toplumsal ve kültürel sapmalar ve yanlışlara
dayanamaz ve onlara karşı tepki verir.
Aydın sözcüğü ilk olarak Alfred Dreyfus adında Yahudi bir albayın
yargılanması sırasında bugünkü anlam ve kavramına kavuştu. Dreyfus
adındaki albay orduya ihanet suçu ile 15 Ekim 1894'te yakalanıp ömür
boyu olarak Güney Amerika'da bulunan Şeytan Adasına sürgün
gönderilir. Ancak 5 yıl sonra ele geçirilen yeni evraklar onun suçsuz
olduğunu kanıtlamış ve mahkemesi toplumsal siyasi bir soruna
dönüşmüştür. Bu mahkeme ile ilgili Ocak 1898'te Emile Zola
Cumhurbaşkanına hitaben "Ben Suçluyorum" ifadesi ile başlayan bir
yazı yazmıştır. O bu mektubunda mahkemeleri ve orduyu yasa dışı
işlemlerinden ötürü suçlamış ve bu mektuptan dolayı 1 yıl hapis ve 3 bin
Frank para cezasına çarptırılmıştır. Zola'nın mektubu yayınlandıktan
sonra Marcel Proust ve Anatole France gibi ünlülerin de aralarında
bulunduğu yaklaşık 300 kişilik sanatçı, yazar ve bilim adamının imzasını
taşıyan bir bildiri yayınlanmış ve Yahudi albayın sorgulanmasını
yasadışı ilan edilmiştir. Bu yazı kamuoyunda "Aydınların Bildirisi" olarak
1
Ramin Cihanbeglu, Moje chaharom, Çeviri; Mansur Guderzi, Tahran, Ney Yayınları, 2003,
s. 116.
2
T.B. Bottomore, Jameshenasi, a.g.e., s. 79.
32
tarihe geçip ordu ve mahkemeyi geri adım atmak zorunda bırakmış ve
böylece verilen ceza bir daha gözden geçirilmiştir. İşte bu olaydan
sonra Anatole France ilk defa aydınlar hakkında bir tanım ortaya
atmıştır. Ona göre: “Aydınlar kamu maksadı ve menfaati adına
kendilerini herhangi bir zorunluluk olmadan ve kendisi ile ilgisi olmayan
sorunların çözümüne adayan uzman insanlardır”. Genel olarak aydınlar
Avrupa'nın 18. yüzyıldaki Hümanizm ve Liberalizm ürünleridir. Bu
nedenle eleştirici bir yapıdadır, adalet, özgürlük gibi evrensel
kavramlarla inanırlar.
1
Mehrzad Brojerdi Roshanfikran ve Gharb, Çev. Cemşit Şirazi, ikinci baskı, Tahran,
Farzan Yayınları, 1998, s. 40.
2
Edward Seit, Tasire Roshanfikran, Çev. Hemit Azadanlu, Tahran, Amuzeş Yayınları,
1998, s. 37.
3
Hüseyin Beşeriye, a.g.e., s. 134.
33
Örneğin Sourush'un inancına göre: “Aydın hiçbir zaman iktidarda yer
almamalıdır ve aynı zamanda kendi siyasal fikirlerinden dolayı meydana
gelen avantajları da kullanmamalıdır. Çünkü siyasi güç alanına girmek
aydın için ölümdür” 1.
1
Abülkarim Souruş, Roshanfikri, Dindari ve Hamdeli, dördüncü baskı, Tahran, Sırat
Yayınları, 1999, s. 8.
2
Celâl Alî Ahmet, Khedmet ve Khiyanete Roshanfikran, birinci cilt, Tahran, Harezmi
Yayınları, 1995, s. 91.
3
Ali Şariati, Che Bayed Kard, 5. Baskı, Tarhan, Sırat Yayınları, 1998, s. 257.
34
sınıfa ait olmaması ve birbirine bağlı olmayan farklı sosyal sınıflar
tarafından yapılmasıdır. Bu aktivitede bulunanlara aydın denir." 1
Mannheim yeni dünyada aydınları ideolog ve devrimci değil, belki
bilimsel programlama uzmanlarının toplumu olarak görmeli der ve
hükümetlere nasihatte bulunur. Mannheim, aydınları bir ara sınıf olarak
görür, ama onlar bir orta sınıf oluşturmazlar ve daha çok uzmanlar ve
halk arasında ara bulucu olarak görev yaparlar. Mannheim sınıflar için
şu özellikleri sayıyor: 1- Aydınlar sosyal bir sınıf değildirler, 2- Bir örgüt
oluşturacak durumunda değiller, 3- Aydınlar değişik sınıflardan
oluştuğundan iç yapı açısından dağınık bir grup oluştururlar. Sınıfsal
bağımlılıklarının ötesine gidebilir ve sınıfsal bağımlılıklarının ötesinde
davranabilirler. Mannheim'e göre: “Aydının tercih hakkı vardır ve
arzuladığı konuyu başka konular arasından seçebilir ve istemediği
konuları da reddedebilir. Bu yüzden toplumsal olarak aydınlar homojen
bir grup oluşturmazlar. Çünkü başka konular seçebilirler ve bu onların
en değerli sermayeleridir. Mannheim, aydınları toplumun koruyucusu ve
aynı zamanda kurtarıcısı olarak görmektedir. Bu nedenle aydınların
mevcut olmaması toplumu karmaşa ve karanlığa iter. Mannheim'e göre
aydınlar kendi bağımsızlıklarının farkında olarak hareket ettikleri zaman
toplumdaki rolleri olumludur." 2
1
Karl Mannheim, Jameshenasi Roshanfikran, Çev. Mecit Madadı, Tahran, Sağlıklı
Toplum, Yayınları, s. 31.
2
Mannheim, a.g.e., s. 29.
35
ve proletaryanın merkezi mücadele noktasına dönüştüğünü vurgular.”
Kısaca Marx'ın düşüncesine göre, “Kapitalist toplumda aydınlar, sınıfsal
olarak burjuvadır.”
1
Ali Rıza Elevi Tabar, İktisade Siyasî-Khotude Siyasi Baed Az Enghelabe İslamî, Tahran,
İşletme ve Programlama Yüksek Eğitim ve Araştırma Müessesesi, 2003, ss. 26-27.
2
Ali Rıza Elevi Tabar, a.g.e., s. 41.
36
İran'ın siyasal geçmişine baktığımızda genellikle bazı kalıcı akımları
gözlemleyebiliriz. Ancak mevcut siyasal akımların başlangıcını araştırmak
istersek, meşrutiyetin ötesine gidemeyeceğimizi de göz önünde
bulundurmamız gerekir. Bugünkü mücadele anlamında İran'daki siyasal
mücadele tarihi yüzyıldan ileri gitmemektedir. İran'ın yakın geçmiş tarihini
ve gerçekleşmiş büyük olayları incelediğimizde (Meşrutiyet devrimi,
Rıza Şah iktidarının yükselişi ve düşüşü, petrolün millileştirilmesi
hareketi, 5 Haziran hareketinin bastırılması, Muhammed Rıza Şah'ın
yükselişi ve düşüşü, İslami devrim ve diktatörlüğün düşüşü, devrimden
sonraki siyasal çatışmalar) siyasal hareketlerde 3 akım daha çok göze
çarpmaktadır: 1. Dini (İslami) akım, 2. Milliyetçi akım ve 3. Sosyalist
akım.
Bu üç akımın her biri kendine özgü bir kitleye hitap eder. Bazen
kitlenin başı ve sonu arasında dikkate alınacak farklılıklar görünür. Ama
bazı durumlarda da bir yaklaşım tarzı, aynı anda iki farklı akımın
özelliklerini taşır (iki kitlenin birbirini örtmesi). Dini akımın özelliği
sadece aktif olanların dini inançlar taşımaları ve dine göre
davranmalarından ibaret değil, belki aynı zamanda dini inançlarının,
ortak duygu ve düşüncelerini yaymak için sorumluluk duymalarıdır. Bu
ortak özellikler dışında bu kitlenin bireyleri arasında çok farklı ideolojik
yaklaşımlar bulunabilir. Milliyetçi akımlar için de tam bir bütünlükten söz
edilemez. Sadece bu düşüncenin sempatizanları, nasyonal, liberal ve
halk egemenliği duygularından değişik oranlarda etkilenerek faaliyette
bulunurlar.
1
Feradon Ademiyet, a.g.e. , s. 23.
37
3. İran'da Aydınların Doğuşu
1
a.g.e., s. 37.
2
a.g.e., s. 37.
38
aydınları, İran’ın modernleşme yolunun üstten uygulanılması olduğuna
inanıyorlardı. Bunun iki nedeni vardı; Birincisi, bu reformistlerin çoğu
seçkin insanlardı. İkincisi ise bunların çoğu o dönemin siyasi ve sosyal
yapısında yer alıyorlardı. Onlar kitle, ruhaniler ve geleneksel düzenin
gücüne inanmıyorlardı 1. Mirza Melkom Han, Talibof vs. bu kuşağın
temsilcileridirler.
1
Ramin Cihanbeglu, Moje Chaharom, a.g.e, s. 170.
2
a.g.e., s. 175.
39
dördüncüsü liberal akılcılığın sol ve İslamî düşüncelerin karşısında
zayıflığı 1.
1
a.g.e., s. 178.
2
a.g.e. , S.179
40
1980 yılından sonra İran solunun ideolojik ve siyasi yenilmesi,
İran devriminin karizmalı döneminin sona ermesi, İran’da genç nüfusun
artması ve uluslararası koşulların değişmesi (Berlin duvarının çökmesi
ve Soğuk Savaş’ın bitmesi) ile birlikte İran yeni bir aydın kuşağı
oluşmaya başladı. Şu anda İran’da genç bir aydın sınıfından söz etmek
mümkündür. Bu kuşak üçüncü kuşak ideolojileri, birinci ve ikinci kuşağın
ülkülerine karşıdır ve diyaloga açık oldukları gözükmektedir.
B. Ruhaniler
Julian Benda, manevi değerleri (din, mezhep, adalet, akıl, ...)
koruyan kimselere "ruhani" demektedir. Adalet, gerçek, akıl ruhaninin
değerleridir. Ruhaninin görevi, ahret değerlerini devamlı olarak
insanlara hatırlatmaktır. 2
1
a.g.e., s. 181.
2
Jacques Leenhardt ve Barbara Maj Ghodrete Kelâm ve Naghshe Roshanfikran, Çev.
Manuchehr Firuz Asgari, Meşhed, Firdevsi Üniversitesi, 1999, s. 64.
3
Hüseyin Beşeriye, Jameshenasi Siyasî, a.g.e., s. 221.
41
2. Tarihi açıdan, bir mezhebin ruhani liderleri siyasi güç olarak ne
kadar etkin konuma sahip olursa, politikaya karışma ihtimali o kadar
artar.
1. İslam’da Ruhaniler
1
a.g.e., s. 222.
2
Leenhardt - Maj, a.g.e., s. 65.
42
konfederasyonu idi. Arabistan yarımadasındaki bu “Aşiretler
konfederasyonu”nun başına Muhammed’den sonra kimin geleceği
sorunu, dinsel bir ayrılıktan çok siyasal bir çatışmayı ortaya çıkarmıştır.
43
Çünkü Şii’ler söz konusu inanç sisteminin bir gereği ve sonucu olarak
adaletsizlik temelinde oluşmuş yada bunu miras almış olan iktidarları,
kurulu düzenleri meşru saymamışlardır. Dünyevi iktidarlar, Mehdi’nin
dönüşüne dek Şii’lerin gözünde adaletsizliğin simgesi, gayri meşru
kurumlardır.
44
farklı bir izleyiciler arasında çok sayıda Ayetüllahın da bulunduğu din
adamları “Ayetüllah El-uzma” (Büyük Ayetüllah) yada Merc-i Taklit
(Taklit edilen, izlene kaynak) sıfatlarıyla nitelendirilmektedir. Böylece
onların sayısı, doğal olarak çok azdır. Humeyni, Devrim’in önderi
olmadan önce İran’ın beş Ayetüllah El-uzma’sından biriydi.
1
Ali Şeraiti; a.g.e., s. 28.
2
Faramerz Rafipur, Towse ve Tezad, Tahran, İntişar Şirketi, 2000, s. 350.
45
2. Vilayet-i Fakih
Bazı tanınmış fakihler pratikte Fetih Ali Şah ile yakın ilişkide olup,
saltanatı savunmalarına rağmen teoride hükümet yetkisini, İmam’ın
kayıp döneminde onun mirasçısı ve emanetçisi olan “Vilayet-i Fakih”e
ait olduğuna inanıyorlardı 2.
1
Maşa Allah Ajodani, Meshrutiyete İrani, Tahran, Ahtaran Yayınları, 2003, s. 65.
2
a.g.e., s. 66.
46
anlayışından çok farklıdır. “Vilayet-i Fakih” teorisinde “Baş Müçtehit”
olan kimse hükümet hakkına sahiptir 1.
1
a.g.e., s. 67.
2
John L. Esposito, The Iranian Revolution, Its Global Impact, Florida International
University Press, Miami, U.S.A, 1990, p. 18.
3
İbid., p. 18.
47
düzenlenilmeye çalışılmıştır. İran İslam Devrimi süresince (1970’li
yıllarda) özellikle cami ve çarşıda dine dayalı ittifak şekli, İslam
sayesinde yeniden kullanıldı. Tütün protestosu ve yapısal
ayaklanmasının tersine 1979 devriminde ruhaniler desteklemekle sınırlı
kalmayıp dominant ve iktidar olmuşlardır 1.
3. İran’da Ruhaniler
1
İbid., p. 19.
2
M. Moaddel. Ibid, p. 131.
3
İbid., p. 132.
48
Ulema yargı, eğitim ve Kacar devletini meşrulaştırma yeteneğine
sahip oldukları için Usuli tarikatı desteklendi. Ulema eğitim alanını kendi
tekellerinde tuttular. Kacar’ın yargı sistemi de “Örf” ve “Şâr”
mahkemelerinden oluşmaktaydı. “Örf” mahkemeleri devlet yönetimi
alanını kapsıyordu ve devlete karşı işlenen suçlar la ilgileniyordu. “Şâr”
mahkemeleri ise sivil kurallar ve çekişmeleri ile ilgilenmekte idi. Ulema
“Şâr” mahkemeleri üzerinde tam nüfuza sahiplerdi ve bu mahkemeler
on dokuzuncu yüzyılının başında iktisadi gelişmelerle birlikte daha fazla
önem kazandı. Kacar döneminde Şia siyasi teorilerinin genişlemesi bu
süreçten kaynaklanmaktadır. Böylece siyasal ve dini egemenlik,
İmametin ikili fonksiyonu olan siyasal ve dini liderliği de ortaya çıkardı 1.
1
Arjomand.,İbid, p.225
49
Meşrutiyet devriminden sonra ruhanilerin gücü sürdü, öyle ki bu
dönemde milli hukuk “Meşruiyet” alanında olduğundan dolayı ruhanilerin
hukuku sayılırken Meclis milli hukuk hakkında yasama gücüne sahip
değildi ve sadece kamusal yasaları çıkarabilirdi. Böylece
meşrutiyetçilerle Meşruacılar safları ayrışmaya başladı. Meşrutiyetçiler
eşitliği isterken Meşruacılar ona karşı çıkıyorlardı. Anayasanın sekizinci
ek maddesinde şöyle yazıyordu: “Tüm İran sakinleri kamusal yasalar
karşısında eşit haklara sahip olacaklardır”.
C. Esnaf
Çarşıdaki sınıflar iki büyük gruba ayrılmaktadır.
1
Ahmet Eşraf, Mavane Tarihi Towse Sermayedari Dar İran, Tahran, Zemine Yayınları,
1973, s. 27.
50
ürünlerin iç piyasada satışı ve dışarıya hammadde satışı ile İran tüccar
sınıfının dışarıya bağımlılık zemini hazırlanmıştır. Hatta bazı
durumlarda tüccarlar kendilerini dış ülkelerin himayesine bırakmışlardır.
Liberalizm düşünceleri tüccar sınıfının dikkatini üzerinde toplamıştır.
Aynı zamanda devletin yapısı ticaret konusunda onlara bazı problemler
yaratıyordu, diğer taraftan ekonomik nasyonalizm tüccarın menfaatleri
ile uyuşup ve liberalizm ile birleşerek tüccar sınıfının siyasi ekonomik
hareketlerinde düşünsel zemin oluşturmuştur. 1
1
Beşeriye, a.g.e., s. 32.
51
dükkan kapatmalar ve sokak çatışmaları ile son buluyordu. Piyasa esas
iki sebepten dolayı değişimlere katılıyordu:
IV. ROLLER
a) Liderlik
Genellikle liderlik, etkili olan kişi ve etkilenen kimseler arasında
bir çeşit ilişki olarak bilinir. Bu doğrultuda lider, başkalarından
etkilenmekten ziyade, diğerlerini etkileyip kendi amaçları doğrultusunda
yönlendiren kimsedir. Diğer bir deyişle liderlik, ortak amaçlar için sosyal
ve organize çabaları seferber etmek amacıyla faal bir rol oynamak ve
gerçek bir mevzua sahip olmaktır. Burada liderlikten kastedilen siyasi
bir liderlik olduğundan dolayı liderlik, istek üzerine ve ortak siyasi
hedeflere ulaşmak için belli çabaları kontrol edip ileriye taşıma
faaliyetleridir. 1 Liderlik genellikle her araştırmacının aşağıdaki
unsurlardan birini daha önemli saydığı dört öğeyi içine almaktadır.
1
Julias Gold ve Wiliam L Coulb, Ferhange Ulume Ejtimaî, Çev. Bagher Perham, Tahran,
Maziyar Yayınları, 1997, s. 474.
52
4. İlişki ve Toplu Aktivite: Merkezi etkinin, sonunda grup aktifliği
ile birleşmesi gerekir. 1
1
Beşeriye, a.g.e., s. 50.
2
Feradon Akbarzadeh, Naghshe Rehberi Dar Meshrutiyet, Milli Kardene Neft ve
Enghelabe İslami, Tahran, İslam Devrimi Belgeler Merkezi, 2001, ss. 23-24.
3
Hüseyin Hüseyni, Rehberi ve Besije Siyasi, Ney Yayınları, 2001, s. 20-21.
4
David Apter ve Charls F. Anderson, İtiraze Siyasi ve Taghire Ejtimaî, Çev. Muhammed
Rıza Seit Abati, Tahran, Rahbordı Yayınları, 2001, s. 417.
5
Apter ve Anderson, a.g.e., s. 418.
53
Lider Etki Kaynakları Örneklerin İlişkisi
Geleneksel Gelenekler, Adetler, Geçmiş Feodal – çiftçi
Şahsın sıra dışı özellikleri, Allah vergisi Dini Liderler ve
Karizmatik özellikler gibi Müritler
Devlet makamları -
Meşru Resmi Kanunlar ve Yasalar vatandaşlar
Hissedilir Verimlilik ve Karşılıklı
İş Yaratan Menfaat Satıcı - Alıcı
İş Bitiren (Teknokrat) Ustalık – Bilgi ve Uzmanlık Uzman - Eğitimli
Başka bir deyişle bir grup toplumda diğer gruplarla olan ilişkisinde
egemen konumunda olabilir, bunun sebebi de, daha üstün ekonomik
durum, üstün tarihi geçmiş, iş alanı, eğitim ve dini üstünlükler olabilir.
Bu grup iktidarı zorunlu olarak bir anlam taşımıyor. Yani bir grup
mutlaka üretim olanakları veya üretim konumundan dolayı üstünlük
sağlamaz. Bu araştırmada dikkatler, daha çok bir grubun fikir
üretkenliği, maddi ve ekonomik gücü, kültürel konumu veya dini
değerlerin üstünlüğünden dolayı devrimde üstlenebileceği rol üzerinde
odaklanmaktadır.
b) Organizasyon
Charles Tilly bir topluluğun üyeleri arasında ortak kimlik ve
birleştirici yapıların geliştirilmesine organizasyon demektedir. 1
1
Charles Tilly, Ibid, p. 45.
54
Bu iki unsuru dikkate alarak Tilly'e göre organizasyon kavramı:
1.Ortak kimlik ve 2. İç iletişim ağlarını içermektedir. 1
c) Seferberlik
Seferberlik bir grubun kendi başına bireyler topluluğundan, genel
hayata aktif katılımda bulunan bir gruba dönüşme prosedürüdür. Bu
dönüşümde önemli olan, gerekli kaynak, olanak ve güçlerin var
olmasıdır. Ancak sadece bunlara sahip olmak bir grubun seferberliği
için yeterli olamaz, onları kullanmak ve işletme gücü de önemlidir.
Başka bir değişle, seferberlik, olanaklar ve güçleri toplayıp, onları
amaçlamak ve menfaatler doğrultusunda kullanabilmekten ibarettir. 3
Yukarıdaki tanım ve bu kavramın içinde bulunan 1. Olanak ve kaynak,
2. Güçler ve 3. Onları menfaatlere ulaşma çerçevesinde kullanabilme
durumlarına bakarak devrimler, hareketler ve ihtilaller daha iyi incelenir.
1
Ibid, pp. 62-63.
2
Nemetüllah Kerem Elahı, Beresi Ejtimaî Taghirate Enghelabe İslami, Tahran, Ferzan
Yayınları, 1998, s. 117.
3
Charles Tilly, Ibid, pp. 69-70.
55
kaynaklardır. Bu insani destekler üyeler ve taraftarlardan meydana
gelir. Bunları, kullanmak da amaçlara ulaşmak içindir. 1
kaynaklar organizasyon
1
Beşeriye, a.g.e., s. 79.
2
Charles Tilly, Ibid, p.73.
3
Beşeriye, a.g.e., s. 79.
4
Charles Tilly, Ibid, p. 56.
56
ve güçlerin elde edilişinde kolaylıklar ve zorlukları içerir. Bu iki ortamın
ilişkisi sonucu grup aksiyonu ve organizasyonu şekillenir, onun
sonucunda da seferberlik oluşur.
d) İdeoloji
Mourice Duverger'e göre: "İdeoloji, bireysel itirazları organize
edip grup muhalefetine çeviren bir düşünsel düzendir. Böylece siyasal
bilinci geliştirip onu siyası aksiyon için bir araç durumuna getirir. Diğer
tanım Dumont'a aittir ki çok ince bir ideoloji tanımı sayılır: "Bir grup
yada toplumun durumunu açıklamak için organize ve açık yargılardan
oluşan bir ideler düzenidir.” 1
1
Beşeriye, a.g.e., ss. 77-79.
57
V. MODELİN GENEL YAPISI
Her araştırmada genellikle, kavramlar ve teoriler bölümü
sonunda, araştırmacının bir model ve değerlendirme sunması gerekir.
Model büyüteç altına alınan değişkenleri göstermek dışında değişkenler
arasındaki ilişkiyi de gösterme özelliğine sahiptir.
58
Araştırmanın Modeli
on lik on lik n
sy ber sy ber yo erlik
niz a
Sefer n iz a
Sefer izas
Seferb
ga ga n
Or İd e Or İd e ga
o lo o lo Or İd e
o lo
ji ji ji
ik ik
erl erl r lik
Li
d id de
L Li
Liderlik
Organizasyon
İdeoloji
Değişim
Seferberlik Ulema Oluşum
faktörleri
Organizasyon
Liderlik
Değişim
şartları
İdeoloji
Esnaf
Seferberlik
Organizasyon Zafer
Liderlik
f
İdeoloji s na
Aydınlar E
Seferberlik
Liderlik
Organizasyon
Organizasyon
Liderlik
Seferberlik
Ulema
İdeoloji
Organizasyon
Liderlik
Seferberlik
İdeoloji
59
İKİNCİ BÖLÜM
İRAN'DA 19. YÜZYILIN SONUNDA VE 20. YÜZYILIN
İLK YARISINDAKİ AYAKLANMA VE DEVRİMLER
19. yy. sonu ve 20. yy.’ın ilk yarısı İran muasır tarihinde iki geniş
katılımlı sosyal harekete olan Tütün ve Meşrutiyet Hareketleri
gerçekleşmiştir. Bu hareketler, bir birinden tamamıyla farklı neden ve
yöntemlerle yapılmalarına rağmen bazı noktalarda ortak yönlere
sahiplerdi. Örneğin, her iki hareketin temeli batıyla gelişen ilişkiler
sonucunda oluşması ve İran halkının alt kimliklerinin (örneğin soy,
kabile, dil,…) ön plana çıkmaması. Söz konusu hareketler neden ve
aktörlerin etkililiği açısından bazı farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle her
iki hareketi de ayrı ayrı ele almak faydalıdır.
I. TÜTÜN AYAKLANMASI
Kacar döneminde İran toplumuna Feodal sistem hakimdi. Bu
dönemin en belirgin özelliği, geniş tarımsal yapı ve küçük bir grubun
çok büyük bir çoğunluğa egemenliğiydi. Bu hakim ve seçkin grubun
içinde eğitim görmüş insanların sayısı çok azdı. Seçkinlerin başında
Şah yer alıyordu, iktidarın temeli diktatörlüğe dayanıyordu. Şah'ın
atalarından biri çok eskiden ülkeyi fethettiği için, Şah ülkeyi kendi şahsi
mülkiyeti olarak algılıyordu. Bu yüzden de Şah kendini din savunucusu
ve Allah'ın gölgesi olarak nitelendiriyordu. Halk Şahı dinin koruyucusu
ve dünyanın merkezi sanıyordu. 1 Kacar döneminde de eskisi gibi sosyal
sıralama ulema, iktidar personeli ve esnaf şeklindeydi. Saltanat teşkilatı
ve aristokratlar bir nevi iktidar personeli sayılıyorlardı, sosyal sınıfların
başında geliyorlardı. Her sosyal sınıfın kentlerde görev ve faaliyet yeri
belliydi. Ruhanileri camiler ve okullarda, iktidar kadrosu bakanlıklar ve
darülhükümette ve esnaf pazar ve camilerde, kentin esaslarını
1
Wiliam Floor, Nemunehai Az Tarihe Ejtimaî İran Dar Dore Kajar, Çev. Abülghasem Seri,
2. Cilt, Tahran, Soghan Yayınları, 1986, s. 18.
60
oluştururlardı. Bazı küçük toprak ağaları da kentlerde yaşıyordu,
bunlara fellah ve çiftçi denirdi. Ağalar genelde aristokratların yüksek
rütbeli elemanlarından sayılırlardı. Edipler, şairler, yazarlar,
müneccimler de hükümetlere yakın çevrelerdi. 1 Kacar döneminin en
belirgin sınıflandırma örneklerinden ilki Milli Meclisin nizamnamesidir ki
Meşrutiyetin başında hazırlanmıştır. Millet Meclisine aday seçme hakkı
olan sınıflar şunlardı: 2
1
Ahmet Eşref, Rant Ejtimaî Dar Dore Kajar, Tahran, Zemine Yayınları, 1981, s. 72-73.
2
a.g.e., s. 74.
3
Meclise Şuraî Millî, Muzakere Dar Mejlis, 1. Dönem, Tahran, Meclis Şuraî Milli Yayınları,
1946, s. 7.
4
Nazımül İslam Kermanı, Tarihe Bidari İranian, 1. Cilt, Tahran, Agah Yayınları, s. 181.
5
Kante De Gomono, Se Sal Dar İran, Çev. Zebihüllah Mensuri, Farruh Yayınları, 1973, s.
73.
61
doldurdu, el sanatlarını tahrip etti. Bu düşüş büyük kentlerde halkın
Şahtan şikayetlerini artırdı. Çünkü Şah dışarıdan gelen ekonomik
hücumu engelleyemiyordu. İran'da sanayi üretimi eski yöntemlerde
devam ediyor ve çok az gelişme gösteriyordu, bunun sebebi de para
yokluğuydu 1.
Tütün Ayaklanması hem dış istilayı hem devleti hedef alan ilk
geniş tabanlı ayaklanmaydı. Bu ayaklanma devam etmiş olsaydı belki
her çeşit imtiyaza karşı bir harekete dönüşebilirdi, ancak sadece tütün
üretimdeki tekel priminin kalkmasıyla sınırlı kaldı. 3
1
Abdülrafie Hakikat, Merdom Salary ve Azadı Fikr Dar İran, Tahran, Özgürlükçüler
Yayınları, 1980, s. 141.
2
Homayon Katoziyan, “The Political Economy of Modern Iran, Despotism and
Modernism 1925-1979", New York, Mac Millan Press Ltd., 1981, p. 53.
3
Nike Keddi, Religion and Rebellion In Tobacco, Rejie Prelude To Revolution, 1999, p.
119-157.
4
İbrahim Teymori, Tahrime Tutun ve Kherardad 1890 Reji, 3. Baskı, Tahran, Cep Kitaplar
Yayınları, 1982, s. 16.
62
tekelini 70 yıl boyunca kendi tekeline aldı. Ayrıca sulama tesisatları,
yolların inşası, telgraf hatları ve sanayi fabrikalarını gelecekte kullanma
hakkını kendine saklı tuttu. Bu imtiyaz İran ve Rusya’da büyük tepkilere
yol açtı.
63
tütünün üretim-satış ve ihracat hakkını 50 yıl için G.F. Talboot'a verdi.
Bu anlaşma üzerine Şah bütün tütün çiftçilerine, kendilerini firma
bayilerine tanıtma emri verdi, aksi taktirde cezalandırılıp hapse
gireceklerdi. Tütünün izinsiz ekimi ve satışı da yasaktı. 1 Ancak devlet
henüz açıklama yapmadığından halk meraklanıyordu. Talboot ve firma
yetkililerinin İran'a gelmeleri devlet tarafından bütün kentlerde ilanlarla
halka duyuruldu ve halkın merakı giderildi. 1308 Şaban ayında (1890)
Şahın emri tüm yönetim birimlerine gönderildi ve anlaşmanın
uygulanması konusunda işbirliği istendi. Şah bizzat Tahran tacirleri ile
iki toplantı yaparak anlaşmanın içeriğini anlattı. Bu ayrıcalık bir çeşit
İnhisar hakkını beraberinde getiriyordu, Fransızca da buna Reji (Regie)
dendiğinden ayaklanma Reji Ayaklanması olarak akıllarda kaldı. 2 Bu
anlaşma doğal olarak tütünün üretimini yapan, işleyen kesim ile
pazarlamasını yapan yüzlerce tüccarı, esnafı ve vasıtayı tehdit
ediyordu. Onların işi ellerinden alınıyor ve yabancı firmanın personeline
veriliyordu. Tütün tacirleri hemen harekete geçip Tebriz, Meşhet,
İsfahan, Yezd ve Şiraz kentlerinde esnafı organize edip seferber ettiler.
Tebriz'de esnaf firma bayilerinin faaliyetini engelledi. İsfahan’da Hacı
Muhammed kendi tütün deposunu ateşe verdi. Bu genel eylem dışında
tütün tüccarı da birleşip toplu eylemlerde bulundu. Tütün tüccarı diğer
tüccarla beraber kutsal Hazreti Abdülazim ziyaretgahına giderek Şaha
bir mektup yazdılar ve hiçbir zaman teslim olmayacaklarını bildirdiler.
Sonunda Hacı Muhammed Kazım Melek-ül Tüccar 1892 yılında
Ayetüllah Mirza’ya Şirazi'nin tütün boykotu fetvasını duyurdu ve tütün
alış verişi pratikte iptal edildi, fiyatı düştü. Bu durum çoğu kentte aynen
uygulandı ve sonu hazırlayan sert olaylara yol açtı. Hatta Şahın
hareminde bile nargile bulunamaz hale geldi. Saray hizmetçileri
nargileleri kırıp Şahın görmesi için haremin önüne yığdılar. 3 Sonunda
1
Gholam Rıza Verahram, Tarihe siyasi ve Enjumenha Dar Dore Kajar, 2. Baskı, Tahran,
Moin Yayınları, 1999, s. 265-266.
2
Feradon Ademiyet, İsyan Reji, a.g.e., s. 17.
3
Nike Keddi, Tahrime Tutun Dar İran, Çev. Şahroh Kaem Makamı, Tahran, Cep Kitapları
Yayınları, 1977, s. 17.
64
Şah bu anlaşmayı feshetmek ve İngiliz firmaya 5000 £ ödemek zorunda
kaldı.
1
Abrahamian, İbid; p. 61.
65
düzenlemelere Kanun ismini taktı. Böylece hem dini kurallar (şeriat)
hem de devlet kurallarından ayırt etmek mümkün olabilirdi. Melkom Han
söz konusu kanunların genel refahın iyileşmesi ve tüm bireylerin eşitliği
ilkelerine dayanmasını savunmaktaydı 1.
1
İbid, p. 62.
2
İbid., p. 63.
66
çıkardı (1890). Bu gazete Tahran’da büyük ilgi gördü, bu nedenle onun
girişi yasaklandı 1.
1
Ajodani, a.g.e, s. 281-282.
2
a.g.e., s. 284.
3
a.g.e., s. 284.
4
Abdulhadi Haeri, Tesheyyo ve Meshrutiyet Dar İran, Tahran, Amir Kabir Yayınları, s. 47.
5
Abdülrahim Zaker Hüseyin, Matboat-e Siyasi-e İran Dar Asre Meşrute, Tahran, Tahran
Üniversitesi Yayınları, 1991, s. 38.
67
önemli olmalarına rağmen siyaset ve mezhep dışı konulardan ayrı bir
yere sahiptir ve söylenen konular bilgili insanlar tarafından üstlenilmesi
gerekiyor.” O siyasal rejimleri üç grupta kategorize eder: 1- Mutlak
despot hükümetler, 2- Meşrutiyet saltanat rejimler ve 3- Cumhuriyet
hükümetleri. O despot rejimi eleştirirken İngiltere’nin meşrutiyet
hükümetini övmektedir 1.
Seyit Cemalettin EsedAbadi
Seyit Cemalettin 1840’lı yılların sonlarında Hemedan’ın Azeri
konuşan bir köyünde küçük ağa ailesinde doğdu. Babasının fakir
olmasına rağmen ailevi bağlardan yararlanarak dini eğitimini başarıyla
bitirdi. Eğitimini Kazvin’de başladı ve Necef medresesinde devam
ettirdi. Fakat bu geleneksel terbiyeye rağmen geleneksel olmayan
alanlarda araştırmaya başladı, ilk başta Şeyhilik sonra da Babilik
üzerinde incelemelerde bulundu ve ardından da yeni bilgileri kazanmak
için Hindistan’a gitti. 1857 yılında Bombay’a geldiğinde Hindistan
ayaklanmasının etkisinde kaldı. Ayaklanmanın Müslümanları
birleştirmesi, onu mevcut dini anlayışlarla siyasi davranışlar arasında
ilişkiyi incelemeye yöneltti. Ayrıca ayaklanmanın bastırılması, yeni
bilimlere olan merakını şiddetlendirdi. O düşüncelerini üç temel sonuçta
özetledi; 1. Emperyalizm Hindistan’ı ele geçirdikten sonra Ortadoğu
tehlike altındadır. 2. Doğu ve Ortadoğu sadece hızlı bir şekilde yeni
bilimleri kazanarak batı istilası karşısında durabilir. 3. İslam gelenekçi
bir yaklaşıma sahip olmasına rağmen halkı emperyalistlere karşı
yönlendirmede etkin bir dindir.
Seyit Cemal Arabistan ve Basra körfezi yoluyla Afganistan’a gitti.
Muhafazakar sarayın misafiri olduğu için reformist düşüncelerini gizledi
ve İngilizlere karşı Rusya’yla işbirliği için şahı ikna etmeye çalıştı.
İstanbul’a geldiğinde Şiiliğini saklamak için kendini Afgani olarak tanıttı.
Müslümanların, ilahi konuların yanında insani düşünme yoluyla bilgi
elde etmeleri sonucunda eski parlak uygarlığa kavuşabileceklerini
1
a.g.e., s. 39.
68
açıkça dile getirerek büyük bir tartışma yarattı. Mısır’a sürgün
edildiğinde oradaki masonlara katıldı ve ülkenin İngiltere işbirlikçisi olan
Mısır Hadivi’nden kurtulması için bazı siyasi reformlar talep etti. Onun
yeniden sürgün edilmesinin ardından 1879 – 1886 yılları arasında
zamanının çoğu Avrupa ve Hindistan arasında yolculuklarla geçti.
Seyit Cemalettin hem dindar ve hem de din karşıtı Müslümanlarla
tartıştı, dindarlarla Hindistan’la birleşmedeki temayülsüzlükleri ve din
karşıtlarıyla da dinin emperyalizme karşı en iyi silah olduğu gerçeğinin
göz ardı ettikleri için eleştirdi. Avrupa’da Arapları İslamın çöküş nedeni
olarak gösteren bilimsel olmayan önyargılı doğubilimcilerle tartıştı. Ona
göre sebebi soyda değil dini bağnazlıkta aramak gerekmektedir.
69
Mirza Fetih Ali Han Ahundzade
70
7. Ahundzade’ye göre: “Doğu toplumlarının kurtuluşunu İslami
alfabenin değişmesinde saklıdır”.
71
döneminde de İran’ın Fransa’daki Elçiliği’nde görev yaptı ve bu
dönemde “Clemente Amite” Masonluğuna girdi. İranlı aydınların
masonlara sıcak bakmalarının nedeni masonların Fransa Büyük
Devrimindeki rolleri idi. O Paris’te “Yek Kelime” (Bir Kelime) yazısını
bitirdi ve 1876 yılında İran’da yayımlattı. 1872 yılında Dışişleri
Bakanlığı’nın yardımcılığına atandı. 1882 yılında İstanbul’da
yayımlanan Ahter Gazetesinde yazdığı makaleden dolayı yakalanıp
hapse atıldı ve birkaç ay sonra suçsuzluğundan dolayı serbest bırakıldı.
1891 yılında Melkom Han ve Kanun Gazetesiyle ilişkide olduğu
gerekçesiyle yeniden yakalandı ve bir yıla kadar hapis yattı, ancak
hastalığından dolayı serbest kaldı. Hapisten çıktıktan sonra Tahran’a
geri döndü ve 1896 yılında da öldü.
72
İrevan’daki okulun açılışı oldu. Nasrettin Şah Avrupa dönüşünde onun
İrevan’daki okulunu ziyaret etti ve onun İran’a geri dönüp o okul
benzerinin İran’da açmasını istedi. 1890 yılında Ruşdiye Okulu
Tebriz’de kuruldu. Bu okul bir sene sonra dini okullarının öğrenciler ve
nüfuzlu ruhanilerin çabaları sonucunda kapatıldı. Fakat o 1897 yılına
kadar defalarca Tebriz’de okullar açtı ve medrese yöneticiler ve
gelenekçi ruhanilerin karşı çıkmaları sonucunda kapatılıyorlardı.
73
Tütün Ayaklanmasında Aydınların Rolleri ve Etkililikleri
74
B. Tütün Ayaklanmasında Ruhanilerin Rolü
a) İdeoloji
11
Keddie, Ibid., p. 65.
2
Homa Nateq, Sar Aghaz-i Eghtedar-i İktisadi ve Siyasi-ye Mollayan” (Molların İktisadi
ve Siyasi İlerlemelerinin Başlangıcı), Alfabe, Yaz 1983, s. 52.
3
Ademiyet, a.g.e., ss. 31-32.
75
olaylara dayanıyordu (Yabancıların hakimiyetine karşı mücadele,...).
Tütün Ayaklanmasında hareketi yönlendiren düşünceler alimler ve dini
liderlerden geliyordu.
1
Mohsen Beheşti Sereşti, Naghshe Ulema Dar Siyaset, Tahran, İslam Devrim Yayınları,
2001, s. 95.
2
Hüseyin Abadiyan, Tafakkure Dini ve Harekete Zide Hareket Reji, Tahran, İran Tarihi
Mutaleat Müessesesi, 1997, s. 80.
76
b) Seferberlik
c) Organizasyon
1
Hüseyin Abadiyan, a.g.e., s. 126.
2
İbrahim Teymoori, a.g.e., s. 152.
77
bulunmadığı yerde çok etkilidirler. Halkın şii din liderlerinin evlerinde ve
camilerde toplanıp dini liderlerin konuşmalarını dinlemeleri, esasında
halkın anlaşmaya karşı hareket için başlangıç sayılırdı. Ayaklanmanın
başarısı İslam’ın yabancılar ve kâfirlere karşı zaferi olarak yorumlandı.
Bu halkın dini liderlere itaat ettiklerine dair en iyi örnektir ki, temelinde
de ortak kimlik yani dini taklit yatar.
d) Liderlik
1
Mohsen Beheşti, a.g.e., s. 18.
78
geri adım atmak zorunda kaldı. Şiraz ve Tebriz'in yanında, Isfahan
kentinde de tütün hakkı aleyhine, halk ulema liderliğinde ayaklanmıştır.
Tütün boykotu için ilk fetva Isfahan'ın din hocalarından geldi.
1
Hüseyin Abadiyan, a.g.e., s. 155.
79
Tütün Ayaklanmasında Ruhanilerin Rolleri ve Etkililikleri
80
C. Tütün Ayaklanmasında Esnafın Rolü
1
Moaddel, Ibid., p. 107.
81
Devlet iç ticareti desteklemekte başarısız oldu ve buna ek olarak
da Rusya ve İngiltere’nin kendi vatandaşlarını destekleme
doğrultusunda İran’ın içişlerine de müdahale etmekteydiler. Böylece
İranlı tüccarlar daha fazla Avrupalı firmalara bağımlı hale gelerek
yabancıların ortağı değil birer temsilci veya kişisel dürüstlüğe sahip olan
birer eleman konumuna düştüler. On dokuzuncu yüzyılın başlarında
İranlı tüccarlar “liberal ve dar kafalılar arasında özgür düşünceli” ününe
sahiplerken Avrupalıların gözünde güvenilmez alçak ve yabancıları
aldatan insanlar olarak tanındılar. Tüccar ve esnafın gittikçe ekonomik
pozisyonlarıyla birlikte azalan sosyal saygınlıkları, onları yabancılar ve
devlete karşı direnmeye itti. Bu olaylar tüccar ve küçük burjuvaları ortak
siyasi platform çatısı altında birleştirdi. Şüphesiz bu durum çarşının
Tütün Ayaklanmasında aktif bir rol almasını açıklayabilir 1.
a) İdeoloji
1
Ibid, p. 110.
2
Ahmet Eşref, a.g.e., s. 82.
3
Hüseyin Beşeriye, a.g.e., s. 90.
82
ekonomik emniyete ulaşmaya çalıştılar. 1 Tüccarla aralarında yaptıkları
yazışmalarda bu olay açıkça ortaya çıktı. Devletin bu tekel imtiyazından
dolayı meydana gelen mali zararını tüccarlar rakamlarla ortaya koyarak,
devletin buğday, haşhaş ve pirinç gibi ürünlerde de aynı yola
başvurmasından korkuyorlardı. 2
1
Yakup Ajand, Harekete Tutun, Tahran, Amir Kabir Yayınları, 1988, s. 78.
2
Feradon Ademiyet, Name Hajı Muhammed Rehim Esfehanı Be Aminûlzarb ve Hareket
Reji, Tahran, Peyam Yayınları, 1975, s. 140.
3
Nike Keddi, Ibid, p. 124.
83
b) Seferberlik
1
Ahmet Eşref, Mevane Tarihi Towse Sermayedari Dar İran, a.g.e., s. 111.
2
Faradon Ademiyet, a.g.e., ss. 34-43.
3
M. Etimadulsaltaneh, Hatırate Rozname Negarı, Tahran, Amir Kabir Yayınları, 1971, s. 76.
4
Feradon Ademiyet, a.g.e., ss. 52-53.
84
tütün mücadelesine hazırlıyordu. Tahran Ayaklanmasında, önemli iki
tüccardan biri Hacı Muhammed Hüseyin Aminülzarb ve diğeri Hacı
Muhammed Kazım Melekültüccar başrolü oynadılar. Aminülzarb
başlangıçta firmaya işbirliği sözünü vermesine rağmen daha sonra
firmayla ilişkisi yürümedi ve halkı firmaya karşı tahrik etmeye başladı,
bu tütün boykotu için en iyi yoldu. 1 Tüccarlar boykotu yaymak ve
yabancıların önünü kesmek için özellikle toplumun alt sınıflarına ulaşma
konusunda ve ruhanilere ihtiyaç duydular. Aynı zamanda Ulaştırma
Bakanı Eminüldevle gibi Liberal siyasetçileri ve reformcuları kendilerine
katılma ve muhalefet etmeme konusunda ikna ettiler. 2 Tahran
tüccarlarından Mirza Kazım Melekültüccar'ı da kamuoyunu tütün
tekeline karşı seferber etme konusunda unutmamak gerekir. Ayetüllah
Mirzaye Şirazi'nin tütünü boykot fetvasını bastırıp yayınlamıştı (1892).
Şirazi'nin Fetvası halk arasında çok büyük bir harekete yol açtı.
Buna karşı devlet ve taraftarları bir ilan yayınlayarak bu fetvanın
Mirzaye Şirazi'ye ait olmadığını ileri sürdüler. Onlara göre, fetvayı Mirza
Kazım Melekültüccar kendisi yazıp Mirzaye Aştiyani emriyle
yayınlamıştı. Bu haberler üzerine Tahran-Tebriz-Isfahan ve birkaç
büyük kentin alimleri Samere kentine telegraf çekip Mirzaye Şirazi'den
bu konuda bilgi istediler ve olay kendiliğinden halk arasında yayıldı. 3
1
Mehdi Bezirgân, a.g.e., ss. 168-171.
2
Janet Afari, İran Der Enghelabe Meşrute, Çev. Rıza Rızai, Tahran, Biston Yayınları, 2000,
s. 53.
3
Muhammed Ali Katoziyan, a.g.e., s. 52.
85
karşı mücadeleyi İslam ve kafirler mücadelesine dönüştürüp halkı
ekonomik müdahaleye seferber etti. 1
c) Organizasyon
d) Liderlik
1
Janet Afari, a.g.e., s. 53.
2
Nike Keddie, Ibid, p. 126.
3
Feradon Ademiyet, a.g.e., ss. 55-56.
86
Başka bir yaklaşım da, hareketteki faal rolü dini ulemaya bağlayarak ön
plana çıkartır, esnaf ve tüccarın önemini reddeder. 1
1
Hüseyin Abadiyan, a.g.e., s. 58.
2
Nike Keddie, Ibid, pp. 55-56.
87
Tütün Ayaklanmasında Esnafın Rolleri ve Etkililikleri
88
Tablo 2.1. Roller ve aşamaların sonucu, Tütün Ayaklanması'nda
insani etkenlerin etkinlik dereceleri.
Oyuncular ve etki
dereceleri Milli Aydınlar Ulema Esnaf
Roller
ve Aşamalar Az Orta Çok Az Orta Çok Az Orta Çok
Hazırlama √ √ √
İdeoloji
Oluşum √ √ √
Zafer √ √ √
Hazırlama √ √ √
Seferberlik
Oluşum √ √ √
Zafer
√ √ √
Hazırlama √ √ √
Organizasyon
Oluşum √ √ √
Zafer √ √ √
Hazırlama √ √ √
Liderlik
Oluşum √ √ √
Zafer √ √ √
Genel Değerlendirme
Grafik 2-1'de görüldüğü gibi ideolojik roller açısından etki derecesi
sıralaması şu şekildedir: 1.Dini ulema, 2.Milli aydınlar ve 3.Esnaf. Seferberlik
açısından : 1-Ulema ve esnaf ve 2. Milli aydınlar. Organizasyon açısından: 1-
Dini ulema 2- Milli aydınlar ve 3- Esnaf. Liderlik açısından: 1- Milli aydınlar ve
esnaf ve 2- Ulema.
89
Milli Aydınlar
Dini Ulema
Milli Aydınlar
Dini Ulema
Dini Ulema
Esnaf
Milli Aydınlar
Milli Aydınlar
çok
Esnaf
Esnaf
Dini Ulema
Esnaf
orta
az
Çok
Orta
Az
90
II. MEŞRUTİYET DEVRİMİ
Meşrutiyet devleti teorisi 18. yüzyılın ürünüdür. Ancak bu
düşüncenin temelleri Orta Çağa kadar uzanır. Meşrutiyet'in bazı temel
düşünsel kavramları mutlak (oteriter) devlet teorisinin yüzyıllar öncesine
gider. Buna rağmen mutlak devlet teorisi kendi içinde meşrutiyet
düşüncesi için zemin hazırladı. Mutlak devlet meşrutiyet düşüncelerinin
oluşumunu sağlayan bütünlük içinde merkezi bir siyasal düzen
meydana getirdi. Monarşik sistemin etkinliğini yitirmesi, devletin
çıkarlarına hitap eden iktidarların oluşması aynı zamanda halk
egemenliği ve milliyetçi düşüncelerin gelişmesi, devlet kavramına yeni
yorumlar getirilme gereksinimine neden oldu. 1
1
Andrew, Vincent, Theories of The States, Oxford, Basıl Black Well – 1987, pp. 123-124.
2
Ibid, p. 124.
3
Brigeston Moor, Usule Ejtemaîe Demokrasi ve Diktatori, Çev. Hüseyin Başeriye Tahran,
Üniversite Yayınları, 1990, s. 50.
91
Meclisin kurulması ve hukuk düzenini sağlayan yasaların
egemenliği dışında, bireysel özgürlük ve güçler ayrımı gibi değerler de
meşruti yönetimlerde mevcuttur. 1
a) İç Etkenler
1
a.g.e. s. 65.
92
3. Ekonomik ve gümrük düzeninin dağınıklığı,
b) Dış Etkenler
1
Abrahamian, Ibid. p. 67.
93
bölgesindeki anti istibdat düşünceler ve özellikle Bakü’deki
hareketlenme, İran halkının düşünsel değişimini hızlandırıp kanun ve
meclise dayalı bir yönetim isteğine sürüklemiştir. 1
1
Abdülrafi Hakikat, a.g.e, s. 102.
2
Emadeddin Baghi, Tarihe Dore Jadide İran, Araştırma ve Programlama Teşkilatı, Tarih
Bölümü, 2001, s. 39.
94
Dışarıdan Alınan Krediler: Bu krediler Şah'ın ziyaret ve
eğlencelerine gidiyordu ve yabancıların gelir kaynağına dönüşmüştü.
Kredilerin faizleri çok yüksekti ve ülke ekonomisini daha da felç ederek
halkın mağdur olmasına ve şikayetlerine sebep olmuştur.
95
kütüphanesini kurdular. Kütüphane ve topluluğun öncül adamı “Mirza
Nesr-üllah Melek-ül Mütekellemin” idi 1.
1
a.g.e., s. 70.
96
İki hafta müzakere sonunda, Muzaffer-ül Din Şah ateşli
bildirilerden korktuğu için, Avrupa yolculuğuna gitmeden önce dönüşte
Noz’u görevden alacağına dair söz verdi, fakat bu olay hiçbir zaman
gerçekleşmedi.
97
mektup yazmış ancak etkili olamamıştır. Eynüldevleh’nin emriyle
tutuklanıp, sürülenlerden biri Mirza Hasan Ronşdiye, diğeri Şeyh
Muhammed Vaiz'dir. Görevliler Şeyh Muhammed Vaizi bir ilmiye
okulunun yanındaki bir askeri hapishanede tutuklu olarak sakladılar,
ancak halk ve öğrenciler hapishaneye saldırıp kendisini kurtarmış, fakat
saldırı sırasında askerlerin açtığı ateş sonucu Abdülhamid adında bir
öğrenci öldürülmüştür. Halk onun cesedini defnettikten sonra, camilerde
toplanmış, ulema da kentten uzaklaşıp ancak eylem için Kum kentine
doğru yola çıkmış, bu harekette kalabalık bir halk grubu onlara eşlik
etmiştir. 1
1
Emadeddin Baghı, a.g.e. s. 50.
98
bunun üzerine halk elçiliği terk etmiştir. Bir kaç gün sonra da Ulema
Kum kentinden geri dönmüştür. 1
Böyle bir ortamda Milli Meclis açıldı ve beklendiği gibi orta sınıf
rolü meclisin sosyal yapısına yansımıştı. Üyelerin % 26’sı esnaf
başkanları, % 20’si ruhaniler ve % 15’i tüccarlardan oluşmaktaydı. Bu
mecliste üç siyasal akım vardı; saltanat yanlıları (despotlar),
muhafazakarlar (ılımlılar) ve liberaller (özgürlükçüler). Despotların
meclisteki sayısı az idi ve mecliste pek sevilmiyorlardı ve genelde
prensesler, ayan ve ağalar arasından seçilmişlerdi. Ilımlılar meclisin
çoğunluğuna sahiplerdi ve bu grup Muhammed Ali Şal Furuş ve Emin-ül
Zarb liderliğinde hareket ediyorlardı, ayrıca Tebatebaii ve Behbahani
tarafından da desteklenmekteydiler. Özgürlükçüler genelde aydınları
temsil ediyorlardı, Tebriz’den Takizade ve Tahran’dan Yahya İskenderi
önderliğinde siyasal reformlarla birlikte sosyal ve ekonomik alanlarda
geniş reformların uygulanmasını savunmaktaydılar 2.
1
Abdülrefi Hakikat, a.g.e. s. 154.
2
Abrahamian, Ibid. p. 75.
99
Meclisin ilk işi Meşrutiyet Anayasası’nı hazırlatmaktı. Şah bu
yasayı imzaladıktan beş gün sonra öldü. Muhammed Ali Şah babasının
yerine Tahta oturdu ve tıpkı Nasrettin Şah gibi davranmaya başladı. O
kendi taç koyma törenine millet vekillerini davet etmeyerek onlara önem
vermedi. Ayrıca bakanlara meclise önem vermemeleri doğrultusunda
emir verdi ve eyaletlerin valilerine yerel toplulukları hiçe saymalarını
önerdi. O Müşirüldevle yerine muhafazakar olan Emin-ül Sultan’ı
sadaret koltuğuna oturttu. Fakat Şah ve Meclis arasındaki en önemli
çatışma gelecekteki hükümet düzeni alanında ortaya çıktı. Milletvekilleri
Belçika Anayasası’nı tercüme ederek parlamenter bir hükümet düzenini
istemekteydiler. Anayasasının tamamlayıcı maddesi olarak tanınan
“nihaiyi senet” iki temel bölümden oluşmaktaydı; birinci bölümde hukuk
ilkeleri, yasalara karşı tüm insanların eşit olduğu, mali ve can güvenliği
garanti altına alınmıştır. İkinci bölümde güç ayırımı yaparak, yasama
gücü ön plana alınmıştı. Şah bu tamamlayıcı maddeyi kabul etmeyerek
muhalif liderlerinden dördünü mülhit ilan etti ve bir Müslüman olarak
meşrutiyeti değil meşruaya inandığını söyleyerek yabancı bir kavram
olan meşrutiyeti kabullenemez ilan etti. O Alman Anayasası’na daha
sıcak bakıyordu 1.
1
Ibid., p. 76.
100
adamları aleyhinde bir makale yayınladı ve Habl-ül Metin Gazetesi bir
makalede Ortadoğu’nun geri kalma nedenini ruhanilerin olduğunu yazdı.
İskenderi ünlü bir aydın idi, o bir kız okulu ve bir kadın topluluğu
kurarak büyük bir tartışma yarattı.
101
Saltanat yanlıları Tahran’ı işgal altına aldılar. Fakat Kerbela ve
Necef’teki üç müçtehit açıkça Şah’ı kınadılar. Büyük şehirlerde
anayasayı koruma yolunda silahlı gönüllüler toplandı. İç savaş olayları
daha çok Tebriz’de gözüktü ve Milli Meclis olmadığından dolayı, eyalet
meclisi kendini Azerbaycan Eyalet Hükümeti olarak ilan etti. Tebriz’deki
savaşların sonucunda meşrutiyetçilerin Settar Han ve Bağır Han
liderliğinde düşmanı yendiler. Yeprem Han Ermeni, Enzeli ve Reşt
şehirlerini fethederek kızıl bayrağı dalgalandırdı. O Muhammed Veli
Sepehdar’la birlikte Tahran’a doğru harekete geçti. Öte yandan
Simsam-ül Saltana İsfahan’ı ele geçirdikten sonra kendi kabilesi ve
İsfahanlı gönüllülerle birlikte Tahran’a doğru hareket etti. Eyaletlerdeki
ayaklanmalar ve Sepehdar – Yeprem Han ve Simsam-ül Saltana
ordularının Tahran’a doğru ilerlemeleriyle birlikte Tahran’daki saltanat
yanlılarının konumu yıprandı. Esnaf liderleri yeni grevler düzenlediler ve
sağ kurtulan muhalif liderler kendi yandaşlarını örgütlemeye başladılar.
Böylece orduların Tahran’a girişi ve şehirdeki gönüllülerin onlara
katılmasıyla galibiyet gerçekleşti. Bu durumda Şah Rusya Elçiliğine
sığındı ve iç savaş sona erdi.
102
Avrupa’da eğitim gördüklerinden Pozitivizm-Sekularizm, Liberalizm ve
bunların içerdiği kavramları tanıyor, İran’ın geri kalmasının esas sebebini yeni
düşüncelerin ve Avrupa’ya benzer kanunların olmayışına bağlıyorlardı.
1. Aydınların Doğuşu
1
Abrahamian, Ibid, pp. 79-80.
2
Seyit Celâlettin Madani, Rabitahaye Hariji İran Dar Tarihe Siyasi, II. Cilt, Tahran, İslam
Yayınları Merkezi, 1984, s. 13.
103
sıralanabilir: Abbas Mirza Nayebülsaltanat, Mirza İsa Khayım Makam,
Mirza Abülkhasım Khayım Malkom, Mirza Taghihan Amir Kebir, Mirza
Hüseyin Han Sepahsalar, Mirza Mülkümhan Nazemüldevle ve Seyit
Cemâleddin Asad Abadi.
1
Celalettin Madani, a.g.e. s. 11-13.
104
Hindistan’da basılan Seyit Celallettin Kaşani’ye ait Heblül Metin, diğeri
Londra da basılan ve Mirza Melkomkhan’a ait Kanun'du. Her ikisi de
dışarıda basılıp İran'dan uzak siyasi ortamdan geliyordu.
1
Abrahamian, Ibid, p. 9.
2
Abrahamian, Ibid, p. 101.
105
5.4. Devrimci Komite: Bu komite Ademiyet Topluluğu'nun tersine
Radikal bir yapıya sahipti. Babası Melekülmotekellimin grubunun lideri
olan Melekzadeh, grubunun Milli Kütüphaneye gelip gitmekte olan 57
kişilik bir aydın grubu ile kurdu. Haziran 1904’te yaptıkları gizli
oturumlarda, amaçlarının istibdadı yok etme ve kanun adaletini
yerleştirme esasına dayalı olan bir program ortaya koydular. 1
1
Abrahamian, Ibid, p. 101.
2
Abrahamian, Ibid, p. 101.
3
Richard Kathim, Nasyonalizm Dar İran Çev. Ahmet Tadayyon, I. Baskı, Tahran, Kavir
Yayınları, 1999, s. 313-315.
106
altında ifade ediyorlardı. Melkomhan, Kuran, İslam ve dini ulema
üzerinde daha çok yoğunlaşıyordu. Melkom Han ve Talibov’un bazı
eserleri Meşrutiyetten bir kaç yıl önce yayınlanmış ve meşrutiyeti
açıklayarak topluma tanıtmış oldular. Bundan dolayı Meşrutiyet
ideolojisinin Talibov ve Melkom Han gibi aydınlar vasıtasıyla yayıldığını
söyleyebiliriz. Bu görüş Nazimülislam Kermani gibi tarihçiler tarafından
da vurgulandığından daha da kabul görür. Ayrıca Melkom Han gibi
aydınlar İran toplumunun problemleri ile ilgili daha derin yorumlara
sahiptirler ve bilimsel işlevsel projeler ve öneriler beyan etmektedirler.
Örneğin haksızlığa karşı mücadele ve adaletin sağlanması konusunda
Melkom Han yeni model ceza kanunları yapılmasını, savcılığın
kurulmasını istiyor ve devletin, bakanlıkları düzeni, meclis genelgeleri
ve kanunlar konusunda daha güçlenmesini söylüyordu. Talibov kanunlar
çerçevesinde askerlik ve devlet hizmeti üzerinde durmuştur. Genel
olarak meşrutiyet devrimine hakim olan liberalizm, ifade özgürlüğü,
özerklik, kardeşlik ve eşitlik ile milli egemenlik ve anayasaya dayanan
modern devlet gibi devrimci düşünceler aydınlar tarafından ortaya
atılıyordu. Onlar da bu düşüncelerini başka ülkelerin hareketleri ve
aydınlık dönemlerinden alıyorlardı.
1
Rıza Davari, Enghelabe İslami ve Moghiyete Dunya, Tahran, Allameh Tabatabai Kültür
Merkezi Yayınları, 1982, s. 87.
107
kullanıyorlardı. Melekzadeh’ye göre: “İfade ve basın özgürlüğü
bulunmayan istibdat devletlerinde aydınların gece gazeteleri ve yazıları
çok önemliydi”. Çeşitli oturumlar ve toplantılarda aydınların ilan ve gece
yazıları hemen hemen yüz elli kişi arasında elden ele dolaşıyordu ve bu
kamuoyunu yeni ve çağdaş düşüncelerle tanıştıran en etkili yöntemdi.
Aydınların en önemli seferberlik olanaklarından biri ulemanın halk
arasındaki manevi gücüydü. Hatta Afarı’nın dediğine göre:
“Meşrutiyetçilerin büyük bir kısmı Bahai veya Sami olmalarına rağmen
kamuoyunu kendi taraflarına çekmek için, dini düşüncelerin taraftarı gibi
davranırlardı. Bu yöntem Melkom Han ve Seyit Cemalettin gibi milli
liderlerin de benimsediği bir yöntemdi; daha sonra da Melekül
Motekellimin ve Seyit Cemalettin Vaiz tarafından devam ettirildi. 1 Milli
Aydınların devrimci güçlerinin seferberliğinde en önemli katılımı bütün
olanaklarını halkın uyanışı için kullanan devrim komitesidir. Örneğin
Seyit Cemalettin bir nutkunda şöyle der. “Ey halk siz süzgeç gibisiniz.
Suda durduğu gibi dolu ama çıkınca hemen boşalan, siz de benim
minberimde durduğunuz sürece heyecanınız devam ediyor ama evinize
gidince hemen soğuyor ve sönüyorsunuz.” 2
1
Janet Afari, a.g.e. s. 43.
2
Melekzadeh, a.g.e. s. 37.
108
içinde oluştular. Birinci gruba örnek olarak devrimci komitesi, Mekez
Gayb Tebriz'de, Masonlar ve. ikinci grupta ilk topluluklar her kentte
kanuna göre çalışıyor sayılabilir. Devrimden önceki yıllardaki kapalı
ortamdan dolayı aydınlar toplantılarını gizlice yapıyorlardı. Bunun
sebebi özgür faaliyete izin vermeyen baskıcı iktidardı. Ancak aydınların
yükselişi ile birlikte bu toplantılar çok popüler oldu. İranlılar Uyanış
Kulübü veya Masoneri Leji bunların ilklerini halka ulaştırdılar. Beşeriye
Milli aydınların fikir ve organizasyon rolü ile ilgili olarak şöyle yazar:
“Feramuşhane ya Ademiyet grubu, uyanış Leji, Masonlar ve Terakki
topluluğu gibi aydın toplulukları düşünsel ve bilimsel olarak aydınların
faaliyetini organize edip İran’ın geri kalma problemini çözmek için geniş
siyasi reformlar istemekteydiler." 1
1
Beşeriye, a.g.e. s. 257.
109
D. Ulemanın Meşrutiyet Devriminde Rolü
Kurumsal bir devrimle sonuçlanan hareketin temellerinin büyük
bir kısmı modern siyasal söylemden oluşmaktaydı, ve bu yaklaşımda
ana tema nasyonalizm, sekularizm ve demokrasi vardı. Siyasal
demokrasi düşüncesi bu dönemdeki sosyal düşüncenin merkezinde yer
almakta ve kurumsal hareketin güçlü bir ideolojik unsuru sayılmaktadır.
Bu tema ulema faaliyetlerine de yansımış ve onların kurumsal rejim
anlayışını etkilemekteydi. Kurumsal değişimin liderleri arasında
ulemadan iki kişi önemli rol oynamışlardı; Ayetüllah Tebatabai ve
Ayetüllah Behbahani. Ayrıca Melekül Motekellimin gibi sosyal demokrat
akımlarıyla ilişkide olan bazı ulema da gözükmekte idi 1.
Toplumun saltanat mutlakçılığı ve kurumsal rejim yanlıları olarak
ayrışması, ulema saflarında iki zıt cephe oluşturmuştur. Kurumsallık
karşıtları ve saltanat yanlıları Şeyh Fezlüllah Nuri tarafından
yönlendirilirlerdi, sözedilen müçtehit Ayetüllah Tebatabai ve Ayetüllah
Behbahani yanında yer alırken sonraki dönemlerde kurumsalcılara karşı
çıktı. Sonuç itibariyle Nuri’nin devrim karşıtlığı kurumsalcı karşıtı
Muhammed Ali Şah çizgisiyle örtüşmekteydi 2.
Kurumsalcılarla onların muhalifleri olarak ayrışan ulema
sıralarında şiddetli tartışmalar söz konusu iken saltanat yanlılarıyla
kurumsalcılar arasında silahlı çatışmalar devam etmekteydi. Bu
mücadelenin sonunda saltanat yanlıları ve onları destekleyen ulema
cephesi yenildi ve Şeyh Fezlüllah idam edildi.
a) İdeoloji: Meşrutiyetin çok etkili ulemalarından Şeyh Fezlüllah
Nuri'ye göre: “Toplumun ihtiyaç duyduğu kanunlar, Şah'ın iradesi veya
geleneklerden kaynaklanan devlet yasaları çerçevesindedir, ya da
aslında ulema tarafından ortaya konulan şeriat yasalarıdır”. Bu yüzden
de hiç bir kanun (Anayasa) veya meclis (Medeni Kanun)'e gerek yoktu.
Şeyh Fezlüllah Nuri meşrutiyet anayasasını rezalet ve kafirce olarak
yorumluyordu. Ona göre: “Kanunun meclis tarafından yapılmasına
1
Moaddel, Ibid, p.135
2
Ibid., p. 136.
110
gerek olmadığı gibi bunda ısrar etmek İslam’a da karşı gelmekti. Çünkü
şeriatta uzman olmayan kişiler meclise girip İslam’a karşı yasalar
üretmeye çalışırlar”. Ona göre: “İslam’daki özgürlük, meşrutiyetinkinden
farklıdır ve medya bu özgürlüğü art niyetle kullanmaktadır. İslam’ın
zararına konular işlenir. Bu nedenle meşrutiyetteki eşitlik İslam’daki
eşitlikten farklıdır, hatta bazen ters düşmektedir”. İktidar konusunda
Sultanın kılıcı ve ulemanın kalemi tezine inanıyordu, yani şah ulema
tarafından ortaya konulan hükümleri uygulamaya koyarak adaleti yerine
getirmektedir. Hatta kendisi Necef kentindeki ulamanın meşrutiyeti
desteklemesine itiraz ederek onları muhafazakarlıkla suçluyordu.
Heblülmetin, dönemin büyük taklit mercii olan Şeh Abdüllah
Mazenderani'den, ulamanın meşrutiyet devrimine katılma nedeninin
İslam’ı korumak ve diktatörlüklerin elini İslam yasalarından çekmek
olduğuna dair uzun bir mektup yayınladı. 1
1
Abdülhadi Haeri, a.g.e, s. 124.
2
Abdülhadi Haeri, a.g.e. s. 133.
111
yoluyla halkın duygularını galeyana getirip onları mücadeleye teşvik
ediyorlardı. Dini liderin seferberliğini iki hicret (Küçük hicreti: Abdül
Azim ve büyük hicret: Kum hicreti) sırasında açıkça görebiliriz.
Meşrutiyet devrimi boyunca halk camilerde toplanıp yas tutarak,
şahadete hazırlanarak ve kısaca dini mücadele yoluyla iktidara karşı
tepkilerini gösterdi. Seyit Cemalettin, Vaeze Esfahanı gibi usta
konuşmacılar minberler ve camilerde Eynüldevlehn'in halka karşı
tavırlarını anlattılar. Aynı dönemde Tahran halkı Şah mescidinde
toplandı. Ulema özgürlük ve meclise dayalı meşruti hükümet hakkında
onlara konuşmalar yaptı.
c) Organizasyon: Dini ulema, meşrutiyet devriminde halkın dini
duygularını ve heyecanını, irtibat şebekelerini, dini edebiyat ve
mekanları kullanarak çok önemli bir rol üstlendi. Bu yolda dini vaizler ve
konuşmacılar da ulemaya çok yardımcı oldu. Seyit Cemal Vaiz ve
Melekülmotekellemin Devletabadı ile birlikte, diğer komiteler ve gruplar
(Merkezi Gaybi ve Mecmeye Ademiyet) yanında Nasrettin Şah’ın son
dönemlerinde ve Muzafferettin Şah döneminin başlarında devrimci bir
komite oluşturarak istibdat hükümetini yok etmek ve onun yerine kanun
ve adalet hükümetini yerleştirmek için mücadele verdiler ve aynı
zamanda Tabatabai ve Behbahani gibi ulema da onlarla işbirliği yaptı.
Meşrutiyet devriminin ünlü topluluklarından biri Milli Encümen, diğeri
Gizli Encümendi. Birincisini kalabalık bir aydın grubu, dini talebeler ve
konuşmacılar oluşturuyordu. Diğeri ise Seyit Muhammed Tabatabai’nin
dolaylı gözetimi altında liberal ve mücadeleci ulemadan oluşuyordu.
Meşrutiyet hareketinin zafere ulaşacağı günlerde Tahran'ın önde gelen
dini liderlerinin özel teşekküllerini görürüz. Bu teşekküller meşrutiyet
hareketinin liderliği ve zafere ulaştırmasında önemli rol üstleniyorlardı. 1
Ulema toplulukları, organize grupları himaye altına alarak
organizasyonlarda etkili olma dışında, dini mekanları da kullanarak,
organizasyona katılımlarda bulundular. Camiler, toplanma mekanı
1
Maryam Jevaheri, Naghshe Ulema Dar Encumenha ve Hezbha Dar Dore Meshrute,
Tahran, İslami Devrim Merkezi, 2001, s. 84.
112
dışında, halkın dini ve milli duygularını yönlendirmek açısından Şii
hareketlerinde de her zaman etkili olmuşlardı. Meşrutiyet hareketi de bu
kuralların dışında kalmıyordu. 1
d) Liderlik: Çoğu araştırmacıya göre Meşrutiyet Devriminde
liderlik tek başına ulemanın elindeydi. Zira şii alimlerin her zaman
iktidara karşı kendine özgü bir özgürlüğü olmuş ve bu durum onları
hükümetin haksızlıklarından bıkan halk için önemli bir dayanağa
çevirmiştir. Ulema aynı zamanda sürekli olarak halk ile diyalog
içindedir. Muzafferettin Şah döneminde hükümete karşı halkın tepkisi
başladığı zaman bunu sonuçlandırabilen tek grup ulemaydı ve halk
bunun bilincinde olduğu için onları hareketin liderliğine davet etmişti.
1
Muhammed Khatemi, Zeminehaye Zehure Meşrute, Tahran, Paya Kültür ve Yayın
Müessesesi, 1998, s. 56.
2
Abrahamian, Ibid, p. 105.
113
Behbahani daha cesur ve radikal olmasına rağmen devrimdeki aktivitesi
bir derece güç ve maddi menfaat savaşıyla sınırlanıyordu. 1
1
Abdulhadi Haeri, a.g. e. s. 134.
2
Ahmet Eşref, a.g.e. s. 131.
3
Hüseyin Beşiriye, a.g.e. s. 155.
114
uyandırma konusunda rol üstlendiği göze çarpıyor. Tüccar ve ulemanın
Tütün Ayaklanmasındaki olumlu ve başarılı işbirliği Meşrutiyet Devrimi
için bir hazırlık oldu. Tüccar da, aydınlar gibi halk seferberliği, milli ve
dini duyguları canlandırma görevini ulemaya bırakmıştı. Ancak kendileri
de hiç bir faaliyetten kaçınmıyorlardı.
1
Seyit Hasan Taghizadeh, Tarihe Enghelabe Meshrute İran, Tahran, Ferdevsi Yayınları,
2000, s. 162.
115
araştırmaları her hangi bir dış yardımın gelmediğini, masrafların büyük
bölümünün, tüccar, taraftarlar ve Eminülsültan'ın çalışmaları ile
sağlandığını göstermektedir”.
1
Yahya Devletabadı, a.g.e. s. 75-76.
2
Abrahamian, Ibid, p. 110-111.
3
Ahmet Kasravi, a.g.e. s. 128.
116
duygulara sahiptiler ve ülkenin endüstri, bağımsızlık ve ekonomik
bakımdan güçlenmesi yolunda engel olan batı sömürüsüne karşıydılar.
Bu özellikler sayesinde hareketin liderliğini aydınlar ve ulema ile birlik
üstlendiler.
1
Joan Foran, a.g.e. ss. 272-273.
2
Samed Sardariniya, Ali Mosyo Tahran, Tahran Yayınları, 1980, s. 27.
117
4- Hazırlama: Liberalizm, eşitlik, kardeşlik, özerklik, ifade
özgürlüğü, milli egemenliği, anayasaya dayanan, modern
devlet, motornite, sekularizm, palitivizm, anti-istibdat ve
demokrasi
118
1- Hazırlama: Şii kültürünün eğitimine dayanmak
(neceset ve kafirlik, geleneksel islam)
1- İdeoloji 2- Oluşum: Şeriat yasalar, cihat (Necef ulemalar)
3- Zafer : Meşir, Şeriat
Meşrutiyet
Devrimindeki
Ruhanilerin Rolü 1- Hazırlama: Protestolar (Mosyonoz olayı, banka
olayı, tüccarın sopalanması, pazarın tatili),
grevler, eylemler
2- Oluşum: Dini törenler, konuşmalar, minberler,
3- Seferberlik
gösteriler, küçük hicreti, büyük hicreti, yas
tutarak, şahadete hazırlanarak.
3- Zafer: Sloganlar, gösteriler, meclis’de
konuşmalar
1- Hazırlama: --------
2- Oluşum: Tabatabai, Behbahani, Melekübül,
4- Liderlik
Motekellimin
3- Zafer: Eminül-ül Zarb-Tabantabani, Behbarhani,
Nuri ve Necef Ulemalar
119
1- Hazırlama: Geleneksel İslam
2- Oluşum: Liberalizm, nasyonalizm, dış
emperyalizm karşı, ülkü bütünlüğü, iç istibdattan
1- İdeoloji
korunma,
3- Zafer : Özel mülkiyet, iş emniyeti
1- Hazırlama: --------
2- Oluşum: Haydar Han Amuoğlu, Ali Mosyo,
4- Liderlik Sadaghıyani, Devafurush, Khazdonz, Gengceyi
3- Zafer : Şenl Furuş
120
Meşrutiyet Devrimindeki Aktörlerin Rolleri ve Etkililikleri
Zafer
Zafer
Zafer
Liderlik
Oluşum Orta Orta Orta
Zafer
121
Milli Aydınlar
Milli Aydınlar
çok
Milli Aydınlar
Dini Ulema
Dini Ulema
Dini Ulema
Dini Ulema
Esnaf
Milli Aydınlar
Esnaf
orta
Esnaf
Esnaf
az
F. Genel Değerlendirme
122
Grafik 2.4'te görüldüğü gibi esas rolü oynayanların etkinlik derecesi
sırasıyla şu şekildedir. 1. Milli aydınlar, 2. Ulema ve Esnaf
çok
orta
az
123
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
20. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA İRAN'DA TOPLUMSAL HAREKET
VE DEVRİMLER
Rıza Şah
124
Rıza Han güce kavuşması yolunda Dördüncü Mecliste Reformistler
(eski İtidaliyun) ile iş biriliği yaptı. Bu işbirliği Kavam-ül Saltana, Seyit Ziya’nın
yerine başbakan olması gibi muhafazakarların bazı isteklerini karşıladı.
Muhafazakarlar da Rıza Han’ın Savaş Bakanlığında kalmasını
kesinleştirdiler. Rıza Han Dördüncü ve Beşinci Meclis arasındaki zamanı
değerlendirerek laik reformistlerle işbirliğine gitti. Rıza Han orduyu kullanarak
çoğu seçim bölgesinde seçimleri etkilemeye çalıştı. Böylece Meclis
çoğunluğu Rıza Han’ı başbakanlık ve Fruği’ni Dışişleri Bakanlığına getirdi.
125
Komünist Partisi kendi varlığını ilan etmiş, iki yıl içinde Komünist Partisi
(Tudeh) ve ona bağlı birlikler bir araya toplanarak büyük bir güç
kazanmışlardı. Halk, özellikle işçi kitlesi, yabancılara ve onların aracılarına
nefretlerini gizlememekteydi.
1
Abrahamian, Ibid, p. 103.
126
tanımlamaktaydılar. Tahranda basın sınıfsal konularla ilgilenirken, diğer
illerde basın kavimsel farklılıklar, özellikle Müslüman ve gayri Müslüman ve
dil azınlıkları üzerinde durmaktaydılar.
127
Fruği ve Soheyli başbakanlık yaptılar, fakat Kavam’ın başbakanlığı daha
fazla sürdü.
128
fraksiyonunu oluşturuyordu. Meclisin çoğunluğu Kavam’ı destekliyorlardı
fakat bu durum kısa bir süre sonra bozularak Kavam kabinesi düştü.
I. PETROLÜN MİLLİLEŞTİRİLMESİ
Kavam sonrası iki yıl içersinde Şah’ın siyasal arenaya geri döndüğünü
görüyoruz. Şah 1947 yılına kadar kendinden bir meşrutiyetçi padişah
görüntüsünü sergiliyordu. Fakat 1948 yılında alenen mali işlere karışmaya
başladı ve sadece bakanlar değil başbakanları da tayin edip işten alıyordu.
1949 yılında Şah’a yapılan terör girişiminin ardından muhaliflerin ortadan
kaldırılması için fırsat doğdu, böylece Şah olağanüstü hal ilan etti. Muhalif
gazeteler kapatılıp Tudeh Partisi yasaklandı, Kaşani Beyrut’a ve Mussadık
doğduğu yere sürgün edildi. Aynı zamanda hemen “Kurucular Meclisi”ni
kurdu ve bu meclis, üyelerinin yarısı şahın tarafından seçilen “Senato”nun
kurulması ve şahın meclisi kapatmasına oybirliği ile onay verdi.
129
yapma planında ısrarcı olduğu ileri sürüldü. Daha önce Kesrevi’yi öldüren
“İslam Fedaileri” örgütüne mensup bir kişi (Seyit Hüseyin Emami) Hejir’i
öldürdü ve bu olaydan sonra çatışmalar tırmandı. Başbakan Saed seçimleri
durdurarak Tahran’da oyların yeniden sayılması için talimat verdi. Meclis
Cepheyi Milli azınlığı ve Şah yanlılarının çoğunluğuna sahip oldu.
130
Bu eylemlerin sonucunda Mussadık eski müttehitlerini kaybetti. Petrol
fiyatlarının düşüşü, işsizliğin artması ve gıda maddeleri fiyatlarının artışı onun
problemlerini artırdı. O, 19 Ağustos 1953 referandumu yaparken darbe oldu.
Bu darbenin kolayca başarılı olmasını iki faktöre bağlamak mümkündür;
Cepheyi Milli içindeki orta ve gelenekçi sınıf arasındaki farklılaşma ve üst
düzey ordu mensuplarının ülke yönetiminden uzaklaştırma.
a) Liderlik
1
Hüseyin Abdulhasan Tenhaii, Moghaddemii Ber Didgahaye ve Mektephaye
Jameshenasi, Tahran Merendiz Yayınları, 1992, s. 242.
2
James Bill – William Rojer Lewiss. Musaddık, Neft ve Nasyonalism İran, Çev. Abdülrıza
Houşeng Mehdevi ve Kaveh Beyat, Tahran, Goftar Yayınları, 1993, s. 75.
131
demokrasi kavramlarını çok iyi kullanıyordu. Genel liderliği Cepheyi Milli
yapmasına rağmen, Musaddık'ın kişiliğinin çok belirgin bir üstünlüğü vardı.
Musaddık halkla olan çok özel ilişkisi ve karizmatik yapısı nedeniyle her
zaman Cepheyi Milli’yi gölgede bırakıp pratik kararlar verebilen lider
konumuna geçti. Suzan Siaveşi Musaddık ile ilgili şöyle yazar: "Musaddık'ı bir
tarih yaratıcısı ve yakın dönemlerin en önemli kişiliği olarak sayarsak hiçte
abartmış olmayız." 1
b) Organizasyon
1
Suzan Siaveşi, Der İran Liberal Nasyonalizm, Çev. Ali Muhammed Kutsi, Tahran, Amir
Kabir Yayınları, 1991, s. 109.
2
Musaddık'ın Yazışmaları, Telashha Beraye Teshkile Cepheye Milli 3, 1975, s. 103.
132
amaçlar belirlemek için bir komite oluşturuldu. Birkaç ay sonra yayınlanan
cephe programında, Sosyal adalet ve anayasanın uygulanması, serbest
seçimler, siyasi düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi ve ekonomik şartların
düzeltilmesi isteniyordu. 1 Sonraki aylarda İran Partisi, Zahmetkeşan Partisi,
İran Milleti Partisi ve İslam Mücahitleri Toplumu Cepheyi Milli’ye katıldılar.
İran Partisi'nin sınıfsal yapısı yeni orta sınıflar idi. Mühendisler, devlet
dairelerinde çalışan yüksek öğrenimliler, eğitimli kadınlar ve öğrencilerdi. 2
Suzan Siaveshi bu parti hakkında şöyle yazar: "İran partisi modern bir
siyasi partiden çok bir grup olarak tanınıyordu. 1949'da resmi üyeleri
çoğunlukla Tahran, İsfahan ve Reşt'ten olmak üzere yaklaşık 3.000 kişiydi." 3
İkinci büyük aydın organizasyonu ve petrolün millileştirilmesinde etkili olan
Zahmetkeşan Partisiydi. Bu parti 1950'de Muzaffar Baghai ve Halil Meleki
tarafından kurulmuştu. Parti ilk bildirisinde Musaddık ve hükümetini
meşrutiyetin istikrarını destekledi. Baghai ve taraftarları parlamenter ve siyasi
görevleri, Meleki ve sempatizanları örgütleme, eğitim ve ideolojik çalışmalar
yapma görevlerini üstlenmişlerdi. Tahran'da yaklaşık 5000 kayıtlı üyesi ve
1.000.000 taraftarı ile İran'da parti üyesi sayılıyordu. 4 Şehit Gazetesi, aylık
Hayat dergisi ve Atarod Gazetesi, bu partinin hareketi destekleyen
faaliyetlerinden sayılırdı. Musaddık’ın diğer taraftar partisi Pan İranist
Partisi'ydi. Daryush Fruhar tarafından kuruldu ve Musaddık'ın ilk
taraftarlarından sayılırdı. 1947'de Musaddık'ı desteklemek amacıyla öğrenci
1
Cepheyi Milli, "Bernameha ve Manifest", Bakhter Gazetesi, 1950.
2
İran Partisi Üyelik Şartları, Mart 1946.
3
Suzan Siaveshi, a.g.e., s. 77.
4
Abrahamian, Ibid, p. 251.
133
gösterileri düzenledi. Bu partinin aşırı milliyetçi, anti-siyonist (antisemist) ve
anti-kapitalist görüşleri vardı. 1
c) Seferberlik
1
Fuad Ruhani, Bibliyografi Siyasi, s, 132.
2
Abrahamian, Ibid, p. 333.
3
Musaddık Meclisteki Hitabe, Muzakerate Mejlis, 1950.
134
Ancak bu defa Şah'ı hedef almıştı. Musaddık bir duyuruyla tüm İran halkına
hitap ederek şöyle diyordu: "12 Ekim Cuma günü öğleye 2 saat kala
ekselanslarının kapısında hazır bulunmaya karar verdik. Ey halk, bizi orada
yalnız ve kimsesiz bırakmayın." 1
d) İdeoloji
3. İktidarı düzeltmek,
1
Muhammed Ahmeti, Enghelabe İslami ve Azadi Hareket, s. 334.
135
1. İran ancak eski yanlış pozitif dengeleme siyasetini uygun tarafsız
politikayla (kendi deyişiyle olumsuz dengeleme) değiştirirse dış siyasetinde
milli istikrarını koruyabilir.
1
Hüseyin K. Stone, Siyasete Mobareze Menfi Dar Mejlise 14, 2. Cilt, Tahran, Musaddık
Yayınları, 1976, s. 67.
136
Petrol Millileştirilmesinde Milli Aydınların Rolleri ve Etkililikleri
İstibdat ve istismara güçlü milliyetçilik
Hazırlama ile muhalefet
Şah’a muhalefet, toplumsal adalet ve
ekonomik şartların düzelmesi
Anayasayı destekleme
Seçim ve düşünce özgürlüğü
İdeoloji İstismarla mücadele ve Ghavam’ın
Oluşum Kuzey petrolü üzerinde S.S.C.B.
ile anlaşmasını kabul etmemek
Tarafsızlık siyaseti
Halkın seçimler üzerinde denetimi
Zafer Anayasa çerçevesinde demokrasi
Meşrutiyet
CM oluşumu
Oluşum Siyasi partiler (İslam mücahitleri,
Organizasyon Millet İran Partisi)
Üniversiteler, esnaf ve milli şura
Mecliste kürsü kazanmak
Zafer Bakanlık, başbakanlık,
İlanlar, bildiriler, makaleler
Topluluklarda hitabeler
Hazırlama Esnaf, yerel şuralar
Makaleler, mitingler
Değişim
mimarları Halkın 16. meclis seçimlerine itirazı ve
seçimlerin iptali, seçimin Musaddık
liderliğinde yenilenmesi
Oluşum Halkın Musaddık liderliğinde itiraz
Değişim Meşrutiyet olarak meclis dışında toplanması
faktörleri devrimi Öğrencilerin Millete İran Partisi liderliğinde
Seferberlik Musaddık’ı desteklemek için gösterileri
137
B. Marksist Aydınlar
1
H. Katozian, Musaddık ve Kudrete Mobareze, Çev. Farzaneh Taheri, Tahran, Yayınlar
Merkezi, 1993, s.110.
2
III. Güç, Gazete, 1952.
138
Üçüncü güç ve ondan sonraki sosyalistler grubu Musaddık taraftarlığı
için C.M.'den ayrıldı ve iktidarla ideolojik mücadelede çok önemli bir rol
oynadı.
1941 yılında İran Komünist Partisi, aydın kitlenin bir toplantısı ile
resmen örgütlenmişti. Bu topluluğun temel çekirdeğini 53 kişilik bir Marksist
grup oluşturmuştu. Bu grup yurtdışında Marksist felsefeyi tanımış ve eğitim
almışlardı. Bu grubun çoğunluğunu orta tabaka ve küçük burjuva kökenli
kişiler oluşturmaktaydı. Partinin ilk önderi Dr. A. Arani idi. 1937 yılında grup
üyeleri tutuklandı. Arani, duruşmada Rıza Şah’ın bir İngiliz uşağı olduğunu ve
İran halkına yaptığı hıyanetleri açıklamış; sonunda hapishanede
öldürülmüştü. 1941 yılında Ruslar’ın İran’ı işgali üzerine, tutuklanan bu grup
hapishaneden çıkarılmış, Komünist Partisi hemen örgütlendirilmişti. 1
Tudeh Partisi, bu tarihten itibaren hızla gelişti. O sırada halkın ilgi alanı
petrol mukavelesinin iptali ve petrol sanayinin devletleştirilmesi idi. Parti bu
durumu kullanmasını çok iyi bildi ve halk arasında, işçi sınıfı içinde büyük bir
taraftar sağladı. 1942’de Tahran’da baş gösteren yiyecek sıkıntısı üzerine
gösteriler düzenleyerek, 1946’da petrol işçilerin direnişe geçmelerini
sağlayarak tesislerde yönetimi ele geçirmişlerdi. Bütün bu gelişmeler,
Komünist Tudeh Partisi’nin 1954’te İran İşçi Sendikası’nın direnişine önderlik
etmesini gündeme getirmiştir. Bu direniş, Uluslararası işçi sendikalarının da
desteğini almıştır. İran’da ilk özgürlük direnişleri sayılabilecek bu direniş
hareketlerinde önderlik eden Tudeh Partisi, artık İran siyasal tarihinde önemli
bir yere sahip oluyor ve kendini kabul ettiriyordu.
İran siyasi hayatında böyle bir konuma gelen Tudeh Partisi, Sovyetler
Birliği ile sıkı ilişkiler kurmuştur. İdeolojik olarak Marksist-Leninist bir yapıya
sahiptir. Tudeh Partisi dışında başka hiçbir parti ülke dışından organize bir
şekilde destek ve yardım almıyordu. Ülkede Marksist-Leninist devrim kuramı
gereği bir devrim öngörmektedir. Fakat Sovyetler Birliğine bağlı bir politika
gütmektedir. Hatta II. Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan’da Sovyetler Birliği
1
B. Juazani; Strateji Enghelab Dar Iran, Maziyar Basımevi, Tahran, 1979, s.18.
139
desteğinde demokratik bir hükümet kurulmuş ve İran yönetimi bunun sonucu
Sovyetler Birliğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine bile şikayet etmiştir.
a) Liderlik
Tudeh Partisinin, hareketin lideri olan Musaddık'la arası pek iyi değildi.
Musaddık Tudeh Partisi'ne tahammül ederek düşünce, ifade ve
organizasyonda özgür bırakmıştı, ama partiyle olan diyaloğunda araya bir
mesafe koyuyordu. Tudeh Partisi'nin liderliği de petrolün millileştirilmesi
konusunda tek görüşlü değildi. Partinin tecrübe üyeleri Musaddık'ı ileri
görüşlü ve anti emperyalist olarak kabul ediyorlardı. Ancak daha genç üyeler
onu, komprador burjuvazi ve emperyalizmin uşağı ve feodal olarak
nitelendiriyor ve karşı tavır alıyorlardı. 1
1
Mesud Hejazi, Ruydadha ve Doreha, Tahran, Nilüfer Yayınları, 1998, s.20.
140
feshini red etmekle herkesi hayrete düşürdü. Parti lideri, Musaddık'ı ve
destekleyenlerini küçük burjuva ve gerici güçler olarak nitelendirdi. 1
b) Organizasyon
Parti baştan itibaren işçi dernekleri kurma yoluyla hareket etti. Erdeşir
Avanesian ve Reza Rousta eski komünistler olarak bu işe önderlik yaptılar ve
1
H. Katozian, İran Beyne Do Enghelab, Çev. Muhammed Rıza Nefisi ve Kambiz Azizi,
Yayın Merkezi, Tahran, 1994, s. 380.
2
a.g.e., s.392
3
"Dar Bare Hareket Burjuvazi", Liberal – Felda 1950.
4
Tenha Tabeghe Karegar Tevane Mobareze Ba Emperyalizm ve Feodalizm Ra Dared,
1953.
5
Haterate Nurettin Kianuri, a.g.e., s. 284.
141
zamanla tüm İran'da işçi dernekleri kurup bir merkezi şura oluşturdular. Buna
paralel olarak parti çiftçi derneklerini de yönetti. Parti, 1948'de şahın
teröründen önce üniversitelerdeki siyasi etkinliğini kaybetmişti. Arkasından
yasa dışı ilan edilmesiyle yeraltı örgütlenmeye geçildi. Bazı parti liderleri
1950'de Rezmara döneminde hapisten kaçtılar. O sırada bazı üniversitelileri
kendi gizli örgütlerine aldılar. 1
1
Mesut Hejazi, a.g.e., s. 20.
2
R. Radmenesh, Soghanranı Sarane Konferanse, Tahran, 1942.
142
Milli Mücadele Cemiyeti’ne bağlı Şhanbaz Dergisi, birkaç örnek olarak
sayılabilir.
c) Seferberlik
d) İdeoloji
1
Davud Nevruzi, "Hezbe Tudeh, Zerurete Tarihi Keshvereman", Belgeler ve Görüşler,
1960, s. 47.
2
Mesut Hejazi, a.g.e. s. 20.
143
Musaddık'ın mücadelesini onun geçmişini bilmelerine rağmen
1
desteklemediler.
1
Nurettin Kianuri, a.g.e., s. 282.
2
İraj Eskandari, Notghe Rehberan Dar Avellin Kongre Hezb, 1944.
3
Katozian, a.g.e., s. 212.
144
Petrol Millileştirilmesinde Marksist Aydınların Rolleri ve
Etkililikleri
İstismar,
Hazırlama Sosyal demokrat
İstismar,
Oluşum Sosyal demokrat
İdeoloji
Nasyonalizme muhalefet
Zafer S.S.C.B.ye bağımlılık
53 kişilik grup
Hazırlama Tudeh Partisi
Yeraltı örgütleri
Çalışanlar partisi
İşçi dernekleri
Oluşum
Çiftçi dernekleri
Aydınlar, öğrenciler
Tudeh Partisi
Organizasyon
İran Kadınlar Örgütü
Barış yanlısı cemiyeti
Değişim Merkezi şura
mimarları İstismarla mücadele cemiyeti
Zafer
Demokrat partisi
Bakanlık makamları
Değişim Meşrutiyet Tudeh Partisi
faktörleri devrimi 3. Güç ve sosyalistler derneği
145
C. Esnafın Petrolün Millileştirilmesindeki Rolü
a) Liderlik
b) Organizasyon
c) Seferberlik
Pazarın Petrol Hareketinde faaliyette olan siyasi gruplarla çok geniş bir
irtibatı vardı. C.M. Mücahit Müslümanlar Topluluğu ve İslam Fedaileri bu
grupların birkaç örneğiydi. Pazar geniş bir şebeke olarak bir taraftan
tüketiciler ve halkla, diğer taraftan ulemayla olan karşılıklı işbirliği nedeniyle
146
halkı çok kolay bir biçimde seferber edebilirdi. Genellikle bu hareket ulemanın
desteğiyle mümkün oldu. Bunun basit bir örneği 1948’de Hakim’den sonra
Hejir’in başbakanlığı döneminde yaşandı. Pazarın himayesi ve Kaşani’nin
yönlendirmesiyle büyük bir halk grubu meclise doğru yürüyüp aleyhte
sloganlar atarak gösteri düzenlediler. Gösteride polis güçlerinin ateş açması
sonucu birkaç kişi öldü ve yaralananlar oldu. Ertesi gün halk islami sloganlar
atmaya başladı ve Hejir’in düşüşünü hızlandırdı. Böylece Hejir ancak 100
gün başbakanlıkta kaldı. 1 16. dönem mecliste Kaşani, petrolün
millileştirilmesine karşı olanlardan biri olan Rezmara’ya karşı muhalefete
başladı. Bir duyuru yayınlayarak halkı Rezmara’ya karşı yürüyüşe davet edip
dükkanların kapatılmasını istedi. Esnafın ulema yanında etkili olduğu en
önemli halk seferberliği, 21 Haziran 1952 tarihinde pazarın tatil edilmesi, grev
ve halkın meclise doğru yürüyüşü ile görülmüştü.
d) İdeoloji
1
Mehdi Bazergan, “Mejmue.Eserha”, Bazergan Kültür Vakfı, 1998, s. 57.
147
Petrol Millileştirilmesinde Esnafın Rolleri ve Etkililikleri
Oluşum Nasyonalizm,
İdeoloji Sosyalizm
Esnaf
Hazırlama
İslam Mücahitleri topluluğu
Değişim
Esnaf
faktörleri Milli, sosyalist ve hatta İslam
Hazırlama
Fedaileriyle irtibat
Şems Ghanatabadi
Hazırlama
Oluşum _______
Liderlik
148
E. Ulema ve Dini Aydınların Petrolün Millileştirilmesindeki Rolü
1
Moaddel, Ibid., p. 55.
2
Ibid., p. 57.
149
sürede ulema ve tüccarların aynı hizada hareket etmeleri göze çarpmaktadır.
Muhafazakar ulema (Ayetüllah Behbahani, Şeyh Nuri, Şey Levasani ve
Felsefi) yeni şahı desteklediler ve saray ve ordu tarafından düzenlenen şahın
sağlığı ve iyiliği için dua törenine katıldılar.
a) Liderlik
1
Celalettin Medeni, a.g.e., s. 348.
150
heyetleriyle yaptığı görüşmelerde, devletin petrolün millileştirilmesi
konusunda halk iradesini yerine getirmesi gerektiğini, aksi takdirde
Musaddık’ın da Rezmara’nın sonunu paylaşmak zorunda kalacağı
açıklamalarında bulundu. 1
b) Organizasyon
1
a.g.e., s. 444.
2
John Foran, a.g.e., s. 427.
3
John Foran, a.g.e., s. 425.
151
Abrahamian görüşüne göre: “İslam mücahitlerini Ayetüllah Kaşani ve
pazarın zengin tüccarları yönetiyordu. Onların esas amacı Kaşani’nin siyasi
konumunu güçlendirmekti. Pazar adına yayınladıkları genel bildirilerinde
şeriatın uygulanması, dini olmayan yasaların feshi, başörtüsü, milli sanayinin
muhafazası ve Batıya karşı Müslümanların birliğini savunuyorlardı.” 1
1
Abrahamian, Ibid, p. 417-418.
2
John Foran, a.g.e., s. 427.
3
Abrahamian, Ibid, p. 318.
4
Abrahamian, Ibid, p. 318-319.
152
c) Seferberlik
d) İdeoloji
1
Feradon Akbarzadeh, a.g.e., s. 102.
153
Petrol Millileştirilmesinde Ulemaların Rolleri ve Etkililikleri
Kendine dönüş
Hazırlama İstimar ile mücadele
Hazırlama ______
Hazırlama ______
154
Milli Marksist
Aydınlar Ulema Esnaf
Aydınlar
Hazırlama
Orta Orta Orta Az
İdeoloji
Oluşum
Çok Az Orta Orta
Milli Marksist
Aydınlar Ulema Esnaf
Aydınlar
Hazırlama
Orta Az Çok Az
Seferberlik
Oluşum
Çok Orta Orta Orta
Değişim Petrölün
Faktörleri Millileştirilmesi Milli Marksist
Hareketi Aydınlar Ulema Esnaf
Aydınlar
Değişim
Hazırlama
Şartları Organizasyon
Orta Orta Orta Az
Oluşum
Çok Orta Orta Orta
Milli Marksist
Aydınlar Ulema Esnaf
Aydınlar
Hazırlama
Çok Az Orta Orta
Liderlik
Oluşum
Çok Orta Orta Az
Zafer Çok Az Az Az
155
Genel sonuç:
çok
r
la
d ın
Ay
illi
M
orta
a
em
Ul
f
r
na
la
n
Es
dı
ay
t
is
ks
az
ar
M
156
II. İRAN İSLAM DEVRİMİ
İran İslam Devrimi (1978) hem iç ve hem de dış etkilerinden dolayı bir
çok araştırmacının dikkatini çekmiştir. Bu devrim iç ve dış dengeleri bozarak
yeni bir düzenin oluşmasına neden olmuştur. Ayrıca, İran İslam devrimi
ruhanilerin hükümete gelmelerini sağlamıştı. Bu devrimden sonra, diğer
grupların -özellikle aydınların- hükümette çok az yer almaları nedeniyle,
devrim oluşumunda grupların ne derece rol aldıkları sorgulanabilir durumuna
getirmektedir. Bu sorgusal durum nedeniyle, burada Devrim’deki aydın, esnaf
ve ruhanilerin rolleri ele alınmaktadır. Söz konusu devrim bir çok teori ile
açıklanmaya çalışıldığından dolayı bu teoriler gruplanarak açıklanmaya
çalışılmıştır.
1- Kompolo Teorileri
Şah başta olmak üzere saltanat ailesi üyeleri, bazı üst düzey
yöneticiler, sosyete sınıfı, askeri kurmaylar ve rejime bağlı olanlar İslami
Devrimin yabancı güçlerce önceden planlanmış bir kompolo olduğuna
inanmaktalar. Devrim sonraki ekonomik sıkıntılar da daha geniş bir kitlenin
bu düşünceyi paylaşmaya yöneltti.
1
Sadiq Ziba Kelam, Moghaddemei Bar Enghelebe Eslami, III. Baskı, Rozeneh Yayınları,
1999, ss. 57-93.
157
2- Modernizasyon
3- Ekonomi Teorileri
4- Mezhep Teorisi
Bu teori İran İslam Devrimi nedeni olarak diğer görüşlere göre tez
konusu ile daha fazla ilgilidir, böylece bu teorinin üzerinde daha fazla
dayanılacaktır. Mezhep ve İran İslam Devrimi arasındaki ilişki hakkında
sunulan görüşler, üç temel grupta kategorize edilebilir: 1
1
a.g.e. ,ss. 94–104.
158
Birinci grup mezhep ve devrimdeki rolüyle ilgilenmemekteler. Bu grup
dahilinde sol veya Marksist gruplar, kompolo teorilerine inananlar, bazı batılı
yazarlar ve bazı İran milliyetçileri mevcuttur.
159
adamı vardır. Bu nedenle bu tezin başında ruhaniler, esnaf ve aydınların
hareket ve devrimlerdeki rollerini incelediğimiz gibi İran İslam Devriminin
incelenilmesinde de aynı metot uygulanacaktır.
160
kullanmayan küçük zanaatkârların egemen olduğu küçük işletmelerin yanı
başında yer alıyorlardı. Üretimde görünen bu ikiliye, toplumsal ve kültürel
alanda da rastlanıyordu. İran toplumu iki ayrı yaşam biçimini sürdürüyordu:
Geniş köylü yığınları ve kentlerdeki esnaf-zanaatkârlardan oluşan büyük
kitlelerin geleneksel yaşam biçimiyle, burjuva sınıfın üst tabakalarına özgü
yaşam biçimi arasında açık bir kopukluk ve ilişkisizlik vardı.
161
Batı’nın etkisi altına giriyordu. Ülkede bulunan onbinlerce Batı’lı danışman
karşısında, İran halkı derin bir aşağılanma duygusu içindeydi. İran’ın dini ve
geleneksel değerlerine ters düşen Batı’nın toplumsal ve kültürel değerlerini,
Şah’ın taklit etmesi halkı rahatsız etmekteydi. Şah’ın Batılılaşma programı
özellikle de ruhanilerde derin bir nefret uyandırmaktaydı. Çünkü, bu planlar
onların özellikle yargı organlarında sahip oldukları, dini otoritelerinin ciddi bir
şekilde sarsılmasına neden oluyordu. Şah’ın getirdiği kurallar hem yargı
organlarında “emmamesiz” (sarıksız) insanların üst sıralarda oturmasına,
hem de Medeni Kanununun genişletilmesine hükmediyordu. Özellikle
kadınlar ve azınlıklara verilen haklar dini çevrelerde tepki uyandırıyordu. Bu
kurallar din adamlarında aşırı tepkilere yol açmakta ve 1976 yılından itibaren
protesto gösterilerine neden olmaktaydı. Onlar, Şah’ın, Batı’yı değil, İslam’ın
köklü adabını, örnek alması gerektiğini savunuyorlardı. 2
1
Gresh, Vidal, a.g.e., s. 90.
2
M. Muhammedi, Tehlili Ber Engelab (Devrimin Analizi), Amir Kabir Yayınevi,
Tahran, 1366(1987), s. 68. Ayrıca bkz. Murteza Mutehheri, Piramune Engalabe
Eslami (İslam Devrimi Hakkında), Efset Yayınevi, Tahran, T.Y.
162
taleplerini karşılayacak mekanizmalar gelişmediğinden kitleler, sisteme
yabancılaşıyordu. Siyasal yapı oldukça geri ve siyasal güç Şah’ın elinde
toplanmaktaydı. Demokratik normlar her geçen gün biraz daha azalmaktaydı.
Çeşitli sınıf ve grupların rejime karşı tavır aldıkları görünüyordu. Siyasal yapı,
bu muhalefeti kendi içinde yatıştırabilecek mekanizmalara sahip değildi. Her
türlü muhalefet baskı altında tutuluyordu. 1
1
M. Muhammedi, a.g.e., s. 72. Ayrıca bkz. Fred Halliday, “Niruhaye Mokhalef Dar
Jameye Iran Che Kasani Hastand ve Che Mikonand?”, Birikim, 8: 48. (Şubat 1979),
ss.11-15.
163
Komünizmle mücadele adı altında orduda temizlik harekatına girişildi.
Çok sayıda subay ve astsubay öldürüldü. Bir kısmı ise (282 subay) 3 ilâ 15
yıl süren hapis cezalarına çarptırıldı.
Ülkede Şah tarafından iki parti kurdurulmuş, bunlardan birine Milli Parti
(İktidar Partisi), diğerine de Halk Partisi (Muhalefet Partisi) denmişti.
1
Dünya Dergisi, Sayı 12, Şubat-1975, s. 66.
2
Bijen Jazani, a.g.e., s. 112.
3
Fred Holiday, Diktatori ve Touse Sermaydari Dar İran, Çev. Fazullah Mikain, Tahran,
Amir kabir Yayınları, 1980, s. 48.
164
bölgedeki çıkarlarını korumak düşüncesiyle bu ülkeye aşırı derecede silah
satmıştı. Şah’ın bölge polisliğini üstlenmesi, İran’lılar tarafından bağımsızlığın
yitirilmesi olarak niteleniyordu. Şah ABD’den aldığı silahlarla bir taraftan
bölgedeki durumunu güçlendirmeyi amaçlarken, diğer taraftan içeride
oluşturduğu baskı yönetimiyle, ortaya çıkabilecek muhalefeti kontrol etmeyi
düşünmekteydi.
165
1
Bu konsorsiyumdaki ülke payları şöyle gözükmektedir:
TOPLAM %100
1
Şükrü S. Gürel, a.g.e., s. 89.
2
Bijen, Jazani, Vegayeye Sisaleye, İran (İran’ın 30 Yıllık Olayları), Tahran, Çemen
Basımevi, 1979, s. 48.
166
a. Ak Devrim
Daha önce yedişer yıllık iki plan dönemi geçiren İran, üçüncü plan
dönemine, beş yıllık olarak Ak Devrim’le beraber uygulamaya başlamıştır. Bu
plan, sanayi ve altyapı dallarında bir çok gelişmelere neden olmuştur. Demir-
çelik fabrikaları, yerel su ve elektrik kurumları, üniversiteler, yüksek teknik
okullar, sosyal hizmetler ve sigortalılar, bu planda yer alan çalışmalarla
geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde, bakanlıklarda da yeni yeni
örgütlenmelere gidilmiştir. 1
1
Devlet İstihdam ve İdari İşler Teşkilatı, s.100.
167
b. 1963 Ayaklanması
- Yine aynı yılda Rest Tekstil Fabrikası, TV, Güney Petrol, Tahran
Rafinerisi işçileri de iş yasasının değiştirilmesi için grevde bulunmuşlardır.
1961-63 yılları arası, İran tarihinde tayin edici bir dönem olarak kabul
edilmektedir. Günümüzdeki İran politikasının önde gelen bir çok ismi, 1951-
53 dönemi bir kenara bırakılacak olursa, en esaslı siyasal mücadele
eğilimlerini bu dönemde almışlardır.
1
İran Devrimci Örgütü M.L., Harekate Karegari Dar Iran, Tahran-1978, s. 66.
2
a.g.e., s. 63.
3
M. Abbasi, Tarihi Enghilabı İran (İran’ın Devrim Tarihi), s. 567.
168
Uzun yıllar İran’ın en büyük din otoritesi olan Ayetüllah Borocerdi’nin
1961 yılında ölmesi üzerine, din adamları İran siyaseti ile ilgilenmeye
başlamış ve etkilerini artırmışlardır. Ayetüllah Humeyni, bu dönemde, din
adamları arasında, rejimin en uzlaşmaz karşıtlarından biri olarak ün
kazanmıştır.
169
Tüm baskı ve zulüm koşullarına rağmen, 1963 ayaklanmasını izleyen
yıllar 1979’daki İslam Devriminin temellerini atan gelişmelerle geçmiştir.
Ayaklanmanın ardından, bir dizi düşünür, yazar ve sanatçı yeni edebi temalar
geliştirerek, Devrimin fikri temellerini hazırlamışlardır. Bunlar arasında en
önemli yeri Celâl Al-i Ahmet, Samed Behrengi ve daha sonra Ali Şeriati yer
almıştır.
1963 yılından 1979 yılına kadar, İran’da Şahlık rejimine karşı olan
muhalefet, değişik eğilimlerde de olsalar birbirlerinden farklı gruplaşmalar
içinde de yer alsalar, İslamcı güçlerin eline geçmiştir. 1
1
M. Abbasi, a.g.e., s.603.
170
örgütlenmişler, ancak İran içindeki açık faaliyetlerini durdurarak, İran dışına
çıkmaya karar vermişlerdir. Cephe, esas faaliyetini Avrupa ve ABD’deki İranlı
Öğrenciler Konfederasyonu’na kaydırmıştır.
1
Sait Sencabi, Gozaşti Tarihi, Tahran, 1970, s. 102.
171
yaydığı fikirler, İslami bir devrimci çekim odağı haline gelmişti. Şahlığa karşı
mücadeleye katılacak İranlı yeni kuşaklar ve halk için siyasal faaliyetleri
İslamcı düşünce ve eylemlerin dışında olamaz gibiydi. 1960’ların sonuyla
birlikte İslam düşüncesi ve hareketi, İran Devrimciliğiyle eş anlama gelmeye
başlamıştı”.
172
1963’ten 1973’e kadar geçen dönemde hemen hemen toplumun bütün
kesimleri rejimden memnun görünmekteydi. Çünkü bu dönemde hızlı
ekonomik büyümeye karşılık enflasyonun düşük olmasından dolayı halkın
reel gelirlerinde bir artış gözlenmişti. Ayrıca bu dönemde, işsizlik söz konusu
olmadığı gibi iş imkanı öylesine boldu ki, İran’a çalışmak için gelen ve
çoğunluğunu Afganlı ve Pakistanlıların oluşturduğu yabancıların akınına
uğramıştı. Fakat bu tarihten sonra gelir dağılımı hızla bozulurken, halkın
daha iyi bir yaşam standardı yönündeki talepleri de artmaya başladı.
Gerçi Şah, 70’li yıllarda, petrol fiyat artışından ülkeye giren gelirin,
çeşitli sınıflar arasında dağılması amacıyla, 1974 yılından itibaren, toplu
konutlar yapıp, düşük fiyatlarla halkın çeşitli kesimlerine satılması, tüccar ve
sanayicilere düşük faizli krediler verilmesi ve benzeri mali yardımlar gibi
hizmetler vermeye başlamıştı. Ama, devletin yaptığı yardımlar artan
enflasyonun gerisinde kalınca, gelir dağılımında bir bozulma meydana geldi.
Şah’ın planlarının tutmamsıyla devlet sıkı tedbirler almaya başladı. Ama
durumda bir düzelme sağlanamadı. Bir yıl sonra, ortaya çıkan ekonomik
sorunların etkisi ayrıca tepkileri bastırmak amacıyla, 1964’ten beri Şah’ın
başbakanlığını yapmakta olan, Emir Ebbas Huveyda görevden alınarak
yerine, iyi eğitim görmüş ve tecrübeli bir bürokrat olan Cemşid Amuzgâr
atandı. Amuzgâr bir taraftan enflasyonla mücadele etmeye çalışırken diğer
taraftan ekonomiyi düzeltmek için sıkı bir program izledi. Fakat kredileri
dondurması ve kamu harcamalarını azaltması bir çok sektörde durgunluğa
yol açtı. Bu durum, Cafer Şerif Emami’nin, Amuzgar’dan görevi devralmasına
kadar devam etmişti. Emami, kamu yararına bir takım programlar
uyguladıysa da toplumun tepkileri neticesinde yapıldı. Ancak hiçbir sonuç
alamadı sadece Şah’ın, dirayet ve iradesinin sarsılmasına neden oldu. 1
1
İrani, a.g.e., s. 34.
173
Irak’ın Necef şehrinde, meçhul bir şekilde öldürülmesi üzerine, halk, özellikle
de ABD Cumhurbaşkanı Carter’in dünyanın her yerinde insan haklarına
titizlikle eğileceklerine ilişkin sözlerini de dikkate alarak, Şah’a karşı protesto
gösterileri düzenlediler ve İmamın oğlunun anma törenlerini, siyasi mitinglere
dönüştürdüler. Bu tarih ayrıca, İran’ın, büyük İslam düşünürü olan Ali
Şeriati’nin de, Şah baskılarından dolayı kaçtığı İngiltere’de, aynı şekilde
öldürülmesine rastlıyordu.
1
Kiyami Khonin Tebriz, Kültür Bakanlığı Yayını, C.I., Tahran, 1983, ss. 9-16.
2
Kamuran Cürün; Dış İlişkiler ve Türk Politikası, SBF Yayınları No:531. Ankara,
1973, ss. 364.
174
kentlerde anma toplantıları düzenleniyordu. Ülkenin 4.büyük kenti, Doğu
Azerbaycan’ın merkezi ve nüfusunun neredeyse tümü Türk olan Tebriz’deki
toplantı, polisin dini önderlere hareket etmesiyle büyük bir ayaklanma ve
kanlı çatışmalara dönüşüyordu. Ardında yüzlerce ölü bırakan Tebriz
ayaklanması, İran İslam Devrimi’nin dönemeç noktası oluyordu.
2. Sinema Olayı
1
Kiyam Khonin Tebriz; a.g.e., ss. 25-70.
2
Sinama Rex ve Shah (Sah ve Rex Sineması) Tahran, 1980, ss. 32-34.
3
Kamuran Gürün; a.g.e., s. 364.
175
Ne var ki, daha sonra Abadan sinema yangınının rejimin marifeti
olduğu ortaya çıkıyordu. Buna inanan halk muhalefeti daha da artmış duruma
geldi. Şah, halkın öfkesinden kendisini kurtarmak için Cemşid Amuzgâr
hükümetini feda ederek yerine, İslamcı çevrelere yakın olan, dini bir aileden
gelme Cafer Şerif Emami’yi başbakanlığa atadı. Emami, işbaşına gelir
gelmez “Kötü yönetime son vereceğiz ve ülkenin yasalarını İslami yasalara
dayandıracağız, fuhuş ve kumarı önleyeceğiz”, “Ayetüllah Humeyni’nin İran’a
dönmesine izin vereceğiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.
3. Sıkıyönetim
176
Gerek gösterilerin ulaştığı boyutlar, gerekse yöneldiği amaçlar ve
muhtemel etkileri, hükümeti telaşa düşürüyor, orduda bölünme
olasılıklarından korkan hükümet 8 Eylül sabahı Tahran ve 12 ilde sıkıyönetim
ve sokağa çıkma yasağı ilan ediyordu. 1 Ancak, sabahın erken saatlerinde
Tahran’ın yoksul kesimi olan güney mahallelerinde toplanan yüz binlerce kişi
yeniden gösteri yürüyüşü düzenliyor, göstericiler, Güney Tahran’ı başkentin
merkezine bağlayan Jale (Bugünkü adıyla Şüheda Şahitler) meydanına
geldiklerinde üzerlerine ateş açılıyordu. Çocuk, kadın ve yaşlı binlerce kişinin
öldüğü ya da yaralandığı katliam, İran devrim terörüne “Kara Cuma” ya da
akan kanlardan ötürü “Kızıl Cuma” adıyla geçerek, Devrimin Tebriz
ayaklanmasından sonraki ikinci önemli dönemecini oluşturuyordu. Emami
hükümeti bu olayla birlikte tüm etkisini kaybediyor, katliamın uyandırdığı
tepkiye İslami güçlerin dışında, siyasi akımlar ve güçlerde rejime karşı
yürütülen mücadeleye katılıyorlardı. Gösteriler yeni bir ivme kazanarak
sürüyordu.
1
M. Muhammedi, Tarihi Novin İran, a.g.e., ss. 122-129.
2
Kamuran Gürün; a.g.e., s. 364.
177
Emami hükümeti zamanında, bir ölçüde özgürlüklerini kazanmış olan
basın kuruluşları kapatılarak, petrol kuyuları, radyo ve televizyon gibi önemli
merkezler askeri birliklerin denetimine sokuluyordu.
4. Şah’ın Kaçışı
1
Kamuran Gürün; a.g.e., s. 364.
178
Humeyni, 15 yıllık bir aradan sonra 26 Ocak 1979’da İran’a döneceğini
ilan etti. Bu karar karşısında ülkenin her tarafından milyonlarca insan artık bir
imam olarak anılmaya başlayan devrimin öncüsünü karşılamak için Tahran’a
akın akın geliyordu.
1
Kamuran Gürün; a.g.e., s. 365.
179
ayak bastı. Humeyni, Devrim şehitlerinin gömüldüğü “Beheşt-i Zahra”da
yaptığı ilk konuşmada, Bahtiyar hükümetini yasa dışı ilan ederek halkın
yakında ezici bir çoğunluğunun arzularını yerine getirecek olan bir hükümeti
atayacağını belirtti. 1
1
Humeyni’nin Konuşması, Cilt:1, s. 32.
2
M. Saidi, İran-i Azad (Özgür İran), Tebriz 1968, ss. 25-27.
180
G. Devrimde Rol oynayan Gruplar
1
Mesut Recevi; Fetih savaşçılarından, uzun yıllar hapishanede yatan, kurucular
kuşağına dahil yüksek düzeydeki en eski yönetici.
181
fedaileri örgütünün, gerekse İran’daki etnik toplulukların önemli bir
bölümünün ilişki kurduğu ve desteklediği tek İslami örgüt olraak belirmiştir.
b. Nehzeti Azadi:
182
c. Bağımsız Din Adamlarının Faaliyetleri:
183
olarak 1964-1978 arasında yaşadığı Paris’te Cepheyi Milli (Ulusal Cephe)’ye
bağlı unsurlarla bağını hiç koparmamış, ancak bir yandan Necef’teki
Ayetüllah’ın oğlu olarak İslami bir ortamda yetişmiş olması sayesinde çok
sayıda dini çevre ile bağları olagelmiş ve bütün bunların yanı sıra özgün
görüşler getiren bir İslami kuramcı olarak çalışmıştır. Bu ilişkileriyle Paris’te
kendisine bir çevre edinmiştir.
1963 sonrasının İran’da hüküm süren çok ağır baskı ortamı bir çok
İranlı aydın ve devrimciyi yurtdışına itmiştir ve İran dışında çok geniş bir
alana yayılan İran muhalefet faaliyeti bir yapısal nedenden ötürü çok sayıda
kişi ve grubun, çok farklı ülkelerde oluşmasına neden olmuştur. 1 Örneğin,
Filistin mücadelesinin geliştiği Lübnan, nüfusunun çoğunluğunun Şii’lerden
meydana gelmesi nedeniyle İranlı muhaliflerin bir bölümünün barındığı ve
faaliyet sürdürdüğü başlıca alanlardan biri olmuştur. Lübnan’da İran kökenli
din adamı İmam Musa Sadr’ın kurduğu Şii Gerilla Örgütü El-Emel’de bir çok
İranlı yer almıştır. Bunların en ünlüsü Bazergan hükümetinde Savunma
Bakanlığı yapan, İran-Irak savaşı sırasında Huzistan cephesinde
komutanlığa getirilen Dr. Mustafa Çamran’dır. Çamran gibi İslamın birliğinden
çok Şii’ler arası bağlara önem veren ve bu yönde siyasal akım geliştiren bir
başka isim son Bazergan hükümetinde Dışişleri bakanlığı yapan Dr. İbrahim
Yezdi’dir. Yezdi ve eski dışişleri Bakanlarından Sadık Kutbzade ve eski
Başbakan Yardımcısı Sadık Tabatabai İran dışında geçirdikleri uzun yıllar
boyunca özellikle Suriye rejimiyle yakın ilişkiler kurmuşlar ve bu yüzden kimi
çevrelerde İran devriminin “Suriye Çetesi” sıfatıyla nitelendirilmişlerdir.
1
M. Abbasi; İran Devrim Tarihi, s. 98.
184
İran İslami hareketinin renkli yapısı bunlarla da kalmamaktadır. Çok
sayıda irili ufaklı İslami gruplaşma, 1963 sonrası dönemde İran siyasal
sahnesinde belirmişlerdir. Bunlar arasında İslam Fedaileri, İslam Mücahitleri
gibi örgütler ve grupları saymak mümkündür. Bu irili ufaklı güçlerin önemli bir
bölümü devrimden sonra kurulan Devrim Muhafızları’nı oluşturmuşlar,
devrimin doğurduğu bu yeni silahlı kuvvete destek vermişlerdir.
H. Dini Aydın
185
b. Din ve Dini Bilinç : Bu grup, insanın bilinç alanında meydana gelen
değişimlerden dolayı, dinde de bazı yeniliklerin ve değişimlerin gerekli
olduğuna inanıyordu. Bu düşüncenin dayandığı temel Kuran ayetleri ve dini
büyüklerin aktardıkları rivayetlerdi.
1
Muhammed Ahmedi, Harekete Azadi Beghsh ve Enghelabe İslami, Siyasal Bilimler
Bölümü, Terbiyet Modarres Üniversitesi, Doktora Tezi, 2001, s. 217.
2
Hüseyin Beşeriye, Jameshenasi Siyasi, a.g.e., s. 260.
186
2. Dini Aydının Özellikleri:
Bu konuda en iyi tanım Suroosh’a aittir. Ona göre: Dini aydın hiçbir
şekilde çelişkili bir terim olmayıp dinsiz dinci anlamına gelmez. Dini aydın
gayri dini dünyayı da bilen bir aydındır. Kendi ideolojisi dışında diğer
ideolojileri de bilmektedir ve dinin akılcı yönünü daha çok ön plana çıkartıp
unutulmaktan kurtarır ve bilimsel gelişmelerden doğan şüphecilik yıkımını da
dinden uzak tutmaya çalışır. 1
Batıya bakış:
1
Beşeriye, a.g.e., s. 334.
2
a.g.e., s. 75.
3
Hüseyin Yusufi Aşkevari, Nemayendegi ve Tejaddad Gerai Salhaye Ekhir Dar İran, İran
Farad Dergisi, 6: 35, Ağustos 1996, s. 41.
187
3. Siyasi Dini Aydınların Faaliyet Dönemleri
a) Liderlik
188
faaliyetlerini İbrahim Yezdi, Mustafa Çehamran ve Abbas Amir İntizam
yönetiyorlardı. İslami devrim sırasında NAI'nin liderleri daha çok dini ve gayri
milli dini siyasi kültürlerin elçiliğini üstlendiler. Muhalifleri sahneye çıkıncaya
kadar NAI liderleri muhafazakar gruplardan bir itilaf oluşturarak Şah
hükümetine demokratikleşmesi için baskı uygulamayı amaçlıyorlardı. Ancak,
muhalefeti daha radikal bir şekil alıp saltanat sistemini tümden reddederek,
İmam Humeyni'nin liderliği belirginleşince, islami devrim fikir birliği ve geçici
islami devlete katıldılar. 1
b) İdeoloji
n’lı
- İs
İsla
lik
mi
kçi
kim
nili
ye
lik
i
Din
1
Muhammed Ahmedi, a.g.e., s. 180.
2
Kum kenti ilmiyesi siyasi propaganda bilimi, 1990, s. 66.
189
N.A.İ.'nin hedeflerinden biri demokrasi olduğundan parlamenterist
mücadeleyi daha çok ön planda tutuyor ve demokrasiye aykırı radikal
hareketlere karşı çıkıyordu. 1961'de, NAI'nin açılış töreniyle üç temel değeri
baz alarak harekete geçtiler. Genel olarak Bazergan'ın düşüncelerini bu üç
boyutta ele alabiliriz.
c) Seferberlik
1
Suzan Siyaveşi, a.g.e., s. 91.
2
İran'e Ferda, 5: 21, Ekim 1996, s. 40.
190
için bir engel oluşturuyordu. Ancak, islam devrimindeki seferberlik rollerini de
inkar etmek mümkün değildi.
d) Organizasyon
Şura 5 Şubat 1979'da Bazergan'i yeni devletin ilk başkanı olarak seçti.
İmam Humeyni ve devrim şurası geçici devletin görevlerini ve gelecek
iktidarın şeklini belirlemek amacıyla genel referandum, halktan oluşan
Meclis–i Müassesan meclisinin oluşumu, yeni anayasanın kabulü ve meclis
için yeni seçimler, olarak belirledi.
191
5. Şeriati: Mezhebi Aydınlarının Önderi
1
Abrahamian, Ibid, s. 574.
2
Muhammed Amjad, "Az Diktatori ta İktidare Dini", Çev. Hüseyin Mofteheri, Tahran, Soghan
Yayınları, 2001, s.100.
192
İran İslam Devriminde Dini Aydınların Rolleri ve Etkililikleri
Devrim şurası,
Zafer Geçici devlet
193
I. Milli Aydınlar
a) Liderlik
Cepheyi Milli veya ulusal cephe devrimci ve aktif bir grup olarak diğer
mevcut siyasi gruplar yanında devrimde önemli bir rol üstlendi. N.A.I., C.M.,
dini aydınlar (Şeriati Taleghanı, Bazergan vb.) bazı sol örgütler vb. devrim
sırasında halkı yönlendiren en önemli gruplar arasında yer alıyorlardı. Başka
bir değişle İmam Humayni'nin akılcı liderliğinde bütün bu gruplar devrimci bir
islam ideolojisinin çatısı altında toplanıyordu. Adı geçen gruplar ve öncüler
devrimin ideologları olarak halkın seferberliği ve devrimin organizasyonu için
çabalıyorlardı. Aydınların İran İslam devrimi liderliğindeki rolü ve değişik
aşamalardaki varlıkları organizasyon, seferberlik ve ideoloji tartışmalarında
daha açık bir şekilde gözükebilir.
b) Organizasyon
1. İran Partisi
2. Pan-İranist Partisi
5. Zahmetkeşan Partisi
194
tesisi, yerel gelenekler ve dillerin ülke bütünlüğünü muhafaza ederek
korunması üzerine duruyordu. 1
Partinin işçiler ve esnaf diye iki kolu vardı Partinin İsfahan, Horasan,
Gilan, Şiraz vb. kentlerinde şubeleri bulunuyordu. Partinin dergisi Cepheye
Azadi adı altında yüksek tirajda yayınlanıyordu. 2
1
Sosyalizm Hezbe İran, İran Partisi Yayın Merkezi, Tahran Bi Ta, ss. 4-5.
2
Kerim Sanjabi, Haterat Sonjabi, Londra, Milliyon Yayınları, 1989, s. 197.
3
Mosahebe Keyhane Havai Ba Pzeşkpur, Yaz 1991.
4
Medareki Dar Bare Hezbe Pan İranist Dar Enghelabe İslami, 1981, s. 3.
195
4. Mardome İran Partisi : 1952 Muhammed Nakhshab tarafından
kuruldu. Partinin gazetesi "Piruziye Mardome İran"dı. 1963'te partiden
ayrılmalar oldu ve O Jonbeşe Müslüman Mobarez partisini oluşturdu.
1
Hatırate Sanjabi, a.g.e., s. 167.
196
3) 3 ve 4 Cepheyi Milli
Diğer gruplar
1
Muctaba Maksudi Taghirate Siyasî ve Ejtimai İran, Tahran, Rozaneh Yayınları, 2001, s.
195.
2
Kerim Sanjabi, "Jebheye Milli Ba Mardom Sohbet Mikonod", Peyam Gazetesi, sayı:89,
1980, s. 7.
3
Asnade Sefarete Amir Amerika, Cilt 25, Tahran Casusluk Yuvası Yayınları, 1985, s. 21.
197
İlanlar, bildiriler tepkiler grubun rejim aleyhine en önemli eylemleriydi.
Genel çizgisi sosyal demokrattı ve C.M. ile yakın bir iş birliği içinde olmak
suretiyle devrimde etkili konuma geldi. 1 İran Hukukçular Cemiyeti 1978'de
Kazım Habibi, Sencabi, Sami, Bazergan, Mogaddam Maraghai gibi adları
içinde bulunduran ünlülerin imzasıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne
bir yazı yazarak rejimi, insan hakları ve anayasanın ihlali, siyasi tutukluların
katliamı, tek partili sistemin hakimiyeti ve şiddetli sansürden dolayı şikayet
etti. 2
c) Seferberlik
1
Gholamreza Sanjabi, Tarihe 25 Sale, Cilt 2, s. 28.
2
Gholamreza Sanjabi, a.g.e., s. 28.
3
Sanjabi, a.g.e., s. 286.
4
İlamiyeh Kerim Sanjabi Dar Bare Khiyam Mardome Tebriz, 1978.
5
Rozname Keyhan, 1979.
198
sanayi ve devlet merkezleri, okullar, ofisler ve üniversitelere yayılmasında
etkili bir rol oynadılar. C.M. nin gündeme getirdiği istekler eğitilmiş sınıf
tarafından tutulduğundan taraftarları hızla çoğalıp gösteriler ve mitinglerine
katılım oranı çok yüksek oldu. Resmi olmayan bir açıklamaya göre
gösterilere katılanların seferberliğini %33 oranında C.M. üstleniyordu. 2
d) İdeoloji
1
Baghi, a.g.e., s.282.
2
Ahmet Eşraf ve Naboo Azizi, Revayeti Az Jafar Hakpanah, a.g.e., s. 118.
3
Mehdi Bezirgan, Müdafe Hob Dar Dadgah, Tahran Ekim 1979, s. 132.
4
Manucher Muhammedi, a.g.e., s.132.
199
desteği olmadan imkansızdı. Bunlar milliyetçi politikalar izleyen güçlü bir
siyasi rejimi rüyalarında görüyorlardı." 1
1
Michel Foucault, İraniha Che Ruyahayi Dar Sar Dashtanend, Çev. Hüseyin Mensuri, Tahran
1999, ss. 62-63.
2
Hezb Sosyalist İran, İran Partisi Yayın Merkezi, Tahran Bita, ss. 4-5.
200
İran İslam Devriminde Milli Aydınların Rolleri ve Etkililikleri
Meşrutiyet düşüncesi
Hazırlama Anayasanın uygulanması
Milli egemenlik
Zafer
Basın özgürlüğü
Grev
Seferberlik Oluşum Üniversitelilere ve okullara ilan vermek
Dernekler (cephe azadi)
İlanlar
Değişim Zafer Diğer gurplarla ittifak kurmak
Gösterilere katılmak
mimarları
Nakhshab Baghai
Hazırlama Meleki
Bahtiyar,
Liderlik Oluşum Moghaddam Maraghai,
Sanjabı, Pzeshkpoor,
Zafer Frohur
201
J. Marksist Aydınların İslami Devrimdeki Rolleri
Siyahkel olayından sonra Hamit Eşraf liderliği üstlenip, şehir içi gerilla
savaşı tezini örgüte sundu. Bu örgüt yasal yollardan mücadele veren diğer
siyasal grupları eleştiriyordu. Çoğu üyesinin tutuklanmasına rağmen kalan
üyeler örgütün ilerideki operasyonlarının organizasyonunu planladılar.
Elçiliklere saldırdılar, üniversitede Siyahkel olayının yıl dönümünde grevler ve
gösteriler düzenlediler ve birçok silahlı operasyon gerçekleştirdiler.
a) İdeoloji
202
bilimsel bir algılama ortaya koyuyor, dini ve objektif faktörlere devrim
hazırlığında yer veriyordu. Yani tarihi gerekçelerin toplumsal hareketler
kanalından geçmesi gerekiyordu. Marksizm-Leninizm bir aşamadan diğer
aşamaya geçiş sırasında bilinçli bir harekettir. Jazani'nin sosyoloji
yorumunda halk emperyalizm ve onun sosyal müttefiki yani komprador
burjuvalar ve özellikle idari ve militaristler ile çelişki içindedir. Jazani Çin
komünist devrim örneğini öneriyordu.
b) Organizasyon
1
Bijan Jazani, Chigone Mobareze Mosellehane Be Jeng Tebdil Mishavad, Halk Fedaileri
Örgütü, Tahran, 1978, s. 18.
203
mücadelelerine dayanarak hizmetlerin en önemli faktörü olarak
organizasyonun yokluğunu belirlemesi, sonraki çalışmalarda organizasyona
özel bir önem verilmesine sebep oldu. 2 Leh Dvan marksist aydınlardan biri
olarak gücün organizasyonda saklı olduğunu ortaya koyuyordu ve ona göre,
organizasyon kadrolarla konuşup tartışmadan mümkün değil; En etkili
organizasyon tarzı tam bilgi gerektiriyordu.
1
Bijan Jazani, Usule Ejtimai ve Strategy Hareket Enghelabi İran, Tahran, Maziyar
Yayınları, 1979, s. 7.
2
Tarih ve Tesise Sazemane Mujahedin Halk, Halk Mücahitleri Örgütü, Temmuz 1979.
3
Leh Dvan, Sazeman ve Teshkilat Tahran, Binaz Yayınları, 1979, s. 47.
204
c) Seferberlik
205
çok günlük olaylardan etkileniyordu. Yani eylemler ve amaçlar arasında
mantıklı bir ilişki yoktu.
Siyahkel olayı örgütün İran'ın yakın tarihine ilk gerilla hareketi olarak
geçen radikal operasyonlarından biriydi. 1970 yılında örgütün orman kolunun
birkaç üyesi Siyahkel etrafındaki dağlarda, Gilan iline yerleştirilen. Ancak,
Savak tarafından belirleyip, Siyahkel sınır karakoluna yapılan saldırıda
(1971) tutuklanıp idam edildiler. Gerilla saldırılarının liderleri, işçi ve köylülerin
rollerinin öneminin bilincinde değillerdi. Bildirilerinde işçiler ve çiftçileri
destekleme amacıyla bol miktardaki slogan bulunmasına rağmen, pratikte
işçi ve çiftçi tabanları ile bir sağlıklı bir bağ kurulamadı. Bazı eleştirmenlere
göre silahlı saldırı halkı organize etmek için değil belki halkı uyandırmak için
sadece bir araçtır. Ancak, böyle bir saldırı da devrimcileri halktan ayıran
duvar arkasındaki bir harekettir. 2
1
Bijan Jazani, Si Sal Tarihe İran, II. Cilt, Tahran, Ferda Yayınları, 1978.
2
Organe Rahe Kariger Dar Enghelab, Fedailer Halk Partisi Yayınları, 1980, s. 105.
3
Raveshhaye Savak, I. Kitap Halk Mücahitleri Örgütü Üyeleri, Tahran, Samadiye Yayınları,
1982.
4
Dastone Siyahkal, Halk Fedaileri Örgütü, 1980, ss. 33-34.
5
Errand Abrahamina, Radicalism The İraian Mojahedin, İbid, p. 260.
206
d) Liderlik
1
Robert Michels, Jameshenasi Ahzab, Çev. Ahmet Naghibzadeh, Tahran, Soghan
Yayınları, 1990, ss. 220-221.
207
İran İslam Devriminde Marksist Aydınların Rolleri ve Etkililikleri
Marksizm - Leninizm
Hazırlama İslam - Marksizm
Demokratik - Merkezcilik
İdeoloji
Oluşum Santralizm ve gerilla çizgisi
Zafer _____
Zafer ____
Zafer ____
208
K. Dini Ulemanın İslami Devrimdeki Rolü
1
Humeyni’nin Konuşması; Cilt I, İran İslam Cumhuriyeti Büyük Elçilik Yayını,
Ankara, 1982, s. 128.
209
engel olmuştur. Dolayısıyla, söz konusu din adamlarına en yüksek
mevkilerde görevler vermiştir. Humeyni’nin bu tür atamalarına örnek olarak
İçişleri Bakanlığı’na Ayetüllah Mehdevi-Kani ve daha sonra İran
parlamentosu başkanlığına seçilen Hacetül İslam Ali Ekber Haşimi
Rafsancani, Devrim mahkemeleri başyargıcı Hacetül İslam Sadık Halhali,
Devrim Mahkemeleri başsavcısı Ayetüllah Kuddusi gibi isimleri görmekteyiz.
210
Ancak, Humeyni’nin din adamları zümresinin bazı unsurları ile
arasındaki çelişkilerin en ciddisi ve en kayda değeri kuşkusuz, Ayetüllah
Şeriatmadari ile içine girdiği çekişmedir.
211
Şeriatmedari’nin, Humeyni’ye muhalefeti, Şii geleneğine uygun olarak
din adamlarının devlet iktidarında bulunmamalarının gerektiği anlayışına
dayandırılmıştır. Bu sayede Şeriatmedari, tüm batıcı liberal eğilimleri
barındıran laik grupların da manevi koruyuculuğunu ister istemez
yüklenmiştir. Hatta Humeyni ile Bazergan arasında çıkan çatışmalarda
dolaylı olarak, Bazergan’ın yanında toplanmanın koruyucusu görünümünü
kazanmıştır.
212
1979 yılı Aralık ayında Azerbaycan eyaleti ve merkezi Tebriz’de büyük
bir ayaklanma gerçekleşmiş ve bu ayaklanma Şeriatmedari’nin prestij
kaybına neden olmuştur. Bunun üzerine Şeriatmedari Kum’daki köşesine
çekilmiştir. Ancak çok kişi, yeniden uygun zamanı kolladığı yargısına
varmıştır. 1
1
Havadisi Enghilab (Devrim Olayları), Tahran, 1982, s. 29.
213
Adı geçen ayaklanma girişiminin 1979 yazında kurulan, Ayetüllah
Şeriatmedari’nin oğlunun yönetimindeki Müslüman Halkın Cumhuriyetçi
Partisi adlı örgütün yönlendirdiği anlaşıldı. Bir çok karşı devrimcilerin bu
partiye sızdığı ve bu partinin adı altında Ayetüllah Şeriatmedari’yi bayrak
yaptıkları açığa çıkarıldı. Ayetüllah Şeriatmedari durumu fark edince köşesine
çekildi. Parti de yasaklanarak kapatıldı.
a) Liderlik
1
Ahmet Kesrevi; Tarihi İran, s.173.
2
Faramarz Rafipur, a.g.e., s. 97.
214
yandan devrimci mücadeleleri ve uzlaşmaz görüşleri kişiliğindeki özelliklerle
bütünleşip ona karizmatik bir görüntü vermişti. Devrim, zaferden sonra seçim
sisteminin yerleşmesiyle akılcı ve medeni bir meşruiyete kavuştu. 1
b) Organizasyon
1
Naser Hadian, Ahemmiyet Didgahe Skampel ve İdeoloji ve Rehberi Dar Enghelobe
İslami İran, Tahran Üniversitesi Yayınları, 1990, s. 489.
2
Naser Hadian, a.g.e., s. 18.
215
dönemde devrim olaylarından doğru ve gerçekçi haberler yayınlayan önemli
bir görevi yerine getirmiş oluyorlardı.
1
Faramarz Rafipur, a.g.e., s. 100.
216
başkanlığında Ruhaniyete Mobarez adında bir teşekkül oluşturdular.
Gösterilerin programlanması, camilerdeki konuşmalar, nutuklar, slogan
hazırlanışı ve kısaca hareketin organizasyonu büyük ölçüde bu teşekkül
vasıtasıyla yürütüldü. Bu grubun liderleri arasında Haşemi Rafsanjani,
Bahoner, Mehdevi Keni, Hosruv Şahi, İrvani, Nutuk Nuri, Moadihah, Kerubi
ve benzerlerini sayabiliriz. 1
c) Seferberlik
3. İletişim Ağı : İçtihat ve taklit Şii ekolünde özel bir önem taşıyor.
Bütün halkın din büyüklerine ulaşamamasından dolayı ulema, büyüklerin
1
Sadık Zibakelam, a.g.e., ss. 267-268.
217
düşünceleri ve görüşlerini halka iletme rolünü üstlenmekteydi. Büyüklerin
görüşleri ve fetvalarını camilerde halka iletip, karşılıklı olarak halkın
problemlerini de liderlere aktarıyorlardı. 2
d) İdeoloji
1. Şii mezhebinin yorumlar (içtihat) için güçlü bir teorik yapısı vardır.
1
Manuchehr Muhammedi, a.g.e., s. 101.
2
Munchehr Muhammedi, a.g.e., ss. 104-106.
3
Feradoon Akbarzadeh, a.g.e., ss.204-205.
4
Faramarz Rafipul, a.g.e., ss. 96-97.
218
6. Halkın din dışındaki alternatiflerden (Marksizm-Liberalizm-
Nasyonalizm) başarısız tecrübelere sahip olması.
9. Bazı ulema tarafından yazılan yeni dini kitapların dine yeni bir
görüntü verilmesi. 1
1
Naser Hadian, a.g.e., s. 479.
2
Ali Muhammed Hazeri, "Marahel Pishrafte İdeoloji Enghelabe İslami", Fasıl Name, Metin
No 1, Kış 1999, s.120-130.
219
İran İslam Devriminde Ruhanilerin Rolleri ve Etkililikleri
Mücadeleci İslam
Hazırlama İslamdan yeni yorum
Geleneksel
Konuşmalar
Kum ayaklanması
Oluşum Kasetler, camiler,
Seferberlik
Şehitlerin anıları
Konumşamalar
Zafer Şehitlerin anıları
Değişim Şeker Bayramı namazı
mimarları
İlmiye okullar
Değişim Dini Mezhebi törenler
faktörleri Hazırlama
Ulemalar Camiler
İlmiye okullar
Zafer Ruhaniyete Mobarez
Dini törenler
Humeyni: akılcılık
Zafer Beheşti ve Motahhari
220
L. Esnafın İslam Devrimindeki Rolü
1
Abrahamian, Ibid, p. 75.
2
Holiday, a.g.e., s. 231.
221
kasetlerini Tahran'da ve büyük kentlerde dağıtmak Beset ve İntikam
dergilerini yayınlama ve silahlı örgüt kurma ve başbakan Hasan Ali Mensur'a
suikast düzenlemeyi sayabiliriz.
a) Liderlik
b) Organizasyon
222
c) Seferberlik
d) İdeoloji
1
Seyit Celalettin, Tarihe Siyasi İran Dar Salhaye Akhire İran, Tahran, İslam Yayınlar
Merkezi, 1982, s. 170-171.
2
Madani, a.g.e., s. 246.
223
İran İslam Devriminde Esnafın Rolleri ve Etkililikleri
Zafer _____
Değişim
şartları Devrimden sonra bütün faaliyetlerde ekonomik
Hazırlama liderlik
224
Dini Milli Marksist
Ulema Esnaf
Aydınlar Aydınlar Aydınlar
Değişim İran
Faktörleri İslam
Devrimi Dini Milli Marksist
Değişim Ulema Esnaf
Aydınlar Aydınlar Aydınlar
Şartları
Hazırlama Çok Çok Orta Çok Orta
Organizasyon
Oluşum Çok Çok Çok Çok Orta
225
Genel Değerlendirme
r
la
ın
yd
çok
iA
ar
a
in
nl
D
le
dı
U
Ay
illi
M
ar
nl
dı
Ay
orta
ist
ks
ar
f
na
M
Es
az
226
SONUÇ
I. Tütün Ayaklanması:
1
Organizasyon ortak kimlik ve iletişim ağından oluşur.
2
İdeoloji şu şekilde tanımlamıştı: Eski değerleri eleştirip, yeni değerler ortaya atmak.
3
Seferberlik, hazırlanan olanaklar ve kaynakları kullanma yeteneğidir.
227
düşünce tarzını kendi ideolojileri olarak seçtiler. Bunun da anlamı milli
ekonomiyi desteklemek, emperyalizmle mücadele etmek, eski yapıları
değiştirip yeni oluşumlar meydana getirmekti. Bu dönemde henüz Marksist
ve dini aydınlar yoktu. Zira, Marksist aydınlar Rusya'daki 1917 Ekim
Devrimi'nden sonra, dini aydınlar ise 20 nci yüzyılın 70'li yıllarından sonra
oluştular.
228
basılması ve halk çoğunluğunun yazma okuması olmadığı için halkı seferber
etmekte pek başarılı olamadılar ve zafer aşamasında da gazete yoluyla çok
etkili olabildiler.
229
Aydınların hazırlama döneminde Abbas Mirza ve Amir Kabirle liderlik
rolünde etkili oldular. Oluşum ve zafer aşamalarında Müşirüldevle, Müşteşar-
ül Devle, Melkom Han, Seyit Cemal, Ahund Zade ile çok etkili olabildiler.
230
2. Ruhaniler hazırlama aşamasında az, ama zafer aşamasında çok
etkili oldular. Oluşum aşamasında halk yardımıyla Aşura ve Tasua gibi
önemli mezhebi törenlerde seferberlik rolünü çok iyi yerine getirdiler. Zafer
aşamasında da halk İngiltere elçiliğinde oturma eylemine yönlendirdiler.
Ulema seferberlik rolü açısından dini törenler ve ziyaret merkezlerini
değerlendirirken, aydınlar gazeteler, hitabeler yolu ile etkili oldular.
231
3. Esnaf hazırlamada devrimin organizasyonu açısından beklendiği
gibi teorik temelleri olmamasından dolayı hiç rolleri yoktu. Ancak oluşum
aşamasında oturma eylemcilerine maddi destek vererek, oturmacıların
isteklerini devlet makamlarına ileterek orta derecede rol üstlendiler, ama
zafer aşamasında rolleri azdı.
232
III. PETROLÜN MİLLİLEŞTİRİLME HAREKETİ
233
B. Seferberlik: 1. Milli Aydınlar, 2. Ruhaniler, 3. Esnaf, 4. Marksist
Aydınlar
234
siyasi partilerden oluşan milli bir cephe oluşturarak başarılı oldular. Zafer
sırasında ise Millet vekili seçilen aydınların meclis kürsüsünden halka hitap
etmesi Bakan olarak kabine de çalışmalarına devam etmeleri, Cepheyi Milli
partisi ile diyalogu sürdürmeye imkan tanımış ve medya aracılığı ile de halka
ulaşmayı başarmışlardır.
1. Milli aydınlar: Musaddık'ın liderliği ile her şeyi kendi etkileri altına
aldılar. Musaddık, 1915'te yapılan seçimlerden sonra çalışmaya başlayan
üçüncü dönem meclis oturumunda mevcut ülke durumu eleştirerek Rıza
Şah'ın etkinliğine meclis seçimlerindeki sahtekarlığa ve basındaki sansüre
itiraz edip Tudeh Partisi'nin yasa dışı olduğunu ilan ederek hazırlama
aşamasında hareketin liderliğini üzerine almış oldu. Musaddık'ın oluşum
235
dönemindeki yürüttüğü yönetim sırasında hisse senetlerinin basılması, petrol
çıkarma hakkı anlaşması yapılmasının yasaklanması, 1933 yılında imzalanan
ek petrol anlaşmasının iptal edilmesi ve Tudeh Partisi ile Kavam aralarındaki
iş birliğinin sona erdirilmesi Musaddık döneminde meydana gelen en önemli
icraatlar olarak tarih kaydına geçmiştir. 1933 senesinde yapılan icraatlara ek
olarak Ocak 1951 yılında petrolün millileştirilmesi amacıyla yapılan
gösterilerin ardından zamanın Millet Meclisi petrolün millileştirme yasa
tasarısı ile, eski yabancı petrol şirketlerinin kapatılmasını kabul etmiş ve İran
petrol ofisinin kurulmasına karar vererek harekatın zafere ulaşmasında büyük
rol oynamıştır.
236
IV. İRAN İSLAM DEVRİMİ
A. İdeoloji
237
B. Seferberlik
C. Liderlik
238
2. Cepheyi Milli sırasında halkı yönlendiren en önemli gruplar arasında
yer alıyorlardı. Ancak Humeyni'nin akılcı liderliğinde CM devrimci bir İslam
ideolojisinin çatısı altında toplanıyordu.
D. Organizasyon
239
Genel Sonuç:
240
farklılık göstermektedir. Dini Aydınlar gruplar arasında ilk defa bu harekette
yüksek derecede etkili olmuştur. Bu durum üçüncü kuşak aydınların bir
sonucu olarak değerlendirilebilir. Devrimin islami niteliği taşımasına rağmen
burada Ulema’nın ikinci sırada yer aldıkları gözükmekte ve birinci sırayı dini
aydınlar almaktadır. İlginç olan Marksist Aydınların islami devriminde dini
yönelimleri fazla olması gereken esnaftan daha fazla etkili olmasıdır. Sonuç
olarak İran İslam Devriminde kullandığımız model çerçevesinde grupların etki
dereceleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
241
harekette etkili olmuşlarsa da diğer gruplara göre genellikle daha az etkili
olmuşlardır.
242
KAYNAKÇA
M. Abbasi, “Tarihe Novine İran”, Tahran, Ney Yayınları, 1980 (İran’ın Yeni
Tarihi).
----------, “Tarihe İngelabi İran”, Tahran, Ney Yayınları, 1985 (İran’ın Devrim
Tarihi).
----------, “Shouresh Bar İmtiyaz Reji”, II. Baskı, Tahran, Peyam Yayınları,
1976 (Reji İsyanı).
J. Afari, “Iran Dar İngelabe Meshrute”, Çev. Rıza Rızai, Tahran, Biston
Yayınları, 2000 (İran’ın Meşrutiyet Devrimi).
243
M. Ajodani, “Meshruteye İranı”, Tahran, Ahtaran Yayınları, 2003 (İran’ın
Meşrutiyeti).
Alem, “Usule Elme Siyaset”, Tahran, Ney Yayınları, 1977 (Siyaset Biliminin
Temelleri).
244
H. Beşeriye, “Jameshenası Siyasi”, 5.Baskı, Tahran, Ney Yayınları, 1999
(Siyasal Sosyoloji).
M. Bazergan, “Do Hareket Dar İnglabe İran”, Tahran, Nehzete Azadi İran,
1984 (İki Harekette İran Devrimi).
----------, “Mudafe Khob Dar Dadgah”, Tahran, Ekim 1979 (Mahkeme’de İyi
Müdafaa).
245
A. Delavar, Mabani Nazari ve Amali Pajohesh Dar Olume İnsani ve
Ejtemaee, Tahran, Rüşt Yayınları, 1995 (Sosyal Bilimlerde Teorik Ve
Uygulamalı Araştırma Temelleri)
A.R. Elevi, “İktisad Siyasî, Khotud Siyasî Baed Az Engelabe İslami İran”,
Tahran, İşletme ve Programlama Yüksek Eğitim ve Araştırma
Müessesesi, 2003 (Siyasal Ekonomi, İslami Devrimden Sonra İran’da
Siyasal Çizgi).
----------, “Rant Ejtimaî Dar Dore Kajar”, Tahran, Zemine Yayınları, 1981
(Kajar Döneminde Sosyal Rant).
246
M. Foucault , "İraniha Che Ruyahai Dar Ser Dashtanend", Çev. Hüseyin
Mensuri, Tahran, Goftar Yayınları, 1999 (İranlıların Beyninde Nasıl Bir
Rüya Vardır).
K.D. Gomone, "Se Sal Dar İran", Çev. Zebihüllah Menusri, Ferrah Yayınları,
1973 (İran’da Üç Yıl).
Abdülhadi Haeri, "Shiî Dar İran ve Meshrute", II. Baskı, Tahran, Amir Kabir
Yayınları, 1985 (İran’da Şiilik ve Meşrutiyet).
----------, “Zamane Siyasî”, Çev. Hasan Şelati, Tahran, İlim Yayınları, 1991
(Siyasi Zaman).
247
A.M. Hazeri, “Merahale Pishrefte İdeolojy Engelabe İslami”, Fasıl Name
Metin, No 1, Kış 1999 (İslami Devrim İdeolojisi Gelişim Aşamaları).
“Hezbe Sosyalist İran”, İran Partisi Yayın Merkezi, Tahran, Bita Yayınları,
1960. (İran Sosyalist Partisi)
B. Jazani, “Sı Sal Tarihe İran”, II. Cilt, Tahran, Ferda Yayınları, 1978
(İran’da 30 Yıllık Tarihi).
248
A. Kambaghsh, “Jonbeshe Karegarı Dar İran”, Tahran, Tudeh Parti
Yayınları, Bita. (İran’da İşçi Hareketi)
A. Kasravi, “Tarihe Meshrute İran”, Tahran, Amir Kabir Yayınları, 1984 (İran
Meşrutiyet Tarihi).
M. Khochani, “Do Jenahe Rast”, Şarq Gazetesi, No 161, 8 Mart, 2004 (İki
Sağ Kanat)
249
N. Kianuri, “Haterate Kianuri” Tahran, Digâh Yayınları, 1993 (Kianouri
Anıları)
R.H. Lower "Bazi Didgaha Dar Bare Taghirate Ejtimaî”, Çev. Kavus Seyit
İmami, Tahran Üniversitesi Yayınları Merkezi, 2000 (Sosyal Değişim ile
İlgili Bazı Görüşler).
S. J. Madani "Tarihe Siyasî İran Dar Salhaye Ekhir İran”, Tahran, İslami
Yayınlar Merkezi, 1982 (İran’ın Yakın Dönem Siyasal Tarihi).
----------, "Rabitehaye Kharigi İran Dar Tarihe Siyasî", II. Cilt, Tahran,
İslami Yayınlar Merkezi, 1984 (İran’ın Siyasi Tarihinde Dış İlişkiler ).
250
B. Moor, "Usule Ejtimaî Demokrasi ve Diktatori”, Çev. Hüseyin Beşeriye,
Tahran, Tahran Üniversitesi Yayınları, 1990 (Demokrasi ve
Diktatörlüğün Sosyal Temelleri).
251
M. Rajebi, Tasire Angizehaye Dini Bar Peydayeshe Engelab, Tahran,
Maarif Yayınları, 2000 (Dini Motiflerin Devrim Oluşumuna Etkileri)
F. Ruhani, “Tarihe Milli Karden Sanate Nafte İran”, 2. Cilt, Tahran, Soghan
Yayınları, 1973.(İran Petrolünün Millileştirme Tarihi)
A. Saten, “Nafte İran”, Çev. Rıza Ris Tus, 1. Cilt, Tahran Saberin Yayınları,
1993 (İran Petrolü).
252
B. Shawadron, “The Middle East Oil and The Great Powers”, 2nd,
Printing, New York, Halsted Press, 1974).
A. Şeriati, “Che Bayed Kard”, 5. Baskı, Tahran, sırat Yayınları, 1998. (Ne
Yapılmalı)
H. K. Stone, "Siyasete Mobareze Menfi Dar Mejlis 14", II. Cilt, Tahran,
Musaddık Yayınları, 1976 (14. Mecliste Negatif Mücadele Siyaseti).
253
Vezarete Egtesad ve Daraee, Amare Sanaye Bözork, Tahran, 1974.
(İktisat Bakanlığı, Büyük Sanayiler İstatistikleri)
254
Alam Tabriz, Asghar, Aydınlar, Dini Liderler ve Esnafın İran’ın
Yakın Dönem Toplumsal Hareketlerindeki ve Devrimlerindeki Rollerin
İncelenmesi, Doktora Tezi, Tez Danışmanı : Prof. Dr. Mehmet Ali
Ağaoğulları, 254 s.
255
Alam Tabriz Asghar, The Role of Intellectual, Religious Leader and
Tradesman in Rebellion, Movement and Revolution of İran (1872-1979),
Doctora’s Thesis, Advisor, Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları, 254 p.
256