Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 17

Mehmed Krknc Hocadan Semeler

NSAN kelimesindeki herbir harf, tek bana bir mn ifade etmedii halde, bir intizam ile bir araya geldiklerinde bir kelime meydana geliyor. Bir harfin dahi ktipsiz olamayaca apak olduundan, elbetteki bu be harfi bu tarz ile bir araya getiren birisi olacaktr. Zira, bu harfler birbirini tanmadklar, bilmedikleri ve bir araya gelmeyi dnemeyecekleri gibi, her bir harf de NSAN kelimesinden ve onun ifade ettii mndan bihberdir. te btn bu zellikler, bu kelimenin mutlaka hem harfleri, hem de kelimeyi bilen biri tarafndan yazldn gstermektedir. NSAN kelimesi yerine imdi de bir insann ahsn dnelim. NSAN kelimesi be harften teekkl ettii gibi, bir insan da kinattaki btn unsurlardan yazlmtr. Bu unsurlardan herbiri, kelimedeki harfler kadar uursuz ve cahil olduklarna ve hibirisi insaniyet mnsndan haberdar olmadklarna gre, elbette ki bu madde harflerinden bu hayat sahibi kelimeyi yazan bir Hakm-i Zlkeml vardr. Tek bana kalm bir '' veya 'S' harfiyle NSAN yazmann mmkn olmamas misli, kinatta da var olan lahi hikmetin gereince, tek bir unsurdan NSAN yazlmamaktadr. NSAN kelimesindeki herbir harf, birok noktalardan meydana geldii gibi bir insann herbir azas da milyarlarca hcreden teekkl etmitir. Bu mnda, insann kafasn bir harf, kollarn, gvdesini ve ayaklarn da birer harf olarak dndmzde, herbir insan bu byk harflerle yazlm bir kelime hkmn alr. NSAN kelimesinde 'N' harfi baa '' harfi ise sona konulduunda bu kelimeye artk NSAN denilemeyecei gibi, bir insann da ba ayaklaryla yer deitirirse ona NSAN demek mmkn deildir. Ayn ekilde, '' harfinin 'S' harfiyle yer deitirmesi halinde de mn bozulduu gibi ba gvdenin yerini, gvde de ban yerini ald takdirde NSAN'n mns kalmayacaktr. Byk harfler zerinden verdiimiz bu mislleri, her bir azay meydana getiren esas rknler, mesel elin parmaklar veya gzn beyaz ve siyah ksmlar iin dnebileceimiz gibi, bir hcrenin yaps iin de tatbik edebiliriz. Bu durumda el, gz ve hcre de ayr birer kelime olarak dnlecektir. te, herbir harfinde binlerce kitap bulunan bu hayat sahibi NSAN kelimesinin de elbetteki lim ve hakm bir ktibi ve nakka olacaktr.

ARIYA HRMET GSTERLR M? Arnn yapt ii yzlerce fen adam yapamad halde, odamzdan ieriye bir arnn girmesi halinde ona ne hrmet gsteriyor ve ne de ayaa kalkyoruz. Bal yapmak ary hayvanlktan kurtaramad gibi, maneviyat unutarak sadece dnyev bir meslekte terakki etmek de bir kimsenin insaniyetini tekaml ettirmemektedir. Madde ile mny, akl ile kalbi beraber gtren muhterem zatlar bahsimizden haritir. ALTIN EK Bir insann elinde altndan yaplm antika bir eki bulunsa, o insan bu ekile ta yontup para kazand takdirde, kr ettiini iddia edemez. Zira, ekici taa her vuruunda be kuru kazanmaya bedel belki be yz lira zarar etmektedir. Bizler de herhangi bir dnyev menfaat elde ettiimiz zaman sevinirken, neyi kaybettiimizi ve hangi letleri yprattmz bilemiyoruz. Bu harika ve cihanbaha aletlerle techiz edilen insan, sarfettii mr neticesinde Hlik- Ezel ve Ebedin rzas ve dolaysyla da ebed saadetten baka neyi kazansa zarar, hatt ifls etmi demektir. STTEN NEHRLER Rezzk- Zlcellin her gn insan validelerden t koyunlara ve kedilere kadar btn memeli hayvanlar kanalyla bu dnya yzne aktt stleri bir araya toplasanz birok byk nehirler meydana gelir. Cennetteki st rmaklarn aklna stramayanlar her gn yeryznde akan bu ve benzeri binlerce nehire hi nazar etmiyorlar m? DNYA Dnya ssl, bezekli bir gelin gibi herkesin yzne glm, fakat kimseyle evlenmemitir. Dnyann bu keyfiyetini anlayan zatlar, ona yz verme-milerdir. NSAN VE YK Terazinin bir kefesine deve olmakla yk tamak, dier kefesine de insan olmakla ibadet etmek konulsa ve seme ihtiyr bize braklm olsa idi hangisini seecektik? Elbetteki insanl... O halde, deve ykn tarken, biz niin ibadetimizi yapmyoruz? DNLMES GEREKEN hatrlyor. nsan bir heykele baknca hemen heykeltra

Buna mukabil yinede kendisine baknca, sadece kendisiyle alkadar oluyor. Halbuki, bu halde kendisinin yaratcs ve snii olan Allah Tely hatrlamas

icabetmez mi? ODUNDA DEL nsanlar, Cenb- Hakkn yaratt odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi eyler yapabilmektedir. O Kadir-i Mutlak ise odundan meyve yapyor, yaprak ve iek karyor. Demek ki i odunda deil, ustadadr. Ayn ekilde insanlar topraktan mlek yapmakta, Sni-i Kinat ise topraktan insan yapmaktadr. OLACAK DEL! Tavuk yumurtay, yumurta da tavuu yapt takdirde tavuk kendi kendini yapm olur. Bu ise olacak i deildir. Dier canllar da bu misllere kyas edilebilir. BR MUKAYESE ekerle elmay mukayese ettikten sonra eker fabrikasndaki grlt ve hametle, elma aacndaki skunet ve tevazuya dikkat ediniz. Kendisinde kk bir fazilet grnr grnmez grltsnden geilmeyen insanlar bu misldeki eker fabrikasn andrr. BA PAZARI Balina bandan sinek bana kadar btn balarn sergilendiini tahayyl etsek, bunlar ierisinde insan ban beeniriz. Ayn ekilde, btn eller sergilense, insan elini tercih ederiz. Ruhumuzun stnl zaten izah gerektirmeyecek aklktadr. Byle en kymettar cihazlarla techiz edilen insan, bu nimetlerin krn ifa edemezse elbette ki hesab ok etin olacaktr. KABUK NDE Yumurta iindeki civcivin kinattan habersiz olmas gibi, biz de kinat yumurtas iinde ahiretin keyfiyet ve mahiyetinden bihaber yayoruz. lmle bu yumurtann kabuunu delmi olacaz. SYAN nsann sofrasyla kedinin sofrasn mukayese ediniz. Buna ramen, ikincisi byk bir memnuniyet gsterirken, birincisi isyan etmekte... DNYA GEMS Dnya gemisi zerinde her an seyahat eden insann, ben hirete gitmem, demesi ne kadar ahmaknedir. Bu gemi hirete gitmektedir. Gitmemeye kudreti yeten var ise, buyursun aa insin. KALP BAHES Kalp bir bahe gibidir. Onda mutlaka bireyler bitecektir. EKMEK PARASI N M? Bir kamyonumuz olduunu ve bu kamyonun her gn sdece kendi yakt parasn ve tamirat masraflarn kardn dnnz. Bu takdirde yapacamz i, kendine hizmetin dnda bir kr olmayan bu kamyonu faaliyetten menetmek olacaktr. Bizim sadece dnya ilerine, yani ekmek parasna almamz da bu misle benzer. Demek ki insan, beer ihtiyalarn temin etmenin dnda bir ile uramak zere

bu imtihan dnyasna gnderilmitir.

HEREY yerinde olduu halde mutlu olamayan bir insann bu bedbahtl mnen a, vitaminsiz ve gdasz kalm olmasndan ileri gelmektedir. St, yumurta ve havu gibi eitli vitaminleri ihtiva eden gdalar almayan bir insann gz fersiz kald gibi, namaz nimetini tatmayan bir insan da ruhen vitaminsiz kalyor; orucu yediinde ise zehirleniyor ve dehetli sanclar ekmeye balyor. Byle kimseleri rahatsz eden dier bir husus da, sulu olmalar, mesela hrszlk etmi bulunmalardr. Bakasnn maln gasbederek, onun rzasnn tersine kullanan kimse rahat edemeyecei gibi, kendisine verilen cihazat, nimetleri verenin izni haricinde kullanan insan da, bu nimetleri mnen gasbetmi olmann zdrabn ekmektedir. slmdan sapanlarn ektii zdraplarn sebebi ise, yolu kaybetmi olmalardr. Yolunu kaybeden kimseyi ne yeme, ne ime ve ne de bir baka zevk tatmin edebilir. Yaptklar sadece birer oyundur, onlarla kendilerini avutmaya alyorlar.

BR GNE dodu... Asrmz ve gelecek asrlar nuruyla ziyalandracak bir gne... Btn dnyay kuatan zulm ve kfrn buzullarn eriten bir gne... Nurs Ky'nn yaln, geit vermez, sert ve ihtiaml kayalar arasndan doan bu gne, insanlarn le dnm fikir ve kalblerini baistan- cinana evirdi. lim ve marifette, hikmet ve felsefede, tecdid ve mcahadede, irat ve ikaz sahasnda yeni bir r at. Kuran- Azi-man'n bitmez tkenmez hazinesinden ald kuds hakikatlardan, istifademize, Risale-i Nur gibi irfan hazinesi sundu... Bir an irfann, yeniden tesis etti. ... Dvasnn ulviyeti, hamiyetinin ykseklii, fikrinin keskinlii, ilminin derinlii, metin sebatkrl, sarslmaz iman, tarife smayan cehd ve gayreti ile asra ismini nakettirdi. Dost ve dmanlarna kemlatn tescil ettirdi. Ruhundaki ulv vecd, beyanndaki cokunluk, fikirlerindeki kutsiyet, yeni bir devir dourdu. Ruhunda yanan me'ale, vicdannda doan ilh cezbe, btn asr alkalad. Karanlkta olanlar aydnlatt. Selim kalbleri nurlandrd. Asrn fikir ve marifet keaf olarak lemi tenvir etti. Nefs, ruh, vicdan, ferd, ailev, itima, siyas hayatmz her cihetle aydnlatacak yksek esaslar, l dsturlar havi, bir

manzume-i hakkat telif etti. KUR'AN'IN zebercedli, elmasl, yakuttu sur ve stunlarndan yeni yeni marifet ufuklarn kefetti. At bu hudutsuz ufuk ve emsalsiz burlardan, yldz misl yksek hakikatler, delil ve hccetler dodu. Bunlardan ortala yaylan lemalar, ualar, katre ve rehalar ile, Rabban esrarlara itiyak gsteren ztlarn vicdanlarn ziyalandrd. Sinelerini sndrd, simalarn gldrd. Barla krssnden, am Da'nn serir-i tedrisinden, yle bir rzgr esti ki, ruhlar ifalandrd, gnlleri zevk ve srura gark etti. Bu ylesine aheste, ylesine ltif, bir seher yeli idi ki, kalblere hidayet ve srr, idraklere ilim ve marifet, vicdanlara insaf ve basiret getirdi. Fikirlere hiyadet nurlarnn tecelli etmesine vesile oldu. Bu nazenin marifetlere mncezib olan gnllerden, o mtehakkim cehaletin izlerini skp kard. Evet, o bur ve ufuklardan musaffa, hayatla memlu, ltif bir rzgr esti de, fertlere gaye ve dava, cemaatlere hedef ve aksiyon sat. Sanki yeni bir kudret ve kuvvet nefhetti. Dalar ve tepeleri harekete, Anadolu'yu heyecanla vecde, hararetli terennme sevketti. Evet o Zt, dnya saraynn, Anadolu krssnde Rahmn ve fikr bir nutuk okudu. O nutkun asl ve kk, ne ark da, ne Garb da; ne ieride, ne dardadr. Dorudan doruya Kur'an'a baldr. Bu nutkun sesi Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya'da, hasl drt ktay ihtizaza getirip insanln semalarnda nlad. Nutkun mahiyeti ve natkn maksad ise; her zerre ve mrekkebat dile getirerek, iki cihann fahri, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) davasn iln ve isbat idi. Elhasl, ark' ve Garb' kendisine hrmetkr klan, byle bir deha, bizler iin Rabbani bir ihsan ve ihtiaml bir zafer parltsdr.

HZ. DEM'den beri insanlar birbirilerine zd iki ayr yolda yryegelmilerdir. Bunlardan birisi hak ve hidayet yolu, dieri ise kfr ve dallet yoludur. Btn gzellikler, hayrlar, saadetler birinci yolun; btn irkinlikler ve erler ise ikinci yolun meyveleridir. nsandaki kalb, akl ve vicdan onu birinci yola sevkederken, nefis, his ve hev da ikinci yola iterler. Bunun sonucu olarak insann i dnyas alkantlara ve arpmalara sahne olur. Bu i harpler bir taraftan iman, salih amel ve istikameti, dier taraftan kfr, isyan ve anariyi doururlar. nsanlar aldatarak yanl yollara sevkeden ve hakikati grmelerine perde olan sebeplerin nde gelenlerinden bir tanesi insann, ftr vazifesi olan ibadeti terk etmesidir. Cenb- Hak, bu kinat ve iindeki btn mevcudat insan iin yaratm ve onu bu leme en byk gaye ve netice yapmtr. Elbette insann da kinatn tesinde byk bir gayesinin olmas zarurdir.

Bu gaye ise ancak Allah'a iman ve O'na ibadet ve itaat etmektir. badet, Cenb- Hakk'n azamet ve kibriysn, sonsuz kemlini takdis; hadsiz ltuf ve ihsanna kr ve hamd etmektir. nsan, hakiki insaniyet mertebesine ancak ibadet ile kabilir. Zira, ibadet insann hayvan arzularn kayt altna alr. Onu Rabbine yaklatrr. Ruhunu inkiaf ettirir, kalbini tasfiye eder. nsan yksek ahlk ve ulv seciye sahibi klar. nsann ftri vazifesi ibadettir. Bu vazifeyi terkeden insan, ahlaken ok alalr ve hayvan hislerinin mahkumu olur. Hak ve hukuk dinlemez. Ruhen tedenni eder, gnahlarn i yzndeki dehetli irkinlii gremez. ledii gnahlar onu adm adm inkra doru gtrebilir. Gnahlar ileye ileye kalbi ve vicdan kararr. Latifeleri sner, idraki fel olur. Salam dnme kabiliyetini kaybeder. Bilindii gibi, mirinin verdii vazifeleri yapmayan bir memur, ona kar nce mahcubiyet duyar. Eer itaatsizlie devam ederse sonunda bu mahcubiyet yerini bir nevi dmanla, isyana terkeder. Aynen bu misl gibi insan da, Mabud'unun emir buyurduu kulluk vazifelerini terk ettiinde nce sklr, mahcup olur. Gnaha devam ede ede, kalbinden Rabbine kar muhabbet ve korku silinir, yerini kin ve dmanla terkeder. syanda srar ettike ibadetten nefret etmeye balar. Kaderi tenkid eder, Cenb- Hakk'n rahmetini ittiham eder. Yapt isyanlar savunmaya balar. Artk byle bir insan, din ve mukaddesat aleyhindeki telkinlere ve propagandalara kaplmaya hazr hale gelmitir. Byle bir insan, uluhiyet, hiret, kader, hair gibi iman mes'elelerde kk bir vesveseyi, kuvvetli bir delil olarak grmeye balar. Bylece, sorumluluktan kurtulup selmete kaca vehmine kaplr. fsat komiteleri bu tip insanlar kolayca aldatp kendilerine balayabilirler.

HBR eser kendi mahiyetini bilemez.

Mesel, bir motor kendisinin motor olduundan habersizdir. Onun ne olduunu ve neye yaradn, onu kullanan zat bilmektedir. Ayn ekilde gz, bir grme fabrikas olup, kendisinin ne olduundan habersiz bulunmaktadr. Onu, ruh denilen efendi kullanmakta ve onun penceresinden bu lemi seyretmektedir. Kulak da kendisinin iitme leti olduundan bihaberdir. Onu da ruh istimal etmekte ve bu lemdeki seslerden istifade etmektedir. Dier za ve cihzatmz bunlara kyas edebilirsiniz. nsan bedenindeki bu letler, kendi mahiyetlerinden haberdar olmadklar gibi ruh da bir eser olduu cihetle o da kendi mahiyetini bilememektedir. Gzn grme fiilinde, kulan da iitme vazifesinde kullanlmakla kymet kazanmas misli, ruh da hangi gaye iin yaratlmsa ona harfiyen riayetle kymet kazanacak ve ebed saadete namzet olacaktr. Hibir eser, kendisinin nerede ve nasl kullanlacana kendiliinden karar veremeyecei iin, akl da neleri sevip nelerden nefret edeceine, kime ibadet edip, nelerden uzak duracana kendisi karar veremez. te Hlik- Zlkeml olan Cenb- Hak, Kur'n- Hakm'inde ruhumuzu ve ona bal bulunan cihzat ve latifelerimizi nerelerde ve ne ekilde kullanacamz beyan buyurmutur. O'nun yap dediini yapmak, sev dediini sevmek, kork dediinden korkmak, oku dediini okumak, ruhumuzun shhat ve terakkisine sebep olacaktr. Her m'minin Cennetten alaca lezzet de bu shhat ve terakki nispetinde olacaktr.

KALP, madd ve manev olmak zere iki mnda kullanlr. Birincisine yrek, dierine de gnl denilir. Madd kalp, am kozala eklinde, klcal damarlara kadar kan pompalayan ve insan hayatn devam ettiren bir organdr. Dieri ise, uur, vicdan, idrak ve muhabbet gibi manev lemlerin merkezi konumunda ve mekn olmayan rabban bir duygudur. te insann asl kymeti ve hakikati bu manev kalp sayesinde anlalr ve bilinir. Kalbe, beytullah ve ar- Samedan de denilmitir. Bir cevher-i mcerret olan kalb, btn lemleri iine alacak kadar geni

olmasndandr ki, slm alimleri, nsan lemleri iine alan bir nsha-i kbradr, demilerdir. Kalbe, slmiyetin mahalli olmas hasebiyle Sadr, Hakka muhabbetin menei olmas cihetiyle if, Ryetullaha mazhar olmasyla Fud, dini bilmenin ve imann mahalli olmas noktasndan Habbet-l- kalp ve esma-i ilhiyeye ayine olmas bakmndan da Mehcetl kalp denilmitir. Kalp, imann mahalli, marifet ve muhabbetin, sfat ve esma-i ilhiyenin tecelligh, btn feyizlerin makesi ve manev duygularn merkezidir. Kuds bir hadiste Cenab- Hak yle buyurmaktadr: Ben yerlere ve gklere smadm, ancak mmin kulumun kalbine sdm. (Yani onun ile bilindim.) yinei Samed olan kalp, beden ikliminde itaat olunan bir melik gibidir. Cenab- Hakkn marifet ve muhabbetine mazhar ve ayna olan bu kalbin deeri, btn tasavvurlarn fevkindedir. nsan Allaha dost eden ve sevdiren muhabbettir. Eer o kalp, iman, marifet, muhabbet ve fazilet gibi ulv hakikatlere ayna olursa, dier duygular da onun ile kymet kazanr ve nurlanr. Peygamber Efendimiz (s.a.v) yle buyurmaktadr: Vcutta bir para vardr ki, o salam olursa btn vcut salam olur. O bozuk olduu zaman btn vcut harap olur. Dikat edin, ite o kalptir. KALBN hayat iman, marifetullah ve muhabbetullah; lm ise, kfr ve gnahlarda srar iledir. Bedizzaman Hazretleri bu tehlikeye yle dikkat eker: Evet gnah kalbe ileyip, siyahlandra siyahlandra t nur-u iman karncaya kadar katlatryor. Her bir gnah iinde kfre gidecek bir yol var. O gnah istifar ile abuk imha edilmezse, kurt deil, belki kk bir manev ylan olarak kalbi sryor.1 Bir ayette mealen yle buyrulur: Allahn, gsn slma at, bylece Rabbinden bir nur zere bulunan kimse, kalbi imana kapal kimse gibi midir? Allahn zikrine kar kalpleri kaskat olanlarn vay haline! te onlar ak bir sapklk iindedirler. 2 Bu ayet, nur-u iman ile kalbi genileyen ve nuraniyete eren bir kimse ile, gaflet ve cehalet iinde kalan ve Allah zikirden yz eviren ve bylece kalbi katlaan kimsenin bir olmayacan aka ifade etmektedir. Evet, Allah zikredilince mminin kalbinde havf ve hayet, Ona kar tazim ve tebcil hissi tecelli eder; iman artar, kalbi tenevvr eder, tasdikleri daha ziyade kuvvet bulur. Cenab- Hak bu hususu bir ayette yle ifade buyurur: Mminler ancak o kimselerdir ki; Allah zikredildii zaman kalpleri rperir, Onun ayetleri kendilerine okunduu vakit (bu) onlarn imanlarn artrr. Onlar sadece Rablerine tevekkl

ederler. 3 Kalbin uyank olmas zikir ile megul olmak, gaflette olmas da ondan uzak kalmaktr. Zira zikir gafleti izale eder. Demek ki, kalbi, haram nazardan, yalandan, gybet, kin ve haset gibi ahlak- seyyieden muhafaza edip, onun slahna almak ve onu marifetullah, muhabbetullah, ubudiyet ve zikir ile kalbi selime kavuturmak, insann en mhim ve hayati vazifelerinden biridir. Kalb-i selim sahibine eytan yanap vesvese veremez. Nitekim bir ayette mealen yle buyrulur: O gn ki, ne mal faide verir, ne de evlatlar. Ancak Allaha selim bir kalp ile varan kimse mstesna. 4 KALBN irk ve nifak gibi marazlardan selamete erdiren kimsenin mal ve evlad faydal olur. Dnyada selmet-i kalbe ve salam bir imana sahip olunmaldr ki, ahirette de saadet ve selamete kavuulsun. Evet, kalbin rikkati Allah korkusu; sefas, mminler hakknda iyi dnp, onlar Allah iin sevmektir. Kalbin selabeti de din dmanlarna kar iddetli ve izzetli olmak ve mminlere kar da zillet iinde merhamet ve muhabbet gstermektir. Peygamber Efendimizin (s.a.v) srekli okuduu Allahm! Senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin rza ve muhabbetine kavuturan amel-i salihi ilemeyi niyaz ederim duasn her mmin, kmil iman kazanmak iin lisanndan drmemelidir. Zira, insann kalbi, Allahn ve Hazret-i Peygamberin (s.a.v) muhabbeti ile dolmazsa kemal-i iman elde etmi olamaz. Evet, kalp, Allaha dost olmann, Onu sevmenin ve Onu zikretmenin evk ve heyecan ile mesrur olur. O cemalin didarna velev bir saniyecik olsun nail olmak, o kalp sahibi iin cennetlere deiilmez bir makam- ldr. KALP ve ruhunu, akl ve hissiyatn kelime-i tevhid ile aydnlatan bir insan, derece derece kemal-i iman kazanr, Allahn feyzine, rzasna ve saadet-i ebediyeye mazhar olur. Allah iin olan muhabbetler hem lezzetli, hem daimi, hem kedersiz ve hem de sevapl olur. nsan dnya ve hiret saadetine mazhar eder. Eer dnya zevkleri ve maukalar, cazibeleri ile o kalbi kendisine ekmese, o kalp, muhabbet ve ak- ilhinin neesiyle huzur bulur. Zira, o cemalin sonsuz cazibesi, srur-u zevki ve Onun muhabbeti, fani ve geici olan dnyann birka gnlk zevkiyle mukayese edilmez.

nsann kalbine yerletirilen nihayetsiz muhabbet, nihayetsiz cemal ve kemal sahibi olan Cenab- Hakk sevmesi iin verilmitir. nsan, kinatn en cmi' bir meyvesi olduu iin, kinat istila edecek bir muhabbet o meyvenin ekirdei olan kalbine dercedilmitir. te yle nihayetsiz bir muhabbete lyk olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir.5 DNYA, insann arzu ve emellerini tatmin iin kfi deildir. Bunun iindir ki, dnyann gzel manzaralarn ksa bir zamanda temaa edip; onun zevk ve srurlarn tatmak, ancak insann itihasn aar, fakat doyurup tatmin etmez. Ancak o ruhun arzularn ve meyillerini tatmin ve temin edecek, lem-i hirettir. 6 nsan, ebed iin yaratldndan onun kalbi, dnyann fani lezzetleri ile asla tatmin olmaz; ancak ebedi alemde, ebedi nimetlerle tatmin olur. nsan, ancak zevali mmkn olmayan Kdir-i Zlcelale kalbini balayp, Ona intisap etmekle saadete kavuur. Byle bir insan her eye ramen, mrn daima elemsiz ve kedersiz geirir. Saadet ve srurla yaamak isteyen bir kimse, kalbini asla fan ve zevale mahkum olan eylere balamaz. Zira, dnyada mkemmel bir saadet yoktur. Uzaktan sesini duysak bile kendisine kavumak mmkn deildir. Dnya ancak zdrap, meakkat ve musibetlerin mahallidir. Bedizzamann ifadesiyle; Bir lezzet verse, bin elem takar ektirir. Bir zm yedirse, yz tokat vurur.7 Dnyada fazilet ve marifetten baka hibir ey insan tatmin ve mutlu edemez; onu saadete kavuturamaz. Nitekim Cenab- Hak mealen yle buyurmaktadr: yi biliniz ki, kalpler ancak Allah zikretmekle (anmakla) huzur bulur.8 1- Lemalar 2- Zmer Suresi 39/ 22 3Enfal Suresi 8/ 2 4- uara Suresi 26/ 88-89 5- Szler 6- aratl caz 7- Lemalar 8Rad Suresi, 13/ 28
-----------------------------------Bir gn Suffa Vakfnda Cumartesi dersinde Ahmet AKGNDZ onuncu szn on birinci hakikatini okuyordu. Karmda yarm sakall olan bir zat, dersi dikkatle dinliyordu. O zat dersten sonra, kalkp hemen yanmza geldi. Ahmet AKGNDZ, bu zatn kendisinin Felsefe hocas Niyazi KTEM Bey olduunu syledi. Bana hitaben, Hocam; dersi dikkatle dinledim. zahlarnzdan da ok mstefit oldum. Anladma gre Hair cismani olacak deil mi? Diye sordu. Geri ben hare inanyorum. Fakat bu dirilmenin cismani deil de ruhani olacan dnyordum. Ben de cevaben: Cenab- Hakkn Adl ismi ve Rahmeti iktiza ediyor ki, dnyada olduu gibi Ahirette de insanlar Ruhen ve Cismen beraber haredileceklerdir. nk; dnyada mademki ibadetler, imtihanlar, lezzetler ve keyifler, cihatlar hem ruhani, hem de cismani olduuna gre, ahirette de aynen yle olmas icab eder. nk ahirette sadece ruhen dirilme

Allahn adalet ve efkatine muvafk olmaz. Zira, ibadet yaparken yorulan beden, oru tutarken ackan beden, cihatta yara alan, kan akan ve ehit olan beden olsun da; cennete yalnz ruh gitsin, ceset gitmesin hi adalet ve merhamete muvafk olur mu?. Ayrca Cenab- Hakkn nurani olan gzel isimleri, dnyada kesafetli olan bedende daha fazla tecelli ve tezahr ettiine gre; azami tecellinin yeri olan Ahirette de, hairin hem cismani, hem de ruhani olmas iktiza eder. Daha sonra bana Eflatunu, Aristoyu, Farabi ve bn-i Sinay nasl bilirsiniz Hocam? diye sordu. Ben de cevaben; bunlarn byk fikir adamlar olduunu, hatta bn-i Sina ve bn-i Rtn eserlerinin Avrupada asrlarca ders kitab olarak okutulduunu syledim. Niyazi ktem bey ise tebessm ederek; Hocam bu insanlar, harin cismani deil de ruhani olacan itikat ediyorlar buna ne dersiniz dedi. Ben de cevaben; Allahn ltfu ve ihsanyla birden aklma geleni syledim ve dedim; Niyazi bey; acaba bn-i Sina ve Farabi gibi zatlar, kays yemiler midir?. O da Elbette yemilerdir dedi. Ben de kays yiyen bir mtefekkir, nasl olur da hari cismaniyi kabul etmez?. Bu aklen tezat deimlidir?. Zira her insan her sahada mtehasss olamaz. Felsefe sahasnda byk olan o insanlar, iman ve itikat sahasnda mbtedi kalabilirler ve kalmlardr. nk onlar meseleye sadece akl gzleri ile baktklarndan akllar gzlerindedir. Bunlar, her eyi maddede ararlar. Her eyi maddede arayanlarn ise akllar, maneviyatta krdr. Malumdur ki elbette byle bir akl mahluk ve maduttur, her eyi idrak edemez. Bu hikmete binaen, Cenab- hak akla yardmc olarak; semavi dinleri, kitaplar ve peygamberleri gndermitir. Ta ki akl ve nakil ittifak ederek insanlar dnya ve ahiret saadetine kavutursun. Niyazi Bey, son derece memnun ve mesrur olarak bizimle vedalap, Hocam ok teekkr ederim. tikada dair mhim bir mkilimi hallettiniz. Allah selamet versin ----------------------------------LKOKUL, ortaokul ve liseyi mteakip tp fakltesine giren ve oradaki tahsilini de tamamlayan bir talebe, artk doktor olmaya liykat kazanm demektir. Tp fakltesinden mezun olan bir talebe ile, kendisiyle ayn yata ve fakat hi tahsil grmemi dier bir ahs arasnda ilk nazarda herhangi bir fark grlmemektedir. Fakat hakikatta, faklte mezunu olan ahs, yllarca tp sahasnda amel etmi, deneyler yapm, okumu, yazm ve zamann doktorlua liykat iin harcamtr. Dier ahs ise, zamann tbba ait olmayan eylerle geirmi, doktorlukla ilgili ilim tahsil etmemi ve amel ilememitir. Neticede otuz yana girdii halde, bu sahada bir adm dahi atamamtr. Rahmn ve Rahm olan Cenb- Hak, bir insann Cennete lyk olabilmesi iin hangi fakltede okumas, neleri bilmesi, ne gibi ameller ilemesi ve hangi ilerden saknmas gerektiini bizlere bildirmitir. Bu faklte slmiyettir ve bu faklteye kayt olabilmenin art imn, snf geebilmenin icab ise ibadettir. nsan, namaz klmakla, dersine alm talebe gibi oluyor. Ders alan bir talebe, dersini bitirdii zaman eline maddeten birey gemi deildir, fakat mnen bilgisine yeni eyler ilve etmi olmas cihetiyle, gayesine bir adm daha yaklam ve tahsilinin neticesi ve maksudu olan makama liykat kesbetme hususunda bir derece daha kazanmtr. Namaz kld halde dnyev ilerinin iyi gitmemesine hayret eden veya namaz byle bir gaye iin klan kimse namaz anlamam demektir. Bir talebe mezun oluncaya kadar maa beklemez, cret mezuniyetten sonradr. Bu dnya bizim iin bir imtihan salonudur. Bu salondan lm ile ayrlacak, mkfat veya ceza menziline doru yol alacaz. --------------------------------NASREDDN HOCANIN hikmet dolu ve ibret fean fkralarndan birisi de gl mayalamas meselesidir. Bilindii gibi bir gn Hoca Nasreddinin elinde bir kakla gln kenarnda bireyler

yaptn gren dostlar, o ibret bahesine tevecch ederek Hoca Efendiye ne yaptn sorarlar. Nasreddin Hoca cevaben, gl mayaladn syleyince hayretlerini gizleyemeyen dostlar, bu defa, hocam, gln maya tuttuu hi grlm m? diye tekrar sual edince, Hocann cevab hrika olur: Evet, ben de biliyorum ki gl maya tutmaz; ama ya bir de tutarsa! te fkrann hakikat bizce u mnlara iaret etse gerekir. Akl bir iksirdir. nsan o akl istikamette kulland takdirde, sonsuz bir zaman ve mekn onunla mayalayabilir. Mesel, sabah namazna kalkmaya karar veren insan, namaz vakti gelince abdestini alp namazn klyor. Bu faaliyetler arasnda insann eli, aya, yz ve sair let ve cihazat hep namaza mteveccih oluyor. Namazn klnd zaman da akl sayesinde mayalanm oluyor. Ayrca her yanndan ara kadar melekler bu haberi birbirine ulatrarak nihayetsiz bir mekn ve zaman enlendiriyor. te btn bu faaliyetlerin iksiri akl oluyor. Dier taraftan u ksack dnya hayatyla ebed saadetini kazanan insan, gle maya tutturmu demektir. Ebediyet gln altm senelik bir mrn mayalayamayaca bedih bir hakikat olduundan Cennete srf Rahmn- Rahmin ltfuyla girildii anlalyor. -----------------------------KELME MNSIYLA Alev, Hz. Aliyi seven ve ona mensup olan kii demektir. Hz. Aliyi sevenler, balca iki gruba ayrlrlar: Hasb ve samim taraftarlar ve siyas taraftarlar. Bunlardan birincisi, ona Allah iin muhabbet gstermilerdir. Bu muhabbet safi, net ve durudur. Kayna salbet (salam) ve hamiyet-i diniyedir. Bu hasb taraftarlar, Hz. Aliye (ra) iki nokta-i nazardan tevecch gstermilerdir. Birincisi Hz. Alinin (ra) yksek kemalt ve stn meziyetleridir. Onun fazilet ve kemalt, takva ve ubudiyeti, mminlerin kalb ve dimalarnda, muhabbet ve takdire inklp etmitir. kincisi, Hz. Alinin (ra) Ehl-Beyt silsilesinin mmessili olmasdr. Mslmanlar o silsilenin ba olan Hz. Aliye (ra) samim bir muhabbet ve derin bir sayg gstermektedirler. Bu iki cihetten kaynaklanan muhabbet, Kuran ve Snnet izgisine uygundur. Dine glge deil, vesile olmaktadr. Merudur, mkuldr. Ftr, hasb ve samimdir. Hz. Reslullah (sav), istikblde ortaya kacak fitne ve fesatlarda, Hz. Aliyi (ra) mmet nazarnda ithamlardan korumak iin onun kemalt ve meziyetlerini ehemmiyetle yle nazara vermekte: Ben kimin dostu isem, Ali de onun dostudur. Aliyi yalnz mminler sever, ona yalnz mnafklar buzeder. Ben size iki ey brakyorum: Kuran ve Ehl-i Beytim. Bunlara temessk ederseniz, kurtulursunuz gibi hads-i erfleriyle bu iki ciheti tescil ve iln etmektedir. Hz. Reslullahn (sav) bu takdirkr beyanlar, onun kemaltn bir hccet ve delil tekil eder. Bu emr-i Peygamberden dolay bata Sahbe-i Kiram olmak zere btn Mslmanlar, Hz. Aliye (ra) ve Ehl-i Beyte tevecch gstermiler ve o silsile-i azimeyi hasb olarak sevmilerdir. Bu mnda Hz. Aliyi (ra) sevmek, dini sevmek, Hz. Peygamberi (sav) sevmek demektir. kinci grub taraftarlar ise, onu siyas mnda sevenlerdir. Bunlar arasnda cidd bir hedef birlii yoktur; herbiri, ayr bir sebeble Hz. Aliye (ra) taraftarlk gsterirler. Bilindii gibi, siyas tercih ve taraftarln kendine mahsus bir mantk ve bir hedefi vardr. Genellikle, siyas faaliyetler, ister istemez siyas varln tesciline ve devamna hizmet edebilecek muhtelif siklerin emir ve kontrolne girer. Bilhassa siyas tansiyonun ykseldii zamanlarda, siyas faaliyetler ierisinde tarafgirlik, menfaat, rekabet, kskanlk, kin, hased, hrs, soy-sop taraftarl gibi hisler, iddetli ve acmasz bir biimde ortaya kar. tima bnyede bir atma iklimine girilir. Hareket noktalar birbirinden farkl birok fikirler, ayn hedefte birleebilir. Siyas taraftarlk ekil ve sath st hedefler asndan bir birlik ruhu gsterirken, gerek cephesiyle, yani gaye ve niyet itibariyle birbirinden farkl ve danktr. Siyas taraftarlar, bir yn andrr. Bu ynda farkl keyfiyette hizipler, grublar mevcuttur. Genelde her grub, her siyas hizib, kendi maksadn tahakkuk ettirmek iin siyas kitleye g ve kuvvet katar. Bu sebeble, siyas tercih ve tarafgirlikte, fikr ve

hiss bir insicam yani uygunluk bulunmaz. Peki Alevilik bir frka veya mezhep midir? ALEVLK aslnda bir frka veya mezheb deildir. l-i Beytin muhabbetini esas alan bir tarikat eklinde ortaya kmtr. Meselenin tarih seyrine baktmzda Alevliin bir tarikat eklinde gelimesi yle olmutur: Timur, Osmanl Sultan Yldrm Byezidi yendikten sonra, Anadoludan ald otuzbin kadar esiri rana gtrmt ve bunlar Erdebile yerletirmiti. Bunlar, zamanla Erdebil eyhiolarak bilinen eyh Aliye intisap ettiler ve ondan tarikat dersi aldlar. Bir sre sonra Timur, arasra ziyarete gittii Erdebil eyhinin kendisinden bir arzusu olup olmadn sorduunda, eyh: Hibir dileim yok, sadece Anadoludan esir olarak getirmi olduun Trkleri serbest brakman istiyorum dedi. Timur, eyhin bu arzusunu memnuniyetle kabul etti ve onlar serbest brakt. Bu esirler, bu vesile ile, eyhe olan muhabbetlerini ar derecede ziydeletirdiler. eyhin bu sofilerinin bir ksm Anadoluya dnd, bir ksm da Erdebilde kald. Erdebil eyhi, Anadoluya dnen bu mritleriyle alkasn devam ettirdi. Bu tarikatta Hz. Ali (ra) muhabbeti esas alnd iin, bu tarikata devam edenler, Hz. Ali (ra) sevgisi ile tamamen boyandlar. Bunlara bu vasflarndan dolay Alev denildi. ----------------------------------GZ grme leti, akl ise anlama letidir. Gzn, gnee muhta olmas gibi, akl da hakikatlar grmekte Kur'n'a muhtatr. Bir kimse, benim gzm var, o halde gnee ne ihtiyacm olacak? dese ve karanlkta grmeye abalasa gzn bir iviye arpp kr edebilir. Aynen bunun gibi, Kur'n nurundan gaflet ederek hakikat arayan akl da kendini yaralayabilir ve ldrebilir. lkokula giden bir talebe, ilim renebilmek iin, hocann A dediine A, B dediine ise B demeye mecburdur. Bir talebe, ben hocann her dediini kabul ettikten sonra bendeki akln ne hkm kalyor? Gibi btl bir fikirle akln anlama leti olmaktan karp itiraz leti haline soksa, bu talebe okuldan diploma yerine belge alacak ve cehaletten kurtulamayacaktr. Bu leme nereden geldiimiz, bu dnyadaki vazifemizin ne olduu ve bu dnyadan sonra nereye gideceimiz gibi hususlarda, btn akllar mezkr ilkokul talebesinin akl gibidir. Bu mes'eleler, mcerred aklla tartlmayacak kadar azm ve insan haylinin avlayamayaca kadar genitir. stisnasz olarak btn insanlar bu leme iradeleri haricinde geldiklerinden ve bu lemden gidileri de yine kendi ihtiyrlar dnda cereyan ettiinden, hibir kimse yukarda bahsedilen mes'eleleri, Kur'n hakikatlarna gz kapayarak kendi aklna gre izah edemez. -----------------------------MUHABBET VE KORKU Mehmed Krknc GNE sistemimizin nizam czibe ve dfia denilen iki kuvve zerine bina edilmitir. Bu kuvvelerden birisi olmasa nizam bozulur. nsanda bu kuvvelerin yerini sevgi ve korku hisleri almtr. nsann dnya hayatnn nizam da iki hisle olduu gibi, ebed saadetin kazanlmas da bu hislerin yerinde kullanlmasna baldr. Bir baba, ailenin nizamn ancak aile fertlerindeki bu iki hissi beraber yrtmekle temin etmektedir. Bir ocukta babasna kar sadece sevgi hissi inkiaf edip korku hissi inkiaf etmezse, o ocuk zararl ilerden korunma hususunda hassasiyet gsteremez. Sadece korku hissinin inkiafnda ise babasnn eliyle elde ettii ltuf ve ihsanlar hakkyla takdir edemez. Ayn ekilde, bir talebe hocasn sevmezse, onun ilminden istifadesi az olur. Hocasndan korkmamas halinde de derslerine cidd almaz ve muvaffakiyetsiz olur. Bir raiyet de padiahn hem sevmeli, hem de ondan korkmaldr. Bu misllere kyasen insan, Hlik- Zlcelli hem sevecek, hem de Ondan korkacaktr. nsan Allaha (C.C.) muhabbet hususunda terakkiyle Onun ltfundan her zaman mitvar olup, ebed saadeti de o ltuftan bekleyecei gibi; Allahdan (C.C.) ziyadesiyle de korkacak ve ebed Cehennem azabndan kendisini katiyyen hari tevehhm etmeyecektir. Bir insan ancak bu tarz hareket etmekle Hlik- Zlcellin hem emirlerine riayete, hem de

nehiylerinden kanmaya dikkat etmi ve havf ve reca arasnda yaamaya muvaffak olmu olur. http://www.zaferdergisi.com/ -------------------------------NSAN DENLNCE ruh hatra gelmekte,ceset ise ruhun elbisesi veya evi mesbesinde kalmaktadr. Nasl ki biz, kendi iimizle urarken evimizi dnmyor ve onun her kesiyle alkadar olmuyoruz, ayn ekilde bedenimizin de btn faaliyetleriyle zihnen alkadar olmuyoruz. Mesel; insan yrrken, otururken veya alrken mutlaka bireyler dnr, fakat o anda bedeninden habersizdir. Bu hale gre, bizim iin en nde gelen mesele, ruhen terakki ve onu lyk olduu kemlata tevcih etmektir. Nitekim, byk insan denilince de, ruhen terakki etmi ve kemale ermi kimse anlalr. Yoksa bedenen byk kimseye byk insan denilmez. Bir insan, apartmanna kat ilve etmekle kendisi ykselmedii gibi, bedenen veya maddeten ilerleme de insan terakki ettirip olgunlatrmaz. Sadece evde oturmak veya evin ihtiyalarn grmek bir kimsenin gerek vazifesi olamayaca gibi, bedeni beslemek ve onun ihtiyalarn karlamak da ruhun esas gayesi olamaz. Bir kimse bu daireyi aamad mddete, hangi dnyev makamda bulunursa bulunsun, dar bir dairede boulmu ve bymemi demektir., Bir aa dahi sadece kendini beslemekle kalmayp, bakalarn da beslemek iin harice meyveler uzatyor ve bu meyvelerle kymet kazanyor. Elbetteki bir insan da ancak, kendi ihtiya dairesinin dna tat ve bata iman ve ibadet olmak zere, ilim, fazilet, ltuf ve ihsanlarla dolduu takdirde kymet kazanacaktr. Meseleyi biraz daha akla kavuturmak maksadyla bir misl verelim: Bir kimsenin bir kamyonu olduunu ve bununla kum tadn farzediniz. Bu kamyonun aylk kazanc ancak kendi yakt parasn ve boya, tamir v.s. gibi masraflarn karp, hi kr brakmasa o kii bu kamyonu ka ay altrr? Bir kamyon dahi, kazan itibariyle kendi masrafn aamad takdirde kymetten dp faaliyetten menedilirse, biz hangi aklla bu dnyaya geliimizin gayesini sadece ekmek paras kazanma olarak dnebiliriz! Elbette ki Hlik- Hakim, biz insanlar byle kk bir i iin bu dnyaya gndermemitir. nsann ftr vazifesi, ancak Allaha iman ve ona itaat etmektir. nk maddesi itibariyle u koca kinatla beslenen, dier bir ifadeyle, masraf u kinat olan insanlar, bilbedahe bu dnyaya madd bir gaye iin gnderilmemilerdir. Yani, insandan beklenen netice madd deil, mnev olacaktr. Bu ise, Hlk- Kll-i eye iman, kinattaki mucize- i sanat tefekkr, ihsanat- Rabbaniyeye kar kr ve ibadetle mukabele gibi ulv hakikatlardan baka ne olabilir? --------------------------------Ruh ardklarn iddia edenler, baz gafil ve safdil insanlar muhtelif ekillerde aldatmaktadrlar. Bunlardan en yaygn udur: Medyum, yani, ruh aran kii bir masa zerine birka fincan dizer ve birtakm harfler serer. Gya, araca ruhun ismini syler. Biraz sonra fincanda kmldanmalar balar, masadan "Tak, tak!.." sesleri ykselir. Bu arada, harfler saa sola doru hareket eder. Harflerin kmldanmasndan szde ruhun suallere verdii cevaplarn belirlenmesine allr. Ruh arma hadisesinin, gerekten ruhlarla bir ilikisi var mdr? Medyumlarn arp konutuklarn iddia ettikleri, hakikaten lm insanlarn ruhlar mdr? Eer bunlar, lm insanlarn ruhlar deilse, masaya vurarak ses karanlar kimlerdir? nce unu belirtelim ki, kainatta hibir ey gayesiz, sahipsiz ve babo deildir. Hibir ey kendi

haline braklmam, tesadfe havale edilmemitir. Kainatta canl-cansz her mahluk bir nizamn esiridir, bir murakabe ve te'sir altndadr. Hibir ey, Cenab- Hakk'n koyduu ihatal ve mull kanunlarn hkmnden hari deildir. Hem Cenab- Hakk'n, insan ruhunu, mahlukat iinde en merref ve en mkerrem bir mahiyette yaratp, o ruhu yksek meziyetlerle sslemesi, kainat ona tevecch ettirmesi ve onu kendisine muhatap ve dost olarak semesi apak gsteriyor ki, onun idaresini ve tasarrufunu, baka ellere teslim etmez. Birtakm sefih cambazlara brakmaz. nsann kendi cesedi zerindeki tasarrufu dahi elinde deildir. Mesela, yedii bir lokmann, boazndan getikten sonra, nasl taksim edildiini, her azaya ne kadar datldn dahi bilememektedir. Kendi i alemindeki bunca tasarruftan haberi olmayan insann, ruhlar zerinde tasarruf dava etmesi ne kadar gln bir iddiadr, tarif edilemez. Yerde ve gkte ne varsa, hepsi Allahn tasarrufu altndadr. Binaenaleyh, ruhlar da kendi iradelerine terk edilmemilerdir. Onlar kendi iradeleriyle, diledikleri gibi hareket edebilselerdi, belki de, bir ksm dnyaya bile gelmek istemeyecek, gelse de gitmek istemeyecekti. sra Suresi, 85. ayetinde, "Ruh Allah'n emrindendir" buyurulmaktadr. Ayet-i kerimede apak olarak, insan ruhunun, Allah'n emrinden geldii bildirilmektedir. Emr-i lahi'den gelen bir ruha, hangi kuvvet tesir edebilir ve onda tasarruf sahibi olabilir? Yine pek ok ayetlerde, insan ruhunun, lmden sonra da babo braklmad, lmle birlikte muhasebesinin de balad beyan edilmektedir. Mesela, M'min Suresi, 46. ayette de, "Onlar (kabir iinde kyamet gnne kadar) sabah ve akam atee arzedileceklerdir" buyurulmaktadr. Bu ayette de ak olarak, kafirlerin kyamet gnne kadar azap grecekleri bildirilmektedir. Nahl Suresi 32. ayette ise mminler hakknda yle buyurulmaktadr: "Bunlar (o kimselerdir ki) melekler ruhlarn en iyi halde alr. Ve onlara: 'Selam sizin zerinize olsun. Yaptklarnzn karl olarak Cennet'e giriniz' derler." lmden sonraki haller ve kabir azab hakknda Hazret-i Resulullah'n (sav) pek ok hadisleri mevcuttur. Bunlardan birisinde yle buyurmaktadr: "Kabir (herkesin ameline gre) ya Cennet bahelerinden bir bahe, veya Cehennem ukurlarndan bir ukurdur." Demek oluyor ki, alemde, her mahluk gibi, ruh da, babo deildir. nsann lmnden sonra ruhu, alem-i berzah denilen kabir aleminde daimi bir murakabe ve muhasebeye tabi tutulmakla, bir kahr veya taltife muhatap olmaktadr. Ayrca, unu da belirtelim ki, alem maddeye mnhasr olmad gibi, ruh da, yalnz insana mnhasr deildir. Ruhani alemler hadsizdir; o alemlerde yaayan mahluklar da nihayetsizdir. Nitekim, meleklerin, cinlerin, eytanlarn, ksacas ruhani varlklarn saysn ancak Allah bilir. imdi, bu ruhani varlklarn, "ruh arma" iddias ile irtibatlarnn olup olmadn ksaca tahlil edelim: Ruhani varlklarn en byk taifesi meleklerdir. Melekler "Nurdan" yaratlmtr. Melekler, Allah'a mutlak itaat ederler, zikir, tesbih, ibadet, marifet gibi vazifelerle megul olur, hibir surette asi olmazlar. O halde, medyumlara haber getirenler melekler olamazlar. nsan ruhlarna gelince, bunlar drde ayrlrlar 1 Peygamberlerin ve Velilerin Ruhlar. 2 ehitlerin Ruhlar.

Bu iki gurup ruhlarn medyumlarn ayana gelmeyecekleri aktr. 3 Gnahkar M'minlerin Ruhlar: Bu ruhlar, Allah'a ve ahirete inandklar halde, salih amel ilemeyerek, sefahete dp, gnahlara daldklarndan, kabirlerinde azaba maruzdurlar. Bunlarn, medyumlarn ayana gelmeleri hi dnlemez. Zira, kendi hesaplarn vermekle ba baadrlar. 4 Kafirlerin Ruhlar: Bu ruhlar da, kabirde daimi ve iddetli bir azaba maruzdurlar. lahi azaba muhatap olan bu ruhlar, kim brakr ki, gelsinler, masalar tkrdatsnlar? yleyse, medyumlarn irtibat kurmalar neticesinde, gelip masaya vuranlar kimlerdir? Bu suale yeterli cevap verebilmek iin insanlarn yaratlmalar ile ilgili hikmetler zerinde biraz durmakta fayda vardr. nsan suresinin 2. ayetinde mealen yle buyurulmaktadr: "Hakikat, biz insan birbiriyle kark bir damla sudan yarattk. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu iitici ve grc yaptk..." Ayetin mealinden aka anlald zere, insan bu dnyaya imtihan iin gnderilmitir. Dnya, onun nne, bir msabaka yeri olarak almtr. Elmas gibi ruhlarn, kmr gibi ruhlardan ayrlmalar bu msabakay gerektirmektedir. Bu msabakada iyilerle ktlerin birbirinden ayrlmalar, eytanlarn yaratlmasn iktiza eder. Ta ki, eytanlar beere musallat olsun, iyilerle ktler birbirlerinden ayrlsnlar. Nitekim, eytanlarn hayrdan mahrum ve er zere yaratlm mahluklar olduklar ve insanlara musallat olup, onlar ifal edecekleri Kur'an- Kerim'in A'raf suresinin 11-12. ayetlerinde, yle beyan buyurulmaktadr: "Andolsun sizi yarattk, sonra size suret verdik, sonra da meleklere, secde ediniz dedik. Hepsi secde ettiler. Yalnz iblis etmedi, o secde edenlerden olmad. (Allah Teala) dedi: 'Ben sana secde emretmi iken seni alkoyan nedir?' O da: 'Ben ondan hayrlym, beni ateten yarattn, onu amurdan yarattn' dedi. (Allah Teala): 'yleyse, oradan hemen in. Sana orada kibirlenmek gerekmez. Hemen k, nk sen alaklardansn' dedi. (O da): 'Bana dirilip kaldrlacaklar gne kadar mhlet ver' dedi. (Hak Teala da): 'Sen mhlet verilmilerdensin' dedi. (blis), 'yle ise' dedi. 'Sen beni azgnla mahkum ettiin iin onlar gzetlemek zere Senin doru yolunda oturacam. Sonra, andolsun, onlarn nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan kendilerine geleceim (musallat olacam). Sen de onlarn ounu kredici (kimse)ler bulmayacaksn.' Allah (cc) dedi ki: 'Zem ve tahkire uram ve kovulmu olarak k oradan. Yemin ederim ki, onlardan kim sana uyarsa Cehennemi btn sizlerden dolduracam.'" Ayet-i kerimede, iki nokta meselemizle yakndan ilgilidir. Birincisi; eytanlarn beere musallat olmasna, ta kyamete kadar msaade edilip mhlet verilmesi; ikincisi ise, eytanlarn insanlara, nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan sokulabilmeleridir. Bunun iin eytanlar, daima insanlarn sfli ve hayvani arzularn iletmekte, onlar aldatmakta, doru yoldan saptrmaktadrlar. fal yollarndan biri de, medyumlar maskara olarak kullanmalar ve onlara yanl haberler vererek beeri ifsat etmeleridir. Bir ayet-i kerime de yle buyrulur: "Haber vereyim mi size, eytanlar kimin zerine inerler? Vebal yklenici her bir sahtekar zerine inerler. Onlar (eytanlara) kulak verirler ve ekseri yalan sylerler." (1) Evet, arld zaman gelenler ve medyumlarn masalarna vurarak ses karanlar, eytanlar ile, cinnilerin fask olan ksmlardr. stad Bedizzaman Hazretleri bu konuda unlar sylemektedir: "Bu mes'ele, felsefeden ve ecnebiden geldii iin ehl-i imana ok zararlar olabilir. Ve ok su'-i istimalata mene' olmakla beraber iinde bir doru olsa on yalan karyor. nk, doruyu ve yalan tefrik edecek bir mihenk, bir mikyas olmadndan ervah- habise ve eytana yardm eden cinnilerin bu vesile ile hem onun ile megul olanlarn kalbine ve hem de slamiyet'e zarar vermek

ihtimali var. nk maneviyat namna Hakaik- slamiye'ye ve akide-i umumiyeye muhalif ihbarat oluyor. Ervah- habise iken kendilerini, ervah- tayyibe zannettirip belki, kendilerine baz byk veliler namn verip slamiyet'in esasatna muhalif szlerle zarar vermeye alabilirler. Hakikati tayir edip, safdilleri tam aldatabilirler." (2) Mevzu ile ilgili olarak, Mevlana'nn u msralarn da nakledelim: "Cin insana galip gelir ve ona musallat olursa, insandaki insanlk sfat kaybolur." "Her ne sylese, onu cin sylemi olur. ster bu batan, ister br batan, hakikatte sz cinnindir." "Byle bir zamanda insann kendi benlii gitmi, tamamiyle cin hakim olmutur." Cinlerin insanlara musallat olmalar hususunda Ebu Hreyre (ra) demitir ki, "Nebiyy-i Ekrem (sav) bir gn buyurdu ki, 'Cin (taifesinden) bir ifrit dn gece namazm bozdurmak iin bana anszn hcum etti. (Lakin) Allah (beni galip getirip) ona istediimi yapmaya frsat verdi. Sabah olunca hepiniz onu grp seyredesiniz diye mescidin direklerinden birine balamak istedim. Fakat Sleyman bin Davud (as)'n: 'Ya Rab, beni mafiret et ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mlk, bana bala' demi olduu hatrma geldi de ifriti kpek gibi kovdum." Babanzade, bu husustaki aklamalarnn ilk ksmnda, mahlukat nevilerinin saylarn bilmenin ancak Allah'a mahsus olduunu ifade eder ve hayat sahibi mahluklarn, yalnz insan ve hayvanlar olmadn belirtir. Bu iki taife dnda, melek ve cin gibi latif mahluklarn da bulunduunu, Peygamberimizin ihbar yannda, asfiyann da ehadetlerini delil gstererek beyan eder ve u bilgilere yer verir: "Cinler, insanlar gibi yeryznde yaarlar. Kafir ve m'minleri vardr. Deiik ekil ve klklara girebilirler. Melek ve cinlerin varlklar Kur'an'n beyan ve Peygamberimizin ihbaryla sabittir." Ahmed Naim Bey, medyumlarn, elleri demeden, sandalyelerin havada dolamalarnn ve fincanlarn masa zerinde kprdanmalarnn cin ve eytanlar tarafndan yapldn belirtmektedir.

You might also like