Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 295

1

Abdlhak inasi Hisar


(Rumelihisar/stanbul, 14 Mart 1887 - Cihangir/stanbul, 3 Mays 1963) Romanc, eletirmen, an ve biyografi yazar. Tepedelenli Ali Paa (.1822) soyundan Emine Neyyir Hanm (.1928) ile ilk edebiyat dergilerinden Hazine-i Evrak, nsaniyet ve Ceride dergilerinin sahibi, ykc ve eletirmen Mahmut Celalettin Bey'in (.1918) olu. Bir sre Trk Yurdu dergisinin genel yayn mdrln de stlendi (1954-57). Hi evlenmemekle vnrd. Evlenseydim de olum komnist, kzm aktrist mi olsayd? sz nldr. Cihangirdeki evinde beyin kanamasndan ldnde cenazesini dnemin stanbul Belediye Bakan Necdet Uur kaldrtt. Merkezefendi mezarlndaki aile kabristanna gmld. Babasnn da etkisiyle ok kk yalarda edebiyata ilgi duydu. Galatasaray yllarnda Ahmet Haim, Hamdullah Suphi, izzet Melih, Refik Halit ve Emin Blentle edebi dostluklar kurdu. Bu yllarda Serveti Fnuncular gibi mensur iirler yazd. Fransz edebiyatndan zellikle psikolojik romanlar yazan Paul Bourgetnin slubundan etkilendi. Pierre Loti hayranyd. Edeb hayatna mtareke yllarnda iir, kitap tantma ve eletiri yazlaryla balad. Dergah dergisinde Kitaplar ve Muharrirler balkl kitap eletirileri, Yarn dergisinde denemeler, Saatler ve Mevsimler bal altnda hece vezniyle iirler yaynlad. 1921den itibaren leri ve Medeniyet gazetelerindeki yazlaryla tannd. Aa, Varlk, lk ve Trk Yurdu dergileriyle Milliyet, Hakimiyeti Milliye ve Dnya gazetelerinde yazmaya devam etti. dl: Fahim Bey ve Biz ile 1942 CHP hikye ve roman mkfat nclk. Yaptlar: An-roman: Fahim Bey ve Biz, st. Hilmi Kitabevi, 1941; amlcadaki Enitemiz, st. Hilmi Kitabevi, 1942; Ali Nizami Beyin Alafrangal ve eyhlii, st. 1952; Gemi Zaman Fkralar, st. Hilmi Kitabevi. 1958. An-deneme: Boazii Mehtaplar, st. Hilmi Kitabevi, 1942; Boazii Yallar, st. Varlk Yaynlar, 1954; Gemi Zaman Kkleri, st. Varlk Yaynlar, 1956. An-biyografi: stanbul ve Pierre Loti, st., stanbul Fetih Cemiyeti, 1958; Yahya Kemale Veda, st., Hilmi Kitabevi, 1959; Ahmet Haim iiri ve Hayat, st., Hilmi Kitabevi, 1963. Antoloji: Ak mi Her Ne Var Alemde (Aka Dair Seilmi Msralar ve Beyitler, 1403-1950), st. Doan Karde, 1955.

SELS KTAPLAR: 51 Edebiyat Kltr: 7

Yayn Ynetmeni : smail Demirci Kapak Tasarm : Mesut Sar Kapak Bask ve Cilt : Bilge Matbaaclk Bask: ISBN : al Ofset 975 -8724 -50 -3

1. Bask : Mays 2005

Telif haklar Selis Kitaplar'a aittir. Kaynak gsterilerek alnt yaplabilir.

SELS KTAPLAR ataleme Sk. Nuri Tezer Apt. No: 23/1 D.3 Caatolu-stanbul Tel: 0212. 520 05 57 Faks: 0212.520 05 58 www.seliskitaplar.com

Kelime Kavgas
"Edebiyata ve Romana Dair

Abdlhak inasi Hisar

Yayna Hazrlayan: Tahsin Yldrm

NDEKLER Sunu / Selim leri / 9


1. BLM: EDEBYATA DAlR [15-170]

Hayat ve Edebiyat Grdklerimiz / Biz ve Hayat / Sz/ Faniliimiz ve Edebiyat / Edebiyata Dair Kk Notlar / Edebiyata Dair Tavsiyeler ve Nasihatler / Edebiyat Yollarnda Nafile Nasihatler / Edebiyata Dair Fkralar ve Dnceler / Edebiyata Dair Fkralar ve Dnceler / Edebiyatta lham / Edebiyatta Lbalilik / Sanatkrn Gururu / Milliyet Cereyan ve Edebiyat / Bir Edebiyatya Nasihatler / iirde Vuzuh / Seninle ir / Tenkide ve Tercmeye Dair Tenkide Dair Balang / Bizde Tenkit / Mnekkid Lzumu / Klasiklerin Tercme ve Tab / Klasiklerin Tercme ve Tab-II / Kelime Kavgas / Okumak Tesellisi / Kitap Kenarlarnda Dnceler /

Kitaplar Vakt-i Merhunu / Kitaplar Karsnda Genliin Buhran / Edebiyat Mecmualar /


2. BLM: ROMANA DAR / 3.

Roman Nedir, Niin ve Nasl Yazlr? /

Edebiyatta Roman / Romancnn ahslar I / Romancnn ahslar 11/ Romana Dair Baz Hakikatler I / Romana Dair Baz Hakikatler II / Romana Dair Bir Kitap Dolaysiyle / Romann Tek Kaidesi / Yazmaa Dair / Romancnn, Kahramanna Dair, Mehmed Kaplana Mektubu Kitaplar ve Muharrirler smail Hakk Bey ve Roman / Hkm Gecesi / Hkm Gecesinin slubu ve Lisan / Ali Zeki Beyin Alevi / 9uncu Hariciye Kouu / Szlk

Az raslanan ve gndelik kullanmdan dm kelimelerin bir ksmnn e ve yakn anlaml karlklar kitabn sonuna eklenmitir. Szlkte kitabn aslnda dipnotlar blmnde bulunan kelimelerin eklenmesi ile iktifa edilmitir.

sunu

"Muharrirler lnce..." Selim LER Tam elli yl nce, 1955te Abdlhak inasi Hisar Veled elebiden sz aarken, Muharrirler lnce oklarnn yazlar da lm duyuluyor yaknmasn dile getirmi. Onun btn eserinde unutulanlara efkati var. Geip giden zamana zld kadar, unutulmulara da zlyor. Belki gnn birinde eserinin unutulacandan rkyor... Oysa bu byk eser, Abdlhak inasi Hisar imzal kitaplar, dergilerde yaymlanm yazlar daha balangta yanl deerlendirmelerin kurban olarak okurla buluamam, hak ettii ilgiyi devirememi. elik Glersoy, Abdlhak inasinin anlaryla ykl kitabnda, ac bir yalnzlkla donanm hayattan sz aar. Bu yalnzlkla donanm hayattan sz aar. Bu yalnzlk mrn son yllarnda bsbtn pekiecektir. Birtakm geim skntlar da iin iine girecek, Abdlhak inasi deta lm bekleyecek! Cenaze namaz, Aksaray Valide Camiinde klnm.

elik Glersoy, cemaatin elli kii kadar olduunu sylyor. ada Trk edebiyatnn en byk yazarlarndan birine ite byle veda etmiiz. * Abdlhak inasi Hisardan okuduum ilk sayfalar, ortaokul ders kitabmzdaki seme para olmal. Fahim Bey ve Biz'den. Hani, Fahim Beyin elbiselerinin uzun uzadya anlatld o gzel blm. Dnp dnp yeniden okurdum. Bugn una aryorum: Ders kitaplarnda yer alabilmi yazarlar, hi deilse benim rencilik yllarmda, okurla iyi kt buluabilirlerdi. Yakup Kadriyi, Halide Edibi, Reat, Nuriyi lke apnda okunur klan biraz da buydu. Oysa Abdlhak inasi okunmam. ylesine okunmam ki, 1940larn basm baz kitaplar, 1960larn sonunda, Caalolunda sokak sergilerinde hl okur bekliyordu. Hem de Ne alrsan 1 liraya! Demek ki, gnmzn ucuz kitap furyas bile Abdlhak inasiye yaramayacak... Okunmaynn deiik sebepleri var: Sol'a eilimli edebiyat adamlar, Abdlhak inasinin eserini zaman zaman epey yermiler. Edebiyatmzn muhafazakr kanad da, handiyse ateist olan Abdlhak inasiyi dini btn bir kii gibi gstermek istedi. Yani, eseri iki taraftan da yanl almlanyor, yanl sunuluyordu. Bir baka sebep, Abdlhak inasi Hisarn gerekten zor bir yazar oluunda aranabilir. Eserinin tadna varabilmek iin, edebiyatn kendine zg inceliklerinden haberli olmak gerekiyordu.

Ders program anlaymza bakn ki, Fahim Bey ve Biz yazarn ortaokul rencisine tantmak istemiiz. Oysa Abdulhak inasi, birok eser, birok yazar okunduktan, zmsendikten sonra tadna varlabilecek bir yazardr. Okunmayn yazarn diline balayanlar da var. Biraz eskimi, ypranm bir dil diyorlar. Ypranmlna nasl karar verdiklerini kolay kolay anlayamyorum. nk Abdlhak inasi edebiyatmzn en gl slupular arasndadr. Olaki, slup, bazlarmza ypranmlk gibi geliyor. Dilinin eskimi olmas meselesine gelince, 1883 doumlu Abdlhak inasi imparatorluun diliyle yazyordu. Onun kelimeleriyle oynamaya kalkmak, dzyazsndaki henk ve iiri mahvetmekle e anlamldr... Kald ki, bu dilde ar Trkenin pekok kelimesi de karmza kyor. Anlatabilmek uruna, Abdlhak inasi'nin sonsuz kelimeye ihtiya duyduunu hissediyorsunuz. * 1980lerde yle yazmtm. Abdlhak inasinin yazya geirmi olduu dinmez szl ak olduka, kendi hayatlarmzn, kendi yavan duygularmzn da belki baka bir ryada, belki baka bir ihtiras yumanda solumaya koyulduunu sanki hissediyoruz. Bir kente, bir deniz kysna ve imknsz bir akn kahraman, air bir kadna ncesiz sonrasz gnl veri, bizde de tazeleniler, armlar uyandryor. lm, burada, bir sanatnn yanlsamas, bysyle yeniden dirime dnyor ve sararm kitap sayfalar

10

arasnda da kalsa, bir mevsimi, bir iklimi, bir gnl hl sylyor. * Gerekten sylyor. Sol eilimli eletirmenlerin ve edebiyat tarihilerinin gemiseverlikle kmsedikleri Abdlhak inasi birok szn yarna da syleyecek. Bu kitaba ad veren yazsnda Boazii Mehtaplar airi, bir bakma, yirmi birinci yzyln edebiyat anlayn nsezi ve itenlikle kaleme getirmi: "Muharrir eer eserini hayatndan koparm olduu bir para yapmyorsa, eer lisanyla kann ve zihnini yourup eserine malzeme olarak kullanmyorsa, eer bize kalbini, akln, akn ve galeyanm ifade, tahlil veya hikye etmiyorsa skt etsin, onu duymaya ihtiyacmz yok demektir." Gnmzn sekin yazarlar, hemen hemen btn dnyada, kiiselliin temsilcileri olarak beliriyor. Tanr yazar oktan sona erdi. Ama roman kahraman yaratma dnemi de bitmek zere. Usta ii edebiyattan beklenen, yazarn kiisel yaklam ve tercihi. Abdlhak inasi yetinmiyor, devam ediyor: "iirler skn bulmak iin imdada arlar, fikirler saklayamayacamz srlar, hikyeler hayat hakknda kendi ehadetlerimiz olmaldr. Edeb bir eserde bulmak istediimiz ey, yerine ikame edilmeyecek olan ahs ve yekta bir ivedir. Bir macerann hikyesinden ibaret olan kitap bize bunun muharriri iin dnyadaki en mhim macera olduunu his ve teslim ettirmelidir. Hakiki bir sanat eseri belki ne bir ders, ne bir nmunedir. Bu bir tek ile ve bir tek

11

tecrbenin mnferit bir mahsul, beerin ahs ifadesidir. Dnemi iin alabildiine erken, nc szleri kavrayamayan edebiyat ortammz Abdlhak inasiye de uzak durmutur. Yalnzca usta, yeniliki bir edebiyat adam deil; bir yandan da yazp izdiklerinin, yaratclnn gizlerini deecek, dile getirerek bizlerle paylaacak kadar klavuz bir yazar! Kelime Kavgasndaki edebiyat ve roman yazlar btn bu, dergilerde, gazetelerde merhametsizce unutulmu verimler, yarnn daha yetkin edebiyat iin yol ayor. Gnnde anlalmam olmalarna zlmek yerine, her birini bugn yeniden tartalm...

12

13

HAYAT VE EDEBYAT GRDKLERMZ

Hi bir mesuliyetin nerde balayp nerde bittiini kestirmee imkn kalmyor. Dnyada en korkun ey baz sebeplerin kkl yannda baz neticelerin bykldr. * Gzlerimiz bize grmek iin verilmitir. Vaktinde gremiyen gzler, sonra, ok kere, alamaya mahkm oluyor. * Adamlarn ou okur yazar adam deil ve duyar, anlar deil, sadece yer, ier adam. * Kalbinde biraz zek olmyanlar hi ekilmiyor ve zeksnda biraz kalb olmyanlar hi sevilmiyor. * ahslarn tanmadmz adamlar hakknda muhabbetimiz berkemaldir. Muhabbetimiz ekseriya onlarla tandka azalyor. * Kendilerine inanan adamlarn kuvvetleri mthi, hlleri

14

tuhaftr. Bakalarn ikna iin syledikleri szlere kendileri o kadar inanrlar ki, sonra, niye tekiler inanmyorlar diye, onlara kzarlar. * Hibir eye itimat caiz olmuyor. Dnyaya aptallk hakimken en muhakkak ve emin budalalar bile, ahs menfaatleri kendilerini kamlad m, imana gelir gibi, bir mddet iin zeki kesiliyorlar. Onlarn bu umulmaz hllerini grnce kendilerine deta teekkr edeceimiz geliyor. Bir de bakyoruz ki maksatlar sadece bizi aldatmakm! * Srlarn ilerinde saklyamyarak bir dostlarna tevdi edenler gln olmaz m? Bunlar kendilerininken tutamadklar bir srr bir yabancnn saklamasn isterler. * Sylediimiz szleri ok kere bakalar duyar, biz duymayz. Azmzda kalan szleri yalnz biz duyar, ve bazen ne ok aarz! * nsan uzun mddet ancak kendi kendisini aldatabiliyor. * Hayatta her eyin ocukluk ve oyun olduunu bilen ocuklarn bu ciddiyetlerinden rnek almal deil miyiz? * Her ey ancak iyi bilinmedii zaman ok sade ve pek

15

kolay grnr. * Malmatn azl nisbetinde itikadn okluu grlyor. Bilgisizlerin kanaati yle takn ki bir ilmi evvelce yayan sonra onun iddetiyle mcadeleye mecbur oluyor. * nsanlarn birou tahmin ettiimiz kadar ahlksz deiller, ahmak deildirler. Tahminimizden fazla ahlksz ve tahminimizden fazla ahmaktrlar. Ve insanlarn birou tahmin ettiimiz kadar iyi, zeki deillerdir. Tahminimizden fazla iyi ve tahminimizden fazla zekidirler. * Tecrbe bir eye yararsa bir eye de mani oluyor. ok kerre cesaret iin tecrbesizlik lzmsa muvaffakiyet iin de ok kerre cesaret lzmdr. * Arzularmz hayal ile ssleriz. Bunun iin btn isteklerimiz gzeldir. Tecrbe onlarn tahakkukunu grmek ve her hakikatin nasl daima hayalin dnunda kaldn renmek oluyor. * Tecrbe gsteriyor ki galebeden karlacak neticeleri elde etmeyi bilmezsek galebe zaman ile bir malbiyete dnyor. *

16

Vakalarn gebe olduklar eyleri dourtmak iin lzm olan insanlar ortada bulunmazsa onlarn en tabi olarak meydana getirdikleri, frtna, yer salnts, su baskn nevinden fetlerdir. * Bir yangn dhiyane bir manzaradr. Bunu Neron gibi seyrederken beenmek mmkndr. Fakat yanan mahallede evleri ve servetleri olanlar bu manzarann ihtiamn kabil deil gremezler. Muasrlar bir adamn kymetini, tarih gibi, onun millete ettii hizmete gre deil, onunla kendi ahsiyetlerinin menfaat ayariyle tartarlar ve ondan ettikleri istifade endzesiyle lerler. * Rvet deildir diye selm almayanlara mukabil rvettir diye selm vermeyenler de var. * Ancak sz veriyorsunuz. Fakat Fuzlye sualime cevaptan baka nesne vermezler dedirtmi olanlar gibi, szden baka nesne vermiyorsunuz. * Btn anneler, ahlk hususunda, kzlarnn kendilerinden ziyade mutaassp olmasn isterler. * Karn tok ve srt pek olan adamn bekledii ey kendisinin meth olunmasdr.

17

* oklar keyflerinin yerinde olmasn bize yaptklar bir ltuf sayarlar. * Eyvah ki her hak bir hakszla benziyor! * Yaptmz yamyamlk: Biribirimizi yiyoruz! * Bazan dnrz: Samim bir surette, hakikaten istediimizden cidden emin olduumuz eyler o kadar azdr ki! Nafile yere ve kendimizi avutmak iin, deersizliini yoksa bizim de takdir ettiimiz eyler arkasndan zlp koup yoruluyoruz. ocukluumuzdan kurtulmadmz ve ancak oyuncaklarmz deitirdiimiz muhakkak! * Size sz veren fakat verdii sz tutamyan iki samimiyet var: Biri cidden istediini, yapma umduunu vadediyor. teki istediini yapamyor, umduunu bulamyor, vaadini tutamyor. Ruhta iki yzl deil, iki katl bir samimiyet var ki bunlar hayatta biribirini nakzediyorlar. * Bir randevuya gidememi olduktan sonra sz vermi olduumuz adama rast gelince sze Affedersiniz diye

18

balamamal. Onun szn tutmu olduunu ne biliyoruz? Beklemeli ki o bize: Affedersiniz, gelemedim ilah... demee balasn. * Alkol gibi mkeyyifattan bir eyle sarho olanlar artk yollarda doru yrmesini beceremezler. Fakat vcutlar ayaklarnn stnde sallanrken kendileri memnun ve marurdurlar ve azlarndan arklar dklr! * Her ruhun gizlenen bir iir kesi vardr. Bir gn bir i adamna hesabnn doru olmadn sylemitim. Bylelikle, bilmeden, ruhunun sanat damarn tahrik etmi oldum. Derhal gzlerine akl bir mn gelerek: Aman Efendim, dedi, "Bu hesabn neresi yanl? Ve kontrol iin yksek sesle okumaa balad. Edas deimi, bir ahenk lemine girmiti: Sekize sekiz, elde var iki... Bir manzume okuyor gibiydi. * Siz bazan tahayyl edersiniz: ehremini olsam urasn yktrrdm, buraya bir rhtm yaptrrdm, filancay da filanca yere tayin ettirirdim... dersiniz. Sizinle i banda olanlarn fark sizin bu tahayyl etmekle iktifa ettiklerinize benzer icraati onlarn tahakkuk ettirmelerinden ibarettir. Ancak siz vakalar ve ahslarda tehalf grdnzden kendi yapacaklarnzla onlarn yaptklarn birbirlerinden farkl bulursunuz. Onlarn yaptklar size hayret verici, hatra gelmez, dehetli eyler grnr. Halbuki ortada srf

19

fantezi, tanklk ve ahs farklar vardr. Sizin icraatnz da onlara bu kadar damdan dercesine aykr grnmee mahkmdu! * Kinat iki yzldr. Onun bir ak simas bir de lm ehresi var. ok gzel olanlar, ok zengin olanlar gibi, hayat olduundan fazla mesut imknlarla ssl ve iyi hislerle dolu sanrlar. Etraflarnda bulduklar dostluk ve kibarlk hislerinin saiki kendileridir. Fakat tecrbesizliklerinden bunu btn beeriyetin hayatna amil zannederler. Bilmezler ki kendileri gzelliklerinin her eyi deitiren n bir baka tarafa gtrnce ruhlar kapank, talileri bask olan insanlarn hemen cmlesi aldatlm ve aldanm, kelerinde hodgm, bezgin, kaba ve manyak kalrlar. * Meer sevgilimizin bize yapabilecei en byk ltuf shhatini muhafaza etmesiymi! * Bakalar sylese aptallk, cahillik gzkecek ve gce gidecek szleri yr sylerse hoa gider. Ve hatt bunlar bir zek ve daha yksek bir ilim mahsul telkki ederiz. Gya bir blbl duyarz. Ve bu sesin syledikleri bize itiimiz b- hayat gibi gelir. * Kendi akmzn btn hukukunu teslim ederiz. Fakat bakalarnn aklar iin insafl olmamz pek gtr. Onlarn

20

psikolojilerini anlamak yerine hep aleyhlerine hkmler vermee meylederiz. Bu nasl adam ki di bir kadna ailesinin tisini feda ediyor; bu ne di kadn ki nezahetini baya bir adama kurban ediyor! deriz. Hi dnmeyiz ki bizim souk kanl muhakemelerimize birer mani sebep diye gzken bu eyler onlar daha ok tevik ve tec eden sebeplerdendir. Onlar daha byk bir fedakrlk yapmakla ve daha ok itham edilmekle aklarnn daha derin bir zevkini, nefislerini btn mukaddesatlariyle birlikte, aklarna kurban etmek tadn tatyorlar!(tec: cesaret verme, gayrete getirme / mukaddesat: deerli olanlar) * insan yalandka sevgi kabiliyeti artyor. Gnlnn duyabilecei ak sanki her yl yeni bir neslin gzellerini daha kucaklyor ve gzleri daha kalabalk bir gzeller kafilesine dalyor. nsan yalandka sevgilisini iinde ebedi uykusunu uyumak istedii baharla rahat, gzel ve kokulu bir bahe gibi sevmee balyor! [ Varlk der.; S.71,15 Haziran 1936 ]

21

BZ VE HAYAT nsann talii alnnda yazldr. Dinin bu sz bir sehl-i mmtenidir. Alnmzn yazs mirasmz, mizacmz, tabiatmz, ahlkmz, shhatimiz, hastalmz, aklmz, aklszlmz, kuvvetimiz, zaafmz, hlsa biz, kendimizdir. Mukadderatmz kuran bizim benliklerimizdir. Biz, hayatmz, btn bunlarla, kendimizden bir iz gibi yapyoruz. Hayatmz, hlsa kendimizin btnldr. * Muhakememiz tasvip etsin, etmesin (ve bazan eder, ok kere etmez) icraatmz emreden tabiatmz, ve bylece hayatmz tekevvn ettiren mizacmzdr. * Biz kendimizi kabul etmee mecburuz. Baka ne yapabiliriz? Ve bu mademki byledir, bari kendi kendimizle olsun iyi geinmee almal deil miyiz ? * Sktun kinat szn cihanndan daha byktr. Zira sz muttasl hudutlar izen, gsteren bir ziya; skt ise hudutlar gstermiyen, mphem, karanlk bir musikidir. Bakalarnn anlatmasna tahamml edemediimiz fakat tattmz yle yerler ve eyler vardr ki szmzn aydnlndan kaar ve biz onlara skt iinde gider, geliriz. * Herhangi bir sz, varla istihkak edebilmek iin, skttan daha gzel olmaldr.

22

* llerin gzlerini kapyoruz. Yaayanlarn gzlerini amaa almal deil miyiz? * Diyebiliriz ki skntlarmz kendi zaaflarmzn mahsuldr ve hayatmzn hakszlklar kendi kusurlarmzdan doar, insan kime itimat ederse ondan ihanet grr. Esasen ihanet grebilmesinin imkn kendisinin gsterdii itimattr, insan kime muhabbet beslerse ondan husumet grr. Esasen bezginlik, usan ve tiksinme mahsul olan bu husumeti grebilmesinin imkn da kendisinin gsterdii muhabbettir. * Dmanlarmz bizi tanmazlar ve onlarn syledikleri szler birer iftiraya benzer. Bunlarn hakikatsizlii sayesinde tesirlerinden kendimizi koruyabiliriz. Fakat hakikatin zehirine almak iin onu yava yava dostlarmzn bize alamasna muhtacz. Dostlar olmasa hakikati bize kar kim syleyecek? Onlar yanmzda hayat ve mukadderatn bize naho haberlerini duyurmak iin birer muhbir gibidirler. Manev kusurlarmz, ihtiyarlaymz bize onlar duyuracaklardr. Aa yukar eski padiah saraylarndaki dalkavuk sfatlarndan dolay hakikati sylemekle kzdrmyan, gldren ccelerin rollerine benzer bir mevkileri vardr. * Sanki kklerimiz dman topraklarda, dallarmz yabanc gklere uzanyor!

23

* Bu, ihtimal eski ve saylmaz asrlardan bize kalma bir miras olacak, hepimizin hayatna baknz: Hepimizin hayat bir mucizeye intizara benzer. Gya herkes bir harikuldenin hdis olarak mphem bir esaret ve gizli bir felaketten kendisini, hayatn kurtarmasn bekler. Hepimizin mucizeli bir kurtulua ihtiyacmz vardr. Fakat bunun ne olduunu sorsalar km- dil-i eyda gibi, bunu biz de bilemeyiz. * Hibir hayal bizi aldatmasa yaayabilir miydik? * Yemek saatleri kadar intizam ile, her gn ve her gece, ruhun gdas olan skt ve hayal saatleri ayrmaldr. Hlik hi kimseyi a, susuz, uykusuz ve hlyasz brakmasn! * nsanlarn ok kerre bu kadar hafif merepli, dnek, entrikac ve kendi kendilerine kar emniyetsiz kallarnn sebebi kendine ermi hr bir ruhtan ve derun bir hayattan mahrum olulardr. * nsanlar artk hayatn lezzet ve saadetini tekil eden her eyden, yalnzlktan, mahremiyetden, skttan ve hayalden kayorlar. Gya ruhlarndan gelebilecek bir sesten, duyabilecekleri mphem ve mhim bir histen, kendi kendilerinden kaarak gurbun kanlar dklrken lmbalarn yakyorlar, sktu duyar duymaz radyolarn

24

ayorlar, gecenin yalnzl balar balamaz sinemalara ve kahvehanelere kouyorlar. Ve buna imdi dinamizm diyorlar. * Yalnz kalmann zevki dnyadan zail oluyor. Fakat bir gn dnyay kurtarmak iin onun belki ancak birka ruhta yaamas da kfidir. * Baz dostlarmz vardr ki kendilerine mektup yazmaymz unutkanlk ve hotkmlk diye tefsir ederler. Baz fakir dm uzak akrabalarmz olur ki kendilerini aramadmz, sormadmz merhametsizliimize, kalpsizliimize hamlederler. Bunlar bilselerdi ki hlyalarmz da mesut iklimlerde yzer, muntazam knelerde oturur ve sratli otomobillerde gezerken bu hayatmzdan onlar nasl ayrmaz, o muhayyel mrmz iinde kendilerine nasl byk bir pay ayrrz, ne mevkiler tahsis ederiz! Bunu bilseler, kalbimizin bu iyi niyet, safvet, mrvvet ve muhabbetine aarak bize ne byk bir minnettarlk duyarlard! Fakat bu hususiyetimizi onlara nasl anlatmal? Biz bu zengin hayalimizle yorgun, hlyamzn otomobilinde koarken hayat iinde kendimize sanki daha fazla bir muhabbet ve alka m gsterebiliyoruz? Hayr! Hakikatler arasnda ezilen kendimizi bile arayp bulamyoruz, kendimize bile acmaa vaktimiz ve tkatimiz kalmyor! Bazan biz ryamz bitirip uykumuzu almadan ve kendimizi toplamadan evvel cokun horozlar ter ve bize

25

"sabah oldu! derler. Fakat herkesle beraber de olsa mnsz bir acelenin hibir tad kmyor! * Bazan byk bir yorgunluk, bir gna bizi bsbtn kaplar. steriz ki bizi kemizde yalnz ve rahat braksnlar. Gsteri yapmya deil, grnmiye bile ve yalan deil, doruyu sylemee bile eniriz. * Bazan ehirde baharn balad akamlar gzlerimizden yalar gelir: Dnya ne gzel, hayat ne mutlu ve tatl! Niin insanlar kalbimizdeki muhabbeti duyamyor, kendilerini sevmediimizi ve iki yzl olduumuzu sanyorlar? Niin dikenler gibi batan gzlerle bakyorlar? Niin bizi sevmiyorlar ve ellerimiz gya onlara uzanm dururken, sokaktan bizden kaar gibi geiyorlar? * Bazan kalbimizin iyilii gnlmz doldurarak gzlerimizi yaartr ve memnun, mftehir gya Hlika serzeni ederiz: Niin benimle megul olmuyorsunuz? Benim ezel ve ebed ahidim deil misiniz? Hislerimi ve hayatm grmyor musunuz? Neden beni beenmiyor ve sevmiyor gibi lkayt kalyorsunuz? Ruhumu duymuyor musunuz? Nasl duymuyorsunuz?.. Hayatn btn garabet ve tezadna baknz: Hepimizi bin zahmete, bin skntya, bin derde dren psyonlarmz vardr. Ve ite yzde doksan kere tattmz asl byk lezzetler ve saadetler bize bunlardan gelir! *

26

Hayatmz yakan, kavuran, mahveden asl byk akmzdr. Ve hayatn bize verebilecei asl byk teselliyi, lezzet ve saadeti de yalnz o verebilir! [ Aa der.; S. 14, 4 Temmuz 1936 ]

27

S z Vaktiyle, husus sohbetlerimizde, eski bir ark ananesiyle, cinasl fkralar, hikyeler anlatmay iyi bilirdik. Ne gzel sz syliyen, adamlar, hele kadnlar vard. Uzun k gecelerinde ate kenarlarnda saatlerle konuan bu kadnlarn bir ou gevezeliklerini bir sanat eseri hline koymay bilirlerdi. Tekmil arkta, gnl alc ve sap dzeltici szleri sayesinde, btn mrlerini bakalarnn temin ettikleri bir refah iinde geiren adamlarda bulunurdu. nsann en tesirli silah belki szdr. Hayatmz murakabe hissiyle dnsek nice szlerin bize etmi olduklar tesirleri hatrlarz. ifa veren, hayat veren, zehirleyen, ldren szler vardr. Sz mm medeniyetin incisidir. Fakat edebiyatn da badr. Edebiyat gzel szle balar. Bunlar hatrlar, kaydeder. Milletler tecrbelerini atalar szlerinde toplar. Milletin darb- mesellerini ahlkn aksettiren aynalardr. Hayat, ak, tarih, her ey bir sze mncer olur. Bk kalan bu kubbede bir ho sada imi!" Nihayette her eyi icml eden bir szden ibarettir. Geri szlerin byk bir ksm kalptr. Fakat insan huyu yle uysaldr ki, bunlar da geer, hatt piyasada en ok srlen ve rast gelinen bunlardr. Ancak halis sz, ayar samimiyetinin derecesine gre yksek, bir altn gibidir. Tereddtlerimizin karanlnda bir nur gibi parldar. Sz yazdan evvel gelir. Fakat gzel szn balad yerde edebiyat da balar. Gzel sz, hitbet, belagat, klsik edebiyatn en eski zamanlardan beri en kuvvetli

28

ubelerinden biridir. T eski alardan beri adalete susam beeriyet byk hatiplerin, siyasilerin gzel szlerine gnl balar. Hrriyetleri ile beslenmekte devam etmi ve kltrleri ykselmi olan milletler, ifadelerindeki kudret ve cazibe ile, dnya tarihi karsnda haklarn da, mazeretlerini de sylemeyi bilirler. Biz istibdadn yasa ve korkusu ile o kadar bunalmtk ki, umum yerlerde, milletleraras toplantlarda, sz sylemeye ve fikirlerimizi olanca olanca hudutlar ile meydana koymaya hi alk deildik. Mill mhim bir vaka, tarihi bir hdise olur, byle bir anda devlet veya millet namna sz syliyenin deta bir air, bir filozof olmas, nk en yksek, en milli en tarihi szleri sylemesi lzm gelir. Fakat bu lzum bizce duyulmaz. Syleyen en etrefil ifade ile en basit, en iptida birka szle iktifa eder. Buna da kimse mteesir olmaz. Hamdullah Suphi t mektepten beri umuma hitapla sz sylemeyi severdi, buna devam ederek en iyi hatibimiz oldu. Fakat, o szlerinde ancak hakikatlere ermek ister. Btn tecrbelerinden ve dncelerinden samim hkmler karmaya koyulur. Delillerini ve istidlllerini de okuduu kitaplardan ziyade kendi grdklerinden karr. Onun iin usul hususdir. Bu huyu bakalarna alayamayz. Sz sylemeyi retmeden evvel acaba ne yapmal da syleyenin sylenmeye deer bir ey bulmas iktiza ettiini ve sylenen szn derin bir samimiyet mahsul olmas lzm geldiini anlatabilmeli? Acaba ne yapmal ki byle cidd olmyan lf sylememeyi ve hakik bir kanaate, lm bir vukufa dayanmayan bir eyi iddia

29

etmemeyi talim edebilmeli? Bunu bilmem. Nedim: Sz az syle, ar syle, Nedim ki shan-zer gibi sayl gevher gibi sencde gerek! demiti. Bu nasihati nasl dinletmeli? Bilmem! Acaba neden politikaclarn bir ou fikirlerini sylemek iin seslerini ve telffuzlarn deitirirler? Acaba niin bazlar da, azlarn aar amaz, bir fke nbetine tutulmu gibi, barmaya balarlar? Acaba herkese samim sesi ve ivesi ile konumak yolunu nasl tutturmaldr? Her trl mnakaalara cidd, samim hasbihaller mreccahtr. iki, , drt ruhun kardee itiraflariyledir ki, beer hakikatlere doru biraz yol almak kabil olur. Kendi fikrini, beni dnmeden, olduu gibi ifade eden adam bana iyi bir yardmda bulunmu olur. Ya fikri bana da sirayet eder, yahut bana yabanclm duyarak ondan uzaklamak ve kendime daha yaklamak cesaretini bulurum. O, benim dnce silsilemin intizamn bozmu olmaz. Mnakaalarda ise insan mtemadiyen mtekabil yanl anlamalar kefederek huzurunu kaybediyor. Sade mnakaalar deil, hatt bazan monologlar bile, dinleyiciler karsnda bir tesir hsl etmek iin, insan paradokslara srkliyebilir. Ve gzel sz sylemek arzusu ile samalar syletebilir. Mnakaa ancak hakikatin aranmasiyle alkal olmaldr. Ve konuanlar, hakikat rkp kamasn diye, gayet ihtiyatl davranmaldrlar. Fikirler ve kanaatler ruhlarda uzun ve hatt irs bir takm tecrbeler ve ananeler mahsul olarak teesss eder. Bu rmcek alar karsnda szler bir tavan sprgesine dnmemelidir.

30

Hakikatin en byk dman insanlardaki mantk ve muhakeme aczidir. Szlerle dnen, kendi kendisine hak veren, sesinin perdesi ykseldike sylediine kanaati artan insanlar pek oktur. Mnakaalarda bir oklarn inanmadklar iddialara kadar ve hatt yalana benzer mbalaalara kadar gtren tabi bir meyil olduu grlyor. insanlar gzleriyle grdkleri eylerle nasl derhal byk bir teessre kaplrlarsa ve nlerinde bir adamn yaralanmas kendilerine on binlerce kiinin gazetede okuduklar lmnden ziyade tesir ederse, ylece, duyduklar da btn dncelerini bastrr ve fikirlerini kaplar. Bu itibarla sz syleyen adamn mesuliyeti byktr. Szn tehlikesi bir taraftan onunla mzklk etmenin daha kolay oluundan, dier taraftan da byle an ve mbalaal tesir ediinden geliyor. te btn bunlar iindir ki, mnkaalar asl fikir adamlarna dman olanlarn kr, siyasiyatlarn, mugalataclarn zaferi oluyor. Ve bu adamlar, atlganlklar ile, iddialar ile, haykrlar ile neticede milletin ve beeriyetin belsna sebep oluyorlar. Mnakaaya herkes kendi kannda, kendi mayasnda bulduu silhlarla girer. Mnakaa iin mnakaadan nefret etmeliyiz. nk bunlar bizi hibir hakikate erdirmez. Belgatle kl krka yarmak delisi olan adamlar oaltmaktan hi bir fayda gelmez. Bunlar kanlmak iktiza eden bir tehlike tekil eder. Politikac Talleyrand'nm Sz, insana fikirlerini gizlemek iinverilmitir. sz mehurdur. Sz ele gemez, hatrda kalmaz, uar. Onun bu huyuna gvenerek sz asl politikaclar kullanr. Demagoji de asl

31

szle yaplr. Szn aranesinde hile vardr. yi sylemek bilhassa iyi dnmek mnasna gelmeliydi. Sz sylemeyi retirken szn hakiki bir kymete ermek zere evvelce kafalarda ve gnllerde yatitirilmesi ve rdne ermesi iin lzm gelen dnce, tahayyl ve murakabe evresine ne kadar ehemmiyet verilse o kadar yerinde olur. [Yeni stanbul gaz.; 8 ubat 1950 ]

32

FANLMZ ve EDEBYAT Yazlarmzn yeryznde en ok duyduumuz his, faniliD imizi bilmemizden gelen bir melldir. Filhakika ruhumuzun geni emelleri ve hulyalarile, hakikatin yani hakik kuvvetlerimizin ve taliimizin arasndaki nisbetsizlik bizi bedbaht etmeye kfi gelir. Dnrsek, btn hayat, ekdiimiz bir ubuk iindeki esrar gibidir. Biz mest oluyoruz, fakat, bizim zevkimizi temin eden onun yanp geiidir. Bu tezat iinde mesut olabilmek phe yok ki hi kolay deildir. Biraz hassasiyet saadetin tadna bu zehri kartrmaya kifayet eder. Bunca derin hisleri tahlilsiz ifade etmesini bilen byk airler, bu tezad mtemadiyen hissediyorlar. Duyduumuz btn gzellikler bizi mest ve mesut etmi ryalarn, hlyalarn emellerin ve vuslatlarn artk hatralara inklp eden, zavall ve perian dalan dumanlardr. Biz, ciz, ubuumuzdan kan bu dumanlarn yavaa bolua inklp ettiklerini seyrediyoruz. Biliyoruz ki bizi bahtiyar eden her lezzet ve canmzla demeyi kabul ettiimiz vuslat bile geecek. Bu geen vuslat demini ruhumuza mhlamak ister gibi yanan kvlcml buselerimiz snecek, ellerimize geen ellerin scakl ruhumuzda birikmeden uacak. efkat, muhabbet, vuslat, saadet hlsa her lezzet hibir n elimizi gemi deil, hep elimizden gemi olacak. Bunca emellerle rpnan kalp hibir servet biriktiremeden daima vuslata muhta, daima a kalacak ve geen ak ve hayatn ruhumuzda brakt hatralar bile -uzak mesafeler iinde bazan kaybolup bata ka grnen yldzlar gibi- hafzamz ve ruhumuz iinde gittike dala dala bizimle birlikte bsbtn snecek. Bize hayat ve ruh veren vcut ve muhabbet lecek. Bir tek

33

aksi rzgr bizim i ie gemi bahar ve hazanlarile, kucaklam frtna ve sknetlenle dumanl ve berrak mrmz bu boluun iine datverecek ve biz gya hi bir zaman mevcut olmam gibi bsbtn yok olacaz. Evvel zaman iinde tabiatin sert ehresi ve dnyann btn katlklar ruhlardaki itikadn buusu ve sislerile nemlenir, yumuar ve rtnrd. Servilerin uhrev mrltlar insana teki dnyadan haber verir; yer yznde bir mabedin efkatli kokusu yzer ve ruhlara sinerdi. Yldzlar bu mabedin aslm yanan yz binlerce kandilleri gibiydi. O zamanlarda hakikat bir tekdi ve insanlar onu arayp bulmaya muhta deillerdi. Bulmu gibiydiler. Metbu olmay dilemiyen ilim dine tabiydi. Hakikati syliyen ve talim eden Allahd. Fakat insanlar yava yava bu kokudan ayrlp bu sihirden uyandlar. Bahtsz gzleri ald. Bir Fransz filozofunun demi olduu gibi, hakikati aramakta dehetli bir tehlike vardr ki bu da onu bulmaktr. Nebat bir hayatn uursuzluuna malik olmyan ve hayvani, bir hayat ile iktifa edemiyen insanlar, Promethee gibi kendilerine gkten bir para ziya aldlar ve bu aydnlkta grdkleri hakikat kendilerini tedh etti. Bu hakikat eski zamanlarn tasavvur edebildii her trl dehetten daha beterdi. Ac, tecrbev ilim hakikatin bu merhametsiz ehresini gsterince eski mitler mahvoldu ve ruhlar dolduran eski kolay ve yumuak iman ld. Beer zeksnn enisi deiti. Artk ilmin yetitirdii meyveler azlara bir kl tad verdi. Natralistler insan da hayvani, nebat, maden hayat silsilelerine baladlar, ilim yznden semann ve dnyann eski uhrev renkleri soldu, din kokusu utu. Artk biz semann oullar ol-

34

duklarn sanan eski insanlar deiliz. Bir Fransz hatibinin mehur bir szne gre: Gkte yle yldzlar sndrdk ki bunlar artk bir daha parlyamyacaktr!, Fezann ve zamann umman yahut ummanlar iinde sanki dnya nedir? Ve sanki biz neyiz? Hakikaten hibir ey! Ve bize bunu reten ilimdir. Semay lnce varln cesametine nisbetle dnyann bir toz zerresinden ibaret olduunu grdk. Bu sema iinde birer kvlcm parasndan ibaret olan gneler ve birer amur zerresinden ibaret olan kreler, dnyalar var. Ve btn bunlar, biliyoruz ki, hep yanp snmeye mahkm olan fan ziyalardr. lmimizin gzlerile yldzlarn bile bizim gibi iki karanlk arasnda akp sndklerini gryoruz. nsanlar bylece eski dinlerine, balarnn stnde kendi ruhlar iin yanan husus yldzlarna, yeryznde kendilerine refakat ve kendilerini siyanet eden ahs meleklerine ve yarn ahirette kendilerini karlayacak cennete itimatlarn kaybedince bsbtn snm eski yldzlardan kalan karanlklar altnda bu defa cennetten hakikaten koulmu gibi kendilerini yalnz ve ksz hissettiler. Kendileri byle geerken karlarnda her bahar yeniden hayata doan tabiatin hissizliini, o milyonlarca yldzlarla ldyan gn sknetini krmak kabil olmyacan, nafile yere imdada aran seslerin hep boluk ve karanlk iinde kaybolduunu ve dualarn bir merhamet tevlit etmek kudretinden mahrum olduunu gre gre pek ac bir yeise dmeleri mukadderdi. Artk ruh aslnda tad ihtiyalara hi tekabl etmeyen bir muhit iinde eski cennetin dasslasn ekiyordu. Nasl, btn hayat ve dnya bundan m ibaretti? Toprak kokusu her taraftan tterek her eye siniyordu. Vcutta bugn duyulan ruh bile

35

yarn toprak olacak deil miydi? Mademki her ey t evvelinden beri lme doru kurulmutur, demek ki yeryznde yayan bir lm, tekevvnde olan mstakbel bir lmden ibarettir. te hakikatlerin en acs olarak faniliimizin bu ilmine erip artk ona itikat ettiimiz gn duyduumuz elem elbette payansz olacakt ve filhakika payansz olmutur. nsan kalbinin duyduu bu elemin ise, muazzam bir nehir gibi, hep bu ilmin kaynandan neben edip geldiinde phe yoktur. Ve bu elem ve ac phe yok ki nakil ve tespit olunmaya deerdi. airler ve ediplerin asaleti, asl ruh ihtiyalarnn katipleri olularndandr. Bu hzne ve ztraba makes olmak ve bunlar ifade etmek edebiyatn rol, vazifesi ve diyebiliriz ki asl kendisidir. Bundan dolay bu fanilik elemini tefsir ve terennm etmeyi hi yeni bir ey addetmemelidir. Bilakis t eskiden beri airler ve edebiyatlar bu acy herkesten ok duyup dndklerinden bu gayet eski bir edebiyat ananesidir. ark ve Garpta gemi zamanlarda ve bugnk gnlerde faniliimizi byle hassas ve mteessir bir kalble duymu ve bunu cazibeli ve tesirli bir surette ifade etmi olan air ve muharrirlerin yalnz bir listesi yaplsa bu makalenin hacmini geerdi. arkn btn airleri iinde Garpin en ok okuduu ve sevdii mer Hayyamn iir kitab hep dem karsnda geen bu hayatn faniliine isyan eden ve hep onu ademden mmkn mertebe korumak iin zevk ve vuslata komay tavsiye eden bir elem ve bir felsefe ile doludur. Ve demi vaktile daha az duymu ve dnm olan ark iinden Garbn bu airi tercih etmesinin sebebini itikadmca asl burada aramaldr.

36

Bu fanilik hznile dem endiesi, denilebilir ki, btn Garp edebiyatlarn hatsiz ve hudutsuz figanlarla doldurmutur. Fakat bilhassa on dokuzuncu asrda ve bu asrn da ikinci ksmndadr ki bu his, bu elem edebiyat pek ziyade sarm ve hemen btn dnya edebiyat gittike derinleen ve uhrev bir hzn deil, dnyev bir mell ifade eden muhteem feryatlarla alkanm durmutur. Zira ruhlarn en samim ve derin ihtiyalarna, yani llerimizi tekrar bulmak isteyen efkat, merhamet ve muhabbet ihtiyalarna, hayatn manasn tekil edecek ve mebbeden var olacak bir eye istinat etmek ihtiyacna, beer ruhunda derin kkler salm olan bir ebediyet ihtiyacna -eer inanmak kabil olsa- cesaretli, geni, kfi ve af cevaplar veren, ve o efkat, merhamet, muhabbet ve ebediyeti bize tevzi etmeyi vadeden ancak bir din, yani dinler vardr. lm karsnda bu byk teselliden mahrum kalm insandaki geni ve si ruhun yle sonsuz ihtiyalar, "ebediyet den mahrum olan her ey hakknda yle kat istinalar, kendisini kemiren fanilik azabile yle yorgun ve bitkin anlar oluyor ki byle zamanlarda yeryzndeki btn baka teselliler, ona birer zrt tesellisi gibi geliyor! [ Aa der.; S.5 Nisan 1936 ]

37

EDEBYATA DAR KK NOTLAR Birbirlerinin stlerinde dman kokular sezerek birbirlerine saldran edebiyatlarn airlerin manzaralar, o, gzlerinde parldyan imekler, gk grlemelerini taklit ile kardklar sesler, savurduklar zehirli nefesler, ahlanan peneler, galeriyi kendi taraflarna imale iin bir galebe lile, birdenbire, artc bir zafer bayra gibi atklar alimi semaya benzer kuyruklar, insana tufandan evvelki dev hayvanlarn, nesilleri inkraz bulmu ejderhalarn birbirlerile arpp dmelerini hatrlatyor. * Pek gzel kadnlar, yanlarndakini irkin gsterir. Pek zeki bir adamn yannda dierleri ahmak grnr, iyi bir terzinin esvab yannda, tekilerin bayal srtr. Kk muharrirler de, yksek yazclara, eserlerinin yannda kendilerininkinin dilii meydana kt iin dman oluyorlar. * yi eserlerin sahipleri susarlar da, bu eserlerin etraflarndaki adiliklere itb eden hlleri susmaz. * Biraz bal yapnz, derhal sinekler yor. Ne yapmal, bilmem! * Samimiyet nedir? Muhtelif trl samimiyetler var. Ve bu da telkki meselesidir. Hepimiz samimiyet isteriz. Halbuki bundan beklediimiz karmzdakinin anlad

38

deildir. Samimiyetin manas hakknda anlamak ne g! Ekseriyetle hibir samimiyete ermemi olanlar, cidden samim olanlara, samimiyet namna tariz ederler. * Bakalarn iitip dinlemekten kendimizi duymaya ne vaktimiz, ne takatimiz kalyor! * Vahiler ve yabanclar haykrlarn ve arklarn her gn stmze yyorlar. Eer dikkat etmezsek ruhumuzdan gelen samim ve mahrem sesleri ve szleri artk dinliyemiyecek ve hatta iitmekten utanacaz. * Kendi hakikatimizi bir bakas kefedip bize sunamaz. Btn hususiyet ve servetlerimizi kendimiz bulmaya, bunlara ermeye var olmak istiyorsak- biz almalyz. * Kltr lzumundan bahsolundu mu, yeni yetienlerin bazlar haklarna bir tecavz oldu sanyorlar. Bazlarmz mill veya umum kltrden o kadar mahrum kalmlar ki, en eski bir cehalet ananesine tebaiyet ettiklerini bile bilmiyerek, sanata dmanlk ediyorlar. * Her zaman daha itinal, daha nkteli ve daha hakikate sadk bir edebiyat arzusunu ve ihtiyacn duymamak mmkn deildir.

39

* Gzellie ulamak isteyen her cmle, hakik bir sanat eserinin her cmlesi, fikrin vuzhile musikinin ipham arasnda bir tevazn notu ve noktasdr. Her cmlede bu iki unsurun dereceleri ilnihaye azalp oalabilir. Ve cmlelerin kafilesini kh bir, kh teki tarafa getirip gtren medd cezirler vardr. Lkin bu tevaznde her iki unsurdan da birer para bulunmas lzm geliyor. * En taze dalgalar binlerce asrlardan gelir. Her kelime bir aksi seda, her yaz, bilerek veya bimiyerak, bir gizli taklittir. Her his ve her fikrin bir incubation (kulukaya yatma) devri, her kitabn ecdad olan bir ktphane vardr. Her cmle eskiden duyulmu ve tanlm bir cmleye, hayrl veya hayrsz, bir nazireyeye benzer. * Bazan kt ve kalem bulamadmz iin istediimiz eyleri yazamaz, unuturuz. Bazan da elimize kt ve kalem geti diye dnm olduumuzu bilmediimiz eyleri bulur, yazarz. * Ne yapsak da, hepimiz, gnn birinde, kendi zevkimize rm oluruz. Zira zihnimizden ve hesabmzdan daha kuvvetli olan o, stadmz ve efendimiz, odur. * Bir eserin ehemmiyetli bir taraf varsa bu, onun muharririnden baka birisinin yazamyacak olduu

40

ksmdr. * Edebiyatta hi kimseye benzememek bir gayedir. Lkin bunun da hibir eye benzememek gibi bir tehlikesi var! * Edebiyatmzn fark lisan ve teknik noksanlarndan ziyade, bir ruh fakrdr. Ak, iiri, her nesil tazeliyen bir bahardr. Ak sonsuz bir asalet kaynadr. Kurumu edebiyatn bu kaynaktan sulayamyan ve eseri yank bir sahra olan sanatkra acnr. * Baz airlerin ilham perileri kanatlar kesik bir tavuk gibi ancak bir kmes rafndan bir kmes damna atlamay biliyor ve komu penceresine konamadan nefesi kesiliyor! * airlerin hassasiyeti szlerinden ziyade ivelerinde, gftelerinden ziyade bestelerinde duyulur. * airlerin msralar ocuklarn kselerine benzer. Bunlar ok kere bo kalr. Lkin bazan da gzel bir ku bunlara gelir, konar ve canl canl tmeye balar! * Ruhun km iin belki bir nevi ifrat, her zamanki iklimin fevkinde bir mbala ister. Sarholuk ayaklarmz yerden kesince kanatlara benzer. Ak ifrata vard zaman

41

mkemmeldir. iir de mantkla aramz anca kemaline eriyor. (kam: zaptetme / fevkinde: stnde / ifrat: ar / fevk: st) * airler ok kere gklerde ve ruhlarndaki yldzlar toplamak ister, fakat kopardklar yldzlarn ellerinde ve nefeslerinde birer birer sndklerini grrler. Nihayet ellerine bir gl gibi yanan bir yldz geti mi btn semay kendilerinin olmu sanrlar. * air, iir mecmuasn nerettii gnden itibaren, nasl olup da herkesin bununla megul olmadna aar. Nasl gnler douyor, ortal dolduran insanlar okuyorlar da baka eyler okuyorlar, konuuyorlar da baka eylerden bahsediyorlar? Kitabndan sonraki gnler de gene eski gnlere benziyor! airin ruhunu, umum bir suikast karsnda kalm gibi bir hayret kaplar. Hibir eyde bir deime yok, bir fark yok, lem yine ol lem, devran yine ol devran!" * O kadar beenmi ve sevmi olduumuz eylerin inhitatn temaa ettike mahvolan bu eylerin kemalini daha byk teessrle duyarz ve, kfi bir asalet ve zevkimiz kalktka, bunlarn karsnda szlerimize tesirli kuvvet ve cmlelerimize musiki edas verebilmek hassasndan mahrum olmayz. * Acaba bir gn gelecek, biz de, eski yuvalara konan

42

ihtiyar leylekler gibi, byk babalarmzn kapanm olduklar en eski kitaplara dnmek isteyecek deil miyiz? * Bir gn bu hakikate srf fikr bir kanaatle deil, fakat tekmil hissiyatmzla erince, her ey karsnda artk duyarz ki" Lecomte de Lisle in Ebed olmayan btn bu eyler neye yarar? diyen msra, beerin kalbinden kopan en ac ve en hakl bir feryattr ve edebiyat ok seven air de, akn bir mkfatna ererek, insanlarn kendileri kadar yayacak bu hislerini gene kendileri kadar kalacak bir msranda ifade ve eda edebilmi! "A quoi bon tout cela qui r'ez haz ternel [Aa der.; S.7,16 Mays 1936]

43

EDEBYATA DAR TAVSYELER VE NASHATLER Edebiyat, sanat, yabanclarna mevhum grnen baz kymet ve baz meziyetlere inanan bir dindir. Bunun yinleri ve ehr-yinlerini ok grmemeli, msamaha ile grmeliyiz. * Deerli lleri methetmek frsatn hi karmamal ki kendilerini deerli bilen btn metholunmyanlar da, bir gn sras gelince, byle methedileceklerini umsunlar. * Devleri sevemiyen cceleri mazur grmeli. Mademki bir yldzsnz, mahremiyetin lbaliliinden kan ve dier yldz arkadalarnzla aranza gklerdeki uzun mesafeleri an, ta ki dnek dnyalarnz hibir gn biribirile arpamasn. * Kadirinaslk yle bir iektir ki ruhlarda muttasl baklmak sayesinde aabilir. Muttasl vereceksin ki biraz mukabele gresin ! * Krlkten daha mebzul olan nankrlk zaten, srgan otu gibi, kendi kendine treyen bir nesnedir. Bunu retmek iin nafile yere uramamal! * Menfaatimizi dnnce, ancak bizi anlyacaklar ve bizden bir gn istediimiz gibi bahsedebilecekleri

44

methetmeliyiz. Bizim cinsimizden olmyanlarla megul olmaktan bize bir hayr gelemez. * Medeniyetin bugnk derecesine gelmemiz iin bile milyarlarca adamlar, asrlardan beri altlar. nsanda, onlardan miras kalan bir hisle, bir ahlk ve fazilet ihtiyac gibi, bir de almak sevkitabiisi vardr. Bo geen zamanlarmz gnlmzde bir vicdan azabna benzer bir aclk brakr. altka, velev ki bunun faydasz olduunu bilelim, vazifemizi yapm olmann gnl rahatn duyarz. Shhat ve saadetimiz iin iimizi sevmeliyiz. Yeryznde kendimizi aldatmak ve avutmak iin bulabileceimiz en byk tesellilerin biri almaktr. * almann zahmetini azaltan, verimini oaltan renilecek bir usul vardr. Btn mektep hayatmz bu usule ermek iin geer. mrmzn belki yarsn bu usul bilmek iin harcarz. Ve hayat bu usul renildikten sonra balar. Bu da Kristof Kolombun yumurtas gibi bir eydir. Bilinmek artile sade! * Hayatta vaktimizi en ok yiyen pasyonlarmzdr. Bunun iin bizi oaltan, bizden bir ey toplayan, bir hatra, bir eser brakan meraklarmz olmasna cehdetmeliyiz. * En byk ve mkerrer yanllardan biri umum meselelerin bizde husus bir hl tarz olduunu sanmaktr.

45

Muhtelif fikir, his, bakm temayllerini ifade iin makbul olmu beynelmilel kelimeler var. Komnistseniz milliyeti olduunuzu iddia etmeyin. Beynelmilel tabirleri kabul ile btn mullerine ermek, bu, mill bir ziyan deil, mill tefekkrmzn inkiafnda bir merhale olacak! * Demirden bir kalem ucu ile, frtnalar iinde bizi tehdit eden btn yldrmlar toplamal. Paratonerler gibi, onlar mahvetmek iin. * Bir fikri, rptrma bir gazete makalesinde ortaya koymakta tehlike olabilir. Bunu mdellel ve mufassal surette terih ve tefsir etmekte ise hibir mahzur yoktur. Bu yolda yazlar kimse okumad iin ne isterseniz syliyebilirsiniz. * Ekser manzumeler, ilerinde, canl bir ku gibi, bir tek halis msran tt irili ufakl, boyal ve yaldzl kafeslere benzer. Btn bu manzume o tek msran hatr iin sylenmi gibidir. airlere verilecek gayet parlak bir tavsiye vardr ki o da byle bir tek msradan ibaret iirler yazmaktr. Bize bu tahta kafesi deil, bu canl kuu verin ve kitabnza da Msralar diyin. Sevilen, bellenen bir air olursunuz. Zira gzel bir msra, bal bana bir manzume, kfi bir btndr. Ve hatrmzda kalanlar da ite bunlardr. * Her yerde bir gazeteyi kendi zevklerine gre

46

karanlardansa bakalarnn zevksizliklerine gre karanlar muvaffak olur. Eer edeb dediin bir mecmua neretmek istiyorsan, ismi Dans, spor ve sinema olsun. Zamann Ekanimi selasesi bunlardr. * Eer samim ve hakik bir sanatkrsan unutma ki biraz da bir delinin bekisi olacaksn! * Sakn edebiyatnn, herkesi lkayt brakt gnlerin sknuna dalarak bo bulunma! Her zaman tetikte bulun, her zaman kendini kolla! Birdenbire sana tahamml iin hayli cesaret ve metanet lzm gelebileceini sakn unutma! Bu gnler geecek, bir gn neslinden olan bir arkadan kalbini kracak, bir gn hi sevmediin biri medhiyeni yanl yapacak, ve sana hibir kri hitap etmezken bir gn sana bir mm gelecek, yazcsn diye, senden, sevgilisi iin, ya bir ak mektubu, ya bir mezar kitbesi istiyecektir! * Sana kar geri olanlar toplanr, kendilerine kar ileri olmakla ittiham ederler. Emin ol ki doru dediin bir saate yalnz uymaktansa herkesle birlikte ge kalmak evldr! * Bakalarnn szlerini duyarsan kendi fikrini bulmak iin dinle! Bir ey dnrsen onu duyduun ve bildiin gibi syle! Bakalarile tezada dmenin hibir ehemmiyeti yoktur. Onlar tashih edemez ve kendilerine akraba olmyanlarla fikren alveri edemezsin. Ruhunla kal ve bil

47

ki vazifen kendi hususiyetini ifade etmektedir. ** Matbuat leminde bir liyakat ibraz etmemi olanlara, velev ne kadar maruf olsalar da, hi cevap verme! Onlara cevap vermek paye vermek olur. Hamdolsun ki herkese sz anlatmaya kimse muhta deildir. Sen de leme deil, ancak kendi statlarna ve arkadalarna sz anlatmak mecburiyetini duy! Tezyif ve inkr iin bile, ancak bahse deerlerini intihap et! * ok kere doru fikirleri mdafaa edenler yanl esbab mucize kullanrlar. Birbirini nakzeden szler sylerler. Onlara cevap vermek istersen iddialarn rtmek iin kendi szlerinden istifade etmelisin! * Yaznla hi kimseyi methetme! Bir nankrle krk dman kazanrsn. Methettiin muharrir eserini tamamen anlamadna kanaat eder. Ve onun irili ufakl rakipleri, senin cehaletine, zevksizliine ve kendi aleyhlerine bir komplo kurmu olduuna kanaat ederler. * Acele etme! Daha eski hretleri ykmak isteyenler bir gn senin hretini bina etmeye alrlar. * Acele etme! Sen devam ettike ve hretin yalandka greceksin ki, anlamadan tenkit edenlerin kalabal

48

yerinde, anlamadan sena edenlerin kalabal treyecektir. * Bir ir, bir edip isen, tima mevkiini ykseltmeye, mir mevkilerine gemeye ehemmiyet ver. Senden istifadeleri olanlar seni beenmeye hazr bir ktle tekil ederler. [ Aa der.; 1936 ]

49

EDEBYAT YOLLARINDA NAFLE NASHATLER Nafile, biliyorum, bu szler de btn nasihatlar gibi nfile!. Duyduu deil, kendi syledii nasihatleri bile tutan tek bir adam yoktur. Sz gmse skt altndr demiler. Demek szlerin altndan daha kymetli bir cevherden olmal! Szlerin kalbe dim! bir hutbe okuyan mbarek sktu amayacak ve sktun fevkinde olmayacaksa sus, nfile syleme!.. Bilirim ki, insann hayatta tecrbelerinden edinmeye mstaid olduu tekmil istifadeleri ve sanatkrn hayat ve beerden istihsal edebilecei btn mye-i irfan iktisb etmi olduklar bir a vardr. yi ya da fena, az veya ok, mahsul artk yetimitir, imdi bunlar toplamak kalr.) Geveze bir hatibin krk dereden su getirecek mantndan vazge ve mtehasss bir kalbten feveran eden fevk-mantk sebeplerin hamlelerini dinle!.. rpnma, sus, ey kalp! demek mmkn mdr?.. Bundan abes bir temenni nasl olabilir? Yksek bir adam iin usul, kendini mahrum etmeyi bilmek ve gzlerinin nrunu -hi kamamayan ahit ziyl yldzlar gibi- gayesinden ayrmamaktr. Ruhun salam kalmas, ruhun serbest ve ser-zad bulunmas lzm. Bunu temin eden hibir fazileti ypratmam olmak saadet ve "bhisi gzf- b-nihyet!.. Zekmz muttasl bakalarnnkyla bilemek ve trplemek! ite daha bundan al birey bulunamam!.. Sammi bir rzname yazabilsen belki en kymetli, en mhim eserini yazm olurdun. Lkin balasan bile devam ettiremezsin. Kendi kalbimizi rlplak grmekten utanr,

50

ruhumuzun iine bakmaktan korkar, Boluumuzu grmekten de bamz dner...

ireniriz.

Bir hazan iinde gezen bir tavus kadar maa, kibirli, muhteem ne vardr? Gzel, hi phe yok ki son derece gzel!.. Fakat sakn iine bakma! O da solucanlar ve kurtlar yer, yle geinir ve kck bann akl gzelliinin derecesini tartmaya bile az gelir.. Kimsesiz, hatta kamersiz msikisiz, siyah geceler bolukta nafile ten blblleri, irleri dinle! Sanat kirli ruhlarmz rtmek iin muhteem, mukaddes bir cbbe!.. Kefenden evvel bu ihtiama sarlmal!.. iir alelde bir lkrd deildir ki sadelii ve samimiyeti en byk meziyetleri addedilebilsin!.. Sanat bir gz boyamak deildir. Sanatla bir nevi sunilik vardr ki pekl sevilebilir, bunu gizlemeye almak da abestir. Bir eser-i sanat canl olmakla hakik olmal, hakikati tammiyle taklit etmeye kalkmamal. Hakikati bir noktada icml ve hlsa etmeli, onun btn basit ve tahamml fena tafsiltn sylemekle deil... Sanatn gayesi kalpte iddetli bir galeyn uyandrmaktr. Sudan bir sanat -olamaz ki bir nevi mesti bahetmesi lzm gelir. Bir kitab bir kuvve-i tehyidye olmaldr. Ve ill bir kitap ismine lyk olmaz. Sanatkr eserinin ilk nce kendi zevki, sonra mmtaz bir evrenin tasvibi ve ak iin ibd eder. Bundan sonra halk gelir, eseri beenir. Veya beenmez, bu kendi bilecei bir eydir. Fakat ilk nceden halkn tasvibi ve muhabbeti iin alan sanatkr sanat iin mahvolmu demektir. (ibda:

51

icat, yoktan ortaya koyma)

Maksadn sanat mdr, yahut para m?. Bunu intihb etmeli. Yoksa para getirir sanat bir vhimedir. Arkasndan nfile hi komamal. Edeb bir shife btn fikrimizle hrmet ettiimiz bir dosta ve btn kalbimizle sevdiimiz bir sevgiliye yazdmz bir mektuptur. Baka birey olmal mdr?.. Lisnda mndemi olan gizli mantk ve zekya hrmet etmek ecddn mrsna istihkak kesb etmektir. Tliini bilmemek ve pheler, tereddtler iinde yrmek, dima bir Sn-y zevk ve lezzet umarak ona doru yrmek... Gfil beerin saadet iin bundan daha mnasip bir usul kef olunmamtr. Bugn bahsolunan eylere deil, haddiztnda yn- dikkat olanlarna ehemmiyet atfetmelisin. Her geen eye rabt- zihn etmek ufukta mtemadiyen deien seraplara gnl vermek deil de nedir?.. Hayatta hemen bir eyde muvaffakiyetin srr bu: Hibir vehile hakikatin dnunda kalmamak! Kahpe hakikat hain ve derindir; umulmaz incelikleri olur! hrete sl eden iki yol vardr: Biri reklmla arlatanln yni kurnazln erhan, dieri ciddiyetin yani hrmet-i ahsyenin keiyolu, cesaret ve iddet sayesinde efkr- ummye bir gn igal edilebilir. Lkin bu, saman plerinin kard yksek bir atee benzer ki arabuk sner. Efkr- ummye deiir, bir gnlk yeni hretlerle urar ve sesini bsbtn unutur. Pyidar olmak iin, kendin gibi mutaassb olan bir zmrenin mridlerini tehir etmelisin!. Asl hrete vsl olmak iin medh edilerek, zemin

52

edilerek, fakat her medh ve zemme kar lkayd yryecek, yrmekte uzun mddet devam edeceksin. Sana lzm olan ey hi de elinde olmayan bir eydir. Temdd-i hayat! ve Sn-y hretin zirvesine, ok kere olduu gibi, bir ydigr-i mzi, bir harabe-i mazi gibi gelecek, kalacaksn. ok yaadn iin llere karm fakat ban hl-i an-u erefle ziydar, son' yaadn ve yeni ldn seneler mehur olacaksn. Byk hrete girenler hayatlarnn bir ksmnda lm olanlar ve llerin vazifesini grebilenlerdir. [Yarn der.; S.7,24Terinisni 1337 (Kasml921) ]

53

EDEBYATA DAR FIKRALAR ve DNCELER Gln bulduumuz eyler de deiiyor. Vaktile bir paa, bir ark msran zikr ile yanndaki hanma: Bu gazb-ne nighn acep esbab neden? demi, kadn da: Hereke kumandan efendim! diye cevap vermi, evvelden kadnn bu anlamay glnt. imdi kadn hakldr. Paann ifadesi gln! * Muharrirler bazan kendi halkettikleri kskanrlar. Mecnunun mbdii Fuzli: ahslar

Bende mecnundan fzn klk istidad var!" diyor k- sdk benim, mecnunun ancak ad var! * Dalkavuk olmyanlarmz da dalkavuklar seviyorlar. Mithat Paann kendi dalkavuk deilmi. Fakat etrafndaki dalkavuklar severmi. * Hemen her nesir, muayyen bir telkki ile nazma tahvil edilebilir. Abdlltif Suphi Paa ismi drt, drt sekizlik, bir msradr. Bunu bektai nefesleri gibi teganni edebilirsiniz: Abdl-ltif Suphi-paa! * Byk babam, on altnc Louisnin bedbaht karsna, gen yanda idam olunan bu gzel kadna, pek acr ve eski

54

harflerle okuyarak Antuant diye telffuz ettii ismini ona pek yaktrrm. Ben bu ismin Antuanet olduunu sylediim zaman ocuktum. Bana inanmad, fakat Franszca hocam da bunu tekit edince can skld, ismine ilve ettiimiz bu hece ile acd bu gzelliin iiri kam, ona merhametinde bir zahmet peyda olmutu. Muhabbeti soudu veya azald. Onun sevdii ve acd kadn artk bu deildi. Biz onu irkinletirmi yahut huyunu bozmu, hlsa deitirmitik! * Telffuz fark o kadar mhimdir ki bize Faris okutan ve yanl olarak kendisine acem denilen air Feyzi Efendi, Franszlarn Mslmanlara musulman diyilerinde bir hakaret edas duyar, bunu o kelimenin sadece Franszca ekli deil, bir kfr telkki ederdi. * Eski Mebusan Meclisinde bir gn Ahmet Rza Bey: Bu mesele bamzn stne asl bir Damokles klcdr diyince sabk nazrlardan biri: Vay, bizi klla tehdit ediyor! diye kprm! * Anneannem kitaplarn beendii Ahmet Mithat Efendiyi ryasnda grm. Bir gn uzaktan Ahmet Mithat Efendiyi ona gsterdiimiz zaman bir trl inanmad. Bu iri yar, kara gzl adam ryasnda grd edibe hi benzemiyordu! Bizim buna gleceimiz gelir. Fakat dnrsek acaba oumuz da byle deil miyiz? Ve edebiyat iinde sevdiimiz muharrirlere hayat iinde rast

55

gelince onlar tanmak istemez, yani olduklar gibi grmiyerek yksek payeye karmak istemez miyiz? * Abdlhak Hamit hakknda btn eserleri zerine deil onun, mesel Milliyet gazetesinde son okumu olduklar bir makalesi zerine hkm vermek isteyenler de var! * htiyarlaan tanburac Osman Pehlivann bir gn Hamdullah Suphi'ye syledii sz ne kadar beenirim! O: Ne haber? diye sorunca Akam oluyor! demi. * Profesyoneller her eyi kendi bakmlarndan grerek tefsir ederler. Bir iki defa beraber gittiimiz lokantann garsonu, air Cevdet Kudreti puding yiyen bey diye tavsif ediyor. * Tablolar ve ressamlar muvaffakiyetleri itibarile deil, mevzular ltibarile beenen veya beenmeyenlere ne dersiniz? Realmden hibir ey anlamyor demez misiniz? Neden edebiyat in da mesele aynen byle olmasn? * Sanatkrlar ve halk hibir zaman ayn plan zerinde deillerdir. Birinin bir ihtiya iin verdiini teki bir elence olarak alyor. *

56

Bilmedikleri bir eyi ve bir sanat inkr edenler o eyin ve o varln mevcut olmadn deil, kendilerinin bunu bilmediklerini isbat ederler. * Her gn nice icarethanelerde, nice eyler yazp mukabilinde refahlarm temin edenler var. Bunlara bir ey demek hatrma gelmiyor. Fakat her gn bir gazete kesinde yazdklarna mukabil hayatn zor zoruna temin eden bir gence rast geldim mi bunu da tabi bulacama, yaptna bir trl raz olamyorum. Ya sanatla yazsn, yahut hi yazmasn! diyorum. * Her gn bunca yazlar yazan nice kalemler var. Bunlardan tek bir satr kalmadn ve kalmayacan dnmek hazin deil midir? * Her muvaffakiyeti ve her hreti bir cinsten sanmamal. Yldzlar vardr, semada gne gibi parlarlar. Nice kuyruklu yldzlar da vardr, hzla gelir fakat geerler! * Siz: 'Zavall! Sakn filancay kskanmasn! diye dnrsnz. Fakat o: Ben ancak kendi kfvm olanlarla megul olur, ve, eer mevcut olsa, ancak bana stn olanlar kskanabildim! diye dnr. * Byk sanatkrlarn (musikiinas, ressam, ilah...) bazan

57

mektuplarn, hatta notlarn, ruznamelerini gryoruz. Bunlar bizim gibi kk hisli, kk dnceli, kk insanlard. Yalnz yaratmak iin domu olduklar eserleri byk oluyor! Belki baz yazclarn da, kendileri basit ve iptida kalmalarna ramen, ellerinin hayat boyunca oynad hamur hep his ve fikir olduuna gre, yourup yaptklar eserler kendilerine stn oluyor. * airler iirlerini ok kere icat eder gibi deil, bu iir gya evvelden hazr ve mevcutmu da onu gml olduu yerden yava yava kefeder, karr gibi yazarlar. * iir, karanlk tabiatn kokulu, mrltl, esrarl orman iinde ten bir blbldr. Ku, yani air, nesilden nesile deiir. Bizler onun sesinde, ruhumuzu mest eden bir ayn ekir buluruz. Fakat bu halis blbllerin yannda ezberlenmi cmlelerini tekrar eden nice papaanlar da var! * Bir ok yazclarn ruhlar Nuhun gemisine benzer: ilerinde his ve yeni beerin btn temaylleri bulunur. Ve onlar, gya tufandan kurtarmak iin, bunlarn her birine bir ifade vermek isterler. (caize: herhangi bir sanat eseri karlnda verilen para) * Bir caize verenler bir mucize istiyorlar! *

58

Menba kendinden kan suyun tuttuu yola bakar ve mahzun olur! [ Aa der.; S.8, 23 Mays 1936 ]

59

EDEBYATA DAR FIKRALAR ve DNCELER Hseyin Siyretin genliinde, zamann mehur bir airi ona yeni bir gazelini okumu. Siyret bunda nergis kelimesinin kafiyesi olan pernis kelimesini anlyamadm syleyince air: Aman Efendim, nasl bilmiyorsunuz? Avrupallar kral hanedanlar azasile byk asilzadelerine pernis derler! demi. Meer ecneb bir dil bilmiyen bu air eski harflerimizle grd prens kelimesini byle telffuz edermi! Bugn buna gleceimiz gelir. Halbuki imdi biz de, Garptan aldmz kelimelerin bazlarn, gya eski harflerimizle okuyarak telffuzlarn beceremiyormuuz gibi kasten tahrif etmiyor muyuz?
-

* Ayr ayr detlere uyan arkla Garpn biribile karlatklar zaman hasl ettikleri manzara bazan gln olur. Taaddd- Zevcaat mellifi sarkl Mahmut Esat Efendi, Avrupaya ilk gidiinde kadife gibi kaln kuma paralarndan yaplm yamal bir boha tayordu. Bu, Avrupallarn merak, hayret ve istihzalarn celp ededursun, bohasn pek tabi bulan Mahmut Esat Efendi bu nazarlarn, bu tebessmlerin mnalarn grecek hlde deildi. te hepimizin de kollarmzda byle tadmz Mahmut Esat Efendi bohalar vardr. Buna bakalar gler, biz gldklerini gremez, grsek de kendimiz kadar tabi bulduumuz bohamz iin alnmaz, Acaba neye glyor bu arsz? deriz. *

60

Cenap ahabettinin kardei, lisan mtehasss ve hocas muharrir Ali Nusret, lm yatanda yatarken zavall haremi: Bey! Bizi byle haybe hasl brakp da nereye gidiyorsun?
-

diye alarm. O zaman zavall Ali Nusret, dayanamaz, halsiz sesile bu sz tashih edermi:
- Haybe hasl deil, Hanm, (asl fecaat burada imi gibi)

Haibhasir.. Haibhasir! * Ahmet Haimin kymetli arkada Ahmet Bedi hasta ve Yakup Kadri, svirede tedavide iken Yahya Kemalin de hastal haberi gelince Ahmet Haimin mthi kskanl birdenbire feveran ederek beyni dnm. Vcuduna dm ve kendisini kemirerek bu arkadalarnn hepsinden evvel devirecek olan kurdu bilmeyen zavall air, Ahmet Bediye: Moner! diye barm, hepiniz hastasnz, hepinizin sabnz inceletecek bir gizli sebebiniz var da yalnz ben hasta deilim!
-

* Allme sandmz mmlerden o kadar canmz yanm ki benim -vzuhunu pek severek sakladm- bir asker vesikam vardr ki sanat hanesinde u cmle yazldr: Gazete muharriri: Okur yazar. *

61

Yabanc statlarn nfzu derhal kendini gsterir. Bir gn Ankarada, yamur altnda, kendi de slanarak, sokaktaki imenleri hl sulamakta devam eden bir belediye bahevamn grnce: te bu Alman zihniyetinin tesiri! diye dndm. Yoksa kendi mantna gre serbest braklan bir Trk bahevan bir trl bu mnsz disipline uymak manta eremezdi. * Zaman, mazideki tima mevki ve snf farklarn tanmayan, kaldran, bunlar birletiren bir camidir. Burada dervi Yunus Emre, fakir Fuzli, vezirin nedimi olan Nedim, eyhlislm Yahya, Enderun Vasf ile vali Ziya Paa hep ayn safta bir cemaat tekil ederler. * Lisan deiiyor ve onunla birlikte, hi olmadan, gln bulduumuz eyler deiiyor, ilk baslm kitaplarmzn birinde, Trke ve Fransz grameri ve Franszcadan Trkeye bir lgate olan bir kitapta, u sabit "Oui, Monsicur kelimeleri mukabilinde: Lebbeyk Sultanm! yazldr! * Telffuz meselesi o kadar ehemmiyetlidir ki bana hizmeteden kyl hademe, bahsettii'ey iin gozel" dedi mi, bunun irkin olacanda benim hi phem kalmyor! * ok kere bir adam hakl gsteren tekilerin hakszl, mantkl gsteren tekilerin mantkszldr. Ve

62

mtefekkir geinenlerin tefevvuku, ok kere, tekilerin her trl tefekkr hassasndan bsbtn mahrum olularndan geliyor. * Genliin byk bir mazereti cehaleti ve tecrbesizliidir. Yal ve tecrbeli bir adamda fena niyete dellet edecek ve ahs menfaati gdecek bir fikri, bir gen, pekl, iyi niyetle ve umumun hayr iin dnp syliyebilir. * Kendilerini vel bilenler bakalarnn deli bilmesini tabi grmelidirler. * Okumay bir alma sanmak alkan cahillerin krdr. Halbuki biz, okumu tembeller, pekl biliriz ki okumak mkeyyifattan bir eydir. Bir kanepeye uzanr, yatamza yatar gibi kitaplarmza dalarz. Gya tlsml bir denize, hlyalarmz aan bir hayal lemine dalarz. Sanki afyonlu bir ubuk ieriz. Muhitimiz deiir. Hayatmz geniler. Dnya bizim olur. klimler, mevsimler, devirler gelip geer. Baka hayatlar ve tabiatlar hatralarmza girer. Bize benzeyen asl akrabalarmz yanmza gelir, bize srlarn fsldarlar. Hayat bize en tatl, en zengin zevklerini sunar. Okumak, gezmek, uyumak, rya grmek, musiki dinlemek, hatrlamak, seyahat etmek, unutmak, dua etmek, domak, tekrar yaamaktr. *

63

Yazmak bilmeyen bir adam ancak birey sylemek isterse onu yazar ve yazsndan da maksad az ok anlalr. Birey sylememek iin yazabilmek ve yazarken de maksadn gizliyebilmek, denilebilir ki yazmay bilenlerin krdr. * Anlamak affetmektir derler. Evet yle oluyor. Anlamak her eyi affetmek, hereye msamaha etmek ve hibir eyi sevememek oluyor! * Hemen hergn tede beride biraz musikinin bir para gldn veya aladn duyan, fakat mrlerinde bir kere bile bu sesleri anlyamyanlar vardr, ite bu hl iir iin de byledir. Dnyada ve hayatta iir vardr. ten blbller gibi syleyen airler vardr. Fakat oklar bunu duyup anlamazlar. * airler bir fikri en evvel bir hakikat olarak semezler. Bir ahenk olarak duyarlar, bir beste olarak hatrlarlar. Ve sonra bir name olarak ifade ederler. * iir mkemmel bir ifadedir. Eda muvaffakiyetinin bir mucizesidir. Gzel bir msra, bir kelimesinin yerini deitirirseniz vezni bozulmasa, srr bozulacak ve kerameti kaacak bir ahenktir. te bunun iindir ki asl iirler tercme edilemez namelerdir. Sorsalar madurunu gaddar, kendin gsterir!

64

Gnlnde tad imale ile gzel bir msradr. Ve gzel bir msran byle dolunca, bir imale yerine dolgun bir hecenin taraca gayet hassas bir ses muvazenesi olduunu grmek iin bu msra daha mantk bir insicam ve daha tam bir lisan ile syliyerek mesel: Sorsalar madurunu gaddara kendin gsterir! demek kfidir. Bu daha doru olur, fakat derhal sanki msran ruhu uuyor ve biz basit ifadeli bir nevi nesre dyoruz. * Her yazy, gya edebiyat iin yazlan mstakbel bir kitabn sayfalar gibi yazmal. * Sanatkrlar kendi fan mrlerinden dnya stnde kalacak nisb bir nev-i ebediyete baz mallar karmak isteyen bir takm gmrk kaaklarna benzerler. Muttasl hislerinden, fikirlerinden, hatralarndan bazlarn iinde battklar zamann sularndan kurtarmak, harice, ziyaya, hayata tevdi etmek zahmetile, inadile megul ve mustaripdirler. * yiler ve ktlerin szleri, aklllar ve ahmaklarn anlaylar ve anlamaylar, halkn ihsanlar ve kskananlarn isnatlar, methiyeler ve hicviyeler, dorular ve yanllar, hep birbirlerine karr. Tesadfn elleri gya yeni bir kokteyl yapmak ister gibi bunlar muttasl sallar. O

65

zaman kendi gnln bayltan iir ve hayat kokusuna ve tadna yabanc kalan ve senin edebiyatna atfedilen bir ikinin bakalarnn ellerinde dolatn grrsn! Onlar, birka mevsim, bunun tesirile mest olurlar. Ve sonra, ok kere ruhun vcudunu daha bsbtn terk etmeden, btn bunlarn rayihas uar ve srr kaar ve senin ikin de gnlleri mest etmez olur. * tiye itimadmz biraz gln bir zaaf eseri olmaz m? nk tinin ekseriyeti de, gene aa yukar tandmz adamlardan teekkl edecek deil midir? [ Aa der.; S.13,27 Haziran 1936 ]

66

EDEBYATTA LHAM Bazlarna gre ilham, deta gkten nzil olan vahiy gibi bir eydir. Bir air oturur da, ilhamna tbi olarak, kendine hariten gelen fikirleri ve hisleri yazar. lham ne kadar kuvvetliyse kendisi o kadar stn saylr. Demek ki bir yazcnn, sadece bir kalem gibi, gaipten geleni bir tesir altnda yazabileceine inanrlar ve kymetsiz bir muharririn bir gn ilham sayesinde kymetli eyler yazabileceine ihtimal verirler. Bir nevi tevfik-i Rabban ile kendimizin dnda bir kuvvetin bize yazacamz eyleri ilham etmesi ve bizim bunlar duyduklarn kaydeden bir ktip gibi yazmamz tarznda anlalan byle bir ilhama inanmak bir mucizeye inanmak olur. Geri zeknn ve ruhun hasletleri o kadar kark ve hesapszdr ki mucizelere de rastgelindii olur. Fakat bunlarn ayrca tetkik edilmesi lzm gelir. Geri, edebiyatta,umum olarak, ilham da mevcuttur. Fakat bu, bsbtn baka trl bir meseledir. lham, iimizde haberimiz olmadan bize gre yaayan kendi duygularmz ve fikirlerimizin leminden gelir. Muharrire lhamn veren kendi hissi, dncesi ve hafzasdr. Sanatkarn sylemek ihtiyacm duyduu eyleri hayatn hdiseleri karsndaki dnceleri hazrlar. Hikye etmek istedii eyler hayatndan kar. Hisleri tecrbeleri demektir. Yazlar btn bunlardan doar. Bir kitab yazmaya balamadan evvel o bizim iimizde mevcuttur. Mevzuu ve hikyesi itibariyle ne olursa olsun, biz ona iimizde duyduumuz bir geni hassasiyettir

67

diyebiliriz. Onu btn vuzuhu ile hudutlar ile, teferruat ile deil. Fakat tad kymetlerin bir ksmn gstermeyen bir bulut halinde duyarz. Bir sanatkr gnlnn stnde hemen daima mphem birtakm alglar, nazl ve dank kokular, vcutlar teekkl etmemi incecik hisler duyar. Hemen daima bunlarn nasl eda edilebileceklerini dnr. Hiss bir galeyan ile ak, dnyay ve hayat bir meclbiyet, bir memnuniyet veya bir felket eklinde duyarak btn bunlar yazmak ister. Asl i sanatkrn iinde duyduu bestelerin gftelerini kefetmesi; ruhunda tekevvn eden bu henkleri zapt ederek dile getirmesi; notalarn tesbit ile onlar syletmesi; yaznn alar ile tarayarak bakalarnn okuyabilecekleri satrlara nakletmesidir. Asl ilham budur: Bizim derinliklerimizde mphem ve dank duyup hatrladklarmz avlayarak toplayp uurlu bir surette ifade edebilmek! Bunu yapabilmek iin bir hasat zaman lzmdr. Yazmak ite bu ekin bime zamandr. Bunun iin ne hariten gelecek ilhama, ne baka bir lemin yardmlarna zaruret ve lzum vardr. Yaadmz zamann mahsullerini, yahut gemi zamanlardan szlerek hafzamzda toplanm ve billrlam btn hisleri, renkleri, ekilleri hafzamzn bu mcevherlerini sanatkrn almas bize ulatracaktr. Sanatkr bunlar muttasl eleyerek kymetli talar kymetsizlerinden ayran bir kuyumcu zahmet ve dikkati ile cins olanlarn ayrmak ve kalplarn atmak ister. Bu i, herhangi bir ilhamdan ziyade, bir kuyumcunun dikkatli

68

sebatn icap ettirir. Bu mkl ii baarabilmek, bu zahmetli ileyi doldurmak iin sabmzn yatt, gnlmzn rkit bulunduu, zihnimizin yorgun olmad hlsa iyi alabileceimiz bir zamana ihtiyacmz vardr. Her muvaffakiyet alma kabiliyetlerimizin muntazaman ilemesinin mahsuldr. Asabmz, zekmz, yani shhatimiz yolunda gider de lykyla alabilirsek yni byk bir sabr ve dikkat sarfedebilirsek yazmak istediklerimizi yazabiliriz. Jules Renard'n bir yazsnda Baudelairein lham almak tr. demi olduunu okudum. Ben de: ilham alabilmektir. demek istiyorum. Edebiyatta ilham demek, hulsa hissedip bildiklerimizi, hatrlayp dndklerimizi vcudumuzun ve maneviyatmzn cokun veya dinlenmi; mteessir veya msterih; heyecanl veya sakin, nihayet husus ve mstait bir nnda, bir dalg gibi derinliklerimize dalp toplamak, onlar zedelemeden, karanlklarmzdan dnya yzne karmak, kendi olduklarna gre ifade etmek yolunda emek sarfedebilmemiz, alabilmemiz demektir, ite bu kabiliyete ilham diyoruz. Btn hadesimiz ve mantmz, zekmz ve almamzla i lemimizden hangi cevherleri istihra edebildiimiz meselesine, yani meydana kardklarmzn kymetli mcevherler mi, kymetsiz talar m olduu meselesine gelince bu iimizdeki lemin, hzinenin, yani talihimizin srrdr. Fakat, her ne olursa olsun, biz nihayet damarn bulduumuz ve kymetli olduunu umduumuz bir

69

madeni, tpk bir amele gibi, delmeye, demeye, amaya koyulduumuz sradaki ilham artk bize gelmi olmakla bizim ondan istifade etmemiz iin acelemiz, telamz var demektir, bazan da duyarz ki, eyvah, kapmz alnr! Hayatmza devam edebilmek iin her zaman ihmal edemiyeceimiz ilerimiz vardr. Ya bunlardan birinin saati alm olur, yahut biribirlerinin vakitlerini yemekle beslenen burjualardan biri, (bu kelimeyi artist aleyhtar mnasiyle kullanyorum) akrabamz, dostlarmz, ahbaplarmzdan biri gelir eer bizim herhangi bir budalayla bir i zerinde grtmz grseydi hi sesini karmayacak ve bizi pekl mazur grecekken ancak kendi kendimizle grmekte olduumuz mazereti ona kfi gelmez. Nefi: tse ger Nefi nola gnlyle daim bezm-has / Hem kadeh, hem bde, hem bir uh skydir gnl!" diyedursun, bizim kendi gnlmzle bezm-i hasmz bu andaki misafirimize kfi bir mazeret gzkmez. Bizi kendisinin zaten iyi bilmediimiz ve tasvip etmediimiz ileriyle adamakll alkalanmyarak kendisini isteksiz bir hlde dinlediimize, merak ve heyecan karsnda snk ve souk kaldmza hayret ve hiddet eder. Bizi nezaketsiz ve hotgm bulur. Yaknlarda hayli ahmaklam olduumuza da hkmeder. Bilmezler ki iimizde nice mevsimlerden beridir izini takip ettiimiz bir fikrimiz, bir hissimiz nihayet elimize gemi ve ziyaretimize gelmitir. Vuslatna ermekteyiz. Bu mstesna nmzda onu ihmal edip kendisini kabul etmekle eserimize kar byk bir gnah ilediimizi ve kendi lehinde byk bir fedakrlkta bulunduumuzu katiyen takdir etmez. Hakkmzda fena bir fikir edinerek ayrlacak ve gidecek, tede beride bizi ekitirecektir. Aman, uurlar olsun! Sa olsun ehibba da ne derlerse desinler!

70

[ Yeni stanbul gaz.; 3 Ocak 1950 ]

71

EDEBYATTA LUBALLK Bizde hayli yaylm olan zararl bir yanl da sanatn lbalilikle imtiza edebilecei zanndr. Bir kere, sadelik, tabilik, natralizm yahut realizm ayr ve sanatla telif edilir eyler olmak itibariyle, lbalilii severim demek, sanat sevmem demekle msavidir. nk sanat bir takm kaidelere riayetle balar. Nitekim medeniyette byledir. Sanatta slp, stil dediimiz ey, binalarn inasnda, giydiimiz esvaplarn biiminde, kullandmz eyalarn eklinde bile aranmas lzm gelirken, edebiyatta sanat aleyhtarl, edebiyat inkr etmekle birdir. Geri matbuata, edebiyata lbalilii ithal etmek sevdas yeni bile deil, eskidir. Fakat edebiyat zerine hibir zaman cidd bir tesiri olamamtr. Zira lbali muharrirlerin eserleri deil, isimleri bile kalmaz. Edebiyat tarihleri bunlar kaydetmeden baka lbaliler, yabani otlar gibi, trer ve eskilerin yerlerini alrlar. Bu kadar aikr mtearefeleri inkr edebilmek iin mm olmak bile kfi gelmez. Zira mmlerin akl banda olanlar byle iddialarda bulunmazlar. Sanatta lbalilik aramak zppelii belki bir tecahl-i cahilnedir. Herhalde ahmakla zenmek gibi bir ey gzkyor. Cemiyet iinde bile muzr olan lbalilik sanatta imknszdr. Sanat ldrr. Bir muharrir, baka birisini: O kadar lbali yazyor ki, insan onu mahalle kahvesinde konuur gibi rahat rahat okuyor. diye aklca methediyordu. Sanat ve edebiyat hakknda bundan fazla yanlmak olmaz. Sanatn mns, ruhu tam bu grn aksidir. Zira sanat ve edebiyat lbali

72

bir mahalle kahvesinde klfetsiz bir konuma deildir. Sanatkr iin bir mahalle kahvesi arada faydal olabilir. Sanatkr burada dinlenir, zehrini dker, shhatine yarayacak surette manev terini dker, dostlarnn husus bir tad olan muhaverelerini dinler. Fakat sanat ve edebiyat ruhun baka bir telinden alar. Mzeleri dolduran eserler ve dnyaya edebiyat tarihlerini dolduran kitaplar da byledir. Bunlar mahalle kahvesi ayarnda konumalar deil, stndedir. Sanat ve edebiyat bir iman gibi, bir ak gibi, bir din gibi cidd ve kendinden gemi bir eydir. Nasl ki insanlarn, ahap mahalle kahvelerinden ayr olarak ehemmiyet verdikleri; btn kymetli malzemelerden, mermerden, tuntan yaptklar; inilerle, yaldzlarla ssledikleri mabetler de vardr. Nazariyelerin zararl tesirleri burada su stnde yakalanyor. Muharriri, bir millete bir mahalle kahvesi rahatn terketmemeyi deil, sanatn mbedinden ieri girmeyi retmiye almaldr. Ahmet Haim de bir kahvehanede parldard. Hararetini dkmek iin! Onun bu parltsn sevenler ve asl nuru budur zannedenler de vard. Fakat o, bu ifrazattan sonradr ki asl air Ahmet Haim olurdu. Yani ruhunu bulup doyurmaya alan sanatkr! Bir mahalle kahvesinde ancak gndelik kelimeleri kullanrz. Hayatta temas ettiklerimizle, amelenin letlerini kullanmas kabilinden, bu hrdavat istimale mecburuz. Sanat asl bu mahalle kahvesi gevezeliklerinin bittii noktada balar, insan sanatn bu deerli samimiyetini bulmak iin bir mahalle kahvesinin dumanl havasn gemeye, daha byk bir skta ve daha derin bir tabakaya

73

varmaya muhtatr. Sanatn makarr gndelik szlerin tesindeki diyardr. Musikinin szlerle sylenemiyecek eyleri namelerle ifade ederek ihsas ve tenvir etmesi gibi, burada artk air -edebiyatn byk bir stad Mallarmenin tabiri vehilekabilenin kelimelerine daha saf bir mna vermek diler. Evet, ayn kelimeleri kullanmak artiyle, nk elimizde baka vasta yok, bu defa mahalle kahvesinin lubaliliini deil, deta inandmz bir dinin lhilerini duyurmaya koyulacaz. Edeb, fikr, felsefi bir mna ve bir ifade bahis mevzu olunca iddia edilebile ki, btn kelimeler gndelik mnalarnn hududunu aarak tesine gemek sevdasndandrlar. Ancak sanat srdalarnn duyabilecekleri ikinci birer mnaya gelmek azmindedirler. Bylece seslerinde, ahenklerinde, hviyetlerinde gizli nice cevherler ve mcevherler tarlar. Gndelik kelimelerle yapmaya alkn olduumuz mahalle kahvesi cmlelerinin mbalalarla, fena ihtiyatlarla, yalanlarla mnlar anr, kymetleri fersudeleir. Bunlar krlemi, soysuzlamalardr. Fikirlerimize sadakat deil, ihanet ederler. Sanatkr olan bunlarn ifade kolaylklarna tenezzl edemez. Mademki o bilkis kulland kelimeler ve cmlelerin bu tozlardan, bu tortulardan kurtularak, asl fikir ve hissinin renklerine ve henklerine brnmelerini diler. Edebiyatlarn, airlerin istedikleri ve yaptklar bu kelimelere verdikleri kymetler, doldurduklar yeni mnlar, ilve ettikleri henklerdir. Asl bu hususiyetlerin birer ehemmiyeti vardr. Ve asl istedikleri de bu gndelik cmlelerin ifadesine yetmeyecei bir fikir ve his ve henk duyurmaktr.

74

Hatt bunlar kadar mnal bir takm sktlar dinletmektir. Zira airler en gzel iki msra arasna koyabildikleri skt ile bunlar derinletirir ve mnalarn bu sktlarna da temil ederler. Ahmet Haim, iirde mna aranmaz derdi. Yani aranan alelde, gndelik ve mutad bir mna deil, bunlarn derinliklerine inen ve harikuladeliklerini syleyen bir mnadr. Bunlarn ifadelerini bulabilmek iin gndelik kelimelerin ve cmlelerin bataklndan kurtulmak lzm gelir. Dil, sanatkr iin efsunlama kudreti olan bir eydir. air, duyduu ve duyurduu bu davetler, bu lh sesler, bu yksek makamlarladr ki sanatn tlsmn elde etmi olur ve bizi byler. Gndelik mahalle kahvesi dedikodular ile kafas ien bir adam, sanatkrn yendii mkilt nispetinde duyduu muvaffakiyet ve saadeti anlayamaz. Bu kendi kendini duyan, bulan ve kendi ifadelerine eren cmlelerin, msralarn duyduklar kurtulu ve hals srrna eremez. Sanat mahalle kahvesine samaz. Ayn insan ayn gn iinde di iler de grr, sanat ihtiyacn da duyar ve ona bu hissi duyurmaldr. insan kendi tamamn, btnn ifade edebildike mrnn ufuklar geniler. Mahalle kahvesi, ruhu da, kafay da daraltr, ismine lyk olan sanat bizi, onun lubaliliinden ekip kurtarmak, temizleyip ykseltmek iindir. [ Yeni stanbul gaz.; 22 Mays 1950 ]

75

SANATKRIN GURURU Yeryznde ehemmiyetimize o kadar kaniiz ki gk grlerse bizi tehdit ediyor sanr: yldrm dse, Nefyi hatrlar ve kitabmz yakacak diye korkarz. * Ahmak olduklarn bildikleri nice kimselerin takdirlerini kazanmak istiyen nice siyasat ve edebiyat adamlarna rast geldike hayran kalarak: Bu ne kadar tevazu! demekten kendimi alamyorum. * Muharrirler yazlarna, airler de iirlerine harikulade bir ehemmiyet vermekte hakldrlar. Zira iyi yazabilmenin art, yazdna byk bir kymet vermektir. Bu mbalalar ok grmemeli, hatt, edebiyat seviyesinin ykselmesi bakmndan bunlar faydal addetmeliyiz. * Dermi ki: Samotras heykeldir!"
-

muzafferiyetini

kazanm

olan

bir

Kkler ve bykler kendisini tahkir veya tciz ederler. Fakat nafile yere! Sanatkr, iinden duyar ki sz kendisinin hakkdr; yaz kendisine vergidir; ve bylece, Kafdanda yalnzca hkm sren Anka kuu gibi, tesellisini bulur. *
-

Eserinizi ben pek beeniyorum.

76

-Ya! Beenmiyenler de mi var?.. *


-

Grdnz m, kibrinden size elini uzatmad! *

-Ya! Ben de bunu tevazuuna hamletmitim! Hamdolsun ki sanatkrlarn bir zrt tesellileri vardr: Bakalarnn madd servetlerine mukabil bizim de manev servetlerimiz var! diye dprler. Bakalarnn yaptklar kanelere mukabil bizim de bak kalacak eserlerimiz var! diye vnrler. * Hayat daima sanata stndr. Edebiyat da bir zrt tesellisidir. * "Ben deerliyim ama benim kymetimi takdir etmiyorlar! diyebilmek de bir tesellidir. Allah bizi hi olmazsa bu teselliden mahrum etmesin! * Dermi ki: Ondan mthi surette intikam alacam. Onu edebiyat leminin dnda tutacam. Ve o da dnyann haricindeki bolua dm gibi tamamen yok olacak!
-

Byk adam hayattaki rolnn fevkinde kalr. * Birok sanatkrlarn herkes tarafndan beenilmeyi arzu etmediklerinin sebebi, ok beenilen eserlerin irkin ve

77

fena olmas daha muhtemel besledikleri kanaattir. *

bulunmasna

iin

iin

Muharrirler, yazlarn beenen birisinin ismini duyunca, ona derhal yksek bir pye verirler. En ihtiyatls, bu dostu mevkiinden drmemek iin, onu tanmaya kalkmamaktr. Grmeler, ok kere, her iki taraf iin de bir hayal skutuna sebep olur. * Dermi ki: kendim hakkmda byk bir fikir beslemiyorum. Zira kendimi bakalariyle mukayese etmek hatrma gelmiyor! * Muharrir duyar ki eseri dereler gibidir. Geecei yolu bilir ve bulur. * Sanatkrlar, kendilerine yaplan samimiyetsizliine bir trl inanamazlar! * Dermi ki: Yalnz beni medhetmenizi deil, beenmediklerimi zemmetmenizi de isterdim. Zira beni hi beenmediklerimin arasna kartrarak medhederseniz ben bundan nasl memnun olaym? medhiyelerin
-Bakn,

78

* Bize, sorulsa, hepimiz, kendisine takdim ettii olu hakknda fikrini soran bir babaya: Beni grnce kfi derecede heyecana kaplmad! diye cevap veren Lamartinee hak veririz. * Sanatkrn hayat mvazenesini temin eden en ehemmiyetli unsur, kendi iinde vicdanna itimat ettii kadar, dnya iinde de, eseri karsnda dil bir hkim roln tutacak bir zmrenin mevcudiyetine, bir zamann geleceine inanmasdr. Nasl ki hayat ve dnyann bu sanatkr ruhunda dourabilecei en byk b-keslik hissi de ite bu zmrenin mevcudiyetinden, bu zamann geleceinden pheye dmesi olacakt. * Btn dnya kendisince irkinlemeye, rmeye balad zaman sanatkr: Ben eserlerimle kendime yle bir kinat yaratacam ki orada kadnlar efkatli, erkekler zeki, kanunlar mnis, ve herey dilediim gibi olacak ve ben kaybettiim eski cenneti iade eden bu leme ekileceim! diye dnr. * Gndelik kargaalklarn bayalklar, hakszlklar ne olursa olsun, her hlde, btn bunlarn stnde, kendi eserimin nizamna, intizamna kavuacam! diyen kurtulur! *

79

Sanatkrn, airin messes kuvvetlere, resm makamlara, hkmdarlara kar istikll ve gururlarn en gzel bir surette ifade eden On drdnc Louisnin tevecchn kaybetmekle hastalanan Racine deil, krallarla alay eden, fakat krl muarefesini kesmiyen Voltaire deil, fakat, Badattaki bykTrk airi Fuzuldir. Ve szleri dnya edebiyatnda klsik olmaya lyktr. O: Her cihetten friim, lemde h kim ola Rzk iin, ehl-i beka ehl-ifennin akiri! Dedii zaman bunu, cihangir ve muhteem bir padiaha kar, Kanuni Sultan Sleyman zamannda sylyordu! insan, bir muharrir olursa, kendisi hakknda gerek medh, gerek zem, gerekse gya sadece tenkit, tahlil ve hatra olarak yazlanlar iinde ne souk, ne sama, ne yanl, ne haksz eyler bulunduunu dnerek btn bunlara bir daha vesile verecek lmnden iki kat souyor. Evet, phe yok ki bir sanatkr iin en ihtiyatls, mmkn olsa, hi lmemek olacakt! [ Yeni stanbul gaz.; 10 Aralk 1949 ]

80

MLLYET CEREYNI VE EDEBYAT Zek, zek... Btn feylesoflarn aradklar bu ule-i reh, bu vadi-yi giryn iinde selmet yolunu tenvir edecek yegne ule-i kuds hi de kolay kolay yanmyor; yava yava, uzun, kanl tecrbeler neticesinde douyor; bu, adam bulmak iin Diyojenin yakt fener deil, fakat adamn bandan yanan bir yldz!.. Bahtiyardr o millet ki, yldzn bilir ve gzleri ona merkz olarak yaar. Zra btn nurunu, nrn ona bah ve ilhm edecek hep bu yldzdr. Tecrbeler hudutlarmz bulmak iindir; hayat en mahrem benliimizi bularak onu inkiaf ettirmek iin! Fakat btn talimimiz kendi yldzmza baldr. Bizi daha uurlu, daha derin bir tabaka-i hayata sl eden bir dnm noktasnda, bir merhale-i tekevvnde bulunduumuza hi phemiz yoktur. Tarihimizin yeni bir devresine girdiimize btn vicdanmzla kaniiz. Ruh ve fikr ihtiyalarmzn ittis ettikleri bir devreyi idrak etmekteyiz. Bunun iin bize daha z bir gda lzm geliyor. Mazinin b-sd kelimeleri artk ne gnlmz avlayabiliyor, ne karnmz doyurabiliyor. Yaadmz bu zamana yalnz edebiyat nokta-i nazarndan baklsa, grlr ki, zamanmz fakir deil, elbette zengindir. Bir taraftan en dhi irlerimiz kadar byk bir ire, Abdlhak Hmid'e muasrz. Dier taraftan edebiyatmz btn tisinin kymetini fevkalde arttracak bir zenginlemenin arifesindedir. kr bize! Milliyet nrunu bulduk. Zekamz, yani mantmz, ilmimiz, harsmz, hissimiz bu yeni gnele fevkalde inkiaf edecektir.

81

Babalarmz yabanc bir mantkta bir are-i selmet aramlard. Sevdiimiz eski stadlar (Mesel bir Tevfik Fikret) bizim haricimizde mevcud olan bir hakikat-i mtecerrideye inanr ve onu bir hakikati fennye tarznda bulmak, ona kademe kademe yaklamak kabil olduuna kanaat ederdi. Biz nihyet mantkla muhabbetin, ihtirasn, gnln hibir tezat tekil edemeyeceini anladk. Mkemmel bir adamn herekt dima kendi kalbinin darabtna tbi olur. Hayata manf deil, haytn mahsl olan bir mantk hisse mterz bir ey deil, fakat hiss bireydir. nsan en mahrem tabiatine rm olarak nceden sever, inanr. Kendisinde yahut bir tandnda bir phe belince bu sevdii ve inand eyi ya kendi kendine tekid, ya o tand pheye den adam ikna iin btn kalbiyle muhakeme etmeye koyulur. Maksad esasen sevdiini ve istediini isbt etmekten ibrettir. Ve bunu isbt etmek kendisince bir ihtiya olunca ilim, top, tfek ve atei birer delil, birer brhan olarak kullanr. Yeryznden bu hiss mantn imhs iin ya ihtiraslarn itfs yahut bunlarn kendilerini aktan aa birer ihtiras olarak iln etmeleri, kendilerini hibir sebep gstermeden, mazeret, vesile aramadan if etmeleri lzm gelecekti. Halbuki ihtiraslar hibir zaman imha edilemeyecek ve srf bir ihtiras simas izhr edecekleri yerde dima kendi kendilerini aldatarak, yine bir mantk kisvesine brnmek, mantk kuvvetine istint etmek isteyeceklerdir. Adamlar byle muhteris kaldka, hatta ihtiraslar iinde yandka hiss mantn ilnihye devam edeceini ve hatta her mantn da bunun iin hiss grnmek istemeyeceini tasavvur etmek

82

kolaydr. Baz adamlar vardr ki kendilerini damarlarnda dolaan kan tekzb edebildikleri nisbette mterakki ve mnevver farz ederler. Arzu ettikleri ey yabanclarn kendi hayatlarndan istihsl ve tasvip etmi olduklar bir manta tbi olmaktr. Fakat vcuda hazr bir esvap alnd gibi ruha da hazr bir mantk nasl uyabilir? Tabiidir ki her kafann husus bir mant olur!.. Bizim mantmzn mabetleri, hazneleri de ulu cmilerimizdir. Bir cami bize lzm olan mantn cmidir. Asl bunlara bakmal, bunlar korumalyz. Fakat mneyi hudutlarmzn vstini daha kef edememi ve lkemizi uurumuzla dolduramamsz. Bugnk, yanki edebiytmz, irler, muharrirler ve feylesoflarmz bu noksan itmm, bu boluu iml edecek ve bize daha kef etmemi olduumuz bir vatan ve oktan unutmu olduumuz bir lezzet vereceklerdir. Madem ki benliimizin, rhumuzun ittisn ve bu fni varlmzn bir ebediyet ve umumiyete iltislini idrk devresindeyiz, bize mevd olan meyveler kintn mmknt iinde en lezz olanlardr. Biz imdi milliyette uur lzumunu, milliyet cereynn maraz bir ihtiya ve hassasiyetle hisseden bir nesiliz, (yle ki imdi gayr-i mill olduunu bir an iin tasavvur etsek bize hatta cennette bile vatan, tatsz gelmez mi?) Edebiytmz da mill, milliyetperest olacaktr. nk milliyetin terakki, tevess taassub kesbettii bir devreyi yayoruz. Edebiyatmz kendine ramen bu hislerle mtehasss ve meb olacak, nk sanat hav- deil, hayatdir.. Hayatmz artk yumuak, gnl bayltc deil... Hatta

83

denilebilir ki hayat ile hayal arasndaki mesfe gittike artyor; ecdadmza her emesinden bir b- hayat akan vatann imdi emeleri susuz, hibirinde bir b- iir kalmam. Bu milliyet cereyn olmasa bilmem nerde teskini ate ederdik? Bu milliyet cereyn olmasa tesellimizi iirimizi, midimizi, hayalimizi nerede bulur, ruhen nasl denk bulur, bilmem nasl yaardk?.. Bu asrn feylesoflar sayesinde, bizden akdem balayan bir tekmln -Kemlini kendi faniliklerinde bulamayacakmahsulleri olduumuz hakkndaki kanaatimiz ve yava yava uzun, mselsel, bizden sonra devm edecek bir tekml istikmetinde geen hatveler olduumuz hakkndaki emniyetimizden, btn bu fikir ve lilerimizden bize bir arzu, bir emel douyor: Bu tekmle uurumuzla itirak etmek ve bunun iin milliyetimize tammiyle ermek, btn mns vicdan, mebzliyyeti ile milletimizin faziletlerine ermek. Asl hayat herkesi kemline doru gtren kuvvettir. Kuvvet, mantmzdan ser olan hamle-i hayat, mantktan evvel rehkr olan hamledir. Bilsekte bilmesekte, itiraf etsek de etmesek te bu emel, bu arzu btn hissiyt ve icretmza karmakta, tahakkm etmekte, btn tecrbelerimize, fedkarlklarmza, malubiyetlerimize, isyanlarmza, galibiyetlerimize sebep olmaktadr. Bizi bylece kendimize ramen mziye ve tiye hamd eden tali'in idrki ise yenidir denilebilir. Gecenin iinde korkmu ve koarak geldii evinde annesi kendisini okarken de bir ocuun duyduu sekneti, cesareti, saadeti duyuyor, lm karsnda korkmayan cesaret duyuyoruz. Zira ahs lm korkusu ancak umum

84

bir hayat hissinde snebilir. Tabiidir ki bu kadar vsatli, mull bir cereyandan herkes kendi kabiliyetine, nasibine gre bir hisse-i zevk eref alr. Bizi yevm istialtmzm miskinliini dnmeye sevk ve- Nevrastanik baz hastalklar elektrikle tedavi edildii gibi- shhat-i ahlkyemizi mukavemet-sz bir sarsnt ile yerine getirecek bir surette bize gayr-endilik, fedkrlk, hamiyet, cesaret, vakar ve samimiyet, hlsa ecddmzda daim takdir ile yad ettiimiz faziletleri gsteren, reten, bize nmne olan askerlerimiz bizim asl stadlarmz olmulardr. imdi Trk milletinin ananev faziletlerine azam bir hayat dersi veren Trkler Anadoluda bugn de o erefle istihkaklarn ispat ettiler, yle farzolunduu gibi mcerred ve fk bir hakikat grebilecek gzler olsa, teslim edilirdi ki, onlarn dnyaya bugn de ibrz ettikleri en muhteem, en ulvi manzaralarn biri de maddenin noksann ruhlarnn fazlasiyle deyen, dolduran bugnk bu byk Trkler, kahramanlk iri Corneille'in bile tahayyl edemedii kahramanlar oldular. Geri -demin bahsettiimiz- o ocuu hrszlar annesinin kollarndan almak istedikleri zaman annesi akile onu brakmak istemeyerek kollarnda tuttuu ve mdafaa ettiinden ocuun ektii cezay, duyduu, acy haksz hrszlara deil, zavall anneye atfeden budalalar da var. Ancak bunlar ne sylerse sylesinler, hayata kar ne yaplabilir? Milliyet cereyn hzn hayattan alan, bizzat hayat olan bir cereyandr. Bir millet ya hi olmaz yahut bizim emin olduumuz gibi - var olacaksa, bir millet hayatnn btn ubelerinde, bilhassa en mstakil, en mahrem, en dern, en mefkreci olan edebiytnda mill ve uurunu bulduka daha milliyetperest olur.

85

[ Yarn der.; S.6,17 Terinisni 1337 (Kasm 1921) ]

86

BR EDEBYATIYA NASHATLER Nafle yere, hi kimseye nasihat vermee kalkma! Sz n bakasna deil, kendine bile dinletemezsin! Halbuki her ka yapmak isteyenin maruz olduu bir tehlike vardr ki o da gnl krmaktr. nsanlarn karsnda o kadar ihtiyatl olmaldr ki tevazu bile ihtiyatla gsterilmelidir. Zira insana pahalya mal olabilir. Szlerini ciddiye alrlar da tevazuunu aczine hamlederler. * Hi olmazsa makul olan tevazuunu duyacak kadar marur olmalsn! En evvel, bakalarnn sandklar gibi olmadn gstermee al! Fakat bil ki buna hi muvaffak olamazsn! Sonra, kendini olduun gibi gstermee al! Fakat bil ki buna bsbtn muvaffak olamazsn! * Tpk bir fener bekisi, bir yangn nbetisi gibi daima tetikte olmal, ufuklarmz kollamalyz ve iimizde beliren en hafif , en kk parlty, en mphem nuru yazmzn alariyle avlamaa kalkmal, eserimize aktarmaa almal, eserimize aksettirmee uramalyz. * Bir meseleyi iyi biliyorsan onu hi bilmeyenlerle mnakaa etmekten ne zevk alyorsun? * Sylediin szler bari houna gitmeli ki sylenmee desin. Sylediklerinden hi olmazsa kendin zevk almalsn.

87

Honut olmayacan eylerden ne diye bahsedersin? Szne demiyeceklerle ne diye konuursun? Tariz etmek iin bile bir stad intihap et! * Syleneni dinlediin ve duyduun kadar syleyene bak: Szn samalndaki sebebi grm olusun! * Nafile, hi kimseye meram anlatamazsn. Szlerin dinleyen kulaklara gre deiir. Sen dnmek hakkn kullanrsn. Biri kendi hukukuna tecavz ettiini sanr. Sana darlr, teki hukuku dvele riayetsizlik oldu diye tela eder. Kyameti koparmak ister. Nafile, hi kimseye dert anlatamazsn! * Adilikle karlamak mukadderdir. Muarzlarmz, yazk! verebileceimiz cevaplara lyk olmayacak! Fakat kendimize lyk muarzlar nerede bulmalyz? * Sereleri yere sermee samalar yetiir! * Bakalarnn sana yapmyacaklar iyilikleri sen ne diye onlara gstermee kalkarsn? Gnlmz kran nankrler hep kendi yetitirmelerimizdir! * Bizi gldrmee uraan mizah mecmualar ekseriyetle

88

ne souktur! Halbuki hem kendileri, hem krileri tarafndan ciddiye alndklar iin insan glmekten bayltacak kadar komik olduklar hi takdir olunmam nice muharrirlerimiz var! * Gze girmek iin mverrihin tarihi ve mnekkidin medhiyesi ekilmez. Gze batmamak iin bir kaside syleyeceksin! Ve sonra sktun bu kasideni muttasl tefsir ve terih eder gibi olacak! * Nazmda u stnlk var ki gzel bir kafiye yersiz sz mazur gsterir. Ve gzel dudaklar gibi, gevezeliin hakkm teslim ettirir. * airlerle grrken onlar msralarndan biri eksik olmasn! * ilzam iin aznda

Bir muharririn sanat yazmak ve daha yazma meketmek olduuna gre kendi kalemini brakarak bakasnn kitabna sarlmak yani okumak ok kere, bunun aksine, gz boyayc bir tembellik oluyor. Zira kitaplarn ok kere yaptklar dostlarn nice vaktimizi alan gevezeliklerini tekrardan ibarettir. * Grdmz yerine hatrladmz eyleri yazmann sanat bakmndan kolayl ve stnl undan gelir ki hatrladmz gfteler, hafzamzn eleinden geerek, eski bestelere gre kendinden gemi, eski aklarmzn tesirile

89

ve daha nice hilelerle, kendi kendilerine, bize gre bir sanat eserine dnmtr. * imizde fena olan ne varsa fani zamann mal ve iyi olan ne varsa ebediyetin mirasdr. Gndelik eylerin cazibesinden kurtularak ebed eylerin hakikatine dnmeliyiz. Ve bunun iindir ki ne kadar ge yazarsak o kadar iyi etmi oluruz. * Ruhun kabul etmeden kap dnda brakt malmattan sanat namna bir hayr gelmez. Emniyetimizi temin iin malmatnz bir iman hline koymak lzm gelir. Bir edibin vazifesi kafasnn inand fikirleri ruhunun hisleri haline ykseltmektir. * Sanatna o kadar sadk kalmalsn ki o bahis mevzuu oldu mu: Hibir eyi ihmal etmedim! diyebilmelisin! * Hayat, tabiattan ka kere daha zengin, ne kadar daha gzeldir! Fakat, adna lyk olan bir sanat da, bize bu servetin bir parasn olsun verebilmeli, bu gzelliin bir zerresini olsun dyurabilmeli deil midir? Bunu da yapamyan sakat, yanl, kansz ve yavan sanat sanki neye yarar? * Morfine alanlar gittike daha ok morfin ararlar. Edebiyata alanlar da gittike daha su katlmam, daha koyu, daha safi, daha kuvvetli, daha ok edebiyat ararlar.

90

* Arada srada, yalnz balarna, yahut, elele vererek, edebiyata bir safsata mnasn atf ile onu gzden drmee uramak hibir sanat olmyan muharrirlerin detleridir. Halbuki bu, edebiyatn ihtiamna dokunmaz; sadece, kendilerinin hiliklerini meydana koymaa ve acizlerini gstermee yarar. * Edebiyat, daima, yar yoldan ziyade yerden uzak bir gidi, tehlikeli bir ykselitir. Sanatkr, daima, kendi tesirinin de fevkinde kalr ve kendini bir boluk iinde duyar. * Biz onlar kadar alalmyalm da, onlar bizi bulutlar iinde sansnlar, zarar yok! * Biz onlar kadar alalmyalm da, onlar hayal ettikleri bulutlarmzdan nem kapsnlar, zarar yok! * Dnyann mucizesini ve hayatn kudsiyetini her gn inkr edenler bir gn sana hcum edecekler ve sanatn tacn bandan drmek istiyerek hibir eyi ilhlatrmamak lzm geldiini syleyeceklerdir. Bunlarn duyulmyaca ve demiyecei bir makama yksel! * kmaz sokaklardan karak sonsuz ufuklar seyret; lbaliliin bozuk havasndan kurtularak, aklkta, mensup

91

olduun millete hitap et; samimiyetin mahrem birka arkadana deil, btn beeriyete alsn! * Cenaze resminde nutuk sylenmesini ihtiyaten menetmelisin. Dn ki maruz kalacan sonuncu anlamamazlklara artk hibir cevap veremiyeceksin! [ Aile der.; Sonbahar 1949 ]

92

RDE VUZUH iir tamamiyle hissedilmek sevilmek iin acaba tamamiyle anlalmaya muhta m yni iirde vuzh lzm mdr?.. Bence bu ekilde sorulan suale deildir diye cevap vermek o kadar mukadder ki onu ancak u yolda ird etmek iktiz eder: iir tamamiyle hissedilip sevilmek iin acaba biraz mphem olmal, gayri vzh aksama mlik bulunmal deil midir?.. Sanatn gavmzn hassas bir surette dnm olan muasr bir byk Fransz muharriri, Anatole France: Gzel bir msra, henkdr sbnz zerinde gezdirilen bir mzrap gibidir. air iimizde kendi fikirlerini deil bizim fikirlerimizi tegann ettirir. diyor, ite bunun iindir ki en yksek iir ifade nin Nkbil-i ifdeye vard nokta, bu ikisini birletiren bsedir. n'et point essentiel pour nous emouvoir
*

q'une poeme sait clsir." - Maurice Barres: Amori et Dolori Sacrum p.25

iir bize gy belgatin mukadder iveleriyle ocuklarn lhi mrldanmalar berber duyuluyormu gibi messir gelir. iir, bunlarn ikisi birdendir. Byle deil midir?.. airler bizim o skt iinde sustuklarn duyduumuz eylere bir lisn verirler. Bir ire lzm olan, henkleri tahlil sanatdr, veznin ve kafiyelerin msikisini ve hislerle mukrenet ve tevznlerindeki hengin esrarn bilmektir. Harfler, kelimeler, szler bir takm hzinelerdir. Hisler ve fikirler kadar kymetli, giranbah, mukaddes hazineler!.,

93

ve bunlarla gzellikler ibd etmekte irlerin rol, vazifesidir. airler, karanlk yldzlar ve herbiri mtereddit olan gecelere benzer. Karanlk semy ve sinesinde parlayan yldzlar biz bir nazarmzla kucaklar beraber grrz... iirde mn iirin ahenginden doar, yoksa mna bu iiri douramaz. irin msralarndan blbln sesindeki mnlar taar. Ve binaenaleyh hibir iirin mns tamamen vzh ve sabit olamaz. Her iirin ne kadar krii varsa hemen de o kadar mns vardr. Ahengin mukadder belgati bize lisnn en hd, en samimi ve en derin lezzetlerini sunar. Lisann kelimeleri bir gay bse iinde daha hi sylenmemi mnlarn aar ve biz bu bse ile mest olurken diyemeyiz ki bu iirler mnsz!.. iir, ak iinde duyulan szler gibi bir sz; ryya, hulyya, kana nakolan bir szdr demek yalnz cmleler; scak nazarlar; hudutsuz bseler gibi cmleler; parltlar, sular gibi seyyl ve mahrem bir ses, bir sr veren cmleler kfidir, bunlardan daha aine bir ey bulunmaz... air, bir ruhun harmine en derin srette inen ve ekseriyetin derin skutunda kalan, skt ve ibhma en yakn olan hisleri, szleri, sesleri -scak denizlerden karlan inciler gibi- avlayan sanatkrdr. Bizde medfn olan bir hakikat-i mehleyi sylyor. ir, hislerin hudud- akssndadr.

94

Bulup syledii szler bir srdr. Bizim szlerimiz st tabakalar, sath tabakalarda kalyor. Skuttan musikiye geer gibi perde perde inmeliyiz ki msikinaslarn bildii o ziy ve zulmet sesleriyle ruhlarmzn iinden bir ey syliyebilelim... Bir adamn ruhu ne derin, ne esrarl bir eydir, bilmez misiniz?.. Her gn konutuumuz di lisn ile ruhlarmzn lhi lisnn unutuyor, sonra, bir gn onu duyarsak yadrgyoruz. Lisnn kelimelerini hergn kullandmz gibi, onlara daha effaf olmalarn temin eden seyyal bir henk bahetmeden kullanlmakla gzle grlmez ve elle tutulmaz eylerin uzaklklarn ve henklerini syleyemeyiz. Mehl, perili, sihirli esrr iinde eyleri bize nakl ve isl edebilende szler, bize esrar iirende szlerdir. iirin dsturu belki budur belki de deildir. Bilmeli, itiraf edebilmeli ki iir msik gibi bir eydir. airler hissedilebilir ve edilmezse anlalmaz. air, bir fikri msiki gibi, bir henkle ifde eder; kelimelerin yan yana gelerek birbirlerine temaslarndan hsl olan bir ahenkle!.. Msikinin shnetlerini, rchanlarn medhedeceim. Anlalyor ki msiki cidden ummi olmaya msait ve namzet olan balca sanattr. Zira msikiyi - yevmi bir mn ile anlamak hi lzm deildir. Ktidir ki herkes onu hissedebilecei kadar hissetsin!.. Zten avam irleri de arklarnda ve nefeslerinde hitapettikleri halka vzh bir kelm - mantk deil, fakat

95

hissen iilir bir iksir sunmasn ne gzel belirler!.. Kitap irlerinin hitbettikleri halk belki bakadr: Sanat tirykilerine edebiyatperestlere hitabediyorlar. Lkin bunlar da ekseriyet halk gibi, aa yukariye rz olan adamlardr. Fenai kasten bertaraf ederek, her eyden ziy de kendi his ve zevklerine tabi olmay ve derni msikilerini dinlemeyi severler... Zten iir nedir?.. Ne olmas iktiz ettiini dnmek ziyde nasl olduuna bakacak olursak iir, belki, hakikati ibhniyle birlikte grp tefsir etmek bu cihetle onu dumanl, renkleri birbirine aksetmi olarak ire etmektir. Byle deil midir?.. Sizin iin iirden tereuh eden mnalara baknz. iirde hemen dim bir mantk meziyetiyle bir mantkszlk (fevklmantk?) meziyetinin ahenkli bir surette imtizc edip edemediiyle megul olduunu greceksiniz!.. irin zeksnda ezeli bir henk gya mantkl denk gelir. Esasen btn irler, evvelleri bunu bildiimiz gibi, biraz deli ve uzun sal Mecnun ile uzun sal Hamlete biraz akraba deil midirler? Fakat zek-y beerin en ok iftihar edebilecei eserlerinin birka da bunlarn vcuda getirdikleri byle birka eser-i deh ve cinnettir. Olabilir ki ir -sath ve miyne mnsiyle - vzh olmak iin lzm gelen szleri iirinde sylememi olsun. Emin olunki bunun sebebi o szlerin kendisine bilakis lzumsuz, zid gelmi olmasdr. nk bizimle ayn seviye-i mantkta deil; kendisinin en elzem szleri sylememi olduunda phesi yoktur.

96

En elzem szler bunlar lzm olan szler"; duymazlarsa bazlarna belki lzumsuz grlecekse de byleleri bir fikrin, bir hissin klar deildirler. airin bize syledii ey, biz bunu -gayr-i ur bir srette - oktan beri dnmyor ve hissetmiyorsak, bize yeni deil, nmevcd gelir; bizim mahrem hislerimizin ifdesi, bizdeki srrn ifs deilse bize yeni gelmeznk hi gelmez!.. te sanatnn mhim nktelerinden, gavmzdan biri Anatole Francen demin zikrettiim sz vehile bize yabanc bir fasl- msik tertb etmeye say deil, bizde uyuyan msikiyi uyandrmaya almaktr. ir, bir sahifesine bir musikyi hapsedemez. Yapaca ey bu musikinin kalbimizde medfn bulunduu noktay kef ile onu kalbimizden fkrtmak, kalbimiz zerinde gezdirdii mzrap ile, onu bizimle halketmektir. Bizi teganniye getiriyor. Hislerimiz zerinde gezdirdii bir mzrap olan msralaryla iimizdeki krdm zerek bizde susan msikiyi coturuyor. Hevesimiz zerine mutlu bir msiki yamuru dkerek bizi mest ediyor!.. Olabilir ki gayr-i vazh, mphem kalmak zenilecek aranlacak bir meziyet deildir. Belki vuzuha varlmad iin mphem kalnr. Demek mphem kalmak ztrrdr. Vuzh ile mant da en byk meziyetler addetmeye kalkmamaldr. ki ile iki drt eder. Fakat bu hakikatin karsnda hayran olunacak bir ey yoktur. Bir gln daha mphem bir eydir. Fakat zevkimiz iin ne kadar daha kymettr: Bizi gay eder!.( ztrr: stnlk/gayi kendinden geme, baylma)

97

Sanr msnz ki mehtb en mulak bir iirden daha vzhtr?.. Ne sylyor, gl kokan bu mehtap iinde alayan blbl?.. Lisanm vzhan anlamadan ve ne sylediini bilmeden bile, kalbimin btn kuvvetlerini c ettirdiini grmyor muyum?.. Ezeli te iin ite muhta olduum bir damla zemzem... Dikkat ettim ki kalbime blbln bir ift namesinden sonra bir ift namesi daha aksedince bu, drt olmuyor, gya birbirine akseden girift yineli baharlar ve hazanlarmn mazilerime varan bir dehlizi iinde sanki ryamdan, hlyamdan, hatramdan ve akmdan gelen binlerce sesler oluyor ki aralarnda serbest sayy ayorum... Ve artk - insaf etmek isterseniz - felsefemi bir msik gibi dinlemelisiniz... Aklszlarn balarnda yle byk bir boluk vardr ki nekadar sylesen nafiledir, bunu szlerimizle dolduramayz. Binaenaleyh biz de lzumsuz szleri deil, bize elzem gelenleri sylemeliyiz. Karilerin bzlarnn bir hesap arad yerde biz cevap olarak onlarn rhunda biz msik uyandrmaa almalyz!.. Byk bir vuzh merk - belki de en gzel iirler tamamen vzh olmad iin - ihtiml ki iirin evkine, muhlif bireydir essen gryoruz ki gayr-i vzh bulduklar iirleri sevmeyenlerin hussi bir derinlikleri yok, vuzh merk ve sathlik zevki... ite bunlarn hasletleri!.. Bu kadar vuzh ile vzhen sath kalyorlar!.. nk gzellikler stnde bir nem, bir buhar gibi, ince ve her zaman titrek hisler uuur ve onlar bunu kabul etmiyorlar. Halbuki en hassas terazileri getiriniz: Hislerimizi tartabilecekler midir?.. Kalbimizde hibir tartya gelmez

98

hislerimiz yok mu?.. iiri sevmemek kbildir. Fakat umumu zorla kendi zevkine (zevkine mi, zevksizliine mi?) rm etmek istemek dar bir akln (bir kim m, aklszln m?) kr deildir?.. Bilakis iirden anlayanlarn dedini oaltmak iin, onu di mnsiyle anlamak deil hissetmek lzm olduunu, onun hadsiz bir ey olduunu zah etmeliyiz. Bir nevi anlatmak, anlamak ve kabul etmek, ite kavranlacak nokta budur! ...birde gayr-i vzh tabakalara varlr ve mphem kalnr, nk irler iirini, limler ilimlerini dima daha ykseltmek, dima daha derinletirmek ihtiyacm hissederler. Herkesi bitiren kendi dehsdr. Sanrm ki hepimizi ldren bir kalp hastaldr. Kendi kalbimizin hastal. lk adam, Hazret-i dem bile cennette nesi eksik olduunu bilmeden evvel, bildii lezzetten daha lezz olduunu umduu bir meyveyi memn oluuna ramen tatmaktan fri olamamt. Her kalp daima daha ok bir lezzet ister; herkes dima daha ykselmek ister; btn hayat cn olan bir henkle yukarlarda - krlp, bre! havz- zamnn bur sularna dklnceye kadar - daha yksee varmak isteyen bir fevvre gibidir. Edebiytmzn byk bir pri, byk kahramn Nmk Kemal bu nkteyi bir msra iinde canl bir ku gibi avlanm ve ona lnihye bu hakikati syletiyor: Yksel ki yerin bu yer deildir!.. Pervaneler gider ve sevdikleri ziylarda yanar, her kalp dima daha tein bir ak arar. Msikiins gittike derin bir msik, ir gittike koyu bir iir ister, herkesi bitiren kendi dehsdr. nanyorum ki

99

hepimizi ldren bir kalp hastaldr: Kendi kalbimizdeki akn hastal. Mahfi bir byk msik hzinesi duyan, onu kefe koan, bir byle b- hayat rmana doru ilerlediini uman ve byk ulularmzn efkatli bir u gibi mukaddes ve synetkr glgelerinden ayrlarak daha ilerilere atlan ir grdnz zaman dur artk, yrme!., seni anlamyoruz!.. demek insaf mdr?.. Tefsir edilmemi bir nkte duyuyor, terh edilmemi bir gamse gryor, duyulmu her histen daha gay ver ses ve tatilmi her bseden daha tein o nazar kendisini biraz mukaddes, biraz mevd, dima daha ileriye eken bir dvet oluyor, ve, bir vdi-i giryn iinde ilerleyen ir bu dima daha gzel, daha mptel gzlerle cebbedilerek son trbenin sbit ve son servinin lerzn glgesini de getiini ve kendi glgesinin artk mnzevi kaldn grd esnda, lezzetten btb iken, imdi kendisini tasvip ve tevik eden sesleri bile iitmeyerek sde bir skt duymas onun iin kimbilir nasl bir melldir!.. nzivsnda ir artk kendi kalbiyle beslenecek! Belki kelm- er aznda daha hiz duyulmam bir hazla titreyecek!., h bilmez misiniz ki iir beyhde bir eydir... baknz, baknz!., seslerimizi bile ne tenkidimizi, ne tasvibimizi - duymuyor artk, fakat yolunda hl yryor; Kendini yldzlarn eriki sayan khin, byyen glgesi yldzlar arasnda sallana sallana hl gidiyor! - braknz onu yldzlarla mlakat edecek!.. [ Dergh der.; S.12,5 Terinievvel 1337 (Ekiml921) ]

100

SENNLE R nsan yalnz su ile ekmee deil, ayn zamanda ahlka ve gzellie muhta olduundandr ki iir bir elence deil, bir ihtiyatr. iirin kudsi bir nokta-i nazardan elzem olduunu hi olmasn gittike oalan bir ekalliyete [akalliyet] ne zaman zah ve iln edebileceiz? Mehtab gecelerinde iirin dni nasl tasdik olunmaz?. Ay yanarken kim penceresini kapayarak nesrin lmbasn yakmaya kail olur?.. Hesaplar artk yolunda gitmeyen bir adam.. Tabiat pek gzel ve hayat mkemmel olduu zamanlar insan ya susmal, ya iir sylemeli deil midir?.. Rakik bir skt ancak iirin dudaklarndan alaca bir bse ile almak ister. Asl iirler, asl irlerden bahsetmek iin bir devre-i skut geirmelidir. Zra hlis szlere bir imkn- ifde baheden sf bir skttur. (rakik: yufka yrekli) Kafiye bir mnszlk deildir, nasl ki szlerimizden evvel sesimiz bile milliyetimizi sylerse kelimelerin hengi de yle bir derin mn ifde eder... Asl ruhumuzun milliyetini syleyen odur. En ziyde acnacak olanlar sanatlarnn ruhnu kavrayamayan ve bu telakkilerinde hata eden ir ve sanatkrlardr. Hatipler, gazeteciler, muallimler, limler ve feylesoflar irlerin mtefekkir olmak sfatn inkra kalkrlar ve airler de bundan ekinerek fikre bir heylya verilen ehemmiyeti atf ederler. Ne yazk! Bilakis, irler

101

kendilerinin de "kelime- henk-sad ile dnen mtefekkirler olduklarn kabl ve bunu zah ve isbt etmekle mkelleftirler. Muhte bir iman telkin eden air haytn muhayyelesine dkt zehri kaleminin kan ve gznn yaiyle boar ve btn ruhuyle ancak saf bir nefes fler. En byk iyilikler bir szden doar. Bizim kadm itikdmz pek dorudur. yi eden bir nefestir!. Hlis irlerin sf iirleri; ite ruhlarmz kurtarmak iin muhta olduumuz asl nefesler!.. iir ezel, mfik, halecanl, muhabbetli, b-hred bir ses; haytn kendisinden daha messir ve mukvemet-sz gelen sesidir. iirin gzellii ahlklndan, vatanclndan domaz, air yazarken ne bir muallim, ne bir viz deil, fakat bir irdir. Ve iirin vatanperverlii de, ahlk da gzelliinin mahsulleridir. Gzel bir iirden her zaman bir felsefe duyulur. Vaktimizin bol ve rhumuzun serbest olduu zamanlar bunu daha iyi dinler, daha derin anlarz... irin vazifesi rhunda toplanan seslerden bize bir fasl, bir flhenk tertip etmektir. irlerin en dikkat edecekleri ey bala en sinekler gibi msralarna konmak isteyen o lzumsuz kelimelerin katilerini kovmaktr. irler bize kendi bilmediimizi, gya srlarmz sylerken, duyunca inandmz bu eyler nasl olur da iir olmaz, iir deil de nedir?..

102

irler bize tarz- ed, iktidr- ifde itibriyle tefevvuk ederler. Onlarn mbhem, dolgun, olgun hislerini biz de duyarz. Belki de sktumuz onlarnkinden bile daha hassas ve zengin, daha hayalperest ve msikilidir. Lkin bu hisleri biz syleyemeyiz. Hayatn iinden kalbimize akseden grlt onlarn dudaklarnda henkdr bir name olur ki ite iir odur. Biz bir nevi sarlar deil miyiz ve irler toplayamadmz hengi bize bir iksir iinde sunanlar; biz bir nevi krler deil miyiz ve onlar tabiat iinde hayl meyl setiimiz dank gzellikleri bize plak bir vcd ile temsil edenler deil midir?.. Dnynn gzelliine biz yle meftnuz ki gllerin mns olmadan biz onlar yine severiz! Bir msrn en yksek gzellii msikisidir. Lisnna iyice temellk etmek mzinin en zengin mirasna konmaktr. irler... ite lisnmzn kelimelerimizin ezel nbetileri! tabi muhfzlar ve

Bir milletin en nzik mahsulleri, lisnnn en hassas iekleri byk irlerin msralardr. Bunlara toz kondurmamak!.. Hlis bir ve, bir silh- muhafaza o ve en mukaddes bir ahlak kymetindedir. En tatl meyve bu: Hlis bir ive!..
yakc)

Gzleri karlan blbller daha muhrik (muhrik: yakan, bir sesle termi, ir, gecenin karanlnda kendine ramen - ve gle akn bile unutmu - rhun ihtiycna rm

103

olarak ten kr bir blbldr. irleri, ana lisnnn cesm ormannda ten blbller gibi dinle!.. Ana lisnnn mahrem dehs, z rhu iirde sakldr. irler tercme edilemeyen eyleri syler, hemen yalnz milletdalar ve hemen yalnz kendileri gibi ir bir rha mlik olanlarca anlalan kelimelerle syleirler... iir ihtiycn bizim kalbimizden uzaklatran ey iirin bizde - kalbimizin sarayna bir yabanc iklimden den bir esre gibi - bizim konutuumuz lisna yabanc bir lisn ve ive ile konumas olmasn... [ Yarn der.; S.2,20 Terinievvel 1337 (20 Ekim 1921)]

104

TENKDE VE TERCMEYE DAR

TENKDE DAR BALANGI Edebiyatta tenkidin lzumuna o kadar kailiz ki yokluundan bizde herkes ikayet eder. Tenkidin lzumunu isbat etmektense ehemmiyetini mbalaa etmemek tavsiyesinde bulunmalyz. Zira tenkidin hibir faydas olmadn iddia etmek ne kadar yanlsa onu bir devay kl addetmek de o kadar mbalaaldr. Bugn kendini anlatmayan yani tenkitten mahrum kalan edebiyat tasavvur edilemez. Biraz mterakki her edebiyatta tenkidin zenginlemesi nisbetinde byr. Kariler tenkit yolunda yazlar gittike daha ok okuyorlar. Baz kere bir telif eserinden ziyade ona dair yazlan bir tenkidi okuma tercih ediyoruz. Tenkit de ibda bir sanat eseridir. Edebiyatn bir ubesi olduu iin kymeti ancak mnekkidin kymetiyle llr ve muhit ve zaman ile bahsettii eserlerden daha ziyade alkas olan bu yazlar o eserlerden daha abuk solar ve geer, hayatlar kalmaz, bir vesika mahiyetine derler. Tenkit vadisindeki yazlar geen zamann, deiken zevkin, umu ruhlarn bir vesikas, bir miyar, bir aynasdr. Biz gemi devirlerde insanlar ta lme evketmi fikirleri ve imdi durmu kalpleri vaktinde yormu sevgileri anlamak iin dorudan doruya ibda olan eserlerden tevlit eyledii bu tefsirlerden istifade edebiliriz. Edebiyatta tenkit yahut edebi tenkit eserlerinin kymetleri, meziyetleri, kusurlar ve tesirleri hakknda

105

verilen bir takm hkmlerdir. Fakat bu hkmler nihayet ahsdir. Muayyen bir ban ve bir zevkin ehadetleridir. Her ey gibi bu hkmler de birer tahassstr, hususidir, bize hastr. Mutlak olan bu nisbiyeti kabul etmeliyiz. Ancak bu tahasssler ve ehadetler karilerin zevklerinin ve hkmlerinin incelmesine yarayabilir, onlarn tahassslerini tanzime faydas olur ki bunu da itiraf etmeliyiz. Hatt bizzat mellifler bile tenkitten istifade edebilirler. Zira sanatlarnn "tenkit ksmlar hakknda bir ok malmat ve melekeleri olduu halde estetik ve felsefesi hakknda bu nisbette bir fikir ve vukuflar yoktur. ok kere gklerde uan bir airin mesel bir mnakaa sebebile fikirlerini mdafaa iin nesrin toprana ayak bast m nasl yaya kaldn gryoruz. Eserleri icmal ve tahlil ve bunlarn teselslnn felsefesini tesbit etmek te mnakkitlere der. Mademki her edebi hareket daima byle bir ok sz yn arasndan douyor demek ki edebiyata dair btn bu gevezeliklere, bu tiryaki sohbetlerine ihtiya varm. te, o nisbeti ve bu ihtiyac taktir ile bilhassa mnekkitler "dogmatizme dmemelidir. Dogmatik olan her zaman bir usul, bir prensip mdafaa edecektir. Eer esasen bir dogma mdafii bir mecmua veya gazetede yazarsa karileri de muayyen bir zmre olmakla yapt makl, kendisi hakl olabilir ve byle bir mnekkidin kendi deerli ise yazlar deersiz olmaz. Fakat bizde imdi olduu gibi felsef ve tima mekteplerin teekkl ve tecesss etmemi ve kari tabakalarnn deta bir kepe ile birbirine kartrlm bulunduu bu teettt ve tebeddl zamanlarnda yevm bir gazete kadar kalabalk bir ktleye

106

hitap eden bir mnekkidin okuyucular byle hibir dstur etrafnda mttehit bulunmazlar. Bu itibarla dogmatik deil pragmatist olan bir muharrir bahsettii kitaplar, mellifler, fikirler ve ehliyetler karsnda kendini daha mstakil duyacak ve daha samimi ve tabi kalabileceklerdir sanrm. Her zaman bizi ayn fikir ve usul iin iknaa uraan muharririn talii muttasl ders veren bir hoca gibi yazmaktadr. Halbuki ilim kafamza vurulmamaldr. Sanatta muhtelif temayllerin hukukunu tasdik zevkimizden ve mefkuremizden ayrlan her dnce ile her ekli reddetmekle kabil olur. Fakat bu ksmen istihbarat kabilinden olan tenkit bile yevmi gazetelerimizde yer bulamyor. Tenkidin yokluundan ikayet ediyor, fakat bizde de yava teekkl ve teesss etmesi iin bir ey yapmyoruz. (teesss: temelleme,
yerleme)

Sinemaya ve spora birer sahife tahsis eden gazeteler edebiyat iin haftada bir veya bir ka stun tahsis ederlerse bu ok grlmemelidir ve ok grlmez kanaatindeyim. Baz gnler gazetelerin hali ve mndericat insana Trk zek, irfan ve zevki aleyhine kurulmu bir suikast karsnda olmak hissini veriyor. Vaka gazeteler halkn dilediini yazmakta mazurdurlar, zira bunlar bittabi rayi eyay satmakla megul bir takm ticarethanelerdir. Sattklar meta elbette halkn bekledii ve almak iin para verdii olacaktr. Fakat halk bu metalara altranlar biraz da kendilerindir. (mndericat: iindekiler / rayi: revata olan) Bugn bizde byk bir kitap ve okuma buhran hkm srd, pek az kitap basld ve satld

107

muhakkaktr. Trke okuyanlarn bir ksmnn -tpk edeb denilen baz mecmualar gibi- edebiyat ile artk hibir mnasebetleri kalmamtr. Trk karilerinin dier bir ksmnn da okunacak Trke kitaplarn mevcudiyetinden haberleri yoktur. Okumay seven baz genler tamamen ecnebi edebiyatna dalmlardr. Kitaplmz pek fakir olduundan ve ne tehiri ne de reklam usullerini bilmediinden bu buhran arta arta devam etmektedir. Halbuki bazan zmir, Konya gibi vilyetlerde intiar eden kitaplar var. Bunlar da duymal deil miyiz? Milletin zevkinde husule gelen temaylleri, milli edebiyat meselelerini ve hatta intiar eden kitaplar karilerine haber vermek cidd bir gazetenin vazifesi icabndan telakki edilmelidir. Niin byle bir eserin meydana kmas polisin mdahalesini mucip olmu adi bir vakadan, bir kavgadan, bir yankesicilik hdisesinden ve tesadfen hdis olmu bir kazadan daha az kayda ayan olsun ve havadis stunlarnda onlara bol bol yer veren bir gazete daha makl, daha canl, hlsa daha mhim ve cidd addedilmesi lzm gelen bu eylere niin bir yer ayramasm? Baz gzel kitaplar intiar ediyor ki deil tetkik ve tefsir yahut hikye ve icmal edilmek yle havadis kabilinden olsun tek satra bile mazhar olamyor. Bir muharririn bir ok emek ve sy mahsul olan ve pek ok zahmet ve gayretle baslan her kitap bu tam ve kati lkaydiye mstehak mdr? Zavall kitaplarmzn tiyatro piyesleri kadar da talii yoktur. Bir vodvil, bir adaptasyon, hatt srf ticar bir film bile her gazetede bir makaleye mevzuu bahsoluyor. Evet, tiyatro mnekkitleri her piyesten bahsederler. Halbuki kitap mnekkitleri daha bahtiyardr. Zira bunlarn

108

karilerine kar her kan kitaptan bahsetmeye mecburiyetleri yoktur. Onlar ancak beendiklerinden bahsetmek hakkna haizdirler. Hatt bu vazife ile mkelleftirler diyeceim geliyor. Yzde elli nisbetinde olsun beenilmeyen bir eserden yalnz bahsetmek deil, hatt onu okuyup bitirmek bile abestir. irkin bir eserin irkinliini sylemekte bir maharet yoktur. Halbuki gzel bir eserin gzelliini gstermek karilerin zevkini slaha hadim bir eydir. Asl meziyet meziyeti bulup gstermektir. Hcum ve tariz edilecek eserin de bir kymeti, muzr olsun bir tesiri, tenkide deer bir varl olmaldr. Burada, haftada bir kere, en ehemmiyetli grdm yahut tesirine en ok kapldm edebi bir mevzu hakknda bir hasbhalde bulunmak istiyorum. Gya bir dosta yazlm bir mektup tarznda bir hasbhal. Hikye ve roman, manzum ve mensur iir, tetkik ve tarih, tercme ve adaptasyon, kymetli bulduum btn eserleri mevzuu bahsetmek istiyorum. Mademki gazetedeyiz, aktualiteyi tercih etmekle beraber, yeni harflerle baslm btn kitaplardan bahsetmek hakkn da muhafaza etmeliyim. nk bunlar cidden hl yenidir. Fakat mevzuubahs edebiyat olunca aktualiteyi bir tiyatro piyesi iin olduu gibi ancak o haftaya tahsis etmemeli, her kan kitap hakknda mutlaka bir fikir beyan etmek lzm gelmedii gibi bahsedilecek kitabnda mutlaka o hafta iinde km olmasn lzm addetmelidir. Bu makalelerin mevzularn yalnz matbu kitaplarn tekil etmesi de art deildir. Edebiyatmzla candan alkadar olanlarn her hafta aktel ve canl bir mevzu bulacaklarndan eminim. Kitaplarn bulunmad haftalarda

109

yeni cereyanlar takip ve tefsir gibi sair aktualite mevzularn tercih edeceim. Fakat eer yeniler bizi igal edecek bir meziyet ve kymet gsteremezlerse eskileri hatrlamak, nazarlarmz onlara tevcih ile szlerimizi onlara tahsis etmek hakkmzdr. Bylece mesel senei devriyeler vesilesile yadedilen muharrirler yeni nesillere biraz olsun tantlm ve bir ok eski eserlerde hatrlatlm olur. Eski harflerle imdi unutulmaya ve metruk kalmaya balayan kitaplardan hafzamzda kalan zpdeyi ve ruhu olsun ayn karilere isl etmek bizim iin bir kran ve vicdan borcudur. Bunlardan baka edebiyatmzn bir ok canl veya can ekien meseleleri vardr: Mesel lisan meselesi ki dorudan doruya edebiyat meselesidir, edebiyatmzn tedrisi, eski kitaplar iinde hangilerinin yeni harflerle tabn bir an evvel temin etmek lzm geldiini tayin, umum olarak tercme, birde klsiklerin tercme ve tab meseleleri gibi. Fakat bunlar da olmasa ezel sanat ve edebiyat meseleleri vardr ki nesillerden nesillere miras kalr ve bir trl halledilip bitmez. Bunlarn tad zaten her zaman bu tazeliklerini temin eden cereyanlarndadr, edebi roman, iir, sanat nazariyeleri vardr. Karilere onlarn bu gnk bu mtebeddil ve mtehavvil vaziyetlerinden bahsetmek faydal olabilir. Ve btn bu meseleleri daha kalabalk bir ktle, hitabeden yevm bir gazete bir mecmuadan daha muvaffakiyetle mevzuu bahs edilebilir. Haftann muayyen bir gnnde ve gazetenin muayyen bir kesinde srasna gre bu mevzulardan birine dair bu yazlarla maksadmz karilerde edebiyat ile murabta ve istisnas vesilesi bulmaya

110

almaktr. Bu makaleler bu vadide bir alka gsterebilenleri toplyarak detlerinin oalmasna yardm edebilir. Maksadmz okumak kadar okutmaya saik olmaktr. Btn bu yazlarda rehberimiz samimiyetten ibaret olacaktr. Herkes ancak samimi olmakla, iktidar veya aczi nisbetinde, fikrinin ve kalbinin bir mahsuln vererek faydal olabilir ve her netice ancak itinal bir samimiyetle yahut buna muadil bir gayretle elde edilebilir. te hrriyetin byk bir faydas da insan bu samimiyete altrabilmesidir. Zira vehleten samimi olabilmek kolay bir ey deildir. Bu, byk bir istisnas ve meleke ister. Muhitin tesirinden mmkn mertebe kurtulan bir skun ister, bu skun iinde insan muhiti kadar kendini de dinleyebilmeli ve syleyebilmeli. itiraf edelim ki maziden bu yoldaki admlarmz sendelemekten vikaye edecek byk hazrlklara konmuyoruz. Cidd bir tevazu ile diyorum ki eer bu hassas mevzulardan malmatfurulua ve partizanla dmeden, safsatasz ve patrtsz bahsedebilmek alkanlna doru bir hatve temin edebilirsek bu kadarn bir nimet sayacak ve, dedikleri gibi, kendimizi bahtiyar addedeceiz!

[ Milliyet gaz.; 9 Kanunuevvel (Aralk) 1930 ]

111

BZDE TENKT [ Tanzimat Oevri-Edebiyat Cedide-Fecri Ati yani Merutiyet nesli- Yeni lisan ve hece vezni nesli-Bugnk edebiyat ] Bizde mns iyice anlalmam kelimelerden biri de tenkittir. Bittabi kudemada yeni mnsile tenkit aranlamaz. Bizde ilk yazlm tenkitler lisana ve kavaide ait kalmtr. Yani edebiyat noktai nazarndan lisana verilmesi lzm gelen ehemmiyet verilmi fakat bundan tesine geilememitir. Eski yevm Tercman Hakikat gazetesinin edebiyat stunlar vard. Buraya dercedilen gazeller ve nazirelerin altlarna "Ahlar ekilmiyor! Tarznda birtakm mtalealar ilave olunurdu. te bu tarz tenkit bilahare her edebi mecmuada reva bulan bir nmune olmutur. Eski edebiyatmzn hicviye denilen bir ayb vard. ftira, isnat, yalan, kfr ve glzetle dolu bu manzumeler o edebi neve mensup telakki edilirdi. Bu hcum tarz nazmdan nesre geerek Panfle denilecek bir takm eserlerin meydana gelmesine sebebiyet verdi. te bizde tenkit hicviyenin ve Panflenin bir varisi ve bir errlhalefi oldu ve bundan dolaydr ki ksmen mnakaa, mdafaa ve cevap mahiyetinde kald ve yine bundan dolaydr ki bu mnazaalarn bazan mateme ve mudarabeye bile dkld grld. Kalemle balayan mehur bir ka mnakaa emsiye, baston ve yumruk darbesile hitame erdirdi. Kudema ile teceddt taraftarlarnn kavgalar tanzimat devrinde balar fakat bu devrin belli bal bir edebiyat

112

mnekkidi yoktur. Vaka Namk Kemalin edeb mtealalar ihtiva eden makaleleri ve Mukaddemi Cell, irfan Paaya Mektup ile Takip ve Tahribi Harabatnda tenkit paralan vardr. Fakat bu eserler ksmen siyas ve itimai bir teceddt hamlesi mahiyetindedir, ksmen de Namk Kemalin irfan ve Ziya Paalara fkesinin mahsul olan edebi birer hicviyedir. Recaizde Ekreme stat Ekrem denilmesi Takdiri Elhan da ve Zemzemelerin nc cildinin mukaddimesinde tenkidin ilk iptidai ve henz talimi nmunelerini vermee balad iindir. Fakat onun da asl Muallim Naci ile kavgalar mehurdur. Muallim Nacinin o ad Demdemeleri tenkidin baya ekillerinden bir nmunedir. Abdlhak Hamidin o kadar gzel eserlerine kar da byle bir hcum, gayz ve iftira ile mteharrik bir teebbs, jurnalcilik ve saire vakalar olmu, yksek ir bunlara baz gzel manzumeler ve baz husus mektuplarla cevap vermiti. Klsikler mnasebetile Ahmet Mithat Efendi ile Sait Beyin kavgalar mehurdur. Yine Ahmet Mithat Efendinin Dekadanlar nvanl bir makalesi zerine Edebiyat Cedidiye, Servet-i Fnn muharrirlerine, ve o zaman Garplk ve teceddt cereyan banda bulunanlara kar balyan ve senelerce devam eden tehziller, tarizler, hatt Tevfik Fikretin lmn temenniye kadar giden hcumlar da malmdur. Edebiyat ve matbuatta byle bir mevzu etrafnda mnakaa modas hzn hibir zaman kaybetmemitir. Edebiyatmzn sarahaten Garpe tevecch ettii o

113

zamanlardan bugne kadar bizde ir, hikyeci, romanc, gazeteci olarak tannm btn edipler iinde bye arada srada tenkit makalesi yazmamtr. Fakat gariptir ki bunlar arasnda mnekkid sfatm bihakkn verebileceimiz hibir byk muharrir yetimemitir. Merutiyetten evvel Tevfik Fikret bir mddet Tarik gazetesinde Haftai Edeb ve Hseyin Cahit Bey de Sabah gazetesinde Hayat Matbuat nvanlar altnda haftalk tenkit makaleleri neretmilerdi. Biare Edebiyat Cedide mtemadiyen kendini izah ve mdfaa vaziyetinde idi. Btn Servet-i Fnn muharrirleri mecmu alanlarnda mnavebe ile Musahabei Edebiyeler nerederlerdi. Edebiyat Cedide hemen mterek bir cephe karsnda olduundan mdafaalar bazan fazla basit, biribirleri haklarndaki methiyeleri de fazla mbalaal oluyordu. Tevfik Fikret, Halit Ziya, Cenap ahabettin, Ahmet Hikmet, Hseyin Cahit, Mehmet Rauf, H. Nazm yani Reit Bey, A. Nadir yani Ali Ekrem Bey, Sleyman Nesip yani Sami Bey, brahim Cehdi yani Sleyman Nazif ve sair btn Servet-i Fnn muharrirleri tenkitle megul oldular. Fakat phesiz mesel Tevfik Fikret iirleri, Halit Ziya Bey hikyeleri, Hseyin Cahit Bey de siyas makaleleri ile tanlmlardr. Esasen Hseyin Cahit Bey de bu edeb tenkitlerinin daha ziyade baz fikirler mnasebetile birer kavga olduunu tasdik ile makalelerinden mteekil kitabna Kavgalarm nvann vermitir. Ahmet uayp Beyin bilhassa Fransz edebiyatna dair makaleleri ksmen tercme ve icmalden ibarettir. Trk edebiyatna dair yazs yok gibidir. Hayat ve Kitaplar

114

Garpl bir ka mellife ait yar tercme birtakm yazlardr. Sleyman Nazif, Fuzul ve Mehmet Akif Bey iin birer tetkik, Namk Kemal iin bir konferans ve Abdlhak Hamit iin maatteessf perakende birtakm makaleler neretti. Fakat Edebiyat Cedide statlar iinde tenkit yolunda en deerli ve en gzel yazlar neretmi olan Cenap ahabettin Bey bu edeb musahabelerini toplam ne de Abdlhak Hmid'e dair yazmaa balayp bir ksmn Tasviri Efkr gazetesinde neretmi olduu ve ancak kendi neslinden olan bir muharririn tam ve doru yazabilecei eserini maatteessf bitirmemitir. Hlsa Edebiyat Cedidenin Halit Ziya Beyin hikyeci Tevfik Fikret'in air olduklar kadar bir mnekkidi yetimemitir. Eer yetimi olsa onun da edebiyata bu sanatkrlarnki bbnda bir hizmeti dokunmu olurdu. Rza Tevfik: Hmit Nme Abdlhak Hmidin Baz Mlhazat Felsefiyesi isimli kayda ayan byk bir kitap neretti. Her neslin haricinde kalan Cell Nuri Bey beendii Abdlhak Hmid'e ve beenmedii eski ve yeni edebiyata dair husus fikirlerini ihtiva eden baz tenkitler ve lisana dair baz kitaplar yazd. Edebiyat Cedidenin byk bir mnekkidi yetimemi olduu gibi "Fecri Ati mektebinin demiyorum, nk byle bir mektep yoktur, fakat neslinin de -bu zmrenin teekklnde burada bulunmam ve ona iltihak etmemi olan Yahya Kemal istisna edilirsene Yakup Kadri gibi hikyecileri ne Ahmet Haim gibi airleri ne Hamdullah Suphi gibi hatipleri ne Refik Halit gibi mizah muharrirleri

115

ayarnda dorudan doruya tenkitle uraan hibir muharriri yetimemitir. Halbuki bunlar arasnda da ara sra tenkit makalesi yazmam olan yoktur ve isimlerini saym olduklarm ise pek kymetli baz tenkit paralar neretmilerdir. Fecri Ati neslinin en dsturi olan muharriri Kprl Zade . Mehmet Fuat Beydir. Fakat ilk kitab, ocukluk eseri, Hayat ve Kitaplar tanzir eden yars Garp edebiyat ve Fransz muharrirlerine ait, ismini bile Hayat Fikriye diye hatrlarken bundan emin olamadmz kymetsiz bir eserdir. Halihazr hakkndaki baz makalelerin mecmuas olan Bugnk Edebiyatta kymetli olmakla beraberince teferruata girimeyen mtevazi bir eserdir ve o imdi artk bugnk edebiyatla megul olmuyor gibidir. Asl byk eserleri ve "Trk Edebiyat Tarihi gibi maziye ait kalyor. O ilim ve tefekkrn bilhassa maziyi tefsir ve tesbit iin kullanm muhterem bir edebiyat muharriridir. Yine bu nesile mensup olanlar iinde zzet Melih Paann* nerettii hikye ve romanlar ile tanlmtr. Fakat tenkide dair yazlar belki bunlardan daha kymetlidir. Zira onun sanatnda Lirizmden fazla tahlil ve muhakeme kuvveti vardr. Ancak o da bu makalelerini kitap halinde toplamamtr. (* Abdlhak inasi Hisar'n burada yanl hatrlamas vardr.
zzet Melih Devrim mr boyunca sivil brokraside almtr. Paalk nvan sanyorum yanl bir hatrlamadr. T.YIdrm)

Raif Necdet Beyin Resimli Kitap mecmuasnda ilk merutiyet senesi intiara balyan makaleleri de bir hayli mddet devam etmiti. O bunlar baz ilaveler ile birlikte, Hayat Edebiye nvanl bir ciltte toplad. Fakat bu muharrirler de vakitlerinden evvel susmulardr.

116

Hlsa bu yazlarn ekserisi daha cilt haline ifra olunmam, teselsl ve teekkl meziyetleri gstermeyen, ve bir zaman, bir mevzu, bir muharrir hakknda umumi ve amil bir fikir veremiyen mteferrik paralardan ibarettir. Belki en iyi mnekkidimiz, en ayan dikkat olan, aldansa bile kymetli fikirler ve nokta-i nazarlarla tenkidin tadn bizim de dimamza vermi olan mnekkid Yahya Kemaldi. Onun ifahi tenkitleri Franszlarn Fyton Parle dedikleri vadiyi bizde ihya ediyordu. Yahya Kemal byle bir ok musahabeler ve bir ka konferans verdi. Fakat diplomat meziyetlerine bilahare muttali olduumuz dostumuz ya tenkitlerini de msralar gibi hep tdil ve slah ile uraarak bunlara sonuncu noktay daha koyamam olduunu dnm yahut kendisinden maada btn nazm ve nairlerin aleyhinde gelecek bu hkmlerin tahriren meydana kmasn istememi ve tenkitlerinin ifahi kalmasn tercih etmiti. Fecri Atiden sonra gelen eser ve sanatkar itibarile daha fikir ve lisanda sadelie doru istikamet ve nazmda hece vezninin galebesi itibarile mhim olan neslin iinde de tannm btn muharrirler tenkide dair paralar neretmilerdir. ite yana ramen temsil ettii fikir itibarile bu nesil iinde saylmas lazm gelen Ziya Gk Alp muharrirlerimiz arasnda en entellektel ahsiyetti. Son zamanlarn gerek mazi gerek halihazr hakknda en kuvvetli nazariyecisi oldu. Fakat o da sanattan ziyade itimaiyet ile uram ve irleri de iirlerinden ziyade milli ve itimai tesirlerile telakki etmitir. Dorudan doruya eserlerin tenkidile uramam ve bir edebiyat mnekkidi hatras brakmamtr.

117

Ruen Eref Bey Diyorlar ki isimli, ahsi mtalealarndan deil, dinledii muhtelif muharrirlerin sylediklerinden teekkl eden ve pek kymetli bir vesika olan bir eser ile Tevfik Fikrete dair kk bir kitap neretti. smail Habib Bey Trk Teceddt Edebiyat Tarihi" isimli dikkate ayan, bir hayli hata ve sevapl ve ok mracaat olunacak bir kitap neretti. O biraz lubali sluplu bir hocadr. Fakat ihtimal ki yedi yz sahifelik bir kitap iin bu sohbat lisani zaruri, yahut faydaldr. smail Hikmet Beyin Bakde 1925 ve 1926 senelerinde Trk Edebiyat Tarihi Osmanl Ksm serlevhs altnda On dokuzuncu Asr: 1. Balang - 2. Ortalar - 3. Sonlar ve Yirminci Asr unvanlarile nerettii drt byk ciltte muharrirlerimizin hayat ve eserleri hakknda bir ok malmat ihtiva eden tetkiklerdir. Ali Canip Bey bilhassa eski edebiyat ile kendi nesli yani Fecri Atiden sonraki o eser itibarile bodur fakat tesir itibarile mhim olan neslin mfessir ve nazariyecisi olmutur. brahim Necmi ve Refik Ahmet Beyler de edebiyat hakknda ve tenkit yolunda kymetli makaleler nerediyorlar. Fakat hem tiyatro tenkitlerine hem de yevmi gazetelerin dar stunlarna gre yazmaa altklar iin ok kere enformasyondan teye gemek istemiyorlar. Nihayet daha yeni neslin nazariyecileri de eskiler kadar sath kalmak ananesine devam etmilerdir, ve mesel Yedi Me'ale airlerinin tenkit hcreleri hemen tamamen bo braklmtr. Bu nesilde de, evvelkiler de olduu gibi, mesel Necip Fazln yahut Cevdet Kudretin iirde

118

gsterdikleri muvaffakiyete muadil bir nazariyeci ve bir mnekkid yetimemitir. Hlsa ne Tanzimat Devri Edebiyat, ne Edebiyat Cedide, ne Fecri Ati yani Merutiyet nesli, ne sonraki sade lisan ve hece veznini kazandran nesil, ne de bugnk edebiyat bize bir mnakkid yetitirmedi. Ortada bazan mnekkid olmayan hibir muharrir yok amma messes bir tenkitte yok yine en iyi mnakkitlerin baz yazlarnda sanatkrlarn kendileri yahut srf edeb tenkit ile mtehassis olmayan hocalar ve mverrihler olduklarn gryoruz. Dier taraftan tenkidin hicviye ekline dmesi itiyad geeli daha ok zaman olmamtr. Tenkidin mnakaa, mnakaalarn mudarebe ekillerine dmesi ananeleri bile arasra devam ediyor. Zira bir edebiyatta reva bulan mektepler ve usuller kolay kolay gemez. Acaba niin byle oluyor da bizde her nesilde kendini tenkide veren ve mazi ve hali hazr hakknda mselsel fikir ve hislerini bir zaman temadisi iinde syleyen ve bize bir devir, bir nesil, bir muharrir hakknda amil bir fikir verecek mnekkid bir muharririmiz yetimiyor? Nasl m oluyor? Fakat bunun esbab mucibesi o kadar ok ve girift ve o kadar kuvvetlidir ki sizin belki soracanz bu sual beni hi artmyor. Bunu gayet tabi buluyorum. Asl alacak ey arasra olsa bile birok muharrirlerin tenkit ile uramas olmaldr! Fakat makalemin hatra getirdii bu suale cevap vermeye kalkacak olsam gryorum ki bu icmal kadar daha yaz yazmak lzm gelecektir. Siz ise, ihtimal ki det olduu gibi, suali sorar fakat cevab dinlememeyi tercih edersiniz.

119

[ Milliyet gaz.; 26 Kanunuevvel (Aralk) 1930 ]

120

MNEKKD LZUMU Mnekkidsiz ve tenkidsiz bir edebiyat tasavvur edilemez. Bir milletin edebiyat yalnz iir, tiyatro, hikye, roman, htra ve tarih eserleriyle iktifa edemez. Bunlar arasnda edeb tenkid de bulunmaldr. Bizim edebiyatmzn oktandr duyulan bir noksan imdi de, byk bir mnekkidimizin mevcud olmamasdr. airler ne kadar gen olsalar, iirleri iin, bu bir kusur olmaz. iirleri ne kadar gen olsa, o kadar gzel olabilir. Fakat bir mnekkid olabilmek iin okumu, bilmi, dnm, duymu olmak ve imdi de btn bu eyleri hatrlamak lzm gelir. Onun yalnz ilim deil, ayn zamanda bir zevk sahibi olmas da lzm gelir. Yazlarnda beklediimiz yalnz cesaret deil, ayn zamanda bir olgunluk, bir tecrbeliliktir. Gemi zamanlarn, deimi nesillerin, kalm eserlerin varlklarn bilerek bir nevi edebiyat muhafz olmas lzm gelir. airler, iirlerini yazmay elbette bir mnekkidden daha iyi bilirler. Romanclar da hikyelerini nasl duyuracaklarn elbette ondan daha iyi anlarlar. Bazan en derin ve gzel tenkidleri de bu airler, ve bu romanclar yazm olurlar. Fakat, iir yazmyor, yazd roman olmuyor diye halis bir mnekkidin yazsn, edebiyatla ls olmamak yle dursun, bu yazdklar kymetli olunca, ince bir edebiyat neticesi saylmaldr. Sylediklerini birtakm muahezelerle deil, birtakm mlhazalarla duyurmu, karilerini anlay ve zevk seviyelerini ykseltmeye yardm etmi olur. Bizden evvelki nesillerin mnekkidleri, denilebilir ki, bir hayli miyop gibiydiler. Teferrat zerinde birok eyler

121

bilir ve sylerde, bir eserde, umumiyetli itibarile, yeni ve payidar olan taraflarn pek belli etmezlerdi. Sonra, dostluk, mecmua arkadal ve saire gibi sebeplerle, ettikleri medhiyelerde mbalaalara derek yazdklarnn tadn bozmu olurlard. Bir edebiyat muharririnin, yalnz yaanan gnleri deil, hayli gemi zamanlar da duymu olmas lzm geliyor. Bazlar bu noksan yznden, mesel bir Ahmet Midhat, bir Recaizde Ekrem, ve bir Sleyman Nazif hakknda yazdklar belki onlarn yazl eserlerine uysa da edebiyat zamanlarnn bir Ahmet Mithat, bir Recaizde Ekrem ve bir Sleyman Nazife ait hatralarna benzemiyor. Bazan, bir edebiyat dedikodusu, ayrca tatl bir mevzu saylabilir. Lkin btn bunlar bir tenkid saylamaz. Bir muharrir, bir tenkid yazmak isterken, medhettii bir mellif iin: Onu, bir kahvehanede konuur gibi yazd iin beeniyorum diyordu. te byle yazlan tenkid de yalnz bir kahvehane dedikodusundan ibaret kalr. Yoksa, bir sanat yazs saylamaz. Hakiki ve samimi bir mnekkid, yazanlar arasnda, en iptida olanlarn deil, en sanatkr olanlarn itibar ve tasvibini kazanmaya alarak okuyan karilerini daha ince bir gzle grmeye, daha iyi bir zevkle dnmeye davet eder. Bir sanatkarn da, eserine yaplan bir medhiye ile memnun olmas tabi olur. Edeb tenkid kitaplar her tarafta, seneden seneye daha ok okunuyor. imdiki zamanlar, daha ziyade, fikir, buhran ve tenkid yazlardr. Buna ramen, bizde, gazete ve mecmualar edebiyata dair bir anket atklar zaman, suallerine cevap verenlerin okluu yalnz hikye, roman ve

122

iir yazanlarn isimlerinden bahsetmekle iktifa ediyorlar ve bir edebiyat mnekkidi ihtiyacndan bahsetmiyorlar. Byk bir dil buhranmz var. Ekseriyetimiz mmkn mertebe sade bir dile taraftardr, yani milli bir dille konuur, okur ve yazar. Fakat bir yandan, kendi hududlarna girsin diye, uydurulmak istenilen bir dil taraftarl, dier yandan da, Avrupa dillerinden alnma birok kelimeler kullanmak taraftarl var. Yeni bir neslin bu ecnebi kelimelerin dilimizden kovulmasn istemesi mukadderdir. imdi isterdik ki, bir edebiyat mnekkidimiz milli dilimizle candan alkadar olsun; kymetli muharrirlerimizle, yalnz eserleriyle deil, kendileriyle de tanm olsun; beendii sanat eseri olan romanlar, hikyeleri, iirleri ve tiyatro piyeslerini bize haber versin; btn edebiyatmzn canl eserlerinden bahsetsin, hlsa, kendisini sevdiimiz edebiyatn bir mmessili olarak duyalm. Yazktr ki, baz tenkid yazlarn o kadar beenmi olduumuz baz muharrirlerimizin hibiri bu merakla tamamiyle uramamtr. Anlalyor ki, edebiyat mnekkidlii yazlarna kfi derecede rabet edilemiyor ve bu da bir noksanmz kalyor. [ Trk Yurdu der.; S.251, Aralk 1955 ]

123

KLASKLERN TERCME VE TAB I Evvela nazar- dikkate alnmaldr ki klasiklerden bir ounun yalnz tercmelerinde deil metinlerinde bile az ok farklar vardr. Bu eski metinler muhtelif tablardan, yanllardan ve tashihlerden, kl krka yararcasna itinalardan sonra bugne gre makbul bir ekil almlardr. Franszca yeni bir ok tablarnda filancann tasnif ve tevsik ettii metin doruluuna itimadmz ancak mtercim ve tabiin, hlasa kitabn matbuat lemindeki mevkiine, ehemmiyet ve ciddiyetine vukufumuzla hasl olacaktr. tibardan dm bir metnin ekline rabet etmek hatasnda bulunmaktan ekinmeliyiz. Saniyen, madem ki biz bu eserleri dorudan doruya z lisanlarndan tercme edemeyoruz, ortaya mhim bir mesele, tercme edilecek metnin intihab meselesi kyor. Bilavasta deil, bilvasta, yni ikinci bir dilin ianesiyle yaplan bu gibi tercmelerin en mhim gl budur. Biz bunlar bildiimiz lisana gre, kimimiz Franszca, kimimiz Almancadan tercme edeceiz Mevcut muhtelif ve hepsi muteber tab ve tercmeler iinden birini intihab edeceiz. Hangi birini ve nasl intihab edelim? phe yok ki en basiti bir tek metni ele almaktr. En sonuncusu mutlaka en iyisidir, diye sonuncu tercmeye ittiba edip geelim mi? Bu taktirde insan vaka doru yni elindeki metne muvafk bir tercme yaptna emin olabilir. Halbuki asl metne yaklamak emeliyle onun ka tane tercmesini karlatrm olursa ortaya o kadar tereddt ve emniyetsizlik vesilesi km ve endiesi de zahmeti nispetinde artm olacaktr. Eer ecdadmz ilk Franszca

124

tercme metinleri zerinden tercmeler yapmaa koyulsalard o gn ortada bir tek metni bulmakla byk bir shlet temin etmi olacaklard. Halbuki mesel Franszlar bu tercmelere asrlardan beri devam etmilerdir. Bugn asln okuyamadmz bir metne mukabil karmza bir kitap deil bir ktphane kyor. Mesel imdi tercme edilmekte olduunu duyduumuz Ziyafet bizde evvelce aziye Berin Hanm tarafndan klsik bir gaye ile deil srf edeb bir zevkle tercme edilmiti. Hangi metin zerinden? Bunu kitabna kayd etmemi olduu iin bilmeyoruz. Fakat bu mtercimlerin ikisi de ayn metin tercmesinden istifade etmi olsalar bile bu tercmeleri beyninde yine kendi mtefekkirelerinden, zevklerinden ve sluplarndan doma mhim farklar bulunaca phesizdir. Halbuki mracaat etmi olduklar metinlerin tesiri altnda kalm olacaklar da muhakkaktr. Ve bundan dolay bu tercmelerin aralarnda hayli farklar olacaktr. Bunu tabi grmee almal, ve bu zaruri farklardan dolay da her mtercimi muaheze etmemeliyiz. Bu eserin son Franszca tercmeleri iinden iki tanesi, mesel Msy E. Chambrynin 1919da Msy Mario Meunier 1923 ve Msy Lon Robinin 1929da mnteir tercmeleri karlatrlrsa ayn eserin renkte slupta ve fikirde, hlasa btn mahiyetinde ne byk tahavvllere maruz kalm olduu grlr. Ekseriyet itibariyle eski tercmelerde mtercim, maruf bir edip olsa bile, bir nevi rkeklik, ekingenlik ve fazla hesabilik nazar dikkate arpar. Sonuncularda yeni edeb zevklerin tesiri grlr. Mesel Msy Lon Robinin -zaten aada izah edeceimiz gibi bu klsik tercmeler iin metinleri ok muteber addedilen ve tavsiyeye layk bir kolleksiyonda mnteir olan- tercmesi bize hem teferruata daha ziyade

125

amil bir incelik, hem de daha samimi ve seri bir seyr ile daha canl ve tekilerine fak grnyor., Esasen muhtelif tercmelerin mukayesesinden istifade etmekle beraber byle bir mtercimin metnini ele alp onu tercme ettiimizi itiraf etmek zarureti de vardr. Zira mnsna nufuz edemediimiz bir asln yerine ikame edeceimiz metni btn mevcut tercmelerin mukayesesinden intihap ile vucuda getirsek bile nihayet kendi zevkimizi daha ziyade okayan bir metni meydana getirmi oluruz. Fakat bununla aslna daha mutabk, daha doru bir tercme yapm olduumuzu iddia edemeyiz. Bu erait dahilinde aslna sadk kalan canl bir tercme vucuda getirebilmenin gl kolayca anlalmaldr.(erait: artlar) Fakat bir acaba tercme deyiverdiimiz zaman bu kelimenin ihtiva ettii btn mklt nazar- itibara alyor muyuz? Bir lisandaki kelimeleri anladktan sonra onlar kendi lisanmzdaki muadil kelimelerle eda etmek bize daha kolay bir ey gibi geliyor. Halbuki dnelim: Byle tercme edilmek istenilen kim bilir ka asr evvel yazlm bir kitap, bir trajedi, bazan hatt nesir deil de msralardr. Muharrir veya nazmlariyle onlarn kltrn tekil eden mythologie'leri ve ananeleri itibariyle de aramzda bir mnasebet yoktur. Mevzuu bahs olan eyse edebiyattr; yani sade bir mantk oyunu deil demek isteyorum. Halbuki tasavvuf gibi felsefeler mantknda hususi; nisbi, izafi ve seyyal bir ey, mcerret ve kati deil, bir muhit ve zaman mahsulnden ibaret mtehavvil bir ey

126

olduunu gsteriyor. Nispeten yine en kolay ve mtevaz tercmeler bir sanat gayesiyle yazlmam bulunan, birer sanatkr olmayan mtefekkirlerin kitaplardr. Fakat bunun tesi denilebilir ki bir nevi his ve sihir meselesidir. Bir lisann muayyen kelimeleriyle husule gelen harikulade bir talkat, hulsa bir mucize dier bir lisann kelimeleriyle kolay kolay eda ve ifade ve hatt hlsa olunabilir mi? ite bunun iindir ki dnyada ilelebet milli kalacak, asllarndaki bekareti baka bir lisana vermeyecek ve tam tercmesi katiyen mmkn olmayacak bir ey varsa o da halis, safi iirlerdir. Eer tercme kolay bir ey olsayd ayn kelimlerle yaplm llettayin bir mensur tercme bize o byk airlerin iirleri veya trajedileri gibi ve onlar kadar tesir ederdi. Fakat anlattmz mklattan ve hatt denilebilir ki imknszlktan dolay byle olmayor. Eski Yunanca ve Latince iirleri Trkeden neren ayn zevk ile dinletmek tercme deil, mucize kabilinden bir ey olur. Lkin, byledir deye tercmeyi imknsz bir ey addedip bundan vazgeirtmek neticesine vasl olmamalyz. Bu tercmelerin luzumunu o kadar heyecanla izah etmi olan Yakup Kadri Bey de edeb bir tercmenin ve bilhassa bir iir tercmesinin bu mkltn tamamen muteriftir. Tercmeleri btn o kitaplar, o trajediler, o iirler hakknda bizi tenvir ediyor, bize bir fikir vermee yaryor ki bu kadar kazan da kfi derecede bir nimet saylmaldr.( mu'terif: itiraf eden) Tercme bahsi klsiklere intikal edince i byle deiir. Bu iirlerle hissen mahzuz ve mest olmak baka, onlarn kymetini fikren takdir etmek de yine bakadr. Denilebilir ki bu tercmelerden maksat mutlaka metnin verdii zevki

127

aynen temin etmek deildir. Maksat bilhassa mmkn olduu kadar doru, canl, ve edebi bir tercme ile karilere metni tantma, onun ihtiva ettii fikir ve zevki tebarz ettirmek, iinde yzdkleri iklimi duyurmak, karileri bu gibi eserleri anlamaa hazrlamak ve hlasa klsizm dersleri vermektir. Esasen mtercimler kendilerinin ne kadar ebediyet iin altklar kanaatinde olurlarsa olsunlar nesiller ve lisan deitike tercmeleri de mutlaka eskiyecek, sluplar geecek ve ayn eserlerin yeni tercmelerini yapmak zarureti de tabiatiyle hasl olacaktr. Franszlar bu tercmelere asrlardan beri devam ediyorlar ve denilebilir ki hemen hibir nesil bunlara devamdan mstani kalamayor. Bilakis hepsi de gya buna yeni balanm gibi bir hzla ve gya yeni bir keif onlar ilk defa olmak zere asllara kavuturmu gibi yeni bir zevk ve itina ile devam ve tercmelerini teksir ediyorlar. Yine bu klsiklerin tercmeleri, hususiyetlerine binaen, birer klsik taba da lzum gsterir. Garpllarn bu tercmeleri pek oktan beri taba balam olduklar cihetle bu tab usulnn de yava yava yolunu bulmu ve tekml etmi olan muhtelif evsaf vardr. Bugn artk hibir mtercimin eski ve metrk bir tercme metninden nakl etmee hakk olmad gibi tercmesini de bu son tab usullerinden tegafl ve istina ederek tab ettirmee hakk kalmamtr. Bu eserlerin yalnz tercmelerinin deil asllarnn bile bugn bir ok not ve haiyelerle basld malmdur. O lemi bize mmkn mertebe amak iin bunlar cidden lazm olan bir takm anahtarlardr, lk nce mellifin yaad zaman ve muhit ve grd ve icra etmi

128

olduu tesirler hakknda bize malmat verilmelidir. Saniyen eserde geen ve bize yabanc gelebilecek isimler, kelimeler ve telmihler iin iktiza eden notlarn, erhin, tefsirin ve haiyelerin, hlsa lazm gelen btn izahatn burada byk bir rol ve mevkii vardr. Bu eserlerin ehemmiyeti de bu malmat ile daha iyi anlalm olur. Mesel mezkr Odysse tercmesinin mtemmimi olarak msy Victor Brardin ner ettii tetkiki eserin yars kadardr, cilt tutuyor ve mezkr Banquet tercmesine Msy Lon Robinin ilave ettii uzun tetkik de bal bana bir eser kymetindedir. *( Platon: Le Banquet, texte tabli et traduit par Lon Robin, 1. Cilt, Socit d'ditions 'Les Belles Lettres'.) Hlsa mtercimler eserin doru bir tercmesine gsterecekleri himmet kadar bunlarn eskilerine phesiz fak olan en son ve mtekmil tablarn takip ve tetkik ile tercmelerini de bu usullerle bastrmaa say etmelidirler. Mesel Association Guillaume Budnin himayesi altnda baslan Collections des Universits de France yahut buna muadil dier bir klsik kolleksiyon bir numune ittihaz edilirse Franszca metnin zerinden tercme edilirken metinle birlikte o tablardaki mukaddime, haiye ve sairenin de tercmesi ihmal edilmeyerek bunlardan istifade edilebilir. Nasl ki Ruen Eref Bey de Virjilsn Bukolikleri tercmesini bu gibi malmat ile tavzih etmi ve zenginletirmitir. [ Muhit der.; S.33, Temmuz 1931 ]

129

KLASKLERN TERCME VE TAB I -IIDiyebiliriz ki eski Yunan ve Latin klasiklerini tercme etmenin pek parlak bir frsatn karm olan bir millet varsa o da biziz. nk bizim stanbulu fethimizde buradan kartm olduumuz mtercim ve arihlerin birlikte gtrdkleri Yunan eserleri zerinden Romada yaptklar bu tercme ve tefsirlerle azim bir tarih devrinin, Renaissancen balamasna amil olmu olduklar tarih bir mtearifedir. Fakat tarihle oynamak ister gibi byle muhakemelere kalkmak abestir. Bu da ispat eder ki bir lisandan dier birine yaplan tercme haddizatnda pek mhim ve mcerret bir ey deildir. Bir de bu tercmeyi hazm ettirmek, ona msait bir muhit ve zaman bulmak meselesi vardr. Garp medeniyeti bugn Hristiyan olduu kadar Hristiyanlktan evvelki medeniyetlerin de varisi olan Greko-latin bir medeniyettir, ve bu ulmuedebiye=humanitesyi talim ve tedrisine ithal etmitir. Bunlar kltrnn esasn tekil ediyor. Bu klasik irfandan istina gsteren hibir AvrupalI millet de yoktur. Artk beynelmilel ve beeri bir mahiyet alm olan bu yksek eserleri milletimize tefhim etmenin aresi bittabi bunlar lisana mal etmek yni tercme etmekti. Bizde klasiklerin tercmesi meselesi gayet eskidir. Ve klasikler tercme olunmaa pek oktan beri balanlmtr. Parise ilk daimi sefir olarak gndermi olduumuz Esseyit Ali Efendi, Franszcaya mmaresesini arttrmak iin Fenelonu tercmeye balamt. Yusuf Kmil Paann o zamanki slupularn pek ziyade beenmi olduklar bir nesip ve slupla yazd Tercmei Telemak ile byk

130

babalarmzn indinde kazand hret malmdur. Ahmet Vefk Paann Moliereden belki de en mkemmel tercmeler olan adaptasyonlar mehurdur. inasi ve Recaizade stat Ekrem La Fontaineden baz efsaneler, Lamartineden iirler tercme etmilerdir. Klasiklerin tercmesinde srar eden Ahmet Mithat Efendi ile tercmeyi yalnz klasiklere tahsis etmemeyi iltizam eden Sait Bey arasnda bu yolda byk ve uzun bir mnakaa olmutu. Hseyin Dan Bey de Sait Beyin fikrine iltihak etmiti ve Sait Bey: Hseyin Dan ile byle disek pek lyk ud be lafz-klasik Mithat Efendi k! diye eleniyordu. Fakat arada srada klasiklerden ikier eser tercmede devam olunmu. Ve nihayet Ali Koyuncu Bey de Racinein Iphigeniesini hatt hece vezni ile tercme etmi ve msralarn mukabillerini tertib ederken de bir hece daha kazanm olmak gayretiyle bu aleksandrenleri alt be yerine, alt alt on ikilik msralarla eda etmiti. Bu eserleri millete amann aresi en evvel phe yoktur ki bunlar tercme etmektir. Fakat ihtiva ettikleri fikir ve sanat noktai-nazarndan bilhassa yetien genlere tantmann aresi de herhalde Darlfnunun Edebiyat ubesinde hususi krslerde tedris ettirmektir. Zira takib edilen gaye itibariyle bunlar yalnz tercme etmek kifayet edemez. Bu eserler ayn zamanda izah ve tefsir de edilmelidir. Biz Fransz edebiyatnda tercmeler yapmaya balayal laakal eyrek asr olmutur. Bu kadar mddet zarfnda Franszcay renmemi olanlarmzn bunca

131

tercmelere ramen Fransz fikrine, sanatna, hlasa kltrne bihakkn vakf olabildikleri hibir vehile iddia edilemez. Demek yalnz eser tercme etmek kifayet etmiyor. Bu tercmeleri bizce zaten malm olan ereveler iine ithal etmek, eserlerin muhit ve zaman hakknda bize bir fikir vermek, hlasa bunlar bize gre anlatmak da lazm geliyor. Binaenaleyh bu tercmelerle birlikte eski Yunan ve Latin milletlerinin ve edebiyatlarnn birer tarihesi ister. Hi olmazsa zavall Nedimin Mneccimba Tarihni Arapadan Trkeye tercme ederken renebildii derecede olsun, Roma ve Atina tarihini bilmemiz lazm gelir. Eski harflerle bu yolda baslm bz kitaplarmz yok deildir. Mesela Montesquieunun Romallarn Azamet ve nhitat isimli kitab, ki bugn eskimi olmakla beraber o da klasik bir eserdir. Ahmet Saki Bey tarafndan tarafndan tercme edilmitir. M. Rauf Beyin Yunan- Kadim Tarihi Edebiyatve smail Hikmet Beyin de Yunan Edebiyat Tarihi nvanl birer eserleri vardr. Daha bu milletlerin kltrn, mitolojilerini anlatacak kitaplar ister. Ve mesela merhum Tevfik Paann Esatiri Yunaniyan adl byk kitab bu yolda faydas grlecek bir eserdir. Ve nihayet birok mtefekkirlerin asrlardr bu klasikleri nasl telakki etmi olduklarn gsterecek tahlili eserler ister. Araplar, yahut o zamanlarda ilim lisan olan Arapay istimal eden mslmanlar ktlesinin tekil ettii (slam medeniyeti ulemas) Yunan klasikleri iindeki filozoflar dorudan doruya yunancadan tercme ve terihe koyulal bin seneyi oktan gemitir. Hicri 150 senesinde Badatta bir akademi, bir Darl-Hikmetl-Islamiye tesis ediliyor ve Sryani ulemas vastasiyle Aristo, Eflatun ve dier filozoflarn kitaplar Yunancadan Arapaya tercme ettiriliyor. Fakat

132

daha sonra yetien slam alimleri Sryanilerin bu tercmelerini sahih grmediklerinden onlar bir defa daha tercme ettiriyorlar. Onlarn bu tercmelerini de yeni yetienler beenmiyor ve bir defa daha tekrar ediyorlar. Nihayet hicretin drdnc asrnda Arapa yazan Trk alimi Farabi bilhassa Aristoyu tetkik ve tercmelerini tashih ediyor. Beinci asrda yine byk Trk allamesi bni Sina tekrar bu kitaplar yeniden tefsir ediyor ve Aristo zerine yirmi ciltlik muazzam bir eser yazyor. Araplarn Aristoya muallimi-evvel, Farabiye muallimi-sani ve Ibni Sinaya muallimi salis dedikleri malmdur.* Miladi XIInci asrda yaam olan ve Aristoten hayran bulunan hakim Ibni Rdn tercme ve tefsirleriyle Garpte kazand byk hret ve btn fikir leminde kendisine verilen mevki ve ehemmiyet de malmdur.** ite Renaissance asl bu yolda eserler hazrlamt ve bugn de bu klasiklere kar bizde bir alka uyandrmak iin tercmelerinin yannda ehemmiyetlerini izah eden byle hususi neriyata da ihtiya vardr.( Eyp Medresesi mderrisi Vanyal Esat Efendinin Sadrazam Damat
brahim Paann tevikiyle Fener'de Rum papazlar ulemasndan ayrca tahsil edilerek" Aristo'nun eski tercmelerindeki hatalar tashih ile Arapa tanzim ettii ve Aristo'nun sekiz kitabna nisbetle "Ktb-semaniye" adl el yazs ve stanbul'un byk ktphanelerinde mevcut eserinin de pek mergup ve ma'ruf olduunu iittim. ** Ernest Houan: Averroes et TAverroisme, 1 cilt, Calmann Levy)

Bugnk karilerin ekserisi tercmenin edebi nevilerin mhimlerinden biri olduuna kani deil gibidirler. Gariptir! Denilebilir ki kudemamz bu yoldaki eserleri anlamaya daha az hazrlanm olduklar halde, belki bunlarda kendilerine bsbtn yeni ve cazip gelen eyler bulduklar iin, bu gibi tercmelerin kymet ve

133

ehemmiyetine bizden ok fazla bir saffet ve ciddiyetle kani idiler. O demin bahs ettiimiz Tercmei Telemakn Yusuf Kmil Paaya kazandrd hreti dnnz. Tercmenin bizde gzden dmesine sebep sonralar ve imdiye kadar bu iin ekseriyette fena ve zevksiz bir tarzda, ticaret iin acele ile yaplm olmasdr. Bizden evvelki nesiller klasiklerden deilse de muasrlardan birok eserler tercme ettiler. Fakat fena bir tarzda! Malmdur ki Fransz edebiyatnda da vaktiyle en byk statlar ve airler eski klasiklerin muntazam ve gzel bir tercmesini yapmakla iftihar ederlerdi. Romantizmin stad Victor Hugo bile genliinde yalnz yaptklar tercmelerle hret kazanm edipler bile yetiti. Vaugelas Romal mverrih Quinte Curceun eserinin tercmesine otuz senesini tahsis etmi! Nasl ki Nedim de demin bahs ettiimiz "Sahaiflahbar Limneccim Banm mukaddimesinde dedii gibi Sade Trki lisanna nakl ve tercme olunmasna 1132 senesinin Cemazilahirinde balam ve bunu 1142 senesinin evvalinde bitirmi, demek ki 3 byk cilt tekil eden bu tercmesine on sene almtr! Bu usullere, bu nmunelere bugn artk hi kimsenin tebaiyet etmediini zann etmemelidir. Mesela Victor Berardn Odysse tercmesi gibi tercmeler de uzun senelerin mahsul olan, byk bir edebiyat abidesi telakki edilen ve mtercimlerine birok eref kazandran eserlerdir.* (*Victor Brard: LOdysse, cilt 6, Socit dditions Les Belles
lettres", mbhase: bir i hakknda iki veya daha ok kimse arasndaki konuma)

Bizde bu defa Yunan ve Latin klasiklerinin klliyat halinde tercmesine balar balamaz bz Garp mecmua ve

134

hatt yevmi gazetelerinde buna bir ehemmiyet ve kymet atf olunduunu grdk. Bu gn iimizde buna hatt yeni rnesansmz iin kfi gren bzlarmzn mbalaalarna itirake lzum yoksa da tercme haddizatnda faydal, tabii ve hatt zaruri bir ey olduundan onlarla bu hususta bir mbaheseye girimek de abestir. Aramzda hi kimse bu Yunan ve Latin ve hatt onlarn muakkibi olan -Yusuf Akura beyin bodur bulduu- Fransz klasiklerinin tercmesindeki lzum ve faideyi inkr etmeyor. Bizde bu klasiklerin tercme ve tabiyle megul olmay deruhte etmi olan iki makam vard. Biri Maarif Vekleti, ki zaten dorudan doruya kendisine terettb eden bu vazifeyi bihakkn deruhte ediyor demektir; dieri de Trk Ocann Trk Ocaklar lim ve Sanat Heyeti idi.** Bu heyetin teebbs ile mhim bir hareket balamtr. Bz maruf muharrirlerimizin birka tercmeyi ikmal etmi, yahut buna balam yahut balamaya karar vermi olduklar haber veriliyor. Binaenaleyh artk klasiklerin tercmesi devrine girdiimiz anlalyor. Demek ki btn bu klasiklerin ne yolda tercme ve hatt tab edilmesi lazm geldiini tetkik etmenin ve hi olmazsa bu vadide byle bir hasbihalde bulunmann srasdr. Dndklerimizi gelecek makalede arz ederiz. [ Muhit der.; S. 34, Austosl931 ] ** Trk Ocaklar lim ve Sanat Heyeti, klasik eserler silsilesinin ilki olarak Virjilis'n "Bkolikler"i yani "oban airlerinin tercmesini nereden Ruen Eref bey kitabnn mukaddimesinde Trk Ocann "Bir taraftan

135

Trkiye'ye ait mhim eserleri toplamak, te'Iif ve tercme ettirmek yolunda devam ederken" dier taraftan da klasik eserlerin tercmesine karar vermi olduunu kayd ediyor. Madem ki asl vazife terk edilmiyor, Trk Ocann ayrca luzumu olan bu himmetin bir ksmn deruhte etmesi haddizatnda tenkit olunacak birey deildir. Cami bey Tacite'in "Cermanya"sm tercme etmi, yine Ruen Eref beyin Virjilis'ten tercme etmi olduu "Jeorjikler"den ma'da Ahmed Haim bey de "Ovide"i tercme etmi ve imdi de Thocrite'i nakl ediyormu. Bu tercmelere bir an evvel balanmas luzumu hakknda heyecanl bir propaganda yapm olan Yakup Kadri Bey bu neriyatna zamime olarak bir numune gstermek iin "Horace", Hassan Cemil bey Ciceron'un nutuklarn tercme etmiler. Herodode'un "Les Travaux et les jours" eseri, "Epictte in Pense et Entretiens"leri tercme ediliyormu. Fik li bey Aristote'un "Politik"ini, yine o ve yahut dier bir edibimiz Le Banquet'y tercme etmi, Cami bey Strabon'un "Corafya"sn, yine Ruen Erefle Haan Cemil beyler mtereken "Plutarque" tercme edeceklermi.

136

OKUMAK TESELLS Bir gn, bir dostumla, sevdiimiz bir airin cenaze merali siminde bulunuyorduk. O: Kaybettiimiz bu ir o kadar alkand ki, gece gndz okurdu diyince, ben hayret iinde kalmtm. Evet, okumak, bazan, muhakkak almaktr. Fakat her zaman almak mdr? Tecrbelerime gre, okumak, ok kerre almak saylamaz. Okumak, bilhassa bir faaliyet deil, mutavaattr. Bir klfet, bir zahmet olan almak, okumak deil, yazmaktr. Yazmak, dnmek, hesap etmek, karar almak, muhakeme etmek, ndim olmak, tashih etmek, hkm vermek, yani birok fikir amelesiyle uramaktr. Okumak, bilkis, sadece bir kolaylktr. Kitaplarmz, etrafmzda en tatl tembellik lt ve edevatmz gibi hazrlanm duyarz. Okumak, yorgunluktan kurtulmak, dinlenmek, kendini unutmak, yaadmz zamanlara nispetle daha masm bir zamana ermek, istediini dnmek ve istemediini dnmemek, gnl elendirici bir devre gemek, mstesna bir muhitin sknuna varmak, baka bir tarihe dalmak, hlsa okumak bir hodkmlk, bir kurtulu, bir zevk, bir vuslat, bir inzivaya var, topramzdan uzaklaarak bir aya ykseli, bir nevi morfin kullanmak gibidir. Istirahatli bir sktun sknunu duymak ve bilhassa, bir teselliye kavumaktr. Zaten en byk rahatlk, tabiatmzn ihtiyacn tatmin edebilmektir. Hemen her tabiatn ihtiyac bakadr. ki sevenler daima imek isterler, ien, hasta veya shhatli, neesiz veya neeli, muttasl imek ve sarho olsa da yine imek ister. Kumarbaz gece gndz oynamak, kime rast gelse onunla oynamak ister. Artk kaybedecek bir eyi

137

kalmasa da oynamak ister. Okumak ihtiyacn duyan da her gn ve her gece, memnun veya meyus, muttasl okumak ihtiyacndadr. Eli altnda, her zaman, bir ktphane bulunmaldr. Tiryaki, yeni sigarasn bitmek zere olan sigarasiyle yakt gibi, o da, elindeki kitabn bittii dakikada yeni bir kitaba balamak ister. Okumak, bir iptildr. Tabiatmn hastalklar, mrmn rahatszlklar, uyku saatlerimin uykusuzluklar ile, ben de, uzun zaman, kitaplar birer il gibi kullanmak zorunda kalmtm. Kitapsz yatamazdm. Yatama girerken, uykularma varmak iin, denize atlar gibi, bir kitaba dalardm. Birini elime alr, onu bitirirken, bir bakasna balardm. Etrafm bir ktphane ile kuatmtm. Ruhumla hastalm, rahatszlklarm ve karmdaki hakikat arasna bir siper koymu gibi, muttasl okumaktan baka bir ey yapamyor, bu suretle o kadar tembellemi oluyordum ki herhangi baka bir ie girimek yle dursun, en basit bir ey, hatt bir iki satrlk bir mektup yazmak istemiyor, yazamyordum. Zamanm ve hayatm unutmak isteyerek, okumak sayesinde, ahsma taalluku olmyan bir lemle alkadar olmak ihtiyacn duyuyordum. Muttasl, his ve fikirlerle dolu kitaplar okuyor, air, hikyeci, romanc, ahlk, mnekkid, filozof, seyyah, tarihi, btn yazarlarn hayat konserlerini dinliyor ve bu sayede kendimi unutabiliyordum. Btn dnya nimetleri arasnda bu kitaplar saymamak kadar nankrlk olamaz. Bu kitaplar, ocuk oyuncaklar deil, mucizeleriyle, dnya hdiseleri arasnda, en mhim olanlardandr. Dnyada asl yegne dostlarmz olan ve mrmzn hl lezzetlerini duyuran bu kitaplar dnyann

138

asl asaleti, insan ruh ve fikrinin en ince ve yksek tezahrleridir. Dnya edebiyatnn en ok sevdiimiz bu kitaplarndan bazlarn okumam olsaydk, hayatmzn en byk zevklerinden biroklarn duymam ve mahrum kalacamz bu zevkleri baka hibir suretle telfi edememi olacaktk. Beendiimiz ve sevdiimiz btn bu kitaplarn diyar, yeryznde en eski zamanlardan beri bylenmi bir cennet bahesi tekil eder. ark ve Garp iklimleri var ve bunlarn kendilerine has kitaplar vardr. Her kitap bir husus iklim, bir devir mahlkudur. Hepsinin topraklar, sular, meyvalan, iekleri, kulan, tatlar vardr. Bu bahede, hl en eski zamanlarn meymenetleri duyulur. Ta ilk mrlerin arklar iitilir. En eski stadlarn huzurlarna girilir. Dnyann en derin szleri, baz airlerin msralardr. Bunlar btn dnya ieklerinin usareleri nispetinde bin nevbahar kokularn birden dkecek kadar kuvvetli duyulan birer mnadr. Dhi airler, peygamberler gibidirler. Birer din yahut birer tarikat kurucusudurlar. Muhta olduumuz en byk tesellileri veren din kitaplar gibi onlar da kitaplarnn mucizeleriyle, iirlerinin tarikatlarna girmi olurlar. Hazreti Mevln iin: Nst peygamber veli dred kitb! denilmiti. Yunus Emre, bir Bektailik velisiydi. Mutekidler Fuzul divann amakla tefel ederlerdi. Victor Hugo, byk bir iir kitabndan sonraki ikisini de ikmal edince kendi iir tarikatn tetvic edeceini sylemiti. En byk airlerin henklerinde din mbedlerinin musikileri duyulur. Hl Mevlev yinlerinde neylerle kudmler konuur. Fuzulnin Menem ki kafile slru krbn- gamam terci-i bendinde mbed erganunlarnn

139

ktrd sesler iitilir gibidir. Btn bu kitaplarn, ayr ayr zamanlarda ihtiyalarn duyarz. Filozoflar, insan ruhunun mantk ve ahlk gayelerini toplar. Zamanlar, dinler, felsefeler geer ve yeniden her ey llr, deiir ve tekerrr eder. Tarihiler, dnya hdiselerini, en mhim vakalar tekrar anlatmak ihtiyacn duyarlar. Dnyada byk imparatorluklar kurulur, yklr. Tarih hl eski zamanlarn yeni bir htras, yeni bir izah, yeni bir yddr, yle ki, onu her gn okusak yeni dersler alacaktk. Dnyay dolamak ihtiyaciyle domu byk seyyahlar, Evliya elebi gibi, iptida artlar iinde bile, seyahatlerini tamamlyarak, neler grdklerini naklederler. Ve Pierre Loti gibi, btn dnya yollarnda tesadf ettikleri her manzarann bir resmini izerler. Hikyeciler, Binbirgece Masallar gibi, dnyann btn gn ve gecelerini hl daha naklederler. ocuk masallar, hakikat masallar, hlya masallar, eski zaman masallar birbirlerine karr. Romanclar, dnyann en mehur adamlar arasna, kendilerinin dnyaya getirdikleri insanlar kartrrlar. Bu, tarihin bildii insanlar arasnda, mesel Don Quichotte yok mudur? Shakespearin kahramanlar yok mudur? En mehur klar arasnda da Leyl ile Mecnun yok mudur? Fuzulnin ak urunda fedakrlk hisleri ve Nedimin gnl maceralar tatlarn dnyada olduklarndan daha fazla duymazlar m? Baz saraylarda en gzellerinden nice kadnlar hazrlanmlardr. Baz yerlerde sefahat merakls nice insanlar kadn ticareti yapmaktadrlar. Fakat btn bu maddiyat ile megul insanlardan ziyade baz ak romanclarnn kitaplarnda duyulan his, fikir ve

140

tecrbeleri bu hisleri daha ziyade izah eder, onlardan daha ziyade canl duyulur. Ne olursa olsun, ite, paraszken zenginliin kolaylklarndan istifade etmek, midi yokken bir imann bahtiyarln duymak, hayret iinde kalnmken bir felsefenin selmetine ermek, okumak sayesinde mmkn olabilir. Zavall beeriyetin zaten bedbahtlkla mallken, dnyann kullarnn ou tesellisiz bulunurken birde okumak tesellisinden mahrum kallar, dndke, rikkatime dokunuyor. Onlarn iyi okumay bilmedikleri anlalyor. Bu kitaplar okumakla bunca insann, tedavi olmasalar da, byk bir teselliye ulaacaklarna inanyorum. [ Trk Yurdu der.; S.246, Temmuz 1955 ]

141

KELME KAVGASI (Klasik, romantizm, hmanizm ve ilahiri) Beeriyetin hep kanl maceralarla geen tarihine baklrsa dehetle grlr ki nizamlarn, dahil ve hatt haric harplerin bile esas ok kere birtakm kelime oyunlar ve kavgalarndan ibarettir demek ki sulh iindeyken kelimelere ve onlarn dellet ettikleri mnlara verdiimiz ehemmiyeti ok grmemeliyiz. Byle szler nafile hiddetlere kaplmadan birbirimizin ne dediini anlamak iin faydas memul olan musahabelerdir. Hakikaten hayat ve dnyay anlay hususunda son nesillerimiz arasnda o kadar deiiklikler oldu ve imdi hepimiz muhtelif Garp lisanlarnn ve kltrlerinin tesiri altnda o kadar mtehalif zevklere, kanaatlara ve zihniyetlere ayrlyoruz ki mensup olduumuz ktlenin kendine hs olan lehesi bir dier zmrenin lisanna nispetle bazan bsbtn baka manlara dellet ediyor. Bizde eskiden mevrus ark irfann yeni kazandmz Garp kltriyle bir eletirip lisan ve vukufumuzda yer tutan mill bir ansiklopedimiz de yoktur. Mesel Akademi Fransezin teekklnn sebeplerinden biri Fransz kelimelerini dellet ettikleri mnlar canl bir kontrol altnda bulundurarak bunlar yeni mullerile tespit etmektir. Lgatin musahhah bir tab biter bitmez yeni bir tabna almaa balanyor. Zira lisan yaamakta, demek deimektedir. Bizim hudutlar yeni ve yabanc kelimelere kmilen ve muttasl ak olan lisanmzdaki kelimelerin mnlar byk bir sratle bir ok tahavvllere maruz kalyor. Eer dikkat etmezsek Babil kulesindekiler gibi birbirimizin dediklerini anlyamaz-olacaz. imizde elbette hsn niyet ve

142

samimiyet vardr. Fakat grlyor ki bu meziyetler n-kfi geliyor. Bari muhtelif mektebi edebiler, (fakat bunlar teesss etmi deildir). Muhtelif nesiller (fakat ayrlklar bunlarn iinde de mevcut) kendi lehelerini tekil etseler de anlalmamazln hi olmazsa bir mektebi edebiden bir dieri arasndaki mesafeye geriletsek, yani fikr mekteplerin ve muhtelif sistemlerin vuzuhlarn olsun temin etsek! Fakat yeniler iinde de mterek bir anlamadan ziyade fikirleri orijinal yani nevi kendine mnhasr muharrirler yetitii grlyor ve anlalyor ki btn bu tezebzp iinde lisanmza pek ok itina yani hrmet etmee almalyz; nk lisan milliyetiliin bir esasdr. Medeniyetinizi onun vastasile tahkimle temil edeceiz ve milliyetimizin hududlarn tevsi edecek odur. Lisanmza mmkn olduu kadar vuzuh ve selmet vermek Trk zeks, Trk samimiyeti, Trk tisi iin elzemdir. Sanat, felsefe ve btn ihtisas kelimeleri husus lgateler iinde ve mtehassslar arasnda kalyor. Halbuki bu kelimelerin ve dellet ettikleri meselelerin bizim iin hayati bir ehemmiyeti var. Zira, geri dorudan doruya mill bir edebiyatmz olduu evvelce de iddia edilemezdi, esasen her edebiyat daima hariteki muhtelif harslarn tesirine de tabi olmutur. Biz de mill hudutlarmz aan bir ark ananesi ve Acem ve Arap edebiyatlarnn tesirlerine tabiydik. Fakat bilhassa Tanzimattan ve Garp edebiyatlarna tevecch etmi olduumuzdan beri esasen btn milletlerin edebiyat da olduu gibi edebiyatmz artk mnhasran mill deildir. Umum dnya ve bilhassa Avrupa milletleri edebiyatlarnn tesirlerini tabidir. Binaenaleyh bu kelimeler bizim iin bir kltr meselesi ve kavgasna lem oluyor demektir. imdi kendi millilemi ve

143

ananesini yapm kltrlerimizden her zamandan daha fazla bir cesaret ve temaylle Avrupa kltrlerine alyoruz. Ve baka baka membalardan gelen kelime, his ve fikir almaktayz. Bunlar hazmetmee ve biribirimizi garip grnecek ekillerinden tecrit etmee alalm. Esasen bugn mevzuu bahsettiimiz klsik ve romantik gibi kelimeler yle paspart kelimelerdir ki daima mullerinin dairesi iyice izilmeden bol yahut dar mnlara gre kullanlr. Bu kelimeler yeni gemi olduklar lisanmzda deil z lisanlarndan da ne kadar ihtilaf ve teettte bais olduklarm inkr etmiyelim. tiraf edelim ki ok kark olan hakikatlerin ifadesine tahsis ettiimiz bu kelimelerin alar iinden sylemek istediimiz hakikatin bir ksm szp kayor. Ve biz ksmen doru bir ey sylediimiz anda ksmen hata ediyoruz. Fazla olarak bu kelimelere verilen mnlar nisb olduu kadar ahsidir. Yani onlar kullananlar ekseriyetle bir dstur mdafaa etmek isterken kendi ruhlarn ifade etmi oluyorlar. Fransada geen 1930 senesi, yznc yl dnm mnasebetile romantizmin leh ve aleyhinde yazlmadk ey kalmad. Bu muhtelif fikir ve kanaatlar, ve mtezat noktai nazarlar icmal iin lakal bir cilt yazmak iktiza ettiini sylemek hi mbalaal deildir. Nasl ki M. Fidao Justianinin Quest-ce quun classi que? - Bir klsik nedir? Sualine cevap vermek iin yazd eser 6 byk cilt tutacakm. Evvelce Pierre Lasserrein yapm olduu gibi son muharrirler arasnda M. Louis Reynaud tarznda romantizmi btn fenalklarn ve inhitatn mastar telakki eden mutaassplar olduu gibi Romantisme et Prromantisme eserinde M. Henri Tronchon gibi romantizm

144

felsefesi yahut romantik felsefesinin, hlsa romantizmin kendine has edeb ekillerle bir mektebi edeb olarak teekkl etmeden ve tevsim edilmeden evvel, eserlerde, zihniyetlerde ve ruhlarda mevcudiyetini izah edenlerde vardr. Bu meslekler, mektepler ve nvanlar hakknda bizde de ve bir hayli yazlar yazlmtr, ilk nce, ta Ahmet Mithat Efendi ile Sait Bey arasndaki klsikler mnakaasndan balayarak geen gn itihat mecmuasnda Abdullah Cevdet Beyin romantizm ve romantiklere dair yazdklarna kadar bunlarn arasnda ne muhtelif, ne mtezat ve imdi de ne yanl grlen eyler yazlm, ve bilhassa bu kelimelere nasl ayr ve ne garip mnlar verilmi olduunu gstermek istedim. Lkin sonra deer mi diye dndm. Bunlar icmal sanki neye yarayacakt? Bizce bilinmesinde fayda tasavvur edilebilen cihet gemi olan bu edeb mesleklerden alnabilen istifadeyi, hlsa bize kalan miras tespit ve teemml etmektir. Btn bu meslekler, bu mektebi edebiler, bu usller niin gemitir? Zira sanat forml ve kaideleri beeri olan her ey gibi mevcudiyetile anr, ihtiyarlar ve lr. Btn bu sanat fikir, his ve ahlk gayelerini ldren kendi ruhlarnda mevcutken bozulan meziytler ve harilerinde teekkl ederek kendilerini aan, geen baka faziletlerdir. Klsisizm ne hassasiyeti ne de muhayyileyi ilga etmi deildi. Halbuki ilk klsiklerin muakiplerinin yapm olduklar aa yukar budur. Ecole Encylopedique mritleri olan rasyonalistler, her eyin mizan olarak akl kabul etmiler, ve bylece sanat ruhundan boalm, zi-hayt hakikatle samimi bir mnasebeti kalmam, kurumu,

145

mcerret ve kavli bir ey mahiyetine inmiti. Fakat bugn klsisizme kar bir akslmel olan romantizmin yapt tarzda bir aleyhtarlk ve bir benlik sevdasile kulaklarmz onun bize hl verebilecei derslere kapamak abes ve sama bir ey olmaz m? Hatt denilebilir ki romantizm de bu yanl hareketten lmtr. Zira nafile bir ifrata kar muzr bir tefrite dmt. Bugn romantizm de kendine has lirizmi, hitabet ve belgat zevki ve mbalaalar oktanberi gemi ve maziye karmtr. Halbuki bugn klsisizmin de romantizmin de (maatteessf u mansz asr kelimesile ifade ettiimiz) modern olan ksmlar vardr. Ve klsisizden zihnimize bir selmet gelmi olduu gibi romantizmden de bir hareket ve bir galeyan gemitir. Hlsa bu gn klsik bir nevi romantizm yok deildir. Bu iki edebi mektep iin sylediklerimizi formlleri itibarile eskimi ve gemi fakat kendilerinden umum edebiyata bir ok haslatlar kalm olan realizm, natralizm ve saireleri iin de tekrar etmek mmkndr. Edebiyatmzn iinde bulunduu karklk, kararszlk ve yoksulluk, hlsa anari leminde bu hakikati teslim etmemek byk bir hata olur ve muhakkak bir tehlike tekil eder. Halbuki edebiyatmz her tarafndan zt ve muhalif cihetlere doru ekilip deta paralanacak gibi olduu ve yolunu bulamyarak her istikamete tereddtle bakt u sralarda bu hakikati teemml etmekte belki bir fayda vardr. nsan bazan edeb mekteplerden mctenip duran ve hibirinin teekklne msait olmyan bu devir iinde ne o

146

klsik yani yeni bir klsisizm devrinin arifesinde bulunduumuzu farketmek istiyor. Fakat taraftar olduu bu harekete ve temayle binbir tereddt ve ihtiyat ile hissediyor ki daha amil bir tabir olmak zere, ve tarih mnsnda deil, yeni ve zamanmza gre bir man verdiimizi sylemek artile, hmanizm demek doruya daha ok yakn olur. Vaka bu, klsisizm, romantizm, realizm, natralizm vesair edeb mekteplerin ders ve mirasndan istifade etmi ve zenginlemi bir cereyan, sanatn mktesap btn servetlerini, keiflerini, icatlarn ve bizi meclp etmi sesleri ve iveleri kabul ve cemeden bir sanat ocana gre bir taraftan milliyetimize erdiimiz, dier taraftan nispiyetle anlatmz ve dier taraftan klsik bir kltre tevecch ettiimiz u sralarda btn mazinin tecrbelerinden istifade etmi, nispiyete, kltre ve cesarete ermi; samimiyeti, hukuku ve hududu tevess etmi bu sanat ve edebiyata hmanizm demek istemek makl olur. Hlsa btn mirasmz kabul etmeli ve mktesap irfanmzn hi birini reddetmemeliyiz ve sanatmz zihnimizin ve kalbimizin en muhtelif ve mahrem ihtiyalarna tevafuk ve tekabl edebilmeli ve belki ancak beer bir hakikate muhalif olacak eyleri reddetmelidir. Muharrir eer eserini hayatndan koparm olduu bir para yapmyorsa, eer lisanile kann ve zihnini yourup eserine malzeme olarak kullanmyorsa, eer bize kalbini, akln, akn ve galeyann ifade, tahlil veya hikye etmiyorsa skt etsin, onu duymaya ihtiyacmz yok demektir. iirler skn bulmak iin imdada arlar, fikirler, saklyamayacamz srlar, hikyeler hayat

147

hakknda kendi ehadetlerimiz olmaldr. Edeb bir eserde bulmak istediimiz ey yerine ikame edilmeyecek olan ahs ve yekta bir ivedir. Bir macerann hikyesinden ibaret olan kitap bize bunun muharriri iin dnyadaki en mhim macera olduunu his ve teslim ettirmelidir. Hakiki bir sanat eseri belki ne bir ders, ne bir nmunedir. Bu bir tek ile ve bir tek tecrbenin mnferit bir mahsl, beerin ahsi ifedesidir. Ve tamamiyeti itibariyle aynen bir bakasnn olamaz. Bu byle bir hakikattir ki sanatlar (ona ister meczup, ister dahi deyiniz) bir din, yahut bir nevi mesti ile ve bin bir zahmetle onu kalbinin iinden beeriyetin izanna ve kendi lehesinden milletinin lisan iine geirir. Sanatkr lisann denizine kendi kann katmak ihtiyacm duyan ve kalbinin ateini teskin iin bu umman iine dalan bir mahlktur. [ Milliyet gaz.; 5 Mays 1931 ]

148

KTAP KENARLARINDA DNCELER Muharririn, hayatnda her duyabileceini duymu, btn mayasn tutturmu olaca bir a vardr. Az veya ok, iyi yahut fena, mahsul artk alnm, imdi bunlar toplamak ii kalmtr. Ruhun kabul etmeyip kap dan ettii malmatn sanata hayr dokunmaz. Emniyetimizi temin iin malmatmz izan hline getirmek lzm gelir. Bir edebiyatnn vazifesi, kafasnn inand fikirleri ruhunun imanlar haline ykseltebilmektir. Bir sualin iyice irad olunuu, bir meselenin yar halli saylr deniliyor. Birok meseleler var ki vakitlerinde vzhan ortaya konulmu, fakat bunlara hibir hl sureti bulunamamtr (irad: getirme, syleme.) Samimiyet nedir? Trl trl samimiyet var. Zira bu da bir telkki meselesidir. Hepimiz samimiyet isteriz. Halbuki bundan beklediimiz, karmzdakinin anlad deildir. Bu kelimenin mnas bahsinde anlamak ne g! Ekseriyetle hibir samimiyete erememi olanlar cidden samim olanlara yine samimiyet namna triz ederler. Muaheze pek kolaydr. Hususiyetle sanattan hi anlayamyanlar iin! ok kere bir adam hakl gsteren tekilerin hakszl, mantkl gsteren tekilerin mantkszldr. Mtefekkir geinenlerin stnl, ok kere, tekilerin her trl dnmek hassasndan tamamiyle mahrum olularndandr. Tablolar ve ressamlar muvaffakiyetleri bakmndan deil, sade mevzular itibariyle beenen veya beenmeyenlere ne dersiniz? Resimden hibir ey

149

anlamyor demez misiniz? Neden edebiyat iin de mesele ayn olmasn? Lisanlar deierek Babil Kulesinden birbirlerinin dediklerini anlayamam olanlarn ahfd bulunduumuz belli! Ayn dili konusak bile biribirimizi anlayamyoruz. Biroklar iin en deerli arkc, en ok baran ve en kuvvetli muharrir de en ok haykrandr. Sz sylemek dnmek olmad gibi, yazmak da dnce sanat saylmaz. Dnmeden de her gn yazlabiliyor. Bo lf sylenebilir, fakat hi olmazsa nafile yaz yazlmasayd? Nafile yere nice nasihatler veririz. Szmz bakasna deil, kendimize bile dinletemeyiz! arkcnn dinlettii sesler sz deil de name ise, sanatkrn cmlesi de bir henktir. Edebiyatta mkemmellik kat deil, nisb; ebed deil, mtehavvil; hulsa bir katiyet deil, bir nevi seraptr. Doup yaadmz ehri grmee gelmi seyyahlarn seyrettikleri bideler gibi, kendi dilimizde okumadan bildiimizi sandmz kitaplar vardr. Tercmeler bazan bu eserleri hem yazanlar, hem okuyanlar iin birer ihanete benzer. Baz tablolar iyi grebilmek iin husus bir k tertibat lzm geldii gibi, baz kitaplar anlamak iin de husus gzlkler taklmas lzm geliyor. Baz muharrirlerin sylemek istediklerini anlamak iin onlar syleten ecneb kitaplar bilmemiz iktiza ediyor. Ar yemekleri hazmedebilmek iin salam bir mide lzm olduu gibi, fena eserlerin mahzurlarndan korunmak iin de salam bir kafa lzm.

150

Edebiyatta hi kimseye benzememek bir gayedir. Lkin bunun da hibir eye benzememek gibi bir tehlikesi var. Bir eser yaratan sanatkrn ne dereceye kadar uurlu, ne dereceye kadar uursuz altn bilmemize imkn yoktur. Bunu Allah bilir. Baz muharrirlerin sahifeleri sinek avlamak iin kullanlan zamkl ktlar gibi ksa zamanda kirleniveriyor. iir alelde bir lkrd deildir ki, samimiyeti ve sadelii en byk meziyetleri addedilebilsin. air, iir kitabn nerettii gnden itibaren, nasl olup da herkesin bununla megul olmadna aar. Umum bir suikasd karsnda kalm gibi, hayret iinde kalr. Ne garip! Kitabndan sonraki gnlerde yine eski gnlere benziyor. Hibir eyde bir deiiklik yok. lem yine ol lem, devrn yine ol devrn! airlerin kendilerini medhetmelerini mbalal grmemeliyiz. Kendi haklarndaki medhiyeler belki en samim iddialardr. airlerin hususiyetlerinden biri de iir iin birtakm ahkm karmak, sonra bunlara uymamak; kaideler koymak, sonra bunlara riayet etmemek; hulsa yaratt mklttan haz almak deil midir? Ruha iyi gelen nefesler vardr: Byk airlerin nefesleri! [ Trk Yurdu der.; S. 244, Maysl955 ]

151

KTAPLARIN VAKT- MERHUNU Mesut bir mr, hibir yangn felketini grmemeliydi. Muhteem bir mr, okunmu kitaplarnn bir tanesini kaybetmemeliydi. Eski kitaplarmzn hepsi yanmzda kalmalydlar. Dostlarmz, kendilerine okunmak zere verdiimiz kitaplar iade etmeliydiler. Ktphanemizin btn kitaplar muhafaza edilmeliydi. Her kitap doduu, yaad devrin mns ve hfzas saylr. Her okuduumuz kitap, yaam olduumuz bir zaman, dnm olduumuz fikirler, duyduumuz muhabbetler demektir. Onlar, mrmzn paralar gibi duyarz. Bir zaman getikten sonra, btn bu kitaplar birer htra saylr. Grlen gzler, duyulan bir ses ve bir telffuz hususiyeti gibidir. Bunun iin, hepsi de, her zaman gzlerimizin nnde olmaldrlar. lk mektep kitaplar, ilk iirler, ilk romanlar, ilk tarihler mrmzde en mhim bir devri aarlar. Belki btn kitaplar arasnda bizi deta bylemi olanlar, ilk genlik zamanlarmzda okuduumuz, ilk beendiklerimiz ve muharrirlerini stad saydklarmzdr. Bilhassa ocukluk zamanlarmzn kitaplar en eski hatralarla dolu kutular gibidir. Bu kitaplar kartrrsak renkleri, ktlar, kaplar ile bize hl maddeden bir tesir yapmakta olduklarn grrz Edebiyat- Cedidenin krmz kapl ve isimleri beyaz yazl kitaplarndan ilk be tanesi: Hseyin Cahidin Hayat Muhayyeri, Tevfik Fikret'in Rubab- ikeste si, Halid Ziyann Bir Yazn Tarihi ile Ak- Memnuu, Hseyin

152

Cahidin Hayal indesi sanki gzlerimden evvel baslmlard. Gzlerim alr almaz bunlar grdm. Ancak bu kitaplardan sonrakilerini muasrlarm saymtm. Sonra, yine, Hseyin Cahidin bir kk hikyesinde: Franszca sar kapl kitaplar diye bahsettii ilk okuduklarmla yle bir istina peyda etmitim ki hl bunlarn renklerini, ekillerini grr grmez o zamanlarn tatlarn ve hazlarn duymaa koyulurum. ocukluk hatralarmz, baz gnlerimize hl karr, ilk okuduumuz kitaplarn kahramanlarn hayatmz boyunca hatrlarz. Baz kitaplarn isimleri hatramzda kalr da, yazanlarn adlar unutulur. Bir gn Zavall Necdeti hatrlar ve o kitab okumak isteriz. Btn bu yeni domu kitaplar, baharn kelebekleri gibi, bahar ieklerine doru, rengrenk uumaa koyulurlar. Fakat, mevsimleri geince, hemen hepsi de kaybolur ve yine baka bir mevsim gelince, yine baka kelebekler gibi, uumaa balarlar. Bu kitaplar, ekilleri ve renkleriyle, tatil aylar, deniz saatleri, mehtap geceleri, sabah kular, iir tatlariyle toplar, karr ve hfzamzda, btn bunlar artk biribirlerinden ayramayz. Haklarndaki hkmlerimizi ne kadar deitirmi olursak olalm, ktphanedeki bu kitaplar kartrp onlar renk ve ekilleriyle tekrar grr grmez, hislerimiz bakmndan, yine tesirleri altnda kalrz. Yeni airlerden ziyade, eski airleri okuma severiz. Baz kitaplar vardr ki, bunlar ancak bir tek cmlesini bulmak iin tekrar kartrrz. Bazlarm bir bakta bertaraf ederiz. Bazan da onlarn iindeki eski zaman seslerini duyar gibi mtehassis oluruz.

153

Ktphanemizin pek kullanmadmz bir kesindeki bu raflarda, daha hi okumadmz iir, hikye, roman, tenkid, tarih, seyahatname, din ve felsefe kitaplar bulunabilir. Btn bu kitaplarn imdi hemen hepsini okumaa imkn bulamayz. Fakat bu kitaplarn bir gn okunabilmesi iin imdiden bir ihtimal imkn hazrlanr. Bilmediimiz tesirler altnda, okumak ihtiyacmzn evvelden tahmin edilmeyen sebeplerinin de deimesiyle onlara yaklaabiliriz. Muharrirler, kitap isimleri ve mevzular kararak gemi zamanlarla birleerek bazan da duyulmam bir meraka kaplabilir, senelerden sonra, herhangi bir gn veya bir gece, bazan bir kitab, bazan da bir bakasn okumak ihtiyacn duyabiliriz. Ve denilebilir ki, mukadderat her kitab bir vakt-i merhun iin saklar. Zamanla hazrlanp nihayet onu okumak ihtiyacn duyup kendisini aradmz kitab derhal yerinde bulmak iin de hepimizin az ok byle bir ktphaneye ihtiyac vardr. Heva ve hevesimiz, iirimiz ve uurumuz, hznmz ve neemiz, hlyalar ve ryalarmz, dualar ve illarmz, souk veya scak, yamur veya rutubet, gnler ve geceler her eyi kartrarak, o zamana kadar duymadmz baz iirleri duymak, baz hikyeleri dinlemek, baz mevzular demek, baz hikyeleri dnmek isteiyle nmzde kapal duran baz kitaplar, gzlerimiz nne aabiliriz. Mevcut kitaplar, her zaman bir okumak imkn saklar. Bazan artk bir satr olsun yazmak ihtiyacn duymadma emin olacam gelir. Fakat hibir zaman artk okumak istemediime tamamen inandm olmamtr. nsann bazan meyus ve yapayalnz kald gnler vardr. Kendini tamamen kitapsz ve dostsuz bulur. Bombo

154

gibi doan baz sabahlar lde bir mezar yalnzl duyulur. O zaman yeni batan bir kitap, yeni batan bir mekn ve makam aramaa balarsnz. Ve anlarsnz ki bugn, o kitabn gndr. Anlarsnz ki, her kitabn bir vakt-i merhunu vardr.

[TrkYurdu der; S.247, Austos 1955 ]

155

KTAPLAR KARISINDA GENLN BUHRANI Hangi sinne doru, bu iyice tyin edilemez, ilkbahar ve btn tabiat genlere birden bire yle gzel gelir ki mektebin dersleri onlara artk kuru, yavan ve n-tamam gelir ve talebe biraz sonra elindeki kitaplar tashihe kalkar. Genlerin kalplerine ilk defa giren bu bahar rzgrlar asblarnda lhi alglar alan sihirbazlar gibidir. Genler artk hayatta mphem, sihirli bir eyi sezerler; ilk defa olarak mehtbn gecelerine girer ve kadnlar deiir... Ayn kadnlar deildir bunlar.. phe yok hepsi yeni geldiler..ve bilinmez bir lemin hazlariyle neelerini getirdiler!., ite bu zamanlardadr ki genlerin his ve fikirlerine kitaplar, asl kendi bulduklar kitaplarda doar... Bu kitaplar iinde kardklar mnlar onlara iikler gibi mskir, nefis ve mkemmel gelir... Bu kitaplarn yarm karanl ve kendilerince tamam anlalmamas bile kymetlerine zamm olan bir eydir. Grlrki ilerinde gzel bir lem vardr...
sinn: mr

Baknd, baknd!.. Meer gizli neler varm!.. Bize sakl ne kadar hazineler!.. Hayat iinde mevud, ryalardan daha gzel ne hakikatler!.. Zira, hatralarn doldurmad bir hayat iinde t vaadlerle dolgun, takn t vadlerle baygndr. Ve genler kendilerini birazda lem-i mmkintn hidi sanrlar, ve etraflarnda yaayanlar biraz da kendilerinin kaba saba tebaalar sanrlar. phe etmezler ki istedikleri dem bunlar zerine tesir etmek kolaydr; tecrbesiz olduklar iin mehb ve cesaretli olan bu tze azlarn aralarnda biribirlerine bir sr gibi tekid ettikleri hakikatler kendi indlerindemuhitlerine mehl fakat haddizatnda mspet kanunlar

156

mhiyetini alr. Bu gen seneler sonradan di gzkecek her trl teferrutm mukvemet edilmez bir kymet ve kudret ald mfrit hassasiyet seneleridir. Bu genlerin hemen hepsi kendilerinde bir deh gizlendiine kani bulunmaktan uzak deillerdir. Bir iek tarlasndan gelen kokular gibi bu kitaplardan bin fikir, bin his, bin ses yle messir bir srette yaylr ki bu iiri trife imkn kalmaz; sevilen salar gibi hafzay tatir eden bu plen gzel gibi ruha scak akan felsefeler ve kadn sineleri kadn mskir kitaplar ba dndrmez de ne yapar? (ta'tir: gzel koku ile kokulandrma) Evet, gzeldir bu bahar, bu mehtb. Fakat irler ve feylesoflar sihirbaz elleriyle btn bu gzellikleri avlam ve kitaplarnn birka cmlesinde saklamlar. Mehtaptan daha gzel, bahardan daha kuvvetli, o kadar sihirkr birka cmlede bahar, baharl.. Senin feyzine, bereketine amtm. Fakat o renklerin bile az geldi, deiti. Yeni renkler dodu, btn dnyaya tat, alevden daha kzl, ziylar gibi yakc renkler, ve bu bahar sanki bir tfn!.. Ah, nedir, gittike genileyen, alan hayat etrafnda alkalanan bu scak serap?.. Nedir, gece iirin ve felsefenin leminde doan daha messir, daha ulv bu yeni mehtb? Ebedlere doru uzanan, tilere doru genileyen, yldzlara doru ykselen bu dnya iinde, y Rabb! hissetmek ne gzel! Dnmek ne gzel! Arzu etmek ne gzel!.. Ve bahsettiiniz genler o zaman, en byk bir hrsla, bu kitaplar zerine atlrlar., ve bu kitaplar onlara pynsz bir ummn, pynsz bir ufuk aar. Kitaplar!.. lerine btn mevsimleri, btn zeklar ve

157

btn hayatlar toplayan bu tuhfeler!.. Birisini aarsanz, iinde sizi mest eden bir nefha kar; birisini aarsanz, dnynn rengini deitiren bir by yaylr. Asbna cn olan btn bu tesirler karsnda gzlerle birlikte ruh kamar. Tabiata atklar pencereden bahar sesleriyle birlikte sanatn dersi msikileri ve felsefenin feryadlara benzeyen hitaplar kendilerini sardka, ah!.. Genler bastklar salam topran ryerek bir hat ve tereddt yzne inkilb ettiini ve artk bunun stnde mukavemet edilmez rzgrlara gre alkalandklarn hissederler... Kitaplar bulduumuz zaman ummn ortasnda toprak! diye haykran Christophe Colomb gibi kurtulduumuzu sanrz! Heyhat! Asl mkilt bundan sonra balar. Asl seyaht, asl halecanl -ne kadar zevkli fakat tkat-iken!aray ve sahillere doru yry ite bundan sonradr!.. Bir toprak gibi sbit bir nokta aranr. Bahr rengrenk kokular sunar. Topraktan ve sudan ve btn mcizeli hayattan esrar iinde gelen kokular, beyz, sar, pembe, krmz yeil aalar, iekler ve meyvalar var ki garip, hulyl ikliminin mahslleri gibi.. Rzgarlar rhu bir der-gu itiykiyle aar. Bu bahar iinde yzen ilk mestlerin, ilk bselerin lezzetini hatrlatan, ak iinde gelen kokulardr. Ve gen, hayran rhunu eriten bir msikiden kaar gibi bu srl, kymetli mahfazalardan birini aarak gzleriyle ona dalar.. Ne aryor bu gen? Siz dni esrrn knhn, ruhunda taan, zayi olan levin bir hulsasn, kuvvetlerini tertb ve cem edecek bir lhi, hulsa bir nevi kurtulu arar. Kitaplarda muztarb ruhunun halsn arar. Asl bir kalp hayata ve dnyya bir intizm vermek isteyendir. Byklerine itimd edemeyen veya itimatlarn kaybetmi olan genlerin inandklar,

158

dinledikleri mritler bunlardr: Kitaplar!.. Fakat arkla Garbn iltisk noktasnda ezel bir gzellik memleketi olan sevgili stanbulun ve uzun geceler kalpleri hayl ile dolmu, ananelerden gelme ark mefkresinin evladlar olan bu genler Garbn felsefelerini, Garbn irlerini de istib edince sanki btn irlerin ektikleri elemler ve hayatta mkilta mruz kalm adamlarn btn tereddtleri ve bu iki lemin btn fsnu toplanr, onlara mras kalr!.. irler, kalbe verdikleri raelerle onu derinliklerine kadar oyar, feylesoflar zihne saldklar tereddtlerle onu en gizli, en ince cihetlerinden aar ve hepsi de daha evvelce kef etmemi olduumuz sbmz bulur, bunlara hitb ederler?.. Asrlar iinde szlen, gelen bu ryihlar, esrar iinde yanan bu le, en eski tarih ve yarnn smasn tersin etmek isteyen ilim, bu iki lemin ayr tabiatlar, btn bu eyler genlerin kalbini melle benzer bir akla yakar!.. Tze bir zihne hcm eden bu fikirler actc bir td verir!.. Dnyada bym btn hislerle fikirlerin karmakark ve byk bir kuvvetle bu gen zihinlere hcm etmesiyle hsl olan fikr buhrn beeriyetin yaayabilecei en sammi ve yksek buhrandr. Kalplerin bu inkilb ve balarn bu ihtilli pek tatl olmakla balar fakat elim olacak kadar derinleir. Gen bir mefkre zerine, bu kitaplarn, bu felsefelerin tahacmleriyle tevld ettikleri lezzetli ve ac, derin buhrnn hikyesini hi kimse lykiyle syleyemeyece, mbalaa edemeyecektir, sanrm. Btn bu kitaplar genlerin kanlarna ayr bir ruh dkecek ve krk tarafa dvet edilen balarnn harreti onlar n-km, hayatn her ekline dargn ve n-memnun brakacaktr. Btn felsefeler belki bu taze zihinlerde tekmil kemikleriyle taazzi edemez ve bir hoca gelse, belki bu

159

genlerin felsefe sistemleri hakknda kendi kendilerine edindikleri kanaatleri birer birer tashih edecekti. Lkin bundan ne kar?.. Genlerin felsefelerden aldklar -arnn ieklerden ald eker gibi- hissi bin hlsdr. Asl istihsl ettikleri bu "hlet-i rhiyedir ki messir ve tehlikelidir. -Ah zavall gen!.. Bu mestye tahamml iin ne salam bir ba ister.. Felsefelerin tenevv, stadlarn okluu eer byle denilirse- hakikatin bereket ve tenevv karsnda, genleri az zamanda byk bir taab, ok derin bir buhrn duyacaklardr. Kitaplar, hep birden grlse, en byk bir ummn kadar hududsz, en vsi bir sahr kadar hududsuz, onun kadar akc, halecanl birey ve bunun kadar yakc, kurutucu bir eydir. Byk ktphneler karsnda, tabiatn mehb manzaralar karsnda gibi, zihin kkln duyar, bu ezici kuvvetten rker... Felsefelerin ziylar muhteem yldzlarnki gibi smit ve skit deil, davetkr fakat muztarib, hastadr. arkn hulylarndan, mezarlarndan, viranelerinden, sktlarndan ve dvanlarndan szan koku, garip fabrikalardan gelme btn ryihlarn usreleri de karnca, bu fazla meb ve ok gen dimalar sendeleyerek bahar iinde birden bire sihirli bir lm kokusu mevcut olduunu farkederler ve grrler ki gezdikleri yer bir mezarlk!.. Devam eden hayat onun gibi bir ey... Muhitimize bir tesir icr edemiyoruz, fakat muhitin snm gzellikleri hla leler gibi bize bakyor. Bu yksek felsefelerin stnde, stadlarn dveti gya krk minareden okunan krk tane ezan!.. Evet, krk tane minre, fakat hani bir mihrb?.. Bunu nasl bulmal, intihb etmeli?.. Ve nihayet bu genlerin mefkresi, stnde muhtelif felsefeler dt bir harp meydanna der.

160

Eyvah!.. Zehirli bir iek tarlasnda gezinen bir hayvan gibi, akim btn bu ieklerden yediyse, sana ne kadar acyacam ey gen!.. Zira bu yabanc otlarn yakc ve mukavemet edilmez tesirleriyle hrap olan akamlarn btb mestsini bilmez miyim?.. Dnyann en kymetli bir noktas kendi kalbin olduunu bilirdik. Grdn bu muhteem gzellikleri hep sen tayor fakat bu kymetin sana bir skn bahetmez, ve byle semeresiz bozulup gitmekten de korkardn. Kollarn harekete lyk bir i, ayaklarn admlarna deer bir yer bulmazd. Bilirdi ki kendine lyk bir fedkrlk yok ve perestiine mstehk bir yr yok!.. Bir ac hodgmlkla yanar ve kururdun. Zira bilirdin; kuvvetliler kendi kendilerine hayran, bir noktada kalanlar deil, koanlardr: yiler kendilerini deil, bakalarn dnenlerdir; muttasl akan hayat ruhta toplanan bir deniz deil, muttasl taan bir eydir... Ah, hani nnde bu hodgml eriterek alamak istediin mihrb?.. Salt aklnla ararsan bir ey bulamayacaksn, kalbini a, ey gen!.. Kalbinde saltanat sren o ac azl ve n-km gzl bedbin sultan kov!.. Kanunla beslediin hakime, gitgide kibirli ve sana gitgide dman, zmrt gibi kymetli gzlerle bakacak, fakat yanan atein hakikati bu zmrtler arkasndan ancak yn- nazar bir manzarann gibi grecektir. Ancak kalbinle bakarsan her taraftan seni kucaklayacak hayat grrsn. Hayat bir muhabbettir. Bir rhun tekevvn!.. Bu, kolay bir hdise deildir. Hayatla gerek ferdi, gerek mill en mhim mesele bu!.. Ve tad isme liykat eden bir mrebbi, bir mderris, bir std, gencin ruhunda bir le uyanmasna, bir rhun

161

uyanmasna alandr ve byle bir std demin bahsettiim fikri ve rhi buhrnm, bu hilenin bir kahraman, eski bir eyh gibi gzkr. Esasen evliylarn nfzunu byle anlamalyz. Eski eyhler de byle tabii bir buhrnm nzmlar olurlard. Zira bir stadtan beklediimiz rhumuzu korumas, ruhumuzu kurtarmasdr. Mantk burada kuru, ybis, hkir, cidden geici ve sthi, miyne kalr. Zaten bir avukat gibi bir stad istemeyiz. Aklmz srf bir mudele-i riyziyeyi halletmekle megul olacak deildir. Fakat kalbimizdir ki bizi teci eden, bizi sevk eden bir ak ile dolmaya muhtar. Hibir zaman yabanc bir mantn sesi bir kalbi dolduramayacaktr. Ah! Kalbimi doldurmak ve tarmak iin lhi bir damla blbl sesi duysam!.. Aradm, kalbimin muhakeme etmeden inanaca bir hakikattir. Aradm, yabanclarn inkr etmesine msaade edemeyeceim bir hakikattir. Kalbimden vcudumu harekete getirecek bir emrin sdr olmasn istiyorum. Bizi tutan, yaatan, bir itikad; yaadmz hayat, beslediimiz bir itikattr. Her mehtb gecesi ay ve her bahar sabah gne genlere bir msiki syler ki, bu bestenin gftesini bulmak ve tesbit etmek memleketin bu stadlarnm, ir mtefekkirlerinin, milli ruhun mrebbiyelerinin vazifesidir. ir ve feylesof, bu milli stadlar bilmelidirler ki her kanaat bir iir gibi taar, her sanat bir ders, her samimiyet bir galeyan, her hakikat bir imandr. Eer szlerinin iinde bir imana kadar varan bir derinlik bulamazsak sathdir, isterse sussun bu hoca; bu szlerinin skttan fark yoktur, isterse sussun!. Bizim batndan evvelki stadlar mutlakiyetten

162

nisbetiyyete gemek noktasnda kalmlard, imdi her eyi nisbiyetle tartan ve kabul eden bir zamann mnteziyyetine erdik: Kaba bir cehl ile eskiden yapld gibi mutlak bir ilim tasvir etmek ve lem ml bir manta inanmak bugne nisbetle tehlikeli bir irticdr. imdi fki her trl emniyetten tecerrd ederek ahlk salam temeller stnde barnabilmek kalyor. Neye istind edebiliriz? Maksat bizi hareketten men edecek sebeplerin azametini takdir ve bunlarn herbiri nnde keml-i ihtiramla secde etmek deildir. Byle menfi bir ilim belki mutantandr. Lkin bizi hayata sdk brakan ve bir tarafa balanarak yaamak isteyen kalplerimizi tevik eden bir ilim ne kadar daha mrecch!.. phe yoktur ki tereddt eden ilim, ne kadar istind olsa bile hayattan ziyde lmle megul olan ve hayat lme kartran bir mutasavvftr. Terbiye ve tedrisin asl gayesi iman sahipleri, mutekidler yetitirmektir.( tecerrd: soyunma, plak olma / mbhem: belirsiz,
kapal, anlalmaz / mu'tekit: inanan, dini btn / halta: birka eyin karmndan meydana gelen, karma/mcerret: soyulmu, plak, yaln / mutantan: debdebeli, grltl / mreccah: tercih edilen, stn tutulan / istinad: dayanma, gvenme)

Bir felsefeden bir felsefeye konan mfekkirler imdiye kadar hakikati arayan ve beeriyetin ona atf ettii bu muhtelif ekiller karsnda yorulan -btb-nihyet hepsini tevhid eden, hepsine bir intizm veren bir hakikat buluyor; benliimizde ksmen mevcd bir itikad olduu iin derin bir srette inanabileceimiz hakikat bu: Btn felsefeler bir takm erit dahilinde bir takm adamlar hakknda doru ve nfidir. Hi birisinin bir dieri zerine ahlk bir tefevvuku yok, ve ummi l-yetegayyer

163

dnyevi bir hakikat yoktur, bunu nfile mit etmek bir cahillik olur. Bizim esasen vsi ufuklar iinde zahmette erebileceimiz hakikatler bunlardr: Milliyetimizin ve dnimizin hudutlarnda bulacamz hakikatler... Bir Trk ve slam hayatnn kucaklayaca bir hakikate inanmyoruz. Eer vatanna, milletine, Trk ve slam hayatlarnn menfaatine inanmazsan neye inanacaksn, bre gen?.. Mademki kafanla dneceksin, demek dncende serzad olamazsn.. Bulduun hakikat srf senin hakikatin olabilecek!.. Hakikat diye aradn senin hricinde bulunan ve gzlerine kar ufukta her zaman fni bir ekilde bir dierine inklab eden bir sehb deil... Aradn hakikat, ancak senin hakikatin olabilecektir. Var olsun o stda ki serablardan gelen ve ifl eden seslerden daha ileride cidd bir ilim ve hakiki bir fazilet glistnnda milliyet blbln duyup minresinden bizi glistnn iinde mahrum ten o blbln sesine arr, ite o sestir ki bir damlas kalbimizin ztrabn sndrecek ve iimizde bir muhabbet destan gibi alayacaktr. Gelecek maklemizde smail Hakk Beyin kitaplarm mevz- bahis ederek hayat doru bir hamle olan bu gzel eserin ihtivi ettii rhu ve bugn sylediimiz nokta-i nazardan genlerin bunlardan ne kadar istifade edebileceklerini sylemek istiyoruz. [ Dergah der.; S.2,1 Mays 1337(1921) ]

164

EDEBYAT MECMUALARI Edebiyat mecmualarndan, edebiyat sanatm bayalatrmalarn deil, bilkis, mmkn olduu kadar ykseltmelerini beklememiz tabidir. Bu bakmdan, bu mecmualarn, edebiyat biraz putlatrmak istemelerini de mzur grebiliriz. Zaten her sanat ve edebiyat birer puttur. Btn edeb mecmualar birer edebiyat mahfili demektir ve hatt birer akademi saylabilir. Her edebiyat mecmuas bir kltr vesikas, bir zevk ehadetnamesi olur. Edebiyat mecmualarn neredenlerin yaptklar, bir ticaret deildir. Onlar bir nevi tarikatn mrid ve mridleri olurlar. Bu mecmualar, resimli magazinler ve gnlk gazetelerin yannda, edebiyata merak salanlar ve ananelerine sadk kalanlarla birlikte, mill bir vazife ifa etmektedirler. Hakik bir edebiyatn, yani samim iir, hikye, roman, tiyatro piyesi, hatra, seyahatname, tarih, din, felsefe, tenkid yazlariyle hsl olan bir mill lisann, bir mill edebiyatn yaamasna ve ykselmesine hizmet ederler. Mektep zamanlarnn hayli iptidai, dank, grltl ve bulank senelerinden sonra, kymetli bir yazar, bir sanatkr olmak istidadna malik btn genlerin, gzleri aldka, sanatn perdesini, nktesini ve nihayet iirini duymalar mukadderdir. Her muharrir, her szn daha mnal, daha canl, hulsa daha sanatkrane ve stadane yazlmasn istemek ihtiyacndadr. Onlar, ta ilk okuyup sevdikleri kitaplardan, edebiyatn, sanatn husus ahengini duymya, airin ve ediblerin dillerini anlamaya ve onlara hitap etmeye koyulurlar. Bir Fransz stadnn,

165

Mallarmenin Donner un sens plus pur aux mots de la tribut" demesi budur. Doutan edebiyat olanlar, edebiyatn mahrem ve air duygularn, gen hassasiyetleriyle, ilerinde bir nevi ak gibi bulurlar. Tevfik Fikretin: Yarnki irime ihzar iin biraz halecan! demesi budur. Gene bir Fransz airinin dedii gibi, sanatn ruha her ziyareti bir hummadr: La visite de lange est toujours une lutte! Zavall Ahmet Haimin: imiti Fuzuli bu alevden -Dmt bu iksir ile Mecnun- irin sana anlatt hle! demesi de budur. Sanat ve edebiyatn, genler zerine ilk yaptklar tesirleri mukaddes sayabiliriz, madem ki bunlar, bir gn gelip, kendilerinin cidden mukaddes htralar olmaktadr. Bu ilk zamanlarda yaanlan yerler, oturulan mahalleler, tanlan insanlar, duyulan byk lezzetlerle birlikte okunulan bu ilk kitaplar, tadna varlan bu ilk iirlerle baharlarn pencerelerinden dalan tabiat kokulan, alg edlar, ku sesleri, yldz ve mehtap klariyle ruh arasnda,sanki mnevi bir by ile, yle bir birleme, uurlama, anlama ve badama hsl olur, btn bunlar artk yle bir tek zaman halitas haline gelir ki, bu ilk sevdiimiz zamanlarmzla ilk duyduumuz bu eserleri nice husus mnalarla ilnihaye zenginlemi ve canlanm buluruz, yle ki biz bu ilk mevsimlerimizde bu ilk kitaplarn, ilk mecmualarn iksirlerini bir kere itikten ve sihirlerine bir kere erdikten sonra onlar birbirine karm, birlemi olarak ve genlik akmzla birlikte ayn bir ak lhisi halinde duyarz. Bunun iindir ki, ktphanemizde btn kitaplar artk susar, uyurlarken onlar, kendi msralarmzm gibi, bize hl seslenmekte devam ederler.

166

lk okuduumuz bu kitaplarn, lzm geldii kadar tam ve iyi anlyamadmz iin o zaman mbhem grdmz yerlerini daha kymetli telkki ederiz. Nasl ki mutekidler de iyi anlyamadklar bir dinin karanlk szlerini mbhem iirlerle zenginletirirler. Ruh lboratuvarlarndaki birtakm imbikli kelimelerin yardmiyle, airler gibi, muhteem bir halita yaparlar. Eski zamanlarn, fetilere tapanlar gibi, bu ilk kitaplarn kerametine inanyorum. Bu ilk okuduklarmdan, Edebiyat- Cedide kitaplarnn eski ktlarnn hamurunu, krmzmtrak kablarn ve Servet-i Fnun sahifelerinin ekillerini, btn bunlarn bir araya gelip yarattklar hisleri, fikirleri ve iirleri duyuyorum. Bu ilk okuduumuz kitaplar - ki benim ahs listem, Hayat- Muhayyel, Rbab- ikeste, Bir Yazn Tarihi, "Ak- Memnu, Hayal iinde olmutur - bunlar yalnz okuduklarmz deil, biraz da kendimizin yazar, ibda eder gibi olduklarmzdr. Zira onlar biraz da kendi yanllarmzla tashih etmi, onlara kendi hlyalarmzdan ilveler yapmzdr. O zaman airlerinin birok msralarn imdi bugnk mcerred mnalariyle deil de, bu eski htralarmn katlmalariyle, tek bir zaman iinde ayr ayr mnlarnn dndaki o eski zaman seslerini ayrd ederek, hl daha eskiden kalma ed, mn ve htralarnn tesirinde kalabiliyorum. Eskiden, bir hayli kapank ve dar olan Edebiyat- Cedide zamanlarnda bile, her hafta Perembe gnleri kan Servet-i Fnun mecmuas bize edebiyatn mhim bir mektubu halinde gelir ve gen, yal btn edebiyat merakllarn alkadar ederdi.

167

Pek eski htralarmdan biridir: Bir akamst, yalmzn penceresinden, ihtiyar Veli Beyin bir sandal gezintisi yaptn grmtm. Otomobillerin daha mevcut olmadklar bu zamanlarda, bu eski zamann Boaziinde byle kayklar ve sandallar btn yallarn tabi birer nakil ve gezinti vastalariydi. Hayr, akamn halvetli sularnda ihtiyar Veli Bey sandal gezintisi yapmyor, bize geliyordu. Vapur, Rumelihisarna uraynca iskeleye km, bir sandala binmi, bize kadar gelmiti. Bizden, Servet-i Fnnun o gnk nshasn istiyordu. Zira, o gn stanbula inmeyen Saffeti Ziya, bunu rica ettii halde, kendisi unutmutu. imdi, sandalla, Boyackyndeki yalsna dnerken bu drt gzle beklenen mecmuay gtrecekti. Halbuki Servet-i Fnunun o nshasnda Saffeti Ziyann bir yazs da yoktu. Tam, halis edebiyat ananesine gre asl byk stadlar bir nevi peygamberler gibi telkki edilirdi. Namk Kemal ve Abdlhak Hamit byk birer prestije sahiptiler. Bizim nesil iin de Edebiyat- Cedide stadlar, Tevfik Fikret, Halid Ziya, Cenab ehabettin byk birer pirestije sahiptiler. Tevfik Fikreti, hemen her gn, ya, shh bir maksatla vapurdan Bebek iskelesine km, Hisar iskelesindeki yalsna yaya giderken, ya, kendisinin ektii sandalda, haremi ve olu ile birlikte, veya derede resim yaparken grrdm. Btn gen arkadalarm onun byk bir adammz olduunu bilirlerdi. Bir bayram gn, air Nigr Hanmn, Osmanbeydeki, dar ve yksek, bir sefertas gibi st ste, kat kat evinde, sokak kapsndan girilince hemen sadaki

168

selmlk odasnda, atafatl bir redingot giyinmi Uak Zade Halid Ziya Beye takdim olunup stlahl ve terifatl bir yazy deta okur gibi syledii cmlelerini resm bir slbun husus bir ahengi olarak dinlemitim. Ve baka bir gn de, Bebek bahesinde, dostlarmzdan biriyle bir masada oturan Cenab ehabeddin Beyle tanmtm. air, bonjurlu idi. Kabark salar, kk fesinin kenarndan tayordu. Bir parmanda bir hayli tmsek, yakut bir yzk vard. Ksa gllerin, aralarna ksa fslalar koyduu kk kk cmlelerle btn sylediklerini birer iir gibi duymaya balamtm. imdi, farz- muhal, dnyay yerinden oynatsam bile, hibir ey o vaktiyle, ocukluktan ilk genlie kartm gnlerde duymu olduum tahassslerin, bu kck vakalarn, htralarn hfizamdaki yerlerini silemez sanyorum. Bu tahasssleri ayn iddetle bir daha duymaya imknm kalmam olduunu ve artk hibir dnya hdisesini de bu iddetle bir daha duyamyacam biliyorum. Edebiyat tarihleri, daima, edebiyatn, baz mecmualarn tesirleri altndaki hareketleri gz nnde tutulmakla yazlabilir. Her edeb mecmuann bnisi, yeni bir ilmin kifi, airi ve stad olur. Nasl ki, sonradan tanm olduumuz Tevfik Fikretin de huyu, evsaf, titizlii ve taassubu Servet-i Fnun mecmuasn pyidar edebilmi ve Edebiyat- Cedidenin mrn idame etmiti. Her edeb mecmuay uzun mddet yaatan bir muharrir bulunur ki bu da ayr bir mucizenin kahraman saylr. Birok edebiyat mecmualarnn, uzun mrlerini byle birer muharrire borlu olduklarn reniyoruz.

169

Yirmi sene evvel, Ankarada, Yaar Nabi -Nahid Srr ile birlikte- yeni bir mecmua iin yazlar istemeye geldii gn, bir edebiyat mecmuasnn doacana sevinmi, fakat birok tecrbelerle, edebiyat mecmualarnn mrlerinin ne kadar az olduunu bildiimden, evvelinden belki bir mitsizlik duymutum. Yaar Nabi, birok meziyetleriyle birlikte, dd-i Hak olarak, bir edebiyat mecmuasn yaatacak evsafa sahipti. alkan, dikkatli, sevimli, nezaketli cidd, hesapl, tecrbeli, inat olmalyd ki bir mecmuann devamn temin edebilsin. Filhakika, btn matbuat hayatmda o, en ziyade correct olarak tandmdr. Yirmi senenin devamna bir dostluk nasl mukavemet edebilir? Bunu imdi bir nevi mesut mucize gibi gryorum. [Varlk der.; S. 397, Austos 1953 ]

170

Romana Dair kinci Blm:

171

ROMAN NEDR, NN VE NASIL YAZILIR? tiraf edelim ki romandan bahsetmek iin bir makale yetitirmez, hi olmazsa bir kitap lazm gelir. Evvela roman nedir? Bu sualin tam ve doru bir cevabn vermek bile pek gtr. Her milletin, her devrin, her muhitin, her edeb mektebin ve hatta her romancnn biraz kendine gre ve hususi bir roman vardr. Romann her millette ancak manzum bir tarzda, destan eklinde yazld bir zaman olmutur. Bizde de byle manzum hikyeler yazld. Eski meddahlarn sylemi olduu hikyeler ifah kalan ilk romanlarmzdr; baslmam masallar ve bunlarn iinde nihayet ilk baslm olan, Hanerli Hanm hikyesi de Trk romanlarnn byk annesi telkki edilebilir. Gene her millette ilk zamanlarda roman edebiyatn malm olan ekillerinin haricinde saylm, binaenaleyh edebiyatn hududu haricinde telkki edilmiti. Fakat pek oktan beri edebiyat demek yalnz nazm ve mutena bir nesir, manzum veya mensur piyes, tenkit veya tarihten ibaret deildir. imdi manzum ve mensur iir, kk hikye, tiyatro, tenkit, tarih ve htrat diyemediimiz ve en basit bir vakay ihtiva eden ve ancak birka ehas olan mensur kitaplara roman diyoruz ve esasen edeb olmayan romanlar mevzuu bahs etmeyince roman da edebiyat vadilerinden biridir. u kadar var ki bunun biri birinden pek farkl nevileri bulunur. u (roman) kelimesi zerindeki bsd mnakaalar da ispat ediyor ki zavall insanlar birok kavgalara sevkeden hep kelime ihtilaflardr. ok kere tarafeyn kelimelerin tefsirinde anlalrsa ortada kavgaya mevzu kalmaz. Roman birtakm vakalarn gene birtakm tahkiye usullerile hikyesi addedenler kendi kanaatlerine gre birok kavaid vazna

172

kalkarak esasen bu nokta-i nazar kabul etmemi olanlarn eserlerine iyi roman deil yahut sadece roman deil diyorlar. Tpk vaktile (trajedi) nin tabi tutulduu mekn, zaman vesaire kuyuduna benziyen eylere tabi sandklar romana biraz edebiyat, iir ve fikir kart m, kendi kalplerinin hararetini, yahut fikirlerinin derecesini biraz geti mi olmad, bu roman deil! iddiasn serdediyorlar. Trk romanna geirilmek istenen bu zincirler koparlmaldr. Roman yle zengin bir edebiyat vadisidir ki her trl tarz istif eder. Edebiyata vaktile kk bir kapdan sokulmu olan roman o kadar her kalba her kla girmitir ki onsuz bir edebiyat tasavvur etmek bile mmkn deildir. 19uncu asrn byk edeb terakkisi de romann edebiyatta ald bu mevkidir. Pek asri olan bu nevi sair edeb vadilerin hudutlarn da istila etmitir. Ve imdi artk kendi hudutlar malm olmayan, bazan ekilen ve ekseriyetle yaylan bir denize benzer. Son zamanlarda mthi bir savletle daha ancak tarihin malikanesi saylan birok yerleri de istila etti. Romann hudutlar gittike seyyal ve mphem kalmtr. Filhakika roman hayatn bir aynas, daha ok uzaklar gren ve daha iyi gsteren bir drbn olmad zamanlar, kalplerde beslenen mahrem hisleri ve balarda gizlenen hususi fikirleri sylemeye cesaret edemedii ve yalnz gnl elendirmek iin okunulan bir masal gibi telkki edildii mddete bu mevkiini kazanmamt. Fakat imdi mevkii gittike ehemmiyet alyor. (Roman)m belki en byk stad, kendisinden evvelkilerin hepsini geen bir stat, muahhar bir muharrir, Marcel Proustdur. Bugn denilebilir ki roman kriin edeb zevkinin de bir

173

nevi miyardr. Eer roman ekillerinin hepsine de bsbtn lakaytsanz yeni telakkisi ile edebiyata pek meraknz yok ve noktai nazarnz biraz eskimi demektir. Eer edebi olmayan romanlardan bakalarna alkadar deilseniz edeb bir irfannz ve zevkiniz yok demektir. Kuvvetli bir roman yetitiremeyen bir edebiyat zinde ve shhatte saylamaz. Bu labalilik, bu sathilik, bu fikirsizlik ve bu hissizlikten kurtulmamz ne kadar elzemse bilhassa romanmzn terakkisi de edebiyatmzn inkiafn gsterecei cihetle o kadar temenniye ayandr. Roman bizde bir taraftan Namk Kemal, Sami Paazde Sezai (Sergzet) ve Halit Ziyanin eserlerile edebiyata girmi, dier taraftan da bilhassa Ahmet Mithat Efendinin romanlarile avam hikyesi mahiyetini alm ve garbn cinai romanlarnn adaptasiyonu ekline dmt. Hseyin Rahmi ile halk tabakalarnn gldrc bir tasviri mahiyetini gsterdi. Edebiyat Cedide, Fecr-i ti ve ondan sonraki nesilde baz kayda ayan eserler vcuda getirdiler. Fakat bu eserler bizde hususi bir roman ananesi yaratmam ve ekseriyeti itibarile edebiyatmzda mhim bir mevki igal edememitir. Halbuki bizim de milli bir romanmz yani bir Trk romanmz, yani hususiyetlerimizi gsteren, tabiatmzn bir vesikas ve hayatmzn bir aynas olan, kalbimiz gibi hassas, ve bamz gibi mtefekkir bir romanmz olmalyd. Asl romanclar, her ne ekilde yazarlarsa yazsnlar, yz sahife boyunca bir vaka, bir avam, bir hayat tarif ve hikye etmek ihtiyacile doan ve bundan dolay yazan ve muhta olduklar yazy yazmakla memnun olanlardr. Ancak hilk bir temaylle yazarlarsa romanlarnda

174

muvaffak olacaklar. (Roman) nm inkiaf ve terakkisi de ancak byle romanc olmak ihtiya ve istidadile domu ediplerden beklenebilir. Gen ve mehur Fransz edibi Andr Maurois evvelki sene stanbulda (roman) mevzuu etrafnda bir konferans vererek bilhassa (roman niin yazlr) sualine cevap aramt. O, insan hayalen yaad hayat tahakkuk ettiremedii ve hakikatin hayale uymad iin hayatmza bir pencere amak ihtiyacile yazdmz sylyor. Ve Alexandre Dumaszdenin kk bahesini misal olarak gsteriyordu. Apartmannm arka tarafndaki bu bahe o kadar kkm ki bir gn Alexandre Dumas Salonun pencerelerini a da bahene biraz hava girsin! demi. Andr Maurois diyordu ki Yazdmz romanlar hayatmzn hava almaz bahesine atmz bu salon pencereleridir. Ve buna dier bir misal olarak Balzacn bir romann zikrediyordu. Balzac kendisini terk etmi zengin ve asil bir kadndan hayatnda intikam alamad cihetle yazd bu romanda vaka kahramanna bu kadnn omuzlarn kzgn bir damga ile yaktrarak ondan bylece hayalen intikam alm! Fakat bu izah tarz niin Balzacn roman yazdn ve ayn vaziyette kalan komusunun neden yazmadn izah edemiyor. Halbuki zavall beeriyet iinde hayatnn bahesine hava vermek iin hlyasnn pencerelerini amya muhta olmyacak kim vardr? Geen cumartesi gn de bize bir romanc romanlarn nasl yazar? Mevzuuna dair bir konferans veren Claude Farrere bugn zaten harc lem olan bu fikirleri ve bu meselelerin ne kadar nisbi olduunu kabul ve tasdik ile her romancnn ancak kendi romann ve ancak kendi tarznda

175

yazabileceini, bundan dolay bir roman yazmak usul tavsiyesinin de abes olduunu, madem ki her tarzn ancak bir tek muharririn istifadesini mucip olabileceini syledi. Maahaza yine baz kaideler tedvin etmek ve baz nasihatler vermek neticesine vard: Bunun en ehemmiyetlisi, roman nazariyecilerinin bir oklarnn tavsiyesi hilafna roman iin bir plan izmemek lzumu ve faidesi hakkndaki szleridir. Claude Farrere diyor ki Plan ehasn yaamasna, hayatlarna mani olan demir bir kafestir. Ehas yarattktan sonra onlar brakmal yaasnlar ve kendi kendilerini istedikleri gibi sevk etsinler. Muharrir onlara tabi olmaldr. Claude Farrere bu itibarla romann aheserlerinden telakki edilen ve Edebiyat- Cedide zamanlarnda bizde de o kadar methedilmi olan Gustave Flaubertin Madame Bovarysini kusurlu bir roman telakki ediyor. Zira Madame Bovary halk edildikten sonra geirdii hayat yaamakta devam ederdi, fakat intihar etmezdi. Halbuki elde Flaubert, Rouen gazetesinde bir kadnn intiharn okuyunca onun neden intihar edebileceini dnm ve bu intihara vasl olmak fikrile bir roman tahayyl etmiti. Ancak Madame Bovarynin intihar eden kadnla hibir mnasebeti olmadn hesap etmedi. Muharrir evvelce tasmim ettii bir neticeyi yaratt ahsn tabiatna muhalif olarak zorla meydana getirdii iin eseri kusurlu olmutu. Farreren harikulade beendii ve bir aheser telakki ettii roman da Balzacn Le Pere Goriotsidir. Bu roman tefrika olarak basld sralarda birok gnlerin mabad var cmlesini merak tahrik edebilecek bir noktaya drmek iin birok adiliklere yer vermi ve Binbir Gece

176

Masallarnda yeni doan bir ahzadeye tlsm ve bunu acele acele yazdndan slubu da kusurlu kalm olduu halde eser son derece canldr nk evvelce tasmim edilmi bir plan yoktur. Balzac ehas bir kere dnp meydana kardktan sonra yaatyor ve bunun iin eser her eye ramen bu kadar yksekte kalyor. Fakat ne olursa olsun unu kabul ve itiraf etmeliyiz ki her sanat eserinin douu esrarl bir eydir. Bunu evvelinden muayyen birtakm usul ve kaidelere rabtetmek imknszdr. Tadat ve tahlil edilemiyecek bu esbap ve evamili bir kelime ile ifade iin mukadderat dan bahsetmek ok deildir. Ve buna takdiri ilahi demek yerinde bir tabirdir. [ Milliyet gaz.; 17 ubat 1931 ]

177

EDEBYATTA ROMAN Btn gzel sanat eserleri, sanatlarn duyduklar bir yaratma gereksemesinin rnleri olduu gibi, roman da byledir. Bakalarnn besteci, ya da ressam olmak yeteneiyle doduklar iin, mzik ya da resimle uratklar gibi, yazarlar da yazmak gereksemesiyle doduklar iin yazarlar. Bu yetenek onlara dardan verilemeyecei gibi, kendi bulduklar ve uyduklar sanat kurallar da dn kendince buyruklaryla belirlenemez. Roman, toprakta biten bir aa gibi, ieriden darya bir fkrma eseridir. Kendi zel zsuyuyla doar, kklerini topraa salarak a doru ykselir, yere titrek dantelli glgelerini dker ve stnde iekler aar. Onun yntemi ve dzeni, mhendislerinki gibi deil, doannkiler gibidir. O, ta ve kire gibi gerelerle kurulamaz. Dardan ona geometrik kurallar kurmak ve amayaca uzaklklar gstermek elde deildir. Yazar, nazm olarak deil, dzyaz olarak yazarsa, yazd tiyatroda oynanmak iin deil, okunmak iin olursa ve dzyaz; iir, gezi yazs, an, gnlk, tarih, eletiri, zdeyi, her hangi trl bir deneme, ksaca edebiyatn az ok bilinen teki trlerinden birinde olmazsa ve en aa bir kk cilt tutabilecek bir uzunlukta olursa, bu yazdna roman deniliyor. Yalnz bizde deil, her yerde. Yalnz imdi iin deil, her zaman iin. nk romann ne olmadn sylemek, ne olduunu sylemekten ok kez daha kolaydr. Bizde Edebiyat- Cedide zamanna kadar romana byk hikye ve Franszlarn conte ve nouvelle dediklerine de kk hikye deniliyordu. Ama istersek bu roman szcn kullanabiliriz.

178

Romann hibir genel kural yok, belli hibir teknii yok, trl biimlerinin amalarnda da birlik yoktur ve hem de denilebilir ki, kayna ve doas bunlarn olmasna engeldir. O, tarihin, destann, felsefenin, iirin, bilimin, masaln bir mirasyedisidir. stekleri gnden gne artan, snrlar gnden gne genileyen ve her yeni deha ile kendine bir kta, bir dnya, bir bilim daha bulan roman btn kapsamyla anlatan bir tanm bulmak g deil, olanakszdr. Roman anlayn trl biimlerini, rnein Franszlarn gerekilik (realizme) dedikleri yolun anlay biimine indirgeme elde deildir. Roman udur, oysa bu deildir yollu tanmlarn hibiri onu anlatmaya yetmez, nk daima byle belirlenen snrlarn dnda kalan birok deerli eserler bu szlerin yeter bir kapsam olmadn gsterecektir. Roman, yle ki uzunluu ve ksal bakmndan da hibir kurala bal deildir. Ve en eski zamanlardan beri de pek ksa, ksa, orta, uzun ve pek uzun romanlar bulunur. Romanclarn eserlerini diledikleri gibi, yani daha dorusu, gereksedikleri gibi yazmaya haklar vardr. Bu alanda herkes kendi sesini duyurur, kendi doasn syler. Romann iinde, her romanc, sanki Nuhun gemisine binmi ayr bir yaratktr. Roman o kadar eskidir ki, Yunan ve Latin klasik edebiyatlarnda da vard. Ve eitliliini bu eski alardan beri klasik olmu baarlaryla tantlamtr. Bu alanda eski alarda da stn eserler domutur. Ve Dou da byle byk bir eser tanr: Binbir Gece Masallar!.. Eski klasik alarn, Ortaan, on altnc, on yedinci, on sekizinci, on dokuzuncu ve yirminci yzyllarn romanlar vardr. Fransz, ngiliz, Rus, Alman, Ispanyol, Italyan romanlar vardr. Klasisizmin, romantizmin, natralizmin, empresyonizmin, teki edeb okullarn romanlar vardr.

179

Bunlarn hepsi de, aralarnda birbirlerine benzemekle birliktir. Romandr. Ayn dnem iinde beenilerine, sluplarna, mesleklerine, konularna gre birbirinden ayrlan o kadar eitli romanlar vardr ki, bunlarn trleri saylmakla bitmez. Aslnda bunlar birbirinden bnyelerine gre ayrmak istesek bile, bu da ou kez kendince olur. nk bu romanlarda grlecek zellikler ok kez birbirini bozmaz ve romann bir nitelii, onu bir baka nitelikle daha nitelenmekten alkoymaz. yle ki, her roman, birka trden saylabilir. Burada her ey st ste ve i iedir. Btn bunlardan kan kesin sonu, romann nitelii ynyle pek melez ve kark bir edebiyat tr oluudur. Btn bunlara karn roman ancak ba, ortas ve sonu olan bir hikyenin yazlmas diye tanmla yetinmek hi doru olmaz. Ama her zamanda ve her yerde baz dar grl eletiricilerle edebiyat retmenlerinin hem kendi beenilerine uyarak, hem kuralcla kaplarak, romana birtakm yntemler, dzenler, yasalar koymaya kalktklar grlyor. Sanki herkesin birletii, bir roman tanm varm gibi!.. Ve sanki kendileri de aralarnda olsun anlamlarm gibi!.. Bunlarn hepsi de, saflkla, kanlarnn herkese uygun grldn ve kendi dnlerinin beenildiini sanrlar. Oysa ne gezer! Hepsi de ok kez, gemi bir zamann ve dar bir grn, bir mantn, bir beeninin ayr szlerini sylerler! Kendi greneklerine uygun grdkleri bir esere bu asl romandr ve tr kendi istediklerinden biraz ayrlan bir esere, Bu gerek roman deildir! Derler. Szn ksas, onlar romana kar leylein gagasn ve ayaklarn kesip: Hah! ite imdi kua benzedin! diyen Nasrettin Hoca gibi davranmak isterler. Romanclara verdikleri ve kendilerinin birbirinden

180

gzel saydklar tlerini dinlesek, bunlarn sonu gelmez: Hikyenizi sylemekle yetinin! derler, Sakn konudan dar kmayn! iek koparmak yasak! alg dinlemek yasak! aka etmeyin; ciddilie yakmaz! Kahramannza acmayn; yan tutmazla uymaz! Glmeyin; arrsnz! Dnmeyin; saptrsnz! Roman zerinde bu yasaklara gre eletirilerine uramayacak hibir eser bulunamayaca ortada olmakla birlikte, gene bunlarn az ok onaylarn kazanacak, ancak Franszlarn realist dedikleri yntem bakmndan baarl saylacak olanlar, rnein: Daniel de Foenin Robinson Crusoesi, Abbe Prevostnun Manon Lescautsu, Stendhalin Le Rouge et le noir!, Balzacn Le Pere Goriotsu ve Eugenie Grandetsi, Flaubertin Madame Bovarysi gibi romanlardr. Oysa bunlara karlk ya yaymlandklar zamanda ya da sonradan duygu ve dnlerde hemen hemen devrimler yapm, slplar deitirmi ve tm edebiyat etkileyerek, hliyle klasik olmu nice eserlere baklnca bunlarn ileri srlen o kurallara gre yazlmam romanlar olduu grlr. Anlamay kolaylatrmak iin kiisel beenimle yelediklerimi saymadan yalnz genel tarihte yerleri olan en nl ve klasik romanlardan usuma ilk gelenlerle aadaki liste taslan yaptm. Az zaman ve emekle gereken teki adlar eklenerek bu yolda ders alnacak bir liste dzenlenebilir. Bu kitaplar, kuku yok ki Fransz realist mesleinin dar roman tekniine uymayan, ama etkileri bakmndan evrensel olan eserlerdendir: Rabelais: Gargantua ve Pantagruel. Cervantes: Don Kiot. Madame de La Fayette: La Princesse de Cleves. Le Sage: Gil Blas. Marivaux: La Vie de loise. Choderlos de Laclos: Les

181

Liaisoons dangereuses Tehlikeli ilikiler B. De Saint Pierre: Paul et Virginie. Goethe: Verther. Chateaubriand: Atala ve Rene. Benjamin Constant: Adophe. Victor Hugo: Les Miserables. N. Gogol: l Canlar. E. Fromentin: Dominigue. G., Flaubert: La Tentation de Saint Antoine. Tolstoy: Harp ve Sulh. Dostoyevski: Cinler. Marcel Proust: A la recherche du temps perdu. Btn bu zamanlar klasiklemi eserleri ancak gemiin imdiye benzerliini gstermek bakmndan anyorum. Yoksa her zgr ulusun edebiyatnda tm boyunduruklarndan kurtulmu olan bugnk romandan sz amak ve bu yolda saymakla bitmeyecek yazar ve eser adlarndan da kimilerini kaydetmek iin bu boyda bir yaz daha isterdi. Sanat sorunlarnda kuramlarn doruluunu eserler kantlar. Bunlar, ne biim kuramlardr ki, en deerli eserlerce yalanlanp duruyor? leri srlen bu sama dnlere kar bsbtn ilgisiz kalabilirdik, eer bunlar edebiyata giren romanlar etkileri altnda tutmakla yeni yetenekleri kurutmak tehlikesini gstermeseydi!.. Bu yanl dnlerin edebiyat sevdasyla yazlm nice eserlerin kuraklna sebep olduklar grlyor. Trk romannn gelimesi iin bu kuramn kafalardan silinmesi gerekir. Eski Franszca cinayet romanlarnn eviri ve grdkleri ilgiden Trk beenisine ve edebiyatna ok ktlk gelmiti. imdi evirmenlerin dilimize daha ok edeb deeri olan romanlar evirdikleri ve bylece okurlarn seviyelerini ykseltmeye yaradklar memnunlukla grlyor. Bu hayrl davrana eletiriciler de edeb eserleri ciddilie, zene, dnceye ve sanata isteklendirerek yardm

182

etmelidirler, yoksa okurlar kolayla, yzeysellie, bayala ve hele romanda, dkn bir beeni olan olay dknlne isteklendirmemelidirler. Roman bir olayn anlatmna ayrmak kadar kurutucu bir ey olamaz. Bu, ok kez eserin tm nemini giderir. Romanc kendini sadece bir anlatc olmaktan korumaldr. Bir romancnn en byk stnl romana benzememesi ve bir roman olduunu hatra getirmemesi olacaktr. Bizim eski zevkimiz daha klasiktir. Karagz ve Ortaoyununda "olay diye nemli bir ey yoktu. Eserin asl incelii, sade bir serven zerine sanatnn tuluat ile yapt ilemelerdi. Ulusal geleneimiz bize, zorla alanmak istenen bu serven dknlne stndr. Keke vaktinde dorudan doruya masallarmz, Karagz ve Ortaoyunundan geerek gelen bir romanmz domu olsa ve o ilk zamanlarda kt eviriler yznden kt rneklere sapm olmasayd!.. O zaman belki hikyelerimiz Franszlarn marivaudage dediklerine benzeyen ulusal bir gevezelik geleneiyle yeerecekti. Ama yazk ki, geleneimizle aramzda birok balar kesilmi bulunuyor!.. imdi ciddiyetle gz nne alnacak bir sorun vardr: Zamanmzn gerei olarak daha zdeki bir hayat yayoruz; dereden tepeden dnlere eilimimiz azalmaktadr; gndelik ilerin arlyla yorulan zihinler daha ilkel elencelere dkn oluyor; hayatn abukluu insanlar bir bakma dikkatsizlie iteliyor; gazeteler, hele magazinler, okurlar son derece hafif bir edebiyata, yzeysel bir meraka altryor; belki bir spor, bir sinema sofuluu kuruluyor da, sanat ve edebiyat sofuluu kuruyor; edebiyat, kutsal aamasndan bir elence dzeyine iniyor; btn bu nedenlerle asl klasik kltr kitaplar yerine, hep ilerindeki

183

dn ve duygularn olaylara kararak yaadklar romanlar okunuyor; hatta eskiden kutsal saylan tarihin bile, yksek bilimsel aamasndan inerek, romanlatn ve eskiden bin glkle yazlan tarih yaamlarn, imdi pek kolaylkla romanlatrldn gryoruz. Hemen btn belli edebiyat trleri bylece, rmaklar gibi, roman denizine akmak eilimini gsteriyor. Eer roman, edebiyat dnda kalrsa, tm bu edeb trler onda eriyecek demektir. Btn bu nedenlerle romann haklarn korumalyz. Roman, edebiyatmzda teki kollara gre, yenidir. Onu gereksiz snrlarla snrlandrmayarak ancak her sanat eserinde beklenecek ciddilik ve zenle meydana gelmesini istemeli, btn zgrlklerini tanmal ve daima genilemeye uygun snrlarn kabul etmeliyiz. Ancak byledir ki onu edebiyatta gerek yerine ykseltmi oluruz. Yoksa btn bu snrlamalar, onu edebiyat dnda brakmak sonucuna varabilir. Oysa, kendisiyle uralmaya demeyen byle bir edebiyat d roman, zaten vardr. Gerekten btn saymakla bitmez trl roman, eitli balca iki byk ble ayrlabilir. Bunlarn birincisine aratrma, zmleme, dnce romanlar diyebiliriz ki, ite biz buraya kadar ancak edebiyata giren bu romanlardan sz ettik. Buna karlk bir de her zamanda ve her yerde olay, rastlant, tefrika roman diyebileceimiz romanlar vardr ki, hecelemeyi, belki de okumay renmi ama, her hlde duymay ve dnmeyi daha renmemi olan okurlarn sevecekleri bu hikye ticaretini biz zaten burada sz konusu etmiyoruz. Deerlerini yalnz rastlantdan almak isteyen bu biimin gr darl ve beeni ilkellii gerekten dayanlmaz bir eydir. Burada hikyeden ama, hikyedir. Alexandre Dumas, hikye etmek iin hikye syler. Oysa

184

olay iin olay kadar aslsz bir ey olamaz. Bunlara nasl bir deer verilebilir ki, bir merak sarlabilsin? ocukken bizi uyutmak iin sylenen masallar bugn dinleyebilir miyiz? te yanl anlay buradadr. Btn bu romanlar, okurlar tarafndan ancak iindeki szde ilgin olaylarn nasl getii anlalmak iin okunur. Oysa, birer dnsel deeri olan btn kitaplar ancak olaylar sanatn isterlerine uydurmak kaygsyla yazlmtr. Romanda olay, ok gsterisiz ve ll olmal, kitabn anlamn bozmamaldr. Romanda temel olay deil, kii, evre, toplum, hayat, duygu ve dndr. Olay, bunlar duyurmaya yarayan baka bir aratr. Romann az nce saydmz baz stn eserlerinin ounda olay diye bir ey yok gibidir. En iyi dzenlenmi bir konu ve serven, roman iin olduu gibi, sfrdr. Nasl ki bir iirin gzelliini de, her ne olursa olsun, konusu salayamaz ve onda aranan stnlkler bsbtn bakadr. Roman, edebiyatn nemli bir tr olduu ve romancnn yalnz bir dnr deil, ayn zamanda bir sanat olmas gerektii hlde, sanki ona verilecek en nemli t buymu gibi her eyden nce, okuyucunun olaya ilgisini soutmamak iin felsef grnecek gr ve dnlere ve hatta, ne gariptir, fazla zenli grnecek bir slptan kanmas kuraln karmak ne romann sanattaki yerini anlamak, ne bu trn eitliliinden haberli olmak, ne de sanat eserinin cann kurtaran stnln slbu olduunu bilmektir. Tersine, romann ilgi eleri bir olayn nasl gemi olduunu aratrmaktan ok, dn, duygu ve sanat bakmndan deerleri olacak eler olmaldr. Roman, edebiyat trlerinden biri, dolaysyla edeb bir eserdir. Merak elerinden birinin de slbu, ive ve cmle zellikleri olmas doaldr. Roman btn sanat eserlerinin

185

tadklar zen ve biim gzelliinden yoksun klmay istemek, sanata kar dmanlk olur. Roman, bir edebiyat alan olduu iindir ki kendi dilimizin gzellikleriyle konuan bir roman dnsel ykseklii olsa da, eviri dili etrefil bir romandan daha ok tat alarak, yararlanarak okuruz. nk romanda tat alnacak ynlerden biri de, elbette dil gzellikleri, cmle zellikleridir. Bunun iindir ki yabanc romanlar iyi yazarlarca evrilmi olmazsa, asllarndaki gzelliklerden ounu yitirir. Bunun iindir ki, eviricinin yalnz eviri yapt dili anlamas yetmez. stelik yazd dili bilmesi de gerekir. Hayat karsnda hibir heyecana kaplmadan onu donuk bir ey sayanlar, hayat hikye etmek sevdasna den romann da donuk bir ey kalmasn istiyorlar. Bunlar, sanatn s derecesinin artmasna raz olmayan soukkanllardr. Oysa, byle bir sanat ve byle bir edebiyat acaba neye yarar? Sanat elbette hayatn heyecanlamasndan doar. Hayatn bir aynas, bir zeti olmak dileyen zavall roman, zaten hemen daima hayatn aasnda kalma gszln duyarken ve hayat stne koca bir a gibi atldktan sonra ondan canl canl ancak birka duygu ve dn avlayabilirken, onu bu isteklerinde daha fazla zorluklara drmek yakr m? Hayat bir bydr ve sanat da edebiyat da ona akraba bir by olmaldr. nk byle olmazsa, her trl sanat ve roman, sanki neye yarard? Bunlara olduu gibi hayatn herhangi bir an ye gelir. Nasl ki gerekten o yavan romanlar okumaktansa okumamak yedir. Szleri dinlenilmeye onlardan daha ok deen adamlara da, hayatmzda her zaman rastlayabiliriz. Romancya dardan kurallar buyrulamaz. Hi, kendi yaradllarna gre yaayan insanlara: Benim gibi yaa!

186

Benim gibi sev! Benim gibi dn! diyebilir miyiz? Her zihnin kendi aln yazsna uygun olduu iin eritii kanlar ve her gln kendi bnyesine uygun olduu iin erdii aklar da yok mudur? te bylece her romancnn da kendi trne ve dehasna gre uyaca zel kurallar ve yntemleri vardr. Ancak bunlar bulup yetitirmek ve bunlara uymak, romancnn bilecei itir. Her sanatnn devi, kendi gnlnden gelen tleri dinlemektir. O, kendi eittii ruhunun zgr esintilerini duymal ve onlara uymaldr. Romanclara verilecek en doru ve yararl t, romanlarn kiisel bir roman tipine uydurmaya almamalardr. Bir elma bir ayvaya benzemeye ve mandalina, portakal olmaya zenmemelidir. Her eyin kendine zg bir enisi vardr. Herkes kendi olduu ile yetinerek, ancak cinsinin iyisi olmay dilemelidir. Romanc, duyduu roman yazmal ve eserini filancannkine benzesin diye dnmemelidir. nk, byle bir zorunluluk yoktur ve nk sevdii biimde iten olunca belki deerli bir eser verebilir. Ama byle olmazsa, bunu bir trl veremez. Aslnda romann gc, stnl, byle her biime girebilmesi, ayr ayr her kafaya, her doaya gre her gzellie, her bykle ara olabilmesi, her akla, her hayata seslenerek i evrenlerimizin gizli kaplarn aabilmesidir. Romana girerken dn ve duygumuzun bir kk parasn bile kap dnda brakamayz. nk romanlar, asl insan insana duyuracak ve anlatacak; aldmz derslerle her trl stnlk ve erdemlere yeni deer lleri bierek, nice iflaslar grerek ve nice temizleme ilemleri yaparak bata ka vardmz hayat duraklarnda bamz gklere kaldrarak bizi yldzmzla bartracak ve i evrenimize ekerek gemi zamanlarmza

187

kavuturacak eserlerdir. Atalarmzn kanmzda yaayan etkileri; bizi srkleyen kr gzl, sar kulakl gler; hayatmzn anlar ve grnmleri en gizli itiraflarmz, gllerimiz ve gzyalarmz; yalnz gereklerimiz deil, hem de hayallerimiz ve yalnz hayatmz deil, hatta dlerimiz, biz istesek de istemesek de, ruhumuzun szgecinden geerek, romanlarmzn sayfalarna szlecektir. yle ki biz, onlara eilince hayat gibi deiici, parltl, byl sularnda btn dnlerimizle aklarmz ve btn anlalr szlerimizle yar anlalr musikilerimizi duyacaz! [ Ulus gaz.; 5 Eyll 1943 ]

188

ROMANCININ AHISLARI 1 Yoktan var etmek iin Allah olmak lzmdr. Kinatta bu kaidenin o kadar istisnas bulunmuyor ki, biz Allahn iine bile akl erdiremiyoruz. ok kere daha ciz olan sanatkr, eserini yaratabilmek iin, malzeme olarak, hayatn kendisine brakm olduu izleri, yani verdii fikirleri, duygular ve htralar kullanmaa muhtatr. Dnyada herkes kendi rsiyetinin esiridir. Herkes kendi yaile kavrulur. Kendi tecrbelerinden faydalanr. Her romancnn talihi de byledir. nsaf olsa, hibir romancya, herhangi bir zmre insanlarn yaatmas bir kusur olarak gsterilemez. Izan olsa, hibir romancya herhangi bir muhit adamlarn yaatmas, hariten emredilemez. Romancnn kendisi de iinde yaad yerlerin ve muhitlerin tabi bir mahsul olduundan elbette bunlara gre bir eser verecektir. O da gnlerle gecelerin kendisine ilediklerini sylemee mahkmdur. yi bilmedii, mahremiyetlerine girmedii ve hayatn aralarnda geirmemi olduu insanlar nasl yaatabilir? Grmedii ve ilerinde yaad yerleri nasl duyurabilir? Romancdan kendisinin hulyasile kavramad muhitleri ve insanlar yaatmasn istemek deta romann iyi bilmedii bir ehirde ve devirde geirmesini tavsiye etmek ve bylece ona hemen hemen: "yi bildiini syleme, uydur uydur da bilmediini syle! demekle msavi bir garabet olur, insann byle bir nasihat verebilmesi iin yalnz sanatla deil, ciddiyetle de hibir alkas

189

bulunmamas lzm gelir. Byle uursuz ve idraksiz neticelere varan nazariyelerin ne kadar ind olduklar en basit bir muhakeme karsnda hemen meydana kyor. Bu artk bir sanat ve edebiyat dncesi deil, bir cinnet almeti saylsa yeridir. Bu ukallar bir taraftan isterler ki romanclar kendi buyuracaklar, yoksa onlarn semedikleri insanlar yaatsnlar ve dier taraftan da beklerler ki, bu ahslar birtakm kuklalardan ibaret deil de talihlerile karlam olduumuz insanlar kadar canl olsunlar! Halbuki bunun imknsz olduu meydandadr. Romancnn esas vazifelerinden biri ahslarna bakalarn inandrabilmek iin evvel kendisinin inanmasdr. Onlar yaatrken -yazk ki nmunelerini ok grdmz gibi- aklna esen eylere tbi kuklalar gibi oynattka, hviyetlerini unutup deitirdike, bulank ruhlarn kartrp bakalatrdka, hatta, bu hzla, kendini tutamayp bazan isimlerini bile doru hatrlayamyarak, Ahmete Mehmet, Hasana Hseyin ve Fatmaya Aye dedike, krilerin bu ahslara inanmalarn nasl bekliyebilirsiniz? Romann en byk stadlarndan biri olan Marcel Proust: Romancnn mevzuu, airin hayal kendilerini onlara hemen zarur surette, denilebilir ki, deta dncelerinden mstakil olarak ve zorla kabul ettirir. Sanatkr, fikrini bu hayale vcut vermee, bu hakikate yaklamaa vakfetmektedir ki, kendisini bulur ve kendi kendisi olur. diyor. Romanc kendine iten gelme olmayan yazamaz. Ancak, o da en iyi bir romancysa, btn irsiyetiyle mna-

190

sebetlerinde olduu, hayatnda lfetlerinde bulunduu; ruhen tand; aralarnda yaad; gemi zamanlarnn tlsmlar iinden hatrlad ve kendi iinde hl kanl bir mrle yaadklarn duyduu; hayatna, hlyalarna ve ryalarna kartrd; sevmi, ilelerini ekmi ve kendisini ileden kartm ve hastalandrm olduklarn bildii; hulsa btn bu sebepler yznden, yaatmak ihtiyacn besledii ahslar yaratabilir ve hikye edebilir.( lfet: alma, kaynama) Zaten biz, iyi dnrsek, en yakn birka akrabamz, en eski birka dostumuz ve ruhumuzu ya cennet iklimleri ve kasrgalariyle her yanndan sararak hayatmzn mhim mevsimleri gibi gelip gemi birka sevgilimizden baka dnyada sanki ka kiinin talihiyle yakndan alkalanmzdr? Yeryznde sanki ka kiiyi yakndan tandmz ileri srebiliriz? Ve esasen, bunlar tandmz iddia ederken bile, haklarnda bildiklerimiz sanki ne tutar? Onlarn da lemediimiz nice uurumlar, beklemediimiz nice frtnalar yok mudur? Bir gn birdenbire bunlarn karsnda kalverince nasl aarz? Hayalimiz nasl donar? Ya, benim iyice tandm sandm insan bu muydu? deriz. Bir ihanet karsnda kalm gibi aarz. Diyebiliriz ki, biz hakikaten kimseyi iyice bilemeyiz. Romanclar da ilve edebilirler ki, hatt kendi yaratp yaattklar ahslar bile iyice bilemezler. Mademki bunlar hakknda bakalarnn besledikleri fikirlerin kendilerininkine uymadn daima grmektedirler! Eer Shakespeare gzlerini amaa yetmediyse Dostoyevski ve Marcel Prousttan beri gzlerimiz almtr. imdiye kadar en byk romanclar arasnda bile biroklarnn yaattklar insanlara kuvvetli ve muayyen bir

191

ihtiras vererek ve dier huylarn bu hrslarnn yannda ezerek ve klterek modellerini hep zedelemi olduklarn gryoruz. Romanc, yaatmak istedii ahslarn tezatl hislerini belli etmek ve geen vakitlerin deimelerini gsterebilmek iin onlar derinden bildii bir zaman iinde aydnlatarak ve yaadklar muhit ile mahrem mnasebetlerini daima ayarlayarak binbir hesap ile ifade etmee almaldr. Romancnn hafzasnda ise byle hazr olan; yaatmak ve hikye etmek ihtiyacn ta iinden duyduu nice ahslar vardr! lk nce, ocukluunda, daha yeni alm gzlerle seyrettii nice insanlar ki, herbiri kendisine ayr bir kutup gibi grnmler ve btn htralarna yle ilemilerdir ki, artk onlar tekmil hayat boyunca hatrlar deil de grr ve duyar gibi olur. nsann ocukluunda grd bu ahslarn ehemmiyetlerini mbalaaya imkn yoktur. En byk romancmz olan Yakup Kadri bana romanlarndaki ahslarn hep ocukken grm olduu insanlar olduklarn sylemiti. Yan Fransz yar Amerikal bir romanc, Julien Gren: Btn yazdklarmn ocukluumla dorudan doruya ball vardr. diyor. Romanclar ok kere, ta lmlerine kadar, ocukluklarnn tesiri altnda kalrlar. lrken annesini sayklam olan Anatole Francen seksen yana yakn olarak nerettii son eseri La Vie en fleur, birtakm ocukluk ve genlik htralaryd. Sonra, romancnn, kklnden beri kendisini sevmi ve kendisinin de hep ciddiye alm olduu; huylarn kannda, hastalklarn vcudunda ve hlyalarn da banda

192

duyduu btn akrabalar ki hl biraz onlarn htralariyle birlikte yaar ve yarn, mezarnn topranda hl biraz onlarla birleeceini hayal meyal umar gibidir. Sonra, kklnden beri nice tesadflerin yardmiyle intihap etmi bulunduu dostlar ki bunlarn bazlar da bize kendimizin semi olduumuz yakn akrabalardr. Daha, romancnn byle eskiden beri tand, gre gre artk huylarna ve detlerine alt; bakalar tarafndan bazan yerlere batrldklarn, bazan gklere karldklarn duyduu ve haklarnda kendisinin bile fikirlerinde sabit kalamadn grd birtakm insanlar! Bunlarn baz srlarn bilir. yle ki, bu srlar onlarla kendisi arasnda bir nevi gizli akrabalk kurar. Bazan kk kk hilelerini grr ve hllerine merhametle gler. Bazan ehemmiyet verilmiyecek sayd bir eye hastalanacak kadar fkelendiklerini grerek kendilerini idare eden mteassp prensiplere aar. Bir gn onlarn beyaz salarnn srnd, beyaz kepeklerin dkld yakalarnn, hafif surette kalkk omuzlarnn arkasnda kamburlaan srtlarnda ne ar ykler tadklarn anlar, imdada arr gibi haykran baklarn duyar. Ve onlara acr. Zavall adamlar! Siz hayatnz mbarek saydnz bir iki his namna kurban etmisiniz! Halbuki benden baka bunu anlayan bir ahidiniz bile kalmam! Bari ben size ahitlik etmeli deil miyim? diye dnr. Ve onlara ehadet etmei bir vicdan borcu bilir. Sonra hayat boyunca sevmi ve karlarnda am ve arm olduu sevgilileri ki, kiminin ihanetlerinden hastalanm ve kiminin efkatiyle iyilemitir. Etrafndaki dnyann, kiminin yznden kuruduunu ve kiminin yznden bir cennete evrildiini grmtr. Kendisine en byk lezzetleri tattrm ve en

193

byk aclar ektirmi olan sevgililer ki, hl daha gnlerinde hlyalarndan ve gecelerinde ryalarndan ayrlamaz! Daha sonra, her sanatkrn kafasnda birtakm monstrelar bulunur. Bunlar belki ecdatlarnn muhayyelelerinde vcut bulmaa balam birtakm hayaletlerdir ki, onlardan kendisine miras kalmtr. Yaamam, ancak belki yaayabileceini duymu olduu, nve halinde kalm birtakm mrlerin kahramanlar ki romanc bunlar da hayata getirmei diler. Pierre Loti bunlarn bize cedlerimizden intikal eden birtakm hafza paralariyle gemi olacaklarn sylerdi. Shakespearein bunlardan bir alayna can vermi olduu malmdur. Bunlar diyar diyar hl btn dnyay dolayorlar. Daha, sanatkr, eserine kendisinin asl olmadn, tabiatna en zd ve en uzak kalan ve belki bundan dolay bir nevi hasretini ektii birtakm hayat tarzlarm ithal etmek isteyebilir. Kendisini hayalinde kurulmu bir masaln kahraman, tlsml bir diyarn ehinah tahayyl ederek eserinde bu muhayyel mrn hikye etmek sevdasna debilir. te, romanc, byle birok ahslarn kendisinde deta mahpus kaldklarn, zindandan bakar gibi baktklarn, imdada arr gibi haykrtklarn duyar. Ve bunlar kafesteki kular azad eden ocuklarn duyacaklar bir hazla -eserinde mutlaka dile getirerek, yaatarak deta kurtarmak ister gibi olur. Onlarla bylece t ocukluundan beri balam ve hl bitmemi uzun, ince, kark bazan da hatt kanl nice hesaplar vardr! Onun yeryznde duyduu vazifesi asl

194

bu hesaplar grmek ve bu vicdan ve izan borcunu eda etmektir! Herhangi bir romanc, ya, mevki, seciye, ahlk ve tabiatlar ne olursa olsun, romanlarndaki ahslar doru yaatabilirse, bir muammaya benzeyen insan ruhuna bunlar vastasile biraz daha fazla nfuz eder, onu biraz daha derinden kavrar ve bize biraz daha iyi anlatrsa o iyice bir romanc saylabilir! [ Varlk der.; S.316, Kasm 1946 J

195

ROMANCININ AHISLARI -IIRomancnn emeli insanlarn hayatlarn hikye ve tabiatlarn ifade etmek olduundan onlarn daima alkalandklar ahlk meselesine elbette kaytsz kalamaz. nk bu meselenin, yaatmak istedii btn ahslarn, birer insan olarak, bal bulunduklar bir esas olduunu iyice bilir. Romanclara kar ok kere ileri srlen ikinci bir tciz, romanlarndaki birok ahslarn ahlk dknlkleridir. nsan byle tenkidleri duyduka bunlar syliyenler acaba kendilerini hi mi bilmezler? drak, izan ve insaftan hi mi nasipleri yoktur ki szlerini nefisleriyle kyas etmezler? diyecei geliyor. Zira tecrbelerimiz gzlerimizin safvetini giderdike, etrafmz da, hatralarmz da dolduran adamlarn ve hatta bu muahezeleri savuranlarn bile, ahlk bakmndan o tenkid edilen roman ahslarndan daha beter olduklarn grrz. Fakat, hakikat udur ki, nice insanlarn gzleri, mrleri boyunca almak bilmez. Bunlar bakalarnn elleriyle, maddeten kapatlncaya kadar manen kapal kalr. Bu insanlar kendilerini d tesirlerden muhafaza eden bir nevi safdillik ve ahmaklk iinde kalarak hakikaten bir ey grmezler. Irsiyetimizin bizi srkliyen kr ve sar kuvvetleriyle kendi vcudumuz iine hapsolmu birer mahpus olduumuzu bilmezler. Czi iradelerle yaadmz, dinin eski yardmndan ve tesellisinden mahrum kalan ve lmle deme varan fni hayatmzn zaten aslnda bir facia tekil ettiini de hi dnmezler. nsan byle her eye hissiz kalabilirse, yoksul

196

ekseriyetin ektii aclara kar hissiz, fertlerin birbirlerine reva grdkleri sert hotgmla kar hissiz, dinsiz kalan ruhlarda bile irsiyet ve medeniyetle hasl olmu synet bekileri gibi duran btn ezel ve kuts duygulara kar hissiz ve btn bu hayat tesirleriyle aldyan gzel sanatlara kar hissiz, o zaman byle dier insanlarla kolayca nsiyyet edebilir. Zira tpk kendisininkiler gibi onlarn da hibir diliini grmez ve bylece kmeslerinde pinekliyen mahlklarn rahatna konabilir. Fakat byleleri izdikleri programlarna stelik bir de sanatkr olmay ilve etmemelidirler! Zira, sanatkr, onlarn duymadklar bu eyleri duyan bir adamdr. Artk siz dnn, dnyann hakiki manzaras ve her eyin hakiki ehresi bu ili adam nasl yaralyacak ve nasl kann kurutacaktr! Eer o, btn mukaddesat sever, edebiyat sever, insanlarla nsiyeti sever, onlarn temiz, gzel ve ahlkl olmalarn dilerse, dnn, bu dnyada ekecei ne ok dert ve strap vardr! Halbuki insanlarn ou bu manzaralar grmemezlie gelirler ve bu duygularndan kanrlar, insanlarn ou hayatlarna lzumlu grdkleri uzlatrc, yattrc, uyuturucu fikirler ve ihtiyatlar iinde yaarlar. Terifatn ve nezaketin rettii kaytszlk ve riya gibi birtakm detler vcutlarn rten esvaplar gibi- onlarn szlerini ve fikirlerini de kaplar, hayatn binbir dzeni iinde, belki iyice haberimiz bile olmadan, kendi kusurlarmzla nsiyyet etmi bulunduumuz gibi, bakalarnn ahlkszlklarn da ehliletirmi oluruz. Irkmzn, milletimizin, mahallelilerimizin, ahbaplarmzn ve akrabalarmzn kusurlar, eer menfaatlerimize dokunmazsa, ok kere, gzlerimize batmaz, insanlarla mnasebetlerimizi,

197

stnkr bir terbiye tanzim eder, ite bunun iin, ok kere kaytsz ve hafif ruhlu ve alak gnll olanlarn muarefesi cemiyeti tekil eden insanlarn ounun holarna gider. Yanlarnda muhta olduumuz sahte emniyeti duymak selmetine varrz. Bu huzur yalancdr. Fakat biz insanlar yalaniyle tatmin eder. Zira onlarla aramzdaki anlama lisan sanatn tam ciddi ve saf dili deildir. Bize dokunmyan eytan bakalarn batan karabilir. Ondan beklediimiz bizi ileden kartmamasdr. Bu msamaha havas iinde, ilerinin bildiimiz karasn, tandklarmzn yzlerine vurmayz. Bu cemiyet iinde, nefis mdafaas gibi bir eydir, insanlar bu ipham ve karanlk iinde yaamaa alkndrlar. Onlara her gn her tarafta rastlar, ahlkszlklarnn bulak hastalklar gibi bize temas ile gemiyeceini bilerek ellerini skar, hallerini sorar, hatta shhatleri bozulsa, bir nevi tesant duygusiyle samimiyetle teessr duyarz. Dostluklar, menfaatler ve nezaketler msamahamzn hudutlarn gevete genilete onlar hayatta mnakaalar abes emrivakiler gibi grmee alrz, insanlar hakikati bulup sylemekte tembeldirler, ilerinden ou, yazan kalemin sahibini nasl mmkn mertebe tam bir samimiyete doru srklediini bilmezler. Kaidesi mzklk olan bir oyunu ciddiyet ve samimiyetle oynyanlarn ise bakalarna mzk gibi grnmeleri mukadderdir. Filhakika hayatmzn bu kk hesaplar ile mahallemizin geit yolunda birbirimize glmsiyerek nezaketle muamele ettike en kk bir itimat eseri gstermee mecbur kalmadka, hep uzaktan merhaba!deyip gittike, her ey, aa yukar yolunda gider ve bu insanlara iyidirler! diyebiliriz. Fakat iyi sa-

198

atte olsunlar! desek daha ihtiyatl hareket etmi olurduk. Zira bu karlkl msamahalarn karanl iinde grmee alkn olduumuz insanlara itimadmzn en kk bir zerresini kaptrdk m, eyvah! Bunda ne hata etmi olduumuz derhal yzmze arplr! Okuyucuya her zaman krk yllk bir dost gibi hitabeden sanat, ciddi, samimi, mahrem, ili sesiyle ve derin ivesiyle konuup anlatmaa, kl krk yarmaa, derdini dkmee, hakikati gstermee ve insanlardan ikyet etmee balaynca, gya kller iinde sndrlmee allan btn ateleri ellemi olur. Daima msamahann karanl iinde grmee alk olduklar adamlarn stne sanatn byle amansz vzuhiyle klar dktn grenler onlar deimez sanr ve kendi kendilerine benziyen bu z kardelerini tanmaz olurlar! htimal ki kendilerini bile bu kadar teferruat ile grp bilmediklerinden bu adamlar (yani kendi kendileri) onlara birer yabanc gibi grnr. Ve o zaman niceleri bunlar daha yeni grm ve yahut hi grmemiler gibi ne diye bir romann kahraman olarak alndklarna aarlar ve kzarlar. Halbuki bu, hakikatte bir aydnlatma meselesinden ibarettir. Hakikata korka korka yaklaan zavall romancnnsa hakk vardr. Zira insanlar kapal gzlerin sandklar gibi deil, ak gzlerin grdkleri gibidirler. Ziya Paa Menfaat bahsinde amma eylemez asla hay! demiti. Bunlar, menfaatleri bizimkine bir nebze ayrlk gsterdi mi, derhal dmanmz kesilirler. Avni Bey, Ehibba ive-i yamada mebhut eyler dayi demiti. Bir yangn olsun, krk yama balar! Rzgrlarn biraz anafor yapmaa msait olduu bir

199

noktada bulunanlarn biraz yamur yzlerindeki maskelerin boyalarn siler ve biraz rzgr stlerindeki vefa ve medeniyet kokularn uurur. Ah, o zaman en kibar, en rabtal sandklarmzn btn foyalar nasl meydana kar! Hrslarnn kaynyan cehennem atei karsnda vahi yzleri terlemee, ahlanan huylarnn yaras kanamaa, gizli hislerinin irini akmaa ve hastalklar kokmaa balaynca, bu heyecan ateleri karsnda grrsnz ki o sakin, safdil, munis ve dindar maskeleri altnda saklananlar birtakm canavarlardr! Herkes htralarn toplayp birer nefis muhasebesinde bulunabilir! Hayatmzn nice mevsimleri, karmza km olan byle vahilerin ve byle canavarlarn nefesleriyle zehirlenmitir. Daima bakalarnn kati ve hodgm hesaplar yahut babo ve gelii gzel hesapszlklar bizim o kadar itinalarla beslediimiz btn nazl emellerimizle hlyalarmzn ince ve uzun hesaplarn altst eder. Hemen btn kaderlerin talihsizliklerinde yaknlarmzn da, yabanclarn da en meum tesirleri vardr!( me'um: uursuz) nsanlarn ahlkszlk ve aklszlklarndan ksa bir mr iinde, ekmediimiz sanki ne kalr? Bize dost ve yabanc insanlar, hissizlik ve anlayszlklariyle, hile, riya, haset ve iftiralariyle ka kere huzurumuzu, sknumuzu bozmular ve kalbimizi krmlardr: her hlyay ve her saadeti zehirliyen ve rten, birka mahalle tede ahkm kuran izanszlarn insafszlklardr. Romanc, gnllerinde huylalar ve arzularla yaayp bunlarn ounu gerekletirmeden ve kucaklyamadan gen safdil ve gafil insanlarn hep birbirlerinin huylar, yani huysuzluklar, sert hodgmlklar, yani en kt ahlkszlklariyle bozulan, ifls

200

eden zavall mukadderatn hikye etmek ihtiyacn duyar ve onlarn bunu daha ok yapmadklarna ancak amak lzm gelir. Denilebilir ki romanlar bizim zavall mrlerimizin bu fuzuli yere kurban olularn daha ok gstermeliydi. Ancak insanlarn ou, kendi mrlerinin felsefesini ve kssasndan hisse karmasn bilmezler. Ya ahmak dostlarnn yahut hi tanmadklar kaba yabanclarn sama sapan tesirleri yznden neler ektiklerini iyice idrak ve hesap edemezler. Nasl ki ok kere btn mrleri boyunca kendi kendilerine etmi olduklar fenal da bilmezler. Safdil ve gafil bize gelip gya nafile yere ekitirdiimiz insanlarn daha ahlkl olduklarn syledikleri zaman azmzda hznl bir tebessm belirdiini duyarz. Keke yle olsalard! deriz. Bunu sanki biz de istemez miyiz? Sanki bunu en ziyade istiyecek olanlar da en ok hisli olan insanlar ve bunlar arasnda, sanatkrlar deil midir? Fakat, romanc, sanatn kutsi vastasiyle, deta kendi kendine sylenir gibi, krk yllk dostu telkki ettii okuyucusuna hitabetmee balaynca, dnyay ve hayat, olduklarn bildii gibi tarif ve tasvir etmek ihtiyacn duyar. Eseri deta hakikati bulup ele geirmek vazifesiyle yazd bir rapor gibidir. Esasnda samimi bir beeri hakikat aratrmas olan sanat, grdklerini syliye syliye bydn, duyduklarn anlata anlata derinletiini anlar. Ve bunun iin de bildiklerinden ve dndklerinden kolay kolay ok ey saklyamaz ve kendine uzak diyarlardan gelen fuzuli tenkidlerin yabancln duyarak kolay kolay onlara kulak asamaz! [Varlk der.; S. 317, Aralk 1946 ]

201

ROMANA DAR BAZI HAKKATLER 1nsan, btn hayatnda alka duyduu bir mevzu zerine baz suallerle karlanca, fikrini istedii gibi anlatabilmek iin bir kitap yazmak veya hi olmazsa bir konferans vermek lzm geldiini dnmee balyor. Ancak, konferans dinletmek yle dursun, verdii cevap biraz uzun srmee yz tuttu mu artk suali sorann bile imdi umumileen dete uyarak- kendisini dinlemediini de gryor. O zaman, yine kendi kabuuna ekilerek, yazamyacana emin olduu o saysz kitaplardan birini daha yazdn tahayyle dalyor ve yava yava, deta onun ihtiva edecei sahifeleri kartrmaya koyuluyor...
-

Derken, bu hayalin hakikat olduunu grmek, fikirlerimizi toplayan byle bir kitab bir bakas tarafndan yazlm ve ellerimizde hazr bulmak, dnn, ne zevk olacaktr! Herkesin kendi fikrinden bile pheye decei gelen bu emniyetsizlik ve istikrarszlk zamannda size fikirlerinizi syliyen bir kitab okumaktan byk bir teselli tasavvur edebilir misiniz? te Kleber Haedens isimli gen bir Fransz muharririnin Paradoxe sur le Roman adl kitabn okumak bana byle emsalsiz bir zevk temin etti. Zira her sahifesinde kendi fikirlerimin teyit olunduunu byk bir lezzetle, byk bir emniyet ve huzur hissiyle grdm. Muharrir, fikirleri arasnda lzumsuz balantlar yapmadan, bir mhim noktadan dier mhim bir noktaya geerek, az sahife iinde, mevzuuna dair o kadar doru fikirler sylyor ki son zamanlarda roman zerine bu kadar

202

hakl ve esasl eyler yazlmam olduuna kaniim. Geri, tenkit ettii zihniyet sahiplerine paradoks yapyor grneceine telmih ederek ve pek muhtemeldir ki Diderotnun Paradoxe sur le Comedien isimli eserini hatrlayarak ve hatrlatmak istiyerek kitabna Paradoxe sur le Roman adn vermise de burada o sinirlere dokunan ve salim muhakemeleri bozan fuzuli paradoks yapma illetine hi dmeden, bilkis en doru, en makl ve hatt en mutedil grlerle romana dair baz esasl hakikatleri iyice belirtmi oluyor. Sanatn varl sanat ihtiyacndan geldiine ve sanat meselelerinin nasl biribirini tuttuuna akl erdirememi olan nice kimseler sanata hep kendi grlerine gre nazariyeler, hedefler ve gayeler izerler. nd olduklar halde katiyet ve umumiyet ifade eden, fazla muayyen ve msbet olan btn bu dsturlar hep tahakkm sevdasnda olduklar iin, ok kere bir ie yaramak yerine bilkis zihinleri kartrarak nazik sanat meselelerini altst eder. Halbuki edeb nevilerin tariflerine lzumundan fazla kymet verilmemek lzm geldii, zira bunlarn ok kere mptedilere anlatlacak eyleri kolaylatrmak iin kullanlan sath birtakm kalplar olduu yoksa, edeb nevilerin, asllarna eren bir inkiafa vardlar m, kendi kabuklar iine getikleri, binaenaleyh ok kere ind kalan bu kaidelere riayet etmee fazla ehemmiyet vermenin mahzurlu olduu kolayc kabul edilecek hakikatlerdendir. Evvel u beeri hakikat anlalmaldr ki sanat, aslnda, sanatkrlarn eserlerini yaratmak iin duyduklar ftr bir ihtiyacn mahsuldr. Her biri kendi "sanatn, duyduu bir akla meydana getirir. Musiki istidadyla doan,

203

ocukluundan beri mrldanr, mek eder ve nihayet sesini bulur, dinletir. Resim istidadyla doan, ocukluundan beri izgiler izer ve nihayet grlmee deer bulduu eyi grr, gsterir. iir istidadyla doan, lisan, kelime, vezin, kafiye, henk alar iinde muamma zer gibi iiri arar, bulur ve bize duyurur. Halis muharrir de ancak bu yaz ihtiyacn duyduu iin yazmaa balar ve romancysa, roman yazar. Hakiki sanatkrlar kendilerini srkliyen bu aklar iin yaar ve bin azap, strap ve hesap ile, btn mrlerini sanatlar iin harcarlar. Zaten bu mecburiyetleri ne kadar doutansa ve ne kadar tedavi kabul etmezse onlar o kadar tabii ve mazurdurlar ve hemen o nisbette muvaffak olurlar! Bylece btn hukuku evvelinden kabul edilmesi lzmgelen bir sanat vardr ki ona hariten hudut izilemez, yol gsterilemez, o, hibir gayenin emrine verilemez, ve hibir gayeye hizmetten de menedilemez. Zaten, hakiki sanat, daima, bir kblenma gibi kendi hakikati stne titreye titreye onu arar, bulur ve gsterir. Sanatkrlara asl tavsiyeye deer ey elbette sanat iin sanat nazariyesi deil, fakat halis sanatn vakar, onuru, mevkii hakknda bir nevi anlay her eyden stn tutmak ve buna gre, kendisine hizmet etmek istiyen hakiki mritlerine sanatn tahmil ettii ar klfetlere tahamml etmek fedakrldr. Birok krilerle edebiyatta byk mnekkitlerden saylmyan ve kendileri sanatkr olmyan birok edebiyat mnekkitleri ve hocalar "roman kelimesine de srf kendilerine gre verdikleri mnlar ve romana kendi balarna izmek istedikleri kaideler yznden bu nazik

204

edebiyat meselesinin maruz bulunduu zorluklar arttrarak zihirleri kartrp duruyorlar. Hepsi de roman kendi beendii bir forml iine hapsetmek istiyor. Onu tarif edenlerden kimi kupkuru ve mutlaka muhavereli olmak artiyle, ba, ortas ve sonu olan muayyen bir vakann hikyesi diyor, kimi ie sosyal meseleleri, maeri vicdan gayr- meru ve daha bilmem hangi korkuluklar kartrarak deta bir ilim ve fen eserini kasdeden bir izaha kalkyor. Fakat romann evvel bir sanat ve edebiyat meselesi ve eseri olduunu ve olmas iktiza edeceini sylemek bu tefrit ve ifratlardan hibirinin aklna gelmiyor! Halbuki asl ibd kabiliyeti olan sanatkrlarn hepsi de mutlaka ksmen yeni bir roman forml bulur ve tatbik ederler. Her yiidin bir yourt yiyii olduu gibi her romancnn da bir roman yaz vardr. Btn ormanlarda birbirine tamamen e ne iki dal, ne iki yaprak bulunmad gibi btn edebiyatta da tamamen ayn iki romancya, tamamen e iki romana rastlanamaz. Roman hakknda en ok ilenen hata onda daima aranlan vakaya byk bir ehemmiyet atfetmektir. Halbuki eserin bu tahkiye ksm asl kymetsiz tarafdr. Jules Renard t 1892de Journalinde u fikri kaydediyor: Romann yeni forml roman yapmamaktr. Son zamanlarn roman stadlarndan birine, Jean Giraudouxya gre, romann tezli, gayeli olmamas iktiza ettii gibi, o, hatt, ananevi bir usulde yazlm bir romann hikye ksmnda, entrikasnda, asl sanat oyununa ve zerafetine mani olan bir eski tarzn devamn grerek buna bile itiraz ediyor. Kendisinin baz eserleri ise en gzel

205

romanlardandr. Btn bunlara ramen herkes yine, gya romann muayyen kaideleri ve hudutlar varm da bu itibarla hudut harici saylacak romanlar da bulunabilirmi gibi konumakta devam ediyor. En garip ve dikkate yn olan bir ey de bizim imdi bakalarnn tabiriyle- hakiki romanc bulduumuz Maupassantn bile, daha neslimiz dnyaya gelmeden evvel: Bu eserin en byk kusuru tam ve halis mnsiyle roman olmaydr. tarznda tenkidlere maruz kalm olduunu grmektir. Filhakika Pierre et Jean romannn o mehur mukaddemesinde Maupassant da bundan ikyetle: Bir roman meydana getirmek iin yle kaideler var mdr ki bunlarn haricinde yazlm bir hikye baka bir isim tamaa mecbur olsun. diye soruyor. Aikr ki yoktur! Maupassant daha: Bu mehur kaideler hangileridir? Bunlar nereden geliyor? Bunlar hangi prensip namna, hangi salhiyetle, hangi muhakemelere uyarak, kim tesis etmitir? diye soruyor ve ne kadar hakk var! Btn bunlar roman karsnda, eskiden beri ve hl daha, ne yanm dnceler hkim olduunu gsterir. Halbuki btn bu zoraki tahditler romann kendi tabiatna hi de uymuyor. Zira bizatihi deiici olan, hemen her birinin nevi ahsna mnhasr olan, emelinin ve niyetinin hududu bulunmayan roman yer kazandka daha ziyade genilemek ihtiyacn duyarak, her trl blmleri reddeder ve her grdn, in diye, kendi iine almak ister. Hlsa, her trl roman vardr ve btn bu muhtelif

206

tarzlara gre yazlm eserlerin hepsine de roman demekten baka are kalmyor. ok kere bu muhtelif roman tarzlar ayn muharririn eserleri arasnda bulunur ve ok kere ayn eser iki neve birden balanabilir. Btn romanlarn kymetleri de hibir zaman maksat ve gayelerine gre deil, fakat, her zaman ancak sanattaki kymet ve muvaffakiyetleriyle llmek lzm gelir. Geri romann tertip edili ve yazln srf bir ticaret ii telkki edenler, bu yze yakn sahifelik kitab tpk bir bakkal meta gibi satmak isteyenler vardr. Nasl ki iinde merak uyandracak, gnl avutacak ve kap aralndan biraz ehvet havas duyuracak bir hikye aradklar bu kitab filhakika tpk bir bakkaldan, iinde ne kacan bildikleri bir kutu gibi satn almak istiyenler de vardr. Bu, sanat ve edebiyat dnda kalan bsbtn ayr bir itir. Bunu zaten mevzu haricinde tutuyor ve bahse ancak edebiyat meselesi olunca kartryoruz. Baz mnekkitlerin hatas byle eserleri his ve fikirle meydana gelen hakiki sanat eserleriyle kartrmaktr. Bu nevi kitaplar roman olsalar da edebiyat ile hibir alka ve mnasebeti olmyan eylerdir. Velev aleyhlerinde olarak bunlardan edebiyat erevesi iinde bahsetmek de nafile birtakm karklklara sebep oluyor. [ Varlk der.; S.312 Temmuz 1946 ]

207

ROMANA DAR BAZI HAKKATLER II Sanatn inkiafna yarayan dsturlar, sanat eserlerini ind O birtakm kaidelere balyarak onlara dar birtakm hudutlar izmek isteyenler deil bilkis onlar kaba bir dilikten kurtararak tam bir samimiyetin ciddiyetine erdirmee yol aanlardr. Romann gdebilecei gayeleri herhangi bir prensip namna inkr etmek ve besliyebilecei muhtelif emelleri krmaya almak kadar edebiyata zararl bir ey olamaz. Romanlarn ounun soysuzluu ve bayal sanatkrn kendine inanmam ve sanat eserinin erecei ruha erememi olmasndan geliyor. Yalnz kendisinin makbul grlmesi yolunda bir iddiada bulunmadka, zamann gndelik mesele ile megul olmak gayesiyle yazlacak roman telkkisine de bir hayat hakk tannmaldr. Ancak, muharrir insan zaman ve muhitle deien cephelerinden olduu kadar ebed ve daim saylacak deimez cephelerinden de kavrayabilir. Sanatkr elinden km en gzel kitaplardan bazlar byle tarihin hangi devirlerinde getikleri belli olmyan bir zamann ebediyeti iinde yaar. Shakespearein ve Racinein zamanlar muayyen bir tarih devir deil, fakat bir beer zaman btnldr. Sanatkr, eserinin beksn ezel kymetleri fan ve gndelik eylerden ayrt edebildii nisbette salyabilir. Bizim herhangi bir sanatkrdan, bir muharrirden beklemekte, istemekte hakkmz olan bir ey varsa o da kendisinin sylemek iin dnyaya gelmi olaca ahs fikirleri, duygular bulunmas ve bize bunlar

208

duyurabilmesidir. Bylece herhangi bir eserin, bir romann, beeriyetin ezel meselelerinden birine cevap vermesi, veya biraz vuzuh getirmesi kfi gelir. Artk onun hakknda, insaftan bsbtn mahrum deilsek, ne gndelik buhranlarmz, ne de dnyann geirdii tarih buhran bahis mevzuu edemeyiz. Zira bu eser, bu roman, meydana gelir gelmez, beer tarihinin trajedisi iinde kendi yerini alm olur. Ancak, biraz dnrsek, romancnn mevzuu her ne olursa olsun, bir trl ihmal edemiyecei bir kahraman bulunduunu ve bunun da zaman olduunu kabul ederiz. O her eyi ten, bozan, deitiren zaman ki iin iin hemen btn romanlara siner. Zira hadiselerin ouna sebep olan odur. Asl bu maddenin iinde her eyin hi durmadan geimedir ki hayat diyoruz. Btn mrler, onunla, lmlere doru birer deime hlindedir. Bu hi elimize gemeden, hep elimizden geen zaman ile her sanatkr mnasebetlerini tanzim etmee mecburdur. Zira eseri zamana kar ald vaziyetle ve taknd tavrla, yaval veya srati, dikkati veya sabrszliyle baka baka mahiyetler alacaktr. Sanatn zaman, airin iddiasna gre, Gn bu gn, saat bu saat, dem bu dem! deil, ebediyete kavumak istiyen ve cidden biraz karan bir zamandr. Hlis sanatkr eseriyle derhal bu klasik zamana katlm olur. Sanat eseri iin zaman telkkisinin ve uurunun ehemmiyeti hakikaten o kadar byktr ki bunun imdiye kadar niin daha iyi belirtilmemi olduunu anlayamyorum. Yine, birinci derecede mhim olan ey slp

209

meselesidir. kide birde: Romanda edebiyat yaplmamaldr!, "Roman airane olmamaldr!, slp itinas roman bozar! gibi yle eyler iitiliyor ki bunlarn hepsi de ayr ayr artcdr. Anlalyor ki biroklar slbu hariten, bir esvap gibi vcut stne konan bir ss telkki etmektedirler. Ve gya byle vcudu bir esvab gibi rtmekle kalmyan, fakat hislere ve fikirlere intibak ederek, onlar vcudun derisi gibi kaplyan daha plak bir slp arandn da duyuyoruz. Halbuki bu tefrik iyi slplarda hemen hemen imknszdr. slp hariten taklan bir ss deil, vcudn kendi gzelliidir. Gariptir ki her edebiyat nevine, her edeb esere, her romana muttasl: kaide!, usul! buyurmak isteyenlerin asl bilmedikleri, yahut kabul etmemekte inad ettikleri bir tek umum kaide vardr ki o da yegne vastas olan lisana hrmet etmek, onu mmkn mertebe yanlsz, doru, henkli, gzel ve her kelimesini de yerinde, tadn kararak kullanmya itina etmektir. Yukarda her nevi, her trl roman olabilir demitik. Evet, lkin slbu iyi olmak artiyle! Aksi takdirde, roman olsa da, olmasa da edebiyat olmaz. Birok romanclar kendilerini bu kaideden mstesna sandklar halde tekmil yazarlar gibi onlar da asl hi istisnas bulunmyan bu tek kaidenin hkm altndadrlar. Grlyor ki btn bu bahislerde hep sanatn ve sanatkrn haklarna riayet esasn iltizam ediyoruz. Zira bu meselelerin hakikati bunu ister. Asl anlalacak hakikatler bunlardr. En yksek ekilde, kelimenin fizik ve metafizik mnsiyle, roman, hayatmzn bir temsili ve sentezi

210

olduuna gre, dnyann yalnz manzaras ve mrmzn yalnz geii bile romancy ilham etmeye kfi gelir. Zira, hariten gelecek buyruklar nerede? Hakiki romanc romann kendi kendinin bile idare edemedii, iinden gelen kuvvetlere uyarak yazmaa mahkm olduunu duyar ve byle yazar. Romanda, sanattan haberleri olmyan yabanclarn kendi seviyelerine gre ayarlamak istedikleri btn kaytlardan kurtulup azad olarak, elbette btn samimiyetlerimizin tam hr lisan olan dile ermee ve -fena mnsiyle roman yapmak deil- hayatn hakikatini bulmaya ve hakikatin da iirine varmaya uraacaz! Temelsiz ve babo bir iire deil, her mevzuun kaba klfndan ve sath hakikatinden geilerek gizledii derinliklerine inmek sayesinde varlan ve hakikatin esas olan bir iire! (telkki:
anlay / tekmil: tam / iltizm: lzumlu sayma)

Buraya inince, artk kendi dnyamz saran bir deniz gibi, gndelik fikirler ve hesaplarmz kadar gecelik hisler ve hlyalarmzn da, mahrem ve derun hayatmzn emirleri kadar uuralt sayklamalarmzn da aikr ve gizli seslerini birden duymaya balarz ki bizim asl duyurmak istediklerimiz de zaten bunlarn beraberlii ve btnldr. Zira bir sanatkr syleten yalnz vuzuhlu fikirler olamaz. Uzv kalan duygular, cisman hayatn hazlar ve sz haline inklb etmek arifesinde bulunan nice duygular da ona ilham verir. Sanatkr bunlar hudutlarn gittike geniletmek istedii bir uur ve vicdann alaca karanlk snrlarnda esrarl birtakm mahlklar gibi duyar ve hayata getirmek ister. Kef veya icad etmek, ok kere, kendi kendimizi veya bakalarn duyup syliyebilmekten ibarettir. Edebiyat her zaman byle harikulde avlar

211

peinde bir avlanmadr. Bir hakikati syliyebilmek onu ele geirmek demektir. Elbette, btn kabiliyetlerimiz ve hazrlklarmzla, en derin mahremiyetimizin bir tek srrn bile gizlemeden, iimizde yabanclardan saklanan bir ilha benziyen kendi benliimizi, bir ebediyete benziyen kendi zamanmz; gndzmz ve gecemizi kef ve fethetmeye, dile getirmeye alacaz. Her sanatkr, kendi gnlnde yayan husus ktay, sanatnn sesleriyle byliyerek, yaprak yaprak, dal dal ve dalga dalga dnyaya aktarmaldr. Gryoruz ki en byk sanatkrlar kendi ilerinde besledikleri kinat tarayarak bize tam, dnyaya katm ve hayata vakfetmi olanlardr! [ Varlk der.; S.313, Austos 1946 ]

212

ROMANA DAR BR KTAP DOLAYISYLE* Roman hakknda, bizde olduu gibi Garpta da sylenmi ve yazlm birok yanl eylere deta toptan bir cevap tekil eden bu kk fakat zl ve gzel eserin tercmesini edebiyat meselelerine alka duyanlarn hepsinin okumalarn isterdim. Byle baz kitaplarn her fikrini insan o kadar doru bulur ve benimser ki, onu derhal, hususi bir mektup gibi, tekmil kymet verdiklerine gndererek okumalarn temin etmek arzusunu duyar.(Muharrir, eserine Paradoxe adn veriyorsa da Romana Dair Hakikat =
Vrit sur le Roman deseydi daha doru olurdu. Zira kitabnda hibir paradoxe yoktur. Syledikleri romana dair birtakm hakikatlerden ibarettir. Ve Trkeye uymyan bu ismi mtercimin Roman Sanat diye ifade etmesi sanrm ki yerinde olmutur. (Klber, Haedens: Roman Sanat (Paradoxe sur le Roman). eviren: Yaar Nabi, Varlk Yaynlar)

Baka edebiyatlarda yer alm hikyeleri lisanmza evirmek faydaldr. Fakat, vaktiyle baka bir yerde sylemi olduum gibi, bu roman tercmelerinden hayli istifadeler eden nair ve tbilerimizin himmetlerinden bir hizmet daha beklemek hakkmzd. O da, tercme edilen bu romanlarn yannda, onlara k tutan, yol gsteren ve bylece onlar daha ok aydnlatmaa ve aratmaa yaryan tenkit yollu eserlerin de tercme ve tab edilmesidir. Zira bunlar, o romanlarn, ktklar yerlerde nasl telkki edildiklerinden, deerleri ve deersizlikleri hakknda Garp mnekkitlerinin grlerinden bize haber vermekle onlar okumaktan edeceimiz istifadeleri oaltr. Bu kk kitapta, edeb nevilerin ne olduu; romann nasl tarif edilebilecei; hakik roman deildir! itham ve halis romancdr! methiyesi; romann esas bir vakadan

213

ibaret olmamas iktiza ettii; romana verilmesi gereken bir nevi ebediyet vasf; roman ahslarna ok kere neden canl denildii ve bunlarn nasl meydana getirildii; edebiyat harici romanlar ve roman hrriyeti; romanclarn ahslan ve bunlar nasl yarattklar; romann itimai rf ve detlerle hayatn tasviri olduu fikri ve bunun yanll; romanda zaman meselesi; slp meselesi ve nihayet romann ideali gibi birtakm mevzulara dair gzel ve doru grler bulacaksnz. Bunun iin, nice eylerin ne diye tercme olunduuna akl erdirilemiyen u zamanda hibir kitabn lisanmza evrilmesi beni bu kk eserinki kadar memnun edemiyecekti. Fakat, bu kitabn dilimize evrilmesine duyduumuz memnunluu artran baka bir sebep daha var. Son zamanlarda yle yanl ve zevksiz tercmeler grmiye altk ki bir yenisini elimize alrken -asln mahvetmi olmasn diye- deta yreimiz titriyor. Halbuki bu kitab evirenin Yaar Nabi oluu tercmenin doruluu ve edeb kymeti hakknda bizi temin etmiye kfi geliyor. Son zamanlarmzda -bugn kendimize reva grdmz fakirlemi dilimize ramen en canl ve en gzel tercmeleri yapm olan bu mtercim sayesinde emin olabiliriz ki metni lisanmza nakletmekte hibir aciz duymadan ve hele onu, biroklarnn yaptklar gibi, dilie drmeden, slbuna ve zevkine sadk kalan bir tercme vermitir. Eski zaman mtaassplarnm sanat ancak dine kul, kle olarak hizmet etmesi artiyle kabul ettikleri gibi yeni zaman mtaassplarnm da sanata kendilerine gre vazifeler

214

yklemek istedikleri ve bylece onun haklarna hi riayet etmedikleri u sralarda roman meselesine gemeden ve her eyden evvel, anlalmas lzm gelen bir hakikat vardr. O da, sanatkr iin, baka btn dnce ve gayelerden ayr olarak, elde edilmesi murad olan bir sanat bulunduudur. Ona ermek ftr ve meden bir ihtiyatr. Sanat dounca, hudutlarm, yollarn, istikametlerini, kanununu kendisi tyin eder. Elbette, ne kadar ideal sahibi olursa, o kadar iyi olur. Fakat mesel bir tablo, herhangi bir dini talim etmek istedii iin deil, iyi bir resim olduu iin kymetlidir. Yoksa, sanatta, asl sanat bir yana braklarak, srf fikre, niyete, maksada baklamaz. Edeb eserin meydana gelii o kadar bir fikir hdisesinden ibaret deildir ki bu hatt sadece bir sanat meselesi bile saylamaz. O daima bunlara hkmeden bir vakadr. Mnekkidler bu ibda hadisesini tetkik edebilirler, fakat onu birtakm artlara ve kaytlara balyamazlar. Edeb bir eserin douuna evvelinden artlar komak ancak onun l domasna sebep olabilir. Halis sanatkrlar sanatlarn ve romanclar da romanlarn buna kati bir ihtiya duyarak vcuda getirirler. deta uyuyunca kendilerini rya grmekten menedemeyecekleri gibi uyankken de eserlerini olduu gibi yazmaktan kendilerini alamazlar. htimal ki bunlar yalnz kalsalar ve yazlarn kimsenin okuyamyacana emin olsalar, nafile yere olduunu bile bile, yine yazacaklard. (Nasl ki Marcel Proust, derin eserinin bir yerinde bir muharririn kendini mdafaa etmek mecburiyetiyle sz sylemiye mecbur kalsa hkimi ikna edebilecek cmleler irad etmekte devam edeceini kaydeder.)

215

Grlyor ki canl bir edebiyat olduka, her zaman, ortada anlatlacak ve anlalacak bir roman meselesi bulunacaktr. imdi, mademki bizim mevzuumuz da budur, roman nedir? unu bir iyice anlyabilsek! Her roman, esasnda, muharririnin yazma ve okuyucularnn da okuma ihtiyalarna cevap veren bir sanat eseridir. Biraz air, biraz mnekkit, biraz tarihi, biraz meddah olan, biraz hayal ve biraz hakikat ariyan bir sanatkrn, okuyucularn kendi mrleri olmyan bir baka hayat iine eken ve kendi zamanlan ve iklimleri olmyan bir vakit ve muhit iine gtren bir sanat eseri! Bylece, sanatn hr olan ezel diyarndan, belki de haberi olmadan tad ve tard mnlarla doludur. Binaenaleyh cidd ve samimi olursa, ayrca bir maksat gtmedii iin mnsz deildir, fakat btn sanat eserleri gibi, biribirini takibeden nesillerin tefsir etmekle bitiremedikleri hususi mnalarla donanmtr. Romann, edebiyatn en mhim nevilerinden biri olduunu biliyoruz. Edebiyat tarihlerinin ehadetlerine gre, ilk zamanlardan beri mevcuttu ve ta eskiden varlklar resmen tanlm olan destan, ve masal gibi edeb nevilerin de varisi ve halefi bulunuyor. Roman her usule, her tarza, her ekle girebildii, her mevzuu, her zaman kavryabildii, herkese hitap ile herkeste bir tesir uyandrabildii iindir ki imdi edebiyatn en canl ve hudutlar en ak nevidir. Hariten hibir buyruk tanmadndan ve iten gelme ve doma her hamleye msait olduundan harikulde zengin tenevvleri vardr. Byleyken, hemen herkes romana kendi isteine gre bir mn verir, bir hudut izer, ve bakalarnn murakabesine tbi olmadan besledii kendi fikirlerini herkesin de kabul ile makbul greceine fuzul yere kanaat

216

eder. Halbuki ok kere bu iddialarnn hakikatle hibir mnasebeti kalmam olduu da meydana kar. Mesel, mevzu diye alnan bir vakann hikyesi, biroklarnn sandklar gibi, romann esas deil, teferrat ve hatt denilebilir ki, onun dmandr. Eer bana sadece bir vakay hikye etmek istiyorsanz ve baka hibir diyeceiniz olmad da meydanda ise bu masal sylemeseniz de olur ve ben de sizi dinlemesem daha iyi etmi olurum diye dnebilirim. Romann en gzel ve en doru tarifi ona hibir hudut izmiyerek, hibir usul ve kaide gstermiyerek ve hibir eklini, mulnn haricinde brakmyarak, bylece tekmil roman tarzlarn da kucaklyabilecek olan geni bir tarif olacaktr. Buna imdiye kadar rastgelmemi olduumu da itiraf ederim. (murkabe: bakma, gzetme, denetleme
/ mul: iine alma, kaplama)

Saint - Realin mehur ve nicelerince makbul tarifi vehile roman bir geni yolda dolatrlan bir aynadr. Bu tarif baz romanlar iin pek dorudur. Zira hakikaten byle olanlar vardr. Muharrirleri size hayat olduu gibi gstermek ve anlatmak isterler, o kadar. Fakat byle geni bir yolda dolatrlan aynalara benzemiyen nice romanlar da vardr. Bir tima hayat tablosu, fikr ve ahlk bir sentez, herhangi bir mesele veya bir devir karsnda vesika mahiyetinde bir ahitlik ifadesi olan romanlar vardr! Muharririnin btn ruhunu, belki de onun kendi i yzn - mesel Jean-Jacques Rousseaunun Confessionsunda yapm olduu gibi- izah kasdiyle yazaca itirafnamelerden daha ak, derin ve mkemmel surette

217

gsteren romanlar vardr. Bunlarn asl kymetleri byle olularndadr. Halbuki yazllarndaki gaye bsbtn baka eyler olabilir. Tarih vakalara telmihlerle dolan ve muayyen bir tarih devrin hikyesi ve canlandrl olan romanlar vardr. Fakat hibir romann mutlaka tarih bakmndan muayyen bir devrenin icaplarna uymas ve actuel olmas da, prensip itibariyle lzm gelmez. Asrlardan beri tecrbe edilmi ezel sanat kanunlarn bir yana brakarak, sanatkrn daha bugn yourulmu nazariyeler, kaideler ve saireler namna sanat eserlerinin doduklar saatlerin geici modalarna uymalar yolunda verilecek nasihatler sanat bakmndan faydal olmak yle dursun, ancak artc, ypratc ve tehlikeli olur. Mnlar tamamen meydana kmam, tesirleri tamamen ieklerini amam ve meyvalarn vermemi hdiselerden nasl neticelenmi gibi bahsedilebilir? nsan, iinde bulunduu ve daha bitmemi vakalar nasl btn tesirleriyle anlatabilir? En byk romanclar da romanlarnn ve zamanlarnn vakalarn ancak gemi devirlerde neticelenmi ve tarihe mal olmu olmalarna gre resmetmek ihtiyatnda bulunmulardr ve bunda isabet etmi olduklar da tahakkuk ediyor. Romana dair ok kere ileri srlen bir nazariye, onun tima hayatn, rf ve detlerin bir tasviri olduu iddias ve bu bakmdan, gndelik meselelerle yakndan megul olmas gerektii fikridir. unu tekrar etmeli ki, bz romanlarn gayesi pekl, insanlarn tekil ettikleri cemiyetin hayatn tasvir etmek olabilir. Hayatmzn gndelik safhalar da pekl bir hikyeye mevzu seilebilir. Bunda muvaffak

218

olmak sanatkrn iktidarna kalm bir eydir. En byk sanatkr olan zaman, modellerine, onlar daha lmeden evvel bir trl son vermi, onlar artk ebediyet iin alacaklar ekillerine erdirmi olamyor. Elbette hibir sanatkrn ve hibir muharririn kendi zamannn ve kendi memleketinin ilerine ve talihine kaytsz kalmas beklenemez, fakat gnn ileri bahis mevzuu olunca, yazarn, hdiseleri kendi tercih ettii hiss veya felsef grlerin adesesinden seyrederek tahrif etmemesi, bu zami tarafszlk samimiyetini gstermesi elbette daha ziyade gleir. yle ki, geen gnlerin kayglarna kfi derecede kulak asmad, sanatkr iin bir kusur saylrken yalnz onlara kulak vermesinden doacak mahzurlar da dnlmeli ve bunlardan korunmak arelerine bavurmak lzumu da hesaba katlmaldr. Emin olabilirsiniz ki, sekin dediimiz zmrenin, yani bir sanatn hakiki mritleri ve tiryakilerinin gnlk politika oyunlarna o gnk alkalar gevedike bu gibi geici kayglara tutulmu romanlar da o nispette abuk unutulacak ve bu bir zamann actualitsi olmu ksmlar en evvel ypranp dklecektir. Romanlar filhakika daima tesiri altnda bulunduran bir zaman vardr. Fakat bu, geici ve gndelik bir zaman deil, ismini byk harfle yazmamz gereken ezel ve ebed zamandr. Denilebilir ki, her romann kesafeti, hikye tarznn yaval veya hz, naklettii zamann derinliine inii veya sathnda kalna gre deiir. Bir macera ve cinayet romannda zaman kesafeti ok kere gayet zayftr. Halbuki bir fikir ve tahlil romannda ok kere bu kesafet artar. Burada muharrir, kahramannn

219

gnlnde ve fikrinde doan duygu ve dncelerin hepsini birden canlandrmak ve eserinin uuruna erdirmek emelindedir. Bylece romanlarn kavrayabildikleri zaman nispeti, aralarnda mhim farklar vcuda getirir. Roman, zamann gnler ve geceler, gneler ve mehtaplar, btn mevsimlerle her an rengi ve mns deien, iinde vcutlarn ve gnllerin grnp kaybolduu, and, geici, firari, fani manzaralarnn tasvirleridir. Romanc belki bu zaman tespit iin bir gerileme ihtiyac duyar. Hikye ettii hayat, yani btn bu deimeleri eserinin kucaklad zaman hacmi itibariyle en geni ve en derinden duyurabilmi en byk romanc Marcel Prousttur ve onun uzun eseri edebiyatn en mucizeli bir aheseri olarak kalmaktadr. slp meselesine gelince: slp, di bir ss merak deil, fikirlerle szn, duygu ile ifadenin aralarndaki mahrem mnasebetlerin uygunluudur ve btn edebiyatn vastas lisan olduuna gre, dinin doruluu, gzellii, topluluu ve hengi demektir. yi yazmay bilmedikleri, kelimelerini seemedikleri, edebiyat da sevmedikleri iin gya romann gzel bir slpla yazlm olmas icap etmediini bir kaide olarak uyduran ve ileri sren basit muharrirlerin bu szde nazariyeleri ancak kendilerinin kk hesaplarna uymaktadr. slpsuzluk bu tembel muharrirlerin kolayna gelmektedir. Bunlarca sanat, tasannu saylyor ve edebiyat da zenti sz! Edebiyat yapmak, deta lgat paralamak tarznda tenkid edilecek bir kusur telkki ediliyor!

220

Vaka, geirdiimiz buhranl zamanlarda her nevi slpsuzluun bir baka saiki daha vardr. Bu muharrirlerin bazlar btn dnyann yzn deitirmek istediklerinden olacak, bir sayfalk yaznn intizam ile uramak onlara abes geliyor! Kalemlerini bir bomba gibi kullanmak istiyenler, bizim bu bir tek sayfa iin rikkatle uramamz kimbilir ne ocuka telkki ederler! (saik: sebep / rikkat: merhamet, acma ) Bu itibarla btn muharrirlere ve onlar arasnda da romanclara son zamanlarda hep laubalilik, klfetsizlik tavsiye edilmi oluyor, halbuki sanatkr mutlaka kolaya, sathiye, basite, iptidaiye muhta ve taraftar olan deildir. Denilebilir ki hakiki sanatkr, kendi zn bulmak ve kendi derinliine varmak iin gsterdii sabr ve yendii mklt nisbetinde byr! Birok romanlar yazarsnz ve hatta bunlar ok satlabilir de, fakat edebiyat tarihine bir kuru isim bile brakamazsnz. Edebiyatta biraz yaamann aresi, roman veya herhangi bir neviden olursa olsun, yazlan eseri, edeb kymet ve vasflar sayesinde edebiyatn tarihine mal etmektir. Dalgalar gibi birbirini takibeden nesiller, yalanc ve oyalayc hikyelerini kendilerine dinletmi olan meddahlarn isimlerini abuk unutur ve kendileriyle birlikte alp gtrrler. Bu itibarla, byle romanclar, renkleri ve yaldzlar, belki birka bahar dayanabilen irlerden daha abuk unutulur. Yazdnz roman kaytszca anlatlm kuru bir hikyeden ibaret deilse, bz grlerin doru, ve bz duyularn canl bir ifadesi, hakikatin iirini aksettiren bir masal, zevkinizin ve idrakinizin tam bir icmali olabilmi

221

ise, bu romann tekilerden biraz daha fazla yaayacan ve o kadar sevdiiniz edebiyatn da bu yzden bir gn, tarihinde isminizi heceliyeceini mit edebilirsiniz!

[ Varlk der.; S.392,1 Mart 1953 ]

222

ROMANIN TEK KADES Roman sanatnn umum bir kaidesi, yani btn romanlarn tbi olacaklar bir tek kaide yoktur. Birtakm vaka, hdise, cinayet romanlar hari, her roman bir edebiyat eseri saylacana gre, eer mutlaka istenilirse, tek art doru ve gzel yazlm olmasndan ibarettir denilebilir. Zira fena yazlm eyler ciddiye alnmaz ve iyi yazlmamlar edeb bir eser saylmaz. Geri baz edebiyat mektepleri roman bahsinde birtakm nazariyelere sapmlardr. Fakat insafla dnlrse, roman hakkndaki btn bu nazariyelerin her edebiyat mektebinin hususi grlerine gre serdedilmi ve az ok ksa bir zaman sonra da reddedilmi olduklar grlr. Yoksa btn romanlarn tbi tutulacaklar tek bir nazariye bulunmad o kadar eskiden beri az ok sylenmi ve kabul edilmi bir hakikattir ki artk yeni bir edebiyat nazariyesi olmaktan dahi kmtr. (serdetmek: tertipli, dzenli syleme) Birka sene evvel, Kleber Haedens isimli bir Fransz muharriri Paradoxe sur le roman unvanl kk bir kitabnda, bu fikrin hemen ve tamamen kabul edilmesi lzm gelen bir hakikat olduuna iaretle misaller vermi ve edebiyatn byle ind kaidelere mruz braklmamas gerektiini belirtmiti. Haedensin bu mevzudaki fikirlerini o kadar doru bulmutum ki, Yaar Nabinin bu kk eseri Roman Sanat adyla tercme ettiini renince pek ziyade memnun olmu ve kendim de kitaptaki fikirlere tamamiyle uymu olmak iin bir nsz de yazmtm.*
"Romana Dair Bir Kitap Dolaysyla" balkl yaz

Ama her eye ramen, insanlarna birouna byle ak bir gerei dahi kabul ettirmek hayli g oluyor. Daima

223

iyice tavazzuh etmemi saylan kanaatler ve tezatl fikirler her gerein selmetine mni oluyorlar, insanlar aralarnda anlamay mid ederlerken yine eski tezatlara derler. Yeni duymu ve daha alamam olduklar fikirlere hemen eremezler. En evvel, memnuniyetle duyarsnz ki: Evet, doru! diye balarlar; fakat amma!. Diye devam ederler. Neticede, her yeni fikrin vuzuhu bulanr ve asl kymeti lykiyle fark edilemez olur. Bir hayli roman okumu ve okumakta olan birok insan vardr, fakat bu roman okuyucularndan pek ounun bu okuma zevkleri tam bir roman nazariyesiyle bal deildir. Tercihlerine gre birka roman tarzna taraftarlk ettikleri grlr. Roman sanat hakknda salim fikirlere varm ve kanaatler edinmi deillerdir. Bunu, szleriyle aa vururlar. , drt cmleden sonra, fikirlerinin tezatlar meydana kar. Biribirlerini nakzeden kanaatleri arka arkaya sylerler. Romann, saplanm olduklar bir iki kaideye tbi tutulmasn isterler. Biz ne kadar fazla roman okumu olsak, romanlarn hepsinin bir iki nazariyeye tbi olamayacaklarn, nice gzel romanlarn da umumi bir kaidenin dnda kaldklarn daha iyi grm oluruz. Binaenaleyh, romanda bir tek kaide art olarak kabul edilemez. Geenlerde, bir gazetede kan bir edeb makalede yle deniliyordu: Abdlhak inasi Hisar, bir esere yazd mukaddimede roman sanat diye bir kaide yoktur. diyor. Roman yapan kaideler belki yoktur, fakat bazan kaideler vardr. Bunlarn banda tesadflerden istifade etmek gelir. Balzac der ki: Hayatta yle kk tesadfler vardr ki btn mre tesir eder. Halbuki romanlarda bu gibi tesadflerden istifade edilemez. Makale bundan sonra da roman bozan dier bir kaide... diye devam ediyor ve

224

bylece artk, romann umumi bir kaidesi yoktur fikrinden uzaklalyor, romana dair kaidelerden bahseden baka bir nazariyeye iltihak edilmi olunuyordu. imdi burada dikkat edilmelidir ki: Roman kaidesi yoktur hakikatine romanlarda tesadflerden istifade edilemez yani edilmemelidir nazariyesi, roman hakknda bir tahkikin neticesi deil, byk bir romanc olan Balzacn sadece kendi romanlar iin koyduu bir kaidenin ifadesidir. Geri Balzacn romanlarnda da tesadfler yok deil, vardr. Fakat anlalan Balzac, romann taraftar olduu ciddiyetine kar bir nevi mzklk telkki ettii tesadfn romanda vakann briz bir esasn tekil etmemesine dikkat etmek istiyor. Filhakika romanda vakann tamamiyle tesadfi olmamas, eseri belki daha ciddiletirir. Buna ramen nice roman tarzlarnn hepsinde, hikyede tesadf bulunmamas bir art hline getirilerek, mevcudiyeti takdirinde romann kusurlu saylaca umumi bir kaide halinde konmu deildir. O tesadf mevcut olsun veya olmasn, kusur telkki edilsin veya edilmesin, bu noktai nazar umum bir kaide tekil etmez. Romanclarn birou da, pek ok romanlarnda, fikirler ve hdiseleri hikye ederlerken, tabii olarak, birtakm tesadflerden de istifade etmi olurlar ve bunu yaparken ya hibir ey dnmemi, yahut da aksine byle bir tesadften istifade etmenin bir kusur saylmyacan dnm olabilirler. Ne kadar isteseniz de, istemeseniz de, her mrde ve birok romanlarda tesadflerin tesirleri grlrken elbette fikirlerimiz de bu yolda tesirler altnda kalr. Romanda tesadflerden istifade edilmemelidir. Kaidesini biz de takdir etsek bile hayata biraz dikkatle bakacak olursak tesadfn oynad roln pek byk olduunu, bazen en

225

mhim hdiseleri dourduunu grrz. (tahkik: aratrma) Anatole France: Il faut, dans la vie, faire la part du hasard. Le hasard, en definitive, cest Dieu demi ve bu fikrini bir vecize hlinde sylemeden evvel de bir hikye hlinde ifade etmitir. Bu, ok hret kazanmam kitaplarndan biri, Les Desirs de Jean Serviendir. Bu romanda, Tudesco isminde bir adam, Semenin hayatna tesadfen mdahale etmitir. Servien, muhtelif tesadflerle, hi tahmin etmedii nice vaziyetlerde o adamn birok tesirleri altnda kaldn anlar ve hayatnda onun oynad rolleri hayretle dnr. Bu roman, tesadfler bakmndan, gayritabii veya gayrimkul mudur? Bilkis, tamamiyle realisttir. Hemen btn romanlarda birok hdiseler byle tabii tesadflerin neticesidir. Nasl ki, Balzacn byk romanc addettii Stendhalin romanlarnda da nice tesadfler vardr ve hatt bazlar o kadar tesadflerle doludur ki tesadflerden hayli istifade etmitir denebilir. Tesadflerin rol oynad birok romanlar daha gsterilebilirse de bunlardan bahsetmeyi lzumsuz buluyorum. ayet, baz romanlar, vakalarndaki tesadflerin, mbalaal, gayrisamimi olular ve hatta inanlmaz grnleri yznden kusurlu telkki ediliyorsa bunlar sadece o romanlarn kusurlar addedilmelidir. Hatt denilebilir ki, belki Balzacn tesadften istifade edilmemelidir fikri de ancak bunu ifadesidir. Gayet samimi bir htranz yazabilirsiniz. Bu htra hem bir tesadfn hem de samimi bir fikrin mahsul olabilir. yle neticeler vardr ki bunlar sadece tesadfn mahsulleri mi, yoksa, asl hayatn tesirleri midir, buna karar

226

verilemez. Hatt, ilve edebiliriz ki, bazen tesadf romann asl mevzuu da olabilir ve bu takdirde romanda tesadflerden istifade edilmemelidir" nazariyesine ramen hayatta mevcud olan tesadflerden romanc niin istifade etmesin denilebilir. Muhakkak ki en byk romanclardan biri olan Marcel Proust, uzun eserinin bir yerinde, bir adamn hayatn naklederken, baka baka tesadflerle ayr ayr doan vakalar anlatr ve ayn bir zaman iinde geen birtakm hdiselerin aralarnda hibir alkalar bulunmadm dndrr, yle ki, romanc olarak tenkid edilebilecek ekilde tesadften istifade etmek istemi olmaz, fakat bizde uyandrd tesadf hakkndaki dncelerle romanna gene de bir istifade temin etmi olur. Btn bu ufak tefek dnceler hep ayr ayr birer meseledir. Byle baka baka fikirleri birbirlerine kartrarak bir tek nazariye halinde toplamak doru olmaz. Romann tek kaidesi olamyaca hakikati ise, ayrca anlalmas lzm gelen ayr bir mevzudur. Romanlarn hrriyeti kaidesine uymyacak iddialar ve byle ind kaideleri baz romanclarn hl ciddiye almalar insan hayrette brakyor. Sanat ve edebiyat iin eer kaide lzmsa en evvel ve bilhassa byle kaidelerden hibirine lzumundan fazla ehemmiyet verilmemesi kaidesine inanmak gerekir. Bir sanat eserini ve roman herhangi bir suretle tahdid etmenin hibir faidesi yoktur ve olsa olsa ancak zarar olabilir. Zira her romann kanunu kendine hastr. Umumi birtakm artlara tbi olmas yle dursun, imdi bilkis romann hibir hudut tanmadn ve evvelce

227

hibir zaman roman addetmek hatrmza bile gelmiyecek olan birtakm eserlere roman denilmekte olduunu gryoruz, ite, edebiyatn, ince farklariyle, byk tezatlariyle hepsine birden roman dediimiz bu en mil, en geni, en hudutsuz nevinin deta hr bir lem ve her zaman geniliyen bir cihan olduunu kabul etmeliyiz. Tabiatn her zaman bir sanatkr zevkiyle yaratt trl renkte, kokuda, boyda, ekilde iekleri vardr. Roman dediimiz btn bu kitaplarda, ahlk, fikr grleri, mevzular, iklimleri, slblar, san'at ekilleri, ses perdeleri, telffuzlar, hznleri ve neeleriyle kendilerine has birer kaide; ayr ayr birer gzelliktir. [ Varlk der.; S.398,1 Eyll 1953 ]

228

ROMANCININ KAHRAMANINA DAR MEHMET KAPLAN A MEKTUBU imdi, aradan zaman, bir hayli zaman geti. lk nce bir gazetede tefrika edilmi bir hikye,* kitap olarak kmt. Bu hikyenin balca iki mevzuu, yahut iki gayesi vard. (*
Yazar hikye szcnden roman kasdetmektedir.)

Bu hikyede, ben diye konuan romanc, genliinde, babasnn mektep arkada olarak tant, senelerle grt, sonra, ihtiyarladn grd bir adamn hayatn, htralarn, hlyalarn ve bu arada, stanbulun tatl hayatn anlatr. Bu romanc eer Balzac yahut Dostoyevski mektebinden biri olsayd, bu kahramann ya iradeli, mantkl, hesapl bir adam, yahut, aksine, gayr- mantk, iradesiz, tesadfler ve tezadlar iinde kalan vuzuhsuz bir insan talihine istinat ettirecekti. Fakat hikyenin kahraman bu iki insan nmunesinden ne biri ne de dieri grnmek temennisinde deildir. Romanc, bir adamn, kendisince makl hislerini, fikirlerini, arzularn, hlyalarn ve hikyesini nakleder. Etrafnda bulunan, kendisiyle temas eden dier insanlarn da onun hakknda duyduklarn, dndklerini ve sylediklerini tespit eder. te bu da, hikyenin ikinci mevzuudur. Bir insan, hayatnn talihini yaarken, etrafndakiler, onu muttasl kendi anlaylarna gre tefsir eder, ve kendi kanaatlerine gre de, muttasl tahrif ederler. Romancnn babam diye bahsettii Fahim Beyin mektep arkada, dier arkadalar, reji odacs, Fahim Beyin haremi Saffet Hanm, misafir Huriye Hanm, romancnn annesi, enitesi, halas, dier hanmlar, Fahim Beyin idarehanesindeki kapcs, i lemindeki tanklar, onu deli telkki eden akrabas,

229

hlsa, onunla temas eden btn bu insanlar, hepsi de, onu az ok baka grr, hakknda ayr ayr hkmler verir, ve bu kanaatlerini de zamanla deitirirler. Dahas var: Romancnn kendisi de kahraman hakkndaki fikirlerini deitirir. Bunun iindir ki nasl nisb ve mtehavvil bir lem iinde kalndn dnerek o, lnce, kendisine hitap ile: Naslsnz? Sizin hakknzda kanaatiniz neydi? Bari kendiniz hakknda salim bir kanaate varm mydnz? gibi sualler sorar. Zavall Fahim Bey, mezarnda dnya haberlerini duyabilseydi lmnn de, hayatnda olduu gibi, kargaalk iinde devam ettiini renecekti. Kitap baslp bz mnekkidlerin kymetli medhiyelerini okuyunca bunlardan memnun olmam lzm gelirken garip bir ruh hletine ve hayal sukutuna uramtm. Hikyeyi medheden bu mnekkidlerin bzlar bu ikinci mevzuumu hi kaale almamlard. Acaba bz fikirlerimi hi anlatamam da m mevzuu hi yazamam mydm? Nasl olmutu da bunu bahis mevzuu etmediler? diye bir tereddde dmtm. Romanc, yalnz tand deil, hatt yarattn bildii, o kadar tafsiltla hikye ettii, teferruatla anlatt kahraman hakknda en hafif bir nokta hatas duyunca, en zayf bir zaman rengi deimi grnce mteessir olur. En ince tashihlerle yanll izah etmek ihtiyacn duyar. Nasl oluyor da bu izahata ramen hafif bir hata olabiliyor, onu yanl anlam, biraz tahrif edilmi, hafife deitirilmi bulunca, aykr bir cepheden, uzaklaldn grnce ne yapacan aryor ve yeni bir mahkeme kararn bekler gibi duraklyor. Onun iin imdi sizin yazdklarnz memnuniyetle okuyarak bir inirah buldum.

230

Bir de, bir Fahim Beyin ryas meselesi vard. Bz mnekkidler: Bir insann rya grmesi ehemmiyetli bir mesele midir ki?.. diye tariz etmilerdi. Halbuki hikyede yazlan ey bir insann grd ryann ehemmiyeti olduu iddias deildir. Unutmamaldr ki 1900den henz ok uzaklamam bir zaman iinde, bir stanbul mahallesinde, bir insann grd ryaya ksmen, haremi daha memnun olsun da, daha mitli kalsn diye, zm ederek yapt tefsir, mahallesindekilerin buna gsterdikleri alka hikyede tabiatiyle yer alacakt. Romanc, ahsen bir ryaya ehemmiyet verilmesini istemiyor, hikyenin cereyann anlatyordu. Eski tarihlerimizin nice sahifelerinde rya tefsir ve tabirleri vardr. Fahim Beyin etrafndakiler ryalarla ve bunun tabirleriyle alkal idiler. Romanc, zaman ve muhit iinde buna verilen ehemmiyeti belirtmek istiyor. Eer grlen ryadan sonra, kahramannn hayatnda, bu ryann bir tesiri bulunduunu hikye etseydi, ite o zaman ryaya lzumundan fazla bir ehemmiyet verilmi saylabilecek ve bu da tenkid edilebilecekti. Halbuki, sizin kaydetmi olduunuz gibi, ryann gerekletii iddias yoktur. Hikyede ryann hibir tesiri ve hayatta da bir hakikati olmuyor. Fahim Beyin ryas bir hlya gibi kalyor. Dnyada grdkleri ryalar sonradan tahakkuk etmi insanlar, ryalar kan adamlar da vardr. Fakat btn bunlar bu hikye hududu ve erevesi dnda kalmtr. Birok insann itikatlar kendileri iin birer hakikat olduu gibi, psikologlar ryalar vcut ve ruhlar kinat iinde yakalanm ahitler gibi tetkik etmektedirler. Romancnn enitesi ryalarn tbirinden bahsediyor. Fakat romanc bu tbirlere inanmyor. Hlsa, o zaman da bir stanbul mahallesinden duyulan byle bir rya hikyesini anlatmak

231

mevzu iinde idi. Bz fikirler, hisler ve htralar byle hikyeler tarafndan billurlam gibidir Bu hikyeleri sylerken onun mahsulleri gibi duyulan eylerden de, htralarnzn akna gre, bin dereden su getirir gibi bahsetmee mecbur olunuyor ki bu da gayet tabiidir.( zm:
bytme, bytlme)

imdi edebiyatn asl telkki edilen bz fikirlerden ve ananelerden o kadar uzaklam oluyoruz ki bunlar yadrgyor gibiyiz. Onlarn yerlerinde olup kuru iddialar duyulunca insann ruhu souyor. Sizin tasvip iin kfi grdnz sebepler bzlarna gre, bilkis, birer muahaza ve tezyif sebepleri saylyor. Sanatta tenkidin her zaman byk bir kymeti olduu muhakkaktr. Edeb tenkide, imdi, her zamandan daha ziyade muhta grnyoruz. Bir edebiyat tenkidi duyulmaa, okunmaa balannca onun edebiyat iin ne lzumlu, ne faydal olduu daha iyi anlalyor. Edebiyatn anlalmas, duyulmas edeb eserin de bir mkfat oluyor. Dil meselesindeki tasvibiniz ise insann rikkatine dokunuyor. Btn bu sebeplerden dolaydr ki memnuniyetlerimi sylemek isterken size teekkrlerimi de yazmak ihtiyacn duydum. [ stanbul der.; S.10, Ekim 1955 ]

232

YAZMAA DAR Bir nevi dd- Hak ile hazr ve mcehhez olmadka ne bir resim izmemizin ne de bir alg sesi duyurmamzn imkn vardr. Bir sanat olarak yazmak da kabiliyetimiz ve bir hazrlk devri geirmemiz sayesinde mmkndr. Bir mtercimin, mevcut bir eseri aslna sadk kalarak, kendi diline evirmesi gibi biz de iimizdeki his ve fikirleri, bir nevi tercmanlk gayretiyle yazmaa alrz. Gerekli kelimeleri semek, bunla r az zaman iinde tekrar etmemek, cmleleri yerlerine sralamak, rythme dediimiz bir nevi henge uydurmak, daha birok ince dncelerle megul olmak, ite yazmak budur. Yazmak, elbette kolay deil gtr. Bazlar iin daha kolay, bzlar iin daha g olmas ise, bu ancak ayr ve ahs bir hesap saylr. Bz muharrirler, barbar birtakm mbalaalarla, abuksabuk henkleri biribirine kartrarak ve ayr ayr sazlar duyurarak gya bir marifet duyurmak isterler. Bunlarn yazdklar bir piyanonun tozlarn alrken tularn kardklar seslere benzerki, tabi, bu grltlerin hibir musiki ile mnasebeti olmad gibi, bu karalamalarn da edebiyatla alkas yoktur. Bz muharrirler de vardr ki sadece gevezelie bir kymet verilmesini isterler. Vuzuhla sathlii kartrrlar. Bu dereceye inilince vuzuh kolaydr ve bir meziyet saylamaz. btidai bir fikir, vzh olsa da yine abestir. Karilerini dn seviyede farzeden bir muharrir hakik bir sanatkr saylmaz. Yazlacak her eyin okunmaa deeri olmaldr. Muharrirler, samimi his ve fikirlerini kaydederken

233

yaanm zamanlarn yardmndan istifade ederler. Gya, yzmzde ve gzlerimizin iinde duyduumuz bir sabun kpnn kokusunu ve tadn sylemek isterken buna ancak gemi bir zamann htralariyle aklmz imdi yatm, mnsna imdi ermi gibi oluruz. Anlarz ki o sabun kpn yazmann bir saati varm ve o saat de imdi almtr. Ve yine o zaman anlarz ki bz htralarmzn vakt-i merhunu gelmeden nce lm olsaydk, bu htralarmz uurumuza daha varmam olacak ve biz onlarn mnasn daha anlamam olacaktk. imizde, zaman ile meyvalar kemale eren birtakm hakikatler bylece uurumuz iinde seyahatlerine devam etmektedir. Bu hisler ve bu fikirler, ancak zaman ile inkiaf edeceklerdir. Ahmet Haim, yazabilmek iin, daima muhta bulunduunu syledii bir pureteden bahsederdi. Onun bu Franszca kelime ile anlatmak istedii, bir htralarn skneti ve ruhun vuzuhu olacaktr. Sanat, kendi kaideleri ve terifat iinde, byk, geni, derin bir samimiyet ihtiyacdr, tam bu samimiyete ermesidir. Sanatta kaim olan ilim ve fen yerine byle bir ruh ciddiyetidir. Dnrsek, hepimizin istedii -baz sadakatsizliklere sevkeden buhranlarn dnda- bu gnlmzn beendii, sevdii hakikatin saltanatdr. Bu, mahrem perdenin bize almasdr. Sanat, yalan sylemek yle dursun, byk bir samimiyet cibilliyetidir. Bazan, gzel bir musikinin tesiri altnda, byk bir vecd duyarsnz. Sanki sarho olursunuz. O zamanlarda, elimizde kalem nnzdeki ktan sahifeye his ve fikirlerinizi, altn bir mrekkeple, vuzuhla yazdnz, dktnz duyarsnz. O mesut gece bir ay avna km ve

234

mehtapl sularda sihirli balklar toplamsmzdr. Meslek arkadalarnz bu yazlarnz okusalar, muhakkak pek beenecekler diye dnrsnz. Ve ertesi sabah, bu sahifelerin stnde, mrekkebe batm bir rmcek gezinmi gibi o hisler ve fikirlerden, hayal meyal birtakm sual iaretleri, birtakm kargack burgack satrlar kaldn grrsnz. Mehtabn sularnda yakalandnz sandnz k balklarnn hepsi kam, bu ellerinize srnm sihirli klarn hepsi snm, o sarho edici musiki susmu, bir fsun ve hayal gecesinin ilham perisi umu ve onlardan ortadaki yazl cmleler btn bir souk neva kalmtr. Bu satrlar ben mi yazmm? Nasl yazmm? Meslek arkadalarm bunlar grseler yalnz yazmay deil, hatta dilimi dahi bilmediime hkmeder diye dnrsnz. te yaz ile alkadar olmayan birok kimselerin yanllkla ilham dedikleri, bir hayal mahsuldr. lhamn hakikatine hibir zaman inanamyorum. Biz, byle, baka bir kinattan bir musiki duyarak bunlar kaydedebilecek deil, zaman gelince, ancak kendi kinatmzda tekevvn eden hakikatlere erierek onlarn bize ses verdiklerini duyarak ve bunlar ancak birer ktip sfatiyle, kaydetmee uraacaz. En mahrem dostlarmza bile ayr ayr amaa cesaret edemediimiz, szle itiraf etmeyi imknsz bulduumuz ve zahmet, mahremiyet, yorgunluk ve mkilt yznden hi syleyemiyeceimiz his ve fikirleri yazmak ihtiyacn duyar ve bu sylemee imkn bulamadklarmz yazmak aresini aratrmaa koyuluruz. Yine aksine, ok kere, sylemee kolaylkla kaail

235

olduumuz eyleri yazmaa ve imza etmee her vakit raz olmaz, her zaman hazr bulunmayz. Sylemek kolay bir ak hava slbudur. Szn asl his ve heyecandr. Onun iin hem abuk duyulur, hem abuk unutulur. Yaz balaynca tahlil fikri, muvazene unsurlar mdahaleye balar. Yaz, szn bir szgecidir. Yazlan daha ok kalr, hemen sabittir. Bunun iin yaznn tehlikesi daha ziyadedir. Szle yaz mukayese edilince yaznn edilii bir cevher halinde kalmasndandr. Yaz, szden ziyade, asln muhafaza ile, daha ziyade paydar olur. Sresi daha uzundur. Toplantlarda binlerce dinleyiciyi heyecana srkleyen hatipten ziyade, odasnda, yapayalnz, fikrini kda dken mtefekkir, yazsiyle, beeriyete ve millete daha ziyade devaml bir tesirde bulunabilir. Hatibin c hura gelmi dinleyicileri daha evvel susmulardr. Okuyucularsa her yeni nesil ile yeniden bir tesir altnda kalabilirler. Fakat tpk muharrirlerin bz his ve fikirlerini yazabilmesi iin vakt-i merhuna ihtiyac bulunduu gibi, yazlarn tamamen anlalmas iin de, okuyucularn bir anlay mevsimine ermeleri ve kendi zamanlarnn bir vakt-i merhuna gitmesi lzmdr. [ stanbul der.; S.9, Eyll 1955 ]

236

KTAPLAR VE MUHARRRLER SMAL HAKKI BEY* VE ROMANI drt sene kadar oluyor, Ren Erefin gzel bir kitab nerolunmutu: Diyorlar ki... Diyenler edebiytn o zamana kadar en mehr isimlerine sahip olanlard, dedikleri arasnda o gn fikir, sanat, bilhassa siysiytta en birinci bir mevki igal eden bir ir feylesof hakknda hemen hibir ey yoktu. Gariptir, ttihat ve Terakkinin saltanat- mutlakas hkm srerken bu muharrirler, edipler, irler bizde emsli bulunmaz derecede ilm bir kafa olan Ziya Gkalp, hece vezninin belki en hisli ve kuvvetli airi olan Ziya Gkalp, ve ttihat ve Terakki'nin feylesofu, merkez ummiyesi zs Ziya Gkalp hakknda ne lehde ve ne aleyhte hemen hibir ey sylemiyorlard. Memleketin mukadderatna tesir eden bu adam okumann stadlar telkki edilecek olan yazanlara tesir etmemi gibiydi. Bunlar belki de onu okumamlard. Fikirlerini milletin hayatnda tatbik ettiren bu siyas feylesof, mtefekkirlere tesir etmemi gibiydi. Bunlar belki de onun fikrini dnmemilerdi. (*smail Hakk Baltacolu) Efl arkasnda gizlenen rhu incitmeden kavramak iin muhitimizin tecelliytna dima muhabbetti bir nazarla bakmalyz. Aldanrsak bile bu kendi aleyhimizde olmamas iin dima hdist mnlarndan tecrit etmeyen bir srette terih etmeye almalyz. Ziy Gkalp Beyin ilim ve kalem kuvvetine ramen meslekdalar zerine bu tesirsizlii eer doru ise, bunu byle izh edebiliriz: Demek ki muhidimizde "sanat" a ykselmeden fikir sahasnda kalan bir tez tesir etmiyor. Ziya Gkalp Bey pek ziyde tasnifci,

237

fazla mutlakiyetidir. O kadar ki felsefesi hayat rtyor. Fikrini bir eseri sanat tarznda deil dogmatik bir tarzda mdafaa ve telkin ediyor. Bu mellifin kusuru fazla dogmatik oluudur. Zeks maddenin ve imn muhkemenin altnda ezilmemi olan smail Hakk Bey bilkis her fikrini bir his deresine isd ediyor. Onca sylenilecek bir fikir ihsas edilecek bir histir, ilim onda hisse ykselmek cesretini buluyor ve kitap hayata eriyor. O, her fikrini imdi sanat eklinde ifde ediyor. Geri Ziya Gkalp Beyin byk bir sanatkr olduunu ve baz fikirlerini hatta nazmen -mesel Yeni Hayatta- ifde ettiini biliyorum lkin iyi anlalamam olan bu iirlerinden ziyde felsefesini ihtiv eden nesirlerinden bahsettim. O kadar ki fikirlerini htralarndaki canl vakalara balayarak bu maceralarla onlar hayata idhl ediyor ve bu da onlar emslsiz bir derecede samimi gsteriyor. Onun kadar samimiyet hissi vermek gtr. Acaba mit edebililir miyiz ki bu mtefekkir tekinden daha ok okunsun ve daha iyi anlalsn?.. Bunu mit etmekte hakkmz vardr. Lkin bzen gryorum ki onun da yazlar edebiytn hricinde kalan ilmi eserlerden telkki ediliyor. Ancak eminim ki genler bu gen stdm eserine duyduklar byk buhrn o eserleriyle bizzat yayor ve bu buhrn tespit ve kendine gre halletmi bulunuyor. Dikkatle okunulunca bu gzel eserler samimiyetle aranlan ve bulunulan bir mefkreyi hikye eder. smail Hakk Beyin ocukluu rhn bir fez iinde gemitir. Sonra kitaplarla temas eder etmez bilhassa Jean Jacques Rousseau ve Emile, yine bir buhrna tutulmu, bir

238

hamle ihtiycn duymu ve Jean Jacques Rousseau iirleriyle mest bir mefkre ve mertiyetin o heyecan ve galeyan seneriyle ondan da sonraki Balkan Muhrebesi senelerinin mahsul olan ilk kitab "Tlim ve Terbiyede nklb bu hamle ile yazlm bir eser, heyecanl, lme ve mziye kar bir isyn, geni bir hrriyet talebi, slbu itibariyle bile yn- dikkat bir kitaptr. Bu hamleden sonra -eserinin delletiyle gryoruzmuharrir ikinci bir devreye giriyor. Bu devre ilk heyecandan sonra muharriri daha akl, daha ilm bir tefekkr sahasna gtryor. Bu devrin ana fikri bir nevi terbiye psikoloji ve sosyolojisidir. Tlim ve Terbiyede nklbda olduu gibi terbiyeyi mefkresi itibariyle deil, belki bir hdise, bir hdise-i rhiye ve itimiyye mhiyetinde afak bir nazarla tetkik ediyor. Terbiye-i vam ile tedris notlariyle tertib olunmu Terbiye lmi rhiyat shasnda biri tatbik dieri amel iki teliftir. Din ve Hayat, Ahlkszlk, Maarifte Bir Siysette ve Mill Tlim ve Terbiye Cemiyeti mecmuasndaki maklesinde daha ok itimiyat ile megl olarak Durkheim tesiri altnda dnd gzkyor.( afak: tarafsz) Bundan sonra ise bilhassa Bergsonun nfuziyle Yeni Dnya mecmuasndaki Bir Hamle adl makle ile balayan silsilede ilk hamleye dnyor, burada taraftr bir felsefe ile dnerek, milliyet ve dini bularak bu salam esaslar zerinde muhitindeki hayata bakyor. Fakirleen sonra tekrar bir hayat hamlesi ile ilk safhasna dnen ve tekrar rhunu bulan bu muharririn eseri kadar canl, hayat, lm, mkemmel bir eser bilmiyorum. Bu zihnin geirdii safhalar biribirini nakz deil ihzr eden

239

mhiyettedir. Bu bir tekevvn hdisesidir. Bir meyvay kemle erdiren tek bir mevsim deil, drt mevsimdir. Lkin pek ok genlerin zihni birbirine zt gelen kuvvetler ve biri tekinin istihzrtn mahveden mevsimlerin tezatl tesirleri karsnda perian olur. Genlerin fikir hayatna doduklar sene onlara zihn-i beerin bir hlsasn sunan bir ktphane heyht ki otuzundan sonra en oklarnda snnce bir le yakar. Ve byk bir buhrana tutulmalarna sebep olur. Bu buhrn iinde ve yeni anane ve hayat manta istinat ettirmek isteyen rasyonalistler karsnda asl mkilt mill ruhu sezen bir edebiyat bulmak ve bu syede uurlu bir milliyete istind edebilmektir. Dikkat edin ki genlerin balar rkn en kymetli maln tayan bu nzik mahafazalar, tabiatn bu en hassas terzilerini; felsefe sistemleri sallanan buhurdanlar gibi ilhi ttslerini ilk defa olarak dktkleri zaman mest olacaklar ve her biri mnevi bir yre gnl verecektir; bu alarda duyduumuz birtakm deniz perileridir ki -hinler!- bizi en tehlikeli kylara arr. Byle dvetler karsnda hangi gencin kalbi lkayd kalabilir? Bu dem de balayan belki btn hayta tesir edecek bir aktr... Halbuki hayat yemek ve nevmididen kurtulmak iin hissiyatmzn tehzbi ve fikirlerimizin nev nems salam bir usle rabtolunmas iktiz eder. Genlerde doru hissetme kuvveti tenmiye olunmaldr. Genlerin balar eer ziylarn ikd edebilirseniz, tiyi tenvir edecek kandillerdir. Bir ruhun tekevvn! te bir mderrisin, bir mrebbinin vazifesi buna almaktr. Atei, nuru

240

benliimize doru inerek kendi ruhumuzun derinliklerinde aramalyz. Gemi asrlarn kalbimize brakt hl scak kller vardr ki kartrrsak iinde ne kvlcmlar kar! Bir de ekseriyetle kblesini arm adamlara mnevverlerimiz denilir, bu tbir yaknda bir istihz mhiyetinde kalacak. Pervne gibi her ziyya amak isteyenler mnevverler deildir. Mneviyat aklla tartmak istemek felsefenin en byk delletidir. Mahsst mkultla izaha kalkmayan ve ilme haddini bildiren bir cesur lime ne byk bir muhabbet duyuyorum!.. nk muhtelif hayat mevzularndaki aczimizin mhim bir sebebi de bu garip suretteki mantksz lgatinin, manta ihtiy ve itimdmzla ona fazla bir selhiyyet veriimizdir. stinadgh olarak bir mantk arayanlar gryorlar ki bu yaptklar en byk mantkszlktr. Evet bir de en mnevi, en hayatl mevzlar madd ve riyzi bir mesele gibi dnenler makul olmadn farz ettikleri eyleri red ve ill kabul etmeleri mantk ile tabiiyi birbirine kartrmalar bir kalp iin ruhu nafile yere rseleyip basmak oluyor. Hayata bakmadan kitaplarla iktif eden, kitapla toplanan ilim ne kadar nkti!.. Hatta bilmem ilim midir. Yoksa ilmin maskesini tayan ve sesiyle konumak istiyen bir cehalet deil midir?.. Murada maksat zeknn roln ve asletini inkr etmek deildir. Bilkis renmek ve dnmek taraftarlaryz. Lkin yalnz muhkeme etmekle megul ve yorgun bir zihnin inkr ede ede inkr edilemeyecek hibir ey brakmayacan dnyor ve her fikri muhkemeyi ykan baka bir fikri muhkemenin mevcdiyetinden dolay, hayata lzm olan hakikatler iin muhkemenin fevkinde bir vehle istiyoruz zira onun eriemeyecei hakikatler var!..

241

Biz pek garip stadlara ermitir. Bunlann medeniyet demek sdece "Avrupa medeniyeti -isterseniz buna alafranga medeniyet de diyebiliriz- demekti. Baka bir medeniyete imkn bulmuyorlard, bundan baka ancak tarihte kalm ve imdi mevcut olmayan eski medeniyetlere inanmyorlard. Dikkat etmiyorlard ki Avrupa medeniyetlerinden baka medeniyetler var, medeniyet havzalar vardr ve bizim medeniyetimiz vardr: Bunun hususi egali, ruhu vardr. Niin bunu grmyorlar? nk Garp' grp rhunu kavramadan kalbna ktrlar. Bizim ruhumuzu da -girer diye- bu kalba sokmak isteyen bu tehlikeli cahillerin bylece en mlhik dmanlarmz gibi essmz, rhumuzu inkr ettiklerini, hie saydklarn grdk. Halbuki bu ilim bir itikd kurtaran, yaanan canl bir eydir. Tekml, terakki, medeniyet iinden gelme bir inkif bir hamledir. ocukluumda mnas iyice mnteki olmadan zihnimde saplanm bir Franszca cmleyi hatrlyor, tercme ediyorum: Hayat sanat, hayattan bir eser-i sanat vcuda getirmektir. Bunun mnsn imdi veriyorum, imdi anlyor gibi oluyorum. Medeniyet de bir eser-i sanattr. Trk milletine fideli olabilmek iin en evvel asl onun hususiyetlerini, onun haytn duymak ve sunmak lzmdr. smail Hakk Bey mill vukuu her zaman sezmi, anlatmaya ve sevdirmeye almtr. Dima madde karsnda ruhun mdfi olarak bu gzel sz syleyen Madde mnann ortadr izahn veren smail Hakk Beye geen makalemde tesbit etmek istediim fikri buhran iinde ruhumun, ruhlarn bu hakkn verdii iin

242

minnetdrm. Bu Drlfnun mderrisi iinde ndir bir ey, bir mrebbi olduunu sylemek mbalaa deildir. Ruhi inklp ve intibahlarn dima her tedbirin, her tesirin fevkinde bir kudret ve kuvveti olduunu syledi. Onun kadar ruhunun hariminde duyduu imana rm olan iman sahibi bir mtefekkir bilmiyorum. lmini ruhuna mecz etmekle ilmin ciddiyet ve samimiyetini kurtaryor. Sahte ilim, cahilne ilimden ancak bu kadar uzaklamak kbildir. Bizde hi kimse talim ve terbiyenin bilhassa bir ahlk ve bir ruh meselesi olduunu bu kadar mdellel ve bu kadar makul ve gzel bir tarzda tespit etmemitir. Herkes mektepsizlik irfanszlktan ikyet eder. Cehletin tevelld ettii zihniyetten ve cehaletin ruhundan deil. Halbuki asl bu mhlikdir. Cehletin en tehlikeli tecellisi budur. Hayat iinde tecrbeli ve kurtulmu ruhlu cahiller hibir fidesiz mlmata sahip olanlardan ziyde kymetlidir. Mefkresiz bir maarif olamaz. Maarifinizi slah etmek isteyenler ona Garpn usullerini ikme etmek istiyorlar. Garpta mevcut olan bir ruhu, zilliyet ruhunu nefh etmekten korkuyorlar. nk onu buradan alacaklardr. Halbuki bunsuz btn yaptklar rk ve nfiledir, zira bu taklit bile deildir: Mefkresiz maarif olamaz! Mefkremizi bulalm! Bamz semya kaldrrsak, bamz stnde parladm greceimiz milliyet yldzn!.. Evet, milliyetimizi bulmak semdaki yldzmz bulmaktr. Bizim kblemiz bu yldz olacak!.. Bir siyset iin asl aslet ve seciye ister. Soysuz bir terbiye olamaz. Mill harsn lzumuna kil olan ve bunu Maarifte Bir Siyset kitabnda, mill tlim ve terbiye cemiyeti mecmuasnda kaydeden smail Hakk Bey felsefesini hayattan alan bir

243

mrebbidir. ite onun iin yazlar da bu kadanl canl... Dier cihetten bir terbiye veren medeniyetin feyz ald bir menba da dindir. Hayata giren ve hayat veren bir din. Ve ark lemine bakarsak onun vasta-i temeddn olan din-i slm!.. Tarihin bir mahsuli olan cemiyet-i beeriye trihin miras olan dine istind eder. Din faaliyet-i medeniyyenin cevheridir ve din sendeleyince medeniyet de alalr. Bab- itihad kapal addedenlere ramen hayata girmi olan din tabii yayor. Cidd ve samimi hibir mtefekkir ona lkayd kalamaz. smail Hakk Bey Din ve Hayatda bu husustaki fikirlerini yazyor. Bu mn ile diyebiliriz ki bb- itihd aktr ve smail Hakk Bey de bir mtehiddir. Asl mnevver odur. Onu tarif iin imanl, imam srih bir adam demek muvafktr. Drlfnun mhitinde bulunuu bir nimettir. Zra bu canlan zamanlarnda muhta olduumuz byle mritlerdir. Milletimizin faziletlerine uurlu bir surette ermek istiyoruz. te asl hayat kaynam sezmi bir muharrir ki bu srra ermi olduu iin btn yazlar pek kymetli ve pek gzeldir. Bir isyn ve bir teheyy olan ilk eserinden beri kitaptan kitaba bu hayat kaynana doru akan bu kitaplar gyet gzel eserlerdir. Ve ite asl edebiyat bunlardr. Edebiyat mutlaka bir vaka hikyesi erevesini amayan bir ey deildir ve vezin ve kfiyeli yazlar olmas lzm deil, rhi mevzlar tedkik ve tamk eden byle yazlardr. Velev sanat iin sanat taraftan olsak -ben sanat iin sanat taraftarym klasik bir tarzda ummi hislerle dnen bir adamn kalemi elbette bize anekdot vakalar hikye eden bir hikyeciden stn, ona fik ve daha canl bir sanatkrn gibidir. Bizde ekile kar garip bir dknlk bunlar sa-

244

natn hricinde telkkiye taraftar gzkyor; halbuki bu yazlar, bu maklelerde ruhu tatmin eden asl bir edebiyat!.. Garipdir ki o telakkiye ramen son zamanlarmzn en gzel yazlar smail Hakk Beyin, Yakub Kadri, Yahya Kemalin ve Flih Rfk Beyin bz makaleleri olduu halde edebiyat arayanlardan bazlarnn gzleri bunlar grmyor. Yakub Kadrinin kdamda maklelerinin bazlar bir cilde toplansa genlik bu eserle belki en sevecei ve istifde edecei bir kitaba mlik olurdu. Hislerimiz ve fikirlerimiz belki samimiyyeti tahrik ettii ve ekil kaygusuna dmedii iin en ok galayn ve muvaffakiyetle bu ekilde tebellr ettii cihetle en derin yazlarmz bunlar olurdu. Edebiyatmz mateessf dier sahalarda bu makleler kadar mull ve derin sahifeler verememitir. Zra rhun galayn ve heyecn hislerini ayaklandran bunlardan ok derin, samimi ve hisli mevzlar olmaz. Bana gelince ben smail Hakk Beyin helecanbah son maklesini deil, lkin bu kitaplarnn mtefekkir, sde, uslu, beyaz sahifelerini de en sevdiim, en mfrit irlerin derin iirlerini okur gibi kalbimde bir galayn ve helecn ile okudum. I Dergh der.; S.3,15 Mays 1337 (1921) ]

245

HKM GECES Yakup Kadrinin Hkm Gecesi, hem bir roman, hem de Merutiyetin ikinci ilnnda Umum harbin ibtidalarna kadar geen zamanlara ait bir nevi htrattr. yle ki, bu eseri okuyanlar iinde onu yazann nesline mensup olanlar kendi htralarnn bir bakas tarafndan yazlm bir ksmn okuyor gibi olacaklar ve ite bundan dolay sanrm ki bu kitap iin bir trl b-taraf kalamayacaklardr. Filhakika o gzel slbuyle baz htralarmz olsun ihya ettii iin, biz Yakup Kadriye teekkr etmeliyiz. Fakat bahsettii bu kanl ve buhranl zamanlar, bu feci mudhik vakalar, bu sersem ve perian adamlar grmemi ve bizim gibi onlar iinde yaamam olanlarn bu sahifelerin sanat ve harareti karsnda ne dereceye kadar mtehassis olabileceklerini biz artk nasl tahmin edelim? Lkin madem ki mteselsil fecaatleriyle o devrin btn tarihini bu romann sahifeleri iine sdrmak kabil olmayacaktr, muharrir keki umumi hadiseleri daha ksa bir tarzda icmal ve tesbit ile iktifa etse ve bunlara ait srf kendi htralarn yazsayd! Bu sayede eseri daha ahs bir vesika mhiyetini almaz myd? Halbuki bazen grm olmayp uzaktan iitmi yahut sadece tasavvur etmi olduu birtakm vakalar da hikye etmek zevkine kaplnca, bu yazdklar dier sahifelerdeki ahadetinin kymet ve ehemmiyetinden mahrum kalyor. te bir hayli tenkit ve tefsire msait bu htrat ciheti bertaraf edilince, Hkm Gecesi, Ahmet Kerim isimli bir gencin hayatnn hikyesidir. Bu gen, muhalif matbuattaki arkada olan Ahmet Samim her gn birka tehdit mektubu alarak ldrleceini bile bile yaad gnlerin bir

246

akamnda katlolununca, tpk onun hayatnn mabadi olan bir hayata devam ediyor. Ahmet Kerim hayatta bir Ahmet Samimdir. Ahmet Samim eer lmemi olsa, olaca ne ise odur. Anlalyor ki, sanatkr Yakup Kadri, Samimin hakiki lmne ramen, hikyesi iin bu ruhtaki bir ahsn zyna kil olmam ve Ahmet Kerimle tpk ona benzer bir ahsiyeti yaatmak istemitir. Ahmet Kerimin daha tanmadan, uzaktan arklarn dinledii ve gnlnn istedii gibi tahayyl ederek pek ok sevdii melek sesli bir kz var. Bu kz ittihat ve Terakkinin garip bir tuzana let oluyor ve Ahmet Kerimi rezaletle lekelemek ve hatta belki ldrtmek iin bir gece t kendi yatak odasna kadar ekerek, onu evinin btn halkna yakalattryor. Zavall Ahmet Kerim, artk bir daha bu kz affedemiyor. Bunun asl sebebi, bu yapt ihanet deil, fakat onun sesinden ilham alan kendi hayalinin inad ettii sevgiliye benzemeyen adi ve geveze bir mahalle kz oluudur. Bu kz onun affyle akn bir daha kazanacak bir tarzda sylemek, yazmak ve susmak bilmiyor. Btn szlerinde ve mektuplarnda Ahmet Kerimin tahamml edemedii bir ive var. Bununla beraber imdi gnll bir nedamet ve akla doludur. Bu mektuplarna ve istirhamlarna ramen hi affolunamayacan anlaynca, intihar ediyor. Ve o zaman merhametsizliinin nedameti Ahmet Kerimin kalbine bir haner gibi saplanarak ondaki eski ak tekrar uyandryor. ller yalnz topraa deil fakat kendilerini sevenlerin ruhlarna da gmlr ve orada yaarlar. imdi Ahmet Kerim de byle, hlyasn hi bozmayan bir skn iinde,

247

gnlnde yaayan bu lye k ve hayatta onun hicraniyle giryandr. Artk srf bu ak iin yaad bir zamanda Arnavutluk isyan neticesinde ittihat ve Terakki frkasyle kabinesi skt ediyor. Bu defa hkmete tekrar gelenler titrek bal ihtiyarlardr. Bunlar ittihat ve Terakkiye muhaliftiler. Fakat muhalefet frkasna mensup deillerdir. lerinde Ahmet Kerimin matbuattaki sayini takdir eden, vaktindeki yazlaryle hayatn bile tehlikeye koymu olduunu hatrlayan hi kimse yok. Hi kimse kendisine kuru bir teekkr bile etmiyor. Geri bir airimiz: Hak bellediin bir yola yalnz gideceksin! diyor. Fakat yalnz kalmay bilmek, yalnzln fethetmek de bir kahramanlktr. Bunun iin ne kuvvetli bir hayal, ne kadar zengin bir ruh ister. Ahmet Kerim ise hayatta byle kymetli istinatghlardan bsbtn mahrum olan bir gentir. Onun her zamandan daha bedbaht olduu bir srada Trablusgarp harbi balyor. Ve daha sulh imzalanmadan evvel Balkan muharebesi ve derhal Balkan hezimeti vukua geliyor. Kendisi harp gerisinde, gazetesinde (Yakup Kadri onun askerlik meselesini anlatmyor) btn fikir ve asabiyle bu mehib faciay takip ediyor. Ahmet Kerim az zaman sonra kaanlar, muhacirleri, a ve plak kalanlar, stanbulun besleyemedii hastalar, hastahanelerin barndramad yarallar, lmlerin bu lgn bakyyelerini, sokaklarda kimsesiz, can ekienleri, yalnz giden lleri gryor ve gryor ki, btn bu facialar mark, tok ve Hristiyan Avrupann tebessm, tasvibi, tecii karsnda devam ediyor! Bunlar gre grev zavall Ahmet Kerim de mitsizliinin siyah semasnda doup gnlne ziya salan

248

bir yldza taparak milletinin akna eriyor, o da bir milliyeti oluyor. te o zamanlarda ttihat ve Terakki frkas tekrar hkmete geliyor ve bundan bir mddet sonra vaktiyle Ahmet Samimin katlini telin eden baz muhaliflerin tekil ettikleri yeni bir cinayet komitesi de sadrazam Mahmut evket Paay katlediyor. Bunlarn ilerindeki arkadalarndan biri hemen her zaman vki olduu gibi, kendilerini ifal ve hkmete ihbar edince, onlarla birlikte Ahmet Kerimi de tevkif ediyorlar. Gen adam ttihatlarn bu cinayette kendisinin de erik olduunu zannettiklerini anlaynca, canndan korkuyor ve ertesi sabah haksz yere idam olunacan sand gece, hapishanede, kendi kendisiyle son bir muhasebe-i nefste bulunmak ve kendi iyzn grerek kendisi hakknda bir hkm vermek istiyor. Bu, onun hkm gecesidir. uurlu olan fikr ve hiss mevcudiyetimizin altnda bir de asl hayatmzn uursuz olan geni kinat vardr. Ahmet Kerim iinde bulunduu hezimet ve facia havas iinde seyrettii kendi kalbinin kuru ve hodgm manzarasndan irkiliyor. O da kendilerini gya sevip mdafaa ettikleri fikirlerden daima stn tutanlarn soyundandr, bunlar hibir zaman ellerini hayatn amuruyla kirletmezler ve apulcularn yannda ellerinde tadklar yalnz kendi gururlardr. Fakat ne sadedil, ne de masum deildirler ve karanlktaki kalbleri de kendilerinin istihkar ettikleri kalblerden daha temiz deildir. Hayatta muvaffakiyetin artlarn daima adi bulup onlara hi bir zaman boyun emee tenezzl etmemi olan bu gen, imdi kendisinin ne kadar kksz ve hayalperest bir terbiye ve grenein mahsul olduunu anlyor. Hi bir zaman sevmeyi

249

bilmemi ve bundan dolay hayatn ahengine hi bir zaman da itirak edememi deil midir? Kalbi daima kendisine bile ac gelen meyveler verdi. Hibir vakit olduu gibi grnmeyi bilmedii iin kendisini bir nevi sahtekr telkki ediyor ve kendi hakknda hem merhamet, hem nefret duyuyor. Hkm Gecesindeki bu tahlil ve tefekkr sahifeleri pek gzeldir. Fakat gencin btn hayat ve talihine ve yaknda belki de yarn, yok yere ldrleceini dnd bu byk muhasebe ve tefelsf gecesi ayn zamanda had bir buhran gecesidir. Binaenaleyh srf fikir nokta-i nazarndan denilebilir ki, byle bir gecenin dourduu dnceler, bittabi slim bir muhakemenin vsl olduu neticeler saylamaz; bunlar ayn zamanda, adeta uzv bir buhrann mahsuldr ve byle oluu da her ne kadar bu sahifeleri souk bir tefelsf olmaktan kurtararak onlar sanat itibariyle pek canl ve heyecanl mertebeye isad ediyorsa da ayn zamanda isabet ve selmetlerini ihll etmekten de hli kalmyor. phe yok ki ertesi gn idam edilmeyi bekleyen bareler yeryzndeki son gecelerinde pek muntazam bir tarzda dnemezler. lmn eiinde btn asabiyle sarslmayacak ve byk bir buhrana tutulmayacak kim vardr? Sokratn misali bir mstesna deil mi? Ve hatt zavall beeriyetin tarihinde byk bir istisna olarak zikredilegelmi deil midir? Bu tefelsf sahifelerinin en salam ksm lmemek isteyen bir gencin kendisini lm karsnda sand zaman geirdii buhrann yani bir idam mahkmunun hlet-i ruhiyesinin tasviridir. Ve ite bundan dolaydr ki, hem gencin kendi

250

kendisine verdii hkm biraz kark bulmamak, hem de byle olmasn bu mstesna gece hrmetine mazur grmemek imknszdr. Dnn ki, byle manen kendi aleyhinde bir hkm veren hkim, o esnada kendisini zaten idama mahkm sanyor. Artk pek vzh ve slim bir hkm veremezse mazur deil midir? Binaenaleyh kitabn zbdesini ve nktesini tekil ediyor gibi grnen ve ksmen bir tefelsf olup, ksmen de ruh bir buhrann tasviri mhiyetinde kalan bu sahifelerin ikilii onlarn ahengine halel veriyor. Her ne kadar felsefe bile hlasa bir mizacn psikolojisi ise de fikirlerin vuzuhu tabii bir para daha slim hayat artlarna lzum gsterirdi. Nasl ki kitabn sonunda Ahmet Kerimin bu gece esnasnda vermi olduu hkmden hi bir istifade edememi olduunu da teessfle gryoruz. Fakat tenkidin vazifesi kendi nokta-i nazarna sadk kalmakla beraber muharririnkini anlamaya almak olmaldr. Bu dncelere mukabil denilebilir ki, muharririn maksad Ahmet Kerimin ruhundaki bu karanlk hisleri mstesna bir ulenin yla tenvir etmekten ibaretti. Bazen zihnimizi dinlendirmi bir uykudun byk bir sknetle, gece yarlarnda uyandmz zamanlar, geip giden btn gnlerle gecelerin -hayatn yumuak kollar tarznda- nasl bizi muttasl lmn guna doru ittiini itiyadmzn fevkinde bir vuzuh ile dnrz, te Pierre Lotinin birka kere hikye ve ikyet etmi olduu bu iki uyku, iki rya arasndaki yakaza, zihnin her zamandan daha akve hassas olduu bu zamanlar, mstesna birtakm erit iinde Ahmet Kerimin erdii bir merhaledir. Bu gece, muttasl yar uykuda bir hayat geiren Ahmet Kerimin byle kendi

251

zeksn ruhunu hlasa kendi kendisini at mstesna bir andr, asl uyand gecedir. Ahmet Kerim bu zamana kadar bir hayaletten ibaretken belki ilk defa uyanyor, gzlerinin perdesi, zavall perde-i tesellisi ekilip zihnine feci bir vuzuh geliyor. Fakat btn karanlk eyleri aydnlatan bu ule bir imek gibi muvakkattir, ite bundan dolay hkm gecesi hibir iz brakmadan geecek, sonra yine siyah bir gece avdet edecektir. Ahmet Kerim bu gece talihini srf kendine mahsus bir ey gibi anlamyor, kendisinin uzun bir istibdat devrinin mahsul ve Merutiyetin ilnnda (1908) yirmi yan ikmal etmi olan neslin bir timsali olarak tehis ediyor. Hatt, bu itibarla onun kendi kendisi hakknda lzumundan fazla, herhalde hakikatte olabileceinden ok fazla aleyhdar bulmak da kabildir. nk realist Yakup Kadri pek hakl olarak Ahmet Kerimde bir kahraman enmzeci gstermek istememitir. Ahmet Kerim zayf bir mahluktur. Bu ahsiyet arkasnda muharrir bize onun itirak etmi olduu byk ve umum his ve fikir cereyanlarn gstererek, bunlar izah ediyor. Ben, bu romann umum hadiseleri tesbit eden btn safileri yerine, Marcel Proustun hayran Yakup Kadrinin bu hikyenin asl kahraman olan Ahmet Kerimin geirdii bu hayat, bulunduu bu muhit ve zaman iindeki his ve fikirlerini -ki Yakup Kadrinin neslinin fikir ve hislendirdaha fazla tahlil ve tafsil etmemi olduuna teessf ediyorum. Zira bunu yapm olsa Ahmet Kerimi belki bilhassa hayat itibariyle deil, fakat asl hisleri ve fikirleri, ruhu ve zihniyeti itibariyle, binaenaleyh daha derinden ve daha ziyade, tpk bir dostumuz gibi tanm olacaktk ve o hfzamzda ve edebiyatmzda 1908 senesi neslini temsil

252

eden daha canl ve klasik bir enmzec olarak kalacakt. Geri buna mukabil de bizi byle bir tipten mahrum eden asl Ahmet Kerimin kendisi olduu, zira hayatn elinde bir oyuncaktan ibaret olan Ahmet Kerimin seciyesizliinin bir tip ibda iin n-tamam ve n-kfi bir ey olduu dnlebilirse de, esasen mutavasst ve silik ahsiyetlerin bir enmzeci olacak bu silik ruhu eer daha derin bir tarzda ihsas ve tesbit etseydi, muharrir bu gzel eserini phe yok ki bir aheser mertebesine isad etmi olurdu. te ismini btn romana vermi olan bu sonuncu bb, yani bu Hkm Gecesi nden sonra Yakup Kadri hikyesine bir sonuncu fasl daha ilve etmi: Bir gn ttihat ve Terakki Cemiyetinin merkez-i umumisinde Talat ve Cemal Paalar, Bahaeddin akir ve Ziya Gkalp Beyler kendi aralarnda ve hepsi kendi tabiat ve zihniyetini gsteren szler syleyerek gryorlar. Bu drt kii beyninde skin skin cereyan eden szlerin nasl btn bir milletin mukadderatna, milyonlarca adamn hayatna tesiri olacam dndren ve bu siyas ve lm mhabesenin sude ve fecaat havasn ifade eden derin ve canl sahifelerin muvaffakiyeti ve esrarl gzellii mstesna bir eydir. Nihayet Ziya Gkalp, Cemal Paaya, Ahmet Kerimi rica vehile braktndan dolay teekkr ediyor. Onun kanaatince Ahmet Kerim gnn birinde Trklk cereyanna faydal bir muharrir olacaktr. Ahmet Kerim sair muharrirler gibi imdi sadece nefy edilmitir. Fakat bu menfas tpk o Hkm Gecesinde kendisinin korka korka tasavvur etmi olduu ahiret gibi bir eydir. Ac bir deniz kenarnda, siyah, slak, sanki karaya

253

vurmu bir gemi enkaz gibi bsbtn batmay bekleyen ve burann yegne sesleri olan mteki rzgrlar dinleyen bir yer! Bir ehrin manzaras gibi az ok maddi eyler bile hep gnlmzn iindeki renklere brnen bukalemunlardr. O zamann hlet-i ruhiyesine gre buras yani Sinop, vatann bir kesi gibi sevilecek bir yer deil, bir mahbestir. Ahmet Kerim de burada yaral bir ku gibi, artk ruhunun kanatlarndan istifade edemiyor, hep yerlerde srkleniyor. Artk onu Allah, insanlar ve kendisi de terketmilerdir ve o her eyi, hatt mazisini muhakeme ettii geceyi ve kendi hakknda verdii hkm bile unutmu; her eyden midini kesmitir, hatt kendisinden bile! Hem asil, hem zayf ruhlu zavall Ahmet Kerim! k; vatan, hak ve hakikat muhibbi, zarafet, sanat ve medeniyet amatr, ayr ayr muhabbetlerle arpan ne ok kalbleri vard. Fakat baknz ite muhiti ve hayat btn bu kalblerini birer birer ya zehirlediler, ya vurdular. imdi bu menfa hayat bu zarif genci fena halde kabalatryor. Onu ikiye ve her trl dilie altryor, imdi biz artk eski hlyalarn gremeyen bu snm gzlerin karsnda bu viran ruhta susmu olan eski musikileri dnyor ve onlara acyoruz. Bu gen bir gn annesine bir mektup yazmak isteyince elinin titrediini gryor ve genliinin bu hzal ve tereddisi karsndaki eski uuru bir para harekete gelerek Eyvah! Ben bitmiim! diye hngr hngr alamaya balyor. Ve ite Hkm Gecesi de byle bitiyor. Bu haddizatnda hepimizi mtemadiyen deme sevk eden kk inhizamlardan biri, bizim bildiimiz eski Ahmet Kerimin ve onun bizim bildiimiz eski hayatnn bir zevalidir. Evet, imdi Ahmet Kerim eski mitlerinden,

254

ruhundan istina ediyor. Fakat bu istina menfa hayatnn muvakkat bir neticesi deil midir? Ahmet Kerimin genlii getiyse de hayat devam ettiinden, Yakup Kadri, ondan son midi kesmemeli ve bizim midimizi de kesmek istememeliydi. Ebedi Makberinde: Yok lmeden lmenin lzumu diyen Abdlhak Hamidin sz ne kadar muvafk ve hayata taraftar bir hamledir! midimizi kesmeyelim, Ahmet Kerim belki bundan sonra da kendisinde yeni bir hayat hamlesi bulabilecektir. Ziya Gkalpn midine biz de itirak edebiliriz. Nasl? Ruhuna domu olan o eski yldzn ziyas hibir mahsul vermeyecek miydi? Artk ondan hibir haber alamamak bu kitabn sonunu daha ziyade karartyor. Binaenaleyh Ahmet Kerimin bu alayndan sonra da hayatta ne olduunu merak etmek hi de di bir ey deildir ve Yakup Kadri istese kitabna mabad var" diyebilirdi. Hatt belki zihnen bunu sylemitir ve belki de bu Ahmet Kerimin hayatnn mabadn byle ikinci bir siyas romanda yazacaktr. Ahmet Kerim bundan sonra ne olmutur? Muhaliflerle beraber stanbula dnm, burada, Mtareke senelerinde, nzr veya zengin olmu ve sonra tekrar nefyedilmi veya firar etmi midir? Hlen bir gazete idarehanesinden bir tekine mi srkleniyor? Yoksa imdi bir mebus, bir vekil mi olmutur? Yeni bir mefkre, yeni bir ak bulmu mudur? Bunlar bilahare belki reneceiz. Bu kitab kapadmz zaman vaktiyle bu gencin gnlnde bir ser iinde yetimi iekler gibi alan hakikat, hakkaniyet, zarafet, sanat, muhabbet hlsa

255

medeniyet hislerinin byle solup kurumamak iin ne sude zamanlara, ne lk bir havaya; nasl ihtimama, dikkate, syanete, hlsa nasl yine medeniyete ihtiyac olduunu dnmee dalyoruz. Bildiimiz bir zamann, daha pek yakn bir mazinin btn bir ifadesi olan Hkm Gecesi eski zaman evlerinin geni odalar gibi ruhumuzu tevsi edecek ve htralarmz barndracak sahifeleriyle sanyorum ki, edebiyatmzn eskiden beri tandmz mhim ve klasik eserleri yannda imdiden mevki alyorve sanyorum ki, ne zaman ona avdet etsek mazinin musikisini duyacak ve hassasiyetimizin arttn hissedeceiz.

[ Milliyet gaz.; 26 Mart 1928 ]

256

HKM GECES NN SLBU VE LSANI Yakup Kadrinin Hkm Gecesi pek halvetli bir slpla yazlmtr, yle ki bu sahifelerin ou lakayt bir tarzda okunulamyor. Zira nairin sanat krii muttasl mtehassis etmeyi biliyor ve ona gzel bir nesrin verdii en yksek zevkleri bahediyor. Bu slp, geliigzel bir shletle akan kolay, kusursuz fakat ahsiyetsiz bir slp deildir. Malumdur ki lisann sarf ve nahv itibariyle doruluu baka, gzellii bsbtn baka bir eydir ve byk muharrirler lisanlarnda hatt addolunacak hibir hususiyet ire etmeyen muharrirler deil, ilk nce belki yanl diye telakki edilecek hususiyetlerini bile lisana mal eden birer ahsiyet sahibi olanlardr, ite gzel ve hususi bir slp ancak bunlara vergidir. Her byk muharrir kendi ruhundan gelen bir sesin ilhamn dinleye dinleye onun emri altnda yazyor gibidir. Btn yazlar sanki kendisine nazil olan bu gzel sesleri tatmak, bize duyurmak iindir. Onun farkna varmayan deryadil ve sath karilerin deil, fakat yar edeb bir hars sahibi olanlarn tasannu addettikleri ite bu derin samimiyetten gelen, bu ruhundan gelen seslerdir. Ve ite bunun iindir ki asl byk yeni bir slp sahibi muharrir bazen yanllar yapmada namzet ve mahkumdur. Tashihi pek kolay olan bu yanllarn karsnda siz ihtimal ki aarsnz. Fakat o bunlar zaruri addediyor, nk ruhundaki henge uymak ve ona vasl olmak gayesiyle meguldr; kendi yazsndan istedii ey ruhundaki bu mhim ve gizli hengin bir ifadesinden ibarettir. Hatt

257

denilebilir ki byle muharrirler cmlelerini okuyanlar ikna deil, kendilerini bir de tam bu musikiyi sevecek bir hassasiyette olanlar temin iin yazarlar. Yakub Kadrinin de byle bariz suretde hususi bir lisan kendisine mahsus bir uslbu vardr. O mesela renklerin ve seslerin ebed bir skt ile sustuu ve haclede benzi sapsar gelinin buz gibi ellerini elleri iine alyor ve onunla ba yok sonu yok; ve onunla bir nehirden daha uzun bir hasbihale dalyordu. Ona ne sylyordu, fakat syledike bir inirah duyuyordu. Her hasbihalin sonunda sanki bol bol, sanki kana kana alam gibi oluyordu. dedii zaman bu uslbun husus gzelliini bir musiki gibi duyuyoruz. te Yakubun sesi diyebileceimiz bu mevzun edann ve kendi kullanaca bir tabir vehile bu ritmin iktizasndan olduu zaman, muharrir her hatay kabul edecektir. Anlalyor ki Yakup Kadri yazarken muttasl dinledii ve hi bozmamaya imtina ettii bir henkle meguldr. Bu derun musiki iktiza ettike btn lisan hakikatleri feda ediyor, irtikab ettii hatalar varsa hep onun uruna irtikab etmitir. Yazarken dedii kendine mahsus bir musiki vardr, yazmaktan murad onu duymak ve duyurmaktan ibarettir. Yazk ki bu gizli ve hususi musikiyi krilerin en ou hi duymayacaklar, yazk ki bazlar onun birtakm hususiyetlerinden belki rahatsz olacaklardr. Fakat sanatkr ite her eyi, hatta lisannn vuzuhunu ve doruluunu bile duymakla mest olduu ve duyurmakla mest etmek istedii bu henk, bu ritm akna feda edecektir. Bu hususta kk bir misal olmak zere Yakup Kadri'nin birok yerlerde hikye-i mazi sigas yerine "dir

258

edatn israf ettii gsterilebilir. Mesela bir yerde maziyi hikye ederken Bereket versin ki kabutun i taraf Samiyenin dedii gibi hal deliydi demiyor delidir diyor. Zannetmem ki bundan maksad bu yer hl hal delidir demek olsun. Zira bu hal belki oktan kalkmtr. Fakat muharrir cmlesine uygun grd bu dir edatnn verdii henkten ayrlamaz. Madem ki matlub olan hengi temin edecektir, bu dir onca elzemdir. Btn bu gftelerin birer bestesi vardr ki ona bir trl dokunamaz. Byk bir muharrir olmak kolay m sanyorsunuz? Zaten ihtimal ki onun Ahmed Kerimden vesair eylerden, bizlerden ve hatta kendisinden bahsedii de yalnz bu henkte cmleler hrmetinedir. Hatt yalnz o dnyaya bile bilhassa byle cmleler yazmak iin gelmitir. Ayn rzgrlara, ayn med ve cezire tabi olarak yan yana, arka arkaya gelen ve bize his ve fikir veren cmlelerini ayn intizam ile getiren mevcelerin bu sularn hengini duyuyorum ve sanyorum ki bu uslbun mstesna musikisini en ok hissedenlerden ve sevenlerden biri de benim. Ancak, bu gzel slp iinde zevki cidden tahri eden baz noktalar var ki bunlar da kaydetmek istiyorum. Zira Yakubun sesine, bu nesrin musikisine hibir halel gelmeden bu kusurlar tashih edilebilirdi zannediyorum. Evvela denilebilir ki Yakup Kadri bu husustaki cereyandan harite kalarak lisann sadeletirmek lzumunu hi duymuyor. Ve "Erenlerin Bandan nairi o zarif, o gzel Kiralk Konak romanndaki nesrine nisbetle imdi Arabi ve Faris kelimelerle belki daha ziyade arlam bir lisanla yazyor. Saniyen, grlyor ki bu stlahl, terkipli lisana garip

259

bir ilave olarak bir de birok Franszca kelimeler kullanmak lzumuna kni oluyor. Lisana ya hi girmemi ya istimlden dm veya decek btn kelimeler teessf olunur ki az zamanda Yakup Kadrinin bu gzel nesrini de baz emsali gibi ihtiyarlam gsterecektir. Evet, Yakup Kadrinin slbu, kendi rev-u edasn o demin bahsettiimiz hengini bulmak, ona ermek iin eski edebiyatn rettii birok kelimelerin lezzetini hl dahi fed edemiyor ve divanlarn ivesinden ve tadndan istifade etmek istiyor. Diyebiliriz ki mnlarn, kokularn ve ruhlarn hissettiimiz, henklerini ve renklerini beendiimiz bu kelimelerin bir ksmn biz de pek severiz. Fakat phe yok ki ayn zamanda bugnk lisan sadelie doru gtren cereyan da anlyor ve seviyoruz. Bu muhabbeti o zevke feda edemeyiz. Ben eminim ki Yakup Kadri nesrinin o gzel hengine hibir halel getirmeden imdi istiml ettii birok Arab ve Faris kelimelerin yerine bunlarn Trkelerini kullanabiliyor, lzumsuz ve faydasz birok terkipleri, vasf terkipleri hele o Franszca kelimelerin ounu da hi kullanmayabilirdi. Bunlar bu sels nesrin umumi hengine yardm edeceine onun hengi iinde srklenen gzel bir sihir gibi akan ve ruhumuzu beraber srkleyen birtakm kuru dallar, birtakm yabanc unsurlar gibi kalyor. Filhakika biroklarmz bilhassa Yakup Kadrinin neslinden olanlarla o nesle tekaddm edenler hl daha ok stlahl bir lisanla konuuyoruz. Filhakika oklarmz iin konuurken Franszca kelimeler kullanmak da babalarmzdan kalma bir itiyad halindedir. Fakat konuma

260

lisanmzn bu laubaliliklerini ve bu kusurlarn yazlarmza bilhassa byle itina ile yazlm edeb nesirlere de geirmeli miyiz? Bilakis bugnk cereyana gre mmkn olduu kadar sadelie doru gitmeli deil miyiz? Bir lisana edilen itina nisbetinde ondaki lzumsuz yabanc birtakm kelimeler ve unsurlar ayklanm olmal deil midir? Lkin bugn maatteessf biroklarmzn bu suallere menf cevaplar vermeye taraftar olduklar grlyor. Gerek terkipler gerek her lisandan yabanc kelimeler isti'mali gerek sair baz garabetler iin Yakup Kadrinin bu eserinden alnacak misaller bugnk lisann umumi tezebzb hakknda birer numune tekil edebilir. Zira bunlar ona has bir hususiyet deil, hemen hemen umumileen garabetlerdir. Ve ite btn bunlar iin diyeceim ki, itikadmca bu eser, uslbunu o kadar beendiim, sevdiim, medhettiim bu eser bile bugn lisanmzn iinde bulunduu buhrana deta bir numune olacak. Yakup Kadri bize bir lisan akademisi mutlaka elzemdir dememi miydi?- te bu fikrin bu lzumun ispat iin bir misal tekil edecek bir tarzda yazlmtr. Yakup Kadriyi bugn yazan muharrirler iinde belki en kuvvetli air telkki ettiim iindir ki lisanmzn imdiki tezebzb geirdii isthle ve onunla megul olmak zere bizzat kendisinin dedi gibi mutlaka bir akademi teekklnn lzumu hakkmdaki bu dncelerini ondan yani en yksekten aldm misallerle tevsk etmek istiyorum. Evvela dnelim ki lisann hudutlar Arab ve Faris lgat kitaplarndan lisanmza geen kelimelerin istilsna evvelden beri olduu gibi ak kalmakta devam etmeli midir? Yakup Kadri en eskimi ve artk metruk kalm. yle ki bize bsbtn yabanc gelen kelimeleri bile bazen

261

kullanyor ve biraz daha mens olan Arab ve Faris kelimeleri ise kaleminden hi drmyor. Her nedense bilhassa Arapa cemi ekillerini kullanmay tercih ederek bunlar kesretle istiml ediyor. deta bir tek kelime tekil edip klie hline girmemi olan terkipleri de kullanmaktan ekinmiyor ve bunlarn bazsn sk sk kullanyor. Halbuki byle terkipler kullanmaya tamamen taraftar olmad ve bu meselede bir prensibe sahip bulunmad ununla anlalyor ki bunlar kullanrken bazen yabanc telkki ederek mesela ihb- skb trnak iine alyor, halbuki bilakis bu klie hlinde mstameldir. Ve mareket-i efkr trnak alyor, acaba neden? Madem ki dier terkibleri trnak iine almyor! Saniyen, dnelim ki lisanmz dier cephesinden deminki ark cephesinden sonra Garp cephesinden diyelimyalnz beynelmilel birer kelime olmu baz fenn, lm ve bedi stlahlarn deil fakat rastgele birok ecnebi kelimelerinin, bilhassa Franszca kelimelerin istilsndan ak bulunmal mdr? Yakup Kadri evvelce baz Franszca kelimeleri aynen tercme ile bunlar yeni mnlarda kullanrd. Mesela: Erenlerin Bandan da, myenaj = ezmine-i mutavassta iin orta ya diyordu. imdi hatt byle tercmelere bile lzum hissetmeyerek istedii Franszca kelimeleri dorudan doruya kullanmakta hibir beis grmyor. Hkm Gecesindeki siyas ve tima kelimeler hemen hemen hepsi Franszcadr. Fakat mhim bir ksmnn Trkesi esasen mevcut olan bu kelimeleri kullanmakta ne mn vardr? Gaye sanki nedir? Bu da bir nevi tasannudan ibaret deil mi ve bunun lisana birok mazarratlar yok mudur? Lisan canl olan ve yryen bir eydir. Bizi srkler, nereye gideceini de bilemeyiz. Yakup

262

Kadri onu alafrangala gtrmek istiyor. Bir lisanda bu kadar ecnebi kelimeye yer olmal mdr? Hele bizim lisanmz iin bu cidden elzem midir? Hi de zannetmiyorum. nk mesela bu kelimelerin birounun Trke mukabilleri mevcut olduu grlyor, yle iken bunlarn istimli nedendir? Abdlhak Hamidin dedii gibi bu: Bir tarz- Acemide Frenkne Trkeler" Esasen Yakup Kadrinin bu ecnebi, Franszca kelimeleri kullanmakta hangi usule tabiiyyet ettiini anlamak bir trl kbil olmuyor. Belli oluyor ki kendisi de kelimeleri lisann z mal telkki edemiyor ve bunlar nasl kullanacan bilemeyip aryor. Muharririn bu hususta riayet edilecek bir kaide bulmam olduuna en byk delil bu kelimeleri bazen olduklar ekilde bazen Trkelemi ekillerinde ve bazen bsbtn kendisine mahsus bir surette tabir ederek, kh trnak iinde kh trnaksz olarak kullanmasdr. Anlalyor ki lisana rastgele ecnebi kelimeleri ithal prensibi esas olarak kabul edilince ortada tamamen fantezi hakim olacak ve btn tatbikatnda tesadf edilecek garabetler artk iin hikmetinden sual olunamayacaktr. [ Milliyet gaz.; 31 Mart 1928 ]

263

AL ZEK BEY N "ALEV Bu defa nerettii ilk kitab, Alev isimli roman Ali Zeki O Beye en muktedir ve marf hikye-nvislerimiz arasnda bir mevki kazandryor. Alev bir ak hikyesi... Ve belki haddiztnda kalplerde bir mddet genlik gibi parlayp genlik gibi geen akn, bu Alevin hikyesidir. Muharrir bu gzel ak hikyesini eserin mhiyet ve sflyesini ihll eden o m-l-yutk tafsilattan kurtarm ve yalnz mevcut olan canl sahifeleriyle brakm. Ksa bir roman deil, uzunca bir hikye eklinde yazm olsayd bu eser ne kadar daha gzel olacakt!.. Evet, elimizde pek gzel bir ak hikyesi olacakt, ltiraf etmeliyiz ki bz sahifeler her bir kymetten mahrumdur ve muharriri tarafndan saklanmaya deer addolunmamaldr. ok gzel sahifeler yannda bu ok zayf sahifeler bulunduka Ali Zeki Beye kaleminde gayr-i musvi bir kuvvet olan bir muharrir demek doru oluyor. Eserin dier bir mhim bir hussu aada greceimiz vehile en esasl bir sahnesinin bizce hl ve kabul edilmesi pek kolay olan esbbnn sonraya braklm olmas gibi srf tahkiyeye ait bir hatann onun tabiatini ihll ediyor gibi tesir etmesidir. Fakat bu hikyeyi kazasndan ziyde o tafsilat zevki bozuyor. Filhakika mesel ilk sahifede Kadkynden Adaya giden vapurun kprden be buukta kalktn nafile yere renmesek daha iyi olurdu. Yalnz akn srrna karan ve esrarl muhitinde geen eyler... Bunlar nakleden sahifelerdir ki bizi mtehassis ediyor. Ali Zeki Beyin bunlara tabii surette kahramanlk yaptryor ve onlara bunun iin bir alka duyuyorum. Bu hikyede akn hayat ve tabiatlere tesiri hakknda iyi psikoloji tahlilleri var. Ve bablarndan birinin serlevhas olan

264

Ak Kurbanlar cmlesi btn hikyenin ikinci unvan olmaya lyk: nk burada hep akn kurbanlarn gryoruz. Sedd bir genc-i Neyyireye bir tazeye tesdf ediyor. Ve akn fsn- ruhlarna tesirini biribirinin vastasiyle icr ediyor. Ve artk her ey akn mcizesi iinde getii gibi esrarl ve mukavemetsz oluyor. O zamana kadar lkayd bildiimiz Neyyireyi deimi ve yeni, Seddn gizli bir mektubunu alp odasna kaparak bunu helecan ile okurken gryoruz. Ve nazarlariyle amlarn fsldayan dallar stnden ksz penceresinde Seddn muzdarip glgesini sezerken gryorum. Ve piyanosunun banda mstarak gencin bir muvfakat cevab olmak zere bekledii melodiyi herkes stnden uzaktaki Sedd iin alar ve kalbinin kaplarn ona aarken gryoruz. Bizi bu sahneler mtehassis ediyor. Sedd, Adadan birka gn iin ayrlyor. Nazarmda artk amlarn renkleri soldu, boyunlar bkld, sayhalar kesildi gibi geliyor diyor. Neyyire ve Sedd o zamandan beri bu dnynn geceleri uyuyamayan yolcularndan biri oluyor. Ve akn elinde zebn yayanlarn bu hikyesi pek gzel!.. Bu genler bu tze ilk mlkatlarnda akn ilk telkkilerinde ok kere olduu gibi tamamen gln grlyorlar. Bu mlkat bize Neyyire anlatyor. Diyor ki, Seddla kar karya gelince kamak istemi, fakat bulunduu noktaya mhlanp kalmaktan baka are olmadna hkmetmiti ve Sedd ise muttasl bastonla durduu yerden bir am kozalan kovalyor ve glmsyordu ve Sedd elini uzatyor Ben ise o anda bir

265

ekiy etesinin tecvzne mruz kalm gibi korktum ve akn ve alk bir (yerden temenn) ile cretini krmak istedim: Heyhat elimi onun iki scak avucu arasnda hissettim diyor. Sedd btn cretiyle berber titrek, yorgun ve biraz da marur bir sesle sylyor ve syledii kelimeden sonra btn kuvvetini sarfetmi gibi btab kalyor. Neyyirenin bir cmlesine bu defa yalnz kalariyle hayr! diyebiliyor. Ve bir skt balyor. Bu skt benim iin vahi bir uurum mns ifade ediyor. Bu skttan, beni harb edecek bir kymetin kopmasndan korkuyordum. Bunun iddetinden kendimi korumak ihtiycm duydum. Bu 72,73nc sahifeler mkemmel, ehsnn byle gln gzkn muharrir arzu ettiyse mkemmel. Hfizamzda imdi uzaktan biraz gln bulduumuz biriyle manzaralar vardr. Sedd Neyyireye zmnen nianlanyor. Ve tahsilini ikml iin Lyon ehrine dnyor. Orada ise yeni bir mnsebet balyor. Btn bu macer hikyede hakikatin, haytn tabii kuvvetini gsteren bir surette mkemmel trif ve izah olunmutur. Kari burada hibir eye amyor. Yeni bir mnasebet balyor, mukvemet edilmez ikinci bir ak... Muharririn buna tahsis ettii sahifeler (117 ve 118) eserin en gzel sahifelerindendir. Yazk ki burada bunlar zikir, ne de icml etmeye makalenin hacmi msit deil. Evet, buna amyoruz. Sedd yalnz deil Christine ile birlikte avdet ediyor. Bu avdet ve Christinein stanbulu ilk grndeki hisleri pek gzel yazlm. Fakat burada hikyenin byk bir kusriyle karlayoruz. Sedd avdet eder etmez askere alnyor. Christine hamile. Ne ilesine dnmeye, ne otelde yalnz

266

kalmaya tahamml edemiyor. Ve onun intihar etmek arzusu karsnda Sedat bir deli gibi, avdetinden beri daha grmedii Neyyireyi tkip ile doktorun odasnda karsna kyor ve ilk hitbnda ona ne sylyor biliyor musunuz? Avrupadan berber getirdii bir madam yni Christinei evine alarak himye etmesini ric ediyor!.. Haddiztnda bir hiss-i tabii, muhik, makul ve pek gzel! Bu zavalllar hissediyorlar ki hayatta yalnzdrlar, velev muvakkat bir zaman iin olsun, bir kalbi bir kalbe, bir tli bir tlie rabt eden ak olmazsa yalnzdrlar ve hissediyorlar ki ancak sevene itimat edilebilir. Ancak sevilen iin fedakrlk edilebilir. Demin sylediim gibi bu ehs birtakm zayf ocuklar ki bize akrabalarnz gibi geliyor ve hamile bir kadn tayan bu gen, hayatta malup, askere gidecekken yeni haremini eski sevgilisine brakmaya karar veriyor! Fakat hi iyi anlatlmam! Baknz azizim Ali Zeki Bey, ite burada hibir tafsilt zid olmazd. Yazdnz sahifeler belki bir piyeste iyi bir sahne olabilir. nk gzel grlen hayat ok mull anlalr. Lkin romanda bu mracaat mkul gsterecek izhat bize evvelce verilmi ve ehsn tbi olduklar hisler bizce daha ziyde anlalm olmalyd. Neyyire bizim de mnasebetsiz bulduumuz bu teklifi reddettii zaman szne derhal hak veriyoruz. Ve bundan sonra bize msum ve biraz safdil gibi sevimli gelen muharrir Neyyire ise Seddn kalbini grmek istemeden yalnz yzne bakt ve mamm alnnda grd felket glgesini gaddar bir sille ile yzne arparak daha kara yapmak istedi. Halbuki Sedd o dakikada sylenemeyen elemleri tayan bedbahd kurbanlara lyk bir merhamete

267

muhtat. Neyyire ise bu merhameti bile esirgedi. dedii zaman ona hi de hak vermiyoruz. Buna meclimiz kalmyor. Seddn merdivenlerden iniini bir skt eklinde gryoruz. Fakat bu skut bize Neyyire'nin deil, dorudan doruya Seddn kabahati gibi gzkyor. Ve Neyyire ile birlikte biz de ayoruz. Acaba Seddn bu mracaat, vaziyeti bize tammiyle malm olduktan sonra hikye olunmal deil miydi? Acaba ikinci sene" ksmna gemi birtakm tafsiltn yeri trifen ait olduklar birinci sene ksmnda deil miydi? Reddine sonra ndim kalan Neyyire Sedd Bey pek acele etti. demekte ne kadar hakk var! Acaba Sedd Neyyireye yazsayd daha muvfk olmaz myd? Neyyire'ye ancak baka izhattan sonra bu ricda bulunabilirdi. Geirmi olaca buhran esnsmda bunu dnmeli deil miydi? Btn bu noktalar izah ve halledilmeye unun iin deer ki, hikyenin rhunu deilse iskeletini tekil ediyor. Hikye Sedatn garip bir kabahati zerine, gaflet ve hats zerine istinad ediyor gibi grnmemeliydi. Bu, kubbeyi tutan pek az salam bir temel oluyor. Bundan sonra Neyyirenin reddi karsnda Sedd, haytnn ilk byk kbusu iinde intihare etmek isteyen Christinei ve intihar etmek isteyerek kendisini dnrken bile Neyyire ile geen mkatlarn hatrlar ve bu ak iin alarken gryoruz ve bu pek gzel!.. Sonra Neyyire ile Sedd skt iinde bakan gzlerle biribirinden ayrlyor. Ve kendilerine ramen akan gzyalar birbirini selmlyor ve bu pek gzel! Sonra Neyyire reddine ndim olarak Seddn sevdii bu kz kurtarmak emeline dyor. Christine'in yatt

268

hastahneye kouyor. Ve Christine, akn tlsmyle, Neyyirenin mendilinden eskiden Seddn stnde bir eini bulmu olduu markal bir mendilden, onun Sedadla rbtalarn sezer gibi oluyor ve Neyyirenin buna ramen kendisine bu mumelede bulunuuna kar hayretinden bir istirka dtn sylyor ve bu iki sevdzde tazenin, aka rm olan bu iki tliin murfaas, bu ecnebi kzn yabanc, esrarl hissettii bu memleketi rakibesinin mmtziyyeti arasndan sezii ve Neyyirenin gnahn kartt szlerden sonra taaccblerini syleyii, btn bunlar pek gzel! Ve Neyyire bitb- ak Allahm! Bir daha onun yzn bana gsterme, ne bu dnyda ne de ahirette beni onunla kar karya getirme Yrabbi! diye dua ediyor ve bu pek gzel! Bizzat Christinein dedii gibi inkr etmeyiniz ki akn byle srprizi olur! Artk Neyyire evvelce istemedii bir kocaya varyor. Christinein hastahnede vefatn ve bunlardan ok sonra Seddn dkknlarn camlarnda grd jarselerden hl daha Neyyireyi hatrladn reniyoruz. Fakat muharrir bize insanlardan ziyde mmit ve ltufkr olan zamandan bahsetmiti. Neyyire son satrlarda hl alyor, fakat yalarn ne refikasna ne de kocasna gstermemek iin kk ocuuyle yzn rtyor. Ve bu hatime pek gzel!.. O alyor, fakat biz hissediyoruz ki mutavassf bir hayat herkes iin kabil olacak. Kalplerdeki alev snd. Cennette ayrlan Ademle Havva topran yavan haytn yaayacaklar ve habersiz bir gnhn cezasn ekecekler. Artk beendii bir iei koklad, saadete doru bir dvet

269

gibi gelen bir vapur sesi duyduu, dnynn daha gzel, haytn daha tatl olduu zamanlarda kendine ramen iini ektike, Neyyire, kalbinde gizlenmi bir yara duyarak Sedat hatrlayacak ve hastalansa Sedd sayklayacak, fakat kalbinde yaayan bu sevgilisinden uzak, onu hibir zaman dnmemeye azmeden bir irde ile, haytnda eriki telkki edecei kocasnn yannda dul bir kadn gibi yaayacak. Lkin Neyyire iin ne kadar korkuyoruz. Hayatnn bahn solduu ve aynasnn iinde haznn geliini grd zaman akn kurban ettiine ndim olmayacak ve bu kurban edilmi akn nedmetiyle di bir frsatla ahlknn safvetini ve haytnn selmetini ona kurban etmeyecek miydi?.. Bir kahramanlk ettikten sonra kahraman gibi kalp yaamak ve lm bir kahraman gibi kabul etmek, biliriz, gtr. Ali Zeki Beyin lisn terkiplerden kurtulmu. Bunlar ehsna kullandrmaya mecbur olursa kavis iine alarak (klie) gibi telkki ediyor. Yalnz bir iki tane karm: "Meime-i ltf, (aks-i hayl). Fakat terkiplerden kurtulan bu lisn hatdan da slim deil. Ancak bu yolda yanllara o kadar alz ki hi amyoruz. Bazen, daha sde kelimeler aramak belki lzmdr. Belki Haziran hidyetlerinde idi yerine "Haziran ibtidlarnda idi demek mrecceh olur ve Ruhumun melya eser ak yerine daha mstamel bir kelime kullanmak lzm gelir. Bazan cmlesinin kelimeleri n-tamam kalyor. 21inci sahifede Muvaffak da olurdu. diyor. Lkin neye muvaffak olduunu yazk ki sylemiyor. 23nc sahifede Fakat olmadktan sonra! diyor. Lkin ne olmadktan sonra? Bunu

270

eksik brakyor. Bzen bir kelime hi yerinde gzkmeyerek, kullanmad bir kelimenin lzmu bir ihtiya gibi hissediliyor. 103nc sahifede tekme yerinde deil, darbe lzmd. Bzen bir kelime pek irkin geliyor. 47nci sahifede biricik gibi. Bzen de cmle maksat anlalmyor gibi kark ve mulak. Sedd caddelerde olsun kadnlara tecvz etmeyecek kadar nezket gsteren bu muhite kar kalbinde iftiharla dolu bir his sezmeye balyordu. Fakat biz hibir ey sezmeye balamyoruz. Kadnlara tecvz etmemek bir nezket saylamaz. Hele caddelerde tecvz etmemeyi nezket telkki etmekte mazuruz. Buna kar iftiharla dolu hibir his duyamayz. imdi kalpleri erge, fakat her halde en nihyet ldren pek kark bir cmle. "Yznn hasis kan rengi de yle. Uyku nmna gzlerine bir ey girmiyordu da yle. S.80: Meded douran bir an o iinde ne demek? S.107: Demin zikrettiim bir cmledeki daha kara yapmak istedi" ne demek?.. Christine elbette Franszca konuur. Szlerini bize Trke naklederken acaba neden demin zikrettiim cmlesinde Franszca srpriz kelimesini tercme etmeden brakm?.. Birka yerde ara yazm. Halbuki buna hcet yoktu. "Aa yazar ara okuyabiliriz. Mdem ki dier kelimelerin itikkna riyet edilerek bunlar telaffuz olunduu gibi yazlmyor. Bu istinya hcet yoktu. Byle

271

suhletler artc ve muzr olmaktan hli kalmyor. Ali Zeki Bey kitabnn sonundaki hata ve sevap cetvelini ntamam brakm. 20nci sahife Nokta da da kadnlard yanltr. S.37: babasnn ona intikl edenden sonra Neyyire fazladr. S.51: anlardm yerine anlyordum lzm. S.73: nokta severdim yerine noktay sordum elzem, s.78: ismimle sylenmi, arlm olacak, 81inci sahifede Nereye gidiyorsun sylyor gibiydi yerine "diyor gibiydi. Ve bilkis 143'nc sahifede Fazla yorulduumu diyerek yerine syleyerek yazlmalyd. 88inci sahifede Ah uzaklar, vefsz uzaklar... Uzaklar deil midir ki ilh... cmleleri de yanltr. Uzak bir ey baka, uzaklklar bakadr. Fakat lisanmz yle berbat bir srette yazlp konuuluyor ki velev bir melliften sdr olamaz bu hatlar bizi artmyor. Bugn hemen btn muharrirlerimizde byle hatlar bulmak mukadderdir. Bunu mteessf itiraf etmeliyiz. Kitabnn sonunda Ali Zeki Bey tab edilmekte olan dier eserlerinin isimlerini zikrediyor: Duman - yaknda intiar edecek, bir Byk Hikye, Gm Selvi kk hikyeler; Kiliseye, 3 perdelik piyes. Bu kitap yokluu iinde ehemmiyetini ilk hikyesiyle bu kadar iyi hissettiren bu muharririn dier eserlerini tehlkle bekler ve piyesinin de tabndan evvel medhedilen iki sahnemizin birisinde temsil olunmasn iddetle arzu ederim. [ leri gaz.; 9 Nisan 1337 (1921) ]

272

9UNCU HARCYE KOUU Dizinde bir illeti olan bir ocuk hastaneye gidip geliyor. Sana ameliyat lzm! diyorlar. Akrabasndan olan ve o yalarda mutat olduu gibi, tantklar iin biribirlerile sevitiklerini zannettikleri bir kzn evine misafirlie gidip bir mddet kalyor. Kz bakasile nianlanyor. Kendi hastal artyor. Ayan kesmek lzm! diyorlar. Hastanenin 9uncu hariciye kouuna girip yatyor ve yeni bir ameliyat ile kurtularak aya kesilmeden hastaneden kyor. te roman yazmaa alkn bir muharririn daha cazip bir mevzu aramaa lzum grmeden bize hikye ettii vaka bundan ibarettir. Edebiyat vadilerinin en engin ve zenginlerinden biri olan roman bir meddahn samileri elendirmek iin syleyiverdii bir hikyeden ibaret deildir. Bir sanatkrn belki hayatnda ve herhalde ruhundan ve muhayyelesinden kopan bir hayat paras, bir uurda tekevvn ederek bir sanat eserinin sayfalarnda yaamaa muhta olduu iin doan bir eserdir. Geri roman iin muayyen ve tek bir ekil yoktur, roman bir tek kalp iine almak ve bir dstur iinde tarif etmek mmkn deildir. Ehs ok olan ve -mesela Stendhalinkiler gibikark vakalar bir ok yer tutan romanlar da vardr ki edebiyatta mhim birer mevki igal etmilerdir. Fakat bir romann kymet ve ehemmiyeti o kadar vaka ve hikyede deil, lkin duyu ve duyurutadr ki ite bir sanatkr elile yazlm bu hikye, vakann fikdnna ramen, samimi ve canl grnyor ve bizi kendine alkadar ediyor. Halbuki bir hakikat hissi vermekten ziyade gya merakn tahrik

273

etmek isteyen hikyeler mcerret ve umum olarak mevcudiyetleri iddia edilen roman usullerine ve kaidelerine ne kadar muvafk bir tarzda tahkiye edilmi, ne kadar mkemmel uydurulmu ve balanm olursa olsunlar, ok kere bize abes ve mnsz yazlar gibi tesir ediyor. Ve ite biraz ciddi olan, doru dnmeyi istiyen ve iyi hissetmeyi seven krilerin nezdinde romann itibarn dren de yle yazlardr. Bu romann muvaffakiyeti ise adeta otobiyografik bir hikye, bir itirafname hissini veriindedir. Muharrir burada gya kendi hatralarn yazmakla iktifa ediyor ve bakn hayat onu nasl mkfatlandrm: Samimiyetten ve ciddiyetten ayrlmamas sayesinde eseri bir taraftan daha ziyade iir ve dier taraftan daha ziyade hakikat ihtiva etmi oluyor. Fakat yazk ki, muharrir gya tefrit ve ifrata dmemek iin bu iki cazibeden kendini korumaa alm gibidir. Eseri ana hatlarn bulmuken fazla yol almaktan, fazla ileri gitmekten ekiniyor. Biraz daha serbest ve cerbezeli bir iir ve biraz daha teferrata giren ve derinleen bir realizm daha messir ve mhimdir eser ibdama kifayet edecekti. Fakat sanatkr taammm etmesi edebiyat biraz kurutacak bir fikir ve dsturun tesfiri altnda m, yoksa iirini baka eserlerinde dkp burada ruhunu ayr bir ihtiyacna ram olduundan m? Her nedense kendini tutmutur ve netice itibarile bu kk roman biraz ocuumsu ve kk bir ey grnmekte ve krie biraz zayif bir his verip biraz basit bir hatra brakmaktadr. Geri bunun balca bir sebebi burada ancak bir ocuk zihniyeti ile hissedilmi hatralarn hikyesini buluumuz ve bu eserin bilhassa bir ocuk ruhunun hikyesi oluudur.

274

Binaenaleyh mndericat ile eserden tereuh eden bu ocukluk hissinin beyninde zaten hibir tezat yoktur. Hatt eer eserin ancak on be yanda olan kahraman tam yama gre olsa ocukluk da esere daha ziyade sirayet etmi olacakt. Kitab bundan koruyan ey hikyenin dorudan doruya on be yanda biri tarafndan deil ancak ocukluunu hatrlyan ve o eski hatralarna sonraki mahedelerini ve nokta-i nazarlarn da kartran biri tarafndan yazlm olmasdr. Bir de belki muharrir bize hastalk ve felketin insan abuk yalandran ve yetitiren birer tecrbe olduunu da gstermek istiyor. Fakat bu kitapta sair baz ocukluklar da yok deildir. Balarn lzumsuz yere mensur iir paralar hlinde ksa ksa kesilmi ve bu ksmlara ayr ayr serlevhalar konulmu olmas ve bu nvanlarn altnda da o babn metinden alman ve bazen: Galip divarlar uzaklayorlar. ayarnda birer cmle zikredilmi bulunmas eserden kan bu ocukluk hissine biraz yardm ediyor. Muharrir kitabna hastanede iken ocuun alm olduu baz notlar da ilve etmitir. Bunlarn birisinde ocuk: Birgn hastanelerde okunmak iin bir roman yazsam ve bu notlarm iine kartrsam. diye yazm. Fakat muharrir bu kitab yazm deildir. Elinin altnda beer ve tima mevzularn en byklerinden biri bulunduu halde, muhtelif hastalar dnmeyor, hastalklar ve hastaneyi daha mull bir tarzda tersm (ve hikye etmee zeniyor, mevzuu gencin hastaldr. Yani eseri o kadar byk ve mull bir eser deil, ihtimal ki tasavvur ettii o kitab yazmak iin daha byk olmak lzm gelirdi. Esasen hastalar belki hastalktan hi bahsetmeyecek kitaplar

275

okumak isterler. Muharrir bize hastaln maneviyat cihetini, karanlkta yanan mit n, sabrn, tevekkln ve duann insan kalbine verdii rahmet ve kuvveti terih etmiyor. Fakat bu, eserinde kaydetmi olduu ince, cidd ve hakl baz mahedelere tesadf edilmesine mani olmuyor. Bu bedbin mahedeler bizim de grp bildiklerimize tevafuk ediyor ve bu itibarla biz de hikyeciye hak veriyoruz. ocuk, yahut muharrir, psikolojik yahut Abdullah Cevdet Beyin diyecei gibi psikolojik mahedeler yapyor ve belli ki bunlar kaydetmei seviyor. Hep dikkat ediyor. Felketlerimin balad saniyeyi tanyorum. Hi aldanmam. diyor. Hislerini mesel nc halet babnda olduu gibi, vazihen tahlil ve ire etmeyi biliyor. Burada hasta, ruhundan ve vcudundan taan hatralar, hisler, dnce ve duyularla artk sayklyor. Artk kendisi iin hakikat mazi kadar canl deildir. O tabii ve madd bir lemde bulunmuyor. Kendi ruhunun mahrem ve uzak lemine rcu etmitir, yatanda deil, mazisi iinde yatyor ve gariptir ki bu lemde bulduu hleti yaama da seviyor. Bu hikyedeki tal ahsiyetler hep rollerini ifa edecek kadar tersim edilmilerdir ve canldr ancak kitabn bandaki anne tipi Mavi ve Siyah (Hkm Gecesi) gibi birok Trk romanlarnda o kadar hassas, ili ve mfik bir mahlk olan anne bidayette mkemmelen tersim edilmee balanmken her nedense hikyenin sonlarnda bsbtn ihmal ve terk edilmitir. Bu yazktr, zira bata btn bu hikye iinde onun efkatini, ruhunu ve glgesini bulmakla neler hissedebileceimizi duymutuk; bize bylece bilahare unutulmayacak bir vait verilmi oluyor.

276

Hlsa bu eser hissediliyor ki bir edebiyatperestin eseridir ve onu bundan dolay seviyoruz. Bu mahzun kitapta belki biraz ocukluk var, fakat hi bir adilik yoktur. Bu kitap, meziyet olarak, sadelii seviyor. Hakikat burada sssz, grltsz, mtevazi ve hazindir. Ressam modelini deitirmek ve sslemek istemiyor ve eserden insana belki biraz nahif ve zayf fakat temiz, beyaz ve samimi bir his ve hatra kalyor. Bu bir hastane odas ve yata kadar beyaz, vazh bir kitap ve bir hikye. Muharririn ksa ve kesik cmleleri, hislere verdii vuzuh ve bu hisleri tenvir ile iktifa edip geii bile kitaptan kan beyazlk hissine yardm ediyor. Onun hikye ve romanclarmz arasnda en dzgn ve doru bir lisanla yazanlarn biri olduuna phe yoktur. Lisan sade, vzh, berrak; yalnz muttasl mazii uhd ile hl sigalarnn biribirini takip ile karmas insan biraz yadrgatyor. Ve bazen kaleminin ucuna gelmi olmasnda hi phe olmyan bir kelimeyi lzumsuz diye kullanmakta imsk etmesi insana manev cmlelerin tashihini ikmal etmemi olduu hissini veriyor. Muharrir eer lzum grrse bsbtn ksa bir telgraf uslbuna da mracaat ediyor. Mesel Hemen bir araba, kpr, vapur! diyor ve o zaman cmlenin sair kelimeleri suya dyor. Grlyor ki bu makalede yalnz bu eser hakknda baz mtala ve mahedelere yer bulunmutur. Muharririn dier eserlerile ve baz makalelerile yaplacak bir mukayese ve tahlil burada kaydedilen baz eyleri tavzih ve tevsik veya tadil ve tashih edebilirdi. [ Milliyet gaz.; 17 Mart 1931 ]

277

Az raslanan, gndelik kullanmdan dm kelimeler: tevdi: brakma, emanet etme dn: aa, altta, aada endze: lek, derece nakz: bozma, zme, krma, bozucu mkeyyift: keyif verici maddeler marur:gururlu tehalf: birbirine zt olma, birbirine uymama saik: gtren tali: talih, ksmet, ans ehremini: belediye bakan tahayyl: hayal, hayal etme, hayal kurma hodgm: kendini beenmi,bencil tec: cesaret verme, gayrete getirme mukaddesat: deerli olanlar nezhat: iyi ahlak tekevvn: olu, var olma, meydana gelme sehl-i mmteni: az szle hikmeti ok anlamlar ifade etme mukadderat: kader ziya: k, aydnlk istihkak: hak kazanma, hakk olma intizar: bekleme, beklenilme mbhem: belirsiz, rtl, kapal, anlalmaz intizam: tertipli, dzenli olma dern: 1. ieri, dahil, 2. gnl, kalp zail: sona eren, gemi olan hami: isnat, atf kane: kk, malikne safvet:saflk, temizlik

278

garabet: gariplik, tuhfalk psyon: (ps) gam, keder, gnl znts cinas: imal, telmihli sz murakabe: gzetme, gz altnda bulundurma,bakma, gzetme, denetleme mm: anasndan nasl domu ise yle kalp okuma yazma renmemi [kimse], mncer: sona eren, neticelenen tekmil: btn, tam darb- mesel: atasz istidlal: bir delile dayanarak bir eyden bir netice karma, delil ile anlama belgat: gzel sz syleme istibdd: bask iktifa: yetinme shan-zer: altn sz mreccah: tercih edilen mtemadiyen: devaml, aralksz mtekabil: karlkl mncer: sona eren, neticelenen iktiza: gerek,gerekme mugalata: demagoji teessr: znt irs: doutan, genetik rt: olgunluk inklap: deiim tedh; dehete drme, korkutma, artma vuslat: kavuma iktifa: yetinme tasavvur: tasarlama promethee: Yunan mitolojisinde Tanrdan atei ekip

279

insanlara veren kahraman ziya: k tevlit: dourma yeis: mitsizlik neben: pnar suyunun yerden kaynamas ma'kes: akseden yer, akis yeri payan: dayanak dem: yokluk meli: sknt inkraz: k alim: lemler esvab: kyafet Itib: payl.m., darlma t'riz(tariz): dokunakl sz syleme, dokundurma, talama tebaiyet:tabi olma ibham: kapal brakma, aklamama, belli etmeme medd cezr: gelgit kam: zaptetme fevkinde: stndeifrat: ar fevk: st inhitat: kme, bozulma mevhum: kuruntuya dayanan ehr-yin: donanma, enlik mebzul: ibzal olunmu [ kt ] inkiaf: alma, meydana kma mul: iine alma, kaplama mdellel: ahit ile ispat edilmi mufassal: uzun uzadya anlatlan, tafsilatl terih: ama, yayma

280

tezyif: elenme, alay etme, deersiz olarak gsterme ittiham: thmet altnda brakma, sulama ibraz: ortaya koyma esbab: sebepler mstaid: kabiliyetli,akll, anlayl, uygun istihsal: hasl etme, meydana getirme feveran: kaynama, parlama, fkelenme iktisb: bir eyin kopyasn alma ser-zad: serbest, ba bo ma'a: debdebeli, tantanal, gsterili rznme:gnlk kamer: ay icml: zet ibda: icat, yoktan ortaya koyma intihab:1.seme, seilme2. yamalama, talan etme kesb: alp kazanma mndemi: drlp sarlan, iine yerleen rabt: ba, iliki sl: ulatrma, ulatrlma erhn: ok tamahkar, agz temdid-i hayat: hayat srdrerek mlildl: ortaya kan gazb-ne: fkeli olarak nigah: bak, bakma tahvil: deiim teganni: makamla sz syleme tekit: kuvvetlendirme, steleme tavsifi vamflmclrma kfv: eit, denk caize: herhangi bir sanat eseri karlnda verilen para taaddd zevcat: birden fazla kii ile evlilik

281

tefevvuk: stn olmahassa: zel nitelik muvazene: derge tli gelacekraylhl; koku rkid: durgun hades: yeni olan istihra: karma bezm-i has: hususi meclisehibba: dostlar imtiza: karma, uygunluk mtearefe: apak isti'mal: kullanma fersude: eskilik, ypran makarr: oturulan yer tenviri aydnlatma ihtiyat: tedbirli davranma temil: yayma, kapsamna aldrma mutad: adet olunmu, allm zemm: yergi, eletiri mvazene: denge b-kes: kimsesiz merk: dikilmi, saplanm bni: kurucu u'le: k reha: kurtulu vadiyi giryn: .ftl.y.n vadi, yol sl: ulatrma b-sd: bo, faydasz ittis:bollama, genileme darabt: vurmalar, arpmalar mterz: birbirine zt, muhalif olan itf: sndrme, sndrlme mtecemde: soyut, plak

282

tekid: steleme, salamlatrma lmim! tamamlama, bitirme mev'ud: vaad olunmu, sz verilmi tevess: genileme, yaylma istinad: dayanak vs'at: bolluk mebu: doymu, iok akdem: ilk, nce, nceki mselsel: teselsl eden, zincirleme,irdi ardna, zinzirlemehatve: adm mebzliyyet: bolluk, okluk seknet: rahatlk, dinlenme vs'at: genilik, bolluk mefkure: dnce, ideal, lk mverrih: tarih yazan, tarihi iizam: cevap veremez hale getirme, SUtUlffl gavmz: anlalmaz eyler, kark ve kapal szler nkabil-i ifade: ifadenin yetersizlii mukrenet: biliiklik, yaklama 1. uygunluk tevazn: tartda bir olma, denk olma gayy: kendinden geme, baylma seyyl: akc, akan harm: biri iin kutfii olan eyler ibhm: kapal brakma, aklamama medfn:defnolunmu, gmlm isl: ulatrma shnet: scaklk 1. katlk, peklik rchan: stnlk hudud-l aksa: snrn en u noktas rae: gsterme, tayin etme tereuh: szma, sznt yapma, terleme

283

imtiza:kftrjrtbllme t, birbirini tutma, uygunluk zaid: artan, artran 1. lzumsuz, sa'y: alma, abalama, gayret, emek kapal szlermedfn:defnolunmu, gmlm ztrr: stnlk gayi kendinden geme, baylma fri: vazgemi, ekilmi cn: coan, kaynayan fevvare: fskiye au:kucak,ucaklama, sarma mahfi: gizli sakl teyrth: ama, yayma, erh etme ver: getiren, tayan lerzn: titrek, titreyen akalliyet: azlk 1. aznlk kail: syleyen, diyen 1. raz olmu, boyun emi rakik: yufka yrekli heylA;.illinde tasarlanan ey b-hred: aklsz temellk: mlk edinme, kendine mal etme muhrik: yakan, yakc deva-y kl: tm dertlere devamterakki: ilerlemi mi'yar: l tevlid: meydana getirme tahasss: hislenme, duygulanma meleke: meydana getirme teselsl: zincirleme teettt: ubelere ayrlma, atallama, dalma tebeddl: deime, baka hle girme mttehit: ittihat etmi, birlemiteesss: temelleme,

284

yerleme mndericat: iindekiler rayi: revata olan intiar: nerolunma metruk: terkedilmiisl: ulatrma mtebeddil: deien murabt: bal olan istisnas: ayr tutulan zbde: z vehleten: birdenbire, anszn mateme: birbirine svme, atma kudema: eskiler, eski adamlar teceddt: yenilenme tehzil: zayflatma mteharrik: hareketli mnavebe: nbetleme, nbetle i grme sarahaten: aka dstur: kuralc tanzir: benzetme ifra: ekillendirme * muadil: denk muaheze: azarlama, paylama, tenkit mlhaze: dikkatle bakma, iyice dnme ittiba: tabi olma, uyma mdarebe: dvme shlet: kolaylk faik: manevi olarak stnde olan erait: artarmuadil: denk mcerret: soyulmu, plak, yaln mtehavvil:yenilenen, deien talkat:dil akl, dzgn szllk

285

mu'terif: itiraf eden mahzuz: haz almak teksir: ok krma [bir eyi] krlma tebarz: belirme, ortaya kma evsaf: vasflar, nitelii tegafl: anlamamazlktan gelme istina: temin, ihtiya hissetmemek telmih: imal konuma tavzih: aklama, aydnlatma arih: erh eden, aklayan mtearife: apak, bilinen ulmu-edebiye: edebiyat ilimleri tefhim etmek: anlalmasn salamak iltizam: kendi iin lzumlu sayma; gerektirme, icabettirme mmarese: alma, alkanlk muakkib: takipi, arkasndan koan, ardndan gelen terettb: sralanma, sras gelme zamime: ilave mutvaat: itaat etme, baeme lt: vastalar, aygtlar tetvic: ta giydirme, giydirilme usre: zsu mutekid: itaat eden, inanan kudm: Trk mziine mahsus usul vurma letlerindendir. En ok mevlevhnelerde olmak zere, tekkelerde kullanlmtr erganun: org rikkat: incelik, merhamet, acma mall: hasta tahavvl: deime

286

tezebzb: kararszlk 2. karklk karklk hars: kltr tevs: geniletme, geniletilme, salamlatrma, vesikalandrma musahhah: tashih olunmu mtezat: birbirine zt olan zi-hayt: canl, yaayan teemml: iyice, etraflca dnme mctenib: saknan, ekinen mktesab: kazanlm, elde edifmi meclb;baka yerden getirilmi olan 1. tutkun, meftun yekta: benzersizmesti: sarholuk irad: getirme, syleme iz'an: anlay, kavray ahfd: torun mey'us: mitsiz vakt-i merhun: en uygun zaman sinn: mr mskir: sarho eden, sarholuk veren zamm: artkma, katma, ekleme n-tamam: eksik mehb: heybetli, azametli mfrit: ifrat eden, ileri vardran ta'tir: gzel koku ile kokulandrma nefha: gzel koku 1. bir esimk yel tkat-iken: g kran, takat krandermest: sarho knh: bir eyin asl, hakikati, temeli iltisak: bitime, kavuma

287

istiab: iine alma, iine sma ra'e: titreme, titreyi mel'al: titreme, titreyi taazzi: uzuv, peyda etme, ekillenme tenevv: eitlilik samt: sesi kmayan, susan haile: dram, trajedi teci: nesirde kafiye kullanma ybis: kuru muadele-i riyaziye: matematik denklemleri mntezi: bir eyi sken, yerinden ekip karan tecerrd: soyunma, plak olma halta: birka eyin karmndan meydana gelen, karma mcerret: soyulmu, plak, yaln mutantan: debdebeli, grltl mreccah: tercih edilen, stn tutulan istinad: dayanma, gvenme l-yetegayyer: deimeyen sehab: bulut 1. karanlk imbik: artc, damtc halvet: tatllk, irinlik dad- hak: Allah vergisi ehs: ahslar fkdn: yokluk, darlk tahkiye: hikye etme, anlatma mensur: dzyaz manzum: vezinli kafiyeli sz mevzuu bahs: sz konusu bsd: bo, faydasz tarafeyn: taraflar

288

savlet: iddetli hcum, saldr kavaid: kaideler, usuller kuyud: kaytlar muahhar: tehir edilmi, sonraki kri: okuyucu istidad: yetenek terakki: ilerleme hilk: yaratl maahaza: bununla beraber, byleyken tedvin: kitap ekline sokma hilaf: zt,kar tasmim: tasarlama rabtetme: balama esbap: sebepler irsiyet: anadan babadan gelen, genetik msv: eit, denk ind: kiisel lfet: ahma, kaynama muayyen: belli, kararlatrlan safvet: saflk synet: koruma, korunma nsiyyet: alkanlk, ahbaplk,arkadalk murefe: tanma ibham: kapal ehibba: dostlar mebht: am 'da: dman me'um: uursuz telmih: arm, imal konuma sathi: yzeysel kblenma: kbleyi gsteren alet

289

ma'eri vicdan: kamoyu telkki: anlay tefrik: ayrm telkki: anlay vzh: ak, geni uzv: lzumlu sayma nair: yaync tbi: matbaac, editr mnekkidi eletirmen telmh: ima, artrma kesfet; younluk saik: sebep tasannu: yapmack icml: ksaltma, zetleme serdetmek: tertipli, dzenli syleme tavazzuh: akla kavuma, aydnlanma tahkik: aratrma gayr- mantk: mantk d muttasl: devaml ,bitien, kavuan aralksz medhiye: vg nisb: birbirine gre, ncekine gre zm: bytme, bytlme dd- Hakk: Allah vergisi mcehhez: donanm, hazrlanm ibtid: ilkel vzh: ak, belirgin, net vak-i merhn: sakl zaman, en uygun zaman inkiaf: alma mahremiyet: kiiye zel vecd: kendinden geecek derecede dalgnlk

290

muvazene: birbirine denk olma, eitlik mtefekkir: dnr c hur: tap coma vak-i merhn: sakl zaman, en uygun zaman ef'al: fiiller, tavrlartecelli: belirme mtefekkir: dnr terih: yayma, etraflca erh etme tecrid: ayrmanazmen: iir eklinde yn- dikkat: dikkat ekici afak: tarafsz istihzrat: aratrma, alma ihzar: hazrlama nazmen: iir eklinde tehzb: slah etme nevmidi: mitsizlik nev nema: gelime, yetime ikad: salam kalma istindgah: vehle: an, lahza, dakika mkult: eitler, takmlar ekl: ekillermlhk: katan tekml: gelimeterakki: ilerleme mnteki: nakolunmu intibah: uyanma, gzakl tevelld: doma, doum mdellel: delil, ahit ile ispat edilmi mhlik: ldrc, helak eden nefh: gzel kokunun yaylmas harm: zel olan bb- itihad: yorum yapma dncesi ta'mik: aratrma

291

teheyy: coma, heyecanlanma tebellr: belirme [billurlama] ibtida: balang mudhik: gldren, gldrc mteselsil: zincirleme iktifa: yetinmek tasavvur: kurgu, kurmaca mabad: sonras, tesi zy: yitik, kaypkil: raz nedamet: pimanlk sukut: dmek istinadgh: dayanlan yer, dayanak,dinlenme yeri tasvib: onay teci: cesaretlendirme vki: vuku bulan, gerekleen istihkar: hakir grme erik: ortak tefelsf: felsef konumalar yapma vsl: ulama is'ad: mutlu etme itiyad: alkanlk enmzec: numune, rnek seciye: karakter, kiilik muvakkik: zaman tayin ve tespit eden kii na-kfi: yetersiz mutavasst: ortalama beyninde: arasnda mteki: ikyeti ihss: hissettirme hzal: zayflk tereddi: yozlamadem: yokluk

292

inhizam: hezimete urama menfa: srgn muvakkat: geici isti'na: dileme mabd: sonu, sonras ser: doruk, u avdet: dn halvet: tatllk, irinlik, zevk ire: gsterme, tayin etme sarf ve nahiv: dilbilgisi kurallar kri: okuyucu hade: gelin odas inirah: aklk, ferahlk mevzun: biimli, ll irtikab: bekleme, gzleme matlub: taleb edilen mevce: dalga rev: usl, tutum sels: dzgn, akc vasf terkipleri: sfat tamlamas isthl: ehil olma, layk olma itiyad: alkanlk metruk: terk edilmi me'ns: nsiyet olunmu, allm kesret: okluk, bollukihb- skb: delib geen kvlcm mreket-i efkr: ortak dnce bedi: ei benzeri olmayan mazarrat: zarar, ziyan nvis: 'yazan> yazc' anlamlarnda kelimelere eklenir m-l-yutk: takat

293

getirilmez, dayanlmaz gayr- msavi: eit olmayan tahkiye: hikye etme, anlatma genc-i neyyire: nur yzl gen fsun: by,sihir mstarak: dalgn, dalm sayha: barma, nara atma zebn: zayf, gsz zmnen: kapalca mukavemet: dayanma, kar koyma bitb: gsz zid: lzumsuz mamum: gaml, kederli, tasal ndim: piman mkat: aykrlk murfaa: yzyze gelme, yzleme mmtaziyyet: stn tutulmuluk, sekinlik taaccb: aakalma, ama meime- ltf: son ltuf, son yardm msta'mel: kullanlm, tremi mel: sahra, ova itikak: ayn kkten gelen kelimeler suhulet: kolaylk tehlk: kendinden geme sami: dinleyici dstur: kaide, kural, olu cerbeze: gzel konuma taammm: umum olma tersm: resmetme, resmedilme, izme uhd: ahitlikle ilgili

294

ABDLHAK NAS HSAR k el i m e ka vg as

"Abdlhak inasi Hisar, ada edebiyatmzn sayl ustalarndan. Her eyd-en nce bir 'zaman' bycs. Gemi zaman daima bugne tad, belleksiz bir topluma byk bir kltr ve uygarl hatrlatmak iin... Kelime Kavgas, Hisarn dergilerde, gazetelerde unutulua terk edilmi edebiyat ve roman yazlarndan derlendi. Bu yazlar zellikle roman sanatna yepyeni almlar getiriyor. Kelime Kavgas, has okurlara gerek bir edebiyat leni.

ISBN 975-8724-50-9 9 789758 724505 www.seliskitaplar.com

295

You might also like