Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I, ss. 1-36.
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
TEOLOJK DLN MKANI ZERNE -Fonksiyonel Analiz Mant-
Nadim MACT
Giri Geleneksel dnte gerek konu gerekse yntem asndan zel bir yere sahip olan teoloji, genellikle modern zamanlarda hatr saylr entellektel ilmi disiplinler arasnda saylmaz. Byle olmasnn bir ok sebebinden sz edilebilir. Fakat bunlarn ierisinde en nemlisi modern felsefede bilgiye yklenen anlam ile dini ifadelerin epistemik deeri zerinde yaplan felsefi tartmadr. nk bu tartma varl anlama ve aklama yntemini nemli lde deitirmitir. zellikle teolojik nermelerin bilginin konusu olmad gr ile balayan ve teolojik nermelerin anlamszlna kadar uzanan felsefi sre, teolojiyi konusu olmayan bir ilim balamna yerletirmitir. Teolojik konularn, felsefenin ve bilginin dna karlmas hakikatin temelini tespit problemi eliinde srdrlr ve denilir ki; bir teolojik metin zerinde yaplan tartmada; teolog, ya delili ortadan kaldran bir gre kar mutlak teslimiyeti savunur; dolaysyla akln vazifesini sadece nceden kabul edilen akidelerin doruluu zerine deliller getirme ile snrlar. Ya da anlamsz ve sradan farkllklarla urar. Veya her ikisini birlikte yapar. 1
Teolojik ynteme yneltilen bu eletiri ile sylenmek istenen udur; eer bir
Prof. Dr., Gazi niversitesi orum lahiyat Fak. Kelam Anabilim Dal retim yesi 1 David Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, State University of New york,1989, 2; Hasan Hanefi, Kelam lminin Yntemi ev. N. Macit, Dini Aratrmalar Dergisi, ( Say:8) 149-150 2 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I nerme, dnyada meydana gelen olaylar doru olarak yanstyorsa dorudur. Yok eer bir nerme dnyada meydana gelen olaylar yanstmyorsa, yani olgusal ierikten yoksunsa bilginin konusuna dahil deildir. Bu duruma gre teoloji, bilimsel bilginin ltlerine gre tartlamaz. Teolojinin ilim olma artlarn haiz olmad gr teolojinin farkl biimlerine ve yntemlerine atf yaplarak temellendirilmek istenir. Bu teze gre bilim, akln kendi snrlarn amakszn ulaaca kesin bir balang noktasn aratrmaktr. Oysa teolojinin yntemi dini akidelerin doruluunu kesin delillerle kantlamak ve kar tarafn delillerini rtmek ve pheleri reddetmektir. Anlan yntemin birinci taraf vahiy yoluyla gelmi dini akideleri pein olarak kabul etmek ve akln vazifesini nceden kabul edilen akidelerin doruluu zerine delil getirmekle snrlandrmaktadr. kinci taraf ise fikri eletiriyi, nceden kabul edilen akideyi savunmakla eitlemektedir. Bu nedenle teolojinin yntemini ifade eden her iki tanmlama da ilmi ynteme aykr grlr. Buna gre akln snrlarn aan alan kesin hibir noktaya dayanmadan onaylamak ve belli kabulleri savunmak ilmi bir yntem deildir. nk ilim; ekli ve maddi hakikatleri idrak iin konularn akli bir tahlili veya fenomenlerin tanmlanmasdr. Veya canl tecrbeler ierisinde mahiyetleri grebilmektir. Bilgi zerine yaplan tartmalar ve sunulan argmanlar eliinde sylenmek istenen udur; bilgi, imana dayal kanaatlerle kirletilmi, dolaysyla kltr dorulanmas mmkn olmayan kanaatlerle doldurulmutur. yleyse insan hayatn ekillendiren anlam haritas denenmesi ve snanmas mmkn olmayan bilgilerden arndrlmaldr. nk gerek dzenin oluturulmas, dorulanabilen bir bilgi temeline ulamakla mmkndr. O halde, Tanrya imandan ok empirik olaylardan karlmaldr. Bunun iin de toplumsal dnyann, duyular-st otoriteye bavurmakszn, rasyonel ve duyumsal olmayan melekelere bel balanmakszn yalnzca akl tarafndan ina edilmesi gerekir. Rasyonel bir toplum kurmak ise, insan bilgisini ve retimini merkeze tamakla gerekleir. Teolojik yorumu zan altna alan bu anlay modern felsefenin ve bilimin amac olmutur. David Ray Griffinin deyiiyle teolojinin d, modern bilimsel dnya grnn, kutsal gelenee dayanan herhangi bir anlaml dini grn znde yer alan Tanr, akn deerler ve yeniden dirili gibi temel konularn, evrensel dzeyde nemli bir rol oynamasna, en azndan ikinci formuyla onsekizinci yzylda ortaya kan ondokuzuncu yzyln ikinci yarsndan itibaren daha baskn olarak devam eden srete ikinci dzeyde kalmasna bile izin vermemi olmasdr. yle ki teologlar Teolojik Dilin mkn zerine 3 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I bilimi ve bilimsel dnya grn kabullenmeye ve reddetmeye, bu suretle bilim kart ve taraftar olmaya, Tanr, akn deerler ve kendini belirleyen bir zgrlk olmakszn teolojiyi benimsemeye zorlanmlardr. 2 Modern felsefe ve bilimsel bilginin etkin ve ynlendirici, hatta belirleyici dili karsnda teologlar, modern felsefenin ve bilimsel bilginin verilerine atf yaparak kendilerini merulatrmaya ynelmilerdir. lahi kitaplarn modern felsefenin ve bilimsel bilginin verileri eliinde okunmas ve bizzat vahyin bunlar destekledii tezinin ileri srlmesi bunun somut gstergelerinden birisidir. Bu gelimeye paralel olarak teoloji konu d grlmtr, nk modern felsefe ve bilim teolojiye vekalet eden yeni teolojiler retmitir. Teoloji bir sylemdir ve toplumun kurtuluu iin imn yolunu savunur. Oysa modern liberal toplumda kurtulu bilimsel teknoloji ve alm-satm merkezlerinden gelen ilerleme aralar ile elde edilir. Bilim felsefesi ile desteklenen ekonomi ve tabii bilim, teolojinin yerini alan modern teolojilerin iki ana daln ierir. Ekonomi ilmi olduka byl bir ekilde ekonomik nitelerin nasl ilediini, bilinmez bir elin delaleti ile zel bir hrsn, maddi itahn halkn iyiliine nasl dntrldn aklar. Dolaysyla ekonomi ilmi, gizemli yollarla ileyen ilahi takdir doktrinini, farkl bir ekilde modern forma yerletirir ve somutlatrr. Daha da tesi, pr teori olan ekonomi ilmi, pratik teolojiyi tamamlamay salar ve bize pazar yerlerinde ibirlii yapmann ne kadar iyi olduunu anlatr. 3 Liberal politik teori, geleneksel toplumlar ynlendiren ve biimlendiren teolojinin ilevlerinden birini slenir. Teolojiye vekalet eden modern teolojilerin dier ana bran olan tabii bilim; gemi teolojilerin ve bu teolojilerin vahiyle ilgili yanl doktrinlerinin yerini alarak evrenin doasyla ilgili temel gerekler retir. Modern bilim felsefesi katoliklerin fundemental teoloji, protestanlarn apolojetik teoloji diye adlandrdklar benzer bir teoloji retir. Bu, bilimsel metodun inzal edilmi gereklikten daha gvenilir bir kanal olduuna delil saylr. Bilimsel yntemin daha fundementalist ve trevsel formlarnda, mantksal empirizm gibi, modern bilim felsefesi tek gerek doktrin biimini ve gereklii kefetmede bilimin tek doru yol olduunda srar eder. Metafizii ve saduyuyu bilimsel olmamakla sular. Ksaca teoloji, her ikisine yani iktisadi ve bilimsel teolojilere- gre de evrede kalmtr. Bu yzden kurtulu iin yaplan dini aratrmalarn farkl formunun modern toplumda somutlatrlmas teolojinin yerine geen yeni teolojilerin retilmesine yol
2 D. Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, 2 3 D. Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, 2 4 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I amtr. Dolaysyla, hayat formlarnn uzana den teoloji, geleneksel toplumda grd ilevi ve etkinlii kaybetmitir. Teolojik dnn dnde rol oynayan ikinci sebep modern dncenin ortodoksi formu olan mantk ve deneyci pozitivist akm ekseninde gelitirilen ve gnmz kadar etkisini srdren linguistik felsefedir. Buna gre insan yalnz kendisine verilen olgular bilebilir; bu nedenle bilimin konusu yalnzca olgu ve olaylardr. Olgular ise ancak doal ortamda belli yasalara uygun olarak gerekleirler. Bu yasalar kavramann da artlar vardr; sz konusu yasalar kavramak iin bilimsel bir yntem ve lt gerekir, bu da ancak dil ve matematiksel mantkla salanabilir. Bu durumda felsefenin yapaca i, bilimsel dncenin elerini oluturan dil ve mantk kavramlarn incelemek, bu incelemeden edinilen verilerle olay ve olgular akla kavuturmaktr. nk bilim de felsefe gibi bir mantk iidir. Anlan felsef akmn ne srd kuram, dilin zmlenmesine dayanr. Bir nesnenin gereklii dille bantl olduuna gre dile ynelik bir zmleme onunla anlatlan varl bilmeye yarar. nk nesnenin varl znel duyum ve tasarmlar gerekletiren dille snrldr. Bu nedenle de dilde karl bulunmayan bir nesnenin, dilde kavramlamayan bir varln gereklii sz konusu olamaz. 4 Anlamay dilde bulunana ve zmlenmesine balayan bu yaklam ister istemez beeri aktn bir rn olan dilin dil d bir alana uygulamasn reddeder. Bu yzden de, din dilinin epistemik deerini tartmaya aar. Felsefeyi manta, mant da bir tr kavramlarn meknik ileyiine balayarak dnyann resmini karma eilimi btn yanllar dilin yanl ve snrlarnn dndan kullanld nclne balar. Teolojik dil, beeri dilin farkl bir alana tanmas olarak grlr. Bu anlay ister istemez beeri dilin, uygun bir ekilde Tanrya nasl uygulanabildii sorusunu tartmann eksenine yerletirmitir. Bu nedenle, filozoflar teolojik dille megul olmak durumunda kalmlardr. Filozoflarn teolojik dille ilgilenmelerinin iki sebebi bulunmaktadr. Birincisi; felsefeyi dil analizi ile eitleyen filozoflar anlam sorunu ve Tanr hakknda kelimelerin nasl tretildii ile ilgilendiler. Szgelimi bilinen eyler ve gndelik dilde anlamak iin kullandmz dil, usle uygun olarak eyleri resmeder. eyleri resmetme ile snrl olan dilin Tanr hakknda da kullanlr. yle anlalyorki, yaratlm olgular iin kullanlan ve bir anlam karlan kelimeleri Tanr hakknda kullandmz zaman nasl bir anlam kazandklar tartmann omurgasn tekil etmektedir.
4 Nejat Bozkurt, 20. Yzyl Dnce Akmlar: Yorumlar ve Eletiriler, Sarmal Yay., st.,1995, 191. Teolojik Dilin mkn zerine 5 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I lahi gelenekte Tanr yaratlm deildir. Yce ve akndr. yleyse, snrl varlklar iin kullandmz dili Tanr hakknda nasl kullanabiliriz? Elbette ne konutuumuzu, ne anlam verdiimizi biliriz, fakat dorudan beeri ilginin snrlar iinde retilmi dili Tanrya uygulamak ne anlama gelir? kincisi; filozoflar, dil felsefesiyle, teolojik dili analiz etmek ve inanlarn deerini gstermek iin youn bir ekilde bu konu ile ilgilendiler, nk inanlar, ancak ifadeler ve nermeler formunda aklanabilir. 5 Bu duruma gre teolojik dilin anlamn ve epistemik deerini belirlemek iin dilin tabiat ve ilevi zerinde durmak linguistik felsefenin merkezi ilgisini tekil etti. te teologlarn, zihinlerinin buland en etkili dnem, linguistik felsefenin ykseli dnemine rastlar. Bu felsefenin ykselii, pek ok flozofu geleneksel Tanr kavramnn anlamsz ve elikili olduu dncesine sevketmitir. yle ki baz teologlar Tanr kavram hakknda olduka kt bir sonuca ulatlar ve dini ateizmi kurmaya kalktlar. Bazlar ise salt elimenin anlamsz olduunu dndler ve Tanrnn mantk tesi olduu tezi ile aka samal vdler. Her iki yaklamnda felsefi temeli zayft. Ne var ki ikinci yaklama yapan teistler, teolojiyi savunmada baarl olamadlar ve felsefi tartmann gerisine dtler. Ateist din felsefecileri ise kendilerine daha ok gveniyorlard, fakat verimsizlerdi. Gerek A.J. Ayer gerekse Antony Flew ve bunlar izleyen filozoflar teolojik ifadelerin imkn zerinde durdular ve bunlarn anlamsz olduunu ileri srerek reddettiler. 6
zellikle Ayer ve Flewin teolojiyi eletiride kullandklar anlamszlk ltleri olduka etkili olmu ve teolojinin imkn zerinde yaplan tartmalar arlkl olarak bu dzlemde seyretmitir. Teolojik dilin imknszln temellendirmek isteyen ada dil felsefesinin atomist ve deneyci formu, felsefeyi; szleri, cmleleri ve dili ak klma etkinlii olarak tanmlar. Felsefe; dilin mantk sorgulanmas, bir dil eletirisi olarak anlalr ve artk felsefenin rol, evren hakknda bilinmez hakikatleri kefetmek deil, anlaml olan nermelerin mantk sorgulanmasn yapmak olur. Wittgensteinn deyiiyle analitik dncede felsefenin amac; dncelerin mantksal aklanmasdr. Artk felsefe bir reti deil, etkinliktir. Felsefenin sonucu, felsefi nermeler deil, fakat
5 Michael Peterson, William Hasker, Bruce Reichenbach, David Basinger, Reason and Religious Belief: An Intruduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1991, 137-138 6 Anthony Kenny, What is Faith : Essays in the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1992, 33; M.Peterson, W. Hasker, B.Reichenbach, D. Basinger, Reason and Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, 141 6 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I nermelerin ak klnmasdr. 7 Bylesi bir rol stlenen atomist ve deneyci felsefi anlay; dilsel bir ifadenin anlaml kabul edilmesinin kriterlerini belirlemeyi amalar. Sadece nesneler ve olgular iin kurulan nermelerin gerek olduu savn ileri sren atomist ve deneyci pozitivistler, bu kritere uymayan nermeleri anlamsz grrler. Bu nedenle teolojik nermeleri ya anlamsz olduunu syleyerek reddetmiler ya da farkl bir moda indirgemenin gerekli olduunu dikte etmilerdir. Teolojik nermeler hem analitik hem de deneysel olarak dorulama ltne uymadndan reddedilince, 8 bu konuda farkl yaklamlar da kendini gsterir. Bu srete teolojik nermeler ya mitsel evrenin lisani tasviri ya da ahlaki fonksiyonun belirtici formu grlerek aklanr. 9
Teolojik ifadeleri, evren ile hayatn mitsel tasvirleri eklinde okuyanlar, arkaik dnyann grlerini bilim diline evirmenin gerekli olduunu ileri srerler. Teolojik ifadelerin ahlak fonksiyona sahip olduunu ileri srenler ise; bir cmle hangi ama iin konulmusa o ama iin kullanlr ilkesine dayanarak derler ki ; teolojinin asl amac ahlaktr. Bu nedenle de ilahi dinlerin ifadeleri ahlak amal ifadelerdir. yleyse teolojik ifadeler, ancak ahlk yarglara evirildii zaman anlalabilir. Mantk deneycilik diye anlan bu anlayn felsefi kkleri epeyce geriye doru gider. Ancak bu grn modern seyri; daha nce de belirttiim zere dinin, bilginin konusu olmad ayrm ile balar. 10 Kesin
7 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, Trans: D. F. Pears and B. F. Meguinness, Routledge and Kegan Paul, Ltd: London, 1964, 4. 112 ; Bu esere yaptmz atflarda mer Naci Soykann evirilerinden yararlandm. ngilizce metin ile . Naci Soykann yapm olduu eviri arasnda benim anlayabildiim kadar baz farkllklar var. Bu nedenle . Naci Soykann evirilerini tercih ettim. mer Naci Soykann evirmedii, ancak atf yapmaya ihtiya duyduum metinleri ngilizce evirisinden aktarmaya altm. Bkz. mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil : Wittgenstein stne Bir Aratrma, Kabalc Yay., st., 1995. Bu almada, Wittgensteinin yaptlarnn nemli bir ksmnn evirisi yer almaktadr.; J. J. Smart, Metaphysics, Logic and Theology, New Essays In Philosophical Theology, Ed: A. Flew, A. Macintyre, London and Beccels, 1969, 12, 13 ; Jacques Ellul, Szn D, ev: H. Arslan, Paradigma Yay., st. 241; 8 A . J. Ayer, Dil, Doruluk ve Mantk, ev: V. Hackadirolu, Metis Yay., st., 1984, 67 9 R. B. Braithwaite, An Empiricists View of The Nature of Religious Belief, Edit: John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 429 ; Roger Trigg, Aklclk Ve Bilim, ev: K. Yerci, Sarmal Yay., st., 1996, 23 10 Immanuel Kant, Ar Usun Eletirisi, ev: A. Yardml, st., 1993, 223 ; Kant, analitik ve sentetik yarglar eklinde bir ayrm yapyor. Analitik yarglarda, bekrlar evli deildir, yargsnda olduu gibi yklem znede ierilmitir. Dier bir deyile evli olmama kavram, bekr olma kavram iindedir. Dier taraftan sentetik nerme dnya ierikli bilgi salar. Cisimler hareketlidir nermesinde olduu gibi. Hareketli kavram, cisim Teolojik Dilin mkn zerine 7 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I bilgiye ulamann lt olarak deneyi-gzlemi temel alan felsefi akmla glenir. 11 Sonuta, felsefenin konusu, dilin mantk analizi ile eitlenir. Daha farkl ilgi ve amalara brnen bu akm; modern dnya grnn ortodoksi formunu temsil eder. Getiimiz yzyln hem fikri hem de ideolojik 12 tutumlarnn mayaland gr budur. Doru bilginin elde edilmesinde deney ve gzlemi nihai kriter olarak kullanan entellektel eilimin; deneyimlerimizi ve fenomen dnyasn aan bir bilginin mmkn olmad eklinde belirttii felsefi tema, din kart dncenin moda deyimi olur. stelik, byle bir yaklam eletirmek bilim kart pozisyona dmek olduundan etkili bir sindirme ilevi de grr. yle ki bilgi denildiinde bunun olgusal dnyaya ait bilimsel bilgi olduu anlalr. nk felsefi ve ideolojik geerlilii olan bilgi; dnyann iinde olan bilgidir. Anlan felsefi akm, evrenin matematiksel dile dkm ile balayan anlayn sosyal alana tanma srecini simgeleyen bir eilimin daha net ve somut formunu da temsil eder. Bu form; itimai fizik teolojisidir.Dinin iinde din kartl olarak tarifi mmkn olan itimai fizik teolojisi z itibariyle; tabiat ve toplumu deimez ve kesin kurallarla aklamann zorunluluu nclne dayanr. Tutarsz bir dncenin formu olarak adlandrlabilse de, din kart dnceyi teoloji olarak tanmlamak mmkndr. nk din-kart bir dnce sadece syleme dayal bir dnceyi ifade etmez. Din-kart olmakta bir dnceye dayanr ve kendi iinde teolojik bir unsura sahiptir. Bu ayn zamanda tm durumlar iinde geerlidir. Onlar sadece bilimsel hipotezler deil, onlarn felsefi argmanlarnn altnda gizlenen dnceye bal unsurlar sz konusudur.
kavram iinde deildir, dier bir deyile onun tarafndan ierilmemitir. Deneyci tanm bu ift ayrmla sunulacak olursa, tm a priori doruluklar analitiktir. Benzer biimde tm sentetik doruluklar gzlemle ulalm a posteriori doruluklardr. Bu tr doruluklar hibir zaman zorunlu deildir. Ama her zaman tmyle olumsaldr. Deneyci ve atomist pozitivistler bu noktada Kanttan ayrlr ve onu eletirirler. nk o gerek sentetik a priori yarglar olduunu ne srer. Yani dnya hakkndaki bilgi salayan yle nermeler vardr ki, bunlarn doruluu apriori, evrensel ve zorunludur. Geni bilgi iin bkz: John Cottingham, Aklclk,, ev: B. Gzkan, Sarmal Yay., st. 1995, 89-90 11 Bkz: David Hume, Miracles, Edit: John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 145, 146; D. Hume, zorunlu balant fikri, idelerin ilikileri ve olgu durumlar, nedensellik gibi konularda aklcla ve gayecilie, nermelerin bilgi ieriine ve rasyonel temelcilie getirdii eletirilerle olgucu dnceye nemli lde katk salamtr. Dnce, resmi ele alma anlamna gelir. Sadece resim ele alnabilir gr D.Humeun perspektif teorisinden retilimitir. Bkz: James K. Feibleman, Inside The Great Mirror, Martinus Nijhoff / The Haque, Netherlands, 1958, 68 12 Geni bilgi iin bkz: Hsamettin Arslan, Pozitivizm : Bir Bilim deolojisinin Anotomisi, Trk Aydn ve Kimlik Sorunu, Balam Yay., st. 1995 8 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Bu, teolojinin her hangi bir felsefi gelenein temelinde varolabilecei anlamna gelir. Her ne kadar balamsal materyallerde farkllk sz konusu olsa da, bilim ve toplum eksenli gr geleneksel teolojik dnn merkezi kavramlarn tersine evirerek benzer ilevi grmek istemektedir. 13
Felsefi anlamn itimai fizik teolojisinden alan bu anlay: nermelerin doru bir analizi bize gerei verir kalbn dncenin merkezine tar. nermelerin analizini, nce nermeyi paralara ayrarak veya tekil ve bileik nermeler ayrm yaparak yapar. Buna gre basit tekil terimler bir bireyi gsterir. Daha ak deyile bir adn gsterdii birey onun anlamdr. Bileik terimlerin ise yalnz balarna anlamlar yoktur, bir ierikte anlamlar vardr. Buna gre bir nermenin anlam gsterdii veya ierdii eydir. 14 Bir nerme somut olarak bir eyi gstermiyorsa o nermenin analizi de mmkn deildir. yleyse anlam somut olarak gsterilebilen eydedir. Bunun yolu ise d dnyay oluturan en son paralara inmek ve dil kanalyla bunlarn arasndaki ilikiyi bulmaktr. Bu kat dorulama ilkesine ve bilgiyi olgusal ierii olan nermelerle snrlayan anlaya kar balayan felsefi tepki, nce, anlan felsefenin iinde geliti. Wittgenstein dilin ok ynl ve farkl kullanmlar olduunu ileri srerek kendisinin de iinde bulunduu felsefi yrngenin baz argmanlarn drd. Wittgenstein izleyen dnrler evresel ve konu d veya gerek anlam sorunlarn ele alarak mantk ve deneyci pozitivizmin, din dilinin tartma alann kurmasnn anlaml olmadn dile getirdiler. Onlara gre Tanr hakknda konumak anlamn farkl ve zel boyutlarna sahiptir. Bu flozoflarn ou dorulama ve yanllama tartmasna angaje olmay reddederek dilin fonksiyonlar zerinde younlatlar ve teolojik dilin anlamsz olduunu ileri srmenin hite kolay olmadn dile getirmeye baladlar. Fonksiyonel analiz mantnn kkleri Wittgensteinn dilin ok yzl ynlerini gsteren zmlemesine dayanr. Teologlar, onun bak ve gr tembihini izleyerek dilin nemli fonksiyonlarn kimliklendirdiler. Dilin farkl ynlerini dile getiren Wittgenstein, barda bana getir, sizi kar koca ilan ediyorum, saat ka? cmlelerinin ayn olmadn ileri srer. Bunun anlam udur; emir, onay ve soru ifadeleri ayn ltle deerlendirilemez. 15
13 Geni bilgi iin bkz. Nadim Macit, Eylem-Deiim lkisinin Teolojik Yorumu, Etd Yay., Samsun, 2001 14 Bertrand Russell, Logic and Knowledge, George Allen and Unwin Ltd: London, 1964, 205 15 Bruce Reichenbach, David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1991, 145 Teolojik Dilin mkn zerine 9 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Fakat burada hemen belirtmem gerekir ki, bu zmleme, dini sylemin fonksiyonlarn ne kartanlarn gnderme yapt Wittgensteinn ikinci dnemine ait grleridir. te makalemiz, bu geni tartmann zel bir versiyonu olan fonksiyonel analiz mant ile snrldr. Burada teolojik dile kap aan fonksiyonel analiz mantn, teolojik dne katksn ve teolojik deerini tartacaz. Fakat konunun btnlk iinde anlalmas iin Wittgensteinin birinci dnemine de deinmeye alacaz. Dil ve dil-d nesneler arasndaki ilikiyi dili iinde kalarak zmlemeyi benimseyen Wittgensteinda baz farkllklarla birlikte birinci dneminde deneyci ve mantk pozitivist felsefi yrngenin iinde yer alr ve der ki; tm gereklik, dnyadr. Bir nermeyi anlamak, bu nermenin hangi durumda doru olacan bilmek demektir. 16 O halde dil ile dil-d olgular arasnda kurulacak bir iliki ile dnyann resmi kartlabilir. nk gerek, olgular ile dil arasndaki bantdadr. 17 Wittgensteina gre hakknda konuulabilen, dilin snrlar iinde olan dnyadr. Bunun tesinde olanlar varln hissettiren, fakat dile gelmediinden zerinde konuulmas anlamsz olan alandr. 18 Teolojik yarglar da bu alann iindedir. Fakat daha sonraki dneminde - bu ikinci dnem olarak adlandrlr- farkl dil kullanmlar ve dil oyunlarn kabul eder. Bu dnemde, teolojik konulara dile getirme balamnda yer verir. Ancak o, din dili ile dier diller arasnda bir fark grmez. Ona gre her dil oyunu, bir dile getirmedir. Din de bir dil oyunudur. Bu nedenle dini ifadeler varla delalet etmek veya gstermek iin deil, sadece din dili oyunu iinde syleneni dile getirmedir. Din dilini kendine zel bir dil oyunu kabul eden bu yaklam, bir dil oyununu anlamak iin o dil oyununun iinde bulunmay ne srer. Her dil oyununun kendine zg oluu, anlam ve balanmay zel klar. Bu farkl anlay ve inanlarn birbirine kar olan durumunu eitler. Bir dil oyunu iinde olan, zellikle din dilinin iinde bulanan iin kesin balanmay destekleyen bu zmleme, farkl anlaylar ve dinlerin birbirine kar olan durumlar asndan dolayl olarak ar bir grecelilii destekler. Farkl anlaylarn birbirine kar llemezliini ifade etmenin baka bir anlamn ileri srmek felsefi adan olduka zordur. Anlan yaklam bir taraftan teolojik dili kat bir eletiriden korurken bir taraftan da daha iyi olann imknn ortadan kaldrmaktadr. Her dilin kendine zg olduu gr, daha sonraki srete hibir eyin temeli olmad grne felsefi taban oluturur. Aslnda bu reddettiini yeniden retmenin ilgin bir formudur.
16 L. Wittgenstein, Tractatus, 1, 4. 024 17 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 063, 2.19; 18 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 522 10 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I nk bu, kat bir dorulama mantndan yola kan atomist ve deneyci pozitivist dilin reddettiini yeniden rettiini gsteren ilgin bir ironidir. Modern mantk veya linguistik dnemelerin, dinin, dile getirmeden ibaret olduu formu ada dncenin en ilgi ekici konularndan birisidir. Bazen dorudan bazen de farknda olmadan dnce dilimizi ve ilgilerimizi ekillendirir. Hatta, Kurnn anlalmas ve yorumlanmas ad altnda yaplan tartmalarda anlan felsefi yrngenin ok ak ve somut izleri grlmektedir. Kurn anlamay salt dilsel zmlemeye balamann ve anlam lafzlarn anlamlarn bilmeyle snrlayan yaklam bu felsefi akmn bir uzantsdr. Meselenin felsefi yn lkemizde yeterince tartlmadndan, Kurn anlamay lafzi zmlemeden ibaret gren yaklam zgn bir gr olarak sunulmaktadr. Bu konu, lkemizde din felsefecileri tarafndan teolojik balamda belli bir lde tartlmaktadr. Anlan tartma dorudan dinin referanslarna ve temel esaslarna ynelik olduu halde kelamclarn ilgisini hi ekmemektedir. Teolojik adan modern dnyada din ve dini inanlar konusunda yaplan tartmalarn ierii ile lkemizde yaplan kelami tartmalarn ierii arasnda nemli bir mesafe, hatta kkl bir ayrma bulunmaktadr. I.Konuulamayan Hakknda Susmak: Dile Getirememek Atomist ve deneyci felsefi yrngenin iinde yer alan Wittgenstein; dnya, durum olan her eydir ve dnya olgularn topluluudur; eylerin deil; 19 nermeleriyle sze balar. Bu nermeler; aka olgusal, aktel ve hatta fiziksel dnya hakknda konuulacan gsterir. Dnya, olgularn topluluu olarak tanmlanr. Dier bir deyile zerinde konuulabilen; durum olann anlatsn ieren bir dnyadr. Keza bu nermeler adcln bir ifadesi; ancak geerliliini kaybetmi bir adclk deil, nk adclkla birlikte mant aklar; mantk olmakszn adclktan bahsedilemez, ancak o hala bir adclktr. nk biricik realite kendi mantn ieren fiziksel ayrntlardan biridir. 20 yle anlalyor ki Wittgenstein, iindeki her eyin nasl ise yle olduu ve nasl vuku buluyorsa yle vuku bulduu bir resim ortaya karmak istiyor. Durum olan dnya eylerin deil, olgularn dnyasdr. Dnya geici ve bir takm soyut olgular ieriyor. Olgularn dnyas zaten mant ierir. Mantk uzamdaki olgular, dnyadadr. Dnya uzam olduu gibi mantk uzamda vardr. Olgular iin geerli olduu kadar, mantk atomlar iinde bir
19 L. Wittgenstein, Tractatus, 1, 1. 1 20 James K. Feibleman, Inside The Great Mirror, Martinus Nijhoff / The Haque, Netherlands, 1958, 57 Teolojik Dilin mkn zerine 11 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I uzam vardr. 21 O halde olgular dnya uzamnda, ancak bizim onlar hakknda sylediklerimiz mantk uzamdadr. eyler ve ayrntlar ise olgularn altnda olan derecelerdir. Bizim dnyamz olgularla balar ve olgular mantkla elde ederiz. Geometri uzaya tabi olduu gibi dil de manta tabi olur. 22 Felsefe sze, olgularn zerinde olanla balar, bu onun dnyasdr. Bu dnya hastalkl bir dnyadr. Oysa felsefenin grevi, kavramlarn tanmlarn analizini yapmaktr. Bu analiz de dil analizinden baka bir ey deildir. Wittgenstein, byle bir dnyaya uymayan her eyi onun dna karr. Mantksal atomizm dncesindeki tm anlamn dnm noktas buradadr. Atomik olgu nedir? Bize anlatldna gre o bir ey deildir, fakat eylerin bileimidir. Felsefe ile durum olan dnyaya doru bir noktadan balayamayz. Pek ok felsefi mesele dilin kullanmndaki karklkta erir. Dilimizin snrlandrmalar nedeniyle, dilimizin zerinde olan bir snrda askya alnmamz gerekir. nk dil kendinden tesini anlatamaz. Bir sonu olarak her zaman dilimiz ve dnyamz arasndaki iliki hakknda phe iindeyiz. yleyse mantn ikinci dnyasn kurma, bize, olgularn birinci dnyasnda verilir. 23 Dolaysyla olgular mantk zelliklere sahip, mantkta olgusal zelliklere sahiptir. Biz olgularn resimlerini oluturuyoruz, mantk ise olgunun resmidir. 24 yleyse biz ancak bu dnyay, olgu dnyasn konuabiliriz. Ancak olgusal balamlar konumamza imkn verir. Byle bir dnyann dnda olan dile getirilemez. Olgusal balam olmayan anlalamaz. Dnyay, dile getirilemeyeni dile getirenlerin dilinden temizlemeliyiz. 25 Yani sze olgusal alann dndan balayan, dolaysyla dile getirilemeyeni dile getirme hevesinde olan felsefi ve teolojik artklar dnyadan temizlemek, sadece zerinde dnlmesi mmkn olan ve olgusal alan konu edinen bilim felsefesini geerli saymakla mmkndr. Wittgenstein, dnyann snrlarndan bahseder, bu snr; dil ve mantkla izer. Mantk dardan bakma asndan akn, nk olgunun iinde deildir; fakat olgular mantn dnyasndan elde ederiz. Dier taraftan mantk dnyay doldurur; nk dnce olarak dnyann snrlar onun da snrlardr. Yani mantk, dnyann snrlarn aamaz. Dnyann benim dnyam olmas, dilin, snrlarnn benim dnyamn snrlar demek
21 J.K. Feibleman, Inside The Great Mirror, 57 22 L. Wittgenstein, Tractatus, 1.2 23 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. O11 24 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 1 25 mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil: Wittgenstein stne Bir Aratrma, Kabalc Yay., st., 1995, 27 12 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I olduu yerde kendini gsterir. 26 O halde hem dil hem de mantk dnyann snrlarn aamaz. Delilin metotlarnn delili imknszdr. Yarn gnein doaca yksek bir olanaktr. Ancak bir kesinlik deildir. yleyse genel kural nerededir? Bu ne ile kantlanabilir? Eer hibir cevap yoksa yanl bir soru vardr. Bu nedenle dilimizin ve dnyamzn snrlar dnda olan alanla ilgili sorular cevaplanamaz. Wittgenstein, nermelerin yaps ve onlarn anlamlar ile ilgili szlerini yle tamamlar; ne hakknda konuulamyorsa, o hususta susmal. 27
Bu ifade, dile getirilebilen ile getirilemeyen arasna bir izgi eker. Teolojik konular sylenilebilir deildir; nk gsterilebilen deildir. 28 yleyse felsefenin doru yntemi u olmaldr; sylenebilecek ey, doabilimi nermeler - yani felsefeyle hibir iliii olmayan ey - dnda hibir ey sylememek ve buna gre, baka biri metafizik bir ey sylemek istediinde, cmlelerindeki u iaretlere hibir anlam vermemi olduunu, her defasnda ona gstermek. 29 Bu u anlama gelir; nermeler daha yksek hibir eyi dile getirmezler. Bu grn dayana udur; dil, olgularn ve btn olarak da gerekliin resmidir. Resim, model; temsil etmenin farkl bir eididir. Mantk kendine zg bir alana sahiptir, bu da mantk uzamdr. Bununla yaplmak istenen ey atomik olgular resimlerin veya modellerin anlamlaryla temsil etmektir. 30 Anlam bu resmin kendisi, gsterim, adn gsterdii eydir. yleyse dil, olgularn mantk biimini yanstr. nk olgular, mantk biime sahiptirler. Bu dil anlay, iki eyi darda brakyor. Birincisi; nermeler, tm realiteyi temsil edebilir, fakat bu realiteyi nasl temsil ettiklerini sylemezler. Yani dilin dnyay ve gerei nasl temsil ettiklerini syleyemeyiz, ancak bunu anlarz. Mantk yap ve temsil etme yaps nermelerin iindedir. Bir nerme dardaki bir durumu grntledii veya temsil ettii halde, kendi kendisinin dna kp, kendisini grntleyemez veya temsil edemez. 31
kincisi ahlak, estetik ve teolojik yarglardr. Bunlar dnyadaki olgularn resimleri olmadndan gerek nermeler olamazlar. nk etik akndr. Yani deer olgunun kendisinde deil, onun dndadr. Aksi takdirde deer raslantsal olurdu. Tanr ise kendi kendini dnyada gstermez. 32 Eer
26 L. Wittgenstein, Tractatus, 5. 62, 5. 61, 6. 1262 27 L. Wittgenstein, Tractatus, 7 28 L. Wittgenstein, Tractatus, 4. 1212 29 L. Wittgenstein, Tractatus, 6.53 30 J. K. Feibleman, Inside The Great Mirror, 59 31 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 84. 32 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 42, 6. 421, 6. 432 Teolojik Dilin mkn zerine 13 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I bunlarn her hangi bir deeri varsa, diyor Wittgenstein, bunun dnyann dnda neyse yle olann dnda olmas gerekir. Dolaysyla bunlar dile getirilebilir olann snrlarnn tesindedir. Mantk bile, doruluklar yalnzca isel yaplar itibariyle salanan ve hibir ey sylemeyen bo totolojiler dnda bir ey ne srmemektedir. 33
Wittgenstein, karmak ve yaln olmak zere nermeleri ikiye ayrmaktadr ve doruluk izelgesi diye bilinen bir teknik kullanarak, birleik bir nermenin doruluk deerinin onu meydana getiren temel nermelerin doruluk deerlerine bal olduunu vurguluyor. O, nerme; temel nermelerin doruluk fonksiyonudur, 34 diyerek nermenin doruluk deerin gsteriyor, dier bir deyile anlamn resim kuramn ortaya koyuyor. Ona gre resim gerekliin bir modelidir. Resmin tasvir ettii, onun anlamdr. Resim mmkn ey durumunu mantk uzayda tasvir eder ve bunun imknn ierir. mkn alannn dnda kalann resmi oluturulamaz. 35
Yani dnyay tanmlamak iin ihtiya duyduumuz nermeler bilimsel emada yer alrlar. Ancak resmin izdii ey, her hangi bir zgl olay deil, gerein biimsel yapsdr. Biimsel olduundan dolay, olgusal dnya paralanacaktr. stelik bilim de kendi varsaymlarn merulatracak durumda deildir. Tabiatta genel-geer yasalar olduu ve her eyin bir dzen iinde olup-bittii eklindeki bilimsel varsaym da geersizdir. Aslnda bu, sylenmesi mmkn olmayan bir eydir. Sadece, varsaym kendini gsterir ve aklar. 36 Bilimi rasyonel ve belli bir temele dayandrmak mmkn olmadna gre olgu durumlar ve dil arasnda kurulacak bir iliki ile gerek bir dnce kurabiliriz. Bilimsel bilgiye ve dilin dnda olana yaplan vurgu R. Triggin 37
deyiiyle bilimin tesinde yer tutabilecek olan byk lde ortadan kaldrr. Ne var ki kendini aklayan bilimsel varsaymlar ve mistik olanla mantk arasnda kurulan iliki, dilin snrlar iinde aklanabilen ve merulatrlabilen bir rasyonele ait bilimi de alp gtrr. Reddedilenin kendisini yeniden retmesi denilen ey ite budur. eylerin bir biimde varolmas, bilimin aklayamad bir olgudur. Bylesi bir soru bilmecedir. st rtk biimde zlemezi terketmek, gerekte neyin bilmece olduu noktasnda kuku uyandrr. Dolaysyla dilin gerein resmini verdii ve bir
33 J. Cottingham, Aklclk, 112 34 Ludwig Wittgenstein, Tractatus, 6.1, 41; David Pears, Wittgenstein, ev: A. Dankel, Afa Yay., st., 1985, 134 35 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 42, 2. 12, 2. 202. 2. 203, 2. 221 36 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 36 37 R. Trigg, Aklclk Ve Bilim, 34 14 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I tarzda iledii sav kolay kolay savunulamaz. Bilimin n varsaymlarnn, ne mantk dorular ne de deneysel keifler olduu gr, byle bir savn i elikisini gstermek asndan nemli bir veridir. Felsefi yaptlarnda teolojik konulara yer vermeyen, ancak zel gnlklerinde 38 Tanr kavram zerinde yapt yorumlar, meseleyi daha farkl balamda deerlendirmemizi tembihler. Bir kantlama denemesine girmeden, o bu sz, dilde verilmi biimde basite kullanr. Ama onun Tanr anlay, yalnzca kiisel bir inan deil, ayn zamanda epistemolojik ve ontolojik grlerinin bir sonucudur. Mantkla ilgi iinde sunulan bu anlay, onun, savunduu dil anlayna dayanr. Dilin snrlar tesinde bir ey bulunmadn sylerken anlatmak istedii, olgu dilinin snrlar tesinde olgusal bir ey bulunmaddr. Olgu nermesinde sylenmeyip ancak gsterilen eylerin bulunmasna izin vermektedir. Olgusal adan sylenemez eyler, baka sylem trlerine baldr. Bunlar; dini, ahlak ve estetik sylem trleridir. nermelerin elementleri, olgularn objeleriyle birebir iliki iinde 39
olduu gr, anlamllk iin bilimsel nermelerin model alndn gsterir. Dolaysyla teolojik konulara ilikin nermeler, szgelimi Tanr ebedidir, Tanr her eye kadirdir, nermeleri ne doru ne yanltr. nk bunlar olgusal ve atomik nermeler deildir. Bu yaklam epistemik zcle kar olan savn, tersinden epistemik zclkle kesien bir anlay nasl rettiini anlatr. nk gereklik, eylerin zihne tekabliyeti olarak tanmlanmaktadr. Bunun anlam udur; eer bir nerme dnyada meydana gelen olaylar doru olarak yanstyorsa, dorudur. Nitekim Wittgenstein 40
yle der; dorusu yle eyler vardr ki, szlere dklemez, fakat kendi kendini gsterirler. te onlar mistik olan eylerdir. Dilde ifadesini bulan eyler tartmann ve konumann alanna girerler. Olgusal dnyann dnda kalanlar, dilinde dnda kalrlar. Grnt, olgularn varlnn veya yokluunun bir imknn temsil etmek suretiyle gerei gsterir. Grntnn geree olan uygunluu ya da uygunsuzluu, nermenin doruluunu ve yanlln ortaya koyar. 41 Tm gereklik, dnya olduuna gre, dnya gerekliin, olaylarn btnnn, yani var olan ey durumlarnn btnnn resmi olacak bir cmle olmaldr.
38 Geni bilgi iin bkz: L. Wittgenstein, Gnlkler/ zel Gnlkler, ev: mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil: Wittgenstein stne Bir Aratrma, Kabalc Yay., st. 1995, 311-334 39 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 131 40 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 522, 41 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 01, 2. 222 Teolojik Dilin mkn zerine 15 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Ama bu resim, dnyann iinde olan bizim iin bir resim olamaz. yleyse dnyann gsterimi ve anlam onun dnda olacaktr. Yaamn anlam; Tanrdr. Tanr bitmemi szdr. Dnyann anlam; dnya bir ad olarak alndnda dnyann gsterdii eydir. Dnya bir cmle olarak alndnda ise dnyann anlam; bu cmlenin resmettii ey olmaldr. O halde Tanr, dnya adnn gsterdii veya dnya cmlesinin resmettii ey olmaldr. Dolaysyla dile gelmeyen Tanr, kendisini bu ekilde gstermi olur. 42 Bir dnce, anlaml bir cmledir. 43 Yani dnce dil ile, dile getirilebilenle gerekleir. Dnce dil olarak bir grntdr. Dnce anlaml bir cmle, dnyada bir cmle olduuna gre doru dncelerin toplam dnyann doru bir resmi olur. Ancak dnyann anlamn onun dnda aramak gerekir. Dnyada her ey naslsa yledir ve nasl oluyorsa yle olur; dnyann iinde hibir deer yoktur ve eer olsayd, onun hibir deeri olmazd. Deeri olan bir deer varsa, onu tm olup bitmenin ve byle olmann dnda aramak gerekir. 44 Dnyann anlamn dnyann dnda aramann anlam, ben ile felsefeye benim dnyam yoluyla giren ben arasnda farkl ancak birbiriyle ilikili olan ben anlaynda gizlidir. Kii, beden olarak ben ile olgularn btn olan fiziksel dnya, ey durumlar dnyann iindedir. Bu eyler arasnda hibir hiyerari yoktur; dnyadaki olaylar arasnda u daha az deerlidir, u daha ok deerlidir denemez. Dolaysyla bu dnyann iinde Tanr yoktur. nk Tanr ey durumlar iinde bir durum ya da olgu deildir. 45
Felsefi ben, felsefeye, dnyann benim dnyam olmas yoluyla giren bendir. Benim dnyam deerlerin ve etikin dnyasdr. Bu dnya iyi, mutlu olabilir. Bu dnyada Tanrnn sesi vicdan olarak duyulabilir. Burada Tanrnn iradesinden sz edilebilir. nk benim dnyam dediimde, ben bu dnyann iinde deil, tersine snrndaym ve dnya benim karmdadr. Felsefi ben ile benim dnyam dediim ey ayndr. Daha dorusu birincisi Tanrdr, ikincisi bendeki Tanrdr. Bu ben hibir nesne deildir. Dolaysyla Tanr, kendini dnyann iinde amlamaz. nk benden ayrdr, benim bir nesnem deildir. yleyse her hangi bir nesneye bir nesne olarak bakmakla, benim dnyam asndan bakmak farkldr. Benim dnyam asndan bakmak, ona ncesiz ve sonrasz bakmaktr. ncesiz ve sonrasz
42 mer Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, Dou Bat, ( say:14, 2001), 170-171 43 L. Wittgenstein, Tractatus, 4. 001 44 L. Wittgenstein, Tractatus, 6.41 45 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 421.; 6. 13; 5. 43 16 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I grme tarz, onu tm mantksal mekn olarak grmektir. 46 Bunlarn birbiriyle olan ilikisi bendeki Tanr sayesinde benim Tanr ile kurduum ban bir benzeri, Tanrnn yaratt dnya ile benim dnyam arasnda kurulur. Byle olunca, etik ile mantk Tanrda birleir. Tanr her iki dnyann da kouludur, ya da her iki dnyann birliinin kouludur. 47 Bu nedenle Tanr iyiyi istedii iin iyidir. Tanrnn buyurduu iyidir. Bylece Tanr hem fiziksel dnyann hem de ahlak dnyasnn temelidir. Dnyay, tm nesnelerin bir a gibi birbirine bal olduu bir btn olarak grmek, fiziksel dnya ile matematiksel, daha dorusu mantksal dnya arasndaki banty kurmakla mmkndr. Her bir nesne tm mantksal dnyay art kouyorsa, dnyada yaratlan her eyin anlaml olduu ve anlaml olan her eyi Tanrnn bildii ortaya kar. Tanr iin sonsuzluk yoktur. O her eyi bilir, fakat anlamsz olan bilmemesi onun iin eksiklik deildir. Buradan kan sonu udur; anlamsz bir soru nasl ki soru deilse, mantksz bir dnya da dnya deildir. Mantk dnyann dndadr, ama ayn zamanda dnyay kuatr. Burada, Tanr ile mantk arasnda kurulan benzerlik, Tanrnn her eyi yaratt, ama mantksz bir ey yaratmad anlamna gelir. Aksi takdirde biz, mantksz bir dnyann neye benzediini syleyemezdik. Tanrnn mantksz bir dnya yaratmamas, onun iin bir eksiklik saylmaz. nk ne tarzda olursa olsun bir dnya olacaksa, onun bir mant da olacaktr. 48 Byle bir zmleme her ne kadar belli bir ayrm erevesinde yaplsa da, olgu dilinin kendi snrlar tesine uzatld grlmektedir. Dile gelmeyeni u veya bu biimde dile getirmektir. nk bu zmlemede olgusal dile uymayan sezgisel genellemeler yer almaktadr. Tanrnn her eyi bilmesi ve bilgisinin kesin olmas, bizim matematik bilgimiz gibi olduu dile getirilerek aklanmaktadr. Saylarn syledii sanmakla deil, kesinlikle ifade edilir. nk matematik ldr, llen bir ey deildir. Matematiin bir temeli yoktur, o kendindendir ve mutlaktr. Dolaysyla matematik iin yaplan, mutlak, yani hibir ba, koulu olmayan, llebilir olmayan, zamanda ve uzamda olmayan gibi tanmlarn Tanr iinde yapld grlmektedir. Matematikte olanak, gereklik ayrm yoktur. nk saylar bir eyin yerini tutmazlar, tersine onlar kendileridir. Tanrnn fiili de kendine aittir. Rastlant ve olanak fiziksel dnyaya aittir. Tanr iin bu sz konusu deildir.
46 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 172 47 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 174 48 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 177; D. Pears, 138, 139 Teolojik Dilin mkn zerine 17 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I yle anlalyor ki, Wittgensteinin ben-dnya arasnda kurduu ilikide mantk ve matematie ykledii anlam, meselenin anlalmasnda nemli bir noktadr. Ancak, yine de meselenin dmlendii nokta mantk, matematik ve Tanr arasnda kurduu benzerlikte, dnyann dnda olan Tanr ile benim dnyamda olan Tanr ayrm ile alakaldr. Benim dnyamda olan Tanr; Tanr gibi bilmenin bir yolu olan kesin bilgi matematikle mmkndr. Bunun tesinde olan olgusal dnya bir rastlant ve imkn dnyasdr. Matematikte rastlantya ve imkna yer yoktur. Tanrnn bilgisinde de rastlant ve imkna yer yoktur. Matematik yapmak, tanrsal bir bilgiye sahip olmaktr. Gerek bu gr gerekse olgusal dnyaya ekilen snrlar ve dnyann anlalmas konusu, insan bilgisinin olgusal alana zg olduunu belirtmeye ynelik felsefi bir giriimden baka bir ey deildir. nsan bilgisinin ait olduu dnya olgusal dnyadr. yleyse metafizik alanla ilgili olarak insan sadece ne sorusunu sorabilir. Nedir? sorusu bir eyin varlna ynelik bir sorudur, fakat o eyin aklanmasn isteyen bir nasl sorusu deildir. Nasl? Sorusunun yantn veren deneydir. Teolojik konular, burada yer almazlar. nk dile yansyan dil, dile getiremez. Kendisi dilde dile geleni, biz dille dile getiremeyiz. Ancak nerme, gerekliin mantksal biimini gsterir. O, onu iaret eder. 49 Bu nedenle insan kendi bilgisinin dnda olan Tanrnn keyfiyetini bilemez. Dnyaya ncesiz ve sonrasz bakmak, ona bir btn snrlandrlm bir btn olarak bakmaktr. Dnyay snrlandrlm bir btn olarak hissetmek, mistik olan ite budur. 50 Bu ifadeler, teolojik adan olduka anlamldr. Bu nedenle D. Pears, 51 teolojik konulara kar gsterilen derin suskunlua karn, Tractatus ta yaplan ayrmn dinsel kuram savlama asndan nemli bir ierie sahip olduu grn benimser. II. Dilin Snrlar stne Gitmek: Dile Getirmek Wittgensteinn ikinci dneminde en belirgin konu: Anlaml olma ile dorulamann zde olmad dncesini ne srmesidir. kinci dnemi nemli farkllklar iermesine karn birinci dneminden kopuk deildir. Ancak ak ve belirgin olan husus udur ki; dorulayc analiz mantnn bir dereceye kadar basit ve zel grlerini paylamaz. Anlama daha geni bir anlam ykler. Dar anlamda anlalan anlama tepki; anlam aramayn, daha
49 L. Wittgenstein, On Death and The Mystical , Edit: John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Inc, New Jersey, 1964, 411 ( 4. 121) 50 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 45 51 David Pears, Wittgenstein, ev: A. Dankel, Afa Yay., st., 1985, 123 18 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I ok kullanm aratrn ifadesiyle somutlar. 52 Dil oklu bir tarzda kullanlabilir, anlamda balama aittir. O halde bir iddiann anlamn deerlendirmek iin kat bir l kullanlamaz. Anlam, hem dilin dz yzeylerine hem de dzensiz snrlarna uyan esnek bir lde aranabilir ki, bu dilin kullanmdr, gnlk dildir. Her cmle kendi zel balamnda anlamldr. nk dilin anlam kullanmndadr. Dorulayc analiz mantnn snrlarn ve kendi erken dnemindeki anlayn eletiren Wittgenstein, dilin ok eitli kullanmlarnn bir yksek ortak paydas olmas gerektii dorultusundaki varsaymndan vazgeer. Her bir eit kullanm br eitlere, tpk ayn aileden insanlarn yzleri ya da insanlarn oynadklar oyunlar gibi deiik biimde birbirine benzedii grn benimser. Bu nedenle de zel dili ok farkl bir gereklik olarak tasvir eder. Ona gre dilimiz eski bir ehre benzer; dar sokaklarn ve meydanlarn, eski evlerin ve yeni evlerin, eitli dnemlerde eklenen yaplarn oluturduu bir labirenttir ve dz caddeler ve tek biimli yaplardan olumu pek ok yeni mahalle, bu ana blm kuatmtr. 53 Bu ifadeler fonksiyonel analiz mantnda dilin, tabii bir fenomen olarak grldn gstermektedir. Bu nedenle dilin kullanmlarnn her hangi birini dlamaya hibir a priori izin vermez. nk belirli bir cmlenin dorulanabildiini sylemek, anlam konusunda karar vermek deildir; bu, onu deneysel tipte bir cmle olarak nitelemektir. Fonksiyonel analiz dil aralarnn okluunu ve bu aralarn kullanmlarnn okluunu ileri srerek dorulayc analiz mantnn temel dayanaklarndan birini drr. Adn taycs ile adn gsterimi arasnda kesin bir ayrm yapar. Adn gereklikte karl olduu ey- kii veya nesne adn taycsdr, gsterimi deil. Adn taycs yok olabilir, ama ad gsterimini yitirmez. Dil oyununda ad, nesneye sanki bir biimde sahip olur ve objenin varolmas son bulunca, onunla birlikte i grm olan ad gsterimini yitirmez. 54 Dile ykledii anlam hem bir karmaa hem de kendisine srekli eklenen bir btnlktr. Bu, mantk dorulamann snrlarn aar. Dolaysyla mantk da artk dier dil oyunlar gibi bir dil oyunudur. nk bir szcn anlam onun dildeki kullanmdr. 55 Bir sz anlamak ise onun nasl kullanldn bilmek, onu uygulayabilmektir. Artk
52 Bede Rundle, Wittgenstein and Contemporary Philosophy of Language, Basil Blackwell, Oxford, 1990, 1-2 53 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, ev: D. Kant, Kyerel Yay., st. 1998, 18 ; B. Rundle, Wittgenstein and Contemporary Philosophy of Language, 42 54 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 84 55 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 43 Teolojik Dilin mkn zerine 19 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I dil ile gereklik arasnda uyum aranmaz. stelik byle bir ey metafizik olarak tanmlanr. Fonksiyonel analiz, dilin gnlk hayattaki kullanmnda, analitik ve sentetik nermelerin nemini inkr etmez; fakat daha ok, dorulayc analizin yabanc veya en azndan srgne gnderilmi unsurlar olarak grd cmleleri, linguistik yurttala kabul eder. Dorulayc analizin nemsiz istisnalar arasna koyduu dil kullanmlar, gerekte bu analizin son derece deer verdii kullanmlar kadar nemlidir. Wittgenstein 56 dilin tabii geliimine vurgu yapar ve dilin sosyal niteliini, kullanm ve anlam deiimleri zerinde durur. nk dilin tabii gelimesi, sadece toplumda ve toplumla gerekleir. Buna gre dil; bir sosyal faaliyettir. Her dil konuucusunun bildii kendisine has bir yapya sahiptir. nsanlar dilde kural haline getirilmi gramatik modlara ve uzlamlara dayandklar iin birbirini anlarlar ve bir dil oyununun yesi olurlar. Dilin konuulduu, retildii ve pratikte kullanld hayat formunun yokluu, iletiimin olmad bir dnyay simgeler. nk insanlar kullandklar dilde uzlarlar. Bu, dncelerde uzlama deil hayat tarznda uzlamadr. Eer dil bir iletiim arac ise konumann gerekletii yerde bir uzlama var demektir. Bu sadece tanmlarda uzlamay deil, ayn zamanda hkmlerde uzlamadr. Birbiriyle uzlaan insanlarn paylatklar ey, aslnda, ayn dil oyununa ait olmalardr. Dolaysyla bir dil oyununa ait olmak, belli bir gelenein rm olduu hayat tarzna ait olmaktr. Bir dilin iinde olmak bir gelenein rd ve belirledii bir yaam tarzn paylamak anlamna gelir. Bu nedenle bir kelimenin zel tanm, dilin bir paras deildir; nk tmyle zel kelimenin tam anlamyla hibir gc yoktur. Sa elimin sol elime yapaca hediye ne kadar hediye ise zel kelimenin de o kadar anlam vardr. Dolaysyla kelimelerin anlam yok kullanmlar vardr. Bir olay farkl ekillerde yazlabilir, anlatlabilir ve okunabilir. te bu nedenle, dilin kullanmlar eitlidir. Linguistik bir olgunun tek genel ayrt edici zellii sosyal bir balamda olumas ve baz pratik sonulara sahip olmasdr. Dil oyununda dil, meru pek ok kullanm olan karmak, sosyal bir rndr. 57
Wittgensteinin dncesindeki ayrma noktas kelimenin anlam zerinde gerekleir ve der ki; kelimeler tek balarna bir kelimenin nasl anlaldn sylemezler. Bu ayrm, atomcu bir bak asndan btncl bak asna geiin uradr. Dorulayc analizin temel aksiyomu udur: her temel nerme dier nermelerden bamsz olmaldr. Wittgenstein,
56 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 242 57 Frederick Ferre, Din Dilinin Anlam: Modern Mantk ve man, ev. Zeki zcan, Alfa Yay., st.1999, 80-81; Karlatrnz: D. Pears, Wittgestein, 126-127 20 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I buna katlmaz ve der ki; deneysel yargnn kurallarn renmekle uygulamalarn da renemeyiz; yarglarn dier baka yarglarla ilikilerini nasl renirsek, uygulamalarn da ylece reniriz. Bizim iin akla uygun olan ey yargnn btndr. Herhangi bir eye inanmaya balarsak, bu inandmz ey bir izole nerme deil; fakat btn bir nermeler sistemidir. Ik btne derece derece yaylr. Bana ak gibi grnen eyler, izole aksiyomlar deil, aksine iinde ncllerin ve sonularn uyutuklar karlkl bir desteklemedir. 58 Bu ifadeler gayet ak biimde belli bir dil sistemi iinde yer alan nermelerin birbirini karlkl olarak desteklediini anlatmaktadr. Dolaysyla anlan btnlkten koparlm bir nerme mantk olarak dorulansa bile anlaml olduu anlamna gelmez. nermeden, imajdan sz eder gibi sz etmek, tasavvurun fonksiyonunu abartmaya neden olur. yle ki sonuta bu abartma, btn dier fonksiyonlar ve ncelikle bizzat imajlarn kullanm biimini gizler. Oysa bir imajn anlamn, temsil ettii eyi anladmz andan hareketle aydnlattmz hibir ey bize nceden garanti etmez. Bir kpek resmini ele alalm; Ona derhal, bu bir kpektir, eklinde bir gndergesel anlam yklersek hakszlk ederiz: nk bu resim iinde yer ald balama gre bir uyar anlam tayabilir. Bu resim, bir kpek kulbesini, bir kpek fuarna dnk bir yn veya bir sat teklifini belirtebilir. yleyse ierii ne olursa olsun bir imaj tasvir etmeye, soru sormaya, istemeye, uyarmaya yarayabilir. Her imajn tasvirci ieriini ve kipsel bileenini birbirinden ayrmak gerekir. 59 O zaman imajn gerek anlamn belirlemek iin bu modal boyutu dikkate almak ok nemlidir. majlarn ve tasavvurlarn dinde oynadklar rollerden dolay din dilinin analizi dorudan bu farllklarla ilgilenir. Dorulayc analizin gzettii dier bir husus; karmak olann basit olana indirgenmesidir. Oysa Wittgenstein bunun grnd kadar ak olmadn syler. Kusursuz doruluk iin mantksal ilkelere uyma zorunluluu, yani anlamn mutlak belirlenmesi gereklilii, bir eit belirlilik ve belirsizlik tipini olaan dili yanl yorumlamak tehlikesiyle kar karya kalr. Olaan dil belli bir durumda, belirlilik ve belirsizlik tipine muhtatr. Szgelimi leye doru bulualm, demek anlamak iin yeterlidir. Bundan daha ounu istemek, szgelimi leye doru mu veya leden bir dakika nce mi, diye sormak yersizdir ve bu soru olsa olsa dengesiz bir mizac ifade eder. 60 Bir cmlenin anlam denebilir- phesiz unu ya da bunu ak brakabilir ama tmcenin yine de kesin bir anlam olmal. Belirsiz bir anlam
58 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 140,141,142 59 J. Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, 69 60 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 60 Teolojik Dilin mkn zerine 21 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I gerekte hi de bir anlam olmaz, - bu una benzer; belirsiz bir snr gerekten snr deildir. Burada belki yle dnlebilir; eer, adam odada skca kilit altnda tuttum yalnzca ak tek bir kap vardr, dersem o zaman ben hi de onu odaya kilitlemedim; onun kilitli olmas bir hiledir. Burada yle de denilebilecektir; sen hibir ey yapmadn. indeki bir boluk ile birlikte bir kapatma, hi kapatmama gibidir - ancak bu doru mudur? 61 Bu soru ile karmak olan tekil ve btnden koparlm bir nerme ile anlatmann hem anlam snrlandrmak hem de anlam indirgemek olduu gsterilmektedir. Anlam araynda tartmalar, diyelim ki matematikiler arasndaki, bir kurala tabi olunup olunmad sorusu zerinde patlak vermezler. nsanlar, szgelimi bu konuda yumruklamazlar. Bu bizim dilimizin ileyiinin, szgelimi tanmlamalar verirken, temellendirdii erevenin bir parasdr. Demek ki siz neyin doru neyin yanl olduuna insani uzlamann karar verdiini sylyorsunuz. nsanlarn doru ve yanl dedii ey budur; ve onlar kullandklar dilde uzlarlar. Bu, kanlarda deil yaam biiminde uzlamadr. Eer bir dilin iletiim arac olmas gerekiyorsa yalnzca tanmlarda deil ayn zamanda yarglarda da uzlama olmaldr. Bu, mant feshediyor grnyor ama byle yapmaz. lm yntemlerini tanmlamak bir ey, lm sonularn almak ve belirlemek baka bir eydir. Ama bizim lme dediimiz ey ksmen lm sonularndaki belirli bir deimezlik tarafndan belirlenir. 62
Eer dilimizin mant basite gerek-fonksiyonel mantk deilse nedir? Her hangi bir kii fonksiyonel analizi bu sorulara bir cevap serisi grebilir ki bu yaklam, mantk ve matematiin, kendi kendine yeten sistematik formel modellerinden uzaklamay ve insan pratiinin arkaplannda gml olan bir oyunun modeline, aktivitesine doru ynelmeyi benimser. Ayn zamanda fonksiyonel analiz mant, kesin anahtar paradigmalarna ve bir resim veya hesap gibi dilin bilgisini ieren dorulayc analizin metaforlarna olan gveni sarsar. David G. Sternin 63
deyiiyle fonksiyonel analiz mant, kurallarn formel sistemi olan dil anlayndan kurallarn hkmnn paylalan pratiklerin arkaplanna dayand grne kayar ve szckleri fiilen zgn yerlerinde kullanmaya ve kuralna gre oyun oynamaya armaktadr.
61 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 99 62 Norman Malcolm, Knowledge and Certainty, Library of Congress Catalog card, United State America, 1963, 112 63 David G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, Oxford Univ. Press. New York, 1995, 102 22 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Bir alet kutusundaki aletleri dnn;bir eki, kerpeten, bir testere, bir tornavida, bir cetvel, bir tutkal kutusu, tutkal, iviler ve vidalar. te szcklerin ilevleri, bu nesnelerin ilevleri kadardr-her iki durumda benzerlikler vardr. phesiz aklmz kartran ey, konuulurken duyduumuz ya da el yazs ve baskda karlatmzda szcklerin ayn tarzda grnlerdir. Zira onlarn uygulanmalar bize ok ak gsterilmez. zellikle de felsefe yaparken. 64 Dil eski ve yeni evlerden oluan labirent ve ayn zamanda buna eklenen unsurlardr. yleyse anlam olduka karmak dil oyunlarnn iindedir. Dil oyununun aratrlmas, konuma tryle ilgili farkl ifadelerin nasl ve ne zaman, yani hangi ortamlarda ve hangi cmlelere ve durumlara cevap olarak ifade edildiinin aratrlmas anlamna gelir. yleyse felsefi problemler dil tatile kt zaman ortaya kar. Szlerin neyi imlediklerini gstermesi gereken ey, sahip olduklar kullanm trdr. Dilin kullanm trne gre anlam belirlenir. Bu szck bu yu imler, ifadesi bu tanmn bir parasdr. Szgelimi deme ta szcnn, aslnda bir tula dediimiz yap tann ekline gnderme yapt yanl dncesini kaldrma sz konusu olduunda yaplacaktr. Ancak bunun bir gnderim tr olduu bilinir. Dolaysyla szcklerin kullanmlarnn tanmlarn bu ekilde zmseme, kullanmlarn kendilerini artk birbirine benzer klmaz, zira grdmz gibi onlar tmyle farkldrlar. Aklmz kartran ey szcklerin ayn tarzda grnlerdir. Zira onlarn uygulanmalar bize ok ak gsterilmez, zellikle de felsefe yaparken. 65
Wittgenstein, kendisine yle bir eletiri yneltir; her tr dil oyunundan sz ediyorsun ama bir dil oyununun ve dolaysyla da dilin znn ne olduunu; tm bu etkinliklerde ortak olannn ne olduunu ve neyin onlar dil ya da dilin paralar haline getirdiini hibir yerde sylemiyorsun. Bylece nermelerin genel biimi ile dilin genel biimine ilikin blm atlyorsun. Bu eletiriyi yle aklar; bu dorudur dil dediimiz her eye ortak olan bir ey retmek yerine bu grnglerin, hepsi iin ayn szc kullanmamz salayan tek bir eyin olmadn, - ama onlarn birbiriyle ok farkl ekillerde bantl olduklarn sylyorum. Ve bu bant veya bantlar nedeniyle onlarn hepsine dil deriz. 66 Fakat dilin kendi dnda bir temeli yoktur. O akla ne uygundur ne de aykrdr. Bu bilgiyi verdikten sonra dil oyununu farkl oyunlara atf yaparak aklar. Fonksiyonel analiz mantna gre dil oyunu dil ile dilin rld
64 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 11 65 L. Wittgenstein, Tractatus, 7, 10, 66 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 65 Teolojik Dilin mkn zerine 23 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I eylemlerden oluan btndr. Dil oyunlar, her biri zgn grameri belirlemeye yarayan bir hayat formuna baldr. 67 Dil oyunu normal durumda bir sra dilsel ifadeden oluur ve ounlukla bu ifadelere baka eylemler elik eder. Eer ona bir eylem elik etmiyorsa ve eer o bir buyruk deilse bir dil oyunu olmaz. Dil oyunu dilin btnnn paralar deil, tersine kendi iinde kapal antlama sistemleri olarak basit dillerdir. En basit dil oyunu iki kii arasnda kullanlan dildir. Szgelimi usta-rak ilikisi byledir. Usta tula diye bard zaman rak hemen tulay ustaya getirir. nk bunun bana bir tula getir anlamnda olduunu bilir. Her dil oyunun kendi btnsel anlam yaps iinde bir kural vardr. 68 O kural renmek oyuna katlmak anlamna gelir. Aksi takdirde oyun d kalrsnz. Yani anlam avularmzdan akp gider. nk anlam, balamn belirlenmesindedir. Dil oyununu ve farkl dil oyunlarn yle aklar; Szgelimi, oyunlar dediimiz ilemleri ele aln. Tahta oyunlarn, kart oyunlarn, top oyunlarn, olimpiyat oyunlarn ve benzerlerini kastediyorum. Bunlarn hepsinde ortak olan nedir? unu demeyin; ortak bir eyin olmas gerekir yoksa onlara oyunlar denmez. Ancak onlarda ortak bir eyin olup olmadna bakn ve grn. Zira eer onlara bakarsanz hepsinde ortak olan bir eyi grmeyeceksiniz ama benzerlikleri, bantlar ve onlarn btn bir dizisini greceksiniz. Yinelersek; dnme, ama bak! Szgelimi, tavlaya, satran tr tahta oyunlarna, onlarn eitli balantlarna bak. imdi kart oyunlarna ge; burada ilk gruptaki ile birok karllklar bulursun ama pek ok ortak zellik kaybolur, bakalar ortaya kar. Top oyunlarna getiimizde bir ok ortak ey kalsa da pek ou kaybolur...Bu irdelemenin sonucu udur; biz, st ste gelen ve apraz hatlar izen benzerliklerin karmak bir an grrz: Bazen kapsayc benzerlikler, bazen ayrntnn benzerlikleri. Bu benzerlikleri nitelendirmek iin aile benzerliklerinden daha iyi bir ifade dnemiyorum. O halde oyunlar bir aile oluturur. 69
Dil oyunlar, farkl oyunlara atf yaplarak gsterilmekte, farkl oyunlarda bulunan ortak zellikler veya bir ortak zellik deil, benzer zellikler sz konusudur. Oyunlarn bu benzerliklerini aile benzerlikleri olarak adlandrr. Dildeki oyunlarn ne snr ne miktar bellidir. yleyse farkl oyunlardaki kartlarn oyun trne gre amac ve rl deitii gibi ifadenin de amac ve rol de deiik olacaktr Ancak kesinliin eidi, dil
67 Jean Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, ev: Z. zcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1999, 15-16 68 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 85, 86; N. Malcolm, Knowledge and Certainty, 98 69 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 66, 67 24 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I oyunun eididir. 70 Bu analojileri dil oyununa tarsak sonuta u ortaya kar; bir ifadenin etkin anlam zerinde en iyi bilgilenme tarz, kendimizi dilin etkin kullanmnn klavuzluuna brakmaktr. Bir insan rahatlamay ve zmeyi tekil eden aktiviteler, kelimeler, yz ifadeleri ve jestler Wittgensteinin yaam formlar adlandrd eye uygun dmektedir. Dil oyunu terimi, dil oyunu bilgisiyle balantldr. Dilin konuulmas bir eit eylem, bir eylemin paras ve yaamn formudur. Her hangi bir balam anlamak istiyorsak bu balam iin kullanlan kelimeleri saran doal ifadeleri, eylemleri, insan davranlarnn amacn anlamalyz. 71
Dolaysyla hayat formu, btn sosyal ve kltrel, kiiler aras yaama dayanan eylemlerle i iedir. Gereklik ve hakikat olarak anladmz ey insan ve dille ok yakndan ilgilidir ve bu insan hayatnn btn alanlar ile balantldr. Bu nedenle bir dili dnmek bir yaam biimini dnmek anlamna gelir. Kelimeler ancak yaam ve dncenin iinde bir anlama sahiptir. Dolaysyla etkin biimde kullanlan dil gerei, aratrmann istedii ekilde, nermenin genel formunu tek bir modele indirgemeye izin vermez. Hangi tr objenin nasl bir ey olduunu bize gramer syler. Teoloji de gramer gibidir. Teolojinin nasl olduunu, bal bulunduu gramerden anlarz. Bu balamda, yani bir kural izleme durumu gibi bir eylemin apak tanmn vermesi mmkn olan arka-plan bir taraftan bizim pratiklerimiz ve hayatn formlar, dier taraftan bu pratiklere dayanan doann gerekleri yaplandrr. nk miras edinilmi bir arkaplan yetenekleri, alkanlklar ve gelenekleri kapsar, bir teori de btn ayrntlar aklayamaz. Kural izlemenin sosyal ve tabii balamna yaplan vurgu Wittgensteinin bir pratik olarak sonraki dil anlaynn zelliidir. 72 Wittgensteinin bu zmlemesi asndan meseleye bakldnda her ey kendi dil oyunu iinde anlama sahiptir, ifadesiyle dini ifadelerin kendi iinde anlaml olduklar sonucunu karabiliriz. Dil oyununa ykledii anlam; sylenemeyen ve gsterilemeyen ayrmn ortadan kaldrr. Bu durumda dini ifadelerde ayn ekilde dil oyunu iinde bir anlama sahip olacaktr. Bylece dini nermeler kendisinden sz edilmeyip sadece gsterilen deil, aksine hem gsterilebilen hem de bir anlama sahip olan konuma kavuacaktr. yleyse dilbilgisi olarak teoloji mmkndr. 73 Din alannn dilbilgisini, dil oyununu bilirseniz onu
70 N. Malcolm, Knowledge and Certainty, 123 ; B. Rundle, Wittgenstein and Contemporary Philosophy of Language, 45 70 D. G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, 103 71 N. Malcolm, Knowledge and Certainty, 119 72 D. G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, 103 73 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 373 Teolojik Dilin mkn zerine 25 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I anlarsnz. Elbette ki byle bir karm; dinin iinde olmay ve o dil oyununa ait kurallarn iinden bakmay gerektirir. Dolaysyla teolojik konular, dorudan doruya dnyay ama istei ile dile getirilebilir. yle grnyor ki fonksiyonel analiz mant kartezyen zihniyetin bilgi kuramsal yalnzlndan kendini yava yava uzak tutarak dnyann epistemik otoritesini aydnlatmaya almaktadr. Bu, hayatn verimli kmelerinin fonksiyonel analiz tarafndan tedrici olarak kabul edilmesi ve belli tanmlama zerine olan giriimleri iin bir temel sonucudur. yle ki fonksiyonel analiz mant iinde gelien bu temalar modern dncenin eletirisini yapan bir ok filozof tarafndan kullanlr. Bylece, tarihi gerekliin radikallii, anlamann yapskm ve dncenin dilsellii modern dnceyi eletiren postmodernistlere gre nemli temalardr. nk, bir dil oyunundan sz etmek, bir hayat aktivitesinin ve bir hayat formunun paras olan dili konumaktr. 74
Wittgenstein, teolojik nermelerin tabii imknlar dile getirmedii grn srdrmekle birlikte, bunlarn anlamlarnn insan yaam iinde kavranacan dnr. Teolojik dile kar tutumu u szlerinde netleir; teolojinin esas, onun eylerle ilgili aratrmalarla kavramsal aratrmalar arasndaki ayrm kartrmas. Teolojik soru; daima, sorun kavramsal bir sorun olmasna karn, eyle ilgili bir sorun gibi grnr. Szgelimi dnya ktdr gibi bir cmleyi dnya yuvarlaktr cmlesi gibi grp, birincisindeki dnya kavramn ikincisindeki gibi bir nesne olarak sanmak. Ya da eer dnyann iindeki olgularn yannda, onlardan baka, olgu olmayan eylerinde olduunu kabul etseydik, bunlar stne olan deneyimlerimizin bunlarn birer resmi olduunu, yani onlarn anlaml cmle olduunu kabul edecek, bylece teoloji yapm olacaktk. Bu una benzer; yi yararldr, cmlesindeki iyi kavramn portakal yararldr gibi bir ey grmek. 75 Ancak bir kiinin lmnden sonra yaad ve Tanr tarafndan yarglanaca nermesi, bunlarn yaam iindeki yeri asndan kavranlabilir. kisi arasndaki snrlarn kartrlmas karlkl olarak bir indirgenme ile sonulanr. Dinin grameri, zgn bir mantk tekil eder. Ahirete inanmann anlam nedir? Dier bir deyile sz konusu tasavvurun ierii nedir? sorusu akla uygun bir sorudur; fakat daha ziyade hangi andan hareketle ve hangi artlarda bu inan dini bir iman olur sorusu da akla uygundur. Ahiret gnne inancn yarn yamur yaacana dair inantan tamamyla farkl bir stats
74 Thomas Guarino, Between Foundationalism and Nihilism: Is Phronesis the Via Media for Theology, Theological Studies, (March.93, Vol: 54) 128 75 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 175 26 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I vardr. Sonu olarak dini inancn orijinallii psikolojik kriterlere dayandrlmas olmamaldr. Fonksiyonel zmlemeye gre iman bir haykrma ve ruh hali de deildir. Bir imann gc, onu bir acnn younluuyla karlatrmaya izin vermez. Dini imann orijinallii sonuta, srf gramatik kriterlere dayanmaldr. Yarn yamur yaacana inanyorum diyen kiinin karsnda yle diyebilirim: belki evet, belki hayr. Fakat, kyamette Tanr zalimi mazlumdan ayracak diyen kiiye ayn ekilde tepki gsteremem. nk dini imann grameri belkinin ve muhtemelin ntr durumuyla badaamaz. 76 Yine buna bal olarak dini ifadeler yamur yayor ve yamyor eklinde de aklanamaz. Dini ifadelerin anlam, biri dierinin hayrlanmasyla elde edilemez. Wittgenstein imann zel olduunu dnr. N. Soykann aktardna gre o yle der; sen Tanry, o bir bakasna sz sylerken iitemezsin; tersine eer sen, kendisine konuulansan iitebilirsin. Bu, bir dilbilgisel dncedir. Yoksa bu, bir tr Tanr inanc temellendirmesi deildir. nk Tanr inanc kiiye zgdr. Yani bavuru bir bakasna deil, ilahi szn kendisine olmaldr. Ona gre din bir bakasna aklanamaz. Din aklanarak deil, ayn matematikte olduu gibi yapmakla renilir. nk matematik iaretleri bir eyin simgesi deildir. Onlar bir eyi gstermez, betimler. Tanr szc de yle. O bir eyi gstermiyor. Onun gsterdii, ad olduu bir ey, insan, kendisine gsterilmedii halde bu kavram kullanr ve anlar. 77 Byle bir anlay, fideist, imanc bir anlay olarak tanmlanabilir. u farkla ki, bu anlay, kiinin dini metinlerden herkese aklanan ve anlatlan bir imancl deil, kiinin kendine zg, znel ve mistik bir imanclktr. Dini anlamak din dili oyununa katlmaktr. Oyuna katlmak ise din dilini bilmekle mmkndr. Dini, kendi dil oyunu dnda her hangi bir dil oyunu ile anlamak mmkn deildir. Dini iman gramatik kriterlere dayanmaldr, nk dini imann dili belki ve muhtemeli dlar. Buradan kan sonu; dinin dili farkl bir dil oyunudur. Ancak din dilinde sk sk mecazlar kullanld halde Wittgenstein mecazn bir olay betimlemesi olduunu benimser. Fakat byle dnp ve mecazn arkasndaki duran olay dile getirdiimizde katksz bir samala deriz. Kald ki mecaz, konumama aresizlii karsnda bir ireti konuma denemesidir. 78 Akn alana ilikin dini ifadelerin bir ounu mecaz olarak deil de, bir tanmlama olarak aldmz da, dini farkl bir moda indirgeyerek aklamamz gerekir.
76 J. Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, 77 77 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 193 78 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 188 Teolojik Dilin mkn zerine 27 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Bu olsa olsa mitsel evrenin dilini, olgu diline evirme gibi bir indirgeme ile sonulanr. III. Fonksiyonel Analiz Mantnn Teolojik Dne Etkisi ve Deeri Dile getirilemeyen hakknda susmak gerekir eklinde ifade edilen anlayn teolojik adan ierdii bir ok sorundan bahsetmek mmkndr. Bize gre zerinde durulmas gereken en nemli konu: anlaml saylan nermeler, dier bir deyile bilginin konusu saylan alanla ilgilidir. Sadece nesneler ve olgular iin kurulan nermelerin gerek ve anlaml olduu gr bilgiyi olgu alan ile snrlandrmaktadr. Buna bal olarak Tanr hakknda konumann mmkn olmad ileri srlmekte ve dile getirilemeyen hakknda susmak gerekir denilmektedir. Dile getirilemeyen hakknda susmak gerekir, nk dile getirilemeyen alanla ilgili nermeler olgusal bir gereklie gnderme yapmazlar. Dnya, olgularn tm olduuna gre, olgusal ierii olmayan teolojik ifadeler zerinde konuulamaz. Bu anlay bizzat bilimsel alana ynelik zmleme asndan sorunludur, nk bizzat dnyann kendisi ou kere dile getirilemez. Teolojik adan ise anlayn temellendirmek istedii ya din hakknda susmak ya da dini znenin mistik bilincine indirgemektir. Din hakknda susmann anlam hem dini bilginin konusu olmaktan karmak hem de dini sosyal aktivitenin bir formu olmaktan karmaktr. nk dini znenin mistik bilincine indirgemenin bundan baka anlam yoktur, daha dorusu sonucu budur. Trkiye merkezli tartmalarda aydnlarmzn dini ve dini dnceyi srekli olarak bilgi d ve vicdani bir fenomen olarak grmesi ya da din denince salt mistik ritelleri hatrlamas bu tr yaklamn bir etkisi olarak okunabilir. zlerek belirtelim ki Trkiyede din, hala, mantk pozitivist dil anlaynn anlam ltleri ierisinde tartlmaktadr. Felsefenin konusunu belirleyen ltler, tabii alana ilikin nermeleri nesnel, objektif, kesin eklindeki tanmlarla zel bir yere ekince, bunun dnda kalan alann zan altnda kalmas gayet doaldr. Felsefe dilin mantk analizi ile eitlenmekte ve bunun olgu dnyas ile snrl olduu sylenmektedir. Bu duruma gre kesin bilgiye ulamann lt deney- gzlemdir. Dolaysyla doru bilginin elde edilmesinde deney ve gzlemi nihai kriter olarak alan aydnlarmz, deneyimlerimizi ve fenomen dnyasn aan bir bilginin mmkn olmad eklindeki bir yargy konumalarnn temel ncl yapmaktadrlar. Onlara gre felsefi ve ideolojik geerlilii olan bilgi; dnyann iinde olan bilgidir. Bu da mantktr, matematiktir ve benzerleridir. stelik, bu din kart dncenin moda deyimi olmutur. Daha da dndrc olan byle bir anlay eletirmek bilime kar olmak 28 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I eklinde sunulmakta ve tanmlanmaktadr. Oysa bilim felsefesinde srdrlen tartmalar, bilimin nesnel, anlamann objektif ve olgusal alana ilikin yorumlarn kesin olduu anlayn oktan geersiz kld. Artk bilimsel bilgi dzeltilen bilgidir. Objektif anlama yoktur, nk hibir anlamann deerden bamsz olmad kesin olarak anlalmtr. Bu nedenle objektif anlamadan deil, nyarglarn elenmesinden bahsedilmektedir. Artk anlam olgularn tm olarak sunulan dnya ile snrl tutulmamaktadr. Anlamn kelimeleri ve olgular aan boyutu olduu, hatta bizzat din dilinin bilimsel bilginin gelimesine katk yapt ileri srlmektedir. Bu bilimsel dogmatizim, dini bilimsel bilginin dnda grmeyi deil, ayn zamanda bilimi ve akln dzenledii kamusal alann her trl deerden bamsz grlmesi gerekliliine yol amtr. yle ki bilime ve kamusal alana ilikin her hangi bir kltrel deer atf bilime, akla ve hatta modernlie kar bir saldr olarak alglanmaktadr. fadelerin anlam ltleri deimesine karn dorulayc analiz mantndan hareket eden aydnlar srekli olarak dini salt bir teslimiyetin ve kabuln nesnesi olarak tanmlamaktadrlar. Bilimin tesinde hibir anlaml ve geerli bilgi olmad anlay, tersinden dinin ancak bilimsel nermelerin diline dntrlerek varolabilecei anlayn da beraberinde getirmektedir. Hatta din-bilim arasnda bir atmann olmad ileri srlrken, bir taraftan bilimsel bilginin meruluuna dinsel bir dayanak salanyor, bir taraftan da dinin ancak bilimsel nermelerle konuabilecei n yargs aa vurulmu oluyor. Unutulan ise hem aydn hem de ilahiyatlar asndan bilim ve bilimsel bilginin sosyal ve etik sorunlarnn tartlmadan kutsanmasdr. Sosyal ve etik sorunlardan soyutlanm bilimsel bilgi ve buna bal olarak retilen aralarn insann bizzat varoluuna ynelik bir tehdide dnt gerei srekli olarak ihmal edilmektedir. Dile getirme mantna gelince ki, asl konumuz budur. Din dilinin daha baka boyutlar olduunu gstermesi bakmndan ilgi eken ve tartlmaya deer grlen bir kuramdr. yle ki dini balamlarda kullanlan sradan dilin eitli fonksiyonlar hakkndaki yeni ve merak uyandran teoriler, yeni teolojik yaklamlarn referans oldu. Dili harici realiteye balayan, anlamn artl koullarnn yerine, fonksiyonel analizciler din dilinin fonksiyonunu anlamaya altlar ve din dilinin ne gibi grevler yerine getirdiini aratrdlar. Onlar dilin, insanlarn hep deien amalarna uyarlanabilen karmak sosyal bir fenomen olduunu grdler. Bu yzden din dilini, ok kesin olarak insan amacna hizmet eden bir kaynak olarak tanmladlar. Buna karn din dili zerinde alan fonksiyonel analizciler din Teolojik Dilin mkn zerine 29 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I dilinin temel fonksiyonu zerinde kendi aralarnda farkllk gsterdiler. 79
Her eye ramen bu yaklam din dilinin ok eitli fonksiyonlar olduunu, ifadelerin bolukta bulunmadn gstermi, onlarn anlamlarn belli baz maksatlar iin kullanlmalarndan dolay kazandklar olgusuna dikkat ekmitir. Bu gr, dorulayc analizcilerin ifadeleri, niin, nerede ve kim tarafndan kullanldna bakmakszn, olgusal ve deer bildiren ifadeler eklindeki snflandrmalarnn yetersiz ve yanl olduunu ortaya koymutur. 80 Anlam vermeyi gstermek iin kullanmdan hareket etmek ve nesnelerin statsn belirlemek iin dil oyunlarn dzenleyen derin grameri gz nnde bulundurmak, aka dil oyunlarnn analizi iin deerlidir. nk anlam bir temsil fonksiyonu deil, bir kullanm fonksiyonu olarak anlalmaktadr. Bir ifadenin anlamn onun kullanndan elde etmemiz dini ifadelerin anlamn, bunlarn nerede, ne zaman ve hangi amala kullanldklarn bilmekle elde edilir. yleyse fonksiyonel analiz mantna gre, dini bir iddiay olgusal bir varsaym olarak okuyamayz. nk din, dnce ve eylemimizi baka trl etkileyen bir eydir. Dini bir nermenin anlam, doru olmas durumunda neler olmu olacann bir fonksiyonu deil, ona balananlarn yaamlarnda yapt deiikliin fonksiyonudur. Bilimsel inanlardan farkl olarak dinsel inanlar varsaym deildir, kantlar zerine dayandrlmazlar ve az ya da ok olas olarak deerlendirilemezler. Dolaysyla din ile bilim ne rtr ne de atr. 81 yleyse dini terim ve ifadelerin mantn belirlemek onlarn fiili kullanllarn kabul etmekten ibarettir. yleyse dini ifadelerini anlamn elde etmek iin onlarn kullanlna ve balamna bakmak gerekir. Her dil oyunu kendine zg olan evrende ve kendi balamnda anlamldr. O takdirde dinin dnrll harici kriterlere deil; fakat kendine zg kriterlere bal olur. Dile getirme ve dini zgn kriterlere bal olarak anlamay savunan ve teolojik zmleme yapan R. B. Braithwaite dini ifadelerin, esas olarak ahlak ifadeler gibi ilev grdklerini ilan eder. Teolojik dili ayrt edici bir noktada Braithwaite unu savunur: din, hayatn ahlak ynn destekleyen ve resmeden kssalar kapsar ve bu kssalar ahlak amatan te hibir ileve sahip deillerdir. Bu dini kssalar gerein direkt iddialar grlse de, gerekte insanlarn daha ahlakl yaamalarn syleyen amalardan birini aklamaya hizmet eder. Ona gre dini kssalarn ana amalarn
79 Bruce Reichenbach, David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1991, 145 80 Turan Ko, Din Dili, Rey Yay., Kayseri, 1995, 248 81 D. Pears, Wittgestein, 180 30 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I grebilmeleri iin doru olduklarna inanlmas ve doru olduklar gerekmez. Braithwait bu kssalarda hayatn genel anlam arasndaki ilkiyi, insanlarn kendi hayatlar ile kssalar arasnda iliki kurarak kesin psikolojik ve nedensel bir iliki olarak ele alr. 82 Din dilinin kullanmn ahlak bir fonksiyon olarak grmenin anlam udur; dinin amac, ahlak niyetleri aklamak ve ahlak davranlar desteklemektir. Bu anlay eletiren Donald Hudson teolojik sylemin kendine zel, tek karakter ve fonksiyonu olduu grnn ne anlama geldiini tartarak bylesi bir hatay, dinin derin gramerinin ihlali olarak grr. Teolojik dili eylemsel analize tabi tutma ve bunu aklamak iin kssalara bavurma dini ifadelerin tmn aklak kalplara dkmektir. Oysa dini ifadeleri empirik gereklere indirgemeye almada pozitivist hata ile karlatrlabilir bir yanltr. Byle bir yaklam, teolojik dilin roln ortaya karmak iin sadece teolojik dilin nasl ilediini anlatr. Paul van Buren ise bu konuda farkl bir yorum gelitirir. Wittgensteina atf yapan aratrmac insan dilinin pek ok dil oyununu ieren karmak bir fenomen olduunu aklar. Ona gre dil oyunu metaforu kesin amalar tamamlayabilmek iin insanlar tarafndan kullanlan tanmlanabilir lingistik davranlara iaret eder: emirler vermek, bir objenin grnn tarif etmek, bir olay hakknda deerlendirme yapmak, bir hipotezi ekillendirmek ve test etmek, bir tecrbenin tablo ve diyagramlarda sonularn aklamak, rol almak, ark sylemek, bilmeceleri tahmin etmek, fkra anlatmak, pratik aritmetikte bir problemi zmeye almak, teekkr etmek, dua etmek, lanetlemek, selamlamak gibi. Bu farkl linguistik aktivitelerden her biri, insan dilinin ayrntl haritasnda farkl bir blgeyi tutar. Her dil oyunu onun bulunduu alan iinde grev yapan kelimeler iin kurallara ve sosyal anlamlara sahiptir. Szgelimi kat kelimesi fizikte kat maddeler hakknda konuurken ald anlam ile ahlak alannda bir kiinin kat karakterinden bahsederken bununla balantl, fakat farkl bir ey anlatr. yleyse anlam dilin kullanmnda, hayatn formlarnda gizlidir. Linguistik cemaatlerin mensuplar tarafndan bir ekilde izlenir ve kefedilir. 83
Burene gre modern materyalist bat kltrmz, bizi, dilimizin gvenli, merkezi blmleri iinde bilim, ekonomi, tarih ve kollektif bilin-
82 R. B. Braithwaite, An Empiricists View of The Nature of Religious Belief, Edit: John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 429-430 ; Bruce Reichenbach, David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1991, 145 83 B. Reinchenbach, Reason and Religious Belief , 146 Teolojik Dilin mkn zerine 31 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I linguistik bir ekilde yaamamz iin bask yapar. Fakat dilin merkezi blmleri ierisinde yaamak deneyimin zenginliini kaybetmek ve dnyada varolmann kesin yolunu nceden izlemektir. Oysa din dilinin hayati rol, insanlmzn kesin ynn tanmlamaktr. 84 nsan hayatnn derin boyutlarn ieren ve insana hayatn ve varln ufkunu gsteren din, kendine zg bir dile sahiptir. Bu dil kendi zgnl iinde anlalmal ve hayatn farkl formlar iinde yol gsterici olmaldr. Dile getirme anlayndan yararlanan D.Z. Philips ise, 85 din dilinin zel bir dil olduunu savunur ve der ki; dil hakknda yanl anlama, Tanr hakknda ya da Tanr iin bir eyler sylemenin anlam hakknda da yanl anlamlara neden olur. Bu nedenle dini inancn kendine zg bir dil oyunu vardr. Baka dil oyunu ve anlam dzlemleriyle hibir kesiim alan bulunmayan, onlardan soyutlanm ve kendi kendine yeterli bir anlam referansna sahiptir. Bunun tersini savunmak ona gre, dini dorularn baka anlam dzlemlerine dayanarak ispat edileceini savunmak olur ki dine asl ters decek yaklam budur. Dini ifade ve iddialarn baka dil oyunlarnda kullanlan ifadelerle eliiklik gstermesi diye bir ey olamaz. Dinin kendi iinden anlamann gerekli olduunu savunan D. Z. Philips szlerini yle srdrr; dini dil oyunu baka herhangi bir dil oyunuyla mantksal hibir balants bulunmayan, dindar kiilerin kendilerini kaptrd bir faaliyettir. Bir filozof diyebilir ki Tanr yoktur, buna kar mminde der ki: nce bir hikaye uyduruyorsun ve buna dayanarak eletiri yapyorsun. Senin varln inkr ettiin Tanr benim inandm Tanr deil. Bir baka filozof da der ki: din anlamszdr. Buna ka bir baka dindar kii buna yle diyebilir: Tanr sz konusu olunca varolmak, sevgi, irade gibi kelimeler belirli dini olmayan metinlerde getikleri anlamlara gelmezler. Sen buradan yola karak dini nermelerin anlamsz olduuna karar veriyorsun. Gerek u ki: sen, dinin sahip olduu anlam, anlamay baaramyorsun. Niin pek ok felsefeci ile dindar arasnda iletiim eksiklii var? Bunun en nemli sebebi: Tanrnn varlna inanmayan pek ok felsefeci Tanr vardr demenin ne anlama geldiini bildiklerini farzediyorlar. 86
Din kavranlabilecek bir eyse rasyonel olmaldr tezi de bu yaklam asndan sorunlu grlmektedir. Philips der ki : rasyonel ile irrasyonel arasndaki fark, kesinlikle, her hangi birisinin anlamn aklayan beyanda
84 B. Reinchenbach, Reason and Religious Belief , 147 85 Dewi Zephaniah Philips, Religion Without Explanation, Blackwell : Oxford,1971, 185- 186 86 D. Z. Philips, Faith, Scepticism and Religious Understanding, Contemporary Classics In Philosophy of Religion, Etid: Ann Loades and Loyal D. Rue, Copen Court: Illinois, 1993, 124 32 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I yer almaldr. Fakat bu, sylemin tm modlarnn uyum salad rasyonel bir paradigmann varolduu anlamna gelmez. Din felsefesine zorunlu bir giri; rasyonalitenin kriterlerinin farkl olduunu gstermektir. Her balamda ayn anlama gelmeyen, gerekle gerek olmayan arasndaki fark gstermektir .Eer bu aklanrsa, bir kii uzun bir sre Tanrnn gerekliini varlklar iinde bir varlk, objeler iinde bir obje olarak yorumlamay istemeyecektir. 87 Wittgensteinn grlerini teolojik alana tayan bu yaklam teoriyi yanstma asndan daha zgn grnmektedir. Fonksiyonel analiz mantn benimseyenler, din dilinin farkl kullanmlarnn ortaya kmasna yardmc oldular. Bunlar, Wittgensteinn dil zmlemesini izleyerek din dilinin farkl ekillerde kullanldn gsterdiler: dua etmek, uyarmak, mjdelemek vb. Ne var ki din, kendisinin en temel teriminin ki bu kendi syleminin btn alann oluturan ve hkmeden Tanr terimidir adlandrma ve refere etmenin anahtar teknikleri olduu dier alanlarn kurallar ile ne lde uygun dp dmedii yeterince ak deildir. Dini epistemik cemaatin iinde teolojik dilin yalnzca fonksiyonu zerinde odaklanmak onun eitici boyutunu ihmal etmektir. Bu, sanki din dilinin kognitif olarak anlamsz olduu, fonksiyonel olarak anlaml olabilmenin bir yolunu arad dncesini ele vermektedir. Pozitivist saldrnn etkisini da vuran bu yaklam, meseleyi, belirleyici durumun iinden bir are retmeyi yanstan naif bir anlay simgelemekte ve baz eyleri akta brakmaktadr. Fonksiyonel analistlere gre teolojik konular aklanan ve iletilen deil, dile getirilendir. Dile getirme ile snrlanan teoloji; orada bir yerde duran, tartlmayan, bilginin konusu yaplmayan, kiiye zel bir yerde duran znel bir eydir. nk bunlar bir bakasna aklanamazlar. Bu her dil oyununu ve farkl din dili oyunlarn eit gren bir anlaytr. llemezlii ngrr. Bunun anlam udur: Bir dil oyunu olarak dil, bilimsel dnce sitemlerinde olduu gibi, her hangi bir gr desteklemek veya rtmek iin kullanlabilecek eitli dorulama kstaslarna sahip deildir. Ancak din; dilin formlar hayatn formlar esasna bal olarak bir hayat ve dil formudur. Ne var ki dini sylemi ancak ieriden inceleyebiliriz; bunlara d anlam ve doruluk kstaslarn uygulamamz mmkn deildir. Dini dile getirmeden ibaret grme mant, dini ifadeleri baka bir anlam dzeyine kaydrmakla sonulanr. Bilginin konusu olmaktan karlan bir inancn eletrilme ans yoktur. Statik bir iman anlay ksa srede i dinamiini yitirir ve tarihi alann etkin ufkunda geerli olan bir dncenin diline dnr. Dier bir deyile dini anlamay lafzi zmlemeye indirger.
87 D. Z. Philips, Faith, Scepticism and Religious Understanding, 126 Teolojik Dilin mkn zerine 33 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I stelik Tanrnn gerekliini her hangi bir dil gereklii gibi anlamak ve Tanr hakknda konumay bir eye iaret eden dil olarak deerlendirmek sorunludur. Tanr vardr, Tanr adildir gibi ifadeler bir inancn dile getirilmesinden ibaret kalmaktadr. Oysa din dilini kullanan teistler, alemi Tanrnn yaratt eklindeki bir tasdiki Onun varln ngren kesin bir nerme olarak grrler. Tanr vardr ifadesi sadece bir dile getirme deil, Tanrnn varln tasdik etmektir. Her hangi bir alanda dil oyunlar ilk olgu tekil eder. Bu ilk olgu saygya layktr ve ne olursa olsun o, dier durumlardan dn alnm aklilik kriterlerine gre deerlendirilmemelidir. mann inandrcln savunma, bir ifadeyi, kendine zg bir tarzda tabii alannn dna nakleder ve imancl onaylar. Wittgensteinn kesinlik zerine adl eserinin baz aforizmalar, bu izlenimi destekler niteliktedir. Nitekim o yle der: glk, inanlarmzn temelden yoksun olduunun farkna varmaktr. Temellendirilmi inancn temelinde, temellendirilmeyen inan vardr. 88 Dini gramatiin dnda imann temeli olmadn dile getiren dile getirme mant hakkmz olan kesinlik cinsinin, temellendirmemiz gereken dil oyununa bal olduunu da eit derecede kabul eder. 89 Bylece dini rasyonel bir temele balamann sorunlu olduu kolayca ileri srlebilir. nk bu anlaya gre bir eyi kabul etmek iin, onun doru olduunun dnlmesini salayacak kesin ve uygun temele sahip olmas gerekir. Fakat bu, bir eyin bir dierine gre daha iyi olduunu sylemenin ve bunu insanlara iletmenin mmkn olmad anlamna gelmez. Din dilinin dini hayatla birlemi ayr bir dil oyunu, bir zel durum dili olduunu ngren dile getirme mant, dinin herkese ak bir dil olmadn kabul eder ve rasyonel adan eletirilmesini nler. Din dilini anlamak iin onun ait olduu hayat tarznn ierden tannmas ve yaanmas gerektii nemli bir etkendir. Fakat anlamay belli bir hayat formunun iinde olmaya balamak her hangi bir dini hayatn dnda kalanlar iin, o dinin kapal olduu anlamna gelir. Bu kelimenin tam anlamyla anlamn ve anlamann zel olmas demektir. Oysa bir inancn temel esaslarn ve varsaymlarn anlamak o inancn dil alanna nfuz etmeyi salayabilir. Farkl dinler zerine yaplan incelemelerin varl, din deitirmelerin yaand dnlrse, bu grn ar olduu sylenebilir. Aksi takdirde hibir inancn eletirilemeyecei sonucuna ularz. Bu durumda ilahi kitaplarn belli bir dille btn insanla hitap etmesi anlamsz olur. stelik
88 L. Wittgenstein, On Certanity, trans: Denis Paul and G.E.M. Anscombe, New York and Evandton, 1969, 166, 253 89 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 457 34 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I byle bir yaklam her hangi bir dille inzal edilmi bir dinin sadece o dili konuanlara ak olduu anlamn tar. Dile getirme anlaynn nerdii grecilik ve skeptizim her inancn kendine zg ve kendi haritasna uygun den durumu merulatrr. Farkl inanlar ve yorumlar eitler. Birinin dierine gre daha iyi olduunu sunduu belirleyiciler asndan imknsz klar.Bu yaklam, modernitenin eletirisini yapan bir ok postmodernistin dil oyunu altnda rettii belirsizliin ve son zamanlarda tartlan postmodern teolojinin felsefi kklerinden birisidir. znellie ve farkllklara yaplan vurgu, sofistik ve nihilist dilin modern versiyonu olarak tezahr etmekte ve bilgi bilinmezliin gizemli dnyasnda buharlap gitmektedir. Anlam retorie feda eden bu dil iin nemli olan ileri srlen argmanlar deil, nemli olan ifadeleri, edebi motiflerle tezyin etmektir. Ne sylersen gider, ne sylersen mterisi bulunur eklindeki anlay, kapitalist kltrel mantn bir uzants olarak ne retirsen mterisi bulunur anlaynn uzantsdr. Yine bu anlaya gre akl varsaymlara baldr. Akl belli bir dil oyunu iinde oluur ve kendine zg anlam evreni iinden konuur. Her ey bir bavurudan ibarettir. Her ey bavuru erevemize bal olduunda ve ereve hakknda bir snama ya da uslamlama yolu olmadnda, gereklik hakkndaki en temel inanlarmzn, keyfi bir balang noktas olacaktr. Tabii bir bilim yapmadmz syleyen Wittgenstein her eyin bir merulatrma olduunu en azndan ima etmektedir. Temellendirmeci epistemolojiye kar olan bu felsefi aklama, postmodern teolojinin felsefi kklerinden bir dieridir. Bilginin iletiim eylem biimleri arasnda bir merulatrma arac olarak grlmesi son dnem felsefi tartmalarn tam merkezinde yer alr. Geleneksel teolojik dncede dilin kullanm ve farkl kullanm biimleri, menat, siyak ve sibak gibi lisani formlar, anlam elde etmenin kriterleri fonksiyonel analiz mantnn belirgin hususiyetleri olan anlam kullanmdadr ve anlam belirleyen balamdr grlerinden olduka farkldr. kisi arasnda bir irtibat kurmak epistemolojik adan sorunludur, hatta mmkn deildir. nk geleneksel dncede lafz-mana ilikisi ve lafzn manaya delaleti sz konusudur. Kelime anlamn balamndan alr. Oysa fonksiyonel analiz mantna gre anlam belirleyen balamdr. Bu anlamda balamn alan daha genitir. Geleneksel teolojik epistemoloji evrenselcidir. Yani bilginin ve dorunun snanmasn salayan evrensel kriterlerin varln kabul eder. Oysa fonksiyonel analiz mantnda bilginin ve dorunun snanmasn salayan evrensel kriterler yoktur. Bu ok ak olarak fonksiyonel analiz mantnn greceli epistemeye dayandn gsterir. Teolojik Dilin mkn zerine 35 Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Din dilinin de bir oyun olduu grn dini ifadelere uyguladmz zaman bir ok eyi aklamada zorlanrz. Szgelimi Allah gkleri ve yeri hak ile yaratt. O, onlarn ortak kotuklarndan ycedir. ( Nahl, 16:3) dediimizde bu ifadeyi olgusal ieriinden soyutlayp sadece bir anlam bildirimi eklinde anladmzda, aslnda Allahn gkleri ve yeri yaratmad, fakat din dili iinde yle sunuldu anlamna gelir. Veya daha aklayc olan u misali verebiliriz: O, insan alaktan yaratt.( Alak, 96: 2) ayetini bir dil oyunu olarak grrsek, burada kan phts olgusunu nasl izah edeceiz? Bu ifade olgusal ierik vermiyor mu? Eer veriyorsa bu ifadenin bir gereklii ilettiini kabul etmemiz gerekir. Yok eer bu ifadeyi bir dil oyunu iinde dnrsek aslnda yle deil de, dil oyunu iinde yle sunuldu demi oluruz. Byle bir yaklam, dini, insani ilikiler balantsnda gerekleen kollektif bir fenomen ve bar, sevgi ve yardmlama gibi tutumlara indirgemi olur. Kurn bir fizik, hukuk kitab deildir, ama gerek tabii olgular gerekse kltrel olgular hakknda bir eyler sylyor. En azndan inzal dneminin olgusal durumunu dikkate almamz gerekir. Bir ey sylemediine dair iddia Kurnn iini boaltmak anlamna gelir. nk byle bir okuma Kurn ifadeleri salt bir dil bildirisi olarak grmekle sonulanr. Fakat daha da zc olan husus: bu okuma biimi, lkemizde rasyonalite ad altnda yaplmaktadr. elikilerin kabal karsnda entelektel edebe uygun olan davran: susmaktr. Sonu Bilimsel bilgi alannda olmas gereken, en azndan dierine gre daha anlaml olan u hususun tercih edilmesidir. Evet, belki aklk, seiklik ve tutarllk gerein ltleri deildir. Ancak bunlarn tersi yalan ve saptrmann kurucusudurlar. Bunun farknda olduumuz zaman kendi dnyamzn dnda kendi yolumuzu aramak iin yardmc olacak uyarc bir iaret ve yol gsterici bir k elde etmi oluruz. Entelektel sezgiler ve etkileimler olduka nemlidir, fakat gvenilir deildir: bize olgular aka gsterirler veya yanltrlar. Entellektel sezgiler ve etkileimler; teorilerin ana kaynaklar kadar gereklidirler, fakat pek ok teorimiz yanlta olabilir. Yorumlarn ve sunulan gerekelerin, hatta sezgilerin ve etkileimlerin en nemli grevi; bilinmeyeni aratrdmz anlamlar olan bu cesur konjonktrlerin eletirel denemede bize yardmc olmasdr Bu, her eyden nce bir ey hakknda konumann kolay olmadn fark etmekle gerekleir. Cehaletimiz hakkndaki bilgimiz, yani bilmediimizi bilmemiz, daha bilinli, daha zel, daha birbirine bal dnmeyi dikte eder. 36 Prof. Dr. Nadim Macit Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I Denilebilir ki cehaletimizin temel kayna; bilgimiz snrl iken cehaletimizin zorunlu olarak snrsz olma gereidir. 90
Bir anlama ynteminin anlaml olup olmadna karar vermek iin, bizim nerdiimiz kriter gibi, itirazlar, yanllamaya uyum teklifinin karsnda ortaya kmakla snrldr. tirazlar ykselecek ve dier anlama modellerinin etkisiyle ortaya kacaklar. lahi iradenin tezahr olan vahyin mkemmelliine inananlar ve bunu anlamn yeterli art grenler, sz edilen mkemmelliin anlalmaz olduunu dnrler. Oysa dini ifadeler, ok eitliliin d grn altnda insan yaamnn basitlii ve gizlilii olarak ortaya kyor. Dier taraftan, dini ifadelerin sessiz olduunu, dolaysyla anlamn insan tarafndan yklendiini syleyerek bu sadelii aklamaya alrlar. Bunun tam aksine, basitliin beeri bir durum olduu da ileri srlebilir. Anlamn metinde olduunu savunanlar ise, insan zihnin empoze ettii anlama ltlerinin etkili olmadn sylerler, nk byle bir yaklam kutsal metinleri sradan grmeyi gerektirir. Oysa bir baka okuma biimine gre ilahi ifadeler basit deildir, basit ve anlalr olanlar sadece muhkem olanlardr. Dolaysyla yorumlama yntemi, inzal edilen vahyin bir grnts deildir, sadece mantksal bir yorumdur. Bu yorumu dzenleyen, ilahi vahyin tad zellikler deildir. Aksine bu yorumlar insan kurgusuna dayanan yapma teorilerin zelliklerini tarlar, dolaysyla kavramlar dnyas tamamen bizim setiimiz yntemlerle ilgilidir. Anlaml bir yoruma ulamak iin eletirel akli gelenei yntem olarak benimsemek eitleme ve ayrtrma biimleri arasnda dolanmaktan daha yedir. Din eksenli anlama ve yorumlamada bunun daha nemli olduunu dnyorum. Vahyin anlaml bir yorumuna ulamak iin eletirel akli gelenei yntem olarak benimsemeliyiz. Zihin haricinde hakikatin var olduunu, ancak bunun kendisini farkl biimlerde da vurduunu kabul etmeliyiz. Hakikatin kendisini farkl biimlerde sunumu ne sylersen gider yaklamn iermez. Yanllanmaya ak ve eletirilebilir olmay tercih eden, hesab verilebilir bir dnceyi nceleyen yntem anlam arayn disiplinize eder. Yaplan yorumun nihai olmad iin banda aka sylenmelidir. nk her problemin zm, zlmeyen yeni problemler ortaya karr. Herhangi bir orijinal problem ne kadar derin ise onun zm de o kadar arpcdr. Kltrel mirasmz ve yaadmz dnya hakknda ne kadar bilgi edinirsek, bilgimiz o kadar derinlik kazanr. te anlam, bu derinlikte gizlidir.
90 Karl Popper, Knowledge Without Authority, Popper Selections, Edited by, David Miller, New Jersey, 1985, 55