Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 36

Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I, ss. 1-36.

Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I









TEOLOJK DLN MKANI ZERNE
-Fonksiyonel Analiz Mant-


Nadim MACT


Giri
Geleneksel dnte gerek konu gerekse yntem asndan zel bir
yere sahip olan teoloji, genellikle modern zamanlarda hatr saylr
entellektel ilmi disiplinler arasnda saylmaz. Byle olmasnn bir ok
sebebinden sz edilebilir. Fakat bunlarn ierisinde en nemlisi modern
felsefede bilgiye yklenen anlam ile dini ifadelerin epistemik deeri
zerinde yaplan felsefi tartmadr. nk bu tartma varl anlama ve
aklama yntemini nemli lde deitirmitir. zellikle teolojik
nermelerin bilginin konusu olmad gr ile balayan ve teolojik
nermelerin anlamszlna kadar uzanan felsefi sre, teolojiyi konusu
olmayan bir ilim balamna yerletirmitir.
Teolojik konularn, felsefenin ve bilginin dna karlmas hakikatin
temelini tespit problemi eliinde srdrlr ve denilir ki; bir teolojik metin
zerinde yaplan tartmada; teolog, ya delili ortadan kaldran bir gre
kar mutlak teslimiyeti savunur; dolaysyla akln vazifesini sadece nceden
kabul edilen akidelerin doruluu zerine deliller getirme ile snrlar. Ya da
anlamsz ve sradan farkllklarla urar. Veya her ikisini birlikte yapar.
1

Teolojik ynteme yneltilen bu eletiri ile sylenmek istenen udur; eer bir

Prof. Dr., Gazi niversitesi orum lahiyat Fak. Kelam Anabilim Dal retim yesi
1 David Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, State University of
New york,1989, 2; Hasan Hanefi, Kelam lminin Yntemi ev. N. Macit, Dini
Aratrmalar Dergisi, ( Say:8) 149-150
2 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
nerme, dnyada meydana gelen olaylar doru olarak yanstyorsa
dorudur. Yok eer bir nerme dnyada meydana gelen olaylar
yanstmyorsa, yani olgusal ierikten yoksunsa bilginin konusuna dahil
deildir. Bu duruma gre teoloji, bilimsel bilginin ltlerine gre
tartlamaz.
Teolojinin ilim olma artlarn haiz olmad gr teolojinin farkl
biimlerine ve yntemlerine atf yaplarak temellendirilmek istenir. Bu teze
gre bilim, akln kendi snrlarn amakszn ulaaca kesin bir balang
noktasn aratrmaktr. Oysa teolojinin yntemi dini akidelerin doruluunu
kesin delillerle kantlamak ve kar tarafn delillerini rtmek ve pheleri
reddetmektir. Anlan yntemin birinci taraf vahiy yoluyla gelmi dini
akideleri pein olarak kabul etmek ve akln vazifesini nceden kabul edilen
akidelerin doruluu zerine delil getirmekle snrlandrmaktadr. kinci
taraf ise fikri eletiriyi, nceden kabul edilen akideyi savunmakla
eitlemektedir. Bu nedenle teolojinin yntemini ifade eden her iki tanmlama
da ilmi ynteme aykr grlr. Buna gre akln snrlarn aan alan kesin
hibir noktaya dayanmadan onaylamak ve belli kabulleri savunmak ilmi bir
yntem deildir. nk ilim; ekli ve maddi hakikatleri idrak iin konularn
akli bir tahlili veya fenomenlerin tanmlanmasdr. Veya canl tecrbeler
ierisinde mahiyetleri grebilmektir.
Bilgi zerine yaplan tartmalar ve sunulan argmanlar eliinde
sylenmek istenen udur; bilgi, imana dayal kanaatlerle kirletilmi,
dolaysyla kltr dorulanmas mmkn olmayan kanaatlerle
doldurulmutur. yleyse insan hayatn ekillendiren anlam haritas
denenmesi ve snanmas mmkn olmayan bilgilerden arndrlmaldr.
nk gerek dzenin oluturulmas, dorulanabilen bir bilgi temeline
ulamakla mmkndr. O halde, Tanrya imandan ok empirik olaylardan
karlmaldr. Bunun iin de toplumsal dnyann, duyular-st otoriteye
bavurmakszn, rasyonel ve duyumsal olmayan melekelere bel
balanmakszn yalnzca akl tarafndan ina edilmesi gerekir. Rasyonel bir
toplum kurmak ise, insan bilgisini ve retimini merkeze tamakla
gerekleir.
Teolojik yorumu zan altna alan bu anlay modern felsefenin ve
bilimin amac olmutur. David Ray Griffinin deyiiyle teolojinin d,
modern bilimsel dnya grnn, kutsal gelenee dayanan herhangi bir
anlaml dini grn znde yer alan Tanr, akn deerler ve yeniden dirili
gibi temel konularn, evrensel dzeyde nemli bir rol oynamasna, en
azndan ikinci formuyla onsekizinci yzylda ortaya kan ondokuzuncu
yzyln ikinci yarsndan itibaren daha baskn olarak devam eden srete
ikinci dzeyde kalmasna bile izin vermemi olmasdr. yle ki teologlar
Teolojik Dilin mkn zerine 3
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
bilimi ve bilimsel dnya grn kabullenmeye ve reddetmeye, bu suretle
bilim kart ve taraftar olmaya, Tanr, akn deerler ve kendini belirleyen
bir zgrlk olmakszn teolojiyi benimsemeye zorlanmlardr.
2
Modern
felsefe ve bilimsel bilginin etkin ve ynlendirici, hatta belirleyici dili
karsnda teologlar, modern felsefenin ve bilimsel bilginin verilerine atf
yaparak kendilerini merulatrmaya ynelmilerdir. lahi kitaplarn modern
felsefenin ve bilimsel bilginin verileri eliinde okunmas ve bizzat vahyin
bunlar destekledii tezinin ileri srlmesi bunun somut gstergelerinden
birisidir.
Bu gelimeye paralel olarak teoloji konu d grlmtr, nk
modern felsefe ve bilim teolojiye vekalet eden yeni teolojiler retmitir.
Teoloji bir sylemdir ve toplumun kurtuluu iin imn yolunu savunur. Oysa
modern liberal toplumda kurtulu bilimsel teknoloji ve alm-satm
merkezlerinden gelen ilerleme aralar ile elde edilir. Bilim felsefesi ile
desteklenen ekonomi ve tabii bilim, teolojinin yerini alan modern teolojilerin
iki ana daln ierir. Ekonomi ilmi olduka byl bir ekilde ekonomik
nitelerin nasl ilediini, bilinmez bir elin delaleti ile zel bir hrsn, maddi
itahn halkn iyiliine nasl dntrldn aklar. Dolaysyla ekonomi
ilmi, gizemli yollarla ileyen ilahi takdir doktrinini, farkl bir ekilde modern
forma yerletirir ve somutlatrr. Daha da tesi, pr teori olan ekonomi ilmi,
pratik teolojiyi tamamlamay salar ve bize pazar yerlerinde ibirlii
yapmann ne kadar iyi olduunu anlatr.
3
Liberal politik teori, geleneksel
toplumlar ynlendiren ve biimlendiren teolojinin ilevlerinden birini
slenir.
Teolojiye vekalet eden modern teolojilerin dier ana bran olan tabii
bilim; gemi teolojilerin ve bu teolojilerin vahiyle ilgili yanl doktrinlerinin
yerini alarak evrenin doasyla ilgili temel gerekler retir. Modern bilim
felsefesi katoliklerin fundemental teoloji, protestanlarn apolojetik teoloji
diye adlandrdklar benzer bir teoloji retir. Bu, bilimsel metodun inzal
edilmi gereklikten daha gvenilir bir kanal olduuna delil saylr. Bilimsel
yntemin daha fundementalist ve trevsel formlarnda, mantksal empirizm
gibi, modern bilim felsefesi tek gerek doktrin biimini ve gereklii
kefetmede bilimin tek doru yol olduunda srar eder. Metafizii ve
saduyuyu bilimsel olmamakla sular. Ksaca teoloji, her ikisine yani
iktisadi ve bilimsel teolojilere- gre de evrede kalmtr. Bu yzden
kurtulu iin yaplan dini aratrmalarn farkl formunun modern toplumda
somutlatrlmas teolojinin yerine geen yeni teolojilerin retilmesine yol

2 D. Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, 2
3 D. Ray Griffin, God and Religion In The Post modern world, 2
4 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
amtr. Dolaysyla, hayat formlarnn uzana den teoloji, geleneksel
toplumda grd ilevi ve etkinlii kaybetmitir.
Teolojik dnn dnde rol oynayan ikinci sebep modern
dncenin ortodoksi formu olan mantk ve deneyci pozitivist akm
ekseninde gelitirilen ve gnmz kadar etkisini srdren linguistik
felsefedir. Buna gre insan yalnz kendisine verilen olgular bilebilir; bu
nedenle bilimin konusu yalnzca olgu ve olaylardr. Olgular ise ancak doal
ortamda belli yasalara uygun olarak gerekleirler. Bu yasalar kavramann
da artlar vardr; sz konusu yasalar kavramak iin bilimsel bir yntem ve
lt gerekir, bu da ancak dil ve matematiksel mantkla salanabilir. Bu
durumda felsefenin yapaca i, bilimsel dncenin elerini oluturan dil
ve mantk kavramlarn incelemek, bu incelemeden edinilen verilerle olay ve
olgular akla kavuturmaktr. nk bilim de felsefe gibi bir mantk
iidir. Anlan felsef akmn ne srd kuram, dilin zmlenmesine
dayanr. Bir nesnenin gereklii dille bantl olduuna gre dile ynelik bir
zmleme onunla anlatlan varl bilmeye yarar. nk nesnenin varl
znel duyum ve tasarmlar gerekletiren dille snrldr. Bu nedenle de
dilde karl bulunmayan bir nesnenin, dilde kavramlamayan bir varln
gereklii sz konusu olamaz.
4
Anlamay dilde bulunana ve
zmlenmesine balayan bu yaklam ister istemez beeri aktn bir rn
olan dilin dil d bir alana uygulamasn reddeder. Bu yzden de, din dilinin
epistemik deerini tartmaya aar.
Felsefeyi manta, mant da bir tr kavramlarn meknik ileyiine
balayarak dnyann resmini karma eilimi btn yanllar dilin yanl ve
snrlarnn dndan kullanld nclne balar. Teolojik dil, beeri dilin
farkl bir alana tanmas olarak grlr. Bu anlay ister istemez beeri dilin,
uygun bir ekilde Tanrya nasl uygulanabildii sorusunu tartmann
eksenine yerletirmitir. Bu nedenle, filozoflar teolojik dille megul olmak
durumunda kalmlardr. Filozoflarn teolojik dille ilgilenmelerinin iki
sebebi bulunmaktadr. Birincisi; felsefeyi dil analizi ile eitleyen filozoflar
anlam sorunu ve Tanr hakknda kelimelerin nasl tretildii ile ilgilendiler.
Szgelimi bilinen eyler ve gndelik dilde anlamak iin kullandmz dil,
usle uygun olarak eyleri resmeder. eyleri resmetme ile snrl olan dilin
Tanr hakknda da kullanlr. yle anlalyorki, yaratlm olgular iin
kullanlan ve bir anlam karlan kelimeleri Tanr hakknda kullandmz
zaman nasl bir anlam kazandklar tartmann omurgasn tekil etmektedir.

4 Nejat Bozkurt, 20. Yzyl Dnce Akmlar: Yorumlar ve Eletiriler, Sarmal Yay.,
st.,1995, 191.
Teolojik Dilin mkn zerine 5
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
lahi gelenekte Tanr yaratlm deildir. Yce ve akndr. yleyse,
snrl varlklar iin kullandmz dili Tanr hakknda nasl kullanabiliriz?
Elbette ne konutuumuzu, ne anlam verdiimizi biliriz, fakat dorudan
beeri ilginin snrlar iinde retilmi dili Tanrya uygulamak ne anlama
gelir? kincisi; filozoflar, dil felsefesiyle, teolojik dili analiz etmek ve
inanlarn deerini gstermek iin youn bir ekilde bu konu ile ilgilendiler,
nk inanlar, ancak ifadeler ve nermeler formunda aklanabilir.
5
Bu
duruma gre teolojik dilin anlamn ve epistemik deerini belirlemek iin
dilin tabiat ve ilevi zerinde durmak linguistik felsefenin merkezi ilgisini
tekil etti.
te teologlarn, zihinlerinin buland en etkili dnem, linguistik
felsefenin ykseli dnemine rastlar. Bu felsefenin ykselii, pek ok flozofu
geleneksel Tanr kavramnn anlamsz ve elikili olduu dncesine
sevketmitir. yle ki baz teologlar Tanr kavram hakknda olduka kt bir
sonuca ulatlar ve dini ateizmi kurmaya kalktlar. Bazlar ise salt
elimenin anlamsz olduunu dndler ve Tanrnn mantk tesi olduu
tezi ile aka samal vdler. Her iki yaklamnda felsefi temeli zayft.
Ne var ki ikinci yaklama yapan teistler, teolojiyi savunmada baarl
olamadlar ve felsefi tartmann gerisine dtler. Ateist din felsefecileri ise
kendilerine daha ok gveniyorlard, fakat verimsizlerdi. Gerek A.J. Ayer
gerekse Antony Flew ve bunlar izleyen filozoflar teolojik ifadelerin imkn
zerinde durdular ve bunlarn anlamsz olduunu ileri srerek reddettiler.
6

zellikle Ayer ve Flewin teolojiyi eletiride kullandklar anlamszlk
ltleri olduka etkili olmu ve teolojinin imkn zerinde yaplan
tartmalar arlkl olarak bu dzlemde seyretmitir.
Teolojik dilin imknszln temellendirmek isteyen ada dil
felsefesinin atomist ve deneyci formu, felsefeyi; szleri, cmleleri ve dili
ak klma etkinlii olarak tanmlar. Felsefe; dilin mantk sorgulanmas, bir
dil eletirisi olarak anlalr ve artk felsefenin rol, evren hakknda bilinmez
hakikatleri kefetmek deil, anlaml olan nermelerin mantk
sorgulanmasn yapmak olur. Wittgensteinn deyiiyle analitik dncede
felsefenin amac; dncelerin mantksal aklanmasdr. Artk felsefe bir
reti deil, etkinliktir. Felsefenin sonucu, felsefi nermeler deil, fakat

5 Michael Peterson, William Hasker, Bruce Reichenbach, David Basinger, Reason and
Religious Belief: An Intruduction to the Philosophy of Religion, Oxford University
Press, New York, 1991, 137-138
6 Anthony Kenny, What is Faith : Essays in the Philosophy of Religion, Oxford
University Press, New York, 1992, 33; M.Peterson, W. Hasker, B.Reichenbach, D.
Basinger, Reason and Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion,
141
6 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
nermelerin ak klnmasdr.
7
Bylesi bir rol stlenen atomist ve deneyci
felsefi anlay; dilsel bir ifadenin anlaml kabul edilmesinin kriterlerini
belirlemeyi amalar. Sadece nesneler ve olgular iin kurulan nermelerin
gerek olduu savn ileri sren atomist ve deneyci pozitivistler, bu kritere
uymayan nermeleri anlamsz grrler. Bu nedenle teolojik nermeleri ya
anlamsz olduunu syleyerek reddetmiler ya da farkl bir moda
indirgemenin gerekli olduunu dikte etmilerdir.
Teolojik nermeler hem analitik hem de deneysel olarak dorulama
ltne uymadndan reddedilince,
8
bu konuda farkl yaklamlar da
kendini gsterir. Bu srete teolojik nermeler ya mitsel evrenin lisani
tasviri ya da ahlaki fonksiyonun belirtici formu grlerek aklanr.
9

Teolojik ifadeleri, evren ile hayatn mitsel tasvirleri eklinde okuyanlar,
arkaik dnyann grlerini bilim diline evirmenin gerekli olduunu ileri
srerler. Teolojik ifadelerin ahlak fonksiyona sahip olduunu ileri srenler
ise; bir cmle hangi ama iin konulmusa o ama iin kullanlr ilkesine
dayanarak derler ki ; teolojinin asl amac ahlaktr. Bu nedenle de ilahi
dinlerin ifadeleri ahlak amal ifadelerdir. yleyse teolojik ifadeler, ancak
ahlk yarglara evirildii zaman anlalabilir.
Mantk deneycilik diye anlan bu anlayn felsefi kkleri epeyce
geriye doru gider. Ancak bu grn modern seyri; daha nce de
belirttiim zere dinin, bilginin konusu olmad ayrm ile balar.
10
Kesin

7 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, Trans: D. F. Pears and B. F.
Meguinness, Routledge and Kegan Paul, Ltd: London, 1964, 4. 112 ; Bu esere
yaptmz atflarda mer Naci Soykann evirilerinden yararlandm. ngilizce metin ile
. Naci Soykann yapm olduu eviri arasnda benim anlayabildiim kadar baz
farkllklar var. Bu nedenle . Naci Soykann evirilerini tercih ettim. mer Naci
Soykann evirmedii, ancak atf yapmaya ihtiya duyduum metinleri ngilizce
evirisinden aktarmaya altm. Bkz. mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil : Wittgenstein
stne Bir Aratrma, Kabalc Yay., st., 1995. Bu almada, Wittgensteinin
yaptlarnn nemli bir ksmnn evirisi yer almaktadr.; J. J. Smart, Metaphysics,
Logic and Theology, New Essays In Philosophical Theology, Ed: A. Flew, A.
Macintyre, London and Beccels, 1969, 12, 13 ; Jacques Ellul, Szn D, ev: H.
Arslan, Paradigma Yay., st. 241;
8 A . J. Ayer, Dil, Doruluk ve Mantk, ev: V. Hackadirolu, Metis Yay., st., 1984, 67
9 R. B. Braithwaite, An Empiricists View of The Nature of Religious Belief, Edit:
John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion,
Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 429 ; Roger Trigg, Aklclk Ve
Bilim, ev: K. Yerci, Sarmal Yay., st., 1996, 23
10 Immanuel Kant, Ar Usun Eletirisi, ev: A. Yardml, st., 1993, 223 ; Kant, analitik ve
sentetik yarglar eklinde bir ayrm yapyor. Analitik yarglarda, bekrlar evli deildir,
yargsnda olduu gibi yklem znede ierilmitir. Dier bir deyile evli olmama
kavram, bekr olma kavram iindedir. Dier taraftan sentetik nerme dnya ierikli
bilgi salar. Cisimler hareketlidir nermesinde olduu gibi. Hareketli kavram, cisim
Teolojik Dilin mkn zerine 7
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
bilgiye ulamann lt olarak deneyi-gzlemi temel alan felsefi akmla
glenir.
11
Sonuta, felsefenin konusu, dilin mantk analizi ile eitlenir.
Daha farkl ilgi ve amalara brnen bu akm; modern dnya grnn
ortodoksi formunu temsil eder. Getiimiz yzyln hem fikri hem de
ideolojik
12
tutumlarnn mayaland gr budur. Doru bilginin elde
edilmesinde deney ve gzlemi nihai kriter olarak kullanan entellektel
eilimin; deneyimlerimizi ve fenomen dnyasn aan bir bilginin mmkn
olmad eklinde belirttii felsefi tema, din kart dncenin moda deyimi
olur. stelik, byle bir yaklam eletirmek bilim kart pozisyona dmek
olduundan etkili bir sindirme ilevi de grr. yle ki bilgi denildiinde
bunun olgusal dnyaya ait bilimsel bilgi olduu anlalr. nk felsefi ve
ideolojik geerlilii olan bilgi; dnyann iinde olan bilgidir.
Anlan felsefi akm, evrenin matematiksel dile dkm ile balayan
anlayn sosyal alana tanma srecini simgeleyen bir eilimin daha net ve
somut formunu da temsil eder. Bu form; itimai fizik teolojisidir.Dinin
iinde din kartl olarak tarifi mmkn olan itimai fizik teolojisi z
itibariyle; tabiat ve toplumu deimez ve kesin kurallarla aklamann
zorunluluu nclne dayanr. Tutarsz bir dncenin formu olarak
adlandrlabilse de, din kart dnceyi teoloji olarak tanmlamak
mmkndr. nk din-kart bir dnce sadece syleme dayal bir
dnceyi ifade etmez. Din-kart olmakta bir dnceye dayanr ve kendi
iinde teolojik bir unsura sahiptir. Bu ayn zamanda tm durumlar iinde
geerlidir. Onlar sadece bilimsel hipotezler deil, onlarn felsefi
argmanlarnn altnda gizlenen dnceye bal unsurlar sz konusudur.

kavram iinde deildir, dier bir deyile onun tarafndan ierilmemitir. Deneyci tanm
bu ift ayrmla sunulacak olursa, tm a priori doruluklar analitiktir. Benzer biimde
tm sentetik doruluklar gzlemle ulalm a posteriori doruluklardr. Bu tr
doruluklar hibir zaman zorunlu deildir. Ama her zaman tmyle olumsaldr. Deneyci
ve atomist pozitivistler bu noktada Kanttan ayrlr ve onu eletirirler. nk o gerek
sentetik a priori yarglar olduunu ne srer. Yani dnya hakkndaki bilgi salayan yle
nermeler vardr ki, bunlarn doruluu apriori, evrensel ve zorunludur. Geni bilgi iin
bkz: John Cottingham, Aklclk,, ev: B. Gzkan, Sarmal Yay., st. 1995, 89-90
11 Bkz: David Hume, Miracles, Edit: John Hick, Classical and Contemporary Readings
In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 145,
146; D. Hume, zorunlu balant fikri, idelerin ilikileri ve olgu durumlar, nedensellik
gibi konularda aklcla ve gayecilie, nermelerin bilgi ieriine ve rasyonel
temelcilie getirdii eletirilerle olgucu dnceye nemli lde katk salamtr.
Dnce, resmi ele alma anlamna gelir. Sadece resim ele alnabilir gr D.Humeun
perspektif teorisinden retilimitir. Bkz: James K. Feibleman, Inside The Great Mirror,
Martinus Nijhoff / The Haque, Netherlands, 1958, 68
12 Geni bilgi iin bkz: Hsamettin Arslan, Pozitivizm : Bir Bilim deolojisinin
Anotomisi, Trk Aydn ve Kimlik Sorunu, Balam Yay., st. 1995
8 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Bu, teolojinin her hangi bir felsefi gelenein temelinde varolabilecei
anlamna gelir. Her ne kadar balamsal materyallerde farkllk sz konusu
olsa da, bilim ve toplum eksenli gr geleneksel teolojik dnn
merkezi kavramlarn tersine evirerek benzer ilevi grmek istemektedir.
13

Felsefi anlamn itimai fizik teolojisinden alan bu anlay:
nermelerin doru bir analizi bize gerei verir kalbn dncenin
merkezine tar. nermelerin analizini, nce nermeyi paralara ayrarak
veya tekil ve bileik nermeler ayrm yaparak yapar. Buna gre basit tekil
terimler bir bireyi gsterir. Daha ak deyile bir adn gsterdii birey onun
anlamdr. Bileik terimlerin ise yalnz balarna anlamlar yoktur, bir
ierikte anlamlar vardr. Buna gre bir nermenin anlam gsterdii veya
ierdii eydir.
14
Bir nerme somut olarak bir eyi gstermiyorsa o
nermenin analizi de mmkn deildir. yleyse anlam somut olarak
gsterilebilen eydedir. Bunun yolu ise d dnyay oluturan en son
paralara inmek ve dil kanalyla bunlarn arasndaki ilikiyi bulmaktr.
Bu kat dorulama ilkesine ve bilgiyi olgusal ierii olan nermelerle
snrlayan anlaya kar balayan felsefi tepki, nce, anlan felsefenin iinde
geliti. Wittgenstein dilin ok ynl ve farkl kullanmlar olduunu ileri
srerek kendisinin de iinde bulunduu felsefi yrngenin baz
argmanlarn drd. Wittgenstein izleyen dnrler evresel ve konu
d veya gerek anlam sorunlarn ele alarak mantk ve deneyci
pozitivizmin, din dilinin tartma alann kurmasnn anlaml olmadn dile
getirdiler. Onlara gre Tanr hakknda konumak anlamn farkl ve zel
boyutlarna sahiptir. Bu flozoflarn ou dorulama ve yanllama
tartmasna angaje olmay reddederek dilin fonksiyonlar zerinde
younlatlar ve teolojik dilin anlamsz olduunu ileri srmenin hite kolay
olmadn dile getirmeye baladlar.
Fonksiyonel analiz mantnn kkleri Wittgensteinn dilin ok yzl
ynlerini gsteren zmlemesine dayanr. Teologlar, onun bak ve gr
tembihini izleyerek dilin nemli fonksiyonlarn kimliklendirdiler. Dilin
farkl ynlerini dile getiren Wittgenstein, barda bana getir, sizi kar koca
ilan ediyorum, saat ka? cmlelerinin ayn olmadn ileri srer. Bunun
anlam udur; emir, onay ve soru ifadeleri ayn ltle deerlendirilemez.
15


13 Geni bilgi iin bkz. Nadim Macit, Eylem-Deiim lkisinin Teolojik Yorumu, Etd
Yay., Samsun, 2001
14 Bertrand Russell, Logic and Knowledge, George Allen and Unwin Ltd: London, 1964,
205
15 Bruce Reichenbach, David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and
Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University
Press, New York, 1991, 145
Teolojik Dilin mkn zerine 9
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Fakat burada hemen belirtmem gerekir ki, bu zmleme, dini sylemin
fonksiyonlarn ne kartanlarn gnderme yapt Wittgensteinn ikinci
dnemine ait grleridir. te makalemiz, bu geni tartmann zel bir
versiyonu olan fonksiyonel analiz mant ile snrldr. Burada teolojik dile
kap aan fonksiyonel analiz mantn, teolojik dne katksn ve
teolojik deerini tartacaz. Fakat konunun btnlk iinde anlalmas iin
Wittgensteinin birinci dnemine de deinmeye alacaz.
Dil ve dil-d nesneler arasndaki ilikiyi dili iinde kalarak
zmlemeyi benimseyen Wittgensteinda baz farkllklarla birlikte birinci
dneminde deneyci ve mantk pozitivist felsefi yrngenin iinde yer alr
ve der ki; tm gereklik, dnyadr. Bir nermeyi anlamak, bu nermenin
hangi durumda doru olacan bilmek demektir.
16
O halde dil ile dil-d
olgular arasnda kurulacak bir iliki ile dnyann resmi kartlabilir. nk
gerek, olgular ile dil arasndaki bantdadr.
17
Wittgensteina gre
hakknda konuulabilen, dilin snrlar iinde olan dnyadr. Bunun tesinde
olanlar varln hissettiren, fakat dile gelmediinden zerinde konuulmas
anlamsz olan alandr.
18
Teolojik yarglar da bu alann iindedir. Fakat daha
sonraki dneminde - bu ikinci dnem olarak adlandrlr- farkl dil
kullanmlar ve dil oyunlarn kabul eder. Bu dnemde, teolojik konulara dile
getirme balamnda yer verir. Ancak o, din dili ile dier diller arasnda bir
fark grmez. Ona gre her dil oyunu, bir dile getirmedir. Din de bir dil
oyunudur. Bu nedenle dini ifadeler varla delalet etmek veya gstermek iin
deil, sadece din dili oyunu iinde syleneni dile getirmedir.
Din dilini kendine zel bir dil oyunu kabul eden bu yaklam, bir dil
oyununu anlamak iin o dil oyununun iinde bulunmay ne srer. Her dil
oyununun kendine zg oluu, anlam ve balanmay zel klar. Bu farkl
anlay ve inanlarn birbirine kar olan durumunu eitler. Bir dil oyunu
iinde olan, zellikle din dilinin iinde bulanan iin kesin balanmay
destekleyen bu zmleme, farkl anlaylar ve dinlerin birbirine kar olan
durumlar asndan dolayl olarak ar bir grecelilii destekler. Farkl
anlaylarn birbirine kar llemezliini ifade etmenin baka bir anlamn
ileri srmek felsefi adan olduka zordur. Anlan yaklam bir taraftan
teolojik dili kat bir eletiriden korurken bir taraftan da daha iyi olann
imknn ortadan kaldrmaktadr. Her dilin kendine zg olduu gr,
daha sonraki srete hibir eyin temeli olmad grne felsefi taban
oluturur. Aslnda bu reddettiini yeniden retmenin ilgin bir formudur.

16 L. Wittgenstein, Tractatus, 1, 4. 024
17 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 063, 2.19;
18 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 522
10 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
nk bu, kat bir dorulama mantndan yola kan atomist ve deneyci
pozitivist dilin reddettiini yeniden rettiini gsteren ilgin bir ironidir.
Modern mantk veya linguistik dnemelerin, dinin, dile getirmeden
ibaret olduu formu ada dncenin en ilgi ekici konularndan birisidir.
Bazen dorudan bazen de farknda olmadan dnce dilimizi ve ilgilerimizi
ekillendirir. Hatta, Kurnn anlalmas ve yorumlanmas ad altnda
yaplan tartmalarda anlan felsefi yrngenin ok ak ve somut izleri
grlmektedir. Kurn anlamay salt dilsel zmlemeye balamann ve
anlam lafzlarn anlamlarn bilmeyle snrlayan yaklam bu felsefi akmn
bir uzantsdr. Meselenin felsefi yn lkemizde yeterince
tartlmadndan, Kurn anlamay lafzi zmlemeden ibaret gren
yaklam zgn bir gr olarak sunulmaktadr. Bu konu, lkemizde din
felsefecileri tarafndan teolojik balamda belli bir lde tartlmaktadr.
Anlan tartma dorudan dinin referanslarna ve temel esaslarna ynelik
olduu halde kelamclarn ilgisini hi ekmemektedir. Teolojik adan
modern dnyada din ve dini inanlar konusunda yaplan tartmalarn ierii
ile lkemizde yaplan kelami tartmalarn ierii arasnda nemli bir
mesafe, hatta kkl bir ayrma bulunmaktadr.
I.Konuulamayan Hakknda Susmak: Dile Getirememek
Atomist ve deneyci felsefi yrngenin iinde yer alan Wittgenstein;
dnya, durum olan her eydir ve dnya olgularn topluluudur; eylerin
deil;
19
nermeleriyle sze balar. Bu nermeler; aka olgusal, aktel ve
hatta fiziksel dnya hakknda konuulacan gsterir. Dnya, olgularn
topluluu olarak tanmlanr. Dier bir deyile zerinde konuulabilen; durum
olann anlatsn ieren bir dnyadr. Keza bu nermeler adcln bir ifadesi;
ancak geerliliini kaybetmi bir adclk deil, nk adclkla birlikte
mant aklar; mantk olmakszn adclktan bahsedilemez, ancak o hala bir
adclktr. nk biricik realite kendi mantn ieren fiziksel ayrntlardan
biridir.
20
yle anlalyor ki Wittgenstein, iindeki her eyin nasl ise yle
olduu ve nasl vuku buluyorsa yle vuku bulduu bir resim ortaya karmak
istiyor.
Durum olan dnya eylerin deil, olgularn dnyasdr. Dnya geici
ve bir takm soyut olgular ieriyor. Olgularn dnyas zaten mant ierir.
Mantk uzamdaki olgular, dnyadadr. Dnya uzam olduu gibi mantk
uzamda vardr. Olgular iin geerli olduu kadar, mantk atomlar iinde bir

19 L. Wittgenstein, Tractatus, 1, 1. 1
20 James K. Feibleman, Inside The Great Mirror, Martinus Nijhoff / The Haque,
Netherlands, 1958, 57
Teolojik Dilin mkn zerine 11
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
uzam vardr.
21
O halde olgular dnya uzamnda, ancak bizim onlar hakknda
sylediklerimiz mantk uzamdadr. eyler ve ayrntlar ise olgularn altnda
olan derecelerdir. Bizim dnyamz olgularla balar ve olgular mantkla elde
ederiz. Geometri uzaya tabi olduu gibi dil de manta tabi olur.
22
Felsefe
sze, olgularn zerinde olanla balar, bu onun dnyasdr. Bu dnya
hastalkl bir dnyadr. Oysa felsefenin grevi, kavramlarn tanmlarn
analizini yapmaktr. Bu analiz de dil analizinden baka bir ey deildir.
Wittgenstein, byle bir dnyaya uymayan her eyi onun dna karr.
Mantksal atomizm dncesindeki tm anlamn dnm noktas buradadr.
Atomik olgu nedir? Bize anlatldna gre o bir ey deildir, fakat eylerin
bileimidir. Felsefe ile durum olan dnyaya doru bir noktadan
balayamayz. Pek ok felsefi mesele dilin kullanmndaki karklkta erir.
Dilimizin snrlandrmalar nedeniyle, dilimizin zerinde olan bir snrda
askya alnmamz gerekir. nk dil kendinden tesini anlatamaz. Bir sonu
olarak her zaman dilimiz ve dnyamz arasndaki iliki hakknda phe
iindeyiz. yleyse mantn ikinci dnyasn kurma, bize, olgularn birinci
dnyasnda verilir.
23
Dolaysyla olgular mantk zelliklere sahip, mantkta
olgusal zelliklere sahiptir. Biz olgularn resimlerini oluturuyoruz, mantk
ise olgunun resmidir.
24
yleyse biz ancak bu dnyay, olgu dnyasn
konuabiliriz. Ancak olgusal balamlar konumamza imkn verir. Byle bir
dnyann dnda olan dile getirilemez. Olgusal balam olmayan
anlalamaz. Dnyay, dile getirilemeyeni dile getirenlerin dilinden
temizlemeliyiz.
25
Yani sze olgusal alann dndan balayan, dolaysyla
dile getirilemeyeni dile getirme hevesinde olan felsefi ve teolojik artklar
dnyadan temizlemek, sadece zerinde dnlmesi mmkn olan ve
olgusal alan konu edinen bilim felsefesini geerli saymakla mmkndr.
Wittgenstein, dnyann snrlarndan bahseder, bu snr; dil ve
mantkla izer. Mantk dardan bakma asndan akn, nk olgunun
iinde deildir; fakat olgular mantn dnyasndan elde ederiz. Dier
taraftan mantk dnyay doldurur; nk dnce olarak dnyann snrlar
onun da snrlardr. Yani mantk, dnyann snrlarn aamaz. Dnyann
benim dnyam olmas, dilin, snrlarnn benim dnyamn snrlar demek

21 J.K. Feibleman, Inside The Great Mirror, 57
22 L. Wittgenstein, Tractatus, 1.2
23 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. O11
24 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 1
25 mer Naci Soykan, Felsefe ve Dil: Wittgenstein stne Bir Aratrma, Kabalc Yay.,
st., 1995, 27
12 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
olduu yerde kendini gsterir.
26
O halde hem dil hem de mantk dnyann
snrlarn aamaz. Delilin metotlarnn delili imknszdr. Yarn gnein
doaca yksek bir olanaktr. Ancak bir kesinlik deildir. yleyse genel
kural nerededir? Bu ne ile kantlanabilir? Eer hibir cevap yoksa yanl bir
soru vardr. Bu nedenle dilimizin ve dnyamzn snrlar dnda olan alanla
ilgili sorular cevaplanamaz.
Wittgenstein, nermelerin yaps ve onlarn anlamlar ile ilgili
szlerini yle tamamlar; ne hakknda konuulamyorsa, o hususta susmal.
27

Bu ifade, dile getirilebilen ile getirilemeyen arasna bir izgi eker. Teolojik
konular sylenilebilir deildir; nk gsterilebilen deildir.
28
yleyse
felsefenin doru yntemi u olmaldr; sylenebilecek ey, doabilimi
nermeler - yani felsefeyle hibir iliii olmayan ey - dnda hibir ey
sylememek ve buna gre, baka biri metafizik bir ey sylemek istediinde,
cmlelerindeki u iaretlere hibir anlam vermemi olduunu, her defasnda
ona gstermek.
29
Bu u anlama gelir; nermeler daha yksek hibir eyi dile
getirmezler. Bu grn dayana udur; dil, olgularn ve btn olarak da
gerekliin resmidir. Resim, model; temsil etmenin farkl bir eididir.
Mantk kendine zg bir alana sahiptir, bu da mantk uzamdr. Bununla
yaplmak istenen ey atomik olgular resimlerin veya modellerin
anlamlaryla temsil etmektir.
30
Anlam bu resmin kendisi, gsterim, adn
gsterdii eydir. yleyse dil, olgularn mantk biimini yanstr. nk
olgular, mantk biime sahiptirler.
Bu dil anlay, iki eyi darda brakyor. Birincisi; nermeler, tm
realiteyi temsil edebilir, fakat bu realiteyi nasl temsil ettiklerini sylemezler.
Yani dilin dnyay ve gerei nasl temsil ettiklerini syleyemeyiz, ancak
bunu anlarz. Mantk yap ve temsil etme yaps nermelerin iindedir. Bir
nerme dardaki bir durumu grntledii veya temsil ettii halde, kendi
kendisinin dna kp, kendisini grntleyemez veya temsil edemez.
31

kincisi ahlak, estetik ve teolojik yarglardr. Bunlar dnyadaki olgularn
resimleri olmadndan gerek nermeler olamazlar. nk etik akndr.
Yani deer olgunun kendisinde deil, onun dndadr. Aksi takdirde deer
raslantsal olurdu. Tanr ise kendi kendini dnyada gstermez.
32
Eer

26 L. Wittgenstein, Tractatus, 5. 62, 5. 61, 6. 1262
27 L. Wittgenstein, Tractatus, 7
28 L. Wittgenstein, Tractatus, 4. 1212
29 L. Wittgenstein, Tractatus, 6.53
30 J. K. Feibleman, Inside The Great Mirror, 59
31 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 84.
32 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 42, 6. 421, 6. 432
Teolojik Dilin mkn zerine 13
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
bunlarn her hangi bir deeri varsa, diyor Wittgenstein, bunun dnyann
dnda neyse yle olann dnda olmas gerekir. Dolaysyla bunlar dile
getirilebilir olann snrlarnn tesindedir. Mantk bile, doruluklar
yalnzca isel yaplar itibariyle salanan ve hibir ey sylemeyen bo
totolojiler dnda bir ey ne srmemektedir.
33

Wittgenstein, karmak ve yaln olmak zere nermeleri ikiye
ayrmaktadr ve doruluk izelgesi diye bilinen bir teknik kullanarak,
birleik bir nermenin doruluk deerinin onu meydana getiren temel
nermelerin doruluk deerlerine bal olduunu vurguluyor. O, nerme;
temel nermelerin doruluk fonksiyonudur,
34
diyerek nermenin doruluk
deerin gsteriyor, dier bir deyile anlamn resim kuramn ortaya koyuyor.
Ona gre resim gerekliin bir modelidir. Resmin tasvir ettii, onun
anlamdr. Resim mmkn ey durumunu mantk uzayda tasvir eder ve
bunun imknn ierir. mkn alannn dnda kalann resmi oluturulamaz.
35

Yani dnyay tanmlamak iin ihtiya duyduumuz nermeler bilimsel
emada yer alrlar. Ancak resmin izdii ey, her hangi bir zgl olay deil,
gerein biimsel yapsdr. Biimsel olduundan dolay, olgusal dnya
paralanacaktr. stelik bilim de kendi varsaymlarn merulatracak
durumda deildir. Tabiatta genel-geer yasalar olduu ve her eyin bir dzen
iinde olup-bittii eklindeki bilimsel varsaym da geersizdir. Aslnda bu,
sylenmesi mmkn olmayan bir eydir. Sadece, varsaym kendini gsterir
ve aklar.
36
Bilimi rasyonel ve belli bir temele dayandrmak mmkn
olmadna gre olgu durumlar ve dil arasnda kurulacak bir iliki ile gerek
bir dnce kurabiliriz.
Bilimsel bilgiye ve dilin dnda olana yaplan vurgu R. Triggin
37

deyiiyle bilimin tesinde yer tutabilecek olan byk lde ortadan
kaldrr. Ne var ki kendini aklayan bilimsel varsaymlar ve mistik olanla
mantk arasnda kurulan iliki, dilin snrlar iinde aklanabilen ve
merulatrlabilen bir rasyonele ait bilimi de alp gtrr. Reddedilenin
kendisini yeniden retmesi denilen ey ite budur. eylerin bir biimde
varolmas, bilimin aklayamad bir olgudur. Bylesi bir soru bilmecedir.
st rtk biimde zlemezi terketmek, gerekte neyin bilmece olduu
noktasnda kuku uyandrr. Dolaysyla dilin gerein resmini verdii ve bir

33 J. Cottingham, Aklclk, 112
34 Ludwig Wittgenstein, Tractatus, 6.1, 41; David Pears, Wittgenstein, ev: A. Dankel,
Afa Yay., st., 1985, 134
35 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 42, 2. 12, 2. 202. 2. 203, 2. 221
36 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 36
37 R. Trigg, Aklclk Ve Bilim, 34
14 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
tarzda iledii sav kolay kolay savunulamaz. Bilimin n varsaymlarnn, ne
mantk dorular ne de deneysel keifler olduu gr, byle bir savn i
elikisini gstermek asndan nemli bir veridir.
Felsefi yaptlarnda teolojik konulara yer vermeyen, ancak zel
gnlklerinde
38
Tanr kavram zerinde yapt yorumlar, meseleyi daha
farkl balamda deerlendirmemizi tembihler. Bir kantlama denemesine
girmeden, o bu sz, dilde verilmi biimde basite kullanr. Ama onun
Tanr anlay, yalnzca kiisel bir inan deil, ayn zamanda epistemolojik
ve ontolojik grlerinin bir sonucudur. Mantkla ilgi iinde sunulan bu
anlay, onun, savunduu dil anlayna dayanr. Dilin snrlar tesinde bir
ey bulunmadn sylerken anlatmak istedii, olgu dilinin snrlar tesinde
olgusal bir ey bulunmaddr. Olgu nermesinde sylenmeyip ancak
gsterilen eylerin bulunmasna izin vermektedir. Olgusal adan
sylenemez eyler, baka sylem trlerine baldr. Bunlar; dini, ahlak ve
estetik sylem trleridir.
nermelerin elementleri, olgularn objeleriyle birebir iliki iinde
39

olduu gr, anlamllk iin bilimsel nermelerin model alndn
gsterir. Dolaysyla teolojik konulara ilikin nermeler, szgelimi Tanr
ebedidir, Tanr her eye kadirdir, nermeleri ne doru ne yanltr. nk
bunlar olgusal ve atomik nermeler deildir. Bu yaklam epistemik
zcle kar olan savn, tersinden epistemik zclkle kesien bir anlay
nasl rettiini anlatr. nk gereklik, eylerin zihne tekabliyeti olarak
tanmlanmaktadr. Bunun anlam udur; eer bir nerme dnyada meydana
gelen olaylar doru olarak yanstyorsa, dorudur. Nitekim Wittgenstein
40

yle der; dorusu yle eyler vardr ki, szlere dklemez, fakat kendi
kendini gsterirler. te onlar mistik olan eylerdir. Dilde ifadesini bulan
eyler tartmann ve konumann alanna girerler. Olgusal dnyann dnda
kalanlar, dilinde dnda kalrlar.
Grnt, olgularn varlnn veya yokluunun bir imknn temsil
etmek suretiyle gerei gsterir. Grntnn geree olan uygunluu ya da
uygunsuzluu, nermenin doruluunu ve yanlln ortaya koyar.
41
Tm
gereklik, dnya olduuna gre, dnya gerekliin, olaylarn btnnn,
yani var olan ey durumlarnn btnnn resmi olacak bir cmle olmaldr.

38 Geni bilgi iin bkz: L. Wittgenstein, Gnlkler/ zel Gnlkler, ev: mer Naci
Soykan, Felsefe ve Dil: Wittgenstein stne Bir Aratrma, Kabalc Yay., st. 1995,
311-334
39 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 131
40 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 522,
41 L. Wittgenstein, Tractatus, 2. 01, 2. 222
Teolojik Dilin mkn zerine 15
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Ama bu resim, dnyann iinde olan bizim iin bir resim olamaz. yleyse
dnyann gsterimi ve anlam onun dnda olacaktr. Yaamn anlam;
Tanrdr. Tanr bitmemi szdr. Dnyann anlam; dnya bir ad olarak
alndnda dnyann gsterdii eydir. Dnya bir cmle olarak alndnda
ise dnyann anlam; bu cmlenin resmettii ey olmaldr. O halde Tanr,
dnya adnn gsterdii veya dnya cmlesinin resmettii ey olmaldr.
Dolaysyla dile gelmeyen Tanr, kendisini bu ekilde gstermi olur.
42
Bir
dnce, anlaml bir cmledir.
43
Yani dnce dil ile, dile getirilebilenle
gerekleir.
Dnce dil olarak bir grntdr. Dnce anlaml bir cmle,
dnyada bir cmle olduuna gre doru dncelerin toplam dnyann
doru bir resmi olur. Ancak dnyann anlamn onun dnda aramak gerekir.
Dnyada her ey naslsa yledir ve nasl oluyorsa yle olur; dnyann iinde
hibir deer yoktur ve eer olsayd, onun hibir deeri olmazd. Deeri
olan bir deer varsa, onu tm olup bitmenin ve byle olmann dnda
aramak gerekir.
44
Dnyann anlamn dnyann dnda aramann anlam,
ben ile felsefeye benim dnyam yoluyla giren ben arasnda farkl ancak
birbiriyle ilikili olan ben anlaynda gizlidir. Kii, beden olarak ben ile
olgularn btn olan fiziksel dnya, ey durumlar dnyann iindedir. Bu
eyler arasnda hibir hiyerari yoktur; dnyadaki olaylar arasnda u daha az
deerlidir, u daha ok deerlidir denemez. Dolaysyla bu dnyann iinde
Tanr yoktur. nk Tanr ey durumlar iinde bir durum ya da olgu
deildir.
45

Felsefi ben, felsefeye, dnyann benim dnyam olmas yoluyla giren
bendir. Benim dnyam deerlerin ve etikin dnyasdr. Bu dnya iyi, mutlu
olabilir. Bu dnyada Tanrnn sesi vicdan olarak duyulabilir. Burada
Tanrnn iradesinden sz edilebilir. nk benim dnyam dediimde, ben
bu dnyann iinde deil, tersine snrndaym ve dnya benim karmdadr.
Felsefi ben ile benim dnyam dediim ey ayndr. Daha dorusu birincisi
Tanrdr, ikincisi bendeki Tanrdr. Bu ben hibir nesne deildir.
Dolaysyla Tanr, kendini dnyann iinde amlamaz. nk benden
ayrdr, benim bir nesnem deildir. yleyse her hangi bir nesneye bir nesne
olarak bakmakla, benim dnyam asndan bakmak farkldr. Benim dnyam
asndan bakmak, ona ncesiz ve sonrasz bakmaktr. ncesiz ve sonrasz

42 mer Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, Dou Bat, ( say:14,
2001), 170-171
43 L. Wittgenstein, Tractatus, 4. 001
44 L. Wittgenstein, Tractatus, 6.41
45 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 421.; 6. 13; 5. 43
16 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
grme tarz, onu tm mantksal mekn olarak grmektir.
46
Bunlarn
birbiriyle olan ilikisi bendeki Tanr sayesinde benim Tanr ile kurduum
ban bir benzeri, Tanrnn yaratt dnya ile benim dnyam arasnda
kurulur. Byle olunca, etik ile mantk Tanrda birleir. Tanr her iki
dnyann da kouludur, ya da her iki dnyann birliinin kouludur.
47
Bu
nedenle Tanr iyiyi istedii iin iyidir. Tanrnn buyurduu iyidir. Bylece
Tanr hem fiziksel dnyann hem de ahlak dnyasnn temelidir.
Dnyay, tm nesnelerin bir a gibi birbirine bal olduu bir btn
olarak grmek, fiziksel dnya ile matematiksel, daha dorusu mantksal
dnya arasndaki banty kurmakla mmkndr. Her bir nesne tm
mantksal dnyay art kouyorsa, dnyada yaratlan her eyin anlaml
olduu ve anlaml olan her eyi Tanrnn bildii ortaya kar. Tanr iin
sonsuzluk yoktur. O her eyi bilir, fakat anlamsz olan bilmemesi onun iin
eksiklik deildir. Buradan kan sonu udur; anlamsz bir soru nasl ki soru
deilse, mantksz bir dnya da dnya deildir. Mantk dnyann dndadr,
ama ayn zamanda dnyay kuatr. Burada, Tanr ile mantk arasnda
kurulan benzerlik, Tanrnn her eyi yaratt, ama mantksz bir ey
yaratmad anlamna gelir. Aksi takdirde biz, mantksz bir dnyann neye
benzediini syleyemezdik. Tanrnn mantksz bir dnya yaratmamas,
onun iin bir eksiklik saylmaz. nk ne tarzda olursa olsun bir dnya
olacaksa, onun bir mant da olacaktr.
48
Byle bir zmleme her ne kadar
belli bir ayrm erevesinde yaplsa da, olgu dilinin kendi snrlar tesine
uzatld grlmektedir. Dile gelmeyeni u veya bu biimde dile
getirmektir. nk bu zmlemede olgusal dile uymayan sezgisel
genellemeler yer almaktadr.
Tanrnn her eyi bilmesi ve bilgisinin kesin olmas, bizim matematik
bilgimiz gibi olduu dile getirilerek aklanmaktadr. Saylarn syledii
sanmakla deil, kesinlikle ifade edilir. nk matematik ldr, llen bir
ey deildir. Matematiin bir temeli yoktur, o kendindendir ve mutlaktr.
Dolaysyla matematik iin yaplan, mutlak, yani hibir ba, koulu
olmayan, llebilir olmayan, zamanda ve uzamda olmayan gibi tanmlarn
Tanr iinde yapld grlmektedir. Matematikte olanak, gereklik ayrm
yoktur. nk saylar bir eyin yerini tutmazlar, tersine onlar kendileridir.
Tanrnn fiili de kendine aittir. Rastlant ve olanak fiziksel dnyaya aittir.
Tanr iin bu sz konusu deildir.

46 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 172
47 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 174
48 . Naci Soykan, Wittgensteinn Tanr Anlay stne, 177; D. Pears, 138, 139
Teolojik Dilin mkn zerine 17
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
yle anlalyor ki, Wittgensteinin ben-dnya arasnda kurduu
ilikide mantk ve matematie ykledii anlam, meselenin anlalmasnda
nemli bir noktadr. Ancak, yine de meselenin dmlendii nokta mantk,
matematik ve Tanr arasnda kurduu benzerlikte, dnyann dnda olan
Tanr ile benim dnyamda olan Tanr ayrm ile alakaldr. Benim dnyamda
olan Tanr; Tanr gibi bilmenin bir yolu olan kesin bilgi matematikle
mmkndr. Bunun tesinde olan olgusal dnya bir rastlant ve imkn
dnyasdr. Matematikte rastlantya ve imkna yer yoktur. Tanrnn
bilgisinde de rastlant ve imkna yer yoktur. Matematik yapmak, tanrsal bir
bilgiye sahip olmaktr. Gerek bu gr gerekse olgusal dnyaya ekilen
snrlar ve dnyann anlalmas konusu, insan bilgisinin olgusal alana zg
olduunu belirtmeye ynelik felsefi bir giriimden baka bir ey deildir.
nsan bilgisinin ait olduu dnya olgusal dnyadr. yleyse metafizik
alanla ilgili olarak insan sadece ne sorusunu sorabilir. Nedir? sorusu bir
eyin varlna ynelik bir sorudur, fakat o eyin aklanmasn isteyen bir
nasl sorusu deildir. Nasl? Sorusunun yantn veren deneydir. Teolojik
konular, burada yer almazlar. nk dile yansyan dil, dile getiremez.
Kendisi dilde dile geleni, biz dille dile getiremeyiz. Ancak nerme,
gerekliin mantksal biimini gsterir. O, onu iaret eder.
49
Bu nedenle
insan kendi bilgisinin dnda olan Tanrnn keyfiyetini bilemez. Dnyaya
ncesiz ve sonrasz bakmak, ona bir btn snrlandrlm bir btn olarak
bakmaktr. Dnyay snrlandrlm bir btn olarak hissetmek, mistik olan
ite budur.
50
Bu ifadeler, teolojik adan olduka anlamldr. Bu nedenle D.
Pears,
51
teolojik konulara kar gsterilen derin suskunlua karn, Tractatus
ta yaplan ayrmn dinsel kuram savlama asndan nemli bir ierie sahip
olduu grn benimser.
II. Dilin Snrlar stne Gitmek: Dile Getirmek
Wittgensteinn ikinci dneminde en belirgin konu: Anlaml olma ile
dorulamann zde olmad dncesini ne srmesidir. kinci dnemi
nemli farkllklar iermesine karn birinci dneminden kopuk deildir.
Ancak ak ve belirgin olan husus udur ki; dorulayc analiz mantnn bir
dereceye kadar basit ve zel grlerini paylamaz. Anlama daha geni bir
anlam ykler. Dar anlamda anlalan anlama tepki; anlam aramayn, daha

49 L. Wittgenstein, On Death and The Mystical , Edit: John Hick, Classical and
Contemporary Readings In The Philosophy of Religion, Prentice-Hall, Inc, New Jersey,
1964, 411 ( 4. 121)
50 L. Wittgenstein, Tractatus, 6. 45
51 David Pears, Wittgenstein, ev: A. Dankel, Afa Yay., st., 1985, 123
18 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
ok kullanm aratrn ifadesiyle somutlar.
52
Dil oklu bir tarzda
kullanlabilir, anlamda balama aittir. O halde bir iddiann anlamn
deerlendirmek iin kat bir l kullanlamaz. Anlam, hem dilin dz
yzeylerine hem de dzensiz snrlarna uyan esnek bir lde aranabilir ki,
bu dilin kullanmdr, gnlk dildir. Her cmle kendi zel balamnda
anlamldr. nk dilin anlam kullanmndadr.
Dorulayc analiz mantnn snrlarn ve kendi erken dnemindeki
anlayn eletiren Wittgenstein, dilin ok eitli kullanmlarnn bir yksek
ortak paydas olmas gerektii dorultusundaki varsaymndan vazgeer. Her
bir eit kullanm br eitlere, tpk ayn aileden insanlarn yzleri ya da
insanlarn oynadklar oyunlar gibi deiik biimde birbirine benzedii
grn benimser. Bu nedenle de zel dili ok farkl bir gereklik olarak
tasvir eder. Ona gre dilimiz eski bir ehre benzer; dar sokaklarn ve
meydanlarn, eski evlerin ve yeni evlerin, eitli dnemlerde eklenen
yaplarn oluturduu bir labirenttir ve dz caddeler ve tek biimli yaplardan
olumu pek ok yeni mahalle, bu ana blm kuatmtr.
53
Bu ifadeler
fonksiyonel analiz mantnda dilin, tabii bir fenomen olarak grldn
gstermektedir. Bu nedenle dilin kullanmlarnn her hangi birini dlamaya
hibir a priori izin vermez. nk belirli bir cmlenin dorulanabildiini
sylemek, anlam konusunda karar vermek deildir; bu, onu deneysel tipte
bir cmle olarak nitelemektir.
Fonksiyonel analiz dil aralarnn okluunu ve bu aralarn
kullanmlarnn okluunu ileri srerek dorulayc analiz mantnn temel
dayanaklarndan birini drr. Adn taycs ile adn gsterimi arasnda
kesin bir ayrm yapar. Adn gereklikte karl olduu ey- kii veya nesne
adn taycsdr, gsterimi deil. Adn taycs yok olabilir, ama ad
gsterimini yitirmez. Dil oyununda ad, nesneye sanki bir biimde sahip olur
ve objenin varolmas son bulunca, onunla birlikte i grm olan ad
gsterimini yitirmez.
54
Dile ykledii anlam hem bir karmaa hem de
kendisine srekli eklenen bir btnlktr. Bu, mantk dorulamann
snrlarn aar. Dolaysyla mantk da artk dier dil oyunlar gibi bir dil
oyunudur. nk bir szcn anlam onun dildeki kullanmdr.
55
Bir sz
anlamak ise onun nasl kullanldn bilmek, onu uygulayabilmektir. Artk

52 Bede Rundle, Wittgenstein and Contemporary Philosophy of Language, Basil
Blackwell, Oxford, 1990, 1-2
53 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, ev: D. Kant, Kyerel Yay., st. 1998, 18 ; B.
Rundle, Wittgenstein and Contemporary Philosophy of Language, 42
54 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 84
55 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 43
Teolojik Dilin mkn zerine 19
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
dil ile gereklik arasnda uyum aranmaz. stelik byle bir ey metafizik
olarak tanmlanr.
Fonksiyonel analiz, dilin gnlk hayattaki kullanmnda, analitik ve
sentetik nermelerin nemini inkr etmez; fakat daha ok, dorulayc
analizin yabanc veya en azndan srgne gnderilmi unsurlar olarak
grd cmleleri, linguistik yurttala kabul eder. Dorulayc analizin
nemsiz istisnalar arasna koyduu dil kullanmlar, gerekte bu analizin son
derece deer verdii kullanmlar kadar nemlidir. Wittgenstein
56
dilin tabii
geliimine vurgu yapar ve dilin sosyal niteliini, kullanm ve anlam
deiimleri zerinde durur. nk dilin tabii gelimesi, sadece toplumda ve
toplumla gerekleir. Buna gre dil; bir sosyal faaliyettir. Her dil
konuucusunun bildii kendisine has bir yapya sahiptir. nsanlar dilde kural
haline getirilmi gramatik modlara ve uzlamlara dayandklar iin birbirini
anlarlar ve bir dil oyununun yesi olurlar. Dilin konuulduu, retildii ve
pratikte kullanld hayat formunun yokluu, iletiimin olmad bir
dnyay simgeler. nk insanlar kullandklar dilde uzlarlar. Bu,
dncelerde uzlama deil hayat tarznda uzlamadr. Eer dil bir iletiim
arac ise konumann gerekletii yerde bir uzlama var demektir. Bu
sadece tanmlarda uzlamay deil, ayn zamanda hkmlerde uzlamadr.
Birbiriyle uzlaan insanlarn paylatklar ey, aslnda, ayn dil
oyununa ait olmalardr. Dolaysyla bir dil oyununa ait olmak, belli bir
gelenein rm olduu hayat tarzna ait olmaktr. Bir dilin iinde olmak bir
gelenein rd ve belirledii bir yaam tarzn paylamak anlamna gelir.
Bu nedenle bir kelimenin zel tanm, dilin bir paras deildir; nk
tmyle zel kelimenin tam anlamyla hibir gc yoktur. Sa elimin sol
elime yapaca hediye ne kadar hediye ise zel kelimenin de o kadar anlam
vardr. Dolaysyla kelimelerin anlam yok kullanmlar vardr. Bir olay farkl
ekillerde yazlabilir, anlatlabilir ve okunabilir. te bu nedenle, dilin
kullanmlar eitlidir. Linguistik bir olgunun tek genel ayrt edici zellii
sosyal bir balamda olumas ve baz pratik sonulara sahip olmasdr. Dil
oyununda dil, meru pek ok kullanm olan karmak, sosyal bir rndr.
57

Wittgensteinin dncesindeki ayrma noktas kelimenin anlam
zerinde gerekleir ve der ki; kelimeler tek balarna bir kelimenin nasl
anlaldn sylemezler. Bu ayrm, atomcu bir bak asndan btncl
bak asna geiin uradr. Dorulayc analizin temel aksiyomu udur:
her temel nerme dier nermelerden bamsz olmaldr. Wittgenstein,

56 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 242
57 Frederick Ferre, Din Dilinin Anlam: Modern Mantk ve man, ev. Zeki zcan, Alfa
Yay., st.1999, 80-81; Karlatrnz: D. Pears, Wittgestein, 126-127
20 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
buna katlmaz ve der ki; deneysel yargnn kurallarn renmekle
uygulamalarn da renemeyiz; yarglarn dier baka yarglarla ilikilerini
nasl renirsek, uygulamalarn da ylece reniriz. Bizim iin akla uygun
olan ey yargnn btndr. Herhangi bir eye inanmaya balarsak, bu
inandmz ey bir izole nerme deil; fakat btn bir nermeler sistemidir.
Ik btne derece derece yaylr. Bana ak gibi grnen eyler, izole
aksiyomlar deil, aksine iinde ncllerin ve sonularn uyutuklar karlkl
bir desteklemedir.
58
Bu ifadeler gayet ak biimde belli bir dil sistemi
iinde yer alan nermelerin birbirini karlkl olarak desteklediini
anlatmaktadr. Dolaysyla anlan btnlkten koparlm bir nerme mantk
olarak dorulansa bile anlaml olduu anlamna gelmez.
nermeden, imajdan sz eder gibi sz etmek, tasavvurun
fonksiyonunu abartmaya neden olur. yle ki sonuta bu abartma, btn
dier fonksiyonlar ve ncelikle bizzat imajlarn kullanm biimini gizler.
Oysa bir imajn anlamn, temsil ettii eyi anladmz andan hareketle
aydnlattmz hibir ey bize nceden garanti etmez. Bir kpek resmini ele
alalm; Ona derhal, bu bir kpektir, eklinde bir gndergesel anlam
yklersek hakszlk ederiz: nk bu resim iinde yer ald balama gre bir
uyar anlam tayabilir. Bu resim, bir kpek kulbesini, bir kpek fuarna
dnk bir yn veya bir sat teklifini belirtebilir. yleyse ierii ne olursa
olsun bir imaj tasvir etmeye, soru sormaya, istemeye, uyarmaya yarayabilir.
Her imajn tasvirci ieriini ve kipsel bileenini birbirinden ayrmak
gerekir.
59
O zaman imajn gerek anlamn belirlemek iin bu modal boyutu
dikkate almak ok nemlidir. majlarn ve tasavvurlarn dinde oynadklar
rollerden dolay din dilinin analizi dorudan bu farllklarla ilgilenir.
Dorulayc analizin gzettii dier bir husus; karmak olann basit
olana indirgenmesidir. Oysa Wittgenstein bunun grnd kadar ak
olmadn syler. Kusursuz doruluk iin mantksal ilkelere uyma
zorunluluu, yani anlamn mutlak belirlenmesi gereklilii, bir eit belirlilik
ve belirsizlik tipini olaan dili yanl yorumlamak tehlikesiyle kar karya
kalr. Olaan dil belli bir durumda, belirlilik ve belirsizlik tipine muhtatr.
Szgelimi leye doru bulualm, demek anlamak iin yeterlidir. Bundan
daha ounu istemek, szgelimi leye doru mu veya leden bir dakika
nce mi, diye sormak yersizdir ve bu soru olsa olsa dengesiz bir mizac ifade
eder.
60
Bir cmlenin anlam denebilir- phesiz unu ya da bunu ak
brakabilir ama tmcenin yine de kesin bir anlam olmal. Belirsiz bir anlam

58 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 140,141,142
59 J. Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, 69
60 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 60
Teolojik Dilin mkn zerine 21
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
gerekte hi de bir anlam olmaz, - bu una benzer; belirsiz bir snr
gerekten snr deildir. Burada belki yle dnlebilir; eer, adam odada
skca kilit altnda tuttum yalnzca ak tek bir kap vardr, dersem o
zaman ben hi de onu odaya kilitlemedim; onun kilitli olmas bir hiledir.
Burada yle de denilebilecektir; sen hibir ey yapmadn. indeki bir
boluk ile birlikte bir kapatma, hi kapatmama gibidir - ancak bu doru
mudur?
61
Bu soru ile karmak olan tekil ve btnden koparlm bir
nerme ile anlatmann hem anlam snrlandrmak hem de anlam indirgemek
olduu gsterilmektedir.
Anlam araynda tartmalar, diyelim ki matematikiler arasndaki,
bir kurala tabi olunup olunmad sorusu zerinde patlak vermezler. nsanlar,
szgelimi bu konuda yumruklamazlar. Bu bizim dilimizin ileyiinin,
szgelimi tanmlamalar verirken, temellendirdii erevenin bir parasdr.
Demek ki siz neyin doru neyin yanl olduuna insani uzlamann karar
verdiini sylyorsunuz. nsanlarn doru ve yanl dedii ey budur; ve
onlar kullandklar dilde uzlarlar. Bu, kanlarda deil yaam biiminde
uzlamadr. Eer bir dilin iletiim arac olmas gerekiyorsa yalnzca
tanmlarda deil ayn zamanda yarglarda da uzlama olmaldr. Bu, mant
feshediyor grnyor ama byle yapmaz. lm yntemlerini tanmlamak
bir ey, lm sonularn almak ve belirlemek baka bir eydir. Ama bizim
lme dediimiz ey ksmen lm sonularndaki belirli bir deimezlik
tarafndan belirlenir.
62

Eer dilimizin mant basite gerek-fonksiyonel mantk deilse
nedir? Her hangi bir kii fonksiyonel analizi bu sorulara bir cevap serisi
grebilir ki bu yaklam, mantk ve matematiin, kendi kendine yeten
sistematik formel modellerinden uzaklamay ve insan pratiinin
arkaplannda gml olan bir oyunun modeline, aktivitesine doru
ynelmeyi benimser. Ayn zamanda fonksiyonel analiz mant, kesin
anahtar paradigmalarna ve bir resim veya hesap gibi dilin bilgisini ieren
dorulayc analizin metaforlarna olan gveni sarsar. David G. Sternin
63

deyiiyle fonksiyonel analiz mant, kurallarn formel sistemi olan dil
anlayndan kurallarn hkmnn paylalan pratiklerin arkaplanna
dayand grne kayar ve szckleri fiilen zgn yerlerinde kullanmaya
ve kuralna gre oyun oynamaya armaktadr.

61 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 99
62 Norman Malcolm, Knowledge and Certainty, Library of Congress Catalog card, United
State America, 1963, 112
63 David G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, Oxford Univ. Press. New York,
1995, 102
22 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Bir alet kutusundaki aletleri dnn;bir eki, kerpeten, bir testere,
bir tornavida, bir cetvel, bir tutkal kutusu, tutkal, iviler ve vidalar. te
szcklerin ilevleri, bu nesnelerin ilevleri kadardr-her iki durumda
benzerlikler vardr. phesiz aklmz kartran ey, konuulurken
duyduumuz ya da el yazs ve baskda karlatmzda szcklerin ayn
tarzda grnlerdir. Zira onlarn uygulanmalar bize ok ak gsterilmez.
zellikle de felsefe yaparken.
64
Dil eski ve yeni evlerden oluan labirent ve
ayn zamanda buna eklenen unsurlardr. yleyse anlam olduka karmak dil
oyunlarnn iindedir. Dil oyununun aratrlmas, konuma tryle ilgili
farkl ifadelerin nasl ve ne zaman, yani hangi ortamlarda ve hangi cmlelere
ve durumlara cevap olarak ifade edildiinin aratrlmas anlamna gelir.
yleyse felsefi problemler dil tatile kt zaman ortaya kar.
Szlerin neyi imlediklerini gstermesi gereken ey, sahip olduklar
kullanm trdr. Dilin kullanm trne gre anlam belirlenir. Bu szck bu
yu imler, ifadesi bu tanmn bir parasdr. Szgelimi deme ta
szcnn, aslnda bir tula dediimiz yap tann ekline gnderme
yapt yanl dncesini kaldrma sz konusu olduunda yaplacaktr.
Ancak bunun bir gnderim tr olduu bilinir. Dolaysyla szcklerin
kullanmlarnn tanmlarn bu ekilde zmseme, kullanmlarn kendilerini
artk birbirine benzer klmaz, zira grdmz gibi onlar tmyle
farkldrlar. Aklmz kartran ey szcklerin ayn tarzda grnlerdir.
Zira onlarn uygulanmalar bize ok ak gsterilmez, zellikle de felsefe
yaparken.
65

Wittgenstein, kendisine yle bir eletiri yneltir; her tr dil
oyunundan sz ediyorsun ama bir dil oyununun ve dolaysyla da dilin
znn ne olduunu; tm bu etkinliklerde ortak olannn ne olduunu ve
neyin onlar dil ya da dilin paralar haline getirdiini hibir yerde
sylemiyorsun. Bylece nermelerin genel biimi ile dilin genel biimine
ilikin blm atlyorsun. Bu eletiriyi yle aklar; bu dorudur dil
dediimiz her eye ortak olan bir ey retmek yerine bu grnglerin, hepsi
iin ayn szc kullanmamz salayan tek bir eyin olmadn, - ama
onlarn birbiriyle ok farkl ekillerde bantl olduklarn sylyorum. Ve
bu bant veya bantlar nedeniyle onlarn hepsine dil deriz.
66
Fakat dilin
kendi dnda bir temeli yoktur. O akla ne uygundur ne de aykrdr.
Bu bilgiyi verdikten sonra dil oyununu farkl oyunlara atf yaparak
aklar. Fonksiyonel analiz mantna gre dil oyunu dil ile dilin rld

64 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 11
65 L. Wittgenstein, Tractatus, 7, 10,
66 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 65
Teolojik Dilin mkn zerine 23
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
eylemlerden oluan btndr. Dil oyunlar, her biri zgn grameri
belirlemeye yarayan bir hayat formuna baldr.
67
Dil oyunu normal
durumda bir sra dilsel ifadeden oluur ve ounlukla bu ifadelere baka
eylemler elik eder. Eer ona bir eylem elik etmiyorsa ve eer o bir buyruk
deilse bir dil oyunu olmaz. Dil oyunu dilin btnnn paralar deil,
tersine kendi iinde kapal antlama sistemleri olarak basit dillerdir. En basit
dil oyunu iki kii arasnda kullanlan dildir. Szgelimi usta-rak ilikisi
byledir. Usta tula diye bard zaman rak hemen tulay ustaya getirir.
nk bunun bana bir tula getir anlamnda olduunu bilir. Her dil oyunun
kendi btnsel anlam yaps iinde bir kural vardr.
68
O kural renmek
oyuna katlmak anlamna gelir. Aksi takdirde oyun d kalrsnz. Yani
anlam avularmzdan akp gider. nk anlam, balamn
belirlenmesindedir.
Dil oyununu ve farkl dil oyunlarn yle aklar; Szgelimi, oyunlar
dediimiz ilemleri ele aln. Tahta oyunlarn, kart oyunlarn, top oyunlarn,
olimpiyat oyunlarn ve benzerlerini kastediyorum. Bunlarn hepsinde ortak
olan nedir? unu demeyin; ortak bir eyin olmas gerekir yoksa onlara
oyunlar denmez. Ancak onlarda ortak bir eyin olup olmadna bakn ve
grn. Zira eer onlara bakarsanz hepsinde ortak olan bir eyi
grmeyeceksiniz ama benzerlikleri, bantlar ve onlarn btn bir dizisini
greceksiniz. Yinelersek; dnme, ama bak! Szgelimi, tavlaya, satran
tr tahta oyunlarna, onlarn eitli balantlarna bak. imdi kart
oyunlarna ge; burada ilk gruptaki ile birok karllklar bulursun ama pek
ok ortak zellik kaybolur, bakalar ortaya kar. Top oyunlarna
getiimizde bir ok ortak ey kalsa da pek ou kaybolur...Bu irdelemenin
sonucu udur; biz, st ste gelen ve apraz hatlar izen benzerliklerin
karmak bir an grrz: Bazen kapsayc benzerlikler, bazen ayrntnn
benzerlikleri. Bu benzerlikleri nitelendirmek iin aile benzerliklerinden daha
iyi bir ifade dnemiyorum. O halde oyunlar bir aile oluturur.
69

Dil oyunlar, farkl oyunlara atf yaplarak gsterilmekte, farkl
oyunlarda bulunan ortak zellikler veya bir ortak zellik deil, benzer
zellikler sz konusudur. Oyunlarn bu benzerliklerini aile benzerlikleri
olarak adlandrr. Dildeki oyunlarn ne snr ne miktar bellidir. yleyse
farkl oyunlardaki kartlarn oyun trne gre amac ve rl deitii gibi
ifadenin de amac ve rol de deiik olacaktr Ancak kesinliin eidi, dil

67 Jean Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, ev: Z. zcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1999,
15-16
68 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 85, 86; N. Malcolm, Knowledge and Certainty,
98
69 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 66, 67
24 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
oyunun eididir.
70
Bu analojileri dil oyununa tarsak sonuta u ortaya
kar; bir ifadenin etkin anlam zerinde en iyi bilgilenme tarz, kendimizi
dilin etkin kullanmnn klavuzluuna brakmaktr.
Bir insan rahatlamay ve zmeyi tekil eden aktiviteler, kelimeler,
yz ifadeleri ve jestler Wittgensteinin yaam formlar adlandrd eye
uygun dmektedir. Dil oyunu terimi, dil oyunu bilgisiyle balantldr. Dilin
konuulmas bir eit eylem, bir eylemin paras ve yaamn formudur. Her
hangi bir balam anlamak istiyorsak bu balam iin kullanlan kelimeleri
saran doal ifadeleri, eylemleri, insan davranlarnn amacn anlamalyz.
71

Dolaysyla hayat formu, btn sosyal ve kltrel, kiiler aras yaama
dayanan eylemlerle i iedir. Gereklik ve hakikat olarak anladmz ey
insan ve dille ok yakndan ilgilidir ve bu insan hayatnn btn alanlar ile
balantldr. Bu nedenle bir dili dnmek bir yaam biimini dnmek
anlamna gelir. Kelimeler ancak yaam ve dncenin iinde bir anlama
sahiptir. Dolaysyla etkin biimde kullanlan dil gerei, aratrmann
istedii ekilde, nermenin genel formunu tek bir modele indirgemeye izin
vermez. Hangi tr objenin nasl bir ey olduunu bize gramer syler. Teoloji
de gramer gibidir. Teolojinin nasl olduunu, bal bulunduu gramerden
anlarz.
Bu balamda, yani bir kural izleme durumu gibi bir eylemin apak
tanmn vermesi mmkn olan arka-plan bir taraftan bizim pratiklerimiz ve
hayatn formlar, dier taraftan bu pratiklere dayanan doann gerekleri
yaplandrr. nk miras edinilmi bir arkaplan yetenekleri, alkanlklar
ve gelenekleri kapsar, bir teori de btn ayrntlar aklayamaz. Kural
izlemenin sosyal ve tabii balamna yaplan vurgu Wittgensteinin bir pratik
olarak sonraki dil anlaynn zelliidir.
72
Wittgensteinin bu zmlemesi
asndan meseleye bakldnda her ey kendi dil oyunu iinde anlama
sahiptir, ifadesiyle dini ifadelerin kendi iinde anlaml olduklar sonucunu
karabiliriz. Dil oyununa ykledii anlam; sylenemeyen ve gsterilemeyen
ayrmn ortadan kaldrr. Bu durumda dini ifadelerde ayn ekilde dil oyunu
iinde bir anlama sahip olacaktr. Bylece dini nermeler kendisinden sz
edilmeyip sadece gsterilen deil, aksine hem gsterilebilen hem de bir
anlama sahip olan konuma kavuacaktr. yleyse dilbilgisi olarak teoloji
mmkndr.
73
Din alannn dilbilgisini, dil oyununu bilirseniz onu

70 N. Malcolm, Knowledge and Certainty, 123 ; B. Rundle, Wittgenstein and
Contemporary Philosophy of Language, 45
70 D. G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, 103
71 N. Malcolm, Knowledge and Certainty, 119
72 D. G. Stern, Wittgenstein on Mind and Language, 103
73 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 373
Teolojik Dilin mkn zerine 25
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
anlarsnz. Elbette ki byle bir karm; dinin iinde olmay ve o dil oyununa
ait kurallarn iinden bakmay gerektirir. Dolaysyla teolojik konular,
dorudan doruya dnyay ama istei ile dile getirilebilir.
yle grnyor ki fonksiyonel analiz mant kartezyen zihniyetin
bilgi kuramsal yalnzlndan kendini yava yava uzak tutarak dnyann
epistemik otoritesini aydnlatmaya almaktadr. Bu, hayatn verimli
kmelerinin fonksiyonel analiz tarafndan tedrici olarak kabul edilmesi ve
belli tanmlama zerine olan giriimleri iin bir temel sonucudur. yle ki
fonksiyonel analiz mant iinde gelien bu temalar modern dncenin
eletirisini yapan bir ok filozof tarafndan kullanlr. Bylece, tarihi
gerekliin radikallii, anlamann yapskm ve dncenin dilsellii
modern dnceyi eletiren postmodernistlere gre nemli temalardr.
nk, bir dil oyunundan sz etmek, bir hayat aktivitesinin ve bir hayat
formunun paras olan dili konumaktr.
74

Wittgenstein, teolojik nermelerin tabii imknlar dile getirmedii
grn srdrmekle birlikte, bunlarn anlamlarnn insan yaam iinde
kavranacan dnr. Teolojik dile kar tutumu u szlerinde netleir;
teolojinin esas, onun eylerle ilgili aratrmalarla kavramsal aratrmalar
arasndaki ayrm kartrmas. Teolojik soru; daima, sorun kavramsal bir
sorun olmasna karn, eyle ilgili bir sorun gibi grnr. Szgelimi dnya
ktdr gibi bir cmleyi dnya yuvarlaktr cmlesi gibi grp, birincisindeki
dnya kavramn ikincisindeki gibi bir nesne olarak sanmak. Ya da eer
dnyann iindeki olgularn yannda, onlardan baka, olgu olmayan
eylerinde olduunu kabul etseydik, bunlar stne olan deneyimlerimizin
bunlarn birer resmi olduunu, yani onlarn anlaml cmle olduunu kabul
edecek, bylece teoloji yapm olacaktk. Bu una benzer; yi yararldr,
cmlesindeki iyi kavramn portakal yararldr gibi bir ey grmek.
75
Ancak
bir kiinin lmnden sonra yaad ve Tanr tarafndan yarglanaca
nermesi, bunlarn yaam iindeki yeri asndan kavranlabilir. kisi
arasndaki snrlarn kartrlmas karlkl olarak bir indirgenme ile
sonulanr.
Dinin grameri, zgn bir mantk tekil eder. Ahirete inanmann anlam
nedir? Dier bir deyile sz konusu tasavvurun ierii nedir? sorusu akla
uygun bir sorudur; fakat daha ziyade hangi andan hareketle ve hangi
artlarda bu inan dini bir iman olur sorusu da akla uygundur. Ahiret gnne
inancn yarn yamur yaacana dair inantan tamamyla farkl bir stats

74 Thomas Guarino, Between Foundationalism and Nihilism: Is Phronesis the Via Media
for Theology, Theological Studies, (March.93, Vol: 54) 128
75 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 175
26 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
vardr. Sonu olarak dini inancn orijinallii psikolojik kriterlere
dayandrlmas olmamaldr. Fonksiyonel zmlemeye gre iman bir
haykrma ve ruh hali de deildir. Bir imann gc, onu bir acnn
younluuyla karlatrmaya izin vermez. Dini imann orijinallii sonuta,
srf gramatik kriterlere dayanmaldr. Yarn yamur yaacana inanyorum
diyen kiinin karsnda yle diyebilirim: belki evet, belki hayr. Fakat,
kyamette Tanr zalimi mazlumdan ayracak diyen kiiye ayn ekilde tepki
gsteremem. nk dini imann grameri belkinin ve muhtemelin ntr
durumuyla badaamaz.
76
Yine buna bal olarak dini ifadeler yamur
yayor ve yamyor eklinde de aklanamaz. Dini ifadelerin anlam, biri
dierinin hayrlanmasyla elde edilemez.
Wittgenstein imann zel olduunu dnr. N. Soykann aktardna
gre o yle der; sen Tanry, o bir bakasna sz sylerken iitemezsin;
tersine eer sen, kendisine konuulansan iitebilirsin. Bu, bir dilbilgisel
dncedir. Yoksa bu, bir tr Tanr inanc temellendirmesi deildir. nk
Tanr inanc kiiye zgdr. Yani bavuru bir bakasna deil, ilahi szn
kendisine olmaldr. Ona gre din bir bakasna aklanamaz. Din
aklanarak deil, ayn matematikte olduu gibi yapmakla renilir. nk
matematik iaretleri bir eyin simgesi deildir. Onlar bir eyi gstermez,
betimler. Tanr szc de yle. O bir eyi gstermiyor. Onun gsterdii, ad
olduu bir ey, insan, kendisine gsterilmedii halde bu kavram kullanr ve
anlar.
77
Byle bir anlay, fideist, imanc bir anlay olarak tanmlanabilir.
u farkla ki, bu anlay, kiinin dini metinlerden herkese aklanan ve
anlatlan bir imancl deil, kiinin kendine zg, znel ve mistik bir
imanclktr.
Dini anlamak din dili oyununa katlmaktr. Oyuna katlmak ise din
dilini bilmekle mmkndr. Dini, kendi dil oyunu dnda her hangi bir dil
oyunu ile anlamak mmkn deildir. Dini iman gramatik kriterlere
dayanmaldr, nk dini imann dili belki ve muhtemeli dlar. Buradan
kan sonu; dinin dili farkl bir dil oyunudur. Ancak din dilinde sk sk
mecazlar kullanld halde Wittgenstein mecazn bir olay betimlemesi
olduunu benimser. Fakat byle dnp ve mecazn arkasndaki duran
olay dile getirdiimizde katksz bir samala deriz. Kald ki mecaz,
konumama aresizlii karsnda bir ireti konuma denemesidir.
78
Akn
alana ilikin dini ifadelerin bir ounu mecaz olarak deil de, bir tanmlama
olarak aldmz da, dini farkl bir moda indirgeyerek aklamamz gerekir.

76 J. Greisch, Wittgensteinda Din Felsefesi, 77
77 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 193
78 . Naci Soykan, Felsefe ve Dil, 188
Teolojik Dilin mkn zerine 27
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Bu olsa olsa mitsel evrenin dilini, olgu diline evirme gibi bir indirgeme ile
sonulanr.
III. Fonksiyonel Analiz Mantnn Teolojik Dne Etkisi ve
Deeri
Dile getirilemeyen hakknda susmak gerekir eklinde ifade edilen
anlayn teolojik adan ierdii bir ok sorundan bahsetmek mmkndr.
Bize gre zerinde durulmas gereken en nemli konu: anlaml saylan
nermeler, dier bir deyile bilginin konusu saylan alanla ilgilidir. Sadece
nesneler ve olgular iin kurulan nermelerin gerek ve anlaml olduu
gr bilgiyi olgu alan ile snrlandrmaktadr. Buna bal olarak Tanr
hakknda konumann mmkn olmad ileri srlmekte ve dile
getirilemeyen hakknda susmak gerekir denilmektedir.
Dile getirilemeyen hakknda susmak gerekir, nk dile getirilemeyen
alanla ilgili nermeler olgusal bir gereklie gnderme yapmazlar. Dnya,
olgularn tm olduuna gre, olgusal ierii olmayan teolojik ifadeler
zerinde konuulamaz. Bu anlay bizzat bilimsel alana ynelik zmleme
asndan sorunludur, nk bizzat dnyann kendisi ou kere dile
getirilemez. Teolojik adan ise anlayn temellendirmek istedii ya din
hakknda susmak ya da dini znenin mistik bilincine indirgemektir. Din
hakknda susmann anlam hem dini bilginin konusu olmaktan karmak hem
de dini sosyal aktivitenin bir formu olmaktan karmaktr. nk dini
znenin mistik bilincine indirgemenin bundan baka anlam yoktur, daha
dorusu sonucu budur. Trkiye merkezli tartmalarda aydnlarmzn dini ve
dini dnceyi srekli olarak bilgi d ve vicdani bir fenomen olarak
grmesi ya da din denince salt mistik ritelleri hatrlamas bu tr yaklamn
bir etkisi olarak okunabilir. zlerek belirtelim ki Trkiyede din, hala,
mantk pozitivist dil anlaynn anlam ltleri ierisinde tartlmaktadr.
Felsefenin konusunu belirleyen ltler, tabii alana ilikin nermeleri
nesnel, objektif, kesin eklindeki tanmlarla zel bir yere ekince, bunun
dnda kalan alann zan altnda kalmas gayet doaldr. Felsefe dilin mantk
analizi ile eitlenmekte ve bunun olgu dnyas ile snrl olduu
sylenmektedir. Bu duruma gre kesin bilgiye ulamann lt deney-
gzlemdir. Dolaysyla doru bilginin elde edilmesinde deney ve gzlemi
nihai kriter olarak alan aydnlarmz, deneyimlerimizi ve fenomen dnyasn
aan bir bilginin mmkn olmad eklindeki bir yargy konumalarnn
temel ncl yapmaktadrlar. Onlara gre felsefi ve ideolojik geerlilii olan
bilgi; dnyann iinde olan bilgidir. Bu da mantktr, matematiktir ve
benzerleridir. stelik, bu din kart dncenin moda deyimi olmutur.
Daha da dndrc olan byle bir anlay eletirmek bilime kar olmak
28 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
eklinde sunulmakta ve tanmlanmaktadr. Oysa bilim felsefesinde
srdrlen tartmalar, bilimin nesnel, anlamann objektif ve olgusal alana
ilikin yorumlarn kesin olduu anlayn oktan geersiz kld. Artk
bilimsel bilgi dzeltilen bilgidir. Objektif anlama yoktur, nk hibir
anlamann deerden bamsz olmad kesin olarak anlalmtr. Bu
nedenle objektif anlamadan deil, nyarglarn elenmesinden
bahsedilmektedir. Artk anlam olgularn tm olarak sunulan dnya ile
snrl tutulmamaktadr. Anlamn kelimeleri ve olgular aan boyutu olduu,
hatta bizzat din dilinin bilimsel bilginin gelimesine katk yapt ileri
srlmektedir.
Bu bilimsel dogmatizim, dini bilimsel bilginin dnda grmeyi deil,
ayn zamanda bilimi ve akln dzenledii kamusal alann her trl deerden
bamsz grlmesi gerekliliine yol amtr. yle ki bilime ve kamusal
alana ilikin her hangi bir kltrel deer atf bilime, akla ve hatta modernlie
kar bir saldr olarak alglanmaktadr. fadelerin anlam ltleri
deimesine karn dorulayc analiz mantndan hareket eden aydnlar
srekli olarak dini salt bir teslimiyetin ve kabuln nesnesi olarak
tanmlamaktadrlar. Bilimin tesinde hibir anlaml ve geerli bilgi olmad
anlay, tersinden dinin ancak bilimsel nermelerin diline dntrlerek
varolabilecei anlayn da beraberinde getirmektedir. Hatta din-bilim
arasnda bir atmann olmad ileri srlrken, bir taraftan bilimsel
bilginin meruluuna dinsel bir dayanak salanyor, bir taraftan da dinin
ancak bilimsel nermelerle konuabilecei n yargs aa vurulmu oluyor.
Unutulan ise hem aydn hem de ilahiyatlar asndan bilim ve bilimsel
bilginin sosyal ve etik sorunlarnn tartlmadan kutsanmasdr. Sosyal ve
etik sorunlardan soyutlanm bilimsel bilgi ve buna bal olarak retilen
aralarn insann bizzat varoluuna ynelik bir tehdide dnt gerei
srekli olarak ihmal edilmektedir.
Dile getirme mantna gelince ki, asl konumuz budur. Din dilinin
daha baka boyutlar olduunu gstermesi bakmndan ilgi eken ve
tartlmaya deer grlen bir kuramdr. yle ki dini balamlarda kullanlan
sradan dilin eitli fonksiyonlar hakkndaki yeni ve merak uyandran
teoriler, yeni teolojik yaklamlarn referans oldu. Dili harici realiteye
balayan, anlamn artl koullarnn yerine, fonksiyonel analizciler din
dilinin fonksiyonunu anlamaya altlar ve din dilinin ne gibi grevler
yerine getirdiini aratrdlar. Onlar dilin, insanlarn hep deien amalarna
uyarlanabilen karmak sosyal bir fenomen olduunu grdler. Bu yzden
din dilini, ok kesin olarak insan amacna hizmet eden bir kaynak olarak
tanmladlar. Buna karn din dili zerinde alan fonksiyonel analizciler din
Teolojik Dilin mkn zerine 29
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
dilinin temel fonksiyonu zerinde kendi aralarnda farkllk gsterdiler.
79

Her eye ramen bu yaklam din dilinin ok eitli fonksiyonlar olduunu,
ifadelerin bolukta bulunmadn gstermi, onlarn anlamlarn belli baz
maksatlar iin kullanlmalarndan dolay kazandklar olgusuna dikkat
ekmitir. Bu gr, dorulayc analizcilerin ifadeleri, niin, nerede ve kim
tarafndan kullanldna bakmakszn, olgusal ve deer bildiren ifadeler
eklindeki snflandrmalarnn yetersiz ve yanl olduunu ortaya
koymutur.
80
Anlam vermeyi gstermek iin kullanmdan hareket etmek ve
nesnelerin statsn belirlemek iin dil oyunlarn dzenleyen derin grameri
gz nnde bulundurmak, aka dil oyunlarnn analizi iin deerlidir.
nk anlam bir temsil fonksiyonu deil, bir kullanm fonksiyonu olarak
anlalmaktadr.
Bir ifadenin anlamn onun kullanndan elde etmemiz dini ifadelerin
anlamn, bunlarn nerede, ne zaman ve hangi amala kullanldklarn
bilmekle elde edilir. yleyse fonksiyonel analiz mantna gre, dini bir
iddiay olgusal bir varsaym olarak okuyamayz. nk din, dnce ve
eylemimizi baka trl etkileyen bir eydir. Dini bir nermenin anlam,
doru olmas durumunda neler olmu olacann bir fonksiyonu deil, ona
balananlarn yaamlarnda yapt deiikliin fonksiyonudur. Bilimsel
inanlardan farkl olarak dinsel inanlar varsaym deildir, kantlar zerine
dayandrlmazlar ve az ya da ok olas olarak deerlendirilemezler.
Dolaysyla din ile bilim ne rtr ne de atr.
81
yleyse dini terim ve
ifadelerin mantn belirlemek onlarn fiili kullanllarn kabul etmekten
ibarettir. yleyse dini ifadelerini anlamn elde etmek iin onlarn
kullanlna ve balamna bakmak gerekir. Her dil oyunu kendine zg olan
evrende ve kendi balamnda anlamldr. O takdirde dinin dnrll
harici kriterlere deil; fakat kendine zg kriterlere bal olur.
Dile getirme ve dini zgn kriterlere bal olarak anlamay savunan ve
teolojik zmleme yapan R. B. Braithwaite dini ifadelerin, esas olarak
ahlak ifadeler gibi ilev grdklerini ilan eder. Teolojik dili ayrt edici bir
noktada Braithwaite unu savunur: din, hayatn ahlak ynn destekleyen
ve resmeden kssalar kapsar ve bu kssalar ahlak amatan te hibir ileve
sahip deillerdir. Bu dini kssalar gerein direkt iddialar grlse de,
gerekte insanlarn daha ahlakl yaamalarn syleyen amalardan birini
aklamaya hizmet eder. Ona gre dini kssalarn ana amalarn

79 Bruce Reichenbach, David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and
Religious Belief : An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University
Press, New York, 1991, 145
80 Turan Ko, Din Dili, Rey Yay., Kayseri, 1995, 248
81 D. Pears, Wittgestein, 180
30 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
grebilmeleri iin doru olduklarna inanlmas ve doru olduklar
gerekmez. Braithwait bu kssalarda hayatn genel anlam arasndaki ilkiyi,
insanlarn kendi hayatlar ile kssalar arasnda iliki kurarak kesin psikolojik
ve nedensel bir iliki olarak ele alr.
82
Din dilinin kullanmn ahlak bir
fonksiyon olarak grmenin anlam udur; dinin amac, ahlak niyetleri
aklamak ve ahlak davranlar desteklemektir. Bu anlay eletiren
Donald Hudson teolojik sylemin kendine zel, tek karakter ve fonksiyonu
olduu grnn ne anlama geldiini tartarak bylesi bir hatay, dinin
derin gramerinin ihlali olarak grr. Teolojik dili eylemsel analize tabi tutma
ve bunu aklamak iin kssalara bavurma dini ifadelerin tmn aklak
kalplara dkmektir. Oysa dini ifadeleri empirik gereklere indirgemeye
almada pozitivist hata ile karlatrlabilir bir yanltr. Byle bir
yaklam, teolojik dilin roln ortaya karmak iin sadece teolojik dilin
nasl ilediini anlatr.
Paul van Buren ise bu konuda farkl bir yorum gelitirir.
Wittgensteina atf yapan aratrmac insan dilinin pek ok dil oyununu
ieren karmak bir fenomen olduunu aklar. Ona gre dil oyunu metaforu
kesin amalar tamamlayabilmek iin insanlar tarafndan kullanlan
tanmlanabilir lingistik davranlara iaret eder: emirler vermek, bir objenin
grnn tarif etmek, bir olay hakknda deerlendirme yapmak, bir
hipotezi ekillendirmek ve test etmek, bir tecrbenin tablo ve diyagramlarda
sonularn aklamak, rol almak, ark sylemek, bilmeceleri tahmin etmek,
fkra anlatmak, pratik aritmetikte bir problemi zmeye almak, teekkr
etmek, dua etmek, lanetlemek, selamlamak gibi. Bu farkl linguistik
aktivitelerden her biri, insan dilinin ayrntl haritasnda farkl bir blgeyi
tutar. Her dil oyunu onun bulunduu alan iinde grev yapan kelimeler iin
kurallara ve sosyal anlamlara sahiptir. Szgelimi kat kelimesi fizikte kat
maddeler hakknda konuurken ald anlam ile ahlak alannda bir kiinin
kat karakterinden bahsederken bununla balantl, fakat farkl bir ey anlatr.
yleyse anlam dilin kullanmnda, hayatn formlarnda gizlidir. Linguistik
cemaatlerin mensuplar tarafndan bir ekilde izlenir ve kefedilir.
83

Burene gre modern materyalist bat kltrmz, bizi, dilimizin
gvenli, merkezi blmleri iinde bilim, ekonomi, tarih ve kollektif bilin-

82 R. B. Braithwaite, An Empiricists View of The Nature of Religious Belief, Edit:
John Hick, Classical and Contemporary Readings In The Philosophy of Religion,
Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey, 1964, 429-430 ; Bruce Reichenbach,
David Basinger, Michael Peterson, William Hasker, Reason and Religious Belief : An
Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, New York, 1991,
145
83 B. Reinchenbach, Reason and Religious Belief , 146
Teolojik Dilin mkn zerine 31
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
linguistik bir ekilde yaamamz iin bask yapar. Fakat dilin merkezi
blmleri ierisinde yaamak deneyimin zenginliini kaybetmek ve dnyada
varolmann kesin yolunu nceden izlemektir. Oysa din dilinin hayati rol,
insanlmzn kesin ynn tanmlamaktr.
84
nsan hayatnn derin
boyutlarn ieren ve insana hayatn ve varln ufkunu gsteren din, kendine
zg bir dile sahiptir. Bu dil kendi zgnl iinde anlalmal ve hayatn
farkl formlar iinde yol gsterici olmaldr.
Dile getirme anlayndan yararlanan D.Z. Philips ise,
85
din dilinin
zel bir dil olduunu savunur ve der ki; dil hakknda yanl anlama, Tanr
hakknda ya da Tanr iin bir eyler sylemenin anlam hakknda da yanl
anlamlara neden olur. Bu nedenle dini inancn kendine zg bir dil oyunu
vardr. Baka dil oyunu ve anlam dzlemleriyle hibir kesiim alan
bulunmayan, onlardan soyutlanm ve kendi kendine yeterli bir anlam
referansna sahiptir. Bunun tersini savunmak ona gre, dini dorularn baka
anlam dzlemlerine dayanarak ispat edileceini savunmak olur ki dine asl
ters decek yaklam budur. Dini ifade ve iddialarn baka dil oyunlarnda
kullanlan ifadelerle eliiklik gstermesi diye bir ey olamaz.
Dinin kendi iinden anlamann gerekli olduunu savunan D. Z. Philips
szlerini yle srdrr; dini dil oyunu baka herhangi bir dil oyunuyla
mantksal hibir balants bulunmayan, dindar kiilerin kendilerini
kaptrd bir faaliyettir. Bir filozof diyebilir ki Tanr yoktur, buna kar
mminde der ki: nce bir hikaye uyduruyorsun ve buna dayanarak eletiri
yapyorsun. Senin varln inkr ettiin Tanr benim inandm Tanr deil.
Bir baka filozof da der ki: din anlamszdr. Buna ka bir baka dindar kii
buna yle diyebilir: Tanr sz konusu olunca varolmak, sevgi, irade gibi
kelimeler belirli dini olmayan metinlerde getikleri anlamlara gelmezler. Sen
buradan yola karak dini nermelerin anlamsz olduuna karar veriyorsun.
Gerek u ki: sen, dinin sahip olduu anlam, anlamay baaramyorsun.
Niin pek ok felsefeci ile dindar arasnda iletiim eksiklii var? Bunun en
nemli sebebi: Tanrnn varlna inanmayan pek ok felsefeci Tanr vardr
demenin ne anlama geldiini bildiklerini farzediyorlar.
86

Din kavranlabilecek bir eyse rasyonel olmaldr tezi de bu yaklam
asndan sorunlu grlmektedir. Philips der ki : rasyonel ile irrasyonel
arasndaki fark, kesinlikle, her hangi birisinin anlamn aklayan beyanda

84 B. Reinchenbach, Reason and Religious Belief , 147
85 Dewi Zephaniah Philips, Religion Without Explanation, Blackwell : Oxford,1971, 185-
186
86 D. Z. Philips, Faith, Scepticism and Religious Understanding, Contemporary Classics
In Philosophy of Religion, Etid: Ann Loades and Loyal D. Rue, Copen Court: Illinois,
1993, 124
32 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
yer almaldr. Fakat bu, sylemin tm modlarnn uyum salad rasyonel
bir paradigmann varolduu anlamna gelmez. Din felsefesine zorunlu bir
giri; rasyonalitenin kriterlerinin farkl olduunu gstermektir. Her balamda
ayn anlama gelmeyen, gerekle gerek olmayan arasndaki fark
gstermektir .Eer bu aklanrsa, bir kii uzun bir sre Tanrnn
gerekliini varlklar iinde bir varlk, objeler iinde bir obje olarak
yorumlamay istemeyecektir.
87
Wittgensteinn grlerini teolojik alana
tayan bu yaklam teoriyi yanstma asndan daha zgn grnmektedir.
Fonksiyonel analiz mantn benimseyenler, din dilinin farkl
kullanmlarnn ortaya kmasna yardmc oldular. Bunlar, Wittgensteinn
dil zmlemesini izleyerek din dilinin farkl ekillerde kullanldn
gsterdiler: dua etmek, uyarmak, mjdelemek vb. Ne var ki din, kendisinin
en temel teriminin ki bu kendi syleminin btn alann oluturan ve
hkmeden Tanr terimidir adlandrma ve refere etmenin anahtar teknikleri
olduu dier alanlarn kurallar ile ne lde uygun dp dmedii
yeterince ak deildir. Dini epistemik cemaatin iinde teolojik dilin yalnzca
fonksiyonu zerinde odaklanmak onun eitici boyutunu ihmal etmektir. Bu,
sanki din dilinin kognitif olarak anlamsz olduu, fonksiyonel olarak anlaml
olabilmenin bir yolunu arad dncesini ele vermektedir. Pozitivist
saldrnn etkisini da vuran bu yaklam, meseleyi, belirleyici durumun
iinden bir are retmeyi yanstan naif bir anlay simgelemekte ve baz
eyleri akta brakmaktadr.
Fonksiyonel analistlere gre teolojik konular aklanan ve iletilen
deil, dile getirilendir. Dile getirme ile snrlanan teoloji; orada bir yerde
duran, tartlmayan, bilginin konusu yaplmayan, kiiye zel bir yerde
duran znel bir eydir. nk bunlar bir bakasna aklanamazlar. Bu her
dil oyununu ve farkl din dili oyunlarn eit gren bir anlaytr.
llemezlii ngrr. Bunun anlam udur: Bir dil oyunu olarak dil,
bilimsel dnce sitemlerinde olduu gibi, her hangi bir gr desteklemek
veya rtmek iin kullanlabilecek eitli dorulama kstaslarna sahip
deildir. Ancak din; dilin formlar hayatn formlar esasna bal olarak bir
hayat ve dil formudur. Ne var ki dini sylemi ancak ieriden inceleyebiliriz;
bunlara d anlam ve doruluk kstaslarn uygulamamz mmkn deildir.
Dini dile getirmeden ibaret grme mant, dini ifadeleri baka bir
anlam dzeyine kaydrmakla sonulanr. Bilginin konusu olmaktan karlan
bir inancn eletrilme ans yoktur. Statik bir iman anlay ksa srede i
dinamiini yitirir ve tarihi alann etkin ufkunda geerli olan bir dncenin
diline dnr. Dier bir deyile dini anlamay lafzi zmlemeye indirger.

87 D. Z. Philips, Faith, Scepticism and Religious Understanding, 126
Teolojik Dilin mkn zerine 33
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
stelik Tanrnn gerekliini her hangi bir dil gereklii gibi anlamak ve
Tanr hakknda konumay bir eye iaret eden dil olarak deerlendirmek
sorunludur. Tanr vardr, Tanr adildir gibi ifadeler bir inancn dile
getirilmesinden ibaret kalmaktadr. Oysa din dilini kullanan teistler, alemi
Tanrnn yaratt eklindeki bir tasdiki Onun varln ngren kesin bir
nerme olarak grrler. Tanr vardr ifadesi sadece bir dile getirme deil,
Tanrnn varln tasdik etmektir.
Her hangi bir alanda dil oyunlar ilk olgu tekil eder. Bu ilk olgu
saygya layktr ve ne olursa olsun o, dier durumlardan dn alnm
aklilik kriterlerine gre deerlendirilmemelidir. mann inandrcln
savunma, bir ifadeyi, kendine zg bir tarzda tabii alannn dna nakleder
ve imancl onaylar. Wittgensteinn kesinlik zerine adl eserinin baz
aforizmalar, bu izlenimi destekler niteliktedir. Nitekim o yle der: glk,
inanlarmzn temelden yoksun olduunun farkna varmaktr.
Temellendirilmi inancn temelinde, temellendirilmeyen inan vardr.
88
Dini
gramatiin dnda imann temeli olmadn dile getiren dile getirme
mant hakkmz olan kesinlik cinsinin, temellendirmemiz gereken dil
oyununa bal olduunu da eit derecede kabul eder.
89
Bylece dini rasyonel
bir temele balamann sorunlu olduu kolayca ileri srlebilir. nk bu
anlaya gre bir eyi kabul etmek iin, onun doru olduunun
dnlmesini salayacak kesin ve uygun temele sahip olmas gerekir. Fakat
bu, bir eyin bir dierine gre daha iyi olduunu sylemenin ve bunu
insanlara iletmenin mmkn olmad anlamna gelmez.
Din dilinin dini hayatla birlemi ayr bir dil oyunu, bir zel durum
dili olduunu ngren dile getirme mant, dinin herkese ak bir dil
olmadn kabul eder ve rasyonel adan eletirilmesini nler. Din dilini
anlamak iin onun ait olduu hayat tarznn ierden tannmas ve yaanmas
gerektii nemli bir etkendir. Fakat anlamay belli bir hayat formunun iinde
olmaya balamak her hangi bir dini hayatn dnda kalanlar iin, o dinin
kapal olduu anlamna gelir. Bu kelimenin tam anlamyla anlamn ve
anlamann zel olmas demektir. Oysa bir inancn temel esaslarn ve
varsaymlarn anlamak o inancn dil alanna nfuz etmeyi salayabilir.
Farkl dinler zerine yaplan incelemelerin varl, din deitirmelerin
yaand dnlrse, bu grn ar olduu sylenebilir. Aksi takdirde
hibir inancn eletirilemeyecei sonucuna ularz. Bu durumda ilahi
kitaplarn belli bir dille btn insanla hitap etmesi anlamsz olur. stelik

88 L. Wittgenstein, On Certanity, trans: Denis Paul and G.E.M. Anscombe, New York and
Evandton, 1969, 166, 253
89 L. Wittgenstein, Felsefi Soruturmalar, 457
34 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
byle bir yaklam her hangi bir dille inzal edilmi bir dinin sadece o dili
konuanlara ak olduu anlamn tar.
Dile getirme anlaynn nerdii grecilik ve skeptizim her inancn
kendine zg ve kendi haritasna uygun den durumu merulatrr. Farkl
inanlar ve yorumlar eitler. Birinin dierine gre daha iyi olduunu
sunduu belirleyiciler asndan imknsz klar.Bu yaklam, modernitenin
eletirisini yapan bir ok postmodernistin dil oyunu altnda rettii
belirsizliin ve son zamanlarda tartlan postmodern teolojinin felsefi
kklerinden birisidir. znellie ve farkllklara yaplan vurgu, sofistik ve
nihilist dilin modern versiyonu olarak tezahr etmekte ve bilgi bilinmezliin
gizemli dnyasnda buharlap gitmektedir. Anlam retorie feda eden bu dil
iin nemli olan ileri srlen argmanlar deil, nemli olan ifadeleri, edebi
motiflerle tezyin etmektir. Ne sylersen gider, ne sylersen mterisi
bulunur eklindeki anlay, kapitalist kltrel mantn bir uzants olarak ne
retirsen mterisi bulunur anlaynn uzantsdr.
Yine bu anlaya gre akl varsaymlara baldr. Akl belli bir dil
oyunu iinde oluur ve kendine zg anlam evreni iinden konuur. Her ey
bir bavurudan ibarettir. Her ey bavuru erevemize bal olduunda ve
ereve hakknda bir snama ya da uslamlama yolu olmadnda, gereklik
hakkndaki en temel inanlarmzn, keyfi bir balang noktas olacaktr.
Tabii bir bilim yapmadmz syleyen Wittgenstein her eyin bir
merulatrma olduunu en azndan ima etmektedir. Temellendirmeci
epistemolojiye kar olan bu felsefi aklama, postmodern teolojinin felsefi
kklerinden bir dieridir. Bilginin iletiim eylem biimleri arasnda bir
merulatrma arac olarak grlmesi son dnem felsefi tartmalarn tam
merkezinde yer alr.
Geleneksel teolojik dncede dilin kullanm ve farkl kullanm
biimleri, menat, siyak ve sibak gibi lisani formlar, anlam elde etmenin
kriterleri fonksiyonel analiz mantnn belirgin hususiyetleri olan anlam
kullanmdadr ve anlam belirleyen balamdr grlerinden olduka
farkldr. kisi arasnda bir irtibat kurmak epistemolojik adan sorunludur,
hatta mmkn deildir. nk geleneksel dncede lafz-mana ilikisi ve
lafzn manaya delaleti sz konusudur. Kelime anlamn balamndan alr.
Oysa fonksiyonel analiz mantna gre anlam belirleyen balamdr. Bu
anlamda balamn alan daha genitir. Geleneksel teolojik epistemoloji
evrenselcidir. Yani bilginin ve dorunun snanmasn salayan evrensel
kriterlerin varln kabul eder. Oysa fonksiyonel analiz mantnda bilginin
ve dorunun snanmasn salayan evrensel kriterler yoktur. Bu ok ak
olarak fonksiyonel analiz mantnn greceli epistemeye dayandn
gsterir.
Teolojik Dilin mkn zerine 35
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Din dilinin de bir oyun olduu grn dini ifadelere uyguladmz
zaman bir ok eyi aklamada zorlanrz. Szgelimi Allah gkleri ve yeri
hak ile yaratt. O, onlarn ortak kotuklarndan ycedir. ( Nahl, 16:3)
dediimizde bu ifadeyi olgusal ieriinden soyutlayp sadece bir anlam
bildirimi eklinde anladmzda, aslnda Allahn gkleri ve yeri yaratmad,
fakat din dili iinde yle sunuldu anlamna gelir. Veya daha aklayc olan
u misali verebiliriz: O, insan alaktan yaratt.( Alak, 96: 2) ayetini bir dil
oyunu olarak grrsek, burada kan phts olgusunu nasl izah edeceiz? Bu
ifade olgusal ierik vermiyor mu? Eer veriyorsa bu ifadenin bir gereklii
ilettiini kabul etmemiz gerekir. Yok eer bu ifadeyi bir dil oyunu iinde
dnrsek aslnda yle deil de, dil oyunu iinde yle sunuldu demi
oluruz. Byle bir yaklam, dini, insani ilikiler balantsnda gerekleen
kollektif bir fenomen ve bar, sevgi ve yardmlama gibi tutumlara
indirgemi olur.
Kurn bir fizik, hukuk kitab deildir, ama gerek tabii olgular gerekse
kltrel olgular hakknda bir eyler sylyor. En azndan inzal dneminin
olgusal durumunu dikkate almamz gerekir. Bir ey sylemediine dair iddia
Kurnn iini boaltmak anlamna gelir. nk byle bir okuma Kurn
ifadeleri salt bir dil bildirisi olarak grmekle sonulanr. Fakat daha da zc
olan husus: bu okuma biimi, lkemizde rasyonalite ad altnda
yaplmaktadr. elikilerin kabal karsnda entelektel edebe uygun olan
davran: susmaktr.
Sonu
Bilimsel bilgi alannda olmas gereken, en azndan dierine gre daha
anlaml olan u hususun tercih edilmesidir. Evet, belki aklk, seiklik ve
tutarllk gerein ltleri deildir. Ancak bunlarn tersi yalan ve
saptrmann kurucusudurlar. Bunun farknda olduumuz zaman kendi
dnyamzn dnda kendi yolumuzu aramak iin yardmc olacak uyarc bir
iaret ve yol gsterici bir k elde etmi oluruz. Entelektel sezgiler ve
etkileimler olduka nemlidir, fakat gvenilir deildir: bize olgular aka
gsterirler veya yanltrlar. Entellektel sezgiler ve etkileimler; teorilerin
ana kaynaklar kadar gereklidirler, fakat pek ok teorimiz yanlta olabilir.
Yorumlarn ve sunulan gerekelerin, hatta sezgilerin ve etkileimlerin en
nemli grevi; bilinmeyeni aratrdmz anlamlar olan bu cesur
konjonktrlerin eletirel denemede bize yardmc olmasdr Bu, her eyden
nce bir ey hakknda konumann kolay olmadn fark etmekle
gerekleir. Cehaletimiz hakkndaki bilgimiz, yani bilmediimizi bilmemiz,
daha bilinli, daha zel, daha birbirine bal dnmeyi dikte eder.
36 Prof. Dr. Nadim Macit
Gazi niversitesi orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/I
Denilebilir ki cehaletimizin temel kayna; bilgimiz snrl iken
cehaletimizin zorunlu olarak snrsz olma gereidir.
90

Bir anlama ynteminin anlaml olup olmadna karar vermek iin,
bizim nerdiimiz kriter gibi, itirazlar, yanllamaya uyum teklifinin
karsnda ortaya kmakla snrldr. tirazlar ykselecek ve dier anlama
modellerinin etkisiyle ortaya kacaklar. lahi iradenin tezahr olan vahyin
mkemmelliine inananlar ve bunu anlamn yeterli art grenler, sz
edilen mkemmelliin anlalmaz olduunu dnrler. Oysa dini ifadeler,
ok eitliliin d grn altnda insan yaamnn basitlii ve gizlilii
olarak ortaya kyor. Dier taraftan, dini ifadelerin sessiz olduunu,
dolaysyla anlamn insan tarafndan yklendiini syleyerek bu sadelii
aklamaya alrlar. Bunun tam aksine, basitliin beeri bir durum olduu
da ileri srlebilir. Anlamn metinde olduunu savunanlar ise, insan zihnin
empoze ettii anlama ltlerinin etkili olmadn sylerler, nk byle bir
yaklam kutsal metinleri sradan grmeyi gerektirir. Oysa bir baka okuma
biimine gre ilahi ifadeler basit deildir, basit ve anlalr olanlar sadece
muhkem olanlardr. Dolaysyla yorumlama yntemi, inzal edilen vahyin bir
grnts deildir, sadece mantksal bir yorumdur. Bu yorumu dzenleyen,
ilahi vahyin tad zellikler deildir. Aksine bu yorumlar insan kurgusuna
dayanan yapma teorilerin zelliklerini tarlar, dolaysyla kavramlar
dnyas tamamen bizim setiimiz yntemlerle ilgilidir.
Anlaml bir yoruma ulamak iin eletirel akli gelenei yntem olarak
benimsemek eitleme ve ayrtrma biimleri arasnda dolanmaktan daha
yedir. Din eksenli anlama ve yorumlamada bunun daha nemli olduunu
dnyorum. Vahyin anlaml bir yorumuna ulamak iin eletirel akli
gelenei yntem olarak benimsemeliyiz. Zihin haricinde hakikatin var
olduunu, ancak bunun kendisini farkl biimlerde da vurduunu kabul
etmeliyiz. Hakikatin kendisini farkl biimlerde sunumu ne sylersen gider
yaklamn iermez. Yanllanmaya ak ve eletirilebilir olmay tercih
eden, hesab verilebilir bir dnceyi nceleyen yntem anlam arayn
disiplinize eder. Yaplan yorumun nihai olmad iin banda aka
sylenmelidir. nk her problemin zm, zlmeyen yeni problemler
ortaya karr. Herhangi bir orijinal problem ne kadar derin ise onun zm
de o kadar arpcdr. Kltrel mirasmz ve yaadmz dnya hakknda ne
kadar bilgi edinirsek, bilgimiz o kadar derinlik kazanr. te anlam, bu
derinlikte gizlidir.


90 Karl Popper, Knowledge Without Authority, Popper Selections, Edited by, David
Miller, New Jersey, 1985, 55

You might also like