Anne Rice - Bir Vampirin Hikayesi

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 81

VITTORIO

BR VAMPRN HKAYES




BEN KMM, NEDEN YAZIYORUM, SIRADA NE VAR

Kk bir ocukken korkun bir rya grmtm. Ryamda erkek ve kz kardelerimin kesik balarn
kucamda tutuyordum. Kocaman kpr kpr gzleri ve kzarm yanaklar dnda tamamen hareketsiz ve
sessizdiler. Benimse adeta dilim tutulmu, kucamdaki bu korkun grntye bakakalmtm.
Ve bir gn ryam gerek oldu.
Ama kimse alamayacak, ne onlar ne de benim iin, nk isimsiz olarak gmldklerinden bu yana be
yz yl geti.
Ben bir vampirim.
Adm Vittorio, ve bu satrlar talya'nn tam ortasnda bulunan gzeller gzeli Toskana Vadisinin
kuzeyinde, iinde doduum atonun harabelerinde yazyorum.
Cosimo de Medici'nin talya'nn gayriresmi yneticiliini stlendii gzel gnlerden bu yana be yz yldr
yaayan allmn dnda bir vampirim, gcmn snr yoktur. Eer onlarla konumay baanrsanz,
melekler bile glerimi dorular. Bunu asla aklnzdan karmayn.
Hikayeleri ve tarihi gemileri ile sizleri elendirmi olan Yeni Dnya ehri New Orleans'in romantik ve tuhaf
vampirlerden oluan "Entelekteller Topluluu" ile hibir alakam yoktur.
Hikayeymi gibi gsterilen, ama aslnda rpertici bir gerein ta kendisi olan o kahramanlarla ilgili size
ilgin gelecek hibir ey bilmiyorum. Louisiana bataklklarnda bulunan batan karc cennet vadileri
hakknda da hibir ey bilmiyorum. Bu sayfalarda onlarla ilgili yeni bilgiler edinemeyeceinizi syleyeyim. Bu
satrlardan sonra onlarla ilgili en ufak bir kelime dahi bulamayacaksnz.
Dorudur, kendi balangcm, yani yaratlmn efsanesini yazmam iin bana meydan okudular. Belki
de onlarn nlenmi cilt-leriyle uzaktan ya da yakndan bir ilgisi olabileceini umarak, hayatmn bu kk
blmn kitap eklinde, deimi yerindeyse dnyaya 'sunmam' iin kkrtldm.
Bir vampir olarak yzyllarm, kendi trmn mensuplarnn phelerini hi uyandrmadan, onlardan
gelebilecek her trl tehlikeden saknarak gzleme dayal gezintilere ve aratrmalara adadm.
Ama bu yaz tm maceralarmn bir dkm olmayacaktr.
Bu, dediim gibi, douumun hikayesi olacak. nanyorum ki size anlatacaklarn, daha nce hi
duymadnz eylerden ibaret olacak. Kitabm bitip ellerimden kt zaman San Francisco ve New
Orleans'daki vampirler tarafndan balatlan o grkemli hikayelerinde bir karakter olarak yerimi almak iin
belki de byk bir adm atm olacam. Ama imdilik bunun olup olmayacan bilmiyorum ve de hi
nemsemiyorum.
ocukken ylesine mutlu olduum, imdiyse duvarlar kk dikenli brtlen allar ve gzel kokulu
mee ile kestane aalan arasnda kaybolmak zere olan bu yerde, otlara terk edilen talar arasnda sakin
gecelerimi geirirken, bamdan geenleri kayda geirmek zorunda hissediyorum kendimi. Kaderimin izledii
yolun baka vampirlerinkinden ok farkl olduuna dair inancm bunu yapmam gerektiriyor.
Ama btn zamanm burada geirdiimi sanmayn.
Aksine vaktimin ounu, Avrupa'nn en zengin adam olmasna ramen, devlet adam Cosimo'nun gl
Medici Bankasn kendi bana ynettii yllarda bir ocuun gzleriyle ilk grdm andan itibaren'
sevdalandm, benim iin tm ehirlerin kraliesi olan ehirde geiriyorum; Floransa'da.
O zamanlar, Cosimo de Medici'nin evinde ressamlar, airler, byleyici yazarlar ve bestecilerin yan sra,
bronz ve mermerden heykeller yapan byk heykeltra Donatello da yaard. Floransa'nn en byk
kilisesinin grkemli kubbesini yapan Brunelleschi, o gnlerde Cosimo iin yeni bir katedral yapmaktayd ve
byk Michelozzo, sadece San Marco manastrnn tadilatn yrtmekle kalmyor, ayn zamanda bir gn
btn dnyada Vecchio Saray olarak n yapacak sarayn yapmna da balamt. nsanlar Cosimo iin
btn Avrupa'y dolap tozlu ktphanelerde oktan unutulmu Yunan ve Roma klasiklerini arayp bulur ve
Cosimo'nun alimleri de bunlar, Dante'nin yllar nce lahi Komedya's iin cesurca semi olduu dile, bizim
anadilimize talyanca'ya eviriyorlard.
Cosimo'nun ats altnda, canl, hayat dolu bir ocukken grmtm onlar; uzaklardan, Bizans'tan,
Dou ile Bat Kiliseleri arasndaki krgnl dzeltmeye gelmi olan Trent Divan'nn nemli misafirlerini.
Evet, ben, kendi gzlerimle grdm onlar; Roma'dan IV. Papa Eugenisus, Konstantinopolis piskoposu ve
dounun imparatorunun kendisi, VIII. John Paleologus. Bu byk adamlarn yamurlu korkun bir frtnann
ortasnda, tarif edilemez bir hretle ehre girilerini grdm; ve bu adamlarn Cosimo'nun sofrasnda yemek
yediklerini de grdm.
Yeter diyorsunuz, size katlyorum, bu Medici'yle ilgili bir tarih kitab deil ama unu da sylememe izin
verin; bu byk adamn sahtekar olduunu syleyen birinin tam bir geri zekal olduunu bilin. Evlerini
Leonardo da Vinci'ye, Michelangelo'ya ve sayszca byk sanatya aan, onlara bakan Cosimo'nun
torunlaryd; stelik srf bir bankac, dilerseniz tefeci deyin, Floransa ehrine gzellik ve ihtiam katmak
istedii iin. Neyse bu kadar yeter, imdilik Cosimo'nun yaayanlar snfna girdiini sylemekle yetineceim.
Ben 1450'den beri llerin arasndaym.
Ha bu arada aklma gelmiken; burada ltfen antik bir lisan aramayn. Eski kale duvarlarnn tasviri iin
kullanlan yapmack bir diksiyon ve dar kalplara sdrlan kelimeler, kat ve zorlama bir dil kullanmay
sevmiyorum.
Hikayemi doal ve etkileyici bir ekilde anlatacam, kelimeler denizinde yzeceim nk onlara
am. lmsz biri olarak drt yz yldan fazladr Christopher Marlovve ve Ben Jonson'un oyunlarndaki
dille balayp, bir Sylvester Stallone filminin sert ve kulak trmalayan sokak azna kadar hep bu denizin
iindeyim.
Esnek, cesur ve hatta bazen kaba olduumu greceksiniz. Ama anlatma gcm en iyi ekilde
kullanmaktan baka ne yapabilirim ki? ngilizce'nin artk tek bir lkenin deil, hatta iki, , lkenin bile deil
de Tennessee'nin cra ormanlarndan tutun da en uzak Kelt adacklarna, Avustralya ve Yeni Zelanda'nn
ehirlerine kadar yaylm, modern dnyann tmn kapsayan bir lisan olduunu nasl gz ard edebilirim?
Ben Rnesans doumluyum. Bunun iin her eyi aratryor, her eyi nyargszca kartryorum. Ve
bunu yce bir ama uruna yaptm inkar edemem.
Ana dilim talyanca'ya gelince; 'Vittorio', yani adm tekrarladnzda ve yaznn btnne serpitirilmi
dier isimleri sylediinizde onu bir parfm gibi iinize ekin. Her eyin tesinde yle tatl bir lisan ki 'ta'
kelimesi bile heceli pietra oluveriyor. Dnya zerinde daha ho bir dil asla olmad. Ben btn dilleri,
bugn Floransa sokaklarnda duyabileceiniz talyan aksanyla konuurum.
ngilizce konuan kurbanlarmn tatl szlerime kanmas ve yumuak, melodik talyan aksanma teslim
olmalar benim iin bir mutluluk kaynadr.
Ama ben mutlu deilim.
yle dnmenizi istemiyorum.
Size bir vampirin mutlu olduunu sylemek iin bir kitap yazmazdm.
Bir kalbim olduu gibi bir beynim de var. Etrafmda da kesinlikle yce bir g tarafndan yaratlm olan
ruhani bir enerji dolanyor. Bu cisimsiz, ruhani dokunun iine tamamyla karm, insanlarn ruh dedikleri
ey gizleniyor. Benim ruhum var. Dnya zerindeki tm kanlar bile isem, bu onu boup benden geriye
sadece gl bir canavar brakmaya yetmez.
Size mtevaz ama harika bir yazar olan Sheridan Le Fanu'dan birka satr yazmak istiyorum. Onun
enfes hayalet hikayelerinden birinden bir alnt. Hayat bir hortlak tarafndan cehenneme evrilen karakterinin
byk bir korkuyla konutuu paragraf. Dublinli olan bu yazarn 1873'te lm olmasna ramen dilinin ne
kadar yeni olduuna, ve "Tandk" adl hikayenin kahraman Captain Barton'un konumasnn ne kadar korku
verici olduuna dikkat edin:
'Grnmek' olarak adlandrmay retildiimiz eyin burada arzuladm anlam vereceine dair phem
olsa da bir konuda kesinlikle eminim, o da bu dnyann dnda ruhani bir dnyann, daha dorusu bir
sistemin varolduudur - yle bir sistem ki almalar bizden genellikle merhamet sonucu sakl tutuluyor -
yle bir sistem ki belki arada srada rktc yzn ksmen gsteriyor... Eminim ki biliyorum ki... bir tanr
- stelik korkun bir tanr var. Gnahlarmz en inanlmaz ve harikulade araclar tarafndan
cezalandrlacaktr bundan kamamz imkansz, stelik, ceza. en garip ve hayret verici ekillerde gelecek.
Cezadan kurtulma ans asla ama asla yoktur, nk ruhani bir sistem var - Yce tanrm, nasl da eminim!
Buna gerekten ikna edildim. Zulm altnda olduum, lanetlilerin ikencelerine maruz kaldm, ktlk dolu,
deimez ve mutlak bir kudrete sahip korkun bir sistem!
Bunun hakknda siz ne dnyorsunuz?
Beni akas ciddi bir ekilde sarst. Belki tanrmz iin "korkun," ya da sistemimiz iin "ktlk dolu,"
kelimelerini kullanmaya tam hazr deilim, ama hayal gcyle de olsa ok hissedilerek yazlm olduklar
kesin. Altnda tyler rpertici ama sanki kanlmaz bir gerek yatyormu gibi geliyor bana...
Bu benim iin ok nemli nk, korkun bir lanetin etkisi altndaym. Bir vampir olarak bunun bana has
bir ey olduunu dnyorum. Yani, dierleri bunu paylamyor. Yine de sanrm hepimizin, insan olsun,
vampir olsun, duygular olan ve gzya dke-bilen herkesin zerinde bu lanet var. Bu kaldrabileceimizden
fazlasn bilmekten doan bir lanettir, stelik bu bilginin gcne ve tuzana kar yapabileceimiz hi ama
hibir ey yoktur.
Sona doru bu konuya geri dnebiliriz. Bakalm hikyemden neler kartacaksnz.
imdi burada gecenin ilk saatlerini yayoruz. Babamn atosunun en yksek kulesinden arta kalanlar,
penceresinden Toskana'nn ay na brnm tepe ve vadilerini, hatta Carrara madenlerinin ardnda
ldayan denizi bile grmem iin yldzlarla sslenmi gkyzne doru hala cesurca ykseliyor. Dik,
kefedilmemi krlarn, iek am yeilinin kokusunu duyabiliyorum. Toskana'nn ssenleri srf benim
tarafmdan ipeksi gecelerde kefedilebilmek iin hala gne denizlerinde kpkrmz ya da bembeyaz
amaya devam ediyor.
Bylece sarmalanm ve korunmu bir halde yazyorum. Gizemli ve anlalmaz dolunay beni terk edip
bulutlarn snana girince yanmda duran kaln ve kabaca ilenmi gm amdana skca yerletirilmi
mumlar yakmak iin hazrlklym. Bir zamanlar babamn alma masasnn zerinde yer alan amdan bu.
Babamn bu dan ve buradaki btn kylerinin derebeyi olduu, gzel Floransa ve gayri resmi lideri ile
savata ve barta salam bir dostluumuzun olduu, korkusuzca mutluluk ve zenginlik iinde yaadmz
zamanlard.
Artk yitmi olanlardan bahsetmenin zaman geldi.

II
KKLM,
FLORANSA'NIN GZELL,
KK ATOMUZUN ANI - YTRLENLER
ldmde on alt yandaydm.
Uzun boyluyum. Omuzlarma kadar inen gr, kahverengi salarm, bana biraz kz gzellii katan ela ve
savunmasz bakan gzlerim, mkemmel burun delikleriyle ok ho, ince bir burnum ve ne itici ne de ekici
olan normal dudaklarm var. Zamanm iin gzel bir ocuktum. Zaten yle olmasaydm imdi yayor
olmazdm.
ou vampir iin durum byledir. Bakalar ne derse desin, gzellik bizim kaderimizi iziyor. Kendilerini
ekiciliimizden koruyamayanlar tarafndan lmszletiriliyoruz desem daha doru olacak belki.
Yzm ocuksu deil ama, neredeyse bir meleinki gibi gzeldir. Kalarm gr ve koyudur, gzlerimin
srekli ldayabilmesi iin yksektirler. Bu kadar dz olmasayd ve yzmn etrafn kvr-cklyla,
dalgalaryla evreleyen bu kadar ok sam olmasayd alnm biraz fazla yksek grnebilirdi. enem,
yzmn geri kalanna gre fazlasyla sert hatl ve ortasnda da kk bir ukuru vard.
Bedenim ok kasl ve kuvvetlidir. Geni gsm ve gl kollarm bendeki erkeksi havay glendiriyor. Bu,
kaba grnml enemi akas kurtaryor ve en azndan uzaktan olgunlam bir erkek gibi grnmemi
salyor.
yi gelimi bu fiziimi yaammn son yllarnda ok ar bir sava klcyla yaptm yorucu almalara
ve dalarda ahinlerimle canavarca avlanmalarma borluyum. Daha o yamda kendime ait drt atmn
olmasna ramen, tam tehizat zrhm giyindiimde arlma dayanabilecek zel bir cins at da dahil, o
dalarda bir yukar, bir aa koar dururdum.
Zrhm hl bu kulenin altnda gml duruyor, onu bugne kadar hibir savata kullanmadm. Benim
zamanmda. talya savatan savaa kouyordu ama Floransa savalarnda paral askerler kullanlyordu.
Babamn yapmas gereken tek ey Cosimo'ya kesin balln ilan etmek ve Kutsal Roma
mparatorluunu, Milano Dkn ya da Roma'daki papay temsil eden askeri birliklerin da geitlerinden ya
da kylerimizden gemelerine izin vermemekti.
Uzaktaydk, yani bizim iin sorun deildi. Sava ruhlu atalarmz kalemizi yz yl nce ina
etmilerdi. Soy aacmz, kuzeyden talya'ya gelmi barbarlara kadar uzanyordu ve bence onlarn da kann
tayorduk. Ama bunun kim bilebilir ki? Eski Roma'nn dnden beri yle ok kabile talya'y istila etmitir
ki.
evrede oraya buraya serpitirilmi ilgin, kutsal kalntlar vard; bazen tarlalarda ok eski garip mezar
talarnn yan sra, el koymadmz taktirde kyllerin aziz sayd kk komik ana tanra figrleri
bulunuyordu. Kalelerimizin altnda yeralt mezarlar vard, sa'nn doumundan bile nceki zamanlara ait
olduklar sylenirdi ve artk bunun doru olduunu biliyorum. Bu yerler tarihte Etrskler olarak bilinen kavime
aitti.
Eski derebeylik ana uygun biimde ticareti hor gren ve adamlarndan cesur olmalarn bekleyen
hanedanmzn saysz savatan elde etmi olduu hazinelerle doluydu evimiz. - Gm ve altndan eski
amdanlar, zerleri Bizans desenleriyle donatlm eski tahta sandklar, duvar rtleri, tonlarca dantel ve
yaldzlar ya da deerli talarla sslenmi el yapm yatak rtleri ve aklnza gelebilecek her trl ss eyas.
Babam, Medici'ye hayranl sonucu Floransa'ya sk sk yapt seyahatlerinde her trl lks eyay alp
gelirdi. nemli odalarda plak bir ta bulamazdnz nk, yerler iekli yn hallaryla kaplyd. Her koridor
ya da duvar girintisinde, her kede, kimsenin isimini bile hatrlamad kahramanlarn paslanm zrhlar
eve gzclk ediyordu.
nanlmaz zengindik; bunu ocukken az ok anlamtm zaten. stelik bir de sava kahramanlklaryla
olduu kadar, bir takn gizli eskia hazineleriyle dolu olduunu sandm yerler vard atomuzda.
Ailemizin dier kyler ve kalelerle savam olduu yzyllar olmutu tabi. Kalelerin kaleleri kuatt ve
surlarn yaplr yaplmaz indirildikleri, kavgac ve katil ruhlu Gelfs ve Guibellines kabilelerinin Floransa'dan
kt zamanlard.
Floransa'nn eski idaresi bizimkiler gibi kalelerin yklmas ve tehdit unsuru olan her derebeyinin yok
edilmesi iin ordularna emir vermiti.
Ama o zamanlar oktan geride kalmt.
Aklmz kullanarak ve iyi seimleri yaparak kurtulmutuk, tabi bir de vahi ve geilmesi zor krsal bir
blgede gerek bir dan en tepesinde- buras Alp'lerin Toskana'ya indikleri yerdir - bulunduumuz ve bize
en yakn kaleler terk edilmi ykntlar olduklar iin, canl kalmay baarmtk.
En yakn komumuz Milano Dkne bal olarak kendi dan ve evresindeki kyleri ynetiyordu. Ama
ne o bize, ne de biz ona karyorduk. Uzak politik bir meseleydi.
Surlarmz on metre yksekliinde, i kalelerin ve atonun kendisinden ok daha yal, son derece de
kaln yaplard. Herhangi birinin atp tutarken hayal ettiinden bile ok daha eskiydiler ve srekli de
kalnlatrlp tamir ediliyorlard. Surlarn iinde de nefis krmz araplarn yapld kk ky vard. Bir
sr tavuk ve inekleri, atlarmz iin inanlmaz byk ahrlar vard. zm balaryla, kazanl ar
kovanlaryla, brtlen toplama ve tahl ekimiyle uraan kylerdi bunlar.
Kk dnyamzda ka insann altn hi bir zaman bilemedim. Evimiz bu ilerle ilgilenen yazclarla
doluydu ve babam herhangi bir davay zmek iin ok nadiren oturup uramak zorunda kalyordu,
Floransa'daki mahkemelere gitmek iin bir neden ise pek kmazd.
Kilisemiz, topraklarmzn ba kilisesi saylyordu ve bu yzden dam aa ksmlarndaki kk
kylerde ki bu kk kylerden ok vard yaayan az saydaki insanlar vaftiz trenleri, evlilikler ve benzeri
eyler iin bize gelirdi, onun iin kilisemizde, her sabah ayin yapan Dominiken bir rahip uzun bir sre
boyunca bizimle yaad.
Eski zamanlarda, istilac bir dman yamatan yukar grlmeden gelemesin diye damzdaki ormanlar
zalimce katledilmiti, ama benim zamanmda artk yle nlemlere ihtiya kalmamt.
Ormanlar dere yataklarnda ve eski patikalarn zerine yeniden eskisi gibi gr ve ho, bugnk kadar
bile yabani, neredeyse surlara kadar bymt. Kulelerimizden bakldnda, vadiye inen kk ilenmi
tarlalar, zeytin baheleri ve zm balaryla, on on be tane kasaba rahatlkla grlebiliyordu. Hepsi bizim
ynetimimiz altndayd ve bize sadktlar. Sava kacak olsa, atalarnn daha nce yapt gibi sur
kaplarmza koup geleceklerdi, ve doru olan da buydu. Pazarlarn kurulduu, ky festivallerinin
dzenlendii, aziz gnlerinin kutland, biraz simya ve arada srada da sihirbazlk gsterilerinin yapld
olurdu. yi topraklard bizimkiler.
Ziyarete gelen rahipler her zaman kyde uzun sre konaklard. Kalenin eitli kulelerinde ya da altlardaki
daha yeni modern ta binalarda iki tane rahibin bulunmas, ender rastlanan bir ey deildi.
ok kkken, eitim grmek iin Floransa'ya gtrlmtm. On yama gelmeden o lene kadar,
annemin amcasnn saraynda zevk ve sefa iinde yaadm. te o zaman, yani amcamn evi kapatlnca, iki
yal halayla beraber tekrar eve geri getirildim, ondan sonra da Floransa'ya ancak ok nadiren gidebildim.
Babam hala eski kafal bir adam, doutan boyun emez bir Derebeyiydi. Bakentte sregelen iktidar
kavgalarndan uzak durmaktan memnundu. Medici bankalarnda ykl bir hesaba sahip olmak, kendi
blgesinde eski usul saray hayatn srdrebilmek ve i iin Floransa'ya gittiinde Cosimo de Medici'nin
kendisini ziyaret edebilmek ona yetiyordu.
Ama oluna gelince babam bir prens, bir derebeyi, bir valye gibi olmak iin yetimesini istiyordu, onun
iin bir valyenin tm hnerlerini renmek zorundaydm. Daha on mdeyken tam tehizatl sava
donanmlaryla, miferli bam eik bir ekilde ata binebiliyor ve mzramla son hz koan atn zerinde
samanla dolu hedefi vurabiliyordum. Bana hi zor gelmiyordu. En az avlanmak, da nehirlerinde yzmek ya
da ky ocuklaryla at yarlar yapmak kadar elenceli bir iti. Hi isyan etmeden grevimi benimsedim.
Buna ramen ikiye blnm biriydim. Zihnim, Floransa'da mkemmel hocalardan aldm Latince,
Yunanca ve felsefe doluydu. O zamanlar, Erkek ocuklarn Kardelii, gsterileri ve oyunlarna dalmtm.
ou zaman amcamn evinde, Kardeliin, dzenledii dramlarda barol stlenirdim. ncil'deki ykde
taatkr brahim tarafndan tam kurban edilecek olan shak' ya da kutsal Meryem'in y anndayken Aziz Yusuf
un grd byleyici melek Cebrail'i ciddiyetle canlandrmay bilirdim.
Bazen btn bunlarn zlemini ekiyordum; kitaplar, katedrallerde yaplan ve yamdan beklenmeyen bir
ilgiyle dinlediim dersleri ve muhteem operalarn eliinde, lirleri, lavtalar ve trampetleri saldrrcasna
iddetle alan mucizevi, gz kamatrc kiiler, neredeyse akrobatlar gibi oynayp srayan danslar ve
ahenk iinde szlen gzel seslerle dopdolu bir zihinle uykuya daldm, Florentin amcann evindeki o harika
geceleri aklmdan karamyordum.
Kolay geen bir ocukluk olmutu benimkisi. yesi olduum 'Erkek ocuklarn Kardelii'nde,
Floransa'nn daha fakir ocuklaryla tanmtm; tccarlarn oullan, yetim ocuklar, manastr ve okullardan
gelen ocuklar. Benim zamanmda toprakl derebeyleri iin iler byle yryordu. Halkla i ie olmak, halka
karmak zorundayd nz.
Daha sonralar kaleden tydm kadar kolayca, kk bir ocukken de sk sk evden katm olurdu
sanrm. Festivaller, Aziz gnleri ve Floransa'nn resmi geitleriyle ilgili disiplinli, akll, uslu bir ocuun
grebileceinden ok daha fazla anm var. Kalabalklarn arasna srekli girip kar, Azizlerin ansna
gsterili bir ekilde sslenmi sallara bakar ve ellerinde mumlarla byk bir ciddiyet iinde sra sra ve sanki
duayla transa gemiler gibi yava yava yryen insanlar hayretle seyrederdim.
Evet herhalde tam bir ba belasydm. yle olduumu biliyorum. Darya mutfaktan kaardm.
Hizmetilere rvet verirdim. Birok serseri arkadam vard. Bam belaya sokup eve koardm.
Meydanlarda top oyunlar oynar, kavga ederdik ve rahipler de bizi denekleri ve tehditleriyle kovalard. Hem
iyi, hem de ktydm, ama asla tamamyla kt niyetli bir ocuk olmadm.
Bu dnyada ldm zaman on alt yasandaydm. Ondan beri bir daha ne Floransa'da ne de baka bir
yerde gnele aydnlatlm bir sokaa bakamadm. Ne yapalm, zaten en iyi ynlerini grdm, bunu
kesinlikle syleyebilirim. Hi zorlanmadan Aziz John adna dzenlenen kutlamalardaki muhteem grntleri
gzmn nne getirebilirim; Floransa'daki her bir dkkan en deerli mallarn vitrinlerine koymak zorunda
kalm, keiler ve papazlar ehrin zenginlii iin Tanrya duyduklar merhametlerinden dolay teekkrlerini
sunmak iin katedrale giderken en tatl ilahilerini sylemilerdi.
Devam edebilirim. O zamanlarn Floransa'sna insann yadra-bilecei vgler saymakla bitmez, nk
ticaret ve zanaatla uraan ve bunun yan sra en byk sanat eserlerini yaratanlarn, zeki, kurnaz
politikaclarn ve sapkn azizlerin, yce ruhlu airlerin ve kstah sahtekarlarn ehriydi. yle sanyorum ki
Floransa, o zamanlar Fransa ve ngiltere'de ok daha sonra renilecek olan pek ok ey biliyordu. Bugn
bile baz lkelerde hala bilinmeyen eylerdi bunlar. ki ey gerekti: Cosimo dnyadaki en kudretli adamd;
ve Floransa'y yneten ve her zaman ynetecek olan halkt, sadece halk.
Ama imdi kaleye geri dnelim. Evde okumalarma ve almalarma devam ettim, gz ap kapayana
kadar, bir valyeden eitimli birine dnyordum. Eer o zamanlar hayatma glge dren bir ey
vardysa, bu, on alt yandayken gerek bir niversiteye gidebilecek kadar bym olmam ve benim de
bunu biliyor, hatta bir ekilde de yapmak istiyor olmamd. Ama buna ramen yeni ahinler yetitiriyor ve
onlarla avlanyordum, krlarda gezinmenin kar konulmaz zevkine brakyordum kendimi.
On alt yamdayken bile, her gece masamzda toplanan yal akrabalarmz tarafndan ok fazla okuyan
biri olarak nitelendirilirdim. ou, annemle babamn amcalaryd ve hepsi de ok eski zamanlardan, "dnyay
bankaclarn evirmedikleri zamanlardan " kalmayd. Genliklerinde katlm olduklar hal seferleriyle ya da
Kbrs ve Rodos adalarndaki mthi savalarla ve taverna sahiplerinin, kadnlarn korkulu ryalar olmu
olduklarn syledikleri egzotik limanlar ile denizdeki hayatla ilgili anlatacak olaanst bir sr hikayeleri
vard.
Annem, kahverengi salar, yemyeil gzleri olan cesur ve gzel bir kadnd. Krlarda yaamaya akt
ama tabi Floransa'y hi tanmamt; ehri sadece bir manastrn iinden grmt. Dante'nin iirlerini
okumak istediim iin bende ciddi bir sorun olduuna inanyordu.
Srf k davetler verip misafir arlamak iin yayordu adeta, daha ok zevk ald hibir ey yoktu.
Yerlerin lavanta, tatl kokulu otlarla bezenmesi ve arabn doru baharatlanmas iin emirler yadrr, gece
de dans babam danstan hi holanmad iin bu ite ok iyi olan byk amcamlardan biriyle, kendisi
ynetirdi.
Btn bunlar Floransa'daki yaammdan sonra bana baya yavan ve monoton geliyordu. Hadi sava
hikayelerini dinleyelim!
Babamla evlendirildiinde ok gen olmalyd, nk ld gece hamileydi ve ocuk da onunla beraber
ld. Buna abucak geri dneceim. Yani, dnebileceim kadar hzl, malum, hz konusunda pek iyi deilim.
Erkek kardeim Matteo benden drt ya kkt ve mkemmel bir renciydi, ama henz bir yerlere
gnderilmemiti ( keke gnderilmi olsayd). Kz kardeim Bartola'ysa ben doduktan bir sene bile
gemeden dnyaya geldi. Doumlarmz o kadar yaknd ki babam bu konuda bir hayli utanyordu, en
azndan bana yle geliyordu.
kisinin de - Matteo ve Bartola'nn - dnyadaki en harika ve ilgin insanlar olduklarn dnyorum.
Birlikte krlarn btn elencesine ve zgrlne sahiptir. Ormanlarda kouturur, yaban mersini toplar,
yakalanp kovulduklar zamana kadar ingene masalclarnn ayaklarnn dibinde otururduk. Birbirimizi
seviyorduk. Matteo, babam ikna edebildiim iin bana tapyordu. Babamn sessiz gcn, ya da asil,
modas gemi tavrlarn bir trl anlayamyordu. Matteo'ya her eyi reten, gerek retmeni bendim
sanrm. Bartola'ya gelince, uzun salarnn durumunu grnce srekli okta olan anneme gre fazlasyla
vahiydi. Ormanda koarken salarna hep dikenler, yapraklar ve ince dallar taklrd.
Bartola'ya zorla diki nak ileri yaptrlmaya baland; neyse ki arklarn, iirlerini ve dualarn
biliyordu. stemedii bir eyi yaptramayacanz kadar nazik ve duyarl bir kzd. Babam ona hayrand ve
btn orman gezintilerimizde ancak bir ka defa benimle ksaca konuup ona gz kulak olacama dair sz
verdirdikten sonra rahatlyordu. yle de yapardm. Ona dokunan ldrrdm.
Ah, bu benim iin ok fazla! Bu kadar zor olacan bilmiyordum! Bartola. Ona dokunan ldrmek! Ve
imdi kendileri de kanatl ruhlarm gibi kabuslar zerimize kyor ve bizi cennetin kk, sessiz, sonsuza
kadar srklenen klarn sndrmekle tehdit ediyor.
Dnce zincirime geri dnmeme izin verin.
Annemi asla tamamyla anlayamadm ve byk ihtimalle de yanl deerlendirdim, nk onun iin
nemli olan tek ey moda, dzen ve tarz gibiydi. Babam ise, kendiyle dalga gemesini bilen komik bir adam
olarak bildim.
Btn akalarna ve uydurma hikayelerine ramen aslnda olduka ktmser biriydi babam, ama ii iyilik
doluydu. nsanlarn gsteri dolu maskelerinin altndaki yzlerini grebiliyordu, keza kendi samalklarn
yakalayabiliyordu. nsanln durumunu mitsiz gryordu. Savalar komikti ona gre, kahramanlardan
yoksun ve soytarlarla doluydu. Amcalarnn palavra dolu hikayelerinin ortasnda bir kahkaha patlatrd, hatta
benim iirlerim fazla uzaynca da glmeye balard. Anneme gelince, babamn asla dnerek onunla
dzgn bir ift kelime bile konutuunu sanmyorum.
Babam iri bir adamd; yz her zaman tral ve salar uzundu. Onun boyutlarndaki bir adam iin
olduka allmam, ince, uzun ve gzel parmaklar vard, btn bykleri daha kaln elliydi. Benim ellerim
de onunkilerin aynsdr, kulland btn gzel yzkler bir zamanlar annesine aitti.
Kendi topraklarndayken Floransa'da asla cesaret edemeyecei kadar lks ve k dolard, incilerle
sslenmi grkemli kadifeler ve kocaman mantolar giyerdi. Eldivenleri tilki krkyle sslenmi gerek zrh
eldivenleriydi. Byk, ciddi gzleri vard, benimkilerden ok daha ukur gzler, alay inanszlk ve hzn
dolu.
Ama kimseye asla ktlk etmedi.
Modernlie tek zentisi, tahta, altn ya da gmten eski kupalara nazaran cam kadehlerden imeyi
sevmesiydi. Bu yzden, ldayan kadehler uzun yemek masamzdan hi eksik olmazd.
Annem ona yle cmleleri sylerken hep glmserdi; "Lordum, ayaklarnz masann zerinden ekin,"
ya da "Yal ellerinizi ykamadan bana dokunmazsanz mutlu olurum," ya da "Eve gerekten bu ekilde mi
gireceksiniz?" Ama dardan ho grnmesine ramen aslnda ondan nefret ettiini dnyorum.
Annemin kzgnlkla sesini ykselttiini ancak bir kere duydum; o zaman da etrafmzdaki kylerde,
grecek kadar yaaya-mam ocuklarn yarsnn babas olduunu ve kendisini azgn bir aygr kadar bile
dizginlemeyi beceremedii iin sekiz kk bebei daha yeni gmdn ak ak sylemi ve gayet hakl
bir sebeple babam sulamt.
Babam bu patlamaya o kadar ok armt ki - kapal kaplar ardnda olmutu olay - yatak odasndan
bembeyaz ve akn bir ekilde kt ve bana, "Biliyor musun Vittorio, annen hi de sandm kadar aptal
deil" dedi. "Hem de hi. Gerei sylemek gerekirse o sadece ok skc".
Normal artlar altnda annemle ilgili bu kadar kaba hatta kt bir ey asla sylemezdi. Tir tir titriyordu.
Anneme gelince, onun yanna gitmeye altmda bana gm bir srahi frlatt, "Ama anne, ben
Vittorio!" dedim. Boynuma sarld ve on be dakika boyunca ac ac alad.
Bu sre boyunca hi konumadk. Evimizin en eski kulesinin bir hayli yukarlarnda bulunan ve hem eski
hem de yeni bir sr yaldzl eyayla dolu olan kk, tatan yatak odasnda oturduk. Sonunda gzlerini sildi
ve bana, "Herkese bakyor, biliyorsun" dedi. " Halalarma, amcalarma bakyor. O olmasayd onlar imdi kim
bilir nerede olurlard, stelik benim de bir dediimi iki etmedi imdiye kadar."
Manastr tarafndan eitilmi yumuak melek sesiyle samala
maya devam etti. "Bu eve bak. Bilgelikleriyle siz ocuklar iin ok
faydas dokunmu byklerle dolu ve bunlarn da hepsini baban
salyor ki aslnda istedii yere gidebilecek kadar zengin, ya da ben
yle sanyorum; ama o fazlasyla iyi, fazlasyla iyi kalpli. Yalnz,
Vittorio! Vittorio, sen yapma yani kydeki kzlarn hep
siyle "
Onu ranatlatmak isteiyle yanp tutuur bir halde, bildiim kadaryla sadece bir piin babas olduumu ve
onun da gayet iyi olduunu sylemek zereydim ki bunun tam bir felakete yol aacan anladm ve hibir
ey sylemedim, sustum.
Bu belki de annemle yaptm tek konumayd, aslnda gerek bir konuma da saylmazd; ben hi
konumamtm ki.
Ama aslnda haklyd. halas ve iki amcas yksek duvarlarla evrili malikanemizde bizimle birlikte
yayorlard. yi yayorlard, her zaman ehirden gelen son moda kumalardan yaplm grkemli kyafetler
giyer, hayal edilebilecek en gzel saray hayatn srdryorlard. Onlardan yararlanmadan edemiyor,
konumalarn dinliyordum, dnyayla ilgili pek ok ey biliyorlard.
Babamn amcalar iin de ayn ey geerliydi, ama elbette buras onlarn da topraklaryd. Dolaysyla
kendilerinde daha ok hak gryorlard sanrm. Ne de olsa kutsal lkede kahramanca arpmlard ya da
en azdan yle anlatyorlard. Akam yemeinde sunulan et sotelerin tadndan tutun da kk kilisemizi
sslemek iin Floransa'dan getirttii ressamlarn rahatsz edici modern tarzlarna kadar her konuda
tartrlard babamla.
Bu da bu arada babamn holand baka bir yenilikti, yani u ressamlar konusu. Belki de camdan
yaplm eyler holanmasnn yannda sevdii tek yenilik buydu.
Kk kilisemiz yzyllardr plak duruyordu. Kalemizin drt kulesi ve etraftaki duvarlarn hepsi gibi o da
Kuzey Toskana'da yaygn olarak grlen bir tatan yaplmt. Bu Floransa'da yaygn olarak grlen gri
renkli ve srekli pis gzken koyu ta deildir. Bu kuzeyli ta, en solgun pembe gllerin rengindedir.
Babam ben henz ok kkken Floransa'dan renciler getirtmiti. Piero della Francesca ve onun
gibilerle alm iyi ressamlar. Kilisemizin duvarlarn Altn Destan olarak bilinen, kitaplarda bulunan
azizlerin ve ncil byklerinin harika hikayelerinden alntlar halinde, duvar resimleri yapmak iin gelmilerdi.
Hayal gc fazla geni bir adam olmad iin, babam tasarmlarn Floransa'daki kiliselerde grdklerine
gre yapar ve bu adamlara Efendimizin kuzeni ve ehrimizin ba Azizi olan John Baptist'in hikayelerini
anlatmalarn emreder ve bylece dnyadaki son yllarmda, kilisemiz, Aziz Elizabeth'in, Aziz John'un,
Meryem ana, Zekeriya'nn ve bir ok melein tasvirleriyle sslendi. Hepsi de - zamanmza uygun ekilde -
Floransa'nn k elbiselerine kuanmt.
Yalca halalarm ve amcalarm Giotto'nun ya da Cimabue'nin daha donuk almalarndan ok farkl
olan bu "modern" resimlere itiraz ediyorlard. Kyllere gelince, onlarn da pek bir ey anladklarn
sanmyorum, ama dnlerde ya da vaftiz trenlerinde kiliseye genel olarak korkuyla kark bir sevgi
duyduklar iin zaten fark etmiyordu.
Ben pek tabi ki bu resimlerin yaplmasndan ve - hayatma eytani gler tarafndan hunharca son
verildii zaman artk baka yerlere gitmi olan - sanatlarla zamanm geirmekten dolay son derece
mutluydum.
Floransa'daki en nemli resimlerin bir ounu grmtm ve katedrallere bal olan zengin kiliselerdeki
meleklerin ve azizlerin konuk olduu muhteem grntlere bakarak dolamaya kar bir zaafm vard. Hatta
bir defasnda, - babamla Floransa'ya yaptm bir seyahatte - o aralar Cosimo'nun evinde bir resmi bitirmesi
iin sarayda kilit altnda tutulan, saraydan kabilmesi iin tartmalara ve trl entrikalara ba vuran, hatta
sinir krizi geirmekten baka her eyi deneyen vahice tutkulu ressam Filippo Lippi'nin kendisini bile yle
bir grdm. Cosimo glmseyerek sakin, temkinli ve yumuak sesle onu yattrmaya alyor, iine
dnmesini, bitirdiinde mutlu olacan anlatmak iin aba gsteriyordu.
Bir kei olmasna ramen Filippo Lippi kadnlara tutkundu ve bunu herkes bilirdi. Ona, ok sevilen kt
adam diyebilirsiniz. Saraydan kadnlara ulamak uruna kmak istiyordu. O ziyaretimizde ev sahiplerimizle
akam yemei yerken, Cosimo'nun Filippo'yla beraber birka kadn da kilitlemesinin belki Filippo'yu mutlu
edecei zerine birka laf bile geti. Cosimo'nun yle bir ey yaptn hi sanmyorum. Yapsayd,
dmanlar bunu Floransa'nn en byk skandalna evirirlerdi.
unu da belirtmeliyim ki - sylemeden geemeyeceim - dahi Filippo'yu - nk bana gre bir dahiydi ve
hep de yle kalacak -ksack bir an iin bile olsa grmek, hibir zaman unutamayacam bir sahne olmutur.
"Peki onda seni bylesine etkileyen ne var?" diye sordu babam.
" O, hem iyi, hem de kt" dedim, "sadece iyi ya da kt deil. Onun iinde sregelen sava
grebiliyorum ve bir keresinde onun almalarndan bazlarn grmtm; peder Giovanni'yle (bu daha
sonra dnyaca, peder Angelico olarak tannacak olan adamd) beraber yapt almalar, ve sana u
kadarn syleyeyim, bence o harikulade biri, yle olmasa Cosimo ne diye yle bir sahneye katlansn! Onu
duydun mu?"
"Ve Peder Giovanni bir aziz yle mi?" diye sordu babam.
"Hramm, evet. Bu ok gzel bence, ama Peder Filippo'daki ekimeyi grdn m? Hmm, houma gitti."
Babam kalarn kaldrd.
Floransa'ya sonuncu olacak bir sonraki gezimizde beni Filippo'nun resimlerini grmeye gtrd. Bu
adama olan ilgimi hatrlam olmasna armtm. Evden eve, harika almalara bakmak iin dolatk
durduk ve en sonunda da Filippo'nun atlyesine gittik.
Bir Floransa kilisesi iin Francesco Maringhi tarafndan smarlanan bir resim - Bakirenin ta giyme treni
- neredeyse tamamlanmak zereydi ve bu almay grdmde ona kar hissettiim sevgi ve
hayranlktan baylacak gibi oldum. .
Onu brakp gidemiyordum. ekerek aladm.
Hayatmda bu resim kadar gzel bir ey hi grmemitim. Sakin, dnceli yzler kalabal, melekler ve
azizler topluluu, esnek, zarif kadnlar ve ilahi adamlaryla tam bir mkemmellik rneiydi. Onun iin
ldryordum.
Babam, sa'ya hamile olduunun Meryem anaya haber verildii anla ilgili iki tane daha alma grmem
iin beni oradan uzaklatrd.
Daha nce ocukluumda, Bakireye, rahmine sa'nn konmu olduuyla ilgili haber vermek iin gelen
melek Cebrail'i canlandrdmdan bahsetmitim. Bizim oynadmz ekilde Cebrail bir hayli ekici, yiit
biriydi ve Yusuf ieri geldiinde, biricik ak Kutsal Meryem'i bu muazzam erkekle beraber bulurdu.
Biz sadece dnyevi bir takmdk, oyunlara birazck renk kattk. Yani birazck heyecanlandrdk demek
istiyorum. Kutsal kitapta grmenin tam ortasnda Aziz Yusuf un ieri daldna dair bir yaz olduunu
sanmyorum.
Ama bu benim favori rolm olmutu ve bu olay canlandran resimlerden de zellikle holanmtm.
Evet, Floransa'y terk etmeden nce grdm, Filippo tarafndan 1440'larda yaplm bu son resim,
daha nce grm olduum her eyin tesindeydi.
Melek gerekten olaanstyd, mkemmel bir fizii vard. Kanatlan tavus kuu tylerinden yaplmt.
Derin bir ballk hissinden ve kskanlktan hasta olmutum.
Bu eyi satn alp eve gtrmek istiyordum. Bu mmkn deildi, nk Filippo'nun hibir almas henz
piyasada sata karlmamt. Sonunda babam beni srkleye srkleye bu resimden uzaklatrd ve zaten
ertesi gn de eve dndk.
Ben Peder Filippo hakknda geni el kol hareketleri eliinde gevezelik yapp dururken babamn beni ne
kadar sessizce dinlemi olduunu ancak sonra fark ettim:
"Zarif, ince, orijinal bir sanat eseri, ve buna ramen herkesin gznde vgye deer bir eser, dehas ite
burada yatyor, deiim yaratmak, ama ok fazla deil, esiz olmak ama yine de sradanlarn
kavrayamayaca kadar uzaklamamak. te o bunu baarm, baba, tm kalbimle buna inanyorum."
Dur durak bilmiyordum.
"te bu adam hakknda byle dnyorum" dedim. indeki ehvet, kadnlara olan tutkusu, yeminlerini,
tvbekarlm hie saymak isteyen iindeki canavarla rahip sava halinde, nk gryorsun, buyandan da
cppesini giyiyor, o Peder Filippo'dur. Ve ite o savatan kan yeni resimlerinde yapt yzlerde tam bir
teslimiyet ifadesi oluuyor."
Babam dinliyordu.
"te byle " dedim, "O karakterler, uzlatramad glerle kendi iinde sregelen savan yanstyor,
zgnler, bilgeler, asla masum deiller ve her zaman yumuak, sessiz ikencelerin izlerini tayorlar."
Eve dn yolunda, at srtnda ormann iinden olduka dik bir patikadan karken, babam gayet
kaytszca kilisemizi ssleyen sanatlarn iyi olup olmadklarn sordu.
"Baba, aka yapyorsun" dedim, "Mkemmeldiler"
Glmsedi, "Biliyorsun, ben pek anlamam" dedi. "Sadece en iyilerini kiraladm." diyerek omuz silkti.
Glmsedim.
O zaman keyifle glmeye balad. Ona evden ayrlp okumaya gidebilecek miyim diye asla sormadm.
Sanrm ikimizi de mutlu edebileceimi fark etmitim.
Floransa'dan eve yaptmz o son yolculukta en az yirmi be mola vermi olmalyz. Bir kaleden dierine
ulap, yemek yedirilip, arap ikram ediliyorduk. Yeni ve verimli bahelerle dolu, kl, lks kklerin birinden
kp dierine girdik. Hibir eye zellikle dikkatimi vermedim, nk hayatmn bunlardan ibaret olduunu
sanyordum. Mor salkmlarla kapl btn bu ardaklar, yeil alanlardaki zm balar ve kemer altlarndan
beni aran o tatl yanakl kzlar her zaman beni bekliyordu.
Bu geziyi yaptmz yl Floransa aslnda savatayd. ehir, byk anl Francesco Sforza'yla ittifak
kurup Milano'yu ele geirmeye alyordu. Napoli ve Venedik ehirleri Milano tarafn tutuyordu. Korkun bir
savat, ama bizi etkilemiyordu.
nk baka yerlerde ve paral askerler tarafndan srdrlyordu ve ondan doan nefret ehir
sokaklarnda hkm sryordu, bizim damzda deil.
Bu savala ilgili olarak iki ilgin karakter hatrlyorum. lki Filippo Maria Visconti, ikincisi de Milano dk.
Dk, istesek de istemesek de dmanmzd, nk Floransa'nn dmanyd. Ama bu adamn nasl biri
olduunu bir dinleyin: nanlmaz iman ve pislii seven biri olduu syleniyordu. Bir rivayete gre bazen
btn giysilerini karp bahesindeki pisliklerin iinde srnd bile oluyormu. Kl grmeye
dayanamyormu ve ekilmi bir klc grse lklar atmaya balarm. Ayn zamanda kendi portresini
yaptrmaktan da d koparm, nk fazlasyla irkin, iren olduundan endieleniyormu ve iin asl
yleymi de. Ama hepsi bu deil. Bu adamn zayf, kk bacaklar onu tayamazm, onun iin
hizmetkarlar onu tamak zorunda kalrm. Bunlara karn, espri anlay varm. nsanlar korkutmak iin
cebinden hzlca bir ylan kartrm. Nasl, harika deil mi?
Bunlara ramen nasl olduysa Milano dk olarak otuz be yl hizmet verdi bu adam, ve bu savata
kendi paral askeri Francesco Sforza, Milano'ya kar savamay seti.
Sforza'y yalnzca yle bir anlatmak istiyorum, nk ok deiik, renkli bir karakterdi. ocukken
karlm olan ve onu karan haydutlarn ba olmay baarabilmi bir kylnn cesur, gl ve yakkl
olu olarak Francesco da haydutlarn komutan oluyor ama ancak kahraman kyls bir hizmeti ocuu
kurtarmaya alrken boulduktan sonra. Ne yiitlik. Ne saflk! Bu ne yetenektir. Ben, Francesco Sforza'y
ancak bu dnyada ldkten ve ortalkta sinsi bir vampir olarak dolamaya baladktan sonra grebildim,
ama tarifne uyuyordu. Kahramanca davranlar ve yaplan tariflere gre boyutlar olan bir adam. Ve ister
inann, ister inanmayn, zayf bacakl ve deli Milano Dk, doutan asker olan bu kyl piine evlenmesi
iin kzn vermiti. Bu arada kz da Dkn karsndan deildi, zavall kadn dkn metresi tarafndan bir yere
kilitlenmiti.
Sonuta savaa sebep olan ite bu evlilikti. nceleri Francesco, Dk Filippo Mana iin cesurca
savayordu, ama lgn dk nallar diktiinde, Papadan Cosimo'ya kadar, talya'daki herkesi cezbetmi
damadmz yakkl Francesco, doal olarak Milano dk olma isteiyle yanp tutumaya balamt!
Hepsi gerek. Sizce de ilgin deil mi? An, kaynaklarnza bakn. Dk Filippo Maria'nn ayn zamanda
kendi saraynda ses geirmeyen bir oda yaptracak kadar gk grltsnden korktuuna dair dedikodularn
da olduunu sylemeden gemeyeyim.
Fazlas da var. Sforza ehri ele geirmek isteyen bir sr insandan Milano'yu kurtarmak zorunda kald ve
Cosimo da onu desteklemeye mecbur kald, aksi taktirde Fransa ya da daha da beteri zerimize gelecekti.
Hepsi olduka elenceliydi ve dediim gibi benden istense savamak ve sarayda yaamak konusunda
daha gen yata eitilmitim, ama bu savalar ve bu iki karakter benim iin sadece akam yemei
konumalarnda varlard ve ne zaman ki birileri, Deli Dk Filippo Maria ve cebinden ylan kartma gibi deli
samas akalarndan bahsetmeye balasa, babam beni yanna arr ve kulama "Saf asil kan gibisi
yoktur olum" diye fsldayp glmeye balard.
Romantik ve cesur Francesco Sforza'ya gelince, dmanmz Dk iin savat srece babamn onunla
ilgili syleyecei bir ey yoktu. Ama bir kez hepimiz Milano'ya kar sava bayraklarn atktan sonra,
babam, gz pek Francesco ile cesur, kyl babasna vgler yadrmaya balad.
talya'da daha nceleri baka bir lgn da at koturmutu. Paral askerlerini Floransallar dahil kime
olursa olsun saldrtan Sir John I lawkwood adnda yamac bir kabaday.
Ama sonunda Floransa'ya sadakat gstermi, hatta Floransa vatanda bile olmu ve bu dnyadan
gerken, katedralde ona muhteem bir ant iin yer bile verilmiti. Ah ne gzel bir ad!
Bence asker olmak iin ok iyi bir dnemdi. Bilirsiniz, savamak istediin yeri kendin seersin, sonra da
tarihi istediin gibi yazarsn.
Ama te yandan iir okumak, resimlere bakmak ve atalarndan kalma gvenli duvarlar arasnda
yaamn gvenli ve son derece rahat srdrebilmek ya da grkemli ehirlerin gelimeye devam eden
sokaklarnda dolamak iin de ok iyi bir dnemdi. Eitim alm biriysen yapmak istediin eyi semekte
zgrdn.
Ayn zamanda ok dikkatli olunmas gereken bir dnemdi de. Babam gibi Derebeyleri bu savalarda
iflasa srkleniyordu. zgr ve rahat braklm dalk blgeler istila edilip yok edilebiliyordu. Zaman zaman
nispeten her eyden uzak kalmaya baarm birinin kendini Floransa'ya kar cephe alm bulduu oluyor ve
askerler yine her eyi yerle bir etmek iin grlt patrt arasnda geliveriyordu.
Bu arada, Milano'yla olan sava Sforza kazand. Bunun bir sebebi de Cosimo'nun ona gereken paray
vermi olmasyd. Ondan sonras tam bir katliamd.
Evet, harikalar diyar Toskana'y anlatmay sonsuza kadar devam edebilirim.
Ailemin, lanet zerimize kmeseydi, yaam olabilecei eyleri dnmek benim iin hem zc hem
de rpertici. Ne babam yal biri olarak, ne de kendimi uraan, didinen bir amca gibi hayal edebiliyorum.
Ayrca kz kardeimi bir kasaba baronuyla deil de benim umduum gibi, bir ehir aristokratyla evlenmi
olmasn isterdim ama imdi btn bunlar bir hayal.
Buradaki dalarda bile o zamanlardan kalma, yok olua kar yzyllardr ayakta kalabilmi, direnmi
kylerin ve kasabalarn varl beni hem korkutuyor, hem de sevindiriyor. Modern savalarn en ktlerine
bile, tamir edilmi pazar yollar ve pencerelerindeki krmz sak-sl sardunyalaryla beraber sakince
yaayabilmek iin dayandlar.
Burada artk karanlk hakim.
Burada yldzlarn nda Vittorio yazyor.
Aadaki odalarda, hala kimsenin grmedii tablolarn bulun-'duu ve kadim kurban tann kutsal
emanetlerinin tozla kaplanm durduu yerde ispinozlar ve yabani, kemirgen yaratklar yaamlarn
srdryor. Ah, ama o dikenler evimden geriye kalanlar koruyor, bu yzden yetimelerine ben izin verdim.
Kendi ellerimle yok ettiklerimin dndaki patikalarn orman tarafndan yutulmas iin braktm.
28

Gemie ait bir eylere ihtiyacm var! Hem de ok!
Ama bakn ite, yine uzattka uzattm iin srekli kendimi suluyorum. Haksz da deilim.
Bu blm artk bitmeli.
Ama, bu, amcamn evinde oynadmz ya da Cosimo'nun l'loransa'snda Duomon'un nnde grdm
kk oyunlara ok benziyor. Oyuncularm sahnedeki yerlerine yerletirip yaradlmn yksn
anlatmaya balamadan nce, boyanm sahne perdeleri, ince ayrntlarla sslenmi stunlar, gerektiinde
sahnede uabilmek iin ayarlanm teller ve kesilip dikilmi kostmler hazr olmal.
Elimde deil. 1400'llerin gzellikleriyle ilgili deneme yazm bitirirken, byk simyac Ficino'nun birka
yl sonra diyecei gibi: "bir Altn ayd" diyerek son vereyim.
imdi o trajik ana dnyorum.

III
KORKU ZERMZE KT ZAMAN
Sonun balangc bir sonraki ilkbahar geldi. On altnc doum gnm gemiti. Lent'ten nceki Sal biz
de tm kyller gibi karnaval kutluyorduk. O sene, Lent yznden karnaval kutlamalar olduka erken bir
tarihe denk gelmiti, bu yzden hava biraz souktu. Ama buna ramen nee dolu geiyordu.
Kardelerimin kesik balarn tuttuumu grdm o ryay Kl arambasndan nceki gece grdm.
Bu ryadan lesiye korkmu bir halde, kan ter iinde kalktm. Onu ryalar kitabma kayt ettim ve sonra da
dorusunu sylemek gerekirse unuttum. Ben byleydim ite, ama ne olursa olsun hayatm boyunca
grdm en korkun kabustu. Zaten zaman zaman grdm kabuslar anneme, babama ya da baka
birine anlattmda cevap her zaman ayn olurdu; "Vittorio, bu kendi suun, okuduun kitaplar yznden.
Bunlardan kurtulmak kendi elinde."
Tekrarlamam gerekirse; rya unutulup gitmiti.
Paskalya geldiinde krlar ieklerle kaplanmt ve her ne kadar geleceklerinden habersizdimse de,
damzn eteklerindeki kylerin birden bire terk edilmesi, yaklaan ktlklerin ilk iaretleriydi.
Babam, ben, avclardan ikisi, bir av bekisi, bir de asker o blgelerdeki kyllerin tanm olduklarn
kendi gzlerimizle grmek iin aalara indik. Gerekten de yle olduunu grdk. Yanlarna iftlik
hayvanlarn bile alp gitmilerdi, stelik ok yakn bir tarihte. O kk, terk edilmi kasabalar grmek bana
korkun ama bir o kadar da anlamsz gelmiti.
Scak bir karanlkla sarlm halde eve dn yolumuzdayken bile, getiimiz her kyde bizi smsk
kapatlm binalar, neredeyse hi k szdrmayan kapal kepenkler ve duman ttmeyen bacalar karlad
bizi.
Babamn eski ktibi, kyllerin hemen bulunup dvlecei ve topraklar ilemeye devam ettirilecekleriyle
ilgili anlamsz vaazlar vermeye balad.
Babam, her zamanki gibi iyilik dolu ve tamamyla sakin bir halde masasnn bandaki mum nda
dirseine yaslanm otururken, hepsinin zaten zgr insanlar olduunu ve onun danda yaa-mamay
semi olduklarna gre, kendisine bal olmadklarn sylyordu.
Modern dnyann hali byleymi, o yalnzca topraklarmzda neler olup bittiini anlayabilmeyi diliyormu.
Birden bire onu izlediimin farkna vard ve sanki beni grmemi gibi davranarak konuyu tamamyla
kapatp konumasna son verdi.
Bu nemsiz olayn zerinde fazla durmadm.
Ne var ki, takip eden gnlerde, alak yamalarda oturan baz kyller, surlarn iinde yaama isteiyle
geldi. Babamn grme odalarnda toplantlar yaplyordu ve ben kapal kaplarn ardndaki tartmalar
duyuyordum. ster istemez biraz meraklanmaya balamtm. Bir akam yemekte, aile fertlerinin her birinin
hi grlmemi derecede skntl olduklarn fark ettim. Sonunda babam, her zaman olduu gibi masann
ortasndaki sandalyesinden kalkt ve sanki duyulmayan biri tarafndan sulanyormu gibi:
"Srf mum bebeklere ine batrdklar ve tts yakp sama sapan byler yaptklar iin birka yal
kadn cezalandracak deilim. Bu yal cadlar her zaman bizim damzda yaadlar." diye aklama yapt.
Annem, endieli bir halde hepimizi, Bartola, Matteo'yu ve beni ben hi istemiyordum -bir araya getirerek,
erkenden yataklarmza gitmemizi istedi.
"Bu gece okumak yok Vittori", dedi.
"Ama babam ne anlatyordu?" diye sordu Bartola.
"Aman bo ver. Kyn yal cadlar ile ilgili" dedim. talyanca cad anlamna gelen strega kelimesini
kullandm. "Arada srada, bir tanesi biraz fazla ileri gider, o zaman da kavga kar. Genellikle ate gibi eyleri
iyiletirmek iin by yaparlar."
Annemin beni susturacan sanmtm, ama yznde belli bir rahatlamayla kulenin dar, ta
merdivenlerinde duruyor, bana bakyordu. "Evet, evet Vittori, gerekten ok haklsn. Floransa'da insanlar o
yal kadnlara glyor. Gattena'y sen de tanyorsun; kzlara ak iksirleri satmaktan baka bir ey bilmez."
dedi.
Annemin bana ilgi gstermesinden son derece memnun bir halde "Herhalde onu mahkemeye karacak
deiliz," dedim.
Bartola ve Matteo heyecanlandlar." Hayr, hayr. Gattena olamaz, kesinlikle olamaz. Gattena kaybolmu
zaten, kap gitmi."
"Gattenada m?" diye sordum. Ama annem, bana kardelerimi yataklarna gtrmemi iaret edip, sanki
daha fazla konumay red-dediyormu gibi arkasn dndnde, durumun ciddiyetim anlamaya baladm.
Gattena, yal cadlarn arasnda en korkulan ve en komik olanyd, ve o da kamsa, o da bir eylerden
korkmusa, bu gerekten nemli olmalyd, nk o kendisini, korkulmas gereken biri olarak grrd.
Ondan sonraki gnler rahat ve zevkli geti. Beni, Bartola'm ve Matteo'mu hibir ey rahatsz etmedi.
Ama sonralar o gnleri tekrar dndmde, aslnda pek ok eyin olup bittiini fark ettim.
Bir gn, leden sonra, - Tori diye ardmz bekilerimizden birinin uykuya dalmak zere olduu -
eski kulelerimizin en tepesindeki pencereye ktm ve grebileceim en uzak noktaya kadar topraklarmza
baktm.
"Yok. Hi gremezsin" dedi.
"Neyi?" diye sordum.
"Bir tane bacadan bile duman kmyor, artk hi yok." Esnedi ve eski deri giysileri ve klcnn arlyla
duvara yasland. "Her ey yolunda" dedi ve tekrar esnedi. "Demek ki ehir hayatn seviyorlar yada
Francesco Sforza iin Milano Dkne kar savaa katldlar, brak gitsinler yleyse. Burada ne kadar rahat
olduklarn anlayamamlar."
Bam evirdim ve ormanlara, grebileceim vadilere ve en uzaklardaki ufuk izgisine tekrar baktm.
Doruydu, aadaki kk kyler sanki zaman iinde donup kalm gibi grnyordu, ama nasl bu kadar
emin olabilirdi ki? Hava kapal saylrd. stelik, bizim evde her ey yolunda gidiyordu.
Babam, zeytinya, sebze, st, tereya ve benzeri bir sr gzel ey alyordu bu kylerden, ama onlara
ihtiyac yoktu. Gitmeleri gerekiyorsa yle olsun.
Neyse, iki gece sonra, yemekte bulunan herkesin yine zerinde hi konumadklar srekli bir gerginlik
iinde olduklarn fark ettim, bu apak grlebiliyordu. Annemi yle bir endie kaplamt ki o bitmez
tkenmez sosyete dedikodularyla bile ilgilenmiyordu. Konuma yok deildi, ama tarz deimiti.
Ciddi biimde uyumazlk yayormu gibi grnen btn yallarmza gelince, aralarndan bazlar olan
bitenlere gayet kaytsz kalyordu. Hizmetiler servise nee iinde devam ediyor ve ayrca bir nceki gn
bize katlm kk bir mzisyen gurubu, keman ve lavta eliinde harika arklar sylyordu.
Buna ramen annemi, eski gzel danslarndan birini bile gstermeye bir trl ikna edemediler.
Beklenmedik bir misafirin geldii haber verildiinde vakit epey ilerlemi olmalyd. Benim eliimde
yataklarna gtrlp yal bakcmz Simonetta'nn emanetine braklm Bartola ve Matteo dnda henz
hi kimse salondan kmamt.
Babamn Muhafz ba salona gelip topuk selam verdikten sonra eilip babama: "Efendim, kaleye
yksek rtbeli gibi grnen bir adam geldi ve kta kabul edilmek istemiyor, en azndan kendisi yle diyor ve
sizin onu grmek iin dar kmanz talep ediyor" dedi.
Bir anda masadaki herkes sarsld. Annem kzgnlktan bembeyaz kesilmiti.
Kimse babamdan bir ey "talep" edemezdi.
Ayrca, paral askerlerle beraber bir ok sava grm, olduka yakkl yal bir asker olan
Muhafzbann bile dikkati dalm, biraz da sarslm olduu ak seik grlyordu.
Babam ayaa kalkt. Konumadan ve hareket etmeden ylece duruyordu.
"Bunu yapar msnz Lordum, yoksa Sinyoru gndereyim mi?" diye sordu muhafzba.
Babam, "Ona syleyin, misafirim olarak evime girmesini memnuniyetle karlayacam ve Kutsal sa
adna tm misafirperverliimizi ona sunacaz " dedi.
Babamn sadece sesi bile, ne yapacan bilemiyormu gibi grnen annemin hari, masadaki her ferdin
zerinde sakinletirici bir etki yaratm gibiydi.
Muhafzba neredeyse kurnaz denilebilecek bir bakla sanki babama bunun hibir ie yaramayacan
sylemek istiyordu, ama yine de daveti iletmek iin huzurumuzdan ayrld.
Babam oturmad, bombo gzlerle nne bakyordu, ama sonunda sanki bir eyi dinliyormu gibi ban
yana evirdi. Salonun dier ucunda uyuklayan nbetinin ilgisini ekmek iin hzla dnp parmaklarn
klatt.
"Evi gzden geirin, her eyi ayarlayn" dedi, "Sanrm eve kular girmi, seslerini duyuyorum. Scak
havalardan oluyor, pencerelerin ou ak", diye ekledi.
O ikisi gitti, yerlerini almak iin baka iki asker hemen ortaya kt. Bu bal bana allmam bir
durumdu, grev banda bir ok adamn olduu anlamna geliyordu.
Muhafz ba tek bana geri geldi ve bir kez daha selam verdi. "Efendim, a girmeyeceini, aksine
sizin ona gitmek zorunda olduunuzu ve sizi bekleyecek fazla zamannn olmadn sylyor."
Hayatmda ilk kez babamn gerekten fkelendiini gryordum. Beni ya da bir kyl ocuu dverken
bile olduka sakin olurdu. Srf endamndan bile sakinlik akan yznn gzel hatlar imdi sadece nefret
doluydu.
"Ne cretle," diye tslad.
Yine de dolap masann br tarafna geti ve yryp gitti, muhafz ba da arkasndan kouturdu.
Ben hemen sandalyemden kalkp pelerinden gittim. Annemin uzaktan yumuaka sesleniini duyar gibi
oldum, "Vittorio, geri dn."
Ama ben babamn arkasndan avluya kmak iin merdivenlerden hzla iniyordum ve ancak kendisi
dnp eliyle hzla gsme vurduunda durdum.
Her zamanki yumuak, scak sesiyle "Orada dur olum" dedi, "Ben hallederim."
Kulenin kapsnn dibinde, seyretmek iin iyi bir yerdeydim, ve orada, avlunun br tarafndaki
mealelerin nda, salonun klarna girmeyi reddeden, ama bu ak hava aydnlatmasndan hi rahatsz
olmam gibi grnen tuhaf Sinyoru grdm.
Kemerli giriin devasa kaplar gece iin kilitlenmi ve srglenmiti. Sadece insan boyundaki ufak kap
akt ve ite orada, iki yannda onu yceltmeye alyormu gibi grnen parlak, atrdayan mealelerin
nda, koyu, arap krmzs kadifeden muhteem elbiseleriyle duruyordu. Bandan ayana kadar bu
koyu renge brnmt. Gnmzn modas olduu sylenemezdi, ama her ayrnts talarla bezenmi dar
ceketi ve saten ile kadife eritlerden oluan yenleri ayn renkteydi. Sanki Floransa'nn en iyi kumalarnda
zenle boyanm gibiydi.
Yakasna dikilmi ve boynuna takm olduu ar altn zincirdeki talar bile - byk ihtimalle lal yakut,
hatta belki safirdiler- arap krmzsyd.
Gr ve siyah salar parltlarla omuzlarna dklyordu, ama yzn gremiyordum, hayr, hem de hi;
takt kadife apka yzn glgeliyordu. Ben ancak son derece beyaz olan teninin az bir ksmn, ene
izgisiyle boynundan bir ksm grebiliyordum, hepsi buydu. ok eski olduu belli olan bir knda, inanlmaz
byklkte bir haner tayordu ve bir omzuna rasgele atlm, ayn arap krmzs kadifeden, zerine,
baktm yerden bana yaldzl semboller gibi grnen ekiller ilenmi bir pelerin vard.
ekilleri daha net grebilmek iin bam uzattm ve bir an k giysisine ilenmi hilal eklinde bir ayla bir
yldz grdm dndm, ama gerekten de fazla uzaktaydm.
Adamn boyu inanlmazd.
Babam, adamdan olduka uzakta duruyordu, yine de konutuunda sesi yumuakt. Hala glmseyen
az ve beyaz dilerinden baka bir tarafn gstermeyen esrarengiz adamdan ise hem hrn hem de ipeksi
sesler kyordu. Babam birden bire "Tanrnn ve yce Kurtarcmzn adna, evimden hemen defolun" diye
haykrarak ani bir hareketle ileriye atlp bu muhteem ahs kapdan dar itti.
aknlktan donakalmtm.
Anszn, kapnn br tarafndan, karanln iinden, ksk bir kahkaha duyuldu ve bu ses, sanki
bakalarnn da katlmasyla yanklanyor gibiydi. Byk bir grlt koparan nal sesleri duydum, bir sr atl
ayn anda ileriye atlmak iin anlamlard sanki.
Babam kapy hzla arpt. Geriye dnd, istavroz kartt ve ellerini dua etmek iin birletirdi.
"Yce tanrm, bu ne cret!" dedi yukarya bakarak.
Ancak imdi, babam bana ve kuleye doru komaya balaynca, muhafzbann dehetle donup kalm
olduunu fark ettim.
Merdivenlerin klarna ular ulamaz babam bana bakt, elimle muhafz ban iaret ettim. Babam
hzla arkasn dnd.
"Evin tm kaplarn hemen smsk kapatn" diye bard, "Batan aa her yeri iyice arayn. Her
pencereyi, her delii iyice kapatn ve hemen askerleri arn, geceyi mealelerle aydnlatsnlar. Duydunuz
mu? Her kulede ve duvarda adamlar olacak. Hemen. Bu, insanlarma huzur verecektir."
Daha yemek salonuna ulamamtk ki o zamanlar bizimle yaayan Peder Diamonte adnda Dominiken
bir rahip, beyaz salar karma kark, cppesinin dmeleri iliklenmemi halde elinde dua kitabyla aaya
geldi.
"Efendim, neyiniz var?" diye sordu, "Tanr akna ne oldu?"
"Peder, Tanrya gvenin ve benimle dua etmek iin kk kiliseye gelin" diye yantlad babam. Ardndan,
hzla yaklamakta olan bir nbetiye seslenip "Kiliseyi aydnlatn, btn mumlar yakn, dua etmek istiyorum"
dedi. "Hemen sylediimi yapn. ocuklar da aaya arn, bana biraz kutsal mzik alsnlar."
Sonra benim ve rahibin ellerini tuttu. "Bir ey yok, gerekten, ikiniz de byle eyleri bilirsiniz, hepsi batl
samalk, ama benim gibi lml bir adam Tanrya dndren her bahane iyi bir bahanedir. Hadi gel Vittorio,
sen, ben ve Peder Diamonte dua edeceiz, ama annenin iyilii iin, bir ey olmam gibi grnmeye al."
Szleri iimi rahatlatmt ama aydnlatlm kilisede btn gece uyank durma fikri hem ho hem de
endie vericiydi.
Floransadan gelen, yaldz baskl ve resimleri ok gzel kenarlklarla sslenmi olan parmen dua
kitaplarm, ayin kitaplarm ve dier dini kitaplarm almak iin onlardan ayrldm.
Tam odamdan kyordum ki babam anneme, "Ve ocuklar bir an iin bile yalnz brakma. Bir de sen, senin
bu halin. Tanrm, btn bunlara nasl dayanacam."derken duydum.
Annem karnna dokundu.
Bir ocuk daha beklediini anladm. Ayn zamanda babamn baka bir eyden dolay panik iinde
olduunu da fark etim. "ocuklar bir an iin bile yalnz brakma?" Ne demek istiyordu acaba?
Kilise yeterince rahatt. O zamanlar sralar yoktu. Kutlamalar srasnda herkes ayakta durduu halde
babam yine de buraya ok nceden tahtadan, kadife yastkl salam sandalyeler yaptrmt.
Gece bir ara bana kilisenin altndaki odalar gsterdi. Buraya, yerde gizlenmi bir halkayla alan bir
kapdan giriliyordu. Halka, yer talarnn mermer sslerinden biriymi gibi grnen bir eyin altna
gizleniyordu.
Ben, bu mahzenlerden haberdardm, ama ocukken gizlice oralara baktm iin sopayla dvlmtm
ve babam bana aile srlarn tutamadm iin onu ne kadar hayal krklna urattm sylemiti.
Sopadan ok, onun azarlamas beni yaralamt ve geen yllarda arada srada oralara indiini bilmeme
ramen, hibir zaman mahzenlere inmek iin ondan izin istememitim. Oralarda, hazinelerin ve de eski
alara ait srlarn olduunu dnrdm. Evet, topraa derin ve yksek oyulmu maara gibi bir odann
varolduunu ve iinde eitli hazinelerin bulunduunu da gryordum imdi. Eski sandklar, hatta tomarlarca
eski kitaplar vard. ki tane de srgl kap.
"Onlar eski mezar yerlerine gidiyor. Oraya gitmen gerekmez," dedi babam. "Ama, buray artk renmeli
ve bir daha unutmamalsn."
Kiliseye tekrar ktmzda, kapy kapatt, halkay yerine koydu ve mermer ta da onun zerine
yerletirdi, bilmeyen biri btn bunlar asla fark edemezdi.
Peder Diamonte hibir ey grmemi gibi davranyordu. Annem ve ocuklar uyuyorlard.
Hepimiz gn aarmadan kilisede uyuya kaldk.
Babam, gnein dousuyla avluya kt. Surlarn iinde kalan tm kylerde horozlar tyordu, babam
gerindi ve gkyzne bakp omuzlarn silkti.
Amcalarmdan ikisi ona doru koup, bizi kuatma altna almaya cret eden Sinyorun kim olduunu,
nereden geldiini ve bu sava ne zaman yapmamz gerektiini bilmek istediklerini sylediler.
"Hayr, hayr, hayr, hepsini yanl anlamsnz," dedi babam. "Savamayacaz. Yataklarnza dnn."
Ama szn henz tamamlamt ki, kulaklar trmalayan bir lk hepimizi uyandrd. Avlunun alan
kaplarndan ieri, kyl kzlardan biri - sevdiimiz, saydmz kzlardan - girip feryatlar iinde o korkun
kelimeleri haykrd.
"Gitmi. Bebeim gitmi, onu almlar."
Gnn geri kalan kaybolan ocuu aresizce aramakla geti. Hibir yerde yoktu, stelik ok gemeden,
bir ocuun daha kayp olduu ortaya kt. Yarm akll biriymi, kimseye bir zarar olmad iin sevilirmi,
ama gerekten yle beyinsizmi ki doru drst yryemiyormu bile. Bundan utan duyduklar halde,
kimsenin onun ne zamandr kayp olduunu bile bilmedii ortaya kt. -
Gnbatmna doru, amcalaryla ve rahiplerle oturup tartt kilitli odasna girmenin bir yolunu bulup
babam yalnz gremezsem artk ldracam dnyordum. Sonunda, kapya ylesine byk bir
grltyle vurup tekmeledim ki beni ieri aldlar.
Toplant dalmak zereydi. Babam beni kendine ekti ve lgn gzlerle bana bakarak: "Ne yaptklarn
gryor musun? Benden istedikleri harac aldlar. ylece aldlar! Ben reddettim ve onlar aldlar" dedi.
"Ama ne harac? ocuklar m kastediyorsun?"
Gz dnmt. Trasz yzn ovdu ve yumruunu masaya indirdi. Aniden saldrya geip btn yaz
malzemelerini teye frlatt.
"Kim olduklarn sanyorlar da gece gece gelip istenmeyen ocuklar onlara vermemi talep ediyorlar?"
"Baba, neler oluyor? Bana sylemelisin."
"Vittorio, yarn ilk kla, bu gece yazmaya niyetli olduum mektuplarla beraber Floransa'ya gidiyorsun.
Bunlarla savamak iin kyl rahiplerden daha fazlasna ihtiyacm var. imdi git ve yolculuuna hazrlan.
Birden bire yukar bakt. Bir ey dinliyor gibiydi. Etrafn da gzlyordu. Pencerelerden akamn gelmi
olduunu grebiliyordum. Biz bile sadece silik iki ekil olarak kalmtk. amdan yere atmt, onu kaldrdm.
Bir yandan onu izlerken, mumlardan birini alp kapdaki mealede yakp geri getirdim, ardndan
dierlerini de yaktm.
O, kprdamadan dikkatlice dinliyordu, sonra da hi ses karmadan ayaa kalkt. Yumruklar masann
zerinde, mumlardan panik dolu yorgun yzne vuran umursamyormu gibi grnyordu.
"Ne duyuyorsunuz Efendim?" diye sordum, hi farknda olmadan resmi bir ekilde hitap ederek.
"Ktlk" diye fsldad. "Gnahlarmz yznden Tann'nn isteiyle yaamlarn srdren kt yaratklar.
Kendini iyi korumalsn. Anneni ve kardelerini kiliseye gtr, acele et. Askerler emirleri biliyorlar."
"Oraya biraz da akam yemei getirmelerini syleyeyim mi? Biraz ekmek ve bira?" diye sordum.
Ban ok nemsiz bir konuymu gibi evet anlamnda sallad.
Bir saatten az bir sre iinde hepimiz kilisede toplanmtk, btn aile; bu be amca ve drt halay da
kapsyordu. Bizimle birlikte iki bakc ve Peder Diamonte de vard.
Kk sunamz sanki ayindeymiiz gibi, gzel nakl bir rt ve ldayan mumlaryla kaln altn
amdanlaryla sslenmiti. armha gerilmi sa figrmz, l l parldyordu. ok eskilerden kalma
renksiz, ince, tahta bir oyma heykeldi ve iki yzyl nce bizim kaleye urad sylenen, Aziz Francis
zamanndan beri o duvarda asl dururmu.
Zamanna uygun bir ekilde plak bir sa figryd. Gnmzn canl ve ehvani figrlerinin aksine,
ikence ile zveriyi yanstyordu. Duvardaki daha yeni resmedilmi altn taklar ve parlak krmz aziz
giysileri ordusuyla tam bir tezat oluturuyordu.
Tek bir kelime bile etmeden kiliseye bizim iin getirilmi sade, kahverengi sralarda oturuyorduk. Peder
Diamonte'nin sabah ayininden sonra kilise tam anlamyla Tann'nn evi olmutu.
Ekmei yedik ve kaplara yakn oturarak biralarmzdan da biraz itik, ama sessizlik bozulmuyordu.
Sadece babam srekli dar kyor, mealelerle aydnlatlm avluda korkusuzca yryor ve kuleler ile
surlarn askerlerine sesleniyor, hatta bazen her eyin korumas altnda olduunu kendi gzleriyle grmek
iin kendisi yukar trmanyordu.
Amcalarmn hepsi silahlanmt. Halalarn da byk bir sabr la tespihlerini ekip dua ediyorlard. Peder
Diamonte'nin kafas karkt ve annem, belki rahmindeki bebek yznden, l gibi beyaz ve hasta
grnyor ve artk ciddi ciddi korkmaya balayan kardelerime sarlyordu.
Geceyi olaysz atlatacakmz gibi grnyordu.
afaa biriki saat kala hafif uyuklarken, korkun bir lkla kendime geldim.
Babam hemen ayaa kalkmt bile, amcalarm da yal, yamru yumru parmaklaryla ellerinden geldii
kadaryla kllarn ekmilerdi.
Gecenin her yerinden lklar ykselmeye, askerlerin alam sesleri ve her kulede bulunan eski
anlardan da yksek an sesleri duyulmaya balamt.
Babam beni kolumdan yakalad, "Vittorio, gel." dedi ve bir hamleyle mahzenlerin gizli kapsn ardna
kadar ap ellenme sunaktan ald byk bir mum tututurdu.
"Anneni, halalarn ve kardelerini aaya gtr hemen ve ne duyarsanz duyun sakn dar kmayn.
Dar kmayacaksnz! Kapy ierden kilitle ve orada kal! Sana sylediimi yap."
Hemen itaat ettim, Matteo'yu ve Bartola'y kaldrp, nmzdeki ta merdivenlerden aaya inmelerini
saladm.
Amcalarm, anlarndan kalma sava lklar eliinde kaplardan frlayp avluya kmlard. Halalarm
sendeliyor, baylyor, sunaa tutunuyor ve yerlerinden kprdatlamyorlard, annem de babama sarlmt.
Babam bir tr sinir krizi ve fke nbetine kaplm gibiydi. En yal halama ulamaya alyordum, ama
sunan nnde l gibi baygn bir ekilde yatyordu. Babam grleyerek beni mahzene zorla soktu ve kapy
kapatt.
Kapy onun gstermi olduu gibi kilitlemekten baka arem kalmamt. Ardndan elimdeki mumla,
dehete kaplm Bartola'ya ve Matteo'ya yzm dnerek, "merdivenlerden aaya inin," diye bardm,
"En sonun kadar."
Yzleri bana dnk geriye doru, dar ve dik basamaklardan inmeye alrlarken birka kez neredeyse
dyorlard.
"Neler oluyor Vittorio, bize niye zarar vermek istiyorlar" diye sordu Bartola.
"Onlarla savamak istiyorum" dedi Matteo. "Vittorio, bana hanerini ver. Senin bir klcn var, bu
hakszlk."
", sessiz ol ve babamzn sylediini yap. Darda erkeklerle beraber olamadm iin ben memnun
muyum sanyorsun? Sessiz olun!"
Gz yalarm zor tutuyordum. Annem yukardayd! Halalarm!
Hava souk ve nemliydi ama yine de hotu. Terden srlsklam olmutum ve kolum, ar altn amdan
tamaktan aryordu. En sonunda, zerimde sakinletirici bir etki yaratan talarn zerinde tek vcut halinde
odacn en ucunda yere ktk.
Ama sessizliin ortasnda, kaln duvarlarn tesinden lklar, korku ve panik dolu barmalar,
kouturan ayaklar hatta atlarn tyleri diken diken eden kinemelerini duyabiliyordum. Sanki yukarda bir
sr at kiliseyi ykp ieri dalmlar gibi sesler geliyordu ve bu da hi olamayacak bir ey deildi.
Ayaa kalkp odann dier iki kapsna, mezar odalarna ya da nereye aldn hi de bilmediim ve o
anda bunu hi de umursamadm o iki kapya kotum. Birinin srgsn ektim. Benim iin bile yeterince
yksek olmayan ve omuzlarmn ancak sabilecekleri genilikte, alak tavanl bir koridordan baka bir ey
grnmyordu.
Tek mz bendeydi, onun iin geriye dndm. ocuklar korkudan donup kalmlard ve kafalar lm
lklarnn devam ettii yukarya doru evrilmiti.
Bartola birdenbire "Yangn kokusu alyorum", diye fsldad. Yz hemen gz yalarna bouldu. "Sen
de duyabiliyor musun Vittorio? Sesini de duyabiliyorum."
Sesini duyuyor ve kokusunu da alyordum.
"kiniz de istavroz karn; imdi, dua edin" dedim. "Ve bana gvenin, buradan kacaz" diye de
ekledim.
Ama yukarda savan grlts devam ediyor, lklar dinmiyordu. Fakat anszn, yle aniydi ki seslerin
kendileri kadar korkun ve inanlmazd, etraf sessizlik kaplad.
Zafer anlamna gelmedii belli olan bu youn sessizlik her tarafa hakim oldu.
Matteo ve Bartola iki yanmda bana sarlmlard.
Yukardan yine grltler gelmeye balamt. Kilisenin kaplar zorlanp ardna kadar ald, ardndan
gizli geide alan tavan kaps da hzla ekilip ald. Gerilerden gelen yangnn nda, karanlk, uzun
sal bir siluet grnd.
Rzgarla mumum snd.
Yukarda ve arka plandaki cehennem atei hari, merhametsizce her tarafmz rten karanla terk
edilmitik.
Bir kez daha, belirgin bir ekilde, o silueti grebiliyordum. Uzun kvrck sal ve iki elimle sarabileceim
kadar ince belli, uzun boylu, heybetli bir kadn bana doru, sanki uuyormu gibi sessizce geliyordu.
Tanr akna, nasl olabilirdi? Bu kadn...?
Klcm ekemeden, hatta hibir eye bir anlam veremeden, onun yumuak gslerinin gsme
srtn ve teninin serinliini hissettim. Sanki bana sarlyor gibiydi. Salarnn ve elbisesinin kokusu
burnumdan ieri szld.
Anlatlamaz bir duygu karmaas iindeydim. Bana baktnda gzlerinin parldayan beyazlarn grr
gibi oldum.
Bartola'nn barn duydum, ardndan Matteo'nunkini de.
Bir yumrukta yere serilmitim.
Yukarda ate tm parlaklyla ldyordu.
Siluet ikisini de alm, grnte zayf bir kolunun altna, barp arp kurtulmak iin uraan iki
ocuu da sktrmt. Bana bakmak iin durdu ve sonra teki elinde havada tuttuu klla, merdivenlerden
yukar, atee doru komaya balad.
ki elimle sarlarak klcm ektim ve arkasndan yukarya, kiliseye doru kotum. Ama grdm ki
ktlklerin gcyle imkansz gerekletirmi, kapya ulamt bile. ki tutsa feryatlar iinde beni
aryorlard, "Vittorio, Vittorio!"
Grdklerime inanamyordum, bu gen kadn, erkek ve kz kardelerimi benden alyordu.
"Dur! Tanr adna dur!" diye bardm, "Korkak, gece hrsz"
aknlk iinde peinden kotum, ama nedense durdu, hareketsizce, sonra bana bakmak iin tekrar
dnd ve bu defa onu tm gzelliiyle grdm. ri, yumuak iyilik dolu gri gzleriyle mkemmel bir ekilde
oval bir yz ve porselen kadar beyaz bir teni vard. Bir ressamn bile isteyerek yapamayaca
mkemmellikte krmz dudaklar ve atein nda en az gzleri kadar gri grnen, omuzlarndan aa
dklen, bukleleri kl rengine alan sar salar vard.
Kan olmas muhtemel bir eyle lekelenen elbisesi, bir gece nce grm olduum eytani misafirin
giysileriyle ayn arap krmzs renkteydi.
Son derece merakl ve biraz da dokunakl bakan gzlerini bana dikti. Sa eli klcn havada tutuyordu
ama, kendisi hareket etmiyordu. Ardndan sol koluyla kuvvetlice tuttuu kardelerimi brakt.
kisi de alayarak yere dt.
"eytan. Strega!" diye kkredim. Onlarn zerinden atlayp klcm sallayarak kadnn zerine saldrdm.
Ama o, gremediim kadar hzla eildi. imdi benden ok u-zakta, klcn aaya indirmi, bir bana, bir
alayan ocuklara bakyor bir halde durduuna inanamyordum.
Anszn ban evirdi. Kulaklar trmalayan bir lk duyuldu, sonra bir tane daha ve ardndan bir daha.
Kilisenin kapsnda, sanki Cehennem ateinin kendisinden frlam gibi grnen, krmzlar giyini baka bir
ekil daha belirdi. Kadifeden bir balk ve altn sslemeli izmeleri vard. Ona klcm salladm ama beni
yana frlatt ve tek bir hareketle Bartola'nn kafasn kesti, ardndan da baran Matteo'nun kafasn
vcudundan ayrd.
lgna dndm. Uzun bir lk attm. Bana doru dnd. Ama, diiden ani ve sert bir tepki geldi.
"Onu rahat brak" diye bard hem tatl hem de temiz bir sesle. Bunun zerine katil, o altn sslemeli
izmeli dman, kadna "Hadi gel hemen, ldrdn m sen? Gkyzne bak. Gel Ursula!" diye bararak gitti.
Kadn hareket etmedi. Bana bakmaya devam etti.
Ben alyor, lanetler yadryordum. Klcm alarak ona doru tekrar kotum ve bu sefer keskin klcm
onun sa koluna sert bir darbeyle indirebildim. Tam dirseinin altndan. Her bir paras gibi hassas grnen
beyaz kolu ar klcyla beraber tal yere dt. Kadndan kan fknyordu. Ona bakmaktan baka bir ey
yapmad ve sonra ayn dokunakl, acl, zgn yzyle tekrar bana bakt.
Klcm tekrar kaldrdm. "Strega!" Dilerimi skarak gz yalarmn arasndan grmeye alarak
bardm, "Strega!"
Ama yine eytani glerin yardmyla geriye doru hareket etmi, sanki grnmez bir g tarafndan
ekilmi gibi uzaklamt benden. stelik imdi hi kopmam i gibi klcn hala smsk tutan sa elini de
yerden almt. Kestiim paray yerine yerletirdi. Onu izliyordum. Kolunu yerletirip, evirmesini, olmas
gerektii gibi olana kadar ayarlamasn izledim ve sonra akn baklarmn altnda, beyaz teninde atm
yara kapand.
Ardndan koyu kadife giysisinin bol kumal kolu tekrar bileine indi. Gz ap kapayana kadar kiliseden
km, uzaktaki kule pencerelerinde yanan atein karsnda artk sadece bir siluet haline gelmiti.
Fsldadn duydum,
"Vittorio."
Ondan sonra kayboldu.
Peinden gitmemin bouna olacan biliyordum. Yine de dar kotum ve klcm geni bir ember
izerek sallayarak, btn dnyaya tehditler savurup fke ve ac iinde haykrdm. Gzlerim artk gz
yalarndan kr olmutu ve boazm hkrklardan dmlenmiti.
Etrafa tam bir sessizlik hakimdi. Herkes lmt. lmlerdi. Biliyordum. Avlu cesetlerle doluydu.
Kiliseye geri kotum. Bartola'nn ve Matteo'nun balarn kaldrp kollarma aldm. Onlara smsk sarlp
oturdum. Aladm. Lanetler yadrarak aladm.
Kesik kafalar hl canl gibiydiler. Gzleri k sayor, dudaklar konumak iin urarcasna hareket
ediyordu. Aman Tanrm! Hibir insann dayanamayaca bir acyd. Aladm. Kucamdaki bu iki ba yan
yana koydum. Salarn ve yanaklarn okuyor, Tanrnn onlara yakn olduunu anlatan szler fsldyordum.
Tanrnn bizimle olduunu, Tanrnn bize sonsuza kadar bakacan, cennette olduumuzu. Ah ltfen, sana
yalvaryorum Tanrm. Btn ruhumla dua ediyordum. Hl hissediyormu gibi gzktkleri o alar ve
korkular hissetmesinler. Ltfen yle olmasn. Buna dayanamam. Hayr. Ltfen.
afakta, gne kilisenin kapsndan ieri kibirle girerken, ateler snmken, kular sanki hibir ey
olmam gibi ark sylerken, Bartola ile Matteo'nun kk masum kafalar sonunda cansz ve hareketsiz
yatyordu. Artk ok ak bir ekilde llerdi. lmsz ruhlar, kafalar vcutlarndan klla ayrld an uup
git-memilerdiyse bile artk onlar terk etmiti.
Annemi avluda ldrlm buldum. Babam, elleri ve kollar yara bere iinde, sanki ona soktuklar her
klc tutmu gibi, kulenin merdivenlerinde cansz yatyordu.
Etraftaki her ey bir anda olup bitmiti. Boazlar kesilmi ve ancak baz yerlerde, babamda olduu gibi
tam bir direniin kantlar vard.
Hibir ey alnmamt. Halalarm, ikisi kilisenin cra bir kesinde, dier ikisi de avluda, hala btn
yzkleri ellerinde, kolyeleri ve salarndaki sslerle beraber, l olarak yatyordu.
Tal bir dme bile koparlmamt.
Herkes iin ayn ey geerliydi.
Atlar gitmi, inekler ormana kam, kmes hayvanlar da uup gitmiti. Avc ahinlerimle dolu kk evi
atm, kk balklarn kardm ve hepsinin ormana doru umasn seyrettim.
lleri gmmemde bana yardm edecek hi kimse yoktu.
len olduunda, ailemi birer birer maaraca ekmi, tren-siz merasimsiz merdivenlerden aa
yuvarlam, sonra da hepsini elimden geldii kadaryla yan yana sralamtm.
ok zor bir iti. Neredeyse baylacaktm. Hepsinin vcutlarn dzenledim, en sonunda da babamnkini.
Ayn eyi evimizdeki herkes iin yapamayacam biliyordum. Bu imkanszd. Ayrca, gelenler her ne
idiyseler, tekrar gelebilirlerdi nk ben canl braklmtm ve cppeli bir eytan, iki ocuu katletmi bir
katil, buna ahit olmutu. Bu lm melei, ya da her neydiyse bunu bilemiyordum, neredeyse tamamen
renksiz yanaklar, uzun boynu ve dk omuzlaryla, ona ettiim hakaretlerin intikamn almak iin geri
gelebilirdi.
Da terk etmeliydim.
Bu yaratklarn imdLetrafta olmadklarn hem kalbim hem de tm scakl ve sevgisiyle parldayan
gne sayesinde, ama ayrca, kalarna ahit olduum, birbirlerine alm olduklar slklara ve o eytan
adamn kadna, Ursula'ya acele etmesi gerektiiyle ilgili uursuz szlerine ahit olduum iin bir ekilde
hissediyordum.
Hayr. Bunlar geceye ait yaratklard.
Onun iin en yksek kiliseye trmanp etrafma bakmaya henz zamanm vard.
yle de yaptm. Tahtadan birka yer dememizden ve mobilyalarmzdan kan dumanlan kimsenin
grm olamayacandan artk emindim. Daha nce dediim gibi, bize en yakn ato bir harabeydi.
Aadaki kk kyler de oktan terk edilmiti.
En yakn ky, bir gn yry yolu uzaklktayd ve gece kmeden gizlenmek iin herhangi bir yer
bulmak istiyorsam artk yola kmam gerekiyordu.
Aklmdan geen binlerce dnce bana adeta ikence ediyordu. ok fazla ey biliyordum. Daha bir
ocuktum, tam bir erkek bile saylmazdm henz. Floransa bankalarnda param vard ama, oraya gitmek
imdi bulunduum yerden at srtnda tam bir haftalk yolculuk demekti. Bunlar eytani yaratklard ama yine
de kiliseye girebilmilerdi. Peder Diamonte bile ldrlmt.
En sonunda, benim iin ancak bir tek yolun mmkn olduuna karar verdim.
Kan davas. Onlar almaya gidecektim. Onlar bulacak ve intikamm alacaktm. Ve mademki gn na
kamyorlard, ben de onlar bu yolla ele geirecektim. Bunu yapacaktm. Bartola, Matteo, babam ve annem
iin, damdan alnp gtrlm en mtevaz ailenin ocuu iin.
Ve en nemlisi buydu. ocuklar almlard. Evet, bunu yapmlard. Oray terk etmeden bunu fark
etmitim, kafamdaki dnceler yznden zor olsa da. Ortalkta bir tane olsun ocuk cesedi yoktu. Sadece
benim yamdaki olanlar ldrlm, daha gen herkes alnp gtrlmt.
Neden? Hangi korkun amalar iin! fkeden kendimi kaybediyordum.
Sktm yumruklarmla, hiddet ve intikam ateiyle kendimi yiyip bitirirken zlemini ektiim bir ey
dikkatimi toplamam sala-masayd, orada, kule penceresinde sonsuza kadar durabilirdim. Aada, en
yakn vadide, atlarmdan , sanki eve arlmay bek-liyormuasna amaszca dolayorlard.
En azndan binmek iin en gzellerini alacaktm, ama artk abuk olmam gerekiyordu. Bir atla, gn
batndan nce bir kasabaya varabilirdim. Kuzeydeki lkeyi bilmiyordum, dalk blgelerdi ama, bize ok
uzak olmayan, orta byklkte bir kasabadan sz edildiini duymutum. Saklanmak, dnmek, kafasnda
beyni olan ve eytanlar iyi bilen bir rahibe danmak iin oraya ulamalydm.
En son grevim iren ve utan vericiydi, ama yaptm. Tayabileceim kadar deerli eyay yanma
aldm.
nce kendi odama gittim ve sanki sradan bir gnm gibi en iyi avc yeili saten ve kadifeden giysilerimi,
yksek izmelerimi giydim. Eldivenlerimi, ardndan da atmn eyerine takabileceim deri antalarm alp
mahzene indim. Annem, babam, amcalarm ve halalarmdan en deerli yzklerini, kolyelerini, bronlarn
ve kutsal topraklardan gelen altn ve gm tokalarn aldm. Tanr yardmcm olsun.
Sonra bir hrszmm, bir l soyucuymuum gibi, antalarm babamn sandklarnda bulabileceim her
altn duka ve florinle doldurdum. Sonra da bu ar deri antalar srtlayp atm bulmaya, onu eyerleyip
yularlarn takmaya ve yola kmak zere oradan ayrldm. Silahlan ve vizon krkl pelerini ve yeil
kadifeden Floransa apkasyla, soylu bir adam ormana doru yola kyordu.

IV
BAKA BLMECELERE RASTLAMAM,
BATAN IKARILMAM VE RUHUMU
ACI BR KAHRAMANLIA
MAHKUM EDM
Artk anlattm gibi, doru drst dnemeyecek kadar kinle dolmutum, bunu muhakkak anlayla
karlyorsunuzdur. Ama Toskana ormanlarnda bylesine zengin grnl bir ekilde ata binmem, hem de
tek bama, pek akllca deildi, nk talya'daki her ormanda muhakkak yan kesiciler bulunurdu.
te yandan fakir renci rol kesmek de bana parlak bir fikir deilmi gibi geliyordu.
Gerekten bir karar vermi olduumu iddia edemem. Bizi yok etmi olan iblislerden intikam alma istei o
anda bende younlam olan tek dnceydi.
Ve ite oradaydm, o leden sonra atmn zerinde, yolda, kulelerimiz gr alanmdan ktnda vadi
yollarn takip etmek iin uraan, ama tekrar tekrar dalk blgelere giren, ve artk bir ocuk gibi
alamamaya alan ben.
Bam dnyordu, zihnim bulankt. Zaten doa da dnmeme neredeyse hi frsat tanmyordu.
Bundan daha ssz bir yer olamazd herhalde.
Yola kmdan ok ksa bir sre sonra, iki devasa kale harabesi karma kt. Agzl orman
tarafndan yutulmu surlar ve duvarlar bana bu diyarlarn, Floransa ya da Milano'nun gcne kar gelecek
kadar aptal eski derebeylerine ait olduunu dndrtt. Bunlar, kendi aklmdan phe etmem ve bizim
eytanlar tarafndan deil de sradan askerler tarafndan yok edildiimizi dnmeye balamam iin
yeterliydi.
Aslnda scak, ho ve parlak olan gkyzne kar onlarn sava kalelerinin ykntlarn, ykk dkk
evleri ve iinde tatan Kutsal Bakire ya da aziz figrlerinin rmcek alar ve glgeler tarafndan yutulmu,
unutulmu olan tapnaklar grmek, ky kalntlarna rastlamak ok ac vericiydi.
Sonunda, uzakta, ykseklerde iyi korunan bir kasaba gzme arpt. Bunun Milano'ya ait olduunu
gayet iyi biliyordum ve oraya trmanmaya hi niyetim yoktu. Kaybolmutum!
Yan kesicilere gelince, ancak kk, zavall bir gurupla karlatm, onlar da hemen bir konuma seline
tutup kandrdm.
Kk aptallar etesi en azndan kafamn biraz dalmasna yardmc oldu. Kanm, dilim kadar hzl
hareket ediyordu.
"Yz kiilik bir gurubun nderiyim" diye akladm, "Aslnda tecavzc ve hrszdan baka bir ey
olmadklar halde Sforza iin savatklarn iddia eden bir takm kanunsuzlarn peindeyiz; onlar grdnz
m acaba? Bana bir ey syleyebilirseniz hepiniz iin birer Florinim var. Onlar grdnz yerde
ldrmemiz gerekiyor. Bense artk yoruldum ve btn bunlardan bktm."
Onlara birka madeni para frlattm.
Hemen uzaklatlar.
Ama onlardan, en yakn Floransa kasabasnn iki saat tedeki Santa Maddalana olduunu, gece
kaplarn kapattklarn ve ondan sonra hi kimsenin ieri alnmadn renmeyi ihmal etmedim elbette.
Btn bunlar zaten biliyormu ve daha kuzeyde bulunan nl bir manastra - ki aslnda oraya ulamam
hibir koulda mmkn olamazd - gidiyormuum gibi davrandm, sonra da atmla uzaklarken omzumun
zerinden biraz daha para frlatp, geriden gelecek gurubu karlamaya gitmelerini, orada hizmetlerinin
karln alacaklarna dair birka laf ettim.
Beni ldrp sahip olduum her eyi alp almama konusunda tarttklarn biliyordum. nemli olan hzl
konuup gzlerinin iine dik dik bakp blfm yutmalarn salamak ve inandrclm korumakt. Alt taraf
sadece bir gurup hayduttular ve nasl olduysa onlardan syrlmtm.
Mmkn olduunca hzla uzaklatm oradan. Yoldan kp u-zaklarda Santa Maddalana'nm silik
snrlarn grebildiim krlara doru bir kestirmeden getim. Byk bir kasabayd. ok net grlen giri
kaplarnn ardnda drt dev kule ve daha uzaklarda da bir ok kilisenin kulelerini grebiliyordum.
Alsnda Santa Maddalana'dan daha nce baka bir ey bulmay ummutum, mesela daha kk ve
daha az korunan bir kasaba. Ama hibir yer aklma gelmiyordu ve artk daha fazla aratrmaya giremeyecek
kadar kaybolmutum.
Akam gnei hl ldyordu ama batmaya yaknd. Santa Maddalana'ya ynelmem artt.
Bu kasabann kurulmu olduu dan eteklerine ulatmda obanlar tarafndan kullanldklar belli olan
kk patikalar izleyerek hzlca yukar trmanmaya baladm.
k hzla azalyordu. Orman, surlarla evrili bir kasabann yaknnda gvenle barnamayacan kadar
skt. Dan evresindeki ormanlar braktklar iin onlara svdm durdum, ama bir yandan da en azndan
rahat rahat saklanabilecek olmam gven veriyordu.
Karanlk kerken, tepeye ulamann imkansz gibi grnd anlar oldu; artk safir krmzs olan
gkyznde yldzlar parldamaya balamt, ama bu ancak, tm ihtiamyla sayg uyandran kasabann
daha da ulalamaz grnmesini salyordu.
Sonunda umursamaz gece, kaln aa gvdelerinin arasna dald ve ben yolumu zayflayan grmden
ok, atmn igdlerine gvenerek semeye alyordum. Soluk yarmay sanki bulutlara akt.
Gkyznn kendisi de zerindeki yaprak rts sayesinde ancak para para gzkyordu.
Kendimi babama yakarrken buldum, sanki etrafmdaki koruyucu meleklerimle beraber, burada,
yanmdayd ve sanrm onun varlna, meleklere inandmdan ok daha fazla inanyordum. "Ltfen baba,
oraya ulamama yardm et. Gvene ulamama yardmc ol, yoksa o eytanlar intikamm almam
engelleyecekler."
Klcm kuvvetlice tuttum. izmelerime, yenlerime, ceketime ve kemerime sokmu olduum
hanerlerimin de olduunu bir kez daha kendi kendime tekrar ettim. Gkyznn yla bir eyler grmek
iin byk aba sarf ediyordum ama, kaln aa gvdelerinin arasndan yolu bulmas iin atma gvenmek
zorundaydm.
Zaman zaman, tamamen hareketsiz duruyor ama olaand bir ses duymuyordum. Zaten kim bu
karanlk ormanda, gecenin bu vaktinde darda olacak kadar aptal olabilir ki? Yolculuun sonlarna yakn bir
yerde ana yolu tekrar buldum. Orman seyrelip yerini tarlalara ve otlaklara braktnda yolun geri kalann
drt nala geebildim.
Sonunda ehir nmzde belirdi. Son keyi dnp kaplara
ulatnda kendini sihirli bir snan ayaklarnda topran zerine
frlatlm gibi hissedersin ya, ben de minnet dolu, derin bir nefes
aldm. Byk kaplarn, sanki hemen arkanda dman bir ordu kamp
'kurmu gibi, skca kapal olmas hi nemli deildi.
Buras benim snam olmak zorundayd.
Gardiyan, uykulu bir asker, elbette kim olduumu renmek istedi.
Bir kez daha iyi bir ey uydurmann abas, beni neredeyse kontrol edilemez hale gelen
dncelerimden uzaklatrd. Dmanm Ursula ve kesilmi kolunun ve kardelerimin balar kesik
bedenlerinin grntlerini bir an iin olsun unuttum.
Mtevaz bir ses tonuyla ve ssl kelimelerle, Cosimo de Medici'nin rencilerinden biri olduumu ve
Santa Maddalana'ya, zellikle de azizlerle ilgili olan ve Bakire Meryem'in resimlerini ieren kitaplar aramak
iin geldiimi ifade ettim.
Ne samalk!
Kiliseleri, okullar ve ehrin barndrd retmenleri ziyaret etmek iin geldiimi syledim. Floransa
aknlaryla ne satn alabilirsem, onlar da alp Floransa'daki efendime gtrecektim.
Kk kapy yavaa aralayp yzm iyice grebilmek iin lambasn yukarda tutarken "Evet, ama
adnz nedir, adnz?" diye srarla soruyordu asker.
Atmn zerinde ok etkileyici bir grnt oluturduumu biliyordum.
"De Bardi" diye akladm, utanmadan Cosimo'nun karsnn ailesinin adn vererek, "Antonio De Bardi,
Cosimo ailesinden," dedim. O an aklma gelen tek isim buydu. "Bakn, nazik beyim, benim iin bu paray
kabul edin, benim misafirim olarak karnzla gzel bir akam yemei yiyin, aln, vakit ge oldu ve yle
yorgunum ki!"
Kap ald. Atmdan inip geebilmesi iin ban eip kapnn hemen ardndaki meydana sokmam
gerekiyordu.
"Tanr akna, karanlk ktkten sonra tek banza bu ormanlarda ne iiniz vard?" diye sordu nbeti.
"Tehlikeleri biliyor musunuz? stelik bu kadar gen. Bardi M ere bugnlerde neler oluyor, bunca yol boyunca
sekreterlerini nbetisiz gnderiyorlar." Paray cebine koydu. "una bak, sadece bir ocuk! Birisi seni srf
dmelerin iin bile ldrebilirdi. Neyin var senin?"
nanlmaz byk bir meydand; baka yerlere alan birden fazla yol grebiliyordum. anslydm, ama ya
iblisler de buradaysa? O tr eylerin nerelerde yaad ya da saklandn dair hibir fikrim yoktu. Ama
yrmeye devam ettim.
"Hepsi benim hatam. Yolda kayboldum. Beni ihbar ederseniz bam derde sokarsnz" dedim, "Beni
Albergo'ya gtrn. ok yorgunum. te, bunlar da aln, hayr almalsnz." Ona daha fazla para verdim.
"Kayboldum. Dinlenemedim. Baylmak zereyim. araba, yemee ve bir yataa ihtiyacm var. Aln, nazik
baym. Yo yo yo, daha ok aln, srar ediyorum. Bardi baka trlsn kabul etmezdi."
Paray koyacak cebi kalmamt, ama bir ekilde gmleinin iine sokmay baard, sonra da elindeki
mealeyle hana kadar elik etti bana. Kapya vurdu ve tatl yzl, eline hemen tututurduum paralara
minnettarlk duyan yal bir kadn bana bir oda gstermek iin aaya geldi.
"Yukarlarda ve vadiye bakan bir oda olsun" dedim. "Bu size uygunsa tabi ve biraz da akam yemei,
isterse buz gibi olsun, hi fark etmez."
Ben kadnn peinden merdivenleri karken "Bu ehirde hi kitap bulamayacaksnz" dedi nbeti.
"Btn gen insanlar buradan gidiyor; artk sakin bir yer buras. Sadece mutlu, kk dkkan sahipleri kald.
Bugnlerde gen insanlar niversitelere gitmek iin ayrlyorlar, ama yaamak iin gzel bir yer, gzel ite."
Odaya ulatmzda "Ka tane kiliseniz var?" diye sordum yal kadna. Yanan mumun, gece iin
bende kalmas gerektiini de syledim.
"ki Dominiken, bir Karmelit" dedi nbeti, kk kapya yaslanarak "Bir de benim gittiim eski
Fransisken kilisesi. Buralarda hi kt eyler olmaz."
Yal kadn ban sallayp nbetiye susmasn syledi. Mumu masaya koyup kalabileceini gsteren bir
iaret yapt.
Ben yatakta oturup bolua bakarken, kadn bir tabak souk koyun pirzolas, ekmek ve bir testi arap
getirene kadar nbeti konuup durdu. "Okullarmz ok disiplinlidir," diye devam ediyordu. Kadn tekrar
susmasn syledi. "Bu yerde kimse sorun karmaya cesaret edemez" dedi ve ikisi de gitti.
Tabama a bir hayvan gibi saldrdm. stediim tek ey kuvvetti. ektiim straptan dolay zevkimi
dnmem mmkn deildi. Bir sre, parlak yldzlarla bezenmi kk bir gkyz parasna baktm, adn
bildiim her aziz ve melee bana yardm etmeleri iin aresizce dua ettim. Ardndan pencereyi smsk
kapattm.
Kapy srgledim.
Mumumun da kede iyi korunduu ve afaa yetecek kadar byk olduundan emin olduktan sonra,
izmelerimi, klcm, hanerimi ya da baka bir eyi karamayacak kadar yorgun bir ekilde yatan zerine
attm kendimi.
Hemen derin bir uykuya dalacam sanyordum, ama yaral ruhum nefret, ac ve kinle imi, azm
sanki lm yemiim gibi bir tatla dolu, gzlerimi karanla dikmi yatyordum.
Uzaktan, atmn ahra gtrldn duyabiliyordum, terkedilmi ta yolda ssz birka adm.
Gvendeydim, en azndan imdilik.
Sonunda uyku geldi, btn derinlii ve tatllyla. Beni gergin tutan sinirler zld ve ryasz bir
karanln iine daldm.
Uyumann, g toparlamann dndaki her eyin nemini yitirdii o tatl ann bilincindeydim; ryalardan
henz korkmadn ann.
Bir sesle irkildim. Annda uyanmtm. Mumum snmt. Daha gzlerimi amadan elim klcmdayd.
Dar yatakta, srtm duvara dayal, yzm odaya dnk, nereden geldii belli olmayan bir kta yatyordum.
Kapy ancak hayal meyal seebiliyordum, ve bam yukar evirmediim taktirde stmdeki pencereyi
gremiyordum, ama biliyordum, kesinlikle biliyordum ki korkuluklu pencere krlp almt. Duvara yansyan
hafif k dardaki gkyznden geliyordu. ehrin duvarlarndan yansyan bu zayf kla kk odam bir
hapishane hcresine benzemiti.
Serin, taze havann boynuma ve yanama dokunuunu hissettim. Klcm skca kavrayp etraf
dinledim ve bekledim. Hafif gcrtlar geliyordu. Yatak, kk bir baskdan dolay hafife oynamt.
Gzlerimi odaklayamyordum. Karanlk birden bire her eyi rtt ve bu karanln iinden, salar
yzme den, zerime eilen bir siluet, yzme bakan bir kadn silueti belirdi nmde.
Ursula'yd.
Yz benimkinden en fazla iki santimetre uzaklktayd. Serin ve yumuak eli, insanst bir kuvvetle
klcmn kabzasn tutan elimin zerine kapand. Kirpikleriyle yanama dokunarak, alnm pt.
syanm ne kadar gl olursa olsun, bu tatllk her yanm sarmt. ren bir ehvet duygusu ile
sarsldm.
"Strega!" diye lanetledim onu.
"Onlar ben ldrmedim, Vittorio." Sesi yalvarr gibi ama erefli, merakl ve etkileyici bir gle kyordu.
Halbuki zayf bir sesti, tonu ok gen ve yaps kadnsyd.
"Onlar gtryordun ama" dedim. iddetle kurtulmaya alyordum. Ama eli beni kuvvetle tutuyordu ve
sol kolumu altmdan ekip karmaya altmda, bileimi yakalayp oradan da tuttu, ardndan beni pt.
te, daha nceden iime ektiim olaanst kokuyu yine duyuyor ve salarnn yzme, boynuma
dokunuu iimden ehvetli rpertilerin ykselmesine sebep oluyordu.
Bam evirmeye altm fakat o, dudaklarn yanama yumuaka, hatta neredeyse saygyla
dokundurdu.
Boylu boyunca benimkinin stnde yatan vcudunu, pahal kumalarn ardndan gslerinin belirgin
ikinliini ve kalasnn yumuak kvrmlarn hissediyordum. Dili dudaklarma dokunuyordu.
Beni aalayan ve iimdeki arzuyu ateleyen rpertilerden hareket edemez olmutum.
"Benden uzak dur, strega" diye fsldadm.
fkeden kudurmutum, ama yava yava kasklarma yaylan atei, omuzlarmdan balayp srtmdan ve
oradan da bacaklarma yaylan, iimi paralayan heyecan frtnasn durduramyordum.
Gzleri panldyordu. Gzkapaklarnn titrediini hissedebiliyor ama gremiyordum. Dudaklar yeniden
benimkilerle birleti. Dudaklarm emiyor, beni batan karyordu, sonra da geri ekilip yanan yzmde
dolatrd.
Porselene benzetmi olduum teninin bana deyince bir ty kadar yumuak olduunu fark ettim. Ah, her
tarafyla tatl ve sihirli tylerle doldurulmu bir bebek gibiydi. Ete ve kana zg o yumuaklktan ok daha
yumuak, yine de ikisine zg bir atele dolu. Bileklerimi tutarken ayn zamanda okayan serin
parmaklarnn iinden hzl nabzyla beraber scaklk yayyordu. Dilinin scakl, kar koyamayacam, slak
ve ateli bir gle dudaklarmn arasndan ieri girdi.
Btn bu lgnln ortasnda, kendi kar konulmaz arzumu kullanp beni aresiz braktna dair bir fikir
olutu kafamda, bu ehvet lgnl dudaklarmn arasna boaltt atei iletmekten baka aresi kalmayan
metal tellerden bir vcut haline getirmiti beni.
Dilini geri ekip yeniden dudaklaryla emmeye balad. Yzm ate basmt. Bedenim ona hem kar
koymak hem de dokunabilmek iin savayordu, evet sarlmak ama yine de savamak.
Arzumdan kuvvet alyordu. Bunu saklayamazdm. Ondan nefret ediyordum.
"Neden? Ne iin?" dedim, dudaklarm onunkilerden ekerek. Kafasn kaldrdnda salar yznn iki
yanndan stme dklerek beni adeta bir koku denizinde bodu. Bu doa st zevk nefesimi kesmiti.
"Kalk zerimden ve cehenneme geri dn. Bana gsterdiin bu merhametin anlam ne? Bunlar bana
neden yapyorsun?"
"Bilmiyorum" diye cevaplad zeki ve titrek sesiyle "Belki sadece lmeni istemediim iindir" dedi
gsmn stne nefesini vererek. Kelimeler hzlanm nabz gibi ard ardna geliyordu.
"Belki fazlas da var" dedi. "Senin gitmeni istiyorum. Batya, Floransa'ya git, git ve olan her eyi unut, hepsi
kabus ya da cad bysym gibi, hibiri olmam gibi unut; bu ehri terk et, git. Buna mecbursun."
"Kes! irkin yalanlarn duymak istemiyorum" dedim kendimi tutamadan. "yle yapacam m
sanyorsun? Ailemi ldrdnz, sen ve seninkiler, her neyseniz artk!"
Ba nne dt. Salarnda yzyordum. Serbest kalmak iin abaladm, ama bouna. mkanszd,
gcne kar koyamazdm.
Bir anda her ey karard ve tarif edilemez bir yumuaklk kaplad bedenimi. Boynumda ine batmas gibi
ani bir ac hissettim ve sonra aklm alp gtren derin bir mutluluk seli.
Buralardan ve btn aclardan ok uzakta, sanki ieklerle dolu, hafif rzgarl bir ayrn ortasna
dm gibiydim. O da yanmda yatyordu sessizce; ezilmi yapraklar ve masum ssen ieklerinin zerine
dm, kl rengi dank salaryla Ursula. Son derece ekici ve arzulu gzlerle bana glmsyordu. Sanki
bizimki, akln ve vcudun ani ve delicesine bir akyd. Gsme trmand ve harikulade glmseyen
dudaklaryla bana bakarak, hkmeden o olduu halde, iine girmem iin bacaklarn hafife aralad.
Bacaklarnn arasndaki slak, kaslan, srlarla dolu kutusu ve bana sevgiyle bakarken gzlerinden
yansyan sessiz anlam, sanki btn elementlerin lgnca karmas gibiydi.
Aniden bitti. Bam dnyordu. Dudaklar boynumdayd.
Btn gcmle onu stmden atmaya altm.
"Seni yok edeceim" dedim. "Yemin ederim yapacam bunu. Seni cehennemin azna kadar kovalamak
zorunda kalsam da." diye fsldadm. Elinden kurtulmak iin yle uratm ki etlerim onun tenine dediinde
yanyordu, ama o, yumuanyordu. Aklm bama toplamaya altm. Hayr, hayr, tatl ryalara dalmak
yok.
"stmden kalk cad."
" Sus." Dedi zgnce. "yle gen, yle inat ve yle cesursun ki. Ben de senin gibi gentim, ah
evet, ok da azimli ve korkusuz; rnek biriydim."
"Bu iren eyleri duymak istemiyorum, pislik." dedim.
"." Dedi tekrar, "Btn evi ayaa kaldracaksn. Bu neye yarayacak ki?" Sesi ne kadar da hznl,
iten ve ikna edici geliyordu. Sadece sesi bile, bir perdenin arkasndan beni rahatlkla kandrabilecek bir
sesti.
"Seni sonsuza kadar koruyamam" dedi, "Hatta, ok ksa bile srebilir. Git Vittorio."
Onun samimi, kocaman ve yumuak gzlerini daha net grebilmem iin biraz geri ekildi. Bir aheserdi
adeta. Kk kilisemiz yanarken grm olduum zalimin mkemmel bir benzeri. yle bir gzellik ki
hedefine ulamak iin ne bir sihre ne de bir iksire ihtiya duyard. Kusursuz ve kesinlikle muhteemdi.
"Evet" diye itiraf etti, glgede kalm gzleriyle yzm szerken, "sende yle bir gzellik gryorum ki
kalbimi szlatyor." dedi. "Hakszlk bu. Btn aclarmn yannda bir de bununla nasl baa kacam?"
Mcadele ettim. Cevap verecek deildim. Bu gizemli cehennem ateini besleyecek deildim.
"Vittorio, buradan gitmelisin" dedi, sesini daha da dikkatli ve uursuzca alaltarak. "Birka gecen var,
belki ondan bile az. Sana bir daha gelirsem, onlara yerini gstermi olurum. Vittorio... Floransa'da kimseye
bir ey anlatma. Sana glerler."
Gitti.
Yatak bir gcrtyla salland. Srtst yatyordum ve bileklerim onun ellerinin basksndan aryordu.
zerimdeki pencere gri ve niteliksiz a, hann yanndaki duvara almt. Gkyzn, yattm yerden
neredeyse hi gremiyordum.
Odada yalnzdm. O yoktu.
Aniden kalkmak istedim, ama daha hareket edemeden yeniden ortaya kt. Camn zerinde belinden
yukars grnr halde bana bakyordu. Elleriyle elbisesinin ilemeli olan yakasn yrtarak plak beyaz
gslerini at - kk, yuvarlak, birbirlerine yakn gsleri ve sadece koyuluklar grnen itah ac
gs ular vard. Sa eliyle sol gs ucunun hemen zerini izerek kanatt.
"Cad!"
Onu tutmak ve ldrmek iin aya kalktm, ama o, kafam yakalayarak, sol gsn azma bastrd,
kar konulmaz ekilde narin, ama yine de diriydi. Bir kez daha btn gerekler eriyip ateten ykselen
duman gibi uup gitti ve yeniden sadece bize ait, sadece bizim bitmeyen, tkenmeyen sevimelerimizi
paylatmz o ayrda yapayalnzdk. Bana sunduu st itim. Sanki ayn anda gen kz ve anne, bakire
ve kralieydi. Ve btn bu sre boyunca iinde almay bekleyen tm iekleri ezerek krdm.
Beni brakt. Umasn diye elimi bile kaldramayacak kadar aptal ve zayf, aresizce yatamn zerine,
yzm srlsklam ve her tarafm titrer halde dtm.
Oturamyordum. Hibir ey yapamyordum. Toskana'nn en gzel iekleri, narin, beyaz ve krmz
ieklerimizin olduu krlar sahne sahne gzlerimin nne geliyordu. Topraklarmzn yabani ssenleri
yemyeil otlar arasnda rzgarda sallanyordu ve Ursula koarak benden uzaklayordu. Buna ramen btn
effaf ve renksiz grntler artk bu kk hcre oday gizleyemiyor, gdklayan ipeksi dokusu ile bana
ikence eden, yzm rten bir tl gibi havada szlebiliyordu sadece.
"By!" diye fsldadm. "Yce tanrm, beni daha nce koruyucu meleklerin ellerine teslim ettiysen, imdi
de kanatlar ile beni rtsnler diye ar ltfen!" dedim. "Onlara ok ihtiyacm var."
En sonunda oturabildim. Olduka sarslmtm ve etrafm
bulank gzlerle grebiliyordum. Srtmdan aaya ve kollarmn arkasndan rpertiler iniyordu, bedenim
hl ehvet doluydu.
Onu dnmemeye alarak gzlerimi smsk kapattm. Herhangi bir ey, bu iren istei giderecek,
beni tatmin edecek herhangi bir ey iin yanp tutuuyordum.
Tekrar yattm ve ehvet lgnl geene kadar hi hareket etmedim.
O zaman, gerektiinde olamadm gibi, kendimi yeniden erkek gibi hissettim.
Gzyalarna boulmaya hazr bir durumda ayaa kalktm. Mumumu alp dnen ta merdivenlerde hi
ses karmamaya alarak hann salonuna indim ve mumumu hann giriinde duvara asl olan baka bir
mumdan yaktktan sonra bu rahatlatan kk a sarlarak, titreyen alevi elimle koruyarak, tekrar yukar
kp mumu yerine koydum. Hl dua ediyordum
Pencereye trmanarak etraf grmeye altm.
nmde et ve kemikten oluan bir kzn asla yukar km olamayaca dz bir duvar, atlanmas
imkansz bir ykseklikten baka hibir ey yoktu, yukarda ise birka yldzn sanki dualarma ya da bama
gelenlere tank olmak istemiyormuasna koyu bulutlarla rtlm olduu, sessiz, hareketsiz gkyz
vard. leceim kesin gibi grnyordu.
Bu zebanilere kurban olacaktm. O haklyd. Hakkettikleri intikam nasl alabilirdim ki? Bu lanet intikam
alabileceimi nasl dndm! Yine de amacma sarslmaz bir ekilde balydm. ntikamma, kendi
parmaklarmla dokunmu olduum Ursula'ya, ruhumda ahlaksz bir ikilem uyandrmak cesaretinde bulunan,
geceye ait arkadalaryla gelip ailemi katletmi o cadya inandm kadar kesin inanyordum.
Bir gece nce kilise kapsnda akn duran Ursula'nn grntsn gzlerimin nnden silemiyordum.
Tadn dudaklarmdan silemiyordum. Gslerini dnmem vcudumun zayflamas iin yeterliydi. Sanki
gs ularyla ehvetimi besliyor gibiydi.
Ltfen dinsin artk, diye dua ettim. Kaamazsn. Floransa'ya gidemezsin, grdn katliamn anlarn
asla unutamazsn, bu imkansz, akllara smayacak bir ey. Bunu yapamazsn.
O olmasayd imdi yayor olamayacam dndm ve aladm.
Oydu, her nefesimde lanetlediim kl renkli sal kadn. Arkadann beni ldrmesine izin vermeyen
oydu. Yoksa onlar iin tam bir zafer olacakt.
Sakinletim. Evet, madem lecektim, gerekten hi seeneim yoktu. Onlar nce ben bulacaktm. Bir
ekilde, yle ya da byle, bunu baaracaktm.
Gne doar domaz ayaktaydm. Eyer antalarm omzuma astm ve sanki, ilerinde bir servet yokmu
gibi umursamazca dolatm ehirde. Aasz kk tal sokaklaryla Santa Maddalana yz yllar nce
yaplm bir kasabayd. Hatta baz binalardaki svanm desensiz talar, Romallar zamanndan beri kalm
olabilirdi. Baya byk bir ksmn grdm.
nanlmaz derecede huzur dolu ve gelimi bir ehirdi.
Demirciler almaya balamt bile, mobilya ustalar ve eyer ustalar da yle; bir ka ayakkabc ince
ssl terlik ve gnlk i ayakkabs satyordu. Bir sr kuyumcu ve deerli metallerle uraanlarn yan sra
daha kaba metaller kullanarak kl, anahtar ve benzeri eyleri yapanlar ve de krk ve deri satanlar vard.
Burada sayamayacan kadar ok dkkann nnden getim.
Floransa'dan gelmi pahal kumalar, kuzeyden, gneyden gelen danteller ve dou lkelerinden gelen
baharatlar alnabilirdi.
Kasaplar, taze etin bolluunun keyfini karyorlard. Bir ok arap dkkan vard, ayrca birka tane
kalabalk noter, mektup yazclar, bir sr doktor ya da daha dorusu eczacnn nnden getim.
Ana kaplardan ieri atl arabalar giriyordu. Gne, zerinde yrdm talan ve ehrin atlarn
yakacak kadar bile ykselmeden kalabalk o kadar artt ki trafik skklklar bile yaand.
Kilise anlar insanlar toplamak iin aldklarnda yanmdan bir sr temiz giyinmi ocuk koarak geti.
Ardndan da keilerin nclnde kiliseye giren iki kk gurup grnd. Kiliselerin ikisi de hayli eskiydi
ve duvarlardaki derin oyuntularda bulunan eski aziz heykelleri hari hibir sslemeleri yoktu, bu blgede sk
sk olan depremleri baaryla atlatabilmi ve yamalanm, ar talardan yaplm binalard.
ki tane olduka deiik kitap vard, ama herkesin bulmak isteyecei dua kitaplar hari pek bir eyleri
yoktu, zaten bunlar da yksek fiyatlyd. ki gemici, dou lkelerinden gelen ok gzel mallar satyordu.
Ayrca gz kamatrc eitlikte eya ve kark ekilli Bizans hallar bile bulunduran, deiik lkelerden
gelmi hallar satan birka halc bile vard.
Ykl miktardaki para el deitiriyordu. Sur duvarlarnda eko yapan at nallar eliinde gezginlerin
gelmesine ramen, gzel giysileriyle hava atan insanlaryla kendi kendine yeten bir yer gibiydi. Bir de
sanrm terk edilmi, ok ihmal edilmi bir manastr grdm.
En azndan iki hann daha nnden getim, orada burada bulunan ve neredeyse geilemeyecek kadar
dar olan sokaklarda dolarken, tepede bir aa bir yukar ehre giden, hepsi de birbirine paralel tane
ana yolun olduunu kefettim.
ehrin en alt ksmlarnda benim de giri yapm olduum ana kaplar vard ve imdi meydanda byk
bir pazar kurulmutu
En tepede, bir zamanlar Derebeyinin yaam olduu kalenin harabesi bulunuyordu - eski talardan
meydana gelen ve caddeden ancak kk bir ksm grnen ta kalntlar - ve bu binann alt katlarnda
ehrin ynetici ofisleri bulunuyordu.
Neredeyse tamamyla yok olmu ama hl su fkran emeler ve kk meydanlar grdm. Yal kadnlar
kollarnda Pazar antalar ve scaa ramen omuzlarnda allaryla oraya buraya kouturup duruyordu.
Yanmdan geerken bana baklar atan, hepsi de ok gen, gzel kzlar da vard.
Onlara en ufak bir ilgi bile duymadm.
Ayin bitip, okul baladnda, Dominik kilisesine gittim -grdm arasnda en byk ve en
grkemlisi buydu - ve bir rahiple grmek istediimi syledim. Gnah karmam gerekiyordu.
ok yakkl, din ve salam bir vcut yaps olan, salk fkran teni ok temiz grnen siyah beyaz
elbisesine uyum salam, kendini tamamen dine adam tavrlar olan gen bir rahip geldi.
Giysilerime ve klcma bakt, beni gerekten ok saygyla ve anlayla ieri davet etti, herhalde ok
nemli biri olduumu dnyordu. Beraberce, gnah karmak iin kk bir odaya gittik.
ok nazik biriydi. Kel bann etrafnda ok ksa kesilmi altn sars salar ve byk, neredeyse utanga
gzleri vard.
Rahip oturdu ve ben plak talarn zerinde, hemen dibine diz kp korkun hikayemin tmn
anlatmaya baladm.
Bam nde, oradan buraya atlayarak, merakm ve heyecanm uyandrm olan en korkun olaylardan,
babamn st kapal gizemli szlerine, saldrya ve evimizin civarndaki herkesin katlediliine kadar her eyi
anlattm durdum. Kardelerimin lmn anlatmaya sra gelince, nmdeki bolukta, ellerimle erkek
kardeimin kesik ban ekillendirmek dahil, deliler gibi el, kol hareketleri yapmaya balamtm,
konumaktan artk nefesim kesiliyordu.
Ancak en son kelimeyi de bitirdiim zaman bam kaldrdm. Gen rahip bana byk bir znt ve
dehetle bakyordu.
Baklarna ne anlam vereceimi bilemiyordum. Bir bcekten irenen ya da yaklaan bir ordu dolusu
kanl katili gren adamn suratnda da ayn ifadeyi grebilirdiniz.
Tanr akna, baka ne bekliyordum ki!
"Bakn Peder" dedim "Yapmanz gereken tek ey, o daa birini yollamak ve kendi gzleriyle grmesini
salamaktr." Titriyor ve ellerimi ap ona yalvaryordum. "Hepsi bu, bakmas iin birini yollayn. Hibir ey
alnmad peder, hibir ey almadlar, benim aldklarmn haricinde hepsi orada! Gidin bakn! Eminim ki,
ahinlerden ve kuzgunlardan baka onlara kimse dokunmamtr bile."
Hibir ey sylemedi, gen yz kpkrmz, az ak, gzlerinde dalgn, hznl baklarla oturuyordu.
Ah, bu kadar ok fazlayd, inanlmazd. Tecrbesiz bir ocuktan rahip yapmlar. Byk bir ihtimalle
okulundan henz mezun olmu, rahibelerin kt dncelerden bahsedilerini ve karlar onlar ekitirip
grevlerini yaptrdklar iin ylda bir gelen erkeklerin bir eyler mrldadklarn duymaya alm biri.
lgna dnmtm.
"Sessizlik yemini ettiinizi biliyorum," dedim sabrl olmaya ve stnlk taslamamaya alarak, nk
dikkat etmezsem byle davranabiliyordum. Aptal olduklarnda beni ldrtrlard. "Ama, size izin vereceim,
sessizlik yemininizi bozup daa kendi gzyle olanlar grebilmesi iin bir eli yollayn."
"Ama evladm anlamyor musun?" dedi, hi beklemediim kadar yumuak ve rahat bir ekilde. "Bu
cinayetleri gerekletirenleri Medici'nin kendisi de yollam olabilir."
"Yo, hayr, hayr Peder." diye devam ettim bam sallayarak. "Kadnn elinin yere dtn grdm.
Size sylyorum, o yaratn elini kestim. Onu tekrar yerine yerletirdi. Hepsi iblisti onlarn. Beni dinleyin.
Bunlar byc, bu yaratklar cehennemden geliyorlar ve kendi bama savaamayacam kadar fazla
saydalar. Yardma ihtiyacm var. Kaybedecek zamanmz yok. Mantkl bir takm aklamalar uydurmaya da
zamanmz yok. Dominikenlere ihtiyacm var!"
Ban sallad. Tereddt bile etmedi. "Akln yitiriyorsun evladm" dedi. "Korkun bir ey gemi
bandan, ona hi phe yok ve sen sylediklerine inanyorsun. Ama btn bunlar olmad. Baz eyleri hayal
ediyorsun. Bak, by yaptklarn iddia eden yal kadnlar vardr..."
"Onlarn hepsini biliyorum" dedim. "Sradan bir simyac ya da cady grdmde tanrm. Bu, kocakar
bys deildi, peder. Size sylyorum, bu eytanlar kylerdeki ve kaledeki herkesi katletti. Anlamyor
musunuz?"
Tekrar o korkun ayrntlara girdim. Odamdaki pencereden nasl girmi olduunu anlatmaya baladm.
Ama tam hikayenin ortasndayken Ursula hakknda konumakla her eyi daha da berbat ettiimi fark ettim.
Bu adam ehvetli bir rya grdm dnyordu, lanet bir rya. Hepsi bounayd, btn abam
tamamyla bounayd.
Kalbim aryordu. Kan ter iinde kalmtm. Bu zaman kaybndan baka bir ey d.eildi.
"O zaman gnahlarm balayn" dedim.
"Senden bir ey isteyeceim" dedi. Elime dokundu. Tir tir titriyordu. Herhalde aklm kaybettiimi
dnd iin, daha da beter sersemlemi, akn ve endieli grnyordu,
"Nedir peki?" dedim souka. Gitmek istiyordum. Bir manastr bulmalydm! Ya da lanet bir simyac. Bu
ehirde simyaclar olmalyd. Birini bulabilirdim, kadim kitaplar okumu birini, Hermes Trismegistus ya da
Lactantius ya da Aziz Augustine'in kitaplarn. eytanlar hakknda bilgi sahibi olan biri.
"Aziz Thomas Aquinas' okudunuz mu?" diye sordum, aklma gelen en bilinen eytan bilimcisini seerek.
"Peder, o eytanlarla ilgili her eyi anlatyor. Bakn geen yl bu zamanlarda beni bunlara inanr mydm
sanyorsunuz? Ben btn bylerin sokak serserisi sahtekarlara ait olduunu dnrdm. Ama bunlar
eytand." Vazgeemiyor-dum, stne gitmeye devam ettim.
"Peder, ilk kitap Summa Thelogica 'da, Aziz Thomas dm meleklerden bahseder; bazlarna,
dnyann doal dzeni bozulmasn diye burada, dnyada kalmalar iin izin verildiini syler. Onlar burada
kalmalarna, yararl olmalarna ve insanlar ayartmalarna izin verilmitir. Ve onlar peder, cehennemin ateini
beraberlerinde tayorlar!
Hepsi Aziz Thomas'ta yazyor. Buradalar. Onlar... Onlarn bizim
anlayamayacamz bedenleri var. Summa'da byle anlatlyor. Meleklerin bizim aklmzn alamayaca
cisimlerde var olduunu anlatyor! te bu kadn da byle." Asl tarttmz konuyu hatrlamaya
alyordum, Latince konumak iin urayordum: "te o kadn, bu varlk, bunun iin urayordu! Bu bir
ekil, snrl bir ekil, benim kavrayamayacam bir ey, ama o kadn oradayd ve bunu hareketlerinden
biliyorum."
Onu dinlemem iin elini kaldrd.
"Evladm, ltfen" dedi, "Bana itiraf ettiklerini papaza anlatmama izin ver. Biliyorsun, ben bunu yaparsam
o da benimle ayn sessizlik yeminin altna girmek zorunda kalacaktr. Ama onu ieri arp bana
anlattklarn anlatmama ve seninle konumasn rica etmeme izin ver. Anlyorsun deil mi, bunlarn hibirini
senin iznin olmadan yapamam."
"Evet bunlar biliyorum" dedim. "Ama bunun ne yarar olacak ki? Papazla kendim greyim, bana izin
verin."
imdi fazlasyla kibirliydim ite, fazlasyla kstah. Bitkin dmtm. Eski Sinyor numarasn yapyor, bir
ky rahibine bir kleymi gibi davranyordum. Oysa bir rahip Tamnn adamyd. Kendimi toplamam
gerekiyordu. Belki de papaz daha fazla okumu, daha fazla anlayan biriydi. Ah, ama olanlar kendi gzleriyle
grmeden nasl anlard ki?
Birden gzmn nne babamn endieli yznn capcanl ans belirdi. Verdii ac tarif edilemezdi.
"zr dilerim peder," dedim rahibe. Bu anya, bu umutsuzlua ve straba sarlarak geri ekildim. Niye
yayorduk ki sanki, hi bir anlam yoktu. Ardndan gzel ikencecimin szlerini hatrladm, geen gecedeki
ac dolu sesi, kendisinin de bir zamanlar gen ve zel biri olduuna dair szleri. Ne demek istemiti acaba,
kendisiyle ilgili yle byk bir zntyle konumasnn anlam neydi?
Aquinas'ta okuduklarm yava yava hatrlyordum. eytanlarn, gnah ilemelerine neden olmu
gururlar yznden bize olan nefretlerine tamamyla sadk olmalar gerekmiyor muydu?
Bu, bana gelen ehvetli, ho yarata hi uymuyordu. Ama bu lgnlkt. Ona sempati duyuyordum, tam
olmasn istedii gibi. Zaten gn ndaki saatlerim snrlyd, onu yok etme planlarma devam edip
uygulamaya koymam gerekiyordu.
"Ltfen, tamam peder, nasl istiyorsanz," dedim. "Ama nce beni kutsayn."
Bu, onu endieli dncelerinden uzaklatrd. Bana, onu ok artyormuum gibi bakyordu.
Hemen kutsad ve gnahlarm balad.
"Papazla ilgili ne istiyorsanz yapabilirsiniz," dedim. "Evet, ltfen papaza beni grmesinin mmkn olup
olmadn sorun. Ve aln, kilise iin."Ona bir sr duka verdim.
Paraya bakakald ama dokunmad. Bu altnlara scak kor paralarym gibi bakyordu.
"Peder, aln bunlar. Kk bir hazine bu. Aln."
"Hayr sen burada bekle ya da daha iyisi, baheye k."
Bahe harikayd. Sada ehrin kaleye kadar olan ksmn ve surlann ardndaki dalar bile grebildiin kk
eski bir teras. Aziz Dominic'in antik bir heykeli, bir fskiye ve bir de bank vard. Tan zerine, bir mucize
hakknda birka eski kelime kaznmt.
Banka yerletim. Bam kaldrp gzel, mavi gkyzne ve tatl beyaz bulutlara bakarak sakinlemeye
altm. Delirmi olabilir miydim? Hayr, bu samalkt.
Evinin kemerli kapsndan koarak gelen Papaz beni akna evirdi. Neredeyse hi sa kalmam,
kk patlak burnu ve kocaman gaddar gzleri olan bir adamd. Gen rahip ona yetimek iin
kouturuyordu.
"k buradan" dedi papaz bana fsltyla. "ehrimizden git. Bir daha gelme ve buradaki hi kimseye
hikayelerini anlatma, duydun mu beni?"
"Ne?" diye sordum. "Bu nasl bir davran byle?"
Ate pskryordu. "Seni uyaryorum."
"Beni ne iin uyanyorsun?" diye sordum. Banktan kalkma zahmetinde bile bulunmadm. zerime yrd.
"Sessizlik yemini altndasnz, gitmezsem ne yapacaksnz?" diye sordum.
"Benim hibir ey yapmama gerek yok, bunu byle bil!" dedi. "Kaybol! Belan da yannda gtr" dedi.
Durdu, ne diyeceini bilemedii belliydi, belki de utanmt, sanki syledii bir eyden pimanlk duyuyordu.
Dilerini gcrdatp uzaklara bakt, sonra yine bana dnerek:
"Kendi iyiliin iin git" dedi fsldayarak. teki rahibe bakt. "Sen git," dedi, "Onunla ben konuaym."
Gen rahip dehet iindeydi, hemen gitti.
Bam kaldrp papaza baktm.
Duda alt dilerini gsterecek ekilde geri ekilmi bir halde, alak ve gaddar bir sesle bana "Git!" dedi.
"ehrimizden, Santa Maddalana'dan k git!"
Ona souka ve kmseyerek baktm. "Onlar biliyorsun deil mi?" dedim alak sesle.
"Delirmisin sen, deli!" diye bard. "Buradaki insanlara eytanlardan bahsedersen bycsn diye
kazkta yakarlar seni. Bunun olamayacan m sanyorsun?"
Gzleri tamamyla nefret doluydu.
"Ah, zavall lanetli rahip" dedim, "eytanla ibirlii yapyorsun."
"Defol!" diye kkredi.
Ayaa kalkarak imi gzlerine ve kaslm, titreyen dudaklarna baktm.
"Sessizlik yeminini bozmay aklndan bile geirme peder," dedim. "Yaparsan, seni ldrrm."
Bana bakarak dona kald.
Souka glmsedim ve gitmek iin ana binaya, kiliseye yneldim.
Arkamdan kotu, kaynayan bir kazan gibiydi. "Her eyi yanl anlyorsun, delirmisin sen, hayaller
gryorsun. Seni idamdan ve ktlkten korumaya alyorum."
Kilise kapsnn nnde ona doru dndm ve fkeli baklarm grnce sustu.
"Sen ok merhametsizsin. Sylediimi sakn unutma, yeminini bozarsan seni ldrrm."
imdi gen rahip gibi o da korkuyordu.
Onu umursamayarak, hatta tamamen unutarak, aklmda bir sr dnce varm gibi uzun bir sre
sunaa baktm, yapacam tek ey dayanmaya almakken sanki planlar yapyor, zmler retiyordum.
Tam bir aresizlik iindeydim.
Bir sre etrafta dolandm. Yine ayn ey. Herkesin mutlulukla alt, iyi sprlm tal sokaklar, her
pencerenin altnda tatl iek sakslar ve gnlk ileriyle uraan iyi giyimli insanlaryla grdm en ho
ehirdi.
Hayatm boyunca grdm en temiz ve en mutlu yerdi. nsanlarn hepsi de mallarn satmak
hevesindeydi, ama ok fazla da uramyorlard. Baka bir adan baklnca korkun skc bir ehirdi. Benim
yamda hi insan yoktu, bir tane bile grememitim. Aslnda ok fazla ocuk da yoktu.
Ne yapmalydm? Nereye gitmeliydim? Burada ne aryordum?
Sorularmn cevaplarn hi bilmiyordum, ama bu ehrin yle ya da byle, eytanlar barndrdna dair
bulabileceim en ufak kant iin kesinlikle tetikteydim. Aslnda Ursula'nn beni deil de benim onu bulmu
olmam ihtimali kafamn iinde dnp duruyordu.
Onu dnmek bile bende hemen arzu dolu, davetkr bir isteri krizi dourmaya yetiyordu. Gslerini
grm, tatlarn hissetmi, bulank grntler halinde de olsa o iekli ayrmzda dolamtm. Hayr!
Dn! Plan yap! Bu ehre gelince, papaz ne biliyorsa bilsin, bu insanlar eytanlar barndramayacak
kadar normal ve sakin grnyorlard.

V
HUZURUN VE NTKAMIN BEDEL
Gne iyice tepeye ktnda le yemeimi yemek iin hann yemek salonuna girdim. Harika iekler
am mor bir salkmn altna oturdum. Bu yer, ehirdeki Dominiken kilisesiyle ayn taraftayd ve burann da
dalarn tesine kadar uzanan mkemmel bir manzaras vard.
Gzlerimi kapattm ve dirseklerimi masaya koyarak, ellerimi birletirdim ve dua etmeye baladm.
"Tanrm ne yapmam gerektiini syle. Yaplmas gerekeni bana gster." Bir sre sessizce oturdum, bekliyor
ve dnyordum.
Seeneklerim nelerdi?
Bu hikyeyi Floransa'da anlatmak m? Kim inanrd ki? Cosimo'ya gidip dorudan ona anlatsam m?
Medici'ye hayranlm ve gvenim vard, ama bir eyin farkna varmalydm. Artk ailemden geriye bir tek ben
kalmtm. Medici bankasndaki servetimizi bir tek ben isteyebilirdim. Cosimo'nun benim imzam ya da
yzm tanmazlktan geleceini sanmyordum. Bana benim olan verecekti, akrabalarm olsa da olmasa da.
Ama ya eytanlar hakkndaki hikyem?
Hayatm Floransa'da bir yerlerde, kilitli kaplar ardnda bitebilirdi.
Ve kaza balanmak, bir cad olarak yaklmaya gelince, pek ala da mmkn bir eydi. Kk bir olaslk
bile olsa yine de mmknd. Byle bir ehirde ani ve beklenmedik bir ekilde gerekleebilirdi. Yerli rahip
saldrp sulamalarda bulunur, insanlar ne olup bittiini anlamak iin kouturur, sonra bar, ar... Bu
arada srada da olsa insanlarn bana gelen bir eydi.
Yemeim nme kondu. Bol miktarda taze meyve, iyi pimi koyun eti ve sostan oluan gzel bir
yemekti. Tam balamak iin ekmeimi tam batrrken, karma, masaya oturmak ve bana arap smarlamak
istediklerini syleyen iki adam geldi masama.
Bir tanesinin Fransiskan olduunu fark ettim; ok iyi bakl bir rahipti. Dominikenlerden de daha fakir
grnyordu, ki genelde bu byle olurdu. Dieri, kk kpr kpr gzleri, yapkanla ileri doru yaptrlm
gibi grnen uzun, sert, beyaz kalar olan daha yal biriydi. ocuklar elendirmek iin gelmi, neeli bir
palyaoymu gibi grnyordu.
"Seni Dominiken kilisesine girerken grdk" dedi Fransiskan, sessizce ve kibarca glmseyerek.
"karken ok mutlu grnmyor-dun."Gz krpt. "Bize niye gvenmiyorsun?" dedi ve gld. ki mezhebin
arasndaki rekabetle ilgili bir aka olduunu biliyordum. "yi grnl bir adamsn, Floransa'dan m
geliyorsun?" diye sordu.
"Evet peder, seyahatteyim." dedim. "Ama tam olarak nereye gideceimi bilemiyorum. Bir sreliine
buradaym sanrm." Azm dolu konuuyordum, ama duramayacak kadar atm. "Oturun ltfen." Ben
ayaa kalkp buyur etmeden onlar oturdular.
"Daha gzel bir yer bulamazdn" dedi kk, yal adam. "Onun iin Tanrnn olumu kilisemizde hizmet
edebilmesi iin buraya geri yollad iin ok mutluyum, bylece hayatn ailesinin yannda geirebilecek."
"Ah, baba ve oulsunuz demek" dedim.
"Evet, hi bu kadar yaayacama inanmazdm" dedi baba olan, "ehre byle bir refahn geleceini
grecekmiim meer! Mucizev bir ey bu."
"Evet yle, Tanrnn bize sunduu bir nimet bu,"dedi rahip masum ve iten bir ekilde. "Gerek bir
mucize"
"yle mi? Anlatn ltfen, nasl?" diye sordum. Meyve tabam onlara doru ittim ama yemek yemi
olduklarn sylediler.
"Yani benim zamanmda,"dedi baba olan, "ok daha fazla strap ekiyorduk, en azndan bana yle
geliyordu. imdi ise tam bir saadet iinde yayoruz. Kt hibir ey olmuyor."
"Doru" dedi rahip, "Eski, gnlerde surlarmzn dnda yaayan czamllar hatrlyorum da, artk hibiri
yok. Gerekten kt niyetli olan genler de her zaman vard, sorun kartan gen adamlar, bilirsin, en berbat
cinsten. Her ehirde onlardan vardr. Ama imdi koca Santa Maddalana'da ya da etrafndaki kylerde bir
tane bile kt adam bulamazsn. Sanki insanlar tm kalpleriyle Tanrya dnm gibi!"
"Evet,"dedi yal, komik grnl adam kafasn sallayarak. "Tanr bize merhamet gsteriyor. Hem de
birok ynden. "
Ursula'yla olduum zamanlardaki gibi srtmda rpertiler hissettim, ama bu sefer zevkten deildi.
"Tam olarak ne demek istediniz?" diye sordum.
"Eee, etrafna bir bak," dedi yal adam. "Sokaklarmzda sakat birine rastladn m hi? Deli ya da akl
hastas kimseyi grebiliyor musun? Ben ocukken, hatta sen bir ocukken olum,"dedi rahibe dnerek,
"ucube veya geri zekl doan ve kendi bann aresine bakamayan baz talihsiz ruhlar her zaman vard.
Hatrlyorum da bir zamanlar kaplarda srekli dilenciler olurdu. Artk senelerdir dilencimiz yok. Kalmad."
"ok garip" dedim.
"Evet doru" dedi rahip dnceli bir ekilde, "burada herkesin sal yerinde. Rahibelerin buradan
gitmesinin sebebi de buydu. Kapatlm olan hastaneyi grdn m? Ya ehir dnda oktan terk edilmi olan
manastr? Sanrm artk orada koyunlar var. iftiler oradaki eski odalar kullanyor."
"Hi kimse hastalanmyor mu?" diye sordum.
"Tabi hastalanyorlar" dedi rahip, arabndan yavaa ierek, bu konuda bilgili biriymi gibi, "ama ac
ekmiyorlar, artk eski gnlerdeki gibi deil. nsanlar gidiciyse, her ey ok hzl bir ekilde olup bitiyor."
"Evet doru, Tanrya krler olsun" dedi yal adam.
"Kadnlar ise" dedi rahip, "doum konusunda burada ansllar. Fazla ocuun yk altnda ezilmiyorlar.
Evet, Tanrmzn kendine ilk haftalarda ard ok ocuumuz var - bunun bir anne iin ne kadar korkun
olduunu bilirsin ama bir yandan dnrsen ailelerimizin fazlaca genilemesini nledii iin ise iyi bir ey"
babasna bakt. "Zavall annem," dedi "Tam tamna yirmi tane ocuu oldu. Neyse artk byle eyler olmuyor
deil mi?"
Kk adam gsn gererek gururla glmsedi. "Evet yirmi ocuk, hepsini de kendi bama byttm;
evet ou kendi yollarn seti ve balarna ne geldiini... neyse, bo ver. Evet, burada artk aileler eskisi
kadar geni deiller."
Rahip biraz endielenmi grnyordu, "Belki bir gn Tanr, kardelerimin bana ne geldiini
renmemi salar"
"Aman, unut onlar" dedi yal adam.
Her ey doalm gibi grnmeye alarak, "Sormas ayptr, hastamyd hepsi?" dedim ikisine de
bakarak.
"Kt" dedi rahip kafasn sallayarak. "Ama mucizemiz bu ite, kt eyler bizden uzak duruyor."
"yle mi?" dedim.
Yal, kk adam pembe kelini kad. Beyaz salar seyrek ve uzundu ve tpk kalar gibi diklemiti.
"u zavall sakat ocuklara ne olduunu hatrlamaya alyorum, hatrlarsn, hani u sakat bacaklarla
doanlar, kardetiler..."
"Ah, Tomasso ve Felix" diye atlad rahip.
"Evet"
"Tedavi grmek iin Bologna'ya gtrldler. Bettina'nn ocuu gibi, hatrlyor musun, hani u doutan
elleri olmayan ocuk."
"Elbette, bir sr doktorumuz var."
"Gerekten mi? Burada hasta bulabiliyorlar m ki," ne yaptklarn merak ediyorum. "Peki ya ehir meclisi,
gonfalonier?" diye sordum. Gonfalonier, Floransa'da yneticiye verilen add, ileri yrten adam, en azndan
ismen.
"Bizde bir borsellino var" dedi rahip, "ve arada bir alt yedi yeni isim seiyoruz, ama buralarda pek bir
ey olmuyor. Kavga, tartma olmuyor. Tccarlar vergileri hallediyor. Her ey tkrnda anlaya-" can."
Kk, komik adam kkr kkr glmeye balad. "Ama bizde vergi yok zaten"!diye aklad.
Olu, rahip olan, yal adama sanki bu sylenmemesi gereken bir eymi gibi bakt ve sonra, yz endieli
bir ifadeyle, "Hmm, hayr baba" dedi, "yle denemez. Vergiler ok az diye yle dnyorsun sen," kafas
kark grnyordu.
"Evet, o zaman hepiniz gerekten ok anslsnz" dedim ayn fikirdeymi gibi. Bu manta smayan
olay aydnlatmamaya alyordum.
Rahip nce babasna, sonra da bana dnerek, "Hani bir adam vard, u korkun Oviso, onu hatrlyor
musun?" dedi. "Bak, o hasta ruhlu bir insand ite. Neredeyse olunu ldryordu. Akln karmt, bir boa
gibi brrd. ehrimizden gemekte olan gezgin bir doktor onu Padua'da iyiletirebileceklerini sylemiti."
"Geri gelmediine seviniyorum "dedi yal adam, "ehri hep alt st ederdi."
kisini de izliyordum. Ciddi miydiler? Gizlemeye altklar bir ey mi vard? kisinde de bir kurnazlk
sezmiyordum, ama pederin cam sklm grnyordu.
"Tanr, ilerini en garip ekillerde yapar" dedi.
"Kadiri mutlak kzdrlmaya gelmez!"dedi babas bardandaki son yudumu da midesine indirerek.
Hemen her ikisinin de bardana arap doldurdum.
"u kk dilsiz ocuk," dedi bir ses.
Dnp arkama baktm. Elleri belinde, kocaman gbei ve elinde tepsisiyle hann sahibiydi. "Rahibeler
giderken onu da gtrdler deil mi?"
"Sanrm onun iin geri geldiler," dedi rahip. imdi tamamen dncelere dalm, endieli grnyordu.
Hanc bo tabam ald.
"En korkuncu vebayd." diye fsldad kulama. "Ama inan bana, artk kalmad, yoksa tek bir kelime
etmezdim. Bir ehri daha hzl boaltacak bir kelime daha yoktur."
"Doru, btn o aileler gitti, ip ak," dedi yal adam, "Doktorlarmz ve misafir keiler sa olsun.
Hepsini Floransa'daki hastaneye gtrdler."
"Veba hastalarn m? Floransa'ya m gtrlmler?" diye sordum, hi inanmadm belliydi. "Hangi
kapdan kabul edildiklerini ok merak ediyorum."
Fransisken rahip, bir ey onu iddetle sarsm ve rahatsz etmi gibi bir an iin gzn krpmadan bana
bakt.
Hanc, rahibin omzunu skt. "Bunlar gzel zamanlard be !" dedi, "Manastrdaki ayinlerimizi zledim...
onlar da bitti tabi... ama asla imdiki kadar iyi olmamtk."
Gzlerimi gayet umursamaz bir tavrla hancdan rahibe kaydrdm ve onun dorudan bana baktn
grdm. Dudann kenarnda bir titreme vard galiba. Sakallar hafiften uzam geni bir enesi vard ve
birden, ok krk olan yznde zgn bir ifade belirdi.
ok yal olan adam, ksa bir sre nce vebann bulam olduu ve sonradan Lucca'ya gtrlm bir
aileden bahsediyordu.
"Kim yapmt bu iyilii olum, ben..."
"Aman ne fark eder ki?"dedi han sahibi. Sonra bana dnd ve "Sinyor" dedi, "Daha arap ister misiniz?"
"Misafirlerime getirin" dedim, "Gitmem lazm. Sabrszlanyorum. Gidip hangi kitaplar satlk, ona
bakmalym."
"Buras yaamak iin gzel bir yer" dedi rahip birden, sesi yumuakt ama bana atk kalarla bakmaya
devam ediyordu. "Gerekten gzel bir yer ve eitimli birine ihtiyacmz olabilirdi, fakat..."
"Evet ama ben daha gencim" dedim. Banktan kalkmak iin hazrlandm. "Burada benim yamda hi
gen var m?"
"Pek saylmaz. Gidiyorlar nk "dedi komik olan. "Birka tane var, ama onlar babalarnn ileriyle
meguller. Hayr, buralarda haylazlar barnamaz. Hayr gen adam gelemezler!"
Rahip babasnn sesini duymuyormu gibi beni inceliyordu.
"Evet, sen okumu bir gensin" dedi rahip, ama endiesi aka grlyordu. "Bunu grebiliyor ve
sesinden anlayabiliyorum. ok dnceli ve zeki bir halin var..."szn yarda kesti. "Neyse, sanrm ok
yaknda yoluna devam edeceksin, deil mi?"
"Sence gitmeli miyim?" diye sordum. Yoksa kalmal mym? Hangisi?"Kabaca deil, yumuaka
sylemitim bunlar.
Bana yarm yamalak gld. "Bilmiyorum" dedi, ardndan korkun zntl grnerek uzaklara bakt.
"Tanr seninle olsun" diye fsldad.
Ona doru eildim. Han sahibi bu samimi hareketimi grerek arkasn dnd ve baka bir eylerle
ilgilenmeye balad. Yal adam zaten arap kupasyla konuuyordu.
"Ne var peder?" diye fsltyla sordum. "ehir ok fazla iyi durumda, sorun bu mu?"
"Sen yoluna devam et olum" dedi, neredeyse hemen gitmemi istiyormu gibi grnerek.
"Keke ben de gidebilseydim. Ama sadakat yemini ettim ve buras evim, onun iin buraya balym.
Gryorsun, babam da yanmda, dier herkes ise koca dnyann bir yerlerindeler."Birden sertleti. "Ya da
yle grnyor" dedi. Sonra gzlerimin iine bakarak, "Senin yerinde olsaydm, burada kalmazdm" dedi.
Bam salladm.
"Tuhaf grnyorsun olum" dedi bana ayn ekilde fsldayarak. Kafalarmz birbirine ok yaknd,
"Fazla gze arpyorsun. Gzelsin ve kadifeye brnmsn; yana gelince... artk bir ocuk saylmazsn."
"Evet anlyorum, ehirde ok fazla gen adam yok, en azndan soru soran trden kimse kalmam.
Sadece yallar, hayatlarndan memnun olanlar ve oyunu kabul edip gerei grmek istemeyenler var."
Bu fazla ateli, ar szleri cevaplamad. Ben de sylediime zlmtm zaten. O kk bolukta
birikmi kzgnlm ve zntm aa kmt. ren! Kendime ok kzdm.
Dudan srd. Benim iin ya da kendisi iin, belki ikimiz iin de endielenmiti.
"Buraya neden geldin?" diye sordu samimiyetle, hatta neredeyse korumak ister gibi. "Hangi yoldan
geldin? Buraya gece geldiini sylediler. Sakn gece terk etme."O kadar sessiz konuuyordu ki onu
neredeyse duyamyordum.
"Benim iin endielenmenize gerek yok" dedim. "Benim iin dua edin. Sizden tek istediim bu."
Onda tpk gen rahipte grdm deheti grebiliyordum, ama yana, tm krklklarna ve
dudaklarndaki araba ramen ok daha masum grnyordu. Anlayamad bu durumdan dolay yorgun
grnyordu.
Banktan kalktm ve tam gitmek zereydim ki elimi tuttu. Kulam dudaklarna edim.
"Olum" dedi, "Bir ey var... bir ey..."
"Biliyorum peder" dedim, elini sktm.
"Hayr bilmiyorsun, dinle. Buradan ayrlrken, yoluna bile ters gelse gneydeki anayolu se. Kuzeye
gitme; sakn kuzeye giden dar yolu seme."
"Neden? Bilmek isterim."
Kukulu, sessiz ve sarslm bir halde, elimi brakt.
"Neden?" dedim kulana.
Artk yzme bakmyordu. "Soyguncular. Yol kesen haydutlar, gemen iin har alrlar senden. Gneye
git." Ani bir ekilde kafasn evirdi ve zaten gitmiim gibi yumuak bir sesle babasyla konumaya balad.
Oradan ayrldm.
Bo sokaa ayak basarken hl aknlmdan kurtulamamtm. Yol kesip gei paras isteyen
haydutlar m?
ehirdeki birok dkkn kapalyd, byk ihtimalle ar bir yemekten sonra kapatma gelenekleri vard,
sadece birka hl akt.
tiim araptan dolay biraz ateim kmt ve klcm belimde bir ton ekiyordu sanki. Bu insanlarn
bana anlattklar beni iyice sersemletmiti.
Demek yle diye dndm, bu ehir yle bir yer ki gen insanlar yok, sakatlar yok, deliler yok, hastalar
yok; istenmeyen ocuklar da yok! Ve kuzeye giden yolda tehlikeli yankesiciler var.
Srekli hzlanarak tepeden aaya yrdm ve ardna kadar ak kaplardan kp ak krlara vardm.
Ate basm yzme vuran harika rzgr hissettim.
evremde bakml tarlalar, zm balar, yollar ve iftlik evleri vard. Gece geldiim srada grememi
olduum verimli ak alanlar. Kuzeye giden yoluysa, ehrin tepelerindeki salam surlarnn bykl
yznden hi gremiyordum.
Aada, tepenin yamacnda hastanenin kalntlarn ve batda, dan olduka aalarnda da
manastrn ykntlarn grebiliyordum.
Bir saat iinde iki iftlie uradm ve bir bardak souk su iip iftilerin ikisiyle de sohbet ettim.
Hep ayn konumalard. Sakatlarn ve idam korkusunun olmad bir cennet, yeryzndeki en huzur dolu
yerdi. Her yerde sadece dzgn ocuklar vard.
Yankesiciler buradaki ormanlar terk edeli yllar oluyormu. Tabi ki hibir zaman yoldan geenlerin kim
olduunu bilemezmisin, ehir glym ve huzuru salyormu.
"yle mi, kuzey yolunda bile mi?" diye sordum.
iftilerin ikisi de kuzey yoluyla ilgili hibir ey bilmiyorlard.
Salksz, sakat ve fel olanlara ne olduunu sorduumda cevap aynyd. u ya da bu doktor, ya da
rahipler, rahibeler veya bir takm keiler onlar bir niversiteye ya da ehre gtrmt. iftiler gerekten
hatrlayamyorlard.
Gn batmndan nce ehre geri dndm. Etrafta dolanp durdum, her dkkna girip ktm, neredeyse
sistemli bir ekilde, gereksiz - yere kimsenin dikkatini ekmemeye alarak her taraf inceledim.
Tabi ki ehirdeki bir soka bile tamamen inceleyemezdim, ama renebileceim her eyi renmeye
kararlydm.
Kitaplarda satlk olan eski, Ar s Grammatica ve Ars Minr ' ve eski gzel ncilleri kartrdm.
"Buradan kuzeye nasl giderim?" diye sordum dirseine yaslanm, uykulu gzlerle bana bakan satcya.
"Kuzey mi, hi kimse kuzeye gitmez ki," dedi ve yzme doru esnedi. Tamir izi tamayan gzel giysiler
ve iyi ilenmi deriden gzel ayakkablar giyiyordu. "Bakn baym, elindekinden ok daha gzel kitaplarm
var" dedi.
lgilenmi grnp sonra da kibarca, aa yukar hepsinin bende olduunu ve onlara ihtiyacm
olmadn anlattm, teekkr ederek ayrldm.
Adamlarn zar oyunlar oynamakla megul olduklar bir meyhaneye girdim. Yapacak daha iyi bir eyleri
yokmu gibi nee iinde oynadklar oyunla ilgili barp aryorlard. Ardndan ekmein bana bile
harikulade lezzetli koktuu frnclar blgesinden getim.
Bu insanlar arasnda-yryp mutlu konumalarn, gven ve ansla ilgili hikyelerini dinlerken kendimi
hayatm boyunca hissetmediim kadar yalnz hissediyordum.
Geceyi dnmek bile kanm donduruyordu. Peki bu kuzey yolunun esrar da neydi? Hi kimse,
rahipten baka hi kimse, pusulann o ynnden bahsedilince armyordu.
Karanlk bastrmadan bir saat kadar nce, paramn olduu belli olmasna ramen Venedik ve
Floransa'dan gelen ipek dantelleri satan dkkn sahibinin, benim varlm dierleri kadar sabrla
karlamad bir yere girdim.
"Neden bu kadar ok soru soruyorsun?" diye sordu bana. Yorgun ve ypranm grnen bir kadnd.
"Hasta bir ocua bakmann kolay olduunu mu sanyorsun? eriye bak."
Akln karm olmal diye dndm. Ama birden souk ve apak gerei anladm. Ne demek
istediini ok iyi anlyordum. Kafam, perdelerle rtlm kapdan ieri uzattm ve orada ateler iinde, pis
bir yatakta yatan ocuu grdm.
"Kolay m sanyorsun? Yllardr uyukluyor, birazck bile iyiye gitmiyor." dedi kadn.
"ok zldm," dedim, "peki onun iin ne yaplabilir?"
Kadn dikilerini skp bir yana koydu. Tm sabrn yitirmi gibiydi. "Ne yaplabilirmi. Yani bana
bilmediini mi sylemeye alyorsun." diye fsldad, "hem de sen, senin gibi akll bir adam!" Dudan
srd, "Kocam hl, hayr, hayr, henz olmaz diyor. Biz de bu ekilde devam ediyoruz."
Kendi kendine bir eyler syleyerek iine geri dnd. Dehet iinde, hibir ey olmam gibi davranmaya
alarak yoluma devam ettim.
ki dkkna daha girdim. zel bir ey olmad. Ama ncsnde, zerindekileri karmaya alan akln
yitirmi bir amcayla uraan iki kadna rastladm.
"Yardmc olaym" dedim hemen.
Onu sandalyesine oturttuk ve gmleini bandan geirdik, sonunda anlamsz sesler karmay kesti.
Sakinlemiti ama salyalar hl akyordu.
"Tanrya krler olsun ki bu uzun srmeyecek" dedi kzlardan biri terini silerek. "Bu byk bir nimet."
"Neden uzun srmeyecek?" diye sordum.
Bana bir bak att, sonra gzlerini evirdi, ama sonra yine bana dnd. "Ah, demek buraya yabancsnz
Sinyor, zr dilerim, yle gensiniz ki. Size bakarken sadece bir ocuk grdm. Tanr bize merhamet
edecek demek istedim. Babam ok yal."
"Hm, anladm," dedim.
Bana, sanki buzdan yaplm kurnaz gzlerle bakt.
Nazike eilip dar ktm. Yal adam gmleini yine karmaya balamt ve sessiz durmu olan
kadn ona bir tokat att.
Bu son olaydan rkmtm ama yrmeye devam ettim.
Grebildiim kadarn grmek amacndaydm.
Gayet huzurlu kk terzi dkknlarna girip ktktan sonra porselen satclarnn blgesine geldim. ki
adam ssl bir doum tepsisi hakknda tartyordu.
Doum tepsileri bir zamanlar yeni doan bebein iine konduu bir aletti ama benim zamanmda
ocuun doumundan sonra verilen ho bir hediyeye dnmt. zerleri kocaman, muhteem gzellikte
ekillerle sslenmi olurdu ve bu dkknda bol miktarda bulunuyorlard.
Beni grmeden nce tartmalarnn bir ksmn duyabildim.
Adamlardan biri, lanet olas tepsiyi almak gerektiini savunurken, bir dieri ocuun zaten
yaamayaca ve hediyenin gereksiz olduunu vurguluyor, bir ncsyse kadnn bu gzel ve ho
resmedilmi tepsiyi yine de sevinle karlayacan sylyordu.
Ben, ithal edilmi mallara bakmak iin dkkna girdiimde tartmalarn kestiler, ama arkam
dndmde, adamlardan biri benim duyamayacam sand ekilde: "Eer akl varsa bunu yapacaktr,"
dedi.
Bu kelimeler beni artt, yle artt ki hemen gzel bir taba alarak dndm ve ondan ok etkilenmi
gibi grnmeye altm, "Ne kadar gzel,1' dedim, sylenenleri hi duymam gibi.
Tccar kalkt ve vitrindeki dier mallarn vmeye balad. Dier ikisi, darda ken gecenin iinde
kaybolduklarnda adama dndm.
"ocuk hasta m?" diye sordum, karabileceim en masum ocuksu sesle.
"Yo, hayr, yani yle sanmyorum. Ama hani bazen olur ya", dedi adam, "ocuk kke gibi".
"Clz" diye yardm ettim.
ok dikkatsiz bir ekilde "Evet doru, zayf. Glmsemesi sahteydi, ama kendisi olduka baarl
olduunu dnmt.
Ardndan ikimiz de mallarla ilgili konumak iin raflara dndk. Bir Venedikliden alm olduunu iddia
ettii ok gzel porselen bir fincan aldm. Hibir ey sylemeden gitmem gerektiini ok iyi biliyordum, ama
parasn derken sormaktan kendimi alkoyamadm, "Zavall, kk, zayf ocuk yaayacak m dersiniz?"
Param alrken kaba bir kahkaha att, "Hayr" dedi, sonra da kendini ele vermi gibi bana dikkatlice bakt.
"Onun ii endielenmeyin Sinyor," dedi hafiften glmseyerek. "Buraya yaamak iin mi geldiniz?"
"Hayr, sadece geiyordum. Kuzeye gidiyorum" dedim.
"Kuzeye mi?" diye sordu arm bir ekilde. Kasasn kapatp, anahtar evirdi. Ban sallayarak
kutuyu dolaba koydu ve kaplar kapatt, "Kuzeye, ha?" dedi. "Peki, sana iyi anslar olum."kendi kendine
gld. "Oras eski bir yoldur," dedi. "Gnein douunda balayarak gidebildiin kadar hzl gidersen iyi
edersin!"
"Teekkrler, baym," dedim.
Gece kyordu.
Sanki biri kovalyormu gibi dar bir sokaa kotum ve orada duvara yaslanarak derin derin nefes alarak
sakinlemeye altm. Kk fincan elimden braktmda caddenin yukarsndaki binalarda yksek sesle
yanklanarak parampara oldu.
Aklm karmak zereydim.
Durumumun tamamen bilincinde ve kefetmi olduum korkun eylerden emin, ani ve kesin bir karara
vardm.
Handa gvende deildim, zaten ne fark ederdi ki? Bildiim gibi yapacak ve sonucu kendim grecektim.
Ve, bunu yaptm.
Hana geri dnmeden, tuttuum odadan resmi olarak hi ayrlmadan, glgeler beni gizleyecek kadar
koyulancaya dek bekledim ve tepeden yukar, harabe olan kaleye giden dar yolu trmanmaya baladm.
Btn gn bu kocaman kaya ynna bakm ve imdi gerekten de tam bir harabe olduunu, kulardan
ve havadan baka bir ey barndrmayan bir yer olduunu grdm, tabi daha nce sylediim gibi ofislerin
bulunduu alt katlar hari.
Ama kalenin hl ayakta duran iki kulesi vard; ehre bakan, nispeten salam olanyla, aada iftlik
topraklarndan bakarken grm olduum, kayann zerinde, arkada, uzakta ve neredeyse tmyle yklm
olan.
Neyse, ben ehre bakan kuleye yneldim.
Ynetici ofisleri bu saatte artk kapanmt ve askerler birazdan gitmi olacaklard. evredeki tek ses,
kanuna aldrmadan gece ak kalan birka meyhaneden geliyordu.
Kalenin nndeki avlu botu. Arkamda kalan ehre baktm ama artk birka meale ndan baka
hibir ey gremiyordum.
Gecenin koyu lciverdine ramen ok net grnen yuvarlak, kk bulutlar dnda gkyz alacak
derecede ak ve aydnlkt neyse ki. Sonsuz saydaki yldzn parlakl zerimdeki muazzam boluu
kaplamt.
Eski hisara dnerek kan ve neredeyse bir insan iin bile fazlasyla dar ama hl kullanlabilir halde
olan merdivenleri buldum ve kaleye giden giriten nceki ilk ta platforma ktm.
Bu yapnn mimarisi bana hibir ekilde yabanc deildi. Talar, evimdekilerden daha kaba ve biraz daha
koyu renkteydiler, ama geni bir dikdrtgen eklinde olan kale, zamann ykamayaca bir salamlktayd.
Bu kulenin olduka ykseklerine kan ta merdivenlerinin olduundan emindim. Ksa bir sre iinde
onlar gerekten de buldum. Trmanmn sonunda, tm ehri ayaklarmn altnda seren bir odaya vardm.
Daha ykseklerde de odalar vard, ama onlara, gemi yzyllarda dman yenmek ve aada izole
edilebilmek iin yukar kaldrlabilen tahta merdivenlerle klyordu ve bulunduum yerden onlara
ulaamyordum. Yukarda varlmdan rahatsz olmu kularn ve rzgrn baygn sesi geliyordu
kulaklarma.
Yine de bu ykseklikte olmak gzeldi.
Burada, drt taraftaki pencereden her yne bakabiliyordum.
En gzeli ve benim iin de en nemlisi, buradan, tam aada bulunan ehrin tamamn grebiliyordum.
Kocaman bir gz eklindeydi - incelen ularyla kocaman oval bir ekil - orada burada yanan mealeler, mat
bir n szld bir iki pencere ve sokaklardan birinde tembelce inerken taycsnn elinde yavaa
hareket eden bir feneri grebiliyordum.
Hareket eden bu feneri henz grmtm ki, snverdi. Sokaklar artk tamamyla terk edilmi
grnyordu.
Pencereler de birer birer karanla brnd ve ok ksa bir sre sonra tek bir meale bile gremiyordum
artk.
Karanln zerimde yattrc bir etkisi vard. ncilerle bezenmi gkyznn altndaki ak arazi, koyu
bir lciverdin iinde kayboldu. lenmi topraklara saldran ormanlar grebiliyordum, tepecikler birbiri ardna
sralanrken ya da karanlk vadilere yer verirken, bir ykselen bir alalan ormanlar.
Kalenin boluunun tm sessizliini hissedebiliyordum.
Artk hibir ey hareket etmiyordu, kular bile. Tamamen yalnzdm. Aadaki merdivenlerin en altndaki
ayak seslerini bile rahatlkla duyabilirdim. Kimse burada olduumu bilmiyordu. Her ey uykudayd.
Burada gvendeydim. Ve tm gece nbet tutacaktm.
Korkamayacak kadar straplydm ve dorusunu sylemek gerekirse, bu yerde Ursula'ya kar
savamaya hazrdm, hatta hapis gibi olan hann odasna buray tercih bile ediyordum. Her zamanki gibi
elimi klcma koyup dualarm ederken artk hibir eyden korkmuyordum.
Uyuyan bu ehirde ne grmeyi ummutum? Olan biten herhangi bir ey!
Peki, olan bitenin ne olduunu dnyordum? Hi kimseye bunu syleyemezdim. Ama odann iinde
dolarken aadaki bir ka a ve yazn parlayan gkyznn altndaki hantal surlara tekrar tekrar
bakarken ehir iren aldatmacalar, byler ve eytanlarla ibirliiyle dolu bir yer gibi grnd bana.
"stenmeyen bebeklerinizin nereye gtrldn bilmediim mi sanyorsunuz?" diye homurdandm
fkeyle. "Vebal insanlarnzn, komu ehirlerinizde ak kaplarla karlandn m sanyorsunuz?"
Homurtularmn souk duvarlardaki yanks iimi rpertti.
Ama onlara ne yapyorsunuz Ursula? Kk kardelerime ne yapacaktnz?
Konumalarm belki deliliimin iaretiydi ya da bakalarna yle gelebilirdi. Ama unu rendim ki
intikam hrs insann acsn alp gtryor. ntikam bir yemdir, byk rm bir yem, umutsuzca olsa bile.
Bu klla bir darbeyle Ursula'nn ban kesebilirim diye dndm. Kafasn u camdan aaya
attmda, dnyevi glerinden arndrlm bir eytandan baka bir ey olacak myd ki?
Arada bir klcm yarsna kadar ekip geri sokuyordum. En uzun hanerimi kartp sol elime vurmaya
baladm. Bir yandan yrmeye devam ediyordum
Skc turlarmdan birindeyken pencereden tesadfen baktmda birden bire uzaktaki bir dan zerinde, -
hangi ynde olduunu tam bilmiyorum ama benim geldiim ynde deil - ormann karanlk ann arkasnda
byk bir k huzmesi fark ettim.
lk nce bunun bir yangn olabileceini dndm, nk ok fazla k geliyordu, ama gzlerimi ksp
aklm tam olarak oraya verdiim zaman bunun olaslk dhilde olmadn anladm.
Tepede bulunan tek tk bulutlarda kargaal bir lt yoktu. stelik k, tm geniliiyle beraber sanki
saysz mum tayan bir topluluktan geliyormu gibi yansyordu. Bu korkun k cmbne baktka
kemiklerimde bir rperti hissediyordum. Buras yaanlan bir yerdi. Pencerenin dna sarktm. Yerin iri,
biimsiz d hatlarn grebiliyordum. ehrin bu ynnden aka grlebilen, ormanla sarlm halde tek
bana duran bu grkemli ato, bir kutlama iin olsa gerek tm mealeleri yaklm, tm koridor ve
pencereleri fenerlerle bezenmi, evresiyle tam bir tezat ierisindeydi.
Kuzey, evet kuzey ynndeydi. ehir tam arkama dyordu. Bu ato, gitmemem iin uyarldm
ynde, kuzeydeydi. ehirdekilerin bu yeri bilmemeleri mmkn deildi, yine de handayken masamda oturan
Fransisken rahibinin fslts haricinde bu konuda tek bir sz eden olmamt.
Peki, bu baktm ey neydi? Ne grebiliyordum? Sk bir orman, evet. ok yksek bir yapyd ama,
iinden korkutucu n tekrar tekrar getii, onu gizleyen ormanla evrilmiti.
Ama, oradan, dzlklerden gelen ey neydi? Gizemli tepenin hemen ardndaki dzlklerde, karanlktaki
bu vahi hareket de neydi?
Geceleri harekete geen bir eyler mi vard? ok uzaktaki o atodan bu ehre doru hareket eden bir
eyler? Siyah bir eyler. Sanki yeryznn ekillerini takip eden ama yerekiminden etkilenmeyen byk,
yumuak, ekilsiz kularm gibi grnyorlard. Bana doru mu geliyorlard? Bylenmi miydim?
Hayr, bunlar gerekti, onlar gryordum. Gryor muydum gerekten?
Dzinelerceydiler.
Gittike yaklayorlard.
Kk ekillerdi, hi de byk deillerdi; byk grnmeleri, topluluk halinde umu olmalarndan doan
bir gz oyunuymu. Ve imdi ehre yaklatklarnda ayrlan guruplarn arkamdaki duvarlarn iki yanndan,
yukar doru utuklarn gryordum. Sanki milyonlarca gve ehre saldryormu gibi grnyordu.
Arkam dnp br pencereye kotum.
Sr halinde ehre iniyorlard. Dala geip karanlkta kaybolduklarn grebiliyordum. Hemen aada,
meydanda da iki karanlk ekil belirdi. Sokaklarn balarna koan, daha dorusu atlan ve dudaklarndan
yksek kahkahalarn dkld, pelerinli iki adam.
Gecenin iinden lklar duydum, alama sesleri ykseliyordu.
Clz bir feryat ve susturulan bir inilti duydum.
ehirde bir tek k bile yanmad.
Ardndan, karanln iinden bu eytans ekiller tekrar belirdi. Surlarn zerinde, tam tepede kouyor ve
ardndan bolua sryorlard.
"Tanrm, sizi gryorum! Lanet olsun hepinize!" diye fsldadm.
Ani bir sesle irkildim, yumuak kumalar bana dokunup yanmdan geti, ardndan gzmn nnde bir
adam belirdi.
"Demek bizi gzetliyorsun ocuum?" Gen bir adamn sesiydi, iten, nee dolu. "Merakl kk
ocuum benim."
Klcm kullanamayacam kadar yaknmdayd. Kat kat kumatan baka hibir ey gremiyordum.
Tm gcm toplayarak midesine bir tekme indirdim.
Kahkaha sesleri kaleyi doldurdu.
"Hah, ama bu bana hi ac vermiyor ocuk. Ve madem bu kadar meraklsn, o zaman seni de yanmzda
gtrelim de uzun zamandr grmek istediini gr."
Beni kuma bir uvala sard ve birden yerden ykseldiimi, kuleyi arkamzda braktmz hissettim.
Ba aa duruyordum, midem bulanyordu. Sanki uuyorduk, beni srtnda tarken kahkahas rzgr
tarafndan artk neredeyse tamamen yutuluyordu. Kollarm rahat hareket ettiremiyordum, klcm
hissedebiliyor, ama kabzasna ulaamyordum.
aresizlik iinde hanerime uzandm; bu yaratk tarafndan yakalandmda elimden drm
olmalydm, ama dier izmemde bir tane daha vard. Onu elime aldktan sonra zerinde utuum srta
dndm ve bararak hanerimi kuman iinden defalarca sapladm.
Korkun bir lk att. Tekrar sapladm.
uvalla birlikte ondan uzaa frlatldm.
"Seni kk canavar " diye bard, "Seni sefil, kstah ocuk."
nce byk bir hzla aa dtm, ardndan yere akldm hissettim. Yuvarlandm ve hanerimle
karanlk uvaln kuman yrttm.
"Seni pi kurusu!" diye bard.
"Yoksa bir yerin mi kanyor iren canavar?" diye seslendim. "Yaralandn m?" inde kaybolmu bir
ekilde oraya buraya yuvarlanarak uval ekitiriyordum, en sonunda ellerimin altnda slak imeni
hissettim.
Yldzlar grdm.
Kuma, sava veren bedenimin zerinden ekilip alnd.
Ayaklarnn dibindeydim, ama sadece bir an iin.

VI
KIZIL DVAN
Hibir g hanerimi elimden alamazd. Bacaklarna saldrarak daha da ok la neden olan derin
yaralar atm. Beni kaldrd, havaya frlatt, afallam bir ekilde iden nemlenmi zeminin zerine dtm.
te o anda bulank bir ekilde onu ilk defa grdm. Krmz bir kla aydnlatlyor gibiydi. Bal ve
pelerini, modas gemi uzun giysisi ve parlak zrhtan yenleriyle valye gibi giyinmi bu yaratk srtna
ulamak iin abaladka, altn salar yzne yapyordu. Srtnda atm yaralar yznden ac iinde
olduu belliydi. Yaral bacan da yere bastryordu.
Hanerimi skca tutarak, klcm knndan kartmaya urarken yerde bir iki kez yuvarlandm. O daha
hareket bile edememiken ayaa kalkmtm. Klcm biraz beceriksizce, ama tm gcmle savurdum.
Gvdesine saplanrken iren bir ses duyuldu. Parlak kta fkran kann grnts dehet vericiciydi.
Bunlar en korkun l takip etti. Dizlerinin zerine kt.
"Yardm edin geri zekllar, grmyor musunuz bu kk eytan beni mahvediyor!" diye haykrd. Bal
arkaya dt.
Tpk daha nce uzaktan, ehirdeyken bu atoya bakm olduum gibi, samda ykselen kocaman
surlar ve inanlmaz saydaki mealelerin titreyen nda dalgalanan bayraklaryla mazgall yksek kulelere
bir gz attm. Sivri atlar, kemerli pencereleri ve yksek surlar olan hayal gibi bir atoydu. Surlarn zerleri,
bizim inanlmaz kavgamz seyreden karanlk ekillerle doluydu.
Birden, nemli imenlerin zerinde krmz pelerinine brnm Ursula belirdi. Krmz kurdelelerle uzun
rgler halinde toplad salaryla bana doru kouyordu.
"Ona dokunmayn, size emrediyorum." diye bard. "Ona dokunmayn!"
Ursula'nn arkasndan, hepsi de eski zamanlara ait ayn valye kyafetleri iinde, balarnda geni
kenarl, sivri ulu miferleri olan bir gurup erkek geldi. Hepsinin yz sakall, tenleri l gibi bembeyazd.
Dmanm, iren bir fskiyeymi gibi zerinden kanlar fkrarak imenlerin zerine dt.
"Bakn bana ne yapt! Bakn!" diye haykryordu.
Hanerimi kemerime soktum, klcm iki elimle kavradm ve dilerimin arasndan kkreyerek boynunu
hedefledim. Kafas, tepeden aaya kadar hi durmadan yuvarland.
"Hah, ite imdi ldn, seni canavar." diye bardm. "Katil iblis, ldn ite. Git de kafan al, kolaysa onu
yerine koy."
Ursula beni sard, gslerini srtmda hissediyordum. Eliyle benimkini bir kez daha yakalad ve zorlayp
klcmn ucunu yere indirmemi salad.
Tehdit dolu bir sesle "Ona dokunmayn" diye bard. "Yaklamayn, emrediyorum size."
Biri, avmn pis sar sal kafasn bulmu ve dierleri bedenin rpnp kvranmasn seyrederken havaya
kaldryordu.
"Olamaz, artk ok ge," dedi biri.
"Boynuna geri koyun," diye bard baka biri.
"Brak beni Ursula," dedim. "Gururumla leyim, en azndan bana bu iyilii yap!"abalyordum. "Brak
kendi istediim gibi leyim, ok ey mi istiyorum?"
"Hayr!" dedi kulama ateli bir ekilde, "Buna izin vermeyeceim."
Onun gcne kar hi ansm yoktu, gsleri ne kadar yumuak, parmaklar ne kadar serin ve
yumuak olursa olsun bana tamamyla hkimdi.
"Ulu Godric'e gidelim," diye seslendi biri.
Dier ikisi, rpnan, tekmeler savuran kafasz adam kaldrmt. Kafasn elinde tutan, "Onu Ulu
Godric'e gtrn," dedi. "Bu konuda sadece Ulu Godric sz sahibi olabilir."
Ursula yksek sesle bard, "Godric!" Sanki rzgrn ya da vahi bir yaratn ulumas gibiydi, sesi yle
tiz, yle glyd ki duvarlarda yankland.
ok ykseklerden, kalenin ardna kadar ak kemerli kapsnn ardnda, srt a dnk, vcudu
yallktan deforme olmu, sska biri duruyordu.
"kisini de getirin," diye bard. "Ursula sus artk, herkesi korkutacaksn."
zgrlme kavumak iin ani bir teebbste bulundum. Ursula, tutuunu biraz daha sklatrd.
Boynumda dilerinin tatl acsn hissettim. "Hayr Ursula yapma, olacaklar grmeme izin ver!" diye
fsldadm. Ama kara bulutlarn etrafm sardn hissedebiliyordum. Sanki hava younlam ve beni koku,
ses ve ehvetle saryordu.
Seni seviyorum, seni istiyorum; evet istiyordum bunu inkr edemem. ayrdaki nemli otlarn arasnda
onu tutuyormuum ve o da yanmda yatyormu gibi hissediyordum, ama hepsi ryayd; krmz yabani
iekler yoktu ve ben bir yere gtrlyordum. Ursula kendi gcyle akn hissettirerek, beni sadece
zayflatmt. Ona lanet etmeye altm. evremizde iekler ve imenler vard, ve o bana "Ko!" dedi, ama
bunu yapmam imkanszd nk gerek deil, hayal rnyd. Dudaklarnn benimkileri emmesi ve sanki bir
ylanm gibi beni sarmalamas, hepsi ryayd.
Bir Fransz atosu. Sanki kuzeye gtrlmtm.
Gzlerimi atm.
Bir Fransz atosunda bulunmas gereken her ey vard.
Uzaktan gelen sakin mzik bile bana ok uzun zaman nce ocukluumda,- yemekte sylenen eski
Fransz arklarn hatrlatt.
Uyandm. Bir halnn zerinde bada kurmu oturuyordum. Boynumu ovarken, tm silahlarm arayarak
kendime geldim, tabi ki hepsi alnmt. Hayal krkl iinde neredeyse dengemi kaybedip arkaya doru
dyordum.
Mzik hep ayn, renksiz ve melodisizdi. Aadan bir yerlerden davul ve tiz flemeli alglarn sesleri
ykseliyordu.
Bam kaldrp baktm. Tam Fransz tarzyd, evet. Aada byk bir kutlamann grltler iinde
devam ettii bir balkona kadar uzanan, zeri sivri kemerli bir geit. Modern Fransz stili yksek koni
biiminde apkalar ve kar beyaz tek boynuzlu atlaryla kadnlarn yer ald duvar resimleri de yle.
Tuhaf, ama ho ve antika. Saraylarda airlerin oturup skc ve monoton Roman de laRose ya da Tilki
Reynard fabllarn yksek sesle okuduklar dua kitaplarndaki resimlere benziyordu.
Pencereler Fleurs de Lys'le1 kapl mavi saten perdelerle rtlmt. Yksek kap ve pencere
erevelerinin grnen ksmlar eski filigranla sslenmi, dolaplar ise Fransz usul boyanm, yaldzlanm,
rm ve renksiz grnyordu.
Dnp, arkama baktm.
Daha nce grm olduum o iki adam orada duruyordu. kisi de sakall, ciddi olan ahsiyetlerin uzun
elbiseleri kanla lekelenmi, zrhl kollar sertlemi ve katlamt; sivri miferlerini karmlar ve renksiz,
buz gibi gzlerle bana bakyorlard.
Ve aralarnda Ursula duruyordu; yksek belli, yumuak kumal ve onlarn giysileri kadar eski
elbiseleriyle, glgelerin arasnda gm ereveli bir prlanta. Sanki o da bir zamanlarn Fransz krallndan
geliyormu gibi iekli, krmzyaldzl kadifeden kk bir korse ve kar beyaz gslerini neredeyse
ularna kadar cmerte sergileyen bir elbise giymiti.
Masada arp eklinde bir sandalyede yal adam oturuyordu. Uzaktan, atonun na arkasn dnk
dururken grm olduum siluetin yan tahmin ederken olduka baarl olmutum. O da tpk dierleri gibi
soluk tenliydi, ayn lm beyaz onda da vard, gzel ama ayn zamanda korkun, hatta dehet vericiydi.
Odann orasnda burasnda, zincirlerle asl Trk lambalar vard. Glleri ya da yaz gecelerini hatrlatan
bir koku, ve henz bulank gren gzlerimi artan titrek bir k yayyorlard.
Godric keldi ve topraktan karlm, ters evrilip kk tra edilmi ve stne de parlak, gri gzler ve uzun,
ince, ifadesiz bir az yerletirilmi bir ssen iei soan kadar irkindi.
.N: Florama ve Fransa'nn eski armas. Zambak iei
"Demek yle." dedi yumuak bir sesle bembeyaz teninde beliren sert izgi olmasa neredeyse hi
grlmeyecek tek kan kaldrarak. Yanak yerine, iki kaln ve eik izgi vard. "Bizden birini ldrdnn
farkndasn deil mi?"
"Umarm yledir," dedim. Ayaa kalktm. Neredeyse yine dengemi kaybediyordum. Ursula beni tutmak
iin kollarn uzatt, ama sonra yanl bir ey yapmak zereymi gibi geri ekildi.
Ona gaddar bir bak atarak doruldum ve bana sakince bakan kel Godric'e dndm.
"Yaptn grmek ister misin?" diye sordu.
"Neden isteyeyim ki?" diye cevapladm. Ama gsterdiler.
Solumda duran byk, tahta bir masann zerinde, beni canlyken kocaman kuma uvalnn iine atm
olan l sarn hrsz yatyordu. Hah, kesinlikle demitik.
Organlar sanki km gibi korkun ekilde bzm bir halde hareketsiz yatyordu. Ve koyu renk
gzlerinin ak olduu kansz beyaz kafas, bir ekilde kesilmi boynuna yanatrlmt. Ne byk bir zevk.
Masann kenarndan aaya sarkm ve sanki okyanusun kenarndaki kumun zerinde acmasz gne
tarafndan kurutulmaya braklm bir deniz canlsna aitmi gibi grnen kemikli, beyaz eline, gzm
krpmadan bakakaldm.
"Hah, mkemmel," dedim, "Beni yakalayp buraya getirme cretinde bulunan bu adam, l yatyor. Bu
ho manzara iin size teekkr ederim." Yal adama baktm. "Onurumu korumam iin bundan iyisi
olamazd. Ve saduyudan bahsetmemize hi gerek yok deil mi? Peki ehirden baka kimleri gtrdnz?
Gmleini kartmaya alan yabani yal adam? Sakat doan bebei? Zayflar, ekilsizleri, hastalan?
Size ne verdilerse, deil mi? Siz onlara karlnda ne veriyorsunuz?"
"Ah, ltfen sus ge adam," dedi yal, ulu olan. Senin onuru da, saduyuyu da aacak kadar cesur
olduun apak ortada."
"Hi de deil. Yaptklarnz, bana son nefesime kadar sizinle savamamdan baka seenek brakmyor.
Sizinle, hepinizle." Dndm ve ak kapya gzlerimi diktim. alan monoton mzik beni hasta ediyor, aldm
onca darbe ve yaadm onca dten sonra bam dndryordu. "Aadan ne biim bir grlt
geliyor? Nesiniz siz, lanet bir Divan m?"
Adamlarn de glmeye balad.
"Evet, neredeyse tutturdun," dedi sakall askerlerden biri bas bir sesle. "Biz, Kzl Divanz. smimiz bu.
Ama bunu bizim gibi doru ekilde Latince ya da Franszca olarak sylemeni tercih ederiz."
"Kzl Divan m?" dedim. "Pislik, parazitler, kan emiciler, siz busunuz ite. Kzl Divan da ne? Kan m?
Beraberinde gelen by olmadan, Ursula'nn boynuma dilerini batrmasn hatrlamaya alyordum,
ama ite yine oradayd, ayrlarla ve yumuak gsleriyie ilgili beni yutmakla tehdit eden, gzel, ho kokulu
anlar. Kendime gelmek iin bam salladm. "Kan emiciler, Kzl Divan.' Bunun iin mi kullanyorsunuz
hepsini, alp gtrdnz insanlar? Kanlarn m iiyorsunuz?"
Yal, Ursula'ya imal bir bak att. "Benden ne istediinin farknda msn, Ursula?" Soruyu dorudan
Ursula'ya yneltmiti." Byle bir seimi nasl yapabilirim?"
"Ama, Godric, o ok cesur, duyarl ve gl," dedi, Ursula. "Godric, bir evet derseniz hi kimse size kar
gelmeyecek. Hi kimse kararnz sorgulamayacak. Ltfen, yalvaryorum Godric. Ne zaman sizden bir ey
istedim ki?"
"Ne istiyor?" diye bardm, bam onun endieli, zgn yznden evirip Godric'e dnerek. "Hayatm
m? stediin bu mu? lmeyi yelerim."
Yal adam bunu biliyordu. Ona bunu sylemeye gerek yoktu. Bana 'merhamet' gstermeleri mmkn
deildi. Hemen saldrya gemekten baka hibir ey yapamaz, birini ya da birilerini ldrmenin bir yolunu
mutlaka bulurdum.
Yal kii birdenbire, sanki sinirlenmi ve sabrszlanm gibi, beklenmedik bir eviklikle ayaa frlayp
yanmdan gzel krmz kumalar iinde geerek beni yakamdan kavrad ve sanki hibir arlm yokmu
gibi srklemeye balad.
"Aaya, Divana bak," dedi.
Salon inanlmaz byklkteydi. zerinde durduumuz asma balkon, salonun btn evresini
dolayordu. O kadar ok altn sslemeler vard ki duvar oluturan talarn hibiri grnmyordu. Aadaki
uzun masada zengin beyler ve ho bayanlar oturuyordu, hepsi de, nceden dnm olduum gibi arap
krmzs deil, usulne gre kan krmzs giysilerine kuanmt. nlerindeki masann plak tahtas
panldyordu, ne bir tabak yemek ne de bir kadeh arap vard, ama hepsi de memnun bir ekilde sohbet edip
neeli gzlerle, nlerinde, sanki terlikli ayaklarnn altndaki bu kaln rty seviyormu gibi byk bir
ustalkla hallarn zerinde dans eden danslar seyrediyorlard.
Mziin ritmiyle hareket eden, i ie gemi o denli ok insan halkalar vard ki arabesk desenler gibi
grnyorlard. Giysileri, Fransz stilinden modern Floransa stiline kadar geni bir eitlilik gsteriyordu ve
her yerde yldzlara ve hilal ekillerine benzeyen satenden parlak krmz halkalar ya da ieklerle bezenmi
krmz blgeler vard, ama pek net gremiyordum.
Hepsinin de iren ve korkun kan rengiyle muhteem, gz kamatrc bir krmznn karm, ayn
parlak renk iinde olmalar hem gzel hem de sinir bozucu bir grntyd.
Hepsi de tm gleriyle yanan lambalar, amdanlar ve mealeler dikkatimi ekti. Duvarlardaki perdeleri
tututurmak ne kadar da kolay grnyordu. Baka cadlar ya da bycler gibi bunlar da ya-nabiliyor
muydu acaba?
Ursula'nn heyecanl bir ekilde iki nefesi arasnda "Vittorio akll ol " diye fsldadn duydum.
Onun fsltsyla aadaki masann ortasnda oturan adam -evde babamm sahip olduu o yere, yksek
arkalkl onur sandalyesinde oturan adam - ban kaldrp bana bakt. Sarnd. Benim ldrdm o
serseri kadar sarn, ama bunun dalgal uzun salar, geni omuzlarnn zerine ipek gibi dklyordu.
Yz geneydi, babamn yznden ok daha gen, ama benimkine nazaran daha olgundu ve dier
herkesinki gibi, insani olamayacak kadar soluktu. Gzlerini bende odaklad. Hemen ardndan dans
seyretmeye devam etti.
Btn grnt, alevlerden kan scaklktan dolay titriyordu ve gzlerim sulanrken byk bir aknlk
iinde perdelerdeki ekillerin, bi'.im geldiimiz kk odadaki gibi sessiz hanmefendilerden ve tek boynuzlu
atlardan deil de cehennemde dans eden eytanlardan olutuunu fark ettim. Byk oday dolaan ve
zerinde durduumuz sundurmann zerine de garip, iren ve korkun yaratklar oyulmutu. zerimizdeki
tavan, tutan ve kollara ayrlan stunlarn talarna kaznm eytans ve kanatl yaratklarn baka eitlerini
de grebiliyordum.
Arkamdaki ve karmdaki duvarlar ktln binbir yzyle sslenmiti. Alttaki perdelerin birinde,
Dante'nin cehennem halkalar st ste, srekli daha yukarya trmanr ekilde resmedilmiti.
Parldayan bo masaya baktm. Bam dnyordu, kusacaktm, baylacaktm.
"Seni Divann bir yesi yapmak; onun istedii bu," dedi God-ric. Arkam dnmeme izin vermeden beni
serte parmaklklara bastrd. Sesi sakin ve ksk ve sanki davayla ilgili hibir fikri yokmu gibi souktu.
"Bizden birini ldrdn iin seni Divana almamz istiyor, onun mant bu ite."
Onunla beraber parmakllardan aaya dtm hissettim ve birka saniyede aadaki kaln halnn
zerindeydim. Danslar iki yanmzda yer amak iin geri ekilirken, hzla ayaa kaldrldm.
Yksek arkalkl sandalyedeki adamn nnde duruyorduk. Grkemli tahtnn zerindeki figrlerin de
eytani irkin ekiller olduunu fark ettim.
Her ey parlak siyah ahapt ve ovulmu olduu yan kokusunu duyabiliyordum. Koku, lambalardan
kan parfmle birlikte ho bir karm oluturuyor ve mealelerden hafif bir trt duyuluyordu.
Mzisyenler susmutu. Nerede olduklarn bile gremiyordum. Ama daha sonra, olduka yksek bir
yerde bulunan kendi kk balkonlarndaki topluluun aaya, bana baktn, onlarn da porselen gibi
beyaz tenleri ve ayn kedimsi gzlere sahip olduklarn fark ettim. Hepsi de gzel giyinmi zayf erkeklerdi.
Gzlerimi tahttaki adama diktim. Henz ne hareket etmi ne de konumutu. Ho, imparator gibi bir
adamd, kaln, dalgal sar salar yznden geriye taranm, daha nce de grm olduum gibi,
omuzlarndan aaya muntazam kvrcklar halinde iniyordu.
Onun da giysileri eski modayd. Kendi korkun rengine uyan koyu renkli bir krkle bezenmi, neredeyse
bal bana bir cppe saylacak kadifeden, bol bir ceket vard stnde. Bunlarn altnda dirseklerine doru
genileyen, bileklerinden saran, gsterili, gzel yenleri grnyordu. Boynunda, kaln bir zincire asl
kocaman madalyonlar vard. Her birinin ortasna giysileri kadar krmz, yuvarlak deerli bir ta, bir yakut
yerletirilmi olan, iyi ilenmi altndan halkalardan oluuyordu.
plak ellerinden biri masann zerinde kapal bir ekilde duruyordu. tekini gremiyordum. Mavi
gzleriyle bana bakt. plak elinde bilgince, safa bir hava vard, incelii ve temizlii da bunu vurguluyordu.
Kaln hallarn karsndan, eteklerini zarif elleriyle kaldrm Ursula ka geldi. "Florian," dedi, masann
ardndaki adama selam vererek. "Florian, size bunun iin yalvaryorum, karakterine ve gcne dayanarak
onu benim iin, yreim iin, Divana almanz rica ediyorum. Hepsi bu."Ursula'nn sesi titrek ama ikna
ediciydi.
"Divana m? Bu Divana m?" diye kkredim. Kann yzme sradn hissettim. Sama, soluma
baktm. Beyaz yanaklara, ak yaralar andran koyu renkli dudaklara baktm. Beni inceleyen solgun
yzlerdeki ifadelere baktm. Gzlerinden gerekten eytani bir ate yansyor muydu, yoksa yzlerinden
insanla ait dier tm izler silinmi olduu iin bana m yle geliyordu?
Aaya baktm ve skm olduum kendi ellerimi grdm. Ne kadar da krmz ve insaniydiler. Ve
aniden, sanki nceden ayarlanm gibi, burnuma kendi kokum geldi. zerime yapan yolun tozu ve kendi
terimin kokusu, benimle ilgili her ey, hepsi de insancayd.
"Evet, bizim iin ho bir lokmasn deil mi?" dedi Florian, masadan seslenerek. "Gerekten de ylesin,
salon kokunla dolu. Ama bizim iin ziyafet vakti henz gelmedi. Saat on iki kere almadan ziyafetimiz
balamaz, bu bizde vazgeilmez bir gelenektir."
Gzel bir sesti, net ve ho, Fransz bir aksanla renklenmi bir ses. Fransz asaletiyle kendini ifade
ediyordu.
Bana glmsedi, tpk Ursula'nnki gibi yumuakt glmsemesi. Acma dolu deil, kt ya da alay dolu
hi deildi.
Artk gzlerim samda ve solumdaki yzleri grmyordu hi. Sadece bir sr olduunu, bazlar erkek
bazlar da kadn. Kadnlarn eski zamanlara ait Fransz usul balklar takm olduklarn biliyordum ve bir
yerde sanki soytar klna girmi bir adam da algladm.
"Ursula," dedi Floria, "Bunun gibi bir ey uzun uzun dnmeyi gerektirir."
"yle mi?" diye bardm. "Beni Divandan biri yapmak niyetindesiniz, yle mi? Bunu uzun uzun dnmek
deil, aklnzdan bile geirmenize gerek yok."
"Ah, hadi ama ocuum," dedi Florian sakinletirici ve yumuak sesiyle. "Burada lme, rmeye ya da
hastala yenik den yok. Seninse hayatn pamuk ipliine bal. Denizden km, kaderi belli bir avsn ama
artk sana hayat salayan suda olmadnn farknda bile deilsin."
"Efendim, sizin Divannzn bir paras olmak istemiyorum," dedim. "yiliklerinizi ve tlerinizi kendinize
saklayn." etrafma bakndm, "Bana ziyafetinizden bahsetmeyin."
Btn yaratklara, bal bana anormal ve dehet verici bir donukluk kmt. Aniden iimdeki nefretin
kabardn hissettim. Yoksa panik iniydi bu? Yalnz ve etrafm tamamyla kuatlm halde olsam da iimde
olumasna asla izin vermeyeceim bir panik m ba gsteriyordu?
Masadaki yaratklar ylesine hareketsizdi ki porselenden yaplm olabilirlerdi. Mkemmel bir ekilde
poz vermek sanki onlarn dikkatlerini gsteren ve hayatlarnn doal bir parasym gibi donup kalmlard.
"Ah, keke bir ham olsayd," dedim sessizce, ne sylediimi hi dnmeden.
"Bunun bizim iin hibir anlam olmazd" dedi Florian aklayc bir ses tonuyla.
"Ah, bunu ne kadar da iyi biliyorum bir bilseniz; buradaki hanmefendi, erkek ve kz kardelerimi alp
gtrmek iin kilisemizin iine bile girdi. Sizin iin hibir han anlam olmazd elbet, ama benim iin, tam u
anda ok ey ifade ederdi. Syleyin bana, etrafmda beni koruyan melekler var m? Siz her zaman grnr
msnz, yoksa arada bir geceye karp kaybolur musunuz? Ve o zamanlar beni koruyan melekleri
grebilir misiniz?"
Florian glmsedi.
Artk yakam brakt iin minnettar olduum Godric de sessizce gld, ama baka kimseden ses
kmad.
Ursula'ya baktm. ok sevgi dolu ve aresiz grnyordu. Florian diye seslendii bu adama benim iin
bakarken ne kadar da cesur ve karal grnyordu. Yine de dierlerinden daha insani deildi. Gen bir
kadnn l grntsyd. Yetenek ve gzellik konusunda inkar edilemez bir stnl vard, ama en az
onlar kadar yoksundu hayattan. Ne Divand ama u Kzl Divan.
"Onu dinleyin Florian, gerekten sylediklerini duyun." diye yalvard. "Bu duvarlar arasnda bizimle
kalacak, bizden biri olacak yeni bir ses duymayal yle ok sene geti ki."
"Evet, o neredeyse meleklere inanacak ve sen onu inanlmaz akll buluyorsun" dedi adam anlayl bir
ekilde. "Gen Vittorio, seni temin ederim ki etrafnda grebildiim koruyucu melekler yok. Ve biz senin de
bildiin gibi, nk sen bizi en iyi ve en kt zamanlarmzda grdn, her zaman grnr haldeyiz. Yok, yok
gerekten en iyi zamanmzda deil, en gzel zamanda deil."
"Hah" dedim "Ve bunu grmek iin sabrszlanyorum efendim, hepinizi, zellikle de ldrme eklinizi
yle seviyorum ki. Aadaki ehre yaptklarnz, rahiplerin ruhlarn bile aldnz dnyorum da...!"
"Sus, lmcl bir atee srkleniyorsun," dedi. "Kokun, sanki kazan kaynam da tam gibi doluyor
burnuma. Seni silip sprebilirim ocuk, seni kesip, nabzn hala atarken, kann henz ok scakken ve
gzlerindeki k henz snmemiken, organlarn masadakilere yem diye databilirim."
Bu kelimeler zerine ldracam sandm. l kardelerimi dndm. Kesilmi balarndaki korkun
ve aresiz yz ifadelerini hatrladm. Buna dayanamyordum. Gzlerimi skca kapattm. Bu korkun
grntleri silecek baka herhangi bir eyler dnmeye altm. Peder Filippo Lippi'nin Kutsal Bakiresinin
nnde diz km Cebrail'i hatrladm. Evet, melekler, melekler kanatlarnzla beni rtn, imdi. Ah, yce
tanrm, bana meleklerini yolla.
"Tanrnn belas Divannza lanet olsun, seni tatl dilli eytan," diye bardm. "Bu lkeye nasl ayak
bastnz! Nasl?"
Gzlerimi atm, ama gzlerimin nnde sadece kocaman, yuvarlanan karmak grntler halinde
Peder Filippo'nun resimlerinden melekler vard. Cennet ve dnyann karmndan oluan scak, canllk dolu
nefesleriyle k saan canllar.
"imdi cehennemde mi o?" diye daha da yksek sesle bardm, "Kafasn vcudundan ayrdm kii?
Yanyor mu?"
Sessizliin byyp de tekrar kendi stne kebildii oluyorsa, bu byk salondaki sessizlik de imdi
yleydi. Kendi endieli nefesimden baka hibir ey duymuyordum.
Ama Florian istifini bozmad.
"Ursula," dedi, "Bunu dnmemiz lazm".
"Hayr! " diye bardm, "Size katlmak m? Sizden biri olmak ha? Asla! "
Godric, demir gibi parmaklaryla beni ensemden tutup hareketsiz brakmt. Kar koymaya alsam
sadece aptal durumuna derdim. Tutuunu biraz daha sklatracak olursa beni ldrebilirdi ve belki de
ylesi en iyisiydi zaten. Ama daha sylemek istediklerim vard:
"Asla yapmam, asla! Ne? Ne cretle ruhumun alabileceiniz kadar ucuz olduunu dnyorsunuz? Srf
istiyorsunuz diye sizin olur mu sanyorsunuz."
"Ruhun mu?" diye sordu Lord. Senin ruhun nasl bir ruh ki, birka ksa yl yerine, sr dolu, hikmeti
anlalmaz yldzlarn altnda yzyllar geirmek istemiyor? Senin ruhun nasl bir ruh ki, sonsuza dek aramak
yerine, gerei, sradan berbat bir insan hayat boyunca aramakla yetiniyor?"
ok yava bir ekilde, silah donanmnn sesleri eliinde ayaa kalkt,ve ilk kez arkasnda kocaman kan
rengi bir glge oluturan, yerlere kadar uzanan, krmz pelerinini grdm. Ban hafife ediinde lambalar
sana parlak bir altn rengi kazandrd ve mavi gzlerinde daha yumuak bir k belirdi.
"Biz ok daha nce de buradaydk. Sen ve atalarn buralara gelmeden, daha danza gelmeden
yzyllar nce buradaydk." dedi, sesinde en ufak bir deiiklik bile olmadan. "O zamanlar etraftaki tm bu
dalar bize aitti. Anlayacan, istilac olan biz deil, sizsiniz," duraksad ve kendini dorulttu. Nazik ve ho
tavrn koruyordu. "ift-lkleriyle, kyleriyle, kaleleri ve atolaryla srekli bize yaklap bizim ormanlarmza
tecavz eden senin trndr. Bylece, hzl olabileceimiz yerde kurnaz, 'Gece Hrsz' duasndaki gibi
olmak yerine de grnr olmak zorunda kaldk. "
"Babam ve ailemi neden ldrdnz?" diye bardm, artk sessiz kalamazdm. Anlaml szleriyle beni
etkilemeye almas, yumuak, tatl kelimeleri ve ho yz artk umurumda deildi.
"Senin baban ve onun babas," dedi, "ve ondan nceki Derebeyi, atonuzun orada kalabalklaan
aalar kestiler. Ben de kendi atomu insanlarnkinden uzak tutmalym. Ve bu seferde olduu gibi arada bir
saldrlarm geni apl tutmam gerekiyor. Baban hara verip diledii gibi yaamay srdrebilirdi. Gizli bir
yemin edebilirdi; ondan neredeyse hibir ey gtrmeyecek bir yemin."
"ocuklarmz isteyerek size vereceini inanm olamazsnz? Ne iin? Onlarn kann m istiyorsunuz
yoksa eytana m kurban ediyorsunuz?"
"Zamanla greceksin," dedi, "nk senin de kurban edilmen gerektiini dnyorum."
"Hayr Florian!" diye atld Ursula, "Size yalvaryorum."
"Size bir soru sormama izin verir misiniz efendim?" dedim, "madem adalet ve tarih sizin iin bu kadar
nemli, eer bu bir Divansa, gerek bir Divansa, ben neden beni savunacak gerek bir insan gremiyorum."
Florian, bu soru karsnda biraz sarslm grnd. Ve ardndan dedi ki:
"Divan biziz olum, sen bir hisin. Bunu biliyorsun. Ormandaki geyiklerin oalmas iin yaamalarna
izin verdiimiz gibi, babann da yaamasna izin verirdik. Bundan fazlas yok."
"Burada hi insan var m?"
"Sana yardmc olabilecek kimse yok," dedi yalnzca.
"Gndzleri de mi gardiyannz yok?" diye sordum.
"Hayr gndzleri de gardiyanmz yok," dedi ve ilk defa gururla glmsediini grdm. "Onlara
ihtiyacmzn olduunu mu sanyorsun? Kk 'gvercin kafesimiz' in gndzleri sakin olmadn m
sanyorsun. Burada ne diye insanlara ihtiyacm olsun?"
"Kesinlikle var. Divana katlacam sanyorsan tam bir aptalsn. Aada kim olduunuzu bilen, geceleri
geldiinizi ve gndzleri kamadnz bilen kocaman bir ehir halk varken nasl olur da insan gardiyanlara
ihtiyacmz yok dersin."
Sabrla glmsedi. "Onlar birer san" dedi sessizce, "Gereksiz yaratklar hakknda konuarak
zamanm harcyorsun."
"Hm, bylesine sert bir yargda bulunmakla hata yapyorsunuz. Bence onlar yle ya da byle,
sylediinizden daha fazla seviyorsunuz Efendim."
Godric gld. "Kanlarna gelince belki," dedi sessizce.
Salonun bir yerinden hafif bir glme sesi duyuldu, ama krlm bir eyin paralar gibi yitip tkendi.
Florian konutu: "Ursula, dneceim ama hi..."
"Hayr. nk asla kabul etmem" dedim, "Lanetlensem bile size katlmam."
"Dilini tut," diye sakin bir tavrla beni uyard Florian.
"Aadaki ehirlilerin isyana kalkp gn nda atonuzu istila edip gizlendiiniz yerleri aabileceklerine
inanmyorsanz hepiniz aptalsnz."
Salondan sesler ve hareketler duyuldu, ama en azndan benim duyabileceim tek bir kelime bile
edilmedi. Bu soluk yzl canavarlar dnce yoluyla ya da sadece bakarak iletiim kurabiliyor gibiydiler.
"Aptallktan konuamyorsunuz bile," diye atldm. "Gndz dnyasnn tamamna kendinizi
tantyorsunuz ve yine de bu Kzl Divann sonsuza kadar varolabileceim dnyorsunuz yle mi? "Bana
hakaret ediyorsun." dedi Florian. Yanaklarna ok gzel bir pembe renk gelmiti.
"Tekrar sessiz olman rica ediyorum."
"Size hakaret mi ediyorum? Efendim, size bir tte bulunmama izin verin. Gndz aresizsiniz; yle
olduunuzu biliyorum. Gece, ve yalnzca gece olunca saldryorsunuz. Btn hareketler ve kelimeleriniz
bana bunu gsteriyor. Babamn evine saldran srlerinizi unutmadm. Uyar ln unutmadm.
Gkyzne bir bakn Efendim, bu ormanda ok fazla kapal kalmsnz. Babam rnek alp birka renciyi
Floransa'daki filozoflara ve rahiplere gndermeliydiniz."
"Bana hakaret etmeyi kes artk," dedi zerine basarak ve ayn asaletle. "Beni kzdryorsun Vittorio, ve
buna hibir ekilde katlanamam."
"Zamann ksald yal canavar," dedim. "Onun iin daha zamann varken bu antik atonda iyi vakit
geirmeye bak."
Ursula sessiz bir lk att, ama durmayacaktm.
"ehri imdi yneten salak nesli satn alm olabilirsiniz" dedim, "Ama Floransa, Venedik ve Milano
ehirlerinin nne geemeyeceiniz bir hzla size yaklatna inanmyorsanz hayal gryorsunuz. Sizin iin
tehdit unsuru olan benim babam gibi adamlar deil Efendim, asl, kitaplaryla niversiteli astrologlar,
simyaclar ve alimlerdir. Size hi haberdar olmadnz modern adan bahsediyorum, hepsi sizi eski bir
efsaneymi gibi yakalayacak, sizi saklandnz ininizden kzgn gnein altna ekip karacak ve balarnz
kesecekler. Hepinizi."
"ldr onu ["seyredenlerin arasndan bir kadn sesi duyuldu.
"Onu hemen yok edelim," diye atld bir adam.
"Kafese bile layk deil," diye kt bir bakas.
"Kafeste bir dakikalna tutulmayacak, hatta kurban edilemeyecek kadar bile deersiz."
Ardndan hep bir azdan ldrlmem iin barmaya baladlar.
Kollarn uzatarak "Hayr!" diye bard Ursula, "Florian, size yalvaryorum!"
"kence, ikence, ikence," tekrarlamaya baladlar, nce iki, sonra ardndan drt tanesi birden.
"Efendim," dedi Godric, ama sesini duymakta zorlanyordum, "Henz bir ocuk. Onu dierleriyle beraber
kafese koyalm. Bir ya da iki gece gemeden adn bile unutur, dierleri kadar uysallar."
lerinden biri, "Onu hemen ldrn!" diye bararak hepsini bastrd. Ardndan bakalar,
"ini bitirin!" diye daha da yksek sesle barmaya balad.
Kulaklar trmalayan bir lk daha ykseldi: "Vcudunu paralara ayrn. imdi. Hadi. Evet, evet, evet!"
sava trampetlerinin ritmi gibiydi.

VII
KAFES
Ulu Godric, saysz souk el kollarm kavrad anda, herkesin susmas iin yksek sesle bard.
Bir keresinde Floransa'da kendini kaybetmi bir insan kalabal tarafndan vahice paralanan bir adam
grmtm. Olay yerine kendi isteim dnda biraz fazla yaklamtm ve bu yzden, benim gibi oradan
kamak isteyen insanlar tarafndan az daha eziliyordum.
Onun iin byle bir eyin olma ihtimali bana hayal gibi gelmiyordu. Her trl lm ekline olduum kadar,
bylesine de hazrdm. Sanrm kzmaktaki hakllma inandm kadar kuvvetle, lme de inanyordum.
Ama Godric kan emicilerin geri ekilmelerini emretti. Ve soluk yzl koca topluluk, sanki birka saniye
nce yaanan olaya hi katlmamlar gibi, balarn emi ya da asil bir tavrla baka yne evirmi halde
geri ekildiler.
nce yanaklarna kan gelmi, yz imdi neredeyse insan gibi grnecek kadar kzarm ve dudaklar
gzel ekillerine ramen kurumu bir yara kadar koyu olan Florian'dan gzlerimi ayramadm. Koyu altn
sars salar imdi neredeyse kahverengi grnyordu ve mavi gzleri ok dnceli bir hal almt.
"Ben, onu dierlerinin yanna koyalm diyorum," diye sze girdi Ulu Godric.
Sanki artk kendisini tutamyormu gibi Ursula'nn hkrklar duyuldu. Onu grebilmek iin etrafa
bakndm; ban emi, elleriyle yzn rtmeye alyordu. Uzun parmaklarnn arasndan sanki kandan
yaratlmlar gibi krmz krmz gzyalar damlyordu.
"Alama," dedim akllca olup olmadn bir an bile dnmeden. "Sen yapabilecein her eyi yaptn
Ursula. Beni elde etmeleri imkansz."
Godric, krk kalarn kaldrm halde dnp bana bakt. Bu sefer, kel, beyaz kafasndaki gri, krdanlar
kadar kaln ve iren kalarnn varolduunu grebilecek kadar yakndm ona.
Ursula, yksek belli Fransz elbisesinden gl renkli bir mendil kard ve harika krmz gz yalarn,
kenarlar yeil yapraklar ve pembe ieklerle sslenmi olan bu solgun pembe kuma parasna silip, sanki
zlemle yanp tutu uyormu gibi bana bakt.
"Durumum mitsiz," dedim. "Beni kurtarmak iin elinden gelen her eyi yaptn. Elimde olsa bu acdan
seni korumak iin kollarm sana sarardm, ama buradaki canavar beni tutuyor."
Hala sakin duran koyu giysili topluluktan aknlk dolu sesler ykselmeye balad ve bir an iin kendimi
uzun masadaki Florian'n iki yanna dizilmi ince, sska, kemik beyaz suratlara bakmaya zor-ladm. Tek bir
sa tellerini bile gstermeyen krmz ve pembe eski ssleri ve apkalaryla tamamen Franszlam
hanmefendilere baktm. Fransz bir inceliklerinin olmasna ramen sama bir halleri vard; hepsinin birer
iblis olduunu dndke midem bulanyordu.
Godric hafif hafif glmsemekle yetindi.
"eytanlar!" dedim, "Ne gzel bir topluluk!"
"Kafese Efendim," dedi Godric. "Dierlerinin yanna; bylece hem teklifimi size zel olarak sunabilirim,
hem LJrsula'yla konuma frsatmz olur. Gereksiz yere ok fazla ac ekiyor."
"Evet, yle!" diye alad Ursula, "Ltfen Florian. Daha nce senden bir ey istemedim; biliyorsun
istemedim."
"Evet Ursula," dedi Florian, imdiye kadar dudaklarndan dklm en yumuak sesle, "Bunu biliyorum,
en sevgili ieim. Ama bu ocuk her eye kar kyor ve ailesi de avlanmak iin buradan kan anssz
yelerimizi kurnazlkla yok etti. Defalarca oldu
bu."
"Fevkalade!" diye atldm, "Ne cesaret, ne harika, bana yle gzel bir hediye verdiniz ki."
Florian ok arm ve sinirlenmiti.
Ursula, koyu glgeli kadife etekleriyle kotu ve ona daha yakn olmak iin parlak masann zerine eildi.
Sadece krmz kadife kurdelelerle sslenmi kaln, uzun rgl salarn ve hem narin hem gl olan
mkemmel kollarn grebiliyordum. stemesem de bu grnt beni heyecanlandrmt.
"Kafese gitsin, ltfen Florian," diye yalvard "yreimi buna hazrlamak iin ihtiyacm olan birka gece
daha onunla olaym. Bu gece onu hayran brakalm, gece yars toplantsna katlsn."
Buna cevap vermeyip hafzama kazmakla yetindim.
Birden bire, beni kafese koyma konusunda Godric'e destek kmak iin temiz saray giysileri iinde iki kii
yanmda belirdi.
Daha neler olduunu anlayamadan, yumuak bir kuma gzlerimi baladlar. Gremiyordum artk.
"Hayr, brakn grmek istiyorum!" diye bardm.
"yleyse kafese gidiyor, iyi," diyen Efendinin sesini duydum ve sanki beni gtrenlerin ayaklar yere
demiyormu gibi odadan hzla gtrldm hissettim.
Mzik tuhaf, korkutucu bir ritimle tekrar almaya balad, ama ben merhametle bu berbat sesten
uzaklatrlyordum. Birka merdivenden yukar tandm srada sadece Ursula'nn sesi elik ediyordu
bana, ayaklarm arada bir, moraracak kadar sert bir ekilde basamaklara arpyordu ve beni dikkatsizce
tutan parmaklar canm yakyordu.
"Sessiz ol Vittorio, ltfen kar koyma, imdi benim cesur sevgilim ol ve sessiz kal."
"Peki ne iin, sevgilim?" diye sordum, "Beni niin seviyorsun sivri dilerin olmadan beni pebilir misin
ki?"
"Evet, evet, evet," diye fsld ad kulama.
Bir koridor boyunca srkleniyordum. nsan seslerinden kark bir koro, sradan gnlk konumalar ve
darnn rzgarn duyabiliyordum. Ayrca salondakinden tamamyla farkl bir mzik sesi de geliyordu
kulama.
"Buras neresi? Nereye gidiyoruz?" diye sordum.
Arkamdan kaplarn kapandn duydum ve anszn gz bam ekip kardlar.
"Buras kafes Vittorio," dedi Ursula, kulama fsldamaya alt iin elini bana bastrarak. "htiya
olana kadar tutsak olarak kalacan yer ite buras."
Tatan, yksek, plak bir merdiven sahanlnn stnde duruyorduk. Aaya giden merdivenler bir
yerde kvrlp avluya alan yolda son buluyordu. Aada, o kadar youn ve de yle garip bir hareketlilik
vard ki hepsini bir anda alglamam mmkn deildi.
atonun duvarlarnn iinde yksek bir yerdeydik, bunu biliyordum. Avlu drt bir yandan kapalyd ve
bam kaldrp baktmda, duvarlarn beyaz mermerlerle kaplanm olduunu ve her yerde Fransz stili ikiz
kemerli, tepeleri sivri ulu olan pencerelerin olduunu grdm. Yukarda atlarda ve atonun stunlarnda
yanan sayszca mealenin alevlerinden beslendii belli olan, parlak ve oynak bir k vard gkyznde.
Grntler beni etkilemiti, ama buradan kan imkansz olduunu ok net olarak anlatmlard, nk
en yakn pencere ok yukarda kalyor, mermer de hibir ekilde trmanlamayacak kadar przszd.
Yukarda bir ok kk balkon bulunuyordu, ama onlar da ulalmas imkansz derecede yksekteydiler.
Bu balkonlarda ve taraalarda, sanki benim buraya getirilmem grlmeye deer bir eymi gibi bana bo
bo bakan, krmzlara brnm soluk, merhametsiz eytanlar duruyordu.
Hepsine lanet olsun dedim iimden.
Beni asl afallatan ve byleyen, nmdeki avluda karmakark insan ve ev kalabalyd.
Az nce, deyimi yerindeyse 'davamn' grld korkun salondan ok daha aydnlkt bir kere ve
bal bana bir dnyayd - her birine fenerlerin asl olduu onlarca zeytin, portakal ve limon aalarnn
dikili olduu drt ke bir saha.
Sarho ya da akn gibi grnen insanlaryla dolu kk bir dnyayd. Vcutlar, bazlar yar, bazlar
tamamyla plak, bazlar pahal giysiler iinde dolanyor, srnyor ya da hibir ey yapmadan yatyorlard.
Herkes pis, rezil ve sefil durumdayd.
Her yerde kk kulbeler vard; srf samandan yaplm eski usul ii barakalar gibi olanlar, tahtadan,
tatan yaplm olanlar ve daha da kkleri. Bunlarn arasnda itlerle snrlanm baheler ve saysz
dolambal patikalar yer alyordu.
plak gecenin altnda lgn bir bahenin sarho olmu labirentiydi.
Meyve aalar, bekler halinde skk bir halde duruyor ve arkalarnda insanlarn, gzleri ak olduu
halde sanki uyuyorlarm gibi yatp yldzlar seyretmekten baka bir ey yapamadklar imenlik alanlar
gizliyordu.
iek am asmalar, sadece mahremiyet salamas amacyla orada bulunan tel duvarlar kaplamt.
Byk kularla, evet, kularla dolu kocaman kafesler ve orada burada yemek piirmek iin kullanlan ocaklar
ve bunlarn, kmrlerin zerinde duran, ilerinden baharatl kokularn ykseldii kocaman kazanlar vard.
Kazanlar! Evet, orba dolu kazanlar. Drt be tane, belki de daha fazlaydlar.
Buralarda da iblislerin dolatn grdm. Efendileri kadar sska ve solgun ama ayn kan krmzs
giysiler iindeydiler, yalnz bunlar paavradan farksz, daha kt elbiselerdi.
Biri, kocaman eski bir sprgeyle etraf sprrken, dier ikisi, iinde yava yava pien orbann
bulunduu kazanlarla ilgileniyor, bir bakas da yeni yeni yrmesini renmi, alayan kk bir ocuu
umarszca kucanda tayordu.
Buras, l aristokrat taslaklaryla aadaki korkun Divandan bile daha gln ve rahatsz edici bir
yerdi.
"Gzlerim yanyor," dedim. Kazanlardan kan dumanlan hissedebiliyorum. Keskin ve itah ac kokular
birbirine karmt. Kaynayan baharatlarn bir ounu tandm, domuz ve kz etinin kokusunu da
alyordum, ama hepsine karm baka, egzotik bir koku daha vard havada.
Her yerde insanlar ayn mutsuz uyku halindeydi. ocuklar, yal kadnlar, aadaki ehirde hi
grnmeyen u nl sakatlar; kamburlar, tam byklklerine asla ulaamam kk arpk bedenler,
kocaman, hantal, sakall ve esmer adamlar bile vard. Bir de, benim yamda ya da birka ya byk erkek
ocuklar - hepsi de ya amaszca dolanyor ya da sersemlemi ve delirmi halde orada burada yatyordu.
Bize bakyor ve sanki orada olmamz belli bir anlama geliyormu da bunu tam kavrayamyorlarm gibi
gzlerini krpyor ve duraksyorlard.
Merdiven sahanln zerinde sallanmaya baladm. Ursula hemen kolumu yakalad. Burnuma dolan
ar kokular bana alktan lmek zere olduumu hatrlatt. Alk, daha nce hi duymadm bir alk. Hayr,
sadece orba iin bir susamlkt, sanki sv olmayan yemekler yoktu artk benim iin.
Buraya kadar yanmzdan ayrlmayan adamlar - ki gzlerimi balayan ve beni srkleyenler de onlard -
arkalarn dnp, topuklarnn ta zeminde kartt sesler eliinde merdivenlerden indiler.
Aadaki benek benek, karmak kalabalktan birka lk ykseldi. Kafalar o yne dnd. Uyuuk
bedenler bu dumanl sarholuktan syrlmaya alyorlard.
ki beyefendi kazanlarn yanndan birlikte geerlerken lml sarholar bir araya gelerek bu
beyefendilerin evresinde toplanmaya baladlar. Krmzl adamlar ise anlalmaz bir gururla insanlara
bakyorlard.
"Ne yapyorlar?", "Ne yapacaklar? "Hastaydm, decektim. Ama orba ne kadar gzel kokuyordu ve ne
kadar da imek istiyordum ondan. "Ursula," dedim. Ama ismi ile baladm bu duay hangi kelimelerle
devam ettireceimi bilemiyordum.
"Seni tutuyorum, akm. te buras kafes. Bak, gryor musun?"
Bulank bir sisin iinde, iki efendinin, sanki buradaki uyuuk insanlarn hibirinin bir portakal gibi taze ve
ho bir eye ihtiyac yokmu gibi meyveleri hala sallanan, ieklere brnm portakal aalarnn dikenli,
przsz dallarnn altndan getiini grdm.
Efendiler ilk kazann iki yannda yerlerini aldlar ve ikisi de, sol elleriyle tuttuklar bir bakla sa bileklerini
kesip kanlarn orbann iine bol bol akttlar.
Etraflarnda uysallkla toplanm insanlardan zayf bir sevin l ykseldi.
"Lanet olsun, kan... tabi ya," diye fsldadm. Ursula beni tutmam olsayd decektim. "orba kanla
tatlandrlyor."
Efendilerden biri ban evirdi. Duman ve buhar onu irendiriyor gibiydi, yine de kann kazandaki
karma aktmaya devam etti. Sonra, ani bir hareketle dnerek uzand, ii giysileri iindeki sska, zayf
grnl beyaz yarat, sanki fkeyle kolundan yakalad.
Zavally kazann yanna ekti. Sska, sefil yaratk braklmas iin yalvard, szland, ama bileklerinin ikisi
de kesildi ve kemikli suratn evirdii halde, kan merhametsizce karma aktld.
"Hah, cehennem halkalarnzla Dante'den bile daha iyisiniz, yle deil mi?" dedim. Ama sonra, onunla bu
ekilde konumu olduum iin kendi kendime kzdm.
"Onlar iiler evet, efendi olma hayali kuruyorlar ve itaat ederlerse bir gn belki olurlar."
imdi hatrladm, beni atoya getirmi olan yaratk askerler, kaba avclard. Her ey ne kadar da iyi
dnlmt. Ama ya yumuack, sevgi dolu kollar ve gz yalarnn izlerinin hala gzkt parlak yz
ile dar omuzlu sevgilim, yanmdaki akm, o asil kanl bir hanmefendi deil miydi?
"Vittorio, senin lmeni hi istemiyorum."
"yle mi sevgilim?" dedim. Kollarm ona sarmtm. Bu destek olmadan artk ayakta duramyordum.
Grm zayflyordu.
Yine de bam onun omzuna dayanm, gzlerim aadaki kalabala ynelmi halde, insanlarn
kazanlarnn etrafn sarmalarn, kupalarn orbann iine, zellikle de kanlarn akm olduu yere
sokmalarn ve ardndan da scak svy imeden soutmak iin flediklerini grdm.
Yumuak, tyler rpertici kahkahalar yankland duvarlarda. Sanrm yukardaki balkonlarda duran
izleyicilerden geliyordu.
Birden, ortaya kocaman, fora edilmi bir bayrak dm gibi krmz renkten bir girdap olutu.
Aslnda yukardaki yksek balkonlardan birinden kafesteki sevgi dolu kalabaln ortasna inmek iin
atlam olan hanmefendilerden biriydi bu.
Eilip onu selamladlar, sonra da geri ekildiler. O da kazann yanna gidip isyan dolu bir kahkahayla
bileini kesip kann iine aktnca saygyla kark korku dolu sesler ykseldi kalabalktan.
"Evet canlarm, minik kularm," dedi. Ban yukar kaldrp bize bakt.
"Sen de aaya gel Ursula, ackm olan kklerimize ac, bu gece bonkr ol. Senin sran olmasa da
aramza yeni katlan konuumuzun onuruna ver."
Ursula olanlardan utanm grnyor, beni uzun parmaklaryla nazike tutmaya devam ediyordu.
Gzlerinin iine baktm.
"Sarho oldum, korkunun kendisi beni sarho etmeye yetti."
"Benim kanm artk sadece senin iin," diye fsldad.
"O zaman onu bana ver, istiyorum. Ona ihtiyacm var. lesiye gsz dtm," dedim. "Tanrm, bunlara
sen sebep oldun, beni sen, yok, hayr. Hayr, kendim yaptm."
", sevgilim, canm benim," dedi.
Kolunu belime dolad ve tam kulamn altnda yumuak dudaklarn hissettim. Diliyle styor, emiyordu.
En sonunda dilerini batrd.
Adeta yok oldum ve bir hayal aleminde, sadece bize ait olan ve dierlerinin asla kabul edilmeyecei
ayrda beraber koarken, iki elimle ona uzandm.
"Ah masum ak," dedi, kanm ierken. "Ah, masum, masum ak."
Aniden boynumdaki yaramda buz gibi bir ate hissettim ve sanki uzun dokunal kk bir parazit girdi
iime - bir kere vcu-dumdayken en rak kelerime ulaabilecek bir parazit.
Serin rzgarda sallanan zambaklarla kaplanm kocaman ayr drt bir yanmz kaplad. Benimle
miydi? Yanmda myd? Ksa bir an iin yalnzmm ve o da arkamdaym da barn duyuyormuum gibi
geldi.
Bu ehvetli ryada, mavi gkyz ve knlan ince iek dallaryla heyecan dolu serin ryada, niyetim
dnp ona gitmekti. Ama gz ucuyla o denli mkemmel ve harikulade bir ey grdm ki ruhum sevinten
ldracak gibi oldu.
"Bak!.. Evet, gryorsun!"
Kafam arkaya dt. Rya bitmiti. Aryan gzlerimin nnde hapishanemin beyaz mermer duvarlar
ykseliyordu. Beni tutuyor ve byk bir aknlk iinde bana bakyordu, dudaklar kanlyd.
Beni kollarnda kaldrd. Bir ocuk kadar aresizdim. Beni merdivenlerden aaya tad. Hibir bir
yerimi kprdatamyordum.
Sanki tm dnya, balkonlarda arkalarndaki mealelerin nda ok karanlk grnen, glen ve
uzattklar ince elleriyle iaret eden ekillerden ibaretti.
Kan krmzs, kokusunu duy.
"Ama neydi o; ayrda onu grebildin mi?" diye sordum.
"Hayr!" diye bard, o kadar korkmu grnyordu ki.
Bir tomar samann zerinde yatyordum, zavall, sska eytan ii ocuklar kan ana olmu gzlerle
aptal aptal bana bakyordu ve Ursula, o alyordu ellerini yeniden yzne bastrarak.
"Onu burada brakamam," dedi. Uzakta, ok uzaklardayd.
nsanlarn lklarn duydum. Uyuturulmu ve lanetlenmilerin arasnda bir isyan m kmt?
nsanlarn aladklarn duydum.
"Ama brakacaksn ve nce kazana gel, kann ver."
Bu kelimeler kimden kyordu.
Bilmiyordum.
"...Ayin zaman."
"Onu bu gece almayacaksnz."
"Neden alyorlar?" diye sordum. "Dinle Ursula, hepsi alamaya balad."
elimsiz ocuklardan biri tam gzlerimin iine bakt. Ellerinden biri ensemdeydi ve dudaklarma scak bir
orba kupas dayamt. enemden aaya akmasn istemiyordum. tim, itim. Btn azm bu svyla
doldurdum.
"Bu gece deil." Bu Ursula'nn sesiydi. Alnmda, boynumda pckler. Birisi onu alp gtrd. Son olarak
elini benimkinde hissettim, sonra da ekip gtrldn.
"Hadi gel Ursula, brak onu."
"Uyu sevgilim" diye alad kulama. Eteklerinin bana dediini hissettim. "Uyu Vittorio."
Kupa bir yana frlatld. Aptalca, tamamen sarho bir halde, iindekilerin dklp samanlarn iinde
kayboluunu seyrettim. nmde diz kt. Az, ak, yumuak, ehvetli ve krmzyd. ?
Souk elleriyle yzm tuttu. Kan onun azndan benimkine akt.
"Ah akm" dedim. ayrlara gitmek istiyordum. Gelmedi. "ayra girmeme izin ver, onu grmemi sala!"
Ama ayr yoktu, yalnzca yznn ok edici grnts, ardndan da azalan k, karanlk ve seslerden
meydana gelen bir karmaann yaklaan nefesi. Artk kar koyamyordum. Artk konuamyordum.
Artk hatrlayamyordum... Ama birisi o eyi sylemiti.
Ve alama sesleri. ok hznlyd. O alamalar, o keder dolu aresiz alamalar...
Gzlerimi tekrar atmda sabah olmutu. Gne canm yakyordu ve bam dayanlamayacak kadar
aryordu.
Bamda giysilerimi karmaya alan bir adam duruyordu. Sarho deli. Dndm, sersemlemi ve
hastaydm, kusacaktm; adam zerimden attm ve salam bir yumrukla yere serdim.
Ayaa kalkmaya altm, ama yapamyordum. Mide bulants dayanlmazd. Drt bir yanmda bakalar
uyuyordu. Gne gzlerimi actyor, tenimi yakyordu. Samanlarn arasna gizlendim. Scaklk bama
vuruyordu ve parmaklarm samda gezdirdiimde samn snm olduunu fark ettim. Bamdaki ar
kulaklarmda zonkluyor-du.
"Barnaa gel" dedi biri. Yal bir kadnd ve samandan bir. atnn altndan sesleniyordu, "Gel, buras
serin"
"Hepinizin can cehenneme," dedim. Uyudum. Kendimi braktm.
leden sonra ge bir vakitte tekrar uyandm.
Kendimi kazanlarn birinin banda diz km buldum. Pasakl, perian bir halde, dolu bir kaseden
iiyordum. Onu yal kadn vermiti.
"eytanlar" dedim. "Uyuyorlar. Biz... onlar..." ama sonra bouna olduunu anladm. Kupay bir yere
frlatmak istiyordum ama scak ikiden imeye devam ediyordum.
"Sadece kan deil, ayn zamanda arap, iyi arap" dedi yal kadn. ", olum, i ki ac hissetme.
Naslsa seni ok yaknda ldrecekler. O kadar da korkun deil."
Tekrar karanlk olduunu" hissettim.
Yuvarlandm.
Gzlerimi tamamyla aabiliyordum, gndz olduu gibi armyorlard.
Bu uyuuk ve sersem baygnlk haliyle btn bir gn karm olduumu biliyordum. Onlarn planlarna
uymutum. Etrafmdaki bu ie yaramaz insanlar isyana tevik etmem gerekirken yenik dmtm. Yce
tanrm, bunun olmasna nasl izin verdin? Ah, o znt... hayal meyal hatrlayabildiim o znt.... ve
uykunun tatll.
"Uyan ocuk."
blislerden birinin sesi.
"Bu gece seni istiyorlar."
"Ya, beni kim, ne iin istiyormu?" diye sordum. Bam kaldrdm. Mealeler yanyordu. Her ey
parldyor ve yukardan yeil yapraklarn yumuak sesleri, portakal aalarnn keskin tatl kokusu geliyordu.
Dnya, yukarda dans eden alevlerden ve siyah yapraklarn byleyici ekillerinden oluuyordu. Dnya alk
ve susuzluktu.
Karm yava yava kaynyor ve kokusu etraftaki her eyi siliyordu. Yaknmda bir kasenin olmamasna
ramen azm atm.
"Sana ondan vereceim," dedi yaratk. "Ama nce otur. Seni hazrlamam gerekiyor. Bu gece iin iyi
grnmelisin."
"Neden?" dedim, "Hepsi ld zaten."
"Kim?"
"Ailem."
"Burada aile yok. Buras Kzl Divan. Sen Divann Efendisinin malsn. imdi gel, seni hazrlamam
gerekiyor."
"Beni ne iin hazrlayacaksn?"
"Ayine gideceksin, ayaa kalk," dedi. Salar yznn etrafnda bir perininki gibi parlayan adam,
sprgesine yaslanm, sklm bir halde bamda dikiliyordu.
"Ayaa kalk ocuk. Seni istiyorlar, neredeyse gece yars oldu."
"Hayr, hayr gece yars deil, hayr!" diye bardm "Hayr!"
"Korkma," dedi souka ve bkm bir ekilde "e yaramaz."
"Ama anlamyorsun, zaman kaybndan, akl yitiminden bahsediyorum, kalbimin att ama aklmn
uyuduu saatlerin kaybndan bahsediyorum! Ben korkmuyorum seni zavall eytan!"
Beni samanlarn zerine bastrp yzm ykad.
"Hah yle. Yakkl, gzel biriymisin. Senin gibileri hemen kurban ediyorlar. Fazlasyla glsn ve
yzn, vcudun fazlasyla gzel. Bak ite bayan Ursula da seni ryalarnda gryor, senin iin alyordu.
Onu alp gtrdler."
"Ah ama ben de rya gryordum..." dedim. Bu canavarla sanki ikimiz arkadamz gibi mi
konuuyordum? Ryalarmn gzel ve harika dnyas, usuz bucaksz, aydnlk krallm neredeydi?
"Benimle konuabilirsin, neden olmasn ki?" dedi, "Kendinden gemi halde leceksin gen, gzel
Efendim," dedi. "Kiliseyi ve de Ayini btn aydnlyla greceksin; kurban sen olacaksn."
"Hayr, ben ryamda ayr grdm," dedim, "ayrda bir ey grdm. Hayr o Ursula deildi. Kendi
kendime konuuyordum, kendi hasta, ldrm aklmla. Aklmla konuarak beni dinlemesini salamaya
alyordum. ayrda birini grdm, birini, bir... ben... hatrlamyorum..."
"Her eyi zorlatryorsun," dedi eytan beni rahatlatmaya alarak. "te, btn dmelerin, iliklerin
doru yerde. Zamannda ok gzel bir beyefendiydin herhalde."
Herhalde, herhalde, herhalde.
"unu duyuyor musun?" diye sordu.
"Hibir ey duyamyorum."
"Saatin nc eyrei alyor. Artk Ayine ok az zaman kald. Grltye kulak asma. Onlar sonra
kurban edilecek olan dierleri. Cesaretini krmasna izin verme. Sadece biraz alayp szlyorlar."

VIII
REQUEM, YA DA KUTSAL KURBAN AYN
Bundan daha gzel bir kilise hi grlm myd acaba? Beyaz mermer hi bu kadar gzel bir ekilde
kullanlm myd? Bu muhteem kvrml, ylankavi sslemeler ve ciddi, dar ve grnte kutsal ve de dini
resimleri meydana getiren, dardan kzgn ateler tarafndan aydnlatlp birer mcevher mkemmellii
kazanm olan kaln, rengarenk kk camlardan oluan bu sivri ulu pencereler hangi altn pnarndan
gelmiti? Grnte kutsal ...
Ama bunlar kutsal resimler deildi.
Koro balkonunda, giriten ok yukarda duruyor, aaya kiliseye ve en ucundaki sunaa bakyordum.
Bir kez daha tehdit dolu ve gsterili efendiler tarafndan kuatlmtm. Beni kuvvetlice tutup silahlaryla
etkileyici bir grnt sergilemekle meguldler. Bu sefer ilerini byk bir cokuyla yaptklar belliydi.
Bamdaki duman azalm ama tam dalmamt. Islak kuma paras yeniden gzlerime ve alnma
bastrld. Su, sanki eriyen karl bir da nehrinden gelmi gibiydi.
Hastalkl, ateli halime ramen her eyi grdm.
Parldayan pencerelerde, Azizler ya da melekleri tasvir eden sslemelerdeki gibi krmz, mavi ve yaldzl
camlarn byk bir sanatkarlkla bir araya getirilerek oluturulmu olan eytanlar grdm. Aadaki
cemaate nefret dolu gzlerle bakan, deri kanatl ve pene elli olan canavarlarn suratlarn grdm.
Aada, koyu krmz giysilerinin iinde, aralarnda geni bir koridor oluturacak ekilde iki yanda
sralanm, oymalarla bol bol sslenmi uzun Ayin trabzanna ve ardndaki yksek Sunaa dnk duran
Yce Divan grdm.
Sunan ardndaki duvar resimlere kaplyd. Sanki-ok zlemini ektikleri bir nurda yzyorlarm gibi
Cehennemde alevlerin arasnda endaml bir ekilde dans eden zebaniler. Bunlarn tepesinde, uuan
flamalar zerine yaldzl harflerle Aziz Augustine'in szleri yazlmt. Eitimim srasnda bu szlerle o kadar
har neir olmutum ki, alevlerin gerek alev olmayp Tanrnn eksikliini temsil ettiklerini ok iyi biliyordum.
Ama burada, orijinalindeki "eksiklik"yerine Latince "zgrlk"kelimesi yazlmt.
Kilisenin iki tarafnda bulunan balkonlarn altndaki yksek, beyaz mermer duvarlarn zerine de Latince
bu "zgrlk" kelimesi ilenmiti. Divann yeleri bu manzaray daha rahat grebilecei yerde, bulunduum
yerle ayn seviyede bulunuyorlard.
Tavann yksek kemerlerinin kesitii yerler k iinde yzyordu.
Bu manzara neydi?
Yksek Sunak, kenarlar yaldzlarla sslenmi kzl bir rtyle rtlmt. Zengin kuma cehennemde
oynayan yaratklardan oluan beyaz oymalar ortaya karacak kadar ksayd, ama bu uzaklktan gzlerim
yaratklarn hareketleri konusunda yanlyor olabilirdi.
ok iyi grebildiim bir ey vardysa, o da sa'nn armha gerilmi heykelinin deil de onun taklidi,
kocaman, tatan eytann heykeli, dm melek Lucifer'in heykeliydi. Uzun kvrck salar ve giysileri bir
alev denizinde yzyor, yukarya kaldrlm ellerinde de lmn simgeleri duruyordu. Sa elinde amansz
lm meleinin ora, sol elinde celladn klc.
Bunlar grdmde afalladm. Canavarlk! Tam da armha gerilmi isa'y grmeyi ylesine istediim ve
beklediim yere yerletirilmiti. Yine de heyecan ve lgnlk dolu bir an iin dudaklarmda bir glmsemenin
belirdiini hissettim, aklmn bana oyunuydu; Tanrmzn kendisi armha gerilmi grntsyle orada olsayd
daha m az garip olacakt dedim kendi kendime.
Gardiyanlarm beni daha sk tutmaya baladlar. Sendelemi miydim acaba?
Etrafmda ve arkamda daha nce fark etmemi olduum bir topluluktan, birden bire sade, yava, ackl
ve gzel davul sesleri ykselmeye balad.
Bas sesleriyle flemeliler de ritme katlnca, dokunakl ve kendi halinde tatl bir karkln hakim olduu
bir mzik kt ortaya. Bilgece ncesinin monoton, bunaltc mzii gibi deildi, tersine gl, alamakl ve
yalvaran melodilerden oluan ok sesli bir koroydu. ylesine acklyd ki yreimi zntyle doldurdu ve
gzlerimin dolmasna sebep oldu.
Ah! Ne kadar gzel. Etrafm saran ve kilisenin orta yerine uup, oradan ipeksi mermerde yansyarak
yumuak ve mkemmel bir ekilde buraya, Lucifer heykeline durup baktm yere geri dnen bu karmak,
gl mzik, ruhumu tutsak edip beni bylemiti.
Lucifer'in ayaklarndaki gm ve altn vazolarda duran tm iekler krmzyd. Gllerin ve karanfillerin
krmzlar, ssen ieklerinin krmzlar, adn bilmediim yabani ieklerin krmzlar. Gl renklerin hakim
olduu bunca eyle sslenmi, adeta canl bir sunak. Renk cmbnn ortasnda her eyi bastran
eytann grkemli atei, sonsuz karanlndan kabilecek tek renk, Cehennemin korkun resmini
tamamlyordu.
Kk obuann ve dier nefesli alglarnn tiz seslerini duydum. Ardndan, daha ok an sesine
benzeyen sesiyle pirin trombonun ve sanki ok hafif darbelerle alnan bir santurun sesleri gelmeye
balad.
Bu mzik beni tek bana oyalayabilir, ruhumu doldurabilirdi; melodi zincirlerinin birbirini yutmas, uyum
iinde uumalar ve en sonunda ayrlmalarn duymak tarif edilemez bir haz veriyordu. Ne konumak iin
nefesim ne de baka eyler grmek iin gzm yoktu artk. Yine de eytann grkemli figrnn sama ve
soluna dizilmi iblis heykellerini grdm - dn gece masada oturan hanmlara ve beylere ne kadar da
benzyorlard.
Gzleri yar kapal halde, kyafetleri ince bedenlerine yapan, azlar ak ve alt dudaklanna deen sivri
beyaz dileriyle krmzn hakim olduu maun gibi parlak tahtalara oyulmu olan yaratk heykelleri.
Cehennemin bu korkun azizlerinin hepsi de kan emici miydiler?
Ah, korkularn katedrali. Bam evirmeyi, gzlerimi kapatmay denedim, ama bu iren ihtiam beni
bylemeye devam ediyordu. lgn, ekillenmemi dnceler dudaklarma ulaamadan yok oluyordu.
evremdeki kornolar sustu, dier enstrmanlar da. Hayr, gitme tatl mzik, beni burada yalnz brakma.
Ama imdi, tatl, yumuack tenor seslerden oluan bir koro balad. Takip edemediim Latince kelimeler
dklyordu azlarndan. ller iin bir at, her eyin deiimiyle ilgili bir ilahiydi. Ve hemen ardndan
erkek ve kadn sopranolar, bas ve baritonlar iten ve mkemmel bir uyum iinde, yalnz kalan tenorlara
cevap veriyordu:
"Artk Efendime gidiyorum, nk Onun sayesinde Karanln Yaratklarna yakarlarm duydular..."
Bu bir kabus olmalyd.
Bir kez daha, oksesli bir koro tenorlara elik etmek iin balad:
"lmn kollar scak ve gzel pcklerinde beni bekliyor. Ve Tanrnn da isteiyle, hayatm besleyen
kanm, neemi ve ruhumun zn bedenlerine alacaklar, ruhum onlarn ruhlarnda ykselecek ve karanlk
yollarnda Cenneti, Cehennemi tantacak."
Tiz sesli bir org kendi bana kederli mziini alyordu.
Birden kilisenin mihrabna, imdiye kadar duyulmu en gl ve parlak mziin eliinde, rahiplere
benzeyen bir sra yaratk girdi.
Florian' grdm, Floransa'nn piskoposu kendisiymi gibi krmz bir ayin esvab giymiti, yalnz sa'nn
han Lanetlenmi Olann onuruna ba aaya tayordu ve koyu sar sal banda, altndan tal bir ta
giyiyordu - sanki kendisi hem bir Fransz kral hem de Karanlklar Prensinin hizmetkaryd.
Kornolarn, gl, kulak trmalayc notalar hakimdi mzie. Bir mar balamt. Aadaki davullar
sessizce almaya devam ediyordu.
Florian sunan nndeki yerine km ve yzn kilise mensuplarna evirmiti. Bir tarafnda ak ve
dolgun salar omuzlarna dklen hassas Ursula duruyordu. Meryem Ana gibi, "bandan elbisesinin
kenarna kadar inen krmz bir pee ile rtlmt.
Yukarya dnk yz, bana bakyordu ve bu uzaklktan bile, birbirine bastrd ellerinin titrediini
grebiliyordum.
Yksek rtbeli rahip Florian'm br yannda da Godric duruyordu, o da kaln ve dantelli yenleri nakl
olan bir kyafet iindeydi; bir rahip yardmcs daha!
ki yandan da baka yardmclar, her zamanki gibi beyaz fildii renginde gen yzleri olan, cppe giymi
uzun boylu iblisler geliyordu. Onlar da mermerden yaplm uzun Ayin trabzann iki yanndaki yerlerini
aldlar.
evremi yeniden muhteem koronun sesi sard. Gerek sopranolarn sesleriyle karan falsettolar ve
ahap kornolar kadar kaln erkek sesleri, hepsinin arkasnda da ar pirin alglarn sesleri geliyordu.
Ne yapmak niyetindeydiler? Tenorlarn imdi syledikleri ilahi neydi ve bana yakn olan tm bu seslerden
gelen cevap neydi, kelimeler Latince telaffuz ediliyor ve ancak kk bir ksmn anlayabiliyor-dum:
"Efendimiz, lm Vadisine geldim; Efendimiz aclarmn sonuna geldim; Efendimiz, senin ilahi dncen
olmasayd Cehennemde ryecek olanlara senin kollarnda hayat veriyorum."
Ruhum buna isyan ediyordu. Hepsinden tiksiniyordum ama yine de gzlerimi aada olanlardan
alamyordum. Kiliseyi batan aaya szdm. Dar pencerelerin aralarndaki heykel altlklarnn zerinde
duran korkun, sivri dili, kk yanakl eytanlar ve st ste dizili raflarn kk, parldayan mumlarla
ldadn ilk kez fark ettim.
Mzik, tenorlarn seslerinin duyulmas iin tekrar kesildi:
"Kurna getirilsin, kurbanlarmz ykansn, temizlensin."
Ve yle yapld da.
Doa st gl ellerinde Carrara mermerinden yaplm koyu pembe muhteem bir vaftiz kurnasn
tayan, sunak ocuklar gibi giyinmi sra sra gen yaratklar kt ne. Bunu Ayin trabzannn bir iki metre
uzanda yere braktlar.
"Ah. Tanrnn cezalan, her eyi nasl bu kadar gzel yapabiliyorsunuz?" diye fsldadm.
"Sessizlik, gen adam," dedi yanmdaki gardiyan. "Seyret, burada grdklerini Cennetle Cehennem
arasnda bir daha asla gremeyeceksin. Unutma ki Tanrya gnah kartmadan gidecein iin sonsuza dek
karanlkta yanacaksn."
Buna gerekten tm kalbiyle inanyormu-gibi konumutu.
Onlarn gl kollarna ihtiya duymama sebep olan uyuukluktan kurtulmak ve gzlerimin nndeki sisi
kaldrmak uraarak, "Benim ruhumu lanetlemeye gcnz yetmez," diye fsldadm.
"Elveda Ursula," diye fsldadm, dudaklarma bir pck eklini vererek.
Ama dier herkesin gznden kam gibi grnen mucizevi ve mahrem bir anda, Ursula'nn gizlice
ban olumsuz anlamda azck salladn grdm.
Kimse grmedi, nk btn gzler imdi baka bir manzaraya, bizim yaadmz planl, dzenli
ayinden ok daha ackl bir manzaraya evrilmiti.
Koridordan yukar, krmz giysiler ve zerine krmz yaldzdan naklar ilenmi dantel yenler giymi
iblisler tarafndan, kafesin zavall mensuplarndan bir gurup srlyordu. Ayakta zor duran yal kadnlar,
sarho adamlar ve daha ocuk olan kk erkekler. Onlar lme gtren zebanilere bile sarlarak zor
ilerliyorlard. Hepsi, sanki aileleriyle beraber ocuklarn da lme gnderildikleri eski, korkun bir davann
idam mahkumlar gibiydiler. Dehet!
"Lanet olsun. Hepinize lanet okuyorum. Yce Tanrm, adaletini gster," diye fsldadm. "Tanrm, bize
gzyalarn dk. Bizim iin ala yce sa."
Gzlerim yukar dnd. Sanki rya gryordum; usuz bucaksz yemyeil ayrlar bir kez daha
gzlerimin nne geldi ve Ursula koarak benden uzaklarken, gen, enerji dolu bedeni yksek otlarn ve
ssenlerin arasndan yol alrken, birden baka bir ekil belirdi, baka tandk bir ekil...
"Evet, seni gryorum!" diye bardm ryamdaki grntye.
Ama onu tam tanm, tam ona kilitlenmitim ki kayboldu; gitmiti ve gitmesiyle birlikte onunla ilgili her
ey de kayboldu. Ho yz ve ekliyle, saf ve gl anlamyla tm anlar. Kelimeleri yitirmitim.
Aada, Florian'n sinirli bir halde sessizce bana baktn grdm. Yanmdakilerin elleri etime
gmldler.
"Sessizlik," dedi gardiyanlar hep bir azdan.
Gzel mzik ykseldike ykseldi, sanki trmanan soprano sesleri ve ten kornolar beni artk susturmak
ve yalnzca kutsal olmayan bu vaftizle ilgilenmek istiyorlarm gibi.
Vaftiz balad. lk kurban, kemikli eri srt olan yal bir kadnd. Onun fakir elbiselerini karmlar ve
kurnada kovalar dolusu suyla ykamlard. Ayin trabzanna gtrld. Tanrm, ne kadar da elimsiz, ne
kadar da korunmaszd, ne dost, akraba, ne de koruyan melekleri yanndayd. Ah, ve imdi ocuklarn
soyulduunu grmek, ince kck bacaklarn ve popolarn plak grmek, kemikli omuzlarn, kemikli
kollarn grmek, ykandklarn ve ardndan mermer trabzann nne gtrldklerini, orada titreyerek
durduklarn grmek...
Her ey ok abuk olup bitiyordu.
"Lanet olas hayvanlar, ite siz sadece busunuz, yle cakal eytanlar filan deil, hayr!" diye
homurdandm beni tutan iki iren srngenden kurtulmaya alarak. "Evet, ikiniz de korkak klelersiniz,
byle karanlk bir eyin paras olduunuz iin."
Mzik dualarm bouyordu. "Yce Tanrm, meleklerimi yanma gnder," diye dndm tm kalbimle.
"fkeli meleklerimi gnder, ateli klcnla gnder onlar. Tanrm bu gerek olamaz."
Artk tm kurbanlar Ayin trabzannn nnde hazrd. Hepsi de rlplak bir halde titriyor ve k saan
mermerin ve soluk rahiplerin aksine, gerek, dnyevi insan renkleriyle parldyorlard.
Her eye hkmeden, byk deri kanatl muazzam eytan heykelinin zerinde mumlarn alevleri
oynuyordu.
Efendi Florian, aaya indi ve ilk kurbann almak, kann imek iin azn boynuna gtrd.
Trampetler sert ama tatllkla alyordu ve koronun sesleri gkyzne ulat. Ama burada, bu dallanan
beyaz stunlarn, sivri kemerlerin altnda cennet yoktu. lmden baka hibir ey yoktu.
Btn Divan, kilisenin kenarlarndan iki sra halinde Ayin trabzannn ardna varmak iin sessizce
yryordu. Burada her biri, aresiz ve hazr duran kurbanlardan birini alabiliyor, hepsi, istediklerini
seiyorlard. Bazlar paylayordu ve kurbanlar birinden bir bakasna gnderiliyordu ve bu maskaralk, bu
korkun lm Ayini bylece devam ediyordu.
Sadece Ursula hareketsiz kald.
Kurbanlar lyordu. Hatta bazlar oktan lmt bile. Hibiri yere dmyordu. Prsm, kurumu
organlar eli abuk yardmc iblisler tarafndan sessizce yakalanyor ve ortadan kaldrlyordu.
Hala yeni kurbanlar ykanyor, bakalar da trabzana gtrlyordu.
Efendi Florian, azn gtrrken ince parmaklaryla kk boyunlarn tutup kavryor, nne konan her
bir ocuu teker teker iiyordu.
Latince olarak neler sylemeye cret ettiini merak ediyordum.
Divann yeleri yava yava geri ekilerek kenarlardaki koridorlardan aaya yryp eski yerlerini
alyordu. Doymulard.
Odann bir zaman beyaz olan tm suratlara kan rengi gelmiti ve dumanl gzlerime, muhteem bir
mzikle dolu zihnime birden hepsi insanm gibi grnd, ksa bir sreliine insan.
"Evet," dedi Florian, yumuak olmasna ramen aramzdaki uzakl umursamadan kulama gayet net
geliyordu sesi. "Bu an iin insan. Yaayanlarn kan ile tekrar doduk ge prens. Artk sen de anladn."
"Ah, evet ama Efendim," dedim, yorgun bir fsltyla, "yine de affetmiyorum!"
Bir an iin sessizlik kt. Ardndan tm tenorlar balad:
"Zaman geldi, gece yars henz gemedi."
Beni salam bir ekilde tutan eller tarafndan yana dnmeye zorlandm. Koro balkonundan karlp
dnen mermer merdivenlerden aaya indirildim.
Kendime geldiimde iki yandan hala destekli bir ekilde ortadaki koridora bakyordum; sadece vaftiz
kurnas duruyordu. Tm kurbanlar gitmiti.
Salona byk bir ha getirilmiti. Sunan bir tarafnda ters evrilmi halde duruyordu.
Florian grebilmem iin ellerindeki be demir iviyi bana doru uzatt ve gelmemi iaret etti.
Ha, sanki bu noktaya defalarca konmu gibi yerinde ok salam duruyordu. Kaim tahtadan yaplm,
ar ve przszd. zerinde baka ivilerden kalma izler ve kan lekeleri vard.
Alt taraf, mermer trabzann zerine oturtulabilecek ekilde yaplmt, bylece armha gerilmi olan
kii yerden bir metre yukarya, tm tapnanlar tarafndan rahata grlebilecei bir yere yerletirilebilecekti.
"Tapnanlar m dedim, hah! ren bir srden baka bir ey deilsiniz!" diye gldm. Tanrya ve tm
meleklerine krler olsun ki annemle babamn gzleri gklerin yla dolmutu da bu iren alalmaya
tank olmuyorlard.
Godric, uzatlm ak ellerinde tutuu altndan iki tane kadeh gsterdi.
Ne anlama geldiklerini biliyordum. Bunlarla, ivilerle alm yaralarmdan akan kan toplayacaklard.
Ban saygyla edi.
Koridordan yukar yrmeye zorlandm. Lucifer'in heykeli, Florian'n parldayan, papaya benzer eklinin
ardnda muazzam boyutlara ulat. Ayaklarm mermere deiniyordu. Drt bir yanmda Divann yeleri, sevgili
Efendilerini de grebilecek ekilde, geliimi grmek iin bana doru evirdiler kafalarn.
Vaftiz kurnasnn nnde yzm ykand.
Bam sallayp boynumu evirerek, beni ykamaya alanlara saygszca su sratyordum. Benden
korktuklar belli olan yardmc genler biraz ekinerek yaklatlar ve salarma uzandlar.
"Soyun onu!" dedi Florian ve bir kez daha grmem iin ivileri yukar kaldrd.
"Gayet iyi grebiliyorum Efendim. Korkaksnz," dedim. "Benim gibi bir ocuu armha germek zor bir
ey deil. Ruhunuzu kurtarn Efendim, bunu yapn! Ve tm Divannz hayretler iinde kalsn."
Yukardaki balkondan gelen mziin sesi ykseldi. Tenorlarn ilahilerini cevaplamak ve glendirmek iin
koro bir daha balad.
Kelimeler benim iin yoktu artk: sadece mum vard. Giysilerimin benden alnmak zere olduunu
ve bu korkun olayn, eytann ve karanln simgesi olan ters han zerindeki armha gerilme sahnesinin
gerekleeceini biliyordum.
Yardmc ocuklar titreyen ellerini anszn geri ekti.
Yukarda flemeliler en gzel ve dokunakl paralarn alyordu.
Tenorlar, korkusuz sesleriyle soruyorlard:
"Kurtarlamaz m? Balanamaz m?"
Koro hep birlikte devam etti:
"eytann gcnden kurtarlamaz m?"
Ursula ne kt ve ayaklarna kadar uzanan byk krmz peeyi bandan ekti. Pee, etrafnda
krmz bir bulut gibi yere indi. Yannda, benim klcm ve hanerlerimi elinde tutan bir yardmc belirdi.
Tenorlar yeniden duyuldu:
"Dnyaya braklan delirmi bir ruh, ancak dinlemesini bilen sabrl kulaklara eytann gcn anlatacak."
Korodan bir melodi ykseldi. Bir eyi doruluyor gibiydiler.
"Ne, lmeyecek miyim?" dedim. Btn gc elinde tutan Florian' grebilmek iin uratm, ama
aramzda baka bir eyler vard.
Godric girmiti araya. Mermer Ayin trabzannn kapsn diziyle am, koridordan aaya bana doru
geliyordu. Elindeki altn kadehlerden birini dudaklarma dayad.
" ve unut, Vittorio, yoksa Ursula'nn yreini ve ruhunu kaybedeceiz."
"Ah, ama yleyse kaybetmek zorunda kalacaksnz!"
"Hayr!" diye bard Ursula. Florian'n sol elinden ivi kapp Godric'in zerinden mermere frlattn
grdm. Koronun syledii mzik kilisede yanklanyordu, ivilerin taa arptn duyamadm.
Koro comutu, belli ki artk bir kutlamay ifade ediyordu. Atn ackl notalar bitmiti.
"Hayr, Tanrm, sonunda onun ruhu kurtulacaksa beni haa gtrn! Gtrn!"
Ama altn kadeh dudaklarma zorla dayandrld. Ursula enemi elleriyle at ve sv boazmdan aaya
dkld. Klcmn havaya, knyla ve sapyla sanki bir ham gibi kapanan gzlerimin nne kaldrldn
grdm.
Yumuak ve alay dolu kahkahalar, koronun sihirli ve tarif edilemez gzelliine kart.
Ursula'nn krmz peesi etrafmda uuuyordu. nmde ykselirken parfmyle dolu olduunu ve
aknn efkatiyle yumuack, byleyici bir g gibi beni sardn hissettim.
"Ursula, benimle gel..." diye fsldadm.
Bunlar son kelimelerimdi.
"Reddedilmi," diye haykrd yukardaki sesler. "Reddedilmi..." diye haykrd koro ve galiba Divan da
onlarla beraber sylyordu, "Reddedilmi," ve krmz kuma bir bycnn a gibi, kurtulmak iin rpnan
parmaklarmn, ak olan azmn ve yzmn zerine inip rtnce gzlerim kapand.
flemeliler gerei haykryorlard.
"Affedilmi! Reddedilmi!" diye baryordu koro.
"Delilie terkedilmi," diye kulama fsldad Godric. "Sonsuza kadar delilik iinde yryeceksin, ve sen,
sen bizden biri olabilirdin."
"Evet bizden biri," diyen Florian'n heyecansz sesi geldi.
"Bir aptal gibi davrandm," dedi Godric, "lmsz olabilirdin."
"Sonsuza kadar bizden biri, lmsz ve ebedi, krallmzda hkm srebilirdin" dedi Florian.
"lmszlk ya da lm," dedi Godric "Ve bunlar asil seimlerdi, ama sen Reddedilmi ve deli olarak
dnyay dolaacaksn."
"Evet, Reddedilmi ve deli," dedi ocuksu bir ses. Ardndan biri daha.
"Reddedilmi ve deli" dedi Florian.
Ama, koro devam ediyor, szlerindeki her ineleyicilii silip gtryordu; bu yar uykulu halimle mziin
gc daha da inanlmazd.
"Aalanmlk iinde dnyada dolamaya mahkum edildin," dedi Godric.
Peenin yumuaklna sarlm, ikiden sarho olmu kr halimle cevap veremiyordum onlara, sanrm
glmsyordum. Syledikleri, koronun yattrc sesleriyle karyor, yok oluyordu. Aptal olduklar iin,
sylediklerinin hibir ey ifade etmediini bilemediler.
"Oysa sen bizim gen prensimiz olabilirdin." Yanmdaki Florian myd? Souk, gz pek Florian. "Seni
biz de sevebilirdik."
"Sonsuza kadar bizimle," dedi Godric, "burada hkmedebilecek gen bir prens."
"Simyaclarn ve kocakarlarn soytars olacaksn," dedi Florian, znt ierisinde.
"Evet," dedi ocuksu bir ses. "Bizi brakmakla aptallk ettin."
Kelimelerini mzie ve tatl uyumlu hecelere dntrlebilen bu ilahiler ne kadar muhteemdi.
Satenin iinden onun pcn hissettim. Sanrm hissettim. Sanrm. Ve sanrm, en ksk kadns
fsltsyla merasimsizce:
"Akm," dedi. Bu szn iinde hem zaferini hem de vedasn hissedebiliyordum.
Aaya, aaya, aaya, Tanrnn verebilecei en gzel, en ho uykunun iine daldm. Mzik, dier
tm duygular kaybolunca vcuduma ekil, cierlerime de hava verdi.

IX
TANRININ MASUM OULLARI
Yamur yayordu. Hayr, yamur durmutu. Beni hala anlayamyorlard.
Bir takm adamlarla evriliydim. Peder Filippo'nun atlyesinin hemen yakmmdaydk. Bu caddeyi
biliyordum. Daha bir yl nce babamla beraber buraya gelmitim.
"Daha yava konu. Imm... Maa.. bunun hibir anlam yok!"
"Bak," dedi br. "Sana yardm etmek istiyoruz. Bize babann adn syle, fakat yava konu."
Kafalarn salladlar. Gayet dzgn konutuumu sanyordum. Ben duyabiliyordum: Lorenzo di Raniari;
onlar niye duyamyordu, ve ben de onun oluydum, Vittorio di Raniari. Ama dudaklarm hissedebiliyordum,
ok imilerdi. Yamurdan kirlendiimi de biliyordum.
"Bakn, beni Peder Filippo'nun dkkanna gtrn. Oradakileri tanyorum," dedim. Byk ustam, tutkulu,
strap dolu ressamm, onun yardmclar beni tanrd. O tanmazd ama o gn i yerinde aladm grm
olan yardmclar byk ihtimalle tanrd. Ve ite o zaman, o zaman, bu adamlar beni Via del Largo'daki
Cosimo'nun evine gtrrlerdi.
"Fee, vee?" dediler, beceriksiz konuma denemelerimi taklit ederek. Yine becerememitim.
Atlyeye doru yrmeye baladm, sendeledim ve neredeyse dyordum. kisi de iyi insanlard. Ar
eyer antalarm sa omzuma bask yapyordu ve klcm zellikle bana arpp, dengemi kaybettirip
duruyordu. Floransa'nn yksek duvarlar bana doru gelmeye balamt. Neredeyse talara arpyordum.
"Cosimo!" diye bardm avazm kt kadar.
"Bu halde seni Cosimo'ya gtremeyiz! Cosimo seni kabul etmez."
"Beni anladnz; beni duydunuz!"
Ama adam tekrar anlamam gibi bakt. yi bir tccard. Yeil elbiselerin iinde iliklerine kadar slanmt
ve bu phesiz benim yzmdendi. Yamurda kalm, ieriye gelmeyi reddetmitim. Baygnmm. Signoria
meydannn tam ortasnda yamurda yatarken bulmulard beni.
"Geri geliyor, konumam netleiyor"
Az ileride Peder Filippo'nun atlyesinin giriini gryordum. Kepenkleri kaldryorlard, frtna dindii iin
atlyeyi tekrar ayorlard. Ta yollardaki su kurumu, insanlar dar kmaya balamt.
"uradaki adamlar!" diye bardm.
"Ne? Ne diyorsun?"
Hepsi bana omuz silkiyorlard, ama yardm etmekten de geri kalmyorlard. Yal bir adam dirseimi
tutuyordu.
"Onu San Marco'ya gtrelim, keiler ona bakar."
"Yo, yo, yo, Cosimo ile konumam gerekiyor!" diye bardm.
Tekrar omuz silkip kafalarn salladlar.
Anszn durdum. Sallanyordum, onun iin gen adamn omzuna serte tutunup dengemi salamak
zorunda kaldm.
Uzaktaki atlyeye diktim gzlerimi.
Buradaki sokak, atlarn ve yayalarn gemesine neredeyse olanak tanmayacak bir patikay andryordu
daha ok. Pencereleri ak ta binalar yukardaki gri gkyzn neredeyse tamamyla kapatyordu ve
yukarda yaayan biri istese uzanp kardaki eve doku nabilecekmi gibi grnyordu.
Ama, oradakilere de bakn, tam dkkann nndekilere.
Onlar grebiliyordum. ki tanesini gryordum! "Bakn, dedim tekrar. "Onlar gryor musunuz?"
Adamlar gremiyordu. Aman Tanrm, dkkann nndeki iki varlk, kzarm pembe tenlerinin ve kuakl
bol cppelerinin iinden k fkryormu gibi parlyorlard.
antalarm sol omzuma astm ve elimi klcma koydum. Ayakta durabiliyordum ama, grdm eylere
kr gibi bakarken gzlerim fal ta gibi alm olmalyd.
ki melek bir konuda tartyordu. Kanatlar, kelimeleri ve mi-mikleriyle uyumlu bir ekilde yavaa
hareket eden iki melek, atlyenin tam nnde durmutu.
Onlar grmeden yanlarndan geen insanlara fark edilmeden duruyor ve birbirleriyle tartyorlard. Her
ikisi de sar sal ve tandm meleklerdi. Evet, bu melekleri tanyordum, onlar Peder Filippo'nun
resimlerinden tanyordum ve garip bir ekilde seslerini de duyabiliyordum.
Banda minik iekiklerden yaplm bir tac olan birincisinin bukle bukle salarn tanyordum, bol kzl
pelerinini ve onun altnda yaldzlarla sslenmi gk mavisi giysilerini de. kincisini, onu da bir o kadar iyi
tanyordum, tasz bandaki yumuak ve daha ksa salarn, yaldzl yakasn, pelerinindeki nianlarn ve
de bileklerindeki kaln bantlarn daha nce grmtm.
Ama her eyin tesinde yzlerini; masum, uuk pembe renkli yzlerini ve huzur dolu, berrak ve hafiften
kslm gibi duran gzlerini tanyordum.
Gn azalyordu. Gri gkyznn ardnda gne hala parldyorduysa da, hava kasvetli ve
frtnalyd. Gzlerim yalarla doldu.
"Kanatlarna bakn," diye fsldadm.
Adamlar gremiyordu.
"Kanatlarn tanyorum. kisini de tanyorum, bakn, sar salar olan melek, bandan aaya ahenkle
dklen kvrcklar olan, o, Annunciation'dan 2 geliyor ve kanatlar, kanatlar bir tavus kuununki gibi
parldayan bir maviden yaplm. Ve dieri, onun kanatlarnn ular som altna batrlm."
2 . N: Bas Melek Cebrail 'in yeryzne inerek Meryem Anaya, sa 'ya hamile olduuna bildirdii ana verilen
ad.
ieklerden tac olan melek heyecanla brne bir eyler anlatmaya alyordu. lml bir adam
olsayd, hareketleri kzgnln iareti olurdu, ama kzgn deildi. Melek sadece derdini anlatmak iin bir yol
aryordu.
Yava yava hareket etmeye baladm. Benim grdm grmeyen yardmsever arkadalarm
arkamda braktm.
Neye baktm dnyorlard acaba? Ak dkkana, ieride karanlkta duran yardmclara, hayal meyal
grnen yars boyanm tuval ve resim tahtalara, ardndan almalarn srdrld kapya.
teki melek ciddiyetle kafasn sallyordu. "Buna katlmyorum," dedi ok huzurlu ve yumuak bir sesle.
"O kadar ileri gidemeyiz. Bunun beni zmediini mi sanyorsun?"
"Ne?" diye seslendim, "Sizi zen ne?"
Meleklerin ikisi de dnd. Gzlerini krpmadan bana bakyorlard. kisi de ayn anda rengarenk ve
gsterili, muhteem kanatlarn bedenlerine sardlar, sanki bu ekilde grnmez olmay amalyorlard, ama
ben onlar yine de eskisi kadar net grebiliyordum, ikisi de yle parlak, yle tandkt ki. Bana bakan gzleri
hayret doluydu. Beni grdkleri iin mi aryorlard acaba?
"Cebrail!" diye seslendim. Ona iaret ettim, "Seni tanyorum, seni Anmnciation'dan tanyorum. kiniz de
Cebrail'siniz, resimleri grdm, sizi grmtm, Cebrail ve Cebrail, bu nasl olabilir?"
"Bizi grebiliyor" dedi, bandan beri srarla bir ey anlatmaya alm olan. Alak sesle konumutu,
ama sesi kulaklarma yumuak ve rahat bir ekilde ulayordu. "Bizi duyabiliyor" dedi ve yzndeki aknlk
artt, ok masum ve anlayl grnyordu ve bir o kadar da merakl.
"Tanr akna ne diyorsun ocuk?" dedi yanmdaki yal adam. "Kendini toparla bakalm. antalarnda bir
servet olduu halde hibir eyin yokmu gibi dolayorsun, ellerin de yzklerle dolu. imdi
anlayabileceimiz gibi mantkl bir ekilde konu. Seni ailene gtrrm, yeter ki bana kim olduklarn syle."
Glmsedim. Bam edim, ama afallam ve hayretler iinde duran meleklerden gzlerimi ayramadm.
Giysileri, tpk bembeyaz tenleri gibi, doa st bir dokudanm gibi ok hafif grnyordu, neredeyse effaf
bir doku. Grntler, k sayesinde daha zel, zarif bir hal almt.
Havadan belli bir maksatla yaratlan, hazr bulunmalar ve hizmetlerini sunmalar iin meydana gelmi
varlklar Aquinas'n kelimelerini mi hatrlyordum, Latince renmi olduum Summa Tlcologica'y m
hatrlyordum?
Mucizevi bir gzellikleri vard. Merak ve sevecenlikle bana bakarken olaanca sadelikleriyle sokan
ortasnda ylece kala kalm bir haldeyken bile gvenli olacak kadar uzaktlar her eye.
Bir tanesi, babamla beraber onu Annunciation 'da grdm an sevdalanm olduum, beni ylesine
etkilemi, yreimi sarsm, ieklerden tac ve masmavi yenleri olan melek bana doru gelmeye balad.
Yaklatka sanki byyor, boyu uzuyordu. Normal bir insandan az da olsa daha bykt. Zarife
dklen, sessizce hareket eden bol giysilerinin iinde evresine o kadar sevgi yayyordu ki etten ve kemikten
hibir varln grnemeyecei kadar ruhani ve soyut, bir ant kadar salam, hatta belki daha da ok,
Tanrnn yaratma gcn yanstan muhteem bir eser gibi grnyordu.
Ban sallayp glmsedi. "Hayr, ben deil, kendi bana sen Tanrnn en gzel eserisin," dedi,
etrafndaki grlty yaran alak bir sesle.
Temiz, plak ayaklaryla Floransa sokann kirli talarnn zerinde bir lml gibi yryordu.
Bakalarnn haberi olmadan bana ok yakn duruyor, kanatlarn ayor, ardndan da gen bir erkeinki
kadar dar omuzlarnn zerinden yalnzca onlarn tyl, yksek kemiklerini grebileceim gibi skca
kapatyordu.
Peder Filippo'nun kulland tm renklerle parldayan tertemiz bir yz vard. Glmsedii zaman
vcudumun saf bir sevinle titrediini hissediyordum.
"Ben deli miyim, Ba Melek?" diye sordum, "delirdim mi, yoksa anlamsz konuup okumu adamlarn
alaylarna maruz kalacam greceimi syledikleri lanetleri gerek mi oldu?" Yksek sesli bir kahkaha
attm.
Deminden beri bana yardm etmeye alan iki beyefendiyi akna evirdim. Tela iindeydiler. "Ne?
Yoksa konuacak msn?"
Ama birden bire, sanki karanlk ve umutsuzluk dolu bir hcreye gne doar gibi ruhumu, yreimi ve aklm
bir anda aydnlatan bir ey hatrladm.
"ayrda grdm sendin, Ursula kanm itii zaman grdm sendin!"
Sra sra sar kvrcklar, przsz yanaklar olan sakin ve kendine hakim grnen melek gzlerimin
iine bakyordu.
"Ba Melek Cebrail," dedim saygyla. Gzlerim yala doldu; sanki alamyor da neeyle ark
sylyordum.
"Evladm, zavall evladm," dedi yal tccar. "nnde bir melek durduu yok, ltfen artk kendini
toparla."
"Bizi gremezler," dedi melek basite. Przsz, iten glmsemesi yeniden belirdi. Bana bakarken
aydnlanan gkyznn gzlerinde parlyordu ve aratrmalarnda her saniye iime, daha derinlere
dalyormu gibi grnyorlard.
"Biliyorum," diye yantladm. "Onlar bilmiyor!"
"Ama ben Cebrail deilim, bana yle hitap etmemelisin," dedi son derece nazik ve sakin bir ekilde. "Ben
Ba Melek Cebrail olmaktan ok uzam gen adam. Benim adm Setheus ve ben sadece koruyucu bir
meleim." ok sabrlyd, gz yalarma sabr gsteriyor, etrafmdaki kr ve yardmsever lmllere de hi
aldrmyordu.
Uzansam dokunabileceim kadar yakn duruyordu, ama cesaret edemiyordum.
"Benim koruyucu meleim misin?" diye sordum. "Gerek mi bu?"
"Hayr," dedi melek, "senin koruyucu melein deilim. Bir ekilde kendin bulmalsn onlar. Sen bir
bakasnn koruyucu meleklerini gryorsun. Ama neden ve nasl olduunu hi bilmiyorum."
"imdi dua etmenin sras deil," dedi yal adam huysuz-laarak. "Bize kim olduunu syle ocuk. Daha
nce bir isim sylemitin, babannkini, bir kez daha syle."
Hareket edemeyecek kadar afallam grnen dier melek birden aknln bir tarafa brakarak, sanki
sivri talar ve amur ona bulaamaz ya da zarar veremezmi gibi plak ayakl halde sessizce bize doru
gelmeye balad.
"Setheus, acaba bu iyiye mi iaret?" diye sordu. Ama bana bakan soluk renkli, prltl gzlerinde ayn
sevgi dolu ifade, ayn balayc ilgi vard.
"Ve sen, sen dier resimdeydin, seni de tanyorum. Seni tm kalbimle seviyorum " dedim.
"Olum, kiminle konuuyorsun?" diye sordu gen olan adam. "Tm kalbinle sevdiin de kim?"
"Ah, beni duyabiliyor musunuz?" adama dndm. "Beni adayabiliyorsunuz."
"Evet, imdi bana adn syle."
"Vittorio di Raniari," dedim, "Medici'nin dostu ve mttefiki, Toskana'nn kuzeyindeki Raniari kalesinden
Lorenzo di Raniari'nin olu. Babam ld ve tm akrabalarm da yle. Ama..."
Melekler tam nmde, balan birbirine yakn duruyor, beni inceliyordu ve yle grnyordu ki tm
krlkleriyle lmller benimle ikisinin arasna ya da meleklerin gr alanna giremiyordu. Ah keke biraz
daha cesaretim olsayd. Onlara dokunmay yle ok istiyordum ki.
Benimle ilk konumu olann kanatlar ald. Uyanan, harekete geen rengarenk tylerinden hafif prltl
bir altn tozu dklyor gibiydi; ama melein dnceli ve merakl ifadesini hibir ey deitiremiyordu.
"Seni San Marco'ya gtrmelerine izin ver," dedi ayn melek, Setheus adndaki, "brak gtrsnler seni.
Bu adamlar iyi niyetli. Bir odaya yerletirileceksin ve keiler sana bakacak. Daha gzel bir yer bulamazsn,
nk oras Cosimo'nun ynetiminde olan bir ev ve biliyorsun ki kalacan oday Peder Giovanni'nin kendisi
dekore etmi."
"Bunlar zaten biliyor Setheus," dedi dieri.
"Evet, ama emin olmasn istiyorum," dedi Setheus ve sevgiyle arkadann yzne bakarak omuzlarn
silkti. Yzleri daima huzurlu bir hayranlk ifadesiyle kaplyd.
"Ama siz," dedim, "Setheus sana adnla hitap edebilir miyim? Beni sizlerden gtrmelerine izin mi
vereceksiniz? Yapamazsnz. Ltfen beni brakmayn. Size yalvaryorum beni brakmayn."
"Seni brakmak zorundayz," dedi dier melek. "Senin koruyucularn deiliz. Neden kendi koruyucu
meleklerini gremiyorsun?"
"Bekle, senin adn biliyorum. Adn duyabiliyorum!"
"Hayr," dedi, dierine gre daha az tahammll grnen melek, parman bir ocuu azarlyormu gibi
sallyordu.
Ama susmaya niyetim yoktu.
"Senin adn biliyorum. Siz tartrken duydum ve imdi yzne bakarken de duyabiliyorum. Ramiel.
Senin adn bu. Ve ikiniz de Peder Filippo'nun koruyucu meleklerisiniz."
"Bu bir felaket," diye fsldad Ramiel, ok dokunakl bir sesle. "Bu nasl olur?"
Setheus sadece ban sallamakla yetindi ve yznde yine iten bir glmseme belirdi. "Bu iyi bir ey
olmal; buna hi phem yok. Onunla beraber gitmeliyiz. Evet kesinlikle gitmeliyiz."
"imdi mi? Buradan gitmek mi?" dedi Ramiel. Bu kadar heyecanl olmasna ramen kelimelerinde
kzgnlktan eser yoktu. Dnceleri sanki tm alak duygulardan arnm gibiydi. Ve aslnda yleydi de, tabi
ki yleydi. Setheus, onu gremeyen, duyamayan yal adama doru eildi ve kulana fsldad: "ocuu
San Marco'ya gtr, gzel bir odaya yerletirilsin, bunu karlayacak paras var, San Marco'da onu
iyiletirirler."
Sonra bana bakt. "Biz de seninle geleceiz."
"Bunu yapamayz," dedi Ramiel. "Grevimizi brakamayz, iznimiz olmadan byle bir eyi nasl yaparz?"
"Byle olmas gerekiyor. Bu iznin ta kendisi. yle olduunu biliyorum," dedi Setheus. "Neler olduunu
grmedin mi? Bizi grd, bizi duydu, stne stlk senin adn rendi, eminim ki ben aklamam olsam
benimkini de renirdi. Zavall Vittorio, seninleyiz."
Bam edim. Adm sylediini duyunca neredeyse tekrar gz yalarn bouluyordum. Onlarn byk,
sessiz ve renkli ekilleri karsnda tm sokak monoton, sessiz ve belli belirsiz bir hal almt. Tanrsal
kumalar sanki lml insanlarn hissedemeyecei kadar hafif olan grnmez hava akmlarna maruz
kalyormu gibi giysi-lerindeki hafif k etraflarnda szlyordu.
"Bunlar gerek isimlerimiz deil!" dedi Ramiel beni nazike, bir ocuu azarlarken kullandn sesle
azarlayarak.
Setheus glmsedi. "Bize hitap etmek iin yeterince iyi isimler, Vittorio" dedi.
"Evet, onu San Marco'ya gtrelim" dedi yanmda duran adam. "Hadi gidelim. Brakalm da onu keiler
iyiletirsin.
Adamlar beni sokan azna kadar koturttular.
San Marco'da sana ok iyi bakacaklar," dedi Ramiel bana veda ediyormu gibi, ama her ikisi de yalnzca
birazck geride kalacak ekilde bizi takip ediyordu.
"Beni sakn brakmayn, ikiniz de, duydunuz mu. Bunu yapamazsnz!" dedim onlara.
armlard. Ular sanki soka sprmyormu gibi, yamurdan kirlenmemi temiz ve prltl hafif
elbiseleri ve son derece hassas grnen plak ayaklaryla hzl bir ekilde yanmzda yryorlard.
"Tamam" dedi Setheus, "bu kadar endielenme, Vittorio. geliyoruz."
Ramiel protestolarna devam ediyordu. "Baka biri iin grevimizi byle brakamayz, bunu yapamayz."
"Tanrnn istei bu. Baka nasl olabilir ki?"
"Peki ya Masterna? Masterna'ya sormamz gerekmez mi?" diye sordu Ramiel.
"Neden Masterna'ya soracakmz? Onu neden kayglandralm? Masterna zaten biliyordur."
Ve ite balamlard. Ben sokaklarn arasnda koturulurken arkamzda yine tartyorlard.
Kuruni rengine brnm gkyz, biz ak bir meydana karken solgunlap maviye dnt. Gne
beni afallatt; kendimi hasta hissetmeye baladm. Yzm ona doru evirmeyi nasl istiyordum, nasl da
zlemitim onu, ama o bir kamym gibi bana zulm etmeye devam ediyor, beni yakyordu.
San Marco'ya az bir yolumuz kalmt. Bacaklarm fazla dayanamayacakt. Omzumun zerinden arkama
bakp duruyordum.
k saan, yaldzl melekler sessizce geliyordu. Setheus hareketleriyle devam etmemi sylyordu.
"Buradayz, seninleyiz merak etme," dedi.
"Yine de bilemiyorum, bilemiyorum!" dedi Ramiel. "Filip-po'nun ba hi bu kadar dertte olmamt, daha
nce hi bylesi bir gnahla, bylesi bir ahlakszlkla kar karya kalmamt."
"te onun iin imdi baka yne ekildik ya. Filippo'ya olmas gereken bir eye karmamamz iin
uzaklatrldk. Filippo ve yapm olduu ey iin bamz belaya sokmak zereydik. Bunu biliyordum. Ah
Filippo, gryorum, yce maksad gryorum."
"Ne hakknda konuuyorlar?" diye sordum adamlara. "Peder Filippo'yla ilgili bir eyler sylyorlar."
"yle mi, peki kimmi o konuanlar, sorabilir miyim?" dedi yal adam, beni, sorumluluunda olan bu
kll gen deliyi gtrrken.
"Olum, imdi ltfen sus," dedi beni desteklemenin ar ykn stlenmi olan dier adam. "Seni artk
ok iyi anlayabiliyoruz ama sen, kimsenin gremedii, duyamad insanlarla konuarak eskisinden daha da
anlamsz konumaya baladn."
"Peder Filippo, ressam olan, ona neler oluyor?" diye sordum. "Bir sorunu var."
"Ah, katlanlabilir gibi deil," dedi melek Ramiel arkamdan. "Bunun olabileceini hayal bile edemezdik.
Bana sorarsan, kimse sor-madysa ve sormayacaksa da, Floransa Venedik'le savata olmasayd Cosimo de
Medici ressamn bundan korurdu."
"Ama ne oldu? Onu neyden koruyacakt?" diye sordum, yal adamn gzlerinin iine bakarak.
"Oul, beni dinle," dedi yal adam. "Dzgn yr ve klcnla bana arpmay brak. Zengin bir
beyefendisin bunu grebiliyorum. Raniari ad kulama tandk geliyor ve sa elindeki altn, talar hesaba
bile katmyorum, iki kzmn eyizlerinin toplamndan daha ar eker, ama yzme kar barma."
"zgnm, yle yapmak istememitim. Sadece, melekler tam olarak aklamyorlar diye."
Beni ok nazike tutan, iinde servetimin bulunduu eyer antalarm tamama yardm eden ve bir ey
almak iin teebbste bile bulunmayan dier adam konumaya balad:
"Peder Filippo'yu soruyorsan, ba gerekten dertte. Ona ikence yapyorlar."
Dona kalmtm. "Yo, hayr bu olamaz, Filippo Lippi'ye deil!" diye bardm. "Byk stada byle bir eyi
kim yapar?"
Dndm ve melekler anszn yzlerini kapatp, tpk Ursula kadar yumuak bir ekilde alamaya
baladlar. Tek fark, onlarn gz yalarnn muhteem, berrak kristal gibi dklmesiydi. Bana bakmyorlard,
Ah Ursula, diye dndm dayanlmaz bir strapla, bu varlklar yle gzeller ki. Kzl Divannn atosunun
altnda hangi mezarda uyuyorsun da onlar gremiyorsun, ehrin sokaklarnda gizlice ve sessizce
ilerlemelerini gremiyorsun?
"Doru," dedi Ramiel. "Bu korkun eylerin hepsi doru. Biz nasl yaratklarz, nasl koruyucularz ki
Filippo'nun ba bu derde girdi? Nasl bylesine kavgac ve yalanc olabildi? Biz neden bu kadar aresiziz?"
"Biz yalnzca meleiz," dedi Setheus. "Filippo'yu sulamamza gerek yok Ramiel. Biz sulayclar deil,
koruyucularz ve onu seven bu ocuk adna, ltfen byle eyler syleme."
"Peder Filippo Lippi'ye ikence edemezler!" diye bardm, "kimi aldatm ki?"
"Kendi kendine yapt." dedi yal adam. "Dolandrcla bulam. Bir ok resmini satm ve bu sefer
resimlerin ounu yardmcsnn yaptn herkes biliyor. Ona ikence yapmlar. Ama ok fazla
hrpalamadklarn duydum."
"Fazla hrpalamamlar demek, hah! Yalan!" dedim. "Ona ikence ettiklerini sylyorsun. Neden? Byle
bir aptall kim kabul edebilir, byle bir hakareti? Bu bal bana Medici'ye bir hakarettir."
"Sessiz ol ocuk; adam itiraf etmi," dedi lmllerden gen olan. "Neredeyse bitti. Bana sorarsan
Peder Filippo Lippi de tuhaf bir kesimi yani; kadnlarn peinde deilken kavgadadr.
San Marco'ya varmtk. Tam manastrn kaplar nnde San Marco meydannda duruyorduk. Sanki
Arno nehri hi tamyormu gibi ki taard Floransa'daki bu tr binalarda allageldii gibi, bu kaplar da
sokakla ayn seviyedeydi. Bu sna grdme ne kadar sevindiimi anlatamam.
Ama aklm uup gitmiti. Dnyada en sevdiim sanatnn sradan bir sulu gibi ikence grm
olduunu renmenin bende uyandrd dehet, eytanlar ve korkun cinayetleri ile ilgili olan tm anlarm
bir saniyede silip sprmt.
"O bazen... Hmm," dedi Ramiel, "sradan bir sulu gibi davranyor."
"Kurtulacak, para cezasn deyecek," dedi yal adam. Keileri aran an ald. Uzun, yorgun,
kemikli bir elle sevecenlikle omzumu okad. "imdi alamay brak ocuum, sil gz yalarn. Filippo bir
ba belasdr, bunu herkes bilir. Keke Peder Giovanni'nin azizliine birazck da olsa zenseydi."
Peder Giovanni. Tabi ya, Peder Giovanni diyerek aslnda Byk Peder Angelico'yu kastediyorlard,
gelecek yzyllarda hemen hemen herkesi, resimlerinin nnde dehetten diz ktrtecek olan ressam.
Peder Gioyanni ite bu manastrda yayor ve alyordu ve burada Cosimo iin keilerin odalarn
resimleriyle renklendiriyordu.
Ne diyebilirdim ki? "Evet, evet, peder Giovanni ama, onu... onu... sevmiyorum." Tabi ki onu seviyordum;
ona ve muhteem almalarna sayg duyuyordum, sadece Filippo'ya, bir kere grm olduum ressama,
duyduum sevgi gibi deil... Byle tuhaf eyleri nasl anlatrsn ki?
Aniden bastran bir mide bulantsyla ile ikiye katlandm. yi yrekli yardmclarmdan birka adm
geriledim. Midemin iinde kileri sokaa kardm. Beni beslemi olan eytanlardan gelen kanl iren bir
svnn damlayp sokaa aktn grdm. Ondan, sindirilmemi arap ve kandan oluan bu karmdan
gelen rm, iren kokuyu duydum ve benden fkrp sokan talar arasndaki atlaklara girdiini
grdm.
Kzl Divann btn korkunluunu bir an iin tekrar yayordum. Umutsuzluk sard iimi ve kulamda
eytanlarn fsltlarn duyuyordum; "deli ve aalanm. " Grdm, yaadm her eye, sadece birka
saniye nce olup bitmi her eye kuku duydum. Hayalden bir ormanda babam ve ben atlarmzn zerinde
Filippo'nun resimleri hakknda konuuyorduk. Ben, renci ve gen bir Derebeyiydim, koca bir hayat beni
bekliyordu ve atlarn gzel, gl kokusuyla karm ormann kokusu burnumdayd.
Deli ve aalanm. lmsz olabilecekken deli.
Ayaa kalkp manastrn duvarna yaslandm. Mavi gkyznn gzlerimi ksmama sebep olacak
kadar parlakt, ama scaklnda adeta ykanyordum. Midem sakinletike grm yava yava
netletirmeye, sevmeye, gvenmeye ve sebep olduu acyla savamaya altm.
Gr alanm, tam nmde derin bir ilgiyle bana bakan melek Setheus'un yz kaplyordu.
"Yce tanrm, gerekten buradasn," diye fsldadm. . "Evet," dedi, "Sana sz vermitim."
"Beni brakmyorsun deil mi?" diye sordum.
"Hayr," dedi.
Setheus'un omzunun zerinden dikkatlice bana bakan Ramiel'i gryordum. Beni, sanki acele etmeden
ve ilk defa kendini vererek inceliyordu. Daha ksa olan salar onu daha gen gsteriyordu, ama yle
ayrmlarn gerekten de bir nemi yoktu.
"Hayr, kesinlikle." diye fsldad ve ilk defa o da glmsedi.
"Bu iyi insanlarn sana sylediklerini yap," dedi Ramiel. "Seni ieri gtrsnler, sonra da uyu.
Uyandnda seninle olacaz."
"Ama korkun, korkun hikayeler," diye fsldadm. "Filippo kabuslar resmetmedi asla."
"Biz resim deiliz," dedi Setheus. "Tanrnn bize verdii grevi beraber kefedeceiz; sen Ramiel ve ben.
imdi ieri girmelisin. Keiler geldi. Onlarn maaralarna gir, uyandnda seninle olacaz."
"O duadaki gibi," diye fsldadm.
"Evet, tam olarak yle," dedi Ramiel. Elini kaldrd. Parmaklarnn glgelerini grdm ve o gzlerimi
kapatrken elinin ipeksi dokunuunu hissettim.

X
MANASTIR
Derin derin uyuyacaktm, evet, ama ancak ok daha sonra. imdiyse koruyucu varlklarla dolu, sisli,
puslu rya gibi bir harikalar diyarna gtrlyordum. ri yar bir kei ve yardmclar tarafndan kucaklanp
San Marco manastrnn* iine sokuldum.
Floransa'mn hibir yerinde - belki Cosimo'nun evi hari -Dominiken San Marco manastrndan daha iyi
bir yer olamazd benim iin.
Btn Floransa'da o kadar enfes yaplar ve o kadar ok muhteem yerler biliyorum ki o zamanlar, bir
ocukken bile nmde yatan tm zenginlikleri saymaya kalksam gnlerimi alrd. Yine de hibir yerde San
Marco'dan daha huzurlu bir manastrn olduunu sanmyorum. Devlet adam Cosimo adna alak gnll ve
drst Michelozzo tarafndan daha yeni onarlmt. Floransa'da uzun ve saygdeer bir tarihi vard.
Domikenlere daha yeni devredilmiti ve baka hibir manastrn almad balar alyordu.
Btn Fioransa'nn bildii gibi Cosimo bir bankac olarak faiz alyordu ve tefecilikten kazand bu paralar
yznden San Marco'ya bir servet balamt. Ne var ki faiz ald iin bir tefeci saylsa da bankasna
paralar yatran bizler de yle saylrdk.
Neyse, bamz ve gerek liderimiz Cosimo bu yeri sevmi, burann gzelliine gzellik katmt.
Yaptklarnn arasnda belki de en nemlisi muazzam byklkteki yeni binalard.
Onu ekemeyen ve kendileri byk iler gerekletiremedii iin srekli iflasn eiinde olmayan
herkesten phelenen insanlar onunla ilgili unlar sylyorlar: "O, zel armasn bile keilere sunuyor."
Bunu aklamama izin verin; zel armas, zerinde be ikin kabartma topun bulunduu bir kalkandr,
anlam eitli ekillerde aklanmsa da dmanlarnn aslnda sylemek istedikleri, Cosimo'nun hayalaryla
keilerin cinsel organlarnn zerine abandyd. Eh! Dmanlar yle cinsel organlara ya da yle hayalara
sahip olabilecek kadar ansl olsalard...
Bu adamlar Cosimo'nun meditasyon yapmak ve dua etmek iin sk sk manastra gittiini ve buradaki
eski ba keiin, Cosimo'nun dostu ve danman Peder Antonino'nun imdi Floransa'nn bapiskoposu
olduunu syleseler ok daha akllca olurdu.
Be yz yl sonra, yani imdi bile Cosimo'yla ilgili hala yalan uyduranlardan, cahillerden bu kadar
bahsetmek yeter.
Kapdan geerken buradakilere, Tanrnn Evindeki bu insanlara ne anlatacam dnyordum kara
kara.
Korkarm ki bu dnce sersemlemi zihnimden geerken uyuturulmu, yorgun azmdan da km
olacak ki, Ramiel'in kulama gldn duydum.
Yanmda olup olmadn grmeye altm. Ama yine midem bulanyor, bam dnyordu. Alyordum.
Sadece ok sakin ve ho manastrn iine girmi olduumuzu karabildim.
Gne, gzlerimi yle ok yakyordu ki bu yerin ortasnda bulunan kare eklindeki yeil bahenin
gzellii iin Tanrya henz kredemiyordum ama Michelozzo tarafndan yaplm, zerlerinde renksiz, ho
kubbeler bulunan kemerlerin olduunu gayet net grebiliyordum ve bu ok houma gidiyordu.
yonya tarz kk, yuvarlatlm stun balklar olan sade stunlarn yarattklar bu sakin hava, gvende
olduumu hissetmeme yardmc oldu. Orantlarla uramak Michelozzo'nun doutan ald yetenekleri
arasndayd. O baz eyleri yaplma aamasndayken bile ap genilettiriyordu. Bu geni, ferah
kubbealtlarnn onun imzasn tad belliydi.
Kuzeydeki Fransz atosunda grdm yksek ve bak srt gibi keskin Gotik tarz kemerleriyle her
yerde bulunan ve dmanlkla Tanry gsteriyormu gibi duran, filigranla bezenmi sivri ta stunlarn
anlarn hafzamdan hibir ey silemeyecekti. Mimarisini yanl deerlendirdiimi bilsem de - nk Florian
Kzl Divanyla oray ele geirmeden nce, Franszlarn ve Almanlarn fedakrlklaryla domu bir yerdi -
yapnn nefret ettiim grntlerini kafamdan silemiyor-dum.
Tekrar kusmamak iin umutsuzca abalarken bu gzel Floransa binasna bakarak kendimi keilerin
gvenli kollarna emanet ettim.
Ay gibi bir adam olan iri yar kei, sevecenlik dolu gzleriyle bana bakarak beni gl kollarnda
manastrn evresinde, scaklktan kavrulan bahenin sonuna kadar tad. Siyah beyaz cppeleriyle, sska
ve l l suratl baka keiler de koa gelip etrafmza tler. Meleklerimi gremiyordum.
Ama bu adamlar da dnyada meleklere en yakn bulabileceiniz insanlard.
Bu harika yere daha.nce yapm olduum ziyaretlerin sayesinde, ok gemeden Floransa'nn
hastalarna ila verildii yurda, ya da dua etmeye ve adaklar vermeye gelenlerle her zaman dolup taan
seyyahlar barnana gtrlmediimi anladm. Onun yerine dorudan merdivenlerden yukar, keilerin
odalarnn bulunduu salonun kendisine gidiyorduk.
Hastalmn sebep olduu bulantnn penesindeyken boazmda mutluluktan bir dm oluturan bir
ey grdm, Peder Giovanni'nin Atmunciation freski merdivenin tepesindeki btn duvar kaplyordu.
Benim resmim, Annunciation ! Bu dnyadaki en beendiim sanat eseri, benim iin dier tm dini
sslerden daha deerli olan o resim.
Hayr, zapt edilemez bir ba belas olan Peder Filippo Lippi'nin dehasndan kmamt, ama benim
resmimdi ve bu mutlaka bir iaret olmalyd; zorla kan iirmekle, zehir vermekle hibir eytann kimsenin
ruhunu lanetleyemeyeceini gsteren bir iaret.
Ursulann kan da m sana zorla verildi? Ne korkun bir dnce. Yumuak parmaklarn dnmemeye
al, seni aptal, seni sarho aptal, gzel dudaklarn ve ak azna kan boaltan uzun pcn
unutmaya al.
"una bakn!" diye haykrdm. Titreyen elimle resmi gsterdim.
"Evet, evet. Onlardan bizde yle ok var ki," dedi iri yar kei glerek.
Resim elbette Peder Giovanni'ye aitti. Bunu ilk grte kim anlamazd ki. Ayrca bunu zaten nceden de
grmtm. Peder Giovanni, - bir kez daha onun, alarn nl Peder Angelico'su olduunu anmsatmama
izin verin - alakgnll ve sslerden yoksun, ciddi, dingin, nazik ve son derece yaln bir melek ve Bakire
yapm ve ziyaretin kendisi de az nce bulunduumuz manastr oluturan yuvarlatlm alak kubbelerin
benzerleri altnda gerekleiyordu.
Beni olduka geni, tertemiz, ve ok da gzel bir koridordan aaya gtrmek iin dndklerinde,
melein ekli aklmda, sylemek istediim ey iin gerekli kelimeleri oluturmaya alyordum.
Ramiel ve Setheus'a, hala benimle beraberlerdiyse, bakn, demek istiyordum, Cebrail'in kanatlarnda ne
kadar az renk vard, grdnz m? Ve bakn etekleri ok simetrik, fazlasyla dzenli dklyor. Bunlarn
hepsini tpk Ramiel ve Setheus'un dizginsiz gzelliklerini anladm gibi anlyordum, ama yine anlamsz ve
sama sapan konumaya baladm.
"Haleleriniz" dedim. "Hey, siz ikiniz, neredesiniz? Haleleriniz balarnzn zerinde havada szlyordu,
onlar grdm. Onlar sokakta da resimde de grdm. Ama Peder Giovanni'nin resminde haleler dz ve
yzlerinizin etrafnda altndan sert bir ember."
Keiler glmeye balad. "Kiminle konuuyorsun, gen sinyor Vittorio di Raniari?" diye sordu biri.
"Sessiz ol evladm," dedi kocaman olan, kuvvetli bas sesi f gibi olan gsnden karken beni
sarsyordu. "Bizim bakmmzdasn ve imdi susmalsn. Bak, uras ktphanemiz. alan keilerimizi
gryor musun?"
Onunla gurur duyuyorlard, deil mi? Yolumuza devam ederken ve ben tertemiz yerlere her an
kusabilecek durumdayken bile kei dnp ak olan kapdan kitaplardan ve alan keilerden geilmeyen
geni oday bana gstermeden edemedi. Ama ayn zamanda baka bir ey de grdm; Michelozzo'nun
kubbeli tavan yeniden kurundayd. Ykselirken, bunu bizi brakmak iin deil, keilerin zerine tekrar
nazike eilmek ve a, havaya bol bol yer vermek iin yapyordu.
Hayal gryor gibiydim. Sadece birinin olmas gereken yerde iki ya da kii gryordum, hatta ksack
bir an iin, doast bir gizem rtsnn br tarafndan bana dnk, merakla beni inceleyen oval
yzlerden ve melek kanatlarndan oluan sisli puslu bir karmaa grdm.
"Gryor musunuz?" diyebildiim tek ey buydu.
O ktphaneye mutlaka gitmeliydim, orada benim eytanlar anlatan yazlar bulmalydm. Evet, daha
pes etmemitim ite! Yo, hayr, ben anlamszca konuan bir deli deildim. Tanrnn melekleri bana yardm
ediyordu. Ramiel ve Setheus'u da buraya getirip bulduum yazlar gsterecektim.
"Biliyoruz, Vittorio. Resimleri aklndan sil at imdi, nk onlar gryoruz. "
"Neredesiniz?" Diye bardm.
"Sessizlik" dedi keiler.
"Peki onlar ldrmek iin oraya dnmeme yardm edecek misiniz?"
"Anlamsz konuuyorsun yine," dedi keiler.
Cosimo, bu ktphanenin koruyucu velinimetiydi. Vaspasia-no'nun kitap dkkannda defalarca
konumu olduum, inanlmaz bir kitap koleksiyoncusu olan yal Niccolo de Niccoli ldnde, Cosimo tm
dini kitaplar, hatta belki daha da fazlasn bu manastra balanmt.
Onlar burada bulacaktm, bu ktphanede, Aziz Augustine ya da Aquinas'ta, savam olduum
yaratklarla ilgili kant bulacaktm.
Hayr, ben delirmi deildim. Pes etmemitim. Aptal aptal konuan bir yarmakll deildim. Bu havadar
yerdeki yksek pencerelerden giren k ellerimi ve gzlerimi yakmay bir braksayd.
"Sessizlik, sessizlik" dedi byk kei hala glmseyerek. "Bir bebek gibi sesler kartyorsun. Hhhhh.
Gaaaa. Guuu, duyuyor musun? Bak imdi, ktphane dolu. Bugn halka ak. Bugn herkes ok megul."
Birka adm daha yrd ve birlikte bir odaya girdik. "te, buraya otur bakalm..."sanki afacan bir ocuu
tatl szlerle kandrmaya alyormu gibi konuarak devam etti: "Sadece birka adm tede Ba Rahibin
odas var ve tahmin et bakalm orada imdi kim var? Bapiskoposun ta kendisi!"
"Antonino," diye fsldadm.
"Evet, evet, doru bildin. Bir zamanlar bizimle olan Antonino. Evet o burada; tahmin et ne iin."
Cevap veremeyecek kadar sersemlemitim. Dier keiler etrafma t. Serin bezlerle terimi silip
salarm arkaya taradlar.
Geni ve temiz bir odayd. Ah, gne bir gitse. eytanlar bana ne yapmt? Beni de yar eytana m
evirmilerdi? Bir ayna istese miydim acaba?
Bu scak, temiz yerde, kaln ve yumuak bir yataa oturtturulmu halde, kollarmn, bacaklarmn, tm
vcudumun kontroln yitirdim. Yine hastaydm.
Keiler gmten bir leenle geldi. Gne bir freskin zerinde prl prl parlyordu ama ekillere
bakmaya dayanamyor-dum, bylesine actan bir kta deil. Odada baka ekiller de var gibiydi. Melek
miydiler acaba? Etrafta dolaan, hareket eden effaf yaratklar gryordum hayal meyal. Tm renkleriyle
duvara kaznm olan fresk net ve gerek grnen tek eydi.
"Gzlerimin sonsuza kadar byle olmasn m saladlar?" diye sordum. Odann kapsnda melee
benzer bir ekil grdm sandm ama ne Setheus'un ne de Ramiel'in ekli deildi. Deriden miydi
kanatlar? eytan kanatlar? Korkudan ldrdm.
Hrdayarak, fsldayarak kayboldu. "Biliyoruz. "
"Meleklerim nerede?" diye sordum. Aladm. Babamn ve onun babasnn ve hatrlayabildiim tm di
Raniari'lerin isimlerini saymaya baladm.
"," dedi gen kei. "Cosimo'ya burada olduun haberi verildi. Ama bugn ok kt bir gn. Baban
hatrlyoruz. imdi u pis giysilerini karmamza izin ver bakalm."
Bam dnyordu. Oda kaybolmutu.
Szdm. Onu grdm, kurtarcm Ursula'y. Rzgarl ayrmzda kouyordu. Onu takip eden, usul usul
sallanan ieklerin arasndan onu kovan kimdi? Mor ssen ieklerinin arasndayd Ursula, ayaklarnn
altnda eziliyorlard. Arkasna dnyordu. "Yapma Ursula! Alevli klc grmyor musun!"
Kendime geldiimde lk bir suyun iindeydim. u lanet Vaftiz kurnasnda mydm? Hayr. Bir sis
perdesinin iinden duvardaki freski ve kutsal varlklar gryordum. nmde de tan zerinde diz km,
gerek, canl keiler vard. Geni yenlerini kvrm, lk suda beni ykyorlard.
"u Francesco Sforza yok mu..." birbirleriyle Latince konuuyorlard. "Milano'ya yklenip nasl Dukal
ele geirir! Sanki Sforza olmadan da Cosimo'nun yeterince sorunu yokmu gibi."
"Yapm m? Milano'yu alm m?" diye sordum.
"Ne dedin? Evet olum, alm. Bar bozdu. Ve ailen, tm ailen yamaclar tarafndan ldrlm. Ama
sanma ki topraklar soyan, insanlar ldren o lanet Venedikliler cezasz gidecekler..."
"Hayr, yapmayn, Cosimo'ya sylemeniz gerek. Savala ilgili deildi aileme olanlar, insanlar tarafndan
deil..."
"Sessiz ol ocuum."
Yumuack eller sngerlerle omuzlarmdan aa su dkt. Kvetin scak metal arkalna dayanm
oturuyordum.
"...di Raniari'ler, her zaman sadkt," dedi biri bana. "Ve kardein de renimini grmek iin bize
gelecekti. Tatl, gzel kardein Matteo..."
Cierlerim patlayncaya kadar haykrdm, yumuak bir el azma kapand.
"Sforza onlar kendi elleriyle cezalandracak. Topraklan onlardan temizleyecektir."
Hngr hngr alyordum. Kimse beni anlayamyordu. Beni dinlemiyorlard.
Beni ayaa kaldrdlar. Ketenden rahat, yumuak, uzun bir elbise giydirdiler. Bir an idam iin
hazrlanyormuum gibi geldi, ama o tehlike gemiti.
"Ben deli deilim." dedim net bir ekilde.
"Tabii ki deilsin, sadece kederden hastasn."
"Beni anlyorsun!"
"Yorgunsun."
"Bak, yatak yumuack, zellikle senin iin getirildi. Sus artk ama, baka deli samas duymak
istemiyoruz."
"eytanlar yapt," diye fsldadm. "Asker deildiler."
"Biliyorum olum, biliyorum. Sava korkuntur. Sava eytan ii."
Hayr sava deildi. Beni dinler misin?
"u an konuan benim, Ramiel; sana uyuman sylememi miydim? Bizi dinler misin? Dncelerini de
kelimelerini de duyduk. "
Yataa yzst yattm. Keiler salarm kurutup fraladlar. Salarm artk ok uzundu. Bir krsal blge
Efendisinin karmakark salar. Ama ykanm ve bir beyefendi gibi temiz olmak inanlmaz gzel bir
duyguydu.
"unlar mum mu?" diye sordum. "Gne batt m?"
"Evet," dedi yanmdaki kei. "Gzel bir uyku ektin."
"Daha fazla mum alabilir miyim?"
"Tabii ki, ben sana getiririm."
Karanlkta yatyordum. Gzlerimi krpp Ave'nitf kelimelerini hatrlamaya altm.
Kapda bir sr k belirdi, bir amdanda her biri mkemmel ekilli, altyedi tane tatl, kk alev. Keiin
ayaklar sessizce bana yaklatka meydana gelen hafif rzgarda titriyorlard. amdan yatamn yanma
koymak iin eildiinde onu net bir ekilde grebildim.
Ona ok byk gelen bir cppenin iinde ince, uzun boylu bir delikanlyd. Elleri yle temizdi ki.
"zel bir odadasn. Cosimo aileni gmmeleri iin adamlarn gnderdi."
"Tanrya krler olsun" dedim.
"Evet."
Demek artk konuabiliyordum!
"Aada hala konuuyorlar ve vakit ok ge," dedi. "Cosimo endieli. Geceyi burada geirecek. Tm
ehir, Cosimo'ya kar halk kkrtan Venediklilerle dolu."
"imdi sessiz ol," dedi birden bire kapda beliren baka bir kei. Eildi ve bam kaldrp altma kaln bir
yastk daha koydu.
3 .N: selam duas
Bu ne lkst. Kafesteki zavalllar dndm. "Dehet! Artk gece olduuna gre o korkun Ayini
bekliyorlar."
"Kimler olum? Ne Ayini?"
Yeniden glgelerde hareket eden, szlen ekiller gryordum. Ama hemen kayboldular.
Kusmam gerekiyordu. Bir tasa ihtiyacm vard. Salarm tuttular. Ay nda kan grebiliyorlar myd
acaba? Katksz kann izlerini? ok iren ve rk kokuyordu.
"Byle bir zehirlemeden nasl sa kabildi?" diye fsldad keilerden biri Latince olarak. "Midesini
boaltabilir miyiz acaba?"
"Sessiz ol, onu korkutacaksn. Atei yok."
"Aklm aldnz sanyorsanz ok yanlyorsunuz lanet olaslar!" diye bardm anszn Florian'a,
Godric'e ve dier tm eytanlara.
Keiler afallam bir halde bana bakyordu.
Yksek sesle gldm. "Canm yakmaya alanlarla konuuyordum," dedim, her kelimenin stne basa
basa.
Ho ve temiz elleri olan sska kei yanma diz kt. Alnma yapan salarm arkaya itti. "Peki, ya
gzel kz kardein, evlenecek olan kz kardein, o da m..."
"Bartola! Evlenecek miydi? Bunu bilmiyordum. Eh, artk adam isterse ban alabilir."Yine alamaya
baladm. "Karanlkta solucanlar i banda ve tepede eytanlar dans ediyor ama ehirde bunu kimseler
umursamyor."
"Ne ehri?"
"Yine samalamaya baladn," dedi mumlarn ardnda duran bir kei. In arkasnda durmasna
ramen onu ak seik grebiliyordum, karga burunlu, tombul yumuak gz kapaklar olan yuvarlak omuzlu
bir kiiydi. "Zavall ocuk, Artk sama konumay brak."
Kar kmak istiyordum ama birden bire her bir ty altnlarla kaplanm kocaman yumuak bir kanadn
nmde belirdiini ve beni sardn hissettim. Her tarafm yumuak tylerden gdklanyordu. Ramiel dedi ki:
Susman iin ne yapmamz gerekiyor? u anda Filippo'nun bize ihtiyac var; korumamz iin Tanrnn bizi
gnderdii Filippo 'ya gitmemiz iin bize biraz izin verir misin'.' Bana cevap verme. Dediimi yap!
Kanad tm grntleri, tm zntleri de yanna alarak kayboldu.
Glgeli karanlk. Tam ve przsz. Mumlar yksek bir yere arkama konmutu.
Uyandm. Dirseklerime yaslanarak doruldum. Kafam berraklam, aylmtm. Yksekte olan
pencereden ieri szlen ay duvarda Giovanni tarafndan yaplm olan freski aydnlatyordu.
Onu karanla ramen artc derece net grebiliyordum. eytani kanmn sayesinde m oluyordu
bunlar?
Tuhaf bir ey geldi aklma. Altn bir ann netliinde bilincimde mlamaya balad. Benim kendi koruyucu
meleklerim yoktu! Meleklerim beni terk etmiti, ruhum lanetlendii iin gitmilerdi.
Meleklerim yoktu. Filippo'nunkileri, iblislerin bana verdikleri g sayesinde grmtm. Ama baka bir
sebebi daha vard; Filippo'nun melekleri birbirleriyle srekli tartyordu! te onlar onun iin grebilmitim.
Baz kelimeleri hatrlamaya baladm, Aquinas'tan kelimeler. Yoksa Augustine'den miydi? Latince
renebilmek iin ikisinden de ok okumutum ve hi bitmeyen ciltlerine baylmtm. eytanlar tutku
doludurlar ama Melekler deil.
Ama ite bu iki melekte bu duygular vard, ok heyecanlydlar, onun iin bu tarafa gelmi,
grnmlerdi.
rtleri itekleyip plak ayaklarm souk talarn zerine koydum. Serin, ama ok rahatlatcyd, nk
btn gn gne alm olan oda hala scakt.
Temizlikten prl prl olan yerde hal yoktu.
Duvar resminin nnde durdum. Bam dnmyor, midem bulanmyor ve decek gibi de deildim.
Kendime gelmitim nihayet.
Peder Giovanni son derece masum ve rahat bir insan olmalyd. ekillerin tm kinden ve kt niyetten
yoksundu. Bir dan nne oturan bir sa figr vard. Etrafndaki hale, krmz izgiler ve bir hala
sslenmiti. Yannda yardmc melekler duruyordu. Biri onun iin ekmek tutuyor ve duvardaki kap tarafndan
ikiye blnen, kanat ular neredeyse hi grnmeyen bir dieri de arap ve et tutuyordu.
Dan zerinde, yukarda da bir sa figr vard. Bir sr deiik ann srasyla yaand bir resimdi;
yukardaki Isa, ayn przsz ve uuk pembe cppesiyle grnyordu. Ama buradaki sa figr heyecanlyd
- Peder Giovanni'nin onu yapabilecei kadar heyecanl - ve sol elini sanki fkeyle kaldrmt.
Ondan kaan figr eytann ta kendisiydi! Daha nce grdm sandm o deri kanatlara sahip
korkun bir yaratkt. Parmaklarnn arasnda perdeler ve pene trnaklar olan rkn ayaklar vard. Ekimi
bir surat ve kirli gri giysiler iinde lde salam duran, batan karlmay reddeden Yce sa'dan kayordu.
Ancak bu yzlemeden sonra, ancak o zaman yardmc melekleri gelmi ve sa kavuturulmu ellerle yerini
almt.
eytann bu grntsne bakarken dehet iinde nefesimi tutmutum. Ama ardndan sa diplerimin ve
tertemiz yerde duran ayaklarmn karncalanmasna sebep olan byk bir rahatlama kaplad iimi. Zebanileri
bozguna uratmtm; lmszlk vaatlerini reddetmitim. Reddetmitim. Hala kar karya kaldmda bile
reddetmitim!
rdm. Sanki karnma bir tekme yemiim gibi bir ac! Dndm. Tas bir kede duruyordu,
temizlenmi ve parlatlm. Diz st ktm ve iren, youn maddenin birazn daha kardm. Burada su
yok muydu?
Etrafma bakndm. te srahi ve kupa. Kupa azna kadar doluydu ve azma gtrrken istemeden
birazn dktm. Suyun tad kokumu ve irenti, kupay fkeyle elimden frlattm
"Sizi canavarlar, doal eylere kar beni zehirlemisiniz. Kazanmanza izin vermeyeceim."
Titreyen ellerle kupay yerden aldm, tekrar doldurdum ve yeniden imeye altm. Ama tadnda doallk
yoktu. Neyle kyaslayabilirim? Sidik gibi pis bir ey deildi; mineraller ve me tallerle dolu olan ve seni
boacak bir kire tabakas brakacak bir sv gibiydi. Akas berbatt!
Kupay yana koydum. Pekala, ders alma zaman. Mumlan kaldrp kitapla gitme zaman. yle
yaptm ve odadan dar ktm.
Bo olan koridor, alak tavanl odalarn zerindeki pencerelerden gelen hafif kla parlyordu.
Sama dndm ve ktphanenin kaplarna vardm. Kilitli deillerdi.
Elimde amdanla ieri girdim. Michelozzo'nun tarzndaki huzurlu hava bir kez daha iimi stt. Yeniden
her eye gvenmemi ve kendime inanmam salad. Kemerlerden ve yonya tarz stunlardan iki sra odann
ortasna doru ilerleyip uzakta bulunan baka bir kapya giden geni bir koridor oluturmutu ve iki yanda
alma masalar ve tm duvarlar kaplayan, kitap ve yazmalar dolu yzlerce raf sralanmt.
amdanm kubbeli tavan aydnlatsn diye yukarda tutarak plak ayaklarla talarda yrmeye
baladm. Burada tek bama bulunduum iin ok mutluydum.
Odann iki yannda bulunan pencerelerden devasa raflar az da olsa aydnlatan hafif bir k giriyordu.
Yksek tavanlar bana ne kadar da ilahi ve huzur verici geliyordu. Buray yapan gerekten de ok cesurdu;
basit bir ktphaneden bir saray yaratmt.
Sevgili talya'mn her kesinde bu tarzn taklit edileceini nasl bilebilirdim ki, daha bir ocuktum
sadece. Ah yaayanlar iin harika eyler o kadar fazlayd ki, her zaman da yle olacak.
Peki ya ben? Ben neyim? Yayor muyum yoksa sonsuza kadar zamana ak olarak yryecek bir l
mym?
Mumlarm elimde, hareket etmeden duruyordum. Gzlerim ay yla aydnlatlm bu ihtiam nasl da
seviyordu. Sonsuza kadar burada, aklmz ve ruhumuzla ilgili bu eserlere yakn olarak durmay ve hayal
alemine bir daha kmakszn dalmay ne kadar ok isterdim bir bilseniz. Bylece, u dakikada byk
ihtimalle ktlk dolu iren klarn yakm olan yaknndaki atosuyla lanetli bir dan zerinde bulunan
zincirlere vurulmu o berbat ehri anlarmdan sonsuza kadar silebilirdim.
Bu muazzam kitap koleksiyonunun dzenini anlayabilecek miydim acaba?
Ktphanenin listelerini yapm, burada alm ve burann alimi olmu kei u anda tm Hristiyan
aleminin Papasyd; V. Nicholas.
Mumlarm kaldrarak samdaki raflar taradm. Harf srasna gre mi dizilmilerdi acaba? Aquinas'
dnmtm nk onu daha iyi tanyordum, ama bulduum Aziz Augustine oldu. Augustine'i her zaman
sevmitim, rengarenk tarzn, acayipliini ve yazarken kulland dramatik dilini seviyordum.
"Hm, sen zebanilerle ilgili ok daha fazla yazmsn, sen daha iyisin!" dedim.
Tanrnn ehri! Onu grdm, nsha arkasnda nsha. Sadece bu bayaptn bile yirmi adet eki vard.
Byk azizin dier almalar da yleydi. Beni Romal bir drama kadar etkilemi tiraflar ve daha neler
neler. Kitaplarn bazlar kocaman, narin tirelerden yaplm olup ok eskiydi, bakalar israflk derecesinde
ciltlenmi, bazlar da yaln ve yeniydi.
Hatalarnn olma ihtimali vardysa da - keilerin hatalardan saknmak iin ne kadar altklarn yalnzca
tanr biliyor - bunlarn arasndan efkat ve dikkatle en salamn almalydm. Hangi cildi istediimi biliyordum.
eytanlarla ilgili olan cildi biliyordum, nk ok ilgin ve komik hatta sama olduunu dnmtm.
Tanrm ne kadar da aptalmm.
Dokuz numaral eki, kocaman, kaln cildi aldm, koltuk altma sktrdm ve ilk masann yanna gittim.
Burada nme beni aydnlataca, ama parmaklarma glge drmeyecei yere amdan dikkatlice
koydum ve kitab atm.
"Hepsi burada," diye fsldadm. "Bana ne olduklarn anlat Aziz Augustine. Anlat ki Setheus ve Ramiel'i
bana yardm etmek zorunda olduklarna inandrabileyim. Ya da imdi kuzeyden gelen Venedik
cumhuriyetinin paral askerleri ile savamaktan baka hibir ey umursamayan bu modern Floransallar
ikna edebilmemi salayacak kantlar sun bana. Yardm et Aziz. Duy sesimi."
"Hmm, dokuzuncu cildin onuncu blm, biliyordum..."
Augustine Plotinus'dan bahsediyor, daha dorusu onu anlatyordu:
... insan bedeninin lmllnn, bizi sonsuza kadar bu yaamn straplarna maruz brakmay
istemeyen Tanrmzn merhametinin bir sonucu olarak olduu gereidir. Zebanilerin gnahlar bu
merhamete layk grlmedi ve durumlarnn perianl udur ki tutkulara maruz kalan ruhlar ile,
insanoluna balanan lml bir vcutlar yok; sonsuza kadar lmsz olmaya mahkum edildiler.
"Hah, evet!" dedim, "Florian'm bana vaat ettii buydu ite, yalanmadklar, rmedikleri ve hastalklara
maruz kalmadklar gereiyle bbrlenip duruyordu. Sonsuza kadar onlarla beraber yaayabileceimi
sylemiti. Ktlk, hep ktlk. Neyse bu bir kanttr, ite burada, keilere de gsterebilirim!"
Okumaya devam ettim, sayfalar kartrarak davam glendirecek esaslar bulmak iin uratm. On
birinci blm:
Apuleius ayrca, insan ruhlarnn eytani olduunu sylyor. Bedenlerini terk ettiklerinde, iyilik ile
yaamlarsa iare1; ktl tercih etmilerse lemure5 ya da larvae'' oluyorlar.
"Evet, lemure, bu kelimeyi biliyorum. Lemure ya da larvae. Ursula bana kendisinin de gen olmu
olduunu, benim gibi gen; hepsi bir zamanlar insand ama imdi lemure'lar."
Apuleius 'a gre Larvae insanlardan yaratlan gnahkar eytanlardr.
Heyecandan ldrmak zereydim. Parmenlere ve kaleme ihtiyacm vard. Bulduklarm not etmeliydim.
Kefettiklerimi iaretleyip devam etmeliydim; sonra da Ramiel ve Setheus'u ikna etmem gerekiyordu,
bulatklar en byk...
Dncelerimin ortasndayken aniden durdum.
Arkamda, ktphaneye biri girmiti. Ar ayaklarn sesini duyuyordum, ama onlar sessizletiren bir
zellikleri var gibiydi. Arkamda byk bir karart belirdi, arkamdaki koridordan ieri giren ayn tm birden
kesilmiti sanki.
Yavaa dnp omzumun zerinden baktm.
4 . N: Romallarda evi koruyan tanrlar.
5 . N: Romallarda l ruhlar.
6 . N: kurtuk; eski Romallarda Karakoncolos, (c)
"Peki sol taraf niye seiyorsun?" diye sordu.
Karmda bir melek vard, kanatl, muazzam bir melek. Mumlarn titrek nda yz nurla parldyor ve
ciddi grnmesini salayan dz, kavissiz kalarn hafife kaldrm bir halde aaya, bana bakyordu.
Byk, krmz bir sava miferinin altndan kvrlan gr, altn sars salar ve arkasnda som altn kaplym
gibi grnen kanatlaryla Peder Filippo'nun frasndan kmt.
Gs levhalar sslenmi, omuzlarnn kocaman kopalarla
kaplanm olduu bir zrh giyiyordu. Belinde de ipekten mavi bir
kua vard. Klc knndayd ve gevek bir kolunda krmz hal
kalkann tutuyordu.
Daha nce benzerini grmemitim.
"Sana ihtiyacm var!" dedim. Masaya arparak ayaa kalktm ve yere yklmasn diye uzandktan sonra
ona dndm.
"Bana ihtiyac varm!" dedi fkesini bastrarak, hakaret eder gibi. "Demek yle! Ramiel ve Setheus'u
Peder Filippo Lippi'den u-zaklatrmaktan ekinmeyen sen, senin mi bana ihtiyacn var? Benim kim
olduumu biliyor musun sen?"
ok ho bir sesti; gr, ipeksi, iddetli ve kaln olmasna ramen ie ileyen bir sesti.
"Bir klcn var," dedim.
"Ah, peki klcmla ne yapacaksn?"
"Onlar ldrmek iin kullanlabilir, hepsini," dedim. "Benimle birlikte gndz atolarna gidebiliriz... Ne
hakknda konutuumu biliyor musunuz?"
Ban evet anlamnda sallad.. "Ryalarnda grdklerini, sama sapan konuurken sylediklerini ve
Ramiel ile Setheus'un senin atelenmi aklndan rendiklerini biliyorum. Tabi ki biliyorum. Bana ihtiyacn
olduunu sylyorsun ve Peder Filippo Lippi, aryan eklemlerini ve zellikle de onun iin aryan bir
blgesini yalayan bir fahie ile beraber yatakta."
"Bir melekten byle konumalar... olur ey deil" dedim.
"Benimle alay etme, seni mahvederim," dedi. Alnmt, kanatlar, sanki onlarla nefes alyormu gibi
alalp ykseliyordu.
"yleyse yap!" dedim. Parldayan gzelliine, zrhnn zerinden grnen, entarisine bal krmz
ipekten pelerinine ve yanaklarnn przszlne kinle bakyordum. "Ama, benimle dalara gel, onlar
ldrelim," dedim.
"Neden gidip kendin yapmyorsun?"
"Sence yapabilir miyim?" dedim.
Yz ciddileti, dudaklar dnceli bir biimde hafiften bzld. enesi ve boynu glyd, daha gen
grnen Setheus ya da Ramiel'in anatomilerinden ok daha gl, bundan dolay onlarn hametli
aabeyleri gibi grnyordu.
"Yoksa cennetten kovulan sen misin?" diye sordum.
"Ne cretle!" diye fsldad, dncelerinden uyanarak. Gzlerinde korkun bir ifade vard.
"Mastema'sn o zaman. Senin adn sylemilerdi.
"Mastema. Dudaklarn bkerek ban sallad."
"Mutlaka sylemilerdir."
"Peki bu ne demek ulu melek? Seni arabileceim, sana emir verebilecek gce sahip olduum
anlamna m geliyor?" Aziz Augus-tine'in kitabn almak iin dndm.
"O kitab yerine koy!" dedi, souk ama sabrl bir ekilde. "Karnda bir melek var ocuk; seninle
konuurken yzme bak!"
"Hah, Florian gibi konuuyorsun, uzakta bulunan o atodaki iblis gibi. Ayn ekilde hkmediyorsun.
Benden ne istiyorsun melek? Neden geldin?"
Bir ey sylemedi, sanki syleyecek sz bulamyor gibiydi. Ardndan bana sessizce bir soru yneltti.
"Neden geldiimi sanyorsun?"
"Dua ettiim iin mi?"
"Evet" dedi souka. "Evet! Ve senin adna bana geldikleri iin."
Gzlerim fal ta gibi ald. n gzlerime dolduunu hissettim, ama artk actmyordu. Kulama tatl
sesler geliyordu.
Mastema'nn her iki yannda Ramiel ve Setheus'un ekilleri belirdi, yumuack baklar zerimdeydi.
Mastema aaya, bana bakarken kalarn tekrar kaldrd.
"Peder Filippo sarho," dedi. "Uyandnda acs geene kadar iip tekrar sarho olacak."
"Byk bir ressam mahvetmeleri ne byk bir aptallk," dedim. "Ama, bu konudaki dncelerimi zaten
biliyorsunuz."
"Evet, ve Floransa'daki tm kadnlarn dncelerini de biliyorum," dedi Mastema. "Akllar savata
olmasa, resimlerine para veren byk adamlarn dncelerini de " diye ekledi.
"Evet," dedi Ramiel Mastema'ya bakarak. Ayn boydaydlar, ama Mastema ona doru dnmedi ve
Ramiel bunun zerine gzlerinin iine bakabilmek iin ne doru birka adm att, "akllarnda sadece sava
konusu olmasa."
"Dnya savatr," dedi Mastema. "Sana daha nce de sordum Vittorio di Raniari, benim kim olduumu
biliyor musun?"
Sarslmtm, ama sorusuna deil. nn bir araya gelmi olmas ve nlerinde duruyor olmam, odadaki
tek lml olarak burada durmam sarsmt beni. Etraftaki lmller dnyasnn tamam uyuyordu sanki.
Ktphanede fsldayan kim olduunu grmek iin neden bir tane bile kei gelmemiti? Koridorda
mumlarn neden dolanp durduunu merak eden bir nbeti yok muydu? ocuk neden mrldanp baryor
diye merak eden biri?
Delirmi miydim?
Aniden aptalca bir ekilde Mastema'nn sorusuna doru cevab verebilirsem delirmi olmayacam
dnmeye baladm.
Dncem, sert de tatl da olmayan kk bir kahkaha atmasna sebep oldu.
Setheus, her zamanki gibi sempati ile bana bakyordu, Ramiel'se sessiz kald ve baklarn tekrar
Mastema'ya evirdi.
"Sen," dedim, "Tanrnn u klc savurmaya izin verdii meleksin." Cevap gelmedi. Devam ettim. "Sen
Msr'daki ilk doanlar katleden meleksin," dedim. Yine cevap yoktu. "Sen, sen ntikam Meleisin."
Onaylad, ama aslnda sadece gzleriyle; onlar ap kapatt.
Setheus ona yaklap kulana eildi.
"Ona yardm et Mastema, hep beraber gidip ona yardm edelim. Filippo imdi yardmmzdan
faydalanamyor naslsa."
"Peki ne iin?" diye sordu Mastema yanndaki melee. Bana bakt. "Tanr u senin zebanilerini
cezalandrmam konusunda bana yetki vermedi. Tanr bana, 'Mastema, git vampirleri, lemurlar, larvae-lar ve
kan emicileri katlet,' demedi hi. Bir kez bile bana, "Kudretli klcn kaldr, dnyay bunlardan arndr," da
demedi."
"Sana yalvaryorum," dedim. "Ben, lml bir ocuk, sana yalvaryorum. Bunlar ldr. Klcnla
yuvalarn yeryznden sil."
"Yapamam."
"Mastema, bunu pekala yapabilirsin!" dedi Setheus.
Ramiel'in sesi duyuldu; "Yapamayacan sylyorsa, yapamaz! Neden onu hi dinlemiyorsun?"
"nk, etkilenebileceini biliyorum," dedi Setheus, iddiasndan hi phe duymadan. "Biliyorum ki tpk
Tanrnn etkilenebildii gibi, o da etkilenip kararndan vazgeirilebilir."
Setheus cesurca Mastema'nn nne geti.
"u kitab eline al Vittorio," dedi. masaya doru geldi. Ar olmalarna ramen, kocaman parmenler
anszn kendi kendilerine almaya baladlar. Kitab alp elime koydu ve soluk parmayla koyu yazlara
neredeyse hi dokunmadan okuyacam yeri gsterdi.
Yksek sesle okumaya baladm:
Ve ite bunun iin Cennetin ve Yeryznn grnen harikalarn yaratan Tanr, Cennette ve
Yeryznde kendisine tapnmalar iin imdiye kadar grnr eylerle megul olan ruhlar uyandryor.
Gzlerimle parman takip ediyordum. Yce Tanrmz hakknda okumaya devam ettim.
Bizi dua etmek zereyken grmek ya da dualarmz dinlemek Onun iin farkl bir ey deil, nk bizi
melekler dinlerken bile, aslnda dinleyen Odur,
Durdum, gzlerim dolmutu. Gz yalarmdan korumak iin kitab elimden ald.
Kk gurubumuza bir ses ulamt. Keiler gelmiti. Koridordan fsltlarn duydum, kap ardna kadar
ald. Ktphaneye girdiler.
Alyordum ve kafam kaldrp baktmda, bana baktklarn grdm; tanmadm ya da
hatrlayamadm, hi grmemi olduum iki kei.
"Ne var gen adam? Neden burada oturup tek bana alyorsun?" diye sordu ilki.
"Hadi gel, seni yatana geri gtrelim. Sana yiyecek bir eyler getiririz."
"Hayr, bir ey yiyemem," dedim.
"Hayr, yiyemez," dedi ilk kei dierine. "Onu hala kusturu-yor,"bana bakt, "ama biraz dinlenebilirsin."
Dndm. Muhteem renkleriyle prl prl parldayan melek, onlar grmeyen ve burada olduklarna
dair en ufak bir fikirleri olmayan keilere bakyordu sessizce.
"'Cennetteki Yce Tanrmz, ltfen bana syle," dedim, "delirdim mi ben? eytanlar m kazand? Gerek
olmayan eyler greceim kadar zehirlediler mi kanlaryla beni, yoksa Meryemana gibi ben de trbeye,
orada bir melek grmek iin mi geldim?"
"Brak da seni yatana gtrelim," dedi keiler.
"Hayr," dedi Mastema sessizce, onu duymayan, grmeyen keie. "Brakn kalsn. Sakinlemesi iin
okumasna izin verin. Eitimli bir ocuk o."
Kei ban sallayarak, "Hayr, hayr," dedi. Dierine bakt. "Onu burada brakrsak daha iyi olur. Eitimli
bir ocuk o. Sessizce burada okuyabilir. Cosimo, her istediini ona salamamz konusunda bizi uyarmt."
"Haydi onu imdi yalnz brakn," dedi Setheus yumuak bir sesle.
"," dedi Ramiel. "Brak da ne yapmalar gerektiini Mastema sylesin."
Cevap veremeyecek derecede hzn ve ayn zamanda mutlulukla dolmutum. Yzm ellerimle rttm
ve zavall Ursula'm geldi aklma. Sonsuza kadar o eytani divannda kalacakt. Ah benim iin ne ok
alamt. "Bu nasl olabildi?" diye fsldadm parmaklarmn arasndan.
"nk bir zamanlar insand ve hala bir insan kalbine sahip," dedi Mastema yumuaka.
Keiler aceleyle darya kyordu. Melekler bir an iin k kadar saydam bir hal ald ve ilerinden
bakarken uzaklaan keilerin arkalarndan kaplar kapattklarn grdm.
Mastema sakin ve kudretli gzlerle bana bakyordu.
"Yzn tm duygular ayn anda yanstyor, ne dndn, ne hissettiini sylemek imkansz."
"ou melek iin durum byledir," diye yantlad.
"Sana yalvaryorum," dedim. "Benimle gel. Bana yardm et. Bana yol gster. Az nce u keilere
yaptn yap. Bunu yapabilirsin, deil mi?"
Ban edi.
"Ama bundan fazlasn yapamayz, bunu anlaman lazm." dedi Setheus.
"Brak Mastema konusun," dedi Ramiel.
"Cennete geri dn sen!" dedi Setheus.
"Ltfen susun, ikiniz de," dedi Mastema. "Vittorio, onlar katledemem. Ona iznim yok. Bunu anacak sen
yapabilirsin, kendi klcnla."
"Ama geleceksin."
"Seni gtreceim" dedi. "Gne dounca ve onlar talarn altnda uyuduklarnda. Ama onlar sen
ldrmelisin, uyuduklar yerleri ap onlar a maruz brakmalsn. O korkun sakatlar srsn de serbest
brakmalsn ve ardndan ya ehirlilerin nnde duracak onlar savunacaksn ya da kafeslerini ap hemen
kaacaksn."
"Anlyorum."
"Uyuduklar yerlerin zerindeki talar biz kaldrabiliriz, yle deil mi?" diye sordu Setheus ve Ramiel
azn ap itiraz edemeden onu susturmak elini iin kaldrd. "Bunu yapmak zorundayz."
"Bunu yapabiliriz," dedi Mastema. "Tpk Filippo'nun kafasna bir kalasn dmesini engelleyebildiimiz
gibi. Ama onlar ldrenleyiz. Ve iin, Vittorio, iini tamamlaman salayamayz, ne sinirlerin harbeye
dnrse, ne de isteini yitirirsen."
"Sizi grm olmann mucizesi her eye dayanmam salayacana inanmyor musun?"
"Salar m?" diye sordu Mastema.
"Onu kastediyorsun, deil mi?"
"yle mi yapyorum?" diye sordu.
"i bitireceim, ama bana nce bir ey sylemek zorundasn..."
"Neymi bu sylemek zorunda olduum?" diye sordu.
"Ruhu, Ursula'nn ruhu, Cehenneme mi gidecek?"
"Bunu sana syleyemem," dedi.
"Buna mecbursun."
"Hayr, Tanr beni yapmam iin yaratt eyler haricinde hibir ey yapma mecburiyetinde deilim.
Tanrnn sylediklerini yaparm, ve Augustine'in bir hayat boyu zerinde dnp durduu gizemleri bir anda
zme kavuturmak yapmak zorunda olduum bir ey deildir, hatta yapmamam gereken ve de
yapmayacam bir eydir!"
Mastema kitab eline ald.
Katlar bir kez daha onun isteiyle almaya balad. Onlarn hareketlerinden gelen hafif rzgar
hissedebiliyordum.
Okudu:
Kutsal Kitaba ait hitabelerden renilecek pek ok ey vardr.
"Bana o kelimeleri okuma; bana yardmc olmuyorlar!" dedim. "Ursula kurtarlabilir mi? Ruhunu
kurtarabilir mi? Hala ruhu var m? O da sizin kadar gl m? Ya siz, siz hala debilir misiniz? Ya da
eytan Tanrya dnebilir mi?"
Kitab neredeyse takip edemediim kadar hzl bir ekilde masaya geri koydu.
"Bu savaa hazr msn?" diye sordu.
"Gn nda aresiz yatyorlar," dedi Setheus bana dnp. "Ursula dahil. Ursula da aresizce yatacak.
Onlar rten talar aman gerekecek, sonrasn da biliyorsun herhalde."
Mastema umutsuzca ban sallad. Dnd ve yolundan kmalar iin iaret etti.
"Hayr, ltfen, yalvarrm," dedi Ramiel. "Bunu yap. Onun iin yap. Ltfen. Filippo'ya gnler boyunca
zaten yardm edemeyeceiz."
"yle bir eyden emin deilsiniz," dedi Mastema.
"Benim meleklerim ona gidemez mi?" diye sordum. "Yoksa meleim yok mu benim, gnderebileceimiz
bir meleim yok mu?"
Kelimeler azmdan ancak dklmt ki hemen yanmda iki varln daha ekillendiini fark ettim, biri
samda biri de solumda duruyordu. Onlara baktm ve bana uzak olduklarn, soluk olduklarn ve Filippo'nn
koruyucularndaki gibi etraflarnda bir klarnn olmadn grdm. Yarm yamalak grnyorlard ama
inkar edile-mez bir ekilde yanmdaydlar ve orada olmaktan sessizce memnun gibiydiler.
Uzun bir sre boyunca birini inceledim, ardndan da dierini, ama aklmda onlar tarif edebilecek tek bir
kelime bile belirmiyordu. Yzleri ifadesiz, sessiz ve sabrl grnyordu. Kanatl ve uzun boyluydular, evet,
bu kadarn syleyebilirdim, ama baka ne diyebilirdim ki? Onlar belli bir renge, hamete ya da bir kiilie
sokamyordum ve ne giysileri ne de hareketleri; hibir eyleri yoktu sevebileceim.
"Neleri var? Neden benimle konumuyorlar? Bana neden o ekilde bakyorlar?"
"Seni tanyorlar," dedi Ramiel.
" alma istei ve tutkuyla dolusun," dedi Setheus. "Bunu biliyorlar; senin yanndaydlar. Acn ve fkeni
tarttlar."
"Yce Tanrm! O eytanlar tm ailemi ldrd!" dedim. "Ruhumun geleceini biliyor musunuz? Herhangi
birininiz?"
"Tabii ki bilmiyoruz" dedi Mastema. "Bilseydik burada olmamza ne gerek vard? Bu nceden belli
olsayd hi birimiz burada olmazdk, anlamsz olurdu."
"O zebanilerin kanlarn imektense lmeyi yelediimi bilmiyorlar m? Bu bir kan davas madem, bir kan
davas, bana sunduklar kan imem ve sonra onlarla ayn glere sahipken onlar yok etmemi gerektirmez
miydi aslnda?"
Meleklerim bana yaklat.
"Ben lmek zere olduumda neredeydiniz!" dedim.
"Onlar sulama. Sen aslnda hibir zaman onlara gerekten inanmadn." Ramiel'in sesiydi bu. "Bizi
grdn anda bize kar sevgiyle duldun; canavarlarn kan hala vcudundayken, sevebilecein bir ey
grdn. imdi tehlikeli olan da bu; sevdiini ldrebilir misin?"
"Hepsini yok edeceim," dedim. "yle ya da byle, ruhum zerine yemin ederim." Solgun, boyun
emeyen ama yine de yarglamayan koruyucularma baktm, ardndan da kocaman ktphanenin
glgelerine, raflarn koyu renklerine ve kitap kalabalna kar prl prl parlayan dierlerine.
"Tmn yok edeceim!" diye ant itim. Gzlerimi smsk kapattm. Onu hayal ediyordum, gndz
biare yatarken; eilip onu souk, beyaz alnndan ptm hayal ettim. Aclarmn tekrar younlatn ve
vcudumun titrediini hissettim. Bam defalarca evet anlamnda salladm. "Evet, yapacam, bunu
yapacam..."
"Gn doarken," dedi Mastema, "Keiler senin iin yeni giysiler hazrlam olacak. Krmz kadifeden bir
takm. Silahlarn parlatlm, izmelerin tertemiz olacak. Her ey hazr olacak. Yemek yemeye deneme, daha
ok erken, canavarlarn kan hala iinde dnp duruyor. Hazrlanm ol. Seni gn nda yaplmas
gerekenleri yapman iin Kuzeye gtreceiz."

XI
Ve muhteem k karanlkta parlad,
ve karanlk bunu anlamad.
ncil. St John 1.5
Manastrlar sabahlan erken uyanyor, insan hi uyumadklarn bile dnebilir.
Birden gzlerim ald. Sanki karanln tl zerinden kaldrlm gibi duvardaki resme vuran sabahn
klarn grdmde ne kadar derin uyumu olduumu anladm.
Odamda keileri bir koturmacadr almt. Krmz kadife elbisemi getirmilerdi, tpk Mastema'nn
anlatm olduu gibi. Onu tam da yatamn zerine koyuyorlard. Onlarla giymem iin krmz gzel bir
pantolonum, yaldzl ipekten bir gmlek, onun zerine de yine ipekten beyaz bir tane daha ve de hepsi iin
yeni, kaln bir kemer vard. Silahlarm parlatlmt; yine tam sylendii gibi - tal, ar klcm, sanki baban
minenin banda huzur dolu tm bir gece boyuca onunla kendi uram gibi prl prl parldyordu.
Hanerlerim de yannda hazrd.
Yatamdan kalktm ve dua etmek iin diz st ktm.
stavroz kardm. "lmle beslenenleri ellerine gndere-bilmem iin bana g ver Tanrm."
Latince bir fsltyd.
Keilerden biri omzuma dokunup glmsedi. 'Byk Sessizlik' daha bitmemi miydi acaba? Hibir fikrim
yoktu. Benim iin yemein hazr durduu bir masay gsterdi - ekmek ve st. St kpk kpkt.
Bam edim ve ona glmsedim. Arkadayla beraber bana hafif bir selam vererek odadan ktlar.
Etrafma bakndm.
"Hepiniz buradasnz biliyorum," dedim, ama buna daha fazla vakit harcamadm. Gelmezlerse, aklm
toparlamm demektir. Ama hakikatin bu olmadn biliyordum aslnda; babamn artk hayatta olmad ne
kadar gerektiyse onlar da o kadar geekti.
Masann zerinde, yemee olduka yakn ve bir amdann arlyla umalar nlenen, daha yeni
yazlm ve ssl bir imzas bulunan bir takm katlar vard.
Hzl bir ekilde hepsini okudum.
Tm param ve mcevherlerimi geldiimde eyer antalarmda bulunan eyleri - gsteren belgelerdi.
Hepsi de Medici'nin mhrn tayordu.
Kemerime balayabileceim bir para kesesi de hazrlanmt. Temizlenmi ve parlatlm yuvarlak
yakutlar prl prl ve zmrtleri esiz bir derinlie kavumu bir halde tm yzklerim oradayd. Altn
umursamazlm yznden belki de aylardr parlamad gibi parlyordu.
Salarm fraladm, uzunluu ve grl beni sinirlendiriyordu ama imdi bir berberi artp onlar
omuzlarma kadar ksaltmasn isteyecek vaktim yoktu. Hi deilse srtmda kalacaklar ve alnmdan uzak
durmalarna yetecek kadar uzundular bir sredir. Bu kadar temiz olmalar da gerek bir lkst.
Hzla giyindim. Altnda kaldm yamurdan sonra bir atein yannda kurutulduklar iin botlarm biraz
daralmt ama ince pantolonumun zerinde de rahattlar. Tm dmelerimi ve kopalarm ilikledikten sonra
klcm da yerine yerletirdim.
Krmz kadife ceketimin kenarlar altn ve gm iplikle sslenmi ve n de Floransa nn en eski
sembollerinden biri olan fleurdelys' le(7) bol bol sslenmiti. Kemerimi de yerli yerine taktktan sonra ceket
ancak kalamn yarsna iniyordu. Gzel ve uzun bacaklara ok uygundu.
Giysim savaa ok uygundu, peki ama bu bir sava myd gerekten? Bir katliamd daha ok. ehir iin
fazla scak gelecekse de bana hazrlam olduklar ksa pelerini de giyip altn kopalarn taktm. Kenarlar
yumuak, ince, koyu kahverengi sincap krkyle kaplanmt.
apkay bo verdim ama para kesesini kemerime baladm ve ardndan, ellerim arlklaryla birer silah
haline gelene kadar yzklerimi de birer birer taktm. Yumuak ve bilekleri krkl olan eldivenleri giyerken
daha nce fark etmemi olduum kehribar boncuklu bir tespih buldum. zerinde bir sa figr bulunan altn
bir ha vard. Ha ptm ve tespihi ceketimin altndaki cebime koydum.
Yere baktm ve plak ayaklarla evrilmi olduumu fark ettim. Yavaa bam kaldrdm.
nmde duran Meleklerimdi, benim kendi koruyucu meleklerim. pekten daha hafif grnen ama yine de
effaf olmayan bir dokudan yaplm uzun, lacivert cppeler giyiyorlard. Yzleri fildii gibi beyaz ve hafifi
ltl, gzleri kocaman ve opaller gibi rengarenkti. Salar koyu renk ya da glgelerden yaplm gibi renk
deitiren cinstendi.
Balar birbirine yakn, hatta yle yakn ki birbirine dokunuyor halde bana bakyorlard. Sanrm sessizce
birbirleriyle iletiim kuruyorlard.
Beni afallattlar. Onlar bu kadar net ve kendime bu kadar yakn grmek, bende korkun mahrem bir eyi
baklarmla kirletmiim hissini uyandrd. Bir de ikisinin her zaman benimle olduklarn bilmek... en azndan
byle olduuna inandrlmtm. nsanlardan birazck daha byktler, tpk grdm dierleri gibi. Ama
yzlerinde dierlerinde grdm tatl tabiat yoktu, onun yerine ok daha przsz ve geni yz hatlar ve
daha byk ama mkemmel ekilli dudaklar vard.
"Pekala, artk bize inanyor musun?" diye sordu biri fsltyla.
"Bana isimlerinizi syler misiniz?" diye sordum.
kisi de hemen hayr anlamnda kafalarn sallad.
(7) . N: Fransa'nn/Floransa'nn eski armas. Zambak iei
"Beni seviyor musunuz?" diye sordum.
"Sevmemiz gerektii nerede yazl?" diye cevaplad daha nce konumam olan. Sesi bir fslt gibi
renksiz ve yumuakt ve ayn zamanda dier melein sesi olabilecek kadar ok benziyordu.
"Sen bizi seviyor musun?" diye sordu dieri.
"Beni neden koruyorsunuz?" diye sordum.
"nk bunun iin gnderildik, ve sen lene kadar seninle olacaz."
"Sevgisiz bir ekilde mi?" diye sordum.
Yeniden hayr anlamnda kafalarn salladlar.
Odadaki k yava yava artyordu. Cama doru bakmak iin ani bir hareketle dndm. Gne
olduunu sanmtm; canm yakamaz diye dnmtm.
Ama Gne deil, Mastema'yd. Sanki altndan bir bulutmu gibi arkamda ortaya kmt ve her iki
yannda da tartmaclarm, davann zafer sahipleri, kahramanlarm Ramiel ve Setheus duruyordu.
Oda ldyor ve sessizce titriyor gibiydi. Benim meleklerim cppelerinin iinde bembeyaz ve lacivert
kla parldyordu.
Hepsi de Mastema'nn miferli figrne bakyordu.
nanlmaz bir mzik sesi doldurdu oday, sanki altn grtlakl kk kulardan oluan muazzam bir sr
uyanm ve aalarn dallarndan hzla gnee doru uuyormu gibi bir ses.
Gzlerimi kapam olmalym. Dengemi kaybettim ve birden havann souduunu hissetim. Grm
tozla kapatlm gibiydi.
Bam sallayp etrafma baktm.
atodaydk.
Nemli ve ok karanlk bir yerdi. ekilmi ve yerine kilitlenmi olan kocaman bir asma kprnn ek
yerinden ieri k szlyordu. ki yanmzda, oralarna buralarna senelerce kullanlmam kocaman pasl
turnalar ve zincirlerin asl olduu kaba ta duvarlar vard.
Dndm ve lo bir avluya ktm. Karma kan inanlmaz ykseklikteki duvarlar nefesimi kesti, ok
yukarda parlak gkyznden ancak kk bir kare grlecek kadar uzanyorlard.
Belli ki bu ancak ilk avlu, giriteki avluydu nk nmzde, hayal edebileceiniz en byk saman
arabalarnn ya da yeni icat bir sava makinesinin sabilecei kadar byk, muazzam bir kap daha vard.
Yerler topraklyd. Yukarda drt bir yanmzda pencereler vard. Sanki sonsuzlua doru st ste dizilmi
ift kemerli pencereler.
"imdi sana ihtiyacm var Mastema," dedim. Bir kez daha istavroz kartp tespihi karttm ve bir
saniyeliine zerindeki ikence grm sska sa bedenine bakarak ha dudaklarma bastrdm. nmdeki
kocaman kaplar ardna kadar ald. Yksek sesli bir gcrtnn hemen ardndan metal srglerin geri
ekilme sesi duyuldu ve kaplar menteelerinde inleyerek geri ekilip, uzakta ok daha byk ve gneli bir
avluyu gzlerimin nne serdi.
inden yrdmz duvarlar dokuz on metre ykseklikteydi. ki yanmzda da girdiimizden beri fark
ettiim ilk bakm izlerini tayan, ilenmi tatan kemerli kaplar vard.
"Bu yaratklarn bakalar gibi girip kmadklar belli," dedim. Avlunun gneli ksmna erimek iin
yrym hzlandrdm. Younlam da havas pasajn iinde souk ve fazlasyla nemliydi.
Burada ayakta durduumda hatrladklarma benzer pencereler grdm. Bolca bayran ve gece
yaklacak fenerlerin asl durduu pencereler. Sanki yamur nemsizmi gibi umursanmadan rasgele
pencere pervazlarna atlm duvar perdeleri grdm. Ve ok yukarda entik mazgall siperler ve gzelce
ilenmi beyaz mermer talar vard.
Ama bu bile, nmzdeki ile kyasla byk bir avlu deildi. Burann da duvarlar kabayd. Talar toprakl
ve senelerdir ayak baslmam olduklar belliydi. Orada burada su birikintileri vard ve talarn atlaklarndan
irkin yabani otlar kmt. Ama, ah, ok tatl yabani iekler de vard, onlara efkatle baktm ve elimi uzatp
dokundum, ok artcyd burada yetimeleri.
nmzde baka kaplar bizi bekliyordu, bu ikisi de - mermerden yksek kemerli geitlerin nnde
tepeleri son derece sivri, demirle kaplanm kocaman, tahta kaplar - ald ve baka bir geit daha kartt
karmza.
Sonunda ahane bir baheyle karlatk!
Karanlkta bir on metre daha yrrken, nmzde giderek belirginleen portakal aalarn gryor ve
kularn tlerini duyuyordum. Burada zorla tutulup tutulmadklarn merak ettim; esir iniydiler, yoksa ta en
ste kadar uup kaabiliyorlar myd?
Evet yapabiliyorlard, yeterince byk bir yerdi. Daha nce burada grm olduum o ok ykseklere
kadar uzanan przsz mermer kaplamalardan da vard.
Baheye girip menekeler ve gllerin arasnda uzanan mermer yolda yrmeye baladmda, kularn
gelilerini, gidilerini, bu geni yerde gkyzne doru grkemli bir ekilde ykselen kulelerden
kurtulabilmek iin umalarn seyrettim.
ieklerin kokular her yeri kaplamt. Ssenler ve zambaklar kk guruplar halinde etrafa dalmt.
Dallarndan sarkan olgunlamam portakallar artk krmzlamt ama Limonlar henz sert ve bir para
yeildi.
Duvarlar asmalar ve allarla kaplyd.
Melekler etrafmda topland. Btn yol boyunca nden gidenin kendim olduunu fark ettim. Her harekete
n ayak olan benmiim ve imdi de bahede beklerken bizi hareketsiz tutan yine bendim; bam emi bir
halde dururken beni beklediklerini fark ettim.
"Esirleri duymaya alyorum," dedim, "Ama hi ses gelmiyor."
Bam kaldrp byk bir lksle, bizimkine benzemeyen kendi tarzlarna uygun filigranlarla sslenmi
balkonlara, pencerelere, ikiz kemerlere ve orada burada bulunan kemer altlarna baktm.
Uuan flamalar vard ve hepsi de lmle lekelenmi o mehur kan krmzs renkteydi. lk defa bam
eip kendi krmz kyafetlerime baktm.
"Yoksa taze kan gibi mi?" diye fsldadm.
"lk yapman gerekene bak sen," dedi Mastema. "Esirlere giderken alaca karanlk olmasnda bir saknca
yok ama avn imdi yakalamak zorundasn."
"Neredeler? Bana syleyecek misin?"
"Dine ve kutsal olan her eye yaplan tasarlanm bir saygszlk iinde kilisenin talar altnda yatyorlar.
Gelenekleri bu."
Yksek bir ses duyuldu. Klcn ekmiti. Ban evirdi, mermer kapl duvarlardan yansyan gne
krmz miferini alevlere evirmiti, klcyla iaret etti.
"Kap urada ve merdivenler de ardnda. Kilise yukarda nc katta, sol tarafta bulunuyor."
Daha fazla oyalanmadan kapya kotum. Merdivenleri ikier ikier atlayarak ktm. izmelerim talara
serte basyordu. Bir kere bile arkam dnp beni takip edip etmediklerine ya da nasl geldiklerini grmek
iin bakmadm, benimle olduklarn biliyordum yalnzca. Aslnda hi kimsenin nefesi gelmedii halde
varlklarn, nefeslerinin dokunuunu hissedebiliyormuum gibi hissedebiliyordum.
En sonunda, samzdaki avluya bakan geni, ferah koridora girdik. nmzde sonu gelmeyen gece
yars mavisinin derinliklerine gmlm acem iekleriyle dolu pahal bir hal uzanyordu. Hi solmam ve
gsteriten uzak hal nmzde bir yerde dnene kadar uzayp gidiyordu. Koridorun sonunda da bir ereve
iine alnm mkemmel gkyz ve ufuktaki yeilli dalar gzkyordu.
"Neden durdun?" diye sordu Mastema.
Gsterili kyafetleri ve hi durmayan kanatlan ile etrafmda toplanmlard.
"Kiliseye alan kap ite bu, bunu sen de biliyorsun"
"Sadece gkyzne bakyordum Mastema," dedim. "Sadece mavi gkyzne."
"Peki neyi dnerek?" diye sordu koruyucularmdan biri renksiz, temiz fsltsyla. Birden bire bana
sarld, omzumda hafif tire rengindeki parmaklarn hissedebiliyordum. "Hi varolmam bir ayr ve l
gen bir kadn m dnyorsun?"
"Sende hi merhamet yok mu?" diye sordum. Ona yaklatm, alnm ona dokunuyordu ve onu
hissedebildiime ve sra d opal renkli gzlerini grebildiime inanamyordum.
"Hayr, merhametsiz deil. Sadece hatrlatan, hatrlatan ve hatrlatan biriyim."
Kilisenin kaplarna doru dndm. Aldklarn mjdeleyen sesi duyana kadar kocaman olan kancalarn
ikisine de yapmtm. Kendime neden bu kadar byk bir yer atm bilmediim halde kaplarn ikisini de
ardna kadar atm. Belki de gl yardmclarmn gemesi iindi, bilemiyorum.
Bir nceki gece, ziyafet iin gelen kana susam divan yeleri ile dolup tam olduunu bildiim
kocaman kilise nmde bombo uzanyordu. Hemen zerimde, kutsal notalarn haykrm olan koronun
balkonu vard.
Gne iddetle zebanilerle bezenmi pencereleri aydnlatyordu.
Parldayan birletirilmi cam paralarndaki iren ruhlarn dehet verici grntlerini bu kadar net
grnce korkudan afalladm. Cam ne kadar da kalnd ve parldayan gn nda her an canlanp
ilerlememizi durduracakm gibi bize vahetle bakan deri kanatl canavarlarn surat ifadeleri ne kadar da
uursuzdu.
Gzlerimi onlardan zorla ayrmak, aaya, geni ve parlak mermer yere bakmaktan baka
yapabileceim bir ey yoktu.
Kancay grdm; Kimsenin aya taklmasn diye yerle ayn seviyeye gelecek ekilde inceltilmi altndan
bir kancayd. Babamn kilisesinde olduu gibi taa kaznm bir yuvarlan iine yatrlmt ve zeri
rtlmemiti.
Aadaki mahzene giden uzun ana girii hayalimde yle bir canlandrdm. Kilise yerinin ortasna
kesilmi dar mermer bir dikdrtgen.
ne doru kararl admlarla yrmeye baladm, topuklarm btn kilisede yanklanyordu; kancay
ekecektim.
Beni durduran neydi? Suna grmtm. Tam o anda, buraya getirildiim geceki kadar taze duran
tomar tomar krmz ieklerin zerindeki muazzam krmz eytan heykeline gne vurmutu.
Onu grdm. Krmz mermere oturtulmu gzel talarn meydana getirdii yanan korkun sar gzlerini
ve beyaz fldiinden yaplm, hrlyormu gibi duran st dudaklarndan kan sivri dilerini grdm. Sana
ve soluna dizilmi sivri dili tm zebanileri grdm. Tal gzleri kta a gzllk ve zaferle parlyordu.
"Mahzen," dedi Mastema.
Tm gcmle kancaya asldm. Mermer levhay yerinden oynatamyordum. Hibir lml bunu
yapamazd; onu amak iin en az on tane at gerekirdi. Daha da sk tutundum, ama yine de hareket
etmiyordu. Duvarlar hareket ettirmeye almaya benziyordu.
"Onun iin yap!" dedi Ramiel. "Biz yapalm."
"nemli bir ey deil, Mastema; kaplar amak gibi bir ey sadece."
Mastema uzanp beni nazike bir yana itti. Yerdeki uzun ince kapak yava yava almaya balad.
Arl karsnda afallamtm. Kalnl yarm metreden fazlayd. Yalnzca yz mermerdi, gerisi daha ar,
koyu, youn bir tatan yaplmt. Hayr, hibir insan onu yerinden kprdatamazd.
Birden, yerdeki azn iinden sanki gizlenmi bir yay sistemine takl olmu bir mzrak frlad.
Mastema kapa arkaya dmesi iin brakt. Menteeleri arlna dayanamayp hemen krld. Ik
aadaki boluu doldurdu. Gnete parldayan sivri ulanyla sanki merdivenlerin konumlarna gre belli bir
ada ayarlanm bir sr mzrak daha beni bekliyordu.
Mastema merdivenlerin bana indi.
"Onlar krp yolu amaya al Vittorio," dedi.
"Yapamaz, stelik kayp aaya derse onlarla dolu bir ukura der," dedi Ramiel. "Mastema, onlar
sen kaldr."
"Brakn ben kaldraym," dedi Setheus.
Klcm ektim. lk mzraa bir darbe indirip sivri metal ucunu kestim, ama sivri tahta sap aynen
duruyordu.
Mahzene inen merdivenlere admm attm, ykselen souu annda bacaklarmda hissettim. Tahta sapa
tekrar vurup birazn daha krdm. Yana getim ve burada, lo kta beni bekleyen iki tanesini daha
hissettim. Klcm tekrar kaldrdm, arlndan artk kolum aryordu.
Bu yeni ikisine de metal ular krlana kadar hzl darbeler indirdim.
Basamaklarda kaymamak iin sa elimle sk sk tutunarak bir adm daha aa indim. Ama anszn
yksek sesle lk attm, bolua doru sallanmtm, merdiven krlmt ve gerisi yoktu.
Sol elimle zaten tutunduum krlm mzrak sapna, sa elimi de koydum. Klcm byk bir grltyle
aaya, ok altmda bir yerlere dt.
"Yeter Mastema," dedi Setheus. "Hibir insan bunu baaramaz."
Kymk dolu bu tahta parasna iki elimle sarlm halde yukar, girite toplanrlarken onlara bakyordum.
Dsem kesinlikle lrdm; lmesem bile oradan bir daha asla canl kamazdm.
Kollarm korkun derecede ard halde tek bir kelime bile etmeden bekledim.
Birden bire, her zamanki gibi ses karmadan, aaya szldler. pekten ve kanatlardan bir karmaa
iinde mahzene indiler, hepsi birden, beni evreleyip kollarna aldlar ve beraberce maaracm zeminine
yumuak bir ini yaptk.
Beni hemen braktlar. Karanlkta klcm bulana kadar dizlerimin zerinde dolanp durdum. Tamam, ite
bulmutum.
Nefes nefese ayaa kalktm. Klcm skca tutuyordum. Bam kaldrp yukarda bulunan kl drtgene
baktm. Gzlerimi kapatp bam edim sonra da burann youn, nemli karanlna almak iin onlar tekrar
yavaa atm.
Buras atoyla dan birletii yer olmalyd nk kocaman olmasna ramen sadece topraktan meydana
gelmi bir odayd. En azndan nmdeki kaba duvarda grebildiim tek ey buydu. Dndm ve Mastema'nn
onlar adlandrm olduu gibi, 'avm' grdm.
Vampirler, larvalar - uyuyorlard, mahzene zg mezarlar da tabut da kullanmadan - uzun sralar
halinde yatyorlard. Ho giyimli her bir vcut altndan dokunmu ince bir rtyle rtlyd. Maaracn
duvar boyunca uzanyorlard. Odann kar ucundaki bolukta, yklm merdivenden arta kalanlar asl
duruyordu.
Gzlerimi ksarak bakmaya baladm, k imdi beni biraz daha tatmin ediyor gibiydi. lk eklin yanna
yaklatm. Koyu arap renkli terliklerini ve kahvekrmzms pantolonunu grebiliyordum; hepsi de przsz
bir rtnn altndayd. Sanki narin ipek bcekleri bu yaratk iin her gece bu kefeni ryormu gibi kaln ve
mkemmel bir rtyd. Ama iin iinde hi de yle bir sihir yoktu; tanr tarafndan yaratlm olanlarn
yapabilecekleri en iyisiydi sadece. nsanlarn dokuma tezgahlarnda rlm olduu belliydi nk ok ince
dikili bir kenar grnyordu.
rty yrtarcasna ekip kaldrdm.
Yaratn katl duran kollarna yaklatm ve dehet iinde uyuyan yznn uyanmak zere olduunu
grdm. Gzleri ald ve kolu bana doru hzla yaklat.
Aniden geriye doru ekilerek penesinden, parmaklarnn kavrayndan son saniyede kurtuldum.
Dndm ve beni ekip kurtarann Ramiel olduunu anladm. Gzlerimi kapatt ve alnn omzuma dayad.
"imdi numaralarn biliyorsun. Ona bak. Gryor musun, kollarn tekrar kavuturuyor. Gvende
olduunu dnyor. Bak gzlerini de kapatyor."
"Ne yapacam imdi? Onu hemen ldreceim!" dedim.
Sol elimle kefeni kaldrarak sa elimdeki klc havaya kaldrdm. Bu sefer uyuyan canavarn zerine
saldrrken kolunu kaldrd anda uzvunu rtyle sarmalayp onu tuzaa drdm; ayn zamanda bir cellat
gibi klcmla boynuna indim. Kafas yere yuvarland. Herhalde boazndan ok, boynundan kan, iren bir
ses duyuldu ve kolu dt. Daha nceki savamda kafasn uurduum ilk dmanm gecenin karanlnda
rpnmtysa da bu, mcadele edemiyordu; gn nda daha aresiz olduklar kesindi.
Kafay yakalayp kaldrdm ve azndan akan kanlara baktm.
Gzleri, eer bir an iin almlardysa bile imdi kapalyd. Kafay odann ortasna, n altna
frlattm; k eti yakmaya balad hemen.
"una bakn, kafa yanyor!" dedim ama bir yandan da iime devam ediyordum.
Yandaki yarata gittim. Bu sefer effaf, ipeksi rty, bu rpertici lmle hayatnn en gzel yllarnda
yzlemi, uzun rgleri olan bir kadnn zerinden kaldrmtm. Kalkan kolu ayn ekilde sarmalayarak
nefretle kafasn vcudundan ayrdm ve rgsnden tutarak onu da arkadann yanma yolladm.
Dier kafa, yukardaki aklktan ieri szlen n altnda kuruyup prsm ve siyaha dnmt
bile.
"Lucifer, bunlar gryor musun?" diye bardm. Yanks alay eder gibi bana dnd. "Gryor musun?
Gryor musun?"
Dierine kotum.
"Florian!" diye haykrdm rty kaldrrken.
Korkun bir hata!
Adn duyduunda, ben geri bile ekilemeden gzlerini at. Klcm serte indirip gsn deip
paralam olmasam, zincire asl bir kukla gibi kalkacakt. Ama hibir ey syleyemeden geriye doru dt
ve ben de klcm, onun beyefendilere zg narin boynuna indirdim. Sar salar kanla ykand ve gzleri
kapand. Florian'in lm byle gerekleti, gzlerimin nnde can verdi.
Bu vcutsuz yarat, hepsinin lideri olan bu tatl dilli dman uzun salarndan tutup dumanl, kokumu
tepecie frlattm.
Sol taraf takip ederek sra sra devam ettim; neden solu setiimi bilmiyordum ama yolum buydu ve ne
zaman bir rty kaldrsam vahice ileriye atlr ve kalkarsa - ki bazen yle inanlmaz bir hza ulayor
kalkmasna frsat tanmyordum - kolunu sarmalar ve kafay yle bir hzla vcudundan ayryordum ki kanyla
slanyordum. Darbelerim iren bir hal almt. Bazen ene kemiklerini, bazen ise omuzlarn atr atr
paralyordum, ama kurbanlarm ldryordum; bu kesindi!
Onlar ldryordum!
Kafalarn teker teker vcutlarndan ayrp artk sonbahar yapraklarnn yand bir atee benzeyecek
kadar ok dumann kt tepeye frlatyordum. Ama kafalar genel olarak ryor ve siyahlam yal, kaln,
tiksin bir tabakaya dnyordu, ok az kl vard.
Ac ekiyorlar myd acaba? Biliyorlar myd? Divanlarnn paraland bu korkun ve mide bulandran
dakikalarda ruhlar grnmez ayaklarla nereye gitmiti acaba, kkreyerek iimi yaptm, tepindiim ve
bam arkaya atp hibir ey gremeyecek hale gelene kadar aladm bu dakikalarda nerelerdeydiler?
Aa yukar yirmisinin iini bitirmitim, yirmi. Klcm kandan ve phtsndan o kadar kalnlamt ki artk
silmem gerekiyordu. Mahzenin br tarafna gemek iin yrrken klcm onlarn vcutlarna, gzel
giysilerinin zerine sildim. Gslerinin zerindeki beyaz ellerinin ne kadar prsm oluklarn ve siyah
kanlarnn gndz kesilmi boyunlarndan ne kadar yava aktn grerek ardm.
"l, ite hepiniz lsnz, yine de nereye gittiinizi merak ediyorum, ruhlarnz nereye gitti?"
Ik azalyordu, hzla nefes alyordum. Bam kaldrp Mastema'ya baktm.
"Gne en tepede," dedi yumuaka. Onlara, kmrlemi ve duman kan kafalara ok yakn
durmasna ramen hi etkilenmemiti.
Duman, sanki gzak dumana dnmeye daha yatknm gibi baka bir yerlerindense daha ok
gzlerinden kyordu.
"Kilise imdi lo, ama henz len. abuk ol! Bu tarafta yirmi tane daha var, bunu sen de biliyorsun.
al!"
Dier melekler bir araya gelmi, birer heykel misali hareketsiz duruyordu. Bir yanda zengin kyafetleri
iinde muhteem Ramiel ve Setheus, dier yanda daha yaln, sradan ve kederli iki ruh - hepsi de byk bir
heyecanla olup bitenleri seyrediyordu. Setheus bir ryen kafalara bir bana bakp duruyordu.
"Devam et, zavall Vittorio," diye fsldad. "Acele et."
"Sen yapabilir miydin?" diye sordum.
"Yapamam."
"Hayr, izninin olmadn biliyorum," dedim. Konumaya alrken, vampirlerle yaam olduum
mcadeleden dolay gsm aryordu. "Demek istediim yapabilir miydin? Bunu yapacak gc kendinde
bulabilir miydin?"
"Et ve kandan meydana gelmedim ben, Vittorio," diye cevap verdi aresiz bir ekilde Setheus. "Ama,
Tanrnn benden istediklerini yapabilirdim."
Yanlarndan getim. Geriye dnp ldayan kk melek gurubuna baktm. Mastema'nn zrh azalan
kta panldyordu ve klc brne kar l l grnyordu.
Hibir ey sylemedi.
Dndm. lk rty kaldrdm. Ursula'yd.
"Hayr!" geri ekildim.
rty braktm. Onu uyandrmayacak kadar uzaktaydm galiba nk hareket etmedi. Muhteem
kollar, tpk dierlerindeki gibi huzur dolu bir lm pozisyonunda gsnde kavuturulmutu, ama
dierlerinin aksine onunki tatlyd; sanki en masum ocukluk anda bir felaket, uzun dalgal salarnn bir
teline bile dokunmadan onu alp gtrm gibi grnyordu.
Salar, ba, omuzlan ve kuu gibi boynu iin bir ta oluturuyordu.
Hzl nefes alm duyabiliyordum. Klcmn ucunun yere srtmesine, talarn zerinde ses kartmasna
aldr etmiyordum. Kuruyup atlam dudaklarm yaladm. Hepsinin birka adm temde toplanm bana
baktklarn biliyordum ama onlara bakmaya cesaretim yoktu. Youn sessizliin ortasnda lanetlilerin yanan
kafalarnn atrdamalarn duyuyordum.
Elimi cebime soktum ve kehribar boncuklu tespihi karttm. Onu tutan elim tir tir titriyordu. Kk ha ve
zerindeki sa figrnn sallanmasna izin vererek tespihi havaya kaldrdm ve ona frlattm. Tam kk
ellerinin zerine ve yar plak gslerinin zerine indi. Orada duruyordu kk ha, solgun tenli
gslerinin zerinde. Hi hareket etmedi.
Ik, sanki tozmu gibi kirpiklerinin zerine yapmt.
Herhangi bir aklama yapmadan sradakine dndm; yksek sesle bouk bouk bararak rtsn
yrtp kafasn vcudundan ayrdm. Kadn myd, erkek miydi onu bile bilmiyordum. Gr, kahverengi
salarndan tutup ba kaldrdm ve onu meleklerin yanndan, ayaklarnn dibindeki iren ynn zerine
frlattm.
Ardndan brne getim. Godric. Aman tanrm, ite bu ok ho olacak.
Daha kumaa dokunmadan kel kafasn grdm. Kuma aarken dikkatsizliimden dolay yrtldn
duydum ve gzlerini amasn, yatt yerden yarm yamalak kalkmasn ve bana bakmasn bekledim.
"Beni tandn m canavar? Tandn m?" diye kkredim. Klcm boynunun iinden geti. Beyaz kafas
yere arpt. Kesilmi boynundan geri kalan ksmna klcm geirerek onu ileyip havaya kaldrdm. "Beni
tandn m canavar?" diye bardm, titreyen gzlerine ve salyal krmz azna. "Beni tandn m?"
Ardndan bir sinir krizi iinde iime geri dndm.
ki tane daha, sonra , be, yedi ve dokuz sonunda alt tane daha ve Divan nihayet sona ermiti. Tm
danslar, beyefendileri, hanmefendileri lmt artk.
Dier tarafa koarak basit vcutlarnn zerinde bir rtleri olmayan ve kendilerini korumak iin sska
kollarn kaldracak gc bile bulunmayan zavall ii hizmetkarlarn ilerini bitirdim.
"Avclar, onlar neredeler?"
"br uta, oras neredeyse karanlk, ok dikkatli ol"
"Onlar gryorum," dedim. Kamburlam srtm iyice dorultarak sakinlemeye altm.
Alt kiilik bir gurup olarak, dierleri gibi balar duvarda ama ok tehlikeli olabilecek ekilde birbirlerine
sokulmu halde yatyorlard. im zor olacakt.
Birden iin kolaylna glmeye baladm. Kahkaha attm. lk rty kaldrdm ve klcm ayaklarna
indirdim. Beden kalktnda klcm nereye indirmem gerektiini rahatlkla grebiliyordum, stelik kan
fkrmaya balamken bile.
kincisini, bir hareketle ayaksz braktm, ardndan onu ortadan ikiye ayrdm ve ancak o klcm tutmaya
alrken boynuna indirdim. Klcm iddetle geri ekerek elini kolundan ayrdm. "01 pikurusu, beni
arkadanla beraber karan sendin; seni hatrlyorum."
Nihayet sonuncusunun da sakall kafasn elimde sallyordum. Bunu tutarak yavaa geri yrdm,
yoluma kan baka kafalar tekmeliyordum. Gcm kalmad iin ok uzaa frlatamam olduum
kafalard bunlar; onlar da sprntymler gibi tekmeleye tekmeleye a gtrdm.
Ortalk aydnlanmt, leden sonras gnei artk kilisenin bat camlarndan ieri szlyordu.
Yukardaki aklktan ieri hem harika hem de lmcl bir scaklk szlyordu.
Sol elimin tersiyle yzm sildim yavaa. Klcm yere koydum ve keilerin ceplerime koymu olduu
mendilleri aradm. Bunlar alp yzm ve ellerimi temizledim.
Ardndan klcm alp onun yatt yere tekrar gittim, nceki gibi uyuyordu. Ik ona yakn deildi.
Yattklar yerde hibirine k ulaamazd.
Tatan yatanda gvendeydi. Gzelce kvrlm parmaklaryla elleri daha nceki gibi hareketsiz ve
beyaz gslerinin zerindeki altn hala huzur iinde yatyordu. Salar hareket ediyordu, yukardaki dar
aklktan gelen hafif bir rzgar vard byk ihtimalle. Ama hareket eden tek ksm buydu. .
zerinde yatt ta o denli dard ki kurdeleleri ve incilerinden yoksun uzun, dalgal salar ve altn nakl
uzun elbisesinin kvrmlar kenarlarndan aaya sarkmt. Onu grdm zaman giydii elbise deildi.
Koyu kan krmzs rengi aynyd ama mkemmel bir biimde sslenmi yeni bir elbiseydi. Sonsuza kadar
prensinin pcn bekleyecek asil bir prenses gibiydi.
"Cehennem bunu kabul edebilir mi?" diye fsldadm. Ona cesaret edebildiim kadar yaklatm. Kolunun
o mekanik ekilde kalkaca, elinin ani hareketle bolua saldraca ya da gzlerini aaca dncesine
dayanamyordum. Bunu kaldramazdm.
Elbisesinin altndaki terliklerinin yalnzca ular grnyordu. afaktaki uykusuna ne kadar da nazik
yatmt. Merdivenleri krk olan kapy kim kapatmt acaba? Mekanizmalarn incelememi, dnerek bile
zmeye almam olduum mzrak tuzan kim kurmutu?
Bu lo kta ilk defa, banda altndan ince bir halka gryordum. Tepesini evreleyen ve tek incisi
alnnda duracak ekilde gr dalgalarna minicik tokalarla tutturulmu kck bir ey.
Ruhu bu kadar kk myd? Tpk atein, gzel anatomisinin her ksmn gtrecei ya da gnein,
esiz yzn korkun bir eye dntrecei gibi, cehennem de onu alacak myd?
Bir zamanlar bir annenin rahminde uyumu ve rya grmt, sonra da bir babann kollarna yatrlmt.
lm arkadalarnn kafalarnn gnein sabrl, umursamaz nlarnn altnda yava yava yand bu
iren dumanl mezara onu getiren nasl bir felaketti acaba?
Onlara dndm, klcm aada tutuyordum.
"Bir tanesi, bir tanesi yaasn, sadece bir!" dedim.
Ramiel yzn rtp srtn bana dnd. Setheus bakmaya devam etti, ama ban sallad.
Koruyucularm her zamanki gibi dzeyli soukluklaryla beni sadece szmekle yetindiler. Mastema gzlerini
bana dikmi ve sessizce, ciddi maskesinin altnda ne dnce yatyorduysa onu deerlendiriyordu.
"Hayr, Vittorio," dedi. "Srf bunlardan birini sa brakasn diye mi Tanrnn melekleri sana engelleri
amana yardmc oldu sanyorsun?"
"Mastema, o beni sevdi ve ben de onu seviyorum. Mastema, o benim hayatm kurtard. Mastema,
sevgim adna sana soruyorum, sevgi adna sana yalvaryorum. Buradaki her ey adaletti. Ama bunu, beni
sevmi olan ve benim de sevdiim kz katledersem tanrya ne syleyebilirim?"
Surat ifadesinde en ufak bir deiiklik olmad. Her zamanki sakinliiyle beni izlemekle yetindi. Korkun
bir ses duydum. Ramiel ve Setheus'un alama sesiydi. Koruyucularm sanki arm gibi dnp onlara
bakt. Ardndan dalgn, yumuak gzleri her zamanki gibi tekrar bana dnd.
"Merhametsiz melekler," dedim. "Ama, bunu sylemem size hakszlk, biliyorum. Yalan syledim, doru
deildi. Beni affedin."
"Seni affediyoruz," dedi Mastema. "Ama, bana verdiin sz tutmak zorundasn."
"Mastema, Ursula kurtulabilir mi? Eer kendisi her eyden feragat ederse kurtulabilir mi?... Ruhu hala
insan ruhu mu?"
Cevap gelmedi. Hibir cevap gelmedi.
"Mastema, ltfen bana syle. Grmyor musun? Eer kurtula-bilirse ben onunla kalabilirim, onu ikna
edebilirim, yapabileceimi biliyorum, nk kalbi iyilikle dolu, gen ve iyilik dolu. Mastema, syle. Onun gibi
bir yaratk kurtulabilir mi?"
Cevap yoktu. Ramiel ban Setheus'un omzuna gmmt.
"Ah ltfen, Setheus," dedim. "Bana syleyin, kurtarlabilir mi? lm benden mi olmal? Ya onunla
kalrsam? Gnahlarn anlatmasn salarsam, yaptklarnn hesabn verse? Onun gnahlarn
balayabilecek bir rahip yok mu? Yce tanrm..."
Ramiel'den bir fslt geldi; "Vittorio, kulaklarn .tkal m? Esirlerin alamalarn, alktan inlemelerini
duymuyor musun? Onlar daha zgr bile brakmadn, bunu gece mi yapmay planlyorsun?"
"Yapabilirim. Daha zamanm var. Ama, Ursula'yla burada kalamaz mym? Yapayalnz olduunu,
dierlerinin yok olduunu, Florian ve Godric'in tm szlerinin zulmden baka bir anlama gelmediini
anlad zaman ruhunu Tanrya vermesinin hibir yolu yok mu?"
Yumuak ve souk baklarnda en ufak bir deiiklik olmakszn Mastema yavaa srtn dnd.
"Hayr, yapma. Srtn dnme!" diye bardm. pekler iindeki gl kolunu yakaladm. Kuman, tuhaf
ve doast kuman iinden, esiz gcn, kuvvet dolu kolunu hissedebiliyordum. Aaya, bana bakt.
"Neden bana sylemiyorsunuz?"
"Tanr akna, Vittorio!" diye kkredi birden. Sesi tm mahzende yankland. "Anlamyor musun, bunun
cevabn bilmiyoruz!"
Kolunu hmla ekti, kalarn atm, elini klcna koymutu.
"Balamayla ilgili hibir ey bilmeyen bir trz!" diye bard. "Kan ve etten meydana gelmiyoruz ve
bizim krallmzda her ey ya aydnlk ya da karanlktr ve biz sadece bunu biliriz.Aniden dnp Ursula'ya
doru yrmeye balad. Peinden kotum,, ekitirdim, ama hedefinden bir para bile sapmasn
salayamadm.
Ursula'nn kavuturulmu ellerini geerek elini daldrd ve incecik boynuna sarld. Ursula'nn gzleri
alp o korkun, dehet verici krlkle bakt.
"inde bir insan ruhu tayor," dedi fsltyla. Ardndan sanki ona dokunmak istemiyormu, buna
dayanamyormu gibi elini hzla ekti. Geri ekildi ve kendisiyle beraber beni de arkaya doru itekledi.
Gz yalarna bouldum. Gne yerini deitirdi ve mahzendeki glgeler uzamaya balad. Sonunda
dndm. Yukardaki delikten szlen k artk soluktu. Altn sars gl bir renkti, ama soluktu.
Meleklerim oradayd, hepsi toplanm beni seyrediyor ve bekliyorlard.
"Burada onunla kalyorum," dedim. "Yaknda uyanacak. Tanrnn onu balamas iin dua etmesini
isteyeceim."
Ne yapacam ancak kelimeler azmdan ktktan sonra anladm. Ne yapacam ak ve seik
anlattmda anladm ancak.
"Burada onunla kalacam. Eer Tanr sevgisiyle gnah karrsa benimle kalabilir, sonra da lm
gelecek. Biz onu acele ettirmek iin elimizi bile kaldrmayacaz ve Tanr ikimizi de kabul edecektir."
"Bunu yapacak gcnn olduuna inanyor musun?" diye sordu Mastema. "Peki ya onun, onun gc var
m?"
"Bunu ona borluyum," dedim. "Mecburum. Size hi yalan sylemedim, hibirinize. Kendime de sylemedim.
Kardelerimin ikisini de katletti, onu grdm. phesiz bir ounu, ailemden bir ounu da o ldrd ama
beni kurtard. Beni iki kere kurtard. ldrmek kolaydr, kurtarmaksa deil!"
"Ah!" dedi Mastema, sanki onu artmm gibi. "te bu doru," dedi.
"Onun iin kalacam, sizden hibir ey beklemiyorum. Buradan kamayacam biliyorum. Belki o bile
kamaz."
"Tabi ki kabilir," dedi Mastema.
"Vittorio'yu burada brakamayz," dedi Setheus, "onu zorla alp gtrelim."
"Bunu hibirimiz yapamayz, biliyorsun," dedi Mastema.
"Sadece mahzenden dar," dedi Ramiel, "ine dm olduu derin bir ukurdan kurtarr gibi."
"Ama bu yle bir ey deil, onun iin yapamam."
"O zaman biz de onunla beraber kalalm," dedi Ramiel.
"Evet, biz de kalalm," dedi iki koruyucu meleim, neredeyse ayn anda ve ayn ses tonuyla.
"Brakalm Ursula'da bizi grsn."
"Grebildiini nasl bileceiz," diye sordu Mastema. "Nereden bileceiz bu yetenee sahip olup
olmadn? Bir insann bizi grdne ka defa ahit oldunuz?"
lk defa onda fke gryordum. Bana bakt.
"Tanr sana ne korkun bir oyun oynam Vittorio!" dedi. "Nasl dmanlar ve nasl dostlar vermi!.."
"Evet, bunu biliyorum ve tm kalbimle ve de ektiim tm straplarn arlyla Ursula'nn ruhu iin dua
edeceim."
Gzlerimi kapatmak istememitim.
stemediimi biliyorum.
Ama tm manzara tamamyla deiti, kafalardan oluan tepe hala oradayd, bazlar bzlp kuruyor ve
iren bir duman ttyordu. Yukardaki k iyice azalmt ama hala altn renkliydi; krk merdivenler ve
paralanm sivri saplarn ardnda leden sonrasnn son klaryla altn rengindeydi.
Ve meleklerim gitmiti.

XII
GNAHA DAVET
Tm genliime ramen vcudum daha fazlasn kaldramazd. Yine de onun uyanmasn beklerken bu
mahzenden bir k aramadan nasl durabilirdim?
Meleklerimin gitmesine aldr etmiyordum, bunu hakketmi-tim ve yapmay amalam olduum eyin
doruluundan emindim. Ursula, Tanrnn merhametine snacak ve biz bu maaradan kacaktk.
Gerekirse ruhunu tm gnahlarndan arndrabilecek bir rahip bile bulacaktk. Tanr sevgisiyle gnahlarn
kendi bana tam olarak anlatamazsa, eh ite o zaman kilise tarafndan balanmas onu kesinlikle
kurtarrd.
Kuruyan cesetlerin arasnda, mahzende dolandm. Btn k, ta yataklarndan aaya akm ve
kurumu kan gllerine vuruyordu.
En sonunda umduum eyi buldum, kaldrlp yukardaki tavana dayandnlabilecek uzun bir el merdiveni.
Ama byle bir eyi yalnz bama nasl kaldracaktm?
Yoluma kan ve artk tannmaz hale gelmi kafalar tekmeleyerek merdiveni mahzenin ortasna doru
ektim ve tam ortasndaki iki basamann arasna girerek onu kaldrmaya altm.
imkansz. O kadar gcm yoktu. nce olmasna ramen ok uzun ve fazlasyla ard. Belki ya da drt
gl adam en ucunu krk merdivenlere dedirebilecek kadar kaldrabilirdi, ama tek bama ben, kesinlikle
yapamazdm.
Belki baka bir yol bulabilirdim. Yukardaki saplara frlatla-bilecek bir zincir ya da halat vard belki de.
Alacakaranlkta yle bir eyi aramaya koyuldum, ama bulamadm.
Byle bir yerde zincir ya da halat bulunmaz myd?
Krk merdivenle yer arasndaki boluu gen vampirler bile srayabiliyorlar myd?
En sonunda duvarlarn dibinde bir kiler ya da Tanr korusun, bu dmanlarla dolu baka bir mahzene
iaret edebilecek bir halka, bir kol ya da uzant gibi bir ey aramaya koyuldum.
Bir ey bulamadm.
En sonunda tekrar odann ortasna yrdm. Btn kafalar artk deri kadar siyah ve sar gzl olan
Godric'in iren kel kafasn bile bir araya getirip n onlar zerinde almasn srdrmekten geri
kalmayaca bir yere dizdim.
Ardndan el merdiveninin zerinden sendeleyerek getim ve Ursula'nn yatt tan nnde dizlerimin
stne dtm.
ktm, biraz uyuyacaktm, hayr, uymak deil, sadece dinlenecektim.
Hi istemediim halde, bundan korktuum, pimanlk duyduum halde vcudumun gevediini hissettim.
plak taa yattm ve gzlerim kapand. Merhamet dolu, glendiren bir uykuya daldm.
nanlmazd.
lyla uyanacam, tann zerinde, karanlkta bir sr lnn arasnda yalnz olduunu fark eden
korkmu bir ocuk gibi davranacan zannetmitim.
Kafalardan yaptm tepenin grntsnn onu dehete dreceini zannetmitim.
Ama hibiri olmad.
ayrmzdaki ieklerin mor rengine brnm yukardaki boluu alacakaranlk dolduruyordu ve Ursula
tepemde dikilmi duruyordu. Tespihimi boynuna asmt, bu hi alldk bir ey deildi. Kk ha kta
sallanyordu, onu deerli bir tak gibi takmt. Han altn rengi, gzlerindeki ltyla beraber adeta dans
ediyordu.
Glmsyordu.
"Cesurum, kahramanm. Gel, bu lm lkesinden kaalm. Yapmsn, intikamn almsn."
"Dudaklarn hareket ettirdin mi?"
"Bunu seninleyken yapmama gerek var m?"
Beni ayaa kaldrrken rperdiimi hissettim. Elleri yumuak bir ekilde omuzlarmn zerinde, ban
kaldrm gzlerimin iine bakyordu.
"Sevgili Vittorio," dedi. Ardndan beni belimden kavrayarak havaya frlad. Sivri ularna hi dokunmadan
krlm mzraklar getik ve alacakaranla brnm kiliseye ktk. Pencereler kararm ve glgeler ho,
efkat dolu bir ekilde uzaktaki sunan evresinde oynuyordu.
"Ah sevgilim, akm," dedim. "Meleklerin ne yaptn biliyor musun? Ne sylediklerini biliyor musun?"
"Gel, esirleri serbest brakalm, tpk istediin gibi," dedi.
yle tazelenmi, yle din hissediyordum ki kendimi sanki yorucu hibir i yapmamm, sanki savam
beni yorup bitirmemi, mcadele ve arpma gnlerdir ayrlmaz bir param olmamt sanki.
atonun iinden onunla kotum. Kafesteki zavall insanlara giden kaplar bir bir ardna kadar atk. Hafif
ve nazik ayaklaryla portakal aalar ve ku yuvalarnn altndan koan Llrsula'yd, orbayla dolu kazanlar
deviren ve fakirlere, fellilere, umutsuzlara zgr olduklarn, artk onlar tutsak eden kimsenin olmadn
haykran yine Ursula'yd.
Gz ap kapayana kadar yksek balkonlarn birine kmtk. Alacakaranlkta, aalarda, ok uzakta
zavall ilerlemelerini gryordum. Mor gkyznn altnda dadan aaya inen, arka arakaya dizilmi halde
oluturduklar uzun sralarn gryordum. Gller zayflara yardm ediyordu, genler yallar tayordu.
"Nereye gidecekler, o kt ehre geri mi dnecekler, onlar kurban eden canavarlara?" Birden fkeye
kaplmtm. "Ceza. Evet, cezalandrlmalar gerek."
"Zamanla, Vittorio, zamanmz var. Senin zavall, hznl esirlerin imdi zgr. imdi bizim zamanmz,
senin ve benim. Benimle gel."
Aaya utuumuzda etekleri geni, koyu renkli bir yuvarlak oluturuyordu. Aaya, aaya,
pencerelerden aa, duvarlardan aaya, ta ki ayaklarm yumuak yere deinceye kadar.
"Aman Tanrm, buras ayrmz, bak, bizim ayrmz," dedim. "Buray ay nn altnda, tpk
ryalarmdaki kadar net grebiliyorum".
Anszn her tarafm bir yumuaklk kaplad, onu kollarmda sktm ve parmaklarm dalgal salarnn
iine daldrdm. Etrafmzdaki tm dnya sallanyor gibiydi, ben onunla dans ediyordum ve birbirimize
kenetlenmi halde durduumuz yerde, rzgarn nazike sallad aalar bize ark sylyordu.
"Bizi hibir ey ayramaz, Vittorio," dedi. Kollarmdan syrld. Komaya balad.
"Hayr, bekle, Ursula bekle!" diye bardm. Peinden komaya baladm ama, otlar ve ssenler yksek
ve grd. Ryama pek ben-zemiyorlard, ama aslnda yine de ryamdaki gibiydi nk bunlar canl ve
doann yeil kokusu ile doluydu. Orman, kokulu rzgarda nazik bir ekilde dallarn sallandryordu.
Tkenmi bir ekilde kendimi yere attm ve ieklerin her tarafm kaplamasna izin verdim. Ssenlerin,
yukarya dnk yzme bakmalarna izin verdim.
Bamda diz kt. "Beni balayacak, Vittorio," dedi. Sonsuz merhametiyle her eyi balayacak."
"Ah, evet sevgilim, bir tanem, gzel akm, kurtarcm, seni balayacak."
Kk ha boynuma deiyordu.
"Ama, nce benim iin bir ey yapmalsn. Aada yaamama izin veren, beni balayan, bana
gvenerek ayaklarmn ucunda uyuya kalan sen bunu yapmalsn..."
"Neyi sevdiim?" diye sordum. "Syle, yapaym."
"nce kuvvetli olmak iin dua et. Ondan sonra, insan vcuduna, salam ve vaftiz edilmi vcuduna,
lanetli kanmdan alabildiin kadarn almalsn, onu benden emmeli ve bylece ruhumu bysnden
kurtarmalsn; sana verdiimiz iksir gibi kusularak kacak ve sana zarar veremeyecek. Bunu benim iin
yapar msn? Beni bu zehirden arndrr msn?"
Hastalm dndm, manastrda vcudumdan kan kusmuu. Hepsini dndm, eblehliimi,
korkun konuma abalarm ve deliliimi.
"Bunu benim iin yap," dedi.
zerime yatt, kalbinin atlarn hissediyordum, kendiminki-leri de. Bylesi hlyal bir geveklii daha
nce hi tatmamtm. Parmaklarmn kvrldn hissettim ve bir an iin sert kayalara dokunduumu
hisseder gibi oldum, sanki bu ayrda ellerim akl talar bulmutu, ama ardndan, ezilmi iek saplarn,
mor, krmz ve beyaz ssenler geri dnd.
Ban kaldrd.
"Tanr adna," dedim. "Senin kurtuluun iin almam gereken her zehri senden alacam; kan rm
bir yaradan ekermi gibi alacam. Czaml birinin kanym gibi. Ver, kann bana ver."
Yz yle hareketsiz, yle narin, yle zarif, yle beyazd ki.
"Cesur ol sevgilim, cesur ol. nk kanm iin nce yer amalym."
Boynuma sokuldu ve etimde dilerinin batrln hissettim. "Cesur ol, yer amak iin sadece birazck
daha."
"Biraz daha m?" diye fsldadm. "Biraz daha, ah Ursula, ban kaldrp yukardaki Cennete ve
Cehenneme bak, nk yldzlar melekler tarafndan yerletirilen ateten krelerdir."
Ama kelimeler uzatlm, anlamszlamt ve kulaklarmda yanklara dnt. Etrafm karanlk sard ve
elimi kaldrdm zaman sanki altn bir a ile kaplanm olduunu grdm. Parmaklarm an iinde
gizlenirken, uzaklar, ok uzaklar grebiliyordum.
ayr birden bire gne na bouldu, ayrlmak, oturmak ve ona anlatmak istedim. Bak, gne geldi
ve sen ac ekmiyorsun, bir tanem benim. Ama damarlarma giren bu ilahi, tatl, mkemmel haz dalgalar
beni tekrar tekrar sarsyordu, benden ekiliyordu, kasklarmdan yukar ekiliyordu.
Dileri etimden ayrldnda ruhu, tm organlarmdaki, bir zamanlar erkek ve ocuk olan, imdiyse insan
olan tm paralarmda-ki tutuunu kuvvetlendirmi gibiydi.
"Ah, bir tanem, sevdiim, durma. Gne kestane aalarnn dallarnda ba dndrc oyunlar oynuyor."
Azn at ve iinden kan akt, derin ve koyu kan pcyd. "Onu benden al, Vittorio."
"Tm gnahlarn iime, benim tatl Ursula'm. Tanrm bana yardm et. Tanrm merhametini benden
esirgeme. Mastema..."
Ama kelimeler yarda kesildi. Azm kanyla doldu ve bu sefer kokumu bir karm deil, bana en gizli
ve ba dndren pck-leriyle ilk vermi olduu o kavuran, i gcklayan tatl kand. Yanz bu sefer
dayanlmaz bir sel gibi akyordu.
Kollar altmdayd. Beni kaldrd. Kan iimdeki damarlar tanmazlktan geliyor ve dorudan organlarma
doluyor gibiydi. Omuzlarma, gsme ve sonunda onu bomak, canlandrmak iin kalbime doluyordu.
Parldayan, dans eden gnee baktm, gzlerimin nnde grm engelleyen onun yumuak salarn
hissediyordum, ama altn tellerinin arasndan bakabiliyordum hala.
Kan bacaklarmdan parmaklarmn ularna kadar indi, vcudum kuvvetle kabanyordu. Organm
zonkluyordu ve bir kez daha zerimde Ursula'nn ince ve narin bedeninin arln, ylankavi u-zuvlarnn
etrafma dolann, tutuunu, beni balamasn hissediyordum. Kollan altmda kavumu, dudaklar
benimkilere kapanmt.
Gzlerim byk bir abayla ald. lerine gne doldu ve ardndan geri ekildi. ekildi; soluk
allarmn sesi inanlmaz bir ekilde artt ve kalbimin atlar da yabani bir ayrda deilmiiz gibi
yanklanmaya balad. Sesler, glenmi vcudumdan, dntrlm vcudumdan, onun kan ile dolu
vcudumdan kan sesler, ta duvarlarda yanklanyordu!
ayr gitmi ya da hi olmamt. Alacakaranlk yukarda bir dikdrtgendi; mahzende yatyordum.
Onu zerimden atarak doruldum, acyla barrken onu uzaa frlattm. Hmla ayaa kalktm ve
nmde uzattm beyaz ellerime baktm. Korkun bir alk byd iimde, yabani bir kuvvet, bir kkreme!
Yukardaki koyu mor a baktm ve haykrdm. "Bana ne yaptn! Beni sizden birine neden evirdin!"
Alamaya balad, ona saldrdm. Geriledi. Eli aznn zerinde, alayarak benden kamaya balad.
Mahzenin drt duvar arasnda bir fare gibi kouyor, lklar atyordu.
"Vittorio, hayr, Vittorio, hayr, Vittorio, hayr, canm yakma. Vittorio, bunu bizim iin yaptm; Vittorio, artk
zgrz. Ah Tanrm bana yardmc ol!"
Ve ardndan utu, uzattm kollarmdan son anda kat ve soluu yukardaki kilisede ald.
"Cad, canavar, larva. Beni illzyonlarnla kandrdn, beni sizden biri haline getirdin, bana bunu nasl
yaparsn!"Karanlkta klcm bulana kadar srnrken, duvarlarda ard sra yanklanan kkremele-rini
duyuyordum. Ardndan ben de sradm ve mzraklara demeden kendimi kilisede buldum. Ursula,
gzlerinde prldayan gz yalaryla sunan nnde dolanyordu.
Gerileyerek, kararm pencerelerden yolunu bulan yldzlarn yla hafiften aydnlatlm krmz
ieklerin arasna dald.
"Hayr, Vittorio. Beni ldrme, ldremezsin. Yapma!"
Alyor ve inliyordu. "Ben de bir ocuum, senin gibi, ltfen yapma!"
Onu frlattm. Kilisenin dier ucuna yuvarland. Klcmla hiddetle eytann heykeline saldrdm, salland
ve byk bir grltyle dp lanetli kilisenin mermer tabannda param para oldu.
Ursula br uta dolanyordu. Diz st kp kollarn bana doru uzatt. Ban sallyordu, ak salar
oradan oraya uuuyordu.
"Beni ldrme, beni ldrme, beni ldrme. ldrrsen beni cehenneme gnderirsin. Yapma!"
"Sefil!" diye inledim. "Seni, sefil, aalk yaratk!"Gz yalarm tpk onunkiler gibi yanaklarmdan
szlyordu. "Susadm, seni adi, susadm ve onlar, kafesteki esirlerin kokularn duyabiliyorum. Kokularn,
kanlarnn kokularn duyabiliyorum. Lanet olsun, lanet olsun sana!"
Ben de diz kmtm.
ren heykelin paralarn yanlara doru tekmeleyerek kendimi mermerin zerine attm. Klcmla sunak
rtsn ucundan yakalayp aaya ektim. zerindeki tm krmz iekler zerime dkld. lerinde
yuvarlanabiliyor, yumuaklklarna yzm gmebiliyordum.
Etrafa birden sessizlik kt. nlemelerimle dolu korkun bir sessizlik. Gcm hissedebiliyordum,
sesimin tnsnda bile vard. Klc yorulmadan, zorlanmadan tutan kolumda ve strapsz sakinliimde
hissedebiliyordum; souk olmas gereken ama olmayan ya da en azndan ho bir ekilde souk olan yerde
bile hissedebiliyordum gcm.
Hah, beni kudretli klmt.
Burnuma bir koku geldi. Yukar baktm. Ursula, yumuak ve sevgi dolu Ursula hemen yanmda, ayakta
duruyordu. Yldzlarn yansyordu gzlerinden. Prl prl, sessiz ve yarglamayan baklarn bana
evirmiti. Kollarnda gen bir insan tutuyordu, nasl bir tehlikede olduunu bilmeyen yarm akll biri.
Ne kadar da pembe ve krpe grnyordu, tam azma layk kzarm bir domuza benziyordu.
Kaynayan, doal bir ekilde pien kanla dolup tayordu. Benim iin hazr. Onu nme oturttu.
plakt, sska kalalar, oturduu iin topuklarndayd. Titreyen gs pespembe ve salar drst
yznn etrafnda siyah, uzun ve yumuakt. Hayal gryor ya da karanlkta bir eyler aryor gibi
grnyordu. Kim bilir belki de melekleri?
" sevgilim, ondan i," dedi Ursula, "Gcn gelir ve ikimizi de gnah karmamz iin rahibe gtrrsn."
Glmsedim. nmdeki yarm akll ocua kar hissettiim alk neredeyse dayanlmazd. Ama bu
imdi bambaka bir eydi, yle deil mi; yani dayanabileceklerim, kaldrabileceklerim konusu. Ben de imdi
bu ann zevkine varacaktm, Ursula'ya bakarak dirseimin zerine kalktm.
"Rahibe mi? Kiliseye mi gideceimizi sanyorsun? Baka bir ey yapmadan, ikimiz, hemen?"
Tekrar alamaya balad, "Hayr, hemen deil, yo, hemen deil," diye szland. Ban sallyordu.
Yenilmiti.
nsan aldm, onu emip kuruturken, boynunu krdm. Hi sesini karmad. Ne ac, ne korku ne de lk
atmak iin zaman olmutu.
lk avlarmz unutabilir miyiz? Bunu hi unutabilir miyiz?
Btn gece boyunca o kafesin her kesini kefettim. Bir hay- van gibi karma kan yalayp yuttum.
Boyunlarndan byk bir zevkle, tka basa dolana kadar itim, her birinden ne istiyorsam onu alyordum ve
onlar Tanrya ya da cehenneme yolluyordum, nereye olduunu nereden bilebilirim ki? Artk bu dnyada
Ursula'yla birlikte olmaya mahkumdum ve o da kendi zarif tarzyla, benimle beraber bir ziyafet ekti.
Kkremelerimi ve inlemelerimi dinledi, beni pmek ya da hiddetten sarsldmda gz yalaryla keye
sktrmak iin ne zaman frsat olursa yakalad.
"Buradan kalm," dedim.
Tam afaktan nceydi. Bu sivri kulelerin altnda, bu atoda, bu kt, iren doumumun yerinde bir gnm
bile geiremeyeceimi syledim.
"Bir maara biliyorum," dedi. "Dalarn ok aasnda, ekili topraklarn tesinde."
"Evet, gerek bir ayrn ucunda deil mi?"
"Bu gzel lkede sayamayacam kadar ok ayr var sevgilim," dedi, "ve ay nda iekler bizim
sihirli gzlerimize en az Tanrnn gneinin nda insanlara parladklar kadar tatllkla, rengarenk
parlyorlar. Unutma ki ay bizim."
"Ve yarn gece... rahibi dnmeden nce..." rahibi dnmek iin kendine zaman vermelisin."
"Beni tekrar gldrme. Bana umay ret. Kolunu belime dola ve yksek duvarlardan bir insan
paralayacak bir dten, aaya, gvenlie nasl inilir, gster. Artk rahiplerden bahsetme. Benimle alay
etme!"
"...rahibi, gnah kartmay dnmeden nce," diye devam etti ylmadan, nazik, tatl, ince sesiyle,
gzleri aktan gz yalaryla dolup tayordu, "Santa Maddalana ehrine geri dneriz ve hepsi uyurken
ehirlerini etraflarnda yakarz."

XIII
KK GELN
Santa Maddalana'y yakmadk. ehri yamalamak ok daha zevkliydi.
nc gece, gn doarken alamay brakmtm artk. Gizli ve ulalmaz maaramza ekilir,
birbirimizin kollarnda kenetlenmi bir halde uykumuza dalardk.
nc gecede ehir sakinleri balarna gelen felaketi eytanla kurnaz pazarlklarnn nasl ters
dndn - artk anlam ve paniklemi bir haldeydi. Onlarn kurnazlklarn kefedip ilerini bozmak,
dolambal sokaklarnn glgelerinde saklanmak ve en pahal ve zekice yaplm kilitlerini krmak harika bir
oyundu.
Erken saatlerde, kimse sokaa kmaya cesaret edemezken ve iyilik dolu Fransiskan rahibi odasnda
uyanp diz st kp olup biteni kavrayabilmesi iin Tanrya dua ederken - hatrlarsnz, bu rahip handa
bana arkadalk etmi, benimle yemek yemi ve beni uyarmt, Dominiken kardei gibi kzgnlkla deil,
nezaketle yapmt bunu - bu rahip dua ederken, ben de Fransiskan kiliseye gizlice girdim ve dua ettim.
Ama her gece, kendime, orospusuyla yatakta olan her erkein kendisine sylediini sylyordum; "Bir
gece daha Tanrm, yarn gnah karmaya gideceim. Yalnzca gzel bir gece daha Efendim, ve evime
karma dneceim."
ehir sakinlerinin bize kar hibir ans yoktu.
Sevgili Ursula'm kendiliimden yapamadm ya da deneyerek baaramadm eyleri bana sabr ve
zarafetle retiyordu. Akl okuyabiliyordum, bar salam olan mistik Efendi Florian'a kendi ocuklarn
balam olan tembel, yalanc bir tccarn kann emerken bir gnah bulup tek bir dil darbesiyle
yiyebiliyordum.
Bir gece, ehirlilerin terk edilmi atoya girmi olduunu fark ettik. Zorlama ve ani bir giri yapldna
dair kantlar vard. ok az ey alnm ya da yerinden oynatlmt. Kilisede dm Lucifer'in ayaklnn
etrafnda hala duran rpertici Azizler onlar nasl korkutmutu kim bilir. Ne altn amdana ne de sonradan
yokladmda iinde kurumu bir insan kalbi bulduum eski altn sanda dokunulmamt.
Kzl Divana son ziyaretimizde vampirlerin yanm derimsi kafalarn mahzenden alp renkli caml
pencerelerin iinden hepsi birer tam gibi teker teker frlattm. Bylece atonun son aheserleri de yok
olmutu.
Beraberce, Ursula ve ben, atonun hi grmediim, hatta aklmn ucundan bile gememi yatak
odalarn dolatk. Ursula bana divann zar oyunlar, satran oynadklar ya da kk mzik topluluklarn
dinlemek iin toplandklar odalar teker teker gsterdi. Orada burada bir eylerin alnm olduuna dair
izlere rastlyorduk - bir yataktan alnm yatak rts ve yere dm bir yastk gibi eyler.
Ama atodan ne kadar az ey gtrm olduklarna baklnca ehirlilerin a gzllkten ok, korkuyla
hareket etmi olduklar apak belli oluyordu.
Ve onlara saldrmaya devam ettiimizde, byk bir ustalkla onlar yenmeye baladmzda, Santa
Maddalana'y teker teker terk etmeye baladlar. Gece yars bo sokaklara daldmzda dkkanlar ak
halde bulurduk. rtlmemi pencereler, bo beikler, Dominikken kilisesi artk dini olmaktan km,
boaltlm, sunak ta kartlmt. Hzl bir lm verecek kadar merhamet gstermemi olduum korkak
rahipler cemaatlerini terk etmilerdi.
Oyunumuz bana giderek daha da ok zevk veriyordu. ehirde kalanlar mcadele etmeden pes etmeye
niyeti olmayan kavgac ve hrsl tiplerdi. Masumlar, n gcne ya da Azizlerin onlar koruyacana
inananlar, eytanla oynam ve imdi ellerinle klla endie iinde karanlkta bekleyenlerden ayrmak
kolayd.
Onlarla konumay seviyordum, ldrrken onlar kelimelerimle hrpalamay. "Oyununuzun sonsuza dek
srebileceini mi sanyordunuz? Beslediiniz eyin sizinle beslenmeyeceini mi inanyordunuz?"
Ursula'ma gelince byle oyunlar iin midesi yoktu. Istrap ekenleri grmeye dayanamyordu. atodaki
eski Kan Ayini'ne, yalnzca mzik ve her admda onu ynlendiren Florian ve Godric'in stn, hiddetli
otoriteleri sayesinde dayanabiliyormu.
Geceler getike ehir yava yava boalrken, iftlikler terk edilirken; Santa Maddalana, okul ehrim
gittike, bir harabeye daha da ok benzerken, Ursula yetim ocuklarla oynamaya balad. Bazen kilisenin
merdivenlerinde bir insan bebeini kucana alr, oyunlar oynar, sarlr ve ona Franszca masallar anlatrd.
Kendi zamanndan kalma Latince, eski saray arklar sylerdi. ki yz yl nce yaadn sylemiti ve
isimleri benim iin hibir ey ifade etmeyen Fransa ve Almanya'daki savalardan bahsederdi.
"ocuklarla oynama," dedim. "Bunu hatrlarlar, bizi hatrlarlar:'
Halk, bir daha toparlayamayacak derecede mahvolana kadar iki hafta geti, sadece ocuklar ve en
yallardan bir ka, bir de Fransiskan rahip ve gece kl, kk odasnda hala ne olup bittiini anlamam
gibi kendi kendine kat oyunlar oynayan babas, kk komik adam kalmt.
On beinci gecede, yleydi galiba, ehre geldiimizde sadece iki kiinin kalm olduunu hemen anladk.
Yal kk adamn bo handa ak kaplarla kendi kendine aklar sylediini duyabiliyorduk. Zilzurna
sarhotu ve nemli, pembe kafas mumunun nda parld-yordu. 'Saat' adnda tek bana oynanan bir
oyun oynuyordu ve katlar masann zerinde yuvarlak bir ekilde dizmiti. Fransiskan rahip yannda
oturuyordu. Hana girdiimizde korkusuzca ve sakince ban kaldrp bize bakt.
kisinin iindeki kan iin korkun bir alk hissettim.
"Sana adm hi sylemedim, deil mi?" diye sordu.
"Hayr, hi sylemedin Peder," dedim.
"Joshua," dedi; "Adm bu, Peder Joshua. Halkn geri kalan Assisi'ye gitti ve yanlarnda son kalan ocuklar
da gtrdler. Gneye doru uzun bir yolculuktur."
"Biliyorum, Peder," dedim. "Assisi'ye gitmitim. Aziz Fran-cis'in trbesinde dua etmitim. Syle bana
peder bana baktnda etrafmda melek gryor musun?"
"Neden melekler greyim?" diye sordu sessizce. Baklarn benden alp Ursula'ya evirdi. "Gzellik
gryorum, parlatlm fildii gibi genlik gryorum, ama melek grmyorum. Hi grmedim de."
"Ben grdm," dedim. "Oturabilir miyim?"
"Nasl istersen," dedi. Bize bakyordu ve ben o gn kydeki gibi karsna oturduumda, sert, basit tahta
sandalyesinde doruldu. Ama imdi gnein altnda kokulu yeilliklerin arasnda deil, ieride, mumun daha
ok k ve daha ok s verdii hann iindeydik.
Ursula akn gzlerle bana bakyordu. Ne yapmay dndm anlamaya alyordu. Benim ve
oyunlar oynad ocuklar haricinde daha nce bir insanla konutuuna ahit olmamtm - yani sadece
kalbinin snd ve yok etmeye niyeti olmad insanlarla.
Bu kk adam ve olu hakknda ne dndn bilemiyordum.
Yal adam kat oyununu kazanyordu. "Bak, gryor musun, sana sylemitim. anslyz!" dedi. Yal
katlarn toparlayp tekrar oynamak iin datmaya balad.
Rahip, sanki yal babasn kandrmak ya da onaylamak iin bile akln toparlayamyormu gibi ona
dalgn gzlerle bakt ve tekrar bana dnd.
"O melekleri Floransa'da grdm," dedim. "Ve onlar hayal krklna urattm, onlara ettiim yemini
bozdum, ruhumu kaybettim."
Ban aniden bana doru evirdi.
"Bunu neden uzatyorsun?" diye sordu.
"Size zarar vermeyeceim, arkadam da yle," dedim. ektim. Bir sohbette kupama ya da bardama
uzanp bir eyler ieceim an bu an olurdu. Alktan ac ekiyordum. Susuzluun Ursula'nn da cann yakp
yakmadn merak ediyordum. Rahibin bardana baktm, benim iin artk hibir ey ifade etmiyordu, hibir
ey. Yzne baktm, mumun nda terliyordu. Devam ettim:
"Onlar grdm bilmeni istiyorum, onlarla konutuumu, meleklerden bahsediyorum. Bu ehre ve
buradaki insanlarn ruhlarna hkmeden o canavarlar yok etmem iin bana yardm etmeye altlar. Bunu
bilmeni istiyorum peder."
"Neden evladm, neden bunlar bana anlatma gerei duyuyorsun?"
"nk, gzellerdi ve en az bizim kadar gerektiler ki artk bizi grdn. Cehenneme ait bir eyler grdn;
tembellii ve ihaneti grdn, korkakl ve hilekarl, imdi eytanlar gryorsun, vampirleri. Evet, kendi
gzlerimle melekleri, gerek melekleri, muhteem melekleri grdm bilmeni istiyorum ve kelimelerle asla
ifade edemeyeceim kadar parlak ve ilahi gzellikteydiler."
Uzun bir zaman sylediklerimi dnd, sonra da endieli grnen, haksz yere strap ekmemden
korkarak bana bakan Ursula'ya bakt, ardndan yine bana dnd:
"Neden onlar hayal krklna urattn? Sana neden geldiler ve meleklerin yardmna sahiptiysen neden
baaramadn?"
Omuzlarm silktim. Glmsedim. "Ak iin."
Cevap vermedi.
Ursula ban koluma yaslad. Arln bana verirken ak salarnn srtma dokunuunu hissettim.
"Ak iin!" diye tekrarlad rahip.
"Evet, ve de erefim iin."
"eref."
"Bunu asla kimse anlayamayacak. Tanr da kabul etmeyecek, ama gerek bu. Ve imdi peder, bana
syle, bizi, yani seni ve beni ve yanmda oturan kadn ayran nedir? Aramzdaki fark nedir - bu iki tarafn -
drst rahiple iki eytan arasnda?"
Birden kk adam zevkle glmeye balad. Harika bir el datmt. "una bakn," dedi. Zeki kk
gzleriyle bana bakt. "Ah sorunuz. Affedersiniz, cevabn biliyorum."
"Biliyor musun?" diye sordu rahip yal kk adama dnerek, "Gerekten biliyor musun?"
"Tabi ki biliyorum," dedi babas. Bir kat daha datt. "Onlar imdi iyi bir dindardan ayran ey,
hayatlarndan vazgemek zorunda kalrlarsa zayflk ve Cehennem korkusudur."
Rahip babasna arm halde bakyordu.
Ben de ayn ekilde.
Ursula sessiz kald. Sonra beni yanamdan pt. "Onlar artk yalnz brakalm," diye fsldad. "Artk
Santa Maddalana yok. Gidelim."
Yukar baktm, hann karanlk odasna. Eskimi flara baktm. nsanlarn kulland ve dokunduu her
eye garip bir tereddt ve korkun bir zntyle baktm. Rahibin masann zerinde birbirine kavuturmu
olduu kocaman ellerine baktm. Ellerinin zerindeki kllara baktm ve sonra bam kaldrp kaln
dudaklarna ve kocaman, nemli ve hzn dolu gzlerine.
"Bunu benden kabul eder misin?" diye fsldadm. "Meleklerle ilgili bu srr? Onlar grdm! Kendi
gzlerimle ben! Ve sen, sen ne olduumu gryorsun, onun iin ne ile ilgili konutuumu bildiimi biliyorsun.
Kanatlarn grdm, halelerini, beyaz yzlerini. Kudretli Mastema'nn klcn grdm. atoyu yamalamama
ve btn eytanlar katletmeme, buradaki hari, benim olan buradaki kk gelin hari, katletmeme yardmc
oldular."
"Kk gelin," diye fsldad Ursula. Bu kelime on*u mutlulukla doldurdu. Bana bakyordu. Neeli,
dnceli ve yumuak eski bir ark mrldanmaya balad, onun zamanndan gelen arklardan birini.
"Gel Vittorio, bu insanlar rahat brakalm, benimle gel. Sana gerekten de nasl kk bir gelin olduumu
anlatacam."
Rahibe yenilenmi bir cokuyla bakyordu. "yleydim, biliyor musunuz. Babamn atosuna gelip beni
bunun iin satn aldlar. Bakire olmam gerektiini sylediler. Ebeler de scak suyla dolu talaryla gelip beni
muayene edip bakire olduumu sylediler. Ve Florian ancak o zaman ald beni, onun geliniydim ben."
Rahibin gzleri ona kilitlenmiti. Sanki istese bile hareket edemiyormu gibi grnyordu. Yal adam
arada bir sadece yle bir bakyordu, nee doluydu ve dinlerken ban sallayarak katlaryla oynamaya
devam ediyordu.
"Dehetimi hayal edebiliyor musunuz?" diye sordu onlara. Salarn omzundan geriye atarak bana bakt.
Daha nce yapm olduu rglerden dolay yine dalgalara kavumutu. "Arabaya binip damadmn kim
olduunu grdm an hayal edebiliyor musunuz? Beyaz bir ey, l bir ey, tpk bizim size
grndmz gibi!"
Rahip cevap vermedi. Gzleri yava yava yalarla doldu. Gerek gz yalaryla!
Harikulade insan zerrecikleriydi. Kansz, kristalimsi zerrecikler ve enesiyle, etli dudaklaryla yal
yumuak yzne mcevher gibiydiler.
"Ondan sonra ykk dkk bir kiliseye gtrldm," dedi Ursula. "rmcekler ve farelerle dolu harabe bir
yer. Orada, lanetlenmi bir sunan nnde soyulup yatrldm ve onun tarafndan sahip olundum. Bylece
gelini oldum."
Kolumu brakt, "Ah, bir duvam vard, kocaman, uzun, gzel bir duvak ve gzel iekli ipekten bir
elbisem. Hepsini yrtp kard ve bana sahip oldu, nce cansz, tohumsuz, ta kadar sert organyla, sonra
da sivri dileriyle; imdi bende olan diler gibi. Ah, ne biim bir dnd. Babam beni bunun iin vermiti
ite."
Gz yalar rahibin yanaklarndan aaya szlyordu.
Ursula'ya baktm, hzn ve fkeyle donup kalmtm; zaten ldrm olduum bir eytana kar
duyduum fke, cehennemin yanan alevlerinden aaya uzanp onu akkor gibi scak parmaklarla
bulabileceimi ummam salayan bir fkeye dnt.
Hibir ey sylemedim.
Ursula kan kaldrd; ve ardndan tekrar edi.
"Benden skld," dedi. "Ama beni sevmekten asla vazgemedi. Kzl Divannda yeniydi, her frsatta
gcn ve ak maceralarn arttrmann yolunu arayan gen bir Efendi! Vittorio'nun hayatn balamasn
istediimde, ok eskiden o sunakta itiimiz anttan dolay bunu reddedemedi. Vittorio'nun gitmesine izin
verdi ve nasl olsa delire-ceinden ve mahvolacandan emin olarak onu Floransa'ya attktan sonra, Florian
bana arklar syledi, bir geline sylenen arklar. Eski iirleri okudu, sanki akmz tekrar canlanabilecekmi
gibi."
Sa elimle gzlerimi rttm. Bizden kan kan yalar dkmeye dayanamazdm. Ursula'yla Florian ve
anlatt bu ak hikayesi sanki peder Filippo tarafndan resmedilmi gibi gzlerimin nndeydi; bunu
grmeye dayanamyordum.
Konumaya balayan rahipti.
"ocuksunuz," dedi, dudaklar titredi. "Yalnzca birer ocuksunuz."
"Evet," dedi Ursula emin bir ekilde ve yznde kabullenen hafif bir glmsemeyle. Sol elimi tuttu serte,
ama sevecenlikle okad. "Sonsuza kadar ocuk. Ama, o da gen bir adamd, Florian, gen bir adamdan
fazla bir ey deildi."
"Onu bir kere grmtm," dedi rahip, sesi kaln ve alamakl ama yumuakt, "Sadece bir kere."
"Ve biliyordun?" diye sordum.
"Gcmn olmadn, inancmn ok gl olduunu ve etrafmda aamayacan, kramayacam
dmlerin olduunu biliyordum."
"Hadi imdi gidelim Vittorio, onu artk daha fazla alatmayalm," dedi Ursula. "Hadi gel Vittorio. Buradan
gidelim. Bu gece kana ihtiyacmz yok ve zaten onlara zarar vermeyi aklmzdan bile geiremeyiz..."
"Hayr sevgilim, asla," dedim. "Ama peder, armaanm al, ltfen, hala temiz olan ve verebileceim tek
eyi; Melekleri grdm ve de zayfken beni ayakta tuttuklarna dair ifademi kabul edin."
"Peki benden gnahlarnn balanmasn istemez misin Vittorio?" dedi, sesi ykseldi ve gs
geniledi. "Vittorio ve Ursula bana gnah kartn."
"Hayr peder," dedim, "Bunu yapamayz, istemiyoruz."
"Ama, neden?"
"nk peder," dedi Ursula yumuaka, "mmkn olduu kadar ksa bir sre iinde tekrar gnah
ilemeyi planlyoruz."

XIV
KARANLIA YOLCULUK
Ursula yalan sylemiyordu.
O gece babamn evine yol aldk. Bir lml iin ok uzun bir yoldu ama bizim iin ocuk oyuncayd.
Gecenin iblisleri Florian'n vampirlerinin tehdidinin ortadan kalkt sylentisi bu topraklarda henz
yaylmamt. Hatta iftliklerimin hala bo olmasnn bir sebebi Santa Maddalana'dan kaanlarn yayd
korkun hikayelerin da tepeyi ap kulaktan kulaa dolamasndan dolay bile olabilirdi pekala.
Ama ailemin kocaman atosunun dolu olduunu anlamamz ok zamanmz almad. Askerler ve katipler
i bandayd.
Gece yarsndan sonra muazzam surlar trmandmzda, btn ailemin usulne gre gmlm ya da
kilisenin altndaki ta mezarlarna konmu olduklarn grdk. Evin eyalar ve deerli her ey gtrlmt.
Batya doru yola koyulmu btn arabalardan sadece birka tanesi hala duruyordu.
Babamn ofislerinde Medici bankas iin hesap tutan birka insan uyuyordu ve yldzlarla aydnlatlm
gkyznn zayf nda parmak ularmn zerinde odaya girerek, kurumlar iin brakm olan birka
kad inceledim.
Vttoro di Raniari'nin tm mal varl toplanm ve listelen-miti ve imdi Floransa'ya gtrlyordu.
Vittorio di Raniari yirmi drt yana gelip sorumluluk alabilecek erikinlie ulancaya kadar orada Cosimo
tarafndan gvenlik iinde muhafaza edilecekti.
Barakalarda yalnzca birka tane asker uyuyordu, ahrlarda birka at duruyordu ve Efendilerine yakn da
birka hizmeti uyuyordu.
afaktan nce evimi terk ettik, ama gitmeden nce babamn mezarn ziyaret ettim. Bir zaman sonra geri
geleceimi biliyordum. Aalarn da yaknda tepeyi trmanp duvarlara ulaacan, talarn yarklar ve
atlaklar arasndan yaknda otlarn fkracan biliyordum. nsana ait her eyin bu yere kar
sevgisizleeceini biliyordum, tpk civarda bulunan harabelere kar sevgilerini yitirdikleri gibi.
O zaman dnecektim. Geri gelecektim.
O gece Ursula ve ben civardaki ormanlarda bulabildiimiz haydutlar avladk. Onlar yakalayp atlarndan
aaya ektiimizde nee iinde kahkahalar atyorduk. Grltl, eski usul bir ziyafetti.
"Peki imdi nereye Efendim?" diye sordu gelinim sabaha kar. Korunmamz iin tm gzleri ve ykselen
gnei bizden uzak tutacak yabani brtlen allar ile rtlm bir maara bulmutuk yine, dikenli
sarmaklarla dolu gizli ve derin bir yer.
"Floransa'ya sevgilim. Oraya gitmem gerekiyor. Merak etme o sokaklarda hi alk ekmeyeceiz ve
bulunmamz da imkansz. Orada kendi gzlerimle grmem gereken baz eyler var."
"Peki o eyler ne Vittorio?" diye sordu.
"Resimler, sevgilim, resimler. Resimlerdeki melekleri grmem gerekiyor, onlarla... yz yze gelmeliyim,
daha nce olduu gibi."
Cevabmdan tatmin olmutu. Muhteem Floransa ehrini daha nce hi grmemiti. Sonu gelmeyen
ayinler ve saray kurallar ile dolu acnacak hayatn dalarda kapal olarak geirmiti. zgrlk ve hala
zerindeki koyu krmz renkten ok farkl olan parlak mavi, yeil ve altn renkleriyle dolu ryalar grmek iin
yanma kvrld. Bana gvenle dolu uyudu, bana gelince, ben hibir eye gvenmiyordum.
Dudaklarmdaki insan kann yaladm ve biri gelip gl ve evik klcyla boynumu kesene kadar bu
dnyada daha ka ylm geirebileceimi merak ederek uyudum.

XV
YZLEME
Floransa ehrinde tam bir kargaa yaanyordu.
"Neden?" diye sordum.
Pek kimsenin umursamad k sndrme annn almasnn zerinden bir hayli vakit gemiti ve
Santa Maria Maggiori'de -Dom'da - byk bir renci kalabal toplanm, Peder Filippo Lippi'nin bir domuz
olmadyla ilgili bir konuma yapan bir hmanisti dinliyordu.
Kiliseye girdim, kalabalk neredeyse kapdan tayordu.
"Neler oluyor? Usta ressama ne oldu?"
"Ah, yapacan yapt," dedi biri, bana ya da yanmdaki Ursula'nn ho fiziine bakma zahmetini bile
gstermeden. Adam, ok yukarda duran ve sesi muazzam byklkteki kilisenin duvarlarnda yanklanan
konumacya bakmakla meguld.
"Ne yapt?"
Cevap alamaynca Ursula'y da ekitirerek itah ac kokular yayan insan kalabalnda biraz daha
ilerledim. Ursula ehrin byklnden dolay hala biraz utangat ve iki yz yl akn yaamnda bu
boyutlarda bir katedral grmemiti.
Sorumu bu sefer iki gen renciye ynelttim. Cevap vermek
203

iin hemen dndler, ikisi de moday takip eden, on sekiz yalarnda ya da o zamanlar Floransa'da Govani
dedikleri en zor dnemde bulunan ocuklard; bir ocuk saylamayacak kadar byk, tpk benim gibi, ama
bir adam olmak iin ise fazla gen.
"Kutsal Bakire konulu yapt bir mihrap resmi iin en gzel rahibenin bulunmasn istedi, olaylar byle
balad," dedi siyah sal birincisi, zeka dolu gzleriyle bana bakp kurnazca glmseyerek. "Onu model
olarak kullanacakt. Manastrn semesini istedi ki yapt Bakire mkemmel olabilsin, ondan sonra..."
Dier renci devir ald.
"... onunla kat! Yanna rahibenin kardeini de alarak onu manastrdan resmen alp gtrd. Evini de
tam dkkannn zerine kurdu. O, rahibesi ve onun kardei, ; bir kei ve iki rahibe... Onunla, Lucrezia
Buti'yle, gnah iinde yayor, mihrap resmine Bakireyi yapyor ve kimin ne dndn hi umursamyor."
Etrafmzdaki kalabalkta iti kak yaand. Bir takm adamlar sessiz olmamz iin bizi uyard. renciler
glmekten lmek zereydi.
"Eer Cosimo olmasayd," dedi birinci renci sesini itaatli ama haince bir fsltya alaltarak, "onu
asarlard. Eer Kermel tarikatnn rahipleri ya da koca ehir daha nce davranmazsa en azndan rahibenin
ailesi Buti'ler bunu yapard."
Dier renci ban sallad, yksek sesle glmemek iin azn eliyle kapatyordu.
br uta en nde duran konumac, herkese sakinliklerini korumalarn nerip bu skandal ve rezalet
durumun otoriteler tarafndan halledilmesi gerektiini syledi. Floransa'nn hibir yerinde Peder Filippo'dan
daha iyi bir ressamn bulunmadn herkes gayet iyi biliyormu ve Cosimo, zaman olunca durumla
ilgilenecekmi.
"Ona hep ikence yaptlar, dedi yanmda duran renci.
"kence," diye fsldadm. "kence." Yz gzmn nne geldi, Cosimo'nun Via Larga'daki evinde
yllar nce ksack bir an iin grm olduum keiin yz. zgr braklmak, sadece bir kadnla beraber
olabilecei ksa bir sre iin iddetle tartan adam. imde ok tuhaf bir ikilem yaadm, garip ve karanlk bir
korku. "Onu bir daha hrpalamasnlar."
"nsan merak edebilir," diyen yumuak bir ses duydum kulamda. Dndm ama, benimle konumu
olabilecek kimseyi gremedim. Ursula etrafna baknd.
"Ne oldu Vittorio?"
O fslty tanyordum. te tekrar duyuldu; bedensiz ve bana zel, "Peder Filippo'nun yle delicesine bir
ey yapt gn koruyucu meleklerinin nerede olduunu insan merak edebilir."
Bir deli gibi sesin kaynan arayarak etrafmda dndm. nsanlar, gerileyip rahatszlk duyduklarn
anlatan hareketler yapt. Ursula'nn elini yakaladm, kaplara yneldim.
Ancak dar kp meydana vardmda kalbimin atlar sakin-leti. Bu yeni kanla bylesine bir endie
ve strap hissedebileceimi hi sanmyordum.
"Ah, Bakireyi resmetmek iin bir rahibeyle kam!" diye bardm.
"Alama Vittorio," dedi.
"Kk kardeinmiim gibi konuma benimle!" diye ktm ama ardndan ok utandm. Kelimelerim
sanki ona bir tokat atmm gibi onu afallatmt. Parmaklarm ellerimin arasna alp ptm. "zr dilerim,
Ursula, ok zgnm."
Onu yanmda srklemeye baladm.
"Ama nereye gidiyoruz?"
"Peder Filippo'nun evine, atlyesine. imdi soru sorma."
Birka saniye iinde yolu bulmutuk. Ayaklarmzdan kan . yanklar eliinde dar sokaktan aaya
kotuk ve kendimizi kapal olan kaplarn nnde bulduk. nc kattaki odalardan baka hibir yerde k
gremiyordum, sanki geliniyle o ykseklie kamak zorunda kalm gibiydi.
Burada toplanm kimseler yoktu.
Ama birden karanln iinden, srglenmi kaplara bir avu pislik frlatld, ardndan bir tane daha ve
sonra da bir sr ta. Arkaya bir adm atarak Ursula'y korudum ve yoldan geenlerin gelip dkkana doru
pei sra kfrlerini yadrrken seyrettim.
En sonunda kar duvara yaslanp karanla diktim gzlerimi. Kilisenin kaln sesli an, saatin on bir
olduunu haber verdi ve bu herkesin sokaklar terk etmesi gerektii anlamna geliyordu.
Ursula hibir ey sylemeden beni sabrla bekledi, yukarya bakp Peder Filippo'nun son nn
sndn grdmde, o da yanmda sessizce olanlar izliyordu.
"Benim yzmden oldu," dedim. "Onun meleklerini aldm, o da bu delilii yapt. Peki neden yaptm, ne
iin, imdi o rahibesine sahip olabildii gibi ben de sana sahip olabileyim diye mi?"
"Ne demek istediini anlamyorum, Vittorio," dedi, "Benim iin rahiplerin ve rahibelerin hibir anlam yok.
Daha nce seni yaralayabilecek hibir ey sylemedim ama imdi syleyeceim. nceki hayatnda sevdiin
lmller iin alayp durma. Biz artk evliyiz ve bizi kimse ayramaz. Buradan gidelim ve bana bu ressamn
harikalarn grmemi istediin zaman hakknda konutuun meleklerin yalboya hallerini grmem iin beni
lamba nda atlyeye gtr."
Katl beni sakinletirdi. Elini tekrar ptm. zgn olduumu syledim. Onu kucaklayp kalbime
bastrdm.
Orada onunla ne kadar durmu olabileceimi bilmiyorum. Dakikalar geti. Akan sular ve uzaktan gelen
ayak sesleri duydum, nemli bir ey yoktu. Drt be katl saraylar, yar yarya yklm eski kuleleri, kiliseleri
ve de binlerce uyuyan insanlaryla kalabalk Floransa'da nemli olabilecek hi bir ey duymadm.
Bir k grnce afalladm. Parlak sar bir kt. lk olarak ince bir k huzmesi grdm, Ursula'nm
zerine dyordu, ardndan bir tane daha geldi. Arkamzdaki dar yolu bile aydnlatyordu; Peder Filippo'nun
dkkannda lambalar yaklmt.
Tam dnmtm ki ierideki srgler biri tarafndan alak bir gcrtyla kaydrlmaya balad. Ses,
karanlk duvarlarda yankland. Yukarda demirli pencerelerin ardnda k yoktu.
Birden, kaplar yumuaka ardna kadar ald. erinin derin dikdrtgenini grdm. Bir piskoposun
ayinini aydnlatmaya yetecek kadar mumun zerinde asl duran mkemmel, parldayan resimlerle dopdolu
geni ama kk bir oda.
Nefesim kesildi. Ursula'ya smsk sarldm ve elimi bann arkasna koyup elimle iaret ettim.
"te oradalar, ikisi de, Annunciation'lar, " diye fsldadm. "Melekleri gryor musun? urada ve urada
diz st km olanlar, Bakirelerin nnde diz km olan melekleri!"
"Gryorum," dedi saygyla. "Ah, hayal ettiimden bile daha harikalar." Kolumu sarst. "Vittorio, eer
gzellik uruna deilse artk ltfen alama, gzellikleri karsnda alamyorsan artk kendini toparla."
"Bu bir emir mi Ursula?" diye sordum. Gzlerimdeki yalardan, diz km Ramiel ve Setheus'un
ekillerini neredeyse hi gre-miyordum.
Ama grm netletirmeye alrken, aklm toparlayp boazmdaki ary yutmaya alrken, o
mucize, bu dnyadaki her eyden daha fazla korktuum ama yine de istediim, aln ektiim o mucize
gerekleti.
Tablolarn kumandan ktlar, ikisi de ayn anda. pekler iinde, sar sal meleklerim, haleleriyle
meleklerim sk kumatan kurtularak ktlar. Dndler ve nce bana bakarak hareket etmeye balayp dz
profiller olmaktan kp dolgun, salam ekillerine kavutular. Darya, dkkann dndaki talara ktlar.
Ursula'nn ararak i ekmesiyle ayn mucizeyi onun da grm olduunu anladm. Eli aznn
zerindeydi.
Yzlerinde nefret ya da hzn yoktu. Bana sadece bakmakla yetindiler ve yumuak, tatl baklarnda
hep beklediim, hakkettiim tm sulamalar vard.
"Beni cezalandrn," diye fsldadm. "Gzelliinizi bir daha asla gremeyeyim diye gzlerimi oyarak
cezalandrn beni."
Ramiel ok yava bir ekilde hayr demek iin ban sallad ve Setheus ayn ret cevabyla onu takip etti.
Her zamanki gibi plak ayaklaryla, bol giysileri rzgarn sert hareketleri iin fazla hafif yan yana
duruyorlard ve bana bakmaya devam ediyorlard.
"Peki ne o zaman?" dedim.
"Ne hakkediyorum ki? Nasl oluyor da sizi ve muhteemliinizi hala grebiliyorum?" Ursula bana ne
kadar bakarsa baksn, kendimi toparlamam ve bir erkek gibi davranmam isterse istesin, yine ocuksu gz
yalarna boulmutum.
Kendimi tutamyordum.
"Peki nasl olur? Nasl olur da hala grebiliyorum sizi?"
"Bizi her zaman greceksin," dedi Ramiel yumuak bir sesle.
"Onun resimlerinden birine ne zaman baksan bizi greceksin," dedi Setheus. "Ya da bizim gibi olanlar."
Sylediklerinde yarg yoktu. Sadece bana her zaman sunmu olduklar o ayn harika huzur ve efkat
vard.
Ama daha bitmemiti. Onlarn arkasnda, koyu renkli ekilleri ile glgeli mavi renkli giysilerin iindeki
sakin ve parlak ift, kendi koruyucu meleklerim ortaya kt.
Baklar ne kadar da sertti, ne kadar bilmi, ne kadar kmseyiciydi. Fakat yine de, insanln o tr
tutkulara verdii keskinlikten yoksundular. ok souk ve bana uzaktlar.
Azm ald. Bir lk orada bekliyordu, korkun bir lk, ama geceyi, saysz yldzn altnda binlerce
krmz kiremitli atnn zerinde tepelere ve krlara uzanan sonsuz geceyi uyandrmaktan korkarak sustum.
Birden tm bina hareket etmeye balad. Sarslyordu ve yanan klarn zerindeki parlak ve rengarenk
tablolar sanki yeryznn kendisi sallanyormu gibi sallanp k sayorlard.
Mastema, anszn nmde belirdi ve oda hzla arkaya doru gitti, geniledi, derinleti ve dier tm
melekler, sanki sessiz, kar konulamaz bir rzgar tarafndan arkaya, Mastema'dan uzaa frlad.
Genilii tamamyla kaplayan ve daha bile genileten muazzam altn kanatlan alrken, adeta ktan bir
nehir olutu, miferindeki krmz sanki akkormu gibi parlyordu ve klcn knndan dar ekti.
Geriledim. Ursula'mn arkamda kalmasn saladm. Onu nemli, souk duvara iterek orada esir aldm,
yeryznde ona salayabileceim tm gvenlik iinde, arkamda. Onu alp gtrmesinler diye kollarm
arkaya doru uzatm bir ekilde duruyordum.
"Ah," dedi Mastema ban sallarken glmseyerek. Klc havadayd. "Yani, imdi bile onun lmn
izlemektense cehenneme gitmeyi yelersin yle mi?"
"Evet," diye bardm. "Baka seeneim yok."
"Ah, evet, bir seenein var."
"Hayr, onu deil, onu ldrme, beni ldr ve Cehenneme yolla, ama ona bir ans daha ver..."
Ursula omuzlarma yapm alyordu, elleri salarmda, sanki onlarn sayesinde gvende olacakm
gibi onlara tutunuyordu,
"Beni imdi gnder," dedim. "Hadi durma, kafam kes ve beni Tanrnn nne Ursula iin
yalvarabileceim ve hkm yiyeceim yere gnder! Ltfen, Mastema, yap, ama onu alma. Affedilmek iin ne
yapmas gerektiini daha bilmiyor. Daha deil!"
Klcn havada tutarak uzand, yakam tuttu ve beni kendine doru ekti. Ursula'nn arkama yapm bir
ekilde utuunu hissettim. Mastema beni gznn altnda tutuyor ve nl gzleriyle gzlerimin iine
bakyordu.
"Peki ne zaman renecek? Ya sen, sen renebilecek misin bakalm?"
Ne yapabilirdim? Ne diyebilirdim?
"Sana reteceim Vittorio," dedi Mastema ksk ve hiddet dolu bir fsltyla. "Sana reteceim ki
yaamnda her gece af iin nasl yalvaracan bil. Sana reteceim."
Yerden kaldrldm hissettim, giysilerimin rzgarla utuklarn ve Ursula'nn bana sarlm kk
ellerini, srtma deen kafasn hissettim.
Sokaklarn arasndan srkleniyorduk. Birden bire nmzde bir arap meyhanesinden kan, sarho ve
kahkahalar atan lmllerden oluan byk bir kalabalk belirdi. imi doal yzleri ve rzgarda uuan
koyu renkli giysileriyle nee iinde yryorlard.
"Onlar gryor musun, Vittorio? Beslendiin insanlar gryor musun?" diye sordu Mastema.
"Onlar gryorum Mastema!" dedim. Ursula'nn elini aryordum, onu bulmak, tutmak ve korumak
istiyordum. "Onlar gryorum, evet gryorum!"
"Her birinin iinde, Vittorio, sende ve yanndakinde grdm bir ey var - bir insan ruhu. Bunun ne
olduunu biliyor musun, Vittorio? Bir fikrin var m?"
Cevap vermeye cesaret edemiyordum.
Kalabalk, ay nda yzen meydana kt. Bize doru geliyor ve ayn zamanda evlerine dalyorlard.
"Her birinin iinde bizi, hepimizi meydana getiren gten bir kvlcm var," diye bard Mastema.
"Grnmez, anlalmaz, kutsal ve esrarengiz olandan meydana gelen bir kvlcm - her eyi yaratan varlktan
bir kvlcm!"
"Aman tanrm!" diye bardm. "Bak unlara Ursula. Bak!"
nk her birinde, erkek, kadn; yal ya da gen hi fark etmiyordu, gl, altn rengi bir k yaylmaya
balamt. Her birinden kan, etraflarn saran, onlara sarlan bir k. Ondan haberdar olmadan iinde
yryen insann tam eklini alan anlalmaz bir k. Ve btn meydan bu altnms kla dolup tayordu.
Aaya, kendi ellerime baktm. Onlarda da bu esrarengiz ve ruhani, bu harikulade parldayan kutsal
oluum, bu paha biilemez ve sndrlemez ate vard.
Heyecanla dndm ve alevin Ursula'y da sardn grdm. Onun iinde yaadn, nefes aldn
grdm. nsan kalabalna geri dnerek, onlarn da n iinde yaadklarn ve nefes aldklarn yeniden
grdm. Birden bire anladm, tamamyla kavradm - bunu sonsuza kadar grecektim!.. Kt olsun, iyi olsun,
bir daha asla hi bir insan ruhun bu genileyen kr edici atei olmadan gremeyecektim...
"Evet," diye fsldad Mastema kulama. "Evet, sonsuza kadar. Ve beslendiin her an, onlardan birinin
narin boynuna lanet dilerini her gtrdnde, Tanrnn en korkun yaratklar gibi almaya mecbur olduun
o kan her itiinde bu n oynamaya, mcadele etmeye baladn greceksin ve alnn yznden
kalp sonunda durduunda n sndn greceksin!"
Ondan ayrldm, beni brakmt.
Sadece Ursula'nn elini tutarak komaya baladm. Arno'ya, kprye, hala ak meyhanelere doru
kotum. Ama oraya varmadan ok nce oradaki ruhlarn parldayan alevlerini grdm; yzlerce pencereden
szlen, srgl kaplarn altndan yolunu bulan ruhani klarn grdm.
Mastema'nn gerei sylediini biliyordum. Bu hep grecektim. Karsna ktm her insanda
Yaratcnn kvlcmn grecektim... aldm her insan hayatnda da...
Nehre ulatmda ta trabzann zerinden suya doru eildim. Haykrdm, durmadan haykrdm ve
boazmdan kan ac dolu seslerin suyun zerinden ve nehrin iki yanndaki duvarlardan yukar
yanklanlarn dinledim. Kederden lgna dnmtm. O anda karanln iinden kk bir ocuk bir
ekmek, biraz para, bir insann ona balayabilecei ne varsa onu isteyebilecek kadar konumay ancak
skebilmi bir dilenci, kk admlaryla bana doru geldi tp tp. Ve parldyor, trdyor, ldyordu;
paha biilemez n iinde adeta dans ediyordu.

XVI
MZDEK IIK
Senler geti ve ne zaman Peder Filippo'nun muhteem eserlerinden birini grdysem melekler gzmn
nnde canland. Sadece bir an iin, sadece kalbi delip, iindeki kan aktmaya yetecek kadar ksack bir an.
Mastema, Peder Filippo'nun almalarnda ancak birka yl sonra, Filippo her zamanki gibi tartarak,
sorun kararak, o zaman artk mezarnda olan Cosimo'nun olu Piero iin alt zaman yer almaya
balad.
Peder Filippo, biricik rahibesi Lucrezia Buti'den asla vazgemedi ve deniyordu ki Filippo'nun resmettii
her Kutsal Bakire - bir sr de vard - Lucrezia'nn gzel yzne sahipti. Lucrezia, Peder Filippo'ya bir oul
verdi ve o ressam da Filippino adn ald. Onun da eserleri muhteem ve ayn ekilde meleklerle dolu, stelik
o melekler de tablolarn nnde krk kalpli, ak dolu ve korkarak tapnmaya her gidiimde bir an iin
gzlerimin iine bakmlardr.
Filippo 1469'da Spoleto ehrinde vefat etti ve bylece dnyann gelmi gemi en byk
ressamlarndan birinin yaam son buldu. Bu adam dolandrclktan ikence grm ve bir manastrn adn
kirletmiti; bu adam Meryem ana'y rkm bir bakire, Noel gecesinin Madonna's, Cennetin kraliesi ve tm
Azizlerin kraliesi olarak resmetmiti.
Ve ben, be yz yl sonra, Filippo'yu ve Altn a dediimiz o zaman yaratan ehirden uzak duramadm.
Altn. Size baktm zaman grdm budur.
Herhangi bir adama, kadna, ocua baktmda hep budur grdm.
Mastema'nn bana gsterdii o ldayan ilahi altn gryorum. Belki siz onu gremiyorsunuz, hatta
umursamyorsunuz bile ama sizin etrafnda dolamasn, sizi tutmasn, sizi rtmesini ve sizinle dans
etmesini gryorum ben.
Bu gece Toskana'daki bu kuleden dary seyrediyorum, ve ok uzakta, vadilerin diplerinde yaayan
insanlarn altn n gryorum. Kalp at gibi hareketli ruhlarn prl prl yaamn gryorum.
te hikayem bu.
Ne dnyorsunuz?
Tuhaf bir atma gryor musunuz acaba? Bir ikilem gryor musunuz?
Bakn yle izah edeyim.
Babamla beraber ormandan getiimiz ve Peder Filippo hakknda konutuumuz zaman anlattm an
hatrlayn. Babam bu keite beni neyin ektiini sormutu. Ben de Filippo'nun blnm tabiatnn ve
mcadelesinin beni ok etkilediini ve yaad blnmlnn ve atmann resimlerindeki yzlere
strap olarak yansdn sylemitim.
Filippo kendi kendisinin felaketiydi, kendine doru esen bir frtnayd. Ben de yleyim.
Sakin ruhlu ve daha basit bir adam olan babam, o zaman buna glmsemiti.
Bunlarn bu hikayeyle balants ne peki?
Evet ben bir vampirim, size sylediim gibi; lmllerin hayatlaryla beslenen bir varlm. lkemde,
atomun koyu glgeleri arasnda honut bir ekilde varlm sessizce srdryorum. Ve Ursula her zamanki
gibi benimle beraber. Be yz yl bizimki gibi bir
212

ak iin fazla uzun bir sre saylmaz.
eytanlarz biz. Lanetliyiz. Ama nemli eyler de grp kavramadk m? Burada sizin iin deeri bulunan
eyler hakknda yazmam mym? Filippo'nun almalarndan farkl olmayan, prltl ve rengarenk bir eyin
burada varln srdrdyle ilgili strap dolu bir atma ortaya karmam mym? Sslememi miyim,
yaldzl bir ey yaratmam mym, iim kan alamam m?
Hikayeme bakn ve size hibir ey vermediini syleyin. Bunu syleseniz de size inanmam.
Filippo'yu, Lucrezia'ya tecavzn ve dier frtnal gnahlarn dndmde bu geekleri onun
muhteem eserlerinden ayr tutamayacam biliyorum. Tvbelerini bozmasn, aldatmalarn veya
kavgalarn dnyaya verdii ihtiamdan nasl ayr tutarm?
Ben byk bir ressam olduumu iddia etmiyorum, o kadar ahmak biri deilim. Ama diyorum ki aclarmn,
aklszlmn ve tutkularmn iinden bir grnt beliriyor - sonsuza kadar iimde tayacam bir grnt, ve
bunu size sunuyorum.
Ate ve gizemle evrilmi her insanolunun grntsdr bu. Asla inkar edemeyeceim, hafzamdan
silemeyeceim, stn rtemeyeceim, aalayamayacam ve asla kaamayacam bir grnt.
Bazlar phe ve karanlkla ilgili yazar.
Bazlar anlamszlk ve sessizlikle ilgili.
Ben, sonsuza kadar parlayacak ilahi ve tarif edilemez Altnmzla ilgili yazyorum.
Asla tatmin edilemez bir kana susamlkla ilgili yazyorum. Bilgi ve ona sahip olmann ar bedeliyle
ilgili yazyorum.
Dikkatle bakn, size sylyorum, k orada, iinizde. Onu her birimizin iinde gryorum, ve ebediyen de
greceim. Onu a olduumda, avlandmda ve ldrdm zaman gryorum. Kannz ierken
kollarmda titreyip sndn gryorum.
Sizi ldrmemin benim iin nasl bir ey olabileceini hayal edebiliyor musunuz?
Etrafnzdakilerde bu grebilmeniz iin bir tecavz ya da katliamla kar karya kalmanza gerek
kalmaz umarm. Tanr sizi byle bir bedeli demekten korusun. Brakn sizin yerinize bu bedeli ben
deyeyim.


SON

You might also like