Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 92

En Kapsaml Trke cretsiz E-Kitap Arivi www.freekitap.

com
Web sitemizin dier E-Kitap sitelerinden farklar;
Kitaplar sitemizde barndrdmz iin hi beklemeden sadece birka
saniyede istediiniz kitab indirebilirsiniz.
Arama blmn kullanp istediiniz kitaba annda ulaabilirsiniz.
Sitemizde bulamadnz kitaplar Kitap stekleriniz sayfamzdan bize
bildirirseniz 24 saat ierisinde siteye ykleyip size bildireceiz.
Sitemizdeki kitaplar Sosyal paylam sitelerinden (Facebook, Twitter ve
Google+ ) arkadalarnzla paylaabilirsiniz.
Bizi Facebooktan takip
edebilirsiniz. http://www.facebook.com/ucretsizekitapindir
www.freekitap.com

Merhaba.
Paylamlarmzn amac kesinlikle yayn evlerine yada yazarlarna zarar
vermek deildir.
Grme engelli arkdalar web sitemize eklediimiz E-Kitaplar, metin
okuyucu programlar sayesinde dinliyebilirler.
Amacmz Grme Engelli kardelerimiz iin bir kaynak oluturabilmektir,
Bu web sitesi aada ad geen kanuna stinaden grme engelliler iin
hazrlanmtr.
- 5846 Sayl Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun altnc Blm-eitli
Hkmler blmnde yer alan Ek Madde 11 (Ek madde:03/03/2004
5101/26.mad)
Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat
eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama
gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek
nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya
dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve
benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen
izinler alnmadan gerekletirilebilir. Bu nshalar hibir ekilde satlamaz,
ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca
bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm
amacnn belirtilmesi zorunludur.
Yani T.C. Kanunlarna gre kar amac gtmediimiz srece Edebi
Romanlarda dahil olmak zere engelliler iin retilmi bir nshas olmayan her
eserin E-Kitabn oluturabiliriz.
Grme engelli olmayan arkadalar kitap hakknda fikir sahibi olduunda
lgili kitab; yayn evi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan temin edebilirler.

En Kapsaml Trke cretsiz E-Kitap Arivi www.freekitap.com


Web sitemizin dier E-Kitap sitelerinden farklar;
Kitaplar sitemizde barndrdmz iin hi beklemeden sadece
birka saniyede istediiniz kitab indirebilirsiniz.
Arama blmn kullanp istediiniz kitaba annda ulaabilirsiniz.
Sitemizde bulamadnz kitaplar Kitap stekleriniz sayfamzdan
bize bildirirseniz 24 saat ierisinde siteye ykleyip size bildireceiz.
Sitemizdeki kitaplar Sosyal paylam sitelerinden (Facebook,
Twitter ve Google+ ) arkadalarnzla paylaabilirsiniz.
Bizi Facebooktan takip edebilirsiniz.
http://www.facebook.com/ucretsizekitapindir
www.freekitap.com

Merhaba.
Paylamlarmzn amac kesinlikle yayn evlerine yada yazarlarna
zarar vermek deildir.
Grme engelli arkdalar web sitemize eklediimiz E-Kitaplar, metin
okuyucu programlar sayesinde dinliyebilirler.
Amacmz Grme Engelli kardelerimiz iin bir kaynak oluturabilmektir,
Bu web sitesi aada ad geen kanuna stinaden grme engelliler iin
hazrlanmtr.
- 5846 Sayl Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun altnc Blmeitli Hkmler blmnde yer alan Ek Madde 11 (Ek madde:03/03/2004
5101/26.mad)
Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve
edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir
ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya
nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren
eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar
kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn
verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir. Bu
nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac
dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak
sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn
belirtilmesi zorunludur.
Yani T.C. Kanunlarna gre kar amac gtmediimiz srece Edebi
Romanlarda dahil olmak zere engelliler iin retilmi bir nshas
olmayan her eserin E-Kitabn oluturabiliriz.
Grme engelli olmayan arkadalar kitap hakknda fikir sahibi
olduunda lgili kitab; yayn evi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan
temin edebilirler.

J AC K
ENGIN YAYINCILIK
J A CK

ALPHONSE DAUDET
Trkesi: lhan Eti
BEYAZID DEVLET KTPHANES
Tasnif No: 843.8 Demirba No. 334.171
ENGIN YAYINCILIK
DNYA OCUK KLASKLER DZS
ISBN
975-379-182-8
JACK
Birinci Bask: 1994/ Dizgi-Bask: Engin Matbaaclk Sanayi ve Tic. Ltd.
ti. Topkap stanbul.
ANNE VE OUL
Evet Rahip Hazretleri, sonuna K gelecek. Bu bir ngi-liz ad. Olumun
vaftiz babas, Hint Ordusunun gzde generallerinden biriydi LORD PEMBOKE.
Bilmem bu ad duydunuz mu? Soylu ve zarif bir Salon adam... Ah ne gzel
dans ederdi, kimse vals onun gibi yapamazd... Ne yazk ki, SNGAPUR'da
bir av kazasnda ld. Hem de Ra-ca'nn kendi onuruna dzenledii bir av
esnasnda, bir kaza kurunuyla vuruldu."
Bu sz seli, bu konudan konuya atlama yal Rahibi hem artm, hem de
elendirmiti. Glmseyerek, gen kadnn szn kesti:
"Balayn Madam, ocuun adn yazdm, ama soy ad?"
Rahip, anlaml baklarn gen kadna dikti.
ocuun annesi 1858 (bulunulduu yl) ylnn modasna gre, ok zarif ve
zengin giyinmiti. Krklerinin yumuak lts, ipekli siyah robu,
tylerle ssl apkas, onun ok varlkl olduunu aklyordu.
Konandan arabasna atlayarak, yolun amuruna bulanmadan doru buraya
geldii anlalyordu.
Gen anne ok gzeldi, hareketli yznde koyu mavi gzleri derin bir
hayretle alyordu, nci gibi beyaz ve biimli dilerini gstermek iin,
durmadan glyordu. Ne yazk ki, bu gzel yzde bir zek ktl gze
arpyordu. rALPHONSE DAUDET
gl salarnn kaplad dar aln ve devaml konumaktan kvrk duran
alt dudak ondaki dnce yetersizliini belirtiyordu.
ocuk, o bambaka bir tipteydi. Erken boy atm yedi, sekiz yalarnda
ok tatl bir olan. skoyal gibi giydirilmiti,, ancak, o dikinli
balndan ve ksa eteinden hi memnun grnmyordu. Bunlar moda
giysiler olabilirdi ancak hzla boy atan ocuun dizleri akta kalyor,
o da bu plak bacaklarndan utan duyuyordu. ocuk, tpatp annesine
benziyor, ama onda daha baka bir incelik ve soyluluk gze arpyordu.
Gzel bir kadnn, akll bir erkekteki yz. ocukta daha stnlenen ve
derinlenen ayn mavi gzler, ayn aln ama daha geni, ciddi kvrmlarla
bkl ayn az. ocukta dncenin yer ettii hatta ok ciddi olduu
ilk bakta anlalyordu. Onda, annesinin eteklerinde bym bir
yavrunun nazl ve ekingen havas vard.
u anda annesine yaslanm, onu dikkatle dinliyordu. evresine rkek
baklarn dikmiti. Geri annesine sz vermiti, alamayacakt ama gene
arada bir hkr andran bir i ekile tepeden trnaa sarslyordu.
Annesi, ona gzlerini dikerek, sanki vaadini anmsatyordu. O zaman
yavrucak glmsemeye alyor, ancak gene de onda derin bir znt
hissediliyordu.
Rahip, ana ile olu inceliyordu. Yirmi be yldan bu yana Vaugurard'daki
Cizvit yatl okulunun mdr olan Peder O... bu yeni gelenlerin imdiye
kadar alkn olmad tiplerden olduklarn daha grr grmez anlamt.
Gen kadnn davranlar ve zellikle sanki bir derdini gizlemek
istercesine karsndakini sz seline bomas, tm bunlar din adamn
kukulandrmt. Ancak ne var ki, son yllarda Paris sosyetesi ylesine
karm, snflar ylesine girift olmulard ki, soylu bir bayan daha
aa snftan birinden ayrt etmek pek kolay olmuyordu.

Ancak ocuun soy adn sorduu zaman, kadnn zgn grnmesi onu hemen
aydnlatt.
JACK
Gen kadn gelincik gibi al al oldu ve ksa bir kararszlktan sonra:
"Balayn beni Mdr Bey," dedi, "kendimi tantmay unuttum."
antasndan kard gzel kokulu bir kart, Rahibe uzatt:
"IDA DE BARANCY"
Bu hoppa ve nee dolu ad, altn yaldzl harflerle ipek gibi dzgn kt
zerinde izilmiti.
Rahip buruk bir glmseyile sordu: "ocuk da ayn ad m tayor?"
Soru kstah saylrd. Gzel bayan bunu anlamt, daha da bozuldu. Sonra
hemen bu aknln yapmackl bir nezaket altnda gizlemeyi baard:
"Fakat, pek tabii dep mi Mdr Beyefendi?" Rahip anlam dolu bir tondan:
"Ya," diyebildi.
Okul Mdr, konuuyla nasl konuacan bilemedi. Her kelimenin deerim
ve anlamn bilen birinin dnceli tavr ile, bir sre elindeki kart ile
oynad.
Derken kalkarak, baheye alan balkon kaplarndan birine doru yrd.
Kzl k gnei, bahenin heybetli aalarnn yapraklarnda
oynayordu. Yal Rahip cam tkrdatt, kara bir glge grnd. Mdr
ieri giren gen rahiple, yle konutu:
"Dostum, sizden bir ricada bulunacam, u yavruca azck dolatrn.
Kendisine kilisemizi ve k bahesini gsterin."
Oysa Jack, bu uzaklatrlmadan daha baka anlamlar sezdi. Veda sahnesini
ksa kesmek iin kendisini baheye
ALPHONSE DAUDET
yolladklarn dnd. Baklarnda yle zntl ve rkek bir anlam
belirdi ki, efkatli Rahip, hemen onu yattrmak istedi:
"Korkma dostum... Annen seni burada bekleyecek, gitmiyor. Az sonra onu
burada bulacaksn."
ocuk sanki inanmam.gibi kararsz grnd. Madam de Barancy, bir
kralie edas ile, emir verdi:
"Haydi dostum, Mdr beyi dinle."
ocuk ackl bir boyun eile gen rahibe elini uzatarak oradan kt.
Yalnz kaldklarnda odada bir sessizlik oldu. Souktan buz tutmu kumlan
hrdatan ayak sesleri, giderek uzaklatlar. Ilk odada yanan atein
trdlar, dallarda uuan serelerin cvltlar, piyano sesi,
hocalarn snflarda verdirdikleri dersin uultular, tek bir szle lks
bir yatl okulun, tm grltleri kapal kaplardan szyordu.
ocuu ok sevimli ve terbiyeli bulan Rahip, ondan etkilenmiti, sze
yle balad:
"Bu yavru, size ok dkn Madam."
Madam de Barancy, bir tiyatro aktrisine yakan bir i ekile u
karl verdi:
"Nasl sevmesin efendim? Dnyada benden baka kimi var ki?"
"Ya, demek dulsunuz, Hanmefendi?"
"Ah evet, hem de en ackl bir ekilde. Eimi yitireli ok oldu, aa
yukar on yl kadar, henz evlenmitik. Ah bir anlatsam, tam bir roman
konusu. Adndan anladnza gre Kont de Barancy Touraine ilinin en
soylu ailelerinden biri idi.."
Ne yazk ki, gzel kadn gene dnmeden konumu ve baltay taa
vurmutu gene. Aksilik bu ya, Touraine doumlu olan Peder O... doduu
ilin tm tarihesini ezbere bilirdi. Oradaki soylu aileleri bir bir
tanrd, bundan tr, Kont de Barancy'de az nceki Lord Peambockla
birlikte Hindistan efsanelerine katlmak zorunda kald. Ancak zeki
JACK
ve karsndakinin ruh halini okumasn bilen adam, dncesini daha
lml bir tarzda ynetmeyi baard:

"ocuk size ok bal ayn zamanda da ok kk, byle bir ayrla


dayanacan sanmam. Hem de pek gl grnmyor."
Gen kadn anlamamt, saf bir tavrla itiraz etti:
"Hi tasalanmayn o ok gldr, sal da yerinde. Hi hasta olmad
diyebilirim belki yz solgun, ancak Paris havasna henz alamadndan
tr, imdiye kadar hep krlarda, atomuzun bahesinde..."
Amacn anlatmayan Rahip, bu kez baka bir yola bavurdu:
"u anda ok doluyuz Madam, yatakhanede bo yatak yok. stelik ders yl
balayal hayli zaman oldu. Bavuran rencileri gelecek yla
bekletiyoruz. Belki, o zaman deneriz, ancak gene de kesin sz veremem."
Gzel kadn anlamt, birden sarard:
"Ya demek olumu kabul etmek istemiyorsunuz? Peki ama neden? Bana bunu
aklayn."
Rahip de zlm grnd:
"Madam," diye sze balad, "byle bir aklamada bulunmamak iin ok
eyler verirdim, ama beni zorladnz ben de size aklayacam. Bize
ocuklarn emanet eden ailelerin ok ciddi ve iyi ahlakl olmalarn
bekleriz. Bu bizim iin deimeyen bir koul, Paris'te kk Jack'
barndracak yzlerce yatl okul bulunmakta. Ancak, ne yazk ki, bizde
okumas olanaksz."
Kadnn itiraza hazrlandn sezen Rahip, kesip att:
"Ltfen, beni daha ar konumak zorunda brakmayn. Sizden hesap sormaya
hakkm yok. nann bana, u anda, sizin iin ben de zlyorum."
lkin meydan okumay deneyen gzel kadn, birden duygularna yenilerek
szlanmaya, alamaya balamt:
10
ALPHONSE DAUDET
"Ah ne kadar mutsuzum, neler ekmedim? Ne yazk ki, ocuun babas yok,
kendisine z bir soy ismi de yok. Ama bundan onu sorumlu tutmak,
hakszlk olmaz m? Ah Rahip Beyefendi."
Kadn hkrklarnn arasnda Rahibin elini yakalamt, Peder O...
kadn krmaktan ekinerek, yava bir jestle elini kurtard. Onun bu
taknlndan ve de gzyalarndan rkmt, yattrc bir sesle:
"Sakin olun Kzm, sakin olun," dedi.
Oysa da de Barancy, kendini brakm, mark bir ocuun cokun
kederiyle, alamasn srdryordu.
Saygn din adam, onun baylmasndan korktu. Bir ara, ne yapacan
bilemedi.
Gzel da, kendisini temize karmak amacyla ona tm yaamn anlatmaya
kararl idi. Rahip de zoraki, onun bu isteine boyun edi.
Gen kadn, kesik cmlelerle sonu gelmeyen bir ykye balad. Bir
konudan dierine atlyor ve bu karmaa arasnda yolunu bulup anlatsn
bitirmesi pheli grnyordu. Aslnda "Barancy" ad onun gerek ad
deildi. Kimliini aklasa, sayn mdr donakalrd. Zira Fransa'nn en
eski ve soylu adlarndan birini tayordu. Ne var ki, atalarnn onuru
sz konusu olduundan, adn aklamaktansa lmeyi ye tutard.
Mdr, kendisinden byle bir aklama beklemediini, bo yere yineledi.
Ama bouna inat kadna kendisini duyuramad bile. O, kendisinin bile
iinden kamayaca karmak cmlelerle daha da aryordu. Ancak hep
ayn nakarat yineliyordu, en soylu bir ailenin kz olduu gibi,
kendisini batan karan sefil de, ruhunun ktlne ramen gene de bir
aristokrat idi. Kaderin lanetine uradklarn yineleyip durdu.
Rahip armt, neye inanacan bilemedi. Bu da uydurma bir masald
kukusuz. Ama gene de Peder O... kadJACK
11
nn itenliine inanmt. O olunu iten bir efkatle seviyordu. O gne
kadar hi ayrlmamlard.

ocuk evde zel retmenle alyordu. Ancak onun uyank zekasndan


etkilenen gen kadn, olunu daha ciddi bir ekilde eitmeye karar
vermiti. Rahip gen kadna ac-mt ona ciddi bir tondan daha ciddi
olmasn tledi. Yaamn bir dzene sokmann zaman gelmiti.
Gzel kadn minnet dolu bir sesle:
"Ah Mdr Bey tam zerine bastnz bende bunu istiyorum. Aslnda, ok
yakn bir gelecekte durumum resmileecek benimle evlenmek isteyen birisi
var. Ama, ben de bu arada ocuu evden uzaklatrmay ve ona dinsel bir
eitim vermeyi dnmtm. Ne yazk ki, bu isteim yerine gelmedi ve
btn iyi niyetlerime ramen..."
Sz buraya vardnda, Rahip sarslm grnd. Ksa bir kararszlktan
sonra, birden suya atlrcasna:
"Bu kadar istekli olduunuza gre sizi krmak istemem Madam. Aslnda
kk Jack' ok sevdim. Onu okula alyorum."
"Oh Mdr beyefendi..."
"Evet ama iki nemli artm var."
"Hemen syleyin, imdiden kabul."
"lk artm, resmen evleninceye kadar, ocuu evinize kartmayacaksnz,
hafta sonlarn hatta byk tatilleri bile bizimle geirecek."
"Evet ama evladm, beni grmeden, yapamaz..."
"stediiniz zaman onu grmeye buraya gelebilirsiniz ama ikinci bir
artm daha onu ancak benim bu odamda grebileceksiniz, salonda onu
gremezsiniz."
Kadn bir hmla ayaa frlad: "Peki, ama nasl olur? Bunu asla kabul
edemem." ocuklar grme gnlerinde kabul salonuna girememek, o perembe
gnlerinin sevimli kalabalna karma12
ALPHONSE DAUDET
mak. Olunun gzelliini, kendi kln, kapda bekleyen arabasnn
ihtiamn, evreye sergileyememek dier analara caka satamamak. Olunu
kaamaktan grmek, btn bunlar gen kadn alt st etmiti
Kurnaz din adam, tahminlerinde yanlmamt.
"Acmasz davranyorsunuz Rahip Bey, az nce iyilik sandm bu ltf u
anda reddetmek zorunda braktnz beni. Benim de bir gururum var, hem
sonra ocuk hakkmda ne dnr?"
.
Tam o anda, camlarn ardndan sarn bir yz grerek sustu. Kk Jack
ak havadan pembeleen yanaklarla oday gzetiyordu. Annesini grnce
yz gld, hemen ieri dald ve ona kotu.
Kadn olunu elinden yakalad:
"Gel gel evimize gidelim. Burada bizi istemiyorlar, bize yer yok."
Koarcasna kt. Durumu anlamayan ocuk, akn baklarla annesini
szyordu. Rahibin saygl selamna gzel kadn hafif bir ba iaretiyle
karlk verdi. Ama tm acelesine ramen, Rahibin ardndan mrldand
u szleri duymasn nleyemedi: "Zavall ocuk, zavall ocuk."
Bu szlerdeki efkat titreimleri ocuun kalbini szlatt. Neden yal
rahip byle konumutu?
O gn izleyen haftalar ve aylar boyunca, Jack, hep bunu dnecekti.
***
Rahip yanlmamt, aslnda da de Barancy, yalancktan kontesti.
Gerek ad Barancy olmad gibi, belki n ad da da deildi. Nereden
gelmiti? Kim idi? Tek bilinen ey, onun Paris'li olmay idi.
JACK
13
Henz dzeltemedii ivesinden, onun bir taral olduu anlalyordu.
Oda hizmetisi matmazel Constant, onun bir Paris'li hanm kadar
yapmackl olmadn dnerek onu hor grrd ve ondan "Tara Dilberi"
diye sz ederdi.

Bir gerek daha vard, o da Madam de Barancy'nn ok fazla seyahat etmi


olmas. Zaten o bunu asla gizle-mezdi.
da, gnn birinde smrgelerin kk bir adasnda, mavi gkler altnda
dnyaya geldiini anlatr, usuz bucaksz pamuk tarlalarnda Krma gzeli
annesinden, saysz klelerinden sz ederdi. Oysa, baka bir gn hava
deitirir, Tours O dolaylarndaki, atosunun ahane parkn, orada
geirdii ocukluk anlarn anard.
Ancak, anlattklarnda hep ayn tema gze arpard. Soyluluk, servet ve
asalet unvanlar. Kadn kafasn bunlara takmt.
u srada kendisine bakan ok paral bir dostu vard. Adam, onu en k
mahallelerden birinde oturtuyor, saf kan atlarla koulu bir arabada
gezdiriyordu. da'nn kymetli eyalar, uak ve hizmetileri vard.
Gene de bir kasabada bym olduundan o Paris kadnlar kadar kstah ve
mark deildi
Haftada bir gn, orta yal, akaklar aarm soylu grnen bir Bay
kapsn alard. da ondan sz ederken, bir "MSY"(**) deyii vard ki,
duyanlar, Fransa Kralnn kardeine bu unvann verildii alarda,
kendilerini Fransa saraylarnda sanrlard.
Jaek, anasnn dostunu "yi Dost" diye arrd. Uaklar onun yzne
"Kont Hazretleri" derler, ama kendi aralarnda ondan moruk diye sz
ederlerdi.
(*) Tous Touraine eyaletinin ynetim merkezi.
(**) MSY: Fransa Kralnn hemen kendisinden sonra gelen kaidesine
verilen unvan.
14
ALPHONSe DAUDET
Bu "moruk" herhalde ok zengin olmalyd ki, da har vurup harman
savuruyordu. Konakta korkun bir israf srp gidiyordu. Hanmn zel
hizmetisi Constant, ayn zamanda evi ynetiyordu. Khyalk yapan kadn
deneyimsiz hanmna ayn zamanda, yksek sosyete geleneklerini de
alamaya alyordu. Yolunu arm u zavall da'nn tm amac, son
moda bir salon kadn olmak idi.
da de Barancy, okul kapsnda, kendisini bekleyen arabasna atlad ve
eikte gnelenen birka rahibe duyurmak istercesine yksek sesle:
"Konaa" emrini verdi.
Ancak araba henz ilerlemiti ki, gen kadn, kendini daha fazla tutamad
ve bukleli ban yastklara dayayarak hkrmaya balad.
Olunu okula kabul etmemilerdi, rezalet. Oysa o soylu ve zengin grnmek
iin ok ciddi bir ekilde giyinmi. En sade robunu, en gzel krklerini
giymiti.
Ne yazk ki din adamn bir trl ikna edememiti. Daha ilk grte
rahip, onun foyasn meydana karmt.
Jack, bir keye bzlm, kprdamaktan korkarak, gzlerini annesine
dikmiti. Onun bu perianlnn nedenini bilmemekle beraber, onun
kederine zlyordu. Ama, gene de eve dndne ok memnun idi.
Neden zlyordu annesi? Onu byle alar grmek ocuu adeta harap
ediyordu.
Annesi birden, ellerini burkarak szland:
"Hey Tanrm, bu kadar mutsuz olmak iin ne yaptm ki?"
Jack bunu yantlayamad, annesinin suunu bilmiyordu ki, ancak, sevgi
dolu ocuk, onu teselli iin ekinerek elini uzatt ve onun gzel kokulu
elini dudaklarna gtrd.
Kadn lgn gzlerle evresine baknd:
"Ah, hayrsz ocuk, dnyaya geldiinden beri, senden az m ektim?"
JACK
15
Jack, adeta donakalmt, kekeleyerek sordu: "Ben mi? Ben sana ne ktlk
yaptm?"

Dnyada annesinden baka kimi vard ki? Ama demek istemeyerek, ona zarar
vermiti!
Biare ocuk, birden derin bir yeise kapld. Ama* ne var ki annesinin
grltl gsterili kederinin yannda, onun-kisi sessiz ama daha derin
bir ac idi. Kederini gstermekten korkar gibi, kendisini tuttu, yalnz
btn vcudunu sarsan bir rpertiyi nleyemedi ve kuru hkrklarla
sarsd.
te o zaman, yaralanan gururunu unutan da, analk efkatine yenildi.
ocuuna sevgiyle sarld:
"Sus yavrum, aka yaptm, anlamadn m? Kk budala, bu kadar duygusal
olma. Yoo hayr Jack, sen bana ne ktl edebilirsin, seni bu
hikyelere kartrdm iin su benim. Haydi yavrum, alama artk. Bak
ben de glyorum."
Hoppa kadn, az nceki derdini unutmutu. Olunu elendirmek iin,
kahkahalar atmaya balad. Hi derin olmayan, bu yaradln devaml
kederden neeye gemesi Tan-r'nn bir ltf saylrd. in tuhaf gen
ana, daha da gzellemiti sanki, az nceki gzyalar gzlerini ve
tenini parlatm, onu daha da ekici klmt.
Birden arabann buzlu camn indirerek dar bakt: "Jack, eve
yaklatk, gel istersen inelim, sana bir pasta
yedireyim. Haydi sil gzlerini bakalm, sana u ikolatal
pastalardan yedireceim."
O gnlerin modas olan bir spanyol pastahanesi nnde durdular. erisi
dolu idi. En k hanmlar sanki kendilerini gstermek iin buray
doldurmulard. Eletiren baklarla birbirlerini izliyor, yaldzl
salonun aynalarnda pembe yzler kl gzler yansyordu.
da, gzlerin kendisine evrildiini grerek ok sevindi. Bu baar az
nceki hayal krkln gidermiti. Bol pasta smarlad ve itahla
yemeye koyuldu. Oysa, ocuk, henz
16
ALPHONSE DAUDET
kendisini toparlayamamt, annesinin srarlarna kar koya-mayarak,
tabandakileri nazl nazh yedi.
Hava o kadar gzeldi ki, da, arabay yollayp eve yaya dnmek istedi.
Sokaklara sinmi meneke kokularn iine ekerek, olu ile elele
yrdler.
Ak havada yrmek, ssl vitrinleri seyretmek, yolda uyandrd
hayranlk ona az nceki zntsn unutturmutu.
Ama birden ltl bir vitrin nnde bir lk att. O akam maskeli
baloya gideceini anmsamt. Tuvaletini b-tnlemek iin kimi ufak
tefek alacaklar olacakt. Hoppa anasnn dizi dibinde byyen ocuk da,
onun gibi gzel eylere dknd. Gremeyecei bu enlie hevesleniyordu.
Zplaya sraya anasnn pei sra maazaya girdi. Jack'n en byk
zevki, annesinin sslenmesini seyretmekti. Anasnn gzellii ocuu
gururlandrrd.
Madam de Barancy seimini yapt, beendiklerini paket ettirdi, daha sonra
oluna dnerek:
"Bak, unutma ekerim, sakn "yi Dost'a" benim u baloya gittiimi
syleme, bu aramzda sr olarak kalsn. Aman Tanrm, saat be olmu,
Constant beni azarlayacak."
Aldanmamt, iri kym, jandarma klkl bir kadn, onu kapda
karlad.
"Giysileriniz hazr? Ama siz ok geciktiniz, bu kadar gecikmenin ne
anlam var ki? Zamannda hazr olamayacaksnz."
"Ah sevgili Constant, ne olur beni azarlama, bama gelenleri bir
bilsen?"
da, eliyle olunu iaretledi. Khya kadn birden fkelendi:

"Nasl olur? Geri mi dndnz Msy Jack? Ne ayp! Sznzde byle mi


durdunuz? Demek bundan sonra, sizi okula jandarmalarla yollamak Ah,
atm dorusu. Ho
JACK
17
su pek sizde saylmaz, anneniz, bir dediinizi iki etmiyor, bylesine
martlan bir ocuu ilk kez gryorum."
"Yok sevgi Constant, i bildiin gibi deil, ocuun suu yok, onu
okullarna istemediler."
Birden gzyalar yeniden boald, gene ansszlndan ikyete balad.
Az nce yedii pastalar, itii arap ve konan ar ss kederine
eklenince, birden fenalat, yere yld, baylmt. Onu yatana
tadlar, tuz ruhu koklatld, ellerini uuturdular, sonunda ald.
Matmazel Constant, bu tip isteri krizlerini pek iyi bilirdi, bilgi bir
tutumla hanmna bakt, bu arada kendi kendisine yle syleniyordu:
"Rahiplere gitmenin ne gerei vard? Oras ocuun durumundaki biri iin
uygun okul deildi... Madam, nceden bana dansa, basma bunlar
gelmezdi... Ona okul bulmakta i mi? En iyisini bulurum ben."
Bu arada Jack, annesinin ellerini pyor, onun zlmesine neden
olduundan kendi kendisini lanetliyordu.
"Haydi Msy Jack, ekilin oradan anneniz iyileti artk. Onu
giydireceim."
"Aman Constant nasl olur? Kprdayacak halim kalmad, baloya nasl
giderim?"
"Daha iyi ya, alrsnz... Aslnda be dakika daha dinlenin, bir
eyciiniz kalmaz. u tuvaletinize bir gz atn, ne ahane "lgnlk
Perisi" kostm... Ya u pembe ipekli oraplar, hele salarnz zerine
oturtacanz u zilli klah..."
da, bu sslere dayanamad.
Annesi giyinirken Jack lo kk salonda bekledi. Satenle kapitone o
ssl kk salonu glgeler kaplamt. eri, tam pencere nndeki bir
sokak fenerinin lgn ieri yansyordu. ocuk alnn cama dayad ve
o gnn olaylarn derin bir hznle yeniden yaad. Birdenbire, nasl
olduunu bilmeden, Rahibin arkasndan syledii o yorumu kendisine
yaktrd. Evet, aslnda kendisi zavall bir ocuktu.
18
ALPHONSE DAUDET
Kendisini mutlu sand halde, bakalarnn acd biri olmak, tuhaf
deil miydi? Ama, demek, kimi zaman byle gizli mutsuzluklar olurdu.
Kurbanlarnn bile, ayrmad gizli mutsuzluklar.
Kap ald, eikte Khya kadn Constant grnd. "Gelin Bay Jack, bakn
anneniz ne kadar gzel oldu."
Annesi, satenlere brnm bir lgnlk perisi olmutu. Her hareketinde
bir zil sesi duyuluyordu. ocuun adeta gzleri kamamt, annesine
hayran hayran bakt. Sarn gzel kadn taranm, pudralanm, elindeki
zilli deneini sallyor ve aynadaki lgnlk perisine glmsyordu.
Btn dert ve tasalarn bir yana atmt. Aynadaki yansmasndan
mutluluk duyan gzel kadn, oluna tatl tatl glmsedi.
Daha sonra kahya kadn onun omuzlarna bir krk etol atarak, onu
arabasna geirdi. Jack da pelerinden geldi. nnden merdivenlerden
acele inen simle ilemeli pembe saten pabular, sanki daha imdiden dans
hevesi ile kanatlanm gibi anasn kendisinden uzaklatryorlard.
Araba tekerleklerinin grltleri uzaklatnda, ocuk artk ieri girdi
ve ksa yaamnda ilk kez derin bir dnceye dald. Hemen hemen, her
akam byle yalnz kaldn esefle dnd.
Annesinin dar kt gecelerde Jack, yemeini matmazel Constant ile
yerdi. Bu gibi akamlarda, yemek odas ocua ok byk grnrd.

Zamanla Jack'la ba baa kalmaktan sklan Constant, onu da aa,


mutfaa srklemeyi adet edindi.
Aslnda konan mutfandaki bu yemekler pek cmbl olurdu.
Ya lekelerinden kirlenmi mutfak masasndan ve evredekilerin
tutumlarndan evdeki israfn ne boyutlara ulatn lmek hi de zor
deildi. Khya kadn Constant, masann banda oturur ve ocuun pek
anlayaca kapal bir dden a kadnla, gen arabacya ak sak
ykler anlatrJACK
19
di. Bu arada kendi hanmlarn da alaya almay bir alkanlk haline
getirmilerdi.
O akam sofrada, ocuun okul serveni tartld. Arabac Augustin, buna
sevindiini bildirdi. O u sinsi din adamlarn hi sevmezdi, u iki
yzl rahipler ocuu da kendileri gibi bir Yobaza evireceklerdi.
Matmazel Constant ona kar kt. Geri, ne yazk ki, dinsel grevlerini
tam olarak yerine getiremiyordu, ama gene de kendilerine Tanr'ya adayan
o kutsal adamlara, dil uzatlmasna gz yumamazd.
Kk Jack safi kulak kesilmi, okula alnmama nedenlerini anlamak iin
gayretle dinliyordu. Birden tartma yn deitiinde ocuk hayal
krklna urad. Ama artk mut-faktakiler, Jack ve annesiyle
ilgilenmiyorlard. Her biri, kendisine z dini inanlarn aklamaya
koyulmutu. Bir hayli ikili olan arabac, peltek bir dille:
"Ben filler gibiyim," diyordu, "sadece gnee taparm, baka Tanr
bilmem."
Matmazel Constant'nn tepesi atmt, ona "Kfir" diye bard.
lerinde en akl banda olan iman a kadn, aralarn bulmak
istedi:
"Bakn, byle kutsal konular akaya gelmez. Herkes istediine inanr gene
de Tanr'y inkr etmek byk gnahtr."
Ne yazk ki Jack, bu szleri duyamad, frnlardan szan s ve bu
sarholarn sonu gelmeyen kavgalarndan usanan ocuk, ban elleri
arasna alm ve oturduu yerde derin bir uykuya dalmt.
Konuulduunu biliyor ama hibir ey seemiyordu. Sesler kendisine ok
uzaktan geliyordu.
A kadnn sesi ykseldi:
"Bu irin yavru, ne olacak imdi?"
Constant:
20
ALPHONSE DAUDET
"Bilemeyeceim," dedi, "ancak annesi ocuun artk ciddi bir eitim
grmesi iin okula gitmesinde kararl. Benden uygun bir okul bulmam
istedi."
arab iyicene karan Augustin kekeleyerek:.
"Dur bakalm, durun biraz, ben ok iyi bir okul biliyorum. Hem de tam
istediiniz gibi. Bir kolej yo, hayr bir Cmnaz(*) "Cmnaz Mornval" Hani hep sz ederim ya, bir ara u Msrllar yannda almtm. te
oullar "Sairde bu okula yazl idi. Kapcnn bana verdii bror, hl
yanmda."
Yelek cebinden kard czdanndan lekeli ve kirli bir kd masa
zerine frlatt ve bir Fatih edas ile:
"Nah buldum ite," diye haykrd.
Okumak istedi, heceleyip bir trl baaramad, khya kadn kd kapt
ve bir solukta okudu:
"Cmnaz Mornval 25 Montagne bulvar - Paris'in en gzel mahallesi Ciddi aile okulu - Geni bahe - Snrl renci says - Metot Mornval
- Docostere - ecnebi rencilerin ivelerini dzeltmek iin ses
bilimi...-"

Matmazel Constant, soluk almak iin sustu: "Bu bana ok uygun grnd."
Elindeki kd ta sonuna kadar okumakta devam etti ama artk derin bir
uykuya dalan Jack artk hibir ey duymuyor, o d gryordu.
Evet, u mutfak masasnda, onun gelecei konuulurken, annesi kostml
baloda dans ededursun, ocuk az nce tand Rahibi gryordu dnde.
Adam derin bir tasa ile ban sallyor ve ackl bir sesle:
"Zavall ocuk," diyordu, "zavall ocuk."
(*) Cmnaz: Klasiklerin, yunanca ve latincenin okutulduu okul.
II CIMNAZ MORONVAL
Bror, okulun Paris'in en gzel mahallelerinin birinde olduunu
bildirmiti.'Gerekti bu, Montaigne Bulvar, kentin en gzde
mahallelerinin birindedir. Ancak ne yazk ki, plann izimi henz
tamamlanmam olduundan, semtin pek ok deiik ynleri vard.
pekli ve kadife perdeler ve Venedik aynalar ile denmi konaklarn
hemen ardnda, ii barakalar, gecekondular grnr. Burada nalbant ve
araba yapmclarnn eki sesleri nlar. Geceleri burda mahalle
balolar verilir. Tek bir kemanc, ii kzlar ve kabadaylar
dansettirir. Geidin demir parmakl zerindeki tabelada, yaldzl
harflerle "Cmnaz Mornval" yazldr. Henz parmaklktan ieri girer
girmez kii, ykntlar ve yeni yaplardan oluagelen youn bir amura
batar.
Geidin tam ortasndan akan bulank dere, iki yannda ykselen krk
dkk evler, bir eski zaman grnm sergiler.
Anm amarlarn kuruduu, balkonlarn bulunduu harap evler de
yaayan sryle perian klkl ocuklar, sska kediler ve kular vardr.
Bu kadar dar olan bir yerde, yzlerce ngiliz seyisinin ve gene saysz
kaak iilerin, barnabilmesi kiiye tuhaf gelebilir. Akam olduunda
buras canlanr, parklarda sandalye kiralayan yoksul kadnlar, kukla
oynatclar, gezgin
22
ALPHONSE DAUDET
arkclar barnmak iin bu sefil odalarna dnerler. Bu harap mahalle,
Champs-Elysce'nin(*) ahane dekorunun tam anlamyla ters yzdr.
Cmnaz, ite bu ykntlar ortasnda ykseliyordu.
u bir gerek ki, ocuu buraya eer anas getirirse, evrenin
sefaletinden hemen etkilenerek vazgeerdi. efkatli bir kadn olan d de
Barancy, sevgili yavrusunu byle berbat bir yere emanet edemezdi. Ancak,
ne yazk ki, kendisi ekingen ve rkek bir yaradlta olduundan,
yeniden kt bir karlanmay gze alamamt.
Bu grevi ok gvendii oda hizmetisi ve ayn zamanda khyas olan
Constant'a vermiti.
Karl ve souk bir sabah, ssl kupa arabas okulun tam karsnda durdu.
Geit sszd, khya kadn bir elinde emsiyesi, br eliyle Jack'
tutarak, kap numaralarna baka baka ilerledi. On iki numaral evin
kapsnda durdu. Buras sanki daha temiz ve bakml grnyordu.
Matmazel Constant'n emin bir elle ektii ngran sesi evreyi saran
derin sessizlii yrtt. Uzaklardan yansyan bu an sesi Jack'n kalbini
burktu. Bir dal zerinde toplanm bir sere srs rkerek, bitiik dam
zerine tnd. Kimse gelmedi kapya, ancak kaln demirler ardndan sesler
duyuldu. Kapnn tam ortasndaki pencere ald za-' man, kaln dudakl
bir zenci ocuun yz grnd.
Constant sordu:
"Cmnaz Moronval buras, deil mi?"
Kara kafann yerini daha ak renkte stl kahve renkli bir ba ald,
daha sonra yetikin bir melezin ask yz belirdi. Matmazel Constant,
baya sinirlenmeye balamt ki, hain bir ses duyuldu:
"Sesemler (sersemler) asanza kapy."

Fiskoslar ykseldi, kilitte kaln bir anahtar dnd, sonunda grkemli


kap korkun bir gcrtyla alrken, az nceki sereler gibi rken
renciler drt bir yana daldlar.
(*) Champs-Elysee: Paris'in en sekin mahallelerinden biri.
JACK
23
Kap nnde zayf yapl bir melez duruyordu. Boynundaki kravat beyaz
olduundan esmerliini daha da stnle-miti;
Adam nazik bir jestle Matmazel Constant nnde eildi ve ona ieri
girmesi iin kolunu uzatt. Geni ve bakmsz bir baheden getiler.
Issz bahenin, urasnda burasnda acayip ekilli binalar grnyordu.
Bahenin hemen ortasnda kumla deli, camlarla evrili bir avlu vard.
Buras ocuklarn oyun salonu olacakt. Bahe yolunda, kk bir zenci
ocuk grnd. Krmz yelekli yavrunun elinde kocaman bir sprge, bir
de kmr kovas vard. ocuk yeni gelenlere yol vermek iin ekilirken,
Moronval onun kulana yavaa: "Salonun ateini yak," diye fsldad.
Kk zenci bu szleri derin bir hayretle karlad. Oysa bu ok yerinde
bir emirdi. Geni salonun cilal parkeleri, donmu bir kuzey gln
andryordu. Hatta klfl koltuklar bile, bu s noksanndan ac
ekercesine burumulard. Ama ne var ki, khya Constant, ne boyalar
anm duvarlar gryor, ne de salonun boluunu ayrmsyordu. u anda
kendisine bir hanmefendi ss vererek caka satmaya bakyordu. Buray pek
beendiini syleyerek ie balad. Moronval srtarak, karlk verdi:
"Tam bir sayfiye kk deil mi, efendim." Ksa bir aknlk oldu.
Yoksul kiilerin, konuklarn arlama iin gsterdikleri tela. Kk
zenci, ate yakmaya hazrlanyordu. Moronval, soylu konuu iin mine
bana bir koltuk koydurttu. Derken mdrn ei Madam Mo-ronval-Decostere
ieri szld. Yeni gelenleri zentili bir resmiyetle selamlad. ok ksa
boylu, koca kafal, geni alnl ve renksiz yzl kadn sanki sakat gibi
grnyor, kamburunu gizlemek istercesine ban dimdik tutuyordu. Ama
yznden onun iyi huylu biri olduu anlalyordu.
24
ALPHONSE DAUDET
Candan bir jestle, ocuu yanna ararak onun ipek buklelerini okad,
gzlerinin ok gzel olduunu syledi.
Moronval kstah bir bakla Constant' szerek, mrldand: "Gzlerini
annesinden alm."
Constant'n buna itiraza pek niyeti yoktu, ama Jack, hemen atld: "Daha
neler, o benim annem deil ki, dadm..."
Ancak Moronval, bu aklamadan pek etkilenmi grnmedi, tam tersine
kendisine bu kadar yetki verilen bir hizmetkrn kudretini sezerek onu
kazanmay tasarlad. Ona daha da nazik davrand.
Constant adeta barr gibi yksek sesle ve mark bir tondan konumaya
balad. Annesinin ocuu kendisine emanet ettiini ve ona uygun bir okul
bulma sorumluluunu aldn akladktan sonra, pansiyon cretleri
tartld.
Moronval, ocuun ihtiyalarnn dnda, ayrca bin frank istiyordu.
Bu kabark cretin aslnda ok yerinde olduunu karsndakine kabul
ettirmek iin ar dil dkmeye gerei kalmad. Gene de bin bir dereden
su getirmekte yarar grdnden, okulunu vmeye balad. Buras normal
bir okul deil, bir "Cmnaz" idi bu ad, buraya bo yere verilmemiti. Bir
yandan ocuklarn beyinlerine yararl bilgiler aktarrken, dier yandan
onlara spor yaptrlyor ve yavrular ok salkl bir ekilde
yetitiriyorlard.
renciler, retmenlerle edebi toplantlara giderlerdi. Onlara yalnzca
latince ve yunanca deil, ayn zamanda tm insancl duygularnn da
retilmesine zen gsteriyorlard. Burada okuyanlarn pek ou, uzak
lkelerden gelen ve aile yuvalarnn zlemini eken ocuklard. Gerek

Mdr, gerek retmenler, bu gurbet yavrularn derin bir efkatle


sararlard.
Gene de ocuklarn renimleri asla ihmal edilmezdi. En yetenekli
retmenler, bilginler, sanatlar, bu kk kafalar doldurmak iin
adeta yarrlard. Edebiyat, mateJACK
25
matik, tarih, resim ve mzik derslerinin yan sra, Madam Moronval'n
zel bir metotla verdii bir diksiyon dersi vard. Btn bunlar yetmezmi
gibi, haftada bir okulun kabul salonunda edebiyat toplants ve okuma
oturumu yaplrd. Moronval-Decostere metotlarnn basanlarn izlemek
isteyen veliler de bu toplantlara katlabilirlerdi.
Aslnda einin ive derslerine herkesten ziyade ihtiyac olan mdr,
melezler gibi konuuyor ve asla 'r' harfini syleyemiyor, szcklerin
yansn yutuyordu.
Ne var ki, bu atafatl konuma, cahil Constant'n gzn boyamt.
Parann hi nemi olmadn syledi sadece hanmnn istei zerine o
ocuu iyi bir okula yazdrmak istemiti. Madam Decostere-Moronval
gururlu bir tondan:
"Evet," dedi. "Bu konuda bize gvenebilirsiniz."
O da kimi aklamalarda bulundu, ei okula en sekin aile ocuklarn
kabul ederdi. Soylular arasnda bir de Veliaht Prens vard. Evet, Dahomey
Kral'nn z olu, bu okulda okuyordu.
Matmazel Constant baya comutu, haykrd:
"Duydunuz mu Msy Jack, bir kral olu ile birlikte okuyacaksnz?"
Mdr derin bir sesle onaylad:
"Evet Majeste Dahomey Kral', bana z evladn emanet etmiti. Bu onura
layk olmaya altm. Ona her bakmdan kendi olum gibi baktm ve onu
mkemmel bir erkek olarak yetitirdiimi syleyebilirim."
Tam o anda kimse, ate yakan zenci ocuun kmr .kovasn neden
grltyle yere drdn ayrmsamad.
Mdr devam ediyordu:
"Kk Prens, gnn birinde atalarnn tahtna ktnda eim ve ben
onun Paris'te geirdii gzel gnleri unutmayacan sanyoruz. Kendisine
verilen emekleri anmsayaca gibi bizleri de sevgiyle anacana
inanyoruz."
26
ALPHONSE DAUDET
Jack, bu ara, kk zencinin gzlerinin aklarn devirerek yuvarladn
ve hayr demek anlamna kvrck ban sallayarak kimi garip mimiklerde
bulunduunu grerek aakald. ocuk, ne demek istiyordu? Yani kk
Prens, Moronval cmnaznda rendiklerini unutacak m idi? Yoksa
hocalarn minnet ve sevgiyle anmayacak m idi? Bu kk kle bu ilerden
ne anlard?
Khya kadn iyicene etkilenmiti, daha fazla dayanamad ve bir dnemin
cretini peinen demeye hazr olduunu bildirdi.
Mdr, sanki 'ne acelesi var?' gibilerden ban sallad.
Oysa ylesine acelesi vard ki. Okulun grnm, krk dkk eyalar,
svalar dkk duvarlar, anm hallar, mdrn tden parlam
kostm, einin bollam robu, hepsi birden bu sefaleti haykryorlard.
Moronval ifti adeta koarcasna gidip muhteem bir i, sicil defteri
getirdiler. Buraya yeni gelenin ad, ya ve doum tarihi yazlacakt.
Bu ciddi ilemler yaplrken, kk zenci, ate nnde melmi,
kendinden geercesine mutlu grnyordu. lkin inat eden odunlar, u anda
kzl alevlerini dalgalandrarak neeli trtlarla yanyorlard.
Ban ellerinin arasna alan kara olan, gzleri alevlere dikili u
aydnlk grntde, kk bir eytann glgesini andryordu.

ocuk, sessiz bir glle mutluluunu belirtiyor, sy sanki iine


ekmek istercesine atee daha da sokuluyordu. Darda kar yayordu,
bask gklerden beyaz kelebekler uuuyordu sanki.
Jack zgnd, u Moronval'y bir trl gz tutmamt. O sevimli grnme
abalarna ramen, itimat edilecek birine benzemiyordu.
stelik ocuk daha imdiden annesini zlemeye balamt, u acayip
pansiyonda kendisini ok yalnz duyumsad.
JACK
27
Sanki ok uzaklarda gibi bir izlenime kaplmt. Kimbilir, belki de denk
ar, uzak lkelerden gelen ocuklar o kara suratl rencilerin
getirdikleri keder ve hasret havas binann her yanna sinmiti.
Bir ara ocuk tatl bir hznle, yakn bir gemite grd o Vaugirard
kolejini and. O cana yakn salonu, ahane aalan ve deiik ieklerin
bulunduu o k bahesini and. Hatta, ksa bir an iin Rahib'in efkatle
bana koyduu elin ssn duyar gibi oldu.
Bu elin dokunmasndan duyduu ferahl dnd. Ah, neden sanki orada
kalmamt? Birden lgn bir umui da kapld, belki burada da kendisini
istemezlerdi. Ama birden bu isteinden utand.
Annesi buna ok zlrd. Masa zerinde kocaman defter, Constant ve mdr
alak sesle konuuyorlard. O uzun yzl hanm da Jack'a derin bir
hznle bakt. Bir ara ocuk onun da Rahip gibi "zavall ocuk" diye
mrldandm duyar gibi oldu.
O da m? Peki ama neden? Neden herkes ona acyordu? ocuk, bundan adeta
rahatsz oldu. Kendini tutmasa, hkra hkra alayabilirdi. Herhalde
ar uzun ve bukleli salar ve de dizlerini akta brakan o sko
etei yznden kendisine acyorlard.
Jack, buraya kabul edilmezse anasnn zleceini dnerek buna ok
kaygland.
Ancak khya kadnn antasna el atp, banknotlar, altn paralar
kardn grnce, rahat bir nefes ald. Ya demek, kendisini okula
almlard.
Zavall ocuk, iten bir sevinle sarsld. Ne var ki, u anda kaderinin
burada oynandn bilmiyordu. Tm mutsuzluklarnn u anda imzalandn
nasl bilirdi?
Birden dardan gr bir bas sesi nlad:
"Ey toprak altnda dinlenen kutsal rahibeler..."
Sesin yansmas salon camlarn titretmiti. Tknaz, gbekli biri eikte
grnd. Seyrek salarnn zerine siyah
28
ALPHONSE DAUDET
kadife bir balk geirmiti. Sakak atal biimde krpk idi. Adam kapy
arparak kapatt ve gln bir hayretle:
"Ne gryorum mine yanm, olur ey deil? Neden bu bolluk. Bok, bok,
yoksa gene "kk bir scak lkeyi" kafese mi koydun?"
Konuurken iki szden sonra 'bh, boh' demek onda bir mani idi.
Herkalde eski arkc, o ok vnd bas sesini kenz koruduunu devaml
denemek istiyordu.
Yeni gelen, yabanc kadn, sarn ocuu ve masa zerine yd para
kmesini grnce, ivilenmi gibi kald. Yznde ilkin aknlk daka
sonra sevin grnd.
Moronval, vakur bir jestle tantrmay yapt:
"Bay Labassindre, an kocamz, kendisi Kraliyet Mzik Akademisi
yelerindendir."
Labassindre eilerek selam verdi ve daha sonra bir ey yapm olmak iin,
mine nnde melmi kk zencinin kaba etine bir tekme att. ocuk
kmr kovasn kaparak acele svt.
Kap ald, iki kii daha grnd.

Bunlardan biri ok irkindi. Tilki gibi kurnaz ve sska yzl adamn


by ve sakal yoktu. ok kaln caml gzlkler takmt.
enesine kadar ilikk redingotunun anm yakasndaki ya ve kir
lekelerinden onun iyi grmeyen ve ok beceriksiz biri olduu
anlalyordu. Bu fen bilimleri kocas 'Doktor Horsck' idi. Ondan keskin
bir ila kokusu yaylrd. Yapt kimya deneylerinden, parmaklar
gkkuann alacak renklerine boyanmt.
Peinden gelen gen adam onunla tam bir kart oluturuyordu. Zira o
olduka yakkk bir delikanl saylrd. zentili bir dikkatle giyinmi,
elinde ak sar renkli eldivenler tutuyordu. Geni alnn sanki daha da
amak istercesine salarn arkaya doru fralamt. Soluk mavi gzleri
evresine souk souk bakyordu. Hor gren baklar briJACK
29
yantinden ldayan gr sar salar, ince byklan ve solgun yz ile o
kasta bir silahre benziyordu.
Moronval, onu da byk airimiz "Amaury D'Argen-ton" diye tantt. Okulda
edebiyat dersleri veriyordu.
Altnlar grnce, o da arkadalarnn tepkisini gsterdi. Bir an iin, o
souk gzlerinde bir imek akt ama ocukla dadsna meydan okurcasna
baktktan sonra, kemen kendisini toparlad.
Constant bu yeni geleni pek beenmemiti. Jack'a *ge-lince onlar grr
grmez tiksinti ve dehetle rpermiti. ocuk, u salonda bulunanlarn
kemen hepsinden zarar grecekti, kepsi onu krpalayacakt ancak ne var
ki, ocuk en fazla bu air bozuntusundan ekecekti. Sanki bunu sezmi
gibi, onu grr grmez dadsnn eteklerine yapt. Kt kaderinin
kendisi iin setii bu gizli 'DMAN' onu korkutmutu.
Yeni gelen, sanki Jack'n gzlerini delmek ister gibi burgulu baklarn
ona dikti. Daka sonraki yllarda Jack, kep bu snk mavi gzlerle
karlaacak. Bu elik mavi gzlerden, airin rukunu tasavvur etmek
imknsz grnyordu.
Constant ile Mdr arasnda konuma sona erdiinde, adam ocuun yzn
okad:
"Haydi yavrum azck glmse."
Zira tam o anda kkya kadnn gideceini anlayan Jack'n gzleri
dolmutu. Geri o bu kantal kza pek bal saylmazd, ama ne de olsa o
evden biri idi. Annesinin kep yannda olan biri, kadna yalvard:
"Constant, sevgili Constant, ne olur, anneme syle, beni grmeye gelsin."
"Sylerim Msy Jack, tabii gelir, ama sakn alamayn."
ocuk gzyalarn zor tutuyordu. evresindekilerin ve zellikle o
edebiyat hocasnn buz gibi baklar karsnda kendisini tuttu.
30
ALPHONSE DAUDET
Darda kar tm iddetiyle yamasn srdryordu.
Moronval, araba artmak iin dar birisini yollamay nerdi ancak
Constant kupann kendisini beklediini syleyince daha da bir
etkilendi... Hem de kupa arabas, vay canna. Bu yeni gelen ocuk, ok
zengin olmalyd... Khya kadn, kapdan kmazdan nce geri dnd: "Aa
az kalsn unutuyordum, bizim arabac Augustin bana bir mesaj vermiti.
Sizde Sait adnda bir renci var m?"
Mdr atld:
"Evet var, hem de ok parlak bir rencidir."
an hocas, gk grltsn andran bir sesle ocuu ard ve ayn
zamanda u yorumu yapt:
"Msrl ocukta ok gl bir bas sesi var." arsna bir uluma
karlk verdi. Az sonra parlak renci, kapda grnd. Delikanlnn
tunii dar geldiinden, bedenini bir kaftan gibi sarmt. ocuk bir
Avrupal gibi giyinmi msrlnn tipik rneiydi. Esmer yznde hatlar

dzenliydi ama sanki bu yzn derisi, bu yze dar geliyordu. ocuk azn
atnda otomatikman gzleri kapanyor, gzlerini atnda az
kslyordu.
ocuk, Augustin adna hemen tepki gsterdi. Onu asla unutmamt. Arabac
kendisine bol bol izmarit salard.
Matmazel Constant sevimli olmak amacyla sordu:
"Ona iletecek bir mesajnz var m?"
"Hayr."
"Ailenizden haber alyormusunuz?"
"Hayr."
"Msr'a dndler mi?"
"Bilemeyeceim, uzun zamandr yazmadlar."
Moronval az nce, gurbetteki ocuklardan sz etmiti. Msrlnn ailesi
tarafndan terk edilmesi, Jack'n iini szlatJACK
31
ti. Demek artk kendisi de bundan byle kimsesizlerle yaayacakt.
Ne yaptn bilmez gibi yeniden Constant'n eteklerine yapt ve titrek
bir sesle yineledi:
Kap, kadnn ardndan kapand zaman ocuk kesin olarak her eyin
bittiini anlad. Yaamnn nemli bir blm, sevilip, martld o
tatl ocukluk yllar artk gemite kalmt. Bir daha artk o mutlu
gnlere geri dnemezdi. Bahe kapsna dayanm sessizce alyordu ki,
bir el uzand. Kara avuta kuru izmaritler vard.
Koca Sait, onu teselli etmek amacyla, o iilmi sigaralardan arta kalan
paralar ona uzatyordu.
"Al al ekinme, bende bir sandk dolusu var." Msrl delikanl
konuabilmek iin gzlerini yar kapatmt. Jack, gzyalar arasnda
glmseyerek, bayla red iaretini yapt. Kendisi sigara imezdi. Pek
konumasn bilmeyen Msrl ocuk, ylecene dikili durdu. Tam o anda
Moronval, kadn geirip geri dnd, yeni rencisinin kederine sayg
gstermeye niyeti vard. Arabacnn zengin giyimi, kupann safkan atlar,
deerli krklerden yapl diz rtleri, Melez Mdrn gzlerini
kamatrmt. Kk Jack Barancy annesinin bu ihtiamndan
yararlanacakt. Oysa, Mdr pek efkatli biri saylmazd, o
pansiyonlarn kt deyen "Scak lkelere" ok daha baka davranrd.
Moronval, Msrl renciye seslendi: "Bravo Sait onu oyalamaya bak,
birlikte oynayn. Ama bahe souk ieri oyun salonuna girin. Yeni gelenin
onuruna, hepinize izin veriyorum. Yarna kadar tatildesiniz."
Zavall yeni gelen, zavall Jack.
Camlarla kapl oyun salonunda, on kadar melez ocuk, grtlaklarn
yrtarcasna haykrarak, esir alma oyununu oynuyorlard. Hemen yeni
geleni evrelediler ve ona anlamad bir dilden sorular sordular.
32
ALPHONSE DAUDET
Jack, san bukleli salar ve dizlerini akta brakan sko etei ile, bu
kara kprdak ocuklarla tam bir kart yaratyordu.
Moronval onlarn bu durumuna glerken birden sesler duydu. Bir tartma
yanklar, Labassindre'in gl bas sesine Madam MoronvaPn titrek sesi
karyordu. Moronval durumu kavramt, hemen kotu.
Kadn olanca gcyle yeni gelenin parasn savunuyor, bunu geciken
maalarn isteyen hocalara kaptrmamaya alyordu.
***
"Evariste Moronval" Antilles'lerdeki "Rzgr alt adalarnda" dnyaya
gelmiti. Orada tannm bir avukat ve baarl bir yazar olan gen adam,
bir bakana sekreter olarak 1848 ylnda Paris'e gelmiti.

O gnlerde Moronval 25 yalarnda, grbz ve baarl bir delikanl idi.


ok tutkulu ve zeki olduundan dolay, bakentte de baarl ve ansl
olmas beklenirdi. Ne yazk ki, Paris'te umduunu bulamayacakt.
Aslnda o bakentte kapa atmak iin bu sekreterlik grevim kabul
etmiti. Birka kiiyle tanm ve politikaya atlmt. Ancak ne var
ki, o Parislilerin alayc niteliklerini hesaba katmamt. Btn
abalarna ramen, u berbat ivesinden bir trl kurtulamyordu. Bir
toplantda sz aldnda, ilk karlat kahkaha tufan, zavall
'Evariste Moronval' asla avukat olarak ad yapamayacan bildirdi.
O zaman, kalemine sarld. Yazmay denedi, ancak Paris'te adn duyurmak,
uzak bir adada mehur olmaktan ok daha zordu. Kendi lkesinde martlan
ve kendisini dev aynasnda gren gen adam, fkeli ve geimsiz
olduundan, birka gazete deitirdi.
Bundan sonra karardk gnler balad, yoksulluk gnleri, Sefalet kiiyi
ya ykar ya da daha yceletirir. Zavall
JACK
33
melez, yar a, yar tok, kafas binbir hayal dolu, kilise ve genel
kitaplklarda snmaya bakarak, bir sre daha dayand.
Kaldrmlar andrmaktan bktnda, bedava denecek bir crete karlk
dersler verdi. Ansiklopedilere yazlar yazd, satrna yarm santim
ald makaleler dzenledi. Cildi 25 franga, iki ciltlik bir "Orta a
tarihi" yaynlatt. nemsiz tiyatrolar iin piyesler kopye etti,
tccarlarn defterlerini tuttu. Sonunda bir yatl okulda ingilizce ders
buldu, ancak rencilerden birini pataklad iin oradan da kovuldu.
Tam yl srnerek yaad, yedii i turplar ve enginar kabuklarndan
midesini hasta etti.- Hayallerinin tmyle ykldndan emin olduu bir
gnde, hi beklemedii bir anda ans ona gld. Bir gen kz okulunda
ingilizce retmenliine atand.
Okul kz karde tarafndan ynetiliyordu. "Decoste-re Kardeler"
Hanmlarn ikisi krk yan amlard, en kkleri henz otuzunda idi.
Ufak tefek ve romantik bir kz olan, Matmazel Decostere, tam ablalar
gibi ihtiyar kz olmaya hazrlanyordu ki, ans karsnda Moronval'y
kard, ingilizce hocas, evlenmeyi nerdiinde, yal kz, kendisine
uzanan bu eli sevinle yakalad.
Evlendikten sonra, her ikisi de, bir sre Decostere Okulunda kaldlar.
Ancak, uzun yllar, bohem yaamn srdren Moronval, kt alkanlklar
edinmiti. Tembeldi, tm zamann kahvelerde, meyhanelerde geirmeye
almt. Btn bunlar yetmez gibi, smrgedeki o adann geleneklerine
sadk kalan melez retmen, kz rencileri de zenci kleler gibi
denekle gtmeyi isteyince, iler daha da bozuldu. Gekin ablalar, kk
kardelerini ok sevmelerine ramen, enitelerinden ayrlmak zorunda
kaldlar. Yeni evlilere Otuz bin franklk bir tazminat vererek onlar
okuldan uzaklatrdlar.
Moronval paray nasl deerlendireceini bilemedi. lkin bir gazete
iletmeyi denedi. Ancak u var ki, yllarca sefalet eken melez, parann
kymetini renmiti. Parasn34
ALPHONSE DAUDET
dan yararlanmak iin daha emin bir yol arad, birden aklna parlak bir
fikir geldi.
Uzak lkedekiler ocuklarn okutmak iin Fransa'ya yollarlard. ran,
Japonya ve Hindistan'dan renciler gelirdi. Moronval, bir altn madeni
bulduuna inand. Madeni iletmek kendi elindeydi. stelik elinde bir de
koz vard. De-costere metodu. Moronval-Decostere metodunu tasarlad,
przsz bir Paris'li ivesi ile konuan ei, bu uzaklardan gelen
ocuklarn ive bozukluklarn dzeltecekti. Gen adam, smrge
gazetelerindeki eski dostlarna bavurdu. Birka dilden hazrlanan

ilanlar, Moronval-Decostere metodunun reklamn aklyorlard. "Marsilya


ve Le Havre" gibi nl liman kentlerinin gazetelerinde bu ilanlar
basld.
Okulu at ilk yl Zanzibar mam yeenini yollamt. Daha sonra bir
Fransz smrgesi olan Guine'den iki melez ocuk Moronval'larn dairesini
enlendirdiler. Ancak, Moronval apartman dairesinin rencilere dar
geldiini anlamt. Daha geni bir lokal gerekiyordu. Ama, parasn ar
ur etmek istemeyen gz ak melez, u "on iki Ev" ge-idindeki
barakalar kiralad. nceleri, burada bir fotoraf alm ama
resimlerini ekecei atlar binalara sokama-dndan, iini brakmak
zorunda kalmt.
Yeni okuldaki tek saknca camlarn bolluu saylrd, stelik fotoraf
kapal bir dille burasnn yaknda istimlak edileceini de tlatmt.
Devlet, ykntlara iyi para veriyordu. Buna heveslenen Moronval, uzun
sreli bir kontrat imzalayarak, kapya yaldzl bir tabela astrd ve
beklemeye koyuldu.
Moronval, paradan baka bir ey dnmezdi, rencilerin sal ve
rahat kendisine vz geliyordu. Yatakhanenin nemi, oyun salonunun
bunaltc scak olmas ona vz gelirdi En acele gereksinmeleri u
szlerle karlyordu: "Yaknda her ey deiecek, istimlaka iki ay kadar
kald."
Geleceini o ykmdan alaca para stne kurmutu sanki. stimlaktan
sonra u "kk kara scak lkelerin" okulunu daha salkl bir yerde
kuracakt. Bu arada okulu
JACK
35
ihmal ediyor, gereksiz yatrmlarda bulunuyor sk sk evden ayrlyor ve
her dndnde ayn soruyu heyecanla soruyordu, "istimlak iin gelen oldu
mu?"
Hayr, devaml ayn olumsuz yant... Hayr.
Bir sre sonra aldatldn anlad, buras istimlak edilmeyecekti. Hayal
krkl zayf karakterli melezde kapanmayan bir yara at. Umutsuzluk
giderek onu alaltyordu. Artk renciye, bo vermeye balad.
Kimi zaman, gnde bir iki saat onlara bir eyler retmeye alyordu.
Ama, ou zaman da ocuklar kendi zel hizmetinde altryordu. lkin
yalar byk ocuklar lise programn izliyorlard ama daha sonra
masraflar ksmak isteyen Moronval, yoksulluk arkadalarna bavurdu.
evresine kendisi gibi birka rate'yi(*) toplad.
Diplomasz bir doktor, eserleri gn grmeyen bir szde ozan, isiz bir
mzik hocas... Bir yn baarsz, rate kiiler.
Aylklarn dzenli bir ekilde alamayan bu uyduruk hocalarn da
derslerine ne derece zen gsterdiklerini okurlarmz tahmin edebilir.
Bunlarn btn marifeti devaml ipe sapa gelmeyen tartmalar yapmak,
pipo dumanlarna boularak, zaman yitirmek.
Bu karmaada, o zavall "kk scak lkeler" ne yapyorlard?
Ablalarnn sk disiplinli okulunda yetien Madam Moronval ilkin
derslerini ciddiye ald. Ne var ki, okulun tm ileri kendisine
dayanyordu.
rencilerin skklerini dikmek, mutfa denetlemek, al veri hepsi ona
bakyordu. Bu eitli ilerden dolay onun derslere ayracak zaman pek
kalmyordu. Haftada bir gezmeye gittiklerinde, rencilerin kl temiz
pak olmak idi. ocuklar ta dirseklerine kadar ykselen o eritli
(*) Rate: Herhangi bir nedenden tr basan edinemeyen kii. Baarsz.
36
ALPHONSE DAUDET
kollu tuniklerinden byk gurur duyarlard. Gney Amerika'nn kimi
lkelerinde olduu gibi Moronval Cmnaznda sadece avular bulunurdu.

Bu gsterili ilemeli formalar, renciyi oyalyor, onlara lkelerinin


hasretine kadar unutturuyordu. Bu arada Mo-ronval'n hrpalamalarna da
ocuklar kar koyma gcn buluyorlard.
Aslnda Mdr etin cevizdi. fkesi burnunda, pek geimsiz biri idi.
Dnem balarnda kasas para dolu olduu gnlerde arada bir glmsedii
grlrd. Ancak, ok zaman, zalim melez, damarlarndaki zenci kanndan
almak isteiyle zavall Afrikal yavrular hrpalard.
Ne var ki, bu davrannn cezasn grmekte gecikmedi. Birok aile,
ocuklarn u stn Moronval crmnazndan ekip geri almt. On be
renciden sadece, sekiz kii kal-mt. Brorler renci saysnn
snrl olduunu yazdklarnda gerei bildirmilerdi.
Tm yalanlar arasnda tek bir gerek. flasa doru dolu dizgin giden
messesenin zerinde kara bulutlar birikmiti. Ama birden beklenmeyen bir
mucize, en karardk bir gnlerinde peinden Jack' srkleyen Constant
kaplarn almt.
Geri bin frank btn okulu kalkndrmaya yetmezdi ama iini bilen
Moronval, yeni rencisinin durumundan henz grmedii annesinin hoppa,
ok zengin ve de msrif olduunu anlamt. Tam salacak bir inek. Bu
serbest ve eli ak kadndan yararlanmak iten bile deildi.
Mdr o gn yaamnn aydnlk gnlerinden biri olarak sayd. Bana
konan bu devlet kuu, onu ylesine sevindirmiti ki, btn okulu bundan
yararlandrmaya karar verdi. Yeni gelenin onuruna bol bir yemek verildi,
kzarm etler ve bol arap. Tm hocalar lene katldlar hatta kk
scak lkelere bile, yarm bardak arap verildi, tatllar yendi zavall
yavrucaklar, oktanberi byle bolluk grmemilerdi.
III
KK KRAL MADOU GHEZOU'NUN ACIKLI
SERVEN
kkul yatakhanesi, ocuklar iin ok uygunsuz bir yerdi.
Kuytu ve nemli. Penceresi bulunmayan bu kocaman oda, tavandaki bir camdan
hava alrd. Fotoraf atlyesi olduu gnlerden, klor ve eter kokulan
sinmiti duvarlara. Bina bir Paris bahesinin sarmald duvarna
bitiikti, sarmaklar mikrop yuvas obualar bir yana, stelik evreyi
rutubete bouyorlard.
Beri yandan yatakhane, bir konan ahrna deiyordu. At kinemeleri ve
devaml akan bir tulumba rlts duyulurdu, buras'yl boyu slak
olurdu. Ne var ki, mevsimlere gre nem tr deiirdi.
Yaz aylarnda, bu havasz kutu, tavandaki gne yanstan camlarndan
kzar, btn gnn ssn geceleyin buhar olarak dar yayard.
Bu yetmez gibi, sarmaklarn barndrdklar bir sr sivrisinek ve
bcekler duvarlardan ieri szlr ve caml tavanda bir sre utuktan
sonra beyaz araflar zerine derek ocuklar rahatsz ederlerdi. Karl
gecelerde souk, tavandan yldz ltsyla birlikte ieri der,
kaplama deliklerden szlrd. Zavall scak lke ocuklar, bir sre
battaniyeleri altnda titrerlerdi.
Bu kasvetli sundurmay grr grmez, kurnaz Moronval hemen kesip atmt.
"Buras yatakhane iin uygun."
38
ALPHONSE DAUDET
efkatli bir kadn olan ei itiraz edecek olmutu: "Acaba rutubetli olmaz
m?"
Ama Moronval buna aldr etmemi, tam tersine scaktan gelen ocuklarn
burada serinleyeceklerini bildirmiti.
Aslnda buras on yatak kadar alabiliyordu. Mdr yirmi yatak
sktrd yetmez gibi, ta dibe bir lavabo yaptrmt. Kap nne eski
bir hah ve bylece yatakhane tamamlanmt.
Yatakhane uyumaya yarayan bir yer olduuna gre, ocuklar, yazn
bunaltc ssna, kn dondurucu souuna, havaszlna, bceklere,
tulumba rltsna, atlarn tepinmelerine ve kinemelerine, seyislerin

kfrlerine ramen, gene de burada uyurlard. Geri burada romatizma, gz


nezlesi, bronit olmak iten bile deildi. Ama btn bu hastalklara
ramen gene de uyuyorlard.
Ne var ki bu ilk gece Jack' bir trl uyku tutmad. O gne kadar evinden
hi ayrlmayan ocuk, gece kandilinin aydnlatt scak odasnda sevdii
oyuncaklar yannda uyumaya alkn ocuk, bu kasvetli ve buz gibi yerde,
bir trl rahat edememiti.
Jack karla rtl cam tavandan szlen kta, yan yana dizili o demir
karyolalara gzlerini dikmiti. Evinin zlemi kalbini szlatyordu. ocuk
sabahtan beri grdklerini bir kere daha yaad. ekirge gibi zayf beyaz
kravatl Moronval, kaln caml gzlkleriyle o irkin doktor Hirsh
yeniden gzlerinin nnden geti. Jack, bu adamlarn ikisini de pek
sevmemiti, ama en fazla o air onu rktmt, sanki onun kendisine
"dman" olacan anlam gibi, o kibirli souk mavi gzleri dnerek
yeniden rperdi.
i ylesine burkulmutu ki, bir ara ferahlamak ister gibi, anasn
dnmek istedi. O bir melek gibi olunu korurdu. Kimbilir, o gzel
annesi, u anda ne yapyordu?.. Herhalde u saatlerde o ya tiyatro ya
baloda olurdu. Bir iki saat sonra, krklerine brnerek geri dnerdi.
JACK
39
Byle geciktii gecelerde da kendi odasna kmadan nce olunun odasna
urar, onun yatana eilerek, nefes gibi bir sesle "Uyuyor musun Jack?"
diye sorard. ocuk uykusu arasnda anasnn varln duyar gibi
glmser, alnn onun dudaklarna uzatrd.
Yar kapal gzlerinin altndan onun ssn grrd. Pembe buluttan bir
perinin yanna indii izlenimine kaplarak derin bir uykuya dalard, oysa
u anda...
Gene de btn zntlerine ramen Jack' sevindiren birka kk ayrnt
olmutu. eritlerle ilemeli o uzun tunik, parlak deriden bir kasket ve
sonunda bacaklarn rten bir uzun pantolon. Geri niforma kendisine
azck bol ve byk gelmiti, ama Madam Moronval daha sonra bunu
dzelteceini ona sz vermiti.
Daha sonra edindii o yeni arkadalar, geri azck vahi ocuklard, ama
gene de iyi kalpli arkada saylrlard. Jack onlarla bahede koturmu
ve birlikte kar topu oynamlard. O zamana kadar annesinin yanndan
ayrlmayan ocuun hi arkada olmamt, bu yenilik houna gitmiti.
Ama Jack'n kafasn kurcalayan bir ey vard, o da u kk kral. O,
kral pek merak ediyordu, onu grmek istiyordu. MoronvaPn tamtrakl bir
ekilde sz ettii Majeste nerelerde idi? Tatilde mi, yoksa hasta m idi?
Jack onunla tanp, dost olmak isterdi.
Okuldaki sekiz zenci ocuun adlarn renmiti, ilerinden hibiri
Prens deildi. Jack merakn gidermek iin, Said'e sormu ancak ocuk ona
hayretle bakp gzlerini atndan, azn kapamak zorunda kalm ve bu
nedenle Jack'a karlk verememiti.
ocuk yatanda bir yandan bir yana dnerken zihninden bunlar geiriyor,
bir yandan da uzaklardan gelen mzii dinliyordu, Labassindre'in sesine
elik eden org duyuluyordu. Tm bunlara atlarn kinemeleri ve tulumba
rltlar da karyordu. Az sonra evreyi derin bir sessizlik sard.
40
ALPHONSE DAUDET
Ahrdakiler de uyuma zamannn geldiini anlam olacaklard. Moronval
bahe kapsn gcrdatarak aarak konuklarn uurlad.
Birden yatakhane kaps araland ve kk uak elinde fenerle grnd.
ocuk, kara cildiyle garip bir kart yaratan, stndeki karlar eliyle
silkeledikten sonra yavaa ilerledi. Duvara yansyan glgede yznn
kusurlar daha stnleniyordu. Ar kk az, kalkk burnu, kaln

dudaklar ve yn gibi kvr kvr salar ile ba tam bir maymun


kafasn andryordu.
Kk zenci, el fenerini yatakhanenin bir ucuna ast, buras bir gemi
gvertesi gibi aydnlanmt. Souktan uyuan ellerini ve zayf yzn
a yaklatrd, azck snmak istemiti. Yznde ylesine tatl ve
candan bir anlam vard ki, birden Jack, ona iinin kaynadn duyumsad.
Kk zenci, bir yandan ellerini styor, bir yandan da cam dnda
uuan beyaz kelebeklere bakarak:
"Aman ne kaa, ne kaa," diyordu.
Kar szcn tam olarak syleyememesi, kendisine yabanc olan
franszcay byle peltek konumas, Jack'n kalbinde acma uyandrmt.
Ona merakl merakl bakt, kk zenci bunu ayrmsamt, sordu:
"Yeni gelen, neden sende uyku yok."
Jack iini ekerek szland:
"Bir trl uyuyamyorum."
Kk zenci:
"Keder olunca i ekmek iyi gelir," dedi, sonra olgun bir adamn ses
tonuyla unlar ekledi:
"Kederli, mutsuz insan atlard, i ekmese." Konuurken bir yandan da
Jack'n yata yanndaki yataa bir rt seriyordu. Jack, bu ufak uan
rencilerle ayn odada yatmasna armt, sordu:
"Sende burada m yatyorsun? Ama yatanda araf yok."
JACK
41
"Ben araf istemez, benim deri ok kara..."
Kk olan glerek konumutu, birden gsnde asl kk fildii bir
kutuyu saygyla perek, birka kez bana gtrd.
Jack, meraklanmt.
"Ne tuhaf bir madalya," dedi.
Zenci ocuk hemen yantlad:
"Yok madalya, bu gri-gri."

Ne var ki, Jack gri-gri'nin ne olduunu bilmiyordu. Kara olan bunu ona
anlatt. Gri-gri uur getirmek iin bir maskot, kem gzlerden saknmak
iin bir muska idi. lkesinden ayrlmadan nce halas "Kerika" bunu
kendisine armaan etmiti. Onu byten sevgi dolu Kerika hala...
Kk Jack yeniden szland: "Ah tpk beni anam gibi..."
Ksa bir sessizlik. ocuklardan her biri kendisini seven, kendi
"Kerika"sn zlyordu. Birka dakika sonra, kk Fransz sordu:
.
"lken uzaklarda m? Nereden geldin?"
Kk zenci gururla yantlad:
"Dahomey."
Jack heyecanlanmt, hemen yatanda doruldu:
"Ya yle mi? Demek o zaman onu tanyorsun? Belki de oralardan birlikte
geldiniz?"
"Kimi soruyor sen?"
"Kim olacak? u kk Majeste? Dahomey'in gen kraln?"
Zenci ok yaln bir tarzdan yantlad: "O kk Kral benim."
Jack tepeden yuvarlanmcasna armt. Ona hayretle bakt. Eh pis
ileri gren, oradan oraya koturulan u kk uak nasl olurdu Dahomey
Kral olurdu?
42
ALPHONSE DAUDET
Ama u var ki, kk zenci ok ciddi konumutu. u anda yznde derin
bir kederin izleri okunuyordu. Birden gzleri donuklat, uzaklara, ok
uzaklara, anl gemiine, zlemini ektii vatanna bakt.
Srtndaki o krmz yelei karttndan m, yoksa o kral kelimesinin
byl hametinden mi nedir, yatanda bada kurarak oturan ocuk,

boynundaki fildiinden muskas ile oynarken yepyeni bir vekr, bir eit
azamet kazanmt.
Gnn artc olaylarn tek bir soruya sdrmak isteyen Jack, sordu:
"Peki bu nasl oluyor?"
Kk Zenci u karl verdi:
"Oluyor, olduu gibi."
Daha sonra yerinden frlayarak gece fenerini fledi:
"Madou k braknca, Msyo Moronval kzar ok."
Sonra yatan, Jack'n karyolasna yaknlatrarak, sze yle balad:
"Sende yok uyku, Dahomey anlatnca ben de tutmaz uyku bak dinle."
Karardkta gzleri beyaz boncuklar gibi ldayan, zenci ocuk i
paralayc yksne balad:
"Ad MADOU idi, kudretli sava Kral Madou Rack Ghezo'nun olu.
Babasnn n ylesine yaygnd ki, Fransa, Hollanda ve ngiltere
durmadan kendisine armaan yollarlard.
Babasnn toplan, tfekleri ve binlerce askerleri vard. Sava iin
eitilmi fillerden bir ordusu, mzikalclar, rahipleri, sihirbazlar,
danszleri, drt tane amazon ordusu ve sadece kendisine ait iki yz tane
ei vard. Saray usuz bucakszd. Demir kaplara ve deniz kabuklaryla
ssl saray cephesine, dinsel trenlerden ve savalardan sonra dmann
kesilen kafalar aslrd. Madou bu gneli ve yerleri
JACK
43
hasr kapl bu mermer sarayda bymt. Amazonlarn (*) efi olan Kerika
halas bytmt Madou'yu. Kk olan onunla beraber seferlere kard.
Ah ne gzeldi Kerika hala, bir erkek kadar boylu, bir geyik kadar evik.
Ksa mavi tuniini giyer ve kemerine takt at kuyruklar dalgalanr.
O yn gibi kvrck salarnn stne yerletirdii iki antilop
boynuzuyla, o ne kadar gz kamatrc olurdu... Bir filin diini ve bir
dman Achanti'nin kellesini bir atlta uurmukta onun stne yoktu..
Ama u var ki, savata rktc olan Kerika Hala, kk Madou iin
halalarn en efkatlisi idi. Ona amber ve mercandan kolyeler verir,
srmal tunikler giydirirdi. O lkede para yerine geen deniz
kabuklarndan bol bol armaan ederdi. Hatta ngiltere Kraliesinin^*^
kendisine yollad ve ok hafif bir karabinay bile ocua vermiti.
Sarmaklarla kapl ormanlarda ava ktklarnda, Madou, hep bu
karabinay kullanrd. Ah o ormanlar, aalar ylesine kuytu ve yapraklar
o kadar gr olurlard ki, gne bile bu yeil kubbenin altna zor
szlrd.
Ama gene de evreyi grecek kadar, hafif yeil bir aydnlk olurdu. ri
iekler, olgun meyvalar dallarda sallanr, renkli kuyruklar ta yerlere
kadar srnen, eitli deiik kularn kanatlar, esiz talarla ssl
gibi ldard. Zehirsiz ylanlar zmrtleri andran gzleri prl prl
balarn dikletirirdi. Daldan dala zplayan maymunlar bu giz dolu
ynlere daha baka bir hava, bir enlik havas katarlard.
Yemyeil kylar ve zerlerinde kanat rpan kular bir ayna gibi
yanstan o dipsiz gibi derin gller, sanki bu orman yer altnda devam
ettirirlerdi.
Jack adeta bylenmi gibi bu masal dinliyordu, bir ara kendini
tutamad:
(*) Amazon: Kadn sava, zellikle eski alarda. (**) ngiltere
Kraliesi: Kralie Victorya olmal.
44
ALPHONSE DAUDET
"Ah ne kadar gzel!" diye haykrd.
Gurbetin sihirli prizmas altnda lkesini gren kk Prens, ocukluk
anlarnn bysne, belki azck abartarak anlatmt:
"Ya evet ok gzeldir oralar."

Kk Zenci, arkadann dikkatinden cesaretlenerek, anlatmasn


srdrd:
Geceleri ormann grnts daha bakalard. Yaban hayvanlarn
uzaklatrmak iin cengel ortasna kocaman bir ate yaklrd. Dallardaki
kular alevlerden rkerlerdi. Glgeler kadar sessiz yarasalar, alevlerin
zerinden srayarak aa tepesinde toplanrlard. Sabahleyin onlar
salkn salkm grenler, onlar deiik bir aacn kuru yapraklarna
benzetirlerdi.
Kk Kral, bu salkla yaamda gleniyor, trl beden eitimlerinde
usta oluyordu. Uygur lke ocuklar analarnn kucanda olduu bir
yata, o Madou, balta savurmasn, kl kullanmasn renmiti. Babas
tahtn tek varisi olan oluyla gururlanyordu.
Ne yazk ki, bir zenci Prens iin bile bu kadar yetmiyordu. Beyazlarn
kitaplarn okuyabilmesi, onlar gibi altn tozu yapmasn renmesi de
gerekiyordu.
Herhalde, kk Prensi eitecek hoca Dahomey'de bulunurdu. Ancak
Madou'nun babas Kral Madou Ghezo, kendi babas tarafndan Marsilya'ya
yollanm, oradan bilgi ykl dnmt. Kral, oluna da ayn eitimi
vermeyi tasarlad.
Kk Madou, sevgili halasndan ayrlacam, haner ve karabinasn
ardnda brakacan duyduunda kalbinin duracan sand. Kendisini
Fransa'ya fabrikatr Bonfils gtrecekti, Bonfils, yllardr siyahlarla
altn ticareti yapan ve onlar bir hayli kazklayan gz ak biri idi.
Madou tm kederine ramen, gene de ban dik tutmaya gayret etti. Ne de
olsa, gnn birinde, babas gibi ta
JACK
45
giyecek, amazonlara kumanda edecek ve snrsz msr ve buday
tarlalarnn sahibi olacakt.
Kzl kplerle dolu saraynda fildii, altn ve mercanlara sahip
kacakt. Ancak btn bunlar koruyabilmesini renmek gerekiyordu.
Madou, kral olmann pek kolay olmayacan anlamt. Geri byle yksek
bir mevkinin iyi ynleri vard, ancak skntlar da akldan karmamak
gerekirdi.
Gidii byk lenlere yol at. enlikler dzenlenmi, deniz tanrlarna
kurbanlar kesilmiti. Bu nemli gn iin mabet kaplar alm ve
yerliler saatlerce dua etmilerdi. Gemi hareket etmeden az nce, cellt
kyya srkledii, tam on be Achanti'nin kafalarn uurmutu. Bu sava
tutsaklarnn kanl kafalar kocaman bir bakr leeni doldurmutu.
Anlatmn buras Jack'n hi houna gitmemiti. Bir korku l att:
"Aman Tanrm!"
Olayn ba kahramanndan byle rktc bir yk dinlemek pek i ac
olmamt. Madou, kk Fransz'n korktuunu anlayarak, bu detaylar;
ksa kesti. Marsilya'daki okul faslna geti. ocuk bu kaln duvarl ve
kasvetli okulu hi, ama hi sevmemiti. Kara cbbeli hocalar, devaml
"Susalm, susalm beyler" diye haykryorlard. Defalarca yinelenen hep
ayn dersler, kalemlerin kt izerek trdlar, o sevimsiz yemekhane,
bir klay andran usuz bucaksz yatakhane... Buraya gne bile
nazlanarak girerdi. lkesinin aydnlna, mavi gklerine alan
Madou'nun kalbi skyordu. Gne zlemini eken Madou, onun ssn
duymak iin scak gnlerde bahenin ta duvarna yaslanrd.
Madou, dinlenme saatlerini byle geiriyor, hibir eyle ilgilenmiyor,
hibir eyle oyalanmyordu. Ancak sabah akam, yemekleri ve ders
saatlerinin baladn bildiren
46
ALPHONSE DAUDET

davul sesi onda bir heyecan yaratrd. Bu davul gmbrts ona uzak
lkesinin tamtamlarn anmsatyordu. Geri hafta sonlarnda izin gnleri
vard. Ama az sonra kk Kral bundan da yoksun kalacakt.
Fabrikatr Bonfils, kendisini gezdirmeye geldiinde, ocuk onu limana
srklerdi. Ancak, orada ak denizin karsnda, katran ve yosun
kokularn iine ekerek gemileri seyretmek onu mutlu ediyordu. ok zaman
bu gemilerin boalttklar mallarda, kendi lkesinin markalarn
tanyarak adeta kendinden geiyordu. Saatlerce, istim alm gemilerin
batan gnee doru uzaklamalarn seyrederdi.
Madou dersleri esnasnda da bu gemileri kafasndan silip atamyordu.
Byle bir gemiyle o kl lkesine dnebilirdi.
Bu saplantya ylesine kaplmt ki, okuldaki derslere yan izerek hep
maviyi dlyordu. Denizin mavisini, usuz bucaksz gklerin mavisini...
Sonunda gnn birinde dayanamayacak okuldan kaacakt.
Fabrikatr Bonfils'in gemilerinden birinin sintinesinde sakland. Ne
yazk ki, demir almazdan az nce onu yakaladlar. Madou, bir kere hem de
bu kez ylesine kurnazca davranmt ki, gemi krfezden bir hayli
aldktan sonra onu buldular. Prensin kimlii meydana knca, Kral'dan
dl koparmak isteyen Kaptan onu yeniden Marsilya'ya dndrd. O gnden
sonra ocuk daha da mutsuz olacakt. Hocalar kendisini sk bir
gzetleme altnda tutuyorlard, ama buna ramen uslanmayan kk zenci
gene kamakta devam etti. Kam, kam ama sonunda hep yakalanmt.
Derken okul mdr ocuun vasisi olan Bonfils ile konumu ve ona byle
bir sorumluluu stlenmiyeceini bildirmiti.
Bonfils, ocuu Dahomey'e yollayabilirdi, ama o da Kral'a ho grnmek
istemi ve baka bir okulda ansn denemeyi tasarlamt.
____________________________________________________________
Tesadf bu ya, tam o gnlerde, bir smrge gazetelerinde "Cmnaz
Moronval"n reklamlarn grm bundan yararlanarak ocuu Paris'in bu
lks mahallesindeki okula yazdrmt. ocuk da tam anna yakr bir
ekilde karlanmt.
Moronval mutluluktan uuyordu. Bu kendisi iin beklenmedik bir ans,
harika bir reklamd. Deniz ar lkelerden birinin varisini okutmak.
Mdr, artk kk Prensi, bir dakika bile yanndan ayrmyor, onu
gezmeleri gtryor, tiyatroda, yarlarda ve bulvar gezintilerinde hep
Madou ile birlikte.grnyordu.
ocuu edebiyat toplantlarna, klplere gtrdklerinde "Dahomey'in
kk Veliaht ve retmeni" denildiinde hrsl melezin koltuklan
kabaryordu.
Gnler, haftalar ve aylar boyunca gazetelerde Madou hakknda yazlar
km, fkralar yaynlanmt. Hatta kk Prensi grmek isteyen bir
ngiliz gazeteci, Londra'dan ta Paris'e kadar gelmiti.
ocukla bir basn toplants yapan gazeteci, rportaj sonunda Madou'nun
esprili bir yorumunu yaynlamt. Basn zgrl hakknda kendisine
sorulan bir soruyu, kk Prens yle yantlamt:
"Yenilen her yemek iyidir ama her sz konumak
yok iyi."
Okulun btn masraflarn ocuk karlyor. Bonfils, hi itiraz etmeden
kendisinden istenen creti dyordu.
Ne yazk ki, ocuk hl pek bir ey renememi, Mo-ronval-Decostere
metoduna yan izmiti. Ama bunun ne nemi vard ki! Gen kraln eitimine
daha uzun yllar vard. Okulda ne kadar uzun kalrsa, messese o kadar
kr
ederdi.
Bundan byle, Madou franszcasn hi dzeltmemi, yarm yamalak
konumasn hep srdrmt. Ama, buna karn bu okulda, yle seviliyor,
yle martlyordu ki, artk kamay bile dnmyordu. Arkadalar olan
dier "scak

50
ALPHONSE DAUDET
ilerini kk prense yklediler. lk gn, kendisine sprge
uzatldnda kk Kral bakaldracak oldu. Ancak Moron-val'n ok
etkileyici metotlar vard, gl bir falakadan sonra zavall ocuk boyun
emek zorunda kald.
Aslnda Madou, snflarda dirsek rtp, derslerle kafa iirmektense
sprmeyi ye tutard.
Kk Kral sprd, sildi, parlatt. Moronval'lann konuk salonlarn yle
hevesle omutu ki, parkeler ayna gibi ldyordu. Ancak, yalvaran
gzlerini efendisine kaldrdnda ondan dl yerine tokat ve tekme
alyordu.
Madou yznde ac bir anlamla, yeni arkadana yaknd:
"Ne kadar alsa, hep o yok memnun, o hibir zaman yok memnun."
Artk ocuk iin yaam daha da kararmt. Yamur daha devamh, kar daha
dondurucu olmutu. Yaam bir karabasana dnmt.
Ah Kerika hala onu bu durumda grse nasl kahrolurdu! Artk srtnda
temiz bir gmlek bile yoktu. Banda anm bir kasket, srtnda o
krmz ceket, tam bir uak formas.
Mutfaa kadar dmt zavall kk prens. Drst olduundan ona al
veri yaptryorlard. Madou kolunda kocaman bir sepet en karl, en souk
havalarda bile arya yollanyordu. Dahomey kralnn olu iki bklm
okul erzaklarn tayor ve devaml titriyordu. Zira, artk o hep
yordu. Hibir ey kendisini lamyordu, ne grd ar iler, ne
yedii dayaklar, ne uak olmann utanc, ne de denekli bay'a (Moronval'a
bu ad takmt) besledii kin. Ah ona nasl derin bir garez besliyordu.
Gnn birinde, ans yzne glp gene dedelerinin tahtna kacak olsa...
Ah bunu dnmek bile ne inanlmaz bir mutluluktu...
Madou, Jack'n kulana eilerek, acmasz mdrden nasl alacan
fslad.
JACK
51
"Madou dnnce Dahomey'ye denekli babaya yazacak, onu aracak, sonra
kafasn kestirip, var bakr leene atmak. Zimbum, zimbum, zimbum. te
davullar byle vuracak."
Buzlu cam tavandan yansyan kta, Jack bir yavru kaplan gzlerini
andran iki yrtc gzn ldadn grd. Kk Jack'n d kopmutu.
Konumalar burada kesildi. Kendi anlattklarndan coan Madou, daha da
konumak isterdi. Ama arkadann uyuduunu sand. Bir ara, Jack ackl
ackl iini ekti. Madou sordu:
"Sen uyumad, yeni gelen, daha konumak ister?" Jack hemen atld:
"Elbette isterim ama ne olur, bana o korkun davuldan, bir de o kanl
leenden sz etme. ok korktum."
Zenci olan ks ks gld, sonra uysal bir jestle ban edi: .
"Oldu, artk Madou konumak bitti, konu sen Msy, ne ad var sende?"
"Jack. Bir K ile bitiyor, annem buna ok nem verir." "ok mu zengin,
senin anne?" Jack, zenci dostunun gzlerini kamatrmak istedi: "Zengin
de laf m? Bulvarda gzel bir konamz, kupa arabamz bir yn uak ve
hizmetilerim var... Daha neler, neler, ok gzel eyalar. Hem de beni
grmeye geldiinde annemin ne kadar tatl olduunu greceksin, o pek
gzeldir. Sokakta herkes dnp dnp ona bakar. ok gzel rob-lar giyer,
ltl elmaslar takar. "Y DOST' ondan hibir ey esirgemez... Her
istediini verir. Daha nce, biz tarada "TOURS" da yayorduk. Oras da
ok gzel bir yer. Kraliyet Caddesinde gezmeye kardk. Orada nefis
pastahane-ler ve niformalar prl prl yakkl subaylar bulunur. Ah
ne gzel elenirdim. Bu baylarn hepsi, beni ok severler, hep
okarlard. Kendilerine Baba dememi isterlerdi. Byle52

ALPHONSE DAUDET
ce ynla babam vard benim, Charles Baba, Leon Baba, Paul Baba... Ama
anlarsn ya akacktan. Aslnda benim kendi babam yok, ben bebekken
lm, onu hi tanmam.
Paris'e ilk geldiimizde krlar, aalar, dereleri zl-yordum ama bunu
da unuttum zamanla, annem beni o kadar sever ki.
Annem modaya uymak iin, beni ngiliz ocuklar gibi giydirip, sam
kvrtt. Birlikte Bulonya Ormanna gittiimizde br ocuklardan daha
gzel olmam ister... Daha sonra "yi Dost" ona benim bydm, bir
eyler renme zamannn geldiini syledi.
O zaman, annem beni Vaugirard kolejine gtrd, orada rahipler."
Jack szn burasnda sustu. Bir aklamada bulunmas gerekirdi. ocuk,
tm saflna ramen okuldan red ediliinde annesi ve kendisi iin bir
utan pay olduunu anlamt. Aslnda o gnden sonra Jack, ciddi bir
kukuya kaplmt. Rahipler neden kendisini almamlard? Neden annesi o
kadar alamt? Neden Peder O, onun ardndan "Zavall ocuk" diye
mrldanmt?
Birden zenci ocuk, daldan dercesine sordu:
"Syle Msy, kokot^ ne demek?"
Jack armt:
"Bilmem, kokot, tavuk demek."
"Ya, denekli baba, eine, senin annenin bir kokot olduunu sylyordu."
"Annem tavuk ha, aman ne gln, olur ey deil." Jack bu fikre gld,
nedenini bilmeden Madou da onunla birlikte gld. Bu nee az nceki
ackl izlenimleri sildi. Kimsesiz yavrular, birbirleriyle dertletikten
sonra, dudaklarnda tatl bir glle uyuya kaldlar.
(*) Kokot: Fanszcada bu szn iki anlam vardr. Hem tavuk, hem de ayn
zamanda hafif kadn anlamna gelir.
IV
CIMNAZ MORONVAL'DA EDEB BR OTURUM
ocuklar da yetikinler gibi, bakalarnn deneylerinden 5 kendilerine
pay karmazlar. Jack geri Madou'nun anlattklarndan dehete dmt,
ama, bu onda silik bir izlenim olarak kalacakt.
Okulda geirdii ilk gnlerde ylesine mutlu olmu, herkesten yle bir
sevgi ve yaknlk grmt ki, Madou nn felaketinden nce de ayn
efkatle, sarldn, ayn parlak gnleri yaadn anmsamay akl
edemedi.
Yemeklerde Jack, mdr yannda oturuyor, arap iiyor, tatl yiyordu.
Oysa dier renciler meyva veya tatl geldiinde acele sofradan
kalkarlard. O zavalllar, arap yerine bulank bir sar suyla yetinmek
zorunda idiler.
Doktor Hirsh'in hazrlad bu acayip ikinin ad "Yaban gl erbeti"
idi. nl bilginin mali durumu ok kt olduundan, hemen hemen her gn
Moronvallarn gedildi konuu idi. Gln fkralarla masa arkadalarn
oyalamaya akrd. Dnyadaki tm hastalk adlarn herkesten nce o
duyard. En uzak bir lkede veba veya kolera patlayacak olsa, bunu
gazetelerden renen doktor bozuntusu, havadisi ballandra ballandra
evreye yaydktan sonra, gzlerini ksarak, onlara sanki: "Hani dikkatli
olun, buralara bulamas iten bile deil," demek ister gibi sinsi sinsi
strd.
Aslnda ho konuurdu, ama gene de masada iki byk kusuru vard.
Birincisi, gzlerinin zayflndan etrafn
54
ALPHONSE DAUDET
iyi gremeyen adam, dke saa yer, bir de devaml yanndaki veya
karsndakinin kadeh veya tabana cebindeki < minik ieden birka
damla, ya da minik bir kutudan bir tutam toz serperdi.

Zamanla bu ilalar deiirdi, nk bir hafta gemezdi ki doktor yeni bir


buluta bulunurdu. Ama aslnda yemeklere genelde serptii ilalar
karbonat, alkali ve en zararsz dozdan arsenik tozlar idi.
Jack da doktorun sevdikleri arasnda yer aldndan, bu toz veya
damlalardan payn bol bol alrd. ocuk alkalinin tadn hi
beenmediini sylemeye ekiniyordu. Arada da bir masaya, dier
retmenler de arlr ve hep birden kk Jack'n salna kadehler
kalkard.
Hepisi onun nazl ve cana yakn tavrlarna hayran idiler. zellikle,
Labassindre, ocua byk ilgi gsterirdi. Ban arkaya atar ve onun her
sylediini gk grltsn andran bir kahkaha ile karlard. Hatta
d'Argenton bile arada bir Jack'a glmserdi. Evet yakld air o kaytan
byklarn titreterek souk souk glmserdi.
Jack ok mutlu idi. Bir trl arlamyordu. Kolunda peete kendilerine
servis yapan Madou'nun tm mimiklerini anlamazdan geliyordu. Zira zenci
ocuk, bu ar yze glmelerin geici olduunu bilirdi, bu deneyini ok
pahalya demiti. nsan oluna gvenmenin ne kadar bo olduunu o
renmiti. Eski gnlerde, doktor Hirs, yanbanda oturan zenci ocuun
tabana tutam tutam toz serper, bardana ila aktrd. Hele Jack'n
gururla giydii u eritlerle ilemeli tunik, bir zamanlar kendisinden
daha boylu olan Madou'nun tunii idi, onun iin biilmiti.
Tepeden inmenin bu canl rneinin, eski veliahtn bir uak gibi
kendisine hizmet etmesi, Jack'a bir ders olmalyd. Ama ne gezer?
Yeni geleni elendirmek iin, snfta ders yaplmyor, oyunlar
oynanyordu. Hemen hemen hi ders yaplmyordu. Devaml Jack okanyor,
martlyordu. Geri, arada
JACK
55
bir Madam Moronval'n bir diksiyon (ive) dersi verdii olurdu, ama bu
ders de hi zor deildi. Aslnda kambur kadncaz, yle zentili,
yapmackl bir ekilde konuurdu ki, sylediklerini kimse pek
anlayamazd.
Hele Madam de Barancy'nn olunu grmek iin okula gelii ayr bir cmb
olurdu. Kadn ok atafatl bir ekilde karlanrd. Gen kadn sk sk
gelirdi okula. Kendisine Kontes diyorlard. Mdr ve ei, onun o uyduruk
soyluluk hikyelerini dinsel bir titizlikle dinlerlerdi. Namuslu bir
evrede yetien Madam Moronval, ilkin bu hoppa hanmdan uzak durmak
istemi, ancak kocas ona yle bir kta bulunmutu ki, kadncaz
namus kavramn bir yana atarak, gzel Madam Barancy'ye gler yz
gstermek zorunda kalmt.
Bahe kaps aldnda Jack'a mjde verilirdi: "Jack, bak annen
geliyor."
da ahane bir tarzda giyinmi, elleri kollar yemi ve ekerleme
paketleriyle dolu salona doru salnarak yrrd. te o zaman, btn
okul bayram ederdi. Hep birlikte pastalar, ikolatalar yenirdi. Anasnn
getirdiklerinden Jack bol bol arkadalarna datr, bu arada Madou'yu da
unutmazd.
u gzel kadn ne kadar ak elli idi. Paray su gibi harcard. eker ve
reklerden baka da armaanlar getiriyordu. Jack'n arkadalarna
datlan ufak tefek oyuncaklar... Onun bu datmlar cokun bir nee
ile karlanrd.
Ancak ilerinden Moronval, bu israftan hi holanmaz, msrif kadn
ayplard. Yllar yl sefalet eken adam, parann deerini ylesine
bilirdi ki. u budala kadn, parasn arur edecei yerde, daha olumlu
bir yatrmda bulunamaz m idi? Moronval, bu zengin anadan yararlanmay,
bir dergi kurmak iin ondan yardm grmeyi aklna koymutu.
Bu dnce onda adeta bir saplant olmutu. Gzel kadn, geldii
gnlerde, ciddi bir dikkatle, onun anlatt sa-

56
ALPHONSE DAUDET
malklar dinler, beri yandan trnaklarn kemirerek ondan nasl
yararlanacan kurard.
Aklndan geenleri kadnn anlamamasndan adeta ku-duruyordu. Moronval bu
kuraca yeni dergi ile sesini vatandalarna duyuracak, ayrca z
siyasal tutkularn da doyuracakt. Kim bilir, bilinmez, belki de birka
baarl makaleden sonra, bir bakanlk bile koparabilirdi. Bunun iin de,
bir derginin sahibi olmak kanlmaz bir zorunluluktu. stediklerini elde
ettikten sonra dergiye bo verir, bir baka arkadaa devrederdi.
Bu tasarsn o "Baarsz" arkadalara am, rate dostlarnn hepsi de
kendisini desteklemilerdi. Ah bir seslerini duyurabilseler bu zavall
ratelerin her birinin gnlnde de emeller yatyordu. Bastracaklar bu
samalklarn etkili olacandan emindiler.
Evet Moronval, bu paray u Jack'n anasndan koparmaya niyetliydi ama
nedense byle birdenbire aklama cesareti yoktu. Kadnn yzne glerek
zemini hazrlamal ve frsat bulunca aklamal idi... Ancak ne aksilik,
bu frsat bir trl gelmek bilmiyordu.
Hoppa kadn, uzun sre dikkatini ayn konu zerinde toparlayamazd bundan
tr, u Madam Barancy ile ciddi konumak pek kolay olmayacakt.
Bu arada, Moronval, onu bir baka yoldan kkrtmay tasarlad. st
kapal cmlelerle, kadnlarn edebiyatta ne kadar baarl olduklarn
tlatmaya alt. Ancak da'nn ilgisizlii karsnda, bundan
vazgemek zorunda kald. O akln soylulukla bozmutu, onun gzlerini
kamatrarak etkilemek gerekiyordu. Sonunda kurnaz Moronval, bunun da bir
yolunu buldu, gene her akam da, Moronval ifti ile sohbet ederken,
Tours'daki atosunda verdii bir balodan henz sz amt ki, adam,
pazar akam okulda yapacaklar edebi bir oturuma onur vermesini
kendisinden rica etti.
Saf kadn oluna efkat gsteren bu adamn isteini sevinle kabul etti.
JACK
57
Program yle dzenlenmiti:
Oturum, yksek sesle okuma ile balayacak, ardndan sekin iirlerden
birka para sunulacakt. Gzde ozanlarn en banda Moronval ile
d'Argenton gelirdi. Sonunda birka baarsz yazar da yaptlarndan kimi
blmeler okuyacaklard. Sonunda rate'lerde seslerini duyurmu
oluyorlard. Btn bunlar zavall Madam Moronval didinerek salayacakt.
lkin bu oturumlar her hafta yaplrd, ancak Madou'-nun felaketinden
sonra bunlara uzun aralklar verildi. Moronval her ne kadar masraflar
ksmak istese, gene de bu davetler bir hayli pahalya mal oluyordu.
Ancak artk zengin bir rencileri olduuna gre, yeni bir gsteri
gerekiyordu. Madam de Barancy bu ardan ok memnun kalmt. Evli bir
hanmn salonunda, herhangi bir sfatla bulunmak zellikle byle bir
yazarlar toplantsnda onur konuu olmak, onun gururunu okamt. Byle
bir yerde grnmek, dzensiz yaamnda bir aama olacakt.
Bu kere, oturum ok zenli ve gsterili bir tarzda hazrlanmt.
sraftan ekinilmemiti. Sokak kaps nndeki akasya aalarna renkli
fenerler aslmt, girite bir lamba ve salonda on mumluk bir avize
etraf aydnlatyordu. Madou, yerleri ylesine omutu ki, klar sanki
aynada yansr gibi yerde yansyordu. Kk Prens, o gn akama kadar
almt. Moronval bu gece onu nasl kullanacan bilemedi. Acaba, onu
zengin bir ekilde giydirip, ona eski prens ihtiamn verse mi iyi
olurdu? Ancak birden bu planndan vazgeti. Servisi kim yapacakt?
Madou'yu uak olarak brakmay daha uygun buldu.
Saat akamn sekizini aldnda, zenci renciler, sralanm yerlerini
almlard. Tam ortalarnda bulunan kk Fransz'n altn renkli
bukleleri, bu karardk fonda alev gibi ldyordu.

58
ALPHONSE DAUDET
Moronval kimseyi gcendirmemek iin, Paris'in en kuytu mahallelerinde
oturan tandklarn bile armt. Baarszlar ordusu kol kol
geliyordu. m, slanmlard ama gene eski anm giysilerinin
iinde, balar dik, u zavall rateler, ksa bir an iin bile olsa
yaadklar u karanlklardan syrlma frsatn elde ettiklerine
inanarak, lgn umutlar peinde koa koa geliyorlard.
Aralarnda gerekten yetenekli olanlar da vard. Byklk saplants olan
ressamlar ancak bunlar bir iskemleyi ayaklan stne ve bir aac
kklerine yle bir oturturlard ki, btn tablolar yer sarsntsna
uram ya da frtnada yan yatm bir gemi iine benzerdi.
Bunlarn yan sra sanat ok etin ve olumsuz bularak ekmek parasn
kazanmak iin baka mesleklerde alanlar vard. i brosu ileten bir
ozan, arap satn yapan bir heykeltra, gaz idaresinde alan bir
kemanc. Defileye iki antikac da ekleyecek olsa tablo tamamlanr.
Salon hemen hemen dolmutu, konuklar ki aralarnda okul hocalar da
vard, iskemlelere oturmu beklemekteydiler. Labassindre srtnda bir
smokin(*) ok kt. Sesinin kvamn denemek iin devaml boazn
temizliyordu... Hirsh, her zamanki gibi pasakl ve perian... D'Argenton
iki dirhem bir ekirdek klnda idi, byklarn ve salarn maada
kvrtm, srtnda uzun bir ceket, elinde ak gri eldivenler, gen ve
yakkl bir dahi pozunu almt.
Moronval salon giriinde yeni gelenleri karlyor, uzanan elleri dalgn
bir nezaketle tutuyordu. Zaman ilerledike adamn endiesi artyordu.
nk kontes da henz grnmemiti.
Topluluk sanki yasl bir bulutla kaplanmt. Fiskoslar duyuldu. Sonunda
Madam Moronval, yz al al konuklarn dolaarak, iten bir glle:
"Henz balayamyoruz, kontesi beklemekteyiz," diyerek zr diledi.
Kontes unvann giz ve ihtiam dolu titre (*) Smokin: Aslnda smoking'dir, geceleri giyilen resmi bir takm.
JACK
59
simleri sylemiti, derken bu szler kulaktan kulaa dolat, herkes
havadisi renmek istedi. "Kontes bekleniyordu, kontes..."
Armonium'un kapa ak hazrd, renciler duvara dizili bekliyorlard.
Yeil bir rtyle kapl ve zerinde bir bar-* dak su bulunan krsdeki
kk masa, afak zaman kurbann bekleyen bir giyotin grnmn
almt. O da bekliyordu... Kapnn dnda gecenin ayaznda ene atan
kk Kral Madou da kontesi bekliyordu.
Sonunda kadnn hayli gecikmesi zerine, d'Argenton salonun souk
havasn datmak iin birka dizesini okumaya raz oldu.
Dinleyiciler en azndan on kere, duyduklar bu msralar adeta ezbere
bilirlerdi. "Aka inanyorum."
Zppe gen, mine nnde ayakta durmu, sanki dizelerini tavann
kabartmalarna okur gibi, gzleri havada iirine balad.
Sesi de gzleri kadar yavand. Uzun aralklarla okuduundan, arada
dinleyicilerin kendisine yadrdklar iltifatlar duyuyordu.
Arkadalarn alklamak "baarszlar, rateler" arasnda pek yaygndr.
Ozan, evresine aldr etmez gibi kollan havada, keskin bir sesle devam
etti:
sterlerse beni alaya alsnlar
Tann'ya inanr gibi aka inanrm, ben."
Tam o anda da de Barancy ieri giriyordu. Ozan, onu grmemi ama ne
yazk ki mutsuz kadn onu grm ve kaderini damgalamt.
Geri o gne kadar, o airi grmt, ama sokak klnda ve ona pek
dikkat etmemiti. Avizelerden dklen lgn k, adam iirsel bir hale
brmt... Siyah smokin ceketi, ak gri eldivenleri ve romantik

yzyle bu "Tanrya inanr gibi aka inanan adam" onda bir ok etkisi
yaratt.
60
JACK
61
ALPHONSE DAUDET
D'Argenton bu tip hafif ve beyinsiz kadnlarn ruhlarna z budalaca
duygusall karlayacak bir tipti.
da artk salonda baka kimseyi grmyordu. Hatta uzaktan eliyle
kendisine pckler gnderen irin olunu bile ayrmsamad. nnde
saygyla eilen Moronval'y da gr-memezlikten geldi. Ozan'n
grnmnden ylesine bylenmiti ki, kapda grnd zaman, evrede
yaratt hayranla bile ilk olarak bo verdi. D'Argenton'dan edindii
bu izlenim yllar yl srecekti, hatta adam onu aaladnda, eziyet
ettiinde, yaamnn en deerli varl olan olunu bile mahvettiinde,
da, bu ann bysn unutamayacakt. Moronval en tatl glmseyiiyle,
zr diledi: "Sizi beklerken ufak bir balangta bulunduk, balayn...
Vikont Amury d'Argenton, bize yaptlarndan birini okuyordu."
Aman Tanrm, Vikont? stelik, soylu idi, bu nl ozan.
Btn stnlklerini kendisinde toplamt. Gen kadn, gen bir kz gibi
kpkrmz kesildi, titrek bir sesle, air'e:
"Rica ederim, devam edin efendim," diye fslad.
Ama d'Argenton istemedi, keyfi kamt, kontesin girii onun havasn
bozmutu, buz gibi bir sesle karlk verdi. "Olmaz madam, zaten
bitirmitim..."
Ona aldr bile etmeden kalabala kart.
Zavall kadnn kalbine bir ate dmt. Ancak az sonra, annesini
sevinle karlayan Jack'n tatll, Moron-val'n iltifatlar,
salondakilerin hayranl ile kendisine gelir gibi oldu.
- Kontesi karlama tela sona erdikten sonra, yksek sesle okuma
oturumu iin herkes yerine oturdu. Madama elik eden heybetli khya kadn
Matmazel Constant koltuuna yaslanmt. Moronval bir baba efkati ile,
ocuun altn buklelerini okuyordu.
Sonunda Madam Moronval masa bana geti ve einin "Mool rklar"
adndaki etdn okudu.
Esasen bu kark ve ar yaz, kadnn okuduu o tekdze sesten daha da
bir yavan olmutu. Hele kadnn okurken yapt mimikler, gz zevkini
tamamen bozuyordu.
Ancak Kontes, hibir ey grmyordu. O, u anda, salon kapsna dayanm,
elleri gsnde apraz, gzlere uzaklara dalgn dalgn bakan yakkl
ozann seyrediyordu.
Yakld gen, sanki bir d kovalyordu. Ba dimdik, uzaklardan gelen
sesleri dinler gibi dikkat kesilmiti. Arada gzlerini yere indiriyordu
sonra hayaline geri dnyordu.
Sonunda dinleyicilerin rahat bir i ekilii duyuldu. Madam Moronval
okumasn bitirmiti. da, ylesine dalmt ki alklara bile katlmay
ve Moronval'y kutlamay akl edemedi.
Labassindre bir arya okudu, armomium eliinde d'Argenton bu kez bir
dizesini daha okudu.
Gen kadn kulak kesilmi dinliyordu. Basma kalp msralar mzik
eliinde onun ta kalbine kadar girdi. Ahenk dalgasnda boulmu gibi
soluu kesilerek dinledi.
Moronval, da'nn eserine hi tepki gstermemesinden adeta gcenmiti.
da bir patavatszlk daha yapt: "Ah ne gzel msralar, adeta nefes
kesiyor." Gen kadn para biter bitmez, mdrden rica etti: "Beni Msy
d'Argenton'la tantrmanz rica edeceim..."

Gen adamla tantrlnca vglere balad: "Ah efendim iirinize


bayldm. Ne ycelik, ne zerafet... Tek kelime ile ahane. Kimbilir,
byle yetenekli olmaktan ne kadar gurur duyarsnz?"
Gen kadn adeta kekeleyerek konuuyordu. Uygun szleri aryordu adam
sevindirmek iin. Her zamanki ku beyinli geveze kadnn yerini bir
bakas almt sanki. air, bu ar vglere aldrmaz gibi, buz gibi
bir jestle ban edi. O zaman gen kadn, istemeden bir pot daha krd,
bu nefis iirleri hangi kitap evinde bulabileceini sordu. D'Argenton en
ince yerinden yaralanmt, ciddi ve ac bir sesle:
iril*
62
ALPHONSE DAUDET
di.
"Bunlar asla bulamayacaksnz Madam," karln verMoronval hemen frsattan yararland:
"Ah Madam, bilseniz, ite gnmzdeki en gzde yazarlarmzn kara
yazs, ite acmasz yazg. Dnn, byle ahane diziler bir
yaynevinin yolunu bulamyor... Ah, bir dergimiz olsayd..."
da atld:
"Ne bekliyorsunuz, bir dergi yaynlasanza..."
"Haklsnz, ama para, buna gereken fon..."
"Fon bulunur, byle aheserlerin karanlkta rmeleri bir cinayet."
Ozan uzaklamt. da rahat rahat fikirlerini aklad. Birden sanki
dili zlmt.
Moronval byk sevin iindeydi, iinden yle geirdi:
"Tanr'ya krler artk iimiz tamam."
Sinsi adam, kadnn zayf noktasn bulduundan ii iine smyordu.
Hemen da'nn kulana eilerek, ona d'Ar-genton'u vmeye balad.
Ballandra ballandra anlatt. Onu bir masal kahraman gibi en ekici
renklere sard. ok stn yaradll, gururlu biri idi. Kaderin
vurularna ramen elik gibi dayankl ruhu asla zedelenmemiti.
Kimseden yardm istemiyor, ekmek paras iin alyordu. Hatta hkmetin
yardmn bile geri evirmiti.
da anlatlanlar ok romantik bularak iini ekiyordu, bir ara
dayanamad, sordu:
"Ondan sz ederken Vikont demitiniz galiba. Herhalde kendisi soylu?"
"Soylu da sz m kontes? Fransa'nn en eski ailelerinden birinin olu.
Kendisi Vikont'tur. Babas, hain khyas tarafndan aldatlarak iflasa
srklendiinde, aile atolarn satmak zorunda kaldlar."
Kurnaz adam, kadna airi daha da ekici gstermek amacyla, onun ok
soylu bir gen hanmla olan ak macerasndan da sz etmeyi unutmad.
JACK
63
da, btn bu anlatlanlar adeta iiyordu, kendinden gemiti. Bu arada
annesinin kendisini ihmal ettiini gren Jack, bir kede sessiz sessiz
alyordu.
Oturum sre gidiyordu.
Bir renci, kapkara bir Senegal'li yumurcak, o berbat ivesiyle nl
Lamartine'in en gzel iirlerinden birini mahvetmekle meguld. ocuun
okumas Moronval-De-costere metodu hakknda pek olumsuz bir fikir
veriyordu. Birok ricalardan sonra Labassindre de gene birka aryamda -ha
okudu, salonun camlar titredi, mutfakta aylar hazrlayan Madou bu gr
sese bir sava arsyla karlk verdi. Kara olan amatay pek
severdi.
Konuklara ay ve pastalar sunuldu. Bu arada zavall "scak lkelere" de
birka kez o Yaban gl urubundan datld. Moronval ile kontesin
sohbeti devam ediyordu. Kendisinden sz edildiini sezen d'Argenton,
karlarnda durmu, abartl bir ses ve ar jestlerle bir eyler

anlatyordu karsndakine. ok fkeli grnyordu. Acaba gene kime


kzmt? Kimseye ya da herkese... O doutan ktmser yaradltayd, bu
tipler daima en karanlk ynleri grr, evrenin hep ktye gittiini
iddia ederler. D'Argenton, o srada, belediyede nemsiz bir yazman olan,
bir yazar bozuntusuna atyordu.
"Susun sizi ve benzerlerinizi iyi tanrm. Hepiniz kokumu
kiiliklersiniz... Geen yzyln kt ynlerini edinmi, onlarn
ekiciliinden yoksun kiiler."
Zavall adam aa kalmt, yenik bir jestle ban ne edi, hibir
karlkta bulunmad. D'Argenton sulamalarn srdryordu:
"Onur nerede? Onu ne yaptnz? Hele ak, onu da yitir-diniz. Yaptlarnz
nerede, nerede onlar? Onlarla vnebilirsiniz.
"
Szn burasnda iddial biri olan o szde air, itiraz edecek oldu: "Rica
ederim izin verin."
(*) Lamartine: Fransa'nn en nl ozanlarndan.
64
ALPHONSE DAUDET
Ne var ki d'Argenton karsndakine sz hakk vermiyordu. Aslnda
bakalarnn kendi hakknda dndkleri kendisine vz gelirdi. O, sadece
kendisinin de anlamad, idrakim aan fikirleri ortaya atmakla
yetinirdi. u anda, Fran-sa'dakilerin herkesin, u gzel szlerini
duymasn isterdi. Aslnda o Fransa'ya bile inanmyordu. Yank, ykk bir
lke, inanlarn, ideallerini yitirmi bir ulus.
Kendisi de buralardan gmeye, Amerika'ya gemeye karar vermiti. air,
kendisini salondakilerin kimine duyurduunu duyumsamt. zerinde ok
gzel bir ift gzn hayran baklarn ayrmsyordu. Bu baklarn
sayesinde d'Argenton, u anda gerekten, yakkl bir grnm almt.
Dikkati zerine ekmek istediinden yle yksek sesle konumutu ki,
herkes dikkatle kendisini dinliyordu. Ancak, hibiri, da de Barancy
kadar etkilenmemiti. Bu szler kadnn kalbine birer ok gibi sapland.
Aman Tanrm o Amerika'ya gitmekten sz etmiti, nasl olur? Bir an iin
gen kadn iin her yer karard, sanki kalbi duracakt... u anda,
kendisini sylediklerinin ateine kaptran air daha da comutu. imdi
de kadnlar suluyordu. Fransz kadnlarnn hoppalklarndan,
karclklarndan sz ediyordu.
O artk konumuyordu, srt mineye dayal, ba havada, adeta
gdyordu. Zavall kontes, kendisine bu zppeye ylesine kaptrmt ki,
kadnlar sulamasndan kendisine bir pay kard. "Eyvah, bunlar benim
iin syledi. Benim nasl biri olduumu renmi," diye hayfland.
Bu arada evrede sesler ykseliyordu:
"Ne coku, hi bylesine etkili konumamt."
Moronval konuklarn onaylad:
"O bir dahi."
Ama iinden "ne arlatan" diye mrldanyordu.
Artk da'nn hibir kkrtya gerei kalmamt. Madam Moronval,
Jack'la arkadalarn yatmaya yollamt. Gece ilerliyordu. Nihayet sona
erdi.
JACK
65
Rzgrda paralanan kt fenerler hl bahe kapsnda sallanyordu.
Geit zifir gibi karanlkt.
Hl yksek sesle tartmaktan usanmayan bu grltl kalabalk gecenin
sisini grmyor, nemini duymuyordu. Bylenmi gibi ilerlediler.
Duraa vardklarnda son minibs de kardklarn anladlar. Ama buna
gler yzle katlandlar. Altn yaldzl kanatlar ile hayal perisi
yollarn aydnlatyordu. Kafalarndaki umuttan comulard. Koca

Paris'in drt bir yanna da-, lan bu yoksul sanatlar, yaamlarnn


karardk sefaletine, yrekli admlarla dnyorlard. Sanat ylesine etkin
bir sihirbazdr ki, kendisine inananlara bir gne yaratr. Ne kadar
irkin ve gln olsalar da, bu gnee el uzatanlar, ltdan kaparlar.
Baarszlarn kalplerinde yeeren bu umut onlar ferahlatr, bundan yle
bir g alrlar ki, yoksulluklarnn ykn bile hi szlanmadan
tarlar.
BR EDEB
OTURUMUN
SONULARI
Ertesi gn Moronval'lar pazartesi akam iin bir ar aldlar.
Mektubun altna eklenen bir notta, birlikte msy d'Argenton'un gelmesi
rica ediliyordu.
lkin nazlanan d'Argenton, Moronval'n srarlarna kar koyamad,
geleceini vaad etti.
Ertesi haftann pazartesi akamnda Moronval, cmna-z doktor Hirsh'e
emanet etti ve ei ile konaa gitmek iin yola ktlar. airle orada
buluacaklard.
Yemek yedide yenilecekti, ancak d'Argenton gecikmi ve tam yarm saat
sonra gelmiti. Bu sre zarfnda, Moronval projesinden pek sz edemedi.
da ylesine kayglyd ki, durmadan saatine bakyor, heyecann meydana
koyuyordu.
Sonunda d'Argenton kageldi. Her zamankinden daha gururlu ve melankolik
grnyordu. zenle giyinmi, byklarn ve salarn briyantinle
parlatmt. Bir duraksamadan sonra gecikmesi iin zr diledi, ar
almalarn ne srd.
Zaman getike, onda bir deime gze arpt. O gururundan syrlmt.
Konak ve salonun ihtiam onu pek etkilemiti. O gnlerde son moda olan
u yepyeni Haussmann Bulvar, evin iindeki iek bolluu, kristal
vazolardan yaylan baygn kokular, cicili bicili biblolar, btn bunlar
yllarJACK
67
dan bu yana krk dkk yerlerde yaayan gen adamn gzlerini
kamatrmt.
Ya hele, ok zevkli bir ekilde hazrlanan yemek masas, uan kusursuz
servisi, billur kadehlerde ldayan nadide araplar, hepsi gen airin
ban dndrecekti.
Ama gene de adam, kendini kolluyor, Moronval gibi, ev sahibesini ar
iltifatlara bomuyordu. Ancak arada hafif glmsemelde yetiniyordu. Bir
de dili iyice zlmt. Aslnda o tam bir geveze saylrd. Devaml
kendisinden sz eder, dinleyicileri etkisi altna almak isterdi.
Ne yazk ki, da, pek dinlemeyi bilmezdi. D'Argenton piyeslerini ve
iirlerini kabul etmeyen tiyatro mdrlerine syledii etkileyici szleri
tam tekrarlayaca anda, Madam de Barancy, ortaya sama bir laf atarak
konuyu saptryordu. air, boazn temizledikten sonra iddial bir
tondan:
"te, ben de o zaman, kendisine u ok "ZALM SZ" syledim..."
Tam o anda akn da, aire yaranmak amacyla: "Msy d'Argenton, u
dondurmadan az daha aln, rica ederim."
"Teekkr ederim, Madam."
Adam kalarn atarak, daha keskin bir sesle yineliyordu:
"te o zaman ben de kendisine, o..." "Dondurma pek lezzetli deil mi?"
diye soruyordu saf kadn. "Ne yoksa beenmediniz mi?"
"ok gzel Madam. "u ZALM SZ..." Ama artk bu geciken "ZALM" szc
beklenen etkiyi yapmyordu. Aslanda d'Argenton bu kaslarak yineledii
ZALM szc pek basma kalp bir deyimdi. Derken cmlesini bitirdi:
"Adam, ylesine bozulmutu ki, tkanacak sandm."
68
ALPHONSE DAUDET

da, adamn kendisine ters ters baktn ayrmsayarak iin iin kendini
yiyordu. Bu yemek ona zehir olmutu. zntsn maskelemek iin
konuklarna devaml ikramlarda bulunuyor, Moronval'a "Hi imediniz"
diyor, eine yemesi iin srar ediyordu. Oysa kadnn tabaklar
temizlemesine, ei ieleri boaltarak karlk veriyordu. Moron-val'lar
bu ahane yemeklerle bol bol midelerini doldurmulard.
Yemekten sonra lk ve kl salona geildi. Taze kahvenin kokusu bir
itenlik katmt odaya. Avm kollayan ve saatlerdir frsat bekleyen
Melez, sonunda ald, kontese doru eilerek:
"u bizim dergi iini bir hayli dndm, sandmdan daha ucuza mal
olacak."
Kadn dalgn dalgn, yantlad: "Ya yle mi?"
"Evet, ite gzel Mdremize bunu zetlemek istedim."
Mdre kelimesi nefis bir bulutu, ne var ki, gzel m-direnin gz pek
kimseyi grmyordu. O sadece airle ilgileniyordu.
Oysa salna ok nem veren d'Argenton, bir aa bir yukar salonda
yryordu. O sindirimini kolaylatrmak iin daima yemeklerden sonra
birka dakika yrrd.
Moronval, kadn dalgn grmekten usan getirmiti, karsna bakarak
sinsi bir anlamda gzn krpt. "Kadn kard" demek istemiti.
da gerekten pek aresizdi, airin gzne girmek iin bir yol arad.
Sonunda buldu, gen adamn yanna yaklamasndan cesaret alarak:
"Msy d'Argenton sizden bir favor isteyeceim. Geen akamki o iiri bir
kez yineler misiniz? Btn hafta hep o giz dolu dizeleri dndm."
JACK
69
Sonunda iir tanrs azck yumuad:
"Sizi memnun etmek isterdim. Bilmem hangisini okuyaym."
Yol gstermesini ister gibi Moronval'e dnd. Oysa onun sylediinin tam
tersini yapmaya kararl idi.
Melez mdr suratn asmt:
"Madam'n senden istediini oku," dedi. "Aka inanyorum."
D'Argenton poz ald, gzlerini tavana dikerek, kollarn uzatt:
"Bana ktlk etmi birisine..."
Kontes, Moronval'a anlaml anlaml bakt. Herhalde bu iirin kahraman,
gencin hayatnda byk rol oynayan, o soylu kadn olacakt.
air bir salon konumas gibi bir girile sikine1 balad:
"Madam, robunuz pek ahane,
"Her zamdan daha gzelsiniz."
Daha sonra fikir kararyor, alaydan straba, acdan fkeye geerek, iir
u dehet dolu msralarla sona eriyordu:
"Tanrm kurtar beni bu kadndan "Kalbimin kann emen bu kadndan
kurtar."
Sanki bu iren szler kendisinde ac anlar uyandrm gibi air bir
daha konumad.
Zavall da perian olmutu. aire bu kadar ac veren o zalim kadn
dnd.
Konaktan ktklarnda Moronval, arkadann koluna girdi:
"Bak dostum u dergi bir kurulsun, seni yaz ileri mdr atayacam."
Bu arada zavall bodur Madam Moronval, onlara yetimek iin ksa
bacaklarn aarak pelerinden kouyordu.
70
ALPHONSE DAUDET
Melez, dergi iinin d'Argenton'a bal olduunu anlamt ama ne var ki,
airin dergiye metelik verdii yoktu.
Kadnn gzellii onu etkilemiti. Ne de olsa air pozunda birinin
durmadan aktan sz etmesine karlk, kendisine gsterilen bu ar
ilgiden duygulanmamas olanakszd.

da, onu hem air olarak beeniyor, hem de onu yakkl buluyordu.
Kadnn konan, onu kuatan o lks grdkten sonra gerekten gzleri
kamamt. yle ki, ahlk ilkelerine kadar unutmutu.
D'Argenton aslnda ok nasipsiz bir genti. Yoksul bir ocukluk geirmi,
parlak bir renci olduundan kazand bir burs sayesinde lise eitimini
tamamlamt. Hafta sonlarn ve tatil gnlerini bir otel ileten
teyzesinin yannda geiriyordu. Bu altn kalpli kadn, arada bir gen
adama, harlk vererek, giyim kuamnn dzgn olmasn salyordu.
ocukluk yllar karanlk geenler yetitiklerinde de mutsuz kiiler
olur. Bu kt yllarn izlenimlerini silmek iin sonsuz bolluk gerekir.
te bundan tr kimi yksek mevkili zengin kiilerde buruk bir ifade
grrz, bunlar servetlerinden de yararlanmasn bilmezler ve yzlerinde,
sefalet yllarnn o ac izlerini tarlar.
Evet d'Argenton'un glndeki aclk bu nedendi. Hayat ona gerekten
zalim davranmt. Yirmi yedi yanda olmasna ramen henz baarl
olamamt. Kendi hesabna bastrd sik kitabndan ve aylarca yar a
yar tok gezmesine ramen, kitabndan bir tanesini bile satamamt.
Geri inanl ve iradeliydi, ok da alyordu ama ne yazk ki esen
perisi ona kanatlarn dokundurmamt. Baarszlnn nedeni, gerek
dehadan yoksun olmasnda idi.
Verdii derslerle zar zor yaayabiliyordu. Son yllarn geirmek iin
taraya ekilen teyzesi, gene arada bir kendisine bir eyler yollard.
JACK
71
Souk yaradll air, o gne kadar hibir kadna iten balanmamt.
Onun kadnla yitirecek zaman yoktu. da kendisini ilk etkileyen kadn
oluyordu. Ne yazk i, bn kadncaz bunun farknda bile deildi. Hemen
her gn gibi, Cmnaza, olunu grmeye gittiinde, d'Argenton'la
karlatnda onun karsnda ezilip bzlyordu.
Bu arada kalbinde yeeren duygulara ramen, air bir sre daha ilgisizlik
komediyasn srdrmeyi uygun buldu. Ama, buna karlk, o artk Jack'la
ilgileniyor, onu gizlice martyor, arada bir yanna ararak salarn
okuyor, annesi hakknda sorular soruyordu.
Kendisine gsterilen bu ilgiden gururlanan ocuk, sorular
cevaplandrmas bir yana, ok zaman da fazladan bilgi verirdi.
Bundan tr, hi gerei olmad halde, konumalarna "Y DOST'u
katmt. D'Argenton bu hi grmedii, bu gekin adamdan nefret ediyordu.
Jack devaml "Y DOST'un iyiliinden, cmertliinden sz ediyordu. "yi
Dost" annesini pek severdi, onun bir dediini iki ettirmez, sk sk
kendilerini grmeye gelirdi. Taradaki atosundan onlara en gzel eyler
yollard. Sepet sepet meyvalar, iekler, kk Jack iin en gzel
oyuncaklar... O da bylesine iyi bir dostu btn kalbiyle severdi.
D'Argenton nndeki kda bir eyler yazar gibi yaparak, titrek bir
sesle:
"Peki ya Annen, annen de onu sever mi?" Jack saf bir itenlikle:
"Ah hem de nasl, annem onu ok sever," yantn verirdi.
Ama acaba Jack, bunu saflndan tr m sylyordu? Bilinmez. ocuk
ruhlar derin uurumlara benzer. Bunlar sanki dipsiz kuyulardr. Onlarn
ne kadar iten olduklarn lemeyiz. En beklenmedik bir anda olgunlar
beyinlerindeki kopuk paralan birletirerek, tek bir gnde yularn
masumiyetini yitirirler.
72
ALPHONSE DAUDET
Herhalde Jack'da bir olgunluk devresi balamt. "yi Dost" lafn
ettiinde airin ne kadar sinirlendiini anlyor, o da srarla bu konuya
dnyordu. ocuk, d'Argenton'yu sevmiyordu. lk gnlerin korku ve
tiksintisine bir de stelik, kskanlk karmt. Annesi bu adamla
gerektiinden fazla ilgileniyordu. Kendisini grmeye geldii ve olunu

eve kard zamanlarda devaml hocas hakknda sorulara bouyordu


olunu... Msy d'Argenton kendisine kar iyi mi davranyordu? Annesine
bir mesaj yollam m idi?
Jack btn bu sorulara tek bir karlk veriyordu: "Hayr, hi."
Oysa air devaml Jack'la annesine selam ve mesaj yolluyordu. Hatta bir
gn, dayanamam "Aka inanyorum" dizelerinin bir kopyesini annesine
vermesi iin Jack'a uzatmt. Ama Jack bunu gnlerce cebinde unuttuktan
sonra anasna bunun szn bile etmedi.
ocuk sanki bu iki kiinin birbirleriyle ilgilenmesinden kendisinin zarar
greceini anlam gibi, bir kara al gibi aralarna dikilmiti.
Jack iki haftada bir Perembe gnleri le yemeine annesine giderdi.
ou zaman "yi Dost" da, bu yemeklerde bulunurdu.
Daha sonra ocuu ya konsere ya da tiyatroya gtrrlerdi. Byle
perembeler Jack iin bir len saylrd. Bu arada okul arkadalar o
zavall "scak lkeler" de bundan yararlanyorlard, zira, byle
gnlerde, Jack okula yemi ve eker, paketleriyle dnerdi.
Gene bir perembe gn, konaa yemee gelen Jack, yemek salonunu ok
ssl buldu. ieklerle donatlm, kristallerle ssl masaya takm
dizilmiti. ok sevindi, demek "yi Dost" Paris'te idi...
ok k giyinmi annesi koarak kendisini.kucaklad. Gen kadn
salarnda beyaz iekler, bahar perisine ben-zemiti. Olunu efkatle
ptkten sonra, onu salona srkledi:
JACK
73
"Bil bakalm kim var, bugn?" "Anladm bile "yi Dost" geldi, deil mi?"
Yal adamn her geliinde, ana oul bu sahneyi tekrarlard.
Ama ne yazk ki, bu kez Jack aldanmt, salonda ken-* dilerini
d'Argenton karlad. zgn bir geveklikle kanape-ye yaslanmt.
ocuk onu grnce, birden ylesine bozuldu ki, alamamak iin kendisini
zor tuttu. Btn gn mahvolmutu demek. Onun durgun duruu annesini
zd... sabet tam o anda bir deiiklik oldu, heybetli uak saldrr
gibi kapy aarak "Yemek hazr" diye haber verdi.
Kk olana yemek zntl ve skc grnd. Sofra-dakilerin kendisini
istemediklerini anlam gibi, ekingen ve sessiz durdu.
Gerekten annesi ve ak ima dolu szckler, gizli mimiklerle
konuuyorlard. Jack bir ara, annesinin gldn, sonra kpkrmz
kesilerek utancn gizlemek istercesine bol arap itiini fark etti.
Kadn "Yok olmaz, hayr" diyor sonra, "bilinmez, kim bilir, belki"
szcklerini ekliyordu. Jack iin anlam tamayan bu szler edebiyat
hocasn ok gldryordu. ocuk derin bir zlemle "yi Dosf'un geldii
gnleri and. Sofrada konumay Jack ynetir, herkes onun isteklerini
yerine getirirdi. Birden bu anlardan ylesine bunald ki bir aklamada
bulunmak istedi. Bu arada frsat ayana gelmiti, tam o anda d'Argenton
da'nn kendisine uzatt bir armudu soyarken, meyvamn gzelliini
vyordu. Jack hemen atld:
"Ya deil mi? Bunlar ne kadar nefis, Tours'dan geliyor bunlar, "yi Dost"
yollad bunlar... Deil mi Anne?"
D'Argenton armudu soymadan tabana brakt, sanki birden tkanmt.
da, oluna sert sert bakt. Jack, annesinin kendisine hi byle gzlerle
baktn grmemiti.
ocuk daha baka bir yorumda bulunmaya cesaret edemedi. Yemek sessiz bir
ekilde sona erdi.
74
ALPHONSE DAUDET
da ve d'Argenton, mine bandaki kanapede yan yana oturmu dertleir
gibi alak sesle konuuyorlard. air, gen kadna gemiinden sz
ediyor. Da banda, ssz bir atoda geen yoksul ve kasvetli ocukluk

yllarn anlatyordu. Yzyllardan bu yana ailelerin atosundan,


odasndan, silah koleksiyonundan, usuz bucaksz dehlizlerden, rzgrn
inledii o buz gibi yatak odalarndan sz etti. Daha sonra almalarna
dnd, dehasnn karlat engelleri uzun uzun anlatt. Kendisine
hakszlk eden yaynclara veritirdi. Konumasn u alagelen cmle
ile bitirdi:
"te o zaman kendisine o zalim sz syledim." Artk da sanki
dinlemesini renmi gibi, onun szn kesmeden, ba nnde dikkat
kesilerek, onun szlerini adeta iiyordu.
Salonda saatin tiktaklarndan ve Jack'n sinirli bir elle evirdii kitap
sayfalarnn hrtsndan baka ses duyulmuyordu.
Birden da aniden bir eyi anmsam gibi, telala yerinden frlad.
"Haydi Jack, zamann doldu. Constant'y ar... Seni gtrsn."
"Yapma anne, daha ok erken."
ocuk dier perembe gnlerinde ok daha ge gittiini syleme cesaretini
bulamad. Annesini zmekten, daha dorusu onu kzdrmaktan ekindi. Az
nce anasnn gzlerindeki o hain ifadeye dayanmaktansa gitmesini bile
yele'-di.
,
Kadn, onu derin bir efkatle kucaklayarak, uysalln dllendirdi.
D'Argenton, kuru bir sesle:
"Haydi ocuk gle gle," dedi.
Sanki onu kucaklamak istercesine kendisine ekmiti. Jack da beyaz alnn
onun dudaklarna uzatt. "yi akamlar Msy."
Ama air ani bir igdsne kar koyamam gibi, birden onu itti.
"Yapamyorum, yapamayacam," diyerek ka-napeye yld.
JACK
75
Jack aakalmt, hayretten byyen gzlerini anasna evirdi. "Git
yavrum. Onu gtrn Constant."
Madam de Barancy, airi teselli etmek iin yanna oturdu. ocuk zgn ve
perian okuluna dnd.
D'Argenton bu arada bir kriz geiriyordu. Az nce * Jack' kendisinden
uzaklatrmasnda iten davranmt. ocuu gerekten kskanmt. Jack,
da'nn karanlk gemiinin canl bir rneiydi. Bunu bir trl gururuna
yediremi-yordu.
Aslnda o kontese yle delicesine k saylmazd, o da'da kendi
yansmasn seviyordu. Kendisine hayranlk besleyen, kendisini stn
gren tkontese balanmt. Ama, ne var ki, ok iddial olan d'Argenton
yanstld aynann lekesiz olmasn isterdi. Bu aynada, da'nn
gemiinin glgelerini grmek istemiyordu.
Ama zavall da ne yapabilirdi ki? Budala kadn, hi durmadan hep ayn
tekerlemeyi yineliyordu:
"Ah sevgilim, neden sanki sana bu kadar ge rastladm?"
Ama gene de, gemiinin canl bir ans olan, altn sal sevgili Jack'
ortada brakamazd ya? Ama, gene de airin kt etkisinde kalan, bu
kafasz kadn onu zmemek amacyla yava yava okul ziyaretlerine uzun
aralklar verdi. stelik artk Perembe gnleri Jack' izinli
kartmyordu. Mutsuz ana, kendisini feda edebilirdi ak iin, ancak u
srada kendisinden fedakrlklarn en by isteniyordu.
O muhteem konak, o lks, atlar, arabalar, da bunlarn hepsinden seve
seve vazgeebilirdi. "yi Dost"tan ayrlmak iin airinden iaret
bekliyordu. Onu desteklemek iin elinden geleni ardnda brakmyordu:
"Bak, greceksiniz, seni desteklerim, sana yardm ederim, birlikte
alrz yazlarn temize ekerim. stelik, sana tamamen yk olacak
deilim, benim azck param var."
76
ALPHONSE DAUDET

Ancak d'Argenton bir trl kesin bir karar veremiyordu. Ateli bir ruha
sahip olduunu iddia etmesine ramen, o aslnda souk yaradll biri
idi. Yllar yl, yokluk ektiinden, pratik olmay yelerdi.
"Hayr, hayr daha henz acele etme... Azck daha bekleyelim, naslsa
gnn birinde zengin olacam."
Kendisine devaml para yollayan yal teyzesinden sz etti, zavall artk
ok yaayamazd, hem yal, hem de hasta idi...
Mutlu bir gelecek iin tasanlar yaplyordu. Paris dolaylarndaki
kylerden birinde yaamay tasarlyorlard. Bylelikle, hem bakentin
ltsndan yararlanacak, hem de amatasndan uzaklam olacaklard.
air oktan beri projelerini hazrlamt. Kk bir evleri olacakt.
Sarmaklarla ssl, bir ku yuvasna e bir yuva... Kapda latince bir
dviz "PARMA DOMUS, MAGNA QUES" (kk ev, byk huzur)
te orada ak alacakt. Kitabn yazacakt. Tam on yldan bu yana tm
ayrntlar kafasnda hazrlad u nl yaptn "Faust'un kzn"
yazacakt. Daha sonra tm iirlerini bir ciltte toplayacakt.
"arkfelek iekleri" gnn nllerinin rahatn bozmak iin bir
eletiri kitab da dnyordu. "Tuntan pler" adndaki bu kritik tam
bir hiciv yapt oluturuyordu. D'Ar-genton'un kafasnda ileri bo
ynla kitap adlar sralanyordu. Artk bundan sonra, yaynevleri
yaptlarn kaprlard. Zengin ve nl olacakt. Bilinmez belki
Akademiye bile geerdi? Ho artk Akademi'de modas geen khne bir
kurulutu ya...
Ama da srar ediyordu:
"Gene de Akademiye ye olman isterim, zarar yok."
Kabul gnlerinde enstitnn bir kesinde, kendisini siyah cppeli nl
bir yazarn ei olarak hayal ediyordu.
c________________________________________
Bu arada akimiz hi ekinmeden "yi Dosf'un elma ve armutlarn, mideye
indiriyordu. Eski alnganlndan syrlmt. u yal adam iyi
dostlarn kremas saydrd.
Geri d'Argenton armutlar yemekte devam ediyor ancak onlar srrken,
dilerini yle bir gcrdatrd ki, zavall^ da, onun tm fkesini
kendisinden aldn anlard. Zehirli
birka szle, kadna bulank gemiini anmsatmaktan geri kalmyordu.
Haftalar ve aylar bu tempo ile geti. Bu arada yaamlarnda bir
deiiklik olmu, Moronval ile edebiyat hocasnn aralar almt.
Dergiyi balatmak iin kontesten iaret bekleyen mdr, d'Argenton'un
dergi iine kar ktn biliyor ve bundan tr ona di biliyordu.
Bu arada zavall Jack ihmal ediliyordu. Artk ayda bir eve kartlan
ocuk, gene bir perembe sabah bahede durmu zlem dolu gzlerini mavi
gklere kaldrmt. Ah, byle gzel bk bahar gnnde serbest koabilmek,
krlarda dolamak ne ho olurdu. Oysa o gene bugn kasvetle drt duvar
arasnda gekecekti kukusuz."
Gne scak nlarn samt, hava lkt. Okulun o bakmsz
bahesinde bile yer yer kr iekleri nazl balarn kaldrmlard.
Sanki bilinmeyen kaynaklardan topran hayat fkrtmasna hazr olduunu
belirtmek ister gibi. Geitte barlar duyuluyordu. K aylarnn
glgelerini datmak ister gibi odalarn btn pencerelerini amlard.
Jack ac ac iini ekti, ah o bu yosunlu duvarlarn snrlad harap
baheden baka ufuklar grmeyi, bu kasvetli evreden uzaklamak iin
neler vermezdi? Ah ne olur bir mucize olsa annesi fikk deitkerek
kendisini aldrsa, ne kadar mutlu olurdu.
Tanr duasn karlayacakt, ocuk, en bunald bir anda bkden kapnn
an sesini duydu ve Jack hayran hayran annesinin her zamanki gibi ok
gzel ve nee iinde kendisine ilerlediini grd.
78
ALPHONSE DAUDET

Gen kadn, olunu Bulonya Ormanna yemee gtrecekti.


Akam ge dneceklerdi, tpk eski gnlerdeki gibi, aman Tanrm, ne
mutluluk. Jack birden sanki kanatlanm-t.
Ancak Moronval'dan izin almak gerekiyordu. Ne var ki, Madam de Barancy,
Jack'n taksit parasn getirdiinden, Mdr yumuamt, hemen istenilen
izni verdi.
Jack sevinle giyinmek iin yatakhaneye kotu. Bu arada, da, mdre
havadisleri veriyordu. D'Argenton, taraya, lmek zere bulunan
teyzesinin yanna gitmiti.
Aa inerken Jack avluda Madou ile karlat, zenci olan elinde
sprge oradan oraya kouyordu. Birden Jack bir mutlu ocuk hevesine
kapld, Tanr'nn kendisine verdii bu mutluluktan bakalarn da
yararlandrmak istedi. Hemen annesinin eteklerine yapt:
"Oh anneciim, ne olur Madou'yu da beraber gtrelim."
Bu sefer izni koparmak pek kolay olmamt. Madou giderse ileri kim
grrd, ancak Jack ylesine iten yalva-ryordu ki, u iyi kalpli Madam
Moronval dayanamad ve o gn iin, sadece bir sefere mahsus olarak
Madou'ya izin vereceini bildirdi.
Jack heyecanla kotu:
"Madou, Madou, hemen giyin, seni de gtryoruz. Yemei ormanda
yiyeceiz."
Ksa sren bir tela, Madou duyduklarna inanamyor-du. Madam Moronval bu
byk gn onuruna ona temiz bir tunik ayarlad.
Kk kara olan, sevinten yerinde zplyordu. Sonunda yola kld.
Jack, annesinin yanna oturmutu. Madou arabacnn yanna trmand. Gidi
ok elenceli oldu. Bulvar bu bahar
JACK
sabahnda bir operet alanna benziyordu. Yaya yryenlere rastladlar,
beyaz nlkl dadlar bebek arabalar sryorlar, salar bonelerden
fkran bebek yzl kk kzlar, ember eviriyorlard. Arada bir
safkan atlarna binmi bay ve bayanlara da rastlyorlard. Yeillikler
arasnda krmz daml sayfiye villalar da ayn yaama sevincini, ay n
gevek, huzuru yanstyorlard.
Hayran .gzlerini evrede dolatran Jack, annesine sarlarak ellerinden
pyor, durmadan ceketinden ekitirerek, Madou'ya soruyordu:
"Memnun musun Madou?" "Ya, ok memnun ben, Msy Jack." Yemyeil ve
iekli ormana vardlar. Aalar kadife gibi yeil yapraklarna
kavumulard. Bu deiik aalarda, yeilin tm tonlarn bulmak
mmknd.
Araba Restorann tam nnde durmutu. Yemek hazrlanrken, da,
ocuklarla birlikte inerek gln kysna yrmeyi istedi. Henz erken
saylan bu saatte, kalabalk bastrmamt. Issz grnen gln zerinden
hafif bir buhar ykseliyordu.
Kuular nazl nazl yzyorlar, uzun sapl bitkiler, kam ve nilferler
bu durgun aynada yansyorlard. Sessizlik ve sszlk buraya giz dolu bir
nitelik katyordu. Rzgrn krtrd suyun yzeyinde minicik dalgalar
yaryorlard... Oysa, ok zaman bu durgun gl, dmdz bir ayna gibi
hareketsizdir. Oysa bu sabah sanki gerekten bir gle dnmt, sular
pskrterek uutuklar, balklarn arada bir krtrd ve st
dallarnn iine batt gerekten bir gl...
Ah ne gzel gezmilerdi!
,
Hele o le yemei... Gneli salonda, ak camlar nnde yenilen o ok
lezzetli yemek. ocuklar tabaklarn-dakileri bir rpda yalayp
yutuyorlard. Her ey onlar iin bir elence, bir glme konusu
yaratyordu. Yere den bir dilim ekmek, garsonun gle yz.
80
ALPHONSE DAUDET

ocuklarn bu saf neesine dallarda tneyen kular tatl cvltlarla


karlk veriyorlard.
Yemekten sonra da:
"ocuklar isterseniz sizi Hayvanat Bahesine gtre-yim," dedi.
"Aman ne parlak fikir anne. Madou orasn ok sevecek."
Yeniden arabaya atladlar, baheye doru yollandlar Bu saatte oras da
sszd. eitli hayvanlarla dolu bir bahe, ocuklar iin bir cennet
olabilir. Jack ve kk zenci, lokantada ceplerine doldurduklar
ekmekleri, o irin geyiklerin, tavanlarn minik burunlarna uzattlar.
Madou bu bahede gerekten elenmeye balamt. lkesinin hayvanlarn
tanmak iin kafeslerin etiketlerine bakmasna ne gerek vard. Arka
ayaklar zerine dikili kangurulara hayranlkla bakt. Bu evik
hayvanlarn kafeslerinde kapal kalmalar Madou'ya ac gelmiti.
Antiloplarn kafeslerinin tam nnde, oynamalar iin ufak bir yeil alan
braklmt. Bu grnt karsnda kk zenci, bu zavalllarn zgr
koutuklar o usuz bucaksz dzlkleri dnerek ii szlad.
ocuk, zellikle kapal kafeslerde tutulan o kulara acd. Hi deilse
deve kular, kafeslerinin hemen arkasndaki minik bir bahede
gnelenebilirlerdi. Ama dier kular... Ne kadar da zgn
grnyorlard. Aasz ve ieksiz bu karanlk kafeste. Bu kasvetli
kafeslere bakan Madou, aniden okulu and. Kendisi de gneli enginlerden
koparak, bu cezaevine kapatlm saydrd.
Bu kafeslerde kularn o renk renk tyleri bile snk grnyordu. Nil
kylarn ssleyen o pembe telli turnalar, piramitlerin glgesinde
dinlenen uzun gagal kara leylekler, ak tavus kular ve minicik cin
rdekleri, hepsi de mutsuz, hepsi de khne grnyorlard.
Bahe yava yava sekin bir kalabalkla dolmaya balad. Arabalardan
inen k bir kalabaln grlts, kulaJACK
81
rn kanat rpmalarna karyordu. Derken geni bir yol aznda, Madou,
olduu yerde kalakald. Sanki, ocua yldrm arpmt.
Aalarn oluturduu bir korunun demir parmaklklar nnden kagelen
iki fili grmt. Kocaman bal ve, kaln hortumlu filler geni
srtlarna oturtulmu sepetlerde emsiyeli gen hanmlar, hasr apkal
ocuklar tayorlard. Fillerden sonra bir zrafa grnd, o da ban
dik tutuyordu. Onun da srtna binenler vard. Kervandakiler aalar
altndan, dallardan balarn korumak iin emilerdi, kahkahalarla
getiler.
Jack birden Madou'ya akn akn bakt, ocuk titriyordu.
"Ne oldu Madou, neden titriyorsun? Yoksa, hastalandn m?"
Madou neredeyse heyecandan baylacakt. Filler ona yitirdii lkesini ok
canl bir ekilde anmsatmlard.
Madam de Barancy, ona isterse bu fillerden birine binebileceini syledi.
Kk zencinin yzne vakur ve dinsel bir ifade geldi.
Jack binmek istememi, annesiyle kalmay ye tutmutu. Nedense, bu ok
mutlu gnde annesini pek neeli bulmamt. ocuk onun gzelliini
seyretmek, eteklerinin ipekli hrtsn dinleyerek yannda yrmek
istemiti. Ana oul, Madou'nun fil srtnda uzaklamasn izlediler.
Madou sanki yerini bulmutu. O artk gln konumalaryla herkesin alay
ettii o clz uak deildi. Kapkara yzn sanki bir pembelik brmt,
kvrck salar diken diken kk ban bir ta gibi sslyordu.
Srgnden o s-nkleen gzlerinde yepyeni bir canllk, bir otorite
okunuyordu.
Mutlu kk Kral.
ocuk, park iki kere evreledi. nme sras geldiinde, o Jack'n
annesine "bir kere, bir kere daha" diye yalvaryor, efkatli kadn onu
krmyordu. Madou, gln kpr-

82
ALPHONSE DAUDET
snden, kangurularn, antiloplarn nnden hzla geti. "Ke-rika hala, av
partileri, savalar, Dahomey'in o engin ormanlar, btn bunlar
gzlerinde canlanm birka dakika iinde o gene o mutlu prens olmutu.
Fil bile sanki srtnda bir kral tadn bilir gibi daha baka bir
azamete brnmt.
Ancak ne var ki, saatler uup gitmi zaman bir hayli gecikmiti, artk
geri dnmek gerekiyordu. Gne ufuklarda bir hayli alalm, rzgr aa*
yapraklarn hrdatmaya balamt. Parlak bahar sabahlaryla kart
oluturan dondurucu akamlar...
Bu k izlenimi, ocuklarnda umulmadk bir etki yaratt, birden ileri
kararmt. Araba, son sratle Cmnaz yolunu tuttu.
Batan gneten kzla boyanan "Zafer Tak"nn nnden getiler. Tak tan
uzaklatka geceye doru ilerliyorlard.
Arabacnn yannda oturan Madou'y derin bir dnce almt. Jack da
nedenini bilmeden sustu. Kalbinin zerine bir arlk kmt, gzel bir
gnn bitiminde, kiiyi kaplayan bir hzn.
Madam de Barancy'de konumuyordu. Oysa onun oluna syleyecekleri vard.
Ama herhalde bunlar sylenmesi zor eyler olacakt ki, bir trl sze
balayamyordu. Sonunda, ksa bir duraksamadan sonra konumaya karar
verdi.
"Dinle yavrum sana kt bir haberim var."
ocuk bir felaketle karlaacan anlam gibi sarsld, yalvaran
gzlerle annesine bakarak: "Syleme anne, kt havadisi verme."
Ancak kadn onun bu ricasna aldr etmeden, alak sesle ve kesik
cmlelerle:
"Uzun bir geziye kmam gerekiyor... Bende aslnda gitmek istemiyorum,
ama buna zorlandm... Senden ayrlmak beni de ok zyor. Sana yazarm.
Alama evladm, beni daha da zyorsun. Gittiim yerde ok fazla kalacak
JACK
83
deilim ki... ok yaknda gene greceiz. ok yaknda Jack, sana sz
veriyorum."
Kadn konutuka bocalyor, uydurduklarnn bir trl iinden
kamyordu. Bir sr ipsiz sapsz eylerden sz etti. Taraya gitmesi
gerekiyordu, bir miras meselesi, bk sr giz, esrarl eyler... Kim
bilir, belki de, anlattklarnda ufak bir gerek pay vard. Kadn daha
uzun konuup, olunu avutmaya alt ama artk Jack, onu dinlemiyordu.
ocuk, bk keye sinmi, sessizce alyordu. Onun iin, her ey bkden
deimiti. Sabahleyin o ltl, neeli Paris bile kararmt. lkbahar
bysnden yoksun, kasvetli, souk bir 'kent.
Jack yaknda annesinden ayrlacak bk ocuun gzyalarnn arasndan
gryordu artk evresini.
VI KK KRAL
Moronval bir sre sonra d'Argenton'dan bir mektup ald. Taradan
yazyordu air. Sevgili mdrne durumunu aklyordu. Yakn bir
akrabasnn lm artk mali vaziyetini deitirmiti. Olduka kabark
bir mirasa konan gen yazar, hocalktan istifasnn kabuln rica ediyor.
Bu arada, Madam de Barancy'nin de aniden Paris'ten ayrlmak zorunda
kaldn ve olunu Mdrn efkatli bakmna gvenle braktklarn
ekliyordu. ocuk, hastaland takdirde, d'Argenton'un Paris'teki
adresine yazabilirlerdi.
"Moronval'n efkatli bakm" air bu cmleyi yazarken iyice glm
olacakt. Sanki melezi tanmyordu... Taksiti gecikecek olursa, Cmnaz'da
ocuu nasl bir muamele beklediini bilmez miydi?
Moronval'n kan beynine sramt. Ya, demek kadn gitmiti. Hem de
kiminle? u taban yark ukala beyinsiz herifle. Ah ok elenecekti

dorusu... Onun yanda bir kadn, ne de olsa, gzel 1da artk pek de
gen saylmazd. Mdr doduu o tropik lkelerinin o nl kasrgalarna
e bir iddetle comutu... Btn okul, onun bu hayal krldnn
acsn ekecekti.
Yabanclarn elinde kalan ocuun ac kaderine acmakla beraber, kt
melez, hain bir ekilde dilerini gstererek glyordu. Evet bakacakt o
ocua? Hem de derin bir efkatle. Sinirden kslan bir sesle, kendi
kendine syleJACK.
niyordu: "Bekle, bekle bak ocuuna ne kadar iyi bakacaz, senin
Jack'n sevecen bir baba gibi okayacam."
Moronval neye zleceini bilemedi. Aylardan bu yana besledii hayallerin
yklmasnn yan sra, kendi tantrd bu iki kiinin arkasndan
byle sinsi bir dzen kurmalarn bir trl balayamyordu.
Mektup eline geer gemez, Moronval, soluu Hauss-mann Bulvarndaki
konakta ald. Ama orada da pek fazla bir ey renemedi. Khya kadn
Constant da, madamdan haber bekliyordu. Moronval kadndan sadece da'nn
dostu ile (Y DOST) ilikisini kestiini ve ok yaknda eyalar
satlarak konan kapanacan rendi. Constant da perian olmutu.
Kadn yaknp duruyordu, Jack' o krk dkk oku^ la yazdrd iin bin
piman, kendine lanetler yadryordu. Moronval bu grmeden yle bir
sonu kard. Herhalde ocuu pansiyondan alacaklar, ya da belki
pansiyonu demedikleri iin kendisi onu kovmak zorunda kalacakt. Artk
Jack de Barancy altn yumurtlayan tavuk olmaktan kmt. Bir yldan
beri kendisine gsterilen zen ve efka-,
tin artk sonu gelmiti.
ocua yaplan eziyet masada balad. Artk hocalarla birlikte pasta
yeyip arap imiyordu. "Kk scak lkeler" gibi o yaban gl
erbetinden iiyordu. stelik masa arkadalarnn alay konusu olmutu.
Onun nnde d'Argenton'dan sz ediyorlard. Kt bir ozan, kafas bo bir
budala, kendini beenmi bir ukalann teki. Soyluluuna gelince, buna da
diyecek yoktu dorusu. air'in devaml sz ettii o ocukluunda
dolat atonun karanlk dehlizleri, aslnda Paris'in kuytu bir
mahallesindeki, ikinci snf bir otelin muamba kapl koridorlaryd.
Otelci teyzenin, ka kereler, yeenine: "Amaury olum, bana yedi
numarann anahtarlarn getirsene" diye seslendiini anmsyorlard.
Geri Jack nefret ettii bu aire yaptklar bu saldrdan ikyeti
deildi, ama gene de masada kahkahalarla
86
ALPHONSE DAUDET
glenlerin neelerine pek katlamyordu. Zira ok iyi biliyordu ki, bu
alaylarn sonunda, kendisine ok yakn ve ok sevdii birinin adn da
katacaklard.
u hain hocalar, durmadan ocuun anasnn hakknda galiz akalar
yaparlard. Onun kark bir yaam srdn yinelemekten adeta zevk
alyorlard. Labassindre ve Hirsh kaba gllerle mdr alklyorlard.
^Jack ba nnde ekmeini ufalyor, alamaya bile cesaret edemiyordu.
ok zaman imalarda ok irkin bir anlam sezer gibi olurdu. Byle anlarda
insafl bir kadn olan Mackm Moronval:
"Haydi Jack yavrum, mutfaa kadar uzan, bak bakalm, tatl neden
gecikti?" derdi.
Kadn daha sonra ksk sesle masadakileri azarlard. ocuu yaralamak
botu. Zavall yavruca zmekten ne kazanacaklard, sanki?
Labassindre kadn yattrmaya alrd:
"Amma yaptnz Madam, ocuk budalann biri, nereden anlayacak?"
Evet, belki ocuk her eyi arlamyordu, ama gene, bu duyduklarnda
kirletici anlamlar olduunu sezmiti.
ocuk uzun zamandan beri, kendisine ait olmayan bir ad tadn ve
anasnn evli olmadn anlamt. Gnn birinde Msrl Sait ona Kokot

ocuk dediinde eskisi gibi buna glmemi ama yumruklarn skarak


olann grtlana sarlmt. O kadar heyecanla dyordu ki,
neredeyse Msrly boacakt. Tam o anda, Moronval yetimi ve araya
girerek onlar ayrmt. Jack okula girdiinden bu yana ilk olarak
Moronval'n sopasn tatmt.
Artk o gnden sonra sanki by bozulmutu. Mdr ocuu dvmek iin
frsatlar icat ediyordu. Jack'n yazgs da Madou'nunkine eti. stelik,
Moronval bir beyaz hrpalamaktan ok daha byk bir zevk duyuyordu.
Ya Madou? Bu arada o ne oluyordu? O zavall da daha beter horlanyordu.
Ona kar daha kt davranyorlarJACK______________________________________________________
di. Okul hocalarnn hemen hepsi, krlan hayallerinin acsn ondan
karmaya bakyorlard. Labassindre durmadan ocuu tekmeliyor, doktor
bozuntusu Hirsh, her yanndan getiinde kulaklarn koparrcasna
ekiyordu. Denekli Baba'ya gelince, dergisinin suya dmesine sanki
Madou sebep olmu gibi tm fkesini ocuktan alyordu.
4
Hocalarn sonu gelmez emirlerine boyun emek iin, oradan oraya koan
kara prens, Jack'la dertletiinde ac
ac:
"Yok memnun, hibir zaman yok memnun," diye yaknyordu. ocuk,
ilkbaharn verdii heyecanla vatann daha da zlemiti. Hayvanat
Bahesinde filleri grdkten sonra, bu zlem onda dayanlmaz bir acya
dnmt.
Gurbetin kederi ilkin inat bir sessizlik ve ilgisizlikle ba gsterdi.
Daha sonra, bir deiim olutu. Madou sanki bir karar alm gibi,
gzlerinde bir lt, yznde bir glmseme gnlk ilerine daha bir
hevesle koyuldu. Evde ve bahedeki saysz grevlerini yerine getirirken,
sanki belirli bir hedefe yaklaanlarn sevincine kaplmt. Bir bekleyi
sresi.
Bir gece zenci ocuk yatmaya hazrlanyordu, Jack onun kendi kendisine
bir eyler sylendiini duydu, sordu: "Ne var Madou, yoksa ark m
sylyorsun?" "Yok Msy Jack, ben var zencice konumak." Madou, Jack'n
yatann ayak ucuna oturdu ve ona iini dkt. Gitmeye kararlyd.
oktan beri plann tasarlyor, uygulamak iin uygun bir zaman
bekliyordu. Havann snmasn, scak gnlerin gelmesini bekliyordu.
Ilman bir havada kamak daha kolay olurdu. Ama artk havalar iyice
snm, yaz gelmi saylrd. Madou, Dahomey'e dnecek, Kerika halaya
kavuacakt... Eer, Jack da kendisiyle birlikte kamak isterse
Marsilya'ya kadar yaya giderler, orada bir geminin sintinesine saklanarak
deniz ar lkeye varrlard. Balarna hibir ktlk gelmezdi. Madou'nun muskas onlar korurdu.
ALPHONSE DAUDET
Jack, Fransa'dan ayrlmayacan bildirdi. Mutsuz olmasna ramen gene de
Madou'nun vatan onu rktyordu. ocuk o kesik balarla dolu bakr
leenleri dndke dehete kaplyordu... Hem de stelik, giderse
annesinden t daha da uzaklam olur. Bir daha onu grme ansn
yitirirdi.
Kk zenci, arkadann kararn olumlu karlad, sakin sakin:
"Tamam," dedi. "Sen kalmak okul, ben var gitmek..."
"Ne zaman gideceksin?"
Kk Prens kesin bir sesle yantlad:
"Yarn."
Sanki tm gcn toplamak ister gibi, uyumaya hazrland.
Ertesi sabah, diksiyon metod dersi yaplacakt. Byle gnlerde btn
renciler kabul salonunda toplanrlard, bu dersler armonium eliinde
yaplrd. Jack ieri girerken yerleri silen Madou'yu grd ve ocuun
kamaktan vazgetiini sand.

' ki saatten bu yana kara terdi ocuklar, enelerini yerinden


oynatrcasna derslerini yineliyorlard. Birden kapda Mdr'n ask
surat grnd.
"Madou orada deil mi?" Madam Moronval:
"Hayr dostum," karln verdi. "Onu erzak almas iin arya
yollamtm."
Bu erzak kelimesi ocuklarn gzlerini ldatt. Zavalllar ylesine
yetersiz bir ekilde besleniyorlard ki. Jack, Madou ile bir gece nceki
konumasn anmsad.
Birka dakika sonra Moronval yeniden grnd: "Madou hl dnmedi mi?"
Ei de meraklanmt:
"Bilmem ben de meraklandm," diye kekeledi. "Bana bir ey gelmi
olmasn."
JACK
89
Saat onu, daha sonra on biri vurdu. Madou'dan ses yoktu. Ders oktan sona
ermiti. Genellikle bu saatlerde, mutfaktan yemek kokular ykselirdi.
Ancak bu sabah hibir koku duyulmad. Hibir ey alnmamt ki, ne et,
ne de sebze... Sanki yer yarlm ve Madou'yu yutmutu.
Huysuz einden ok daha anlayl olan iyi kalpli Ma-* dam Moronval,
bahe kapsnda bekliyor ve ocuun bir kazaya uram olmasndan
korkuyordu.
Derken saat on ikiyi ald ve yaknlardaki kilisenin anlar gnn
ortasna geldiklerini haber verdi. Bu en nlamalar, a rencilerin bo
midelerinde kederli yanklar yapmt. evredeki fabrikalarn iileri
bile le yemei iin dar kmlard. Bitiiklerdeki kulbe ve
gecekondulardan ykselen dumanlar ve yiyecek kokular ykselmiti. Bu
arada hocalar ve renciler, giderek artan alklarn gidermek yollarn
bulmak ister gibi koturup duruyorlard.
"Kk Scak lkelerin" yzleri km, gzleri parlamt. zerlerine
ken bu alk onlarn atavik yamyamlklarn sanki uyandrmt.
Sonunda saat iki sularnda Madam Moronval, koluna, sepeti takarak,
arya kmak zorunda bulundu. Geri, byle bir al veri onun
soyluluuna yaramazd ancak rencilerden birini gnderecek olsa,
ocuun aldklarnn yarsn yolda yiyip yutacandan emindi. Kadn az
sonra peinde bakkal ra kocaman ekmekler ve yal kesektla-ryla
kageldi. Ekmekle sucuk almt. Alklarn giderdikten sonra, okul
personelinden her biri Madou hakkndaki fikrini aklad. Kimileri onun
bana bir kaza geldiine inanmt. Ancak kt kalpli Moronval byle bir
olasy dnmyordu. Aslnda ocuu ok hrpaladnn bilincinde olan
ve vicdan pek rahat olmayan Mdr onun kamak iin pek ok hakl
nedenlerinin olduunu bilirdi. Eine sordu:
"Ona al veri iin ka para vermitin?"
"On be frank."
"Demek bu parayla svt."
90
ALPHONSE DAUDET
Doktor daha pratik dnyordu:
"Bu parayla da Dahomey'ye gidilmez ki."
Moronval hemen karakola giderek, polise ocuun katn bildirdi. Zira
birden telalanmt. Her ne pahasna olursa olsun, zenci ocuun
Marsilya'ya gitmesine engel olmal idi. Onun Bonfils'le grmesi kendisi
iin hi de iyi ol-* mazd. Aslnda melez mdr, u fabrikatr
Bonfils'den ekinirdi. ocuk kendisine yaplan o kt muameleden ikyet
edecek olursa, Moronval'n ii baya kmaza girerdi.
te bu nedenden tr, polise yalan sylemekten hi ekinmedi. Polise
ocuun olduka kabark bir para meblan kardn bildirdi. Daha
sonra aslnda paraya aldrma-dn, amacnn ocuu korumak olduunu da

ekleyecekti. Aslnda Mdr u tahtn yitirmi zavall varis Prense derin


bir efkat beslerdi. Sinsi mdr bir yandan konuurken, beri yandan da
yznn terlerini kirli bir mendille kuruluyordu.
Polis memurlar onu gerekten zgn sanarak teselli ettiler.
"Hi tasalanmayn Msy Moronval, onu buluruz."
Oysa Moronval gerekten endieli idi. i polise brakmyor kendisi
bizzat ilgileniyordu. Hain adam, foyasnn aa kmasndan ylesine
korkuyordu ki. Bu arada, tm okul rencilerini peine takarak, Paris'i
ke bucak aryordu. Kentin btn k kaplarna kadar uzand.
Gmrkleri sorguya ekerek, onlara Madou'nun tipini tanmlad. Daha
sonra btn okul, karakola dnyordu. Paris'in en alt tabakasnn
hrszlar ve canilerin toplandklar bu iren yere ocuklar
srklemekten bile ekinmiyordu, hain Mdr.
Geri, zeklar pek gelimi olmayan "Kk scak lkeler" grdklerinin
tam anlamn kavrayamyorlard ama onlarla birlikte olan Jack, bu
grntlerden ok etkilenmiti. Grd insanlk d yzler onun
dlerine kadar giriyordu. Moronval, szm ona rencilerini yaamn
gerekJACK____________________________________________
lerine altrmak amacyla, peinden srdn sylyorJack devaml Madou'yu dnyordu, o karakol ziyaretlerinden sonra kk
arkadan, bu korkun haydutlarla birlikte olacan dnerek, dehetle
rpermiti, ama birka gn getikten sonra, onun Marsilya yolunda
ilerlediini dnerek ii ferahlyordu. Dmdz ve beyaz bir yolda koar
gryordu. Yolun sonunda, gneli kent, kalabalk li- man ve hazr
bekleyen gemiler.
Her geen akam, arkadann bo yatana umut dolu gzlerle bakan Jack,
iinde derin bir sevin, yle dnyordu: "Kouyor, kk kral
kouyor." Jack, onun kap kurtulacana yle inanmt ki, bu umut ona
kendi derdini unutturmu, annesinin brakt bolua ar zlmesini
engellemiti.
Ancak hava birden bozmutu. Sanki k geri gelmiti, devaml yamur
yayor, hatta kara yel estiinde kar bile serpiyordu. lkbahar bu
beklenmedik souk saldrya tm gcyle karlk vermeye alyor, arada
birok ksa bir zaman iin gnein bulutlan delerek grnd oluyordu.
Ama ne yazk ki, Paris'ten bir trl ayrlmak istemeyen k gene bir
souk dalgas yolluyordu.
Jack geceleri, yatanda rtler altnda titreyerek Madou'yu gznn
nnde canlandrmaya alyordu. Onu bir orman kysnda, bir hendee
snm, krmz ceketi amurlarla lekelenmi olarak grr gibi
oluyordu. ok merak ediyordu acaba kk zenci Marsilya yolunu yarlam
myd? Oysa ac gerek pek yaknda tm fecaati ile kendisini
gsterecekti.
rencilerin sabah kahvalts iin masadaki yerlerine oturmaya
hazrlandklar bir sabah, Moronval, sevinle hay-krarak ieri dald.
"Bulundu, bulundu, komiserden haber aldm. Hemen apkam ve bastonumu
verin gidip o pi kurusunu getireyim."
92
ALPHONSE DAUDET
Mdr fkeli bir sevince kaplmt. Ona yaranmak isteyen btn o scak
lkeler "Hurrah, hurrah" diye bardlar. Jack bu zafer naralarna
katlmad, ii burkularak yle dnd: "Vah zavall Madou, uzun zaman
koamad."
Madou akam bulunmutu, geceleyin onu karakolda bekletmilerdi. Onu
serseri ve katillerin ortasnda gren Mdr, sahte bir efkatle: "Vah
mutsuz ocuk, ah seni bu-ralarda m bulacaktm?" diye hayfland.
Moronval baka bir ey demedi, heyecan ve sevinten neredeyse
boulacakt. Srk gibi kollarn zenci ocuun boynuna dolayarak onu,

szm ona efkatle barna bast. Tam bir aile babas olan iyi kalpli
komiser, bu sahte efka-, te aldanmt. "te rencilerini seven bir
mdr" diye dnd.
Oysa Madou ta gibi kmltsz duruyordu. Ne sevin belirtti, ne de
keder. Aslnda o Mornval'dan nefret ederdi ama u anda, bunu bile
duyumsamyordu sanki. ocuun yz sanki tatan bir maske idi, gzleri
snm grmez gibi evresine bakyordu. Tenindeki karalk bile sanki
solmutu. Zaten anm giysileri, lime lime olmu zerinden sarkyordu.
Tepeden trnaa amurlara bulanm, o yn gibi kvr kvr salarnn
arasnda yer yer kurumu amur topaklan grlyordu. Ayaklar plak ve
ba akt, herhalde kasketini yitirmi olacakt, pek periand. Bana
neler gelmiti acaba?
Belki konusa felaketini anlatrd. Bir polis enspektr, gece
bekilerinden birinin onu ta ocaklarnda yar baygn bir halde bulduunu
anlatmt. Neden hl Paris'te idi? Daha uzaklara .gitmesine kim engel
olmutu?
Moronval bunu kendisine sormad. Okula gtren arabada da tek laf etmedi.
Madou bir paket gibi atld bir kede sinmiti. Kendisine fke dolu
gzlerle bakan mdre o snk baklarla karlk verdi.
Jack bu kirli ve amurla paavra yn iindeki ocuu grnce onu zor
tand. Madou onun nnden geerken ilk olarak konutu: "Merhaba msy
Jack," dedi. Gn boyu kaJACK
93
aktan sz edilmedi. Ancak, arada bir Mdr odasndan tokat ve tekme
grltleri duyuluyordu. Jack ok zgnd, Madam Moronval da heyecan
iinde arada bir titrek ellerindeki kitab dryordu.
Moronval sofraya nee iinde oturdu, az kulaklarna varyordu,
yanndakilere:
"Kk sefil beni bir hayli yordu," dedi.
Gerekten de ok yorgun grnyordu.
Jack akam yatakhanede yanndaki yatan artk bo olmadn grd.
Zavall Madou efendisini yle yormutu ki, kendisi de yataa serilmek
zorunda kalmt.
Jack onunla konumak, kimi eyler renmek istiyordu. Ama u sra Madam
Moronval ile doktor Hirsh sanki nefesini dinler gibi onun yatana
eilmilerdi.
"Msy Hirsh ne dersiniz? Sakn ocuk hasta olmasn?"
"Daha neler Madam? u kk siyahlar, aslnda ok
dayankl olurlar."
Onlar gittikten sonra Jack arkadann elini tuttu. Bu el ate gibi
yanyordu.
Madou gzlerini aralad ve dostuna sonsuz bir yeisle bakarak:
"Bitti artk," dedi. "Bitti msy Jack, yok artk dnmek Dahomey'ye,
mahvoldu Madou. Muskam gri-gri'yi yitirdim. Her ey bitti."
te bu sebepten dolay Paris'ten ayrlamamt. Paris kaplarn arayan
Madou katktan tam iki saat sonra bir serserinin saldrsna uramt.
Herif onun koynundaki paray ve muskasn almt.
te bundan sonra Madou artk gitmeyi dnmemiti. Gri-gri olmadan o
vatanna nasl dnerdi? ocuk muskasn aramak iin tam bir hafta
Paris'in kuytu, en karardk mahallelerini karlamt. Yakalanmaktan
korktuu iin, gndzleri gizleniyor, geceleri ortaya kyordu. Madou,
Paris gecelerini tatmt, Paris'in o kanl bakl gecelerini..
94
ALPHONSE DAUDET
naat antiyelerinde ta ocaklarnda saklanmt. Rzgrdan ve yamurdan
korunmak iin kpr altlarna snmt. Ufak yapl ve kara tenli

olduundan kolay gizlenebiliyordu. Hrszlarn ekmeini yemiti, nk


haydutlar arasnda bile, arada bir iyi yrekliler kar.
Kerika halas ile safarilere katlan ocuk, ormanlarda
. gece avlanmaya alkt. Byle gecelerde fil homurtular ve
su aygrlarnn brmeleriyle uyanan ocuk, yanan atee
yaklamak iin srnen boa ylanlarn grrd. Ama Paris
r
geceleri, Afrika ormanlarndan bile daha dehet verici idi.
Ancak sadece muskasn dnen ocuk, evrenin ktlk
derecesini pek idrak edememi ve gereince korkmamt.
"Madou artk mahvoldu."
Kk Kral o akam daha fazla konuamamt. Jack ' bir eycikler
renemeden uyudu. Gece yars, Jack srayarak uyand, Madou bilinmedik
bir dilden arklar sylyor, kendi kendine konuuyordu. Sayklamaya
balamt.
Ertesi sabah acele arlan Doktor Hirsh, ocuun ok ar hasta olduunu
bildirdi. Sska herif, ellerini birbirine srtp kemiklerini
trdatarak, adeta sevinli bir sesle:
"Tam tipik bir menenjit," diyordu. "Nefis bir menenjit."
Gzlk camlarnn ardndan gzleri ldyor ve kendisi pek memnun
grnyordu.
u doktor Hirsh, korkun bir adamd dorusu... Geliigzel okuduklarndan
kafas dolu, devaml bir alma yapmayacak kadar gevek olmasna karn,
tp konusundaki bilmediklerini rtmek amacyla Hind, in ve Kaldani
eserlerini okuyarak, stnkr bir eyler renmiti. Yaman adamd
dorusu, hatta byye bile burnunu soktuu olurdu. Birinin yaam
tesadfen eline derse, hemen herif byc yntemlerini uygulamaya
kalkard... Bylelikle, kendisine kudret salayacan dnrd.
Madam Moronval gerek bir doktor artmak istemi, ancak canavar ei,
onun bu insancl duygularna kar gelmiti. Be paras olmayan u
zavall Madou iin, doktor Hirsh yeterdi...
JACK_____________________________________________________
Hastasnn zerinde istedii gibi deneyler yapmak isteyen arlatan Hirsh,
bulac tehlikesini ne srerek kk hastay revire tatt. Bahenin
en kuytu bir yerinde ykselen revirin tavan da camdan yaplmt. Eski
kiraclar, fotoraflardan bir yadigar. Burada bir de mine
bulunuyordu. Amansz doktor, tam bir hafta hastasnn zerinde akl-na
gelen tm deneyleri uygulad. ocuu tam bir kobay olarak kulland.
Halsiz ve baygn Madou hibir eyin farknda deildi. Doktor Hirsh eli
kolu k ufak ielerle dolu, revirde bulunduunda kimse onun ne
yapacan bum ezdi... Byclerin hastalarn iyiletirdii bir lkeden
gelen dier kk vahi renciler, gzlerini drt aarak, doktoru
izliyorlard.
Ne var ki bulac tehlikesinden dolay ocuklarn revire girmeleri
yasaklanmt. Bahenin glge ve giz dolu bir kesinde doktorun tm
ilalarndan daha etkili bir ey hazrlanyordu,
Jack ok sevdii kk arkadan grmek iin sabrszlanyordu. Doktorun
zenle koruduu bu kapy amak niyetindeydi. Sonunda Hirsh'n oradan
uzaklat bir andan yararlanarak, Sait'le birlikte o derme atma revire
girdi.
Bu bina bahvanlk aletlerinin ve alanm bitkilerin korunduu harap
bir sera idi. Madou'nun karyolas toprak zerine kurulmutu.
Zemini bile toprak olan bu k bahesinde her boyda toprak sakslar,
krk camlar gze arpyordu. Rengi solmu sarmaklar, kurumu kkler
burann yoksul ve ssz grntsn daha da stnletirmiti. minede
yanan ate tm seray bunaltc bir sya bomutu.
Madou uyankt. Avu ii kadar ufalan minik yznde krklar olumutu.
lgisiz ve bo gzlerle tavana bakyordu. Titreyen elleri rtlere
yapmt. Onun bu gevekliinde evresinden syrlnda, hayvansal bir

nitelik seziliyordu. ocuk tavana bakyor ve sanki kimsenin grmedii


sade kendisine alan yollar gryordu... Duvar atlaklar biALPHONSE DAUDET
le yalnz kendisinin bildii o gneli lkeye pencereler amt sanki.
Jack yataa yaklat.
"Madou ben geldim, ben Jack..."
ocuk ona grmeyen, anlamayan gzlerle bakt. O artk franszca
bilmiyordu. Kk vahi, kendisini doaya brakmt. Sayklamalar ana
dilinden o zenci lehesinden idi. Madou baka hibir dilden konuamazd
artk. Jack ona bir eyler daha syledi. Daha olgun ve ya byk olan
Sait, rkerek kapya yrd. Msrl delikanl lmn kara kanatlarnn
hrtsn duymu gibi, korkmu ve uzaklamak istemiti.
Birden Madou hafif hafif iini ekti. ocuklar birbirlerine baktlar.
Sait sarard:
.
"Galiba uyuyor," diye fslad.
Jack da heyecanlanmt:
"Evet haklsn uyuyor, gel gidelim."
Her ikisi de arkadalarn gn batmnda glgelere ter-kederek kp
gittiler.
Gece geldi, mineden frlayan alev uzanarak her kede bulamad birini
aramakta. Alev imek gibi krk camlan, atlak sakslar, duvar dibinde
sral bahe aletlerini aydnlatyor ama gene de aradn bulamyor,
hibir ey bulamyordu. Kk demir karyolaya uzand, kmltsz yatan
krmz ceket zerinde durdu, burda da aradn bulamad, daha sonra
alev kapdan tavana, tavandan pencereye kotu, burda da aradn
bulamamt ve sonunda yorgun ve zgn gereksiz olduunu anlayarak,
kendisini o kadar sevmi olan kk Kral da stamayacan anlayarak,
onun gibi kller arasnda snp gitti.
Zavall Madou acmasz yazgs lmnde bile onu izleyecekti. Mdr, onun
konusunda bir sre kararsz bekledi. Hep dnyordu onun bir uak gibi
mi, yoksa bir Kral gibi mi gmmek gerekirdi? Bir yandan para canls adam
masJACK
97
rafa girmek istemiyor, ancak beri yandan bunun okul iin reklam
salayacan dnyordu. Sonunda byklk akna yenildi, ahane bir
cenaze alay dzenledi.
Gazetelerde kk Kral'n yaam yks yaynland. Bu arada Cmnaz ve
efkatli Mdr vld. Dzgn Franszca'y yepyeni bir metotla reten
Madam Moronval'dn sz edildi. Kral ocuunu otayan bilgili doktor
Hirsh'in ad geti.
Sonunda mays aynn gneli bir sabah, yeniliklere dkn Parisliler
bulvarlardan garip ama gsterili bir konvoyun getiini grdler.
Kara tenli drt kk zenci renci, birinci snf bir cenaze arabasndan
sarkan simli eritleri tutarak ar admlarla ilerliyorlard.
Arkalarndan uzun boylu, san benizli, krmz fesli bir renci dostumuz Msrl Sait - bir kadife yastk zerinde nianlar, krallk
armalarn tayarak arkadan geliyordu. Peinde beyaz kravatn takm
Melez Mdr, Jack ve dier "Scak lkelerle" geliyordu. Hocalar,
Moronval'n dostlar ve Baarszlardan bir kafile korteji izlemekteydi.
Dk omuzlar, kt kaderin soldurduu, buruturduu yorgun yzler, snk
gzler, dazlak kafalar, yamal paltolar, anm pabular, ykk
hayaller, asla gereklemeyecek dler... Btn bu kalabalk kk Kral'a
son bir gsterisinde bulunmak ister gibi kederli ve ar admlarla
ilerliyorlard.
Byle bir grnt, Paris kentine zdr. Bohem baarszlar tarafndan,
mezara gtrlen tahtsz bir kk Kral.

zgn korteji sanki daha da kasvetlendirmek istercesine hava da bir anda


bozmu, gkler kararm ve sicim gibi bir yamur bask bulutlar delerek
yamaya balamt.
Souktan nefret eden kk Madou'yu son gezisinde bile gene souk
izlemiti... Tabut topraa verilirken Moron-val'n okuduu uzun ve
anlamsz bir nutuk, eer duyabilse kk Kral, ta iliklerine kadar
dondururdu. Melez, kk
ALPHONSE DAUDET
lnn niteliklerini sayp dkyor, onun zekasndan sz ederek, gnn
birinde eer mr izin verse parlak bir hkmdar olabileceini ekliyordu.
Mersiyeyi yle noktalad: "O tam bir erkekti."
Madou'nun arkasndan atlan tm bu martavallara, bu sahte kederlere
karn, ona cam gnlden acyan ve lmne btn kalbiyle zlen biri
vard, Jack. Onu revirde komada grdnden bu yana, ok etkilenmiti.
Bir trl onun o donuk yzn, grmeyen gzlerini unutamryordu. Bu
saplantya stelik kendi kederi de eklenmiti. Kk zenci ldne gre,
o zalim mdr, tm hncm Jack'dan karacakt.
br renciler tam anlamyla sahipsiz saylmazlard, arada bir
kendilerini ziyaret eden bir veli olurdu. u anda okulda tek kimsesiz
Jack idi. Kk Fransz artk okula daha fazla dayanamayacan dnd.
Aylardan beri annesi kendisine yazmamt. Onun nerede olduunu bilen
yoktu. Jack anasn zlemle and, ah bir onun adresini bilse, koarak
onun efkatli kollarna snrd.
Tren sona ermi artk dnyorlard. Kk Jack bu kasvetli dncelerle
bunalmt. Labassindre ve doktor nden yryorlard. Yksek sesle
konuuyorlard, Jack dediklerini duydu. Labassindre o gk grlemesini
andran sesiyle, yle diyordu:
"Kadnn da Paris'te olduundan eminim." Jack kulak kabartt: "Dn onu
Bulvardan geerken grdm." "Peki, ya o byk airimiz."
"Amma yaptn dostum, birlikte olduklarn bilmez misin? Herhalde,
birlikte dnm olacaklar."
Bu szler Jack iin ok aydnlatc idi. Kimden konutuklarn hemen
anlamt. Derken daha alak sesle onlarn adlarnn sylendiini de
duyunca artk hi kukusu kalmad.
JACK
99
Ya demek annesi Paris'te idi? Olu ile ayn kentte olmasna karn gene
de onu grmeye gelmemiti!
ocuk birden bir karara vard. "Ben gitsem," diye d-' nd.
Yol boyu ocuk hep bunu tasarlad. Sokaklarn kalabalndan yararlanarak
azck arkada kalacak, sonra izini kaybettirerek svacakt.
Moronval en nden yryor ve arada bir arkasna bakarak, "yryelim,"
diye komut veriyordu. rencileri yneten Sait, kafile ba yryordu o
da tpk Mdr gibi arada bir arkaya bakarak, ocuklara emir veriyordu.
O zaman geride kalanlar bacaklarn aarak Sait'e yetimeye
alyorlard. Jack sanki ok yorulmu gibi bacan sryerek giderek daha da arkada
kalyordu.
Moronval seslendi:
"Haydi mar."
Msrl Sait yineledi:
"Yryelim, yryelim."
.
Champs Elysee yaknlarnda Sait, uzun kollarm sallayarak, arkasna
baktnda, hayretten kollar iki yanna dt.
Kk Jack yok olmutu.
ik
VII KIRLARDA GECE

lkin komad, kat anlalsn istemiyordu. Tam tersi-Jne, ar ar


sanki gezintiye km biri gibi ilerledi. Ama evreyi kolluyor ve her an
komaya hazr bekliyordu. Konaklarnn bulunduu Haussman Bulvarna
yaklatnda, koma isteini frenledi zorla. Birden iinde bir kuku
uyanmt.
Kona nasl bulacakt? Belki de ev boaltlmt? Belki de Labassindre
ve Hirsh aldanm olabilirdi. Belki de annesi geri dnmemiti. O zaman
Jack ne yapacakt? Cm-naz'a geri dnme olasl ocuun aklndan bile
gemedi. Madou'nun bana gelenler onun iin yeterli bir ders olmutu.
Konan karsna vard zaman pancurlar ve giri kapsn ak grnce
ok sevindi. "Hele kr, Annem dnm," diye dnd. Annesi arabayla
karken kap kanatlarn hep byle aarlard.
Ama birden aakald, ev bir hayli deimiti. Konakta ynla yabanclar
vard, youn bir kalabalk. Eyalar, koltuk ve kanapeler avluya
indirilmiti. Pastel renkli kapl salon mobilyalar, gn aydnlnda
soluk grnyordu. Minicik ak tanrlaryla bezenmi yaldzl bir ayna,
talk duvarna yaslanmt. Billur bir avize ve kristal vazolar bir
keye atlmt.
JACK
101
ok k ve gzel bayanlar merdivenlerden iniyorlard. Bu arada, eyalar
tayan hamallar amurlu kunduralary-la, cilal parkeleri
lekelemilerdi.
akna dnen Jack, bu yabanc kalabalk arasnda, kendisine yol aarak
yukar kata kt. Konan iini az kal-, sn tanyamayacakt. Eyalarn
yokluu her yan deitirmiti. Ziyaretiler dolaplar inceliyor,
ekmeceleri aarak, kaplamalarn salamln denemek iin elleriyle
vuruyorlard. Arada bir piyanonun nnden geen k bir hanm, eldivenli
parmaklarn tularda dolatryordu.
ocuk, kimseyi tanmad bu karklk arasnda, grnmeden odalara
girip kt, kendisini bir karabasanda sanyordu. Annesi neredeydi acaba?
Onu hibir yerde grememiti. Salona girmek istedi, ama oras ok
kalabalkt. Bir sr insan, kapda durmu salonun br ucunda yksek
sesle konuan hatta adeta baran bir adama bakyorlard. Boyu yetmeyen
Jack adam gremedi. Sonunda bir sesin bir rakkam haykrdn ve ekile
masaya vurulduunu duydu.
"Bir ocuk karyolas, yaldzl drt direkli!" Jack, hamallarn tad
bir karyolaya akn gzlerini dikti. Bu iyi dostun kendisine armaan
ettii o ssl karyola idi. ocuk:
"Bu benim yatam nereye gtryorsunuz?" diye^ haykrmak istedi ama
cesaret edemedi, zgn ve akn bekledi. Herkesin bulunduu bu kalabalk
evde, ocuk bo yere anasn arad. Birden, birinin kolundan tutmas ile
olduu yerde durdu.
"Msy Jack, burada ne iiniz var? Ya okulunuz, neden okulda deilsiniz?"
Annesinin zel hizmetisi Constant idi. Kadn sslenmi, pazarlk
elbiselerini giymi, bana pembe kurdeleli bir bone takmt, ok
heyecanl grnyordu. ocuk ylesine titrek bir sesle:
102
ALPHONSE DAUDET
"Annem nerede?" diye sordu ki, kat kalpli kadn bile, ona acd.
"Anneniz burada deil zavall yavrum!"
"Peki ama nerede? Burada neler oluyor? Bu kalabalk neden?"
"Bunlar satn iin geldiler, anneniz eyasn mzayede yolu ile
sattryor. Ama burada beklemeyin Msy Jack, gelin mutfaa geelim,
orada ok daha rahat konuuruz."
Aa katta tipik bir toplant vard1. Arabac Augustin, a kadn ve
mahalleden birka uak ve hizmeti kz, hep birden Jack'n kara
yazgsnn imzaland o ayn masada arap iiyorlard... ocuk sevin

lklar ile karland. Her biri onu okamak, martmak istiyordu.


Aslnda, bu eski yardmclarn hepsi de Jack'n anasn zlyorlard.
Onun hizmetinde ok rahat etmilerdi. Onun gibi sorumsuz ve bol para
harcayan bir hanm bir daha bulunmazd. Dorusu, hepsi burada pek rahat
etmilerdi. Jack' bir soru yamuruna tuttular. Kendisini okula
gtrmelerinden korkan ocuk, katn saklad, izin aldn syledi.
Constant azn bzerek:
"Anneniz burada deil Msy Jack," dedi. "Bilmem yerini sylemem doru
olur mu?"
Daha sonra ocuun zgn baklarna dayanamad, kalbinin sesini dinledi:
"Aman uf, bu ocuktan saklamaya hakkm yok. Annesini grmek onun hakk."
ocua, annesinin Paris dolaylarnda "Etiolles" adnda bir kyde
kaldn anlatt. ocua birka kere bu ad tekrarlatt. "Etiolles,
Etiolles" Ta ki iyice ezberletinceye kadar.
ocuk sanki nemsiz gibi sordu: "Buraya ok mu uzak?" Augustin, bilgi
bir tavrla:
Eh pek de yakn saylmaz," dedi. "Yedi kilometre eker."
A kadn o evredeki bir atoda almt, yolun daha yakn olduunu
syledi. Uzun bir tartma balad. Oraya nasl gidilecei tarif edildi.
Jack tm dikkatini kulaklarn da toplamt.
O bu uzun yolu tek bana stelik yaya olarak yapacakt. lkin Bercy
oradan Charenton'a geiliyordu, derken Wil-leneuve, Saint Georges ve
ordan da saa dnerek Seine*rma kys izlenecekti.
Constant anlatanlar onaylad:
"yi tarif ettiniz, Madam bir ormana bitiik oturuyor. Kk bir ev,
minicik bir kk. Kapsnda latince yazlar var."
Jack byk bir dikkatle dinliyor, ky ve kasaba adlarn aklnda tutmaya
alyordu. rnein Paris kaplarndan karken ilk urayaca Bercy
ky ile annesinin yaad Etiolles adlarn kafasna adeta mhlamt.
Bu iki aydnlk nokta arasnda, bilinmeyen yol, giz dolu bir kurdele gibi
uzayp gidiyordu...
Mesafe ocuu korkutmuyordu. Btn gece yryerek yedi kilometreyi
aacan dnyordu, derken hemen karar vermi gibi evresindekilere
veda etti, sanki okula d-necekmi gibi:
"Geciktim bile, hemen gideyim. Zil almadan yetimem gerek," dedi.
Personel bu anasz yavruya pek acmlard, hep birden onu kucakladlar,
arabac iten bir davranla, onunla tokalat. Jack avluda biriken
eyalarn arasndan zorlukla geti. Mezat adam, iini bitirmi
yardmcs yannda kapdan kyordu. Hamallar, eyalar yklendiler.
Barnmak iin geldii yuvann daldn grmek kimsesiz ocuu daha da
kederlendirmiti. Macerasever bir anann, kendi haline brakt bu ocuk
da gszlne ramen, koruyucusu
104
ALPHONSE DAUDET
sand anasna kavumak iin kendisini yorucu ve tehlikeli bir yolculua
atyordu.
Bercy? Birka gn nce Madou'yu aramak iin oradan Moronval'n peinden
getiklerini Jack anmsad. Yol kolayd. Irmak kysna indikten sonra
hep sa yn izleyerek, ilerlemek gerekiyordu.
Geri uzak saylrd ama yeniden o acmasz melez mdrn eline dmek
korkusu ocuu adeta kanatlandr-mt. Giderek yryn
hzlandryordu, heyecandan neredeyse boulacakt. Bir ara geni apkal
birini Moron-val'a benzeterek, baylacak gibi oldu. Arkasndan koan bir
ocuu, kendisini izleyen bir jandarma sanarak rpermiti. Kendisine
bakanlarn sanki yznden onun katn anlayacaklar sanyordu.
Bu saplantdan kurtulmak iin, su kysna indi ve dar kaldrm zerinde
tm gcyle kotu, kotu.

Yamur dinmi gn sona eriyordu. Yamurdan daha da kabaran rmak sar


dalgalarn kpr altna sryordu. Gn batmnn son klarn datan
serin bir rzgr kmt. Gnn bitiminin son canllklar dolaylarda
seziliyordu. amarhane kapsnda nlkl kadnlar grnd. Balklar
tuttuklar balklar sepetlerine yerletiriyorlar, sulanmaya gtrlen
atlar, ahrlarna dndrlyordu. Kum tayclar, gndeliklerini almak
iin kk barakalar nnde kuyruk olmulard. Gemiciler, srtlarnda
renk renk yn kazaklarla dolaan tayfalar, kalabalk arasna karm
dolayorlard. Bu tayfalar enkaz avclar denen, on be frank
karlnda boulan birisini kurtardklar gibi, yz frank paraya birini
suya atacak yaradlta rmak korsanlar saylrlard.
Irman grnts her admda deiiyordu. Buras kapkara idi. Kocaman
kmr ykl ilepler, uzun kalaslarla sahile balanmlard. Daha
ilerideki talar mayva kabuklar ile kapl idi. amur kokusuna mayva ve
ieklerin taze kokular karyordu. Sahile demirlenmi mavnalarn iini
dolduran sandklardaki istiflenmi elmalar, henz daldan kopmu gibi,
krmz krmz ldyordu.
_______________________________________
Burasn gren bir Uman sanrd. Her trl maln biriktii, yelkenli
mavna ve motorlarn doldurduklar bir liman. Buras katran ve uzun
gezilerin zlemli kokusuna brnmt. Daha sonra, alan daralyor,
rm kklerini suya daldrm dev aalarn grnts yz yl
ncesine ve Paris'in ok uzaklarna dnyordu. Sanki apayr bir kent.'
Yeni doldurulmu yol kasabaya zel bir grnm veriyordu. Suda yansyan
evler olduklarndan daha yksek, yayalar olduklarndan daha kalabalk
duruyorlard. Kpr parmaklklarna dayanm kiiler, Paris'in aylak
takm, bir d gibi devaml deien bu rma seyretmek iin buraya
gelmilerdi.
Jack arada bir soluk almak iin ksa bir mola verdiinde, kendisine
baktklarn ayrmsayarak, yemden komasn srdryordu.
Gece bastryordu. Kpr altlar karanlk glgelere brnyor, ky
sszlayordu. Damlardan ykselen soluk duman, rmaktan ykselen siste
yok oluyor, yeni yaklan sokak fenerleri ve araba klar karanlkta
kvlcm gibi yanp snyordu.
Birden ocuk, aniden yokuun sonuna vardn, geni bir yolda yrdn
ayrmsad. Rhtm genilemiti, burada kamyonlar grlt ile kocaman
sundurmalar altna giriyor, arap flar yuvarlanyor ve bu
sundurmalardan akamn serin havas, mahzende bekletilen ve kaldrmlarda
dizili binlerce flardan yaylan arap kokusu evreyi saryordu.
Evet, artk Bercy'ye gelmiti. Ancak karanlk da iyice bastrmt. Daha
da genileyen rmaktan yansyan klar, karanl azck
engellediklerinden, Jack ilkin gece olduunu pek anlayamad.
stelik onun bir baka tasas vard. Kent kapsndan nasl kacakt? Ya
Mdr Moronval, gmrklere onun katn bildirdiyse?
Ama nedense ans yardm etti ve kapy kolayca at. Kimse o kk
rencinin bu ge saatte kent dna kt106
ALPHONSE DAUDET
n grmemiti. ocuk rma solda brakarak, giderek sey-rekleen sokak
fenerlerinin bulunan geni yolda ilerlemeye baladnda, gecenin
karanln ve souunu ta iinde duy-du. Ta rhtmda kotuu sre
kendisini gvencede bilmiti. Geri yakalanmaktan korkmutu ancak ssz
ve karanlk kr yolundaki duyduu korku, bambaka bir nitelik tayordu.
Aslnda tam manasyla ssz saylmazd. Yolun her iki tarafnda evler
ykseliyordu. Ama ocuk ilerledike bu evler giderek seyrekleiyordu.
Arada bir yeni binalar, hangarlar, antiyeler gze arpyordu. Birka
fabrika, kararm gklere bacalarn ykseltmilerdi.

Saat henz sekiz olmasna karn, karanlklarda kaybolan yol sessiz ve


ssz grnyordu. Tek tk yayalar, slak toprak zerinde grltsz
yryorlard. Sanki sessizliin rktc niteliini daha da stnlemek
ister gibi, uzaktan uzaa kpek havlamalar yanklanyordu.
Jack korkuyordu, att her admla, Paris'ten, kentin kalabalk ve
klarndan uzaklatn biliyordu. Giderek glgelere dalyordu. Artk
evlerin de sonu gelmiti. Bir arap satcsnn az aydnlanm bir
meyhanenin nnden geiyordu. Daha sonra bilinmeyen enginler uzuyordu.
ocuk o karanlk yola girmeden nce, bir sre kararsz durdu. Meyhane
kapsnda "Buraya yolumu sormaya gir-sem mi?" diye dnd, "hi deilse
azck dinlenmi olurdum." Ne yazk ki, cebinde metelik bile yoktu.
Patron tezgha dayanm horluyordu. Krk bir masa banda iki mteri
nlerinde arap dolu marapalar, konumaya dalmlard.
Ancak bunlardan birinin krmz fistanl kadnn yle korkun gzleri
vard ki, Jack, birden titremeye balad. atlak bir ses duyuldu:
"Bu pi kurusunun burada ne ii var?"
Adam yerinden kalkt, Jack birden geriye srayarak, oradan olanca
hzyla ayrld. Ardndan kapnn hrsla arpldn duydu. atlak sesin
sralad kfrler, karanlkta
JACK
107
yanklanyordu. ocuk kanatlanm gibi kotu, kotu, ancak krlara
vard zaman durdu.
Sa ve sol ynlerde ta ufuklara kadar uzanan srl tarlalar seiliyordu.
Bostanlar ortasnda bembeyaz benekler gibi ykselen birka evcik
grntnn tekdzeliini boz- maktayd. Oysa, ta uzaklarda, byk
kent, gece yaamna balayan Paris gkleri kpkzl klara boyamt.
Ta uzaklardan bu krmzlk seiliyordu.
ocuk korkmu, ne yapacan bilmez gibi yol ortasnda durmutu. imdiye
kadar tek bana hi sokaa kmamt ki, stelik geceleyin... Sabahtan
beri hibir ey yememiti. Susuzluktan boaznn kuruduunu duyumsad.
Sonunda, korkun bir servene atldn anlayabilmiti.
Belki de, yanl ynden gidiyor, att her admla anasndan daha da
uzaklayordu. Belki bu srd yol Etiol-les istikametinde deildi?..
Doru yolda oldu diyelim, oraya varmak iin daha ne kadar uzun bir sre
yryecekti?
Yol hendeklerinin birine bzlerek, geceyi geirmeyi dnd. Azck uyur
ve dinlendikten sonra gn aardn-da yeniden yola koyulurdu.
Tam yandaki hendee yaklamt ki, nnde yerde bir adam serilmi
yatyordu. Jack ta kesilmi gibi kalakald. Dizleri titriyordu, adm
atacak hah' kalmamt. Sanki onu daha da korkutmak ister gibi yerde
uyuyan adam, sayklamaya, elini kolunu oynatmaya balad. Jack az nce
meyhanede grd' o uursuz suratl ve c., di bakl kadn anmsad.
Bu yerde horlayan adam da rktc bir yaratkt, birden uyanp uzun
kollaryla kendisini kavrayabileceini dnen Jack dehete dt.
Birden yolda yansyan ayak sesleri ve neeli kahkahalar, onu bu panikten
kurtard. Klasna dnen bir subay ve yanbanda elindeki fenerle
ilerleyen onun emireri, glerek konuuyorlard.
.
;
ocuk cesaretini toplayarak, titrek bir sesle sordu:
108
ALPHONSE DAUDET
"yi akamlar baylar, uzaa m gidiyorsunuz?"
Feneri tutan er, elini kaldrnca evreyi a bodu. Subay:
"Bu saatte yollarda ne iin var evlat? Yolun uzak m?"
Jack katn anlamalarndan korktuu iin, hemen bir yalan att:
"Yoo hayr efendim, yalanlara gidiyordum." "Tamam oldu o zaman birlikte
yrrz biz de klaya, Charenton'a gidiyoruz."

Bir saat kadar bu mert askerlerle yrmek, ocuk iin beklenmedik bir
ans oldu. Kk bacaklarn aarak onlara yetimeye alyordu. Yolunu
aydnlatan fenerin nda yrmek ne mutluluktu.
stelik doru yolda olduunu anlamt. Charenton, Wille neuve ve de
sonra Etiolles. Jack iskiketini arma-m olduuna ayrca sevindi. Ama
ne yazk ki, mutluluu ksa srd. Bir kla nne varmlard. Subay:
"Biz geldik," dedi, "iyi geceler yavrum, bir daha tek bana bu ge
saatte kma, Paris dolaylar pek gvenilir deildir."
Jack bir kere daha karardklarda tek bana kald. Buras da Bercy'ye
benziyordu. Tek tuk fenerlerin aydnlatt kaldrmlar, kaplar ak
meyhaneler. Kilise an gecenin dokuzunu ald. Bir set zerinde evler,
baheler sralanyordu.
Daha sonra Jack bir kprden geti. Bir ara durup kpr korkuluuna
dayanarak dinlenmeyi dnd. Ama tam o anda meyhaneden kan sarho
naralarn duyunca, daha da hzlanmay, krlara almay ye tuttu.
Burada iftliklerin nnden geti, ahrlardan saman hrtlar
duyuluyor, yn ve gbre kokusu yaylyordu. Daha sonra, yol geniliyor,
hendeklerle kesilerek gz alabildiine uzayp gidiyordu.
Bu ssz yolda yrmek ocuu ok korkutuyordu. Ta uzaklardan ufuklar
kzla boyayan Paris'in klar belirsiz
JACK
109
bir ekilde seiliyordu. Bir ara, bir tekerlek sesi duyar gibi oldu, bir
ngrak grlts. ocuk durup bekledi ama kimse grnmedi. Grnmeyen
araba ufuklarda uzak bir noktaya ulamak iin hzlanyor, ama nedense bir
trl Jack'n karsndan gemiyordu. Jack yryn srdrd. Onu
dnemete bu adam da kim? Bir deil, tam kii? Oh,* krler olsun,
bunlar insan deil, aam. Dallarn emeden rzgrda yapraklarn
hrdatan stler... Daha sonra kara aalar grnd. lkbahar
gecelerinin bysne kendisini kaptran ocuk, bitkilerin soluklarn,
goncalarn almasn, topran kokusunu duydu... Btn bu ala gelmeyen
grltler onun akln bandan ald. Yreklenmek iin bir trk okumaya
karar verdi. Aklna gelen ilk ezgi, annesinin kendisine kkken
syledii eski bir ninni oldu.
"Pabularm krmz
Sevgilim gzelim."
Karanlklarda yryebilme gcn kazanabilmek iin 'tek bana trk
okuyan bu ocuk sesi titriyor, serin gecede hazin titreimler
oluturuyordu. Birden ark kesildi. Mthi bir ey yaklayordu.
Enginlerden bile daha youn bir karalt. Sanki evrenin tm glgeleri
ocuu yutmak iin birlemilerdi.
Jack grmeden nce duydu. lkin haykrlar, hkrk ya da iniltilere
benzeyen insan sesleri, daha sonra bir kasrgann yaklaan grlts.
Korkun brmeler. Bunlar kz, manda ve ineklerdi. Hendekler arasna
skm btn bir sr. ocuk, hayvanlarn nemli soluklarn yznde
duyuyor, gl kuyruklarn orasna burasna birer kam gibi dediklerini
duyumsuyordu. Ezilmemek iin hemen hendee snd, iki kocaman oban
kpeinin yardmyla, obanlarn gtt o sr peinden bir al kokusu
brakarak, frtna gibi geip gitti.
Jack korkudan ta kesilmi, ilerlemeye gc kalmamt. Geri sr
gemiti, ama arkadan ne gelecekti? Bir ara tarlalara sapmay tasarlad
ama sonra yolunu yitirmekten korktu. Hem de ylesine zifiri karanlkt
ki, alayarak yere
110
ALPHONSE DAUDET
yld. Bir ara lmek istedi urackta. Ama dur bakalm bu da ne? Bir
arabann tekerleklerinin gmbrts ve yolun ucunda, iki dost bakn
andran iki fener. ocuk aniden canland. "Beyim, beyim," diye seslendi.

Araba durdu, byk bir ba, kulaklkl bir kasket giymi, iyi bir yz
uzand. Yerden biten bu sesi duymak istercesine ba yere eildi.
Jack'n titrek sesi ykseldi:
"ok yoruldum beyim, beni arabanza alr msnz?"
Kocaman kasket karlk vermeye ekindi ama arabann arkasndaki bir
kadn sesi ykseldi:
"Oh zavall yavru, hemen alalm, gel ocuum."
Kasketli adam sordu:
"Yolun neresi, Evlat?"
Yakalanmaktan korkan tm kaaklar gibi, ocuk, bir an dnd ve sonra
gidecei yerin adn sylememeyi daha uygun buldu.
"Villeneuve - Saint - Georges."
"Oldu, atla yarama."
Oh bu arabann ii ne rahat, ne gzel. ocuk iman bir iftin ortasna
yerleti, dizlerinde kaln bir rt, huzurla soluk ald. Arabay sren o
tknaz beyle, iman ei, gecede yollarna kan bu kk renciye
merakl gzlerle bakyorlar. Byle gece yanlan onun ssz yollarda ne ii
var? Ah Jack, gerei bildirmeye can atyor.
Byle iyi kiilerin yan insana gven veriyor... Ama, yoo hayr okuldan
katn anlayacak olup da kendisini yeniden o lanetli Cmnaza
gtrmelerinden ylesine korkuyor ki... te o zaman bir masal
uyduruyor... Sayfiyede akrabalarnda kalan annesinin aniden
hastalandn duyduunu... Ge vakit bunu duyduunda ocuk treni
beklemeden yola kmt.
yi yrekli bir kadna benzeyen o tombi hanm:
"Ah anlyorum," diyor, "ana sevgisi, her eyden stndr."
____________________________________________
Kulakl kaskette babacan bir adam, o da bu sevgiyi anlyor ama gene de
ocua uzun bir nutuk ekiyor ve byle gecenin ge saatlerinde yola
dmenin ne kadar tehlikeli olduunu anlatyor. stelik onun yandaki
bir ocuk iin. Daha sonra anasnn kasabann hangi mahallesinde
oturduunu soruyor.
Jack hemen bir yalan daha kvryor. "Kasabann bilimindeki soldaki ev."
yi ki gece ve her yer karanlk hi deilse kimse onun yznn
kzardn grmedi. Ne yazk ki sorularn ard arkas kesilmedi. Bu orta
yal ift geri iyi kimseler ama gene de azlan ok laf yapyor.
Be dakika iinde Jack onlarn tm yaamlarn rendi. Paris'te bir
kuma maazas ileten bu iyi kalpli kiiler haftada bir gn, krlarn
temiz havasn almak, cierlerinde biriken tozlardan arnmak iin yakn
bir banliydeki sayfiye evlerine giderek, hafta sonlarn orada
geirirlermi. Eti-olles kynden bir durak nce ineceklerdi. Ne aksilik,
ah Jack, yalan syledii iin ylesine piman ki. Ah neden sanki, lkin
Etiolles'e gideceini sylemedi. Hi deilse yolun en byk ksmn
onlarla yapard. Bu rahat arabann tngr-ds ona ninni gibi geliyor.
Donmu bacaklarn yn rt altnda stmak, sevimli elerin
anlattklarn dinleyerek, onlarla birlikte gitmek varken sonra inmek
zorunda kalacak... Ama ne yazk ki, oldu artk aresi yok.
Bir ara, arabay sren adamcaz cebinden kard ufak bir ieden
ocua birka damla konyak iirtti. Jack kendisinde yeni bir canllk
duydu.
Jack bir ara gerei itiraf etmeyi dnmedi deil, ancak byle mert
kiilerin kendisini ayplamalarndan korkarak hemen vazgeti. Artk
sonuna kadar yalann srdrmek zorunda.
Ne var ki, Villeneuve'e geldiklerini kendisine sylediklerinde o buna bir
hkrkla karlk verdi. efkatli hanm onun salarn okayarak:
"Alamayn dostum," diyor, "annenizi iyi bulacanzdan eminim. stelik
sizi grmek ona iyi gelecek."
114

ALPHONSE DAUDET
ler, villalar, ieklenmi bahelerini hayran gzlere seriyorlard.
Yemyeil yamalar arasndan, bu beyaz boyal evlerin, iek bahelerinin
ve balar ortasndan, geceden frlam gibi koyu mavi sularn fkrtan
bir kk rmak grnyordu.
Gne iyice ykseldi. Ey efkatli gne bu zavall yavruya s ve sevgi
sun, anasna kavumak iin koan bu yavruya gcnden ver.
Jack, ie giden yol amelelerine soruyor:
"Etiolles'a yaklatm m?"
"Ah tabii, orman kysndaki yolu izleyin, birka dakikaya kalmaz orada
olursunuz."
u anda orman da uyand. Yolun kenarn kaplayan yeil perde yer yer
rpermekte. Yaban gnleri fidanlarnda, mee dallarnda cvltlar
duyuluyor, kular birbirlerine yeni gn mjdeliyorlar.
Kanatlarn germi bir tarla kuu, en tatl ezgileri ykselterek
aalarn ardndan o sonsuz mavilie uuyor.
Jack artk bitkindi. Yryemiyor adeta srkleniyordu.
Paavralar iinde, kt suratl bir ihtiyar cad, iki bklm yoluna
kyor. Jack bir kere daha ona soruyor:
"Etiolles nerede?"
htiyar cad ona kt kt bakarak sopasyla orman kenarndaki yolu
iaretliyordu.
Jack yaklatn anlad, ayaklarn srterek devam ediyor, her an
tkezliyor, ha dt, ha decek.
Sonunda bir tepeyi ssleyen an kule grnyor, ha gayret, u kar
evlere yaklamak gerek. Ancak artk o-cukta kprdayacak hal kalmad.
Dt, kalkt, bir ara kararan gzleri mol salkmlarn ssledii bir
duvar, irin bir bina grd. Minik kulesi, al kiremitlerden yapl dam
ve yaban gllerin ssledii u demir bahe kaps ne kadar sevimli. Evin
bahesinde leylaklar am kapda bir yaz gze arpyor.
JACK
115
"PARVA DOMUS MAGNA QUES"(*)
Gnein altna boyad bu ev ne kadar da gzel. Pek sessiz her yer
kapal, herhalde henz herkes uykuda. Ama dur bakalm, galiba uyumayanlar
da var, zira neeli bir ses, taze bir kadn sesi nlyor.
"Pabularm krmz, Sevgilim, gzelim."
Bu ses, bu ninni, Jack kendisini gene bir dte sand. Ancak birden
pancurlardan birinin kanatlan grltyle ald.
Beyaz gecelikli bir gen kadn grnd. Salar omuzlarna dkl bu
hanm henz tam uyanmam gibi, akn gzlerle evresine bakyordu.
"Pabularm krmz Selam sana sevgili."
Jack hrltl bir sesle:
"Anne, anne," dye seslendi.
Kadn bir an kararsz, yere bakt, kamaan, gzlerini elleriyle
siperleyerek gene bakt. Sonra, birden amurlu, perian, yorgun yavruyu
grd.
Aniden bir lk duyuldu.
"Jack, Jack yavrum benim."
Bir dakika gemeden olumun yannda, ana kalbinin tm sevgisiyle onu
barna bast, yar baygn ocuu stt. Daha sonra onu kucaklayarak
gecenin korkularn unutturmak iin onu eve tad.
(*) Parva domus magna quies: Kk ev, byk skun.
118_________________________________________ALPHONSE DAUDET
tulmak ister gibi kalkt ve henz kavutuu annesinin yanna indi.
Gen kadn dirseklerine kadar uzanan eldivenli ellerle tavuklara yem
serpiyordu. Zarif ve beceriksiz bir jestle. Etei yere srnmesin diye

belindeki kemere takmt, fistolarla ssl jponu, yksek keli


botinleri grnyordu.
Tavan kulbelerini temizleyen Archambauld Nine, hanmnn
beceriksizliini glerek izliyordu. A kadn orman koruyucusunun ei
idi, her sabah kke gelerek akama kadar ev ilerine yardm ediyordu.
Jack' eikte grnce heyecanla seslendi:
"Hey Aziz Meryem Anamz, olunuz, ne kadar da gzel, Madam."
"Deil mi, Archambauld Nine, ben size hep onun ok tatl ve sevimli
olduunu anlatmadm m?"
"Ama ocuk babasna benzemiyor hi. Tpatp sizin modeliniz... Merhaba
yavrum, sizi kucaklamama izin var m?"
Gneten atlam yzn, ocuun saten gibi yumuack yanaklarna
srtt. Baba szcnden rahatszlanan Jack, ban arkaya att.
Uzun sre ayn ii yapmaktan usanan annesi, onun gelmesini nimet bildi:
"Uyumadna gre, gel de sana evi gezdireyim."
Ev, air ve sanatlarn, hayallerini karlayacak bir yerde bulunuyordu.
On beinci Louis devrinden kalma, bir av kk idi. Parselenme yasas
ktktan sonra, kk, ato snrlarnn dnda kalmt. Binaya bir
kule, bir gvercinlik ve bir de yel ynn belirleyen bir frldak
eklendikten sonra, kk, soylu bir grnm kazanmt. da, oluna ahr
ve hangar gezdirdi. En son kuleye kld. Renkli camlarla aydnlanan
dnemeli bir merdivenle, yuvarlak bir odaya kld. Bir kedeki divan
Cezair kumalaryla kaplanmt, kemerli pencerelerden dolay oda bir
Orta a grnm almt. Burada birka antika eya toplanmt.
__________________________________________
Eski meeden antika sandklar, bir Venedik aynas, kadife perdeler ve
II. Henri devrinden kalma ahane kabartmalarla ssl bir koltuk, oymal
bir alma masas.
Her pencereden ayr bir grnt vard. Vadi, orman ve rmak grnyordu.
Seyrine doyulmaz ve devaml deien bir grnt. Irmaa bakan o yemyeil
yamata kiiye
* huzur veren gle bir nitelik seziliyordu.
Annesinin eli, Jack'n elinde, huuu dolu bir sesle fslad:
"O burada alyor."
Jack "O" kimliini sorma gereini duymad, yekten anlamt.
Kadn, sanki kutsal bir tapnakta gibi, hep o ksk sesle
anlatmasn srdrd:
"u sra kendisi bir geziye kt, ileri dolaysyla... Birka gne
kadar geri dnecek. Senin geldiini yazp ona bildireceim. nan bana
yavrum, o sert grnne karn, gene de dnyann en iyi insan, altn
gibi bir kalbi vardr. stelik beni ok sever, beni krmayacandan
eminim... Sen de onu sevmelisin Jack yavrum, zira onu sevmezsen ikiniz
arasnda ben ezilir, ok mutsuz olurum."
Kadn oluyla konuuyor ama gzleri sevdiinin resminde. Bu da Jack'n
odasndaki portrenin bir kopyesi, bir fotoraf. airin resimleri evin her
odasnda, hatta bahenin ortasna bir de bst dikili.
Zaten evde onun resimlerinden baka portre ve tablo yok ki... "Sz ver
bana Jack'cm, onu seveceksin deil mi?"
lgn kadn adeta titreyerek bu soruyu soruyordu, ona acyan ocuk
ban ne edi ve zorla: "Evet anne," dedi, "sz veriyorum." Annesi
kapy kapatt ve sessizce aa indiler. Bu esiz gnn tek glgesi.
Ah annesiyle ba baa kalmak ne mutluluk. Duvarlar fayans tabaklarla
ssl o yemek odasnda itikleri lahana
120
ALPHONSE DAUDET
orbasnda bile soylu bir fantezi seziliyordu. Bitiikteki mutfakta,
Archambauld Nine acele acele bulaklar ykyordu.

Evi, krlarn huzur verici sessizlii sarmt, Jack hayran hayran


annesine bakyordu. da da olunu bym ve daha da gzellemi buldu.
Onbir yandan daha byk gsteriyordu. Her lokma arasnda, aklar gibi
pyorlard.
Akama doru eve konuklar geldi. lkin, her akam olduu gibi eini
almaya gelen orman koruyucusunu yemek odasna aldlar. "Haydi Archambauld
Baba, bir kadeh arabmzdan aln... Olumun salna. irin ocuk deil
mi? Ara sra onu da ormana gezmeye gtrn."
"Elbette madam d'Argenton."
Kzl sal, dev yapl adam, kadehini kk olana doru kaldrd. Btn
kasaba ondan ekinirdi. zellikle kaak avlanan kyller.
Jack anasn Madam d'Argenton adyla armalarndan pek holanmam
hatta buna sinirlenmiti bile. Ancak, hayat gerekleri hakknda henz
fikri olmayan ocuk az sonra, akln baka eye takt. Koruyucunun
annesine verdii sz dnd, adam onu ormana ava gtrmeyi vaad
etmiti. Dev csseli adam bir slkla masa altndaki kpeklerini ard,
daha sonra kasketini kvrck kzl salarnn zerine yerletirerek
sevgi dolu gzlerini Jack'a evirdi.
Archambauld ifti de gittikten sonra, gene yokulu yolun akllarnda bir
araba tngrts duyuldu.
Bu gelen hastalarn dolatktan sonra evine dnmeden, Jack' grmeye
gelen ky doktoru Rivals idi.
"Naslsnz Madam? Ben size bunun basit bir souk algnl, bunu ar
bytmemenizin gerektiini sylemedim mi?"
Jack bu tknaz krmz yzl doktora gzlerini evirdi. Yirmi bir yl
kadar gemilerde cerrahlk etmi olan Dr. Rivals hl kalalarn
gemiciler gibi sallayarak yryordu. htiyar doktor, ok tonton bir
adamd, ak yrekli, efkat dolu biri.
JACK._____________________________________________
Jack bu kyde yaayanlarn ne denli mutlu olduklarn dnd, o lanetli
cmnaz'dan ve o melun Moronval'dan kurtulduu iin Tannya krler
yadrd.
Azck ene aldktan sonra, doktor da ekip gitti. Ana oul, kapy
srglediler. Karanlk huzur dolu bir kua; tunla evi ve baheyi
sarmt. Akam yemeklerini yedikten sonra ana oul yatmak iin odalarna
ekildiler.
Jack ban yasta koyar koymaz derin bir uykuya dald. Annesi o
uyurken, aire uzun bir mektupla olunun -dnn anlatt. Canndan
fazla sevdii evlad iin en dokunakl szleri arad. airi ona
acndrmaya alt.
ki gn sonra ald mektup onu bir hayli ferahlatt. Geri d'Argenton,
Jack'n disipsizliini knayan birka szle mektubuna balyor, bu arada
annesinin de ar dknln ho grmediini ekliyordu, ancak daha
sonra azck yumuamt. Kadn umduumdan ok daha iyi bu mektuba pek
sevindi. Aslnda d'Argenton, Moronval cmnazna para dkmenin ok
anlamsz olacan akladktan sonra, bozgundaki bir okuldan kamann
byk bir su olmadna da deinmiti. ocuun gelecei ve renimiyle
kendisi ilgilenecekti. Tam sekiz gn sonra dnyordu o zaman Jack
konusundaki kararn bildirirdi.
Jack iin bu anasyla babaa geirdii hafta kadar gzel ve mutlu
gnleri bir daha asla gremeyecekti... Ne ocukluk yllarnda ne de daha
sonra. Anasnn kendisiyle devaml ilgilenmesi, orman, bahe, hayvanlar.
Kmesteki tavuklara yem serpmek, kei ile oynamak, tavanlarla komak,
merdiven trabzanna binerek aa kaymak, annesiyle glp akalamak ona
byk zevk veriyordu. .Tek kelimeyle mutlu idi. Ufak eylerden oluan bir
mutluluk. Annesine kavumak bal bana bir mutluluk saylrd.
Derken bir akam bir mektup daha aldlar. D'Argenton ertesi gn
dnyordu.

Gen adam bu kez, ocuun onlara sndna sevindiini ve onu


hogryle karlayacan yazyordu. da ok sevinmekle beraber gene de
azck ekiniyordu, bundan
122
ALPHONSE DAUDET
tr airi karlamaya giderken istasyona Jack' gtrmedi. Daha nceden
oluna ynla tlerde bulunmu. Aslnda oluyla byle konumak
kendisine de zor geliyordu, sanki her ikisi de balanmayacak bir sua
ortak olmular gibi:
"Sen bahede beklersin oldu mu? Onu karlamaya hemen koma, benim seni
armam bekle."
Jack da heyecanlanmt, kalbi kt kt atyordu. Bu bekleyi saatini
ocuk meyva bahesinde geirdi. Birka kere it kenarna komu, uzaktan
gelecek arabay grmek iin boynunu uzatmt.
Sonunda yokutan yanklanan seslerden geldiklerini anlad. Hemen kotu ve
brtlenler arasna sakland. Eve girdiklerini duydu. Konuuyorlard,
d'Argenton'un o her zamanki buz gibi sesine, annesi yumuak bir sesle:
"Evet dostum, haklsn dostum, hayr dostum," gibi karlklar veriyordu.
Sonunda kulenin penceresi ald. "Jack, hemen k... Gelebilirsin."
Jack basamaklar bir hamlede kt, soluu kesilmiti ve kendisini ok
ciddi bir karlamaya hazrlad. air onu ayakta bekliyordu, odann koyu
renk lambrilerinin fonunda solgun yz daha da sert bir anlam almt.
Annesi rkek ve ekingen oluna bakmaya cesaret edemiyordu.
Jack, "Ho geldiniz, efendim," dedikten sonra sustu ve bekledi.
D'Argenton'un vaaz ksa srd hatta, arkadaa konutu bile diyebiliriz.
ocuun bir sulu gibi ba nnde durmas, otoriter air bozuntusunun
houna gitmiti.
Ayn zamanda, sevgili Mdr Moronval'a oynanan o zalim oyun, gen adam
pek keyiflendirmiti. Szlerini yle bitirdi:
"Jack, ciddi olman ve alman gerekiyor. Hayat bir roman deildir. Senin
pimanlna inanmaya hazrm. Makul
JACK
123
davranr, sz dinlersen ben de seni severim ve mz hep birlikte mutlu
bir aile olutururuz. te sana nerilerim. almalarmdan artan
saatleri sana harcayacam. Gnde bir ya da iki saat seninle uraacam.
Beni harfi harfine dinlersen disiplinsiz bir ocuktan seni arndrr,
yaam savalarna hazrlayarak, seni gl bir erkee dntr-* rm.
Tpk kendim gibi, bugnk duruma gelmek iin, inan bana, ben de ok
abaladm."
Jack susuyor, nne bakyordu, annesi endielenerek atld:
"Duyuyor musun Jack? Dostumuz senin iin ne byk bir fedakrla
hazrlanyor, onun bu yceliini takdir ediyor musun?"
Jack fsldad: "Evet Anne." D'Argenton lafa kart:
"Durun Charlotte, durun bakalm. Jack benim nerimi beendi mi? Benimle
almak isteyecek mi? Ben kimseyi zorlamak istemem."
Annesinin "Charlotte" diye arlmasndan serseme dnen ocuk, bir sre
ne diyeceini bilemedi. Kendisine gsterilen bu yce davran karsnda,
sylemesinin gerektii o gzel szleri ylesine arad ki sonunda
minnetini derin bir suskuya gmmek zorunda kald.
Annesi durumu ayrmsamt, hemen olunu airin kollarna itti.
D'Argenton ilkin kendisini zorlar gibi hafif geri ekildi ama sonra
tiyatrovari bir jestle ocuu alnndan pt. Gsterili ve souk bir
p.
Jack, annesinin kalarn kaldrmasyla hemen dar frlayp rahat bir
nefes ald. Merdivenleri ikier er inerken, annesinin "Ah sevgili, ne
kadar iyisin..." diye sylendiini duydu.

Aslnda Jack'n aralarna katlmas ak iin bir deiiklik, bir elence


olmutu. Yerlemenin ilk hzndan sonra
124
ALPHONSE DAUDET
adam, "Charlotte" adn verdii eiyle ba baa kalmaktan sklmaya
balamt.
nl Alman airi- Goethe'in bir kadn kahramanndan esinlenerek, ona bu
yeni ad takmt. stelik o eski "da de Barancy"yi tamamyla ortadan
kaldrmak istemiti.
Aslnda bo kafal ve hoppa bir kadn olan da, u ukala ve despot airin
karsnda, daha da sersemlemiti. Onun kendisiyle yaamn
birletirmesini byk bir onur, bir mutluluk olarak gryordu.
Geri d'Argenton, dehadan yoksundu ama az ok okumu olduundan, bu
beyinsiz kadnda ruhunu dolduracak nitelikler bulamyor ve ilk hevesi
getikten sonra, sevgisi skntya dnmt. da, airin her dediim
onaylyor, ona hep boyun eiyordu.
Birok ortamlarda bu konum zevkli olabilirdi, ancak bizim ozana azap
veriyordu. O tartmaktan, fikirlerini karsndakilere zorla kabul
ettirmekten holanrd.
Hi deilse artk bir rencisi oluyordu. Ynetecei, azarlayaca biri.
Aslnda o air deil, bir edebiyat hocas saylrd. Her ie verdii nem
ve ciddi bir titizlikle, Jack'n eitimine balad.
Ertesi sabah, Jack daha gzlerini aar amaz, yatann karsna
tututurulmu bir yafta grd. air, biimli ve gzel yazsyla u
satrlar izmiti.
YNETMELK
Bu adeta bir yaam zetiydi. Gn birka blme ayrlyordu. Bu blmler
her biri dolu dolu idiler.
Sabah altda uyanp, kalkmak.
Alt yedi aras: giyinme ve sabah kahvalts.
Yediden sekize kadar imla dersi.
Sekiz dokuz aras tarih... ve bylece sre gidiyordu.
JACK
125
Ciddi bir tarzda dzenlenmi saatler, gnler, kapal pancurlar ardndan,
ancak nefes alacak hava szdran pencerelere benziyordu.
Aslnda bu tip programlar, hemen bozulmak, deitirilmek iin yaplr. Ne
var ki, d'Argenton hibir kaama balayamayacak kadar eilmez bir
otoriteye sahipti. D'Argenton, Jack' bir denek olarak kullanmaya karar
vermiti. O yepyeni bir sistemle ocuun kafasn eitli bilgilerle
doldurmay amalyordu. Latince, Yunanca, Almanca, cebir, geometri,
anatomi, gramer... Tm bunlar bir hamlede alan renci, zamanla
sindirecekti.
Belki bu sistem, olumlu sonular verebilirdi, ancak ocua ar
geldiinden, Jack bundan ne yazk ki, hi yararlanamad.
Hocasnn kafasna doldurmak istedii bu bilgi ynndan adeta serseme
dnmt. Bu da yetmez gibi, d'Argenton onu rktyordu. stelik u
gnlerde, yeniden kavutuu krlarn, ilkbaharn, doann gzelliklerine
kendisini kaptran ocuk, akln pek derslere veremiyordu. Aslnda Jack,
bo ocuk deildi, yatlar arasnda bilgili saylrd. Annesinin evde
ona aldrtt derslerden bir hayli yararlanmt, okumay da sevdiinden
kimi konularda kendi kendisini yetitirmi saylrd. Akll bir
renciydi. Ancak u kasvetli Moronval okulundan, bu i ac krlara
gemek, onda bambaka bir tepki yaratmt. ocuk sanki doaya akt.
evresini kuatan gzellikleri seyretmeye doyamyordu.
Gnn en gzel saatlerinde kule odasna kitap ve defterlerle kapanmak ona
ar geliyordu. Kitaptaki harflerin gzleri nnde dansettiklerini
gryor, kap da bayr dolamak iin, derin bir istek duyuyordu.

Mays ay, en gzel ieklerini sererken, giz dolu orman yeil perdesini
ufuklara geriyordu. Ceviz aacndaki kularn cvltlarn duymak ve
onlarn yanna gidememek, ocuk iin byk bir ikenceydi. Latince
cmleleri sralayp "LA ROSA: GL" kerimesini franszcaya evirirken,
orman
128
ALPHONSE DAUDET
Jack bu iyimser koruyucunun yardmyla, baka bir orman, dierlerinin
grmedikleri, bilmedikleri bir orman tand, canl bir orman.
Jack ve koruyucuya alkn hayvanlar, onlardan asla korkmaz, hi
ekinmeden kendi ilerini srdrr oyunlarna devam ederlerdi. ok zaman
peindeki yavrularna yem aramaya kan bir ana slne rastladklar
gibi, arada bir yaban keileri sr halinde ormandan geerlerken
karlarna kard. Tavanlar, bldrcnlar sr halinde ormanda
kendilerine yiyecek ararlard. Krpe fidanlar ve iek-lenmi
akdikenlerin beyaz ve kokulu perdelerinin ardnda bir sr canl soluk
alr, kprdar ve koard. Koruyucu yer alt yuvalarm, kuluka
folluklarn bir bir bilir, bunlar arada bir yoklard. Zararl
hayvanlar, ylan, sincap ve ksler bekleri ldrrd. ldrd her
hayvan bana para alrd. Her gn uvallarna doldurduu bu leleri ayda
bir Cor-beil Belediyesine gtrdnde karlnda bol para alrd...
Archambauld Baba, aslnda bu uvallarna yasak avlananlarn kafalarn da
koymak isterdi, hele izinsiz aa kesenler!.. te bunlar koruyucunun en
byk dmanlar saylrd. Archambauld Baba, hayvanlardan ziyade,
aalarn severdi.
Bir kei yavrusu lr yerine bir bakas doard, len bir sln yerine
baharda yzlercesi dnyaya gelirdi. Ama bir aa, onu yetitirmeye bir
mr yetmezdi.
Koruyucu ormanna byk bir zenle bakar, aalara dadanan hastalkla tm
gcyle savard. amlara dadanan bastrikler onu ok zyordu. Bu
bastrikler, minicik kurtlard, kimse onlarn nasl olutuklarn
bilmezdi. Bunlardan binlercesi ormana saldrr ve setikleri en dayankl
bir aaca binlercesi ayn anda yaprd. u var ki bu korkun saldry
yenmek iin, doa aalara bir silah vermiti: RENE.
amlar yaam svlar olan reineden bol bol aktarak dman yenmeye
alrlard, ancak ne yazk ki, ok zaman bu abalar boa giderdi.
JACK
129
Jack da bu zavall aalarn kaderleriyle ilgilenmeye balamt. Arada
bir am aac, kendisini bu beladan kurtarrd, ama genel de u acmasz
dmanlarn kemirmelerine kar koyamaz ve gvdesinde yarklar alrd,
daha sonra da aa kururdu... Birka gn sonra, dallarnda kular
barndran, arlar yaatan zavall am aac, sanki yld-* rm arpm
gibi, bir grnm alr, ormanda yeri asla dolmayacak bir boluk brakarak
yere serilirdi.
Grgenlere gelince, onlarn da bir baka dmanlar vard. Yapraklarna
dadanan, krmz renkli mini mini kurtlar. Uzaktan bakan biri, bu kzl
dallar gz mevsiminin renklendirdiini sanrlard. Tpk, gen
veremlilerin yzlerini boyayan o yalanc krmzlk gibi. Archambauld
baba, hastasndan umut kesen bir doktorun zntsyle bakard onlara.
Bu orman gezintilerinde koruyucu ve ocuk pek konumazlard. Ormanlarn
senfonisi onlar ylesine bylerdi ki, sze gerek duymazlard. Aa
dallarnn sallanndan, rzgrn soluunu ve szlanmasn ayarlard.
Fstk aalarnda denizlerden esen bir yel gibi, uzun bir i eki
olurdu. Kayn aalarnn yapaklarnda madensel yanklar sezi-lirdi.
Ormann bu blmnde, birok kk gl ve gletlerin kylarndaki
sazlarn hrtlar yankl titreimler olutururdu, Sanki btn bunlar

da yetmez gibi, deiik trde kularn cvltlar da eklendiinde, nefis


bir mzik meydana gelirdi.
Ancak u var ki, koruyucu ile orman karlayan ocuk bu arada kimi
dmanlarda edinmiti. Bunlarn ou yasak avlanan kyllerdi.
Archambauld Baba bu serserilere yaam zindan ettiinden, onlarda
kendisine derin bir kin beslerlerdi. Aslnda bu sinsi kk avclar,
ormanda koruyucuyu grdklerinde, apkalarn kartarak onu sahte bir
saygyla selamlard. Jack da bu selamlardan payn alrd ancak ocuu
yalnz gren bu kaak serseriler ona yumruk sallamaktan ekinmezlerdi.
Hele ilerinde Sale Nine adndaki korkun yzl bir kocakar vard ki, o
Jack'n dlerine girerdi. Koruyucudan
130
_________________________________________________________________________
ayrlan Jack, akamleyin evine dnerken, yol kenarnda bu ihtiyar cadya
rastlard.
ald odunlar yklenmi kadn, ocua kt kt bakarak, yumruk
sallayarak onu tehdit ederdi.
ok zaman Jack'n yolunu kesen bu umac klkl cad, o yerel ivesiyle
ona yle haykrrd:
"Hey lan, ne yapyor orda? Neden yle yk svyor? Seni grdm,
lan... Bekle dur, budama bam yanmda seni bir gzel budayaym."
Derken ocuu korkutmaktan zevk duyarcasna onu kovalard. Jack ondan
kamak iin yle hzl koard ki, soluu kesilirdi. Ancak ocuk bu
korkularda bile bir tat buluyordu sanki. Ormann gizine eklenen, burasn
daha byl, daha tehlikeli gsteren bir nitelik.
Bu gezmelerden dnen Jack, ok zaman anasn mutfakta korucunun ei olan
Archambauld Nine ile, ksk sesle sohbet ederken bulurdu. Jack anasn
kucaklamak iin atldnda, onu pen annesi bir el iaretiyle, yukary
gstererek fslar gibi, yle derdi: "Sus... Aman grlt etme yavrum...
O yukarda alyor."
O zaman Jack, kedeki bir iskemleye oturur ve gnete srtn kabartan
kediyi seyre dalard. Her ocuk gibi, yasaklanan yapma drtsyle bir
eyi devirir, masay yerinden oynatrd. Charlotte:
"Aman Tanrm Jack, neler yapyorsun? Rahat dursa-na," diye onu azarlard.
Sofray kuran Archambauld nine, ses etmemek iin ayaklarnn ucuna
basarak, srtn kamburlatrr, t karmazd. "Msy yukarda
alyordu" Evin efendisini rahatsz etmek olmazd.
Evet o, yani d'Argenton zm ona alyordu. Kule odasn arnlad
duyulurdu. Bir aa bir yukar dolaan air, dlerini ya da hayal
krklklarn dzenli admlarla lerdi. Arada bir koltuunun yerini
deitirir, masay daha
JACK________________________________________
ne ekerdi. Yllardr hayal ettii o nemli yapta "Fa-ust'un Kz"na
balamt. Sabahtan akama kadar defterine izdii bala, gzlerini
dikmekten, daha ileri gidememiti.
Sabahn erken saatlerinde odasna kapanmasna ramen, tek bir satrdan
baka bir ey yazamamt. Oysa, yl-lardan bu yana, zlemini ektii,
her eye sahipti bugn. Artk ekmek paras iin almak zorunda deildi,
zgrd, krlarda istedii gibi bir evi, ahane bir yaz odas vard.
Ormana bakmaktan bu canl yeillii grmekten bkt zaman, azck
koltuunu yana dndrr ve bu kez de gkyznn ve suyun ve de ufuklarn
snrsz maviliklerine daldrrd gzlerini. Ormandan en gzel kokular
am aalarnn ifal soluklar oday doldururdu. Dallarda oynaan
rzgrn uultusu, dalgalarn ninnisi, doann bu youn skunetini daha
da stnlerdi. airi rahatsz edecek hibir d etken yoktu. Damlarda
oynaan kumrularn tlerinden baka t duyulmuyordu.
air:
"Aman Tanrm, almak iin ne ideal yer," diye sylenirdi.

te o zaman kalemini kapar, hokkann kapan aard ancak bouna tek


bir kelime bile yazamyordu. Kt o bembeyaz boluunu koruyordu. Bo
sayfalarn balarnda daha nceden tasarlanm balklar, ite hepsi bu
kadar. D'Argenton fazlasyla mutlu ve rahatt, ite bu da onu bouyordu.
Rahat ona yaramamt.
On Beinci Louis devrinden kalan bir av kknde yaamak. stelik orman
kysnda ve de Etiolles kynde. u Etiolles ky ki, On Beinci
Louis'nin gzdesi Madam de Pompadour'un anlarna hl pembe kurdeleler
ve elmastan agraflarla baldr. Her eye sahip olan bir ak, bu dile
kolay. Hem de yle sradan bir air deil, byk bir ozan. stelik
Charlotte adn ok gzel tayan, ok ho ve gen bir kadnla birlikte
yaayan, konularn tasarlamak iin antika bir koltukta, bir II. Henri
koltuunda dinlenen, yry126
ALPHONSE DAUDET
kysndaki bir tablo gibi serili yaban gllerini dnen ocuk, onlar
yakndan seyretmeye can atyordu. Kafas gne, iek ve krlarla dolu
Jack, kendisine sorulanlara gelii gzel yantlar veriyordu.
D'Argenton hrsla haykryordu: "Bu ocuk budalann teki."
Son gnlerde bir hayli boy atan Jack, tam bir byme bunalmna girmiti,
ite bundan tr ar dalgnd. stelik, hocasnn sertlii karsnda,
bildiklerini unutuyor, gerekten sersem grnyordu.
Bu almalar bir ay kadar sre gitti. Sonunda air, bir ocuu,
zellikle budala bir ocuu eitmekten vazgetiini, zamann kendi ciddi
almalarna vereceini aklayarak, derslere son verdi. Aslnda kendisi
de, byle her gn sk bir disiplin altna girmekten usanmt.
da, yani yeni adyla Charlotte (artk bundan byle kendisini hep
Charlotte diye aracaz) olunun kaln kafal, budala olduunu hi
szlanmadan kabullendi. O zaten airin her yorumunu krkrne
kabullenirdi. stelik grltl sahnelere tank olup, azarlamalar
dinlemektense, byle kolaylkla kurtulmak,kadna daha elverili gelmiti.
Jack'n annesi ilkin kendisinin rahatn severdi. Bundan tr de
evresindekilerin hepsinin mutlu olmalarn isterdi. Uza gremeyen
kadn, gnn gn etmeye bakar, gelecei dnerek, tatl cann zmeyi
gereksiz bulurdu.
Ancak d'Argenton'un bu karar Jack' sonsuz mutlu edecekti. Dnyalar
ocuun oldu. Artk, bundan sonra, her sabah kalktnda karsnda o
acmasz yaftay grmekten kurtulmutu.
"Saat altda yataktan kalkma, Altdan yediye kadar."
Bu szlerden artk kesin kurtulmutu. Evdekileri rahatsz ettiini
anlayan duygulu ocuk, tm zamann ormanda, krlarda geiriyordu.
JACK
127
Onun iki byk dostu vard. Birinci gelen orman Koruyucusu Archambauld
Baba, ikinci dostu ise, giz dolu o muhteem orman.
Jack sabah erken kalkar, acele bir kahvaltdan sonra, soluu
Archambauld'larn evinde alrd. Bu saatte henz ie gitmemi ei,
erkeinin orbasn piirirdi. Kadnn tertemiz tuttuu odasnn
duvarlar, ak yeil bir ktla kaplyd. Tavan peinden koan bir
avcnn resmi duvar sslyordu.
Bu odadan hemencecik, kpeklerin kulbelerine geilirdi. Koruyucunun
eittii birka cinsten kpekler vard. Sar benekli danimarka trnden
olanlar kendilerine retileni hemen kaparlard. Ksa, eri bacakl
"Basset'ler ufak olmalarna karn, imek hzyla koarlar, uzun ve
kvrck tyl "Griffon"lar sahiplerinin ta omuzlarna kadar srayarak,
kendilerini okatmak isterlerdi. Afrika ve Afgan tazlarna gelince,
bunlar soyluluklarna yaraan, vakur bir ciddiyetle kmldarlard.

Archambauld Baba, kpeklerinin eitimine ciddi bir titizlik gsterirdi.


Duygusal hayvanlar, onu elinde kamyla grnce onurlarn incitecek bir
hakaretten kanmak ve cezaya arplmamak iin, verilen emirleri hemen
yerine getirirlerdi.
Arada bir dersten yararlanmayan bir kpek karsnda, Jack dehete der,
onu kendisine benzetir: "Bu da benim gibi sistemden bir ey anlamyor,"
derdi. Onu da ormana gtrmek hevesine kaplrd, hayvann da kendisi
gibi ak hava krnden yararlanacan umard.
Jack yeni dostu "Koruyucu" ile ormana gitmekten byk gurur duyuyordu.
evresini korkuya boan u Archambauld Baba aslnda insanlarn en iyisi
saylrd.
Ama u var ki, yasak avlanan ve ormanda kaak aa kesenler, serseriler
koruyucuyu hi sevmez, hatta ondan nefret ederlerdi.
132
ALPHONSE DAUDET
e ktnda peinden koan Dalti adnda st beyaz minik bir keinin
sahibi olan, btn bunlar yabana atlr mutluluklar deildir. Bu mutlu
gnlerin, renkli saatlerin mine kad-ranl bir Antika duvar saatindeki,
gemiin hazin anlarna dalmak...
Evet ite btn bunlar ar saylrd. Mutluluun bu kadar da mutsuzluk
olurdu. Zavall air, kendisini ylesine bo buluyordu ki... Okulda
saatlerce ders verip de akamleyin bitik bir halde karardk odasna
dnd o eski gnleri aryordu. O gnlerde, hi deilse bu kadar
verimsiz deildi.
Saatler saati, piposunun dumannda, yeni bulular arard bouna.
Merdivende Charlotte'n ayak seslerini duyduu zaman hemen uzand
sedirden kalkarak, yaz masasna dner ve gzlerini ta uzaklara dikerek,
sanki esin perisinin sesini dinler gibi dalgn pozlar alrd.
Kapnn hafif ve ekingen tkrdsna, grler gibi yant verirdi:
"Giriniz."
Charlotte, gzleri glerek, ieri dalar ve dirseklerine kadar plak o
beyaz kollarn uzatarak, gen adama sorard:
"Nasl gidiyor? airimiz bugn neler yazd? Memnun musun?"
"Memnun olmak m? Sen neler diyorsun Charlotte? Fikrin devaml savat
bu yazarlk mesleinde bir sanat nasl memnun olabilir ki?"
Adam fkeli bir sesten konumutu, sesinde ac alay titreimleri
duyuluyordu.
Zavall Charlotte byle durumlara alknd, hemen alttan ald:
"Haklsn dostum, ben senin u son yaptn merak etmitim u "Faust'un
Kz"? Bir ilerleme var m?"
"Faust'un Kz ha? Aman Tanrm. nl Alman ozan GOETHE, o bile kendi
"Fausf'unu ka ylda tamamlad, biJACK___________________________________________
liyor musun? On yl, evet Hanmefendi, byk air bu yaptm tam on ylda
meydana getirdi. Evet Madam, tam on ylda. stelik, o, sanatlar
evresinde, entelektel kiilerin arasnda yayor, devaml eletirilir
ve tartmalar arasnda. Benim gibi deildi. Ah zavall ben,
yalnzlklarn en kts olan fikir sszl iinde bocalyorum."
Zavall kadn, hibir karlk vermeden ta sonuna kadar bu samalklar
dinlerdi. Aslnda Charlotte onun hep ayn yaknmalarndan,
szlanmalarndan kendisine st kapal bir ekilde sitem ettiini sezmeye
balamt. D'Argen-ton sanki ona yle demek istiyordu. "Senin gibi
budala bir kadnn yannda sanatm doyuracak ruh cokusunu ve snrsz
fikirleri nasl bulurum."
Aslnda d'Argenton kadn gzellii iin beenmiti, onu sersem buluyor
ve onun yaknl kendisini skyordu.
O Jack'n anasn yaad evre yznden sevmiti. Haussmann
Bulvarndaki o muhteem konak, o lks, o kupa arabas gzel arabalar...

te nl airimiz, byle bir kadn tarafndan sevilmekten gururlanm ve


etrafn saran zavall "Baarszlarn" ylece gzlerini kamatrmak
istemiti. Ancak u birlikte yaadklar sre zarfnda Charlot-te'un tm
benliiyle kendisine dkn olmas, her emrini yerine getirmek iin can
atan bir cariye gibi davranmas, kadn iin hi de iyi olmamt.
stelik Charlotte, iirden anlamyor, dedikoduyu yeliyordu. Bundan
byle, nl airimiz tembellik ve yalnzln yaratt bir sknt
uurumunun ta dibine yuvarlanmt.
Sabahlar, postacnn geliini sabrszlkla bekler, Paris'ten gelen
gazete ve dergilerin, ambalaj ktlarn adeta paralayarak aar ve
onlar son harfine kadar okurdu. Ne bir satr atlard, ne de bir
kelime... Kimi zaman, bu gazete ya da dergi bir hiddete yol aard.
Ah bakalar ne kadar anslydlar, dorusu. Onlarn yazdklar piyesler
sahneye konuyordu, hem de ne deersiz piyesler. Onlarn be para etmeyen
kitaplar da yaynlan134
ALPHONSE DAUDET
yordu. Oysa kendisi henz bir ey yaynlatamamt. Hibir zamanda ondan
bir ey yaynlamayacaklard.
stelik hemen her hafta gibi, onun bir fikrini alyorlard.
"Charlotte, ah ne felaket... Ah bama gelenler, dn Fransz
Tiyatrosunda, Emile Augier'den yeni bir gldr oynatmlar. Benim "Altn
Elmalarn" tpks.
"Ne dedin, ama bu korkun... Senin "Altn Elmalarn" nasl alarlar? Ama
bu grlmemi ey, yerinde olsam, onlara yazardm."
D'Argenton ac bir sesle yaknrd:
"te Paris'ten uzak olmann sakncalar... Bakalar sizin fikirlerinizi
alyorlar."
Aslnda d'Argenton "Altn Elmalardan" tek satr yazm deildi. air bu
bal ssl harflerle, yaldzl bir defterin ba sayfasna izmekle
yetinmiti.
air bakentten uzak olmasn Charlotte'a bir sitem gibi haykryordu.
Oysa krlarda yaamay, kyde, herkesten uzak bir kede bir ev satn
almay kendisi istemiti. Kr havasndan yararlanmak, doa ile kucak
kucaa yaamak, onun yllardan bu yana kurduu bir hayaldi. Ama ne var
ki, btn rate yazarlarn yaptklar gibi, baarszlndan birini
sorumlu tutmas gerekiyordu ve ansna lanetler yadryordu. Gene kabak,
zavall Charlotte'un banda patlyordu.
D'Argenton'un byle somurtuk olduu gnlerde, yemek sofrasnda t
kmazd. Jack silik bir glge gibi sessizcesine yemeini yerdi. Ancak,
air hayal krklklarnn acsn ocuktan karmaya kararl
grnyordu. Onun bardana arap, ya da tabana yemek koyduu zaman,
ellerinin titremesini nleyemiyordu. Ksacas, adam kzmak iin bahane
aryordu. Kk olana bir zamanlar besledii kin yeniden uyanmt.
FIRTINALI BR GN
DArgenton bir yer deime hevesine tutulmutu. Gene ok bunald bir
gn, Charlottela birlikte en yakn bir kasaba olan Corbe'ye gitti.
Evde, Archambauld Nine'yle braklan Jack, ormana gitmeyi tasarlyordu.
Ancak hava birden kararm, gkyz youn bulutlarla kaplanmt. Bir
frtna hazrlanyordu, her an patlayabilirdi...
Vadi, deien havann getireceini bekler gibi, lo ve sessiz bir grnm
almt.
Kyl kadn, ocuun bo durmaktan skldn fark etti, ona yle bir
neride bulundu:
"Msy Jack, ne olur bana bir iyilik yapn. Daha yamur henz balamad.
Frtna kopmadan nce, u orman kysndaki yeil otlardan birka demet
toplarsanz, tavanlar a kalmaz."

Yararl olmak isteyen, stelik tavanlar da ok seven ocuk, sepeti


koluna takt ve yoku aa koarak, kasabaya giden yolu tuttu. Orman
ksmnda biten bu lezzetli otlar, tavanlar zevkle yerlerdi.
Jack bir hendee girmi, otlar yoluyordu ki, birden yaknnda bir ses
duydu:
"apkalar... apkalar... apkalar..." Daha sonra pes bir tondan:
136
ALPHONSE DAUDET
"Panama hasrlar... Panama hasrlar..."
Mevsime bakmadan da bayr dolaan yoksul bir gezgin satcyd.
Omuzlarna yerletirdii geni bir sepeti apkalarla doldurmutu. Ar
ar zorlukla yryor, arpk, halsiz vcudunu zor tayordu. Kocaman
sar pabulu ayaklarn sanki yaral gibi acl acl oynatyordu.
Issz bir yolda, tek bana bir yayay grmek ne kadar hazindir. Bu
serseri yaam acaba nereye gider, ans ona gler yz gsterecek mi?
Uyumak iin bir barnak, bir samanlk bulabilecek mi?
Bu zavall yayalar, sanki omuzlarnda gidilecek yolun bilmemezliini
tarlar. Ka yaya, byle amacna varmadan, bir kede lp gitmitir.
Kyl iin, bu gezgin satc, bir macerac, bir serseridir. Onu kukulu
gzlerle izler, kyden kp uzaklaan gezgin satcnn ardndan rahat
bir nefes alr. Ona gre bu yabanc, gvenilir biri deildir.
"apkalar... apkalar... apkalar..."
u zavall acaba kim iin sesleniyordu? Grnrde ne bir ev vard, ne de
bir canl. Yoksa hareketsiz kilometre talarna m sesleniyordu?
Bilinmez, belki de rzgrdan rkerek, aa dallarna snan kulara
satard mallarn.
Herhalde ok yorulmu olacakt ki, bir ta yn zerine km koluyla
yznden akan terleri siliyordu.
Hendekte ot toplayan Jack, bu ya belirsiz, toprak rengi irkin yze
bakakald. Yabanc adam, ktan rahatsz olan kzarm gzlerini
durmadan ap kapyor, sar bir sakalla kapl irkin dudaklarnn
arasndan grnen kurt dileri gibi sivri ve seyrek dileriyle
srtyordu. Snk gzlerindeki sessiz yaknma, sanki tarih ncesinden
kalan, bu ekilsiz yzn ack anlam, ocuu ok etkiledi. Zavall adan,
herhalde korkun irkinliinin bilincinde idi ki, ocuu grnce, ona
sevimli grnmek iin glmsemeyi denedi.
JACK
137
Glmsemek onu daha da irkinletirmiti. Yoksullarn glleri de byle
hazin olur. Onlar gzelletirecek yerde, yzlerini daha da buruturur.
Ama ne var ki, adam glmserken yznde ok iyi, ok tatl bir anlam
belirmiti. Jack gven dolu bir duyguyla otlarn yolmakta devam etti.
Aniden bir gmbrt, bir gk grlts vadiyi sarst. Tozlan
havalandran, aalan sarsan bir rperti ykseldi yoldan. Adam yerinden
kalkt, kaygl gzlerle kapkaranlk bulutlara bakt sonra eve dnmek
iin yola kan Jack'a kyn ne kadar uzaklkta olduunu sordu.
ocuk:
"Aa yukar bir on be dakika eker," yantn verdi. Zavall
adamcaz:
"Vah, vah," diye hayfland. "Ne aksilik, yamura tutulacam gn gibi
ak. apkalarmn hepsi de slanacak. ok da fazla mal almm, muamba
rtm onlar korumaya yetmez."
Jack, adamn bu zntsne acd. Annesini bulmak iin aylar ncesi
yapt o yryten, o mays gecesinin yrynden sonra, yersiz
yurtsuz zavalllar daha iyi anlar, onlara acr olmutu.
arpk bacaklaryla komaya alan adamn ardndan seslendi:

"Hey apkac... Eer isterseniz, bizim evde dinlenebilirsiniz. Evimiz


buraya iki admlk yerde, orada bir mola verir, hem de apkalarnz
yamurdan korumu olursunuz."
Satc bunu minnetle kabul etti. Yazlk hasr apkalar ok abuk
bozulurdu.
Her ikisi de akll yolda koarak kendilerini kovalayan frtnadan
katlar. Adam koarken ok ac ekiyor olmalyd ki, her admda sanki
bast talar atemi gibi ayaklarn havalara kaldryordu. Jack sordu:
"Galiba ayaklarnz rahat deil? Cannz m acyor?"
138
ALPHONSE DAUDET
"Ah hem de nasl? u kunduralar ayaklarm mahvetti. Ayaklarm ok byk,
kendime gre pabu bulamyorum... Yrrken ok zor oluyor. Ah gnn
birinde, zengin olsam, smarlama kundura yaptracam."
Zavall adamcaz, kan ter iinde, akl talarnn zerinden sekerek
ilerliyordu. Arada bir de, titrek bir sesle: "apkalar. apkalar," diye
barmaktan vazgememiti.
Kke varmlard. Satc, mallarn tala brakt ve orada ba nnde
bekledi. Ama Jack onu ille yemek odasna srklemek istedi.
"Haydi masaya ge, bir bardak arap ier, azck bir eyler yersin."
Adam ilkin glerek ban sallad, buna cesaret edemezdi. Gene de daha
sonra ocuun srarlarna kar koyamad. Yzn aydnlatan candan bir
glle:
"Hay Tanr sizden raz olsun kk beyimiz," dedi, "bu kadar srar
ettiinize gre, ben de sizi reddedecek deilim. Aslnda yol zerinde,
geri, bir eyler altrmtm ama gene de, midemde yer var."
Koruyucunun ei btn kyller gibi, tanmad yabanc serserilerden
nefret ederdi. Ama evin ocuunu mahcup drmek istemedi ve masaya bir
somun ekmekle, bir testi arap getirdi.
Jack itiraz gtrmeyen bir sesten:
"Tamam ancak imdi de azck jambon getirin Arc-hambauld Nine," dedi.
Kadn buna itiraz etti:
"Ama buna cesaret edemem. Beyefendi jambonuna dokunulmasn istemez."
Aslnda bu gerein ta kendisi idi, boazna dkn adam, yemek dolabnda
saklard bu zel aldrtt jambonu.
Jack airden nefret ederdi, ona bir oyun etmek istedi:
"Zarar yok, gene de siz getirin jambonu."
K adncaz istemeye istemeye, ocuun dediini yapt ama baya
bozulmutu. Homurdana homurdana mutfaa dnd. D'Argenton renirse
kyameti koparrd.
Adamcaz, Jack'a teekkr ederek yemeye" koyuldu. Byk bir zevkle
yiyordu. Jack, onun boalan bardan arapla dolduruyor, ona ekmekten
kocaman dilimler kesiyordu.
"Jambonu beendin mi? ok lezzetli deil mi?" "Oh hem de nasl?
oktanberi bylesini yememitim..."
Darda camlan dven bir yamur iddetini srdryor, rzgr frtna
eklinde esiyordu. Rahat bir odann sunduu gvende, adam ve ocuk, tatl
bir sohbet balattlar. portac kalabalk bir ailenin en byk olu
olduunu anlatt. Ad "Belisaire" olup, Paris'te yayorlard. Babas,
erkek ve drt kz kardeiyle birlikte... Bu ailenin her birinin meslei
apka yapmakt, yaz iin hasr apkalar, k mevsiminde kasketler iyi
satard. Bunlar kimi zaman Paris mahallelerinde, kimi zaman da az
uzaktaki kasabalara gtrrlerdi.
Jack sordu:
"ok uzaklara gider misiniz?"
"Kz kardelerimden biri NANTES'da evli, kimi zaman onu geerken grmek
iin Brtanya'ya geerim."
"Siz ki, ayaklarnzdan rahatszsnz, kim bk, bu ne kadar zor olur?"

"Haklsnz ancak geceleyin pabular karp frlattmda azck nefes


alm oluyorum. Ama, ertesi sabah gene ayaklarm o cendereye sokacam
dnerek, keyfim de zehir oluyor."
"Peki ama, neden teki kardeleriniz sizin gibi yola
dmyorlar?"
"Onlar daha henz ok gen, hem ihtiyar Babam onlar ok sever, onlardan
ayrlmak istemez. Ben en byk olduumdan, durum baka..."
140
ALPHONSE DAUDET
irkin iportac bunu normal buluyor, babasnn dier kardelerini
kendisinden fazla sevmesini hi kskanmyordu. Kemikli ayaklarn rten o
ekilsiz sar kunduralara zgn zgn bakarak:
"Ah bir ift smarlama pabu yaptrabilsem," diye hayfland.
Bu arada frtna hzn srdryor, yamur ve rzgr grltsnden
odadaki adamla ocuk birbirlerini zor duyuyorlard. Birden kapnn
alndn duyan Jack'n yz sapsar kesildi:
"Eyvah geldiler," diye haykrd... "Ne de abuk dndler."
Gerekten annesiyle air geri dnmlerdi. Aslnda kasabada ge saatlere
kadar kalacaklard, ancak yar yolda frtnaya yakalandklarndan daha
fazla ilerleyememilerdi. Yamurdan srlsklam olmulard, saln
koruyan air:
"abuk Lolotte. Hemen yatak odasnn minesini yaktr."
"Olur dostum, hemen gidiyorum."
Bu arada zerlerindeki sulardan arnmak iin silkine-rek slak
ceketlerini kartp, emsiyelerini kurumas iin talkta braktlar.
Birden talkta, kap nnde hasr apkalarla dolu sepeti gren air,
hayretle haykrd:
"Allah, Allah, bu da ne?"
u anda Jack, yerin dibine gemeyi yelerdi. Ah ne olur masallardaki gibi
bir sihirbaz onun yardmna kosa, u acayip konukla, o apka dolu
sepeti, sihirli deneinin bir dokunuuyla ortadan yok etseydi.
ocuk, birden karsnda d'Argenton'u grd, Jack kendisini savunmak
iin, bir eyler kekelemek istedi, ancak vey babas buna frsat vermedi,
onu dinlemedi bile:
"Charlotte gel gr, bana bugn, kk Beyimizin konuklarnn olacan
sylememitin. Kendileri konuk arlyorlar."
JACK
141
Annesi sitem dolu bir sesle, szland: "Jack, bunu nasl yaptn?"
Belisaire, kk olan savunmak istedi: "ocuun hibir suu yok Madam,
ben kendim..." Ev sahibi onun daha fazla konumasna meydan ver; medi,
kapy ta ardna kadar aarak, eliyle darsn iaret
etti:
"Sana gelince, defol bakalm. Haydi hzlan serseri, daha fazla oyalanacak
olursan, jandarmay arp, namuslu kiilerin evlerine girmenin cezasn
grrsn."
Zavall Belisaire, iportaclk mesleinde btn hakaretlere almt,
hibir itirazda bulunmadan, hemen sepetini omuzlad, slak camlara zgn
zgn bir gz att, minnet ve sevgi dolu bir glle Jack' selamlad ve
sel gibi yaan yamur altnda gene yollara dt. Gene o ackl sesiyle
mallarn sesleniyordu:
"apkalar, yazlk Panama apkalar." Yemek odasnda bir saniye youn bir
sessizlik oldu. Bu arada Archambauld Nine minedeki odunlar
tututurmutu. Charlotte telala oradan oraya kouyor, dostuna kuru
giysiler getiriyordu.
D'Argenton srtnda kuru bir yelek, sessiz bir fkeyle bir aa bir
yukar dolayordu.

Birden masa nnden geerken, jambon dolu taba grd. portacnn


itihas, jambonda derin yarklar oluturmutu. Adam aniden sapsar
kesildi. Bu onun jambonu idi. Kutsal bir jambon.
Bunu zel olarak smarlamt. Aslnda o kendisine en iyi yiyecekleri
seer ve bunlarn kendisi iin korunmasn ister, bakalarna el
srdrmezdi.
"Oh, oh bunu da grmemitim. Gerekten bir len, jambona kadar."
Kadn olunun bu kstahlna inanamad, yerinden srayarak: "Olamaz,"
diye haykrd... "Senin jambonuna el srmeye kim cesaret edebilir?"
142
ALPHONSE DAUDET
Darda frtna daha da iddetlenmiti. mineye odun atan koruyucunun
ei:
"Beyefendinin bana darlacan biliyordum. Byle serserilere bu kadar
deerli bir yiyecek verilmez... Ancak, ne var ki, bir trl
dinletemedim... ocuk henz ok gen, ok da yufka yrekli, adama acm
olacak."
Artk iportacnn o ackl etkilenmesinden uzak kalan Jack, u anda
yaptklarndan pimand. Titrek bir sesle mrldand:
"zr dilerim, yapmamalydm."
zr dilemenin ne yarar vard ki? Gururu ve oburluu yaralanan air,
artk kendisini tutamad. Azck sevdii, ancak hi saymad kadnn
karanlk gemiinin bir ans olan ocuktan hncn ald. Mthi bir
fkeye tutulmutu. Jack' yakasndan yakalayarak sarst:
"Bu jambona nasl el srersin? Bu izni sana kim verdi? Senin olmadn
biliyordun, deil mi? Aslnda, bu evde senin hibir hakkn yok, srf
anann hatr iin sana katlanyorum, iinde uyuduun yatak, yediin
ekmek, hepsi benim. Seni ben yaatyorum, benim param yiyorsun... Sana
bu kadar iyi davranmakla, hi de iyi etmemi olduumu, bkere daha
anladm. Senin kim olduunu, nasl bir adamn olu olduunu biliyor
muyum? Bu kt huylarn beni zaman zaman korkutuyor."
Charlotte'un yalvar dolu bir iaretiyle sustu. Fazla ileri gitmiti.
Koruyucunun ei hl odadayd, onun merakl baklarn grd. Kyl
kadn Jack' Charlotte'un ilk einden doan bir ocuk olarak biliyordu.
Ozan adeta tkanyordu, kfrler sralamaktan az, boaz kurumutu.
Hl fkesini alamam, yamurdan slanan salar ve hrstan moraran
yzyle u anda ok gln duruyordu.
Kapy ardndan arparak, odasna ekildi. Jack annesini zd iin
pimand. Gen kadn o beyaz gzel koL^r-m havalara kaldrm, "bu kadar
mutsuz olmak iin ne gnah ilediini Tanr'ya soruyordu"... Yaam
zorluklar kar143
__________________________________________________
sndaki onun tek tepkisi... Her zaman olduu gibi bu kere de sorusu
yantsz kald. Ancak u var ki, bylesine kt ve souk yaradll ve
acmasz birini sevmek ve de onunla birlikte yaamak, gnahlarn en
by, deil miydi?
O gnn frtnas, ardnda derin izler brakacakt. Ozan, yamurdan
tt iin rahatszlanmt. stelik, yllar yl para sknts
ekerek, doyasya yiyemeyenler, birden bollua kavuunca, ktlk
gnlerinin acsn karmak isterler.
Bundan byle midelerinin rahatszlanmas ok doal saylr. Kendisini
dinlemekten baka uras olmayan ak, devaml szlanyordu. Aslnda bu
deha yoksunluunu, dnce ksrln maskelemek iin bir mazeret idi.
Artk kkte yepyeni bir dzen balamt. Beyefendi alyor yerine
"Beyefendi dinleniyor ya da beyefendinin krizi tuttu." Hafif bir mide
arsna d'Argenton, bu KRZ adn takmt. Ancak u var ki, bu
rahatszlk onun itihas-m daha da amt. Gnde birka kere yemek

istiyor, mutfaktan gelen taze ekmeklerden kaln dilimler keserek bol


tereya ve peynirle yiyordu. Byklarna bulatrarak bunlar yemesi ok
ilginti. O tipik bir hasta saylan, btn arazlara sahipti. Azck
yrdkten sonra, hemen yoruluyor, sinir buhranlarndan kan ter iinde
kalyor ve devaml bitmeyen isteklere kaplyordu.
Burnunun ucunu grmekten aciz, budala Charlotte, ona acyor, onu
iyiletirmek iin ne yapacan bilemiyordu. Her kadn kalbindeki
efkata, ar sevgisi de ekleniyordu. airini hasta sandndan bu yana,
onu daha da fazla seviyor, onu oyalamak, elendirmek iin neler
yapacan bilemiyordu. Koltuunu yastklarla besliyor, masadaki tabak
grltsn hafifletmek iin yemek rtsnn altna bir de yn atk
seriyordu.
Aslnda enerjiyi yitirten hlamurdan, yarm saatte bir iirtiyor ve
bardak bardak st almasn da ihmal etmiyordu.
144
ALPHONSE DAUDET
Kimi zaman, yaradlnn temeli olan neesine gem vu-ramayan gen kadn,
azck bir coku gsterdiinde, air gzlerini kapatarak, iniltili bir
sesle onu yle karlyordu:
"Yanma Charlotte, sus, beni yoruyorsun."
D'Argenton'un hastal eve yeni bir ziyaretiyi dadan-drmt. Doktor
RVALS, ke balarnda kstrlyor ve gnn her saatinde zorla eve
getiriliyordu. Aslnda dolaylardaki kyleri dolaan doktorun ii bandan
akn saylrd.
Ancak ok babacan adamd bu doktor. O kimseyi geri evirmezdi, gler
yzle, canl gzl, yal doktor, ensesine kadar inen o bembeyaz ipekten
yelesini silkeleyerek, nee ile kke girdii zaman evdekilerin ii
ferahlyordu.
Charlotte, onu grr grmez, zlerek ona:
"Ah doktor geciktiniz, abuk gelin, zavall airimiz bugn gene bilseniz,
ne kadar rahatsz."
"Yok canm Madam abartmayn. airimiz burada sklyor, onun azck
elenmeye gereksinmesi var."
Doktor grnde aldanmyordu. Kendisini alam gibi bir yzle
karlayan d'Argenton, yeni br yz karsnda kendini yle mutlu bulurdu
ki, hibir eyi kalmazd. Dertlerini unutur, yeni dostuyla politika ve
edebiyat tartmalar balatarak doktorun gzlerini kamatrmaya
alrd. Hep Paris'ten anlatr, gnn ileri gelenleriyle yakn dost
olmasndan sz ederek, onlara syledii krc "O ZALM SZLER" de laf
arasna sokmaktan geri kalmazd. Doktor ii d bir, saf, temiz ruhlu
biriydi, onun bu szlerinin gerekliinden kukulanmay aklna
getirmezdi. htiyar Rivals, pek gzlemci saylmazd. stelik d'Argenton,
en vnd anlarda bile szcklerin deerini bildiinden ll
konuurdu.
Doktor bu evde bulunmaktan holanyor, airi ok zeki, ok orijinal,
karsn da ok gzel buluyordu. Ama aslnda o ilerinde en fazla Jack'
seviyordu.
ok zaman, doktor, atn kapdaki ite balayarak, bir sre kkte
kalrd. Charlotte'un hazrlad ikiyi yudumJACK
145
larken, onlara, genliinde yapt o N seferlerini anlatrd. Rivals,
bir geminin askeri doktoru idi. Jack, bir keye bzlerek, her ocuk
gibi servenin ekiciliine kaplarak sessiz sessiz dinlerdi. Ancak, onu
fark eden d'Argenton kapy iaretleyerek, sert bir sesle uyarrd:
"Jack."
Ama doktor araya girer:

"Brakn dostum, ocuklara baylrm. Bu yumurcaklarda yle gl bir


sezi bulunur ki, kendilerini seveni hemen anlarlar. Sizinki de beni grr
grmez, ocuklarn olduumu hemen anlam olacak."
Yal doktor, kimi zaman Jack'tan iki ya kadar kk olan kz torunundan
sz ederdi. Cecile'yi ve ve bitiremezdi. Charlotte tatl bir
konukseverlikle:
"Neden onu da getirmediniz?" diye sorduu zaman, yal adam u karl
verirdi:
"Yok olmaz Madam, ninesi, onu dizinin dibinden ayrmaz. ocuu kimseye
hatta bana bile emanet etmiyor, kendisi de felaketimizden bu yana, evden
kmaz oldu."
Rivals'n durmadan anmsad bu felaket evlendikleri yl, bir yol
kazasnda yaamlarn yitiren damad ve kznn lmleriydi.
D'Argenton'larn yannda doktor sadece "felaketimizden bu yana" demekle
yetinirdi. Hikyeyi bilen Arc-hambauld Nine bile, pek ayrntlara girmez,
esefle ba sallayarak: "Yazk pek yazk. Byle iyi insanlar, bu felaketi
hi hak etmemilerdi," diyerek iini ekerdi.
Oysa doktorun neesini ve canlln gren biri, onun byle bir felaket
grm olmasna inanmazd.
u var ki, Charlotte'un hazrlad keskin iki, doktoru daha da
neelendiriyordu. Kendi evinde ei, ona bu konyaa bol su katarak ona
verirdi. Evet, bu babacan doktor, Parisli yeni dostlarnn yannda hi
sklmyordu. Arada bir evine dnmek iin ayaa kalkar, ancak ev
sahiplerinin srar zerine yeniden yerine otururdu. Ancak, kap dnda
bal atnn kinemesini duyunca doktor bu sinyala kar koyal
146
ALPHONSE DAUDET
maz, dostlarna veda ederek dar koard. Ayrlmazdan nce, gen kadna
yle fslard:
"Einiz sklyor, onu elendirme yollar bulun. Oyalansn."
Elendirmek iyi gzel ama Charlotte bunu nasl yapacam bilemiyordu ki.
Saatlerce deiik yemek listeleri hazrlyor, bir sepete kuru yiyecekler
doldurarak, arabalarna atlayp ormanda piknie gidiyorlard. Yanlarna
bir kelebek a ve kitap ve dergilerde alyorlard. D'Argenton
dakikalarca elinde a kelebek tutmaya akr ama gene de e-lenmezdi.
Evet d'Argenton sklyordu. Tm isteklerinin gereklemesinden
sklyordu herhalde. Zira, artk baka bir istei kalmamt.
Oyalanmak iin her areye bavurdu. Bir kayk satn ald. Kimi zaman
krek ekiyor, kimi zaman bala kyordu. Ama az sonra bundan da bkt.
Irmak ortasnda, ba baa, hi konumadan baln oltaya taklmasn
bekleyen iki kii... Az sonra kay da istemedi, ondan da usanmt.
Kayk kydaki sazlar arasnda ierisi su ve kuru yapraklarla dolu,
efendisinin keyfini bekler oldu.
Daha sonra, mariz ruhlu adam, akl almaz fantezilere kapld. Kkte
onarmlar balatt. Kuleye bir d merdiven yapld. Uzun yllardan bu
yana, hep hayal ettii bir emeli de gerekletirdi. st rtl talyan
tarznda bir taraa. Ancak btn bunlara ramen sklyor, hep sklyor,
durmadan sklyordu.
Arada bir piyano almay denerdi. Gnn birinde piyanoyu akort ettirmek
iin bir akortcu getirtti. Acayip bir mucit olan bu adam, aire bir
neride bulundu. Evin damna bir harp yerletirecekti. Rzgr estike,
titreen tellerden hazin ezgiler yaylacakt. air bunu istekle karlad
ancak alet takldktan sonra, bunun korkun sonular yaratt anlald.
Rzgr estike, korkun iniltiler, i paralayc nameler, korkun
feryatlar andran sesler duyuluyordu. Bu da bir fiyaskoyla
sonulanmt.
JACK

147
Jack ok zamanda rzgrl gecelerde yatanda bzlyor, bu korkun
lklar duymamak iin eliyle kulaklarn tkyordu.
air bsbtn ileden kmt, haykryordu:
"Aman Tanrm, bu HARP beni deli edecek. Yeter, yeter."
Aleti bozdular, harp bahenin bir kesine attlar ve szlamasn
durdurmak iin, onu toprak altna gmdler. Ancak yer altnda bile
titreimleri kesilmemiti, ite o zaman, telleri kopardlar, bir trl
lmek bilmeyen bir kuduz kpek gibi, onu baltayla paraladlar.
Charlotte mutsuz eini nasl oyalayacan bilemiyordu. Birden aklna
parlak bir fikir geldi. Byk bir zveride bulunacakt. "stersen
arkadalarndan birkam davet edelim" nerisini ortaya att.
Aslnda bu gen kadn iin byk zveri saylrd. Zira o sevdii erkei
bakalaryla paylamak istemezdi. Ama ne var ki, Labassindre ve doktor
Hirsh'in kendisini grmeye geleceklerini duyduunda d'Argenton yle derin
bir sevince kapld ki, onun bu mutluluu Charlotte'yi de sevindirdi.
Sonunda onu oyalama yolunu bulmutu.
oktanberi gen adamn d dnya dan. gelecek bir oyalamaya gerei vard.
Ama nedense bunu aktan aa sylemeye cesaret edememiti.
Krlarda yaamann yararlarndan, asude bir yaamn nimetlerinden sz
eden hep kendisi olmutu. imdi artk, kendi kendisini yalanlayamazd.
Birka gn sonra, yemek zaman ormandan dnen Jack, baheden yansyan bir
konuma uultusu duydu. Kahkahalar nlyor, kadeh nlamalar atal
bak angrtsna karyordu. Bu arada mutfaktan daha baka grltler
de geliyordu, odun krlyor, tencereler yerlerinden oynatlyordu.
Herhalde, mutfakta ate yaklmt. Jack, yaklanca Moronval Cmnaznn
hocalarnn ses ve gllerim tand. D'Argenton de sesini onlarnkine
kartrmt. Ancak tmyle deiik bir ses. Hastann szlanan sesinin
yerini, tar148
ALPHONSE DAUDET
tmadan canlanan gr erkek sesi almt. Jack, kendisine en kt anlan
anmsatan bu hocalarla karlamak istemedi, yemek ann beklemek iin
bahenin bir kesine snd.
Charlotte belinde kurdeleli bir nlk, sras gelince kollar svayp
mutfaa girmesini bilen, tarn bir ev hanm klnda, balkon kapsndan
glmseyerek girdi:
"Yemekleriniz hazr beyler, ne zaman sofraya gemek isterdiniz?"
Hemen yemek odasna inildi. Jack'a seslenmilerdi, hocalar kk olan
ok iyi karladlar. Ancak Fransz kylerinde yenen ok lezzetli bir
yemein bana geildi. Buram buram tten omletten, taze otlarn nefis
kokusu yayld. Kaymak, tadna doyulmayacak kadar lezzetliydi.
imlere alan balkon kapsndan, bahenin devam ettirdii orman
grnyordu. Bldrcnlar birbirlerini kovalyor, tnmeye hazrlanan
kular dallarda cvl cvl, gn bat-mn kutluyorlard.
Bir yandan attran Labassindre, beri yandan evreyi eliyle iaretledi
ve bir sahne sesiyle:
"ocuklar burada ne kadar mutlu yaadnzn ayrmnda msnz?" diye
sordu.
D'Argenton, Charlotte'un elini dudaklarna gtrd: "Gerei sylemek
gerekirse, burada fazlasyla mutluyuz."
u anda arkadalarnn hayranlkla baktklar, yanndaki gzel kadn
eskisinden daha fazla seviyordu. Onlara mutluluk nedenlerini bir bir
sayd.
Ormanda el ele yryleri, babaa kayk sefalarn, arada bir ky
hanlarnda yenen yemekleri anlatt. Hele, yazn en scak gnlerinde,
kuledeki o serin odada almak, ne kadar huzur veriyordu. Daha sonra gz

aylarnda, camlan kamlayan yamuru seyrederek ate karsndaki o tatl


sohbetler...
u anda abartmamt. Sylediklerinde hi yalan yoktu. ok iten
konumutu. O bu ideal yaam kafasnda yaamt. Oysa o tm bunlar
yaparken, ne kadar sklmt.
JACK
149
Arkadalar yzlerinde ac bir glmseyi onu dinlediler. Kendisine
imreniyorlard, bu da d'Argenton'un keyiflenmesini salyordu.
Labassindre kendini tutamad:
"Ah seni gidi ansl domuz. Yarn bu ayn saatte siz burda keyif
atarken, ben ucuz bir lokantada bulak suyunun ei bir orba ieceim."
Doktor, arkadan destekledi:
"O orbay da her gn bulabilsek."
D'Argenton bir cmertlik gsterisinde bulundu:
"Neden bir sre bizimle kalmyorsunuz? Bo odalarmz var, mahzenimiz
arap dolu."
Charlotte eini sevindirmek amacyla ona katld:
"Kaln ya ya, neden olmasn? Ne gzel olur, birlikte krlarda gezer,
ormanda piknik yapardk..."
Hemen her gn gibi tiyatroda provas olan, arkc itiraz etti:
"Evet ama, Opera?"
"Olabilir ama Msy Hirsh operada oynamyor ki..."
"nan olsun Kontes, arnza evet demek iin can atyorum. Aslnda u
sra, mevsim yaz, mterilerimin hemen hepsi sayfiyede olduklarna
gre..."
Doktor Hirsh'in sayfiyedeki mterileri... Byle bir iddia glnc bile
ayordu. Ne var ki, kimse glmeyi dnmedi. "Baarszlar" arasnda,
byle ho grler yaygnd. Kimse kimsenin gururunu kurnazd.
D'Argenton arkadan zorlad:
"Haydi karar ver. Aslnda bana yardm etmi olacaksn. Salm berbat."
"te bak bu arl olan bir yorum. Seni gerekten bozuk grdm, u
RIVALS sana hi yaramam, bir ayda seni ayaa kaldrmazsam..."
Labassindre kendi paylaamayaca bir zevki dostundan kskand:
150
ALPHONSE DAUDET
"yi gzel, ama Moronval, ya Cmnaz, sen orann doktoru deil misin?"
"Bo ver dostum, Moronval'n can cehenneme, okula gelince can
ekiiyor."
Bir sre iin kendisine bir dam alt ve yiyecek salayan doktor
bozuntusu, yllardan beri, kendisini besleyen okulun altndan girip,
stnden kt. Moronval arlatann biriydi, be paras yoktu, hocalara
metelik koklatmyordu. Aslinda okul bozguna uram saylrd. Madou'nun
lm mdrn kredisine ok zarar vermiti. Smrgelerden gelen "Scak
lkelerin" ou aileleri tarafndan okuldan geri alnmlard. Hep
birden Hirsh'yi desteklediler. Moron-val'y yerin dibine batrdlar.
Hatta tam zamannda kirii kran uzak grl Jack' neredeyse
kutlayacaklard. Mdr, kk de Barancy'nin kamasna yle kahrolmutu
ki, sarlk olarak yataklara serilmiti...
Artk yerme yoluna girmilerdi, gecenin ge saatlerine kadar iyi dostlar
tandklarn didik didik ekitirdiler.
Labassindre, Opera'nn ileri gelenlerine atp tuttu. Zppe oyuncular, ses
ve yetenek bakmndan sfr olan deersiz kiiler. Daha sonra arkc,
kendisine hep ikinci rolleri veren Opera Mdrne satat. Nedenmi? Zira
Opera-dakiler onun bir toplumcu olduunu biliyorlard. Bir zamanlar ii
olan Labassindre, bir halk ocuu idi.
Adam giderek heyecanlanyor, kocaman yumruklary-la masay dvyordu.

"Evet ne varm? Evet bin bir kylym, bir Brtanya kyls, halk
severim zira bir halk ocuu saylrm. Peki ama bundan onlara ne? Sesim
mi ksld? Eskisi kadar gzel okumuyor muyum, bence daha da ilerlettim.
Dinleyin ocuklar."
Boazn temizledikten sonra bangr bangr barmaya balad. Daha sonra
konuma sras d'Argenton'a geldi. O daha ll bir ekilde kendisine
hakszlk edenleri yerdi. Tiyatro mdrlerini, yaynclar, hepsi sradan
geti. Bu arada Charlotte, olunun yardmyla kahveleri datt. Bu nefis
JACK
151
yaz gecesinde, erkeklerin de dirsekleri masaya dayal, kendilerine
gler yz gstermeyen hayata atp tuttular.
Tam o anda doktor Rivals'in grnmesiyle, oturum daha da canland. Neeli
bir kalabalk grmekten sevin duyan doktor da masada yerini ald.
"Gryorsunuz ya Madam d'Argenton, hakl deil miydim? Bakn dostlarn
grmek hastamz nasl canlandrm."
Gzlklerinin kaln camlar altndan Hirsh'in gzleri alevlendi, savaa
hazr olduunu u szlerle bildirdi: "Sizinle ayn fikirde deilim,
doktor." Yal doktor bu enli beyaz kravatl, acayip grnl adam uzun
uzun szdkten sonra:
"Msy kendileri doktor mu?" diye sordu. D'Argenton sanki dostunun yalan
sylemesini nlemek ister gibi atld: "Doktor Hirsh, Doktor Rivals."
Kllar lmeye hazrlanan iki rakip gibi balarn eerek birbirlerini
selamladlar, lkin, kendisini Paris'in tannm bir doktorunun
karsnda sanan Rivals, kendini bilen ekingen bir tavr taknd. Ancak
daha sonra karsndakinin rmcek kafal atlan biri olduunu
anlamakta gecikmedi. te o zaman o da sesini ykseltti ve Hirsh'in
aalayc szlerine zehir gibi karlklar verdi.
"Aziz meslekda size unu belirtmek isterim ki..." "Yoo rica ederim, aziz
meslekda!.." Sanki Moliere'in piyeslerinden bir sahne oynanyordu. Ancak
tek bir fark nl yazar'n yaad o eski gnlerde, doktor Hirsh tipinde
biri bulunmuyordu.
Konu d'Argenton'un hastal idi. Bu arada airin tutarsz davranlar
grlecek eydi. Rivals'in kendisine hastalk hastas muamelesi
yapmasndan pek holanmayan gen adam, Hirsh'in kendisine yaktrd
amansz hastalklar karsnda renkten renge girdi.
(*) Moliere: Fransa'da On yedinci yzylda yaayan nl bir gldr
yazan.
152
ALPHONSE DAUDET
Sonunda Hirsh, ok gibi yerinden frlad:
"Bu kadar yetti. Bir son verelim, bana bir ktla bir kalem verin. Oldu
imdi yanmdaki u plesimetre sayesinde, size zavall dostumun
hastaln izeyim."
Yeleinin cebinden, plesimetre ad verdii kk imir plakay kard.
Yz kl gibi solan d'Argenton'a emir verdi:
"Gel buraya bakalm!"
Kd adamn gsne serdi, bir yandan adamn kalbini dinliyor, beri
yandan plesimetreyi onun gsnde gezdiriyordu. Bu arada kda kimi
izgiler izdi. Sonunda Msr yazlarna benzeyen iaretlerle kaplad
kd masa zerine frlatt.
"te," diye haykrd. "Duyduk duymadk demeyin, hepiniz dikkatle
baktnzda, bundan bir anlam kartabilirsiniz. uras zavall
dostumuzun kara cieri, bakn bunun bir organa benzeyen yeri kalm m?
Bakn ite uradan balamas ve urada bitmesi gerekiyordu. Bu kadar
bymesi vcut iin ok zararl. Bunun bir kii iin ne kadar tehlikeli
olduunu aklamak isterim."

D'Argenton dmemek iin masaya dayand, yz mosmor kesilmiti,


kekeledi:
"Eyvah demek durum ok ciddi." Charlotte'un gzleri yalarla doldu.
Doktor Rivals bu kadarna dayanamad, yerinden frlayarak:
"Siz de bu arlatanlklara inanyorsunuz ha? Ama adam hepimizle alay
ediyor, akl banda hibir doktor, byle anlamsz tanmlarda bulunmaz."
"Rica ederim aziz meslekda."
Ne var ki iyi kalpli doktor, iyice hrslanmt, ikiyi de bir hayli
kardndan, kimseyi dinlemedi.
JACK
153
kisi de ayaa frlam, yumruklarn skarak, birbirlerinin yzlerine
doktorlarn adlarn, yunanca, latince, sve ve ince tp kitaplarnn
adlarn sraladlar. u var ki, bu konuda ulu orta okumu olan Hirs
doktor Rivals'y bastryordu. Ama onun azn doldurarak sralad
acayip adlan kimse denetleyemeyecei iin bunlarn gerek olup
olmadndan phe edilirdi.
Yllarca gemilerde doktor olarak alm Rivals, kfrde stnd.
Yumruunu masaya yle iddetle vuruyordu ki, hele gzlerinden kvlcmlar
saarak dmann gverteden denize frlatacan eklediinde kimseden
t kmad. Doktor Rivals, zaman arm kendisini gemide sanmt.
Ancak Charlotte ve Jack bu tartmaya aldrmadlar, onlar Moronval
Cmnaznda daha beterlerini grmlerdi.
lerinde en bunalan Labassindre olmutu. Sesini deneme frsatn karan
arkc, bir ara balkon parmaklna dayanarak ormanlarn sessizliinde
gr ve o derin sesiyle birka nota frlatt. Birden evre sarsld.
Yapraklarda rkek kanat hrtlar duyuldu. Komu atolardaki ekingen
tavus kular, lklarla karlk verdiler. Kulbelerinde yorucu bir
gnden sonra derin derin uyuyan kyller de uyanmlard. Hatta bunlar
arasnda o cad kar Sale Mine ile ei... Hep birden korku ve merakla
gzlerini Parislilerin alevlenmi camlarna diktiler.
Ikl gecede, evin altn yaldzl harflerle izilmi dvizi kolaylkla
okunuyordu: "KK EV, BYK HUZUR."
X
CECLE
yle erken saatlerde nereye byle?"
Henz yeni kalkan Dr. Hirsh, Charlotte'a iletti bu soruyu. Gen kadn en
ssl robunu giymi elinde mein kapl dua kitab, peinden yeni
kostmn giymi Jack' sryerek, bahe kapsna doru yryordu.
"Kiliseye gidiyoruz, dostum. Biliyorsunuz bu sabah yortu var ayinde
KUTSAL EKME ben datacam. D'Argen-ton size anlatmad m? Haydi acele
hazrlann bakalm, bu sabah herkesin Kilisede bulunmas bir zorunluk."
15 Austos sabah idi, Meryem Ana Yortusu. Kendisine duyulan sayg ve
verilen onurdan gururlanan Madam d'Argenton, oluyla birlikte kilise
yolunu tuttu. yi zamanla-mt dorusu, tam vaktinde gelmilerdi.
Kendisi iin .hazrlanan sraya, koronun hemen ardndaki yerine geti.
Kilise bu byk gn iin hazrlanm, her yer renk renk ieklerle
donatlmt. Koroyu oluturan ocuklar, srtlarnda kar beyaz
stlkler, sralarnda hazr bekliyorlard. Tahta bir masa zerinde sra
sra ekmekler ylm, kutsanmay bekliyorlard. Bu tabloyu tamamlamak
iin Orman Koruyucular resmi niformalar olan yeil kostmleri
srtlarnda, kocaman av baklar bellerinde, omuzlarndaki kaytan
karabinalar sarkarak, kilisenin bir kesinde toplanmlard. Onlarn
ayinde bulunmalar yasak avclarn ve kaak odun keJACK
155
senlerin ekmeine ya srmt. Adamlara gn domu saylrd.

da - Charlotte hayatndan memnundu. Bu yeni rol onu ok keyiflendirmi,


gsteri seven yapsn doyurmutu. Kilisenin en nemli kiisi saylrd
o gn iin. Yan gzle olunu gzlyor, onun gzelliiyle gururlanarak,
dinsel bir tt-tizlikle dua kitabnn sayfalarn eviriyordu.
Bir yl nce, kendisine bir ky kilisesinde ayin'de kutsal ekmek
dataca sylense, buna dnyada inanmazd. Oysa, hi umulmadk olmu ve
o ciddi bir klkla "Vikontes d'Argenton" adyla evli bir hanm
grntsn koruyordu. Bu ancak dlerde grlecek kadar gzel saylrd.
Kavas mzran takm geldi ve Jack' elinden tutarken anasna ocua
hangi kk kzn yardm edeceini sordu.
Charlotte bir an kararsz grnd. Bayramlk giysilerini kuanan
kyllerden pek tand yoktu. O zaman kavas, kendisine doktorun
torununu iaretledi. Siyahlar giymi yal bir hanmn yannda oturan
gzel bir kk kz.
ocuklar mzrakl kavasn peinden ar ar gittiler. Cecile minicik
ellerine byk gelen bir kadife kese tutuyor, Jack, sar saten
kurdelelerle sslenmi kocaman bir mumu elinden drmemek iin tm
gcn kullanyordu. ocuklarn her ikisi de birbirinden gzeldi.
Kendisini olduundan daha byk gsteren yeni giysileri Jack'a pek
yaramt. Kk kza gelince, mat yzn ereveleyen altn rgleriyle
tam bir uyum salayan iri ela gzleri vard. Gnlk kokusuna karan,
kutsal taze ekmek kokusu, bir dinsel soluk gibi ocuklar sarmt.
Cecile glmsemeye alarak nazl nazl kadife keseyi uzatyordu. Jack
ok ciddi duruyordu. Elinden rperen bu minicik el ona yuvadan dm bir
yavru kuun dik yumuakln andryordu. Acaba daha imdiden, bu kk
elin kendisine dost olacan ve yaamnn en gzel saatlerini bu kk
kza borlu olacan biliyor muydu? ocuklar el ele sralar dolatlar.
156
ALPHONSE DAUDET
Koruyucunun ei, Archambauld Nine, Jack'm anasnn kulana fslad:
"Ne gzel bir ift deil mi? Zavall yavrucak, ne de tatl bir kz oldu,
annesine de ylesine benziyor ki. Tanr, inallah onu daha ansl klar."
Tren sona erdiinde, anasnn yanna dnen Jack, hl elini hafife
tutan o minik elin etkisini unutmamt. Ne var ki, o gn ok daha tatl
srprizlerle dolu idi. Mutluluu o kadarla kalmayacak, akama kadar ok
gzel bir zaman geirecekti. Kiliseden kmlard gneli alanda Madam
Rivals, Jack'n annesini selamlayarak ondan Jack iin izin istedi. ocuu
yemee gtrmek istiyordu. Akama kadar Cecile'le beraber oynarlard.
Charlotte bunu minnetle kabullendi. Sevinten yz al al olan olunun
kravatn dzeltti, salarn kabartt ve onu efkatle ptkten sonra:
"Yaramazlk etme," diye tembih etti.
Az nceki gibi ocuklar ar admlarla el ele yal ninenin nnden
yryorlard. Pek fazla konumadan anlamlard. Kkl bir arkadaln
temeli atlmt o Pazar sabah.
O gnden sonra, Jack btn saatlerini doktor Rivals'n evinde geirdi.
Evde olmad zamanlar onu nerede bulacaklarn bilirlerdi. Artk
ormandan fazla, doktora gidiyordu.
Rivals, kyn bitiminde, kyllerin evlerine benzeyen tek katl bir
evcikte otururdu. Kapda doktorun ad yazl, ensiz bir bakr levha ve
kap yanna takl ve zerinde "GECE ZL" yazl bir dme onu
dierlerinden ayryordu. Bina eski ve harapt. Duvarlar isten kararm,
pancurlarn boyalar silinmiti. Ancak henz tamamlanmam kimi modern
sslerden yllar nce burasn onarmak istedikleri belliydi. Herhalde ani
bir felaket bu onarm iini baltalam olacakt, bir kap sundurmas
yllardan beri taklacak cam bekliyor ve zl alanlarn gzleri hayretle
bu yar kalan bo sse taklyordu.
JACK
157

Aa bahenin aalk ksmnda, kk bir ek bina ykselmeye balam,


ancak yap daha birinci katta durdurulmutu ve kap drt ke bir delik
olarak kalmt.
Herhalde, bu zavall aile, hep sz edilen o felakete bu onarm ortasnda
olmutu ki, neye uradklarn aran doktorla ei, ancak sevenlerin
anlayaca bir saplantya kaplarak, her eyi yz st brakmlard.
Sekiz yl nce idi. Sekiz yldan bu yana her ey bylece yarm
braklmt. Kyller buna alktlar, bu duyum eve artk hibir eye
aldr etmeyenlerin umutsuz grntsn vermiti...
Arka bahe de, ayn bakmsz ekli koruyordu. Otlar adam boyu uzam ve
kaln bitkiler ve kamlar artk fskiyesi ilemeyen havuzu brmt.
Kimi yaad yerin etkisinde kalr. Sekiz yldan bu yana kznn yasn
tutan Madam Rivals, ocuk yznde ala-gelmeyen bir ciddiyet anlam
tayan Cecile ve otuz yldan bu yana yanlarnda alan emektar
hizmetilerine kadar, hepsi felaketin ykn atamamlard.
lerinde bu havay zerinden atan sadece doktor'du. Ak havada, hasta
peinden komak, yolda beklenmedik olaylarla karlamak ve kim bilir,
herhalde lmle arkada olmu birinin olgun anlay onun aslnda neeli
mizacnn kararmamasnda byk rol oynamt. Yal bykanne torununun
giderek annesine benzemesine zlrd. Oysa bu benzeme yal dede iin,
bir sevin kayna saylrd. Yitirdii sevgili kzn torununda bulmak,
doktor iin bir mutluluk idi. Btn gn da bayr gezdikten sonra, akam
yemei yedikten sonra, ei bir ile mutfakta oyalandnda ihtiyar dede,
kk kzn karsnda genlik neesine kavuurdu. te o zaman, denizci
doktor, eski gnlerden kalma gemici arklarndan birini olanca sesiyle
okurdu. Ama ieri giren Madam Rivals'in gzlerinde: "Unuttun mu" anlaml
sitemli bak grerek, birden susard.
Sanki btn aileyi yeise boan felakette, doktorun bir suu varm gibi.
Kederlerini anmsatan bu imal uyardan
158
ALPHONSE DAUDET
sonra adamcaz zgn zgn minik kzn kaln rgleriyle oynar ve artk
tek kelime sylemezdi.
Bu kasvetli evrede, Cecile de zntl ocukluk yllarn sryordu.
Binde bir sokaa kar, btn zamanm o bakmsz bahede, ya da "ECZANE"
ad verdikleri ve raflar kuru ot demetleri ile dolu, kocaman bir odada
geirirdi. Bu odann bir kaps, Cecile'in annesinin odasna alrd.
Gen kadnn odasn olduu gibi brakmlard. Ksa yaamnn tm
kalntlar oyuncak, kitap, el ii, dinsel tasvirlerle beliriyordu.
Kitaplar dolu raflarda giysileri dolaba asl, duvarda dinsel resimler.
Sararm anlardan oluan bir mze... Buraya giren zgn anas, yllara
ramen kederinin hi hafiflemediini esefle dnrd.
Cecile bir mezar gibi kapal bu kap nnde dnceli ve dalgn beklerdi.
Onu asla bu odaya sokmazlard. Gerektiinden fazla ciddiydi, bu yalnz
byyen ocuk. Onu okula yollamamlard, baka ocuklara katlmasn
istemiyorlard. Kk kz bu yalnzlktan kt etkilenmiti.
Hareketsizlikten ok abuk yorulurdu. Hayat grltlerinin, nedensiz
barmalarn, kahkahalarn, koumalarn eksiini duyuyordu. ocuun
istedii gibi gelimediini gren doktor, bu kenarda yaamann,
yalnzln salna zararl olmasndan korkard. Durmadan eine hep
ayn tleri yineliyordu: "Onu oyalamak gerek... Kendisiyle aa yukar
ayn yata u kk Jack var ki, onun gevezelik etmeyeceinden emin
olabilirsin."
"Olabilir, ancak u d'Argenton'lar nasl kiiler? Nereden gelmiler?
Burada kimse onlar tanmyor."
ok kukulu bir hanm olan yal nine, kymetli torununu yle her nne
kana emanet edemezdi.

"Sevgili karcm, bunlar eker gibi kiiler. Geri adam azck orijinal
ama pek de aklk, ne de olsa bir sanat, bir air... Anlarsn ya. Ama
ei, altn gibi kadn, einden, olundan baka kimseyi gz grmyor. ok
temiz bir kadn. Sana yemin ederim ki daha drst komular bulamazdk.
Bunlardan kimseye zarar gelmez."
JACK
159
Madam Rivals, buna pek inanmaz gibi ban sallard: "Oh sana kalsa" Gzleri yalarla dolarak iini ekerdi.
lkin sulu gibi ban een Rivals, daha sonra fikrinde srar ederdi:
"Dikkat et, kzn ii sklyor. Ona bir rahibe yaam srdrtmeye ne
hakkmz var. Hem de ne kar ki? u kk Jack, henz ocuk, ondan ne
zarar gelir?"
Sonunda doktor, anneanneyi kandrd ve ocuklar arkada oldular.
Kk olan iin de bu ho bir deiiklik olmutu. lkin, sadece oynamaya
geldii evin gnlk konuu olup kt. Madam Rivals, bu iyi yaradll,
ince ruhlu ocua kalbinin tm efkati ile balanmt. ocuun kendi
evinde fazla ilgi grmediini, babo braklmasndan anlamt. Jack
ok zaman ceketinin dmeleri kopuk gezerdi. Okula gitmiyor, ders
almyordu.
"Okula gitmiyor musun yavrum?"
"Hayr efendim."
Ancak bundan annesinin sorumlu tutulmasndan ekinen ocuk, kalbinde
uyuyan o incelik hazinesini u szlerle aa koyuyordu:
"Annem bana ders veriyor."
Ku beyinli Charlotte'dan byle bir aba beklemek, ok fazla olurdu
dorusu.
lkin dncelerini kendisine saklayan Madam Rivals, bir gn eine bundan
sz etti:
"Olur ey deil... Bu kadar zeki bir ocuun, sabahtan akama kadar
babo dolamasna nasl gz yumarlar?"
Doktor dostlarm savundu:
"Ne yapsnlar? ocuk almak istemiyorsa. Herhalde azck geri zekal
olmal."
"Olabilir... Ama bana kalrsa aslnda durum bambaka. vey babann ocuu
sevdiini sanmyorum... Bu hep byle olur. lk evlilikten doan ocuk
daima horlanr."
160
ALPHONSE DAUDET
Jack bu evde iten dostlar bulmutu. Cecile yeni arkadan ok seviyor,
onsuz yapamyordu. Gzel havalarda bahede oynuyorlar, yal gnlerde
"ECZANE" odasna snrlard. Kyde ila satan gerek bir eczane
olmadndan Madam Rivals evde alyor, einin basit reetelerini
hazrlyordu. Yattrc uruplar, ksrk haplar. Yirmi yldan bu
yana, yapt iin artk ustas olmu saydrd. Hatta kocasnn bir hasat
turnesine kt zamanlarda, kendi deneylerine dayanarak, kendiliinden
ilalar bile verdii olurdu.
la ielerindeki etiketlerin stndeki latince adlar hecelemek
ocuklar iin bal bana bir oyundu. Kimileyin de yal nineye yardm
iin, ellerinde bir makas, etiketleri keser, ielerin zerine
yaptrrlard.
Ne de olsa bir erkek ocuk olan Jack, bu ii azck beceriksizce
yapyordu. Ancak gnn birinde ninesinin iinde alacan bilen
Cecile, dikkatle grevini yerine getirirdi. Ninesini taklit etmek
istiyordu. Yal Hanm, sadece ilalarn yapmyla yetinmez, einin
defterlerini tutar, giri klar buraya geirirdi.
Doktoru akamlan kapda karlarken hemen sorard: "Bugn nereye gittin,
kimleri ziyaret ettin?"

Oysa babacan doktor, yar yolda hastalarn yansnn adlarn unutmutu


bile. Belki de bile bile byle yapyordu. Hem dalgn hem de ayn zamanda
altn kalpli bir adamd. ok cmertti, yirmi yldan beri denmeyen
faturalar srklenirdi ekmece diplerinde. Ah u vefal ei olmasa, adam
a kalrd garanti. efkat ve sevgi dolu ei ona yavaa darlr,
ikisini hazrlar, giysilerini dzeltirdi.
Kapdan kmasndan nce torunu Cecile, ciddi ciddi:
"Gel buraya dede, kravatn iyi balamamsn. Mendilini unutmadn ya?
Bir noksann var m?"
Doktorun iyilii, tanrsal niteliklerle karmt. ocuk gzleri,
ruhunun temizliini yanstrd. Dnyay dolamasna ve bir yn deiik
tiplerde insan tanm olmasna raJACK
161
men, gene de ocuk gibi saf kalmt. Ktle inanmazd o. Ho gry
sade insanlara deil, hayvanlara kadar uygulard. Ka kez yal atn
yormamak iin kzgn gne ya da yamur altnda, evinin yokuunu yaya
trmanmt. At da ihtiyar efendisini ok severdi. Aralarnda anlalmaz
bir ba vard. Hayvan ona nazlanrd adeta. ok zaman doktor,
hastalarnn yannda fazlasyla geciktiinde, at, n ayaklarn yere
vurur ve ac ac kinerdi... Neredeyse konuacak, haydi eve dnelim
diyecekti.
Yem zaman geldiinde, hayvan yol zerinde durur ya da ev istikametine
dnerdi. Byle zamanlarda, Rivals ona:
"Doru haklsn," derdi.
O zarnan acele eve dnerler ya da yolda kavga ederlerdi.
Doktor o cana yakn sesiyle:
"Yetti artk, fazla oldun... Bylesini de hi grmedim, ne biim
hayvansn sen... Bir ziyaretim daha var diyorum sana... stersen sen
yalnz dn..."
Bundan sonra fkeyle hastalarna koard. Ancak, en azndan kendisi kadar
inat at, hi amadan kyn yolunu tutar ve evlerinin nnde dururdu.
Yolda bo arabay grenler,
"Bak," derlerdi. "Gene doktor atyla bozumu, galiba."
Doktor'un en byk elencesi, "Etiolles" dolaylarndaki kylerdeki
hastalarna giderken, ocuklar da beraberinde gtrmekti. Araba geniti.
kisi ocuk olduuna gre, de rahata sard. Bu pembe ve taze gler
yzler arasnda atn sren doktor, kendini ok mutlu bulur, Cecile'in de
daha aldn ayrmsard. Kk kz evde saran o hznn ar ar
daldn grrd.
Btn aclar dindiren, kiiyi bir ninni gibi avutan gzel grntler
n de avuturdu. Yal doktor, ocuklarla akran gibi onlarla elenirdi.
Balar, baheleri bu kadar yakndan tanmayan Jack, sevinle gler
sylerdi. Cecile onu snavdan geirirdi sanki:
162
ALPHONSE DAUDET
"Jack, bil bakalm, u tarla da ne ekili, buday m? avdar m ya da dar
m?"
Jack gz alabildiine uzanan bu yemyeil tarlalara dikkatle bakar ama
hibir zaman doru yant bulamaz, hep aldanrd, her zamanki gibi.
"Dede, bak gene aldand Jack, u tarladakiler iin avdar dedi."
Kk kz, rmak boyunda alabildiine uzanan tarlalarda ekili alanlarn
trlerini arkadana retirdi. Budayn dolgun taneleri, avdarn
atall tanelerinden ok daha farklydlar.
Doktorun arld her evde, ocuklar ahane bir ekilde
karlanrlard. Ev sahipleri onlar nasl arlayacaklarn bilmezlerdi.
Doktorun ziyaretleri ok zaman iftliklere yaplrd. Doktor st kata
hastasn grmeye ktnda ifti kadn, ocuklar kmese gtrr

onlara kucak dolusu taze yumurta verir, civcivleri okamalarn salar ve


frndan henz kan buram buram tten taze ekmekle, nefis bir kaymaktan
yedirirdi. Hele al kaplarnda inekleri seyretmek ne ho olurdu. Arada
bir SENE rmann kollarndan bir akarsu stnde ykselen ve eski zaman
atosunu andran bir deirmen grrlerdi.
ocuklar budayn dvnd beyaz tozlu odada skldklar zaman
dakikalarca deirmenin suyun ta dibini yaran paletlerin oluturduklar
kpkleri ve havuza bakakalrlard. Yeil stlerin glgesinde
kuyulam sularyla durgun bir gl andran o snrlanm rmakta kmes
hayvanlar keyifle yzerlerdi. Kadife yeili bal rdekler ve bembeyaz
kazlar, sryle sularda kanat rparlard.
Buralarn hastalklar bile kent hastalndan bambaka bir tr
saylrd. Kylnn hastal gnlk yaamn akn asla deitirmez.
iftlik hayvanlarna yemleri altklar saatlerde verilir. Kyl kadn
hasta eine uzun zaman bakmaya, onun
JACK
163
iin yaknmaya zaman bulamaz zira gnlk yaam sre gider. Toprak
beklemez, hayvanlarda zamannda beslenmek, baklmak ister. ifti kadn,
gn boyu altktan sonra, akam ate banda kle gibi uyur kalr.
Yukarda tek bana braklan zavall hasta, aldaki kz ve ineklerin
brmelerini dinler durur. O artk sava alannda yaralanarak, topraa
den bir askerdir artk. Kimse kendisiyle ilgilenmez, bir keye
yatrrlar hepsi bu kadar, bu arada yaam kavgas devam eder gider. Btn
kollarn almas gerektir. Hasta bir yanda inleye dursun, buday
dvlr, ekinler toplanr, hayvanlara saklr. Bu sonu gelmeyen alma
srasnda evin efendisi, kadere boyun eerek, akam glgelerinin
dmesini ya da sabahleyin gklerin aydnlanmasn bekler, ya iyileir,
ya lr.
ocuklar gittikleri hasta evlerinde zgn yz bulmazlard. Onlar daima
martrlard. Giderken kendilerine verilen bir rek, at iin bir havu
ve yal bykanne iin bir se'pet meyva arabann arkasna
yerletirilirdi.
Bu basit ruhlu kyller doktorlarn ylesine severlerdi ki. Ancak ne var
ki sevmelerine ramen onu aldatmaktan asla geri kalmazlard.
Ondan aralarnda yle sz ederlerdi:
"Ah u bizim doktor yok mu? O ne mbarek adamdr. stese ok zengin
olabilirdi."
Ama gene de doktorun vizitasn vermemek iin aralarnda ne planlar
kurarlard. Esasen bu onun gibi babacan bir adam iin hi de zor olmazd.
Hasta evinden karken evresini kalabalk bir ocuk halkas sarard.
Zafer kazanm bir kumandan gibi uurlanrd.
"Doktor Rivals, kzma ne yedireyim?"
"Ah doktor, eim iin yaplacak bir ey yok mu?"
"Bu verdiiniz tozu, ocua iireyim mi, yoksa bununla onun srtn m
uaym? Azck daha verir miydiniz? Sanki bu bana yetmez gibi geldi."
164
ALPHONSE DAUDET
Doktor btn yantlar karlar, kiminin diline bakar kiminin nabzn
yoklard. Minik toz paketlerinden datr, ksrk ve kuvvet
uruplarndan birka ie verirdi. Ceplerini boalttktan sonra
hafifleyerek arabasna atlar evinin yolunu tutard. Bu mert kyllerin
minnet aklamalarndan duygulanarak atn kamlard. Ardnda
braktklarnn kendisine dua edeceklerim biliyordu. Hepsi de peinden, o
iyi adam diye haykrrken, beri yandan gzlerinden birini krparak,
gizlice "ne de saf adam" derlerdi.
ok >zaman da onu yar yolda durdururlar ve onu yaka paa yeni bir
hastaya srklerlerdi.

Doktor'un ocuklarla yapt gezilerden gn batmnda dnerlerdi. Sryle


uuan krlanglar ve otlaklardan dnen koyunlarn sonsuz bir huzura
kavuan ovalardan geerlerdi. Bat ynnde akan SENE rma, kararan
ufuklarda altn bir erit gibi uzanrd. Clz aa kmeleri, yama boyu
sralanm tek tuk evler, uraya bir dte rastlanabile-. ek bir dou
grnts verirdi. Dinsel tasvirlerde grlen KUDS kyne benzerdi, bu
fransz krlar.
Bu tr tasvirleri biriktirmeyi seven Cecile:
"Tpk sa babamzn doduu NAZARETN kyne benziyor, deil mi Jack?"
derdi.
ocuklar alak sesle konuurlarken, doktor arabay akam orbasna doru
srerdi. ok zaman Jack da akam orbasn onlarla birlikte itikten
sonra eve dnerdi.
Birlikte yaptklar bu ak hava gezintilerinde doktor bir eyi
anlamt. D'Argenton'un vey olunun ok keskin bir zeksnn olduunu
anlamakta gecikmemiti. Ancak ailesinin ihmalinden tr ocuun zoraki
bir tembellie mahkm edilmi olduu yadsnamaz bir gerekti. ocukla
megul olmaya karar verdi, ok iyi sonular alacandan kesinlikle
emindi. Her gn leden sonraki iki saatlik dinlencesini Jack uruna feda
edecekti. Ksa zaman sonra bunu bir alkanlk edindi.
Her yemekten sonra azck olsun dinlenmeyi alkanlk ( edinenler bunun
nasl bir fedakrlk olduunu anlarlar.
JACK
165
Jack, doktorun bu iyiliini karlksz brakmyor, onun verdii
derslerden fazlasyla yararlanmaya zen gsteriyordu. Bu durumdan Cecile
de memnun grnyor, derslerde hazr bulunuyor, kk arkadann latince
dizeler okumasna kulak veriyor, sanki onun daha abuk anlamasn ister
gibi prl prl gzlerini onun yzne dikiyordu.
Dedesi, Jack'n ev devlerine bir gz attktan sonra:
"Aferin Evlat iyi olmu," dediinde, kk kz, kendisi vlm kadar
mutlu oluyordu.
Jack kendi evindekilere bu almalarn lafn bile etmedi. Annesine bir
srpriz yapmak, airin kendi hakknda aldandn kantlamak istiyordu,
yi kalpli doktorla, bu aralarnda dar szmayan bir giz idi.
Esasen "KK EV'de oturanlar her geen gn, Jack' biraz daha ihmal
ediyorlard. Jack saatlerle hi ilgilenmeden istedii gibi girer kard,
ok zaman yemeklerde bile bulunmazd. Esasen air'in her gn saylar
daha da artan konuklarnn arasnda, ocuun varl bile fark
edilmiyordu.
Yalnzln doldurmak ve szm ona "aydn bir evre" yaratmak amacyla,
air tm baarszlara evini amt.
Arada bir Charlotte, ekine ekine: "Param kalmad," dediinde o
kalarn atarak: "Peki ama nasl olur, daha yeni vermitim," diye
karlkta bulunurdu.
Ancak gsteri merak, cimriliini bile atndan mutluluunu
evresindekilere sermek istediinden varlkl ev sahibi roln oynamak ve
bu zavall rate adamlarn gzlerini boyamak kendisine byk bir zevk
veriyordu.
Geimleri ok kt olan bu "BAARISIZLAR" iin Paris yaknlarndaki bir
kyde, en nefis yemeklerin yendii hatta kimileyin gece bile kaldklar,
konuksever bir evin bulunmas, umulmadk bir ans saydrd.
Hafta sonuna yakn, bira evlerinde yle konumalar olurdu: "Bu pazar'a
kime gidiyoruz? D'Argenton'lara m?"
166
ALPHONSE DAUDET
Zar zor biriktirdikleri bir tren biletini alr almaz ver elini "Etiolles
Ky."

Charlotte bu konuk akn karsnda, bocalard: "abuk Archambauld nine,


gene konuklar geliyor, bir
tavan kesin yoo iki tavan olsun, bir omlet, iki omlet,
omlet..."
"Hey Tanrm gene mi? u gelenler de kim?" diye tela-lanrd koruyucunun
ei... Zira artk hemen her hafta gibi yeni yzler, yeni sakallar, yeni
salar ve yeni klklar grnrd.
D'Argenton, evini konuklarna gezdirmekten, her seferinde yeni bir zevk
duyard. Birlikte yaplan onarmlara bir gz atlr, daha sonra bu
sakalna kr dm ihtiyar ocuklar iplerini koparan atlarn cokun
neesiyle kjrlara dalr, su kysna koarlard.
Yeil imler zerinde bu anm silindir apkalar, yamal ceketler ve
Paris sefaletinden ken yzler, olduundan .daha da snk, soluk
dururlard. Ancak, az sonra, yemek masas hepsini evresinde toplard.
ou zaman, sofradan kalkmazlar, saatlerce sohbetlerini srdrrlerdi.
Masa banda palavralar, tartmalar sre giderdi.
Ormanlar ortasnda edebi tartmalarn yapld bir bi-raevi. D'Argenton
ok mutlu idi. O nl dizelerini. Belki yz kez yineliyor ve devaml ayn
tasarlardan sz ediyordu. "BEN - BENM" laflaryla balayan cmlelerini
konuklarndan esirgemiyordu.
Charlotte da yaamdan memnun saylrd. Bu kelebek ruhlu kadn iin, bu
devaml gel-git, bir genleme kayna olmutu.
Konuklarn hayran baklarn zerinde duyumsamak onun gururunu
okuyordu.
Kimileyin pazar gnleri "Baarszlarn" eleri de gelirdi. Hafta boyu
elerini doyurmak iin abalayan bu iyi yrekli kadnlar iin bu gezme
ho bir srpriz oluyordu. te o zaman, bu kadn konuklan karsnda
Charlotte bir ato
JACK
167
sahibesi tavrlar taknr, onlarn gzlerini kamatrmak iin en ssl,
ilemeli, dantelli roblarn giyerdi.
Ama kkn hi amayan mdamileri arkc Labas-sindre ve doktor Hirsh
idiler. Birka gnlne kke yerleen doktor, aylardan bu yana yerinden
kprdamamt. Ev sanki artk kendi mal olmutu.
* ,.
Konuklan kendisi arlyor, airin beenmedii gmleklerini giyiyor,
apkalarna kadar sahip kyordu.
Ama gene de doktorun btn samalklarna ramen d'Argenton artk onsuz
yapamaz olmutu. Hastalk hastas adam, hayali hastalklarn baka kime
byle dinletirdi? Aslnda onun doktorluk bilgisine gvenmediinden
verdii ilalan almyor ama gene onun varlndan bir eit huzur
buluyordu. Doktor, byk bir kstahlkla:
"Onu ben ayaa kaldrdm," diye vnmekteydi. Rivals evdeki otoritesinin
byk ksmn yitirmiti.
Gnler haftalar, haftalar aylar kovalyor, zaman akp geiyordu.
Gz mevsimi "Kk Evi" hznl sisleriyle sarmt. Daha sonra k
geldi, damlar karlarla kapland. Derken ilkbahar, nisan yamurlar seller
oluturdu. ieklenmi leylaklar, balkonlar ssledi. Aslnda deien
fazla bir ey yoktu. airin ev iin, yeni bir onarm tasar, kafasnda
yeni bir hastalk korkusu. Charlotte her zamanki gibi gzel ve
anlamszd. Jack bym boy atmt, stelik ok da almt.
Sistemsiz ve dzensiz almalarna ramen, on ayda korkun ilerlemelerde
bulunmutu. Kendi yatlar kolejli ocuklardan ok daha bilgili
saylrd.
Doktor Rivals, d'Argenton iftine gururla:
"Bakn," demiti, "bir ylda onu nasl eittim. Artk onu rahat liseye
gnderebilirsiniz, sizi utandrmaz. Bu ocuk byk adam olacak."

Yabanc saylan doktorun oluna gsterdii ilgiden sessiz bir sitem sezen
Charlotte utanmt ve:
"Ah doktor size ne kadar minnettarm, ok iyisiniz," demiti.
168
ALPHONSE DAUDET
Oysa air Jack'n baarsn daha souk bir tavrla karlayordu.
Charlotte'ya yalnz kald zaman fkesine gem vuramad:
"Herife de ne oluyor ki?" diye haykrd... "Hayatta herkes
sorumluluklarn bilir, u ky baytar aklnca bana ders mi vermek
istedi?"
Aslnda gururu iyice yaralanmt. O gnden sonra, birka kere ciddi bir
tavrla hep ayn szleri mrldand:
"Doktorun hakk var, ocukla ilgilenme zaman geldi."
Ne yazk ki ilgilenecekti de...
Gnn birinde doktor Hirsh, Labassindre ve d'Argen-ton, ba baa
konuuyorlard. arkc, ocua seslendi:
"Jack, gelsene biraz..."
ocuk ekinerek yaklat, zira air ve arkadalarnn kendisini pek
sevmediklerini bilirdi.
"Kim yapt?.. Beuh, beuh, ceviz aacndaki u sincap tuzan, peuh peuh,
bahenin ta ucundaki o aacn stnde."
Jack sapsar kesildi, gene azarlanmaktan korkmutu ama yalan sylemek
istemedi. "Ben yaptm."
Cecile evde bir sincap beslemek istemiti. ocuk da telleri birbirine
geirerek, ok ustaca bir kapan yapmt. Geri, daha henz sincap
yakalanmamt, ama gene de tuzak ok iyi yaplmt.
"Bunu tek bana, modelsiz mi yaptn?"
Jack ezile bzle karlk verdi:
"Evet Msy Labassindre, tek bama yaptm, modelsiz."
iman arkc arkadalarna seslendi:
"Harika bir baar. ocuk makinist olmak iin yaratlm, parmaklarnda
harika bir yetenek gizli. Byle eyler zorlanmaz, bir Tanr vergisidir."
air de gururla ban kaldrarak, ufuklara seslendi:
JACK
169
"Ah evet bir ba, her ey burada."
Doktor Hirsh, bundan kendisine pay karmt:
"Doru dediniz, yeteneksiz bir ey olmaz."
ocua srt evirerek, bahede yrmelerini srdrdler. Arada bir
ilerinden biri konumak istedii zaman, bir el iaretiyle tekileri
durduruyordu.
Gece yemekten sonra taraada, uzun sren bir tartma yapld.
Labassindre davasna Charlotte'u kazanmak istercesine devaml
yineliyordu.
"Evet kontes, gene ayn sav yineleyeceim. Gelecein kahraman iidir.
Soyluluk tkendi, burjuvazinin ancak birka yl kald, u sra, ii
gzde. Evet, siz istediiniz kadar, onun nasrl ellerini hor grn, onun
kutsal nln beenmeyin... Yirmi yla kalmaz, bu lekeli nlk, dnyay
peinden sryecek."
Doktor da o ufack kafasn sallayarak arkadan onaylad. "Hakl,
Labassindre yerden ge kadar hakl."
Yemekten sonra konumalaryla hi ilgilenmeyen Jack da nedense o akam bu
szlere kulak vermiti. Zavalh ocuk, sanki bu konumann hayatnda bir
rol olacana bilir gibi, bu sama szleri can gnlden dinledi.
Labassindre vglerine devam ediyordu:
"ahane bir yaam... zgrlk ve sayg dolu... Ah byle bir meslei
brakmakla nasl budalalk ettim... Ah gemie dnmek mmkn olsa..."

Arkadalarna doum yeri olan Brtanya'daki bir demirhanedeki ii olduu


gnleri anlatyordu. O zamanlar gerek adn "Roudic" adn kullanrd.
Aslnda bu "Labassindre" onun sahne iin edindii bir takma ad idi.
Kynn adn almt. (La Basse Indre) Loire kylarndaki bir kasaba
ad.
Demirhanede ate karsnda, beline kadar plak geirdii o esiz gzel
saatleri ballandra ballandra anlatt. Arkadalarna dnerek sordu:
"Arkadalar sahnede ne kadar baarl olduumu biliyorsunuz?"
170
ALPHONSE DAUDET
Hirsh yalan sylemeye alk birinin kstahlyla: "Ne demezsin? ok
baard bir sanat olduundan kimsenin kukusu yok."
"Gsterilerden sonra elenkler, altn tabaklar, madalyalar aldm dl
olarak. Evet dostlarm, geri bu anlar benim iin ok deerli ancak
yemin ederim ki, hibiri beni bu kadar mutlu etmedi." Bu szlerle
gmleini syrd, bir ay penesi gibi kll kolunu ta omuzuna kadar
at. Dirsee yakn bir dvme vard. Mee yapraklarndan bir elenk,
aprazlama konmu iki eki altnda u yaz " ve zgrlk"...
Aslnda bu dvme sahne yaamnda onun iin bir handikap olmu, bunu
silmek, kaztmak iin neler yapmamt. Birok rolleri u dvme yznden
oynayamamt. Hayatn karartan bu iilik ansnn hibir zaman
silinmeyeceini anlayan Labassindre bununla vnmeyi daha uygun grmt.
arkc szlanmalarn srdrd, ah neden sanki eytana uymutu? Lanet
olsun u Nantes'dan gelen tiyatro mdrne, bir akam arkadalarna ark
okuyan Labassind-re'in sesini duyan adam, onu zorla sahne yaamna
itmiti. Bugn aabeysi Roudic Baba gibi, saygn atlye efi olmak,
dolgun haftalklar alacakt. stelik ihtiyarlk gnleri iin de, emekli
maa balanyordu. Tiyatronun asla salayamad avantajlar.
Charlotte ekinerek:
"Haklsnz dostum, sizinle ayn fikirdeyim, ancak iilik iin ok gl
olmak gerekir. Ka kere, siz bile bu meslein ok etin olduunu itiraf
etmitiniz."
"Olabilir, belki bir hanm evlad bunun altndan kalkamaz ancak sz
konusu delikanl da dayanakl, buna yemin edebilirim."
Doktor Hirsh sze kart: "Onun ok salkl olduuna yemin edebilirim."
Artk buna karlk kalmamt. Gene Charlotte itiraz edecek oldu.
JACK
Birden d'Argenton hrsla yerinden frlad:
"u kadnlarn hepsi de ayn mal. Hanmefendi, aylardan beri oluyla
ilgilenmem iin kafam iiriyor. Ben de, bu yolda arkadalan seferber
ediyorum, oysa imdi bana kafa tutarak, szlerimi hie sayyor."
Efendisini darltmaktan korkan Charlotte kekeledi:
"Yok dostum yanl anladn, ben yle demek istemedim."
Labassindre ve Hirsh, kadnn tarafn tutarak dostlarn yumuatmak
istediler.
Kadn artk gzyalarna engel olamad. Jack teraa-dan ayrld. Annesine
ikence eden u kt airin grtlana sarlmamak iin kendisini zor
tutuyordu. Annesinin alamasna dayanamazd.
O akam izleyen gnlerde, bu konu bir daha konuulmad. Ancak Jack
annesinin tutumunda bir deime ayrm-samt. Gen kadn devaml olunu
kucaklyor, onu yanndan ayrmak istemiyordu. Bu yaknlamadan yaknda
ayrlacaklarn zlemli nitelii seziliyordu. Jack' sinirlendiren bir ey
daha oldu, bir akam air bozuntusu kocaman byklarn titrete titrete,
doktor Rivals'a buruk buruk glmsedi:
"Doktor rencinizle ilgileniyorum. Bugnlerde size bir srprizim var...
Benden memnun kalacanz sanrm."
Saf Rivals bu szlerden umutlanarak, sevin iinde evine dnd ve eine:

"Grdn m gzelim, iyi ki onlar azck uyardm, bak ocukla ilgilenmeye


balad vey babas."
nsanlar daha iyi tanyan Madam Rivals, ei kadar iyimser deildi,
ban sallad:
"Kim bilir dostum? Ben bu l gzlerden hi holanmyorum. Adama hi
gvenim yok, o ocuu sevmiyor. Bir dmann ilgilenmemesi,
ilgilenmesinden daha hayrldr."
Jack da yal kadnla ayn fikirde idi.
IX HAYAT BR ROMAN DELDR
Bir pazar sabah, Labassindre baarszlardan kalabalk bir grupla
trenden indi. Bahede tuzan yannda sincab gzeten Jack, annesinin
kendisine seslendiini duydu.
Ses airin alma odasndan geliyordu. Annesinin sesindeki heyecandan
kukulanan ocuk, "Bugn kader gnm," diye dnerek, merdivenlerden
abucak kt.
Aa yukar bir yla yakn bir zamandan bu yana, bu tapnaa ayak
basmamt. Oda bir hayli deimi, gneten solan perdeler, ttn
dumanndan sararmt. Cezair stili sedirin yaylar bozulmu, yaz
masasnn st yer yer izilmiti. Tozlu hokka ve paslanm kalemler
buraya meyhane kelerinin bayahn vermiti.
Yalnzca, II. Henri stilindeki koltuk zamana kar koymu, hi
bozulmamt. ocuu huzuruna artan d'Argen-ton, bu koltua
kurulmutu. Labassindre ve Hirsh, onun sa ve solunda muhafzlar gibi
sralanmlard. Bu arada o gn iin gelen Baarszlardan bir ksm
bahede dolarken, birka tanesi sedire yerlemi, pipolarnn
dumanlarnda yitirdikleri hayalleri aryorlard.
Jack bir bakta btn bunlar ayrmsad. Mahkeme kurulmu, yarg,
tanklar toplanmlard. Bir de pencere nnde gzlerini ta uzaklara
daldrm olan annesi. Kadn sanki orada olanlardan sorumlu deil gibi,
dalgn ve zgnd.
JACK
173
Kral Henri koltuundaki air, kendini yzyllar gerisinde sanarak o an
azyla konutu. Kral Henri'nin gzdelerine hitap etmesini taklit etti:
"Ge karma, nono..."
Szm ona cana yakn olmak istemiti ama sesindeki o madeni titreimler,
insan rpertiyordu.
Krallar'n gzdelerine seslendikleri gibi, ocua "nono" diye
seslenmiti.
"Sana daha ncesinden sylediim gibi, hayat bir roman deildir, evlat.
Benim ne kadar didindiimi, saatlerimi u masa nnde, sanat uruna nasl
harcadm, nasl mcadele ettiimi bilirsin. Arada bir yorulsam da asla
ylmam bu savatan. Ancak artk sra sende, zira artk erkek oldun."
Oysa zavall yavru henz on iki yandayd.
air demecini srdrd:
"Evet artk, tam bir erkek saydrsn, yalnz boy atmakla kii adam olmaz,
bize ne kadar yrekli olduunu kantlamann tam sras. Tam bir yl, seni
serbest braktm, aklnn ve bedeninin gelimesine izin verdim. ok kii
beni ilgisizlikle sulad, oysa ben seni gzlyor, her davrann
izliyordum. Bu uzun ve derin gzlem sonunda, yeteneklerinin hangi meslee
uygun olduunu anlam bulunuyorum. Bu ett sonundaki, yorumlarm annene
de akladktan sonra kesin kararm verdim."
Vaaznn bu blmnde, d'Argenton, arkadalarnn kutlamalarna karlk
vermek iin sustu. Labassindre ve Hirsh onu hararetle kutlarken, br
konuklar, pipolarnn dumanlarnda kendilerini derin bir dalgnla
brakmlard, onlarda bir ba eiiyle katldlar.
Serseme dnen Jack, bu laf selinde bir tehlikenin kara bir bulut gibi
tepesinde dolatn sonunda anlamt.

Charlotte'a gelince o eliyle gzlerini siper etmi uzaklardan bir yardm


beklercesine, baklarn ufuklara dikmiti. Koltuunda daha da dikleen
air, kam gibi u szleri ocuun yznde aklatt:
174
ALPHONSE DAUDET
"Artk iimize dnelim, u anda dinleyecein mektup, btn aklamalardan
daha ak olacak, bak dinle. Oku La-bassindre."
arkc grkemli bir davranla cebinden bir kyl mektubu kard ve
boazn temizledikten sonra tamtrakl bir tondan okumaya balad:
Indretz Adas Dkmevi (Loire)
"Sevgili kardeim, sz ettiin delikanldan mdrle konutum. ok gen
olmasna ramen, gene de Mdr onu yanma rak almama izin verdi. Drt
yl sonra, onu iyi bir ii olarak yetitireceimi umuyorum. Selam ve
sevgiler. ocuk bizde yer ve bizde kalr. Eim ve kzmdan sevgiler."
Aabeyin Roudic Atlye efi
D'Argenton gzleri l l haykrd:
"Duydun mu Jack, drt yl sonra sen de iyi bir ii olacaksn. Yani bu
dnyada en mkemmel ve en yce bir meslee sahip olacaksn. 'yi bir
ii.'"
Jack aldanmyordu iyi duymutu, iyi ii ama gene de anlayamad, iyice
dnd.
ocuk Paris sokaklarnda iileri grmt. Cmnaz yaknnda "On iki Ev"
geidinde pek ok ii barakalar vard. Bunlar elleri nasrl, lekeli
nlkl, kaba davramh kiilerdi.
Bundan sonra kendisinin de onlar gibi bir nlk takacan dnd ve
sarsld. Annesinin bu snf halk hor grdn bilirdi.
Ancak kendisini en ok zen buradan ayrlmak olmutu. Bu gzel evden,
yemyeil ormanlardan, doktor Rivals'la-rn yaknlndan ve zellikle
annesinden ayrlmak. O anne
JACK
175
ki, onu taparcasna severdi ve onu yllar sonra zorla kazanmt.
Neden annesi kmltsz pencere nnde duruyor, bir trl o ilgisiz
durumundan syrlmyordu? Kadnn btn vcudu sarslyordu. Sanki
gzyalarn gizlemek ister gibi elini gzlerine siper etmiti. Sanki
uzakta ufuklarda bir ey grm ve rkm gibi. Ne grmt, hangi ackl
sahne onun byle hkrklarla alamasna yol amt?
ocuk lgn bir sesle fsldad:
"Ya demek buralardan gitmem gerekecek?"
Onun bu masum sorusu, cellatlar tarafndan acmal bir glmseyile
karlanrken, pencere nnden bouk bir hkrk duyuldu.
Labassindre neeli bir tondan:
"Bir hafta sonra hareket ediyoruz," dedi. "Bende oktan beri u sevgili
aabeyimi grmemitim. Bu arada eski arkadalara da bir merhaba demi
olurum."
Byle diyerek gmleinin kollarn kvrarak, kll kolundaki o dvme
izini bir kere daha yanndakilere gsterdi.
D'Argenton gzlerini pencere nnde alayan kadndan ayrmyordu, kalar
atlmt:
"Artk gidebilirsin Jack," dedi.
Jack serseme dnmt. Kendi kendine: "Bir haftaya kadar, bir hafta
sonra," diye yineleyerek acele merdivenleri indi ve apkasn bile
giymeden sokaa frlad, bir solukta ky aarak, doktorun evine koarak
vard. Tam o ara hasta turnesine kmaya hazrlanan yal doktor
arabasna biniyordu. Jack, iki kelimeyle durumu dostuna anlatt, doktor
duyduklarna inanamad:

"Olur ey deil, seni bir ii, bir amele mi yapacaklar? Ya demek vey
baban geleceinle byle ilgileniyor. Bak dur bekle ben imdi onlara yle
bir ders veririm ki..."
176
ALPHONSE DAUDET
Sokaktakiler, doktorun bu heyecann grnce, "Herhalde kkte ar hasta
biri olmal," diye dndler. Zira Jack'n da sa ba darmadankt,
doktorun yanna oturmu, dalgn gzlerle onun araba srmesini izliyordu.
Oysa kimse hasta deildi, doktor geldii zaman hepsi yemek odasna
gemilerdi. Hepsinin yz glyordu. Hatta doktor Charlotte'un bile
glmsediini grerek, hayretten donakald. htiyar doktor titrek bir
sesle:
"Sizinle grmek isterdim, Msy d'Argenton," dedi.
"Masaya buyurun doktor, size de bir takm koysunlar. Bir yandan yer, bir
yandan konuuruz."
"Hayr teekkr ederim, a deilim. stelik size ve einize
syleyeceklerim ok zel, aramzda kalmak"
Doktorla ba baa kalmaya hevesli olmayan air:
"Niye geldiinizi tahmin edebiliyorum," dedi. "Jack iin deil mi?"
"Evet tam stne bastnz."
"O zaman, hi ekinmeden konuun. Dostlarm durumu biliyorlar."
Bakalar yannda byle bir aklamadan ekinen Char-lotte:
"Evet ama dostum," diyecek oldu. D'Argenton o buz gibi sesiyle emir
verdi: "Anlatn doktor, sizi dinliyorum."
Doktor masa nnde gururla dikilmi halde, ayn souk sesle sze balad:
"Jack bana bir haber iletti. Onu Indretz dkmevine rak olarak
yollamay dnyormusunuz, yanl duymadk deil mi?"
"Evet aziz doktor, gerein ta kendisi."
JACK
177
Doktor iyice ileden kmt, kendini kontrola alt:
"Dikkatli olun," dedi, "bu ocuk byle etin bir ie gelemez, stelik
bnyesi byle zora gelecek kadar dayankl deil. Tam gelime anda
kk bir ocuk, onu hi- alkn olmad bir hayata atmak istiyorsunuz.
stelik iilik gerektiren niteliklerden hibirine sahip deil. Ancak en
nemli neden, onun yeterince gl olmamasdr."
Tam o anda szde doktor Hirsh, bir ok gibi yerinden frlad. "zin verin
saygn meslekda."
Rivals onu yantlamak zahmetine bile katlanmadan, ocuun anasna dnd:
"Beni iyi dinleyin Madam," dedi, "kelimelerin zerine basa basa ocuk
byle zor bir yaama dayanamaz, buna yemin ederim. u anda sizinle bir
dost gibi deil, bir doktor olarak konuuyorum. Siz olunuzu benden daha
iyi tanrsnz herhalde, o byle yorgunluklar kaldramaz. Ancak ben u
anda fiziksel yorgunluu kastetmiyorum. Jack gibi ince ruhlu, gzellie
dkn, zihni her trl eitime ak bir ocuu byle bir hayata
ilemezsiniz, bu bir cinayetten bile beter."
D'Argenton baya fkelenmiti:
"Yanlyorsunuz doktor," dedi. "Ben ocuu sizden daha iyi tanrm. Ben
de kendisini altrmak istedim, ama o ancak el ilerine yatkn, ben de
kendisine bu yetenei gelitirme olanaklar tanyorum ve de ite
kendisine ahane bir meslek sunuyorum. Oysa kk bey bana teekkr
edecek yerde, gidip evimin dnda kendine koruyucular aryor,
yabanclardan yardm bekliyor."
Jack itiraz etmek istedi, yal doktor onu bu glkten kurtard:
"O bana ikyete gelmedi. Sadece kararnz bildirdi. Ona sylediklerini
bir kere daha yineleyim. Jack dostum buna asla raz olma. Anann, babann
boyunlarna atl. Seni seven anana, sevmesi gereken vey babana yalvar
ya-

178
ALPHONSE DAUDET
kar, onlardan seni byle alaltmalarn gerektirecek ne suu ilediini
sor."
Labassindre masaya bir yumruk vurarak grledi:
"Yanl dnyorsunuz doktor. i aleti kiiyi alalt-maz tam tersine
yceltir. Peygamberimiz sa Hazretleri bile ocukken rende oynatyor,
marangozluk yapyordu."
Uza grme yeteneinden yoksun Charlotte cokulu bir sesle: "Ah bak ite
bu doru," dedi.
Budala kadn olunu SA grnmne sokmak istiyordu.
Doktor ne diyeceini bilemedi:
"Bu palavralara kulak vermeyin Madam," dedi. "Olunuzu ii yapmakla onu
kendinizden uzaklatrm oluyorsunuz, keke onun dnyann en uzak bir
kesine yollasayd-nz, size daha yakn olurdu. Zira insanlar
birbirlerine yaklatran mesafe deildir. Sosyal deiiklikler her eyden
daha nemlidir. Gnn birinde, ondan utanacak, onu hor greceksiniz. Kaba
konuan, elleri nasrl bu cahil ii artk sizin olunuza benzemeyecek.
Esasen o da bir komplekse kaplarak sizinle eskisi gibi serbest
olamayacak."
Jack tek kelime sylemeden, bfenin kesine sinmi onu dikkatle
dinliyordu, annesinden uzaklama tehlikesiyle sarsld. Odann tam
ortasna kararl admlarla geldi, gr bir sesle:
"i olmak istemiyorum ve de olmayacam," dedi.
Charlotte yerinden srad, sitemli baklarn oluna dikti: "Yapma
Jack, bunu nasl sylersin?"
Derken D'Argenton konutu:
"Ya demek kk Bey ii olmak istemiyorlar, grlmemi ey benim
kararma kar kmak, itiraz. Olur ey deil, ii olmak istemiyorsun,
ama yemek istersin deil mi? Giyinmek, kalacak rahat bir ev ve de gezmek.
Bende
JACK
179
sana iimi dkeyim mi? Artk bunlar sana salamaktan bktm, sefil
asalak. Evet, sen bakalarnn srtndan yaamak isteyen bir asalaksn.
almak istemiyorsun deil mi? Bende seni evimde bir gn bile
istemiyorum. Herkes budala deil..."
Derken birden ar katn anlayarak, hemen kontroln taknd o buz
gibi sesiyle:
"Odanza ekilin kk bey," dedi. "Kararm size sonra bildiririm."
"Azizim d'Argenton izin verirseniz, ne yapmak gerektiini ben size..."
Ancak Jack, doktorun yantn duymad, air kaba bir el hareketiyle onu
kap dar etmiti.
ocuk odasnda tartma grltlerini duyuyor ve sesle- ri tanyordu,
ancak kopuk cmleler duyabildi:
"Yalan bin kere yalan." "Baylar, baylar." "Hayat roman deildir." "Kutsal
ii, kutsal meslek."
Sonunda kap dnda doktorun sesi bir kere daha nlad:
"Lanet olsun, bu eve bir daha ayak atarsam..."
Daha sonra sokak kaps iddetle arpld ve yemek odasn youn bir
sessizlik kaplad. Ancak atal ve baklarn grlts duyuluyordu. Yemek
yiyorlard.
"Onu alaltmak kendinizden aa bir snfta yaatmak istiyorsunuz."
ocuk bu cmleyi iyi bellemiti, zira bir ok gibi kalbine saplanmt.
Kendisi de d'Argenton'un gerek niyetinin bu olduunu biliyordu. Hatta
bundan emindi, bir dman ancak byle davranrd. Hayr bin kere hayr, o
ii olmak istemiyordu.

180
ALPHONSE DAUDET
Kap ald, annesi ieri girdi. Kadn ok alamt, gerekten ac
gzyalar dkmt, yz kerten, izgiler oluturan yalar. Hoppa ve
gzel kadnn yz ardnda ilk kez, bir ana yz belirmiti.
zgn ve aresiz bir anann yz. Sesinin titremesine engel olmak istedi:
"Beni iyi dinle Jack," dedi, "seninle ciddi bir ekilde konumam gerek,
demin bakaldrarak beni ok zdn evladm, geri bu yeni yaamda kimi
zorluklarla karlaacan yadsyacak deilim. lkin ben bile bu fikri
onaylamamtm ama sylenenleri duydun deil mi? Artk her ey deiti
iinin durumu o kadar geliti ki. Bugn ii olmak bir onur. Sende artk
an " AI" olduunu renmi oldun. Burjuvazinin modas gemi,
soyluluun da yle ama gene de bence soyluluk... Her neyse, senin
yandaki bir ocuk, byklerinin dediini yapmak zorunda."
ocuun bir hkr, annesinin szn yarda kesti: "Demek sen de beni
kovuyorsun anne?"
Bu sefer kadn dayanamad, onu kollarna ald, barna bast. "Ben mi
seni kovmak? Neler sylyorsun Jack'm benim, haydi sakin ol, byle
titreme ne olur? Ah elimde olsa, ben seni hi gnderir miydim? Seni ne
kadar sevdiimi bilmez misin? Ancak makul olmak zorundayz, artk
geleceini dnmemiz gerekiyor, byyorsun, bir baltaya sap olmak
zorundasn... Yazk ki geleceimiz pek aydnlk deil."
Her zamanki gibi bir laf seline kapld, oluna ekine ekine hayatta
aprak durumunu anlatmaya alt:
"Bak yavrum, henz ok kksn, yakn bir gelecekte sana doumundaki
gizi aklayacam. O zaman sen de her ikimizin de kaderin nasl
oyuncaklar olduumuzu anlarsn. Ancak bugn u kadarn bilmelisin, ne
senin, ne de benim be paramz bile yok. Tamamyla onun eline bakyoruz.
te bundan tr, onun isteklerine kar koyamyorum ya...
JACK
181
stelik onun ok iyi niyetli olduunu biliyorum inan bana Jack, o senin
iyiliini dnyor... Evet olum ite durum bu, ondan fazla bir ey
isteyemem, hem de o imdiye kadar az yapmad... Onun da zengin olmadn
biliyorum. Senin eitim masrafn karlayamaz, ikinizin aranzda kaldm,
bir karara varmak zorundayz... Ah keke u dkme-vine, senin yerine ben
gitseydim. Dn ki sana bir meslek hazrlyor. Yaamak iin kimseden
yardm istemeyecek, kendi kendine yeteceksin, bundan gurur duyacaksn,
kendi kendinin efendisi olacaksn."
ocuun gzlerinde grd ltdan onun etkilendiini anlad. Daha
sonra, btn annelerinin ocuklaryla konuurken kullandklar o okayc
sesle unlar ekledi:
"Bunu benim iin kabul et, Jack yavrum... Ekmeini abucak kazan. Kim
bilir, belki gnn birinde belki senin ocana derim. Bana bakmak
zorunda kalrsn, sen benim tek dayanam, tek dostumsun."
u anda neden byle konumutu, herhalde iinden gelmi olacakt, bir
nsezi kendisine bu szleri fsldamt. Yoksa gen kadn, gelecein
yrtlan perdesinden, kaderini olduu gibi gryor muydu? Belki de her
zamanki gibi dnmeden ylesine konumutu? Her neyse, bu efkat dolu
sevecen ocuk ruhunu etkilemenin baka yolunu bulamazd. Sonu annda
kendisini gsterdi.
Annesinin gnn birinde kendisinden yardm isteyeceini dnen ocuk
hemen kararn verdi:
"Na'srh eller ve lekeli nlkle karna ktmda benden utanmayacana
yemin et... Beni hep seveceine yemin et."
"Seni her zaman sevmek mi? Jack'm benim, bunu bana nasl sorarsn
evladm?"

Kadn karlk olarak olunu pck ve okamalara bodu. Aslnda vicdan


azab duyuyordu. O gnden sonra olunu her dndnde acdan oklar
kalbine saplanacakt.
182
ALPHONSE DAUDET
ocuk annesini daha fazla zmemek iin bu gsteriyi ksa kesti.
Merdivenlere koarak, annesine seslendi:
"Gel anne ona kabul ettiimi birlikte bildirelim."
Baarszlarn hepsi masa basndaydlar henz, Jack ieri girince, sakin
ve vakur bir tavrla bam dikletirdi ve:
"Sizden zr dilemek istiyorum," dedi air'e, "az nce nerinizi geri
evirmekle hata ettim, u anda nerinizi kabul ediyor ve beni
dndnz iin teekkr ediyorum."
D'Argenton o her zamanki iddial sesiyle karlk verdi:
"Aferin delikanl, azck dndkten sonra, grlerime uyacandan hi
kukum yoktu. Niyetlerimin drstln anladna sevindim. Aslnda sen,
aslnda dostumuz La-bassindre'e teekkr etmelisin, bu ans ona
borlusun, sana ans kapm at."
arkc kll penesinde ocuun narin elini ezdi. Sanki iki arkadam
gibi, onun srtn yumruklad.
ocuk, son gnlerini orman ve krlarda gezmekle geirdi. Derin bir
zntye kaptrmt kendisini, narin omuzlarna yklendii sorumluluu
dndke ii eziliyordu. Sanki birka gn iinde o bym, yetikin
bir erkek olmutu. ocukluu ok gerilerde kalmt.
Sevdii keleri bir bir gezdi, ocukluk anlarn anmak isteyen bir
ihtiyar gibi. Sale ninenin, elinde sopas kendisini kovalamasna bile
aldrmyordu. Ancak en byk tasas, doktor Rivals'lara gidememekti.
D'Argenton bunu kendisine yasaklamt. Jack, Cecile'ye veda etmeden
gideceini dnerek kahroluyordu.
Charlotte olundan bu son sevinci esirgediine ok zlyor ama
d'Argenton'a kar gelmeye cesaret edemiyordu.
Sonunda d'Argenton yumuad, daha dorusu ocuk yola kmazdan bir gn
nce, ondan kurtulma sevinciyle ona istedii izni verdi.
JACK
183
Jack o akam doktorun kapsn ald. Eczane odasnn pancurlar sk
sk kapal, ev karanlk ssz grnyordu. Ancak, doktorun alma
odasnn penceresinde azck k szyordu. Doktor bir sand
kitaplarla dolduruyordu, ocuu grnce o tatl gl yzn aydnlatt:
"Ho geldin yavrum, bana veda etmeden gitmeyeceini biliyordum. Seni
yollamak istemediler deil mi? Ho, bundan azck bende suluyum. Fazla
sert davrandm, ar konutum, hatta eim bu yzden beni azarlad bile.
Ha laf arasnda kk kzla ninesini yolladm birlikte seyahate ktlar.
Onlar Pyrnees dalarnn eteklerindeki bir kyde yaayan kz kardeimin
yanna gnderdim. Cecile rahatszland, damdan dercesine senin
gideceini syledim, o buna ok zld.
Ah u ocuklar, ne duygusal yaratklar. te veda sahneleriyle daha fazla
hrpalanmamas iin, onu uzaklatrmay uygun buldum."
Doktor, Jack'la bir erkekle konuur gibi konuuyordu. Kk kzn, kendi
yznden hastalandn ve onu gremeyeceini renen Jack, bir ocuk
gibi alamamak iin, kendini zor tuttu.
Jack yere serili kitaplara, lo odaya, masa zerindeki iki iesine bir
bakt. Einin yokluunu frsat bilen doktor, eski alkanlklarna geri
dnm, gene alkola dadanmt.
"Ne yaptm biliyor musun, kk?" "Hayr, doktor."
"Senin iin kitaplar seiyorum, bu eski kitaplar beraberinde
gtreceksin. Bunlar klasikler. Bunlar okuyacana sz ver Jack. Kitap
en iyi dosttur. Hayatn byk kederlerini yenmek iin okumaktan baka

are bulamyorum. Kitaplarm olmasayd, kaderin o darbelerine nasl kar


koyardm? Belki sen henz bunlar pek anlayamazsn ama sen gene de oku,
anlamasan bile, bunlardan szlen kafann bir kesinde yerleir ve
orasn aydnlatr. Okuyacana sz ver..."
184
ALPHONSE DAUDET
"Sz veriyorum doktor."
"Sen bu sand tayamazsn, yarn ben sana yollarm. Gel de seninle
vedalaalm."
Babacan doktor, onu birka kere ptkten sonra, o efkatli sesiyle:
"Seni Cecile iin de ptm," dedi.
Jack kapdan karken, ihtiyar dostunun ardndan "Zavall ocuk" diye
fsladn duydu. Tpk yllar nceki, Vau-girard kolejindeki Rahip
gibi. Ama, artk Jack, buna hi amad, zira aradaki yllar zarfnda,
kendisine neden acdklarn renmiti. Evet hayat ona mutsuzluunun
nedenlerini retmiti.
Ertesi sabah yola kyordu.
Kk youn bir tela iindeydi. Eyalar bir yk arabasna tanyordu.
Labassindre sanki bir safariye kar gibi giyinmiti. Uzun izmeler,
geni kenarl apka, kadife yelek. Bir yandan da evreyi inletmek ister
gibi, o gmbr gmbr sesiyle bir Opera aryasn okuyordu.
aire gelince o hem durgun, hem de sevinli idi. ok da ciddi. Ne de
olsa, ok insancl bir grevi yerine getiriyordu.
Charlotte, olunu kucaklyor, durmadan pyordu. Yal gzlerle bir
eksiinin olup olmadna bakyordu.
Hayr, hibir noksan yoktu Jack'n. Aslnda, bir ii ra iin ar
k giyimli saylrd.
Charlotte titrek bir sesle Labassindre'ye yalvard:
"Ona iyi bakacaksnz, Msy Labassindre, deil mi? Ne olur tmesin.
Tanr'dan sonra size emanet."
"Hi endielenmeyin Madam, kendi sesime gstereceim zenle ona
bakacam. Bundan emin olun." "Jack..." "Anne, anneciim."
JACK
185
Son bir kere kucaklatlar.
Charlotte artk kendini koyvermiti, hkryordu. ocuk zntsn belli
etmemeye alt. Annesi iin btn bunlara katlandn bilmek, ona g
veriyordu. Yokuu inmilerdi, ocuk son bir kere, gzlerini annesinin
yzyle doldurmak istercesine ona doya doya bakt. Annesinin gzel yz,
gzyalar arasnda kendisine glmsyordu.
Annesi seslendi:
"Bize yazmay ihmal etme Jack, beni mektupsuz brakma."
ak de o buz gibi sesiyle, arkadan seslendi:
"Unutma Jack, hayat bir roman deildir."
Evet, belki haklyd. Hayat roman deildir, ama o sefil, kendi yaamn
romana benzetmek iin elinden geleni esirgememiti.
Kk evinin sarmak ve ieklerle kapl kapsnda, sevdii kadna
yaslanm duruunu grmek bunu anlamaya yeterdi. u anda evinde
barndramad o zavall ocua el sallyor ve onu sahte bk efkatle
uurluyordu. Kovduu ocuu.

You might also like