Serbest Plan, Serbest Cephe, Serbest Ev...

You might also like

Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 6

Serbest Plan, Serbest Cephe, Serbest Ev...

04/1999
?hsan Bilgin
"Serbest plan" (plan libre) ve "serbest cephe" (façade libre), 20. yüzy?l?n ilk yar?s?n?n en atak
figürlerinden olan Le Corbusier'in (1887-1965) ?srarla izini sürdü?ü sloganlard?. Neydi bu
"serbestlik" ile kastetti?i? Bir ucu "arbitrar" olana, yani keyfili?e aç?l?yor olmal?. Ancak Le
Corbusier'in "yapan öznenin" önündeki s?n?rlar? kald?rmakla ve "?stedi?in gibi yap!" demekle
yetinecek birisi olmad???na kuşku yok. Modernist mimarinin öncü figürlerinden biri olarak bir
yandan eski konvansiyonlar? y?kmak, öte yandan da yenilerinin inşas?na arac?l?k etmek istiyordu.
Öyleyse "serbestlik" onun için "yapan öznenin" keyfili?inden öte bir anlama gelmelidir.

Corbusier'in kastetti?i serbestlik, "yapan özneden" ziyade, nesnenin içsel özelliklerine ve kurgusuna
ilişkindi: Nesnenin, eskiden birbirlerine s?k? s?k?ya ba?l? olan unsurlar?n? ayr?şt?rmak,
birbirlerine ba??ml?l?ktan kurtarmak istiyordu: Plan? cepheye, konstrüksyona, hatta alt ve üst kat?n
plan?na; cepheyi plana ve konstrüksyona; konstrüksyonu mekan kurgusuna; pencereyi duvarlara
ba??ml?l?ktan kurtarmakt? istedi?i. Dahas? da var: Bahçeyi topraktan, evi yerleşmeden, yerleşmeyi
şehirden, yaya yolunu oto yolundan.., herşeyi birbirinden, birbirine ba??ml? olmaktan, birbiri taraf?
ndan koşullan?yor olmaktan kurtarmay?, ba??ms?zlaşt?rmay? hedefliyordu.

Önce bunu "nas?l", sonra da "neden" yapt???n? anlamaya çal?şal?m. Yani önce tekniklerine ve
araçlar?na, sonra da motivasyonlar?na ve ideolojisine bakal?m.

Hangi gelene?in izini sürüyor olursa olsun, konvansiyonel bir evin en belirleyici özelliklerinden biri
duvar, pencere, kap?, çat?, merdiven, oda, koridor, sofa gibi tekil unsurlar?n birbirlerine
indirgenemez ayr? varl?k alanlar?na sahip olmalar?, ikincisi de belirli örüntü kal?plar?na göre
biraraya gelerek bütünü oluşturmalar?d?r. Le Corbusier'in istedi?i her iki özelli?i de tersine
çevirmektir: Bir yandan unsurlar?n ba??ms?z varl?k alanlar?n?, di?er yandan da bunlar?n
birbirleriyle eklemlenme kal?plar?n? çözmeyi, kurgusunun içinde eritmeyi hedefler.

Bunlar?n hepsini birden mümkün k?lacak arac? daha en baş?ndan keşfetmiştir: Betonarme iskelet.
Evet, Perret'in ve Behrens'in yan?nda çal?şt?ktan sonra başlad??? ve yaşam? boyunca sürdürece?i
konsept çal?şmalar?ndan ilki olan Maison Domino'nun 1919'da yay?nlanan ilk resmi, bir betonarme
iskelet perspektifidir: Temellerin üzerinde yükselen kolonlardan, o kolonlar? kesen döşeme plaklar?
ndan ve merdivenden ibaret bir iskelettir bu. 19. yüzy?l boyunca kullan?lmam?ş donat?l? betonun
imkanlar?na işaret eder bu resim.

Konvansiyonel bir evin inşaat süreciyle, sonunda evi oluşturacak unsurlar birbirinden ayr?şmaz;
inşaat yükselirken ayn? zamanda duvarlar, odalar, pencereler de biçimlenir. Oysa Maison Domino
henüz soyut bir imkand?r; evin somut unsurlar? daha ortada yoktur. Evi ev yapacak olan somut
nesneler, bu soyut imkan?n üzerine, içine, kenar?na sonradan eklenecek, hatta istenirse feragat
edilebilecek "d?şar?dan taş?ma" unsurlar haline dönüşmüşlerdir. Bir kere inşaat sürecine "içkin"
olmaktan ç?k?p "d?şsal" bir özellik kazan?nca, art?k eski biçimlerini, anlam ve eklemlenme
örüntülerini sürdürmeleri de gerekmez. Hatta varl?klar? da bir zorunluluk olmaktan ç?km?ş,
duvars?z, kap?s?z, penceresiz, çat?s?z ev yapmak bile mümkün hale gelmiştir. Corbusier istedi?ini
yapmak için kritik eşik noktas?n? daha en baş?ndan keşfetmiştir: ?nşaat süreciyle evi ev yapan
somut unsurlar?n ilişkisini kesmek ve herbirinin birbirinden ba??ms?z olarak kurgulanabilece?i bir
ortam yaratmak. Gerisi çorap sökü?ü gibi gelecek, bilinen hiç bir konvansiyonun tekrarlanmas? için
bir neden kalmayacakt?r. Maison Domino'daki önemli bir ayr?nt? da, döşeme plaklar?n?n kolon
hizalar?n?n d?ş?na taşmas?d?r. Bu önemsiz gözüken ayr?nt?, cephe kurgusunu da taş?y?c? sisteme
ve planimetriye ba??ml?l?ktan kurtaracakt?r.

Betonarme iskelet Corbusier için araçt?r; amaç inşaat süreci taraf?ndan dikte edilmemiş mekan
kurgusu ihtimallerini elde edebilmektir.

Bir sonraki çal?şmas? olan Maison Citrohan'da (1919-22) taş?y?c? sistemden ve inşaat sürecinden
ba??ms?zlaşm?ş mekan kurgusunu betonarme iskelet ile de?il, evin s?n?rlar?n? çeken ve bütün
binay? taş?yan paralel beden duvarlar?yla elde eder.

Zemin kat, en arkadaki servis hacimlerine kadar bölünmemiş yekpare bir mekand?r. Yatak odalar?
n?n yer ald??? üst kat ise zeminin yar?s?na kadar gelen bir galeri niteli?indedir.

Dolay?s?yla zemin kat sadece yatayda de?il, düşeyde de bölünmemiş, üst katla s?n?r?
konvansiyonlarca belirlenmemiş "ak?şkan" bir yaşama mekan?d?r. ?çinde "yüzen" nesneleri bar?
nd?ran ve s?n?rlar? evin en ücra köşelerine kadar s?zan bu ak?şkan yaşama mekan?, Corbusier'in
yaşam? boyunca gündemde tutaca?? modern bar?nma konseptinin belirleyici unsurudur.

1925'te Paris'te aç?lan "Uluslararas? Modern Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Sergisi" kapsam?
nda düzenledi?i "L'Esprit Nouveau" pavyonu, içindeki anonim endüstriyel mobilyalardan önce,
bunlar? içinde "yüzdüren" ak?şkan yaşama mekan?n? sergiler. (Resim 4) Maison des Artistes
(1924) çal?şmas? da, bu iç mekan kurgusunu dar alanlar içinde gerçekleştiren konsept çal?şmalar?
ndan biri olmuştur.

Maison Citrohan'daki as?l gerilim de binan?n s?n?rlar?n? çeken prizmatik kabu?un geometrisi ile iç
mekanlar?n ölçüye gelmez ak?şkanl??? aras?ndad?r. O kadar ki, bu prizmatik kabu?un içine
merdiven bile girememiş, ayr? bir unsur olarak duvar?n d?ş?na yap?şt?r?lm?şt?r. Zemin katla
galeriyi ba?layan döner merdiven, ancak konstrüktif özelli?inden ve mekan? belirleyici a??rl???
ndan feragat ettikten sonra girebilmiştir evin içine. D?şar?daki a??r merdiven çat? kat?ndaki
bahçeye kadar ç?kar. Bildi?imiz "çat?" ortadan kalkm?ş ve bahçeye dönüşmüştür. Hatta bu
bahçenin, eski anlam?yla ancak "müştemilat" olarak adland?rabilece?imiz kapal? bir eki bile vard?
r.

Corbusier'in yaşam? boyunca peşini b?rakmayaca?? bir başka izlek de belirginleşmiştir böylece:
topraktan kopmuş, "d?ş" ile "iç" aras?ndaki bir ara mekan olmaktan ç?karak net bir biçimde "içe",
eve kat?lm?ş "asma bahçe" konsepti.

Dönemin öncü mimarlar?n?n yeni bar?nma konseptlerini sergiledikleri bir manifestoya dönüşen
Stuttgart'taki Weißenhof Yerleşmesi'ne yapt??? iki ev (1927) ve Maison Cook (1926), Domino ve
Citrohan konseptlerini somutlayan denemelerdir.

Bu denemeler ile, yatayda ve düşeyde akan mekanlar, yüzen elemanlar, serbest cephe düzeni ve
çat? bahçelerine yeni bir özellik daha eklenir: Binan?n ayaklar üzerinde yükselerek topraktan
kopmas?.

Corbusier'in binalar? da, t?pk? mobilyalar?n?n yaşama mekan? içinde yüzdükleri gibi, do?an?n
içinde yüzeceklerdir; gerçekten "yüzemeseler" bile (çünkü ne olursa olsun hala topra?a ba?l?, yani
"gayr? menkuldürler"), yüzme efekti verecek şekilde duracaklard?r yeryüzünün üzerinde. Bu efekt,
alt? boş olsa da hala a??r beden duvarlar?yla topra?a ba?lanan Maison Cook'tan ziyade,
Weißenhof'taki ikinci evde belirgindir.

400 m2'lik taban alan?n?n verdi?i imkanlarlaVilla Savoye (1928-30), Corbusier'in 1915'ten beri
sürdürdü?ü konsept çal?şmalar?n?n tüm imkanlar?n? ve olas?l?klar?n? sonuna kadar kulland???,
geliştirdi?i farkl? teknikleri birarada kullanarak tad?n? ç?kard??? bir manifesto gibidir.

Ev, t?pk? Citrohan'da ve Maison des Artistes'de oldu?u gibi net bir geometrik prizma taraf?ndan s?
n?rlanmaktad?r. Ancak Weißenhof evinde oldu?u gibi ayaklar?n üzerinde yükselerek topraktan
kopmaktad?r. Önceki çal?şmalar?nda "bahçe" olarak yorumlanm?ş olan teras burada sadece binan?
n s?n?rlar? içine al?nmakla kalmam?ş, ayn? zamanda da oturma mekan?yla bütünleştirilmiştir.
Böylece daha önce evin iç mekan?nda galerili kat çözümleriyle sa?lanan ak?şkanl?k, bu kez kapal?
mekanlarla aç?k mekanlar aras?na da taş?r?lm?şt?r. Teras ile kapal? oturma mekan? aras?ndaki s?
n?r belirsizdir, üstelik ayn? d?ş duvar her ikisinin birden s?n?r?n? çekti?i için aradaki eşik bir kez
daha belirsizleştirilmiştir.

Yegane fark birinin üzerinin kapal?, di?erinin aç?k olmas?d?r. Bu içiçe geçmiş yaşama alanlar?n?n
içinden ç?kan uzun bir rampa üst terasa ulaşmaktad?r. Böylece gerek kapal? ve aç?k alanlar,
gerekse de alt ve üst katlar kesintisizce birbirinin uzant?s? olmakta, hangisinin nerede başlad??? ve
nerede bitti?i mu?laklaşmaktad?r. S?n?r, prizmatik kabuk ve ayaklarla baştan kuşku götürmez bir
biçimde do?aya karş? çekilmiş, sonra her şey birbirinin içine do?ru "akmaya" b?rak?lm?ş,
konvansiyonel s?n?rlar çözülmüştür.

Corbusier'in u?raş alan? özel siparişlerle ve villalarla s?n?rl? de?ildi. ?ddial? bir modernist olarak
as?l ilgisi, 19. yüzy?ldan beri en a??r sosyal sorunlardan biri haline gelmiş olan konut sorununun
çözümü idi; yani s?radan insan?n sorunlar? ve anonim talepleri. Ancak yine iddial? bir modernist
olarak, talepleri dile geldikleri biçimleriyle yan?tlamak ve sorunlar? tan?mlanm?ş biçimleriyle
çözmek de?ildi hedefi. Sorunun tan?m? ve talebin niteli?ini de?iştirmek, yüz y?ld?r kitlenmiş olan
sorun yuma??ndan hareketle "modern ikamet" formunun keşfine öncülük etmek istiyordu. O
nedenle yukar?da de?inilen çal?şmalar?, tek seferlik ve "biricik" eserler olarak de?il, daha genel ve
evrensel bir aray?ş?n deneyleri olarak okumak Corbusier'in projesini anlamak aç?s?ndan daha do?
ru olur.

Gerçekleşmiş ilk yerleşme projesi olan Pessac (1924), "bahçe şehir" konseptinin 1920'ler k?ta
Avrupas?'ndaki yorumlar?n? izleyen bir çal?şmayd?: Topra?a oturmuş 2-3 katl? s?ra-ev dizileri, t?
pk? Brüksel'de, Rotterdam'da ya da Frankfurt'ta oldu?u gibi, ?ngiltere'deki orjinlerine göre iyice
sadeleştirilmiş ve soka?a göre konumlanmaktan vazgeçmiş olarak yerleşmenin omurgas?n?
oluşturuyorlard?.

Ancak öte yandan, yukar?da özetlenen tipik Corbusier izlekleri de net bir biçimde seçilmektedir: S?
ra evler, yukar?da de?inilen ba??ms?z evlere oranla çok küçük olmalar?na ra?men zemine tam
olarak oturmamakta, giriş katlar? elden geldi?ince boşalt?lmaktad?r. Bunun do?al sonucu, s?ra ev
konseptinin ayr?lmaz parçalar?ndan biri olan bahçenin evin uzant?s? olma halinden uzaklaş?lmas?,
bahçenin kap?n?n önünden al?n?p terasa taş?nmas?d?r.

Evet, topraktan, "yer"den, ba?lamdan kopmak Corbusier'in projesinde o denli önemli bir yer tutar
ki, "bahçe"ye darac?k evin s?n?rlar? içinde bile mutlaka bir yer bulunur, kap?n?n önünde duran
topraktan feragat edilir. ?şte "serbestlik" temas? bir kez daha bütün a??rl???yla karş?m?zda
duruyor: Mekan kurgusu inşaat sürecinden, plan cepheden, pencere duvardan ba??ms?zlaşmakla
kalmayacak, binalar da yere ve birbirlerine göre konumlanmaktan kurtulacaklard?r. 1940'larda
yapt??? bir eskiz, t?pk? denizdeki gemiler gibi, yeşil üzerinde serbestçe yüzercesine di?erlerinden
ba??ms?zlaşm?ş bloklar?n oluşturaca?? yerleşme peyzaj?n? okunkl? bir biçimde sergiler.

Pessac arada kalm?ş, ikircikli bir projedir: Evler tek tek topraktan kopar?lm?ş, ancak birbirlerine
zincirleme eklemlenmekten, yan yana ve karş?l?kl? diziler oluşturmaktan kurtulamam?şlard?r;
birbirlerine göre konumlanmay? sürdürmektedirler.

Kurgusunu, her türlü ayr?nt?s?yla bir bütün olarak sergileyen ilk konsept çal?şmas? için Immeubles
Villas'a (1925) bakmak gerekir. Birbirlerine do?ru akan bahçeli ve galerili mekanlar?yla, inşaat
sürecinden ve taş?y?c? strüktürden ba??ms?zlaşm?ş serbest mekan kurgular?yla birlikte iki katl?
ba??ms?z evler al?nm?ş ve ba??ms?z, iri bir kütleyi oluşturacak şekilde yanyana ve üst üste
dizilmişlerdir.

Burada yerleşme tekni?i aç?s?ndan ay?rdedici olan, tüm yerleşmenin tek bir binan?n, net bir
prizmatik kütlenin içine s??d?r?lm?ş olmas?d?r. Evler, aralar?na "o yere" ait olan bir "Raum", bir
toprak ve hava parças? s?zd?rmayacak biçimde bitişmişler ve herhangi bir müphemli?e geçit
vermeyen yekpare bir kütlenin bünyesini oluşturmuşlard?r. Bir kere bu kuşku götürmez ve
çiftanlaml?l??a gelmez bütünlü?ü oluşturduktan sonra da, di?er blok-yerleşmelerden kopmuşlard?r:
Yine müphemli?e geçit vermeyen bir berrakl?kla. Ya tam ba?lan?lacak, aradan hava, toprak, "yer"
s?zd?r?lmayacakt?r; ya da tam kopulacak, aradaki boşluk herhangi bir tan?ml? anlam yüküne, "yer"
bilgisine sahip olamayacak kadar büyütülecektir. T?pk? tek tek evlerde oldu?u gibi yerleşme
peyzaj?nda da ya tam bütünleşilecek, yekpare olunacak, ya da tam kopulacakt?r. Müphemli?in,
arada kalm?şl???n yeri yoktur.

Corbusier bu ölçekteki bloklar?n? ancak ?kinci Dünya Savaş?'ndan sonra inşa edebildi. ?lki ve en
çok bilineni Marsilya'daki Unité d'Habitation (1946-51) projesidir. Burada Immeubles Villas
konseptinde eksik kalan son ilkeyi de uygular ve yerleşme ölçe?indeki dev blo?u ayaklar üzerinde
kald?rarak yerden tamamen kopart?r.

Yerden kalkm?ş, prizmatik blok 4 x 25 metrelik dar-uzun kal?plar?n içine s??d?r?lm?ş iki katl?
evleri yanyana ve üsüste istiflemiştir. Evler, balkon boyutlar?na indirgenmiş aç?k alanlar?yla,
birbirine do?ru akan galerili yaşama mekanlar?yla, yüzen bölücü duvarlar?yla 1910'lardan beri ?
srarla üzerinde çal?şt??? unsurlar? bu darac?k aral?klar?n içinde yeniden üretir.

Bahçe olarak yorumlanamayacak balkonlar?n?n ölçüsü hariç, geliştirdi?i konseptin anonimleşmeye


aç?k bir manifestosu gibidir bu blok. Bu blo?un çeşitlemelerini 1950'ler boyunca Nantes'da,
Briey'de, Firminy'de, Berlin'de yineler...

Corbusier'in yap?l? çevrenin unsurlar?n? en küçü?ünden en irisine, en tinselinden en somutuna


kadar birbirinden koparmay?, ba??ms?zlaşt?rmay? hedefledi?ini söylemiştik. Önce bunu "nas?l",
hangi teknikleri kullanarak yapt???n? anlamaya çal?şt?k. ?kinci sorumuz ise "neden" yapt???yd?;
yani hangi motivasyonla ve ideolojik formasyonla.

Corbusier de, t?pk? kuşa??n?n di?er modernistleri gibi fiziki çevrenin "organik" yap?s?n?n art?k
çözüldü?ünü, geri döndürülemez bir biçimde sakatland???n? görmüştü. 19. yüzy?l boyunca bu
çözülme "organikimsi" formlar?n ve görüntülerin ard?na gizlenmiş, çözülme görmezlikten
gelinmişti. Art?k "-m?ş gibi yapmaktan" vazgeçilmeli, "organik" olan?n yerine "mekanik" olan
geçirilmeliydi. Evet, Corbusier'in yo?un çabas? organizman?n yerine mekanizman?n geçirilmesi
olarak özetlenebilir. Organizma parçalanamaz bir bütünlük, bir varl?kt?r; hücrelerin çeşitli
permütasyonlarla eklemlenmesi ve ço?almas?yla oluşur; kendi kendini yeniden-üretir. Gerçi farkl?
işleri gören organlar yok de?ildir: el kavramaya, mide ö?ütmeye, beyin düşünmeye yarar. Ancak
biri olmadan öteki düşünülemez, birbirlerini ikame edemez, ancak varederler. Can?m?z s?k?l?nca
neden midemizin a?r?d???n? ya da kaş?nd???m?z?, heyecanlan?nca neden kas gücümüzün de
artt???n?, bu organlar?n gördü?ü işlerle aç?klayamay?z. Organizman?n bir bütün olarak formu da,
tek tek organlar?n gördü?ü işlerle ve di?erleriyle eklemlenme biçimleriyle aç?klanamayacak, yani
parçalanamayacak bir bütündür; bozulup yeniden kurulamaz, başka bir biçime büründürülemez.
Oysa mekanizma bir sürece ve ak?şa işaret eder. Her bir parçan?n işlevi, kendinden bir sonrakinin
harekete geçmesi, yani işlemesi için bir ön koşuldur. Ak?ş? yeniden tan?mlamak kayd?yla yer de?
iştirebilir, feragat edilebilir. Bütün, birbirlerini ikame edebilir, parçalanabilir parçalardan oluşur.
Mekanizman?n formu da kurmacad?r; şöyle ya da böyle olmas? içsel bütünleşmeden gelen bir
zorunluluk de?ildir; bozulup yeniden kurulabilir, başka bir biçime bürünebilir. Otomobillerin ya da
çeşitli aletlerin motorlar?n?n ne kadar farkl? unsurlardan oluşabildi?ini, ne kadar farkl? hacimlere
ve formlara sahip olabildi?ini biliyoruz. Yeter ki kesintisiz ve aksamayan bir ak?ş?n içinde olmay?
sürdürebilsinler.

Kuşkusuz fiziki çevrelerin "organik" ya da "mekanik" olarak adland?r?lmalar? metaforiktir. Ne


ortaça? şehirleri gerçekten yaşayan birer organizmayd?lar, ne de 20. yüzy?l şehirleri işleyen ve
akan birer mekanizma oldular. Ancak yine de kullan?şl? metaforlard? bunlar. Bir ortaça? şehri ne
denli "yap?lm?ş" olursa olsun, ne denli artifisiyel unsurlar taş?rsa taş?s?n, yine de parçalanamaz bir
bütündü. Kilise, bal?k pazar?, sokaklar, evler yüklendikleri farkl? işlevler kadar, birbirlerini
varetmeleri, birbirlerini ortaya ç?karmalar?yla da şehrin parças? oluyorlard?. Kilisenin çevresiyle
birlikte ortadan kalkmas? sadece ibadet işlevini ortadan kald?rmakla kalmaz, di?er bütün organlar?
n varl???n? da eksiltir, sakatlard?. Modern metropollerde ise bir işlevin mekansal olarak kaymas?,
örne?in küçük sanayinin desantralizasyonu, geniş bulvar operasyonlar? ya da periferik bir alana
yeni konut yerleşmesi yap?lmas? di?er unsurlar?n varl???n? yerle bir etmez, içlerini tamamen
boşaltmaz; sadece yeniden tan?mlar, yeniden düzenler. Yeter ki "ak?ş", "işleyiş" bozulmas?n.

?şte Corbusier ütopyas? bu metaforlar üzerine kuruluydu. şehrin art?k sorundan başka bir şey
üretmeyen, sakatlanm?ş, sadece biçimsel olarak organizmay? ça?r?şt?ran yap?s?n?n ancak yer de?
iştirebilir, sökülüp tak?labilir, yeniden örgütlenebilir sentetik bir mekanizmayla ikame edilerek
kurtar?labilece?ini düşünüyordu. Can çekişen varl?kla, ancak bir ak?şa dönüştürüldü?ü ölçüde başa
ç?k?labilirdi. ?şte yaz?n?n baş?nda işaret etti?im "serbestlik" temas?, ancak bu perspektif içinde
okundu?unda yerli yerine oturur. Unsurlar, organlar, parçalar ancak birbirlerine ba??ml? olmaktan
kurtulduklar?nda, kendi özerk işleyiş alanlar?n? yaratt?klar?nda yer de?iştirebilir, sökülüp tak?
labilir, ikame edilebilir, feragat edilebilir olurlar. Bunun için ayr?şt?rmak, parçalamak, ay?klamak
gerekir; daha do?rusu tekil unsurlar? ayr?şt?r?labilir, parçalanabilir, ay?klanabilir k?lmak. Asl?nda
Corbusier'in projesi, modernleşme sürecinin en az?ndan 19. yüzy?ldan beri zaten kendili?inden
yapmakta oldu?unu radikal ve tasarlanm?ş bir ütopyaya dönüştürmekten başka bir şey de?ildi.
Toplumsal yaşam?n tüm alanlar?nda modernleşmenin yapt??? en genel etkilerden biri, eskiden
birarada duran şeyleri ve ilişkileri ayr?şt?rmak olmuştu. Tabii ki ayr?şt?rd?klar?n? yeniden ve
farkl? bir biçimde biraraya getirmiş, yeni bir örüntü kurmuştur. Ancak bu örüntü art?k gündelik
yaşam?n ve alg?n?n s?n?rlar?n?n d?ş?na ç?km?ş, daha soyut ve sistemik bir karaktere bürünmüştür.
Bütünden kopmuş olan parça, di?er parçalara nas?l eklemlendi?ini, nas?l bir işleyişin ve ak?ş?n
parças? oldu?unu kendi içsel deneyiminden, prati?inden hareketle kavrayamaz. Bunu kavramak için
her zaman başka bir pozisyon anlam?na gelecek olan bir soyutlama derecesinin dolay?m?na
ihtiyac? olacakt?r. Corbusier bu pozisyonu süreç kendi kendine şekillendikten sonra de?il, daha en
baş?ndan almak istiyor, böylelikle de ak?ş?n ve işleyişin muhtemel aksamalar?n?n telafi
edilebilece?ini düşünüyordu.

Dolay?s?yla yukar?da izlerini sürmeye çal?şt???m?z ikamet prati?i ve evle ilgili ayr?şt?rma ve
serbestleştirme teknikleri asl?nda daha genel bir mekansal projeksiyonun parçalar?yd?. Corbusier'in
ne istedi?inin sonuna kadar bilincinde olan bir öncü oldu?una kuşku yok. Ayr?ca istediklerini
gerçekleştirmek için o zamana dek uygulanmam?ş teknikleri icat eden bir mucit ve bu teknikleri
ad?m ad?m işleyen ve uygulanabilir k?lan yetenekli ve inatç? bir öncü oldu?u da kuşku götürmez.
Ancak bilinçli, öncü, yetenekli, mucit ve inatç? olmak, projeksiyonunun kaderini di?er 19. yüzy?l
sonras? ütopyac?lar?ndan farkl?laşt?rmaya yetmedi: Zihninde kurdu?u "oldu", ancak istedi?i gibi,
kastetti?i gibi "olmad?". Hem oldu, hem de olmad?. Bu arada kalm?şl?k hali onun projeksiyonunu
gelece?in heyecan verici aç?l?mlar? olmak yerine, bugünün alelade gerçekli?ine dönüştürdü.
Günümüzde Anadolu'nun herhangi bir karayolundan izlenebilecek inşaat peyzaj?n? gözlese ve
çeşitli çehrelere büründürülmüş -ya da büründürülmeye haz?r- yüzlerce Domino benzeri
betonarme-iskeletiyle yüzleşse ne düşünürdü acaba? Bu kadar uza?a gitmeye (ya da yak?na
gelmeye!) gerek yok. Kendi co?rafyas? içinde ve kendi yaşam dilimi içinde, 1950'lerde ve 60'larda
Avrupa şehirlerinin çevresini kuşatan iri bloklarla karş?laşt???nda ne düşünmüştür: Bahçesiz,
galerisiz, prefabrik-panel duvarl?, kasvetli evleri bünyesinde toplayan, topra?a a??r bir biçimde
bas?p komşusuna yanaşan, dolay?s?yla da onun projeksiyonundan sadece iri ölçe?i devralan devasa
prizmatik bloklar??

Hem oldu, hem de olmad? demiştik. Gerçekten de bugün art?k inşaat sektörünün geldi?i yerde
mekan kurgusu inşaat sürecinden, cephe plandan, bina sokaktan ba??ms?zlaşt?, serbestleşti; en az?
ndan serbestleşmesi mümkün ve alelade bir vaka oldu. Ancak serbestleştikten sonra onun istedi?i
olas?l?klarla, aç?l?mlarla yeniden kurulmad?. Bugünün evleri ve konut bloklar?, mekanlar?yla,
planlar?yla, cepheleriyle, yak?n ve uzak çevre ilişkileriyle 20. yüzy?l öncesinin y?pranm?ş,
yoksullaşm?ş ve hakikatini kaybetmiş taklitlerinden, suretlerinden başka bir şey olabilmeyi çok
ender olarak başarabiliyorlar. Bunun gerçekleşebilmesi için yine bu problematiklerin bilincine
varm?ş, onlarla yo?rulmuş s?rad?ş? mimarlar?n ve kurumlar?n iradesine ihtiyaç duyuluyor. T?pk?
yüzy?l?n ilk yar?s?nda Corbusier'in konutlar?nda da oldu?u gibi.

Evet, 20. yüzy?l?n sonunda ev iktisadi aç?dan da Corbusier'in kastetti?inden farkl? bir anlamda
parçalanm?ş, ayr?şm?ş ve ba??ms?zlaşm?şt?r. Bugün evin parçal? bütünlü?ünü kuran
dinamiklerden biri de, inşaat, yap? malzemesi, kimya, dayan?kl? tüketim maddesi, otomotiv ve g?
da sektörlerinin ürünlerini çeşitli kombinasyonlar alt?nda bar?nd?ran başl?ca tüketim mekan?
olmas?d?r: Ev, içine her şeyin, çeşitli kolaj olas?l?klar? ile "serbestçe" doldurulabilece?i nötr bir
kaba, bir "container"e dönüşmektedir giderek.

Konvansiyon bir kere yitirildikten, bütün bir kere parçaland?ktan sonra onun yerini neyin alaca??
n?, bütünlü?ün yeniden nas?l kurulaca??n? ütopyac?lar?n fikirleri, projeksiyonlar? ve iradeleri de?
il, bütün karmaş?kl??? ve çelişkileriyle tarihin yap?m?na kat?lan aktörlerin çapraz ilişkileri belirler.
Peki tüm karmaş?kl??? ve çelişkileri ile bu tarihin içinde ütopyan?n yeri ne olabilir? Y?llar önce
D.Berke'den okudu?um cümleler bu konuya kayda de?er bir s?n?r çekiyordu: "...Program?
eleştiriden, gerçekleşme tasar?s?n? şehir metaforundan, yani poetikay? politikadan ay?rmak
gerekir. Ütopyac? poetika beklentileriyle daima güzel olmuş, ütopyac? politika ise ideolojik
mutabakat talebiyle her zaman sakarl??a kaçm?şt?r." (Rob Krier and the Utopian Tradition in
Housing; New York 1982) Bu durumda Corbusier mimarisinin ilkelerini ve tasar?lar?n? birer reçete
olarak de?il de, birer şiir olarak okuman?n, konutla ilgilenenlere açaca?? yeni ufuklar ve de
söyleyece?i çok şey hala olmal?...

Kaynaklar:
Anon., (1927), Bau und Wohnung: Die Bauten der Weißenhofsiedlung; (Deutsche Werkbund)
Stuttgart.
Banham,R., (1990), Die Revolution der Architektur: Theorie und Gestaltung im Ersten
Maschienenzeitalter; (Vieweg & Sohn) Braunschweig, Wiesbaden.
Le Corbusier, (1964), Feststellungen; (Bauwelt Fundamente) Berlin, Frankfurt, Wien.
Jenkis,D., (1993), Unité d'Habitation Marseilles; (Phaidon), Singapore.
Journel,G.M.,(1997), Le Corbusiers binäre Figuren, Daidalos 64, s.24-29.
Posener,J.,(1979), Le Corbusier; ARCH+ 48, s. 44-61.
Reichlin,B.,(1997), Das Nützliche ist nicht das Schöne, Daidalos 64, s.32-54.
Risselada,M.,(ed.), (1988), Raumplan Versus Plan Libre; (Delft Uni.) Delft.
Taylor,B.,B. (1972),Le Corbusier at Pessac (1914-1928): Documentation Graphique et
Photographique; (Fondation Le Corbusier & Harvard Uni.) Paris.

You might also like