Professional Documents
Culture Documents
Bertrand Russell'ın Doğruluk Anlayışı
Bertrand Russell'ın Doğruluk Anlayışı
11
Nermi Uygur
I. GiRi : DOGRULUK SORUNU
Felsefe dogrulugun ara~t1nlmas1d1rn tamm1 eski15agdan giini.imiize degin s1k s1k ba~vurulan bir tammd1r. Ger<;;i tam oldugu
s(iylenemez bu tammm. byle ya, uzun tarihi boyunca felsefedeki
ara~urmalar hem bir tek tamrnm ba~hg1 altmda toplanam1yacak
kadar geni~ ve karma~1kur, hem de degi~iklikler ve aynhklar gosterir. Gene de sozi.i edilen tamm, ne zaman olursa olsun felsefede
yap1hp edileni, bir etkenligin cdelsefe)) adma yara~mas1 i15in orda
yap1lmas1 gerekeni yamlmaks1zm dile getirir. Ger<;;ekten de dogruluk (hakikat; aletheia; truth; verite; Wahrheit) kavram1, bir dcyime, felsefe 15ah~malanmn odag1d1r. <;e~itli felsefelerin ayn ayn
kurulu~unu ve hizmetini, birbirine yakmhk ve uzakhgm1 <;ok kez
belirleyen: bu kavrarn kar~1smdaki davram~lan, bu kavrama ili~
kin varg1land1I. Demek ki bir felsefeyi <;;ept<;evre anlay1p ba~an
s1m belirtmek isteyen, o felsefenin dogruluk anlay1~1 iizerin.;
ozellikle egilmek zorundadir. i~te boylesine bir zorunlulugun etkisiyle, ben de, Russell'm felsefesini i<;ten kavray1p degerlenrl.i rmek amacm1 giittiigiim i<;in, bu yaz1mda, amaca yakla~tiracagm1
umarak, Russell'm dogruluk kavram1yla hesapla~masm1; dogruluk nedir? sorusunun Russell'daki i~leni~ini inceliyecegim.
Ba~tan ~unu soyliyeyim ki, giri~tigirn inceleme, ~imdi burda
anm1yacag1m birtak1m gii<;liikler yanmda, anmadan ge15emiyec~
gim nesnel bir gii<;;liigii de birlikte getirmektedir. Bu gii<;;liik,
Russell'm dogruluga ili~kin <;;ah~malanm 50 y1h a~an bir geli~me
I
11
Russell'm gelimesiyle ilgili olarak bavunua:bilecek ktsa bir Tiirk<;e yaz1 Felsefe Arkivi'nin 13. say1smda (1962) 91kmttlr: Nenni Uygur: Bertrand Russell'm
Felsefedeki Gelimesi.
2 Bata Russell'm diiiinme diinyasmdaki doruklardan biri, An Inquiry fot ~1
Meaning and Truth - 1940 - olmak iizere birka<; tanedir bu asu belgeler: Reply to
Criticisms - 1944 - (The Philosophy of Bertrand Russell , ed. by. P. A. Schilpp,
New York); Human Knowledge its Scope and Limits - 1949 - ; My Philosophical
Development - 1959 -. K1salttlm1 yazthlari, s1rasiyle: Inquiry., Reply ., Human
Knowledge., Development . Kitaplarm sirasiyle Tiirk<;e adlan: Anlam ve Dogruluk
'Ozerinde bir Aratlrma., Eletirilere Cevap ., lnsan Bilgisi, Konu <;evresi ve
S!Illrlan., Felsefedeki Gelimem. Bu kitaplardan hi<; biri heniiz Tiirk9eye <;evrilmemitir.
3 Yeri gelince bir bir anacag1m yard1mc1 belgelerin en onemlileri Unlardir :
Philosophical Essays - 1910 -; The Problems of Philosophy - 1912 -; Ottr Knowledge of the External World. As a Filed of Scientific Method in Philosophy -1914 -;
The Analysis of Mind - 1921 - . K1salttlm1 yazUtlan, sirasiyle: Essays., Problems., E:;temal World., Analysis. Adi ge<;en kitaplarm Tiirk<;e adlan: Felsefe
Denemeleri., Felsefe Sorunlari., Dt Diinya 'Ozerindeki Bilgimiz., Zihnin <;oziimlenmesi. - Bu kitaplardan yalmz birinin, The Problems of Philosophy'nin 1931
yilmda A. Adtnan Ad1var tarafmdan yap1lm1 olup sonradan, 1944 yilmda, Felsefe
Meseleleri ad1yla yeniden basilmi olan, dilce, ozellikle de felsefe deyimleri bak1mmdan olduk<;a eski sayilabileceJk olan hir Tiirk<;e 9evirisi vard1r.
II.
RUSSEL'IN
ELETiRDiCi BELLiBALI
DOCRULUK oCRETtLERt
Kendi dogruluk ogretisini savundugu her yerde Russell, bu
ogretinin gerekliligini daha iyi belirtmek amaciyle, s1k s1k ba~ka
ogretilerin de eleJtirerek soziinii eder. Bunlan ( i) i<;kin dogruluk;
(2) pragmac1 dogruluk ogretisi; (3) davram~c;;1 dogruluk ve (4) yeni-pozitivizmin dogruluk ogretisi olmak iizere dart ba~hk altmda
derleyip tophyabiliriz. 4'iinciiyii dogrudan dogruya Russell ogretisinin ozelliklerini incelerken ele almak dilegindeyim. yiinkii
Russell, ~u ya da bu yonden uyu~masa da, ashnda olu~um ve yay1h~mda biiyiik bir rol oynad1g1 pozitivizmin ana gorii~iinii savunur. Baz1 pozitivistlerle arasmdaki aynhklar ancak bu gorii~ i<;inde anlam1 olan; dolay1siyle ancak bu gorii~ aydmlauld1gmda ozelligi kavranabilecek olan birtakim aynhklardir. 3'iincii ba9hk
Russell'm onemli olmasma onemli buldugu, ama gene de yeterligine inanmad1g1 bir ogretinin ad1dir. (1) ile (2) yi ise tiimiiyle
yads1y1p ag1r vuru~larla c;;iiriitmeye c;;ah91r.
I.
ir;kin dogruluk ogretisi (theory of intrinsic truth) degi~ik kiiltiir durumlannda dii~iiniip yaratm1~ olan birc;;ok filozofun benimsedigi bir ogreti<lir. Bundan otiirii felsefenin tarihi boyunca hep
aym ana gorii~ ba9ka ba9ka kavram ba9hklan altmda ortaya c:;1km19tir. Nitekim Russell da ogretiyi kimi <<monizmin dogruluk anlay19rn, kimi ((kendinden ac;;1khk ogretisin, kimi de ((tutarhk ogretisin deyimleriyle tamt1p tart1~1f. Biitiin bu deyimlere yol ac;;1p
hepsini temellendiren c6c;;kinlikn ise: dogrulugun ya da yanh~h
gm as1l nerde bulundugunu, dolay1siyle ara~t1nlmas1 gereken yeri
belirtmektedir. Genellikle soylendikte dogruluk, yanh9hk: inam~lara, onermelere, ya da inam~ ve onerme diizenlerine ir;kin bir
ozelliktir. Aym 9eyi 9oyle de belirtebiliriz: bir onermenin dogru
olup olmad1gm1 ogrenmek isteyen yalnizca 0 onermenin kendisinde kalmakla yapabilir bunu: onermenin dogru mu ya da yan 1 1~
m1 oldufi.unu bulmak ic;;in, onermenin d1~111a c;;1k1p d19taki bir ~e
ye, olaylara ba9vurmaga gerekseme duyulmaz.
Russell'a gore, bu anlay191 en c;;ok benimseyen okul idealistlerin okuludur. Ba9lannda Hegel, bir c;;ok idealist, bu arada krira Av-
7
rup~srnda Spinoza ile Leibniz,. tn~ilterede Bradley ile Joachim
dogrulub anlay1~lannda monzsttzrler. Russell'm gen<rlik y1llarmcla kisa bir si.ire i<;,:in bagfanm1~ oldugu monizm,5 Russell'a gore,
kisaca dendikte: dogTulugun tek olduguna; hi~bir dogrunun birba~ma dogru say1lam1yacagma; dogrular ardmda i<;,:ten bir bagrn
varolduguna; biitiin clogrulann doniip dola~1p evren iizerinde bir
tek dogruda ozetlendigine, boy le bir dogruya ula~t1 gma inamr. Bu
ogreti uyannca yan h~hk, salt olan tek dogruyu soztimona birbiri nden bag1ms1z par~alarda gorelle~tirmekten, relativ'le~tirmekten
b :a~ka bir ~ey degildir. Boylece monistlerin dogru-yanh~ belirlemelerinde hem varhk<;,:a hem de mant1k<;,:a bir kabulden kalkt1klan
ortadad1r. Bu kabul tutarhg1, ger<;,:eklikle bir say1lan dogrulugun
01<;,:egi olarak ahr. Soziin tam anlammda Dogrm> niteligi onermelerin tiimiine yara~IT. Tektek onermelere bu biitiindeki yerleri,
bu bi.ittinle uyu~malan, btittindeki ba~ka onermelerle bagda~1p
bag:da~ mamalan bak1m111dan, ancak goreli olarak <logru denebilir. Kaq1hkh olarak birbiriyle ili~kisi olan bu dogrulann meydana getirdigi diizen dogru olan biricik bilgi diizenidir.
Boylesine bir dogruluk anlayi~ma kaq1 Russell'm ileri siir<liigi.i belli ba~h itirazlan ~oyle dizebiliriz: ilkin bu ogreti, dogru
onermelerin tiimii biryana, herhangi bir onermeyi tek ba~ma ele
almaktan ahkoyar bizi. Hi~bir onerme tek olarak ayakta kalamaz.
Her onerme ba~ka bir o:nermeyi gerektirir ki, onermeler ttimtine
varmcaya dek bu boyle stiriip gider. ikinci olarak, monist ogreti
<;,:en;;:evesinde dogru)) ile yanh~)) arasmdaki o hep kullamlagelen
ayITma yapilamaz. <;iinkii tiimdeki her goreli onerme, anlamca
eksik olclugundan yanh~tIT. Sonra, salt monist goziiyle bakmca,
her onerme obiiriinden tiiretilebilir. Bu ise sa<;,:mahklara gotiiriir
insam. oyle ya, Russell'm verdigi bir ornekle, Sezarm Galyay1
ele ge<;,:irdigini)) bildiren onermeden Yann havanm giizel olaca5 Monist dogruluk ogretisi derken Russell daha 9ok Joachim'in ana 9izgileriyle
bu ogretiyi fngili zcedc yans1tan The Nature of Truth adh kitabm1 gozoniinde bulundurur. Russell bu kitap i.izerine 1907 y1lmda Aristotelian Siciety de bir konuma
yapmittr. Proceedings te de bas1lm1 olan bu konuma, sonradan Essays'de (VI.
Dcnem::J ) The Monistic Theory of Truth bahg1 altmda bas1hrubr. Monist ogretiyi
ai;1k9a and1g1 he:: yerde - ozellikle D evelopment (V. ve XV. boliimler), Analysis
(XIII. Ders), Inquiry (X. bOl.) ve Froblems'te (XII. bol.) - Russell h ep Joachim'in
kitab1 dolayisiyle ortaya koydugu diiiincelerin 9er9evesi i9inde k1m1ldanmaktad1r.
lte bunclan, Russell'm monist dogruluk ogretisi lkar!S111daki tutumunu yorumlarken
bu sozi.ini.i etligim d~iiinceleri izlemeyi uygun buldum. Russell'm tutarl!b ve
kcndinden acikhb kavramm1 gozclen gec;:irirken de bu ancl11gun yerlere b~vurdum.
10
~ey
ogretmezler; bunun ic;in de dogruluklan strf sozdizimsel, sintaks' <_;a kurulu~lannda temellenmi~tir. Ayn ca, sozdizimsel baglar,
bir onerme tak1mma kat1lan onermelerin dogrulugunu ya da yanh~hg1m peki~tirmeye yarar. Bir onerme dogru bir sisteme ne denli kolay bir bagda~mayla sokulabiliyorsa, dogru olma oram o denli
artar. Ancak, gerek tektekken, gerekse bir aradayken, ti.im onermelerin dogrulugunu sozdizimsel yap1ya i<_;kin g6rmek, bu gori.i~
onemli bir bakundan eksik oldugu i<_;in, yanh~hga si.iri.ikler insam:
<:;ok onemli eksiklikse: empirib denen, mantlk-alam-d1~mdaki
gerc;ekli.gi dile getirmek saviyle ileri siiriilen, ger<_;ekligi yansitma
amacim gi.iden onermeleri apkhyamamaktan ileri gelir. i<_;kinlik
?gr~tisi, biitiln onermeleri ne yap1p yap1p mantlk onermelerine
n~dtrgemeye <.;ah~ t1g1 halde, oyle c;ok say1da onermelere rastlamr
kt, bunlarm dogrulugu s1rf mant1ksal-sozdizimsel ol<;ekle saptanamad1g1 ic;in semantik bir olc;egi hesaba katmaya zorlanmz. Semantik olr;ekse: bir soz-baglam1 olarak onermenin, soz d1~1 gerekc;eleri
(ornegin olay, nesne, durum ve silrec;leri) gostermesi bak1mmdan
clogru ya da yanh~ olclugunu belirtmeye dayamr. i~te sintaktik
clogru anlay1~1, dogrulugu yalmzca sint.aktik yonden tammlamakla, dogrulugu semantik olc;eklerle bilinen onermeleri anlams1z
saymak gibi bir sac;mahga dii~er.
K.1saca clendikte: degi~ik baglamlarda aynnt1lariyle inceleyip
ele~tirdi gi ic;kin dogruluk ogretisini, belli bir c;erc;evedeki ge<_;erligine ragmen, bu dar c;er<_;eve cl1~mdaki savlanncla, tekyonli.ili.igunden otilril, d<;>grulugun ne oldugunu yetesiye ba~anyla gi.im~1g111a
<;1karm1yan bir ogreti olarak recldeder Russell. Durum boyle olmakla birlikte, eskiclen oldugu gibi 20. yilzy1lda da bazt biiyiik
kafalann ic;kin dogruluga neden hala s1ms1k1 sanlmakta oldugunu
sordug:u.muzcla, Russell'm cevab1 apg1 yukar1 ~oyle olacakt1: Dogruluga ille de ic;kin - sintaktik, tutarh, apa<_;1k - bir nitelik g6zLi
ile bakmak insanogluna ozgii bir ozlemin, dogrulugun ille de en
ki.ic;i.ik bir ~i.ipheye yervermiyecek bic;imde yetkin ve zorunlu olmasm1 istemenin, dola.ylSlyla mant1ksal dogrulugun <_;ekiminden
kurtulamamanm sonucudur.
2.
11
12
(inquiry) siirecini, insanla ~evresi arasmdaki uyumu saghyacak
olan bir gii~liik-~ozmeyi, bu c;;oziim siirecinde ku~ku sahc1, huzursuz k1hci ve bulamk ileri siirmelerden kalkarak giivenilir, huzur
verici ve aydmhk ileri siirmelere kavu~may1 anlar.
i~te Russell, ozetlemeye c;;ah~tig1m yorumunda, pragmac1hgm
dogruluk sav1m, bu sav1 dogru bulmad1g1 ic;;in, ~u yoldan yiiriiyerek c;;iiriitmeye giri~ir: Russell'a gore, her pragmac1, bir inam~m
dogru mu, yanh~ m1 oldugunu bilmeden once, bu inam~m hem
ne gibi sonuc;;lara vardiracag1111, hem de yaratacag1 etkilerin iyi
mi yoksa kotii mii oldugunu bilmek zorundad1r. Oysa, pragmac1hgm kendi olc;;egini yine pragmac1ya uygulad1g1m1zda, bunun bizi
sonsuz bir gerilemeye gotiirdiigi.i goriiliir. \:i.inkii iyi ya <la kotii
olu~lariyle etkiler, hic;;bir zaman on.ceden degil, ancak i~ba~mda
belli olurlar. Sonuc;;lardaki ba~aranm pratik-oncesi bir kuramda
karara bagland1g1111 one siirmek pragmac1hg1 c;;eli~meye dii~i.iriir.
B1rakm ki Russell'a gore baprrn (success) kadar deg,i~ken bir~ey
yoktur. Sonuc;;lar baki~ ac;;1lan uyannca c;;ok kez ba~ka bir degerle
bezenirler. Ki~iden ki~iye, toplumdan topluma, amac;;tan amaca
iyi ya da koti.i olmak bak1mmdan hep kthk degi~tirirler. Gerc;;i bu
giic;;liikten James, as1l ba~any1 en sondaki ba~anyla bir tutarak kurtulmay1 dener. Arna, Russell'a gore, bu sonu en son olarak belirleyecek nesnel olc;;egi nas1l saptamah? Dewey'nin tasarlad1g1 bic;;imdeki ara~tlfmada ortaya c;;1kan one-si.iri.imlerse, Russell ic;;in, ki~isel
amac;;lara bagh olduklanndan, hic;;bir zaman tam olarak belgelenemezler. Birinin belge gozi.iyle baktigma, ba~ka biri belge goziiyle
bakm1yabilir. Hatta aym ki~i, gereksemelerinin uygulanabilecegi
degi~iklikten otiirii, bir durumda belgelenmi~ sayd1g1 bir one-si.iri.imii ba~ka bir durumda belgelenmi~ sayrn1yabilir. Prag~ac.a.do.g
runun - Russell'a gore -yi.iriimeyen bir yam da, gec;;m1~e 1h~k1u
inam~lan, tarihsel bilgileri, ac;;1klayamamas1dir. oy~e. Y.a'. eskiden
olup bitmi~ olan bir olay1, nedense i~imize gelmed1g1 1c;;m, oldugundan ba~ka ti..i.rli.i olrnu~ gibi tasarlay1p saymam1z yerinde bir
tutumdur pragmac1hga gare. Oysa olaylann kendi kurulu~u dururken, birtakim tasarlamalara inanmak sagduyuya aykind1r. Belli bir si.ire ic;;in, baz1lanna ho~ gelse, 8 baz1lannm i~ini yoluna
koymaya yarasa da sag1-solu yoktur bu gibi inam~larm. Boylece,
gordi.igii eksiklikler Russell\ pragmac1hgm dogruluk ogretisini
evren bakimmdan .sayglSlzhk (impiety), toplum bakimmcfan chi
s Bk. Power, A Social Analysis -
1938 -
s. 268.
r,
13
(<y1k1m (disaster) diye adlandirmaya gotiiri.ir. 9unkii pragmac1,
dogrulugu ya da yanh~hg1 kendi ki~iligine bagh olmayan, kendi
deneti d1~mda kalan olaylann varhg1111 kabule yana~mad1g1 ic;,:in,
insana gereginden fazla onem verir; her toplumsal c;,:1kara bir dogruluk hakki tamd1g1 ic;,:in de, toplumlann c;,:oziiliip dag1lmasma yol
a~ar.
~u
noktay1 da belirtmeden gec;,:emeyiz: Pragmac1hga yonelttivuru~lara ragmen Russell, pragrnac1 dogruluga iteliyen
nedenleri de gormi.i~ tiir. Bunlar da Russell'm kamsmca: pragmac1hg1n, insana verdigi biiyiik degere; bir de, felsefenin gerc;,:ekligi
degi~tirmeye yanyan bir giic;,: (power) olu~una dort elle sanh~1d1r.
Arna ne var ki, Russell'a gore, insan degeri bu degerlemede olc;,:iisiizliigii gerektirmez; felsefeyse, baz1 yoneltileriyle toplumu yogurmas1 bakimmdan bir giic;,:tiir giic;,: olmasma, gene de bu giic;,:liiliik
soziin tam anlammdaki <<dogru ile ya nh~rn kan~tlfmay1 hakli
k1lmaz.
g;i amans1z
3.
Davranz~~ z
Dog,ruluk
Getirdigi belli bir aydmhga r agmen, dogruluk kavram1111 yine de tam olarak ac;,:1khyam1yan bir ogreti, Russell'm bir tek
Analysis'te0 oldukc;,:a derlitoplu bir c;,:oziimlemeden gec;,:irdigi davranz~~z (behaviorist) dogruluk ogretisidir. Russell'in davram~c;,:1hk
tan (behaviorism'den) tiirettigi bu ogreti uyarmca: bilgi, keskinlik (accuracy) ve elveri~lilikn (appropriateness) diyebilecegimiz
iki ayn ozellikte kendini ac;,:1ga vurur. Bunlar aslmda gere<;lere
ili~kin ozelliklerdir. tnsana da za,ten c;,:evresinde olup bitenlerle
ilintisi olan bir gerec;,: goziiyle bakilmah. Bilmeleri yoniinden insam d1~tan, bedence kim1lt1lannda, davram~lannda, yapt_1klan ve
soyledikleriyle i11-celedigimizde; insamn, c;,:evresinden gelen degi~ik uyart1lara degi~ik ya <la aym kalan cevaplar verdigini, boylece
bu cevaplarm t1pki keskinligi olan bir gerec;,:teki gibi dogru ya
da yanh~ oldugunu soyliyebiliriz. Russell'm bir ornegiyle, degi~ik yonlerden esen yeller geregince degi~ik yonler gosteren bir finldagm, nas1l yel yoniinii dogru bildigini soyliiyorsak, her ayn
c;,:arp1m sorusuna geregince ayn cevaplar veren bir c;,:ocugun da, say1lan c;,:arpmay1 bildigini soyleriz. Ne var ki, yalmzca cevap kes0
14
!
I
III.
i.
Bazz Tanzmsal
A~zklamalar
I
I
I
16
17
ge~jrdigi bu karma~1k yap1h onermeler, dogruluk konusunda inam~lar kadar, hatta yerine gore onlardan da onemlidir. <;unkii
ba~ka ba~ka eleah~lan ozetledikte, Russell'a gore onerme: inam~
i~eriginin sozciiklere dokiilmesinden, dille belirlenmesinden ba~
ka biqey degildir. Her inam~ dilde d1~la~abildiginden, bir~ok
inam~ ancak dile geldikten sonra bir varhk kazand1gmdan,
Russell, inam~ yerine (kisa bir sure, ozellikle Problems'i kaleme
ald1g1 tari_hlerde, yine onerme ile aym anlamda ba~vurdugu
yargrn - judgement - sozciigii biryana) ~ok kez onerme sozciigi.inii kullamr; onermeleri incelemekle inam~lan inceledigini
18
sona erer. Russell'm renkli bir sozle bir yerde dedigi gibi ina11
m~lann elekten ge~irilmesidirn bu (bu bir sifting of beliefs})tir).
Bir se~me olarak elekten ge~irme zihnin ba~ans1d1r. Arna ba~an
nm dayanag1 zihin degi1dir. Zihin olsayd1, hi~ ~ekinmeden zihnin dogruyu yaratt1gm1 soyliyecektik. i~te, Russell'a gore soyliyemeyiz bunu. Russell'a g0re, onermeleri ortaya koyan zihindir
ama onermeleri dogTu}) kilan, zihnin kendisinden ba~ka bir ~ey
dir. Bir onerme varolmak i~in zihne, dogru}) olmak i~in zihin
otesindeki olaylara baghd1r. Boylece, bir deyime zihni a~an bir
i~tir ay1klama. Russell'm, Russell'dan ba~ka bir~ok filozoflarm
da, bu onemli i~e verdigi ad verification)) olup Tiirk~eye denetle.me))) ya da dogrulama)) diye ~evrilebilir. 12 Ondan Russell'm
dogruluk ogretisinde ba~rolii oymyan bu kavra:m iizerinde ne kadar durulsa yeridir.
Bu ama~la, ilkin, denetlemeyi a~1klanuya engel olabilecek
bir kan~tirmadan sakmmak gerektigini a~1ga koymahy1z. Zaman
zaman Russell'm da dikkati ~ektigi gibi 13 , denetleme onermelerin, ya da inam~larm denetlenmesidir. <;:iinki.i <<dogru}), ya da
yanh~}) olan onermelerdir, olaylar degil . Olay ne dogru ne yanh~tlf. Bir deyime, dogruluga, yanh~hga ilgisizdir olay. Arna bu,
denetleme i~inde son derece onemli bir pay1 olmaktan ahkoymaz
olayi. Onerme olayla denetlenir: Denetliyen olay, ama denetlenen onermelerdir.
Denetleme nas1l olur? Russell'm bu soruya verdigi cevap
ozetlendikte, denetleme: onerme ile olay1 kaq1-kaq1ya-koyma,
aradaki bagz a~1ga ~1karmaktir. Russell bu durumu ~oyle dile getirir: Once belirlenim, ondan sonra da kamt geldiginde, belirlenimin kamtla kar~1la~t1nlmasm1 gerektirip 'denetleme' ad1 verilen bir sure~ ger~ekle~tirilirn 14 Demek ki kamtl (evidence'1)
saghyan, onerme i.izerinde dogru}) ya da yanh~ diye bir karara
11
12
'
Analysis, s. 271.
Kimi filozoflar arasmdaki ort.ak kullama uyarak, kimi de yeni ayrunlar getirerek Russell'm dogruluk ogretisinde s1k s1k baVUrdugu lngilizce Verify., verification ., verifiable . sozci.iklerl, Latincedeki verltas ( dogru, dogruluk) , verificare
( denetleyip dogrulama) sozciiklerinden iiretilmitir. Verification. a Ti.irkc;e kar :hk
olarak onerdigim sozciiklerin bir degil iki ohlUlla, Ti.irki;:enin yetersizl iginden ileri
gelen bir term inoloji sallantlSl goziyle bak1lmamalid1r hence. Denetleme de, dogrulama da verification demektir.
is Ornegin Analysis, s. 272.
H Inquiry, s. 79.
19
varmay1 temellendiren: olay, dolay1siyle de denetlemedir. Ondan, denetleme siirecini kavnyabilmek ii;rin, her ~eyden once sozii
edilen kaq1la~tirma (confrontation) aydmlat1lmahdir.
Her kaqila~tirmada tam bir sei;riklikle bilinmesi gereken ~ey,
neyin neyle kar~1la~t1nld1g1d1r. Russell'ca denetlemede kaq1la~
t1.nlan, her kez belli bir onerme ile olaydir ama hangi olay?
Russell'a gore: bir onermeyi denetlemede hangi olayla ah~veri~i
miz oldugunu, onermenin kendisi soylern. Bir ornek vereyim:
Bu kap1 kapahd1rn dedigimde, onermenin kendisi, denetlemek
istiyorsak, nesnel olarak neyi ara~tlrmam1z gerektigini, kendi anlam1 (signification'1) ii;rinde kapsamaktad1r. Onermeyi denetlemede, bu onermeyle ilgisi olm1yan olaylan, sozgeli~i, odamm is1sm1,
ya da bu satirlai1 yazd1g1m kag1dm rengini ara~tirmam; onermenin anlamma uyarak, diyelim ki, soziinii ettigirn kap1ya bakanm,
yerimden kalkip kap1y1 yoklanm. Russell'm igretilemeli (metaforlu) bir soziiyle, her onerme kendi olaym1, denetlemenin ba~
vuracag1 olay1 gosterirn 15 (points towards the fact). i~te kaq1la~
tlrma onerme ile gosterdigi olay arasmda~i kaq1la~tlrmadir. Bu
baglamda Russell'm sav1, tezi ~u: onermenin gosterdigi olay geri;rekteki olaysa onerme <logru)), degilse yanh~)) tir. Demek ki
onermenin yonii (gene bir igretilemeyle) geri;rekteki olaya degiyorsa onerme <logrwi, degmiyorsa yanh~)) tir. Aym ~eyi ba~ka
tiirlii ai;r1khyahm: onermenin kaq1hg1 olan bir olay varsa onerme
<logru)), yoksa onerme yanh~)) t1r. Bence bundan otiiriidiir ki
Russell ogretisine, uygunluk ogretisi (correspondence theory) ad1m vermi~tir. oyle ya, onermeyi dogru kilan: onermenin gosterdijf;i olay ile gerr;ekteki olaym birbirine uymas1dir. Bu i;re~itten bir
uygunlugun olmamas1 ilgili onermenin yanh~)) oldugunu ai;r1ga
vurur. Kaq1la~tlrma olarak denetleme, sozii edilen uygunlugun,
ya da uygun-olmamamn ortaya konmas1dir.
Giii;rliikler de burdan doguyor zaten: (a) Kar~1la~tirmada uygunluf ne i;re~itten bir uygunluktur? (b) Biri dogru olan birbiriyle i;reli~ik iki onermeden dogru)) olamn uydugu, dogruolm1yanm)) ise uymad1g1 iki ayn olay var rn1dir? (c) Degi~ik onermeler ile olaylan arasmdaki uygunluk hep aym uygunluk mudur, yoksa degi~iklikler mi gosterir? (d) Kaq1la~tlrmay1 bir bak1I
i.i
Analysis, s. 272.
'\
20
Ibid. s. 275.
21
arasmdaki benzerligi dogrulugun Ol~egi diye sunmad1g1; gene de,
dogru ))onermelerin olaylarma, bir bakima, ccyanh~ onermelerden dah::i fazla benzedigine inand1g1dir. Nitekim Russell kar~1la~tirmamn benzerlikle a~1klanam1yacagm1 kavramakta gecik11
memi~, benzerlik kavram1m i~e kar1~t1rd1g1 Analysis'ten sonraki
yap1tlannda, denetlemeyi incelerken bu kavram iizerinde aruk
pek durmam1~tlr.
(b) Peki oyleyse nas1l yiiriitiilmelidir kar~1la~tirma? Hangisi
olursa olsun her onermenin kaq1hgmda o onermenin bildirdigi
bir olaym varolup olmad1gm1 ara~tlrmakla m1? Russell'a gore,
evet. C>nermeler hep aym tiirden degildir ama. Kimi onerme
olumlu (positive), kimi onerme de olumsuzdur (negative'dir). Ornegin, bir nesneyi parmag1m1zla gosterip ccBu aktirn dedigimizde
olumlu, Bu ak degildirn dedigimizde de olumsuz bir onermedir
ortaya koydugumuz. Russ~ll'a ~or~, onermeler nas1l olumlu ya
da olumsuzsa olaylar da oyledir. I~te burda ~a~irt1u bir nokta
var. Olaylann olumlu oldugu, olumlu olaylarm varhg1 yadsma
maz. Gelgelelim cwlum~uz olay (negative fact) ne demektir?
Russell'a gore olumsuz bir olay, olum~uz bir onermenin kar~1hg1
olan olaydir. Bir orne~l.e: .Bu ~ degildirn onermesini dogru k1lan bu diye gos~erd1g1m1~ ~~ym ak olmay1~1 ~e~idinden bir olay
vardir. Russell i~m g~rek~1dir bu olay; yoksa uygunluk ogretisini ayakta tutamaz . .N~tekim Russell, bir~ok yap1tmda, kendisine
de tuhaf gelmekle birhk~e: ~lu~suz c:>laylann varhgm1 savunmu~
tur1s. Bir yaz1smda kendmm boyle bir savunmaya siiriikleyen nedeni ~oyle tartl~lp ac;1klar: ~.lumsuz . olaylar var m1dlf? 'Sokrates canh degildir' olaymdan soz edeb~~ceginiz bi~imde olumsuz
~e~itten olaylar var m1dir? ~uray~. des1.n ~iitiin soylediklerimde
hep olumsuz olayl~:m varhgim; o~negm, Sokrates canhdir' dediginizde, ger~ek d. unyada
.
. sokrates
.
m canh. olmad1g1 olaymm bu
onermenin kaq1hg1 oldugunu ~a?.u.~ ett1m. tnsanda olumsuz
olaylara kaq1 bir h~l~~mama g?rulur:: Yalmzca olumlu olayg""u olumsuz onermelermse, ~oyle ya da boyle olumlu
1arm oldu '
.
k ."" . d
olaylan dile getirmes1 g~~~ tigi uygusu vard1r sizde. Bu konuda Harvard'da ders verdigim Slfa~a [ 1918] olumsuz olaylarm ol1eri siirmem nerdeyse
""
yol artl
.. dbir
.1 ayaklanmaya
. . .
, olumd ugunu 1
1
suz olaylarm varhgmdan soz e mesm1 istemiyordu sm1f. Ama
17
18
s. 271 v. Q.
22
ben hala olumsuz olaylann varoldugunu dii~iinmeye egilimliyim19. Aym yerde Russell ~oyle diyor: Zor bir sorudur bu. SOzlerimin kaskat1 anla~1lmas1m istemiyorum. Ben diipediiz, olumsuz olaylar vardir demiyorum, boyle olaylar olabilir diyorum 20 .
J\Ym yerde Russell'm vard1g1 sonui;; ~u <<. Olumsuz olaylara son
bir ~ey goziyle bakmanm daha dogru oldugu sonucuna varacag1nm samyorum. Yoksa, bir onermenin kaq1hg1 olan ~eyin ne oldugunu soylemede gii~liik ~ekersiniz. Elinizdeki onerme yanh~
ama olumlu, diyelim ki, 'Sokrates canhdir' onermesiyse, bu
onerme ger~ek diinyadaki bir olaydan otiirii yanh~tir. Bir ~ey ancak bir olaydan otiirii yanh~tlr, oyle ki yanh~ olan olumlu bir helirleme ortaya koydugumuz zaman, olumsuz olaylarm varhgm1
kabul etmedik~e, ne olup bittigini tam olarak soylemekte son derece gii~liik ~ekersiniz. 2 1
Goriildiigii gibi olumsuz denen olaylann varhg1m ileri siirerken Russell uygunluk ogretisinin saglamhg1m peki~tirmekten
ba~ka, tutarh olma dileginden ba~ka bir kayg1ya bagh degildir.
Ne var ki bu kayg1, Russell'1, bu konudaki sallant1h davram~mda
da a~1ga ~1kt1g1 gibi, bana kahrsa, ger~eklik sagduyumuza aykin
birtaki.m kabullere siiriiklemi~tir. Belki de bunu sezdigi i~indir,
Russell Inquiry ile Human Knowledge'da olumsuz onermelerin
kimi mant1ksal, kimi psikolojik yonden ~oziimlenebilecegi iizerinde durur. brnegin Bu ak degildirn olumsuz dogru onermesinin, manuksal a~1klamayla: goriilen ak-olmay1~1 dile getirmeyip
bir rengi alg1lam1ya, ama o rengin ak olmamasma dayanan ~1kar
samah bir yarg1lama ortaya koydugu; psikolojik ai;;1klamayla da:
Bu akt1rn diye bir onermeyi akla getirerek bir ~eye yakla~1ld1gmda, o ~eyin ba~ka bir rengi oldugunun belirtildigi, ak1ldaki
onermenin degildir sozciigiiyle degi~tirilcligi yoniinde bir sonuca varm1~tlf Russell. ~iiphesiz ki, boylelikle Russell olumsuz
olay1 i~e kan~tlfmadan da (baz1 gii~liiklere ragmen) olumsuz
onermeleri temellendirmeye giri~ir. Gene de hii;; bir yerde olumsuz olaylann varolmad1gm1 a~1k ve sei;;ik olarak soylemez. 22
(c) ~imdi burda bizi bir s1kmtmm sard1gm1 gizliyemeyiz.
Mantik alam d1~mdaki bir onermeye dogru ya da yanh~ di19
23
yebilmek i<;in, Russell'm goziyle baktikta, o onerme ile olaylar
arasmda bir baghhg1 gerekli gormekle birlikte, bu baghhgm denetleme <;e~idinden bir si.irei;; oldugunu a<;1ktan a<;1ga gerekli gormekle birl1kte, denetlemenin naszl ger<;ekle~tirildigi konusunda,
yukardan beri belirdigi iizere, kesin bir ~ey soyliyemiyoruz. Bana
kahrsa bu, denetlemeyi kabataslak eleah~tan, denetlemenin onerme <;e~itlerine, ba~ka tiirlii dendikte, olay <;e~itlerine gore degi~ik
klhga biiri.indiigiinii hesaba katmamaktan ileri geliyor. Nitekim
Russell s0ziinii ettigim s1kmt1y1 sezip bunu <(denetlemen soziiniin
bulamk ya da gev~ek kullam~larma dayatmakta; kesinlige varmak i<;in onerme <;e~itlerine baFunnaktad1r. i~te bu ama<;la Inquiry'de vercligi ornekler ve bunlara ili~kin uzun tart1~malar yo23
lumuzu aydmlatabilir.
Russell'm ornek onermeleri ~unlar: ( i) Ben s1cag1mn; (2)
Ben s1caktim; (3) Sen s1caksm; (4) Giine~ s1cakt1rn. i~te bu
onermelerin her biri, obiiriinden ba~ka tiirlii denetlenir, <;iinkii
her birinin . denetleyici'si (_verifier'1), yani denetliyen olay1, denetleme si.irecini ger<;ekle~tirene ba~ka tiirlii verilir. ( i) Ben s1cag11n onermesind~ ~~grudan dogruya farkma vard1g1m olay ile
onermenin denetley1c1s1 aymd1r. S1cakhk ~imdi, burda benim biyografime giren bi~ niteliktir. (2) Ben s1cakt1m onermesindeyse, denetleyicinin yme farkmday1~, ancak Ben s1cag1m onermesinin denetleyicisinden aynlan b.ir. bi~i.mde farkmday1m s1cakhgm. Hem ilk onermede, hem de ikmc1smde s1cakhg1 deniyen benim. sicakhk benim s1cakhg1m, bendeki s1cakhktir, bana verilmistir her ikisinde de onermenin bildirdigi olay benim ki~isel
olaym~dir . Yalniz, iki~ci onermedeki olay1, ilkinde oldugu gibi
do&
frudan dogruya deg1l de hatirhya~ak, daha onceki kendi s1cakv... .
k ndim hatirhyarak denetlenm. (3) Sen s1caksm onerl 1g1m1 e
d b . d
.
mesine gelince, bu o~erme e ~mm enedigim olay, ccsen adm1
v bedensel bir varhktaki, o varhgmm kendi kiisel biyover d ig1m
d v d
d v
r
grafisine ili~kin, onun . ogr~ an og~~ya, orda, kendi bedeninde denedigi, benimse ~ 1 <5 bi~ zaman oylecene deniyemiyecegim,
bana dolayh ola~a~. venlen bir olaydir. Kar~1mdakine Ben s1cav
.. mesim soyleten olaysal nedenler bana Sen s1caksmn
g1mJ> one1
d
d v. d.
'
.
onermesini soylete~ ne. en1erm ayi:i. egi1 ir. <(Ben s1cag1mn der1 1 belirlemm ile denetleyici olay arasmdaki bagv yalm,
..
.
k.en d i se valindir << Sen s1cak smn onermesmde
ise daha karmak
u.ygv.n1u /
28
24
~lk
bir uygunlugun sozii edilebilir; b~kasmm kendi s1cakhg1, benim alg1lama olanag1mm d1~mda kalan bir degi~ken, bir X'tir.
Sen dedigim bedenin kendi denedigi s1cakhg1 benim kendimden bildigim, benim kendi s1cakhg1m1 andiran bir nitelikteki
bir s1cakhk diye dii~iiniiriim. Oysa (4) Giine~ s1cakt1rn onermesindeki s1cakhk benim hi~ denemedigim, ancak giine~le ilgili olarak gordiiklerimle, yani denedigim ba~ka niteliklerle, ya da nedenlerle ilintisine inand1g1m degi~kendir.
tnce aynnt1h ~oziimlemeler dizisini yalmla~tirarak Russell' dan y~ns1tt1g1m a~1klamalar, kaq1la~tirmah bir gidi~i olan denetlemenm, her zaman onermede dile gelen olaylann kendisini 'deneylemiye' geri gotiiriilemiyecegini a~1ga vurmaktadir. Demek ki,
bir onermeye dognrn diyebilmek i~in o onermenin soyledigi))
olay1 ille de duyu organlanmla alg1lamam, ya da hatirlamam gerekmez. Deney ile olayz smirlan bak.1mmdan birbirinden ayzrzr
~iinkii Russell. Boylece, dogrulugu denetlenmi~ bir onermenin,
.deneylenmi~, diyelim ki alg1lanm1~ bir onerme oldugu soylenernez. Beni bu sonuca ula~tiran ~oziimlemeleri, bir yerde Russell
kendisi ~oyle ozetler: Olaylar (hi~ degilse olanak bak.1mmdan)
deneylerden daha geni~tir. 'Denetlenebilen' her onerme, bir deneyle belli ~e~itten bir uygunlugu olan bir onermedir; 'dogru'
bir onerme bir olayla tam da aym ~e~itten uygunlugu olan onermedir - ~u aynhkla ki, alg1 yarg1lannda olup biten en yalm tipten uygun] uk biitiin obiir yarg1larda, bu yarg1lar degi~kenler gerektirdiginden, olabilir bir ~ey degildir. Bir deney olay olduguna
gore, denellenebilen onermeler dogrudur; gene de biitiin dogru
onermelerin denetlenebilir oldugunu kabul edecek bir neden
yok~ur ortada .24
Bu durumda Russell'm denetlemeden ne anlad1g1 olduk~a
aydmlanmaktadir: her onermeyi denetlemek i~in bir denetleyiciyi ko~ul tutar; ~iinkii her onerme denetl ~yicisini bildirir; denetleyici ile onerme arasmda bir nedense' tk bag1 vardir; denetleyiciyle ilgi de algiyJa kurulur; bununla birlikte her onermenin alg1lan tasvir ettigi soylenemez: ancak Ben s1cag1m ~e~idinden
denetleyiciyle alg1 arasmda bir 5rtii~menin oldugu pek yalm
onermeler biryana. <;ogu onermede, bu onermeler, Giine~ Slcakt1rn da oldugu gibi, alg1lanam a~an bir olay1 gosterdikleri i~in,
onerme ile olay arasmdaki nedensellik bag1 birbirine uzak oldu-
24
Inquiry, s. 305.
25
gundan, deneylerin ya da alg1lann bir tasviri dile gelmez. Ba9ka
tiirlii dendikte, ic;;:inde bir degi9ken bulunan onermelerin, deneyle
verilcnin otesindeki bir olay1 bildirdigi ortadadir. Ancak bu,
Russell'a gore, hie;;: kimse deneyleyip algilamasa da, baz1 olaylann
dogru olmas1m saghyan ~eyin yine olaylar, denetleyiciler olmas1m ahkoymaz.
Demek ki, onermenin dogru olma nedeni olaydir, olaydir
ama bu neden ile onerme arasmdaki yakmhk ya da uzakhk her
zaman aym degildir. i~te denetleme ya da dogrulama: bu bag1
cleneysel ara-duraklan ile i91klandirmakla g0revli, kimi yalm ama
~ogun karma~ 1k bir siire~tir.
Yanh~-anlamalara
siiriikleyebilecek olan bir noktay1 apklamahy1z burda. Russell denetleme c;;:erc;;:evesinde soziinii ettigi <meden (cause) kavram1111, sozciigi.in bilimsel, diyelim ki fiziksel anlammda kullanm1yor. Neden i oldukc;;:a giinliik anlammda, iki
~ey arasmda 'bir 'oncelik-sonrahk bagmm varolmasi anlammda
kullamyor. 6 yle ki Russell <meden derken, onermelerin olaysal
yonden, once-gelen bir temeli oldugunu, onermeyi dognrn ya
da yanh~)) kilan onerme-d1~1, soz-otesi bir ~eyin oldugunu belirtmek dileginden ba~ka bir amac;;: giitmiiyor.
(d) Olaylann, dogrudan dogruya gozlenip deneylenmeseler
bile onermelerin dogrulanma nedeni oldugunu, Russell, zaman
zaman baF urdugu orneklerle 2 5 i9ba~mda gostermiye c;;:ah 9ir. Bunlardan biri, onemli oldugu ic;;:in kisaca amlmaya deger burda. Russell'm bu ornegi Biitiin insanlar oliimliidi.irn onermesi olup
genel bir belirlenimi dile getirir. Mantik kurulu~uyla degil de
epistemolojik yonden ele almd1gm~a~ bu onerme, Russell'a gore,
birden fazla, hatti say1~1Z dei:ietley1c1~~n ot~irti dogru olan bi:r
onermedir: Bir ya da birkac;;: msan deg1l de, msanlann tiimii, insan sm1fmdaki btiti.in iiyelerin ayn ayn oltimlti olmas1 bu onermeyi dogTu kilar. 6liimsiiz olmayan bir tek insana ra~lamak bu
onermeyi yanh~lam1ya yeter. Anc":1 eksi~sizce biiti.in insanlarm
oliimlii oldugunu alg1lay1p denethyemey1z. Gerc;;:ekteki bir say1mm zorlugu biryana, daha m.a~t1~.c;;:a. olmaz. bu; c;;:tinkti Biitiin
insanlar oliimliidiirn onermes1m soyhyen bir tek insanm varoldugu stirece, onerme, yalmzca algilamp deneylenen olaylarm bir
2s Bu orneklere Russell bir c.;:ok yap1tmda, Problems ile Human Knowledge'te,
ozellikle foqttiru'nin XVIII boli.imilnde baFurur.
26
tasviri olmay1 a~an bir onerme olarak kahr. Bununla birlikte Biiti.in insanlar oliimliidiirn onermesinin hi<;; 15ekinmeden dogru bir
onerme oldugunu soyliyebiliriz, soyleriz nitekim.
inam~1 onerenin deneyini a.;an onermeler, Russell 'a g0re,
bilgi i~lerinde biiyiik bir onem ta~ir. c;unkii, doga bilimlerindeki
belliba~h kurallann, bilimsel yasalann 15ogu, diyelim ki ses-dalgalan, 1~1k par~ac1klan, ya da elektronlara ili~kin onermeler, gerektirdikleri degi~kenlerden otiirii dogrulanmalan bak1mmdan.
k onu.~anm deneylemesi d1~mda kahrlar. Duyumsal kamttan gayn, bunlara eklenen birtak1m ~1kanmlann, diipediiz mant1ga dayanrn1yan birtak1m ~ikanmlann, soz geli~i tiimevanmc1 (inductive) nitelikteki bir i~lemin i.iriiniidiir bu gibi onermeler.
Denetlemede olaya eri~me duruma gore degi~iklikler gostermekle birlikte, denetleme konusunda, Russell'm kesin sozii bir
clogru-~1karma, ya da kamt-gosterme siireci olarak clenetlemenin,
saglamhg1 bakimmdan, her onerme uyannca bir ya da birden
fazla olaya dayand1g1dir. bnermeyi ileri siiren bu olaylan diipediiz cluyumlamasa da, onermenin dogruysa, bir olayrn, ya <la olaylar kiimesinin, gen;ekte, yerine gore ~oyle ya cla boyle varolmasmdan, ya da varolmamasmdan dolay1 dogru oldugunu bilir.
inan~lan peki~tiren, bazan hi~bir denetlemeye giri~mesek, hatta
bir clenetleme yapmasak cla, olaylardir yine. Diyelim ki - Russell'm bir ornegini aktanyorum20 - Los Angeles'te oturan insanlar varcl1rn onermesini ileri siirdtim. Beni ~imdi Los Angeles' ten ayiran binlerce kilometreye ragmen dogrudur bu onerme;
ama Los Angeles diye insanlarm ya~ad1g1 bir kent yoksa yanh~tlr
o zaman. Kalk1p Los Angeles' e gittigimi dii~iiniin, nas1l denetliyecegim onermemi? Belli bir denetleyicisi yok ki. Los Angeles'te
rashyacag1m, kim olursa olsun, ilk insan bu onermenin denetleyicisidir.
4. Ernpirizmin T emellendirilmesi
Degi~ik a~1lardan bakt1kta, Russell' daki i~leyi~ini yukarda izlemiye ~ah~~1g11n denetleme kavram1, Russell'm e.mpirik dogruluk anlay1~m1 ana~izgileriyle apga vurmaktad1r. Russell'm
5ozlii~:tinde, salt mant1k-matematik onermeler (kavram-~oziimle
o.
27
soylemeler empiriktir. Boylece Russell'm, denetleme siirecini incelemesinde, empirik dogrulan temellendirmekte oldugu goriiliir. Dogruyu saptamada olaya, deneye, denetlcmeye verdigi biiyiik onemden otiirti Russell'm, soziin genel bildiriminde, ccempirist>> bir dii~iiniir oldugu yadsmamaz. (Yarat1c1 bir mant1k<;1 olmas1, ~iiphesiz, buna engel degildir.) Bana oyle geliyor ki, Russell'm lnquiry'sine, biiyiik oylumiyle dogruluk kavram1m ara~tir
maya ayird1g1 bu yap1tma, hi<; <;ekinmedeT.!, empirizmin ba~ kitaplanndan biri goziiyle bakabiliriz. Arna )Ukardaki a<;1kla;malardan
da yer yer belirdigi gibi, ba~kalanmnkiyle kan~t1nlmamas1 gereken, kendine ozgii bir empirizmi savunur Russell. i~te belli bir
ol~ii i<;inde hen ~imdi bu empirizme deginecegim. Boylece Russell'm dogruluk anlay1~1m az1c1k daha derinligine kavnyabilecegimizi umuyorum.
Once Russell'm <<salt empirizm den (absolute empiricism' den) yana olmadzgznz belirtmeliyiz. Dogruyu tiimiiyle akildan tiiretmek nas1l yanh~ bir yolsa (salt empirizme uyarak) biitiin dogrulan duyu organlanmn verdiklerine indirgemek de yanh~ bir tutumdur Russell i<;in. Hatta, Russell'a gore, insam <;1kmaza siiriik1.edigi oylesine apa<;1kur ki bu yolun, uzun uzad1ya dii~iinmeye ne
gerek, daha Sagduyu dedigimiz ~ey insam boyle bir yola sapmaktan ahkoyar. Russell'm bu gorii~iine en iyi tamk yukarda (II, i)
yansJ.tmay1 denedigim i<;kin dogruluk og;retisine ili~kin ele~tirisi
dir. Ondan bu nokta iizerinde durm1yacag1m ~imdi.
Arna Russell'm katkzszz empirizm (pure empiricism) ad1m
verdigi bir empirizm vardir ki, sirf dilsel-mantlksal, bu arada matematiksel dogrulardan gayn dogrularm (diinyaya ili~kin dogru
soylemelerin: genellikle empirik denilen onermelerin) yalmzca
deneye dayand1g1m, deneyi a~an onermelerin dogru)) olam1yacag1m, dogru olmak ~oyle dursun bir .anlamrn bile olmad1gm1
ileri siiren empirizmdir.
ilkin: daha once (III, 3, c'de) gozoniine serdiklerimden anla~1lacag:i gibi, Russel1 i<;in deney ile denetleme ortii~medi~i~e
gore, Russell katklSlz empirizme kar~zdzr. Dar bulur bu empmzm i. Kendi sgzleriyle: Katk1Slz empirizme sonunda kimse bag~a~
maz; hepimizin ge<;er goziiyle bakt1g1 inam~lan elde tutmak ist1yorsak ne tamtlamah - demonstrative - olan ne de deneyden
21
ttiretil~n birtakim <;1kanm ilkelerine baFurmahy1zn Deney'i
27
Ibid, s. 305.
28
29
ilgisi olan anlam (meaning) goril~iidiir. Bu g0ril~, anlam1 denetlenebilmeyle ozde~ tutar, denetlenebilmeyi anlamm biricik k~u
lu, ya da anlamm kamt1 diye benimser. Bu gorii~e, bu goril~iln
denetlenebilme ile anlam1 birbiriyle 0zde~ tutma ilkesine kaq1
itirazlan ozetlendikte: gori.i~, hem denetleme kavramm1 bulandirmakta, hem de dilin herkes~e bilinen bir ba~ansma ayk1n gelmektedir. t~te bundan Russell ~ok kez denetlenebilme (verifiable) sozciigii yerine denetlen.mi1tirn (verified) sozciigiinii kullanmay1 yegtutar. Ornegin genel onermeler, daha once and1g1m1z
ornekle Biltiln insanlar oliimliidilrn onermesi denetlenebilirn
bir onerme olmamakla birlikte <lenetlenmi~, dogrulugu bilinen
bir onermedir. Sozii edilen ilkenin yilri.imedigini Russell, bu ilkeyi yine kendisine uygulayarak ~ilriltmeye yonelir. Bir yaz1smda
dedigi gibi: 'Denetlenmi~tir' yerine 'denetlenebilir' sozciigiinii
kullanmakta ayak direyecek olursak, bir onermenin denetlenebilir bir onerme oldugunu bilemeyiz; oyle ya bu smirs1zca uzayan
gelecekli bir bilgiyi i~e kan~tirmay1 gerektirecekti. Ger~ekten de,
bir onermenin denetlenebilir olmasmm kendisi denetlenebilir degildir. <;unkil genel bir onermenin gelecekteki bi.itiin sonu~lan
nm dogru oldugunu saptamamn kendisi, tektek durumlan sayilam1yan genel bir onerme olup, hi~ bir genel onerme, daha once bir bir gozlenmi~ olan tekillerin - particulars - meydana getirdigi bir listedeki onermeler biryana, katklSlzca empirik kamta
dayanaraktan knrulamaz. 29
Denetleme silrecini denetlebilirn i birakarak denetlenmi~
tirn kavram1 dolaymda derleyip toplamasmda, Russell'1 katk1s1z
empirizmden yilz~evirten bir neden daha vardir ki o da bu empirizmin, hir onermenin anlaim denetleni~indeki yontemdirn diye
bir ilkeyi gozonilnde bulundurmas1dir. Russell'sa bu ilkenin yanh~ oldugu kamsm1 gilder. ilke dilin i~leyi~ini yanh~ yorumlam1ya
dayamr ~iinkii. Nesneleri dile getiren tektek sozcilklerin, nesnel
sozciiklerin (object-words'iln) anlam1, hi~ ~ilphe yok ki bu sozci.iklerin, gosterdikleri nesnelerle bagma, bu nesneleri deneylemeye,
cmesne gosteren tammlara (ostensive definitions), kisaca bu nesnelerin denetlenebilmesine baghdir. Gelgelelim bu yalmzca nes-nel-sozcilkler i~in boyledir. Ti.imceler i~inse durum bamba~kadir.
Denetlenebilir olmayan, nas1l dogru kilacag1m1z1 bilemedigimiz
29
Logical Positivism ( Revue internationale de philosophie logique say1s1 - 15 Janvier 1950), s. 12/ 13.
empirisme
I
r
30
tiimcelerin (Russell'm bir 0rnegi ile Merihte oturanlar gezegenimizde oturanlar kadar ka~1k ve kotiidiirn onermesinin) ne demek
istedigini pek iyi anlanz. Ger~ekten de, Russell'm dedigi gibi :
Dili kullanmamn ozii ~udur ki, her birini anlad1g1m1z sozciiklerle
eksiksizce kurdugumuz bir tiimceyi, hi~bir zaman biitiiniiyle tiimc;enin kaq1hg1 olan bir deneyimiz olmasa da anlanz. Uyduruk
(fiction), tarih ve her ~e~itten bilgi verme bu nitelige dayamr. 80
Aynca katk1Slz empirizmin anlam garii~ii, en kesininden onermeleri, Ben s1cag1m)) ~e~idinden alg1lan yans1tan temel empirik
onermeleri de a~1klayamaz Russell'm goziinde. c;unkii)), Russell'ca, herhangibir derecede bilinebilen biitiin obiir empirik
onermeleri denetlemeyi bu (temel empirik) onermeler saglad1g1na gore, bu onermelerin kendisi i~in bir denetleme yontemi
yoktur.si
Apa~1k belirdigi iizere, Russell katkmz empirizme, denetleme kavram1m gev~ek ve bulamk kulland1g1 it;in ~atmakta, boy
le bir empirizme ornek olarak da M. Schlick'i verip itirazlanm
ona ve onun gibi dii~iinen pozitivistlere ~evirmektedir. Bununla
birlikte Russell'm genellikle empirist bilgi tutumuna kaq1 oldugunu soylemek Russell'a haks1zhk etmek olur. Aslmda dogruluk
ogretisinde Russell'm biitiin yaptig1, diinyaya ili~kin onermelerin,
giivenilirlik bak1mmdan; denetlemeyi gerektirdigi; ancak, dar bir
denetleme yorumuna s1k1~1p kalmd1gmda, dogru, denetlenebilme ile ortii~tiiriiliip ona geri gotiiriildiigiinde, bilginin a~1k
lanam1yacagm1 giin 1~1gma koymaktadir. Nitekim kendisi hep
bu tutumla dogru)) nun denetlenebilirn den daha geni~ bir kavram oldugunu, ger~ekten de denetlenebilirligin ~er~evesi it;inde
tammlanam1yacag1m ileri siiriiyor 33 Boylece Russell'm, dogru ya, kaynak ve denetleyici olarak olaylan, soz-otesinde
diinyada olup bitenleri gostermekle, diinya onermelerinin olaysal verilerle dogrulamp yanh~land1g1m kabul etmekle bir empirist oldugu; ancak, empirik dogrular alamnda da, deneylerimizi
32
so Inquiry, s. 308/309.
s1 Ibid, s. 308.
32
Uzun uzad1ya hesaplatlg1 cBir onermenin anlam1 denetleniindeki yontemdir ilkesini Russell, M. Schlick'in ( 1936'da cPhllosophical Review., vol. 45'te yaymlarnt oldugu Meaning ant} Verification - Anlarn ve Denetleme. - adh ya:z1smdan almitlr.
33 Jnq:ifry, s. 227.
31
:i~an bilgilerin varolduguna inand1g1 apapktir. ~iiphe yok ki, katkis1z empirizm a~1smdan bakmca Russell'm dogruluk gorii~iine
empirist ad1m vermekten ~ekinenler olacaktir. Gene de ben,
Russe.H'm, bu gorii~iln ozgiln aynnt1lan ne olursa olsun, olaylara uygunluk diye tammlad1g1 e<dogrulukn goril~iiyle, empirib
denilen onermelerin temellendirilmesinde, yukardan beri gel i~
~irdigim dii~ilncelere dayanarak, onemli bir pay1 oldugunu sap
tam1ya egilimliyim.
5. Bilgi ve Dogruluk
~imdi, ilk bak1~ta tuhaf gelecek olan bir soru atacag1m ortaya: Dogruluk ile bilgi arasmda ne gibi bir ilinti vardir?. Ba~ka
tiirlii de sorulabilir bu soru: Dogrulukn sozcilgii ile e<bilgin sozcilgi.iniin anlamlan birbiriyle ortii~ilr mil, yoksa aynmlar ffil vard1r arada? - Kendi i~inde ele almd1kta besbelli ki yadirganacak
bir yon yoktur bu soruda. Tuhafhk, yaz1mm ba~mdan beri hep
dogru (dolay1siyle de c(yanh~) kavrammdan soz ettigim, buna
kaq1hk bilgi kavramma, birka~ dokunu~ biryana birakild1gmda, hi~ mi hi~ deginmeyi~imdir. Oysa, dogrulukn tan soz a~1lan
her yerde as1l sozii edilen ~eyin bilgin oldugu sams1 pek yaygm
bir sa111d1r. Hatta oldumolas1 baz1 ~evrelerde, giiniimiizdeyse
- aynnt1lara giri~emiyecegimden kabataslak soyliyeyim - geleneksel bilgi-ogretisi ~izgisi boyunca dii~iinen ~evrelerde, daha da
ileri gidilerek ccdogru kavrammm ancak ccbilgi kavrammm yard1miyle a~1klanabilecegi, dogrun yu tammlamada e<bilgin ye b~
vurmak gerektigi, giderek dogrun kavramm1 i~in i~ine katma
dan da bir bilgin-ogretisi ortaya konabilecegi savunulmaktadir.
Arna yerinde midir boyle bir tutum? t~te bu gii~liige Russell ap
smdan bakt1g1m1zda, daha bu konudaki tektek dii~iincelerine
ba~vurmasak bile, filozofun: c(dogrulukn kavramma ne biiyiil<.
onem verdigini, s1rf bu kavram1 odak olarak alan ~h~malarla
dalhbudakh bir bilgi-ogretisi kurmaya yoneldigini; boylelikle
c<bilgi ile dogrulukn arasmdaki bu baga ili~kin soruyu belli bir
~oziime ula~tirm1~ oldugunu goriiriiz.
Soruya Russell'm verdigi cevap her tiirlii kaypakhg1 onliyen bir kesinliktedir. Inquiry'nin giri~inde, tum yap1t1 boyunca it
ledigi anasavlan ozetlerken ~oyle der Russell: ccVard1g1m sonu~
~udur: "dogruluk" temel kavram olup "bilgi", "dogruluk" kav-
ram1 \er\evesinde tanl.mlanacaktir; tersi olamaz bunun. 34 Demek ki Russell'a gore, mant1k~a dile getirildiginde: <<bilgi kav~
ram1 ((dogrulugunn geni~ligi i\inde yeralan; dogrulugurnl alt
s1mh olan bir kavramdir. Yani, Human Knowledge'teki bir sozle: (<Her bilgi hali dogru inam~m bir halidir, tersi olmaz ama
bunun.n 85 Kendi a\1smdan apa~1k bir gerc;egi yans1tan bu samsm1 Russell bol bol orneklerle peki~tirmeye ~ah~1r. Durmu~ bir
saata bak1p da, bir raslantl sonucu, dogru zamam ogrenen; diyelim ki, igo6'da ingiltere ba~bakam Campbell Bannermann'm
adm1 1 ger\ekte onu degil de Balfour'u dii~iinerek B ile baJ?latan;
bir ~ocuk bekledigi sirada, baktird1g1 bir faldan otiirii, c;ocugunun
erkek olacagm1 uman ve ger~ekten de erkek oldugunu goren birinin inam~1, daha da ba~ka inam~lar, Russell'm <<bilgi yi neden
((dogruluk tan daha ku~at1c1 bir kavram diye kabul ettigini a<;1ga
vuran hirer ornektir. 36 6yle ya bu orneklerin herbirinde dogru olan inam~, inamlan olay denetlendiginde <<bekledigim demek ki dogruymu~n ~e~idinden bir soyleme, inam~m her kez dogru ~1kmas1 inam~a bilgi dememizi gerektirmez. Tersini dii~iin
mek aykinhklara (paradoks'lara) siiriikler bizi. Nitekim Russell
bunun i~in dogrun ile bilgi yi ozde~ tutmaz.
Dogru inam~a bilgi demekten bizi ahkoyan nedir oyleyse? Russell bu soruya, sagduyusunun sesini dinleyen basbayag1 bir
.insanm nerdeyse kendiliginden aklma gelen cevab1 gozoniinde
bulundurarak kaq1hk verir. 37 Russell'a gore, ~oyle dii~iiniir basbayag1 insan: Dogru ile inam~m bilgi adma yaramas1 i<;in saglam kamta (sound evidence'a) dayanmas1 gerekir. Kamu saghyan ~eyse olaylar, ya da ilkelerdir; yalmz olaylann hie; bir kii~iime
yol a~mamas1, ilkelerin de alg1lardan c;1karsamalar yapmaya elveri*li olmas1 gerekir. Olaylara, genellikle, duyu algilan ve bellekle eri~ilir; ~1kanm ilkeleri tiimevanm ve tiimdengelimdir.
Gerc;i olaylara da, ilkelere de her zaman tam bir apa<;1khkla ula~amay1z; i~te bunun ic;in sagduyunun gorii~ii yetkin bir gorti~ say1lamaz. Gene de Russell bu gorii~ten daha iyisini (daha iyisi olam1yacagm1 sand1g1 ic;in) sunmaya kalki~m1yor.
Boylece dogruluk ile <<bilgi arasmdaki ilinti, Russell' <la,
Inquiry, s. 22.
Human Knowledge, s. 170.
ss Ibid, s. 170; Inquiry, s. 229.
a1 Krl. Human Knowledge, s. 170.
31
35
33
bir yandan dogruluk, obiiryandan da ccbilgi kavramlarmm
1:,
Demek ki Russell'a gore felsefe, her iki kavram olmadan yapamaz; ccdoaruluk kavram1 kadar ccbilgi kavramrna baFurmadan ~de~ez~ Hangi bilgi kesiminde olu~sa. olsun, ara$tirma, do~
ru b1lgilere eri$mek amaciyle yap1hr. B1lg1 kavram1 bulamk bir
kavramdir ama her bilgi ya ccdogrw> ya yanh$ ..tir . .u sozler
Russell'm bu konudaki goril$ilnii yetes1ye a~1khkla ozethyor bana
kahrsa: .c<Boylece "dogruluk" kadar ."~ilg.i" ye de ge:.e~.se~.e duyanz, ~iinkii bilginin s1mrlan behrs1zdir, aynca, u~uncu $Ikkin olamazhgma dayanmaks1zm bulu~lara yol a~an sorulan soramay1z.>> 38
38
Inquiry, s. 288.
34
IV. SONU<;:
35
Nermi Uygur