Professional Documents
Culture Documents
Herakleitos-Değişimi Kabullenen Bilge
Herakleitos-Değişimi Kabullenen Bilge
Bkz. Messadie, G.(1998). eytann Genel Tarihi.(I. Ergden, ev.) stanbul: Kabalc Yaynevi, s.291
Bkz. Jaeger, W. (2011). lk Yunan Filozoflarnda Tanr Dncesi. (G.Ayas, ev.) stanbul: thaki Yaynlar, s.2526
2
durumda, tanrlar dahil tm dnyann geicilii, deiim olgusu ile kanlmaz bir yzlemeyi
davet etmekteydi.
Yunan felsefesinin ilk dneminden itibaren Doa Filozoflar, dikkatlerini deiime ve
deiimin arkasnda olmas icap eden deimeyen ilkeye younlatrmlard. Nitekim onlara
gre, bu deiim olgusu, onu salayan ve ayakta tutan, ama kendisi deimeyen bir eyin
varl ile mmkn olabilirdi. (etin, 2004) Mmkndr ki bu yaklam, insan zihninin
deimekte olana kar duyduu gvensizlikten ileri geliyordu. Bu bizim de insan oluumuz
itibariyle yakalayabileceimiz bir empati dzeyidir: Deil mi ki, tanrlar dahil doan her ey
lyor ve tm fenomenler geici bir doaya sahip, o halde hakknda kesin bir bili dzeyine
eriebileceimiz bir sabitlik ve bunun zerine ina edebileceimiz gven verici bir varlk
algs nasl mmkn olabilirdi? Bu hem bir bilgi(epistemoloji), hem de varlk(ontoloji)
sorunudur. Bylece, deiimin arkasnda deimeyen bir ilke(arkhe) olmas gerektii
dncesi daha dorusu buna duyulan dnsel ihtiya- cevaplanmas gereken bir soru
olarak geliti. Doa filozoflarnn her biri buna farkl cevaplar verdiini grrz. Deiimden
mnezzeh bu tzn, Thales su, Anaksimandros sonsuz ve niteliksiz olan aperion,
Anaksimenes ise havaolduunu sylemitir. Tzn ne olduu sorusuna verdikleri cevaplar
farkl olsa da bu filozoflarn yaklamlar benzerdir. Bu dnsel yaklamda, deien eyler
kendisi deimeyen bir arkheden kmakta ve sonunda yine ona dnmektedir. te yandan,
Parmenidesle birlikte deiime dair duyulan sknt en radikal halini alr. Ona gre bizim olu
dnyamz tamamen grnmden ibarettir, okluk ve hareket yoktur; varlk ve gereklik Bir ve
deimezdir; hareketsizdir.3
phesiz bu filozoflarn her birinin kendine zglkleri var, ama mterek bir yaklam
halinde, metafiziklerinin merkezinde deimezliin, tzc bir dncenin olduunu grrz.
Gelgelelim, Yunan dnyasnn barnda ayn dnemde, deiim olgusuyla farkl bir biimde
yzleen, hatta ona benimseyici biimde yaklap felsefesinin merkezine yerletiren baka bir
filozofun sesi yanklanmaktayd. Efesli Herakleitosa gre, tm eyler srekli bir deime ve
oluma sreci iindeydi; bu olu gerekliin ta kendisiydi ve varlklar karlkl bir kutupluluk
ilikisi iinde bu deiim ve olumann dinamik katlmclarydlar. Onun felsefesinin ierii
ve biemi, bu tabloda pek ok adan ayr bir yerde durmaktadr.
FRAGMANLARIN ZGNL
Yaamnn ayrntlarna dair derin bilgilere sahip olmasak da, Herakleitosun, en azndan
varlk ve deiim ile ilgili temel yaklamnn ne olduunu, metafiziinin merkezini neyin
tekil ettiini tespit edebileceimiz, birou orjinal olan fragmanlar gnmze dek ulam
durumda.
Bu fragmanlarda, Herakleitosun kendine zg, sert ve keskin bir yan, peygambervari bir
coku ile dolu, sembollerle ve gndermelerle ykl bir ifade biimi vardr. Onlarn bu kendine
zg yaps, Doa filozoflarnn teolojik motivasyonlarn inceledii eserinde Jaeger
tarafndan yle ifade edilmektedir: Gerekten de bu fragmanlarn slubuyla mukayese
edilebilecek hibir ey yoktur. zleyebildiimiz kadaryla, bunlar ne Parmenidesin didaktik
3
gzel uyum doar.7 Diyebiliriz ki, bu srekli kutupluluk ve atmann ruhunu oluturduu
ak hali (deiim) eylerin doasn sreksiz, yani geici klmakla birlikte, kozmosun
hayatiyetini salayan yegane gtr. Nesneler varla gelii bu atmann rndr.
Herakleitos, sava her eyin babasdr derken, hem bu kozmik gereklii, hem de onun
insani alandaki -etik ve politik- izdmn ifade etmek istemektedir.8 Kurucu ve
dzenleyici ilke olarak atma, insanlarn dnyasnda da tecelli eder. Adalet en nemli
tecellilerden biridir.9
Gelgelelim, btn bu devinim ve deiim, rastgele bir ekilde de vuku bulmamaktadr. Bu
devinimin, -ileride bahsedeceimiz zere insan hayatnda da karln bulan- akli ve etik bir
yan da vardr. Dahas, Herakleitosun zihin evreninde bu hareketlilii salayan akl sahibi bir
varlk olmasa da, mutlaka bir akl olmalyd. (Mills, 1902) O, evrene nizam katan, eylerin bu
gidi ve geliini salayan ussalla logos adn vermitir - bylelikle o zamana dein
epistemolojik armlarla dolu bir kelimeyi ontolojinin alanna da tam oluyordu -.
Aslnda ztlarn atmasnda, kozmosun deviniminde, imdiye kadar tarif etmeye
altmz btn o olu ve ak halinde tezahr eden bu logosdan bakas deildir. 60.
fragmannda inen ve kan yol bir ve ayndr derken bu atmay var klan kutuplarn
mutlak deil greceli olduunu ve logosun da bu kartlklar kucakladn anlarz. O,
hareketin, devinimin, srekli ak halinin akldr. te yandan logos, Herakleitosun
felsefesinde salt kozmosun ussal ilkesinden ibaret deildir.
Logos, hem kozmik yasa, hem l, hem de akldr. Dolaysyla, aklla konumak,
Herakleitosa gre ortak olan ile konumak anlamna gelir. (Jaeger, 2011) Herakleitos her
ne kadar logosun bu etik ve toplumsal yaantnn iine uzanan ynn vurgulasa da,
fragmanlarda ayn zamanda ounluun idraksizliine ynelik ar yergilere de rastlarz. O,
bir taraftan insanlar davet ettii hakikatin vecd halini yaamakta, bir taraftan da ounluun
idraksizliinden tr ktmser bir hissi sakl tutmaktadr.
Ayrca, fragmanlarda yerleik din anlayna, icra edilen ritellere(bkz: 15.fragman) ynelik
yerici ifadeler de bulunmaktadr; ki bunlar da ounlua ynelik ktmserliin bir parasdr.
Zira Efesli filozofun tanrsallk anlaynda, ounluun tevessl ettii bu utan dolu ilere
yer yoktur.
FAAL TANRI
Herakleitos iin Tanr, kozmik dzenin dnda aranamaz. 67.fragman u ekildedir: Tanr,
gece ve gndz, yaz ve k, sava ve bar, tokluk ve alktr. Ancak o (tanr), atein yakt
bir ttsden yaylan ve herkesin kendince ad verdii koku gibi bakalar. 12
Bu ikili kartlklar, deiik formlarda tezahr etse de, deiik adlarla anlsa da, kendisini bu
srete ortaya koyan ey, kozmosun btnln temsil eden Tanrdan bakas deildir. Bu
Tanr, phesiz faal bir Tanrdr. Herakleitosun aklna, sonradan bilhassa hristiyan
teologlarn yapt gibi, Tanrya mutlaklk ve deimezlik gibi sfatlar atfetmek
gelmemiti. Her eyden nce, onun dncesine gre hareket ve deiim, tanrsal aknln
doasna aykr gelecek bir kusur tekil etmiyordu. Yazya girerken ifade ettiimizin aksine,
deiim ve sabit olmama hali onun manevi dnyasnda bir gvensizlik ve huzursuzluk sebebi
deildi. Bilakis, onun felsefesinin adeta dinsel diyebileceimiz cokusunu ifade eden yan da
tam olarak buydu. Herakleitosu hem Miletoslu filozoflardan, hem de kendisinden sonra
gelen ve hakim izgiyi temsil eden sistematik felsefeden, Platon ve Aristotelesin
dncesinden ayran taraf buydu. Platon, srekli bir olu halinde olan fenomenleri grnler
olarak gryor, onlar glgelere benzetiyor, ebedi ve deimeyen gereklik olarak idealar
dnyasn tarif ediyordu. Aritotelesin Hareket Etmeyen lk Hareket Ettirici dedii teleolojik
ilke de ayn ekilde hareketsizlii ve deimezlii vurguluyordu. Herakleitos ise deimeyi ve
hareketi tanrsalla aykr olarak grmyor ve srekli ak iindeki bu alemi bir ilk nedene
dayandrma ihtiyac duymuyordu. Hareketli oluuyla tm varlk alemi, ezelden gelen ve ebede
akan, sonsuz ve snrsz bir zellie sahipti.
SONU
Herakleitosun tanrsallk algsnn hristiyanln ykselii ile birlikte egemen olan, ama ilk
nveleri Platon ve Aristoteles dncesinde bulunan yaklamdan kkl bir farkllk tad
apaktr. Nitekim deimezlii merkeze alan teolojik yaklam, Tanry akn varlk olmasn
salayacak biimde deimez -dolaysyla hareketsiz- ve mutlak olarak kodlarken sonraki
yzyllarda baa kmakta glk ekecei problemler yaratm oluyordu. Deimeyen,
deimedii iin de zaman d olan Tanr, srekli bir deiim iindeki bu evrenle nasl bir
12
iliki kuracakt? Evrenin yaratcs oysa ve ilk nedeni tekil ediyorsa, bu yaratma faaliyeti
deimezlii, yani hareketsizlii ile elimeyecek miydi? Ortada bir zmszlk vard: Ya
Tanrnn gereklii pahasna eitli felsefi karmlar yoluyla varlk aleminin gereklii ve
hareketlilii yandsnacak ve bir yanlsamaya indirgenecekti, ya da alemin gereklii ve
hareketi pahasna Tanr ondan srgn edilecekti. Bu durum aslnda Tanrnn alem ile bann
da koparlmas anlamna gelmekteydi. Tanrnn mutlakln ve yceliini vurgulamak iin
onun deimez ve zaman d bir biime sokuluu, ona ayn zamanda soyut, ulalmaz nitelik
katmaktayd. Mutlak ve deimez olmak, faal halde olmakla aykryd. stelik bu durum,
Tanr ile insan arasndaki ilikiyi de mmknszle tamtr: Deimeyen, yani hibir
eyden etkilenmeyen bir varlk, insanla nasl bir iliki iinde olabilirdi? Daha dorusu insan,
byle bir Tanr ile nasl iliki kurabilirdi? Nihayetinde bylesi bir Tanr anlaynn varaca
son nokta deizm olmutur. Tanrnn an ve ycelii iin mutlak ve deimez sfatlarla
donatlmas, ortaya kan problemlerin almaya alld noktada, ona en fazla -bu doas
itibariyle- kainatla sadece balangc oluturmakla ilgili bir iliki kurabilmeye imkan
tanmtr.
Tanr ile evren arasndaki bu ayrmann yanklar, sonraki alarda bilhassa Bat
medeniyetinin istikametini belirlemede ve imdiki deerler sistemimizin oluumunda
karln fazlasyla bulmutur. Her eyden nce, tm bir etik, metafizik, politik sistemini
Tanr merkezli kuran koca bir dnyann yklmas anlamna geliyordu bu. Netice itibariyle
etii, metafizii, politik sistemi ile bir btn olarak yeni dnya, eski dnyann ykld hzla
kurulamad. Deime olgusunu kabullenemeyiin bedeli olarak, geldiimiz aamada
evrenimiz Tanrdan ve akn tm anlamlardan arndrlm, salt bir mekanizma konumuna
indirgenmitir; ve phe yok ki bu durum, iimizdeki huzursuzluu daha da bytmtr.
Herakleitos ise deiimi olanca olgunluuyla kabul eden o cokulu felsefesiyle bu kederli hali
paylamamaktadr.
Kaynaka
etin, . (2004). Tanr'nn Deimezlii Problemi. T.C Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi , 13, 39-52.
Frankel, H. (1938). Heraclitus on God and the Phenomenal World. Transactions and Proceedings of
American Philological Association , 69, 230-244.
Herakleitos. (2005). Fragmanlar. (. Drken, Ed., & C. akmak, ev.) stanbul: Kabalc Yaynevi.
Jaeger, W. (2011). lk Yunan Filozoflarnda Tanr Dncesi. (G. Ayas, ev.) stanbul: thaki Yaynlar.
Messadie, G. (1998). eytann Genel Tarihi. (I. Ergden, ev.) stanbul: Kabalc Yaynevi.
Mills, L. (1902). Zarathushtra and Heraclitus. Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and
Ireland , 897-907.