Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15, ss. 37-49.

KOZMK YETK: TASARRUF


Abdulhakim Yce *
Allah (cc) kendisine halife1 olarak yaratp yer yznde iskan ettirdii insanoluna yeri ve gkleri musahhar etmi ve snrlarn kendisinin belirledii bir tasarruf yetkisi vermitir. Bu tasarruf, slam kltrnde Tekvin Ahkam eklinde
adlandrlan tabiat kanunlarna uymakla gerekleir. Bu durum snnetullahn
da bir ynn oluturur ki, Allahn bu snnetinde her hangi bir deiiklik sz
konusu deildir. lk insandan bu yana oluturulan kltr, medeniyet, teknik ve
sanat bu tasarrufun birer meyvesidir ve bunlar olaan eylerdir. Ancak, Yce
Allah diledii zaman, kendisinin setii kiilerin eliyle, onlar vasta/ara klarak ve hikmetini de kendisinin bildii olaan d (adet d, olaan st, harikulade yani tabiat kanunlarn aacak, onlar ilemez hale getirecek ekilde) baz
olaylarn zuhuruna da meydan ve izin vermektedir. Bu olaan d olaylarn bir
ksm, elinde gerekleen kiiyi desteklemek iin olurken bir ksm da ar bir
imtihan vesilesidir ve kiiyi cehennemin en derin ukurlarna yuvarlayabilir.
slam alimleri olaan st olaylar, peygamberler eliyle meydana gelen mucize, Allahn veli kullar eliyle meydana gelen kermet, Allahn azl dmanlar eliyle imtihan iin meydana gelen istidrac kendilerine verilen baz kabiliyetleri ktye kullanan kiiler eliyle meydana gelen ve ok eitleri olan sihir
ve yine kendilerine verilen baz kabiliyetleri kullanan kiiler eliyle meydana gelen yogilik eklinde ksmlara ayrmlardr.2 Biz bu yazmzda kermetin bir
blmn oluturan tasarruf konusu zerinde durmak istiyoruz.

*
1
2

Prof. Dr., Yznc Yl niv. lahiyat Fakltesi


nsann Allahn halifesi olduu ile ilgili bir ok ayet vardr. Misal olarak u ayetlere baklabilir: Bakara, 2/30; Enam, 6/165; Neml, 27/62; Yunus, 10/14.
Geni bilgi iin bk. bn Haldun, Mukaddime, haz.: S. Uluda, stanbul 1988, c. I, ss. 358-360,
392-399; Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, stanbul, ts., c. VIII, s. 5403.

38

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15

Kermet
Kermet, k-r-m fiilinden tretilmi bir isimdir. Kerem Allaha nispet edilirse,
Onun ikram ve ba; insana nispet edilirse kendisinde grlen gzel fiil ve
ahlakn ad olur.3 kram ve tekrim, cmertlik, hrmet ve tazim gstermek, aziz
ve faziletli klmak anlamlarna gelir.4 zellikle tasavvuf stlahnda, Allahn
halk etmesiyle hak dostlarndan, yani hak bir dine mensub, tezkiye-i nefis ve tasfiye-i kulba muvaffak olmu bir veliden sadr olan fevkalade hal, sz, davran,
nazar, tevecch, himmet, kef, tasarruf ve tesir demektir. Dier bir ifade ile kermet, Allah seven, Ona itaat eden ve Onun tarafndan da sevilen veli kullara, mucizenin glgesinde bahedilmi5 ekstra bir ikram ve peygambere ittibaa
Cenab- Hakkn zel tevecchnden ibaret bir harikadr.
Tasavvuf ehli kermeti iki ana ksma ayrmlardr:
1. Manev ve Hakiki Kermet: Kmil iman, salih amel, stn ahlak, salam
marifet, yrekten muhabbet, tam bir istikamet ve Allaha tam bir ballktan ibarettir. Emrolunduun gibi tam bir istikamet zere ol (Hd,
11/112) ayeti, konuyu mkemmel bir ekilde zetlemektedir.
2. Kevn ve Sur Kermet: Tabiat kanunlar erevesinde ve normal artlarda yaplmas mmkn olmayan olaan st olaylar bu guruba girerler.
Az bir yiyecei oaltma, hibir ey yiyip imeden gnlerce a durabilme, ok ksa bir zamanda olduka uzun mesafeleri kat etme; havada uma, batmadan suda yrme; uzaktan baz cisimleri hareket ettirme ve
benzeri eylerdir. Ancak bunlar hak dostlarnca birer meziyet kabul
edilmemitir.
Kevn kermet sz, fiil, hal, himmet, nazar, tevecch ve tasarruf eklinde
gereklemektedir. Dier kavramlar ilgili eserlere havale ederek6, gelecek satrlarda tasarruf ve yakn ilikisinden tr bir nebze de himmet kavramndan
sz etmek istiyoruz.
3
4
5
6

Cevheri, es-Shah, c. V, s. 2019.


Asm Efendi, Kamus Tercmesi, yy, ts., c. III, s. 548.
Bk. Sadettin Taftazn, erhul-Akid, s. 61.
u kaynaklara baklabilir: S. Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, s. 365; Mnav, Feyzul-kadir,
c. IV, s. 280; Abdurrahman es-Slemi, Ariflerin Yolu, ev.: Sleyman Ate, Ankara 1981, s. 11;
Shreverdi, Avariful-Maarif, ev.: . Gndz, H. K. Ylmaz, stanbul 1990, s. 158; E.
Cebeciolu, Tasavvuf Terimler ve Deyimleri Szl, s. 717; E. A. et-Tahanev, Hadislerle Tasavvuf, haz.: Z. Davud, A.Yldrm, stanbul 1995, s. 239. Mridin nazar ve tevecch iin de u
kaynaklara baklabilir: Esat Sahib, Nrul-hidaye vel-irfan fi srrr-rabta vet-tevecch ve hatm-i
Hacegn, Kahire 1311h.; A.Z. Gmhanev, Camiul-Usl, Msr 1319h.; rfan Gndz,
Gmhanev Ahmed Ziyauddin ve Halidiye Tarikat, stanbul 1994.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

39

Tasarruf
Tasarruf szlkte yetkiyi kullanarak i yapma, sahip olma, kullanma, idare etme, serbest davranma, ekip evirme gibi anlamlara gelir. Tasavvuf terimi olarak, olaanst yollardan i yapmak ve tesir etmek, insanlara ve eyaya hkmetmek, Allahn eyay ve btn varlklar, genelde btn insanlara zelde
ise, peygamber ve veli kullarna musahhar klmas gibi anlamlara gelir.
Mutlak Tasarruf
slam alimlerinin btnne gre, varlkta mutlak tasarruf Allaha aittir. Mutlak
tasarruf iki anlamda anlalabilir: Cenab- Hak, hi bir ara ve yardmcya ihtiya duymadan ve snrsz bir ekilde yaratcs olduu varlkta her trl tasarrufta bulunabilir. radesi taalluk ederse bunu yapmaya kadirdir ve kimse engel
olamaz. Ancak -haa- lsz ekilde de tasarrufta bulunmamaktadr, zira O
adalet, hikmet vb. sfatlara sahiptir, ve iradesi bu sfatlara uygun tecelli etmektedir.
nsann kendi fiili dahil, her trl tasarrufun gerek sahibi Allahtr. Ancak
bu tasarruf iin melek ve insan dahil eitli vastalar kullanr. Onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd. Attn zaman sen atmadn Allah att. (Enfal, 8/17)
Sen sevdiini hidayete erdiremezsin fakat Allah dilediini doru yola iletir. (Kasas,
48/56) gibi ayetler bu gerei vurgulamaktadr. Btn varlklar arasnda tasarruf iin sadece insana (ksmen de cinlere), sorumlulua esas tekil edecek bir
irade ve meyelan veya kesb verilmitir. lim adamlar bu ikinci tasarruf konusunda baz farkl grler ileri srmlerse de, Mutezile dnda, kimse Allahn
dnda ve hi bir eylemde mutlak tasarruf sahibi, rnein, fiilinin yaratcs bir
varlk olduunu sylememitir. Tasavvuf ehli ise bu durumu maa ile sobadan
ate alan adama benzetirler. Sobadan ate alan maa mdr, adam mdr? Bu misalde gerek fail Allah, insan ise maa hkmnde deerlendirilmitir.
Btn insanlar bu ekilde olmakla beraber bunun farknda olmadklar iin
kendilerini mutlak tasarruf sahibi zannederler. Ancak belli bir nefis terbiyesi
alan ve irfan seviyesini yakalayan kii byle dnmez. Hadis-i kudsde belirtildii gibi Allahn onun iiten kula, gren gz, tutan eli ve yryen aya
mesabesinde olduunu7 bilir ve meyeln seviyesinde var olan iradesini de terk
eder.

Buhar, Rikak, 38.

40

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15

nsann Tasarrufu
Giri paragrafnda da iaret edildii gibi, Allah (cc) yaratm olduu varlklar
arasnda insan kendisine halife olarak semi ve btn varl onun emrine
musahhar ederek, belirledii esaslar erevesinde tasarrufta bulunma yetkisi
vermitir. Zira insan u kinat aacnn en son ve en cami (kapsaml) meyvesi
ve hakikat- Muhammediye (s) cihetiyle ekirdek-i aslsi ve kinat Kurannn
yet-i kbras ve ism-i azam tayan yetl krsisi ve kinat saraynn en
mkerrem misafiri ve o saraydaki sair sekenelerde tasarrufa mezun en faal
memurudur.8 O yle buyuruyor: Allahtr ki emri ve izni ile gemiler yzp gitsin, siz Onun kereminden (nasibinizi) arayasnz ve de kredesiniz diye denizleri size
musahhar kld (hizmetinize verdi ve boyun edirdi). Gklerde ve yerde ne varsa hepsini
kendinden (bir ltuf olarak) size musahhar kld. (Casiye, 45/12-13) Bu ayetlerin
tefsirinde Elmall u aklamay yapmaktadr:
Emriyle onda gemiler cereyan etsin diye- yani sizin menfaatiniz iin ise de sizin emrinizle deil,
Onun emri ile yzmek iin musahhar kld. Emri, izni, iradesi ve ona dellet eden hukmi
uunu demektir ki, hem geminin hacmi ile ayn hacimdeki su arasndaki hafiflik ve arlk orann, hem onunla hareket ettirici g arasndaki iddet ve mukavemet orann, hem de hal ve
artlar asndan ortamn uygunluunu iine alr. Yoksa insanlar istedikleri gibi denizde tasarruf edemezler, Allahn emrini (tabii kanunlar) uygulamadan srf kendi emirleri ile gemi yrtemezler.9

yle ise, Allahn kainata yerletirdii ve henz byk bir ksm insanolu
tarafndan kef edilmemi tabii kanunlar uygulayan her insan yere, ge ve
iindekilere, belirli snrlar iinde sz geirebilir ve onlar hizmetinde kullanabilir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi ile yldzlar aras, belki yldzlar tesi, hatta
kara deliklerden geerek maddenin baka boyutlarna yolculuklar yapldnda
insanln nnde ne tr tabiat kanunlar kacak bilinemedii gibi, ie ynelik
aratrmalar ilerledike insann ruh dnyasnda nelerle karlalaca da mehuldr. Kuranda konu u eklide ifade edilmektedir: Biz ileride onlara delillerimizi gerek d dnyada, gerek kendi nefislerinde gstereceiz; yle ki, Kurann Allah
tarafndan gelen gerein ta kendisi olduunu onlar da anlayacaklar. (Fussilet,
41/53). Bu durum, btn varlklar arasnda genel olarak insann yer yznde
Allahn halifesi olmasndan kaynaklanan bir yetki ve insana zel bir ayrcalktr.
Bir de insanlar arasnda belli baz kiilerin kullanabildii bir tasarruf vardr
ki, batllarn super natural activity adn verdikleri olaan st, tabiat kanunla8
9

B. S. Nurs, ualar, s. 218; a.mlf, Tarihe-i Hayat, s. 309; a.mlf, Asa-y Musa, s. 36.
Elmall, Hak Dini Kuran Dili, stanbul, ts., c. VI, s. 4312.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

41

rn aan ve asl konumuzu tekil eden tasarruftur. Bata peygamberler olmak


zere, baz sekin kiiler bu yetki ile donatlmlardr. rnein Hz. Sleyman
(s) cinler, hayvanlar ve rzgar dahil hemen btn varlklara, allmn dnda
ve her insann yapamad bir ekilde sz geirmi yani onlarda tasarruf etmitir. Yce Allah yle buyuruyor: Biz rzgar onun emrine verdik. Rzgar, onun
emriyle istedii yere tatl tatl eserdi. Bina yapan, dalglk yapan her eytan10, bukalara bal olan bakalarn da onun hizmetine verdik. (Sd, 38/36-38)
Dier peygamberlerin de bu trden ok sayda tasarrufu nakledilmektedir.
rnein Hz. Muhammed (s), kendisine namazda musallat olan bir azl cinni
(ifriti) yakalayarak cami direine balamak istemi, ancak Hz. Sleyman (s)n
Allahm, bana benden sonra kimseye nasip olmayacak bir mlk ver (Sd, 38/35)
eklindeki duasn hatrlayarak vazgemitir.11 bn Arab bu konuyu zetle yle aklamaktadr:
Bu olay gsteriyor ki, Hz. Muhammed (s) de isteseydi cinlere sz geirip onlar deiik ilerde
kullanabilirdi. Ancak Hz. Sleyman (s)n duasn hatrlaynca, saygsndan (teeddben) bu iten vazgeti. Ayrca bu durum Hz. Sleyman (s)n duasna da aykr deildir, zira o btn
mlkte tasarruf edebiliyordu. Onun bu durumu, bakalarnn zel tasarruflarna engel tekil
etmez.12

Tasavvuf ehli bu tasarruf eklini de hilafet yetkisi ile aklamaktadr. rnein Abdlkerim el-Cil unlar syler: Halife, halifesi olduu varln btn
g ve yetkilerini tar. u halde sonsuz g ve kudret sahibi Allah, varlkta diledii gibi tasarrufta bulunduuna gre onun halifesi olan velinin de ayn zellie sahip olmas gerekmez mi? Eer veli, mutlak bilgiye, iradeye ve kudrete
sahip deilse, nasl tasarrufta bulunacak ve halife olabilecektir?13 Cilye gre
varlkta tasarrufta bulunamayan halife gerek halife deildir. Yine ona gre
mutlak anlamda nsan- Kmil Muhammed Hakikat olduu gibi mutlak hilafet
de onun hakkdr. Nebi ve velinin halife olmalar, onun sretine sahip olmalarndan kaynaklanr. Buna gre Muhammed Hakikat, Allahn halifesi; nebi ve
veliler de Muhammed Hakikatin halifesidir.14
10

11
12
13
14

Cinler Hz. Sleyman (s)a ister istemez itaat ediyorlard. Demek ki, onlar itaate kodlayacak
bir ifre vard. Nebide bu bir mucize idi... Bizde maharet ve lednniyata alma olabilir. O ifre elde edildiinde, cinler muti birer nefer haline gelebilirler. htimal, gelecein insann en
ok uratracak konulardan biri, bu ifreyi elde etme olacaktr. Belki de yldz savalar asl o
zaman balayacaktr.
Buhar, Salt, 75, Enbiya, 40; Mslim, Mesacid, 39; Msned, II, 298.
bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, s. 219. Ayrca bk. E. Afif,
Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, stanbul 2000, s. 340.
Geni bilgi ve kaynaklar iin bk. A. Kartal, Abdlkerim Cil, Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi,
stanbul 2003, ss. 260-262.
Ayn eser, s. 261.

42

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15

Tasarrufun Olu ekli


Verilen rneklerden de anlalaca gibi, tasarruf deiik ekil ve vastalarla cereyan etmektedir. Tasavvuf ehli bu konuda u aklamay yapar:
Tasarruf, cemiyeti kalb (kalb konsantrasyonu), himmet, ervah- felekiyyenin muaveneti (astronomik dengeler ve semav varlklarn yardm), havass- umr-i tabiiyye (tabii artlar, kanunlar ve zellikler), esma-i ilahiyye (Allahn isimleri okunarak) ve bizzat emir ile meydana gelir.15

Buradan u neticeler karlabilir:


1. Emir ile yaplan tasarruf ki, buna mucize denir ve sadece peygamberler
eliyle meydana gelir. Rzgar, onun emriyle istedii yere tatl tatl eserdi.
(Sd, 38/36) ayeti buna iaret etmektedir. En stn ve kmil tasarruf ve
teshir budur.
2. Emir dnda saylan dier yollarla yaplan tasarruf. Bunu drt guruba
ayrmak mmkndr:
a. Allah dostlarnn eliyle meydana gelen kermet ki, bu da yine Allahn
izni, dilemesi ve yardm ile olur. Mucize ile yakn benzerlik gsterir. Sadece emre dayanmad gibi sadece nefsin egzersizle gelitirilen baz
gleriyle de meydana gelmez.
b. Allah dmanlarnn eliyle meydana gelen istidrac.
c. Yogi, sihirbaz, medyum vb. adlarla anlan kiiler eliyle meydana gelen,
bir ksm gz boyama ve el abukluuna dayand iin harikulade saylmayan, baz deiik davran ve olaylar.
d. Bilimsel ve teknolojik gelimeler yoluyla meydana gelen ve her kesin anlamayp iin uzmanlar tarafndan anlalan icat ve hususlar. Evet,
(Kuran) mucizat- enbiyay zikretmesiyle fen ve sanat- beeriyyenin nihayet hududunu iziyor. En ileri gayatna parmak basyor. En nihayet
hedeflerini tayin ediyor. Beerin arkasna dest-i teviki vurup o gayeye
sevk ediyor.16 ifadesi, insanolunun kyamete yakn bir dnemde bilimsel metotlarla mucizeye yakn bir seviyede kainatta tasarruf edebileceini zmnen belirtmektedir.

15

16

bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, ss. 246-247; bn Haldun, Mukaddime, haz.: S. Uluda, c. I, s. 392; c. II, s. 1199; Afif, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar,
s. 340.
B. S. Nurs, Szler, s. 254.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

43

Himmet ve Tasarruf
Himmet azim, enerji, istek, meyil, evk gibi anlamlara gelir. Terim olarak, kulun bir eyi elde etmek iin kalbinin btn gc ile Hakka ynelmesine; ermi
kiilerin maksad hasl eden, i bitiren ve dilediklerini yerine getiren manev
gcne himmet denir.17
Himmet kavram erken dnemlerden itibaren tasavvuf kltrnde yerini
alm ve dikkat, younlama, ilgi, yneli... gibi anlamlarn yan sra manev/kalb bir g olarak da grlmtr. Nitekim yaklak hicri 250de vefat eden
Eb Abdullah b. Cell, Himmeti btn varln stne kan kii, varl var
edeni bulur. Himmeti ile baka bir eye ynelen kiiden Hakk vazgeer. Zira
kendisine ortak koulmasndan holanmaz.18 diyerek bu noktaya dikkat ekmitir. brahim Kassr (.316h.), Her insann deeri himmeti lsndedir.
Himmeti dnya ise bir deeri yoktur, himmeti Allah rzas ise ona deer biilmez19 eklindeki szleriyle himmetin nemini dile getirmitir.
Gnmzde yaygnlk kazanan uzak dou kkenli akmlarn zerinde durduu zihin/bilin konsantrasyonu, himmetin bir noktaya veya ie younlamas eklinde yorumlanabilir. Bu durum himmetin ok daha nceden insanlk tarafndan bilindiine iaret etmektedir.
Verilen anlamlarn yan sra, daha sonraki dnemlerde himmetin anlam
ynde genileme gstermitir:
Himmet yaygn bir ekilde, yardm etme, ynlendirme, kalbi kt duygu,
dnce ve meyillerden temizleme, manen ykseltme, kalbe feyiz verme vb.
anlamlarda kullanlmtr. Bu anlamyla eyhten mride himmet eli (eyhin
manev gc ve onda bulunan manev enerji) uzatlr ve, gerek maddeten darda kald zaman, gerekse manen engellerle karlat veya ykselmesi gerektii zaman bu himmet mridin yardmna yetiir. Bazen isim de verilerek yaplan Medet ya eyh, medet ya gavs! vb. arlar bu himmet anlaynn dile getirili ifadeleridir. Mridin himmeti olmadan baz mridlerin yetimesi yani kalplerinin nce tasfiye sonra da feyizle dolmas adeta mmkn deildir. Ancak bu
himmet her mritte ayn seviyede olmad gibi, her mride de ayn derecede
himmet edilemez. Zira, tebihte hata olmasn, himmet yksek gerilim hatt gi-

17
18
19

S. Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, s. 227; E. Cebeciolu, Tasavvuf Terimler ve Deyimleri Szl, s. 363.
Abdurrahman es-Slem, Tabakatus-Sfiyye, s. 179.
Slem, age, 319. Ayrca bk. H. el-Muhasib, er-Riaye li Hukukillah: Kalb Hayat, ev.: A. Yce,
zmir 2000, s. 64.

44

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15

bidir ve her mrid bunu kaldramaz. Onun iin mrid yetitirmede en son bavurulan yntemlerden biri olarak grlmtr.
Mridin, tevecch ve nazaryla birlikte, btn himmetini de eyhine, verilen
derse, ihvana hizmete... ynlendirmesi onun manen ykselmesinin temel artdr. Bu anlamda himmet, mridin msiv ile irtibatn koparp Hakka ynelmesini salayan enerji ve g olarak anlalr.
bn Arab (638/1240) ise, himmete yeni anlamlar yklemi ve onu, zellikle
insan-i kmilde (yetkin insan) var olan olaan st ilah bir g olarak aklamtr. Buna zutsunun ifadesiyle younlatrlm ilah enerji demek de mmkndr. Burada himmet iki anlamda kullanlmtr:
1. Geici olarak yaratma gc,
2. Bilgi edinme metodu ve gc.
Geici Olarak Yaratma
Bir arif isterse, btn ruhan enerjisini zerine younlatrmak sretiyle her
hangi bir nesneye etki edebilir; hatta halen mevcd olmayan bir nesneyi dahi
varla brndrebilir. Yani bir arif her hangi bir eyi kendi iradesine mahkum
klabilir. Zira onda teshir kudreti bulunmaktadr.20
bn Arabnin konuyla ilgili ifadeleri yledir:
Her insan bu d alemde deil de yalnz kendi hayalinde varl olabilen eyi vehim ve hayal
gc ile (kendi zihninde) yaratr. Arif ise bunu himmetiyle zihninin dnda da yaratr. Fakat
arifin himmeti o ey(in varln ancak, bu himmet devam ettii srece) korur. Yaratlm olan
eyin korunmas da ona ar gelmez. Ama bu yaratt eyin korunmas hususunda arifi ne
zaman bir gaflet basacak olsa, o zaman bu yaratt ey de yok olur gider.21

bn Arab zerinde yllarca alan el-Afif, onun bu konudaki grlerini


yle zetlemektedir:
Hayatnn ilk yllarnda bn Arab himmeti, vukuunda Allahn eyleri yaratt sebep eklinde
izah eder. Yoksa himmetin kendisi yaratc deil. Himmeti ayn ekilde hipnotik kudret ya da
kendine telkin gibi bir ey sayar. Daha sonra bn Arab himmeti klliletirmi ve onu alemdeki
her hareket ve deiikliin nedeni olan gizli bir kudret saymtr.22

bn Arabnin erhlerinden de yararlanarak Afif, baka bir yerde himmetle


ilgili u aklamay yapmaktadr: Sflerdeki yaratma kuvvetini iki ekilde anlamak mmkndr:
20
21
22

T. zutsu, bn Arabnin Fususundaki Anahtar Kavramlar, ev.: Ahmet Yksel zemre, stanbul
1998, s. 385.
zutsu, age, s. 385. Ayrca bk. bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. II, s.
121.
bn Arab, Mevakiun-nucm, s. 85ten naklen Afifi, Muhyiddin bn Arabide Tasavvuf Felsefesi,
ev.: M. Da, stanbul 1998, s. 246.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

45

a. Fen hali diye isimlendirdikleri zel bir halde sf, harici alemde istedii
her hangi bir eyi yaratabilir ve meydana getirebilir. u anlamda ki, Allah,
sflerin istedii bu eyi onun vastasyla yaratr. Bu durumda fiil, Hakkn fiilidir, fakat beer sfatlarndan fani olup, ilah sfatlarla baki olan ve onlar ile tahakkuk eden arifin vastasyla gereklemektedir. Bu nazariyeye gre arifin pay, Allah katndaki yaratma kuvvetini izhar etmede vasta olmaktan ibarettir.
Bu yorum, Earlerin kulun fiillerini yaratmas grne benzedii gibi,
Malebranchen insan fiillerinin ve dier fiillerin meydana gelii hakkndaki teorisine de benzemektedir. Bu teori ada felsefede artlar veya vesilecilik
nazariyesi olarak bilinmektedir. Bunun anlam udur: Btn fiiller gerekte Allaha aittir, fakat bu fiiller belirli artlar insanla ilgili veya insan dnda- gerekletiinde zuhr eder. Bu durumda, fiili bu artlarn yaratt zannedilir,
gerekte ise onu yaratan sadece Allahtr.
bn Arabnin nazariyesinde bu zelliin arife tahsis edilmesi ise yle aklanabilir: nsana ait yaratma, cem-i himmete muhtatr; cem-i himmet en ulv
ve en saf hallerinde insann ruh kuvvetleriyle yaratmak veya deitirmek istedii eye btnyle ynelmesidir. Bu da ancak arif veya insan-i kmil iin
mmkn olabilir.
b. Arifin yaratmasn anlamann ikinci yn ise, mellifin hazart- hams
aklama sadedindeki izahdr. Burada ayn zamanda arifin yaratlm eyleri
nasl koruyaca da aklanmaktadr. Buna gre var olan her ey be mertebenin biri veya bir kanda var olmaktadr... Bu mertebeler, baz alardan Platonik feyizlere benzer ve bunlar aaya doru dzenlemitir. yle ki, her
hangi bir mertebeye kendi stndeki mertebede bulunan eyler yansd gibi,
kendisinde bulunan eyler de bir altndaki mertebeye yansr. Bazen eyann,
sadece ulv mertebelerde varl bulunur, aa mertebelerde varl bulunmaz;
bazen de her hangi bir eyin btn mertebelerde varl bulunabilir. Arif himmetiyle her hangi bir eyi yaratr cmlesinin anlam, arifin daha st bir lemde
bilfiil varl olan bir eyi his aleminde izhar etmesi demektir, yoksa daha nce
var olmayan bir eyi varla kartmas demek deildir. O halde arif, himmetini
her hangi bir mertebede eyann sretinde younlatrmakla, o eyi, mahsus bir
sret iinde haric varlk alanna kartabilir; her hangi bir eyin sretini her
hangi bir ulv mertebede korumakla da, sfli mertebelerde onun sretini korumu olur. Bunun aksi de dorudur.23
Fuss arihi Ahmet Avn Konuk ise bu yaratma iini yle aklamaktadr:
23

Afif, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, ss. 167-168, 264-268.

46

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15


Himmetin manas budur ki, arif huzur-i kalb ile hatrn ve kuvvasn toplayp, vehmiyle ve
fikri ile kendi nefsini, halk ve takdir edecei eyin icadna musallat klar. Ve o ey dahi mahalli
himmet olan kalbin haricinde glge gibi mevcut olur. Ve bu keyfiyet-i halk, arifte kuvve-i
kudsiyye ve nisbet-i ilahiyye bulunduu iindir. Arifin gayr olan avam, kalblerinde tahayyl
ve vehm ile bir eyi ihdas etseler bile, ruhlarnda kuvve-i kudsiyye olmadndan o suver-i
muhayyeleye vucd-i hissi verip harite izhar etmee muktedir deillerdir.24

Sadeletirilerek metnin zeti yle verilebilir: nsanlar baz eyleri hayal


ederler, arif olan, hayal ettii eyi himmet gc ile d dnyada da grnr hale getirir, himmet bu eyin ruhu mesabesine geer; dier insanlarn ise sadece
hayallerinde kalr.
Bilgi Edinme
Izutsu, bn Arabnin himmete ykledii ikinci anlam ise yle aklamaktadr.
Pratikteki vechesi bakmndan eyann teshir altna alnmas demek olan himmet, bilgi edinmeye
ynelik vechesi bakmndan, varln esrarna nfz etme ama akln hkmran olduu blgenin tesinde kalan bir kudret olma zelliine sahiptir. Bu bakmdan bn Arabnin Fususunun
bir pasajnda varln gerek hakikatinin ancak himmetle techiz edilmi bir kul tarafndan bilinebileceini beyan etmesinin de ok anlaml olduunu syleyelim. Himmet asl olarak, bir arifin btn ruhan glerini belirli bir noktaya teksif etmesinden ve bu glerin younlat kalbinin de belirli bir istikamete ynlendirilmesinden ibarettir.25

rfan ve Tasarruf likisi

Genelde sfler, velayet makamyla tahakkuk edip kurbiyet makamna


ulaan ariflerin, himmetlerini istedikleri eye yneltip tasarruf edebildiklerini
ifade ederler. Ancak bata bn Arab olmak zere bazlar marifetin seviyesine
gre tasarrufun ters orantl olarak deitiini sylerler. Bu durum hem tasarrufun cereyan ekli, hem Allahla mnasebet, hem de insan iradesi ve ihtiyar ile
ilgilidir. Konuyu maddeler halinde u ekilde ele almak mmkndr:
Bir eyde himmetle tasarruf etmek iin kuva-i zahire ve batinenin heyet-i mecmuasn o eye
huzur- tam ile ve tevcih-i klli ile tevcih etmeli ve o eyin gayrisine kalpte ittisa olmamal, yani baka eye gnl mteveccih olmamal. te himmet byle bir cemiyetle messir olur. Marifet ise arifi bu cemiyetten ayrr, zira himmetini sarf edecei eye klliyetle tevecch edip, onu
kalbine idhal etmekle, marifet-i hakk kalbinden karmak lazm gelir. Binaenaleyh marifeti tamamlayan arif, tasarruftan ari ve gayet acz u zaf ile zahir olur.26

Arifin tasarrufa kadir olamamasnn dier nedeni de udur: Arifin acizlik ve


eksikliinin farknda olmas, elindeki eyada tasarruf etme kudretinin ona ait
24
25
26

bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. II, s. 122.


zutsu, Anahtar Kavramlar, s. 391.
bn Arab, Fususul-Hikem, (A..A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, s. 63.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

47

olmadn ve kendisini Hakkn elinde bir ara olduunu idrak etmesi, kalbinde bu cemiyetin salanmasna engeldir. Bu gereklemeyince de tasarruf edemez.27
Muvahhid-i mustarak o kimsedir ki, derya onda tasarruf eder ve onun derya zerinde bir tasarrufu yoktur. Yzen kimse ile gark olan kimsenin her ikisi de deryadadrlar, fakat mstarak
su gtrr ve mahmldr; yzen kimse ise kendi kuvvetinin hamilidir ve kendi ihtiyar iledir.
Binaenaleyh mstaraktan sadr olan her bir hareket ve her bir fiil ve kavil o sudan hasl olur,
kendisinden deildir. Onun vcudu ortada bir bahanedir. Mesela duvardan bir sada iitirsen,
bilirsin ki duvardan deildir, duvar syleten bir kimse vardr. te evliya da byledir; lmden
nce lmler ve duvar hkmne girmilerdir, onlarda bir kl ucu kadar varlk kalmamtr.
Hakkn kudret elinde bir kalkan gibidirler ve kalkann hareketi kendinden deildir. te enelhakkn anlam budur.28
Nasl ki, insan, dier insanlarn mutasarrf olduu eyi terk edince onlarn muhabbetini kazanr, aynen yle de, Allahn tasarrufunda olan kendi nefsini ve kendinden zahir olan fiilleri
kendi nefsine izafe etmeyip Hakka terk ettii vakit, Onun yannda da byle olur. Yani emr-i
tasarrufta Hakka itirakten vazgetii iin Hakk Teala ona muhabbet eder. Kendi nefsini ve fiillerini tecelliyat- Haktan ibaret bildii ve bu marifetle kesert nefyetmi olduu iin tevhid
zerinde raid olur.29

Arif ubdiyet makamnda tahakkuk etmitir, kendiliinden tasarruf etmez.,


Efendisi (Allah) ne derse onu yapar. radesini, Efendisinin iradesinde fani klmtr. Mutlak irade sahibi Odur. Onun iin arif, kendisinde hissettii arz iradeyi kullanmann Allah karsnda cehalet ve edebe aykr olduunu bilerek tasarrufu gerek sahibine brakr ve mutlak acziyet haline dner. Bu bn Arabnin, Allah sizi zayflktan yaratt, sonra size zayfln ardndan kuvvet verdi, sonra kuvvettin ardndan tekrar zayflk ve yallk verdi. (Rum, 30/54) ayetine verdii
felsef-sf yorumdur.30
Vahdet-i vcud anlayna gre, varlk birdir. Dolaysyla arif kimin veya
neyin zerinde tasarruf edecektir? Zira Onun vcudundan baka varlk gremez. Arifin bu marifet ve mahedesi onu tasarruftan alkoyar.31
Ariflerin tasarruftan el ekmelerinin baka bir sebebi daha vardr: Onlar varlktaki her eyin ezelde sabit olduu hale gre zuhr ettiini idrak ederler. Baka bir ifadeyle onlar, olaylarn ezelde takdir edilip belirlendiini ve kudret elinin yazm olduu bir tek kelimeyi ortadan kaldrabilecek hi bir varln bu27
28
29
30
31

Afif, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, s. 264.


Mevlana , Fihi Ma Fih, ev.: A.A. Konuk, haz.: S. Eraydn, stanbul 1994, s. 69.
bn Arab, Tedbirt- lahiyye, ev. ve erh.: A. A. Konuk, haz.: M. Tahral, stanbul 1992, s. 189;
bn Haldun, Mukaddime, haz.: S. Uluda, c. II, s. 1117.
bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, s. 59; Afif, Fussul-Hikem
Okumalar in Anahtar, s. 264.
Bk. bn Arab, ayn yer; Afif, ayn yer.

48

Tasavvuf: lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6 [2005], say: 15

lunmadn idrak ederler. O halde, neyde ve niin tasarruf edeceklerdir?32


Yukarda verilen bilgilerden u sonucu karmak mmkndr: Bu konuda
iki makam bulunmaktadr: Birincisi bek yani tasarruf makamdr. kincisi ise
fen yani tasarrufu terk makamdr.
Tasarrufirk likisi
Tasarruf cezbedici ve nefsin houna giden bir olaydr. Onun iin, sadece tasarruf etmek yani eya ve olaylara sz geirmek ve ynlendirmek iin tasarruf etme metodunu ve pratiklerini uygulamaya kalkmann yanllna, hatta irk
olduuna u ifadelerle dikkat ekilmitir:
Havas ile itigal ve bu vasta ile Allahn yaratklar zerinde tasarruf, Allah dostlarnn nazarnda irktir; zira kainatta mutasarrf ancak Haktr. Onun iin kulun tasarrufa kalkmas
Hakn tasarrufuna itirak saylr. Bilhassa sulk ehli iin byle bir gaye ile Allahn isimlerine
devam etmek onu yolda brakr.33

Mutasavvf olmamakla birlikte tasavvuf konularda geni bilgiler veren bn


Haldun da bu konuya deinmekte, tasarrufun bir ynyle sihre benzediine
dikkat ekmekte, ancak onu u ifadelerle ayrmaktadr:
Alemde tasarruf etme ve gayb bilme nevinden olmak zere mutasavvflar iin hasl olan hususlar, bizzat deil bilarazdr (Allah tarafndan, onlar istemeden, dolayl olarak verilir). Bu durum iin banda kastedilmi deildir. nk bu husus kastedilmi olarak ona ynelmek, Allahtan bakasna ynelmek olur. Bu ise eyada tasarruf etmeyi ve gayb bilmeyi gaye etmekten
baka bir ey deildir. Bu da irk olur. Sflerden biri, rfan sahibi olmak iin irfan tercih
eden ikinci bir ilaha kail olmu olur demitir. Onun iin sfler tevecchleriyle Mabudu kastederler, Ondan baka hi bir eyi gaye edinmezler. Bu esnada onlara bir ey hasl olsa, bizzat
deil bilaraz hasl olur. Onlarn ou da nlerine byle bir ey ksa ondan kaar ve deer vermez.34

Ancak, gaye yaplmadan tasarruf etmenin mubah olduu ve sekin baz


mutasavvflar tarafndan da bavurulduu bilinen bir gerektir. Onun iin de
tasarrufta dikkat edilmesi gereken baz hususlar kayt altna alan limler u
noktalara dikkat ekmilerdir:
1. Ama ve ara mubah olmaldr.
2. Dtan ve iten bu tasarruf dolaysyla kibir ve kendini beenme hali olumamaldr. Tedbir olarak bu srada srekli dua etmelidir.
3. Tasarrufla gereinden fazla uramamaldr. Zira byle halleri olan kii tehlikededir. Fitnelerin en by ise avam halkn bunu kemlt zannetmele32
33
34

Bk. Afif, age, s. 264.


Mevlana , Fihi Ma Fih, s. 244.
bn Haldun, Mukaddime, c. I, s. 392; c. II, s. 1199.

Abdulhakim Yce / Kozmik Yetki: Tasarruf

49

ridir. Bu durum ancak zaruret olursa bavurulabilir. Onun iin baz bykler, eer hi bir zikir mride etki etmezse o zaman eyhi tevecch yapsn
demilerdir.35
lmden Sonra Tasarruf
Genel olarak tasavvuf ehli ruhun bedenden ayrldktan sonra daha serbest ve
etkin bir ekilde hareket imknna kavutuunu dnr ve bu anlayn bir
neticesi olarak baz kiilerin lmlerinden sonra36 da tasarruf edebileceklerini
sylerler. u drtlk bu anlay zetlemektedir:

ki alemde tasarruf ehlidir ruh-i veli,


Deme ki bu mrdedir bunda nice derman ola,
Ruh emir-i Hudadr, ten glaf olmu ona,
Dahi ala kar ider bir ti kim uryan ola.
(Ledri)
u ayrma da dikkat ekilmitir: Peygamber ve veli kullarn tasarrufu, bir
nevi vehb olduundan, lmden sonra da devam edebilir. Ancak bir nevi kesb olan dier tasarruf ekilleri lmden sonra devam edemez.37 Kelam arlkl
eserler kaleme almasna ramen Bedizzaman Said Nurs (.1960) de lmden
sonra velilerin tasarruf edebileceine u rnei vererek katlmaktadr:
Hazret-i Mevlna Hindistandan Tark- Nakyi getirdii vakit, Badad dairesi ah-
Geylannin bade-l memat hayatta olduu gibi, taht- tasarrufunda idi. Hazret-i Mevlnann
(Halid-i Badad) manen tasarrufu -bidayeten- cy-i kabul gremedi. ah- Nakibend ile
mam- Rabbannin ruhaniyetleri Badada gelip ah- Geylannin ziyaretine giderek rica etmiler ki; Mevlna Hlid senin evldndr, kabul et! ah- Geylan, onlarn iltimaslarn kabul
ederek Mevlna Hlidi kabul etmi. Ondan sonra Mevlna Hlid birden parlam. Bu vaka;
ehl-i keife vaki ve mehud olmutur. O hdise-i ruhaniyeyi, o zaman ehl-i velayetin bir ksm
mahede etmi, baz da rya ile grmler.38

lmlerinden sonra tasarruf sahibi olan kiilere u isimler rnek verilmektedir: Akilul-Mnbeci (.?), Ebul-Hasan Harakan (.425/1034), Abdulkadir-i
Geylan (.562/1166), eyhul-Harran (.581/1185) ve mam- Rabban
(.1034/1624).

35
36
37
38

Tahanev, Hadislerle Tasavvuf, s. 175.


Bk. aran, Tabakat, Kahire 1954, c. I, s. 153.
Bk. H. K. Ylmaz, Soru ve Cevaplar, (el-Luma tercmesinin sonuna eklenen blm), stanbul
1996, s. 529.
B. S. Nurs, Barla Lahikas, s. 165.

You might also like