Professional Documents
Culture Documents
Kozmi̇k Yetki̇: Tasarruf
Kozmi̇k Yetki̇: Tasarruf
*
1
2
38
Kermet
Kermet, k-r-m fiilinden tretilmi bir isimdir. Kerem Allaha nispet edilirse,
Onun ikram ve ba; insana nispet edilirse kendisinde grlen gzel fiil ve
ahlakn ad olur.3 kram ve tekrim, cmertlik, hrmet ve tazim gstermek, aziz
ve faziletli klmak anlamlarna gelir.4 zellikle tasavvuf stlahnda, Allahn
halk etmesiyle hak dostlarndan, yani hak bir dine mensub, tezkiye-i nefis ve tasfiye-i kulba muvaffak olmu bir veliden sadr olan fevkalade hal, sz, davran,
nazar, tevecch, himmet, kef, tasarruf ve tesir demektir. Dier bir ifade ile kermet, Allah seven, Ona itaat eden ve Onun tarafndan da sevilen veli kullara, mucizenin glgesinde bahedilmi5 ekstra bir ikram ve peygambere ittibaa
Cenab- Hakkn zel tevecchnden ibaret bir harikadr.
Tasavvuf ehli kermeti iki ana ksma ayrmlardr:
1. Manev ve Hakiki Kermet: Kmil iman, salih amel, stn ahlak, salam
marifet, yrekten muhabbet, tam bir istikamet ve Allaha tam bir ballktan ibarettir. Emrolunduun gibi tam bir istikamet zere ol (Hd,
11/112) ayeti, konuyu mkemmel bir ekilde zetlemektedir.
2. Kevn ve Sur Kermet: Tabiat kanunlar erevesinde ve normal artlarda yaplmas mmkn olmayan olaan st olaylar bu guruba girerler.
Az bir yiyecei oaltma, hibir ey yiyip imeden gnlerce a durabilme, ok ksa bir zamanda olduka uzun mesafeleri kat etme; havada uma, batmadan suda yrme; uzaktan baz cisimleri hareket ettirme ve
benzeri eylerdir. Ancak bunlar hak dostlarnca birer meziyet kabul
edilmemitir.
Kevn kermet sz, fiil, hal, himmet, nazar, tevecch ve tasarruf eklinde
gereklemektedir. Dier kavramlar ilgili eserlere havale ederek6, gelecek satrlarda tasarruf ve yakn ilikisinden tr bir nebze de himmet kavramndan
sz etmek istiyoruz.
3
4
5
6
39
Tasarruf
Tasarruf szlkte yetkiyi kullanarak i yapma, sahip olma, kullanma, idare etme, serbest davranma, ekip evirme gibi anlamlara gelir. Tasavvuf terimi olarak, olaanst yollardan i yapmak ve tesir etmek, insanlara ve eyaya hkmetmek, Allahn eyay ve btn varlklar, genelde btn insanlara zelde
ise, peygamber ve veli kullarna musahhar klmas gibi anlamlara gelir.
Mutlak Tasarruf
slam alimlerinin btnne gre, varlkta mutlak tasarruf Allaha aittir. Mutlak
tasarruf iki anlamda anlalabilir: Cenab- Hak, hi bir ara ve yardmcya ihtiya duymadan ve snrsz bir ekilde yaratcs olduu varlkta her trl tasarrufta bulunabilir. radesi taalluk ederse bunu yapmaya kadirdir ve kimse engel
olamaz. Ancak -haa- lsz ekilde de tasarrufta bulunmamaktadr, zira O
adalet, hikmet vb. sfatlara sahiptir, ve iradesi bu sfatlara uygun tecelli etmektedir.
nsann kendi fiili dahil, her trl tasarrufun gerek sahibi Allahtr. Ancak
bu tasarruf iin melek ve insan dahil eitli vastalar kullanr. Onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd. Attn zaman sen atmadn Allah att. (Enfal, 8/17)
Sen sevdiini hidayete erdiremezsin fakat Allah dilediini doru yola iletir. (Kasas,
48/56) gibi ayetler bu gerei vurgulamaktadr. Btn varlklar arasnda tasarruf iin sadece insana (ksmen de cinlere), sorumlulua esas tekil edecek bir
irade ve meyelan veya kesb verilmitir. lim adamlar bu ikinci tasarruf konusunda baz farkl grler ileri srmlerse de, Mutezile dnda, kimse Allahn
dnda ve hi bir eylemde mutlak tasarruf sahibi, rnein, fiilinin yaratcs bir
varlk olduunu sylememitir. Tasavvuf ehli ise bu durumu maa ile sobadan
ate alan adama benzetirler. Sobadan ate alan maa mdr, adam mdr? Bu misalde gerek fail Allah, insan ise maa hkmnde deerlendirilmitir.
Btn insanlar bu ekilde olmakla beraber bunun farknda olmadklar iin
kendilerini mutlak tasarruf sahibi zannederler. Ancak belli bir nefis terbiyesi
alan ve irfan seviyesini yakalayan kii byle dnmez. Hadis-i kudsde belirtildii gibi Allahn onun iiten kula, gren gz, tutan eli ve yryen aya
mesabesinde olduunu7 bilir ve meyeln seviyesinde var olan iradesini de terk
eder.
40
nsann Tasarrufu
Giri paragrafnda da iaret edildii gibi, Allah (cc) yaratm olduu varlklar
arasnda insan kendisine halife olarak semi ve btn varl onun emrine
musahhar ederek, belirledii esaslar erevesinde tasarrufta bulunma yetkisi
vermitir. Zira insan u kinat aacnn en son ve en cami (kapsaml) meyvesi
ve hakikat- Muhammediye (s) cihetiyle ekirdek-i aslsi ve kinat Kurannn
yet-i kbras ve ism-i azam tayan yetl krsisi ve kinat saraynn en
mkerrem misafiri ve o saraydaki sair sekenelerde tasarrufa mezun en faal
memurudur.8 O yle buyuruyor: Allahtr ki emri ve izni ile gemiler yzp gitsin, siz Onun kereminden (nasibinizi) arayasnz ve de kredesiniz diye denizleri size
musahhar kld (hizmetinize verdi ve boyun edirdi). Gklerde ve yerde ne varsa hepsini
kendinden (bir ltuf olarak) size musahhar kld. (Casiye, 45/12-13) Bu ayetlerin
tefsirinde Elmall u aklamay yapmaktadr:
Emriyle onda gemiler cereyan etsin diye- yani sizin menfaatiniz iin ise de sizin emrinizle deil,
Onun emri ile yzmek iin musahhar kld. Emri, izni, iradesi ve ona dellet eden hukmi
uunu demektir ki, hem geminin hacmi ile ayn hacimdeki su arasndaki hafiflik ve arlk orann, hem onunla hareket ettirici g arasndaki iddet ve mukavemet orann, hem de hal ve
artlar asndan ortamn uygunluunu iine alr. Yoksa insanlar istedikleri gibi denizde tasarruf edemezler, Allahn emrini (tabii kanunlar) uygulamadan srf kendi emirleri ile gemi yrtemezler.9
yle ise, Allahn kainata yerletirdii ve henz byk bir ksm insanolu
tarafndan kef edilmemi tabii kanunlar uygulayan her insan yere, ge ve
iindekilere, belirli snrlar iinde sz geirebilir ve onlar hizmetinde kullanabilir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi ile yldzlar aras, belki yldzlar tesi, hatta
kara deliklerden geerek maddenin baka boyutlarna yolculuklar yapldnda
insanln nnde ne tr tabiat kanunlar kacak bilinemedii gibi, ie ynelik
aratrmalar ilerledike insann ruh dnyasnda nelerle karlalaca da mehuldr. Kuranda konu u eklide ifade edilmektedir: Biz ileride onlara delillerimizi gerek d dnyada, gerek kendi nefislerinde gstereceiz; yle ki, Kurann Allah
tarafndan gelen gerein ta kendisi olduunu onlar da anlayacaklar. (Fussilet,
41/53). Bu durum, btn varlklar arasnda genel olarak insann yer yznde
Allahn halifesi olmasndan kaynaklanan bir yetki ve insana zel bir ayrcalktr.
Bir de insanlar arasnda belli baz kiilerin kullanabildii bir tasarruf vardr
ki, batllarn super natural activity adn verdikleri olaan st, tabiat kanunla8
9
B. S. Nurs, ualar, s. 218; a.mlf, Tarihe-i Hayat, s. 309; a.mlf, Asa-y Musa, s. 36.
Elmall, Hak Dini Kuran Dili, stanbul, ts., c. VI, s. 4312.
41
Tasavvuf ehli bu tasarruf eklini de hilafet yetkisi ile aklamaktadr. rnein Abdlkerim el-Cil unlar syler: Halife, halifesi olduu varln btn
g ve yetkilerini tar. u halde sonsuz g ve kudret sahibi Allah, varlkta diledii gibi tasarrufta bulunduuna gre onun halifesi olan velinin de ayn zellie sahip olmas gerekmez mi? Eer veli, mutlak bilgiye, iradeye ve kudrete
sahip deilse, nasl tasarrufta bulunacak ve halife olabilecektir?13 Cilye gre
varlkta tasarrufta bulunamayan halife gerek halife deildir. Yine ona gre
mutlak anlamda nsan- Kmil Muhammed Hakikat olduu gibi mutlak hilafet
de onun hakkdr. Nebi ve velinin halife olmalar, onun sretine sahip olmalarndan kaynaklanr. Buna gre Muhammed Hakikat, Allahn halifesi; nebi ve
veliler de Muhammed Hakikatin halifesidir.14
10
11
12
13
14
Cinler Hz. Sleyman (s)a ister istemez itaat ediyorlard. Demek ki, onlar itaate kodlayacak
bir ifre vard. Nebide bu bir mucize idi... Bizde maharet ve lednniyata alma olabilir. O ifre elde edildiinde, cinler muti birer nefer haline gelebilirler. htimal, gelecein insann en
ok uratracak konulardan biri, bu ifreyi elde etme olacaktr. Belki de yldz savalar asl o
zaman balayacaktr.
Buhar, Salt, 75, Enbiya, 40; Mslim, Mesacid, 39; Msned, II, 298.
bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, s. 219. Ayrca bk. E. Afif,
Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, stanbul 2000, s. 340.
Geni bilgi ve kaynaklar iin bk. A. Kartal, Abdlkerim Cil, Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi,
stanbul 2003, ss. 260-262.
Ayn eser, s. 261.
42
15
16
bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. III, ss. 246-247; bn Haldun, Mukaddime, haz.: S. Uluda, c. I, s. 392; c. II, s. 1199; Afif, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar,
s. 340.
B. S. Nurs, Szler, s. 254.
43
Himmet ve Tasarruf
Himmet azim, enerji, istek, meyil, evk gibi anlamlara gelir. Terim olarak, kulun bir eyi elde etmek iin kalbinin btn gc ile Hakka ynelmesine; ermi
kiilerin maksad hasl eden, i bitiren ve dilediklerini yerine getiren manev
gcne himmet denir.17
Himmet kavram erken dnemlerden itibaren tasavvuf kltrnde yerini
alm ve dikkat, younlama, ilgi, yneli... gibi anlamlarn yan sra manev/kalb bir g olarak da grlmtr. Nitekim yaklak hicri 250de vefat eden
Eb Abdullah b. Cell, Himmeti btn varln stne kan kii, varl var
edeni bulur. Himmeti ile baka bir eye ynelen kiiden Hakk vazgeer. Zira
kendisine ortak koulmasndan holanmaz.18 diyerek bu noktaya dikkat ekmitir. brahim Kassr (.316h.), Her insann deeri himmeti lsndedir.
Himmeti dnya ise bir deeri yoktur, himmeti Allah rzas ise ona deer biilmez19 eklindeki szleriyle himmetin nemini dile getirmitir.
Gnmzde yaygnlk kazanan uzak dou kkenli akmlarn zerinde durduu zihin/bilin konsantrasyonu, himmetin bir noktaya veya ie younlamas eklinde yorumlanabilir. Bu durum himmetin ok daha nceden insanlk tarafndan bilindiine iaret etmektedir.
Verilen anlamlarn yan sra, daha sonraki dnemlerde himmetin anlam
ynde genileme gstermitir:
Himmet yaygn bir ekilde, yardm etme, ynlendirme, kalbi kt duygu,
dnce ve meyillerden temizleme, manen ykseltme, kalbe feyiz verme vb.
anlamlarda kullanlmtr. Bu anlamyla eyhten mride himmet eli (eyhin
manev gc ve onda bulunan manev enerji) uzatlr ve, gerek maddeten darda kald zaman, gerekse manen engellerle karlat veya ykselmesi gerektii zaman bu himmet mridin yardmna yetiir. Bazen isim de verilerek yaplan Medet ya eyh, medet ya gavs! vb. arlar bu himmet anlaynn dile getirili ifadeleridir. Mridin himmeti olmadan baz mridlerin yetimesi yani kalplerinin nce tasfiye sonra da feyizle dolmas adeta mmkn deildir. Ancak bu
himmet her mritte ayn seviyede olmad gibi, her mride de ayn derecede
himmet edilemez. Zira, tebihte hata olmasn, himmet yksek gerilim hatt gi-
17
18
19
S. Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, s. 227; E. Cebeciolu, Tasavvuf Terimler ve Deyimleri Szl, s. 363.
Abdurrahman es-Slem, Tabakatus-Sfiyye, s. 179.
Slem, age, 319. Ayrca bk. H. el-Muhasib, er-Riaye li Hukukillah: Kalb Hayat, ev.: A. Yce,
zmir 2000, s. 64.
44
bidir ve her mrid bunu kaldramaz. Onun iin mrid yetitirmede en son bavurulan yntemlerden biri olarak grlmtr.
Mridin, tevecch ve nazaryla birlikte, btn himmetini de eyhine, verilen
derse, ihvana hizmete... ynlendirmesi onun manen ykselmesinin temel artdr. Bu anlamda himmet, mridin msiv ile irtibatn koparp Hakka ynelmesini salayan enerji ve g olarak anlalr.
bn Arab (638/1240) ise, himmete yeni anlamlar yklemi ve onu, zellikle
insan-i kmilde (yetkin insan) var olan olaan st ilah bir g olarak aklamtr. Buna zutsunun ifadesiyle younlatrlm ilah enerji demek de mmkndr. Burada himmet iki anlamda kullanlmtr:
1. Geici olarak yaratma gc,
2. Bilgi edinme metodu ve gc.
Geici Olarak Yaratma
Bir arif isterse, btn ruhan enerjisini zerine younlatrmak sretiyle her
hangi bir nesneye etki edebilir; hatta halen mevcd olmayan bir nesneyi dahi
varla brndrebilir. Yani bir arif her hangi bir eyi kendi iradesine mahkum
klabilir. Zira onda teshir kudreti bulunmaktadr.20
bn Arabnin konuyla ilgili ifadeleri yledir:
Her insan bu d alemde deil de yalnz kendi hayalinde varl olabilen eyi vehim ve hayal
gc ile (kendi zihninde) yaratr. Arif ise bunu himmetiyle zihninin dnda da yaratr. Fakat
arifin himmeti o ey(in varln ancak, bu himmet devam ettii srece) korur. Yaratlm olan
eyin korunmas da ona ar gelmez. Ama bu yaratt eyin korunmas hususunda arifi ne
zaman bir gaflet basacak olsa, o zaman bu yaratt ey de yok olur gider.21
T. zutsu, bn Arabnin Fususundaki Anahtar Kavramlar, ev.: Ahmet Yksel zemre, stanbul
1998, s. 385.
zutsu, age, s. 385. Ayrca bk. bn Arab, Fususul-Hikem, (A. A. Konuk erhiyle birlikte), c. II, s.
121.
bn Arab, Mevakiun-nucm, s. 85ten naklen Afifi, Muhyiddin bn Arabide Tasavvuf Felsefesi,
ev.: M. Da, stanbul 1998, s. 246.
45
a. Fen hali diye isimlendirdikleri zel bir halde sf, harici alemde istedii
her hangi bir eyi yaratabilir ve meydana getirebilir. u anlamda ki, Allah,
sflerin istedii bu eyi onun vastasyla yaratr. Bu durumda fiil, Hakkn fiilidir, fakat beer sfatlarndan fani olup, ilah sfatlarla baki olan ve onlar ile tahakkuk eden arifin vastasyla gereklemektedir. Bu nazariyeye gre arifin pay, Allah katndaki yaratma kuvvetini izhar etmede vasta olmaktan ibarettir.
Bu yorum, Earlerin kulun fiillerini yaratmas grne benzedii gibi,
Malebranchen insan fiillerinin ve dier fiillerin meydana gelii hakkndaki teorisine de benzemektedir. Bu teori ada felsefede artlar veya vesilecilik
nazariyesi olarak bilinmektedir. Bunun anlam udur: Btn fiiller gerekte Allaha aittir, fakat bu fiiller belirli artlar insanla ilgili veya insan dnda- gerekletiinde zuhr eder. Bu durumda, fiili bu artlarn yaratt zannedilir,
gerekte ise onu yaratan sadece Allahtr.
bn Arabnin nazariyesinde bu zelliin arife tahsis edilmesi ise yle aklanabilir: nsana ait yaratma, cem-i himmete muhtatr; cem-i himmet en ulv
ve en saf hallerinde insann ruh kuvvetleriyle yaratmak veya deitirmek istedii eye btnyle ynelmesidir. Bu da ancak arif veya insan-i kmil iin
mmkn olabilir.
b. Arifin yaratmasn anlamann ikinci yn ise, mellifin hazart- hams
aklama sadedindeki izahdr. Burada ayn zamanda arifin yaratlm eyleri
nasl koruyaca da aklanmaktadr. Buna gre var olan her ey be mertebenin biri veya bir kanda var olmaktadr... Bu mertebeler, baz alardan Platonik feyizlere benzer ve bunlar aaya doru dzenlemitir. yle ki, her
hangi bir mertebeye kendi stndeki mertebede bulunan eyler yansd gibi,
kendisinde bulunan eyler de bir altndaki mertebeye yansr. Bazen eyann,
sadece ulv mertebelerde varl bulunur, aa mertebelerde varl bulunmaz;
bazen de her hangi bir eyin btn mertebelerde varl bulunabilir. Arif himmetiyle her hangi bir eyi yaratr cmlesinin anlam, arifin daha st bir lemde
bilfiil varl olan bir eyi his aleminde izhar etmesi demektir, yoksa daha nce
var olmayan bir eyi varla kartmas demek deildir. O halde arif, himmetini
her hangi bir mertebede eyann sretinde younlatrmakla, o eyi, mahsus bir
sret iinde haric varlk alanna kartabilir; her hangi bir eyin sretini her
hangi bir ulv mertebede korumakla da, sfli mertebelerde onun sretini korumu olur. Bunun aksi de dorudur.23
Fuss arihi Ahmet Avn Konuk ise bu yaratma iini yle aklamaktadr:
23
46
47
olmadn ve kendisini Hakkn elinde bir ara olduunu idrak etmesi, kalbinde bu cemiyetin salanmasna engeldir. Bu gereklemeyince de tasarruf edemez.27
Muvahhid-i mustarak o kimsedir ki, derya onda tasarruf eder ve onun derya zerinde bir tasarrufu yoktur. Yzen kimse ile gark olan kimsenin her ikisi de deryadadrlar, fakat mstarak
su gtrr ve mahmldr; yzen kimse ise kendi kuvvetinin hamilidir ve kendi ihtiyar iledir.
Binaenaleyh mstaraktan sadr olan her bir hareket ve her bir fiil ve kavil o sudan hasl olur,
kendisinden deildir. Onun vcudu ortada bir bahanedir. Mesela duvardan bir sada iitirsen,
bilirsin ki duvardan deildir, duvar syleten bir kimse vardr. te evliya da byledir; lmden
nce lmler ve duvar hkmne girmilerdir, onlarda bir kl ucu kadar varlk kalmamtr.
Hakkn kudret elinde bir kalkan gibidirler ve kalkann hareketi kendinden deildir. te enelhakkn anlam budur.28
Nasl ki, insan, dier insanlarn mutasarrf olduu eyi terk edince onlarn muhabbetini kazanr, aynen yle de, Allahn tasarrufunda olan kendi nefsini ve kendinden zahir olan fiilleri
kendi nefsine izafe etmeyip Hakka terk ettii vakit, Onun yannda da byle olur. Yani emr-i
tasarrufta Hakka itirakten vazgetii iin Hakk Teala ona muhabbet eder. Kendi nefsini ve fiillerini tecelliyat- Haktan ibaret bildii ve bu marifetle kesert nefyetmi olduu iin tevhid
zerinde raid olur.29
48
49
ridir. Bu durum ancak zaruret olursa bavurulabilir. Onun iin baz bykler, eer hi bir zikir mride etki etmezse o zaman eyhi tevecch yapsn
demilerdir.35
lmden Sonra Tasarruf
Genel olarak tasavvuf ehli ruhun bedenden ayrldktan sonra daha serbest ve
etkin bir ekilde hareket imknna kavutuunu dnr ve bu anlayn bir
neticesi olarak baz kiilerin lmlerinden sonra36 da tasarruf edebileceklerini
sylerler. u drtlk bu anlay zetlemektedir:
lmlerinden sonra tasarruf sahibi olan kiilere u isimler rnek verilmektedir: Akilul-Mnbeci (.?), Ebul-Hasan Harakan (.425/1034), Abdulkadir-i
Geylan (.562/1166), eyhul-Harran (.581/1185) ve mam- Rabban
(.1034/1624).
35
36
37
38