Professional Documents
Culture Documents
Bi̇r Tutkunun Öyküsü Abel Sanchez
Bi̇r Tutkunun Öyküsü Abel Sanchez
Bi̇r Tutkunun Öyküsü Abel Sanchez
Miguel de Unamuno
Abel Sanchez
BLM I
Joaquin Monegro'nun lmnden sonra, katlar arasnda, yaamn yiyip
bitirmi olan karanlk tutkunun bir tr gncesi bulundu. Bu tiraflar'dan baz
blmler aadaki anlatya dahil edilmitir. talikle belirtilen bu blmler,
hastal konusunda, Joaquin Monegro'nun kendi yorumu saylabilir. tiraflar
kzna seslenmektedir.
Abel Sanchez ve Joaquin Monegro birbirlerini tanmadklar bir zaman
anmsamyorlard. ocukluklarndan, hatta bebekliklerinden bu yana
tanyorlard birbirlerini; nk dadlar sk sk buluur ve bu ikisini, ocuklar
daha konumay bile renmeden nce, bir araya getirirlerdi. Kendilerini
tanrken tanmlard birbirlerini. Ve doduklar gnden beri arkada,
arkadatan da te, kardetiler.
Gezmelerinde, oyunlarnda, bakalaryla ortak dostluklarnda, daha hkim
grnen ve her eyde ba eken Joaquin'di. Gelgelelim, boyun eer gibi
grnerek, cannn istediini yapan Abel'di her zaman. Abel iin, buyrua
uymamak buyurmaktan daha nemliydi. kisi, hemen hemen hi kavga
etmezdi.
"Bana gre hava ho, sen nasl istersen!" derdi Abel. Joaquin'i ifrit ederdi
bu sz; nk bu "nasl istersen"le tartmaya tenezzl etmediini
gstermi olurdu Abel.
"Hibir eye hayr demiyorsun!" diye patlard. Joaquin.
"Ne yaran olur ki?"
Birka arkadala yrye kmaya hazrlandklar bir gn, "Bu adam,"
dedi Joaquin, Abel'i gstererek, "amla gitmek istemiyor."
"Ben mi?" diye haykrd Abel. "Kim demi gitmek istemiyorum? Tabii
istiyorum... sen istiyorsan. Hadi, gidelim oraya!"
"Hayr, ben istiyorsam deil. Sana daha nce de syledim. Mesele senin
gitmek istememen."
"stiyorum dedim ya!"
"Peki. Ben istemiyorum."
"yleyse ben de gitmem."
"Hakszlk bu!" Joaquin barmaya balamt. teki ocuklara dnp
haykrd: "Ya onunla gidin, ya benimle gelin!" Ve hepsi Abel'le giderek
Joaquin'i yalnz braktlar. Joaquin, gncesinde, ocukluklarnda geen bu
olay, yle deerlendirdi:
"Doru, tp bilimden ok, bir sanat," derdi Abel, "bilime dayal bir sanat
uygulamas."
"Tabii mrm hasta bakarak geirmek gibi bir niyetim yok benim."
"ok saygdeer ve yararl bir meslek..."
"Evet, ama bana gre deil," diye kesti Joaquin, "dediin gibi saygdeer
ve yararl olabilir, ama ben o tr saygdeerlikten ve yararllktan nefret
ediyorum. Tansiyon lp reete yazarak para kazanmak isteyen
buyursun, yapsn. Daha yce zlemlerim var benim."
"Daha yce?"
"Evet. Yeni ufuklar amak istiyorum. Kendimi bilimsel 'aratrmaya adamak
niyetindeyim. Tbbn an, bir hastaln srrn zm olanlara ait,
bulunmu olan iyi kt uygulayanlara deil."
"Seni bu idealist havada grmek gerekten pek ho." "Sen yalnz sizin
gibilerin, sanatlarn, ressamlarn m an ve eref dlediini sanyorsun?"
"Dur hele, benim byle bir ey dlediim falan yok..." "Yok mu? yleyse
neden resim yapmay setin?" "nk, eer baarl olursam, bir ey
getirebilecek bir i..." "Ne getirebilecek?" "Para getirebilecek tabii..."
"Sen onu klahma anlat Abel. Doduumuzdan beri seni tanyorum. Bana
bunu yutturamazsn." "Hi aldattm m seni?"
biterdi. Ama beni byle bekleyi iinde tutmas, bakalm demesi, bir
dneyim demesi... Byle eyler dnlr m hi? Numara yapyor!"
"Seni inceliyordur belki."
"Beni inceliyor mu? O... beni? Benim neyim var incelenecek? Ne
inceleyebilir ki o?"
"Joaquin, Joaquin, hem kendine hem de ona hakszlk ediyorsun. Salt seni
grd, duydu, ve onu sevdiini rendi diye hemen kollarna atlmasn m
bekliyorsun?"
"Biliyorum, ben oldum olas sevimsiz gelmiimdir herkese..."
"Hadi, hadi, gene balama kurmaya..."
"Benimle oynamasna bozuluyorum sadece. Benim gibi ak szl, sadk,
hilesi hurdas olmayan biriyle byle oynamak drstle smaz... Ama
grsen ne kadar gzel! Ve ne kadar souk, ne kadar kibirli olursa, o kadar
gzelleiyor. Ona kar akm m, nefretim mi ar basyor, bilemiyorum
bazen. Seni tantrmam ister misin?"
"Kardeim, eer sen..."
"Tamam, sizi tantracam."
"Ve eer o isterse..."
"Ne?"
"Resmini yaparm." "Harika!"
7
Ama o gece Joaquin'i uyku tutmad. Her istedii yerine getirilen, masum
byc Abel Sanchez'in Helena'nn resmini yapaca dncesi bir
karabasan gibi kmt zerine.
Nereye varrd bu? Helena da, btn teki arkadalar gibi, Abel'i daha m
ekici bulacakt? Bu tantrma iinden vazgemeyi dnd, ama sz
vermiti bir kez...
BLM II
"Kuzinimi nasl buldun?" diye sordu Joaquin Abel'e onlar tantrdnn
ertesi gn. Abel, Helena'ya portre tasarsndan szetmi, Helena da bu
neriden pek honut olmutu.
"Gerei sylememi ister misin?"
"Her zaman gerei isterim Abel. Her zaman birbirimize gerei
syleseydik, bu dnya cennet olurdu."
"Evet, her birimiz kendine de gerei syleseydi..." "Hadi, gelsin gerek!"
"Gerek u: kuzinin ve gelecekteki sevgilin, belki de karn Helena, bence
tam bir tavus kuu, yani tam bir dii tavus... ne demek istediimi anlyor
musun?"
"Evet, anlyorum seni."
"Biliyorsun dndm doru drst anlatamam fra kullanmadan..."
Portre iin poz verme seanslar n bir araya getiriyordu. Helena, souk
ve uzak, yerine oturuyor, yazgnn srkledii bir tanra edasyla
szyordu evreyi. "Konuabilir miyim?" diye sordu ilk gn. Abel yle
yantlad: "Evet, konuabilirsiniz de, kmldayabilirsiniz de... Hatta
konumanz ve kprdamanz daha ok iime gelir, nk izgileriniz
canlanr. Bu bir fotoraf-olmayacak; heykel gibi durmanz istemiyorum."
Bylece Helena bol bol konutu, ama fazla kmldamad: pozunu
bozmaktan ekiniyordu. Ne mi konutu? ki- erkek de farknda deildi.
nk ikisi de onu gzleriyle yiyordu; onu gryor, ama duymuyorlard.
Ve Helena hi durmadan konutu susmann nezakete aykr olacan
dnerek ve Joaquin'e satamak iin hibir frsat karmayarak:
"Hastalarn artyor mu, kuzenciim?"
"Bu seni pek mi ilgilendiriyor?"
"lgilendirmez olur mu? Dnsene..."
"Hayr, dnemem."
"Benimle onca ilgilenmene karlk, benim de senin ilerinle biraz
ilgilenmem gerekir sanrm, Hem, kim bilir..." "Kim ne bilir?"
"Tamam, tamam. Keselim bu konuyu," diye araya girdi Abel. "Birbirinizi
inelemekten baka bir ey bilmez misiniz siz?"
"Akrabalar arasnda doaldr," dedi Helena. "Hem, dendiine gre, byle
balarm..."
10
11
"Ne bileyim..."
"Ne kadar gzel olduunu bilmiyor musun?"
"ltifata gerek yok."
"nanmyorsan Joaquin'e sorarz."
"Ltfen ondan sz etme bana. im kapanyor."
"Ama ondan sz etmem gerek."
"yleyse gidiyorum ben."
"Hayr, dinle beni. O ocua gerekten ok ktlk ediyorsun."
"Ya! imdi sen mi stleniyorsun onun avukatln? Portre bahane miydi
yoksa?"
"Bak Helena, byle davranman doru deil. Kuzeninle oynuyorsun. O da
insan..."
"Evet, ekilmez bir insan!"
"Hi de deil! Belki biraz fazla kendine dnk, gururlu, inat. Ama ayn
zamanda iyi yrekli, zeki, her bakmdan drst; nnde parlak bir gelecek
var; seni deli gibi seviyor..."
"Ya btn bunlara karn, ben onu sevmiyorsam?"
"O zaman onu bu sevdadan vazgeirmelisin."
12
BLM III
Abel'in Helena portresi byk bir baar oldu. Sergilendii vitrinin nnde,
resmi hayranlkla seyreden birileri bulunuyordu srekli. "Bir byk ressam
daha kardk," deniyordu. Ve Helena, sylenenleri duymak iin, portresinin
asl durduu yerin yaknndan gemeye zen gsteriyor, kent sokaklarnda
lmsz bir canl portre, kuyruunu savuran bir sanat eseri gibi dolayordu. Belki de salt bunun iin yaratlmt!
Joaquin'in gzne uyku girmiyordu.
"imdi daha da beter," dedi Abel'e. "Gerekten oynuyor benimle.
ldrecek beni."
"Doaldr. imdi profesyonel gzel oldu..."
"Evet, sen lmszletirdin onu. Bir Gioconda daha!"
"Yine de sen, hekim olarak, daha fazlasn yapabilirsin. mrn
uzatabilirsin."
"Ya da ksaltabilirim."
"i trajediye evirme."
"Ne yapacam ben, Abel, ne yapacam?"
"Sabredeceksin..."
"Birtakm szlerinden, bakasna k olduunu sandm ona anlattn
anlalyor..."
14
16
17
BLM VI
Gen ift halayndan dndkten ksa bir sre sonra, Abel ar bir hastala
tutuldu ve Joaquin ona bakmak iin arld.
"ok kayglanyorum, Joaquin," dedi Helena ona, "Abel btn gece
sayklad ve srekli seni ard."
Joaquin arkadan byk ilgi ve zenle muayene ettikten sonra, gzlerini
kuzinine dikerek yle dedi:
"Durumu ciddi. Ama sanrm onu kurtarabileceim. Kurtulu umudu
olmayan benim."
"Evet, onu benim iin kurtar," dedi Helena. "Biliyorsun ki..."
"Evet, biliyorum!" dedi Joaquin ve oradan ayrld.
Helena kocasnn bana kotu, elini alnna koydu. Ateten yanyordu Abel.
Helena titremeye balad. "Joaquin, Joaquin," diye sayklad Abel, "bala
bizi, bala beni!"
"Sus," dedi Helena kulana eilerek, "sus; gelip seni grd. Seni
iyiletireceini syledi, sapasalam yapacam dedi. Konumasn dedi..."
"Beni iyiletirecek..." diye yineledi hasta, robot gibi.
Evine dndnde Joaquin'in de atei vard: buz gibi dondurucu bir ate.
"Ya lrse?..." diye geirdi aklndan. Giysileriyle yataa att kendini ve Abel
lrse neler olacan dnmeye koyuldu: Helena'nn yas dnemini, dul
25
26
27
28
Antonia, Joaquin'in hastas olan bir dul hanmn tek kzyd. Bunu
atlatabilecek mi annem?" diye sordu Joaquin'e.
"Durumu epey nazik. Zavall ok yorgun, ypranm; ok ekmi olmal...
Kalbi ok zayf..."
"Kurtarn onu, Don Joaquin, kurtarn onu! Mmkn olsa canm veririm onun
iin."
"O mmkn deil. Hem kim bilir, Antonia, senin canna belki onunkinden
daha ok ihtiya vardr."
"Benim canma m? Ne iin? Kim iin?"
"Kim bilir!..."
Beklendii gibi, kadncaz ok gemeden ld. "Bir ey yaplamazd,
Antonia," dedi Joaquin. "Bilim gsz."
"Evet, Tanr yle diledi."
"Tanr?"
"Yoksa," diye aknlkla haykrd Antonia, slak gzlerini Joaquin'in kat,
elik bakl yzne kaldrarak, "yoksa siz inanmyor musunuz Tanr'ya?"
"Ben mi?... Bilmiyorum!..."
Doktora kar iinde birden beliren keskin acma duygusu, bir an iin
annesinin lmn unutturdu kza.
30
31
35
"Deil, efendim, yle deil! Kadn buna ak iksiri iirdi, akln bandan ald.
Yoksa olabilir miydi... olabilir miydi..."
"Ak iksiri," diye mrldand Joaquin, "ak iksiri, ha?"
"Evet, Don Joaquin, evet. Ak iksiri... Siz ki onca ey biliyorsunuz, buna da
bir are bulursunuz elbet."
"Ah, hanm, hanm! Eskiler ok urat genlik iksirini bulmak iin, ama
baaramadlar."
Talihsiz kadn d krkl iinde gitti. Joaquin yle dnd: "Bu zavall
aynaya bakmaz m hi? Grmez mi yllarn tahribatn? u kyller her eyi
byye ya da nazara balar zaten. bulamazlar, gze gelmilerdir; bir ey
ters gitti, nazar demitir. Bana gelen her bely bakalarnn
kskanlna balayan kiinin kendi kskan demektir. Hepimiz yle deil
miyiz? Bana da by yaplmtr belki..."
Birka gn byden baka bir ey dnemedi. Sonunda yle dedi
kendine: "te, yaradlta var olan gnah bu!"
BLM IX
Joaquin, bir snak araynn sonucu olarak, Antonia ile evlendi. Zavall
kadn, hayatnn grevini, kocasnn yreinde bir kalkan, bir teselli kayna
olarak dolduraca yeri batan sezinlemiti. Hasta bir adamla, ruhu belki
hi iyilemeyecek bir ktrmle evleniyordu; onun grevi hastabakc
olmakt. Ve Antonia, yaamn kendisininkiyle birletiren kiinin
36
38
39
"Hayr, onlar gibi deil Antonia, hi deil! Onlar salt beni aalamak,
kk drmek iin evlendiler; benimle alay etmek iin evlendiler; beni
incitmek iin evlendiler."
Joaquin boulurcasna hkrmaya balad; soluu kesilir gibi oldu; lyordu
sanki.
"Antonia, Antonia," diye fsldad, zor duyulan bir sesle.
"Zavall yavrum," diyerek onu kucaklad Antonia. Ban gsne dayad,
hasta bir ocukmu gibi okad. "Sakin ol Joaquin, korkma... buradaym
ben... karn burada, senin karn, bir tek senin. imdi btn srlarn
bildiime gre, her zamankinden daha ok seninim ve seni her
zamankinden daha ok seviyorum... Unut onlar... ilgilenme onlarla... yle
bir kadn seni sevseydi daha kt olurdu."
"Ama sorun Helena deil, Antonia, sorun Abel..."
"Unut Abel'i!"
"Unutamam... Hi peimi brakmyor... Ad, n her yerde izliyor beni..."
"alrsan, senin de adn ve nn olur. Neyin eksik ondan?
Muayenehaneyi brak; ona ihtiyacmz yok. Ailemin Renada'daki evine
gideriz. Orada istediin gibi alabilirsin; sana n kazandracak bilimsel
aratrmalar yapabilirsin... ben de elimden geldiince yardm ederim...
kafan datmaman salarm. Greceksin ondan ne denli stn
olduunu..."
40
42
"Habil'in koyunlar 'Tanr'y honut etti, oban Habil Rab'bin gzne girdi;
ama ifti Kabil'in ne kendisi, ne de sunduu rnler Tanr'y honut
etmedi. O'nun sevdii Habil'di, reddettii ise Kabil..."
"Peki, Habil'in suu neydi bunda?"
"Talihli1 olann, kayrlann susuz olduunu sanyorsun sen, deil mi? Oysa,
kendilerine gsterilen bu nedensiz kabul, gerek bir deere dayanmayan
bu ayrcal gizlemedikleri iin sulu onlar; bunu gizleyeceklerine,
gsterile sergilemeleri ok ayp bir davran. Hi kukum yok, Habil de,
Tanr'ya kurban ettii koyunlarn dumann Kabil'in suratna fleyerek tafra
satyordu. Hak yolunda olduklarn iddia edenler, szde adaletleriyle bakalarn ezmeye yeltenen kendini beenmilerdir. Birinin bir zaman dedii
gibi, 'namuslular'dan daha aalk kimse yoktur..."
"Peki emin misin," diye sordu, konumann brnd ciddiyetten tedirgin
olmaya balayan Abel, "Habil'in tarihiyle vndnden emin misin sen?"
"Hi kukum yok. Aabeyine sayg gstermediine eminim. Aabeyine iyi
gzle bakmasn Tann'dan dilediini de hi sanmyorum. Bildiim bir ey
daha var: Habil'in soyu, Habilciler, cehennemi Kabilciler iin icad ettiler;
nk onsuz, Habilcilerin tm zaferleri yavan kalacakt. Onlarn holand,
kendileri ac ekmezken, tekilerin ac ektiini grmektir."
"Joaquin, Joaquin, sen gerekten hastasn!"
"Haklsn. Hibir hekim kendi derdine deva bulamaz. u Byron'un Kabil'im
ver de okuyaym."
46
"Al ordan."
"Bir ey daha soraym. Bu resim iin karn bir ey esinlemiyor mu sana?
Herhangi bir fikir vermiyor mu?"
"Karm m? Bu trajedide kadn yoktu ki..."
"Her trajedide vardr Abel."
"Havva belki..."
"Belki... kisine de ayn st veren, ya da iksiri..."
BLM XII
Joaquin Lord Byron'un Kahirini okudu. Daha sonra yle yazd gncesine:
Bu kitabn zerimde yaratt etki korkuntu, iimi boaltmak
gereksinimiyle birtakm notlar tuttum. Hl saklyorum o notlar; u anda
nmde duran ktlar ite onlar. imdi dnyorum da, acaba onlar
yalnzca iimi boaltmak iin mi tuttum? Hayr, gnn birinde byk bir
eser yazmak iin onlardan yararlanabileceimi dndm kukusuz. Benlik
iddias kemiriyor bizi. En gizli, en rezil zaaflarmz ortaya dkmeye
baylyoruz. Daha nce kimsede grlmemi habis bir tmr bile
isteyecek biri kabilir sanyorum: salt onunla bbrlenmek ve ona kar
verdii savaa dikkati ekmek iin! Bu tiraflar bile basit bir boalmdan te
bir ey deil mi? Bu amazdan kurtulmak iin bunlar yrtp atmay
dnmedim deil. Ama beni kurtaracak myd bu? Hayr! Gsteri yapmak
47
48
almak iin bir baka ara olarak grdm. Onu, cm alacak bir oulun, ya
da kzn anas olarak istiyordum. Bir yandan da, byk bir saflkla, eer
baba olursam btn bunlardan kurtulacam dnyordum. Ama, kendim
gibi nefret dolu yaratklar retmek, nefretimi aktarmak, onu
lmszletirmek iin evlenmemi miydim?
Kabil ile blis arasnda Ar'n Uurumu'nda geen sahne ruhumu kzgn
demirle dalad sanki. Bildiklerime, gnahmn nda baktm, lm
oaltmak iin can vermenin zavallln grdm, ve bu lmsz nefretin
benim ruhum olduunu apak anladm. Bu nefret, diye dndm,
mutlaka ben domadan nce vard ve lmnden sonra da yaayacak.
'Nefret etmek iin yaamak' dncesi dehet sald iime. Cehennem
buydu. Tam anlatld gibi! Bir de alay etmitim inananlarla! Cehennem
gerekten buydu!
Ada'nn Kabil'e olu Hanok'tan nasl sz ettiini okuduumda, doacak
ocuumu dndm; seni dndm kzm, kurtuluum ve tesellim olan
seni; nasl bir gn gelip beni kurtaracan dndm. Ve Kabil'in,
plakln bilmeden uyuyan masum yavrusuna sylediklerini okuyunca,
sana can vermekle onarlmaz bir su mu iledim, diye dndm. Zavall
yavrum benim! Seni dnyaya getirmi olmam balayacak msn? Ada'nn
Kabil'ine sylediklerini okurken, Cennet'teki yllarm anmsadm... dl
peinde komadm, herkesten stn olma dleri kurmadm yllar.
Hayr, kzm, hayr; almalarm Tanr'ya temiz yrekle sunmadm;
gerei, bilgiyi arayacama, n ve dl peinde kotum... ve hep ondan
stn olma frsatn kolladm. O, Abel, sanatn sevdi; sanatn sebatla
50
51
53
kendi kendini yiyen biri olduumu mu? Kaderin kurban olduumu gryor
mu?"
te bu srada, sonradan ok utan duyaca bir ey yapt. Bir rastlantyla,
daha nce Abel'in evinde alm olan bir kz onlarn hizmetine girmiti.
Joaquin, salt br evde kendisiyle ilgili konuulanlar renmek amacyla,
kza yanat kendisini balamadan tabii.
"Hadi canm, nasl olur da duymazsn benden sz ettiklerini?" "Duymadm,
efendim, hi duymadm." "Hi benden sz etmiyorlar myd yani?"
"Ediyorlard tabii, ama yle konuuyorlard... bir ey demiyorlard."
"Hibir ey?"
"Ben konutuklarn ok grmedim. Sofrada hizmet ettiimde pek
konuulmazd; konuulduunda da, ite masada konuulan eylerden...
Bey'in resimlerinden..."
"Anlyorum, ama benimle ilgili bir ey?"
"Hi aklma gelmiyor."
Joaquin kendinden tiksinerek ayrld kzn yanndan. "Budalaca
davranyorum," dedi. "Kz kim bilir ne dnd benim iin!" Yaptndan
ylesine utand ki, sudan bir bahaneyle kzn iten karlmasn salad. Bu
kez de, "Ya imdi tekrar Abel'in hizmetine girer ve bunlar anlatrsa?"
korkusuna kapld. Karsna, kz geri almasn sylemeyi dnd; ama
yz tutmad. Sokakta kza rastlamak korkusuyla titrer oldu.
54
BLM XIV
len gn geldi. Bir nceki gece Joaquin hi uyumamt. "Savaa
gidiyorum Antonia," dedi evden karken. "Tanr yoluna k tutsun Joaquin"
"Kz grmek isterdim, minik Joaquinita'mz..." "Tabii, gel de gr...
uyuyor..."
"Zavall bebecik! eytan'n varlndan haberi yok henz!
Ama, sana yemin ederim, Antonia, o iblisten kurtaracam yakam. Onu
skp atacam iimden, onu boup Abel'in ayaklarna frlatacam...
Kzm pmek isterdim, ama uyanr diye korkuyorum..."
"Yok, uyanmaz. p istiyorsan."
Baba eilip uyuyan ocuu pt. ocuk, pldn anlam gibi,
uykusunda glmsedi.
"Bak, Joaquin, o da seni kutsuyor." "Allahasmarladk, karcm!" Ve
Joaquin, karsna sarlp uzun uzun pt.
Meryem heykelinin nnde dua etmeye brakld Antonia. len sofrasnda,
konumalarn gerisinde ktcl bir bekleyi sezinleniyordu. Abel'in sanda
oturan Joaquin'in yz sapsaryd; pek az yiyor ve pek az konuuyordu.
Abel'in bile hafif bir rperti geti srtndan.
Tatl servisi yaplrken, konuklardan bazlar diyerek sessizlik arsnda
bulundu. Bir suskunluk oldu. "Konumay duyalm," dedi biri. Joaquin ayaa
kalkt. Ksk, titrek bir sesle konumaya balad; ama ok gemeden sesi
55
57
"Evet, iine ek, nk sana bir ey yapamaz o; senin iinde lr, kutsal
suya dm gibi boulur senin kannda..."
Abel, evinde Helena'yla ba baa kaldnda, yle dedi Helena:
"Joaquin'in konumasn anlattlar. Zaferini yutmak zorunda kald...
afiyetle!..."
"yle deme; sen duymadn onu." "Duymu kadar oldum!"
"Szleri itendi. ok duygulandm. Dorusu, onun aklamasn duyana
dek, ne yapm olduumu ben de bilmiyordum."
"Gvenme ona... hi gvenme... seni yle gklere karmsa, bir nedeni
vardr mutlaka."
"Gerekten iinden geleni sylemi olamaz m?"
"Biliyorsun, atlyor kskanlktan..."
"Sus!"
"Evet, atlyor... ld lecek..."
"Sus dedim sana..."
"Hayr, kskanlk da deil bu, nk artk beni sevmiyor, eskiden sevmi
olduu da kuku gtrr ya... bu haset... dpedz haset..."
"Kes sesini!" diye grledi Abel.
"Tamam, tamam, sustum... ama greceksin..."
59
61
62
Abel, kollarnda bebek sa'y tutan bir Meryem tablosu yapmt. Tablo,
aslnda Helena ile olunun, Abelito'nun portresiydi. Resim beenilmi ve
kopyalan baslmt. Tablonun gzel bir fotorafnn nnde, Kutsal
Meryem'e dua ediyordu Joaquin: "Koru beni! Kurtar beni!"
Ama, sanki kendi sesini duyarsa, daha derinlerden gelen teki sesi, "Keke
lse! Keke o serbest kalsa!" diyen sesi bastrabilir umuduyla, yksek bir
fsltyla dua ediyordu.
"Duyduuma gre yobaz olmusun," szleriyle karlad bir gn Abel onu.
"Ben mi?"
"Evet. Kendini dine verdiini, her gn kiliseye gittiini sylediler. Bugne
dek ne Tann'ya, ne eytan'a inandn; durup dururken kendini dine
kaptrman da pek olas olmadna gre... Yobazlktan baka ne kalyor?"
"Sana ne bundan?"
"Hesap sorduum falan yok. Sadece merak ettim... Gerekten inanyor
musun?"
"nanmak ihtiyacndaym."
"O baka ey. Ben, inanp inanmadn soruyorum." "Syledim ya,
inanmak ihtiyacndaym. Daha fazla stme varma."
"Bana sanat yetiyor. Benim dinim sanat." "Ama Meryem'in resmini
yapyorsun." "Evet, Helena'nn." "O da Kutsal Bakire saylmaz pek..."
"Benim iin yle... ocuumun anas..."
63
"yle olsa bile," dedi Joaquin, "bu kaba, baya, sradan dediklerimizin
kendilerini savunma haklan yok mu?"
"Bir gn bizim evde, anmsayacaksn, Kabil'i, hasut olan savunmutun;
daha sonra da, lene dek dilimden dmeyecek o unutulmaz konumanda
nm de byk lde ona borluyum bize, hi deilse bana,
Kabil'in ruhunu gsterdin. Ama Kabil hi de baya, kaba bir insan deildi;
hele sradan, hi deildi."
"Ama hasetin babasyd."
"Evet, ama baka tr bir hasetin; banazlarn hasetinin deil... Kabil'in
hasetinde bir byklk vard, oysa fanatik engizisyoncunun haseti ondan
ok daha aalktr. Seni onlarn safnda grmekten dehete dyorum."
"Bu adam iimi mi okuyor benim?" diye sordu kendine Joaquin Abel'den
ayrlnca. "Bir yandan da, iimden geenlerin hi farknda deil sanki.
Resim yapt gibi konuuyor ve dnyor... ne dediini, ne izdiini
bilmeden. Yaptnn bilincinde deil... ben her ne kadar onu hesap adam
olarak grmeye alyorsam da..."
BLM XVII
Joaquin, Abel'in, eski modellerinden biriyle ilikisi olduunu rendi; bu
bilgi, Abel'in Helena'yla ak adna evlenmedii yolundaki kukusunu
destekledi. "Beni kk drmek iin evlendiler," dedi kendi kendine ve
unu ekledi: "Helena da onu sevmiyor, sevemez... o kimseyi sevemez...
sevme yetenei yok. Sadece gzel bir 'klf o. Kendini beenmilikten ve
65
66
68
"Ne olmu yani?" dedi Helena diklenerek. "Varsa var! Onlar tavlamay
bildiini gsterir! Yoksa bunun iinde de mi kskanyorsun onu? Antonia'nla
yetinmekten baka aren yok diye mi? Yoksa, o bakasn bulabileceini
gsterdi diye, sen de kendine bakasn bulmak iin mi geldin buraya?
Onun iin mi bu hikyelerle geldin? Utanmyor musun? k, git burdan!
Suratn grmek iimi kaldryor!"
"Tanr akna, dur, Helena! ldryorsun beni... ldryorsun!"
"Sen kiliseye git, seni kskan, ikiyzl seni! Git, karn baksn sana,
iyiletirin; nk ok hasta olduun ortada!"
"Helena, Helena, yalnz sen beni iyiletirebilirsin! En sevdiklerinin ba iin,
Helena, biraz dn: bir adam yok olmaya mahkm ediyorsun!"
"Ne yani? Seni kurtarmak iin kendi adamm m yok edeyim isterdin?"
"Onu yok etmeyeceksin, nk o zaten yok. O senin hibir yannla ilgili
deil. O seni sevemez. Seni seven ben'im... btn kalbimle,
dnemeyecein kadar byk bir akla..."
Helena ayaa kalkt. ocua doru yrd; onu uyandrp kucana ald.
Sonra, Joaquin'e dnp yle dedi: "Defol! Bu ocuk, Abel'in olu, seni
evinden kovuyor. Defol!"
BLM XVIII
Joaquin ktleti. Yreini olanca aklyla Helena'ya gsterdii iin
kendine duyduu fke, ve Helena'nn onu nasl kmseyerek geri
69
71
73
74
75
78
79
82
83
84
"Evet, tanyorum," dedi Abel. "Hatta bir ara yanmda alt. Ama herif
tembel, kaytanc. Efkr datma bahanesiyle, kahveye uramad gn
yok. te yandan, evinde oca ttmyor. Sigara paketi de cebinden hi
eksik olmaz. Sanki dertleri dumanla uup gidecek!"
"O kadar basit deil, Abel. in iyzn aratrmak gerek..."
"Brak bu incelikleri kuzum! En dayanamadn ey, yalan olduunu bile
bile, o 'en ksa zamanda derim' teranesiyle bor istemesi. Aka sadaka
istese, daha drst ve daha soylu olur. Son grdmde on be peseta
istedi, be verdim. Ama, 'geri istemiyorum, borcun yok' dedim. Serserinin
teki!"
"Ama onun suu mu?"
"Hadi gene balyoruz: peki, kimin suu?"
"Evet! Kimin suu?"
"Tamam, tamam, unutalm bu ii. Ona yardm etmek istiyorsan, buyur
yardm et. Engel olacak deilim. Eer tekrar gelirse, herhalde ben de
istediini vereceim."
"Onu zaten biliyorum. nk, iinin derinlerinde, sen de..."
"Ltfen 'ierlere' girmeyelim. Ben ressamm ve insann iinin resmini
yapmyorum. Dahas, insann iinin dndan da grlebilecei
kansndaym."
"Yani, insan sadece bir model olarak m gryorsun?"
85
"Bu az m grnyor sana? Senin iin de insan, tedavi edilecek bir hasta.
in insanlarn ilerini incelemek, kalplerini dinlemek."
"Evet, tatsz bir i..."
"Neden?"
"nk, kii insanlarn ilerini incelemeye alnca, sonunda kendi iine
bakmaya, kendi kalbini dinlemeye balyor..."
"O gene daha yararl. Ben aynada kendime baknca..."
"Kendine gerekten baktn m hi?"
"Bakmaz olur muyum? Kendi portremi yaptm, biliyorsun."
"aheser olmutur mutlaka..."
"Eh, pek fena saylmaz... Ya sen, sen iini iyice inceledin mi?"
Bu konumay izleyen gn, Joaquin, kulpten Federico'yla birlikte kt. O
utan verici yntemle dilenerek dolaan adam tanyp tanmadn
renmek istiyordu: "Ve imdi yalnz olduumuza gre, ak konu
benimle. Gaddarlk istemez."
"Bana sorarsan, imdi hapiste olmas gereken bir zavall o. Orada hem
daha iyi beslenir, hem daha rahat ederdi."
"Ne yapm ki?"
"Bir ey yapmam, ama yapmalyd. Onun iin hapiste olmalyd dedim."
86
88
Birka nedenle kabul ettim, diye yazd daha sonra, kz iin tuttuu
gnceye Kark duygular iindeydim: Bir yandan, babaya duyduum
nefret, oula duyduum sevgi (ki, bana ok sradan grnyordu o
zamanlar) ve byle bir olana deerlendirerek, beni kemiren tutkudan
kurtulma istei vard. Ayn zamanda da, iimin derinlerinden, oulun
snkl ile babann parlaklnn cn alabileceimi fsldyordu eytan.
yle ki, bir yandan, oula duyduum sevginin, beni, babaya duyduum
nefretten kurtarmasn istiyor; br yandan, bir Abel Sanchez resimde
baar kazandysa, onun kanndan bir baka Abel Sanchez'in tpta yaya
kalacan dnerek iin iin seviniyordum. Yreimi anlatran, i
dnyam karartan insann oluna ne kadar derin bir sevgiyle
balanacam aklmdan bile geiremezdim o sralarda.
Byle balad Joaquin ile Abel'in olu arasndaki karlkl sevgi. Abelin
abuk kavryor, ve "hocam" dedii Joaquin'in rettiklerini byk bir ilgiyle
izliyordu. Hocas da onun iyi bir hekim olacana karar vermiti: geni
meslek birikimini ona aktarmay tasarlyordu. "Ona yol gstereceim,"
diyordu iinden. "Bu kahrolas i huzursuzluu yznden yapamadklarm
onun yapmasn salayacam."
"Hocam," dedi bir gn Abel, "neden bana gsterdiiniz bu dank
gzlemleri, tuttuunuz notlar biraz toparlayp bir kitap yazmyorsunuz?
Hem ilgin olurdu, hem de ok yararl. Bu blk prk notlarda bile bir
deha seziliyor, olaanst bir bilimsel saduyu..."
89
90
Daha sonra, yle dedi kendi kendine: "Bu ocuk benim eserim olacak!
Benim eserim, babasnn deil. Benim gerek deerimi o anlayacak ve
babasndan daha ok sayacak. Benim hekimliimde, babasnn
resmindekinden daha ince bir sanat olduunu grecek. te o zaman, onu
Abel'den alacam! O nasl benden Helena'y aldysa, ben de onun olunu
alacam. Abelin benim olum olacak! Hem... kim bilir?... Babasn
tanynca ve bana yaptklarn renince, belki o reddeder babasn."
BLM XXV
"Sylesene bana," dedi Joaquin rencisine bir gn. "Tp okumak nerden
aklna geldi?" "Bilmem..."
"nk, doal olarak resme eilim duyman gerekirdi. ocuklar genellikle
babalarnn yaptn yapmak isterler; yknme gdsyle... evrenin de..."
"Ben hibir zaman resme ilgi duymadm, Hocam."
"Biliyorum, baban syledi..."
"Hele babamnkilere... daha da az."
"Hayret! Neden?"
"Onlar iimde duyamyorum... kendisinin de duyduundan kukum var..."
"ok iddial bir sz oldu bu. Akla bakaym biraz."
91
"Burada ba baayz, bizi duyan yok; siz de, Hocam, benim ikinci babam
saylrsnz... ikinci... Neyse... Zaten babam, onun en eski arkada
olduunuzu syler her zaman. Doduunuz gnden beri, birbirinizi
tanmadan arkadamsnz, karde gibi...;;
"yle, yle; Abel ve ben karde gibiyizdir... Devam et."
"Aslnda... size biraz iimi dkmek istiyordum..."
"Tabii, olum, istediini syle. Syleyeceklerin aramzda kalr."
"Demek istediim... Babamn resmi, ya da herhangi bir eyi gerekten
hissederek yaptndan kukum var. Bir makine gibi resim yapyor. O da bir
yetenek tabii. Ama iinde ne duyuyor?"
"Ben de o kandaydm her zaman."
"Ama Hocam, herkesin dediine gre, babama en byk n kazandran
siz olmusunuz. Hl anlatyorlar o konumanz."
"Baka ne diyebilirdim?"
"Ben de yle dnmtm. nk babam ne resmi hissediyor ne de
baka bir eyi. Mantardan yaplm sanki, Hocam, mantardan!"
"O kadar da deil, olum..."
"Evet, mantardan. Sadece n iin yayor. ne aldr etmezmi havasn
yaratyor ya, yalan... tmyle yalan. Onun hayatta tek istedii alk. Ve
bencil, mthi bencil... kendinden baka kimseyi sevmesi mmkn deil."
92
"Senin kiiliine duyduu saygy ve sana gvenini gsterir bu. Bir evlat
yetitirmek iin belki de en doru, en soylu yntem. Sana olan
inancndan..."
"Hayr, yle deildi, Hocam, bu sadece kaytszlkt."
"Abartma, kaytszlk deil bu. Senin dnmemi olduun neyi
syleyebilirdi sana? Bir baba yarg deildir."
"Ama bir dost, bir danman, bir arkada, ya da bir yol gsterici olabilir...
sizin gibi."
"Ama baba oul arasnda allagelen mesafe baz eylerin aka
konuulmasn engeller."
"Babamn en eski ve en yakn arkada olduunuz iin onu savunmanz
doal tabii, ama..."
"Ama ne?"
"Her eyi sylememe izin verir misiniz?"
"Pek tabii, syle."
"Aslnda sizden her zaman iyi szetmitir... fazla iyi..."
"Eee?"
"te o... fazla iyi szetmesi."
"Fazla iyi ne demek?"
94
95
97
98
99
100
102
103
106
"...Yani beni yaama balayan pek bir ey olmadn ve, eer ailem
olmasa, kendime veda edip anlarm ldrmekten sevin duyacam
sylyorum. Ama... dorusu, beni tutan baka bir ey de var."
"Neymi o?"
"Anlarmn, ya: im ykmn ldkten sonra da benimle kalaca korkusu.
Ah, ne kadar isterdim siz olmay!"
"Ya beni hayatta tutan nedenler de tpk seninkiler gibiyse?" "Olamaz, siz
zenginsiniz." "Zengin... zengin..."
"Zengin birinin byle nedenleri olamaz. Sizin hibir eksiiniz yok. Karnz,
kznz, iyi bir iiniz, nnz var... daha ne isteyebilirsiniz? Babanz sizi
reddetmemi, kardeiniz sizi evinizden kovup sokakta brakmam.
Dilenerek yaamak zorunda deilsiniz. Ne kadar isterdim siz olmay, Don
Joaquin!"
Daha sonra yalnz kaldnda, Don Joaquin yle dedi iinden: "Bu adam
gerekten ben olmak istiyor, bana imreniyor! Ya ben? Ben kim olmak
isterdim?"
BLM XXIX
Birka gn sonra Abelin ile Joaquina nianland. Daha sonra, kzna
seslendii Gnce'ye, yle yazd Joaquin:
imdi kocan olan Abelin'i sana evlilik nerme noktasna nasl getirdiimi
aklamak ok zor, kzm. Abelin'i, senin ona k olduunu, ya da, hi
107
108
109
110
111
"Evet, ama... ne bileyim... Neyse, gemite kald bunlar, imdi yeni bir
yaam balyor. imdi hastalar brakyorum."
"Gerekten mi?"
"Evet, her eyi kocana devredeceim. in nasl gittiine gz kulak olurum
tabii. Ona yol gsteririm, ben de kendi iime bakabilirim. Birlikte
oturacaz, yeni bir yaam balayacak... baka bir yaam. Yaamaya
balayacam ben de, baka bir insan olacam, baka biri..."
"Babacm, ne byk mutluluk byle konutuunu duymak! Nihayet!"
"Baka bir insan olacam duymak sevindiriyor mu seni?" Kz dikkatle
szd babasn. Sorunun altnda yatan sezmiti. "Baka bir insan olacam
duymak sevindiriyor mu seni?" diye steledi baba.
"Evet, baba, sevindiriyor!"
"Yani, o teki, gerekte olduum kii... sana kt m geliyor?"
"Ya sana nasl geliyor, baba?" dedi kz kararl bir sesle. "Ah, konuturma
beni!" diye haykrd Joaquin. Ve kz, bir pckle susturdu onu.
BLM XXX
"Niye geldiimi biliyorsun," dedi Abel Joaquin'e, ikisi odada ba baa
kaldklarnda.
"Evet, biliyorum. Olun geleceini syledi."
112
113
etmen iin en byk frsat ite bu. Gelecekte varlnn yaamas senin
resimlerine deil, bana bal. Kalemimle seni olduun gibi izmeyi
baarmama bal. Baaracam da!
nk seni tanyorum; nk senden ok ektim; nk mrm boyunca
arln stmde tadm. Senin maskeni dreceim. Artk Abel
Sanchez deil, sana ne ad verirsem o olacaksn. Ve; tablolarnn ressam
olarak senden sz edildiinde, insanlar, "Haa, evet, Joaquin
Monegro'nunki." diyecekler. nk, o anlamda, sen benim olacaksn,
benim, ve benim yaptm yaadka yaayacaksn. Adn benim ardmdan
gelecek; Dande'nin Cehennem'e gnderdikleri gibi ayamn bast
amurda srnerek. Ve hasetin simgesi olacaksn."
Hasetin! nk Joaquin, Abel'in grnteki duygusuz bencilliinin
ardnda, onu harekete geiren tek duygunun Joaquin'e duyduu haset
olduuna inatla inanyordu. Bu haset yznden Joaquin'den arkadalarnn
sevgisini alm, bu haset yznden Helena'y elinden almt. Peki, kendi
olunun elinden alnmasna nasl gz yummutu Abel? "nk oluna
aldrd yok," dedi Joaquin kendi kendine, "o sadece kendi adyla ve
nyle ilgileniyor. Soyunu srdrecek olanlarda deil, resimlerine hayran
olanlarda yaayacana inanyor. nnn tadn karabilmek iin de
olunu bana brakyor. Ama gstereceim onun iyzn!"
Anlar' yazmaya giritiinde, yandan tr biraz kayglyd. Elli beine
varmt. Ama Cervantes de Don Kiofa elli yedi yanda balamam
myd? Bayaptlarn ondan daha yalyken vermi olan btn teki
yazarlar kafasndan geirdi. Dahas, kendini gl hissediyordu: tm
118
119
120
"N'olur syle," diye yalvard damat, ona bir arkada arkada ve srda
gibi seslenerek; ama sorusunun yantn duymaktan korkuyordu.
"Hayr, hayr... bir gn bama kakmam istemem..."
"Akta sylemekten daha kt bylesi baba. Hem zaten biliyorum
galiba..."
"Ne?" diye sordu kaynpeder, delip geen bir bakla.
"Belki bir gn onun nn glgede brakacamdan korktuunu..."
"Evet," dedi Joaquin bouk bir sesle, "evet, yle! Oul Abel Sanchez, ya da
gen Abel Sanchez! Ya bir gn sen onun olu olarak hatrlanacana, o
senin baban olarak hatrlanrsa? Ayn aileden kiilerin sk sk yaad bir
trajedi bu... oulun babadan baskn kmas..."
"Ama bu..." diye balad damat, salt bir ey demi olmak iin.
"Bu hasettir, olum, dpedz haset."
"Kendi evladna kar? Mmkn m bir babann..."
"Evet. Hem de en doal biimidir. Birbirlerini az tanyan kiiler arasnda
haset zaten sz konusu olamaz. Baka bir lkede, baka bir ada yaayan
kii kskanlmaz. Yabanc kskanlmaz; seninle ayn yerden olan, akran olan,
arkada olan kskanlr. Kskanln ah da kardeler arasndadr. Habil ile
Kabil'in yksn dn... En korkun kskanlk da kardeinin kendi
karsna gz diktiini sanan adamnkidir kukusuz... bir de babalar ile
oullar arasndaki..."
121
BLM XXXIII
Helena ska gidiyordu gelininin ve olunun evine. Amac, bu sradan
burjuva evine daha ince bir beeni, daha bir zerafet sokmakt. Zavall
Joaquina'nn nedensiz bir kibirle dolu bir baba ile bakasnn reddettii
bir adama katlanmak zorunda kalm talihsiz bir ana tarafndan yetitirilen
zavall Joaquina'nn eitimindeki eksikleri gidermeyi (yle dnyordu
kendince) zerine almt. Ve her gn nezaket ve zerafet konusunda bir iki
ders vermeyi ihmal etmiyordu.
122
123
128
129
"Seninkini de!"
ocuk, iki dedesi arasnda geen delloyu anlamadan izliyor, ama
davranlarndan, bir terslik olduunu hissediyordu.
"Babama ne oluyor?" diye sordu damad Joaquin'e. "Benim varlm bile
fark etmemiken, torunu iin deli olup kt. Ben kkken hi byle
resimler filan yaptn hatrlamyorum..."
"Artk yalanyoruz da ondan olum," diye yantlad Joaquin. "Yallk ok
ey retiyor insana."
131
135
"Evet, ld! Ben ldrdm onu. Kabil, Kabil deden, Habil'i ldrd. stersen
sen de beni ldr imdi. Seni benden almak istiyordu. Sevgini almak
istiyordu. Baard da. Su ondayd." Alamaya balad Joaquin.
"Seni benden almak istedi. Seni... zavall Kabil'e kalan tek teselliyi...
Kabil'e hibir ey brakmayacaklar m? Yanma gel, sarl bana..."
ocuk bunlardan hibir ey anlamadan kat, bir deliden kaar gibi kat.
Helena'ya sesleniyordu koarken: "Babaanne, babaanne!"
"ldrdm onu," diye srdrd konumasn Joaquin kendi kendine, "yoksa
o beni ldrecekti; krk yldr ldryor beni. Yaamm zehirledi...
hafifliiyle, baarlaryla. imdi de torunumu alacakt..."
Telala yaklaan ayak seslerini duyunca Joaquin toparlanp doruldu.
Helena'yd gelen.
"Ne var? Ne oldu? Ne diyor ocuk?"
"Kocann hastalnn son bulduunu sylyor," dedi Joaquin souk bir
sesle.
"Ya sen?"
"Yapabileceim bir ey yoktu. Bu gibi durumlarda her zaman i iten
gemi olur."
Helena dik dik bakt ona ve "Sen," dedi, "Sen yaptn!"
137
BLM XXXVIII
Joaquin'in derin bir hzne gmld bir yl geti aradan. Anlar' brakm,
ocuklar dahil herkesten kaar olmutu. Onu kemiren illetin, Abel'in
lmyle son bulmas beklenirken, sanki garip bir karabulut kmt evin
zerine. Helena'ya gelince, yas giysilerinin ona yaratn kefetmiti.
Kocasndan kalan tablolarn satyla urayordu. Toruna kar da bir
antipati besler gibiydi. Bu arada ikinci bir ocuk, bir kz domutu.
Sonunda Joaquin ne olduu belirsiz bir hastalkla yataa dt. Kendini
lmn eiinde hissettiinden, kzn, damadn, karsn ve Helena'y
artt bir gn.
"ocuk sana gerei syledi," diye balad sze, "onu ben ldrdm."
"Baba, byle eyler syleme," diye yalvard damad. "Szm kesme.
Sahtekrln zaman deil. Ben ldrdm onu. ldrm saylrm, nk
ellerimde ld..." "O baka ey."
"Boazna sarldmda ellerimde ld. Bir d gibiydi. Btn yaamm bir
d't. Ama bu, afakta uyanmak zereyken, uykuyla uyanklk aras,
birden basknveren o karabasanlardan biri gibiydi tpk. Ben ne yaadm,
ne uyudum... dilerim, uyanmam da. Anam babam anmsamyorum;
anmsamak da istemiyorum. oktan ldklerine gre, onlar da beni
138
139
"imdi oldu. Bir tek senin, akl ana varmam olan, henz masum olan
senin balamana ihtiyacm var. Abel dedeni, sana resimler izen Abel
dedeni de unutma e mi? Syle, unutacak msn?"
"Hayr."
"Unutma olum, unutma! Ve sen Helena..." Helena, gzleri yerde,
susuyordu. "Sen Helena..."
"Ben, Joaquin, oktan baladm seni."
"Sana onu sormuyordum. Sadece seni Antonia'yla yanyana grmek
istedim. Antonia..."
"Zavall kadn, gzleri alamaktan i, kendini kocasnn yatann stne
att... onu korumak ister gibi.
"Asl kurban sen oldun Antonia. Beni iyiletiremedin, iyi bir insan
yapamadn..."
"Ama sen iyisin Joaquin... yle ok ac ektin ki..."
"Evet, ruhumun vereminden! Beni iyiletiremedin, nk seni sevmedim."
"yle syleme!"
"Sylyorum. Sylemem gerek, ve herkesin nnde sylyorum. Seni
sevmedim. Sevseydim iyileecektim. Sevmedim. Ve imdi, zlyorum
seni sevmediime. Eer her eye yeniden balayabilseydik..."
140
"Joaquin! Joaquin!" diye haykrd zavall kadn, "Syleme byle eyler. Bana
ac, ocuklarna ac, seni duyan torununa ac; imdi anlamyor belki, ama
yarn..."
"Onun iin sylyorum, acdm iin. Hayr, seni sevmedim; sevmek
istemedim. Keke her eye yeniden balayabilseydik! imdi, imdi tam..."
Kars szn bitirmesine frsat vermedi; son nefesini iinde
141
142