Bernard Cornwell - 3 Heretik

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 172

Bernard Cornwell

(Kutsal Kse'nin Peinde)


Cilt3
Heretik
HERETK
3. KTAP
BERNARD CORNWELL
Heretik Kutsal Kase'nin Peinde 3. Kitap
Orjinal isim: Heretic
Bernard Cornwell
Koridor Yaynclk

Tarihi Roman Dizisi

ISBN : 9789750039737
Yayn Ynetmeni : Erdem Boz
Sayfa Tasarm : Bilgin Budun
Kapak : Berkay Bostan
eviri : Zeliha yidoan Babayiit

Doroty Carrolla adanmtr,


O nedenini biliyor.

NSZ

Calais, 1347

Yol, dou tepelerinden gelip denizin kenarndaki bataklklar geiyordu. Kt bir yoldu. Yazn
srarl yamurlar, gne ktnda kuruyan yap yap bir amur haline getirmiti onu, ama
Sangatte'nin tepelerinden Calais ve Gravlines'n limanlarna inen tek yoldu. Belirgin bir zellik
tamayan kk bir ky olan Nieulay'da, Ham Nehri'ni ta bir kpryle geiyordu. Ham nehir
unvan almay pek hak ediyor saylmazd. Hastalk dolu bataklklardan szp sahildeki amurluk
dzlklerde sona eren, ar ilerleyen bir akarsuydu o kadar. yle ksayd ki insan kaynandan
denize kadar bir saatten ksa bir sre iinde yryebilirdi ve yle sd ki sular ekildiinde
insan belini slatmadan karya geebilirdi. Sazlarn kalnlat, balkl kularnn bataklk otlar
arasnda kurbaa avlad yerlerde sular ekiliyordu ve Nieulay, Hammes ve Gumes
kyllerinin hasrdan ylan bal tuzaklar koyduklar yerlerde daha kk aknt labirentiyle
besleniyordu.
Nieulay ve ta kprsnn tarih boyunca uyuklamas beklenebilirdi, ama Calais kasabas
yalnzca iki mil kuzeyde uzanyordu. 1347 ylnn yaz aynda otuz bin kiilik ngiliz ordusu
liman kuatma altna almt,
kamp yerleri kasabann salam duvarlaryla bataklklar arasnda bulunuyordu. Ykseklerden
gelen ve Nieu-lay'da Ham'i geen yol, Fransz yardm kuvvetlerinin kullanabilecei tek yoldu ve
Calais halknn alktan lmeye yaklat yazn en scak gnlerinde Fransa Kral Valoisli Philip
ordusunu Sagnatte'ye getirmiti.
Sancaklar denizden esen rzgrla dalgalanrken yirmi bin Fransz tepelerde sraland.
Fransa'nn kutsal sava flamas olan kraliyet sanca da oradayd. sivri kuyruklu, kan
krmzs bayrak deerli ipektendi. Bayrak bugn daha parlak grnyorsa bunun nedeni yeni
olmasyd. Eski kraliyet sanca ingiltere'deydi, geen yaz Wadicourth'la Crecy arasndaki geni
yeil tepede hatra olarak alnmt. Ama yeni sancak da eskisi kadar kutsald ve evresinde
Fransa'nn byk Lordlarnn sancaklar dalgalanyordu: Bourbon, Mont-morency ve Armagnac
Kontlarnn sancaklar. Daha nemsiz sancaklar da soylu sancaklar arasnda grlebiliyordu,
ama btn hepsi Philip'in krallnn en byk savalarnn ngilizlerle savaa geldiini
gsteriyordu. Ama onlarla dmann arasnda Ham Nehri ve Nieulay'daki ngilizlerin etrafna
hendekler kazd ta kuleyle savunulan kpr vard. Hendekler okular ve askerlerle doluydu.
Bu kuvvetlerin tesinde nehir, sonra da bataklk vard. Calais'in yksek duvarnn yaknndaki
yksek zeminler ve duvarn ifte hendei ngiliz ordusunun yaad evler ve adrlardan
oluan geici kasabay barndryordu. Ve daha nce Fransa'da hi grlmemi bir orduydu bu.
Kuatmaclarn kamp Calais'den daha bykt. Sokaklarda gz alabildiine adrlar, kereste
evler, atlar iin ahrlar uzanyordu ve onlarn arasnda da askerler ve okular yer alyordu.
Kraliyet sanca almasa da olurdu.
"Kuleyi alabiliriz, efendim." Philip'in ordusundaki her asker kadar sert olan Sir Geoffrey de
Charny, tepeden aay, ngilizlerin Nieulay garnizonunun, nehrin Fransz tarafnda izole
edildii yeri iaret etti.
"Ne amala?" diye sordu Philip. Zayf bir adamd, savata tereddtlyd, ama sorusu
yerindeydi. Kule dse ve Nieulay kprs ellerine teslim edilse bu hangi amaca hizmet
ederdi? Kpr yalnzca daha byk ngiliz ordusuna gidiyordu ki, bu ordu kamp yerinin
kenarndaki salam zeminlerde sralanmaya balamt bile.

Calais'in alk eken ve kederli vatandalar gne tepesinde Fransz sancaklarn grm ve
surlara kendi bayraklarn asarak karlk vermilerdi. Bakire Meryem. ve Fransz St Denis'in
resimlerini sergiliyor, kalenin tepesine astklar mavi ve sar kraliyet sanca-yla Philip'e
tebaasnn l yaad ve savat haberini iletiyorlard. Ama bu cesur gsteri on bir aydr
kuatma altnda olduklar gereini gizleyemiyordu. Yardma ihtiyalar vard.
"Kuleyi aln, efendim," diye srar etti Sir Geoffrey. "Sonra kprden saldrn! Sevgili sa,
kahrolaslar bir zafer daha kazandmz grrlerse cesaretlerini kaybedebilirler!" Toplanan
Lordlardan bir onay homurtusu koptu.
Kral daha ktmserdi. Calais'in garnizonunun hl dayand ve ngilizlerin ifte hendei
gemek bir yara surlara bile ok az zarar verdii doruydu, ama Franszlar da kuatma
altndaki kasabaya hi erzak gtre-memilerdi. Oradaki insanlarn cesarete deil yiyecee
ihtiyac vard. Kamp yerinin tesinde bir duman bulutu belirdi ve birka saniye sonra top sesi
batakl doldurdu. Glle duvara vurmu olmalyd, ama Philip etkisini gremeyecek kadar
uzaktayd.
"Burada kazanlacak bir zafer garnizona cesaret verecektir," dedi Montmorency Lordu srarla.
"ngilizlerin yreine de keder salacaktr."
Ama Nieulay'daki kale derse ngilizler neden cesaretlerini yitirsinlerdi ki? Philip bunun
yalnzca ngilizlerin kprnn uzak tarafndaki yolu savunma kararllklarn artracan
dnyordu, ama ayn zamanda anlyordu ki nefret edilen dman grlr bir yerdeyken
kpeklerini daha fazla bal tutamyordu, bu yzden izin verdi. "Kuleyi aln," diye emretti,
"Tanr size zafer kazandrsn."
Lordlar adamlarn toplayp silahlanrken kral olduu yerde kald. Denizden gelen rzgr tuz
kokuyordu, ama ayn zamanda byk olaslkla kabaran sularn uzand dzlklerdeki ryen
otlardan gelen rme kokusunu da beraberinde getiriyordu. Bu, Philip'in kendini melankolik
hissetmesine neden oluyordu. Yeni astrologu haftalardr Kraln yanna kmay reddediyor,
hasta olduunu iddia ediyordu, ama Philip adamn iyi olduunu renmiti. Bu da onun
yldzlarda byk bir felaket grdn ve bunu Krala sylemekten korktuunu gsteriyordu.
Martlar bulutlarn altnda lklar atyordu. Uzak denizlerdeki pis bir yelken ngiltere'ye doru
kabarp snyordu. Baka bir gemi ngilizlerin elindeki kumsallarn aklarnda demirliyor,
dman saflarn iirmek iin kk teknelerle kyya adam tayordu. Philip dnp yola bakt
ve krk ya da elli kiilik bir ngiliz valyesi grubunun kprye doru yrdn grd. Ha
iareti karp valyelerin saldrsyla tuzaa dmeleri iin dua etti. ngilizlerden nefret
ediyordu. Nefret ediyordu.
Bourbon Dk, saldrnn organizasyonunu Sir Geoffrey de Charny ve Edouard de Beaujeu'ya
havale etmiti ki bu iyi bir eydi. Kral iki adamn da mantkl olduuna inanyordu. Kuleyi
alabileceklerine inanyordu, ama bunun ne ie yarayacan hl anlamamt; ama vahi
soylularnn mzraklaryla yenilgi szleri haykrarak bataklklardan kprye doru komalarna
izin vermekten daha iyi olduunu dnyordu. Byle bir saldry gerekletirmekten daha
fazla istedikleri bir ey olmadn biliyordu. Savan bir oyun olduunu dnyorlard ve her
yenilgi oynamak iin daha fazla heveslenmelerine neden oluyordu. Aptallar, diye dnp
yeniden ha kard. Astrologun kendisinden hangi korkun kehaneti gizlediini merak
ediyordu. Bizim ihtiyacmz olan ey bir mucize, diye dnd. Tanrdan gelen byk bir iaret.
Sonra telala irkildi, nk biri az nce trampetini almt. Ardndan bir borazan sesi duyuldu.
Mzik ilerlemenin habercisi deildi. Aslnda mzisyenler enstrmanlarn styor, saldrya
hazrlyorlard. Edouard de Beaujeu sa tarafta, bin okuyu ve bir o kadar askeri toplad
yerdeydi. ngilizlere yan taraftan saldrmay planlad akt. Sir Geoffrey de Charny ve en az
be yz askeri ise tepeden aaya ngiliz hendeklerine doru hcum ediyordu. Sir Geoffrey
saf boyunca ilerleyip bararak valyelere ve askerlere atlarndan inmelerini sylyordu.
Adamlar ona isteksizce uydular. Savan esasnn valye hcumu olduuna inanyorlard, ama
Sir Geoffrey atlarn hendeklerle korunan ta kuleye kar bir ie yaramayacan biliyor, bu
yzden ayakta dvmeleri iin srar ediyordu. "Kllar ve kalkanlar," dedi adamlarna, "mzrak
yok! Ayakta! Ayakta!" Sir Geoffrey atlarn ngiliz oklar karsnda acnacak derecede
savunmasz olduunu zor yoldan renmiti, ama adamlar salam kalkanlarn ardna gizlenip
melerek ilerleyebilirlerdi. Daha soylu domu adamlardan bazlar attan inmeyi
reddediyordu, ama onlara aldrmad. Daha fazla sayda Fransz askeri hcuma katlmak iin
acele ediyordu.

Kk bir ngiliz valye grubu kpry gemiti ve btn Fransz sava hattna meydan
okumak iin doruca yolda ilerlemek niyetindeymi gibi grnyorlard, ama atlarn kontrol
edip tepe srtndaki kalabala baktlar. Onlar seyreden Kral byk bir Lord tarafndan
ynetildiklerini grd. Bunu adamn sancaklnn byklnden anlayabiliyordu, en az bir
dzine valye de mzraklarnda kare biiminde bayraklar tayorlard. Zengin bir grup, diye
dnd, fidyeleri kk bir servet eder. Onlarn kuleye gidip kendilerini kapana kstrmalarn
diledi.
Bourbon Dk atyla Philip'in yanna dnd. Dk, bembeyaz parlayana kadar kum, sirke ve
telle ovulmu zrhn takmt. Hl eyerinin kntsndan sarkan miferin tepesinde maviye
boyal tyler taklyd. Yznde elik koruma, gvdesinde u anda hendekte yaylarna ip
takmakla megul olduklar kesin olan ngiliz okularna kar koruma salayan parlak zrhl
rtler olan atndan inmeyi reddetmiti. "Kraliyet sanca, efendim," dedi Dk. Bunun bir
rica olmas gerekiyordu, ama emir gibi kmt.
"Kraliyet sanca m?" Kral anlamam gibi yapyordu.
"Savaa kraliyet sancan tama onuruna sahip olabilir miyim, efendim?"
Kral iini ekti. "Saynz dmannkinin on kat fazla," dedi. "Kraliyet sancana ihtiyacnz
yok. O burada kalsn. Dman grr." Dman, dalgalanmayan kraliyet sancann ne anlama
geldiini anlayacakt. Franszlara esir almamalar, herkesi ldrmeleri talimatn veriyordu
bayrak. Ama yine de varlkl ngiliz valyeler ldrlmek yerine esir alnacaklard, nk ceset
fidye getirmezdi. Yine de dalgalanan, sivri ulu bayrak, ngilizlerin yreklerine korku salyor
olmalyd. "Burada kalacak," diye srar etti Dk.
Dk itiraz etmeye kalkt, ama tam o srada bir borazan sesi duyuldu ve tatar yayl askerler
tepeden aa inmeye balad. Sol kollarnda Cenova Kse armasn tayan yeil ve krmz
tunikler giymilerdi. Her birine kalkan tutan bir piyade elik ediyordu. Dev kalkan, kullanm
zor silahn doldururken askeri koruyacakt. Yarm mil uzakta, nehrin kysnda, ngilizler
kuleden, aylar nce kazlan ve imdi imen ve yabani otlarla kaplanm olan toprak siperlere
kouyorlard. "Sava karacaksn," dedi Kral Dk'e. Adam krmz bayra unutup byk zrhl
sava atn Sir Geoffrey'in adamlarna doru evirdi.
"Montjoie St. Denis!" Dk Franszca sava ln atarken trampetiler byk davullarn
gmletti, bir dzine borazanc gkyzne doru meydan okudular. Mifer siperleri indirilirken
klik sesleri duyuldu. Tatar yay kullananlar yamacn dibine varmlar, ngilizleri yandan
kuatmak iin saa yaylyorlard. Derken ilk oklar utu: beyaz tyl ngiliz oklar yeil arazinin
stnden geti. Kral eyerinde yana doru eilerek dman saflarnda ok az oku olduunu
grd. Genellikle, kahrolas ngilizler ne zaman savasa okularnn says valyelerinin ve
askerlerinin saysnn en az kat fazla olurdu, ama grne gre Nieulay karakolu
ounlukla askerlerin garnizonuydu. "Tanr size hz versin!" diye askerlerine seslendi Kral.
Zafer kokusu ald iin birden heveslenmiti. Borazanlar tekrar ald, gri metalik asker dalgas
yamatan aa indi. Gergin kei derisinden yaplma trampetlerine, ngilizleri yalnzca sesle
yenebilecekmi gibi vuran trampetiler, askerlerin att sava lklaryla rekabet ediyordu.
"Tanr ve St. Deniz!" diye bard Kral.
Tatar yay oklar havada uuyordu artk. Her ksa demir ok, deri kanatlarla donatlmt ve
toprak siperlere doru uarken tslyorlard. Yzlerce ok utu, sonra Cenovallar, elik-takviyeli
yaylar geriye bken dili arklarla uramak iin dev kalkanlarn arkasna gizlendiler. Baz
ngiliz oklar tok sesle kalkanlara girdi, sonra okular Sir Geoffrey'in saldrsna doru dndler.
Yaylarna, zrh keten gibi delen, sekiz-on santimlik ince elik ulu oklar taktlar. ekip attlar,
ekip attlar, oklar kalkanlara girerken Franszlar saflar daralttlar. Bir adam bacandan
yaralanp tkezlerken, askerler etrafna toplandlar. Bir ngiliz oku okunu atmak iin dikilirken
omzundan tatar okuyla vuruldu, kendi oku havada deli gibi umaya balad.
"Montjoie St. Denis!" Saldr yamacn dibindeki dzlk alana ularken askerler meydan
okurcasna kkryordu. Oklar mide bulandrc bir gle kalkanlara arpyor, ama Franszlar sk
dzenlerini bozmuyor, kalkanlar birbiri stne bindiriyorlard. Tatar yay kullananlar nian
almak iin ngiliz okularna yaklayor, ngilizler oklarn atabilmek iin siperlerin stnde
dikilmek zorunda kalyorlard. Bir tatar oku demir miferden geerek ngiliz'in kafatasna
sapland. Adam yana devrilirken yznden aya kan boalyordu. Kulenin tepesinden ok
yamuru yaarken cevap veren tatar oklar talarn stnde takrdyordu. Oklarnn dman
engellemediini gren ngiliz askerleri kllarn ekmi saldry karlamak iin hazr
bekliyordu.

"St. George!" diye bardlar, sonra Fransz saldrganlar ilk sipere varp altlarndaki ngilizlere
kl sallamaya baladlar. Baz Franszlar siperi delen dar geitler buldular ve savunmaclara
arkadan saldrmak iin bu geitleri doldurdular. En arka iki hendekteki okularn hedefleri
kolayd, ama kalkanlarnn ardndan kp dmana ok yadran Cenoval okularn da yle.
Katliamn yaklatn gren baz ngilizler Ham'e doru kamak iin siperlerinden ayrlyorlard.
Tatar yay kullananlar yneten Edward de Beaujeu kaaklar grp Cenovallara yaylarn
brakp saldrya katlmalar iin haykrd. Kl ve baltalarn ekip dmann etrafn sardlar.
"ldrn!" diye bard Edward de Beaujeu. Elinde klcyla atnn stne atlam byk
hayvan ileri doru sryordu. "ldrn!"
n siperlerdeki ngilizlerin sonu gelmiti. Kendilerini Fransz askerlerinin hcumundan
korumaya altlar, ama kllar, baltalar ve mzraklar acmaszca iniyordu. Baz adamlar teslim
olmaya alt, ama Fransz kraliyet sanca dalgalanyordu ve bu da esir alnmayaca
anlamna geliyordu. Bu yzden Franszlar, hendein dibindeki kaygan amuru ngiliz kanyla
doldurdular. Arka taraftaki savunmaclarn hepsi kouyordu artk, ama ayakta savamayacak
kadar gururlu bir avu Fransz askeri, dar geitlerden geip kendi adamlarn itekleyerek
ilerledi, sava lklar atarak iri atlarn nehrin kenarndaki kaaklarn arasna daldrd. Kllar
kaaklar dorarken atlar daireler iziyordu. Bir oku aniden krmzya dnen nehirde kellesini
kaybetti. Bir asker atlardan birinin altnda kalrken lklar att, ardndan bir mzrak yedi. Bir
ngiliz valye ellerini havaya ap teslim olma iaretiyle eldivenini uzatt, ama arkadan ald
bir darbeyle omurgas delindi, bir baka atl baltasn yzne indirdi. "ldrn onlar!" diye
bard Bourbon Dk, slak klcyla, "hepsini ldrn!" Bir grup okunun kprye doru
katn grd ve takipilerine bard, "Benimle gelin! Benimle! Montjoie Denis!"
Saylar neredeyse elliyi bulan oku kprye kamt, ama nehrin kysndaki saz daml
dank evlere varnca nal seslerini duyup telala geri dndler. Bir an iin yeniden panie
kaplacaklard, ama bir adam onlar engelledi. "Atlar vurun ocuklar," dedi. Okular yaylarn
ekip brakt ve beyaz tyl oklar sava atlarna sapland. Zrhna iki ok giren Bourbon
Dknn aygr, yana doru sendeledi, dier iki atla birlikte nallan sallanarak yere dt.
Dkn yaveri efendisine kendi atn verdi, kyden gelen ikinci ok yamuru balarken ld.
Dk, yaverinin atna binerek zaman kaybetmektense, kendini koruyan deerli zrhnn iinde
lambur lumbur yrmeye balad. lerideki Nieulay kulesinin tabannda, ngiliz siperlerinden
hayatta kalanlar, imdi kindar Fransz askerleri tarafndan kuatlan bir kalkan duvar
oluturmulard. "Esir yok!" diye bard bir valye. "Esir yok!" Dk eyere kmasna yardm
etmeleri iin adamlarna seslendi.
Dkn adamlarndan ikisi, efendilerinin yeni atna binmesine yardm etmek iin atlarndan
indikleri srada gk grltsn andran nal seslerini duydular. Dnp baknca bir grup ngiliz
valyenin kyden hcum ettiini grdler. "Sevgili sa!" Dk eyere yar binmi, yar
binememiti, klc da knndayd. Ona yardm eden adamlar kendi kllarn ekmeye kalknca
Dk srt st dmeye balad. Btn bu ngilizler de nereden gelmiti? Derken Lordlarn
umutsuzca korumak isteyen ngiliz askerleri yz siperlerini indirip hcumu karlamak zere
dndler. Otlarn arasna yaylan Dk zrhl adamlarn angrtsn duyuyordu.
ngilizler, Fransz Kralnn grd gruptu. Siperler-deki katliam seyretmek iin kyde
durmulard ve Dk Bourbon'un askerleri yaklat srada geri dnp kprden gemek
zereydiler. Fransz askerler ok yaklamlard: bu bo verilemeyecek bir tehditti. Bylece
ngiliz Lordu, Bourbon Dknn adamlarnn arasna dalan valyelerine nderlik etmiti.
Franszlar bu saldrya hazr deildi ve ngilizler diz dize, dzgn bir sra halinde geliyorlard.
Hcum ederken dik tuttuklar kl rengi uzun mzraklar birden ldrme pozisyonuna getirip zrh
ve derileri paraladlar. ngiliz lider, zerinde yldzn ssledii apraz beyaz bir eridin
bulunduu mavi bir zrh cppesi giymiti. Klcn bir Fransz askerin korunmasz koltuk altna
sokarken dmann kanyla siyaha dnen mavi zemin zerinde sar aslanlar bulunuyordu.
Fransz acyla sarslp klcn savurmaya alt ama baka bir ngiliz grzn yz siperine
indirince ezilen miferin stndeki dzinelerce yarktan kan fkr-d. Diz arkas kirii kesilen bir
at lk atp devrildi. "Yaknda kaln!" diye bard gsterili zrh cppesi giymi olan ngiliz.
"Yaknda kaln!" At aha kalkp nallarn atsz bir Fransz'a doru sallad. Adam yere dt,
miferi ve kafatas atn nallarnn altnda ezildi. Sonra bir svari bir atn yannda aresizce
duran bir Dk grd; adamn parlak tabaka zrhnn deerini anlayp atn ona doru srd.
Dk kl darbesini kalkanyla savuturdu, kendi klcn sallayp dmann bacak zrhna arpt.
Atl birden gzdn kayboldu.

Baka bir ngiliz, liderinin atn uzaklatrmt. Yeni bir Fransz atl grubu tepeden aa
iniyordu. Kral onlar ngiliz Lordunu ve adamlarn ele geirme umuduyla gndermiti.
Kardelerinin ou garnizonun geri kalann ldrmek iin toplandndan kuledeki saldrya
katlamayan daha fazla Fransz imdi kprye hcum ediyordu. "Geriye!" diye bard ngiliz
lider, ama kyn soka ve dar kpr kaaklar ve tehditkr Franszlar tarafndan tkanmt.
Kendine yol aabilirdi, ama bu kendi okularn ldrmek, karmaada kendi valyelerini
kaybetmek anlamna gelirdi, bu yzden yolun karsna bakp nehrin yanndan geen bir patika
grd. Sahile gidiyor olabilir, diye dnd. Belki oradan douya dnp ngiliz saflarna
katlabilirdi.
ngiliz valyeleri atlarn mahmuzladlar. Patika dard, yalnzca iki atl yan yana geebilirdi;
bir tarafta Ham Nehri, dier tarafta yumuak bataklk bulunuyordu, ama yolun kendisi
salamd. ngilizler bir araya toplanabilecekleri daha yksek bir zemine varana kadar yola
devam ettiler. Ama kaamadlar. Yksek zemin neredeyse bir ada gibiydi. Oraya yalnzca
patikayla ula-labiliyordu, etraf sazlk bataklklar ve amurla kaplyd. Kapana kslmlard.
Yzlerce Fransz atl patikada ilerlemeye hazrd, ama ngilizler atlarndan inip bir kalkan
duvar oluturmulard. Bu elik bariyeri aarak kendilerine yol ama dncesi, Franszlar
kuleye, dmann daha savunmasz olduu yere geri dnmeye ikna etti. Okular hl
siperlerinden ok atyorlard, ama Cenoval okular da karlk veriyordu. Franszlar, kulenin
dibine yerleen ngilizlere hcum ediyordu.
Franszlar yryerek saldryorlard. Yaz yamuru yznden yer kaygand ve ndeki askerler
kkreyerek sava lklar atp kendilerim saylar az olan ngilizlerin stne frlatrken zrhl
ayaklar amuru karmakark ediyordu. ngilizler kalkanlarn skca tutmu, hcumu
karlamak iin savuruyorlard. Tahtann elie arparken kard ses ve klcn kalkann
kenarndan ete girerken atlan lklar duyuluyordu. Arka saftaki ngilizler arkadalarnn
bann stnden grzlerini ve kllarn savuruyorlard. "St. George!" diye biri bard. "St.
George!" Askerler ileri doru kp l ve yarallar kalkanlarn stnden ardlar. "ldrn pi
kurularn!"
"ldrn onlar!" diyerek bard Sir Geoffrey de Charny karlk olarak ve Franszlar geri
geldi, yaral ve llerin stnde tkezlediler. Bu kez ngiliz kalkanlar birbirine iyice bitiik
deildi ve Franszlar aradaki boluklar buluyordu. Kllar plaka zrhlara arpyor, zincir
zrhlardan geip miferlere iniyordu. Son birka savunmac nehirden kamaya alyordu, ama
Cenoval okular olar takip etti. Zrhl bir adam boulana kadar suda tutup sonra yamalamak
basit bir iti. Birka ngiliz kaak, kynn uzak tarafnda sendeleyerek ilerliyor, ngiliz oku ve
askerlerinin Ham karsndan gelecek her saldry pskrtmek iin hazrlandklar yere
kouyordu.
Gerideki kulede, bir Fransz sava baltasn tekrar tekrar bir ngiliz'e indirip sa omzunu
koruyan kafes ereveyi krd, altndaki zincir zrh ezdi, adam yere kerterek vurmaya
devam etti. Dmann gs yarlp ezilmi etlerin ve yrtk zrhnn arasnda beyaz kaburgalar
ortaya kana kadar vurmaya devam etti. Kan ve amur ayakaltnda zamk gibi olmutu. Her
ngiliz iin dman vard ve kule kaps dardaki adamlarn geri ekilebilmesi iin ak
braklmt, ama zorla ieri girenler Franszlar oldu. Kulenin dndaki son savunmaclar
ldrld. eri giren Franszlar dverek merdivenlerden yukar kmaya balad.
Trmandka merdiven saa dnyordu. Bu da savunmaclarn sa kollarn fazla engel
kmadan kullanabilmeleri anlamna geliyordu, oysa saldrganlar srekli merdivenlerin byk
merkezi stunlaryla engelleniyorlard. Bir Fransz valye kza mzrayla ilk hamleyi yapp bir
ngiliz'in barsaklarn boaltt, ama bir savunmac lm bir adamn bann stnden
saplad klcyla onu ldrd. Kule karanlk olduu iin yz siperleri akt, ama adamlar
gzlerinin yars elikle kaplyken iyi gremiyordu. Askerler ly merdiverilerden ekip geride
bir barsak izi braktlar. ki adam yukar doru hcum etti, ama bu barsaklara kayp dt,
ngiliz hamlelerini geitirdiler, kllarn kasklarna soktular. Gittike daha fazla sayda Fransz
kuleye giriyordu. Korkun bir lk merdivenleri doldurdu ve baka bir kanl ceset aaya
indirilip yoldan ekildi: basamak daha ald ve Franszlar yine ite kaka kendilerine yol
atlar. "Montjoie St. Denis!"
Elinde bir demirci ekici olan bir ngiliz merdivenlerden aa inip Fransz miferlerine vurdu.
Bir adam kafatasn ezerek ldrd, dierlerini geriye itti. Bu arada bir valye bir tatar yay
almay akl edip sinsi sinsi merdivenlerden yukar kt. yi bir gr as yakalaynca att ok,
ngiliz'in azndan girip kafatasnn arkasn havaya kaldrd. Franszlar nefret ve zafer l

atarak tekrar hcum ettiler, lmekte olan ngiliz'i kanla kapl ayaklarnn altnda ezip kllaryla
kulenin tepesine ktlar. Orada bir dzine adam onlar merdivenlerden geriye gndermeye
alt, ama daha fazla Fransz yukar kmaya balamt. Sonradan gelenler, ndekileri ngiliz
kllarna doru zorladlar. Arkadaki-ler garnizonun son ksmn bozguna uratmak iin llerin
stnden getiler. Btn adamlar doranp yere ykld. Bir oku parmaklar kesilecek kadar
uzun yaad, sonra gzleri oyuldu, kuleden aada bekleyen kllarn stne frlatlrken hl
lklar atyordu.
Franszlar sevin l att. Kule l mahzeni gibiydi, ama Fransz sanca surlarnda
dalgalanacakt. Hendekler ngilizlerin mezar haline gelmiti. Zafer kazanan adamlar, para
aramak iin llerin giysilerini soyarken bir borazan ald.
Nehrin Fransz tarafnda hl ngilizler, salam bir zeminde kstrlm atllar vard.
Bu yzden ldrme ilemi daha tamamlanmamt.
St. James Calais sahilinin ana demirledi ve yolcular sandallarla kyya tand. Hepsi zrhlar
iindeki yolcunun o kadar ok eyas vard ki Northampton Kontunu arayacaklar ngiliz
kampnn sokaklarna tamas iin St. James'in iki tayfasna para vermek zorunda kaldlar.
Evlerin bazlar iki katlyd. Ayakkabclar, zrh yapmclar, demirciler, meyve satclar, frnclar
ve kasaplar st katlarna tabela asmlard. Evlerin ve adrlarn arasna ina edilmi depolar ve
kiliseler, falc localar ve tavernalar vard. ocuklar sokaklarda oynuyordu. Bazlarnda yay
vard ve kpeklere ucu kt oklar atp sinirlerini bozuyorlard. Soylularn evlerinin giriinde
sancaklar aslyd ve kaplarnda zrhl muhafzlar bekliyordu. Bir mezarlk bataklklara
yaylyordu. Nemli mezarlar Calais bataklklarnda kol gezen stmaya yenik den adamlar,
kadnlar ve ocuklar dolduruyordu.
adam Kontun, meydana yakn olan ve kraliyet sancann dalgaland evini buldular.
Adamlarn en gen ve en yals bavullarla kalrken, en uzun boylu olan nc adam Nieulay'a
doru yrd. Kontun, baz atllar Fransz ordusuna bir baskna gtrdn rendi.
"Binlerce serseri," dedi Kontun khyas, "o tepede burunlarn kartryorlar, bu yzden
Lordum onlara meydan okumaya gitti. Can sklyordu da." ki adamn koruduu byk tahta
sanda bakt. "Bunun iinde ne var?"
"Burundan kan pislikler," dedi uzun boylu adam. Sonra uzun, siyah yayn omuzlayp ok
torbasn alarak oradan ayrld.
Ad Thomas't. Bazen Hooktonlu Thomas. Baka zamanlarda Pi Thomas olurdu ve ok resmi
olmas gerekiyorsa nadiren de olsa kendisini Thomas Vexille olarak tantrd. Vexiller soylu bir
Gaskon ailesiydi ve Hooktonlu Thomas, kaak bir Vexille'in gayr meru oluydu, bu da onu ne
soylu ne de Vexille yapyordu. Hele kesinlikle bir Gaskon deildi. O bir ngiliz okusuydu.
Thomas kamp yerinden geerken baklar zerine ekiyordu. Uzun boyluydu, siyah salar
demir miferinin altndan kyordu. Avurtlar kkt, koyu renk dikkatli gzleri, bir kavgada
krld iin arpk kalan bir burnu vard. Zrh yolculuk yznden donuklam-t. Onun altnda,
stne skca oturan deri yelei, siyah klot pantolonu ve mahmuzlar olmayan uzun binici
izmeleri vard. Siyah deri knndaki klc sol tarafna aslyd, srtnda bir torba ve sa
kalasnda beyaz bir ok torbas vard. ok hafife topallamas savata yaralandn
dndryordu, ama aslnda bu yara bir kilise adam tarafndan Tanr adna almt. O
ikencenin yaralar gizliydi artk, yalnz arpk ve yamru yumru olan ellerindekiler hari. Ama
yine de yay kullanabiliyordu. Yirmi yandayd ve bir katildi.
Okularn kamp yerini geti. adrlarn ounda sava hatralar aslyd. Bir okun sapland
salam Fransz zrh, okularn valyelere yaptklaryla vnmek iin aslmt. Bir baka grup
adrda bir direkte
27
BERNARD CORNWELL
bir sr atkuyruu aslyd. Pasl, yrtk bir zrh yelei hasrla doldurulmu, bir aaca aslp
oklarla vurulmutu. adrlarn tesinde kanalizasyon kokan bir bataklk vard. Thomas gney
ykseltilerine Franszlarn sralanmasn seyrederek yrmeye devam etti. Saylar olduka
fazla, diye dnd. Wadicourt'la Crecy arasnda ldrlmek iin gelenlerden ok daha
fazlayd. Bir Fransz ldr, iki tane daha ortaya ksn. Artk ilerideki kpry ve onun da
tesindeki kk ky grebiliyordu. Arkasndaki adamlar, kpry savunmak iin sava hatt
oluturmak zere kamp yerinden kyordu, nk Franszlar uzak kydaki kk ngiliz
karakoluna saldryordu. Adamlarn yamatan aa hzla indiini grebiliyordu. Kont ve

adamlar olduunu tahmin ettii bir grup atly da grebiliyordu. Arkasnda sesi mesafe
yznden bouklaan bir ngiliz topu Calais'in ypranm duvarlarna ta glle frlatt. Grlt
bataklklarda homurdanp kayboldu, onun yerini ngiliz hendeklerinden gelen silah atrts ald.
Thomas acele etmiyordu. Bu onun sava deildi. Ama yine de yayn srtndan karp ipini
balad. Bu ii yaparken ne kadar kolaylatn fark etti. Yay eskiydi; artk yorulmutu. Porsuk
aacndan yaplma siyah dz tahta imdi hafife kvrlmt. Yeni bir silah yapmasnn
zamannn geldiini biliyordu. Ama siyaha boyayp zerinde kupa tutan garip bir yaratn
bulunduu gm plaka takt eski yaynda hl birka Fransz'n ruhunun bulunduunu
dnyordu.
ngiliz atllarn, Fransz hcumunun brne saldrn grmedi, nk Nieulay'n atllar ksa
dv gizliyordu. Fransz fkesinden kama tela iinde bir28
HERETIK
birlerinin yoluna kan kaaklarla dolu kpry, onlarn balarnn stnden nehrin uzak
kysndan denize doru giden atllar grd. Nehrin ngiliz tarafndan onlar takip etti. Yksek
yoldan ayrlp imen topaklarnn stnden atlayarak yoluna devam ederken, bazen su
birikintilerinden, bazen de izmelerini almaya alan amurdan geti. Derken nehrin yanna
vard ve denir ykselirken amur rengi suyun dnerek karann ierlerine doru ilerleyiini
grd. Rzgr tuz ve rme kokuyordu.
O zaman kontu grd. Northampton Kontu, Thomas'n Lordu, hizmet ettii adamd, ama
kontun dizginleri gevek eli akt. Kont, kendisine saldrmaya geleceklerini bilerek zafer
kazanmakta olan Franszlar seyrediyordu. Askerlerinden biri atndan inmi, zrhl atlarn nehre
ulaabilecei salam bir patika aryordu. Bir dzine asker, kalkanlar ve kllaryla hcumu
karlamaya hazr bir ekilde Franszlarn gelecei patikada melerek veya dikilerek
bekliyordu. Kk kyn gerisinde ngiliz garnizonunun katledilmesi ii tamamlanm,
Franszlar kurt gibi azgn bir ekilde kapana kslm adamlara doru dnmlerdi.
Thomas nehre girdi. Islak ip gerilmeyecei iin yayn yukarda tutarak akntnn arasndan
ilerledi. Su beline kadar geliyordu, az sonra amurlu kyya ulap askerlerin ilk Fransz
hcumunu bekledii yere kotu. Hemen yanlarna, batakla melip oklarn amura dizdi,
ilerinden birini ald.
Yirmi kadar Fransz geliyordu. Bir dzinesi atlyd ve patikadan geliyordu, ama onlarn iki
yanndaki piyadeler bataklklardan geiyordu ve Thomas onlar unut29

BERNARD CORNWELL

tu, nk salam zeminlere varmalar uzun srecekti, bu yzden atl valyeleri vurmaya
balad.
Dnmeden at yapyordu. Nian almadan. Bu onun hayatyd, becerisi ve gururu. Bir
adamdan daha uzun olan porsuk aacndan yaplma yayn alp dibudak aacndan yaplma,
bir ucunda kaz tyleri, dierinde sivri ineler bulunan oklar frlatyordu. Byk yay kulaa
kadar ekildii iin gzle nian almann bir anlam yoktu. Okunun nereye gideceini bilmek
yllarn deneyimini gerektiriyordu. Thomas deli gibi hzla at yapyor, ya da drt kalp
atnda bir ok frlatyordu. Beyaz tyl oklar bataklktan geiyor, uzun, elik ular zincirden
zrh ve deriyi delip Franszlarn karnlarna, gslerine ve bacaklarna saplanyordu. Satrn
ete arparken kard gibi bir ses karyor, atlar olduu yerde durduruyordu. ndeki ikisi
lyordu, ncsnn bacanda bir ok vard. Arkadaki adamlar nlerindeki yaral adamlar
geemiyordu, nk yol ok dard, bu yzden Thomas yan taraftaki atsz adamlara ok atmaya
balad. Bir okun gc bir adam geriye frlatmaya yeterdi. Eer bir Fransz vcudunun st
ksmn korumak iin kalkann kaldrrsa Thomas bacandan vuruyordu. Yay eski olsa bile
hl lmcld. Bir haftadan uzun bir sredir denizdeydi ve yay geri ekerken srtndaki
kaslarn ardn hissedebiliyordu. Zayflam yayn ekmek bile yetikin bir adam yerden
kaldrmaya edeerdi. Yaya btn bu kas gcn vermesi gerekiyordu. Bir atl amurdan
gemeye alt, ama ar at yapkan amurda debelenmeye balad; Thomas yeni bir ok
seti, atn karnn ve kan damarlarn paralayacak geni, keskin ulu bir ok. Oku alaktan atp
atn
30
HERETIK
sarsln seyretti. Yerden sivri ulu bir ok seip yz siperi ak bir adama gnderdi. Thomas
oklarn hedefini bulup bulmadn grmek iin bakmyordu. Birini atp yeni bir ok alyor, sonra
tekrar atyordu. Yayn ipi sol bileine takt boynuz korumann stnde titreiyordu. Daha
nce hi bileini koruma ihtiyac duymaz, ipin neden olduu yanma hissi houna giderdi, ama
Dominik rahip sol koluna ikence yapm ve geride kabark yara izi brakmt, bu yzden
bileini koruyordu.
Dominik rahip lmt.
Thomas'n geriye alt oku kalmt. Franszlar geri ekiliyordu, ama yenilmemilerdi. Tatar
okularn ve daha fazla asker aryorlard. Thomas da karlk vererek ok atii iki parman
azna koyup kulaklar delici bir slk ald. kez tekrarlanan yksek ve alak iki nota.
Duraklayp ayn notalar tekrar ald ve okularn nehir yukar kotuklarn grd. Bazlar
Nieulay'dan geri ekilen adamlard, dierleri sava hattndan geliyorlard, nk bir okunun
yardma ihtiyac olduunu gsteren sinyali tanmlard.
Thomas alt okunu ald. Dnp baknca Kontun ilk atllarnn nehirde bir geit bulduunu ve
ar atlarn dnen akntya doru gtrdklerini grd. Hepsinin karya gemesi birka dakika
alacakt, ama okular uzak kydan sular sratarak gelmeye balamlard bile. Nieulay'a en
yakn olanlar bitmemi savaa doru koturan tatar okularnn stne ok atmaya
balamlard. Kapana kslan ngiliz valyelerinin kamasyla fkelenen daha fazla atl
Sanagatte tepelerinden hzla aa iniyordu. ki atl drtnala batakla dalnca atlar gevek
zeminde panie kapld. Thomas son oklarn31
BERNARD CORNWELL
dan birini ipe takt, batakln iki adam yendiini dnp ok atmann gereksiz olduuna karar
verdi.
Tam arkasndan bir ses geldi. "Thomas, deil mi?"
"Efendim." Thomas miferini karp arkasna dnerken hl dizlerinin stndeydi.
"O yayla keyfin yerinde deil mi?" dedi Kont alayc bir ekilde.
"Pratik yapyorum, efendim."
"irkin bir zihin ie yarar," dedi Kont, Thomas'a ayaa kalkmasn iaret ederek. Kont ksa
boylu bir adamd, geni bir gs, okularn bir boann poposuna benzediini syledikleri
ypranm bir yz vard, ama okular onun ayn zamanda sk bir dv, iyi bir adam ve
btn adamlar kadar salam olduunu dnyorlard. Kraln arkadayd, ama ayn zamanda
armasn tayan herkesin arkadayd. Kendisi ynetmedii takdirde kimseyi savaa

gndermezdi. Atndan inip art kuvvetlerinin kendisini tanmas ve ayn tehlikeyi paylatn
bilmesi iin miferini karmt. "Senin ngiltere'de olduunu sanyordum," dedi Thomas'a.
"yleydim," dedi Thomas, Kontun bu dilde daha rahat olduunu bildii iin Franszca
konuarak. "Sonra Britanya'daydm."
"imdi de beni kurtaryorsun." Kont srtnca iki diini kaybettii yerdeki gedikler ortaya kt.
"Herhalde bunun iin bir srahi bira istersin?"
"O kadar ok mu, Lordum?"
Kont gld. "Kendimizi aptal yerine koyduk, deil mi?" Halihazrda yz kadar ngiliz okusu
nehir kysna dizildii iin yeni bir saldr balatma konusunda te32
HERETIK
reddt eden Franszlara bakyordu. "Krk kadar adam kyn yannda onur savana
ekebileceimizi dnrken ordunun yars tepeden aa indi. Bana Will Skeat'la ilgili yeni bir
haber getirdin mi?"
"ld, Lordum. La Roche-Derrien'deki savata ld."
Kont irkildi, sonra ha kard. "Zavall Will. Tanr biliyor ya onu seviyordum. Gelmi gemi
en iyi savayd." Thomas'a bakt. "Ve bir ey daha. Bana onu getirdin mi?"
Kutsal Kse'yi kast ediyordu. "Size altn getiririm, Lordum," dedi Thomas. "Ama onu deil,"
Kont Thomas'n kolunu svazlad. "Konuacaz, ama burada deil." Adamlarna bakp sesini
ykseltti. "Geriye imdi! Geriye!"
Atlar oktan gvenlie erimi olan art kuvvetleri nehre koup karya getiler. Thomas da
onlar takip etti, ardndan Kont klcn ekip son adam olarak nehrin derinleen suyunu geti.
Deerli avlarn ellerinden karan Franszlar onun geri ekiliini yuhaladlar.
Ve o gnn sava bitti.
Fransz ordusu orada kalmad. Nieulay garnizonunu ldrmlerdi, ama aralarndaki en
ateliler bile daha fazlasn yapamayacaklarn biliyorlard. ngilizlerin says ok fazlayd.
Binlerce oku Franszlarn nehri geip savamaya gelmesi iin dua ediyordu, ama Philip'in
adamlar oradan uzaklap Nieulay'n hendeklerini llerle dolu, rzgrla savrulan Sanagatte
tepesini bom33

BERNARD CORNWELL
bo bir ekilde braktlar. Ertesi gn Calais kasabas teslim oldu. Kral Edvvard'm ilk arzusu
orada yaayan herkesi katletmek, onlar bir hendein dibine sralayp kafalarn sska
bedenlerinden ayrmakt, ama byk Lordlar itiraz edip Franszlarn da Gaskonya veya
Flanders'daki ngilizlerin elinde bulunan kasabalar ele geirdiklerinde ayn eyi yapacaklarn
syledi. Bu yzden Kral isteksizce bu talebini alt hayatla snrlad.
Avurtlar km, nadimlerin kaftanlarn giymi, boyunlarndan ilmek sarkan alt adam
kasabadan getirildi. Hepsi de nde gelen vatandalar, tccar veya valyeler, zengin ve nemli
adamlar, ngiltere Kral Ed-ward'a kar gelen trde insanlard. Kasabann kaplarnn
anahtarlarn minderlerin stnde Krala sundular. Sonra ngiltere Kral ile Kraliesinin ve
krallklarn kodamanlarnn oturduu tahta platformun nne yzkoyun yattlar. Alt adam
hayatlar iin yalvard, ama Edward fkeliydi. Ona kar gelmilerdi, bu yzden cellt arld,
ama byk Lordlar yine itiraz edip Kraln misillemeyi davet ettiini syledi. stelik Kralie,
Kraln nne diz kp alt adamn balanmas iin kocasna yalvard. Edward kkredi, alt
hareketsiz beden krssnn nnde yatarken biraz dnd, sonra onlarn yaamasna izin
verdi.
Alktan len vatandalara yiyecek gtrld, ama baka merhamet gsterilmedi. nsanlar
evlerinden tahliye edildiler, zerlerindeki giysiler haricinde bir ey almalarna izin verilmedi,
hatta para ya da mcevher karmamalar iin stleri bile arand. Sekiz bin kiilik evleri,
depolar, dkknlar, tavernalar, kalesi ve hendekleriyle bo bir kasaba ngiltere'ye aitti.
"Fransa'ya alan bir
34
HERETIK
kap," dedi Northampton Kontu cokulu bir ekilde. O alt kiiden birine, u anda ailesiyle
birlikte bir dilenci gibi Picardy'ye giden bir adama, ait olan evi ald. Kalenin altnda, ngiliz
gemileriyle dolu rhtma bakan zengin, ta bir evdi bu. "Kasabay iyi ngiliz halkyla
dolduracaz," dedi Kont. "Burada yaamak ister misin, Thomas?"
"Hayr, efendim," dedi Thomas.
"Ben de yle," diye itiraf etti Kont. "Buras bataklkta bir domuz al. Hl bizim. Peki, ne
istiyorsun, gen Thomas?"
Kasabann teslim olmasndan gn sonraki sabaht ve Calais'in el konulan zenginlii
kazananlara datlyordu. Kont beklediinden ok daha fazla zengin olduunu grd, nk
Thomas'n Britanya'dan getirdii byk sandk, La Roche-Derrien dndaki savata Charles de
Blois'in kampnda ele geirilen altn ve gmlerle doluydu. Bunlarn te biri Thomas'n
Lorduna aitti ve Kontun adamlar paralar saym, Kontun paynn te birini Kral iin
ayrmlard.
Thomas hikyeyi anlatmt. Kutsal Kse'yle ilgili bir ipucu bulmak iin len babasnn
gemiini aratrmak zere Kontun talimat zerine nasl ngiltere'ye gittiini. Rahip babasnn
Kutsal Kse hakknda yazd bir kitap haricinde hibir ey bulamamt. Ama Peder Ralph'in
gezinen bir akl ve gerek gibi grnen hayalleri vard. Thomas yazlardan hibir ey
anlamam, kitap ondan Dominik rahibe gtrlm o da kendisine ikence yapmt. Ama
Dominik rahip kitab ondan almadan nce kopyas karlmt ve imdi Kontun, rhtmn
stndeki gn yla aydnlanan yeni odasnda gen bir rahip, bu kopyadan bir anlam
karmaya alyordu.
35
BERNARD CORNWELL
"Benim istediim ey, okular ynetmek," dedi Tho-mas Konta.
"Onlar ynetecek bir yer olup olmayacan Tanr bilir," dedi Kont keyifsiz bir ekilde.
"Edward Paris'e saldrmaktan bahsediyor, ama bu hi olmayacak. Ebedi dostluk iin
yalvaracaz, sonra eve gidip kllarmz bileyeceiz." Rahip yeni bir sayfa evirirken
parmen trts duyuldu. Peder Ralph Latince, Yunanca, brani-ce ve Franszca yazmt ve
belli ki rahip hepsini anlyordu. Okurken ara sra bir parmene not alyordu. Rhtma bira
flar boaltlrken kan ses gk grltsn andryordu. ngiliz Kralnn, zerinde leoparlar

ve zambak deseninin bulunduu sanca, ele geirilen kalede, alay edilerek ters evrilen
Fransz sancann stnde dalgalandrlyordu. Thomas'n arkada olan iki adam odann
kenarnda durmu Kontun kendilerini davet etmesini bekliyordu. "Okular iin nasl bir i
bulunacan Tanr bilir," diye devam etti Kont. "Kalenin surlarn korumak hari. stediin bu
mu?"
"Ben bir tek bu ite iyiyim, Lordum. Ok atmada." Tho-mas, Norman Franszcas
konuuyordu, ngiliz aristokrasisinin ve babasnn kendisine rettii dildi bu. "Ve param var,
Lordum." Oku toplayp onlara at verebileceini, onlar Kontun hizmetine sokabileceini, bunun
da Konta hibir maliyetinin olmayacan, ama Kontun yamaladklar her eyin te birini
alabileceini kast ediyordu.
Sradan bir adam olarak domu olan Will Skeat adm byle duyurmutu. Kont byle
adamlar sever, onlardan faydalanrd. Onaylarcasna ban sallad. "Peki, ama onlar nereye
gtreceksin?" diye sordu. "Atekeslerden nefret ediyorum."
36
HERETIK
Gen rahip pencerenin yanndaki masadan mdahale etti. "Kral, Kutsal Kse'nin bulunmasn
tercih eder."
"Ad John Buckingham," dedi Kont, rahip iin. "Ve Maliye Bakan. Bu senin iin fazla bir ey
ifade etmiyor olabilir, gen Thomas, ama anlam u ki, Krala hizmet ediyor ve otuzuna
gelmeden Canterbury Bapiskoposu olacak."
"ok zor, Lordum," dedi rahip.
"Ve kukusuz Kral, Kutsal Kse'nin bulunmasn istiyor," dedi Kont. "Bunu hepimiz istiyoruz.
O lanet olas eyi Westminister Saray'nda grmek istiyorum! Kahrolas Fransa'nn Kralnn
dizlerinin stnde ona dua etmesini istiyorum. Hristiyanln her yerinden haclarn bize
altnlarn getirmelerini istiyorum. Tanr akna Thomas, bu lanet olas ey gerekten var m?
Babann elinde miydi?"
"Bilmiyorum, Lordum," dedi Thomas.
"Hibir ie yaramyorsun," diye kkredi Kont.
John Buckingham notlarna bakt. "Guy Vexille adnda bir kuzenin mi var?"
"Evet," dedi Thomas.
"Ve o da Kse'yi aryor?"
"Beni arayarak," dedi Thomas. 'Ve onun nerede olduunu bilmiyorum."
"Ama senin varln bilmeden nce de Kutsal Kse'yi aryordu," diye belirtti rahip. "Bu da
onun bizim bilmediimiz baz eyler bildiini dndryor. Guy Vexille'i aramamz
neriyorum, Lordum."
"Birbirinin kuyruunu yakalamaya alan iki kpek gibi oluruz," diye araya girdi Thomas,
huysuz bir ekilde.
37
BERNARD CORNWELL
Kont, Thomas'a susmasn iaret etti. Rahip tekrar notlarna bakt. "Bu yazlarn anlalmas
biraz g olsa da," dedi onaylamayarak. "Biraz k gryorum. Kutsal Kse'nin Astarac'ta
olduunu doruluyor gibi grnyorlar. Orada gizlendiini,"
"Ve yine baka yere gtrldn!" diye itiraz etti Thomas.
"Eer deerli bir eyinizi kaybederseniz," dedi Buc-kingham sabrl bir ekilde. "Aramaya
nereden balarsnz? Son grld yerden. Astarac nerede?"
"Gaskonya'da," dedi Thomas. "Berat Derebeyliinde."
"Ah!" dedi Kont, ama sonra sustu.
"Peki, Astarac'a gittin mi hi?" diye sordu Bucking-ham. Gen olabilirdi, ama Kraln Maliye
Bakan olmaktan fazla bir yetkisi vard.
"Hayr."
"O zaman gitmeni tavsiye ederim," dedi rahip. "Ve neler renebileceine bak. Aratrma
yaparken yeterince grlt karrsan kuzenin gelip seni arayabilir, sen de onu bulup neler
bildiini renebilirsin." Problemi zm gibi glmsedi.

Kontun odann bir kesinde kanan av kpeklerinin sesi haricinde hi ses yoktu ve rhtmda
bir denizci eytann bile yzn kzartabilecek bir dizi kfr savurdu. "Guy' kendi bama
yakalayamam," diye itiraz etti Thomas. "Ve Berat, Krala sadakatini sunmuyor."
"Berat resmen Toulouse Kontuna bal," dedi Buc-kingham. "Yani bugn iin Fransa Kral
anlamna geliyor bu. Berat Kontu kesinlikle bir dman."
"Henz bir atekes yaplmad," dedi Kont tereddtle.
38
HERETIK
"Ve birka gn boyunca da olmayacak, sannm," diye dorulad Buckingham.
Kont Thomas'a bakt. "Ve sen de okular istiyorsun?"
"Will Skeat'n adamlarn istiyorum, efendim."
"Sana hizmet edeceklerine hi kuku yok," dedi Kont. "Ama askerleri ynetemezsin,
Thomas." Soylu domayan ve hl gen olan Thomas'n okular ynetme yetkisinin
olabileceini, ama kendilerini daha yksek rtbede gren askerlerin onun liderliine kzacan
kast ediyordu. Thomas'dan daha basit bir ailede doan Will Skeat bunu baarmt, ama Will
ok daha yal ve deneyimliydi.
"Askerleri ynetebilirim," dedi duvarn dibindeki iki adamdan biri.
Thomas iki adam tantrd. Konuan daha yalyd, yz yaralyd, bir gz kaypt ve zrh
kadar sert bir adamd. Ad Sir Guillaume d'Evecque'ydi, Evecque Lordu. Bir zamanlar
Normandiya'da kendi tmarna sahipti, ama sonra kendi Kral onun aleyhine dnmt, o imdi
topraksz bir sava ve Thomas'm dostuydu. Gen olan dier adam da dosttu. Bir yl nce
Durham'da esir alnan sko Robbie Douglas't. "sa'nn kemikleri," dedi Kont, Robbie'nin
durumunu renince. "imdiye kadar fidyeni toplam olmalsn?"
"Topladm, Lordum," dedi Robbie. "Ve kaybettim."
"Kayp m ettin!"
Robbie yere bakt, bu yzden Thomas tek bir szckle durumu aklad. "Zar."
Kont tiksinmi gibi bakarak Sir Guillaume'ye dnd. "Senin adn duydum." Bu bir iltifatt.
"Askerleri ynetebileceini biliyorum, ama sen kime hizmet ediyorsun?"
39
BERNARD CORNWELL
"Hi kimseye, efendim."
"O halde askerleri ynetemezsin," dedi, Kont anlaml bir ekilde ve ylece bekledi.
Sir Guillaume tereddt etti. O otuz be yanda, gururlu bir adamd, savata deneyimliydi,
ngilizlere kar savaarak edindii bir hreti vard. Ama imdi bir arazisi ve efendisi yoktu.
Byle olunca babo bir serseriden baka bir ey saylmyordu. Bu yzden biraz durakladktan
sonra Konta doru gidip nnde diz kt, ellerini dua ediyormu gibi birletirdi. Kont elleriyle
Sir Guillaume'nin ellerini sard. "Bana hizmet etmeye, uyruum olmaya, baka kimseye hizmet
etmemeye sz veriyor musun?"
"Sz veriyorum," dedi Sir Guillaume itenlikle. Kont onu kaldrd ve iki adam dudaktan
ptler.
"Onur duydum," dedi Kont, Sir Guillaume'nin omzuna vurarak. Sonra yeniden Thomas'a
dnd. "Artk iyi bir g toplayabilirsin. Neye ihtiyacn var, elli adam m? Yars kadar oku?"
"Uzak bir tmarda elli adam m?" dedi Thomas. "Bir ay bile dayanamazlar, Lordum."
"Dayanrlar," dedi Kont ve Astarac'n Berat blgesinde bulunduunu rendiinde gsterdii
aknlnn nedenini aklad. "Yllar nce Thomas, sen daha anann memesini emerken
Gaskonya'da mlkmz vard. Oray kaybettik, ama hibir zaman resmi ekilde kuatmadk,
yani Berat'ta benim yasal hakkm olan ya da drt kale var." Peder Ralph'in notlarn tekrar
okuyan Buckingham tek kan kaldrp bu iddiann en azndan anlamsz olduunu ima etti, ama
hibir ey sylemedi. "Git ve o kalelerden birini al," dedi Kont. "stila et, para ve sana katlacak
adam kazan."
40
HERETK
"Ve bize kar gelecek," dedi Thomas sessizce.

"Ve Guy Vexille de onlardan biri olacaktr," dedi Kont. "te bu senin frsatn. Bundan
yararlan Thomas ve atekes yaplmadan buradan git."
Thomas bir iki saniye tereddt etti. Kontun nerdii ey delilikti. Franszlara ait blgenin
derinliklerine g gtrmesi, bir kaleyi ele geirmesi, savunmas, kuzenini ele geirmeyi
ummas, Astarac' bulmas, aratrmas, Kutsal Kse'nin peine dmesi gerekiyordu. Yalnzca
bir aptal byle bir sorumluluu kabul ederdi, ama alternatifi dier isiz okularla birlikte
rmekti. 'Yapacam, Lordum."
"Gzel. Hadi kn buradan, hepiniz!" Kont Thomas' kapya gtrd, ama Robbie ve Sir
Guillaume merdivenlere vardnda gizli bir ey sylemek iin Thomas' geriye ekti. "sko'u
yannda gtrme," dedi.
"Neden, Lordum? O iyi bir dost."
"O lanet olas bir Fransz ve onlara gvenmem. Hepsi kahrolas hrsz ve yalanclardr. Lanet
olas Franszlardan daha kt. Onu kim esir olarak tutuyor?"
"Lord Outhwaite."
"Ve Outhwaite onun seninle birlikte yolculuk yapmasna izin mi veriyor? ok ardm. Neyse
bo ver, sko arkadan Outhwaite'ye geri gnder ve ailesi fidyeyi toplayana kadar brak
ryp gitsin. Ama lanet olas bir sko'un Kutsal Kse'yi ngiltere'den gtrmesini
istemiyorum. Anladn m?"
"Evet, Lordum."
"Aferin," dedi Kont, Thomas'n omzunu svazlayarak. "imdi git ve zengin ol."
Git ve l, demek daha doruydu. Aptalca bir i iin git, nk Thomas Kutsal Kse'nin var
olduuna inan41
BERNARD CORNWELL
myordu. Var olmasn istiyordu, babasnn szlerine inanmak, ama babas zaman zaman
delirirdi, zaman zaman da muziplik yapard. Thomas'n kendine ait hrslan vard, Will Skeat
kadar iyi bir lider olmak gibi. Bir oku olmak. Ama bu aptalca i ona adam toplamas, onlar
ynetmesi ve hayalinin peine dmesi iin frsat verecekti. Bu yzden Kutsal Kse'nin peine
decek ve neler olacan grecekti.
Kamp yerine gidip trampetine vurdu. Bar geliyordu, ama Hooktonlu Thomas adam toplayp
savaa gidiyordu.
42
BRNC BLM
eytann Oyunca
B
erat Kontu yal, dindar ve bilgiliydi. Altm be yandayd ve son krk yldr tmarn
brakmamasyla vnyordu. Kalesi, Berat'n byk kalesiydi. Berat' bu kadar bereketli hale
getiren Berat Nehri tarafndan neredeyse tamamen kuatlan Berat kasabasnn stndeki
kireta tepede ykseliyordu. Zeytin, zm, armut, erik, arpa ve kadn vard. Kont hepsini de
seviyordu. Be kez evlenmiti,.her kars bir ncekinden gen oluyordu, ama hibiri ona ocuk
vermemiti. nekleri saan bir kadndan bir pi bile peydahlayamamt. Tanr biliyor ya, bunun
nedeni az denemi olmas deildi.
ocuunun olmay, Kontun Tanrnn kendisini lanetlediine inanmasna neden olmutu ve
bu yzden etrafn rahiplerle kuatmt. Kasabada, piskoposu, kilise yasalar ve onlar
dolduracak rahipleriyle bir katedral ve on sekiz kilise vard. Dou kapsnn yannda da Dominik
keilerinin evi bulunuyordu. Kont kiliseyi iki yeni kiliseyle kutsam, nehrin karsndaki bat
tepelerine ve zm balarnn tesine bir manastr yaptrmt. Bir papaza i vermi, byk
masraflarla sa'nn doduunda yatt yemlii dolduran bir avu saman satn almt. Kont,
saman kristal, altn ve mcevherlerle
45
BERNARD CORNWELL

kuatm, bu kutsal emaneti kale kilisesinin sunana koymutu. Ona her gn dua ediyordu,
ama bu kutsal tlsm bile ie yaramyordu. Beinci kars on yedi yandayd, tombul ve
salklyd, ama dierleri gibi orakt.
Kont bata kutsal saman satn alrken kazklandn dnd, ama papaz kutsal emanetin
Avignon'daki papalk sarayndan geldii konusunda onu temin etmi, sonra da Kutsal Pederin
imzasn tayan ve samann gerekten de bebek sa'nn yata olduunu garanti eden bir
mektup ortaya karmt. Kont yeni karsn nde gelen drt doktora muayene ettirmi, bu
nemli adamlar karsnn idrarnn berrak, organlarnn tam ve itahnn iyi olduunu bulmutu
ve bylece Kont varis araynda kendi bilgisini kullanmaya karar vermiti. Hipokrat gebe
kalmada resimlerin etkisiyle ilgili yazlar yazmt, bu yzden Kont bir ressama karsnn yatak
odasnn duvarlarn Bakire ve ocuunun resim-leriyle sslemesini emretmiti; krmz fasulye
yiyor, odalarn scak tutuyordu. Ama hibir ey ie yaramamt. Bu Kontun hatas deildi,
bunu biliyordu. ki saksya arpa ekmi ve birini karsnn idraryla, birini kendi idraryla
sulamt. ki saksdaki arpa da filizlenince doktorlar bunun Kont ve Kontesin ikisinin de ksr
olmadn gsterdiini ifade etmilerdi.
Kont, bu durumun lanetlenmi olduu anlamna geldiine karar vermiti. Bu yzden byk
bir istekle dine dnmt, nk fazla zaman kalmadn biliyordu. Aristotle yetmi yan bir
erkein yeteneklerinin snr olduunu yazmt, bu yzden Kontun bir mucize yaratmak iin
be yl kalmt. Derken bir sonbahar sabah, bunu o srada fark etmese de, dualar kabul oldu.
46
HERETK
Paris'ten bir kilise adam, rahip ve bir kei Be-rat'a geldi ve Livorno Kardinal ve Ba
Piskoposu, Fransa Mahkemesinin Papalk Elisi Louis Bessi-eres'den bir mektup getirdi. Mektup
mtevaz, saygl ve tehditkrd. Olduka engin bilgi sahibi gen kei Peder Jerome'un Berat
kaytlarn incelemesine izin vermesini istiyordu. "Hem putperest ve hem de Hristi-yanlara ait
el yazmalarna kar byk sevgi beslediiniz tarafmzdan ok iyi biliniyor," diyordu Kardinal
Ba Piskopos zarif Latincesiyle. "Bu yzden sa ve O'nun krallnn srmesi adna, Peder
Jerome'un belgelerinizi incelemesine izin verin." Buraya kadar iyiydi, nk Berat Kontu
gerekten bir ktphaneye ve Hristiyanln btn gneyindeki olmasa bile, Gas-konya'daki en
geni kapsaml el yazmas koleksiyonuna sahipti, ama mektubun aka belirtmedii ey
Kardinal Ba Piskoposun kalenin belgeleriyle neden bu kadar ilgilendiiydi. Putperest
almalarna gelince bu bir tehditti. Eer ricasn reddederse, Kardinal Ba Piskopos diyordu ki,
Dominiklerin kutsal kpeklerini ve Engizisyon yelerini zerine salacan ve onlar putperest
almalarnn sapknl cesaretlendirdiini bulacaklar. Sonra mahkemeler ve insan yakmalar
balayacakt. Bunlarn hibiri Kontu direkt olarak etkilemezdi, ama ruhunun lanetlenmemesi
iin bol bol kefaret demesi gerekecekti. Kilisenin paraya kar doymak bilmez bir itah vard
ve Berat Kontunun zengin olduunu herkes biliyordu. Bu yzden Kont, Kardinal Ba Piskoposu
gcendirmek istemiyordu, ama bu nemli adamn neden birdenbire Berat'la ilgilenmeye
baladn da bilmiyordu.
47
BERNARD CORNWELL
Bu yzden, Kont, Berat kasabasnn ba keii Peder Roubert'i kalenin byk salonuna
ard. Buras uzun zaman nce ziyafet salonu olma zelliini yitirmiti. Artk duvarlarnda,
eski belgelerin zerinde rd ve deerli el yazmalarnn yal deriye sarld raflar
sralanyordu.
Peder Roubert yalnzca otuz iki yandayd. Kasabada deri tabaklayan bir adamn oluydu ve
Kontun hamilii sayesinde kilisede bymt. ok uzun boylu, hain grnlyd. Siyah
salar o kadar ksa kesilmiti ki Konta, zrhlarn zrhlar parlatmak iin kullandklar srt kll
fralar hatrlatyordu. Bu gzel sabahta Peder Roubert de fkeliydi. "Yarn Castillion d'Arbizon'da iim var," dedi. "Kasabaya gn nda varmak istiyorsam bir saat iinde yola kmam
gerekiyor."
Kont, Peder Roubert'in sesindeki kabala aldrmad. Dominik keii, Konta kendi eitiymi
gibi davranmaktan holanyordu, bu Kontun ho grd bir kstahlkt, nk kendisini
elendiriyordu. "Castillon d'Arbizon'da iin mi var?" diye sordu, sonra hatrlad. "Elbette var.
Bir Beghard' yakacaksn, deil mi?"

"Yarn sabah."
"Sen olsan da olmasan da yanacak, peder," dedi Kont. "Ve sen bu sevinci yaamak iin
orada olsan da olmasan da eytan ruhunu alacak." Keie bakt. 'Yoksa kadnn yann
seyretmek mi istiyorsun?"
"Bu benim grevim," dedi Peder Roubert kat bir ekilde.
"Ah, evet, grevin. Elbette. Grevin." Kont masadaki satran tahtasna kalarn atarak
bakt, piyadeyi ne mi karsa, fili geri mi alsa karar veremedi. Ksa boylu,
48
HERETIK
tombul bir adamd, yuvarlak bir yz ve ksa sakallar vard. Alkanl olduu zere kel
kafasna ynl bir balk takyor, krkl kaftann yazn bile nadiren karyordu. Parmaklar
srekli olarak mrekkep lekeliydi, bu yzden byk bir blgenin idarecisi olmaktan ok telal
bir ktibi andryordu. "Ama bana kar da bir grevin var, Roubert," diye azarlad keii. "O da
bu." Kardinal Ba Piskoposun mektubunu uzatp keiin uzun belgeyi okumasn seyretti.
"Gzel bir Latinceyle yazm, deil mi?" diye sordu Kont.
"yi eitim grm bir sekreteri var," dedi Peder Roubert ksaca, sonra belgenin gerek olup
olmadn anlamak iin mhr inceledi. "Kardinal Bessieres'in Kutsal Pederin olas halefi
olduu syleniyor."
"Yani kzdrlmamas gereken bir adam?"
"Hibir kilise grevlisi kzdrlmamaldr," diye karlk verdi Peder Roubert kat bir ekilde.
"zellikle de Papa olabilecek birini," dedi Kont. "Peki, ama ne istiyor benden?"
Peder Roubert, boynuzdan yaplma izik iindeki pencere pervazlarn destekleyen kurun
kafeslere gitti. Buradan ieri dank bir k giriyordu, ama yamuru, kular ve souk k
rzgrlarnn bir ksmn darda tutuyordu. Kafesi erevesinden kaldrp havay iine ekti.
Kalenin bu yksekliinde hava aadaki lam kokusundan mkemmel ekilde arnmt.
Sonbahard ve havada belli belirsiz ezilmi zm kokusu vard. Roubert bu kokuyu seviyordu.
Konta dnd. "Kei burada m?"
"Konuk odasnda," dedi Kont. "Dinleniyor. Gen ve ok endieli. Bana gerei gibi selam
verdi, ama Kardinalin ne istediini sylemeyi reddetti."
49
BERNARD CORNWELL
Bahedeki byk grlt Peder Roubert'in yeniden pencereden dar bakmasna neden oldu.
Kalenin on iki metre yukarsnda, duvarlar neredeyse bir buuk metre geniliinde olduu iin
ne doru iyice eilmesi gerekiyordu. Zrhlar iindeki bir atl, bahedeki hedefe hcum etmi,
mzra tahta kalkana o kadar sert bir ekilde arpmt ki btn aygt yere devrilmiti.
"Yeenin oyun oynuyor," dedi pencereden uzaklarken.
'Yeenim ve arkada talim yapyor," diye keii dzeltti Kont.
"Ruhuna baksa daha iyi olur," dedi Peder Roubert, huysuz bir sesle.
"Onun ruhu yok, o bir asker."
"Turnuva askeri," dedi kei, kmseyerek.
Kont omuz silkti. "Zengin olmak yeterli deil, peder. Bir adamn ayn zamanda gl olmas
gerekir ve Jos-celyn benim gl silahm." Kont bunu ikna edici bir ekilde sylemiti,
yeeninin Berat iin en iyi vris olduundan emin deildi, ne yazk ki Kontun olu olmad iin
tmarn yeenlerinden birine gemesi gerekiyordu ve Joscelyn byk olaslkla kt ocuklarn
en iyisiydi. Bu da bir vris sahibi olmay daha da nemli hale getiriyordu. "Buraya gelmeni rica
ettim," derken "emrettim" yerine "rica ettim" szcn kullanmt, "nk Yce Kardinalin
neyle ilgilendiine dair bir fikrin olabilir."
Kei Kardinalin mektubuna tekrar bakt. "Belgeler," dedi.
"Bu szck benim de dikkatimi ekti," dedi Kont. Ak pencereden uzaklat. "Cereyan
yapyorsun, peder."
Peder Roubert boynuzdan yaplma kafesi isteksizce yerine koydu. Kei, kontun okuduu
kitaplardan re50

HERETIK
mek iin scak kalmas gerektii karmn yaptn biliyordu ve souk kuzey lkelerindeki
insanlarn remeyi nasl becerdiklerini merak ediyordu. "Demek Kardinal kitaplarnla
ilgilenmiyor," dedi Dominik keii. "Yalnzca ilin kaytlaryla ilgileniyor."
"yle grnyor. ki yz yllk vergi kaytlar m?" Kont gld. "Peder Jerome bunlar deifre
etmekten ok holanacaktr."
Kei bir sre hibir ey sylemedi. Kontun yeeni ve kafadarlar bahede altrma yaparken
kan kl sesleri kalenin perde duvarnda yanklanyordu. Lord Joscelyn buray miras olarak
alsn, btn kitaplar ve parmenler atee atlr, diye dnd kei. Dars souk
olmamasna ramen byk bir atein yand mineye yaklap ertesi sabah Castillon
d'Arbizon'da yaklacak olan kz dnd. Kz bir sapknd, iren bir yaratk, eytann
oyunca. tirafn almak iin ona ikence yaparken kzn ektii acy hatrlad. Onun yandn
grmek, cehennemin kaplarna yaklatn gsterecek lklarn duymak istiyordu. Bu
yzden Konta ne kadar abuk cevap verirse oradan o kadar abuk ayrlabilirdi.
"nemli bir ey saklyorsun, Roubert," dedi Kont, kei konumadan nce.
Kei bu basit ilk adyla arlmaktan nefret ediyordu. Bu, Kontun kendisini ocukken
tandn ve byrken onu finanse ettiini hatrlatyordu. "Hibir ey saklamyorum," diye itiraz
etti.
"O halde neden Kardinalin Berat'a bir kei gnderdiini syle bana."
Kei ateten yzn evirdi. "Astarac ilinin artk senin blgenin bir paras olduunu
hatrlatmam gerekiyor mu?"
51
BERNARD CORNWELL
Kont, Peder Roubert'e bakt, sonra keiin ne demek istediini anlad. "Oh sevgili Tanrm,
hayr," dedi. Ha karp koltuuna dnd. Satran tahtasna bakp ynl balnn altnda
minik bir yeri kad, sonra tekrar keie dnd. "Yine o eski hikye mi?"
"Baz sylentiler var," dedi Peder Roubert kibirli bir ekilde. "Bizim snfmzn bir yesi vard,
iyi bir adam, ad Bernard de Taillebourg. Bu yl Britanya'da ld. Bir eylerin peindeydi, bize
ne olduu hi sylenmedi, ama sylentiye gre Vexille ailesiyle ortak bir davayla
ilgileniyormu."
"Sevgili Yce sa," dedi Kont."Neden bunu bana daha nce sylemedin?"
"Seni tavernalarda konuulan btn bo hikyelerle rahatsz etmemi ister misin?" diye
karlk verdi Peder Roubert.
Kont cevap vermedi. Vexilleleri dnyordu. Asta-rac'n Yal Kontlarn. Bir zamanlar ok
glydler, byk arazilerin byk kontlar, ama aile Katar sapknlna karmt ve Kilise bu
belay yakarak araziden temizledii zaman Vexille ailesi son dayanak noktas olan Astarac
kalesine kam ve orada da yenilmiti. ou ldrlmt, ama bazlar Kontun bildii
kadaryla ngiltere kadar uzaa kamay baarmt. Bu arada kuzgunlarn ve tilkilerin evi
haline gelen mahvolmu Astarac, Berat derebeylii tarafndan yutulmu, mahvolmu kalesi
kalc bir hikyenin kahraman haline gelmiti. Buna gre, yenilen Vexilleler bir zamanlar
Katarlarn efsanevi hazinelerine sahipti ve o hazinelerden biri de Kutsal Kse'nin kendisiydi.
Peder Ro-ubert'in bu yeni hikyeden sz etmemesinin nedeni el52

HERETIK
bette ki Kutsal Kse'yi bakasndan nce bulmak istemesiydi. Eh, Kont onu affederdi. Geni
odann karsna bakt. "Demek Kardinal Ba Piskopos, o eyler arasnda Kutsal Kse'nin de
bulunacana inanyor?" Kitaplarn ve belgelerini iaret etti.
"Louis Bessieres agzl, iddet dkn ve hrsl bir adamdr," dedi kei. "Kutsal Kse'yi
bulmak iin dnyann altn stne getirir."
Kont bunu ve hayatnn rntsn anlyordu. "Bir hikye vard, deil mi?" diye sesli
dnd. "Kutsal Kse'yi elinde tutann Kse'yi Tanrya geri verene kadar lanetlenecei
eklinde bir hikye?"
"Hikyeler," dedi Peder Roubert alayc bir ekilde.
"Eer Kutsal Kse buradaysa, peder, gizli bile olsa sahibi benim demektir."
"Eer," dedi Dominik kei yine alayc bir ekilde.
"Ve bu yzden Tanr beni lanetledi," dedi Kont hayretle. "nk bilmeden bu Hazine benim
elimdeydi ve ona hi deer vermedim." Ban iki yana sallad. "Olunun ksesini ondan
esirgediim iin o da benden bir olu mu esirgedi?" Gen keie artc derecede hain bir
ekilde bakt. "Bu Kse gerekten var m, peder?"
Peder Roubert tereddt etti, sonra isteksizce ban ne arkaya sallad. "Mmkndr."
"O halde keie aramas iin izin versek iyi olur," dedi Kont. "Ama arad eyi ondan nce
biz bulmalyz. Sen belgeleri incele, Peder Roubert ve Peder Jerome'e yalnzca hazinelerden,
kutsal emanetlerden veya Kutsal Kse'lerden bahsetmeyen kaytlar ver. Anladn m?"
"Bu grevi yerine getirmek iin naibimin iznini arayacam," diye cevap verdi Peder Roubert
kaskat bir ekilde.
53
BERNARD CORNWELL
"Kutsal Kse'den baka bir ey aramayacaksn!" Kont koltuunun koluna bir aplak indirdi.
"Hemen balyorsun, Roubert ve o raflardaki btn parmenleri okumadan ii
brakmayacaksn. Yoksa anneni ve kardelerini evlerinden karmam m tercih edersin?"
Peder Roubert gururlu bir adamd ve kendini zor tutuyordu, ama aptal da deildi, bu yzden
biraz durakladktan sonra bayla selam verdi. "Belgeleri aratracam, Lordum," dedi
mtevaz bir ekilde.
"Hemen bala," diye srar etti Kont.
"Evet, Lordum," dedi Peder Roubert. Kzn yann gremeyecei iin iini ekti.
"Ben de sana yardm edeceim," dedi Kont hevesli bir ekilde. nk hibir Kardinal
dnyadaki ya da cennetteki en kutsal hazineyi Berat'tan gtremeyecek-ti. Onu nce Kont
bulacakt.
Dominik kei, Castillon d'Arbizon'a sonbahar alacakaranlnda, muhafz tam bat kapsn
kapatrken vard. Bitmekte olan yln ilk dondurucu gecesi olaca belli olan gecede kasabann
muhafzn stmak iin kapnn kemerinin i ksmndaki byk mangalda byk bir ate
yaklmt. Kasabann yar onarlm surlarnda ve Castillon d'Arbizon'un dik tepesini talandran
yksek kalenin kulesinde yarasalar uuuyordu.
"Tanr seninle olsun," dedi nbetilerden biri, uzun boylu keii ieri almak iin duraklayarak.
Ama beki ana dili olan Occitan dilinde konuuyordu ve kei bu dili bilmiyordu, bu yzden
belli belirsiz glmseyerek
54
HERETIK
ha kard, siyah eteklerini toparlayp kasabann ana caddesinden kaleye doru yrmeye
balad. Gnlk ilerini bitiren kzlar sokaklarda dolayordu. Hafife topallamasna ramen
yakkl bir adam olduu iin keie bakp kkrdayorlard. Keiin dank siyah salar, gl,
uzun bir yz ve koyu renk gzleri vard. Bir tavernann kapsnda dikilen fahie ona
seslenerek sokaa yerletirilmi bir masada iki ien adamlar kahkahalarla gldrd. Bir
kasap tahta bakrala dkknn nn ykad, bylece sulanan kan, keiin ilerisindeki oluktan
akp gitti. st kat penceresinde bir direkte amarlarn kurutan kadn komusuna hakaretler
yadryordu. Yolun sonundaki bat kaps hzla kapand, srgs tok bir sesle yerine geti.

Kei bunlarn hibirine aldrmyordu. O yalnzca St. Sardos kilisesinin kale burcunun dibine
kurulduu yere trmanmaya devam etti. Kilisenin iine girince sunan basamanda durup ha
kard, sonra yzkoyun yere kapand. St. Agnes sunann yan tarafnda dua eden siyah
giysili bir kadn, keiin uursuz varlndan rahatsz olarak hzla ha karp kiliseden aceleyle
kat. st basamakta yzkoyun yatan kei yalnzca bekledi.
Castillon d'Arbizon'un gri ve krmz niformasn giymi olan kasabann stavuu keiin
tepeye trmann seyretmiti. Dominik keiin gen ve gl, cppesinin eski ve yamal
olduunu fark etmiti. Bu yzden stavu kasabann konsoloslarndan birini bulmaya gitmiti.
Bu subay kenarlar krkl apkasn bana oturtmaya alrken stavua, kendisi Peder
Medous'u ve rahibin iki kitabndan birini getirirken silah55
BEENARD CORNWELL
l iki adam daha getirmesini istemiti. Grup kilisenin dnda toplanm ve konsolos idam
seyretmeye gelen merakl halka geri ekilmelerini emretmiti. "Grecek bir ey yok," demiti
igzar bir ekilde.
Ama vard. Bir yabanc Castillon d'Arbizon'a gelmiti ve btn yabanclar phe sebebiydi.
Bu yzden kalabalk orada kalmaya devam edip konsolosun kenarlar tavan krkyle kapl, gri
ve krmz renkli resmi cppesini giymesini seyretti. Konsolos stavua kilisenin kapsn
amalarn emretti.
nsanlar ne bekliyordu? St. Sardos'tan bir eytann dar frlamasn m? Siyah kanatlar
atrdayarak yanan ve atall kuyruunun gerisinde bir duman brakan bir yaratk grmeyi mi?
Rahip, konsolos ve stavularn ikisi ieri girerken, asasnda, bir avdar demeti tayan kartal
eklindeki Castillon d'Arbizon armas bulunan nc stavu kapy tutuyordu. Kalabalk
beklemeye devam ediyordu. Kiliseden kaan kadn keiin dua ettiini sylyordu. "Ama kt
grnyordu," diye ekledi. "eytana benziyordu." Hemen bir kez daha ha kard.
Rahip, konsolos ve iki muhafz kiliseye girdiinde kei hl sunan nnde kollarn iki yana
am, bir ha gibi yatyordu. Kilisenin dzgn olmayan talarnda yanklanan izme seslerini
duymu olmalyd, ama ne kprdyor ne de konuuyordu.
"Paire?" diye sordu Castillon d'Arbizon rahibi endieli bir ekilde. Occitan dilinde
konuuyordu. Kei cevap vermedi. "Peder?" diye bu kez Franszca denedi rahip.
"Dominik keii misiniz?" Konsolos, Peder Medous'un tedbirli yaklamna bir cevap
bekleyemeyecek
56
HERETIK
kadar sabrszd. "Bana cevap ver!" O da Franszca ve Castillon d'Arbizon'un nde gelen bir
vatandana uy-gun ekilde hain konuuyordu. "Dominik misin?"
Kei bir dakika daha dua etti, ellerini bann stnde birletirip bir an iin durdu, sonra
ayaa kalkp drt adama dnd.
"Uzun yoldan geliyorum," dedi buyurgan bir ekilde. "Yatak, yiyecek ve araba ihtiyacm
var."
Konsolos sorusunu yineledi. "Dominik rahibi misin?"
"St. Dominic'in kutsal yolunu izliyorum," diye dorulad kei. "arabn iyi olmas gerekmez,
yiyecek yoksul halknzn yediinden, yatak da hasrdan olabilir."
Konsolos tereddt etti, nk kei uzun boylu, belli ki gl ve biraz da rktcyd, ama
zengin bir adam olan ve Castillon d'Arbizon'da gerei gibi sayg gren konsolos omuzlarn
dikletirdi. "Kei olmak iin fazla gensin," dedi sularcasna.
"Gen adamlarn kl yerine ha takip etmesi Tanrnn bir ltf," dedi Dominik hafife
alrcasma. "Ahrda uyuyabilirim."
"Adn ne?" diye sordu konsolos.
"Thomas."
"Bir ngiliz ad!" Konsolosun sesinde bir tela vard ve iki stavu uzun asalarn kaldrarak
karlk verdiler.
"Eer onu tercih ederseniz Thomas,'" dedi kei, iki stavuun tehditkr bir ekilde stne
gelmesine aldrmyor grnerek. "Bu benim vaftiz adm," diye aklad. "Tanrmzn ilhiliinden

kuku duyan o zavall havarinin ad. Eer sizin byle kukularnz yoksa sizi kskanyor ve bana
da byle bir eminlik vermesi iin Tanrya dua ediyorum."
57
BERNARD CORNWELL
"Fransz msn?" diye sordu konsolos.
"Norman'n," dedi kei, sonra ban sallad. "Evet, Fransz'm." Rahibe bakt. "Franszca
biliyor musunuz?"
"Biliyorum." Rahibin sesi endieli kyordu. "Biraz. Azck."
"O halde bu gece sizin evinizde yemek yiyebilir miyim, peder?"
Konsolos, Peder Medous'un cevap vermesine izin vermedi. Rahibe kitab keie vermesini
iaret etti. Bu, sayfalar kurtlar tarafndan yenmi, siyah kapakl bir kitapt.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye sordu kei.
"Kitab okuman." Konsolos keiin ellerinin yaral ve parmaklarnn hafife arpk olduunu
fark etmiti. Bir rahipten ok askere uyan bir hasar bu, diye dnd. "Oku bana!" diye srar
etti konsolos.
"Kendiniz okuyamyor musunuz?" diye sordu kei alayc bir ekilde.
"Benim okuyup okuyamamam seni ilgilendirmez. Ama senin okuyup okuyamaman bizi
ilgilendirir, gen adam, nk rahip deilsen okuyamazsn. Bu yzden oku bakalm."
Kei omuz silkti, rasgele bir sayfa evirip duraklad. Duraklamayla rahibin pheleri artt,
avular armak iin elini kaldrd, ama Dominik keii birden okumaya balad. Gzel bir
sesi vard, kendine gvenli ve gl. Latince szckler kilisenin boyal duvarlarndan
yanklanrken melodi gibi kyordu. Bir dakika sonra konsolos elini kaldrp keii susturdu,
aknlkla Peder Medous'a bakt. "Ne diyorsun?"
58
HERETIK
"yi okuyor," dedi Peder Medous zayf bir sesle. Rahibin kendi Latincesi ok iyi deildi ve
yanklanan szlerin tamamn anlamadn itiraf etmek istemiyordu, ama Dominik keiin
okuyabildiinden emindi.
"Bunun ne kitab olduunu biliyor musun?" diye sordu konsolos.
"Sanrm St. Gregory'nin hayat. Hi kukusuz sizin de anladnz gibi," sesinde bir alay
vard, "bu blm Tanrlarna itaatsizlik edenlerin bana bela olan salgn hastalklar anlatyor."
Kitabn gevek kapan kapatp rahibe uzatt. "Kitab Flores Sanctorum olarak tanyor
olabilirsiniz."
"Gerekten." Rahip kitab alp konsolosa ba sallad.
O hl tam olarak emin deildi. "Ellerin," dedi. "Nasl yaraland? YA burnun? Krld m?"
"ocukken," dedi kei ellerini uzatp, "srlarla uyuyordum. Bir kz stmden geti.
Burnum da annem kafama bir tavayla vurunca krld."
Konsolos bu ocukluk kazalarn anlayp ban sallarken gzle grlr ekilde rahatlamt.
"Ziyaretiler konusunda dikkatli olmamz gerektiini anlyorsundur."
"Tanrnn rahiplerine kar da m tedbir?" diye sordu Dominik ineli bir ekilde.
"Emin olmamz gerekiyor," diye aklad konsolos. "Auch'dan ngilizlerin katn syleyen
bir mesaj geldi, ama kimse nereye olduunu bilmiyor."
"Bir atekes var," dedi kei.
"ngilizler ne zaman bir atekese uydular?" diye karlk verdi konsolos.
"Gerekten ngilizler olsaydlar," dedi Dominik keii kmseyerek. "Bugnlerde btn
haydut gruplar59
BERNARD CORNWELL
na ngiliz deniyor. Adamlarnz var," Franszca konumalarnn tek kelimesini bile anlamayan
avular iaret etti. "Kiliseleriniz ve rahipleriniz var, neden haydutlardan korkuyorsunuz ki?"
"Haydutlar ngiliz," diye srar etti konsolos. "Sava yaylar tayorlar."
"Bu, benim uzun yoldan geldiim, a, susam ve yorgun olduum gereini deitirmiyor."

"Peder Medous seninle ilgilenecek," dedi konsolos. avulara iaret edip kilisenin
koridorundan geti, dardaki kk meydana kt. "Endielenecek bir ey yok!" diye duyurdu
kalabala. "Ziyaretimiz bir kei. Tanrnn adam."
Kk kalabalk dald. Castillon d'Arbizon'a Tanrnn bir adam gelmiti ve kk kasabada
bar hkm sryordu.
Tanrnn adam bir tabak lahana, fasulye ve salamura domuz pastrmas yedi. Peder
Medous'a spanya'daki Santiago de Compostela'ya ha yolculuu yaptn, St. James'in
mezarnda dua ettiini, imdi de stlerinden yeni emirler almak zere Avignon'a yrdn
syledi. ngiliz ya da baka trl bir aknc grmemiti.
"Yllardr hi ngiliz grmedik," dedi Peder Medous, szn ettii eytan karmak iin telala
ha kararak. "Ama buray ynetmelerinin stnden ok uzun zaman gemedi." Yemeini
yiyen kei ilgileniyor gibi grnmyordu. "Onlara vergilerimizi dedik," diye
60
HERETIK
devam etti Peder Medous. "Ama sonra gittiler ve biz imdi Berat Kontuna aitiz."
"Dindar bir adamdr herhalde?" diye sordu Thomas.
"ok dindar," diye dorulad Peder Medous. "Kilisesinde Bethlehem'deki yemlikten gelen
saman saklyor. Grmek isterdim."
"Kalesini koruyan adamlar var m?" diye sordu, bebek sa'nn yata gibi daha ilgin bir
konuya aldrmayarak.
"Var," dedi Peder Medous.
"Garnizonu Byk Ayin'e katlyor mu?"
Peder Medous duraklad, belli ki yalan sylemek istiyordu, sonra yar geree raz oldu.
"Bazlar."
Kei tahta kan brakp rahatsz olan rahibe hain bir ekilde bakt. "Ka kiiler? Ve ka
Ayine katlyor?"
Peder Medous endieli grnyordu. Dominik keileri geldiinde btn rahipler
endielenirdi, nk keiler sapknla kar savata Tanrnn acmasz savalaryd ve eer
bu uzun boylu gen adam Castillon d'Arbizon halknn dindar olmadn rapor ederse kasabaya
Engizisyonu ve ikence aletlerini getirirdi. Garnizonda on kii var. Ve hepsi iyi Hristiyanlardr.
Btn halkm gibi."
Kei Thomas pheli grnyordu. "Hepsi mi?"
"Ellerinden geleni yapyorlar," dedi Peder Medous sadk bir ekilde. "Ama..." Tekrar
duraklad, belli ki bir ilve yapacak olmasna piman olutu. Teredddn gizlemek iin kk
atee gidip bir odun daha att. Rzgr bacada uulduyor, kk odaya duman geri
gnderiyordu. "Kuzey rzgr," dedi Peder Medous.
61
BERNARD CORNWELL
"Sonbaharn ilk souk gecesini getiriyor. K fazla uzak deil, deil mi?"
"Ama?" Kei tereddd fark etmiti.
Peder Medous otururken iini ekti. "Bir kz var. Bir sapk. Castillon d'Arbizon'dan deil,
Tanrya kr, ama babas lnce burada kald. Bir Beghard."
"Beghard'larn bu kadar gneyde bulunduunu bilmiyordum," dedi kei. Beghardlar
dilenciydi, ama tacizci, yapkan insanlardan deil. Onlar kiliseyi reddeden sapknlard. alma
ihtiyacn reddediyor, her eyin Tanrdan geldiini ve bu yzden her eyin insanlar iin bedava
olmas gerektiini iddia ediyorlard. Kilise kendisini bu tr dehetlerden korumak iin
Beghardla-r bulduu yerde yakyordu.
"Yollarda babo dolayorlar," dedi Peder Medous. "O da buraya geldi, ama onu piskoposun
sarayna gnderdik ve sulu bulundu. imdi buraya geri dnd."
"Buraya geri mi dnd?" Kei ok olmu gibiydi.
"Yaklmak iin," dedi Peder Medous aceleyle. 'Yetkililer tarafndan yaklmas iin geri
gnderildi. Piskopos insanlarn onun yandn grmelerini, bylece ktln aralarndan
gittiini bilmelerini istiyor."
Kei Thomas kalarn att. "Bu Beghard'n sapklktan sulu bulunduunu, ldrlmek
zere buraya gnderildiini, ama hl hayatta olduunu sylyorsunuz. Neden?"

'Yarn yaklacak," dedi rahip, yine telal bir ekilde. "Peder Roubert'in burada olmasn
bekliyordum. O da sizin gibi Dominik keii ve kzn sapk olduuna o karar verdi. Belki
hastadr. Bana atein nasl hazrlanmas gerektiini anlatan bir mektup gnderdi."
62
HERETIK
Kei Thomas kmsercesine bakyordu. "Btn gereken bir odun yn, kazk, ra ve
sapk. Baka ne isteyebilirsiniz ki?"
"Peder Roubert al rp kullanmamz ve dik konmalar gerektiini syledi." Rahip
parmaklarn kukonmaz ubuklar gibi birletirdi. "ubuk ynlar, diye yazm bana ve hepsi
gkyzn iaret edecekmi. Dz olmayacaklarm. Bu konuyu ok vurgulam."
Kei Thomas durumu anlarken glmsedi. "Bylece ate parlak yanacak, ama hararetli
olmayacak, ha? Kz yava yava lecek."
"Tanrnn istei byle," dedi Peder Medous.
"Yava yava ve byk ac iinde," dedi kei, szcklerin tadn kararak. "Bu gerekten
Tanrnn sapklar iin istedii eydir."
"Ben de atei onun istedii gibi hazrladm," diye ekledi Peder Medous zayf bir ekilde.
"Gzel. Kz daha iyisini hak etmiyor." Kei taban bir lokma esmer ekmekle syrd.
"lmn zevkle seyredip yoluma gideceim." Ha kard. "Bu yemek iin size teekkr
ederim."
Peder Medous yanna birka battaniye yd mineyi iaret etti."Burada uyuyabilirsiniz."
"Uyuyacam, Peder," dedi kei. "nce St. Sardos'ta dua edeceim. Ayrca onun adn
duymamtm. Bana kim olduunu anlatr msnz?"
"Bir kei oban," dedi Peder Medous. Sardos diye birinin var olduundan bile emin deildi,
ama yerli halk olduunu iddia ediyordu ve o her zaman onlara sayg gsteriyordu. "imdi
kasabann durduu tepede Tanrnn kuzusunu grm. Bir kurt kuzuyu tehdit ediyor63
BERNARD CORNWELL
mu. Kuzuyu kurttan kurtarm ve Tanr onu altn y-nyla dllendirmi."
"Doru ve yerinde bir hareket," dedi kei, sonra ayaa kalkt. "Siz de benimle gelip kutsal
Sardos'a dua edecek misiniz?"
Peder Medous esnemesini bastrd. "sterim," dedi isteksizce.
"Israr etmeyeceim," dedi kei cmert bir ekilde. "Kapy aralk brakr msnz?"
"Kapm her zaman aktr," dedi rahip. Rahatsz edici misafiri, kap eiinden geip karanla
karrken byk bir rahatlama hissetti.
Peder Medous'un khyas mutfak kapsndan glmseyerek bakyordu. "Bir kei iin ok
yakkl."
"Evet, yle."
"O halde ben mutfakta uyusam iyi olur," dedi khya. "nk bir Dominik keiinin gece
yars seni bacaklarmn arasnda bulmasn istemezsin, ikimizi de Beghard'la. birlikte yakar."
Bir kahkaha atp masay temizlemeye devam etti.
Kei kiliseye gitmedi. Tepeden birka adm inip en yakn tavernaya gitti, kapsn at.
Kalabalk oda keiin glmsemeyen yzne bakarken ierideki grlt yava yava azald.
Sessizlik olunca kei, bu cmble dehete dm gibi rperdi, sonra sokaa kp kapy
kapatt. Tavernann iinde bir an sessizlik oldu, sonra adamlar kahkaha att. Bazlar gen
rahibin fahie aradn dnd, dierleri rahibin yanl kapy atn tahmin etti, ama bir iki
dakika, iinde hepsi onu unuttu.
Kei topallayarak St. Sardos kilisesinin bulunduu tepeyi trmand, kei obannn kutsal
yerine girmek ye64
HERETIK
rine bir payandann siyah glgesinde durdu. Grnmez ve sessiz bir ekilde bekleyip, Castillon
d'Arbizon gecesinden gelen birka sesi dinledi. Tavernadan ark ve kahkaha sesleri geliyordu,
ama kei, daha ok, kilisenin hemen arkasndaki kalenin daha gl surlaryla birleen kasaba
duvarnda dolaan bekiyle ilgileniyordu. Admlar kendisine doru geldi, duvarn birka adm

tesinde durdu, sonra geri dnd. Kei bin adm sayd, nbeti hl geri dnmemiti. Bu kez
Latince olarak tekrar saymaya balad, yukarda sessizlikten baka bir ey duymaynca duvara
giden tahta basamaklar trmand. Basamaklar arlnn altnda atrdad, ama seslenen kimse
olmad. Duvarn stne ktktan sonra yksek kale kulesinin arkasna meldi, siyah cppesi
klen ayn ndaki glgelerin iinde grnmezdi. Tepeyi takip eden duvarn bat kapsna
dnen noktasna kadar bakt. Mangaln hararetli bir ekilde yand bat kapsnda lo, krmz
bir k vard. Grnte bir nbeti yoktu. Kei adamlarn kapda snyor olduklarn dnd.
Ban kaldrp bakt, ama kulenin surlarnda kimseyi grmedi. Yar aydnlk ok yarklarnda da
bir hareket yoktu. Kalabalk tavernann iinde niformal adam grmt ve grmedii
bakalar da olabilirdi. Garnizonun ya itiini ya da uyuduunu dnyordu, bu yzden siyah
eteklerini kaldrp beline bal kordonu zd. Kordon tutkalla sertleti-rilen kenevirden
yaplmt, korkun ngiliz yaylarn glendiren trde kordonlardand bu. Yeterince uzun
olduu iin duvarn mazgallarndan birine balayp yere kadar sarktt. Bir an orada durup,
aaya bakt. Kasaba ve kale, etrafndan nehrin dolat dik bir kayaln stne kurulmutu,
bendin stnde tslayan suyun sesi65
BERNARD CORNWELL
ni duyabiliyordu. Sudan yansyan ayn hafif bir parltsn grebiliyordu, ama baka hibir ey
grnmyordu. Rzgr onu drtyor, donduruyordu. Ay nn glgesine geri ekilip baln
yzne doru ekti.
Nbeti tekrar grnd, ama duvarn ancak yarsna kadar yryp duraklad, bir an iin
korkuluk duvarna dayand, sonra kapya doru geri dnd. Bir dakika sonra yumuak bir slk
sesi duyuldu, bir kuun arks gibi gcrtl ve notaszd. Kei kordona gidip yukar kaldrd. Bu
kez zerine bir ip dmlenmiti. Onu mazgallara balad. "Gvenli," diye seslendi yumuak
bir ngilizceyle. pe trmanan adamn izmelerinin duvarda kard srtnme sesine yzn
buruturdu.
Adam, homurdanarak surlara trmand, klcnn kn taa arpnca grltl bir ses kt, ama
adam az sonra keiin yanna melmiti. "te." Keie ngiliz sava yayn ve bir torba ok
verdi. imdi bir baka adam trmanyordu. Srtnda bir sava yay, belinde bir ok torbas
aslyd. lk adamdan daha evikti ve bur duvarn geerken hi ses karmad. Derken nc
adam da gelip iki adamn yanna meldi.
"Nasld?" diye sordu ilk adam keie.
"Korkutucu."
"Senden phelenmediler mi?"
"Rahip olduumu kantlamam iin Latince okuttular."
"Ne salaklar, deil mi?" dedi adam. sko aksan vard. "Peki, imdi srada ne var?"
"Kale."
"Tanr bize yardm etsin."
"imdiye kadar etti. Naslsn, Sam?"
"Susadm," diye cevap verdi adamlardan biri.
66
HERETIK
"Bunlar benim iin tut," dedi Thomas, Sam'e yayn ve ok torbasn vererek. Sonra
nbetinin grnrde olmamasndan memnunluk duyarak arkadan tahta basamaklardan,
kilisenin yan tarafndan kale kapsnn nndeki kk meydana giden sokaa indirdi. Sapknn
lm iin hazrlanan al rplar ay nda simsiyah grnyordu. zerinde Beghard'
belinden balayacak olan zincirin bulunduu kazk kerestelerin ortasnda ykseliyordu.
Kalenin yksek kaplar bir iftlik arabasnn avluya girmesine izin verecek kadar geniti. Ama
bir kanadna kk bir kap daha konmutu. Kei arkadalarnn ilerisine kp kk kapya
serte vurdu. Bir duraklama oldu, ardndan ayak sesleri duyuldu. Kapnn teki tarafndaki
adam bir soru sordu. Thomas cevap vermeyip vurmaya devam etti. Tavernadaki arkadalarnn
gelmesini bekleyen nbeti hibir eyden phelenmeyerek kapy amak iin iki srgy ekti.
Thomas, kemerin i tarafnda yanan iki yksek mealenin na kt. Titreen kta, bir
rahibin karanlkta Castillon d'Arbizon'a gelmesinden dolay duyduu aknl grebiliyordu.
Kei yznn ortasna ve karnna birer yumruk indirirken adam hl akn bakyordu.

Nbeti arkasndaki duvara doru dt, kei eliyle adamn azn kapatt. Sam ve dier ikisi
kapdan geip arkalarndan kilitlediler. Nbeti hl mcadele ediyordu. Thomas dizini hzla
kaldrnca adam bastrlm bir inilti koyuverdi. "Muhafz odasna bakn," diye emretti Thomas
arkadalarna.
Yayna bir ok takm olan Sam kalenin giriinden alan kapy itti. eride sadece bir nbeti
vard. Bir kese arap, iki zar ve birka tane bozuk para bulunan
67
BERNARD CORNWELL
bir masann nnde dikiliyordu. Nbeti, Sam'in yuvarlak, neeli yzne bakt, ok gsne
girip onu duvara yaslarken az hl akt. Sam ban ekerek ilerledi, adamn grtlan
keserken kan talara srad.
"lmek zorunda myd?" diye sordu Thomas, birinci nbetiyi odaya tarken.
"Bana bir garip bakyordu," dedi Sam. "Sanki bir hayalet grm gibi." Masadaki paralar
toplayp ok torbasna att. "Onu da ldreyim mi?" diye sordu, ilk nbetiyi iaret ederek.
"Hayr," dedi Thomas. "Robbie? Onu bala." "Ya ses karrsa?" diye sordu sko olan Robbie.
Thomas'n nc adam da nbeti odasna girdi. Ad Jake'ti ve a gzl sska bir adamd.
Duvardaki taze kan grnce srtt. Sam gibi o da yay ve ok torbas tayordu, belinde bir
kemeri vard. arap kesesini ald. "imdi olmaz, Jake," dedi Thomas. Gen Thomas'tan ok
daha yal ve zalim grnen sska Jake uysal bir ekilde itaat etti. Thomas nbeti odasnn
kapsna gitti. Garnizonda on adam olduunu biliyordu. Birinin ldn, birinin esir olduunu
ve en az nn hl tavernada olduunu biliyordu. Geriye be adam kalyordu. Avluya bir gz
att, ama balyalar ve flarla dolu iftlik arabasnn dnda botu. Nbeti odasnn duvarndaki
silah rafna gidip ksa bir kl seti. Kenarn kontrol edip yeterince keskin olduunu grd.
"Franszca biliyor musun?" diye sordu esir nbetiye.
Adam ban iki yana sallarken konuamayacak kadar korkmutu.
Thomas esire gz kulak olma iini Sam'e verdi. "Kale kapsna vuran olursa aldrma. Ses
karrsa," ban
68
HERETIK
esire doru evirdi. "ldr. arap ime. Uyank kal." Yayn omzuna asp, kei cppesinin
belindeki ipe iki ok soktu, sonra Jake ve Robbie'ye iaret etti. Kasa zrh cppesi giymi olan
sko klcn ekmiti. "Sessiz olun," dedi Thomas ve birlikte avluya ktlar.
Castillon d'Arbizon ok uzun zamandr huzur iindeydi. Garnizon kk ve kaytszd,
grevleri kasabaya gelen mallardan gmrk vergisi toplamak ve vergileri Lordlarnn yaad
Berat'a gtrmekti. Adamlar tembellemiti, ama kei klna giren Hooktonlu Thomas
aylardr savayordu ve igdleri, lmn her kede bekliyor olabileceini bilen bir adamn
igdleriydi. Robbie, Thomas'tan ya kk olmasna ramen savata neredeyse arkada
kadar deneyimliydi, a gzl Jake'se btn hayat boyunca bir katildi.
Aramaya kalenin yeralt odasndan baladlar. Alt zindan olan kt kokulu karanlkta ylece
bekliyordu, ama ar derecede iman bir adam ve bir o kadar etine dolgun karsn bulduklar
gardiyann odasnda mum titreiyordu. kisi de uyuyordu. Thomas adamn kan kokusunu
almas iin klcnn ucunu ensesine bastrd, sonra ifti yrtp bir zindana kilitledi. Baka
hcreden bir kz bard, ama Thomas tslayarak sessiz olmasn syledi. Kz karlnda
kfredip sustu.
Tekrar avluya ktlar. kisi olan ocuu olan hizmetkr ahrlarda uyuyorlard. Robbie ve
Jake onlar aadaki hcrelere gtrdkten sonra Thomas'a katlp kalenin kapsna giden bir
dzine geni basama trmandlar. Ardndan kulenin dner merdivenleri geldi. Thomas
hizmetkrlarn garnizondan sayldn sanmyordu ve kukusuz baka hizmetkrlar, alar ve
69
BERNARD CORNWELL
seyisler olacakt. Ama o imdilik yalnzca askerler konusunda endieleniyordu. kisini
barakalarda, battaniyelerinin altnda birer kadnla uyurken buldu. Onlar merdivenlerde
bulduu mealeyi frlatarak uyandrd. Drd de irkilerek uyand, karlarnda yayn ekmi bir

kei buldular. Bir kadn lk atmak iin nefes ald, ama yay ona doru dnp, ok tam sa
gzne nian alnca kadn ln bastrma akllln gsterdi.
"Onlar bala," dedi Thomas.
"Grtlaklarn kesmek daha kolay olur," diye neride bulundu Jake.
"Balayn," dedi Thomas tekrar. "Ve azlarn tkayn."
Bu i fazla uzun srmedi. Robbie bir battaniyeyi klcyla eritlere ayrd, Jake drdn
balad. Kadnlardan biri plakt. Jake srtarak bileklerini balad, sonra kollarnn gerilmesi
iin onu duvardaki bir kancaya kaldrd. "Gzel," dedi.
"Daha sonra," dedi Thomas. Kapda durmu dary dinliyordu. Kalede iki asker daha
olmalyd, ama hibir ey duymuyordu. Drt esir normalde kllarn ve zrhlarn asl durduu
byk metal kancalara aslmt. Drd de sessiz ve hareketsiz hale getirilince Thomas dner
merdivenlerden yukar kp yolunu kapayan byk bir kapya geldi. Jake ve Robbie de
peindeydi izmeleri ypranm ta basamaklarda hafif bir ses karyordu. Thomas onlara
sessiz olmalarn iaret etti, sonra kapy itti. Bir an iin kapnn kilitli olduunu dnd, ama
bu kez daha sert olmak zere bir kez daha itti ve kap pasl metal menteelerin stnde
korkun bir gcrt kopararak ald. Ses ly bile uyandracak kadar iddetliydi. Dehete
den Thomas duvar rtle70
HERETIK
rinin asl olduu ok yksek bir odaya bakarken buldu kendini. Menteelerin gcrts kesildi,
geride sessizlik kald. Byk minedeki ateten geriye kalanlar ierisinin bo olduunu
gsterecek kadar k yayyordu. Uzak ucunda, Castillon d'Arbizon Lordu, Berat Kontunun
kasabay ziyaret ettiinde oturduu yksek platform ve ziyafet masas bulunuyordu. Platform
u anda botu, yalnz arka tarafta, bir duvar rtsyle gizlenmi kemerli boluk vard ve
gvelerin yedii rgden titreen k grlebiliyordu.
Robbie, Thomas' geip salonun yan tarafnda, ay nn eimli bir ekilde ieri girmesine
izin veren ince yark biimindeki pencerelerin altndan emekledi. Thomas yayna bir ok takt,
ipini kulana kadar ekerken byk gcn hissetti. Robbie ona bakt, hazr olduunu grnce
ypranm rty ekmek iin klcyla uzand.
Ama klc rtye dokunamadan rt kenara savruldu ve iri yar bir adam Robbie'nin stne
atld. Adam kkreyerek ve o kadar ani ekilde gelmiti ki akna dnen sko saldrya karlk
vermek iin klcn geri ekmeye alt, ama Robbie ok yavat. Adam yumruklarn savurarak
zerine atlad. Tam o srada byk yay titredi. ki yz admlk mesafeden zrhl bir valyeyi
vuracak olan ok, adamn gs kafesinden girip onu evirdi, adam kollarn rparak kanl bir
ekilde yere dt. Robbie adamn yan yarya altnda kalmt, den klc tahta demede
tangrdyordu. Bir kadn lk atyordu. Thomas yaral adamn garnizon komutan olduuna
karar verdi ve baz sorulara cevap verecek kadar yaayp yaamayacan merak etti, ama
Robbie hanerini ekmi, saldrgannn zaten okla yara71
BERNARD CORNWELL
lanm olduundan habersiz bir ekilde ksa ban adamn iman boynuna saplyordu. Kan
tabakas karanlk, parlak demeye yaylp adam ldkten sonra bile Robbie ona vurmaya
devam ediyordu. Kadn hl baryordu. "Kes unun sesini," dedi Thomas Jake'e ve ar
cesedi sko'un stnden kaldrmaya gitti. Adamn uzun beyaz gecelii kpkrmz olmutu.
Jake kadna bir tokat att ve neyse ki ardndan sessizlik oldu.
Kalede daha fazla asker yoktu. Bir dzine hizmetkr mutfakta ve kilerde uyuyordu, ama bela
olmadlar. Adamlarn hepsi zindanlara gtrld, sonra Thomas kalenin en st duvarna
trmanp Castillon d'Arbizon'un hibir eyden kukulanmayan atlarna bakt, orada alevli bir
meale yakt. kez ileri geri sallayp uzaa, kalenin ve kasabann ina edildii dik yamacn
dibindeki allara frlatt, sonra surlarn bat kanadna, zerine bir dzine ok serdii siper
duvarna gitti. Jake de ona katld. "Sam, Sir Robbie'yle birlikte kapda," dedi Jake. Robbie
Douglas hi valye olmamt, ama iyi domutu ve bir askerdi, bu yzden Thomas'n
adamlar ona bu rtbeyi vermiti. sko'u Thomas kadar seviyorlard, Thomas bu yzden
Lorduna itaatsizlik etmi ve Rob-bie'nin de yannda gelmesine izin vermiti. Jake bur duvarna
biraz daha ok koydu. "ok kolay oldu."

"Bela beklemiyorlard," dedi Thomas. Bu tam olarak doru deildi. Kasaba ngiliz aknclarn
biliyordu, Thomas'n aknclarn, ama bir ekilde kendilerini Castillon d'Arbizon'a
gelmeyeceklerine inandrmlard. Kasaba o kadar uzun zamandr huzur iindeydi ki kasaba
halk sessiz dnemlerin sreceine ikna olmutu. Duvarlar ve nbetiler, ngilizlere kar deil,
krsal kesimi
72
HERETIK
talan eden byk haydut etelerine kar orada bulunuyordu. Uykulu bir nbeti ve yksek
duvarlar haydutlar engelleyebilirdi, ama gerek askerlere kar yetersiz kalmt. "Nehri nasl
getiniz?" diye sordu Jake'e.
"Su bendinde," dedi Jake. Alacakaranlkta kasabay kolaan etmilerdi ve Thomas derin ve
hzla akan nehri gemek iin en iyi yerin deirmendeki su bendi olduunu dnmt.
"Deirmenci?"
"rkm ve sessiz," dedi Jake.
Thomas krlan dallarn sesini, ayak hrtlarn ve kaleyle kasaba duvarnn arasndaki
blmeye bir merdiven dayanrken kan tok sesi duydu. duvarn stnden eildi. "Kapy
aabilirsin, Robbie," diye aaya seslendi. Yayna bir ok takp aaya, ay yla aydnlanan
yksek duvara bakt.
Altndaki adamlar merdivene trmanyorlard. Silahlarn ve torbalarn kaldrp siper duvarnn
stne attlar. Robbie ve Sam'in bekledii ak kapdan meale yaylyordu. Bir dakika
sonra zrhlar gecenin iinde ngrdayan bir dizi adam duvarn basamaklarndan kale kapsna
gittiler. Castillon d'Arbizon'un yeni garnizonu geliyordu.
Nbeti duvarn uzak ucunda grnd. Kaleye doru yryordu, birden adamlar duvara
trmanrken kardklar kl, yay ve eyalarn sesini duydu. Biraz daha yaklap neler olduunu
grme arzusuyla, takviye bulma arzusu arasnda skp kalmt. O byle tereddt ederken
Thomas ve Jake oklarn frlatt.
Nbeti yastkl deri yelek giymiti. Bu bir ayyan okuna kar koruma salayabilirdi, ama
oklar deri yas73
BERNARD CORNWELL
t ve gsn geti, ular srtndan kt. Geriye frlad, asas takrdayarak dt, birka kez
hava almak iin yutkundu, sonra hareketsiz kald.
"imdi ne yapyoruz?" diye sordu Jake.
"Vergi topluyor ve milletin bana bela oluyoruz."
"Ne zamana kadar?"
"Biri bizi ldrmeye gelene kadar," dedi Thomas, kuzenini dnerek.
"Ve onu ldryoruz, yle mi?" Jake a gzl olabilirdi, ama hayata kar ok dzgn bir
bak acs vard.
"Tanrnn yardmyla," dedi Thomas, kei cppesinin stnde ha kararak.
Thomas'n son adam da duvara trmannca merdiveni arkalarndan ektiler. Bir mil uzakta,
nehrin karsnda, atlara baktklar ormann iinde gizlenmi yarm dzine adam vard hl,
ama Thomas'n gcnn byk blm artk kaledeydi ve kale kaps yeniden kilitlenmiti. l
nbeti gsnde kaz tyl iki okla duvarn stnde yatyordu. Aknclar baka kimse fark
etmemiti. Castillon d'Arbizon ya sarho ya da uykudayd.
Derken lklar balad.
74
S
abah lecek olan Beghard kzn kalede tutuklu olaca Thomas'n aklna hi gelmemiti.
Kasabann kendi hapishanesi olacan dnyordu, ama belli ki kz garnizonun eline
braklmt ve kz dier hcrelere yeni hapsedilen adamlara hakaret dolu szler sylyordu.
Sesi okular ve Castillon d'Arbizon'un surlarna trmanp kaleyi alan askerleri rahatsz
ediyordu. Gardiyann ok az Franszca bilen tombul kars ngilizlerin kz vurmas iin
baryordu. "O bir Beghard," diye bard kadn. "eytanla ibirlii iinde."

Sir Guillaume kadnla ayn fikirdeydi, "Onu avluya kar," dedi Thomas'a. "Kellesini
uuraym."
"Yaklmas gerekiyor," dedi Thomas. "Kilise yle karar vermi."
"Peki, kim yakacak?"
Thomas omuz silkti. "Kasabann stavular herhalde. Belki de biz, bilmiyorum."
"Onu u anda ldrmeme izin vermiyorsan en azndan azn kapattr." Ban karp
Thomas'a uzatt. "Dilini kes."
Thomas baa aldrmad. Daha kei cppesini karacak zaman olmamt, bu yzden
eteklerini topla75
BERNARD CORNWELL
yp zindana indi. Kz Franszca olarak dier hcredeki esirlere hepsinin leceini, eytann kt
ruhlar tarafndan alnan mzik eliinde kemiklerinin stnde dans edeceini sylyordu.
Thomas mealenin titreyen kalntlaryla fenerin gaz fitilini yakt, sonra Beg-hard'n hcresine
gidip iki srgy at.
Kz srg sesi stne sustu. Ar kap alrken hcrenin uzak duvarna gitti. Thomas'n
peinden gelen Jake fenerin soluk nda kz grnce ks ks gld. "Onu senin iin
susturabilirim."
"Gidip biraz uyu Jake," dedi Thomas.
"Hayr, benim iin bir sakncas yok," diye srar etti Jake.
"Uyu!" diye parlad Thomas. Birden ok fkelenmiti, nk kz o kadar savunmasz
grnyordu ki.
Savunmaszd, nk plakt. Yeni km bir yumurta gibi plak, ok gibi ince, lmcl
derecede beyaz, pire srk-lanyla kapl, yal sal, iri gzl ve yabani. Pis samanlarn stne
oturmu, plakln gizlemek iin kollarn gsne ektii dizlerine sarmt. Cesaretinin son
kalntlarm kullanrm gibi derin bir nefes ald. "Sen ngilizsin," dedi Franszca. lklar
yznden sesi bouklamt.
"ngilizim," dedi Thomas.
"Ama bir ngiliz rahip de dierleri kadar ktdr," dedi kz sulayarak.
"Belki," diye onaylad Thomas. Feneri yere brakp ak kapnn yanma oturdu, nk
hcredeki koku dayanlmazd. "lk atmay kesmeni istiyorum, nk insanlar rahatsz
ediyor," dedi.
Kz bu szler zerine gzlerini yuvalarnda dndrd. "Yarn beni yakacaklar," dedi. "Bu
yzden aptallarn bu gece rahatsz olmas umurumda m sanyorsun?"
76
HERETIK
"Ruhuna zen gstermelisin," dedi Thomas, ama bu hararetli szleri kzdan bir tepki
grmedi. Saz fitili kt yanyor, boynuz biimi lo czaml, titreen bir sarya eviriyordu.
"Neden seni plak braktlar?" diye sordu.
"nk elbisemden bir erit koparp gardiyan bomaya kalktm." Kz bunu sakin, ama
Thomas'a meydan okurcasna kstah bir ekilde sylemiti.
Thomas, bu kadar zayf bir kzn iman gardiyana saldrn gznn nne getirince
neredeyse glyordu, ama kendi kendine engel oldu. "Adn ne?"
Kz hl kstaht. "Adm yok," dedi. "Bana sapkn deyip adm elimden aldlar. Hristiyanlktan
kovuldum. teki dnyaya giden yolun yarsndaym." Kzgnlk ifadesiyle ondan uzaa bakt.
Thomas, Robbie Douglas'n aralk kapda dikildiini grd. sko bir hayret, hatta huu
ifadesiyle kza bakyordu. Thomas kza tekrar bak-t, samanlarn ve pisliin altnda aslnda ok
gzel olduunu grd. Salar soluk altn rengiydi, cildinde iz yoktu ve yz glyd. Geni
bir aln, dolgun dudaklar ve kk avurtlar vard. arpc bir yzd bu. sko ona ylece
bakyordu ve kz bu ak baklardan rahatsz olarak dizlerini gsne doru biraz daha ekti.
"Git," dedi Thomas Robbie'ye. Thomas'a yle geliyordu ki, insanlar nasl ackyorsa bu gen
sko da yle k oluyordu. Robbie'nin yznden anlalyordu ki kzn grn onu bir
kalkana inen ekicin gcyle etkilemiti.
Robbie Thomas'n talimatn anlamam gibi bakyordu. "Sana sormak istiyordum," dedi,
sonra durdu.

"Neyi?"
"Calais'de," dedi Robbie. "Kont senden beni geride brakman m istedi?"
77
BERNARD CORNWELL
Bu artlar altnda garip bir soruydu bu, ama Tho-mas bir cevab hak ettiini dnd.
"Nereden biliyorsun?"
"O rahip syledi. Buckingham."
Thomas, Robbie'nin o rahiple neden konutuunu bile anlamamt, sonra arkadann
umutsuzca k olduu en son kzn yaknnda kalabilmek iin ylece sohbet etmeye altn
fark etti. "Robbie," dedi. "Sabah yaklacak."
Robbie huzursuzca kprdand. "Bu art deil."
"Tanr akna," diye itiraz etti Thomas. "Kilise onu sulam."
"O zaman sen neden buradasn?"
"nk burada komuta bende. nk birisinin onu susturmas gerekiyor."
"Bunu ben yapabilirim," dedi Robbie glmseyerek. Thomas cevap vermeyince glmsemesi
surat asmaya dnt. "Peki, neden beni Gaskonya'da brakmadn?"
"nk sen benim arkadamsm."
"Buckingham benim Kseyi alacam syledi," dedi Robbie. "skoya'ya gtrecekmiim."
"nce onu bulmamz gerekiyor," dedi Thomas, ama Robbie dinlemiyordu. O yalnzca kede
dertop olmu oturan kza agzl bir ekilde bakyordu. "Robbie," dedi Thomas kararl bir
ekilde. "Bu kz yaklacak."
"O halde bu gece ona ne olaca nemli deil," dedi sko cretkr bir ekilde.
Thomas fkesini bastrmaya alt. "Bizi rahat brak, Robbie."
"Ruhunun peinde misin?" diye sordu Robbie. "Yoksa etinin peinde mi?"
78
HERETIK
"Git artk buradan!" diye hrlad Thomas, amaladndan daha sert bir ekilde. Robbie irkildi,
hatta yznde kavgac bir ifade belirdi, ama sonra birka kez gzlerini krptrp oradan gitti.
Kz ngilizce konumalar anlamamt, ama Rob-bie'nin yzndeki ehveti grmt.
Thomas'a dnd. "Beni kendin iin mi istiyorsun?" diye sordu Franszca.
Thomas alayc soruya aldrmad. "Nerelisin sen?"
Kz cevap verip vermemeye karar vermeye alyormu gibi duraklad. "Picardyli."
"ok kuzeyde," dedi Thomas. "Picardyli bir kz Gas-konya'ya nasl gelir?"
Kz yine tereddt etti. Thomas onun on be ya da on alt yanda olduunu tahmin etti, bu
da onu evlilik iin ar olgun hale getiriyordu. Gzlerindeki merakl, delici bak, ruhunun
karanlk kklerini grebilecekmi gibi bir rahatszlk verdi Thomas'a. "Babam bir hokkabazd ve
alev yutard."
"yle adamlar grdm," dedi Thomas.
"O nereye isterse giderdik," dedi. "Ve panayrlarda para kazanrdk. Babam insanlar
gldrr, ben de paralar toplardm."
"Annen?"
"ld." Annesini hatrlamyormu gibi rahat bir tavrla sylemiti bunu. "Sonra da babam
ld. Alt ay nce burada. Ben de burada kaldm."
"Neden kaldn?"
Kz, sorusunun cevab ok akm da sylenmesi ge-rekmiyormu gibi alayc bir ekilde
bakt ona, ama sonra bir rahibin normal insanlarn nasl yaadn anlamadn tahmin ederek
cevap verdi. "Yollarn ne kadar
79
BERNARD CORNWELL
tehlikeli olduunu biliyor musun?" diye sordu. "Core-dorlar var."
"Coredorlar m?"
"Haydutlar," diye aklad. "Yerli halk onlara Core-dor diyor. Sonra bir o kadar kt olan
Routierler var." Routierler yollarda dank gezip kendilerine i verecek Lordlar arayan, a

kaldklarnda, ki ou zaman yleydiler, istediklerini zorla alan haydutlard. Hatta bazlar


kasabalar ele geirip fidye istiyordu. Ama Coredorlar gibi onlar da yalnz gezen bir kzn eytan
tarafndan elence olsun diye kendilerine gnderilmi bir hediye olduunu dnrlerdi. "Ne
kadar dayanrdm sence?"
"Birilerinin eliinde yolculuk yapabilirdin," dedi Thomas.
"Babam ve ben her zaman yle yapardk, ama o beni korurdu. Ya kendi bamayken?" Omuz
silkti. "Bu yzden burada kaldm. Mutfakta altm."
"Ve sapknla m dtn?"
"Siz rahipler sapknla baylyorsunuz," dedi buruk bir sesle. 'Yakmanz iin bir neden
veriyor size."
"Sulanmadan nce adn neydi?"
"Genevieve."
"Bir azizin ad m verilmi sana?"
"yle sanrm."
"Genevieve ne zaman dua etse eytan mumlarn sndrrm," dedi Thomas.
"Siz rahipler hikye dolusunuz," dedi Genevieve alayc bir ekilde. "Buna inanyor musun?
Yani eytann kiliseye gelip onun mumlarn sndrdne inanyor musun?"
80
HERETK
"Eer eytansa onu neden ldrmedi? Ne ackl bir numara. Mumlarn sndrmek!
Yapabildii tek ey buysa eytan olamaz."
Thomas onun alaylarna aldrmad. "Bana Beghard olduunu sylediler."
"Beghard'larla karlatm ve onlar sevdim."
"Onlar eytann yavrular," dedi Thomas.
"Sen hi onlardan biriyle tantn m?" diye sordu. Thomas tanmamt. Yalnzca isimlerini
duymutu. Kz onun rahatszln hissetti. "Eer Tanrnn her eyi herkese verdiine ve
herkesin her eyi paylamasn istediine inanmak Beghard olmaksa ben de onlar kadar
ktym," diye itiraf etti. "Ama hi onlara katlmadm."
"Alevleri hak edecek bir ey yapm olmalsn."
Kz dik dik bakt ona. Belki Thomas'n sesindeki bir ey kendisine gvenmesini salamt,
ama kzn kstahl yok olup gitmiti. Gzlerini kapatp ban duvara yaslad, Thomas onun
alamak istediini dnd. Narin yz hatlarn seyrederken onun gzelliini neden Robbie gibi
ilk anda fark etmediini merak etti. Sonra kz gzlerini ap ona bakt. "Bu gece burada ne
oldu?" diye sordu, sulamasna aldrmayarak.
"Kaleyi ele geirdik," dedi Thomas.
"Biz?"
"ngilizler."
Kz yz ifadesini okumaya alarak ona bakt. "Demek artk sivil iktidar gc ngilizlerde?"
Kzn bu ifadeyi davas srasnda mahkemede duymu olduunu tahmin etti. Kilise sapknlar
yakmaz, yalnzca mahkm ederdi ve gnahkrlar ldrlmek zere sivil iktidara teslim edilirdi.
Bylece kilisenin el81
BERNARD CORNWELL
leri temiz kalr, Tanr kilisesinin kirlenmedii konusunda temin edilir ve eytan bir ruh
kazanrd. "Sivil iktidar biziz artk," diye dorulad.
"Demek beni Gaskonlar yerine ngilizler yakacak?"
"Eer sapknsan birinin seni yakmas gerekiyor."
"Eer mi?" diye sordu Genevieve, ama Thomas cevap vermeyince gzlerini kapatp yeniden
nemli talara ban yaslad. "Tanrya hakaret ettiimi sylediler." Yorgun gibi konuuyordu.
"Tanrnn Kilisesinin rahiplerinin yozlam olduunu iddia ettiimi, imeklerin altnda plak
dans ettiimi, suyu bulmak iin eytann gcn kullandm, insanlarn hastalklarn
iyiletirmek iin by yaptm, gelecei bildiimi ve Galat Lorret'in karsn ve srlarn
lanetlediimi sylediler."
Thomas kalarn att. "Seni Beghard olduun iin mahkm etmediler mi?"
"O da var," diye ekledi tekdze bir sesle.

Thomas birka saniye sessiz kald. Kapnn dndaki karanlkta bir yerlerden su damlyordu.
Fenerin alevi titreti, neredeyse snmek zereyken yeniden yand. "Kimin karsn lanetledin?"
"Galat Lorret'in. Buradaki kuma tccar ve ok zengin bir adam. Bakonsolos ve karsndan
daha gen et isteyen bir adam."
"Peki, karsn lanetledin mi?"
"Yalnzca onu deil, adam da. Sen hi kimseye kfretmedin mi?"
"Gelecei gryor musun?"
"Herkesin leceini syledim ve bu ak gerek."
"Eer sa sz verdii gibi dnyaya geri gelirse deil."
82
HERETIK
Kz yznde hafif bir glmsemeyle ona uzun, dnceli bir ekilde bakt, sonra omuz silkti.
"Demek yanlmm," dedi alayc bir ekilde.
"Demek eytan sana nasl su bulacan gsterdi?"
"Bunu sen bile yapabilirsin," dedi. "atall bir dal al, tarlada yavaa sr, dal oynaynca
kaz."
"Ya byl tedaviler?"
"Eski ilalar," dedi yorgun bir sesle. "Teyzelerimizden, bykannelerimizden ve yal
kadnlardan rendiimiz eyler. Bir kadnn doum yapt odadan demiri karrsn.
Uursuzluktan kamak iin sen bile tahtaya dokunursun, rahip. Bu by seni atee
gndermeye yeter mi?"
Thomas yine sorusuna aldrmad. "Tanrya hakaret ettin mi?"
"Tanr beni seviyor ve ben beni sevenlere hakaret etmem. Ama rahiplerin yozlam
olduunu syledim ki ylesiniz, bu yzden beni Tanrya hakaret etmekle suladlar. Sen de yoz
musun, rahip?"
"Ve imeklerin altnda plak dans ettin," dedi Thomas ithamlar tamamlayarak.
"Bu konuda suluyum," dedi kz.
"Neden dans ettin?"
"nk babam eer bunu yaparsak Tanrnn bize rehberlik edeceini syledi."
"Tanr bunu yapar mym?" diye sordu Thomas aknlkla.
"Biz yle inanyorduk. Yanlmz. Tanr bana Castil-lon d'Arbizon'da kalmam syledi, ama bu
yalnzca ikenceye ve yarnki atee neden oldu."
"kence mi?" diye sordu Thomas.
83
BERNARD CORNWELL
Sesindeki bir ey, dehet, kzn ona bakmasna neden oldu. Sonra sol bacan yavaa
uzatt, bylece Thomas onun bacann i ksmndaki beyaz derisini bozan i, krmz, arpk
izleri grd. "Beni yaktlar," dedi. "Tekrar tekrar. Bu yzden olmadm eyi itiraf ettim, yani
Beghard olduumu, nk beni yaktlar." Birden acy hatrlayarak alamaya balad.
"Kpkrmz metal kullandlar. lk attmda eytann ruhumdan kmaya altn
sylediler." Bacan ekip ayn izlerin bulunduu sa kolunu gsterdi. "Ama bunlar braktlar,"
dedi fkeyle, birden kk gslerini gzler nne sererek. "nk Peder Roubert eytann
onlar emmek isteyeceini ve onun aznn verecei acnn Kilisenin verecei hibir acya
benzemeyeceini syledi." Sonra dizlerini yukar ekti, gzyalar yanaklarndan szlrken
sessiz kald. "Kilise insanlarn cann yakmay seviyor," diye devam etti bir sre sonra. "Bunu
biliyor olmalsn."
"Bekliyorum," dedi Thomas. Neredeyse bedenindeki ayn yaralar gstermek iin kei
cppesini kaldryordu, Kutsal Kse'nin yerini sylemesi iin bacaklarna bastrlan scak
demirlerin at yaralar. Kilisenin kan dkmesi yasakland iin kan karmayan bir
ikenceydi bu, ama becerikli bir adam deriye zarar vermeden insann ruhunun ikenceden
lklar atmasn salayabilirdi. "Biliyorum," dedi Thomas tekrar.
"O halde lanet olsun sana," dedi Genevieve, yine kstah-laarak. "Sana ve btn kahrolas
rahiplere lanet olsun."
Thomas ayaa dikilip feneri kaldrd. "Sana giyecek bir ey getireyim."
"Benden korktun mu, rahip?" diye sordu kz alayc bir ekilde.

84
HERETIK
"Korkmak m?" diye sordu Thomas ararak.
"Bundan, rahip!" Kz plakln gzler nne serince Thomas dnp kapy kzn
kahkahalarnn stne kapatt. Srgleri srdkten sonra duvara yaslanp bolua bakt.
Genevieve'in gzlerini hatrlad, ate ve ac dolu gzlerim. Kirli, plak, bakmsz, solgun, yar
a ve sapknd. Thomas onu gzel bulmutu, ama sabah bir ii vard ve bunu hi beklemiyordu.
Tanrnn kendisine verdii bir grevdi bu.
Baheye ktnda her yerin sessiz olduunu grd. Castillon d'Arbizon uyuyordu.
Ve Thomas, bir rahibin pi olu dua etti.
Kule, Paris'ten bir gnlk mesafedeki bir ormann iinde, Soissons'dan ok uzak olmayan alak
bir tepede bulunuyordu. Issz bir yerdi. Kule bir zamanlar tarm iilerinin tepenin iki yanndaki
vadileri ekip bitii bir Lordun eviydi, ama Lord ocuu olmadan lmt ve uzak akrabalar
mlkiyet hakk iin kavga etmilerdi. Bu da avukatlarn zengin olmas, kulenin rmeye terk
edilmesi ve tarlalarn nce fndk, daha sonra da mee aalaryla kaplanmas, baykularn
rzgrlarn estii, mevsimlerin gelip getii yksek ta odalarda yuva yapmas anlamna
gelmiti. Kule zerinde tartan avukatlar bile artk lmt ve kk kale onu daha nce hi
grmemi olan ve orada yaamay hayal bile etmeyen bir Dkn mal olmutu. Geriye kalan
tarm iileri, Dkn kiracsnn bir iftliinin olduu Melun kyne yakn olan tarlalar iliyordu.
85
BERNARD CORNWELL
Kyllerin sylediine gre kulede hayaletler vard. Souk k gecelerinde hayaletler
geziniyordu. Yabanc yaratklarn aalarda dolat syleniyordu. ocuklara oradan uzak
durmalar tembihleniyordu, ama kanlmaz olarak cesur olanlar ormana giriyor ve bazlar
kuleye trmanarak bo olduunu iddia gryorlard.
Ama sonra yabanclar geldi.
Uzaklardaki Dkn izniyle geldiler. Bunlar kiraclard, ama iftilik yapmak ya da yamataki
deerli keresteler iin gelmemilerdi. Aslnda askerlerdi. ngiltere'ye kar verilen savata
yaralanan, zrhl, yayl ve kll on be sert adam. Kyde problem karan kadnlarn da
getirmilerdi, ama kimse ikyet etmeye cesaret edemiyordu, nk onlar da erkekleri kadar
sertti, ama hibiri onlar yneten adam kadar sert deildi. O, uzun boylu, zayf, yara izleriyle
dolu ve kindard. Ad Charles't ve asker deildi, hi zrh giymemiti, ama kimse ona ne
olduunu sormak istemiyordu, nk baklar dehet vericiydi.
Soisson'dan ta ustalar geldi. Baykular kovulup kule onarld. Kulenin dibine yeni bahe
yapld, yksek duvarl, tula ocakl bir bahe. Bu i bitirilir biti-rilmez iindekilerin keten bir
rtyle gizlendii bir vagon kuleye geldi ve bahedeki yeni kap vagonun arkasndan kapand.
Kulede olan garip eyleri merak eden baz cesur ocuklar, ormana gizlice girdiler, ama
nbetilerden biri kendilerini grp takip edince dehet iinde katlar, okuyla neredeyse bir
ocuk vuruluyordu. Bir daha hibir ocuk gitmedi oraya. Aslnda kimse gitmedi. Askerler
pazardan yiyecek ve arap satn ald, ama Melun'un tavernasnda itiklerinde bile ku86
HERETIK
lerde neler olduunu sylemiyorlard. "Msy Charles'a normalisiniz," diyorlard, irkin, yaral
adam kast ederek, ama kydeki hi kimse Msy Charles'a yaklamaya cesaret edemiyordu.
Bazen baheden duman ykseliyordu ve kyden grlyordu. Kulenin artk bir simyacnn evi
olduu sonucuna varan kii rahip oldu. Tepeye garip malzemeler gtrlyordu. Bir gn
arabacs arap ierken slfr fs ve kurun kleleriyle ykl vagon kyde durdu. Rahip
slfr kokusunu ald. "Altn yapyorlar," dedi khyasna, onun bu haberi btn kye yayacan
bilerek.
"Altn m?" diye sordu kadn.
"Simyaclarn yapt budur." Rahip, arap zevki olmasa ve dua an alana kadar sarho
olmasa kilisede ykselebilecek bilgili bir adamd, ama Paris'teki rencilik gnlerini ve her
metalle birleerek onu altna dntren o zor bulunur felsefe tan aramaya katlmay
dndn hatrlyordu. "Nuh ona sahipti," dedi.

"Neye sahipti?"
"Felsefe tana, ama sonra kaybetti."
"Sarho ve plak olduu iin mi?" diye sordu khya. Nuh hikyesini belli belirsiz hatrlyordu.
"Senin gibi?"
Rahip yar sarho ve tam plak olarak yatakta yatyordu. Gm ve civann, slfr ve
kurunun, bronz ve demirin eriyip kart, sonra tekrar eridii Paris'teki alma odalarn
hatrlyordu. "Yksek derecede stma, znme, ayrma, birleme, rme, katlama,
fermentasyon ve projeksiyon."
Onun neden bahsettii konusunda khyann hibir fikri yoktu. "Marie Condrot bugn
ocuunu kaybetti," dedi
87
BERNARD CORNWELL
khya. "Bir kedi yavrusu byklndeydi. Her yeri kan iinde ve lyd. Kzl sal. Onu vaftiz
etmeni istiyor."
"Rafine etme," dedi habere aldrmayarak, "yaptrma, yanklanma, damtma. Her zaman
damtma. Per ascundem tercih edilen yntemdir." Hkrd. "sa akna," dedi iini ekerek,
sonra yeniden dnd. "Flogis-ton*. Flogistonumuz olsa hepimiz altn yapabilirdik."
"Peki altn nasl yaplr?"
"Az nce syledim ya." Yatakta dnp kadnn ay nda beyaz ve ar grnen gslerine
bakt. "ok zeki olmalsn," dedi ona uzanarak, "ve cehennemin atelerinden daha scak yanan
bir madde olan flogiston'u bulmalsn. Onunla Nuh'un kaybettii felsefe tan yaparsn ve onu
herhangi bir metalle birlikte ocaa koyarsn. gn, gece sonra altn bulursun. Corday
orada bir ocan yapldn sylemedi mi?"
"Kuleyi hapishaneye evirdiklerini syledi," dedi kadn.
"Felsefe tan bulmak iin bir ocak," diye srar etti rahip.
Rahibin tahmini sandndan daha yaknd. Ksa sre sonra btn mahalle byk bir filozofun
kuleye kapanp altn yapmak iin uratna inanmt. Eer baarl olursa kimsenin almaya
ihtiyac olmayacan sylyordu erkekler, nk hepsi zengin olacakt. Kyller altn
tabaklardan yiyecek, gm rtl atlara bineceklerdi. Ama baz insanlar bunun garip trde bir
simya olduunu fark ediyordu, nk bir sabah iki asker kye gelip yal kz ve bir kova
inek dks gtrmt. "Yaknda ok zengin olacaz," dedi khya alayc bir ekilde. "Bok
iinde zengin." Ama rahip horluyordu.
(*) Eskiden yanmaya neden olduuna inanlan hayali bir element. (.N.)
88
HERETIK
Derken Calais'in dn takip eden sonbaharda Paris'ten bir Kardinal geldi. Soissons'da
St-Jean-de-Vignes Manastrnda kalyordu. Bu manastr oundan daha zengin olmasna
ramen Kardinal'in maiyetini barndrmaya yetmemi, bu yzden bir dzine adam tavernada
kalp orann sahibine haval bir ekilde faturay Paris'e gndermelerini sylemiti. "Kardinal
deyecek," deyip kahkahalarla glmlerdi, nk Livorno Kardinal Ba Piskoposu ve Fransa
Saraynn Papalk Elisi Louis Bessieres'in nemsiz para taleplerine aldrmadn hepsi
biliyordu.
Ama son zamanlarda Kardinal Hazretleri msrif bir ekilde para harcyordu. Kuleyi ina
ettiren Kardinal'di. Yeni bir duvar ina ettirip muhafzlar kiralamt ve Soissons'a vard sabah
yannda altm adam ve on drt rahibiyle birlikte kuleye gitti. Kuleye giden yolun yarsnda
siyahlar giymi olan, belinde uzun, ince bir kl tayan Charles'la karlatlar. Charles,
Kardinali dier adamlar gibi saygl bir ekilde karlamad. Bayla ksaca selam verdikten
sonra byk rahibin yannda ilerlemek iin atn dndrd. Rahipler ve askerler, Kardinal'den
aldklar ikazla konumalarn duymamak iin uzaktan takibe baladlar.
"yi grnyorsun, Charles," dedi Kardinal alayc bir sesle.
"Canm sklyor." irkin Charles'n sesi taa srlen demiri andryordu.
"Tanrya hizmet zor olabilir," dedi Kardinal.
Charles bu alayc szlere aldrmad. Yaras dudandan yanana uzanyordu, gzleri i,
burnu krkt. Siyah giysileri bir korkuluun paavralar gibi duruyordu stnde. Gzleri bir
pusu bekliyormu gibi durmadan

89
BERNARD CORNWELL
yolun iki yanna gidip geliyordu. Bu grupla karlaan herhangi biri baklarn Kardinal ve yrtk
prtk giysili arkadana kaldrmaya cret edebilse Charles'n asker olduunu dnrd, nk
yaras ve klc onun savata hizmet ettiini dndryordu, ama Charles Bessieres hibir
zaman bir sanca takip etmemiti. Onun yerine grtlak ve para czdan kesmiti, soymu ve
adam ldrmt ve idam edilmekten kurtulmutu, nk Kardinal'in aabeyiydi.
Charles ve Louis Bessieres, Limousin'de domulard. Don ya tccar olan babalar ke
eitim verirken by yabani kalmt. Charles karanlk sokaklarda dolarken Louis kilisede
bymt, ama farkl olsalar da aralarnda bir sr vard. Bu sr, don ya tccarnn sa olan
tek oullar arasnda gvendeydi ve rahiplere ve askerlere bu yzden uzakta durmalar
emredilmiti.
"Esirin nasl?" diye sordu Kardinal.
"Homurdanyor. Bir kadn gibi zrlyor."
"Ama alyor, deil mi?"
"Oh, alyor," dedi Charles hain bir ekilde. "Tembellik edemeyecek kadar korkuyor."
"Yemek yiyor mu? Sal iyi mi?"
"Yiyor, uyuyor ve kadnn beceriyor," dedi Charles.
"Kadn m var?" Kardinal ok olmutu.
"Bir kadn istedi. Kadn olmadan iyi alamayacan syledi, ben de ona bir kadn buldum."
"Ne tr?"
"Paris'in fahielerinden biri."
"Belki senin eski bir arkadandr?" diye sordu Kardinal, elenerek. "Ama ok dkn
olduun biri deildir, herhalde?"
90
HERETIK
"Her ey bitince adam gibi onun da grtla kesilecek," dedi Charles. "Bana zamann syle
yeter."
"Mucizesini gerekletirdii zaman elbet," dedi Kardinal.
Tepeye kan dar bir yolu izlediler. Kuleye vardktan sonra rahipler ve silahl adamlar
bahede kalrken kardeler, atlarndan inip ksa, dner merdivenlerden inip srgyle
kapatlm ar bir kapya geldiler. Kardinal kardeinin srgleri geriye ekiini seyrederken,
"Muhafzlar buraya inmiyor mu?" diye sordu.
"Yalnzca yemek getiren ve kovalar gtren ikisi geliyor," dedi Charles. "Dierleri burunlarn
ait olmayan yere sokarlarsa boazlarnn kesileceini biliyorlar."
"Buna inanyorlar m?"
Charles Bessieres kardeine ters bir ekilde bakt. "Sen olsan inanmaz miydin?" diye sordu
ve son srgy ekmeden nce ban ekti. Kapy aarken geri ekildi, belli ki kapnn
arkasnda birisinin zerine saldrmasna kar tedbir alyordu, ama ierideki adam herhangi bir
dmanlk gstermiyordu. Kardinali grnce acnacak derecede memnun olup saygyla
dizlerinin stne kt.
Kulenin mahzeni geniti, tavan, bir sr fenerin asl olduu byk tula kemerlerle
destekleniyordu. Fenerlerin dumanl klar, kaln demirlerle kapatlm tane yksek, kk
pencereden giren gn yla gleniyordu. Mahzende yaayan esir, uzun sar salar, etli bir
yz ve zeki gzleri vard. Yanaklar ve geni aln, uzun, evik parmaklarn da kaplayan kirle
kaplanmt. Kardinal yaklarken dizlerinin stnde kald.
91
BERNARD CORNWELL
"Gen Gaspard," dedi Kardinal neeyle ve esirin, iinde sa'nn lm tacndan alnan bir
dikenin bulunduu ar yzn pmesi iin elini uzatt. "yi olduunu dnyorum,
Gaspard. Yemeklerini itahla yiyorsun? Bir bebek gibi uyuyorsun? yi bir Hristiyan gibi
alyorsun? Bir domuz gibi iftleiyor-sun?" Kardinal son szleri sylerken kza bakt. Sonra
elini Gaspard'n elinden ekip odadaki masalara doru yrd. Masalarn stnde amur
flar, balmumu bloklar, kle ynlar, keskiler, eeler ve ekiler bulunuyordu.

Ask suratl, kzl sal kz, bir omzundan gevek bir biimde sarkan kirli bir elbise giymiti ve
mahzenin bir kesindeki alak yatan stnde oturuyordu. "Buray sevmiyorum," diye
Kardinal'e ikyet etti kz.
Kardinal uzun sre sessizlik iinde kza bakt, sonra kardeine dnd. "Bir daha iznim
olmadan benimle konuursa, Charles, onu krbala."
"Bir zarar vermek istemedi, majesteleri," dedi Gaspard, dizlerinin stnden kalkmadan.
"Ama ben istiyorum," dedi Kardinal, sonra esirine glmsedi. "Ayaa kalk, sevgili olum,
ayaa kalk."
"Yvette'e ihtiyacm var," dedi Gaspard. "Bana yardm ediyor."
"Eminim ediyordur," dedi Kardinal, sonra iinde kahverengimsi bir amurun kartrld
amurdan bir ksenin nnde eildi. Kokusuyla irkilip dnd. Gaspard yanna gelip yine
dizlerinin stne kt, armaann kaldrd.
"Sizin iin Kardinal hazretleri," dedi cokuyla. "Sizin iin yaptm."
92
HERETIK
Kardinal hediyeyi ald. Altndan yaplma bir hat bu. Genilii bir el kadar yoktu, ama ac
eken sa'nn btn ayrntlar incelikle taklit edilmiti. Dikenli tacn altnda salar grnyordu,
tacn dikenleri gerekten batyordu, yan tarafndaki yara entikliydi ve altn rengi kan belindeki
giysiden kayp uzun bacana iniyordu. ivi balan gururlu bir ekilde grnyordu. Kardinal
onlar sayd. Drt. Hayatnda gerek ivi grmt. "Bu ok gzel, Gaspard," dedi Kardinal.
"Daha fazla k olsa, daha iyisini yapabilirdim," dedi Gaspard.
"Daha fazla k olsa hepimiz daha iyi alabilirdik," dedi Kardinal. "Gerein , Tanrnn
, Kutsal Ruh'un ." Masalarn yanna gidip Gas-pard'n aletlerine dokundu. "Ama eytan
bizi artmak iin karanlk gnderiyor ve buna dayanmak iin elimizden geleni yapmalyz."
"st kat?" dedi Gaspard. "st katta daha aydnlk odalar olmal?"
"Var," dedi Kardinal. "Var, ama kamayacan nereden bilebilirim? Sen zeki bir adamsn.
Sana byk bir pencere versem, btn dnyay vermi olurum. Hayr, sevgili olum, byle
iler karabiliyorsan -ha kaldrd- daha fazla a ihtiyacn yok demektir." Glmsedi. "ok
zekisin."
Gaspard gerekten zekiydi. Kardinal'in maliknesinin bulunduu Paris'te ile de la Cite'deki
Quai des Or-fevres'deki kk dkknlardan birinde bir kuyumcunun rayd. Kardinal
kuyumcular her zaman takdir ederdi: Dkknlarn gezer, onlarn mterisi olur, en iyi
paralarn satn alrd ve aldklarnn ou bu zayf,
93
BERNARD CORNWELL
endieli rak tarafndan yaplmt. rak, kt bir taverna kavgasnda baka bir rak
arkadan baklayp ldrnce idama mahkm olmutu, ama Kardinal onu kurtarp kuleye
getirmi ve ona bir hayat vaat etmiti.
Ama nce Gaspard'n bir mucize gerekletirmesi gerekiyordu. Ancak o zaman serbest
kalabilirdi. Vaat buydu, ama Kardinal, Gaspard'm bu mahzenden dardaki frn kullanmak
haricinde hibir ey iin kamayacandan emindi. Gaspard, bunu bilmese de, zaten
cehennemin kapsndayd. Kardinal istavroz karp ha masaya koydu. "Bana gster bakalm,"
diye emretti Gaspard'a.
Gaspard, zerinde amar suyuyla beyazlatlm ketenle rtl bir nesnenin bulunduu
byk alma masasna gitti. "u anda yalnzca balmumu, hazretleri," diye aklad, keteni
kaldrarak. "Ama altna dntrmenin mmkn olup olmadn bile bilmiyorum."
"Dokunabilir miyim?" diye sordu Kardinal.
"Dikkatle," diye uyard Gaspard. "Saflatrlm balmumu ve ok narin."
Kardinal gri-beyaz balmumunu kaldrrken yal olduunu hissetti. Onu alp glgeli gn
nn ieri s-zld kk pencereden birine gtrd. Orada hayretler iinde kalakald.
Gaspard balmumundan bir kupa yapmt. almas haftalar srmt. Kupann kendisi
yalnzca bir elmay alacak byklkteydi, sap ise yalnzca on be santimdi. Sap bir aa
gvdesi, aya ise aacn kk gibi ekillendirilmiti. Aa, kupann dantelli ksesini
oluturan telkari ile dallanmt. Telkari dallar, minik yapraklar, kk elmalar ve kupann d
sn-

94
HERETIK
rndaki narin iviyle artc derecede ayrntland-rlmt. "ok gzel," dedi Kardinal.
" kk, Teslisi anlatyor, Kardinal hazretleri," diye aklad Gaspard.
"Bu kadarn anladm."
"Ve aa da hayat aac."
"Bu yzden elmalar var," dedi Kardinal.
"iviler, Lordumuzun hann hangi aatan yapldn gsteriyor," diye szlerini tamamlad
Gaspard.
"Bunu fark ettim," dedi Kardinal. Gzel balmumu kupay masaya gtrp dikkatle brakt.
"Cam nerede?"
"Burada, Kardinal Hazretleri." Gaspard bir kutuyu ap bir kadeh kard, Kardinal'e uzatt.
Kadeh kaln, ok eski grnen yeilimsi bir camdan yaplmt. Kadehin baz yerleri dumanlyd
ve baz yerlerinde soluk, yar saydam materyalin iine hapsolmu hava kabarcklar vard.
Kardinal onun Roman olduunu dnd. Bundan emin deildi, ama ok eski ve biraz kaba
grnyordu ve bu kesinlikle doruydu. sa'nn son arabn itii kadeh, bir soylunun
masasndan ok bir kylnn masasna uygundu. Kardinal bu kadehi Paris'teki bir dkknda
grmt ve birka kurua satn almt. Gaspard'a kadehin kt grnml sapn karmasn
sylemiti ve esiri bunu yle becerikli bir ekilde yapmt ki Kardinal orada bir zamanlar bir
sap olduunu bile fark etmiyordu. imdi ok byk bir dikkatle cam kadehi telkari balmumu
kupann iine koydu. Gaspard, Kardinal'in hassas yapraklardan birini koparmasndan korkarak
nefesini tuttu, ama kadeh dierinin iine mkemmel ekilde uydu.
Kutsal Kse. Kardinal cam kupaya bakp ince altndan narin dantel ilemelerin arasnda,
sunakta durduu95
BERNARD CORNWELL
nu, uzun, beyaz mumlarla aydnlandn hayal etti. ark syleyen ocuklar korosu ve yanan
ttslerin kokusu olacakt. Krallar, imparatorlar, prensler ve dkler, kontlar ve valyeler onun
nnde eilip selam verecekti.
Livorno Kardinal Ba Piskoposu Louis Bessieres, Kutsal Kse'yi istiyordu ve aylar nce gney
Fransa'dan, yaklan sapknlarn lkesinden gelen, Kutsal Kse'nin var olduuna dair bir sylenti
duydu. Vexille ailesinin, biri Fransz, dieri ngiliz okusu olan iki olu Kardinal gibi Kutsal
Kse'yi aryordu, ama kimsenin Kse'yi kendisi kadar iddetle istediini sanmyordu. Ya da
kendisi gibi hak ettiini, eer bu kutsal emaneti bulursa yle byk bir gce sahip olacakt ki
krallar ve papa kutsanmak iin kendisine gelecekti ve u anda Papa olan Clement ldnde
Bessieres onun tahtn ve anahtarlarn alacakt - ancak Kutsal Kse'ye sahip olabilirse. Louis
Bessieres, Kutsal Kse'yi istiyordu, ama bir gn zel kilisesindeki vitraylara grmeksizin
bakarken bir vahiy yaamt. Kutsal Kse'nin kendisi gerekli deildi. Belki gerekten vard,
belki de yoktu, ama nemli olan tek ey Hristiyanln onun varlna inanmasyd. Onlar bir
Kutsal Kse istiyorlard. Onun gerek ve kutsal, tek Kutsal Kse olduuna inandklar srece,
herhangi bir kse Kutsal Kse olurdu. Gaspard bu yzden mahzenindeydi ve bu yzden
lecekti, nk Kardinal ve aabeyinin haricinde hi kimsenin, Me-lun'un yukarsndaki rzgrl
aalarn arasndaki ssz kulede neyin yapldn bilmemesi gerekiyordu. "Ve imdi," dedi
Kardinal, yeil cam balmumundan yaplma yatandan dikkatle kaldrarak, "sradan balmumunu harikulade altna evirmelisin."
96
HERETIK
"Bu ok zor olacak, Kardinal hazretleri."
"Elbette zor olacak," dedi Kardinal. "Ama senin iin dua edeceim. Ve zgrln baarna
bal." Kardinal Gas-pard'n yzndeki pheyi grd. "Ha yaptn," dedi gzel altn nesneyi
eline alarak. "Kse'yi neden yapamayasn ki"
"ok narin," dedi Gaspard. "Altn dkersem ve balmumuyla karmazsa btn alma boa
gider."

"O zaman yeniden balarsn," dedi Kardinal. "Deneyim ve Tanrnn yardmyla doruya
ulamann yolunu bulacaksn."
"Bu daha nce hi yaplmad," dedi Gaspard. "Bu kadar narin bir eyle denenmedi."
"Bana naslolduunu gster," diye emretti Kardinal. Gaspard balmumundan yaplma kadehi
Kardinali tiksindiren iren kahverengi macunla nasl kaplayacan aklad. Bu macun suda,
ezilip toz haline getirilmi kz boynuzundan, inek dksndan yaplmt ve kurumu macun
katmanlar balmumunun etrafn tamamen kaplayacak, sonra hepsi birden yumuak bala
gmlecek, baln balmumunu kucaklamas, ama arptmamas iin yavaa bastrlacakt.
Dardan gml balmumuna doru dar tneller baln iinden geecekti. Daha sonra
Gaspard ekilsiz balk yumrusunu bahedeki frna verecek, ierideki balmumu eriyecek ve
tnellerden dar kacakt. Eer baarrsa, iinde hayat aac eklinde narin bir boluun
gizlendii sertlemi bir amur yumrusu olacakt elinde.
"Ya inek dks?" diye sordu Kardinal. Gerekten bylenmiti. Btn gzel eyler ilgisini
ekerdi onun, belki de bunun nedeni genliinde gzelliklerden mahrum kalmasyd.
97
BERNARD CORNWELL
"Dk sert pimesini salyor," dedi Gaspard. "Boluun etrafnda sert bir kabuk
oluturuyor." Suratsz kza glmsedi. "Yvette benim iin kartryor," diye aklad.
"Balmumuna yakn olan katman ok ince, d katman daha sert."
"Demek dk karm kalbn sert yzeyini oluturuyor?" dedi Kardinal.
"Kesinlikle." Gaspard mterisinin ve kurtarcsnn bunu anlam olmasna sevindi.
Balk kuruduunda Gaspard erimi altn bu bolua dkecek ve sv atein her bir yar,
her bir minik yapra, her bir elmay, iviyi, hassas ekilde biimlendirilmi aa kabuunu
doldurmas iin dua edecekti. Altn souyup sertletiinde amur krlacak ve sonuta ya
Hristiyanln gzn alacak Kutsal Kse-tutacm ya da ekli bozuk kargack burgack altn
ynn ortaya karacakt. "Byk olaslkla ayr paralar halinde yaplmas gerekecek," dedi
Gaspard endieli bir ekilde.
"Bununla deneyeceksin," diye emretti Kardinal, keten rty tekrar balmumu kupann
stne kapatarak. "Eer ie yaramazsa bir tane daha yapp tekrar deneyeceksin, sonra
yeniden ve baardnda Gaspard, seni tarlalara ve gkyzne yeniden kavuturacam. Seni
ve kk arkadan." Kadna belli belirsiz glmseyip Gaspard'n bana kutsama iareti yapt,
sonra mahzenden kt. Aabeyinin kapy srglemesini bekledi. "Ona kar kaba davranma,
Charles."
"Kaba m? Ben onun gardiyanym, bakcs deil."
"O bir dahi. Bana bir Ayin kupas yaptn sanyor, bu yzden yapt iin ne kadar nemli
olduunun far98
HERETIK
knda deil. Sen hari hibir eyden korkmuyor. Bu yzden onu mutlu et."
Charles kapdan uzaklat. "Ya gerek Kutsal K-se'yi bulurlarsa?"
"Kim bulacak?" diye sordu Kardinal. "ngiliz oku yok oldu ve o aptal kei Kse'yi Berat'ta
bulacak deil. Yalnzca tozlar kartracak."
"Peki onu neden gnderdiler?"
"nk bizim Kutsal Kse'mizin bir gemii olmal. Peder Jerome, Gaskonya'da Kutsal
Kse'yle ilgili baz hikyeler renecek ve bu bizim kantmz olacak. O, Kutsal Kse'nin
kaytlarnn var olduunu duyurduktan sonra biz Kse'yi Berat'a gtrp bulduumuzu
syleyeceiz."
Charles hl Kutsal Kse'yi dnyordu. "ngiliz'in babasnn bir kitap braktn
sanyordum."
"Brakt, ama ondan bir ey karamadk. Bir delinin karalamalar yalnzca."
"O zaman okuyu bulup yakarak gerei ondan renelim."
"Bulunacak," dedi Kardinal hain bir ekilde. "Ve bir dahaki sefere seni onun stne
salacam, Charles. O zaman konuacaktr. Ama bu arada aramaya devam etmeli, ama her
eyden nemlisi yapmaya devam etmeliyiz. Bu yzden Gaspard'n gvende olmasna dikkat
et,"

"imdilik gvende," dedi Charles. "Sonra l." Gas-pard, kardelerin Avignon'daki papalk
sarayna gitmesi iin gereken aralar salayacakt. Baheye kan Kardinal gcn tadn
imdiden hissedebiliyordu. Bir gn Papa olacakt.
99
BEENARD CORNWELL
O gn afakta, Soissons yaknlarndaki ssz kulenin gneyinde, Castillon d'Arbizon kalesinin
glgesi sapknn yaklmas iin hazrlanm kerestelerin stne dmt. Odunlar, Peder
Roubert'in talimatlarna uygun ekilde dikkatlice dizilmiti. Bu yzden ralarn stne ve kaln
kazn etrafna drt kat al rp denmiti. Bunlar parlak yanarken fazla scak olmayacak ve
ok fazla duman karmayacakt. Bylece toplanan kalabalk Genevieve'in parlak alevlerin
arasnda kvrandn grecek, sapknn eytann krallna gittiini bilecekti. Kalenin glgesi
ana caddeye, neredeyse, kasaba avularnn bulunduu bat kapsna ulayordu. Duvarlarn
stnde l nbetileri bulan avular aknlk iinde ykselen gnein snrlarn
belirginletirdii kaleye bakyorlard. Orada yeni bir bayrak dalgalanyordu. Berat'n beyaz
zemin zerine turuncu leopar gitmi, yerine mavi zemin zerine apraz beyaz izgi ve
beyaz yldzn bulunduu bir bayrak sergileniyordu. Mavi zeminde san aslan bulunuyor,
byk bayrak kayksz rzgrla kalkp inerken bu canavarlar bir grnp bir kayboluyordu.
Sonra hayretle baklmas gereken baka bir ey daha vard. Kasabann drt konsolosu
avulara katlmak zere koarken kale kapsn koruyan kale burcunun stnde adamlar
belirdi ve surlardan bir ift ar nesneyi aa attlar. Den eyler iplerin ucunda asl kald.
Seyreden adamlar bata garnizonun yataklarn havalandrdn sand, ama sonra iki
yumrunun aslnda iki adamn cesedi olduunu fark ettiler. Bunlar garnizon komutan ve
gardiyand. Northampton Kontunun mesajn glendirmek iin kapnn yanna aslmlard.
Castillon d'Arbizon'un yeni bir sahibi vard artk.
100
HERETIK
nceki gece kilisede keii sorguya eken ve konsoloslarn en yals ve zengini olan Galat
Lorret, ilk uyanan kii oldu. "Bu mesajn Berat'a gitmesi gerekiyor," diye emretti. Kasabann
ktibinin Castillon d'Arbi-zon'un gerek Lorduna yazmasn syledi. "Konta, ngilizlerin burada
Northampton Kontunun bayran dalgalandrdklarn syle."
"Onu tanyor musun?" diye sordu baka bir konsolos.
"Burada yeterince uzun sre dalgaland," diye karlk verdi Lorret buruk bir sesle. Castillon
d'Arbizon bir zamanlar ngilizlere aitti ve vergisini uzaktaki Borde-aux'ya dyordu, ama
ngilizlerin hz kesilmiti ve Lorret bir daha Kontun bayran greceini hi dnmemiti.
Garnizonun, tavernada sarho olduklar iin ngilizlerden kurtulan geriye kalan drt adamna
ktibin mesajn uzaktaki Berat'a gtrmeye hazr olmalarn emredip gidilerini hzlandrmak
iin onlara iki altn verdi. Sonra konsolos arkadayla birlikte hain bir yz ifadesiyle
caddede yrmeye balad. Peder Me-dous ve St. Callic kilisesinden gelen bir rahip onlara
katld. Endieli ve korkmu kasaba halk geride kald.
Lorret kalenin kapsn yumruklad. Kstah istilaclarla yzlemeye karar vermiti. Onlar
korkutacakt. Castillon d'Arbizon'dan hemen gitmelerini isteyecekti. Onlar kuatma ve alktan
lmeyle tehdit .edecekti. Byk kapnn iki kanad menteelerin stnde gcrdayarak alrken
syleyecei kzgn szleri toparlamaya alyordu. Karsnda elik balklar takm, zincir zrhl
yelekler giymi bir dzine ngiliz oku duruyordu. Byk yaylar ve uzun oklar gren Lorret
istemeden bir adm geriledi.
101
BERNARD CORNWELL
Sonra gen kei ne kt, ama artk bir kei deil, zrhl yelei iinde uzun boylu bir
askerdi. Bal yoktu ve ksa siyah salar bir bakla kesilmie benziyordu. Siyah klot
pantolon giymiti, belindeki deri kemerde ksa bir bak ve uzun bir kl aslyd. Boynundaki
gm zincir, yetkileri onun elinde tuttuunu gsteriyordu. avulara ve konsoloslara bakp
Lorret'e doru ban sallad. "Dn gece gerei gibi tanmadk, ama adm hatrladnza
kukum yok," dedi. "imdi sizin adnz syleme sranz geldi."
"Burada hibir iiniz yok!" diye patlad Lorret.

Thomas soluk renkli, neredeyse bembeyaz grnen ve mevsimsiz souklarn geliyor


olabileceini gsteren gkyzne bakt. "Peder," dedi Medous'a bakarak. "Szcklerimi,
herkesin neler olduunu anlayabilecei ekilde tercme etme iyiliini gsterir misiniz?" Tekrar
Lorret'e bakt. "Mantkl konumazsan adamlarma seni ldrmelerini emredecek ve
arkadalarnla konuacam. Adn ne?"
"Sen keisin," dedi Lorret sularcasna.
"Hayr," dedi Thomas. "Ama okuyabildiim iin sen kei olduumu sandn. Bir rahibin
oluyum ve o bana harfleri retmiti. imdi, adn ne?"
"Ben Galat Lorret," dedi Lorret.
"Ve kaftannza bakarak," Thomas Lorret'in kenarlar krkl pelerinini iaret etti, "Burada
yetkili olduunuzu dnyorum?"
"Biz konsoloslarz," dedi Lorret olabildii kadar kzgn bir ekilde. Hepsi Lorret'den daha gen
olan dier konsolos endiesiz grnmeye alyordu, ama kemerin altnda bir dizi ok kafas
parlarken bu ok zordu.
102
HERETIK
"Teekkr ederim," dedi Thomas kibarca. "imdi halkna tekrar Northampton Kontunun
ynetimi altna girme ansna sahip olduklarn syle. Ayrca Kont yaplacak iler varken
halknn sokaklarda dikilmesinden hi holanmaz."
Peder Medous'a bayla iaret edince adam kekeleyerek onun sylediklerini kalabala
tercme etti. Baz itirazlar oldu, nk meydanda dikilen kurnaz insanlar Lord deiikliinin
kanlmaz olarak daha fazla vergi anlamna geldiini anlyordu. "Bu sabahn ii bir sapkn
yakmak," dedi Lorret.
" bu mu?"
"Tanrnn ii," diye srar etti Lorret. Sesini ykseltip yerel dilde konutu. "nsanlara eytann
yaklarak kasabalarndan uzaklamasn grmek iin ilerim brakmalar sylendi."
Peder Medous bu szleri Thomas'a tercme etti. "det byle," diye ekledi rahip. "stelik
piskopos halkn kzn yaklm grmelerini istiyor."
"det mi?" diye sordu Thomas. "Kzlar det haline gelecek kadar sk m yakyorsunuz?"
Peder Medous aknlkla ban iki yana sallad. "Peder Roubert insanlarn seyretmesine izin
vermemiz gerektiini syledi."
Thomas kalarn att. "Peder Roubert," dedi. "Bu size kz yava yava yakmanz syleyen
adam deil mi? al rpy dik koymanz syleyen?"
"O bir Dominik keiidir," dedi Peder Medous. "Gerek bir kei. Kzn sapkn olduunu o
kefetti. Burada olmal." Rahip kayp keii grmeyi bekliyormu gibi etrafna baknd.
103
BERNARD CORNWELL
"Bu elenceyi kard iin ok zlecek," dedi Tho-mas, sonra okularna iaret etti. Onlar
kenara ekilince zrhlar iindeki Sir Guillaume elinde uzun klcyla Genevieve'i kaleden kard.
Kalabalk kz grnce tslayp alayl saldrlarda bulundu, ama okular kzn arkasna toplanp
uzun yaylarn kaldrnca fkeleri dindi. Zrh giyip klcn kuanm olan Robbie Douglas
okularn arasndan geip Thomas'n yannda dikilen Ge-nevieve'e bakt. "Kz bu mu?" diye
sordu Thomas.
"O bir sapkn, evet," dedi Lorret.
Genevieve grdklerine inanamayarak Thomas'a bakyordu. Onu son grdnde kei
cppesi giyiyordu, ama imdi kesinlikle bir rahip deildi. Bacaklarna kadar gelen zrhl yelei
kaliteliydi ve kimsenin esirleri rahatsz etmemesi iin hcreleri bekleyerek geirdii gece
boyunca zrhn parlatmt.
Genevieve artk kirli deildi. Thomas, onun temizlenmesi iin mutfak hizmetilerinden ikisiyle
su, giysi, tarak gndermiti. Ayrca gardiyann karsna ait olan beyaz bir elbise de
gndermiti. Boynu nakl, kollar ve etei altn iplikle dikilmi, pahal keten bir elbiseydi bu ve
Genevieve byle gzel eyleri giymek iin domu gibi grnyordu. Uzun sar salar rlp
san bir kurdeleyle tutturulmutu. Yannda dikilirken artc derecede uzun grnyor, elleri

nnde bal bir ekilde kasabalya kstaha bakyordu. Peder Medous kaybedilecek zamann
olmadn ima edercesine rkek bir hareketle keresteleri iaret etti.
Thomas yeniden Genevieve'e bakt. Bir gelin gibiydi, lme giden bir gelin. Thomas onun
gzelliiyle akna dnd. Kasabaly kzdran ey bu muydu? Tho104
HERETIK
mas'n babas her zaman gzelliin sevgi kadar nefreti de uyardn sylerdi, nk gzellik
doal deildi, sradan hayatn amuru, yaras ve kanyla uyumayan bir sutu. Bu kadar uzun
boylu, zayf, solgun ve narin olan Genevieve de olaan d bir gzellie sahipti. Rob-bie de
ayn eyi dnyor olmalyd, nk saf hayranlk ifadesiyle kza bakyordu.
Galat Lorret bekleyen odun ynn iaret etti. "Halkn iine dnmesini istiyorsanz, yakma
ilemini tamamlayn."
"Daha nce hi kadn yakmadm," dedi Thomas. "En iyi nasl yaplacana karar vermem iin
bana biraz izin vermelisiniz."
"Zincir beline taklyor," diye aklad Galat Lorret. "Ve demirci onu balyor." Elinde ekile
bekleyen kasaba demircisine iaret etti. "Ate herhangi bir ocaktan alnacak."
"ngiltere'de celldn kurban duman rtsnn altnda boduu sk grlr. Bu bir
merhamet hareketidir ve yay ipiyle yaplr." Kemerindeki keseden byle bir ip kard. "Burada
det midir bu?"
"Sapknlar konusunda deil," dedi Galat Lorret hain bir ekilde.
Thomas ban sallad, ipi keseye geri koydu, sonra Genevieve'in kolunu tutup kaza
yrtt, Robbie mdahale edecekmi gibi ne kt, ama Sir Guilla-ume onu durdurdu. O
srada Thomas duraksad. "Bir belge olmal," dedi Lorret'e. "Bir emir. Sivil iktidara Kilisenin
mahkmiyet kararn uygulamas iin yetki veren bir belge."
"Garnizon komutanna gnderildi," dedi Lorret.
105
BERNARD CORNWELL
"Ona m?" Thomas ban kaldrp iko cesede bakt. "Bana byle bir belge vermedi ve o
belge olmadan kz yakamam." Endieli grnyordu. Robbie'ye dnd. "Sen arar msn?
Salonda parmenlerin bulunduu bir ekmece grdm. Belki oradadr. zerinde ar mhr
olan bir kt arayacaksn."
Gzlerini Genevieve'den alamayan Robbie tarta-cakm gibi grnyordu, ama sonra
birden bayla selam verip kaleye gitti. Thomas bir adm geriledi, Gene-vieve'i de yanma ald.
"Beklerken belki kasabalya onun neden yaklmas gerektiini anlatrsnz," dedi Thomas, Peder
Medous'a.
Rahip bu kibar davetle arm grnyordu, ama hemen kendini toparlad. "Srlar ld ve
bir adamn karsn lanetledi," dedi.
Thomas biraz arm grnyordu. "ngiltere'de de srlar lyor," dedi. "Ve ben de bir
adamn karsn lanetledim. Bu beni sapkn m yapar?"
"Gelecei syleyebiliyor!" diye itiraz etti Medous. "imeklerin altnda plak dans ediyor ve
sihirle suyu buluyor."
"Ah," dedi Thomas endieli grnerek. "Su?"
"Bir dal parasyla!" diye araya girdi Galat Lorret. "Bu eytann siniridir."
Thomas dnceli grnyordu. Hafife titreyen Ge-nevieve'e bakt, sonra tekrar Peder
Medous'a dnd. "Syleyin bana, peder," dedi. "Musa'nn kardeinin asa-syla taa vurup
tatan su kardn dnrken hata m ediyorum?"
Peder Medous kutsal kitap metinlerini inceleyeli epey olmutu, ama bu hikye tandk
geliyordu. "yle bir ey hatrlyorum," diye itiraf etti.
106
HERETIK
"Peder!" dedi Galat Lorret uyarrcasna.
"Sessiz ol!" diye konsolosa hrlad Thomas. Sesini ykseltti. " 'Comque elevasset Moses
manum,'" hafza-sndan okuyordu, ama szcklerin doru olduunu dnyordu. "
'percutiens virga bis silicem egressae sunt aquae largissimae.'" Bir rahibin pi olu olmann ya

da Oxford'da birka hafta geirmenin fazla avantaj yoktu, ama ou kilise yesini artacak
kadar bilgilenmiti. "Szlerimi tercme etmediniz, peder," dedi rahibe. "Kalabala Musa'nn
asasyla taa vurup su karttn syleyin. Ve sonra bana asayla su bulmak Tanry memnun
ediyorsa, bu kzn ayn eyi bir dal parasyla yapmasnn neden yanl olduunu syleyin."
Kalabalk duyduklarndan holanmad. Bazlar bard ve onlar susturan tek ey surlarda,
cesetlerin stnde ortaya kan iki okunun grnts oldu. Rahip aceleyle neye itiraz
ettiklerini tercme etti. "Bir kadn lanetledi," dedi. "Ve gelecei biliyor."
"Hangi gelecei bildi?" diye sordu Thomas.
"lm." Cevap veren Lorret'di. "Kasabann llerle dolacan ve sokaklarda gmlmeden
kalacamz syledi."
Thomas etkilenmi grnyordu. "Kasabann gerek sahibine geri dneceini syledi m?
Northampton Kontunun bizi buraya gndereceini syledi mi?"
Bir duraklama oldu, sonra Medous ban iki yana sallad. "Hayr," dedi.
"O halde gelecei fazla ak gremiyormu," dedi Thomas. "Bu yzden ona eytan ilham
vermi olamaz."
"Piskopos aksine karar verdi," diye srar etti Lorret. "Ve yetkilileri sorgulamak sana dmez."
107
BERNARD CORNWELL
Thomas'n klc knndan artc bir hzla kt. Bak paslanmamas iin yalanmt ve Galat
Lorret'in gsn drterken slak slak parlyordu. "Yetkili benim," dedi, konsolosu geriye
iterek. "Ve bunu unutma-san iyi olur. Piskoposunla hi tanmadm ve eer o srlar ld
iin bu kzn bir sapkn olduunu dnyorsa bir aptal demektir. Eer bu kz, Tanrnn
Musa'ya yapmasn emrettii eyi yapt iin mahkm ediyorsa Tanrya kar saygszlk ediyor
demektir." Klc son kez itip Lorret'in aceleyle gerilemesini salad. "Hangi kadn lanetledi?"
"Karm," dedi Lorret kzgnlkla.
"Karn ld m?"
"Hayr," diye itiraf etti Lorret.
"O halde lanet ie yaramam," dedi Thomas, klcn knna sokarak.
"O bir Beghard!" diye srar etti Peder Medous.
"Beghard nedir?" diye sordu Thomas.
"Bir sapkn," dedi Peder Medous biraz aresizce.
"Bilmiyorsun, deil mi?" dedi Thomas. "Bu senin iin yalnzca bir szck ve tek bir szck
iin bu kz yakacaksn, yle mi?" Belinden ban kard, sonra bir ey hatrlam gibi yapt.
"Yanlmyorsam," dedi konsolosa geri dnerek, "Berat Kontuna bir mesaj gnderiyordun?"
Lorret irkildi, sonra byle bir eyi bilmiyormu gibi yapt.
"Beni aptal yerine koyma," dedi Thomas. "u anda byle bir mesaj hazrlyorsan, Kontuna ve
piskoposuna Cas-tillon d'Arbizon'u ele geirdiimi yaz. Hatta daha fazlasn da ekle..."
Duraklad. Btn gece ac ekmiti. Dua etmiti, nk iyi bir insan olmak iin ok abalyordu,
ama
108
HERETIK
btn ruhu, btn igdleri kzn yanmamas gerektiini sylyordu. Fakat sonra iinden bir
ses, acma duygusu, altn rengi salar ve parlak gzlerle batan ktn sylyordu, ama
dualarnn sonunda Genevieve'i atee atamayacan biliyordu. Bu yzden kzn ellerini
balayan ipleri kesti, kalabalk itiraz edince sesini ykseltti. "Piskoposuna sapkn serbest
braktm syle." Ba knna sokup sa kolunu Genevieve'in narin omuzlarna att, tekrar
kalabala dnd. "Piskoposuna onun Nort-hampton Kontunun himayesi altnda olduunu
syle. Piskoposun bu ii kimin yaptn bilmek isterse ona da Berat Kontuna verdiin ismi ver.
Hooktonlu Thomas."
"Hookton," diye tekrarlad, tandk olmayan ismi kekeleyerek.
"Hookton," dedi Thomas. "Ona Tanrnn izniyle Hooktonlu Thomas'n Castllon d'Arbizon'un
yneticisi ol-c'uunu syle."
"Sen mi? Ynetici mi?'' diye sordu Lorret kzgnlkla,
"Grdn gibi hayat ve lm glerini elime aldm," dedi Thomas. "Ve bu senin hayatn da
ieriyor, Lorret." Dnp Genevieve'i avluya geri gtrd. Kaplar arkalarndan serte kapand.

Baka heyecan verici bir olay olmad iin Castillon d'Arbizon iine geri dnd.
Genevieve iki gn boyunca ne yemek yedi ne de konutu. Thomas'n yaknnda duruyor, ona
bakyor, Thomas onunla konuunca yalnzca ban iki yana sallyordu. Bazen sessizce
alyordu. Alarken hi ses karmyor109
BERNARD CORNWELL
du, hkrmryordu bile. Yalnzca yalar yanaklarndan szlrken ok umutsuz grnyordu.
Robbie onunla konumaya alyor, ama kz ondan uzak duruyordu. Hatta eer Robbie ok
yaklarsa, Gene-vieve titremeye balyor, Robbie de buna ok almyordu.
"Kahrolas sapkn kaltak," diye kfretti sko aksanyla. Genevieve ingilizce bilmemesine
ramen onun ne sylediini anlayp iri gzleriyle Thomas'a bakt.
"Korkuyor," dedi Thomas.
"Benden mi?" dedi Robbie kzgnlkla. Kzgnl hakl grnyordu, nk Robbie drstyzl, kk ve bask-burunlu, dost durulu gen bir adamd.
"kence grm," diye aklad Thomas. "Bunun bir insana neler yapabileceini tahmin
edemiyor musun?" gdsel olarak parmak eklemlerine bakt. Kemik kran mengene
yznden hl ekilleri bozuktu. Bir keresinde bir daha hi ok atamayacan dnmt,
ama dostu Robbie onunla birlikte sebat etmiti. "yileecektir," dedi Robbie'ye.
"Yalnzca arkada olmaya alyorum," diye itiraz etti Robbie. Thomas arkadana bakt ve
Robbie kzarma zarafetini gsterdi. "Ama piskopos baka bir emir gnderecektir," diye devam
etti Robbie. Thomas, garnizon komutannn demir kilitli ekmecesinde dier belgelerle birlikte
bulunan ilk emri yakmt. Bu belgelerin ou vergi listesi, deme belgeleri, dkkn listeleri,
isim listeleri, gndelik hayatn kk deiikliklerine aitti. Vergilerden kalan biraz para da
vard. Thomas'n idaresinin ilk yamas bunlar oldu. "Ne yapacaksn?" diye srar etti Robbie.
'Yani Piskopos yeni emir gnderdiinde?"
110
HERETIK
"Ne yapmam istersin?" diye sordu Thomas.
"Baka seenein kalmayacak," dedi Robbie hararetle. "Onu yakmak zorunda kalacaksn.
Piskopos bunu isteyecek."
"Belki," diye dorulad Thomas. "Konu insanlar yakmak olunca Kilise ok srarc olabilir."
"Yani burada kalamaz!" diye itiraz etti Robbie.
"Onu serbest braktm, ne isterse onu yapabilir," dedi Thomas.
"Onu Pau'ya geri gtreceim," diye neride bulundu Robbie. Olduka batda bulunan Pau,
en yakn ngiliz garnizonuydu. "Bu ekilde gvende olur. Bana bir hafta ver, hepsi bu. Onu
buradan gtreyim."
"Sana burada ihtiyacm var, Robbie," dedi Thomas. "Saymz ok az ve dman geldiinde
ok kalabalk olacak."
"Onu geri gtrmeme izin ver."
"Kz kalyor," dedi Thomas serte, "Kendisi gitmek isterse o baka."
Robbie tartacakm gibi bakt, sonra birden oday terk etti. Sessizlik iinde onlar dinleyen
ve ngilizce konumann byk blmn anlayan Sir Gulliaume keyifsiz grnyordu. "Bir iki
gn iinde," dedi Genevieve'in anlamamas iin ngilizce olarak, "Robbie onu yakmak
isteyecektir."
"Yakmak m?" dedi Thomas aknlk iinde. "Hayr, Robbie onu kurtarmak istiyor."
"O kz istiyor," dedi Sir Guillaume. "Ve eer ona sahip olamazsa kimsenin olmamas
gerektiine karar verecektir." Omuz silkip Franszcaya dnd. "Eer irkin olsayd, hl
hayatta olur muydu?" diye sordu Genevieve'e bakarak.
111
BERNAKD CORNWELL
"irkin olsayd mahkm edilmezdi," dedi Thomas.
Sir Guillaume yeniden omuz silkti. Gayr meru kz Eleanor, Thomas'n kuzeni Guy Vexille
tarafndan ldrlene kadar Thomas'n kadn olmutu. Sir Guillaume imdi Genevieve'e
bakyor ve onun gzelliini fark ediyordu. "Sen de sko kadar ktsn," dedi.

Kaleyi ele geirmelerinin ikinci gecesinde, yiyecek yamalayan btn adamlar gvenle
kaleye dndkten, atlar doyurulduktan, kaplar kilitlendikten, nbetiler yerletirildikten,
akam yemei yendikten ve adamlarn ou uykuya daldktan sonra Genevieve, Thomas'm
kendisine verdii garnizon komutannn yatann bulunduu duvar rtsnn arkasndan kp,
Thomas'n, babasna ait olan Kutsal Kse'yle ilgili garip kitab okuduu atein yanna geldi.
Odada baka kimse yoktu. Robbie ve Sir Guillaume, ikisi de salonda Thomas'la birlikte
uyuyordu, ama o gn Sir Guillaume nbetilerin bandayd ve Robbie de aadaki odada iki
iip askerlerle kumar oynuyordu.
Uzun beyaz elbisesi iindeki Genevieve yavaa yksek platformdan indi, Thomas'n
sandalyesinin yanna yaklap atein bana meldi. Bir sre alevlere bakt, sonra Thomas'a
dnd. Thomas, alevlerin kzn yzn aydnlatp glgede brakn hayranlkla seyrediyordu.
Ne kadar basit bir ey, bir yz, diye dnd, ama bu kzn yz kendisini bylyordu.
"irkin olsaydm, hayatta olur muydum?" diye sordu Genevieve, Thomas kendisini serbest
braktndan beri ilk kez konuarak.
"Evet," dedi Thomas.
"Peki neden yaamama izin verdin?"
112
HERETIK
Thomas kolunu ap yara izlerini gsterdi. "Bana ikence eden de bir Dominik keiiydi."
"Yakt m?"
"Yakt."
Kz dizlerinin stnden kalkp kollarn Thomas'n boynuna dolad, ban omzuna yaslad,
ikisi de ne bir ey sylyor ne de hareket ediyordu. Thomas acy, kmsenmeyi, deheti
hatrlad ve birden alamak istediini hissetti.
Birden salonun kaps gcrdayarak ald ve ieri biri girdi. Thomas'm srt kapya dnkt, bu
yzden kim olduunu gremiyordu, ama Genevieve kendilerini kimin rahatsz ettiini grmek
iin ban kaldrd ve bir an iin bir sessizlik oldu. Sonra kap kapand ve merdivenlerden
aaya giden ayak sesleri duyuldu. Thomas gelenin Rob-bie olduunu biliyordu, sormasna
bile gerek yoktu.
Genevieve ban tekrar Thomas'm omzuna koydu. Hibir ey sylemedi. Thomas onun kalp
atlarn duyabiliyordu.
"Geceler en kts," dedi Genevieve.
"Biliyorum."
"Gn nda baklacak eyler oluyor. Ama karanlkta yalnzca anlar var."
"Biliyorum."
Kz yzn geriye ekti, ellerini Thomas'm boynundan ayrmad. Byk bir ciddiyetle
Thomas'n yzne bakt. "Ondan nefret ediyorum," dedi. Thomas onun ikencecisinden sz
ettiini biliyordu. "Ad Peder Roubert ve ben onun ruhunu cehennemde grmek istiyorum."
Kendi ikencecisini ldren Thomas ne diyeceini bilmiyordu,.bu yzden kaamak davrand.
"Tanr onun ruhuyla ilgilenecektir."
113
BERNARD CORNWELL
"Tanr bazen ok uzak grnyor," dedi Genevieve. "zellikle karanlkta."
"Yemek yemelisin," dedi Thomas. "Ve uyumal."
"Uyuyamyorum."
"Evet, uyuyabilirsin." Ellerini boynundan ekip onu duvar rtsnn arkasna gtrd. Orada
kald.
Ertesi sabah Robbie Thomas'la konumuyordu, ama soukluklar normaldi, nk yaplacak
ok i vard. Kasabadan vergi olarak yiyecek toplanmas ve kaleye depolanmas gerekiyordu.
Demirciye ngiliz ok balar yapmasn retmek gerekliydi. Ok saplarnn yaplmas iin de
kavak ve dibudak aalar kesilmeliydi. Oklar sslemek iin kazlar tylerini kaybetti. Bu iler
Thomas'n adamlarn megul ediyordu, ama yine de suratlar askt. Kaleyi kolayca ele
geirmelerini takip eden neenin yerini huzursuzluk almt ve bu ilk ynetimi olan Thomas bir
krizle kar karya olduunun farkndayd.

Thomas'tan ok daha yal olan Sir Guillaume durumu aklad. "Konu kz," dedi. "lmesi
gerek."
Yine byk salondaydlar ve Genevieve atein yannda oturuyor ve neler konuulduunu
anlyordu. Robbie, Sir Guillaume'yle birlikte gelmiti, ama imdi Ge-nevieve'e zlemle bakmak
yerine nefretle bakyordu.
"Nedenini syle bana," dedi Thomas. Kutsal Kse'yle ilgili garip ipular bulunan babasnn
kitabnn kopyasn okumaya devam ediyordu. Kitap aceleyle kopyalanmt ve el yazsnn bir
ksm zorlukla zlebiliyordu ve hibirinin anlam yoktu, ama Thomas eer yeterince uzun
sre incelerse bir anlam bulacana inanyordu.
"O bir sapkn!" dedi Sir Guillaume.
114
HERETIK
"O kahrolas bir cad," diye araya girdi Robbie hararetle. Artk konumalar anlayacak kadar
Franszca biliyordu, ama itirazn ngilizce yapmay tercih etmiti.
"Cadlkla sulanmyor," dedi Thomas.
"Kahretsin be adam! By yapyor o!"
Thomas parmeni bir kenara koydu. "Fark ettim de, endielendiinde tahtaya vuruyorsun,"
dedi Rob-bie'ye. "Neden?"
Robbie ona bakakald. "Bunu hepimiz yapyoruz!"
"Bunu yapmanz bir rahip mi syledi?"
"Bunu yapyoruz! Hepsi bu."
"Neden?"
Robbie fkeliydi, ama bir cevap bulmay baard. "eytan karmak iin. Baka neden olacak
ki?"
"Ama ne kutsal metinlerde ne de Kilise Rahiplerinin yazlarnda byle bir emir bulamazsn.
Bu Hristi-yanlara ait bir ey deil, ama yine de yapyorsun. Seni de Piskoposun karsna
yarglanmaya gndermeli miyim? Yoksa Piskoposun zamann almayp seni kendim mi
yakmalym?"
"Samalyorsun!" diye bard Robbie.
Sir Guillaume Robbie'yi susturdu. "O bir sapkn," dedi Norman, Thomas'a. "Ve Kilise onu
mahkm etti, eer burada kalmaya devam ederse bize kt anstan baka bir ey
getirmeyecek. Adamlar endielendiren ey bu. sa akna Thomas, bir sapkn korumaktan
nasl bir iyilik gelebilir ki? Adamlar onun ktlk getireceini biliyor."
Thomas eliyle masaya bir aplak indirip Genevieve'i irkiltti. "Sen," dedi Sir Guillaume'yi
iaret ederek, "Benim kym yaktn, annemi ldrdn, rahip olan babam katlettin ve bana
ktlkten bahsediyorsun, yle mi?"
115
BERNARD CORNWELL
Sir Gulliaume bu sularn inkr edemedii gibi, yetim brakt bir adamn nasl olup da
arkada haline geldiini de aklayamazd, ama Thomas'm fkesi karsnda gerileyecek
deildi. "Ktl biliyorum, nk kt eyler yaptm," dedi. "Ama Tanr bizi balar."
"Tanr sizi balar, ama onu balamaz, yle mi?" diye sordu Thomas.
"Kilise aksine karar vermi."
"Ben de onun aksine karar verdim," diye srar etti Thomas.
"Sevgili sa," dedi Sir Guillaume. "Sen kahrolas Papa m sanyorsun kendini?"ngiliz
kfrlerini sevmeye balamt ve onlar Franszcasyla kark kullanyordu.
"Kz seni bylemi," diye grledi Robbie. Genevieve konuacakm gibi grnyordu, ama
sonra baka tara-. fa dnd. Rzgr pencerelere arpp geni tahta demelere yamur
taneleri getirdi.
Sir Guillaume kza bakt, sonra Thomas'a dnd. "Adamlar ona katlanmayacak."
"nk sen onlar endielendiriyorsun," diye hrlad Thomas, ama huzursuzlua neden olann
Sir Guillaume deil, Robbie olduunu biliyordu. Thomas, Genevi-eve'in balarn kestiinden
beri bu konuda endieleniyordu, grevinin Genevieve'i yakmak olduunu biliyor, ama bunu
yapamyordu. Deli, fkeli ve dahi olan babas, bir keresinde Kilisenin sapknlk fikrine
kahkahalarla glmt. Peder Ralph'e gre, bir gn sapknlk olarak grlen ey, ertesi gn

Kilisenin doktrini haline geliyordu. Ayrca Peder Ralph, Tanrnn birini yakmak iin insanlara
ihtiyac olmadna inanyordu: Tanr bu ii kendisi halledebilirdi. Thomas yatana uzanp ac
116
HERETIK
ekiyor, dnyor ve btn bu sre zarfnda Genevi-ove'i ok kt bir ekilde istediini
biliyordu. Onun hayatn kurtarmasnn nedeni dini bir kuku deil, ehvet ve Kilisenin
ikencesine katlanmak zorunda kalm olan baka bir insana kar duyduu acma hissiydi.
Genellikle ok drst ve ahlkl olan Robbie fkesini kontrol etmeyi baard. "Thomas, neden
burada olduumuzu dn ve aramzda bir sapkn olduu srece Tanrnn bizim baarmza izin
verip vermeyeceine karar ver."
"Baka bir ey dnmyorum zaten," dedi Thomas.
"Adamlardan bazlar gitmeyi dnyor," diye onu uyard Sir Guillaume. "Yeni bir komutan
bulmay istiyorlar."
Genevieve ilk kez konutu. "Ben gidiyorum," dedi. "Kuzeye gideceim. Yolunuza
kmayacam."
"Ne kadar yaayacan sanyorsun?" diye sordu Thomas. "Adamlarm avluda seni
ldrmezse kasabal sokakta ldrecektir."
"O zaman ne yapacam?"
"Benimle gel," dedi Thomas ve kapnn yanndaki cumbaya, bir han asl olduu yere geti.
Ha ivilerinden karp Genevieve'i ard, sonra da Robbie ve Sir Guillaume'yi. "Gelin."
Onlar, adamlarn ounun temsilci olarak gnderdikleri Sir Guillaume ve Robbie'yle
Thomas'n grmesinin sonucunu bekledikleri avluya kard. Genevieve de knca adamlar
mutsuz bir ekilde mrldandlar. Thomas onlarn sadakatlerini kaybetme riskine girdiini
biliyordu. ok genti, bu kadar ok adamn lideri olamayacak kadar gen, ama onu takip
etmek istemilerdi ve Northampton Kontu da ona gvenmiti. Bu onun ilk snavyd. Bu s117
BERNARD CORNWELL
navla savata karlamay tercih ederdi, ama imdi olmutu ve zmesi gerekiyordu. Avluya
bakan basamaklarda durup btn adamlarn kendisine dnmesini bekledi. "Sir Guillaume!"
diye seslendi Thomas. "Kasabadaki rahiplerden birine gidip kutsal ekmek iste. Daha nceden
kutsanm, son tren iin saklanan bir ekmek."
Sir Guillaume tereddt etti. "Ya reddederlerse?"
"Sen askersin, onlar deil," dedi Thomas, adamlardan bazlar srtt.
Sir Guillaume ban sallayp dikkatle Genevieve'e bakt. Sonra iki adamna kendisine elik
etmesini iaret etti. Thomas'n syleyeceklerini karmamak iin isteksizlik gsterdiler, ama Sir
Guillaume onlara kkre-yince onu takip ettiler.
Thomas ha yukar kaldrd. "Eer bu kz eytann esiriyse buna bakamaz ve dokunmaya
dayanamaz. Ha gzlerinin nnde tutarsam kr olur! Hala derisine dokunursam derisi
kanar. Bunu biliyorsunuz! Anneleriniz bunu size anlatmtr! Rahipleriniz bunu size
sylemitir!"
Adamlardan bazlar balarn sallayp ak azlarla Thomas'm ha Genevieve'in gzlerinin
nne gtrmesini seyretti. Thomas ha kzn alnna dokundurdu. Adamlardan bazlar
soluklarn tuttu. Ama kzn gzlerine ve alnna bir ey olmadn grnce aknlk iinde
bakakaldlar.
"eytan ona yardm ediyor," diye grledi bir adam.
"Nasl bir ahmaksn sen?" dedi Thomas tkrrcesi-ne. "eytann hilesini kullanarak
kaabileceini mi sylyorsun? O zaman neden burada? Neden hcresindey-di? Neden byk
kanatlarn aarak kap gitmedi?"
118
HERETIK
"Tanr bunu nledi."
"O zaman Tanr, ha derisine dokununca kanamasn da salard, yle deil mi? Ve eer
eytann yaraty-sa ayaklar da kedi aya gibidir. Bunu hepiniz biliyorsunuz!" Adamlarn ou
onaylarcasna bir eyler mrldand, nk eytann sevdii insanlara, karanlkta ktlk

yapabilmek ve sinsice dolaabilmeleri iin kedi patisi verdiini ok iyi biliyorlard.


"Ayakkablarn kar," diye emretti Thomas, Genevieve'e. Kzn ayaklar plak kalnca onlar
iaret etti. "Ne kedi ama, ha? Bu patilerle fazla fare yakalayamaz!"
ki adam itiraz etmeye kalkt, ama Thomas onlara kmseyerek baknca sustular.
Derken Sir Guilla-ume, Peder Medous'la birlikte geri geldi. len birine gtrmek iin hazr
tuttuu kk gm kutu da yanlarndayd. "Bu ok uygun deil," diye sze balad Peder
Medous, ama Thomas fkeyle ona baknca sustu.
"Buraya gelin peder," dedi Thomas. Peder Medous itaat etti. Thomas gm kutuyu ondan
ald. "Bir testi geti," dedi Thomas. "Ama hepiniz, hepiniz, skoya'da-kiler bile biliyorsunuz
ki," duraklayp Robbie'ye iaret etti, "eytan, yaratklarn sa'nn bedeninin dokunuuna kar
kendisi bile koruyamaz. Kz lecek! Ac iinde kvranacak. Eti paralara ayrlacak ve onun
dikildii yerde kurtuklar oynaacak. lklar cennetten duyulacak. Bunu hepiniz
biliyorsunuz!"
Biliyorlard ve bildiklerini gstermek iin balarn salladlar. Sonra Thomas'n kutudan bir
para kurumu ekmek alp Genevieve'e doru uzatn seyrettiler. Kz endieyle Thomas'm
gzlerine bakarken tereddt etti, ama Thomas ona glmseyince Genevieve
119
BERNARD CORNWELL
itaatkr bir ekilde azn ap Thomas'n iri lokmay diline koymasna izin verdi.
"ldr onu Tanrm!" diye bard Peder Medous. "ldr onu! Oh sa, sa, ldr onu!"
Sesi kalenin avlusunda yanklanyordu, ama avludaki btn adamlar uzun boylu
Genevieve'in yutkunduunu grnce yank kesildi.
Thomas sessizliin uzamasna izin verdi, sonra hl yaayan Genevieve'e anlaml bir ekilde
bakt. "Panayrlarda hokkabazlk yaparak para toplayan babasyla birlikte buraya geldi,
apkayla para toplad" dedi adamlara ngilizce olarak. "Byle insanlar her yerde grrz.
Srkla yryenler, alev yutanlar, ay oynatclar, hokkabazlar. Ama babas ld ve o burada
kald, hem de yabanc dil konuan bir halkn arasnda bir yabanc olarak. O da bizim gibi
biriydi! Uzaktan geldii iin kimse onu sevmedi. Dillerini bile bilmiyordu! Farkl olduu iin
ondan nefret ettiler ve bu yzden ona sapkn dediler. Ve bu rahip de onun sapkn olduunu
sylyor! Ama buraya geldiim gece onun evine gittim. Evinde yaayp temizlik yapan ve
yemek piiren bir kadn var, ama evde yalnzca tek bir yatak bulunuyor." Bu szler Thomas'n
tahmin ettii gibi kahkahalarla karland. nk onun bildii kadaryla Peder Medous'un bir
dzine yata vard, ama rahip neler sylendiini bilmiyordu. "O Beghard deil," dedi Thomas.
"Bunu kendiniz grdnz. O yalnzca kaybolmu biri, bizim gibi ve insanlar kendileri gibi
olmad iin bunu onun aleyhine kullandlar. imdi, eer iinizde hl ondan korkan ve onun
bize kt ans getireceini dnen varsa onu hemen ldrn." Kollarn
120

HERETIK
kavuturup geri ekildi. Hibir ey anlamayan Genevi-eve yznde bir endieyle ona
bakyordu. "Hadi," dedi Thomas adamlarna. "Yaylarnz, kllarnz ve baklarnz var. Benim
hibir eyim yok. Onu ldrn! Bu cinayet olmaz. Kilise lmesi gerektiini sylyor, bu yzden
eer Tanrnn iini yapmak istiyorsanz yapn." Robbie ne doru kk bir adm att, sonra
avludaki ruh halini hissedip hareketsiz kald.
Sonra biri kahkaha att ve birden herkes glmeye, sevin lklar atmaya balad.
Genevieve hl aknd, ama Thomas glmsyordu. Ellerini kaldrp adamlar susturdu. "Kz
kalyor, yayor ve sizin yapacak ileriniz var. imdi gidip aln."
Thomas Genevieve'i ieri gtrrken Robbie tiksintiyle yere tkrd. Thomas ha yerine
asp gzlerini kapatt. Dua edip ekmek testini gemesini salad, daha da iyisi kalmasna izin
verdii iin Tanrya kranlarn sundu.
121
T
homas on be gece boyunca kuatma iin hazrland. Castillon d'Arbizon kalesindeki kuyu
bulank ve amurlu su veriyordu, ama bu adamlarn hibir zaman susuzluktan lmeyecekleri

anlamna geliyordu; ancak eski garnizonun kilerlerinde birka uval nemli un, bir varil
filizlenmi fasulye, bir kavanoz ac zeytinya ve biraz kflenmi peynir vard. Bu yzden
Thomas adamlarn her gn yiyecek aramak iin kasabaya ve yakndaki kylere gnderiyordu.
Bylece mahzenlerde yiyecek birikmeye balamt. Bu kaynaklar tkendikten sonra
yamalamaya balad. Bildii kadaryla bu bir savat, Britanya'y bir batan dierine tahrip
eden ve neredeyse Paris'in kaplarna kadar ulaan bir sava. Thomas daha sonra on adamn
kale muhafz olarak brakp geri kalan adamlaryla at srtnda Berat Kontuna sadk olan ky
veya iftliklere gidecek, hayvanlarn alacak, ahrlarn boaltacak ve oralar yakacakt. Byle iki
baskndan sonra Thomas bir kyden gelen bir heyet tarafndan karland. Kylerinin
yamalanmamas iin para getirmilerdi. Ertesi gn para dolu keselerle iki eli daha geldi.
Adamlar hizmet etmeye de geliyorlard. Routierler, Castillon d'Arbizon'da elde edilecek
122
HERETIK
para ve yama mal olduunu duymulard ve Thomas kasabaya geleli on gn olmadan
altmn stnde adam buldu. Her gn iki atl grup yola kyor, neredeyse her gn fazla gelen
yama mallarn pazarda satyordu. Paray e blyordu, biri Northampton Kontuna, biri Sir
Guillaume ve Robbie'yle paylamak zere kendisine, ncs de adamlarna.
Genevieve, onunla birlikte dolayordu. Thomas bunu istemiyordu. Basknlara kadn
gtrmek dikkat datan bir hareketti ve dier adamlarn kadnlarn getirmelerini yasaklamt.
Ama Genevieve Robbie'den ve onun nefretini paylayor gibi grnen bir avu adamdan hl
korkuyor, bu yzden Thomas'la gitmekte srar ediyordu. Kalenin mahzenlerinde kk bir zrh
yelei bulmu, elleri kzarp acyana, zrh gm gibi parlayana kadar tuz ve sirkeyle ovmutu.
Zayf bedenine bol geliyordu, ama sar bir bezle belinden skyordu. Bana da kenarlar deriden
basit bir demir balk takyordu. Gm zrhl Genevieve, yama mallarla dolu yk hayvanlarn
ve alnm srlar idare eden adamlarn nnde atla kasabaya girdiinde Castillon d'Arbizon
halk ona Draga demeye balad. Draga'lar herkes bilirdi, onlar eytann kzlaryd, lmcl ve
kaprisliydiler ve parlak beyaz giyiyorlard. Genevieve eytann kadnyd ve ngilizlere eytann
ansn getirmiti. Ne gariptir ki, bu sylenti Thomas'n adamlarnn ounun onunla gurur
duymasn salyordu. Aralarndaki okular, Britanya'da eytann Atllar diye arlmaya
almlard ve eytanla olan bu balant yznden sapka bir gurur duyuyorlard. Bu, teki
adamlar korkutuyordu ve bylece Genevieve iyi anslarnn sembol haline gelmiti.
123
BERNARD CORNWELL
Thomas'n yeni bir yay vard artk. Okularn ou, eski yaylar yprandnda, ngiltere'den
gelen malzemeler arasndan yeni bir yay satn alrlard, ama Castillon d'Arbizon'da byle
malzemeler yoktu ve stelik Thomas yay yapmasn biliyor ve ok seviyordu. Galat Lorret'in
bahesinde yeni bir porsuk aac dal grmt. Onu kesip, bir taraf kan kadar koyu, dier
taraf bal gibi soluk olan dz bir asa elde edene kadar kabuunu ve d tahtasn soydu. Koyu
taraf, porsuk aacnn dirence dayanan odun zyd, altn rengi olan taraf ise esnek taze
kesimiydi; yay bittiinde odun z ipin ekiine direnecek, taze kesimiyse yay dzletirmek
iin esneyecek, bylece ok kanatl bir eytan gibi uacakt.
Yeni silah eski yayndan daha da uzundu. Zaman zaman ok byk yapp yapmadn
merak ediyordu, ama sebat ederek tahtay, kaln bir beli, ince ular olacak ekilde bayla
ekillendirmeye devam etti. Yay przsz hale getirdi, cilalad ve sonra boyad, nk yayn
krlmamas iin odunun neminin kerestenin iine hapsolmas gerekiyordu. Sonra eski yaynn
boynuz ularn karp yenisine takt. Eski yayndaki gm plakay bile ald. Bu plaka bir ayin
kabnn parasyd ve zerinde, elinde bir kupa tayan yale armas vard. Plakay yeni yaynn
d ksmna takp tahtann rengini karartmak iin balmumu ve isle ovuturdu. pini takmak iin
yeni yay ilk bknde gereken gce hayretle bakt. lk deneme atnda okun kalenin
surlarnn stnden uuunu aknlkla izledi.
Daha kk bir daldan ikinci bir ok daha yapt. Bu, ekmek iin pek g gerektirmeyen ocuk
yayyd. Onu da ucu kt oklarda deneme yapp kalenin avlusuna sa124
HERETIK

t oklaryla adamlar elendiren Genevieve'e verdi. Ama Genevieve azmetti ve oklarn birbiri
ardna kapnn i tarafnda kald gnler geldi.
Thomas o gece eski okunu cehenneme gnderdi. Bir oku okunu asla atmazd, krlsa bile;
iki iip glmek iin bahane olan bir trenle eski ok alevlere atlrd. Okulara gre ok
cehenneme gidip sahibini beklerdi. Thomas yaynn yann, son kez bklp kvlcmlar
saarak krln izlerken bu yayla att oklar dnyordu. Okular byk bir saygyla byk
salonun minesinin etrafna toplanmt. Arkalarndaki askerler sessizdi. Thomas ancak yay
bir kl ynna dntkten sonra arap kadehini kaldrd. "Cehenneme," dedi eski bir duayla.
"Cehenneme," diye onayladlar okular. Okularn trenine kabul edilme ayrcalna sahip
olan askerler de bu sz tekrarladlar. Ayr bir yerde duran Robbie hari herkes. Boynuna
gm bir ha takmaya balamt. Ktl kovmak iin orada olduunu gstermek
istercesine zrhnn stne brakyordu.
"yi bir yayd," dedi Thomas, kllere bakarak. Ama yenisi de bir o kadar, hatta belki daha da
iyiydi. ki gn sonra Thomas en byk akna giderken yeni yayn yanna ald.
Kaleyi korumak iin gereken bir avu adam dnda herkesi yannda gtrd. Bu akn
gnlerdir planlyordu ve uzun bir yolculuk olacan biliyordu, bu yzden afaktan nce yola
koyuldu. Kuzey kapsna giderlerken atlarn nal sesleri evlerden yanklanyordu. Artk
Northampton Kontunun armasyla ssl bir asa tayan nbeti aceleyle kaplar at, atllar
kprden ge125

BERNARD CORNWELL
ip gney aalarnn arasnda gzden kayboldular. ngilizlerin nereye gittiini kimse
bilmiyordu.
Douya, Astarac'a gidiyorlard, Thomas'n atalarnn yaad, Kutsal Kse'nin bir zamanlar
gizlenmi olabilecei yere. "Onu bulmay m bekliyorsun?" diye sordu Sir Guillaume. "Kazayla
ona rastlayacamz m sanyorsun?"
"Ne bulacamz bilmiyorum," diye itirafta bulundu Thomas.
"Orada bir kale var, deil mi?"
"Vard," dedi Thomas. "Ama babam orann ihmal edildiini sylemiti." hmal edilen bir kale
yklm demekti ve Thomas orada harabeden baka bir ey grmeyi beklemiyordu.
"O halde neden gidiyoruz?" diye sordu Sir Guillaume.
"Kutsal Kse," dedi Thomas ksaca. Gerekte merak ettii iin gidiyordu, ama ne aradn
bilmeyen adamlar bu aknda sra d bir ey olduunu anlamlard. Thomas yalnzca uzakta

bir yere gittiklerini sylemiti, nk yakndaki her yeri yamalamlard. Ama daha zeki
adamlar Thomas'n endieli halini fark ediyorlard.
Sir Guillaume Astarac'n nemini biliyordu. Tpk pusuyu nlemek iin eyrek mil ileride giden
alt oku ve askerin bulunduu ileri muhafz grubunu yneten Robbie gibi. Yolu bildiini
iddia eden Castillon d'Arbizon'daki bir adam nderlik ediyordu onlara. Adam onlar aalarn
alak ve seyrek, manzarann ak olduu tepelere karyor, Robbie birka dakikada bir yolun
ak olduunu belirtmek iin eliyle gerideki-lere iaret ediyordu. Balk takmadan yolculuk
eden
126
HERETIK
Sir Guillaume uzaktaki figre doru ban sallad. "Arkadalk bitti mi?"
"Umarm hayr," dedi Thomas.
"Sen istediini umabilirsin," dedi Sir Guillaume. "Ama kz yanmzda geliyor." Sir
Guillaume'nin yz, Thomas'n kuzeni tarafndan kesilmi, Norman'n yalnzca sa gz salam
kalmt. Sa yanandan aaya inen yara izi sakalnda beyaz bir izgi oluturuyordu.
Korkun grnyordu ve savata gerekten de korkun oluyordu, ama ayn zamanda cmert
bir adamd. Yolun birka metre yannda gri bir ksrak sren Genevieve'e bakyordu. Kz gm
rengi zrhn takm, uzun bacaklarna soluk gri bir rt rtm, kahverengi izmeler giymiti.
"Onu yakmaly-dn," dedi neeyle.
"Hl byle mi dnyorsun?" diye sordu Thomas.
"Hayr," diye itiraf etti Sir Guillaume. "Ondan holanyorum. Eer Genny Beghard'sa ondan
biraz daha olsun isterim. Ama Robbie'yle ne yapman gerektiini biliyorsun."
"Dv m?"
"sa'nn kemikleri adna, hayr!" Sir Guillaume, Thomas'n byle bir eyi ima etmesi bile ok
etmiti onu. "Onu evine gnder. Fidyesi ne kadar?"
" bin florin."
"Tanr akna, bu ok ucuz! ekmecende o kadar para birikmitir. Bunu ona verip geri
gnder. zgrln satn alp skoya'da rsn."
"Onu seviyorum," dedi Thomas ve bu doruydu. Robbie dostuydu ve Thomas eski
yaknlklarn yeniden kuracaklarna inanyordu.
127
BERNARD CORNWELL
"Onu sevebilirsin, ama onunla yatmyorsun. Bir seim yapmak gerekince erkekler her zaman
yataklarn stan seerler, Thomas. Bu sana daha uzun bir hayat salamaz, ama kesinlikle
daha mutlu bir hayatn olur." Bir kahkaha atp, dman olup olmadn grmek iin alak
arazileri kontrol etmek zere dnd. Kimse yoktu. yle grnyordu ki Berat Kontu,
birdenbire blgesinde yer edinen ngiliz garnizonuna aldrmyordu. Ama savata Thomas'tan
daha eski olan Sir Guillaume, bunun nedeninin yalnzca Kontun adamlarn toplamas olduunu
dnyordu. "Hazr olduunda saldracaktr," dedi Norman. "Ve Coredorlarn bizimle
ilgilenmeye baladn fark ediyor musun?"
"Ediyorum," dedi Thomas. Her aknda adamlarn seyreden apulcu haydutlar grmt.
Yaklamyorlar, kesinlikle ok menziline girmiyorlard, ama oradaydlar ve Thomas ok yaknda
onlar bu tepelerde grmeyi bekliyordu.
"Haydutlarn askerlere meydan okumas houma gitmez," dedi Sir Guillaume,
"Henz bize meydan okumadlar."
"Bizi elence olsun diye izlemiyorlar," dedi Sir Guillaume kuru bir sesle.
"Bence kellelerimize konan bir dl var. Bunlar para istiyorlar. Ve bir gn daha cesur
davranacaklar. Yani ben yle umuyorum." Eyerine dikili uzun deri tpn iinde asl duran yeni
yayn okad.
Sabahn ortasna kadar aknclar, kuzeye ve gneye inen yksek kayalk tepelerle ayrlan
bereketli vadileri birbiri ardna getiler. Tepelerin zirvesine vardklaHERETIK

rnda Thomas bir dzine ky gryordu, ama vadiye, aalarn arasna indiklerinde hibir ey
grmyordu. Yksekteyken iki kale grdler, ikisi de kkt ve kulelerinde bayraklar
sallanyordu. Ama bayraktardaki armann ayrt edilemeyecei kadar uzaktaydlar. Thomas
bunun Berat Kontunun armas olduunu tahmin etti. Btn vadilerde kuzeye akan nehirler
vard, ama kprler ya da s yerler korunmasz olduu iin bunlar gemede zorluk
ekmediler. Yollar da tepeler ve vadiler gibi kuzeye ve gneye gidiyor, bu yzden bu zengin
topraklarn Lordlar douya ve batya yolculuk yapan halka kar korunmuyordu. Kaleleri vadi
girilerinde nbet tutuyor, garnizonlar yoldaki tccarlardan para topluyordu.
"Buras Astarac m?" diye sordu Sir Guillaume bir tepeyi daha geerlerken. Kk bir kalesi
olan kye bakyordu.
"Astarac'n kalesi ykld," diye cevap verdi Genevi-eve. "Kayalklarn stndeki bir kule ve
duvarlardan oluuyor, byle bir ey deil."
"Oraya gittin mi?" diye sordu Thomas.
"Babam ve ben zeytin panayr iin hep giderdik oraya."
"Zeytin panayr m?"
"St. Jude ziyafetinde," dedi. 'Yzlerce insan gelir. yi para kazanrdk."
"Zeytin mi satyorlard?"
"lk skmadan kavanozlarca satarlard. Sonra akamlar gen domuzlar yalarlar ve insanlar
onlar yakalamaya alrd. Boa greleri olur ve dans edilirdi." Bunlar hatrlayarak gld,
sonra atn
129

BERNARD CORNWELL
mahmuzlad. yi ata biniyordu, srt dik, topuklar aada. Thomas ve dier okular gibi bir
buday uvalnn zarafetiyle biniyordu atna.
Astarac vadisine indiklerinde vakit leni yeni gemiti. Coredorlar onlar oktan grmt
ve yirmi kadar hrpani klkl haydut onlar takip ediyor, ama yaklamaya cesaret
edemiyorlard. Thomas onlara aldrmyor, kk kyn yarm mil gneyindeki kayalklarn
stnde duran krk kalenin siyah d izgilerine bakyordu. Daha kuzeyde bir manastr
grebiliyordu, kilisesinin kulesi olmad iin byk olaslkla Cister-cian olduuna karar verdi.
Kaleye bakp bir zamanlar ailesinin oraya sahip olduunu, atalarnn bu topraklar ynettiini,
armasnn krk kulede dalgalandn dnd. Gl bir eyler hissetmesi gerektiini
dnyordu, ama yalnzca belli belirsiz bir d krkl duyuyordu. Toprak onun iin hibir ey
ifade etmiyordu. Kutsal Kse gibi deerli bir ey bu acnas krk ta ynna nasl ait olabilirdi?

Robbie geriye geldi. Genevieve kenara ekilirken Robbie ona aldrmad. "nemli bir yer gibi
grnmyor," dedi Robbie, gm ha sonbahar gneinde parlarken.
"yle," diye dorulad Thomas.
Robbie eyerinde dnp derinin gcrdamasna neden oldu. "Bir dzine adamla manastra
gitmeme izin ver," diye nerdi. "Kilerleri dolu olabilir."
"Yarm dzine oku da al," dedi Thomas. "Biz de ky yamalayalm."
Robbie bayla onaylayp geriye, uzaktaki Coredor'lara bakt. "O serseriler saldrmaya cesaret
edemez."
130
HERETIK
"Bundan kukuluyum," diye onaylad Thomas. "Ama phelerime gre bamza dl kondu.
Bu yzden adamlarn bir arada tut."
Robbie ban sallayp Genevieve'e bakmadan uzaklat. Thomas alt okusuna onunla
gitmelerini emretti. Kendisi ve Sir Guillaume kye indi. Kyde yaayanlar askerlerin
yaklatn grr grmez byk bir ate yand, kirli duman bulutsuz gkyzne ykseldi. "Bu
bir uyar," dedi Sir Guillaume. "Gittiimiz her yerde bununla karlaacaz."
"Uyar m?"
"Berat Kontu uyand," dedi Sir Guillaume. "Herkese bizi grdnde iaret atei yatmas
emredilecek. Bu dier kylleri uyarp canl hayvanlarn saklamalar, kzlarn kilit altna
almalar iin bir uyar. Duman, Berat kynden grlecek. u anda bizim nerede olduumuzu
gsteriyor."
"Berat'tan ok uzaz."
"Bugn yola kmayacaklar. Bizi asla yakalayamazlar," diye dorulad Sir Guillaume.
Thomas'n adamlarnn bildii kadaryla bu ziyaretin amac yamalamakt. Sonunda verdikleri
hasarn Berat glerini getireceini ve gerek bir sava yapma frsat bulacaklarna
inanyorlard. Bu savata Tanrnn ya da eytann yanlarnda olmasna gre deerli esirler
alacak, bylece daha da zengin olacaklard, ama imdilik yalnzca tahrip edip alyorlard.
Robbie manastra gitti, Sir Guillaume dier adamlar kye sokarken Thomas ve Genevieve
gneye dnp yklan kaleye trmand.
Buras bir zamanlar bizimdi, diye dnyordu Thomas. Atalar burada yaamt, ama yine
de hibir ey
131

BERNARD CORNWELL
hissetmiyordu. Kendini Fransz olmak bir yana Gaskon olarak bile grmyordu. O bir ngiliz'di,
ama yine de yklm duvarlara bakp kalenin btn olduu ve ailesinin orann efendisi olduu
zamanlar hayal ediyordu.
O ve Genevieve atlarn krk kapya balayp devrilmi talarn stnden atlayarak avluya
girdiler. Perde duvar neredeyse tamamen yklmt. Talar ahr veya ev yaplmak zere
gtrlmt. En byk kalnt kulenin byk burcuydu, ama onun bile yars krlmt, gney
taraf rzgra akt. Kuzey duvarnn yarsnda bir mine grnyordu, bir zamanlar var olan
zemini destekleyen kirilerin bulunduu yeri gsteren i kanattan byk talar kyordu. Krk
bir merdiven dou tarafnda yukar kyor, ama hibir yere varmyordu.
Kulenin yannda, kayalklarn en yksek parasn paylaan kilisenin kalntlar vard. Zemini
kaldrm talaryla deliydi ve zerlerinde Thomas'n armas vard. Yayn yere koyup tan
yanna meldi, ait olma hissi duymaya alt.
"Bir gn," dedi Genevieve krk gney duvarnn stnde dikilip vadiye bakarak, "neden
burada olduunu syleyeceksin bana."
"Yamalamak iin," dedi Thomas ksaca.
Kz miferini karp gen bir kz gibi ak brakt salarn sallad. Glmserken sar bukleler
rzgrla dalgalanyordu. "Beni aptal m sanyorsun, Thomas?"
"Hayr," dedi dikkatli bir ekilde.
"ngiltere'den buraya uzun bir yol kat edip Castil-lon d'Arbizon adnda kk bir kasabaya
geldin, sonra da buraya. Yolda yamalayabileceimiz bir dzine
132

HERETIK
yor vard, ama biz buraya geldik. Ve ite burada, yaynda tadn arma var."
"Bir sr arma var," dedi Thomas, "ve genellikle birbirine benzerler."
Kz ban iki yana sallad. "Nedir bu arma?"
"Bir yale," dedi Thomas. Yale hanedan armaclar tarafndan icat edilen bir yaratkt, diler,
peneler, pullar ve tehditten oluuyordu. Thomas'n yayna takl olan armasnda kupa tayan
bir yale grnyordu, ama kaldrm tann stndeki yale bir ey tamyordu.
Genevieve, Thomas'm gerisine, Sir Guillaume'nin adamlarnn canl hayvanlar bir ala
soktuklar yere bakt. "Babamla ben bir sr hikye duyardk," dedi. "Babam hikyeleri
severdi, bu yzden onlar hatrlamaya alr, akamlar da bana anlatrd. Tepelerdeki
canavarlara ait hikyeler, atlarn stnde uan ejderhalar, kutsal kaynaklardaki mucizeler,
canavarlar douran kadnlar. Binlerce hikye. Ama bu vadilere geldiimizde tekrar tekrar
duyduumuz bir hikye vard." Duraklad.
"Devam et," dedi Thomas. Esen rzgr ince sa tellerini havalandrd. Salarn balayp
kendini bir kadn olarak gsterecek kadar olgundu, ama salarn ak seviyordu ve Thomas
bunun onu daha fazla Draga olarak gsterdiini dnyordu.
"Perfect'in hazineleriyle ilgili hikyeler duyardk."
Perfect, Beghard'larn ncleri, Kilisenin yetkilerini reddeden sapknlard. Kilise, Fransa
Kralnn yardmyla onlar ezene kadar ktlkleri btn gneye yaylmt. lmlerin atei yz
yl nce snmt, ama Perfect'in adlandrld ekliyle, Katarlarn yanklar
133
BERNARD CORNWELL
hl sryordu. Gaskonya'nn bu kesimine yaylmamlard, ama baz kilise grevlileri
sapknln btn Hristiyanl istila ettiini ve en uzak kesimlerinde hl gizlenmi olduunu
iddia ediyordu. "Perfect'in Hazineleri," dedi Thomas ifadesiz bir sesle.
"ok uzaklardan bu kk yere geldin," dedi Genevi-eve. "Ama bu tepelere ait olan bir arma
tayorsun. Babam ve ben ne zaman buraya gelsek Astarac hikyeleri duyardk. Hl
anlatrlar."
"Ne anlatrlar?"
"Byk bir Lordun nasl kap buraya sndn ve Perfect'in Hazinelerini yannda getirdiini.
Ve hazinelerin hl burada olduunu."
Thomas glmsedi. "Hazine olsayd uzun zaman nce kazp karrlard."
"yi gizlendiyse kolay bulunmaz," dedi Genevieve.
Thomas, iftlik hayvanlarnn kesildii aldan brtlerin, melemelerin, lklarn geldii
kye bakt. Taze etler eyerlere yklenecek, tuzlanp ttslenmek iin geri gtrlecekti.
Kyllerse boynuzlan, barsaklar ve derileri alacaklard. "Her yerde hikye anlatrlar," dedi
Thomas kmseyerek.
"Btn hazineler iinde en deerli olan biri var ki onu yalnzca bir Perfect'in bulabileceini
sylyorlar," dedi Genevieve yumuak bir ekilde, onun kmsemesine aldrmadan.
"O halde yalnz Tanr bulabilir onu," dedi Thomas.
"Ama bu seni aramaktan alkoymaz, deil mi Thomas?"
"Neyi aramaktan?"
"Kutsal Kse'yi."
134
HERETIK
Szck sylenmiti, gln szck, olanaksz szck, Thomas'n var olmadndan korktuu,
ama yine de urad eyin ad olan szck. Babasnn yazlar onun Kutsal Kse'ye sahip
olduunu gsteriyordu, ama Thomas'n kuzeni Guy Vexille, Thomas'n kutsal emanetin yerini
bildiinden emindi. Bu yzden Vexille, Thomas' dnyann bir ucuna kadar takip edecekti.
Thomas bu yzden burada, Astarac'tayd ve katil kuzenini yeni yaynn menziline ekmeye
alyordu. Kulenin entikli tepesine bakt. "Sir Guillaume neden burada olduumuzu biliyor,"
dedi. "Robbie biliyor. Ama dierleri hayr, bu yzden onlara bir ey syleme."

"Sylemem. Ama sen onun var olduuna inanyor musun?"


"Hayr," dedi hissettiinden ok daha emin bir ekilde.
"Ama var," dedi Genevieve.
Thomas onun yanna gidip gneye, nehrin, ayrlarn ve zeytin aalarnn arasnda yumuak
bir ekilde kvrld yere bakt. Orada adamlar gryordu, yirmi kadar adam ve onlarn
Coredorlar olduunu biliyordu. Adamlarnn k boyunca pasakl haydutlar tarafndan takip
edilmesini istemiyorsa onlar konusunda bir eyler yapmak zorunda kalacan dnd.
Onlardan korkmuyordu, ama adamlarndan birinin yolundan kp yakalanmasndan
korkuyordu, bu olmadan nce haydutlar korkutmas daha iyiydi.
"Gerekten var," dedi Genevieve.
"Bunu bilemezsin," dedi Thomas, kendisini seyreden haydutlar seyretmeye devam ederek.
"Kutsal Kse, Tanr gibidir," dedi Genevieve. "Her yerdedir, etrafmzdadr, aktadr, ama biz
onu grme135
BERNARD CORNWELL
yi reddederiz. Adamlar yalnzca byk bir kilise ina edip, altn, gm ve heykellerle
doldurarak Tanry grebileceklerini dnrler, ama btn yapmalar gereken bakmaktr.
Kutsal Kse var Thomas, yalnzca gzlerini aman gerek."
Thomas yayna ip takt, torbasndan bir ok kard, yay ekebildii kadar ekti. Srtndaki
kaslarn yeni yayn beklenmedik gc yznden acdn hissedebiliyordu. Oku aada, belinin
hizasnda tuttu, sol elini yukar kaldrd, bylece ipi braktnda ok gkyzne frlad. Beyaz
tyler git gide kld, kld ve yere doru inie geip tok bir ses kararak yz metre
tedeki nehrin kysna indi. Coredor'lar mesaj alp geri ekildiler.
"Ok ziyan," dedi Thomas. Sonra Genevieve'in kolunu tutup adamlarn bulmaya gitti.
Robbie, her yeriyle beyaz elbiseli Cistercianlarn ilgilendii manastrn arazilerine hayran
olmutu. Bu rahipler, zrhl askerleri grnce eteklerini toplayp komaya baladlar. Tarlalarn
ou zm ba yaplmt, ama bir armut bahesi, zeytinlik, mera ve balk havuzu da vard.
Burann verimli bir arazi olduunu dnd. Gnlerdir gney Gaskonya'daki hasadn ne kadar
zayf olduunu duyuyordu, ama buras, kendisinin kuzeydeki hain, clz arazileriyle
karlatrlnca cennet gibi grnyordu. Manastrda bir an alarm vermeye balamt.
"Bir hazine evleri olmal." Okulardan Jake, Robbie'nin yanna gelip manastr iaret etti.
"Onu ldre136
HERETIK
ceiz, gerisi sorun olmayacak," dedi manastrn kaplmdan kp sakin bir ekilde onlara doru
gelen yalnz bir keii iaret ederek.
"Kimseyi ldrmeyeceksin," diye parlad Robbie. Adamlarna atlarn durdurmalarn iaret
etti. "Ve siz burada bekleyeceksiniz," dedi onlara. Eyerinden atlayp dizginleri Jake'e frlatt,
ok uzun boylu, ok zayf ve ok yal olan keie doru yrd. Kaztlm tepesinin etrafnda
ty gibi ince salar uuuyordu. Uzun, karanlk yz, bilgelik ve nezaket tayordu. Srtnda
kalkan, zerinde zrh ve belinde daysnn klcyla Robbie kendini bir garip ve oraya ait
deilmi gibi hissediyordu.
Keiin beyaz cppesinin sa kolundaki mrekkep lekesini grnce Robbie onun ktip olup
olmadn merak etti. Aknclarla mzakerede bulunmas iin gnderilmiti, belki onlar satn
alacak, belki de Tanrnn evine sayg duymalar iin onlar ikna edecekti. Robbie, bir keresinde,
ngiliz snrnn hemen karsndaki Hex-ham'da bulunan Black Canons'n byk manastrn
yamalamaya nasl yardm ettiini dnd. Keilerin aknclara nasl yalvardn, onlar
Tanrnn intika-myla nasl tehdit ettiini, skolarn onlara nasl gldn, sonra Hexham'
nasl soyup soana evirdiklerini hatrlad. Ama Tanr Durham'da ngilizlerin kazanmasna izin
vererek intikamn almt. Bu hatrayla, Hexham'm kutsallna saygszlk gstermelerinin
Durham'daki yenilgiye direkt olarak neden olmu olabileceini aniden fark eden Robbie birden
duraksayp kalarn att, kendisine glmseyen keie ne syleyeceini dnd. "Siz ngiliz
aknclar olmalsnz," dedi kei, ok gzel ngilizcesiyle.
137

BERNARD COENWELL
Robbie ban iki yana sallad. "Ben sko'um," diye karlk verdi.
"sko mu? ngilizlerle yama yapan bir sko! Bir keresinde Yorkshire'daki Cisterian evinde
iki yl kaldm ve rahiplerin skolar hakknda iyi bir ey sylediklerini hi duymadm. Ama ite
ngilizlerle birlikte buradasn, oysa ben bu gnahkr dnyada alacak her trl eyi
grdm sanyordum." Kei glmsedi. "Ben Barahip Planchard ve evim sizin insafnza
kalm durumda. stediinizi yapn gen adam, sizinle savamayacaz." Yolun kenarna
ekilip, Robbie'yi klcn ekip yamalamaya balamaya davet edermi gibi manastr iaret
etti.
Robbie kprdamad. Hl Hexham' dnyordu. Oradaki kilisede len keii, siyah
cppesinin altndan akp basamaklara dklen kanlarn, amdanlar, halar ve cppelerden
oluan yama mallaryla adamn stnden atlayan sarho sko askerlerini dnd.
"Kukusuz, eer isterseniz arap iebilirsiniz," dedi barahip. "Bizim kendi arabmz ve en
iyisi deil. Biz ok yeniyken iiyoruz, ama iyi kei peynirimiz var ve Peder Philippe vadideki en
iyi ekmei yapyor. Atlarnz sulayabiliriz, ama ne yazk ki ok az samanmz var."
"Hayr," dedi Robbie birden, sonra dnp adamlarna bard. "Sir Guillaume'nin yanna geri
dnn."
"Ne yapalm ne?" diye sordu askerlerden biri aknlkla.
"Sir Guillaume'nin yanma dnn. Hemen!"
Atn Jake'in elinden alp barahibin yannda manastra yrd. Hibir ey sylemedi, ama
Barahip Planchard sessizliinden gen sko'un konumak istediini anlad. Bekiye atla
ilgilenmesini syledi, Rob138
HERETIK
hie'yi klcn ve kalkann girite brakmaya davet etti. "Tabii istersen yannda kalabilirler, ama
onlarsz daha rahat edeceini dndm. St. Sever'a ho geldin."
"St. Sever m?" diye sordu Robbie kalkann boynundan kararak.
"Bu vadide bir melein kanadn onard sylenir. Bazen buna inanmak ok zor gelir bana,
ama Tanr inancmz snamay sever, bu yzden her gece St. Sever'a dua ederim ve mucizesi
iin ona kranlarm sunup ondan beyaz kanad onard gibi beni de onarmasn isterim."
Robbie glmsedi. "Onarlmaya m ihtiyacnz var?"
"Hepimizin var. Genken ruhumuz arzalanr, yalannca da bedenimiz." Barahip Planchard
onu kemerli yoldan geirmek iin Robbie'nin dirseine dokundu. Gneli bir yer seip
ziyaretisini iki stun arasndaki alak duvarda oturmaya davet etti. "Anlat bana," dedi
Robbie'nin yanna oturup. "Sen Thomas msn? ngilizleri yneten adamn ad bu deil mi?"
"Ben Thomas deilim," dedi Robbie. "Ama admz duydunuz demek?"
"Oh tabii. Melek dtnden beri daha heyecanl bir ey olmad buralarda," dedi rahip
glmseyerek. Sonra dnp bir rahipten arap, ekmek ve peynir getirmesini istedi. "Ve belki
biraz da bal! ok gzel bal yaparz," diye ekledi Robbie'ye. "Czamllar ar kovanlaryla
ilgileniyor."
"Czamllar m!"
"Evin arkasnda yayorlar," dedi barahip sakin bir ekilde. "Oras yamalamak istediin ev,
deil mi, gen adam?"
139
BERNARD CORNWELL
"Evet," diye itiraf etti Robbie.
"Ama onun yerine ekmek yemek iin burada benimlesin." Planchard duraklad, kurnaz
gzleriyle Rob-bie'nin yzn aratrd. "Bana sylemek istediin bir ey var m?"
Robbie kalarn att, sonra arm gibi bakt. "Nereden bildiniz?"
Planchard gld. "Silahl ve zrhl, ama zrhnn stnde ha sallanan bir asker bana
geldiinde onun Tanry dnen biri olduunu anlarm. Bir iaret takyorsun, olum," diye ha
iaret etti. "Seksen be yldan sonra bile bir iareti anlayabiliyorum."
"Seksen be mi!" dedi Robbie hayretle, ama barahip bir ey sylemedi. Robbie'nin bir sre
kprdandktan sonra dndklerini sylemesini bekledi. Castillon d'Arbizon'a gittiklerini,
zindanda bir Beghard bulduklarn ve Thomas'n onu nasl kurtardn anlatt. "Bu beni

endielendiriyor," dedi imenlere bakarak. "Ve o kz yaad srece bamza iyi bir ey
gelmeyeceini dnyorum. Kilise onu mahkm etti!"
"Etti," dedi Planchard, sonra sessiz kald.
"O bir sapkn! Bir cad!"
"Onu biliyorum," dedi Planchard yumuak bir ekilde, "yaadn da duydum."
"imdi burada!" diye itiraz etti Robbie ky iaret ederek. "Burada, vadinizde!"
Planchard Robbie'ye baknca drst, pervasz bir ruh grd. Ama bu ruhta frtnalar
kopuyordu. ini ekip biraz arap doldurdu, ekmei, peyniri ve bal gen adama doru itti.
"Ye," dedi yumuak bir ekilde.
140
HERETIK
"Bu doru deil!" dedi Robbie hararetli bir ekilde.
Barahip yiyeceklere dokunmad. arabn yudumla-yp kyn ateinden ykselen dumana
bakarak yumuak bir ekilde konutu. "Beghard'n gnah senin deildir, olum," dedi.
"Thomas'n onu serbest brakmas da senin suun deil. Sen baka insanlarn gnahlar iin mi
endieleniyorsun?"
"Onu ldrmeliydim!" dedi Robbie.
"Hayr, ldrmemeliydin," dedi barahip serte.
"Hayr m?" dedi Robbie ararak.
"Eer Tanr bunu isteseydi, benimle konuman iin seni buraya gndermezdi. Tanrnn
amalarn anlamak her zaman kolay deildir, ama yntemlerinin bizimki kadar direkt
olmadn grdm. Tanry karmaklatryoruz, nk iyiliin ok basit olduunu
grmyoruz." Duraklad. "O yaarken senin bana iyi bir ey gelmeyeceini sylyorsun, ama
Tanr neden senin bana iyi bir ey gelmesini istesin ki? Bu blge haydutlar haricinde bar
iinde yayordu ve siz bunu bozdunuz. Beghard lm olsayd Tanr sizi daha m acmasz
yapard?"
Robbie hibir ey sylemedi.
"Bana baka insanlarn gnahlarndan sz ediyorsun," dedi rahip daha sert bir ekilde, "ama
kendi gnahlarn anlatmyorsun. Ha bakalar iin mi takyorsun? Yoksa kendin iin mi?"
"Kendim iin," dedi Robbie sessizce.
"O zaman bana kendi gnahlarn anlat."
Robbie bylece anlatt.
141
BERNARD CORNWELL
Beziers Lordu ve byk Berat kontluunun varisi Jos-celyn, gs zrhn masaya o kadar sert
bir ekilde vurdu ki kerestenin atlaklarnn arasndan toz kt.
Amcas Kont kalarn att. "Tahtaya vurmann gerei yok, Joscelyn," dedi sakin bir ekilde.
"Masada tahta kurdu yok. En azndan ben olmadn umuyorum. nleyici olarak terebentin
sryorlar."
"Babam kll su ve idrara ok gvenirdi," dedi Peder Roubert. "Ve ara sra yakmaya."
Kontun karsna oturmu, yzyl nce Astarac'tan alndklarndan beri rahatsz edilmeden
duran rmekte olan eski parmenleri kartryordu. Bazlarnn yank ular den kalede
kan yangnn kantyd.
"Kll su ve idrar m? Bunu denemeliyim." Kont yn apkasnn altn kad, sonra fkeli
yeenine bakt. "Peder Roubert'i tanyorsun, deil mi Joscelyn? Elbette tanyorsun." Baka bir
belgeye bakp Astarac muhafz grubuna katlmak zere iki nbetinin daha talep edildiini
grd. ini ekerek, "Eer okuyabilseydin bize yardmn dokunurdu, Joscelyn," dedi.
"Size yardm edeceim amca," dedi Joscelyn vahi bir ekilde. "Yalnz benim dizginlerimi
brakn!"
"Bu Peder Jerome'e gidebilir." Kont, ekstra nbeti talebini, Parisli gen keiin parmenleri
okuyaca alt kattaki odaya tanacak olan byk sepete koydu. "Onu artmak iin araya
baka belgeler de kartr," dedi Peder Roubert'e. "Lemierre'den gelen vergi kaytlan onu bir ay
boyunca megul eder!"
"Otuz adam, amca," diye srar etti Joscelyn. "stediim tek ey bu! Seksen yedi askerin var!
Bana yalnzca otuzunu ver!"

142
HERETIK
Bezieres Lordu Joscelyn etkileyici bir figrd. Son derece uzun boyluydu, omuzlar ok geni,
kollar ok uzundu, ama ylesine bo grnen yuvarlak bir surat vard ki amcas bazen
yeeninin ikin gzlerinin ardnda bir beyin olup olmadn merak ederdi. Miferinin deri
kenarnn neden olduu basnla belirginleen saman sars salar, gl kollar ve salam
bacaklar vard ve Joscelyn kemik ve kastan ibaret olsa da erdemleri de yok deildi.
Gayretliydi, ama bu gayreti yalnzca Avrupa'nn en nl dvlerinden biri olduu turnuva
bahesine ynelikti. Paris turnuvasn iki kez kazanmt, byk Tewkesbury toplantsnda en
iyi ngiliz valyelerini kk drm, adamlarn kimsenin kendilerinden daha iyi olmadn
dndkleri Alman eyaletlerinde bile bir dzine en iyi dl toplamt. Si-egenthalerli
Walther'i bir devrede iki kez koca poposunun stne drmt. Joscelyn'i tekrar tekrar
yenen tek valye, para kazanmak iin turnuva meydannda hain ve amansz bir ekilde atyla
dolaan Harlequin adl siyah zrhl adamd. Ama Harlequin ya da drt yldr grnmyordu.
Joscelyn onun yokluunda kendisini Avrupa ampiyonu yapabileceini dnyordu.
Kontun en kk kardei tarafndan Paris yaknlarnda bytlm, ama babas on yedi yl
nce bir hastalktan lmt. Joscelyn'in evinde ok az para olurdu ve cimriliiyle nl Kont,
Joscelyn'in dul annesine skntsn hafifletmek iin en fazla bir gm para gndermiti. Ama
Joscelyn mzra ve klcyla para kazanmt ki Kont bunun onun lehine bir ey olduunu
dnyordu. Joscelyn yannda, paralarn kendisinin dedii, savata sertlemi iki asker
getirmiti. Kont bu
143
BERNARD CORNWELL
yzden onun adamlarn ynetebildiim dnyordu. "Ama okumay gerekten renmelisin,"
dedi sesli dnerek. "Okumak bir insan medeniletirir, Joscelyn."
"Medeniyetin can cehenneme," dedi Joscelyn. "Cas-tillon d'Arbizon'da ngiliz haydutlar var
ve biz hibir ey yapmyoruz! Hibir ey!"
"Hibir ey yapmyor deiliz," diye kar kt Kont, yn apkasnn altn yeniden kayarak.
Orada durmadan kanan bir yer vard ve bunun daha kt bir hastaln habercisi olup
olmadn merak ediyordu. Galen, Pliny ve Hippocrates kopyalarna bavurmay zihnine not
etti. "Toulouse ve Paris'e haber gnderdik," diye aklad Joscelyn'e. "Ve Bordeaux'daki
kethday protesto edeceim. Hem ok sert bir biimde!" Kethda Gaskonya'daki ngiliz
Kralnn naibiydi ve Kont adama bir mesaj gndereceinden emin deildi, nk byle bir
protesto ngiliz maceraclarn Berat'ta arazi aramalarn kkrtabilirdi.
"Protestonun can cehenneme," dedi Joscelyn. "Yalnzca ldrelim o serserileri. Atekesi
bozuyorlar!"
"Onlar ngiliz," dedi Kont. "Atekesi her zaman bozarlar. eytana ngilizlerden daha ok
gvenebilirsin."
"O zaman ldrelim onlar," diye srar etti Joscelyn.
"ldreceimizden kukum yok," dedi Kont. Astarac kalesinin gider borazanlarnn kenarna
karaaa keresteleri geirmek zere Sestier diye bir adamla yaplan szlemeyi yazan, uzun
zaman nce lm olan bir ktibin korkun el yazsn zmeye alyordu. "Zaman gelince,"
diye ekledi dalgn bir ekilde.
"Bana otuz adam ver, amca, onlar bir hafta iinde temizleyeyim."
144
HERETIK
Kont belgeyi atp baka bir tane ald. Mrekkep kahverengiye dnmt ve ok zor
okunuyordu, ama ta ustasyla yaplan bir szleme olduunu anlayabiliyor-du. "Joscelyn,
onlar bir hafta iinde nasl temizleyeceksin?" diye sordu, szlemeye bakmaya devam ederek.
Joscelyn yal adama deliymi gibi bakt. "Castillon d'Arbizon'a giderek elbet," dedi. "Ve
onlar ldrerek."
"Anlyorum, anlyorum," dedi Kont, ama aklama iin mteekkirdi. "Ama ingilizler oradan
ayrldktan hemen sonra Castillon d'Arbizon'a son gidiimde, ki bu uzun yllar nceydi, kale
tatan yaplmt. Onu kl ve mzrakla nasl yeneceksin?" Yeenine glmsedi.

"Tanr akna! Dveceklerdir."


"Oh, dveceklerine eminim. ngilizler de senin gibi zevkten holanyor. Ama bu ngilizlerin
okular var, Joscelyn, okular. Turnuva sahasnda bir okuyla karlatn m hi?"
Joscelyn bu soruya aldrmad. "Yalnzca yirmi oku," diye sylendi.
"Garnizon bize yirmi drt oku olduunu sylyor," dedi Kont ukal bir ekilde. Castillon
d'Arbizon garnizonundan hayatta kalanlar ngilizler tarafndan serbest braklm ve onlar da
Berat'a kamlard. Kont ikisini rnek olsun diye astktan sonra kalanlar sorgulamt. Hepsi
u anda hapishanede, gneye gtrlp kadrgalara kle olarak satlmay bekliyorlard. Kont,
bu gelir kaynan glmseyerek bekliyordu. Ta ustasyla ilgili belgeyi sepete atmak
zereyken gzne taklan bir szck zerine igdleri ona belgeyi tutmasn syledi. Tekrar
yeenine dnd. "Sana bir ngiliz sava yayn anlataym, Jos145
BERNARD CORNWELL
celyn," dedi. "Basit bir eydir, porsuk aacndan yaplr, bir kyl aletidir aslnda. Avcm bu
oklardan kullanabiliyor, ama o, bu silah konusunda ustalaan Be-rat'taki tek insan. Sence bu
neden olabilir?" Bekledi, ama yeeni bir cevap vermedi. "Sana ben syleyeyim," diye devam
etti Kont. "Porsuk aacndan yaplma bir yay kullanmada ustalamak iin yllar gerekiyor,
Joscelyn. On yl m? Belki o kadar uzun. On yl sonra bir adam iki yz admdan bir zrha ok
saplamay becerebilir." Glmsedi. "Pat! Binlerce gm paralk adam, zrh ve silah bir
kylnn yayyla der. Ve bunun nedeni yalnzca ans deil, Joscelyn. Avcm yz admdan bir
bileziin iinden ok geirebiliyor. ki yz admdan bir zrh delebiliyor. Yz elli admdan mee
kapya ok sapladn grdm ki kap sekiz santim kalnlndayd!"
"Benim plaka zrhm var," dedi Joscelyn ask suratla.
"Demek yle. Bir ngiliz elli admdan senin miferin-deki gz yarn vurur ve beynini deer.
Ama tabii, sen bundan sonra hayatta kalabilirsin."
Joscelyn hakareti anlamad. "Tatar yaylar," dedi.
"Otuz tatar yay kullancmz var," dedi Kont. "Ve hibiri eskisi kadar gen deil, bazlar
hasta ve onlarn bu gen adama kar dayanabileceklerini sanmyorum, neydi ad?"
"Hooktonlu Thomas," diye araya girdi Peder Ro-ubert.
"Garip bir isim," dedi Kont. "Ama iini iyi biliyor gibi. Ben onunla dikkatle ilgilenilmesi
gerektiini sylyorum."
146
HERETIK
"Toplar!" dedi Joscelyn.
"Ah! Toplar," dedi Kont, bunu kendi dnmemi gibi. "Castillon d'Arbizon'a toplar
gtrebiliriz tabii. Byk pislik yapsalar da sanrm kale kapsn da paralarlar, ama bu toplar
nereden bulacaz? Toulo-use'da bir tane top olduunu duydum, ama onu ekmek iin onsekiz
at gerekiyormu. talya'dan getirtebiliriz, ama onlar kiralamak ok pahal ve onlar kullanan
uzmanlar daha da pahal. stelik onlar buraya bahardan nce getirebileceklerini sanmyorum.
O zamana kadar Tanr bizi korusun."
"Hibir ey yapamyoruz!" diye itiraz etti Joscelyn tekrar.
"Doru, Joscelyn, doru," diye neeyle onaylad Kont. Yamur pencereleri kaplayan boynuz
panelleri dvyordu. Btn kasabaya gri apraz tabakalar halinde yayordu. Oluklardan seller
halinde akyor, hela ukurlarn su basyor, sazlk damlardan ieri szlyor, kasabann alak
kaplarnn altndan s bir akarsu gibi szyordu. Savamak iin iyi bir hava deil, diye dnd
Kont, ama yeenine biraz zgrlk verince gen aptaln kendi bana gidip kt tasarlanm bir
kavgada kendini ldrteceini dnyordu. "Ama onlara rvet verebiliriz," diye nerdi.
"Rvet mi?" Joscelyn bu neriyle ileden kmt.
"Bu ok normal, Joscelyn. Onlar hayduttan baka bir ey deil ve istedikleri tek ey para, bu
yzden onlara kaleyi brakmalar iin para teklif ediyorum. Bu ou zaman ie yarar."
Joscelyn tkrd. "Paray alp olduklar yerde kalr ve daha fazlasn isterler."
147
BERNARD CORNWELL

"Bu ok gzel!" Berat Kontu yeenine onaylarcasna glmsedi. "Ben de ayn bu sonuca
vardm. Aferin, Jos-celyn! Bu yzden onlara rvet vermeye almayacam. Ama Toulouse'a
yazdm ve toplarn istedim. Kukusuz ok pahal olacak, ama eer zorunluysa onlar ngilizlere
kar kullanacaz. Umarm i o noktaya gelmez. Sir Henri'yle konutun mu?"
Sir Henri Courtois, Kontun garnizon komutanyd ve deneyimli bir askerdi. Joscelyn onunla
konumutu ve o da amcasnn verdii cevab vermiti; ngiliz okulara dikkat et. "Sir Henri
yal bir kadn," diye sylendi Joscelyn.
"O sakalla m? Hi sanmyorum," dedi Kont. "Ama bir keresinde sakall bir kadn grmtm.
Paskalya panay-,r iin gittiim Tarbes'te. O zamanlar ok gentim, ama kadn ok iyi
hatrlyorum. Kocaman, uzun bir sakal vard. Onu grmek iin birka kuru dedik kukusuz.
Biraz daha fazla dersen sakaln ekmene izin veriliyordu ve ben de dedim. Gerekti. Biraz
daha para dersen erkek olmadn kantlamak iin gslerim gsteriyorlard. ok gzel
gsler olduunu hatrlyorum." Ta ustasnn szlemesine ve dikkatini eken Latince
szce yeniden bakt. Calix. ocukluundan kalma bir an zihninde canlanr gibi oldu, ama ne
olduunu hatrlayamad.
"Otuz adam!" diye yalvard Joscelyn.
Kont belgeyi brakt. "Yapacamz ey, Sir Hen-ri'nin nerdii ey, Joscelyn. ngilizleri
inlerinden darda yakalamay ummak. Toplar iin Toulouse'la mzakerelere devam edeceiz.
Canl yakalanan btn ngiliz okular iin dl vaat ediyoruz. Cmert bir dl, bu yzden
Gaskonya'daki btn Coredorlarn ve
HERETIK
Routier'lerin. ava katlacana eminim. Bylece ngilizler etraflarnn dmanlarla evrili
olduunu grecekler. Bu onlar iin ho bir hayat olmayacak."
"Neden canl?" diye sordu Joscelyn. "Neden l ngiliz, okular deil?"
Kont iini ekti. "nk, sevgili Joscelyn, o zaman Coredor'lar gnde bir dzine ceset getirip
ngiliz olduunu iddia ederler. Gerek olduunu anlamak iin ldrmeden nce okularla
konumamz gerekir. Yani sakaln gerek olup olmadn anlamak iin gsleri incelememiz
gerekir." Calix szcne bakp hatrann yzeye kmasn bekledi. "Fazla oku
yakalayacamz sanmyorum," diye devam etti. "Onlar srlerle avlanyorlar ve ok
tehlikeliler. Bu yzden Coredor'lar fazla kstahlatnda her zaman yaptmz eyi yapacaz.
Sabrla bekleyip hata yaptklarnda pusuya dreceiz. Ve hata yapacaklardr, ama nce
bizim hata yapacamz dnyorlar. Onlara saldrmam bekliyorlar, Joscelyn, bylece seni
oklaryla kalbura evirecekler, ama onlarla beklemedikleri bir zamanda dveceiz. Bu
yzden Sir Henri'nin adamlaryla git, iaret atelerinin yerletirilip yerletirilmediini kontrol et.
Zaman gelince seni serbest brakacam. Sz veriyorum."
aret ateleri her kye ve kasabaya yerletirilmiti. Bunlar byk odun ynlaryd ve
yakldnda ngiliz aknclarn civarda olduunu gsteren bir duman iareti gnderiyorlard.
aret ateleri yakndaki dier topluluklar da uyaryor, Berat kalesinin kulesindeki nbetilere
ngilizlerin nereye akn ettiini sylyordu. Kont, onlarn bir gn Berat'a fazla yaklaacaklarn
ya da adamlarnn onlar pusuya drebilecei bir yere gele149
BERNARD CORNWELL
ceklerine inanyordu. Bu yzden onlar bir hata yapana kadar beklemekten memnundu. Ve hata
yapacaklard, Coredor'lar her zaman yapard. Bu ingilizler de Nort-hampton Kontunun armasn
tasalar da sradan haydutlardan daha iyi deildiler. "imdi gidip silah talimi yap, Joscelyn,"
dedi yeenine. "nk onlar yaknda kullanacaksn. Ve zrhn da yanna al."
Joscelyn oradan kt. Kont, Peder Roubert'in atei yeni ktklerle beslemesini seyretti,
sonra yeniden belgeye bakt. Astarac Kontu, Astarac Kalesinin kapsnn stne "Calix Meus
Inebrians" oymak zere bir ta ustas ie almt ve szlemenin stndeki tarihin yazya
eklenmesi gerektiini aka belirtmiti. Neden? Neden bir adam "Kupam Beni Sarho Ediyor"
szlerinin kalesini sslemesini isterdi? "Peder?" dedi.
"Yeenin kendini ldrtecek," diye homurdand Dominik kei.
"Baka yeenlerim de var," dedi Kont.
"Ama Joscelyn hakl," dedi Peder Roubert. "Savamak zorundalar, hem de en ksa zamanda.
Yaklmas gereken bir Beghard var." Peder Roubert'in fkesi onu btn gece uyank tutmutu.

Bir sapkn kurtarmaya nasl cret ederlerdi? Dar yatanda yatp alevler elbisesini yutarken
kzn att lklar hayal etmiti. Giysileri yandnda plak kalacakt ve Peder Roubert onun
masasna bal solgun bedenini hatrlyordu. O zaman dayanlmaz istei anlamt, anlam ve
nefret etmi, scak demiri bacaklarnn narin derisine dokundurmaktan byk zevk almt.
"Peder! Yar uyuyorsun sen," diye yaknd Kont. "una bak." Ta ustasnn szlemesini itti.
150

HERETIK
Dominik kei, kalarn atarak solgun yazlar okumaya alt. Sz tanynca ban sallad.
"Davud'un szlerinden," dedi.
"Elbette! Ne kadar aptalm. Ama neden bir adam kapsnn stne "Calix Meus Inebrians"
yazdrr?"
"Kilise Rahipleri onun bizim anladmz anlamda sarholuu kast ettiini dnmyor.
Neeyle dolu, demek istiyor olabilir. " 'Kupam bana sevin veriyor'?"
"Ama hangi kupa?" diye sordu Kont anlaml bir ekilde. Yamur ve ktklerin atrts hari
ortalk sessizle-t,i, sonra kei yeniden szlemeye bakt. Sandalyesini geri itip Kontun kitap
raflarna gitti. Byk zincirli bir kitab alp dikkatle krsye koydu, kapan zp, sertlemi
devasa sayfalar at. "Hangi kitap bu?" diye sordu Kont.
"St. Joseph'in manastrnn yll," dedi Peder Roubert. Sayfalar evirip bir yaz arad. "Son
Astarac Kontunun Katar sapknlna tutulduunu biliyoruz. Babasnn onu Carcassonne'deki bir
valyeye seyis olmak iin gnderdii, bylece gnahkr olduu syleniyor. Sonunda Astarac'
miras olarak ald ve desteini sapknlara verdi ve onun son Katar Lordlarnn arasnda
olduunu biliyoruz." Baka bir sayfa evirmek iin durdu. "Ah! te. Sontsegur, VII. Raymond
saltanatnn yirmi ikinci ylnda St. Joevin gnnde dt." Raymond, Toulouse'un son byk
Kontuydu, neredeyse yzyl nce lmt. Peder Roubert bir saniye dnd. "Bu
Montsegur'un 1244'te ld anlamna geliyor."
Kont masann stne eilip szlemeyi ald. yle bir bakp aradn buldu. "Bunun tarihi,
ayn yln St. Nazarius arifesini gsteriyor. Aziz Nazarius'un ziyafeti Temmuzun sonuydu, deil
mi?"
151
BERNARD CORNWELL
"Evet," dedi Peder Eoubert.
"Ve St. Joevin gn Martta," dedi Kont. "Bu da Asta-rac Kontunun Montsegur'da lmediini
gsteriyor."
"Birisi Latince szlerin kaznmasn istedi," dedi Dominik kei. "Belki oluydu?" Ylln byk
sayfalarn evirdi, istedii kayd bulana kadar kt bir ekilde aydnlanan yazlara bakt.
"Kontun ld yl, byk bir kurbaa ve ylan istilas olunca Berat Kontu Astarac' alm ve
ierideki herkesi katletmi."
"Ama yllk Astarac'n kendisinin ldn sylemiyor mu?"
"Hayr."

"Peki ya hayatta kaldysa?" Kont heyecanlanmt. Sandalyesinden kalkp odada turlamaya


balad. "Neden Montsegur'daki arkadalarn terk etsin?"
"Etti mi bakalm?" Peder Roubert pheliydi.
"Birisi etti. Ta ustas ie alma yetkisine sahip birisi. Tan stnde bir mesaj brakmak
isteyen birisi. Birisi..." Kont birden durdu. "Neden tarihi St. Nazarius ziyafetinin arifesi olarak
tarif ediyorlar?"
"Neden olmasn?"
"nk o gn St. Pantaleon Gn, neden yle sylemiyorlar?"
"nk," derken Peder Roubert St. Nazarius'un St. Pantaleon'dan ok daha iyi bilindiini
sylemeye hazrlanyordu, ama Kont szn kesti.
"nk Yedi Uyurlar Gn! Yedi kiiydiler Roubert! Hayatta kalan yedi kii! Ve bunu ak
hale getirmek iin tarihi duvara kaztmak istediler!"
Kei, Kont'un kant iyice esneterek zayflattnn farkndayd, ama hibir ey sylemedi.
"Hikyeyi d152
HERETIK
n!" diye srar etti Kont. "Zulm tehdidi altndaki yedi gen, doru mu? ehirden kayorlar,
hangi ehirdi bu? Efes, elbette ve bir maarada saklanyorlar! mparator Decius'tu, deil mi?
Eminim oydu. Decius maarann mhrlenmesini emrediyor ve yllar sonra, doru olarak
hatrlyorsam yzyl sonra yedi gen adam orada bulunuyor ve tek biri bile yalanmam. Yani
yedi adam Montsegurt'tan kat, Roubert!"
Peder Roubert yll yerine koydu. "Ama bir yl sonra atalarnz onlar yendi."
"Hayatta kalm olabilirler," dedi Kont srarla, "ve Vexille ailesinin katn herkes biliyor.
Elbette hayatta kaldlar! Ama bir dn Roubert," derken Dominik keie farknda olmadan
ocukluk adyla hitap ediyordu. "Bir Katar Lordu sapknlarn hazinesini gvenlie gtrmek iin
deilse son kalesini neden terk eder? Herkes Katarlarn byk hazinelere sahip olduunu
biliyor!"
Peder Roubert Kont'un heyecanna kaplmamaya alt. "Aile, hazineleri yannda gtrm
olabilir," dedi.
"yle mi?" dedi Kont. "Yedi kiiydiler. Farkl yollara gittiler. Bazlar spanya'ya, dierleri
kuzey Fransa'ya, en azndan biri de ngiltere'ye. Kilise ve btn Lordlar tarafndan istenerek
peine dldn dn. Byk bir hazineyi yannda gtrr mydn? Onun dmanlarnn
eline gemesi riskini alr mydn? Hayatta kalan yedi kiiden geri dnenin almasn umarak
hazineyi saklamaz mydn?"
Kant artk inanlmaz derecede geniletilerek iyice zayflamt. Peder Roubert ban iki yana
sallad. "As-tarac'ta bir hazine olsayd, yllar nce bulunurdu."
153
BERNARD CORNWELL
"Ama Kardinal Ba Piskopos onu aryor," dedi Kont. "Arivlerimizi baka neden okumak
istesin ki?" Ta ustasnn szlemesini alp mum na tuttu, Latince szckler ve tarihi taa
kazma talebi yanp gitti. Atei sndrmek iin yumruunu kdn yanan kenarna bastrd,
sonra tahrip edilen parmeni keie verilecek belgelerin arasna koydu. "Yapmam gereken
ey Astarac'a gitmek," dedi.
Peder Roubert onun bu tez canll karsnda telaland. "Oras vahi bir blge, Lordum,"
diye onu uyard. "Coredorlar tarafndan istila edilmi. Ve Castillon d'Ar-bizon'daki ngilizlerden
de fazla uzakta deil."
"O zaman yanma asker alrm." Kont artk iyice heyecanlanmt. Eer Kutsal Kse kendi
blgesindey-se, Tanrnn, bu hazineyi aramad iin kendisine ceza olarak karlarnn
orakln vermesi kulaa mantkl geliyordu. Bu yzden durumu dzeltecekti. "Benimle
gelebilirsin," dedi Peder Roubert'e. "Sir Henri, tatar okular ve askerlerin ounu kasabay
savunmalar iin geride brakacam."
"Ya yeeniniz?"
"Oh, onu yanmda gtreceim! Maiyetimi ynetebilir. e yaradn hissedip kendini
kandrabilir." Kont kalarn att. "St. Sever, Astarac yaknlarnda deil mi?"
"ok yakn."

"Barahip Planchard'n bize kalacak yer salayacandan eminim," dedi Kont. "Ayrca bize
yardm edebilecek bir adam o!"
Peder Roubert, Barahip Planchard'm daha ok Kont'a yal bir aptal olduunu
syleyeceinden emindi,
154
HERETIK
ama Kontun iyice cotuunu grebiliyordu. Hi kukusuz, Kutsal Kse'yi Tanrnn kendisine bir
erkek evlatla dllendireceini dnyordu ve belki de haklyd. Belki dnyay dzeltmek iin
Kutsal Kse'ye ihtiya vard. Bu yzden kei byk salonda dizlerinin stne kp Tanrnn
Kontu kutsamas, sapkn ldrmesi ve Kutsal Kse'yi ortaya karmas iin dua etti. Astarac'ta.
155
T
homas ve adamlar, leden sonra erken saatlerde Astarac'tan ayrld. Atlarnn yk, kesilmi
etler, tencereler, deerli olabilecek ve Castillon d'Arbizon pazarnda satlabilecek her eyle
arlamt. Thomas durmadan geriye bakyor, neden bu yer iin hibir ey hissetmediini
merak ediyordu. Ama ayn zamanda geri geleceini de biliyordu. Astarac'ta baz srlar vard ve
onlar bulmalyd.
Yalnz Robbie yamalarla dolu olmayan bir atla yolculuk yapyordu. Yznde garip biimde
mutlu bir ifadeyle manastrdan gelip aknclara son katlan olmutu. Ge kal iin herhangi bir
aklama yapmad, Cis-tercianlar neden balad iin de. Yalnzca Thomas'a bayla selam
verip, batya doru giden gruba katld.
Eve ge varacaklard. Byk olaslkla karanlk olacakt, ama Thomas endieli deildi.
Coredor'lar saldrmayacaklard ve eer Berat Kontu onlarn eve dn yolculuklarn nlemek
iin asker gnderdiyse o takipileri tep'elerden grebileceklerdi. Bu yzden endielen-meksizin
yoluna devam edip paralanm kydeki acy ve duman geride brakt.
"Aradn buldun mu?" diye sordu Sir Guillaume.
156
HERETIK
"Hayr."
Sir Guillaume gld. "yi bir Sir Galahad'sn sen!" Thomas'n eyerinden sarkanlara bakt.
"Kutsal Kse iin gidiyorsun, ama bir yn kei derisi ve koyun bu-duyla geri dnyorsun."
"Sirke sosuyla gzel piiyor," dedi Thomas.
Sir Guillaume arkasna baknca kendilerini tepeye doru takip eden bir dzine Coredor
grd. "O serserilere derslerim vermeliyiz."
"Vereceiz," dedi Thomas. "Vereceiz."
Onlar pusuya drmek iin bekleyen asker yoktu. Yalnzca bir at sakatlannca gecikme
oldu, ama onun da nedeni toynana skan bir ta parasndan baka bir ey deildi.
Alacakaranlk yaklarken Coredor'lar gzden kayboldular. Robbie yine ncyd, ama evin
yolunu yarlarken ve gne krmz bir top gibi arkalarnda batarken geri dnp Thomas'n
arkasna geti. Genevieve bir tarafndayd ve ksran anlaml bir ekilde biraz daha
uzaklatrd, ama Robbie bunu fark ettiyse bile bir yorumda bulunmad. Thomas'n eyerinden
sarkan kei derilerine bakt. "Bir zamanlar babamn at derisinden bir pelerini vard," dedi,
aralarnda uzun sredir devam eden sessizlii bozmak iin. Ama babasnn garip giyim zevki
konusunda daha fazla ayrnt eklemeden mahcup olmu grnd. "Dnyordum da," dedi.
"Tehlikeli bir ura," dedi Thomas neeyle.
"Lord Outhwaite seninle gelmeme izin verdi," dedi Robbie. "Ama yanndan ayrlmamn onun
iin bir sakncas olur mu?"
"Yanmdan ayrlmak m?" Thomas armt.
157
BERNARD CORNWELL
"Ona geri dneceim elbet," dedi Robbie. "Sonunda yani."

"Sonunda m?" diye sordu Thomas pheyle. Robbie bir esirdi ve grevi, eer Thomas'n
yannda deilse, kuzey ingiltere'ye Lord Outhwaite'nin yanna dnp fidyesinin denmesini
beklemekti.
"Ruhumu dzeltmek iin yapmam gereken baz eyler var," diye aklad Robbie.
"Ah," dedi Thomas, bu kez kendisi utanarak. Arkadann boynundaki gm haa bakt.
Robbie alak tepede uup, solan kta kk bir av arayan ahine bakt. "Hibir zaman
dindar biri olmadm," dedi yumuak bir sesle. "Ailemizdeki hi kimse deildi. Kadnlar dinle
ilgilidir kukusuz, ama Doug-las erkekleri deildir. Biz asker ve kt Hristiyanla-rz." Aka
rahatsz grnerek duraklad, sonra Tho-mas'a hzl bir bak frlatt. "Britanya'da
ldrdmz o rahibi hatrlyor musun?"
"Elbette hatrlyorum," dedi Thomas. Bernard de Taillebourg Thomas'a ikence yapan
Dominik keii ve Engizisyon yesiydi. Peder, ayn zamanda, Guy Vexille'in Robbie'nin
kardeini ldrmesine de yardm etmiti. Thomas ve Robbie de onu sunan nnde
ldrmlerdi.
"Onu ldrmek istedim," dedi Robbie.
"Baz rahiplerin balayamayaca gnah olmadn sylemitin ve rahipleri ldrmenin de
bunlarn arasnda olduunu tahmin ediyorum," diye ona hatrlatt Thomas.
"Yanlmm," dedi Robbie. "O bir rahipti ve onu ldrmememiz gerekiyordu."
158
HERETIK
"O ok kt bir serseriydi," dedi Thomas kindar bir ekilde.
"O, senin istediini isteyen bir adamd," dedi Robbie kararl bir sesle. "Ve onu almak iin
ldrd. Biz de ayn eyi yapyoruz, Thomas."
Thomas ha kard. "Benim ruhum iin mi endieleniyorsun, kendi ruhun iin mi?" diye
sordu Thomas, alayc bir ekilde.
"Astarac'taki barahiple konuuyordum," dedi Robbie, Thomas'n sorusuna aldrmayarak.
"Ona Dominik keii anlattm. Korkun bir ey yaptm ve admn eytann listesinde
olduunu syledi." Robbie'nin itiraf ettii gnah buydu, Barahip Planchard, gen sko'u
baka bir eyin endielendirdiini ve bu baka eyin Beghard olduunu anlayacak kadar akll
bir adamd. Ama Planchard, Robbie'nin szlerini kabul etmi ve ona kzmt. "Bana ha
yolculuuna kmam emretti," diye devam etti Robbie. "Bologna'ya gidip St. Do-minic'in
mezarnda dua etmemi ve eer cinayetlerim iin St. Dominic beni balarsa bana bir iaret
verileceini syledi."
Thomas, Sir Guillaume'yle yapt nceki konumada Robbie'nin gitmesinin en iyisi olduuna
karar vermiti zaten. Ve imdi Robbie durumu kendisi iin kolaylatryordu. Ama yine de
isteksizmi gibi grnd. "K boyunca burada kalabilirsin," diye nerdi.
"Hayr," dedi Robbie kararl bir ekilde. "Bu konuda bir ey yapmazsam lanetlendim
demektir, Thomas."
Thomas, Dominik keiin lmn, adrn duvarlarnda titreen atei, kanlar iinde kvranan
rahibe inen kl darbelerini hatrlad.
159
BERNARD CORNWELL
"Senin ruhun seni ilgilendirir," dedi Robbie. "Ve sana ne yapacan syleyemem. Ama
barahip bana ne yapmam gerektiini syledi."
"O zaman Bologna'ya git," dedi Thomas ve Rob-bie'nin gitme karar yznden ne kadar
rahatladn belli etmedi.
Robbie'nin bu yolculuu en iyi nasl yapacana karar vermek iki gnlerini ald, ama
kasabann yukar kilisesinde, St. Sardos'ta ibadet etmeye gelen bir hacyla konutuktan sonra
Astarac'a geri dnp, oradan gneye St. Gaudens'e inmesinin en iyisi olduuna karar verdiler.
St. Gaudens'e vardktan sonra ok seyahat edilen bir yolda olacakt ve birlikte seyahat
edebilecei tccarlar bulacakt. Onlar da konvoylarn korumaya yardm edecek gen ve gl
bir askeri aralarna rahata kabul edeceklerdi. "St. Gaudens'den kuzeye, Toulouse'a
gitmelisin," dedi hac. "Ve St. Sernin tapnanda mutlaka durup onun korumasn istemelisin.
O kilisede Tanrmz krbalamak iin kullanlan krbalardan biri bulunuyor. Eer para dersen
ona dokunmana izin verirler ve asla krlk ekmezsin. Sonra Avignon'a devam etmelisin. O

yollar ok iyi korunur, bylece gvende olursun. Avignon'da Kutsal Pederin takdirini istemeli ve
daha douya nasl gideceini birine sormalsn."
Yolculuun en tehlikeli ksm ilk ksmyd. Thomas, Coredor'lar tarafndan rahatsz
edilmemesi iin Rob-bie'ye Astarac'a kadar elik etmeye sz verdi. Ona salondaki byk
kasadan bir kese para da verdi. "Payna denden fazlas," dedi Thomas.
Robbie altn kesesini eliyle tartt. "Bu ok fazla."
160
HERETIK
"sa akna, be adam, hanlara para demek zorundasn. Al unu. Ve Tanr akna onunla
kumar oynama."
"Oynamam," dedi Robbie. "Barahip Planchard'a kumar brakacama sz verdim, o da
manastrda bana yemin ettirdi."
"Mum da yaktn umarm," dedi Thomas.
" tane," dedi Robbie, sonra ha kard. "Dominic'e dua edene kadar btn gnahlarm
brakacam, Thomas. Planchard byle syledi." Sonra duraklayp zgn bir ekilde glmsedi.
"zr dilerim, Thomas."
"zr m? Ne iin?"
Robbie omuz silkti. "ok iyi bir arkada olamadm sana." Yine mahcup grnyordu. Daha
fazla bir ey sylemedi. Ama o gece Robbie'ye veda etmek iin hep beraber salonda akam
yemei yedikten sonra sko, Genevieve'e kar kibar olmak iin byk aba sarf etti. Hatta
ona etinden lezzetli bir para bile verdi. Eti bana batrp Genevieve'in tabana koymak iin
srar etti. Sir Guillaume aknlkla tek gzn yuvasnda dndrd. Genevieve bol bol
teekkr etti. Ertesi sabah souk kuzey rzgrnn darbeleri altnda Robbie'ye elik etmek iin
birlikte yola ktlar.
Berat Kontu Astarac' yalnzca bir kez ziyaret etmiti ve o da yllar nceydi. Ky yeniden
grdnde zorlukla tand. Ky her zaman kk, kt kokulu ve yoksul olmutu, ama imdi
bir de yamalanmt. Kyn damlarnn yars yanm, geriye kavrulmu ta duvarlar, bir de
kyn iftlik hayvanlarnn kesildii
161
BERNARD CORNWELL
yerde kemikler, tyler ve i organlarla kark byk kan gl kalmt. Kont geldiinde
Cisterian keii el arabalaryla yiyecek datyordu, ama bu yardm eski psk giysili ky
halknn Kontun etrafn sarmasna engel olmad. Hepsi apkalarn karp diz st kt,
sadaka iin ellerini at.
"Bunu kim yapt?" diye sordu Kont.
"ngilizler, efendim," dedi keilerden biri. "Dn geldiler."
"sa akna, bunun iin yz kez ldrlecekler."
"Ve onlara bunu ben yapacam," dedi Joscelyn vahi bir ekilde.
"Neredeyse seni onlarn stne gndermeye karar vereceim," dedi Kont. "Ama kalelerine
kar ne yapacaksn?"
"Toplar," dedi Joscelyn.
"Toulouse'dan toplan istedim," dedi Kont fkeyle. Sonra kyllere birka kuru datp atn
mahmuzla-yarak yanlarndan geti. Kayalklarn stndeki kalenin enkazna bakmak iin
durdu, ama eski kaleye gitmedi, nk vakit ge olmutu. Gece yakn, hava souktu. Kont da
yorgundu, eyer yznden ac ekiyor ve ayrca yabanc zrh omuzlarn zedeliyordu. Bu yzden
ykk dkk kaleye giden patikay trmanmak yerine St. Sever'deki Cistercian manastrnn
pheli rahatlna doru devam etti.
Beyaz cppeli keiler iten evlerine gidiyorlard. Bir tanesi byk bir ra yn tayordu,
dierlerinin ellerindeyse apa ve krekler vard. Son zmler hasat ediliyordu ve iki kei,
koyu mor renkte meyve sepetleriyle dolu bir vagonu eken kz idare ediyorlard.
162
HERETIK
Kont ve otuz askeri, sade, gsterisiz binaya doru ilerlerken vagonu kenara ektiler.
Manastrdaki hi kimse ziyareti beklemiyordu, ama keiler Kontu telasz bir ekilde

karladlar ve atlar iin ahr bulup, askerler iin arap preslerinin arasnda yatak hazrladlar.
Kont, yeeni ve Peder Roubert'in kalaca ziyareti blmnde ate yakld. "Barahip son
ayinden sonra sizi selamlayacak," dendi Konta. Yemek olarak ekmek, taze fasulye, arap ve
ttslenmi balk geldi. arap manastrn kendi rnyd ve tad ekiydi.
Kont, Joscelyn'i ve Peder Roubert'i kendi odalarna, yaverini yatak bulabilecei herhangi bir
yere gnderip atein karsna tek bana oturdu. Tanrnn neden ingilizleri kendisinin bana
bela olarak gnderdiini merak ediyordu. Bu da Kutsal Kse'ye aldrmazlk etmesinin
karlnda verilen baka bir ceza myd? yle grnyordu, nk Tanrnn gerekten
kendisini setiine inanyordu. Son bir byk grevi tamamladktan sonra dl onun olacakt.
Kutsal Kse'yi neredeyse ar sevinle dnd. Kutsal eyler iinde en kutsal olan Kutsal
Kse; ve onu bulmak iin gnderilen kii kendisiydi. Ak pencerenin nne dizlerin stne
kp manastr kilisesinde ilhi syleyen keilerin sesini dinledi ve aratrmasnn baarl
olmas iin dua etti. lhiler bittikten sonra bile dua etmeye devam etti ve bu yzden Barahip
Planchard onu dizlerinin stnde buldu. "Blyor muyum?" diye sordu barahip kibarca.
"Hayr, hayr." Kont ayaa kalkarken kramp giren dizleri yznden acyla yzn
buruturdu. Zrhn karp kenarlar krkl kaftann ve alk olduu ynl apkasn giymiti.
"Byle habersiz geldiim iin
163
BERNARD CORNWELL
ok zgnm, Planchard. Biliyorum. Sana byk rahatszlk verdiimden eminim."
"Beni yalnz eytan rahatsz ediyor," dedi Planchard. "Ve seni onun gndermediini
biliyorum."
"yle olmamas iin dua ediyorum," dedi Kont, oturdu, ama aniden tekrar ayaa kalkt.
Rtbesi gerei odadaki tek sandalyeye kendisi oturmalyd, ama barahip ok yal olduu iin
Kont kendini sandalyeyi ona vermek zorunda hissetti.
Barahip ban iki yana sallayp pencere pervazna oturdu. "Peder Roubert son ayine geldi,"
dedi. "Ve sonrasnda benimle konutu."
Kont birden telaland. Roubert ona neden geldiklerini anlatm myd?
"ok zgn," dedi Planchard. Aristokrat Franszca-syla konuuyordu, zarif ve kesin.
"Rahatsz olduunda hep zlr Roubert," dedi Kont. "Uzun bir yolculuktu ve ata binmeye
alk deil. Ata binmek iin domam, bilirsiniz ya. Atn stnde bir kt-rm gibi oturur."
Duraklayp irilemi gzleriyle barahi-be bakt, sonra grltl bir ekilde haprd. "Aman
Tanrm," dedi gzleri sulanarak. Koluyla burnunu sildi. "Roubert eyerde ne eilir. Ona dik
oturmasn syleyip duruyorum, ama tavsiyemi dinlemiyor." Tekrar haprd.
"Umarm stma geirmiyorsunuzdur," dedi barahip. "Peder Roubert yorgunluk deil,
Beghard yznden zgnd."
"Ah, evet, elbette. u kz." Kont omuz silkti. "Kzn yandn grmeyi sabrszlkla beklediini
dnyorum. Yapt btn o zorlu almann uygun bir dl olurdu bu. Kz onun
sorguladn biliyor musunuz?"
164
HERETIK
"Atele, herhalde," dedi Planchard, sonra kalarn att. "Bu kadar gneyde bir Beghard'n
bulunmas ne kadar garip. Onlar kuzeyde bulunur. Ama Peder Ro-ubert onun Beghard
olduundan emin herhalde?"
"Kesinlikle! O iren kz itiraf etti."
"Atele ikence grsem ben de ederdim," dedi bara-hip yakc bir sesle. "Kzn ngilizlerle
dolatn biliyor muydunuz?"
"Bu kadarn duymutum," dedi Kont. "Kt bir i, Planchard, kt bir i."
"En azndan bu eve bir ey yapmadlar," dedi Planchard. "Bu yzden mi buraya geldiniz,
Lordum? Bizi bir sapkn ve ngilizlerden korumak iin mi?"
"Elbette, elbette," dedi Kont, ama sonra yolculuuyla ilgili geree doru biraz daha yaklat.
"Baka bir neden daha vard, Planchard, tamamen baka bir neden daha." Planchard'n bu
nedenin ne olduunu sormasn bekliyordu, ama barahip sessiz kald ve nedense Kont bir
huzursuzluk hissetti. Planchard'm kendisiyle alay edip etmeyeceini merak etti. "Peder Roubert
sylemedi mi?"

"Kzdan baka bir ey konumadk."


"Ah," dedi Kont. Soruyu nasl soracan tam olarak bilmiyordu, bu yzden konunun tam
ortasna dalp Planchard'm neden bahsettiini anlayp anlamadn grmeye karar verdi. "
'Calix Meus Inebrians'," dedikten sonra tekrar haprd.
Planchard, Kont toparlanana kadar bekledi. "Davud'un sz. Bu sz ok severim, zellikle o
harika balangcn. " 'Tanr beni ynetir ve benden hibir ey esirgemez.'"
165
BERNARD CORNWELL
" 'Calix Meus Inebrians,' " dedi Kont barahibin szlerine aldrmayarak, "szleri buradaki
kalenin kapsnn stne kaznm."
"yle mi?"
"Bunu duymadnz m?"
"Kk bir vadide insan o kadar ok ey duyuyor, Lordum, korkular, hayaller, umutlar ve
gerek arasnda ayrm yapmak gerek."
" 'Calix Meus Inebrians'" diye inatla tekrarlad Kont, barahibin neden sz ettiini ok iyi
anladndan, ama konuyu bulanklatrmak istediinden phelenerek.
Planchard bir sre sessizlik iinde Konta bakt, sonra ban sallad. "Bu hikye benim iin
yeni deil. Sizin iin de deildir herhalde?"
"Tanrnn beni buraya bir ama iin gnderdiine inanyorum," dedi Kont garip bir ekilde.
"Ah, o halde anslsnz, Lordum!" Planchard etkilenmi gibi konuuyordu. "Birok insan
Tanrnn amalarm arayp bana gelir ve onlara 'izle, al ve dua et' diyebilirim. Bunu yaparak
amalarn bulacaklarna inanyorum, ama bu ama bir insana nadiren verilir. Sizi
kskanyorum."
"Bu ama size verildi," diye karlk verdi Kont.
"Hayr, Lordum," dedi barahip ciddi bir ekilde. "Tanr yalnzca talar, dikenler ve yabani
otlarla dolu bir tarlaya kap at ve oray temizlemeyi bana brakt. Zor bir iti, Lordum, ok
zor, sonuma yaklayorum, ama hl iin byk ksm duruyor."
"Bana hikyeyi anlatn," dedi Kont.
"Hayatmn hikyesini mi?"
"Beni sarho eden kupann hikyesini," dedi Kont kararl bir ekilde.
166
HERETK
Planchard iini ekti ve bir an iin ok yal grnd. Sonra ayaa kalkt. "Bundan daha
iyisini yapabilirim, Lordum," dedi. "Size gsterebilirim."
"Gstermek mi?" Kont ok arm ve sevinmiti.
Planchard bir dolaba gidip boynuzdan yaplma bir fener ald. Ateten ald bir dalla fitilini
yakp heyecanl Kontu kendisini takip etmeye davet etti. Karanlk manastr bahesinden geip
sade binadaki tek ssleme olan St. Benedict'in al heykelinin durduu kk bir mumun
yand kiliseye girdiler.
Planchard cppesinin altndan bir anahtar kard, Kontu, kilisenin kuzey tarafndaki sunak
ta tarafndan yar gizlenen girintiye alan kk kapya gtrd. Kilit sertlemiti, ama
sonunda gevedi ve kap gcrdayarak ald. "Basamaklara dikkat edin," diye uyard barahip.
"Eski ve ok tehlikeliler."
Barahip dik, ta basamaklardan inerken fener aa yukar sallanyordu. Basamaklar sert bir
ekilde saa dnyor, aralarnda neredeyse yerden kemerli tavana kadar kemiklerin yl
olduu byk stunlarn sraland bir yeralt odasna alyordu. Bacak kemikleri, kol
kemikleri ve kaburgalar odun gibi dizilmiti ve aralarna kayaya benzer, gz delikleri bo
kafataslan yerletirilmiti. "Rahipler mi?" diye sordu Kont.
"Kutsal yeniden dirili gnn bekliyorlar," dedi Planchard. Yeralt odasnn en sonuna doru
yrmeye devam etti. Alak bir kemerin altnda kamburunu karp antik bir sra ve demir
destekli ahap bir sandn bulunduu kk bir odaya geti. Girintide yars yanm mumlar
bulup yaknca kk oda kla titreti. "Bu evi baheden byk-bykbabanzd," dedi siyah
167
BERNARD CORNWELL

cppesinin altndaki keseden bir anahtar daha kararak. "Ondan nce kk ve yoksuldu, ama
sizin atanz Vexille Hanedannn k iin Tanrya kretmemiz karlnda bize toprak verdi.
O topraklar bizi desteklemek iin yeterliydi, ama zengin etmek iin deil. Bu iyi ve yerinde bir
ey, ama deerli birka eyimiz de var ve onlar bizim hazinemiz." Sandn stne doru eilip
byk anahtar evirip kapa kaldrd.
Bata Kont d krklna urad, nk ieride hibir ey olmadn sand, ama mumlardan
birini yakma getirdiinde sandn iinde kararm gm bir tabak, deri bir anta ve tek bir
amdan olduunu grd. Barahip antay iaret etti. "Bu, revirde iyiletirdiimiz minnettar bir
valye tarafndan bize verildi. inde St. Agnes'in kua olduu konusunda yemin etti, ama
antay hi amadm itiraf ederim. Kua Basle'de grdm hatrlyorum, ama belki de iki
kua vard. Annemin birka tane vard, ama o bir aziz deildi, heyhat." ki gm paraya
aldrmayarak, sandn derin glgelerinde Kontun gznden kaan bir nesneyi kaldrd. Bu bir
kutuydu. Planchard onu srann stne koydu. "Buna yakndan bakmalsnz, Lordum. Eski ve
boyas uzun zaman nce solmu. Onu uzun zaman nce yakmam olmamza aryorum, ama
nedense onu elimizde tutuyoruz."
Kont sraya oturup kutuyu kaldrd. Kare biimindeydi, ama derin deildi. Bir eldiveni tutacak
byklkteydi, daha byk deil. Pasl demirden bir menteesi vard. Kont kapa kaldrp
anca iinin bo olduunu grd. "Hepsi bu mu?" dedi gzle grlr bir d krklyla.
"Bakn Lordum," dedi Planchard sabrla.
HERETIK
Kont tekrar bakt. Tahta kutunun ii sarya boyanmt ve o boya ok solgun olan d
yzeyden daha fazla dayanmt, ama Kont kutunun bir zamanlar siyah olduunu ve kapakta
bir armann bulunduunu grebiliyordu. Arma ona tandk grnmyordu, stelik o kadar
eskiydi ki grlmesi ok zordu. Ama aslan ya da ona benzer bir yaratn penesinde bir
nesneyle aha kalktn grebiliyordu. "Bir yale," dedi barahip. "Elinde bir kadeh tutuyor."
"Kadeh mi? Kutsal Kse yani?"
"Vexille ailesinin armas," diyerek Kontun sorusuna aldrmad Planchard. "Efsaneye gre
kadeh, Astarac'n tahribatndan sonra eklenmi."
"Neden bir kadeh eklemiler?" diye sordu Kont, hafif bir heyecan hissederek.
Barahip yine soruya aldrmad. "Kutunun nne bakmalsnz, Lordum."
Kont, mum soluk boyay parlatana kadar kutuyu edi ve oraya baz szcklerin yazlm
olduunu grd. yi okunmuyordu ve baz szckler silinmiti, ama anlam yine de ok akt.
Ak ve mucizevi. Calix Meus Inebrians. Kont, bunun anlamyla sersemleyerek szcklere
bakakald, o kadar sersemlemiti ki konuamyordu. Akan burnunu koluyla dikkatlice sildi.
"Ben bulduumda kutu botu," dedi Planchard. "Ya da Barahip Boix bana yle syledi. Ruhu
ad olsun. Hikyeye gre kutu, kalenin kilisesinin sunanda gm ve altn kutsal emanetlerin
arasndaym. Kutsal emanetlerin Berat'a gtrldnden eminim, ama bu kutu manastra
verilmi. Deersiz bir ey olarak grld iin herhalde."
169
BERNARD CORNWELL
Kont kutuyu tekrar ap iini koklamaya alt, ama burnu tamamen tkalyd. Bitiikteki
yeralt odasnda fareler kemiklerin arasnda koturuyordu, ama sese ve hibir eye aldrmayp
yalnzca bu kutunun ne anlama geldiinin hayalini kurdu. Kutsal Kse, bir varis, her ey. Ama
kutu bir kseyi alamayacak kadar kkt. Yoksa deil miydi? Kutsal Kse'nin neye
benzediini kim biliyordu ki?
Barahip sanda geri koymak amacyla kutuya uzand, ama Kont kutuyu sk sk tutuyordu.
"Lordum," dedi barahip serte, "kutu botu. Astarac'ta hibir ey bulunmad. Sizi buraya bu
yzden getirdim, kendiniz gresiniz diye. Hibir ey bulunmad."
"Bu bulundu," diye srar etti Kont. "Ve bu Kutsal Kse'nin burada olduunu kantlyor."
"yle mi?" diye sordu barahip zgn bir ekilde.
Kont kutunun yan tarafndaki rengi solmu szckleri iaret etti. "Baka ne anlama gelebilir
ki?"
"Cenova'da bir Kutsal Kse var," dedi Planchard. "Ve Lyons'daki Benediktinler onlarda da bir
tane olduunu iddia ediyor. Gerek olann Konstantinopol mparatorunun elinde olduu
syleniyor, Tanrm bunun doru olmasna izin vermesin. Bir zamanlar Roma'da olduu bildirildi

ve Palermo'da, ama sanrm o bir Venedik gemisinden ele geirilen bir Mslman kupasyd.
Dierleri ba meleklerin dnyaya gelip Kutsal Kse'yi cennete gtrdn sylyor, ama
bazlar hl Kuds'te, bir zamanlar Cenneti koruyan alevli klla korunduunu iddia ediyor.
Cordoba'da grlm, Lordum, ayrca Nmes'te, Verona'da ve ok sayda baka yerde.
Venedikliler bir adada korunduunu sylerken, bakalar s170
HERETIK
koya'ya gtrldn sylyor. Lordum, Kutsal Kse'yle ilgili hikyelerle bir kitap
doldurabilirim."
"Buradayd." Kont Planchard'n syledii hibir eye aldrmyordu. "Buradayd," dedi tekrar.
"Ve hl burada olabilir."
"Parsifal ve Gawain'in baarsz olduu noktada biz baarl olmay umut edebilir miyiz?"
"Bu Tanrdan gelen bir mesaj," dedi Kont, kutuya sk sk sarlmay devam ederek.
"Sanrm, Lordum, bu Vexille ailesinden gelen bir mesaj," dedi makul bir ekilde. "Bence
kutuyu yapp boyadlar ve bizimle alay etmek iin braktlar. Katlar ve Kutsal Kse'yi de
yanlarnda gtrdklerini dnmemizi istediler. Bence kutu onlarn intikam. Onu
yakmalydm."
Kont kutudan vazgemiyordu. "Kutsal Kse buradayd," dedi tekrar.
Kutuyu kaybettiini anlayan barahip sand kapatp kilitledi. "Biz kk bir kiliseyiz,
Lordum," dedi, "ama byk Kiliseden tamamen kopuk deiliz. Kardelerimden mektuplar alyor
ve baz eyler duyuyorum."
"Ne gibi?"
"Kardinal Bessieres byk bir kutsal emaneti aryormu," dedi barahip.
"Ve burada aryor!" dedi Kont zafer kazanmasna. "Benim arivlerimi aratrmak iin bir
kei gnderiyor."
"Ve eer Bessieres aryorsa, Tanrya hizmet etme konusunda acmasz olacandan emin
olabilirsiniz," diye uyard.
Ama Kont uyarlmay reddediyordu. "Bana bir grev verildi," diye ileri srd.
171
BERNARD CORNWELL
Planchard feneri ald. "Daha fazla bir ey syleyemem, Lordum, nk Kutsal Kse'nin
Astarac'ta olduuna dair baka bir ey duymadm, ama bir eyi biliyorum, hem de
kemiklerimin yaknda bu mezarlkta kardelerimle birlikte dinleneceini bildiim kadar kesin bir
ekilde. Kutsal Kse aray Lordum, insanlar deli ediyor. Gzlerini kamatryor, kafalarn
kartryor ve onlar alayacak halde brakyor. Bu tehlikeli bir ey, Lordum. Bu konuyu
trubadurlara brakmak en iyisi. Brakalm bu konuda arklar sylesinler, iirler yazsnlar, ama
Tanr akna ruhunuzu onu arayarak riske atmayn."
Aka Planchard'n uyars, melekler korosu tarafndan seslendirilse bile Kont duymazd.
Kutu ondayd ve inanmak istedii eyi kantlyordu.
Kutsal Kse vard ve kendisi onu bulmak iin gnderilmiti. yle de yapacakt.
Thomas, Robbie'ye Astarac'a kadar elik etme niyetinde deildi. Yoksul kyn bulunduu
vadi zaten yama-lanmt ve bu yzden Masuebe'den gelen yol boyunca ok sayda bereketli
yerleim biriminin sraland bir sonraki vadide durmay amalyordu. Orada adamlar eytann
iini yaparken kendisi ve birka adam Robbie'yle Astarac'a bakan tepelere gidebilir ve
grnrde Coredor'lar ya da dier dmanlar yoksa sko'u tek bana brakabilirlerdi.
Thomas, yine Castillon d'Arbizon kalesini koruyan bir dzine adam hari btn askerlerini
yanna ald. Aknclarnn ounu Gers Nehri'nin yanndaki kk.
172
HERETIK
kyde brakp, Robbie'ye elik etmek zere bir dzine oku ve bir o kadar askeri yannda
gtrd. Genevieve, kyde byk bir tepe kefeden Sir Guillaume'yle birlikte kald. Sir
Guillaume'nin bunun Hristiyanlktan nce yaam olan yal insanlarn dnyay aydnlatt ve
altnlarn saklad trde bir tepe olduuna yemin ediyordu. Hemen bir dzine krek

getirilmesini emredip kazmaya balad. Thomas ve Robbie onlar arama-laryla ba baa


brakp, kyllerin yeni diktikleri asmalar desteklemesi iin keresteler kestikleri kestane
aalarnn bulunduu korunun iinden geen kvrml bir patikadan dou tepelerine
trmanmaya baladlar. Hi Coredor grmediler; aslnda btn gn boyunca hi dman
grmemilerdi. Ama Thomas, Sir Guillaume'nin hayallerine dal yapt kydeki byk uyar
ateinden kan duman haydutlarn grmesinin ne kadar sreceini merak ediyordu.
Robbie, kaytsz bir sohbetle gizlemeye alt gergin bir ruh hali iindeydi. "Londra'daki
srkla yryen adam hatrlyor musun?" diye sordu. "Srklarn stndeyken ayn zamanda
hokkabazlk yapan adam? ok iyiydi. Oras nadide bir yerdi. Londra'da o handa kalmak ne
kadar tutmutu?"
Thomas hatrlamyordu. "Birka peni, herhalde."
"nsan kazklarlar, deil mi?" diye sordu Robbie endieli bir ekilde.
"Kimler?"
"Han sahipleri."
"Pazarlk ederler," dedi Thomas. "Ama hibir eyden-se bir peni almay tercih ederler. stelik
ou gece manastrlarda kalabilirsin."
BERNARD CORNWELL
"Evet, bu doru. Ama onlara da bir ey vermek gerekir, deil mi?"
"Yalnzca bir bozukluk verirsin," dedi Thomas. Tepenin plak zirvesine varnca Thomas
dmanlar grmek iin bakt, ama kimseyi gremedi. Robbie'nin garip sorularna anyordu,
ama sonra savalara belirgin bir korkusuzlukla giren sko'un yalnz yolculuk etme olasl
yznden endielendiini fark etti. nsanlarn senin dilini konutuklar kendi lkende yolculuk
yapmak bir konu, bir dzine yabanc dilin konuulduu yzlerce millik topraklarda yola kmak
tamamen ayr bir konuydu. "nemli olan seninle ayn yola giden bakalarn bulmak," dedi
Thomas. "Bir sr insan olacaktr ve hepsi de senin arkadaln isteyecektir."
"Senin yaptn da bu muydu? Britanya'dan Nor-mandiya'ya yrdn zaman?"
Thomas srtt. "Dominik keii cppesi giymitim. Kimse bir Dominik keiinin yannda
bulunmak istemez, ama kimse onu soymak da istemez. Sen iyi olacaksn, Robbie. Her tccar
seni yannda ister. Keskin kll gen bir adam? Yannda yolculuk yapmas iin kzlarndan birini
semeni bile isteyeceklerdir."
"Ben yemin ettim," dedi Robbie umutsuzca. "Bologna Roma yaknnda m?"
"Bilmiyorum."
"Roma'y grmek istiyorum. Sence Papa oraya tanacak m?"
"Tanr bilir."
"Ama ben bunu grmek isterim," dedi Robbie zlemle, sonra Thomas'a srtt. "Orada senin
iin dua edeceim."
174
HERETIK
"ki tane et, biri benim iin biri Genevieve iin."
Robbie sessiz kald. Ayrlk zaman neredeyse gelmiti ve ne diyeceini bilmiyordu. Atlarn
dizginlediler, ama Jake ve Sam, Astarac'n yanm atlarnn dumanlarnn dondurucu havaya
doru ykselmeye devam ettii vadiye bakmak iin ilerlediler.
"Yeniden greceiz, Robbie," dedi Thomas, eldivenini karp sa elini uzatarak.
"Evet, biliyorum."
"Ve her zaman arkada olarak kalacaz," dedi Thomas. "Savan farkl taraflarnda olsak
bile."
Robbie srtt. "Bir dahaki sefere Thomas, skolar kazanacak. sa akna, Durham'da sizi
yenmemiz gerekirdi! O kadar yaklamtk ki!"
"Okular ne der bilirsin," dedi Thomas. "Yaklamak saylmaz. Kendine iyi bak, Robbie."
"Bakacam." Tam el sktklar srada Jake ve Sam atlarn dndrp hzla geri geldiler.
"Askerler!" diye bard Jake.
Thomas, Astarac'a giden yolu grene kadar atn ileri srd. Yarm mil uzakta askerler vard.
Kl ve kalkanlar olan zrhl atllar. Gevek bir ekilde salland iin kime ait olduunu
gremedii bir sancak altnda toplanm askerler ve tamas zor olan uzun mzraklarla ykl
atlar eken seyisler. Btn atl grubu kendisine ya da belki de adamlarnn yandaki vadide

yamalad kyden ykselen dumana doru geliyordu. Thomas onlara ylece bakakald. Gn
o kadar huzurlu, o kadar tehditten uzak grnyordu ki! Ama imdi dman gelmiti ite.
Haftalardr rahatsz edilmemilerdi. imdiye kadar.
175
BERNARD CORNWELL
Ve bylece Robbie'nin hac yolculuu unutuldu, en azndan imdilik.
nk bir sava olacakt. Hepsi batya doru ilerlediler.
Beziers Lordu Joscelyn, amcasnn yal bir aptal, ama daha kts zengin ve yal bir
aptal olduunu dnyordu. Berat Kontu zenginliini paylasayd durum farkl olurdu, ama
Kilise'yi desteklemek veya Avig-non'daki Papadan bir sandk altn karlnda bir avu kirli
saman gibi kutsal emanetler satn almak gibi durumlar haricinde cimriliiyle nlyd. Joscelyn
bebek sa'nn yatana bir kez bakm ve papalk ahrlarndan alnma gbreli saman olduuna
karar vermiti, ama Kont bunun sa'nn ilk yata olduuna inanyordu ve imdi de daha fazla
kutsal emanet peine dt perian Astarac vadisine gelmiti. Joscelyn onun ne aradn
tam olarak bilmiyordu, nk ne Kont ne de Peder Roubert ona sylemiyordu, ama Joscelyn
bunun aptalca bir i olduuna emindi.
Telafi olarak kendisine otuz adam verilmesine ramen Kont'un Astarac'tan bir milden fazla
uzaklamamalarna dair kat talimatlar vard. "Burada beni korumak iin bulunuyorsun,"
demiti Joscelyn'e. Joscelyn onu neden koruyacan merak ediyordu. Gerek askerlere
saldrmaya hi cesaret edemeyen birka Coredor'dan m? Bu yzden Joscelyn kyn merasnda
bir turnuva dzenlemeye alt, ama amcasnn askerleri genellikle yal adamlard, son
yllarda yalnz bir176
HERETIK
ka tanesi savamt ve rahat hayata almlard. Altnlarnn rmcek balamasn tercih
eden Kont baka adam da tutmazd. Bu yzden Joscelyn elindeki adamlara biraz savama ruhu
vermeye alsa bile hibiri doru drst dvmeyecekti. Birbirleriyle dvtkleri zaman da
bunu isteksizce yapyorlard. Gneye, Be-rat'a getirdii; yalnzca iki adamnda byle bir heves
vard, ama onlarla o kadar sk dvmt ki o onlarn, onlar da onun yapaca her hareketi
biliyorlard. Zamann ziyan ediyordu ve bunu biliyordu. Bu yzden amcasnn lmesi iin her
zamankinden daha hararetli bir ekilde dua ediyordu. Joscelyn'in Berat'ta kalmasnn tek
nedeni buydu, kalenin yeralt odasnda bulunduu sylenen muhteem hazineyi miras olarak
almak iin hazr bulunacak ve Tanrnn izniyle o zenginlii bir gzel harcayacakt! Amcasnn
kitaplar ve belgeleriyle ne byk bir ate yakacakt. Alevler Toulouse'dan grlecekti!
Amcasnn, doacak herhangi bir ocuun kendisinden olduundan emin olmak iin kalenin
gney kulesinde kilitli tuttuu beinci kars olan kontese gelince, ona bebek yapma iini
gerektii gibi gsterdikten sonra tombul kalta geldii ukura geri gnderecekti. Bazen
amcasn ldrmeyi dnyordu, ama o zaman kanlmaz bir problemle karlaacan
biliyor, bu yzden yal adamn yaknda leceine inanarak bekliyordu. Joscelyn miras
dnrken Kont Kutsal Kse'yi dnyordu. Kaleden geri kalanlar aratrmaya karar
vermiti. Kilise kutunun bulunduu yerde olduu iin, altlarnda bekledii gibi mezarlar
bulduu yeralt odalarn aratrmak amacyla bir dzine iiye antik kaldrm talarn
skmelerini emretti. Duvar gi177
BERNARD CORNWELL
rintilerinden ar, l tabutlar karlp ald. D tabutun iinde bulunan kurundan tabut
baltayla paraland. Kurun Berat'a gtrlmek zere el arabasna yklendi, ama genellikle
karaaatan yaplan tabut paralanarak alrken Kont daha byk bir zenginlie kavumay
bekliyordu. Sararp kurumu, parmaklar duayla birletirilmi iskeletler ve tabutlarn birkanda
hazine buldu. Kadnlarn bazlar kolyeler ve bileziklerle gmlmt. Kont bulabildii yamay
toplamak iin kurumu rtleri yrtt, ama Kutsal Kse yoktu. Yalnzca kafataslar ve antik
parmenler gibi kararm deri paralar vard. Bir kadnn hl upuzun salar vard. Kont
hayranlkla bu salara bakt. "Acaba gzel miydi?" diye sordu Peder Roubert'e. Sesi genizden
geliyordu ve birka dakikada bir hapryordu.

"Kyamet gnn bekliyor," dedi kei eki bir sesle. Bu mezar soyma ii hi houna
gitmemiti.
"Gen olmal," dedi Kont, l kadnn salarna bakarak. Ama tabuttan kaldrmaya alnca
ince teller toz halinde dald. Bir ocuk tabutunda eski bir satran tahtas vard. S bir kutu
olmas iin menteelerinden katlanyordu. Kareler, ki Kont'un Berat'taki satran tahtasnn
kareleri siyaha boyalyd, kk ukurlarla ayrt ediliyordu. Bu Kont'un ok ilgisini ekmiti,
ama kutunun iindeki satran talarnn yerini alan bir avu dolusu antik para daha fazla ilgisini
ekmiti. lk Castile Kral Ferdinand'n ba vard paralarn stnde. Kont altnlarn zarafetine
hayran kalmt. " yz yllk!" dedi Peder Roubert'e. Sonra paray cebine atp iilerden baka
bir yeralt mezarn daha amalarn istedi. Cesetler, zerleri arandk178
HERETIK
tan sonra kyamet gnn beklemeye devam etmek zere ahap kutulara geri konuyorlard.
Peder her yeniden gmlmede dua ediyordu ve sesindeki ton, eletirildiini bilen Kontun
sinirine dokunuyordu.
nc gn, btn tabutlar soyulduktan sonra, hibiri Kutsal Kse'yi sunmaynca, Kont bir
zamanlar sunan bulunduu yerin kazlmasn emretti. Uzun bir sre boyunca orada da,
zerine kalenin ina edildii plak kayalarn stndeki sertlemi topraktan baka bir ey yok
gibi grnd, ama sonra tam Kont cesaretini yitirmeye balamken iilerden biri topraktan
gm bir kutu kard. yice nezle olan Kont zayf dtn hissediyordu. Hapryor, burnu
akyor ve acyordu, gzleri kzarmt, ama matlam kutunun grnts onun btn
skntlarn unutmasn salad. Kutuyu iinin elinden kapp gn na doru koturdu,
bakla kutunun tokasn amaya alt. inde bir ty vard. Yalnzca bir ty. Bir zamanlar
beyaz olmalyd, ama artk sararmt. Kont bunun bir kaza ait olmas gerektiini dnd.
"Neden insan bir ty gmer ki?" diye sordu Peder Roubert'e.
"St. Sever burada bir melein kanadn onarm," diye aklad Dominik kei, tye bakarak.
"Elbette!" dedi Kont heyecanla. Kanadn altndan olmas tyn sar rengini aklyordu. "Bir
melein tyleri!" dedi huuyla.
"Daha byk olaslkla bir kuunun tydr," dedi Peder Roubert kaytszca.
Kont, toprak yznden kararm olan gm kutuyu inceledi. "Bu bir melek olabilir," dedi
kararm metalin ssl kvrmn iaret ederek.
179
BERNARD CORNWELL
"Olmayabilir de."
"e yaramyorsun, Roubert."
"Baarnz iin her gece dua ediyorum," dedi kei kat bir ekilde. "Ama ayn zamanda
salnz iin de endieleniyorum."
"Yalnzca burnum tkand," dedi Kont, ama daha kt bir ey olduundan pheleniyordu.
Ba dnyordu, eklemleri aryordu, ama eer Kutsal Kse'yi bulursa btn skntlar birden
yok olacakt. "Bir melein ty!" diye tekrarlad Kont hayretle. "Bu bir mucize! Bir iaret
olabilir mi?" Derken bir mucize daha oldu, nk gm kutuyu bulan adam sertlemi
topran arka tarafnda bir duvar olduunu kefetti. Kont, gm kutuyu ve cennetten gelen
ty Peder Roubert'in ellerine frlatt, geri-ye koup duvar incelemek iin toprak ynnn
stne trmand. Duvarn yalnzca bir ksm grnyordu, ama o ksm tralanm ta
bloklardan yaplmt ve Kont iinin kreini kapp taa vurduunda duvardan tok bir ses
geldiine kendini inandrd. "An unu," diye emretti heyecanla. "An unu!" Peder Roubert'e
zafer dolu bir ekilde glmsedi. "te bu! Biliyorum!"
Ama Peder Roubert, gml duvarn heyecann paylamak yerine gzel turnuva zrhn
kuanm ve st kapal yeralt odasnn kenarna kadar gelen Jos-celyn'e bakyordu. "Bir
sonraki vadiden iaret ateinin dumanlar ykseliyor," dedi Joscelyn.
Kont duvardan ayrlmay hi istemiyordu, ama bir merdivene kp batya, soluk renkli
gkyzne ve gneye doru ykselen kirli duman bulutuna bakt. Duman en yakn tepenin
hemen karsndan geliyor gibi grnyordu. "ngilizler mi?" diye sordu Kont hayretle.
180

HERETIK
"Baka kim olabilir?" diye cevap verdi Joscelyn. Askerleri kaleye trmanan patikann
dibindeydi. Zrhl ve hazrdlar. "Bir saat iinde orada olabiliriz," dedi Joscelyn. "Hem bizi
beklemiyor olacaklar."
"Okular," dedi Kont uyarrcasna. Sonra haprp nefes almak iin abalad.
Peder Roubert dikkatli bir ekilde Kont'a bakyordu. Yal adamn ateinin ktn
dnyordu ve souk rzgrda kazya devam etmede srar etmek kendi hatas olacakt.
"Okular," dedi Kont tekrar, gzleri sulanarak. "ok dikkatli olmalsnz. Okular hafife
alnmamal."
Joscelyn ok sabrsz grnyordu, ama Kont'un uyarsna karlk veren Peder Roubert oldu.
"Kk gruplar halinde yol aldklarn ve kaleyi korumak iin geride okular braktklarn
biliyoruz, Lordum. Burada yalnzca bir dzine apulcu olmal."
"Ve bir daha byle bir ansmz olmayabilir," diye araya girdi Joscelyn.
"Fazla adammz yok," dedi Kont pheyle.
Acaba bu kimin hatas? diye dnd Joscelyn. Amcasna otuzdan fazla asker getirmesini
sylemiti, ama yal asker bu kadarnn yeteceinde srar etmiti. Kont u anda yeralt
odasnn sonundaki pis duvara bakp korkularnn kendisine hkim olmasna izin verdi.
"Dmann says azsa otuz adam yeterli olacaktr," dedi Joscelyn.
Peder Roubert dumana bakyordu. "Atelerin amac bu deil mi Lordum?" diye sordu.
"Dmann yaknmzda olduunu haber vermek?" Bu gerekten de atelerin bir amacyd, ama
Kont, askeri lideri Sir
181
BERNARD CORNWELL
Henri Courtois'in bir tavsiyede bulunmak iin orada olmasn diliyordu. "Ve dman ordusu
kkken, okuz adam yeterli olacaktr," diye devam etti.
Kont bu izni vermedii takdirde bu esrarengiz duvar huzur iinde inceleyemeyeceini
dnp bayla onaylad. "Ama dikkatli ol!" diye emretti yeenine. "nce bir keif yapn!
Vegeitus'un tavsiyesini hatrlayn!" Joscelyn, Vegeitus'un adn hi duymamt, bu yzden
adamn tavsiyesini hatrlamas zor olurdu. Kont bunu sezmi olmalyd, nk aklna hemen bir
fikir geldi. "Peder Roubert'i de al, o sana saldrmann gvenli olup olmadn syleyecektir.
Beni anlyor musun Joscelyn? Peder Roubert sana tavsiye verecek ve sen de tavsiyesini
tutacaksn." Bunun iki avantaj olacakt. Birincisi keiin mantkl ve zeki bir adam olmasyd,
bu yzden aceleci Joscelyn'in aptalca bir ey yapmasna izin vermeyecekti, ikincisi ve daha
iyisi, Kont Dominik keiin uursuz varlndan kurtulacakt. "Gece kene kadar geri dnn,"
diye emretti Kont. "Ve Vegetius'u aklnzdan karmayn. Vegeti-us'u sakn aklnzdan
karmayn!" Bu son szckleri tekrar merdivenden aa inerken aceleyle syledi.
Joscelyn, keie somurtkan bir ekilde bakt. Kilise adamlarndan holanmazd, hele ve Peder
Roubert'ten hi holanmyordu. Ama keiin varl ingilizleri ldrmesinin bedeliyse bunu
kabul edecekti. "Atnz var m, peder?" diye sordu.
"Var, Lordum."
"O zaman gidip getirin." Joscelyn byk sava atn dndrp vadiye doru mahmuzlad.
"Okular canl istiyorum!" dedi adamlarna, yanlarna ulatnda.
182
HERETIK
"Canl, bylece dl paylaabiliriz." Sonra ngilizlerin kahrolas parmaklarn kesip gzlerini
oyar ve onlar yakarlard. Adamlarn batya ynlendirirken Jos-celyn'in hayali buydu.
Joscelyn'inki gibi atlarn bazlar deri ve zrhla kaplanmt ve svarilerin zrhlar bir yana srf bu
zrhlarn arl bile savata canl olmalar isteniyorsa atlarn yrtlmesini gerektirecekti.
Birka adamn seyisi vard ve daha nemsiz olanlar tamas zor mzrak ynlarn eken yk
hayvanlarn idare ediyordu. Askerler savaa drtnala gitmiyor, bir kz kadar yava
yryorlard.
"Amcanzn tavsiyesini unutmayacaksnz, deil mi Lordum?" dedi Peder Roubert Joscelyn'e
bakarak. Endiesini gizlemeye alyordu. Kei normalde ciddi ve ekingen bir adamd, zor
kazanlm saygnl konusunda ok dikkatliydi. imdiyse kendisini yabanc, tehlikeli, ama
heyecan verici bir blgede bulmutu.

"Amcamn tavsiyesi sizin tavsiyenizi izlemem eklindeydi. Syleyin peder, sava konusunda
ne biliyorsunuz?"
"Vegetius'u okudum," dedi Peder Roubert kat bir ekilde.
"Peki, kimmi o?"
"Bir Romal Lordum ve askeri konularda hl bir otorite olarak grlr. Tezinin ad Epitoma
Rei Milita-ris, yani askeri konularn z."
"Peki, bu z ne tavsiye ediyormu?" diye sordu Jos-celyn, alayc bir ekilde.
"Doru olarak hatrlyorsam, bir frsat bulmak iin dmann yan kanatlarna bakmak ve
doru drst bir keif yapmadan asla saldrmamak gerektiini sylyordu."
183
BERNAED CORNWELL
Byk turnuva miferi eyerinden sarkan Joscelyn keiin kk ksrana bakt. "En hafif ata
biniyorsunuz, peder," dedi elenerek. "Kefi siz yapabilirsiniz."
"Ben mi!" Peder ok olmutu.
"Dmdz gidip o serserilerin ne yaptna bakn, sonra geri gelip bize syleyin. Bana tavsiye
vermeniz gerekiyor, deil mi? Kefi siz yapmazsanz bana nasl tavsiye verebilirsiniz?
Vegetal'nzn tavsiye ettii de bu deil miydi? imdi deil, aptal." Son szleri Peder Roubert
itaatkr bir ekilde atn mahmuzlad iin sylemiti. "Burada deil, bir sonraki vadideler."
Younlaan duman iaret etti. "Tepenin uzak tarafndaki aalara varana kadar bekle."
Gerekten de tepenin plak zirvesinde bir avu atl grdler, ama Joscelyn'in adamlar gr
alanna girince atllar hemen dnp katlar. Coredor'lar, diye dnd Joscelyn. Herkes
Coredor'larn, Kontun canl okular iin verdii dllerden birini kazanmak iin ngilizleri nasl
avladn biliyordu, ama Joscelyn'in grne gre bir Coredor'un alaca tek dl ar ar
aslmakt.
Joscelyn zirveye varana kadar Coredor'lar yok olmutu. Artk nlerindeki vadinin byk
blmn, Kuzeydeki Masseube'yi ve yksek Pirenelere doru gneye inen yolu grebiliyordu.
Duman bulutu tam nndeydi, ama ngilizlerin yamalad ky aalar tarafndan
gizleniyordu. Bu yzden Joscelyn keie ilerlemesini syleyip ona koruma olarak iki zel
askerini verdi.
Dominik kei geri gelene kadar Joscelyn ve askerlerinin geri kalan neredeyse vadiye
varmt. Peder Roubert ok heyecanlyd. "Bizi grmediler," diye rapor etti. "Ve burada
olduumuzu bilemezler."
184
HERETK
"Bundan emin misin?" diye sordu Joscelyn.
Kei ban sallad. Arballnn yerini, birdenbire kefedilmi sava hevesi almt. "Kye
giden yol aalarn arasndan geiyor ve gzlerden uzak, Lordum. Aalar nehirden yz adm
tede seyreliyor ve slk yerde bir yolla nehirden geiliyor. ok s. Baz adamlarn kye
kestane aac dallan tadklarn grdk."
"ingilizler onlara mdahale etmedi mi?"
"ngilizler kydeki mezar ynn aratryorlar. Saylar bir dzineden fazla olamaz. Ky,
slk yerden yz adm uzakta." Peder Roubert, dikkatli ve doru olduunu dnd bu
raporuyla gurur duyuyordu. Vegetius'un bile gurur duyaca bir keifti bu. "Kye iki yz adm
yaklap saldrya gemeden nce gvenlik iinde silahlanabilirsiniz."
Bu gerekten de etkileyici bir rapordu ve Joscelyn aknlk iinde pederin sylediklerini
onaylayan iki askerine bakyordu. lerinden Parisli olan Villesisle srtt. "Doranmaya
hazrlar," dedi.
"Okular?"
"ki tane grdk."
Peder Roubert en iyi haberini sona saklyordu. "Ama ikisinden biri, Lordum," dedi
heyecanlar, "Beghard'd."
"u sapkn kz m?"
"Yani Tanr sizin yannzda olacak!" dedi Peder Roubert hararetle.
Joscelyn glmsedi. "Peki, tavsiyen nedir peder?"

"Saldrn!" dedi Dominik kei. "Saldrn! Tanr bize zafer kazandracaktr!" Yaps gerei
tedbirli bir adam olabilirdi, ama Genevieve'i grmek ruhunu savamak iin kkrtmt.
185
BERNARD CORNWELL
Joscelyn vadideki aalann kysna vardnda her e yin tam olarak keiin syledii gibi
grndn grd Nehrin tesindeki, dmann varlndan habersiz ngiliz ler, tepeden inen
yolu korumak iin nbeti koymamlard ve kyn merkezindeki byk bir tmsei
kazyorlard. Jos celyn ondan fazla adam gremiyordu, bir de kadn vard. K sa bir sre iin
atndan inip seyisinin zrhnn kaylarn s-klatrmasn bekledi, sonra yeniden eyerine oturup
san ve krmz tyleri, deri yast ve ha biimli gz delikleri olan byk turnuva miferini ald.
Sol kolunu kalkannn halkasndan geirdi, klcnn knnda gevek durup durmadn kontrol
etti, sonra mzrana uzand. Dibudak aacndan yaplma mzrak be metre boyundayd ve
Beziers Lordunun renkleri olan san ve krmz renge boyanmt. Benzeri mzraklar Avrupa'daki
en iyi turnuva savalann ykmt, bu kez bu mzrak Tamnn iini yapacakt. Adamlar kendi
mz-raklanyla silahlandlar. Bazlan Beratn turuncu ve beyaz renklerini tayordu. Mzraklan
genellikle drt, drt buuk metre boyundayd, nk Beratn adamlannn hibiri Jos-celyn'in
turnuvalarda kulland kadar byk bir mzra tayacak gce sahip deildi. Seyisler kllann
ektiler. Miferlerin siperleri indirildi, dnya klerek parlak gn izgisi haline geldi.
Joscelyn'in savaa girdiim bilen at ayaklann yere vuruyordu. Her ey hazrd, hibir eyden
haberi olmayan ngilizler tehditten habersizdi ve Joscelyn sonunda amcasnn dizginlerinden
kurtulmutu.
Ve bylece, askerleri iki yanda skca bir araya gelirken kulanda Peder Roubert'in dualaryla
Joscelyn hcuma geti.
186
HERETK
Gaspard, Tanrnn elinin zerinde olduunu dnd, nk altn, bir zamanlar Ayin kupasnn
balmumu modelini tayan narin kalba ilk dkme giriiminde baarl olmutu. Kadn Yvette'e
on, on bir giriimde bulunmas gerekebileceini, telkari i ok narin olduu iin erimi altnn
kalbn btn boluklarn dolduracandan pheli olduunu, bu yzden Kupay
yapabileceinden bile emin olmadn sylemiti. Ama kalbi arparak piirilmi amuru
krdnda balmumu eserinin neredeyse mkemmel ekilde kopyalandn grd. Bir iki ayrnt
beceriksizce olmutu ve altn baz yerlerde yaprak ya da dikenin omurgasnn kvrmn
verememiti, ama bu kusurlar yaknda giderilecekti. Kaba kenarlar trpledi, sonra btn
kupay cilalad. Bu bir hafta srd, iinin bittiini Charles Bessieres'e sylemedi, hl yapaca
ileri olduunu iddia etti, ama gerekte yapt gzel eserden vazgeemiyordu. Bunun bir
kuyumcunun baard en gzel eser olduunu dnyordu.
Bu yzden kupa iin bir kapak yapt. Koni biiminde, vaftiz kurnasnn kapana benzer bir
kapakt bu. Tepesine bir ha yerletirdi, kenarlarna inciler ast, eimli kenarlarna drt
misyonerin semboln yapt. St. Mark iin aslan, Luke iin kz, Matthew iin melek ve John
iin kartal. Kupann kendisi kadar narin olmayan bu para da kalptan gzelce kt. Onu da
trpleyip parlatt, btn paray bir araya getirdi. Altn kupa-kab, antik yeil cam kupann
kendisi ve incili yeni kapa. "Kardinale incilerin sa'nn annesinin gzyalarn simgelediini
syleyin," dedi Charles Bessieres'e, zarif para bez, samanlarn arasna sarlp kutulara
konurken.
187
BERNARD CORNWELL
Charles Bessieres incilerin neyi simgelediini umur-samyordu, ama kadehin ok gzel bir
ey olduunu isteksizce kabul ediyordu. "Eer kardeim onaylarsa paran denecek ve serbest
braklacaksn," dedi.
"Paris'e geri dnebilir miyiz?" diye sordu Gaspard hevesle.
"stediin yere gidebilirsin," diye yalan syledi Charles, "ama ben sana syleyene kadar
deil." Adamlarna kendisi yokken Gaspard ve Yvette'in iyi korunmas gerektiini syleyip
kadehi Paris'teki kardeine gtrd.

Kupa rtlerinden karlp para bir araya getirildiinde Kardinal ellerini gsnde
birletirip ylece bakakald. Uzunca bir sre iin hibir ey sylemedi, sonra eilip antik kadehe
bakt. "Sana da kupann kendisinde altndan bir iz var gibi geliyor mu, Charles?"
"Sormadm," diye ters bir ekilde cevap verdi Charles.
Kardinal kapa dikkatle kaldrd, sonra eski cam kupay altn beiinden karp a tuttu.
Gaspard'n bilmeden dhice bir hareketle kupann etrafna neredeyse grnmez bir altn
yaprak katman koyduunu, bylece sradan bir cama esiz bir altn parlts verdiini grd.
"Gerek Kutsal Kse'nin, sa'nn kanndan oluan arap konduunda altna dnmesi gerekiyor.
Bu kse, snav geecektir," dedi aabeyine.
"Demek sevdin."
Kardinal kadehi birletirdi. "Muhteem," dedi saygl bir ekilde. "Bu bir mucize." Kadehe
bakyordu. Bunun yars kadar iyi bir ey bile beklemiyordu. Bu bir mucizeydi, yle ki bir an
iin papalk tahtna gz diktiini bile unuttu. "Belki Charles" -sesinde bir huu vard- "belki bu
gerek Kutsal Kse'dir! Belki sa188
HERETIK
tn aldm kupa gerek olandr. Belki Tanr beni ona ynlendirmitir!"
"Yani bu Gaspard' ldrebileceim anlamna m geliyor?" diye sordu Charles, kupann
gzelliinden etkilenmeyerek.
"Ve kadnn," dedi Kardinal, baklarn gzel eserden alamayarak. "ldr, evet, ldr. Sonra
gneye git. Toulouse'un gneyine, Berat'a."
"Berat m?" Charles daha nce oray hi duymamt.
Kardinal glmsedi. "ngiliz oku ortaya kt. kacan biliyordum! ren adam Berat'a
yakn olduunu duyduum Castillon d'Arbizon'a kk bir kuvvet gtrd. O olgunlam bir
meyve, Charles, bu yzden onunla ba etmesi iin Guy Vexille'i gnderiyorum. Senin de Guy
Vexille'in yaknnda olman istiyorum, Charles."
"Ona gvenmiyor musun?"
"Elbette gvenmiyorum. Sadkm gibi yapyor, ama herhangi bir efendiye hizmet etme
konusunda rahat bir adam deil o." Kardinal tekrar kupay kaldrd, saygyla bakt, sonra iinde
geldii tala dolu kutuya yerletirdi. "Bunu da yannda gtreceksin."
"Onu mu!" Charles dehete dmt. "Onu neden yanmda isteyeyim ki?"
"Bu ar bir sorumluluk," dedi Kardinal, kutuyu aabeyine vererek, "ama efsane Kutsal
Kse'ye Katarlarn sahip olduunu sylyor, bu yzden sapknlarn son kalesinin yaknndan
baka nerede kefedilebilir ki?"
Charles'n kafas karmt. "Onu benim bulmam m istiyorsun?"
Kardinal diz dayanana gidip diz kt. "Kutsal Peder gen bir adam deil," dedi dindar bir
ekilde. Asln189
BERNAED CORNWELL
da Clement yalnzca elli alt yandayd, yani Kardinalden sekiz ya byk. Ama buna ramen
Louis Bessi-eres, Kutsal Kse'yi ortaya karmaya frsat bulamadan Papa Clement'in lmesi ve
yeni papann atanmas dncesiyle sarslyordu. "Zaman lksmz yok, bu yzden Kutsal
Kse'ye ihtiyacm var." Duraklad. "Kutsal Kse'ye hemen ihtiyacm var! Ama Vexille Gaspard'n kupasn duyarsa onu senden almaya alacaktr, bu yzden grevini tamamladktan
sonra onu ldr-melisin. Grevi kuzeni ngiliz okuyu bulmak. Vexille'i ldrp okuyu
konutur Charles. Derilerini santim santim yzp tuzla. Konuacaktr. Kutsal Kse hakknda
bildii her eyi anlattktan sonra onu ldr."
"Ama Kutsal Kse bizim elimizde," dedi Charles, kutuyu kaldrarak.
"Ama bir tane de gerek olan Kutsal Kse mevcut, Charles," dedi Kardinal sabrla. "Ve eer o
gerekten mevcutsa ve oku yerini sylerse elinde tuttuun bu kseye ihtiyacmz olmayacak,
deil mi? Ama eer ngiliz bo karsa Kutsal Kse'yi sana onun verdiini iddia edeceksin.
Kutuyu Paris'e getireceksin, Te Deum syleyeceiz ve bir iki yl iinde Avignon'da yeni bir evim
olacak. Ve sonra, uygun zaman gelince papal Paris'e tayacaz ve btn dnya bize hayran
olacak."

Charles ald emirleri dnp, gereksiz bir titizlikle zerlerinden geti. "Neden Kutsal
Kse'yi burada ortaya karmyoruz?"
"Onu Paris'te bulursam bana kimse inanmaz," dedi Kardinal. Gzleri duvarda asl duran
fildii haa odakland. "Onun benim hrsmn bir rn olduunu dnrler. Hayr, uzak bir
yerden gelmi olmal ve bulundu190
HERETIK
una dair haberler kendisinden nce gelmeli, bylelikle insanlar onu karlamak iin sokaklarda
diz kmeli."
Charles bunu anlad. "Peki, neden Vexille'i hemen ldrmyorum?"
"nk onda gerek Kutsal Kse'yi bulma hevesi var ve eer gerek Kutsal Kse mevcutsa
onu istiyorum. Adamlar adnn Vexille olduunu, ailesinin bir zamanlar Kutsal Kse'ye sahip
olduunu biliyorlar, bu yzden eer Kutsal Kse'nin kefinde o da yer alrsa daha inandrc
olacaktr. Bir neden daha. O soylu domu biri. Adamlar ynetebilir, ngiliz'i ininden karmak
btn gcn gerektirecektir. Krk yedi valye ve askerin seni takip edeceini dnyor
musun?" Kardinal, Vexille'in gcn kiraclarndan, dualarn topraklar balayan adamlarn
gnahn silecei umuduyla Kiliseye miras olarak verilen arazileri yneten Lordlar-dan
oluturmutu. Bu adamlar Kardinale ok pahalya patlayacakt, nk Lordlar bir yl boyunca
kira demeyeceklerdi. "Sen ve ben plkten geliyoruz, Charles," dedi Kardinal. "Askerler seni
kmseyecektir."
"Senin Kutsal Kse'ni arayacak yz Lord olmal," dedi Charles.
"Bin adam arayacak," diye onaylad Kardinal yumuak bir ekilde. "Ama Kutsal Kse'yi ele
geirdikten sonra Krallarna gtrrler ve o aptal da Kse'yi ngilizlere kaptrr. Vexille benim,
ama Kutsal Kse'yi ele geirince ne yapacan biliyorum. Onu alacaktr. Bu yzden, o eline
bir frsat geirmeden nce onu ldreceksin."
"ldrmesi zor bir adam olacaktr," diye endielendi Charles.
191
BERNARD CORNWELL
"Bu yzden seni gnderiyorum, Charles. Seni ve acmasz askerlerini. Beni d krklna
uratma."
O gece Charles sahte Kutsal Kse iin yeni bir kutu yapt. Tatar okularnn oklarn tamak
iin kullandklar trde deri bir boruydu bu. Deerli kab onun iine koyup keten ve talala
destekledi, borunun kapan balmumuyla kapad.
Ertesi gn Gaspard zgrlne kavutu. Bir bak karnna girip yukar doru kt, bu
yzden kan havuzu iinde ar ar ld. Yvette o kadar yksek sesle lk att ki sesi ksld.
Yalnzca nefes almaya alp Charles elbisesini yrtarken hi diren gstermedi. On dakika
sonra Charles Bessieres yaad eyin karlnda minnettarlk gstererek onu hzl bir ekilde
ldrd.
Sonra kule kilitlendi.
Charles Bessieres yannda tatar okularnn oklu-uyla sert adamlarn gneye doru
yneltti.
192
Baba, Oul ve Kutsal Ruh adna, min." Thomas
bu szleri yan yksek sesle syleyip ha kard. Nedense dua yeterli grnmedi, bu
yzden klcn ekip sap ha gibi grnecek ekilde kaldrd, bir dizinin stne kt. Szlerini
Latince olarak tekrarlad, "in nomine patris, et fili, et spiritus sancti, amen." Tanr beni
korusun, diye dnd ve en son ne zaman gnah kardn hatrlamaya alt.
Sir Guillaume onun dindarlyla eleniyordu. "Saylarnn az olduunu sylemitin."
"Az," dedi Thomas, ayaa kalkp klcn knna sokarken. "Ama savatan nce dua etmenin
bir zarar olmaz."
Sir Guillaume stnkr ha karp tkrd. "Eer yalnzca birka kiilerse serserileri
ldreceiz," dedi.
Eer serseriler hl geliyorsa. Thomas atllarn As-tarac'a dnp dnmediini merak etti.
Kim olduklarn bilmiyordu ve dman olup olmadklarn da anlayam-yordu. Kesinlikle

Berat'tan geliniyorlard, nk oras kuzeydeydi ve atllar doudan geliyordu, ama gven verici
bir gerek konusunda emindi. Thomas'n adamlarnn says onlarnkinden fazlayd. O ve Sir
Guillaume yirmi okuyu ve krk askeri ynetiyordu. Thomas gelen193
BERNARD CORNWELL
lerin saysnn bunun yansndan az olduunu tahmin etti. Thomas'm yeni askerlerinin ou,
yamalama frsat yznden Castillon d'Arbizon garnizonuna katlan haydutlard. Atlar, silahlar,
zrh ve hatta fidye istenebilecek esir olasl salayacak olan bir kavga dncesi onlar
memnun etmiti.
"Coredor olmadklarna emin misin?" diye sordu Sir Guillaume.
"Deiller," dedi Thomas kendinden emin bir ekilde. Tepedeki adamlar haydut olamayacak
kadar iyi silahlanm, zrh kuanm ve iyi atlara binmiti. "Bir sancaklar vard," diye ekledi.
"Ama gremedim. Dmdz aaya doru sallanyordu."
"Routier olabilirler mi?" diye sordu Sir Guillaume.
Thomas ban iki yana sallad. Bir Routier etesinin neden bu ssz yerde dolatn veya
neden sancaklar olduunu anlayamyordu. Onun grd adamlar devriye gezen askerlere
benziyordu ve geri dnp drtnala kye komadan nce yk atlarnn tad mzrak ynlarn
aka grmt. Routier'ler yk hayvanlaryla mzrak deil, giysi ve eya tarlard. "Berat
Astarac'a asker gnderdi galiba. Belki ikinci lokma iin geri dneceimizi dndler," dedi.
"Yani dmanlar?"
"Bu kesimlerde hi dostumuz var m?" diye sordu Thomas.
Sir Guillaume srtt. "Yirmi kii olduklarn m dnyorsun?"
"Belki birka kii daha fazla. Ama otuzdan fazla deil."
"Belki hepsini grmemisindir?"
194
HERETIK
"Eer gelirlerse bunu reneceiz, deil mi?" dedi Thomas.
"Tatar yaylar?"
"Hi grmedim."
"O halde buraya geldiklerini umalm," dedi Sir Guil-laume agzl bir ifadeyle. Para
kazanacak her adam kadar hevesliydi. Paraya ihtiyac vard. Hem de ok. Rvet verecek,
savaacak ve Normandiya'daki tmarn geri kazanacakt. "Belki kuzenindir?"
"Sevgili sa," dedi Thomas. "Bu hi aklma gelmemiti." gdsel olarak arkasna uzanp
porsuk aacndan yapt yayna dokundu, nk kuzeninden sz edilmesi ktl akla
getiriyordu. Hibir eyden phelenmeksi-zin bir savaa doru gelenin Guy Vexille olduu
dncesiyle bir heyecan dalgasnn iini kapladm hissetti.
"Eer Vexille'se," dedi Sir Guillaume yzndeki korkun yaraya dokunarak, "onu ben
ldreceim."
"Onu canl istiyorum," dedi Thomas. "Canl."
"Bunu Robbie'ye sylesen daha iyi olur," dedi Sir Guillaume, "nk onu ldrmeye yemin
etti." Robbie kardeinin intikamn almak istiyordu.
"Belki o deildir," dedi Thomas, ama kuzeni olmasn istiyordu. zellikle de imdi, nk
yaklaan savata rakiplerini eze eze yenecek gibi grnyorlard. Atllar, baka bir gei
noktas olup olmadn grmek iin nehrin aa ve yukar ksmna dolamak istemiyorlarsa
kye yalnzca nehrin s yerinden yaklaabilirlerdi ve bebei klla tehdit edilen bir kyl
baka bir gei yeri olmadna yemin etmiti. Bu yzden atllarn doruca nehrin s yerinden
kyn sokana girmeleri gerekiyordu ve ikisinin arasndaki merada lmeliydiler.
195
BERNARD CORNWELL
Kyn sokan on be asker koruyacakt. Bu adamlar imdilik salam bir kulbenin
bahesinde saklanyorlard, ama dman nehrin s yerinden geldiinde yolu tkamak iin
ortaya kacaklard. Sir Guillaume atllara kar bariyer oluturmas iin sokaa itilecek olan bir
iftlik arabasna el koymutu. Gerekte Tho-mas on be adamn da savamasn beklemiyordu,
nk yolun iki yanndaki meyve bahesi itlerinin arkasna okularn yerletirmiti. lk

lmler okularn ellerinden olacakt ve onlar da itlerin dibine sapladklar oklarn hazrlama
lksne sahiplerdi. En yaknlarnda ular keski biimindeki geni-bal oklar duruyordu. Oklarn
ucundaki sivri kntlar giren oklarn geri ekilmelerini engelliyordu. Okular ok balarn, jilet
keskinliine ulamas iin torbalarnda tadklar bilei tayla keskinletirdiler. "Bekleyin," dedi
Thomas. "Tarla iaretine varana kadar bekleyin." Yolun kenarnda bir adamn merasnn bitip
dierinin baladn gsteren beyaza boyal bir ta vard. lk atllar taa vardnda iri sava
atlar, derine girmek ve korkun bir yara ap atlar acdan deliye dndrmek iin tasarlanm
geni-bal oklarla vurulacakt. Atlardan bazlar yere decekti, ama bazlar hayatta kalp
savaa devam etmek iin lmekte olan atlarn yanndan geeceklerdi. Bu yzden dman
yaklatnda okular ine ulu oklarna geeceklerdi.
ne oklar zrhlar delmek iin yaplmlard ve en iyileri iki tr aatan yaplyordu. nde
gelen on be santimlik dibudak veya kavak aacnn yerini toynak tutkalyla yerine tutturulan
ar mee almt. Bu mee sapn ucuna bir erkein orta parma kadar uzun, bir
196
HERETIK
kadnn sere parma kadar ince olan elik balar taklyor ve sivriltiliyordu. Ar mee sapla
desteklenen bu ine ban kancalar yoktu: Yalnzca zrhtan geen ve eer dimdik vurursa
plaka zrh bile delen przsz e-likten yaplyordu. Geni balar atlar ldrmek iindi, ine
ular ise adamlar. Eer atllarn tarlay ayran tatan kyn kenarna gelmeleri bir dakika
srerse Thomas'n okular en azndan yz ok atabilirlerdi ve hl yedekte bir o kadar oklar
kalrd.
Thomas daha nce defalarca yapmt bunu. Bu ii rendii Britanya'da allarn arkasnda
durup saysz dmann yok edilmesine yardmc olmutu. Franszlar ii zor yoldan renmi ve
tatar okularn nden gndermeye balamlard, ama onlar kullanm zor yaylarn
doldururken oklar onlar ldryor, atllarn saldrmak ya da geri ekilmekten baka areleri
kalmyordu. Her ekilde ngiliz oku sava alannn kralyd, nk baka hibir lke porsuk
aacndan yaplma yay kullanmay renmemiti.
Okular, Sir Guillaume'nin adamlar gibi gizlenmilerdi, ama Robbie av olarak ne srlen
askerlerin geri kalann ynetiyordu. Adamlarn ou ky sokann hemen kuzeyinde bulunan
tmsein stne dalmlard. Bir ikisi kazyor, dierleri dinleniyormu gibi oturuyordu. Dier
ikisi ky ateini besliyor, dumann dman armasn garanti altna alyordu. Thomas ve
Genevieve tmsee doru yrd. Genevieve tmsein dibinde beklerken Thomas trmanp Sir
Guillaume'nin at byk ukura bakt. "Bo mu?"
"Bir sr akl ta var," dedi Robbie. "Ama hibiri altn deil."
197
BERNARD CORNWELL
"Ne yapacan biliyor musun?"
Robbie neeyle ban sallad. "Dman panie kaplana kadar bekle, sonra saldr."
"Erken gitme, Robbie."
"Erken gitmeyeceiz," diye seslendi, John Faircloth diye bir ngiliz. Robbie'den ok daha yal
ve deneyimli olan bir askerdi. Robbie'nin soylu domas yznden kk bir kuvveti ynetme
hakk olmasna ramen Robbie kendisinden daha yal olan bu adamn tavsiyesine uymas
gerektiini ok iyi biliyordu.
"Seni d krklna uratmayacaz," dedi sko neeyle. Adamlarnn atlar tmsein
hemen arkasndaki ite balyd. Dman grnr grnmez kk ykseltiden aa koup
atlarna bineceklerdi. Dman oklarla dalnca Robbie, dmann arkasndan dolap onlar
kapana drecek olan hcuma nclk edecekti.
"Gelen kuzenim olabilir," dedi Thomas. "Kesin olarak bilmiyorum, ama olabilir."
"O ve ben bir anlamazl zmemiz gerek," dedi Robbie kardeini hatrlayarak.
"Onu canl istiyorum, Robbie. Onda baz cevaplar var."
"Ama sen cevaplarn alnca boazm ben keseceim."
"nce cevaplar," dedi Thomas. Genevieve tmsein dibinden seslenince dnd.
"Kestane ormannda bir ey grdm," dedi Genevieve.
"Bakmayn!" diye seslendi Thomas, Robbie'nin kz duyan adamlarna. Byk bir oyun
sergileyerek can sklm grnp gerindi, yavaa dnp akntnn karsna bakt. Birka

saniye boyunca slk alanda balya tayan birka kyl hari hibir ey grmedi ve bir an iin
Genevieve'in bu kylleri grm olabilece198
HERETIK
ini dnd. Sonra nehrin tesine bakt ve aalarla yar gizlemi atl grd. adam
byk olaslkla ok iyi gizlendiklerim dnyordu, ama Thomas Britanya'dayken sk ormanda
tehlikeyi grmeyi renmiti. "Bize bakyorlar," dedi Robbie'ye. "Fazla uzun srmedi, ha?"
Yaynn ipini takt.
Robbie atllara bakt. "Bir tanesi rahip," dedi pheyle.
Thomas da bakt. "Yalnzca siyah bir pelerin," diye tahminde bulundu. adam dnp
uzaklamaya balad. Ksa sre iinde gzden kayboldular.
"Galiba Berat Kontu," dedi Robbie.
"Galiba yle." Thomas d krklna uramt. Dmann kuzeni olmasn istiyordu.
"Onu yakalarsak esiz bir fidye alrz."
"Doru."
"Bu para denene kadar kalmamn senin iin bir sakncas var m?"
Bu soru Thomas' artmt. Robbie'nin gitmesi ve kskanl yznden kinle dolan bu
adamdan kurtulma fikrine almt. "Bizimle mi kalacaksn?"
"Fidyeden paym almak iin," dedi Robbie, enesini kaldrarak. "Bu konuda bir problem var
m?"
"Hayr, hayr." Thomas aceleyle arkadan yattrmaya alt. "Payn alacaksn, Robbie."
Robbie'ye mevcut olan paradan verip sko'u nedamet yolculuuna gnderebilirdi belki, ama
imdi bu neriyi yapmann sras deildi. "ok erken saldrma," diye tekrar uyard Robbie'yi.
"Tanr seninle olsun."
"yi bir dv yapmann zaman gelmiti," dedi Robbie keyfi yerine gelerek. "Okularn
zengin olanlar ldrmelerine izin verme. Bize de biraz brakn."
199
BERNARD CORNWELL
Thomas srtp tmsekten aa indi. Genevieve'in yaynn ipini takp onunla birlikte Sir
Guillaume'nin adamlarnn gizlendii yere gitti. "Az kald, ocuklar," diye seslendi, bahe
duvarn grmek iin iftlik vagonunun stne trmanarak. Okular arkasndaki armut
bahesine gizlenmiti, yaylarnn ipleri ve ilk geni bal oklar yaylara taklmt.
Onlara katlp bekledi. Bekledi. Zaman uzuyor, arlayor ve duracakm gibi oluyordu.
Thomas o kadar uzun sre bekledi ki dmann geleceinden kuku duymaya balad. Ya da
daha kts dman pusunun kokusunu alm ve onu pusuya drmek iin nehrin aa ve
yukar ksmndan etrafn saryordu. Dier endiesi, ok uzakta olmayan Masseube kasabasnn
kyllerin neden uyar atei yaktn renmek iin adam gndermeleriydi.
Sir Guillaume endiesini paylayordu. "Ne cehen-nemdeler bunlar?" diye sordu, Thomas
baheye geri gelip nehrin karsn grebilmek iin vagonun stne trmanrken.
"Tanr bilir." Thomas kestane aalarnn arasndan uzaklara bakt, ama telalanacak bir ey
grmedi. Yapraklar renklerini deitirmeye balamt. ki domuz aalarn arasnda yeri
aratryordu.
Sir Guillaume kendisini omuzlarndan ayana kadar koruyan uzun bir zrh cppesi giymiti.
ple yerine balanan eski bir gs zrh, koluna daha kk bir zrh ve kafasna basit bir
mifer takmt. Miferinde aaya doru inen kl darbelerinin ynn deitirmek iin eimli
bir kenar vard, ama iyi miferlerin gcn tamayan ucuz bir zrh parasyd. Thomas'n
adamlarnn ou eski sava alanlarndan topladklar
200
HERETIK
eitli zrh paralaryla benzeri ekilde korunuyorlard. Hibirinde tam plaka zrh yoktu ve
hepsinin zincir zrh kaynatlm deriyle yamanmt. Bazlar kalkan tayordu. Sir
Guillaume'ninki st aacndan yaplmt ve stnde armas olan bir deriyle kaplanmt.
Mavi zemin zerine sar ahinden oluan armas iyice solmu, neredeyse grnmez
olmutu. Adamlardan yalnzca birinin daha kalkannda armas vard. Beyaz zemin zerine siyah

baltann kimin armas olduuna dair hibir fikri yoktu adamn. Kalkan, Gaskonya'daki en
nemli ngiliz garnizonu olan Aiguillon yaknlarndaki bir atmada len bir dman askerinden
almt. "ngiliz kalkan olmal," diye dnyordu adam. ngilizlere kar savaan Burgonyal
bir tccard. Calais'in dmesinden sonraki atekeste salverilmiti ve imdi oklar kendi
tarafnda olduu iin ok rahatlamt. "Bu armay tanyor musun?" diye sordu adam.
"Hi grmedim," dedi Thomas. "Kalkan nasl aldn?"
"Omurgasna sapladm bir klla. Gs zrhnn altna. Tokalar kesilmiti ve zrh krk bir
kanat gibi sallanyordu. Ama nasl lk att bir grsen."
Sir Guillaume gld. Gs zrhnn altnda bir somun siyah ekmek karp byk bir lokma
kopard, kfrederek inemeye balad. Buday deirmende t-lrken kopmu olacak bir
granit parasn tkrd. Krlan diini yoklayp tekrar kfretti. Thomas yukar baknca gnein
alaldn grd. "Eve ge kalacaz," diye homurdand. "Hava kararacak."
"Nehri bulup takip, ederiz," dedi Sir Guillaume. Di-indeki acyla yzn buruturdu.
"Tanrm," dedi. "Dilerden nefret ediyorum."
201
BERNARD CORNWELL
"Karanfil," dedi Burgonyal. "Azna karanfil koy, acy dindirir."
Derken uzaktaki kestane aalarnn arasnda bulunan iki domuz balarn kaldrd, bir an iin
ylece durup hantal bir telala gneye doru komaya balad. Bir ey onlar telalandrmt.
Thomas, arkadalarnn sesleri yaklaan atllar rahatsz edecekmi gibi elini uyarrcasna
kaldrd ve tam o srada nehrin karsndaki aalarn arasndan yansyan gn parltsn
grd. Bu parltnn bir zrhtan geldiine emindi. Ayaa frlad. "Misafirlerimiz var," dedi.
allarn arkasndaki okulara katlmak zere kotu. "Uyann," dedi. "Kk kuzular katliama
yaklayor."
allarn arkasndaki yerini alrken Genevieve yaynda bir okla yannda dikiliyordu. Thomas
onun kimseyi vurabileceini sanmyordu, ama yine de ona glerek bakt. "Tarlalar ayran taa
gelene kadar gizlen," dedi kza, sonra allarn stnden bir gz att.
te geliyorlard. Vexille'in yale'i yerine Berat'n turuncu ve beyaz leoparn tayan sanca
grd iin dmann kuzeni olmadn anlad. "Balarnz aada kalsn!" diye adamlarn
uyard Thomas. Bir yandan da dman saymaya alyordu. Yirmi? Yirmi be? Saylar fazla
deildi ve yalnzca bir dzine adam mzrak tayordu. Adamlarn, beyaz zemin zerine turuncu
leopar arma kalkanlar sancan sylediini doruluyordu. Bunlar Berat Kontunun atllaryd,
ama zrhl, iri, siyah bir ata binmi olan bir adam, zerinde krmz zrhl bir eldiven bulunan
san bir kalkan tayordu. Thomas bu armann kime ait olduunu bilmiyordu. Adamn kendisi de
tamamen zrhla kaplyd ve mife202
HERETIK
rinde krmz ve sar renkte bir ty vard. Thomas otuz bir atl sayd. Bu bir sava deil, katliam
olacakt.
Ve ne gariptir ki birdenbire btn bunlar gerek d gibi grnd ona. Heyecan ve biraz
korku hissetmeyi bekliyordu, ama atllar sanki kendisiyle hi ilgileri yokmu gibi seyrediyordu.
Hcumlarnn kusurlu grndn fark etti. Aalarn arasndan ilk ktklarnda olmalar
gerektii gibi dip dibeydiler, ama hzla dalmlard. Mzraklar yukar doruydu ve atllar
dmana yaklaana kadar ldrme pozisyonuna getirilmeyeceklerdi. Bir mzran ucunda eski
psk siyah bir flama vard. Atlarn rtleri dalgalanyordu. Atlarn nal sesi ve birbirine arpan
zrhlarn ngrts duyuluyordu. Nallarn altndan byk bir toz bulutu kalkyordu; at ykselip
alalrken bir adamn mifer siperi inip kalkyordu. Atllarn hepsi birden nehrin slk yerini en
dar noktasndan gemeye alnca hcum darald. Srayan su eyerlere kadar geliyordu.
S alandan ktlar. Robbie'nin adamlar ortadan kaybolmutu. Atllar panie kaplm
dman kovalayacaklarn dnerek iri sava atlarn mahmuzlad-lar. Byk atlar yolda hzla
ileri atld, ilk at tarlalar ayran taa ulat. iftlik arabas yolu tkamak iin itilirken kan
tekerlek sesini Thomas duyabiliyordu.
Ayaa kalkp igdsel olarak geni bal ok yerine ine ulu bir ok ald. Sar ve krmz
kalkanl adamn at, derinin zerine dikilmi olan byk koruyucu bir zrhla rtlyd ve
Thomas geni bal bir okun onu asla delemeyeceini biliyordu. Kolunu geri ekti, yayn ipi

kulan geince elini serbest brakt ve bylece ilk ok utu. Ok yaydan ayrlrken titredi. Hava,
kaz tyl
203
BERNARD CORNWELL
oku kapp alaktan ve hzla uurarak atn gsne gmd. Thomas ikinci ine ulu oku yayna
takt, ekip brakt, ardndan ncsn ekip brakt. Dier oklar da havada uuyordu.
Thomas ararak ilk oklarn ilk defa bu kadar az tahribat yaptn grd. Hibir at yere
dmemiti, yavalamamlard bile, ama at rtlerine ve zrhlara saplanm oklar
grnyordu. Yayn tekrar ekip brakt, yayn ipinin sol kolundaki korumaya srttn
duydu. Yeni bir ok alrken ilk atlarn devrildiini grd. Yere arpan metal ve et sesini duydu,
byk siyah ata bir ok daha frlatt. Bu ok zrhtan ve deriden geip derinlere gmld. Atn
azndan kpkl kan gelmeye balad, kafasn iki yana sallad. Thomas bir sonraki okunu atn
svarisine gnderdi, okun kalkana arpp adam yksek eyerden geriye frlattn grd.
ki at lyor, bedenleri dier binicilerin yn deitirmesine neden oluyordu. Oklar gelmeye
devam ediyordu. Bir mzrak savrulup yerde sekti. Gsnde ok bulunan l bir adam rken
atn hcum hattna doru srp hayvann daha fazla aknlk yaamasna neden oldu.
Thomas, grubun gerisindeki bir at devirmek iin geni bal bir ok daha att. Genevieve'in
oklarndan biri havaya utu. Kz gzleri irilemi bir ekilde srtyordu. Yaynn ipi kopan Sam
bir kfr savurdu, geri ekilip yayna baka bir ip takt. ri siyah at yavalam yryordu.
Thomas hayvann brne ine ulu bir ok daha gnderdi, ok binicinin sol dizinin hemen
stne gmld.
"Atlar!" diye adamlarna seslendi Sir Guillaume. Thomas, Norman'n dmann bariyere hi
varama204
HERETIK
yacan dnp zerlerine saldrmaya karar verdiini anlamt. Robbie neredeydi? Dmann
bir ksm geri dnyor, nehre doru gidiyordu. Thomas bu korkaklara drt hzl geni bal ok
frlatt, sivri ulu bir oku siyah atn binicisine gnderdi. Ok adamn g-i;s zrhndan sekti,
sonra at tkezleyip dizlerinin stne kt. Berat sancan tutan bir yaver svariye yardm
etmek iin gelince Thomas onun boynuna bir ok saplad. Eyerinden geriye savrulup orada
kalan adama iki ok daha sapland, gkyzne bakan okla len adamn sanca da devrildi.
Sir Guillaume'nin adamlar kllarn ekmi eyerlerine trmanyordu. Robbie'nin kuvvetleri
kuzeyden gelirken diz dize yerlerini almlard. Saldrnn zamanlamas ok iyiydi. Dmana en
kargaal anda saldryorlard. Robbie nehre yakn bir yerde hcuma geip kalarn engelleme
akllln gstermiti. "Yaylar aa!" diye bard Thomas. "Yaylar aa!" Oklarn Robbie'nin
adamlarn vurmasn istemiyordu. Kendi yayn allarn dibine brakp klcn ekti. Dman
saf vahetle yenme zaman gelmiti.
Robbie'nin adamlar, Berat'n atllarna byk bir gle saldryordu. Diz dize dzgn bir
ekilde hareket ediyorlard ve askerlerin oku dman atn yere devirdi. Kllar serte inip
kalkt. Robbie'nin her adam kendine birer rakip seti. Sava l atan Robbie atn Joscelyn'e
doru srd.
"Douglas! Douglas!" diye baryordu Robbie. Joscelyn ise dizlerinin stne km lmekte
olan bir atn eyerinde kalmaya alyordu. Arkasndaki sava ln duyunca klcn vahi bir
ekilde geriye sa205
BERNARD CORNWELL
vurdu. Ama Robbie hamleyi kalkanyla engelledi, Do-uglas'n krmz kalbini tayan kalkanyla
Joscelyn'in miferine iddetli bir darbe indirdi. Turnuvalarda, dvn sonunda yar yenilmi
rakibi daha iyi grmek iin miferi karmann ie yaradn bilen Joscelyn miferinin kayn
takmamt. Bu yzden u anda mifer omuzlarnn stnde dnm, ha biimindeki gz
yarklar kaybolmu ve Joscelyn tamamen karanlkta kalmt. Klcn bolukta sallyor,
dengesinin kaybolduunu hissediyordu. Derken btn dnya eliin elie arparken kard
dev bir nlamaya dnt. Robbie klcyla miferine vururken Joscelyn bir ey gremiyor, bir
ey duyamyordu.

Beratl adamlar teslim oluyor, kllarn yere atp eldivenlerini rakiplerine veriyorlard. Artk
okular da askerlerin arasna karm, adamlar eyerlerinden indiriyorlard. Sir Guillaume'nin
atllar beladan kamaya alan bir avu atlnn peinden imek gibi ileri atld. Sir Guillaume,
geride kalan bir adam ele geirirken klcn hzla savurdu, adamn miferi kafasndan utu. Sir
Guillaume'yi takip eden bir adam klcn ileri doru savurunca etraf bir kan sisi kaplad ve l
adamn kafas nehre doru yuvarlanrken basz gvdesi atla yoluna devam etti.
"Teslim oluyorum, teslim oluyorum!" diye baryordu Joscelyn, saf dehetle. "Fidye
verebilirim!" Bunlar, sava alannda zengin adamlarn hayatn kurtaran szlerdi. Daha byk
bir telala sylediklerini yineledi. "Fidye verebilirim!" Sa baca atnn altna skmt, arpk
miferi yznden hl hibir ey gremiyordu ve btn duyabildii nal sesleri, barmalar ve
okular
206
HERETIK
tarafndan ldrlen yaral adamlarn lklaryd. entik iinde kalan miferi karlnca birden
gn yla gzleri kamat. Kll bir adam tepesinde dikiliyordu. "Teslim oluyorum," dedi
Joscelyn aceleyle. Sonra rtbesini hatrlad. "Sen soylu musun?"
"Douglas Hanedan'ndan bir Douglas'm," dedi adam kt bir Franszcayla. "Ve skoya'daki
herkes kadar soylu dodum."
"O halde sana teslim oluyorum," dedi Joscelyn aresizlik iinde. Btn hayalleri tek bir ok,
dehet ve katliam atmasyla darmadan olmutu.
"Kimsin sen?" diye sordu Robbie.
"Beziers Lordu," dedi Joscelyn. "Ve Berat varisi."
Robbie bir sevin l koyuverdi.
nk zengin olmutu.
Berat Kontu ya da drt askerin geride kalmasn emretmesi gerekip gerekmediini
merak ediyordu. Bunun nedeni korunmaya ihtiyac olduunu dnmesi deil, bir maiyetinin
bulunmasn hak etmesiydi. Joscelyn, Peder Roubert ve btn atllar gittikten sonra geriye bir
tek seyisi, bir hizmetkr ve iileri kalmt. Onlar da u anda, bir zamanlar kilise sunann
bulunduu yerin altndaki bir maaray gizliyor gibi grnen esrarengiz duvar ortaya karmak
iin topra eeliyorlard.
Tekrar haprd. Bann dndn hissedince devrilmi bir tan stne oturdu.
"Atein yanna gelin Lordum," diye nerdi seyisi. Seyisi, ilin kuzey ksmndaki bir kiracnn
olu ve Jos207
BERNAED CORNWELL
celyn'le birlikte grkem ve aaaya yrmek iin bir istek gstermeyen heyecansz, hayal
gcnden yoksun, on yedi yanda bir genti.
"Atein mi?" diye sordu Kont, Michel denilen gence bakp gzlerini krptrarak.
"Ate yaktk, Lordum," dedi Michel, yeralt odasnn uzak ucunu gstererek. Tabutlarn
paralanan kapaklarndan kk bir ate yaklmt.
"Ate," dedi Kont, nedense doru dnemediini fark ederek. Tekrar haprp nefes almak
iin abalad.
"Souk bir gn, Lordum," diye aklad ocuk. "Ate kendinizi daha iyi hissetmenizi
salayacaktr."
"Ate," dedi Kont kafas kararak. Sonra beklenmedik bir enerji deposu buldu. "Elbette!
Ate! Aferin Michel! Bir meale yakp buraya getir."
Michel atee gidip bir uta yanan uzun bir karaaa dal buldu, alevlerin arasndan dikkatle
ekti. Kontun hararetli bir ekilde iileri bir kenara ittii duvara gtrd. Duvarn ilenmi
talardan rlm en st ksmnda kk, bir serenin geebilecei kadar bir delik vard.
Kontun heyecanla, ama bo yere bakt delik arkadaki bir maaraya alyor gibiydi. Michel
mealeyi getirirken Kont dnd. "Buraya ver, buraya ver," dedi sabrszlkla. Yanan dal
ocuun elinden kapp alevlenmesi iin ileri geri sallad. Dal hararetle yanmayabalayn-ca
delikten geirdi. Sevinle arka tarafta bir boluun olduunu grd; dal iterek arka tarafa
drd, sonra kamburunu karp sa gzn delie dayayarak bakt.

Alevler maarann bayat havasnda zayflamaya balamt bile. Ama yine de duvarn
arkasnda ne olduunu gstermeye yetecek kadar k veriyordu. Kont ba208
HERETIK
kp nefesi ieri ekti. "Michel!" dedi. "Michel! Grebiliyorum..." Tam o srada alevler snd.
Ve Kont yere kt.
Bembeyaz bir surat ve ak azla toprak rampada kayd, Michel bir an iin efendisinin
ldn sand, ama sonra Kont nefesini brakt. Ama bilincini kaybetmiti. iler aknlkla
Konta bakan seyise dndler. Derken Michel kt akln toplayp adamlara Kontu yeralt
odasndan dar tamalarn emretti. Bu ok zordu, nk onu merdivenden yukar
trmandrmalar gerekiyordu. Bunu baardktan sonra kyden bir el arabas getirdiler ve Kont'u
Saint Sever'in manastrna tadlar. Yolculuk neredeyse bir saat srd., Kont bir iki kez inleyip
titredi, ama keiler onu iinde byk bir ate yanan minenin bulunduu beyaz badanal
kk odaya tarken hl hayattayd.
Manastrn doktoru olan Peder Ramn barahibe rapor getirdi. "Kontun atei var," dedi. "Ve
safra fazlas."
"lecek mi?" diye sordu Planchard.
"Ancak Tanr isterse," dedi Peder Ramn. Bu soru kendisine sorulduunda hep byle derdi.
"Ona slkler yaptracaz ve terleyerek ateten kurtulmaya alacak."
"Ve onun iin dua edeceksiniz," diye hatrlatt Planchard Ramon'a, sonra Michel'in yanna
gidip Kontun adamlarnn Gers Nehri vadisindeki ngilizlere saldrmak zere yola ktn
rendi. "Geri dnerken onlar karlayacaksn," diye Michel'e emretti barahip. "Onlara
Kontlarnn ykldn syle. Lord Joscelyn'e Be-rat'a bir mesaj gndermesini hatrlat;"
"Evet, Lordum," dedi Michel, bu sorumlulukla endielenmi grnerek.
209
BERNARD CORNWELL
"Bayld srada Kont ne yapyordu?" diye sordu Planchard ve bylece kale kilisesinin
arkasndaki garip duvar rendi.
"Belki gidip o duvarn arkasnda ne olduunu renmeliyim," dedi Michel endieyle.
"O ii bana brak, Michel," dedi Planchard hain bir ekilde. "Sen bir tek efendine ve
yeenine kar sorumlusun."
Michel Joscelyn'in nn kesmek iin yola kt. Planchard da Kontu manastra getiren iileri
aramaya gitti. Kapnn yannda durmu dl bekliyorlard. Planchard yaklanca dizlerinin
stne ktler. Bara-hip en yal olanlaryla konutu. "Veric, karn nasl?"
"Ac ekiyor, efendim, ac ekiyor."
"Ona kendisi iin dua ettiimi syle," dedi Planchard gerei syleyerek. "Hepiniz beni iyi
dinleyin." Hepsi kendisine bakana kadar bekledi. "imdi yapacanz ey kaleye geri dnp
duvar kapatmak. Topra geri koyun. Oray kapatn! Daha fazla kazmayn. Veric, En-cantada
nedir biliyor musun?"
"Elbette, Lordum," dedi Veric ha kararak.
Barahip iiye doru eildi. "Duvar kapatmazsan Veric, Encantada belas kalenin
derinliklerinden gelip ocuklarn alacak, btn ocuklarn." Diz km adamlara bakt.
"Topran iinden kp ocuklarnz kapacak ve onlar cehenneme gtrecekler. Bu yzden
duvar kapatn. Duvar kapandnda bana gelin, size dl vereceim." Manastrn yoksul
kutusunda birka kuru vard ve Planchard onlar iilere verecekti. "Sana gveniyorum,
Veric!" diye szlerini tamamlad. "Daha fazla kazmayn, yalnzca duvar kapatn."
210

HERETIK
iler aceleyle syleneni yapmaya gittiler. Planc-hard onlarn gidiini seyrederken Tanrdan
yalan syledii iin kendisini balamasn isteyen kk bir dua etti. Planchard Astarac'n eski
kilisesinin altnda o byl eytanlarn yaadna inanmyordu, ama Kontun bulduu eyin
gizli kalmas gerektiini biliyordu. En-cantada tehdidinin iin gerei gibi yaplmasn salamak
iin yeterli olacakt.
Bu kk kriz zldkten sonra Planchard odasna geri dnd. Kont manastra gelip ani bir
heyecana yol atnda barahip bir saat nce bir haberci tarafndan getirilen bir mektubu
okuyordu. Mektup Lombardy'de-ki bir Cistercian evinden geliyordu. Planchard mektubu tekrar
okuyup kardelerine korkun ieriini syleyip sylememesi gerektiini dnd.
Sylememeye karar verip dua etmek iin dizlerinin stne kt.
Kt bir dnyada yaadn dnyordu.
Ve Tanrnn krbac ceza vermek iin gelmiti. Mektubun mesaj buydu ve Planchard dua
etmekten baka ok az ey yapabilirdi. " lFiat voluntas tua,'" dedi tekrar tekrar. "Sana ait olan
yaplacak." Ve korkun ey Tanrnn isteinin yaplmas, diye dnd Planchard.
lk ey mmkn olduunca ok toplamakt. Gaskonya'da oklar tavuk dii kadar ktt.
ngiltere'de veya Fran-sa'daki ngiliz blgelerinde her zaman yedek oklar bulunurdu. llerde
yaplr, yirmi drtlk demetler halinde toplanr ve okularn savat yerlere gnderilirdi. Ama
btn ngiliz garnizonlarndan uzak olan bu yer211
BERNARD CORNWELL
de Thomas'n adamlarnn btn oklarn toplamalar gerekiyordu. Bu yzden cesetten cesede
dolaarak deerli oklarn topladlar. Geni-bal oklarn ou atlarn etinin derinliklerine
gmlm ve bu balar genellikle kaybolmutu. Ama oklarn sap temiz bir ekilde dar
kyordu ve btn okular keselerinde yedek balar tayordu. Baz adamlar geni-balar
karmak iin cesetleri doruyordu. Dier oklarsa skalayp imenlerin stnde kalmt.
Okular bu oklara glerek bakt. "Puanlarndan biri burada, Sam!" diye seslendi Jake. "Bir mil
kadar skalamsn!"
"O benim deil. Genny'nin olmal."
"Tom!" Jake nehrin karsndaki iki domuzu grmt. "Yemek alabilir miyim?"
"nce oklar, Jake," dedi Thomas. "Yemek sonra." lm bir atn stne eilip geni-bal
oku karmak iin ete elini soktu. Sir Guillaume zrh paralar topluyor, l adamlarn kol ve
bacak zrhlarnn kaylarn zyordu. Baka bir asker bir cesedin stndeki zrh karyordu.
Okular bir kucak dolusu kl tayordu. On dman at ya yaraszd ya da hafif yaralarla
kurtulmulard. Dierleri ya lmt ya da yle byk ac ekiyordu ki Sam baltasyla alnlarna
bir darbe indirerek ldryordu.
Bu, Thomas'n arzu ettii gibi tam bir zaferdi. Daha da iyisi Robbie, Thomas'n dmann
lideri olduunu dnd adam esir almt. Terle parlayan yuvarlak, fkeli suratl uzun boylu
bir adamd. "Berat varisiymi," dedi Robbie, Thomas yaklarken. "Ve amcas burada deil."
Joscelyn Thomas'a bakt. Kanl ellerini, yayn ve ok torbasn grnce onun deersiz bir
insan olduu212
HERETIK
na karar verip Sir Guillaume'ye dnd. "Buray siz mi ynetiyorsunuz?"
Sir Guillaume Thomas' iaret etti. "O ynetiyor."
Joscelyn syleyecek sz bulamyor gibiydi. Yaral adamlar yamalanrken dehet iinde
seyrediyordu. En azndan iki adam, Villesisle ve arkada hayattayd, ama oklar atlarn

ldrd iin ikisi de her zamanki evkleriyle dvememilerdi. Joscelyn'in amcasnn


adamlarndan biri sa elini kaybetmiti, dieri karnndaki ok yznden lyordu. Joscelyn l
ve yarallar saymaya alt ve yalnzca alt ya da yedi adamnn s alandan karya kamay
baardn anlad.
Beghard da dierleriyle birlikte yamalyordu. Onun kim olduunu fark edince Joscelyn yere
tkrd, sonra ha kard, ama gm zrh iindeki Genevieve'e bakmaya devam etti. Onun o
gne kadar grd en gzel yaratk olduunu dnyordu.
"O bakasna ait," dedi Sir Guillaume kuru bir sesle, Joscelyn'in nereye baktn grerek.
"Senin deerin ne bakalm?" diye sordu Thomas Joscelyn'e. .
"Amcam bol para deyecektir," dedi Joscelyn kat bir ekilde. Thomas'n dmann lideri
olduundan hl kukuluydu. Amcasnn fidye deyeceinden daha da kukuluydu, ama
bundan dmana bahsetme niyetinde deildi, Beziers Lordunun bir avu ecudan fazlasn
bulursa ansl olacan da sylemedi. Beziers, Picardy'deki kirli-yok-sul ba'raka topluluundan
baka bir ey deildi ve esir bir keiye fidye verebilse ansl demekti. Uzun bacaklarna, parlak
salarna hayran olarak tekrar Genevieve'e bakt. "eytann yardmyla bizi yendiniz," dedi
buruk bir sesle.
213
BERNARD CORNWELL
"Savata gl mttefiklerinin olmas iyidir," dedi Thomas. Arazinin cesetlerle korkun
grnd yere bakt. "Acele edin!" dedi adamlarna. "Gece yarsndan nce evde olmak
istiyoruz!"
Adamlar keyifli bir ruh hali iindeydi. Robbie daha byk bir para alsa da hepsi Joscelyn'in
fidyesini paylaacaklard ve daha nemsiz esirler de birka kuru verecekti. Buna ek olarak
miferler, silahlar, kalkanlar, kllar ve atlar ele geirmilerdi. Yalnzca iki asker ufak tefek
syrklar almt. yi bir alma olmutu bu. Esir hayvanlar yamalarla doldurup gitmeye
hazrlanrken kahkahalarla glyorlard.
Tam o srada tek bir atl slk alandan onlara doru geldi.
Onu ilk nce Sir Guillaume grd ve Thomas'a seslendi. Thomas dnp baknca yaklaann
bir rahip olduunu grd. Adamn cppesi siyah beyazd ve bu da onun Dominik keii
olduunu gsteriyordu. "Ate etmeyin!" diye seslendi Thomas adamlarna. "Yaylar indirin!
indirin!" Kk bir ksraa binmi olan rahibe doru gitti. Genevieve daha nce atna binmiti,
ama hemen yere atlayp Thomas'a yetiti.
"Ad," dedi yumuak bir ekilde, "Peder Roubert." Yz bembeyaz, ses tonu buruktu.
"Sana ikence yapan adam m?" diye sordu Thomas.
"O serseri," dedi Genevieve. Thomas onun gzyalaryla mcadele ettiini grebiliyordu;
onun neler hissettiini biliyordu, nk kendisi de ikencecisinin ellerinde ayn aalanmay
yaamt. kencecisine yalvardn, baka bir insann karsnda bu kadar alalmann utancn
ok iyi hatrlyordu. Ac dindiinde hissettii minnettarl da.
214
HERETIK
Peder Roubert atnn dizginlerini ekip Thomas'tan yirmi adm kadar tede durdurdu, dank
llere bak-t. "Gnahlar karld m?"
"Hayr," dedi Thomas, "ama siz karmak istiyorsanz, peder, buyurun. Sonra Berat'a gidip
Konta yeeninin elimizde olduunu ve fidye iin greceimizi syleyin." Dominik keie
syleyecek baka bir eyi yoktu, bu yzden Genevieve'in dirseinden tutup dnd.
"Sen Hooktonlu Thomas msn?" diye sordu Peder Roubert.
Thomas dnp bakt. "Size ne?"
"Bir ruhu cehennemden kardn," dedi rahip. "Ve eer onu teslim etmezsen seninkini de
talep edeceim."
Genevieve yayn omzundan indirdi. "Sen benden nce cehenneme gideceksin," diye bard
Roubert'a.
Kei ona aldrmadan Thomas'la konumaya devam etti. "O eytann yarat, ngiliz ve seni
bylemi." Ksra kprdannca sinirli bir ekilde boynuna bir aplak indirdi. "Kilise kararn
verdi ve senin de uyman gerek."
"Ben kararm verdim," dedi Thomas.

Peder Roubert, Thomas'n arkasndaki adamlarn duyabilmesi iin sesini ykseltti. "O bir
Beghard!" diye bard. "Bir sapkn! Aforoz edildi, Tanrnn kutsal yerlerinden kovuldu ve bu
yzden sonu gelmi biri o! Onun iin ve ona yardm eden kimse iin bir kurtulu olamaz! Beni
duyuyor musunuz? Sizinle konuan Tanrnn yeryzndeki Kilisesi. Onun yznden lmsz
ruhlarnz byk tehlikede." Tekrar Genevieve'e bakp buruk bir ekilde glmsedi. "Seni
cehennemin sonsuz alevlerine tayacak olan dnya ateinde yanarak leceksin, kaltak," dedi.
215
BERNAED CORNWELL
Genevieve geni-bal bir ok takt kk yayn kaldrd. "Yapma," dedi Thomas.
"O bana ikence yapan adam," dedi Genevieve yanaklarnda yalarla.
Peder Roubert alayc bir ekilde yayna bakt. "Sen eytann fahiesisin," dedi Genevieve'e.
"Kurtuklar rahmine yerleecek, gslerinden irin akacak ve eytanlar seninle oynayacak."
Genevieve oku brakt.
Nian almamt. fkesi, ipi iyice gerip brakmasn salamt, gzleri yalarla ylesine
doluydu ki Peder Roubert'i gremiyordu bile. Pratik yapt zamanlarda oklar genellikle
hedeften ok uzaa derdi, ama bu kez Thomas son anda, tam Genevieve oku brakrken
onun koluna vurmaya alt; ona hafife dokundu, yalnzca yay tutan elini hafife drtt ve ok
yaydan frlarken hafife kprdad. Peder Roubert onun oyuncak yayyla alay etmek zereydi,
ama ok doru gidip ona arpt. Geni, kancal ba, rahibin boazn delerek orada kald, kan
oktan aa doru szlrken beyaz ty kpkrmz oldu. Peder, yznde tam bir aknlk
ifadesiyle bir saniye iin eyerinde kald, sonra ikinci bir kan hcumu atnn kulaklarna akt.
Rahip boulurcasna bir ses karp yere dt.
Thomas yanna varana kadar rahip lmt.
"Sana benden nce cehenneme gideceini sylemitim," dedi Genevieve, sonra cesede
tkrd.
Thomas ha kard.
216
HERETIK
Bu kolay zaferden sonra bir kutlama olmalyd, ama eski ruh hali, o somurtkan ruh hali,
Castillon d'Arbi-zon garnizonunu rahatsz etmek iin geri dnmt. yi savamlard, ama
rahibin lm Thomas'n adamlarn dehete drmt. ou pimanlk bilmez
gnahkrlard, hatta aralarnda bazlarnn rahip ldrd olmutu, ama hepsinin batl
inanlar vard ve keiin lm ktye alamet olarak grlyordu. Peder Roubert yanlarna
silahsz gelmiti, bar grmesi yapmak iin gelmiti ve bir kpek gibi ldrlmt. Birka
adam Genevieve'i alklad. Onun tam bir kadn olduunu sylediler, bir askerin kadn ve
onlara kalrsa Kilisenin can cehennemeydi. Ama bu adamlarn says aznlktayd. Garnizonun
ou, rahibin, bir sapkn koruma gnah yznden ruhlarn lanetledii son szlerini
hatrlyorlard ve bu sert tehditler, Genevieve'in hayatnn ilk kurtarld zamanki korkular geri
getirmiti. Robbie hi durmadan bu gr ileri sryor, Thomas ona ne zaman Bologna'ya
gitmeyi dndn sorarak meydan okuduunda Robbie soruyu bir kenara atyordu. "Ne
kadar fidye alacam grene kadar burada kalyorum," dedi. "Bu paray brakp gidecek
deilim." Garnizonun iindeki dmanl renen ve Beghard yaklmazsa meydana gelecek
olan korkun eyleri syleyerek bu dmanl krklemek iin elinden geleni yapan Joscelyn'e
doru baparman kalrd. Genevieve'le ayn sofrada yemek yemeyi reddediyordu. Bir soylu
olarak kalenin kendisine sunabildii en iyi muameleyi hak ediyordu ve kulenin tepesinde
kendisine ait bir odada uyuyordu. Ama yemeini salon yerine Robbie ve askerlerle
217
BERNARD CORNWELL
birlikte yemeyi tercih ediyordu. Onlara turnuva hika yeleri anlatarak hoa vakit geirtiyor,
kilisenin d manlarm koruyan adamlarn bana neler geldiine dair korkun uyarlarda
bulunarak korkutuyordu.
Thomas, Joscelyn'in fidyesinden payna den ola rak kasasndaki btn paray Robbie'ye
teklif edip, fidye grldkten sonra son rakamn ayarlanacan syledi, ama Robbie

reddetti. "Bana daha fazla borlu olabilirsin," diye iddia etti. "Ama o paray deyeceini
nereden bilebilirim? Ve benim nerede olduumu nereden bileceksin?"
"Ailene gnderirim," diye sz verdi Thomas. "Bana gveniyorsun, deil mi?"
"Kilise gvenmiyor," diye buruk bir cevap verdi Robbie. "Ben neden gveneyim ki?"
Sir Guillaume gerilimi azaltmaya alyordu, ama garnizonun daldnn farkndayd. Bir
gece aa salonda Robbie'nin destekileriyle Genevieve'i savunan adamlar arasnda bir kavga
kt ve bir ingiliz ld, hanerle bir Gaskon'un gz oyuldu. Sir Guillaume adamlar serte
uyard, ama baka kavgalar da olacan biliyordu.
"Bu konuda ne yapmay neriyorsun?" diye sordu Thomas'a, Gers Nehrinin yaknndaki
dvten bir hafta sonra. Hava kuzey rzgryla soumutu. Adamlar bu rzgrn kendilerini
neesiz ve sinirli yaptna inanyordu. Sir Guillaume ve Thomas kalenin surlarnda,
Northampton Kontunun solan sancann altndayd. Bu krmz ve yeil bayran altnda
Berat'n turuncu leopar dalgalanyordu, ama dnyaya sancan savata esir alndn
gstermek iin ters evrilmiti.
218
HERETIK
Genevieve de oradayd, ama Sir Guillaume'nin syleyeceklerini duymak istemediini
hissederek surlarn en uzak kesine gitmiti.
"Burada bekleyeceim," dedi Thomas.
"Kuzenin gelecei iin mi?"
"Bu yzden buradaym," dedi Thomas.
"Ya hi adamn kalmazsa?"
Thomas bir sre hibir ey sylemedi. Sonunda sessizlii bozdu. "Sen de mi?"
"Ben seninle birlikteyim," dedi Sir Guillaume, "seni aptal. Ama kuzenin gelirse, yalnz
olmayacaktr, Thomas."
"Biliyorum."
"Ve o Joscelyn kadar aptal olmayacak. Sana zafer kazandrmayacaktr."
"Biliyorum." Thomas'n sesi kasvetliydi.
"Daha fazla adama ihtiyacn var," dedi Sir Guillaume. "Bir garnizonumuz var; kk bir ordu
gerekli bize."
"Bu iimize gelir," diye onaylad Thomas.
"Ama kz buradayken kimse gelmeyecektir," diye uyard Sir Guillaume, Genevieve'e bakarak.
"Gaskonla-rn dn gitti." asker Joscelyn'in fidyesinden paylarna decek olan paray
bile beklememiler, i bulmak iin batya doru yola kmlard.
"Burada korkak istemiyorum," diye karlk verdi Thomas.
"Oh, bu kadar aptal olma!" diye parlad Sir Guillaume. "Adamlarn baka adamlarla
savaacaklar, ama Kiliseyle savamayacaklar. Tanryla savamayacaklar." Duraklad.
Aklndakini syleme konusunda isteksiz olduu belliydi, ama yine de sze girdi. "Onu
gndermelisin, Thomas. Kz gitmeli."
219
BERNARD CORNWELL
Thomas gney tepelerine bakt. Hibir ey sylemedi.
"Gitmek zorunda," diye tekrarlad Sir Guillaume. "Onu Pau'ya gnder. Bordeaux'ya. Herhangi
bir yere."
"Bunu yaparsam lr," dedi Thomas. "Kilise onu bulup yakar."
Sir Guillaume ona dikkatle bakt. "Ona ksn, deil mi?"
"Evet."
"Sevgili sa," dedi Sir Guillaume kzgnlkla. "Ak! Her zaman belaya neden olur."
"Kvlcmlar yukar doru ykselirken erkekler ona
doru ekilir."
"Olabilir," dedi Sir Guillaume keyifsiz bir ekilde, "ama lanet olas al rpy salayan hep
kadnlardr."
Tam o srada Genevieve, "Atllar!" diye bard. Thomas surlara koup dou tarafndaki yola
bakt. Ormann iinden altm ya da yetmi adam kyordu. Be rat'm turuncu ve beyaz ortaa
gmleklerini giymilerdi. Thomas bata onlarn Joscelyn iin fidye teklif etmek iin geldiklerini

dnd, sonra Berat'n leoparn deil, garip bir sancak tadklarn grd. Kutsal gnlerdeki
geit trenlerinde tanan trde Kilise sancayd bu. Ha-asamn stnde aslyd ve Bakire
Meryem'in mavi elbisesini gsteriyordu. Sancan arkasnda daha kk atlarda yirmi kadar
kilise grevlisi vard.
Sir Guillaume ha kard. "Bela," dedi ksaca, sonra Genevieve'e dnd. "Ok yok! Beni
duyuyor musun, kz? Lanet olas oklar yok!"
Sir Guillaume merdivenlerden aa koarken Genevieve Thomas'a bakt. "zr dilerim,"
dedi.
"Rahibi ldrdn iin mi? Can cehenneme."
220
HERETK
"Bence bizim canmz cehenneme gndermeye gel-diler," dedi Genevieve. Thomas'la birlikte
Castillon d'Arbizon'un ana caddesine, bat kapsna ve nehrin stndeki kprye bakan surlara
gitti. Silahl atllar kasabann dnda beklerken rahipler atlarndan inip sancaklarnn yannda
ilerleyerek, ana caddeden kaleye doru yrdler. Kilise grevlilerinin ou siyah giymiti,
ama bir tanesi beyaz cppe iindeydi, piskopos bal takmt ve tepesinde altn kulpu olan
beyaz bir asa tayordu. Bir piskopos, daha nemsiz biri deil. Piskopos balnn altn
kenarlarndan taan uzun beyaz sal, tombul bir adamd. Kaleye doru seslenirken etrafnda
diz ken halka aldrmad. "Tho-mas!" diye bard. "Thomas!"
"Ne yapacaksn?" diye sordu Genevieve.
"Onu dinleyeceim," dedi Thomas.
Genevieve'i kapnn stndeki, okular ve askerlerle kalabalklam daha kk kale
burcuna gtrd. Robbie de oradayd. Thomas grnce sko onu iaret edip piskoposa
seslendi. "Thomas bu!"
Piskopos asasn yere vurdu. "Tanr adna," diye seslendi. "Yce Babamz ve Olu adna,
Kutsal Ruh adna ve btn azizler adna, Kutsal Pederimiz Cle-ment adna ve bize bahedilen
gle seni aryorum, Thomas! Seni aryorum!"
Piskoposun gzel bir sesi vard. Yukarya aka geliyordu ve rzgr dndaki tek ses,
okular iin Franszca-y ngilizceye tercme eden Thomas'n adamlarnn mrltlaryd.
Thomas, piskoposun Latince konuacan ve sylediklerini bir tek kendisinin anlayacan
sanmt, ama piskopos szlerini herkesin anlamasn istiyordu.
221
BERNARD CORNWELL
"Senin, yani Baba, Oul ve Kutsal Ruh adna vaftiz edilen Thomas'n mahkm edilmi bir
sapkna ve bir katile rahatlk ve barnak salama gnahn ileyerek sa'nn bedeninin
toplumundan dt biliniyor. Bu yzden imdi, yreimizde kederle, seni ve btn
ibirlikilerini ve destekilerini Tanr sa'mzn kann ve bedenini paylamaktan mahrum
brakyoruz" Asasn tekrar yere vurdu, rahiplerden biri kk bir el an ald. "Seni," diye
devam etti piskopos, sesi kaleden yanklanarak, "btn Hristiyanlarn toplumundan ayryoruz
ve btn kutsal blgelerden dlyoruz." Asa yeniden kaldrm tana vurdu ve an ald. "Seni
cennette ve yeryznde kutsal anamzn gsnden sryoruz." ann berrak sesi kalenin ta
duvarlarndan yankland. "Senin aforoz edildiini bildiriyor ve eytan, btn melekleri ve
btn ahlkszlaryla birlikte ebedi atee mahkm ediyoruz. Bu kt gerekle lanetlendiini
duyuruyor ve Tanrmz sa'y seven herkesi, cezalandrlman iin seni tutmaya mahkm
ediyoruz." Asasn son kez yere vurdu, fkeyle Thomas'a bakt ve sonra rahipleri ve sancayla
birlikte dnd.
Ve Thomas birden donup kald. Souk ve hissizdi. i bombotu. Sanki dnyann temelleri
yok olmu, cehennemin alev alev kaplarnn stnde ac veren bir boluk brakmt. Hayattaki
Tanryla, kurtulula, ebediyetle ilgili btn kesinlikler yok olmu, kasabann oluklarnda
hrdayan dm yapraklar gibi uun gitmiti. Gerek bir eytan askerine dnm, aforoz
edilmi, Tanrnn merhameti, sevgisi ve eliinden ayrlmt.
"Piskoposu duydunuz!" Robbie surlardaki sessizlii bozdu. "Thomas' tutuklamakla
grevlendirildik, yok222

HERETIK
sa onun lanetini biz de paylaacaz." Elini klcna koydu, tan ekecekken Sir Guillaume
mdahale etti. "Yeter!" diye bard Norman. "Yeter! Ben burada komutan yardmcsym. Buna
itiraz olan var m?" Okular ve askerler Thomas ve Genevieve'den uzaklamlard, ama kimse
Robbie'nin yannda da yer almyordu. Sir Guillaume'nin yaral yz lm kadar korkuntu.
"Nbetiler grev yerlerinde kalacak," diye emretti. "Geri kalanlarnz odalarnza. Hemen!"
"Bir grevimiz var,.." diye balad Robbie, ama Sir Guillaume fkeyle ona dnnce isteksizce
bir adm geri ekildi. Robbie korkak deildi, ama o srada kimse Sir Guillaume'nin fkesine
dayanamazd.
Adamlar isteksizce de olsa uzaklatlar. Sir Guillaume yar ektii klc serte yerine soktu.
"Hakl tabii," dedi kasvetli bir ekilde, Robbie merdivenlerden inerken.
"O benim dostumdu!" diye itiraz etti, alt st olan dnyasnda kesin olan tek bir eye
tutunmaya alarak.
"Ve o Genevieve'i istiyor," dedi Sir Guillaume. "Ona sahip olamad iin ruhunun lanetli
olduuna kendini inandrmaya alyor. Neden Piskoposun hepimizi aforoz etmediini
sanyorsun? nk o zaman hepimiz ayn cehennemde olurduk ve kaybedecek bir eyimiz
olmazd. Bizi bld, kutsananlar ve lanetliler ve Robbie ruhunun gvende olmasn istiyor. Onu
sulayabilir misin?"
"Ya sen?" diye Norman'a sordu Genevieve.
"Benim ruhum yllar nce kurudu," dedi Sir Guillaume tatsz bir ekilde, sonra dnp ana
caddeye bakt. "Buradan ayrldnda seni gtrmek iin kasabann dnda askerler
brakacaklar. Ama Peder Medous'un evinin arkasndaki kk kapdan dar kabilirsin.
223
BERNARD CORNWELL
Oray tutmayacaklardr. Deirmenin orada nehri geersin. Ormanda gvende olursun."
Thomas bir an iin Sir Guillaume'nin sylediklerini anlamad. Kendisine gitmesinin sylendii
korkun bir gle kafasna dank etti. Kamas gerekiyordu. Saklanmas. lk komutasn
brakmas, yeni zenginliini, adamlarn, her eyini terk etmesi. Omuz silken Sir Guillaume'ye
bakt. "Robbie veya arkadalarndan biri seni ldrecek. Tahminimce yirmi kadar kii seni
destekleriz, ama eer kalrsan aramzda bir sava kar ve onlar kazanr."
"Sen burada m kalacaksn?"
Sir Guillaume rahatsz grnd, sonra bayla onaylad. "Buraya neden geldiini biliyorum,"
dedi. "O lanet olas eyin var olduuna inanmyorum ya da varsa bile onu bulmak iin ansmz
olduuna. Ama burada para kazanabiliriz ve benim paraya ihtiyacm var. Bu yzden evet,
kalyorum. Ama sen gidiyorsun, Thomas. Batya git. Bir ngiliz garnizonu bul. Evine git."
Thomas'n yzndeki isteksizlii grd. "Baka ne halt edebilirsin ki?" diye sordu. Thomas
hibir ey sylemeyince Sir Guillaume kasaba kapsnn dnda bekleyen askerlere bakt.
"Sapkn onlara verebilirsin, Thomas ve onu yaklmaya brakabilirsin. O zaman senin aforozunu
kaldrrlar."
"Bunu yapmayacam," dedi Thomas hararetle.
"Onu askerlere gtr," dedi Sir Guillaume, "ve piskoposun nnde diz k."
"Hayr!"
"Neden olmasn?"
"Nedenini biliyorsun."
224
HERETIK
"Onu sevdiin iin mi?"
"Evet," dedi Thomas. Genevieve kolunu tuttu. Tho-mas'n ac ektiini biliyordu, tpk
Kilisenin sevgisini geri ald zaman kendisinin ektii gibi, ama kendisi bu dehetle yaamay
renmiti. Thomas daha renmemiti ve bunun biraz zaman alacan biliyordu.
"Hayatta kalacaz," dedi Sir Guillaume'ye.
"Ama buradan gitmelisiniz," diye srar etti Norman.
"Biliyorum," derken sesindeki kalp krklna engel olamyordu Thomas.
"Yarn sana erzak getiririm," diye sz verdi Sir Gu-illaume. "Atlar, yiyecek ve pelerin. Baka
neye ihtiyacnz var?"

"Oklara," dedi Genevieve hemen, sonra bir ey eklemesini bekliyormu gibi Thomas'a bakt.
Ama Thomas doru dnemeyecek kadar oktayd hl. "Babann yazlarn istiyorsun, deil
mi?" diye yumuak bir ekilde sordu Genevieve.
Thomas bayla onaylad. "Onu benim iin sarar msn?" diye sordu Sir Guillaume'ye. "Deri
bir klfa sar."
"Yarn sabah o halde," dedi Sir Guillaume. "Tepedeki bo kestanenin yannda bekle."
Sir Guillaume onlar kaleden kard, rahibin evinin arkasndaki ara sokaklardan geirdi,
nehirdeki su deirmenine giden patikaya alan kasaba duvarndaki kk kapya gtrd. Sir
Guillaume srgleri ekip kapy dikkatle at, ama darda bekleyen asker yoktu. Onlar
deirmene gtrp Thomas ve Genevieve'in deirmen havuzunun tay pervazn gemelerini
seyretti. Oradan ormana getiler.
Thomas baarsz olmutu. Ve lanetlenmiti.
225

KNC BLM
Kaak

B
tn gece yamur yad. Meelerdeki ve kestane-lerdeki yapraklar kapan, imeklerle
devrilen ve zaman iinde ii boalan antik aacn etrafnda nefretle dnen souk bir rzgrn
harekete geirdii, bardaktan boanrcasna yaan bir yamurdu bu. Thomas ve Genevieve
gvdeye snmaya alrken gkyznde bir imek aknca irkildiler. Yldrm dmedi, ama
yamur daha iddetli bir ekilde inmeye devam etti. "Benim hatam," dedi Genevieve.
"Hayr," dedi Thomas.

"O rahipten nefret ediyordum," dedi. "Ona ok atmamam gerektiini biliyordum, ama bana
yaptklarn hatrladm." Yzn Thomas'n omzuna gmd iin syledikleri zorlukla
anlalyordu. "Beni yakmad zamanlarda okuyordu. Bir ocuk gibi okuyordu."
"Bir ocuk gibi mi?"
"Hayr," dedi ac bir sesle. "Bir sevgili gibi. Canm acttnda da benim iin dua ediyor ve
onun iin deerli olduumu sylyordu. Ondan nefret ediyordum."
"Sana yaptklar yznden ondan ben de nefret ettim," dedi Thomas. Kollarn Genevieve'in
omuzlarna sard. "ldne seviniyorum," diye eklerken kendisi229
BERNARD CORNWELL
nin de bir lden farksz olduunu dnd. Kurtulu tan alkonup cehenneme gnderilmiti.
"Peki, ne yapacaksn?" diye sordu Genevieve karan lkta titreyerek.
"Eve gitmeyeceim."
"Nereye gideceksin?"
"Seninle kalacam. Eer istersen." Thomas ona istedii yere gitmekte serbest olduunu
sylemeyi dnd, ama onun kaderinin kendisininkine dolam olduunu biliyordu, bu
yzden onu kendisinden ayrlmaya ikna etmeye almad, ayrlmasn da istemiyordu zaten.
"Astarac'a gideceiz," dedi. Bunun ne ie yarayacam bilmiyordu, ama yenilmi bir ekilde
srnerek eve dnemeyeceini biliyordu. stelik artk lanetliydi. Kaybedecek hibir eyi yoktu,
kazanacak ebediyeti vard. Ve belki Kutsal Kse onu kurtarrd. Artk sonu geldii iin belki
hazineyi bulurdu ve o ruhunu yeniden onarrd.
Sir Guillaume, yannda Thomas'a ihanet etmeyeceini bildii bir dzine adamla afaktan
hemen sonra geldi. Ja-ke ve Sam de onlarn arasndayd ve ikisi de Thomas'a elik etmek
istiyordu, ama Thomas onlar reddetti. "Garnizonla kaln" dedi onlara. "Ya da batya gidip
baka bir ngiliz kalesi bulun." Yannda kimseyi istemiyor deildi, ama kendisini ve Genevieve'i
doyurmann bile yeterince g olacam biliyordu, ilve iki boaza daha ihtiyac yoktu. stelik
onlara tehlike, alk ve gney Gaskonya'da av olma olaslndan baka sunabilecei bir ey
yoktu.
Sir Guillaume iki at, yiyecek, pelerin, Genevieve'in yay, drt ok demeti ve tombul bir para
kesesi getirmiti. "Ama babann msveddelerini getiremedim," diye itiraf etti. "Robbie alm."
230
HERETIK
"alm m?" diye sordu Thomas kzgnlkla.
Sir Guillaume msveddenin kaderi nemli deilmi gibi omuz silkti. "Beratl askerler gitmi,"
dedi. "Bu yzden batya giden yol gvenli ve bu sabah Robbie'yi iftlik hayvan aramas iin
douya gnderdim. Bu yzden batya git, Thomas. Batya, evine git."
"Sence Robbie beni ldrmek mi istiyor?" diye sordu telalanarak.
"Seni tutuklamak istiyordur herhalde," dedi Sir Guillaume. "Ve seni Kiliseye vermeyi.
Kukusuz gerekte istedii ey ise Tanry kendi tarafna almak, bu yzden Kutsal Kse'yi
bulursa btn problemlerinin yoluna gireceine inamyor." Sir Guillaume'nin adamlar Kutsal
Kse'den sz edilince ardlar. John Faircloth adndaki adam sorgulamaya balad, ama Sir
Guillaume onun szn kesti. "Ve Robbie senin gnahkr olduuna inanm," dedi Tho-mas'a.
"Sevgili sa," diye ekledi, "ama Tanry yeni bulmu gen bir adamdan daha kt bir ey
yoktur. Tanry bulan gen bir kadn hari. Onlar dayanlmazdr."
"Kutsal Kse mi?" diye srar etti John Faircloth. Northampton Kontunun Thomas' ve
adamlarn Castil-lon d'Arbizon'a neden gnderdiiyle ilgili saysz sylenti vard, ama Sir
Gulaume'nin kaygsz itiraf ilk dorulamayd.
"Robbie'nin kafasndaki bir delilik bu," diye kararl bir ekilde aklad Sir Guillaume. "Bu
yzden ona aldrmayn."
"Thomas'la kalmalyz," diye araya girdi Jake. "Hepimiz. Yeniden balayabiliriz."
Sir Guillaume Jake'in ne sylediini anlayacak kadar ngilizce biliyordu. Ban iki yana
sallad. "Tho231
BERNARD CORNWELL

mas'la kalrsak Robbie'yle savamak zorunda kalrz. Dmann istedii de bu. Bizi blmek
istiyorlar."
Thomas bu szleri Jake'e tercme etti. "Ve o hakl," diye ekledi zorlukla.
"Peki biz ne yapacaz?" diye sordu Jake.
"Thomas evine gidiyor," diye duyurdu Sir Guillaume inat bir ekilde. "Biz de zengin olacak
kadar burada kalp sonra eve dneceiz" Thomas'a iki atn dizginlerini att. "Seninle kalmak
isterdim."
"O zaman hepimiz lrdk."
"Ya da hepimiz lanetlenirdik. Evine git, Thomas," diye srar etti, tombul bir deri antay
Thomas'a atarak. "Bu antada yolculuunu karlamaya yetecek kadar para var. Hatta
piskoposu lanetini kaldrmaya ikna etmeye bile yeter. Kilise para iin her eyi yapar. yi
olacaksn. Bir iki yl iinde de Normandiya'ya gelip beni bulursun."
"Ya Robbie?" diye sordu. "O ne yapacak?"
Sir Guillaume omuz silkti. "Sonunda evine dnecektir. Arad eyi bulamayacak, Thomas ve
bunu biliyorsun."
"Bilmiyorum."
"O zaman sen de onun kadar delisin." Sir Guillaume eldivenini karp elini uzatt. "Kaldm
iin beni suluyor musun?"
"Kalmalsn," dedi Thomas. "Kalp zengin olmalsn, dostum. Artk komuta sende mi?"
"Elbette."
"O zaman Robbie sana Joscelyn'in fidyesinin te birini demek zorunda."
"Senin iin birazn ayracam," diye sz verdi Sir Guillaume, sonra Thomas'n elini skp atn
dndrd
232
HERETIK
ve adamlarn oradan uzaklatrd. Jake ve Sam veda hediyesi olarak iki ok demeti daha verdi.
Az sonra btn atllar gitmiti.
Yeni pelerinlerine szan hafif yamurda Genevieve'le birlikte douya doru ilerlerken Thomas
fkesinin iin iin tttn hissediyordu. Baarsz olduu iin kendisine kar fkeliydi, ama
baarmasnn tek yolu Gene-vieve'i atee atp onu yakmakt ve bunu asla yapamazd. Aleyhine
dnd iin Robbie'ye krgnd, ama sko'un nedenlerini anlyor ve hatta bunlarn iyi
nedenler olduunu dnyordu. Genevieve'i ekici bulmas Robbie'nin hatas deildi ve bir
adamn ruhunu nemsemesi kt bir ey deildi. Yani Thomas byk lde hayata kar
fkeliydi ve bu fkesi, dikkatini, yamur yeniden iddetlenirken yaadklar rahatszlktan
uzaklatryordu. Douya doru giderken gneye meylediyorlar, alak dallarn altnda balarn
emek zorunda kaldklar ormanda kalyorlard. Etrafta aa olmadnda yksek zeminlerde
kalyor, zrhl atllara kar tetikte duruyorlard. Kimseyi grmediler. Robbie'nin adamlar
doudaysa alakta kalyorlard, bu yzden Thomas ve Genevieve yalnzd.
iftliklerden ve kylerden uzak duruyorlard. Bu ok zor deildi, nk krsal kesim fazla
kalabalk deildi ve yksek zeminler ekilmekten ok mera olarak braklmt. leden sonra bir
oban grdler. Adam ararak bir kayann arkasndan frlayp cebinden bir ta ve deri bir
sapan kard. Ama Thomas'n yanndaki klc grnce sapan hzla saklayp selam verdi.
Thomas adama hi asker grp grmediini sormak iin durdu, Genevieve onun szlerini
adama tercme
233
BERNARD CORNWELL
etti. Adam kimseyi grmemiti. Korkmu obandan bir mil uzakta Thomas bir keiyi okla
vurdu. Oku keiden karp hayvann derisini yzd, i organlarn boaltp dorad. O gece,
ormanlk vadinin ba tarafnda ina edilmi olan atsz eski bir kulbede akmak ta ve elikle
bir ate yaktlar, alevlerin arasnda keinin kaburgalarn kzarttlar. Thomas, bir amn dallarn
kesti, bir duvara eimli olarak dayad. Dallar o gece iin yamura engel olacakt. Geici
snan altnda erelti otlarndan bir yatak yapt.
Thomas, Jeanette'yle birlikte Britanya'dan Normandi-ya'ya gittii yolculuunu hatrlad.
Blackbird'n imdi nerede olduunu merak etti. Yazn yolculuk yapm, okuyla yaam, dier
btn canllardan kamlard. Mutlu bir dnemdi o. imdi ayn eyi Genevieve'e yapyordu,

ama k yaklayordu. Kn ne kadar sert olacan bilmiyordu, ama Genevieve bu da etei


tepelerinde hi kar grmediini sylyordu. "Gneyde, dalarda yaar, ama buras da oras
kadar souk olur. Souk ve slak."
Yamur aralksz yayordu artk. Atlar harabenin yaknndan geen derenin yanndaki ince
imenlik alana balanmt. Hilal eklindeki ay bazen bulutlarn arasndan kp vadinin iki
yanndaki aalkl yksek tepeleri beyaza boyuyordu. Thomas dinleyip grmek iin derenin
yarm mil aasna yrd, ama ne bir k grd, ne de bir ses duydu. Tanrya kar olmasa
bile insanlara kar gvende olduklarn dnd. Genevieve'in kk atein karsnda ar
pelerinlerini kurutmaya alt yere geri dnd. Ona yardm etti, ynl kumalar dallarn
stne serdi. Sonra alevlerin bana me-lip krmz kzlerin parlamasn seyretti ve kendi
sonu234
HERETIK
nu dnd. Kilise duvarlarna izilen btn resimleri hatrlad: Yuvarlanarak, srtan eytanlar
ve kkreyen ateleriyle cehenneme den ruhlar gsteren resimleri.
"Cehennemi dnyorsun," dedi Genevieve dz bir sesle.
Thomas yzn buruturdu. "Evet," derken onun bunu nereden anladn merak ediyordu.
"Kilisenin seni oraya gnderme gc olduunu gerekten dnyor musun?" Thomas cevap
vermeyince ban iki yana sallad. "Aforozun hibir anlam yoktur."
"ok anlam vardr," dedi Thomas ask suratla. "Cennet, Tanr, kurtulu ve umudun
olmamas anlamna gelir."
"Tanr burada," dedi Genevieve hararetle. "Bu atete, gkyznde, havada. Bir piskopos
Tanry senden alamaz. Bir Piskopos gkyzndeki havay yok edemez!"
Thomas hibir ey sylemedi. Piskoposun talara vuran asasnn ve kale duvarlarnda
yanklanan kk ann sesini hatrlyordu.
"O yalnzca baz szler syledi," dedi Genevieve. "Ve szler ucuzdur. Ayn szleri bana da
sylediler ve o gece, hcrede, Tanr bana geldi." Atee bir dal paras att. "leceimi hi
dnmedim. lm yaklarken bile bunun olacam dnmedim, iimde bir ey vard, bunun
olmayacam syleyen bir para. Bu Tanryd Thomas. Tanr her yerde. O Kilisenin tasmasna
bal bir kpek deil."
"Tanry yalnzca Kilise araclyla biliyoruz," dedi Thomas. Bulutlar younlat, ay ve birka
yldz rtt. Karanlkta yamur biraz daha iddetlendi ve vadinin yksek tepesinde gk
grltsnn homurtusu duyuldu. "Ve Tanrnn Kilisesi beni mahkm etti," diye devam etti.
235
BERNARD CORNWELL
Genevieve dallara asl iki pelerini alp katlad. "ou insan Tanry Kilise araclyla bilmez,"
dedi. "Gidip anlamadklar bir dilde sylenenleri dinlerler, gnah karrlar, Kutsal ekmein
nnde eilirler ve lrlerken bir rahibin yanlarna gelmesini isterler, ama balar gerekten
dertteyken Kilisenin bilmedii tapnaklara giderler. Pnarlarda ibadet ederler, kutsal kuyularda,
aalarn arasndaki derin yerlerde. Bilge kadnlara, falclara giderler. Muska takarlar. Kendi
Tanrlarna dua ederler ve Kilise bunu hi bilmez. Ama Tanr bilir, nk Tanr her yerdedir.
Tanr her yerdeyken bir insan neden bir rahibe ihtiya duysun ki?"
"Bizi hata yapmaktan korumak iin."
"Peki, hatay kim belirliyor?" diye srar etti Genevieve. "Rahipler! Sence sen kt bir adam
msn, Thomas?"
Thomas bu soruyu dnd. abuk verilecek cevap evet olurdu, nk Kilise onu kovmutu
ve ruhunu eytanlara vermiti, ama gerekte kt olduunu dnmyordu. Ban iki yana
sallad. "Hayr."
"Ama Kilise seni sulu buldu! Bir piskopos baz syler syledi. Peki, piskoposun iledii
sulan kim biliyor?"
Thomas yar glmsedi. "Sen bir sapknsn," dedi yumuak bir ekilde.
"yleyim," dedi Genevieve dz bir sesle. "Beghard deilim, ancak olabilirim, ama bir
sapknm. Baka hangi seeneim var ki? Kilise beni kovdu, bu yzden eer Tanry
seveceksem bunu Kilise olmadan yapmalym. Sen de aynsn yapmalsn imdi. Kilise senden

ne kadar nefret ederse etsin Tanrnn seni hl sevdiini greceksin." Yamur atelerindeki son
kk alevleri de sndrrken yzn buruturdu. Dallarn altna eki236
HERETIK
lip pelerin ve zrh cppesi katmanlarnn altnda uyumak iin ellerinden geleni yaptlar.
Thomas'n uykusu huzursuzdu. Kkreyen bir devin saldrsna urad bir sava ryas
grd. rkilerek uyanp Genevieve'in orada olmadn ve kkremenin tepelerinde akan
imein grlts olduunu grd. Yamur dallarn arasndan szlp erelti otlarndan
yaplma yataa damlyordu. Ylan gibi kvrml bir imek gkyzn deldi, dallarn arasndaki
boluklar aydnlatt. Dallarn arasndan eilip bklerek kt, harap kulbenin kapsn
bulmaya alrken karanlkta tkezledi. Genevieve'in adn seslenmek zereyken yeni bir
imek atrts gkyzn yrtp tepelerde yankland. O kadar yakndan geliyor ve o kadar
yksek sesliydi ki Thomas bir sava baltas yemi gibi yana doru sendeledi. plak ayaklyd
ve zerinde srlsklam olmu uzun, keten bir gmlekten baka bir ey yoktu. Douda
imek daha aknca onlarn nda atlarn gzlerinin bembeyaz olduunu ve titrediklerini
grd. Onlara doru gidip burunlarn okad, balarnn salam olup olmadn kontrol etti.
"Genevieve!" diye bard. "Genevieve!"
Sonra onu grd.
Daha dorusu imein anlk parltsnda bir hayal grd. Bu bir kadnd, uzun boylu, gmi
ve plak, kollar gkyznn beyaz ateine doru ykselmi. imek bittiinde bile kadnn
hayali Thomas'm aklnda kald. imek yeniden akp dou tepelerim aydnlatt. Genevieve
ban geriye att, salar zkt ve sular sv gm gibi bu salardan akyordu.
imeklerin altnda plak dans ediyordu.
237
BERNARD CORNWELL
Thomas'n yannda plak kalmaktan holanmyordu. Peder Roubert'in kollarnda,
bacaklarnda ve srtnda at yaralardan nefret ediyordu, ama imdi plak dans ediyordu.
Yz geriye, yamura doru eilmiti. Thomas art arda akan imekleri seyrederken onun
gerekten bir Draga olduunu dnyordu. O karanln vahi, gm yaratyd, tehlikeli,
gzel ve garip olan parlayan kadn. Thomas melip seyrederken ruhunun daha byk bir
tehlikede olduunu dnyordu, nk Peder Medous Draga'larn eytann yaratklar
olduunu sylemiti, ama onu seviyordu; havay dolduran yeni bir gk grlts tepeleri
sarsarken Thomas biraz daha bzld, gzlerini hzla kapad. Sonunun geldiini dnd ve bu
dnce iini byk bir umutsuzlukla doldurdu.
"Thomas." Genevieve tam nnde dikiliyordu, elleriyle Thomas'm yzn sarmt.
"Thomas."
"Sen Draga'sn" dedi gzlerini amadan.
"Keke olsaydm," dedi. "Keke yrdm yerlerde iekler asa. Ama deilim. Ben
yalnzca imein altnda dans ediyorum ve gk grlts benimle konuuyor."
Thomas rperdi. "Sana ne dedi?"
Genevieve kollaryla onu sararak rahatlatmaya alt. "Her eyin yoluna gireceini."
Thomas hibir ey sylemedi.
"Her ey iyi olacak," dedi Genevieve tekrar. "nk eer onunla dans edersen imek sana
yalan sylemez. Bu bir vaat, akm, bir vaat. Her ey yoluna girecek."
238
HERETIK
Sir Guillaume, Konta, Joscelyn ve on adamnn esir alndn ve fidye konusunda
grlmesi gerektiini bildirmesi iin askerlerden birini Berat'a gnderdi. Joscelyn amcasnn
Astarac'ta olduunu sylemiti, ama Sir Guillaume yal adamn kalesine geri dnm
olduunu dnyordu.
Ama grne gre daha dnmemiti, nk Thomas ve Genevieve gittikten drt gn sonra
Castillon d'Arbi-zon'a gelen bir sokak satcs, Berat Kontunun ateli hasta olduunu, hatta
belki de lmek zere olduunu ve St. Sever manastrnn revirinde yattn haber verdi.
Berat'a gnderilen asker ertesi gn ayn haberle geri dnp Berat'ta hi kimsenin Joscelyn'in

fidyesini grmeye yetkili olmadn ekledi. Garnizon komutan Sir Henri Courtois'in Joscelyn
iin yapabilecei tek ey As-tarac'a bir mesaj gndermek ve Kontun bu haberle ba edecek
kadar salkl olduunu ummakt.
"Peki, imdi ne yapacaz?" diye sordu Robbie. Fidyeyi grmek iin sabrszlandndan sesi
sinirli kyordu. O ve Joscelyn byk salonda oturuyorlard. Yalnzlard. Geceydi. minede
ate yanyordu.
Joscelyn hibir ey sylemedi.
Robbie kalarn att. "Seni satabilirim," diye nerdi Robbie. Bu ok sk yaplyordu. Bir
adam byk bir fidye verebilecek bir adam esir alyor, ama paray beklemek yerine esiri
zengin bir adama dk fiyata satyor, o da kr etmek iin uzun grmelere katlanyordu.
Joscelyn bayla onaylad. "Satabilirsin, ama fazla para kazanamazsn"
"Berat varisi ve Beziers Lordu iin mi?" diye sordu Robbie kmseyerek. "Sen byk bir
fidyeye deersin."
239
BERNARD CORNWELL
"Beziers domuz tarlasdr," dedi Joscelyn aalayarak. "Ve Berat varisinin hibir deeri
yoktur, ama Be-rat'n kendisi bir servet eder. Bir servet." Birka saniye iin Robbie'ye sessizlik
iinde bakt. "Amcam bir aptal," diye devam etti, "ama ok zengin bir aptal. Mahzeninde para
saklar. Flar dolusu para ve o flarn ikisi Cenoin'le doludur."
Robbie bu dncenin tadn kard. Karanlkta duran, ikisi muhteem Cenova parasyla dolu
flar dnd. Cenoinler saf altndan yaplrd ve her bir minik Cenoin bir adam bir yl
boyunca doyurup giydirmeye ve silahlandrmaya yeterdi. ki f!
"Ama amcam ok cimri bir adamdr," diye devam etti Joscelyn. "Kilise haricinde para
harcamaz. Bir seenei olsa lmemi, kardelerimden birini varisi yapmay ve paralarnn
azalmamasn tercih eder. Bazen geceleri bir fenerle mahzene iner ve paralarna bakar.
Yalnzca bakar."
"Yani bana senin iin fidye vermeyeceini mi sylyorsun?" dedi Robbie fkeyle.
"Sana diyorum ki," dedi Joscelyn, "amcam Kont olduu srece ben de senin esirin olarak
kalacam. Ama ya ben Kont olursam?"
"Sen mi?" Robbie konumann nereye gittiini anlamyor ve arm grnyordu.
"Amcam hasta, belki de oluyordur," dedi Joscelyn.
Robbie bunu dnp Joscelyn'in neyi ima ettiim anlad. "Eer sen Kont olursan kendi
fidyeni kendin grebilirsin, yle mi?"
"Eer Kont olsaydm benim ve adamlarmn fidyesini kendim derdim. Hepsini. Hem de hzl
bir ekilde."
240
HERETIK
Robbie tekrar dnd. "Flarn bykl ne kadar?" diye sordu bir sre sonra.
Joscelyn eliyle yerden bir buuk metre yukary iaret etti. "Gaskonya'daki en byk altn
birikimidir," dedi. "Duka altn ve ecular, florinler ve agnoslar, denier-ler ve cenoinler, poundlar
ve mutonlar var."
"Muton mu?"
"Altn olanlar," dedi Joscelyn. "Kaln ve ar. Fidye iin yeter de artar."
"Ama amcan yaayabilir," dedi Robbie.
"Biri bunun iin dua ediyor," dedi Joscelyn dindar bir ekilde. "Ama iki adamm Astarac'a
gndermeme izin verirsen salk durumunu renebilirler. Ve belki onu fidye vermeye ikna
ederler."
"Ama sen onun hi para demeyeceini syledin." Robbie anlamam gibi grnyordu, belki
de Jos-celyn'in ima ettii eyi kabul etmek istemiyordu.
"Bana kar olan sevgisi yznden ikna edilebilir," dedi Joscelyn. "Ama ancak ben ona
adamlarm gnde-rirsem."
"ki adam?"
"Baarsz olurlarsa tabii ki buradaki esaretlerine geri dnecekler. Bu yzden sen hibir ey
kaybetmeyeceksin. Ama silahsz yolculuk yapmalarna izin veremezsin. Coredor'larla dolu bir
blgede bu olmaz."

Robbie, Jscelyn'e bakp atein nda yz. ifadesini okumaya alt, sonra aklna bir soru
geldi. "Amcan Astarac'ta ne yapyordu?"
Joscelyn bir kahkaha att. "Yal aptal Kutsal K-se'yi aryor. Benim bilmediimi sanyor, ama
keilerden biri bana anlatt. Kahrolas Kutsal Kse'y Am241
BERNARD CORNWELL
cam deli. Ama eer bulursa Tanrnn ona bir erkek evlat vereceine inanyor."
"Kutsal Kse mi?"
"Bu fikre nereden kapldn Tanr bilir. O deli! Dindarlkla delirmi."
Kutsal Kse, diye dnd Robbie, Kutsal Kse. Zaman zaman Thomas'n aratrmasndan
kuku duymu, bunun delilik olduunu dnmt, ama imdi yle grnyordu baka
adamlar da bu delilii paylayordu bu da Kutsal Kse'nin gerekten var olabileceini
doruluyordu. Ve Robbie Kutsal Kse'nin ngiltere'ye gitmemesi gerektiini dnyordu.
ngiltere hari herhangi bir yere gidebilirdi.
Joscelyn szlerinin Robbie'yi nasl etkilediini gre-miyordu. "Sen ve ben farkl taraflarda
olmamalyz," dedi. "kimiz de ngiltere'nin dmanyz. Probleme neden olanlar onlar. Buraya
gelip ldrmeye balayanlar ngilizler," diyerek szlerini vurgulamak iin elini masaya vurdu.
"Peki, bunu niin yapyorlar?"
Kutsal Kse iin, diye dnd Robbie ve kutsal emaneti skoya'ya gtrdn hayal etti.
Kutsal Kse'nin skoya'ya verecei byk gc, ngiltere'nin her yerinde kazanacaklar kanl
zaferleri dnd.
"Sen ve ben dost olmalyz," dedi Joscelyn. "imdi bana bir dostluk jesti yapabilirsin."
Duvarda asl duran kalkanna bakt. Kalkan ters asld iin krmz yumruk yeri gsteriyordu.
Thomas onu oraya sahibinin esir alndn gsteren bir sembol olarak asmt. "unu aa
indir," dedi Joscelyn buruk bir ekilde.
242
HERETIK
Robbie Joscelyn'e bakt, sonra duvara yryp klcyla kalkan yerinden kard. Tangrtyla
yere den kalkan kaldrp talara dikti.
"Teekkr ederim," dedi Joscelyn. "unu unutma Robbie, ben Berat Kontu olduumda
adamlara ihtiyacm olacak. Sen kimseye yemin etmedin, deil mi?"
"Hayr."
"Northampton Kontuna?"
"Hayr!" diye itiraz etti Robbie, Kontun dmanln hatrlayarak.
"O halde bana hizmet etmeyi dn," dedi Joscelyn. "Cmert olabilirim, Robbie. Kahretsin,
ngiltere'ye bir rahip gndererek ie balayacam."
Robbie Joscelyn'in szleriyle ararak gzlerini krptrd. "ngiltere'ye bir rahip mi
gndereceksin? Neden?"
"Fidyeni gndermek iin elbet," dedi Joscelyn glmseyerek. "zgr bir adam olacaksn,
Robbie Do-uglas." Duraklayarak Robbie'yi daha yakndan inceledi. "Eer Berat Kontuysam
bunu yapabilirim," diye ekledi.
"Berat Kontuysan," dedi Robbie dikkatle.
"Buradaki herkesin fidyesini verebilirim," dedi Joscelyn samimi bir ekilde. "Senin fidyeni
verebilir ve i isteyen btn adamlarn tutabilirim. Yalnzca iki adamm Astarac'a gndermeme
izin ver."
Robbie sabah Sir Guillaume'yle konutu. Norman ileri bittiinde esarete geri dneceklerine
sz verdikleri srece iki adamn Astarac Kontuyla konumamas iin bir neden gremedi.
"Umarm onlar dinleyecek kadar salkldr," dedi Sir Guillaume.
243
BERNARD CORNWELL
Bylece Joscelyn, kendi yeminli adamlar Villesisle ve arkadan gnderdi. Zrhlar, kllar ve
dikkatli talimatlarla gidiyorlard.
Ve Robbie zengin olmay bekliyordu.

Hava alyordu. Gri bulutlar, akamlar gzel pembeye dnen uzun izgiler halinde dald
ve ertesi gece berrak gkyznde tamamen yok oldu. Rzgr gneye yneldi, hava yeniden
snd.
Thomas ve Genevieve iki gn boyunca harap kulbede kaldlar. Giysilerini kurutup atlarn
yln son imenlerini yemelerine izin verdiler. Dinlendiler. Thomas Astarac'a hzla varmak gibi
bir istek duymuyordu, nk orada hibir ey bulmay beklemiyordu, ama Genevieve yerli
halkn anlataca hikyeler olduundan emindi, en azndan bunlar dinleyebilirlerdi. Ama
Thomas iin Genevieve ile ilk kez yalnz olmalar yeterliydi. Kalede hi yalnz kalmamlard,
nk rtnn arkasna getiklerinde salonda uyuyan bakalar olduunu biliyorlard. Thomas
u ana kadar kararlarla ne kadar yklendiini fark etmemiti. Aknlara kimi gnderecei,
geride kimi brakaca, kimi izleyecei, kime gvenecei, kimden uzak duraca, sadk kalmak
iin kimin birka kuruluk dle ihtiyac olduu ve her zaman var olan bir ey unuttuu,
dmann kendisinin ngrmedii bir srpriz planlad hissi. Oysa batan beri gerek dman
en yaknnda olmutu: Hakl bir kzgnlk ve ikence eden bir arzuyla yanp tutuan Robbie.
244
HERETIK
Artk btn bunlar unutabilirdi Thomas, ama uzun bir sre iin deil, nk geceler souktu
ve k geliyordu. Kalarnn ikinci gnnde gne tepelerinde atllar grdler. Pejmrde klkl,
tatar yaylar omuzlarnda asl duran yarm dzine adamd bunlar. Thomas ve Genevieve'in
snd vadiye bakmyorlard, ama Thomas sonunda birinin oraya geleceini biliyordu. Yln,
kurtlarn ve Coredor'larn daha kolay av bulmak iin yksek dalardan indii bir dnemiydi.
Gitme zaman gelmiti.
Genevieve, Kutsal Kse konusunda Thomas' sorgulam ve yar deli, zeki bir rahip olan
babasnn Kutsal Kse'yi, srgndeki Astarac Kontu olan kendi babasndan nasl aldn, ama
Peder Ralph'in bu hrszl ya da Kutsal Kse'nin kendisinde olduunu hi kabul etmediini,
geride yalnzca gizeme biraz daha katkda bulunan garip yazlar braktn renmiti. "Ama
baban onu Astarac'a geri gtrm olamaz, deil mi?" diye sordu Genevieve gitmeye
hazrlandklar sabah.
"Evet."
"O zaman burada deil?"
"Var olup olmadn bile bilmiyorum," dedi Thomas. Akntnn yannda oturuyorlard. Atlar
eyerlenmiti ve ok demetleri eyer kntlarna balanmt. "Bence Kutsal Kse insanlarn
kurduu bir hayal, dnyann mkemmel hale getirilebilecei hayali. Ve eer Kutsal Kse
gerekten var olsayd," diye devam etti, "hayalin gerek olmadn hepimiz bilirdik." Omuz
silkip zrhnn stndeki bir pas parasn kazmaya balad.
"Kutsal Kse'nin var olduuna inanmyorsun, ama onu aryorsun, yle mi?"
245
BERNARD CORNWELL
Thomas ban iki yana sallad. "Ben kuzenimi aryorum. Onun ne bildiini renmek
istiyorum."
"nk Kutsal Kse'ye inanyorsun, deil mi?"
Thomas yapt ie ara verdi. "nanmak istiyorum. Ama eer babam ona sahip olsayd
ngiltere'de olurdu, ama ben onun gizleyebilecei her yere baktm. Ama inanmak istiyorum."
Bir an dnd. "Eer bulursam Kilise bizi geri almak zorunda kalr," diye devam etti.
Genevieve bir kahkaha att. "Sen bir kurt gibisin, Thomas, koyun srsne katlmaktan
baka bir eyin hayalini kurmayan bir kurt."
Thomas ona aldrmad. Dou gkyzne bakt. "Geriye bir tek o kald. Kutsal Kse. Asker
olarak baarsz oldum."
Genevieve alaycyd. "Adamlarn geri alacaksn. Kazanacaksn, Thomas, nk sen bir
kurtsun. Ama Kutsal Kse'yi de bulacana inanyorum."
Thomas ona glmsedi. "imeklerin altndayken bunu da grdn m?"
"Karanl grdm," dedi hararetle. "Gerek karanl. Dnyay rtecek bir karanlk gibi. Ama
sen onun iinde yaadn, Thomas ve parladn." Uzun yznde bir ciddiyet ifadesiyle dereye
bakt. "Neden bir Kutsal Kse olmasn ki? Belki dnyann bekledii eydir o ve btn

ktlkleri yok edecektir. Btn rahipleri." Tkr-d. "Senin Kutsal Kse'nin Astarac'ta
olduunu sanmyorum, ama sorularnn cevaplar olabilir."
"Ya da daha fazla soru."
"Hadi renelim!"
Yine douya doru ilerleyip, aalarn arasndan geerek yksek, plak yaylalara
trmandlar. Her za246
HERETIK
man ok dikkatliydiler ve yerleim merkezlerinden uzak duruyorlard. Ama bir sabah ge
saatte Gers Va-disi'ni geerken Joscelyn ve adamlaryla dvtkleri kyden getiler. Kyller
Genevieve'i tanm olmalyd, ama kimse bela karmad, nk kendileri asker olmad
takdirde silahl atllara kimse mdahale etmezdi. Thomas, armut bahesinin yaknnda yeni
kazlm bir yn grd ve arbedede lenlerin oraya gmldn dnd. Peder Roubert'in
ld yerden geerlerken ikisi de bir ey sylemedi, ama Thomas ha kard. Genevieve bu
hareketi grdyse bile bir ey sylemedi.
S yerinde nehirden getiler, aalarn arasndan geip Astarac'a bakan geni tepenin
dzlne trmandlar. Sa taraflarnda orman, sol taraflarndaki yksek kesimdeyse kayalk
bir tepe vard. Thomas igdsel olarak ormana girip gizlenmeye alt, ama Genevieve onu
durdurdu. "Birisi bir ate yakm," dedi aalarn arasndan ykselen minik duman bulutunu
iaret ederek.
"Kmr-yakclar m?" diye sordu Thomas.
"Ya da Coredor'lar," diye karlk verdi Genevieve, atn uzaa dndrerek. Thomas onu takip
ederken ormana doru isteksizce bir bak att. Tam bu srada orada bir hareket fark etti,
kaamak, Britanya'da aramay rendii trde bir hareket, igdsel olarak eyerinde-ki knda
asl duran yayn ekti.
Tam o srada ok geldi.
Tatar yay okuydu bu. Ksa, kt ve siyah. Eski ps-k deri kanad, vzlty andran bir ses
karyordu. Thomas'n topuklarn geriye bastrarak uyarmak iin
247
BERNARD CORNWELL
Genevieve'e bard srada ok Thomas'n atnn nnden geip Genevieve'in ksrann
kalasna sapland. Ksrak ileri atlrken kan beyaz derisinin stnde kpkrmzyd, okun sap
yaradan sarkyordu.
Ksrak, kanlar saarak kuzeye doru hzla koarken Genevieve bir ekilde atn stnde
kalmay baard. Thomas'n yanndan iki ok daha geti. Thomas eyerinde dnp baknca drt
atl ve en az bir dzine adamn ormandan ktn grd. "Kayalara git!" diye bard
Genevieve'e. "Kayalara!" Atlarnn Coredor'larnkinden hzl koacan sanmyordu,
Genevieve'in at her admda dar kan pompalarken bu mmkn deildi.
Takip eden atlarn sesini, ince imenlere arpan nallarn sesini duyabiliyordu, ama o srada
Genevieve kayalarn arasna girmiti. Kendini eyerden atp kayalara trmand. Thomas onun
yannda atndan indi, ama onu takip etmek yerine yaynn ipini balayp torbasndan bir ok
kapt. Bir at yapt, bir tane daha. Oklar alaktan uarken bir binici atndan geriye dt, ikinci
adam gzne yedii bir okla ld, dier ikisi o kadar iddetli bir ekilde yn deitirdi ki bir at
dengesini kaybedip binicisini drd. Thomas hayatta kalan atlya bir ok gnderdi, skalad.
Drdnc okunu eyersiz adama atp ine ulu oku adamn srtna saplad.
Ayaktaki adamlar olabildiince hzl takip ediyorlard, ama hl biraz gerideydiler ve bu da
Thomas'a atnn eyerinden btn yedek oklarn ve para kesesini almas iin zaman
kazandrmt. Genevieve'in antasn ksrandan alp iki atn dizginlerini birbirine balad,
halkay onlar tutacan umarak bir kayann stne frlatt. Sonra dik kaya ynlarnn stne
tr248
HERETIK

manmaya balad. ki ok yaknndaki taa arpt, ama ok hzl hareket ediyor ve hareket eden
bir adam vurmann ne kadar zor olduunu biliyordu. Tepeye yakn bir ukurda Genevieve'i
buldu. "n ldrdn!" dedi Genevieve hayretle.
"ki," dedi Thomas. "Dierleri yalnzca yaral." Geride vurduu adamn uzaktaki ormana
doru srndn grebiliyordu. Etrafna baknp Genevieve'in mmkn olan en iyi sna
bulduunu dnd. ki geni kaya, yarn kenarlarn oluturuyor, arkada birlei-yorlard. n
taraftaki nc bir kayaysa siper duvar grevi gryordu. Bu serserilere porsuk aac yaynn
gcn retmenin zaman gelmiti. Geici siper duvarnn arkasnda durup yayn geri ekti.
Oklar souk bir fkeyle ve korkun bir beceriyle ekiyordu. Adamlar bir kme halindeydiler
ve ilk yarm dzine okunun skalamas mmkn deildi, pejmrde klkl Coredor'lar birbiri
ardna vuruyordu. Ama sonra dalma akllln gsterdiler, ou dnp menzil dna kmak
iin komaya balad. Yerde adam kald, dier ikisi de topallyordu. Thomas bir kaaa son
bir ok gnderip adam birka santimle skalad.
Sonra tatar oklar gelmeye balad. Demir oklar yarktaki kayalara arparken Thomas
Genevieve'in yanma meldi. Drt ya da be tatar yay kullancs olduunu dnyordu.
Onun yaynn menzili dndan at yapyorlard; kayann kenarndan bakmaktan ve bir elden
daha geni olmayan yarktan seyretmekten baka bir ey yapamyordu. Birka dakika sonra
adamn kayalara doru kotuunu grp yarktan bir ok frlatt. Sonra ayaa kalkp iki ok daha
att, ama
249
BERNARD CORNWELL
kar oklar yksek kayalara arpp Genevieve'in yanna derken olabildiince hzl bir ekilde
yere indi. Hibiri vurulmasa da oklar adam karmt. "Yaknda hepsi gidecek," dedi
Thomas. Yirmiden fazla adam yoktu ve yarsn ya yaralam ya da ldrmt. Bu onlar
fkelendirse de dikkatli olmalarn salayacakt. "Onlar yalnzca haydutlar," dedi Thomas. "Ve
bir oku yakalayarak dl almak istiyorlar." Joscelyn, Kontun gerekten de byle bir dl vaat
ettiini sylemiti. Thomas Coredor'larn aklnda dl olduuna emindi, ama bu dl
kazanmann ne kadar zor olduunu reniyorlard.
"Yardm isteyeceklerdir," dedi Genevieve buruk bir sesle.
"Belki daha fazla adam yoktur," dedi Thomas iyimser bir ekilde. Sonra atlardan birinin
kinediini duydu ve bir Coredor'un, grmedii bir tanesinin iki ata ulatn ve dizginlerini
zdn dnd. "Kahro-laslar," deyip kayann stnden atlad. Tatan taa hoplayarak
tepeden aa indi. Bir tatar oku hemen arkasndaki kayaya arparken bir dieri nndeki
kayadan kvlcm kard. Derken atlar kayalardan gtren adam grd, duraklayp yayn
ekti. Adam Genevieve'in ksrayla yar gizlenmi durumdayd, ama Thomas yine de okunu
att. Ok ksran boynunun altndan geip adamn bacana sapland. Coredor dizginleri
brakmadan yere kt. Thomas dnp baknca drt okunun Genevieve'e nian aldn grd.
Bir adam at yapt, Thomas ona karlk verdi. Byk yayn menzilinin snrndayd, ama oku
dmana tehlikeli derecede yaklat. Ucuz atlattn dnen btn
250

HERETIK
okular geri ekildi. Ok torbas sa bacana sknt verecek ekilde arpan Thomas, adamlarn
yaynn gcnden korktuklarn biliyordu, bu yzden kayalarn arasndaki yerine geri dnmek
yerine adamlara doru kotu. ki ok daha att. Yay geri ekerken srt kaslarnn gerildiini
hissediyor, beyaz tyl oklar gkyznde bir kavis izip tatar yay kullananlarn arasna
dyordu. Oklar kimseyi isabet etmedi, ama adamlar biraz daha gerilediler. Thomas onlarn
gvenli bir mesafeye vardklarndan emin olunca atlar kurtarmak iin geri dnd.
Yaralad kii bir adam deil ocuktu. Kt burunlu, on ya da on bir yalarndaki ocuk
gzlerinde yalarla ve ask bir suratla imenlerin stnde yatyordu. Tho-mas'n atnn
dizginlerini hayat onlara balym gibi tutuyordu. Sol elinde zayf bir tehdit olarak tuttuu bir
bak vard. Ok, olann sa bacanda, st ksmdayd. Kurbann yzndeki acdan ine ucun
byk olaslkla kemii krdn anlad.
Thomas tekmeleyerek ocuun elindeki ba bir kenara savurdu. "Franszca biliyor
musun?" diye sordu ocua. Karlk olarak bir tkrk ald. Thomas srtp dizginleri ald,
sonra ocuu ayaa kaldrd. Ok yarasn yrtarken ocuk acyla bard. Thomas hayatta kalan
Coredor'lara baknca btn dv isteklerinin yok olduunu grd. Hepsi ocua bakyorlard.
Thomas ocuun, kayalara doru koan adamla birlikte geldiini tahmin etti. phesiz
biraz kr etmelerini salayacak olan iki at almay dnyorlard, ama giriimleri korkun bir
ekilde sonulanmt. Tho-mas'n oklar adamlar karmt, ama daha kk, da251
BERNARD CORNWELL
ha evik ve daha hzl olan ocuk kayalara ulamt ve bir kahraman olmak istiyordu. Ama
imdi bir rehine gibi grnyordu, nk Coredor'lardan biri, dank salarna atlak bir mifer
oturtmu olan deri ceketli uzun boylu bir adam silah tamadn gstermek iin ellerini
uzatarak yavaa ilerliyordu.
Adamla aralarnda otuz adm kalnca Thomas olan tekmeleyip yere indirerek yayn yan
ekti. "Bu kadar yeter," dedi.
"Adm Philin," dedi adam. Geni gsl, uzun bacakl, alnnda bak ya da kl yaras olan
ince, zgn yzl biriydi. Belindeki knda bir bak vard, ama baka silah yoktu. Hayduda
benzediini dnd Thomas, ama Philin'in gzlerindeki bir ey daha iyi zamanlar, hatta
saygnl iaret ediyordu. "O benim olum," dedi Philin, olan iaret ederek.
Thomas umursamyormu gibi omuz silkti. Philin atlak miferini kard, soluk renkli
imenlerin stnde yatan l adamlara bakt. Hepsi uzun oklarla ldrlm drt adam vard,
ikisi ise yaralyd ve inliyordu. Tekrar Thomas'a bakt. "ngiliz misin?"
"Bunun ne olduunu sanyorsun?" diye sordu Thomas, yayn kaldrarak. Yalnzca ngilizler
uzun sava yay tard.
"Bu yaylar duymutum," diye kabul etti Philin. Kt aksanl bir Franszca konuuyordu ve
bazen szck ararken duraksyordu. "Duymutum, ama bugne kadar hi grmemitim."
"imdi grdn," dedi Thomas kindar bir ekilde.
"Galiba kadnn yaraland," dedi Philin, Genevi-eve'in gizlenme yerini iaret ederek.
252
HERETIK
"Ve sen de benim aptal olduumu dnyorsun," dedi Thomas. Philin okularn
yaklaabilmesi iin onun arkasn dnmesini istiyordu.
"Hayr," dedi Philin. "stediim ey olumun hayatta kalmas."
"Onun iin ne teklif ediyorsun?" diye sordu Thomas.
"Senin hayatn," dedi Philin. "Eer olumu elinde tutarsan daha fazla adam getiririz ve
etrafn sarp seni bekleriz. kiniz de lrsnz. Eer olum lrse sen de yle byk bir ac
iinde lrsn ki, ngiliz, ondan sonra cehennemin btn aclar rahatlama gibi gelir. Ama
Galdric'i brakrsan ikiniz de yaarsnz. Sen ve sapkn."
"Kim olduumu biliyor musunuz?" diye sordu Thomas.

"Berat ve dalar arasnda olan her eyi biliriz biz."


Thomas geriye, kayalklara bakt, ama Genevieve gizlenmiti. Onu aaya armay
planlyordu, ama onun yerine olann yanndan bir adm geri ekildi. "Oku karmam ister
misin?" diye sordu Philin'e.
"St. Sever'deki keiler bunu yapar," dedi Philin.
"Oraya gidebiliyor musunuz?"
"Barahip Planchard yaral birini her zaman kabul eder."
"Hatta bir Coredor'u bile mi?"
Philin kmsercesine bakt. "Biz yalnzca topraksz insanlarz. Topraklarmzdan karldk.
lemediimiz sulardan mahkm edildik. ey," derken birden glmsedi, Thomas da
neredeyse ona karlk veriyordu. "Bazlarn ilemedik. Ne yapmalydk? Kadrgalara m
gitmeliydik? Aslmal mydk?"
253
BERNARD CORNWELL
Thomas olann yanna meldi, yayn brakp ban ekti. Olan fkeyle ona bakt, Philin
telala bard, ama Thomas'n ocua zarar verme niyetinde olmadn grnce sesini kesti.
Thomas okun ban sapndan ayrd, deerli metali torbasna att. Sonra ayaa kalkt. "Szn
tutacana olunun hayat zerine yemin et," diye emretti Thomas.
"Yemin ediyorum," dedi Philin.
Thomas Genevieve'in bulunduu yksek kayalar iaret etti. "O bir Draga," dedi. "Sznde
durmazsan, Philin, ruhunun lk atmasn salayacaktr."
"Sana zarar vermeyeceim," dedi Philin ciddi bir ekilde. Dier Coredor'lara bakt. "Onlar da
sana zarar vermeyecekler."
Thomas baka seenei olmadn dnd. Ya Phi-lin'e gvenecekti ya da suyun olmad
yksek bir yerde kuatma altnda kalacakt. Olann yanndan ekildi. "Senindir."
"Teekkr ederim," dedi Philin byk bir ciddiyetle. "Ama syle bana..." Bu son szler atlar
kayalara gtrmek zere dnm olan Thomas' durdurdu. "Syle bana ingiliz, neden
buralardasn? Hem de yalnz olarak?"
"Berat ve dalar arasnda olan her eyi bildiini sanyordum."
"Soru sorarak reniyorum," dedi Philin, olunun yarana melerek.
"Ben topraksz bir adamm, Philin, bir kaam. lemediim bir sula itham edildim."
"Hangi su?"
"Bir sapkn kurtarmak."
254
HERETIK
Philin, bu su, Coredor'lar kanun dna iten ktlkler hiyerarisinde ok aada yer
alyormu gibi omuz silkti. "Gerekten kaak olsaydn, bize katlmay dnrdn. Ama
kadnnla ilgilen. Sana yalan sylemedim. O yaral."
Philin haklyd. Thomas atlar kayalara gtrp Ge-nevieve'e seslendi. Cevap vermeyince
onun bulunduu yara trmand ve onu sol omzunda bir tatar okuyla buldu. Ok gm zrh
delmi, sol gsnn hemen stndeki kaburgay koltuk altna yakn yerden paralamt.
Etraf irkin siyah oklarla kuatlm olarak yerde yatyor, ksa ksa nefesler alyordu. Yz her
zamankinden daha solgundu. Thomas onu kaldrrken bard. "lyorum," dedi, ama aznda
kan yoktu ve Thomas byle yaras olan pek ok kiinin yaadn grmt. ldklerini de
grmt.
Onu kayalardan aaya indirirken cann ok yakt, ama kayalarn dibine vardklarnda
Thomas onu eyere oturturken Genevieve kendinde biraz g buldu. Zrhnn zincirlerinin
arasndan kan szlyordu. Donuk gzlerle ne doru eildi, Coredor'lar hayretle ona bakmak
iin yaklatlar. Thomas'a da bakyorlard. Byk yay karsnda ha kardlar. Hepsi zayf
adamlard, blgenin yoksul hasadnn ve haydut olduktan sonra yiyecek bulma zorluunun
kurbanlarydlar, ama artk Philin onlara silahlarn kaldrmalarn emrettii iin tehditkr
grnmyorlard. Aslnda acnacak durumdaydlar. Philin onlara yerel dilde bir eyler syledi,
sonra olunu Thomas ve Genevieve'i takip ettikleri sska atlardan birine bindirerek tepeden
aa, Astarac'a doru ilerledi.

255
BERNARD CORNWELL
Genevieve'in atn ynlendiren Thomas da onunla birlikte gitti. Ksran kalasndaki kan
kurumutu, ama topallayarak yryebiliyordu. ok kt yaralanm gibi grnmyordu,
Thomas oku yarasnda brakmt. Onunla daha sonra ilgilenirdi. "Sen liderleri misin?" diye
sordu Philin'e.
"Yalnzca grdn adamlarn," dedi iri adam. "Ama belki artk deilim."
"Artk m?"
"Coredor'lar baary sever," dedi Philin. "llerini gmmekten holanmazlar. Benden daha
iyi olduunu dndkleri bakalarnn var olduuna phe yok."
"Ya dier yaral adamlar?" diye bayla tepeyi iaret etti Thomas. "Onlar neden manastra
gitmiyor?"
"Biri gitmek istemedi, kadnna gitmeyi tercih etti. Dierleri mi? Byk olaslkla lecekler."
Philin Tho-mas'n yayna bakt. "Ve bazlar manastra gitmeyi reddetti; aldatlp
yakalanacaklarn dnyorlar. Ama Planchard beni aldatmaz."
Genevieve eyerinde salland iin Thomas ona destek vermek zere yanna gitti. Kz hibir
ey sylemedi. Gzleri hl donuk bakyordu, cildi solgundu ve nefesi neredeyse duyulmazd,
ama eyeri yle sk tutmutu ki Thomas onun iinde hl biraz hayat olduunu anlamt.
"Keiler onu tedavi etmeyebilir," dedi Philin'e.
"Planchard herkesi kabul eder," dedi Philin, "Sapknlar bile."
"Planchard burann barahibi, deil mi?"
"yle," diye dorulad Philin. "Ve iyi bir adamdr. Bir keresinde onun keilerinden biri
olmutum."
"Sen mi?" Thomas aknln gzlemleyemiyordu.
256
HERETIK
"mezdim, ama bir kzla tantm. Yeni bir zm ba yapyordum ve o asmalar balamak
iin st dallar getirmiti ve..." Philin hikyenin geri kalan tekrara gerek olmayacak kadar
tandkm gibi omuz silkti. "Gentim," diye szn bitirdi, "Kz da yle."
"Galdric'in annesi mi?"
Philin bayla onaylad. "ld. Barahip yeterince nazikti. Bir mesleim olmadn syleyip
gitmeme izin verdi. Manastrn kiracs olduk, yalnzca kk bir iftliimiz vard, ama dier
kyller benden holanmyordu. Ailesi onun bakasyla evlenmesini istiyordu, onun iin iyi
olmadm sylyorlard. O ldkten sonra beni yakmaya geldiler. Bir tanesini apayla
ldrdm. Kavgay benim balattm syleyerek bana katil damgas yaptrdlar, ite
buradaym. Ya byle olacak ya da Berat'ta aslacam." Olunun atn tepeden aa akan
kk bir dereden geirdi. "Talih ark bu, deil mi? Dnyor, dnyor, yukar, aa, ama ben
yukardan ok aada gibiyim. Dest-ral beni sulayacak."
"Destral m?"
"Liderimiz. Adnn anlam 'balta'dr ve baltayla ldrr."
"Burada deil mi?"
"Astarac'ta ne olduunu renmem iin gnderdi beni," dedi Philin. "Eski kalede adamlar
var, kaz yapyorlar. Destral orada bir hazine olduunu dnyor."
Kutsal Kse, diye dnd Thomas, Kutsal Kse. imdiye kadar bulunup bulunmadn
dnd, sonra bulunmu olsayd haberin her yere imek hzyla ulaacan dnp bu
endieyi bir kenara brakt.
257
BERNARD CORNWELL
"Ama Astarac'a hi varamadk," diye devam etti Phi-lin. "Ormanda kamp kurduk ve sizi
grdmzde oradan ayrlmak zereydik."
"Zengin olacanz m sandnz?"
"Senin iin krk altn alacaktk," dedi Philin.
"Yehuda'nnkinden on tane daha fazla," dedi Thomas neeyle. "Ve onun aldklar gmt."
Philin glmsedi.

Gn ortasndan sonra manastra vardlar. Rzgr kuzeyden esiyor ve souktu. Kapda iki
kei onlara yaklat. Philin'e selam verip olunu revire gtrmesine izin verdiler, ama
Thomas'n yolunu kestiler. "Yardma ihtiyac var," dedi Thomas fkeyle.
"O bir kadn ve buraya giremez," dedi keilerden biri.
"Arkada bir yer var," dedi dier kei. Beyaz baln kafasna geirip Thomas' binalarn
yanndan ve zeytin aalarnn arasndan geirdi. Yksek itlerle evrili bir grup ahap
kulbenin yanna getirdi. "Peder Clement seni kabul edecek," dedi kei, sonra aceleyle
uzaklat.
Thomas iki at bir zeytin aacna balad, sonra Ge-nevieve'i itteki kapya tad. izmesiyle
kapy tekmeledi, bekleyip tekrar tekmeledi. kinci tekmeden sonra kap atrdayarak ald ve
ufak tefek, beyaz cppeli, krk yzl ve dank sakall bir kei glmseyerek ona bakt.
"Peder Clement?"
Kei ban sallad.
'Yardma ihtiyac var," dedi Thomas.
Clement ieriyi iaret etti. Thomas, Genevieve'i bata iftlik avlusu olduunu dnd
yere tad. yle de kokuyordu, ama gbre ynlar yoktu. Damlar saz258
HERETIK
dan yaplma binalar kk allara ve ahrlara benziyordu. Derken kap eiklerinde oturan gri
cppeli insanlar fark etti. A bir ekilde ona bakyorlard. Tho-mas'n geldii haberi yaylnca
bakalar da bakmak iin kk pencerelere geldi. lk izlenimi onlarn kei olduu eklindeydi,
sonra kaftanl adamlarn arasnda kadnlarn bulunduunu fark etti. Dnp kapya, kk bir
masaya tahta anlarn yld yere bakt. Bunlar, bir deri parasyla kulpa balanan tahta
paralaryd. Eer kulp sallanrsa tahta kanatlar grltl bir ses karyordu. Peder Clement
onlar ieri ardnda grmt bunlar, ama garip nesneler imdi mantkl grnyordu.
anlar halk onlarn yaklatna dair uyaran czamllar tarafndan tanyordu. Bu taraftan
dier tarafa geeceklerin almas iin masaya ylmlard. Thomas korkarak durdu. "Buras
czamllar evi mi?" diye sordu Peder Clement'e.
Kei neeyle ban sallad, sonra Thomas'n dirseini tuttu. Thomas czamn
bulamasndan korkarak direndi, ama Peder Clement srar etti ve onu avlunun bir kenarndaki
kk bir kulbeye ekti. Kulbe bir kedeki saman yatak, zerinde kavanozlar, havan elleri
ve demir terazi hari botu. Peder Clement yata iaret etti.
Thomas Genevieve'i oraya yatrd. Bir dzine czaml kapya toplanm, aknlkla yeni
gelenlere bakyordu. Peder Clement hepsini kovalad. Geliinin neden olduu kargaadan
habersiz olan Genevi-eve iini ekip gzlerini krptrarak Thomas'a bakt. "Acyor," diye
fsldad.
"Biliyorum, ama cesur olmalsn."
259
BERNARD CORNWELL
Peder Clement kollarn svamt. Genevieve'in zrhnn karlmasn iaret etti. Tatar oku
hl gsnde olduu iin bu ok zor olacakt. Ama kei ne yaptn biliyor gibiydi, nk
Thomas' bir kenara itip nce Genevieve'in kollarn bann stne kaldrd, sonra okun deri
kanatlarn tuttu. Genevieve inlerken Peder Clement olaanst bir nezaketle kanl ve krk
zrh ve onu destekleyen deri yelei okun stne geirdi. Sol eliyle aaya uzanp elini deri
yelein eteinin altna soktu. Oku yakalaynca sol koluyla zrh destekleyip oka dokunmasn
engelledi. Thomas'a bayla iaret ederken Thomas'n Genevieve'i zrhndan ekip karmasn
sylyor gibiydi. Thomas kzn ayak bileklerini tutarken kei onaylarcasna ban sallad,
sonra cesaret vermek iin bir kez daha ban sallad.
Thomas gzlerini kapatp ekti. Genevieve bir lk att. Thomas ekmeyi braknca Peder
Clement, Thomas' yufka yrekli olmakla sularm gibi grtlandan bir ses kard. Thomas bir
kez daha ekip Genevieve'i zrhtan kurtard. Gzlerini atnda Genevieve'in vcudunun demir
halkalardan kurtulduunu grd, ama uzanm kollar ve ba hl katlaryla tamamen
kaplanm durumdayd. Ama ok zrhtan kurtulmutu ve Peder Clement zrh kollarndan
kararak bir kenara att.

Genevieve yksek sesle barp tekrar kanamaya balayan yarann acsndan kurtulmak iin
ban iki yana sallarken kei masaya gitti. Genevieve'in keten gmlei koltuk altndan beline
kadar srlsklam olmutu.
Peder Clement kzn yanna meldi. Alnna suyla slatlm bez koydu, yanan okayp
azndan Genevi260
HERETIK
eve'i rahatlatyor gibi grnen sesler kard. Derken glmsemeye devam ederek sol dizini
Genevieve'in gsne koydu, iki eliyle oku yakalayp ekti. Genevieve lk atarken ok kanlar
szlerek dar kt. Peder Clement bayla kzn gmleini kesip yaray ortaya kard. Islak
bezi yarann stne koyup Thomas'n bezi orada tutmasn iaret etti.
Kei masada megulken Thomas bezi yaraya bastrd. Peder Clement suyla yumuatlm
kflenmi ekmek topayla geri geldi. Ekmei yarann stne koyup bastrd. Thomas'a
uvaldan kesilmi bir erit verip bandaj gibi Genevieve'in gsne sarmasn iaret etti.
Thomas'm bunu yapmak iin Genevieve'i oturtmas gerekti, ama kzn ok can yanyordu.
Genevieve dik pozisyona geer gemez kei kanl gmleinin geri kalann kesti, Thomas
eridi gsne ve omuzlarna sard. Ancak kanla slanm lapa yaraya skca sarldktan sonra
Genevieve'in dinlenmesine izin verildi. Peder Clement iyi i kardn sylemek istercesine
glmsedi. Sonra ellerini dua eder gibi birletirip yznn yanna bastrd. Genevieve'in
uyumas gerektiini anlatyordu.
"Teekkr ederim," dedi Thomas.
Peder Clement kocaman bir glmsemeyle azn anca Thomas adamn dili olmadn
grd. Damda bir fare koturunca ufak tefek kei -dili bir mzrak alp iddetle sazlara
saplamaya balad, ama yalnzca atda byk delikler amakla kald.
Genevieve uykuya dalmt.
Peder Clement czamllarn ihtiyalarn grmek iin dar kt, sonra bir mangal ve iinde
biraz kz bu261
BERNARD CORNWELL
lunan topraktan yaplma bir kseyle geri dnd. Mangalda rayla bir ate yakp atei odunla
besledi ve duman ttp kzarnca Genevieve'i yaralayan oku parlak atein ortasna soktu. Deri
kanatlar yanp iren bir koku kard. Peder Clement memnuniyetle ban sallarken Thomas,
ufak tefek keiin ona neden olan eyi cezalandrarak Genevieve'in yarasn tedavi ettiini
anlad. Sulu ok cezalandrldktan sonra Peder Clement parmaklarnn ucunda Genevieve'in
yanna gidip ona akt, mutlulukla glmsedi. Masann altnda iki battaniye kard, Thomas
onlar kzn stne rtt.
Genevieve'i uyur durumda brakp kt. Atlar sula-yp otlattktan sonra manastrn arap
preslerinde ahra koydu. Barahip Planchard' grmeyi umuyordu, ama keiler dua ediyordu.
Thomas, Peder Clement'i taklit ederek, ksra bartarak kalasndan oku ektikten sonra bile
hl kilisedeydiler. Oku karrken arka toynaklarndan kurtulmak iin aklllk ederek kenara
kamas gerekmiti. Ksrak, yaray suyla slatmasna izin verince boynunu okayp eyerleri,
koum takmlarn, oklar, yaylan ve torbalan Genevieve'in artk uyank olduu kulbeye tad.
Genevieve bir uvala dayanm oturuyordu ve Peder Clement ona azndan minik sesler
kararak mantar ve kuzukula orbas yediyordu. Adam Thomas'a mutlulukla glmsedi,
sonra ban bir arknn duyulduu avluya doru edi. Czamllar ark sylyordu, Peder
Clement de onlarla birlikte mnldand.
Thomas iin de ekmek ve orba vard. Yemek yedikten sonra Peder Clement geceyi geirdii
yere gitmek zere yanlanndan aynld. Thomas Genevieve'in yanna uzand. "Hl acyor, ama
eskisi gibi deil."
262
HERETIK
"Bu iyi."
"Ok saplannca acmad. ne yemek gibi bir eydi."
"yileeceksin," dedi Thomas hararetle.

"Ne sylediklerini biliyor musun?"


"Hayr."
"Herric ve Alloise'nin arks. Onlar klarm. ok uzun zaman nce." Uzanp parman
Thomas'n uzun zamandr trasz olan enesinde dolatrd. "Teekkr ederim."
Bir sre sonra Genevieve tekrar uyudu. Sazlk damdan minik ay huzmeleri ieri
szlyor, Thomas Genevieve'in alnndaki teri grebiliyordu. Ama en azndan artk daha derin
nefes alyordu. Bir sre sonra Thomas da uyudu.
Hem de ok kt bir ekilde. Gecenin bir yarsnda at nallar ve baran adamlarla ilgili bir
rya grd. Uyannca bunun rya deil, gerek olduunu anlad. Manastrn anlar telala
almaya balarken doruldu. Neler olduuna bakmas gerektiini dnerek battaniyeyi
stnden att, ama sonra an sustu ve gece yeniden sessizlie brnd.
Thomas tekrar uyudu.
263
T
homas tepesinde bir adamn dikildiini hissedip irkilerek uyand. Uzun boylu bir adamd bu.
Kulbenin kapsndan giren afak nda bedeninin hatlar grnyordu. Thomas igdsel
olarak yana dnp klcna uzand, ama adam bir adm gerileyip onu susturmaya alt. "Seni
uyandrmak istemedim," dedi derin ve tehdit iermeyen bir sesle.
Thomas dorulunca konuann bir kei olduunu grd. Kulbe karanlk olduu iin keiin
yzn gremi-yordu, ama uzun boylu, beyaz cppeli adam Genevieve'e bakmak iin ileri
kt. "Arkadan nasl?" diye sordu.
Genevieve uyuyordu. Altn rengi bir tutam sa her nefesiyle dalgalanyordu. "Dn gece
kendini iyi hissediyordu," dedi Thomas yumuak bir sesle.
"Bu gzel," dedi kei scak bir ekilde, sonra kapya doru geriledi. Genevieve'e bakmak iin
eildiinde Thomas'n yayn almt. Zayf gri kta yay inceledi. Thomas, bir yabanc yayn
elledii zaman olduu gibi imdi de huzursuzland. Ama ksa bir sre sonra kei yay Peder
Clement'in ila masasna dayad. "Seninle konumak istiyorum," dedi kei. "Birka dakika
sonra darda bulualm m?"
264
HERETIK
Souk bir sabaht. Zeytin aalarnn arasndaki imenlerin stne ve kemerli yolun
merkezindeki baheye i dmt. Kemerli yolun bir kesinde ortak kullanma ak daire
eklinde bir yalak vard. Bir ayini geride brakan keiler ellerini ve yzlerini ykyorlard.
Thomas ykanan adamlarn arasnda uzun boylu keii arad, ama onu gney tarafnda iki
stunun arasndaki alak duvarda otururken buldu. Kei ona iaret edince Thomas adamn ne
kadar yal olduunu fark etti. Yz derin krklklar ve nezaketle doluydu. "Arkadan," dedi
adam Thomas yanna gidince, "harika ellerde. Peder Clement en yetenekli ifacdr, ama o ve
Peder Ramon baz konularda anlaamazlar, bu yzden onlar ayrmak zorunda kalyorum.
Ramn revire bakyor, Clement czamllarla ilgileniyor. Ramn ge'rek bir hekimdir,
Montpellier'de eitim almtr, kukusuz bu yzden ona riayet etmek zorundayz, ama
grne gre onun dua ve bol miktarda kanatmaktan baka tedavisi yok. Her hastalk iin
bunlar kullanyor, ama Peder Clement kendi sihrini kullanyor. Belki de buna izin
vermemeliyim, ama unu sylemek zorundaym ki eer hasta olsaydm beni Peder Clement'in
tedavi etmesini tercih ederdim." Thomas'a glmsedi. "Adm Planchard."
"Barahip mi?"
"Ta kendisi. Evimize ho geldiniz. Dn sizi karlayamadm iin zgnm. Peder Clement
bana czamllar evinde olmaktan dolay telalandnz syledi. Buna gerek yok. Benim
deneyimlerime gre hastalk dierlerine dokunmakla bulamyor. Krk yldr czamllar ziyaret
ediyorum ve bir parmam bile kaybetmedim. Peder
265
BERNARD CORNWELL
Clement de onlarla birlikte yaayp ibadet ediyor ve hastalk onu hi etkilemedi." Barahip
duraklayp ha kard. Thomas bata yal adamn czama yakalanma dncesiyle ktl
kovduunu dnd, sonra Planchard'n kemerli yolun karsndaki bir eye baktn grd.

Barahibin baklarn takip edince sedyeyle bir adamn tandn grd. Yz beyaz bir
rtyle kapal olduu ve gsnde bir ha bulunduu iin bunun bir ceset olduu akt. Birka
adm sonra ha dt, keilerin onu almak iin durmalar gerekti. "Dn gece biraz heyecan
yaadk," dedi Planchard hafif bir sesle.
"Heyecan m?"
"anlar duymusundur. Korkarm ok ge alnd. ki adam karanlktan sonra manastra
geldi. Bizim kapmz hi kapanmaz, bu yzden ieri girmede zorlanmadlar. Nbetinin ellerini
ve ayaklarn balayp revire gittiler. Berat Kontu oradayd. Seyisi ve ileriki vadide yaanan
korkun bir atmadan kurtulan askeri onunla ilgileniyordu." Barahip eliyle baty iaret
etti, ama Thomas'n o kavgaya kartn biliyorsa bile bir yorumda bulunmad. "Bu
askerlerden biri Kontun odasnda kalyordu. Katiller gelince uyand, ama ldrld. Sonra
Kontun boaz kesildi ve katiller hayatlarn kurtarmak iin katlar." Yal barahip bu olaylar,
iren cinayetler St. Sever'da sk rastlanan bir eymi gibi tekdze bir sesle anlatmt.
"Berat Kontu mu?" diye sordu Thomas.
"Zavall adam," dedi Planchard. "Onu sevmitim, ama korkarm Tanrnn aptallarndan biriydi
o da. artc derecede bilgiliydi, ama hi mant yoktu. Kiraclar iin zorlu bir efendiydi, ama
Kiliseye kar iyiydi. Eskiden onun
266
HERETIK
cennete giden yolu satn almaya altn dnrdm, ama aslnda bir erkek evlat istiyordu
ve Tanr onun bu isteini hi dllendirmedi. Zavall adam, zavall adam." l Kont beki
kulbesine tanrken Planchard ylece seyretti. Sonra nazik bir ekilde Thomas'a glmsedi.
"Baz keiler katilin sen olduun konusunda srarllar!"
"Ben mi!" dedi Thomas heyecanla.
"Senin olmadn biliyorum," dedi Planchard. "Gerek katiller kaarken grld. Drtnala
gecenin iine kartlar." Ban iki yana sallad. "Ama rahipler bazen ok heyecanlanabiliyorlar
ve heyhat, evimiz son zamanlarda ok rahatsz edildi. Sana adn sormadm."
"Thomas."
"Gzel bir isim. Yalnzca Thomas m?"
"Hooktonlu Thomas."
"Kulaa ngiliz ad gibi geliyor," dedi Planchard. "Peki, nesin sen? Bir asker mi?"
"Oku."
"Kei deil mi?" Planchard ciddi bir neeyle sormutu bunu.
Thomas yar glmsedi. "O konuyu duydunuz mu?"
"Thomas adnda birinin kei klnda Castillon d'Arbizon'a gittiini biliyorum. yi Latince
konutuunu biliyorum. Kaleyi aldn biliyorum ve sonra blgeye ac yaydn biliyorum. Pek
ok gzyana neden olduunu biliyorum. Btn hayatlarn ocuklar iin bir ey ina etmekle
geiren insanlar bunlarn birka dakika iinde yandn grdler."
Thomas ne diyeceini bilmiyordu. Yerdeki otlara bakt. "Bundan daha fazlasn biliyor
olmalsnz," dedi bir sre sonra.
267
BERNARD CORNWELL
"Senin ve arkadann aforoz edildiini biliyorum."
"O zaman burada olmamalym," dedi Thomas, etrafn iaret ederek. "Kutsal yerlerden
kovuldum," diye ekledi buruk bir sesle.
"Benim davetim zerine buradasn," dedi Planchard lml bir sesle. "Eer Tanr bu davetten
memnun deilse, benden bir aklama istemek iin ok fazla beklemesi gerekmeyecek."
Thomas, incelemesine sabrla katlanan barahibe bakt. Planchard'da Thomas'a kendi
babasn hatrlatan bir eyler vard, ama delilii olmayan halini. Yal, krk yzde azizlere has
bir ifade, bir bilgelik ve otorite vard. Thomas bu adamdan holandn biliyordu. Hem de ok
holanmt. Baklarn uzaa evirdi. "Ge-nevieve'i koruyordum," diye mrldand, aforoz
edilme nedenini aklarken.
"Beghard' m?"
"O Beghard deil," dedi Thomas.

"Olsayd aardm," dedi Planchard. "nk bu blgede hi Beghard olduunu sanmyorum.


O sapknlar kuzeyde toplanr. Ne deniyor onlara? zgr Ruh Kardelii. Peki, neye inanyorlar?
Her eyin Tanrdan geldiine, bu yzden her eyin iyi olduuna! Bata karc bir fikir, deil
mi? Yalnz her ey derken her eyi kast ediyor olmalar hari. Her gnah, her ii, her
hrszl."
"Genevieve Beghard deil," diye tekrarlad Thomas inkr ederek, ama ses tonundaki
kararllk herhangi bir inandrclk yanstmyordu.
"Onun sapkn olduuna eminim," dedi Planchard yumuak bir ekilde. "Ama hangimiz deiliz
ki? Ama o," yumuak ses tonu hainlemiti, "ayn zamanda bir katil."
268
HERETIK
"Hangimiz deiliz ki?" diye tekrarlad Thomas.
Planchard yzn buruturdu. "Peder Roubert'i ldrd."
"Ona ikence eden rahibi ldrd," dedi Thomas. Gmleinin kolunu syrp barahibe
kolundaki ikence yaralarn gsterdi. "Ben de ikencecimi ldrdm ve o da bir Dominik
keiiydi."
Barahip bulutlanan gkyzne bakt. Thomas'n cinayet itiraf onu rahatsz etmie
benzemiyordu, hatta sonraki szleri buna aldrmazdan geldiini dndryordu. "Geen gn
Davud'un bir sz aklma geldi," dedi. " 'Dominus reget me et nihil mihi deerit.'"
" 'in loco pascuae ibi conlocavit,'" diye alnty tamamlad Thomas.
"Neden senin kei olduuna inandklarn anlyo-rum," dedi Planchard neelenerek. "Ama bu
szn anlam bizim koyunlar, Tanrnn da oban olduu eklinde deil mi? Yoksa neden bizi bir
ayra salp asasyla korusun? Ama obann, hastalandklarnda neden koyunlar suladn
anlamyorum."
"Tanr bizi mi suluyor?"
"Tanr adna konuamam," dedi Planchard. "Yalnzca Kilise adna konuabilirim. sa ne diyor?
'Ego sum pastor bonus, bonus pastor animam uam dat pro ovi-bus'." Anlam, 'Ben iyi bir
obanm ve iyi obanlar koyunlar iin hayatlarn verirler,' olan bu szleri tercme etmeyerek
Thomas'a iltifat etti. "Ve Kilise sa'nn eliliine devam ediyor ya da etmesi gerekiyor, ama baz
kilise adamlar srlerini ayrp ldrme konusunda znt verecek derecede hevesliler."
"Siz deil misiniz?"
269
BERNARD CORNWELL
"Deilim," dedi Planchard kat bir ekilde. "Ama iimdeki bu zayfln seni onayladm
anlamna geldiini dnme. Seni onaylamyorum, Thomas ve kadnn da onaylamyorum,
ama Kilisenin gnahkr bir dnyaya Tanr sevgisi getirmek iin acy kullanmasn da
onaylamyorum. Ktlk ktl dourur, yabani ot gibi yaylr, ama iyi iler iftilik
gerektiren narin filizlerdir." Bir sre dndkten sonra Thomas'a glmsedi. "Ama benim
grevim yeterince ak, deil mi? kinizi de Berat Piskoposuna verme ve ateinin Tanrnn iini
yapmasna izin vermeliyim."
"Ve siz grevini yapan bir adamsnz," dedi Thomas buruk bir sesle.
"Ben, Tanr bana yardm etsin, iyi olmaya alan bir insanm. sa'nn olmamz istedii gibi
biri. Grev bazen bakalar tarafndan empoze edilir ve biz bu grevin iyi biri olmamza yardm
edip etmediini her zaman incelemeliyiz. Seni onaylamyorum, ikinizi de onaylamyorum, ama
sizi yakmann nasl bir iyilik getireceini de bilemiyorum. Bu yzden sizi piskoposun atelerine
teslim etmemi sylemeyen vicdanma kar grevimi yapacam. stelik," yeniden glmsedi,
"sizi yakmak Peder Clement'in olaanst abalarn ziyan etmek olur. Bana kyden bir krk
ardn ve Genevieve'in kaburgasn onarmaya alacan syledi, ama ayn zamanda
kaburgalar onarmann ok zor olduunu da syledi."
"Peder Clement sizinle konuuyor mu?"
"Aman Tanrm, hayr! Peder Clement hi konuamaz. Bir zamanlar kadrga klesiymi.
Leghorn'a ya da Sicilya'yd galiba, yaptklar bir akn srasnda Muham270
HERETIK

medciler onu esir alm. Galiba onlara hakaret ettii iin dilini koparmlar ve baka bir eyi
daha kesmiler. Sanrm bu yzden bir Venedik kadrgas tarafndan kurtarldktan sonra kei
olmu. imdi ar kovanlarmzla ve czamllarla ilgileniyor. Birbirimizle nasl m konuuyoruz? O
iaret ediyor, hareketlerle gsteriyor ve toza iziyor, bir ekilde birbirimizi anlyoruz."
"Peki bize ne yapacaksnz?" diye sordu Thomas.
"Yapmak m? Ben mi? Hibir ey yapmayacam! Dua etmek ve buradan ayrlacanz zaman
veda etmek hari. Ama neden burada olduunuzu bilmek istiyorum."
"nk aforoz edildim," dedi Thomas buruk bir sesle. "Ve arkadalarm beni istemedi."
"Yani en banda Gaskonya'ya neden geldin?" diye sabrla sordu Planchard.
"Beni Northampton Kontu gnderdi," dedi Thomas.
"Anlyorum." Ses tonu Thomas'n bu soruya kaamak cevap verdiini anladn gsteriyordu.
"Ve Kontun da kendine gre nedenleri vard, deil mi?"
Thomas hibir ey sylemedi. Karda Philin'i grnce elini sallad, Coredor da karlk olarak
glmsedi; glmsemesi olunun da Genevieve'nin ki gibi ok yarasnn iyiletiini
gsteriyordu.
Planchard srar etti. "Kontun nedenleri var m, Thomas?"
"Castillon dArbizon bir zamanlar onun mlkym. Oray geri istedi."
"ok ksa bir sre iin onun mlkyd," dedi Planchard alayc bir ekilde. "Kontun,
Gaskonya'daki nemsiz bir kasabay savunmak iin adamlarn gnderecek kadar
271
BERNARD CORNWELL
topraksz kaldn sanmyorum, zellikle Calais'de atekes yaplmken. Seni zel bir nedenle
bu atekesi bozman iin gndermitir, sence de yle deil mi?" Duraklad, sonra Thomas'n
inatl karsnda glmsedi. " 'Do-minus reget me' diye balayan baka sz biliyor musun?"
"Biraz," dedi Thomas, st rtl biimde.
"O zaman lCalix Meus Inebrians'" szn de biliyor-sundur?"
" 'Kupam beni sarho ediyor1," dedi Thomas.
"Bu sabah yayna bo bir meraktan baka bir amacm olmakszn baktm, Thomas," dedi
Planchard. "ngiliz sava yay hakknda ok ey duymutum, ama yllardr hi grmemitim.
Ama seninkinde ounda olduunu dnmediim bir ey fark ettim. Gm bir plaka. Ve
plakann stnde, gen adam, Vexillerin armas vard."
"Babam bir Vexille'di."
"Demek sen soylu dodun?"
"Pi dodum. Babam bir rahipti."
"Baban bir rahip miydi?" Planchard armt.
"Rahip," diye dorulad Thomas. "ngiltere'de."
"Vexillerin bir ksmnn oraya katklarn duymutum. Ama bu ok uzun yllar nceydi. Peki
bir Vexille neden Astarac'a geri dner?"
Thomas hibir ey sylemedi. Keiler apa ve kazklar kapnn dna tayarak ilerine
gidiyorlard. "l Kontu nereye gtryorlard?" diye sordu, barahibin sorularndan kamaya
alarak.
"Atalaryla birlikte gmlmek iin Berat'a gitmeli kukusuz," dedi Planchard. "Katedrale
varana kadar cesedi iren kokacak. Babasnn gmld zaman hatrlyorum: Koku o kadar
ktyd ki matem tutanla272
HERETIK
rn ou ak havaya kamt. imdi, benim sorum neydi? Ah evet, bir Vexille neden Astarac'a
dner?"
"Neden dnmesin?"
Planchard ayaa kalkp onu ard. "Sana bir ey gstereyim, Thomas." Thomas' manastrn
kilisesine gtrd. eri girerken parman kutsal su tasna daldrp ha kard, yksek sunaa
doru dizlerini krd. Thomas, hayatnda ilk kez ayn saygy gstermedi. O aforoz edilmiti.
Eski eylerin onun iin eski etkisi yoktu, nk onlardan koparlmt. Barahibi bo koridorda
takip etti. Yan taraftaki sunan arkasndaki girintiye geldiler. Planchard kk kapy byk bir
anahtarla at. "Alt kat karanlktr," diye uyard. "Ve fenerim yok, bu yzden dikkatle in."

Lo k merdivenlerden aa szld; Thomas aaya ulanca Planchard elini uzatt.


"Burada bekle," dedi. "Sana bir ey getireceim. Hazine dairesi bir ey grlmeyecek kadar
karanlk."
Thomas bekledi. Gzleri karanla alt ve yeralt odasnda sekiz kemerli aklk olduunu
grd. Sonra burann yalnzca bir yeralt odas deil, mezar olduunu fark etti. Ani bir dehetle
bir adm geriledi. Kemerler kemiklerle doluydu. Kafataslar ona bakyordu. Dou tarafnda
yalnzca yarya kadar dolu bir kemer vard, geri kalan boluk, yukardaki kilise her gn dua
eden kardelerini bekliyordu. Buras llerin mahzeniydi; cennetin antresi.
Bir kilidin dndn duydu, barahibin ayak sesleri geri dnd. Elinde ahap bir kutu vard.
"Bunu a gtr," dedi. "Ve bak. Kont bunu benden almaya alt, ama atelenip tekrar
buraya gelince ondan aldm. yi gryor musun?"
273
BERNARD CORNWELL
Thomas kutuyu merdivenlerden gelen a gtrd. Kutunun eski olduunu grebiliyordu,
ahab kurumutu ve bir zamanlar ii ve d boyanmt. Sonra n tarafnda ok iyi bildii ve
babasnn lmnden beri peini brakmayan szlerin kalntsn grd: Calix Meus Inebrians.
"Vexille kalesinde kilisenin sunandaki deerli kutsal emanetler kutusunda bulunduu
syleniyor. Ama bulunduu srada botu, Thomas. Bunu anlyor musun?" Kutuyu Thomas'n
elinden ald.
"Botu," diye tekrarlad Thomas.
"Bir Vexille'i Astarac'a neyin getirdiini biliyorum sanrm, ama burada hibir ey yok
Thomas, hibir ey yok. Kutu botu." Kutuyu geri koyup ar sand kilitledikten sonra
Thomas' yukarya, kiliseye kard. Hazine dairesinin kapsn kilitledi. Thomas' koridor
boyunca uzanan ta kntya oturmaya davet etti. "Kutu botu," diye srar etti. "Ama kukusuz
sen bir zamanlar dolu olduunu dnyorsundur. Ve buraya kutuyu dolduran eyi bulmaya
geldin."
Thomas bayla onaylad. Kayn aacndan yaplma sprgeleri kaldrm talarnda
hrdarken iki mezin kiliseyi sprn seyrediyordu. "Ayn zamanda babam ldren,
katleden adam da bulmaya geldim."
"Kimin yaptn biliyor musun?"
"Kuzenim. Guy Vexille. Kendisine Astarac Kontu dediini duydum."
"Burada olduunu mu dnyorsun?" Planchard arm grnyordu. "yle bir adam hi
duymadm."
"Bence eer burada olduumu renirse mutlaka gelecektir."
"Ve sen de onu ldreceksin?"
274
HERETIK
"Sorgulayacam," dedi Thomas. "Neden Kutsal Kse'nin babamda olduunu dndn
bilmek istiyorum."
"Kutsal Kse gerekten babanda mym?"
"Bilmiyorum," dedi Thomas btn drstlyle. "Galiba babamda olduuna inanyordu.
Ama o zaman zaman delirirdi."
"Delirir miydi?" Soru ok yumuak bir ekilde sorulmutu.
"Tanrya ibaret etmezdi," dedi Thomas. "Onunla savard. Tanrya yalvarr, haykrr, barr,
alard. ou eyi ok ak bir ekilde grrd, ama Tanr kafasn kartrrd."
"Ya sen?"
"Ben bir okuyum," dedi Thomas. "Her eyi aka grmeliyim."
"Baban Tanrya giden kapy at ve gzleri kamat, ama sen kapy kapal tutuyorsun, yle
mi?"
"Belki de," dedi Thomas savunmac bir ekilde.
"Peki, Kutsal Kse'yi bulursan ne baarmay umuyorsun, Thomas?"
"Bar," dedi Thomas. "Ve adalet." Bu, dnd bir cevap deildi, neredeyse rahibin
sorusunu geitirmek iin vermiti.

"Bar isteyen bir asker," dedi Planchard elenerek. "Sen elikilerle dolusun. Bar
salamak iin yakyor, ldryor ve alyorsun." Thomas'n itirazlarn durdurmak iin elini
kaldrd. "Sana unu sylemek zorundaym Thomas, Kutsal Kse bulunmasa daha iyi olur. Eer
onu bulsaydm en derin denize, canavarlarn arasna atar ve kimseye sylemezdim. Ama eer
onu bir
275
BERNARD CORNWELL
bakas bulursa, hrsl adamlarn savanda kazanlacak baka bir dl olur, o kadar. Krallar
onun iin savar, senin gibi adamlar onun iin lr, Kilise onun sayesinde zengin olur ve yine
bar olmaz. Ama bilmiyorum. Belki de haklsndr. Belki Kutsal Kse bizi bolluk ve bar ana
gtrr ve ben bunun iin dua ediyorum. Ama dikenli tacn bulunmas byle gzellikler
getirmedi. Kutsal Kse neden sevgili Tanrmzn dikenlerinden daha gl olsun? Flanders ve
ingiltere'de sa'nn kan ieleri var, ama bar getirmiyorlar. Kutsal Kse sa'nn kanndan daha
m deerli?"
"Baz insanlar yle dnyor," dedi Thomas huzursuz bir ekilde.
"Ve o adamlar ona sahip olmak iin acmaszca adam ldrrler," dedi Planchard. "Hem de
kuzuyu paralayan bir kurdun merhametiyle ldrrler ve sen benim karma gemi Kutsal
Kse'nin bar getireceini mi sylyorsun?" ini ekti. "Ama belki de haklsmdr. Belki Kutsal
Kse'yi bulmann zaman gelmitir. Bir mucizeye ihtiyacmz var."
"Bar getirmesi iin mi?"
Planchard ban iki yana sallad. Bir sre hibir ey sylemedi, yalnzca iki meze bakt.
ok ciddi ve muazzam ekilde zgn grnyordu. "Bunu kimseye anlatmadm, Thomas," diye
uzun sessizlii bld. "Sen de baka kimseye anlatmama akllln gstereceksin. Zaman
iinde hepimiz bileceiz ve o zaman ok ge olacak. Ama ksa bir sre nce Lombardy'de-ki bir
rahibin evinden bir mektup aldm. Dnyamz tamamen deimek zere."
"Kutsal Kse yznden mi?"
276
HERETIK
"Keke yle olsayd. Hayr, nk douda bir bulac hastalk var. Korkun bir hastalk,
duman gibi yaylan, dokunduu herkesi ldren ve kimseye acmayan bir bela. Bize ikence
etmesi iin gnderilen bir musibet, Thomas." Planchard ileriye bakt, yksek, temiz
pencerelerden birinden giren eimli gn huzmesinde dans eden tozlar seyretti. "Byle bir
salgn hastalk eytann ii olmal," diye devam etti barahip, ha kararak. "Ve ok korkun
bir i. Mektubu gnderen barahip, Umbria'nn baz kasabalarnda halkn yarsnn ldn
bildiriyor ve bana kaplarm kapatp ieriye hibir yolcuyu almamam tavsiye ediyor. Ama bunu
nasl yapabilirim? nsanlara yardm etmek iin buradayz, onlar Tanrdan uzaklatrmak iin
deil." atnn byk kirilerinden ilhi bir yardm istermi gibi yukarlara bakt. "Karanlk
geliyor, Thomas," dedi. "Ve bu insanln hi grmedii kadar byk bir karanlk. Belki, eer
Kutsal Kse'yi bulabilir-sen bu karanla k tutabilir."
Thomas, Genevieve'in imeklerin altnda grd hayali hatrlad, parlamak zere olan
karanl.
"Kutsal Kse'yi aramann delilik olduunu dnmmdr her zaman. Hibir iyilik
getirmeyip yalnzca ktle neden olacak olan bir hayalin peine dmek olarak
grmmdr. Ama imdi her eyin deieceini rendim." ini ekti. "Hatta bu yaklaan
belann Tanr tarafndan gnderilip gnderilmediini bile merak ettim. Belki bizi yakyor,
temizliyor, bylece geriye kalanlar O'nun isteini yapacaklar. Bilmiyorum." Ban zgn bir
ekilde iki yana sallad. "Genevieve iyiletiinde ne yapacaksn?"
277
BERNARD CORNWELL
"Buraya Astarac hakknda renebileceim her eyi renmeye geldim."
"nsann abalarnn sonu yoktur. Bir tavsiyede bulunsam kzar msn?"
"Elbette hayr."
"O zaman uzaklara git, Thomas," dedi barahip kararl bir ekilde. "ok uzaklara git. Berat
Kontunu kimin ldrdn bilmiyorum, ama tahmin etmek zor deil. Bir yeeni var, senin

esir aldn, aptal, ama gl bir adam. Kontun onun iin fidye vereceini sanmyorum, ama
artk yeenin kendisi Kont oldu, bylece kendi fidyesini kendisi verebilir. Eer amcasnn
arad eyi ararsa btn rakiplerini ldrecektir ki bu sen oluyorsun, Thomas. Bu yzden
kendine dikkat et. Yaknda buradan gitmelisin."
"Burada istenmiyor muyum?"
"steniyorsun, tabii ki," dedi Planchard srarla. "kiniz de isteniyorsunuz. Ama bu sabah
Kontun seyisi efendisinin lmn bildirmeye gitti ve ocuk senin burada olduunu biliyordur.
Senin ve kzn. simlerinizi bilmiyor olabilir, ama ikiniz... ne diyebilirim ki? Dikkati
ekiyorsunuz. Bu yzden seni ldrmek isteyen biri varsa, nereye bakmas gerektiini
bilecektir Thomas. Bu yzden gitmeni sylyorum. Bu manastr yeterince cinayet grd ve
daha fazlasn istemiyorum." Ayaa kalkp elini yavaa Thomas'n bana koydu. "Tanr seni
korusun, evlat," dedikten sonra kiliseden kt.
Thomas karanln yaklatn hissediyordu.

HERETIK
Joscelyn, Berat Kontu olmutu.
Bunu hatrlayp duruyordu ve her hatrlaynda ii byk bir sevinle doluyordu. Berat
Kontu! Para Lordu.
Villesisle ve arkada Astarac'tan yal adamn uykusunda ld haberiyle dnmlerdi.
"Daha biz manastra varmadan," dedi Villesisle, Robbie ve Sir Guilla-ume'nin nnde
Joscelyn'e. Ama sonra yalnz kaldklarnda ilerin o kadar yolunda gitmediini ve kan
dkldn syledi.
"Sen bir aptalsn," diye hrlad Joscelyn. "Ben sana ne syledim?"
"Onu bomam."
"Ama sen lanet olas oday onun kanyla slattn, yle mi?"
"Baka seeneimiz yoktu," diye iddia etti Villesisle somurtkan bir ekilde. "Askerlerinden
biri yanndayd ve bizimle dvmeye alt. Ama zaten ne fark eder ki? Yal adam ld, deil
mi?"
lmt. lmt ve ryordu. Gerekten nemli olan tek ey buydu. On drdnc Berat
Kontu cennete ya da cehenneme doru ilerliyordu ve bu yzden kaleleri, tmarlar, kasabalar,
tarm iileri, iftlikleri ve toplanan paralaryla btn Berat Joscelyn'e aitti.
Joscelyn, Robbie ve Sir Guillaume'yle bir araya geldiinde artk yeni bir yetkisi vard. Daha
nce, amcasnn fidyesini deyip demeyeceini dnrken, nazik davranmak iin elinden
geleni yapmt, nk gelecei kendisini esir alanlarn iyi niyetine balyd. Ama imdi onlara
kar kaba olmasa da souktu ve onlar yalnzca birer macerac, kendisi ise gney Fransa'nn en
zengin soylularndan biri oldu279
BERNARD CORNWELL
u iin bu tavr ok yerindeydi. "Fidyem," diye bildirdi dz bir sesle, "yirmi bin florin."
"Krk bin," dedi Sir Guillaume hemen.
"O benim esirim!" Robbie Sir Guillaume'ye dnd.
"Ne olmu?" diye sinirlendi Sir Guillaume. "Deeri krk binken yirmi bine raz m olacaksn?"
"Yirmi bine raz olacam," dedi Robbie. Bu gerekten de bir servet, kraliyet dkne uygun
bir fidyeydi. ngiliz parasyla bin pounda eitti, bir adamn lks iinde yaamasna yeterdi.
"Ve esir atlar ve adamlar iin bin florin daha," diye ekledi Joscelyn.
"Kabul," dedi Robbie, Sir Guillaume itiraz edemeden.
Sir Guillaume, Robbie'nin fidye teklifini bu kadar kolay kabul etmesinden tiksinmiti.
Norman, yirmi bin florinin iyi bir rakam olduunu biliyordu, dnmeye cesaret bile
edemeyecei kadar iyi bir para, nk o yalnzca birka atlnn nehri geip pusuya dmesini
beklemiti. Ama yine de Robbie'nin ok hzl bir ekilde kabul ettiine inanyordu. Bir fidye
zerinde anlamak genellikle aylar srerdi. ekie ekie pazarlk edilir, haberciler teklifleri ve
kar teklifleri, ret cevaplarn ve tehditleri tard, ama Joscelyn ve Robbie btn her eyi
birka dakika iinde tamamlamt. "Para gelene kadar sen burada kalyorsun," dedi Sir
Guillaume, Jos-celyn'e bakarak.

"O zaman sonsuza dek burada kalrm," dedi Joscelyn sakin bir ekilde. "Parann serbest
kalabilmesi iin mirasm almalym."
"Yani senin ylece gitmene izin mi vereceim?" diye sordu Sir Guillaume ask suratla.
280
HERETIK
"Ben de onunla gideceim," dedi Robbie.
Sir Guillaume sko'a bakt, sonra Joscelyn'a dnd ve mttefik olduklarn grd. Joscelyn'in
ters dnm kalkann evirenin Robbie olduunu dnd. Bu hareketi daha nce fark etmi,
ama aldrmamaya karar vermiti. "Onunla gideceksin ve o senin esirin, yle mi?" dedi ifadesiz
bir sesle.
"Benim esirim," dedi Robbie.
"Ama burada komuta bende," diye srar etti Sir Guillaume. "Ve fidyenin bir ksm benim.
Bizim." Eliyle garnizonun geri kalann iaret etti.
"Paynz denecek," dedi Robbie.
Sir Guillaume, Robbie'nin gzlerinin iine baknca, baklarna karlk vermeyen gen bir
adam grd, kime bal olduu belli olmayan, Joscelyn'le birlikte Berat'a gitmeyi teklif eden
gen bir adam. Norman, Robbie'nin geri dnmeyeceinden phelenip han asl durduu
girintiye doru gitti. Thomas'n Genevi-eve'in yzne tuttuu hat bu. Ha duvardan alp
Robbie'nin nndeki masaya koydu. "Paymzn deneceine yemin et."
"Yemin ediyorum," dedi Robbie ciddi bir ekilde ve elini han stne koydu. "Tanr ve
annemin hayat zerine yemin ederim." Joscelyn eleniyormu gibi grnerek seyrediyordu.
Sir Guillaume bylece teslim oldu. Joscelyn'i ve dier esirleri elinde tutabileceini ve
sonunda fidye parasnn aktarlmasnn bir yolunu bulacaklarn biliyordu, ama bunun haftalarca
huzursuzlukla yaamalar anlamna geleceini de biliyordu. Robbie'nin destekileri, ki saylar
olduka fazlayd, zellikle garnizo281
BERNARD CORNWELL
na katlan Routierler, bekleyerek paray riske attn ya da onlar atlatarak paray kendisinin
almay planladn iddia edeceklerdi. Robbie bu huzursuzluu kkrtacak ve sonunda garnizon
dalacakt. Belki de garnizon zaten dalacakt, nk Thomas olmadan orada kalmak iin bir
neden olmayacakt. Adamlar Kutsal Kse'yi aramak iin orada olduklarn bilmiyorlard, ama
Thomas'm srarcln, bir amac olduunu, yaptklarnn bir anlam olduunu seziyorlard;
imdi Sir Guillaume biliyordu ki onlar yalnzca kaleyi ellerinde tutabilirlerse ansl saylacak bir
grup Routier'di. Hibiri uzun sre orada kalmayacakt. Rob-bie payn demese bile Sir
Guillaume yine de oraya geldiinden daha zengin olarak ayrlacakt, ama eer Robbie szne
sadk kalrsa Sir Guillaume'nin, Nor-mandiya'daki topraklarn alanlardan intikam almas iin
gereken adam toplayacak kadar paras olurdu.
"Parann bir hafta iinde burada olmasn bekliyorum," dedi Sir Guillaume.
"ki," dedi Joscelyn.
"Bir hafta!"
"Deneyeceim," dedi Joscelyn, kabaca.
Sir Guillaume ha ileri doru itti. "Bir hafta!"
Joscelyn uzunca bir sre iin Sir Guillaume'ye bakt, sonra bir parman sa'nn bedenine
koydu. "Eer ok srar ediyorsa," dedi. "Bir hafta."
Joscelyn ertesi gn yola kt. Zrhn kuanmt, sanca, atlar, askerleri kendisine geri
verilmiti. Robbie Douglas ve hepsi de Gaskon olup Thomas'a hizmet eden, ama altn Berat
Kontundan almay tercih eden on alt adam da onunla birlikte gidiyordu. Sir Guillaume,
282
HERETIK
Castillon d'Arbizon'a geldii adamlarla kalmt, ama bu en azndan okularnn olduu
anlamna geliyordu. Kalenin en st surlarnda dikilip Joscelyn'in gidiini seyretti. ngiliz asker
John Faircloth ona katld. "Bizden ayrlyor mu?" diye sordu, Robbie'yi kast ederek.
Sir Guillaume bayla onaylad. "Bizden ayrlyor. Onu bir daha grmeyeceiz."
"Peki ne yapacaz?" diye sordu Faircloth, bu kez Franszca olarak.

"Paray bekleyip gideceiz."


"ylece gidecek miyiz?"
"Baka ne yapabiliriz ki? Northampton Kontu bu kasabay istemiyor, John. Bize yardm
edecek birilerini gndermeyecektir. Burada kalrsak lrz."
"Ve Kutsal Kse olmadan gidecek ya da leceiz," dedi Faircloth. "Kont bizi buraya bunun
iin mi gnderdi? Kutsal Kse'yi biliyor muydu?"
Sir Guillaume bayla onaylad. "Yuvarlak masa valyeleri," dedi elenerek. "Bu biziz."
"Ve aratrmay terk mi edeceiz?"
"Bu delilik," dedi Sir Guillaume gl bir ekilde. "Kahrolas bir delilik. yle bir ey yok, ama
Thomas olabileceini dnyordu ve Kont gsterilen abaya deeceini syledi. Ama bu tam
bir delilik. Ve imdi de Robbie bu deliliin etkisine kapld, ama Kutsal Kse'yi bulamayacak,
nk yle bir ey yok. Yalnzca biz varz ve de ok sayda dman, bu yzden paray alp eve
gideceiz."
"Ya paray gndermezlerse?" diye sordu Faircloth.
"Onur diye bir ey var, deil mi?" diye sordu Sir Guillaume. "Yani biz yamalyoruz, hrszlk
yapyoruz, te283
BERNARD CORNWELL
cavz ediyoruz ve ldryoruz, ama birbirimizi fidye konusunda asla kandrmyoruz. Sevgili
sa! Byle bir ey olsa bir daha kimse kimseye gvenmezdi." Duraklayp vadinin ucunda duran
Joscelyn'e ve maiyetine bakt. "u serserilere bak," dedi. "Bizi seyrediyorlar. Bizi buradan nasl
karacaklarn dnyorlar."
Atllar gerekten de Castillon d'Arbizon kulesine son bir kez bakyorlard. Joscelyn,
Northampton Kontunun kstah sancann hafif rzgrda nasl ykselip alaldn seyredip
yere tkrd. "Onlara gerekten para gnderecek misin?" diye sordu Robbie'ye.
Robbie bu soru karsnda ararak bakt ona. "Elbette." zerinde anlatklar fidye
dendikten sonra onuru, Sir Guillaume'nin payn demesi iin srar ederdi. Aksini yapmak hi
aklna gelmemiti.
"Ama dmanmn sancan dalgalandryorlar," dedi Joscelyn. "Sen onlara paray
gnderdikten sonra, benim geri almama engel olacak ne var?" Robbie'ye bakp bir cevap
bekledi.
Robbie bu nerinin sonularn dnmeye alt, bu sonular onuruna kar snad, ama
para gnderildii srece onurunun tatmin olacan dnd. "Atekes istemediler," dedi
tereddtle. Joscelyn'in bekledii cevap da buydu, nk Joscelyn'in para denir denmez bir
sava balatabilecei anlamna geliyordu. Glmseyerek yoluna devam etti.
O akam Berat'a vardlar. Bir asker nden gitmi, kasabay yeni Lordlarnn gelii konusunda
uyarmt. Dou kapsnn yarm mil anda konsoloslar ve rahiplerden oluan bir heyet onu
karlad. Ona ho geldin demek iin diz ktler. Rahipler ona katedralin
284
HERETIK
baz deerli kutsal emanetlerini sundular. Yakup'un merdiveninden bir para, be bini
doyurmak iin kullanlan balklardan birinin kemikleri, St. Gudule'un sandal ve sa'yla birlikte
len iki hrsz haa germek iin kullanlan bir ivi. Btn bunlar eski Kontun kasabaya
armaanyd ve imdi yeni Kontun atndan inip, hepsi altn, gm veya kristal iinde saklanan
bu kutsal emanetlere gereken saygy gstermesi bekleniyordu. Joscelyn kendisinden ne
beklendiini biliyordu, ama eyerinin stnden eilip fkeyle rahiplere bakt. "Piskopos nerede?"
"Hasta. Lordum."
"Beni karlayamayacak kadar m hasta?"
"Hasta, Lordum, ok hasta," dedi rahiplerden biri. Joscelyn adama bir an iin bakt, sonra
birden bu aklamay kabul etti. Atndan inip ksaca diz kt, kutsal eyalara doru ha
karp, yeil kadife minder zerinde kasabann anahtarn sunan konsoloslar kabaca
selamlad. Joscelyn'in anahtarlar alp karlnda nazik bir sz sylemesi gerekiyordu, ama
onun karn at ve susamt, bu yzden tekrar atna atlayp diz km konsoloslarn yanndan
hzla geip gitti.

Svari alay kasabaya, nbetiler yeni Lordlarn karlamak iin diz ktkleri bat
kapsndan girdi. Atllar Berat'n ina edildii iki tepe arasnda atlarna atlad. Sol taraflarndaki
alak tepede kalesi ya da kule klah olmayan uzun, alak bir kilise eklindeki katedral, sa
taraflarnda yksek tepedeki kaleye uzanan kaldrm ta deli yol vard. Caddede, atlar tek
sra halinde gitmeye zorlayan tabelalar aslyd, kar tarafta ise vatandalar diz km
kutsama szleri sylyorlard.
285
BERNARD CORNWELL
Bir kadn talarn stne asma yapraklar sermiti, bir han sahibi bir tepside arap srahisi
sunuyordu, ama Joscelyn'in at yandan adama arpnca arap dkld.
Cadde, ezilmi sebzelerin her yana sald, inek, koyun ve kei pisliiyle le gibi kokan bir
pazara alyordu. Kale artk nlerindeydi. Muhafzlar Joscelyn'in yaverinin tad Berat
sancan tanynca kaplar ald.
Derken her ey Robbie iin ok artc bir hal ald. At bir hizmetkr tarafndan alnd, dou
kulesinde kendisine iinde bir yatak ve minenin bulunduu bir oda verildi. O akam dul
Kontesin de davet edildii tatsz bir ziyafet verildi. Kontes ufak tefek, tombul ve gzel bir kzd.
Ziyafetin sonunda Joscelyn kz bileinden tutup kendisinin yeni, yal Kontun eski yatak
odasna gtrd. Askerler hizmeti kz soyup srayla kullanrken Robbie salonda kald.
Ortadan kaybolmadan nce Joscelyn tarafndan cesaretlendirilen dierleri raflardan eski
parmen ynlarn indirip gl ve parlak bir ekilde yanan atei beslediler. Sir Henri
Courtois hibir ey sylemeden seyretti, ama sonunda Robbie kadar sarho oldu.
Ertesi sabah raflarn geri kalan boaltld. Kitaplar pencereden yeni bir atein yakld
kalenin avlusuna atld. ok keyifli olan Joscelyn odann temizliini denetledi, aralarda da
ziyareti kabul etti. Bazlar amcasnn hizmetkrlar, ilerinin gvende olduundan emin olmak
isteyen avclar, zrhlar, mahzende alanlar ve ktiplerdi. Bazlar Joscelyn'in yeni
blgesindeki daha nemsiz Lordlard ve sadakat yemini etmeye gelmilerdi. Ellerini
Kontunkilerin arasna koyup sada286
HERETIK
kat yemini ettiler, karlnda Joscelyn'in kendi adamlar olduklarn gsteren bir pck
aldlar. Adalet isteyen ricaclar, merhum Kontun borlu olduu ve yeeninin borlarna sadk
kalacan umma creti gsteren daha aresiz durumdaki adamlar geldi. Amcasnn ruhu iin
ayin yapabilmeleri iin yeni Kontun kendilerine para vermesini isteyen bir dzine rahip
ziyaretiler arasndayd. Berat'm konsoloslar krmz ve mavi kaftan-laryla merdivenleri
trmanp kasabann vergilerinin neden azaltlmas gerektiini anlattlar; btn bunlarn arasnda
Joscelyn daha fazla kitap yakmalar, parmenleri atee atmalar iin haykrp duruyordu. Gen
ve endieli bir kei belgeleri incelemeyi daha bitirmediini sylemek iin gelince Joscelyn onu
salondan kovalarken keiin daha fazla belgeyle dolu inini buldu. Hepsi atee atlrken kei
gzyalar iinde kald.
Yeni bulunan parmenler, avluda alevli paralar dalarak yanp kalenin ahrlarnn sazlk
damlarn tehdit ederken, hi de hasta olmad belli olan piskopos kageldi. Yannda bir
dzine kilise grevlisi vard ve aralarnda yal Kontun seyisi Michel de bulunuyordu.
Piskopos Joscelyn'in dikkatini ekmek iin asasn taa vurdu, yeni Kont onu fark etme
ltfunu gsterince piskopos asasn Joscelyn'e dorulttu. Adamlar karlarnda bir dramann
oynanacan fark ederken avluya bir sessizlik kt. Yuvarlak yznde alevler parlarken
Joscelyn kavgac grnyordu. "Ne istiyorsun?" diye sordu yeterince sayg gstermediini
dnd piskoposa.
"Amcann nasl ldn bilmek istiyorum," diye sordu piskopos.
287
BERNARD CORNWELL
Joscelyn temsilcilere doru birka adm att, izmelerinin sesi kale duvarlarndan yankland.
Avluda en az yz adam vard ve yal Kontun ldrldnden kukulanan bazlar ha kard,
ama Joscelyn hi endieli grnmyordu. "Uykusunda, hastalktan ld," dedi yksek sesle.
"Garip bir hastalk," dedi Piskopos. "Adam kesik bir boazla brakyor."

Avluda dolaan mrltlar bir kzgnlk kkremesine dnt. Sir Henri Courtois ve yal
Kontun baz askerleri ellerini kllarnn kabzasna koydular, ama Joscelyn meydan okumaya
hazrd. "Beni neyle suluyor-sun?" diye hrlad piskoposa.
"Seni hibir eyle sulamyorum," dedi Piskopos. Yeni Kontla bir kavgaya girimek
istemiyordu, en azndan imdilik, bu yzden onun yerine kiralk adamlarna saldrd. "Ama
adamlarn suluyorum. Bu adam," Michel'i ileri kard, "adamlarnn amcann boazn
kestiini grm."
Avluda tiksinti dolu mrltlar dolat, askerlerden bazlar ona destekleri konusunda gvence
vermek istercesine Sir Henri Courtois'e yaklatlar. Joscelyn protestolara aldrmayp Villesisle'yi
arad. "Seni amcamn durumunu renmen iin gnderdim. imdi onu ldrdn m
duyuyorum?"
Villesisle bu sulamaya o kadar armt ki hibir ey sylemedi. Yalnzca inkr edercesine
ban iki yana sallad, ama kendinden hi emin grnmedii iin oradaki her adam onun
suundan emin oldu. "Adalet mi istiyorsun, piskopos?" diye seslendi Joscelyn omzunun
zerinden.
288
HERETIK
"Amcann kan bunun iin haykryor," dedi piskopos. "Ve mirasnn yasall buna bal."
Joscelyn klcn ekti. Zrh giymemiti, zerinde yalnzca klot pantolonu, izmeleri ve
kemerli ynl yelei vard. Villesisle ise ou kl darbesine kar dayankl olan deri bir ceket
giymiti, ama Joscelyn klcn Villesisle'nin kendi klcn ekmesini iaret eder ekilde oynatt.
"Dvle yarglama, piskopos," dedi.
Villesisle geriledi. "Ben yalnzca sizin sylediinizi..." diye balad, ama hzla geri ekilmek
zorunda kald, nk Joscelyn iki hzl hamleyle saldrya gemiti. Villesisle bunun ba belas
bir piskoposu yattrmak iin sergilenen bir oyun deil, gerek bir dv olmasndan
korkuyordu. Kalcn ekti. "Lordum," diye yalvard Joscelyn'e.
"yi grnmesini sala," dedi Joscelyn yumuak bir sesle, "sonra her eyi hallederiz."
Villesisle byk bir rahatlama hissetti, sonra srtp bir hamle yapt, Joscelyn hamleyi
savuturdu. Seyreden adamlar, iki adamn nnde dvt atein etrafnda yarm daire
eklinde dizildi. Villesisle acemi deildi, turnuvalarda ve kavgalarda dvmt, ama
kendisinden daha uzun boylu ve gl olan Joscelyn karsnda endieliydi. Bu avantajlarn
kullanan Joscelyn klcn geni hamlelerle savurdu, Villesisle bu hamleleri umutsuzca
karlamaya alt. Her kl arpmas, biri kalenin perde duvarndan, dieri byk kale
burcundan olmak zere iki kez yanklanyordu. Villesisle geriledi, geriledi, sonra Joscelyn'in
ldrc hamlesinin dumanl havaya gitmesi iin hzla kenara srad. Birden ileri atlarak
saldrya geti, ama Jos289
BERNAED CORNWELL
celyn bunu bekliyordu. Hamleyi dndrp, ileri doru itti. yle ki Villesisle'n ayaklar yerden
kesildi, kaldrm talarnn stne serildi. Joscelyn tepesine dikildi. "Bundan sonra seni hapse
atmak zorunda kalabilirim," dedi fsltyla. "Ama ksa bir sre iin." Sonra sesini ykseltti.
"Sana gidip amcamla konuman emrettim. Bunu inkr m ediyorsun?"
Villesisle bu aldatmacadan memnundu. "nkr etmiyorum, Lordum," dedi.
"Tekrar et!" diye emretti Joscelyn. "Yksek sesle!"
"nkr etmiyorum, Lordum!"
"Ama onun boazn kestin," dedi Joscelyn. Villesis-le'a ayaa kalkmasn iaret etti. Rakibi
ayaa kalknca ileri doru kp klcn trpan gibi sallad, avluda yine l ses nlad. Kllar
ard, darbeler beceriksiz, ama seyreden adamlar Joscelyn'in daha byk bir beceriye sahip
olduunu dnyorlard. Ancak Sir Henri, Villesisle'n btn gcn kullanp kullanmadn
merak ediyordu. Klcn sallarken rakibine yaklamaya almyordu, oysa geri ekilmek
Joscelyn iin zor bir i deildi. Yanan kitaplar ve parmenler yan tarafnda kkryor, alnnda
terlerin birikmesine neden oluyordu. Koluyla terini sildi. "Bu adamdan kan karrsak bunu
suunun iareti olarak kabul edecek misin, piskopos?" diye sordu.
"Edeceim," dedi piskopos. "Ama bu yeterli bir ceza olmayacak."

"Ceza, Tanrnn vermesi iin bekleyebilir," dedi Joscelyn ve Villesisle'a glmsedi, o da


karlk verdi. Sonra Joscelyn rakibine doru kaygszca yaklat, sa tarafn darbe iin at;
Villesisle bir hamle
290
HERETIK
yapmaya, bylece dv gerekmi gibi gstermeye davet edildiini anlad. taat ederek
byk, hantal klcn Joscelyn'in karlamasn bekleyerek savurdu, ama Joscelyn geri ekilip
klcn, darbeyi ileri doru srecek ekilde kulland, bu yzden Villesisle ar klcn ivmesiyle
kendi etrafnda dnd. Souk bakl ve imek gibi hzl Joscelyn kendi klcn geri getirip
bileinin en hafif hareketiyle bkt ve klcn ucu Villesisle'n boazna girdi. Orada takl kalan
klc Joscelyn biraz daha itti, elii evirdi, kan baktan aa doru akp kenarlarndan
tamaya balad. Villesisle yznde tam bir aknlk ifadesiyle dizlerinin stne kerken
Joscelyn hl glyordu. Villesisle'm klc tangrtyla yere dt. Boazn-daki kesik yznden
nefesi krmz kabarcklar halinde kyordu. Joscelyn klc bir kez daha iddetle itince
Villesisle'm gsne girdi. len adam nefes borusuna sokulan klla ylece asl kald. Joscelyn
klc bir daha bkt, iki elini kabzasna koyup elii muazzam bir gle ekti, Villesisle'm
bedeni sarslrken kan fskiyesi Joscelyn'in kollarna kadar srad.
Villesisle yana doru dp lrken izleyiciler soluklarn brakt. Villesisle'm kan kaldrm
talarnn arasndan szp atele buluarak tslad.
Joscelyn, dnp ikinci adama, Villesisle'm cinayet ortana bakt. Adam dnp kamaya
alt, ama dier askerler tarafndan yakalanp meydana doru itildi. Dizlerinin stne kp
Joscelyn'den merhamet dilendi. "Merhamet istiyor," diye piskoposa seslendi Joscelyn. "Ona
merhamet gsterir misin?"
"Adaleti hak ediyor," dedi piskopos.
291
BERNARD CORNWELL
Joscelyn klcnn kann gmleine silip knna soktu. Sonra Sir Henri Courtois'e dnd.
"Asm," diye emretti ksaca.
"Lordum..." diye yalvarmaya balad adam, ama Joscelyn dnp adamn azna yle iddetli
bir tekme indirdi ki adamn enesini yerinden oynatt. Adam dengesini yeniden kazandnda
Joscelyn ayan srterek geri ekip mahmuzuyla neredeyse adamn kulan kopard. Sonra
aka bir fke nbeti geirerek eildi, kanl adam kaldrd. Onu bir saniye iin kol boyu
mesafede tutup turnuvalarda eitilmi bir adamn btn gcyle geriye savurdu. Adam aya
taklp atee derken lk att. Elbiseleri alev ald. Seyirciler aknlkla yutkundu, yanan
adam sendeleyerek alevlerin arasndan kmaya alrken bazlar baklarn kard. Kendisi
alevlere atlma riskiyle kar karya olan Joscelyn adam geri itti. Adam yeniden lk att.
Salar alev alp parlak bir ekilde yand. Adam korkun bir ekilde kaslarak atein en scak
yerine devrildi.
Joscelyn piskoposa dnd. "Tatmin oldun mu?" diye sordu. Sonra kollarndaki kzleri
temizleyerek yryp gitti.
Piskoposun ii bitmemiti. Kitaplardan ve raflardan temizlenmi olan byk salonda
Joscelyn'i yakalad. Gsterdii abayla susayan yeni Kont srahiden arap doldu-ruyordu.
Joscelyn piskoposa tatsz bir ekilde bakt.
"Sapknlar Astarac'ta," dedi piskopos.
"Herhalde her yerde sapkn vardr," dedi Joscelyn umursamazca.
"Peder Roubert'i ldren kz burada," diye srar etti piskopos. "Ve onu yakma emirlerimizi
reddeden adam."
292
HERETIK
Joscelyn gm zrh iindeki altn sal kz hatrlad. "O kz," dedi sesinde ilgilendiini
gsteren bir ifadeyle. Kadehindekini bitirip bir daha doldurdu. "Burada olduklarn nereden
biliyorsun?"
"Michel oradayd. Ona da keiler sylemi."

"Ah evet," dedi Joscelyn. "Michel." Gzlerinde cinayet isteiyle amcasnn seyisine doru
yrd. "Hikyeler anlatan Michel. Yeni Lorduna gelmek yerine Piskoposa koan Michel."
Michel aceleyle bir adm geri ekildi, ama piskopos Joscelyn'in nne geerek onu kurtard.
"Michel bana hizmet ediyor artk. Ona el srmek Kiliseye saldrmak demektir."
"Yani hak ettii gibi onu ldrrsem beni yakacaksnz, yle mi?" dedi alayc bir ekilde.
Michel'e doru tkrp dnd. "Peki, ne istiyorsun?" diye sordu piskoposa.
"Sapknlarn yakalanmasn," dedi piskopos. Bu yeni ve iddet dolu Lord karsnda biraz
gergindi, ama kendini cesur olmaya zorlad. "Tanr ve Kutsal Kilisesinin hizmeti adna
Genevieve olarak bilinen Beghard' ve kendine Thomas diyen ngiliz'i yakalamak iin adam
gndermenizi talep ediyorum. Buraya getirilip yaklmalarn istiyorum."
"Ama ben onlarla konumadan nce deil." Yeni bir sesti bu, souk olduu kadar keskin bir
ses. Joscelyn, piskopos ve salondaki herkes bir yabancnn belirdii kapya bakt.
Joscelyn avludan ktndan beri nal seslerinin farkndayd, ama bunun nemli olduunu
dnmemiti. Kale btn sabah gelen gidenlerin sesiyle doluydu, ama
293
BERNARD CORNWELL
imdi fark ediyordu ki Berat'a yabanclar gelmiti ve yarm dzinesi u anda salonun
kapsndayd. Liderleri konuan adamd ve Joscelyn'den bile daha uzun boyluydu. Siyah
salarla evrili sert, uzun ve solgun yzyle zayf bir adamd. Siyahlar giymiti. Siyah izmeler,
siyah klot pantolon, siyah yelek, siyah pelerin, siyah geni kenarl bir apka ve siyah bezle
sarl kl kn. Mahmuzlan bile siyah metalden yaplmt. Bir engizisyon yesi ne kadar
merhametliyse o kadar dindar olan Joscelyn birden ha karma istei duydu. Adam apkasn
karnca onu tand. Bu Harlequin'di, Avrupa'daki turnuva sahalarnda ok para kazanan
esrarengiz valye, Joscelyn'in hi yenemedii adam. "Sen Harlequ-in'sin," dedi Joscelyn,
sesinde sulamayla.
"Bazen o isimle tannrm," dedi adam. Piskopos ve btn rahipleri ha kard, nk bu
isim, bu adamn eytana ait olduunu ifade ediyordu. Uzun boylu adam bir adm daha atp
ekledi. "Ama gerek adm, Lordum, Guy Vexille."
Bu isim Joscelyn iin hibir ey ifade etmiyordu, ama piskopos ve rahipleri bir kez daha ha
kardlar. Piskopos kendini korumak istercesine asasn ileri doru uzatt.
"Peki, burada ne halt ediyorsun?" diye sordu Joscelyn.
"Dnyaya k getirmek iin geldim," dedi Vexille.
Ve on beinci Berat Kontu Joscelyn rperdi. Nedenini bilmiyordu. Yalnzca karanla k
tutmak iin gelmi olan Harlequin denen bu adamdan korktuunu biliyordu.
294
HERETIK
Krk fazla bir ey yapamayacan syledi ve yapt her ey Genevieve'e dayanlmaz aclar
verdi. Ama ii bittikten ve Genevieve'in omzu ve sol gs yeni kanla slandktan sonra Peder
Clement onu yumuak bir ekilde temizleyip yarasna bal dkt, tekrar uvalla sard. yi olan
ey Genevieve'in birden doymak bilmez ekilde ackmasyd. Thomas ona ne getirirse yiyip
bitiriyordu, ama Tanr biliyor ya Thomas'n getirdikleri ok azd, nk Astarac' yamaladklar
srada kyde hi yiyecek brakmamlard ve manastrn stoklar da kylleri doyururken
tkenmiti. Yine de biraz peynir, armut, ekmek ve bal vard ve Peder Clement biraz daha
mantar orbas yapmt. Czamllar ormana gidip btn keilere sunulan mantarlar
topluyorlard. Aralarndan bazlar gnde iki kez anlarn alarak manastrn arkasna geiyor,
basamaklar kyor, kk bir pencerenin manastr kilisesinin sunana bakt plak ta
odaya geliyordu. Burada ibadet etmeleri serbestti. Thomas da Barahip Planchard'la
konumasnn ikinci ve nc gnnde onlarla birlikte gitti. Aforoz edilmesi onun hibir
kiliseye kabul edilmemesi anlamna geldii iin isteyerek gitmiyordu. Peder Clement srarla
kolundan ekitiriyordu ve Thomas onun isteini yerine getirince yznde iten bir glmseme
beliriyordu.
Krknn onu iyice barttnn ertesi gn Gene-vieve de onunla birlikte gitti. Hl zayf
olsa ve sol kolunu pek kprdatamasa da artk iyi yryebiliyordu. Ok cierlerini skalamt ve
Thomas Genevieve'in bu yzden hayatta kaldn dnyordu. O ve Peder Clement'in bakm
sayesinde. "leceimi sandm," diye itiraf etti Thomas'a.

295
BERNARD CORNWELL
Thomas yaklaan salgn hastal dnd. Bu konuda daha fazla bir ey duymamt ve
imdilik Gene-vieve'e sylememiti. "lmeyeceksin" dedi Genevieve'e. "Ama kolunu
oynatmahsn."
"Oynatamam. Acyor."
"Oynatmalsn." Kendi kollar ve elleri ikencecisi tarafndan yaralandnda onlar bir daha
kullanamayacan sanmt, ama en bata Robbie olmak zere arkadalar onu yayyla
altrma yapmaya zorlamt. Rob-bie'nin u anda nerede olduunu merak etti. Castillon
d'Arbizon'da kalm myd acaba? Bu dnce onu korkutuyordu. Robbie Astarac'ta kendisini
arar myd? Arkadalklar gerekten nefrete dnm myd? Robbie deilse baka kim
gelirdi? Manastrda bulunuu haberlerin yaylma ekliyle gzle grlmez bir ekilde yaylacak,
tavernalarda hikyeler anlatlacak, satclar dedikoduyu bir kasabadan dierine tayacak ve
ksa sre iinde Berat'taki herkes renecekti. "Yaknda gitmemiz gerek," dedi Genevieve'e.
"Nereye?"
"Uzaa. ngiltere'ye olabilir mi?" Baarsz olduunu biliyordu. Kutsal Kse'yi burada
bulamayacakt ve kuzeni gelse bile Thomas onu nasl yenebilirdi? O, tek banayd ve kendisine
yardm edebilecek yaral bir kadn vard yalnzca. Guy Vexille ise btn bir Conroi'yle yolculuk
ediyordu. Rya bitmiti ve gitme zaman gelmiti.
"ngiltere'nin souk olduunu duymutum," dedi Ge-nevieve.
"Gne daima parlar," dedi Thomas ciddi bir ekilde. "Hasat her zaman iyi gider ve balklar
nehirden doruca kzartma tavalarna atlar."
296
HERETIK
Genevieve glmsedi. "O zaman bana ngilizce retmelisin."
"Biraz biliyorsun zaten."
"Kahrolasy biliyorum ve lanet olas kahrolasy biliyorum, bir de sa bize kahrolas yardm et
var."
Thomas gld. "Oku ngilizcesini rendin," dedi. "Ama sana geri kalann anlatrm."
Ertesi gn yola kmaya karar verdiler. Thomas oklarn bir yn yapt, Genevieve'in
zrhndaki kurumu kan temizledi. Manastrn marangozundan bir kerpeten alp zrh elinden
geldiince tamir etti, paralanan halkalar kabaca birbirine tutturdu. Atlar otlamalar iin
zeytinlie balad. Vakit hl erken olduu iin kaleye doru yrd. Atalarnn Lordlar olduu
kaleye son bir kez bakmaya kararlyd.
Manastrdan karken Philin'le karlat. Coredor olunu revirden karmt. Olann baca
manastrn asmalarn tutmalar iin kullanlan yarm dzine kestane tahtasyla sarlmt.
ocuu ata bindirmi gneye gtryordu. "Burada daha uzun kalmak istemedim. Beni hl
cinayetten aryorlar," dedi Thomas'a.
"Planchard sizi korurdu," diye srar etti Thomas.
"Korurdu," diye dorulad Philin. "Ama bu karmn ailesinin beni ldrmek iin adam
gndermesine engel olmazd. Tepelerde daha gvendeyiz. Baca orada da iyileebilir. Ve eer
sen de snacak bir yer aryorsan...?"
"Ben mi?" Thomas bu teklife armt.
"yi bir oku her zaman iimize yarar."
"Sanrm ben eve dneceim. ngiltere'ye."
"Tanr yolunu korusun," dedi Philin. O yola karken Thomas kyden geip gneye doru
yrd. Onu gren
297
BERNARD CORNWELL
baz insanlarn ha karmas kim olduunu bildiklerini kantlyordu. Ama hibiri adamlarnn
neden olduu tahribat yznden ondan intikam almaya kalkmad. Byle bir intikam almay
istiyor olabilirlerdi, ama uzun boylu ve glyd, stelik yannda kl tayordu. Patikadan
kalenin harabelerine doru yrrken adamn kendisini takip ettiini fark etti. Onlara

bakmak iin durdu, ama dmanca bir harekette bulunmadlar, yalnzca gvenli bir mesafeden
onu seyrediyorlard.
Bir kale iin iyi bir yer, diye dnd Thomas. Castil-lon d'Arbizon'dan kesinlikle daha iyiydi.
Astarac'n kalesi kayalklarn stne dikilmiti ve yalnzca geldii dar patikayla ulalyordu.
Kapdan getikten sonra kayaln stnde bir perde duvar bulunuyordu, ama bu duvar artk
bir adamn belini gemeyen, yosun tutmu talar ynndan ibaretti. Dou ucunda yan dairesel
knts olan dikdrtgen eklindeki krk duvar kilisenin nerede olduunu gsteriyordu. Thomas
altnda atalarnn gml olduu geni deme talarnda yrrken bu talarn ksa bir sre
nce yerinden oynatlm olduunu fark etti. Kaldrlmaya alldklar yerlerde izler vard.
Kendisi de talardan birini kaldrmay dnd, ama bunun iin ne zaman ne de aletinin
olmadn biliyordu. Bu yzden kayaln rzgr ve yamurla oyulmu bat kanadna doru
yrd. Eski kuleye vardnda dnp baknca takipisinin kiliseden ktnda kendisine
olan ilgilerinin kaybolduunu grd. Bir eyi korumak iin mi orada bulunuyorlard? Kutsal
Kse'yi mi? Bu dnce damarlarnda bir ate gibi yand, ama ondan hemen kurtuldu. Kutsal
Kse diye bir ey yok, diye dnd. mitsiz hayaliyle kendisine dokunan babasnn deliliiydi
bu.
298
HERETIK
Paralanm merdivenler kulenin yan tarafna ina edilmiti ve Thomas merdivenlerin gittii
yere kadar kt, ama bu yalnzca kayp birinci katn bo kuyusuna doru uzand yerdi. Bir
buuk metrenin stnde kalnl olan kule duvarnda byk bir boluk vard ve Thomas oraya
girebiliyordu. Vadiye bakp gzleriyle dereyi takip etti. Bir kez daha bir aidiyet hissi duymaya
alt. Atalarnn yanklarn yakalamaya, ama hibir ey yoktu. Hookton'dan arta kalan yere
geri dndnde bir heyecan hissetmiti, ama burada hibir ey yoktu. Hookton'un da buras
gibi harap durumda olduunu dnmek, Vexiller zerinde bir lanetin olup olmadn merak
etmesine neden oldu. Buradaki kyl halk Draga'larn, yani eytann kadnlarnn, yrdkleri
yerlere iekler braktklarna inanyordu. Peki, Verdiler de geride harabeler mi brakyorlard?
Belki de Kilise haklyd. Belki aforoz edilmeyi hak ediyordu. Eve gidecek olursa gitmesi gereken
yn olan batya dnd.
Ve atllar grd. Bat tepesindeydiler, kendisinin kuzeyinde. Berat tarafndan geldiklerini
dnd. Byk bir gruptu ve askerdiler, nk bir miferden ya da zrhtan yansyan k
parlts gzne arpmt.
Grdne inanmak istemeyerek bakt, sonra akln bana toplayarak komaya balad.
Merdivenlerden inip yabani otlarn brd avludan geti harap durumdaki kapdan kp
adamn yanndan hzla geti, patikadan aa kotu. Ky boyunca koup kuzeye dnd ve
czamllar evinin kapsn alana kadar nefes nefese kalmt. Peder Clement kapy anca
Thomas onu itip yanndan geti. "Askerler," diye bard ksa bir aklamayla. Kulbeye girip
yayn, ok
299
BERNARD CORNWELL
demetini, pelerinlerini, zrhn ve torbalarn ald. "Hemen gel," dedi Peder Clement'in yeni
toplad ballar kk kavanozlara koyan Genevieve'e. "Soru sorma, yalnzca gel. Eyerleri de
getir."
Zeytinlie gittiler, ama etrafna bakan Thomas, St. Sever'in kuzeyindeki vadideki yolda da
askerler grd. Onlar hl uzaktaydlar, ama iki kiinin manastrdan ktn grrlerse onlar
takip ederlerdi. Bu da u anda bir kan olmad, yalnzca gizlenebilecekleri anlamna
geliyordu. Tereddt edip dnd.
"Ne var?" diye sordu Genevieve.
"Askerler. Berat'tan geliyor olmallar."
"Orada da var." Genevieve gneye, kale tarafna bakyordu. Thomas kyllerin snmak iin
manastra kotuklarn grd. Bu da evlerine yaklaan silahl adamlarn olduu anlamna
geliyordu.
Kfretti. "Eyerleri brak," dedi. Genevieve'i kolundan tutup manastrn arkasna doru ekti,
czamllarn kiliseye giderken izledii yolu takip etti. Birileri silahl yabanclarn vadilerine
geldii konusunda kardelerini uyarmak iin manastrn anlarn almaya balamt.

Thomas geli nedenlerini biliyordu. Bulunurlarsa ikisinin de kutsal atete yaklacan


biliyordu, bu yzden kilisenin czamllar ksmna kotu ve sunaa bakan kk pencereye
kan birka basama trmand. Yayn pencereye sokup itti, ardndan ok torbasn gnderdi.
Eyalarnn geri kalann da oradan geirdikten sonra kendisi trmand. Biraz skmt, ama
gemeyi baarp zorlukla ve aclar iinde deme talarnn stne atlamay baard. "Hadi
gel!" dedi
300
HERETIK
Genevieve'e. nsanlar kiliseye giriyor, kilisenin uzaktaki kapsnda toplanyorlard.
Genevieve dar pencereden geerken acyla tslad. Atlamaktan korkuyordu, ama Thomas
aadayd ve onu yakalad. "Bu taraftan." Yayn ve torbalarn alp kz koro ksmnn yan
tarafndan ve sunan arkasndan geirdi. St. Benedict'in heykeli zgn bir ekilde korkmu
kyllere bakyordu.
Girintinin kaps Thomas'n bekledii gibi kilitliydi, ama orada gizlenebilirlerdi. Kimsenin
onlar lo koro blmnden geerken grdn sanmyordu. Sa bacan kaldrp kilide bir
tekme indirdi. ok byk bir grlt kt, kilisenin iinde top patlam gibi oldu. Kap iddetle
sarslmasna ramen almad. Bu kez daha kuvvetli olmak zere daha sert bir ekilde
tekmeledi. Kilidin dili eskimi kap pervazndan kurtulurken abalar dllendirildi. "Dikkatle
yr," diye Genevieve'i uyard. Onu kemik evinin karanlna doru merdivenlerden indirdi. El
yordamyla dou tarafna, kemerli girintinin yalnzca yarsnn kemiklerle dolu olduu tarafa
giden yolu arad. Bulunca eyalarn kemik ynnn arkasna att, sonra Genevieve'i kaldrd.
"Arka tarafa ge ve kazmaya bala."
Kendisinin dzinelerce kaburgay ve bacak kemiini datmadan trmanamayacan
biliyordu. Bu yzden mezarlk boyunca yryp kemik ynlarn aa indirdi. Kafataslar
srayp yuvarland, kol ve bacak kemikleri tangrdad. Mezarlk dank iskelet ynyla
karmakark olunca Genevieve'in yanna geri dnd. Onun yanna trmanp duvara en yakn
olan eski kemiklerin arasna dalmasna yardm etti. Kaburga, kal301
BERNARD CORNWELL
a ve krek kemiklerini birbirinden ayrp bir delik atlar. Sonunda llerin arasnda derin,
karanlk bir gizlenme yeri amay baarmlard.
Karanlkta, kemiklerin kucanda beklemeye baladlar.
Krk kapnn menteelerinin stnde gcrdadn duydular. Kk, titreen klar kemerli
tavanda korkun glgeler oluturuyordu.
Ve zrhl adamlarn ayak seslerini duydular. Kendilerini bulmaya, gtrmeye ve ldrmeye
gelen adamlarn ayak seslerini.
302
S
ir Henri Courtois'e tatar yay kullanan otuz adam ve krk iki asker alarak Castillon
d'Arbizon'u kuatmas emredildi. Sir Henri emri somurtkan bir ekilde kabul etti. "Kuatma
yapabilirim," dedi Joscelyn'e. "Ama kaleyi ele geiremem. Bu kadar gle olmaz."
"Ama ngiliz bunu baard," dedi Joscelyn yakc bir sesle.
"Amcanzn garnizonu uyuyordu, ama Sir Guillaume d'Evecque o kadar itaatkr
olmayacaktr. Onun bir hreti var, hem de iyi bir hret." Sir Henri, Robbie'nin
anlattklarndan dolay Castillon d'Arbizon'da idarenin kimde olduunu biliyordu. Ayrca Robbie
ona Sir Guil-laume'nin emrinde ka adam olduunu da sylemiti.
Joscelyn iaret parman yal adamn gsne bastrd. "Bir okunun daha blgemi istila
etmesini istemiyorum. Onlar durdur. Ve o serserilere bunu ver." Sir Henri'ye mhrl bir
parmen verdi. "Kaleden ayrlmalar iin onlara iki gn sre tanyorum," diye haval bir
ekilde aklad Joscelyn. "Eer bu artlara uyarlarsa onlar brakabilirsin."
Sir Henri parmeni ald, ama kesesine koymadan nce duraklad. "Ya fidye?" diye sordu.
303
BERNARD CORNWELL

Joscelyn ona fkeyle bakt, ama onuru Sir Guilla-ume'nin fidyenin te birini almas
gerektiini emrediyordu. Bu yzden Sir Henri'nin sorusu yerindeydi. Joscelyn de onu cevaplad,
ama ksaca. "Fidye orada," dedi, bayla parmeni iaret ederek. "Hepsi orada."
"Burada m?" diye sordu Sir Henri ararak, nk mesajda kesinlikle hi para yoktu.
"Git artk!" diye parlad Joscelyn.
Sir Henri, Guy Vexille'in kendi adamlarn Astarac'a gtrd gn yola kt. Joscelyn,
Harlequin'in srtn grdne memnun olmutu, nk adamlar Kontun gcne iyi bir ilve
olsa da Vexille rahatsz edici bir varlkt. Varille, hepsi atl, iyi zrhl ve iyi silahl krk sekiz asker
getirmi, deme olarak tek bir ecu istemeyerek de Joscelyn'i artmt. "Benim kendi para
kaynaklarm var," demiti.
"Krk sekiz asker?" diye sesli dnyordu Joscelyn. "Bunun iin iyi para gerekir."
"Onlar sapkn bir aileydi, Lordum," diye aklad amcasnn yal papaz, sanki bu Harlequin'in
zenginliini aklyormu gibi. Ama Vexille, Livorno Kardinal Bapiskoposu Louis Bessieres'ten
sapkn olmadna dair bir mektup getirmiti. Vexille her gece tahta idol-lere tapsa ve her
afakta alayan bakireler kurban etse bile Joscelyn'in umurunda olmazd. Vexillelerin bir
zamanlar Astarac Lordu oluu gerei onu daha fazla endielendiriyordu. Siyah giysili
valyenin atalarna ait topraklar almaya gelmi olmasndan duyduu korkuyu gizleyemeyerek
Vexille'le yzlemiti.
Harlequin yalnzca can sklm gibi bakyordu. "Astarac yz yldr siz Lordumun tmar,"
demiti. "Ben bu onuru nasl tayabilirim ki?"
304
HERETIK
"O zaman neden buradasn?" diye sormutu Joscelyn.
"Artk kilise iin savayorum ve benim grevim adalete teslim edilmesi gereken bir: kaa
avlamak. Ve o bulunduunda, Lordum, biz blgenizden ayrlacaz." Bir kl ekildii iin
arkasna dnmt, knna srten klcn sesi byk salonda doal olmayan bir ekilde
yanklanmt.
Robbie Douglas az nce salona girmiti. ektii klcn Vexille'e dorultmutu.
"skoya'daydm," demiti tehditkr bir ekilde.
Vexille kl yznden endielenmeyerek gelen adam batan aa szmt. "Pek ok
lkeyi ziyaret ettim," demiti souk bir sesle. "skoya da onlara dhil."
"Kardeimi ldrdn."
"Hayr" Joscelyn kendini iki adamn arasna att. "Bana yemin ettin, Robbie."
"Bu serseriyi ldrmek iin yemin ettim!"
"Hayr," dedi Joscelyn tekrar ve Robbie'nin klcn elinden alp yere indirdi. Aslnda
Robbie'nin lmesine zlmezdi Joscelyn, ama eer Guy Vexille ldrlrse siyah giysili
askerleri Joscelyn ve adamlarndan intikam alabilirdi. "Burada ii bitince ldrebilirsin onu. Bu
bir sz."
Vexille bu sze glmt. O ve adamlar ertesi sabah yola knca Joscelyn onlardan
kurtulduuna sevinmiti. rktc bulduu yalnzca Vexille deil, arkadalaryd, zellikle de
mzrak ve kalkan tamayan bir adam. Ad Charles't ve rktc bir irkinlie sahipti. Sanki
karanlk plklerden karlm, temizlenmi, eline bir bak verilip korku samas iin
salverilmiti. Charles'm, gneye Astarac'a. inerken Vexil305
BERNARD CORNWELL
le'le birlikte yolculuk yapan kendine ait bir dzine adam vard.
Bylece Sir Henri, Castillon d'Arbizon'da kstah ngiliz garnizonundan kurtulmaya gitmiti ve
Vexille de Astarac'ta sapknlarn aryordu. Bu durumda Jos-celyn Berat'ta mirasnn tadn
karabilirdi. Robbie Douglas ok sayda arkadandan biriydi ve sonraki birka gn boyunca
yalnzca elendiler. Giysilere, silahlara, atlara, araba, kadnlara, Joscelyn'in cannn ektii her
eye harcanabilecek para vard, ama baz eyler Berat'ta satn alnamyordu. Bu yzden kaleye
bir zanaatkar arld. Adamn normal ii kiliselere ve manastrlara aldan azizler yapmakt,
ama kaledeki ii Joscelyn'in bedeninin kalbn yapmakt. Kontun kollarn yal muslinle sard,
alyla kaplad, ayn eyi Joscelyn'in bacaklar ve gvdesi iin de yapt. Ayrca bir terzi arld
ve Kontun beden llerini ald. Omuzdan kala kemiine, kala kemiinden dize, omuzdan

dirsee pek ok l alnd. Hepsi tamamlandnda bir parmene kopyaland. Al kalplar bir
kutuya yerletirilip zerine tala serpildi, parmen de eklenip drt asker eliinde Milano'ya,
Hristiyanlktaki en iyi zrh olan Antonio Givani'ye gnderildi. Ondan tam plaka bir zrh
yapmas istendi. "Btn valyelerin kskanaca bir aheser olsun," diye ktibine bir mektup
yazdrd Joscelyn. Zrh bahardan nce gelirse daha bir sr para alacan vaat ederek cenoinle cmert bir deme yapt.
Robbie'nin fidyesini de ayn paralarla demiti, ama adamlarn Turin'e doru yola ktklar
gece Robbie, Joscelyn'in kasabadan ald bir ift fildii zara
306
HERETIK
hayran olma aptallnda bulundu. "Houna gitti mi?" diye sordu Joscelyn. "Seninle zar atalm.
Yksek atan zarlarn sahibi olur."
Robbie ban iki yana sallad. "Kumardan uzak durmak iin yemin ettim."
Joscelyn bunun aylardr duyduu en komik ey olduunu dnd. "Kadnlar yemin eder, bir
de keiler, ama savalar yalnzca savata kardelik yemini eder."
Robbie kzard. "Bir rahibe yemin ettim."
"Oh sevgili sa!" Joscelyn arkasna yasland. "Riskle yzleemiyorsun, deil mi? skolar bu
yzden mi ngilizlere yenildi?" Robbie'nin fkesi kabar-yordu, ama fkesini kontrol etme
akllln gsterip sesini karmad. "Risk, askerin kaderidir," dedi Joscelyn haval bir ekilde.
"Bir erkek riske dayanam-yorsa asker olamaz."
"Ben askerim," dedi Robbie dz bir sesle.
"O halde kantla dostum," dedi Joscelyn zarlan atarak.
Ve bylece Robbie oynayp kaybetti. Ertesi gece de kaybetti. Bir sonraki gece de. Drdnc
gece fidyesini demek iin ngiltere'ye gnderilmesi gereken para zerine oynad ve onu da
kaybetti. Ertesi gn Joscelyn, amcasnn Toulouse'dan ard talyan topularn makineleriyle
birlikte kaleye geldiklerini duydu. Onlarn cretini Robbie'den kazand paralarla dedi.
"Castillon d'Arbizon'a ne zaman gidebilirsiniz?" diye sordu talyanlara.
"Yarn, efendim?"
"Bu ey hazr m?" Dar bir boynu ve tombul gvdesi olan bir ieye benzeyen topun
baland vagonun etrafnda dolat.
307
BERNARD CORNWELL
"Hazr," dedi Gioberti adndaki talyan.
"Barutunuz var m?"
Gioberti, flarla tehlikeli ekilde yklenmi olan ikinci vagonu iaret etti.
"Ya fzeler? Glleler?"
"Oklar. Lordum," diye dzeltti Gioberti ve bir dier vagonu iaret etti. "Yeterince var."
"O zaman hep birlikte gidiyoruz!" dedi Joscelyn cokuyla. Etkileyici olduu kadar irkin olan
topla bylenmiti. ki buuk metre boyunda, ampul eklindeki top kuyruunun eni bir
metreden biraz fazlayd. Bodur, kt bir havas vard. eytanms, doal olmayan bir eydi.
Kalenin avlusunda bir gsteri talep etmek istiyordu, ama byle bir gsterinin deerli
zamanlarn alacan biliyordu. Aleti, Castillon d'Arbizon'un inat aptallarna kar hareket
halindeyken seyretmek daha iyiydi.
Sir Henri Courtois kuatmaya balamt. Kasabaya ulatnda okularn ve askerlerini bat
kapsnda brakt, yannda yalnzca gen bir rahiple kaleye gitti. Duvardaki nbetilere seslendi.
Sir Guillaume gelenlerin yalnzca bir asker ve bir rahip olduunu grnce kaplarn almasna
izin verdi.
Sir Guillaume iki adamla avluda bulutu. Sir Henri atndan inip kendini tantrd. Sir
Guillaume de onun nezaketine karlk verdi, sonra iki adam birbirini lp biti. Her biri
dierini kendisi gibi bir asker olarak grd. "Berat Kontundan geliyorum," dedi Sir Henri resmi
bir ekilde.
"Paray getirdin, deil mi?" diye sordu Sir Guillaume.
308
HERETIK

"Bana getirmem emredilen eyi getirdim ve bunun sizi memnun edeceini pek sanmyorum."
Ziyaretileri seyretmek iin gelen okulara ve askerlere profesyonel bir ekilde uzun uzun
bakt. Sert serseriler, diye dnd, Sir Guillaume'ye geri dnmeden nce. "Yorgunum," dedi.
"Btn gn at srtndaydm. Burada hi arabnz var m?"
"Berat'ta arap kalmam m?" diye sordu Sir Gu-illaume.
"Mant kalmad, ama arab var," dedi Sir Henri.
Sir Guillaume glmsedi. "eri," diyerek konuklarn st kattaki salona kard. Bu konuma
btn garnizonun kaderini etkileyecei iin nbette olmayan adamlarn kendilerini takip edip
konumalar dinlemelerine izin verdi.
Sir Guillaume ve Sir Henri, uzun bir masann iki tarafna oturdu. Sir Henri'nin kt bir amac
olmadn gstermek iin orada bulunan rahip de otururken okular ve askerler duvara
dayandlar. Ate canlandrld, arap ve yiyecek servisi yapld. Bunlar yaplrken Sir Henri
zrhlarn karp yere koydu. Gerindi, iip bitirdii arap iin teekkr etti. Sonunda kesesinden
mhrl parmeni karp masann karsna itti.
Sir Guillaume mhr bayla kaldrd, belgeyi ap okudu. Ar ar okudu, nk iyi bir
okuyucu deildi. ki kez okuduktan sonra fkeyle Sir Henri'ye bakt. "Bu ne demek oluyor?"
"Daha nce grmedim," diye itiraf etti. "Bakabilir miyim?" Parmene uzanrken garnizonun
Sir Guil-laume'nin fkesini hissederek alak sesle homurdan-dn duydu.
309
BERNARD CORNWELL
Sir Henri okuyamyordu, bu yzden parmeni rahibe uzatt. O da yksek pencerelerden
birine doru tuttu. Okudu, Sir Guillaume'nin korkun yarasna bakp daha da endieli bir
grnm ald.
"Bize ne yazdn syle," dedi Sir Henri. "Kimse seni ldrmeyecek."
"ki ey sylyor," dedi rahip. "Biri Sir Guillaume ve adamlarnn Castillon d'Arbizon'dan
kmak iin iki gnleri olduu."
"Dieri?" diye hrlad Sir Guillaume.
Rahip kalarn att. "Robert Douglas adnda bir adamdan para havalesi," diye aklad Sir
Henri'ye. "Eer Sir Guillaume bu kd Jacques Fournier'e teslim ederse alt bin, alt yz,
altm florin alacak." Kd zehirliymi gibi masann stne koydu.
"Jacques Fournier de kim sa akna?" diye sordu Sir Guillaume.
"Berat'taki bir kuyumcu ve Jacques'in mahzeninde o kadar para olduunu sanmyorum."
"Bunu Robbie mi ayarlad?" diye sordu Sir Guillaume fkeyle.
"Robbie Douglas Berat Kontuna yemin etti artk," dedi Sir Henri. Robbie'nin sadakat yemini
ettii ksa treni seyretmi, Joscelyn'in yzndeki zafer ifadesini grmt. "Bu Lordumun ii."
"Bizim aptal olduumuzu mu sanyor?"
"Berat'ta yzlerinizi gstermeye cesaret edemeyeceinizi dnyor."
"Aldatldk! Sevgili sa! Aldatldk!" Sir Guillaume fkeyle ziyaretilerine bakt. "Berat'da onur
diye grlen ey bu mu?" Sir Henri cevap vermeyince masaya
310
HERETIK
yumruunu indirdi. "kinizi esir olarak tutabilirim!" Duvarn kenarndaki adamlar onaylarcasna
kkredi.
"Tutabilirsiniz," dedi Sir Henri sakin bir ekilde. "Bunun iin sizi sulamazdm. Ama Kont
benim iin fidye demeyecektir. Hele onun iin hi demeyecektir." ekingen rahibi iaret
ediyordu. "Biz yalnzca doyurmanz gereken iki boaz olacaz."
"Ya da gmmemiz gereken iki ceset," dedi Sir Gu-illaume.
Sir Henri omuz silkti. Parann kuyumcunun kilerinden denmesini teklif etmenin onursuzluk
olduunu biliyordu, ama bu onun ii deildi.
"Efendine syle, kaleyi ancak alt bin alt yz altm florini aldmz zaman terk edeceiz.
Bizi beklettiiniz her hafta iin fiyat yz florin artacak."
Adamlar onaylarcasma mrldand. Sir Henri bu karara armam gibiydi. "Gitmemenizi
salamak iin buradaym. Bugn ya da yarn gitmek istiyorsanz o baka."

"Kalyoruz," dedi Sir Guillaume. Bu dnerek verdii bir karar deildi ve dnecek zaman
olsayd farkl bir karar verebilirdi, ama parasnn verilmemesi hrnln uyandrmann iyi bir
yoluydu. "Kalyoruz, kahretsin!"
Sir Henri ban sallad. "O zaman biz de kalyoruz." Parmeni masann karsna itti.
"Lorduma bir mesaj gnderip gen Douglas'm paray demesinin iyi bir fikir olacan, bylece
para ve hayatlarn kurtulacan bildireceim."
Sir Guillaume parmeni alp yeleinin iine tkt. "Kalyor musun?" diye sordu. "Nerede?"
311
BERNARD CORNWELL
Sir Henri duvarn dibindeki adamlara bakt. Bunlar, surlara aniden trmanarak artabilecei
trde insanlar deildi. stelik Sir Henri'nin kendi adamlar ounlukla yal Kontun askerleriydi
ve tembellemilerdi, bu garnizonun eiti deillerdi. "Kaleyi elinizde tutabilirsiniz," dedi Sir
Guillaume'ye, "ama iki kapy tutacak garnizonunuz yok. Bu ii nbetilere ve bekilere
brakyorsunuz. Bu yzden onlarn yerini ben alacam. Ama her zaman dverek kendinize
yol aabilirsiniz tabii ki, ama kale kulelerine tatar okular ve kemerlerin altna askerler
koyacam."
"Hi ngiliz yayyla karlatn m?" diye sordu Sir Guillaume tehditkr bir ekilde.
Sir Henri bayla onaylad. "Flanders'da ve hi houma gitmedi. Ama bir sokak dvnde
ka okuyu kaybetmeyi gze alabilirsiniz ki?"
Sir Guillaume bunun mantn kabul etti. Okularn kasaba kaplarna gnderirse yakn
dve girmi olurlard, baheden, avludan ve pencerelerden at yapmak zorunda kalrlard.
Oysa Sir Henri'nin adamlar kalkanlarnn veya evlerin pencerelerinin arkasndan at
yapacaklard ve oklarnn bir ksmnn isabet edecei kesindi. Sir Guillaume birka dakika iinde
drt ya da be oku kaybedip ok zayf debilirdi. "Kasaba kaplarn alabilirsin," diye izin
verdi.
Sir Henri kendine biraz daha arap doldurdu. "Krk iki askerim var," dedi aklad. "Ve otuz
okum ve her zamanki hizmetkr, kadn ve ktipler. Hepsinin barnaa ihtiyac var. K
geliyor."
"Donun o zaman," diye nerdi Sir Guillaume.
312
HERETIK
"Bunu yapabiliriz," diye onaylad Sir Henri. "Ama size teklifim, bat kapsyla St. Callic
kilisesinin arasndaki evleri kullanmamza izin vermeniz. Wheelw-right's Sokann dousundaki
ya da Step Caddesinin gneyindeki binalarn hibirini kullanmayacamz garanti ederim."
"Kasabay biliyor musun?" diye sordu Sir Guillaume.
"Bir zamanlar burann garnizon komutanydm. Uzun zaman nce."
"O zaman deirmen kapsn biliyorsun?" Sir Guillaume kasaba duvarndaki su deirmenine
alan kk kapdan sz ediyordu. Thomas ve Genevieve'in kamak iin kullandklar kapy."
"Biliyorum," dedi Sir Henri. "Ama oras kaleye ok yakn ve eer oraya adam koyarsam
okularnz onlar kalenin tepesinden ie dizerler." arabn imek iin durdu. "Sizi kuatmam
isterseniz, bunu yapabilirim. Adamlarm kaleye yaklatrrm ve okularn nbetileriniz
zerinde talim yapmasna izin veririm, ama siz de ben de biliyoruz ki bu yalnzca adam
ldrmeye yarar ve siz hl ieride olursunuz. Yiyeceiniz olduunu tahmin ediyorum."
"Gereinden fazla."
Sir Henri ban sallad. "O halde iki byk kapdan ayrlan atlarnz durduracam. Deirmen
kapsndan adamlarnz geirebilirsiniz, ama bana mdahale etmediiniz takdirde onlar
grmezden gelirim. Deirmen havuzunda alarnz var m?"
"Var."
"Onlar rahat brakacam. Adamlarma deirmenin snrlar dnda olduunu syleyeceim."
313
BERNARD CORNWELL
Sir Guillaume parmaklanyla masada tempo tutarak bunlar dnd. Franszca konumalar
ngilizceye aktarlrken duvar dibindeki adamlardan srekli bir mrlt yaylyordu. "Bat

kapsyla St. Callic's kilisesi arasndaki evleri alabilirsiniz," diye onaylad Sir Guillaume bir sre
sonra. "Ama ya tavernalar?"
"nemli eyler," diye dorulad Sir Henri.
"Benim adamlarm Three Cranes'i sever."
"yi bir yerdir," dedi Sir Henri.
"O zaman adamlarn oradan uzak dursun," dedi Sir Guillaume.
"Kabul, ama Bear and Butcher' kullanabilirler mi?"
"Kabul," dedi Sir Guillaume. "Ama adamlarn ikisine de kl ya da yay gtrmemelerinde
srar etmeliyiz."
"Yalnz bak," dedi Sir Henri. "Bu mantkl." ki adam da sarho askerlerin geceleri vahi
kavga giriimlerinde bulunmasn istemiyordu. "Eer bir problem olursa gelip sizinle
konuacam," diye ekledi Sir Henri. Bir eyi hatrlamaya alarak kalarn att. "Sen de
Flanders'daydn, deil mi? Coutances Kon-tuyla birlikte?"
"Flanders'daydm," diye dorulad Sir Guillaume, "o dlek serseriyle birlikte." Onun derebeyi
olan Kont kallee onun aleyhine dnm ve topran elinden almt.
"Onlarn hepsi serseri," dedi Sir Henri. "Ama yal Berat Kontu kt deildi. Cimriydi
kukusuz ve hayatn kitaplara gml geiriyordu. Kitaplar! Ne ie yararlar ki? Hristiyanlktaki
her kitab bilirdi ve ounu iki kere okumutu, ama bir tavuun mant bile yoktu onda.
Astarac'ta ne yaptn biliyor musun?"
314
HERETIK
"Kutsal Kse'yi mi aryordu?" diye sordu Sir Guil-laume.
"Kesinlikle," dedi Sir Henri ve iki adam da gld. "Arkadalarn u anda oradalar," diye
ekledi Sir Henri.
"Robbie Douglas m?" diye sordu souk bir sesle. Robbie'ye kar hi sevgisi kalmamt
artk.
"O deil, o Berat'ta. Oku ve sapkn kadn."
"Thomas m?" Sir Guillaume aknln gizleyemedi. "Astarac'ta m? Ona eve gitmesini
sylemitim."
"Ama gitmemi," dedi Sir Henri. "u anda Astarac'ta. Kz neden yakmad ki?"
"Ona k."
"Bir sapkna m? Demek beyin yerine k tayor, yle mi? Ama ksa sre iinde ikisine de
sahip olamayacak."
"Olamayacak m?"
"Paris'ten bir serseri geldi. Kk bir ordusu var. Onu yakalamaya gitti. Bu da yaknda Berat
pazarnda alevler olacan sylyor. Bir keresinde bir rahip bana ne demiti biliyor musun?
Kadnlarn erkeklerden daha parlak bir ekilde yandn. Ne garip." Sir Henri sandalyesini
geriye itip ayaa kalkt. "Anlatk m?"
"Anlatk," dedi Sir Guillaume ve dier adamn elini skmak iin ne doru eildi. Sonra Sir
Henri zrhn ve kalkann alp rahibe kendisini takip etmesini iaret etti. Avluya kp gkyzne
bakt. "Yamur yaacaa benziyor."
"Zrhn rt," diye tavsiye verdi Sir Guillaume, buna gerek olmadn bilerek.
"Ve biraz ate yakalm, yle mi? Burada hatrladm en souk sonbahar bu."
315
BERNARD CORNWELL
Sir Henri gitti. Kaplar kapannca Sir Guillaume byk bir gayretle kale burcunun tepesine
trmand. Ama uysal dmannn nereye gittiine deil, grnmeyen Astarac'a doru bakyor,
Thomas'a yardm etmek iin ne yapabileceini merak ediyordu.
Hibir ey, diye dnd, hibir ey, Paris'ten gelen serserinin Harlequin denen ve Sir
Guillaume'yi yerinden yaralayan Guy Vexille olduuna kuku yok, diye dnd. ntikamnn
alnmas gereken yara, ama Sir Guillaume u anda hibir ey yapamazd. nk kuatma
altndayd ve Thomas'n sonunun geldiini dnyordu.
Charles Bessieres ve yarm dzine adam, yama aramak iin manastr kilisesinin altndaki
yeralt mezarlna indi. Bir tanesinin elinde yanan bir mum vard. Bu mumun yayd

gvenilmez kta hazine bulmay umarak smsk dizilmi kemikleri yere indirmeye baladlar,
ama bulduklar tek ey daha fazla kemikti. Ama sonra adamlardan biri yeralt odasnn bat
kanadnda kk bir oda buldu. eride byk demir bir sandk olduu iin bir zafer l att.
Adamlardan biri klcyla sandn kilidini zorlayp at. Bessieres gm diski ve amdan ald.
"Hepsi bu mu?" diye sordu d krkl iinde. Bir baka adam Kutsal K-se'nin kutusunu
buldu, ama hibiri okuyamyordu ve okuyabilseydiler bile Latince anlamyorlard. Kutunun bo
olduunu grnce kemiklerin arasna frlattlar. Charles Bessieres St. Agnes'in kuann
bulundu316
HERETIK
u iddia edilen deri torbay ald. inde uzun, nakl bir kumatan baka bir ey bulamaynca
kfretti, ama torba gm yamalar alacak kadar bykt. "Zenginliklerini gizlemiler," dedi
Bessieres.
"Ya da yoksullar," dedi adamlardan biri.
"Onlar kahrolas keiler! Elbette zenginlerdir." Bessieres gm torbasn beline ast. "Gidip
lanet olas barahiplerini bulun," dedi iki adamna. "O serseriyi dverek gerei azndan
alacaz."
"Byle bir ey yapmayacaksnz." Konuan yeni bir sesti. Adamlar dnp baknca Guy
Vexille'in yeralt odasna geldiini grdler. Elinde bir fener vard ve siyah cilal plaka
zrhndan yansyordu. Feneri indirip dalm kemiklere bakt. "llere hi saygnz yok mu?"
"Barahibi bulun." Charles Bessieres Vexille'in sorusuna aldrmayp adamlarna konutu.
"Onu buraya getirin."
"Ben barahibi zaten ardm, ama onu dverek herhangi bir gerei syletemeyeceksiniz."
"Burada komuta sende deil," dedi Bessieres kzgnlkla.
"Ama klcmn komutas bende," dedi Vexille sakin bir sesle. "Eer bana kar karsan
karnn yarar iren barsaklarn solucanlara veririm. Sen burada yalnzca kardeinin gzcs
olarak bulunuyorsun, baka bir ey deil, ama eer ie yarar bir ey yapmak istiyorsan
czamllar evine gidip ingiliz'i ara. Ama onu ldrme! Bana getir. Ve o gm aldn yere
brak." Bessieres'in belindeki torbadan grnen amdan iaret ediyordu.
317
BERNARD CORNWELL
Vexille yalnzd ve yedi adamla kar karyayd, ama kendine gveni o kadar fazlayd ki
kimse ona itiraz etmedi. ok az adamdan korkan Charles Bessi-eres bile uysal bir ekilde
gmleri yere brakt. "Ama bu vadiden bo ellerle ayrlmayacam," diye kkredi oradan
ayrlrken.
"nanyorum ki bu vadiden elimizde Hristiyanln en byk hazinesiyle kacaz, Bessieres.
imdi git."
Adamlar giderken Vexille yzn buruturdu, Fe-ner'i yere koyup kemikleri yerlerine
koymaya balad, ama merdivenlerde ayak sesleri duyunca durdu. Dnp baknca uzun boylu
ve beyaz cppeli Planc-hard'n aaya geldiini grd.
"Bunun iin zr dilerim," dedi kemikleri gstererek. "Manastrdan hibir eyi ellemeden
ayrlmalar emredildi."
Planchard llerin kutsallnn bu ekilde bozulmas karsnda hibir ey sylemedi;
yalnzca ha karp gm torbasn almak iin eildi. "Bu bizim hazinemiz saylr," dedi. "Ama
hibir zaman varlkl bir manastr olmadk. Yine de bu ucuz eyleri alabilirsiniz."
"Ben buraya almaya gelmedim," dedi Vexille.
"O zaman neden buradasnz?" diye sordu Planchard.
Vexille soruya aldrmad. "Adm Guy Vexille, Asta-rac Kontu."
"Beni yannza ardklarnda adamlarnz bunu bana syledi," dedi Planchard. Bu
aalanma karsnda gcenmediini gsterircesine sakin bir ekilde sylemiti bu szleri.
"Ama sanrm sizi zaten tanrdm."
"Tanr mydnz?" diye sordu Vexille ararak.
318
HERETIK

"Kuzeniniz buradayd. Gen bir ngiliz." Barahip gm sanda geri gtrd, kua bulup
saygyla pt. "kiniz birbirinize olaanst ekilde benziyorsunuz."
"Onun pi olarak domas hari," dedi Vexille fkeyle. "Ve bir sapkn olmas."
"Siz ikisi de deil misiniz?" dedi Planchard sakin bir ekilde.
"Ben Kardinal Bapiskopos Bessieres'e hizmet ediyorum," dedi Vexille. "Ve Majesteleri beni
buraya kuzenimi bulmaya gnderdi. Nerede olduunu biliyor musunuz?"
"Hayr," dedi Planchard. Banka oturup beyaz cppesinin cebinden kk bir tespih kard.
"Ama buradayd?"
"Dn gece kesinlikle buradayd," dedi Planchard. "Ama imdi nerede?" barahip omuz silkti.
"Ona gitmesini tavsiye ettim. Birilerinin srf yandn grme zevkine ulamak iin bile olsa onu
aramaya geleceini biliyordum. Bu yzden ona saklanmasn tavsiye ettim. Ormana gittiini ve
bunun aramanz zorlatracan syleyebilirim."
"Onu Kiliseye vermek sizin grevinizdi," dedi Vexille hain bir ekilde.
"Ben her zaman Kiliseye kar grevlerimi yapmaya altm ve bazen baarsz oldum, ama
kukusuz Tanr beni bu baarszlklarm iin cezalandracaktr."
"Neden buraya gelmi?"
"Bence bunu biliyorsunuz, Lordum," derken son szckte belli belirsiz bir alayclk vard.
"Kutsal Kse," dedi Vexille. Planchard bir ey sylemedi. Yalnzca tespih boncuklarn
baparmayla
319
BERNARD CORNWELL
iaret parmann arasndan geirip siyah zrhlar iindeki uzun boylu adama bakt. "Kutsal Kse
buradayd," dedi Vexille.
"yle mi?" diye sordu Planchard.
"Buraya getirildi," diye srar etti Vexille.
"Ben o konuda bir ey bilmiyorum."
"Bence biliyorsunuz,"diye karlk verdi Vexille. "Montsegur'un knden nce gvende
olmas iin buraya getirildi. Ama sonra Fransz hallar Astarac'a geldi ve Kutsal Kse yeniden
gtrld."
Planchard glmsedi. "Btn bunlar ben domadan nce olmu. Ben nereden bilebilirim?"
"Yedi adam Kutsal Kse'yi gtrd."
"Yedi karanlk Lord," dedi Planchard glmseyerek. "O hikyeyi duymutum."
"ki tanesi Vexille'di," dedi Guy Vexille. "Ve drd Katarlar iin savaan valyelerdi."
"Fransa glerinden ve Kilisenin hallarndan kaarak kendilerinden nefret eden
Hristiyanla giden yedi adam," dedi Planchard dnceli bir ekilde. "Hayatta kaldklarndan
pheliyim."
'Yedinci adam Mouthoumet Lorduydu," dedi Vexille, barahibin szlerine aldrmayarak.
"Oras her zaman iin nemsiz bir tmardr," dedi Planchard umursamazca. "Dadaki
otlaklarndan iki valyeyi zor doyururdu."
"Mouthoumet Lordu bir sapknd," diye devam etti Vexille. Birden mezarln derinlerinden bir
ses geldi. Bastrlm bir haprk ve ardndan kemiklerin yerinden oynarken kard sesti bu.
Vexille feneri alp kemiklerin kutsallnn bozulduu kemere doru gitti.
320
HERETIK
"Burada fareler var," dedi Planchard. "Manastrn kanalizasyonu yeralt odasnn ucundan
geiyor ve tulalardan birinin ktn dnyoruz. Batl inanl kardelerimizden bazlar
bunu hayaletlerin yaptna inanyor."
Kemiklerin arasnda dikilen Vexille elinde fenerle ortal dinledi. Daha fazla bir ey
duymaynca barahi-bin yanna geri dnd. "Mouthoumet Lordu yedi adamdan biriydi. Ve ad
Planchard'd," diye duraklad Vexille, "Lordum," diye ekledi alayc bir ekilde.
Planchard glmsedi. "Bykbabamd. Dierleriyle birlikte yolculuk yapmad, ama
Toulouse'a gidip kendini Kilisenin merhametine brakt. Bence yanmad iin anslyd.
Tmarna, unvanna ve servetine mal olsa da gerek inanla bart. Manastrda ld. Bu hikye
ailemiz arasnda anlatlr elbet, ama Kutsal Kse'yi hi grmedim ve bu konuda hibir ey
bilmediim konusunda sizi temin edebilirim."

"Ama yine de buradasnz," diye barahibi serte sulad Guy Vexille.


"Doru," diye kabul etti Planchard. "Ve bir ama iin buradaym. Bu manastra gen bir
adamken girdim ve karanlk Lordlarn hikyesi ilgimi ektii iin buraya geldim. Bir tanesinin
Kutsal Kse'yi alm olmas gerekiyordu ve dierleri de onu korumak iin yemin etmilerdi,
ama bykbabam Kutsal Kse'yi hi grmediini iddia ediyordu. Aslnda, onun var olmadna,
yalnzca Kiliseyle alay etmek iin uydurulduuna inanyordu. Hallar Katarlar tahrip etmiti ve
karanlk Lordlarm intikam, sapknlkla birlikte Kutsal Kse'yi de yok ettiklerine inanmalarn
salamak oldu. Bence bu eytann ii."
321
BERNARD CORNWELL
"Yani buraya Kutsal Kse'nin var olduuna inanmadnz iin geldiniz, yle mi?" diye sordu
Vexille aalayarak.
"Hayr, buraya geldim, nk karanlk Lordlarn torunlar Kutsal Kse'yi arayacak olursa
buraya geleceklerdi ve ben bunu biliyordum. Bu yzden neler olacan grmek istedim. Ama
bu merakm uzun zaman nce ld, Tanr bana yaamam iin uzun yllar verdi, beni
memnuniyetle barahip yapt ve beni merhametiyle kuatt. Kutsal Kse mi? Buraya ilk
geldiimde ona dair hatralar aratrdm itiraf ediyorum ve barahibim bunu yaptm iin
beni azarlad, ama Tanr aklm bama getirdi. Sanrm bykbabam haklyd. Kutsal Kse,
Kiliseyi kzdrmak iin uydurulmu bir hikye, insanlar delirtmek iin kullanlan bir gizemdi."
"Vard," dedi Vexille.
"O zaman onu kendim bulmak iin Tanrya dua ederim," dedi Planchard. "Bulduum zaman
da onu en derin okyanuslara gizleyeceim, bylece daha fazla insan onun peinde lmez. Peki,
ama sen Kutsal Kse'yle ne yapacaksn, Guy Vexille?"
"Kullanacam," dedi Vexille kabaca.
"Ne iin?"
"Dnyann gnahlarn temizlemek iin."
"Bu ok byk bir i," dedi Planchard. "Ama sa bile bunu baaramad."
"Yabani otlar tekrar byyecek diye onlar temizlemekten vazgeiyor musunuz?" diye sordu
Vexille.
"Hayr, elbette hayr."
"O zaman sa'nn ii de devam etmeli."
322
HERETIK
Barahip askeri uzun sre inceledi. "Sen sa'nn aleti misin? Yoksa Kardinal Bessieres'in mi?"
Vexille yzn buruturdu. "Kardinal Kilise gibidir, Planchard. Zalim, yozlam ve kt."
Planchard ona itiraz etmedi. "O zaman?"
"O zaman yeni bir Kiliseye ihtiya var. Temiz ve gnahsz bir Kiliseye, ilerinde Tanr korkusu
olan drst adamlarla dolu bir Kiliseye. Kutsal Kse bunu baaracak."
Planchard glmsedi. "Eminim Kardinal bunu onaylamayacaktr."
"Kardinal kardeini buraya gnderdi ve kukusuz ben ie yaradktan sonra beni ldrmesi
iin ona emir vermitir."
"Peki, siz nasl ie yarayacaksnz?"
"Kutsal Kse'yi bularak. Ve bunu yapmak iin de nce kuzenimi bulmalym."
"Onun Kutsal Kse'nin nerede olduunu bildiini mi dnyorsunuz?"
"Bence Kutsal Kse babasnn elindeydi ve sanrm olu bunu biliyor," dedi Vexle.
"O da ayn eyi senin iin dnyor," dedi Planchard. "Bence ikiniz de dierinin grebildiini
sanan kr adamlarsnz."
Vexille bunun zerine gld. "Thomas bir aptal. Gaskonya'ya adamlarn ne iin getirdi?
Kutsal Kse'yi bulmak iin mi? Yoksa beni bulmak iin mi? Ama baarsz oldu ve artk bir
kaak. Birka iyi adam Berat Kontuna sadakat yemini etti ve gerisi Castillon d'Arbi-zon'da
kapana skt. Ne kadar dayanacaklar? ki ay m? Thomas baarsz oldu, Planchard. Baarsz.
Kr
323
BERNARD CORNWELL

olabilir, ama ben gryorum ve onu ele geireceim ve ne bildiini reneceim. Siz ne
biliyorsunuz?"
"Syledim ya. Hibir ey."
Vexille odada birka adm atp barahibe bakt. "Sana ikence yaptrabilirim, yal adam."
"Yaptrabilirsin," dedi Planchard yumuak bir ekilde. "Ve ben de ikenceden kurtulmak iin
hi kukusuz feryat ederim, ama o feryatlarn arasnda sana istekli olarak sylediklerimden
baka gerek bulamazsn." Tespihini kaldrp ayaa kalkt. "Ve sa adna bu toplumu
balaman iin sana yalvaryorum. Buras Kutsal Kse hakknda bir ey bilmiyor, sana hibir
ey syleyemez ve sana hibir ey veremez."
"Tanrya hizmet adna hibir eyi balamayacam. Hibir eyi." Klcn ekti. Planchard
ifadesizce bekledi. Kl kendisine dorultulurken irkilmedi bile. "Kutsal Kse hakknda hibir
ey bilmediine bunun zerine yemin et."
"Sana btn bildiimi anlattm," dedi Planchard ve klca dokunmak yerine boynunda asl
duran ha kaldrp pt. "Senin klcna yemin etmeyeceim, ama Kutsal Kse hakknda hibir
ey bilmediim konusunda sevgili Tanrmn ha zerine yemin ederim."
"Ama aileniz bize ihanet etti."
"hanet mi etti?"
"Bykbaban yedi adamdan biriydi. Mezhebinden dnd."
"Bu yzden size ihanet etmi mi oldu? Gerek inanca bal kald iin mi?" Planchard
kalarn att. "Senin Katar sapknln koruduunu mu sylyorsun bana, Guy Vexille?"
324
HERETIK
"Biz dnyay aydnlatmaya geldik," dedi Vexille. "Ve Kilisenin irenliinden temizlemeye.
nancm korudum, Planchard."
"O halde o inanca sahip olan tek kii sensin ve o sapknca bir inan."
"sa'y sapknlk yznden armha gerdiler," dedi Vexille. "Yani sapkn olmak O'nunla bir
olmaktr." Sonra klcn ileri doru itip, Planchard'n grtlana saplad. Ne kadar artcdr ki
yal adam mcadele bile etmedi, yalnz kan boazndan akp beyaz cppesini krmzya
boyarken haa sk skya tutundu. lmesi uzun srd, ama sonunda yana devrildi. Vexille
klcn ekip ban barahibin cppesinin eteine sildi. Klc knna sokup feneri ald.
Etrafna yle bir baknd, ama kendisini endielendiren hibir ey grmedi. Dnp
merdivenlerden yukar kt. Kap kapanp btn kesti. Ve karanlkta gizlenen Thomas ve
Genevieve bekledi.
Btn gece beklediler, Thomas'a hi uyumam gibi geldi, ama uyumu olmalyd ki
Genevieve haprnca uyand. Genevieve'in yaras acyordu, ama bu konuda hibir ey
sylemiyordu. Yalnzca yar uyuklayarak ylece bekliyordu.
Mezarlk zifiri karanlk olduu iin sabahn ne zaman olduu konusunda hibir fikirleri yoktu.
Btn gece hibir ey duymamlard. Ne bir ayak sesi, ne lk, ne ilhi, yalnzca mezarn
sessizlii vard. Thomas daha fazla dayanamayncaya kadar bekledi325
BERNARD CORNWELL
ler. Thomas kvrlp bklerek bulunduu delikten yere indi, dank kemiklerin arasndan el
yordamyla merdivenlere kadar ilerlerken Genevieve olduu yerde kald. Thomas
merdivenlerden yukar kp ortal dinledi, hibir ey duymaynca krk kapy yavaa aralad.
Kilise manastn botu. Doudan k geldii iin sabah olduunu anlad, ama gnein ne
kadar ykseldiini anlamak zordu, nk k yumuak ve dankt. Thomas sabah sisi
olduunu tahmin etti.
Tekrar mezarla indi. Yrrken tahta bir eyi tekmeledi, eilip Kutsal Kse kutusunu buldu.
nce sanda gtrmeyi dnd, ama sonra saklamaya karar verdi. Torbasna sacan
dnd. "Genevieve!" diye seslendi yumuak bir ekilde. "Gel."
Genevieve torbalarn, yayn ve oklar, zrhn ve pelerinlerini kemiklerin arasndan itti.
Omzundaki acyla yzn buruturarak onlarn ardndan yere indi.
Zrhn giymesi iin Thomas'n yardm etmesi gerekiyordu, ama kolunu kaldrnca
Genevieve'in cann yakt. Kendi zrhn giydi, pelerinlerini omuzlarna ast, srtna asabilmek
iin yaynn ipini takt. Klcn beline soktu, kutuyu belinde sallanan torbaya koydu. Ok

demetlerini merdivene tarken merdivenlerden szan hafif kta hazine odasndaki beyaz
cppeyi grd. Gene-vieve'e olduu yerde kalmasn iaret etti. Alak kemere geldiinde
fareler kat. Durup ylece bakt. Planc-hard lmt.
"Ne var?" diye sordu Genevieve.
"Serseri onu ldrm," dedi Thomas aknlkla.
"Kimi?"
326
HERETIK
"Barahibi!" Fsltyla konuuyordu. Aforoz edilmi olmasna ramen ha kard. "Onu
ldrm!" Vexille ve Planchard'n konumasnn sonunu dinlemiti ve barahibin sessiz
kalmasna ve oradan ayrlan bir ift ayak sesi duymasna armt. Ama bu bi aklna
gelmemiti. Hi. "O iyi bir adamd," dedi.
"Eer ldyse bizi sulayacaklardr," dedi Genevieve. "Bu yzden gidelim! Hadi!"
Thomas kanl cesedi orada brakmay hi istemiyordu, ama yapabilecei baka bir ey yoktu.
Genevieve haklyd, onlar sulayacaklard. Planchard, bykbabas sapknl brakt iin
ldrlmt, ama kimse buna inanmazd, zellikle de sulanacak iki sapkn varken.
Merdivenlerden yukar ktlar. Kilise botu, ama Thomas ak bat kapsnn tesinden gelen
sesleri duyabiliyordu. Darda sis vard ve bir ksm kiliseye szyor, deme talarnn stne
yaylyordu. Mezarla gidip tekrar saklanmay dnd, ama sonra kuzeninin o gn manastr
daha iyi bir ekilde aratrp aratrmayacan merak etti. Bu yzden yoluna devam etmeye
karar verdi. "Bu taraftan." Genevieve'in elini tutup kilisenin gney tarafna, ierideki kemerli
yola alan kapya gtrd. Buras keilerin dua etmek iin geldiklerinde kullandklar kapyd,
ama bu sabah belli ki bu ii ihmal etmilerdi.
Thomas kapy iterken menteeleri gcrdaynca ir-kildi. Dikkatle dar bakt. Bata kilise gibi
kemerli yolun da bo olduunu sand; sonra uzakta siyah cppeli adamlar grd. Bir kap
eiinde dikiliyorlard, belli ki ieride konuulanlar dinliyorlard. Thomas ve
327
BERNARD CORNWELL
Genevieve glgeli yolda hzla koturup rasgele bir kap seerken kimse bakmad. Kap bir
koridora alyordu ve ucuna gelince kendilerini manastrn mutfanda buldular. ki kei
atein zerindeki byk bir kazan kartryorlard. Bir tanesi Genevieve'i grd ve orada bir
kadnn bulunmasna itiraz etmeye kalkt, ama Thomas tslayarak onu susturdu. "Dier keiler
nerede?" diye sordu Thomas.
"Oralarda," diye cevap verdi korkan a. Sonra ikisinin satrlar, kaklar ve kselerle dolu
tezghn yanndan, iki keinin asl olduu kancalarn altndan geip zeytinlie alan kapda
gzden kaybolmalarn seyretti. Thomas atlarn oraya brakmt, ama atlar yerinde yoktu.
Czamllar evinin kaps akt. Thomas ona yle bir bakp batya dnd, ama Genevieve
pelerinini ekip sisi iaret etti. Thomas aalarn arasnda siyah giysili bir binici grd. Adam
kordonun bir paras myd? Ve-xille manastrn her yerine adam m yerletirmiti? Bu
mmknd, atlnn dnp kendilerini grmesi daha da mmknd ya da iki mutfak keiinin
alarm vermesi. Ama Genevieve pelerinini tekrar ekip onu zeytinlikten geirip czamllar evine
gtrd.
erisi botu. Btn adamlar czamllardan korkuyordu. Thomas adamlarnn sundurmalar
arayabilmeleri iin czamllar uzaklatrdn dnd. "Burada saklananlayz," diye fsldad
Genevieve'e. "Tekrar ararlar."
"Saklanmayacaz," dedi Genevieve. En byk sundurmaya gidip iki byk cppeyle kt.
Thomas o zaman anlad. Genevieve'in bir cppeyi giymesine
328
HERETIK
yardm etti , baln altn rengi salarnn stne geirdi. Dierini de kendisi giydi, masadan
iki tane an ald. Bu arada Genevieve ok demetlerini ve Tho-mas'n yayn czamllarn odun
toplamak iin kulland kzaa koymutu. Thomas silahlarn zerine birka ktk koydu,
kzan ipini omzuna att. "imdi gidelim," Genevieve.

Thomas nemli yerde kolayca kayan kza ekiyor, Genevieve nden gidiyordu. Kapdan
ktktan sonra atldan uzak durmay umarak kuzeye, sonra batya dnd. Sis onlarn
yanndayd. Gri cppeleri gri sisin arasnda kayboluyordu. Bat tarafndaki ykseltinin dibinde
ormanlk bir alan vard. Genevieve an almadan o tarafa doru yryordu. Bir kez tslaynca
Thomas hareketsiz kald. Bir atn nal sesleri duyuluyordu; uzaklatn duyduklarnda Thomas
kza yeniden ekmeye balad. Bir sre sonra Thomas arkasna bakt ve manastrn gzden
kaybolduunu grd. nlerindeki aalar buharn iindeki clz, siyah gvdeler gibi
grnyordu. Czamllarn ormandan mantar toplamaya giderken kullandklar yoldan
gidiyorlard. Aalar yaklarken nal sesleri tekrar duyuldu. Genevieve uyar amacyla an
ald.
Ama atl uzaklamyordu. Arkalarndan yaklanca Thomas kendi ann ald. Yznn
grnmemesi iin ban iyice edi. Atn bacaklarn gryordu, ama binicisini deil.
"Merhamet, nazik efendim," dedi. "Merhamet."
Genevieve sadaka istiyormu gibi ellerini uzatt. Peder Roubert'in ellerinde brakt yaralar
korkun grnyordu. Thomas da ayn eyi yapp kendi yara329
BERNARD CORNWELL
larn, beyaz ve izgili derisini gsterdi."Bir sadaka, efendim, bir sadaka."
Grnmeyen atl onlara bakt, ikisi de dizlerinin stne kt. Atlnn nefesi daha youn sis
gibi kyordu. "Bize merhamet gsterin." Genevieve hrtl bir ses kullanarak yerel dilde
konuuyordu. "Tanr akna, merhamet gsterin."
Atl ylece oturuyor, Thomas ban kaldrp bakmaya cesaret edemiyordu. Zrhl bir svarinin
merhametine kalm olan savunmasz bir adamn sefil korkusunu hissediyordu, ama ayn
zamanda adamn kararszlk yaadn da biliyordu. Manastrdan kaan iki insan aramas
sylenmiti ve o byle bir ift bulmutu, ama czaml gibi grnyorlard ve czam korkusu
grevine mdahale ediyordu. Birden daha fazla an sesi duyuldu. Thomas arkasna baknca bir
grup gri cppeli figrn aalarn arasndan ktn, anlarn alp sadaka istediklerini grd.
lk ikisine katlmak zere gelen czaml grubu atlnn dayanamayaca bir eydi. Onlara
tkrp dnmek zere dizginlerini ekti. Thomas ve Genevieve dizlerinin stnden kalkmadan
adamn sisle yar rtlmesini bekledi. Sonra aceleyle aalarn arasna koup anlar attlar,
iren kokulu cppeleri karp oklarn ve yaylarn aldlar. Manastrda kaldklar yerden
kovulan dier czamllar onlara ylece bakyordu. Thomas Sir Guil-laume'nin kendisine verdii
paralardan bir avu alp imenlerin arasna brakt. "Bizi grmediniz," dedi czamllara.
Genevieve bu szleri yerel dilde tekrarlad.
Batya yryp sisten ktlar. Orman bitene kadar aalarn dibinden ayrlmadlar. Artk bir
tepeye
330
HERETIK
kan kayalk yamataydlar. Geride braktklar vadideki sis kaybolmaya balarken kayalarn
arasnda ve yarklarda kalmaya dikkat ederek kayalara trmandlar. nce manastr kilisesinin
ats grnd, ama Thomas ve Genevieve tepeye km gneye doru devam ediyorlard.
Batya doru gitmeye devam etseler kyllerin sk grld Gers Nehrinin vadisine inerlerdi,
oysa gney daha ssz ve yabaniydi, bu yzden oraya gidiyorlard.
Gn ortasnda dinlenmek iin durdular. "Yiyeceimiz yok," dedi Thomas.
"O zaman a gideriz," dedi Genevieve. Thomas'a glmsedi. "Nereye gidiyoruz?"
"Castillon d'Arbizon'a," dedi Thomas. "En sonunda."
"Oraya m dneceiz!" Genevieve armt. "Ama bizi kovdular: Neden geri alsnlar?"
"nk bize ihtiyalar var," dedi Thomas. Kesin olarak bilmiyordu, ama Vexille'in
Planchard'la konumasn dinlemi ve garnizonun bir ksmnn Berat Kontuna gittiini
duymutu. O grubu Robbie ynetiyor olmalyd. Sir Guillaume'nin, Northampton Kontuna olan
balln koparacan sanmyordu, ama Robbie'nin skoya dnda bir ball yoktu.
Castillon d'Arbizon'da kalan adamlarn kendi adamlar olduunu tahmin ediyordu, yani Calais
dnda toplad ngilizler. Bu yzden oraya gidecekti ve kalenin ele geirildiini veya
garnizonun ldn grrse daha batya devam edecekti, ngilizlere ait yerlere varana kadar.

Ama nce gneye ineceklerdi, nk dalardan kopan tepelerin karsndaki byk ormanlar
orada bu331
BERNARD CORNWELL
lunuyordu. Eyalarn alrken oku torbasna, yedek ok balarnn, bilei tann ve iplerin
stne koyduu Kutsal Kse kutusu yere dt. Tekrar oturup kutuyu ald. "O ne?" diye sordu
Genevieve.
"Planchard, Kutsal Kse'nin iinde bulunduu kutu olduunu dnyordu. "Ya da belki de
insanlarn Kutsal Kse'nin iinde bulunduuna inanmasnn istendii bir kutuydu." Solan yazya
bakt. Kutuyu imdi gn nda grebildii iin harflerin krmzyla yazldn, boyann silindii
yerlerde bile belli belirsiz izler olduunu grebiliyordu. Kutunun iinde de bir iz vard. Bir eyin
uzun sre orada kaldn gsteren, ahaba gmlm yuvarlak tozdu bu. ki demir mentee
paslanmt ve krlgand, kutu o kadar kurumutu ki arl neredeyse hi yok gibiydi.
"Gerek mi?" diye sordu Genevieve.
"Gerek," dedi Thomas. "Ama Kutsal Kse'nin gerekten bunun iinde olup olmadn
bilmiyorum." Kutsal Kse hakknda konuurken bu szleri ne kadar sk kullandn dnd.
Ama artk daha fazlasn biliyordu. Geen yzylda, hal han takan Fransz glerin
gneyden sapknl yok etmek iin geldikleri dnemde yedi adamn As-tarac'tan katn
biliyordu. Adamlar hazine gtrdklerini iddia ederek kam ve onu savunmaya yemin
etmilerdi. Ama imdi, yllar sonra bu sapkn inanc bir tek Guy Vexille saklamt. Peki,
Thomas'n babas gerekten Kutsal Kse'ye sahip miydi? Guy Ve-xille bu yzden Hookton'a
gitmi ve imdi Planchard' ldrd gibi kydeki herkesi katletmiti. Karanlk Lordlarn
torunlar, gvene ihanet ettikleri iin temiz332
HERETIK
leniyorlard ve Thomas eer kuzeni kendisini yakalarsa bana neler geleceini ok iyi
biliyordu.
"Kutsal Kse iin garip bir ekil," dedi Genevieve. Kutu s ve kare biimindeydi, iinde bir
zamanlar sap olan bir kadehi barndrm gibi derin deildi.
"Kutsal Kse'nin neye benzediini kim biliyor ki?" diye sordu Thomas. Sonra kutuyu omuz
torbasna koyup gneye devam ettiler. Thomas sk sk arkasna bakyordu. lene doru koyu
renk giysili adamlarn manastrdan tepeye doru trmandklarn grd. Saylar bir dzineyi
buluyordu. Tepeyi gzetleme yeri olarak kullanacaklarn tahmin etti. Guy Vexille manastr
tekrar aram ve hibir ey bulamaynca an geniletmi olmalyd.
Acele etmeye baladlar. Akam yaklarken Gene-vieve'in yaraland kayalar grr
olmulard; orman artk cok uzakta deildi, ama Thomas arkasna bakmaya devam ediyor, her
an bir dzine adamn ortaya kmasn bekliyordu. Onun yerine gneyde daha fazla adam
belirdi. On iki kiilik yeni bir grup tepeye kan patikay trmanmaya balad. Thomas ve
Genevieve imenlerin stnden geip aalarn arasnda gzden kaybolduktan dakikalar sonra
tepede yeni atllar grnd.
kisi allarn altna uzanp soluklarnn dzene girmesini beklediler. On iki yeni svari akla
oturup beklemeye balad. Bir sre sonra ilk atllar grnd. Tepenin ak alanlarn
aratryorlar, Thomas ve Genevieve'i gizlendikleri yerden karmay umuyorlard. Thomas,
kuzeninin kendisinin ne yapacan ok iyi tahmin ettiini anlamt. Vexille onun Castillon
333
BERNARD CORNWELL
d'Arbizon'a geri dnmeye ya da en azndan batya, dier ngiliz garnizonlarna gitmeye
alacan ngrmt. imdi adamlar Astarac'n batsndaki btn araziyi taryorlard.
Thomas seyrederken kuzeni gr asna girdi. imenlik tepede dierlerine katlan yeni
adamlar ynetiyordu. Yksek alanda krk adam vard imdi. Hepsi zrhl ve siyahlar iindeydi,
hepsi uzun kllar tayordu.
"Ne yapacaz?" diye sordu Genevieve soluk solua.
"Saklanacaz."

Ses karmamaya alarak geriye ekildiler. Ormann derinliklerine girdiklerinde Thomas


Genevieve'i douya ynlendirdi. Kendisi Astarac'a geri dnecekti, nk Guy'un bunu
beklediini sanmyordu. Yksek zeminin kysna varp nlerinde uzanan vadiyi grdklerinde
Thomas takipilerinin ne yaptn grmek iin kuzeye doru yanat.
Yars, sonraki vadiyi geen yolu kapamak iin batya gitmiti, ama Vexille tarafndan
ynetilen geri kalanlar aalara doru ilerliyordu. Thomas ve Genevieve'i korkutup ortaya
kararak dier askerlerin eline dmelerini salamaya alacaklard. Artk atllar ok yakn
olduu iin Thomas tatar yay tadklarn grebiliyordu.
"imdilik gvendeyiz," dedi, Genevieve'in snd yarkta ona katlrken. Kuzeninin da
doru alan kordonunun iine girdiini dnyordu. Kordon ilerledike genileyecek ve
gedikler arasndan szmas kolay olacakt. Ama bu sabaha kadar beklemek zorundayd, nk
gne bat tarafndaki bulutlarn arasna inmeye, onlar pembeye boyamaya balamt. Tho334
HERETIK
mas ormann seslerini dinledi, ama telalandrc bir ey duymad. Yalnzca aa kabuklarna
srtnen penelerin sesi, bir gvercinin kanat rplar ve rzgrn i ekii duyuluyordu.
Siyah giysili biniciler batya gitmiti, ama douda, vadideki almalar gzle grlyordu.
Orada hl askerler vard ve o adamlar czamllar evini atee vermiler, duman manastrn
stndeki btn gkyzn siyaha boyamt. Adamlar kulbelerde gizlenen herkesin aa
kacan dnerek kyn geri kalann da yakmlard. Kalenin harabelerinde daha fazla
adam vard. Thomas onlarn orada ne yaptn merak ediyordu, ama gremeyecek kadar
uzaktayd.
"Yemek yemeliyiz," dedi Genevieve'e.
"Hibir eyimiz yok."
"O zaman mantar arayalm, bir de findik. Suya da ihtiyacmz var."
Gneyde minik bir aknt buldular. Yzlerini suyun szd kayaya dayayarak susuzluklarn
giderdiler. Sonra Thomas akntnn yarnda erelti otlarndan bir yatak yapt. Orada iyi
gizleneceklerinden emin olduktan sonra Genevieve'i brakp yiyecek aramaya gitti. Yayn
yanna ald, beline yarm dzine ok soktu. Bunun nedeni savunma deil, bir geyik ya da domuz
grmeyi ummasyd. Biraz mantar buldu, ama kk ve siyah kanatlydlar, bu yzden zehirli
olup olmadklarndan emin olamad. Kestane ya da av hayvan bulmak iin daha ileriye doru
gitti. Srekli srnyor, dinliyor ve ormann kysn gzden karmyordu. Bir ses dnp hzla
dnd, bir geyik grdn sand, ama glgeler uzad iin emin olamad; yine de yay335
BERNARD CORNWELL
na bir ok takp titreyen hareketi grd yere doru ilerledi. iftleme mevsimiydi ve erkek
geyiklerin ormanda olup dvecek baka geyikler aramas gerekiyordu. Eti piirmek iin ate
yakmaya cesaret edemeyeceini biliyordu, ama daha nce de i karacier yemiti ve bu gece
iin bu bir ziyafet olacakt. Sonra geyik boynuzlarn grp kenara kayd, yar melip geyiin
gvdesini grmeye alt. Tam o srada bir tatar yay hareket etti ve tatar oku tslayarak
yanndan geip bir aacn gvdesine girdi. Thomas yayn ekerek dnerken geyik byk
sramalarla uzaklat. Tam o srada kllarn eken adamlar grd.
Bir tuzaa doru gelmiti.
Ve yakalanmt.
336

NC BLM
Karanlk
M
anastrn aranmas srasnda Barahip Planc-hard'n cesedinin dnda bir ey bulunamad. Guy
Vexille'e yal adamn ldrld bildirilince aka kayp kuzenini sulad. Btn binalarn
aranmasn, kaaklarn saklanmamas iin kyn ve czamllar evinin yaklmasn emretmiti ve
sonra isteksizce avnn katna ikna olmutu. Bat ormannda bir ift czaml cppesi ve iki
tahta an neler olduunu anlatyordu. Vexille ormann o tarafn koruyan atllarla yz-letiinde
iki adam da hibir ey grmediklerine yemin ettiler. Onlara inanmad, ama itiraz ederek
kazanaca bir ey yoktu. Bu yzden atllar, Gaskonya'daki ngilizlerin sahip olduklar yerlere
gtren btn patikalar taramaya yollad. Charles Bessieres'e adamlarn aramaya katmasn
emrettiinde Bessieres bunu reddetti. Atlarnn zayf, adamlarnn yorgun olduunu iddia
ediyordu. "Ben senden emir almyorum," diye hrlad Bessieres. "Kardeim iin buradaym."
"Ve kardein ngilizlerin bulunmasn istiyor," diye srar etti Vexille.
"O halde onu bulun, Lordum," dedi Bessieres, son iki szc hakaret gibi sylemiti.
339
BERNARD CORNWELL
Vexille btn adamlaryla batya giderken Bessieres'in ky ve manastr yamalamak iin
geride kalmak istediini biliyordu. Charles Bessieres'in yapt tam olarak da buydu, ama
sonu olarak ok az ey buldu. Alt adamn kyllerin yeni alevlerden kurtardklar amas
eyalarn incelemek iin gnderdi. Birka metelie satabilecekleri tencere tavalar vard, ama
onlarn esas istedikleri, adamlarn geldiini grnce kyllerin gizledii paralard. Herkes
kyllerin kk miktarda paras olduunu ve zrhl basknclar geldiinde onlar gizlediklerini
bilirlerdi. Bu yzden Bessieres'in adamlar, gizleme yerlerini renmek iin seyislere ikence
yapt ve bu srada ok daha ilgin bir ey rendi. Charles'n adamlarndan biri gney Franszca
dili konuuyordu ve tam esirinin parmaklarn keserken kyl, yal Kontun kalenin harabelerini
kazdn ve kilisenin altnda antik bir duvar bulduunu, ama daha fazla kazamadan ldn
syleyiverdi. Bu Bessieres'in ok ilgisini ekti, nk adam duvarn arkasnda bir ey olduunu
ima ediyordu, yal Kontu heyecanlandran bir ey. stelik ba-rahip, ruhu ad olsun, oray
gizlemek istemiti, bu yzden Vexille adamlaryla birlikte batya giderken Bessieres adamlarn
eski kaleye srd.
Deme talarn skp yeralt odasn ortaya karmak bir saatten ksa srd. Bir saat daha
getikten sonra Bessieres eski tabutlar ortaya karp oktan yamalandklarn grd. Kyden
adam getirildi ve Kontun nereyi kazdn gsterdi. Bessieres adamlarna duvar ortaya
karmalarn emretti. i, Guy Vexille gelip onu aile mezarlnn kutsalln bozmakla
sulamaya balamadan nce bitirmek istedii iin adamlarn hzl altryordu. Ama
340
HERETIK
duvar salam bir ekilde yaplmt ve iyi svanmt. Ancak adamlardan biri demirciden
yamalad ar ekici karnca gerek bir ilerleme kaydetmeye baladlar. eki talarn
stne arpp krmaya, yerlerinden oynatmaya balad. Sonunda alt bloklarn arasna demir
ubuklar sokmay baardlar ve duvar devrildi.
Ve ieride, ta stunun stnde bir kutu vard.
Tahta bir kutuydu bu, bir adamn kafasn alacak byklkteydi. Charles Bessieres bile onu
grnce iini bir heyecan dalgasnn kapladn hissetti. Kutsal Kse, diye dnd, Kutsal
Kse. Kuzeye kardeine papal kazandracak olan dlle dndn hayal etti. 'Yoldan
ekilin," diye hrlad bir adam hazineye uzanrken. Sonra alak bolukta kamburunu karp
tahta kutuyu kaidesinden ald.
Sandk kurnazca yaplmt, nk kapa yok gibiydi. Bir tarafnda -Bessieres orann st
olduunu tahmin ediyordu- yllar iinde kararp donuklam gm bir ha vard, ama
kutunun stnde bir yaz ve iinde ne olabileceine dair bir ipucu yoktu. Bessieres kutuyu
sallaynca iinde bir ey tngrdad. Duraklad. Kutsal Kse'nin ellerinde olabileceini

dnyordu, ama eer kutuda baka bir ey varsa sahte Kutsal Kse'yi belindeki okluktan
karp onu, Astarac'n mahvolmu sunann altnda bulmu gibi yapabilirdi.
"An," dedi adamlarndan biri.
"Kapa eneni," dedi Bessieres biraz daha dnmek isteyerek. ngiliz hl kaypt, ama
byk olaslkla yakalanacakt. Ya Kutsal Kse onun yanndaysa ve belindeki ksenin sahte
olduu anlalrsa? Bessieres, Guy Vexille'i ldrme ansnn olduu mezarlktakiyle ayn
ikilemle kar karyayd. Kutsal Kse'yi yanl zamanda ortaya ka341
BERNARD CORNWELL
rrsa Avignon'daki papalk saraynda kolay bir hayat olmazd. Bu yzden en iyisi ngiliz'in
yakalanmasn bekleyip Paris'e gtrlecek tek bir Kutsal Kse bulunduundan emin olmakt.
Ama ya hazine bu kutunun iindeyse?
Kutuyu gn na gtrd. Ban ekip kutunun iyi yaplm eklemlerine darbeler indirdi.
Adamlarndan biri, kutuyu paralamak iin demircinin ekicini kullanmay nerdi, ama
Bessieres kfrederek onun bir aptal olduunu syledi. "indekini krmak m istiyorsun?" diye
sordu. Adam bir kenara itip bayla uramaya devam etti. Sonunda bir tarafn ikiye
ayrmay baard.
indekiler beyaz ynl bir kumaa sarlmt. Bessieres, byk dl olmasn umarak
iindekileri kard. Adamlar beklentiyle etrafna toplanp Bessieres'in eski, ypranm bezi
an seyrettiler.
Bezin iinden ka ka kemikler kt.
Bir kafatas, baz ayak kemikleri, bir krek kemii ve kaburga. Bessieres bunlara bakp
kfretti. Adamlar glmeye balaynca Bessieres kafatasn tekmeledi, yere uan kafatas birka
adm yuvarlandktan sonra hareketsiz kald.
Ban meleklerin nl ifacs St. Sever'n kemiklerini bulmak iin krletirmiti.
Ve Kutsal Kse hl gizliydi.
Coredorlar, Astarac etrafndaki faaliyetle meraklanmt. Ne zaman silahl adamlar bir kasabay
veya ky yama-lasa, aresiz ve a kanun kaaklar iin kolay avanta olacak kaaklar olurdu.
Yaklak yz Coredor'u idare eden
342
HERETIK
Destral, Astarac'n talan edilmesini seyretmi, askerlerden kaan insanlar ve nereye gittiklerini
grmt.
Coredor'larn ounun kendileri de kaakt, ama hepsi deil. Bazlar anslar olmayan
adamlard, dierleri savatan kovulmutu, bir ksm da bir efendiye ait olan yaverler olarak
kendilerine verilen yerleri kabul etmeyi reddetmilerdi. Yazlar yksek ovalara kan srleri
avlyor, da geitlerindeki kaygsz yolcular pusuya dryorlard, ama kn kurban ve
snak bulmak iin aa kesimlere inmek zorunda kalyorlard. Adamlar etelere girip kyor,
kadnlarn da birlikte getirip gtryorlard. Bazlar hastalktan lyor, dierleri yamalarn
alp daha drst yaamak iin eteden ayrlyor, bazlar kadn veya bahis yznden kan
kavgalarda ldrlyor, ok az yabanclarla giriilen kavgalarda lyordu. Berat Kontu, byk
tahribat vermedikleri srece Destral'in etesine hogr gsteriyordu, nk yarklar ve
maaralar dolu dalar aramak iin adam tutmann para kayb olduunu dnyordu.
Coredor'lar ekecek zenginliklerin olduu yere garnizonlar koyuyor, kasabalardan getirilen
vergileri tayan vagonlarn sk bir ekilde korunmasn salyordu. Ana yollardan uzakta
yolculuk yapan tccarlar kendi kiralk askerleriyle konvoy halinde seyahat ediyorlard. Geriye
kalanlar da Coredor'larn avantas oluyordu ki onun iin de bazen dvmek zorunda
kalyorlard, nk Routier'ler blgelerine tecavz ediyorlard.
Bir Routier neredeyse bir Coredor saylrd, ama Routier'ler daha iyi organizeydi. Onlar ii
olmayan askerlerdi, silahl ve deneyimliydiler. -Routier'ler bazen bir kasabay alp yamalar,
orada garnizon kurar, kuruyana kadar
343
BERNARD CORNWELL

elinde tuttuktan sonra yeniden yolculua balard. ok az Lord onlarla dvmek isterdi, nk
Routier'ler eitimli askerlerdi ve kk, tehlikeli ordular kurar, kaybedecek bir eyi olmayan
insanlarn fanatizmiyle savarlard. Sava baladnda ve Lordlar askerler iin para
verdiinde yamalama dururdu. Routier'ler yeni bir yemin eder, savaa gider ve atekese
kadar savarlard. ldrmekten baka i bilmedikleri iin krsal blgenin daha ssz kesimlerine
gider ve saldracaklar bir kasaba bulurlard.
Destral Routier'lerden nefret ederdi. Coredor'larn doal dmanlar olduklar iin btn
askerlerden nefret ederdi ve bir kural olarak onlardan uzak dursa da sayca stnlkleri varsa
adamlarnn saldrmasna izin verirdi. Askerler iyi bir silah, zrh ve at kaynayd. Bu yzden
yanan kyn ve czamllar evinin dumanlar Astarac stndeki gkyzn lekelerken
yardmclarndan birinin, dierlerinden ayrlarak aalarn arasna giren yarm dzine siyah
giysili adama saldr dzenlemesine izin verdi. Saldr bir hatayd. Svariler yalnz deildi,
ormann hemen tesinde dierleri de vard ve birden aalarn arasndaki lo blge nal sesleri
ve knlarndan ayrlan kl sesleriyle doldu.
Destral ormann kenarnda ne olduunu bilmiyordu. Aalarn arasnda, daha derinlerde,
kire ta kayasnn meelerin arkasnda ykseldii ve yukarlardan kk bir derenin akt
yerdeydi. ki maara snak salyordu ve Destral k burada geirmeyi planlyordu.
Korunabilecek kadar ykseklerde, ama adamlarnn kyleri ve iftlikleri yamalamasna izin
verecek kadar vadiye yakn olacaklard. Ve Astarac'tan kaan iki kii buraya getirilmiti. ift,
tepenin dibinde yakalanm ve maaralarn nndeki mey344
HERETIK
dana getirilmiti. Destral burada atei hazrlyordu, ama askerlerle ba edildiini renene
kadar ate yakmayacak-t. Akamn alacakaranlnda adamlarnn ona hayal edebileceinden
daha byk bir ganimet getirdiklerini gryordu. nk adam ngiliz okuydu ve dieri de bir
kadnd. Ve Kadnlar Coredor'lar arasnda her zaman bir korku kaynayd. Kadnn da
kullanlaca yerler olacakt, ama ngiliz'in deeri daha bykt. Satlabilirdi. Ayrca bir kese
paras, klc ve zrh vard. Bu, durumu Destral iin daha da tatl bir zafer haline getiriyordu,
nk bu adam yarm dzine adamn oklaryla ldren kiiydi. Coredor'lar Tho-mas'n omuz
torbasn aratrd, akmak ta ve elii ald. Thomas yedek yay iplerini ve birka kuru
parasm oraya saklamt, ama yedek ok balarm ve bir deeri yok gibi grnen ahap kutuyu
bir kenara attlar. Oklarn alp yay Destral'e verdiler. Destral yay geri ekmeye alt, ama
ok fkelendi, nk btn gcne ramen ipi ancak birka santim ekebilmiti. "Parmaklarn
kesin gitsin," dedi oku yere frlatarak. "Kadn da soyun."
O zaman Philin mdahale etti. Bir adam ve bir kadn Genevieve'i yakalam zrhn bandan
karmaya alyor, ac dolu lklarna aldrmyorlard. Thomas ise kollarn tutan iki adamdan
kurtulmaya alyordu. Philin herkese durmas iin bard.
"Durmak m?" Destral bu meydan okumaya inana-mayarak Philin'e dnd. "Yumuadm m?"
diye Philin'i sulad. "Onu balamamz m istiyorsun?"
"Ondan bize katlmasn istedim," dedi gergin bir ekilde. "nk olumun yaamasna izin
verdi."
Thomas yerel dilde yaplan konumalarn hibirini anlamyordu, ama Philin'in hayat iin
yalvard akt.
345
BERNARD CORNWELL
Takma adn omzunda asl duran byk baltadan alan Destral'n bu ricay yerine getirme
havasnda olmad da akt. "Bize katlmasn m istedin?" diye kkredi Destral. "Neden?
Olunu balad iin mi? Sevgili sa, sen zayf bir serserisin. Burnu smkl bir tabanszsn."
Baltay omzundan indirdi, sapna bal ipini bileine geirdi ve uzun boylu Philin'e doru
yrd. "Ben senin adamlarm ynetmene izin verdim, ama sen onlarn yarsn ldrttn!
Onlar bu adam ve kadn ldrd, ama sen onun bize katlmasn istiyorsun, yle mi? Eer
bana dl konmasayd onu hemen imdi ldrrdm. Karnn yarp kendi barsaklaryla
asardm onu, ama onun yerine ldrd her adam iin bir parman kaybedecek." Thomas'a
doru tkrp baltasyla Genevieve'i iaret etti. "Sonra bunun yatam stmasn
seyredebilir."

"Ondan bize katlmasn istedim," diye inatla tekrarlad Philin. Baca alda olan ve mee
dallarndan yaplan kaba koltuk deneklerinden destek alan olu babasnn yannda durmak
iin geldi.
"Onun iin dvr msn?" diye sordu Destral. Philin kadar uzun boylu deildi, ama geni
omuzluydu ve tknaz, hayvani bir gc vard. Krk burnuyla surat dmdzd, gzleri bir
Samsun kpeininkilere benziyordu; iddet dncesiyle parlayan gzlerdi bunlar. Sakal,
kurumu salya ve yiyecek kalntlaryla keele-miti. Baltay, ba solan kta parlayacak
ekilde savurdu. "Benimle dv," dedi Philin'e, a bir sesle.
"Yalnzca hayatta kalmasn istiyorum," Philin, bu de-li-gzl lidere kar klcn ekmek
istemeyerek. Ama teki Coredor'lar kan kokusu alyordu, bol miktarda kan. Etraflarnda bir
halka oluturup Destral'i yreklendirmeye
346
HERETIK
baladlar. Srtp baryorlar, dv grmek istiyorlard. Philin daha fazla gidecek yeri
kalmayana kadar geriledi.
"Dvn!" diye bard adamlar. "Dvn!" Kadnlar da baryorlar, Philin'e bir erkek
olmasn ve baltayla yzlemesini sylyorlard. Philin'e yalan olanlar onu serte ne doru
ittiler, Philin'in Destral'le arpmamak iin yana kaymas gerekti. Destral kmseyerek onun
suratna bir tokat att, hakaret etmek amacyla sakaln ekitirdi.
"Dv benimle," dedi Destral. "Yoksa ngiliz'in parmaklarn sen keseceksin."
Thomas hl neler sylendiini anlamyordu, ama Philin'in yzndeki ifadeden iyi bir ey
olmadn anlyordu. "Devam et!" dedi Destral. "Parmaklarn kes! Ya bu ya da ben senin
parmaklarn keserim."
Philin'in olu Galdric kendi ban ekip babasna doru itti. "Yap," dedi ocuk. Babas
ba almaynca Destral'e bakt. "Ben yaparm!" dedi ocuk.
"Baban yapacak," dedi Destral elenerek. "Ve bununla yapacak." Bileindeki halkay karp
baltay Philin'e uzatt.
taatsizlik edemeyecek kadar korkmu olan Philin silah alp Thomas'a doru yrd.
"zgnm," dedi Franszca olarak.
"Ne iin?"
"Baka seeneim olmad iin." Philin perian grnyordu, aalanm bir adamd, nk
dier Coredor'larn onun utancyla elendiini biliyordu. "Ellerini aacn stne koy," dedi,
sonra sylediini kendi dilinde tekrarlad. Thomas'n ellerini tutan adamlar arpk ellerini aaca
bastrdlar. Philin yaklarken Thomas'm kollarn skca tuttular. "zgnm," dedi Philin tekrar.
"Parmaklarn kaybetmek zorundasn."
347
BERNARD CORNWELL
Thomas onu seyrediyor, ne kadar endieli olduunu gryordu. Baltann indii zaman
parmaklarn deil, bileini keseceini grebiliyordu. "abuk yap," dedi.
"Hayr!" diye bard Genevieve ve onu tutan ift gld.
"abuk," dedi Thomas. Philin baltay kaldrd. Duraklayp dudaklarn yalad, Thomas'n
gzlerine son bir kez acyla bakp baltay savurdu.
Thomas adamlarn kendisini aaca bastrmasna izin verdi; balta gelene kadar onlardan
kurtulmaya almad. Ancak balta inerken kendini ellerinden kurtarmak iin byk* gcn
kulland. Uzun yaylar ekmek iin eitilmi bir okunun gcne aran iki adam kollar havada
kalakald. Thomas baltay havada kapp fkeyle kkreyerek Genevieve'i tutan ifte dnd. lk
darbesi adamn kafasn ikiye ayrd, kadn igdsel olarak Genevieve'i brakt. Thomas baltay
ellerini aaca bastran adamlara doru evirdi. Sava l atyordu, ngiltere'nin sava
ln: "St. George! St George!" Aalarn arasndan atllar gelirken ar silah en yakndaki
adama doru savurdu.
Corador'lar birdenbire Thomas' bastrma gereksini-miyle atl tehlikesi arasnda skp
kaldlar. Sonra svarilerin ok daha tehlikeli bir dman olduuna karar verip drtnala gelen
askerlerle karlaan her insann igdsel olarak yapaca eyi yaptlar. Aalara doru
katlar ve Guy Vexille'in siyah giysili svarileri aralarna dalp kllarn savurmaya, vahi bir
rahatlkla ldrmeye baladlar. Kar karya olduklar tehditten habersiz Destral, Thomas'a

doru kotu ve Thomas baltay tknaz adamn suratna savurup burnunu krd, geriye
dmesine neden oldu. Sonra bu hantal silah brakp yayn ve ok torbasn kapp Genevieve'i
bileinden yakalad.
348
HERETIK
Komaya baladlar.
Aalarn arasnda gvenlik vard. Aalarn gvdeleri ve alak dallar atllarn ormanda
zgrce ilerlemesini engelliyordu, ama ak alandaki atllar dnyor, kesiyor, tekrar
dnyordu. Aalarn arasna kamay baaramayan Coredor'lar kurtlar tarafndan katledilen
koyunlar gibi lyorlard.
Philin Thomas'n yanndayd imdi, ama hantal deneklerin zerindeki olu hl
meydandayd. Onu gren bir atl dnp klcn kaldrd. "Galdric!" diye bard Philin ve olan
kurtarmak iin komaya balad, ama Thomas ona bir elme atp yayna bir ok takt.
Svari klcn Galdric'in srtna saplamaya hazrlanyordu. Mahmuzlaryla atna dokundu. At
tam hzlanrken glgelerden kan bir ok boazn yard. At dnd, svarisi kanlar iinde
eyerden dt. Thomas'm att ikinci ok olann yanndan hzla geip Destral'in gzne girdi.
Atllarn arasnda kuzenini arad. Ama ortalk o kadar lotu ki yzleri ayrt edemiyordu.
"Gel!" dedi Genevieve srarla. "Gel!"
Ama Thomas onunla birlikte komak yerine meydana dald. Bo Kutsal Kse kutusunu alp
para kesesini arad, bir ok demetini kaparken Genevieve'in uyar ln duydu. Atllar zerine
doru gelirken hzla yana kayd, geldii yoldan geri dnp aalarn arasna doru kotu.
Thomas'm hzl kaamaklaryla kafas karan takipisi tekrar ileri doru atn mahmuzlad,
Thomas bir aacn altna dalarken yn deitirdi. Dier Coredor'lar maaralara kayorlard,
ama Thomas snacak maaralara bo verip kayaln yanndan gneye kotu. Genevieve'i
elinden tutarken Philin Galdric'i omuzlarnda tayordu. Bir
349
BERNARD CORNWELL
avu cesur atl bir sre daha onlar takip etme gayretini gsterdi, ama hayatta kalan
Coredor'lardan bazlarnn tatar yay vard. Karanlktan kan oklar svarileri kazandklar kk
zaferden tatmin olmaya zorlad. Yirmi kadar haydut ldrmler, bir o kadarn esir alm ve
daha iyisi bir dzine kadn ele geirmilerdi. Bunu yaparken yalnzca bir adam kaybetmilerdi.
Oku adamn boazndan kardlar, cesedini atna ykleyip bez eritlerle balanan esirleriyle
kuzeye doru yola koyuldular.
Bu arada Thomas kouyordu. Zrh hl zerindeydi, yay, ok torbas ve bo kutu yanndayd,
ama baka her eyi kaybetmiti. Ve karanlkta kouyordu.
Nereye olduunu bilmeden.
Yenilgi zordu ve Guy Vexille yenildiini biliyordu. Kaaklar aa karmalar iin svarilerini
ormana gndermiti, ama onlar Coredor'larla kanl, tek tarafl bir kavgaya girmi, sonunda
adamlarndan biri lmt. Ceset As-tarac'a gtrld ve ertesi sabah erkenden Guy Vexille
tarafndan gmld. Yamur yayordu. Gece yamaya balam, saanak yamur zeytin
aalarnn arasnda kazlan mezar doldurmutu. Bir gece nce kafalar kesilen esir
Coredor'larn hepsinin cesedi zeytinliin dibinde terk edilmiti, ama Vexille kendi adamlarnn
bir mezar olmas gerektiine inanyordu. Cesedin zerindeki gmlei hari ey karlmt.
Adam s ukura yuvarland, ba yamur suyunun stne kp boynundaki yaray aa
kard. "Neden boazlk takmyordu?" diye sordu Coredor'lara saldran adamlarndan birine.
Boyunluk, boaz rten
350
HERETIK
metal bir plakayd ve Vexille len adamn bir sava alannda bulduu zrhyla vndn
hatrlyordu.
"Takyordu."
"ansl bir darbeydi o halde?" diye sordu Vexille. Me-raklanmt. Her trl bilgi ie yarard,
hatta baz bilgiler o kadar yararlyd ki savan karmaas iinde yaayan bir adama ok
yardm dokunurdu.

"Kl deildi," dedi adam. "Oktu."


"Tatar oku mu?"
"Uzun ok," dedi adam. "Doruca boyunluktan girdi. Dimdik girmi olmal." Adam ha karp
benzeri bir kader yaamamak iin dua etti. "Oku kat," diye devam etti. "Ormana girdi."
Vexille o zaman Thomas'n Coredor'larn arasnda olmas gerektiini anlad. Haydutlardan
birinin av yay kullanm olmas mmknd, ama ok byk bir olaslk deildi bu. Okun
nerede olduunu sordu, ama atlmt ve kimse nereye olduunu bilmiyordu. Bylece sabah
sisinde Vexille adamlarn tepeye karp gneye, cesetlerin hl yerde yatt yere gtrd.
Yamur hzla yayor, atlarn rtlerinden szlyor, adamlarn zrhlarndan ieri girmenin bir
yolunu bulup metal ve derinin donmu ciltleri zedelemesine neden oluyordu. Vexil-le'in
adamlar durmadan homurdanyordu, ama kendisi havadan habersiz gibiydi. Meydana varnca
cesetlere bakt ve sonra arad eyi buldu. Gznde bir ok olan tknaz, sakall bir adamd bu.
Vexille oka bakmak iin atndan indi. Dibudak aacndan yaplm, ucunda kaz ty olan uzun
bir oktu bu. Vexille oku ekerek adamn beyninden geri kard. Uzun, ineye benzer ba vard
ki bu okun ngiliz oku olduunu dndryordu. Son351
BERNARD CORNWELL
ra tylere bakt. "ngilizlerin bir kazn yalnzca bir kanadndan aldklar tyleri kullandklarn
biliyor muydunuz?" Nemli tyleri okad. Sicim ve yeile dnm bir tutkalla yerine
tutturulmutu. "Ya sa ya da sol kanat, hangisi olduu fark etmez, ama iki kanadn tyleri bir
okta bir araya getirilmez." Birden d krkl iinde oku ikiye ayrd. Kahretsin! Bu bir ngiliz
okuydu ve Thomas'n burada olduu anlamna geliyordu. O kadar yaklamt ki! Oysa imdi
gitmiti. Ama nereye?
Adamlarndan biri Gers vadisini aramak iin batya gitmeyi nerdi, ama Vexille bu neriye
hrlayarak karlk verdi. "O aptal deil. imdiye kadar millerce tede olmal. Millerce." Ya da
belki de yalnzca birka metre tede aalarn arasndan ya da yksek kayalklardan onlar
izliyordu. Vexle ormana bakp kendini Thomas'n yerine koymaya alt. ngiltere'ye mi
kaard? Ama en banda buraya neden gelmiti? Thomas aforoz edilmiti, arkadalarnn
arasndan kovulmu, yabani ortama gnderilmiti, ama o ngiltere'ye kamak yerine Asta-rac'a
gelmiti. Ancak Astarac'ta hibir ey yoktu. Talan edilmiti, peki Thomas imdi nereye giderdi?
Guy Vexil-le maaralara bakt, ama hepsi botu. Thomas gitmiti.
Vexille manastra geri dnd. Oradan ayrlma zaman gelmiti. Adamlarnn geri kalanlarn
toplamaya gitti. Charles Bessieres de az saydaki kendi askerini toplam, hepsi yama
mallarla arlam atlarna binmilerdi. "Sen nereye gidiyorsun?" diye sordu Vexille ona.
"Siz nereye giderseniz oraya, Lordum," dedi Bessieres alayc bir nezaketle. "ngiliz'i
bulmanza yardm etmek iin. Peki, onu nerede arayacaz?" Guy Vexille'in bir cevab
olmadm bilerek alayc bir ekilde sormutu bu soruyu.
352
HERETIK
Vexille hibir ey sylemedi. Yamur hl sabit bir ekilde yayor, yollar batakla
eviriyordu. Toulouse'a giden kuzey yolunda bir grup yolcu belirmiti. Otuz ya da krk yolcunun
hepsi yryordu. Manastra snmak ve yardm istemek iin geldikleri belliydi. Sandklar ve
ynlarla dolu drt el arabas ittikleri iin kaaa ben-ziyorlard. amurlu yolda
yryemeyecek kadar yal olan kii el arabalarnn stnde gidiyordu. Bessi-eres'in
adamlarndan bazlar daha fazla yama mal iin heveslenerek atlarn onlara doru srerken
Guy Vexil-le onlar durdurdu. Vexille'in vernikli zrhn ve kalka-nndaki aha kalkm yale'i
gren halk amurda mel-di. "Nereye gidiyorsunuz?" diye sordu Vexille.
"Manastra Lordum," dedi adamlardan biri apkasn karp diz kerek.
"Peki, nereden geliyorsunuz?"
Adam Garonne vadisinden geldiklerini syledi. Douya doru iki gnlk mesafedeydi buras.
Biraz daha sorgula-ynca bu insanlarn drt zanaatkar ve aileleri olduunu rendi: Bir
marangoz, bir eyer yapmcs, bir tekerleki ve bir ta ustas. Hepsi de ayn kasabadan
geliyordu.
"Orada bir sknt var m?" diye sordu Vexille. Cevabn kendisini ilgilendireceini sanmyordu,
nk Thomas douya gitmi olamazd, ama baka bir ey ilgisini ekti.

"Salgn hastalk var, Lordum," dedi adam. "nsanlar lyor."


"Her zaman salgn hastalklar vardr," dedi Vexille aldrmayarak
"Bu yle bir ey deil, Lordum," dedi adam mtevaz bir ekilde. Yzlerce, belki binlerce
insann lmekte olduunu ve ailelerin, hastaln ilk iddetli saldrs sra353
BERNARD CORNWELL
snda kamaya karar verdiklerini anlatt. Dierleride
ayn eyi yapyordu, ama ou Toulouse'a gitmiti. Hep si birbiriyle arkada olan bu drt aile
gvenlikleri iin gney tepelerine gitmeye karar vermilerdi.
"Kalp kiliseye snmalydmz," dedi Vexille.
"Kilise llerle dolu, Lordum," dedi adam. Vexille sabrszlkla dnd. Garonne'daki bir salgn
hastalk onu ilgilendirmiyordu. Yerli halkn panie kaplmas sra d bir ey deildi. Charles
Bessieres'in adamlarna hrlayp kaaklar rahat brakmalarn, zaman kaybettiklerini syledi.
"Senin ngiliz gitti," dedi Bessieres alayc bir ekilde.
Vexille sesindeki alay duymutu, ama aldrmad. Onun yerine bir an iin durup Charles
Bessieres'e onu ciddiye alma nezaketini gsterdi. "Haklsn," dedi. "Ama nereye?"
Bessieres yumuak tonla akna dnmt. Bu soruyu dnrken eyerinin kntsna
yaslanp manastra bakt. "Buradayd," dedi sonunda. "Ama gitti, belki aradn bulmutur."
Vexille ban iki yana sallad. "Bizden kat iin gitti."
"Peki, neden onu grmedik?" diye sordu Bessieres kavgac bir ekilde. Yamur, ban kuru
tutmak iin sahiplendii bir zrh paras olan metal miferin geni kenarlarndan szlyordu.
"Ama gitti ve ne bulduysa onu alp gitti. Onun yerinde olsaydn nereye giderdin?"
"Eve."
"ok uzak," dedi Bessieres. "Ve kadn yaral. Ben olsam arkada bulurdum, hem de hzl bir
ekilde."
Vexille, hain suratl Charles Bessieres'e bakp neden birdenbire garip ekilde yardmc
olduunu merak etti. "Arkadalar," diye tekrarlad.
HERETIK
"Castillon d'Arbizon," dedi Charles Bessieres.
"Onu oradan kovdular!" diye itiraz etti Vexille.
"Bu o zamanlard, "dedi Bessieres. "Ama imdi baka hangi seenei var ki?" Aslnda Charles
Bessieres'in Thomas'm Castillon d'Arbizon'a gideceine dair bir fikri yoktu, ama bu en ak
zmd ve Charles ngiliz'i hzl bir ekilde bulmas gerektiine karar vermiti. Ancak o
zaman, gerek Kutsal Kse'nin bulunmadndan emin olduktan sonra sahte kadehi ortaya
karabilirdi. "Ama eer arkadalarna gitmediyse kesinlikle batya, ingiliz garnizonlarna doru
gidiyordur."
"O zaman nn keseceiz," dedi Vexille. Thomas'm Castillon d'Arbizon'a gideceine
inanmamt, ama kuzeni kesinlikle batya doru gidecekti. Artk Vexille'in bir endiesi daha
vard, Bessieres'in neden olduu, Thomas'm aradn bulduu eklindeki bir endie.
Kutsal Kse kaypt ve av devam etmeliydi.
Hepsi batya yneldiler.
Karanlkta yamur gkyznden intikam alrcasna dklyordu. Aalara arpp ormann
zeminine szlen ve kaaklarn zaten dk olan isteklerini iyice azaltyordu. Ksa ve
beklenmedik bir iddet olay srasnda Coredor'lar dalm, liderleri ldrlm ve k kamplar
mahvolmutu. imdi sonbahar gecesinin mutlak karanl iinde kaybolmulard,
korunmaszlard ve korkuyorlard.
Thomas ve Genevieve de onlarn arasndayd. Gene-vieve gecenin ounu iki bklm
geirmiti. Coredor'lar
355
BERNARD CORNWELL
zrh gmleini bann stnden karmaya altklar srada ktleen sol omzunun acsn
bastrmaya al yordu. Ama aalarn arasndan ilk nemli, zayf k ge lince ayaa kalkp
batya doru giden Thomas' takip etti. Aralarnda Philin'de bulunduu en az bir dzine Coredor
onu takip etti. "Nereye gidiyorsun?" diye Tho-mas'a sordu, olunu hl srtnda tayan Philin.

"Castillon d'Arbizon'a. Peki, siz nereye gidiyorsunuz?"


Philin soruya aldrmayp birka dakika sessizlik iinde yrd, "zr dilerim," dedi.
"Ne iin?"
"Parmaklarn kesecektim."
"Fazla seenein yoktu, deil mi?"
"Destral'le dvebilirdim."
Thomas ban iki yana sallad. "yle adamlarla d-vemezsin. Onlar dvmeyi severler,
dvle beslenirler. Seni ldrrd ve ben yine de parmaklarm kaybederdim."
"Yine de zgnm."
Tepenin en yksek ksmnda ilerlerken nlerindeki vadiye ve bir sonraki tepeye dklen gri
yamur tabakasn grebiliyorlard. Thomas yamatan aa inmeden nce nlerindeki araziye
bakmak istiyordu, bu yzden hepsine dinlenmelerini emretti. Philin olunu yere indirdi. "Olun
sana ba uzattnda ne syledi?"
Philin kalarn atarak cevap vermek istemedi, sonra omuz silkti. "Parmaklarn kesmemi
syledi."
Thomas, Galdric'in kafasna yle sert bir ekilde vurdu ki olann beyninde nlamalar
meydana geldi, acyla alamak istedi. Thomas ona bir kez daha, kendi
356
HERETIK
elini actacak kadar sert vurdu. "Ona syle, kendi boyunda insanlarla kavga etsin," dedi.
Galdric alamaya balad, Philin hibir ey sylemedi. Thomas nlerindeki vadiye bakyordu.
Yollarda herhangi bir atl ya da svari ya da bat ovalarnda devriye gezen zrhl askerler yoktu.
Bu yzden grubu aaya indirdi. "Duydum ki" -Philin olunu yeniden srtna alm, endieyle
konuuyordu- "Berat Kontu Castillon d'Arbizon'u kuatyormu."
"Ben de ayn eyi duydum," dedi Thomas ksaca.
"Sence oraya gitmek gvenli mi?"
"Herhalde deildir," dedi Thomas. "Ama kalede yiyecek, scaklk ve arkadalar var."
"Daha batya yryebilir misin?" diye nerdi Philin.
"Buraya bir ey iin geldim," dedi Thomas. "Ve onu bulamadm." Kuzeni iin gelmiti ve Guy
Vexille ok yakndayd; Thomas Astarac'a geri dnp onunla yzlee-meyeceini biliyordu,
nk Vexille'in atl adamlar ak kesimdeki btn stnlklere sahipti, ama Castillon
d'Arbizon'da kk bir ans vard. Eer komuta Sir Guillaume'deyse ve klen garnizonu
Thomas'n arkadalar oluturuyorsa sahip olaca bir anst bu. Ve en azndan okularn
arasna geri dnm olacakt ve onlar yannda olduu srece kuzenine unutamayaca bir
dv gsterebileceine inanyordu.
Gers vadisini geerken yamur iddetle yayordu. Sk kestane aalarnn arasndan bir
sonraki tepeye trmanrlarken yamur daha da iddetlendi. Coredor'larn bir ksm geride kald,
ama ou hl Thomas'm hzna ayak uyduruyordu. "Neden beni takip ediyorsunuz?" diye
sordu Philin'e. "Neden beni takip ediyorsunuz?"
357
BERNARD CORNWELL
"Bizim de yiyecee ve scak bir yere ihtiyacmz var," dedi Philin. Sahibini kaybetmi bir
kpek gibi Thomas ve Genevieve'e yapmt ve dier Coredor'lar da onu takip ediyordu.
Thomas bir tepede durup onlara bakt. Bir grup zayf, pejmrde klkl, a ve yenilmi
adamlard bunlar. Yanlarnda da bir avu slak kadn ve perian durumdaki ocuk vard.
"Benimle gelebilirsiniz," deyip Philin'in szlerini tercme etmesini bekledi. "Ama eer Castillon
d'Arbizon'a varrsak asker olacaksnz. Doru drst asker! Savamak zorunda kalacaksnz.
Doru drst savaacaksnz. Ormana gizlenip iler zorlatnda kamayacaksnz. Kaleye
girersek orann savunulmasna yardm edeceksiniz ve eer bununla yzleemeyecekseniz
imdiden gidebilirsiniz." Philin szlerini tercme ederken onlar inceledi: ou uysal
grnyordu, ama hibiri geri dnmedi. Thomas'a gre, ya ok cesurlard ya da baka
alternatif dnemedikleri iin Thomas' takip ediyorlard.
Bir sonraki vadiye doru yrdler. Salar kafatas-na yapan Genevieve onun hzna ayak
uyduruyordu. "Kaleye nasl gireceiz?" diye sordu.
"Daha nce girdiim yoldan. Su bendinden geip duvara trmanacaz."

"Oray korumuyorlar mdr?"


Thomas ban iki yana sallad. "Surlara ok yakn. Eer o yamaca asker koyarlarsa okular
tarafndan halledilirler. Teker teker." Bu kuatmaclarn deirmeni igal etmedikleri anlamna
gelmiyordu, ama bu problemle Castillon d'Arbizon'a ulatktan sonra ba edecekti.
"Peki, ieri girdikten sonra ne olacak?"
"Bilmiyorum," dedi Thomas drste.
HERETIK
Genevieve eletirmediini, yalnzca merak ettiini gstermek istercesine elini okad. "Bana
yle geliyor ki sen avlanan bir kurt gibisin ve inine geri dnyorsun."
"Doru," dedi Thomas.
"Ve avclar senin orada olduunu bilecekler. Seni tuzaa drecekler."
"Bu da doru," dedi Thomas.
"O halde neden?"
Thomas bir sre cevap vermedi, sonra omuz silkip gerei sylemeye alt. "nk
yenildim, nk Planchard' ldrdler, nk kaybedecek hibir eyim yok, nk eer o
surlara karsam birkan ldrebilirim. Ve kacam da. Joscelyn'i ldreceim; kuzenimi
ldreceim." Yamurdan slanmamas iin ipini zd yayna bir aplak indirdi, "ikisini de
ldreceim. Ben bir okuyum ve iyi bir okuyum. Kaak olmaktansa oku olmay tercih
ederim."
"Ya Robbie? Onu da ldrecek misin?"
"Belki," dedi Thomas, bu soruyu dnmeyi istemeyerek.
"Demek kurt av kpeklerini ldrecek? Sonra da lecek?"
"Belki," dedi Thomas. "Ama arkadalarmn arasnda olacam." Bu nemliydi. Gaskonya'ya
getirdii adamlar kuatma altndayd ve eer onu kabul ederlerse sonuna kadar yanlarnda
olacakt. "Sen gelmek zorunda deilsin," diye ekledi Genevieve'e.
"Seni aptal," derken fkesi Thomas'nkine eti. "Ben leceim zaman sen geldin. Seni imdi
brakacam m dnyorsun? stelik imeklerin altnda ne grdm hatrla."
359
BERNARD CORNWELL
Karanlk ve k ucu. Thomas hain bir neeyle glm sedi. "Kazanacamz m
dnyorsun?" diye sordu "Belki. Kilise ne dnrse dnsn Tanrnn tarafnd olduumu
biliyorum. Dmanlarm Planchard' ldrd ve bu onlarn eytann iini yaptklarn
gsteriyor."
Tepeden aa iniyor, aalarn sonuna ve ilk zm balarna doru geliyorlard. Thomas
nlerindeki araziyi taramak iin durdu. Arkasnda dank biimde yryen Coredor'lar ormann
slak zeminine ktler. Yedi tanesi tatar yay tayordu, kiminde eitli silahlar vard,
kimindeyse hibir ey yoktu. Kzl sal, kt burunlu bir kadn, geni bakl, kvrk ulu bir pala
tayordu ve nasl kullanacan biliyor gibi grnyordu.
"Neden duruyoruz?" diye sordu Philin. Ama bu mola iin memnundu, nk olu ar bir yk
olmutu.
"Avclar aramak iin," dedi Thomas. Uzun sre zm balarna, ayrlara ve kk
ormanlara bakt. ki merann arasnda bir akarsu vard. Grnrde kimse yoktu. Hendek kazan
ya da domuzlar kestane aalarna doru gtren tarm iileri yoktu ve bu endie vericiydi,
iiler neden evlerinde kalrd? Etrafta silahl adamlar olduu iin. Thomas da onlar aryordu.
"te," dedi Genevieve, kuzeyi, parlak akarsuyun kvrmn iaret ederek. Thomas bir
sdn glgesinde bir atl grd.
Demek avclar onu bekliyordu ve aalarn arasndan kar kmaz etrafn saracaklar,
arkadalarn ldrecekler ve onu kuzenine gtreceklerdi.
Yine saklanma zaman gelmiti.
360

HERETIK
Joscelyn topu ok sevmiti. irkin bir gzellie sahipti bu silah; salam, ikin ve yuvarlak,
grltl lm makinesi. Daha fazlasn istiyordu. Bunun gibi bir dzine aletle Gaskonya'daki
en byk Lord olabilirdi.
Topun, Castillon d'Arbizon'a, Joscelyn'in kuatmann, tabii ona kuatma denebilirse, bir yere
varmadn grd yere getirilmesi be gn srmt. Sir Hen-ri, garnizonu kaleye
kapatarak denetim altna aldn iddia ediyor, ama saldrmak iin bir aba gstermiyordu. Ne
merdiven yaptrm, ne de ngiliz okular surlardan avlayacak yaknlkta okular yerletirmiti.
"Uyuyor musun sen?" diye hrlad Joscelyn.
"Hayr, Lordum."
"Sana para verdiler, deil mi? Rvet vermilerdir belki?" Sir Henri onuruna bu ekilde
hakaret edilmesine ok kzmt, ama Joscelyn ona aldrmad. Okularn ana caddede yarya
kadar ilerlemelerini, kale surlarn-daki adamlar avlayabilecekleri pencere ya da duvar
bulmalarn emretti. Gn bitmeden ngiliz oklaryla Joscelyn'in be okusu ld, alts yaraland,
ama Joscelyn memnundu. "Onlar endielendirdik," dedi. "Yarn onlar ldrmeye balarz."
talyan top ustas Sinyor Gioberti topunu kasabann bat kapsnn hemen dna
yerletirmeye karar vermiti. Orada dz talardan oluan uygun bir aklk vard. Oraya
kavanoz biimli silaha kzak oluturan tahta iskeleti destekleyecek iki geni kereste yerletirdi.
Buras ngiliz okularn ok menzilinin yirmi metre kadar dndayd. Bu yzden adamlar
gvendeydi. Ama daha da iyisi okularn barutu gvenle ka-rtrabilmeleri iin ara sra yaan
saanak yamur361
BERNARD CORNWELL
dan korunmalarn salayan kapnn kemeri, topun on adm gerisindeydi.
Gioberti'nin adamlarnn salam mee paralarndan ina ettikleri bir vinle, vagondan
kaldrlmak zorunda kaldklar topu ve iskeletini yerletirmeleri btn bir sabah ald.
erevenin altndaki kzak ayaklar domuz yayla yaland. Gioberti topun yanma bir tp
beyaz ya koydu. Bylece top atelendii zaman ereve geri teptiinde kzaklar
yalanabilecekti.
Topun fzeleri ayr bir vagonla tand. Her birinin yataklarndan kaldrlmas iin iki adam
gerekiyordu. Fzeler, yz yirmi santim uzunluunda demir oklardan oluuyordu; bazlar ksa
metal yapraklar olan oklara benziyordu, gerisi her biri bir adamn kolu kalnlnda olan basit
ubuklard. Barut flarla gelmiti, ama kartrlmas gerekiyordu, nk karmn te ikisini
oluturan ar gherile flarn dibine kerken hafif slfr ve kmr tozu yukar kyordu.
Kartrma ii uzun tahta bir ubukla yaplyordu. Sinyor Gioberti tatmin olduunda sekiz kap
dolusu tozun topun karanlk girintilerine yerletirilmesini emretti.
Patlamann meydana gelecei bu top kuyruu, topun arka tarafndaki byk kavanozabenzer knt tarafndan kuatlyordu. Bu soana benzer demir parasnn bir tarafna metalin
koruyucu azizi olan St. Eloi'nin resmi izilmiti. Dier tarafta askerlerin koruyucu azizi St.
Maurice'nin resmi, azizlerin altndaysa topun ad, Cehennem Tkr yazlyd. " yanda
Lordum," dedi Gioberti Joscelyn'e. "Ve gerei gibi dvlm bir kadn gibi usludur."
"Uslu mu?"
362

HERETIK
"kiye ayrldklarn grdm, Lordum." Gioberti soan biimindeki namlu kuyruunu gsterip
baz toplarn atelendiinde yarldn, etrafa scak metal paralar sap ekibi ldrdn
syledi. "Ama Cehennem tkr? Bir an kadar salamdr. Ve onu Milano'daki an ustalar
yapmtr, Lordum. Doru ekilde d-kmlenmeleri ok zordur, ok zor."
"Sen yapabilir misin?" diye sordu Joscelyn, Berat'ta bir top dkmhanesi hayal ederek.
"Ben yapamam, Lordum. Ama iyi adamlar tutabilirsiniz. Ya da an yapclarn
kullanabilirsiniz. Onlar nasl yaplacan biliyor ve ilerini doru drst yapmalarn salamann
bir yolu var,"
"Neymi o?" diye sordu Joscelyn hevesle.
"Top ilk kez atelenecei zaman topu yapanlarn namlu kuyruunun yannda dikilmesini
salarsnz, Lordum. O zaman dikkatlerini ilerine verirler!" Gioberti kkrdad. "Cehennem
Tkrn yapanlar onun yanna diktim, irkilmediler bile. Bu da onun ok iyi yapldn
kantlyor, Lordum, ok iyi yapldn."
Ya ve barut tozu karmyla slatlan ve dikilmi ketenle korunan fitilin bir ucu, toza
yerletirildi, dieri topun dar boynundan geip fzenin konaca yere indirildi. Gioberti, baz
topularn byk namlu kuyruuna bir delik almasn tercih ettiklerini syledi, ama kendisi
byle bir deliin topun gcn dattna inanyor, bu yzden fitili topun aznda yakmay
tercih ediyordu. Beyaz keten tp, dar boyna yaptrlan bir avu dolusu slak zengin amurla
yerinde tutuluyor, bu amur hafife sertletiinde Gioberti iki adamnn ok biimli fzelerden
birini getirmesini istiyor, bu fze alevle aza konuyor, topun dar boy363
BERNARD CORNWELL
nuna yerlemesi iin yavaa geriye itiliyordu. Sonra, nc vagonla getirilen kum ve kil,
nehir suyuyla kartrlyor, bu karm sk bir kapak oluturmas iin topun her yerine
svanyordu. "Patlamay ieride tutuyor, Lordum," dedi Gioberti ve eer top amurla
svanmazsa barutun patlayc gcnn fzenin yanndan geip giderek ziyan olacan aklad.
"Toprak olmasa top yalnzca fzeyi dar atar o kadar. Hibir gc kalmaz."
"Fitili benim atelememe izin verir misin?" diye sordu Joscelyn, yeni oyuncak bulmu bir
ocuk gibi hevesli bir ekilde.
"Zaten siz atelemelisiniz, Lordum," dedi Gioberti. "Ama daha deil. amurun sertlemesi
gerekir."
Bu neredeyse saat srd, ama sonra gne kasabann arkasnda batarken ve kalenin
dou tarafn aydnlatrken Gioberti her eyin hazr olduunu syledi. Barut flar gvenli bir
ekilde yakndaki, hibir atein ulaamayaca bir eve yerletirildi. Topular namlu kuyruunun
patlamas olaslna kar sakland. Topun nnde, caddenin iki tarafndaki sazlar adamlar
tarafndan kovalarla slatld. Top yukar doru kaldrlm, kalenin giri kemerinin tepesini
iaret ediyordu, ama talyan'n dediine gre fze uarken eimli bir ekilde decek ve
kapnn ortasna isabet edecekti. Adamlardan birine Bear and Buther adl tavernann
minesinden yanan bir meale getirmesini emretti. Ate getirildiinde her eyin olmas
gerektii gibi yapldndan emindi. Joscelyn'e bayla iaret edip yanan odunu verdi. Bir rahip
bir dua mrldand, sonra tavernann yanndaki sokaa kat. "Atei fnyeye dokundurun,
Lordum," dedi Gioberti. "Sonra kapdaki surlara gidip seyredebilirsiniz."
364
HERETIK
Joscelyn namludan kan kaln siyah ok bana bakt, atei ketene dokundurdu ve barut tozu
czrdamaya balad. "Geriye ekilin, Lordum," dedi Gioberti. Ketenden kk bir duman
kyor, topun boazna doru ilerlerken bzp kararyordu. Joscelyn atein topun boynunda
yok olduunu grmeyi istiyordu, ama Sinyor Gioberti telala Lordunu kolundan ekme cretini
gsterdi. Joscelyn uysal bir ekilde talyan' takip edip kapdaki surlara kt, oradan kaleyi
seyretmeye balad. Kale burcunda Northampton Kontunun bayra hafif rzgrda
dalgalanyordu. Ama bu pek uzun srmeyecek, diye dnd Joscelyn.
Derken yer sarsld. Grlt o kadar iddetliydi ki Joscelyn gk grltsnn ortasnda
dikildiini dnd. Kulak zarna hissedilir biimde ani ve gl bir iarbe indiren bu grlt
karsnda istemsiz olarak yedinden srad. nndeki btn caddeye, duvarlar ve slatlm

sazlar arasndaki bolua parlak kmr tanecikleri ve paralanm amur kalntlar yayor,
hepsi geride kuyruklu yldz gibi iz brakyordu. Kasabann kaps birden sarsld ve patlamann
grlts kaleden yanklanrken, Cehennem Tkrnn top kuyruunun yal kzaklar
stnde geri teperken kard sesi bastrd. Kepenkli evlerin iindeki kpekler bart, bin
kadar rkek ku havaland. "Sevgili sa!" dedi Joscelyn, hayretler iinde kalarak. Kulaklar hl
vadiyi dolduran grlt yznden nlyordu. "Sevgili sa!" Gri-beyaz duman caddeye
dalrken onunla birlikte o kadar korkun, o kadar rm bir koku geldi ki Joscelyn
neredeyse ryordu. ren kokulu dumann kalntlarnn arasnda kale kapla365
BERNARD CORNWELL
rndan bir kanadn arpk durduunu grebiliyordu. "Bir daha yap," diye emrederken, kulaklar
yankyla dolduu iin sesi kendisine bile bouk geliyordu.
"Yarn, Lordum," dedi Gioberti. "amurun kurumas zaman alyor. Bu gece doldururuz, yarn
gn doarken ateleriz."
Ertesi sabah top kez ate etti. de kalenin kaplarn menteelerinden koparmay
baaran salam, pasl demir ubuklard. Yamur yamaya balamt. Damlalar Cehennem
Tkrnn metaline arparken tslayp buhar karyordu. Kasaba halk evlerine ekilmi,
topun muazzam grlts pencere kepenklerini sarsp mutfaktaki tencerelerini tangrdatrken
korkuyla irkiliyorlard. Kalenin savunmaclar bur duvarlarnda gzden kaybolmulard. Bu da
okular biraz daha yaklamalar iin cesaretlendirmiti.
Kap yok olmutu, ama Joscelyn hl kalenin avlusunu gremiyordu, nk oras toptan
daha yukardayd. Ama garnizonun saldrnn kapdan balayacan anlayacan tahmin etti.
Kukusuz savunmaya hazrlanyor olmalydlar. "in pf noktas onlara zaman vermemek,"
dedi gn ortasnda.
"Zamanlar oldu zaten," dedi Sir Henri Courtois. "Btn sabahlar vard."
Joscelyn, savama itahn kaybetmi, rkek yal bir adam olarak grd Sir Henri'nin
szlerine aldrmad. "Bu akam saldracaz," diye emretti. "Sinyor Gioberti, avluya glle
gnderecek ve daha onun grlts bitmeden takip edeceiz."
Elindeki en iyi krk askeri seip gn batnmda hazr olmalarn emretti. Savunmaclarn
saldrdan haberinin
366
HERETIK
olmamas iin adamlarn evlerin duvarlarna delikler amalarn emretti, bylece kaleye
kasabann binalar araclyla yaklaabilirlerdi. Bir evden dierine girmek suretiyle duvarlar
araclyla ilerleyerek saldrganlara g-rlmeksizin kapya otuz adm yaklaabilirlerdi. Top atlr
atlmaz da gizlendikleri yerden kp kalenin kemerli giriinden saldrya geebilirlerdi. Sir Henri
Courtois saldry ynlendirmeyi teklif etti, ama Joscelyn onu reddetti. "Bunun iin gen
adamlara ihtiya var," dedi. "Korkusuz adamlara." Robbie'ye bakt. "Sen gelir misin?"
"Elbette, Lordum."
"nce bir dzine oku gndereceiz," dedi Joscelyn. "Onlar avluyu yaylm ateine tutabilirler
ve ardndan yoldan ekilirler." Onlarn ayn zamanda muhtemelen kendilerini bekleyen ngiliz
okularnn oklarn ekmesini de bekliyordu.
Sir Henri, Joscelyn'e avluda ne olduunu gstermek iin mutfak masasnn stne bir kmr
parasyla bir ekil izdi. Ahrlar, dedi sa tarafta ve onlardan uzak durmak gerek, nk insan
hibir yere gtrmyorlar. "Sizi bekleyen iki kap girii var, Lordum. Soldaki zindanlara gidiyor
ve oraya indiinizde baka k yok. Dier giri bir dzine basaman stndedir ve salonlara
ve kale burlarna kar."
"O zaman aradmz bu kap, yle mi?"
"yle, Lordum." Sir Henri tereddt ediyordu. Jos-celyn'i Sir Guillaume'nin deneyimli bir
asker olduu ve kendisini hazr bekledii konusunda uyarmak istiyordu. Gerek kuatma daha
yeni balamt, top bir gnden ksa bir sredir kullanlyordu ve bu da bir garnizonun en fazla
alarm durumunda olaca and. Sir Guilla367
BERNARD COKNWELL

ume bekliyor olacakt, ama Sir Henri, herhangi bir tedbirin yalnzca Joscelyn'in kaygsz
kmsemesine neden olacan biliyordu, bu yzden hibir ey sylemedi.
Joscelyn yaverine zrhn hazrlamasn emretti, sonra Sir Henri'ye kaygsz bir bak frlatt.
"Kale alndnda yeniden garnizon komutan olacaksn."
"Lordum nasl emrederse," dedi Sir Henri, rtbesinin indirilerek hakarete uramasn sakin
bir ekilde karlayarak.
Saldrganlar St. Callic kilisesinde topland. Bir ayin yapld, zrhl adamlar kutsand. Daha
sonra evlerin duvarlarnda alan kaba gediklerden srayla geip tepeyi trmandlar, kalenin
nndeki meydana alan tekerleki-nin dkknna gizlice girdiler. Silahlan hazr bir ekilde
meldiler. Miferlerini takp sessizce dua ederek beklemeye baladlar. ounda kalkan vard,
ama bazlar daha hzl hareket edebildiklerini syleyerek kalkansz gitmeyi tercih ediyordu.
kisinin devasa baltalar vard, ufak bir alanda dehet saan silahlard bunlar. Muskalarna
dokunup biraz daha dua ettiler, dev topun kkreyiini sabrszlkla beklediler. Kimse kapdan
dar bakmyordu, nk Joscelyn onlar seyrediyordu ve top sesi duyulana kadar gizli
kalmalar konusunda kat emirleri vard. "Canl ele geirilen her oku iin hl dl var," diye
onlara hatrlatmt. "Ama l okular iin de dl vereceim."
"Kalkanlarnz kaldrn," diye hatrlatt Robbie, uzun ngiliz oklarn dnerek.
"Grlt yznden korkmu ve kafalar karm olacaklar. eri girip onlar ldreceiz o
kadar."
Bunun doru olmas iin dua ediyorum, diye dnd Robbie. Sevdii Sir Guillaume'ye kar
savat iin
368
HERETIK
sululuk hissediyordu, ama yeni bir sadakat yemini etmiti ve Tanr iin, skoya iin ve gerek
inan iin savatna inanyordu.
"Merdivenleri kp kaleye giren ilk be adam iin kii ba be altn," dedi Joscelyn. u lanet
olas top neden atelenmiyordu? Terlemeye balamt. Serin bir gnd, ama zrhnn altndaki
yal deri ceketi kalnd. Zrh, saldrganlarn sahip olduu zrhlar iinde en iyisiydi, ama ayn
zamanda en aryd ve Joscelyn daha hafif zrhlar giyen adamlarna yetimesinin zor olacan
biliyordu. Ama nemli deildi. Savaa en youn olduu yerde katlacakt ve lklar atan,
umutsuz okular doramann tadn karacakt. "Ve esir yok," dedi, bugnn lmle
talanmasn isteyerek.
"Sir Guillaume'yi esir alabilir miyiz?" diye sordu Robbie.
"Mlk var m?" diye sordu Joscelyn.
"Yok," diye itiraf etti Robbie.
"Peki, nasl bir fidye vaat edebilir?"
"Hi."
"O zaman esir yok!" diye seslendi Joscelyn saldrganlara. "Hepsini ldrn!"
"Ama kadnlarn deil," dedi bir adam.
"Kadnlarn deil," diye onaylad Joscelyn. Altn sal Beghard kalede olmad iin
zlyordu. Neyse, baka kadnlar olacakt. Her zaman baka kadnlar olurdu.
Glgeler uzuyordu. Btn sabah yamur yamt, ama gkyz sabahtan beri alm,
gne iyice alal-mt. Joscelyn, Sinyor Gioberti'nin son parlak gn nn savunmaclarn
gzlerini kavuturmas iin kapdan giriini beklediini biliyordu. Sonra sra grlt,
369
BERNARD CORNWELL
kt kokulu duman, avlunun duvarna arpan korkun demir atrtsna gelecekti ve
savunmaclar hl bu grltnn etkisindeyken zrhl adamlar amansz bir fkeyle kapdan
gireceklerdi. "Tanr bizimle olsun," dedi Joscelyn. Bunlar, inandndan deil, kendisinden
byle bir duygu beklendiini bildii iin sylyordu. "Bu gece yemekleri ve kadnlaryla bir
ziyafet vereceiz." Gergin olduu iin ok fazla konuuyordu, ama bunun farknda deildi. Bu,
kaybedenin ne kadar yaral olsa da kalkp gittii bir turnuva deildi. Buras lmn oyun
parkyd ve kendine ar gvenli olsa da ayn zamanda endieliydi. Savunmaclar uyuyor,
yemek yiyor olsunlar, ama ltfen hazr olmasnlard.

Tam o srada ortalk byk bir grltyle sarsld, alevlerin kavurduu demir, lklar atarak
kapdan geti, duman caddenin stn doldurdu ve sa'ya kr, bekleme sona erdi.
Ve hcuma baland.
370
T
opun Castillon d'Arbizon'da grld ilk anda Sir Guillaume garnizonunu saldr iin
hazrlamt. On okunun srekli avluda olmas iin emir verdi. Beer beer iki yana
dizilecekler, topun ana kapy paralad ak alana meyilli olarak inecekti. Kalenin tahrip
olmayan perde duvar, onlar kasabadaki tatar okularndan koruyacakt. Sabah top atei
kapy paralaynca Sir Guillaume, ahr duvarlarnn ounu sktrd, ama aty tutan direkleri
yerinde brakt, bylece yamur yadnda okular yay iplerini korumak iin oraya
snabileceklerdi. Atlar, basamaklardan karlp yeni ahrlar haline gelen alttaki salona
getirildi.
Ahr duvarndan, inek ahrlarndan ve paralanan ana kapdan gelen keresteler, avluda
barikat yapmak iin kullanld. Barikat, Sir Guillaume'nin istedii kadar yksek deildi ve
barikat kararl bir saldrya dayanacak kadar ar hale getirmeye yetecek kadar kereste de
yoktu, ama her trl engel zrhl bir adam yavalatacak ve okulara yaylarna bir ok daha
takmalar iin zaman kazandracakt. Topun frlatt ilk demir oklar da barikata eklendi, sonra
kilerden bir f iren kokulu zeytinya getirildi. Sir Guillaume artk hazrd.
371
BERNARD CORNWELL
Joscelyn'in bir an nce saldracan dnyordu. Berat Kontuyla, onun sabrsz ve zafer iin
fazla hevesli bir adam olduunu anlayacak kadar birlikte zaman geirmiti. Ayn zamanda
saldrnn afakta ya da alacakaranlkta olacan dnyordu. Bu yzden bir gnlk top atei
kapy paralayp kemerli giriin bir tarafndaki kale burcunu atlatnca, btn garnizonun
alacakaranlktan nce zrhlarn kuanm ve hazr bir ekilde beklemesini istedi.
leden sonrann ortalarnda saldrnn yaknda balayacandan emindi, nk top
atlarnn arasndaki uzun molada kapnn hasar grmemi surlarna melip etraf dinlerken
garip eki ve krma sesleri duymutu. Dmann evlerin duvarlarndan bir yol atn, bylece
kalenin nndeki akla grnmeden gelmeyi istediini tahmin etmiti. Akam olmasna
ramen top atelenmeyince saldrganlarn hazr olmasnn beklendiini anlad. Kapnn yanna
melip meydann karsndaki evlerden gelen zrh ngrtlarn dinledi. Kemerin yan tarafndan
baknca, bat kapsnn stndeki surlarda kaleyi beklemek iin her zamankinden daha fazla
adamn toplandn grd. Niyetlerini aklamak iin borazan alsalar da olurdu, diye dnd
kmseyerek. Gizlice dolat kemere bir tatar oku saplanmadan bir saniye nce eilip
gzden kayboldu.
Askerlerinin yanna geri dnd. "Geliyorlar," dedi. Sol kolunu, rengi solmu atmacal
armasnn bulunduu deri kalkannn halkasna geirdi.
Bunu bilmek onu rahatlatmt. Sir Guillaume kuatlmaktan nefret ederdi. Sir Henri'nin
anlamalarna sadk kald ilk gnlerin sakin tehdidinden de nefret etmiti, nk onda,
gvenli bir dnem olsa da yi372
HERETIK
ne de bir kaleye kapal kalmann d krkl vard. Artk kuatmaclardan bir ksmn
ldrebilirdi ve Sir Guillaume gibi bir asker iin bu ok daha tatmin ediciydi. Top kasabaya ilk
getirildiinde Sir Guillaume, Joscelyn'in kendisine anlama teklif edip etmeyeceini merak
etmiti, ama sonra top atelenip ar kaplar arplnca ateli, dikkatsiz ve adaletsiz Joscelyn'in
lmden baka bir ey istemediini anlamt.
imdi ona istediini verecekti.
"Top atelenince gelecekler," diye adamlarna talimat verdi. Kapnn yanna, barikatn
dman tarafna melip hakl olmasn diledi. Gn nn avludaki deme talarnda
ilerleyiini seyredip beklemeye balad. On sekiz zinde okusu vard ve hepsi barikatlarn
arkasndayd, on sekiz askerse Sir Guillaume'yle birlikte bekliyordu. Hasta olan yarm dzine
adam hari dier hepsi kaleyi terk etmiti. Kasabada havlayan bir kpek hari hi ses

kmyordu, o da yedii bir darbeyle inleyerek susturuldu. Onlar yeneceiz, diye dnd Sir
Guillaume, ama sonra ne olacak? Onlar yeneceinden hi kukusu yoktu, ama yine de saylar
dmana gre ok azd ve yaknda yardm gnderecek bir garnizon yoktu. Eer kuatmaclar
iyice bozguna urat-lrsa belki Joscelyn anlama isterdi. Sir Henri Courto-is kesinlikle onurlu
bir ekilde teslim olurdu, ama Sir Henri'nin inat Joscelyn zerinde bir etkisi var myd?
Sonra top atelendi, grlts kaleyi sarsm gibiydi. Demir ubuk kapdan girerek kaleye
kan merdivenlerin yanndaki kule duvarndan byk bir ta paras koparp beyaz toz bulutu
meydana getirdi. Kulaklar korkun sesle nlayan Sir Guillaume gerildi. Son373
BERNARD CORNWELL
ra dardaki meydanda sevin lklar ve ar izme sesleri duydu. Ya fsnn gevetilmi
kapan ap fy tekmeledi, yeilimsi sv kap giriinin yanndaki deme talarnn stne
yayld. Sonra darda kkre-yen sesi duydu. "Esir yok!" diyen adamn sesi miferinin siperi
indii iin bouk kyordu. "Esir yok!"
"Okular!" diye seslendi Sir Guillaume, ama uyarlmalar gerektiini sanmyordu. Thomas'm
yokluunda okular sorumluluktan pek holanmayan Jake tarafndan ynetiliyordu, ama Sir
Guillaume'yi seviyordu ve onun iin iyi savamak istiyordu. Jake okularna hibir ey
sylemedi; emir almalarna gerek yoktu. ne ulu ok taktklar yaylarn yar ekip beklediler.
Derken kap bir grup tatar okusuyla doldu. Arkalarnda imdiden sava l atan askerler
vard. Jake, kendisine emredildii gibi ilk adam zeytinyanda kayp dene kadar bekledikten
sonra bard, "Frlat!"
On sekiz ok, kargaann iine dald. Kapdan giren ilk saldrganlar talarn stne serildi,
arkadaki adamlar onlara taklp dt ve oklar bu aknln iine dald. Hcum barikattan on
adm tedeydi hl, ama imdiden engellenmiti, nk kalenin dar kaps len ve lmekte
olan adamlarla tkanmt. Sir Guillaume klcn ekip bir kenarda durmu, henz hibir ey
yapmyor, yalnzca okularn ilerini bitirmelerini bekliyordu. Yaya ne kadar hzl ok taktklarn
hayretle seyrediyordu, ikinci ve nc oklarn zrh geip ete nasl saplandn grd. Bir tatar
okusu kargaann iinden syrlp cesurca silahn kaldrmay denedi, ama Sir Guillaume iki
adm att ve klcn adamn korunmasz ensesinin ortasna indirdi. Oku374
HERETIK
larn yaylm ateine tutmak iin nden gnderildikleri belli olan dier tatar okular lmt ya
da lmek zereydi. Joscelyn'in askerleri de zrhlarmdaki ve kal-kanlarndaki oklarla onlarn
arasna karmt. Kapdaki adamlar daha fazla ilerleyemiyordu. Jake imdi oklarn onlara
doru evirmiti, yaylm ateleri birbirini takip ediyordu. Derken Sir Guillaume kendi
askerlerine ileri iareti verdi. "Esir istemiyorlar," diye bard. "Beni duyuyor musunuz? Esir
yok!"
Sir Guillaume ve adamlar avlunun sol tarafndan saldryorlard, bu yzden Jake okularn
sa tarafa gtrp kemerin altnda kalan birka kiiye ok att. Birka saniye sonra btn oklar
durdu, nk saldrganlarn ou lmt ve yaayanlar da Sir Guilla-ume'nin avlunun
kesinden yapt ani saldryla kapana kslmt.
Bu tam bir katliamd. Oklarla yar yenilmi durumdaki saldrganlar savunmaclarn
barikatlarn arkasnda olacan tahmin etmiti, ama askerler yan taraftan gelmiti. Sir
Guillaume'nin, dmann onlar l olarak istediini renen askerleri merhamet sunacak
durumda deildi. "Serseri." John Faircloth dm bir askere klcn saplad. "Serseri," dedi
tekrar bir okunun boazn keserken. Bir Burgonyah balta kullanyor, miferleri ve
kafataslarn birbiri ardna indirdii etkili darbelerle eziyor, zeytinyayla kay-ganlam talar
beyin ve kanla lekeliyordu. Bir dman hrlayarak ynn arasndan ykseldi, gl kuvvetli, iri
yar bir adamd bu. Sava garnizona tamak iin cesetlerin stne basarak ilerliyordu, ama
Sir Guillaume adamn klcn kalkanyla karlayarak klc375
BERNARD CORNWELL
m adamn boazna soktu. Adam irilemi gzleriyle Sir Guillaume'ye bakt, dudaklar
kfretmeye alt, ama azndan tereya younluunda kan dnda bir ey kmad; adam

devrilip lrken Sir Guillaume baka bir askeri ldrmek iin onun yanndan geti. imdi
yaylarn bir kenara brakan okular, baltalan, kllar ve baklaryla yarallarn iini bitirerek
iin katliama katlmaya gelmilerdi. Avluda merhamet dileyen lklar, feryatlar
yanklanyordu. Hcumun gerisindeki yaralanmam saldrganlar onlar ve ngilizlerin zafer dolu
lklarn duyuyorlard. "St. George! St. George!" O zaman katlar. Miferine ald kl
darbesiyle ba dnen bir adam yanl tarafa kat ve John Faircloth onu klcyla karlayp
zrhnn demir halkalarn, ardndan karnn deti. "Serseri," dedi Faircloth klcn kurtarrken.
"Kapy temizleyin!" dedi Sir Guillaume. "Onlar kenara ekin!" Adamlarnn cesetlerin
zrhlarn ve silahlarn yamalarken kalenin dndaki tatar oklary-la vurulmalarn
istemiyordu, bu yzden cesetleri avluya ektiler. Sir Guillaume'nin grebildii kadaryla yaral
bir dman yoktu. Esir istenmediini syleyen dman olmutu ve garnizon da onlara itaat
etmiti. Ve saldr sona ermiti.
Ama tehlike gememiti. Kemerli girite hl cesetler vard. Sir Guillaume kasabadaki
okularn girii grebildiini biliyordu. Bu yzden bedenini korumak iin kalkann kullanarak
kamburunu kard, yan yan kemere yaklat ve ilk cesedi avluya ekti. Joscelyn'den bir iz
yoktu ve bu ok yazkt. Sir Guillaume Kontu ikinci kez esir aldn hayal etmiti. O
376
HERETIK
zaman Joscelyn'in fidyesini iki katna, sonra katna karabilirdi. Serseri, diye dnd Sir
Guilla-ume. Bir tatar yay kalkannn st ksmna saplanp kalkan miferine arpt. melip son
adamn ayak bileini tutup ekti. Adam kprdanp karlk vermeye alt, bu yzden Sir
Guillaume kalkannn sivri alt ucunu adamn kasklarna indirdi. Adam hava almak iin
urarken mcadele etmeyi brakt.
Adam Robbie'ydi. Sir Guillaume onu avluya, tatar yaylarndan gvenli bir mesafeye getirince
Robbie'nin yaral olmadn grd. Belki de miferinin alt ksmna yedii bir okla
sersemlemiti. Ok miferinde derin bir entik brakrken kafatasna arpm, Robbie'yi geriye
frlatmt. Birka santim daha aa inse l bir sko olurdu. Ama onun yerine klcn arayan
akn bir skoyal vard. Derken nerede olduunu fark etti.
"Param nerede?" diye grledi Sir Guillaume, Robbie'yi kendi klcyla tehdit ederek.
"Oh sa," diye inledi Robbie.
"Onun sana hibir faydas olmaz. Merhamet istiyorsan evlat, benden dilen. Onlardan dilen!"
Sir Guillaume lleri ve yarallarn silahlarn, zrhlarn ve giysilerini alan okular ve askerleri
iaret etti. a gzl Jake srtt, nk dmann biri yakut yzk takyordu. Jake parma
kesmi, mcevheri zaferle havaya kaldrmt. Alman yapm yeni bir ceketin gururlu yeni
sahibi olan Sam gelip Robbie'ye bakt. skoa hakkndaki dncesini gstermek iin yzne
tkrd.
Yaad utan yznden gzleri dolan Robbie, gmlekleri kan lekeli l adamlara bakt. Krk
saldrgan kalenin dndaki meydan gemi ve yarsndan fazlas
377
BERNAED CORNWELL
lmt. Sir Guillaume'ye bakt. "Senin esirinim," der- ; ken ngiltere'deki Lord Outhwaite'ye
bir fidye derken, Sir Guillaume'ye nasl fidye deyeceini merak etti.
"Sen benim esirim deilsin," dedi Sir Guillaume kt Ingilizcesiyle, sonra Franszcaya dnd.
"Darda bir ses duydum. Esir yok, diyordu. Ve sen de hatrlarsn ki esir aldmz zaman fidye
alamyoruz. Yalnzca bir kt paras alyoruz. skoya'da onurun anlam bu mu?"
Robbie vahi, tek gzl yze bakp omuz silkti. "O zaman ldr beni,"dedi yorgun bir sesle.
"ldr ve cehenneme git."
"Bu arkadann houna gitmez," dedi Sir Guilla- ume ve Robbie'nin yzndeki aknl
grd. "Arka- dan Thomas," diye aklad. "Seni seviyor. Senin l- meni istemez. Sen onun
hassas noktassn, nk o bir aptal. Bu yzden yaamana izin vereceim. Ayaa kalk." Sir
Guillaume, Robbie'yi drtp kaldrd. "imdi Joscelyn'e git ve o iren serseriye bize borcunu
derse buradan gideceimizi syle. Anladn m? Para- mz desin, gidiimizi seyretsin."
Robbie amcasna ait olan ve kabzasnda St.And- rew'un deerli kutsal emanetinin gizli
olduu klcn geri istemeyi dnd, ama reddedileceini bildii iin ba dnmeye devam
ederek okularn alayc lklar eliinde girie doru gitti. Sir Guillaume kasabadaki

okulara kan adamn kendilerinden olduunu haykrd. "Belki seni yine de vururlar," dedi
Robbie'yi alacaka-ranlkta dar iterek.
Okularn hibiri ba aryan, kasklar zonklayan ve sokakta sendeleyerek yryen
Robbie'yi vurmad. Saldrdan hayatta kalanlar duman ttmekte olan to378
HERETIK
pun yanna toplanmlard; bazlarnn zrhlarnda veya bacaklarnda oklar vard. Joscelyn de
oradayd. Kafas plakt. Miferinin kenarlar salarn dzletir-miti. Yz terle kayganlap
fkeyle kzarmt. Girite toplanan son gruptayd, ndeki karmaay grmt ve plaka zrhna
yedii bir okla geriye savrulmutu. Bir attan ifte yemeye benzeyen ok darbesinin gc
karsnda akna dnmt. Zrhnda derin bir entik almt. Ayaa kalkmak iin mcadele
etmi, ama ikinci okla vurulmutu. kinci ok da birincisi gibi zrhn delememi, ama onu yine
geriye savurmutu. Hayatta kalanlarn panii onu da kuatm ve onlarla birlikte geri
ekilmiti. "Gitmene izin mi verdiler?" diye selamlad alnnda koca bir morluk olduunu
grd Robbie'yi.
"Benimle bir mesaj gnderdiler, Lordum," dedi Rob-bie. "Eer paralarn alrlarsa daha fazla
savamadan gidecekler."
"O senin parand!" diye hrlad Joscelyn. "Sen de. Paran var m?"
"Hayr, Lordum."
"O zaman onlar ldreceiz. Hepsini ldreceiz!" Joscelyn Sinyor Gioberti'ye dnd.
"Btn kemerli girii ykman ne kadar srer."
Gioberti bir saniye dnd. Elli yalarnda, yz derin krklar iinde, ufak tefek bir
adamd. "Bir hafta, Lordum," diye tahminde bulundu. Fzelerinden biri kemerin yan tarafna
arpm ve bir el arabas dolusu ta karmt. Bu da kalenin kt durumda olduunu
gsteriyordu. "Belki on gn," diye tahminini dzeltti. "Bir on gn daha geerse perde duvarn
yarsn ykabilirim."
379
BERNARD CORNWELL
"Onlar harabelerin arasnda brakacaz," diye hrlad Joscelyn. "Sonra hepsini katledeceiz."
Yaverine dnd. "Akam yemeim hazr m?"
"Evet, Lordum."
Joscelyn tek bana yedi. Bu gece kalenin salonunda yemek yiyeceini ve parmaklar kesilen
okularn lklarn dinleyecei dnmt, ama kader aksini emretmiti. Bu kez acele
etmeyecekti.
Ertesi sabah Guy Vexille ve Charles Bessieres, ellinin stnde adamla birlikte Castillon
d'Arbizon'a geldi. Grne gre Vexille, Joscelyn'in anlamad ve umursamad nedenlerden
dolay sapkn bulamamt. Adamn ve sapkn kadnn kuatlm kaleye geleceine inanyordu.
"Onlar yakalarsan adam senin," dedi Joscelyn. "Ama kadn benim."
"O Kiliseye ait," dedi Vexille.
"nce benim," diye srar etti Joscelyn. "Kilise sonra onunla istedii gibi oynayabilir ve eytan
ona sahip olabilir."
Top atelendi ve kale girii sarsld.
Thomas ve arkadalar aalarn altnda slak bir gece geirdiler. Sabah Coredor'lardan
kadnlaryla birlikte ortadan kaybolmutu, ama on drt adam, sekiz kadn ve alt ocuk geride
kalmt. Daha iyisi yedi tatar yaylar vard. Hepsi eski yaylard ve ipini ekmek iin kei
bacandan manivelalar vard. Bu da onlarn, ipi ekmek iin dirsekli kollar kullanan elik-milli
yaylardan daha gsz olduu anlamna geliyordu, ama eskilerinin doldurulmas daha kolayd
ve ksa mesafede yeterince lmcllerdi.
HERETIK
Atllar vadiden gitmiti. Kendine bunu inandrmas btn sabahn almt, ama sonunda
hayvanlarn ormana doru getiren bir domuz oban grmt ve ondan ksa sre sonra da
derenin yanndan gneye inen yol, dev ykler tadklar ve eyalarla dolu el arabalar ittikleri
iin kaak gibi grnen halkla ka-labalklamt. Atllarn kendisini beklemekten skldn ve

yakndaki bir kye veya kasabaya saldrdn tahmin etti. Ama insanlarn grnts yaknlarda
bir askerin olmadn dndryordu, bu yzden batya doru devam ettiler.
Ertesi gn, kendilerini vadilerden ve yollardan uzak tutan yksek gney rotasn izlerken
uzaktan gelen top sesini duydu. Bata bunun garip trde bir gk grlts olduunu dnd,
arkasndan homurtu gelmeyen ani bir patlama, ama batda koyu renk bulutlar yoktu. Sonra
ses yeniden duyuldu ve gn ortasnda bir kez daha. Sonunda bunun top sesi olduunu anlad.
Daha nce de top grmt, ama nadir bulunuyorlard. Garip aletin kaledeki arkadalarna
yapabileceklerinden korktu. Eer hl arkadalarysa tabii.
Kuzeye, Castillon d'Arbizon'a doru aceleyle ilerledi. Ama ne zaman ak bir vadiye ya da
atllarn pusuya yatabilecei yere inse byk dikkat gstermek zorunda kalyordu. O akam bir
karaca vurdu ve hepsi pimemi karacierden bir lokma ald, nk ate yakmaya cesaret
ede-miyorlard. Alacakaranlkta karacay kamp yerlerine tarken kuzeybatda grd
dumann toptan ykseldiini anlad. Bu da yaklatklar anlamna geliyordu. O kadar
yaklamlard ki gecenin ileri saatlerine kadar nbet tuttuktan sonra Philin'i uyandrp nbet
tutmasn istedi.
381

BERNARD CORNWELL
Sabah yamur yayordu. Coredor'lar perian durumdayd ve at. Thomas, yiyecek ve
scan fazla uzakta olmadn syleyerek onlar neelendirmeye alt. Ama dman
yakndayd ve dikkatle ilerlemek zorundayd. Yayn ipiyle brakmaya cesaret edemiyordu,
nk yamur ipi zayflatrd. pte bir ok olmadan kendini plak gibi hissediyordu. Her ya
da drt saatte bir patlayan top sesi gittike daha da iddetleniyordu ve leden sonrann ilk
saatlerinde Thomas taa arpan fzelerin sesini duyar olmutu. Ama sonra yamur nihayet
sona erdiinde Northampton Kontunun bayrann kalenin yksek asasnda sararm ve
slanm bir ekilde dalgalandn grp cesaretlendi. Bu gvenlik anlamna gelmiyordu, ama
yannda savaacak ngiliz garnizonu demek oluyordu.
Artk tehlikeli derecede yakndlar. Yamur durmu olabilirdi, ama yer kaygand. Thomas,
kayann etrafnda kvrlan nehire giden ormanlk dik yamatan aa inerken iki kez
yuvarlanmt. Kaleye kat gibi girmeyi planlyordu, deirmenin yanndaki su bendinden
geerek, ama yamacn dibine, deirmen havuzunun yaknnda aalarn byd yere
inerken korkularnn hakl ktn ve dmann kendisini beklediini, nk deirmenin giriine
bir oku dikildiini grd. Zincir zrh giyen adam, kendisini kaledeki okulardan gizleyen kk
sazlk bir verandann altnda duruyordu. Thomas tepeye baktnda orada hi oku grmedi.
Ku-atmaclar kukusuz kasabaya da oku yerletirmilerdi ve ortaya kan herkesi
vuracaklard.
"Vur onu," dedi Genevieve Thomas'n yanna mele-rek. Nehrin karsndaki yalnz okudan
sz ediyordu.
382
HERETIK
"Vuraym da dierlerinin dikkatini mi ekeyim?"
"Hangi dierleri?"
"Burada yalnz deildir." Ak kanal indirilmi ve byk su arklar hareketsiz olduu iin
deirmenci ve ailesinin gitmi olduunu dnd, ama kuatma-clar su bendinin karsndaki
bu zorlu rotaya tek bir adam dikmi olamazlard. Orada bir dzine adam olmalyd. nce
kendisi at yapard, bunda bir sorun yoktu, ama dierleri kapdan ve nehre bakan iki
pencereden kendisine ok atarlard ve su bendini geme ans olmazd. Orada uzun sre dikilip
dnd, sonra yamacn yukarsnda gizlenen Philin ve Coredor'larn yanna gitti. "akmakta
ve elie ihtiyacm var," dedi Philin'e.
Coredor'lar sk sk yolculuk yapard ve her gece ate yakmalar gerekirdi, bu yzden
kadnlarn birkanda akmakta ve elik bulunuyordu, ama bir tanesinde kurt mantarndan
yaplan tozla dolu deri bir kese de vard. Thomas ona teekkr edip deerli toz iin bir dl
alacana sz verdi. Aknt ynnde ilerleyip verandann altnda dikilen nbetinin kendisini
gremeyecei bir yere gitti. Genevieve'le birlikte al rp ve yeni dm kestane yapraklar
bulmak iin allarn altn aratrd. Bir ipe ihtiyac vard, bu yzden Genevieve'in zrhnn altna

giydii gmlekten bir erit yrtt. Dz bir tan stne al rp doldurdu, zerine biraz toz
serpti, elik ve ak-maktan Genevieve'e verdi. "Henz yakma," dedi. Dumann neredeyse
plak olan aalarn zerine ykselip nehrin karsndaki adamlar uyarmasn istemiyordu.
383
BERNARD CORNWELL
En kaln al rpy geni bal bir okun bana sard. Bu biraz zaman ald, ama bir sre sonra
iri kestane yapraklaryla koruyaca kaln bir al rp demeti oldu. Bir ate okunun iyi yanmas
gerekirdi. Uuun neden olduu rzgr alevleri sndrrd, bu yzden yapraklar bunu
nleyecekti. Yapraklar bir su birikintisinde slatt, al rp demetinin salam olup olmadn
anlamak iin oku sallad. "imdi yak," dedi Genevieve'e.
Genevieve akmaktan hafife vurunca kurt mantar tozu hemen alevlendi, parlak alev
yukar frlad. Thomas atein bymesine izin verip oku atee tuttu, alev alnca btn al
rpnn tutumas iin bekledi. Bayr aa, deirmenin sazlk atsn grene kadar yrrken
dibudak aacndan yaplma ok karard.
Yay ekti. Ate sol elini yakt iin yay btn gcyle ekemedi, ama mesafe ksayd.
Kimsenin deirmenin pencerelerinden dar bakmamas iin dua etti, okun dzgn bir ekilde
umas iin St. Sebasti-an'a da dua edip oku gnderdi.
Geni bal ok gitti. Aalarn stnden ap geride bir duman izi brakarak utu, atnn
yukarsmda-ki sazlara gmld. Ses, deirmenin iindeki adamlar telalandrm olmalyd,
ama tam o srada atelenen topun grlts byk olaslkla dikkatlerini datacakt.
Sonra Genevieve'in yakt atei sndrd, onu nehir yukar gtrp Philin ve tatar yay olan
adamlar ormann kenarna ard. Orada beklemeye balad.
Deirmenin dam nemliydi. Yamur iddetli bir ekilde yamt ve yosunlu sazlar nemle
kararmt.
384
HERETIK
Thomas okun gmld kirli, dank yerden duman ktn grebiliyordu, ama alev yoktu.
Oku hl kapdayd ve esniyordu. Nehir yamurla kabarmt ve su bendinin stnde, karya
gemeye alrlarken ayak bileklerini ekitiren kaln, yeil-beyaz bir derecik halinde akyordu.
Thomas geriye, deirmenin atsna bakp dumann kesildiini dnd. Hepsini batan
yapmas gerekecekti. Yakalanana ya da dam alev alana kadar da yapmaya devam edecekti.
Yeni al rp bulmak iin Genevieve'i nehir aa gtrmeye karar vermiken atda aniden
duman kmaya balad. Hzla younlat, kk bir yamur bulutu gibi kabard, sonra bir alev
belirdi. Thomas'm sevin lklar atmaya balayan Coredor'lar susturmas gerekti. Alevler
byk bir hzla yaylyordu. Ok, al rpy koyu renk, slak sazlarn altndaki kuru katmana
ulatrm olmalyd. Ama alevler artk yosunla kapl st katman da yakyordu. Birka saniye
iinde at alevler iinde kald ve Thomas bunun asla sndrlemeye-cek bir yangn olduunu
biliyordu. Kiriler yanacak, at kecek ve sonra deirmenin byk, tahta paralar alev
alacak, sonunda geride dumanla kararm ta kabuk dnda bir ey kalmayacakt.
Derken adamlar kapya kotu. "imdi," dedi Thomas ve geni bal oku nehrin stnden uup bir adam kapdan geriye frlatt. Coredor'lar klik sesiyle tatar oklarn gndermeye baladlar. Oklar talara
arpt, bir tanesi bir adamn bacana sapland. Tatar
oklar bir daha atlmadan nce Thomas'n ikinci ve
nc oku yola kmt bile. Deirmendeki
adamlardan biri yalpalayarak yanan binann arkasndan
385
BERNARD CORNWELL
uzaklamay baard. Hi kukusuz dier kuatmac-lar uyaracakt. Thomas zamannn ksa
olduunu biliyordu. Deirmenin iinden gittike daha fazla adam kyordu. Ok atmaya devam
ederken bir kadn boynundan vurduunu fark etti. Pimanla zaman olmad iin yay tekrar
ekti. Artk giri boalmt. Coredor'lardan birini kaldrd. Dierlerine kapda beliren herkesi
vurmalarn syledi. "imdi ge!" diye seslendi Philin'e.

Su bendinden ilk olarak Thomas ve Philin geti. Ta su bendi bir adamn aya kadar geniti
ve kaygand, ama su ayaklarna iddetle saldrsa da karya gemeyi baardlar. Olunu
srtnda tayan Philin dier Coredor'lar karya geirirken Thomas sonunda kasabann kysna
vard. Deirmenin alevlerle aydnlanan ierisine bir ok gnderdi. Kapda cesetler vard. Bazlar
hl kprdyordu. Vurduu kadn iri, l gzlerle ona bakyordu. Deirmenle yukardaki kasaba
duvar arasnda bulunan ormandan bir tatar oku geldi, Thomas'n ok yaknndan geip nehre
girdi. Sonra kale surlarndan uan beyaz-tyl bir ok aalarn arasna, tatar okusunun
gizlendii yere dald. Daha fazla tatar oku gelmedi.
Bir kadn su bendinde kayp lk atarak yz st alkantl suya dt. "Brakn onu!" diye
bard Philin.
"Patikadan yukar!" diye bard Thomas. "Gidin! Gidin!" nce Coredorlardan birini yukar
gnderdi, nk adam baltayla silahlanmt; Thomas ona tepedeki duvarda bulunan kk
kapy krmasn sylemiti. Hedefleri, kasabann kysna trmanan insan386
HERETIK
lar tarafndan engellenen nehrin karsndaki tatar okularna dnd. "Gelin!" diye seslendi.
Hibirinin ngilizce bilmemesine ramen onu ok iyi anladlar. atnn ikinci kesimi kerken
deirmenden byk bir atrt yankland. Devrilen eklemler ve kirilerden alevler ve kvlcmlar
ykseldi.
Tam o srada deirmenin son savunmacs da kapdan koarak kt. Zrhtan ok deri giymi,
uzun boylu bir adamd bu. Salarndan duman kyordu, Tho-mas'n o gne kadar grd en
irkin yzde byk bir nefret vard. Adam llerin oluturduu bariyer-den atlarken Thomas
bir an iin adamn zerine saldrdn dnd, ama sonra kama giriimiyle dnd. Thomas
ipi ekip brakt, ok adamn krek kemiklerinin arasna girip adam ileri frlatt. Adam bir kl,
bak ve tatar okluunun asl olduu bir kemer takyordu ve kemer kayp slak yapraklarn
arasna gitmiti. Thomas yedek silahlarn her zaman ie yarayacan dnp kemeri almak
iin kotu. lmesi gereken adam Thomas'n ayak bileini yakalad. "Serseri," dedi Franszca.
"Serseri!"
Thomas adamn yzn tekmeleyip dilerini krd, sonra biraz daha fazlasn krmak iin
topuunu indirdi. len adam elini gevetirken Thomas hareketsiz kalmas iin adam bir kez
daha tekmeledi. "Tepeden yukar!" diye bard. Genevieve'in su bendini gvenle getiini
grd, ona kemeri ve ok-torbasn att. Onu takip edip St. Sardos kilisesinin arkasndaki kk
kapya doru gitti. Dman oray koruyor olabilir miydi? Eer koruyorsa dmann ba dertte
demekti, nk imdi kale kulesinde daha fazla oku vard ve
387
BERNARD CORNWELL
kasabaya ok atyorlard. Ayakta dikiliyor, ok atyor, sonra yere eiliyorlard. Thomas kalenin
talarna arpan tatar oklarn duyabiliyordu.
Patika dik ve slakt. Thomas sol tarafna bakp dman aryordu, ama yamata grnen
dman yoktu. Ayaklar kayarak trmanmaya devam etti, duvarn ok yaknnda olduunu
grp acele etti. Genevieve kapdayd artk, geriye dnm ona bakyordu. Thomas son birka
adm da trmanp kapdan hzla girdi, karanlk sokakta Genevieve'in peinden ilerleyip
meydana kt. Deme talarna bir tatar oku arpp sekti. Birisi barnca ana caddedeki
askerleri grd. Bir ok vzlayarak yanndan geerken kapdaki kemerin yarsnn tahrip
edildiini, moloz ynnn kale giriini yar rttn, kalenin perde duvarnn altndaki
meydanda plak ceset ynlarnn bulunduunu ve tatar oklarnn talardan sektiini grd.
Molozlarn stnden atlayp gvenle avluya girdi. Ama yer kaygan olduu iin ayaklar yerden
kesildi. Birka adm sonra kayp avluda uzanan kereste barikatna arpt.
Tek gzl, kt grnml Sir Guillaume ona bakyordu. "Gelmen epey uzun srd, deil
mi?"
"Kahretsin," dedi Thomas. Nehre den kadn hari Coredorlarn hepsi oradayd. Genevieve
gvendeydi. "Yardma ihtiyacn olacan dndm."
"Yardm edebil misin?" dedi Sir Guillaume. Arkadan yerden kaldrp sarld. "Senin
ldn sandm," dedi. Sonra duygularn gsterdii iin mahcup olup bayla Coredor'lar ve
ocuklar iaret etti. "Kim bunlar?"

"Haydutlar," dedi Thomas. "Karn a haydutlar."


388
HERETIK
"st salonda yiyecek var," dedi Sir Guillaume. Jake ve Sam srtarak gelip Thomas ve
Genevieve'e st kata kadar elik ettiler. Coredor'lar peynir ve tuzlu ete ylece bakyorlard.
"Yiyin," dedi Sir Guillaume.
Thomas kasabann meydanndaki plak cesetleri hatrlad. Onun adamlar myd? Sir
Guillaume ban iki yana sallad. "Serseriler bize saldrd," dedi. "Ve ldler. Biz de onlar
soyup duvardan aa attk. Fareler yiyor imdi. Byk serseriler, deil mi?"
"Fareler mi?"
"Kedi kadar bykler. Eee, sana neler oldu?"
Thomas yemeini yerken anlatt. Manastra gidiini, Planchard'n lmn, ormandaki
dv, Cas-tillon d'Arbizon'a yaptklar ar yolculuu anlatt. "Robbie'nin burada olmadn
biliyordum," diye aklad. "Bu yzden bir tek arkadalarmn kaldn dndm."
"Dostlarn arasnda lmek gzeldir," dedi Sir Guillaume. Salonun yksek, dar pencerelerine
bakp n asndan saati tahmin etmeye alt. "Top birka saat daha atlmaz."
"Kap kemerini mi ykmaya alyorlar?"
"yle gibi grnyor," dedi Sir Guillaume. "Belki btn perde duvar ykmay istiyorlardr.
Bu, avluya girilerini kolaylatrr. Ama bu i aylar alr." Coredor'lara bakt. "Bana doyuracak
ekstra boazlar m getirdin?"
Thomas ban iki yana sallad. "Hepsi savaacak, kadnlar bile. ocuklar da tatar oklarn
toplayabilirler." Kaleye yaylm bir sr ok vard ve kanatlar dzeltildikten sonra Coredor'larn
yaylarnda kulla389
BERNARD CORNWELL
nlabilirlerdi. "Ama nce u lanet olas toptan kurtulmak gerek."
Sir Guillaume srtt. "Bunu dnmediimi mi sanyorsun? Burada klarmzn stnde
oturup zar attmz m dnyorsun? Bunu nasl yapacaz? Ani bir saldryla m? Bir dzine
adam caddeye karrsam daha tavernaya varamadan yars oklarla lr. Bunu yapamayz,
Thomas."
"al rp," dedi Thomas.
"al rp," diye tekdze bir sesle tekrarlad Sir Guillaume.
"al rp ve sicim. Ate oklar yapn. Lanet olas barut tozunu ak havada saklamyorlar,
deil mi? Bir evdedir. Evler de yanar. Biz de kahrolas btn kasabay yakarz. Hepsini. Oklarn
topun yanndaki evlere ulaacan sanmyorum, ama eer dou rzgr karsa yangn hzla
yaylr. Ne olursa olsun yangn onlar yavalatr."
Sir Guillaume ona bakt. "Grndn kadar aptal deilsin, deil mi?"
Birinin aniden nefesini ekip tutmasyla btn adamlar dnd. Yaknda oturan Genevieve,
Tho-mas'n deirmenden ald ok muhafazasyla oynuyordu. Dairesel deri muhafazaya gzelce
uyan kapak balmumuyla kapatlmt ve bu Genevieve'i ok me-raklandrmt. Kapa
kaldrnca iinde bir ey buldu, ketene sarlp talala desteklenen bir ey. Tala temizleyip
keteni at.
Odadaki herkes huuyla ona bakyordu.
nk kutsal Kse'yi bulmutu.

HERETIK
Joscelyn, Guy Vexille'den nefret ettiine karar verdi. Adamn kendine gvenli havasndan,
yznden hi eksik olmayan ve Joscelyn'in yapt her eyi sze dkmeden kmseyen alayc
ifadesinden nefret ediyordu. Adamn dindarlndan ve z-kontrolnden de nefret ediyordu.
Joscelyn, hibir eyi Vexille'i oradan kovmak kadar istemiyordu, ama adamlar, kuatma
gcne deerli katklar salyordu. Saldr baladnda, kale kapsndaki molozlarn stnden
hcuma geildiinde Vexille'in siyah cppeli adamlar yenilgi ve zafer arasndaki fark
yaratabilirlerdi. Bu yzden Vexille'in varlna katlanyordu.

Robbie de katlanyordu. Vexille kardeini ldrmt ve Robbie bunun iin intikam almaya
yemin etmiti, ama artk Robbie'nin kafas o kadar karkt ki yeminlerinin ne anlama geldiini
bilmiyordu. Ha yolculuuna kmaya yemin etmiti, ama hl Castillon d'Arbizon'dayd; Guy
Vexille'i ldrmeye yemin etmiti, ama adam yayordu; Joscelyn'e sadakat yemini etmiti,
oysa imdi Joscelyn'in, bir domuz kadar cesur, ama hibir din duygusu ya da onuru olmayan
beyinsiz bir aptal olduunu anlyordu. Hi sadakat yemini etmedii adam Thomas't, ama bu
trajedide iyilikler diledii adam oydu.
En azndan Thomas hayattayd. Guy Vexille'in deirmene yerletirdii muhafzlara ramen su
bendini gemeyi baarmt. Vexille, Castilon d'Arbizon'a gelince nehir geiinin korunmasz
olduunu grm ve huysuz, hain Charles Bessieres'e deirmenin komutasn vermiti.
Bessieres emri kabul etmiti, nk onu Ve-xille ve Joscelyn'den uzak tutuyordu, ama sonunda
ba391
BERNARD CORNWELL
ansz olmutu. Robbie, Thomas'n kendilerini bir kez daha atlatmas, hayatta kalp kaleye
girmeyi baarmas karsnda duyduu sevin yznden aknlk iindeydi. Thomas'm havada
oklar uuurken meydanda kotuunu grm, arkada kalenin gvenliine ulanca
neredeyse sevin l atmt.
Robbie Genevieve'i de grmt ve bu konuda ne hissedeceini bilmiyordu. Genevieve'de
ok istedii bir ey gryordu, yle ki bu yzden can acyordu. Ama kabul etmeye cesaret
edemiyordu, nk Jos-celyn kendisine glerdi. Eer seenei olsayd, ki yeminleri olmad
anlamna geliyordu, kaleye gider ve balanmak iin Thomas'a yalvarr ve hi kukusuz orada
lrd.
Ama Thomas yayor olsa da kapana kslmt. Charles Bessieres'in byle basit bir grevde
baarsz olmasna kfreden Guy Vexille nehrin karsndaki ormana adam yerletirmiti. Bu da
su bendinden bir ka olmayaca anlamna geliyordu. Kaleden kmann tek yolu ana
caddeden geip kasabann bat kapsndan kmak ya da kuzeye St. Callic kilisesinin yanndaki
kk kapya gitmekti. Bu kap, kasabalnn srlerini otlatt kk bir meraya alyordu ve
Jos-celyn ve Vexille, yz adamyla birlikte byle bir giriim iin bekliyordu. Tatar okular,
kasabann btn hkim noktalarna yerletirilmiti. Bu sre zarfnda top, kale kaps burlarn
trtklamaya, dvmeye ve altn oymaya devam ediyordu ve harabelerin arasndan kalenin
kalbine kaba bir yol alana kadar da devam edecekti. Sonra katliam balayacak ve Robbie
arkadalarnn lmesini seyretmek zorunda kalacakt.
392
HERETIK
Kale giriinin yars yklmt. Sinyor Gioberti fzelerin kemerin sa tarafn vurmas iin
tombul topunu tekrar ateledi. talyan btn kapy ykmann bir hafta alacan dnyordu.
Joscelyn'e harap olan kemerin iki yanndaki perde duvarn ykarak gedii geniletmelerini
tavsiye etmiti, bylece saldrganlar okularn lmle doldurabilecei dar bir noktadan gemek
zorunda kalmayacakt.
"Kalkanlar," dedi Joscelyn. Okular gedie koarken koruyacak olan byk st
kalkanlardan yapmalar iin kasabann iki marangozuna emir vermiti. O zaman askerler
yanlarndan geerken bu tatar okular at yapabilirlerdi. "Bir hafta," dedi Joscelyn italyan'a.
"Kapy ykmak iin bir haftanz var, sonra saldryoruz." Kuatma, hayal ettiinden daha pahal
ve karmak olduu iin bu iin hzl bir ekilde bitmesini istiyordu. Zor olan yalnzca dv
deildi, askerlerin atlarna saman ve yulaf getirmeleri iin arabaclara para demek
zorundayd. Dman tarafndan zaten yamalanm olan blgeden kt olan yiyecei toplamalar
iin askerlerini gndermek zorunda kalyordu. Ve her gn ortaya kan beklenmedik problemler
Joscelyn'in gvenini zedeliyordu. O yalnzca saldrp bu iren iin bitmesini istiyordu.
Ama nce savunmaclar saldrd. Thomas'n Cas-tillon d'Arbizon'a geldiinin ertesi gn
afakta, kuruni gkyznde kuzey-dou rzgr eserken kule surlarndan atlan ateli oklar
kasabann damlarna dald. Birbiri ardna gelen duman tten oklar kuat-maclar uyandrd.
Kasabal su ve kanca iin baryordu. Adamlar uzun sapl kancalar, sazlar damlar393

BERNARD CORNWELL
dan indirmek iin kullanyordu, ama oklar gelmeye devam etti ve birka dakika iinde ev
alev ald. Rzgr alevleri kapya, topun doldurulup amurunun kuruduu yere doru flyordu.
"Barut! Barut!" diye bard Sinyor Gioberti. Adamlar deerli flar topun yanndaki evden
karmaya balad. Korkan halk yollarna knca adamlardan birinin aya kayd ve bir f
karmam barut tozu yola dkld. Joscelyn komuta evinden kp adamlarna su getirmeleri
iin bard. Guy Vexille, yangn nleme kua oluturmak iin evlerin yklmasn
emrediyordu, ama kasaballar askerleri engelliyor, bu yzden alevler daha iddetli bir ekilde
kkryordu. Bir dzine ev alev alevdi ve sazlk damlar atdan atya yaylan frnlara
dnmt. Panie kaplan kular dumann iinde uutu, fareler damlardan ve kiler
kaplarndan kat. Kuatmac tatar okularnn ou, atlarda kendilerine gzetleme yerleri
yapmlard ve imdi tavan aralarndan yere dyorlard. Domuzlar canl canl kzaryordu.
Tam o srada, btn kasaba yanp kl olacak gibi grnrken ve ilk yanan kvlcmlar topun
yanndaki atlara srarken gkyz yarld.
iddetli gk grlts gkyzn yrtt ve saanak yamur balad. O kadar hzl bir ekilde
yayordu ki kasaba kapsndan grnen kale manzarasn engelliyordu. Caddeyi birden su
yoluna evirdi, barut flarn slatp yangn sndrd. Duman hl yukar doru ykselmeye
devam ediyordu, ama yamur tslayarak parlak kzleri sndryordu. Kanallar siyah suyla
dolarken ateler snd.
394
HERETIK
Kdemli konsolos Galat Lorret, Joscelyn'e gelip kasabalnn nereye snacan sordu. Evlerin
te birinden fazlasnn atlar yok olmutu ve dierleri askerlerle doluydu. "Lordum, bize
yiyecek bulmalsnz," dedi Jolcelyn'e. "Ve adrlara ihtiyacmz var." Lorret, belki korkudan,
belki balayan stma yznden titriyordu, ama Joscelyn'in adama hi acmas yoktu. Aslnda
sradan biri tarafndan ne yapacann sylenmesine o kadar sinirlenmiti ki Lorret'e vurdu,
sonra bir kez daha vurdu. Adam yumruk ve tekme darbeleriyle caddeye kard.
"Alktan lebilirsiniz!" diye bard konsolosa. "Alktan lp titre. Serseri!" Yal adama o
kadar sert bir yumruk att ki adamn enesi krld. Konsolos slak kanalda yatarken resmi
giysileri kll suyla srlsklam oldu. Tahrip olmam bir evden kan gen bir kadn arkasna
geldi; gzleri donuk bakyordu, yz kzarmt. Birden kusarak midesindekileri Lorret'in yanna
boaltt. "Defol!" diye bard Joscelyn. "Pisliini baka bir yere dk!"
Sonra, Guy Vexille, Robbie Douglas ve bir dzine askerin ak azlarla kaleye baktn
grd. ylece bakyorlard. Yamur hafifliyor ve duman dalyordu. Kalenin paralanm n
taraf tekrar grlebiliyordu. Joscelyn dnp onlarn bakt yere bakt. Kale burlarnda asl
duran armalar grd. l askerlerden alman zrhlar hakaret amacyla oraya aslmt.
Robbie'nin krmz Douglas kalpli kalkan dhil olmak zere ters aslm kalkanlarda oradayd.
Ama Guy Vexille'in bakt ey bu ganimetler deildi. O daha alaktaki surlara bakyordu, kale
kapsnn stndeki yar yklm siper duvarna. Orada yamurun arasndan grnen altna.
395
BERNARD CORNWELL
Robbie Douglas, altn nesneyi daha ak bir ekilde grebilmek iin kaledeki okular
umursamadan caddede yrd. Hi ok atlmad. Kale terk edilmi gibiydi, byk bir sessizlik
hkimdi. Neredeyse meydana kadar yryp o eyi daha ak bir ekilde grd. Gzlerine
inanamayarak bakarken gzlerinde yalarla diz kt. "Kutsal Kse," dedi. Birden teki
adamlar da ona katlp deme talarnn stne diz ktler.
"Ne?" dedi Joscelyn.
Guy Vexille apkasn karp diz kt. Yukar doru bakarken deerli kap parlyormu gibi
grnd.
nk duman ve tahribatn arasnda gerek gibi parlayan Kutsal Kse duruyordu.
O gn top bir daha atlmad ve Joscelyn bu yzden hi mutlu deildi. Savunmaclarn elinde
Kutsal Kse'nin olmas Berat Kontunun umurunda bile deildi. Gerek ha, Yunus'un balnn
kuyruu, bebek sa'nn kunda ve dikenli ta ellerinde olsa bile umursamaz, hatta hepsini
memnuniyetle kalenin molozlar arasna g-mebilirdi, ama kuatmaclarla birlikte olan rahipler

nnde dizlerinin stne ktler, Guy Vexille de ayn eyi yapt ve korktuu adamn bu
ekilde sayg gstermesi Joscelyn'in duraksamasna neden oldu.
"Onlarla konumalyz," dedi Vexille.
"Onlar sapkn," diye itiraz etti rahipler. "Kutsal Kse onlardan alnmal."
"Benim ne yapmam gerekiyor?" diye sordu Joscelyn. "steyin yeter."
396
HERETIK
"Onun iin pazarlk etmelisiniz," dedi Guy Vexille.
"Pazarlk m!" Joscelyn bu dnce zerine ban fkeyle geriye att, sonra aklna bir fikir
geldi. Kutsal Kse! Eer o ey gerekten varsa ve etrafndaki herkes buna inanyorsa ve eer o
gerekten burada, kendi blgesindeyse, o halde ondan kazanlacak para var demekti. Kupann
Berat'a gitmesi gerekiyordu elbet, amcas gibi aptallarn onu grmek iin bir servet deyecei
Berat'a. Kale kapsndaki byk kavanozlar, Kutsal Kse'yi grmek iin sraya giren haclarn
attklar paralar dnd.
"Gidip onlarla konuacam," dedi Vexille.
"Neden sen?" diye sordu Joscelyn.
"O halde siz gidin, Lordum," dedi Vexille saygl bir ekilde.
Ama Joscelyn kendisini esir alan adamlarla karlamak istemiyordu. Onlar bir dahaki
grnde l olmalarn istiyordu. Bu yzden Vexille'e eliyle gitmesini iaret etti. "Ama onlara
hibir ey sunmayacaksn!" diye uyard. "Ben kabul etmeden asla."
"Sizin izniniz olmadan bir anlama yapmayacam," dedi Vexille.
Tatar okularnn atei kesmesi emredildi ve Guy Vexille ba ak ve silahsz bir ekilde ana
caddede yryp duman tten evleri geti. Ara sokakta bir adam oturuyordu. Vexille adamn
yznn ter iinde ve siyah yumrularla lekelenmi olduunu, giysilerinin kusmukla dolu
olduunu grd. Guy bu tr manzaralardan nefret ederdi. O mklpesent biriydi ve titizcesine
temizdi. nsanlarn iren kokusu ve hastalklar onu tiksin-dirirdi: Bunlar gnahkr dnyann
kantlaryd, Tanr397
BERNARD CORNWELL
ya unutan bir dnyann. Sonra kuzeninin krk surlara kp Kutsal Kse'yi oradan aldn
grd.
Bir dakika sonra Thomas, kemerli girii dolduran molozlarn stnden geti. Guy gibi onda
da kl yoktu, Kutsal Kse'yi de getirmemiti. Paslanmakta olan, etekleri sklen ve tozla kapl
olan zrhn giymiti. Jiletini uzun zaman nce kaybettiinden ksa bir sakal vard. Guy bu
sakaln ona hain ve aresiz bir grnm kazandrdn dnd. "Thomas," diye onu
selamlayarak hafife ban edi, "kuzen."
Thomas, Guy'un gerisine, rahibin kendisini seyrettii yere bakt. "Rahipler en son beni
aforoz etmek iin gelmilerdi buraya," dedi.
"Kilisenin yapt ey tersine evrilebilir," dedi Guy. "Nerede buldun?"
Thomas bir an iin cevap vermeyecekmi gibi grnd, sonra omuz silkti. "Gk grltsnn
altnda," dedi. "imein tam ortasnda."
Guy bu kaamak cevaba gld. "Kutsal Kse'nin sende olduunu bile bilmiyorum. Belki bir
numaradr bu? Duvara altn bir kupa koydun ve biz yalnzca bir tahminde bulunduk. Ya
yanlyorsak? Bana kantla, Thomas."
"Kantlayamam."
"O zaman bana gster," diye yalvard Guy. Mtevaz bir ekilde konuuyordu.
"Neden?"
"nk Cennet Krall ona bal."
Thomas bu cevaba alayc bir ekilde gld, sonra merakla kuzenine bakt. "nce bana bir
ey syle."
"Elimden gelirse."
398
HERETIK
"Deirmende ldrdm uzun boylu, yaral yzl adam kimdi?"

Bu ok garip bir soru olduu iin Guy Vexille kalarn att, ama bir tuzak grmedii iin
Thomas'n keyfince davranp cevap verdi. "Kardinal Bessieres'in kardeiydi. Neden sordun?"
"nk iyi dvt," diye yalan syledi Thomas.
"Hepsi bu mu?"
"yi dvt ve Kutsal Kse'yi benden neredeyse alyordu," diye gerei biraz ssledi. "Kim
olduunu merak ettim." Omuz silkerken Kardinal Bessieres'in kardeinin neden Kutsal Kse'yi
tadn merak ediyordu.
"O Kutsal Kse'ye sahip olmaya deecek bir adam deildi," dedi Guy Vexille.
"Ben deer miyim?"
Guy bu dmanca soruya aldrmad. "Bana gster," diye yalvard. "Tanr akna, Thomas,
bana gster."
Thomas tereddt etti, sonra dnp elini kaldrd. llerden ele geirdii plaka zrh batan
aa kuanm olan Sir Guillaume ekili klc ve yannda Genevi-eve'le kaleden kt. Kutsal
Kse Genevieve'in elindeydi ve kemerine bir arap kesesi balamt. "Ona ok yaklama," diye
kz uyard Thomas, sonra Guy'a bakt. "Sir Guillaume'yi hatrlyor musun? Seni ldrmek iin
yemin etmi baka bir adam."
"Atekes altnda buluuyoruz," diye hatrlatt Guy, sonra Sir Guillaume'ye doru bayla
hafife selam verdi. Onun verdii tek karlksa yere tkrmek oldu. Guy bu harekete
aldrmayp kzn elindeki Kutsal Kse'ye bakt.
399
BERNARD CORNWELL
ok narin, sihirli bir gzellii vard. Dantele has bir zarafet. Dumanla iren kokan, cesetleri
farelerin yedii bu kasabada bulunan bu eyin Kutsal Kse olduundan hi kukusu yoktu.
Hristiyanlktaki en fazla aranan nesneydi bu, cennetin anahtar. Guy neredeyse huu iinde diz
kyordu.
Genevieve incili kapa ap sapl altn kadehi Tho-mas'n eline devirdi. Kaln yeil cam, altn
telkari iin arasndan kayd, Thomas onu saygl bir ekilde tuttu. "Bu Kutsal Kse, Guy," dedi.
"Altn kap onu tutmas iin yaplm, ama Kutsal Kse bu."
Guy agzl bir ekilde seyrediyor, ama ona doru bir hareket yapmaya cesaret
edemiyordu. Sir Guilla-ume klcn kaldrp ileri savurmak iin ufack bir mazeret bekliyordu.
Guy, okularn yksek kuledeki yarklarn arkasndan onu seyrettiklerine emindi. Thomas,
Genevieve'in belinden keseyi alp kadehe doldururken hibir ey sylemedi. "Grdn m?" dedi
Thomas. Guy yeilin arapla karardn, ama ayn zamanda daha nce orada olmayan altn
parlakla sahip olduunu grd. Thomas arap kesesini yere brakt, sonra gzlerini kuzenin
gzlerinden ayrmayp kupay kaldrd, arab iti. " 'Hic est enim sangu-is meus,'" dedi fkeyle.
Bunlar sa'nn szleriydi. "Bu benim kanm." Sonra kseyi Genevieve'e verdi, Genevieve
peinde Sir Guillaume, elinde kseyle birlikte gitti. "Bir sapkn Kutsal Kse'den iiyor," dedi
Thomas. "Ve daha da kts geliyor."
"Daha kts m?" diye sordu Guy yumuak bir sesle.
"Onu byk kemerin altna koyacaz," dedi Thomas. "Topunuz surlarn geri kalann
yktnda Kutsal
400
HERETIK
Kse ezilecek. Senin elde edecein ey bir paras arplm altn ve krk cam paralar
olacak."
Guy Vexille glmsedi. "Kutsal Kse knlamaz, Thomas."
"O zaman bu inancn riske at," dedi Thomas fkeyle. Hzla dnd.
"Thomas! Thomas, sana yalvaryorum," diye seslen di Guy. "Beni dinle."
Thomas yrmeye devam etmek istedi, ama kuzeninin ses tonu yalvarr gibi olduu iin
isteksizce dnd. Bu yklm bir adamn sesiydi ve biraz daha dinlerse Thomas'a nasl zarar
verirdi? Tehditte bulunmutu. imdi kuzeninin istedii teklifi, yapmasna izin vermeliydi, ama
bunu fazla kolaylatrmak istemiyordu. "Neden seni dinleyeyim ki?" diye sordu. "Babam
ldren adam? Kadnm ldren adam?"
"Tanrnn ocuunu dinle," dedi Guy.
Thomas neredeyse bir kahkaha atacakt, ama olduu yerde kald.

Guy bir nefes alp syleyeceklerini toparlad. Alak bulutlarn yamur tehdidi oluturduu
gkyzne bakt. "Dnya durmadan ktln tacizine uruyor," dedi. "Ve Kilise yozlayor
eytan da iini engellenmeden yapyor. Kutsal Kse elimizde olursa bunu deitirebiliriz. Kilise
temizlenebilir, yeni bir hal seferi dnyay gnahlarndan temizleyebilir. Kutsal Kse, Cennet
Kralln dnyaya getirebilir." Konuurken gkyzne bakyordu. Thomas'a dnd. "Tek
istediim bu, Thomas."
"Yani babam bunun iin mi ld?"
Guy ban sallad. "Keke bu gerekli olmasayd, ama Kutsal Kse'yi saklyordu. O, Tanrnn
dmanyd."
401
BERNARD CORNWELL
Thomas o zaman Guy'dan nefret etti, hem de her zamankinden daha fazla. Kuzeni duygu
dolu, alak bir sesle ve mantkl bir ekilde konumasna ramen ondan nefret ediyordu. "Bana
ne istediini syle," dedi Thomas.
"Dostluunu," dedi Guy.
"Dostluk mu!"
"Berat Kontu kt biri," dedi Guy. "Bir zorba, aptal, Tanry umursamayan bir adam. Eer
adamlarn kaleden karrsan onun aleyhine dnerim. Gece olana kadar sen ve ben burann
Lordu oluruz, Thomas. Yarn Berat'a gidip Kutsal Kse'yi ortaya karr ve Tanrnn btn
insanlarn bize gelmeye davet ederiz." Guy du-raksad, Thomas'n yznden szlerine kar
herhangi bir reaksiyon arad "Benimle kuzeye gel," diye devam etti. "Srada Paris var. O aptal
Valois Kralndan kurtuluruz. Dnyay alrz, Thomas ve Tanrnn sevgisine aarz. Bir dn,
Thomas! Tanrnn btn zarafeti ve gzellii dnyaya yaylr. Daha fazla znt, gnah olmaz,
yalnzca huzur dolu bir dnyada Tanrnn uyumu olur."
Thomas bunu dnrm gibi yapt, sonra kalarn att. "Seninle birlikte Joscelyn'e
saldracam, ama kuzeye gitmeden nce Barahip Planchard'la konumak isterim."
"Neden Barahip Planchard?" Guy aknln gizle-yemiyordu.
"nk o iyi bir adam ve onun tavsiyesine gveniyorum."
Guy bayla onaylad. "O zaman onu artrm. Yarn burada olur."
402
HERETIK
O zaman Thomas yle byk bir fke duydu ki Guy'a plak elleriyle saldrabilirdi, ama
fkesine engel oldu. "Yarn buraya getirebilir misin?" diye sordu.
"Eer gelirse."
"Baka seenei yok, deil mi?" dedi Thomas, sesinde fkeyle. "O ld, kuzen ve onu sen
ldrdn. Oradaydm, mezarlkla saklanyordum. Seni duydum!"
Guy akna dnmt, sonra ok fkelendi, ama syleyecek bir eyi yoktu.
"Bir ocuk gibi yalan sylyorsun," dedi Thomas onu kmseyerek. "yi bir adamn lm
konusunda yalan syledin. O halde her konuda syleyebilirsin." Dnp yrd gitti.
"Thomas!" diye peinden seslendi Guy.
Thomas dnd. "Kutsal Kse'yi mi istiyorsun, kuzen? O zaman onun iin savamak
zorundasn. Belki yalnzca sen ve ben? Sen ve klcn, bana ve silahma kar?
"Silahna m?"
"Kutsal Kse," dedi Thomas serte ve kuzeninin yalvarmalarna aldrmayarak kaleye geri
dnd.
"Peki, ne nerdi?" diye sordu Sir Guillaume.
"Dnyann btn krallklarn," dedi Thomas.
Sir Guillaume pheyle burnunu ekti. "Bu cevapta kutsal bir koku alyorum."
Thomas glmsedi. "eytan sa'y yabani ortama ekti ve grevinden vazgeerse ona
dnyann btn krallklarn vermeyi teklif etti."
403
BEENARD CORNWELL
"Kabul etmeliydi' dedi Sir Guillaume. "Ve bizi bir sr skntdan kurtarmalyd. Demek
buradan gidemiyoruz?"

"Savaarak kamazsak hayr."


"Fidye paras?" diye sordu Sir Guillaume umutla.
"Sormay unuttum."
"Hibir halta yaramyorsun," diye karlk verdi Sir Guillaume ngilizce olarak. Sonra tekrar
Franszcaya dnerek daha neeli bir ekilde, "Ama en azndan Kutsal Kse bizde, deil mi? Bu
da bir eydir."
"Bizde mi?" diye sordu Genevieve.
ki adam ona doru dnd. Masa ve tabureler barikata eklenmek iin aaya tandndan
artk plak olan st salondaydlar. Geriye bir tek, iinde garnizonun parasnn bulunduu
demire bal sandk . kalmt ve bir mevsimlik basknlar yznden bol miktarda para vard
sandkta. Genevieve sandn stne oturdu; yeil kupasyla gzel, altn Kutsal Kse elindeydi,
ama Thomas'n St. Sever manastrndan getirdii ahap kutu da yanndayd. Kupay altn
yuvasndan karp kutuya koydu. Kapak kapanmyordu, nk cam kupa ok bykt. Kutu
bir ey iin yaplmt, ama bu Kutsal Kse iin yaplmamt. "Kutsal Kse elimizde mi?" diye
sordu. Kse'nin kutuya smadn gsterirken Thomas ve Sir Guillaume ona bakyordu.
"Elbette Kutsal Kse bu," dedi Sir Guillaume aldr-mazcasna.
Thomas Genevieve'in yanna gidip kupay ald. Ellerinde evirdi. "Eer Kutsal Kse
babamdaysa Kardinal Bessieres'in eline nasl geti?"
404
HERETIK
"Kim?" diye sordu Sir Guillaume.
Thomas yeil kupaya bakt. Cenova Katedralindeki Kutsal Kse'nin yeil camdan yapldn
duymutu ve kimse onun gerek olduuna inanmyordu. Bu da ayn kse miydi? Ya da sahte
olan baka bir yeil camd? "Bunu aldm adam Kardinal Bessieres'in kardeiymi ve eer
Kutsal Kse gerekten ondaysa Castillon d'Ar-bizon'da ne yapyordu? Kutsal Kse'yi Paris'e ya
da Avignon'a gtrrlerdi."
"Sevgili sa," dedi Sir Guillaume. "Yani sen bunun gerek olmadn m sylyorsun?"
"Bunu renmenin bir yolu var," dedi Thomas ve kupay yukar kaldrd. Camdaki minik altn
beneklerini grp ok gzel bir ey olduunu dnd. ok zarif, eski bir eydi, ama gerek
miydi? Elini biraz daha yukar kaldrd, kupay bir saniye orada tuttuktan sonra yere brakt.
Yeil cam binlerce paraya ayrld.
"Sevgili sa akna," dedi Sir Guillaume. "Sevgili sa."
405

Y
angn Castillon d'Arbizon'un ounu yaktktan sonraki sabah ilk insanlar lmeye balad.
Bazlar gece ld, bazlar afakta. Rahipler son ayinlerini yapacaklar evlere kutsanm ekmek
tamakla meguldler. Matem tutan ailelerin lklar Joscelyn'i uyandrmaya yetecek kadar
iddetliydi. Yaverine hrlayarak gidip u iren sesi susturmasn emretti, ama Joscelyn'in
odasndaki kede, hasrn stnde uyuyan yaveri titriyor ve terliyordu, yznde Joscelyn'in
yzn buruturmasna neden olan kt grnml siyah ilikler olumutu. "Defol!" diye
bard yaverine. Gen adam kprdamaynca tekmeleyerek kapnn dna kard. "Dar!
Dar! O, sa! Altm pislemisin! Defol!"
Joscelyn giyinip keten gmleinin stne klot pantolon ve deri ceketini geirdi. "Sen hasta
deilsin, deil mi?" dedi yatan paylaan kza.
"Hayr, Lordum."
"O zaman bana domuz pastrmas ve ekmek, bir de ekerli arap getir."
"ekerli arap m?"
"Sen hizmeti deil misin? O halde bana hizmet et ve u pislii temizle." Yaverinin yatan
iaret ediyordu. izmelerini giyerken neden normalde horozlar terken
406
HERETIK

atlan top sesiyle uyanmadn merak etti. Topun nam-lusundaki amur gece boyu kurumutu
ve Sinyor Gi-oberti afaktaki atn en fazla tahribat yaptna inanyordu, ama bu sabah at
yaplmamt henz. Evin salonuna gidip topuya seslendi.
"Hasta." Cevap veren Guy Vexille'di. Odann bir kesinde oturmu ban biliyor ve belli ki
Joscelyn'i bekliyordu. "Bulac bir hastalk var."
Joscelyn klcn kemerine takt. "Gioberti hasta m?"
Guy Vexille ban knna soktu. "Kusuyor, Lordum ve terliyor. Koltuk altlar ve kasklar
iti."
"Adamlar kahrolas topu ateleyebilir, deil mi?"
"Onlarn da ou hasta."
Joscelyn Vexille'e bakarak duyduklarn anlamaya alt. "Topular hasta m?"
"Kasabann yars hasta," dedi Vexille, ayaa kalkarak. Ykand, temiz siyah giysiler giyip, dar
kafatasnda kaygan bir ekilde yaylmas iin uzun siyah salarn yalad. "Bir salgn hastalk
olduunu duymu, ama inanmamtm. Yanlmm. Tanr beni affetsin."
"Salgn hastalk m?" Joscelyn artk korkmaya balamt.
"Tanr bizi cezalandryor," dedi Vexille sakin bir ekilde. "eytan serbest braktmz ve
cennetten daha ak bir iaret beklemediimiz iin. Kaleye bugn saldrmalyz, Lordum, Kutsal
Kse'yi almal ve bylece bu belay durdurmalyz."
"Bela m?" diye sordu Joscelyn. Kapnn ekingen bir ekilde alndn duydu. Hizmeti kzn
yemeini getirdiini dnd. "eri gel, kahrolas," diye bard, ama gelen kz deil, rkek
veendieli Peder Medous'tu.
BERNARD CORNWELL
Rahip Joscelyn'in nnde dizlerinin stne kt, "insanlar lyor, Lordum."
"Benim ne yapmam bekliyorsun?" diye sordu Jos-celyn.
"Kaleyi aln," dedi Vexille.
Joscelyn ona aldrmayp rahibe bakt. "lyorlar m?" diye sordu aresizce.
Peder Medous ban sallad. Yznde yalar vard. "Bu bir salgn hastalk, Lordum," dedi.
"Kusuyor, terliyor, barsaklarn boaltyorlar. Yzlerinde siyah banlar kyor ve lyorlar."
"lyorlar m?" diye sordu Joscelyn.
"Galat Lorret ld; kars hasta. Benim khyam hasta." Gzlerinden biraz daha ya dkld.
"Salgn hastalk havada var, Lordum." Joscelyn'in siyah, yuvarlak yzne bakt, Lordunun
dayanacan umuyordu. "Havada var," diye tekrarlad. "Doktora ihtiyacmz var, Lordum. Ve
onlarn Berat'tan gelmesi iin ancak siz emir verebilirsiniz."
Joscelyn diz km rahibin yanndan geti, caddeye kp tavernann kapsnda oturan iki
askere bakt. imi yzlerinden ter akyordu. Ona donuk bir ekilde bakp yzlerini evirdiler.
ocuklarnn terleyip ldn gren annelerin feryatlarn duyuyorlard. nceki gnn
yangnndan kalan duman nemli sabahta seyrelmiti ve her ey isle kaplanmt. Joscelyn
rperdi, sonra St. Callic kilisesinden Sir Henri Courtois'i grd. Rahatlarken neredeyse koup
adama sarlyordu. "Neler olduunu biliyor musun?" diye sordu.
"Bir salgn hastalk var, Lordum."
"Havada var, evet," dedi Peder Medous'un szlerini tekrarlayarak.
408
HERETIK
"Bunu bilemem," dedi Sir Henri yorgun bir ekilde. "Ama unu biliyorum ki yirmiden fazla
adammz hasta. ld bile. Robbie Douglas hasta. Sizi istiyor, Lordum. Bir doktor bulmanz
iin yalvaryor."
Joscelyn bu ricaya aldrmayp havay koklad. Alevlerin kalnts, kusmuk, dk ve idrar
kokuyordu. Her kasabann, her gnn kokuuydu bunlar, ama nedense imdi daha kt
grnyordu. "Ne yapacaz?" diye sordu aresizce.
"Hastalarmn yardma ihtiyac var," dedi Sir Henri. "Doktora ihtiyalar var." Ve de mezar
kazcya, diye dnd, ama sesli olarak sylemedi.
"Havada var," dedi Joscelyn tekrar. Koku artk ok arlamt, etrafn kuatyor, onu tehdit
ediyordu. Panik halde titremeye balad. Bir adamla dvebilir-di, hatta bir orduyla
dvebilirdi, ama bu sessiz, hain kokuyla deil. "Gidiyoruz," diye karar verdi. "Hastaln
etkilemedii herkes hemen gidiyor. Hemen!"

"Gidiyor mu?" Sir Henri bu karara ok armt.


"Gidiyoruz!" dedi Joscelyn serte. "Hastalar geride brakn. Adamlara hazrlanp atlar
eyerlemelerini syleyin."
"Ama Robbie Douglas sizi grmek istiyor," dedi Sir Henri. Joscelyn ve Robbie'nin Lorduydu
ve ona bakm hizmetini borluydu, ama Joscelyn u anda hasta ziyaret edecek havada deildi.
Hastalar kendilerine bakabilirlerdi. Mmkn olduunca adam bu dehetten kurtaracakt.
Bir saat iinde oradan ayrldlar. Atlar bulac hastalktan kaarak drtnala kasabadan
uzaklayor, Berat'n byk kalesinin gvenliine kouyorlard. Joscelyn'in,
409
BERNARD CORNWELL
valyeleri ve askerleri tarafndan terk edilen okularnn neredeyse hepsi onlar takip
ediyordu. Kasaballar da salgn hastalktan kurtulmak iin kayordu. Vexil-le'in ok sayda
adam da hastalktan etkilenmeyen birka topuyla birlikte ortadan kaybolmutu. Cehennem
Tkrn braktlar, hasta adamlarn atlarn alp katlar. Joscelyn'in adamlarnn iinde bir
tek Sir Henri Courtois geride kald. Sir Henri orta yalyd ve lm korkusunu kaybetmiti ve
senelerdir kendisine hizmet eden adamlar ac iinde yatyorlard. Onlar iin ne yapabileceini
bilmiyordu, ama elinden geleni yapacakt.
Guy Vexille, St. Callic kilisesine gitti. Azizin resmine ve Bakire Meryem'e dua eden kadnlara
kmalarn syledi. Tanryla yalnz kalmak istiyordu ve kilisenin yozlam inancn uyguland
yer olduuna inanmasna ramen oras hl dua eviydi. Sunan nne diz kp yukarda asl
duran sa'nn gsz bedenine bakt. Korkun yaralarndan akan youn kana bakt. Kurtarcnn
yan tarafna yaplan mzrakla uzatt sol eli arasnda rlm rmcek ana aldrmayarak
kana bakt. "Bizi cezalandryorsun," dedi yksek sesle. "Bize byk aclar veriyorsun, ama
eer senin istediini yaparsak bizi balarsn." Peki, ama Tanrnn istei neydi? ikilem buydu.
Bir cevap arayarak dizlerinin stnde ileri geri salland. "Syle bana," dedi hata asl duran
adama bakarak. "Ne yapmam gerektiini syle."
Ama ne yapmas gerektiini zaten biliyordu: Kutsal Kse'yi ele geirip gcn aa
karmalyd; ama kilisenin lo nda, bulutlarn arasnda tahtta oturan Tanrnn tablosunun
altnda bir mesajn gelmesini umut etti. Ve istedii gibi olmasa da mesaj geldi. Ka410
HERETIK
ranlkta bir ses duyacan umuyordu, kendisine kesin baary verecek olan ilhi bir emir, ama
onun yerine kilisede yryen ayak sesleri duydu. Etrafna baknca geriye kalan ve hasta
olmayan adamlarnn kendisiyle birlikte dua etmeye geldiklerini grd. Onun sunakta olduunu
duyunca teker teker geliyorlard. Yanna diz kerlerken Guy byle iyi adamlarn
yenilemeyeceini biliyordu. Kutsal Kse'yi almann zaman gelmiti.
Yarm dzine adamn kasabaya gnderip hl ayakta durabilen btn askerleri, okular ve
valyeleri toplamalarn istedi. "Silahlansnlar ve bir saat iinde topun yannda bulualm,"
dedi.
Hastalarn ve ailelerinin feryatlarna kulaklarn tkayarak kendi odasna gitti. Hizmetkr
hastalanmt, fakat Guy'un odasnn bulunduu evin oullarndan biri hl iyi durumdayd. Guy
ona hazrlklara yardm etmesini emretti.
nce deri klot pantolonunu ve deri yeleini giydi. ki giysi de skca yaplmt, bu yzden
ocuk yelein arkasndaki ipleri balarken dimdik durmas gerekiyordu. ocuk zrhn kolayca
girmesi iin bir avu domuz yayla deriyi iyice yalad. Vexille'in yeleinin stne giydii ksa
zincir zrh gmlei gs, karn ve kasklar iin ekstra koruma salyordu. Sonra plaka zrh
para para yerine takld. nce drt tane bacak koruyucusu, baldrlar ve arkalarn koruyan
yuvarlak plakalar ve ardndan dizden ayak bileine kadar inen paralar geldi. Ve-xille'in dizleri
dairesel paralarla korunuyordu. Ayakla-rysa ayak bileklerindeki zrhlara balanan izmelerine
taklan elik plakalarla. zerine ar kare biiminde plakalarn perinlendii ksa deri gmlek
beline baland,
BERNARD CORNWELL
bu ayarlannca Vexille boyun parasn kaldrp ocuun arkadaki iki tokay takmasn bekledi.
ocuk gs ve srt plakalarn Vexille'in bann stne kaldrrken inledi. ki ar para

omzundaki iki ksa deri kayla balanyordu ve plakalar yan taraflardaki kaylarla daha da
sklatrlyordu. Sonra sra kollarnn alt ve st tarafn ve omuzlarn koruyan paralara geldi.
Dirsek eklemlerine iki yuvarlak para kondu. ocuk alrken kollarn esnetti, balarn kl
kullanamayaca kadar sk olmamasna dikkat etti. Eldivenler birbirinin stne binen pullara
benzer elik plakalarla kapl deridendi; sonra Bologna'da yaplan deerli klc tayan ar siyah
knn takl olduu kl kemerine sra geldi.
Yz on santim uzunluundaki kl bir adamn kolundan daha uzundu ve ba aldatc
derecede inceydi, her an krlacakm izlenimi veriyordu, ama uzun elii sertletiren ve silah
lmcl hamle silah yapan merkezi bir damar vard. ou adam zrhlara arpnca ktle-en
kesme kllar kullanrd, ama Vexille hamle kllarnda ustayd. Sanat, zrhtaki eklem yerini
aramak ve elii oradan sokmakt. Sap aka aala kaplanmt, kabzasndaki topuzu
eliktendi. Herhangi bir ssleme, altn yaprak ya da baa yazl olan bir yaz veya gm
kakma yoktu. Yalnzca zanaatkarn aletiydi, lm silah, bugnn kutsal grevi iin uygun bir
ey.
"Efendim?" dedi ocuk endieli bir ekilde, Vexille'e zerinde dar gz yarklarnn bulunduu
byk turnuva miferini uzatarak.
"O deil," dedi Vexille. "Bascinet ve boneyi alacam." stediklerini iaret etti. Byk turnuva
miferi ok snrl bir gr as salyordu. Savata yan taraf412
HERETIK
taki dmanlar grmesine engel olduu iin ona fazla gvenmemeyi renmiti. Okularla
yznde siper olmadan karlamak bir riskti, ama en azndan onlar grebiliyordu. Boynunu ve
kulaklarn korumas iin zrhl boneyi bana geirdi, sonra ocuun elinden bas-cinet'yi ald.
Bu, yuvarlak kenarlar ve grn kstlayan yz siperi olmayan basit bir miferdi. "Gidip
ailenle ilgilen," dedi ocua. St tahtalarnn kaynatlm, sertlemi deriyle kapland,
zerinde Kutsal K-se'yi tayan Vexille'lerin yale'inin resminin bulunduu kalkann ald. Bir
muskas, tlsm yoktu. ster bir kadn earb, isterse bir rahip tarafndan kutsanm bir
mcevher paras olsun, byle tedbirler almadan ok az adam savaa giderdi. Ama Guy
Vexille'in yalnzca bir muskas vard, o da Kutsal Kse'ydi. Ve imdi onu almaya gidiyordu.
Kalede ilk hasta olan bir Coredor'du. Gece olana kadar yirmiden fazla kadn ve adam kusmaya,
terlemeye ve titremeye balad. Jake de onlardan biriydi. a gzl oku avlunun bir kesine
gidip yanna yayn, kucana bir avu ok koydu, acsn orada ekmeye devam etti. Thomas
onu st kata kmaya ikna etmeye alt, ama Jake reddetti. "Burada kalacam," diye srar
etti. "Ak havada leceim."
"lmeyeceksin," dedi Thomas. "Cennet seni almayacak ve eytann rekabete ihtiyac yok."
Bu ufak aka Ja-ke'in, hzla koyulaarak morlua dnen kk krmz yumrularla dolu
yznde bir glmseme belirmesini
413
BERNARD CORNWELL
salad. Pantolonunu karmt, nk altn tutamyordu. Thomas'n en fazla ahr
harabelerinden saman getirip yatak yapmasna izin verebilirdi.
Philin'in olu da hastayd. Yznde pembe noktalar kmt ve titriyordu. Hastaln nereden
geldii belli deildi, ama Thomas dou rzgryla geldiini tahmin ediyordu. Barahip
Planchard kendisini bu konuda, Lombardy'den gelen salgn hastalk konusunda uyarmt. Ama
ite Thomas aresiz durumdayd. "Bir rahip bulmalyz," dedi Philin.
"Bir doktor," dedi Thomas, ama hi doktor tanmyordu ve birini bulsalar bile kaleye nasl
sokacan bilmiyordu.
"Rahip," diye srar etti Philin. "Eer bir ocuk kutsal ekmee dokunursa tedavi olur. Bu her
eyi tedavi eder. Bir rahip bulmama izin ver."
Thomas o zaman topun atelenmediini, tatar oklarnn kalenin talarna arpmadn fark
etti. Bu yzden Peder Medous'u ya da kasabadaki dier rahiplerden birini getirmesi iin Philin'i
gnderdi. Uzun boylu adam bir daha grmeyi beklemiyordu, ama Philin yarm saat iinde geri
dnp kasabann da kale gibi kt durumda olduunu, Peder Medous'un hastalar takdis
ettiini ve dman garnizona gelecek zaman olmadn syledi. "Sokakta l bir kadn vard,"
dedi Philin Thomas'a. "Dileri birbirine kenetlenmi ylece yatyordu."

"Peder Medous sana kutsal ekmek verdi mi?"


Philin ona kaln ekmek parasn gsterip hastalarn ouyla birlikte st katta olan olunun
yanna gtrd. Bir kadn, kocasnn son duas edilmeyecei iin alyordu, bu yzden
Genevieve onu rahatlatmak ve
414
HERETIK
hastalara umut vermek iin altn kupay ot iltelerin etrafnda dolatrd, hastalarn eline
dokundurup bunun bir mucize yaratacan syledi.
"Bir mucizeye ihtiyacmz var," dedi Sir Guillaume Thomas'a. "Ne bu?" kisi kalenin kulesine
km, tatar oku tehdidiyle karlamadan terk edilmi topa bakyordu.
"talya'da bir salgn hastalk vard," dedi Thomas. "Buraya gelmi olmal."
"Sevgili sa," dedi Sir Guillaume. "Ne tr bir salgn hastalk?"
"Tanr bilir," dedi Thomas. "Kt bir hastalk." Bir an iin salgn hastaln yeil Kutsal Kse'yi
krd iin ceza olarak gnderildii korkusunu hissetti, ama sonra Planchard'm kendisini Kutsal
Kse'yi bulmasndan ok uzun zaman nce bu hastalk konusunda uyardn hatrlad. Kanl bir
arafa sarnm bir adamn ana caddede sendeleyip dtn grd. imdiden kefenine
sarlm gibi hareketsiz yatyordu.
"Tanr akna neler oluyor?" diye sordu Sir Guillaume ha kararak. "Hi byle bir ey
grdn m?"
"Bu Tanrnn fkesi," dedi Thomas. "Bizi cezalandryor."
"Ne iin?"
"Hayatta kaldmz iin," dedi Thomas buruk bir sesle. Kasabadan ykselen feryatlar
duyabiliyor, hastalktan kaan insanlar grebiliyordu. Eyalarn el arabalarna koyup topun
yanndan getiler, kapdan kp kprden geerek batya yneldiler.
"Kar yamas iin dua et," dedi Sir Guillaume. "Karn hastalklar durdurduunu ok
grmmdr. Nedenini bilmiyorum."
415

BERNARD CORNWELL
"Burada kar yamaz," dedi Thomas.
Genevieve yanlarna geldi. Elinde hl altn kupa vard. "Atei besledim. Yardm oluyor gibi."
"Yardm m?"
"Hastalara. Scakl seviyorlar. ok byk bir ate oldu." Kalenin yan tarafndaki delikten
kan duman iaret etti. Thomas kolunu onun omzuna atp yznde krmzms lekeler olup
olmadn inceledi, ama solgun teni berrakt. Orada dikilip insanlarn kpry gemelerini,
batya giden yola kmalarn seyrettiler. Jos-celyn'in kuzeye giden atl askerlere nclk
yaptn grdler. Yeni Berat Kontu arkasna bile bakmad, sanki eytan kovalyormu gibi
gidiyordu.
Belki de kovalyordur, diye dnd Thomas. Gzden kaybolan atllarn arasna kuzenini
arad, ama gremedi. Belki Guy lyordu?
"Kuatma bitti mi?" diye sordu Sir Guillaume.
"Kuzenim yayorsa hayr," dedi Thomas.
"Ka okun var?"
"Yay ekebilecek on iki adam," dedi Thomas. "Askerler?"

"On be tane." Sir Guillaume yzn buruturdu. Tek tesellisi garnizonun kamaya
almamasyd, nk dost taburlardan ok uzaktaydlar. Philin'den hibir kuatmacnn kaleyi
izlemediini renince Coredor'lardan bazlar gitmiti, ama Thomas bu kayba zlmyordu.
"Peki, ne yapacaz?" diye sordu Sir Guillaume'ye.
"Hastalarmz iyileene kadar burada kalacaz," dedi Thomas. 'Ya da lene kadar," diye
ekledi. "Sonra gideceiz." Jake gibi adamlarn tek bana ac ekmeleri
416
HERETIK
iin brakamazd. En azndan kalp cennete ya da cehenneme gidilerinde yanlarnda
bulunabilirdi.
Sonra teki dnyaya geiin beklediinden daha hzl olduunu grd, nk askerler
caddede toplanyorlard. Kl, balta ve kalkan tayorlard ve grntleri yalnzca tek bir
anlama geliyordu. "Kutsal Kse'yi istiyorlar," dedi.
"Sevgili sa, ver gitsin," dedi Sir Guillaume hararetle. "Btn paralarn ver."
"Bunun onlar tatmin edeceini mi sanyorsun?"
"Hayr," diye itiraf etti Sir Guillaume.
Thomas surlardan aa eildi. "Okular!" diye bard. Zrhn takp klcn kuanmaya kotu.
Yayn ve ok torbasn da alacakt.
Kuatma henz bitmemiti.
Otuz valye ve asker caddede ilerledi. Aralarnda Guy Vexille'in de bulunduu ndeki on iki
kii tatar okularn oklara kar koruyacak olan kalkanlar tayordu. Ama okulardan yalnzca
alts kalmt. Guy arada on adm brakarak kendisini takip etmelerini emretti, bylece her biri
adamlardan daha uzun olan geni tatar yay kalkanlar, askerleri korumaya hizmet etti.
Ar ar hareket ediyorlard. Bir yandan kapya yaklamaya alrken, bir yandan da
oklarn geip adamlarn ayak bileine saplanmamas iin talarda srklenen kaln, ar
kalkanlarn arkasnda kalmaya alyorlard. Guy Vexille oklarn kalkanlara arpmasn
bekliyordu, bu olmaynca Thomas'n ya oklarn kay417
BERNARD CORNWELL
bettiini ya da daha byk bir olaslkla kalkanlarn inmesini beklediini dnd.
len ve lmekte olanlarn oluturduu, ate ve dk kokan kasabadan getiler. Kirli bir
arafa sarl bir adam sokakta lmt; cesedi bir kenara tekmeleyip yollarna devam ettiler.
kinci saftaki adamlar, safi kale burcundan atlacak olan oklardan korumak iin kalkanlar
yukar kaldrd, ama hl hi ok atlmyordu. Guy kaledeki herkesin lp lmediini merak etti.
Eski bir valye, kaderine gelen bir Kutsal Kse-araycs olarak kalenin bo salonlarnda
dolatn hayal etti ve kutsal emaneti talep etme dncesiyle duyduu byk sevinle
rperdi; sonra adamlarn oluturduu grup kalenin nndeki bo meydan geti. Cehennem
Tkrnn neden olduu molozlarn stnden geerken Guy adamlarna birbirine yakn
durmalarn ve kalkanlar st ste bindirmelerini hatrlatt. "sa bizim yanmzda," dedi
adamlarna. "Tanr bizim yanmzda. Kaybedemeyiz."
Duyulan tek ses kasabadaki kadnlarn ve ocuklarn feryad, kalkanlarn birbirine srterken
kard ses ve zrhl ayaklarn angrtsyd. Guy Vexille ar kalkanlardan birini kenara ekip
avluda uzanan ereti barikata bakt, ama kale burcuna giden merdivenlerin bana toplanm
olan okular da grd. Adamlardan biri yayn ekerken Guy aceleyle kalkanlarn arasndaki
gedii kapatt. Ok kalkana arpp geriye itti. Guy okun gcyle akna dnd. Ban kaldrp
bir el geniliindeki ine ulu okun normalin iki kat kalnlndaki kalkandan gemi olduunu
grp daha da fazla ard. Dzensiz trampet sesini andran daha fazla sayda ok gelirken ar
kalkanlar darbenin etkisiyle sarslyordu. Kereste
418
HERETIK
katmanlarndan geen bir okla yanandan yaralanan bir adam kfretti, ama Guy adamlarn
sakinletirdi. "Bir arada durun," dedi. "Ar ar yryn. Kapdan getikten sonra barikata
gidiyoruz. Barikat ykabiliriz. Sonra da ndeki ilk saf merdivenlere hcum eder. Okulara

ulaana kadar kalkanlar brakmayn." Kendi kalkan bir taa srtnce kalkan kk engelin
stnden armak iin byk tahta tutama kaldrd. Tam o anda bir ok gelerek ayann
birka santim yanma, molozlarn arasna gmld. "Sk durun," dedi adamlarna. "Sk durun.
Tanr bizimle birlikte." ki okla vurulan kalkan geriye doru sarsld, ama Guy onu dik tutmay
baard. Bir adm daha att. Artk paralanm molozlarn stne trmanyorlard. Byk
kalkanlar kk hamlelerle oynatyor, oklarn gcne kar skca tutuyorlard. Kale burlarnda
hi oku yok gibiydi, nk gkyznden hi ok gelmiyordu, yalnzca kardan geliyor, onlar da
kalkanlarla durduruluyordu. "Birbirinize yakn durun," dedi Guy adamlarna. "Yakn durun ve
Tanrya gvenin." Derken kapnn yanndaki perde duvarn kalntlarnn arkasnda gizlenen Sir
Guilla-ume'nin askerleri uluyarak hcuma geti.
Sir Guillaume saldrganlarn byk kalkanlarn arkasna gizlendiklerini ve bunun onlar kr
edeceini dnmt. Bu yzden barikatn bir tarafn ykm ve on adamn avlunun bir
kesine, perde duvarn arkasna, ahrdaki dknn yld yere gtrmt. imdi Guy'un
adamlar kemerli giriten ieri girerken Sir Guillaume saldrd. Joscelyn'in saldrsna kar
kulland taktikti bu, yalnz bu kez plan hcum etmek, ldrp yaraladktan sonra derhal geri
ekilmekti. Adamlarna
419
BERNARD CORNWELL
bu fikri tekrar tekrar anlatmt. Kalkan duvarn ykp barikata geri ekilirken katliamn geri
kalann okulara brakn. Bir an iin her ey plana gre iliyor gibi grnd. Hcum
saldrganlar gerekten artt, dalarak geri ekildiler. Dvmeyi her eyden ok seven bir
ngiliz askeri baltayla bir kafatasn paralarken Sir Guillaume klcn bir adamn kasklarna
soktu. Kalkanlar tutan adamlar igdsel olarak tehdide doru dnd. Bu, kalkanlarn da
dnmesi ve sol taraflarn merdivenlerin stndeki okulara kar amalar anlamna geliyordu.
"imdi!" diye seslendi Thomas ve oklar utu.
Guy bunu ngrmemiti, ama hazrd. Arka safta Fulk adnda, bir kpek kadar sadk ve bir
kartal kadar ateli Norman vard. "Durdur onlar, Fulk!" diye bard Guy. "n saf benimle
birlikte!" Bir ok bacak zrhndan sekip arkadaki adam yaralad. n saflarn ikisi zrhlarndan
geen oklarla sendeliyorlard, ama gerisi kalkan duvarn yeniden kapatp barikatn sonundaki
gedie doru ynelen Guy Vexille'i takip ediyordu. Sir Guillaume'nin adamlar geri ekilmeliydi,
ama imdi savaa hapsolmu, yakn dvn heyecan ve deheti iinde kaybolmulard;
darbeleri kalkanla-ryla karlyor, dman zrhnda bir entik bulmaya alyorlard. Guy
onlara aldrmayp barikatn yanndan geti, ar kalkamyla kendisini koruyarak merdivenleri
kt. Yannda be adam vard; geri kalanlar Sir Guillaume'nin saylar gerekten az olan
adamlarna saldryordu. Okular merdivenleri kan alt adama dnp oklarn dev kalkanlarda
harcad. Derken kargaada fark edilmeyen alt tatar okusu kemerli girite belirip ngiliz
okularn datan yaylm ateine
420
HERETIK
baladlar. oku hemen yere dt; bir dieri tatar okuyla paralanan yayma baka kald.
Tanrnn yanlarnda olduunu syleyen Guy, kalkann brakp merdivenlerden yukar kotu.
"Geri ekilin!" diye bard Thomas. "Geri ekilin!" Merdivenleri savunmak iin bekleyen
asker vard, ama nce okularnn kapdan gemesi gerekiyordu, ama Guy bir tanesini kapana
sktrmt. Bacaklarna klcyla elme takp adam drd, sonra uzun klcn kasklarna
gmerek adamn iddetli bir lk atmasna neden oldu. Kan merdivenlerden aa sel gibi
akyordu. Thomas yayn Guy'un gsne bastrarak onu geriye itti. Sam Thomas' yakalayarak
kapdan geriye ekti. Sonra srekli saa doru dnen merdivenleri trmanmaya geldi sra.
Tepeye varnca orada bekleyen askerin yanndan geti. "Onlar tutun," dedi Thomas
adamlara. "Sam! Yukar! abuk!"
Thomas merdivenlerde kald, Sam ve geri kalan yedi oku, kalenin burlarna varnca ne
yapacaklarn biliyorlard. Thomas'n en nemli grevi ise Guy'un ilk kattaki salona kan
adamlarn durdurmakt. Saldrganlarn, merdivenlerin merkezi omurgas sa taraflarnda
olacak ekilde yukar kmalar gerekiyordu ve bu kl kullanan sa kollarnn hareketini
engelleyecekti. Aa doru dven Thomas'm adamlarysa silahlarn hareket ettirmek iin
daha geni bir alana sahip olacakt. Yalnz Guy'un ilk adam solakt ve ksa sapl, geni bakl

bir balta kullanyordu. Baltasn bir adamn ayana indirip adam, kalkan, kl ve zrh
angrtsyla yere indirdi. Balta yine indi, ksa bir lk duyuldu. Thomas admlk mesafeden
bir ok att, baltal adam boazn421
BERNARD CORNWELL
da okla geriye dt. Ardndan bir tatar oku gelip duvarn kvrmna srtt. Thomas
Genevieve'in Coredor'la-rn yaylarn toplayp yeni bir hedef beklediini grd.
Sir Guillaume'nin ba ciddi beladayd. Adamlarnn says ok azd ve kapana kslmlard.
Adamlarna kalkanlarn bir araya getirmeleri ve avlunun kesinde, dk ynnn onu gizledii
yerde kendilerini glendirmeleri iin bard. Sonra Guy'un adamlar aceleyle geldi, kalkanlar,
kl ve baltalarla bulumak iin kalkt. Sir Guillaume'nin adamlar, dman geri pskrtmek
iin kalkanlanyla itti, kllaryla karnlarna ve gslerine hamle yapt, ama dmanlardan
birinde, gmleinde bir boa sembol olan iri yan bir adamn elinde bir grz vard. Salam bir
sap olan byk demir kreyi bir ngiliz kalkanna indirip deri klfnn tuttuu kymk yn
haline getirdi, kalkan tutan adamn kolunu krd, ingiliz yine de krk kalkan saldrgann
yzne savurmaya alt, ama bir Fransz klcn kasklarna sokunca adam diz st kt. Sir
Gu-illaume grz tutup kendisine doru ekti, dman hzla gelirken aya kurbanna takld.
Sir Guillaume klcnn kabzasn adamn yzne indirdi, ha adamn gzne girdi, ama adam
yananda kan ve jleyi andran bir maddeyle dvmeye devam ediyordu. ki dman
arkasndan gelip ksa savunma hattn yard. Miferine kl darbeleri yiyen bir ngiliz dizlerinin
stne kt, ileri doru eilip kustu. Bir Fransz klcn adamn srt plakasyla miferi
arasndaki gedie soktu. Omurgas yrtlp alrken ngiliz bir lk att.
Artk tek gzl olan grzl adam ayaa kalkmaya alyordu. Sir Guillaume onun yzne bir
tekme indirdi,
422
HERETIK
ardndan bir daha, adam yerde kalmaynca klcn adamn gsne soktu, zrh yrtt, ama
sonra bir Fransz klcn Sir Guillaume'nin gsne savurdu, darbenin etkisi Sir Guillaume'yi
geriye, dk ynna frlatt. "Bunlar l adamlar!" diye bard Fulk. "Bunlar l adamlar!"
Tam o srada kale burlarndan ilk yaylm ok atei balad.
Oklar Fulk'un askerlerinin srtlarna girdi. Bazlar tabaka zrh takyordu ve dik ayla gelen
oklar bu zrhlardan sekiyordu, ama ine ulu oklar zrh ve deriyi delip drt saldrgan ldrd,
n yaralad. Sonra okular yaylarn kapdaki tatar okularna dndrd. Yaralanmayan Sir
Guillaume ayaa kalkmay baard. Yarlan kalkan bir kenara frlatt. Derken gmleinde boa
resmi olan adam dizlerinin stne doruldu, Sir Guilla-ume'yle mcadele etmeye balad,
kollarn karnna do-layp onu aa ekmeye alt. Sir Guillaume iki elini eki gibi kullanarak
ar klcnn kabzasn adamn miferine indirdi, yine de yere ekilmeye devam edilince
angrtyla devrildi. Adam onu bomaya alrken klcn brakt. Sir Guillaume sol eliyle
adamn gs zrhnn altn bulmaya alt, sa eliyle hanerini ekip adamn koca karnna
saplad. Ban deriden girip adamn tenini ve kaslarn yrttn hissetti. Terle kzarm, kanl,
tek-gz kendisine doru hrlarken ba oynatp adamn barsaklarn deti.
Saylar artan oklar mide bulandrc tok bir ses kararak Fulk'un geriye kalan adamlarna
saplanmaya devam etti. "Buraya!" Vexille merdivenlerin tepesindeki kapdayd. "Fulk! Buraya!
Onlar brak! Buraya!"
Fulk kkreyen sesiyle emri tekrarlad. Grebildii kadaryla savunmaclarn yalnzca
avlunun ke423
BERNARD CORNWELL
sinde hayattayd, eer onlarn iini bitirmek iin orada kalrsa kuledeki okular btn
adamlarn ldrrd. Bacanda bir ok vard, ama topallayarak merdivenleri karken hi ac
hissetmiyordu. Sonunda geni kapdan girip oklardan kurtuldu. Guy'un on be adam kalmt.
Dierleri lmt ya da hl bahede, yaralyd. ki okla vurulmu olan bir adam merdivenleri
trmanmaya alrken srtna iki ok daha saplanp onu yere savurdu. Kasld, az alp
kapand, son ok omurgasn krnca hareketsiz kald. Guy'un daha nce fark etmedii bir oku,

samandan yatakta yatan bir adam byk bir gayretle bahede birka adm att, bayla yaral
bir askerin boazn kesti, ama sonra bir tatar oku giri kapsndan gelip okuya arpt, onu
kurbannn stne ykt.
Sir Guillaume aresiz durumdayd. Geriye iki adam kalmt ve girie saldrmak iin yeterli
deildi. Kendisinin de her yan morluklar iindeydi, kanamas vard ve kendini bir garip ve
gsz hissediyordu. Birden midesi kalkt ve rd, sonra sendeleyerek duvara doru
geriledi. John Faircloth bir dk ynnn stnde yatyordu, karn kanyordu. lrken hibir
ey konuacak durumda deildi. Sir Guillaume lmekte olan ngiliz'e rahatlatc bir eyler
sylemek istiyordu, ama bir mide bulants dalgas iini kaplad. Tekrar rd, zrh garip
biimde ar geldi. Btn istedii uzanp dinlenmekti. "Yzm," dedi hayatta kalan iki
adamndan Burgonyal olana. "Yzme bak." Adam itaat etti, ama krmz noktalar grnce
irkilerek geri ekildi. "Oh, sevgili sa," dedi Sir Guillaume. "Sevgili sa." Duvarn yanna kp
tandk silah kendisine rahatlk verecekmi gibi klcna uzand.
424
HERETIK
"Kalkanlar," dedi Guy adamlarna. "kiniz kalkanlar yukar kaldrp merdivenlerden kn, biz
de arkadan gelip bacaklarn keseceiz." Merdivenleri almann en iyi yolu buydu,
savunmaclarn savunmasz bacaklarn kesmekti, ama bunu denediklerinde geriye kalan iki
askerin Sir Guillaume'nin merdivenlerin savunulmas iin sahanla yerletirdii iki mzrakla
dvtn grd. Mzraklar kalkanlara indirip adamlar geri itiyorlard. Bir ingiliz ve bir tatar
oku bir adamn miferine girip yzne tabakalar halinde kan inmesine neden oldu. Adam
geriye devrilince Guy onu merdivenlerden indirip merdivenlerden srkledii baltal cesedin
yanna koydu.
"Tatar oklarna ihtiyacmz var," dedi Fulk. Kt yz morarmt ve sakalnda kan vard.
Kapya gidip tatar okularnn merdivenlere komalar iin bard. "abuk gelin!" diye bard.
Sonra kanl bir dii tkr-d. "Buras gvenli! Okular ld," diye yalan syledi. "Hemen gelin."
Tatar okular bunu denedi, ama Sam ve burlarda-ki okular onlar bekliyordu ve alt
adamn drd oklarla vuruldu. Dolu bir tatar yaya talarn stnde sekti, barikata arpp metal
ark harekete geirdi ve frlayan oku bir cesede sapland. Bir tatar okusu kemerli giriten geri
kamaya alt, ama bir ingiliz okuyla molozlarn stne savruldu. Yine de iki tatar okusu
yara almadan merdivenlere ulamay baard.
"Saylar ok azald," dedi Guy adamlarna. "Ve Tanr bizimle birlikte. Son bir gayrete
ihtiyacmz var, ondan sonra Kutsal Kse bizim olacak. dlnz grkemli bir hayat veya
cennet olacak. Grkemli bir hayat veya cennet." En iyi zrh ondayd, bu yzden bir sonraki
425
BERNARD CORNWELL
saldry yannda Fulk'la ynetmeye karar verdi. ki tatar okusu hemen arkalarnda
olacak,merdivenlerin dnemecinde bekleyen okular vurmak iin hazr olacakt. Merdivenler
aldktan sonra Guy kale burcunun alt ksmn tutacakt. ansn yardmyla Kutsal Kse
ulatklar herhangi bir odada olacakt, ama eer baka bir kattaysa her eyi yeniden yapmak
zorunda kalacaklard. Yine de ona ulaacaklarna emindi ve Kutsal K-se'yi bir kez ele
geirdikten sonra kaleyi yakacakt. Ahap demeler kolayca yanacakt ve alevler ve duman,
siper duvarlarndaki okular ldrecek, Guy zafer kazanacakt. Oradan ayrlrken Kutsal Kse
onun olacakt ve dnya deiecekti.
Yalnzca son bir gayret.
Guy askerlerinden birinden kk bir kalkan ald. Bir servis tabandan biraz daha byk bir
eydi ve yalnzca kl darbelerini savuturmak iin yaplmt. Oklar ekmesini umarak ve
sonra okularn oklar boaldnda yukar komay amalayarak kalkan keden uzatp
saldrya balad, ama okular bu numaray yutmamt. Bu yzden Guy, Fulk'a bayla iaret
etti, o da bacandaki okun tyl ucunu krp ksa parasn kasnda brakt. "Hazrm," dedi.
"O halde gidiyoruz," dedi Guy. ki adam kalkanlarn arkasna melip arkadalarnn kan
izlerini takip ederek dner merdivenleri trmandlar. Bir dnemeci dnerken Guy kendini bir ok
darbesine kar hazrlad. Ok gelmeyince kalkann stnden bakt ve nndeki bo
basamaklardan baka hibir ey grmedi. Tanrnn kendisine bir zafer sunduunu anlad.
"Kutsal Kse iin," dedi Fulk'a ve iki adam aceleyle

426
HERETIK
ilerlediler. Yalnzca on iki basamak kalmt ve tatar okular arkalarndayd. O srada Guy yank
kokusunu duydu, ama nemsemedi. Merdivenler dnerken karsndaki koridoru grebiliyordu.
Sava ln att srada ate geldi.
Bu Genevieve'in fikriydi. Tatar yayn Philin'e vermi ve hastalarn yatt st salona kmt.
Jos-celyn'in saldrs srasnda ele geirilen gs zrhlarndan birini alm ve iini atein parlak
kzleriyle doldurmutu. Coredor kadnlarndan biri ona yardm ederek duman tten crufu ve
klleri byk bir tencereye doldurmu, alt kata tamlard. Zrh Genevieve'in ellerini
yakyordu, ama merdivenlerin banda iki adam grnnce krmz kzgn kzleri
merdivenlerden aa boalttlar. En byk zarar kller verdi. Havada uan scak toz Fulk'un
arkasndaki okularn gzlerine girdi. Fulk irkilip elleriyle yanan paralar yznden temizlemek
iin urarken silahn drd. Tatar yay, basamaa arpp kendi kendine harekete geerek
okunu Fulk'un ayak bileine frlatt. Fulk, kpkrmz kzlerin arasna dt, acdan kurtulmak
iin geriye doru gitmeye alt. Klle yar kr olan Guy merdivende tek bana kalmt.
Kalkan, gzlerini koruyacakm gibi kaldrrken bir ok kalkana yle iddetli bir ekilde girdi ki
Guy' geriye frlatt. Ok, kalkann yarsndan gemiti. Bir tatar yay duvara arpt. Guy
dengesini bulmaya alarak sendeledi, kln ve youn dumann neden olduu gzyalarnn
arasnda grmeye alt. O anda Tho-mas az saydaki adamyla hcuma geti. Thomas
kulland ksa mzrakla Guy'a saldrd, onu merdivenle427
BERNARD CORNWELL
rin dibine kadar drd. Thomas'n yanndaki as-kerse bir klc Fulk'un boynuna saplad.
Vexille'in, merdivenlerin dibindeki adamlar hcumu durdurmalyd, ama Guy'un devrilerek
aa inmesine, Fulk'un lna, duman ve yanan et kokusuna o kadar armlard ki
dman uluyarak dumanlarn arasndan karken kapya doru gerilediler. Thomas'n yalnzca
be adam vard, ama Guy'n, efendilerini kapp avlunun temiz havasna kaan kk grubunu
panie sokmaya yetmiti. Thomas pelerinden gidip mzran frlatt. Dimdik gelen mzrak
gs zrhna arpnca Guy d merdivenlerden geriye dp avlunun talarna serildi.
Surlardan oklar gelmeye, zincir ve plaka zrhlar delmeye balad. Saldrganlar merdivenlerden
yukar kamyordu, nk Thomas oradayd ve kap silahl adamlar ve dumanla doluydu. Bu
yzden katlar. Kasabaya kotular, oklar kemerli giriten onlar takip edip ikisini yere ykt.
Sonra Thomas okulara at kesmeleri iin bard. "pleri brakn!" diye bard. "Beni duyuyor
musun, Sam? pleri brakn! pleri brakn!"
Ksa mzra brakp elini uzatt. Genevieve ona yayn verdi. Thomas ok torbasndan geni
bal bir ok seip merdivenlerin dibinde, adamlar tarafndan terk edilen kuzeninin ar siyah
zrhnn iinde ayaa kalkma abasn seyretti. "Sen ve ben," dedi Thomas. "Senin silahna
kar benim silahm."
Guy saa sola bakt, bir yardm gelmediini grd. Avlu kusmuk, dk ve kan kokuyordu.
Cesetlerle doluydu. Geri ekilip barikatn ucundaki gedie doru gitti. Thomas da onu takip
ediyordu. Merdivenlerden
428
HERETIK
inip dmanndan on adm tede durdu. "Sava iin itahn m kaybettin?" diye sordu Thomas.
Bunun zerine Guy, uzun klcnn menziline girmeyi umarak onun stne atld, ama geni
bal ok gs zrhna arpt. Guy bu darbeyle engellendi, byk yayn gc karsnda olduu
yerde kald. Thomas yayna baka bir ok takmt bile. "Bir daha dene," dedi Thomas.
Guy geri ekildi. Barikattan gerileyerek Sir Guil-laume'nin ve iki adamnn yanndan geti.
Adamlar onu durdurmak iin bir ey yapmad. Thomas'm okular surlardan aa inmi,
merdivenlerde onlar seyrediyorlard. "Zrhn iyi mi?" diye sordu Thomas Guy'a. "yle olmal.
Dikkatini ekerim, geni bal oklar atyorum. Zrhn delmezler:" Bir ok daha att, ek Guy'un
kasklarndaki zrha arpt. Guy iki bk-lm olup molozlarn s ne savruldu. Thomas yeni bir
ok hazrlad.

"Peki, imdi ne yapacaksn?" diye sordu Thomas. "Ben Planchard gibi savunmasz deilim.
Eleanor gibi. Babam gibi. Hadi gel de ldr beni."
Guy ayaa kalkp molozlarn stnde gerilemeye devam etti. Kasabada adamlar olduunu
biliyordu, onlara ulaabilirse gvende olurdu, ama arkasna dnmeye cesaret edemiyordu.
Bunu yaparsa bir ok yiyeceini biliyordu ve bir adamn gururu srtna bir yara almasna izin
vermezdi. Dmanla yzleerek lmek gerekirdi. Artk kalenin dndayd, ak alanda yavaa
geriliyordu. Adamlardan birinin bir tatar yay bulup Thomas'n iini bitirecek zekaya sahip ol
mas iin dua ediyordu, ama Thomas glmseyerek
429
BERNARD CORNWELL
zerine gelmeye devam ediyordu. Ve glmsemesi tatl bir intikam almaya gelen bir adamn
glmse-mesiydi.
"Bu ine ulu bir ok," dedi Thomas. "Seni gsnden vuracak. Kalkann kaldrmak ister
misin?"
"Thomas," dedi Guy. Sonra hibir ey syleyemeden kalkann kaldrd, nk Thomas'n
byk yayn ektiini grmt. Thomas ipi brakt ve ine ulu ar mee ok kalkandan girdi,
gs plakasndan, zrh gmleinden ve deriden geip Guy'un kaburgalarndan birine dayand.
Darbe, Guy' adm geriletti, ama ayakta kalmay baard. Artk kalkan gsne inelenmiti
ve Thomas yayna yeni bir ok takmt.
"Bu kez karnna," dedi Thomas.
"Ben senin kuzeninim," dedi Guy ve oku gsnden kalkan yrtarak kard, ama ok ge
kalmt, ok karnna girdi, elik plakay, demir zrh ve yal deriyi geti. Bu ok derine
saplanmt. "Birincisi babam iinde," dedi Thomas. "Bu kadnm iindi ve bu da Planchard
iin." Tekrar at yapt ve bu ok Guy'un boyunluuna sapland. Onu geriye, deme talarnn
stne savurdu. Klc hl elindeydi ve Thomas yaklarken onu kaldrmaya alyordu. Ayn
zamanda konumaya da alyordu, ama boaz kanla doluydu. Grnn neden bulandn
merak ederek ban iki yana sallad. Thomas'n kl tutan kolunun stne diz ktn
hissetti. Delinen boyunluunu kaldrmaya altn grp itiraz etmeye alt, ama yalnzca
kan kustu. Thomas hanerini boyunluun altndan sokup Guy'un boaznn derinliklerine
gmd. "Ve bu da benim iin," dedi.
430
HERETIK
Sam ve yarm dzine oku yanna geldi. "Jake ld," dedi Sam.
"Biliyorum."
"Dnyann yars ld," dedi Sam.
Belki de dnyann sonu geldi, diye dnd Tho-mas. Belki de Kutsal Kitabn korkun
kehanetleri gerekleiyordu. Drt korkun atl ilerliyordu. Beyaz attaki binici Tanrnn kt
dnyadan ald intikamd, kzl at sava tayordu, siyah atn eyerinde ktlk yklyd, en
kts de soluk renkli at hastalk ve lm tayordu. Belki atllar geri dndrecek tek ey
Kutsal Kse'ydi, ama Kutsal Kse onda deildi. Bu yzden atllar zgrce ilerleyecekti. Thomas
ayaa kalkp yayn ald, caddede yrmeye balad.
Guy'un adamlar okularla savamak iin kalmyordu. Joscelyn'in adamlar gibi kayor,
sokaklar hastalklarn doldurmad bir yere gidiyorlard. Thomas len ve lmekte olanlarn
oluturduu, duman ve pislik kokan, alayanlarla kasabada ilerledi. Yaynda bir ok tayordu,
ama kimse ona meydan okumad. Bir kadn yardm istiyordu, bir ocuk kap eiinde alyordu.
Thomas hl zrhlarnn iinde olan bir adam grd, yayn yar ekti, ama adamn silahnn
olmadn grd. Gri sal, yalca bir adamd bu. "Sen Thomas olmalsn," dedi adam.
"Evet."
"Ben Sir Henri Courtouis." Yakndaki evi iaret etti. "Arkadan orada. Hasta."
Robbie pis bir yatakta yatyordu. Atele titriyordu, yz imi ve kararmt. Thomas'
tanmad. "Seni zavall serseri," dedi Thomas. Sam'e yayn verdi.
431
BERNARD CORNWELL

"unu da al, Sam," dedi, yatan yanndaki alak taburede duran parmeni iaret ederek.
Robbie'yi kollarna alp tepeden yukar tad. "Dostlarnn arasnda lmelisin," dedi bilinsiz
adama. Kuatma sonunda bitmiti.
Sir Guillaume ld. ok sayda dierleri de yle. Gmlecek bir sr insan vard. Thomas
cesetleri nehrin karsndaki tarlalarda alan hendee tad. zerlerini dallarla rterek yn
atee verdi, ama hepsini yakacak kadar yakt olmad iin cesetler yar kzard. Kurtlar geldi,
kuzgunlar, lmn zengin ziyafeti olan hendein stnde ki gkyzn karart.
insanlar kasabaya geri dnd. Hastalktan Castil-lon d'Arbizon kadar kt bir ekilde
etkilenmi olan yerlere snmaya almlard, ama salgn hastalk her yerdeydi. Berat ller
kenti gibiydi, ama Jos-celyn'in hayatta kalp kalmadn kimse bilmiyordu ve bu Thomas'n
umurunda bile deildi. K, buzu getirdi ve Noel'de gelen bir kei hastaln kuzeyde olduu
haberini getirdi. "Hastalk her yerde," dedi kei. "Herkes lyor." Ama herkes lmyordu.
Philin'in olu Galdric iyileti, ama Noel'den hemen sonra babas hastala yakaland ve ac dolu
gnden sonra ld.
Robbie ise hayatta kald. lmesi gerektii dnlyordu, nk baz akamlar nefes almyor
gibi grnyordu, ama yaad ve yava yava iyileti. Genevieve ona bakt, zayfken karnn
doyurdu, kirliyken ykad, Robbie zr dilemeye alnca onu susturdu. "Thomas'la konu,"
dedi.
432
HERETIK
Hl zayf olar Robbie Thomas'a gittiinde okunun daha yal ve hain olduunu grd.
Robbie ne diyeceini bilmiyordu, bu yzden Thomas syledi. "Syle bana," dedi. "Yaptklarn
yaptn zaman doru eyi yaptn m dnyordun?"
"Evet," dedi Robbie.
"O zaman yanl bir ey yapmadn," dedi Thomas tekdze bir sesle. "Konu kapanmtr."
"Onu almamalydm," dedi Robbie, Thomas'n kucandaki parmeni iaret ederek.
Thomas'm babas tarafndan braklan, Kutsal Kse'yle ilgili yazlard bunlar.
"Geri aldm," dedi Thomas. "Ve imdi Genevieve'e okumay retmek iin kullanyorum.
Baka bir ie yaramyor."
Robbie atee bakt. "zgnm," dedi.
Thomas bu zre aldrmad. "u anda yapacamz ey herkesin iyilemesini bekleyip eve
dnmek."
St. Benedict Gnnde gitmeye hazrdlar. On bir adam ngiltere'ye, eve dnecekti ve artk
anne babas olmayan Galdric, Thomas'm hizmetkr olarak yolculuk yapacakt. Zengin olarak
eve dneceklerdi, nk yamalardan elde ettikleri paralar hl duruyordu, ama ingiltere'de
ne yapacaklarn Thomas bilmiyordu.
Thomas bir gece ncesini Gastillon d'Arbizon'da Ge-nevieve'in babasnn kitabn okumasn
dinleyerek geirmiti. O geceden sonra kitab yakmaya karar vermiti, nk onu bir yere
gtrmyordu. Genevieve'in Latince okumasn istiyordu, nk belgede ok az ngilizce veya
Franszca vard. Genevieve szckleri anlamasa da, harflerin ifresini zme altrmas yap433
BERNARD CORNWELL
yordu. " 'Virga tua et baculus tuus ipsa consolobuntur me,'" diye okudu yavaa. Thomas
bayla onaylad. Calix Meus Inebrians sznn ok uzak olmadn biliyordu. Kupann
kendisini sarho ve vahi yaptn ve bunun hibir ie yaramadn dnd. Planchard
haklyd. Bu arama insanlar delirtiyordu.
* 'Pono coram me mensam,'" diye okudu Genevieve, " lex adverso hostium meorum.'"
"Pono deil," dedi Thomas, "pones. 'Pones coram me mensam ex adverso hostium
meorum.'" Bunu ezbere biliyordu. Genevieve'e tercmesini yapt. " 'Dmanlarmn varlnda
bana bir masa hazrla.'"
Genevieve kalarn att, solgun parman yazdan ayrmad. "Hayr," diye srar etti. " 'Pono'
diyor burada. Msveddeyi uzatt.
Atein gerekten de pono coram me mensam ex adeverso hostium meorum,' diyen
yazy aydnlatt. Bunu babas yazmt ve Thomas o satra defalarca bakmt, ama hatay hi
fark etmemiti. Latinceyi bilmesi szcklerin stnden hzla gemesine, szckleri yazl olduu

halinden ok aklndaki haliyle grmesine neden olmutu. Pono. 'Bir masa hazrlyorum.' Sen
hazrla, deil, ben hazrlyorum. Thomas szce bakarken bunun bir hata olmadn biliyordu.
Ve Kutsal Kse'yi bulduunu da biliyordu.
434
SONSZ
Kutsal Kase

K
nlan dalgalar akl talar kapl sahile vurup bembeyaz kpklerle tslayp geri ekildi. Gri-yeil
deniz durmadan, srekli olarak ingiltere sahiline vuruyordu.
Hafif bir yamur yayor, kuzularn oynat ve erkek tavanlarn, lalelerin yetitii allarn
yannda dans ettii yeni imenleri slatyordu.
Salgn hastalk ngiltere'ye de gelmiti. Thomas ve arkada bo kylerden geerken,
imi memelerinden st saacak kimse olmad iin bren inekleri duydular. Baz kylerde
okular barikatlarn konduu sokaklarda dikilmi, btn yabanclar geri eviriyordu. Thomas
byle yerlerden itaatkr bir ekilde uzak duruyordu. ller iin kazlm ukurlar grmlerdi;
son dualar edilmeyen cesetlerle yar dolu ukurlar. Bahar olduu iin ukurlarn kenarlarnda
iekler amt.
Dorchester'da sokakta lm bir adam vard, ama onu gmecek kimse yoktu. Baz evler
ivilerle kapatlm, zerlerine ieridekilerin hasta olduunu, lmeleri ya da iyilemeleri iin
orada braklmalar gerektiini gsteren krmz halar izilmiti. Kasabalarn dndaki tarlalar
srlmyordu, tohumlar l iftilerin ahrlarnda kalmt, imenlerin stnde tarla kular, ne437
BERNARD CORNWELL
hirlerden kp dalan yal apknlar ve bulutlarn altnda taklalar atan yamur kular vard.
Maliknenin yal Lordu Sir Giles Marriott, salgn balamadan nce lmt ve mezar ky
kilisesindey-di. Hayatta kalan kyllerden herhangi biri Tho-mas'n getiini grm olsa bile
onu selamlamad. Onlar Tanrnn gazabndan korunmulard. Thomas, Genevieve, Robbie ve
Galdric Lipp Hill'in altna gelene kadar yollarna devam ettiler. Deniz tam karla-rndayd. akl
ta sahili ve vadi, bir zamanlar Hook-ton'un bulunduu yerdeydi. Hookton gemite, mttefik
olduklar zamanlarda Sir Guillaume ve Guy Vexil-le tarafndan yaklmt. imdi kulbelerin
kalntlarnn zerinden sarkan dikenlerden, kilisenin kararm, atsz duvarlarnda byyen
deve dikenleri ve srgan otlarndan baka bir ey yoktu.
Thomas on be gndr ngiltere'deydi. Northampton Kontuna gitmi, Lordu nce salgn
hastaln karanlk izlerini tayp tamadn grmek iin hizmetkrlarnn onu muayene
etmesini istemiti. Thomas, Lorduna Castillon d'Arbizon'dan getirdikleri parann te birini
vermi, sonra da altn kupay sunmutu. "Kutsal Kse iin yaplm Lordum," demiti. Ama
Kutsal Kse yoktu."
Kont kupaya hayran kalmt, evirip evirmi, yanstmas iin havaya kaldrmt.
Gzelliiyle hayrete dmt. 'Yok mu?"
"St. Sever'daki keiler, kanatlar orada onarlan bir melek tarafndan gkyzne tandna
inanyor," diye yalan syledi. "Gitmi Lordum."
Kont ikna olmutu, nk Kutsal Kse olmasa bile byk bir hazinenin sahibiydi. Thomas
geri dnmeye sz
438
HERETIK
vererek arkadalaryla yola kmt. imdi ocukluunun getii kydeydi. Yayna hkim
olmay rendii kye ve babasnn, yani deli Peder Ralph'in martlara vaat verdii ve byk
srrn gizledii kiliseye dnmt.
Hl oradayd. Eski kilisenin deme talarnn arasnda byyen otlarn ve deve dikenlerinin
arasnda gizlenmiti. Peder Ralph'in ayin ekmeklerini koyduu kilden kseydi. Kseyi sunaa

koyar, keten bezle rtp ayin bitince eve gtrrd. "Masa hazrlyorum," diye yazmt. Sunak
masayd ve masay o kseyle hazrlyordu. Thomas onu yzlerce kez eline alm ve hi
nemsememiti. Hookton'a son geliinde onu harabelerin arasndan alm, ama kk grerek
tekrar yabani otlarn arasna frlatmt.
imdi deve dikenlerinin arasnda kseyi yeniden bulup Genevieve'e gtrd. Kz kseyi
ahap kutuya koyup kapan kapad. Kse kutuya o kadar mkemmel ekilde uymutu ki kutu
sallandnda takrda-myordu bile. Ksenin dibi, kutunun iindeki eski boyann stndeki rengi
solmu daireye uyuyordu. kisi birbiri iin yaplmt. "Ne yapacaz imdi?" diye sordu
Genevieve. Robbie ve Galdric kilisenin dnda durmu, eski kulbelerin bulunduu yeri
gsteren ykselti ve yumrular inceliyorlard. Kimse Tho-mas'n Hookton'a neden geldiini
bilmiyordu. Gald-ric'in umurunda deildi, imdilerde daha sessiz olan Robbie'yse kuzeye gidip
Lord Outhwaite'ye fidye parasn deyene kadar Thomas'n yannda kalmaktan memnundu.
Tabii eer Outhwaite hayattaysa.
"Ne yapacaz?" diye sordu Genevieve tekrar, sesi bir fslt eklinde kyordu.
439
BERNARD CORNWELL
"Planchard'n bana tavsiye ettii eyi," dedi Tho-mas, ama nce torbasndan arap kesesini
kard, kseye biraz arap koyup Genevieve'e iirdi, sonra kseyi alp kendisi iti. Genevieve'e
glmsedi. "Bu bizi aforozdan kurtard," dedi, nk ikisi de armhtaki sa'nn kann toplayan
kseden imilerdi.
"Bu gerekten Kutsal Kse'mi?" diye sordu Gene-vieve.
Thomas kseyi dar kard. Denize doru yrrlerken Genevieve'in elini tuttu. Lipp
Nehrinin, Hook-ton'da hl kyller varken balklarn balk teknelerini ektikleri yerde
kvrld kancann iindeki sahile ulatlar. Thomas, Genevieve'e glmseyerek kseyi
olabildiince uzaa frlatt. Nehrin karsna, kanca eklindeki akl ta sahilinin uzak tarafna
frlatt. Kse talarn arasna girip zplad, birka adm yuvarlanp hareketsiz kald.
Akntya girip kyya trmandlar ve ksenin zarar grmediini grdler.
"imdi ne yapacaz?" diye sordu Genevieve. Delilikten baka bir eye neden olmayacak, diye
dnd Thomas. nsanlar onun iin dvecek, yalan syleyecek, aldatacak, ihanet edecek ve
lecekti. Kilise ondan para kazanacakt. Ktlk dnda hibir ey salamayacakt, nk
insanlarn kalplerindeki korkular harekete geiriyordu, bu yzden Planchard'm syledii eyi
yapacakt. "'En derin denize atacaz,'" diye yal barahibin szlerini tekrarlad, " 'canavarlarn
arasna ve kimseye sylemeyeceiz.'"
Genevieve kseye son kez dokundu, sonra pp Thomas'a geri verdi, o da bir sre
kucanda sallad.
440
HERETIK
Bu yalnzca kyl amurundan, yaplm, krmz-kah-verengi renkte bir kseydi. Kaln ve
sertti, mkemmel ekilde yuvarlak deildi. Bir tarafnda mlekinin pi-irilmemi amura
zarar verdii yerde kk bir ezik vard. Deeri birka kurutu, hatta belki de be para
etmezdi, ama yine de Hristiyanln en deerli hazi-nesiydi. Bir kere pp gl, oku, sa
kolunu geri ekti, denizin ekilen kysna kotu, olabildiince uzaa frlatt. Kse bir sre gri
dalgalarn stnde utu, sanki insanlar brakmak istemiyormu gibi bir saniye daha fazla utu.
Ardndan yok oldu.
Yalnzca beyaz bir aprt olutu ve hemen kayboldu. Thomas Genevieve'in elini tutup dnd.
O bir okuydu ve delilik sona ermiti. Artk zgrd.

Tarihsel Not
Heretic'ia eitli yerlerinde bol miktarda fare dolamasna izin verdim, ama onlarn salgn
hastaln yaylmas konusunda masum olduklarn dnyorum. Tbbi tarihiler arasnda Kara
lm'n (hastann biimini bozan iliklerin rengi verilmitir) farelerdeki pireler tarafndan
yaylan hyarckl veba m yoksa srlardan yaylan bir tr arbon mu olduu konusunda bir
tartma var. Thomas ve arkadalarnn bu tehisi yapmalarnn gerekmemesi benim iin bir
ans. Bu salgn hastal orta a aklamas, insanolunun gnahlarna eklenen ve her zaman
uursuz bir etkisi olan Satrn gezegeninin talihsiz astrolojik kavuumudur. Tedavisi olmayan
ve bilinmeyen bir hastalk olduu iin panie yol amtr. talya'dan kuzeye yaylm,
kurbanlarn ya da drt gnde ldrm, dierlerini esrarengiz bir ekilde balamtr.
Avrupa'da vebann ilk grnyd bu. Baka salgn hastalklar da olmutu kukusuz ama
hibiri bu byklkte deildi ve bu veba tahribatlarna aralklarla yz yl daha devam etmitir.
Kurbanlar ona Kara lm demiyordu, bu isim 1800'lere kadar kullanlmyordu, onlar yalnzca
bunun bir 'salgn hastalk' olduunu biliyordu.
Veba, Avrupa nfusunun en az te birini ldrd. Baz topluluklar nfusun yzde ellisinden
fazlasnn lm gibi bir faturayla karlatlar, ama genel olarak te bir rakam doru
grnyor. Krsal alanlar da kasabalar gibi iddetle vurdu ve btn kyler yok oldu. Bazlar
iftliklerde kabartlar ve hendekler eklinde tespit edilmektedir. Baz yerlerdeyse hibir amac
olmakszn tarlalarda yalnz bana duran kiliseler bulunmaktadr. Bunlar veba kiliseleridir, yani
eski kylerden geriye kalan tek ey.
Heretic'in yalnzca al ve kapan blmleri gerek tarihe dayanmaktadr. Veba gerekten
olmutur, Cala-is'in kuatmas ve ele geirilmesi gibi, ama arada olan her ey hayalidir.
Astarac gerekten vardr, ama u anda orada bulunan tek ey byk rezervuarnn sularnn
altnda yatmaktadr. Kitabn bandaki sava, Ni-eulay'n ve kulesinin ele geirilii gerekten
olmutur, fakat bu zafer Franszlara bir ey kazandrmamtr, nk Ham Nehrini geip esas
ngiliz ordusuyla kar-laamamlardr. Bu yzden Franszlar geri ekilmi, Calais dm ve
liman yzyl boyunca ngilizlerin ellerinde kalmtr. Calais'in lme mahkm olan ve sonra
cezalar ertelenen alt kasabals iyi bilinmektedir ve kasabann nnde bulunan Rodin'in altn
heykeli bu olayn ansna yaplmtr.
Thomas'n Gaskonya'daki dil zorluklar gerektir. Oradaki Aristokrasi ngiltere'de olduu gibi
Franszca konumaktadr, ama yerli halk ok sayda dil konumaktadr. Bu dillerin balcas
modern Languedoc'un geldii Occitan dilidir. Languedoc basit ekliyle, "Oc" dili anlamna
gelmektedir, nk oc evet szc iin kullanlmaktadr ve kuzey spanya'da Pirenelern
hemen karsnda konuulan dil Catalan'la yakndan ilikilidir. Gneylerindeki blgeyi fetheden
Franszlar dili bastrmaya almtr, ama hl konuulmaktadr ve imdi yeniden canlanmann
keyfini srmektedir.
Kutsal Kse'ye gelince? Uzun zaman nce yok olduunu tahmin ediyorum. Bazlar onun
sa'nn Son Yemeinde kulland kupa olduunu sylyor, dierleri 'hazin darbe'den, yani
armha germe srasnda yan tarafnda alan mzrak yarasndan akan kann topland kse
olduunu. Kutsal Kse her neyse hi bulunamad, ama sylentiler devan ediyor ve bazlar
sko-ya'da gizlendiini sylyor. Kutsal Kse, ortaa Hristiyanlnda en fazla deer verilen
kutsal emanetti, bunun nedeni belki bu kadar esrarengiz oluuydu, ya da belki de Arthur
hikyeleri son biimini aldnda, sihirli kazanlarla ilgili btn eski Celtic hikyelerinin Kutsal
Kse'yle kartrlmasyd. Bu ayn zamanda yzlerce yldr anlatlan hikyelerin altn kalb
olmutur ve yle olmaya devam edecektir ki belki de bu yzden bulunmamas daha iyidir.

SON

You might also like