Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

E

Eagerness evk. istek. arzu


Edge kenar; avantaj
Efficient verimli. randmanl
Elevation kaldrma. ykseltme; terfi
Embark (on) gemiye binmek; balamak
Embarrassment utanma. mahcubiyet
Emerge meydana kmak
Emit yaymak. karmak
Employer i veren
Encouraging tevik edici. cesaretlendirici
Endearing sevdiren
Enhance deerini. gcn. gzelliini arttrma, sslemek, geniletmek
Enlarge bytmek. genilemek
Enlighten aydnlatmak
Enthusiastically evkle. hararetle
Envy kskanma. gpta etme
Equivocal Ambiguous iki anlama gelebilen
Espionage casusluk
Essential gerekli
Examine Inspect, tetkik. muayene etmek. sorguya ekmek
Excessive ar. haddinden fazla
Exchange karlkl deimek
Excuse mazeret
Exempt bak; muaf; hari tutmak
Exhausted bitmi. tkenmi. yorgun
Exhibition sergi
Existence varlk
Exotic Unusual
Expand genile(t)mek. bymek
Expedition yolculuk; sefer
Explicit Definite ak. sarih
Explore keif. inceleme gezisi
Explorer kaif seyyah
Expose ifa etmek; a tutmak; korunmasz brakmak, maruz brakmak; tehir etmek; pozlamak
Exposure ifa; korunmaszlk; poz
Extensive byk. derin. kapsaml
Extremely; olduka fazla
Earn : kazanmak
Edit : yayina hazirlamak
Educate : egitmek
Effect : etkilemek
Electrify : heyecanlandirmk
Eliminate : elemek
Embark on : -e baslamak, girismek
Embellish : ssleyerek gzellestirmek
Empathize : kendini baskasiyla zdeslestirmek
Employ : grevlendirmek
Enable : imkan tanimak
Enact : yasa ikarmak
Encourage : cesaretlendirmek
Enforce : zorla kabul ettirmek
Engineer : degisiklik yapmak
Enhance : ogaltmak
Enlarge : genisletmek
Enlist : askere almak
Ensure : garantiye almak
Entertain : eglendirmek
Equip : donatmak
Establish : kurmak, tesis etmek
Estimate : tahmin etmek
Evaluate : deger bimek
Examine : incelemek
Exceed : asmak
Execute : idam etmek

Exercise : alistirma yapmak


Exhibit : gstermek
Expand : genislemek
Experiment : deney yapmak
Expiate : kefaret vermek
Explain : aiklamak
Express : ifade etmek
Extract : seip ikarmak
eager -- istekli, heves ve evk dolu (isim: eagerness)
earmark -- belli bir ama iin planlama yaparak bir kenara ayrmak (bykba hayvanlarn kulana vb yaplan iaret
kavramndan)
earshot (within earshot) -- iitilecek mesafede
ear-splitting -- kulaklar sar edecek derecede iddetli
earnest -- ciddi, itenlikli (isim: earnesty, earnestness; zarf: earnestly)
earthenware -- toprak anak mlek
earthquake -- deprem
ebb -- sularn ekilmesi (gelgit olaynn cezir safhas); mecazi olarak aaas snmek, kaderi ktye gitmek, azalmak, vb.
eccentric -- egzantrik (isim: eccentricity)
ecclesiastical -- kiliseye ilikin
eclipse -- 1. gne veya ay tutulmas; 2. glgede brakmak
ecstasy -- coku, cokunluk, vecd
edge (away) -- yava yava ve "kenar kenar" uzaklamak
edible -- yenebilir, besin olmaa elverili (= eatable)
edict -- irade, ferman
edify -- ahlaki bakmdan eitmek retmek (isim: edification; sfat: edifying -- ahkaken retici, ders verici)
edit -- 1. yayna hazrlamak; 2. gazete ynetmek (isim: editor; editorial = bayaz)
edition -- 1. yayna hazrlama; 2. say, nsha ("evening edition", gibi); 3. bas ("first edition, second edition" gibi)
educative -- terbiye edici
eel -- ylan bal
eerie -- rpertici, cinli perili gibi
effervescent -- kabarcklarla kpren (gazoz vb gibi)
efficient -- etkin ve yeterli, verimli, randmanl, usta (isim: efficiency)
effigy -- bir kimsenin heykel eklinde timsali, temsili insan modeli, heykel, manken vb
effrontery -- yzszlk, kstahlk
ejaculate -- anszn fkrmak veya fkrtmak (isim. ejaculation)
eject -- dar atacak ekilde frlatmak (isim: ejection)
elaborate -- zenle, titizlikle ve inceden inceye ayrntlaryla yaplan veya yaplm (fiil: elaborate = zerinde ayrntlaryla
durmak ve titizlikle oluturmak; zarf: elaborately)
electorate -- semen kitlesi, semenler
electrocute -- 1. (elektik tarafndan) arpmak; 2. elektrikli sandalyede idam etmek
elegance -- zariflik (isim: elegant: zarif; grglye yakr)
elevation -- 1. kaldrma, ykseltme; 2. ykselti, tepecik (fiil: to elevate)
eligible -- sekin, adaylk iin tercih edilir nitelikte
eliminate -- "elimine" etmek, elemek, dlamak, bertaraf etmek
elocution -- gzel konumak sanat (eloquent = gzel ve etkili konuan, iyi hatip; isim: eloquence)
elongate -- gererek uzatmak
elope -- birlikte gizlice kamak (klar)
elucidate = aydnla (= akla) kavuturmak
elusive -- kolay ele geirelemeyen, parmaklarn arasndan kayp kaan, zor anlalr (rnek. "an elusive reply" =
kaamakl cevap)
emaciate -- bir deri bir kemik kalmak
emancipate -- azad etmek, kleliine son vermek (isim rnei:women's emancipation = kadn zgrl)
embark (on) -- 1. balamak; 2. gemiye binmek
embarrass -- utanmak, mahup drmek (isim: embarrassment)
embellish -- sslemelerle (oyma, kakma, boyama) gzelletirmek
embittered -- dnyaya ksm, fke ve hatta nefret duygusu dolu
emblem -- amblem
embroidery -- nak
emerge - ortaya kmak, olumak, "zuhur" etmek (isim: emergence)
emergency -- acil durum
emetic -- herhangi bir kusturucu madde
emigrate -- yurt dna g etmek (emigrant, emigration... tersi: immigrate, immigrant, immigration)
eminence -- nemli mevkide, ileri gelen ve tannr kii olmak (sfat: eminent)
emit -- karp yaymak, oluturarak da doru evreye yaymak (n, sinyal, vb) (isim: emission)
emphatic -- vurgulu (isim: emphasis; fiil: emphasize)
empathize -- kendini bakasnn yerine koyarak durumunu anlamak (isim: empathy; sfat: emphatetic)
employ -- 1. ie almak; 2. kullanmak (employer = iveren)

employment -- istihdam; (unemployment = isizlik)


enable -- muktedir klmak
enact -- yasa karmak
enchant -- cezbetmek, bylemek (enchantress = cazibesiyle byleyerek kendine balayan kadn)
encounter -- karlamak, rastgelmek
encourage -- tevik etmek, cesaretlendirmek
encouraging -- tevik edici, cesaret verici, umut verici
encumber -- yk olmak
endeavour -- 1. aba, gayret; 2. aba gstermek, gayret etmek
endorse -- onaylamak, onayn vermek
endure -- dayanmak, tahamml etmek (endurance = dayanma, sineye ekme)
enforce -- zorla yaptrtmak, uyulmasn zorunlu klmak
engage -- angaje olmak veya etmek
engagement -- 1. "angajman"; 2. nianlanma, nianllk
engrave -- hakk etmek, oyarak yapmak
enhance -- arttrmak, zenginletirmek (deerini, gcn, grntsn)
enigma -- muamma, anlalmaz ey
enlarge -- bytmek, genilemek
enlighten -- aydnlatmak (the Enlightenment = Aydnlanma a)
enlist -- askere almak, kendi kadrosuna/davasna katmak
enmity -- dmanlk, di bileme
enormous -- kocaman, ok byk
enslave -- kle yapmak, kleletirmek
ensure (make sure) -- olmasn salamak
entail -- ardndan getirmek (= neden olmak)
entangle -- karmakark dolak hale getirmek
entente -- andlama, itilaf
enterprise -- giriim, teebbs (iktisat) (entrepreneur = mteebbis, giriimci)
entertain -- 1. elendirmek; 2. konuk arlamak
enthrone -- tahta oturtmak, ta giydirmek (tersi: dethrone)
enthusiasm -- evk, istek, heves, fevkalade scak bakma
entice -- cezbetmek, tatllkla ayartmak
entitle -- hakve yetki vermek (entitled to do sth = bir eyi yapmaya yetkili
entreat -- yalvarmak, srarla rica etmek
entrench -- siper kazarak yerlemek
enumerate -- numaralandrmak, birer birer saymak
enunciate -- aklkla dile getirmek
envelop -- tamamen iinde kalacak ekilde sarmak (evresini kuatmak deil); kapsamak, iine almak
envisage -- gelecee ilikin olarak zihninde canlandrmak, tasavvur etmek
envoy -- eli; zellikle de, belli bir i iin ksa sreyle gnderilen eli
envy -- kskanma (gpta etme) (cinsel, vb kskanma iin: jealousy)
epidemic -- salgn
epilogue -- bir eserin sonuna konulan "sonsz" blm
epitaph -- mezar kitabesi
epitome -- tam ve en iyi rnei, znn z
epoch -- a, devir (tarihsel)
equalize -- eit duruma getirmek (equality = eitlik, eit olma durumu, yasa nnde eitlik)
equate -- eit klmak veya ayn ey olarak grmek (equation = eitlik, denklem)
equip -- donatmak (isim: equipment = tehizat, donanm)
equitable -- adilane, insafl (isim: equity)
equivalent = edeer, edeerli (isim: equivalence)
equivocal -- her iki kart anlama da gelebilen, ikiyzl
era -- dnem, a (tarihsel)
eradicate -- kknden yok etmek
erase -- silmek, yoketmek
erect -- 1. dikmek, ina etmek; 2. dikilmi, dikine duran, ayaklarnn stnde
ergo -- (latince) bu nedenle, o sebeple, dolaysyla
erode -- anmak/rmek, andrmak/rtmek (isim: erosion)
err -- yanla dmek, hataya dmek (isim: error; sfat: erroneous)
erudite -- ok bilgili ve verimli, lim
erupt -- patlak vermek (rmek, yanarda, sivilce, vb) (isim: eruption)
escapade -- kaamak, genlik lgnl; ka, firar
esoteric -- gizli, gizemli, batn
espionage -- casusluk
essence -- z, asl, temel varlk (sfat:essential -- vazgeilmez, esas, temel gerekli)
establish -- kurmak, tesis etmek
estate -- malikne, emlak, tanmaz mal, sahip olunan varlklar ("vriyet") (estate agent = emlak)

esteem = sayg gstermek (self-esteem = zsayg, kendine verilen deer)


estimate -- tahmin etmek (verilere dayanarak kestirmek) (isim: estimation: tahmin, takdir, hesaplama)
estrange -- soutmak, yabanclamasna neden olmak
estuary -- bir nehrin denize dkld yer, hali
eternal -- sonsuz, ebed... eternity = sonsuzluk, ebediyet
ethical -- 1. ahlakbilime ilikin; 2. ahlak, ahlakl
etiquette -- grg kurallar (= dab muaeret)
eugenics -- rk slahna ilikin
eulogize -- methiye dzmek, meth senada bulunmak (birazda yaclkla) (isim: eulogy = metih, kaside)
eunuch -- 1. hadm; 2. haremaas
euphony = ses ahengi, kulaa ho gelme
evacuate -- tahliye etmek (isim: evacuation)
evade -- kanmak, yapmamak, grnmemek (isim: evasion)
evaporate -- buharlamak, buharlatrmak (isim: evaporation)
eve -- arife
Eve -- Havva (Havva anamz)
eventful -- olaylarla dolu, hadiseli, maceral
eventually -- sonunda, bitiminde
evergreen -- kn yapraklarn dkmeyen
everlasting -- bitmeyen, sonsuza kadar srecek/yaayacak
evidence -- kantlar
evil -- er, kt, ktlk, eytani ktlk
evocation -- hatrlatma, artrma, akla getirme
evolve -- evrilmek, evrimlemek (isim: evolution)
exaggerate -- abartmak (isim: exaggeration)
exalt -- ykseltmek/yceltmek, gklere karmak
exasperate -- sabrn tarmak (exasperation = sabr tamlk)
excavate -- kaz yapmak (excavation = kaz)
excerpt -- bir kitap vb'den alnt yaplan kk blm
excessive -- ar; (fiil: exceed)
exchequer -- devlet hazinesi (the Chancellor of the Excheqyer = Maliye Bakan)
exclude -- dnda brakmak, ekarte etmek (isim: exclusion. tersi include, inclusion)
exclusive -- 1. zel; 2. sekin ve/ya yelikle girilen ("etrafn cm, ayrn mn") (rnek: exclusive interview = yalnz
bizin gazete veya dergiye verilmi olan bir grme)
excrutiating -- inanlmaz derecede ac veren
execute -- 1. yapmak, yerine getirmek, ifa etmek; 2. idam etmek
execution -- 1. ifa, icra; 2. idam
executioner -- cellat
executive -- 1. yrtmeye ilikin, icrai; 2. ynetici
exempt -- muaf; katkda bulunma veya yerine getirme sorumluluu olmayan
exile -- 1. srgne gndermek; 2. srgn (kii) 3. srgn yeri
exhaustion -- ar yorgunluk, tkenmilik (sfat: exhausted, exhausting)
exhaustive -- son derece ayrntl, deinmedik/aratrmadk yer brakmayan
exhibit -- sergilemek, gstermek (isim: exhibition -- sergileme, sergi)
exhilarate -- keyif ve ne'e vermek, ruhunu amak
exotic -- pek rastlanmayan, garip, ilgin, "Uzak Dou'dan"
expand -- genilemek veya geniletmek (isim: expansion)
expedition -- yolculuk; sefer, kk lekli askeri sefer
expel -- kovmak (rnein okuldan, veya dman) (isim: expulsion)
expire -- sresi dolmak, mddeti dolmak
explicit -- ak, izaha gerek gstermeyen (tersi: implicit: ima edilen veya ima yoluyla)
exploration -- dolama ve keif, inceleme gezisi (fiil: to explore)
explorer -- kaif, seyyah
express -- ifade etmek
exquisite -- enfes, pek latif, fevkalade ince ve zarif
extemporaneous -- irticalen, hazrlksz
extensive -- geni lekte, kapsaml
exterminate -- tamamen imha etmek, kkn kazmak
extinct -- soyu tkenmi, yaayan rnei kalmam
extinguish -- sndrmek (atei, alevleri veya mecazi)
extract -- seerek/zmleyerek ayrp karmak
extravagant -- msrif, atafatl (isim: extravagance)
extremely -- fevkalade ok, ar derecede
evaluate -- deer bimek
exultance -- ok byk sevin ve iftihar

You might also like