Professional Documents
Culture Documents
Martin Lings - Hz. Muhammed'in Hayatı
Martin Lings - Hz. Muhammed'in Hayatı
Martin Lings - Hz. Muhammed'in Hayatı
a d a
mslman yazarn tamas gereken sorumluluk bilinciyle
kaleme alnan bu deerli eser, kkl bir aratrmann rn
olmasnn yansra, yazarnn bir 'edb' oluuyla kazand
ayrc bir nitelie sahiptir. E s e r e hakim olan slup bir
taraftan k o n u s u n u n g e r e k t i r d i i y o u n l u u r a h a t a
srdrebilmektedir. Kitabn anlatm b i i m i y l e kazand
bu e d e b deer, A r a p a ilk k a y n a k l a r e s a s a l m a s y l a
kazand ilm deerle birleince kendisini emsallerinden
ayran temel nitelik, iddial bir tarzda ortaya kmaktadr.
ngiliz asll mslman yazar M a r t i n L i n g s ( E b u b e k i r
S i r a c e d d i n ) yln verdii bu deerli aratrmasyla,
'siyer' bilimiyle uraan ciddi evrelerin hakl takdirlerine
mazhar olmu ve eseri " S R E T D L " n e layk
grlmtr.
ISBN 17S-S74-220-4
T f a i r a a MCC lj 3
insan yaynlar
insan yaynlar: 11
siyer dizisi: 1
hz. muhammed'i hayat
martin lings
istanbul, 2006
NAZFE MAN
ISBN 9 7 5 - 5 7 4 - 2 2 0 - 4
dizgi-idiizen
insan
kapak dzeni
Yaln Yoncalk
revizyon@gmail.com
bask-cilt
Uygun Basm
insan yaynlar
keresteciler sitesi, mehmet akif cad.
kestane sok. no: 1 merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 5 5 4 62 07
www.insanyayinlari.com.'r
insan@insanyayinlari.com.tr
insan yaynlar
i n d e k i l e r
MARTIN LINGS
(Ebubekir Siraceddin)
Allah'n Evi
Bir Byk Kayp
Vadideki Kurey
Bir Kaybn Tekrar Bulunuu
Bir Oul Kurban Etmeye iilen And
Bir Peygambere Duyulan ihtiya
Fil Yl
l
ki Kayp
Rahip Bahira
Hilf'l-Fdul
Evlilik Teklifleri
Yuva
K'be'nin Yeniden nas
lk Vahiy
Namaz
Aileni Uyarp Korkut
Kurey Kar kyor
Evs ve Hazrec
Ebu Cehil ve Hamza
Kurey'in Teklifleri ve stekleri
Kurey'in ileri Gelenleri
Korku ve mit
Ailelerde Blnmeler
Es-Sa (Kyamet)
Soru
Habeistan
mer
Boykot ve Kaldrl
Cennet ve Ebediyet
Hzn Yl
"Senin Yznn Nuru"
Hzn Ylndan Sonra
Yesrib'in Cevab
Gler
Bir Suikast
Hicret
Medine'ye Giri
Ahenk ve Uyumazlk
Yeni Yuva
Savaa Balang
7
10
12
16
18
21
25
29
33
35
37
39
42
47
49
52
57
59
63
65
67
71
74
77
83
85
90
95
98
104
105
111
115
120
126
127
131
137
139
147
151
Bedir'e Doru
Bedir Sava
Yenilenlerin Geri Dn
birler
Beni Kaynuka
lmler ve Evlilikler
Ashab- Suffe (Ehl-i Suffe)
Dzensiz Saldrlar
Savaa Hazrlklar
Uhud'a Yry
Uhud Sava
intikam
ehitlerin Gmlmesi
Uhud'dan Sonra
ntikam Kurbanlar
Beni Nadir
Sava ve Bar
Hendek
Kuatma
Beni Kurayza
Kuatmadan Sonra
Mnafklar
Gerdanlk
ftira
Kurey'in Yaad kilem
Apak Bir Zafer
Hudeybiye'den Sonra
Hayber
"En ok Sevdiin Kim?"
Hayber'den Sonra
Umre ve Sonras
lmler ve Bir Doum Vaadi
Anlamann Bozulmas
Mekke'nn Fethi
Huneyn Sava ve Taif Kuatmas
Uzlamalar
Zaferden Sonra
Tebk
Tebk'ten Sonra
Dereceler
Gelecek
Veda Hacc
Seim
Cenazenin Gmlmesi ve Hilafet
Soy Aac
Referans Anahtar
ALLAH'IN
J^J
EV
[1]
1 8 3
1 8 8
*92
194
1 9 9
2 0 2
diini syler: "imdi gklere bak ve sayabilirsen g k t e k i yldzlar say." ibrahim gzlerini yldzlara evirdi ve yle b i r ses duydu: "Senin soyun da
^9
2 2 3
him'e Hacer adnda Msr'l bir cariyeyi ikinci kars o l m a s iin verdi. Fakat
2 2 8
dan kat ve z n t iinde Allah'a yalvard. Allah ona melek'le bir vahiy
23
2 4 2
2 4 8
2
gnderdi: " S e n i n s o y u n u o kadar oaltacam ki o n u s a y m a k m m k n olm a y a c a k . " M e l e k ona unlar syledi: "te, bir o c u u n olacak, bir e r k e k
2("5
2 6 8
2 7 1
2 7 4
2 7 9
2 8 4
29
2 9 7
304
o c u k o n yana geldiinde, b r a h i m yz, Sare ise d o k s a n yandayd; Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn bir erkek o c u u dnyaya getireceini, adm l s h a k k o y m a s n syledi. B y k o l u n u n Allah katnda
318
325
da yaamaya devam etsin." Allah ona yle cevap verdi: "ismail'le ilgili sy-
3 3 8
346
351
356
360
364
372
376
379
385
391
396
397
Sare, shak' dnyaya getirdi ve onu kendisi emzirdi. l s h a k stten kesildiinde, brahim'e artk Hacer ve ismail'in kendi evlerinde kalmasna gerek
kalmadn syledi, i b r a h i m , smail'i o k sevdii iin b u n a zld. F a k a t
Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn teklifine u y m a s n ve z l m e m e sini syledi; ve smail'in k o r u n a n l a r d a n olacan tekrarlad.
brahim bir deil, iki byk milletin atas olacakt - i k i byk millet, yani hidayete erdirilmi iki g, yeryznde Allah'n emirlerini yerine getirecek
olan iki a r a - n k Allah din-d (profan) olan bir eyi rahmet olarak vade tmez ve Allah katnda ruh yceliinden baka b y k l k yoktur. brahim,
beraberce akmamas bilkis herbirinin kendi yolunda gitmesi gereken iki ma-
nevi rman kayna olacakt; ve her eyin daha gzel olaca inancyla sma-
ki manevi rmak, iki din, Allah iin iki dnya, iki daire, binaenaleyh iki
merkez nokta. Bir yer, asla orasn insanlar setii iin deil fakat Gklerde
seildii iin mukaddes olur. brahim'in sahas dahilinde iki mukaddes mer-
kez vard; bunlardan biri yannda, teki belki de daha henz bilmedii bir
vadisinde, Kenan ilinin krk gnlk deve yolu kadar gneyinde. Vadinin ad
yllk mr vard ve olunu o kutsal yerde ziyaret etme frsat buldu. Kur'an
hari her taraf tepelerle evriliydi. geidin biri kuzeye, biri gneye, di-
eri ise batda Kzl Deniz'e alr ve kyya elli mil uzaklktadr. Kitaplar,
verilir; drt kesi, pusulann drt ynne gredir. Fakat bu kutsal yerdeki
len gzel kokular ve misklerin tand yol olduu iin bazen "misk yolu"
bir tatr. " O, Cennet'ten yeryzne stten beyaz bir halde indi, fakat Ade-
rar brahim'e seslendi ve ona Bekke'ye, veya daha sonra adlandrld gibi
yatt yerden Allah'a yalvard ve annesi biraz tedeki tan stne kp,
varanlar
nokta arasndan yedi kez geti, yedincisinde dinlenmek iin kayann st-
uzak yollardan
"Tanr ocuun sesini duydu; ve Tanr'nn melei gkten Hacer'e seslendi ve yle dedi: 'Hacer, seni zen ne?' 'Korkma, nk Tanr, yatan ocuun sesini duydu. Kalk ve ocuu kaldr, kucana al. nk onu byk
bir millet yapacam.' Tanr onun gzlerini at ve o kaynayan bir su grd." (Tekvin, 2 1 : 1 7 - 2 0 )
Allah, smail'in topuunun olduu yerden bir su kayna fkrtt. Bun-
Tekvin, brahim'in dier kolunun kitab deil, lshak ve soyundan gelenlerin kitabdr. smail'le ilgili unlar yazar: "Ve Tanr ocukla beraberdi, ocuk vahi doann iinde byd, yaad ve bir oku oldu." (Tekvin, 21: 172 0 ) . Bundan sonra smail'den ok az bahseder, sadece smail ve lshak'n ba-
(derin vadilerden)
gerekse
gelsin-
iin Evimi tertemiz tut. insanlar iinde Hacc' duyur; gerek yaya,
"Rabbimiz, gerekten ben, ocuklarmdan bir ksmn Beyt-i Haram (Kutlu ve Korun
mu Ev'in) yannda ekini olmayan bir vadiye yerletirdim; Rabbimiz, dosdoru namaz kl
smlardiye (yleyaptm), bylelikle Sen, insanlarn bir ksmnn kalbleini onlara ilgi duyar
kl ve onlar birtakm rnlerden nzklandr. Umulur ki krederler." (ibrahim, .17)'.
*
Kitapta kuilanlai ayet meallerinde Ali Bula, Kur'a- Kerim'in Trke Anl.un (Mc.l vc SVl(lk),
Pnar Yaynlar, st. 1983 meali esas alnmtr, (ev.)
BR
BYK
KAYIP
[23
bir kez yaplyordu; fakat K'be, U m r e yaplarak yln istenilen zamannda zi-
oldu.
evk ve ballk iinde yaplmaya devam ediyordu. Ishak'n soyundan gelenler de, K'be'yi i b r a h i m tarafndan yaplan kutsal bir tapnak olarak ziyaret
ediyorlard. Bu onlar iin Tanr'nn var olan mabedlerinden sadece biri idi.
Fakat yzyllar getike tek tanrya olan ibadetin safl bozulmaya ve kirlenmeye balad. smail'in soyundan gelenler, M e k k e vadisine smayacak kadar
oaldlar; uzaklara g edenler bu kutsal tapmaktan talar alp, K'be adna
onlara sayg gsterdiler. Daha sonralar, k o m u putperest topluluklarn etkisiyle bu talara putlar da eklendi; ve s o n u n d a haclar b u putlar Mekke'ye tamaya baladlar. Bu putlar K'be'nin evresine yerletirildi, ite o zaman yahudiler brahim'in tapman ziyaret etmemeye baladlar. ^
Putperestler, putlarnn Tanr ile insan arasnda araclk yaptn savunuyorlard. Bu nedenle, Tanr ile olan ilikileri gnden gne azald ve Tanr onlarn hayatndan uzaklatka, Ahiret'e olan inanlar zayflad, s o n u n da ou l m d e n sonraki yaama i n a n m a m a y a balad. F a k a t gerei grebilenler iin, onlarn Hak yoldan saptn gsterir b i r o k delil vard: artk
Z e m z e m kuyusuna n e m vermiyorlard, nerede olduunu bile u n u t m u l a r d. B u n u n asl s o r u m l u s u Yemen'den gelen Crhmler'di. O n l a r M e k k e ' n i n
yneticilii grevini stlenmi, brahim'in soyundan gelenler de b u n u kabullenmilerdi, n k smail'in ikinci kars bir C r h m idi. F a k a t Crhmler h e r trl adaletsizlii uygulamaya baladnda dier kabileler onlar
M e k k e ' d e n kovdular. C r h m l e r ayrlmadan n c e Z e m z e m k u y u s u n u doldurdular ve stn rttler. phesiz b u n u intikam a l m a k iin kinlerinden
yaptlar, fakat yllardan beri haclarn K'be'ye getirdii mcevherleri geri
d n p zengin o l m a k iin kuyuya g m d k l e r i ; ve stn k u m l a kapladklar da olasdr.
Onlarn grevini, yani M e k k e ' n i n yneticiliini Huzaa kabilesi stlendi. Bu kabile smail'in soyundan gelen, Yemen'e g eden, daha sonra tekrar kuzeye d n e n bir Arap kabilesidir. F a k a t Huzaa da, atalarm verilen bu
1.
I.I., 15.
VADDEK
KUREY
[3]
Haim ve kardelerini destekleyenler Zhre ve Teym'in t o r u n l a n ve en by k o u l u n soyundan olanlar hari t m Kusayy soyundan gelenlerdi. Mahz u m ' u n soyundan gelenler ve dier uzak k u z e n l e r haklarn Abdu'd-Dar'da
kalmas gerektiini savundular. ler o kadar alevlendi ki Abdu M e n a f so-
y u n d a n bir grup kadn bir kse gzel k o k u getirip, K'be'nin yanna koydu-
deri Huleyl'in kz ile evlendi. Huleyl, damadn kendi oullarna tercih et-
re, amcas Teym, dier bir a m c a s n n olu olan M a h z u m ve daha uzak olan
Herey ahenkliydi, fakat karklklar k m a k zere idi. Kusayy soyun u n belirgin zelliklerinden biri de h e r nesilde bir tek sekin kiinin t m
k a v m e h k m e t m e s i idi. Kusayy'n drt o l u n d a n en erefli ve tannm ola-
dir ve h i b i r misafir O ' n u n misafirleri kadar c m e r t l i k b e k l e m e z . Eer ben i m k e n d i zenginliim yetse idi, bu yk size y k l e m e z d i m . "
Haim h e m Arabistan iinde, h e m de dnda eref kazand. Mekke'den
re n c e ona unlar syledi: " O l u m , insanlar, onlar senden daha erefli ka-
van da eski " m i s k y o l u " zerinden geerdi ve yaz kervannn en nemli du-
kabul etti; fakat bir sonraki nesilde Kurey'in yars, g n n n en ileri gelen
fakat Kayle'den sonra kabile, oullar Evs ve Hazre arasnda ikiye ayrld.
Amr'n kz Selna idi. Haim onunla evlenmek istedi. Selma kendisiyle ilgi-
ehirde azdan aza dolaacak olan gen adamla ilgili haberlerin balang-
ayrca bir erkek o c u k dnyaya getirdiinde en azndan drt yana dek Yes-
rib'de bytmeyi art kotu. Haim bu artlar kabul etti. nk yeni gelen-
Mekke'ye vardktan ksa bir sre sonra, babasnn haklar zerinde Ab-
ler iin daha tehlikeli olan vaha hummas saylmazsa, Yesrib'in iklimi Mek-
da bir vey kardei vard. Abdu ems Yemen'de ve Suriye'de ticaretle meguld, Nevfel ise rak'ta ticaret yapyordu. Bu nedenle ikisi de ou zaman
Mekke'den uzakta bulunuyorlard. Bu ve daha baka sebepler yznden,
haclara su verme ve onlar beslemek iin vergi toplama haklarn Haim'in
kk kardei Muttalib ald ve kendisinden sonra bu grevleri yklenebilecek bir kii dnmeye balad. Haim'in Selma dndaki dier elerinden
olu vard. Fakat sylenenlerin tm doru ise, bunlarn hibiri -ve Muttalib'in kendi oullarndan hibiri- Selma'nn oluyla karlatrlamazd.
ok gen olmasna ramen eybe -annesinin verdii isim- liderlik iin zgn vasflar gstermeye balamt. Vaha'dan geen yolcular onunla ilgili
ok mkemmel haberler getiriyorlard. Sonunda Muttalib onu grmeye gitti, grdkleri onu. Selma'dan yeenini kendisine emanet etmesini istemeye
yneltti. Selma olunu brakmak istemiyordu. eybe de annesinin rzas olmadan onu brakmayacan syledi. Fakat Muttalib'in midi krlmamt.
Mekke'nin anne ve oula Yesrib'in salayamayaca olanaklar salayacan
vurgulad. Kutsal Ev'in bekileri ve tm Arabistan'daki Hacc'n merkezi
olan Kureyliler erefe dier Arap kabilelerinden stndler; byk bir ihtimalle eybe, birgn babasnn grevini stlenecek ve Kurey'in liderlerinden biri olacakt. Fakat bunun iin nce kendi halkyla btnlemeliydi.
Dardan gelen bir gmen byle bir erefe tabi ki hak kazanamazd. Selma
onun ne srd dncelerden ok etkilendi. Eer ol Mekke'ye giderse onu Mekke'de ziyaret etmesi veya olunun onu ziyaret etmesi zor olmayacakt. Bu nedenle onun gitmesine izin verdi. Muttalib yeenini devesinin
arkasna ald ve yola koyuldu. Mekke'ye giderken yolda onlara rastlayanlarn, bu yabanc genci grdklerinde "Abd'l-Muttalib" yani "Muttalib'in klesi" dediklerini duydu. O da "bu benim kardeim Haim'in oludur" diye
" e l " taksnn kaldrld hitaplar dnda isim el-Muttalib'dir. Fakat bu belirlilik taks transkripsiyonda zorluk yaratt iin, bu ve bunun gibi " e l " taks tayan isimlerde hitap halini kullanmay
tercih ettik.
BR
KAYBIN
TEKRAR
bays T e p e s i n i ve sar kta kesin izgileriyle belli olan dier tepeleri gre-
BULUNUU
[4]
dr. Tavaf tamamladktan sonra Hacer'l-Esved'den K'be'nin kapsna gitti, kilide asl olan metal halkay tutarak kendisine retilen duay o k u d u .
Hicr'e bir ilte serilmesini emrediyordu. Bir gece orada u y u r k e n bir glge
Eve gitti ve biri olu Haris, biri de kendisi iin iki kazma ald. Kazma
geldi, ona: "Tatl berrakl kazp k a r " dedi. "Tatl berraklk n e d i r ? " diye
ye karar verdi. Ziyareti tekrar geldi ve: "Hayri kaz" dedi. F a k a t Abdu'l-
izin v e r m e m e s i n i syledi.
O hibir zaman
Ve tm haclar
olmayacaksn,
deildi, hatta onlarn K'be'nin kudsiyetine tecavz ettikleri iin taa evril-
mirastr
Senin byk
atalarndan
kurumaz,
sulamana
yeter."
verilen
ksm oradan ayrlmak zereydi. Kalabalk tekrar topland ve oald. Abdlmuttalib, Crhmlerin g m d hazineleri karrken h e r k e s b u n l a r
zerinde k e n d i n e bir pay karmaya alyordu. F a k a t o, b u hazinelerin
kendisine mi, toplulua m , yoksa K'be'ye mi kalaca k o n u s u n d a kur'a ekilmesine karar verdi. pheli bir eye karar vermekte kullanlan bu usl,
kabul edilmi bir gelenekti. Bu gelenek K'be'de Moabi putu Hubel n n d e
o k e k e r e k uygulanyordu. Bu ekilite hazinenin bir k s m K'be'ye, bir
ksm da Abdu'l-Muttalib'e kt ve Kurey'e hibir ey kmad. Ayn za
manda Z e m z e m zerindeki k o n t r o l n Haimler'de o l m a s n a karar verildi,
n k haclara su salamak onlarn greviydi.
.
I.I, 93
BR
OUL
KURBAN
ETMEYE
LEN
AND
[5]
szden bahsetti. Her oul k e n d i o k u n u hazrlad ve Abdu'l-Muttalib, Hubel'in yannda yerini ald. Yannda getirdii b y k ba kard ve Allah'a
dua etmeye balad. O k l a r ekildi, kan Abdullah'n okuydu. Babas bir
eliyle onu, dier eliyle de ba tutarak o n u kapya doru srkledi, kendisine d n m e pay b r a k m a k istemezcesine k u r b a n edecei uygun bir yer
aryordu.
Fakat o evindeki kadnlar, zellikle de Abdullah'n annesi Fatma'y hesaba katmamt. Dier karlar M e k k e dndaki kabilelerdendi, bu nedenle M e k k e zerinde etkileri o k azd. Fakat Fatma, en gl kabilelerden biri olan M a h z u m kabilesindendi, yani bir Kurey'liydi. B u n u n yan sra a n n e
tarafndan soyu Kusayy'n oullarndan Abd'a dek uzanyordu. Fatma'nn
t m ailesi bir yardm gerektiinde mdahale edebilecek kadar yakndaydlar. Abdlmuttalib'in o n olundan Fatma'dand: Zbeyr, E b u Talih ve
Abdullah. Fatma ayn z a m a n d a , kardelerine o k bal olan Abdu'l-Multalib'in be kznn da annesi idi. Bu kadnlar bo d u r m u y o r d u ve phesiz
kendi oullarnn bana da gelebilecek olan b u tehlike nedeniyle dier karlar da Fatma'nn yannda yer alyorlard.
Oklara bakldktan sonra b y k bir topluluk fal oklarnn bulunduu
yeri doldurdu. Abdlmuttalib ve Abdullah, K'be'nin kapsnda l gibi
renksiz bir halde belirince M a h z u m l e r arasndan bir mrlt ykseldi, nk kendi kardelerinin oullarndan birinin kurban edileceini anladlar.
" O bakla nereye?" diye bir ses ykseldi, halbuki hepsi bu s o r u n u n cevabn biliyordu. Abdu'l-Muttalib ettii yeminden b a h s e t m e y e balad, fakat
M a h z u m ' u n efi Muire o n u n szn kesti: " O n u k u r b a n e t m e y e c e k s i n ,
o n u n yerine baka bir ey feda et, o n u n bedeli ne kadar o k olursa olsun,
tm Mahzumoullar kendi mallarn feda etmeye hazrdrlar." Bu zamana
kadar Abdullah'n dier kardeleri de K'be'nin dna kmlard. Hibiri
k o n u m a m t , fakat imdi babalarna d n p kardelerini kefaret karlnda kurtarmas iin yalvaryorlard. Herkes ayn eyi sylyor ve Abdu'lMuttalib de ikna o l m a k istiyordu, fakat akl phelerle doluydu. S o n u n d a ,
b u d u r u m d a kefaretin m m k n olup olmadn sormaya ve m m k n s e nasl olacan r e n m e k iin Yesrib'de yaayan akll bir kadna gitmeye karar
verdi.
Abdullah' ve bir veya iki oulunu daha yanna alarak Abdu'l-Muttalib,
doduu ehre gitti. Orada kadnn Yesrib'in yz mil gneyinde, yahudilo
rin yerletii Hayber'e gittiini rendi. Bu nedenle yollarna devam e t t i l n
BR
PEYGAMBERE
DUYULAN
HTYA
n u m a s gerektiini ve ertesi gn gelmelerini syledi. Abdu'l-Muttalib Allah'a dua etti. Ertesi gn kadn unlar syledi: "Bana ilham geldi. Sizde kan
[6]
deydi ve tm mabedlerin en by olan b u mabedi kaplayan ltuf ve manevi etkinin yani bereket'in c i s i m l e m i eklini temsil ediyordu. Arabistan'da baka k k m a b e d l e r de vard. Bunlarn en nemlileri Hicaz blge-
sindeki "Allah'n kzlar" olarak k a b u l edilen Lat, Uzza ve Menat idi. Dier
Yesrib Araplar gibi, Abdu'l-Muttalib de k k l n d e n beri, vahann kuzeyinde, Kzl Deniz'deki Kudayd'da b u l u n a n M e n a t ' m tapmana gtrlmt. Kurey iin b u n l a r n en nemlisi, M e k k e ' n i n bir g n l k deve yolu
gneyinde, Nahle ovasmdaki Uzza putu idi. Bir g n l k yol daha gidilirse,
Havazin kabilesinden Sakif tarafndan y n e t i l e n ve Yeil C e n n e t denilen Tai f e varlr. Lat "Taif'li bir k a d n " d ve o n u n putu gsterili bir tapnaa k o n mutu. Bu putun koruyucular olduklar iin Sakifliler kendilerini Kurey'le
bir tutarlard: Kurey'liler de M e k k e ve Taif'i kasdettiklerinde, "iki e h i r " diy e c e k kadar Taif'i yceltmiti. "Hicaz'n B o s t a n " denilen Taif'in verimlilii
ve i k l i m i n i n gzelliine ramen halk yine de kuzeydeki b o vadiyi kskanyordu. n k kendi mabetlerinin, ne kadar ykseltseler de, Allah'n Evi
ile b o y lemeyeceini biliyorlard. T a m a m e n tersi olmasn, yani kendi
tapmaklarnn tercih edilmesini de istemiyorlard, n k onlar da smail'in
soyundandlar ve Mekke'yle b i r o k balar vard. Bu k o n u d a k i duygular
o u n l u k l a k a r m a k ve birbirine kart oluyordu. Dier tarafta Kurey kabilesi h i kimseyi k s k a n m y o r d u . D n y a n n merkezinde yaadklarndan
haberdardlar ve pusulann h e r y n n d e n hac e k e b i l e c e k derecede b y k
bir m a b e d i n sahibi olduklarn biliyorlard. Onlarn yapmas gereken tek ey
kendileriyle dier kabileler arasnda kurulan iyi ilikiyi b o z m a m a y a almakt.
Abdu'l-Muttalib'in haclar Mekke'de arlamayla ilgili grevleri, o n u n
t m bunlardan haberdar olmasn salad. O n u n ilevi kabileleraras bir ilevdi ve bir noktaya kadar tm Kurey tarafndan paylalyordu. Haclara
M e k k e ' n i n bir ev olduu hissettirilmeliydi. Onlar ho karlamak, onlarn
ibadet ettikleri eyleri h o karlamak ve beraberlerinde getirdikleri putlara
saygda k u s u r e t m e m e k anlamna geliyordu. Putlar kabul e t m e n i n ve onla-
m e n d e , Kuzey'de ise Suriye kylarnda bulunuyorlard. Fakat, tm Akdeniz'i ve Avrupa'y deitiren Allah'n son vahyi (sa), alt yzyldan beri
Mekke vadisindeki putperest topluluk zerinde hibir nemli etkiye sahip
olamamt. Hicaz Araplar ve dousundaki geni Necd ovasmdaki Araplar
kutsal kitaplarn mesajna kapal gibi grnyordu.
Kurey ve dier putperest kabileler hristiyanlara dman deildiler. Hristiyanlar bazen brahim'in Mabed'ini ziyarete gelirler ve Araplar tarafndan dier haclar gibi arlanrlard. Hatta bir hristiyanm K'be'nin iinde
Meryem ve sa portresi boyamasna izin verilmi, tevik bile edilmiti. Fakat bu resim ve dierleri bir tenakuz tekil ediyordu, Kureyliier ise bu elikiye aldrmaz grnyorlard. Onlar iin bu, sadece putlarna iki yeni putun eklenmesinden ibaretti.
Kabilesindeki ou kiinin aksine Varaka eski kutsal kaynaklan okuyabiliyordu. Onlar zerinde bir aratrma bile yapmt. Bu nedenle O, hristiyanlarm ounlukla Hamsin yortusunda kutladklar mucizeye (Pentecost)
delalet ettiini syledikleri sa'nn szlerinden bir ksmnn bu anlam atn ve henz ortaya kmam bir eyi kasdettiini farkedebiliyordu. Fakat
bu cmlelerin anlam gizli idi, neye delalet ettii anlalmyordu: "O hibir
zaman kendiliinden konumaz, onun syledikleri duyduklarndan ibarettir." 3
Varaka'nn kendine ok yakn olan Kuteyle adnda bir kzkardei vard.
ounlukla btn bunlar ona anlatrd. Onun syledikleri Kuteyle zerinde o denli etkili olmutu ki beklenen peygamber srekli dncelerinde yer
ediyordu. O gerekten aralarnda olabilir miydi?
Develer kurban edilir edilmez, Abdu'l-Muttalib kurtulan olunu evlendirmeye karar verdi. Biraz aratrdktan sonra, Kusayy'n kardei Zhre'nin
torunu olan Vehb'in kz Amine'yi uygun bir e olarak setiler.
Vehb, Zhre kabilesinin efiydi, fakat birka yl nce lmt. mine,
babasndan sonra kabilenin efi olan erkek kardei Vuheyb'in velayeti altndayd. Vuheyb'in de evlenecek yata Hale adnda bir kz vard. Abdu'l-Muttalib evlilik kararn onaylatrken Amine'yi oluna, Hale'yi de kendine istedi. Vuheyb de bu anlamay kabul etti ve ayn zamanda yaplacak olan bu
ifte dn iin tm hazrlklar yapld. Karar verilen gn Abdu'l-Muttalib
olunun elinden tutup Beni Zhre'nin^ yerletii evlere doru yrmeye
balad. Beni Esed'n evleri de yol zerindeydi. O srada Varaka'nn kardei
Kuteyle de, bu mehur dn grebilmek iin evinin kaps nnde otu
FL
YL
[7]
k u t l a n a n tren nedeniyle daha da ziyadeleen heybetli ve zarif g r n m l e ri g e r e k t e n etkileyici bir manzara arzediyordu. Daha da yaklatklarnda
Kuteyle gzlerini g e n adama dikti. Abdullah gzellikte z a m a n n n Yusuf'u
gibiydi. Hatta Kurey'in en yal erkek ve kadnlar o zamana d e k byle g-
yllarda Yemen, Habeistan'n y n e t i m i n d e y d i ve E b r e h e adnda bir Habe'li tarafndan ynetiliyordu. E b r e h e , San'a'da b t n Arabistan'n hac
i'ye unlar yazd: " K r a l m , sizden n c e hibir krala nasip olmayan bir ki-
rey'e yakn kabilelerden biri olan Kinane'li bir adam San'a'ya kiliseyi pislet-
sordu. Abdullah bir eyler saklad iin deil, fakat o n u n dne gittiini
len develer kadar deve vereceim" dedi. Abdullah ise "Babamla beraberim,
de ise bir fil gidiyordu. S a n ' a ' n m kuzeyindeki birtakm Arap kabileleri onu
Evlilikler planland gibi yapld ve iki ift birka gn Vuheyb'in evinde kaldlar. Bu srada Abdullah, k e n d i evinden bir eyler a l m a k zere yola
nin lideri Nufeyl'i esir aldlar. Nufeyl hayatnn balanmasna karlk o n lara rehberlik etmeyi kabul etti.
dii yere h e n z ulamadn syleyip, geri kalan yolda onlara rehberlik et-
ramen teklifi kabul etti. F a k a t yanna verdikleri a d a m M e k k e ' y e iki mil ka-
1.
Hanif kelimesi (oulu hunef) "ortodoks" anlamn tar. Bak. K. VI. 161. Yazar M. Lings, Hanif
terimini her ne kadar ortodoksluk olarak tarif ediyorsa da, gerekte asl anlam 'Hak dine eilim',
'tevhid dini' , 'muvahhid olmak' veya 'Allah' birleyen, bir tanyan' demektir. (nsan Yay.)
derdi: Bu n c grup yolda ne bulurlarsa aldlar ve Ebrehe'ye Abdu'l-Mutta1 ib'in ikiyz devesini de ieren bir sr gnderdiler. Kurey ve k o m u kabileler sava konseyi toplad ve d m a n a kar k o y m a n n b i r anlam olmad-
2.
3.
4.
5.
I.I., 100.
6.
I.I. 101.
Haklar ve grevler Abdu'd-Dar ve Abdu Menaf slaleleri arasnda bltrldnden beri Kurey'in resm bir bakan yoktu. Fakat herkesin
fikrinde kabilelerden birinin bakan, Mekke'nin efi olarak yer etmiti. Bu
kez eli Abdu'l-Muttalib'in evine yneldi ve Abdu'l-Muttalib, oullarndan
biriyle beraber elinin arkasndan gitti. Ebrehe onu grdnde grnnden o denli etkilendi ki selamlamak iin ayaa kalkt ve halnn stne,
onun yanna oturdu. Ebrehe tercmana Abdu'l-Muttalib'den bir ey sorup
sormak istemediini renmesini syledi. Abdu'l-Muttalib, askerlerin ikiyi'z devesini aldn ve onlarn geri verilmesi gerektiini syledi. Ebrehe biraz ard ve hayal krklna uradn belirtti. Develerinden o k yklmak istenen dinini dnyor olmalyd. Abdu'l-Muttalib u cevab verdi:
"Ben develerin sahibiyim, K'be'nin de onu koruyan bir sahibi vardr". Ebrehe: "Bana kar koruyamaz" dedi. Abdu'l-Muttalib: "Bunu greceiz, sen
bana develerimi geri ver" dedi. Ebrehe de develerin geri verilmesi iin emir
verdi.
Abdu'l-Muttalib, Mekke'ye dnd ve Kureyliler'e ehrin zerindeki tepelere ekilmelerini tavsiye etti. Daha sonra ailesinden bir grupla K'be'ye
gitti. K'be'nin yannda durarak, Allah'a, Ebrehe ve askerlerine kar kendilerine g vermesi iin yalvardlar. Abdu'l-Muttalib de K'be'nin kapsndaki metal halkaya yaparak "Allah'm, kulun kendi evini korudu. Sen de
kendi Ev'ini k o r u " diye yalvard. Duay bitirdikten sonra dier Kureyliler'le
birlikte Mekke'nin dndaki tepelere ktlar, oradan aada ne olup bittiini grebiliyorlard.
Ertesi sabah Ebrehe ehrin zerine yrmek iin hazrland. K'be'yi ykp tekrar ayn yoldan San'a'ya dnmeyi dnyordu. Sslenen fil, zaten
hazr olan ordunun en nne geirildi. Gl hayvan, k o n u m u n u aldktan
sonra, bakcs neys tarafndan ordunun gittii yne, yani Mekke'ye doru evrildi. steksiz olmasna ramen rehber yaplan Nufeyl, ordunun en
nnde neys'le birlikte gitmek zorundayd. Bu srada neys'ten hayvana
nasl kumanda ettiini de renmiti. Ve neys ilerleme emrini anlayabilmek iin ban evirdii bir anda Nufeyl filin kulana yavaa kmesini
fsldad. Bunun zerine fil Ebrehe ve askerlerini artacak bir ekilde kendini yere brakt. neys ona kalkmasn emretti, fakat lil Nufcyl'in emrinden
kmad. Onu ayaa kaldrmak iin ellerinden geleni yupila, batta bana
demir ubuklarla vurdular, karnn sivri ubuklarla drlklrdiler, fakat fil
ta gibi yerinde sabit duruyordu. Daha sonra tm orduyu Yemen tarafna
yrtp kendilerini takip etmesi iin kaldrmay denediler. Fil kalkt ve pelerinden gitti. Orduyu tekrar Mekke ynne evirdiler, fil de o tarafa dnd, fakat bir adm bile atmadan oraya kt.
Bu, bir adm bile ileri gitmemeleri gerektiine ak bir uyar idi. Fakat
Ebrehe yaptrd mabedi kabul ettirmeye ve onun rakibini yok etmeye o
kadar kararl idi ki, bu uyary gremez hale gelmiti. Eer geri dnm olsalard, belki byk felaketten kurtulabilirdi. Ama ge kalmlard: birden
baLi tarafndaki gkyz karard ve acayip bir ses duyuldu. Denizden gelen
bu karanlk manzara geniledi ve yukar baktklarnda gkyznn kularla dolu olduunu grdler. Kurtulanlar, kularn uuunun krlangca benzediini ve her kuun, biri aznda ikisi ayaklarnda olmak zere, kuru fasulye byklnde akl ta tadn sylediler. Askerlerin zerine
ullandlar ve talamaya baladlar; talar o denli sert ve hzl idi ki, zrhlar bile delip geiyordu. Her ta hedefini buluyor ve ldryordu, nk ta
bedene deer demez beden yava yava veya aniden rmeye balyordu.
Talar herkese isabet etmemiti, neys ve fil de bunlar arasndayd. Kurtulanlardan bir ksm Hicaz'da kald ve obanlk ederek veya baka iler yaparak geimlerini saladlar. Fakat ordunun byk bir ounluu
tekrar
L
bir nur tadnn farkndayd. Birgn kendisinden yle bir k parlad ki
Suriye'deki Basra kalelerini bile grebildi. Kendisine bir sesin yle dedii-
[8]
ni duydu: "Sen karnnda halknn nderi olacak bir ahs tayorsun; doduunda yle de: " O n u her trl ktlkten, Allah'n korumas altna
emanet ediyorum" ve adn Muhammed koy."*
Birka hafta sonra ocuk dnyaya geldi. Amine amcasnn evindeydi.
Abdu'l-Muttalib'e gelip torununu grmesi iin haber gnderdi. Abdu'l-Muttalib ocuu kucana ald ve K'be'ye gtrd. Orada verdii hediye iin
Allah'a kretti. Daha sonra ocuu tekrar annesine getirdi. Fakat dnte
nce kendi evine urad ve ocuu evdekilere gsterdi. Kendisi de Amine'nin yeeni Hale'den ksa bir sre sonra ocuk sahibi olacakt. O srada en
kk olu, yandaki Abbas't. Kapnn nnde durmu babasna bakyordu. Abdu'l-Muttalib yeni domu bebei ona doru uzatarak: "Bu senin
kardein, kardeini p" dedi. Abbas da onu pt.
le Mekke'de de bu gelenek srdrlyordu. Fakat bundan ama sadece ocuun ln temiz havasn teneffs etmesi deildi. Bu sadece bedenle ilgili bir sebepti. ln insan ruhu zerinde de birtakm etkileri vard. Kurey
yerleik hayata yeni gemiti. Kusayy, onlara Mabed'in etrafna evler yapmalarn syleyene dek yar gebe bir hayat yayorlard. Yerleik hayat tabi
ki kanlmazd, fakat bu trl yerleme sakncalyd. Soyluluk ve zgrlk
birbirinden ayrlmaz iki kavramd ve gebe zgrd. lde bir insan, mekna hkmettiinin bilincindeydi; bu hkmetme sayesinde de bir bakma
zamann basksndan kurtuluyordu denebilir. l insan, adr bozarak gemi zaman silebiliyordu; zaman ve yeri henz belirmedii iin yarn bir
hsran olarak grnmyordu. Fakat ehirli insan bir mahpustu. Onun bir
yerde srekli kalmak zorunda oluu hereyi rtyor ve -dn, bugn, yarn- zamann gayesi haline getiriyordu. ehirler bozulma yerleriydi. apallk ve tembellik onlarn duvarlar arasna gizlenmi ve insann uyank ve tetikte oluunu kreltmek iin hazr bekliyorlard. Orada her ey, hatta insann sahip olduu en nemli zellik olan dil bile bozuluyordu. Araplar'n
ok az okuyabilirdi, fakat gzel konuma tm Araplar'n ocuklarnda grmek istedii stn bir meziyetti. nsann deeri gzel konumas ve belagat ile llrd ve belagatn ba da iirdi. Ailede bir airin bulunmas vnlecek bir olayd. En iyi airler hemen hemen tamamen ldeki birka kabileden kyordu. nk lde konuulan dil iire ok benziyordu.
Bu nedenle lle balant her nesilde yenilenmeliydi; cierler iin temiz
hava, dil iin saf Arapa, ruh iin zgrlk. Kurey'in erkek ocuklar, lden bu faziletleri kapabilmeleri iin, daha ksa sre de yeterli olmasna ramen, sekiz yalarna kadar lde kalrlard.
Baz kabileler ocuklara bakma ve bytmede iyi hret kazanmt.
Bunlardan biri de Mekke'nin gneydousunda yerleen, Havazinler'in en
nemli kollarndan biri olan Beni Sa'd lbn Bekr kabilesi idi. Amine olunu
bu kabileden bir kadna vermek istiyordu. Onlar Mekke'ye belirli zamanlar-
t.
I.I., 102.
da st ocuu almak iin gelirlerdi ve yaknda bir grubun gelmesi bekleniyordu. Mekke'ye bu kez yaptklar yolculuu, onlardan biri, kocas Hris'le
birlikte gelen ve yeni doum yapm olan Ebu Zu'ayb'm kz Halime yle
anlatyor: "O yl bir ktlk ylyd ve hibir eyimiz kalmamt. Dii eei-
min zerine bindim. Yanmza bir damla bile st vermeyen yal dii deve-
"Onun sayesinde Tanr bize belki ltfeder." Ondan baka bir bebek bulama-
geleneksel yaam ekliydi. Habil'in yaam ekli. Kabil'in oullar ise -ilk e-
znde buras kadar ksr ve verimsiz bir toprak daha olduunu sanmyo-
rum. Fakat biz ocuu beraberimizde getirdikten sonra srmz her sefe-
bir anne gibi balanacak ve yaam boyunca minnettar kalacak bir oul sa-
rinden karn tok ve stle dolu olarak eve dnyordu. Dierlerinin bir dam-
cakt. Bu iliki sadece szde bir iliki deildi. Araplara gre st de veraset
le dolu dnyorlard. o c u k iki yama gelip ben onu stten kesinceye dek
" o c u k iyi byyordu" diye devam etti. "Ve dier ocuklarn hibiri
alacaklard. Amine ise fakirdi; ocua gelince, babas ona zengin bir miras
ramen onu annesine geri gtrdk. Ona yle dedim: "Kk olumu da-
lnda saygn bir aileye mensuptu; fakat bu yl teklif edili n en fakir ocuktu.
Dier taraftan stanne ve ailesinin zengin olmalar heklenmese de ok
fakir olmamalar istenirdi. Halime ve kocas arkadalar arasnda en fakir
yazlar giymi iki kii o n u aldlar, yere yatrdlar ve gsn atlar, elleriyle
gsn kartryorlar" dedi. B u n u n zerine b e n ve babas onlarn yanna
KAYIP
[9]
aratrdlar"2.
Halime o n u bir kez daha M e k k e ' y e gtrd, geri gtrmelerinin asl nede-
varlak bir iaret. Sanki bir bardak k a p a n m gibi orann etleri derinin stn-
liyordu: "Beyazlar giymi iki adam yanma geldi, ellerinde karla dolu altn
kardlar. Ayn ekilde o n u da ikiye ayrdlar, i i n d e n siyah bir phty alp at-
tan
dokunmutur."4
I.I., 105.
2.
A.g.e.
baard.
3.
I.S.I/1,96.
4.
B. Lx,54.
imdi artk ondan t a m a m e n dedesi sorumluydu. G n l e r g e t i k e Abdu'l-Muttalib'in Abdullah'a duyduu zel sevginin o n u n oluna aktarld
RAHP
BAHRA
[10]
duklar sayg nedeniyle oraya, oullarndan hibiri, hatta Hamza bile onun
yannda oturmaya giremezdi; fakat k k t o r u n u n u n bu tr sorunlar yok-
nesilden nesile bir hristiyan rahibin yaad bir hcre vard. Biri ldn-
rs Fatma
1.
Ebu Talib gibi O da Haim'in torunuydu, Abd el-Mmalih'n vay kardcji K-rd'n (I U j u m ofiln)
kz d.
" '
HILFU'L
[11]
raktlar. Oraya vardklarnda Bahira onlarn yzlerine teker teker bakt. Fakat kitaplarda tarif edilen yze benzer bir yz gremedi. Onlarn arasnda
bu iki m u c i z e y e m a z h a r olabilecek zellikte k i m s e yoktu. Belki de hepsi
gelmemiti. " E y Kureyliler," dedi, "geride k i m s e kalmadndan emin mis i n i z ? " "Baka k i m s e k a l m a d " dediler, "sadece en k m z olan bir erk e k o c u k kald". Bahira " O n a yle davranmayn, o n u da arn bizimle
beraber y e m e k t e b u l u n s u n " dedi. Ebu Talib ve dierleri bu dncesizlikleri iin z r dilediler. lerinden biri yle dedi: "Biz, gerekten suluyuz,
Abdullah'n o l u n u geride brakp, bu ziyafetten m a h r u m etmemeliyiz." Daha sonra M u h a m m e d ' i n (s.a.v.) yanna gitti ve o n u da beraber y e m e k yemee davet etti.
o c u u n y z n e bir kez b a k m a k Bahira iin b u mucizeleri aklamaa
yetti. Yemek b o y u n c a o n u dikkatle incelediinde yz ve vcut zelliklerinin kendi kitabnda anlatlanlara ne denli yakn olduunu gzledi. Yemekten sonra rahip b u g e n misafirinin y a n m a gitti ve ona yaam ekli, uykular ve genel konulardaki tavrlaryla ilgili baz eyler sordu. M u h a m m e d ona
FUDUL
sahipti, gl bir adam olaca n c e d e n b e l l i y d i . yi bir greiydi ve iyi kl kullanrd. M u h a m m e d ise ortalama uzunluk ve gte bir genti. O k u lua zel bir yetenei vard ve b y k atalar smail ve b r a h i m gibi iyi oku
o l m a yolundayd. Bu baardaki en b y k rol ise gzlerinin k e s k i n oluundayd: o n u n Sreyya b u r c u n u n o n i k i yldzn sayabildii sylenirdi.
O yllarda, uzun fakat aralklarda sren ve haram aylardan birinde balad iin Ficar Sava denilen avatan baka nemli bir atma olmad. Kinane
kabilesinden bir adam, Necd'deki Havazin kabilelerinden Amir'in bir adamn
ldrm ve Hayber kalesine snmt. Olaylar dizisi her zamanki l kurallarna uygun olarak meydana geldi: eref intikam gerektirirdi. ldrlen adamn kabilesi, Kinane'ye yani ldren adamn kabilesine saldrd. Kurey o sra-
larda Kinane ile mttefik durumdayd. Sava drt yl srd. Fakat gerekte
lar. Bu nedenle onun sadece hedefine ulamayan dman oklarn toplayp, am-
calarna iletmesine izin verdiler. ^ Fakat bunu takip eden atmalarda, Kurey
ve taraftarlarnn kt bir durumda olduu srada, onun da bir oku olarak ma-
sna ne o l d u ? " dedi rahip. teki "Daha annesi ona h a m i l e y k e n l d " dedi.
gitmi ve orada Roma mparotorluu'nun uygulad adaleti grmlerdi. Habeistan'da da sava etmeden adaleti salamak mmknd. Fakat Arabistan'da
su kurban kiinin veya ailesinin hakkn alabilecei, bunlarla karlatrabilecek bir kanun sistemi yoktu; ve Ficar savann da, kendinden nceki dier karklklar gibi, birok zihni, bu tr olaylar nleme yollar ve aralaryla ilgili
dnceye sevk etmi o l m a n doald. Fakat bu kez sonu sadece dncelerden ve kelimelerden ibaret kalmamt. Kurey bu tr olaylar nlemek iin he-
EVLLK
men harekete gemee hazrd. Onlarn bu adalet anlaylar, savan bitiminden birka hafta sonra Mekke'de meydana gelen bir olayla snand.
T E K L F L E R
[12]
balarndan biri veya dieri ile birlikte sefere kmaya davet ediliyordu. Bir
gn, hastaland iin sefere kamayan bir tccarn mallarn teslim ald ve yal-
sine kp, yksek sesle ve beli bir ekilde tm Kurey'i adaleti yerine getir-
meye davet etti. lk tepki Sehm kabilesiyle geleneksel balan olmayan kabilelerden geldi. Kurey ise her eyin tesinde kabile ayrm gzetmeden birleme taraftaryd. Fakat yine de kendi birlikleri iindeki kesin ayrmn, Kusayy'm miras nedeniyle meydana gelen Mttefikler ve Gzel Kokanlar ayrmnn farkndaydlar ve Sehm de Mttefiklerdendi. Dier grubun liderlerinden biri, Mekke'nin en zenginlerinden biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah bn Cud'an idi; ve imdi byk evini, tm adaleti sevenlerin toplanma
yeri olarak ayordu. Gzel Kokanlar grubundan sadece Abdu ems ve Nevfel kabileleri orada deildi. Haim, Muttalib, Zhre, Esed ve Teym kabileleri
toplulukta temsil ediliyordu. Bunlara bir de Mttefikler'den Adiy katlmt.
Birlikte yaptklar tartmalar sonucu zayflar kollamak ve adaleti korumak
iin bir rgt kurmaya karar verdiler. Hep birlikte K'be'ye gidip Hacer'lEsved'in zerine su dkp, bu suyu bir kaba akttlar. Bu ekilde kutsanm
olan sudan teker teker itiler ve sa ellerini yukar kaldrarak Mekke'de ne
zaman bir zulm meydana gelirse, zulmedilen Mekke'li olsun, yabanc olsun
onun hakkn alp, adaleti korumak iin tek bir vcut gibi birleeceklerine
and itiler. Bundan sonra Sehm'li adama borcunu dettiler; bu anlamaya ka-
Teym'in efi ile birlikte bu dzeni kuranlardan biri de Haim'lerden Zbeyr idi: Beraberinde ayn and ien yeenini de bu toplantya getirmiti. Muhammed
"Abdullah
Ibn
borcunu demiti. Muhammed (s.a.v.) amcasnn kibarca onun evlenecek konuma gelmediini sylemek istediini anlad. Kendisi de bu kanya vard; fakat beklenmedik durumlar onun fikrini deitirecekti.
niyetle katlrm" 3 . Orada bulunanlardan biri de, olu Fb IVki ile birlikte ge-
len ev sahibinin kuzeni Teymli Ebu Kuhafe idi. Ebu Bekir, Muhamned'den bir
mnden beri kendi adna ticaret yapacak bir adam grevlendirmeyi adet
T
2.
3.
I. H. 119.
I.S.l/l, 81.
I.I. 86.
ra, yznde -babasnda da var olan, fakat olunda daha gl bir ekil alanbir nur vard. Bu k daha ok alnnda ve parlak gzlerinde ldard. Hatice, kendisinin de hl gzel olduunun farkndayd, fakat ondan onbe ya
bykt. Buna ramen onunla evlenmeyi kabul eder miydi acaba?
Muhammed (s.a.v.) gider gitmez, Hatice, Nufeyse adndaki bir arkadana dant, o da aralarn yapmaya sz verdi. Meysere sahibine gelip, yolda grdklerini, iki melei ve rahibin sylediklerini anlatt. Hatice de gidip
bunlar kuzeni Varakaya anlatt. Varaka "Eer bu doruysa, Hatice" dedi,
" M u h a m m e d (s.a.v.) kavmimize gnderilen peygamberdir. Uzun sreden
beri bir peygamberin geleceini biliyordum ve ite geldi.
Bu srada Nufeyse, Muhammed (s.a.v.)'e gitti ve niin evlenmediini
sordu. "Maddi imknlarm yetersiz" diye cevap verdi. "Fakat eer sana imkn verilirse; gzellik, zenginlik, soyluluun varolduu bir anlamaya arlrsan ne dersin?" "O k i m ? " diye sordu. "Hatice" dedi Nufeyse. "Ben by-
le bir evlilii nasl yapabilirim?" dedi. "Orasn bana brak!" dedi. Muham-
med: " O halde benden taraf tamam." dedi.^ Nufeyse konutuklarn Hati-
vard. Bu dncesi eve dnte grd bir eyle daha da kesinleti: ou za-
de ona unlar syledi: "Ey amcamolu, seni akrabam olduun iin ve o ve-
ya bu gruba balanmadan orta yolda yer aldn iin seviyorum; seni gve-
nilirliin, doru szl ve gzel huylu olduun iin seviyorum"^ Daha son-
Muhammed
iin gen olmasna ramen Hamza'y setiler. Bunun nedeni aralarnda Esed
Safiye, ksa bir sre nce Hatice'nin kardei Avvam ile evlenmiti. Hamza
dalgalyd. Salar omuzlar ile kulak memesi arasna kadar uzuyor, sakal
ise hemen hemen salannn uzunluuna iniyordu. Geni bir aln vard; gz
2.
I. S. l/l, 83. slm inancna gre Muhammed, o gelene dek sa, Yahuda soyundan gelen son peygamber olduu iin, yahudilerde kalan manevi otoritenin "ahir zamanda" kendisine aktarld ilo dur.
Bunun lmnden ksa bir sre nce Yakub yle bildirmitir: "Ve Yakub oullarn ard ve onlara ahir zamanda size neler olacan anlatacam toplann dedi. ilo gelinceye dek hakimiyet Yahuda'da kalacak; o geldiinde tm insanlar onun etrafnda birleecekler." (Tekvin, 4 9 : 1, 10).
3.
I.I. 121.
4.
I. S. 1/1, 84.
5.
I.I. 120.
yuvarlaklar geni, kirpikleri uzun, kalar ise geni ve hafif atkt. Eski
kaynaklarn ounda gzlerinin siyah olduu sylenir, fakat baz kaynaklara gre gzleri kahverengi, hatta ak kahverengidir. Burnu kemerli, az geni ve gzel ekilliydi. Sakallarn uzatmasna ramen byklarn hibir za-
[13]
amat, amcasnn evinden ayrld ve gelinle birlikte yaamak zere onun
evine yerleti. Hatice kocasna bir e olduu kadar, onun en yakn ar-
yayorum.
iin develeri
brakn.
yormayn.
yanndaym."
onlar
K'be'ye davet etti. Hicr'de ayakta durarak yksek sesle unlar syledi: "Ey
burada bulunanlar, ahit olun ki Zeyd benim olumdur, ben onun, o da benim varisimdir."-'Amca ve baba isteklerini yerine getiremeden lkelerine dnmek zorunda kaldlar. Fakat kabilelerine anlatmalar gereken hikye, bu evlt edinmeye sebep olan karlkl sevgi, utan verici bir ey deildi. Zeyd'in zgrl-
e kavutuunu ve daha sonraki yllarda kardeleri ve akrabalarna da faydal olabilecek yksek bir erefe ulatm grdkten sonra mteselli oldular ve yollarna zntsz devam ettiler. O gnden sonra bu yeni Haim,
Mekke'de Zeyd bn Muhammed diye anlmaya balad.
Muhammed'le (s.a.v.) Hatice'nin evlerine en sk gelen ziyaretilerden
biri de Muhammed'in (s.a.v.) kendinden bile k k olan en kk halas,
ayn zamanda Hatice'nin yengesi Safiye idi. Beraberinde, aabeyinin lmnden sonra Zbeyr adn verdii olunu da getirirdi. Bu nedenle Zbeyr,
Muhammed'in kzlaryla, yani kuzenleriyle k k yalardan beri arkadalk
ederdi. Safiye ile birlikte, Hatice'nin tm ocuklarnn ebesi olan ve kendisini ev halkndan sayan sadk hizmetlisi Selma da gelirdi.
Yllar getike, Muhammed'in (s.a.v.) stannesi Halime de ara sra onlar ziyarete gelmeye balad. Hatice ona her zaman gereken saygy gsterirdi. Bu ziyaretlerden biri, Halime'nin srlerinin uzun sren ok sert bir
kuraklk nedeniyle helk olduu bir zamana rastlad. Hatice ona krk koyun
ve stnde taht ile birlikte bir deve hediye etti. 2 Hicaz'da bir veba gibi yaylan bu kuraklk aileye yeni bir ferdin katlmasna da neden oldu.
Ebu Talib bakabileceinden fazla ocua sahipti ve kuraklk onun belini krmt. M u h a m m e d (s.a.v.) bunu fark etti ve bir eyler yapmas gerektii kanaatine vard. Amcalar arasnda en zengin olan Ebu Leheb'di, fakat
o aileden uzak dururdu. Belki bunun nedeni kendisinin, annesinin tek ocuu oluu ve baka z kardee sahip olmayyd. Muhammed (s.a.v.) baarl bir tccar olan ve beraber bydkleri iin kendisine ok yakn olan
amcas Abbas'tan yardm istemeyi tercih etti. Muhammed (s.a.v.)'e en yakn
olanlardan biri de, onu her zaman evinde ho karlayan ve ok seven Abbas'n kars mm'1-Fadl idi. Onlara gitti ve iki ailenin Ebu Talib'in durumu dzelene dek onun oullarndan ikisinin bakmn stlenmesini teklif
etti. Hemen karar verdiler ve birlikte Ebu Talib'e gittiler. Onlarn tekliflerine kar Ebu Talib: "stediinizi yapn, fakat Akil ile Talib'i bana brakn"
dedi. Cafer artk onbe yandayd ve ailenin en k de deildi. Annesi
Fatma, ondan on ya kk bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti; adn Ali koymulard. Abbas, Cafer'in bakmn stlenebileceini syledi, bunun zerine Muhammed (s.a.v.) de Ali'yi ald. Bu sralarda Hatice Abdullah
adnda bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti, fakat Abdullah, Kasm'dan daha az bir zaman yaad. Bir anlamda Ali onun yerini almt. Rukiye ve mm Glsm'le hemen hemen ayn yata, Zeyneb'den k k ve
Fatma'dan biraz byk olan Ali, bu drt kuzeniyle karde gibi byd. Bu
be kii ve Zeyd, M u h a m m e d ve Hatice ailesinin zn oluturuyordu. Fakat bunlardan baka onlara ok bal olan ve burada kronolojik olarak ele
alman tarihte kk veya byk roller oynayan birok akrabalar da vard.
O srada hayatta olmayan en byk amcas Haris geride birok erkek
ocuk brakmt. Bunlardan biri, Ebu Sfyan", Muhammed (s.a.v.)'in st
kardei idi. nk ondan birka yl sonra o da Beni Sa'd'da Halime tarafndan emzirilmiti. ou kii Ebu Sfyan'm aile benzerlii bakmndan Muhammed (s.a.v)'e ok yakn olduunu sylerdi. kisinin ortak zelliklerinden biri de gzel konuma sanat idi. Fakat Ebu Sfyan yetenekli bir airdi
-belki de amcalar Zbeyr ve Ebu Talib'den daha yetenekliydi.- Oysa Muhammed (s.a.v.), arapa grameri ve gzel konumada rakipsiz olmasna ramen, bir tek iir bile yazmamt.
Hemen hemen kendi yanda olan Ebu Sfyan onun iin hem arkada
hem de bir dosttu. Kanla bal akrabalarndan nisbeten daha yakn olanlar,
babasnn z kardeleri, yani Abdu'l-Muttalib'in be kznn ocuklar idi.
Bu kuzenlerinin en bykleri kuzeydeki Esed kabilesinden Cah adnda bir
adamla evlenen halas Umeyme'nin ocuklaryd. 3 Cah'm Mekke'de bir evi
vard. Kendi kabilesinden baka bir kabile ile beraber yaayan birinin, o kabilenin bir yesi ile karlkl anlama yapmas sonuncunda, o kiiyi haklarm ve grevlerini yerine getirecek bir temsilci olarak tayin etmesi de m m knd. Abdu ems soyunun m e y y e 4 kolundan gelen kabilenin bakan
olan Harb, Cah'm mttefiki olmutu. Bu nedenle Umeyme'nin Cah ile evlenmesi aynen onun bir ems'li ile evlenmesi gibiydi. Umeyme'nin aabeyinden sonra Abdullah adn verdii en byk olu, Muhammed'den (s.a.v.)
hemen hemen oniki ya kkt ve bu iki kuzen birbirlerini ok severdi.
Umeyme'nin aabeyinden epey kk olan ve gzelliiyle dikkatleri eken
kz Zeyneb de bu sevgi bann iindeydi. Muhammed (s.a.v.) ikisini de ocukluklarndan beri ok severdi; halas Berre'nin olu Ebu Seleme'ye de zel
bir sevgi beslerdi.
El-Emin'i evreleyen bu sevgi ve cazibe sadece ailesi ile snrl deildi;
Hatice ile birlikte bu sevgi emberinin merkezinde btn akrabalarn ieren bir daire iindeki tm insanlara sevgi besliyorlard. Hatice'nin akrabala
r da bu emberin iindeydi. Ona en yakn olanlardan biri, olu F.b'l As ile
onlar sk sk ziyaret eden kardei Hale idi. Hatice yeenini, sanki kendi o
luymu gibi seviyordu; bu nedenle Hale kardeinden olu iin bi e mlin.
K'BE'NN
YENDEN
NASI
[14]
yaa geldiinde Ebu'l -As'a uygun bir e olabilecei nerisini getirdi. Zaman geldiinde Zeyneb'i k u z e n i ile evlendirdiler.
Politik olarak bir arada anlan Haim ve Muttalib soylarnn zayflayan
politik etkisini tekrar g l e n d i r m e k iin duyulan mitler,
Muhammed
tekrar ina etmeye karar verdiler. O zamanlar K'be'nin ykseklii, bir in-
Fakat K'be'ye duyduklar sayg o denli fazla idi ki ona el srmekte tereddt
yordu. M u h a m m e d (s.a.v.), ou kez ona " a n n e " diye hitap eder ve baka-
lar ykp, yenilerini yapmakt; fakat kutsal olan bu yeri ykarak gnahkr olmak-
I.S.III/l, 2 8 .
2.
I.S.I/1,71.
3.
Esed bn Huzeyme. Necd ovasnn en kuzeyinde yerlemi olan Mekke'nin ku/ey-dousundaki bir
1.
4.
Abdu ems'n olu ve Harb'in babas Umeyye'ni lmnden sonra byle anlmt..
5.
I.&VIII,.W2
' '
[15]
med (s.a.v.) zaten bilincinde olduu ruhsal olaylarn yan sra baz g-
onlarn, uykuda iken gelen "Sabahn aydnl gibi gerek grntler"^ ol-
vaya ekilmeyi adet haline getirdi. Bu, Kurey geleneklerine yabanc ve ga-
rip bir olay deildi. nk inziva smail- oullar arasnda gelenek haline
gelmiti. Her nesilde, belirli bir sre insanlarn dnyasndan el ekip yalnz
mnda, K'be'nin kaps yannda brahim'in ayak izini tayan kayann altn-
kalmay tercih eden birka kii bulunurdu. Bu, eski fakat hl uygulanan
ka geceyi Allah'a ibadetle geirirdi. Daha sonra ailesine dner, tekrar yiyecek ve gerekli eyleri alp geri giderdi. Bu yllarda ara sra, ehirden ayrlp,
maaraya yaklatnda yle sesler duyard: "Ey Allah'n Rasul, sana se-
savamaya hazrlandlar. O srada yal bir adam yle bir neri getirdi: "Ey Ku-
larna doru bir gece yalnzken ona insan eklinde bir Melek geldi. Melek
reyliler, tarttnz konuda sizi uzlatracak bir hakem sein. Mescid'e girecek
ona, " O k u ! " dedi. O, "Ben okuma b i l m e m ! " deyince, kendi anlatt ekliy-
olan ilk adam bu konuda hakem olsun."* K'be'nin evresindeki alana Mescid,
le unlar oldu: Melek beni ald ve dayanabileceim son noktaya kadar skt.
yani secde edilen yer ad verilir. nk Allah'n Evine ynelerek O'na secde et-
Daha sonra beni brakp: " O k u ! " dedi. Ben "Okuma b i l m e m ! " dedim, beni
siyesine uymaya karar verdiler. Mescid'e ilk giren kii, belli bir sredir Mek-
" O k u ! " dedi, ben yine "okuma b i l m e m " dedim. Beni nc defa aynen
onun kararma uyarz" dediler. Meseleyi ona anlattklarnda o, "Bana bir para
oku
yaratt.
sahibidir:
kuma getirin" dedi. Getirdiklerinde bezi yere yayd. Hacer'l I sved'i ortasna
Ki O, kalemle (yazmay)
koydu. "Her kabile bezin bir ucundan tutsun" dedi. "Sonra hep birlikte onu
retendir.
kaldrn". Ta yeteri kadar yerden ykselttiklerinde, onu ald ve K'be'nin kesine kendi elleriyle yerletirdi ve bylece inaat devam elli
.
1.1. 125
Nihayet melek ondan ayrld, o da evine dnebildi. Hzl hzl arpan kalbiyle yatana uzanp Hatice'ye "Beni rtn! Beni r t n ! " 5 dedi. Birden telalanan Hatice ona hibir ey sormadan bir rt getirdi ve zerine rtt.
Korkusu biraz getiinde Muhammed (s.a.v.), ona, grdklerini ve duyduk-
raka'ya gitti ve olanlar haber verdi. O da: "Hay Mbarek" dedi, "Varaka'nn
nefsine Hakim olana yemin ederim ki Muhammed'e, Musa'ya gelen N a m u s 6
gelmitir. M u h a m m e d halknn peygamberidir. Git onu teskin et." Hatice
eve dnd ve ayn szleri Muhammed'e (s.a.v.) tekrarlad. Bunun zerine
bir
sen,
i-4).
(Kalem:
Bu ilk vahiyler geldikten sonra, belli bir sre vahiy kesintiye urad.
Peygamber, Hatice'nin srekli teselli etmesine ramen Allah'n gazabna uram olmaktan korkuyordu. Sonunda bu sessizlik bitti ve onu temin edici
bir vahiy geldi:
Muhammed (s.a.v.), Allah'a adad ibadet gnlerini tamamlamak iin gnl rahat olarak maaraya dnd. badetini bitirdikten sonra adeti zere
larn anlatt; bunun zerine Hatice, yal ve kr bir adam olan kuzeni Va-
"Kuluk vaktine andolsun, 'Karanl iyice kt' zaman geceye, Rabbin seni
terk etmedi ve danlmad
yadan) daha hayrldr. Elbette Rabbin sana verecek, bylece sen honut
Sen bir yetim iken, seni bulup da barndrmad
ru yola'yneltip-
B., 3.
veni semadan gelen ikinci vahiyle iyice glendi. kinci vahyin nasl geldi-
2.
I.I., 151.
iletmedi mi? Bir yoksul iken seni bulup da zengin etmedi mi? y-
dn-
kalacaksn.
isteyip-dilenmi
anlat." (Duha:
de azarlayp-
kma.
Rabbinin
1-11).
3.
B. 1, 3.
da, "ki ekilde" cevabn vermiti: "Bazen o bana zil sesi gibi geliyordu, bu
4.
I.I. 153.
5.
B. 1. 3.
liyordu. Bazen de Melek bir insan eklinde geliyor ve konuuyor, ben de koQ
nutuklarn ezberliyordum." 0
6.
lahi Kanun ve Kutsal Yazt anlamlarna gelen Yunanca Nomos kelimesi burada Vahyi getiren melekle zdeletiriliyor.
7.
I. 1. 153-4.
Bu ikinci vahiy bir tek harfle, daha sonra Kur'an'daki birok surenin ba-
8.
B. I. 3.
9.
Tr. 4 4 .
dan ilh bir and geliyordu. lk vahiyde de belirtilen Allah'n insana ret-
10.
te slm'n dayanan tekil eden ilhi vahiy, adn buradan alr. (Brc: 2 1 - 2 2 )
NAMAZ
[16]
dinin Allah'n yceliinde bir snak bulma ihtiyac nedeniyle, bu iki kelimeye nem vermitir. Er-Rahm'den (ok merhametli) daha fazla merhamet
ifade eden er-Rahman kelimesi, rahmetin kkn ve zn ifade eder. Snrsz ltuf ve ihsan anlamna gelen bu kelime Kur'an'da Allah'a e tutulur.
isimler Onundur.
; sonunda en gzel
man'a evrilen sadece Avf'n olu deildi, daha pek o k kimseye bu ad ve-
rilmitir.
retmek iin onun nnde abdest ald. Peygamber de onu taklid etti. Sonra
namaz nasl klacan, kyam, rku, scud ve teehhd miktar oturmann
nasl yaplacan retti ve bunlarn aralarnda Allahu Ekber - Allah Byktr- denilecek zamanlan, namaz bittikten sonra da Es-Selam Aleykm
-selm zerinize olsun (meleklere)- demesi gerektiini syledi. Peygamber
yine onu taklid etti. Melek oradan ayrld. Peygamber de evine dnd. Dndnde rendiklerininin tmn Hatice'ye de retti ve birlikte namaz
kldlar.
islm'a anya ilk olumlu tepkileri gsterenler ounlukla ikna yoluyla deil birtakm manevi iaretlerle bu yola gelmilerdir. Ebu Bekir uzun sreden beri Mekke'de rya tabirindeki yeteneiyle tannrd: Bir sabah ems
kabilesinden gl bir adam olan Sa'id lbnu'l-As'n olu Halid ona beklenmedik bir ziyarette bulundu. G e n adamn yz hl, ksa bir sre nce
korkun bir i tecrbe geirmi olduunu gsteren izlerle doluydu. Aceleyle, gece nemli olduunu sand fakat anlayamad bir rya grdn
anlatt. Ryasnda, dibi grnneyecek kadar derin ve ateler iinde bir u-
kurun hemen kenarnda duruyor. Daha sonra babas geliyor ve onu atee it-
Teym'li Ebu Bekir idi. Ali daha on yandayd. Zeyd'in henz Mekke'de hi-
bir etkisi yoktu. Fakat Ebu Bekir sevilen ve sayg duyulan bir kimseydi,
bu konuda danmak iin ona gelirdi. Artk Ebu Bekir, gvenebilecei kim-
ten sonra, Ebu Bekr ona "Sana iyilikler temenni ederim" dedi. "Seni kurta-
seleri Peygamber'e uymalar iin yeni dine davet etmeye balamt. Uyan-
ran bu adam Allah'n elisidir, o halde ona tbi ol. -hem ona tbi olacaksn,
larn ou yeni dine onun aracl ile girmilerdi. arya ilk karlk ve-
Bunlardan ilki olan Abdu'l-Amr ile birlikte daha nce hi olmayan bir
olay adet haline geldi. Vahyin en gze arpan zelliklerinden biri de, Al-
car da, lde bir gece yle bir sesle uyand: "Ey uyuyanlar, uyanr, nk
Bundan daha youn ve kapsaml bir znlama sahip olan rahman kelimesinin
yerine
bir emir bld: "Ey brnp rtnen, kalk (ve) bundan byle uyarp -korkut.
kullanldn fark etmese de, bu szler onun ruhuna iledi. Fakat Mekke'ye
varmadan, Teym'li bir adamla, Ebu Bekir'in kuzenlerinden Talha ile kar-
ruya (sra) frld zaman, ite o gn, olduka zorlu bir gndr; kfirler
hi kolay deildir.Bundan
Rab-
nk o boiinse
cevabn verdi. "Bu ay onun ortaya kaca ay; ve o peygamberlerin sonuncusudur" dedi. Bu szleri, kendi bandan geenleri anlatan Osman'a da
"Ey rtsne brnen, az bir ksm hari olmak zere, geceleyin kalk;
(Gecenin)
yars kadar. Ya da ondan da biraz eksilt. Veya zerine ilave et. Ve Kur'an' da belli
bir dzen iinde (tertil zere) oku. Gerek u ki biz senin zerine 'olduka ar' bir
olan Ebu Bekir'e gitmelerinin doru olacan syledi. Bunun zerine Ebu
sz (vahiy) brakacaz"
(Mzzemmil:
1-5).
Bekir'e gittiler ve duyduklarn ona anlattlar. O da hemen onlar, lde duyduklarn ve rahibin sylediklerini anlatmalar iin Peygamber'e gtrd.
Balarndan geenleri anlattktan sonra inanlarn dile getirdiler.
Yine ayn srede yle bir emir vard: "Rabbinin ismini zikret ve her eyden
kendini ekerek yalnzca
slm'a giren drdnc kii ise, imana gelme ekli bakmndan bunlar-
O'naynel.
O'ndan
dan pek farkl olmayan Zhre'nin mttefiki (mevlas) Abdullah lbn Mes'ud
gamber'i teskin ve teselli etmek iin indirilen ve daha yumuak tonda olan
idi. Bu konuda yle diyor: "O zamanlar henz olgulua erimi bir gen-
vahiyler de geliyordu. Bir seferinde sadece onun grebildii Melek yle de-
di: "Hatice'ye Rabbin'in selmn ilet." Peygamber (s.a.v.) Hatice'ye: "Ey Ha-
tice, ite Cebrail sana Rabbi'nden selm getiriyor" dedi. Hatice aknlktan
"Daha zerinden bir ko gememi, k k bir kuzunuz var m ? " diye sor-
Yeni dine giren ilk m'minler, Peygamber'i muhatap olan emirlerin ken-
du. Bir tane olduunu syledim ve onu getirdim. Peygamber onu iple ba-
ladktan sonra ellerini kuzunun memelerine koydu ve dua etti. Bunun ze-
bi uzun gece ibadetleri ile megul oluyorlard. Her zaman kldklar nama-
rine kuzunun memeleri stle doldu. Ebu Bekir tas gibi ortas ukur bir ka-
gamber'e gitti ve slm'a girdi, bir sre sonra ondan yetmi s r e 6 rendi ve
kendisine verilen bir ltufla onlar ezberledi. Daha sonra Kur'an hafzlar-
yor, daha sonra azdan aza okunup ezberleniyordu. Dnyevi eylerin ge-
icilii, lm, tekrar dirilme ve Hesap gnnn kesin oluu, Cennet ve Ce-
kurudu."5
andol-
'7
Onu "beni rtn, beni rtn" demeye zorlayan rpcrmc yine zaman zaman
geliyordu. Bir gece rtsne b r n m bir halele yalarken, inzivasn, daha
sert ve nemli bir lh Emir, insanlar Kyamet Ciimi ile ya masn isteyen
hennem hakknda gittike daha ok yet iniyordu. Fakat tm bunlarn tesinde en ok, Allah'n yceliine, tek oluuna, Hak olduuna, Hikmet, Rahmet, Mafiret, hsan ve Kudreti'ne dikkat ekiliyordu. Bunlarn yan sra,
aka Yaratclarnn bir olduuna iaret eden tabiat harikalarna ve evrendeki dengeye, O n u n yetleri olarak deiniliyordu. Tabiattaki ahenk Tevhid'in okluklar dnyasna aksetmesidir ve Kur'an bu ahenge insann d
nce duyularn harekete geiren bir tema olarak deinir.
ALEN
UYARIP
KORKUT
[17]
yordu. Daha nce bahsettiklerimizden baka slm'a ilk girenler arasnda Pey-
gamber'in kuzenleri Cafer ve Zbeyr de vard; bunlar, daha baka kuzenler ta-
kip etti. Halas Umeyye'nin oullan, Abdullah bn Cah ile kardei Ubeydullah
srenin ^
ve dier halas Berre'nin olu Ebu Seleme de slm'a girdi. Annesi tarafndan iki
kuzeni de, Zhre'li Ebu Vakkas'n olu Sa'd ve onun kk kardei Umeyr de
adet haline getirdiler. Yeni din, ldin olan h i b i r eyi kabul etmiyordu.
En yakn
hsmlann
(airetini)
uyarp korkutyeti
geldikten
1.
2.
sra: 110. Bundan sonra rahman ve rahim isimlerini karlarken, Arapa'daki gibi tek isim kullanmak iin (esirgeyen ve balayan) kelimelerini kullanacaz. Belirlilik taks ise (the: el) bu sfatlarn Mutlak oluuna dellet eder.
3.
I. S. IV/ 1,68.
lokma et ald, onu srd ve tekrar tabaa koydu ve "Allah'n adyla o n u gtr"
4.
I. S. III/ 1, 37.
dedi. Adamlar grup grup srayla hepsi doyuncaya dek yediler. " F a k a t " dedi
5.
I. S. 111/ 1, 107.
6.
Kur'an, uzunluklar birbirine eit olmayan 114 sreden meydana gelir. En uzun sre, 2 8 5 ; en ksa
sure ise yetten meydana gelmitir.
t. Hayatm zerine yemin ederim ki eer bir tek adam olsayd, benim koyduum yemekle a n c a k doyard. Daha sonra Peygamber: "Onlara iecek ver" de-
7.
Har: 21., Kur'an'da, birinci ahstan (Biz) nc ahsa (Tanr, O) geiler ok kullanlmtr.
8.
(Mddessir: 1-10)
di, ben de marapay getirdim, herkes doyana dek iti. Halbuki o kaptaki s-
9.
I. H. 156.
10.
Sadece bir tek surenin (Tevbe) banda besmele yoktur. Fakat bu sure henz o dnemde nazil olmamt.
Leheb o n u n szn kesti ve: " E v sahibiniz sizi byledi" dedi. Bunun zerine o n u n k o n u m a s n a frsat kalmadan daldlar."
KUREY
KAR
KYOR
[18]
gibiydi: Fakat b u kez Peygamber (s.a.v.), etkisini gsterip onlara hitap etmeyi baard: " E y Abdu'l-Muttalib oullar," dedi, " b u halka b e n i m k i n d e n
daha soylu bir m e s a j getiren hibir Arap tanmyorum. Size h e m b u dnya,
ve Zhre kabilesinden Sa'd kfirlerden birine bir devenin kaburgas ile vur-
yardmcn o l a c a m . " Peygamber elini Ali'nin ensesine koydu ve: "Bu, sizin
kopma
re tan." ( M z z e m m i l : 10,1.1. 1 6 8 )
gzel
(Mzzemaz bir s-
Bu iddet eylemi iki taraf iin de bir istisna tekil ediyordu. n k Ku-
rey'in tm, Peygamber (s.a.v.) onu aka tebli ettikten sonra bile, yeni di-
ve kklemi geleneklerine kar ktn fark etmelerine dek devam etti. Bu-
nun farkna varr varmaz, bir grup ileri gelen adam Ebu Talib'e gitti ve onun
ttrc bir cevap verdi; fakat onun hibir ey yapmadn grnce tekrar gel-
diler ve yle dediler: " Ey E b u Talib, sen aramzda en erefli ve en yce ko-
numa sahip olansn ve biz senden kardeinin olunu kontrol altnda tutman
dayanamayz. Ya onu engelle, ya da biz her ikinize de sava aalm." Ebu Ta-
lib byk bir znt iinde yeenine haber gnderdi. Geldiinde ona kendi-
sini tehdit ettiklerini syledi ve: " E y kardeimin olu, kendini ve beni koru.
mm Eymen, Zeyd'e bir erkek ocuu verdi ve adn same koydular. same, kendisini ok seven Peygamberin yannda onun torunu imi gibi yetiti.
1.
uar: 2 1 4 .
2.
Tab. 1171.
3.
I. S. VIII, 162.
o n u geriye ard ve yle dedi: "Ey kardeimin olu, git ve istediini yap,
sip, yolcular bu konuda uyarmaya da karar verdiler. nk onlar Muhammed (s.a.v.)'in insan kazanmada ne denli baarl olduunu biliyorlard. Bu
tr vaazlar vermeye balamadan nce O, Mekke'nin en sevilen adam deil
miydi? Ne dili belagatn, ne de grn etkileyiciliini kaybetmemiti.
Plnlar titiz bir ekilde uyguladlar. Sadece bir zel durumda balangta yanla dtler. Beni Gfar kabilesinden Ebu Zer adndaki bir adam -bu
kabile Mekke'nin kuzey batsnda, Kzl Deniz yaknlarnda yerleiktir- Peygamber (s.a.v.) ve ona kar kanlar hakknda ok eyler duymutu. Kabilesindeki dier insanlar gibi, Ebu Zer de bir ekiya idi; fakat onlarn aksine
Tann'nn birliine inanyor ve putlara sayg beslemeye kar kyordu. Kardei neys bir i iin Mekke'ye gitmi ve dnnde Ebu Zer'e Mekke'de
peygamber olduunu iddia eden ve 'Allah'tan baka tanr yoktur' diyen bir
adamn varlndan ve o n u n kabilesi tarafndan dlandndan bahsetmiti.
Orada gerek bir peygamberin varolduuna inanan Ebu Zer hemen Mekke'ye doru yola kt. Mekke'ye girite yolunu kesen Kureyliler onun tm
renmek istediklerini sormasna gerek kalmadan anlattlar. Ebu Zer zorluk
ekmeden Peygamber'in evini buldu. Peygamber o srada avlunun bir kesinde yzn rtsyle rtm bir halde, bir ilte zerinde uyuyordu.
Ebu Zer onu uyandrd ve selm verdi. "Selm zerine olsun" dedi Peygamber. Ebu Zer, "Szlerini bana oku" dedi. Peygamber: "Ben air deilim; benim okuduum ey Kur'an'dr ve konuan ben deilim Allah konuuyor" dedi.
Ebu Zer: "O halde benim iin oku" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona bir sure okudu, bunun zerine Ebu Zer: "Allah'tan baka tanr olmadna ve Muhammed
(s.a.v.)' in O'nun rasul olduuna ehadet ederim" dedi. Peygamber "Hangi kabiledensin?" diye sordu, adamn cevab zerine aknlk iinde onu szd ve:
"phesiz Allah kimi dilerse, hidayete ulatrr" eledi.
hemen hemen tmnn hrsz olduu biliniyordu. Ona Islm emirleri rettikten sonra, Peygamber (s.a.v.), halknn yanna dnmesini ve emirlerini beklemesini syledi. Bu yzden Ebu Zer, Beni Gfar'a dnd ve onun aracl ile
ou kii slm'a girdi. O srada yine eski mesleine devam ediyordu, fakat bu
kez Kurey kervanlarna zel bir ilgi gsteriyordu. Bir kervann yolunu kestiinde eer kervandakiler Allah'n birliini ve Muhammed (s.a.v.)'in O'nun Rasul olduunu kabul ederlerse, ald mallan geri veriyordu.
Baka bir karlama ise, Gfar gibi batda yerleen bir baka kabilenin,
ISeni Devs'in slm'a girmesine neden oldu. Devs'li bir adam olan Tufeyl da
ha sonralar, Mekke'ye vardnda byc Muhamed'le konumamas ve
EVS
kendisini ailesinden ve halkndan ayrlabileceinden dolay h i d i n l e m e m e si iin nasl uyarldn anlatr. Kurey bu uyarlara o k n e m veriyor ve
VE
HAZRE
[19]
yolcular o k etkiliyordu. Tufeyl b y l e n m e k t e n o denli k o r k m u t u ki Mescid'e g i t m e d e n n c e kulaklarna p a m u k tkamt. Peygamber (s.a.v.) oradayd, adeti olduu zere Yemen kesi ile Hacer'l-Esved arasnda, yz
Kuds y n n e evrili ve K'be'nin gney-dou duvar h e m e n n n e gelec e k ekilde n a m a z iin yerini almt. " O k u d u u Kur'an yetleri o kadar
yksek tonda deildi, fakat buna ramen yetlerden bir ksmn bana iittir-
diinde biz sizi, Ad ve Irem^ kavimlerinin yerle bir edilmesi gibi y o k edece-
oradan ayrlana dek bekledim ve giderken o n u takip ettim. Tam evine gir-
ounlukla Mekke ile ayn ynde olan Yemen tarafn iaret ederlerdi. Bu ne-
denle Yesribliler, Mekke'de Peygamber olduunu iddia eden bir adamn orta-
larnda ise daha o k ilgi duydular, n k onlar eskiden beri tektanrc akide-
yeni din h i b i r yere Yesrib vadisindeki kadar yaygn bir k o n u m a temas ha-
line gelmemiti.
1.
I. S. IV, 164.
2.
I.I., 2 5 2 - 4 .
EBU
CEHL
VE
HAMZA
[20]
onlar iittii yznden belli oluyordu. Hicr'in yanndan ikinci kez geti, o n -
bu faktrler, vadi halk zerinde etkisini gstermeye balad. Fakat o an iin asl
ve: "Ey Kurey, beni iitiyor m u s u n u z ? Nefsim elinde olana yemin ederim ki
nemli olan kendi i sorunlaryd. Bir Evs'li ve bir Hazre'li arasnda kan dkl-
mesiyle biten atma, iki kabileden de birok boyun savaa girmesine sebep ol-
du. Hatta yahudiler bile bir tarafla mttefik oldular. atma olmutu, fakat
lerinde en sinirli ve sert yapl olan, b y k bir nezaket iinde: " E y Ebu'l-Ka-
sm, yoluna git, n k Tanr'ya andolsun sen cahil bir aptal deilsin" diyerek
okudu. Bitirdiinde Muaz'm olu lyas yle dedi: "Arkadalar, bu bizim gel-
diimiz eyden daha iyidir". Fakat delegenin lideri yerden bir avu toprak al-
ki biz b u n d a n baka bir ey iin geldik" dedi. lyas sesini karmad ve Peygamber (s.a.v.) onlarn yanndan ayrld. Kurey o n l a n n yardm isteklerini geri evirdi, onlar da Medine'ye dndler. Bundan ksa bir sre sonra lyas ld,
lmnde yannda olanlar onun lene kadar Allah'n birliine ehadet getirdiini sylediler. Bu nedenle O, slm'a giren ilk Yesrib'li olarak saylabilir.
gsterdii sertlik ve acelecilikten kaynaklanyordu. O geen h a c d n e m i n de haclar Peygamber (s.a.v.)'e kar uyarmak iin alanlarn en u s a n m a z ve P e y g a m b e r (s.a.v.)'i b y c diye adlandranlarn en bargan idi. K e n di kabilesindeki aresiz m'minlere kar acmaszlkta o k ar ve dier kabileleri de ayn eyi yapmaya tevik e t m e k t e o k etkindi. Fakat birgn, k e n disine ramen yeni dine b y k b i r hizmette b u l u n d u .
1.
2.
Ad ye irem, kendilerine gnderilen peygamberlere uymry reddettikleri iin birdenbire helak olan
eski arap kavimleridir.
I. I. 136.
KUREY'N
TEKLFLER
VE
STEKLER
[21]
gstermek
iin bir frsat k m t ; P e y g a m b e r i n n n d e durarak azna gelen tm kfrleri ona kar syledi. Peygamber sadece ona bakt, fakat hibir ey sylemedi. S o n u n d a yapabilecei tm hakaretleri bitirdikten sonra E b u Cehil,
Hicr'de toplanm olan dier Kureyliler'e k a t l m a k zere Mescid'e girdi.
Peygamber zntyle ayaa kalkt ve evine dnd.
O gittikten h e m e n sonra, yay boynunda asl bir halde avdan d n e n
Hamza kardan gzkt. Avdan dndkten sonra, ailesinin yanna gitmeden n c e K'be'yi ziyaret e t m e k o n u n adetiydi. O n u n yaklatn grnce,
Safa kapsnn yaknlarnda bir evden bir kadn kt ve o n u durdurdu. Bu kadn, imdi hayatta olmayan ve yirmi yl kadar n c e Hilfu'l-Fudl'u kuranlardan biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah l b n Cud'ann azatllanndand.
Cud'an ailesi, E b u Bekir'in kuzenleri oluyordu. Peygamber (s.a.v.)'e ve dinine bal olan bu kadn E b u Cehil'in hakaretlerini d u y m u ve o k sinirlenmiti. Hamza'ya: " E b u U m a r e " 2 dedi. "Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'in, kardeinin olu M u h a m m e d ' e nasl davrandn bir grseydin. O burada otururk e n geldi ve ona hakaret etti, onunla alay etti. Daha sonra ekip gitti." -Nereye gittiini belirtmek iin K'be'ye doru iaret etti- " M u h a m m e d ise bir
tek kelime bile sylemedi". Hamza, y u m u a k huylu ve anlamas kolay bir
insand. B u n u n l a birlikte Kurey'in en cesuru idi, kzdnldnda ise en baemez ve en sert adam olurdu. u anda o n u n gl yaps kzgnlktan sarslyordu. O n u n bu kzgnl ruhundan baz eyleri kaldrd, zgrle kavuturdu, ruhunda daha n c e varolan baz eylerin tamamlanmasn salad.
K'be'ye giren Hamza doruca Ebu Cehil'in yanna gitti, yannda ayakta durarak elindeki yay tm gcyle arkasna indirdi. " O n a hakaret e t m e k h a ? "
dedi, "Ben de o n u n dinindenim, o n u n iddia ettiklerinin hepsini onaylyorum. Eer kar kmaya g c n varsa bana kar k . " E b u Cehil k o r k a k deildi, fakat bu kez meselenin kapanmasnn daha iyi olacan dnyordu.
Bu yzden ona yardm e t m e k iin yerlerinden kalkan Mahzumlere oturmalarn iaret etti ve yle dedi: "Brakn, E b u U m a r e istediini yapsn. n k
T a n r i y a andolsun o n u n kardeinin oluna i r k i n c e kfr ettim."
.
I.I. 183.
2.
Umare, Hamza'nn kzyd. Araplar arasnda birbirine hitap etmenin en kibar yolu erkeklere "unun babas" (Ebu), kadnlara da "bunun annesi" (mm) diye hitap etmektir.
gnden sonra Hamza teslim o l u u n u k o r u d u ve P e y g a m b e r i n tm isV _ y teklerine uydu. O n u n slm'a girmesi Kurey'i o k etkiledi; artk Peygamber'e, Hamza'nn k o r u y a c a n d n e r e k , dorudan saldrlarda b u l u namyorlard. Dier taraftan, b u b e k l e n m e d i k olay onlarn meselenin asl
nemini daha iyi kavramalarn salad ve Araplar arasndaki yksek konumlarna zarar verecek olan b u gelimeyi n l e m e k ve durdurmak iin yeni z m l e r arama abalarn da artrd. Bu tehlikeyi d n e r e k taktik deitirmeye ve Abdu ems'in ileri gelenlerinden U t b e l b n Rebia'nn mecliste
yapt neriyi k a b u l e t m e y e karar verdiler. Utbe:
"Niin
Muhammed
paralar
onlar
rar verecek olan Allah'tr, dilerse yapar" diye cevap verdi Peygamber (s.a.v.).
Alayl baklarla, cevap vermeden baka bir konuya getiler. Onlara gre, Vahyin en artc ve etkileyici yn Rahman isminin ok sk gemesiydi, bu Peygamber (s.a.v.)'in herhalde ilham kayna olmalyd. Srelerden
biri "Rahman, Kur'an' retti" (Rahman, 1.) szleriyle balyordu. Muhammed (s.a.v.)'in syledii eyleri Yemame'li bir adamdan rendii sylentisini kabul etmek ilerine geldii iin yle diyorlard: "Sana retilen her eyin Yemame'li Rahman adndaki bir adamdan kaynaklandn duyduk, biz
Rahman'a kesinlikle inanmayz." Peygamber sessiz kald, onlar yle devan
ettiler: "Muhammed (s.a.v.), imdi biz szlerimizin doruluunu ispatladk
ve Tanr'ya andolsun ki seni rahat brakmayacaz. Sen bizi veya biz seni
yok edinceye kadar savaacaz." lerinden biri unlar da ekledi: "Sen bir
KUREY'IN
LER
G E L E N L E R
[22]
diye"
Kur' an'm her cmlesi 'yet adn alr, yani ders veren iaret.
2.
1,1. 188.
alyorsun.'
dr etmeden oyalanyorsun."
(Abese- 5 - 1 0 ) .
sana nc?
sen ona al
Bundan ksa bir sre sonra Velid kendini beenmiliini u szlerle ortaya koyuyordu: "Ben Kurey'in en stn ve efi olduum halde, bana gelmiyor da Muhammed'e vahiy geliyor? kimiz de iki ehrin iki by olduumuz halde o ne bana ne de Sakf'in reisi Ebu Mes'ud'a gelmiyor da ona
m geliyor?'' (Zuhruf: 3 1 ) . Ebu Cehil'in kar k ise daha az cretli fakat
daha tutkulu idi. "Biz ve Abdu Menaf oullar aramzda eref konusunda yar ederiz. Onlar bakalarm doyururlar ve korurlar, biz de aynsn yaparz.
Onlar verirler, biz de onlarla ayn yarta burun buruna giden atlar gibi eit
oluncaya dek veririz. imdi onlar "Bizim adamlarmzdan biri Peygamberdir, ona gkten vahiy geliyor" diyorlar. Biz onun bir eini ne zaman elde edeceiz? Tanr'ya andolsun ona hibir zaman inanmayacaz ve onun
gerei sylediini kabul etmeyeceiz." ems'li Utbe'nin tutumu daha az
olumsuzdu, fakat deerlendirmede onlarla ayn hatalar yapyordu. nk
onun ilk dncesi 'eer Muhammed gerekten peygamberse ona uyulmaldr' deil, onun Peygamberlii Abdu Menaf oullarna eref getirecek' olmutur. Bir gn Ebu Cehil bu konudaki kzgnln belirterek Utbe'ye: "Ey
Abdu Menaf oullar, ite sizin Peygamber'iniz var" dediinde Utbe iddetle u karl verdi: "Biz bir krala veya bir Peygambere sahip olduumuz
iin siz gcenmek zorunda msnz?" Buradaki kral kelimesi Kusayy iin
kullanlyor ve Mahzumlere, Abdu Menaf'n Kusayy'n olu olduu, halbuki Mahzum'un sadece Kusayy'n yeeni olduu hatrlatlmak isteniyordu.
Peygamber (s.a.v.), bu sylenenleri duyacak kadar yakndayd, hemen yanlarna geldi ve onlara " E y Utbe, sen ne Allah, ne de onun rasul iin tartyorsun. Sana gelince ey Ebu Cehil sana bir felket gelecek ve sen ok alayp az gleceksin." (Tab. 1 2 0 3 , 3 . ) .
Kurey'in eitli boylar arasnda rekbet sryor ve en gl olanlar
srekli deiiyordu. O zamanlar en gl iki boy Abdu ems ve Mahzum
idi. Utbe ve kardei eybe, ems boyunun bir blmnden sorumluydular.
Kuzenleri Umeyye kolunun lideri Harb lm, yerine Utbe'nin kz Hind'le
evlenen Ebu Sfyan gemiti. O n u n hem politikada hem de ticarette baarl olmas bir bakma adaleti korumasna, soukkanllna ve bir avantaj
kazanacana inandnda sabrl olmasna balanabilirdi. O n u n bu soukkanll, ok abuk sinirlenen ve aceleci olan Hind'in sk sk kzmasna neden oluyordu, fakat Ebu Sfyan kararn verdikten sonra karsnn fikirlerini o k az dinlerdi. Beklendii gibi, o Peygamber'e kar Ebu Cehil'den daha
az dmanlk besliyordu.
Bununla birlikte, Kurey liderlerinin Peygamber (s.a.v.)'e kar tutumlar farkl olsa da, hepsi de mesaj reddetme konusunda ayn fikirdeydiler.
Hayatta belirli bir baar kazanm olarak, hepsinde btn Arabistan'da kabul edilen, bir insann hamiyeti ideali hakimdi. Zenginlik bu e r e f i n bir yn deildi, fakat bu amaca ulamak iin zenginlik gerekliydi. erefli ve kerem sahibi bir adam, bir koruyucu ve mttefik olmalyd, yani kendisinin
de dayand baz mttefikler varolmalyd. Bunu da kendi evlilikleri, kzlar ve oullarnn evlilikleriyle kurduu balar sayesinde baarabilirdi. Eakat
byle bir konumu kazanmada en nemli etken zenginlikti, n k erefli bir
adam iyi bir ev sahibi olmak zorundayd. Birtakm iyi zelliklere sahip olmak szkonusu idealin gereklemesi iin gerekliydi. zellikle cmertlik
bu idealde byk bir rol oynuyordu fakat bu iyi davranlarn hibiri ahirette karlk almak iin yaplmyordu. Btn Arabistan'da, ok cmert, cesaretli ve koruma, ittifak, garanti veya baka herhangi bir ey iin verdii szde duran biri olarak tannmak ve ldkten sonra da byle anlmak, onlar
iin yaama asl anlamn veren byk bir eref ve lmszlk idi. Velid gibi adamlar byle bir erefe sahip olduklarndan emindiler; bu da onlarn, bu
hayatn -yani onlarn baar ve eref kazandklar hayatn- geiciliini vurgulayan bir davete kulaklarn kapatmalarna neden oluyordu. Onlarn eref
ve lmszlkleri Arabistan'n ayn kalmasna, Arap ideallerinin gemiten
gelecee srekli aktarlmasna balyd. Hepsi de deiik derecelerde Vahyin
diline ve slubuna kar duyarlydlar. Fakat anlamna gelince, aadaki gibi babalarnn hibir ey kazanmadn ve onlarn tm abalarnn boa gittiini vurgulayan yetlere gnllerini kapatmlard: "Bu dnya hayat,
nzca bir oyun ve (elence trnden) ' tutkulu bir oyalanmadr.'
du ise, asl hayat odur. Bir bilselerdi."
(Ankebut: 3 4 ) .
Gerekte
yal-
ahiret yur-
KORKU
VE
MT
rndr, bu Rabbmm
[23]
karlamay
diye tanmlanmtr.
umanlar"
Oysa kfirler:
"Bizimle karlamay
ummayanlar,
dnya hayatna
habersiz
raz olanlar
ve
bununla
olacak bir kendini beenmilikleri yoktu. Osman'n lde duyduu: "Ey uy-
kudakiler uyann" sesi vahyin kendisiydi ve daveti kabul edenler, imdi san-
(En'am
de deiliz."
2 9 ) . Bu szlere ilahi cevap olarak unlar syleniyordu: "Biz g, yeri ve ikisi arasndakileri
mi sanmtnz?"
ve sizin gerekten
bize
dndrliip-
(Alis-
rak yerlemedii kiilerde bu szler etkisini gsteriyordu. Bu etki, kendisini bir nur ve hidayet (doru yola ulatrc) olarak niteleyen vahyin tm
iin de geerliydi. Mesaj kabul etmeye iten baka bir neden de onu getiren
dann tepesine kp ortal aydnlatt bir gecede, bir grup kfir pey-
lan arda h e m bir uyar, hem de bir vaad vard. Uyar onlar iyi iler yap-
gambere yaklat. Ve eer gerekten Allah'n Rasul ise Ay' ikiye blmesini
"phesiz'Bizim
zin velileriniziz.
tut-
ve hzne
Orda nefislerinizin
arzulad
olduu-
ola-
parlyordu. Peygamber "te ahit olun"' dedi. Fakat asl ay' ikiye blmesini
yenler bu optik mucizeyi reddettiler
iste-
(Kamer: 1-
2 ) . Dier taraftan inananlar sevindiler ve kararszlardan bazlar imana yaklat, bazlar ise gerekten iman etti.
rak." (Fussilet: 3 0 - 3 2 )
Byle isteklere kar, Allah'tan gelen bu cevap bir istisnayd. nk KuCennetten bahseden ve yeni nazil olan ayetlerden biri de takva sahiple-
rey'in istedii dier mucizeler onlar istediinde deil, Allah'n diledii zaman meydana gelmilerdir. Bunlardan baka sadece inananlarn ahit olduu
kk mucizeler de vard. Fakat bu tr harikuladelikler yeni dinin merkezin"Bu mu daha hayrl, yoksa takva sahiplerine
bir mkfat ve son duraktr. inde ebed kalclar olarak, orada her istedikleri
de bir konuma sahip deildi, nk sa'nn bir nceki vahyin mucizesi olma-
onlaB.LXI, 24.
ALELERDE
s gibi, bu vahyin mucizesi de Kur'an'n kendisiydi. Kur'an'a gre sa, h e m Allah'n elisi h e m de "O'un kelimesidir.
Meryem'e
yneltmi-
BLNMELER
[24]
tir ve O'ndan bir ruhtur" (Nisa: 1 7 1 ) . Aynen Allah'n kelimesi olan sa'da olduu gibi imdi de Allah'n kelimesi olan Kur'an'la slm gerek bir din oluyordu. Bu kelmn (Kur'an) ilevlerinden biri de, slm'a hanif bir din olarak bakldnda ( R u m : 3 0 ) insanda zaman getike krelen ve yanllklara ynelen duygular tekrar uyandrmakt. Bu nedenle Kurey Peygamber'den mucize gstermesini istediinde Kur'an'n cevab onlar her zaman grdkleri, fakat zerinde dnp ibret almadklar eylere yneltmek olmutur:
"Kendileri
Dalara;
bir bakmyorlar
nasl oturtulup-kuruldu?
Ge; nasl
ykseltildi?
Alemlerin
farkl olanlardan biri de E b u L e h e b idi: Kureylilerin bir n c e k i toplantsnLeheb'in kars ve ems'li lider E b u Sfyan'm kardei olan m m C e m i l de
Peygamber'e (s.a.v.) kar zel bir d m a n l k besliyordu. Aralarnda iki
oullarn, Peygamberin kzlar Rukiye (r.a.) ve m m G l s m ' (r.a.) b o amaya
zorlamaya
karar verdiler.
-O
zaman
oullarnn
Peygamber'in
(s.a.v.) kzlaryla evli mi yoksa h e n z nianl m olduu hakknda kesin bilgi yoktur.- Fakat m m Cemil'in b u boamalardan duyduu sevin, zengin
m e y y e k u z e n i O s m a n Ibn Affan'n Rukiye'yi istediini ve o n u n l a evlendiini duyduunda yokoldu. Bu evlilik Peygamber (s.a.v.) ve Hatice (r.a.) iin
bir n c e k i n d e n daha sevindirici idi. Kzlar m u t l u y d u ve yeni damatlar h e m
kzlarna h e m de onlara kar sayg ve sevgi besliyordu. kretmeleri gerek e n b a k a bir k o n u daha vard: Rukiyye kzlar arasnda en gzeli ve t m
M e k k e ' d e kendi akranlarnn en gzeli idi. O s m a n da o k yakkl bir
Rabbi,
Rahman,
Rahim
ve Din gnnn
(Gaiye: 1 7 - 2 0 )
dendi?"
nimet verdiklerinin
senden yardm
yoluna,
gazaba
maliki
olan
dileriz. Bizi
urayanlarn
Aldos-
ve sa-
(Fatiha 2 - 7 ) .
adamd. kisini bir arada g r m e k bir sevin kayna oluyordu. "Allah gzeldir ve gzellii s e v e r " . 1 Evliliklerinden ksa bir sre sonra ikisi de M e k k e
dndayken Peygamber (s.a.v.) onlardan h a b e r a l m a k iin b i r adam gnderdi, fakat adam b e k l e n i l e n d e n o k ge geri dnd. Geciktii iin zr dilem e y e baladnda, Peygamber (s.a.v.) s z n kesti ve "Brak, seni neyin
slam retisinin en gzel ve tam ifadesini ortaya koyan dier bir sre
de Kur'an'n s o n srelerinden biri olan ihlas sresidir. Bu sre, putperestler
birdir.
(her ey ona muhtatr, daimdir, hibir eye ihtiyac
ve
olmayandr).
dourulmamtr.
(hlas Sresi).
Son dzenlemede ilk sradadr, fakat nzulde ilk deildir. Fatiha'nn slm'daki yeri byktr ve
her m'min onu gnde en az onyedi defa okur.
ne h a b e r verdiinde annesi: "Biz, erkeklerin yapabildiini yapabilirsek, kardeimizin olunu koruyacaz" dedi. Fakat Tulayb b u tr belirsiz bir ifadeyle y e t i n m e d i ve " S e n i islm'a girip, O'na tabi o l m a k t a n alkoyan nedir? Kardein Hamza da m s l m a n o l d u " dedi. Annesi her zamanki gibi dier kz
kardelerinin kararn bekledii zrn dile getirdiinde ise Tulayb o n u n
szn kesti: "Allah adna sana yalvaryorum, git ve onu selamla, ona inan-
ce Aie adn verdikleri ve Zeyd'in olu same gibi slm'n ilk ocuklarn-
Hatice'nin akrabalarna gelince, slm'n Mekke'de tannmaya balamasndan ksa bir sre sonra vey kardei Nevfel, islm'n en kt ve en azgn
dman oldu. Fakat onun bu dmanl olu Esved'in yeni dine girmesini nleyemedi. Esved'in mslman oluu Hatice'ye bir bakma Nevfel'in
dan olan bir kz ocuu dnyaya getirmiti. Ebu Bekir birok kimsenin
mslman olmasna vesile olduu halde en byk olu Abdu'l-K'be'nin
mslman olmasn salayamamt. O, annesi m m Ruman ve babasnn
tm abalarna ramen yeni dine girmemekte srar ediyordu.
yldan beri de damad olan ems'li Ebu'l-As, kars Zeyneb slm'a girdii
gili projelerini suya dren bir olayla kar karya bulunduklarnn fark-
nin ileri gelenleri ders olsun diye onu boamas iin Ebu'l-As' zorluyorlar-
(s.a.v.) sert bir ekilde kar ktnda, Beni Mahzum ok sevinmiti. Ab-
dullah'n kardei Zheyr de, yeni dine ondan daha az dmanlk beslemesi-
viyorlard. Zeyneb (r.a.) her zaman kocasnn da mslman olmas iin dua
ediyor ve yle olmasn mit ediyordu, kocas da Zeyneb'i sevdii iin ken-
Atike adnda baka bir kadnla evlenmi ve ondan bir kz ocuu olmutu.
ce de iki vey aabeyinin kuzeni olan Mahzum'un dier kolundan Ebu Se-
kim de- kendisine yirmi yl kadar nce Zeyd'i hediye eden kardei Hiam'n
leme ile evlenmiti. Bu evlilik kabilenin iki kolunu birbirine balad iin
olu- Ebu'l-As gibi halasna ve halasnn ev halkna kar sevgi ve sayg bes-
hi-
efi olan Sheyl ksa bir sre nce kz m m Glsm u Ebu Sabra'yla evlendirmiti. Berre, kardei Erva'nm aksine henz slm'a girmemiti. Fakat
Ebu Sabra hem vey kardei Ebu Seleme, hem de vey annesi, babasnn
ikinci kars Meymune sayesinde yeni dine ilgi duymaya balamt. Peygamber "Gerekten u kz kardeler gerek m m i n l e r d i r " 5 , derken Meymune'yi ve Abbas, Hamza ve Cafer'in hanmlar olan kz kardeini kasdediyordu. Meymune'nin Ebu Sabra'nm babasyla evlenmesi, Amir kabilesine gl bir iman rnei gsterdi.
Sheyl, dier kz Sehle'yi, ems lider Utbe'nin olu Ebu Huzeyfe'ylc
vazgemektense
lrm daha iyi"^ dedi. Babas bu szleri duyunca onu acmaszca dvd
ve yiyecek ve iecek vermeksizin bir odaya kapatt. Fakat gn sonra Halid kamay baard; babas daha fazla ileri gitmedi, fakat onu evlatlktan
reddetti. Utbe, olu Ebu Huzeyfe'ye kar, Halid'in babasndan daha sabrl
ve dikkatli davranyordu. Babasna bal olan Ebu Huzeyfe de babasnn bir
gn putperestliin yanl olduunu greceini mit ediyordu.
Abdu ems'in meyye boyuna gelince, Osman'n (r.a.) mslman oluundan ve Rukiye'yle evleniinden daha byk kayplar vard. Mttefikleri
Beni Esed bn Hzeyme'nin byk bir ounluu yeni dine girmiti. lerinde Peygamberin (s.a.v.) kuzenleri ve lider olan Cah ailesinin de bulunduu on drt kii Mslman olmutu. Bu deerli mttefiklerin yan sra
meyyelerin efi Ebu Sfyan, Abdullah'n kk kardei Ubeydullah bn
Cah'la evlendirdii kz m m Habibe'yi de yeni dine kaptrmt.
Adiy kabilesinin ileri gelen ailelerinden birinde ise Hak bann dier
balar nasl krd son nesilde gzleniyordu. Nufeyl'in iki ayr karsndan
Hattab ve Amr adnda iki olu vard. Nufeyl'in lm zerine Hattab'n annesi vey olu Amr ile evlenmi ve ondan Zeyd adnda bir olu olmutu. Bu
ES-SA
m u bir k e m i i alp Peygamber'e (s.a.v.): " M u h a m m e d (s.a.v.) Allah'n bunu dirilteceini mi iddia e d i y o r s u n ? " diyen meyye'nin kardei b e y idi.
[25]
Daha s o n r a alayl bir glmsemeyle k e m i i elleri arasnda ezmi ve tozlarn P e y g a m b e r i n y z n e doru savurmutu. B u n u n zerine
Peygamber:
unutarak
firlerin sk sk n e srd eylerden biri de, eer Allah g e r e k t e n vahiy gnderdiyse bir m e l e k gndermeliydi fikri idi. Buna kar Kur'an'm
cevab uydu:
bize bir rnek
kim diriltecekmi?'
(KIYAMET)
bilir." (Yasin 7 8 - 7 9 ) .
bozulmu-
ina eden
diril-
"Eeryeryznde
melekler
olsayd,
biz
(Isrcu 95).
ummayanlar
bir grmemiz
gerekmez
dediler
le kapldlar
ba kaldrdlar.
lu-gnahkrlara
Ve o gn (melekler
indirilmesi
(Furkan:
Melekleri
onlara)
grecekleri
ya
da
bykgn, su-
se-
21-22).
Bu yasaklama, onlarn dnya ile Ahiret arasna bir perde ekilmesi iin
yalvarmalarna, ama kibir iinde yalvarmalarna karlktr. Semavt ile direkt balantya geildiinde ve dnya yerle bir olup zaman ve m e k n anlamszlatnda ebedi son gelmi olacaktr. "nsanlarn,
'pervaneler
caklar
gibi olacaklar
gn ve dalarn
her yana
dalm
aartan
bir gn"
ola-
(Mzzemmil:
11). Bu son, Kur'an'n t m n d e srekli tekrarlanr. Bu, saat'tr ve o k yakndr. "O gklerde
de yerde de arlat"
olduklarnzdan
bin yl gibidir"
senin Rabbinin
katn-
1.
2.
S. 2 0 5
3.
I.S. VIII, 2 0 3
beklenmitir.
4.
I. S. IV, 1, 68
5.
I I . 145
6.
I I. 2 3 9
SORU
[26]
da-
(Kadir:
gimiz y o k " dediler. Yahudi alimleri onlara u cevab gnderdi: " O n a bizim
derecesine ulatrr.
Vahyin, iyi olanlar, kendilerini m m t a z klmakla y k m l tuttuu hem e n anlalyordu. F a k a t , o zamana kadar k t olmadna inandklar bir-
gamberdir".
Eliler Mekke'ye b u haberle dndnde, Kurey liderleri Peygamber'e
vabn vereceim" dedi, fakat "lnaallah (Allah d i l e r s e ) " demeyi unuttu. Er-
itibaren o n b e gn b o y u n c a hibir vahiy gelmedi, Cebrail de h i yanna uramad. Mekke'liler o n u n l a alay ettiler, o ise bu szler iin ve bekledii yar-
"Andolsun,
(tsra
yaptk,
bakasn
alp-dimsnler
getirmiyor"
(Isra:
baka
41).
bir
60).
deme. Ancak:
"Al-
23-24).
aalarn
(mrekkep)
(yazmakla)
tken-
27).
Kurey liderleri, yahudi alimlerinin daha nceki tavsiyelerine uymadlar; Yahudi alimleri de, ilk niyetlerinin aksine, Peygamberin tm sorularna
cevap vermesine ramen onu kabul etmediler. Fakat bu cevaplar bakalarnn slm' kabul etmesine neden oldu. Peygamberin (s.a.v.) taraftarlar arttka, dmanlar, yaam tarzlarnn ve toplumlarnn tehlikede olduunu
daha iyi anlyor ve zayf m'ninlere yaptklar ikenceleri daha da artryorlard. Her kabile kendi mslmanlar ile urayordu: onlar hapsediyor, dverek ikence ediyor, a ve susuz brakyorlard. Dinlerinden dnmeleri
iin, onlar scan en fazla olduu anda, Mekke sokaklarnda gne altnda
kalmaya zorluyorlard.
Cumah'n efi meyye'nin Mslman olan Bilal (r.a.) adnda bir klesi
vard. meyye onu le scanda ak bir alana karr, yere yatrr, zerine byk bir ta koyar ve dininden dnene dek veya orada lene dek brakmak zere yemin ederdi. meyye onu Lat ve Uzza'ya inanmaya davet ettiinde Bilal " Bir, Bir" derdi. O srada ok yal olan Varaka da oradan geiyordu. Bilal'in ikence ektiini ve "Bir, Bir" dediini duyunca "Elbette O
Bir'dir, Bilal" dedi. Daha sonra meyye'ye dnerek: "Allah'a yemin ederim
yalnzca
ki, eer onu byle ldrecek olursan onun mezarn trbe yaparm" dedi.
Her Kureyli'nin, kendi kabilesi iinde yaamas zorunlu deildi. Ebu
Bekir de Beni Cumahllar arasnda oturuyordu. Bu Beni Cumahllar'n Peygamber'i daha sk grebilmesi anlamna geliyordu. nk
Muhammed
(s.a.v.) her gn leden sonra Ebu Bekir'i ziyaret ederdi. Peygamberin mesajnn bir ksmn Ebu Bekir'in yznde yazl olduu sylenirdi. Ebu
Bekir'in yz sanki bir kitap gibiydi, Mekke sokaklarnda grlmesi eskiden beri tm kabile tarafndan sevinle karlanr ve ona ok deer verilir-
di. imdi ise Kurey liderleri onu grnce tedirgin oluyordu. Bilal (r.a.)
onun araclyla slm'a girmiti; ona ikence yapldn grnce meyye'ye "Bu zavall adama byle davrandn iin Allah'tan korkmuyor mus u n ? " dedi. " O n u bu hale sokan sensin" diye cevap verdi meyye, "O halde o n u bu durumdan sen kurtar." Ebu Bekr (r.a.) "Tabi kurtaracam" dedi. "Bundan daha gl ve iri gen bir siyah klem var, hem de senin dininden. O n u Bilal'e karlk sana vereyim." meyye buna raz oldu, Ebu Bekir
de (r.a.) Bill'i (r.a.) ald ve azat etti.
O zamana kadar alt kiiyi daha azat etmiti. Bunlardan ilki, ilk msl-
manlardan, ok kuvvetli bir imana sahip olan Amir lbn Fuheyre idi. Amir
bir koyun obanyd. zgrlne kavutuktan sonra Ebu Bekir'in srlerinin bakmn zerine ald. Ebu Bekir'in azat ettii klelerden biri de
mer'in cariyesi idi. Cariye slm'a girmiti, fakat mer onu dininden dnmesi iin dvyordu. O srada oradan gemekte olan Ebu Bekir (r.a.) cariyeyi aldktan sonra serbest brakt.
kence yapanlarn en acmasz Ebu Cehil'di. Eer yeni dine giren bir
kimsenin kendisini koruyacak gl bir ailesi varsa, Ebu Cehil ona ikence
edemiyor, fakat ona hakaret ediyor, adn ktye karyor ve onunla alay
ediyordu. Eer Mslman olan bir tccarsa, onun kervann durdurmak ve
mallarn boykot etmekle tehdit ediyordu. Fakat m'min olan kimse eer
kendi kabilesinden, zayf ve korunmasz bir kimse ise ona o k ikence ediyordu. Dier kabilelerdeki mttefiklerini de kendi zayflarna byle davranmalar iin tevik ediyordu.
Kabilesindeki zayflardan Ysir, (r.a.) Smeyye (r.a.) ve oullar Anmar'a (r.a.) ikence edilmesine Ebu Cehil sebep olmutu. Hepsi de slm'dan dnmeyi reddettiler. Bunun zerine Smeyye kendisine yaplan ikenceler sonuncunda ld. Fakat Mahzum'lu ve baka kabilelerden olan dier kurbanlar kendilerine yaplan ikenceye dayanamadlar ve ikencecilerin her sylediini kabul edecek bir dereceye geldiler. Onlara: "Lat ve Uzza
da Allah gibi sizin tanrlarnz, deil m i ? " diye sorulduunda "evet" diyorlad. Yanlarndan bir bcek gese ve "Bu bcek de Allah gibi senin tanrn deil mi?" diye sorulsa ikenceden kamak iin "evet" diyecek bir hale gelmilerdi.
Bu kelimeler kalbten gelmiyor, dilin ucuyla syleniyordu. Fakat dilleriyle bunu syleyenler artk aka slm' yaayamyor, birou gizli olarak
bile yaamyordu. Bununla birlikte halkn ikencelerine katlanmayp bir
maaraya sman genler hakknda indirilen yetler onlara rnek oluyordu.
1.
I.I. 2 0 8 .
HABESTAN
[27]
ve h e r k e s e ramen beni s e e n bu adamlar teslim etmeyeceim! Onlarla konumadan ve bu adamlarn sylediklerinin doru olup olmadn renmeden onlar brakmayacam. E e r b u adamlar doru sylyorsa onlar
leslim edeceim, kendi adamlar onlarla ilgilensin. Fakat eer bunlar doru
di.
tiz edilmilerdi, hepsi bir tek Allah'a inanyor ve damarlarnda kutsal arap
sal ve putperest arasndaki ayrma kar duyarlydlar ve Amr gibi bir ada-
madmz yeni bir din ortaya koydular. Halkmzn soylular bizi kralnza
Peygamber
snda emmas adnda, annesi Utbe'nin kardei olan bir Mahzun'lu gen de
gen ve yakkl bir Hristiyan gelmiti. Gzelliiyle genel bir beeni kazan-
mt. Bunun zerine Utbe "Size bundan daha gzel bir emmas getirece-
maz (bir kadn) deilken" dedi. "te byle" dedi. "Rabbin, dedi ki: - Bu benim iin
Rabbinden
Desahi-
O: "Benim nasl
ve ben
azgn-utan-
kolaydr. Onu insanlara bir yet ve bizden bir rahmet klmak iin (bu ocuk
olacak-
16-21.)
Bu yetleri dinlerken Necai de, rahipler de aladlar, anlamlar tercme edildiinde tekrar aladlar ve Necai yle dedi: "Bu, sa'nn getirdii
ile ayn kaynaktan geliyor." Ve Kureyli elilere dnerek: "Gidebilirsiniz,
ayrlmaya zorlayan bu din nedir?" Cafer ona cevap verdi: "Ey kral, biz ce-
halet iinde yzen, putlara tapan, Allah adna kesilmemi etleri yiyen, k-
tlk yapan ve glnn zayf ezdii bir topluluktuk. Biz, Allah bize ken-
sabah Necai'ye giderek: "Ey kral, onlar Meryem olu sa hakknda byk
konuda fazla bilgileri yoktu. Hepsi bir araya gelip, bu soru sorulduunda ne
lerden ve kan dkmekten saknmay emretti. Biz bir tek Allah'a inanyor,
den dndrmeye, tek Allah'a ibadeti brakp putlara tapmaya zorlad. Sizi
kelimesi olduuna inanrz." Necai yerden bir para tahta ald ve: "Meryem
letsizlik yaplamaz".
olu sa, sizin sylediklerinizden sadece u sopa kadar farkldr" dedi. Ku-
istedi. Bunun zerine Cafer, Mekke'den ayrlmalarndan ksa bir sre nce
niz. Dalar kadar altn karlnda bile sizin birinize zarar vermem" dedi.
Mekke'li elilere de bir el iareti yaparak yardmcsna: "Bu adamlarn, gc
bir yere
ona
MER
[28]
kmak zere sandallar hazrlatt. Daha sonra bir parmen ald ve stne:
"O, Allah'tan baka tanr olmadna, Muhammed'in O'nun kulu ve rasul
olduuna, Meryem olu sa'nn da O'nun kulu, rasul, Meryem'e indirdii
kelimesi ve ruhu olduuna ehadet etti" diye yazd. Bu parmen parasn
cbbesinin altna gizledi ve halkn huzuruna kt. Onlara "Ey Habeliler,
sizin kralnz olmaya en layk olannz ben deil miyim?" diye sordu. "Evet"
dediler. "Peki benim yaamm hakknda ne dnyorsunuz?" "O, yaamlarn en gzeli", cevabn verdiler. Necai: "Peki sizi tedirgin eden nedir?"
diye sordu. "Sen bizim dinimizi terk ettin ve sa'nn bir kul olduunu kabul
ettin" dediler. "Peki sa hakknda siz ne diyorsunuz?" diye sordu. "Biz
O'nun Allah'n olu olduuna inanyoruz" dediler. Bunun zerine Necai
elini gsne, tam gizlenmi olan parmenin stne koyarak " b u " n a inandna ehadet ettiini syledi. Halk " b u " kelimesiyle kendi sylediklerini
kasdettiini zannetti. 2 Bu yzden m e m n u n ve teskin olarak ayrldlar, nk Necai'nin ynetiminden memnundular ve sadece te'min edilmek istiyorlard. Necai tekrar Cafer'e (r.a.) haber gnderdi ve evlerine dnebileceklerini, eskisi gibi emniyet iinde yaamaya devam edebileceklerini syledi.
1.
I.S. I V / 1 , 2 4 .
2.
I.I. 2 4 4 .
birlikte" dedi. Hamza: "Brakn ieri girsin, eer iyi niyetle geldiyse ho gel-
di, ama eer kt niyetle geldiyse o n u n kafasn kendi klcyla keseriz" de-
deinin adn aran hiddetli sesini duyunca, Habbab evin bir kesine sak-
nn ortasna ekerek "Ey Hattab olu mer, seni buraya getiren ne? Herhal-
de Allah senin zerine mucize gnderdi" dedi. m e r de: "Ey Allah'n Rasu-
rendim" dedi. Daha sonra enitesi Said'in zerine atld ve onu dvmeye
tekbir getirdiler.^
yznn derisi atlad. Bunun zerine ikisi de bir azdan: "Evet Mslman
ma'nn yaras kanyordu, mer kam grnce yaptna piman oldu. Onda
liyordu. Daha sonraki yllarda yle derdi: " O gece slm'a girdiimde ken-
bir deiiklik oldu ve kardeine dnerek: "Biraz nce okuduunuz eyi ba-
kim, gidip ona Mslman olduumu syleyeyim? Hemen aklma gelen ce-
vap Ebu Cehil idi. Ertesi sabah kalkp Ebu Cehil'in evine gittim kapsn al-
dm. Kapy atnda "Ho geldin ey kardeimin olu, seni buraya getiren
kardeim, sen imdi zerinde putperstliin kirini tayorsun, ona ancak te-
miz olanlar dokunabilir" dedi. mer gitti ve ykand, Fatma da ona, zerinde Ta-Ha'nn ilk yetlerinin yazl olduu sayfay verdi.
m e r okumaya balad ve bir b l m n bitirdiinde: "Bu kelimeler ne
kadar gzel ve ne kadar erefli!" dedi. Habbab bunu duyunca sakland
yerden kt ve: "mer, mit ederim ki Peygamber (s.a.v.)'in duasndaki Allah'n setii kii sen olursun, nk dn Peygamber (s.a.v.)'i: "Allah'm, islm' ya Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'le ya da Hattab'n olu mer'le glendir" diye dua ederken duydum."
mer: "Ey Habbab! Muhammed (s.a.v.) imdi nerdedir, ona gideyim de
slm'a gireyim" dedi. Habbab, ona Peygamber (s.a.v.)'in Safa kaps yanndaki Erkam'n evinde m'minlerle beraber olduunu syledi. m e r klcn
tekrar knna soktu ve Safa'ya gidip, evin nnde durdu, adn syleyip kapy ald. Nuaym (r.a.) onlara haber vermiti, bu yzden mer'in gelii onlar artmamt, fakat onun sesindeki yumuakla hayret etmilerdi.
M'minlerden biri kapya giderek anahtar deliinden bakt ve znt iin-
I.I. 2 2 7 .
2.
I.I. 2 3 0
BOYKOT
VE
KALDIRILII
[29]
tahamml
yere dt. O srada oradan g e m e k t e olan Hamza'y m e m n u n etmek istercesine yerde onu tekmelediler.
myordu, fakat ailesinin Haimtlerle evlilik balar vard. Hiam gece hava
mer
rey liderleri orada b u l u n u u n u frsat bilip ona hakaret ederlerdi. Bazen Ku-
yerletirildi.
ki, M u h a m m e d (s.a.v.) b e n d e n daha iyi bir k o n u m a c deildir. O n u n konutuklar eskilerin masallardr. Onlar yazl bir kttan okuyor. Ben de
benimkileri kendi k i t a b m d a n o k u y o r u m " derdi. Daha sonra Rstem, lsfendiyar ve ran krallaryla ilgili hikyeler anlatrd. Bu balamda, kalbin doast gereklikleri alglayan bir kuvvet olduuna deinen b i r o k yet inmitir. Kfirlerde kapal olan kalb gz, aslnda n u r u n parlakln grebilecek
zelliktedir, bu da imandr. F a k a t yaamn k t ilerle g e i r m e k kalbi pisliklerle karartr ve Allah'tan gelen mesajn ilah k k e n i n i alglayamaz:
bir uval unla giden bir kle ile b e r a b e r Beni Haim mahallesine giderken
grd. Onlar dmana yiyecek g t r m e k l e sulad ve Hakim'i Kurey'e ih-
"Ona yetlerimiz
okunduu
taffifin:
zaman:
"Gemilerin
olduklar,
kalbleri
uydurma
zerinde
masallardr"
dedi.
pas tutmutur."
(Mut-
13-14).
rin ki, eer onlar E b l - H a k e m ' i n (Ebu Cehil) annesinin akrabalar olsalard ve sen onu, onun seni ard eye arsaydn, o hibir zaman bunu
uyanktr". 1
yapmazd". "Beni utandrdn, Hiam" dedi Zheyr, "Fakat tek bama ne ya-
lana dek savardm". Hiam: "Birini buldum" dedi. "Kim O ? " . "Benim."
"Bir ncsn daha bulalm" dedi Zheyr. Bunun zerine Nevfel kabile-
Ady'e gitti. "Sen Kurey'le bir olarak Abdu Menaf oullarnn iki kolunun
devam etti: "Duyduuma gre beni hicvetmi, Tanrya andolsun onu bulur-
yapmasna izin verirsen, bir mddet sonra ayn eyi sana da yaparlar" dedi.
Mut'im drdnc bir adam istedi, bunun zerine Hiam, Hadice'nin unu
yznden Ebu Cehil'e vuran Esed'li Ebu'l-Behteri'ye gitti. O beinci bir
"Biz o gnahkra
Emirleriyle
alay
uymuyoruz.
ediyor
"
adam gerektiini sylediinde Hiam dier bir Esed'liye, bir altncya gerek
olduunu sylemeden teklifi kabul eden Zem'eh Ib el-Esved'e gitti. Hepsi
de o gece Mekke'nin dndaki Hacun da eteklerinde bulumaya karar verdiler. Orada hareket planlarn tasarladlar ve bu anlamay geersiz klmadan meselenin ardna brakmayacaklarna sz verdiler. Zheyr: "Bu ile en
ok ilgili olan benim, o yzden ilk konuan ben olacam" dedi.
lah onun gzne perde ekti" dedi. Arapa "gnahkr", "sulu" anlamna
uzun ctbbesiyle K'be'yi tavaf etti. Daha sonra yzn meclistekilere evir-
kalkncaya dek rahat etmeyeceim" dedi. Kuzeni Ebu Cehil hemen ayaa
liz" dedi Ebu'l-Behteri. Mut'im: "kiniz de haklsnz, asl buna hayr diyen
yalancdr. Tanr ahidimiz olsun biz ondan ve onda yazl olandan masu-
muz" dedi. Hiam da ayn eyleri syledi ve Ebu Cehil onlar bir gecede sz-
kk bir para kat ve zafer ifadesiyle kt. Kurtlar, ilk baa yazlan "Al-
kaldrlmt. Kurey'ten bir grup. Beni Haim ve Beni Muttalib'e iyi haber-
aabeyinden sonra kabilenin lideri olaca iin ailesiyle iyi ilikiler iinde
tapmam.
tapacak
deilsiniz.
deilim.
deilsiniz.
Suresi).
Bunun sonuncunda, geri dnen muhacirler daha Haram blgeye ulamadan lml durum sona ermiti.
Cafer ve Ubeydullah lbn Cah dnda, Peygamber (s.a.v.)'in btn kuzenleri geri dndler. Onlarla birlikte Osman ve Rukiye de geldiler. Osman'la birlikte dnen bir dier ems'li de Ebu Huzeyfe idi. Ebu Huzeyfe
(r.a.), korunma iin babas Utbe'ye snabilirdi. Fakat Ebu Seleme (r.a.) ve
m m Seleme (r.a.) kendi kabilelerinden ikenceden baka bir ey bekleyemeyeceklerini biliyorlard. Bu yzden Mekke'ye gelir gelmez hemen Ebu
Seleme'nin days olan Ebu Talib'den korunma istediler. Ebu Talib Mahzumlerin kar kmasna ramen bu istei kabul etti. "Sen bize kar yeenin
Muhammed'i koruyorsun, fakat niin bizim kabilemizden bir adam bize
kar korumay kabul ediyorsun?" dediler. Ebu Talib: "O benim kzkardeimin oludur, eer ben kzkardeimin olunu koruyamazsam, erkek kardeimin olunu da koruyamam demektir" dedi. Mahzumler'in onun liderlik
haklarna sayg gstermekten baka seenekleri yoktu. Bunun yan sra bu
kez, Peygamber (s.a.v.)'e en ok dmanlk besleyen Ebu Leheb de aabeyi-
1.
1.1. 3 7 5 ; B. X I X , 16 v.b.
2.
I.I. 2 3 4 .
CENNET
VE
EBEDYYET
[30]
deki k o r u m a s n kaldrmasn istedi. Yal adam: " E y kardeimin olu, ben i m a d a m l a r m sana b i r zarar m verdi?" diye sordu. O s m a n (r.a.): "Hayr,
"Onun yznden
(zatndan)
(Kasas:
88).
sahibi
(Rahman
27).
"(Kyametin)
Artk onlardan
olanlar
gelecei
atetedirler.
dnda gkler
hi kimse sz
ve acyla)
bir ihsandr"
syleyemez
(Hd:
orada
temelli
Mutsuz
vardr.
kalc-
105-8).
ise, air misafirleri olduu iin sadece armakla kalmamlar, utanmlard da. " E y Kureyliler," dedi air, "Sizin yannzda dost olarak oturan k i m -
tr. Bu yetlerle ilgili sorular, Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabdan ba-
h e n n e m ' e koyar. Daha sonra Meleklere: "Bakn ve kalbinde hardal tanesi ka-
duu yer morard. Yaknnda oturan Velid, ona kendi k o r u m a s altnda kal-
seyi orada b r a k m a d k " derler. Allah: "Geri d n n ve kalbinde bir zerre ka-
HUZUN
dar iyilik olan herkesi C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. Melekler yine b i r grup
insan C e h e n n e m ' d e n karrlar ve : " R a b b i m i z orada hibir iyilik b r a k m a -
YILI
[31]
.S. 6 1 9 Ylnda, b o y k o t u n kaldrlmasndan ksa bir sre sonra Peygamber (s.a.v.) b y k bir kaypla, kars Hadice'nin lmyle znt-
ye bouldu. Hadice yaklak altmbe, kendisi ise elli yalarndayd. Yirmibe yl ahenkli ve mutlu
Hadice,
Peygamber
Allah: "Size b u n d a n daha iyisini vereyim m i ? " der, onlar da " D a h a iyisi ne-
d i r ? " diye sorarlar: Allah: "Size Rdvan'm v e r e c e i m " d e r . " 3 Bazen 'saadet'
Hadice (r.a.)'nin l m n , aslnda daha k k , fakat darda byk etkiler uyandran bir kayp daha izledi. E b u Talib hastayd ve l m n n yakn olduu d u r u m u n d a n belliydi. l m yatanda bir grup Kureyli lider Utbe, eybe, Abdu ems'ten E b u Sfyan, Cumah'tan m e y y e , Mahzum'dan
Ebu Cehil ve dierleri- o n u ziyaret ettiler ve o n a yle dediler: " E b u Talib,
seninle gurur d u y d u u m u z u biliyorsun; imdi ise bana bu hastalk geldi
ve biz senin iin k o r k u y o r u z . Yeeninle bizim aramzda geenleri biliyorsun. O n u y a n m a ar, bizden ona bir hediye ver ve o bizi, biz de onu rahat
brakalm. Bizi dinimizle bar halinde b r a k s n " dediler. B u n u n zerine E b u
Talib Peygamber(s.a.v)'e " h a l k n n soylular seninle a n l a m a k istiyorlar"
dedi. Peygamber (s.a.v.): " P e k i yle olsun bana bir tek sz verin, tm Arap
ve r a n l l a r y n e t i m i n i z altna alabileceiniz bir s z " dedi. E b u Cehil: "Babann zerine y e m i n ederim ki, b u karlklar iin bir deil on sz v e r i i z "
dedi. Peygamber (s.a.v.) : "Allah'tan baka tanr y o k t u r " demelisiniz ve
O'ndan baka taptnz her eyden vazgemelisiniz" dedi. Ellerini rptlar
ve : " E y M u h a m m e d (s.a.v.), tanrlar bir tek tanr m yapacaksn? Senin teklifin gerekten o k a c a i p " dediler. Kendi kendilerine: "Bu adam istediimiz
hibir eyi bize v e r m e y e c e k , o halde kendi y o l u m u z a gidelim ve Allah
onunla bizim aramzda h k m n verinceye dek babalarmzn dinine uymaya devam e d e l i m " dediler.
B, LXIII, 2 6 .
2.
M . I. 7 9 ; B. XCV1I,24.
3.
M. LI,2.
4.
I.I. 1 0 0 0 .
doldurdu. "Amca", dedi, " O kelimeleri syle ki, Maher gnnde senin iin
ve Ebu Bekir belli bir sre evinde namaz klp Kur'an okudu. Bu sre iin-
na Ebu Leheb geti. Fakat Ebu Leheb'in yeenini korumas sadece szde ka-
Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmadan nce Ebu Bekir (r.a.) ok nfuzlu bir
Birgn evinin nnden geen bir adam kapsn at ve yemek kabnn iin-
e kokmu sakatat att. Bir keresinde de, evinin bahesinde namaz klarken
adamn biri stne kan ve pislik dolu bir ikembe att. Peygamber (s.a.v.)
onu atmadan nce bir sopann ucuna takt ve kapnn nnden: "Ey Abdu
ki nfuzu artt. Ebu Bekir, birok kiinin mslman olmasna neden oldu-
kardei Nevfel'in olu Esved (r.a.)'in mslman olmasna da Ebu Bekir ve-
sile olmutu. Bu yzden Nevfel, Ebu Bekir ve Talha zerine bir saldr d-
zenledi ve onlar yaral bir ekilde yolun ortasna brakt. Teym kabilesinden
sahibi ve aralarnda yaad Cumah'n lideri olan meyye ile aras gittike
mitsiz deildi. Oraya vardnda Sakif'in lideri olan Amr lbn Umeyye'nin
evine gitti. Amr lbn meyye, Velid'in kendisinin Taif'teki edeeri olduu-
ke'den biraz uzakta yaayan bir grup kabilenin bakan olan bnu'd-Duun-
ne ile karlat: Bu bedevi lider, imdi gezgin bir mnzeviyi andran Ebu Be-
asl olanlarn hepsini aaya indiririm" dedi. Bir dieri: "Allah senden ba-
arya srd, imdi benim tek yapacam ey Allah'a ibadet ederek yery-
k eer sen sylediin gibi Allah'n Rasul isen, benim hitap edemeyeceim
"Sen kabilenin ileri gelen tccarlarndan biriydin, herkese yardm eder, hak-
kadar ycesin; ve eer yalanc isen seninle konumam uygun olmaz" dedi.
ler, ben Ebu Kuhafe'nin olunu korumam altna alyorum, ona iyilikten ba-
onun zerine saldlar ve onunla alay edip bardlar. O denli byk bir ka-
kald. O , ieri girdikten sonra kalabalk dalmaya balad, devesini bir hur-
lecei eyler syledi." "Yazklar olsun sana Adds!" dediler, "onun seni ze-
Kendini gvenlik ve bar iinde hissedince yle dua etti: "Allah'm in-
Taif'ten ayrld ve Mekke'ye doru yola koyuldu. O gece ge saatte Nahle va-
disine ulat. Nahle Mekke ile Taif'in tam ortasmdayd. Tam Peygamberlii-
nan yabanc birinin ellerine mi? Yoksa bana kar silahlandrdn bir d-
mana m? Buna aldrmam, yeter ki, senin gazabn olmasn. Fakat senin yar-
nan Kur'an' duyan bir grup cin -Nesibn'den gelen yedi cin- yannda
rilmediini biliyordu. Ksa bir sre nce gelen vahiy bunu te'yid ediyordu:
iin yalnzca
(Enbiya
107) Daha
u vahyolundu:
demiler:-
mesele henz kapanmamt, onu son olarak Ebu Talib'in lmnde gr-
mlerdi ve imdi ne kadar korumasz olduunu gryorlard. Biraz cmertlik yapp Hristiyan kle Adds' ardlar ve ona : "uradan birka sal-
Dorusu
biz,
(byk)
hayranlk
(Cin: 1-2)
Baka bir surede (Ahkaf: 3 0 - 1 ) de cinlerin nasl kendi toplumlarna gidip, onlar Allah'n Peygamber'ine (s.a.v.) itaate ardklar anlatlr.
nler yapt. Peygamber (s.a.v.) zmden alrken: "Allah'n adyla" dedi. Ad-
layan artlara geri dnmek istemiyordu. Eer bir koruyucusu olsa grevini
ds merakla onun yzne bakt ve: "Bu szler, bu lke halknn syledii
ber (s.a.v.) " Yani doruluk timsali Metta'nn olu Yunus'un ehrindensin"
kabileden olmayan ve Taif'ten gelen Ahnas ibn erik idi. Uzun sreden be-
dedi. "Sen Metta'nn olu Yunus'u nereden biliyorsun?" diye sordu Adds.
berim" cevabn verdi. Bunun zerine Adds onun ban, ellerini ve ayak-
zerinde, kendinden daha hzl giden bir atlya rastlad ve ondan Ahnas'a
larn pt.
yle bir mesaj gnderdi: " M u h a m m e d (s.a.v.) dedi ki: Allah'n mesajn in-
Bunu grnce iki karde ayn anda bardlar: "Bu kle de fazla oldu!
sanlara aktarabilmem iin beni koruman altna alr msn?" Atl o denli hz-
ce: "Yazklar olsun sana Adds! Neden o adamn ban, ellerini ve ayakla-
iletti. Ahnas, sadece bir mttefik olduunu ve kabilenin stne bir koruma
adamdan daha deerli bir ey yok. Bana sadece bir Peygamber (s.a.v.)'in bi-
Peygamber (s.a.v.) ayn ricay Sheyl'e gnderdi. Onun cevab da ayn ekil
"SENN
Y Z N N
NURU"
[32]
Muhammed
(s.a.v.)'i K'be'ye gtrd. Ebu Cehil onlara, Peygamber (s.a.v.)'in takipileri mi olduklarm sordu. Onlar sadece: " O n u korumamz altna alyoruz" dediler ve Mahzumlu da: "Sizin koruduunuzu biz de koruruz" demekten
baka syleyecek sz bulamad.
bir rivayete gre bir mddet sonra mslman olmutu. Ali ve Cafer'in
lmanlar cemaatle namaz klarlard. Bir keresinde hepsi yats namazn Peyg a m b e r l e birlikte kldktan sonra, m m Hani Peygamber (s.a.v.) i geceyi
kendi evlerinde geirmeye davet etti. Peygamber (s.a.v.) onun teklifini kabul etti; fakat uyuduktan ksa bir sre sonra kalkt ve Mescid-i Haram'a gitti, n k geceleri K'be'yi ziyaret etmeyi severdi. Oradayken uyku bastrd
ve Peygamber (s.a.v.) Hicr'de uyudu.
"Ben Hicr'de uyurken" dedi, "Cebrail geldi ve ayayla beni drtt.
Uyandm ve etrafta hibir ey gremeyince tekrar yattm. kinci kez geldi;
nc kez yine geldi ve beni kolumdan tutup ayaa kaldrd, birlikte Mescid'in kapsndan ktk. Orada eekle katr aras beyaz bir binek vard. ki
yannda, bacaklarn oynatt yerde kanatlar vard ve her adm gzn grebilecei uzakla varyordu." 1
Daha sonra Peygamber (s.a.v.) Burak adl bu binee Cebrail'le nasl bindiini, Cebrail'in ge ykselirken binein hzn, ynn ayarladn, kuzeye, Yesrib ve Hayber'in tesine gidip Kuds'e vardklarn anlatt. Orada
bir grup Peygamberle -ibrahim, Musa, sa ve dierleri- karlatlar. Mescid'de namaz klarken btn Peygamberler onun arkasnda namaz kldlar.
Daha sonra Muhammed'in nne iki f kondu, biri st, biri arapla doluydu. Peygamber (s.a.v.) st dolu fdan ald ve iti, arap fsna dokunmad. Bunun zerine Cebrail yle dedi: "Sen doru yola yneltildin, sen de
halkn o yola ynelttin ve arap sana yasakland."
Daha sonra, kendisinden ncekiler gibi -dris, llyas, sa ve Meryem gibi- o da bu dnyadan Sema'ya ykseltildi. Kuds toprann ortasndaki bir
tan stnden tekrar Burak'a bindi. Burak onu ykseltti ve llyas'm ate ara-
1.
O, Peygamber'in kuzeni ve Osman'n annesi olan Erva'nm ikinci kocasyd. Peygamber'in halas ve
Tulayb'n annesi Erva ldkten sonra kzna, yani Osman'n annesine de Erva deniyordu.
2.
I.I.280.
3.
basyla ayn vazifeyi grd. Artk kendi asl halinde grnen Cebrail onlar
dnyevi ekil, yer ve z?mandan uzaklatrp semaya ykseltti, yedi semadan
her birinden geerken, Muhammed (s.a.v.) kendisiyle birlikte Kuds'te na
maz klan Peygamberleri tekrar grd. Dnyada onlar cismani bir ekilde
grmt oysa imdi onlar semavi ekillerinde gryor ve grdklerine
hayretle bakyordu. Yusuf'un yznn dolunayn parlakl gibi olduunu 2
ve tm gzelliklerin yarsna sahip o l d u u n u 3 sylemitir. Fakat bu bile
onun dier peygamberler karsndaki aknln gidermemi bu yzden
de, ayrca Harun'un gzelliinden bahsetmitir. 4 Gkte grd bahelerle
ilgili unlan sylemitir: "Yay byklndeki bir Cennet paras, gnein
doup batt tm alandan daha iyidir. Eer Cennet kadnlarndan biri yeryznn insanlarna grnse, gkle yer arasndaki btn alan k ve gzel koku ile doldurur."^ Orada grd her eyi Ruh gzyle gryordu.
T m dnyevi yaratklara nazaran kendi manevi varl hakknda yle demitir: "Adem henz su ile amur aras bir eyken, ben Peygamberdim.
sordu. Ben gnde elli vakit olduunu syleyince "Namaz ar bir ibadettir,
senin mmetin ise zayftr. Rabbine geri dn ve senin ve mmetinin ykn hafifletmesini iste" dedi. Bunun zerine geri dndm ve Rabbimden ykm hafifletmesini istedim, O da on vaktini geri ald. Musa, yanndan geerken yine bana ayn eyleri tekrarlad, ben de geri dndm ve on vakit namaz daha zerimden kaldrld. Fakat her seferinde Musa beni geri gnderiyordu, sonunda zerimde gnde be vakit namaz kald. Tekrar Musa'nn
yanna gittim, o yine daha nce sylediklerini tekrarlyordu. Ben: "Rabbime
gittim ve utanana dek azaltmasn istedim; artk geri dnemem" dedim. te bu yzden kim be vakit namaz Allah'n merhametine snarak ihlas ile
Andolsun,
Taberi Tefsiri'ne gre, lah Nur, Sidr aacna inmi ve onun tesindeki
her eyi gizlemitir. Peygamber (s.a.v.) gz kayp-amam ve snr amamtr.^ Bu Peygamber'in (s.a.v.) "Senin yznn nuruna snyorum" sznn karlyd.
Sidr Aac'nda Peygamber (s.a.v.) mmeti iin elli rekat namaz klma
emrini ald; ayn zamanda 11 -' slm inancn ortaya koyan u yeti de rendi:
birlikte bu vadide kldm. Daha sonra Kuds'e gittim ve orada namaz kldm. imdi de grdn gibi sabah namazn yine beraber kldk" dedi. Gitmek iin ayaa kalkt. Cbbesini ylesine kuvvetle ektim ki. Peygamber
(s.a.v)in ggs ak kalacak ekilde cbbe stnden syrld: "Ey Allah'n
Rasul" dedim, "Bunu bakalarna syleme, nk onlar sana yalanc der ve
seninle alay ederler." O ise:"Allah'a yemin ederim onlara syleyeceim' dedi."12
Mescid'e gitti ve orada karlatklarna Kuds'e yapt yolculuu anlatt. Dmanlar buna ok sevinmilerdi; nk imdi ellerinde ona mecnun (deli) demek iin kar klamaz bir delil vard. Kureyli ocuklar bile
"Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, m'minler de. Tm, Allah'a meleklerine,
kitaplarna
ve peygamberlerine
ayrdetmeyiz.
ara-
balama-
285).
HZN
YILINDAN
SONRA
haberlerin gece veya gndz bir saat iinde geldiini syledi ve ben onun
[33]
Peygamber
mna gelen es-Sddk adn verdi. Bunun yan sra olay inanlmaz bulan ba-
u Mina vadisine gitti. Yllardan beri adrlarn yanma gidip kendisini din-
leyenlere Hak dini tebli etmeyi ve Kur'an'dan blmler okumay adet edinmiti. Mina'nm Mekke'ye en yakn noktas, yolun kutsal ehir dorultusunda tepelere doru ykseldii Akabe'dir. O yl Peygamber (s.a.v.) Akabe'de
Hazrec kabilesinden alt adamla karlat. Hibirini tanmyordu, fakat
adamlar onu ve peygamberlik iddiasn duymulard. Onlara kim olduunu
syler sylemez alt adamn gzleri de ilgiyle parlad ve onu dikkatle dinlediler. Hepsi de Yesrib'deki komular yahudilerin tehdidini biliyordu: "Bir
peygamber gnderilmek zere. Biz ona uyacaz ve sizi Ad ve rem kavimleri gibi yerle bir edeceiz." Peygamber (s.a.v.) konumasn bitirince birbirlerine : "Bu gerekten yahudilerin bize syledikleri Peygamber. Ona ilk ulaanlarn, yahudiler olmasna izin vermeyelim" dediler. Birka soru sorup cevap aldktan sonra, alts da Allah'a ve Peygamber'ine inandklarn sylediler ve onlara retilen slm kurallarn uygulayacaklarna sz verdiler. "Biz
halkmzdan ayrlacaz" dediler, "nk dmanlk ve ktlkte onlar gibi azgn yok. Belki de senin sayende Allah onlar birletirir ve bar gnderir. imdi onlara gideceiz ve senin dinine uymalar iin onlara yol gstere-
t.
l.l. 2 6 4 .
2.
I.I. 2 7 0 .
3.
A. H. III, 2 8 6 .
4.
I.I. 2 7 0 .
ceiz. Eer Allah senin sayende onlarn birlemesini salarsa, sizden daha
gl bir topluluk b u l u n m a z . " 1
Peygamber (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.)'in Beni Cumah'llar arasndaki evini
dzenli olarak ziyarete devam ediyordu. Bu ziyaretler, Ebu Bekir'in en k-
5.
B.L. VI, 6.
6.
7.
8.
M. I, 2 8 0 ; B, L I X , 7.
9.
snda bir adamn, bir ipek parasna sarl baka birini tadn grd.
10.
M . I. 2 8 0 .
Adam ona: "Bu senin zevcen, onun rtsn a" dedi. Peygamber (s.a.v.)
11.
I.I. 2 7 1 .
12.
I.I. 2 6 7
13.
1. I. 265.
ipek rty kaldrdnda Aie'yi grd. Fakat Aie sadece alt yandayd,
kendisi ise elliyi gemiti. Yan sra, Ebu Bekir kzn Mut'im'in olu Cbeyr'e vermek iin sz vermiti. Peygamber (s.a.v.) kendi kendine: "Eer bu
Allah'tan gelen bir emir ise, tekrar gelir" dedi. 2 Birka gece sonra uyurken,
bir melein ayn ipek ynn tadn grd, bu kez kendisi melee: " O n u
denli alak olduunu haber verdiler. "Eer Rabbine duvarlar arasnda iba-
bana gster" dedi. Melek ipei kaldrd ve yine Aie'yi grd. Peygamber
det edecekse, brakn yapsn" dediler "fakat eer aktan ibadet etmek isti-
Bu ryalar kimseye, hatta Ebu Bekir (r.a.)'e bile anlatmad. Fakat ayn
haberi te'kit eden nc bir olay daha oldu. Hadice (r.a.)'nin vefatndan
"Sizin hicret edeceiniz yer bana gsterildi: iki kaya yn arasnda suyu bol ve hurma aalaryla dolu bir yer grdm."-'
1.
2.
I.I. 2 8 7 .
B . X CI. 20.
3.
A.g.e.
4.
Bak. Bl. X X I V
5.
B. X X X V I I , 7.
YESRB'1 N
CEVABI
[34]
liyordu. Bunun bir sonucu olarak, Mus'ab'n Hazre'li ev sahibi Es'ad, Evs'in
kollarndan birinin bakan olan Sa'd bn Muaz'n kuzeni oluyordu. Sa'd ye-
olan Buas, bu vaheti ortadan kaldrp bar getirmemi, savaa sadece belli
bir sre iin ara vermeye yol amt. Bu uzun sren atmalar ve iddetin
kuzeni olduu iin utand da. Kendisi byle ho olmayan bir durumla
iki adama git" (phesiz bunlar sylerken, Yesrib'den ilk mslman olan
di.
.dan kar ve bizim topraklarmza girmeyi onlara yasakla. Eer Es'ad akHazreli alt adam, slm'n mesajn kendilerini dinleyen herkese ilet-
tiler. Ertesi yaz, M.S. 621'de, be tanesi tekrar Hacca geldiler. Beraberlerinde ikisi Evs'li yedi kii daha getirdiler. Akabe'de, bu oniki adam Peygamber'e biat etti'. Bu biat birinci Akabe Biati olarak bilinir, ilerinden biri yle anlatt: "lk Akabe'de geceleyin Peygamber'e biat ettik, Allah'a ortak komayacamza, hrszlk yapmayacamza, zina etmeyeceimize, ocuklarmz ldrmeyeceimize , iftira etmeyeceimize ve haktan ayrlmadka
ona itaat edeceimize sz verdik. O da bize yle dedi: "Eer bu sze uyarsanz, Cennet sizindir; bu gnahlardan bazlarn ilerseniz ve bu dnyada
cezasn ekerseniz, bu ceza onlara kefaret olur. Fakat bu biati Maher gnne dek ta'dil ederseniz, o zaman cezalandrmak veya affetmek Allah'a kalmtr."^
Yesribli mslmanlar tekrar Yesrib'e doru yola karken, Peygamber
(s.a.v.), Habeistan'dan yeni dnen, Abdu'd-Dar slalesinden Mus'ab' da
onlarla birlikte gnderdi. Mus'ab onlara Kur'an okuyacak ve din! emirleri
retecekti. Bu srada nceki yl mslman olan alt kiiden birinin, Es'ad
bn Zrare'nin evinde misafir kalacakt. Mus'ab ayn zamanda namazlarda
da imam olacakt, nk mslman olmalarna ramen, ne Evs'ten ne de
Ona bal kalacaklarna sz verdiler (ev.)
labam olmasayd bu yk sana yklemezdim. Fakat o benim annemin kzkardeiin olu, bu yzden ona bir ey yapamam." Useyd mzran ald,
onlarn yanna gitti ve taknabildii en sert ifade ile: "kinizi buraya, zayflan kandrmaya getiren sebep ne? Eer hayatta kalmak istiyorsanz buradan
gidin" dedi. Mus'ab ona bakt ve ok yumuak bir tonda: "Neden oturup,
benim sylediklerimi dinlemiyorsun? Dinledikten sonra, houna giderse
kabul eder, gitmezse kabul etmezsin" dedi. Peygamber (s.a.v.)'in elisinin
grnnden ve davranndan holanan Useyd: "Doru bir sz" dedi ve
mzran yere dayayarak onlarn yanna oturdu. Mus'ab ona slm' anlatt
ve Kur'an okudu; Useyd'in yzndeki ifade deiti. O n u n yzndeki aydnlk ve yumuamadan etrafndakiler onun mslman olduunu anladlar.
Mus'ab (r.a.) bitirdiinde: "Bu szler ne kadar gzel ve harika!" dedi. "Bu
dine girmek isteyince ne yaplr?" diye sordu. Ona, kendisini temizlemek
iin batan aaya ykanmas ve elbiselerini temizlemesi gerektiini sylediler. Oturduklar bahede bir kuyu vard. Useyd kuyudan su alp ykand,
elbiselerini temizledi ve 'Allah'tan baka lah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Allah'n Rasuldr' diye ehadet etti. Ona nasl namaz klnacan gsterdiler,
o da namaz kld. Daha sonra: "Arkamda yle bir adam var ki o size uyarsa,
halk ona uyar. imdi onu size gndereceim" dedi.
Kabilesinden adamlarn yanma dnd. O yanlarna varmadan onlar
Useyd'in deitiini anlamlard. "Ne yaptn?" dedi Sa'd. Useyd: "ki adam-
halde namaz vakti gelince oraya srt evirip kuzeye, Suriye'ye dnmek ma-
devam etmesine izin verdim. Onlar da: stediiniz gibi yapacaz' dediler",
dedi. "Grdm kadaryla senden fayda yok" diyen Sa'd mzra onun
rna anlatt, onlar da Peygamber (s.a.v.)'in Suriye, yani Kuds'e doru na-
Bunun zerine Sa'd onu dinlemeyi kabul etti. Sonu ayn Useyd'inki gibiy-
"Ben K'be'ye doru namaz klacam" dedi ve yolculuk boyunca yle yapt. Dierleri yine Kuds'e ynelerek namaz klmaya devam ettiler, Onunla
di.
Sa'd namaz kldktan sonra, Useyd ve beraberindekilerle halkn toplu
olduu meclise gitti. Sa'd onlara hitap etti ve: "Sizin aranzda benim konu-
maya balad ve Yesrib'in ileri gelen airlerinden olan Hazre'li Ka'b bn Ma-
lik'e: "Ey kardeimin olu, Allah'n Rasul'ne gidelim ve benim yolda yap-
adaletli ve liderlie en uygun olansn" dediler. " O halde" dedi Sa'd, "Allah'a
sordular.
Mus'ab (r.a.) onbir ay kadar Es'ad'a misafir olarak kald ve slam'a gi-
(s.a.v.) Ber'nm sorusuna u cevab verdi: "Senin bir ynn vard, onu ko-
adam olan Hazre'li Ebu Cabir Abdullah bn Amr, yolculuk srasnda Mi-
na'da mslman oldu. Peygamberle daha nceki gibi Akabe'de Hacc' takip
den biri o geceyi yle anlatyor: " O gece kervandaki dier adamlarla bir-
yanma gitmenin kendisi iin bir grev olduunu syledi, Peygamber (s.a.v.)
likte gecenin te biri geene dek uyuduk. Daha sonra yavaa kalktk ve
kaya kuu kadar sessiz bir ekilde hepimiz Akabe yaknnda toplandk. Ora-
derlerinden biri Hazre'li lider olan Ber idi. Yolculuun ilk gnlerinden iti-
duktan sonra ilk nce Abbas konutu: "Ey Hazreliler, -Araplar Evs ve Haz-
baren onu bir dncedir almt. Onlar Mekke'ye Allah'n Ev'i K'be'nin
itibarl olduunu ve onu nasl koruyup, ona kabilesi ve ailesi iinde erefli
d; ayn zamanda orada Peygamber (s.a.v.) vard ve Kur'an ilk olarak orada
1.
Burada Arabistan'da yaygn olan kz ocuklarn diri diri topraa gmme adeti kasdediliyor.
bizim iin ne var?" dediler. Peygamber: " C e n n e t " , dedi. Onlar da: " O hal-
2.
I. I. 2 8 9 .
3.
Bak. bl. X I X .
eytan o srada Akabe'nin tepesinde onlar gzlyor ve dinliyordu; kendisini tutamaymca Muzammam (zemmedilen, sulanan) diye yksek sesle
Bu tm insanlar anlamna gelir. Akabe'deki bu .kinci biartan sonra ilk Akabe biat. "kad.nlar biat."
diye anlmaya balam.t.r, Sava grevlerinden bahsetmedii iin sadece kad.nlar ..n byle kullanlmaya devam etmitir.
GLER
127
[35]
Peygamber (s.a.v.), Mekke'deki mslmanlar Yesrib'e hicret etmeye tevik ediyordu. Mslmanlardan biri, daha n c e oraya hicret etmiti. Ebu
Talib' in l m , yeeni Ebu Seleme'nin k o r u y u c u s u z kalmasna neden olmutu. Bu yzden E b u Seleme, karsn ve k k oullar Seleme'yi bir deveye bindirdi ve kendisi yryerek Yesrib'e yola kt. Fakat m m Seleme,
Mahzum'un dier kolundan, yani Beni el-Muire'dendi ve E b u Cehil'in kuzeni oluyordu. Ailesinden bazlar onlar takip ettiler ve devenin ipini E b u
Seleme'nin elinden aldlar. Ebu Seleme kar k m a n n anlamsz olduunu
bildii iin karsna onlarla birlikte gitmesini syledi. Daha sonra onu almak iin bir yol bulacakt. Fakat Mahzumlular'm dier kolu, yani E b u Seleme'nin akrabalar bu olay duyunca o k kzdlar ve ocuun kendi vesayetleri altnda olmas gerektiini sylediler. Bylece tm kabile onlara merhamet edip, o c u k ve annesini, Ebu Seleme'ye gnderene dek ayr kaldlar.
Bir mddet sonra m m Seleme yannda sadece Seleme ile birlikte deve ile
yola kt. Yaklak alt mil sonra, o zaman h e n z Mslman olmayan, Abdu'd-Dar kabilesinden O s m a n lbn Talha ile karlatlar. Osman, yol b o y u n ca ocukla annesine arkada oldu. E b u Seleme'nin Yesrib'in en gney n o k tasnda olan ve "iki grup kaya ynndan" birinin bulunduu Kba'da olduunu duymulard. Hurma bahelerini g r n c e O s m a n , m m Seleme'ye: " K o c a n bu ehirde, selametle git" dedi ve kendisi tekrar Mekke'ye
dnd. m m Seleme onun bu yardmn hi unutmad ve onu nazikliinden dolay hep vd.
s dayd.
Ebu Bekir ve Ali dnda tm m s l m a n l a r hicret edince, E b u Bekir
(r.a.) Peygamber (s.a.v.)'den hicret e t m e k iin izin istedi. Peygamber (s.a.v.)
ona: "Acele etme, belki Allah sana bir arkada verir" dedi. E b u Bekir
(r.a.),Peygamber (s.a.v.)'i beklemesi gerektigini anlad ve iki devesinin akasya yapraklaryla b e s l e n m e s i iin adamlarna emir verdi.
Kureyliler hicret edenleri durdurabilmek iin ellerinden geleni yaptlar. Sheyl'in dier kz da, daha n c e Flabeistan'a gittigi gibi kocas E b u
I lzeyfe ile Yesrib'e gitmiti. Fakat Sheyl, b u kez olu Abdullah' karmamak iin, gzn ondan ayrmyordu. Daha n c e Habeistan'a hicret eden,
Selm'li lider As'm olu Hiam'n bana da ayn ey gelmiti. Kureyliler taralndan Necai'yi mslmanlara kar kkrtmak iin gnderilen adam
onun vey kardei Amr'd. Fliam'm teyzesinin olu mer, Yesrib'e birlikte
gitmeyi planlamt. Mekke'den ayr ayr kacaklar ve ehrin on mil kadar
kuzeyinde Edat dikenliinde buluacaklard. Mahzum'lu Ayya da onlarla
yolculuk edecekti. Fakat kararlatrlan saatte Hiam gelmedi. Bunun zerine kararlatrdklar zere Hiam' b e k l e m e d e n , m e r ve ailesi Ayya'la yola koyuldular. Hiam'm babas ve kardeleri bu pln renmiler ve onu
zorla Mekke'de tutmulard. O n a o kadar o k i k e n c e etmilerdi ki, sonunda onu slam'dan d n d n aklamaya ikna ettiler.
Ayya ise mer'le birlikte Yesrib'e varmt. F a k a t o n u n vey kardeleri
1 i bu Cehil ve Haris onu takip ettiler ve annelerinin o n u grene dek salarn taramanaya ve gnein altnda oturmaya yemin ettiini haber verdiler.
Ayya buna o k zld, fakat m e r ona: " O n l a r seni dininden dndrmeklen baka birey istemiyorlar; n k Allah'a andolsun ki eer bitler anneni
rahatsz ederse san tarar, gne onu kavurmaya baladnda ise glgeye
birlikte, uzun yllardan beri Abdu ems'in mttefiki olan b i r o k Beni Esed'li
de gitti. Flamza ve Zeyd bir sre iin elerini Mekke'de brakp gittiler. Fa-
BR
umut kesmeyin.
esirgeyendir.
olmak
phesiz
zere ly taran
kullarm,
balar.
evvel, Rabbinize
da edilmez".
[36]
Allah'n
nk
SUKAST
O,
ynelip-d-
(Zmer:53-54)
[37]
kadar Mekke'de kalmas gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.)'e hl "ElE m i n " deniyordu ve kafirler bile hi kimseye gvenmedikleri mallarn ona
emanet ediyorlard. Peygamber (s.a.v.), Ali'ye, Kureyliler'in kendisine suikast hazrladklarn Cebrail'in haber verdiini de syledi.
ilar. Peygamber (s.a.v.)birine bindi, dierine de Ebu Bekir bindi. Olu Ab-
giden yol zerinde ve gneyde olan Sevr dandaki bir maaraya doru y-
biri, eer eve trmanp girerlerse, kadnlarn gizliliine tecavz ettikleri iin
gamber (s.a.v.) her zaman stnde uyuduu rty Ali'ye verdi ve: "Benim
Ebu Bekir (r.a.)in kle olarak ald, sonradan azad ettii oban Amir
yatama yat ve benim bu yeil Hadrm rtme brn. Uyu, sana onlardan
bir zarar gelmeyecek" dedi. Daha sonra Yasin diye balayan sreyi okuma-
du. Maaraya vardklarnda Ebu Bekir, olunu develerle birlikte eve geri
ya balad.
yunlarn gndz her zamanki gibi dier obanlarla otlatacak, akam oldu-
unda ise Mekke ile Sevr arasnda Abdullah'n izlerini kapatmak iin dola-
tan bir adam geliyordu. Peygamber (s.a.v.)'i fark etti. Biraz sonra Peygamber
tracakt.
(s.a.v.) 'in evinin yanndan geerken kapnn nnde ylan genleri grn-
ce, onlara Muhammed (s.a.v.)'i aryorlarsa, onun evde olmadn, ksa bir
sre nce dar ktn syledi. "Bu nasl olur?" diye dndler. Suikast-
birlikte yakalamak iin aratryorlard. Ebu Bekir de yok olduu iin ikisi-
diler. Fakat yine de pheye dtler. lerinden biri Peygamber (s.a.v.) 'in
Fakat Abdullah'n belki de bilmedii baka bir grup, onun Mekke dn-
yatt yeri biliyordu, pencereden bakt ve Peygamber (s.a.v.) 'in rtsne sa-
r iyi iz srerlerdi. Sradan bir bedevi arkasndan bir koyun srs takip et-
duu konusuna ikna etti. Fakat afak vakti Ali (r.a.) kalkt ve hl rtye sa-
phelendiler. Biraz daha beklediler; geen Safer ayndan kalan ince hill do-
muhtemel deildi, fakat bu kadar byk bir dl iin her yol denenebilirdi
gamber (s.a.v.) 'den bir iaret yoktu;ani bir drtyle, her birinin olanlar
haber vermek iin kendi kabilesine gitmesi gerektiine karar verdiler.
n c gn dan sessizliini, kaya gvercini olduklarn tahmin ettikleri iki kuun kanat rplarndan ve tmelerinden kan sesler bozdu. K-
sa bir sre s o n r a derinden gelen, fakat sanki daa trmanan birileri varm
gibi gittike y k s e l e n insan sesleri duydular. Fakat hava kararmcaya kadar
Abdullah' beklemiyorlard ve gnein batmasna daha belli bir vakit vard.
B u n a r a m e n maara n o r m a l d e n daha az klyd. Artk sesler uzaktan gelmiyordu, en azndan be veya alt a d a m gittike yaklayordu. Peygamber
(s.a.v.), E b u Bekir'e bakt ve " H z n e kaplma, elbette Allah bizimle beraberdir" dedi. ( T e v b e : 4 0 )
Daha s o n r a u n u ekledi: " n c l e r i Allah olan iki kii" (B. LVII, 5 ) Artk yaklaan ve duran ayak seslerini duyabiliyorlard. Adamlar maarann
dmdaydlar. Hepsi de kararl bir ekilde maaraya girmeye gerek olmadn, n k orada k i m s e n i n bulunamayacan sylediler. Daha sonra geldikleri yoldan geri dndler.
Uzaklaan ayak sesleri duyulmaya balaynca, Peygamber ve E b u Bekir
(r.a.) maarann azna geldiler. n n d e sabahleyin grmedikleri, h e m e n
h e m e n giriin t m n kapatan insan b o y u n d a bir akasya aac vard. A k
kalan yeri de bir r m c e k , akasya ile maarann duvar arasnda a rerek
kapatmt. A m iinden baktlar, maaraya girerken adamn ayan basaca yere, k a y a n n u k u r u n a , bir kaya gvercini yuva yapmt ve altnda yumurta varm gibi oturuyordu. E r k e k gvercin ise biraz y k s e k t e k i kayaya
tnemiti.
Abdullah ve kardeinin sesini bekledikleri saatte duyunca, kendilerini
k o r u y a n a kibarca kaldrdlar ve gvercini r k t m e m e y e alarak onlar
karlamaya gittiler. Amir de onlarla birlikteydi, fakat bu kez srs yoktu.
Amir, E b u Bekir'in yolculuk iin setii develeri e m a n e t ettii bedeviyi getirmiti. Bedevi h e n z m s l m a n o l m a m t , fakat srlarn gizleyeceine
gvenilebilirdi. Bu adam onlara Yesrib'e sadece gerek bir l a d a m n n bilebilecei yollardan gtrecekti. Bedevi onlar iki da arasndaki vad .e, ya-
" O n u n iin k a para d e d i n ? " E b u Bekir syledi, P e y g a m b e r (s.a.v.) "Deveyi o fiyattan a l y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v.) daha n c e b i r o k kez o n d a n
hediye kabul ettii halde, bu zel bir d u r u m olduu iin E b u Bekir (r.a.) hediye e t m e k t e srar etmedi. Bu d u r u m Rasuln hicretiydi, Allah rzas iin
yurdundan tm balarn koparmasyd. Bu nedenle hicret, yani yapt fedakrlk, sadece k e n d i s i n i n olmal ve bakalaryla paylalmamalyd. Bu
olayn bir paras olduu iin b i n e k de k e n d i s i n i n olmalyd. Hicret ettii srada ald devenin ad Kesva' idi ve o g n d e n sonra en sevdii devesi olarak kald.
Rehberleri onlar M e k k e ' d e n biraz douya, biraz gney'e doru gtrd, s o n u n d a Kzl Deniz'e ulatlar. Yesrib, M e k k e ' n i n kuzeyindeydi, fakat
sadece o n o k t a d a n kuzeye ynelebilirlerdi. Sahil yolu kuzey batya gidiyordu. Birka g n bu yolu takip ettiler. lk akamlarndan birinde, Nabi l n de su ararken Rabiul-Evvel aynn hilalini grdler. Peygamber (s.a.v.) yeni
Ay' g r n c e : " E y iyilik ve rehberlik hilli, i m a n m seni Yaratana'dr"^ dedi.
Bir sabah, kar taraftan k k bir kervann geldiini grerek ardlar
ve korktular. Fakat o n u n , devesine ykledii elbise ve dier ticari eyalarla
Suriye'den d n e n , E b u Bekir'in k u z e n i Talha o l d u u n u grnce, aknlklar sevince dnt. Talha, gelirken Yesrib'e uramt, mallarn M e k k e ' d e
satar-satmaz
hemen
geri d n m e y i
dnyordu.
Yesrib'de
Peygamber
(s.a.v.)'in geliinin b y k bir merakla beklendiini h a b e r verdi ve veda eteden n c e onlara, zengin Kureyliler'e satmay planlad beyaz Suriye elbiseleri hediye etti.
Talla'yla karlatktan ksa bir sre sonra kuzeye doru yneldiler, sahilin biraz iinden ilerleyerek k u z e y douya dndler; artk ynleri dosdoru Yesrib'e d n k t . Yolculuun belli bir zamannda Peygamber (s.a.v.)'e
vahiy geldi:
nnda E b u Bekir'in iki devesi ve k e n d i iin ald bir deve ile birlikte bekliyordu. E b u Bekir, ihtiyalarna yardm e t m e k zere Amir'i arkasna bindirecekti. Maaradan ktlar ve dzle indiler. E s m a bir anta dolusu y i y e c e k
getirmiti, fakat ip getirmeyi u n u t m u t u . Bu yzden kuan k a n
ikiye
n de
yere elbette
dndrecek-
85).
Hi phesiz,
tir' (Kasas:
Fa-
(s.a.v.):
grdklerinde ise durmak istemediler. Peygamber (s.a.v.)'in ryasnda grd "ki grup kara kaya yn arasndaki suyu bol yer" nlerinde uzanyordu. Koyu yeil hurma baheleri ve ak yeil bostanlar, bulunduklar
noktadan yryerek mil aada gzler nne serilmiti.
Yeilliin en yakn noktas, hicret edenlerin ilk dura olan ve bazlarnn hl orada bulunduu Kuba idi. Peygamber (s.a.v.) rehbere :"Bizi Kuba'daki Beni Amr'a gtr, ehre gtrme"-dedi. Vadinin en kalabalk yerleim merkezi bu adla (ehir) tannrd. O zamandan sonra bu ehir tm Arabistan'da ve her yerde el-Medine Medine olarak anlmaya baland.
Gnlerce nce, Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in kaybolduu ve onu bulana dl verilecei haberi vahaya ulamt. Kuba'llar, onun gelme vakti
geciktii iin her gn bekliyorlard. Bu yzden her sabah, namazdan sona
Beni Amr'den birka adam, baka kabilelerden adamlarla ve Mekke'den hicret eden, fakat henz Medine'ye girmemi olan muhacirlerden bir ksmyla
yola kyor ve onu aryorlard. Tarlalar, hurma bahelerini geip kayalk
blgeye varyorlar ve scak bastrana dek yolu gzlyorlar, daha sonra tekrar evlerine dnyorlard. O sabah da gitmiler, fakat drt yolcu kayalklardan inmeye baladnda geri dnmlerdi. Artk gzler bekleyile o yne
bakmyordu; fakat Peygamber (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.a.)'in yeni, beyaz elbiseleri, arkasndaki mavimsi kaya zemininde daha da belirginleerek, gneten parlyordu. O srada evinin atsnda olan bir yahudi onlar grd. Onlarn kim olduunu hemen anlad, nk Kuba'l yahudiler, komularnn
neden her sabah ehrin dna kp bir eyler aratrdn sormu ve nedenini renmilerdi. Bu yzden yksek sesle bard: "Kayle'nin oullar, o
geldi, o geldi!" ary duyan ocuk, kadn ve adamlar evlerinden frladlar.
Bir kez daha yeillikten geip kayala doru gittiler. Fakat fazla ilerlemelerine gerek yoktu. nk o zamana kadar yolcular ilk hurma bahesinin ya-
sonra Ali (r.a.), Mekke'den geldi ve Peygamber (s.a.v.)'in kald evde misafir oldu. Emanet edilen mallan sahiplerine geri vermesi gnn almt.
Peygamber (s.a.v.)'i selamlamaya pek ok kii geliyordu. Bunlarn arasnda iyi niyetten deil meraktan gelen Medine'li yahudiler de vard. Fakat
nc veya ikinci akam, grn dierlerinden farkl olan ve ne Araba
ne de yahudiye benzemeyen bir adam geldi. Ad Selman olan bu adam, tslalan'a yakn Ceyy kynden, ranl atee tapan bir ailenin ocuuydu, fakat ok genken hristiyan olmu ve Suriye'ye gitmiti. Orada bir aziz rahibe balanmt; bu rahip lm deinde ona kendisi gibi yal fakat ok iyi
bir adam olan Musul rahibine gitmesini sylemiti. Selman Irak'n kuzeyine doru yola koyulmutu. Bu onun iin bir dizi yal hristiyan rahibe balanmann balangcn oluturuyordu. Bu rahiplerin sonuncusu, yine lm
deinde, ona bir Peygamberin gelmek zere olduunu sylemiti: " 0 , 1 b ahim'in dini ile gnderilecek ve Arabistan'da ortaya kacak, kendi yurdundan hicret edip iki kaya yn arasndaki hurma aalaryla dolu lkeye gidecek. Onun belirtileri unlardr: "Hediye kabul edecek fakat sadaka olarak
verileni almayacak; ve iki krek kemii arasnda Peygamberlik mhr ola< aktr." Selman, Peygamber (s.a.v.)'in memleketine gitmeye karar vermi ve
Kelb kabilesinden tccarlara, kendisini Arabistan'a gtrmeleri iin demede bulunmutu. Fakat Kzl Deniz'in kuzeyindeki Akabe Krfezi'nin yaknnda yer alan Vadi'l-Kura'ya geldiklerinde tccarlar onu bir yahudiye kle
olarak satmlard. O, Vadi'l-Kura'daki hurma aalarn grnce bekledii
yerin buras olduunu zannetmiti; fakat yine de phe iindeydi. Ksa bir
sre sonra yahudi onu, Medine'deki Beni Kurayza kabilesinden olan kuzenine satmt. Selman, Medine'yi grr grmez, Peygamber (s.a.v.)'in hicret
edecei yerin buras olduunu anlamt.
Selman'm yeni sahibinin Kba'da da bir kuzeni vard; ve Peygamber
nna ulamt. O, her ynnyle coku dolu bir len vaktiydi. Peygamber
(s.a.v.) onlara yle hitap etti: " E y insanlar, birbirinizi barla selamlayn, a-
adamn yle dediini duydu : "Allah, Kayle oullarnn belsn versin! On-
ye. -l alarak kat ve Kba'ya gitti. Peygamber (s.a.v.) eski ve yeni sahabe-
M E D N E ' Y E
GR
[38]
yerek onlara uzatt. Peygamber (s.a.v.) arkadalarna yemelerini syledi, fakat kendisi yemedi. Selman bir gn Peygamberlik mhrn grmeyi mit
ediyordu, fakat imdilik Peygamber (s.a.v.)'i grmek ve sylediklerini duymak yeterliydi. Medine'ye sevin ve kr iinde dnd
A. H. V, 3 2 9 .
2.
I. S. 1 / 1 , 1 5 9 .
ve Avf, bu kabileye mensuptu. Burada, Kesva yoldan dnd ve iinde hurma aalar ve bir yapnm kalntlar bulunan bir baheye yneldi. Bahenin
bir ucu bir zamanlar mezarlk olarak kullanlmt. Hurmalar kurutmak
iin ayrlm bir yer de vard. Es'ad'n mescid olarak itle evirdii yere do-
AHENK
VE
fakat inmedi, deve bir dakika sonra kalkt ve tembelce yrmeye balad.
UYUMAZLIK
[39]
Fakat fazla uzaklamad, geri dnd ve daha nce kt yere gitti. Tekrar kt ve bu kez ayaklarn ne doru yayd. Peygamber (s.a.v.) indi ve :
"nallah bu evimdir" dedi. 1
Daha sonra bu bahenin sahibinin kim olduunu sordu. Avf'n kardei
- p e y g a m b e r (s.a.v.) yeni ald baheye bir cami yaplmasn istedi. KuI b a ' d a k i gibi hemen yapma baladlar. Binann ounu briketlerden yap-
Mu'az, orann Sehl ve Sheyl adnda iki yetime ait olduunu syledi. o-
tlar, fakat kuzeydeki duvarn, yani Kuds'e ynelik olan duvarn ortasnda-
yardmyla bir fiyat belirledi. Bu srada, yaknda oturan Ebu Eyyub Halid
li u beyiti tekrarlyorlard:
Peygamber (s.a.v.) onlara : "Bir adam ykyle beraber olmal" cevabn verdi. Ebu Eyyub (r.a.) kendi kabilesinden ikinci Akabe'de ilk biat eden adamd. Ebu Eyyub (r.a.) kars ile birlikte evinin st katna tand ve alt kat
et!",
Veya
sine gtrd.
merhamet
yoktur.
et!"
B. LXIII.
r
Peygamber (s.a.v.) Medine'nin en gl adam olmutu ve gc daha da arataa benziyordu. Kabul etmekten baka seenekleri yoktu; fakat yine de
aralarndan o k az Allah'n yahudi olmayan bir peygamber gndereceine
inanyordu. lk nceleri da kar samimi grnyorlard. Buna ramen
kendi seilmi topluluklarnn stn olduu inanandaydlar ve bu konuyu
kendi aralarnda konuuyorlard. Yeni dine kar, pheli tavrlarn gizli
tutmalarna ramen, bu tavr vahyin ilahi kaynandan phe duyan Araplarla paylamaya hazrdlar.
slm, Evs ve Hazre kabilelerinde hzla yaylmaya devam etti. Baz
gerek
dolay, imannzdan
ar-
109).
deil, Yesrib'de daha nce sahip olduklar stnl tekrar ele geirmek
tihan'dan sonra ikinci sray alan Bakara sresi indirilmeye baland. Sre
phe olmayan,
muttakiler
(Allah'tan
korkup
doru klarlar
ve kendilerine
nzk olarak
verdiklerimizden,
(Bakara:
dos-
zeredirler
ve
kurtulua
2-5).
babaa
kaldklarnda
alay edicileriz."
lar. Bununla birlikte yine de onun gerek Peygamber olmadna kendi kendilerini ikna ediyorlar ve bakalarna da onun semav bir elinin zelliklerini tamadn sylyorlard: "Muhammed (s.a.v.) kendisine gkten haber indirildiini iddia ediyor, halbuki O daha devesinin nerede olduunu
ettik'derler,
byle demiti. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca yle dedi: "Ben ancak Allah'n bana bildirdiklerini bilirim. imdi O, bana gsterdi: deve size, syle-
bera-
: 8, 14).
diim gibi yular aaca bal duruyor." 1 Ensar'dan bir grup adam gittiler ve
deveyi onun syledii yerde buldular.
Yahudilerin ou ilk nceleri vadide i savan sona ermesine neden
olan bu birlie sevinmilerdi. Fakat vadide atma olmasndan onlarn daha byk karlar oluyordu. Araplar aras bir atma, Arap olmayanlarn
deerini artryordu, nk onlara mttefik olarak ihtiya duyuluyordu.
Evs'le Hazre'in birlemesi, bir taraftan Yesrib Araplarna byk bir g vermi, dier taraftan bu tr mttefiklere duyulan ihtiyac da ortadan kaldrmt. Anlamaya giren yahudilerin de bu gten paylar olacakt. Fakat bu,
ayn zamanda, vadi dndaki Araplara kar alan savata onlara zorunluluklar ykleyen bir anlama idi. Henz denemedikleri bu yeni yaamda onlar iin daha baka tehlikeler de ortaya karabilirdi. Oysa eski yaamlarna
almlard, bu yzden ou tekrar eski yaamlarna dnmek istediler Be-
d ve aceleyle atma yerine gitti: " E y mslmanlar!" dedi ve sonra iki kez
balangcyd.
Onun
kuzeni
l b n Ubey de,
Peygamber
devam etti, "Aranzda olmama, Allah'n sizi doru yola ulatrp ereflendir-
tabi olduunu grnce daha ok sinirlendi. Fakat Ebu Amir'in aksine lbn
zere Medine'ye
dndler. 2
M'minler topluluunu daha ok birbirine balamak istedii iin Peygamber (s.a.v.), Ensar ile Muhacirler arasnda kardelik kurumunu ortaya
koydu. Bylece Ensar'dan her biri, kendisine dier Ensar'm tmnden daha yakn bir Muhacir kardee, Muhacirlerden her biri de kendisine dier
Muhacirlerin tmnden daha yakn bir Ensar kardee sahip oluyordu. Fakat Peygamber (s.a.v.) kendisini ve ailesini bundan ayr tuttu, nk Ensar'dan birini dierine tercih edip kendisine karde semek ok zor bir iti.
Bu yzden Ali (r.a.)'nin elini tuttu ve : "Bu benim kardeimdir" dedi. Hamza (r.a.) ile de Zeyd (r.a.)'i karde yapt.
slm'n en byk dmanlarndan ikisi, babalar tarafndan biri Hazre'li biri Evs'li anne tarafndan ise kuzen olan ve kabilelerinde byk nfuza sahip olan iki adamd. Evs'li Ebu Amir'e, ty bir elbise giydii ve arasra inzivaya ekildii iin bazan "Rahip" derlerdi. Ebu Amir, brahim'in dinine bal olduunu sylerdi; bu ekilde Yesrib'liler arasnda prestij ve din
otorite kazanmt. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldiinde, Ebu Amir ona
gitmi ve yeni dinle ilgili sorular sormutu. Peygamber (s.a.v.) ona bu vahyin, brahim'in dininin devam olduunu anlatan bir yetle cevap verdi. Ebu
Hazre'in ileri gelenlerinden biri olan Sa'd lbn Muaz (r.a.)'n hastalanmas zerine Peygamber (s.a.v.) onu ziyarete gitmiti. Vadideki btn zengin adamlar evlerini kale eklinde yaparlard. Peygamber (s.a.v.) Sa'd' ziyarete giderken, bahe duvarnn nnde evresinde dier Hazrelilerle oturan Abdullah lbn Ubey'in evinin (Muzahem) nnden geiyordu. Bahe duvarnn dnda bineinden indi ve ona selam verdikten sonra aralarnda biraz oturup onlara Kur'an okumak ve slam' anlatmak istedi, Fakat tam anlatmaya balayaca srada Abdullah lbn Ubey ona dnd ve yle dedi: "Senin anlatacaklarn gerekse, hibir ey onlardan daha iyi olamaz. O halde
evde, kendi evinde otur. Sana gelenlere anlat. Fakat sana gelmeyeni konumalarnla rahatsz etme ve istemedii halde topluluuna girme." "Hayr",
dedi bir ses, "Bize onu anlat, topluluklarmza, mahallelerimize ve evlerimize gir. nk biz onu seviyoruz, Allah bize merhamet etti ve bizi doru yola ulatrd." Konuan Abdullah lbn Ubey'in her zaman iin kendisine gvenebileceini dnd bir adam olan Abdullah lbn Revaha idi. Hayal krklna urayan lider (lbn Ubey), suratn asarak, arkadalar tarafndan
terkedilen bir adamn yenilmeye mahkm olduunu anlatan bir beyit okudu. Artk kar koymann anlamsz olduunu anlamt. Peygamber (s.a.v.)
ise Abdullah'n tamir edici abalarna ramen ok zgn bir ekilde yoluna
olabildi.
Ehli Kitaptan slama giren dier bir adam da Beni Kaynuka'nn dini lideri Hseyin lbn Selm idi, lbn Selm (r.a.) gizlice Peygamber (s.a.v.)'e gelmi ve biat etmiti. Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) ona Abdullah ismini
vermiti Abdullah, halknn kendisinin mslman olduunu duymadan nce, onlara kendi k o n u m u hakknda sorular sorulmasn nerdi. Peygamber
(s.a.v.) onun evine gitti ve Beni Kaynuka'nn ileri gelenlerini eve ard.
mezse tamamen yok olacam anlad. Dier taraftan slm' szde kabul et-
olmadlar. phe duyduklar baka kiiler de vard, fakat lbn Ubey farkl bi-
riydi. Onun etkisiyle samimi olmakszn yeni dine girdiini aklayan grup
yk bir kaypla karlat: Vadide Peygamber (s.a.v.)'e ilk biat eden kii olan
ti. Gnde be vakit namaz cemaatle klmyordu. Her namaz vakti msl-
gkte gnein konumuna, onun dou ufkundaki ilk klarna veya batda
gnein bat ekline gre belirliyordu. Fakat kiiler farkl farkl vakitler be-
mslmanlar namaza aracak bir alete ihtiya duydu. lk anda aklna ya-
hudilerin borusu gibi ttrecek bir adam tayin etmek geldi. Sonradan fikri-
"Allah'n Rasul, Bak El-Garkad'da^ iken yanma gittim; orada bir arkada-
lar. nk, kinci Akabe'de biat eden bir Hazre'li olan Abdullah lbn Zeyd
gamber (s.a.v.)'i Ensar ve Muhacirlerden bir grupla oturur buldu. " O n u se-
"stnde iki para kumatan yeil elbiseli bir adam yanmdan geti, elinde
bir nakus vard. Ben : " E y Allah'n kulu, o nakus bana satar msn?" dedim.
dedim. 'Sana bundan daha iyi bir yol gstereyim mi?' Ben: "Nedir o yol?"
ibareyi drt kez tekrarlad. Sonra ikier kere de aadakileri okudu: "Al-
da dinlemesini istedi. Daha sonra mslman o l d u m 5 " Selman bir kle ol-
l olduuna ehadet ederim, Haydi namaza, Haydi Kurtulua, Allah Byktr'. Daha sonra bir kez "Allah'tan baka ilah yoktur" dedi".
[40]
Peygamber (s.a.v.) bunun hak bir rya olduunu syledi. Abdullah ibn
Zeyd (r.a.)'den sesi ok gzel olan Bilal (r.a.)'e ryasnda duyduu szlerin
aynsn retmesini istedi. Camiye yakn en yksek evlerden biri Neccar
kabilesinden bir kadna aitti. Bill (r.a.) oraya her gn afaktan nce gelir ve
afan ilk klarn beklerdi. Douda ilk solgun grdnde ellerini
bitiik iki oda yaplmas iin emir verdi. Biri hanm evde (r.a.), dieri
de nianls Aie (r.a.) iindi. Binann yapm toplam yedi ay srmt, Pey-
rey'in mslman olmas iin senden onlara yardm etmeni istiyorum. Da-
gamber (s.a.v.) bu sre iinde Ebu Eyyub (r.a.)'un evinde kald. Sevde'nin
evi bitmek zere iken, Zeyd (r.a.)'i, zevcesi Sevde'yi, kzlar m m Glsm
(r.a.) ve Fatma (r.a.)'y Medine'ye getirmesi iin Mekke'ye gnderdi. Ebu
Bekir (r.a.) de olu Abdullah'a, m m Rmn, Esma ve Aie'yi getirmesi
iin haber gnderdi. Zeyd kendi kars mm Eymen ve k k oullan
same'yi de beraberinde getirdi. Talha tm tanabilir mallarn elden karmt, bu yzden o da Zeyd'le beraber Medine'ye geldi, henz yeni hicret
ediyordu. Bu grubun geliinden ksa bir sre sonra Ebu Bekir (r.a.) kz Esma'y annesi Safiye ile birlikte birka aydan beri Medine'de olan Zbeyr'le
evlendirdi. Ebu Bekir'in kz kardei Kureybe, yal ve kr olan babalar Ebu
Kuhafe'ye bakmak iin Mekke'de kalmt. Kureybe'nin aksine, babas henz mslman olmamt.
Peygamber (s.a.v.) Zeyd'in m m Eymen (r.a.)'den baka, kendi yanda ikinci bir e almasn uygun grd ve Cah'n olu Abdullah'tan gzel kz kardei Zeyneb'i istedi. lk nceleri Zeyneb isteksizdi, bunun iin bir sr geerli nedeni de vard. Zeyneb bir Kurey'liydi. Fakat bu sebebi ne srmesi inandrc olmad. ki taraftan da saf Kureyli olan annesi Umeyme,
Esed'li bir adamla evlenmiti. Zeyd'in Kurey kabilesine evlat edinildii hesaba katlmazsa, onun ailesinin kabileleri olan Beni Kelb ve Beni Tayy, Beni
Esed'e gre daha aa bir statdeydi. Zeynep, Zeyd'le evlenmesini Peygamber (s.a.v.)'in istediini anlaynca, raz oldu, ve evlilik meydana geldi. O sralarda kardei Hanine de Mus'ab'la evlenmiti. Bundan ksa bir sre sonra
Zeyneb'in annesi Umeyme Medine'ye geldi ve Peygamber (s.a.v.)'e biat etti.
Peygamber (s.a.v.) ve kzlar, evde ile birlikte yeni yaplan evde otur-
1.1. 3 8 6 .
2.
Bakara 135.
gerektii kararna vardlar. O sralarda Aie (r.a.), gzellii gze arpan do-
3.
I. 1 . 4 1 1 - 1 2
4.
5.
Kureyliler babasna, yz gzel olduu iin Atik derlerdi. 1 Annesi hakknda ise Peygamber (s.a.v.) yle derdi: "Kim Cennet'teki byk gzl Huri
bandan daha
yakndr."
Aie babasnn saykladn zannetti ve Amir'e dnd. lmese de lme ok yaklaan Amir de ona iirle cevap verdi. O srada Bilal hummadan
kurtulmutu, fakat hibir ey yapacak gc olmad iin evin avlusunda
yatyordu.
Buna ramen, konuacak kadar gc vard, u szleri syledi:
"Ah, geceleyin bir daha uyuyabilecek
miyim?
bir daha
arasnda?
iip,
miyim?"
SAVAA
mi bir halde sayklyorlar" dedi. Peygamber (s.a.v.), Aie, anlamasa da oc u k hafzasyla onlarn sylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlynca ikna
BALANGI
[41]
oldu. Ve yle dua etti: "Allah'm, Mekke'yi bize sevgili kldn gibi, Medine'yi de bize sevgili kl, hatta daha da sevgili. Bize suyunu ve ekinlerini ver
ve h u m m a y buradan M e h y a ' a h 1 0 kadar u z a k l a t r ! " 1 1 Allah o n u n duasn
kabul etti.
ttKendilerine
vama)
yalnzca:
zulmedilmesi
dolaysyla,
onlara
edilip karldlar"
(mminlere
etmeye g yetirendi:
saOnlar,
srgn
(Hacc:39-40)
I. H. 161.
2.
I. S. VII, 2 0 2 .
3.
B. LXI, 22.
4.
I. S. VIII, 40-1.
J.
I. S. VIII, 4 2 .
6.
A.g.e, 41.
7.
A.g.e. 42.
8.
ulat. meyye, h e r zaman iin slm'n en azgn d m a n l a r n d a n biri olm u t u ; m s l m a n l a r n saldrmak istemesinin dier b i r n e d e n i de ele geirecekleri ganimetlerdi. Ticari eyalarn yaklak 2 5 0 0 deveye yklendii
syleniyordu. F a k a t sadece M u h a c i r l e r yz Kureyli'ye kar koyamazlard.
9.
Mekke'de 2 tepe.
10.
11.
1.1.414.
mad. B u n d a n yaklak ay sonra, daha az k o r u n a n zengin bir kervan daha kardlar. Kervan, ems'li E b u Sfyan'n Suriye'ye gtrd mallarla
reyliler ise ' M u h a m m e d (s.a.v.) h a r a m aya tecavz etti' diye h e r tarafta pro-
daki Nahle ovasnda b e k l e m e k zere gnderdi. Recep ayndaydlar, yani yln drt h a r a m ayndan biri. Peygamber (s.a.v.) Abdullah'a saldr emri ver-
(bir gnahtr).
Mescid-i Haram'a
Allah katnda
sorarlar.
byk
alkoymak,
onu inkr
etmek,
kar-
(ziyaretilerin
girmelerine)
beterdir." (Bakara:
217)
Muhacirler, Nahle'ye varp, yolun ok yaknnda gizli bir yere konakladklarnda, k k bir Kurey kervan, onlardan habersiz, yaknlarnda bir yere ko-
nz d n d .
O a b a n aynda, o k b y k n e m tayan bir vahiy nazil oldu. lk keli-
sava-
(Hacc:39)
meleri, Peygamber (s.a.v.)'in kble tayini iin gsterdii ar dikkate deiniyordu. Cami'de kble, mihrabla, yani Kuds'e ynelik duvarn ortasna k o nan talarla belirlenmiti. F a k a t ehir dnda iken kble, g n e ve yldzla-
gsteren
ra b a k a r a k belirlenebiliyordu.
"Biz, senin, yzn ok defa ge doru, saa-sola
kbleye evireceiz.
evirip durduunu
gryoruz.
Haram
114)
BEDR'E
DORU
[42]
p b u
E - n gelmiti. P e y g a m b e r (s.a.v.) Talha ve m e r ' i n k u z e n i Sa'id', - H a n i f lerden o l a n Zeyd'in o l u - M e d i n e ' n i n b a t s n d a k i sahilde yeralan H a v r a y a ,
k e r v a n l a ilgili h a b e r almalar i i n g n d e r d i . Bu ekilde, g n e y b a t y a hzl b i r
y r y l e k e r v a n sahile y a k l a t r m a k daha da k o l a y o l a c a k t . G n d e r d i i
iki g z c C h e y n e k a b i l e s i n d e n b i r a d a m n evinde, k e r v a n g e i n c e y e k a d a r
m i s a f i r edilmiti. F a k a t b u z a h m e t l e r b o a gidebilirdi. n k M e d i n e ' d e k i
Y a h u d i l e r d e n veya m n a f k l a r d a n biri,* P e y g a m b e r (s.a.v.)'in p l n n E b u
Sfyan'a h a b e r v e r m i t i . B u n u d u y a n E b u Sfyan, Gfari k a b i l e s i n d e n D e m d e m a d n d a k i bir a d a m M e k k e ' y e h a b e r v e r m e s i ve o n l a r k o r u y a c a k b i r ordu h a z r l a m a l a r n s y l e m e s i iin g n d e r d i . Bu srada k e n d i s i de, g e c e - g n dz k e r v a n l a r y l a sahil y o l u n d a hzla ilerliyordu.
Acil d u r u m d a olan s a d e c e E b u Sfyan deildi. P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i ne'de m m k n o l d u u kadar u z u n s r e k a l m a k istiyordu, n k kz R u kiyye (r.a.) o k hastayd. F a k a t kiisel s o r u n l a r engelleyici o l m a m a l y d , b u
y z d e n P e y g a m b e r (s.a.v.), gnderdii g z c l e r i n d n m e s i n i b e k l e m e d e n
yola k o y u l m a y a k a r a r verdi . M e d i n e ' y e vardklarnda, M u h a c i r l e r d e n ve
E n s a r d a n o l u a n , t o p l a m 3 0 5 kii o l a n b i r ordu k u r u l m u t u . O srada M e dine'de eli silah tutan y e t m i yedi m u h a c i r vard. h a r i hepsi oradaydlar: B u n l a r d a n biri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in d a m a d O s m a n ' d .
P e y g a m b e r (s.a.v.), o n u n hasta k a r s n a b a k m a k iin M e d i n e ' d e k a l m a sn istemiti Dier ikisi ise Talha (r.a.) ve Sa'id (r.a.) idi. O n l a r M e d i n e ' y e
vardklarnda ordu o k t a n yola k m t .
lk k o n a k l a r n d a , P e y g a m b e r (s.av)'in k u z e n i Z h r e k a b i l e s i n d e n Sa'd,
o n b e y a n d a k i kardei U m e y r ' i z n t l g r n c e , n e o l d u u n u sordu.'
' K o r k u y o r u m " dedi Umeyr, "Allah R a s u l b e n i g r r de o k k k o l d u u m u s y l e r ve b e n i geri g n d e r i r diye k o r k u y o r u m . F a k a t b e n g i t m e k istiyor u m . n k , b e l k i Allah b a n a e h a d e t i tattrr." K o r k t u u b a n a gelmiti.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , o r d u y u d z e n e s o k a r k e n o n u grd ve o k k k o l d u u iin M e d i n e ' y e geri d n m e s i n i istedi. F a k a t U m e y r alaynca, P e y g a m b e r
(s.a.v.) k a l m a s n a izin verdi. " O k a d a r k k idi k i " , dedi S a ' d , ' " k l kayn k s a l t m a k z o r u n d a k a l d m . "
z e r i n d e veya drt kiiyi t a m a k t a o l a n y e t m i develeri, biri Z beyr'e ait o l a n de atlar vard. B e y a z s a n c a k M u s ' a b (r.a.)'a verilmiti.
n k o savata K u r e y l i l e r ' i n s a n c a k t a r o l a n A b d u ' d - D a r s l a l e s i n d e n d i .
Bu n c k o l u n h e m e n a r k a s n d a , P e y g a m b e r (s.a.v.) yer alyordu. O n u da,
biri M u h a c i r l e r i , dieri E n s a r ' temsil e d e n iki siyah flama takip ediyordu.
Bu
flamalardan
Muttalib
oullar, n e z a m a n d a n b e r i a r a n z d a k i k a d n p e y g a m b e r size g a y b d a n haberler veriyor? E r k e k l e r i n i z i n p e y g a m b e r rol o y n a m a s y e t m e d i m i ? i m di sra k a d n l a r n z d a m ? " Abbas v e r e c e k b i r c e v a p b u l a m a d , fakat E b u C e hil, ertesi g n E b u K u b a y s t e p e s i n d e n D e m d e m ' i n sesi t m ehri n l a t t n da c e v a b n ald. n s a n l a r e v l e r i n d e n frladlar ve o n u n etrafnda toplandlar.
E b u S f y a n o n a o k para d e m i t i , b u n e d e n l e r o l n gzel o y n a m a l y d .
D e v e n i n s t n d e , ters b i r ekilde o t u r m u t u , b u n u n yan sra felaket iareti o l a r a k d e v e s i n i n b u r n u n u da yarmt. D e v e n i n b u r n u n d a n k a n l a r a k y o r du. K e n d i s t n d e k i giysiyi de paralamt. " E y K u r e y l i l e r " diye bard,
" K e r v a n develeri, k e r v a n develeri, E b u Sfyan'la b e r a b e r o l a n m a l l a r n z !
M u h a m m e d ve a d a m l a r onlara saldrd. Yardm e d i n ! Yardm e d i n ! "
e h i r b i r d e n bire telaa b r n d . imdi t e h l i k e d e o l a n k e r v a n , yln e n
z e n g i n k e r v a n y d ve o u o n u y i t i r m e k t e n k o r k u y o r d u . H e m e n b i n kiilik
Mslmanlarn
t . B u n u h e r z a m a n bir i h t i m a l o l a r a k gz n n d e b u l u n d u r m u l a r d . F a k a t
b u i h t i m a l i n g e r e k l e t i i n i r e n i n c e P e y g a m b e r (s.a.v.) s a h a b i l e r i n e dan-
ladlar. O n l a r n s y l e d i k l e r i n i k u v v e t l e n d i r i r b i r e k i l d e , B e n i
Zhre'nin
d a n l k k o y a r a k : " B u n d a n k e n d i n e g z e l k o k u s r E b u Ali, n k s e n k a d n -
yola k m a k z e r e hazrland.
dn anlatrd. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n a a r m a m t , n k M u h a c i r l e r i n
c l e r B e d i r k u y u s u n u n s t n d e k i b i r t e p e d e konakladlar. Su d o l d u r m a k
i i n k u y u n u n y a n m a g e l d i k l e r i n d e , k y d e n iki k z n aralarnda k o n u t u k -
k e n d i snrlar i i n d e k o r u m a k z e r e sz vermilerdi. A n c a k k e n d i l k e l e -
r i n d e o n u , elerini ve o c u k l a r m k o r u d u k l a r gibi k o r u y a c a k l a r d . A c a b a
M e d i n e dndaki b i r d m a n a k a r da o n u k o r u m a y a h a z r m y d l a r ? " E y
Bedir'den g e e n y o l u n , g v e n i l i r o l u p o l m a d n k o n t r o l e t m e k i i n k e r v a -
doru yneltti.
la b i z e n d e r l i k e t . "
P e y g a m b e r (s.a.v.) b u szlere o k sevindi. Ya k e r v a n ya da o r d u d a n sad e c e biriyle s a v a m a l a r gerektii k a n s n d a y d . " l e r i " dedi.
"Neelenin,
C e h i l ; C u m a h ' t a n U m e y y e ; A m i r ' d e n S h e y l . B u n e m l i isimleri d u y a n Peyg a m b e r (s.a.v.) a d a m l a r n t o p l a d n d a : " M e k k e , h a y a t n n en iyi paralarn sizin n n z e a t y o r " dedi.
B i n k i i l i k g l Kurey o r d u s u n u n h a b e r i n i n E b u Sfyan' a u l a m a s
uzun s r m e m i t i . F a k a t o z a m a n a k a d a r k e r v a n , k e n d i s i n i k o r u m a y a gelen
o r d u n u n d m a n l a k e r v a n a r a s n d a d u v a r olaca bir k o n a a ulamt. K e r vann artk g v e n d e o l d u u n u h i s s e d e n E b u Sfyan K u r e y o r d u s u n a b i r eli g n d e r d i : " S i z develerinizi, m a l l a r n z ve adamlarnz k o r u m a k zere
geldiniz. Allah o n l a r k o r u d u , o h a l d e geri d n n . " Bu m e s a j K u r e y o r d u s u n a , Bedir'in biraz g n e y i n d e k i C u h f e ' d e k o n a k l a d k l a r srada ulamt.
O r d u n u n daha fazla i l e r l e m e m e s i i i n b i r n e d e n daha vard. B e n i M u t t a lb'den b i r a d a m n - C u h e y m - g r d r y a , veya hayal n e d e n i y l e t m k a m p k a r a m s a r l k b r m t . C u h e y m yle diyordu: " U y k u ile u y a n k l k aras n d a , y a n n d a b i r deveyle b i r l i k t e at s t n d e b i r a d a m n y a k l a t n grd m . A t n d a n indi ve U t b e , e y b e , E b u ' l - H a k e m ve U m e y y e - s o n r a a d a m n
syledii dier k a b i l e liderlerini de sayd- hepsi k l t a n g e i r i l e c e k . " " D a h a
s o n r a " dedi C u h e y m : " D e v e s i n i n g s n b a k l a yaralad ve o n u adrlarn arasnda k o m a s i i n s e r b e s t b r a k t . K a m p t a d e v e n i n k a n s r a m a y a n
bir t e k adr k a l m a d . " E b u C e h i l , C u h e y m ' i n anlattklarn d u y u n c a , s e s i n de zafer d o l u b i r hava ile: " l t e , A b d u ' l - M u t t a l i b i n o u l l a r n d a n b i r P e y g a m ber d a h a " dedi. " B i r p e y g a m b e r d e m e s i n i n s e b e b i , H a i m ve M u t t a l i b ' i n
o u l l a r n n b i r t e k k a b i l e o l a r a k k a b u l edilmesiydi. K a m p t a k i b u k a r a m s a r l y o k e t m e k isteyen E b u C e h i l , o r a d a k i l e r i n t m n e h i t a p e d e r e k yle
d e d i : " T a n r ' y a a n d o l s u n k i , Bedir'e g i t m e d e n geri d n m e y e c e i z . O r a d a
g n kalacaz; develer k e s i p l e n k u r a c a z ; arap su gibi a k a c a k ve d a n szler b i z e a r k syleyip d a n s e d e c e k l e r . Araplar b i z i m b u m u h t e e m y r y m z ve t o p l a d m z g c d u y a c a k l a r . B u n d a n s o n r a bize k a r h e p
k o r k u ve sayg duyacaklar. Bedir'e i l e r i ! "
A b b a s b n e r i k , m t t e f i k i o l d u u Z h r e kabilesi ile b e r a b e r g e l m i t i ;
za r a m e n , g n l l e r i n i z i n M u h a m m e d ' l e b i r l i k t e o l d u u n u b i l i y o r u z . " A b -
bas b u n a r a m e n Bedir'e g i t m e y e k a r a r verdi ve y a n n a y e e n i n i ald: Haris'in oullar E b u Sfyan ve Nevfel ile E b u Talib'in olu Akil.
olan dmanlar
engelliyordu.
Kuyularn
hepsi
nlerindeki
eimde sralanyordu. Peygamber (s.a.v.) geldikleri ilk k u y u n u n yannda konaklama emri verdi. Fakat Hazre'li H u b b l b n el-Munzir (r.a.) ona geldi ve
: " Ey Allah'n Rasul (s.a.v.), b u konakladmz yerden ne ilerleyip ne de
gerilemeden durmamz Allah m sana emretti, yoksa bu senin grn ve
sava stratejin m i ? " dedi. Peygamber (s.a.v.) b u n u n sadece bir gr olduunu syleyince Hubb devam etti: "Burada konaklamayalm. Ey Allah'n Rasul, dmana yakn kuyularn en byklerinden birinin yanna varncaya
kadar ilerleyelim. Orada konaklayalm, dier b t n kuyular kapatp, kendimiz iin bir sarn hazrlayalm. O zaman dmanla karlatmzda bizim
iecek suyumuz olur, onlarnsa suyu o l m a z . " Peygamber (s.a.v.) b u gr
kabul etti ve Hubb'n plan ayrntsyla uyguland. lerideki b t n kuyular
kapatlp, bir sarn hazrland. Herkes su krbasn doldurdu.
Daha sonra Sa'd lbn Muaz (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'e geldi ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, izin ver de s e n i n iin bir glgelik yapalm, develerini de y a n m a balayalm. D m a n l a karlatmzda, Allah bize g verir
de onlar yenersek, bizim istediimiz yerine gelir. Fakat eer kaybedersek,
sen h e m e n devene binip gerideki arkadalarmza katlabilirsin. n k geride kalan arkadalarmz da seni b i z i m kadar severler, eer s e n i n savala
karlaacan bilselerdi, onlar da sana yardmc olurlar ve s e n i n yannda
savarlard." B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v.), Sa'd' vd ve ona dua etti.
H u r m a dallarndan bir glgelik yapld.
O gece Allah, rn'minlere
zinde kalktlar.
(Enfal:
sabahleyin
ok
11).
G n l e r d e n Cuma'yd, 17 Mart, M.S. 6 2 3 yani 17 Ramazan H.S.^ afakla birlikte Kurey Akankal tepesine trmand. O n l a r tam tepeye ulatklarnda, gne ykselmiti. Peygamber (s.a.v.) onlar s s l e n m i atlar ve develer
U t b e , phesiz, kardeinin kan diyetini d e m e k iin A m i r el Hadremi'ye yaklamak istiyordu. Fakat E b u Cehil, Utbe'yi k o r k a k l k l a , kendisinin
ve kar saflardaki olu E b u Huzeyfe'nin d r l m e s i n d e n k o r k m a k l a sulad. Daha sonra Amir'e d n e r e k o n u , kardeinin c n alaca b u frsat ka r m a m a y a tevik etti." Kalk ve onlara szn, kardeinin ldrldn
hatrlat" dedi.
BEDR
[43]
na e d e m e z d i .
B u s o n o k u ve hiddet dolu a n l a r b i r a d a m a bekledii frsat salad.
K e n d i s i y o k k e n o l u n u n k a m a s n d a n k o r k a n S h e y l olu Abdullah' da
Bedir'e g e t i r m i t i . C u m a h ' n lideri m e y y e de zorla slam'dan d n d n
sylettii olu Ali'yi ayn n e d e n l e sava a l a n n a getirmiti. F a k a t kararsz
olan Ali n i n a k s i n e Abdullah'n i n a n c o k s a l a m d . K a m p n y a k n n d a k i
bir k a y a n n a r k a s n a gizlenen A b d u l l a h , k a r d a k i m s l m a n k a m p a k a m a n n b i r y o l u n u b u l m u t u . Oraya vardnda d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v . ) ' e
gitti, i k i s i n i n d e y z s e v i n t e n parlyordu. A b d u l l a h , d a h a s o n r a s e v i n
iinde iki e n i t e s i , E b u Huzeyfe ve E b u Sabra'y selamlad.
SAVA
eygamber (s.a.v.) orduyu dzene s o k t u ve elinde bir okla her askerin nn-
kalan Ensardan birine, elindeki okla gsn hafife vurarak:" Sraya gir, Sevad" dedi.Sevad : " E y Allah' n Rasul ,canm yaktn. Allah seni h a k ve adaletle gnderdi, o halde karln v e r " dedi. Peygamber (s.a.v.) kendi gsn
aarak elindeki o k u uzatt ve " A l ! " dedi. Sevad ise eildi ve tam Peygamber
(s.a.v.)'in kendisine vurduu yerden pt. "Niye byle yaptn?" diye sordu Peygamber (s.a.v.). Sevad u cevab verdi: " E y Allah'n Rasulu, grdn gibi dmanla kar karyayz; seninle geirebileceim son dakikalar olabilecek u anda, sana d o k u n m a k , i s t e d i m . " Peygamber (s.a.v.) o n u n iin dua etti.
K u r e y i l e r l e m e y e b a l a m t . F a k a t dalga dalga y a y l m o l a n k u m tepecikleri arasnda o l d u k l a r n d a n d a h a az g r n y o r l a r d . B u n a r a m e n Peyg a m b e r (s.a.v.) o n l a r n g e r e k saysn ve iki ordu arasndaki dengesizlii biliyordu . E b u Bekir'le b i r l i k t e g l g e l i i n e d n d ve Allah'a, vadettii yardm g n d e r m e s i iin dua etti.
Hafife u y u k l a d ve u y a n d n d a : " N e e l e n ey E b u B e k i r : Allah'n yardm geldi. te Cebrail, elinde b i r atla geliyor, sava iin h a z r l a n m " d e d i . 1
Arap tarihinde b i r o k sava, iki ordu k a r karya g e l d i k t e n s o n r a t a m
a t m a y a b a l a n a c a anda s o n b u l m u t u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) b u k e z
savan o l a c a n d a n e m i n d i . te b u k a r l a r n d a k i ordu o n a vadedilen iki
g r u p t a n biri idi. A k b a b a l a r da savan k a n l m a z o l d u u n u a n l a m gibi, iki
o r d u n u n da l l e r i n i y e m e k iin kayalklara t n e m i l e r d i . Kurey'in h a r e ketlerinden
saldrya h a z r l a n d k l a r anlalyordu.
ok yaklamlar
ve
re'li Neccar kabilesinden Avf (r.a.) oldu. Avf ile birlikte kardei Muavviz de
ileri kt. Medine'de Kesva, Hicretin son konan onlarn mahallesinde
yapmt. Meydan o k u m a y a kar kan n c kii ise, b n Ubey'i Peygamb e r (s.a.v.)'e nazik davranmas iin uyaran Abdullah bn Revaha (r.a.) idi.
" K i m s i n i z ? " diye sordu Kureyliler. Adamlar cevap verince U t b e : " Siz
soylusunuz ve b i z i m dengimizsiniz. F a k a t bizim sizinle iimiz y o k . Bizim
meydan o k u y u u m u z sadece kendi kabilemizden olanlara" dedi. Daha sonra Kurey'in habercisi yle bard: " E y M u h a m m e d , b i z i m karmza k e n di k a b i l e m i z d e n uygun adamlar kar." Peygamber (s.a.v.) byle b i r eye niy e t l e n m e m i t i , fakat Ensar'n acelecilii b u duruma sebep o l m u t u . Bu nedenle P e y g a m b e r (s.a.v.) en fazla kendi ailesinin b u savaa sebep olduunu
d n e r e k ailesinden kiiyi ard. Meydan okuyanlardan ikisi orta yal, biri genti. Peygamber (s.a.v.) " K a l k ey U b e y d e ! Kalk ey Ali! Kalk ey
H a m z a ! " dedi. U b e y d e ordudaki en yal ve en deneyimli adamd; o da Abdu'l-Muttalib'in t o r u n u oluyordu. Ubeyde U t b e ile, Hamza eybe ile, Ali de
Velid ile karlat. arpmalar uzun srmedi: Ksa bir sre sonra eybe ve
Velid yerde l m bir halde yatyorlard. Hamza ve Ali (r.a.) ise yaralanmamlard bile. F a k a t Ubeyde tam Utbe'yi yere d r m k e n bacana bir kl darbesi yedi. Bu l bir mcadeleydi; e kar . Bu n d e n l e Hamza
ve Ali kllarn Utbe'ye evirdiler ve H a m z a ' n m kl darbesiyle Utbe ld.
Daha sonra yaral kuzenlerini geriye tadlar. Ubeyde (r.a.) o k kan kaybetmiti, k o p a n bacann yarasndan hl k a n fkryordu. F a k a t o n u n sadece bir tek dncesi vard: "Ben b i r ehit deil m i y i m , ey A l l a h m R a s u l ? "
dedi. Peygamber (s.a.v.) ona yaklat ve: " E l b e t t e e h i t s i n " cevabn verdi.
ki d m a n arasndaki durgunluk Kurey'in att bir okla bozuldu. O k
mer'in azatllarndan birine isabet etti, adam ar yaral bir ekilde yere yuvarland. kinci o k da, sarncn banda su imekte olan Hazre'li g e n Harise'nin b o y n u n a sapland. Peygamber (s.a.v.) adamlarna moral vererek yle
dedi: " M u h a m m e d (s.a.v. )'in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun ki, bugn mkafat u m a r a k arpan ve ldrlen, geriye d n m e y i p hep ilerleyen
kim varsa, Allah onlar C e n n e t e koyarak
mkfatlandracak"2
O n u n syle-
Bu szler, h e m e n savatan sonra indirilen ayetin bir b l m y d . Frlatlan akl talar ilahi yardmn tek rnei deildi. Kurey'in kar k o y m a
g c n n en etin olduu bir anda m ' m i n l e r d e n birinin klc krld. C a h
ailesinin akrabalarndan, U k k a e adndaki b u adamn ilk d n c e s i gidip
Peygamber (s.a.v.)'den baka bir silah i s t e m e k oldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
aatan b i r sopay ona uzatarak " U k k a e , b u n u n l a dv" dedi. U k k a e sopay ald, d m a n a kar salladnda sopa uzun, keskin bir kl h a l i n e geldi. U k k a e , Bedir'de ve dier savalarda b u klla savat. Klca ilah yardm a n l a m n a gelen "el-Avn" adn verdiler.
M'minler,
yalnz
deildiler.
nk Allah,
Peygamber
(s.a.v.)'e
ediciyim"
(Enfal:9).
Allah, meleklere de u m e s a j vermiti:
"Rabbin meleklere
lamlk
cam. yleyse
y yiyordu. " Allah! Allah! " diye bard, " B e n i m l e c e n n e t arasnda u adam-
parmaklarna."
savarlarken
yardm vadetmiti:
malar frlatt ve emre hazr bir ekilde elini klcnn stne koydu.
(g ve metanet)
vahyetmiti
(ey mslmanlar),vurun
kalblerine
boyunlarnn
iman edenlere
amansz
bir korku
sasalabtn
(Enfal:12)
Meleklerin inananlara yardmc, kafirlere ise k o r k u verici olarak varold u u n u oradaki herkes hissediyordu. Fakat o k az onlar grp, alglayabil-
may mit ederek bir tepede savan bitmesini bekliyorlard. stlerinden bir
dir." (Enfal:
istiyorsunuz- Oysa
hkm ve hikmet
sahibi-
67).
saj da vard :
etti, dier kolu yannda sadece derisiyle bedenine bal bir ekilde sallanyordu. o k acmaya balaynca M u a z eildi, k e s i k elini ayann altna ko-
"Ey Peygamber,
hayr bilirse
Allah balayandr,
ellerinizdeki
(grrse)
esirlere
esirgeyendir"
(Enfal:
daha hayrlsn
verir ve sizi
bir
balar.
70).
viz o n u yerde yatarken fark etti ve klcyla ldrd. Daha sonra o da Avf gibi ilerledi ve ldrlene dek savat.
Peygamber
cesedinin aranmas iin emirler verdi. Abdullah lbn Mes'ud (r.a.), slm'a
ilk defa sesli olarak Kur'an o k u y a n adamd. E b u Cehil, o n u koruyan kimsesi olmad, annesi Zhre'nin bir mttefiki olan bir kle olduu
iin
d e m e k " dedi. Daha sonra, sava hangi tarafn kazandn sordu. Abdullah
: "Allah ve Rasul kazand " dedi. Sonra ban kesip Peygamber (s.a.v.)'e
gtrd.
yeryznde
(kfredenlere
kar)
kazann-
srailoullarndan Saul, doru olmad halde esir ald iin krallndan mahrum braklmtr (1.
Samuel, 15).
sadka ben nasl y a a r m ? " diye bard. Abdurrahman onlarn kendi esirleri o l d u u n u hatrlatt. F a k a t Bilal yine barmaya devam etti: " O yaadka b e n nasl y a a r m ! " Sinirlenen Abdurrahman : "Beni d u y m u y o r m u s u n
ey kara kadnn o l u ? " diye bard. B u n u n zerine Bilal, m e z z i n olmasn
salayan gr sesinin tm gcyle bard : " E y Allah'n yardmclar, kfrn
ba U m e y y e ! O yaadka b e n nasl y a a r m ? " Her taraftan adamlar koutu ve Abdurrahman'la iki esirin evresini kuattlar. Daha sonra bir kl ekildi ve Ali yere dt, fakat lmedi. A b d u r r a h m a n U m e y y e ' n i n elini brakt ve " K e n d i n kaabilirsen k a , n k b e n senin iin h i b i r ey y a p a m a m "
dedi. Etrafn saran adamlar h e r iki esiri de ldrdler. A b d u r r a h m a n daha
s o n r a k i yllarda yle derdi : "Allah Bilal'e m e r h a m e t etsin! Zrhlarm kayb e t t i m . Bilal de beni iki esirimden etti
P e y g a m b e r (s.a.v.) savata ldrlen tm mriklerin cesetlerinin bir
kuyuya toplanmasn emretti. U t b e ' n i n cesedi tanp kuyuya atlrken olu
E b u Huzeyfe (r.a.)'nin yz sarard ve zntyle doldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
b u n u hissetti ve ona teselli dolu b i r bakla bakt. E b u Huzeyfe yle dedi:
" E y Allah'n Rasl, babamla ilgili e m r i n e ve oraya atlmasna kar k m y o r u m . F a k a t o n u akll, h i k m e t sahibi ve d n c e l i bir adam bilirdim. Bu
niteliklerin o n u slm'a getirmesini mit ediyordum. F a k a t o n u n kfrde
inatlatn ve o halde ldn g r n c e z l d m " . S o n r a Peygamber
(s.a.v.), E b u Huzeyfe (r.a.) iin hayr dualar etti.
K a m p t a k i bar ve sessizlik sinirli birtakm seslerle b o z u l d u . Geride
P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u m a k iin kalanlar da g a n i m e t t e n pay istiyorlard.
D m a n kovalayp esir alanlar ve ganimetleri kendi ellerinde toplayanlar
ise bunlar v e r m e k istemiyorlard. Peygamber (s.a.v.)'in b u karkl dzeltip eit b i r datm yapmasna frsat k a l m a d a n bu k o n u d a b i r vahiy geldi.
"Sana sava ganimetlerini
sorarlar.
De ki: Ganimetler
Allahm
ve
Rasulndr."
(En/al :1)
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v.) ganimetlerin ve esirlerin artk zel
mlkiyette olmadn syledi ve hepsinin yanna getirilmesini istedi. Hi
kar klmakszn dzen h e m e n saland.
E n n e m l i esirlerden biri, Sevde'nin kuzeni ve ilk k o c a s n n kardei
olan, Amir kabilesinin efi Sheyl idi. Peygamber (s.a.v.)'e daha yakn balarla bal olan esirler arasnda amcas Abbas, damad, yani kz Zeyneb'in
deyince
zafer k a z a n m a s
bile
dnceye
sevketmezdi.
Peygamber
YENLENLERN
GER
DN
[44]
lan esir ve g a n i m e t l e r i paylatrd. Savata rol alan her a d a m a eit bir pay
verdi.
O z a m a n a kadar Zeyd ve A b d u l l a h b n Revaha (r.a.) M e d i n e ' y e varmt ve y a h u d i l e r l e m n a f k l a r h a r i h e r k e s b a y r a m sevinci yayordu. F a k a t
Zeyd getirdii iyi h a b e r l e r i n yan sra, k t h a b e r l e r de almt: R u k i y y e l-
dnyorlard.
enini g r e n E b u L e h e b , n e l e r o l d u u n u a n l a t m a s i i n o n u y a n n a ard.
m t . O s m a n ve s a m e o n u g m m l e r ve h e n z y e n i
A r k a d a l a r m d a n h i b i r i n i s u l a m y o r u m . n k biz s a d e c e d m a n l a k a r -
yetlere
gredir"7
n i n o l u n ise o n l a r n en y k s e i n d e , Firdevs'tedir."
di". E b u L e h e b b u n u duyar d u y m a z sinirle ayaa k a l k t ve E b u Rafi'nin y z n e b i r darbe indirdi. K l e kar k o y m a y a alt, fakat o k g s z ve zayft. E b u L e h e b o n u yere d r d ve a r k a arkaya v u r m a y a balad. B u n u n
zerine m m ' 1 - F a d l y e r d e n , adra destek o l a r a k k u l l a n l a n tahta bir kazk ald ve t m g c y l e E b u L e h e b ' i n kafasna indirdi. K a y n b i r a d e r i n i n k a fa derisi yarlm, etler dar k m ve h i b i r z a m a n i y i l e m e y e c e k olan b i r
1.
2.
I.I.445.
3.
Bu terim Arapa'da anlamldr, fakat Trke'ye evrildiinde anlamn yitiriyor. Yaklak olarak:
"Ey Allah'n zafer verdikleri, ldrn!" anlamna gelir.
4.
I.I. 4 4 8 - 9 .
5.
I.I. 4 5 4 .
6.
Bak. S. 129
7.
B. I. 1.
8.
B. LVI. 14.
ESRLER
[45]
a d a m n savata l m e s i y l e , U m e y y e ' d e n E b u S f y a n b i r o k k i i n i n g z n d e
Kurey'in lideri k o n u m u n a geldi. Bu n e d e n l e dierlerine r n e k o l m a k i i n
biri l d r l e n , dieri de esir alnan iki olu H a n z e l e ile A m r h a k k n d a yle k o n u t u : " H e m z e n g i n l i k h e m de k a n m d a n iki tarafl k a y b m iin zlec e k m i y i m ? Hanzele'yi ldrdler, A m r iin fidye mi v e r m e l i y i m ? B r a k n
onlarla b i r l i k t e kalsn. O n u istedikleri k a d a r yanlarnda tutsunlar."
E b u S f y a n ' m kzgn kars Hind n e H a n z e l e ' n i n ne de A m r ' n a n n e s i
deildi. F a k a t savan b a n d a babas Utbe, a m c a s eybe ve kardei Velid'i
k a y b e t m i t i . M a t e m e s o n verdii halele, Kurey'in c n alaca i k i n c i b i r
savata - a l n m a s gerektiini d n y o r d u - b a b a s n ve a m c a s n l d r e n
H a m z a ' n n (r.a.) c i e r i n i y e m e e and iti.
E b u S f y a n ' m M e k k e ' y e sa salim g e t i r m e y i baard zengin k e r v a n d a n
elde edilen t m k r n , M e d i n e ' n i n kar k o y a m a y a c a , gl bir o r d u k u r u l m a s iin h a r c a n m a s n a karar verildi. B u k e z -yani ikinci k e z savatklarnda- k a d n l a r da, e r k e k l e r e m o r a l v e r m e k i i n yanlarna almaya k a r a r verdiler. Ayn a m a l a t m Arabistan'daki m t t e f i k l e r i n e , savata k e n d i l e r i n i n
y a n n d a yer almalar i i n , b u ortak d m a n n zararlarn anlatan eliler g n derdiler.
Yas t u t m a m a k o n u s u n d a Meclis'in ald karara t m Kurey'in sayg
d u y m a s n a r a m e n fidye k o n u s u n d a a l n a n karara p e k fazla u y u l m a d . Hem e n h e m e n h e r k a b i l e d e n adamlar M e d i n e ' y e gidip, k e n d i a k r a b a l a r n veya m t t e f i k l e r i n i k u r t a r m a k iin fidye k o n u s u n u g r m e k zere yola k tlar. E b u S f y a n s z n d e durdu; fakat b i r s o n r a k i H a c m e v s i m i n d e , M e d i ne'den gelen Evs'li yal bir hacy rehin ald ve M e d i n e ' y e , olu A m r ' serbest b r a k m a d k a a d a m b r a k m a y a c a h a b e r i n i gnderdi. H a c n n ailesi
b u dei t o k u u n g e r e k l e m e s i iin P e y g a m b e r (s.a.v)'i ikna ettiler.
ulatlar.
evde
ziyaret
iin
bir
kez
daha
Afra'nn
evine
gitti-
. D n d n d e k u z e n i ve e s k i k o c a s n n k a r d e i , ayn z a m a n d a k a b i l e s i n i n
lideri o l a n Sheyl'i elleri b o y n u n a bal b i r e k i l d e evin b i r k e s i n d e o t u rur b u l u n c a o k ard. Bu g r n t o n d a , u n u t u l m u ve y e r i n e yenileri g e mi o l a n eski duygular t e k r a r uyandrd. " E b u Yezid," diye bard, " n e de
a b u k teslim o l m u s u n , erefinle l m e n g e r e k m e z m i y d i ? "
Peygamber:
" e v d e ! " diye y k s e k sesle bard. evde o n u n varln f a r k e t m e m i t i . Peyg a m b e r (s.a.v)'in s e s i n d e k i t o n , o n u u t a n l a , s l m n c e s i g e m i i n d e n b u g n n e geri getirdi. Hl Sheyl'in slam'a g i r m e i h t i m a l i vard. Allah'n k a n u n l a r n a u y g u n y n e t i m i n g l e n d i i bir o r t a m d a b u l u n m a l a r da o n d a ve
dier esirlerde belirli izler b r a k a c a k t . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) , m s l m a n lara kafalarn pagan ( p u t p e r e s t ) fikirlerle deil, s l m ! d n c e l e r l e d o n a t malarn e m r e d i y o r d u . Tekrar p i m a n olan Sevde'ye d n e r e k : " O n u Allah'a
ve R a s u l n e kar m k k r t y o r s u n ? " dedi.
E b u Sfyan gibi, Sheyl'in n e m i de dier l i d e r l e r i n l m y l e artmt.
O n u n etkisiyle b i r o k k a r a r s z slm'a girebilirdi, fakat S h e y l M e d i n e ' d e
o k ksa b i r sre kald. n k B e n i A m i r h e m e n fidye z e r i n d e g r m e k
zere b i r a d a m g n d e r m i t i . S h e y l h e m e n M e k k e ' y e d n m , gelen a d a m
ise fidye z e r i n d e a n l a m a k iin M e d i n e ' d e k a l m t .
H e r esir veya d a h a fazla M s l m a n tarafndan paylalyordu. Abbas'a s a h i p olan b i r g r u p Ensar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldiler ve: " E y Allah'n
Rasul, izin ver de k z k a r d e i m i z i n fidyesini b i z d e y e l i m ve serbest b r a k a l m " dediler. " K z k a r d e " d e r k e n , esirin b y k a n n e s i Selma'y k a s d e d i y o r lard. P e y g a m b e r o n l a r a : "Siz b i r dirhem bile v e r m e y e c e k s i n i z " dedi. D a h a
sonra a m c a s n a d n d ve: " E y Abbas, k e n d i n i n ve iki y e e n i n Akil ile N e v fel'in ve m t t e f i k i n U t b e ' n i n fidyelerini s e n de. n k s e n z e n g i n b i r
a d a m s n " dedi. A b b a s b u n a kar kt v e : " B e n zaten m s l m a n o l m u t u m ,
fakat b u a d a m l a r b e n i zorla getirdiler" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a u cevab verdi: " S e n i n slm' k a b u l edip e t m e d i i n i a n c a k Allah bilir. E e r sylediin doru ise O s e n i n m k a f a t n verecektir. F a k a t d g r n t e s e n bize kar olanlarlaydn. O h a l d e bize fidyeni d e . " A b b a s , paras o l m a d n
syleyince P e y g a m b e r (s.a.v) ona yle dedi: " O zaman mm'1-Fadl'a braktn para nereye gitti? kiniz yalnzken ona: " E e r ldrlrsem u kadarn Abdullah'a, u kadarn Fadl'a, Kisam'a ve Ubeydullah'a ver! demitin". te P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u syleyince iman g e r e k t e n Abbas'n kalbine girdi. " S e n i Hakla gnderene y e m i n olsun ki, b u n u b e n d e n ve m m ' l Fadl'dan bakas bilmiyordu, ite imdi senin Allah'n Rasul olduunu anl a d m " 1 dedi ve kendisiyle birlikte iki yeeni ve m t t e f i k i n i n fidyesini demeyi kabul etti.
Peygamber (s.a.v)'in yanndaki esirlerden biri de damad Ebu'l-As idi.
Zeyneb, Ebu'l-As'n kardei Amr', fidye deyip Ebu'l-As' kurtarmas iin
Medine'ye gndermiti. Gnderdii paralarn yannda annesinin kendisine
evlendii gn hediye ettii akik bir kolye de vard. Peygamber (s.a.v) kolyeyi grr-grmez, o n u n Hatice'nin kolyesi o l d u u n u fark ederek sarard.
o k duygulanan Peygamber (s.a.v), esirde hissesi olanlara yle dedi: " E e r
isterseniz, esiri fidyesini almadan karsna g n d e r i n , b u size kalm bir ey".
Hepsi de b u n u k a b u l ettiler ve Ebu'l-As Mekke'ye h e m paralar h e m de kolyeyi alarak dnd. O n u n , Medine'de iken m s l m a n olmas mid ediliyordu, fakat olmad. M e k k e ' y e d n e r k e n Peygamber (s.a.v) ona Zeyneb'i Medine'ye gndermesi gerektiini syledi. Ebu'l-As da b u n a zlerek sz verdi.
Vahiy, m s l m a n bir kadnn, mrik bir erkekle evli kalamayacan ak-
da: "Fidyeyi d e m e m e k iin m s l m a n o l d u " demelerini istemediini syledi. Daha sonra baz mallarn a l m a k zere kardeleriyle birlikte Mekke'ye
gitti. Onlarn kendisine bir ey yapacaklarn mit etmiyordu. Fakat M e k ke'ye varr varmaz o n u da Ayya ve Seleme'nin yanna hapsettiler. Ebu C e hil'in vey kardeleri olan b u iki adam, E b u Cehil'in olu l k r i m e , babas ld halde hapiste tutmaya devam ediyordu. Peygamber (s.a.v) sk sk bu
kii ve Mekke'de zorla tutulan Hiam ve S e h m ' i n oradan kurtulmalar
iin dua ederdi.
Mut'im'in olu Cbeyr, k u z e n i n i ve mttefiklerinden ikisini kurtarmak
iin Medine'ye geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) o n u o k iyi karlad; ona eer
Mut'im hayatta olsa ve esirleri, fidye deyip k u r t a r m a k zere gelseydi, o n lar fidye almadan Mut'im'e teslim edeceini syledi. Cbeyr, Medine'de
grd hereyden etkilenmiti; bir akam gne b a t a r k e n Mescid'in dnda d u r m u ve n a m a z k l a r k e n mslmanlar dinlemiti. Peygamber (s.a.v)
Cennet'ten, C e h e n n e m ' d e n ve Hesap g n n d e n b a h s e d e n " e t - T r " sresini
okuyordu. Sre u szlerle bitiyordu:
"Artk sen, Rabbinin
nndesin.
ve yldzlarn
hkmne
Ve her kalknda
batnn ardnda
sabret; nk gerekten
sen, bizim
gzlerimizin
bir
blmnde
48-9)
a sylyordu.
imdi hayatta olmayan, M a h z u m kabilesini efi Velid'in en k k olu
olan Velid'de Abdullah l b n Cah'm da hissesi vard. Abdullah, 4 0 0 0 dirhem
fidyeden daha azna raz o l m u y o r ve Velid'in vey kardei Halid de bu kadar fazla para d e m e k istemiyordu. Fakat Velid'in z kardei Hiam ona:
"Tabi! d e m e k istemezsin, o senin a n n e n i n olu deil" deyince demeyi kabul etti. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) bu dei tokua raz olmad ve
Abdullah'a onlardan babalarnn m e h u r silahlarn ve zrhn istemelerini
syledi. Halid bir kez daha kar kt, fakat Hiam o n d a n baskn kt. Silahlar ve paray Medine'ye getirdiklerinde kardeleriyle birlikte Mekke'ye
doru yola ktlar. Fakat ilk konaklardan birinde Velid onlardan kaarak
Medine'ye d n d , Peygamber (s.a.v)'e gidip m s l m a n olduunu aklad
ve biat etti. Kardeleri o n u takip ettiler. Olanlar farkedince o k sinirlenen
Halid: " N e d e n b u n u , fidyeyi d e m e d e n ve babamzn hazineleri elimizden
l a m a k ve g l e r i n i t a h m i n e t m e k i i n g z c o l a r a k giden a d a m d . Safvan:
dedi.
best b r a k n " . ^
b o r l u y d u . Z a t e n h a y a t n d a n b e z m i t i , b u n e d e n l e h a y a t n g e n e l b i r yarar
z o r u n d a o l d u u m b i r a i l e m o l m a s a y d , gider M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r r -
d u u n u d n y o r ve b u y z d e n o n u n l a h i k o n u m u y o r d u . B i r k a ay s o n -
ra U m e y r , m u h a c i r o l a r a k M e d i n e ' y e d n d .
a i l e m d e m e k t i r . O n l a r a l n c e y e d e k b a k m a y a sz v e r i y o r u m . B e n i m olan
h e r e y i i s t e m e l e r i n e g e r e k k a l m a d a n onlara v e r i r i m " . B u n u n z e r i n e U m e y r
k a r a r n u y g u l a m a k istediini syledi ve a m a l a r g e r e k l e i n c e y e k a d a r b u
k o n u t u k l a r n gizli t u t a c a k l a r n a b i r b i r l e r i n e s z verdiler. U m e y r , k l c n
m t . Z e y n e b de n c b i r o c u k b e k l i y o r d u . T m h a z r l k l a r yapldn-
k e s k i n l e t i r d i , k e s k i n tarafna z e h i r s r d ve o l u n u k u r t a r m a a m a c y l a git-
ne e n g e l o l d u . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a C u m a h ' l a d a m n y a k l a m a s n a
m e y e k a r a r verdiler. F i h r K a b i l e s i n d e n H a b b a r a d n d a k i b i r a d a m ilerledi ve
b e r o t u r u n ve g z n z b u a d a m d a n a y r m a y n , n k p e k g v e n i l i r bir
i o n a yaklatlar. O n a s i l a h l a r n b r a k p , m e s e l e y i s a k i n c e k o n u m a y t e k -
n, i n s a n l a r n g z n n d e g t r m e n b y k b i r hatayd. B u b i z i m aalan-
g a m b e r ( s . a . v ) o n u n Safvan'la Hicr'de k o n u t u k l a r n k e l i m e s i k e l i m e s i n e
1 l a k k m z d a k o n u a n l a r n az s u s u n c a y a ve b i z i m gidip o n u g e t i r d i i m i z
BEN
KAYNUKA
[46]
mslmanlara tercih ettikleri biliniyordu. Vahiy, baz yahudilere gvenilebileceini belirtmekle birlikte, t o p l u l u k olarak, m s l m a n l a r onlara kar
uyaryordu. Peygamber (s.a.v) ve arkadalar b u n u n farknda olmalar iin
yetlerle uyanlyorlard.
"Ey iman edenler, kendinizden
ve zarar vermekte
kusur etmezler,
olmayan
azlanndan
(Al-i mran:
srda edinmeyin.
Onlar size
eyden
ktlk
holanrlar.
gizli tuttuklar
ise,
118)
Yahudilerin, yeni dini altetme ve Yesrib'i eski haline evirme giriimlerinde tek mitleri Peygamber (s.a.v)'in kendi kabilesine dayanyordu. Peyg a m b e r (s.a.v)'in tm hareketleri h e m e n Mekke'ye haber veriliyordu. Kureyliler, yahudi yerleim blgelerinin uzandaki G n e y Medine'ye -Peyg a m b e r (s.a.v)'in m e s c i d i n i n yarm g n l k yol uzana- saldrrlarsa, yahudiler geriden Kurey ordusunu takviye etme olanana sahiptiler.
"Size bir iyilik dokununca
onunla sevinirler."
(Al-i mran:
onlar tasalandrr,
isabet edince
ise
120)
Tab. 1 3 4 4
2.
B. L 11,25.
3.
W. 2 5 1 .
4.
Ubeyy'in mttefiki idi. Onlarn varl ehirde, dier yahudi kabilelerine na-
d. Oysa Evs'in mttefikleri olan Beni Nadir ve Beni Kurayza ehrin dnda
yer alyorlard.
Ksa bir sre n c e Peygamber (s.a.v) u emri almt:
olan anlama
kesin olarak
korkarsan,
metnini ve diplomatik
(Enfal:
sen de ak ve adil
ilikiyi yzlerine)
at. Ger-
Fakat gerekte, b u tehditler onlarn kendi yenilgilerine sebep oldu. Birka saat iinde kendi ordularndan daha b y k bir ordu tarafndan tm evrelerinin sarlm o l d u u n u grnce, o k ardlar. Onlardan koulsuz ola-
58)
eilim gsterirlerse,
(En/al:
te-
61)
lim oldular.
ran bir olay meydana geldi: Mal a l m a k veya s a t m a k iin arya gelen bir
LMLER
VE
EVLLKLER
[47]
( yldr).
et ki, onlarla
arkalarndan
gele-
57)
yanl
anlalmt.
Mezarlktan
geri
dndnde
mer
Yahudiler Medine'de metal iilii ve ticaretiyle urayorlard. Bu nedenle, Peygamber (s.a.v) ganimetlerden bete birini kendisi ve devletin giderleri iin aldktan sonra geriye kalan ganimetler, E n s a r ve Muhacirlerin
zengin sava aletlerine sahip olmasn salad.
eytandandr." 1 El ile gs dvmeyi ve yzlerini yrtmay, dil ile de barp ararak at yakmay kastediyordu.
Fatma, Peygamber (s.a.v)'in en k k kzyd ve yirmi yama gelmiti.
Peygamber (s.a.v) ailesi iinde, Ali (r.a.)'nin ona en uygun e olduundan
bahsetmiti, fakat n o r m a l b i r anlama yaplmamt. E b u B e k i r (r.a.) ve
m e r (r.a.) Fatma (r.a.)'y istemiler, fakat Peygamber (s.a.v) onlar, kzn
bir bakasna vereceini syleyerek deil, Allah'tan bir e m i r gelmesini b e k lediini ne srerek geri evirmiti. Bedir'den s o n r a k i ilk haftalardan birinde, artk evlilik z a m a n n n geldiini dnerek Ali'yi kzn resmen istemesi iin tevik etti. Ali ilk bata fakirliini dnerek tereddt etti. Babasndan h i b i r miras almamt. slm, kafir bir babaya m ' m i n bir evladn varis
olmasn yasaklyordu. F a k a t b u n a ramen, Mescid'in yaknnda k k bir
evi vard. Peygamber (s.a.v)'in istediklerini de bildii iin Fatma'y istemeye karar verdi. Resm anlama yapldktan sonra Peygamber (s.a.v), dn
yemei verilmesi hususu zerinde n e m l e durdu. Bir k o k u r b a n edildi, Ensardan bazlar da un ve buday hediye ettiler. H e m gelinin h e m de damadn kuzeni olan E b u Seleme, Dnde en b y k yardmlar yapan kii idi.
n k o, Ali'nin babasna kendisini E b u Cehil ve dier dmanlardan koruduu iin borluydu. Bu n e d e n l e m m Seleme, Aie ile birlikte iftin
oturacaklar evi dzenleyip hazrlamaya gitti. N e h i r yatandan y u m u a k
t e k r a r k a b n i i n e boaltt. Ali g e l d i i n d e o n u n n e o t u r t t u . E l i n e b i r m i k -
ne d e k s r e c e k b i r a r k a d a l n b a l a n g c y d . Aie'nin h e m e n h e m e n a n n e -
k o l a n b u yeni g e l i n d e n de e s i r g e m i y o r d u .
(s.a.v),
Peygamber
elbette yle y a p y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v): " y l e y a p m a " dedi, " n -
n grnce, ona duyduu saygda bir azalma ve sarslma olmutu. m e r daha sonralar b u n u yle anlatyor: " O s m a n l b n Maz'un ehit olarak lmeyip,
le oru tut, iftar da et; namaz kl, ayn zamanda uyumaya da vakit a y r . " 3
Hanif dininin bir ifadesi olarak, vahiy srekli, her konuda Allah'a h a m d
ve k r e t m e h u s u s u n u vurguluyordu.
"O, umulur ki kredersiniz
(Nahl:
bunda, dnebilmekte
"De ki: Grdnz
rinizde kesintisizce
klmas
m, syleyin;
srdrecek
ve gnller
verdi."
olmak
aramanz
eler yaratmas
Allah kyamet
ayetler
geceyi getirecek
verecek
ilah
olsa, Allah'n
ve O'nun
yok,
dnyordu. Fakat onlarn b u ekilde l d n g r n c e kendisini anlayszlkla sulad. Kendi k e n d i n e yle dedi: "Yazklar olsun sana, en iyilerimiz l d " -burada "yatanda l d " d e m e k istiyordu - B u n d a n sonra O s man l b n Maz'un, m e r ' i n kafasnda eski saygnlna kavutu.^
zeg-
dnda
misiniz?
fazln-
kredersiniz."
71-3)
Ftratn (yaratl zellik ve gayesini) k o r u y a n insan iin, Allah'a krle birletirildiinde, doal zevkler bile ibadete dnr. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) ahsyla ilgili olarak, duygulara hitap eden hazlar ve namazn verdii hazz ayn erevede ele almtr: 'Bana gzel k o k u ve kadnlar
sevdirildi. N a m a z ise gzlerime serinlik verir.'^
O s m a n l b n M a z u n ' u n l m n d e n h e m e n s o n r a , cenaze g m l m e d e n
n c e , Peygamber (s.a.v), Aie ile birlikte Havle'yi ziyaret etti. Aie (r.a.) daha sonraki yllarda b u olay yle anlatyor: " P e y g a m b e r (s.a.v), Osman' pt. G z n d e n O s m a n ' n yzne yalar damladn g r d m " . O s m a n ' n cenaze treni srasnda Peygamber (s.a.v) bir kadnn yle dediini iitti:
"Mes'ud ol ey Sa'ib'in babas, n k c e n n e t s e n i n d i r " . Peygamber (s.a.v)
serte dnd ve: " S a n a b u n u bilme h a k k n veren n e ? " dedi. Kadn: " E y Allah'n Rasul, O Ebu's-Sa'ib'dir" diyerek kar kt. Peygamber (s.a.v): "Allah'a a n d o l s u n , biz o n u n hakknda iyilikten baka b i r ey b i l m i y o r u z " dedi.
Daha sonra, ilk kar knn Osman'a kar deil, h a k k olmad halde
yle k o n u a n a kar olduunu b e l i r t m e k istercesine: " O , Allah' ve Rasuln severdi" d e m e n i z yeterdi" dedi.-'
dedim".mer
kim-
srdrecek
ve
(Rum:21)
Hi phe
vardr."
(Kasas:
(duyularn)
78)
2.
I. S. VIII, 12-15.
3.
4.
I. S. 1/2, 112.
I. S. IIVI, 289
5.
6.
I. S. III, 1, 289-90.
Agc.
ASHAB-1
SUFFE
(HHL-t
SUFFE)
[48]
esciddeki st kapal b l m n bir k s m , b a r n a c a k yeri ve geim kay-
yerletirilen ta b i r sra nedeniyle onlara ehl-i Suffe denirdi. Mescid, Peygamb e r (s.a.v)'in odalarnn bir devam gibi olduu iin, o ve ev halk, kaplarnn dibinde oturan ve gn getike birer ikier artan b u fakirlere kar k e n dilerini s o r u m l u hissediyorlard. Bedir zaferi ile birlikte tm Arabistan'daki
kabileler Peygamber'den (s.a.v.) ve O'na inananlardan b a h s e t m e y e balamlard. slm'n m e s a j gn getike daha fazla insan Medine'ye ekiyordu.
Bu nedenle Mescid'e bal odalarda oturanlar o k seyrek kendilerine den
pay yiyebiliyorlard. Peygamber (s.a.v) yle derdi: "Bir kiinin yiyecei iki
kiiye, iki kiinin yiyecei drt kiiye, drt kiinin yiyecei ise sekiz kiiye
yeter."1
Peygamber (s.a.v) genelde gzel ve hafif kokular sevdii gibi, k t kokulara, zellikle de kendisinin veya bakasnn nefesinin k t k o k m a s n a
kar o k hassast. Aie (r.a.), o n u n eve girdiinde yapt ilk iin yeil hurma aacndan yaplma misvam a l m a k olduunu sylerdi. Yolculukta ise
Abdullah ibn Mes'ud (r.a.) yannda Peygamber (s.a.v) iin yedek bir misvak
b u l u n d u r u r d u . Ashab da Peygamber (s.a.v)'in misvak kullanma ve y e m e k ten sonra az ykama alkanlna uyarlard.
o k yakn sohbette b u l u n m a k z o r u n d a y m . " 2 O n l a r bu y a k m kiinin Cebrail olduunu h e m e n anladlar. Yemek hazrlanm ve n l e r i n e getirilmiti;
bu nedenle israf edilmemeliydi. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) genelde
onlar, soan ve sarmsak y e m e m e l e r i , zellikle Mescid'e g i t m e d e n n c e buna dikkat etmeleri iin u y a r r d . 3
Fatma (r.a.), e v l e n m e d e n n c e bir b a k m a ehl-i Suffe'ye ev sahiplii yapyordu. Fedakrlklar, P e y g a m b e r (s.a.v) ve ailesinin gncel yaamnn bir
paras olduu halde F a t m a , imdiye kadar eksikliini h i hissetmedii bir
sorunla kar karyayd. O , h i b i r zaman kendisine yardm eden ellerin eksikliini duymamt. Kardei m m G l s m ' n yansra m m E y m e n de
her an yardma hazrd. m m Sleym (r.a.) o n yandaki olu E n e s (r.a.)'i
Peygamber (s.a.v)'e h i z m e t i olarak vermiti. E n e s yann tesinde dnce ve akl sahibi bir o c u k t u . Annesi m m Sleym ile ikinci kocas E b u
Talha da h e r an yardma hazr bir ekilde beklerlerdi. bn Mes'ud ise ev halkndan biri saylabilecek kadar Peygamber (s.a.v)'e yaknd. Abbas da ksa
bir sre n c e , M e k k e ' y e d n d k t e n sonra klesi E b u Rafi'yi Peygamber
(s.a.v)'e hediye olarak gndermiti. Peygamber (s.a.v) o n u azat etmi, fakat
zgrlne kavumas o n u , Allah'n Rasulne h i z m e t e t m e k t e n alkoymamt. Bir de uzun sreden beri onlarn h i z m e t i n e k o a n
Osman
bn
yemeleri iin srar ettii baz yiyecekler vard. Bunlardan biri Mekke'de b u -
dederdi. Bir keresinde, Ensar'dan biri ona hediye olarak trl yemei getir-
diye sordu. "Sen elini ektin, b u yzden bizde ellerimizi e k t i k " dediler. O:
alktan
F a k a t o gece, onlar yattktan sonra kapda ieri girmek iin izin isteyen Pey-
du. "Size, b e n d e n istediinizden daha deerli bir ey vereyim m i ? " diye sor-
verdi.
du. O n l a r " e v e t " dediklerinde ise unlar syledi: "Cebrail bana yle ret-
na z l m t .
(Allah byk-
tr) deyin. Yattnz zaman da h e r birini otuz er defa tekrarlayn". Ali ileriki yllarda yle derdi: "Allah'n Rasul bize bunlar rettikten sonra, bir
kez bile onlar o k u m a y ihmal e t m e d i m . "
Ali (r.a.) ile Fatma (r.a.)'nn evleri Mescid'den o k uzak deildi, fakat
Peygamber (s.a.v) kznn kendisine daha da yakn olmasn istiyordu. Evliliklerinden b i r k a ay sonra Peygamber (s.a.v)'in uzaktan akrabas olan Hazre'li Harise Peygamber (s.a.v)'e geldi ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, Fatma'y daha da yaknna g e t i r m e k istediini duydum. Benim evim Neccaroullar arasnda sana en yakn evdir, imdi o n u sana veriyorum. Ben ve mallarm, Allah ve Rasul iindir. Benden bir eyler alrsan a l m a m a n d a n daha
o k sevinirim." Peygamber (s.a.v) ona dua etti ve hediyesini kabul etti. Kz ve damadn kendisine k o m u olarak getirdi.
Peygamber (s.a.v.) Harise'nin cmertlii ile Medine'de gerek kendisine
gerekse dierlerine kar gsterilen cmertlie o k seviniyordu. Fakat o srada meydana gelen bir olay d krkl yaratt. Peygamber (s.a.v) Evs'li
E b u Lbabe'yi takdir ederdi. Bedir Sava srasnda, onu Medine'de kendisini temsil etmesi iin Revha'dan geri gndermiti. O yln sonlarna doru,
E b u Lbabe'nin velayetinde b u l u n a n bir yetim Peygamber (s.a.v)'e geldi.
Velisinin, kendisine ait olan bir h u r m a aacna sahip ktn syledi. E b u
Lbabe'ye haber gnderdiler. E b u L b a b e aacn kendisinin olduunu iddia
etti, g e r e k t e n de yleydi. Peygamber (s.a.v) meseleyi r e n i n c e E b u Lbab e ' n i n lehine karar verdi. Fakat uzun sreden beri aaca sahip olduuna
kendisini altran yetim o k zlmt. B u n u gren Peygamber (s.a.v) E b u
Lbabe'den aac kendisine hediye olarak vermesini istedi, fakat E b u Lbabe k a b u l etmedi Peygamber (s.a.v): " E y E b u Lbabe, o zaman aac b u yetime hediye et, Cennet'te karln b u l u r s u n " dedi. Fakat olaylar E b u L-
1.
2.
I. S. 1/2.110.
3.
B. X C V I , 24.
4.
W 505.
M . X X X V I , 176.
DZENSZ
SALDIRILAR
[49]
Allah'n
Rasul
olduuna
ehadet
ederim."
Peygamber
tafan k a b i l e l e r i y l e ittifaklarn g l e n d i r m i l e r d i . B u k a b i l e l e r M e k k e ve
airin msralar dilden dile dolard. air eer iyi ise iyilik k a y n a , k t ise
v a n l a r y e d i n c i k o n a k l a r n S l e y m k a b i l e s i n i n verimli t o p r a k l a r n d a yap-
B u n u t a k i p e d e n aylardan b i r i n d e , P e y g a m b e r (s.a.v) v a h a n n d o u s u n -
e d e n b u k o n u y u atlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara, a m a l a r n a u l a m a k i i n
b e d e v i l e r i , Sa'lebe'den m s l m a n o l m u b i r b e d e v i n i n r e h b e r l i i n d e bastr-
m a k istedi. O r a d a n k u z e y e d o r u M u h a r i p k a b i l e s i n i n y e r l e i m b l g e s i n e
Peygamber
( s . a . v ) a d a m l a r d a n biraz uzaklat, b i r a a c n y a n n d a s o y u n u p g i y e c e k l e r i -
ounun
du. P e y g a m b e r ( s . a . v ) uyandnda k a r s n d a k l c n e k m i b i r a d a m b u l -
ribin
g i y m i b i r a d a m o l a r a k g r n d ve a d a m g s n d e n geriye d o r u itti. K-
l Du'sur'un
e l i n d e n dt, P e y g a m b e r
( s . a . v ) de klc ald.
Cebrail,
t.
w 192
SAVA
HAZIRLIKLARI
[50]
Hind bunu
duymutu.
Ordu
konakladnda,
nsra k e n d i s i n i n de dl v e r e c e i n i s y l e m i t i .
M e d i n e y a h u d i l e r i n d e n bazlar b u n u d u y m u ve aralarnda k o n u u y o r l a r -
mad. B u n d a n s o n r a y a p l a c a k i M e k k e ' l i l e r i n p l a n l a r n r e n m e k t i . O n l a -
d u y d u k l a r n h e m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'e h a b e r verdi. P e y g a m b e r
(s.a.v),
ru y n e l d i l e r ve M e d i n e ' n i n b e m i l k a d a r b a t s n d a konakladlar. D a h a s o n -
o n u yz a t l n n k u m a n d a s n d a k e r v a n n y o l u n u k e s m e k zere, yol z e r i n -
yansra, S a k f k a b i l e s i n d e n yz a d a m l a b i r l i k t e K i n a n e ve dier m t t e f i k l e -
eri Hazre'li olan iki Sa'd, yani i b n Mu'az (r.a.) ve b n U b a d e (r.a.), Pey-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , h e n z silahlarn k u a n m a m t . F a k a t ryasnda,
du. Yediyz zrhl ve iki yz atllar vard. E y a tayan ve k a d n l a r n a r d a k larn tayan d e v e l e r saylmasa bile h e r a s k e r e b i r deve d y o r d u .
yorumlad:
b a k a n n iaret e d i y o r . " 1
v u m a m e k a n i z m a s k u r m a k t . B u n u n l a b i r l i k t e k e n d i g r n e dierleri-
s o n u da iyi."^
K o n u u l a n l a r d a n ve o n l a r n d e s t e k l e n m e s i n d e n g e n e l k a n n n e h i r d-
na k m a k o l d u u anlald. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de e h i r dna k p d-
b u e h i r d e n b y k k a y p l a r o l m a k s z n h i b i r d m a n a saldr i i n k m a -
k e t o n l a r n olacaktr. G e r i d n d k l e r i n d e ise a m a l a r n y e r i n e g e t i r e m e m i
o l a r a k geri d n e c e k l e r d i r . "
E n s a r ve M u h a c i r l e r i n y a l l a r n d a n b y k b i r g r u p l b n U b e y ' i n gr-
N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in a r k a s n d a iki a d a m n e m l i k a r a r lar a l m a k i i n o n a d a n m a k zere b e k l i y o r l a r d . B u n l a r d a n biri k e n d i n i brahim d i n i n i n temsilcisi k a b u l e d e n E b u Amir'in olu H a n z e l e idi. Babas-
g n , H a n z e l e ' n i n b i r k a hafta n c e s i n d e n b e l i r l e n m i o l a n d n g n y d .
masna r a m e n , d n e r t e l e m e k i s t e m i y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v.) d -
n n y a p m a s n ve g e c e y i M e d i n e ' d e g e i r m e s i n i syledi. G n e d o m a d a n
mmknd.
(r.a.)'d. O yl k a d a r n c e , putperest o l a r a k H a c y o l c u l u u n a k p M i -
at eden a d a m d . B i r k a g e c e n c e A b d u l l a h , H a y s e m e ' n i n k i n e b e n z e r b i r r-
ya g r m t . R y a s n d a o n a b i r adam gelmiti. O , a d a m n E n s a r d a n M b e -
ir o l d u u n u farketmiti.
v u n m a d a k a l m a n n d e z a v a n t a j l a r n d a n b a h s e t t i . S o n r a kiisel b i r k o n u y u
s o n r a sava h a z r l k l a r n a b a l a m a k ve o c u k l a r y l a v e d a l a m a k i i n e v i n e
o k u d u , n k k a y n a k l a r d a d u a n n nasl o l d u u k a y d e d i l m e m i . D a h a s o n -
d n m , silahlarn h a z r l a m a y a k o y u l m u t u . Bedir'de b u l u n m a d i i n b u
[51]
b a t m a y a b a l a m t . Bilal e z a n o k u d u . N a m a z d a n s o n r a
Peygamber
( s . a . v ) o r d u y u g z d e n geirdi. O z a m a n , yalar k k o l m a s n a r a m e n savaa k a t l m a k isteyen s e k i z o c u u farketti. A r a l a r n d a , s a d e c e o n yanda o l a n Zeyd'in olu s a m e (r.a.) ve m e r ' i n olu A b d u l l a h (r.a.) da vard.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u sekiz o c u a M e d i n e ' y e geri d n m e l e r i n i emretti. O n lar kar ktlar. E n s a r ' d a n biri, Evs'in Harise k o l u n d a n o l a n o n b e yandaki E b u Rafi'nin iyi b i r o k atcs o l d u u n a dair P e y g a m b e r (s.a.v)'i i k n a etti.
Bu y z d e n Rafi'nin k a l m a s n a izin verildi. F a k a t a n n e s i Rafi'nin k a b i l e s i n d e n biri ile e v l e n e n ve u a n d a y e t i m k a l a n , N e c d k a b i l e s i n d e n S e m u r e k e n disinin grete Rafi'den daha iyi o l d u u n u iddia etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de
o n l a r n k e n d i l e r i n i g s t e r m e l e r i n e izin verdi. ki o c u k h e m e n b i r b i r l e r i n e
girdiler ve S e m u r e iddiasnn d o r u o l d u u n u ispatlad. B u n e d e n l e o n u n da
k a l m a s n a izin verildi. Dierleri evlerine geri g n d e r i l d i .
M e k k e ' l i l e r , m s l m a n l a r n z e r l e r i n e g e l m e s i n i ve b y l e c e t m g l e -
n e , m o l a n A b d u l l a h bn m m M e k t u m (r.a.)'u k e n d i y o k l u u n d a na-
n u m a l m a y a ve d m a n n m i t l e r i n i b o a k a r m a y a k a r a r vermiti. F a k a t
b u n u b a a r a b i l m e s i i i n b i r r e h b e r e ihtiyac vard. B u n e d e n l e b i r s o r u t u r -
o l a r a k ald.
M e d i n e ' d e o g e c e H a n z e l e (r.a.) ile C e m i l e (r.a.) evlendiler. C e m i l e o gece r y a s n d a k o c a s n C e n n e t ' i n dnda b e k l e r k e n g r d . Kap alp k o c a s i e r i g i r m i ve kap tekrar k a p a n m t . C e m i l e u y a n d n d a : " B u e h a d e t "
dedi. kisi b i r l i k t e k a l k p g u s l abdesti aldlar ve s a b a h n a m a z n kldlar.
D a h a s o n r a H a n z e l e k a r s n a veda etti. F a k a t kars o n a sarld ve b r a k m a d. B u n u n z e r i n e tekrar yattlar. D a h a s o n r a H a n z e l e k e n d i s i n i k a r s n n et-
1.
W. 209.
2.
W. 210-11.
3.
W. 212-13.
d, zrhn giydi ve e v d e n a y r l d . 1
P e y g a m b e r ( s . a . v ) orduya g n e d o m a d a n e y h e y n ' d e n ayrlma e m r i
4.
A.g.e
5.
W. 266.
6.
W 214
du h a r e k e t e h a z r o l u n c a , y z m n a f k t a n o l u a n taraftarlaryla b i r l i k t e
7.
b u n d a n o k u t a n m t , l b n U b e y a y r l m a d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'le k o -
Peygamber
s e i l m i n o k t a d a h a y a t l a r m z feda e t m e m i z i i n b i r n e d e n g r e m i y o r u m . "
g a m b e r ( s . a . v ) : " O n u n h a k k , d m a n l a k l c n az e i l e n e d e k s a v a m a n -
k n a , P e y g a m b e r i n i z i ve h a l k n z d m a n k a r s n d a t e r k e t m e y i n . " O n l a r
o l a r a k m e h u r d u . M i f e r i n i n s t n e b u sar t a k t n d a , b u n u
dman
hl k a r a n l k t a , saa d n p v o l k a n i k b i r kaya y n n d a n g e e r e k U h u d
ki ve b u z a m a n d a k i d u r u m h a r i , Allah'n yasaklad ve s e v m e d i i b i r
haldir" dedi.^
Peygamber
gelmeyin."3
w 273
2.
W 221.
3.
I. I. 5 6 0 .
4.
I. 1 . 4 6 1
UHUD
SAVAI
[52]
o zaman sizinle
Ve yumuak
hallar
vnrz,
sereriz.
Sizi terkederiz
ve
sizi
terkederiz.
sevmeyiz.
rafta yzer atl vard. Sa taraftakine Velid'in olu Halid, sol taraftakine
Talha, ileri doru kt ve teke tek atma nerdi. O n a kar Ali (r.a.) kt.
Peygamber'in
layarak ldrd. Talha'nn drt olu da birbiri arkasna Ali (r.a.), Zbeyr
n k biz size sava ilan e t m e d i k " dedi. Fakat Ensar, ona y k s e k sesle ha-
ti. Fakat Hazre'li b i r kadn olan Nuseybe (r.a.), asl yerinin o r d u n u n yan
olduunu hissetti. Kocas Gaziyye ve iki olu ordudayd, fakat gitmek iste-
land.
M e k k e ordusu tekrar ilerleme dzenine girdi. Hind tarafndan ynetilen kadnlar da deflere, zillere vurarak ve ark syleyerek ilerliyorlard:
Ey Abdu'd-Dar
Ey gerideki
slalesi,
Her kl darbesiyle
lm
nedenle sabah e r k e n d e n k a l k m , krbasn su ile d o l d u r u p h i olmazsa susuzlara su v e r m e k ve yarallar tedavi etmek amacyla yola k o y u l m u t u . Ya-
ileri!
saflarn bekileri,
ileri!
san.
nna bir kl, bir yay, bir torba da o k almay ihmal etmemiti. O r d u n u n getii yollar izleyerek, sava baladktan ksa bir sre s o n r a , U h u d ' u n eteklerine ulamakta zorluk e k m e d i . Vardnda P e y g a m b e r (s.a.v.), E b u Bekir
(r.a.) ve m e r (r.a.) gibi yakn arkadalarndan bir grupla birlikte biraz yksek b i r arazide k o n u m u n u almt. Enes'in annesi m m Sleym de ayn ekilde dnerek, su kabn d o l d u r m u ve Nuseybe'den ksa b i r sre sonra
oraya u l a m t . Saflarn gerisindeki b u g r u b a iki yeni kii daha katld. Vah a n n b a t s n d a k i Bedev k a b i l e l e r i n d e n M u z e y n e ' l i iki adam ksa b i r sre
n c e m s l m a n o l m u ve M e k k e ' l i l e r i n saldrsndan habersiz b i r ekilde
M e d i n e ' y e g i t m i l e r d i . ehri yar b o g r n c e , s e b e b i n i r e n m i l e r ve h e men
Uhud'a
doru
yola k m l a r d .
U h u d ' a vardklarnda
Peygamber
b a k a bir Habe'li sanca k e n d i s i ald, fakat b i r m d d e t s o n r a h e m e n l d r l d . H a m z a (r.a.)'nn d e v e k u u ty g r n m e m e s i n e r a m e n E b u D c a ne (r.a.), Z b e y r (r.a.) ve Ensar'la m u h a c i r l e r d e n dierleri, o g n n parolas o l a n ( E m i t , E m i t ) 'ldr, l d r ' s z l e r i n i n canl ekilleri gibi d m a n a
l m sayorlard. O n l a r a kar k i m s e d u r a m y o r d u : Ali'nin b e y a z s o r g u c u ,
E b u D c a n e ' n i n k r m z sar, Zbeyr'in parlak sar sar ve H u b a b ' n ye-
D c a n e ' y e v e r i n c e i i m d e n k r l m ve k e n d i k e n d i m e yle d e m i t i m : B e n
ci b i r m z r a k darbesiyle de l d r d .
dier a d a m d a n n c e klc istedim, fakat o klc b a n a deil de o n a verdi. Allah'a a n d o l s u n E b u D c a n e ' n i n n e yaptn i z l e y e c e i m ! Ve o n u izledim.
Z b e y r d a h a s o n r a E b u D c a n e ' n i n h e r n n e geleni, k e n d i s i b i r b i i c i , k lc da b i r t r p a n m gibi nasl k o l a y c a l d r d n ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
verdii s z nasl y e r i n e getirdiini anlatt. S o n u n d a k e n d i s i n i n de: " A l l a h
ve R a s u l d a h a iyi b i l i r " d e m e k z o r u n d a k a l d n syledi.
G r n o k etkileyici ve iri olan H i n d , hl e r k e k l e r i n arasnda o n l a r savamaya tevik ediyordu. Bir ara o n u e r k e k s a n a n E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n
k l c n d a n z o r k u r t u l d u . E b u D c a n e ' n i n klc tam k a f a s n n s t n d e i k e n ,
H i n d haykrd. O n u n b i r kadn o l d u u n u a n l a y a n E b u D c a n e de y a n n d a ki e r k e e d n d ve o n a vurdu. B u n u n z e r i n e H i n d de, o r d u n u n g e r i s i n d e
k l e l e r tarafndan k o r u n a n k a m p t a k i dier k a d n l a r n yanna d n d . H i n d
oraya vardnda, Habe'li Vahi sava a l a n n a d o r u ilerliyordu. A l a n d a k i
dier a d a m l a r n a k s i n e Vahi, s a d e c e b i r a d a m l a ilgileniyordu ve o n l a r n aksine o k s o u k k a n l y d . H a m z a (r.a.) o l a a n s t gl g r n , b e c e r i k l i
savama tarz ve s t n d e k i deve k u u tyyle k e n d i n i u z a k t a n belli ediyordu. Vahi u z a k t a n o n u fark etti ve m z r a k atabilecei u z a k l k t a , g v e n l i b i r
yere d o r u ilerledi. H a m z a (r.a.), A b d u ' d - D a r ' n s o n s a n c a k t a r l a r n d a n biriyle yzyzeydi. Bir k l darbesiyle d m a n n zrhnda delik a m t . Vahi b u
ans k a r m a m a k iin acele etti ve m z r a n a t a c a k ekilde hazrlad. H a m za (r.a.) d m a n n l d r m ve b i r k a a d m atmt ki c a n e k i e r e k yere
yuvarland. Vahi, o n u hareketsiz k a l a n a k a d a r b e k l e d i k t e n s o n r a m z r a n
e k t i ve b t n hzyla k a m p a gitti. K e n d i k e n d i n e yle diyordu: " Y a p m a k
istediim eyi y a p t m . O n u sadece z g r l m iin l d r d m . "
H a m z a ( r . a . ) ' n n e h i d o l m a s , M e k k e o r d u s u n u n verdii k a y p l a r d a b i r
deiiklie n e d e n o l m a d . l d r l e n yedi s a n c a k t a r n k l e l e r i n d e n b i r i o l a n
Mekke'liler
kamplarna
doru
katka
sava
alan
Peygamber
(s.a.v)'in bulunduu yerden uzaklayordu. Peygamber (s.a.v) kendi adaml a r n n k a z a n d n a n l a m a s n a r a m e n , savan ayrntlarn g r e m i y o r d u .
F a k a t b i r an gzlerini, s a n k i kular s e y r e d i y o r m u gibi g k l e r e evirdi. Bir
m d d e t seyrettikten s o n r a y a n n d a k i l e r e : " A r k a d a n z " - H a n z e l e (r.a.)'yi
k a s t e d i y o r d u . - " M e l e k l e r y k y o r " 1 dedi.
D a h a sonralar bir a k l a m a
anlatt:
s o n r a k l ve m z r a k l a r y l a , l n c e y e d e k savatlar. Bu o n m s l m a n o k -
u d a n h i b i r i h a y a t t a k a l m a d . T e p e n i n a r k a s n d a n d o l a a n Halid, a d a m l a -
rn M s l m a n l a r n e n y o u n o l d u u b l g e y e a r k a d a n saldrtt. k r i m e de
d t n g r e n l e r o n u h i b i r z a m a n u n u t m a d l a r . m e r s o n r a k i yllar-
lan m s l m a n l a r n o u k o r k m u l a r ve s n m a u m u d u y l a daa d o r u k a -
lamaya davet e d e r k e n iki taraftan da "Al ite, b e n falan f a l a n m " diye ses-
d o r u geri e k i l m e k z o r u n d a kaldlar.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve iinde iki k a d n n da b u l u n d u u g r u p d m a n n
da ilk d n c e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k o l a n b i r o k m s l m a n da
p i m a n o l m u ve z l m l e r d i . C e s a r e t i n i k a y b e d e n d a h a b i r o k M s l -
rin g e r i e k i l m e s i y l e b i r l i k t e e h i d o l a n b e E n s a r n c e s e d i de a a kt.
P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a b a k t d u a etti. F a k a t y a t a n l a r n a r a s n d a n b i r i o n a
(s.a.v)'in, Bedir'de b i r o k l a l d r l e n o l u n u n F i r d e v s c e n n e t i n d e o l d u u -
Peygamber
Peygamber
n n a l t n a k o y d u ve a d a m l n c e y e d e k h a r e k e t s i z c e o r a d a tuttu.
m a a r z u s u n u y i t i r m i ve k e n d i l e r i n d e n e savaa d e v a m e t m e n e de k a m a
d a d r . " 8 D a h a s o n r a k i yllarda da o g n n n e k a d a r m u h t e e m ve h a y r d o -
kalsaydm."9
sre s o n r a h e r k e s k l ve m z r a k l a r n k a r p y a k n d v y a p m a k z o r u n -
da k a l a c a k t . H e m de b i r M s l m a n a d r t kafir d y o r d u . O srada a n i d e n
gelmiti. O n u k z k a r d e i a n c a k p a r m a k l a r n d a n t a n y a b i l d i . 1 2
y a m a m ! " B u a d a m z a t e n m s l m a n l a r a b y k kayplar v e r d i r m i o l a n ,
n bittiini d n e r e k a b a l a r n azaltmlard. H e n z l l e r s a y l m a m t ,
r a k h e d e f i n i h e m e n fark etti. A t n m a h m u z l a y p , h i b i r m i f e r i n d a y a n a -
m a y a c a g l b i r k l d a r b e s i indirdi. F a k a t T a l h a h e m e n
Peygamber
( s . a . v ) ' i n y a n n d a y d ve k l c g r r g r m e z k e n d i n i P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n
n n e att, hayat b o y u n c a k u l l a n a m a y a c a b i r e l i n i n p a r m a k l a r n k a y b e -
s e s t m d m a n kaplad ve h e p s i H u b e l ve Uzza'y v p y c e l t e n s z l e r
sylediler. U h u d b u s z l e r l e n l y o r d u , k a p daa s n a n m s l m a n l a r
ra tekrar k a n a m a y a balad.
dedi.1^
Bu k k g r u p n e h i r yatana doru ilerlerken daha n c e d e n U h u d ' a snan m s l m a n grup onlar karlamaya geldi. Ka'b l b n M a l i k , u z a k t a n yaps ve g r n P e y g a m b e r (s.a.v)'e b e n z e y e n , fakat y r y daha yava
olan b i r i n i farketti. D a h a s o n r a y a k l a t k a , Ka'b bakt k i i n i n g z l e r i n d e
b a k a l a n y l a kartrlamayacak olan o parlakl g r n c e
arkasndakilere:
" E y m s l m a n l a r g z n z aydn! B u Allah'n R a s u l " diye bard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a sessiz o l m a s n syledi. Bu h a b e r azdan aza dolat. H e r k e s
aceleyle geliyor ve o n u n yaadm bizzat k e n d i gzleriyle g r m e k istiyordu.
Sevinleri o kadar b y k t ki, s a n k i yenilgi bir anda zafere d n m t .
F a k a t Ka'b'n sevinle baran sesini y a k n d a k i b i r Kurey svarisi duym u t u . O , U m e y y e ' n i n kardei U b e y yani Avd adl atnn s t n d e i k e n Peyg a m b e r (s.a.v)'i l d r e c e i n e y e m i n eden adamd. K u r b a n n n l m h a b e r i ni d u y m u ve cesedini gzleriyle g r m e k iin aratryordu. T a m o srada
K'ab'n sesini d u y m u ve vadi yatana doru ilerlemeye balamt. M s l m a n l a r o n u g r n c e , k a r l a m a k iin ona doru dndler. " E y M u h a m m e d "
k a b i l e s i n d e n baka a d a m l a r t o p l a n m duruyorlard. U b e y k o n t r o l e d e m e d i i bir ses tonuyla: " M u h a m m e d b e n i v u r d u " dedi. Adamlar o n u n yarasna
baktlar ve hafif o l d u u n u sylediler. F a k a t o yarasnn o k ar ve l d r c
o l d u u n a bir kez i n a n m t . G e r e k t e n de o n u n b u i n a n c s o n r a d a n doru
kt. " B a n a , seni l d r e c e i m " dedi, " E e r b a n a b i r tokat bile atsayd, andolsun b e n i l d r r d " . Bu h a b e r karsnda m r i k l e r M u h a m m e d (s.a.v) lm e m i diye e n d i e l e n m e y e baladlar. Fakat U b e y k e n d i n d e o l m a d n iin
miferli b i r adam, b i r bakasyla kartrm olabilir, diye dndler.
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar n e h i r yatana u l a t k l a r n d a Ali (r.a.)
k a l k a n n a bir kayann k o v u u n d a k i s u d a n d o l d u r a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e
getirdi. S u durgun o l d u u iin o k k o k u y o r d u . Bu n e d e n l e o k s u s a m a s n a
r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) s u y u i m e d i , bir k s m y l a y z n ykad, s o n r a
hl dzle yakn o l d u k l a r n d a n biraz daha yukarya t r m a n m a e m r i verdi. n n d e k i k a y a n n s t n e k p t r m a n m a y a d e v a m e t m e k istiyordu. Fakat o k a d a r g s z d ki t m a b a s n a r a m e n k a m a d . B u n u n z e r i n e Talha, yaralarnn ar o l m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'i srtna ald ve gerekli y k s e k l i e kard. P e y g a m b e r (s.a.v) o gn Talha'ya f ' Y e r y z n d e yr y e n b i r ehit g r m e k isteyen U b e y d u l l a h ' n olu Talha'ya b a k s n " d e d i . 1 5
G e i c i olarak k o n a k l a y a b i l e c e k l e r i bir yere vardklarnda g n e tepeye
y k s e l m i t i . Bu n e d e n l e le n a m a z m kldlar. N a m a z d a i m a m olan Peyg a m b e r (s.a.v), t m n a m a z o t u r a r a k kldrd. Dierleri de o n a u y a r a k ayn
ekilde kldlar. Daha s o n r a kayaln s t n e b i r g z c dikip d i n l e n m e k
zere uzandlar. o u derin ve s a k i n b i r uykuya dald.
2.
W274.
3.
W275.
I.I. 5 6 8 .
4.
W.280.
5.
I.S.I./l, 32-4. Bu kitapta Haim ve Lu'ayy'n annesini de kapsayan ondan fazla Atike ismi saylmtr. Atike'nin anlam "temiz" demek olan "Tahire" nin anlamna yakndr.
6.
W. 2 5 7 .
7.
I.I. 5 7 2 .
8.
B. LII, 2 2 .
alkoyamazd."14
Ubey, kl-
9.
W. 2 2 6 .
10.
11.
W 280.
12.
B. LVI, 12.
13.
W 247.
14.
W 251.
15.
I.H. 5 7 1 .
NTKAM
k a d n l a r a d n d ve y k s e k sesle: " E y Kureyliler, b e n i m de sizin de d m a -
[53]
T Z
k i i d e n s a d e c e y i r m i i k i kii l d r l m t . D a h a s o n r a d m a n l l e r i -
karsna
EHTLERN
manevrasnda rol alanlardan biri olan A m r 4 ileriki yllarda yle derdi: "Biz,
bn Ubey'in o r d u n u n t e biriyle birlikte Medine'ye d n d n ve baz
GMLMES
[54]
Hazre'lilerle Evs'lilerin ehirde kaldklarn biliyorduk. Gidenlerin geri gelip tekrar saldrmalar m u h t e m e l d i . o u m u z yaralydk, h e m e n h e m e n atlarmzn hepsi de o k yaras almt. Bu nedenle k e n d i yolumuza devam ettik."5
kafirlerin
ne
yaptn
duyunca
"imdiye
kadar
hi
byle
bu, sabredenler
(Nahl:
sabreder-
126).
I.I. 5 8 2 .
W. 2 7 4 .
I.I. 5 8 3 .
Bkz. Bl. 2 7 .
W. 2 9 9 .
cua h u r m a aacn hediye eden adamd. Peygamber (s.a.v) Sabit'i grdnde: "Meyve y k l alak dall h u r m a aalar! bn ed-Dehdahe'nin C e n net'te ne o k aac v a r ! " 3 diye buyurdu.
Evs'lilerden bir grup kendi llerini ararken daha bir gn n c e mslm a n o l m a m a k l a suladklar Usayrim adnda bir adamn cesedini buldular.
O n a n e z a m a n slm'dan bahsetseler, "Sizin sylediklerinizin doru olduunu b i l s e m , h i tereddt e t m e m " derdi. Fakat imdi sava alannda o k ar
yaral bir ekilde yatyordu, h e n z l m e m i t i . "Seni buraya getiren n e ? " dediler, " H a l k n k o r u m a k m yoksa slm' k o r u m a k m ? " "slam iin g e l d i m "
dedi. "Birden bire Allah'a ve Rasulne inandm ve M s l m a n o l d u m . O n -
deimin bana gelenleri d u y d u m . F a k a t b u Allah iindi. Allah'tan gelene razym. nallah sabredeceime s z v e r i y o r u m . " Zbeyr, Peygamber (s.a.v)'e
dnd. O da Safiye'nin g e l m e s i n e izin verdi. B u n u n zerine Safiye kardeinin cesedinin yanna geldi ve u ayeti okudu: "Biz Allah'a ait (kullar)z ve
phesiz O'na d n c l e r i z " . B u n u d u y u n c a hepsi Bedir'den sonra indirilen
ayetleri hatrladlar ve rahatladlar.
m a k iin buraya geldim. Beni yere dren bir darbe alncaya kadar da sa-
denlerle
onlar diridirler.
korku,
edeceiz.
ehidler arasnda bir de yabancya rastladlar. lk bata yabanc olduunu sanmlard, fakat ilerinden biri o n u n Sa'lebe k a v m i n i n Yahudi alimlerinden M u h a y r k olduunu anlad. Daha sonradan rendiklerine gre Muhayrk o sabah e r k e n d e n halkn toplam ve Peygamber (s.a.v)'e verdikleri
sz tutarak, putperestlere kar o n u n yannda olmalar gerektiini sylemiti. Onlar, gnlerden Cumartesi (Sebt g n ) ' olduunu sylediklerinde
ise: "Siz zaten Cumartesi yasana uymazsnz." Daha sonra, ldrlrse
M u h a m m e d (s.a.v)'in kendisinin varisi olduunu d u y u r m u t u : " E e r b u gn l d r l r s e m , tm mallarm, onlar Allah'n rzasna uygun ekilde
harcayacak olan M u h a m m e d (s.a.v)'indir". Daha sonra klcn ve dier silahlarn alp Uhud'a doru yola k m ve orada l d r l n c e y e kadar savamt. Bundan sonra Medine'ye datlan sadakalarn ou, P e y g a m b e r
(s.a.v)'e Muhayrk'ten miras kalan h u r m a b a h e l e r i n d e n kaynaklanyordu.
Peygamber (s.a.v), Muhayrk iin "Yahudilerin en iyisi" demiti.
Mekke'lilerin evlerine d n d k l e r i anlalr anlalmaz Medine'liler rahat
bir nefes aldlar ve kadnlar leden beri kulaklarna gelen sylentilerin
doru olup olmadm anlayp llerini g r m e k zere ehrin dna k m a ya baladlar. lk gelen kadnlar arasnda Aie, m m E y m e n ve Safiye vard. P e y g a m b e r (s.a.v), Safiyeyi g r n c e o k zld ve Zbeyr'e: " A n n e n e
yardm et ve Hamza'nn mezarnn h e m e n kazlmasn sala. Git a n n e n i gtr, kardeine olanlar g r m e s i n " dedi. B u n u n zerine Zbeyr Safiye'ye gitti ve: " A n n e , Allah'n Rasul sana geri d n m e n i emrediyor" dedi. F a k a t Safiye zaten haberleri nceden renmiti. "Niin g i d e c e k m i i m ? " dedi. "Kar-
beraberdir.
ra:
Fakat
yardm
Sabr gsterenleri
mallardan,
mjdele.
ve phesiz
ve rahmet bunlann
dileyin.
ldrlenlere
balanma
ve namazla
deilsiniz.
canlardan
Onlara
Andolsun,
ve rnlerden
bir musibet
O'na dncleriz.
zerinedir
Gerekten
ve hidayete
Allah,
"ller" demeyin;
sabretersine
isabet ettiinde,
Rabbinden
para
imtihan
derler
(olan bir
erenler de bunlardr."
ki:
salat)
(Baka-
153-157)
Safiye daha sonra kzkardei U m e y m e ' n i n olu Abdullah bn
Cah
(r.a.)'n cesedi banda dua etti. F a t m a (r.a.) da ona katld. ki kadn birlikte aladlar. Peygamber (s.a.v) de onlarla birlikte alayarak rahatlad. Daha sonra Fatma babasnn yaralarn sard. Kuzenleri Hamne'ye
kocas
yle erkek-adamlar
gsterdiler;
getirdi),
deitirmediler"
bylece
onlardan
kimi de beklemektedir.
(Ahzab:
ahi-
(szlerini)
23).
Peygamber (s.a.v) b t n llerin Hamza'nn c e n a z e s i n i n yanna getirilmesini ve mezarlarn kazlmasn emretti. Hamza bir rtye sarlmt. Peyg a m b e r (s.a.v) o n u n iin cenaze namaz kld. B u n u n ard sra dier cenazeler iin de toplam yetmiiki cenaze namaz kld. Bir mezar kazlr kazlmaz
iki veya cenaze bir mezara gmlyordu. Hamza ve yeeni Abdullah ay-
UHUD'DAN
SONRA
[55]
m e k z o r u n d a kald. B u c e s e d ayn m e z a r a g m l d . P e y g a m b e r ( s . a . v )
s y o k t u . n k yeeni de l n c e y e k a d a r o r a d a savamt. Bu n e d e n l e
kald. B u n u n z e r i n e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) y a n n d a k i l e r d e n e v r e d e n b i r a z ot
emmas'n
ka b i r e y l e r t l m e l i y d i .
kayalklara
ise Medine'de h i a k r a b a s y o k t u . B u y z d e n
onu
Aie'nin
g e l d i k l e r i n d e , e v r e s i n d e k i l e r e saf o l u t u r m a l a r n syledi. E r k e k l e r M e k -
B a n a n i a n alnan d a r b e n i n o m u z u n a gelmesi n e d e n i y l e sa o m u z u n u
d e n s e l a m n , r a h m e t i n i , b e r e k e t i n i ve affn d i l i y o r u m . Allah'm, s e n d e n ne
Sebt: Allah'n Yahudileri imtahan etmek iin almay yasaklad tatil gndr. (ev. notu)
fakat bu kez onlara katlan b i r tek kii vard. Bu Cabir (r.a.)'di. O sabah Peygamber (s.a.v)'in arsn duymu ve ona giderek: " E y Allah'n Rasul, savata b u l u n m a y o k istiyordum. Fakat b a b a m beni yedi k k kz kardeimin banda brakt. Ben mit ettiim halde ehadette Allah o n u bana tercih etti. Ey Allah'n Rasul, h i olmazsa bu kez seninle g e l m e m e izin v e r "
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona dierleriyle birlikte gitme izni verdi.
Medine'den sekiz mil tede konakladlar. O srada d m a n da kendilerinden fazla uzakta o l m a y a n Revha'da k o n a k l a m t . Bunu duyan Peygamber (s.a.v.), adamlarna m m k n olduu kadar geni bir alana yaylmalarn ve kendileri iin o d u n toplamalarn emretti. Her adam kendisi iin b i r
ate yakacakt. G n e batana dek be yz b e k odun topladlar. G e c e olduunda h e r k e s k e n d i ateini yakt. o k saydaki ate bekleri uzaktan sanki
b y k b i r ordu k o n a k l a m izlenimi veriyordu. Hl putperest olmasna
ramen m s l m a n l a r a dost olan Huzaa'l bir adam, E b Sfyan'a gidip ger e k olmad halde Uhud'a katlmayanlar ve mttefikleri de dahil b t n
Medine'lilerin sava meydanna geldiklerini haber verdi: "Tanr'ya and olsun, siz onlarn atlarnn ban grr g r m e z k a m a l y d n z " dedi. Kureyliler'den bazlar Medine'ye saldrmak istiyordu. Fakat imdi hepsi en hzl
ekilde M e k k e ' y e d n m e karar almlard. F a k a t E b u Sfyan erzak a l m a k
iin Medine'ye giden bir gruptan Peygamber (s.a.v.)'e mesaj gndermeyi ihmal etmedi: " M u h a m m e d ' e de ki: "Biz ona ve arkadalarna kar kp, geri kalanlarn h e p s i n i n k k n k u r u t u n c a y a kadar onlarla savaacaz." Geri d n d n d e U k a z panayrna ura, deveni k u r u zmle y k l e y e y i m " dedi. Adamlar m e s a j Peygamber (s.a.v.)'e ulatrdnda o ksa bir sre n c e
inen ayetle cevap verdi:
"Allah bize yeter, o ne gzel vekildir."
(Al-i mran:
73).
met eder. O halde ona yardm edin, onu onurlandrn, o n u dinleyin ve ona
itaat edin". Daha sonra tekrar otururdu. Fakat U h u d d n n d e n sonraki
ilk C u m a namaznda l b n U b e y h e r z a m a n k i gibi ayn eyleri s y l e m e k iin
ayaa kalktnda, etrafnda b u l u n a n Ensar'dan m s l m a n l a r o n u iki tarafndan tuttular ve: " E y Allah'n dman, otur. Bu yaptklarndan sonra senin k o n u m a y a h a k k n y o k " dediler. B u n u n zerine lbn Ubey, kalabaln
arasndan zorlukla syrld ve cemaati terk etti. Mescidin kapsnda ona rastlayan Ensar'dan biri ona: " D n ve Allah'n Rasul senin iin balanma dilesin" dedi. F a k a t o u cevab verdi: "Tanr'ya a n d o l s u n , o n u n b e n i m iin
balanma dilemesini i s t e m i y o r u m " .
NTKAM
Uhud'u izleyen gnlerde Peygamber (s.a.v)'e savala ilgili pekok yeni va-
KURBANLARI
[56]
snda birden panie kaplp daa kaanlardan ve zellikle ehit olmak istedik-
ayrdetmeden
cihad edenleri
belirtip -ayrdetmeden
cennete gireceinizi
mi sandnz?
ve
sabredenle-
Andolsun,
siz
onunla
onu gr-
142-143).
Peygamber
ve s r s ve o b a n ile birlikte dndler. Bu saldr a m a c n yerine getirmiti, yani slam'n y o k edilemeyen g c tm Arabistan'a gsterilmiti.
(beyan)'
saknanlar
eer inanmlarsamz
kazanm
yalnzca
bir peygamberdir.
w 317.
pek yaknda
ve ttr. Gevemeyin,
(l-i mran:
bakanndan
kay-
ak-
zlmeyin,
bir
137/139).
dllendirecektir."
kolunun
Allah kredenleri
Lihyani
ura-
sayanlarn
siz topuklarnz
kabilesinin
olaylar)
Hudayl
naklandn bildirmiti. E e r bu adam ortadan kaldrlrsa o taraftan geleHazreli Abdullah b n Uneys'i, b u lideri ldrmekle grevlendirdi. " E y Al-
(kanun zelliini
dmanln,
(Al-i mran:
144)
gelip
mi
zarar
i k i s i n i l d r e n E v s k a b i l e s i n d e n A s m idi. l d r l e n a d a m l a r n
annesi,
o n u n k a f a t a s n b u k a d n a s a t m a y planlyorlard. F a k a t b i r ar k o v a n y-
z n d e n g e c e o l a n a d e k Asm'n c e s e d i n e yaklaamadlar. G e c e o l u n c a da b i r
h a m m e d O'nun Rasuldr."
E s i r e d i l e n arkada Zeyd d e a y n e k i l d e l d r l d . l d r l m e d e n n -
Bedir'de l d r l e n b a b a s n n c n a l m a s i i n k a b i l e n i n b i r y e s i n e veril-
d a r h a p i s t e kaldlar.
Muham-
S a f e r a y n n hilali g r n r g r n m e z , K u r e y l i l e r esirleri h a r a m b l g e -
si A m i r ' d e n H u z e y m e ' n i n kz o l a n Z e y n e b o k c m e r t b i r k a d n d . s-
k e n d i s i n i kaza b a l a y a c a k l a r n a n l a y n c a o n l a r d a n n a m a z k l m a k i i n
ra hl e v l e n m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a e v l e n m e teklif e t t i i n d e m e m -
a k l a m a d . S a d e c e k e n d i k a b i l e s i n e islam' r e t e c e k m s l m a n l a r n gel-
r a b i l e c e i n i syledi. B e n i Amir, H a v a z i n k a b i l e s i n i n b i r k o l u y d u ve y e r l e i m
dininden
b l g e s i , m s l m a n l a r a s a l d r m a l a r m u h t e m e l olan S l e y m ve dier G a t a f a n
k o r u y a c a h i k i m s e y e s a l d r l a m a y a c a n a dair s z verdi. B u n u n z e r i n e
bilinmiyordu.
O n u n y e r i n e g e m e k isteyen y e e n i , P e y g a m b e r ' d e n b i r m e k t u p g t r e n , b u
getirdi" dedi.1
Kureyliler'in
yannda b a b a l a r B e d i r ' d e l d r l e n
krk gen
vard.
k o n a k l a y a n m s l m a n l a r n h e p s i n i e h i t ettiler. S a d e c e develeri o t l a t m a y a
giden iki kii sa kald. B u iki kiiden biri U h u d ' d a b y k bir cesaretle sa-
k a d a l a r n a karlk l d r d . F a k a t g e r e k t e iki a d a m da m a s u m d u . n k
v e r i l m e s i n e k a r a r verdi.
nda derin bir tartmaya dalmlard. Bu y z d e n y e n i g e l e n l e r i fark e t m e diler. A m r gidip M e d i n e ' y e h a b e r v e r m e taraftaryd. Haris ise yle dedi:
" M u n z i r ' i n l d r l d yerde b e n sava a l a n n a a r k a m d n p g i d e m e m . "
D a h a s o n r a k e n d i n i d m a n l a r n arasna att ve A m r ' l a b i r l i k t e esir a l n n caya k a d a r arpt ve iki d m a n l d r d . D m a n l a r n ikisini de l d r m e k i s t e m e m e l e r i garipti. n k Haris iki a d a m l a r n l d r m t . Haris'e
k e n d i s i n e n e y a p l m a s n istediini sordular. O da M u n z i r ' i n c e s e d i b a n a
gidip eline silahlar v e r i l m e s i n i ve o r a d a s a v a m a k i s t e d i i n i syledi. O n u n
isteini y e r i n e getirdiler. Haris k e n d i s i l d r l m e d e n n c e iki a d a m daha
ldrd. A m r ' ise s e r b e s t b r a k t l a r ve k e n d i l e r i n e l a r k a d a l a r n n isimlerini s a y m a s n istediler. Amr, onlarla b i r l i k t e h e r c e s e d i n b a n a gitti ve s o yuyla b i r l i k t e h e p s i n i n i s m i n i syledi. O n a b u r a d a o l m a s g e r e k e n fakat cesedi b u r a d a o l m a y a n b i r a r k a d a n n o l u p o l m a d n sordular. " A m i r b n
F u h e y r e a d n d a k i E b u B e k i r ' i n azatlsn g r e m i y o r u m " dedi. O n a " B u adam n sizin a r a n z d a k i k o n u m u n a s l d ? " diye sordular. " O , en i y i l e r i m i z d e n
biriydi" dedi. Amr, " P e y g a m b e r ' e ilk tabi o l a n l a r a r a s n d a y d . " S o r u y u s o ran: " S a n a , o n a n e o l d u u n u s y l e y e y i m m i ? " dedi. D a h a s o n r a Amir'i ldren C e b b a r ardlar. Cebbar, m z r a n nasl a r k a s n d a n gelip A m i r ' i n
iki k r e k k e m i i arasna sapladn anlatt. M z r a n u c u A m i r ' i n g s n d e n k m t . Amir'in l m e d e n n c e s o n s z : " V a l l a h i , zafere u l a t m " olm u t u . C e b b a r : " B u ne a n l a m a g e l e b i l i r ? " diye a r m t , n k ayn s z
k e n d i s i n i n s y l e m e y e daha o k h a k k vard. D a h a s o n r a C e b b a r a k n l k l a
mzra A m i r ' i n srtndan k a r m t . F a k a t a k n l , g r n m e y e n ellerin
Amir'in c e s e d i n i g z d e n k a y b o l a n a d e k y u k a r k a l d r d k l a r n g r n c e d a h a
da artmt. C e b b a r ' a " z a f e r " i n C e n n e t o l d u u a n l a t l n c a m s l m a n o l d u .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u olay d u y u n c a , m e l e k l e r i n A m i r ' i C e n n e t ' i n e n y k s e k
d e r e c e l e r i n d e n biri o l a n " l l l i y y u n " a ( M u t a f f i f n : 1 8 - 1 9 ) g t r d k l e r i n i syledi.2
1.
W 360.
2.
W 349.
BEN
NADR
[57]
S u r l a r o k u l a r ve s a p a n c l a r tarafndan k o r u n u y o r d u . B u a s k e r l e r i n ya-
istediini y e r i n e g e t i r e c e k l e r i n i sylediler ve o n d a n y e m e k h a z r l a n n c a y a
n n d a , o k l a r b i t t i i n d e ve s u r duvarlar saldrya u r a d n d a k u l l a n l m a k
O srada, i l e r i n d e n g r n t e m i s a f i r i i n v e r i l e c e k y e m e k h a k k n d a e m i r -
P e y g a m b e r ve arkadalar k a l e n i n n n d e o t u r m u b e k l e r k e n dierlerinin
b e p l e r y z n d e n p e y g a m b e r ile b i r l i k t e yola k a m a y a n m s l m a n l a r n da
dar o r d u , d m a n h e r taraftan s a r a b i l e c e k d e r e c e d e o a l m t . P e y g a m b e r
ni z a n n e d i y o r d u . G e r i d n m e y i n c e E b u B e k i r dier a r k a d a l a r n a o n u n ar-
k a s n d a n gitmeyi nerdi.
ayrlp
Peygamber
( s . a . v ) ' i n evine gittiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a olanlar anlatt. M u h a m m e d b n M e s l e m e (r.a.)'yi B e n i Nadir'e eli o l a r a k g n d e r d i ve o n a s y l e m e si g e r e k e n l e r i bildirdi. M u h a m m e d b n M e s l e m e (r.a.) b t n hzyla kabiles i n i n o l d u u yere gitti. O n u g r e n baz liderler k a r l a m a y a ktlar. O n l a r a
yle dedi: "Allah'n R a s u l b e n i size g n d e r d i ve u n l a r syledi: " B e n i ldrmeyi
amalayarak,
aramzdaki
anlamay
bozdunuz."
Peygamber
ten b e y i t l e r o k u d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a b a h n a m a z n d a o n l a r a katld.
G n l e r g e i y o r ve B e n i N a d i r bekledii y a r d m l a r iin m i d i n i yitiriyordu. Beni K u r a y z a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ile yapt a n l a m a y b o z m a k i s t e m e mi, B e n i G a t a f a n sessiz k a l m , bn U b e y de h e r z a m a n o l d u u gibi bir ey
y a p a m a y a c a n a n l a m t . o k mitli olan B e n i Nadir'in m i t l e r i gittike
k a y b o l u y o r ve a r a l a r n d a k i a n l a m a z l k l a r artyordu. K a b i l e u z u n z a m a n dan b e r i s r e n a n l a m a z l k l a r ve d m a n l k l a r l a p a r a l a n m t . i m d i ise d
d n y a d a n t a m a m e n k o p m u b i r vaziyette h i b i r y a r d m a l a m y o r d u . O n gne y a k n b i r sre s o n r a P e y g a m b e r ' i n sur d u v a r l a r n n y a k n n d a k i bir iki
h u r m a aacn k e s m e s i y l e b u mitsizlii ve aresizlii d a h a fazla h i s s e t m e ye baladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u topraklarn k e n d i n i n o l a c a n bildii
i i n b u aalar k u r b a n o l a r a k k e s t i r m i t i . Aalarn k e s i l m e s i ilahi b i r
e m i r l e (Har: 5 ) , o n a bildirilmiti. Bu e m r i n y e r i n e g e t i r i l m e s i y l e d m a n n
o n l a r k a l m a y a tevik e d e n ve yardm e d e c e i n i b i l d i r e n b i r h a b e r g n d e r -
d u r u m d a k e n d i l e r i n i yalnz b r a k m a y a c a k l a r n s y l e y e r e k y a h u d i l e r i kal-
l m n o l u t u r u y o r d u . i m d i t o p r a k l a r n d a n ayrlmaya z o r l a n s a l a r bile o
maya i k n a etti. T m b u m t t e f i k l e r e y a r d m h a b e r i g n d e r d i . P e y g a m b e r
[58]
.S. 6 2 6 ylnn ilk aylarnda F a t m a b i r e r k e k o c u u daha dnyaya getirdi. Peygamber (s.a.v) el-FIasan ismini o k seviyordu. Bu n e d e n l e Fa-
cei m i k t a r d a m a l g t r e b i l i r s i n i z " .
m m S e l e m e k o c a s n a i k i s i n d e n biri l d n d e e v l e n m e m e k z e r e anla-
l y m . K s k a n l a g e l i n c e , Allah'a b u h u y u s e n d e n a l m a s i i n d u a e d e r i m .
drd.
dedi.
sand a n d a t m a b a l a r n n b o a g i t m e s i n e n e d e n oldu. F a k a t N u a y m g -
k i s i n i n t e s i n d e b i r e y l e r i n y r r l k t e o l d u u n u a n l a m ve slam'n i l k to-
h u m l a r n k a l b i n e y e r l e t i r m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) n c e d e n kararlatrd
biniz size kar bu k u u n yavrusuna gsterdii m e r h a m e t t e n daha fazla merh a m e t e d e r . " 2 Daha sonra adama yavru kuu ald yere koymasn emretti".
" D n d m z g n d e n s o n r a k i ilk s a b a h d e v e m i a l d m ve P e y g a m b e r
(s.a.v)'in kaps n n e k t r d m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a n a deveyi oraya b-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , b i r k e r e s i n d e de yle d e m i t i r : "Allah'n yz r a h m e -
mitir. Bu e k i l d e , b u y a r a t k l a r b i r b i r l e r i n e kar m e r h a m e t b e s l e r l e r ve
n k u l l a r n a m e r h a m e t eder."^
B u aylardan b i r i n d e F a r i s i S e l m a n d a n m a k ve y a r d m d i l e m e k zere
P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. B e n ! K u r a y z a Y a h u d i l e r i n d e n o l a n s a h i b i o n u M e -
nin geriden takip ettii ve dier gruplarn o k nlerde yol ald haberini de
m a n ' m M s l m a n c e m a a t l e y a k n b i r ilikiye g i r m e s i m m k n o l m u y o r d u .
neden b u kadar geride kaldn sordu. O: " E y Allah'n R a s u l " dedi, "Bu de-
k u r t u l m a s n a b i r are y o k m u y d u ? S a h i b i n e , z g r l n e
k e n d i s i n e k a a m a l o l a c a n s o r m u t u . F a k a t s a h i b i n i n n e s r d fiyat
pay b a n a ver dedi, b e n de verdim. Peygamber (s.a.v) elindeki sopayla bir iki
kavumasnn
C a b i r ? " diye sordu. B e n de evlendiimi syledim. O : " D a h a n c e d e n evlenmi biriyle m i y o k s a bakireyle m i ? " diye sordu. B e n : " D a h a n c e e v l e n m i
biriyle" deyince: " N e d e n b i r kzla e v l e n m e d i n ? S e n o n u n l a o y n a r d n , o da
s e n i n l e o y n a r d " dedi. " E y Allah'n R a s u l " d e d i m , " B a b a m U h u d ' d a ld,
geride kalan yedi kz kardeimi b a n a e m a n e t etti. Bu n e d e n l e onlara b a k a c a k
salarm tarayacak ve onlara a n n e l i k e d e c e k bir kadnla e v l e n d i m . " B a n a iyi
bir s e i m yaptm syledi. D a h a s o n r a b a n a M e d i n e ' d e n m i l u z a k t a k i irar'a ulatklarnda develeri orada k u r b a n e d e c e i n d e n , g n orada geireceimizden ve k a r m n b i z i m eve d n h a b e r i m i z i aldnda m i n d e r l e r i n to-
F i y a t n geri k a l a n n d e m e k zere, P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e m a d e n
o c a k l a r n d a n biri tarafndan v e r i l e n k u y u m u r t a s b y k l n d e k i altn
p a r a s n S e l m a n ' a verdi. S e l m a n b u n u n z g r l n s a t n almaya y e t m e y e c e i n i d n e r e k : " B u b e n i m d e m e m g e r e k e n i n n e k a d a r n karlar acab a ? " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) altn o n d a n ald ve azna k o y u p dilinin
altnda evirdi. S o n r a S e l m a n ' a uzatt ve: " B u n u al, fiyatn t m n b u n u n la d e " dedi. S e l m a n k r k b i r i m o n s altna d e n k gelen b u altn verdi ve zgrlne kavutu.5
M e d i n e ' d e b i r ay d a h a bar yaand. Bir a y d a n s o n r a
Peygamber
"Gerekten
(namaz
iin) kalktn
te ikisinden
te birinde
bilmektedir;
bilmektedir).
biraz eksiinde,
seninle birlikte
yarsnda
olanlardan
bildi, bylece
de tevbenizi
ve
bir topetmektedir.
(O'na dnnz)
kabul
(Mzzemmil: 20).
kesin s a v u n m a aracnn saldr o l d u u n u anlamalar ve b u n a gre davranF a k a t Ashab yine de geceleri n a m a z klmaya devam ettiler. Peygamber
malaryd.
Dardan g r n e n buydu. Fakat yakndan topluluu gzleyenler b u
g c n g r n d n d e n de b y k o l d u u n u grebiliyorlard. n k b u g,
mucizevi b i r birlie dayanyordu. Vahy'de yle deniyordu:
"Sen yeryzndekilerin
tmn harcasaydn
bile, onlarn
uzlctrd" (En-fal:
kalblerini
uzlatra-
63)
"Onlarn yanlan
(gece namazna
kalkmak
iin) yataklanndan
uzaklar.
Raileri-
infak
eder-
bilmez". (Secde:
16-17)
G n n eit paralarn oluturmas gereken ibadet, alma ve aileyle ilg i l e n m e vakitleri a n c a k yaklak olarak eitlenebiliyordu. Aileyle ilgilenmeye gelince, Peygamber (s.a.v)'in k e n d i evi yoktu ve h e r a k a m sras gelen
einin evine gider ve oras o n u n yirmidrt saatlik evi olurdu. G n b o y u n c a
kzlar veya halas Safiye o n u ziyaret eder veya O, onlar ziyaret ederdi. Fatma o u n l u k l a iki o l u n u o n a g s t e r m e k iin getirirdi. Hasan yaklak
olarak b i r b u u k yanda, Hseyin ise sekiz aylkt ve h e n z y r m e y e balyordu. Peygamber (s.a.v) o u n l u k l a annesi Zeyneb'in y a n n d a n ayrlmayan torunu mame'yi de severdi. Birka kez Peygamber (s.a.v.) o n u mescide getirmiti. Namaz srasnda ayakta durduu zamanlar o m u z u n d a tam,
r k ve secde srasnda yanna oturtmutu. Ayaa kalktnda tekrar o m u zuna b i n d i r m i ve namaz b u ekilde kldrmt. Peygamber (s.a.v)'in o k
dedi: " E y Allah'n Rasul, biz senin yannda iken sen bize c e n n e t ve c e h e n -
sn sevdii iin seviyordu. same, evin bir torunu olarak ounlukla evin
nemi anlatyorsun. Biz de onlar grr gibi oluyoruz. Fakat senden ayrldmz zaman hanmlarmz, ocuklarmz ve mallarmz bizi kendilerine eki-
ortaya kt. Peygamber (s.a.v), bir gn Zeyd (r.a.)'e bir ey s o r m a k iin evi-
aramzda iken nasl Musa'y btn alemlerin stne sekin klana andolsun
de olmadn syledi, fakat yine de ieri girmesi iin o n u davet etti. Bir an-
farkna varlmasna yol at. Peygamber (s.a.v) Zeyneb (r.a.)'in kendisini sev-
Adamn asl dncesini anlayan Peygamber (s.a.v): "Beni Musa'dan daha iyi
olduumu s y l e m e " ^ diye ekledi. Baka bir yanlla dikkati ekerek de:
yen ve idare eden Allah'adr!" Zeyd (r.a.) eve dndnde Zeyneb ona Pey-
Peygamber (s.a.v)'e gitti ve yle dedi: "Evime geldiini duydum. Bana ann e m d e n ve babamdan daha yakn olduun halde neden ieri girmedin? Yok-
" O n u n peygamberlai
285)
srar ederek: "Karn tut ve Allah'tan k o r k " dedi. O bir keresinde: " M b a h
uluslarla ilikileri dzene s o k m a k gibi t o p l u m u n genel ihtiyalannn yansra Peygamber (s.a.v) m'minlerin t a m a m e n kiisel olan sorunlarn zmede
de onlara yardm e t m e k durumundayd. Bu kiisel sorunlar bazen Selman'n-
Bu, zayf bir rivayettir. Peygamber (s.a.v.)'in Zeyneb'i doduundan beri tand, orada ilk defa
grmedii ve Zeyneb pek taraftar olmad halde onun Zeyd'le evlenmesinde srar ettii hatrlanmaldr. Bu olay, kendi snrlar iinde istedii kadnla evlenen feodal beyleri hatrlatmaktadr. Peygamber (s.a.v.) deil oulluunun, baka bir mslmann veya kafirin karsna bile gz dikmekten
uzaktr. Geri o da bir insandr, ama Allah'n onda canl hale getirdii slm ahlak ve mslman
karakteri buna msaade etmez. (ev. notu)
izni sadece ona m a h s u s t u , t o p l u m u n geri kalan bu izne dahil deildi. Bun u n yansra o n u n elerine " m m i n l e r i n anneleri" ad verilmi ve onlara
yle yksek bir stat verilmiti ki. Peygamber (s.a.v)'den sonra onlarn bakalaryla evlenmesi yasaklanmt. M m i n l e r d e n biri onlara bir ey s o r m a k
istedii zaman bir perde a r k a s n d a n sormalyd. Ayette u da belirtiliyordu:
"Ey iman edenler peygamberin
de bakmakszn
girmeyin;
evlerine yemek
ancak anlrsanz
hverin.
vermekte
ve o da sizden utanmaktadr;
(Ahzab:
40).
semada b e n i m l e evlendirdiini haber v e r e c e k ? " U z u n sreden beri kendisini aileden sayan Safiye'nin hizmetisi Selma oradayd. Bu szleri duyunca
h e m e n Zeyneb'in evine gitti. Zeyneb b u sevinli haberi d u y u n c a Allah'a
h a m d etti ve h e m e n K'be'ye doru secdeye kapand. Daha sonra bilekliklerini, bileziklerini ve g m kolyelerini toplayp Selma'ya verdi.
Zeyneb (r.a.) artk g e n deildi, h e m e n h e m e n k r k yana gelmiti. Fakat yine de dikkat ekici gzelliini koruyordu. B u n u n yansra O zahid bir
kadnd. U z u n gece namazlar klar, nafile oru tutar ve c m e r t e fakirlere
datrd. Dericilikten anlad iin ayakkab ve eitli eyalar yapar ve b u n lardan kazand paray sadaka olarak harcard. Bu kez o n u n iin bir dn
merasimine gerek yoktu. n k inen vahiy nikhn akdedildiini belirtiyor-
vaktine
de da-
girmeyin.
bu, Peygambere
aklamaktan
eziyet
utanmaz"
du; "Biz onu seninle evlendirmi o l d u k . " (Azhab: 3 7 ) Yaplmas gereken ey,
sadece gelini damadn evine gtrmekti ve b u da geciktirilmeden yapld.
ve
Allah
ve melekleri
Peygamber'e
salat
etmektedirler.
Ey
iman
53)
Bundan ksa bir sre sonra Peygamber unu da haber verdi: "Bana bir
Zeyd tbn M u h a m m e d diye anlan Zeyd, Zeyd lbn Harise diye anlmaya balan-
d. Fakat bu onun evlad edinilmesi olaym yrrlkten kaldrmyordu. Biri elli, dieri altmna yaklam olan evlat edinen ve edinilen arasndaki samimiyet ve sevgi de bundan zarar grmyordu. Bu sadece, aralarnda kan ba olmadn hatrlatmadan ibaretti. Bu anlamda ayetler yle devam ediyordu:
"Muhammed
sizin erkeklerinizden
Rasul ve Peygamberlerin
hibirinin
sonuncusudur."
(Ahzab:
O, Allah'n
37)
Dier ayetler de, Peygamber (s.a.v) ve o n u takip edenler arasndaki by k ayrm vurguluyordu. Onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e birbirlerine hitap ettikleri gibi hitap etmezlerdi. Allah'n verdii drtten fazla h a n m l a evlenme
T.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
M. X L I X , 2.
A.D. XIII, 3.
D.XX. 58.
HENDEK
[59]
kat olaca t a h m i n ediliyordu. O r a d a m s l m a n l a r b i n kiilik bir o r d u ya y e n i l m i l e r d i . i m d i ise o n b i n kii k a s m d a n e yapabilirlerdi? B u n u n yan sra K u r e y b u k e z ikiyz atl y e r i n e y z atl almt ve G a t a f a n ' m da
ayn b y k l k t e bir grupla o n l a r d e s t e k l e m e s i b e k l e n i y o r d u .
Abbas'n
dzenledii
bir
Huzaa'l
grup
atlaryla,
Peygamber
dilerinin
olaca
konusunda
mjdeleyici
szler
syledi.
Daha
sonra,
ayaa kalkt ve yle dedi: " E y Allah'n R a s u l , biz r a n ' d a y k e n atllarn sal-
S e l m a n ' m n e r i s i n i k a b u l etti.
s g e r e k m i y o r d u . e h r i n s n r n d a , b i r o k yerde s a v n m a y s a l a y a c a k kaleye
o l a r a k b i l i n e n ynd ve h e n d e i n i i n d e k a l m a s g e r e k i y o r d u . n k b u
y e r i n i , b i r kaya y n n d a n balayp e h r i n g n e y d u v a r n d a k i b i r n o k t a y a
k a d a r uzayarak k u z e y d e n e v r e l e y e c e k t i . Bu k a z l a c a k olan en u z u n h e n -
d e k t i ve en n e m l i s i de b u y d u .
n b i l i y o r d u . Bu o r t a k d m a n k a r s n d a B e n i Kurayza'llar, b u n l a r d n
v e r m e k t e n k a n m a d l a r . n k P e y g a m b e r (s.a.v)'i s e v m e m e l e r i n e
m e n , h e p s i o n u n l a yaptklar a n l a m a n n p o l i t i k bir a n l a m a o l d u u ve b u
ra-
a n l a m a y b o z m a m a l a r gerektii kansndaydlar. Bu n e d e n l e
y a k l a a c a k t . k i o r d u n u n t o p l a m o l a r a k Kurey'in U h u d ' d a k i g c n n
yahudiler
lerinden r l m salam h u r m a sepetlerini de kazlan topra tamak zeUhud'dan geri g n d e r i l e n s a m e (r.a.), m e r ' i n olu Abdullah (r.a.) ve ar-
re verdiler.
P e y g a m b e r (s.a.v) topluluun her g r u b u n u belirli bir h e n d e k t e n so-
dier m'minlerle birlikte grev alacaklard. Bunlardan biri olan Evs'in Ha-
demiti.
baka
saadet
yoktur.
ce Bera deildi. zellikle Peygamber (s.a.v), evresine baktnda, evresindekilerin sadeliini ve ne kadar doal olduklarn -insann ftratna ne kadar
Muhacirleri
ve Ensan
bala!"
yakn olduklarn- g r p seviniyordu. Bu sevinle, sonradan herkesin katld bir ark o k u m a y a balad:
bir gzellik
deil,
zan krek, bazan da sepet kullanyordu. Fakat nerede olursa olsun, olaa-
lard. Mescidde yaayan Ehl-i Suffa'dan biri olan Beni Demre'li bir msl-
liydi. Kendi aralarnda " O , o n kiinin iini yapyor" dediler ve dosta bir tar-
b c e k " anlamna gelen C'ayl adn vermiti. Peygamber (s.a.v) ksa bir s-
dir" diye iddia ettiler. Ensar: " O bizden biri, bizim onda daha o k h a k k m z
var" diye kar kt. F a k a t Peygamber (s.a.v): " S e l m a n bizden, yani Ehl-i
D m a n a kar silah olarak kullanlabilecek olan talar h e n d e k b o y u n ca Medine'nin evresine yld. Kazdan kan toprak sepetlere doldurulup,
te o gn bu zavall adama
Amr'a
deitirdi.
yardm
etti".
d. H e n d e k kazmaya gittikleri ilk sabah onlar bir grup g e n takip etti, hep-
derildi, fakat Peygamber (s.a.v) d m a n grnr g r n m e z , k a m p terketmeleri artyla dierlerinin k a z m a ve tamada yardm e t m e l e r i n e izin verdi.
ve namaz
sana
ynetmez.
klmazdk,
O halde zerimize
Bu karlamada
Bu dmanlar
huzur
bizi bastrmak
kar
ti, yoksa sen mi?' diye sordu. C a b i r : ' O davet etti.' Dedi. Kars: " O halde b-
indir.
ayaklarmz
sabit kl.
istiyor ve ifsad etmeye
alyorlar.
koyuyoruz
iine tkrd. Dua ettikten sonra suyu kayann stne dkt. Adamlar, ka-
kt, t m ehri geip gneye doru kayboldu. Peygamber (s.a.v) ikinci kez
dolduracak kadar o k deildi. Peygamber (s.a.v), bir bez paras istedi. Ya-
yordu."7
Cabir, h e n d e k t e n
ayrlmak
zere
olan
Peygamber
1.
W 446.
2.
rak yle dedi: "Allah'n Rasul ile birlikte Cabir'in evine gidin. cabet edin,
3.
I.I, 6 7 1 .
4.
ran Kral
5.
6.
I.I. 6 7 2 ; W 4 5 2 .
7.
I.I. 6 7 2 .
ve phesiz
O'na dncleriz"
(Bakara:
156)
Daha sonra uyarmak zere karsnn yanna gitti. Kars: 'O u davet et-
450.
l u n m a z s a karya g e m e k z o r o l m a y a c a k t . A k l l a r n a , M e d i n e ' y e g n e y - d o -
[60]
u d a n y a p l a c a k o l a n saldrlar k a l e e k l i n d e k i evleriyle k o r u y a n Beni K u rayza y a h u d i l e r i geldi. B e n i Nadir'den Huyay, orduya k a t l m a k zere Hayber'den gelmiti. E b u
Sfyan'a, B e n i K u r a y z a y a h u d i l e r i n i
Muhammed
(s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y b o z m a y a i k n a e d e b i l e c e i n i s y l e y e r e k o n l a -
dedi. H u y a y : " e r i gireyim de k o n u a l m " dedi. " H a y r " dedi Ka'b. Fakat
k n o l d u u k a d a r a b u k d m a n yenmeliydiler. B u a m a l a iki o r d u b i r l e -
ti ve e h r e d o r u i l e r l e m e y e balad. E b u S f y a n b a k o m u t a n d . F a k a t h e r
bi b i r g g e t i r d i m . S a n a liderleriyle b i r l i k t e K u r e y , K i n a n e ve Gatafan' b i n
n d e idi. Yaklatklarnda d m a n n e h r i n d n d a k a m p k u r m u o l d u -
sun k i , s e n b a n a h e r z a m a n u t a n getirdin, i i n d e i m e k ve g k g r l t s n -
s r a l a n m o k u l a r l a aralarnda g e n i ve d e r i n b i r h e n d e i n o l d u u n u g-
n e d e n l e b i r a z geri ekildiler.
b e n de s e n i n l e b i r l i k t e k a l e n d e o t u r u p , k a d e r i m i b e k l e y e c e i m . " Bu Ka'b',
b l m n , b a k a yerleri s a v u n m a k z o r u n d a b r a k a r a k e h r i n k u z e y i n d e n
u z a k l a t r m a y a k a r a r verdiler. E e r h e n d e i n etrafnda d m a n a s k e r i b u -
kar k m a n n n e k a d a r n e m l i o l d u u n u k a v r a y a b i l e c e k y e t e n e e s a h i p
rulayan h a b e r l e r g e t i r m e s i n d e n ve k e n d i l e r i n d e n b i r k a k i i n i n de gidip
K u r e y o r d u s u n u k e n d i gzleriyle g r m e s i n d e n s o n r a genel g r K u r e y
ve m t t e f i k l e r i tarafna d o r u k a y m a y a balad. G e r e k t e n de h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n g z alabildiine atlar ve a d a m l a r l a d o l u o l d u u n u g r m e k
insan r k t y o r d u .
Artk hendein yanndaki mevzilerden askerlerin bir ksmn ekip ehrin i i n d e bir mevzi k u r m a k g e r e k i y o r d u . Daha s o n r a H u y a y ' n , Kurey ve
Gatafan' b i n e r kiilik b i r e r o r d u k u r u p bir g e c e vakti e h r i n k u z e y i n d e k i
Kurayza kalelerine s a l d r m a y a , o r a d a n da e h r i n i e r l e r i n e g e i p , m s l -
szlkla s o n u l a n d . Atlar h i h e n d e k g r m e m i t i , b u n e d e n l e h e n d e e y a k -
ce karlkl o k atlar e k l i n d e d e v a m e d i y o r d u .
B e n i K u r a y z a ' n n anlamay b o z m a s h a b e r i gizli k a l m a d . M n a f k l a r -
ce b i r k e z h e n d e i a m a y baarabildiler. k r i m e , b i r d e n bire h e n d e i n en
ha ocuksun" dedi. Fakat Ali (r.a.) srar etti. Amr bineinden indi ve iki
kaym,
zanlarda
yrekler
hanereye
bulunuyordunuz
gelip dayanmt
te orada,
iman etmekte
uratlmlard."
gelmilerdi;
(Ahzab:
gzler
da
dc
(birtakm)
olanlar, denemeden
geirilmi
10-11)
zere olduunu anladlar. O srada k r i m e ve arkadalar bir anlk dalgnlktan yararlanp hendei g e m e k iin atlarn srdler. Fakat M a h z u m ' l u Nevfel hendei atlayamad ve atyla birlikte hendee yuvarland. Etraftakiler
onu talamaya koyuldular. Fakat O: " E y Araplar, lm bundan daha iyi" diye bard- Bunun zerine yanna indiler ve o n u ldrdler.
Baarsz da olsa hendein alm olmas, b u n u n m m k n olduunu
gsteriyordu. B u n u n zerine Kurey ordusu ertesi gn henz gne ykselmeden hendein eitli noktalarna bir dizi saldr dzenledi. Peygamber
(s.a.v) rn'minlere cesaret verdi ve sabrederlerse, uzun sre b e k l e m e n i n verdii yorgunlua ramen vadedilen zaferin kendilerinin olacan mjdeledi.
H e r k e s byle ka gn daha dayanabileceklerini dnyordu. Yiyecekleri t k e n m e y e yz t u t m u ve gecelerde o k s o u k gemeye balamt. Alk, s o u k ve uykusuzluktan iman zayf olanlarda mnafklara katlacak hale gelmilerdi. Mnafklar srekli olarak, byle gl bir d m a n a sadece
bir h e n d e k l e kar koyulamayacan, ehir duvarlar gerisine ekilmeleri
gerektiini sylyorlard. F a k a t b u zorluklarla gerek m ' m i n l e r i n iman
gleniyordu. Onlar, tm kabileler kendilerine kar birletiklerinde yle
dedikleri iin Allah onlar K u r a n d a vmt:
K a m p yerinin seimi isabetli olmutu. n k Sel dann tesine doru uzanan yzeyde kendilerine yakm olan ksm, uzak olan ksmdan daha yksekti. G n boyunca d m a n onlara ulamak iin tekrar tekrar akn etti, fakat
hibir ey elde edemediler. Fiili sava o k snrlyd. ki taraftan da zayiat
"Mminler
dediler
le namaz vakti geldi, fakat bir tek asker bile hendein yanndan aydakiler ona yle dediler: " E y Allah'n Rasul, biz namaz k l m a d k . " Bu bi-
tamamen bastrnca artk iki dman ordusu k a m p yerlerine dndler. Dman ordular gzden kaybolur k a y b o l m a z P e y g a m b e r (s.a.v), Useyd ve bir
grup askeri hendein kenarnda brakp h e n d e k t e n ayrld. H e n d e k t e kalan
bu grubun dndakilerin bana geip vakti gemi olan drt namaz da arka arkaya kldrd. O a k a m ge saatlerde Halid, hendei k o r u n m a s z b u l m a
umuduyla k k bir atl grubuyla tekrar ortaya kt. Fakat Useyd ve adamlar o k atlaryla onlar geride tutmay baardlar.
Vahiy, o zorlu gnleri yle nitelendiriyor:
ise (korkuya
kaplmadan)
doru
Onlar, Peygamber (s.a.v)'e bir-iki yl n c e vahyolunan bir ayetin gerekletiini hatrlayarak byle diyorlard:
onlara katlmas onlar biraz teselli etti. P e y g a m b e r (s.a.v): " B e n de klmaFakat gne battktan sonra bile d m a n ataklar devam ediyordu. Karanlk
zaman
bize vadettii
d m " demid. kindi namaz vakti geldi ve gnein batmasyla vakit geti.
grdkleri
birliklerim
sylemitir."
(dman)
hali, banza
zi mi sandnz?
sine sarsldlar
ne zaman?"
ra:
diyordu.
Dikkat
beraberindeki
edin, kukusuz
gelmeden
yle dayanlmaz
m'minlere:
Allah'n yardm
Cennete
gireceini-
yardm
pek yakndr."
(Baka-
214)
P e y g a m b e r (s.a.v) adamlarnn dayanma g c n n s o n u n a geldiini bi-
dedi.1
Oradakiler
yemin
edince
yle
dedi:
"Yahudiler,
Muhammed
Muhammed'e
bildirmek oldu.
ber (s.a.v) gece ge saatlere kadar dua etti. Daha sonra kendi adrna yakn
olan adamlarn arasna gitti. Bunlardan biri olan Yeman'n olu Fluzeyfe
kar kt Huyay, "Sina danda Musa'ya indirilen Tevrat'a andolsun ki, ben
n e n e kadar baka bir ey y a p m a " . Huzeyfe yle anlatt: " B u n u n zerine git-
Beni Kurayzallar bize ihanet etti ve bizi ele v e r m e k zere olduklarn haber
aldk. imdi de grdnz gibi rzgr bizi mahvediyor. Artk b u yeri ter-
la."3
dular ynelip-gelmiti,
bylece
biz de onlarn
(Ahzab:
9)
nimetini hatrlayn.
grmedii-
BEN
KURAYZA
[61]
i n l e n m e k i i n s a d e c e b i r k a saatleri vard. n k le n a m a z n d a n h e -
H u z e y f e (r.a.) geri d n e m r i n i d u y a r d u y m a z h e m e n G a t a f a n k a b i l e -
u k o n l a r n da d a y a n m a g c n k r m ve geri d n m e l e r i n e n e d e n o l m u -
d m . E y M u h a m m e d ( s . a . v ) g e r e k t e n y c e A l l a h s a n a B e n i Kurayza'ya kar-
t u . B u n u n z e r i n e H u z e y f e , P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . O srada
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , s o u a kar, h a n m l a r n d a n b i r i n e ait o l a n r t y e b -
korkutabilirim." 1
n i y a n n a d o r u e k t i ve a y a k d i b i n e o t u r t t u . r t n n b i r u c u n u da b a n a
u z a t t " . D a h a s o n r a b e n i m l e b i r l i k t e r t n n i i n d e o t u r d u , s e c d e yapt ve
t e k r a r o t u r d u . N a m a z bitirip s e l a m v e r d i k t e n s o n r a o n a h a b e r l e r i ulatr-
b a t m a d a n t m Kurayza k a l e l e r i n i k u a t m t .
dm."4
b i r l i k t e h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n b o m b o o l d u u n u grdler. P e y g a m b e r
s n d a n veya B e n i Kurayza'llarn h e n d e i n k o r u n m a s z o l d u u n u K u r e y l i -
zere
k i m s e o n a c e v a p v e r m e d i . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n m a d n d k l e r i n -
de b a a r a m a d k l a r n h a b e r verdiler. B u n u d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l d
ve y a n n d a k a l a n arkadalaryla b i r l i k t e e h r e d o r u yola k o y u l d u .
u s u l u l u k daha da a r t t . 2 " D a h a bir a d m bile a t m a m t m ki, Allah'n Ras u l n e i h a n e t ettiimin farkna v a r d m " dedi. E b u L b a b e ' n i n y z n n rengi deiti ve u ayeti o k u d u : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve phesiz O ' n a dn c l e r i z . " (Bakara: 1 5 6 ) . Ka'b: "Sana ne o l d u ? " diye sordu. E b u L b a b e :
1.
I.I. 6 7 6 .
2.
I.I. 6 8 1 , W. 4 8 0 - 1 .
3.
I.S. II/I, 5 3 ; W. 4 8 7 .
4.
M. 6 8 3 - 4 , W 4 8 8 - 9 0 .
ise s a d e c e iki kii o n l a r n y o l u n d a n gitti. B u n l a r d a n biri, A m r l b n Su'da zan e d e n l e k a l e n i n arka k a p s n d a n k p ehre doru yola k o y u l d u . D o r u c a
k u a t m a e m b e r i n i M s l m a n o l a r a k g e t i ve o g e c e y i M e d i n e ' d e k i M e s -
n c e veya g e r e k t i i n d e kz gelip o n u z y o r ve n a m a z n b i t i r d i k t e n s o n -
kadar o n u n n e r e y e gittii ve n e r e d e l d r e n i l e m e m i t i r . P e y g a m b e r
N e c c a r k o l u n d a n b i r a d a m l a e v l e n e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in teyzesi S e l m a
Muhammed'in
( s . a . v ) P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d n a gre o n u n d i n i n e girip m a l l a r n ve
yu k a v a n o z l a r t e k e r t e k e r ald ve boaltld.
kesildi.
a d n d a k i yal y a h u d i h a k k n d a k a r a r verilemedii i i n k a d n ve o c u k l a r n
o n l a r n m s l m a n l a r n y e n i l e c e i n e i n a n d k l a r n d a nasl i h a n e t e t t i k l e r i n i
zi b u d u r u m d a n kurtarrlard. Siz k e n d i n i z i y a h u d i d i n i n e v e r i n , n k b u
me zaman gelmitir."
K a y s a d n d a k i Hazre'li b i r a d a m n h a y a t n k u r t a r m t . Sabit b u b o r c u n u
g e e r l i ? " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): " E v e t " dedi. " O h a l d e " dedi Sa'd, " b e n er-
k e k l e r i n l d r l m e s i , m a l l a r n datlmas, k a d n ve o c u k l a r n esir a l n m a -
lah adna s e n d e n b e n i de a r k a d a l a r m n y a n m a g n d e r m e n i i s t i y o r u m . O n -
Kadnlar
ve o c u k l a r e h r e g t r l p
yerletirildiler.
Erkekler
ise
k a m p t a k a l d l a r ve g e c e y i Tevrat o k u y u p b i r b i r l e r i n e sabr ve d a y a n k l l k
k k g r u p l a r h a l i n d e gnderildiler. H e r g r u p k e n d i m e z a n o l a c a k o l a n u -
d t . R e y h a n e o k gzel b i r k a d n d ve b e yl s o n r a l e n e d e k P e y g a m b e r
H u y a y pazar y e r i n e d o r u g n d e r i l d i i n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e d n d
KUATMADAN
SONRA
[62]
dedi.
n y e r d e n k a l d r p g s n e yaslad, s o n r a d u a etti: "Ya rabbi, Sa'd, R a s u l n e tam itaatla s e n i n y o l u n d a alt ve y a p m a s g e r e k e n h e r eyi yapt. O n u n
r u h u n u , y a r a t t k l a r n i i n d e en iyilerin r u h u n u aldn gibi k a b u l e d e r e k
a l " . Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) sesini d u y d u , g z l e r i n i a a r a k : " S e l m
z e r i n e o l s u n ey Allah'n R a s u l , s e n i n tebli ettiine e h a d e t e d e r i m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d k t e n b i r iki saat s o n r a C e b r a i l geldi ve
o n a Sa'd'n l d h a b e r i n i verdi.
O n u n c e s e d i n i m e z a r l a tayanlar c e s e d i n b u k a d a r hafif o l m a s n a atlar. n k Sa'd iri c s s e l i b i r a d a m d . B u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e syledikl e r i n d e , O: " M e l e k l e r i o n u t a r k e n g r d m " dedi. C e n a z e y i m e z a r n n yan m a koydular. P e y g a m b e r (s.a.v.) a r k a s n d a k i bir g r u p e r k e k ve kadnla birlikte c e n a z e n a m a z kld. C e s e d i m e z a r n i i n e i n d i r d i k l e r i n d e P e y g a m b e r
(s.a.v)'in yz b i r d e n b i r e sarard ve k e z S b h a n Allah dedi. Bu Allah'n
m u t l a k y c e l i i n i ifade e d e n b i r t e r i m d i ve i m d i o l d u u gibi almas gerek e n b i r snrla k a r l a l d n d a sylenirdi. M e z a r l k t a k i h e r k e s ayn s z
tekrarlad ve t m m e z a r l k S b h a n Allah sesleriyle titredi. D a h a s o n r a Peyg a m b e r ( s . a . v ) zafer a n l a r n d a s y l e n e n Allahu E k b e r (Allah b y k t r ) sz n syledi, dierleri de b u n u tekrarladlar. D a h a sonralar o srada y z n n n e d e n sarardn s o r d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle dedi: " M e z a r
a r k a d a n z n s t n e k a p a n d n d a , O , bir s k m a h i s s e t t i . E e r bir kii bile b u s k m a d a n k u r t u l a b i l s e y d i Sa'd da k u r t u l u r d u . D a h a s o n r a Allah o n a
1.
I.I., 6 8 4
2.
Bkz. Blm: 48
3.
W. 5 0 7 .
4.
I.I. 136.
5.
Sa'd'n karar tamamen onlarn ihanet suuna dayanyordu. Fakat bu karar, Yahudi kanunlarnda
var olan, ihanetle sulanmasa bile kuatlan bir ehir halknn ldrlmesi kanununa uyuyordu:
"Rabbiniz Allah, size onu verdiinde, oradaki btn erkekleri kltan geirin; fakat kadnlar, kkleri, hayvanlar ve ehirdeki btn her eyi kendinize aln." (Eski Ahit, Beinci kitap:20:12).
s e l a m e t d o l u b i r r a h a t l k verdi".^
B u n u t a k i p e d e n g n l e r d e bir s a b a h P e y g a m b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e
( r . a . ) ' n i n o d a s n d a i k e n o n a : " E b u L b a b e affedildi" dedi. " O n a b u m j d e y i
v e r e y i m m i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E e r i s t e r s e n " dedi. B u n u n
z e r i n e m m S e l e m e (r.a.) m e s c i d e alan o d a s n n k a p r d a durdu ve
y a k n b i r direkte bal o l a n E b u L b a b e (r.a.)'ye: " E y E b u L b a b e , m j d e -
lah'n Resul b e n i elleri ile z e n e kadar o l m a z " dedi. Peygamber (s.a.v) na-
ona iade edecek iyilii gsterirseniz b e n i sevindirirsiniz. Fakat eer geri vermezseniz, O Allah'n size verdii b i r ganimettir ve o n u n tasarruf h a k k da
mallarndan
sadaka
al, bununla
onlar
temizlemi
arndrm
olur-
103)
diyordu.
H e n d e k savandan yaklak be ay sonra Peygamber (s.a.v) zengin bir
Kurey k e r v a n n n Suriye'den d n m e k t e olduu haberini ald ve Zeyd'i kervann y o l u n u k e s m e k zere yzyetmi atl ile gnderdi. Zeyd ve adamlar
ou Safvan'a ait olan gmler de dahil tm ticari eyay ele geirdiler ve
w 528.
[63]
yola k m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n y e r l e i m b l g e s i n e y a k n ve s u l a k
ve k e i vard.
Zeyd'in h a b e r v e r d i k l e r i n i g e r e k t e n syleyip s y l e m e d i i n i s o r m u t u , l b n
Ubey'e
Hazre'li de o n u n s y l e d i k l e r i n i doruladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a n k i m e -
s a n l a r n k a f a l a r m b a k a bir eyle m e g u l e t m e k t i . B u n u n z e r i n e P e y g a m -
b e r ( s . a . v ) h e m e n yola k l m a s n emretti.
olmalyd. F a k a t b u sefer de g e n e l d e o l d u u n d a n o k m n a f k sefere katlmt. B u n u n s e b e p l e r i n d e n biri de b l g e n i n tandk ve s u l a k b i r b l g e olmas ve k o l a y c a g a n i m e t elde e d e b i l e c e i m i d i idi. Aslnda k e n d i eski bak alarn deitirmemilerdi. Hl M e d i n e ' d e n yaplan seferleri, dardan biraz destekle - K u r e y - yaplan H a r r e ve E v s seferleri o l a r a k g r m e k te srar ediyorlard. Bu n e d e n l e onlara gre k a m p K a y l e o u l l a r m a aitti: K u -
GERDANLIK
lediine inandn belirtti. " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd, " S e n eer istersen o n u ortadan kaldrabilirsin. n k o alak ve zayf, sen ise y c e ve g-
[64]
Peygamber
(s.a.v)'e gitti ve yle dedi. " E y Allah'n Rasul, bana Abdullah bn Ubey'i
l d r m e y e karar verdiini sylediler. E e r b u n u mutlaka yapacaksan, bana
emret, gidip kafasn getireyim. B t n Hazre babasna b e n d e n daha o k
ballk ve a c m a gsteren k i m s e olmadn bilir ldrme grevini bakasna verirsen, nefsimin b a b a m n katilinin aramzda dolamasna dayanamayacandan k o r k u y o r u m . B u n a dayanamayp o n u ldrebilirim. Bylece de
bir kfirin yerine bir m'mini l d r m o l u r u m ve C e h e n n e m ateine atlr m . " Fakat Peygamber (s.a.v) ona u cevab verdi: "Hayr, b r a k n ona iyi
davranalm, o bizimle olduu m d d e t e arkadamz olarak
kalsn".1
o n u n b o y n u n a takmt ve bu Aie'nin en kymetli m c e v h e r l e r i n d e n biriydi. Konakladklar yerde su yoktu ve Peygamber (s.a.v) burada sadece ksa
bir mola v e r m e k istemiti. F a k a t daha sonra gn yncaya kadar k o n a k l a ma emri verdi. Plan deiikliinin sebebi azdan aza dolat ve sadece k k bir kolye iin k o s k o c a ordunun byle susuz bir yerde k o n a k l a m a s n d a n
ou kii rahatsz oldu. Ashabdan bazlar E b u Bekir'e gidip ikyet ettiler.
E b u Bekir (r.a.) kznn b u dikkatsizlii nedeniyle utand ve sinirlendi. Ulalabilecek uzaklkta h i k u y u y o k t u ve adamlar beraberlerinde getirdikleri
suyun hepsini harcamlard. Sabah namazn k l m a k m m k n olmayacakt, n k abdest alacak sular yoktu. Fakat g e c e n i n ge saatlerinde Peygamb e r (s.a.v)'e t e y e m m m l e ilgili ayetler nazil oldu. Bu olayn t o p l u m u n pratik hayatnda anlatlamayacak denli nemli b i r rol vard:
"Eer su bulamamsanz,
hafife) yzlerinize
ve ellerinize
bu durumda,
srn". (Nisa:
teyemmm
edin (
43)
I.1, 7 2 6 - 8 .
ve o n d a n k a t m . O da p e i m d e n k o v a l a d , fakat b e n o n d a n h z l y d m . " 1
d m R e s u l u l l a h ' n da g r e c e i n i b i l i y o r d u m . R e s u l u l l a h i n y a n m a girdi
k o n a k n c e y i n e b o y n u n d a n z l d ve d t . K o l y e , yola k m a e m r i ve-
ye'yim. B a m a g e l e n l e r i b i l i y o r s u n . F i d y e m k o n u s u n d a s e n i n y a r d m n is-
d e y e y i m , s e n de b e n i m l e e v l e n " d e d i . ^
"Ey
Muhammed
1.
W427.
2.
Medine'ye hicret eden ve Muhacirlerden saylan Beni Sleym kabilesinden gen bir adam.
gelien b u s o r u n d a n habersizdi.
3.
I.I. 7 3 2 , B. L1I, S , W. 4 2 6 - 8 .
4.
1.1. 7 2 9 .
5.
I.H. 7 2 9 .
6.
I.I. A.g.e.
Z e y n e b ' i n kzkardei H a n m e - P e y g a m b e r ' i n k u z e n i idi. O k z k a r d e i n i n daha da gzde o l m a s n s a l a m a k i i n Aie (r.a.) h a k k n d a k i iftiray yayanlar
[65]
h a n m l a r n d a n biriydi. Z e y n e b , k a r d e i n i n k e n d i a d n a yayd k t eylerd e n daha s o n r a da o k m u z d a r i p oldu. Misteh'in y a n s r a iftiraya katlanlardan biri de air H a s a n l b n Sabit idi. Geri planda ise b u iftiray balatan l b n
U b e y ve dier m n a f k l a r yer alyordu.
sn, i n a n m a s n o n d a n b a k a h e r k e s i n s y l e n e n l e r d e n h a b e r i vard. H i b i r
Peygamber,
o n d a n r e n e b i l i r s i n . " B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) Bureyre'ye h a b e r
b e n a i l e m d e ve o n l a r n k o n u t u u kiilerde iyilikten b a k a b i r ey g r m e -
girmezler."
o k az gzel k a d n vardr ki k u m a l a r o n u n h a k k n d a d e d i k o d u k a r m a s n
k u s u z k a l d m ve srekli
aladm."1
P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m l a r arasnda n e k a d a r k s k a n l k o l u r s a ols u n h a n m l a r n hepsi de takva sahibiydi ve h i b i r i b u iftiraya k a t l m a d . A k sine, h e p s i Aie'yi d e s t e k l e d i l e r ve h a k k n d a iyi k o n u t u l a r .
Peygamber
(s.a.v)'in ev h a l k n a y a k n olanlardan b u k o n u d a en o k s u l u o l a n , k i m s e
mt. n k itfiray i l k b a l a t a n l a r ve Hassan b i n Sabit (r.a.) H a z r e t t e n d i ler. "Allah a k n a , yalan s y l y o r s u n " dedi, Sa'd. " S e n o n l a r l d r m e y e c e k sin, l d r m e z s i n de. O n l a r s e n i n k a b i l e n d e n olsayd b y l e k o n u m a z d n . "
" U s e y d : "Asl yalan s y l e y e n s e n s i n . Onlar ldreceiz. S e n de m n a f k l a -
u m u bildii eyi yaptm ikrar etsem bana inanrsnz" Daha sonra Yakup
yardm
istenecek
dzp-uydurduklarn-
" O bizimle oturmaya devam etti ve bizler de yannda iken ona vahiy
geldi: Byle zamanlarda k e n d i s i n d e meydana gelen kaslma yine balamt
ve bir k gn olmasna r a m e n stnden terler boanyordu. Bu baskdan
kurtulduunda m e m n u n bir sesle: " E y Aie, Allah'a h a m d e t , n k O, senin m a s u m olduunu aklad" dedi. A n n e m de bana: " K a l k , ve Allah'n Rasul'ne git" dedi. Ben: Hayr Allah'a andolsun kalkp ona gitmeyeceim ve
Allah'tan baka da k i m s e y e h a m d e t m e y e c e i m " d e d i m . 2
nen ayetler unlard:
bize k a t l m a k iin izin istedi. Ben girmesine izin verdim, o da oturdu ve b e nimle birlikte alad. Daha sonra Peygamber (s.a.v)gelip oturdu. nsanlar
b e n i m h a k k m d a k o n u m a y a baladndan beri hi b e n i m l e o t u r m a m t .
Olaydan bu yana bir ay gemiti, semadan da h i b i r haber gelmiyordu. Allah'tan baka ilh y o k t u r diye ehadet getirdikten sonra bana yle dedi: " E y
Aie bana seninle ilgili unlar unlar sylediler. Eer sen m a s u m s a n , Allah
senin m a s u m olduunu aklar.Eer yasak olan eyi yaptysan Allah'tan balanma dile ve tevbe et! n k , kul eer, hatasn itiraf edip tevbe ederse
Allah ona merhamet eder." O k o n u m a s n bitirdiinde gzyalarn dinmiti. B a b a m a , " B e n i m adma Allah'n R e s u l n e cevap ver" dedim. B a b a m : " N e
syleyeceimi b i l m i y o r u m " dedi. A n n e m e sorduumda, o da ayn eyi sy-
bir yalanla
O durumda
eyi azlarnzla
sa O Allah katnda
bize yakmaz.
ok byktr.
(Allah'm)
dillerinize
"Bu konuda
sz
demeniz
"(Nur: 11,
dav-
ve hak-
sen ycesin,
birlikte
aktardnz
oy-
sylemek
gerekmez
iin Allah
15-17)
Yeni inen vahiy, zina s o r u n u n u n asln anlatyor ve zina cezas ile birlikte erefli kadnlara iftira atanlarn krbalanmas gerektiini de bildiriyordu.
KUREY'N
YAADII
KLEM
[66]
girdiini ve K'be'nin anahtarm elinde tuttuunu grd. Ertesi gn ryasn Sahabeye anlatt ve onlar kendisi ile birlikte umre yapmaya davet etti.
B u n u n zerine aceleyle yol hazrlklarna giriildi. Kutsal m e k n d a kurban
"Sizden, faziletli
ret edenlere
vermekte
balamasn
yoksullara
affetsinler
ve Allah yolunda
ve hogrsnler.
esirgeyendir."
Allah'n
hic-
sizi
(Nur: 22)
trmeye karar verdi. Kura ektiklerinde m m Seleme (r.a.) kt. U m r e yapanlar arasnda, ikinci Akabe b i a t m d a da b u l u n a n iki Hazreli kadn Nusey-
E b u Bekir (r.a.) " G e r e k t e n Allah'n b e n i balamasn diliyorum" dedi. Sonra Misteh'e gidip, her zaman verdii eyleri verdi ve: "Allah'a y e m i n
olsun ki o n u h i b i r zaman t e r k e t m e y e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) de ayn ekilde belli bir zaman getikten sonra Hassan'a ok b y k c m e r t l i k
gsterdi. M u s ' a b i n l m zerine dul kalan kuzeni Hamne'yi de Talha ile
evlendirdi. H a m n e (r.a.)'nin Talha (r.a.)'dan iki olu oldu.
be ve m m M e n i n vard.
Her adam avlanma amacyla yanna birer kl ald. Fakat tam yola km a k zere iken m e r (r.a.) ve Sa'd l b n U b a d e (r.a.) t a m a m e n silahlanmay
nerdiler. Kurey haram aya ramen saldrabilir dediler. Fakat Peygamber
(s.a.v) b u neriyi k a b u l etmedi ve: " B e n silah tamayacam, hac yapmaktan baka bir ey iin yola k m y o r u m " dedi. lk konaklarnda, k u r b a n edilecek develerin kendisine getirilmesini istedi. Bir tanesini seip Mekke'ye
d n d r d ve sa b r n e bir iaret koyarak deveyi nianlad. Devenin b o y n u n a da e l e n k ast ve dier develerin de ayn ekilde nianlanmasn emretti. Daha sonra Huza'a'nm Ka'b k o l u n d a n bir adam, Kurey'in tepkisini
r e n m e k zere gnderdi.
Peygamber (s.a.v)'in ba akt ve iki para dikisiz k u m a t a n yaplm
geleneksel hac kyafetini ( i h r a m ) giymiti. h r a m n bir paras v c u d u n alt
k s m n r t m e k zere bele dolanm, dier paras da omuzlarna rtlmt. Peygamber (s.a.v)iki rekt n a m a z klarak hac iin hazrland. Namazn
a r k a s n d a n haclarn syledikleri Lebbeyk
Lebbeyk
kelimesini tekrarlamaya
B. LII., 15.
2.
lisi topladlar. imdiye kadar hi byle ciddi bir ikilem yaamamlard. Eer
M e s c i d ' i n k o r u y u c u l a r o l a r a k , b i n e y a k m Arap h a c m i n y o l u n u k e s e r l e r s e ,
k e n d i b y k l e r i n i n dayand k a n u n l a r a aykr d e c e k l e r d i . Dier taraftan
eer d m a n l a r n n M e k k e ' y e bar ve r a h a t l k i i n d e g i r m e s i n e izin verirlerse, b u M u h a m m e d ( s . a . v ) iin b y k bir m o r a l zaferi o l a c a k t . Bu h a b e r ler t m Arabistan'a y a y l a c a k ve t m azlarda t e k r a r l a n a c a k t . Ayn z a m a n da b u , bir n c e k i baarsz M e d i n e s e f e r l e r i n i n s t n e tuz b i b e r o l a c a k t .
B e l k i de en k t s , b u h a c l a r n eski h a c g e l e n e i n i d e v a m e t t i r m e l e r i o n larn b r a h i m d i n i n e bal o l d u k l a r n aa k a r a r a k daha o k k i i n i n s e m patisini k a z a n m a l a r n salayacakt. Her ey g z d e n geirildiinde, o n l a r
M e k k e ' y e s o k m a m a l a r gerektii k a r a r n a vardlar. " A r a m z d a bir tek kii
canl kald s r e c e , Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i r e m e y e c e k l e r " dediler.
tirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) abdest ald ve b i r m i k t a r s u y u azna alp tekrar k o v a n n iine boaltt. D a h a s o n r a s a d a n d a n bir o k ald ve: " B u suyu al
ve o u k u r a boalt; d a h a s o n r a b u o k l a k a r t r " dedi N a c i y e o n u n emrettii
gibi yapt ve o k u suya daldrr d a l d r m a z temiz ve taze b i r su o kadar hzl ve
o k olarak fkrd ki, k e n d i s i n i z o r geri att. H a c l a r u k u r u n banda toplandlar, b t n hayvanlar ve insanlar k a n a k a n a itiler.
Haclarn arasnda b n U b e y dahil b i r k a m n a f k vard. bn U b e y su
i e r k e n , k a b i l e s i n d e n b i r a d a m o n a yle dedi: " E y H u b a b ' n babas, sana yazklar o l s u n , k e n d i n i n nerede o l d u u n u hl f a r k e t m e y e c e k m i s i n ? B u n d a n
daha fazla n e b e k l i y o r s u n ' T b n U b e y : " D a h a n c e b u n u n aynsn g r d m "
dedi. B u n u n zerine a d a m o n u tehdit edercesine k o n u t u . bn U b e y de olu
y o l d a n g t r e c e k b i r r e h b e r a r a d . E s l e m ' l i b i r a d a m b u grevi s t l e n d i ve
Halid'in g z n d e n k a r m a y b a a r m t . F a k a t y r r l e r k e n o k a d a r o k toz
kaldrmlard ki Halid onlar farketti ve K u r e y l i l e r e o n l a r n yaklat hab e r i n i v e r m e k zere M e k k e ' y e d n d .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) H a c iin en gzde devesi olan Kesva'y semiti. Deve
geidin s o n u n a geldiklerinde yere k t . B i r o k k i i n i n Hal! Hal! sesleri kayalarda y a n k l a n d . Deveyi yerden k a l d r m a k iin b y l e derlerdi. F a k a t t m
seslere r a m e n deve yerde a k l m gibi duruyordu. " K e s v a i n a t " dediler.
F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u n i m d i l i k Hudeybiye'den teye g i t m e m e l e r i
gerektiini g s t e r e n b i r iaret o l d u u n u biliyordu. " O inat deil" d e d i , " B u ,
o n u n tabiat deildir. F a k a t fili engelleyen g o n u da e n g e l l e d i " Kurey'i
kastederek unlar ekledi: " B u g n b e n d e n Allah'n h u d u d l a r n a u y g u n her
ne isterlerse onlara v e r e c e i m . " ' Daha s o n r a Kesva'ya b i r eyler syledi, deve h e m e n ayaa kalkt ve o n u dier haclarla birlikte Hudeybiye'ye kadar gtrd. P e y g a m b e r (s.a.v) orada k a m p k u r m a e m r i n i verdi. F a k a t k a m p k u r duklar yerde h e m e n h e m e n h i su y o k t u . S a d e c e b i r iki u k u r d a b i r i k m i su
vard ve a d a m l a r s u s u z l u k t a n ikayet ediyorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u r b a n
develerini g z e t e n Eslem'li Naciye'yi y a n m a ard ve O ' n d a n bulabildii
kadar suyu kovaya d o l d u r u p k e n d i s i n e g e t i r m e s i n i istedi. Naciye, suyu ge-
o l m a k t a n k a n d . F a k a t o n u n l a k o n u t u k t a n s o n r a saatlerce k a m p t a kald.
clarn n i y e t l e r i n i n b a r o l d u u n u ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) k e n d i l e r i n i n
u n d a h i sesleri k m y o r ; o n u n y z n e d i m d i k b a k m y o r l a r , o n a gste-
g n d e r m i l e r d i . Bu a d a m K i n a n e k a b i l e s i n i n Beni'l-Hris k o l u n d a n H u l e y s
de b u teklifi k a b u l e d i n . " ^
nlarndan ya da d a h a n c e o n u n h a k k n d a d u y d u k l a r n d a n o n u n m e r h a -
ya vardnda l k r i m e o n u n d e v e s i n i n b a c a k l a r n k e s t i . F a k a t H u l e y s ve
n e d e n l e n i a n l a n a n k u r b a n d e v e l e r i n i n o n u k a r l a m a k zere ileri s r l m e -
Peygamber
k o n u m a k s z m d o r u c a Kureylilere gitti ve h a c l a r n n i y e t l e r i n i n t a m a m e n
a d a m o l d u u n u ve b u m e s e l e n i n asln a n l a y a m a y a c a n sylediler. Bu b -
Nefsimi k u d r e t e l i n d e t u t a n a y e m i n o l s u n ki ya M u h a m m e d ' i n y a p a c a e-
1.
I.I. 7 4 1 ; W. 5 8 7 .
2.
W. 5 8 9 .
3.
B. LIV, 15; W. 5 9 3 - 6 0 0 .
inaklarm b u kelimeler stne k o y m a s n syledi ve bu kelimeleri kendi eliyle sildi. D a h a sonra onlarn yerine "Abdullah'n olu" szn yazdrd.
[67]
habe k a m p n t m n unlar syleyerek dolat: " R u h , Allah'n Rasulne geldi ve ballk yemini almay emretti. Allah adna biat etmek iin g i d i n . " 1 O
srada Peygamber (s.a.v) bahar nedeniyle yapraklan yeermi olan bir akasya aacnn altnda yerini ald. Ashab teker teker gelip ona biat etti. Peygambere (s.a.v) ilk ulaan kii,Cah ailesiyle ayn kabileden olan yani Beni Esed
bn Huzeyme'li Sinan oldu. Kampta yaplan ar ne zerine biat edilecei
k o n u s u n d a bir bilgi vermiyordu. Bu nedenle Sinan: "Sana, senin nefsinde
olan ey zerine biat ediyorum" dedi dierleri de ayn ekilde biat ettiler. Daha sonra Peygamber (s.a.v): " O s m a n ' n yerine b e n biat edeceim" dedi ve sol
elini damadnn eli gibi kabul edip saeli stne koyarak biat etti. Orada b u lunanlar sadece bir kii arya cevap vermedi. Bu da devesinin arkasna saklanan, fakat gzden kamayan, mnafklardan Cedd ibn Kays idi.
Kureyliler Sheyl'i bir anlama imzalamak zere gnderdiler. O n u n l a
birlikte ayn kabileden olan Nikraz ve Huveytib de geldiler. Peygamber
(s.a.v)'le tarttlar. Sahabe dardan onlarn seslerini ykselip alalmasn
dinleyerek anlap anlamadklarn anlamaya alyordu. S o n u n d a bir anlamaya vardlar. O zaman Peygamber (s.a.v) Ali'ye "Bismillah er-Rahman
Rahim
er-
ne oldu-
(Allah'm, senin
er-Rahman
u artla
ki, velisinin
izni
olmadan
Kurey'ten
Muhammed
hibir hareket yoktu. akn bir halde ona bakyorlard. Bunu ona kar geldikleri iin yapmyorlard. Fakat olaylar beklentilerinin tersine gelitii ve
imdide n o r m a l d e doru olmayan bir ey k e n d i l e r i n e emredildii iin o k
armlard. n k brahim'in geleneine gre k u r b a n l a r haram blgede
kesilmeliydi. Ayn ey ba tra e t m e k iin de geerliydi. Yine de bu itaatsizlik Peygamber'i o k zmt. P e y g a m b e r (s.a.v) adrna girdi ve m m
Seleme'ye olanlar anlatt. O " G i t ve h i b i r ey s y l e m e d e n kurbann k e s "
dedi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v)nianlad devesini k u r b a n etti.
Kurban kestii srada adamlarn duyabilecei bir sesle: "Bismillah, Allahu
Ek-
Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: "Sen Allah'n Peygamberi deil m i s i n ? " dedi.
kat sen bize K'be'ye gidip onu tavaf edeceimizi s y l e m e m i m i y d i n ? " di-
ye srar etti. " E v e t , y l e " dedi. Peygamber (s.a.v) " F a k a t b e n size bu yl gi-
Rasul,
salarn
kesenlere
de!"
diye kar
ktlar.
Fakat
Peygamber
kez daha ayn eyi tekrarlayp, protesto sesleri ykseldikten sonra: "Ve sa-
larn kesenlere d e ! " dedi. Daha sonralar n e d e n sadece balarn tra eden-
ler iin dua ettii sorulduunda: " n k onlar hi tereddt e t m e d i l e r " ce-
vabn verdi.
"Andolsun,
Medine'ye doru yola ktklarnda m e r (r.a.)'in vicdan k e n d i n i rahatsz e t m e y e balamt. Peygamber'le k o n u m a k isteyerek ona doru yak-
Allah dilerse,
Allah Rasul'n
mutlaka
siz, Mescid-i
zaman sknts daha da artt. m e r (r.a.) ileriye doru hzla atn srerek.
gelleri ve kaplan)
fethettik."
(Fetih:
btn en-
1)
altnda
biat ederlerken
zerlerine
mminlerden
raz
ol-
olarak
verilmitir."
(Fetih
18)
Bu neden-
kalblerine,
su ve huzur" indiren
hkm ve hikmet
larn ktlklerini
ve mutluluktur."
imanlarna
O'dur. Gklerin
sahibidir.
indiriliinden bahsediliyordu:
(Btn bunlar)
(Fetih:
iman katp-arttrsmlar
ve yerin ordular
mmin
rmaklar
diye "gven
Allah'ndr, Allah,
erkekleri
ve m'min
akan cennetlere
sokmas
byk
duygubilendir,
kadnlar
ve onkurtulu
4-5)
.
2.
w.
604
1.1. 7 4 7 - 8 .
3.
Bak. Bl. X X X .
4.
braice ekine
grd
Haram'a
(ve) korkusuzca
ryann
hak olduunu
dorulad.
tra
Eer
ettirmi
bilme27)
HUDEYBYE'DEN
SONRA
veririm. B e n i m g c m o n u n i i n yeterli deil ve b e n iki k i i n i n yerini tutam a m " dedi. M s l m a n l a r g r e v l e r i n i yapmlar, fakat M e k k e ' n i n temsilcisi
[68]
o l a r a k M e k k e ' y e y e r l e m i o l a n g e n b i r a d a m d . E b u B e i r (r.a.) M s -
l m a n o l m u ve ailesi de o n u h a p s e t m i t i . F a k a t o y r y e r e k M e d i n e ' y e
k a m a y b a a r m ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) H u d e y b i y e ' d e n d n d k t e n ksa bir
sre s o n r a M e d i n e ' y e ulamt. O n u n a r k a s n d a n , k a a n k e n d i s i n e teslim
e d i l m e s i n i isteyen b i r Kurey'li eli geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u
Beir
E b u Beir: " K e k e o n u n y a n n d a bakalar da o l s a y d " szleri kulaklar n d a n l a y a r a k Kzl D e n i z s a h i l l e r i n e doru gitti. B u szlerdeki emir ve
tavsiye niteliini a n l a y a n t e k kii o deildi. m e r (r.a.) de b u n u a n l a m ve
M e k k e ' d e k i dier M s l m a n l a r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u s z l e r i n i ve E b u
Beir'in nerede o l d u u h a b e r i n i ulatrmt. O n u n n e r e d e o l d u u n u Medine'ye gelen dost sahil k a b i l e l e r i n b i r i n d e n h a b e r almt. S h e l y ' i n olu E b u
C e n d e l (r.a.) yeni k o r u y u c u l a r tarafndan artk sk b i r e k i l d e k o n t r o l edilm i y o r d u . Bir de t m M e k k e ' d e M s l m a n g e n l e r e edilen d i k k a t k o n u s u n da g e n e l bir y u m u a m a g r l y o r d u . n k M u h a m m e d ( s . a . v ) o n l a r Medine'ye k a a r s a s z n d e d u r u p o n l a r geri g n d e r e c e i n i g s t e r m i t i . B u
g e v e m e d e n y a r a r l a n a n E b u C e n d e l ve dier g e n l e r b i r y o l u n u b u l u p E b u
Beir'in y a n m a katlar. B u n l a r n arasnda Halid'i kardei Velid de vard.
O n l a r n b u m i t l e r i , b e k l e d i k l e r i n d e n daha ksa b i r s r e d e g e r e k l e t i .
E b u B e i r g e n l i i n e r a m e n o k g l b i r a d a m d ve ilk k o n a k t a e l i n i n k-
o n a danlyordu. n k o u y e n i M s l m a n o l m u t u ve b i r ey bilmi-
k o r k u n b i r ey g r m " d e d i . K e v s e r h e m e n a r k a d a n n l d r l d n ve
k e n d i s i n i n de l m d e n k u r t u l d u u n u anlatt. O srada E b u B e i r e l i n d e k-
o k a d a m l a r n ve m a l l a r n k a y b e t t i k t e n s o n r a , P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u
ce E b u B e i r (r.a.)'in k a f a s n d a n u z a k t . O l d r d a d a m n s i l a h l a r n n ,
z r h n n ve d e v e s i n i n g a n i m e t o l d u u n u ve k a n u n a u y g u n o l a r a k b e e b -
g m d l e r . G m l d yere de b i r m e s c i d yaptlar. D a h a s o n r a P e y g a m b e r
s o n r a o k k o r k a n M e k k e l i azatl k l e y e d n d ve " A r k a d a n d a n
alman
m a l l a r s e n i n k o n t r o l n d e d i r . B u a d a m da seni g n d e r e n a d a m l a r a g t r "
dedi. B u n u d u y a n K e v s e r sarard ve " E y M u h a m m e d , b e n h a y a t m a deer
Kayalklara u l a t k l a r n d a Velid'in devesi tkezledi ve o n u yere drd. Velid d n c e p a r m a n k e s k i n bir kayaya kestirdi. P a r m a alp frlat r k e n yle dedi:
"Sen kanayan
bir parmaktan
baka
Allah yolunda
nesin?
almadn."
b u ayet Peygamber (s.a.v)'le Kurey liderlerinden biri arasnda gelien yakn ilikiyi kastediyordu.
F a k a t k e s i k p a r m a k m i k r o p kapt ve l m c l bir yara haline geldi. Bun u n l a birlikte Velid (r.a.) l m e d e n n c e aabeyi Halid'e onu slm'a davet
eden bir m e k t u p yazmay baard.
kuzeni
Ubeydullah bn Cah'n l m haberi gelmiti. O, slm'a girmeden n c e hristiyand ve Habeistan'a hicret ettikten ksa bir sre sonra tekrar hristi-
O da O s m a n ' n vey kardei, yani annesi Erva ile Bedir'den dnte ld-
akrabas olan Halid bn Said'i' vekil olarak seti. Necai'de Cafer (r.a.)in de
A n l a m a yapldktan bir ay sonra Aie (r.a.) ve babas ksa bir sre s o n ra sevince n e d e n olacak olan b y k b i r z n t yaadlar. m m R u m a n
(r.a.) hastaland ve ld. O n u Baki' mezarlna gmdler.
Peygamber
Abdu'l-K'be'ye
ileride buralara dek yaylacana iaret eden bu iki k arasnda bir iliki
kendilerine
kar dmanlk
beslemekte
oldukla-
7)
Bkz. Bl. X V I .
du. Bunlardan biri b u ilmin kendisi ile birlikte l m e s i n i istemeyerek kzlarna da reten Lebid adnda bir yahudiydi. Lebid, Peygamber (s.a.v)'e ldrc bir by yapmas iin b y k bir rvet almt. Bu amacn yerine
getirebilmesi iin o n u n bir tutam sana ihtiyac vard. B u n u da kzlarndan
biri, m a s u m bir kiiyi kullanarak elde etti.Lebid saa o n bir dm att, kzlar da her d m e bir eyler o k u y u p flediler. Daha sonra b u n u , stnde
polen tozu klflar b u l u n a n dii bir h u r m a filizine balad ve derin bir k u yuya att. By a n c a k dmlerin almasyla zlebilirdi.
Peygamber (s.a.v) ksa bir sre sonra bir eylerin ktye gittiini anlad. Bir taraftan hafzas zayflyor, dier taraftan yapmad eyleri yapm gibi hayal ediyordu. B u n u n yansra o k zayflamt ve y e m e k sunulduunda
kendisinde yiyebilecek gc bulamyordu. K e n d i n i iyiletirmesi iin Allah'a
dua ediyor ve u y k u s u n d a biri banda, dieri ayanda iki kiinin oturduunu farkediyordu. Peygamber (s.a.v), onlardan birinin dierine o n u n hastalnn g e r e k sebebini anlattn ve k u y u n u n adn verdiini
duydu.'
Uyandnda Cebrail geldi ve ryasn dorulayarak biri be, biri alt ayetten oluan iki sure getirdi. Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi bu sureleri o k u m a s iin kuyuya gnderdi. Her ayette d m n biri zld ve hepsi zldnde Peygamber (s.a.v) h e m b e d e n e n h e m de m a n e n i y i l e m i t i . 4
Bu surelerden ilki uydu:
"De ki: Sabahn
Rabbine
Yaratt eylerin
Karanl
olan Sayrus'un bir adam geldi. Yeni ah'n onlardan ballk istedii habe-
Dmlere
rini getirdi. Bzn ona cevap verecei yerde slm'a girdi. Yanndaki iki eli
snnn,
errinden,
kt zaman gecenin
fleyen kadnlarn
errinden,
errinden,
hasetinin
errinden."
(Felak
Suresi)
ve dier ranllar da M s l m a n oldular. Daha sonra Medine'ye haber g n derdi, P e y g a m b e r (s.a.v)'de ona Y e m e n i y n e t m e grevini verdi. Bu Hen-
Rabbine
snrm,
lnsanlann
insanlann
parala" dedi.
S i n s i c e kalblere
Ki o, insanlann
gslerine
B. L X I , o .
malikine,
(gerek)
ilahna,
vesvese verir (ilerine
kuku, kuruntu
errinden.
fsldar),
Gerek
(Nas
cinlerden,
gerekse
insanlardan
(olan)
her hannastan
Allah'a
snrm".
Suresi)5
[69]
rin yaad Hayber ehri idi. Byc Lebid'e b y k bir ihtimalle onlardan
kendilerinden
1.
Bu adam o kadar ateli ki, yaknda annesi onun yasn tutacak anlamna gelen bir deyim.
2.
W. 6 2 4 - 9 ; B. LIV, I.I. 7 5 1 - 3 .
3.
B.LXI. 10.
4.
5.
Baz alimlere gre bu iki sre bu olay iin inmemi, fakat Peygamber'e daha nceden, Mekke'de
sz verdiler. Hayber yahudileri zrhlarn giyip toplam onbin kii olan ordu-
bir s o r u n u olduunu syledi. zerine binecei bir devesi vard, fakat elbise-
lara harcanarak tketilmiti. Peygamber (s.a.v) Ebu Abs (r.a.)'a elinde kalan
son eyay, uzun ve yeni bir giysiyi verdi. Fakat birka gn sonra sefer sra-
snda o n u daha kt ve eski bir elbiseyle grd. "Sana verdiim elbise nere-
d e ? " diye s o r d u . " O n u sekiz dirheme sattm" dedi Ebu Abs (r.a.), " D a h a s o n ra k e n d i m iin iki dirhemlik h u r m a aldm, iki dirhemi de aileme geimleri
iin b r a k t m . Geri kalan drt dirheme de bir elbise aldm" Peygamber (s.a.v)
"Fakat
ne kadar
(azab)
onlann
sahasna
da kt olur." (Saffat:
indii zaman
uyanlp-korkutulanlann
sabah
177)
gld ve: " E y Abs (r.a.)'n babas sen ve arkadalarn gerekten fakirsiniz.
Fakat nefsimi kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, bir mddet daha yaars-
du ve l b n el-Ekva (r.a.) adndaki gzel sesli bir Eslem'li adam ard. De-
venden in ve bize deve arklarndan bir ark syle" dedi. Bedevi onlar de-
veleri stnde giderken ark syleyecekti. Unutulmayan, kederli ve m o n o ton olan eski melodileri sylyorlard, l b n el-Ekba'nn, Peygamber (s.a.v)'in
Hendek'te rettii beyti okumasyla b u kederli hava daha da younlat:
"Rabbimiz,
Zekt vermez
ve namaz
ynelmez,
klmazdk."
l b n el-Ekva (r.a.) bu beyitle balayan arky tamamladnda Peygamb e r (s.a.v) ona: "Allah sana rahmet e t s i n " dedi. Buna kar k a n m e r : " E y
Allah'n Rasul, sen b u n u kanlmaz kldn. Keke o n u n l a daha fazla berab e r olabilseydik! dedi. Hepsinin bildii gibi, m e r o n u n yaknda ehit olacan kastediyordu. n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v) k i m e r a h m e t dilerse
ksa bir sre sonra o n u n ehit o l d u u n u grmlerdi.
l k i b u u k gn sonra, hedefe sadece bir a k a m l k yollar kalmt. Hayber
paramparadr."
(Har:
14)
Kk fakat birlik iindeki bir ordu ile karlamak onlar iin ansszlkt:
"Hi phesiz Allah kendi yolunda,
saf balayarak
arpanlan
sanki birbirlerine
kenetlenmi
sever." (Har: 4)
beraberdir."
(Bakara:
gelmi-
249)
u n u grdler. D m a n n y e n i l m e s i n d e b i r paylar o l a m a y a c a k k a d a r g e
k a l d k l a r n d n d k l e r i i i n , i k i n c i k e z yola k m a y g z e alamadlar.
rm g t r m e y e k a l k a r s a , hayatlar t e h l i k e d e o l a c a k t . K i n a n e ve dierleri
b a m , a m c a m ve k o c a m l d r d n . B e n de k e n d i k e n d i m e ; eer o b i r k r a l -
v a r d k l a r n d a n b e r i s i l a h ve zrh a l m a k i i n m a l l a r n sattklarn b u n e d e n -
n, n k o n u n k e n d i l e r i n e g n d e r i l m e d i i n i d n y o r l a r d . F a k a t y i n e
lamay b o z m a y a i k n a e d e n ve H e n d e k S a v a n d a n s o n r a onlarla b i r l i k t e l-
se P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u m u t l a k a h a b e r alrd. K i n a n e s i n i r l e n e r e k o n u
tersledi. F a k a t b i r g n bile g e m e d e n h a z i n e b u l u n m u t u . K i n a n e ve o n a
b a h s e t t i i n i d u y m u t u ve b u o n u n h a f z a s n d a y e r etmiti. Daha s o n r a M e k -
h a t r l y o r d u . F a k a t h e r e y d e n o k o n l a r n g e c e yars z n t ve hayal k-
rkl i i n d e geri d n l e r i b e l l e i n e i l e n m i t i . S y l e d i k l e r i n d e n o n l a r n
b u y e n i g e l e n a d a m n P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d k l a r , fakat o n a kar k -
n e g e l m e s i n d e n b i r sre n c e bir rya g r m t . R y a s n d a g k t e asl parlak b i r ay vard ve b u n u n altnda, M e d i n e e h r i n i n u z a n d n b i l i y o r d u . Daha s o n r a ay H a y b e r ' e d o r u ilerlemeye balad ve k u c a n a d t . U y a n d nda K i n a n e ' y e ryasn anlatt, fakat o Safiye'nin y z n e bir t o k a t att ve
" B u s a d e c e s e n i n Hicaz Kral M u h a m m e d ' i arzu ettiin a n l a m n a gelir" dedi. Bir esir o l a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e getirildiinde y z n d e hl darbe izi
vard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a b u n u n n e d e n o l d u u n u s o r d u , o da ryasn
anlatt. O srada B e n i Kelb'ten D i h y e 4 adnda b i r a d a m , Safiye'yi H a y b e r ' d e n
k e n d i s i n e d e c e k o l a n g a n i m e t pay o l a r a k istemi, P e y g a m b e r ( s . a . v ) de
[70]
yerletirdi.
O n u n o k gzel o l d u u n u d u y a n Aie (r.a.) y e n i arkadalar h a k k n d a fikrini s o r m a k zere m m S e l e m e ' y e gitti. m m S e l e m e (r.a.): " O g e r e k ten o k gzel b i r k a d m . Allah'n Rasul de o n u o k s e v i y o r " dedi. Aie (r.a.)
Harise'nin evine gitti ve y e n i gelini ziyarete gelen k a d n l a r arasna katld.
Y z peeliydi. K e n d i s i n i t a n t m a d a n biraz geri p l a n d a o t u r d u . F a k a t y e n i
geline, m m Seleme'nin sylediklerinin doru olduunu grecek kadar
y a k n d . D a h a s o n r a e v i n e d n d ; fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) oradayd ve o n u
t a n m t . Dar k t n d a a r k a s n d a n gelip: " E y Aie, o n u nasl b u l d u n ? "
diye sordu. Aie: " O dier y a h u d i kadnlarna b e n z e r bir y a h u d i " dedi. " y -
w 636.
2.
B. LI. 28.
3.
I.1. 354-5.
4.
Dihye ok gzel bir adamd. Peygamber (s.a.v.) onun hakknda "grdm adamlar iinde Cebrail'e en ok benzeyen Dihye el-Kelb" derdi. l.S. IV, 184.
zelletirdi."
5.
6.
W 662.
LI. 765.
7.
Tr. X X X I , 79.
ekte saygl bir hitapt, fakat ses t o n u n d a k i bir deime ile kolayca alaya
dnebilirdi. Bu nedenle bir keresinde Safiye alayarak P e y g a m b e r (s.a.v)'e
ve gsn ap, y e r y z n n g k t e n gelen rahmet nedeniyle yaad sevinci kendi teniyle paylamak istemiti.
yle diyordu:
(r.a.)'nin k o r k u l a r n artrd. Fakat gnler getike iki g e n h a n m birbirlerine sempati duymaya baladlar. Hafsa da b u arkada e m b e r i n i n iindey-
"Onlann gslerindekinden
di. Aie (r.a.) sonraki yllarda: "Biz iki gruptuk: Birinde b e n , Hafsa, Safiye
dan belli olurdu. Bir keresinde Peygamber (s.a.v) ona: " E y Aie, b a n a kz-
gn olduun zaman da b e n d e n raz o l d u u n zaman da b i l i y o r u m " dedi. Aie (r.a.): " E y b a n a a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olan, b u n u nasl an-
sedi. Aie: " E y Allah'n Rasul, syle bana. Bir vadinin iki yamac arasnda
odasnda iken kap alnd ve b i r kadn sesi girmek iin izin istedi. Peygam-
di. Aie (r.a.): " y l e ise b e n senin dier elerin gibi deilim. O n l a r n hepsi
du. O b i r tek kadnd; Peygamber (s.a.v) ise yirmi adama bedeldi. Vahiy
nun
beraber, bir alem idi. Aie (r.a.) b i r o k kere, uzaktan da gelse o n u n bir g k
v i y o r s u n ? " diye sorard. Peygamber (s.a.v) b u soruya her zaman ayn ceva-
olacan biliyordu.
Tm
Peygamber
bi d i l e k t e b u l u n m a k i i n h e d i y e v e r m e k istedii z a m a n , P e y g a m b e r ( s . a . v )
m u t l u ve b u n e d e n l e ricalar k a b u l e hazr o l d u u n u d n y o r l a r d . F a k a t
b u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a i l e s i n d e k s k a n l k l a r a n e d e n o l u y o r d u .
mm
1.
I.S. VIII, 4 7 .
O n u i k i n c i b i r k e z g i t m e y e zorladlar, fakat O k a b u l e t m e d i . B u n u n z e r i n e
2.
3.
I.S. VII, 5 5 .
4.
B. L. XIII, 20.
vap v e r e m e y e c e i fikirler n e s r e r e k o n u s u s t u r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) e-
5.
A.g.e.
6.
B. LI. 8.
7.
8.
I.S. IV/I, 4 3 .
[71]
silahlar ve zrh ganimet olarak a l m a k isteyen m ' m i n , " S e n bir m ' m i n deilsin" deyip karsndakini l d r m t . s a m e (r.a.) nin d u r u m u n d a dr-
kk
apta toplam alt seferden ikisi bunlard. Dier ikisi douda ve kuzeydeki
Gatafan kabileleri, geri kalan iki sefer de imdi Peygamber'e ait olan F e d e k
Ovas'na yakn bir yerde yerleik olan Beni Mrre zerine yapld. F e d e k yahudileri Medine'den, Bedevilere kar yardm ve k o r u m a istemilerdi. Bu
apulcularn says Medine'de tam t a h m i n edilemedii iin otuz kiilik bir
grup gnderildi. Fakat d m a n u m u l a n d a n fazla idi ve otuz kiinin h e m e n
t ganimet deil eref idi, fakat prensip aynyd. Bu k o n u d a i n e n vahiy yle diyordu:
"Ey iman edenler, Allah yolunda
aklk
kazandrn
zaman,
iyice
gei-
ktnz)
Bundan ne siz de byle idiniz; Allah size ltufta bulundu. yleyse iyice
lk kazandrn.
olduklarnzdan
haberi olandr"
kaak-
(Nisa: 94)
byle syledi" diye cevap verdi. "Sen d e " dedi Peygamber (s.a.v) " O n u n ya-
illallah diyen bir kimseyi daha l d r m e y e c e i m " dedi. Daha sonralar: " O
ilallah
(Al-
lah'tan baka ilah y o k t u r ) diye bard. F a k a t adam ehadet getirmesine ramen s a m e o n u ldrd.
ordu o k zntlyd. same (r.a.) hava karardktan bir saat sonra geldi.
Galib ona sert bir ekilde kt. " B e n i m l e alay eden bir adam kovalyor-
de-
(s.a.v)'den savata kendisine bete bir olarak den eitli giysileri kendile-
doru
Peygamber'in
"Allah, kfretmekte
olanlara,
Hatta y o l u n uzakl nedeniyle dier elerinden daha uzun sreler ayr ka-
eye yarar
salamadlar.
olanlara
da, Firavun'un
dan fledik.
tekliyordu. Kur'an ise aka bir efendinin klesini, eer isterse, cariye ola-
nlden bal
kelimelerini
karsn
verdi.
ancak
onlara
Allah'tan gelen
birlikte girin"
rnek olarak
hibir
denildi."
verdi.
onun yaptklarndan
O da Rabbinin
altndayd;
kendilerine
lyordu.
nikhlar
(kocalar)
olarak
topluluundan
Bylece
ve kitaplarm
da kurtar."
Have
lmran'n
ruhumuz-
g-
olanlardand".
P e y g a m b e r (s.a.v) bu s r e y i e l e r i n e o k u d u k t a n s o n r a , z e r i n d e d-
(r.a.) o denli ileri gitti ki Peygamber (s.a.v) s o n u n d a bir daha Mariye'yi gr-
elerinin
honutluunu
isteyerek
kldklar-
klyorsun?"
ye s o r d u . " B i l m i y o r u m " dedi, Hafsa (r.a.) " F a k a t o orada s u n d u r m a d a duBu ekilde balayan sre Peygamber'in y e m i n i n i z d k t e n sonra i"Eer sizler
kalbleriniz
(Peygamberin
erilik gsterdi.
melekler
tevbe ederseniz
de onun
Cibril de ve mminlerin
desteki
olmaa
salih olan(lar)
nk
kalkrsanz,
da.
Bunlarn
destekisidirler."
m'min, gnlden
eler
sizlerden
verir."
ieri girdi ve o n u bir h a s r n s t n d e yatar b u l d u . A r k a s n a uzand hasrn izleri k m t . H u r m a lifi ile d o l d u r u l m u deri b i r yasta dayan-
"Ey Peygamber,
ve onun ssl
ekicili-
bedelini vereyim)
ve g-
yurdu-
im istiyorsanz,
nu istiyorsanz,
(size boanma
(Ahzab:
bulunanlar
iin byk
28-29)
s o r d u u n d a 'Vallahi b i l m i y o r u m ' d i y o r d u m . B u d u r u m , m e r , P e y g a m b e r
(s.a.v)'e g i d i n c e y e k a d a r d e v a m etti. H e p i m i z o d a l a r m z d a iken o n u n
Aie (r.a.): "phesiz ben Allah' Rasul'n ve ahiret yurdunu istiyor u m " dedi. Peygamber (s.a.v)'in b t n eleri de ayn eyleri sylediler ve
o n u setiler.
tekbir getiriini d u y d u k ve Allah'n Rasul ( s . a . v ) ' n n m e r (r.a.)'in sor u s u n a " H a y r " c e v a b n verdiini a n l a d k " G e r e k t e h e r k e s i n kafasnda
ayn s o r u vard, fakat, m e r , kz Resulullah'la evli o l d u u iin b u dur u m l a daha y a k n d a n i l g i l e n m i t i .
"Orada ayakta durdum ve Resulullah'n ne d u r u m d a olduunu anlamaya altm" dedi mer. " D a h a sonra biz Kurey'liler eskiden elerimiz zerinde h a k i m d i k , fakat Medine'ye geldiimizde hanmlarn kocalarna h a k i m
olduu bir toplulukla karlatk d e d i m . " m e r b u szlerinden sonra Resulullah (s.a.v)'n y z n d e tasdik eden bir g l m s e m e grd. B u n u n zerine
nceden Hafsa (r.a.)ya uyar amacyla syledii eyleri anlatt. Peygamber
(s.a.v) yine glmsedi. Bundan cesaret alan m e r yere oturdu. O d a n n plaklna bir kez daha ard -yerde bir hasr, tane de deri yastk vard;
baka hibir ey yoktu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v)'e biraz daha lks yaamasn nererek Yunan'llar ve lran'llar r n e k gsterdi. Fakat Resulullah
(s.a.v) o n u n s z n keserek: " E y Hattab'n olu, phe mi duyuyorsun? yi
eyler onlara bu dnya iin verilmitir" dedi.
Henz yeni bir aya girmilerdi. Peygamber (s.a.v) bu ay geene kadar hanmlarndan hibirini g r m e k istemediini ilan etti. O ay geince ilk n c e Aie (r.a.)'nin odasna gitti. O n u grnce o k aran ve sevinen Aie: (r.a.)
"Tam yirmidokuz g e c e " dedi. Peygamber (s.a.v): 'Nereden biliyorsun?' diye
sordu. O da : 'Gnleri sayyordum-nasl saydm bir b i l s e m ! ' dedi. Peygamber
(s.a.v): 'Fakat bu ay 2 9 ekiyordu'dedi. Aie (r.a.) ay takvimine gre bir ayn
bazen otuz yerine sadece yirmidokuz
ektiini unutmutu.
Peygamber
(s.a.v) daha sonra ona kendisine gelen yeni vahiyden ve ona nerecei iki se e n e k t e n bahsetti. O n a bu meselede danmak iin babasn armak isteyip
istemediini sordu. "Hayr" dedi Aie (r.a.) "Sana kar bana kimse yardm
edemez. Ey Allah'n Rasul, ne olduunu a b u k syle." Peygamber (s.a.v)
"Allah senin n n e iki seenek k o y d u " dedi ve u ayeti o k u d u :
1.
2.
W. 7 2 5
3.
B. LXII, 6.
4.
5.
6.
b u l u n d u u Merve tepesinde s o n buluyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) orada bir deve k u r b a n etti ve Hudeybiye'de de ayn grevi yerine getiren Hiras'a ban
[72]
reyre (r.a.) idi. Kabilesinden bir grupla Hayber'den sonra Medine'ye gelmi
dii ve yannda srekli bir kedi yavrusu bulundurduu iin verilmitir. Da-
ulat: "ehadet ederim ki, Allah'tan baka ilah yoktur. Yine ehadet ederim
grevlendirmiti.
Leb-
Kurey'in M s l m a n o l m a s n a ses karmad Abbas (r.a.) a k a bu gn n o u n u Peygamber (s.a.v)'le birlikte geirmiti. te b u srada karsnn
kardei Meymune'yi Peygamber (s.a.v)'e e olarak teklif etmi, o da kabul
etmiti. M e y m u n e ve mm'1-Fadl z kardetiler. O n l a r n yamsra, Abbas'n evinde, bu ikisinin vey kardei ve Hamza'nn dul ei Selma ile kzlar mre de kalyordu. Ali (r.a.) kuzenlerinin yani H a m z a (r.a.)'nn kzn n putperestler iinde b r a k l m a m a s gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v)
ve Abbas (r.a.) da b u neriyi kabul ettiler. m a r e ' n i n haclarla birlikte gelen Fatma'nn yanna, o n u n devesine b i n m e s i n e karar verildi.
tavaf etti. Tavaftan sonra Safa tepesinin eteklerine gitti -'e Safa ile Merve ara-
sizin aranzda yapp, size d n yemei s u n m a m iin bir sre daha burada
Bu
fndan da ' A s m a ' 2 a d n d a bir vey kardeleri vard. M a h z u m ' l u Velid'in dul
balanm oluyordu.
yordu.
b i r b i r i n d e n b a m s z d ve ayrlma n e d e n l e r i de b i r b i r i n d e n farklyd. F a k a t
oturduktan
d m a n c a t u t u m u n d a b i r d e i i k l i k o l m a m t . O y s a Halid b i r k a yl n c e -
fer'e d n d . O da " O b e n i m a m c a m n kz ve a n n e s i n i n kz k a r d e i b e n i m
b u eref m e s e l e s i n d e k e n d i s i n i n h a k l o l d u u n u d n e c e k n e d e n l e r e sa-
kazanmlard.
hipti. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a r a r n a k l a m a d a n n c e h e p s i n i de
v e n s z l e r syledi. te o z a m a n Cafer'e: " G r n n ve k a r a k t e r i n b a n a
Halid'i m e g u l e d e n baka tr d n c e l e r de vard: s t e m e m e s i n e ram e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n kiisel b i r spvgi b e s l i y o r d u . l m e d e n n c e k a r dei Velid'in k e n d i s i n e brakt m e k t u p t a n da P e y g a m b e r (s.a.v)'in k e n d i -
lemiti.
A m r akll b i r p o l i t i k a c ve k o l a y c a y l m a y a n a z i m l i b i r a d a m d . C a f e r
u n u z a n n e d i y o r d u . H u z u r a i l k k t n d a g t r d deri hediyeler m e m -
n u n i y e t l e k a b u l edildi. N e c a i o d e n l i m e m n u n g z k y o r d u ki A m r h i m a -
b a k a k i m s e y o k m u y d u a c a b a ? i m d i o r a d a o l m a y a n A m r ' n yansra, o n u n
de b i r g e l e c e k k u r a b i l m e s i n i n -deri h e d i y e l e r d e n o k - M s l m a n o l m a s n a
tiini a k l n d a n k a r m a m t . z g n o l a r a k y a l n z b a n a yola k o y u l d u . F a -
h a m m e d (s.a.v)'in p e y g a m b e r l i i n i k a s t e d e r e k " E y k r a l , b u n a g e r e k t e n e-
ni k a y d e t m e m i . F a k a t A m r k e n d i s i n i Y e m e n s a h i l l e r i n e g t r e n b i r b o t a
F a k a t d u r u m u n t e h l i k e s i n i onlardan d a h a iyi a n l y o r d u . B u n e d e n l e k e n d i -
LMLER
Allah'a dua et de Allah b u n l a r a f f e t s i n . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " s l m k e n d i s i n d e n n c e h e r eyi k e s i p a t a r " dedi. " B u kadar o k olsa da m ? " dedi Ha-
VE
BR
DOUM
VAAD
[73]
g e n t i ve o k s a m i m i b i r m s l m a n d , o u g n o r u l u geirirdi. S a h a b e
k u m a a s a r m a l a r n syledi. D a h a s o n r a c e n a z e n a m a z n kldrd ve m e z a -
rn b a n d a dua etti.
H a b i b e ( r . a . ) - k e n d i s i n d e n n c e k i k o c a l a r n d a n o c u k l a r o l m u t u . H e r ye-
de C b e y r ' i n k a l b i n e y e r l e e n i n a n , artk b i r k e n a r a a t l m a y a c a k d e r e c e y e
Peygamber
1.
2.
Latin harfleriyle yazldnda birbirinden ayrlmas zor olsa da Esma ve Asma isimleri birbirlerinden farkldr. Buradaki, Asma olup ayn ve sad ie yazlr. Esma ise elif ve sin ile yazlr.
3.
I.S. IV/1,24
g n d e r m i t i . Gassan'l b i r k a b i l e b a k a n Busra'ya g n d e r i l e n i k i n c i e l i n i n
4.
W 743.
5.
\JK 7 4 1 - 9 .
l a r n Kayser'in e l i s i n d e n y a r d m i s t e m e riskine r a m e n b u tr b i r h a r e k e t
6.
Bak. Bol. 3 5 .
7.
cezasz b r a k l a m a z d .
dir'de A k a n k a l t e p e l e r i n d e n i n e n K u r e y o r d u s u n u n i m d i g r d k l e r i or-
k a r l a m a y a h a z r bekliyorlard.
orduyu
na e h i t l i k n a s i b eder, b e n de b u d n y a d a n , m e a k k a t l e r i n d e n , dertlerin-
d e n , a c l a r n d a n ve olaylarndan k u r t u l u r s a m , s e n s e m e r i n s t n d e r a h a t
di."1
dr d m a n n
l m s a m a s ve k e n d i s i n i n
de e h a d e t i y l e
sonuland;
lamaya
karar
verdi.
Adamlarn
ou
bu
durumun
hemen
Peygamber
y a k l a m a s n d e e r l e n d i r i p M s l m a n l a r n iyi b i r saldr d z e n i k u r m a l a r
dzenli
P e y g a m b e r ( s . a . v ) sava a n l a t r k e n g z l e r i n d e n yalar b o a n y o r d u .
rnda da a y n e n b y l e yapt.
Peygamber
( s . a . v ) i m d i k e n d i n i t u t a m a y a r a k alyordu. o c u u g s n e b a s t r d n d a
t m v c u d u h k r k l a r l a sarslyordu. Sa'd bn U b a d e (r.a.) o srada o r a d a n
g e i y o r d u . K e n d i k e n d i n e teselli e d e c e k b i r eyler a r a t r a r a k " E y Allah'n
R a s u l , b u da n e ? " diye m r l d a n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B u m a u k u n u a r z u lamay s e v e n b i r i " c e v a b n v e r d i . 2
O g e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) r y a s n d a C e n n e t ' i grd. Z e y d (r.a.), Cafer
(r.a.), A b d u l l a h ve savata ehit o l a n l a r n hepsi c e n n e t t e y d i l e r . C a f e r (r.a.)'i
m e l e k l e r gibi u a r k e n grd. afakta m e s c i d e gitti. A s h a b o n u n z n t s
n n hafiflediini farkettiler. N a m a z d a n s o n r a h e r z a m a n yapt gibi toplulua d n d . D a h a s o n r a E s m a y a gitti ve ryasn anlatt. E s m a teselli olmutu.
Halid (r.a.) ve a d a m l a r M e d i n e ' y e d n d n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) M u kavvs'n k e n d i s i n e hediye ettii b e y a z katr - D l d l - istedi. C a f e r (r.a.)'in
e n b y k o l u n u b u katra b i n d i r e r e k k a r l a m a y a gitti. M e d i n e ' l i k a d n ve
e r k e k l e r yollara d k l m t . O r d u y a n l a r n d a n g e e r k e n o n l a r a alayl s z ler s y l e d i l e r ve k u m attlar. " K a a k l a r " diye bardlar. " A l l a h y o l u n d a savatan k a t n z m ? " " H a y r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r k a a k deil fak a t inallah tekrar savaa g i t m e k i i n geri d n e n l e r . " ^
Mu'te'deki geri e k i l m e , k u z e y d e k i Arap k a b i l e l e r i n e , y e n i s l m devletine k a r k o y m a cesareti verdi. B u n d a n b i r ay s o n r a Bel ve K u d a ' a k a b i l e lerinin g n e y e y r m e k a m a c y l a S u r i y e s n r n d a t o p l a n d k l a r h a b e r i geldi. F a k a t b u k e z Kayser'in ordular y a r d m a g e l m e m i g r n y o r d u . Pey-
Ubeyde
Ebu
U b e y d e ' y e r a h m e t diledi.
Amr, b e yz k i i l i k o r d u s u n u Suriye s n r n d a n g e i r i p ilerlediinde
d m a n dald. S a d e c e ksa s r e n karlkl b i r o k y a m u r u o l d u . Geri kalan, o t u r a n l a r n k a t b o k a m p yerleriyle k a r l a m a k t a n ibaretti. D m a n k a b i l e l e r orada o l m a d i i n , dost u n s u r l a r - k i i l e r ve gruplar- ortaya
ktlar. B u n e d e n l e A m r (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e S u r i y e s n r n d a s l m ' n
e t k i s i n i tekrar k u r d u u n u b e l i r t e n b i r m e k t u p g n d e r d i .
Bu etki, artk M e d i n e v a h a s n n h e r tarafndaki k a b i l e l e r e yaylyordu.
N e d e n l e r s a d e c e m a n e v i deildi. A r t k P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e h l i k e l i , h e s a b a
g e l m e z b i r d m a n ve g l , g v e n i l i r ve c m e r t b i r m t t e f i k o l a r a k tann y o r d u . O ' n u n l a karlatrldnda dier m t t e f i k l e r d a h a az e k i c i ve daha zararl idi. Baz d u r u m l a r d a p o l i t i k ve din d r t l e r b i r b i r i n d e n a y r l a m a y a c a k denli b i r b t n tekil ediyordu. F a k a t yava yava ilerleyen yine de
g l ve etkili olan, p o l i t i k a d a n ve m ' m i n l e r i n slm m e s a j n y a y m a k iin
ANLAMANIN
BOZULMASI
[74]
K u r ' a n , ayn z a m a n d a b i r R a h m e t ve C e n n e t kitabyd. R a s u l n retileriyle b i r l i k t e o n u n ayetlerinin o k u n m a s , m ' m i n l e r i kapasiteleri d a h i l i n d e baz artlar y e r i n e g e t i r d i k l e r i n d e k o l a y c a ebed saadete k a v u a b i l e c e k l e r i n d e n e m i n klyordu. O r t a y a k a n huzur, bir i m a n kriteri idi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) y l e diyordu: " a r t l a r ne o l u r s a o l s u n , i n a n a n iin h e p s i i y i d i r . " 4
ve o n l a r d a n birini l d r d . M e y d a n a gelen a t m a d a - a t m a n n b i r b l m h a r a m b l g e d e y a p l m t - Kurey'liler m t t e f i k l e r i n e silah vererek yardm ettiler. G e c e k a r a n l n d a b i r veya iki Kureyli de a t m a y a katld H u za'a k a b i l e s i n i n b e n i K a ' b k o l u , derhal M e d i n e ' y e P e y g a m b e r ' e (s.a.v) h a b e r
veren ve y a r d m i s t e y e n b i r g r u p heyet gnderdiler. P e y g a m b e r (s.a.v) onlara k e n d i s i n e g v e n e b i l e c e k l e r i n i syledi ve l k e l e r i n e geri gnderdi. O n l a r
gittikten s o n r a Aie'ye gitti. Y z n d e n o k sinirli o l d u u anlalyordu. G u sl e t m e k iin b i r m i k t a r s u istedi. Suyu s t n e d k e r k e n Aie (r.a.) O ' n u n :
" E e r Ka'b oullarna y a r d m e t m e z s e m , b e n de y a r d m e d i l m e y e y i m " 1 dediini duyuyordu.
O srada M e k k e ' l i l e r olaylarn m u h t e m e l s o n u l a r n d n e r e k tedirgin oldular. B u n e d e n l e , eer gerekirse, P e y g a m b e r (s.a.v)'i yattrmak zere E b u Sfyan' gnderdiler. E b u Sfyan yolda geri d n e n Huza'al elilere
rastlad ve o k g e k a l m o l m a k t a n k o r k t u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in d n c e l i
halini g r n c e k o r k u s u d a h a da artt. " E y M u h a m m e d ' dedi, " H u d e y b i y e
a n t l a m a s n d a b e n y o k t u m . M s a a d e et de i m d i b u a n t l a m a y g l e n d i r e lim ve u z a t a l m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n ricasn u soruyla cevaplad: " S i zin tarafnzdan h i o n u b o z a n oldu m u ? " E b u S f y a n tedirgin b i r ekilde:
"Allah k o r u s u n ! " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Biz de ayn ekilde H u d e y b i ye'de yaptmz a n l a m a y a ayn sre iin u y u y o r u z . O n u d e i t i r m e y e c e iz. O n u n y e r i n e b a k a b i r a n l a m a y da k a b u l e t m e y e c e i z " dedi. D a h a
fazla s y l e y e c e k b i r eyi o l m a d anlalyordu. Bu n e d e n l e E b u Sfyan
k e n d i s i n e yardm e t m e s i m i d i y l e kz m m H a b i b e ' y e gitti. O n b e yldan
b e r i g r m y o r l a r d . O d a d a o t u r u l a c a k en iyi yer P e y g a m b e r (s.a.v)'in k i limiydi. E b u Sfyan orada o t u r m a y a n i y e t l e n d i i n d e kz k i l i m i
hemen
w 759.
2.
3.
W 765.
4.
N . X X I , 13.
larn liderisin. Nasl oldu da slm'a girmedin ve nasl oldu da, ne gren ne
de duyan talara tapyorsun?" Ebu Sfyan: "Allah Allah!" dedi. " M u h a m med'in dinine u y m a k iin atalarmn yapt eylerden mi v a z g e e c e i m ? "
Kzndan h i b i r yardm gremeyeceini anlayan Ebu Sfyan, anlamay yen i l e m e k iin arac olmalarn istedii E b u Bekir (r.a.) ve dier Sahabilere gitti. n k P e y g a m b e r aka sylemedii halde o, bir n c e k i atma nedeniyle a n l a m a n n b o z u l d u u n d a n artk emindi. Fakat bu ayn zamanda anl a m a n n tekrar y e n i l e n m e s i n e sebep tekil edebilirdi. Yani eer nfuzlu bir
adam iki grup arasnda teker teker genel b i r himaye aklamas yaparsa k a n
d k l m e s i n e engel olunabilirdi. E b u Sfyan b u seenei E b u Bekir'e nerdi. Fakat o sadece: "Ben Allah'n R e s u l ' n n verdii himaye snrlar inide
himaye verebilirim" dedi.
Dierleri de h e m e n h e m e n ayn cevab verdiler.Ebu Sfyan s o n olarak
iki karde olan Haim ve Abdu ems'in torunlar olduklar iin akrabalk
balarna gvenerek Ali (r.a.)'nin evine gitti. Fakat Ali u cevab verdi: "Yazklar o l s u n sana E b u Sfyan! Allah'n Resul senin teklifini geri evirmeye
karar verdi. Hi kimse o n u n aleyhinde olduu bir k o n u h a k k n d a O'ndan
o l u m l u bir ricada b u l u n a m a z . " n k sahabiler Kur'an'da Peygamber'e de
yle dendiini biliyorlard:
b e n i m verdiim himayeyi reddedeceini z a n n e t m i y o r u m " dedi. Fakat Peygamber (s.a.v) sadece u cevab verdi: " E y E b u Sfyan, bu senin d n cen."2
Peygamber (s.a.v) sefer hazrlklarna b a l a n m a s n emretti. E b u B e k i r
kendisinin de sefere h a z r l a n m a s n n gerekip gerekmediini sordu. Peygamb e r (s.a.v) ona hazrlanmas gerektiini ve Kurey'e kar sefere ktklarn
syledi. E b u Bekir (r.a.): " A n l a m a sresinin b i t m e s i n i b e k l e m e m i z gerekm e z m i ? " dedi. Peygamber: " O n l a r bize ihanet ettiler ve anlamay b o z d u lar" dedi. " B e n de onlarn stne yryeceim. F a k a t sana sylediim eyi
bir sr olarak sakla.steyen Allah'n R a s u l n n Suriye iin hazrlandn
zannetsin, isteyen Taif, isteyen de Havazin zerine yryeceimi d n s n .
Allah'm, Kurey'in bizi g r m e m e s i n i ve yaptmz hazrlktan haber almamasn sala. Bylece onlar aniden lkelerinde bastrabilelim." Bu duasna
cevap olarak Allah'tan Htib adndaki bir M u h a c i r i n srr rendiini ve
u y a r m a k zere Kurey'e b i r m e k t u p gnderdiini bildiren bir haber geldi.
Htib m e k t u b u M e k k e ' y e gitmekte olan Muzeyneli b i r kadna vermiti. Kadn m e k t u b u salarnn arasna saklamt.Peygamber Zbeyr (r.a.) ve Ali
(r.a.)'yi o n u n arkasndan gnderdi. Ali (r.a.) ve Z b e y r (r.a.) m e k t u b u kadnn antasnda b u l a m a y n c a , onu zerini aramakla tehdit ettiler. B u n u n
zerine kadn m e k t u b u verdi. O n l a r da P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gtrdler.
" konusunda
i mran
onlarla
mavere
Allah'a tevekkl
et." (Al-
159)
yan bir adamm. Aralarnda yaayan olum ve ailem iin onlarn desteini
rarak yardm istedi. "Baka aresi y o k " dedi Ali: "Sen kalkp tek tek insanlar arasnda himaye kurmalsn.Sen K i n a n e ' n i n bakansn." E b u Sfyan:'
Bu bana bir ey kazandrr m?' diye sordu. 'Vallahi z a n n e t m e m ' dedi. ' Fakat b e n c e yapabilecein baka bir ey yok'. B u n u n zerine Ebu Sfyan, Mescid'e gitti ve y k s e k sesle: "Dinleyin, b e n insanlara teker teker himaye veriy o r u m . M u h a m m e d ' i n de beni o n a y l a m a k t a n geri kalacan z a n n e t m i y o r u m " dedi. Daha sonra Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: " E y M u h a m m e d (s.a.v)
Peygamber (s.a.v) yardmlarna gvenebilecei baz kabilelere de gelec e k ayn, yani R a m a z a n n banda Medine'de b u l u n m a l a r n haber veren eliler gnderdi. Bedeviler b u istee samimiyetle karlk verdiler. Kararlatrlan gn geldiinde, o zamana kadar Medine'den yola k a n en b y k ordu toplanmt. Hibir salkl M s l m a n geride k a l m a m t . M u h a c i r l e r yediyz kiiydiler ve yz atlar vard. Ensar ise drtbin kiiydi ve b e y z atlar vard. Yola k t k t a n sonra orduya katlan kabilelerle birlikte toplam o n -
Meymune'yi sevindirmiti.
k i m de o r u c u n u a m a k isterse b r a k n a s n . " R a m a z a n d a y o l c u l u k s z k o -
miti. P e y g a m b e r ve o u kii h a r a m b l g e y e y a k l a n c a y a k a d a r o r u l a r n
Zehran'da k o n a k l a d k l a r z a m a n , o r u b o z m a s e b e p l e r i n i n d m a n a kar
n y o r d u . K a m p k u r d u k l a r y e r ayn z a m a n d a d m a n H a v a z i n k a b i l e l e r i n i n
v e r i n c e o; "Ya b e n i g r m e y i k a b u l e d e c e k , ya da b e n o l u m u n e l i n d e n tu-
k u z e y i n d e k i b o s t a n a s a h i p o l d u k t a n sonra i m d i de g n e y b o s t a n n , Lt'n
tup l e g i d e c e i m , a l k ve s u s u z l u k t a n l e n e k a d a r i l e r l e y e c e i m , s e n -
M a l i k g n l l o l a r a k P e y g a m b e r ' e gidip d m a n n k i m o l d u u n u s o r m a y a
k a r a r verdi. F a k a t o n a d o r u d a n s o r m a k t a n e k i n d i i i i n a d r n n n d e
Y o l c u l u k srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y o l u n k e n a r n d a yeni d o m u
d b i r k a beyti o k u d u . Bu beyitlerde a d a m l a r n k l l a r n e k m e n o k t a s -
na geldiklerine; k e n d i aralarnda d m a n n k i m o l d u n u s o r u t u r d u k l a r n a
yoldan g e e n e k a d a r k p e i n y a n n d a b e k l e m e s i n i s y l e d i . 5
(s.a.v)'in
bu
adama
Amr
adn
vermesine
ramen
Cu'ayl
Peygamber
ad
hl
kullanlyordu.
Kudeyd'de orduya, B e n i S l e y m ' d e n d o k u z y z atl daha katld. O n l a -
t e y e g i t m i y o r d u . B y k Havazin k a b i l e s i , Necd l n n g n e y u c u n d a k i
m n de tekrarlamas s y l e n d i i n d e " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) n e f s i m d e b u -
n e P e y g a m b e r (s.a.v.) a m c a s n a o n l a r k e n d i a d r n a g t r m e s i n i syledi
afakta k a m p t a s a b a h ezan o k u n u y o r d u . E b u S f y a n b u sesi d u y u n c a ar-
baladlar.
tercih e t m e l e r i n e r a m e n a n l a m a y b o z d u k l a r n n farkndaydlar. P e y g a m -
ber'in a n l a m a y r e d d e t m e s i y l e b i r l i k t e , b u onlar h e m e n h e m e n m i t s i z l i k
n o k t a s n a getirdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e , o n l a -
m a s n ve b i r e r ate y a k m a s n e m r e t t i . Mescid'i H a r a m c i v a r n d a o n b i n
kamp ateinin
yand
grlyordu.
Muhammed'in
(s.a.v)
ordusunun,
gvenliktedir."
b i l e c e i bir a d a m b u l m a m i d i y l e k a m p t a n ayrlan Abbas't. O n a gre, K u reyliler o k g e k a l m a d a n P e y g a m b e r ' e b i r heyet g n d e r m e l i y d i l e r . Birbirlerini f a r k e t t i k l e r i n d e selamlatlar. A b b a s onlar P e y g a m b e r ' i n a d r n a gtrd. E b u Sfyan: " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " S e n a k r a b a l a r n a kar
b i r k s m t a n n a n bir k s m t a n n m a y a n b i r s r i n s a n l a g e l d i n " P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n u n s z n k e s e r e k " h a n e t e d e n sizsiniz. H u d e y b i y e a n l a m a s n
siz b o z d u n u z . B e n Ka'b'a da saldrdnz. B y l e c e Allah'n h a r a m b l g e s i n e
ve M e s c i d i n e tecavz e t t i n i z " dedi. E b u Sfyan k o n u y u d e i t i r m e y e alt ve: " S e n asl k z g n l k ve s t r a t e j i n i Havazin'e y n e l t m e l i y d i n . n k o n lar s a n a a k r a b a l k y n n d e n u z a k ve d m a n l k t a daha a r d r l a r " dedi.
" m i t e d e r i m k i , " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " R a b b i m b a n a b u n l a r n h e p s i n i
1.
W 791.
2.
M. 809-10.
m e t o l a r a k b a h e d e c e k " D a h a s o n r a o a d a m a d n e r e k : "Allah'tan b a k a
kim
Na-
m a z d a n s o n r a A b b a s o n u t e k r a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'e g t r d ve E b u Sfyan
Peygamber
3.
Bak. Bl. X X I .
4.
W 811.
5.
W. 8 0 4 .
[75]
adrlar develere y k l e n d i k t e n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a y r a k ve s a n -
c a k l a r n k e n d i s i n e g e t i r i l m e s i n i istedi. H e p s i n i t e k e r t e k e r at ve seti-
e t m e s i n i ve o r a d a d u r u p , ordu o r a d a n g e e r k e n n e k a d a r b y k o l d u u n u
i l e t e c e k z a m a n o l a c a k t . n k t e k b i r a d a m , bir o r d u n u n g e e m e y e c e i
E b u S f y a n ileride g r l e n b i r b l n b a n d a k i a d a m a iaret e d e r e k :
" B u k i m ? " dedi. Abbas: "Velid'in olu H a l i d " dedi. Halid (r.a.) o n l a r n yan n d a n g e e r k e n t e k b i r getirdi: " A L L A H U E K B E R ! " Halid'in y a n n d a Sl e y m ' i n at vard. O n l a r b e y z k a d a r M u h a c i r ve d i e r l e r i n d e n o l u a n b l n b a n d a yeil sarkl Z b e y r (r.a.) izliyordu. O da E b u S f y a n ' n ya-
yan'n n n d e n g e i y o r d u ; o h e r s e f e r i n d e o n l a r n k i m o l d u u n u s o r u y o r
yordu. Aa' k a b i l e s i n i n s a n c a k l a r n d a n b i r i n i , d a h a n c e d e n k e n d i s i n i n ve
E n s o n g e e n b l k l e r d e n biri de P e y g a m b e r (s.a.v)'in s a d e c e M u h a c i r -
lerden ve E n s a r d a n o l u a n k e n d i b l y d . z e r l e r i n d e k i e l i k l e r i n parl-
k o l u n u da Z b e y r (r.a.)'in k u m a n d a s n a vererek d z e n l e d i . M e r k e z d e o l a n
rin drt ayr tarafndan ieri gireceklerdi. Halid (r.a.) aadan, dierleri de
slm h u k u k u , m s l m a n k a d n l a r l a m r i k e r k e k l e r a r a s n d a k i n i k a h n
t e p e l e r d e k i ayr g e i t t e n .
O r d u n u n topland y e r i n o k y u k a r l a r n d a , E b u K u b a y s t e p e s i n d e ,
k e s k i n b i r g z n b a s t o n l u b i r ihtiyarla b i r k a d n o l d u u n u f a r k e d e b i l e c e i
ve k r a d a m k z n a k e n d i s i n i E b u K u b a y s tepesine g t r m e s i n i ve o r a d a n
g r d k l e r i n i a n l a t m a s n istemiti. B u ihtiyar, g e n ve c e s u r b i r a d a m k e n
syledi. D a h a s o n r a K u r e y b e , b u k i t l e n i n d r d e ayrldn g r d . B u n u b a -
m a y a c a k . S e n k i m i e m i n k l a r s a n , biz de o n u e m i n klarz, s e n k i m i k o r u r -
drya u r a m a d l a r ve sa s a l i m evlerine d n d l e r .
O n l a r E b u Kubays'da yalnz deillerdi. Tepelerden b i r i n d e k r i m e , Saf-
yz k s m da akt. O s a b a h o n u n l a birlikte y o l c u l u k e d e n l e r i n b i r k s m
Bekir
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y u k a r M e k k e ' d e k i E z k i r g e i d i n d e n e h r e girdiin-
t e k b i r g e t i r m e y e d e v a m ettiler. D a h a s o n r a P e y g a m b e r d e v e s i n i n ipi M u -
uygun grlmt.
ile dua ettikten sonra aaya doru ilerledi. Hibir eve girmeyeceim" dedi.
u ayeti o k u d u :
"Hak geldi, batl yok oldu. Kuku yok, batl yok olucudur." (Isra:
81)
D a h a sonra putlara teker teker asasyla d o k u n a r a k hepsini yzst drd. K'be'nin etrafndaki daireyi t a m a m e n dolatktan sonra eskiden
K'be'ye bitiik olan i b r a h i m m a k a m n d a bineinden indi ve n a m a z kld.
Daha sonra Zemzem k u y u s u n a gitti ve Abbas'm verdii suyu iti. Haimilerin geleneksel haclar sulama grevlerini de bylece tasdiklemi oluyordu.
F a k a t Ali K'be'nin anahtarlarn getirdiinde ve Abbas onlar tama grevinin de kendi ailelerine verilmesini istediinde, Peygamber (s.a.v): "Size
sadece kaybettiiniz eyi veriyorum, dierlerinin kayb olacak bir eyi deil" c e v a b m verdi. D a h a n c e d e n Halid ve Amr ile birlikte Medine'ye gelen
Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n O s m a n bn Talha'y ard ve anahtarlar ona vererek o n u n ailesinin b u h a k k a sahip olduunu belirtti. O s m a n saygyla
anahtarlar ald ve arkasnda Peygamber (s.a.v) olduu halde K'be'nin kapsn a m a y a gitti. O n l a r n h e m e n arkasnda da same ve Bill vard. Peyg a m b e r (s.a.v) onlara arkasndan ieri girmelerini emretti ve O s m a n ' a kapy arkalarndan kilitlemesini syledi.
Bakire Meryem ve o c u k sa i k o n u ile Hz. brahim olduu sylenen yal bir adam resmi dnda i duvarlarn tamam putperest tanr resimleriyle
doluydu. Peygamber elini k o r u r gibi i k o n u n stne koyarak, Osman'a ibrah i m dndaki b t n resimlerin nasl bozulduuna dikkat etmesini s y l e d i . 1
Bir sre ieride kald, sonra anahtar Osman'dan alarak kapy at.
Anahtar elinde olduu halde k a p n n n n d e ayakta durdu ve: "Vadinde
duran, k u l u n a yardm eden ve kabileleri b i r araya getiren b i r olan Allah'a
h a m d o l s u n " dedi. Mescide sman Mekke'lilere daha n c e d e n evlerine snan b i r o k kii katlyordu. Hepsi K'be'nin yaknnda orada burada oturuyorlard. Peygamber (s.a.v) onlara hitab ederek: "Ne diyorsunuz ve n e d n y o r s u n u z ? " dedi. O n l a r u cevab verdiler: "yi sylyoruz ve iyi dnyoruz. Soylu ve c m e r t bir karde, soylu ve c m e r t bir kardein olu.
E m i r senindir." B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) onlara Msr'da kardeleri kendisine geldiinde, Yusuf'un syledii szleri tekrarlad: " B e n kardeim
Yusuf'un sylediklerini sylyorum:
"Bugn size kar sorgulama
lilerin en merhametlisidir."
b r a k m a d n ? Ben oraya g i d e r d i m " dedi. " E y Allah'n r e s u l " dedi, E b u Bekir (r.a.) " O n u n sana gelmesi, s e n i n ona g i t m e n d e n daha uygundur." Peyg a m b e r yal adamn elinden tuttu ve n n e oturttu. S o n r a ona k e l i m e - i ehadet getirmesini syledi. O da h e m e n o n u n szlerini tekrarlayarak Mslm a n oldu.
D r l e n putlarn en b y olan Hubel'in para para edilip sonra
da yaklmasn emrettikten sonra Peygamber (s.a.v) evinde b i r putu olan
h e r k e s i n o putu tahrip e t m e s i n i istedi. Daha sonra ailesini ilk slm'a davet
ettii yer olan Safa tepesine ekildi. Orada daha n c e d e n k e n d i s i n e d m a n
olan imdi ise m s l m a n olup ona biat e t m e k isteyen kadnl erkekli bir
grupla karlat. Yzlerce kii vard. M s l m a n o l d u u n u a k l a m a d a n nce Peygamber'in kendisine l m cezasn vermesinden k o r k a n Hind tannm a m a k iin pee t a k m t . " E y Allah'n resul, b e n i m k e n d i m iin setiim
dini muzaffer klan Allah'a h a m d o l s u n " dedi. Daha sonra peesini kard ve
" U t b e ' n i n kz Hind" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona: " H o g e l d i n " dedi. Safa'ya gelen kadnlardan biri de l k r i m e ' n i n kars m m H a k i m (r.a.) idi.
M s l m a n olduktan sonra kocas iin d o k u n u l m a z l k istedi. k r i m e hl
o n u n l a sava halinde olduu halde, Peygamber (s.a.v) ona d o k u n u l m a z l k
h a k k verdi. m m H a k i m k o c a s n n nerede olduunu rendi ve o n u geri
g e t i r m e k iin gitti.
Peygamber (s.a.v) n n d e toplanan kalabal szd ve a m c a s n a dnerek. " E y Abbas, kardeinin iki olu, U t b e ve Mu'attib neredeler? Onlar gr e m i y o r u m " dedi. Bunlar E b u Leheb'in yaayan iki oluydu. Babasnn zoruyla Rukiye'yi boayan U t b e idi ve grne gre imdi ortaya k m a k t a n
k o r k u y o r d u . Peygamber (s.a.v): " O n l a r bana getir" dedi. B u n u n zerine
Abbas yeenlerini getirdi. kisi de M s l m a n oldular ve biat ettiler. Daha
sonra ikisinin de ellerinden tutup aralarnda yryerek onlar e l - M l t e z e m
denilen ve K'be'nin Hacer'l-Esved'le kaps arasndaki duvarn yanna gtrd. Orada uzun uzun dua etti. Y z n d e n sevin o k u n u y o r d u . - M e r a k
eden Abbas sordu- O da: " R a b b i m ' d e n b u iki a m c a o l u n u istedim, o da verd i " 2 dedi.
merhamet-
E n n e m l i put m e r k e z i n d e n , Mekke'ye en yakn olan Mahle'deki elUzza tapma idi. Peygamber (s.a.v), Halid (r.a.)'i bu putperestlik m e r k e z i -
(Ra'd: 92)
im-
arasndan
k e l i m e d e n o l u a n LA L A H E L L A L L A H c m l e s i l k r i m e ' n i n r u h u n a iledi
ve o a n d a b u szleri s a m i m i c e sylediini farketti. H e n z g e m i y e b i n m e miti. n k g e m i y e b i n m e k i s t e m e s i n i n t e k s e b e b i b u s z l e r d e n , yani la
ilahe illallah'ta z e t l e n e n M u h a m m e d ' i n d i n i n d e n k a m a k t . B u n l a n g e m i n i n g v e r t e s i n d e k a b u l e d e b i l d i i n e gre kyda da k a b u l edebilirdi. Kendi
k e n d i n e : " D e n i z d e t a n r m z o l a n karada da t a n r m z d r . " dedi. D a h a s o n r a
kars geldi ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) o n u n M e k k e ' d e g v e n l i k t e o l a c a n a s z
M e k k e ' y e vardnda k r i m e d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gitti. P e y g a m ber'in y z n d e o k s e v i n l i b i r ifade vard, i k r i m e m s l m a n o l d u u n u resm e n a k l a d k t a n s o n r a o n a : " B u g n b e n d e n n e i s t e r s e n iste, o isteini sana
v e r e c e i m " dedi. k r i m e (r.a.) " S e n d e n b e n i m s a n a kar t m d m a n l k l a rm affetmesi iin Allah'a dua e t m e n i i s t i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
o n u n istedii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a k r i m e (r.a.) i n s a n l a r n H a k k ' a
u y m a l a r n e n g e l l e m e k iin harcad paralardan, yapt savalardan b a h setti; imdi ise o n u n iki kat paray ve abay Allah y o l u n d a harcayacan
s z verdi ve s z n d e d u r d u .
1.
W 8 3 4 ; A , l , 107.
2.
I.S. IV/I, 4 1 - 2 .
3.
W. 8 7 3 - 4 .
HUNEYN
SAVAI
VE
T A1F
KUATMASI
[76]
h e t m e ve t m putlar k r m a h a b e r i de o n l a r n d n c e l e r i n i deitirmedi.
Kendi
harekete
l e m e y i reddetti ve k a r a n l k t a , d m a n n y o l u s t n d e o l a n H u n e y n vadisi-
tanralar
Lt'n
bir
ei
olan
Uzza'nm
yklmas
ise
ladlar.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) o g e c e v a d i n i n t e k i u c u n a y a k n b i r yerde k a m p
K u r e y l i n i n de k a t l m a s y l a d a h a da k a l a b a l k l a a n t m o r d u s u y l a b i r l i k t e
m a m t . Ve s a d e c e e h i r l e r i n i Havazinlilere k a r k o r u m a k a m a c y l a o r d u -
O n u n a r k a s n d a n y e n i k a t l a n M e k k e l i g r u p geliyordu. D l d l ' e b i n m i
o l a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u k e z yine etrafnda E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n b i r
y a c a k o l a n y k d e v e l e r i n i de v e r m e y e k a r a r verdi.
m s l m a n o l m a m M e k k e l i l e r yer alyordu.
l b n B e k r idi. B u t o p l u l u a g e n o l m a s n a r a m e n g c ve y n e t i c i l i i ile n
a k s i n i tavsiye e t m e l e r i n e r a m e n M a l i k k a d n l a r , o c u k l a r ve hayvanlar
k o n t r o l n d e n k m ve k o n u a m a y a c a k d e r e c e d e d e h e t i i n d e dndler.
g r u b u n a r k a s n a k a n c a n d e k a l a n M e k k e l i l e r de h e n z i n d i k l e r i y o k u -
nk
ler, bir grup E n s a r ve yannda yer alan ailesinin tmyd. Haris'in olu Ebu
yordu.
Peygamber (s.a.v) dierlerini de kendisine katlmalar iin ard. Fakat sesi savan grlts iinde kayboldu. Bu nedenle o k gr bir sese sahip olan Abbas'a " E y aa ashab! Ey akasya a s h a b ! " diye barmasn syledi. Bu arya L E B B E Y K (te e m r i n d e y i m ) sesleri cevap verdi. Peygamber
(s.a.v.)'in yanna E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n yz kadar kii topland. Hepsi de
geide dalarak birdenbire d m a n n saldrsn k o n t r o l altna aldlar. Abbas ayn ekilde barmaya devam etti ve kaanlarn ou geri dndler.
Peygamber (s.a.v) h e m iyi g r l e b i l m e k h e m de etraf iyi g r e b i l m e k iin
zengileri stnde ayaa kalkt. D m a n yeni b i r saldrya hazrlanyordu.
Peygamber (s.a.v) "Allahm, s e n d e n vadini yerine getirmeni i s t i y o r u m " diye dua etti. Daha sonra st kardeinden birka akl ta b u l m a s n istedi.
Onlar eline alp Bedir'de yapt gibi d m a n n yzne doru frlatt. Ve grnrde h i b i r n e d e n o l m a m a s n a ramen savan ak birden deiti. Geri m ' m i n l e r b u n u grmyorlard, ama kendilerinin bir sre n c e yaad
yenilgiyi imdi d m a n yayordu. Daha sonra b u olayla ilgili u ayetler nazil oldu:
"Andolsun Allah birok yerlerde
sayda oluunuz
mamt.
sizi bbrlendirip
(Bundan)
m olanlar
azaplandrd.
lah, diledii
kimseden
ordular
cezasdr.
ok
salaya-
setiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona deerli bir hediye verdi. Ve dn-
Sonra arkanza
dnp
zerine 'g-
kampta kalmasn istedi. Daha sonra da ordusuyla birlikte Taif'e doru yo-
da indirdi ve kfre
sap-
Al-
size bir ey de
Bu kfre sapanlarn
tevbesini
Fakat
be:
esirgeyendir."
(Tev-
25-7)
D m a n b y k bir bozguna uramt. Malik n c e l e r i cesurca dt,
la kt.
Sakif kabilesi ehirlerinde kendilerini bir yl kadar idare edecek erzaa
sahiptiler. Peygamber (s.a.v.)'in son durumda k u l l a n l m a s n emrettii sava
makinalarna kar da zel savunma mekanizmalar vard. Ayn zamanda
o k u l u k t a uzmandlar. ehrin duvarlar o k hzl o k yamurlarna sahne ol-
fakat daha sonra Sakifilerle birlikte surlarla evrili olan Taif'e ekildi. Hava-
rakt.
UZLAMALAR
rada Peygamber (s.a.v) ryasnda kendisine bir kase tereya verildiini, fakat bir h o r o z u n gelip ya gagalayarak d k t n grmt. B u n u n zeri-
[77]
rini at ve "Allahm, Sakiflilere hidayet ver ve bize ulatr" diye dua etti.
oluturan gmlerle d e n e c e k t i . Develer yaklak olarak yirmidrtbin kadard. Koyunlar ve keileri ise k i m s e saymaya girimedi. Fakat yaklak
k r k b i n olduu tahmin ediliyordu.
Adamlarn ou g a n i m e t t e n payn almak iin sabrszlanyordu. Fakat
Peygamber (s.a.v) h e m e n geri d n m e k istemiyordu. n k Havazinlilerden
esirlere nazik davranlmasn rica eden bir heyetin gelmesini bekliyordu.
B u n u n l a birlikte g a n i m e t t e n dalmnn gecikmesini istemedii bir b l m
vard. Ganimetlerden k e n d i s i n e den bete bir de a y n e n zekatlar gibi ilem
gryordu. Ksa bir sre n c e nazil olan ayetler b u tr fonlardan yararlanac a k olan ayr bir kategoriye yani " K A L B L E R S I N D I R I L A C A K L A R " adnda
bir gruba iaret ediyordu:
"Sadakalar
kalm(lar)
"KALBLER
sndrlacaklar,
fakirler,
kleler, borlular,
dknler,
Allah yolunda
sahibidir."
deyince akla h e m e n
iin-
(zekat)
(olanlar)
(Tevbe:
yeni
60)
dinin
Mekke'de de hakimiyet k u r m a s s o n u c u dnyalar -yani Arap putperestliisarsmtya uraynca, artlarn zorlamas nedeniyle m s l m a n olan M e k k e liler geliyordu. Peygamber, E b u Sfyan'a yz deve verdi; Oullar Muaviye
ve Yezid'e de yzer deve verilmesini syledi. G e r e k t e b u E b u Sfyan'a yz deve verilmesi a n l a m n a geliyordu. Bu n o k t a dierlerinin gznden
k a m a d . Hatice'nin yeeni Hakim'e yz deve verildiinde iki yz deve daha istedi. Peygamber de istediklerini h e m e n ona tahsis etti. E b u Sfyan'm
ki gibi durumlarda en ufak b i r isteksizlik veya kararszlk hediyenin asl
a m a c n zedeleyebilirdi.
F a k a t Peygamber (s.a.v) yine de Hakim'e yle dedi: "Bu servet temiz
ve yeil bir otlaktr. K i m o n u c m e r t c e alrsa orada m b a r e k olacaktr. Kim
B e n Muttalib'e u y g u l a n a n b o y k o t u n k a l d r l m a s n s a v u n a n i l k Kurey'li
ya y k m l o l d u k l a r n l a b a l a . " B u n u n z e r i n e H a k i m g e l e c e k t e k e n d i eli-
tu.
G e r i y e k a l a n l a r da m s l m a n o l d u l a r ve Havazin k a b i l e s i n i n P e y g a m b e r
P e y g a m b e r (s.a.v) o n l a r a b i r d e l e g e n i n g e l e c e i n d e n m i t k e s e n e kadar
b e k l e d i i n i ve g a n i m e t l e r i n d a t l m o l d u u n u s y l e d i . D a h a s o n r a ceva-
b n ne olacan b i l m e s i n e r a m e n , onlara k a d n l a r ve o c u k l a r n n m ,
mza m s l m a n l a r d a n efaat d i l e m e s i n i , m s l m a n l a r d a n da b i z i m a d m z a
Onun
Peygamber
(s.a.v)'de cemaate
dnp
o n l a r n k a d n l a r n n ve o c u k l a r n n k e n d i l e r i n e v e r i l m e s i n i istediklerini
S h e y l ' e g e l i n c e o n u n da p h e l e r i Ci'rne'de s o n a e r m i t i . B u , ya o n u n
da b u n u k a b u l e t m e d i . K a b u l e t m e y e n kabileler diyeti g e l e c e k t e d e n m e k
F a k a t o , slm'a v a k u r b i r e k i l d e girdi.
yl s o n r a olu A b d u l l a h savata l d r l n c e E b u B e k i r (r.a.) acl b a -
dler. S a d e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n d a y s n n olu o l a n Z h r e ' l i Sa'd'n payna d e n g e n b i r k a d n Sa'd'la k a l m a k istediini syledi ve geri d n m e d i .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) st k a r d e i n e bir m i k t a r deve, k o y u n ve k e i d a h a
v e r d i k t e n s o n r a o n a veda etti. H e y e t a y r l m a k z e r e i k e n o n l a r a b a k a n l a r
lediler. B e n de o l u m u n b e n d e n n c e k i m s e y e efaat e t m e y e c e i n i u m u y o -
rum."
sylediler.
larn paylatrd.
n m e s i n i isteyeceiz."
Ensar arasndaki b u d n c e ve k o n u m a l a r atelenince Sa'd l b n Uba-
lerini anlatt. Peygamber (s.a.v): " P e k i bu durumda sen nerede yer alyor-
sun, ey Sa'd?" dedi. Sa'd: " E y Allah'n Rasul, b e n de onlardan biriyim. Bu-
rinde bir etkisi olmasna ramen, b u etki sadece dinin szde deil, teslimi-
(Mellefe-i
sndrlacaklar"
ten sonra yle dedi: " E y E n s a r gnllerinizin bana kar olduu haberi
ulat. Ben sizi sapklkta b u l m u k e n Allah sizi hidayete eritirmedi mi? Ben
'sen bize itibardan d m bir halde geldin, biz sana itibar kazandrdk, bi-
gveniyorum."4
se, Ensar da baka bir yola gitse, b e n Ensarn yolundan giderdim. Allah E n -
gzyalaryla sakallar slanncaya kadar aladlar ve bir tek ses halinde: "Biz
sardan hibiri Peygamber (s.a.v)'den bir hediye almamt. G e r i M u h a c i r lerden hibiri de hediye almamt, ama b u Medine'lileri teselli etmiyordu.
n k hediyelerin ou, M u h a c i r l e r i n a k r a b a l a n olan Kureylilere git-
t.
W. 9 4 5 .
2.
I.I. 8 7 7 .
yorlard. "Sava srasnda o n u n arkadalar bizlerdik. Fakat g a n i m e t l e r datlrken akrabalar, kabilesi o n u n a r k a d a l a n oldu. B u n u n n e r e d e n geldi-
3.
slm.
4.
W. 9 4 8 .
5.
I.I. 8 8 6 .
yordu. Bu nedenle de kabilesinde o k yaygn olan slm'n etkisinden uzakta kalyordu. Ka'b'n kardei B u c e y r (r.a.), Hudeybiye'den sonra m s l m a n
[78]
eer
Hi kimsenin
kaamayaca,
kaabilirsen,
insanlardan
kalamayaca
gnde
mstesnadr."
bir sre sonra Urve (r.a.) l m c l bir o k yaras ald. Ailesinden bazlar l-
dan sonra ellerini Peygamber (s.a.v)'in elinin stne koyarak: " E y Allah'n
dedi.3
Rasul, eer Zbeyr'in olu Ka'b piman olup bir m s l m a n olarak sana
gelse ve d o k u n u l m a z l k istese, o n u sada getirsem kabul eder m i s i n ? " dedi.
beyr'in olu Ka'b'm" dedi. Ensar'dan biri ayaa kalkt ve o n u n ban kesm e k iin izin istedi. Fakat Peygamber (s.a.v): " O n u b r a k , o piman olarak
"Ona: Cennete
ve beni arlananlardan
kavmim
de bir bilseydi"
kldn" (Yasin:
dedi.
26-7).
geldi ve artk eskisi gibi deil" dedi. Daha sonra Ka'b b u olay iin yazd dizeleri o k u d u . iir geleneksel bedevi stilindeydi; diksiyonu harika ve m e l o diliydi, o u n l u k l a berrak tabiat tasvirleri yer alyordu. F a k a t asl temas af,
dileme idi. iir, balangcnda Peygamber (s.a.v)'i ve Muhacirleri ven bir
pasaj ile s o n buluyordu:
"Resul bir ktr, bir k
kayna;
sadece yakn bir arkada deil iyi bir airi de kaybettii iin z m t . n -
Bir Hindistan
Mekke
glgede b r a k a n iki air vard. Bunlardan biri Lebid, dieri ise bir n c e k i
Bineklerinin
vadisinde
Bu karlama
slm' setiklerinde,
stnden sarkarak
olarak
kllarndan
insanlar;
biridir,
"Gidin!"
dediler.
deil,
ve kt silahlarla
silahlanm
olarak
olarak
olarak."
deil,
rine:
e m i n o l d u u n u , ev sahibi o l a r a k ne k a d a r c m e r t o l d u k l a r n , h e r z a m a n yi-
it o l d u k l a r n a n l a t a n b i r iir y a z d . 6
M a r i y e ( r . a . ) ' n i n o c u u n u n d o m a s n a az z a m a n k a l m t . o c u k l a r n
d. F a t m a ' n n d n y a y a g e l m e s i n d e n b e r i y i r m i b e yl g e m i t i . F a k a t S e l m a
y i n e de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y e n i o c u u n u n d o u m u srasnda orada olm a k istedi. D o u m u n yaklat a n l a l n c a M a r i y e ' n i n o t u r d u u y u k a r M e dine'deki eve gitti.
o c u k o g e c e d o d u ve ayn g e c e C e b r a i l gelip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) h e r
n u h a b e r v e r m e k z e r e gnderdi. Ertesi s a b a h n a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r
da da o c u u n s t a n n e s i n i n k i m olaca k o n u s u n d a b y k b i r r e k a b e t ya-
ve n f u z l u b i r m t t e f i k o l d u u n u gsterdi.
1.
o c u u n st a n n e s i n e h e r g n st g n d e r m e s i t e n b i h edilmiti.
2.
VK 9 6 1 .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k k e ' d e n d n n d e n s o n r a alt ay k a d a r M e d i -
3.
Bak. Bl. 3 0 .
4.
Kur'an'a gre (SeberlO) zrh rmeyi ilk icad eden Davud (a.s.) Peygamberdir.
(r.a.) k u m a n d a s n d a , y e r l e i m b l g e l e r i M e d i n e ' n i n k u z e y d o u s u n d a o l a n
Tay k a b i l e s i z e r i n e g n d e r i l e n ordu idi. B u n d a n ksa b i r sre n c e Ali (r.a.)
Kzl D e n i z ' d e yer alan K u d e y d ' d e k i M e n a t tapnan y o k e t m e k zere g n derilmiti.
Ali ( r . a . ) ' n i n
oray h a r a p e t m e s i n d e n
s o n r a Arabistan'n
5.
I.I. 8 9 3 .
6.
I. H. 8 9 3 .
7.
8.
B. LXIII, 3 7 .
9.
M. 223.
[79]
j
i i d e n Kutsal yolu tekrar ina ettirdi. Bu, Kur'an'da nceden haber verilen
ve "O gn m'minler
sevineceklerdir"
r a n l l a r a kar kesin zaferini noktalyordu. ranllar'n Suriye'den ve Msr'dan askerlerini e k m e k zorunda kalmalar da bir sevin kaynayd. F a kat Suriye'de b i r t e h l i k e n i n yerini dieri almt. slm devletinin sadece b u
taraftan bir tehlike ile kar karya olduu sylenebilirdi. Medine'de Herakliyus'un Medine'ye kar uzun bir sefer d z e n l e m e k zere ordusuna bir
m h l e t verdii sylentileri dolayordu. B i z a n s l l a r n gneyde Belka'ya kadar geldikleri ve L e h m , C u d a m , Gassan ve 'Amile kabilelerini ele geirdikleri de syleniyordu. Bu haberler b i r b a k m a abartma, bir b a k m a da gerein tam tersi idi. Herakliyus'un ran seferi srasnda ryasnda kendisini slm'a aran m e k t u b u yazan adamla zdeletirdii "snnetli bir a d a m n "
Suriye kralln ele geiriini grd, h e n z h e r k e s e bilinmiyordu. G r d rya ylesine etkili ve akt ki, Herakliyus'un gneye doru yaylmasn engelledi ve b i r dereceye kadar Suriye'nin s a v u n m a s n gevetmesine
n e d e n oldu. Herakliyus Kuds'ten Humus'a ekilmiti. Orada, t m b u blgenin fethedileceinden e m i n olarak generallerine, kuzeydeki dier blgelere yaylmamas artyla Suriye blgesini P e y g a m b e r (s.a.v)'e veren bir an-
n zamanda olgun ve taze meyve y e m e zamanyd. Bu iki d u r u m sefere katlmamak iin iki s e b e p tekil ediyordu. n c n e d e n ise imparatorluk lejyonlarnn dehet verici hretiydi. M n a f k l a r ve m s l m a n l a r d a n samimiyeti az olanlar Peygamber (s.a.v)'e gelip eitli mazeretler n e srerek sefere g i t m e m e k iin izin istediler. Bedevilerin o u da byle yapt. Geride kalanlar iinde drt salih imanl kii de vard: Ka'b i b n Malik, Hazre'ten iki
kii ve Evs'ten bir adam. Bunlar evde k a l m a k iin k e s i n bir karar almamlar ve zrler n e srmemilerdi. O mevsimde Medine'den ayrlmak onlara
o kadar sevimsiz gelmiti ki, hazrlk yapmaya balayamamlar ve bu ii b u gnden yarna ertelemilerdi. Uyandklarnda ise vakit o k geti ve birlikler
gitmiti. Fakat o u n l u k hzla hazrla k o y u l m u l a r ve zenginler daha fazla para yardm yapma k o n u s u n d a yarmlard. O s m a n tek bana on bin
adama alet ve b i n e k salad. Byle olduu halde g i t m e k isteyen h e r k e s e yetecek kadar b i n e k ve alet y o k t u . O srada i n e n bir ayet (Tevbe: 9 2 ) Peygamber (s.a.v)'in b i n e k ve alet salayamad iin i s t e m e y e r e k geri evirdii, b u n u n zerine alamaya balayan "yedi alayan kii"yi - b e fakir E n s a r ve M u zeyne ile Gatafan'dan iki bedevi- hafzalara iliyordu.
Btn bedevi mttefikler de katldktan sonra ordu, on bini atl, otuz
bin kiiye yaklamt. e h r i n dna bir k a m p k u r u l m u ve ordu h e r k e s hazr olup P e y g a m b e r (s.a.v) de yola k p k u m a n d a y ele alana kadar ordu
E b u Bekir'in y n e t i m i n e verilmiti.
Ayn ekilde Peygamber (s.a.v) de Allah'n slm ordularna Suriye k a plarn aacandan emindi. Ya z a m a n n n geldiini d n e r e k ya da k a nlmaz k u z e y seferi iin ordularna d e n e y i m k a z a n d r m a k iin Bizansllar'a
kar bir sefer dzenleyeceklerini aklad. D a h a sonra imdiye kadar k u m a n d a ettii en b y k ve en iyi silahlarla d o n a n m bir ordu k u r m a y a balad. O z a m a n a kadar b u tr durumlarda asl a m a c n gizli t u t m a k ve hazrlklar m m k n olduu kadar gizli y a p m a k adetiydi. F a k a t b u kez gizlilik
yoktu. M e k k e ' y e ve dier m t t e f i k kabilelere Suriye seferi iin silahl ve binekli adamlar gndermeleri iin haber gnderildi.
M.S. 6 3 0 ylnn O c a k ay balaryd. M e v s i m h e r zaman s c a k olurdu,
(r.a.)
1.
I.I. 8 9 7 .
2.
W 1012.
3.
TEBK'TEN
SONRA
imdi tm ynlerden uzak m s l m a n topluluuyla sarlmlard ve gnderdikleri h e r kervan yamalanabilirdi. Hatta deve ve koyunlarn bile Malik'in
[80]
ramen
yeyz
Ve O nun dnda
Geri braklan
(tiiy de (balad).
Allah'tan
baka
"(Savatan)
bir snacak
dar (skntl)
olmadn
iyice
Tebk'ten Ramazan'n banda d n l m t . Ayn ay iinde Taif'ten Medine'ye bir heyet geldi. Delegeler k o n u k s e v e r c e karlandlar ve onlar iin
m e s c i d i n yaknna bir adr kuruldu. Eer M s l m a n olurlarsa yerleim
blgelerinin slm devletinin k o r u m a s altnda olmasna karar verildi. F a k a t
P e y g a m b e r (s.a.v.) onlarn baz isteklerini kabul etmedi. Delegeler Lat'n
yl kadar tahrip edilmeden muhafaza edilmesini istediler. Peygamber (s.a.v.)
b u istei geri evirince iki yla, sonra bir yla indirdiler, en s o n u n d a bir ay
m h l e t istediler. Peygamber (s.a.v. ) b u n a da hayr dedi. Daha sonra ona
geniliine
gelmiti.
mamalar iin yalvardlar. Onlara: " N a m a z olmayan dinde hayr y o k t u r " di-
anladlar.
Allah (yalnzca
) O
tahrip e t m e m e l e r i k o n u s u n d a k i nerilerini kabul etti. Urve'nin yeeni M u ire'ye delegeler ile birlikte gitmesini ve M e k k e ' d e n kendisine yardm e t m e k
zere E b u Sfyan' alp Lat' tahrip etmesini emretti.
M s l m a n olduktan sonra delegeler Ramazan'n geri kalann Medine'de o r u tutarak geirdiler ve daha sonra Taif'e dndler. E b u Sfyan gruba M e k k e ' d e katld, fakat putu kran, tek elli Muire idi. Muire'nin kabilesi, Urve ile ayn kaderi paylamasndan k o r k a r a k o n u n iin baz k o r u m a
n l e m l e r i almlard. Fakat krlan put iin feryat eden kadn seslerinden
b a k a bir m d a h a l e olmad.
ehrin teslim olmasna en o k zlen iki kii, ne o ehrin vatanda ne
de L a t i n ballarndand. Peygamber (s.a.v.), M e k k e zerine y r d n d e ,
Hanzele'nin babas E b u A m i r ve ciriti Vahi onlara y e n i l m e z bir ehir gibi
g r n e n Taif'e snmlard. Fakat imdi nereye snabileceklerdi?
Ebu
Amir, Suriye'ye kat ve orada kendi k e n d i n e ettii bedduay yerine getirerek "yalnz ve yuvasz bir s r g n " olarak l d . 2 Sakif'li bir adam Peygamb e r (s.a.v.)'in m s l m a n olan hi kimseyi ldrmediini sylediinde Vah-
dile-
balamaz"
(Teybe: 8 0 )
denildi. E e r yetmi defadan fazla balanma dilediimde Allah'n onlar
kldrd, tabutun yannda mezarla kadar yrd ve mezarn banda durdu. B u n d a n ksa bir sre sonra mnafklar h a k k n d a u ayet nazil oldu:
len birinin namazn
m i ve O l d k t e n sonra da, s z n yerine getirmiti. T m b u olaylar esnasnda len adamn olu Abdullah da vard.
Peygamber (s.a.v)'e eliler gnderen tek kabile Sakf deildi. "Heyetler
yl" olarak anlan Hicret'in bu d o k u z u n c u ylnda Medine'ye Arabistan'n
her tarafndan daha p e k o k eli geldi. Bunlar arasnda Yemen'in eitli b l gelerinden gelen eliler ve putperestlii brakp M s l m a n olduklarn duyuran drt Himyerli prensin m e k t u p l a r da vard. Peygamber (s.a.v) onlara
samimiyetle cevap verdi; onlara islm'n emirlerini haber verdi. " D i n i n e
bal olan b i r yahudi veya bir hristiyann dininden d n d r l m e y e c e i m ,
fakat cizye ( h a r a ) deyip, Allah'n Rasul'nn himayesi altnda o l a c a m " 6
belirterek yahudi, hristiyan ve m s l m a n l a r d a n vergi toplamak zere g n derecei elilere iyi davranmalarn emretti. Dinsel ayrlklarla ilgili olarak
nazil olan bir yette yle deniliyordu:
"Sizden her biriniz iin bir eriat ve bir yol yntem
sizi bir tek mmetten
dtnz
klard; ancak
yarnz.
Tmnzn
dn Allah'adr.
(Maide:
dikseydi,
sizi denemesi
iindir. Ar-
Hakknda
anlamazla
48)
G e l e n heyetlerin hepsinden s o n u alnamyordu. Bi'r Ma'una'daki katliamdan s o r u m l u olan Amir l b n Tufeyl imdi Beni Amir'in bana gelmi ve
"Onlardan
tk hayrlarda
meini istemi, O da b u n u kabul etmiti. Daha sonra da: " E y Allah'n Rasul, mit ederim ki t a b u t u m u n yannda dua eder ve gnahlarmn aff iin
hibir zaman
(kar)
klma,
kfre saptlar
mezar
vefasklar
banda
durma.
resini veriyorum, n k sen atlardan anlayan bir a d a m s n . " Bedevi lider iin
olarak
ldler."
84)
Fakat b a k a kaynaklara g r e 5 b u yet Tebk'ten d n d k t e n h e m e n s o n ra nazil olan vahyin bir b l m idi. Bu ayet l b n Ubey'e uygulanamazd,
n k Peygamber o n u hastal srasnda ziyaret etmi ve l m n yaknlnn o n u deitirdiini grmt, l b n Ubey, Peygamber (s.a.v)'den ldnde k e f e l e n m e k iin bir elbisesini ve kabre kadar t a b u t u n u n yannda git-
lk Allah b a n a Kur'an' verdi" demiti. F a k a t yine de yeteneklerini dinin hizm e t i n d e k u l l a n a r a k lnceye dek iir yazmaya devam etti.
Hac z a m a n yaklayordu. P e y g a m b e r (s.a.v) haclarla ilgilenme grevini E b u B e k i r (r.a.)'e verdi. E b u B e k i r (r.a.) Medine'den yz kiiyle yola
kt. F a k a t o n l a r gittikten ksa bir sre sonra, m s l m a n ve m r i k M e k ke'ye giden t m haclarn duymas gereken n e m l i bir yet nazil oldu. Peyg a m b e r (s.a.v) "Bana b e n i m ailemden b i r i n d e n bakas temsilci o l a m a z " dedi ve Ali (r.a.)'e t m hzyla gidip haclara yetimesini syledi. n e n yetleri Mina'cla o k u y a c a k ve o yldan sonra K'be'ye plak girilemeyeceini ve
putperestlerin s o n defa Hac yaptklarn ilan edecekti.
Ali (r.a.) yetitiinde E b u Bekir (r.a.), toplulua k u m a n d a e t m e k zere
mi geldiini sordu. Ali (r.a.) o n u n k u m a n d a s altnda olacan syledi ve
birlikte yola ktlar. Namazlar E b u Bekir kldrd ve hutbeleri de o o k u d u .
Bayram g n , t m haclar kurbanlarn k e s m e k zere Mina vadisinde toplandklarnda Ali (r.a.) ilah mesaj aklad. M e s a j n k o n u s u , putperestlere
serbeste gidip gelme iin drt ay m h l e t verildii, b u sreden sonra Allah'n ve R a s u l ' n n onlara kar bir s o r u m l u l u k l a r olmayaca idi. Onlara
sava ilan edilmiti. B u n d a n sonra grldkleri yerde l d r l e c e k ya da esir
leyse kukuya
kaplanlardan
caklard. E e r bir putperest himaye isterse ona himaye verilecek, slm ona
rnz, kadnlarmz
lkl lnetleelim
i mran:
Haram'a
Gerek,
toprak-
Rabbindendir.
ve kadnlarnz,
giriirlerse"
kendimizi
aralm,
olanlarn
yhak-
ve
oulla-
sonra
kar-
stne klalm."
(Al-
59-61).
ancak pisliktirler;
yaklamasnlar.
o hemen oluverdi.
Eer ihtiya
yleyse bu yllarndan
iinde kalmaktan
kal
sonra
ar-
karsanz,
28)
ekilde yaymt. Bu nedenle bu be kiiye, "ehl-i aba" denirdi. Hristiyanlara gelince, anlamazl artk daha fazla devam ettiremeyeceklerini anladlar. P e y g a m b e r (s.a.v) onlarla, vergi vermeleri karlnda kendilerinin, kiliselerinin ve tm dier mallarnn slm devletinin k o r u m a s altnda olacan vadeden bir anlama yapt.
Bu yln ilk aylan b o y u n c a sren neeli m u t l u l u k ibrahim'in hastalanmasyla birlikte sona erdi. Bir sre sonra o n u n uzun sre yaamayaca or-
zerine
O n l a r n h i b i r i n s a n n l m i i n kesilmez. O n l a n n t u t u l d u u n u g-
c u k s o n n e f e s i n i v e r d i i n d e k u c a n a ald ve g z l e r i n d e n yalar b o a n d .
Peygamber
( s . a . v ) c e n a z e n a m a z n kldrd ve k a b r i n b a n d a olu iin dua etti. M e z a ra t o p r a k atldnda hl m e z a r n bandayd. D a h a s o n r a b i r k r b a su getirmelerini ve m e z a r n s t n e s e r p m e l e r i n i emretti. Atlan t o p r a n yzey i n d e d e n g e s i z l i k vard, b u n a iaret ederek: " s i z d e n b i r i n i z b i r e y yaptnda, o n u m k e m m e l y a p s n " dedi. Topra eli ile d z e l t e r e k yapt i i i n
" B u n e fayda n e de zarar verdi, fakat h z n l e n e n i n g n l n f e r a h l a t t " 1 1
dedi.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b i r o k kez, yapt h e r d n y e v i ite k i i n i n m k e m -
1.
M. 9 1 2 .
2.
Bak. bl. 3 9 .
3.
I.I. 5 6 6 .
4.
I.I. 9 2 7 .
5.
6.
d t
b i
<..
M * ,
k o n u d a k i t u t u m u n u n u szlerle z e t l e n e b i l e c e i n i s y l e m i t i r : " H e r zam a n y a a y a c a k m gibi b u dnya iin, yarn l e c e k m i gibi ahiret iin al." Her z a m a n ayrlmaya hazr o l m a k , h e r z a m a n uhrevi o l m a k t r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : "Bu d n y a d a b i r garip veya b i r y o l c u gibi o l " 1 2 demitir.
b r a h i m ' i n l d g n , c e n a z e g m l d k t e n s o n r a b i r g n e tutulmas
o l m u t u . Bazlar b u n u P e y g a m b e r (s.a.v)'in z n t s n e baladlar. B u n u n
S ^ s t ^ S ^ ' S t
10.
I. S. l/l, 88-9.
11.
A.g.e.
12.
B . L X X X I , 3.
13.
I. S., A.g.e.
DERECELER
[81]
kullanlr. lk nazil olan srelerden bazlarnda m ' m i n kategorisinde, " n cler"le ( s b i k n ) "Ashab- M e y m e n e " arasnda yer alan "iyiler" (ebrr) di-
itaat ederseniz,
O, sizin amellerinizden
Cennet'teki durumlaryla ilgili anlattklarndan karlabilir. "Ashab- Meym e n e " y e i m e k iin "saf s u " verilirken, en y c e kaynaklar sadece " n c -
ancak 'slm
(ms-
eksiltmez."
(Hu-
14)
ler"e verilir. "lyiler"e ise, onlarn " n c l e r " i n ayak izlerine uyanlar olduun u belirtir bir ekilde iki farkl kaynan karm verilir, (tnsan: 5 )
stnlk
(Mutaf-
fifn: 2 7 ) .
derecesine
Kur'an'da
kalbten
bahsederken
de
deinilir.
Kur'an o u n l u k t a n b a h s e d e r k e n :
"Gerek
kalbler
krelir"
(Hac.
46)
b i n i n devaml uyank olduunu, yani kalb g z n n ak olduunu sylemitir. Kur'an b u n u n belli llerde bakalar tarafndan da paylalabilece-
si belirtilmitir:
"Allah, gklerin
daya
bulunan
yaklr;
ki, do-
Allah insanlar
iin rnekler
aa
Allah,
vermekte-
ini belirtir, n k bazen sadece " t e m i z akl s a h i p l e r i ' n e (l'l-elbb) (Yusuf: 1 1 1 , Ra'd: 1 9 ) hitap eder.
Peygamber (s.a.v)'in E b u Bekir hakknda yle syledii rivayet edilir:
" O sizi o k o r u tutmakla ve o k n a m a z klmakla gemedi, fakat o sizi kalbinde sabit olan bir ey sayesinde g e t i . " 2
Peygamber (s.a.v.) sk sk Ashabdan bazlarnn dierlerinden stn old u u n u belirtirdi. Mekke'nin fethi srasnda Peygamber (s.a.v.)'in yannda
Daha sonra sra gelir, o n u n stnde de kutlu zeytin aac yer alr. Bu sem-
gemi
ncler."
"Ashab-
Meymene"
kurtulanlar,
Kur'an'a gre bir derece ile dierleri arasndaki fark ahirette, bu dnyad a k i n d e n daha b y k t r :
"Onlardan bir ksmm bir ksmna nasl stn tuttuumuzu
ret dereceler
bakmndan
gr. Muhakkak
da daha
ahi-
byktr."
(sr:21)
"Ashab-
aya o l u r u m " . 8
G n l l ibadetlerin en b a n d a "Allah' a n m a k veya Allah' a r m a k "
anlamna gelebilecek olan " z i k r u l l a h " gelir. lk inen yetlerden birinde Peyg a m b e r (s.a.v) yle bir emirle karlamt:
"Rabbinin
cihad"6
(Mzemmil:
rlmtr. O n u n aa b l m h a k k n d a Kur'an:
"Gerekten
M a h e r gnnde Allah katnda k i m i n en yksek dereceye sahip olaca sorulduunda ise "Allah' en o k zikreden kadn ve e r k e k l e r " cevabn vermitir. Bunlarn Allah yolunda savaanlardan da y k s e k bir derecede olup olmadklar sorulduunda ise cevab u olmutur:
ola-
caktr."1
27-30)
Tahrim: 6, Fecr:29. Kur'an " k u l " kelimesini iki anlamda kullanr: biri her eyi iine alan, hatta eytan bile kulu olarak gren, dieri ise yukardaki gibi ayetlerde hususi anlamda. eytana hitaben
sylenen u szlerde de bu kelime hususi anlamda kullanlmtr: "Benim kullarm; senin onlar zerinde hibir zorlayc gcn (hakimiyetin) yoktur. "(sra: 65).
2.
3.
I.I, 8 5 3 .
net ( C e n n e t ' l - a ' l ) , yani " R a b b i m l e b u l u m a " Rdvan'dan baka brey de-
4.
M . LI, 4.
5.
B. III, 4 2 .
6.
Beyhk, Zhd.
akan cennetler
72)
ve mmin
kadnlara
ve Adn cennetlerinde
(Rdvan)
ynel."
sn silen bir cilas vardr, kalbin cilas ise Allah' z i k r e t m e k t i r " ^ demitir.
O'na
Kalb ve kalbin krlyle ilgili olarak Peygamber (s.a.v): " H e r eyin pa-
2)
dan rmaklar
yalnzca
dr.
nefis" iin
ekerek
(Yusuf: 53)
Artk kullarmn
kendini
"Ey mutmain
ve her eyden
rak dn.7
ismini zikret
8)
ise en byktr.
zere,
te byk 'kurtulu ve
altn-
7.
Al-
8.
B. L X X X I , 3 7 .
mutluluk'
9.
Beyhak, Da'vet.
10.
Tr. XLV.
vadetmitir.
[82]
- p e y g a m b e r (s.a.v.) : " m m e t i m i n e n iyisi b e n i m d n e m i m d e d i r ; s o n r a
J T o n l a r d a n s o n r a k i l e r daha s o n r a o n l a r d a n s o n r a k i l e r g e l i r " 1 dedi ve k e n di a n d a yaayan m m e t i n i n , yani A s h a b n n o k l u u n a sevindi. Bir k e r e sinde A s h a b n d a n o n kiiye urad ve o n l a r C e n n e t ' l e m j d e l e d i . B u n l a r
E b u Bekir, O s m a n , Ali, A b d u r r a h m a n b n Avf, E b u U b e y d e , Talha, Zbeyr,
Zhre'li Sa'd ve H a n i f o l a n Zeyd 'in olu Sa'id idi. O n l a r d a n n c e dier baz k i m s e l e r i de c e n n e t l e m j d e l e m i t i . Hadis kitaplar o n u n b u o n kiiyle il-
tnsn."4
lursunuz "
demitir.
VEDA
lah'tan g e l d i i n e i m a n e t m e n d i r " dedi. O: " D o r u s y l y o r s u n " dedi. Ve: ihsan n e d i r ? " diye s o r d u . R a s u l u l l a h (s.a.v.): "Allah'a s a n k i g r y o r m u gibi
HACCI
[83]
e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i n e ' d e i k e n R a m a z a n a y n d a , a y m ortalarnda M e s -
vahiyden b i r b l m n silinip s i l i n m e d i i n i a n l a m a k i i n P e y g a m b e r i k o n t -
d m . S o n r a P e y g a m b e r (s.a.v) "Ya m e r , s o r a n n k i m o l d u u n u b i l i y o r m u -
B. LXII, .
2.
Bak. bl. X X V I .
m e y e c e k t i . Aym s o n a e r m e s i n e b e g n kala P e y g a m b e r ( s . a . v ) o t u z b i n k a -
3.
Tr. XLVI, 3 3 .
4.
A. H. 64. Kur'an meleklerin Meryem'e yle dediklerinden bahseder: "Meryem, phesiz Allah se-
ni sekin kld, seni arndrd ve lemlerin kadnlar zerine seti." (A-li mran: 4 2 ) .
5.
6.
F. X X V I , Menakb' s-Sahabe.
7.
B. L X X X I , 27.
8.
B. XCI1, 14.
9.
M . XLVII, 6.
10.
M . I., 2 3 2 .
e d e b i l e c e i n i syledi.
11.
A. D. X X X V I , 1.
12.
A. D. X X X y 4.
13.
M. LII, 2 0 .
14.
M . LII, 9.
15.
Bir kz ocuu douran bir kadn, son zamanlardaki ocuklarn anne-babalarna kar saygsz davranmalar nedeniyle hemen hemen kznn cariyesi gibi olacaktr. Bu szn ikinci blm sadece
sosyal dzendeki karmaay deil, ayn zamanda Kabil'in Habil'i ldrmesine son mhr vurcak
olan, yerleik hayatn gebe hayat zerinde zafer kazanmasn da kastediyor.
16.
M.I. 1.
M e d i n e ' d e n ayrln o n u n c u g n n n a k a m , P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k ke'yi f e t h e t m e y e g i d e r k e n getikleri bir geide ulat. O r a d a b i r g e c e geird i k t e n s o n r a ertesi s a b a h V a d i y e i n m e y e baladlar.
Peygamber
(s.a.v)
K'be'yi g r d n d e d e v e s i n i n ipini sol eline alarak sa elini y u k a r kaldrp at ve dua etti: " A l l a h ' m , b u Evin i n s a n l a r d a n g r d sayg, ltuf,
b a l l k ve r a h m e t i a r t r ! " 2 M e s c i d e girdi, tavaf e t t i k t e n s o n r a b r a h i m m a k a m n d a n a m a z kld. D a h a s o n r a Safa'ya giderek Safa ile M e r v e arasnda ye-
G n e en yksek
noktasna
ulatnda
Peygamber
(s.a.v)
Allah'a
erdirdim,
zerinizdeki
dan yetecek
kadar yiyebilir):
nimetimi de tamamladm
nk Allah balayandr,
(bu haram
esirgeyendir."
ve
bir ihti-
saydklarmz(Maide:
3)
Hutbesini bir soru ile bitirdi: " E y insanlar risaletimi tebli ettim m i ? "
Mekke'lilerden bazlar o n u n o k ileri gittiini syleyerek aknlklarn belirttiler. n k dier haclar Arafat'a gittikleri halde K u r e y l i l e r : "Biz
dkld.
be'de stunla temsil eden eytan talamak iin k k akl talan top-
ram ay." Sonra sordu: "Bu belde neresidir?" Yine k i m s e cevap vermedi, O
da: " H a r a m b e l d e " dedi. Daha sonra: "Bugn n e d i r ? " diye sordu. Yine cevap
Peygamber
b i r k a kii d u y d u . Bu n e d e n l e h u z u r s u z l u k d e v a m etti.
ti ve m r l d a n m a l a r s o n b u l d u . 6
B u n d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) h a c l a r a K'be'yi ziyaret e t m e l e r i n i ve
lime a d n d a k i b i r a d a m k e n d i s i n i n de P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u u n u iddia
g n a h k r o l m a l a r n a r a m e n K u r e y l i l e r i n " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) elilere b u
n b i t i r m i o l a n P e y g a m b e r (s.a.v)'le b i r l i k t e H a c y a p m a k i i n m m k n
du. D e v l e t i n p a y n a d e n g a n i m e t l e r i n b e t e b i r i n d e t m o r d u y u giydire-
dememi
bir ekilde
teslim
edilmelerine
k a r a r vermiti.
Fakat
buna
korkanlarn lehinedir."7
(r.a.) b y l e b i r serbestlii h o g r g s t e r e m e y e c e i n i h i s s e t t i ve o n l a r a e s k i
gelince
SEM
[84]
i k i n c i ay o l a n S a f e r i n s o n g n l e r i n d e yani M.S. 6 3 2 ylnn Mays ay s o n larnda, M u t e ' d e k i y e n i l g i n i n karlnn v e r i l m e s i z a m a n n n geldiine k a rar verdi. Zeyd ve C a f e r ' i n l d r l d g n m p a r a t o r l u k l e j y o n l a r n n ta-
zrlklara b a l a n m a s n e m r e t t i k t e n s o n r a , g e n l i i n e r a m e n b i n kiilik
B.LXI 25.
2.
W. 1097.
3.
W. 1 1 0 0 .
4.
I.1.969.
5.
W. 1108.
6.
7.
I.I. 9 6 5 .
dan da C e n n e t s u n u l d u . B u n u n l a R a b b i m e ve C e n n e t e k a v u m a arasndaki
mune'ye dnd.
d e c e o t u r a r a k n a m a z k l a b i l e c e k h a l e geldi. O z a m a n c e m a a t e o n l a r n da
ceimiz gnlerimizi
kardeimiz
Peygamber
d m ettiler.
ve kaplar Mescid'e alan zel evlere bakarak: " M e s c i d ' e alan u kaplara
y a n n d a ilahlar e d i n e c e i n i z d e n k o r k m u y o r u m . Sizin i i n b u d n y a d a n k o r -
o n u n h a s t a o l d u u n u g r y o r d u ve s e s i n i n t o n u o n u t e l a l a n d r m t . F a -
lah'n R a s u l " dedi. " E b u Bekir o k duygulu bir adamdr, sesi de gr deildir,
gibi: " O n a n a m a z kldrmasn s y l e " dedi. Aie (r.a.) tekrar denedi, b u kez
s a b a h e r k e n d e n P e y g a m b e r (s.a.v.)'in atei d t ve o k g s z o l m a s n a
girdiinde n a m a z b a l a m t ve i n s a n l a r o n u g r d k l e r i n d e s e v i n t e n nere-
g a m b e r (s.av.)'den b a k a s o l m a d n biliyordu. B u n e d e n l e b a n e v i r m e -
ri d n e r e k a d a m l a r n a k u z e y e y r m e k i i n h a z r l a n m a l a r n emretti. O s-
b a k t l a r ve aralarnda b u n u n m n a f k l k o l d u u n u fsldatlar. P e y g a m b e r
Peygamber
( s.av.) Fadl
(r.a.) ve S e v b a n
(r.a.)'n
yardmyla
Aie
alayarak, u u r u y e r i n d e o l d u u h a l d e k o n u a m a y a c a k k a d a r hasta o l a n
G i d e l i m ve o n u n l a k o n u a l m . E e r h k m b i z i m s t m z e y k l e n e c e k s e ,
ve at. D a h a s o n r a e l i n i n i i n d e k i l e r i , z n t iinde k a m p a d n e n s a -
k i m s e o n u b i z e v e r m e z " - 1 4 dedi.
CENAZENN
GMLMES
VE
HLAFET
h i b i r g c k a i m am gibi yatyordu. Yine de Aie (r.a.)'nin kardei Abdurr a h m a n (r.a.) elinde b i r misvak ile odaya girdiinde Aie (r.a.) Peygamber (
[85]
s.av.)'in ona sanki misva istiyormu gibi baktn grd. Misva kardeinden ald ve y u m u a t m a k iin inedi. Daha sonra Peygamber ( s.av.)'e
verdi. O da gszlne ramen gayretle dilerini misvaklad.
Ksa b i r sre sonra kendisini kaybetti. Aie b u n u n l m n balangc
olduunu d n d . Fakat bir saat sonra Peygamber ( s.av.) gzlerini at.
Aie o z a m a n Peygamber ( s.av.)'in kendisine yle dediini anmsad: "Hibir P e y g a m b e r c e n n e t t e k i yeri gsterilmeden ve yaamakla l m e k arasnda
bir s e i m k e n d i s i n e s u n u l m a d a n l m e z . " Aie (r.a.) imdi b u n u n yerine geldiini ve o n u n ahireti grp geldiini anlad. Kendi k e n d i s i n e : " i m d i bizi
s e m e z " dedi. Daha sonra o n u n yle mrldandn duydu: " C e n n e t t e b u lumak zere.
"Allah'n kendilerine
ehitler ve salihler
beraberdir.Ne
iyi arkadatr
dorular
onlar." (Nisa:
(ve
dorulayanlar)
69)
lara Peygamber ( s.a.v.) 'in sadece r u h e n y o k olduunu ve bir sre sonra geri geleceini anlatyordu. O b u ekilde k o n u u r k e n E b u Bekir (r.a.) at sr-
diye mrldand-
zere"15
balad.
iin yazd l m tattn. B u n d a n sonra sana hibir l m gelmeyecek. D Daha sonra yavaa rty tekrar y z n e rtt ve m e r (r.a.)'in hitap ettii
insan kalabalna doru yneldi. nsan kalabalna yaklatnda: "Yava
ol m e r ! " dedi. "Beni d i n l e ! " m e r (r.a.) buna aldrmad ve devam etti. Fa-
B.XVT, 8.
2.
I.S. VIII, 7 6 - 7 .
3.
I.I. 1000.
4.
I.I. 1006.
iin ona dndler. E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ettikten sonra yle dedi:
5.
Havuz, Peygamber (s.a.v.)'e verilen semavi nehir kevserle beslenen ve Cennet'e girdiklerinde
m'minlerin susuzluklarn giderdikleri gldr.
6.
B. LXIV, 17.
7.
8.
9.
Bir mddet ertelemeden sonra sefere kldnda same bu szlerin doru olduunu ipatlad.
10.
11.
12.
B. L X I I , 12.
13.
14.
I.I. 1 0 1 1 .
15.
I.S. II/2, 2 7 .
" E y insanlar! K i m M u h a m m e d ' e tapyor idiyse g e r e k t e n M u h a m m e d lm t r ; k i m de Allah'a tapyor i d i y s e gerekten Allah Diridir ve l m e z . D
Daha sonra Uhud'dan sonra indirilen u yeti okudu:
"Muhammed,
gemitir.
yalnzca
bir Peygamberdir.
mi dneceksiniz?
rar veremez.
zerinde
gerisin
Allah, kredenleri
pek yaknda
dllendirecektir."
(Al-i mran:
gelip
geriye
za144)
arada
adamdan bakas tarafndan y n e l t i l m e m e s i gerektiini dnyordu. o u Sa'd'a (r.a.) biat e t m e k zere idi.
m e r (r.a.), E b u Bekir (r.a.)'i toplant yerine kendisiyle berabar gelme-
oturduklarnda
arkada
kisi ma-
ate hitap etti: "Sizin en iyiniz olmadm halde sizin zerinize hakim ol-
Ben Allah'a ve Rasulne itaat ettiim srece bana itaat ediniz. Fakat eer
nusunda anlamazla dtler. Daha sonra Allah onlarn zerine bir uyuk-
duu halde ykayn" diye bir ses duydu. B u n u n zerine Aie'nin odasna git-
iki adamdan birin n e r i y o r u m . Hangisini dilerseniz ona biat e d i n " dedi. Da-
tiler, o an iin Aie odadan kmt. Hazreli bir adam olan Evs bn Havli,
deki paymz adna rica ediyorum. Ey Ali!" Ali o n u n ieri girmesine izin
verdi. Abbas (r.a.) olu Fadl (r.a.) ve Kisam (r.a.) Ali (r.a.)'ye Peygamberin
yordu. Ali (r.a.) elini u z u n yn elbisenin her tarafnda gezdirdi. " E y bana
"Hi phesiz,
Allah
v e melekleri
Peygambere
salat
etmektedirler.
Ey
iman
56).
2.
Arapada Halife, yani tamamen syleyecek olursak Halifet Resulullah, Allah'm Rasul'nn vekiI anlamna gelir.
3.
Bak. Bl. X X X V I I .
4.
Birka ay sonra Fatma ldnde Ali, Ebu Bekir'e yle dedi: "Senin nemini ve Allah'n sana
olan ihsann, biliyoruz ve onun sana verdii hibir eyi kskanmyoruz. Fakat sen bizim nmzde
a < i l n l r S*/ yaptn. Biz bu konuda, Peygamber (s.a.v.)'e olan yaknlmz nedeniyle bir
soz hakkna sahip olduumuzu hissettik." Bunun zerine Ebu Bekir'in gzleri yalarla doldu ve
yle ded: Nefsim, kudret elinde tutana yemin olsun ki, ben Allah'n Raslnn akrabalaryla
kendi akrabalarmdan daha iyi geinmek isterim." O gn le namaznda cemaate Ali'nin henz
olarak kabul etmediini aklad. Bunun zerine Ali Ebu Bekir'in doruluunu
s
tasdkied ve ona biat em. (B. LXIV, 3 8 )
na gider ve o n u arkasnda brakr."^ Peygamber (s.a.v) b u n u h e r k e s i n k e n disi iin sylemesini kastederek duyurmutu. Bu kap imdi kapansa bile,
m ' m i n l e r iin lmle birlikte tekrar alacakt. Kulaklarnda hl o n u n u
szleri nlyordu:
" B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle b u l u m a ye-
5.
6.
I.M. X X X V I I , 3.
7.
R E F E R A N S ANAFITAR1
VAD K U R E Y L E R
(Fhr direkt olarak srail'in
Fhr'in soyunun Civar
Pin oullar soyundan gelmektedir.
gelmekte
Kureylcri olarak
larak anlan ksm bu emada bbelirtilmemitir.)
K - Kur'an
HARS
Galib
Lu'ay
eserlere dayanmaktadr.
Ka'b
AMR
I.I.: l b n l s h a k
Sheyl'in kabilesi
Mrre
ADY
Hseyr
l s h a k i n Siret-i Rasulllah
Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
(Peygamber'in Hayat) adl kitabnn
mer'in kabilesi
SEHM
Kilab
Yekaze
TEYM
I.S.: l b n Sa'd
Ebu Bekir ve
Talha'nn kabilesi
CUMAH
MAHZUM
W.: Vkd
Abdu'l-Uzza
ABD
Abdumenaf
Mus'ab'n kabilesi
ESED
ABDU'-EMS
HAM
MUTTALB
(Peygamber'in Savalarnn K r o n o l o j i -
ABDU'D-DAR
Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n m e r e l - W -
dandr.
ZHRE
Kusay
Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
el-Kebr
NEVFEL
Mut'im'in kabilesi
Ahbar
Abdu'l-Muttalib
Tab.: Taber
Haris
6 erkek
Zbeyr
ocuk
Ebu Talib
1
Abbas
Hamza
6 kz
Muhammed
lbn
Cerr
et-Tabe-
racaat edilmitir.
Cafer
Ali
M U H A M M E D (S.A.V.)
S.: Sheyl
Kabilelerin kurucular, bUyilk harflerle yazlmm Bunlann ardnda da o kabilenin Peygamb'e ok yak.n e larihl
nem arzeden birka knn ad verilmitir.
Abdurrahman
lbn
Abdullah
es-
Kahire
ofEarly
Muhammadar
s i s t e m e gre dzenlenmitir.
B: M u h a m m e d bn smail el-Buhari
M: M s l i m bn el-Haccac el-Kueyr
Tir.: M u h a m m e d bn sa et-Tirmiz
A.H.: A h m e d bn M u h a m m e d bn Hanbel
N.: A h m e d bn u'ayb en-Nesei
A.D.: E b u Davud es-Sicistan
D.: Abdullah bn A b d u r r a h m a n ed-Darim
I.M.: M u h a m m e d bn Mace
Zaman zaman aadaki M.S. 11. yzyl muhaddislerinden de alntlar yaplmtr. Bu muhaddislerin eserleri Wensinck'in el kitabnda yer almam-r.
Bay: A h m e d ibn el-Hseyin el-Beyhak, Kitabs-Snen
F: Hseyin b. M a h m u d el-Ferr' el-Beav, Mikt
el-Kbra
el-Mesabih.