Martin Lings - Hz. Muhammed'in Hayatı

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 200

Hz. M u h a m m e d ' i n Hayat ada bir 'siret'tir.

a d a
mslman yazarn tamas gereken sorumluluk bilinciyle
kaleme alnan bu deerli eser, kkl bir aratrmann rn
olmasnn yansra, yazarnn bir 'edb' oluuyla kazand
ayrc bir nitelie sahiptir. E s e r e hakim olan slup bir
taraftan k o n u s u n u n g e r e k t i r d i i y o u n l u u r a h a t a
srdrebilmektedir. Kitabn anlatm b i i m i y l e kazand
bu e d e b deer, A r a p a ilk k a y n a k l a r e s a s a l m a s y l a
kazand ilm deerle birleince kendisini emsallerinden
ayran temel nitelik, iddial bir tarzda ortaya kmaktadr.
ngiliz asll mslman yazar M a r t i n L i n g s ( E b u b e k i r
S i r a c e d d i n ) yln verdii bu deerli aratrmasyla,
'siyer' bilimiyle uraan ciddi evrelerin hakl takdirlerine
mazhar olmu ve eseri " S R E T D L " n e layk
grlmtr.

ISBN 17S-S74-220-4

T f a i r a a MCC lj 3

insan yaynlar

insan yaynlar: 11
siyer dizisi: 1
hz. muhammed'i hayat
martin lings
istanbul, 2006

Hz. Muhammed'in Hayat


MARTIN LNGS
(Ebubekir Siraceddin)

Copyright Martin Lings 1983, 1986, 1988, 1991.


Muhammed: His Life Based on The Earliest Sources by Martin Lings,
The Islamic Texts Society 1991.
insan yaynlar
eviren
eviren
nazife iman

NAZFE MAN

ISBN 9 7 5 - 5 7 4 - 2 2 0 - 4
dizgi-idiizen
insan
kapak dzeni
Yaln Yoncalk
revizyon@gmail.com
bask-cilt
Uygun Basm
insan yaynlar
keresteciler sitesi, mehmet akif cad.
kestane sok. no: 1 merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 5 5 4 62 07
www.insanyayinlari.com.'r
insan@insanyayinlari.com.tr

insan yaynlar

i n d e k i l e r

MARTIN LINGS
(Ebubekir Siraceddin)

1909 ylnda ngiltere'de dodu. nceleri protestand,


sonra ateist oldu. Oxford niversitesi'nde ingiliz edebiyat okudu. Yirmibe yalarnda dier dnya dinlerini incelemeye balad. 1938'de tant Kuzey Afrika'l
mslmanlar vastasyla byk suf eyh Ahmed el
Alav e-azel ile karlat, mslman oldu. Ebubekir
Siracddin adn ald.
1939 ylnda Msr'a gitti. Burada Kahire niversitesi'nde, zellikle Shakespeare zerine on iki yl ders verdi. 1948'de tekrar ngiltere'ye dnd. Londra niversitesi'nden Arap dili diplomas ald. 1955 ylndan itibaren ngiliz Mzesi Dou elyazmalarnn (zellikle
Arapa) tasnifine itirak etti.
Eserleri arasnda: Antik inanlar Modern
Hurafeler,
Yirminci Yzylda Bir Veli, Tasavvuf Nedir ve Onbirinci Saat Trke'ye evrildi. Elinizdeki bu eser, ile yazar,
Pakistan devletince her yl verilen "Siret dln" kazand. Eser belli bal bir ok dile evrilmi ve byk ilgi toplamtr. Yazarn ayrca Trke'ye evrilmemi
Book of Certainty, Shakespeare in the Light of Sacred
Art, Quranic Arts of Calligrapy and llumination isimli
kitaplar vardr. yi bir air de olan Lings'in iki de iir
kitab vardr.
Yazd makaleler, "Studies in Comparative Religion",
"The Islamic Quarterly" gibi dergilerin yan sra, The
New Encyclopadia of islam ve Encyclopedia
Britannica gibi belli bal ansiklopedilerde yer ald.
Yazar, 2005 ylnda vefat etti.

Allah'n Evi
Bir Byk Kayp
Vadideki Kurey
Bir Kaybn Tekrar Bulunuu
Bir Oul Kurban Etmeye iilen And
Bir Peygambere Duyulan ihtiya
Fil Yl
l
ki Kayp
Rahip Bahira
Hilf'l-Fdul
Evlilik Teklifleri
Yuva
K'be'nin Yeniden nas
lk Vahiy
Namaz
Aileni Uyarp Korkut
Kurey Kar kyor
Evs ve Hazrec
Ebu Cehil ve Hamza
Kurey'in Teklifleri ve stekleri
Kurey'in ileri Gelenleri
Korku ve mit
Ailelerde Blnmeler
Es-Sa (Kyamet)
Soru
Habeistan
mer
Boykot ve Kaldrl
Cennet ve Ebediyet
Hzn Yl
"Senin Yznn Nuru"
Hzn Ylndan Sonra
Yesrib'in Cevab
Gler
Bir Suikast
Hicret
Medine'ye Giri
Ahenk ve Uyumazlk
Yeni Yuva
Savaa Balang

7
10
12
16
18
21
25
29
33
35
37
39
42
47
49
52
57
59
63
65
67
71
74
77
83
85
90
95
98
104
105
111
115
120
126
127
131
137
139
147
151

Bedir'e Doru
Bedir Sava
Yenilenlerin Geri Dn
birler
Beni Kaynuka
lmler ve Evlilikler
Ashab- Suffe (Ehl-i Suffe)
Dzensiz Saldrlar
Savaa Hazrlklar
Uhud'a Yry
Uhud Sava
intikam
ehitlerin Gmlmesi
Uhud'dan Sonra
ntikam Kurbanlar
Beni Nadir
Sava ve Bar
Hendek
Kuatma
Beni Kurayza
Kuatmadan Sonra
Mnafklar
Gerdanlk
ftira
Kurey'in Yaad kilem
Apak Bir Zafer
Hudeybiye'den Sonra
Hayber
"En ok Sevdiin Kim?"
Hayber'den Sonra
Umre ve Sonras
lmler ve Bir Doum Vaadi
Anlamann Bozulmas
Mekke'nn Fethi
Huneyn Sava ve Taif Kuatmas
Uzlamalar
Zaferden Sonra
Tebk
Tebk'ten Sonra
Dereceler
Gelecek
Veda Hacc
Seim
Cenazenin Gmlmesi ve Hilafet
Soy Aac
Referans Anahtar

ALLAH'IN

J^J

EV

[1]

1 8 3
1 8 8

*92
194
1 9 9
2 0 2

aratl kitab (Tekvin) bize brahim'in o c u u olmadn, o c u k sahibi

olmaktan mit kestiini ve Allah'n adrndaki ibrahim'e yle seslen-

diini syler: "imdi gklere bak ve sayabilirsen g k t e k i yldzlar say." ibrahim gzlerini yldzlara evirdi ve yle b i r ses duydu: "Senin soyun da

ayn ekilde o a l a c a k " (Tekvin: 1 5 : 5 )


215

^9

Kars Sare yetmialt, brahim ise s e k s e n b e yanda idi; kars tbra-

2 2 3

him'e Hacer adnda Msr'l bir cariyeyi ikinci kars o l m a s iin verdi. Fakat

2 2 8

hanmla cariye arasnda geimsizlik ortaya kt. Hacer, Sare'nn kzgnln-

dan kat ve z n t iinde Allah'a yalvard. Allah ona melek'le bir vahiy

23

2 4 2
2 4 8
2

gnderdi: " S e n i n s o y u n u o kadar oaltacam ki o n u s a y m a k m m k n olm a y a c a k . " M e l e k ona unlar syledi: "te, bir o c u u n olacak, bir e r k e k

2("5

ocuu dnyaya getireceksin ve adn ismail k o y a c a k s n ; n k Allah senin

2 6 8

kederini iitti." (Tekvin: 16: 1 0 - 1 1 ) . Sonra Hacer, i b r a h i m ve Sare'nn yan-

2 7 1
2 7 4

na dnd ve onlara melein sylediklerini h a b e r verdi; o c u k doduunda,

2 7 9

brahim ona "Tanr iitir" a n l a m n a gelen ismail adn koydu.

2 8 4
29

2 9 7

304

o c u k o n yana geldiinde, b r a h i m yz, Sare ise d o k s a n yandayd; Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn bir erkek o c u u dnyaya getireceini, adm l s h a k k o y m a s n syledi. B y k o l u n u n Allah katnda

gzden d e c e i n d e n k o r k a n i b r a h i m Allah'a yalvard: "ismail senin katn-

318
325

da yaamaya devam etsin." Allah ona yle cevap verdi: "ismail'le ilgili sy-

3 3 8

y k bir millet yapacam. Fakat b e n i m ahdim ( s z m ) , Sare'nin gelecek yl

346
351
356
360
364
372
376
379
385
391
396
397

b u vakitte dnyaya getirecei l s h a k ile yerine g e l e c e k . " (Tekvin: 1 7 : 2 0 - 1 ) .

lediklerini duydum. z l m e , s e l m m o n u n zerine o l s u n . . . Ben onu b -

Sare, shak' dnyaya getirdi ve onu kendisi emzirdi. l s h a k stten kesildiinde, brahim'e artk Hacer ve ismail'in kendi evlerinde kalmasna gerek
kalmadn syledi, i b r a h i m , smail'i o k sevdii iin b u n a zld. F a k a t
Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn teklifine u y m a s n ve z l m e m e sini syledi; ve smail'in k o r u n a n l a r d a n olacan tekrarlad.
brahim bir deil, iki byk milletin atas olacakt - i k i byk millet, yani hidayete erdirilmi iki g, yeryznde Allah'n emirlerini yerine getirecek
olan iki a r a - n k Allah din-d (profan) olan bir eyi rahmet olarak vade tmez ve Allah katnda ruh yceliinden baka b y k l k yoktur. brahim,

beraberce akmamas bilkis herbirinin kendi yolunda gitmesi gereken iki ma-

balarn Hebron'da beraber gmdklerini ve birka yl sonra Esav'n, kuze-

nevi rman kayna olacakt; ve her eyin daha gzel olaca inancyla sma-

niyle, yani smail'in kzyla evlendiini yazarken smail'in ad geer. Fakat

il ve Hacer'i Allah'n rahmetine ve meleklerinin gzetimine emanet etti.

Mezmur'da, "Ey Mihmandarlarn Rabbi, senin barnaklarn (tapnaklarn)

ki manevi rmak, iki din, Allah iin iki dnya, iki daire, binaenaleyh iki

ne gzeldir" adl blm aarken smail ve annesinden ve Zemzem'in onla-

merkez nokta. Bir yer, asla orasn insanlar setii iin deil fakat Gklerde

rn vadiden gemesi nedeniyle ktndan bahsedilir: "Mbarek olanlar, g-

seildii iin mukaddes olur. brahim'in sahas dahilinde iki mukaddes mer-

cn senden alan, Bekke vadisinden geip, oray bir su kayna yapanlann

kez vard; bunlardan biri yannda, teki belki de daha henz bilmedii bir

yolunda olan ve onlar kalbinde tayanlardr." (Mezmur; 8 4 : 5-6).

yerdi. te bu tekisiydi Hacer ve smail'in gtrld; bir kra Arabistan

smail ve Hacer gittikleri yere ulatklarnda, brahim'in daha yetmibe

vadisinde, Kenan ilinin krk gnlk deve yolu kadar gneyinde. Vadinin ad

yllk mr vard ve olunu o kutsal yerde ziyaret etme frsat buldu. Kur'an

Bekke idi, vadinin darl yznden bu ad vermilerdi ona; sadece geit

bize, Allah'n brahim'e smail'le birlikte Zemzem kuyusunun yaknna ina

hari her taraf tepelerle evriliydi. geidin biri kuzeye, biri gneye, di-

edecekleri mabedin yerini gsterdiini syler (Hacc: 26); nasl yapacaklar da

eri ise batda Kzl Deniz'e alr ve kyya elli mil uzaklktadr. Kitaplar,

onlara bildirilmiti. Bu mabede, ekil olarak "kp"e benzedii iin K'be ad

Hacer ve smail'in Bekke'ye nasl ulat hakknda bilgi vermiyor; kervan

verilir; drt kesi, pusulann drt ynne gredir. Fakat bu kutsal yerdeki

yolcularnn yardmyla ulam olmallar, n k vadi byk kervan yolla-

en kutsal nesne, yeryzne indiinden beri Ebu Kubays Tepesi'nde bulun-

rndan birinin zerindedir. Bu yol, Gney Arabistan'dan Akdeniz'e gtr-

duu ve oradan bir melek tarafndan ibrahim'e getirildii sylenen semavi

len gzel kokular ve misklerin tand yol olduu iin bazen "misk yolu"

bir tatr. " O, Cennet'ten yeryzne stten beyaz bir halde indi, fakat Ade-

diye de adlandrlr. Hacer'le smail vadiye vardklarnda, herhalde kervan-

molu'nun gnahlar onu karartt." (Hadis: Tir. V I 1 , 4 9 . ) . Bu karata,

dan ayrlm olmallar. Ana-oul susuzluktan kavrulmaya baladklarnda,

K'be'nin dou kesine yerletirdiler; mabedin yapm bittiinde Allah tek-

Hacer olunun lmesinden korktu. Atalarnn geleneklerine gre, smail

rar brahim'e seslendi ve ona Bekke'ye, veya daha sonra adlandrld gibi

yatt yerden Allah'a yalvard ve annesi biraz tedeki tan stne kp,

Mekke'ye Hac geleneini kurmasn emretti:


"Bana hibir eyi ortak koma, tavaf edenler, kyam edenler, rkua ve sucuda

yardm gelip gelmediini aratrd. Kimseyi gremeyince kardaki yksek


tepeye kadar kotu, fakat yine kimseyi gremedi. Yar lgn bir halde iki

varanlar

nokta arasndan yedi kez geti, yedincisinde dinlenmek iin kayann st-

uzak yollardan

ne oturduu srada melek geldi. Tekvin'e gre Melek yle dedi:

ler." (Hacc, 26, 27)

"Tanr ocuun sesini duydu; ve Tanr'nn melei gkten Hacer'e seslendi ve yle dedi: 'Hacer, seni zen ne?' 'Korkma, nk Tanr, yatan ocuun sesini duydu. Kalk ve ocuu kaldr, kucana al. nk onu byk
bir millet yapacam.' Tanr onun gzlerini at ve o kaynayan bir su grd." (Tekvin, 2 1 : 1 7 - 2 0 )
Allah, smail'in topuunun olduu yerden bir su kayna fkrtt. Bun-

Tekvin, brahim'in dier kolunun kitab deil, lshak ve soyundan gelenlerin kitabdr. smail'le ilgili unlar yazar: "Ve Tanr ocukla beraberdi, ocuk vahi doann iinde byd, yaad ve bir oku oldu." (Tekvin, 21: 172 0 ) . Bundan sonra smail'den ok az bahseder, sadece smail ve lshak'n ba-

(derin vadilerden)

gerekse

gelen yorgun dm develer stnde sana

gelsin-

Hacer, brahim'e Bekke'ye ilk geldii gnk yardm arama abalarndan


bahsetti. O da Hacer'in getii iki nokta olan Safa ve Merve tepeleri arasndan Haclarn yedi defa gemelerini Hacc'm gereklerinden birisi kld.
Daha sonra brahim- byk bir olaslkla Kenan'da- etrafndaki geni
otlaklara, buday ve arpa tarlalarna bakarak yle dua etti:

dan sonra vadi, suyunun bolluu ve gzellii nedeniyle kervanlarn konak


yeri oldu ve kaynak Zemzem adn ald.

iin Evimi tertemiz tut. insanlar iinde Hacc' duyur; gerek yaya,

"Rabbimiz, gerekten ben, ocuklarmdan bir ksmn Beyt-i Haram (Kutlu ve Korun
mu Ev'in) yannda ekini olmayan bir vadiye yerletirdim; Rabbimiz, dosdoru namaz kl
smlardiye (yleyaptm), bylelikle Sen, insanlarn bir ksmnn kalbleini onlara ilgi duyar
kl ve onlar birtakm rnlerden nzklandr. Umulur ki krederler." (ibrahim, .17)'.
*

Kitapta kuilanlai ayet meallerinde Ali Bula, Kur'a- Kerim'in Trke Anl.un (Mc.l vc SVl(lk),
Pnar Yaynlar, st. 1983 meali esas alnmtr, (ev.)

BR

BYK

KAYIP

[23

harika suyun kaynam aratrmad. n k o gnlerde, Mekke'de baka


kuyular kazlm ve T a n r n n b u hediyesi bir ihtiya o l m a k t a n km, Kutsal Kuyu yar u n u t u l m u bir hatra olarak kalmt.
O halde C r h m l e r i n s u u n a Huzaa'llar da ortak olmulardr. Hu-

- j b r a h i m ' i n duas kabul oldu. Arabistan'dan ve daha uzaklardan gelen hac-

zaa'llarn tek suu bu deildir. Onlarn bir efi, Suriye'den d n e r k e n Mo-

11ar tarafndan getirilen zenginlikler Mekke'yi doldurdu. B y k Hac ylda

abi'lerden, putlarndan birini vermelerini istedi. O n a Hubel'i verdiler. Bera-

bir kez yaplyordu; fakat K'be, U m r e yaplarak yln istenilen zamannda zi-

berinde Mekke'ye getirdii H u b e l , K'be'ye k o n d u ve M e k k e ' n i n ba putu

yaret edilebilirdi; b u ibadetler, i b r a h i m ve ismail'in koyduu kurallara gre

oldu.

evk ve ballk iinde yaplmaya devam ediyordu. Ishak'n soyundan gelenler de, K'be'yi i b r a h i m tarafndan yaplan kutsal bir tapnak olarak ziyaret
ediyorlard. Bu onlar iin Tanr'nn var olan mabedlerinden sadece biri idi.
Fakat yzyllar getike tek tanrya olan ibadetin safl bozulmaya ve kirlenmeye balad. smail'in soyundan gelenler, M e k k e vadisine smayacak kadar
oaldlar; uzaklara g edenler bu kutsal tapmaktan talar alp, K'be adna
onlara sayg gsterdiler. Daha sonralar, k o m u putperest topluluklarn etkisiyle bu talara putlar da eklendi; ve s o n u n d a haclar b u putlar Mekke'ye tamaya baladlar. Bu putlar K'be'nin evresine yerletirildi, ite o zaman yahudiler brahim'in tapman ziyaret etmemeye baladlar. ^
Putperestler, putlarnn Tanr ile insan arasnda araclk yaptn savunuyorlard. Bu nedenle, Tanr ile olan ilikileri gnden gne azald ve Tanr onlarn hayatndan uzaklatka, Ahiret'e olan inanlar zayflad, s o n u n da ou l m d e n sonraki yaama i n a n m a m a y a balad. F a k a t gerei grebilenler iin, onlarn Hak yoldan saptn gsterir b i r o k delil vard: artk
Z e m z e m kuyusuna n e m vermiyorlard, nerede olduunu bile u n u t m u l a r d. B u n u n asl s o r u m l u s u Yemen'den gelen Crhmler'di. O n l a r M e k k e ' n i n
yneticilii grevini stlenmi, brahim'in soyundan gelenler de b u n u kabullenmilerdi, n k smail'in ikinci kars bir C r h m idi. F a k a t Crhmler h e r trl adaletsizlii uygulamaya baladnda dier kabileler onlar
M e k k e ' d e n kovdular. C r h m l e r ayrlmadan n c e Z e m z e m k u y u s u n u doldurdular ve stn rttler. phesiz b u n u intikam a l m a k iin kinlerinden
yaptlar, fakat yllardan beri haclarn K'be'ye getirdii mcevherleri geri
d n p zengin o l m a k iin kuyuya g m d k l e r i ; ve stn k u m l a kapladklar da olasdr.
Onlarn grevini, yani M e k k e ' n i n yneticiliini Huzaa kabilesi stlendi. Bu kabile smail'in soyundan gelen, Yemen'e g eden, daha sonra tekrar kuzeye d n e n bir Arap kabilesidir. F a k a t Huzaa da, atalarm verilen bu

1.

I.I., 15.

VADDEK

KUREY

[3]

Haim ve kardelerini destekleyenler Zhre ve Teym'in t o r u n l a n ve en by k o u l u n soyundan olanlar hari t m Kusayy soyundan gelenlerdi. Mahz u m ' u n soyundan gelenler ve dier uzak k u z e n l e r haklarn Abdu'd-Dar'da
kalmas gerektiini savundular. ler o kadar alevlendi ki Abdu M e n a f so-

-i- b r a h i m ' i n s o y u n d a n gelen en gl Arap kavimlerinden biri de Kurey

y u n d a n bir grup kadn bir kse gzel k o k u getirip, K'be'nin yanna koydu-

I idi; ve sa'dan yaklak drtyz yl s o n r a , Kurey'ten Kusayy, Huzaa'nn li-

lar; Haim, kardeleri ve dier taraftarlar ellerini b u kseye daldrp, birbir-

deri Huleyl'in kz ile evlendi. Huleyl, damadn kendi oullarna tercih et-

lerini brakmayacaklarna dair and itiler ve bu anlamay teyid e t m e k iin

ti; n k Kusayy z a m a n n n Araplar arasnda sivrilmi bir ahsiyetti. Hu-

k o k u l u ellerini K'be'nin talarna srttler. te b u grup 'Gzel Kokanlar'

leyl'in l m n d e n sonra, iddetli b i r arpma oldu ve sonunda M e k k e ' n i n

diye anld. Abdu'd-Dar'n taraftarlar da birleme and itiler ve onlara da

yneticilii ve K'be'nin k o r u y u c u l u u Kusayy'a verildi.

'Mttefikler' ad verildi. iddet ve sava sadece Mabed'in iinde deil M e k -

B u n u n zerine Kusayy yakn akrabalar olan Kureylileri -kardei Zh-

ke'yi evreleyen b y k bir daire iinde de yasakt. ki grup, bir anlamazlk

re, amcas Teym, dier bir a m c a s n n olu olan M a h z u m ve daha uzak olan

ktnda, savamak iin b u kutsal yerden millerce uzaa gitmek zorunday-

b i r k a k u z e n i n i - vadiye getirdi ve Mabed'in yaknna yerletirdi. B u n l a r ve

d. S o n u n d a Abdu M e n a f oullar'nn vergi toplama ve haclara yiyecek ve

yaknlar 'vadi Kurey'leri', Kusayy'n daha uzak akrabalar olan ve evrede-

su salama haklarn almasna, Abdu'd-Dar oullar'nn ise K'be'nin anah-

ki tepelerde yerlemi olanlar ise 'civar Kurey'leri' olarak tannr. Kusayy

tarlarna ve dier haklara sahip olmasna ve onlarn evinin yine toplanma

bu iki kabileyi de kral gibi y n e t i r ve vergi alr, b u parayla da kendilerini

yeri ( D a r ' n - N e d v e ) olarak devam e t m e s i n e karar verildi.

b e s l e y e m e y e c e k kadar fakir olan haclar doyururdu. Bu zamana kadar Ma-

Haim'in kardeleri, haclara hizmet grevini Haim'e verdiler. Hac za-

bed'in k o r u y u c u l a r o n u n evresinde adrlarda kalyorlard. F a k a t Kusayy

m a n yaklatnda Haim mecliste kalkar ve yle derdi: " E y Kureyliler,

onlara, kendilerine evler yapmalarn syledi, kendisi de Daru'n-Nedve

siz Allah'n komularsnz, O ' n u n evinin yaknlarsnz, ite b u bayramda

adyla tannan geni bir ev yapt.

Allah'n ziyaretileri, haclar O ' n u n evine geliyor. O n l a r Allah'n misafirleri-

Herey ahenkliydi, fakat karklklar k m a k zere idi. Kusayy soyun u n belirgin zelliklerinden biri de h e r nesilde bir tek sekin kiinin t m
k a v m e h k m e t m e s i idi. Kusayy'n drt o l u n d a n en erefli ve tannm ola-

dir ve h i b i r misafir O ' n u n misafirleri kadar c m e r t l i k b e k l e m e z . Eer ben i m k e n d i zenginliim yetse idi, bu yk size y k l e m e z d i m . "
Haim h e m Arabistan iinde, h e m de dnda eref kazand. Mekke'den

n Abdu Menaf't. Fakat Kusayy, en b y k olu Abdu'd-Dr' ilerinde en az

k a l k a n iki b y k kervan, Yemen'e giden k kervann ve kuzey-bat Ara-

yetenekli o l m a s n a ramen dierlerine tercih etti ve l m n d e n ksa bir s-

bistan'a oradan R o m a mparatorluu'nun bir b l m olarak Bizans yneti-

re n c e ona unlar syledi: " O l u m , insanlar, onlar senden daha erefli ka-

m i n d e olan Suriye ve Filistin'e giden yaz kervann o dzenlemitir. ki ker-

b u l etseler de, seni onlarn seviyesine karacam. Sen a m a d k a K'be'ye

van da eski " m i s k y o l u " zerinden geerdi ve yaz kervannn en nemli du-

k i m s e giremeyecek. Kurey'in sava sanca senin ellerinde olacak, sen izin

raklarndan biri ve ilk dura, kuzeyde Mekke'den onbir g n l k deve yolu

v e r m e d i k e h i b i r hac Mekke'de i e c e k su b u l a m a y a c a k , sen v e r m e d i k e

uzaklktaki Yesrib vahas idi. Bu vahada bir zamanlar sadece yahudiler h-

h i b i r yiyecek b u l a m a y a c a k , Kurey s e n i n evinden baka yerde bir mesele-

k m sryordu, fakat daha sonra G n e y Arabistan'dan bir Arap kavmi bl-

de a n l a a m a y a c a k . " Kendi hak ve glerinin tmyle birlikte Dar'n-Ned-

geyi k o n t r o l altna ald. Yahudiler, t o p l u m u n genel yaamnda rol almaya

ve'nin sahipliini de ona verdi.

ve k e n d i dinlerini koruyarak zenginlik iinde yaamaya devam ettiler. Yes-

Evlda yakr bir ekilde Abdu Menaf, babasnn dileklerini tartmasz

rib'deki Araplara gelince, onlar ana-erkil gelenekleri devam ettiriyorlard.

kabul etti; fakat bir sonraki nesilde Kurey'in yars, g n n n en ileri gelen

Atalarndan bir kadnn l m n d e n sonra Kayle'nin ocuklar adn aldlar,

adam olan Abdu Menaf'n olu Haim'in etrafnda toplandlar ve haklarn

fakat Kayle'den sonra kabile, oullar Evs ve Hazre arasnda ikiye ayrld.

Abdu'd-Dar slalesinden Haim'in kendi slalesine aktarlmasn istediler.

Hazre'in en etkin ve tannm kadnlarndan biri, N e c c a r slalesinden

Amr'n kz Selna idi. Haim onunla evlenmek istedi. Selma kendisiyle ilgi-

cevap verdi. Szlerine karlk olarak verilen selmla birlikteki glmseme,

li ilerin kontrolnn kendisinde olmasn art koarak teklifi kabul etti ve

ehirde azdan aza dolaacak olan gen adamla ilgili haberlerin balang-

ayrca bir erkek o c u k dnyaya getirdiinde en azndan drt yana dek Yes-

cyd; o gnden sonra gen, Abdu'l-Muttalib olarak anld.

rib'de bytmeyi art kotu. Haim bu artlar kabul etti. nk yeni gelen-

Mekke'ye vardktan ksa bir sre sonra, babasnn haklar zerinde Ab-

ler iin daha tehlikeli olan vaha hummas saylmazsa, Yesrib'in iklimi Mek-

du'l-Muttalib ile amcas Nevfel arasnda anlamazlk kt: fakat koruyucu

ke'den daha salklyd. Bundan baka Haim sk sk Suriye'ye gidiyordu.

amcasnn ve Yesrib'den gelen destein yardmyla Abdu'l-Muttalib, haklar-

Gerek oraya giderken, gerekse dnte Selma ve olunun yannda kalabilir-

n kazanabildi. Muttalib'in Yesrib'de verdii szlerden de mit kesmedi. Yl-

di. Fakat Haim'in yaam uzun srmedi, seferlerinden birinde Filistin'de,

lar sonra Muttalib ldnde hi kimse yeeninin haclara yiyecek ve su

Gazze'de hastaland ve ld.

salama haklarn almasna kar kmad. O n u n bu ii becermekte amcas-

Haim'in Abdu ems ve Muttalib ^ adnda iki z kardei ve Nevfel adn-

n ve babasn bile getii sylenirdi.

da bir vey kardei vard. Abdu ems Yemen'de ve Suriye'de ticaretle meguld, Nevfel ise rak'ta ticaret yapyordu. Bu nedenle ikisi de ou zaman
Mekke'den uzakta bulunuyorlard. Bu ve daha baka sebepler yznden,
haclara su verme ve onlar beslemek iin vergi toplama haklarn Haim'in
kk kardei Muttalib ald ve kendisinden sonra bu grevleri yklenebilecek bir kii dnmeye balad. Haim'in Selma dndaki dier elerinden
olu vard. Fakat sylenenlerin tm doru ise, bunlarn hibiri -ve Muttalib'in kendi oullarndan hibiri- Selma'nn oluyla karlatrlamazd.
ok gen olmasna ramen eybe -annesinin verdii isim- liderlik iin zgn vasflar gstermeye balamt. Vaha'dan geen yolcular onunla ilgili
ok mkemmel haberler getiriyorlard. Sonunda Muttalib onu grmeye gitti, grdkleri onu. Selma'dan yeenini kendisine emanet etmesini istemeye
yneltti. Selma olunu brakmak istemiyordu. eybe de annesinin rzas olmadan onu brakmayacan syledi. Fakat Muttalib'in midi krlmamt.
Mekke'nin anne ve oula Yesrib'in salayamayaca olanaklar salayacan
vurgulad. Kutsal Ev'in bekileri ve tm Arabistan'daki Hacc'n merkezi
olan Kureyliler erefe dier Arap kabilelerinden stndler; byk bir ihtimalle eybe, birgn babasnn grevini stlenecek ve Kurey'in liderlerinden biri olacakt. Fakat bunun iin nce kendi halkyla btnlemeliydi.
Dardan gelen bir gmen byle bir erefe tabi ki hak kazanamazd. Selma
onun ne srd dncelerden ok etkilendi. Eer ol Mekke'ye giderse onu Mekke'de ziyaret etmesi veya olunun onu ziyaret etmesi zor olmayacakt. Bu nedenle onun gitmesine izin verdi. Muttalib yeenini devesinin
arkasna ald ve yola koyuldu. Mekke'ye giderken yolda onlara rastlayanlarn, bu yabanc genci grdklerinde "Abd'l-Muttalib" yani "Muttalib'in klesi" dediklerini duydu. O da "bu benim kardeim Haim'in oludur" diye

" e l " taksnn kaldrld hitaplar dnda isim el-Muttalib'dir. Fakat bu belirlilik taks transkripsiyonda zorluk yaratt iin, bu ve bunun gibi " e l " taks tayan isimlerde hitap halini kullanmay
tercih ettik.

BR

KAYBIN

TEKRAR

bays T e p e s i n i ve sar kta kesin izgileriyle belli olan dier tepeleri gre-

BULUNUU

biliyordu. Mabed'in etrafnda yedi kez dnd. Her d n n d e k daha


parlaklayordu, n k Arabistan'da alacakaranlk ile afan aras o k ksa-

[4]

dr. Tavaf tamamladktan sonra Hacer'l-Esved'den K'be'nin kapsna gitti, kilide asl olan metal halkay tutarak kendisine retilen duay o k u d u .

T T 'be'nin kuzey-bat y n n e bitiik, alak, yar dairesel bir duvarla ev-

Yaknnda, k u m u n s t n d e kanat ve ku sesleri duydu. Bir baka ku

I V rilmi bir b l m vardr. Duvarn iki u c u K'be'nin kuzey ve bat ke-

daha grnd. Abdu'l-Muttalib ibadetini bitirip, kularn kapnn karsn-

lerine b i r l e e m e y e c e k k a d a r ksadr ve bu da haclara gei salar. Fakat ha-

da yaklak yzyldan beri duran kayalara doru ilerleyilerini seyretti. Bu

clarn ou tavaflarm b u noktada geni alrlar ve duvarn dnda tavaf

kayalar put olarak kabul edilmiti ve Kureyliler kurbanlarn bu iki kaya

ederler. Bu duvarn b u l u n d u u yer Hicr-i smail adn alr, n k smail ve

arasnda kesiyorlard. Kular gibi Abdu'l-Muttalib de kayalarn arasnda kan

Hacer'in mezarlar o n u kaplayan kayalarn altndadr.

o l d u u n u biliyordu. G b r e de vard. Oraya yaklatnda bir karnca yuva-

Abdu'l-Muttalib, K'be'ye y a k n olmay o denli seviyordu ki bazen

snn da varolduunu grd.

Hicr'e bir ilte serilmesini emrediyordu. Bir gece orada u y u r k e n bir glge

Eve gitti ve biri olu Haris, biri de kendisi iin iki kazma ald. Kazma

geldi, ona: "Tatl berrakl kazp k a r " dedi. "Tatl berraklk n e d i r ? " diye

sesleri ve garib grnt - n k buras her taraftan rahatlkla grlebilirdi-

sordu, fakat o srada glge kayboldu. Buna ramen uyandnda ruhunda

kalabal onlarn yanna ekti. Abdu'l-Muttalib'e duyulan b y k saygya

bir hafiflik ve m u t l u l u k duydu, b u nedenle ertesi geceyi de orada geirme-

ramen, kurbanlarn kesildii b u putlarn dibini k a z m a n n h r m e t s i z l i k ol-

ye karar verdi. Ziyareti tekrar geldi ve: "Hayri kaz" dedi. F a k a t Abdu'l-

d u u n u ve Abdu'l-Muttalib'in kazmay brakmasn syleyenler kt.

Muttalib yine sorusuna cevap alamad. n c gece ona yle sylendi:

durmayacan, Haris'e arkasnda bekleyip k i m s e n i n m d a h a l e etmesine

" S a k l a n m hazineleri k a z . " Abdu'l-Muttalib'in onlarn ne olduunu sorma-

izin v e r m e m e s i n i syledi.

s zerine yine k o n u a n y o k oldu. Fakat drdnc gece emir: " Z e m z e m i


k a z " idi; ve bu kez " Z e m z e m n e d i r ? " sorusuna k o n u a n u cevab verdi:
"Onu kaz, piman
nk o

O hibir zaman
Ve tm haclar

Bu heyecanl ve sihirli bir and. S o n u gzel kmayabilirdi. Fakat iki


Haim kararl ve birlik iindeydiler, seyredenler ise aknlk iindeydi, isaf
ve Naile adndaki bu iki put M e k k e putlar arasnda y k s e k bir yere sahip

olmayacaksn,

deildi, hatta onlarn K'be'nin kudsiyetine tecavz ettikleri iin taa evril-

mirastr

Senin byk

m i C r h m ! bir kadnla bir e r k e k olduu bile syleniyordu. Bu nedenle

atalarndan

Abdu'l-Muttalib'i d u r d u r m a k iin h i bir aktif hareket m e y d a n a gelmedi. O ,

kurumaz,
sulamana

kuyuyu kaplayan kayayla karlap, Allah'a krettii srada, kalabaln bir

yeter."

Daha sonra k o n u a n ona kan, gbre, karnca yuvas ve gagal kuzguni


kularn b u l u n d u u b i r yer aramasn syledi. O n a "Allah'n haclarn tm
h a c b o y u n c a sulayacak temiz akan su i i n " dua etmesi sylendi. 1
G n e doarken, Abdu'l-Muttalib kalkt ve Irak Ke ad

verilen

K'be'nin kuzey kesinde Hicr'i terk etti. Kuzey-bat duvar b o y u n c a dier


kedeki K'be'nin kapsna doru yrd; birka adm gittikten sonra durdu, dou kesindeki Hacer'l-Esved'i (Kara Ta) pt. Oradan tavafa balad, tekrar Irak Ke'den Hicr'e, oradan bat kesine -Suriye Kesi - oradan da gneydeki Yemen Kesi'ne gitti, ibrahim'in soyundan gelenler, lshakoullar olsun, Ismailoullar olsun mabedi gnein tersi y n n d e tavaf
ederler. Yemen Kesi'nden I lacer'l-Esved'e doru y r d n d e , E b u Ku-

ksm oradan ayrlmak zereydi. Kalabalk tekrar topland ve oald. Abdlmuttalib, Crhmlerin g m d hazineleri karrken h e r k e s b u n l a r
zerinde k e n d i n e bir pay karmaya alyordu. F a k a t o, b u hazinelerin
kendisine mi, toplulua m , yoksa K'be'ye mi kalaca k o n u s u n d a kur'a ekilmesine karar verdi. pheli bir eye karar vermekte kullanlan bu usl,
kabul edilmi bir gelenekti. Bu gelenek K'be'de Moabi putu Hubel n n d e
o k e k e r e k uygulanyordu. Bu ekilite hazinenin bir k s m K'be'ye, bir
ksm da Abdu'l-Muttalib'e kt ve Kurey'e hibir ey kmad. Ayn za
manda Z e m z e m zerindeki k o n t r o l n Haimler'de o l m a s n a karar verildi,
n k haclara su salamak onlarn greviydi.
.

I.I, 93

BR

OUL

KURBAN

ETMEYE

LEN

AND

[5]

szden bahsetti. Her oul k e n d i o k u n u hazrlad ve Abdu'l-Muttalib, Hubel'in yannda yerini ald. Yannda getirdii b y k ba kard ve Allah'a
dua etmeye balad. O k l a r ekildi, kan Abdullah'n okuydu. Babas bir

bdul-Muttalib, cmertlii ve aklll ile Kurey'ten sayg gryordu. O

o k yakkl b i r adamd, etkili bir grn vard. Zengin oluu da

k e n d i n i ansl saymasnn n e d e n l e r i n d e n biriydi; b t n b u n l a r n stne


Z e m z e m ' i n tekrar ina edilmesine vesile olan seilmi kii olmas da ekleniyordu. Bu ltuflar iin Allah'a o k minettard. F a k a t , Z e m z e m k u y u s u n u
kazmay durdurmas sylendiinde, gnl birtakm dncelerle sklmt.
Her ey iyi gitmiti, Allah'a k r ! Fakat daha n c e bir oul sahibi o l m a n n
eksikliini h i b u kadar hissetmemiti. r n e i n , Abd e m s kabilesinin ba, k u z e n i Umeyye'ye b i r o k e r k e k evlat lutfedilmiti ve eer kuyuyu kazan
M a h z u m ' u n reisi Muire olsayd, oullar o n u n etrafnda b y k ve gl
daire oluturabilirdi. Oysa kendisi, birden fazla kars olmasna ramen o n u
destekleyecek bir tek e r k e k o c u a sahipti. Buna almt; fakat kendisine
Zemzem'i veren Allah o n u baka ynlerde de yceltebilirdi. Bu yeni ltfn
verdii evkle Tanr'ya daha fazla e r k e k o c u k vermesi iin dua etti. Duasna, eer Allah, on evlat verirse ve hepsi de byyp, b l u ana gelirse,
onlardan birini K'be'de k u r b a n edeceini de ekledi.
Duas k a b u l o l m u t u ; yllar g e m i ve d o k u z olu daha o l m u t u . O and itiinde, b u , ona o k uzak bir olaslk gibi g r n m t . Fakat, Abdullah
dndaki t m oullan b y d n d e , itii ant dncelerinde yer etmeye
balad. B t n oullaryla iftihar ediyordu, fakat ilerinde en o k Abdullah'
sevdii akt. Belki Tanr da b u o c u u s e m i ve ona b u belirgin gzellik
ve iyilikleri vermiti. Belki de o n u n k u r b a n edilmesini istiyordu. Ne olursa
olsun, Abdu'l-Muttalib s z n n eri b i r insand, sznden d n m e y i h i b i r
zaman d n m e m i t i . O ayn zamanda o k adaletli bir insand ve s o r u m l u luklarnn farkndayd. Hangi olunu k u r b a n edeceini s e m e y k n k e n di stne alamazd. Bu nedenle Abdullah b y d n d e , on o l u n u da evresine toplad ve onlara Tanr'ya verdii szden bahsetti s z n yerine getirebilmesi iin onlardan yardm istedi. O n a b o y u n e m e k t e n baka seenekleri yoktu. Babalarnn sz k e n d i szleriydi; ve ona ne yapmalar gerektiini sordular. Babalar onlara h e r birinin bir o k zerine kendi iaretini
k o y m a s n istedi. O srada Kurey'in oklara b a k a n falcsna K'be'de b u l u n mas iin haber gnderdi. Oullarm Kutsal Ev'e s o k t u ve falcya verdii

eliyle onu, dier eliyle de ba tutarak o n u kapya doru srkledi, kendisine d n m e pay b r a k m a k istemezcesine k u r b a n edecei uygun bir yer
aryordu.
Fakat o evindeki kadnlar, zellikle de Abdullah'n annesi Fatma'y hesaba katmamt. Dier karlar M e k k e dndaki kabilelerdendi, bu nedenle M e k k e zerinde etkileri o k azd. Fakat Fatma, en gl kabilelerden biri olan M a h z u m kabilesindendi, yani bir Kurey'liydi. B u n u n yan sra a n n e
tarafndan soyu Kusayy'n oullarndan Abd'a dek uzanyordu. Fatma'nn
t m ailesi bir yardm gerektiinde mdahale edebilecek kadar yakndaydlar. Abdlmuttalib'in o n olundan Fatma'dand: Zbeyr, E b u Talih ve
Abdullah. Fatma ayn z a m a n d a , kardelerine o k bal olan Abdu'l-Multalib'in be kznn da annesi idi. Bu kadnlar bo d u r m u y o r d u ve phesiz
kendi oullarnn bana da gelebilecek olan b u tehlike nedeniyle dier karlar da Fatma'nn yannda yer alyorlard.
Oklara bakldktan sonra b y k bir topluluk fal oklarnn bulunduu
yeri doldurdu. Abdlmuttalib ve Abdullah, K'be'nin kapsnda l gibi
renksiz bir halde belirince M a h z u m l e r arasndan bir mrlt ykseldi, nk kendi kardelerinin oullarndan birinin kurban edileceini anladlar.
" O bakla nereye?" diye bir ses ykseldi, halbuki hepsi bu s o r u n u n cevabn biliyordu. Abdu'l-Muttalib ettii yeminden b a h s e t m e y e balad, fakat
M a h z u m ' u n efi Muire o n u n szn kesti: " O n u k u r b a n e t m e y e c e k s i n ,
o n u n yerine baka bir ey feda et, o n u n bedeli ne kadar o k olursa olsun,
tm Mahzumoullar kendi mallarn feda etmeye hazrdrlar." Bu zamana
kadar Abdullah'n dier kardeleri de K'be'nin dna kmlard. Hibiri
k o n u m a m t , fakat imdi babalarna d n p kardelerini kefaret karlnda kurtarmas iin yalvaryorlard. Herkes ayn eyi sylyor ve Abdu'lMuttalib de ikna o l m a k istiyordu, fakat akl phelerle doluydu. S o n u n d a ,
b u d u r u m d a kefaretin m m k n olup olmadn sormaya ve m m k n s e nasl olacan r e n m e k iin Yesrib'de yaayan akll bir kadna gitmeye karar
verdi.
Abdullah' ve bir veya iki oulunu daha yanna alarak Abdu'l-Muttalib,
doduu ehre gitti. Orada kadnn Yesrib'in yz mil gneyinde, yahudilo
rin yerletii Hayber'e gittiini rendi. Bu nedenle yollarna devam e t t i l n

ve k a d m buldular. Kadna olaylar anlattklarnda, kadn onlara ruhla ko-

BR

PEYGAMBERE

DUYULAN

HTYA

n u m a s gerektiini ve ertesi gn gelmelerini syledi. Abdu'l-Muttalib Allah'a dua etti. Ertesi gn kadn unlar syledi: "Bana ilham geldi. Sizde kan

[6]

bedeli n e d i r ? " O n a on deve olduunu sylediler. " M e m l e k e t i n i z e d n n ve


k u r b a n edeceiniz adam bir tarafa, on deveyi bir tarafa k o y u n ve aralarnda kura e k i n . O k adamn aleyhine karsa, on deve daha ekleyin ve tekrar
kura e k i n . Fal develere kncaya kadar develeri arttrm. Develeri k u r b a n
edip adam salverin" dedi.
M e k k e ' y e dndler, Abdullah' ve on deveyi K'be'nin avlusuna koydular. Abdu'l-Muttalib, K'benin iine girdi ve Hubel'in yannda durarak, yaptklarn kabul etmesi iin Allah'a yalvard. Oklar ektiler ve o k Abdullah'n
aleyhine kt. On deve daha eklediler, fakat oklar yine develerin yaamas,
Abdullah'n k u r b a n edilmesi gerektiim sylyordu. Her seferinde o n deve
ekleyerek develerin saysn artrmaya devam ettiler. Develerin says yz
b u l u n c a y a dek faln s o n u c u ayn kt. S o n u n d a fal, develerin aleyhine dnd. F a k a t Abdu'l-Muttalib o k titiz bir insand: b u kadar b y k karara varm a k iin bir o k u n s o n u c u n u yeterli grmedi. kez fal o k u e k i l m e s i zerinde durdu ve iki kez daha o k ektiler. Her seferinde fal develerin aleyhine kt. S o n u n d a Abdu'l-Muttalib T a n r n n kefareti kabul ettiinden emin
oldu ve develer k u r b a n edildi.

bdu'l-Muttalib hibir zaman Hubel'e ibadet etmedi: o h e p Tanr'ya-Al-

lah'a- ibadet ederdi. Fakat M o a b i putu, nesillerden beri K'be'nin iin-

deydi ve tm mabedlerin en by olan b u mabedi kaplayan ltuf ve manevi etkinin yani bereket'in c i s i m l e m i eklini temsil ediyordu. Arabistan'da baka k k m a b e d l e r de vard. Bunlarn en nemlileri Hicaz blge-

sindeki "Allah'n kzlar" olarak k a b u l edilen Lat, Uzza ve Menat idi. Dier
Yesrib Araplar gibi, Abdu'l-Muttalib de k k l n d e n beri, vahann kuzeyinde, Kzl Deniz'deki Kudayd'da b u l u n a n M e n a t ' m tapmana gtrlmt. Kurey iin b u n l a r n en nemlisi, M e k k e ' n i n bir g n l k deve yolu
gneyinde, Nahle ovasmdaki Uzza putu idi. Bir g n l k yol daha gidilirse,
Havazin kabilesinden Sakif tarafndan y n e t i l e n ve Yeil C e n n e t denilen Tai f e varlr. Lat "Taif'li bir k a d n " d ve o n u n putu gsterili bir tapnaa k o n mutu. Bu putun koruyucular olduklar iin Sakifliler kendilerini Kurey'le
bir tutarlard: Kurey'liler de M e k k e ve Taif'i kasdettiklerinde, "iki e h i r " diy e c e k kadar Taif'i yceltmiti. "Hicaz'n B o s t a n " denilen Taif'in verimlilii
ve i k l i m i n i n gzelliine ramen halk yine de kuzeydeki b o vadiyi kskanyordu. n k kendi mabetlerinin, ne kadar ykseltseler de, Allah'n Evi
ile b o y lemeyeceini biliyorlard. T a m a m e n tersi olmasn, yani kendi
tapmaklarnn tercih edilmesini de istemiyorlard, n k onlar da smail'in
soyundandlar ve Mekke'yle b i r o k balar vard. Bu k o n u d a k i duygular
o u n l u k l a k a r m a k ve birbirine kart oluyordu. Dier tarafta Kurey kabilesi h i kimseyi k s k a n m y o r d u . D n y a n n merkezinde yaadklarndan
haberdardlar ve pusulann h e r y n n d e n hac e k e b i l e c e k derecede b y k
bir m a b e d i n sahibi olduklarn biliyorlard. Onlarn yapmas gereken tek ey
kendileriyle dier kabileler arasnda kurulan iyi ilikiyi b o z m a m a y a almakt.
Abdu'l-Muttalib'in haclar Mekke'de arlamayla ilgili grevleri, o n u n
t m bunlardan haberdar olmasn salad. O n u n ilevi kabileleraras bir ilevdi ve bir noktaya kadar tm Kurey tarafndan paylalyordu. Haclara
M e k k e ' n i n bir ev olduu hissettirilmeliydi. Onlar ho karlamak, onlarn
ibadet ettikleri eyleri h o karlamak ve beraberlerinde getirdikleri putlara
saygda k u s u r e t m e m e k anlamna geliyordu. Putlar kabul e t m e n i n ve onla-

rn etkili olduuna inanmann tek delili ve meruiyeti gelenekti: babalar,


babalarnn babalan ve daha byk atalar hep yle yapmt. Bununla birlikte, Allah, Abdu'l-Muttalib iin byk bir hakikat ifade ediyordu. phesiz o, brahim'in dinine Kurey, Huzaa, Havzin ve dier Arap kabilelerindeki adalarndan daha yakn durumdayd.
Fakat brahim'in dinini tam anlamyla srdren bir ka kii vard ve daima da olmutu. Onlar putlara ibadetin geleneksel olmaktan ok, sonradan
ortaya km bir tehlike (bid'at) olduu kanaatindeydiler. Hubel'in lsrailoullan'nn altn buzasndan pek farkl olmadn grebilmek iin tarihe
bir gz atmak yeterliydi. Kendilerine Hanifler^ adn veren bu ahslarn
putlarla hi ilgisi yoktu ve putlar Mekke'yi pisleten ve alaltan varlklar
olarak gryorlard. Taviz vermekten uzak olular ve ou eye kar klar onlar Mekke toplumunun dnda kalmaya zorluyordu. Onlara kar taknlan tavr, bir bakma da kendilerini korumaya hazr olan kabileler tarafndan belirleniyordu.
Abdu'l-Muttalib drt tane Hanif tanyordu ve onlarn en saygn olan
Varaka, Esed kabilesinden ikinci kuzeni Nevfel'in^ olu idi. Varaka hristiyan olmutu. O blgedeki hristiyanlar arasnda bir peygamberin geliinin
yakn olduu fikri yaygnd. Bu inancn bu kadar yaylmasnn sebebi ise
Doudaki kiliselerden bazlarnn bu inanc desteklemesi ve astrologlarla,
kahinlerin de bu inanc paylamasyd. Yahudilere gelince, onlar da son gelen peygamberin sa olduunu bildikleri iin yeni bir peygamberin gelecei
konusunda hemfikirdiler. Yahudi alimleri onlara peygamberin ok yaknda
geleceini, onun geleceine delalet eden birok iaretin grldn ve
muhakkak onun seilmi kavim olan yahudilerden kacan sylyorlard. Varaka'nn da ilerinde olduu bir grup hristiyan ise bu konuda phedeydiler. Onlara gre peygamberin Arap olmamas iin hibir sebep yoktu.
Araplarn; yahudilerden daha ok peygambere ihiyalar vard, nk en
azndan yahudiler tek Tanrya tapma bakmndan brahim'in dinini takip
ediyor ve putlara tapmyorlard. Araplarn bu yalanc tanrlara tapmalarn
ise sadece bir peygamber nleyebilirdi. K'be'nin iinde ve evresinde toplam 3 6 0 put vard. Bunun yan sra Mekke'de her evde, evin merkezini oluturan bir put bulunurdu. Yolculua karken ve dnte yaplan ilk i, putu okamak ve ondan yardm dilemek olurdu. Bu uygulamalar sadece Mekke'ye zg deildi, tm Arabistan'a yaylmt. Baz yerleik hristiyan Arap
topluluklarnn varolduu da bir gerekti: Bunlar Gney'de, Nccran ve Ye-

m e n d e , Kuzey'de ise Suriye kylarnda bulunuyorlard. Fakat, tm Akdeniz'i ve Avrupa'y deitiren Allah'n son vahyi (sa), alt yzyldan beri
Mekke vadisindeki putperest topluluk zerinde hibir nemli etkiye sahip
olamamt. Hicaz Araplar ve dousundaki geni Necd ovasmdaki Araplar
kutsal kitaplarn mesajna kapal gibi grnyordu.
Kurey ve dier putperest kabileler hristiyanlara dman deildiler. Hristiyanlar bazen brahim'in Mabed'ini ziyarete gelirler ve Araplar tarafndan dier haclar gibi arlanrlard. Hatta bir hristiyanm K'be'nin iinde
Meryem ve sa portresi boyamasna izin verilmi, tevik bile edilmiti. Fakat bu resim ve dierleri bir tenakuz tekil ediyordu, Kureyliier ise bu elikiye aldrmaz grnyorlard. Onlar iin bu, sadece putlarna iki yeni putun eklenmesinden ibaretti.
Kabilesindeki ou kiinin aksine Varaka eski kutsal kaynaklan okuyabiliyordu. Onlar zerinde bir aratrma bile yapmt. Bu nedenle O, hristiyanlarm ounlukla Hamsin yortusunda kutladklar mucizeye (Pentecost)
delalet ettiini syledikleri sa'nn szlerinden bir ksmnn bu anlam atn ve henz ortaya kmam bir eyi kasdettiini farkedebiliyordu. Fakat
bu cmlelerin anlam gizli idi, neye delalet ettii anlalmyordu: "O hibir
zaman kendiliinden konumaz, onun syledikleri duyduklarndan ibarettir." 3
Varaka'nn kendine ok yakn olan Kuteyle adnda bir kzkardei vard.
ounlukla btn bunlar ona anlatrd. Onun syledikleri Kuteyle zerinde o denli etkili olmutu ki beklenen peygamber srekli dncelerinde yer
ediyordu. O gerekten aralarnda olabilir miydi?
Develer kurban edilir edilmez, Abdu'l-Muttalib kurtulan olunu evlendirmeye karar verdi. Biraz aratrdktan sonra, Kusayy'n kardei Zhre'nin
torunu olan Vehb'in kz Amine'yi uygun bir e olarak setiler.
Vehb, Zhre kabilesinin efiydi, fakat birka yl nce lmt. mine,
babasndan sonra kabilenin efi olan erkek kardei Vuheyb'in velayeti altndayd. Vuheyb'in de evlenecek yata Hale adnda bir kz vard. Abdu'l-Muttalib evlilik kararn onaylatrken Amine'yi oluna, Hale'yi de kendine istedi. Vuheyb de bu anlamay kabul etti ve ayn zamanda yaplacak olan bu
ifte dn iin tm hazrlklar yapld. Karar verilen gn Abdu'l-Muttalib
olunun elinden tutup Beni Zhre'nin^ yerletii evlere doru yrmeye
balad. Beni Esed'n evleri de yol zerindeydi. O srada Varaka'nn kardei
Kuteyle de, bu mehur dn grebilmek iin evinin kaps nnde otu

FL

ruyordu. Abdu'l-Muttalib o sra yetmi yalarmdayd, fakat yama gre her


b a k m d a n hl gen grnyordu. ki damadn yava yava yaklamas,

YL

[7]

k u t l a n a n tren nedeniyle daha da ziyadeleen heybetli ve zarif g r n m l e ri g e r e k t e n etkileyici bir manzara arzediyordu. Daha da yaklatklarnda
Kuteyle gzlerini g e n adama dikti. Abdullah gzellikte z a m a n n n Yusuf'u
gibiydi. Hatta Kurey'in en yal erkek ve kadnlar o zamana d e k byle g-

yllarda Yemen, Habeistan'n y n e t i m i n d e y d i ve E b r e h e adnda bir Habe'li tarafndan ynetiliyordu. E b r e h e , San'a'da b t n Arabistan'n hac

zel k i m s e g r m e d i k l e r i n i sylyorlard. O imdi genliinin baharnda, yir-

yeri olarak Mekke'den daha ileri olmasn istedii b y k b i r katedral yap-

mi b e yanda idi. F a k a t Kuteyle bu kez o n u n yznde baka b i r eylerin

trd. Bu katedral iin Saba m e l i k e s i n i n terk edilmi saraylarndan mermer-

varolduunu ve alnnda dnyann telerinden gelen bir n u r ( k ) parlad-

ler getirtti, altndan halar, fildii ve abanozdan m i n b e r l e r yaptrtt ve Neca-

n fark ederek ard. B e k l e n e n peygamber Abdullah olabilir miydi? Yok-

i'ye unlar yazd: " K r a l m , sizden n c e hibir krala nasip olmayan bir ki-

sa o b e k l e n e n peygamberin babas m olacakt?

lise yaptrdm. Sizi ve t m Araplar' b u kiliseye h a c c e t m e y e raz edene ka-

Baba-oul tam o n u n yanndan gemilerdi ki " E y Abdullah," diye bir ses

dar uraacam." Bu dileini gizli de tutmuyordu. Bu nedenle Hicaz ve

duydular. Babas, sanki o n u n gidip kuzeniyle konumasn istermi gibi eli-

Necd Araplar arasnda b y k bir gerginlik ortaya kmt. S o n u n d a Ku-

ni brakt. Abdullah, yzn Kuteyle'ye evirdi, kadn ona nereye gittiini

rey'e yakn kabilelerden biri olan Kinane'li bir adam San'a'ya kiliseyi pislet-

sordu. Abdullah bir eyler saklad iin deil, fakat o n u n dne gittiini

mek iin gitti. Bir gece gizlice gidip, sa salim geri d n d .

bilmesi gerektiini dnerek sadece "Babamla gidiyorum" diye cevap verdi.

Ebrehe b u n u d u y u n c a , K'be'yi yerle bir etmeye and iti. Hazrlklarn

Kuteyle: "Beni imdi ve burada al ve b e n i m l e evlen, sana yerine k u r b a n edi-

tamamlayp byk bir ordu ile Mekke'ye doru yola kt. O r d u n u n n n -

len develer kadar deve vereceim" dedi. Abdullah ise "Babamla beraberim,

de ise bir fil gidiyordu. S a n ' a ' n m kuzeyindeki birtakm Arap kabileleri onu

o n u n isteklerinin dna k a m a m ve onu b r a k a m a m " diye cevap verdi.^

durdurmaya altlar, fakat Habeistanllar onlar yendi ve Kes'am kabilesi-

Evlilikler planland gibi yapld ve iki ift birka gn Vuheyb'in evinde kaldlar. Bu srada Abdullah, k e n d i evinden bir eyler a l m a k zere yola

nin lideri Nufeyl'i esir aldlar. Nufeyl hayatnn balanmasna karlk o n lara rehberlik etmeyi kabul etti.

k m t , yine Varaka'nm kardei Kuteyle'ye rastlad. Kadnn gzleri yz-

Ordu Taif'e vardnda S a k f kabilesi, Ebrehe'nin K'be yerine kendi ta-

n yle aratrr baklarla taryordu ki, k o n u m a s n bekler bir ekilde ya-

pnaklar Lat' y k m a s n d a n k o r k a r a k onu karlamaya ktlar. Varmak iste-

nnda durdu. Kadn bir ey sylemeyince, bir gn n c e sylediklerini neden

dii yere h e n z ulamadn syleyip, geri kalan yolda onlara rehberlik et-

tekrarlamadn sordu. Kuteyle u cevab verdi: " D n y z n d e varolan k

mesi iin beraberine bir adam verdiler. E b r e h e yannda Nufeyl olmasna

b u g n y o k . Bugn b e n i m senden istediklerimi bana v e r e m e z s i n . "

ramen teklifi kabul etti. F a k a t yanna verdikleri a d a m M e k k e ' y e iki mil ka-

E v l e n m e l e r i n meydana geldii yl M.S. 5 6 9 idi. B u n u takip eden yl Fil


yl olarak bilinir ve birden fazla sebep nedeniyle n e m tar.

la, Muammis'te ld, o n u oraya gmdler. Araplar b u mezar b u g n e dek


hep talayagelmilerdir.
Ebrehe Muammis'te m o l a verdi ve M e k k e tepelerine atl bir grup gn-

1.

Hanif kelimesi (oulu hunef) "ortodoks" anlamn tar. Bak. K. VI. 161. Yazar M. Lings, Hanif
terimini her ne kadar ortodoksluk olarak tarif ediyorsa da, gerekte asl anlam 'Hak dine eilim',
'tevhid dini' , 'muvahhid olmak' veya 'Allah' birleyen, bir tanyan' demektir. (nsan Yay.)

derdi: Bu n c grup yolda ne bulurlarsa aldlar ve Ebrehe'ye Abdu'l-Mutta1 ib'in ikiyz devesini de ieren bir sr gnderdiler. Kurey ve k o m u kabileler sava konseyi toplad ve d m a n a kar k o y m a n n b i r anlam olmad-

2.

Haim'in kardei Nevfel'le kartrlmaktadr.

3.

St. John, 16-13

tirmesi iin b i r eli gnderdi. E l i onlara sava e t m e k istemediklerini, sade-

4.

Zhreoullar ve onun soyundan gelenler. Ben, bn'in ouludur.

5.

I.I., 100.

ce Kabe'yi ykacaklarn ve k a n dklmesini istemiyorlarsa efin kendisiyle

6.

I.I. 101.

na karar verdiler. O srada E b r e h e , Mekke'ye beraberinde orann efini ge-

birlikte Habeliler'in karargahna gelmesi gerektiini syledi.

Haklar ve grevler Abdu'd-Dar ve Abdu Menaf slaleleri arasnda bltrldnden beri Kurey'in resm bir bakan yoktu. Fakat herkesin
fikrinde kabilelerden birinin bakan, Mekke'nin efi olarak yer etmiti. Bu
kez eli Abdu'l-Muttalib'in evine yneldi ve Abdu'l-Muttalib, oullarndan
biriyle beraber elinin arkasndan gitti. Ebrehe onu grdnde grnnden o denli etkilendi ki selamlamak iin ayaa kalkt ve halnn stne,
onun yanna oturdu. Ebrehe tercmana Abdu'l-Muttalib'den bir ey sorup
sormak istemediini renmesini syledi. Abdu'l-Muttalib, askerlerin ikiyi'z devesini aldn ve onlarn geri verilmesi gerektiini syledi. Ebrehe biraz ard ve hayal krklna uradn belirtti. Develerinden o k yklmak istenen dinini dnyor olmalyd. Abdu'l-Muttalib u cevab verdi:
"Ben develerin sahibiyim, K'be'nin de onu koruyan bir sahibi vardr". Ebrehe: "Bana kar koruyamaz" dedi. Abdu'l-Muttalib: "Bunu greceiz, sen
bana develerimi geri ver" dedi. Ebrehe de develerin geri verilmesi iin emir
verdi.
Abdu'l-Muttalib, Mekke'ye dnd ve Kureyliler'e ehrin zerindeki tepelere ekilmelerini tavsiye etti. Daha sonra ailesinden bir grupla K'be'ye
gitti. K'be'nin yannda durarak, Allah'a, Ebrehe ve askerlerine kar kendilerine g vermesi iin yalvardlar. Abdu'l-Muttalib de K'be'nin kapsndaki metal halkaya yaparak "Allah'm, kulun kendi evini korudu. Sen de
kendi Ev'ini k o r u " diye yalvard. Duay bitirdikten sonra dier Kureyliler'le
birlikte Mekke'nin dndaki tepelere ktlar, oradan aada ne olup bittiini grebiliyorlard.
Ertesi sabah Ebrehe ehrin zerine yrmek iin hazrland. K'be'yi ykp tekrar ayn yoldan San'a'ya dnmeyi dnyordu. Sslenen fil, zaten
hazr olan ordunun en nne geirildi. Gl hayvan, k o n u m u n u aldktan
sonra, bakcs neys tarafndan ordunun gittii yne, yani Mekke'ye doru evrildi. steksiz olmasna ramen rehber yaplan Nufeyl, ordunun en
nnde neys'le birlikte gitmek zorundayd. Bu srada neys'ten hayvana
nasl kumanda ettiini de renmiti. Ve neys ilerleme emrini anlayabilmek iin ban evirdii bir anda Nufeyl filin kulana yavaa kmesini
fsldad. Bunun zerine fil Ebrehe ve askerlerini artacak bir ekilde kendini yere brakt. neys ona kalkmasn emretti, fakat lil Nufcyl'in emrinden
kmad. Onu ayaa kaldrmak iin ellerinden geleni yupila, batta bana
demir ubuklarla vurdular, karnn sivri ubuklarla drlklrdiler, fakat fil
ta gibi yerinde sabit duruyordu. Daha sonra tm orduyu Yemen tarafna

yrtp kendilerini takip etmesi iin kaldrmay denediler. Fil kalkt ve pelerinden gitti. Orduyu tekrar Mekke ynne evirdiler, fil de o tarafa dnd, fakat bir adm bile atmadan oraya kt.
Bu, bir adm bile ileri gitmemeleri gerektiine ak bir uyar idi. Fakat
Ebrehe yaptrd mabedi kabul ettirmeye ve onun rakibini yok etmeye o
kadar kararl idi ki, bu uyary gremez hale gelmiti. Eer geri dnm olsalard, belki byk felaketten kurtulabilirdi. Ama ge kalmlard: birden
baLi tarafndaki gkyz karard ve acayip bir ses duyuldu. Denizden gelen
bu karanlk manzara geniledi ve yukar baktklarnda gkyznn kularla dolu olduunu grdler. Kurtulanlar, kularn uuunun krlangca benzediini ve her kuun, biri aznda ikisi ayaklarnda olmak zere, kuru fasulye byklnde akl ta tadn sylediler. Askerlerin zerine
ullandlar ve talamaya baladlar; talar o denli sert ve hzl idi ki, zrhlar bile delip geiyordu. Her ta hedefini buluyor ve ldryordu, nk ta
bedene deer demez beden yava yava veya aniden rmeye balyordu.
Talar herkese isabet etmemiti, neys ve fil de bunlar arasndayd. Kurtulanlardan bir ksm Hicaz'da kald ve obanlk ederek veya baka iler yaparak geimlerini saladlar. Fakat ordunun byk bir ounluu

tekrar

San'a'ya dnd. ou yolda ld, Ebrehe'nin de iinde bulunduu dier


grup ise San'a'ya vardktan sonra ldler. Nufeyl ise ordunun dikkatinin file evrildii bir srada oradan ayrlm ve Mekke'nin stndeki tepelere kamt.
O gnden sonra Araplar Kureyliler'e "Tanr'nn halk" adn verdiler ve
daha ok sayg gstermeye baladlar. nk Allah, onlarn dualarn kabul
etmi ve K'be'yi yklmaktan korumutu. Kureyliler birincisiyle pek ilgisiz
olmayan ve ayn ylda, Fil ylnda meydana gelen baka bir olayla da eref
ve saygnlk kazanacaklard.
Abdu'l-Muttalib'in olu Abdullah kularn mucize gsterdii srada
Mekke'de deildi. Kervanlardan biriyle Filistin ve Suriye'ye ticaret iin gitmiti; dnte Yesrib'te babaannesinin akrabalarna urad ve orada hastaland. Kervan Mekke'ye onsuz dnd. Olunun hastalk haberini duyunca
Abdu'l-Muttalib, iyiletiinde kardeini geri getirmesi iin olu Haris'i gnlerdi. Fakat Haris Yesrib'li kuzenlerinin evine vardnda teselli dolu selamlamalar ald ve kardeinin ldn anlad.
Haris dndnde Mekke zntye bouldu. Amine'nin tek tesellisi
doacak olan bebeiydi ve doum yaklatka kederi daha da azald. inde

L
bir nur tadnn farkndayd. Birgn kendisinden yle bir k parlad ki
Suriye'deki Basra kalelerini bile grebildi. Kendisine bir sesin yle dedii-

[8]

ni duydu: "Sen karnnda halknn nderi olacak bir ahs tayorsun; doduunda yle de: " O n u her trl ktlkten, Allah'n korumas altna
emanet ediyorum" ve adn Muhammed koy."*
Birka hafta sonra ocuk dnyaya geldi. Amine amcasnn evindeydi.
Abdu'l-Muttalib'e gelip torununu grmesi iin haber gnderdi. Abdu'l-Muttalib ocuu kucana ald ve K'be'ye gtrd. Orada verdii hediye iin
Allah'a kretti. Daha sonra ocuu tekrar annesine getirdi. Fakat dnte
nce kendi evine urad ve ocuu evdekilere gsterdi. Kendisi de Amine'nin yeeni Hale'den ksa bir sre sonra ocuk sahibi olacakt. O srada en
kk olu, yandaki Abbas't. Kapnn nnde durmu babasna bakyordu. Abdu'l-Muttalib yeni domu bebei ona doru uzatarak: "Bu senin
kardein, kardeini p" dedi. Abbas da onu pt.

rkek ocuklarn, doduktan sonra le emzirilmek ve belli bir yaa ka-

dar bytlmek zere gnderilmesi Arabistan'da yaygn bir gelenekti.

ocuk lm orannn yksek ve salgn hastalklarn yaygn oluu nedeniy-

le Mekke'de de bu gelenek srdrlyordu. Fakat bundan ama sadece ocuun ln temiz havasn teneffs etmesi deildi. Bu sadece bedenle ilgili bir sebepti. ln insan ruhu zerinde de birtakm etkileri vard. Kurey
yerleik hayata yeni gemiti. Kusayy, onlara Mabed'in etrafna evler yapmalarn syleyene dek yar gebe bir hayat yayorlard. Yerleik hayat tabi
ki kanlmazd, fakat bu trl yerleme sakncalyd. Soyluluk ve zgrlk
birbirinden ayrlmaz iki kavramd ve gebe zgrd. lde bir insan, mekna hkmettiinin bilincindeydi; bu hkmetme sayesinde de bir bakma
zamann basksndan kurtuluyordu denebilir. l insan, adr bozarak gemi zaman silebiliyordu; zaman ve yeri henz belirmedii iin yarn bir
hsran olarak grnmyordu. Fakat ehirli insan bir mahpustu. Onun bir
yerde srekli kalmak zorunda oluu hereyi rtyor ve -dn, bugn, yarn- zamann gayesi haline getiriyordu. ehirler bozulma yerleriydi. apallk ve tembellik onlarn duvarlar arasna gizlenmi ve insann uyank ve tetikte oluunu kreltmek iin hazr bekliyorlard. Orada her ey, hatta insann sahip olduu en nemli zellik olan dil bile bozuluyordu. Araplar'n
ok az okuyabilirdi, fakat gzel konuma tm Araplar'n ocuklarnda grmek istedii stn bir meziyetti. nsann deeri gzel konumas ve belagat ile llrd ve belagatn ba da iirdi. Ailede bir airin bulunmas vnlecek bir olayd. En iyi airler hemen hemen tamamen ldeki birka kabileden kyordu. nk lde konuulan dil iire ok benziyordu.
Bu nedenle lle balant her nesilde yenilenmeliydi; cierler iin temiz
hava, dil iin saf Arapa, ruh iin zgrlk. Kurey'in erkek ocuklar, lden bu faziletleri kapabilmeleri iin, daha ksa sre de yeterli olmasna ramen, sekiz yalarna kadar lde kalrlard.
Baz kabileler ocuklara bakma ve bytmede iyi hret kazanmt.
Bunlardan biri de Mekke'nin gneydousunda yerleen, Havazinler'in en
nemli kollarndan biri olan Beni Sa'd lbn Bekr kabilesi idi. Amine olunu
bu kabileden bir kadna vermek istiyordu. Onlar Mekke'ye belirli zamanlar-

t.

I.I., 102.

da st ocuu almak iin gelirlerdi ve yaknda bir grubun gelmesi bekleniyordu. Mekke'ye bu kez yaptklar yolculuu, onlardan biri, kocas Hris'le
birlikte gelen ve yeni doum yapm olan Ebu Zu'ayb'm kz Halime yle
anlatyor: "O yl bir ktlk ylyd ve hibir eyimiz kalmamt. Dii eei-

olanlaryd. Halime ve dieri arasnda bir tercih ihtimali olduunda, dieri


tercih ediliyordu. Sonunda Halime dnda tm Beni Sa'd kadnlar birer ocuk sahibi olmulard. Sadece en fakir stanne ocuksuz, en fakir ocuk da
stannesiz kalmt.

min zerine bindim. Yanmza bir damla bile st vermeyen yal dii deve-

"Mekke'den ayrlmaya karar verdiimizde" dedi Halime, "kocama de-

mizi de aldk. Alktan alayan k k olumuz yznden btn gece uyu-

dim ki: tm arkadalarmn arasnda emzirecek bir ocuk bulamadan dn-

yamadk. nk gsmde onu besleyecek kadar st yoktu. Eeim o ka-

mekten holanmyorum. Gidip o yetimi alacam." "Nasl istersen" dedi.

dar zayf ve gsz idi ki ounlukla dierlerini bekletiyordum."

"Onun sayesinde Tanr bize belki ltfeder." Ondan baka bir bebek bulama-

Develerin ve eein beslenip glenebilmesi iin nasl bir damla yamur


yamasn beklediklerini anlatt. Fakat Mekke'ye varana dek hi yamur
yamad. Beni Sa'dllar st ocuu almak iin etrafa baknmaya baladklarnda, Amine orada bulunanlara srayla olunu almalar iin teklifte bulundu, fakat hepsi reddettiler. Halime: "Bunun sebebi ocuun babasndan biraz destek beklememizdi. O bir yetim, annesi ve dedesi bize ne salayabilir?
diyerek onu almadk" dedi. o c u k emzirmek iin dorudan bir cret istemiyorlard, nk ocua verilen st karlnda para almak erefsizlik saylyordu. Aldklar karlk daha dolayl ve uzun sreye balyd. ehirlilerle gebeler arasndaki bu dei-toku doal bir eydi, nk birinin zengin olduu konuda dieri fakirdi. Gebenin teklif ettii ey Tanr vergisi

dm iin dndm ve onu aldm. Onu alp konakladmz yere dndm,


onu kucama alp gsme yaklatrdmda gsm onun iin stle doldu. O kendi memesini emdi, dierinden de st kardei doydu. Sonra ikisi
de uyudular. Kocam yal devemizin yanma gitti, bir de ne grsn! Memeleri st doluydu. Onu sad ve doyuncaya dek ikimiz de stten itik. En gzel gecemizi geirdik ve sabahleyin kocam bana yle dedi: "Halime, senin
aldn bu ocuk korunmu bir varlk." "Benim dileim de b u " dedim. Daha sonra yola koyulduk, ben eee bindim, arkama da ocuu bindirdim:
Eeim herkesinkini geti ve hibiri ona yetiemedi. Bana: "Hey, bizi bekle!
Geldiin eek bu m u ? " diye sordular. "Tabi b u " dedim. "Ona bir mucize
isabet etmi" dediler.

geleneksel yaam ekliydi. Habil'in yaam ekli. Kabil'in oullar ise -ilk e-

"Beni Sa'd yresindeki adrlarmza ulatk. Allah'n yaratt yery-

hirleri kuran Kabil'di- zenginlie ve gce sahiptiler. Bedevi'nin avantaj, b-

znde buras kadar ksr ve verimsiz bir toprak daha olduunu sanmyo-

yk ailelerden biriyle srekli bir ba kurmakt. Stanne, kendisine ikinci

rum. Fakat biz ocuu beraberimizde getirdikten sonra srmz her sefe-

bir anne gibi balanacak ve yaam boyunca minnettar kalacak bir oul sa-

rinden karn tok ve stle dolu olarak eve dnyordu. Dierlerinin bir dam-

hibi oluyordu. O ayn zamanda kendi ocuklarna da karde gibi davrana-

la bile st yokken biz onlar sap iiyorduk. Komularmz ise kendi o-

cakt. Bu iliki sadece szde bir iliki deildi. Araplara gre st de veraset

banlarna "Gidin ve onlarn obannn otlatt yerlerde srleri otlatn" di-

kanallarndan biriydi ve emzirenin nitelikleri hemen bebee de geerdi. Fa-

yorlard. Yine onlarn srleri a ve stsz dnerken, bizimkiler tok ve st-

kat st ocuktan byyene dek hibir ey beklenemezdi, o byyene dek

le dolu dnyorlard. o c u k iki yama gelip ben onu stten kesinceye dek

ocuun grevlerini babas yklenirdi. Bir bykbaba (dede) grevler iin

Allah'n bu ltf devam etti.^

uzak saylabilirdi. Bu durumda ise Abdu'l-Muttalib'in yall nedeniyle

" o c u k iyi byyordu" diye devam etti. "Ve dier ocuklarn hibiri

uzun sre yaayamayaca belliydi. ldnde torunu deil oullan miras

bymede ona yetiemiyordu. ki yama geldiinde iyi gelimi bir ocuk-

alacaklard. Amine ise fakirdi; ocua gelince, babas ona zengin bir miras

tu, bize getirdii bereket nedeniyle bizde daha ok kalmasn istememize

brakacak kadar yaamamt. Oluna be tane deve, kk bir koyun ve ke-

ramen onu annesine geri gtrdk. Ona yle dedim: "Kk olumu da-

i srs ve bir cariyeden baka miras brakmamt. Abdullah'n olu as-

ha ok glenene dek benim yanmda brak, nk Mekke'de onun salgn

lnda saygn bir aileye mensuptu; fakat bu yl teklif edili n en fakir ocuktu.
Dier taraftan stanne ve ailesinin zengin olmalar heklenmese de ok
fakir olmamalar istenirdi. Halime ve kocas arkadalar arasnda en fakir

hastalklara yakalanmasndan korkuyorum". Onu bize tekrar verene dek


annesine srar ettik.
"Dnmzden aylar sonra bir gn, o ve kardei adrn arka tarafn-

da kuzularla beraberlerdi. Kardei koarak geldi ve: "Kureyli kardeim, be-

yazlar giymi iki kii o n u aldlar, yere yatrdlar ve gsn atlar, elleriyle
gsn kartryorlar" dedi. B u n u n zerine b e n ve babas onlarn yanna

KAYIP

[9]

gittik, o n u o t u r u r b u l d u k , fakat yz solgun grnyordu. O n u yanmza


ektik ve " S a n a ne oldu o l u m ? " diye sorduk. yle cevap verdi: "Beyazlar
giymi iki adam y a n m a geldi, beni yatrdlar ve g s m atlar, iinde bilm e d i i m bir eyi

aratrdlar"2.

- r a l i m e ve Haris s o n u n d a o c u k l a r n doru sylediine inandlar ve b u

i i o l a y onlar o k etkiledi. Haris, st o c u k l a r n n kt bir ruha sahip ol-

Halime ve kocas Haris etrafa bakndlar, fakat insana b e n z e r bir ey g-

masndan veya byye u r a m a s n d a n k o r k t u ve karsna b u k t l k l e r

remediler. ki o c u u n sylediini dorulayacak bir damla kan veya yara bi-

meydana k m a d a n o c u u a n n e s i n e teslim etmeleri gerektiini syledi.

le yoktu. Sorulan sorular ocuklar syledikleri eyden vazgeiremedi. o -

Halime o n u bir kez daha M e k k e ' y e gtrd, geri gtrmelerinin asl nede-

c u u n k c k g s n d e bir izik bile yoktu. Normal olmayan tek ey o-

nini gizlemek niyetindeydi. F a k a t A m i n e , daha n c e k i fikirlerini n e d e n de-

c u u n srtnda, iki k r e k k e m i i n i n ortasndayd: k k , fakat belirgin yu-

itirdiklerini r e n m e k iin o k srar etti, s o n u n d a t m hikyeyi rendi.

varlak bir iaret. Sanki bir bardak k a p a n m gibi orann etleri derinin stn-

Her eyi rendikten sonra Halime'yi teskin ederek: " B e n i m k k olum-

de bir y k s e k l i k meydana getiriyordu. Fakat bu iaret doutand.

da b y k harikalar gizli" dedi. Sonra h a m i l e y k e n bandan geenleri, kendi

Daha sonraki yllarda o c u k bu olay daha ayrntl bir ekilde anlatabi-

iinde b i r n u r tadnn nasl farkna vardn anlatt. Halime o c u u ya-

liyordu: "Beyazlar giymi iki adam yanma geldi, ellerinde karla dolu altn

nnda tutmaya raz o l m u t u , fakat b u kez A m i n e o c u u n a k e n d i b a k m a y a

bir leen vard. Sonra beni yatrdlar ve g s m atlar, kalbimi dar -

karar verdi: " O n u b e n i m l e brak ve selametle evine d n " dedi.

kardlar. Ayn ekilde o n u da ikiye ayrdlar, i i n d e n siyah bir phty alp at-

o c u k , annesiyle Mekke'de yaklak yl kadar m u t l u yaad ve dede-

tlar. Daha sonra kalbimi ve g s m karla y k a d l a r . " 3 unlar da ekledi:

sinin, a m c a l a r n n , halalarnn ve k u z e n l e r i n i n beenisini kazand. zellik-

" M e r y e m ve Isa dnda, doduu andan itibaren t m Ademoullarna ey-

le ona en yakn olanlar, M u h a m m e d ' i n anne-babasyla ayn gnde evlenen

tan

dokunmutur."4

Abdu'l-Muttalib'in son evliliinden olma o c u k l a r Hamza ve Safiye idi.


Hamza, M u h a m m e d ' l e (s.a.v.) ayn yatayd, Safiye ise biraz daha k k t .
Babas tarafndan amca ve halas, a n n e tarafndan ise kuzenleri olan bu ikiliyle m r b o y u s r e c e k olan gl bir ba kurdu.
Alt yana geldiinde, annesi o n u Yesrib'deki akrabalarna ziyarete gtrmeye karar verdi. Kuzeye giden bir kervana katldlar, yanlarnda iki deve vard, birinde A m i n e , dierinde cariye ile M u h a m m e d (s.a.v.) gidiyordu.
Daha sonralar, o c u k beraber kaldklar Hazreli akrabalarnn yannda nasl u u r t m a u u r m a y ve havuzda yzmeyi rendiini hatrlayp anlatrd.
Fakat Yesrib'den ayrlmalarndan ksa bir sre sonra Amine hastaland ve
kervandan ayrlp orada istirahat e t m e k zorunda kaldlar. Birka gn sonra
A m i n e vefat etti - Yesrib'den o k uzak olmayan bir yerde, Ebva'da- ve oraya
g m l d . imdi iki taraftan da yetim olan o c u u Bereke elinden geldiin-

I.I., 105.

ce teselli etmeye alt. Baz yolcularn yardmyla o n u Mekke'ye getirmeyi

2.

A.g.e.

baard.

3.

I.S.I/1,96.

4.

B. Lx,54.

imdi artk ondan t a m a m e n dedesi sorumluydu. G n l e r g e t i k e Abdu'l-Muttalib'in Abdullah'a duyduu zel sevginin o n u n oluna aktarld

gzleniyordu. Abdu'l-Muttalib her zaman K'be'ye yakn olmay seviyordu.


Zemzem'i kazmas emredildiginde de Hicr'de uyuyordu. Bu nedenle ailesi
o n u n iin Kutsal Ev'in glgesine hergn bir ilte sererdi. Babalarna duy-

RAHP

BAHRA
[10]

duklar sayg nedeniyle oraya, oullarndan hibiri, hatta Hamza bile onun
yannda oturmaya giremezdi; fakat k k t o r u n u n u n bu tr sorunlar yok-

. bdu'l-Muttalib'in mallar hayatnn son d n e m i n d e o l d u k a azalmt,

tu. Amcalar ona b a k a yerde oturmasn sylediklerinde Abd'l-Muttalib

A l m n d e n sonra oullarna sadece o k k k bir miras brakmt.

yle derdi: " O l u m u olduu gibi brakn, o n u n gelecei o k b y k . " Mu-

Oullarndan bazlar, zellikle E b u L e h e b olarak tannan Abdu'l-Uzza k e n -

h a m m e d , o n u n yannda o t u r u r ve srtna binerdi. Dedesi de o n u n yaptkla-

diliklerinden zengin olmulard. F a k a t E b u Talib fakirdi. Bu nedenle yeeni

rn m e m n u n i y e t l e seyrederdi. Hemen h e m e n her gn K'be'de ve Mek-

kendisini, yaamn k a z a n m a k iin elinden geleni yapmaya zorunlu hissedi-

ke'nin dier yerlerinde elele grlebilirlerdi. Hatta Abdu'l-Muttalib, Mec-

yordu. Hayatn kei ve koyunlara obanlk ederek kazanyordu ve gn ge-

lis'e giderken de o n u beraberinde gtrrd. Hepsi krk civarnda tm ef-

tike M e k k e ' n i n stndeki tepelerde veya tesindeki ovalarda yalnz geirdi-

lerin topland bu mecliste o k n e m l i meseleler konuuluyordu ve seksen

i gnler artyordu. Buna ramen amcas onu bazen beraberinde yolculua

yandaki yal ef, yedi yandaki bu ocua olaylar k o n u s u n d a k i fikrini so-

gtryordu. Bu yolculuklardan birinde, M u h a m m e d (s.a.v.) dokuz, bir g-

ruyordu. Dedesi her seferinde " O l u m u b y k bir gelecek b e k l i y o r " derdi.

re gre de oniki yandayken bir ticaret kervanyla Suriye'ye kadar gitti.

Annesinin l m n d e n iki yl sonra yetim, dedesini de kaybetti. Abdu'l-

Basra'da, M e k k e kervannn h e r zamanki k o n a k yerlerinden birinde, iinde

Muttalib lrken t o r u n u n u , babasnn z kardei olan, amcas Ebu T a l i b e

nesilden nesile bir hristiyan rahibin yaad bir hcre vard. Biri ldn-

emanet etti. E b u Talib de yeenine dedesinden grd sevgi ve efkatin ay-

de, dieri o n u n yerini alyor ve eski el yazmalarn da ieren manastrdaki

nsn gsterdi. B u n d a n sonra artk O, E b u Talib'in oullarndan biriydi. Ka-

b t n eyaya varis oluyordu. Bu el yazmalarndan birinde Araplar'a bir pey-

rs Fatma

da o c u u n annesinin yerini t u t m a k iin elinden geleni yap-

g a m b e r gelecei kaytlyd. Manastrda yaayan Rahip Bahira b u kitaplarn

yordu. Daha s o n r a k i yllarda M u h a m m e d (s.a.v.), o n u n kendi ocuklar a

h e p s i n d e n haberdard. Bu k o n u y l a ilgilenmesinin asl sebebi ise Varaka gibi

dururken kendisini doyurduundan bahsederdi.

o n u n da peygamberin kendisi hayatta iken geleceine inanmasyd.


Bahira M e k k e k e r v a n n n manastrdan p e k u z a k olmayan b i r yerde konakladn b i r o k defa grmt. F a k a t b u sefer daha n c e h i grmedii
b i r eyle karlat ve dona kald: Alak ve k k bir b u l u t onlarn stnde
yava yava ilerliyor ve srekli yolculardan bir veya ikisi ile gnein arasnda yer alyordu. B y k bir ilgiyle onlarn yaklamasn izledi. F a k a t birden
ilgisi aknla dnt. n k konakladklar anda bulut h a r e k e t etmeyi
durdurdu ve altnda glgelendikleri aacn stnde sabit olarak kald. Aa
ise dallarn aa indirerek onlarn iki kat glgede olmalarn salyordu.
Bahira byle bir m u c i z e n i n n e m l i olduunu biliyordu. Sadece yce bir
ahsiyetin varl b u olay aklayabilirdi ve aniden b e k l e n e n peygamber aklna geldi. Sonunda gelmi miydi, b u yolcularn arasnda olabilir miydi?
Manastra ksa bir sre n c e o k miktarda yiyecek gelmiti, elindekilerin hepsini birletirerek kervana yle bir haber gnderdi: " E y Kureyliler!
Sizin iin yiyecekler hazrladm ve buraya gelmenizi istiyorum. Yah-gen,

1.

Ebu Talib gibi O da Haim'in torunuydu, Abd el-Mmalih'n vay kardcji K-rd'n (I U j u m ofiln)
kz d.
" '

k l e - h r hepinizi davet e d i y o r u m . "

HILFU'L

B u n u n zerine hepsi manastra geldiler, fakat Bahira'mn tembihlerine


ramen M u h a m m e d (s.a.v.)'i develerin ve yklerin yannda gzc olarak b-

[11]

raktlar. Oraya vardklarnda Bahira onlarn yzlerine teker teker bakt. Fakat kitaplarda tarif edilen yze benzer bir yz gremedi. Onlarn arasnda
bu iki m u c i z e y e m a z h a r olabilecek zellikte k i m s e yoktu. Belki de hepsi
gelmemiti. " E y Kureyliler," dedi, "geride k i m s e kalmadndan emin mis i n i z ? " "Baka k i m s e k a l m a d " dediler, "sadece en k m z olan bir erk e k o c u k kald". Bahira " O n a yle davranmayn, o n u da arn bizimle
beraber y e m e k t e b u l u n s u n " dedi. Ebu Talib ve dierleri bu dncesizlikleri iin z r dilediler. lerinden biri yle dedi: "Biz, gerekten suluyuz,
Abdullah'n o l u n u geride brakp, bu ziyafetten m a h r u m etmemeliyiz." Daha sonra M u h a m m e d ' i n (s.a.v.) yanna gitti ve o n u da beraber y e m e k yemee davet etti.
o c u u n y z n e bir kez b a k m a k Bahira iin b u mucizeleri aklamaa
yetti. Yemek b o y u n c a o n u dikkatle incelediinde yz ve vcut zelliklerinin kendi kitabnda anlatlanlara ne denli yakn olduunu gzledi. Yemekten sonra rahip b u g e n misafirinin y a n m a gitti ve ona yaam ekli, uykular ve genel konulardaki tavrlaryla ilgili baz eyler sordu. M u h a m m e d ona

FUDUL

uriye'deki ticaretini bitirdikten s o n r a E b u Talib, daha n c e k i yalnz yaa-

mna devam eden yeeniyle birlikte Mekke'ye dnd. Fakat amcalar,

Abbas ve Hamza gibi o n u n da sava aralarn k u l l a n m a k iin eitimden


gemesi gerektii kansna vardlar. Hamza fiziksel adan gl bir yapya

sahipti, gl bir adam olaca n c e d e n b e l l i y d i . yi bir greiydi ve iyi kl kullanrd. M u h a m m e d ise ortalama uzunluk ve gte bir genti. O k u lua zel bir yetenei vard ve b y k atalar smail ve b r a h i m gibi iyi oku
o l m a yolundayd. Bu baardaki en b y k rol ise gzlerinin k e s k i n oluundayd: o n u n Sreyya b u r c u n u n o n i k i yldzn sayabildii sylenirdi.
O yllarda, uzun fakat aralklarda sren ve haram aylardan birinde balad iin Ficar Sava denilen avatan baka nemli bir atma olmad. Kinane
kabilesinden bir adam, Necd'deki Havazin kabilelerinden Amir'in bir adamn
ldrm ve Hayber kalesine snmt. Olaylar dizisi her zamanki l kurallarna uygun olarak meydana geldi: eref intikam gerektirirdi. ldrlen adamn kabilesi, Kinane'ye yani ldren adamn kabilesine saldrd. Kurey o sra-

bu konularda ayrntl cevaplar verdi; n k adam saygdeerdi, sorular ise

larda Kinane ile mttefik durumdayd. Sava drt yl srd. Fakat gerekte

saygl ve h r m e t k a r c a soruluyordu. Hatta rahip srtna b a k m a k istediinde

be gnden fazla atma meydana gelmedi. O sralarda Haim'lerin banda,

gmleini syrmakta tereddt etmedi. Bahira zaten kesinlikle o n u n pey-

Ebu Talib gibi Muhammed'in babasnn z kardei olan Abdu'l-Muttalib'in o-

gamber olduu kanaatindeydi. Bir de srtnda, iki k r e k kemii arasnda, ki-

lu Zbeyr vard. Zbeyr ve Ebu Talib yeenleri Muhammed'i ilk atmalardan

tabnda anlatlan yerde peygamberlik m h r n g r n c e tm pheleri si-

birine gtrdler.Fakat onun savamak iin ok gen olduu kanaatine vard-

lindi. Bahira E b u Talib'e dnd ve: "Bu o c u k l a akrabalk dereceniz n e d i r ? "

lar. Bu nedenle onun sadece hedefine ulamayan dman oklarn toplayp, am-

diye sordu. E b u Talib " O l u m d u r " dedi. R a h i p , " O l u n u z deil, bu o c u u n

calarna iletmesine izin verdiler. ^ Fakat bunu takip eden atmalarda, Kurey

babas sa o l a m a z " dedi. E b u Talib " K a r d e i m i n o l u d u r " dedi. "Peki baba-

ve taraftarlarnn kt bir durumda olduu srada, onun da bir oku olarak ma-

sna ne o l d u ? " dedi rahip. teki "Daha annesi ona h a m i l e y k e n l d " dedi.

rifetini gstermesine izin verildi ve baars kutland. 2

"te b u d o r u " dedi Bahira. "Kardeinin o l u n u lkene geri gtr ve o n u

Bu sava, yerleik topluluklarla l kanunu arasnda her zaman varolan

yahudilerden koru. n k b e n i m bildiimi onlar da bilirler ve grrlerse

honutsuzluklarn artmasna yol at. Kurey'in ileri gelenlerinin ou Suriye'ye

ona k t l k yaparlar. Kardeinin olunun geleceinde b y k srlar gizli."

gitmi ve orada Roma mparotorluu'nun uygulad adaleti grmlerdi. Habeistan'da da sava etmeden adaleti salamak mmknd. Fakat Arabistan'da
su kurban kiinin veya ailesinin hakkn alabilecei, bunlarla karlatrabilecek bir kanun sistemi yoktu; ve Ficar savann da, kendinden nceki dier karklklar gibi, birok zihni, bu tr olaylar nleme yollar ve aralaryla ilgili
dnceye sevk etmi o l m a n doald. Fakat bu kez sonu sadece dncelerden ve kelimelerden ibaret kalmamt. Kurey bu tr olaylar nlemek iin he-

EVLLK

men harekete gemee hazrd. Onlarn bu adalet anlaylar, savan bitiminden birka hafta sonra Mekke'de meydana gelen bir olayla snand.

T E K L F L E R

[12]

Zebd kabilesinin Yemen'deki blgesinden bir tccar, Sehm kabilesinin


ileri gelenlerinden birine deerli mallar satmt. Sehmli adam mallar teslim
almt, fakat kararlatrlan fiyat dememekte srar ediyordu. Dolandrlan
tccar, onu dolandrann da bildii gibi Mekke'li deildi ve tm ehirde ona
yardm edebilecek bir velisi veya mttefiki yoktu. Fakat karsndakinin ks-

uhammed (s.a.v.) yirmi yan gemiti ve zaman getike, daha sk akra-

balarndan biri veya dieri ile birlikte sefere kmaya davet ediliyordu. Bir

gn, hastaland iin sefere kamayan bir tccarn mallarn teslim ald ve yal-

taha kendisine gveniinden de rkmyordu. Bu nedenle Ebu Kubays tepe-

nz bana gitti. Bu baars bundan sonra da ayn tr teklifler almasn salad.

sine kp, yksek sesle ve beli bir ekilde tm Kurey'i adaleti yerine getir-

Artk yaamn daha rahat kazanabiliyordu ve evlilik imkan artyordu.

meye davet etti. lk tepki Sehm kabilesiyle geleneksel balan olmayan kabilelerden geldi. Kurey ise her eyin tesinde kabile ayrm gzetmeden birleme taraftaryd. Fakat yine de kendi birlikleri iindeki kesin ayrmn, Kusayy'm miras nedeniyle meydana gelen Mttefikler ve Gzel Kokanlar ayrmnn farkndaydlar ve Sehm de Mttefiklerdendi. Dier grubun liderlerinden biri, Mekke'nin en zenginlerinden biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah bn Cud'an idi; ve imdi byk evini, tm adaleti sevenlerin toplanma
yeri olarak ayordu. Gzel Kokanlar grubundan sadece Abdu ems ve Nevfel kabileleri orada deildi. Haim, Muttalib, Zhre, Esed ve Teym kabileleri
toplulukta temsil ediliyordu. Bunlara bir de Mttefikler'den Adiy katlmt.
Birlikte yaptklar tartmalar sonucu zayflar kollamak ve adaleti korumak
iin bir rgt kurmaya karar verdiler. Hep birlikte K'be'ye gidip Hacer'lEsved'in zerine su dkp, bu suyu bir kaba akttlar. Bu ekilde kutsanm
olan sudan teker teker itiler ve sa ellerini yukar kaldrarak Mekke'de ne
zaman bir zulm meydana gelirse, zulmedilen Mekke'li olsun, yabanc olsun

Amcas ve koruyucusu Ebu Talib'in o zaman olu vard: en bykleri


Talib, Muhammed'le ayn yatayd; Akil on veya ondrt: Cafer ise drt yandayd. Muhammed ocuklar ok severdi ve onlarla oynamaktan holanrd. lgisi ve sevgisi daha sonra kendisine ballkla karlk verecek olan Cafer'de younlamt. Cafer akll ve gzel bir ocuktu. Ebu Talib'in kz ocuklar da vard, bunlardan biri henz evlenme ama yeni girmiti. Ad Fahite
idi, fakat daha sonra mm Flani adn alm ve bu adla tannmtr. Onunla
Muhammed (s.a.v.) arasnda byk bir sevgi vard ve Muhammd (s.a.v.) onu
babasndan evlenmek zere istedi. Fakat Ebu Talib'in, kz iin baka planlar
vard: Mahzum kabilesinden daysnn olu Hubeyre de mm Hani'yi istemiti. Hubeyre sadece nemli bir kimse deil, ayn zamanda Ebu Talib gibi iyi
bir airdi de. Bunun yansra Mekke'de Mahzum kabilesinin gc artyor; Haimlerin gc ise azalyordu. Bu nedenlerle Ebu Talib mm Hani'yi Flubeyre ile evlendirdi. Yeeni ona sitem ettiinde ise ona u cevab verdi: "Onlar bi-

onun hakkn alp, adaleti korumak iin tek bir vcut gibi birleeceklerine

ze kzlarn verdiler." - burada phesiz kendi annesini kastediyordu- "cmert

and itiler. Bundan sonra Sehm'li adama borcunu dettiler; bu anlamaya ka-

bir adama cmertlik yaplmal" ^ Bu cevap inandrc olmaktan uzakt, nk

tlmayan kabilelerin de hi birinden kar kp Sehm'liyi koruyan olmad.

Abdu'l-Muttalib, Atike ve Berre adlarndaki iki kzm Mahzumi'lere vererek

Teym'in efi ile birlikte bu dzeni kuranlardan biri de Haim'lerden Zbeyr idi: Beraberinde ayn and ien yeenini de bu toplantya getirmiti. Muhammed

(s.a.v.) daha sonraki yllarda yle diyecektir:

"Abdullah

Ibn

borcunu demiti. Muhammed (s.a.v.) amcasnn kibarca onun evlenecek konuma gelmediini sylemek istediini anlad. Kendisi de bu kanya vard; fakat beklenmedik durumlar onun fikrini deitirecekti.

Cud' an n evinde ben de vardm; orada bulunuumu ve o anlamaya katlm

Mekke'deki zengin tccarlardan birisi bir kadnd -Esed kabilesinden

bir sr kzl deveye deimem ve imdi, slm'da, o rgte .g lsa memnu-

Huveylid'in kz Hatice. Ayn zamanda Hristiyan olan Varakann ve kardei

niyetle katlrm" 3 . Orada bulunanlardan biri de, olu Fb IVki ile birlikte ge-

Kuteyle'nin kuzeni idi.- Onlar gibi Hatice de Haimoullarnm uzaktan ye-

len ev sahibinin kuzeni Teymli Ebu Kuhafe idi. Ebu Bekir, Muhamned'den bir

enleri oluyordu. O zamana dek iki kez evlenmiti ve ikinci kocasnn l-

veya iki ya kkt ve ileride onun en samimi arkada ola .l<n

mnden beri kendi adna ticaret yapacak bir adam grevlendirmeyi adet

T
2.
3.

I. H. 119.
I.S.l/l, 81.
I.I. 86.

edinmiti. Muhammed (s.a.v.) artk Mekke'de el-Emin (gvenilir), erefli


olarak tannyordu. Bu hreti ise kendisine emanet edilen ticarel kervanla

n n n sahiplerinden yaylyordu. Hatice de onun hakknda ailesinden ok


eyler duymutu; birgn Suriye'ye gidecek ticaret kervann ynelmesi iin
ona haber gnderdi. creti onun imdiye kadar bir Kureyli'ye dedii en
yksek fiyatn iki kat kadard; yanna yolculukta elik etmesi iin Meysere
adnda bir de gen kle verdi.
M u h a m m e d (s.a.v.), Nestor denilen bir rahibin manastrna yakn bir
yerde bir aacn glgesi altna oturdu. Yolcularn konaklama yerleri hep ayn olduu iin, belki de bu on be yl kadar nce amcasyla Basra'ya giderken altnda oturduu aacn ayns idi. Belki Bahira lm, onun yerini Nestor almt. Bu ihtimaller bir yana, Meysere'nin yle bir haber verdiini biliyoruz: Rahip manastrdan kt ve ona: "Aacn altnda oturan adam k i m ? "
diye sordu. O da "Bir Kureyli" dedi ve aklamak iin unlar ekledi: "Allah'n Evi'ni koruyanlardan". Nestor: " O aacn altnda bir peygamberden
bakas oturmuyor" dedi.^

ra, yznde -babasnda da var olan, fakat olunda daha gl bir ekil alanbir nur vard. Bu k daha ok alnnda ve parlak gzlerinde ldard. Hatice, kendisinin de hl gzel olduunun farkndayd, fakat ondan onbe ya
bykt. Buna ramen onunla evlenmeyi kabul eder miydi acaba?
Muhammed (s.a.v.) gider gitmez, Hatice, Nufeyse adndaki bir arkadana dant, o da aralarn yapmaya sz verdi. Meysere sahibine gelip, yolda grdklerini, iki melei ve rahibin sylediklerini anlatt. Hatice de gidip
bunlar kuzeni Varakaya anlatt. Varaka "Eer bu doruysa, Hatice" dedi,
" M u h a m m e d (s.a.v.) kavmimize gnderilen peygamberdir. Uzun sreden
beri bir peygamberin geleceini biliyordum ve ite geldi.
Bu srada Nufeyse, Muhammed (s.a.v.)'e gitti ve niin evlenmediini
sordu. "Maddi imknlarm yetersiz" diye cevap verdi. "Fakat eer sana imkn verilirse; gzellik, zenginlik, soyluluun varolduu bir anlamaya arlrsan ne dersin?" "O k i m ? " diye sordu. "Hatice" dedi Nufeyse. "Ben by-

Suriye'ye doru ilerlerken Nestor'un szleri Meysere'nin daha ok iine i-

le bir evlilii nasl yapabilirim?" dedi. "Orasn bana brak!" dedi. Muham-

ledi, fakat bunlar onu ok artmad; nk yolculuk boyunca imdiye kadar

med: " O halde benden taraf tamam." dedi.^ Nufeyse konutuklarn Hati-

beraber olduu kimselere hi benzemeyen bir adamla yolculuk ettiinin farkna

ce'ye iletti, o da Muhammed'e (s.a.v.) gelmesi iin haber gnderdi. Geldiin-

vard. Bu dncesi eve dnte grd bir eyle daha da kesinleti: ou za-

de ona unlar syledi: "Ey amcamolu, seni akrabam olduun iin ve o ve-

man scan garip denebilecek ekilde az olduunu farketmiti ve bir gn le-

ya bu gruba balanmadan orta yolda yer aldn iin seviyorum; seni gve-

ye doru Muhammed'i (s.a.v.) scaktan koruyan iki melei aka grd.

nilirliin, doru szl ve gzel huylu olduun iin seviyorum"^ Daha son-

Mekke'ye vardklarnda, Suriye'den sattklar maln karl olarak aldklar

mallarla birlikte Hatice'nin

evine gittiler. Hatice,

ra ona evlenme teklif etti. Birlikte Muhammed'in (s.a.v.) amcalaryla Hati-

Muhammed

ce'nin de babas ld iin Esedoullarndan amcas Amr ile konumas

(s.a.v.)'in yolculuu ve yapt alverileri anlatn dinledi. ok kr etmi

gerektiine karar verdiler. Haimler bu trende kendilerini temsil etmesi

grnyordu, nk imdi elindeki mallan maliyetinin iki katna satabilme

iin gen olmasna ramen Hamza'y setiler. Bunun nedeni aralarnda Esed

olana vard. Fakat bu tr dnceler onun zihinden uzaklardayd, nk

kabilesine en yakn olann Hamza oluuydu. nk Hamza'nn z kardei

Hatice'nin dikkati anlatlanlardan ok anlatan kiide younlamt. O, orta

Safiye, ksa bir sre nce Hatice'nin kardei Avvam ile evlenmiti. Hamza

boylu, ince, geni omuzluydu, ba byk ve vcudunun dier organlar da

yeeni ile birlikte Amr'a gitti ve Hatice'yi istedi, aralarnda Muhammed'in

orantl bir ekildeydi. Sa ve sakal sk ve siyaht, dmdz deil, hafiften

tnehir olarak Hatice'ye yirmi dii deve vermesi kararna vardlar.

dalgalyd. Salar omuzlar ile kulak memesi arasna kadar uzuyor, sakal
ise hemen hemen salannn uzunluuna iniyordu. Geni bir aln vard; gz

l.S. VIII, 108.

2.

I. S. l/l, 83. slm inancna gre Muhammed, o gelene dek sa, Yahuda soyundan gelen son peygamber olduu iin, yahudilerde kalan manevi otoritenin "ahir zamanda" kendisine aktarld ilo dur.
Bunun lmnden ksa bir sre nce Yakub yle bildirmitir: "Ve Yakub oullarn ard ve onlara ahir zamanda size neler olacan anlatacam toplann dedi. ilo gelinceye dek hakimiyet Yahuda'da kalacak; o geldiinde tm insanlar onun etrafnda birleecekler." (Tekvin, 4 9 : 1, 10).

man st dudana dek uzatmad iin dudaklarnn gzellii grlebilirdi.

3.

I.I. 121.

Cildi beyazd, fakat gneten bronzlamt. Bu doal gzelliklerin yan s-

4.

I. S. 1/1, 84.

5.

I.I. 120.

yuvarlaklar geni, kirpikleri uzun, kalar ise geni ve hafif atkt. Eski
kaynaklarn ounda gzlerinin siyah olduu sylenir, fakat baz kaynaklara gre gzleri kahverengi, hatta ak kahverengidir. Burnu kemerli, az geni ve gzel ekilliydi. Sakallarn uzatmasna ramen byklarn hibir za-

[13]
amat, amcasnn evinden ayrld ve gelinle birlikte yaamak zere onun

evine yerleti. Hatice kocasna bir e olduu kadar, onun en yakn ar-

kada ve ideallerini ve isteklerini paylaan bir dostu idi. Aclar ve kayplar


olsa da evlilikleri ok mutlu geiyordu. Hatice, Muhammed'e (s.a.v.) alt ocuk dourdu, iki erkek ve drt kz. En byk ocuklar Kasm adnda bir
olan ocuuydu. Bundan sonra Muhammed'e Ebu'l-Kasm (Kasm'n babas) denmeye baland. Fakat ocuk iki yan doldurmadan ld. kinci ocuklar Zeyneb adnda bir kzd. Onu kz ocuu daha takip etti: Rukiyye, m m Glsm ve Fatma. Son ocuklar ise yine ok az bir sre yaayan bir erkek ocuuydu.
Evlendii gn Muhammed (s.a.v.), babasndan miras kalan sadk cariyeyi, Bereke'yi, azat etti; ayn gn Hatice ona kendi klelerinden birini, onbe yandaki Zeyd'i hediye etti. Bereke'ye gelince, onu Yesrib'li biriyle evlendirdiler. O adamdan bir olu oldu ve bundan sonra m m Eymen (Eymen'in annesi) olarak anld. Zeyd ise kendisi gibi genlerle birlikte, Hatice'nin yeeni, yani kardei Him'n olu Hakim tarafndan Ukaz panayrndan satn alnmt. Halas onu ziyarete geldiinde, Hakim ona yeni ald
klelerden birini semesini teklif etti. O da Zeyd'i seti.
Zeyd, atalaryla vnrd: babas Harise Suriye ile Irak arasnda yerleik olan Kelb kabilesindendi; annesi ise yine mehur olan komu Tayy kabilesindendi. T m Arabistan'da cmertlii ve belagat ile hret salan airsava Hatim de annesiyle ayn kabiledendi. Yllar nce bir gn annesi
Zeyd'i ailesini ziyaret etmek iin kendi kabilesine gtryordu; kaldklar
kye Ben Kayn kabilesinden bir grup adam saldrd, ocuu karp kle diye sattlar. Babas Harise onu mitsizlik iinde aryordu; Zeyd de Kelb kabilesinden babasna haber gnderebilecei kimseye rastlayamamt. Fakat
K'be'ye Arabistan'n her yerinden haclar geliyordu. Muhanmed'in (s.a.v.)
klesi olduktan aylar sonra bir gn, Mekke sokaklarnda kendi kabilesinden adamlara rastlad. Eer onlar bir nceki yl grm olsayd, duygular
ok farkl olurdu. Byle bir karlamay uzun sredir arzluyordu, fakat
imdi aknla dmt. imdi artk hibir ey dnmeden b r a y terkedip ailesine gidemezdi. Fakat onlara nasl bir haber gnderebilirdi? Me-

selenin esas ne olursa olsun, bir l ocuu olarak bu durumlarda hibir


eyin iirden daha anlaml olamayacam biliyordu. Kafasndakileri anlatabilmek iin birka msra yazd, fakat bu msralar ifade ettikleri anlamlardan
daha fazlasn ima ediyorlard. Daha sonra Kelb'li haclarn yanma gitti, kendisini tantt: "Aileme u msralar okuyun, nk uzun sredir benim iin
zldklerini biliyorum:
Kendim uzakta olsam da, szlerimi aln
Ve halkma gtrn: Ben imdi Kutsal Ev'de
Tanrnn kutsadg yerde

yayorum.

Artk imdiye dek ektiiniz zntleri bir kenara


Beni aratmak

iin develeri

brakn.

yormayn.

nk ben, Allah'a kr, btn silsilesi soylu olan


Byk ve iyi bir ailenin

yanndaym."

Haclar bu haberle yurtlarna dndklerinde, Harise hemen kardei


Ka'b ile birlikte Mekke'ye doru yola kt. Muhammed (s.a.v.)'e gidip, ondan olu Zeyd'i istedii fiyata kendisine satmasn istedi. Muhammed u cevab verdi: "Brakn kendisi sesin, eer sizi seerse hibir cret istemeden
onu size veririm; eer beni seerse, ben, beni seen birinin stnde karar
verici deilim." Daha sonra Zeyd'i yanlarna ard ve bu iki adam tanyp
tanmadn sordu. Zeyd: "Bu amcam, bu da babamdr" dedi. "Beni tanyorsun" dedi Muhammed (s.a.v.): "Ve benim sana gsterdiim dostluu da biliyorsun. O halde benimle onlar arasnda bir seim yap." Zeyd zaten seimini yapmt, hemen yle dedi: "Senin stne baka adam seecek deilim.
Sen bana annem ve babam gibisin." "Ey Zeyd, klelii zgrle, babana,
amcana ve ailene tercih mi ediyorsun?" diye hayretle sordular. Zeyd: "Evet
yle, nk ben bu adamda yle eyler grdm ki kimseyi ona tercih edem e m " dedi.
Muhammed (s.a.v.) daha sonraki konumalar ksa keserek

onlar

K'be'ye davet etti. Hicr'de ayakta durarak yksek sesle unlar syledi: "Ey
burada bulunanlar, ahit olun ki Zeyd benim olumdur, ben onun, o da benim varisimdir."-'Amca ve baba isteklerini yerine getiremeden lkelerine dnmek zorunda kaldlar. Fakat kabilelerine anlatmalar gereken hikye, bu evlt edinmeye sebep olan karlkl sevgi, utan verici bir ey deildi. Zeyd'in zgrl-

e kavutuunu ve daha sonraki yllarda kardeleri ve akrabalarna da faydal olabilecek yksek bir erefe ulatm grdkten sonra mteselli oldular ve yollarna zntsz devam ettiler. O gnden sonra bu yeni Haim,
Mekke'de Zeyd bn Muhammed diye anlmaya balad.
Muhammed'le (s.a.v.) Hatice'nin evlerine en sk gelen ziyaretilerden
biri de Muhammed'in (s.a.v.) kendinden bile k k olan en kk halas,
ayn zamanda Hatice'nin yengesi Safiye idi. Beraberinde, aabeyinin lmnden sonra Zbeyr adn verdii olunu da getirirdi. Bu nedenle Zbeyr,
Muhammed'in kzlaryla, yani kuzenleriyle k k yalardan beri arkadalk
ederdi. Safiye ile birlikte, Hatice'nin tm ocuklarnn ebesi olan ve kendisini ev halkndan sayan sadk hizmetlisi Selma da gelirdi.
Yllar getike, Muhammed'in (s.a.v.) stannesi Halime de ara sra onlar ziyarete gelmeye balad. Hatice ona her zaman gereken saygy gsterirdi. Bu ziyaretlerden biri, Halime'nin srlerinin uzun sren ok sert bir
kuraklk nedeniyle helk olduu bir zamana rastlad. Hatice ona krk koyun
ve stnde taht ile birlikte bir deve hediye etti. 2 Hicaz'da bir veba gibi yaylan bu kuraklk aileye yeni bir ferdin katlmasna da neden oldu.
Ebu Talib bakabileceinden fazla ocua sahipti ve kuraklk onun belini krmt. M u h a m m e d (s.a.v.) bunu fark etti ve bir eyler yapmas gerektii kanaatine vard. Amcalar arasnda en zengin olan Ebu Leheb'di, fakat
o aileden uzak dururdu. Belki bunun nedeni kendisinin, annesinin tek ocuu oluu ve baka z kardee sahip olmayyd. Muhammed (s.a.v.) baarl bir tccar olan ve beraber bydkleri iin kendisine ok yakn olan
amcas Abbas'tan yardm istemeyi tercih etti. Muhammed (s.a.v.)'e en yakn
olanlardan biri de, onu her zaman evinde ho karlayan ve ok seven Abbas'n kars mm'1-Fadl idi. Onlara gitti ve iki ailenin Ebu Talib'in durumu dzelene dek onun oullarndan ikisinin bakmn stlenmesini teklif
etti. Hemen karar verdiler ve birlikte Ebu Talib'e gittiler. Onlarn tekliflerine kar Ebu Talib: "stediinizi yapn, fakat Akil ile Talib'i bana brakn"
dedi. Cafer artk onbe yandayd ve ailenin en k de deildi. Annesi
Fatma, ondan on ya kk bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti; adn Ali koymulard. Abbas, Cafer'in bakmn stlenebileceini syledi, bunun zerine Muhammed (s.a.v.) de Ali'yi ald. Bu sralarda Hatice Abdullah
adnda bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti, fakat Abdullah, Kasm'dan daha az bir zaman yaad. Bir anlamda Ali onun yerini almt. Rukiye ve mm Glsm'le hemen hemen ayn yata, Zeyneb'den k k ve

Fatma'dan biraz byk olan Ali, bu drt kuzeniyle karde gibi byd. Bu
be kii ve Zeyd, M u h a m m e d ve Hatice ailesinin zn oluturuyordu. Fakat bunlardan baka onlara ok bal olan ve burada kronolojik olarak ele
alman tarihte kk veya byk roller oynayan birok akrabalar da vard.
O srada hayatta olmayan en byk amcas Haris geride birok erkek
ocuk brakmt. Bunlardan biri, Ebu Sfyan", Muhammed (s.a.v.)'in st
kardei idi. nk ondan birka yl sonra o da Beni Sa'd'da Halime tarafndan emzirilmiti. ou kii Ebu Sfyan'm aile benzerlii bakmndan Muhammed (s.a.v)'e ok yakn olduunu sylerdi. kisinin ortak zelliklerinden biri de gzel konuma sanat idi. Fakat Ebu Sfyan yetenekli bir airdi
-belki de amcalar Zbeyr ve Ebu Talib'den daha yetenekliydi.- Oysa Muhammed (s.a.v.), arapa grameri ve gzel konumada rakipsiz olmasna ramen, bir tek iir bile yazmamt.
Hemen hemen kendi yanda olan Ebu Sfyan onun iin hem arkada
hem de bir dosttu. Kanla bal akrabalarndan nisbeten daha yakn olanlar,
babasnn z kardeleri, yani Abdu'l-Muttalib'in be kznn ocuklar idi.
Bu kuzenlerinin en bykleri kuzeydeki Esed kabilesinden Cah adnda bir
adamla evlenen halas Umeyme'nin ocuklaryd. 3 Cah'm Mekke'de bir evi
vard. Kendi kabilesinden baka bir kabile ile beraber yaayan birinin, o kabilenin bir yesi ile karlkl anlama yapmas sonuncunda, o kiiyi haklarm ve grevlerini yerine getirecek bir temsilci olarak tayin etmesi de m m knd. Abdu ems soyunun m e y y e 4 kolundan gelen kabilenin bakan
olan Harb, Cah'm mttefiki olmutu. Bu nedenle Umeyme'nin Cah ile evlenmesi aynen onun bir ems'li ile evlenmesi gibiydi. Umeyme'nin aabeyinden sonra Abdullah adn verdii en byk olu, Muhammed'den (s.a.v.)
hemen hemen oniki ya kkt ve bu iki kuzen birbirlerini ok severdi.
Umeyme'nin aabeyinden epey kk olan ve gzelliiyle dikkatleri eken
kz Zeyneb de bu sevgi bann iindeydi. Muhammed (s.a.v.) ikisini de ocukluklarndan beri ok severdi; halas Berre'nin olu Ebu Seleme'ye de zel
bir sevgi beslerdi.
El-Emin'i evreleyen bu sevgi ve cazibe sadece ailesi ile snrl deildi;
Hatice ile birlikte bu sevgi emberinin merkezinde btn akrabalarn ieren bir daire iindeki tm insanlara sevgi besliyorlard. Hatice'nin akrabala
r da bu emberin iindeydi. Ona en yakn olanlardan biri, olu F.b'l As ile
onlar sk sk ziyaret eden kardei Hale idi. Hatice yeenini, sanki kendi o
luymu gibi seviyordu; bu nedenle Hale kardeinden olu iin bi e mlin.

K'BE'NN

sim istedi. -Hatice sk sk onlarn h e r d u r u m d a yardm istemelerini tembih


ederdi.- Hatice k o c a s n a b u k o n u y u atnda o, kzlar Zeyneb'in evlenecek

YENDEN

NASI

[14]

yaa geldiinde Ebu'l -As'a uygun bir e olabilecei nerisini getirdi. Zaman geldiinde Zeyneb'i k u z e n i ile evlendirdiler.
Politik olarak bir arada anlan Haim ve Muttalib soylarnn zayflayan
politik etkisini tekrar g l e n d i r m e k iin duyulan mitler,

Muhammed

(s.a.v.) zerinde younlamt. Soy ayrm olmakszn tm Kurey onu,

u bahsettiimiz olaylardan, yani Ali'nin aileye katlmasndan ksa bir za-

m a n n c e , M u h a m m e d (s.a.v.) otuzbe yanda i k e n Kureyliler K'be'yi

tekrar ina etmeye karar verdiler. O zamanlar K'be'nin ykseklii, bir in-

Arabistan'da kabilelerinin erefini ve gcn devam ettirebilecek, neslinin

san b o y u kadard ve s t n d e at yoktu. Bu nedenle kap kilitlense bile hr-

en yetenekli ahs olarak gryordu. E l - E m i n ' e yaplan vgler herkesin di-

szlar kolaylkla ieri girebilirdi. Ksa bir sre n c e , m a h z e n e gmlen ha-

lindeydi; belki de b u nedenle Ebu Leheb yeenine gelmi ve kzlar Rukiy-

zinelerden bir k s m alnmt. Ellerinde at yapmaya y e t e c e k kadar keres-

ye ve m m G l s m ' k e n d i oullar Utbe ve Uteybe'ye nianlamak istedi-

te vard: Yunanl bir t c c a r n gemisi karaya v u r m u t u ve tamir edilemeye-

ini sylemiti. M u h a m m e d (s.a.v), bu iki k u z e n i n i iyi kimseler olarak ta-

c e k kadar dalm b i r halde Cidde kysnda bekliyordu. Bu nedenle onun

nd iin teklifi uygun b u l m u ve nianlar yaplmt.

kerestelerini at y a p m a k iin aldlar. O srada M e k k e ' d e yetenekli bir ma-

te b u sralarda m m Eymen'i yine aile fertleri arasnda gryoruz.

rangoz olan bir Kpt de b u l u n u y o r d u .

Kaynaklar o n u n bir dul olarak dndn, veya k o c a s n n o n u boadm

Fakat K'be'ye duyduklar sayg o denli fazla idi ki ona el srmekte tereddt

belirtmiyorlar. Sebep h e r ne ise, m m E y m e n yerinin oras olduunu bili-

ediyorlard. Plnlar, yumuak ve dayanksz talardan yaplm olan tm duvar-

yordu. M u h a m m e d (s.a.v.), ou kez ona " a n n e " diye hitap eder ve baka-

lar ykp, yenilerini yapmakt; fakat kutsal olan bu yeri ykarak gnahkr olmak-

larna " O bana ailemden kalan tek ferttir" derdi.^

tan ve belya uramaktan korkuyorlard. Bu tereddtleri, K'be'nin duvarndan


her gn gnelenmek iin dar kan ylan grmeleriyle daha da artt. Kim o
tarafa yaklarsa ylan ban kaldryor, dilini karp tslyordu. Bu da onlar ok
korkutuyordu. Fakat bir gn, ylan gnelenirken, Allah gkten bir kartal gnderdi; kartal ylan kapt ve utu gitti. Kureyliler aralarnda yle konutular:
"imdi Allah'n bizim niyetimizi tasdik ettiine inanabiliriz. Bize yardm edecek
bir marangozumuz ve tahtalanmz var, Tanr bizi ylandan da kurtard."
Duvarlarn stnden ilk ta alan, M u h a m m e d (s.a.v.)'in b y k annesi
F a t m a ' n m erkek kardei Mahzum'lu Ebu Vehb idi; fakat o ta alr almaz, ta
elinden kurtulup tekrar eski yerine dnd. B u n u n zerine hepsi ie devam
e t m e k t e n korkarak K'be'den katlar. Daha sonra Mahzumlerin reisi, o zam a n hayatta olmayan Muire'nin olu Velid kazmay eline ald. "Ykm iini
sizin yerinize ben y a p a c a m " dedikten sonra K'be'ye gitti ve yle dedi: "Ey
Tanrm, k o r k m a . Ey T a n r m biz iyilikten baka birey istemiyoruz." Daha

I.S.III/l, 2 8 .

sonra Yemen kesi ile Hacer'l-Esved'in arasndaki gney-dou duvarnn

2.

I.S.I/1,71.

b i r ksmn ykt; fakat dierleri ie koyulmaktan ekindiler. "Bekleyelim ve

3.

Esed bn Huzeyme. Necd ovasnn en kuzeyinde yerlemi olan Mekke'nin ku/ey-dousundaki bir

grelim" dediler, " E e r o helk olursa, K'be'ye d o k u n m a y a l m , hatta onu es

kabile. Kureyli Esed kabilesi ile kartrlmamaldr.

ki haline evirelim. Fakn.t eer o arplmazsa, ki b u Allah iimizi onaylyo

1.

4.

Abdu ems'n olu ve Harb'in babas Umeyye'ni lmnden sonra byle anlmt..

5.

I.&VIII,.W2

' '

demektir, onu s o n u n a kadar ykalm." Gece hibir aksilik kmad,; Vclnl

bah erkenden tekrar ie balad, dierleri de ona katldlar. T m duvarlar, b-

[15]

rahim'in att temellere kadar yklnca, yanyana dizilmi deve hrglerine


benzer, byk, yeilimsi talar ortaya kt. Bir adam talardan birini ekip
karmak iin iki tan arasna bir manivela koydu; fakat ilk hareketinde,
tm Mekke'yi sarsan ve depreme benzeyen bir sallant oldu. Bunu, temelleri
ykmamalar iin yaplan bir uyar iareti olarak kabul ettiler.

torite ve saygnlnn da vurmasndan ksa bir sre sonra, Muham-

med (s.a.v.) zaten bilincinde olduu ruhsal olaylarn yan sra baz g-

l manevi iaretler almaya balamt. Bunlarn nasl olduu sorulduunda

Hacer'l-Esved'in bulunduu kede Sryanice bir yaz buldular. Onu,

onlarn, uykuda iken gelen "Sabahn aydnl gibi gerek grntler"^ ol-

bir Yahudi okuyana dek ne olduunu bilmeden sakladlar: "Ben Allah'm ve

duunu sylerdi. Bunlarn sonucunda tenha yerleri tercih etmeye balad ve

Bekke'nin Rabbiyim. Bekke'yi, gkleri ve yeri yarattm, Ay'a ve Gne'e e-

Mekke'nin stndeki tepelerden birine, Hira dandaki bir maaraya, inzi-

kil verdiim ve Gne'in etrafna dokunulmaz olan yedi melei yerletirdi-

vaya ekilmeyi adet haline getirdi. Bu, Kurey geleneklerine yabanc ve ga-

im gn yarattm. O (Bekke), insanlarna st ve su ile yardm eden iki tepe-

rip bir olay deildi. nk inziva smail- oullar arasnda gelenek haline

si varolduka varolmaya devam edecektir." Bir para yaz da brahim maka-

gelmiti. Her nesilde, belirli bir sre insanlarn dnyasndan el ekip yalnz

mnda, K'be'nin kaps yannda brahim'in ayak izini tayan kayann altn-

kalmay tercih eden birka kii bulunurdu. Bu, eski fakat hl uygulanan

da bulundu: "Mekke, T a n r n n kutsal evidir. Onun sreklilii ynden

gelenee uygun olarak M u h a m m e d (s.a.v.), yanma biraz yiyecek alr ve bir-

gelir. Onun yaknndaki insanlar onu ilk kirletenler olmasn."


Kureyliler, binann yksekliini arttrmak iin daha ok ta topladlar. Ay-

ka geceyi Allah'a ibadetle geirirdi. Daha sonra ailesine dner, tekrar yiyecek ve gerekli eyleri alp geri giderdi. Bu yllarda ara sra, ehirden ayrlp,

r ayr kabileler srayla altlar. Nihayet bina Hacer'l-Esved'in konulaca

maaraya yaklatnda yle sesler duyard: "Ey Allah'n Rasul, sana se-

ykseklie geldi. Bu srada aralarnda iddetli bir tartma kt. nk hibiri

lm o l s u n . G e r i y e dnp kimin konutuunu aratrdnda ise kayalar

Hacer'l-Esved'i duvara yerletirme erefini, dier kabileye brakmak istemi-

ve aalardan baka kimse gremezdi.

yordu. Bu tartma birka gn srd ve anlamazlk o denli byd ki, taraflar

Ramazan, geleneksel inziva ay idi. Krk yanda iken, Ramazan'n son-

savamaya hazrlandlar. O srada yal bir adam yle bir neri getirdi: "Ey Ku-

larna doru bir gece yalnzken ona insan eklinde bir Melek geldi. Melek

reyliler, tarttnz konuda sizi uzlatracak bir hakem sein. Mescid'e girecek

ona, " O k u ! " dedi. O, "Ben okuma b i l m e m ! " deyince, kendi anlatt ekliy-

olan ilk adam bu konuda hakem olsun."* K'be'nin evresindeki alana Mescid,

le unlar oldu: Melek beni ald ve dayanabileceim son noktaya kadar skt.

yani secde edilen yer ad verilir. nk Allah'n Evine ynelerek O'na secde et-

Daha sonra beni brakp: " O k u ! " dedi. Ben "Okuma b i l m e m ! " dedim, beni

me gelenei, brahim ve smail'den beri devam edegeliyordu. Yal adamn tav-

tekrar ald ve skt ve tekrar takatimin son noktasnda brakp, tekrar

siyesine uymaya karar verdiler. Mescid'e ilk giren kii, belli bir sredir Mek-

" O k u ! " dedi, ben yine "okuma b i l m e m " dedim. Beni nc defa aynen

ke'de bulunmayan ve henz dnen Muhammed (s.a.v.) idi. Onun kapdan g-

skt ve braktnda yle dedi:

rnmesiyle insanlarn yznde, mutluluk ve sevin ifadeleri belirdi. Daha da


yaklatnda memnuniyetle dolu selmlamalar ve mrldanmalar topluluu

Yaratan Rabbinin adyla

sard. Bazlar: "O, el-Emin'dir" dediler. Bazlar: "Muhammed (s.a.v.) geldi,

O, insan bir kan phtsndan

onun kararma uyarz" dediler. Meseleyi ona anlattklarnda o, "Bana bir para

Oku, senin Rabbin en byk kerem

oku
yaratt.
sahibidir:

kuma getirin" dedi. Getirdiklerinde bezi yere yayd. Hacer'l I sved'i ortasna

Ki O, kalemle (yazmay)

koydu. "Her kabile bezin bir ucundan tutsun" dedi. "Sonra hep birlikte onu

nsana bilmediini retti. (A'lak: 1-5) ''

retendir.

kaldrn". Ta yeteri kadar yerden ykselttiklerinde, onu ald ve K'be'nin kesine kendi elleriyle yerletirdi ve bylece inaat devam elli
.

1.1. 125

O, bu szleri melein arkasndan tekrarlad ve melek onu brakp gitti.

Daha sonralar yle derdi: "Sanki kelimeler kalbime yazlmt." 4 Fakat


kendisine airlere olduu gibi bir cinin musallat olmasndan korktu. Bu
yzden h e m e n maaray terk etti, dadan inerken yukardan bir sesin yle dediini duydu: " E y Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebrail'im." Gzlerini yukar evirdi, onu maarada ziyarete gelen kimse ordayd, fakat imdi aslen melek eklindeydi, tm ufku kaplamt. Tekrar " E y
Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebrail'im" dedi. Peygamber
melee bakmaya devam etti; daha sonra gzlerini ondan evirdi. Fakat nereye baksa Melek oradayd; dou, bat, kuzey, gney tm ufku kaplamt.

me arac olan kalem zerine yemin ediliyordu. Kalemden sorulduunda


Peygamber yle dedi: "Allah'n ilk yaratt ey kalemdi. Kd yaratt ve
kaleme 'yaz!' diye emretti. Kalem "Ne yazaym?" diye sordu. Allah: "Kyamete dek yarattklarmla ilgili benim ilmimi yaz" dedi. Daha sonra kalem
verilen emri yerine getirdi." 9 Kalem'e and itikten sonra, bir de onun yazdklarna and iiliyordu. Semada Meleklerin ktlara yazd eylerden biri
de, daha sonra indirilen vahiylerde Levh-i Mahfuz'da yazl 'erefi stn bir
K u r ' a n 1 0 ve kitabn anas' (Ra'd: 3 9 ) olarak geen,Kur'an'n semav arketipidir. Yani ona da and iiliyor. Bu iki yemini teselli takip ediyor:

Nihayet melek ondan ayrld, o da evine dnebildi. Hzl hzl arpan kalbiyle yatana uzanp Hatice'ye "Beni rtn! Beni r t n ! " 5 dedi. Birden telalanan Hatice ona hibir ey sormadan bir rt getirdi ve zerine rtt.
Korkusu biraz getiinde Muhammed (s.a.v.), ona, grdklerini ve duyduk-

"Nun. Kaleme ve satr satr yazdklarna


deli deilsin. Gerekten

raka'ya gitti ve olanlar haber verdi. O da: "Hay Mbarek" dedi, "Varaka'nn
nefsine Hakim olana yemin ederim ki Muhammed'e, Musa'ya gelen N a m u s 6
gelmitir. M u h a m m e d halknn peygamberidir. Git onu teskin et." Hatice
eve dnd ve ayn szleri Muhammed'e (s.a.v.) tekrarlad. Bunun zerine

K'be'ye gitti, tavaf tamamlad. Daha sonra Mescid'de oturanlar arasnda


grd yal ve kr Varaka'y selmlad. Varaka ona da Hatice'ye sylediklerinin aynsn tekrarlad. Fakat bu kez unlar da ekledi: "Sana yalanc diyecekler, kt davranacaklar, sana sava aacaklar ve seni kovacaklar; ben o
gnleri grrsem Allah iin sana yardm e d e c e i m . " 7 Ona doru eildi ve
alnndan pt. Peygamber daha sonra evine dnd.

bir ecir vardr. Ve phesiz

bir
sen,

i-4).

(Kalem:

Bu ilk vahiyler geldikten sonra, belli bir sre vahiy kesintiye urad.
Peygamber, Hatice'nin srekli teselli etmesine ramen Allah'n gazabna uram olmaktan korkuyordu. Sonunda bu sessizlik bitti ve onu temin edici
bir vahiy geldi:

Muhammed (s.a.v.), Allah'a adad ibadet gnlerini tamamlamak iin gnl rahat olarak maaraya dnd. badetini bitirdikten sonra adeti zere

senin iin kesintisi olmayan

pek byk bir ahlk zerindesin."

larn anlatt; bunun zerine Hatice, yal ve kr bir adam olan kuzeni Va-

andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle

"Kuluk vaktine andolsun, 'Karanl iyice kt' zaman geceye, Rabbin seni
terk etmedi ve danlmad

da. phesiz senin iin son olan, ilk olandan (ahiret,

yadan) daha hayrldr. Elbette Rabbin sana verecek, bylece sen honut
Sen bir yetim iken, seni bulup da barndrmad
ru yola'yneltip-

leyse, sakn yetimi zp-kahretme,

B., 3.

veni semadan gelen ikinci vahiyle iyice glendi. kinci vahyin nasl geldi-

2.

I.I., 151.

m? Ve seni yol bilmez iken, seni 'do-

iletmedi mi? Bir yoksul iken seni bulup da zengin etmedi mi? y-

nimetini ise, durmakszn

Hatice ve Varaka'nn ona gven vermesinden sonra kendisine olan g-

dn-

kalacaksn.

isteyip-dilenmi

anlat." (Duha:

de azarlayp-

kma.

Rabbinin

1-11).

i kaynaklara kaydedilmemi, fakat Peygamber'e nasl geldii sorulduun-

3.

B. 1, 3.

da, "ki ekilde" cevabn vermiti: "Bazen o bana zil sesi gibi geliyordu, bu

4.

I.I. 153.

en zor ve ar olanyd; zil sesleri (nlamalar) mesaj anladm anda kesi-

5.

B. 1. 3.

liyordu. Bazen de Melek bir insan eklinde geliyor ve konuuyor, ben de koQ
nutuklarn ezberliyordum." 0

6.

lahi Kanun ve Kutsal Yazt anlamlarna gelen Yunanca Nomos kelimesi burada Vahyi getiren melekle zdeletiriliyor.

7.

I. 1. 153-4.

Bu ikinci vahiy bir tek harfle, daha sonra Kur'an'daki birok surenin ba-

8.

B. I. 3.

nda yer a l c a k olan harflerden, ilkiyle balyordu 1 larfin herrcn arkasn-

9.

Tr. 4 4 .

dan ilh bir and geliyordu. lk vahiyde de belirtilen Allah'n insana ret-

10.

te slm'n dayanan tekil eden ilhi vahiy, adn buradan alr. (Brc: 2 1 - 2 2 )

NAMAZ

[16]

dinin Allah'n yceliinde bir snak bulma ihtiyac nedeniyle, bu iki kelimeye nem vermitir. Er-Rahm'den (ok merhametli) daha fazla merhamet
ifade eden er-Rahman kelimesi, rahmetin kkn ve zn ifade eder. Snrsz ltuf ve ihsan anlamna gelen bu kelime Kur'an'da Allah'a e tutulur.

u son cmleye uygun olarak Peygamber artk kansndan sonra kendisi-

"Allah diye am,

ne en yakn ve sevgili bulduu kiilere Melek ve Vahiy hakknda grdk-

isimler Onundur.

lerini anlatmaya balad. Henz onlardan hibir ey istemiyordu; istedii

Bu isim Peygamber iin ok sevgili bir isimdi ve Abdu'l-Amr (Amr'n

tek ey srrm aa karmamalaryd. Fakat bu durum uzun srmedi. Bir

kulu) ismi ok putperese grnd iin, yeni m'mine Abdu'r-Rahman;

gn Mekke'nin zerindeki ykseklikte Cebrail ona geldi ve topuuyla tepe-

Rahman'm kulu, sonsuz balaycnn kulu adn verdi. smi Abdu'r-Rah-

'Rahman' diye arn, ne ile arrsanz

; sonunda en gzel

nin yamacndaki imenlie vurdu. Oradan hemen bir su fkrmaya balad.

man'a evrilen sadece Avf'n olu deildi, daha pek o k kimseye bu ad ve-

Daha sonra namazdan nce kendisini nasl temizliyeceini Peygamber'e -

rilmitir.

retmek iin onun nnde abdest ald. Peygamber de onu taklid etti. Sonra
namaz nasl klacan, kyam, rku, scud ve teehhd miktar oturmann
nasl yaplacan retti ve bunlarn aralarnda Allahu Ekber - Allah Byktr- denilecek zamanlan, namaz bittikten sonra da Es-Selam Aleykm
-selm zerinize olsun (meleklere)- demesi gerektiini syledi. Peygamber
yine onu taklid etti. Melek oradan ayrld. Peygamber de evine dnd. Dndnde rendiklerininin tmn Hatice'ye de retti ve birlikte namaz
kldlar.

islm'a anya ilk olumlu tepkileri gsterenler ounlukla ikna yoluyla deil birtakm manevi iaretlerle bu yola gelmilerdir. Ebu Bekir uzun sreden beri Mekke'de rya tabirindeki yeteneiyle tannrd: Bir sabah ems
kabilesinden gl bir adam olan Sa'id lbnu'l-As'n olu Halid ona beklenmedik bir ziyarette bulundu. G e n adamn yz hl, ksa bir sre nce
korkun bir i tecrbe geirmi olduunu gsteren izlerle doluydu. Aceleyle, gece nemli olduunu sand fakat anlayamad bir rya grdn
anlatt. Ryasnda, dibi grnneyecek kadar derin ve ateler iinde bir u-

Din artk abdest ve namaz esaslar zerine kurulmutu. Hatice'den son-

kurun hemen kenarnda duruyor. Daha sonra babas geliyor ve onu atee it-

ra bu esaslar ilk uygulayanlar Ali, Zeyd ve Peygamber'in yakn dostu

meye alyor. Kenarda mcadele ederken, korkusunun dorua ulat bir

Teym'li Ebu Bekir idi. Ali daha on yandayd. Zeyd'in henz Mekke'de hi-

anda iki gl el onu, babasnn tm abalarna ramen ekip alyor. Geri-

bir etkisi yoktu. Fakat Ebu Bekir sevilen ve sayg duyulan bir kimseydi,

ye dnp baktnda kurtarcsnn el-Emin, yani Abdullah'n olu Muham-

nk bilgili, anlayl ve yumuak huylu bir adamd. ou kimse u veya

med olduunu gryor ve o srada da uyanyor. Ryasn anlatmay bitirdik-

bu konuda danmak iin ona gelirdi. Artk Ebu Bekir, gvenebilecei kim-

ten sonra, Ebu Bekr ona "Sana iyilikler temenni ederim" dedi. "Seni kurta-

seleri Peygamber'e uymalar iin yeni dine davet etmeye balamt. Uyan-

ran bu adam Allah'n elisidir, o halde ona tbi ol. -hem ona tbi olacaksn,

larn ou yeni dine onun aracl ile girmilerdi. arya ilk karlk ve-

hem de onun sayesinde slm'a gireceksin ve slm seni ateten koruyacak."

renlerden biri Zhre kabilesinden Avf'n olu Abdu'l-Anr -Peygamber'in

Halid doruca Peygamber'e gitti, ryasn anlattktan sonra mesajnn ne ol-

annesinin uzaktan akrabas oluyordu-, dieri ise Beni'l-Haris kabilesinden

duunu ve ne yapmas gerektiini sordu. Peygamber ona ne yapacan gs-

el-Cerrah'n olu Ebu Ubeyde idi.^

terdi ve Halid ailesinden gizlice slm'a girdi.^

Bunlardan ilki olan Abdu'l-Amr ile birlikte daha nce hi olmayan bir

Bu srada Suriye'den memleketine dnmekte olan Abdu ems'li bir tc-

olay adet haline geldi. Vahyin en gze arpan zelliklerinden biri de, Al-

car da, lde bir gece yle bir sesle uyand: "Ey uyuyanlar, uyanr, nk

lah'n er-Rahman ve er-Rahim isimleriydi. Rahman kelimesi, ok merhamet-

Mekke'ye Ahmed g e l d i . B u tccar meyye kabilesinden Affan'n olu Os

li, snrsz balayc anlamna gelen rahim kelimesinin mbalaal eklidir.

man'd, ayn zamanda annesi tarafndan, Abdu'l-Muttalib'in kzlarndan t>

Bundan daha youn ve kapsaml bir znlama sahip olan rahman kelimesinin

rinin, Peygamberin halas m m Hakim el-Beyza'nn da torunu oluyordu

tam karl bulunmad iin ounlukla yanl anlalmn. Vahiy, yeni

Her ne kadar "gelmek" ten ne kastedildiini bilmese ve ok yceltilmi .m

lamndaki "Ahmed"'in, "yceltilmi" anlamndaki Muhammed'in

yerine

bir emir bld: "Ey brnp rtnen, kalk (ve) bundan byle uyarp -korkut.

kullanldn fark etmese de, bu szler onun ruhuna iledi. Fakat Mekke'ye

bini tekbir et (ycelt). Elbiseni de temizle. Pislikten kanp-uzakla

varmadan, Teym'li bir adamla, Ebu Bekir'in kuzenlerinden Talha ile kar-

ruya (sra) frld zaman, ite o gn, olduka zorlu bir gndr; kfirler

lat. Talha, Kutsal Ev'in halk arasndan Ahmed'in meydana kp kmad-

hi kolay deildir.Bundan

Rab-

nk o boiinse

ksa bir sre sonra bir gece yine, kendisinden ve

n soran bir rahibin bulunduu Busra'dan henz dnyordu. "Ahmed de

onu takip edenlerden beklenen namaz ve ona yklenen byk sorumlulu-

k i m ? " diye sordu Talha. Rahip "Abdu'l-Muttalib'in olu Abdullah'n olu"

u vurgulayan emirlerle uyandrld:

cevabn verdi. "Bu ay onun ortaya kaca ay; ve o peygamberlerin sonuncusudur" dedi. Bu szleri, kendi bandan geenleri anlatan Osman'a da

"Ey rtsne brnen, az bir ksm hari olmak zere, geceleyin kalk;

(Gecenin)

yars kadar. Ya da ondan da biraz eksilt. Veya zerine ilave et. Ve Kur'an' da belli

tekrarlad. Dndklerinde Talha, M u h a m m e d (s.a.v.)'in en yakn arkada

bir dzen iinde (tertil zere) oku. Gerek u ki biz senin zerine 'olduka ar' bir

olan Ebu Bekir'e gitmelerinin doru olacan syledi. Bunun zerine Ebu

sz (vahiy) brakacaz"

(Mzzemmil:

1-5).

Bekir'e gittiler ve duyduklarn ona anlattlar. O da hemen onlar, lde duyduklarn ve rahibin sylediklerini anlatmalar iin Peygamber'e gtrd.
Balarndan geenleri anlattktan sonra inanlarn dile getirdiler.

Yine ayn srede yle bir emir vard: "Rabbinin ismini zikret ve her eyden
kendini ekerek yalnzca

slm'a giren drdnc kii ise, imana gelme ekli bakmndan bunlar-

O'naynel.

baka ilah yoktur. u halde (yalnzca)

(Allah) Dounun ve Batnn Rabbi'dir.

O'ndan

O'nu vekil tut." (Mzzemmil: 8 - 9 ) . Pey-

dan pek farkl olmayan Zhre'nin mttefiki (mevlas) Abdullah lbn Mes'ud

gamber'i teskin ve teselli etmek iin indirilen ve daha yumuak tonda olan

idi. Bu konuda yle diyor: "O zamanlar henz olgulua erimi bir gen-

vahiyler de geliyordu. Bir seferinde sadece onun grebildii Melek yle de-

tim ve Ukbe lbn Ebi Muayt'n srlerini otlatyordum. Bir gn Peygamber

di: "Hatice'ye Rabbin'in selmn ilet." Peygamber (s.a.v.) Hatice'ye: "Ey Ha-

ve Ebu Bekir yaknmzdan geiyordu. Peygamber kendilerine verebilecek

tice, ite Cebrail sana Rabbi'nden selm getiriyor" dedi. Hatice aknlktan

stm olup olmadn sordu. Ben de srlerin benim olmadn, bana

kurtulup konuacak kelime bulabildiinde yle dedi: "Allah Selmdr, se-

emanet edildikleri iin onlara st veremeyeceimi syledim. Peygamber:

lm da O'ndandr, selm Cebrail'in stne olsun!

"Daha zerinden bir ko gememi, k k bir kuzunuz var m ? " diye sor-

Yeni dine giren ilk m'minler, Peygamber'i muhatap olan emirlerin ken-

du. Bir tane olduunu syledim ve onu getirdim. Peygamber onu iple ba-

dilerini de baladna kanaat getirdiler. Bu nedenle onlar da Peygamber gi-

ladktan sonra ellerini kuzunun memelerine koydu ve dua etti. Bunun ze-

bi uzun gece ibadetleri ile megul oluyorlard. Her zaman kldklar nama-

rine kuzunun memeleri stle doldu. Ebu Bekir tas gibi ortas ukur bir ka-

za gelince, artk sadece abdest almakla kalmyor, stlerini ve namaz kldk-

ya paras getirdi, Peygamber kuzuyu sad ve hepimiz stten itik. Daha

lar yeri temiz tutuyorlard. Ayn zamanda Kur'an'm inen tm blmlerini,

Birka gn sonra Abdullah, Pey-

namazda okuyabilmek iin h e m e n ezberliyorlard. Vahiy artk daha sk gel-

gamber'e gitti ve slm'a girdi, bir sre sonra ondan yetmi s r e 6 rendi ve

meye balamt. Vahiy geldiinde Peygamber onu evresindekilere aktar-

kendisine verilen bir ltufla onlar ezberledi. Daha sonra Kur'an hafzlar-

yor, daha sonra azdan aza okunup ezberleniyordu. Dnyevi eylerin ge-

nn (Kurra) ileri gelen simalarndan biri olmutur.

icilii, lm, tekrar dirilme ve Hesap gnnn kesin oluu, Cennet ve Ce-

sonra memeye: 'Kuru' dedi, o da

kurudu."5

Vahyin bir sre kesilmesi Peygamber'i ok zmt; lakat kalbi, henz


inzal olmayan bir ayette de belirtildii gibi, lh Kelm' almann yk altnda eziliyordu. "ayet bizbu Kur'an' bir dan zerine indirmi olsaydk,
sun onu Allah korkusundan

andol-

sayg ile ba emi, para para grm olurdun.

'7

Onu "beni rtn, beni rtn" demeye zorlayan rpcrmc yine zaman zaman
geliyordu. Bir gece rtsne b r n m bir halele yalarken, inzivasn, daha
sert ve nemli bir lh Emir, insanlar Kyamet Ciimi ile ya masn isteyen

hennem hakknda gittike daha ok yet iniyordu. Fakat tm bunlarn tesinde en ok, Allah'n yceliine, tek oluuna, Hak olduuna, Hikmet, Rahmet, Mafiret, hsan ve Kudreti'ne dikkat ekiliyordu. Bunlarn yan sra,
aka Yaratclarnn bir olduuna iaret eden tabiat harikalarna ve evrendeki dengeye, O n u n yetleri olarak deiniliyordu. Tabiattaki ahenk Tevhid'in okluklar dnyasna aksetmesidir ve Kur'an bu ahenge insann d
nce duyularn harekete geiren bir tema olarak deinir.

D m a n olan inanszlarn b u l u n m a d yerlerde m'minler birbirleri-

ALEN

ne, C e n n e t e h l i n i n selmyla, Cebrail'in P e y g a m b e r i selmlad ekilde se-

UYARIP

lm veriyorlard: " S e l m n aleykm (selm zerinize o l s u n ) " , kardakinin

KORKUT

[17]

cevab ise: "Ve a l e y k m selm (selm sizin de zerinize o l s u n ) " oluyordu.


Burada o u l zamir ( k m ) kullanlmas, selm verilen kiinin iki yannda
duran m e l e k l e r i de selma dahil e t m e k iindir. k r ve kutsama ile ilgili
yetler de o n l a r n yaamnda ve hayat grlerinde nemli rol oynuyordu.

enz ak olarak slm'a bir ar yaplmamt, fakat gn getike bu fe-

dakr mminler ve abidler grubuna kadn-erkek birok yeni gen katl-

Kur'an k r zerinde o k duruyordu ve k r n ifade e t m e n i n yolu ise:

yordu. Daha nce bahsettiklerimizden baka slm'a ilk girenler arasnda Pey-

'Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah'adr' demekti. Ballk ve itaatin ifadesi

gamber'in kuzenleri Cafer ve Zbeyr de vard; bunlar, daha baka kuzenler ta-

ise ' R a h m a n ve R a h i m olan Allah'n adyla' d e m e k idi. Bu, Kur'an'daki h e r

kip etti. Halas Umeyye'nin oullan, Abdullah bn Cah ile kardei Ubeydullah

srenin ^

ve dier halas Berre'nin olu Ebu Seleme de slm'a girdi. Annesi tarafndan iki

ilk yetiydi. M'minler de Peygamber'den rendikleri gibi her

Kur'an okuyularnda besmele ekiyorlard. Genileterek okuduklar h e r e-

kuzeni de, Zhre'li Ebu Vakkas'n olu Sa'd ve onun kk kardei Umeyr de

yin banda ve daha sonra balanan h e r eyden n c e besmeleyi o k u m a y

yeni dine girenler arasndayd. Fakat Peygamber'in drt amcasndan hibiri

adet haline getirdiler. Yeni din, ldin olan h i b i r eyi kabul etmiyordu.

onun peinden gelmeye yatkn grnmyordu: Ebu Talib oullan Cafer ve


Ali'nin slm'a girmesine kar kmt. Fakat kendisinin, atalarnn dinini terk
etmeye hazr olmadn sylyordu. kisi de Peygamberi kiisel olarak ok
sevdiklerini gsterdikleri halde Abbas slm'a girme konusunda ekimser davranyor, Hamza ise anlamaz grnyordu. Fakat Ebu Leheb aka yeeninin
bir saptmc deilse bile, bir sapk olduunu sylyordu.
"(ncelikle)

En yakn

hsmlann

(airetini)

uyarp korkutyeti

geldikten

sonra Peygamber (s.a.v.), Ali'yi ard ve ona: "Allah bana en yaknlarmdan


balayp ailemi ve akrabalanm uyarmam emretti. Fakat b u i b e n i m g c m
ayor. Bu yzden bir y e m e k vereceim. Bir koyun budundan yemek hazrla,
bir marapa da st bul ve tm Beni Abdu'l-Muttalib'i bir araya topla. Bylece
ben de bana verilen emri yerine getirebileyim" dedi. Ali, kendisine sylenen-

1.

Bak. soy aac.

2.

sra: 110. Bundan sonra rahman ve rahim isimlerini karlarken, Arapa'daki gibi tek isim kullanmak iin (esirgeyen ve balayan) kelimelerini kullanacaz. Belirlilik taks ise (the: el) bu sfatlarn Mutlak oluuna dellet eder.

Ali, "Peygamber bana hazrladm yemei getirmemi syledi. Tabaktan Dr

3.

I. S. IV/ 1,68.

lokma et ald, onu srd ve tekrar tabaa koydu ve "Allah'n adyla o n u gtr"

4.

I. S. III/ 1, 37.

dedi. Adamlar grup grup srayla hepsi doyuncaya dek yediler. " F a k a t " dedi

5.

I. S. 111/ 1, 107.

Ali, "yemekte hi azalma yoktu, sadece insanlarn el demesiyle paralanm-

6.

Kur'an, uzunluklar birbirine eit olmayan 114 sreden meydana gelir. En uzun sre, 2 8 5 ; en ksa
sure ise yetten meydana gelmitir.

leri yapt, ne az ne fazla, ne sylendi ise onlar hazrlad ve Haim Kabilesinin


h e m e n h e m e n tm, krk adam geldiler. "Onlar bir araya geldiinde" dedi

t. Hayatm zerine yemin ederim ki eer bir tek adam olsayd, benim koyduum yemekle a n c a k doyard. Daha sonra Peygamber: "Onlara iecek ver" de-

7.

Har: 21., Kur'an'da, birinci ahstan (Biz) nc ahsa (Tanr, O) geiler ok kullanlmtr.

8.

(Mddessir: 1-10)

di, ben de marapay getirdim, herkes doyana dek iti. Halbuki o kaptaki s-

9.

I. H. 156.

t bir tek kii bitirebilirdi. Fakat Peygamber tam onlara hitap e d e c e k k e n E b u

10.

Sadece bir tek surenin (Tevbe) banda besmele yoktur. Fakat bu sure henz o dnemde nazil olmamt.

Leheb o n u n szn kesti ve: " E v sahibiniz sizi byledi" dedi. Bunun zerine o n u n k o n u m a s n a frsat kalmadan daldlar."

KUREY

Ertesi gn Peygamber Ali'ye bir n c e k i gn yaptklarnn aynsn yap-

KAR

masn syledi. Ve yine bir n c e k i gibi y e m e k hazrland, her ey n c e k i gn

KYOR

[18]

gibiydi: Fakat b u kez Peygamber (s.a.v.), etkisini gsterip onlara hitap etmeyi baard: " E y Abdu'l-Muttalib oullar," dedi, " b u halka b e n i m k i n d e n
daha soylu bir m e s a j getiren hibir Arap tanmyorum. Size h e m b u dnya,

-j-sln'n ilk gnlerinde, Peygamber'in etrafndakiler sk sk gruplar halin-

h e m de ahiret iin k u r t u l u getiriyorum. Allah b a n a , sizi O'na armam

1 d e Mekke'nin dndaki derelere gider ve kimseye g r n m e d e n cemaatla

emrediyor. O halde iinizden k i m b a n a b u k o n u d a yardmc olacak, b e n i m

namaz klarlard. F a k a t bir g n b i r k a putperest, o n l a r n a m a z klarken yan-

vekilim, kardeim ve varisim o l a c a k ? " T m kabile sessizlik iindeydi. Cafer

larna geldiler ve alay etmeye baladlar. S o n u n d a karlkl atma balad

ve Zeyd bir eyler syleyebilirlerdi; fakat onlar meselenin kendi M s l m a n -

ve Zhre kabilesinden Sa'd kfirlerden birine bir devenin kaburgas ile vur-

lklar olmadn ve bu meclisin dierlerini slm'a a r m a k iin topland-

du ve onu yaralad. slm'da ilk kan d k m e b u olay srasnda meydana gel-

n dnyorlard. Sessizlik b o z u l m a y n c a o n yandaki Ali, kendisini

di. Fakat o g n d e n sonra, Allah aksini emredinceye dek iddetten kanma-

k o n u m a k zorunda hissetti ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, b e n senin

ya karar verdiler. n k Vahiy srekli olarak Peygamber'e dolaysyla onla-

yardmcn o l a c a m . " Peygamber elini Ali'nin ensesine koydu ve: "Bu, sizin

ra sabr tavsiye ediyordu: "Onlarn demelerine

aranzda b e n i m vekilim, varisim ve kardeimdir. O n u dinleyin ve ona itaat

kopma

e d i n " dedi. Adamlar ayaa kalktlar ve glerek E b u Talib'e : " O , sana, o-

mil: 1 0 ) ve "Sen imdi o kfretmekte

l u n u dinlemeni ve o n a itaat e t m e n i e m r e d i y o r " d e d i l e r . 2

re tan." ( M z z e m m i l : 10,1.1. 1 6 8 )

(dnce ve eylem bakmndan

kar sen sabret ve onlardan

kkl bir tutum) ile kopup ayrl"


olanlara

bir mhlet ver, kendilerine

gzel

(Mzzemaz bir s-

Peygamberin halalarndan Safiye de olu Zbeyr gibi ona uymakta te-

Bu iddet eylemi iki taraf iin de bir istisna tekil ediyordu. n k Ku-

reddt etmedi, fakat o n u n be kz kardei bir trl karar veremediler. Er-

rey'in tm, Peygamber (s.a.v.) onu aka tebli ettikten sonra bile, yeni di-

v a h n t u t u m u , onlarn hepsinin b u l u n d u u d u r u m u aydnlatacak nitelikte-

ne hogr gsteriyordu. Bu hogr, yeni dinin kendi tanrlarna, ilkelerine

dir: "Ben dier kz kardelerimin ne yapacaklarn b e k l i y o r u m " derdi. Dier

ve kklemi geleneklerine kar ktn fark etmelerine dek devam etti. Bu-

taraftan yengesi, kararsz olan Abbas'n kars mm'1-Fadl, Hatice'den s o n -

nun farkna varr varmaz, bir grup ileri gelen adam Ebu Talib'e gitti ve onun

ra slm'a giren ilk kadnd. Daha sonra kz kardeini de Peygambere ge-

yeeninin faaliyetlerini snrlamas gerektiini sylediler. Ebu Talib onlara ya-

tirmeyi baarabilmiti. - z kardei M e y m u n e ve vey kardeleri Selma ile

ttrc bir cevap verdi; fakat onun hibir ey yapmadn grnce tekrar gel-

E s m a - Cafer, U m m ' l - F a d l ' n evinde b y m t ve ksa bir sre n c e ev-

diler ve yle dediler: " Ey E b u Talib, sen aramzda en erefli ve en yce ko-

lendii Esma'y bu evde tanmt ve sevmiti. Hamza da o n u n kardei Sel-

numa sahip olansn ve biz senden kardeinin olunu kontrol altnda tutman

ma ile evlenmiti. slm arsna ilk icabet edenlerden biri de m m Ey-

istedik, fakat sen byle yapmadn. T a n r i y a andolsun ki, babalarmzn hor

m e n idi. Peygamber o n u n h a k k n d a yle derdi: " C e n n e t ehlinden biriyle

grlmesine, tanrlarmzla alay edilmesine ve tanrlarmza kfredilmesine

evlenmek isteyen m m Eymen'le e v l e n s i n . " 3 Bu szleri, Zeyd'i o k etkile-

dayanamayz. Ya onu engelle, ya da biz her ikinize de sava aalm." Ebu Ta-

miti. m m E y m e n Zeyd'den o k yal idi, fakat Zeyd iin b u n u n bir ne-

lib byk bir znt iinde yeenine haber gnderdi. Geldiinde ona kendi-

mi yoktu. Bu nedenle Peygamber'e kararm aklad; o da m m F.ymen'i

sini tehdit ettiklerini syledi ve: " E y kardeimin olu, kendini ve beni koru.

kolayca b u evlilie raz etti.

Benim stme tayabileceimden fazla yk y k l e m e " dedi. Fakat Peygamber

mm Eymen, Zeyd'e bir erkek ocuu verdi ve adn same koydular. same, kendisini ok seven Peygamberin yannda onun torunu imi gibi yetiti.

(s.a.v.) ona u cevab verdi: "Allah'a andolsun ki, b e n i m bu yolu brakman


iin Gne'i sa elime, Ay' da sol elime verseler, Allah dinini zafere ulatrmadka veya ben bu yolda harap olmadka b r a k m a m " (1.1. 1 6 8 ) . Daha son-

1.

uar: 2 1 4 .

ra gzlerinde znt belirtileriyle gitmek zere ayaa kalkt. Fakat amcas

2.

Tab. 1171.

3.

I. S. VIII, 162.

o n u geriye ard ve yle dedi: "Ey kardeimin olu, git ve istediini yap,

nk Tanrya andolsun ki seni hibir konuda yzst brakmayacam."


Szlerinin Ebu Talib tarafndan yerine getirilmediini grmelerine ramen, Kureyliler yine de onun yeenine dorudan saldrmakta tereddt ettiler. nk kabilesinin efi olarak Ebu Talib, onu koruyabilecek gteydi
ve Mekke'deki her ef, kendi adna eflik kurumuna saygl olunmasn isterdi. Bu yzden, ilk olarak Mekke'de hibir koruyucusu bulunmayan ve
yeni dine giren zayf kiilerle uramaya karar verdiler.
O gnlerde, birlikte meselenin zn tesbit etmek iin bir danma kurulu oluturdular. Durum ok ciddiydi, Hac zamanna ksa bir sre kalmt ve Arabistan'n her tarafndan Araplar Mekke'ye geleceklerdi. Kureyliler
konukserverlikleri ile mehurdular. Onlar konuklarna sadece yiyecek ve
iecek salama bakmndan deil, her geleni tanrlaryla birlikte kabul ettikleri iin konukseverdiler. Fakat bu yl haclar, Muhammed (s.a.v.) ve taraftarnn, putlar horgrdn fark edecekler ve babalarnn dinini brakp
birok dezavantajlara sebep olacak yeni dine girmeye arlacaklard. phesiz onlarn birou bir daha Mekke'ye gelmeyecekler, bu da hem ticareti
hem de Mescid'in koruyucularnn erefini ve haysiyetini kt duruma sokacakt. En kt ihtimal ise Arablarn birleerek Kurey'lileri Kutsal Mescid'den karmalar ve oray baka bir kabilenin kontrolne vermeleriydi,
aynen Kurey'in Huzaa'llan, Huzaa'llarn da Crhmleri kovmalar gibi.
O halde Mekke'ye gelen Arablar'a Muhammed'in (s.a.v.) Kurey'i temsil etmedii iletilmeliydi. Fakat onun Peygamber olduunu yalanlamak kolay olsa da, bu, insanlar onun konumalarn dinlemeye dolayl bir tevikten te
gitmiyordu. nk onlar da merak edip kendileri karar vermek isteyeceklerdi. Bunun yan sra onlara sylenecek baka eyler de olmalyd; ite Kureyliler'in zaaf buradayd. Bazlar onun iin mecnun (deli) demeyi uygun
buldu. Bazlarna gre ise o bir khin, bir air veya bir byc olmalyd. Bu
sfatlardan hangisinin haclar daha o k etkileyip ikna edecei konusunda,
kabilenin en etkili adam olan Mugirenin olu Velid'e dantlar. Velid, bu
sfatlarn hedeften uzak olduunu syledi. Fakat ikinci bir kez dndnde sz konusu adamn gerekte bir byc olmasa da, byclerle ortak bir noktas olduuna karar verdi. O bir adam, babasndan, kardelerinden, karsndan veya genelde tm ailesinden ayrma gcne sahipti. Bu yzden Velid onlara Muhammed (s.a.v.)'in kanlmas gereken bir by gcne sahip olduu fikrinin ortak h c u m alan olmas gerektiini syledi. Bu
tavsiyeye uymaya karar veren Kureyliler, Mekke'ye ulaan tm yollar ke-

sip, yolcular bu konuda uyarmaya da karar verdiler. nk onlar Muhammed (s.a.v.)'in insan kazanmada ne denli baarl olduunu biliyorlard. Bu
tr vaazlar vermeye balamadan nce O, Mekke'nin en sevilen adam deil
miydi? Ne dili belagatn, ne de grn etkileyiciliini kaybetmemiti.
Plnlar titiz bir ekilde uyguladlar. Sadece bir zel durumda balangta yanla dtler. Beni Gfar kabilesinden Ebu Zer adndaki bir adam -bu
kabile Mekke'nin kuzey batsnda, Kzl Deniz yaknlarnda yerleiktir- Peygamber (s.a.v.) ve ona kar kanlar hakknda ok eyler duymutu. Kabilesindeki dier insanlar gibi, Ebu Zer de bir ekiya idi; fakat onlarn aksine
Tann'nn birliine inanyor ve putlara sayg beslemeye kar kyordu. Kardei neys bir i iin Mekke'ye gitmi ve dnnde Ebu Zer'e Mekke'de
peygamber olduunu iddia eden ve 'Allah'tan baka tanr yoktur' diyen bir
adamn varlndan ve o n u n kabilesi tarafndan dlandndan bahsetmiti.
Orada gerek bir peygamberin varolduuna inanan Ebu Zer hemen Mekke'ye doru yola kt. Mekke'ye girite yolunu kesen Kureyliler onun tm
renmek istediklerini sormasna gerek kalmadan anlattlar. Ebu Zer zorluk
ekmeden Peygamber'in evini buldu. Peygamber o srada avlunun bir kesinde yzn rtsyle rtm bir halde, bir ilte zerinde uyuyordu.
Ebu Zer onu uyandrd ve selm verdi. "Selm zerine olsun" dedi Peygamber. Ebu Zer, "Szlerini bana oku" dedi. Peygamber: "Ben air deilim; benim okuduum ey Kur'an'dr ve konuan ben deilim Allah konuuyor" dedi.
Ebu Zer: "O halde benim iin oku" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona bir sure okudu, bunun zerine Ebu Zer: "Allah'tan baka tanr olmadna ve Muhammed
(s.a.v.)' in O'nun rasul olduuna ehadet ederim" dedi. Peygamber "Hangi kabiledensin?" diye sordu, adamn cevab zerine aknlk iinde onu szd ve:
"phesiz Allah kimi dilerse, hidayete ulatrr" eledi.

Beni Gfar kabilesinin

hemen hemen tmnn hrsz olduu biliniyordu. Ona Islm emirleri rettikten sonra, Peygamber (s.a.v.), halknn yanna dnmesini ve emirlerini beklemesini syledi. Bu yzden Ebu Zer, Beni Gfar'a dnd ve onun aracl ile
ou kii slm'a girdi. O srada yine eski mesleine devam ediyordu, fakat bu
kez Kurey kervanlarna zel bir ilgi gsteriyordu. Bir kervann yolunu kestiinde eer kervandakiler Allah'n birliini ve Muhammed (s.a.v.)'in O'nun Rasul olduunu kabul ederlerse, ald mallan geri veriyordu.
Baka bir karlama ise, Gfar gibi batda yerleen bir baka kabilenin,
ISeni Devs'in slm'a girmesine neden oldu. Devs'li bir adam olan Tufeyl da
ha sonralar, Mekke'ye vardnda byc Muhamed'le konumamas ve

EVS

kendisini ailesinden ve halkndan ayrlabileceinden dolay h i d i n l e m e m e si iin nasl uyarldn anlatr. Kurey bu uyarlara o k n e m veriyor ve

VE

HAZRE

[19]

yolcular o k etkiliyordu. Tufeyl b y l e n m e k t e n o denli k o r k m u t u ki Mescid'e g i t m e d e n n c e kulaklarna p a m u k tkamt. Peygamber (s.a.v.) oradayd, adeti olduu zere Yemen kesi ile Hacer'l-Esved arasnda, yz
Kuds y n n e evrili ve K'be'nin gney-dou duvar h e m e n n n e gelec e k ekilde n a m a z iin yerini almt. " O k u d u u Kur'an yetleri o kadar

vs ve Hazre kabileleri kendileriyle birlikte Yesrib'de yaayan baz yahudi

kabileleriyle mttefiktiler. Fakat aralarndaki iliki ounlukla kt duy-

gularla rlmt. Bunun nedeni ise tek t a n n c yahudilerin, Allah'n seilmi

yksek tonda deildi, fakat buna ramen yetlerden bir ksmn bana iittir-

kullan olarak, o k tanrc Araplara glerinden dolay sayg duymalanna ra-

di, d u y d u u m eyler o k gzeldi. Bu yzden kendi k e n d i m e yle dedim:

men bir kskanlk beslemeleriydi. Yahudiler skntya dtklerinde ise y-

Ben saduyulu bir a d a m m ve airim, yanl ile doruyu ayramayacak ka-

le diyorlard: "Gnderilecek olan Peygamber'in zaman imdidir. O bize gel-

dar cahil de deilim. O halde neden bu adamn sylediklerini iitmemeli-

diinde biz sizi, Ad ve Irem^ kavimlerinin yerle bir edilmesi gibi y o k edece-

yim? E e r doruysa kabul ederim, yanlsa brakrm. Peygamber (s.a.v.)

iz." Yahudi alimleri ve khinler, Peygamber'in nereye geleceini soranlara

oradan ayrlana dek bekledim ve giderken o n u takip ettim. Tam evine gir-

ounlukla Mekke ile ayn ynde olan Yemen tarafn iaret ederlerdi. Bu ne-

dii srada h e m e n arkasndan ben de girdim ve: 'Ey M u h a m m e d (s.a.v.)! Se-

denle Yesribliler, Mekke'de Peygamber olduunu iddia eden bir adamn orta-

nin k a b i l e n d e k i adamlar bana byle byle dediler, ben de o kadar k o r k t u m

ya ktn duyunca dikkat kesildiler. Getirdii mesajn zelliklerini duyduk-

ki senin szlerini d u y m a m a k iin kulama p a m u k tkadm. Fakat i m k n -

larnda ise daha o k ilgi duydular, n k onlar eskiden beri tektanrc akide-

sz olduu halde Allah bana senin szlerini iittirdi. O halde kim o l d u u n u


bana syle' d e d i m . "
Peygamber (s.a.v.) ona slm' anlatt ve Kur'an okudu; Tufeyl de kelimei ehadet getirdi. Daha sonra slm' tebli etmek iin halknn yanna dnd.
Babas ve k a n s slm'a girdiler, fakat geri kalan Devs'liler kfrde srar ettiler. O da Mekke'ye byk d krkl iinde dnd ve Peygamber'den onlara beddua etmesini istedi. Fakat b u n u n yerine Peygamber onlarn doru yolu bulmalar iin dua etti ve Tufeyl'e yle dedi: "Halknn yanna dn, onlar
slm'a ar ve onlara tatllkla muamele et."^ Tufeyl bu tavsiyelere harfiyyen
uydu ve yllar getike daha ok Devs'li aile slm'a girdi.
P e y g a m b e r l e karlamadan n c e Tufeyl, sadece o n u n dmanlarna
rastlamt; fakat dier haclar, kendilerine d m a n l a r n k i n d e n o k farkl

ye ainaydlar. Yahudiler, onlarla daha iyi geindikleri zamanlarda, Tanr'nn


birliini ve insann esas amacnn ne olduunu anlatrlar ve birlikte b u k o n u yu tartrlard. ldkten sonra dirilme fikri o k t a n n c putperestler iin kabul edilmesi zor bir konuydu. Bir keresinde Yahudi alimlerinden biri bu konuyla ilgili olarak gneyi iaret ederek, orada tekrar dirili gereini tasdik
edip ispatlayacak bir peygamberin geleceini sylemiti.
Araplarn Mekke'den gelecek olan haberlere bu kadar dikkat kesilmeleri,
dolayl olarak, bnu'l-Heyyebn adnda Suriye'den Yesrib'e g m ve yamur
sularyla vadiyi birka kez kuraklktan kurtarm olan bir Yahudi'den kaynaklanyordu. Bu dindar adam, Peygamber (s.a.v.)'e ilk Vahy'in geldii sralarda
ld. leceini anlaynca etrafndakilere yle dedi: " E y Yahudiler, beni ekm e k ve arabn bol okluu bir lkeden alk ve zorluk ekilen b u lkeye getiren sebebi bir d n n ? " "Sen daha iyi bilirsin" dediler. "Bu lkeye, gelme-

bir hikye anlatan Peygamber (s.a.v.) taraftarlaryla karlatlar ve h e r biri

si yakn olan Peygamber'i karlamak iin geldim. O bu lkeye hicret edecek.

yaratlnn gerei olarak iman etti. T m b u n l a r n s o n u c u n d a , Arabistan'n

Benim yaamm sresinde gnderileceini ve benim de ona tabi olacam

her yerinde iyi veya kt olarak yeni dinden bahsedilmeye balad. F a k a t

mit ediyordum. O n u n size gelmesi yakndr" ^ cevabn verdi. Bu szler baz

yeni din h i b i r yere Yesrib vadisindeki kadar yaygn bir k o n u m a temas ha-

Yahudi genlerini o k etkiledi ve Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Yahudi olma-

line gelmemiti.

masna ramen onu kabul etmelerini salad.


F a k a t genelde, Araplar kiiyi tasdik ederken getirdii mesaj kabul et

1.

I. S. IV, 164.

2.

I.I., 2 5 2 - 4 .

miyor, yahudiler ise mesaj kabul ediyor, a n c a k yanl kiiyi olduunu di


nyorlard. n k Allah, seilmi milletten olmayan birini nasl Peygam

b e r gnderebilirdi? B u n u n l a birlikte haclar Peygamber'le ilgili haberleri


Yesrib'e ulatrdnda, yahudiler k e n d i l e r i n d e n olmamasna ramen bu haberlere ilgi d u y u y o r ve daha ayrntl bilgi istiyorlard. Yesrib Araplar bu ilgiyi fark ettiklerinde ve yahudi alimlerinin ilgisinin daha o k m e s a j n tek
tanrc o l m a s zerinde younlatn grdklerinde, bu haberi tayanlar

EBU

CEHL

VE

HAMZA

[20]

gibi o n l a r da e t k i l e n m e k t e n kendilerini alkoyamadlar.


Bunlarn yan sra Hazreliler, i m d i bir Peygamber olduunu iddia

k ekke'de m m i n l e r i n saysndaki art, beraberinde kfirlerin dmanl-

eden ve daha n c e o c u k k e n annesiyle, sonralar da Suriye'ye giderken bir-

J V L n d a k i art da getirdi. Bir gn Kurey ulular Hicr'de toplanm, Pey-

o k kez Yesrib'e uram olan bu adamla aralarnda gl kan ba olduu-

gamber'e kar birbirlerinin kzgnlklarn alevlendiriyordu. Tam o srada

n u n farkndaydlar. Evs'e gelince, onlarn ileri gelenlerinden biri, E b u Kays,

Peygamber (s.a.v.) Mescid'e girdi. K'be'nin dou kesine giderek Hacer'l-

Hatice ve Varaka'nn halas olan bir Mekke'li ile evlenmiti. E b u Kays o-

Esved'i pt ve tavafa balad. O Hicr'in yanndan geerken Hicr'dekiler o n u n

unlukla M e k k e ' d e , karsnn ailesiyle birlikte kalyor ve V a r a k a n n yeni

aleyhine syledikleri eyleri daha yksek sesle sylyorlard. Peygamber'in

Peygamber'le ilgili grne katlyordu.

onlar iittii yznden belli oluyordu. Hicr'in yanndan ikinci kez geti, o n -

Haclar ve Mekke'yi ziyaret edenlerin getirdii haberlerle desteklenen tm

lar tekrar hakaret ettiler. Fakat n c kez geiinde onlarn n n d e durdu

bu faktrler, vadi halk zerinde etkisini gstermeye balad. Fakat o an iin asl

ve: "Ey Kurey, beni iitiyor m u s u n u z ? Nefsim elinde olana yemin ederim ki

nemli olan kendi i sorunlaryd. Bir Evs'li ve bir Hazre'li arasnda kan dkl-

sizi helak e d e c e i m . " 1 Bu szler ve onlarn yleni ekli o n l a n sanki by-

mesiyle biten atma, iki kabileden de birok boyun savaa girmesine sebep ol-

lemiti. lerinden hibiri ne hakaret edebildi, ne de konuabildi. Sonunda i-

du. Hatta yahudiler bile bir tarafla mttefik oldular. atma olmutu, fakat

lerinde en sinirli ve sert yapl olan, b y k bir nezaket iinde: " E y Ebu'l-Ka-

bu atmalar engelleyici olmaktan ok insanlarn kin ve c alma duygulann

sm, yoluna git, n k Tanr'ya andolsun sen cahil bir aptal deilsin" diyerek

kabartmt. Dierlerinden daha byk drdnc bir atma kanlmaz gr-

sessizlii bozdu. Fakat herkesin sessiz kald b u sre uzun srmedi. n k

nyordu. Bu nedenle Evs'in ileri gelenleri Mekke'ye, Kureylilerden Hazrec'e

orada bulunanlar bu denli korktuklar iin kendilerini sulamaya baladlar

kar yardm istemek zere bir delege gndermeye karar verdiler.

ve imdiki zayflklarn gelecekte tamir edeceklerine yemin ettiler.

Delegeler, Kurey'ten cevap beklerken Peygamber (s.a.v.) onlarn yanlar-

slm'n en kt d m a n l a r n d a n biri, ailesi ve arkadalar arasnda

na gitti ve geldikleri eyden daha gzel ve iyisini isteyip istemediklerini sor-

E b u ' l - H a k e m diye anlan m ' m i n l e r i n s e adn E b u Cehil (cehaletin b a b a s )

du. Bu daha iyinin ne olabileceini sordular; o da grevinden ve tebli etmek-

koyduklar M a h z u m kabilesinden Amr idi. Muire'nin t o r u n u , o z a m a n

le y k m l olduu dinden bahsetti. Daha sonra onlara Kur'an'dan bir b l m

M a h z u m l e r i n banda b u l u n a n yal Velid'in de yeeni oluyordu. E b u C e -

okudu. Bitirdiinde Muaz'm olu lyas yle dedi: "Arkadalar, bu bizim gel-

hil a m c a s n d a n sonra o n u n yerini alacandan emindi. Kendisi iin imdi-

diimiz eyden daha iyidir". Fakat delegenin lideri yerden bir avu toprak al-

den M e k k e ' d e belirli bir k o n u m salamt. Bu k o n u m h e m zenginlii, h e m

d ve gencin yzne atarak: "yleyse, o senin olsun, hayatma yemin ederim

k o n u k s e v e r l i i , h e m de kendisine kar kanlardan alma k o n u s u n d a

ki biz b u n d a n baka bir ey iin geldik" dedi. lyas sesini karmad ve Peygamber (s.a.v.) onlarn yanndan ayrld. Kurey o n l a n n yardm isteklerini geri evirdi, onlar da Medine'ye dndler. Bundan ksa bir sre sonra lyas ld,
lmnde yannda olanlar onun lene kadar Allah'n birliine ehadet getirdiini sylediler. Bu nedenle O, slm'a giren ilk Yesrib'li olarak saylabilir.

gsterdii sertlik ve acelecilikten kaynaklanyordu. O geen h a c d n e m i n de haclar Peygamber (s.a.v.)'e kar uyarmak iin alanlarn en u s a n m a z ve P e y g a m b e r (s.a.v.)'i b y c diye adlandranlarn en bargan idi. K e n di kabilesindeki aresiz m'minlere kar acmaszlkta o k ar ve dier kabileleri de ayn eyi yapmaya tevik e t m e k t e o k etkindi. Fakat birgn, k e n disine ramen yeni dine b y k b i r hizmette b u l u n d u .

1.
2.

Ad ye irem, kendilerine gnderilen peygamberlere uymry reddettikleri iin birdenbire helak olan
eski arap kavimleridir.
I. I. 136.

Peygamber (s.a.v.), Mescid'in dnda Safa kaps yaknnda oturuyordu.


Haclar kapya yakn olan Safa tepesinde balayan ve 4 5 0 yarda kuzeydeki
Merve tepesinde biten yedi kez gidip gelme ibadetine, bu kapdan ktktan

h e m e n sonra baladklar iin kapya Safa kaps ad verilmitir. Safa'nn


eteklerindeki bir kaya paras bu ibadetin balang yerini iaret eder. E b u
Cehil y a n n d a n getiinde Peygamber (s.a.v.) bu kutsal yerde tek bana
oturuyordu. M a h z u m l u n u n , bir n c e k i seferde k o r k m a d n

KUREY'N

TEKLFLER

VE

STEKLER

[21]

gstermek

iin bir frsat k m t ; P e y g a m b e r i n n n d e durarak azna gelen tm kfrleri ona kar syledi. Peygamber sadece ona bakt, fakat hibir ey sylemedi. S o n u n d a yapabilecei tm hakaretleri bitirdikten sonra E b u Cehil,
Hicr'de toplanm olan dier Kureyliler'e k a t l m a k zere Mescid'e girdi.
Peygamber zntyle ayaa kalkt ve evine dnd.
O gittikten h e m e n sonra, yay boynunda asl bir halde avdan d n e n
Hamza kardan gzkt. Avdan dndkten sonra, ailesinin yanna gitmeden n c e K'be'yi ziyaret e t m e k o n u n adetiydi. O n u n yaklatn grnce,
Safa kapsnn yaknlarnda bir evden bir kadn kt ve o n u durdurdu. Bu kadn, imdi hayatta olmayan ve yirmi yl kadar n c e Hilfu'l-Fudl'u kuranlardan biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah l b n Cud'ann azatllanndand.
Cud'an ailesi, E b u Bekir'in kuzenleri oluyordu. Peygamber (s.a.v.)'e ve dinine bal olan bu kadn E b u Cehil'in hakaretlerini d u y m u ve o k sinirlenmiti. Hamza'ya: " E b u U m a r e " 2 dedi. "Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'in, kardeinin olu M u h a m m e d ' e nasl davrandn bir grseydin. O burada otururk e n geldi ve ona hakaret etti, onunla alay etti. Daha sonra ekip gitti." -Nereye gittiini belirtmek iin K'be'ye doru iaret etti- " M u h a m m e d ise bir
tek kelime bile sylemedi". Hamza, y u m u a k huylu ve anlamas kolay bir
insand. B u n u n l a birlikte Kurey'in en cesuru idi, kzdnldnda ise en baemez ve en sert adam olurdu. u anda o n u n gl yaps kzgnlktan sarslyordu. O n u n bu kzgnl ruhundan baz eyleri kaldrd, zgrle kavuturdu, ruhunda daha n c e varolan baz eylerin tamamlanmasn salad.
K'be'ye giren Hamza doruca Ebu Cehil'in yanna gitti, yannda ayakta durarak elindeki yay tm gcyle arkasna indirdi. " O n a hakaret e t m e k h a ? "
dedi, "Ben de o n u n dinindenim, o n u n iddia ettiklerinin hepsini onaylyorum. Eer kar kmaya g c n varsa bana kar k . " E b u Cehil k o r k a k deildi, fakat bu kez meselenin kapanmasnn daha iyi olacan dnyordu.
Bu yzden ona yardm e t m e k iin yerlerinden kalkan Mahzumlere oturmalarn iaret etti ve yle dedi: "Brakn, E b u U m a r e istediini yapsn. n k
T a n r i y a andolsun o n u n kardeinin oluna i r k i n c e kfr ettim."
.

I.I. 183.

2.

Umare, Hamza'nn kzyd. Araplar arasnda birbirine hitap etmenin en kibar yolu erkeklere "unun babas" (Ebu), kadnlara da "bunun annesi" (mm) diye hitap etmektir.

gnden sonra Hamza teslim o l u u n u k o r u d u ve P e y g a m b e r i n tm isV _ y teklerine uydu. O n u n slm'a girmesi Kurey'i o k etkiledi; artk Peygamber'e, Hamza'nn k o r u y a c a n d n e r e k , dorudan saldrlarda b u l u namyorlard. Dier taraftan, b u b e k l e n m e d i k olay onlarn meselenin asl
nemini daha iyi kavramalarn salad ve Araplar arasndaki yksek konumlarna zarar verecek olan b u gelimeyi n l e m e k ve durdurmak iin yeni z m l e r arama abalarn da artrd. Bu tehlikeyi d n e r e k taktik deitirmeye ve Abdu ems'in ileri gelenlerinden U t b e l b n Rebia'nn mecliste
yapt neriyi k a b u l e t m e y e karar verdiler. Utbe:

"Niin

Muhammed

(s.a.v.)'e gidip k a b u l edecei baz tekliflerde b u l u n m u y o r u z ? " dedi. " K a b u l


ettiklerini, bizi rahat b r a k m a s karlnda veririz." Peygamber (s.a.v.)'in
K'be yaknnda yalnz bana oturduu haberi geldi. U t b e h e m e n meclisten
ayrld ve Mescid'e gitti. O b u grevi, Haim'in kardei Abdu ems'in torunu olduu iin stlenmiti. Kusayy'n olu Abdu Menaf'tan sonra iki olu
Abdu ems ve Haim kabileleri birbirinden ayrlm iseler de, farkllklar
byk atalarnn ortak oluuyla kapatlabilirdi. Bunlarn yan sra Utbe, Kurey iinde en az iddet taraftar olan ve daha o k uzlamac karaktere sahip
bir adamd; ayn zamanda o k da akllyd.
Peygamber'e: " E y k a r d e i m i n olu," dedi, " S e n , bildiin gibi kabilenin
soylularndansn ve senin s o y u n sana erefli bir k o n u m salyor. Fakat sen
halkna ciddi ve tehlikeli bir mesele getirdin, b u n u n l a onlar birbirinden
ayryor, onlarn yaam tarznn sama olduunu sylyor, dinlerini ve tanrlarn k m s y o r s u n ve onlarn atalarna kfir diyorsun. imdi b e n i m
nerdiklerimi dinle, sana uygun olan kabul et. E e r istediin zenginlikse,
mallarmz birletirir seni aramzda en zengin k i m s e yaparz. E e r istediin
erefse, seni liderimiz yaparz ve senin s z n d e n h i kmayz. Ve eer kral
o l m a k istiyorsan seni kral yaparz. Eer sana musallat olan cinden ve hastalktan kurtulamyorsan sana bir h e k i m b u l u r u z ve iyileene dek senin iin
tm servetimizi harcarz." K o n u m a s n bitirdiinde Peygamber ona: " E y
Velid'in babas, imdi beni dinle" dedi. Utbe " d i n l e y e c e i m " deyince, Peygamber (s.a.v.) kendisine, yeni gelen surelerden birini o k u d u .
Utbe, k a z a n m a k istedii kiiyi etkilemek iin biraz olsun dikkatle din-

liyor izlenimini vermek istiyordu. Fakat birka cmle dinledikten sonra


tm bu dnceler yerini okunan kelimelerin anlamlarn dnmeye brakt. Ellerini arkasna dayayarak oraya oturdu, dinledike ellerinin stne
daha ok ykleniyordu; kulaklarna nfuz eden lisann gzellii karsnda
armt. Okunan yetler 1 Vahy'in kendisinden, yerlerin ve gklerin yaratlndan bahsediyordu. Eski peygamberlere, onlara tabi olmay reddeden
topluluklara ve onlarn nasl Cehennemi boyladklarna deinen ayetler bunu takip ediyordu. Daha sonra inananlara deinen ve onlara bu dnyada
melekler tarafndan korunmay, ahirette de ebedi mutlulua ulamay vadeden bir pasaj geliyordu. Peygamber (s.a.v.) okumasn u cmlelerle bitirdi:
"Gece, gndz, Gne ve Ay O'nun yetlerindendir. Siz Gne'e de, Ay'a da secde etmeyin. Allah'a secde edin ki, bunlar kendisi yaratmtr. Eer O'na ibadet edecekseniz" (Fussilet: 37).
Bunun zerine Peygamber h e m e n ban yere koyarak secde etti. Daha
sonra yle dedi: "Ey Ebu'l-Velid, duyduklarn duydun, imdi her ey onlarla (duyduklarnla) senin aranda."
Utbe arkadalarnn yanna dndnde onlar, Utbe'nin yzndeki ifade deiikliine yle armlard ki "Sana ne oldu ey Ebu'l-Velid?" demekten kendilerini alamadlar. Utbe u cevab verdi: "imdiye dek hi duymadm szler duydum. O iir deil, Tanrya andolsun by ve kehanet de
deil. Ey Kureyliler, sylediklerime kulak verin ve benim dediklerimi yapn. Bu adamla ii arasna girmeyin, onu kendi haline brakn, nk Allah'a yemin ederim ki ondan duyduum szler byk haberlerdir. Eer
Araplar onu yok ederse onu bakalarnn ellerinde kaybetmi olursunuz,
ama eer Araplar'a stn gelirse, onun hakimiyeti sizin hakimiyetiniz, onun
gc sizin gcnz olur. Bylece insanlann en ansls olursunuz."' "Seni
diliyle bylemi" diye onunla alay ettiler. Utbe "Size benim kiisel fikrimi
syledim, neyin en iyi olduunu dnyorsanz onu yapn" dedi. Onlara
daha fazla kar kmad, Kur'an yetleri onda ok ksa sreli bir etki yaratmt. O srada, Utbe Peygamber'e sorduu sorularn hibirine cevap getiremedii iin, ilerinden biri yle dedi: "Muhammed'e haber gnderelim
onunla konualm ve tartalm ki denenmemi hibir yol brakmayalm."
Bunun zerine ona yle bir haber gnderdiler: "Kabilenin ileri gelen soylular seninle konumak iin topland." Peygamber (s.a.v.) onlarn tutumla-

rn deitirdiini dnerek hzla yanlarna gitti. Onlar geree (Hakk'a)


ulatrmak istiyordu, fakat onlar kendisine daha nce yaplan teklifleri sralamaya balaynca btn mitleri kayboldu. Konumalarn bitirdiklerinde
onlara yle dedi: "Ben bylenmi deilim, aranzda en erefli olmay veya kralnz olmay da istemiyorum. Bilkis Allah beni size bir eli olarak
gnderdi ve bana bir kitap verdi, sizi hem uyarmam h e m de mjdelememi
emretti. Size Rabbimin mesajn ilettim ve iyi tavsiyelerde bulundum. Eer
size getirdiklerimi kabul ederseniz bu sizin iin hem bu dnyada hem de
ahirette kurtulutur; fakat eer getirdiklerimi kabul etmezseniz, o zaman sizinle benim aramda Allah'n h k m vermesini b e k l i y o r u m . " 2
Kureyliler'in tek cevab daha nce kaldklar yerden devam etmeleriydi. Eer onlarn tekliflerini kabul etmiyorsa, Allah'n elisi olduunu ispatlayacak bir eyler gstermeliydi, o zaman mesele hallolurdu. "Rabbinden
evremizdeki dalar kaldrmasn, topra dmdz yapmasn ve lkemizden Irak ve Suriye'deki gibi nehirler aktmasn iste. Atalarmzdan birinin,
rnein Kusayy'n dirilmesi iin dua et. Biz de ona sylediklerinin doru
olup olmadn soralm. Veya eer bizim iin bunlar istemeyeceksen kendin iin bireyler iste. Allah'tan senin szlerini dorulayp bizimkileri yalanlayacak bir melek indirmesini iste. Sana baheler, saraylar, altn ve gm
hazineleri versin ki senin Allah katnda ne kadar deerli olduunu grebilelim." Peygamber onlara yle cevap verdi: "Ben Allah'tan byle eyler isteyecek deilim, nk O beni uyarmam ve mjdelemem iin gnderdi."
Onu dinlemeyi reddederek yle dediler: "O zaman gkyzn para para
zerimize indir." Bunu u yete kar sylyorlard: "Eer biz dilersek
yerin dibine geirir, ya da gkten zerlerine

paralar

onlar

drrz." (Sebe\ 9 . ) 'Ka-

rar verecek olan Allah'tr, dilerse yapar" diye cevap verdi Peygamber (s.a.v.).
Alayl baklarla, cevap vermeden baka bir konuya getiler. Onlara gre, Vahyin en artc ve etkileyici yn Rahman isminin ok sk gemesiydi, bu Peygamber (s.a.v.)'in herhalde ilham kayna olmalyd. Srelerden
biri "Rahman, Kur'an' retti" (Rahman, 1.) szleriyle balyordu. Muhammed (s.a.v.)'in syledii eyleri Yemame'li bir adamdan rendii sylentisini kabul etmek ilerine geldii iin yle diyorlard: "Sana retilen her eyin Yemame'li Rahman adndaki bir adamdan kaynaklandn duyduk, biz
Rahman'a kesinlikle inanmayz." Peygamber sessiz kald, onlar yle devan
ettiler: "Muhammed (s.a.v.), imdi biz szlerimizin doruluunu ispatladk
ve Tanr'ya andolsun ki seni rahat brakmayacaz. Sen bizi veya biz seni

yok edinceye kadar savaacaz." lerinden biri unlar da ekledi: "Sen bir

KUREY'IN

LER

G E L E N L E R

merdiven alp ge trmanncaya ve sylediklerini dorulayacak drt melek

[22]

gelinceye dek sana inanmayacam. O zaman bile sanrm sana inanmam."


Bunlar syleyen Mahzum'lu Ebu Umeyye'nin olu Abdullah idi. Abdullah
babas tarafndan Ebu Cehil'in kuzeni oluyordu; fakat annesi tike, Abdu'lMuttalib'in kzyd ve kardeinin, yani Peygamber'in babasnn lmnden
sonra oluna onun adn koymutu. Halknn ileri gelenleriyle arasndaki
bu uzakln zntsne bir de en yakn akrabalarndan birinden bu szleri duyma znts eklenmiti.
Kendisine kar en fazla nefret besleyen kavim olan Mahzumlerden sadece bir kii, halas Berre'nin olu Ebu Seleme slm'a girmiti ve yine o taraftan yeni dine beklenmedik gl bir destek geliyordu. Ebu Seleme'nin
babas tarafndan kuzeni olan Erkam adnda zengin bir akrabas vard -ikisinin Mahzumlu olan dedeleri kardeti- ve Erkam, Peygamber (s.a.v.)'e gelip "La ilahe illlallah" (Allah'tan baka tanr yoktur) "Muhammedn Rasulllah" (Muhammed O'nun elisidir) diye inancn aklad. Daha sonra Safa Tepesi eteklerindeki byk evini slm'n hizmetine verdi. O zamandan
sonra m m i n l e r , Mekke'nin ortasnda grlme ve rahatsz edilme kaygs
tamadan snabilecekleri ve birlikte ibadet edebilecekleri bir yere kavutular.

- p e y g a m b e r (s.a.v.)' e tabi olanlar srekli bir art gsteriyordu, fakat yeni


i d i n e girenlerin hemen h e m e n hepsi ya kle, ya azatl, ya da Mekke dndaki Kureylilerden oluuyordu. slm'a girenler Vadi Kureylilerden olsa bile, nfuzlu bir aileden gelen fakat kendileri nfuzlu olmayan ve slm'a
girileriyle ailelerinin ve akrabalarnn dmanln zerlerine eken zayf
kiiler oluyordu. Abdurrahman, Hamza ve Erkam istisna idi, fakat onlar da
lider konumunda olmaktan uzaktlar. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) ilerinden hibirinin, hatta amcas Ebu Talib'in bile kendisine uymaya yanamad Kurey ileri gelenlerinden hi olmazsa bir kan kazanmak istiyordu.
Eer Ebu Cehil'in amcas Velid gibi gl bir ahsiyetin -Velid hem Mahzumlerin efi, hem de Kurey'in gayri resm efi idi- desteini kazanrsa, davetini daha kolay bir ekilde yapabilecei inanandayd. Velid ayn zamanda
dier Kurey liderlerine gre daha anlayl ve tartmaya ak bir kimseydi
ve bir gn Peygamber (s.a.v.) Velid'le yalnz konuabilecei bir frsat buldu.
Fakat onlar sohbete dalm bir haldeyken henz slm'a girmi kr bir adam
yanlarndan geti; Peygamber (s.a.v.)'in sesini duyunca orada durup kendisine Kur'an'dan bir blm okumasn rica etti. Biraz sabrl olmas ve uygun
bir zaman beklemesi sylendiinde kr adam o kadar srar etti ki, sonunda
Peygamber hiddetlendi ve yzn evirdi. Sohbeti yarda kesilmiti; fakat
bu b l n m e hibir kayba sebep olmad, nk Velid zaten, mesaja, mitsiz denebilecek derecede kapalyd.
O anda u szlerle balayan yeni bir sre nazil oldu:
"Surat ast ve yz evirdi; kendisine o kr geldi

diye"

Vahiy yle devam ediyordu:


"Fakat kendini mstani (hibir eye ihtiyac olmayan)
'yank uyandrmaya
Ama koarak
1.

Kur' an'm her cmlesi 'yet adn alr, yani ders veren iaret.

2.

1,1. 188.

alyorsun.'

Oysa, onun temizlenip

sana gelen ise, ki o 'ii titreyerek

dr etmeden oyalanyorsun."

(Abese- 5 - 1 0 ) .

gren ise, ite sen, onda


arnmasndan

korkar' bir durumdadr,

sana nc?
sen ona al

Bundan ksa bir sre sonra Velid kendini beenmiliini u szlerle ortaya koyuyordu: "Ben Kurey'in en stn ve efi olduum halde, bana gelmiyor da Muhammed'e vahiy geliyor? kimiz de iki ehrin iki by olduumuz halde o ne bana ne de Sakf'in reisi Ebu Mes'ud'a gelmiyor da ona
m geliyor?'' (Zuhruf: 3 1 ) . Ebu Cehil'in kar k ise daha az cretli fakat
daha tutkulu idi. "Biz ve Abdu Menaf oullar aramzda eref konusunda yar ederiz. Onlar bakalarm doyururlar ve korurlar, biz de aynsn yaparz.
Onlar verirler, biz de onlarla ayn yarta burun buruna giden atlar gibi eit
oluncaya dek veririz. imdi onlar "Bizim adamlarmzdan biri Peygamberdir, ona gkten vahiy geliyor" diyorlar. Biz onun bir eini ne zaman elde edeceiz? Tanr'ya andolsun ona hibir zaman inanmayacaz ve onun
gerei sylediini kabul etmeyeceiz." ems'li Utbe'nin tutumu daha az
olumsuzdu, fakat deerlendirmede onlarla ayn hatalar yapyordu. nk
onun ilk dncesi 'eer Muhammed gerekten peygamberse ona uyulmaldr' deil, onun Peygamberlii Abdu Menaf oullarna eref getirecek' olmutur. Bir gn Ebu Cehil bu konudaki kzgnln belirterek Utbe'ye: "Ey
Abdu Menaf oullar, ite sizin Peygamber'iniz var" dediinde Utbe iddetle u karl verdi: "Biz bir krala veya bir Peygambere sahip olduumuz
iin siz gcenmek zorunda msnz?" Buradaki kral kelimesi Kusayy iin
kullanlyor ve Mahzumlere, Abdu Menaf'n Kusayy'n olu olduu, halbuki Mahzum'un sadece Kusayy'n yeeni olduu hatrlatlmak isteniyordu.
Peygamber (s.a.v.), bu sylenenleri duyacak kadar yakndayd, hemen yanlarna geldi ve onlara " E y Utbe, sen ne Allah, ne de onun rasul iin tartyorsun. Sana gelince ey Ebu Cehil sana bir felket gelecek ve sen ok alayp az gleceksin." (Tab. 1 2 0 3 , 3 . ) .
Kurey'in eitli boylar arasnda rekbet sryor ve en gl olanlar
srekli deiiyordu. O zamanlar en gl iki boy Abdu ems ve Mahzum
idi. Utbe ve kardei eybe, ems boyunun bir blmnden sorumluydular.
Kuzenleri Umeyye kolunun lideri Harb lm, yerine Utbe'nin kz Hind'le
evlenen Ebu Sfyan gemiti. O n u n hem politikada hem de ticarette baarl olmas bir bakma adaleti korumasna, soukkanllna ve bir avantaj
kazanacana inandnda sabrl olmasna balanabilirdi. O n u n bu soukkanll, ok abuk sinirlenen ve aceleci olan Hind'in sk sk kzmasna neden oluyordu, fakat Ebu Sfyan kararn verdikten sonra karsnn fikirlerini o k az dinlerdi. Beklendii gibi, o Peygamber'e kar Ebu Cehil'den daha
az dmanlk besliyordu.

Bununla birlikte, Kurey liderlerinin Peygamber (s.a.v.)'e kar tutumlar farkl olsa da, hepsi de mesaj reddetme konusunda ayn fikirdeydiler.
Hayatta belirli bir baar kazanm olarak, hepsinde btn Arabistan'da kabul edilen, bir insann hamiyeti ideali hakimdi. Zenginlik bu e r e f i n bir yn deildi, fakat bu amaca ulamak iin zenginlik gerekliydi. erefli ve kerem sahibi bir adam, bir koruyucu ve mttefik olmalyd, yani kendisinin
de dayand baz mttefikler varolmalyd. Bunu da kendi evlilikleri, kzlar ve oullarnn evlilikleriyle kurduu balar sayesinde baarabilirdi. Eakat
byle bir konumu kazanmada en nemli etken zenginlikti, n k erefli bir
adam iyi bir ev sahibi olmak zorundayd. Birtakm iyi zelliklere sahip olmak szkonusu idealin gereklemesi iin gerekliydi. zellikle cmertlik
bu idealde byk bir rol oynuyordu fakat bu iyi davranlarn hibiri ahirette karlk almak iin yaplmyordu. Btn Arabistan'da, ok cmert, cesaretli ve koruma, ittifak, garanti veya baka herhangi bir ey iin verdii szde duran biri olarak tannmak ve ldkten sonra da byle anlmak, onlar
iin yaama asl anlamn veren byk bir eref ve lmszlk idi. Velid gibi adamlar byle bir erefe sahip olduklarndan emindiler; bu da onlarn, bu
hayatn -yani onlarn baar ve eref kazandklar hayatn- geiciliini vurgulayan bir davete kulaklarn kapatmalarna neden oluyordu. Onlarn eref
ve lmszlkleri Arabistan'n ayn kalmasna, Arap ideallerinin gemiten
gelecee srekli aktarlmasna balyd. Hepsi de deiik derecelerde Vahyin
diline ve slubuna kar duyarlydlar. Fakat anlamna gelince, aadaki gibi babalarnn hibir ey kazanmadn ve onlarn tm abalarnn boa gittiini vurgulayan yetlere gnllerini kapatmlard: "Bu dnya hayat,
nzca bir oyun ve (elence trnden) ' tutkulu bir oyalanmadr.'
du ise, asl hayat odur. Bir bilselerdi."

(Ankebut: 3 4 ) .

Gerekte

yal-

ahiret yur-

KORKU

VE

MT

rndr, bu Rabbmm

zerinde istenen bir va'didir." (Furkan: 1 5 - 1 6 )

Gerek m'minler "Bizimle

[23]

karlamay

diye tanmlanmtr.

umanlar"

Oysa kfirler:

lbette genlerin ve zayflarn hepsi, hemen ilhi daveti kabul etmemiti,

"Bizimle karlamay

ummayanlar,

tatmin olanlar ve bizim yetlerimizden

dnya hayatna
habersiz

raz olanlar

ve

bununla

(gafil) olanlar." (Yunus: 7 - 9 ) dr.

fakat hi olmazsa kk yaamlarn bir klarnetin notalar gibi blen

davet ve vaazlarn nem ve iddetine kar kulaklarn tkamalarna neden

M'min'in tutumu, her konuda kfirinkinin aksi olmaldr. nkarclarn

olacak bir kendini beenmilikleri yoktu. Osman'n lde duyduu: "Ey uy-

dald kfrn bir zellii de onlarn tabiat grntlerini sorgulamadan ka-

kudakiler uyann" sesi vahyin kendisiydi ve daveti kabul edenler, imdi san-

bul etmeleri ve onlardan ders almamalardr. Geree (Hakk) uyank olmak

ki uykudan uyanmlar ve yeni bir yaama girmilerdi.

sadece insann mitlerini bu dnyadan ahirete evirmesi deil, ayn zaman-

Gemiteki ve u andaki kfirlerin tutumu u szlerle ifade edilebilir:


"Bu dnya hayatmzdan

bakas yoktur. Ve bizler diriltilecek

(En'am

de deiliz."

da bu dnyada her tarafa serpilmi olan Allah'n yetlerinden de ders almasdr:

2 9 ) . Bu szlere ilahi cevap olarak unlar syleniyordu: "Biz g, yeri ve ikisi arasndakileri

oyun ve elence olsun diye yaratmadk."

3 8 ) . "Bizim bo bir ama urunayarattamm


getirilmeyeceinizi

mi sanmtnz?"

(Enbiya: 16, Duhan:

ve sizin gerekten

bize

dndrliip-

(M'minn: 1 1 5 ) . Kfrn henz tam ola-

"Gkte burlar klan, onlann

iinde bir aydnlk ve nurlu bir ay vareden

lah) ne ycedir. O gece ile gndz birbiri ardnca klandr; t alp-dnmek


teyenler ya da kretmek

(Alis-

isteyenler iin." (Furkan: 6 1 - 6 2 )

rak yerlemedii kiilerde bu szler etkisini gsteriyordu. Bu etki, kendisini bir nur ve hidayet (doru yola ulatrc) olarak niteleyen vahyin tm

Kurey liderleri kstaha peygamberden bu yetleri (iaretleri veya mu-

iin de geerliydi. Mesaj kabul etmeye iten baka bir neden de onu getiren

cizeleri) gstermesini, ya gkten onu destekleyen bir melek gelmesini, ya

elinin kiiliiydi. O, bakalarn ktle ynlendirmeyecek denli hakikat-

da onun ge ykselmesini istiyorlard. Ve birgn, dolunayn henz Hra

le dolu ve kendisi de saptmayacak kadar hikmet ve fazilet sahibiydi. Yap-

dann tepesine kp ortal aydnlatt bir gecede, bir grup kfir pey-

lan arda h e m bir uyar, hem de bir vaad vard. Uyar onlar iyi iler yap-

gambere yaklat. Ve eer gerekten Allah'n Rasul ise Ay' ikiye blmesini

maya yneltiyor, mjde ise onlar mutlu klyordu.

istediler. M'minleri ve kararszlar da ieren byk bir topluluk vard ve bu

"phesiz'Bizim

turanlar (yok mu) onlann zerine melekler


kaplmayn,

iner (ve der ki): "Korkmayn

size vadolunan cennetle sevinin. Biz dnya hayatnda

zin velileriniziz.

tut-

istek yerine getirildiinde tm gzler parlayan Ay'a evrildi. Byk bir a-

ve hzne

knlk iindeydiler, nk Ay ikiye ayrlm ve her biri dan bir ynnde

Rabbimiz Allah'tr deyip sonra da dosdoru bir istikmet

Orda nefislerinizin

arzulad

nuz her ey de sizindir. ok balayan,

da, ahirette de si-

her ey s izindir ve istemekte

olduu-

ok esirgeyen (Allah)tan bir arlanma

ola-

parlyordu. Peygamber "te ahit olun"' dedi. Fakat asl ay' ikiye blmesini
yenler bu optik mucizeyi reddettiler

ve onun by olduunu sylediler

iste-

(Kamer: 1-

2 ) . Dier taraftan inananlar sevindiler ve kararszlardan bazlar imana yaklat, bazlar ise gerekten iman etti.

rak." (Fussilet: 3 0 - 3 2 )

Byle isteklere kar, Allah'tan gelen bu cevap bir istisnayd. nk KuCennetten bahseden ve yeni nazil olan ayetlerden biri de takva sahiple-

rey'in istedii dier mucizeler onlar istediinde deil, Allah'n diledii zaman meydana gelmilerdir. Bunlardan baka sadece inananlarn ahit olduu

rine vaat edilen ebed Cennet'e deinen u ayettir.

kk mucizeler de vard. Fakat bu tr harikuladelikler yeni dinin merkezin"Bu mu daha hayrl, yoksa takva sahiplerine

vadedilen cennet mi? Ki onlar iin

bir mkfat ve son duraktr. inde ebed kalclar olarak, orada her istedikleri

de bir konuma sahip deildi, nk sa'nn bir nceki vahyin mucizesi olma-

onlaB.LXI, 24.

ALELERDE

s gibi, bu vahyin mucizesi de Kur'an'n kendisiydi. Kur'an'a gre sa, h e m Allah'n elisi h e m de "O'un kelimesidir.

Onu (OL kelimesini)

Meryem'e

yneltmi-

BLNMELER

[24]

tir ve O'ndan bir ruhtur" (Nisa: 1 7 1 ) . Aynen Allah'n kelimesi olan sa'da olduu gibi imdi de Allah'n kelimesi olan Kur'an'la slm gerek bir din oluyordu. Bu kelmn (Kur'an) ilevlerinden biri de, slm'a hanif bir din olarak bakldnda ( R u m : 3 0 ) insanda zaman getike krelen ve yanllklara ynelen duygular tekrar uyandrmakt. Bu nedenle Kurey Peygamber'den mucize gstermesini istediinde Kur'an'n cevab onlar her zaman grdkleri, fakat zerinde dnp ibret almadklar eylere yneltmek olmutur:
"Kendileri
Dalara;

bir bakmyorlar

m o deveye, nasl yaratld?

nasl oturtulup-kuruldu?

Yere; nasl yaylp,

Ge; nasl

ykseltildi?

nananlardan b e k l e n e n k o r k u ve m i d i n h e r ikisi de Allah'a gtren


davranlardr. Allah'a k r belirtisi olarak sylenen "Hamd lemlerin Rabbi olan Allah'adr" sz ayn zamanda k o r k u da tar ve hamdeden kiiyi ve
h a m d o l u n a n eyi doruca tm iyiliklerin kayna olan uluhiyete gtrr.
" R a h m a n ve R a h i m olan Allah'n adyla" sz insan mitle ayn y n e yneltir. B u k o r k u ve mit en belirgin bir ekilde Fatiha suresinde toparlanmtr (Bu sreye Kur'an'n ilk suresi" olduu iin " A a n " anlamnda "Fatih a " ismi verilmitir:
"Hamd,

Alemlerin

lah'adr. Biz yalnzca


deil..."

farkl olanlardan biri de E b u L e h e b idi: Kureylilerin bir n c e k i toplantsnLeheb'in kars ve ems'li lider E b u Sfyan'm kardei olan m m C e m i l de
Peygamber'e (s.a.v.) kar zel bir d m a n l k besliyordu. Aralarnda iki
oullarn, Peygamberin kzlar Rukiye (r.a.) ve m m G l s m ' (r.a.) b o amaya

zorlamaya

karar verdiler.

-O

zaman

oullarnn

Peygamber'in

(s.a.v.) kzlaryla evli mi yoksa h e n z nianl m olduu hakknda kesin bilgi yoktur.- Fakat m m Cemil'in b u boamalardan duyduu sevin, zengin
m e y y e k u z e n i O s m a n Ibn Affan'n Rukiye'yi istediini ve o n u n l a evlendiini duyduunda yokoldu. Bu evlilik Peygamber (s.a.v.) ve Hatice (r.a.) iin
bir n c e k i n d e n daha sevindirici idi. Kzlar m u t l u y d u ve yeni damatlar h e m
kzlarna h e m de onlara kar sayg ve sevgi besliyordu. kretmeleri gerek e n b a k a bir k o n u daha vard: Rukiyye kzlar arasnda en gzeli ve t m
M e k k e ' d e kendi akranlarnn en gzeli idi. O s m a n da o k yakkl bir

Rabbi,

Rahman,

Rahim

ve Din gnnn

sana ibadet eder ve yalnzca

doru yola ilet, kendilerine


pklarnkine

m e k t e tereddt ettiler, fakat h o g r l kaldlar. Yeni dine kar t u t u m u o k


dan beri yeni dine d m a n o l d u u n u daha ak sylemeye balamt. E b u

(Gaiye: 1 7 - 2 0 )

dendi?"

b u Talib'in b y k oullar, Talib ve Akil, k k kardeleri Cafer ve


Z Ali'nin aksine m s l m a n olmadlar ve aynen babalar gibi yeni dine gir-

nimet verdiklerinin

senden yardm

yoluna,

gazaba

maliki

olan

dileriz. Bizi

urayanlarn

Aldos-

ve sa-

(Fatiha 2 - 7 ) .

adamd. kisini bir arada g r m e k bir sevin kayna oluyordu. "Allah gzeldir ve gzellii s e v e r " . 1 Evliliklerinden ksa bir sre sonra ikisi de M e k k e
dndayken Peygamber (s.a.v.) onlardan h a b e r a l m a k iin b i r adam gnderdi, fakat adam b e k l e n i l e n d e n o k ge geri dnd. Geciktii iin zr dilem e y e baladnda, Peygamber (s.a.v.) s z n kesti ve "Brak, seni neyin

slam retisinin en gzel ve tam ifadesini ortaya koyan dier bir sre
de Kur'an'n s o n srelerinden biri olan ihlas sresidir. Bu sre, putperestler

ge braktn b e n syleyeyim; orada O s m a n ve Rukiye'nin gzelliklerini


seyretmeye daldn ve o yzden de ge k a l d n " 2 dedi.
Peygamberin halas Erva, slm'a g i r m e k iin kararn vermiti. Bu ani

Peygamberden Allah' tanmlamasn istediinde indirilmitir:

kararnn en n e m l i sebebi ise o n b e yandaki olu Tulayb'n ksa bir sre


"De ki: O Allah
Allah Samed'dir
O, dourmamtr

n c e E r k a m ' n evinde iman ettiini aklamasyd. slm'a girdiini annesi-

birdir.
(her ey ona muhtatr, daimdir, hibir eye ihtiyac
ve

olmayandr).

dourulmamtr.

Ve hibir ey O'nun dengi deildir"

(hlas Sresi).

Son dzenlemede ilk sradadr, fakat nzulde ilk deildir. Fatiha'nn slm'daki yeri byktr ve
her m'min onu gnde en az onyedi defa okur.

ne h a b e r verdiinde annesi: "Biz, erkeklerin yapabildiini yapabilirsek, kardeimizin olunu koruyacaz" dedi. Fakat Tulayb b u tr belirsiz bir ifadeyle y e t i n m e d i ve " S e n i islm'a girip, O'na tabi o l m a k t a n alkoyan nedir? Kardein Hamza da m s l m a n o l d u " dedi. Annesi her zamanki gibi dier kz
kardelerinin kararn bekledii zrn dile getirdiinde ise Tulayb o n u n

szn kesti: "Allah adna sana yalvaryorum, git ve onu selamla, ona inan-

olduu baka durumlarda da gzleniyordu: Ebu Bekir mslman olduun-

dn syle ve Allah'tan baka tanr olmadna ehadet getir". Erva olu-

da kars m m Ruman ve baka bir karsndan olan olu Abdullah'la kz

nun dediklerini yapt; mslman olduktan sonra cesareti artt ve kardei

Esma ona uymular ve slm'a girmilerdi. m m Ruman ksa bir sre n-

Ebu Leheb'i yeenine yaptklarndan dolay azarlad.

ce Aie adn verdikleri ve Zeyd'in olu same gibi slm'n ilk ocuklarn-

Hatice'nin akrabalarna gelince, slm'n Mekke'de tannmaya balamasndan ksa bir sre sonra vey kardei Nevfel, islm'n en kt ve en azgn
dman oldu. Fakat onun bu dmanl olu Esved'in yeni dine girmesini nleyemedi. Esved'in mslman oluu Hatice'ye bir bakma Nevfel'in

dan olan bir kz ocuu dnyaya getirmiti. Ebu Bekir birok kimsenin
mslman olmasna vesile olduu halde en byk olu Abdu'l-K'be'nin
mslman olmasn salayamamt. O, annesi m m Ruman ve babasnn
tm abalarna ramen yeni dine girmemekte srar ediyordu.

dmanln unutturuyordu. Fakat ne yazk ki en sevdii yeeni ve birka

M'minler, hayal krkl iindeydiler. Kfirlerse, Mekke'de yaam tarz-

yldan beri de damad olan ems'li Ebu'l-As, kars Zeyneb slm'a girdii

larn tehdit eden ve gelecekle ilgili, zellikle ocuklarnn evlilikleriyle il-

halde mslmanl kabul etmiyordu. Kars mslman olduu iin kabile-

gili projelerini suya dren bir olayla kar karya bulunduklarnn fark-

nin ileri gelenleri ders olsun diye onu boamas iin Ebu'l-As' zorluyorlar-

na varmlard. Mahzumlerden Abdullah'n mecliste kuzeni Muhammed'e

d. O kadar ileri gittiler ki Zeyneb'i boamasna karlk Mekke'den en g-

(s.a.v.) sert bir ekilde kar ktnda, Beni Mahzum ok sevinmiti. Ab-

zel, en zengin ve en soylu kadnla evlenebilmesi iin tm olanaklarn bu

dullah'n kardei Zheyr de, yeni dine ondan daha az dmanlk beslemesi-

yolda harcayacaklarna sz verdiler. Fakat Zeyneb'le Ebu'l-As birbirlerini se-

ne ramen mslman olmay reddetmiti. Abdullah gibi Zheyr de Abdu'l-

viyorlard. Zeyneb (r.a.) her zaman kocasnn da mslman olmas iin dua

Muttalib'in kz Atike'nin oluydu, fakat imdi hayatta olmayan babalar

ediyor ve yle olmasn mit ediyordu, kocas da Zeyneb'i sevdii iin ken-

Atike adnda baka bir kadnla evlenmi ve ondan bir kz ocuu olmutu.

disini boamaya zorlayanlara istedii kadnn evde olduunu ve baka bir

Ad Hind olan bu kz ondokuz yandayd ve o k gzeldi. Ksa bir sre n-

kadn da istemediini syledi. Hatice'nin yeenlerinden bir dieri olan Ha-

ce de iki vey aabeyinin kuzeni olan Mahzum'un dier kolundan Ebu Se-

kim de- kendisine yirmi yl kadar nce Zeyd'i hediye eden kardei Hiam'n

leme ile evlenmiti. Bu evlilik kabilenin iki kolunu birbirine balad iin

olu- Ebu'l-As gibi halasna ve halasnn ev halkna kar sevgi ve sayg bes-

tm kabileyi m e m n u n etmiti. Fakat Ebu Seleme'nin mslman olduunu

lemeye devam ediyor, fakat Kurey tanrlarna da kar kmyordu. Ha-

duyduklarnda bu m e m n u n l u k znt ve kzgnla dnt: Hind'in -ve-

kim'in kardei Halid ise mslman olmutu.

ya her zamanki lakab ile m m Seleme'nin- kocasn brakmak yerine,


onunla birlikte en samimi mslmanlardan biri olduunu duyduklarnda

"Gerek u ki, sen, sevdiini hidayete eritiremezsin,


dayete eritirir." (Kasas: 5 6 ) .

ancak Allah dilediini

hi-

ise iki katna kt.


Ebu Seleme'nin babas ldnde, annesi Berre, Kurey'in Amir kolundan bir adamla evlendi ve ondan Ebu Sabra adnda bir olu oldu. Amir'in

Bu yetle ifade edilen gerek Kur'an'n her yerinde tekrarlanr. Fakat bu


tr ayetler, Peygamberin (s.a.v.) stnden sorumluluk ykn kaldrsa da,
onun Mahzum'lu kuzeni Abdullah'n kfrne zlmesini engelleyemiyordu. Onu ok zen bir baka durum daha vard: byk amcas Hris'in olu,
bir zamanlar ok samimi arkada olan Ebu Sfyan da mslman olmay kabul etmiyordu. Peygamber (s.a.v.) onun mesaja kar duyarl olacan mit
ediyordu, fakat aksine slm aralarna bir engel oldu. Byk bir ihtimalle
amcas Ebu Leheb'in etkisiyle Ebu Sfyan'n vahye ve Peygambere (s.a.v.)
kar soukluk ve anlayszl gn getike artt Yukardaki yetin gerek

efi olan Sheyl ksa bir sre nce kz m m Glsm u Ebu Sabra'yla evlendirmiti. Berre, kardei Erva'nm aksine henz slm'a girmemiti. Fakat
Ebu Sabra hem vey kardei Ebu Seleme, hem de vey annesi, babasnn
ikinci kars Meymune sayesinde yeni dine ilgi duymaya balamt. Peygamber "Gerekten u kz kardeler gerek m m i n l e r d i r " 5 , derken Meymune'yi ve Abbas, Hamza ve Cafer'in hanmlar olan kz kardeini kasdediyordu. Meymune'nin Ebu Sabra'nm babasyla evlenmesi, Amir kabilesine gl bir iman rnei gsterdi.
Sheyl, dier kz Sehle'yi, ems lider Utbe'nin olu Ebu Huzeyfe'ylc

evlendirmiti. Amir kabilesi g ynnden ilerlemede biraz ge kalmt, bu


nedenle bu evlilik onlar iin ve dier kabile iin avantajlyd. Evlendikten
ksa bir sre sonra bu ift islm'a girdi. Onlar Ebu Sabra ve m m Glsm
ikilisi izledi. Yani Sheyl iki kzn ve dikkatle seilmi iki damad yeni dine kaptrmt. Ayn ekilde kardei Hatib, Salit ve Sekran' ve Sekran'n
kars, kuzenleri Sevde'yi de kaybetmiti. Fakat Sheyl'e gre en kt olan
en byk olu Abdullah'n da Peygamber'in (s.a.v.) en hzl takipilerinden
biri olmasyd. Abdullah babasnn da bir gn hidayete erip, kendilerine katlacan mit ediyordu, Peygamber de ayn midi tayordu, nk Sheyl
dier liderler iinde en merhametli ve en akllsyd, uzun sreden beri de
sk sk manevi dinlenme ve tefekkr iin inzivaya ekilirdi. Fakat buna ramen o yeni dine dman oldu, ok iddetli olmasa da dmanln korudu.
ocuklarnn kendisine itaat etmemesi de bu dmanl besleyen bir unsur
oldu.
Abdu ems iinde Ebu Huzeyfe, anne-baba otoritesine kar kan tek
lider olu deildi. Ryasnda Peygamber'in (s.a.v.) kendisini ateten kurtardn gren Halid, ilk zamanlar slm'a girdiini ailesinden gizlemiti. Fakat babas bunu duyduunda eski dine dndn iriraf etmesini istedi.
Bunun zerine Halid: "Muhammed'in (s.a.v.) dininden

vazgemektense

lrm daha iyi"^ dedi. Babas bu szleri duyunca onu acmaszca dvd
ve yiyecek ve iecek vermeksizin bir odaya kapatt. Fakat gn sonra Halid kamay baard; babas daha fazla ileri gitmedi, fakat onu evlatlktan
reddetti. Utbe, olu Ebu Huzeyfe'ye kar, Halid'in babasndan daha sabrl
ve dikkatli davranyordu. Babasna bal olan Ebu Huzeyfe de babasnn bir
gn putperestliin yanl olduunu greceini mit ediyordu.
Abdu ems'in meyye boyuna gelince, Osman'n (r.a.) mslman oluundan ve Rukiye'yle evleniinden daha byk kayplar vard. Mttefikleri
Beni Esed bn Hzeyme'nin byk bir ounluu yeni dine girmiti. lerinde Peygamberin (s.a.v.) kuzenleri ve lider olan Cah ailesinin de bulunduu on drt kii Mslman olmutu. Bu deerli mttefiklerin yan sra
meyyelerin efi Ebu Sfyan, Abdullah'n kk kardei Ubeydullah bn
Cah'la evlendirdii kz m m Habibe'yi de yeni dine kaptrmt.
Adiy kabilesinin ileri gelen ailelerinden birinde ise Hak bann dier
balar nasl krd son nesilde gzleniyordu. Nufeyl'in iki ayr karsndan
Hattab ve Amr adnda iki olu vard. Nufeyl'in lm zerine Hattab'n annesi vey olu Amr ile evlenmi ve ondan Zeyd adnda bir olu olmutu. Bu

nedenle Zeyd ve Hattab anne tarafndan karde oluyorlard. Zeyd, Varaka


gibi Kurey'in putperest geleneklerinin yanl olduunu grebilen ender insanlardan biriydi. Sadece putlara tapmamakla kalmaz, onlar iin kesilen
kurbanlarn etinden de yemezdi. O, brahim'in Allah'na inandn syler
ve Kureyliler'i topluluk iinde azarlamaktan ekinmezdi. Dier taraftan
Hattab, Kurey geleneklerine sk skya balyd ve Zeyd'in kendi taptklar tanr ve tanralara hakaret etmesine ok kzyordu. Bu yzden Zeyd'i
Mekke dndaki tepelerde yaamaya zorlad, daha da ileri giderek Zeyd'in
K'be'ye yaklamasn nleyecek gen bir ordu kurdu. Bunun zerine toplumdan srlen Zeyd, Hicaz' terk ederek rak'n kuzeyindeki Musul'a gitti,
oradan da gneybatdaki Suriye'ye gitti. Gittii yerlerde rastlad rahib ve
yahudi bilginlerine brahim'in dini ile ilgili sorular soruyordu. Sonunda ona
terk ettii lkede ortaya k m a k zere olan ve brahim'in dinini tekrardan
vazedecek olan bir peygamberin geleceinden bahseden bir rahibe rastlad.
Bunun zerine Zeyd geri dnmeye karar verdi, fakat Suriye'nin gney snrndaki Lahm blgesinden geerken saldrya urad ve ldrld. Varaka
onun lmn duyunca ok zld ve bir at yazd. Peygamber (s.a.v.) de
onu vd ve onun Kyamet gnnde "Byk bir halkn deerini kendinde
tayarak diriltileceim''^ syledi.
Zeyd'in lmnden sonra yllar gemiti: Hattab da lmt ve mer
(olu) kardei Fatma ile evlenen Zeyd'in olu Sa'id'le iyi anlayordu. Fakat islm'n geliiyle aralarndaki bu dostluk kesildi. nk Sa'id islm'a ilk
girenlerden biriydi ve kars Fatma da ona uyarak mslman olmutu. Fakat annesi Ebu Cehil'in kzkardei olan mer, yeni dine kar kanlardan
biriydi. Sa'id ve Fatma, mer'in ok hiddetli olduunu bildikleri iin slm'a girdiklerini ona sylememeyi tercih ettiler. mer'in slm'a kaptrd
birileri daha vard: kars Zeyneb, Cumah kabilesinden Ma'zun'un olu Osman'n kardeiydi; Osman eskiden beri zhd hali ile yaar ve vahiy gelmeden nce bile tek tanrya inanrd. O ve iki erkek kardei yeni dine ilk girenler arasndayd. Onlarn ve Zeyneb'in slm'a giren yeenleri vard. Bu
dnemde Zeyneb'in mslman olup olmad hakknda hibir kayt yoktur.
nk onun bu konudaki eilimlerini gizli tutacak yeterli nedeni vard.
Aabeyi Osman, geri m e r kadar hiddetli deildi ama uzlamaz bir yapya
sahipti.
Zeyneb ve erkek kardeleri, kabilelerinin efi ve slm'n en azl dmanlarndan olan meyye bin H a l e f i n kuzenleri oluyorlard. Bir gn kuru

ES-SA

m u bir k e m i i alp Peygamber'e (s.a.v.): " M u h a m m e d (s.a.v.) Allah'n bunu dirilteceini mi iddia e d i y o r s u n ? " diyen meyye'nin kardei b e y idi.

[25]

Daha s o n r a alayl bir glmsemeyle k e m i i elleri arasnda ezmi ve tozlarn P e y g a m b e r i n y z n e doru savurmutu. B u n u n zerine

Peygamber:

"Evet iddia e d i y o r u m ki: Allah o n u diriltecek ve seni de u andaki halinle


diriltecek, daha sonra da seni C e h e n n e m e a t a c a k " ^ demiti. Aadaki yetler bey'e h i t a b e n inmitir:
"Kendi yaratln
ken bu kemikleri

unutarak

firlerin sk sk n e srd eylerden biri de, eer Allah g e r e k t e n vahiy gnderdiyse bir m e l e k gndermeliydi fikri idi. Buna kar Kur'an'm

cevab uydu:
bize bir rnek

kim diriltecekmi?'

tecek. O, her yaratmay

(KIYAMET)

verdi; dedi ki: 'rm

De ki: 'Onlar, ilk defa yaratp,

bilir." (Yasin 7 8 - 7 9 ) .

bozulmu-

ina eden

diril-

"Eeryeryznde

(insan deil de) tatmin bulmu yryen

de onlara gkten eli olarak

elbette melek gnderirdik."

melekler

olsayd,

biz

(Isrcu 95).

Cebrail'in zaman zaman yeryzne inmesi, o n u Kur'an anlamda eli


(rasul) yapmyordu. Eli olabilmek iin, mesaj getirilen insanlar arasnda
yeryznde y e r l e m e k gerekliydi. Kur'an yle diyordu:
"Bize kavumay
Rabbimizi

ummayanlar

bir grmemiz

gerekmez

dediler

ki: "Bize meleklerin

le kapldlar

ve byk bir azgnlkla

ba kaldrdlar.

lu-gnahkrlara

bir mjde yoktur.

Ve o gn (melekler

vinli haber) yasaktr, yasak"

indirilmesi

miydi?" Andolsun onlar kedi nefislerinde

(Furkan:

Melekleri
onlara)

grecekleri

ya

da

bykgn, su-

derler ki: "(Size

se-

21-22).

Bu yasaklama, onlarn dnya ile Ahiret arasna bir perde ekilmesi iin
yalvarmalarna, ama kibir iinde yalvarmalarna karlktr. Semavt ile direkt balantya geildiinde ve dnya yerle bir olup zaman ve m e k n anlamszlatnda ebedi son gelmi olacaktr. "nsanlarn,
'pervaneler
caklar

gibi olacaklar

gn ve dalarn

(gn) (Kria: 4-5) ve "ocuklarn

her yana

dalm

da etrafa salm' renkli ynler gibi


salarn

aartan

bir gn"

ola-

(Mzzemmil:

11). Bu son, Kur'an'n t m n d e srekli tekrarlanr. Bu, saat'tr ve o k yakndr. "O gklerde

de yerde de arlat"

(Araf: 187). Kyamet vakti h e n z gelme-

mitir, o n u n yakn olduu sylendiinde ise, "Gerekten


da bir gn, sizin, saymakta

olduklarnzdan

bin yl gibidir"

senin Rabbinin

katn-

(Hacc: 47) yeti hatr-

1.

Hadis, A.H.IV 133-4

lanmaldr. Fakat yine de vahyin geldii d n e m b o y u n c a srekli kyamet

2.

S. 2 0 5

3.

I.S. VIII, 2 0 3

beklenmitir.

4.

I. S. IV, 1, 68

5.

I I . 145

6.

I I. 2 3 9

Bu eyann tabiat gereidir. n k ne zaman Vahiy insanlarla m u h a t a p


oluyor ve yeni bir din ortaya k o n u y o r s a , S e m a ve dnya arasndaki perde
biraz aralanmaldr. Bu perdenin kaldrlmas dnyann artlarn deitire-

c e k lde b y k deildir, fakat Peygamber'in grev sresini, sa, Musa, b-

SORU

rahim ve Nuh zamanlarnda olduu gibi istisna klmaya yetecek kadardr.

[26]

Kur'an, Cebrail'in Hira dandaki maaradayken M u h a m m e d ' e (s.a.v.) ilk


geldii gece olan Kadir gecesi hakknda yle der: "Kadir gecesi bin aydan
ha hayrldr. Melekler

ve ruh, onda Rablerinin

izniyle her bir i iin inerler"

da-

(Kadir:

3-4). Kadir g e c e s i n i n b u esizlii bir b a k m a Cebrail'in Peygamber'e (s.a.v.)


vahiy getirdii srenin t m iin de geerlidir.

ureyliler toplandklar her seferde, k e n d i l e r i n c e en b y k problem


telakki ettikleri k o n u h a k k n d a mutlaka k o n u u r l a r d ve b u kez Yes-

Kyameti b e k l e m e k m u h a k e m e y i b e k l e m e k t i r : Kur'an da kendini, el-

rib'deki Yahudi alimlerine d a n m a k zere adam g n d e r m e y e karar verdiler.

F u r k a n (bu b i r s r e n i n addr), doruyu yanltan ayran kriter, h a k e m ola-

Gnderecekleri iki eliye: " O n l a r a M u h a m m e d ' d e n b a h s e d i n , o n u tarif edin

rak niteler. Bu nitelik, tm vahy! kitaplar iin de geerlidir. n k vahiy

ve sylediklerini iletin; n k onlar ilk kutsal kitaba inanyorlar ve mutla-

ezel ve ebed olann fan olanda grnmesidir ve bu uhrev varolu niha

ka Peygamberler h a k k n d a bilgileri vardr. Oysa b i z i m b u k o n u d a hibir bil-

m u h a k e m e y e n c l k eder. Bu da b i r o k defalar, Peygamber'in (s.a.v.) gay-

gimiz y o k " dediler. Yahudi alimleri onlara u cevab gnderdi: " O n a bizim

b b i l m e s i n d e n bamsz bir ekilde Cennet'le C e h e n n e m ' i n o k ak olarak

syleyeceimiz u soruyu sorun. Eer bu sorulara cevap verebilirse O Al-

grnmesi demektir. yilik ve k t l n gizlilikleri artk ortaya kmtr.

lah'n Peygamberidir, fakat eer cevap veremezse yalanc ve sahtekrdr.

Peygamberin (s.a.v.) varl da iyinin k t d e n ayrlmas dorultusunda ay-

Ona, eski gnlerde lkesini terk eden g e n adamlar, onlara ne olduunu ve

n grevi ifa eder. n k o n u n doru yola armas kendisine kar koyan-

ilgin hikyelerini sorun. Yeryznn tesine, d o u s u n a ve batsna ulaan

larn sapklm tespit ettii gibi, kendisine tabi olanlar da m k e m m e l l i k

uzak yollarn y o l c u s u n d a n h a b e r vermesini isteyin. Bir de Ruh'u o n u n ne

derecesine ulatrr.

olduunu sorun. E e r size bunlar syleyebilirse ona u y u n n k O bir pey-

Vahyin, iyi olanlar, kendilerini m m t a z klmakla y k m l tuttuu hem e n anlalyordu. F a k a t , o zamana kadar k t olmadna inandklar bir-

gamberdir".
Eliler Mekke'ye b u haberle dndnde, Kurey liderleri Peygamber'e

o k kiinin aniden k t ve d m a n diye n i t e l e n m e s i m'minleri h e m ar-

haber gnderdi ve b u soruyu sordu. Peygamber: "Yarn size bunlarn ce-

tyor, hem de duygusal bask altnda brakyordu. Kur'an inananlara, b u n u

vabn vereceim" dedi, fakat "lnaallah (Allah d i l e r s e ) " demeyi unuttu. Er-

kabul etmeleri gerektiini sylyordu, n k O'na kar kanlarla dost olu-

tesi gn Kureyliler cevap iin geldiinde onlar geri gnderdi. O gnden

namazd. Bu k o n u d a b i r o k yet indirilmitir.

itibaren o n b e gn b o y u n c a hibir vahiy gelmedi, Cebrail de h i yanna uramad. Mekke'liler o n u n l a alay ettiler, o ise bu szler iin ve bekledii yar-

"Andolsun,

biz bu Kur'an'da eitli aklamalar

diye. Oysa bu, onlarn daha da uzaklamalarndan


"Biz onlar korkutmaktayz
ey artrmyor"

(tsra

yaptk,
bakasn

alp-dimsnler

getirmiyor"

Fakat (bu) onlarda byk bir azgnlktan

(Isra:
baka

41).
bir

60).

dm almad iin o k zlyordu. E n s o n u n d a Cebrail, o n u teselli eden ve


u soruya da cevap veren Vahyi getirdi. Bu uzun bekleyiin sebebi u yetlerle aklanyordu:
"Hibir ey hakknda
lah dilerse" (yapacam

'Ben bunu yarn mutlaka yapacam'


de)" (Kehf:

deme. Ancak:

"Al-

23-24).

Hi k i m s e daha n c e E b u Leheb'in asl tabiatn bilmiyordu; b u n a bir


dier rnek de A b d u r r a h m a n bn Avf'n, C u m a h ' n lideri ve slm'a d m a n
olan meyye bn H a l e f l e eskiden arkada olmasyd. Buna paralel olarak
Kur'an, Nuh'un getirdii mesajn kendisiyle kavminin arasn ayrdndan
ve onlarn daha da sapmasna yol at iin N u h ' u n nasl Allah'a ikyet ettiinden bahseder ( N u h : 6 ) .

Vahyin bu gecikii h e r ne kadar Peygamber ve m'minleri zmesine


ramen ayn zamanda m'minlere g kazandrmtr. Her ne kadar kafirler
bu g e c i k m e d e n s o n u karmay reddettilerse de, kafalarnda phe olan
b i r o k Kurey'li iin bu Vahy'in Peygamber (s.a.v.) tarafndan uydurulmadna, bilkis Allah'tan geldiine delil idi. Eer M u h a m m e d (s.a.v.) daha

nceki Vahiyleri uydurdu ise bu kadar alay edilme ve zntye ramen bu


kez Vahyi geciktirmesi anlamsz deil miydi?
nananlar da her zaman olduu gibi vahyin kendisinden g alyorlard. Kureyliler, eski gnlerde lkelerini terk eden genlerin hikyesini sorduklarnda - bu hikyeyi o zamana kadar Mekke'de hi kimse duymamtbu hikyenin o anki durumlaryla ilgili olduunu, inananlarn yceliini ve
inanmayanlarn ktln anlattn bilmiyorlard. Efes'li uyuyanlarn
hikyesi yle anlatlr. Milattan sonra nc yzyln ortalarnda halk
putperestlie sapm olan bir grup gen Allah'a iman muhafaza ediyorlard, halk da onlar bu yzden cezalandryordu. Bu eziyetlerden kamak iin
bir maaraya sndlar ve orada yz yl kadar uyudular.
Yahudilerin o zamana dek bildiklerinden baka Kur'an- Kerim'deki kssa (Kehf: 9 - 2 5 ) hibir insann grmedii ayrntlardan da bahseder. rnein, uyuyanlarn uyandktan sonra yzyllar boyu uyuduklarn nasl farkettiklerini ve kpeklerinin nasl n ayaklarn kapnn eiine doru uzatarak
yattn anlatr.
kinci soruya gelince, bu byk yolcu Z'l-Karneyn'dir. Vahiy onun douya ve batya yapt yolculuu anlatr ve sorulandan fazlasna cevap vererek bir nc yolculuktan bahseder. Z'l-Karneyn iki dan arasnda yaayan bir toplulua rastlar ve o toplulukta Z'l-Karneyn'e kendilerini Yecc ve
Mecc'ten ve cinlerden koruyacak bir duvar yapmas iin yalvarrlar. Allah
da ona, cinleri ve kt ruhlar* bir yere toplama gc verir. O belirli gnde, Peygamber'e (s.a.v.) gre, bu kt ruhlar yeryznde byk karklklara sebep olacaklardr. Onlarn ortaya k Kyamet saatinden nce olacaktr ve vaktin yaknlatn gsteren iaretlerden biri olacaktr.
nc soruya cevap olarak Vahiy, insann akl kapasitesinin ruhu kavramaya yetmeyeceini syler:
"Sana ruhtan sorarlar, de ki: "Ruh, Rabbimin emrindedir, size ilimden

n verince, kendilerinin her konuda bilgiye sahip olduklarn syleyerek


kar ktlar. nk onlar, Kur'an'n da tasdik ettii gibi her eyi ayr ayr
aklayan (En'am: 1 5 4 ) bir kitap olan Tevrat' okuyorlard. Peygamber onlara yle dedi: "Sizin bildikleriniz, Allah'n ilmi yannda ok azdr. Fakat yine de eer uygularsanz bildikleriniz size yeter" (1. I. 1 9 8 ) . Bu olaydan sonra Allah'n ilmiyle ilgili yet nazil oldu:
"Eer yeryzndeki
niz daha eklenerekmez" (Lokman:

aalarn

(mrekkep)

tm kalem ve deniz de -onun ardndan yedi de-

olsa. Yine de Allah'n kelimeleri

(yazmakla)

tken-

27).

Kurey liderleri, yahudi alimlerinin daha nceki tavsiyelerine uymadlar; Yahudi alimleri de, ilk niyetlerinin aksine, Peygamberin tm sorularna
cevap vermesine ramen onu kabul etmediler. Fakat bu cevaplar bakalarnn slm' kabul etmesine neden oldu. Peygamberin (s.a.v.) taraftarlar arttka, dmanlar, yaam tarzlarnn ve toplumlarnn tehlikede olduunu
daha iyi anlyor ve zayf m'ninlere yaptklar ikenceleri daha da artryorlard. Her kabile kendi mslmanlar ile urayordu: onlar hapsediyor, dverek ikence ediyor, a ve susuz brakyorlard. Dinlerinden dnmeleri
iin, onlar scan en fazla olduu anda, Mekke sokaklarnda gne altnda
kalmaya zorluyorlard.
Cumah'n efi meyye'nin Mslman olan Bilal (r.a.) adnda bir klesi
vard. meyye onu le scanda ak bir alana karr, yere yatrr, zerine byk bir ta koyar ve dininden dnene dek veya orada lene dek brakmak zere yemin ederdi. meyye onu Lat ve Uzza'ya inanmaya davet ettiinde Bilal " Bir, Bir" derdi. O srada ok yal olan Varaka da oradan geiyordu. Bilal'in ikence ektiini ve "Bir, Bir" dediini duyunca "Elbette O
Bir'dir, Bilal" dedi. Daha sonra meyye'ye dnerek: "Allah'a yemin ederim

yalnzca

az bir ey verilmitir." (Isrcu 85).


Yahudiler, Peygamberin (s.a.v.) sorulara verdii cevaplan ilgiyle karladlar ve son cmledeki "limden az verilmitir" ibaresinin yahudileri mi
yoksa araplar m kasdettiini sordular. Peygamber: "Her ikisini de" cevab-

ki, eer onu byle ldrecek olursan onun mezarn trbe yaparm" dedi.
Her Kureyli'nin, kendi kabilesi iinde yaamas zorunlu deildi. Ebu
Bekir de Beni Cumahllar arasnda oturuyordu. Bu Beni Cumahllar'n Peygamber'i daha sk grebilmesi anlamna geliyordu. nk

Muhammed

(s.a.v.) her gn leden sonra Ebu Bekir'i ziyaret ederdi. Peygamberin mesajnn bir ksmn Ebu Bekir'in yznde yazl olduu sylenirdi. Ebu
Bekir'in yz sanki bir kitap gibiydi, Mekke sokaklarnda grlmesi eskiden beri tm kabile tarafndan sevinle karlanr ve ona ok deer verilir-

Yazar bu ifadeyle (evil spirits) eytanlar kastetmi olmal (cv. noru)-

di. imdi ise Kurey liderleri onu grnce tedirgin oluyordu. Bilal (r.a.)

onun araclyla slm'a girmiti; ona ikence yapldn grnce meyye'ye "Bu zavall adama byle davrandn iin Allah'tan korkmuyor mus u n ? " dedi. " O n u bu hale sokan sensin" diye cevap verdi meyye, "O halde o n u bu durumdan sen kurtar." Ebu Bekr (r.a.) "Tabi kurtaracam" dedi. "Bundan daha gl ve iri gen bir siyah klem var, hem de senin dininden. O n u Bilal'e karlk sana vereyim." meyye buna raz oldu, Ebu Bekir
de (r.a.) Bill'i (r.a.) ald ve azat etti.
O zamana kadar alt kiiyi daha azat etmiti. Bunlardan ilki, ilk msl-

Peygamber (s.a.v.) kendisinin ikencelerden kurtulabildii halde, dier


m'minlerin srekli ikence ektiklerini grnce onlara yle dedi: "Eer
1 labeistan'a giderseniz, orada hi kimseye hakszlk ve adaletsizlik yapmayan bir kral bulacaksnz. Orada dine smsk bal bir yaam vardr. Allah
size bu ektiklerinizden bir kurtulu yolu gsterene dek orada k a l n . " 1 Bunun zerine m'minlerden bir grup Habeistan'a gitmek zere yola koyuldu; bu slm'da ilk g (hicret) idi.

manlardan, ok kuvvetli bir imana sahip olan Amir lbn Fuheyre idi. Amir
bir koyun obanyd. zgrlne kavutuktan sonra Ebu Bekir'in srlerinin bakmn zerine ald. Ebu Bekir'in azat ettii klelerden biri de
mer'in cariyesi idi. Cariye slm'a girmiti, fakat mer onu dininden dnmesi iin dvyordu. O srada oradan gemekte olan Ebu Bekir (r.a.) cariyeyi aldktan sonra serbest brakt.
kence yapanlarn en acmasz Ebu Cehil'di. Eer yeni dine giren bir
kimsenin kendisini koruyacak gl bir ailesi varsa, Ebu Cehil ona ikence
edemiyor, fakat ona hakaret ediyor, adn ktye karyor ve onunla alay
ediyordu. Eer Mslman olan bir tccarsa, onun kervann durdurmak ve
mallarn boykot etmekle tehdit ediyordu. Fakat m'min olan kimse eer
kendi kabilesinden, zayf ve korunmasz bir kimse ise ona o k ikence ediyordu. Dier kabilelerdeki mttefiklerini de kendi zayflarna byle davranmalar iin tevik ediyordu.
Kabilesindeki zayflardan Ysir, (r.a.) Smeyye (r.a.) ve oullar Anmar'a (r.a.) ikence edilmesine Ebu Cehil sebep olmutu. Hepsi de slm'dan dnmeyi reddettiler. Bunun zerine Smeyye kendisine yaplan ikenceler sonuncunda ld. Fakat Mahzum'lu ve baka kabilelerden olan dier kurbanlar kendilerine yaplan ikenceye dayanamadlar ve ikencecilerin her sylediini kabul edecek bir dereceye geldiler. Onlara: "Lat ve Uzza
da Allah gibi sizin tanrlarnz, deil m i ? " diye sorulduunda "evet" diyorlad. Yanlarndan bir bcek gese ve "Bu bcek de Allah gibi senin tanrn deil mi?" diye sorulsa ikenceden kamak iin "evet" diyecek bir hale gelmilerdi.
Bu kelimeler kalbten gelmiyor, dilin ucuyla syleniyordu. Fakat dilleriyle bunu syleyenler artk aka slm' yaayamyor, birou gizli olarak
bile yaamyordu. Bununla birlikte halkn ikencelerine katlanmayp bir
maaraya sman genler hakknda indirilen yetler onlara rnek oluyordu.
1.

I.I. 2 0 8 .

HABESTAN

[27]

ve h e r k e s e ramen beni s e e n bu adamlar teslim etmeyeceim! Onlarla konumadan ve bu adamlarn sylediklerinin doru olup olmadn renmeden onlar brakmayacam. E e r b u adamlar doru sylyorsa onlar
leslim edeceim, kendi adamlar onlarla ilgilensin. Fakat eer bunlar doru

uhacirler Habeistan'da iyi karlandlar ve ibadetlerinde serbest bra-

deilse, onlar b e n i m k o r u m a m istedikleri srece onlar k o r u y a c a m " de-

kldlar. Yanlarna aldklar k k ocuklar saymazsak toplam s e k s e n

di.

kiiydiler; fakat hepsi ayn zamanda hicret etmedi. M e k k e ' d e n ayrlma e-

Daha sonra Peygamber (s.a.v.)'in arkadalarna haber gnderdi ve kut-

killeri gizli ve k k gruplar halinde o l m a k zere planlanmt. E e r ailele-

sal kitaplaryla gelen rahiplerini toplad. A m r ve yanndaki dier eli Neca-

ri onlarn h i c r e t ettiini bilselerdi onlar engelleyebilirlerdi. Fakat hicret o

i ile snanlarn g r m e s i n i e n g e l l e m e y e alyorlard. n k bu kar-

kadar gizli b i r ekilde yapld ki h i k i m s e tm m u h a c i r l e r Habeistan'a ula-

lama ge anlalsa da onlarn aleyhineydi. Eliler, Habeistanllarn kendi-

ncaya dek bir ey anlamad. Olayn farkna vardklarnda, Kurey liderleri

lerine ticari ve politik sebeplerle h o g r gstermelerine ramen, putperest

onlar k e n d i kontrollerinden uzakta, bar iinde brakp yeni ihtidalarn

olduklar iin k k grdklerinin ve aralarnda byk bir engelin olduu-

(slm'a girenler) olmasna yardm e t m e m e l e r i gerektiine karar verdiler. Bu

nun farknda deillerdi. Habeliler'in o u s a m i m i hristiyanlard; hepsi vaf-

n e d e n l e h e m e n yeni bir plan yaptlar ve Habeistanllarn en o k h o u n a gi-

tiz edilmilerdi, hepsi bir tek Allah'a inanyor ve damarlarnda kutsal arap

den eylerden hediye e t m e k zere topladlar. O n l a r n hereyden o k deri e-

ve e k m e k ayininde yediklerinin k a n n tayorlard. Bu nedenle onlar, kut-

yalara deer verdiklerini duymulard, b u yzden Necai'nin b t n k u m a n -

sal ve putperest arasndaki ayrma kar duyarlydlar ve Amr gibi bir ada-

danlarna y e t e c e k kadar o k sayda deri hazrladlar. Necai'nin k e n d i s i iin

mn, putperestliin kiri ile k i r l e n m i o l d u u n u n farkndaydlar. Bu yzden,

hazrlanan zengin hediyeler de vard. Daha sonra aralarnda eli o l m a k ze-

m ' m i n l e r Necai'nin taht odasn doldurduunda, onlardaki kutsal sami-

re iki adam setiler, bunlardan biri S e h m kabilesinden A m r lbn'l-As idi.

miyet ve enginliin farkna vararak ardlar - E n o k da Necai, b u d u r u m

Kureyliler elilere ne yapmalar gerektiini bir bir anlattlar: K u m a n d a n l a -

karsnda etkilendi.- Gelenlerin, Kureyliler'den o k kendilerine benzedi-

rn hepsine teker teker gidecek, hediyelerini verip yle diyeceklerdi: "Hal-

ini grdklerinde, rahiplerin arasnda hayret belirten mrltlar ykseldi.

k m z d a n b i r grup deli erkek ve kadn b u kralla sndlar. K e n d i dinleri-

15u benzerlik ve engin g r n n yan sra m'minlerin o u n l u u n u gen-

ni terk ettiler, sizin dininize de girmediler, fakat ne sizin n e b i z i m h i duy-

ler oluturuyordu; hepsinde de, gzel davranlarnn b i r yansmas olan do-

madmz yeni bir din ortaya koydular. Halkmzn soylular bizi kralnza

al bir gzellik vard.

gnderdi ve onlar bize teslim etmenizi istiyorlar. Bu nedenle kralnza b u


k o n u y u atmzda bizi destekleyin, onlar bize teslim etmesini ve onlarla
h i k o n u m a m a s n tavsiye edin. n k onlarla ilgili en iyi k a r a n kendi
halk verir." K u m a n d a n l a r n hepsi b u k o n u d a sz verdiler, iki eli de Necai'nin hediyelerini gtrp, O'na m u h a c i r l e r i kendilerine teslim etmesi gerektiini sylediler ve k u m a n d a n l a r a sylediklerini tekrarladlar. K o n u m a larnn s o n u n d a da yle dediler: " H a l k n n soylular, onlarn amcalar, babalar ve akrabalar onlarn kendilerine teslim edilmesi iin yalvaryor". K u m a n d a n l a r da oradayd ve tek ses halinde Necai'ye snanlarn b u adamlara teslim edilmesi gerektiini, n k onlarla ilgili en iyi karar k e n d i akrabalarnn verebileceini sylediler. F a k a t Necai m e m n u n o l m a m t : "Hayr, Tanr'ya andolsun; b e n i m k o r u m a m altna sman, l k e m i yurt edinen

M u h a c i r l e r i n hepsi zorunlu kaldklar iin hicret etmemiti. Osman'n


(r.a.) ailesi o n u n l a uramaktan vazgemiti, fakat yine de

Peygamber

(s.a.v.), o n u n gitmesine ve Rukiye'yi de beraberinde gtrmesine izin verdi.


Onlarn varl m u h a c i r l e r topluluuna bir g kayna oluyordu. Onlara
git veren dier bir ift de Cafer ve kars E s m a idi. E b u Talib olu ve gelinini saldrlardan koruyordu, fakat muhacirlerin gzel k o n u a n bir adama
ihtiyalar vard, Cafer de akc k o n u u r d u . Kiilii b a k m n d a n da o k etkileyiciydi. P e y g a m b e r (s.a.v.) ona bir keresinde: " G r n n ve karakterin
hana b e n z i y o r ^ " demiti. Peygamber (s.a.v.) muhacirlere b a k a n l k yapmas iin Cafer'i (r.a.) grevlendirmiti; akl ve etkileyicilikte onu Abdu'd-Dar
slalesinden, daha sonra Peygamber'in (s.a.v.) o k n e m l i bir grev verecei g e n bir adam olan Mus'ab izliyordu. Bunlardan baka g edenler ara-

snda emmas adnda, annesi Utbe'nin kardei olan bir Mahzun'lu gen de

ruhumuz (Cibril'i) gndermitik.

dikkati ekiyordu. "Papazlara gnll yardm eden" anlamndaki ismi ona

miti ki: "Gerekten

u nedenle verilmiti: Bir keresinde Mekke'ye papazlara yardm edecek olan

biysen (bana yaklama)."

gen ve yakkl bir Hristiyan gelmiti. Gzelliiyle genel bir beeni kazan-

sana tertemiz bir erkek ocuk armaan

mt. Bunun zerine Utbe "Size bundan daha gzel bir emmas getirece-

bir erkek ocuum olabilir? Bana hibir beer dokunmamken

im" diyerek, kz kardeinin olunu onlara gstermi, o gnden sonra da

maz (bir kadn) deilken" dedi. "te byle" dedi. "Rabbin, dedi ki: - Bu benim iin

O da, dzgn bir beer klnda grnmt.

ben, senden Rahman

(olan Allah)a snrm. Eer takva

Demiti ki: "Ben, yalnzca

Rabbinden

Desahi-

(gelen) bir eliyim;

etmek iin (buradaym)."

O: "Benim nasl

ve ben

azgn-utan-

ocuun ad emmas kalmt. Safiyye'nin olu Zbeyr ve Peygamber'in

kolaydr. Onu insanlara bir yet ve bizden bir rahmet klmak iin (bu ocuk

(s.a.v) kuzenlerinden birka daha muhacirler arasndayd: Erva'nm olu

tr)" Ve i de olup bitmiti." (Meryem:

olacak-

16-21.)

Tulayb; Umeyme'nin iki olu Abdullah bn Cah ve meyye slalesinden


kars m m Habibe ile beraber olan Ubeydullah; eleriyle birlikte Berre'nin iki olu: Ebu Seleme ve Ebu Sabra. Bu ilk hicretle ilgili anlatlanlarn
ou m m Seleme'den aktarlmtr.

Bu yetleri dinlerken Necai de, rahipler de aladlar, anlamlar tercme edildiinde tekrar aladlar ve Necai yle dedi: "Bu, sa'nn getirdii
ile ayn kaynaktan geliyor." Ve Kureyli elilere dnerek: "Gidebilirsiniz,

Hepsi toplandnda Necai onlara yle dedi: "Ne bizim dinimize, ne


de evre lkelerden birinin dinine uymadnza gre sizi kendi halknzdan

nk Tanr'ya andolsun ki, onlar size teslim etmeyeceim; onlara ihanet


edilmeyecek" dedi.

ayrlmaya zorlayan bu din nedir?" Cafer ona cevap verdi: "Ey kral, biz ce-

Fakat kraln huzurundan ayrldklarnda Amr arkadalarna: "Yarn on-

halet iinde yzen, putlara tapan, Allah adna kesilmemi etleri yiyen, k-

lara, aralarnda gelien bu iyi ilikileri bozacak bir ey syleyeceim. Onla-

tlk yapan ve glnn zayf ezdii bir topluluktuk. Biz, Allah bize ken-

rn Meryem olu isa'ya kul (kle) dediklerini syleyeceim" dedi. Ve ertesi

di aramzdan, soyunu bildiimiz gvenilir bir eli gnderene dek bu hal

sabah Necai'ye giderek: "Ey kral, onlar Meryem olu sa hakknda byk

zereydik. O bizi Allah'a ard, O'nun birliine inanmamz ve yalnzca

bir yalan uyduruyorlar, onlar ar ve sa hakknda ne dndklerini sor"

ona ibadet etmemiz gerektiini, bizim ve babalarmzn tapt ta ve putla-

dedi. Bunun zerine Necai, m'minlere haber gnderdi ve sa hakknda ne

ra tapmamamz gerektiini retti. Bize doru sylemeyi, verdiimiz sz

bildiklerini sordu, m'minler, bunu duyunca tedirgin oldular. nk, bu

tutmay, akrabalk balarna ve komu haklarna sayg gstermeyi, ktlk-

konuda fazla bilgileri yoktu. Hepsi bir araya gelip, bu soru sorulduunda ne

lerden ve kan dkmekten saknmay emretti. Biz bir tek Allah'a inanyor,

cevap vereceklerini tarttlar. Oysa onlar Allah'n bildirdiklerinden bakas-

O'na ortak komuyoruz, O'nun yasakladklarn haram, serbest braktklar-

n syleyemeyeceklerini biliyorlard. Kraln huzuruna geldiklerinde Necai

n hell kabul ediyoruz. Bu yzden halkmz bize kar kt ve bizi dinimiz-

onlara: "Meryemolu sa hakknda ne diyorsunuz" diye sordu. Cafer (r.a.)

den dndrmeye, tek Allah'a ibadeti brakp putlara tapmaya zorlad. Sizi

cevap verdi: "Biz onun hakknda ancak Peygamberimiz'in getirdiini biliriz

dierlerine tercih edip, bu lkeye snmamzn sebebi bu; sizin korunma-

ve O'nun, Allah'n kulu, Rasul, O'nun ruhu ve bakire Meryem'e indirdii

nz altnda olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yannzda bize ada-

kelimesi olduuna inanrz." Necai yerden bir para tahta ald ve: "Meryem

letsizlik yaplamaz".

olu sa, sizin sylediklerinizden sadece u sopa kadar farkldr" dedi. Ku-

Saray tercmanlar sylenenleri Necai'ye aktardlar. Necai daha sonra

mandanlarn kar karak etrafnda toplandklarn grnce: "Sizin tm

kendisine Peygamber'in (s.a.v.) getirdii vahiyden bir blm okumalarn

kar kmalarnza ramen" diye ekledi. Daha sonra Cafer ve arkadalarna

istedi. Bunun zerine Cafer, Mekke'den ayrlmalarndan ksa bir sre nce

dnerek: "stediiniz yere gidin; nk benim lkemdeyke gvenliktesi-

nazil olan Meryem Sresi'nden bir blm okudu:

niz. Dalar kadar altn karlnda bile sizin birinize zarar vermem" dedi.
Mekke'li elilere de bir el iareti yaparak yardmcsna: "Bu adamlarn, gc

"Kitapta Meryem'i zikret. Hani O, ailesinden


ekilmiti.

Sonra onlardan yana (kendini gizleyen)

kopup dou tarafndan

bir yere

bir perde ekmiti. Bylece

ona

tirdikleri hediyeleri geri verin, nk onlara ihtiyacm yok" dedi. Amr ve


dier eli Mekke'ye aalanm bir halde dndler.

O srada Necai'nin Isa hakknda syledikleri halk arasnda yaylmt.


Halk Necai'yi dinden kmakla sulayarak bir aklama istiyordu. Bunun
zerine Necai Cafer'e haber gnderdi ve onlar iin gerekli olduunda yola

MER

[28]

kmak zere sandallar hazrlatt. Daha sonra bir parmen ald ve stne:
"O, Allah'tan baka tanr olmadna, Muhammed'in O'nun kulu ve rasul
olduuna, Meryem olu sa'nn da O'nun kulu, rasul, Meryem'e indirdii
kelimesi ve ruhu olduuna ehadet etti" diye yazd. Bu parmen parasn
cbbesinin altna gizledi ve halkn huzuruna kt. Onlara "Ey Habeliler,
sizin kralnz olmaya en layk olannz ben deil miyim?" diye sordu. "Evet"
dediler. "Peki benim yaamm hakknda ne dnyorsunuz?" "O, yaamlarn en gzeli", cevabn verdiler. Necai: "Peki sizi tedirgin eden nedir?"
diye sordu. "Sen bizim dinimizi terk ettin ve sa'nn bir kul olduunu kabul
ettin" dediler. "Peki sa hakknda siz ne diyorsunuz?" diye sordu. "Biz
O'nun Allah'n olu olduuna inanyoruz" dediler. Bunun zerine Necai
elini gsne, tam gizlenmi olan parmenin stne koyarak " b u " n a inandna ehadet ettiini syledi. Halk " b u " kelimesiyle kendi sylediklerini
kasdettiini zannetti. 2 Bu yzden m e m n u n ve teskin olarak ayrldlar, nk Necai'nin ynetiminden memnundular ve sadece te'min edilmek istiyorlard. Necai tekrar Cafer'e (r.a.) haber gnderdi ve evlerine dnebileceklerini, eskisi gibi emniyet iinde yaamaya devam edebileceklerini syledi.

j k i eli Mekke'ye dnp, Necai'nin, Mslmanlarn tarafn tuttuu ve


l k e n d i isteklerinin reddedildii haberini getirince, Kureyliler ok hiddetlendiler. Bu yzden h e m e n Ebu Cehil'in nderliinde, m'minlere yaptklar ikenceleri daha da artrmaya koyuldular. Ebu Cehil'in yeeni mer de
onun tavsiyelerini eksiksiz ve daha iddetli bir biimde yerine getiriyordu.
mer o zamanlar yirmialt yanda, gl, yiit ve kararndan caydrlamaz
bir adamd. Fakat daysnn aksine o dindard ve bu yzden yeni dine kar
kyordu. Babas Hattab onu, K'be'ye ve iindeki tm tanr ve tanralara
sayg duyacak bir ekilde yetitirmiti. Bu yzden onun iin K'be ve iindeki putlar birbirinden ayrlmaz, tartlmaz ve bozulmaz kutsal bir btn
oluturuyordu. Kurey de bu btnn iindeydi; fakat artk Mekke'de iki
din ve iki toplum vard. mer aka, bu sorunun tek nedeni olduunu grebiliyordu. Buna sebep olan adam ortadan kaldrldnda, ona gre tm
sorun zlecekti. Baka kar yol yoktu ve bu yol denenmeliydi. Uzun sreden beri bunlar aklnda yer ediyordu. O gn eliler Mekke'ye geldiinde,
kafasmdakiler ortaya dkld ve hemen evine gidip klcn ald. Evden ktktan ksa bir sre sonra kendi kabilesinden Nuaym bn Abdullah'a rastlad. Nuaym mslman olmutu, fakat mer'den ve dier akrabalarndan
korktuu iin b u n u gizli tutuyordu. mer'in yzndeki bu hiddetli ifadeyi
grnce, ona nereye gittiini sormaktan kendini alkoyamad. "Muhammed'e (s.a.v.), Kurey'i ikiye ayran o dinsize gidiyorum" dedi. mer " O n u
ldreceim" derken; Nuaym, kendisinin de ldrlebileceine iaret ederek onu durdurmaya alt. Fakat mer'in byle bir nedeni nemsemeyen
halini grnce onu belli bir sre geciktirebilecek -Muhammed'e haber vermeye yetecek kadar- baka bir neden buldu. Bu kendisi gibi Mslman olduunu gizleyen arkadalarn ele vermek anlamna geliyordu. Fakat Nuaym, onlarn byle bir durumdaki bu davran nedeniyle kendisini affedeceklerini, belki de takdir edeceklerini umuyordu. "Ey m e r " , dedi. "lk nce gidip neden kendi ev halkn doru yola getirmiyorsun?" mer "Benim
ev halkm da k i m ? " dedi. Nuaym: "Eniten Sa'id (r.a.) ile kzkardein l ; al
ma (r.a.) da M u h a m m e d (s.a.v.)'in dinine girdiler. Onlar kendi haline b

1.

I.S. I V / 1 , 2 4 .

2.

I.I. 2 4 4 .

rakmamalsm" dedi. mer bir kelime bile sylemeden kzkardeinit evine

doru yneldi. Zhre'nin fakir mttefiklerinden biri olan Habbab (r.a.)


Sa'id ve Fatma'ya Kur'an retmek iin evlerine sk sk gelirdi. O srada

dc Peygamber (s.a.v.)'e: " E y Allah'n Rasul, gerekten de mer, klcyla

Habbab onlarn evindeydi, yannda henz indirilmi olan Ta-ha sresinin

birlikte" dedi. Hamza: "Brakn ieri girsin, eer iyi niyetle geldiyse ho gel-

yetlerinin yazl olduu ktlar vard ve beraber okuyorlard. mer'in kar-

di, ama eer kt niyetle geldiyse o n u n kafasn kendi klcyla keseriz" de-

deinin adn aran hiddetli sesini duyunca, Habbab evin bir kesine sak-

di. Peygamber (s.a.v.) de bunu uygun grd ve o n u kemerinden tutup oda-

land. Fatma da yazl Kur'an sayfalarn gmleinin altna saklad. Fakat

nn ortasna ekerek "Ey Hattab olu mer, seni buraya getiren ne? Herhal-

mer o n l a n n okuyulann dardan duymutu, ieri geldiinde: "Duydu-

de Allah senin zerine mucize gnderdi" dedi. m e r de: "Ey Allah'n Rasu-

um o ses neydi?" diye sordu. Onu, hibir ey duymadna ikna etmeye a-

l, sana, Allah'a, Rasulu ne ve getirdiklerine inandm sylemek iin gel-

ltlar. mer: "Duydum ve sizin de Muhammed'e uyanlardan olduunuzu

dim" dedi. Peygamber: "Allahu Ekber (Allah Byktr)" dedi, bu ekilde

rendim" dedi. Daha sonra enitesi Said'in zerine atld ve onu dvmeye

evdeki herkes mer'in Mslman olduunu anlam oldu ve hepsi tekrar

balad, Fatma onlan ayrmaya altnda, m e r ona da bir tokat att ve

tekbir getirdiler.^

yznn derisi atlad. Bunun zerine ikisi de bir azdan: "Evet Mslman

mer'in Mslman olduunu gizlemesi sz konusu deildi. Bunu her-

olduk. Allah'a ve Rasulne inanyoruz, ne yapacaksan yap" dediler. Fat-

kese, zellikle de Peygamber (s.a.v.)'e en ok dman olanlara duyurmak is-

ma'nn yaras kanyordu, mer kam grnce yaptna piman oldu. Onda

liyordu. Daha sonraki yllarda yle derdi: " O gece slm'a girdiimde ken-

bir deiiklik oldu ve kardeine dnerek: "Biraz nce okuduunuz eyi ba-

di kendime yle dndm: Mekke'de Allah'n Rasulne en dman olan

na getirin ki, Muhammed'in ne getirdiini reneyim" dedi. Onlar gibi

kim, gidip ona Mslman olduumu syleyeyim? Hemen aklma gelen ce-

mer de okuma bilirdi, fakat m e r kad istediinde kardei " O n u sana

vap Ebu Cehil idi. Ertesi sabah kalkp Ebu Cehil'in evine gittim kapsn al-

veremeyiz" dedi. m e r tanr ve tanralarna yemin ederek korkmamalar-

dm. Kapy atnda "Ho geldin ey kardeimin olu, seni buraya getiren

n, kad okuduktan sonra geri vereceini syledi. Kardei onun yumuak-

ne?" dedi. u cevab verdim: "Allah'a, Rasulne ve onun getirdiklerine inan-

ln fark etmiti ve imdi slm'a girmesini daha ok istiyordu. Falma "Ey

dm sana sylemek iin geldim", "Allah beln versin!" dedi, "Getirdiin

kardeim, sen imdi zerinde putperstliin kirini tayorsun, ona ancak te-

haberlere de lnet olsun." Daha sonra kapy yzme kapad. 2

miz olanlar dokunabilir" dedi. mer gitti ve ykand, Fatma da ona, zerinde Ta-Ha'nn ilk yetlerinin yazl olduu sayfay verdi.
m e r okumaya balad ve bir b l m n bitirdiinde: "Bu kelimeler ne
kadar gzel ve ne kadar erefli!" dedi. Habbab bunu duyunca sakland
yerden kt ve: "mer, mit ederim ki Peygamber (s.a.v.)'in duasndaki Allah'n setii kii sen olursun, nk dn Peygamber (s.a.v.)'i: "Allah'm, islm' ya Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'le ya da Hattab'n olu mer'le glendir" diye dua ederken duydum."
mer: "Ey Habbab! Muhammed (s.a.v.) imdi nerdedir, ona gideyim de
slm'a gireyim" dedi. Habbab, ona Peygamber (s.a.v.)'in Safa kaps yanndaki Erkam'n evinde m'minlerle beraber olduunu syledi. m e r klcn
tekrar knna soktu ve Safa'ya gidip, evin nnde durdu, adn syleyip kapy ald. Nuaym (r.a.) onlara haber vermiti, bu yzden mer'in gelii onlar artmamt, fakat onun sesindeki yumuakla hayret etmilerdi.
M'minlerden biri kapya giderek anahtar deliinden bakt ve znt iin-

I.I. 2 2 7 .

2.

I.I. 2 3 0

BOYKOT

VE

KALDIRILII

Esed kabilesinden b i r i n d e n dierine un g t r m e k kabile dndan birisinin


karamayaca bir d u r u m d u . M a h z u m l u n u n araya girmesine

[29]

tahamml

edilemezdi. E b u Cehil sylediinde srar e d i n c e , Ebu'l-Behteri yerden bir


devenin kaburga k e m i i n i ald ve E b u Cehil'in kafasna vurdu. E b u Cehil

m e r (r.a.), m ' m i n l e r Allah'a gizli ibadet ederken, Kureylilerin aka

K'be'de putlara tapmalarna t a h a m m l edemiyordu. Bu yzden gidip

yere dt. O srada oradan g e m e k t e olan Hamza'y m e m n u n etmek istercesine yerde onu tekmelediler.

a k a K'be'de n a m a z klar ve dier m'minleri de b u n a tevik ederdi. Ba-

Hakim haklyd, b o y k o t edilen kurbanlarn kiilii y z n d e n b i r o k ki-

zan m e r ve Hamza yanlarnda bir g r u p m'minle mescide girer ve namaz

i de boykota karyd. A m i r kabilesinden Hiam b n Amr, Haim kan ta-

klarlard, byle zamanlarda Kurey liderleri h i ortada g r n m e z d i . n k

myordu, fakat ailesinin Haimtlerle evlilik balar vard. Hiam gece hava

mer

kararnca yiyecekle y k l b i r deveyi Beni Haim m a h a l l e s i n e gtrr, ma-

(r.a.)'den k o r k t u k l a r iin de m d a h a l e edemiyorlard. F a k a t bu g e n ada-

halleye girite devenin yularn karr ve ilerlemesi iin arkasna vurup b-

m n kendilerini yendiini z a n n e t m e s i n i de istemiyorlard. Bu yzden E b u

rakp giderdi. Ertesi gece de giyecek ykl b i r deve getirirdi.

o n l a r iin orada o t u r m a k ve olanlar seyretmek gurur krcyd.

Cehil'in basksyla en iyi z m n E b u L e h e b dnda, m ' m i n o l s u n olma-

M s l m a n olmayanlarn b u yardmlarnn yan sra dier kabilelerden

sn P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u y a n tm Haimilere bir b o y k o t d z e n l e m e k ol-

m s l m a n olanlar, zellikle E b u Bekir ve m e r bu yasan etkilerini hafif-

duu kararna vardlar. Hazrladklar anlama m e t n i n e gre, k i m s e Haim'li

letmeye alyorlard. ki yllk b o y k o t u n s o n u n d a E b u Bekir artk zengin

bir kadnla e v l e n m e y e c e k ve kzn da Haimilere v e r m e y e c e k t i ; k i m s e o n -

bir adam saylmazd. Fakat b u yardmlara ramen Beni Haim mahallesinde

lara birey satmayacak, onlardan da birey satn almayacakt. Bu, Haimler

alk ve ktlk vard.

M u h a m m e d ' i reddedene veya o peygamberlik iddiasndan vazgeene dek

Haram aylarda saldr ve tecavzden e m i n olarak dar kabiliyorlard.

srecekti. Hepsi taraftar olmasa da krk Kureyli lider b u anlamay imzala-

15u zamanlarda Peygamber (s.a.v.) sk sk K'be'ye giderdi. O sralarda Ku-

d. Muttalib o u l l a n , kardeleri Haimilere b u n u y a p m a k istemediler, fakat

rey liderleri orada b u l u n u u n u frsat bilip ona hakaret ederlerdi. Bazen Ku-

zorla anlamaya dahil edildiler. Sz k o n u s u metin dikkatle K'be'nin iine

rey'i uyaran ve daha n c e k i kavimlerin bana gelenleri anlatan yetleri

yerletirildi.

o k u r k e n , Abdu'd-Dar slalesinden Nadr ayaa k a l k a r ve: Tanr'ya andolsun

Karlkl dayanma iin t m Beni Haim, M e k k e vadisinin E b u Talib


mahallesinde topland. Peygamber (s.a.v.) ve Hatice ev halkyla birlikte o
mahalleye gelirken, E b u L e h e b , Kureyliler'e bal olduunu gsterircesine
k a n s y l a bu mahalle dndaki bir eve tand.
B o y k o t sk bir ekilde uygulanmyordu ve evlenen bir kadn hl eski
kabilesinin bir yesi sayld iin Beni Haim'le balar t a m a m e n koparlamyordu. E b u Cehil srekli b o y k o t u k o n t r o l ediyor, fakat istediklerini herkese uygulatamyordu. Bir gn Hatice'nin yeeni Hakim'i, yannda srtnda

ki, M u h a m m e d (s.a.v.) b e n d e n daha iyi bir k o n u m a c deildir. O n u n konutuklar eskilerin masallardr. Onlar yazl bir kttan okuyor. Ben de
benimkileri kendi k i t a b m d a n o k u y o r u m " derdi. Daha sonra Rstem, lsfendiyar ve ran krallaryla ilgili hikyeler anlatrd. Bu balamda, kalbin doast gereklikleri alglayan bir kuvvet olduuna deinen b i r o k yet inmitir. Kfirlerde kapal olan kalb gz, aslnda n u r u n parlakln grebilecek
zelliktedir, bu da imandr. F a k a t yaamn k t ilerle g e i r m e k kalbi pisliklerle karartr ve Allah'tan gelen mesajn ilah k k e n i n i alglayamaz:

bir uval unla giden bir kle ile b e r a b e r Beni Haim mahallesine giderken
grd. Onlar dmana yiyecek g t r m e k l e sulad ve Hakim'i Kurey'e ih-

"Ona yetlerimiz

okunduu

bar edeceini syledi. O n l a r tartrken Esed kabilesinden Ebu'l- Behter

Asla, hayr; onlarn kazanmakta

geldi ve m e s e l e n i n ne olduunu sordu. S o r u n u rendiinde E b u Cehil'e:

taffifin:

zaman:

"Gemilerin

olduklar,

kalbleri

uydurma
zerinde

masallardr"

dedi.

pas tutmutur."

(Mut-

13-14).

"Bu o n u n h a l a s r n unudur, halas u n u n u istiyor. Brak da adam istediini


y a p s n " dedi. Ne Hakim ne de Ebu'l-Behter m s l m a n deillerdi, fakat

B u n u n aksine Peygamber (s.a.v.) kalbinin h e r zaman uyank olduunu

ve her an gereklerle beraber olduunu belirtmitir: " G z m uyur, fakat


kalbim

rin ki, eer onlar E b l - H a k e m ' i n (Ebu Cehil) annesinin akrabalar olsalard ve sen onu, onun seni ard eye arsaydn, o hibir zaman bunu

uyanktr". 1

Peygamber (s.a.v.) anda yaayanlarn adndan ok nadir bahseden

yapmazd". "Beni utandrdn, Hiam" dedi Zheyr, "Fakat tek bama ne ya-

Kur'an, Ebu Leheb ve karsnn Cehennem'e gireceini mjdeler (Leheb S-

pabilirim? Eer beni destekleyen biri daha olsayd bu anlamay geersiz k-

resi). m m Cemil bunu duyunca elinde bir ta tokmakla K'be'ye Muham-

lana dek savardm". Hiam: "Birini buldum" dedi. "Kim O ? " . "Benim."

med (s.a.v.)'i aramaya kt; M u h a m m e d (s.a.v.)'in yannda oturan Ebu Be-

"Bir ncsn daha bulalm" dedi Zheyr. Bunun zerine Nevfel kabile-

kir'e gitti ve "Arkadan nerede?" diye sordu. Konuamayacak denli aran

sinden, Haim ve Muttalib'in kardeleri olan Nevfel'in torunu Mut'im bn

Ebu Bekir, onun Muhammed (s.a.v.)'i kasdettiini biliyordu. m m Cemil

Ady'e gitti. "Sen Kurey'le bir olarak Abdu Menaf oullarnn iki kolunun

devam etti: "Duyduuma gre beni hicvetmi, Tanrya andolsun onu bulur-

yok olmasna gz m yumuyorsun? Tanr'ya andolsun, eer onlarn bunu

sam azn bu havan tokmayla paralayacam. Bana gelince, ben gerek

yapmasna izin verirsen, bir mddet sonra ayn eyi sana da yaparlar" dedi.

bir airim" dedi ve Peygamber (s.a.v.) hakknda u iiri okudu:

Mut'im drdnc bir adam istedi, bunun zerine Hiam, Hadice'nin unu
yznden Ebu Cehil'e vuran Esed'li Ebu'l-Behteri'ye gitti. O beinci bir

"Biz o gnahkra
Emirleriyle

alay

uymuyoruz.
ediyor

Ve dininden nefret ediyoruz

"

Kadn gittiinde Ebu Bekir, (r.a.) Peygamber'e (s.a.v) kadnn kendisini


grp grmediini sordu. Peygamber (s.a.v.): "O beni gremedi, nk Al-

adam gerektiini sylediinde Hiam dier bir Esed'liye, bir altncya gerek
olduunu sylemeden teklifi kabul eden Zem'eh Ib el-Esved'e gitti. Hepsi
de o gece Mekke'nin dndaki Hacun da eteklerinde bulumaya karar verdiler. Orada hareket planlarn tasarladlar ve bu anlamay geersiz klmadan meselenin ardna brakmayacaklarna sz verdiler. Zheyr: "Bu ile en
ok ilgili olan benim, o yzden ilk konuan ben olacam" dedi.

lah onun gzne perde ekti" dedi. Arapa "gnahkr", "sulu" anlamna

Ertesi sabah Mescid'deki kalabala kartlar ve Zheyr zerindeki

gelen muzammam, vlen ve deer verilen anlamna gelen Muhammed'in

uzun ctbbesiyle K'be'yi tavaf etti. Daha sonra yzn meclistekilere evir-

kart anlamdr. Kureyliler, Peygamber (s.a.v.)'i yermek iin bazen bu teri-

di ve: "Ey Mekke'liler, Haimoullar hibir ey alp satamazken, biz bura-

mi kullanrlard. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca arkadalarna: "Allah'n

da rahata yiyip giyinecek miyiz? Tanr'ya andolsun bu hakszlk ortadan

Kureyliler'in ktlklerinden beni korumas kre demez mi? Onlar ba-

kalkncaya dek rahat etmeyeceim" dedi. Kuzeni Ebu Cehil hemen ayaa

na Muzamman (sulanan) diyorlar, halbuki ben Muhammed'im ( v l e n ) " . 2

kalkt ve: "Yalancsn!" dedi, "bu durum ortadan kalkmayacak". Zem'eh:

Beni Haim ve Beni Muttalib'e uygulanan boykot iki yl srd ve bekle-

"Asl yalanc sensin. Bu anlama yazldnda biz taraftar deildik" dedi.

nen etkilerin hibirini gstermedi. Aksine Peygamber (s.a.v.)'in daha dikkat

"Zem'eh doru sylyor onda yazl olan desteklemiyoruz ve taraftar dei-

ekmesine ve tm Arabistan'da yeni dinden bahsedilmesine neden oldu. Bu

liz" dedi Ebu'l-Behteri. Mut'im: "kiniz de haklsnz, asl buna hayr diyen

tr dncelerden bamsz olarak Kureyliler'in ou, zellikle boykot edi-

yalancdr. Tanr ahidimiz olsun biz ondan ve onda yazl olandan masu-

lenler arasnda akrabalar bulunanlar, boykot hakknda olumsuz dnce-

muz" dedi. Hiam da ayn eyleri syledi ve Ebu Cehil onlar bir gecede sz-

ler tayorlard. Karar deitirmenin zaman gelmiti ve ilk tepkiyi gsteren

lerinden dnp, entrika evirmekle sulamaya baladnda, Mut'im onun

adam yine, Haimler'e sk sk yiyecek ve giyecek ykl develer gnderen

szn kesti ve K'be'ye andlama metnini getirmeye gitti. erden, elinde

Hian oldu. Hiam tek bana bir ey yapamayacann farkndayd, bu ne-

kk bir para kat ve zafer ifadesiyle kt. Kurtlar, ilk baa yazlan "Al-

denle Peygamber'in halas Atike'nin olu Mahzum'lu Zheyr'e gitti ve y-

lah'm, senin adnla" kelimeleri dndaki tm andlamay yemilerdi.

le dedi: "Annenin akrabalarnn durumunu bilirken nasl yemek yiyip, g-

Kurey'in ounluu zaten ikna olmutu. Bunun yan sra bu tartma-

zel giyinmeye dayanabiliyorsun? Onlar ne bir ey satabiliyorlar, ne de alabi-

sz mucize tm kar klar durdurdu. Ebu Cehil ve onun gibi dnen

liyorlar. Ne kzlarn ne de oullarn evlendirebiliyorlar. Allah'a yemin ede-

birka kii kar koymann anlamsz olduunu biliyorlard. Boykot resmen

kaldrlmt. Kurey'ten bir grup. Beni Haim ve Beni Muttalib'e iyi haber-

i destekliyordu. Bu yzden daha fazla diretemediler. Ebu Leheb, kendisi-

leri vermeye gitti.

ne gre boykot sresince yeenine duyduu nefreti bu kadar aa vurma-

Boykot kaldrldktan sonra Mekke'de byk bir rahatlama oldu ve bel-

snn zrn yerine getiriyordu. Nefreti hibir ekilde azalmamt; fakat

li bir sre iin Mslmanlara kar gsterilen dmanlk yumuad. Bu ra-

aabeyinden sonra kabilenin lideri olaca iin ailesiyle iyi ilikiler iinde

hatlama haberi abartlarak Habeitan'a dek ulat. Bunun zerine muhacir-

olmak istiyordu. Ebu Talib'in o k uzun yaamayacann da farkndayd.

lerden bazlar Mekke'ye dnmek iin hemen hazrlklara baladlar. Cafer


gibi bazlar ise bir sre daha orada kalmalarnn iyi olacan dnyordu.
O srada Kurey liderleri abalarn Muhammed (s.a.v.)'i bir anlama
yapmaya ikna etmede younlatrmlard. Bu, kendilerine gre ona taknlan en yakn ve lml tavrd. Velid ve dier liderler, iki dinin de ayn anda
uygulanmasn nerdiler. Peygambar (s.a.v.) bu neriyi reddetme eklinde
zorluk ekmeden, hemen gelen vahiyle onlara cevap verdi:
"De ki: Ey kfirler.
Ben sizin taptklarnza

tapmam.

Benim taptma da siz tapacak


Ben de sizin taptklarnza

tapacak

Siz de benim taptma tapacak

deilsiniz.
deilim.
deilsiniz.

Sizin dininiz size, benim de dinim bana." (Kfirun

Suresi).

Bunun sonuncunda, geri dnen muhacirler daha Haram blgeye ulamadan lml durum sona ermiti.
Cafer ve Ubeydullah lbn Cah dnda, Peygamber (s.a.v.)'in btn kuzenleri geri dndler. Onlarla birlikte Osman ve Rukiye de geldiler. Osman'la birlikte dnen bir dier ems'li de Ebu Huzeyfe idi. Ebu Huzeyfe
(r.a.), korunma iin babas Utbe'ye snabilirdi. Fakat Ebu Seleme (r.a.) ve
m m Seleme (r.a.) kendi kabilelerinden ikenceden baka bir ey bekleyemeyeceklerini biliyorlard. Bu yzden Mekke'ye gelir gelmez hemen Ebu
Seleme'nin days olan Ebu Talib'den korunma istediler. Ebu Talib Mahzumlerin kar kmasna ramen bu istei kabul etti. "Sen bize kar yeenin
Muhammed'i koruyorsun, fakat niin bizim kabilemizden bir adam bize
kar korumay kabul ediyorsun?" dediler. Ebu Talib: "O benim kzkardeimin oludur, eer ben kzkardeimin olunu koruyamazsam, erkek kardeimin olunu da koruyamam demektir" dedi. Mahzumler'in onun liderlik
haklarna sayg gstermekten baka seenekleri yoktu. Bunun yan sra bu
kez, Peygamber (s.a.v.)'e en ok dmanlk besleyen Ebu Leheb de aabeyi-

1.

1.1. 3 7 5 ; B. X I X , 16 v.b.

2.

I.I. 2 3 4 .

CENNET

VE

EBEDYYET

[30]

den daha gl ve kudretli olan Allah'n k o r u m a s altndaym." Velid: " E y


kardeimin olu, gel ve b e n i m l e yaptn anlamay yenile" dedi. Fakat Osman kabul etmedi.
Peygamber airin dinlendii topluluk iinde deildi, fakat Lebd'in iiri-

eriye d n e n ve kendi halkna kar yardm isteyen bir dier m u h a c i r de

ni ve orada neler o l d u u n u duymutu. Bu k o n u d a kaytlara geen tek ey

( j m e r ' i n kaynbiraderi O s m a n bin Maz'un'du. n k O s m a n , k u z e n l e -

udur: "airin k o n u t u u tek doru ey "te Allah'tan baka her ey b o t u r "

ri m e y y e ve U b e y ' i n kendisini cezalandracaklarn biliyordu. Bu kez Mah-

s z d r . 1 P e y g a m b e r (s.a.v.) Lebid'i b u n u takip eden msralar iin sula-

zum kabilesi, b a k a bir kabilenin adamn k o r u m a s altna alyordu: Velid,

mad. air " B t n dyev zevkler y o k o l a c a k " d e m e k istemi olabilir; dier

Osman' k o r u m a s altna ald; fakat, O s m a n kendisi gvenlik iinde gezer-

taraftan C e n n e t ve zevkleri h i b i r zaman sona ermeyecektir. Bu olayn mey-

ken, dier m s l m a n l a r n eziyet ektiini g r n c e , Velid'den kendi zerin-

dana geldii sralarda u yet nazil oldu:

deki k o r u m a s n kaldrmasn istedi. Yal adam: " E y kardeimin olu, ben i m a d a m l a r m sana b i r zarar m verdi?" diye sordu. O s m a n (r.a.): "Hayr,

"Onun yznden

(zatndan)

baka her ey helak olucudur"

(Kasas:

88).

fakat b e n Allah'n k o r u m a s altna g i r m e k ve O'ndan bakasna s n m a m a k


i s t i y o r u m " dedi. Velid'le b e r a b e r Mescid'e gitti ve herkesin n n d e o n u n

Daha n c e inen bir yette de unlar syleniyordu:

k o r u m a s altnda olmadn aklad.


"Celal ve ikram

Birka g n sonra b y k air Lebid, Kureyliler'e iir okuyordu, O s m a n


da o n u dinleyen b y k kalabaln arasndayd. G e n e l d e tm Araplar'da va-

sahibi

olan Rabb'inin yz (zt) bak kalacaktr"

(Rahman

27).

rolan iir o k u m a yetenei, E b u Talib, Hubeyre ve Hris'in olu E b u Sfyan


gibi baz kiilerde daha fazla gze arpyordu. F a k a t bunlarn da t e s i n d e
b y k air diye anlan b i r k a air vard, L e b i d de bunlardan biriydi. Belki
de yaayan en b y k Arap airi saylabilirdi ve Kureyliler o n u aralarnda

Bu ebedi lkram'n olduu yerde ebed zevkler ve onlar tadanlar da olacaktr.


Bu k o n u y u daha ak ortaya koyan bir vahiy daha gelmiti:

g r m e k t e n eref duyuyorlard. O k u d u u iirlerden biri yle balyordu:


"te, Allah'tan b a k a h e r ey b o t u r " . " D o r u syledin" dedi O s m a n ,
Lebid devam etti:
"Ve t m zevkler y o k o l a c a k . "
"Yalan s y l y o r s u n " diye bard O s m a n . " C e n n e t zevkleri hibir zam a n sona e r m e y e c e k . " Lebid s z n n k e s i l m e s i n e alkn deildi; Kurey

"(Kyametin)
Artk onlardan
olanlar

gelecei

gnde, O'nun izni olmakszn,

kimi "bedbaht ve mutsuz',

atetedirler.

Onlar iin orda (kahrla

Onlar Rabb'inin dilemesi

dnda gkler

drlar. (Bu) kesintisi olmayan

hi kimse sz

ve acyla)

nefes alp vermeler

ve yer srp gittike,

bir ihsandr"

syleyemez

(kimi de) mutlu ve bahtiyardr.

(Hd:

orada

temelli

Mutsuz
vardr.
kalc-

105-8).

ise, air misafirleri olduu iin sadece armakla kalmamlar, utanmlard da. " E y Kureyliler," dedi air, "Sizin yannzda dost olarak oturan k i m -

Bu yet g s t e r m e k t e d i r ki Allah Cennetlikleri C e n n e t t e srekli k l a c a k -

seye k t davranlmazd. N e zamandan beri byle davranmaya baladnz?"

tr. Bu yetlerle ilgili sorular, Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabdan ba-

Topluluktan biri kalkt, t m kabile adna z r diledi ve: " B u adam b i r b u -

zlarna verdii cevaplarla aklamtr. Bir keresinde yle demitir: "stedi-

daladr, bir grup budala bizim dinimizi terketti. O n u n sylediiyle i l h a m n

ine m e r h a m e t eden Allah, Cennetlikleri Cennet'e, C e h e n n e m l i k l e r i C e -

y o k o l m a s n " dedi. K o n u a n adam geldi ve O s m a n ' a bir y u m r u k att, vur-

h e n n e m ' e koyar. Daha sonra Meleklere: "Bakn ve kalbinde hardal tanesi ka-

duu yer morard. Yaknnda oturan Velid, ona kendi k o r u m a s altnda kal-

dar iman olanlar C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. M e l e k l e r bir grup insan C e -

sa idi g z n n morarmayacan hatrlatt. " H a y r " dedi O s m a n , " b i l a k i s

h e n n e m ' d e n karrlar ve : "Rabbimiz, bize emrettiin artlara uyan hi k i m -

b e n i m salam g z m , dieri gibi o l a b i l m e k iin Allah'a yalvaryor. B e n , sen-

seyi orada b r a k m a d k " derler. Allah: "Geri d n n ve kalbinde bir zerre ka-

HUZUN

dar iyilik olan herkesi C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. Melekler yine b i r grup
insan C e h e n n e m ' d e n karrlar ve : " R a b b i m i z orada hibir iyilik b r a k m a -

YILI

[31]

d k " derler. Melekler, Peygamberler ve inananlar efaat ederler. S o n r a Allah:


" M e l e k l e r efaat etti. Peygamberler ve inananlar da efaat etti. imdi sadece
m e r h a m e t l i l e r i n en merhametlisi olan Allah'n efaati kald" der ve C e h e n n e m ' d e n h i b i r iyilik yapmayan bir grup insan karr, C e n n e t i n giriindeki Hayat Irma denilen nehre a t a r . " 2
C e n n e t t e k i l e r hakknda da Peygamber (s.a.v.) unlar syler: "Allah
C e n n e t t e k i l e r e : " M e m n u n m u s u n u z ? " diye sorar, onlar: " R a b b i m i z , nasl

.S. 6 1 9 Ylnda, b o y k o t u n kaldrlmasndan ksa bir sre sonra Peygamber (s.a.v.) b y k bir kaypla, kars Hadice'nin lmyle znt-

ye bouldu. Hadice yaklak altmbe, kendisi ise elli yalarndayd. Yirmibe yl ahenkli ve mutlu

bir evlilik yaamlard.

Hadice,

Peygamber

(s.a.v.)'in sadece kars deil, ayn zamanda o n u n en yakn arkada, dan-

m e m n u n olmayz? Hibir yarata vermediin nimetleri bize verdin" derler.

man ve Ali ve Zeyd dahil t m ailesinin annesiydi. Drt kz annelerinin

Allah: "Size b u n d a n daha iyisini vereyim m i ? " der, onlar da " D a h a iyisi ne-

l m n e o k zlmlerdi. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, Cebrail'in bir

d i r ? " diye sorarlar: Allah: "Size Rdvan'm v e r e c e i m " d e r . " 3 Bazen 'saadet'

keresinde gelip, Hadice (r.a.)'ye Rabbinden selam getirdiini ve Cennet'te

olarak t e r c m e edilen Rdvan, Allah'n b i r nefsi m u t l a k olarak k a b u l e t m e -

ona bir dek hazrlad m j d e s i n i verdiini syleyerek teselli etti.

si ve O nefsi k e n d i yanna alp Ebed Saadet vermesidir. Rdvan C e n n e t i n i n


genel anlamyla dier Cenneti dlad dnlmemelidir. n k Kur'an
h e r teslim olan nefis iin iki C e n n e t vaadeder ( R a h m a n : 4 6 ) . Peygamber de
k e n d i k o n u m u n d a n b a h s e d e r k e n , ayn ekilde iki rahmete kavuacan
sylerdi: " R a b b i m ' l e ve Cennet'le b u l u a c a m . " 4

Hadice (r.a.)'nin l m n , aslnda daha k k , fakat darda byk etkiler uyandran bir kayp daha izledi. E b u Talib hastayd ve l m n n yakn olduu d u r u m u n d a n belliydi. l m yatanda bir grup Kureyli lider Utbe, eybe, Abdu ems'ten E b u Sfyan, Cumah'tan m e y y e , Mahzum'dan
Ebu Cehil ve dierleri- o n u ziyaret ettiler ve o n a yle dediler: " E b u Talib,
seninle gurur d u y d u u m u z u biliyorsun; imdi ise bana bu hastalk geldi
ve biz senin iin k o r k u y o r u z . Yeeninle bizim aramzda geenleri biliyorsun. O n u y a n m a ar, bizden ona bir hediye ver ve o bizi, biz de onu rahat
brakalm. Bizi dinimizle bar halinde b r a k s n " dediler. B u n u n zerine E b u
Talib Peygamber(s.a.v)'e " h a l k n n soylular seninle a n l a m a k istiyorlar"
dedi. Peygamber (s.a.v.): " P e k i yle olsun bana bir tek sz verin, tm Arap
ve r a n l l a r y n e t i m i n i z altna alabileceiniz bir s z " dedi. E b u Cehil: "Babann zerine y e m i n ederim ki, b u karlklar iin bir deil on sz v e r i i z "
dedi. Peygamber (s.a.v.) : "Allah'tan baka tanr y o k t u r " demelisiniz ve
O'ndan baka taptnz her eyden vazgemelisiniz" dedi. Ellerini rptlar
ve : " E y M u h a m m e d (s.a.v.), tanrlar bir tek tanr m yapacaksn? Senin teklifin gerekten o k a c a i p " dediler. Kendi kendilerine: "Bu adam istediimiz
hibir eyi bize v e r m e y e c e k , o halde kendi y o l u m u z a gidelim ve Allah
onunla bizim aramzda h k m n verinceye dek babalarmzn dinine uymaya devam e d e l i m " dediler.

B, LXIII, 2 6 .

2.

M . I. 7 9 ; B. XCV1I,24.

3.

M. LI,2.

4.

I.I. 1 0 0 0 .

O n l a r gittikten sonra E b u Talib, Peygamber (s.a.v.)'e " E y kardeimin


olu, grdm kadar'yla sen onlardan kt bir ey i s t e m e d i n " dedi. B kc
limeler Peygamber (s.a.v.)'in kalbini amcasnn m s l m a n olmas isteiyle

doldurdu. "Amca", dedi, " O kelimeleri syle ki, Maher gnnde senin iin

kabul ettiler ve Ebu Bekir'in emniyette olacana sz verdiler. Fakat Beni

efaat edebileyim." Ebu Talib "Ey kardeimin olu, eer Kureyliler'in bu

Cumahllar lbnu'd-Duunne'ye: "Ona Rabbine duvarlar arasnda ibadet et-

kelimeleri lm korkusuyla sylediimi zannedeceklerini bilmeseydim, on-

mesini, duyulmadan ve grlmeden namaz klp Kur'an okumasn syle.

lar sylerdim. Sylediklerimle seni de m e m n u n ederdim" dedi. lm Ebu

nk onun grn o k etkileyici, kadnlarmz ve oullarmz saptr-

Talib'e yaklatnda, Abbas dudaklarnn kprdadn grd ve kulan

masndan korkuyoruz" dediler. lbnu'd-Duunne bunlar Ebu Bekir'e iletti

dudaklarna yaklatrd. "Kardeim, senin ona sylediin kelimeleri syle-

ve Ebu Bekir belli bir sre evinde namaz klp Kur'an okudu. Bu sre iin-

di" dedi. Fakat Peygamber (s.a.v.): "Ben duymadm" dedi.

de Beni Cumahllarla ilikisi dzeldi. Ebu Talib'den sonra Haimlerin ba-

Korunmas olmayanlarn Mekke'deki durumlar gittike ktleiyordu.

na Ebu Leheb geti. Fakat Ebu Leheb'in yeenini korumas sadece szde ka-

Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmadan nce Ebu Bekir (r.a.) ok nfuzlu bir

lyordu ve Peygamber (s.a.v.)'e her zamankinden daha kt davranlyordu.

adamd, fakat m e r (r.a.) ve Hamza (r.a.) gibi sert ve hiddetli deildi. Bu

Birgn evinin nnden geen bir adam kapsn at ve yemek kabnn iin-

yzden, onun manevi gcn grenlerden bakasnda korku uyandrm-

e kokmu sakatat att. Bir keresinde de, evinin bahesinde namaz klarken

yordu. slm, onunla Kureyliler arasna girdiinde ise, Mekke'liler arasn-

adamn biri stne kan ve pislik dolu bir ikembe att. Peygamber (s.a.v.)

daki tm nfuzu kayboldu. Fakat buna paralel olarak m'minler arasnda-

onu atmadan nce bir sopann ucuna takt ve kapnn nnden: "Ey Abdu

ki nfuzu artt. Ebu Bekir, birok kiinin mslman olmasna neden oldu-

Menaf oullan, bu ne biim korumadr?" diye bard, ikembeyi atann,

u iin mriklerin zel dmanln zerine ekiyordu. Hadice'nin vey

Rukiye'nin kocas Osman'n vey babas olan ems'li U k b e 1 olduunu gr-

kardei Nevfel'in olu Esved (r.a.)'in mslman olmasna da Ebu Bekir ve-

mt. Eve dndnde kzlarndan biri onu hem ykayarak temizliyor,

sile olmutu. Bu yzden Nevfel, Ebu Bekir ve Talha zerine bir saldr d-

hem de alyordu. "Alama k k kzm" dedi, "Allah baban koruyacak."

zenledi ve onlar yaral bir ekilde yolun ortasna brakt. Teym kabilesinden

Bu olaydan sonra Peygamber (s.a.v.) Taif'te yaayan Sakif'lilerden yar-

hi kimse Esed'lilerin bu saldrsna kar kmad. Bu da mslman olan iki

dm istemeye karar verdi. Bu karar onun Mekke'deki durumunun ne kadar

ileri gelen adamlarm kendi kabilelerinden dladklarn gsteriyordu.

kt olduunu gstermektedir. Allah'n evi ile edeer grdkleri Lat putu-

Bundan daha kt olaylara da rastlanyordu. Ebu Bekir'in Bilal'in eski

nun koruyucular olan Taifliler'den ne beklenebilirdi? Taif'te de Mekke'de

sahibi ve aralarnda yaad Cumah'n lideri olan meyye ile aras gittike

olduu gibi istisna kiiler bulunabilirdi. Bu yzden, Peygamber (s.a.v.) ye-

ktleiyordu. Bu yzden g etmekten baka seenei olmadn farketti,

il otlaklar, meyve baheleri ve ekin tarlalaryla etraf evrili Taif'e giderken

Peygamber (s.a.v.)'den Habeistan'a gitmek iin izin istedi ve yola koyuldu.

mitsiz deildi. Oraya vardnda Sakif'in lideri olan Amr lbn Umeyye'nin

Fakat Kzl Deniz'e ulamadan nce, Kureyliler'in mttefiki olan ve Mek-

evine gitti. Amr lbn meyye, Velid'in kendisinin Taif'teki edeeri olduu-

ke'den biraz uzakta yaayan bir grup kabilenin bakan olan bnu'd-Duun-

nu syledii adam ve "ki ehrin iki byk adam) mn ikincisi"ydi. Fakat

ne ile karlat: Bu bedevi lider, imdi gezgin bir mnzeviyi andran Ebu Be-

Peygamber (s.a.v.) onlara slam' tebli edip, dmanlarna kar korunma

kir'i zengin ve nfuzlu olduu dnemlerden beri tanyordu. Bu deiikliin

istediinde ilerinden biri hemen: "Eer Allah seni gnderdiyse, K'be'de

sebebini soran bedeviye Ebu Bekir: "Halkm bana kt davrand ve beni d-

asl olanlarn hepsini aaya indiririm" dedi. Bir dieri: "Allah senden ba-

arya srd, imdi benim tek yapacam ey Allah'a ibadet ederek yery-

ka gnderecek adam bulamad m ? " ncs: "Seninle konuamam! n-

znde dolamaktr" dedi. "Bunu neden yaptlar?" dedi lbnu'd-Duunne.

k eer sen sylediin gibi Allah'n Rasul isen, benim hitap edemeyeceim

"Sen kabilenin ileri gelen tccarlarndan biriydin, herkese yardm eder, hak-

kadar ycesin; ve eer yalanc isen seninle konumam uygun olmaz" dedi.

k korur ve doruluktan ayrlmazdn. Geri dn, nk sen benim korumam

Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) belki de Taif'li bakalarn denemek ze-

altndasn." Onu Mekke'ye geri gtrd ve topluluk nnde: "Ey Mekke'li-

re onlardan ayrld. O ayrlr ayrlmaz Sakif'liler ocuklarn ve klelerini

ler, ben Ebu Kuhafe'nin olunu korumam altna alyorum, ona iyilikten ba-

onun zerine saldlar ve onunla alay edip bardlar. O denli byk bir ka-

ka bir ey yaplmasna izin vermeyin" dedi. Kureyliler onun korumasn

labalk topland ki Peygamber (s.a.v.) zel bir baheye snmak zorunda

kald. O , ieri girdikten sonra kalabalk dalmaya balad, devesini bir hur-

lecei eyler syledi." "Yazklar olsun sana Adds!" dediler, "onun seni ze-

ma aacna balayarak bir asmann glgesine snd.

hirlemesine izin verme."

Kendini gvenlik ve bar iinde hissedince yle dua etti: "Allah'm in-

Peygamber (s.a.v.) Sakif'lilerden birey elde edemeyeceini anlaynca

sanlar karsndaki zayflm, gszlm ve aresizliimi sana syl-

Taif'ten ayrld ve Mekke'ye doru yola koyuldu. O gece ge saatte Nahle va-

yorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi, sen zayflarn Rabbisin. Ve sen

disine ulat. Nahle Mekke ile Taif'in tam ortasmdayd. Tam Peygamberlii-

benim Rabbimsin. Beni kimin ellerine emanet ediyorsun? Bana kt davra-

nin reddedildiine inand bir anda, ok uzaklardan, Ninova'dan gelen bir

nan yabanc birinin ellerine mi? Yoksa bana kar silahlandrdn bir d-

adam onun peygamberliini kabul etmiti. Nahle'de namaz klarken, oku-

mana m? Buna aldrmam, yeter ki, senin gazabn olmasn. Fakat senin yar-

nan Kur'an' duyan bir grup cin -Nesibn'den gelen yedi cin- yannda

dmn benim iin daha geni ve daha rahattr! T m karanlklar aydnlatan

Kur' an dinlemeye koyuldular. Peygamber (s.a.v.) sadece insanlara gnde-

ve bu dnyay da ahireti de dzene sokan Nur'una snyorum. Yeter ki se-

rilmediini biliyordu. Ksa bir sre nce gelen vahiy bunu te'yid ediyordu:

nin kzgnlk ve gazabn zerime olmasn. Dilediine yardm etmek senin

"Biz seni alemler

elindedir. Senden baka gl ve kuvvetli yoktur."^

nce indirilen srelerden ( R a h m a n ) birinde de hem insanlar, h e m de cin-

Peygamber'in snd yer grnd gibi bo deildi. Her Kureyli


zengin olup, Mekke'nin scak gnlerinde serinlemek iin Taif'ten yeil bir

iin yalnzca

bir rahmet olarak gnderdik"

(Enbiya

107) Daha

leri, cennet ve cehennemle korkutmak iin gnderildii bildiriliyordu. Yeni


gelen bir yette de:

bahe satn almak isterdi. Peygamber (s.a.v.)'in snd bahe Sakif'lilerin


deil, em'li lider Utbe ile eybe'nin malyd. kisi de olanlar grm ve

"De ki: "Bana gerekten

u vahyolundu:

Sakif'lilerin bir Kureyliye byle davranmasna fkelenmilerdi. n k Mu-

demiler:-

hammed (s.a.v.) de kendileri gibi Abdu Menaf oullarndand. Aralarndaki

(Kur'an), geree ve doruya yneltip-iletiyor.

mesele henz kapanmamt, onu son olarak Ebu Talib'in lmnde gr-

dan byle Rabbimize

mlerdi ve imdi ne kadar korumasz olduunu gryorlard. Biraz cmertlik yapp Hristiyan kle Adds' ardlar ve ona : "uradan birka sal-

Dorusu

biz,

(byk)

hayranlk

"Cinlerden bir grup dinleyip de yle


uyandran

bir Kur'an dinledik.

Bu yzden de biz ona iman ettik. Bun-

hi kimseyi ortak komayacaz"

(Cin: 1-2)

Baka bir surede (Ahkaf: 3 0 - 1 ) de cinlerin nasl kendi toplumlarna gidip, onlar Allah'n Peygamber'ine (s.a.v.) itaate ardklar anlatlr.

km zm al, tabaa koyup, u adama ver" diye emrettiler. Adds emredile-

Peygamber (s.a.v.) iki gn kadar nce kendisini evinden ayrlmaya zor-

nler yapt. Peygamber (s.a.v.) zmden alrken: "Allah'n adyla" dedi. Ad-

layan artlara geri dnmek istemiyordu. Eer bir koruyucusu olsa grevini

ds merakla onun yzne bakt ve: "Bu szler, bu lke halknn syledii

daha iyi yerine getirebilirdi. Beni Haim onu korumuyordu, bu yzden o da

szlerden deil" dedi. Peygamber ( s.a.v.) "Nerelisin ?" ve "Hangi dinden-

annesinin kabilesine snmaya karar verdi. Annesinin kabilesinde durum

sin?" diye sordu. Adds: "Ben Hristiyanm ve Ninova'lym" dedi. Peygam-

biraz farklyd, nk Zhre kabilesinin en etkili ve ileri gelen adam ayn

ber (s.a.v.) " Yani doruluk timsali Metta'nn olu Yunus'un ehrindensin"

kabileden olmayan ve Taif'ten gelen Ahnas ibn erik idi. Uzun sreden be-

dedi. "Sen Metta'nn olu Yunus'u nereden biliyorsun?" diye sordu Adds.

ri Zhre'nin mttefiki olduu iin, Zhre'liler onu bakanlar olarak kabul

Peygamber (s.a.v.): "O benim kardeimdir. O Peygamberdi, ben de Peygam-

ediyorlard. Peygamber (s.a.v.) ondan yardm istemeye karar vermiti. Yolu

berim" cevabn verdi. Bunun zerine Adds onun ban, ellerini ve ayak-

zerinde, kendinden daha hzl giden bir atlya rastlad ve ondan Ahnas'a

larn pt.

yle bir mesaj gnderdi: " M u h a m m e d (s.a.v.) dedi ki: Allah'n mesajn in-

Bunu grnce iki karde ayn anda bardlar: "Bu kle de fazla oldu!

sanlara aktarabilmem iin beni koruman altna alr msn?" Atl o denli hz-

Hemen ona kapld!" Adds, Peygamber'den (s.a.v.) ayrlp yanlarna gelin-

lyd ki Peygamber (s.a.v.) oraya ulamadan olumsuz cevab geri dnerek

ce: "Yazklar olsun sana Adds! Neden o adamn ban, ellerini ve ayakla-

iletti. Ahnas, sadece bir mttefik olduunu ve kabilenin stne bir koruma

rn ptn?" dediler. Onlara u cevab verdi: "Ey sahibim, dnyada bu

yklemeye hakk olmadn bildiriyordu. Mekke'den ok uzakla olmayan

adamdan daha deerli bir ey yok. Bana sadece bir Peygamber (s.a.v.)'in bi-

Peygamber (s.a.v.) ayn ricay Sheyl'e gnderdi. Onun cevab da ayn ekil

"SENN

de mit krcyd, fakat ne srd sebebin slm'a kar kyla ilgisi

Y Z N N

yoktu, kabileleraras bir meseleye yol amak istemiyordu. Mekke vadisi

NURU"

[32]

iinde onun kabilesi dierlerinden uzak bir konumdayd, nk L u a y y ' m 3


olu Amir'in soyundan geliyordu. Halbuki dier btn kabileler Ka'b'n soyundan geliyordu. Peygamber (s.a.v.) ehre girmekten vazgeti ve ilk vahyin geldii Hira maarasna gitti. Oradan kendisine daha yakn olan ve boykotu kaldran be kiiden biri olan Nevfel'in efi Mut'im'e haber gnderdi.
Mut'im bunu kabul etti ve "Brakn ehre girsin" diye haber gnderdi. Ertesi sabah oullar ve yeenleriyle silahlanm bir ekilde,

Muhammed

(s.a.v.)'i K'be'ye gtrd. Ebu Cehil onlara, Peygamber (s.a.v.)'in takipileri mi olduklarm sordu. Onlar sadece: " O n u korumamz altna alyoruz" dediler ve Mahzumlu da: "Sizin koruduunuzu biz de koruruz" demekten
baka syleyecek sz bulamad.

bu Talib'in kars Fatma (r.a.), kocasnn lmnden nce veya baka

bir rivayete gre bir mddet sonra mslman olmutu. Ali ve Cafer'in

kzkardeleri olan kz m m Hani (r.a.) de slm'a girmiti. Fakat kocas


Hubeyre, Allah'n birlii mesajna kapal idi. Bununla birlikte Peygamber
(s.a.v.) evlerine geldiinde onu iyi karlar ve namaz vakti ise evdeki Ms-

lmanlar cemaatle namaz klarlard. Bir keresinde hepsi yats namazn Peyg a m b e r l e birlikte kldktan sonra, m m Hani Peygamber (s.a.v.) i geceyi
kendi evlerinde geirmeye davet etti. Peygamber (s.a.v.) onun teklifini kabul etti; fakat uyuduktan ksa bir sre sonra kalkt ve Mescid-i Haram'a gitti, n k geceleri K'be'yi ziyaret etmeyi severdi. Oradayken uyku bastrd
ve Peygamber (s.a.v.) Hicr'de uyudu.
"Ben Hicr'de uyurken" dedi, "Cebrail geldi ve ayayla beni drtt.
Uyandm ve etrafta hibir ey gremeyince tekrar yattm. kinci kez geldi;
nc kez yine geldi ve beni kolumdan tutup ayaa kaldrd, birlikte Mescid'in kapsndan ktk. Orada eekle katr aras beyaz bir binek vard. ki
yannda, bacaklarn oynatt yerde kanatlar vard ve her adm gzn grebilecei uzakla varyordu." 1
Daha sonra Peygamber (s.a.v.) Burak adl bu binee Cebrail'le nasl bindiini, Cebrail'in ge ykselirken binein hzn, ynn ayarladn, kuzeye, Yesrib ve Hayber'in tesine gidip Kuds'e vardklarn anlatt. Orada
bir grup Peygamberle -ibrahim, Musa, sa ve dierleri- karlatlar. Mescid'de namaz klarken btn Peygamberler onun arkasnda namaz kldlar.
Daha sonra Muhammed'in nne iki f kondu, biri st, biri arapla doluydu. Peygamber (s.a.v.) st dolu fdan ald ve iti, arap fsna dokunmad. Bunun zerine Cebrail yle dedi: "Sen doru yola yneltildin, sen de
halkn o yola ynelttin ve arap sana yasakland."
Daha sonra, kendisinden ncekiler gibi -dris, llyas, sa ve Meryem gibi- o da bu dnyadan Sema'ya ykseltildi. Kuds toprann ortasndaki bir
tan stnden tekrar Burak'a bindi. Burak onu ykseltti ve llyas'm ate ara-

1.

O, Peygamber'in kuzeni ve Osman'n annesi olan Erva'nm ikinci kocasyd. Peygamber'in halas ve
Tulayb'n annesi Erva ldkten sonra kzna, yani Osman'n annesine de Erva deniyordu.

2.

I.I.280.

3.

Bak. Soy aac.

basyla ayn vazifeyi grd. Artk kendi asl halinde grnen Cebrail onlar
dnyevi ekil, yer ve z?mandan uzaklatrp semaya ykseltti, yedi semadan
her birinden geerken, Muhammed (s.a.v.) kendisiyle birlikte Kuds'te na

maz klan Peygamberleri tekrar grd. Dnyada onlar cismani bir ekilde
grmt oysa imdi onlar semavi ekillerinde gryor ve grdklerine
hayretle bakyordu. Yusuf'un yznn dolunayn parlakl gibi olduunu 2
ve tm gzelliklerin yarsna sahip o l d u u n u 3 sylemitir. Fakat bu bile
onun dier peygamberler karsndaki aknln gidermemi bu yzden
de, ayrca Harun'un gzelliinden bahsetmitir. 4 Gkte grd bahelerle
ilgili unlan sylemitir: "Yay byklndeki bir Cennet paras, gnein
doup batt tm alandan daha iyidir. Eer Cennet kadnlarndan biri yeryznn insanlarna grnse, gkle yer arasndaki btn alan k ve gzel koku ile doldurur."^ Orada grd her eyi Ruh gzyle gryordu.
T m dnyevi yaratklara nazaran kendi manevi varl hakknda yle demitir: "Adem henz su ile amur aras bir eyken, ben Peygamberdim.

sordu. Ben gnde elli vakit olduunu syleyince "Namaz ar bir ibadettir,
senin mmetin ise zayftr. Rabbine geri dn ve senin ve mmetinin ykn hafifletmesini iste" dedi. Bunun zerine geri dndm ve Rabbimden ykm hafifletmesini istedim, O da on vaktini geri ald. Musa, yanndan geerken yine bana ayn eyleri tekrarlad, ben de geri dndm ve on vakit namaz daha zerimden kaldrld. Fakat her seferinde Musa beni geri gnderiyordu, sonunda zerimde gnde be vakit namaz kald. Tekrar Musa'nn
yanna gittim, o yine daha nce sylediklerini tekrarlyordu. Ben: "Rabbime
gittim ve utanana dek azaltmasn istedim; artk geri dnemem" dedim. te bu yzden kim be vakit namaz Allah'n merhametine snarak ihlas ile

Ge ykseliinin zirvesi Sidret'l-Mnteha (En son sidr aac) idi.


Kur'an'da bu ekilde belirtilmitir ve Peygamber (s.a.v.)'in hadislerine dayanan eski bir tefsirde unlar geer: "Sidr aacnn kk Taht'tadr ve bu aa,
Peygamber olsun, Cebrail olsun herkesin bilme noktasnn snrn belirler.
Onun tesi, Allah'tan baka herkese gizlidir."^ Evrenin bu snrnda Cebrail (a.s.) Muhammed (s.a.v.)'e asl ekliyle, yaratld gibi grnd.^ Daha
sonra, yette getii gibi:
"Sidreyi rten rtmekte

(s.a.v.) bu konuda unlar syler: "Dnmde Musa'nn -o size ne iyi bir


dosttu!- yanndan geerken bana: "Sana ka vakit namaz farz oldu?" diye

klarsa ona bu elli vaktin sevab v e r i l i r . " 1 1


Peygamber (s.a.v.) ve Cebrail (a.s.) Kuds'teki o tan yanna indikten
sonra geldikleri yoldan, gneyden gelen kervanlar grerek tekrar Mekke'ye
dndler. K'be'ye vardklarnda hl geceydi. Peygamber (s.a.v) oradan yine kuzeninin evine gitti. mn Hani olay yle anlatyor: "afaktan ksa
bir sre nce peygamber (s.a.v) bizi uyandrd ve sabah namazn birlikte
kldktan sonra bana: " m m Hani grdn gibi akam namazn sizinle

iken, gz kayp amad ve (snn) tamad.

O, Rabbinin en byk yetlerinden

Andolsun,

olann grd" (Necm : 16-18).

Taberi Tefsiri'ne gre, lah Nur, Sidr aacna inmi ve onun tesindeki
her eyi gizlemitir. Peygamber (s.a.v.) gz kayp-amam ve snr amamtr.^ Bu Peygamber'in (s.a.v.) "Senin yznn nuruna snyorum" sznn karlyd.
Sidr Aac'nda Peygamber (s.a.v.) mmeti iin elli rekat namaz klma
emrini ald; ayn zamanda 11 -' slm inancn ortaya koyan u yeti de rendi:

birlikte bu vadide kldm. Daha sonra Kuds'e gittim ve orada namaz kldm. imdi de grdn gibi sabah namazn yine beraber kldk" dedi. Gitmek iin ayaa kalkt. Cbbesini ylesine kuvvetle ektim ki. Peygamber
(s.a.v)in ggs ak kalacak ekilde cbbe stnden syrld: "Ey Allah'n
Rasul" dedim, "Bunu bakalarna syleme, nk onlar sana yalanc der ve
seninle alay ederler." O ise:"Allah'a yemin ederim onlara syleyeceim' dedi."12
Mescid'e gitti ve orada karlatklarna Kuds'e yapt yolculuu anlatt. Dmanlar buna ok sevinmilerdi; nk imdi ellerinde ona mecnun (deli) demek iin kar klamaz bir delil vard. Kureyli ocuklar bile

"Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, m'minler de. Tm, Allah'a meleklerine,

kitaplarna

snda hibirini (dierinden)

ve peygamberlerine
ayrdetmeyiz.

inand. Onun peygamberleri

ittik ve itaat ettik. Rabbimiz

n (dileriz). Var ancak Sana'dr dediler". (Bakara:

ara-

balama-

285).

Daha nce ykseldikleri gibi yedi gkten tekrar indiler. Peygamber

Mekke'den Suriye'ye bir kervann ancak bir ayda varabileceini ve dnn


de bir ay olacan biliyordu. imdi, Muhammed ise bir gecede oraya gidip
geldiini iddia ediyordu. Bir grup adam Ebu Bekir (r.a.)'e gitti ve: "imdi bakalm arkadan hakknda ne dneceksin? O bize dn gece Kuds'e gitti
ini, orada namaz klp geri dndn sylyor" dediler. Ebu Bekir (r.a.)
onlar yalan sylemekle sulad, fakat onlar Muhammed (s.a.v.)'i o anda
Mescid'de ve yolculuunu anlatmakta olduunu sylediler. Ebu Bekir o z.

man: "Eer o sylediyse, dorudur. Bunda alacak ne var? O bana gkten

HZN

YILINDAN

SONRA

haberlerin gece veya gndz bir saat iinde geldiini syledi ve ben onun

[33]

doru sylediini biliyorum. Bu, sizin yersiz itirazlarnzn tesinde bir


olaydr" d e d i . 1 3 Daha sonra O da mescide gitti ve yine ayn ekilde tasdik
etti. "Eer o sylediyse, dorudur." O zamandan itibaren

Peygamber

zn ylndan sonraki yl Hac zaman, Haziran'n bana denk gelmiti.

mna gelen es-Sddk adn verdi. Bunun yan sra olay inanlmaz bulan ba-

z kiiler, fikirlerinden dnmek zereydiler, nk Peygamber (s.a.v.) Mek-

u Mina vadisine gitti. Yllardan beri adrlarn yanma gidip kendisini din-

(s.a.v.), Ebu Bekir (r.a.)'e "dorunun tasdikisi" ve "dorunun ahidi" anla-

ke'ye dnerken yolda grd kervanlar anlatyor, ka gn sonra ve nasl


ehre ulaabileceklerini sylyordu. nceden haber verdii olaylarn hepsi
yerine gelmiti. Peygamber (s.a.v.) Mescid'dekilere sadece Kuds'e yapt
yolculuu anlatmt. Ebu Bekir veya ashabdan bakalaryla yalnz kaldnda, gkte yapt yolculuu ve orada grdklerinin bir ksmn anlatmtr.
Bunlar genellikle daha sonraki yllarda sorulan sorulara verilen cevaplar
eklinde ortaya kmtr.

Kurban Bayramnda Peygamber (s.a.v.) haclarn gn kamp kurdu-

leyenlere Hak dini tebli etmeyi ve Kur'an'dan blmler okumay adet edinmiti. Mina'nm Mekke'ye en yakn noktas, yolun kutsal ehir dorultusunda tepelere doru ykseldii Akabe'dir. O yl Peygamber (s.a.v.) Akabe'de
Hazrec kabilesinden alt adamla karlat. Hibirini tanmyordu, fakat
adamlar onu ve peygamberlik iddiasn duymulard. Onlara kim olduunu
syler sylemez alt adamn gzleri de ilgiyle parlad ve onu dikkatle dinlediler. Hepsi de Yesrib'deki komular yahudilerin tehdidini biliyordu: "Bir
peygamber gnderilmek zere. Biz ona uyacaz ve sizi Ad ve rem kavimleri gibi yerle bir edeceiz." Peygamber (s.a.v.) konumasn bitirince birbirlerine : "Bu gerekten yahudilerin bize syledikleri Peygamber. Ona ilk ulaanlarn, yahudiler olmasna izin vermeyelim" dediler. Birka soru sorup cevap aldktan sonra, alts da Allah'a ve Peygamber'ine inandklarn sylediler ve onlara retilen slm kurallarn uygulayacaklarna sz verdiler. "Biz
halkmzdan ayrlacaz" dediler, "nk dmanlk ve ktlkte onlar gibi azgn yok. Belki de senin sayende Allah onlar birletirir ve bar gnderir. imdi onlara gideceiz ve senin dinine uymalar iin onlara yol gstere-

t.

l.l. 2 6 4 .

2.

I.I. 2 7 0 .

3.

A. H. III, 2 8 6 .

4.

I.I. 2 7 0 .

ceiz. Eer Allah senin sayende onlarn birlemesini salarsa, sizden daha
gl bir topluluk b u l u n m a z . " 1
Peygamber (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.)'in Beni Cumah'llar arasndaki evini
dzenli olarak ziyarete devam ediyordu. Bu ziyaretler, Ebu Bekir'in en k-

5.

B.L. VI, 6.

k kz Aie (r.a.)'nin hatralarnn byk bir blmn oluturuyordu. O,

6.

Tir. XLVI, 1; A. H. IV, 66.

anne ve babasnn mslman olmad ve Peygamber (s.a.v.)'in onlar her

7.

Tab. Tefsir, LIII.

gn ziyaret etmedii bir zaman hatrlamyordu.

8.

M. I, 2 8 0 ; B, L I X , 7.

9.

Tab. Tefsir, LIII.

snda bir adamn, bir ipek parasna sarl baka birini tadn grd.

10.

M . I. 2 8 0 .

Adam ona: "Bu senin zevcen, onun rtsn a" dedi. Peygamber (s.a.v.)

11.

I.I. 2 7 1 .

12.

I.I. 2 6 7

13.

1. I. 265.

Hadice (r.a.)'nin lmn takip eden ayn yl Peygamber (s.a.v.) rya-

ipek rty kaldrdnda Aie'yi grd. Fakat Aie sadece alt yandayd,
kendisi ise elliyi gemiti. Yan sra, Ebu Bekir kzn Mut'im'in olu Cbeyr'e vermek iin sz vermiti. Peygamber (s.a.v.) kendi kendine: "Eer bu

Allah'tan gelen bir emir ise, tekrar gelir" dedi. 2 Birka gece sonra uyurken,

Bekir'in uymadn, mescidin duvarlarnn evden bir blm saylamayacak

bir melein ayn ipek ynn tadn grd, bu kez kendisi melee: " O n u

denli alak olduunu haber verdiler. "Eer Rabbine duvarlar arasnda iba-

bana gster" dedi. Melek ipei kaldrd ve yine Aie'yi grd. Peygamber

det edecekse, brakn yapsn" dediler "fakat eer aktan ibadet etmek isti-

(s.a.v) yine: "Eer Allah'tan ise, bunu tekrar gsterir" dedi. 3

yorsa koruman onun zerinden kaldr". Ebu Bekir mescidinden vazge-

Bu ryalar kimseye, hatta Ebu Bekir (r.a.)'e bile anlatmad. Fakat ayn
haberi te'kit eden nc bir olay daha oldu. Hadice (r.a.)'nin vefatndan

mek istemiyordu, bu yzden lbnu'd-Duunne ile yapt anlamay resmen


bozdu: "Allah'n korumas bana yeter" dedi.

beri Osman lbn Ma'zun'un zevcesi Havle Peygamber (s.a.v.)'in ev ihtiyala-

te o gn Peygamber (s.a.v.) ona ve dier m'minlere u haberi verdi.

rna yardm ediyordu. Bir gn yine Peygamber (s.a.v.)'in evindeyken onun


evlenmesi gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona kiminle evlenebilece-

"Sizin hicret edeceiniz yer bana gsterildi: iki kaya yn arasnda suyu bol ve hurma aalaryla dolu bir yer grdm."-'

ini sorduunda ise: "Ya Ebu Bekir'in kz Aie, ya da Ze'meh'in kz evde


ile" cevabn verdi. Sheyl'in^ yengesi ve kuzeni olan evde otuz yalarnda
bir duldu, ilk kocas, Sheyl'in kardei Sekran onu da Habeistan'a birlikte
gtrmt. Onlar Mekke'ye ilk dnenler arasmdaydlar. Dnlerinden ksa bir sre sonra Sekran lmt.
Peygamber (s.a.v.) Flavle'den teklif ettii iki gelinle de evlilik giriimlerinde bulunmasn istedi. Sevde'nin cevab: "Hizmetindeyim, ey Allah'n Rasul" oldu. Peygamber (s.a.v.) ona: "Sana evlilikte vekil olacak bir adam
se" diye haber gnderdi. evde, Habeistan'dan dnen kaynbiraderi Htib'i seti ve Htib onu evlendirdi.
O srada Ebu Bekir (r.a.) de Mut'im'i Aie'den vazgemeye kolaylkla ikna etmiti ve Aie de Sevde'den birka ay sonra Peygamber'in ei oldu. Nikh srasnda Aie yoktu, nikah akdi Peygamber (s.a.v.)'le babas arasnda
yapld. Aie daha sonralar konumunda bir deiiklik olduunu, bir gn
evin yaknnda arkadalaryla oynarken annesinin elinden tutup ieriye
soktuu zaman anladn anlatmtr. Annesi ona artk sokakta oynamamasn, bunun yerine arkadalarnn ona gelmesini syledi. Aie (r.a.), annesi
ona hemen evlendiim sylememesine ramen, durumu tahmin ediyordu;
ve sokak yerine bahe duvarlar arasnda oynamaktan baka yaam, eskisi
gibi devam etti.
Bu srada Ebu Bekir, evinin nne k k bir mescid yapmak istedi.
Mescid, etraf duvarlarla kapl, st ak bir yapyd. Ebu Bekir orada namaz
klar, Kur'an okurdu. Fakat duvarlar yeteri kadar yksek olmad iin ounlukla bir grup adam onu Kur'an okurken seyredip dinler ve okuduu

1.

vahyin etkisiyle ulvleen kiiliini farkederdi. meyye, Ebu Bekir'in neden

2.

olduu ihtidalarn artacandan korkuyordu. Onun teklifi zerine Kurey


liderleri bnu'd-Duunne'ye bir mesaj gnderdiler ve koruma artlarna Ebu

I.I. 2 8 7 .
B . X CI. 20.

3.

A.g.e.

4.

Bak. Bl. X X I V

5.

B. X X X V I I , 7.

YESRB'1 N

CEVABI

[34]

I lazre'ten, dierlerine nderlik edecek kadar bilgili kimse yoktu.


Kayle'nin iki olunun soyundan gelenler arasndaki rekabet yllardan
heri sryordu. Bununla birlikte iki kabile arasnda evlilikler meydana ge-

Dmanlk ve ktlkle yorulmu." Halklarn byle tanmlarken, alt

liyordu. Bunun bir sonucu olarak, Mus'ab'n Hazre'li ev sahibi Es'ad, Evs'in

yeni mslman abartma yapmyorlard. savan drdnc atmas

kollarndan birinin bakan olan Sa'd bn Muaz'n kuzeni oluyordu. Sa'd ye-

olan Buas, bu vaheti ortadan kaldrp bar getirmemi, savaa sadece belli

ni dine iddetle kar kyordu. Bu yzden, kuzeni Es'ad'la birlikte Mus'ab

bir sre iin ara vermeye yol amt. Bu uzun sren atmalar ve iddetin

ve hir grup mslman bir gn kendi kabilesinin topraklarndan olan bir

gn getike artmas dnebilen adamlar, bu sorunun sadece ortak bir

bahede oturmu, sohbet ediyor grnce sadece kzmakla kalmad, Es'ad

bakanla, Kusayy'm Kurey'i birletirdii gibi kendilerini birletirecek bir

kuzeni olduu iin utand da. Kendisi byle ho olmayan bir durumla

adamla zlebilecei kanaatine yneltmitir. Vahann ileri gelenlerinden

muhatap olmak istemediinden ve fakat bu tr etkinliklere bir son vermeye

biri olan Abdullah bn bey'e, ou kii, muhtemel kral gzyle bakyordu.

kararl olduu iin kendinden sonra kabilesinin en etkili adam olan

O son atmada Evs'e kar savamam, atmadan hemen nce adamla-

Useyd'e gitti ve: "Bizim topraklarmza, zayflarmz kandrmak iin gelen

rn geri ekmiti. Bununla birlikte yine de bir Hazreliydi; ve Evslilerin

iki adama git" (phesiz bunlar sylerken, Yesrib'den ilk mslman olan

kendi kabilelerinden olmayan bir kral kabul edip etmeyecekleri pheliy-

ve imdi hayatta olmayan kardei Ilyas (r.a.)' dnyordu^.) "Onlar bu-

di.

.dan kar ve bizim topraklarmza girmeyi onlara yasakla. Eer Es'ad akHazreli alt adam, slm'n mesajn kendilerini dinleyen herkese ilet-

tiler. Ertesi yaz, M.S. 621'de, be tanesi tekrar Hacca geldiler. Beraberlerinde ikisi Evs'li yedi kii daha getirdiler. Akabe'de, bu oniki adam Peygamber'e biat etti'. Bu biat birinci Akabe Biati olarak bilinir, ilerinden biri yle anlatt: "lk Akabe'de geceleyin Peygamber'e biat ettik, Allah'a ortak komayacamza, hrszlk yapmayacamza, zina etmeyeceimize, ocuklarmz ldrmeyeceimize , iftira etmeyeceimize ve haktan ayrlmadka
ona itaat edeceimize sz verdik. O da bize yle dedi: "Eer bu sze uyarsanz, Cennet sizindir; bu gnahlardan bazlarn ilerseniz ve bu dnyada
cezasn ekerseniz, bu ceza onlara kefaret olur. Fakat bu biati Maher gnne dek ta'dil ederseniz, o zaman cezalandrmak veya affetmek Allah'a kalmtr."^
Yesribli mslmanlar tekrar Yesrib'e doru yola karken, Peygamber
(s.a.v.), Habeistan'dan yeni dnen, Abdu'd-Dar slalesinden Mus'ab' da
onlarla birlikte gnderdi. Mus'ab onlara Kur'an okuyacak ve din! emirleri
retecekti. Bu srada nceki yl mslman olan alt kiiden birinin, Es'ad
bn Zrare'nin evinde misafir kalacakt. Mus'ab ayn zamanda namazlarda
da imam olacakt, nk mslman olmalarna ramen, ne Evs'ten ne de
Ona bal kalacaklarna sz verdiler (ev.)

labam olmasayd bu yk sana yklemezdim. Fakat o benim annemin kzkardeiin olu, bu yzden ona bir ey yapamam." Useyd mzran ald,
onlarn yanna gitti ve taknabildii en sert ifade ile: "kinizi buraya, zayflan kandrmaya getiren sebep ne? Eer hayatta kalmak istiyorsanz buradan
gidin" dedi. Mus'ab ona bakt ve ok yumuak bir tonda: "Neden oturup,
benim sylediklerimi dinlemiyorsun? Dinledikten sonra, houna giderse
kabul eder, gitmezse kabul etmezsin" dedi. Peygamber (s.a.v.)'in elisinin
grnnden ve davranndan holanan Useyd: "Doru bir sz" dedi ve
mzran yere dayayarak onlarn yanna oturdu. Mus'ab ona slm' anlatt
ve Kur'an okudu; Useyd'in yzndeki ifade deiti. O n u n yzndeki aydnlk ve yumuamadan etrafndakiler onun mslman olduunu anladlar.
Mus'ab (r.a.) bitirdiinde: "Bu szler ne kadar gzel ve harika!" dedi. "Bu
dine girmek isteyince ne yaplr?" diye sordu. Ona, kendisini temizlemek
iin batan aaya ykanmas ve elbiselerini temizlemesi gerektiini sylediler. Oturduklar bahede bir kuyu vard. Useyd kuyudan su alp ykand,
elbiselerini temizledi ve 'Allah'tan baka lah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Allah'n Rasuldr' diye ehadet etti. Ona nasl namaz klnacan gsterdiler,
o da namaz kld. Daha sonra: "Arkamda yle bir adam var ki o size uyarsa,
halk ona uyar. imdi onu size gndereceim" dedi.
Kabilesinden adamlarn yanma dnd. O yanlarna varmadan onlar
Useyd'in deitiini anlamlard. "Ne yaptn?" dedi Sa'd. Useyd: "ki adam-

la da konutum ve Tanr'ya andolsun onlarda bir zarar grmedim. Onlarn

halde namaz vakti gelince oraya srt evirip kuzeye, Suriye'ye dnmek ma-

devam etmesine izin verdim. Onlar da: stediiniz gibi yapacaz' dediler",

kul bir davran myd? Bu sadece bir dnceden te gitmeyebilirdi, n-

dedi. "Grdm kadaryla senden fayda yok" diyen Sa'd mzra onun

k Ber'nn birka aylk mr kalmt ve lme yaklaan kiilerin oun-

elinden ald ve hl bahede sakince oturan mslmanlara doru gitti. Ku-

lukla nsezileri kuvvetli olurdu. Her ne ise Ber, dndklerini arkadala-

zeni Es'ad' azarlad ve onu akrabaln ktye kullanmakla sulad.

rna anlatt, onlar da Peygamber (s.a.v.)'in Suriye, yani Kuds'e doru na-

Fakat Mus'ab (r.a.) araya girdi ve Useyd'e sylediklerini ona da syledi.

maz kldn ve ondan farkl davranmak istemediklerini sylediler. Ber:

Bunun zerine Sa'd onu dinlemeyi kabul etti. Sonu ayn Useyd'inki gibiy-

"Ben K'be'ye doru namaz klacam" dedi ve yolculuk boyunca yle yapt. Dierleri yine Kuds'e ynelerek namaz klmaya devam ettiler, Onunla

di.
Sa'd namaz kldktan sonra, Useyd ve beraberindekilerle halkn toplu

bou bouna tartmadlar. Yalnz, Mekke'ye vardklarnda Ber phe duy-

olduu meclise gitti. Sa'd onlara hitap etti ve: "Sizin aranzda benim konu-

maya balad ve Yesrib'in ileri gelen airlerinden olan Hazre'li Ka'b bn Ma-

m u m nedir?" diye sordu. Onlar: "Sen bizim bakanmzsn, aramzda en

lik'e: "Ey kardeimin olu, Allah'n Rasul'ne gidelim ve benim yolda yap-

adaletli ve liderlie en uygun olansn" dediler. " O halde" dedi Sa'd, "Allah'a

tm ey hakknda ona danalm, nk ben sizin, bana kar olduunuzu

ve Rasul'ne inanmadka aranzdan hi bir erkek ve kadnla konumaya-

hissediyorum" dedi. Bunun zerine rastladklar Mekke'li bir adama, henz

cama yemin ediyorum", Akam olmadan onun kabilesinden mslman

hi grmedikleri Peygamber (s.a.v.)'i nerede bulabileceklerini

olmayan bir tek kii kalmamt.

Adam: "Amcas Abbas' tanyor musunuz?" dedi, onlar da tandklarn sy-

sordular.

Mus'ab (r.a.) onbir ay kadar Es'ad'a misafir olarak kald ve slam'a gi-

lediler, nk Abbas sk sk Yesrib'e gelirdi. Adam "Mescid'e girin, Abbas'm

renlerin ou bu dnemde girdiler. Hac zaman yaklatnda Mus'ab, Evs

yannda oturan odur" dedi. Peygamber (s.a.v.)'i yanna gittiler. Peygamber

ve Hazre'in eitli boylarnda neler olduunu Peygamber (s.a.v.)'e haber

(s.a.v.) Ber'nm sorusuna u cevab verdi: "Senin bir ynn vard, onu ko-

vermek iin Mekke'ye dnd.

rumalydn." Bu sz birok anlama ekilebilirdi, fakat Ber Peygamber

Peygamber (s.a.v.) kendisine gsterilen, iki kaya yn arasndaki sulak

(s.a.v.)'in yapt gibi namazda ynn tekrar Kuds'e evirmeye balad.

lkenin Yesrib olduunu ve bu kez kendisinin de g edenler arasnda ola-

Mekke'ye aralarnda Yesrib'li putperestlerin de bulunduu bir kervanla

can biliyordu. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de o k az insana, yengesi

yolculuk ettiler. Putperestlerden biri, Beni Selime'nin lideri ve ok etkili bir

mm El-Fadl ve mslman olmad halde onu ele vermeyen ve srlarn

adam olan Hazre'li Ebu Cabir Abdullah bn Amr, yolculuk srasnda Mi-

saklayan amcas Abbas kadar gvenirdi. Bu yzden ikisine, Yesrib'e yerleip

na'da mslman oldu. Peygamberle daha nceki gibi Akabe'de Hacc' takip

orada yaamak istediini ve bunun Hac dneminde gelecek olan delegeye

eden iki geceden sonraki gece gizlice bulumay kararlatrmlard. lerin-

bal olduunu anlatt. Bunu duyan Abbas, yeeniyle birlikte delegelerin

den biri o geceyi yle anlatyor: " O gece kervandaki dier adamlarla bir-

yanma gitmenin kendisi iin bir grev olduunu syledi, Peygamber (s.a.v.)

likte gecenin te biri geene dek uyuduk. Daha sonra yavaa kalktk ve

de bunu kabul etti.

kaya kuu kadar sessiz bir ekilde hepimiz Akabe yaknnda toplandk. Ora-

Mus'ab Yesrib'li mslmanlardan ayrldktan ksa bir sre sonra, arala-

da Allah'n Rasul gelene dek bekledik, onunla birlikte hl atalarnn dini-

rnda anlatklar zere, 73 erkek ve 2 kadndan oluan bir mslman grup

ne uyan amcas Abbas da gelmiti. Mslman olmamasna ramen Abbas,

Peygamber (s.a.v.)'le anlamak zere Hac yolculuuna ktlar. Onlarn li-

yeenini gvenilir ellere teslim etmek istiyordu. Peygamber (s.a.v.) otur-

derlerinden biri Hazre'li lider olan Ber idi. Yolculuun ilk gnlerinden iti-

duktan sonra ilk nce Abbas konutu: "Ey Hazreliler, -Araplar Evs ve Haz-

baren onu bir dncedir almt. Onlar Mekke'ye Allah'n Ev'i K'be'nin

re'e byle hitap ederlerdi- Muhammed (s.a.v.)'in bizim aramzda ne kadar

bulunduu ve tm Arabistan'n hac merkezi olan ehre doru yol alyorlar-

itibarl olduunu ve onu nasl koruyup, ona kabilesi ve ailesi iinde erefli

d; ayn zamanda orada Peygamber (s.a.v.) vard ve Kur'an ilk olarak orada

ve saygn bir kii olarak davrandmz biliyorsunuz. Buna ramen O, sizi

indirilmiti, bu yzden gnlleri o yana doru meylediyordu. Byle olduu

seti ve sizinle birlikte olmak istiyor. Bu nedenle, eer ona verdiiniz sz

tutmaya ve onu kar kanlardan korumaya sz veriyorsanz, aln bu yk


sizindir. Fakat o size geldikten sonra onu ele vereceinizi dnyorsanz,

bard. Peygamber (s.a.v.) barann eytan olduunu biliyordu, ona yle


cevap verdi: "Ey Allah'n dman, sana frsat vermeyeceim."

onu imdiden brakn." "Sylediklerini duyduk" dediler, "Fakat ey Allah'n


Rasul, sen konu; kendin ve Rabbin adna istediini se."
Kur'an okuyup, slm ve Allah'la ilgili baz hususlara deindikten sonra Peygamber (s.a.v.): "Bu anlamay u artla yapyorum. Bana verdiiniz
szden sonra beni elerinizi ve ocuklarnz koruduunuz gibi koruyacaksnz" dedi. Ber (r.a.) kalkt, Peygamber'in elini tuttu ve: "Seni Hakla gnderen Allah'a yemin olsun ki, seni, onlar koruduumuz gibi koruyacaz.
Ey Allah'n Rasul, biatimizi kabul et, nk biz sava ve babadan oula
geen silahlara sahip bir topluluuz" dedi. Evs'li bir adam onun szn keserek yle dedi: "Ey Allah'n Rasul, bizim dier topluluklarla da balarmz var", -Yahudileri kasdediyordu- "onlara galip gelmek istiyoruz. Ya biz
sana biat eder, Allah da sana zafer verirse, sen kendi halkna dnp bizi brakrsan?" Peygamber glmsedi: "Hayr, siz benimsiniz, ben de sizinim. Sizin savatnzla savar, bartnzla barrm" dedi.
Daha sonra yle dedi: "Bana aranzdan grubun ilerine bakacak oniki
lider sein." Bunun zerine dokuzu Hazre'li, Evs'li oniki lider setiler.
Adamlarn altm ikisi ve iki kadn da Hazre'li olduu iin Hazre'li liderler ounluktayd. Hazre'li dokuz liderden ikisi Es'ad ve Ber idi; Evs'li
liderden biri ise Sa'd lbn Muaz'n vekil! olarak gsterdii Useyd'di.
Topluluk teker teker biat etmeye hazrlanrken, nceki yl biat eden
oniki kiiden biri olan Hazre'li bir adam: "Hazre'liler, bu adama biat etmenin ne anlama geldiini biliyor m u s u n u z ? " dedi. Onlar: "Biliyoruz" dediler,
Adam onlar duymazdan gelerek devam etti: "Siz siyah, krmz^, tm insanlara sava amaya sz veriyorsunuz. Bu yzden eer mallarnz eksikliinde ve bazlarnz ldrldnde, onu terk edeceinizi dnyorsanz,
onu imdi brakn. nk onu o zaman terkederseniz, bu dnyada da ahirette de utan duymanza sebep olur. Fakat eer sznzden dnmeyeceinizi dnyorsanz, onu alm, nk Tanrya andolsn bu, hem dnya
hem de ahiret iin kurtulutur." "Mallarmz elimizden gitse de ldrlsek
de onu kabul ediyoruz. Ya Raslullah, eer bu szmz yerine getirirsek

1.

Burada Arabistan'da yaygn olan kz ocuklarn diri diri topraa gmme adeti kasdediliyor.

bizim iin ne var?" dediler. Peygamber: " C e n n e t " , dedi. Onlar da: " O hal-

2.

I. I. 2 8 9 .

de elini bize uzat" dediler, elini tutup biat eltiler.

3.

Bak. bl. X I X .

eytan o srada Akabe'nin tepesinde onlar gzlyor ve dinliyordu; kendisini tutamaymca Muzammam (zemmedilen, sulanan) diye yksek sesle

Bu tm insanlar anlamna gelir. Akabe'deki bu .kinci biartan sonra ilk Akabe biat. "kad.nlar biat."
diye anlmaya balam.t.r, Sava grevlerinden bahsetmedii iin sadece kad.nlar ..n byle kullanlmaya devam etmitir.

GLER

127

11. Peygamber'in gen kuzenlerinden olan Tulayb ve Zbeyr de gidenler ara-

[35]
Peygamber (s.a.v.), Mekke'deki mslmanlar Yesrib'e hicret etmeye tevik ediyordu. Mslmanlardan biri, daha n c e oraya hicret etmiti. Ebu
Talib' in l m , yeeni Ebu Seleme'nin k o r u y u c u s u z kalmasna neden olmutu. Bu yzden E b u Seleme, karsn ve k k oullar Seleme'yi bir deveye bindirdi ve kendisi yryerek Yesrib'e yola kt. Fakat m m Seleme,
Mahzum'un dier kolundan, yani Beni el-Muire'dendi ve E b u Cehil'in kuzeni oluyordu. Ailesinden bazlar onlar takip ettiler ve devenin ipini E b u
Seleme'nin elinden aldlar. Ebu Seleme kar k m a n n anlamsz olduunu
bildii iin karsna onlarla birlikte gitmesini syledi. Daha sonra onu almak iin bir yol bulacakt. Fakat Mahzumlular'm dier kolu, yani E b u Seleme'nin akrabalar bu olay duyunca o k kzdlar ve ocuun kendi vesayetleri altnda olmas gerektiini sylediler. Bylece tm kabile onlara merhamet edip, o c u k ve annesini, Ebu Seleme'ye gnderene dek ayr kaldlar.
Bir mddet sonra m m Seleme yannda sadece Seleme ile birlikte deve ile
yola kt. Yaklak alt mil sonra, o zaman h e n z Mslman olmayan, Abdu'd-Dar kabilesinden O s m a n lbn Talha ile karlatlar. Osman, yol b o y u n ca ocukla annesine arkada oldu. E b u Seleme'nin Yesrib'in en gney n o k tasnda olan ve "iki grup kaya ynndan" birinin bulunduu Kba'da olduunu duymulard. Hurma bahelerini g r n c e O s m a n , m m Seleme'ye: " K o c a n bu ehirde, selametle git" dedi ve kendisi tekrar Mekke'ye
dnd. m m Seleme onun bu yardmn hi unutmad ve onu nazikliinden dolay hep vd.

s dayd.
Ebu Bekir ve Ali dnda tm m s l m a n l a r hicret edince, E b u Bekir
(r.a.) Peygamber (s.a.v.)'den hicret e t m e k iin izin istedi. Peygamber (s.a.v.)
ona: "Acele etme, belki Allah sana bir arkada verir" dedi. E b u Bekir
(r.a.),Peygamber (s.a.v.)'i beklemesi gerektigini anlad ve iki devesinin akasya yapraklaryla b e s l e n m e s i iin adamlarna emir verdi.
Kureyliler hicret edenleri durdurabilmek iin ellerinden geleni yaptlar. Sheyl'in dier kz da, daha n c e Flabeistan'a gittigi gibi kocas E b u
I lzeyfe ile Yesrib'e gitmiti. Fakat Sheyl, b u kez olu Abdullah' karmamak iin, gzn ondan ayrmyordu. Daha n c e Habeistan'a hicret eden,
Selm'li lider As'm olu Hiam'n bana da ayn ey gelmiti. Kureyliler taralndan Necai'yi mslmanlara kar kkrtmak iin gnderilen adam
onun vey kardei Amr'd. Fliam'm teyzesinin olu mer, Yesrib'e birlikte
gitmeyi planlamt. Mekke'den ayr ayr kacaklar ve ehrin on mil kadar
kuzeyinde Edat dikenliinde buluacaklard. Mahzum'lu Ayya da onlarla
yolculuk edecekti. Fakat kararlatrlan saatte Hiam gelmedi. Bunun zerine kararlatrdklar zere Hiam' b e k l e m e d e n , m e r ve ailesi Ayya'la yola koyuldular. Hiam'm babas ve kardeleri bu pln renmiler ve onu
zorla Mekke'de tutmulard. O n a o kadar o k i k e n c e etmilerdi ki, sonunda onu slam'dan d n d n aklamaya ikna ettiler.
Ayya ise mer'le birlikte Yesrib'e varmt. F a k a t o n u n vey kardeleri
1 i bu Cehil ve Haris onu takip ettiler ve annelerinin o n u grene dek salarn taramanaya ve gnein altnda oturmaya yemin ettiini haber verdiler.
Ayya buna o k zld, fakat m e r ona: " O n l a r seni dininden dndrmeklen baka birey istemiyorlar; n k Allah'a andolsun ki eer bitler anneni

kinci Akabe biatmdan sonra Kureyli mslmanlar yava yava hicret

rahatsz ederse san tarar, gne onu kavurmaya baladnda ise glgeye

etmeye baladlar. lk gidenler arasnda Peygamber (s.a.v.)'in kuzenlerinden

snr" dedi. Fakat Ayya dinlemiyordu; Mekke'ye d n p annesinin yemi-

bazlar, Cah ve Umeyme'nin oullar ve kzlar, Abdullah, kr olan karde-

nini bozmas gerektiine inanyordu. Ayn zamanda Mekke'de brakt pa-

i Ebu Ahmed ve Zeyneb ile H a m n e adnda iki kzkardeleri vard. Onlarla

rasn da almak istiyordu. Fakat m e r (r.a.)'den ayrldktan ksa bir sre

birlikte, uzun yllardan beri Abdu ems'in mttefiki olan b i r o k Beni Esed'li

sonra E b u Cehil ve Haris ona saldrdlar, ellerini ve ayaklarn balayp eh-

de gitti. Flamza ve Zeyd bir sre iin elerini Mekke'de brakp gittiler. Fa-

re bir esir gibi getirdiler:"Ey Mekke'liler, bizim kendi aklszlarmza yapt-

kat O s m a n (r.a.), Rukiye (r.a.)'yi ve m e r (r.a.)'de kars Zeyeb'i, kzlar

mz, siz de kendinizinkilere yapn" diye bardlar. Hiam gibi Ayya da

Hafsa (r.a.) ve oullar Abdullah' yanna alarak gittiler. Hafsa'nn kocas

ikence s o n u c u slm'dan dndn aklad, fakat ikisi iin de bu son de-

Sehm kabilesinden Huneys de onlarla birlikteydi. Ebu Seleme'nin vey kar-

ildi. Ksa bir sre sonra b u n u n affedilmeyecek bir su olduunun farkna

dei Ebu Sabra, Sheyl'in kz olan kars m m Glsm'le birlikte gitmi-

vardlar. m e r de ayn fikirdeydi.

BR

F a k a t bir sre sonra u yet nazil oldu:


"De ki: Ey kendi aleyhlerinde
rahmetinden
balayandr

umut kesmeyin.
esirgeyendir.

olmak

phesiz

zere ly taran

Allah btn gnahlar

Azab size gelip atmadan

nn ve O'na teslim olun. Sonra size yardm

kullarm,
balar.

evvel, Rabbinize

da edilmez".

[36]

Allah'n
nk

SUKAST

O,

ynelip-d-

(Zmer:53-54)

iam ve Ayya'n slm'dan d n d k l e r i n i aklamalar, srekli akan g-

leri durduramad iin ezilen Kurey'in kazand k k b i r zaferdi.

Artk Mekke'deki b y k evlerden bazlar sahipsizdi; dierlerinde ise birka


m e r b u yetleri bir kada yazd ve onlar Hiam'a g n d e r m e n i n bir

yaldan baka k i m s e k a l m a m t . Sadece o n yl kadar n c e , o k zengin ve

y o l u n u buldu. Hiam yle d e d i : " 0 yaz bana geldiinde gzlerime iyice

ahenkli grnen ehri b i r tek adam deitirmiti. F a k a t b u tr gelip geici

yaklatrdm, sonra uzaklatrdm, fakat "Allah'm, o n u a n l a m a m a yardm

znt ve eseflerin yan sra Mekkeliler, kuzeyde, dinleriyle atnca hibir

et" diyene kadar ne yazdm anlayamadm. Daha sonra Allah o n u b e n i m

akrabalk ban tanmayan b u insanlarn topland Yesrib'de, kendileri iin

k a l b i m e yerletirdi ve o n u bizim sylediklerimiz ve bize s y l e n e n l e r iin

b y k bir tehlikenin gelitiinin farkndaydlar. Peygamber (s.a.v)'in: "Ey

nazil olduunu a n l a d m . " Hiam bu yetleri Ayya'a gsterdi, ikisi de tekrar

Kureyliler, sizi yerle b i r e d e c e i m " szn u n u t m u y o r ve grnrde hi

slm'a girdiler ve k a m a k iin bir frsat b e k l e m e y e baladlar.

k o r k u l a c a k bir ey y o k k e n korkuyorlard. Gzlerini o n u n zerinden hi


ayrmadklar halde O , Yesrib'e k a m a n n bir y o l u n u b u l m u ve artk bu sz
bir tehdit olmaktan kmt.
Peygamber (s.a.v) 'in k o r u y u c u s u Mut'im'in lmesi meydan onlara brakt, meydan daha da t e m i z l e m e k iin, Kurey liderleri mecliste toplandnda E b u L e h e b orada b u l u n m a d . U z u n tartmalardan s o n r a , -bazlarnn
isteksiz olmasna ramen- E b u Cehil'in b u tehlikeyi k k t e n h a l l e t m e k iin
n e srd pln k a b u l edildi. Her kabile, gl , gvenilir ve silanlandrlm bir g e n s e e c e k ve b u seilen adamlar ayn anda M u h a m m e d (s.a.v.)'e
saldracaklard. Hepsi o n u n k a n n aktacak, b y l e c e de h i b i r kabile tek bana cinayetten s o r u m l u tutulmayacakt. n k Beni Haim, b t n Kureyli kabilelerle uraamazd, onlarn ne srd diyeti de deyeceklerdi.
Bylece b t n kabileler, yaad srece kendilerine rahat v e r m e y e c e k olan
bu adamdan kurtulacaklard.
Cebrail (a.s.), Peygamber (s.a.v.)'e gelmi ve ne yapmas gerektiini sylemiti. le vakti, ziyaret iin uygun olmayan bir vakitte, Peygamber (s.a.v.)
doruca E b u Bekir (r.a.)'in evine gitti. E b u Bekir o n u kapda grr grmez
n e m l i bir olay olduunu anlad. Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Aie ve ablas E s m a babalarnn yanmdaydlar. Peygamber (s.a.v.) : "Allah, b u ehirden
ayrlp, hicret e t m e m iin izin verdi" dedi. E b u Bekir : " B e n i m l e m i ? " diye
sordu. "F.vet, seninle" dedi Peygamber (s.a.v.). Aie o zaman 7 yandayd.
Daha sonralan yle derdi: " O gne dek, E b u Bekir'in bu szleri duyduunda alad gibi, bir kiinin sevinten alayabileceim bilmiyordum.

Plnlarm yaptktan sonra Peygamber (s.a.v.) evine dnd ve Ali (r.a.)


'ye Yesrib'e gideceini, onun kendisindeki emanetleri sahiplerine verinceye

[37]

kadar Mekke'de kalmas gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.)'e hl "ElE m i n " deniyordu ve kafirler bile hi kimseye gvenmedikleri mallarn ona
emanet ediyorlard. Peygamber (s.a.v.), Ali'ye, Kureyliler'in kendisine suikast hazrladklarn Cebrail'in haber verdiini de syledi.

srada Peygamber (s.a.v), Ebu Bekir (r.a.)'e gitti ve vakit kaybetmeden


evin arka penceresinden eerli halde bekleyen iki devenin yanma k-

O n u ldrmek iin seilen gen adamlar, geceleyin onun evinin dn-

ilar. Peygamber (s.a.v.)birine bindi, dierine de Ebu Bekir bindi. Olu Ab-

da bulumak zere szlemilerdi. Fakat saylarnn tamamlanmasn bek-

dullah' ise arkasna bindirdi. Daha nceden plnladklar ekilde, Yemen'e

lerken evden kadn sesleri evde, mm Eymen, mm Glsm ve Fat-

giden yol zerinde ve gneyde olan Sevr dandaki bir maaraya doru y-

ma'nn seslerini duydular. Bu, onlarn dnmesine sebep oldu, ilerinden

neldiler. nk Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in yokluu anlalr anlal-

biri, eer eve trmanp girerlerse, kadnlarn gizliliine tecavz ettikleri iin

maz, tm kuzey yollarna gzcler ve takipiler gnderileceini biliyorlar-

tm Arabistan'da kt anlacaklarn syledi. Bu yzden kurbanlarnn, her

d. Mekke'nin biraz dna knca Peygamber (s.a.v.) devesini durdurdu ve

sabah adeti olduu zere dar kmasn beklemeye karar verdiler.

arkasna bakarak: "Allah'n yeryznde, sen, bana ve Allah'a en sevgili yer-

Peygamber (s.a.v.) ve Ali (r.a.) onlarn varlndan haberdardlar; Pey-

sin ve halkm beni senden karmasayd senden ayrlmazdm" dedi.

gamber (s.a.v.) her zaman stnde uyuduu rty Ali'ye verdi ve: "Benim

Ebu Bekir (r.a.)in kle olarak ald, sonradan azad ettii oban Amir

yatama yat ve benim bu yeil Hadrm rtme brn. Uyu, sana onlardan

bn Fuheyre srsyle onlarn izlerini kapatmak iin arkalarndan geliyor-

bir zarar gelmeyecek" dedi. Daha sonra Yasin diye balayan sreyi okuma-

du. Maaraya vardklarnda Ebu Bekir, olunu develerle birlikte eve geri

ya balad.

gnderdi ve ona ertesi gn Peygamber'in yokluu farkedilince neler konuonlar r-

ulduunu dinlemesini ve ertesi gece haber getirmesini syledi. Amir, ko-

9). yetine gelince evden kt. Allah onlarn

yunlarn gndz her zamanki gibi dier obanlarla otlatacak, akam oldu-

grmesini engelledi ve Peygamber (s.a.v.) aralarndan geti gitti. Kar taraf-

unda ise Mekke ile Sevr arasnda Abdullah'n izlerini kapatmak iin dola-

tan bir adam geliyordu. Peygamber (s.a.v.)'i fark etti. Biraz sonra Peygamber

tracakt.

"Biz onlarn nlerinde bir sed, arkalarnda


tverdik, artk grmezler"(Yasin:

da bir sed ektik. Bylelikle

(s.a.v.) 'in evinin yanndan geerken kapnn nnde ylan genleri grn-

Ertesi gece Abdullah ve kardei Esma maaraya, onlara yemek getirdi-

ce, onlara Muhammed (s.a.v.)'i aryorlarsa, onun evde olmadn, ksa bir

ler. Verdikleri haber uydu: M u h a m m e d (s.a.v.)'i yakalayp getirene yz de-

sre nce dar ktn syledi. "Bu nasl olur?" diye dndler. Suikast-

ve dl verilecekti. Atllar Mekke'den Yesrib'e giden tm yollar, ikisini de

lardan biri erken gelmi ve arkadalarn beklerken Peygamber (s.a.v.)'in

birlikte yakalamak iin aratryorlard. Ebu Bekir de yok olduu iin ikisi-

ieri girdiini grmt. Hepsi, oradan kimsenin ayrlmadndan da emin-

nin beraber gittiini tahmin ediyorlard.

diler. Fakat yine de pheye dtler. lerinden biri Peygamber (s.a.v.) 'in

Fakat Abdullah'n belki de bilmedii baka bir grup, onun Mekke dn-

yatt yeri biliyordu, pencereden bakt ve Peygamber (s.a.v.) 'in rtsne sa-

daki maaralardan birinde olabileceini dnyordu. Yansra, l Arapla-

rnm birinin uyuduunu grd. Arkadalarn Peygamber'in hl orada ol-

r iyi iz srerlerdi. Sradan bir bedevi arkasndan bir koyun srs takip et-

duu konusuna ikna etti. Fakat afak vakti Ali (r.a.) kalkt ve hl rtye sa-

se bile, kk izler arasndaki byk izleri farkederek oradan iki veya

rl bir halde darya kt. Onun kim olduunu grnce kandrdklarndan

deve getiini bile anlayabilirdi. Kaanlarn gneyde bir yerde olmalar

phelendiler. Biraz daha beklediler; geen Safer ayndan kalan ince hill do-

muhtemel deildi, fakat bu kadar byk bir dl iin her yol denenebilirdi

udaki tepelere ykselmiti. Ve aydnlk ktka rengi soluyordu. Hl Pey-

ve Sevr'e giden yolda koyun izleri arasndaki deve izleri de farkedilebilirdi.

gamber (s.a.v.) 'den bir iaret yoktu;ani bir drtyle, her birinin olanlar
haber vermek iin kendi kabilesine gitmesi gerektiine karar verdiler.

n c gn dan sessizliini, kaya gvercini olduklarn tahmin ettikleri iki kuun kanat rplarndan ve tmelerinden kan sesler bozdu. K-

sa bir sre s o n r a derinden gelen, fakat sanki daa trmanan birileri varm
gibi gittike y k s e l e n insan sesleri duydular. Fakat hava kararmcaya kadar
Abdullah' beklemiyorlard ve gnein batmasna daha belli bir vakit vard.
B u n a r a m e n maara n o r m a l d e n daha az klyd. Artk sesler uzaktan gelmiyordu, en azndan be veya alt a d a m gittike yaklayordu. Peygamber
(s.a.v.), E b u Bekir'e bakt ve " H z n e kaplma, elbette Allah bizimle beraberdir" dedi. ( T e v b e : 4 0 )
Daha s o n r a u n u ekledi: " n c l e r i Allah olan iki kii" (B. LVII, 5 ) Artk yaklaan ve duran ayak seslerini duyabiliyorlard. Adamlar maarann
dmdaydlar. Hepsi de kararl bir ekilde maaraya girmeye gerek olmadn, n k orada k i m s e n i n bulunamayacan sylediler. Daha sonra geldikleri yoldan geri dndler.
Uzaklaan ayak sesleri duyulmaya balaynca, Peygamber ve E b u Bekir
(r.a.) maarann azna geldiler. n n d e sabahleyin grmedikleri, h e m e n
h e m e n giriin t m n kapatan insan b o y u n d a bir akasya aac vard. A k
kalan yeri de bir r m c e k , akasya ile maarann duvar arasnda a rerek
kapatmt. A m iinden baktlar, maaraya girerken adamn ayan basaca yere, k a y a n n u k u r u n a , bir kaya gvercini yuva yapmt ve altnda yumurta varm gibi oturuyordu. E r k e k gvercin ise biraz y k s e k t e k i kayaya
tnemiti.
Abdullah ve kardeinin sesini bekledikleri saatte duyunca, kendilerini
k o r u y a n a kibarca kaldrdlar ve gvercini r k t m e m e y e alarak onlar
karlamaya gittiler. Amir de onlarla birlikteydi, fakat bu kez srs yoktu.
Amir, E b u Bekir'in yolculuk iin setii develeri e m a n e t ettii bedeviyi getirmiti. Bedevi h e n z m s l m a n o l m a m t , fakat srlarn gizleyeceine
gvenilebilirdi. Bu adam onlara Yesrib'e sadece gerek bir l a d a m n n bilebilecei yollardan gtrecekti. Bedevi onlar iki da arasndaki vad .e, ya-

" O n u n iin k a para d e d i n ? " E b u Bekir syledi, P e y g a m b e r (s.a.v.) "Deveyi o fiyattan a l y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v.) daha n c e b i r o k kez o n d a n
hediye kabul ettii halde, bu zel bir d u r u m olduu iin E b u Bekir (r.a.) hediye e t m e k t e srar etmedi. Bu d u r u m Rasuln hicretiydi, Allah rzas iin
yurdundan tm balarn koparmasyd. Bu nedenle hicret, yani yapt fedakrlk, sadece k e n d i s i n i n olmal ve bakalaryla paylalmamalyd. Bu
olayn bir paras olduu iin b i n e k de k e n d i s i n i n olmalyd. Hicret ettii srada ald devenin ad Kesva' idi ve o g n d e n sonra en sevdii devesi olarak kald.
Rehberleri onlar M e k k e ' d e n biraz douya, biraz gney'e doru gtrd, s o n u n d a Kzl Deniz'e ulatlar. Yesrib, M e k k e ' n i n kuzeyindeydi, fakat
sadece o n o k t a d a n kuzeye ynelebilirlerdi. Sahil yolu kuzey batya gidiyordu. Birka g n bu yolu takip ettiler. lk akamlarndan birinde, Nabi l n de su ararken Rabiul-Evvel aynn hilalini grdler. Peygamber (s.a.v.) yeni
Ay' g r n c e : " E y iyilik ve rehberlik hilli, i m a n m seni Yaratana'dr"^ dedi.
Bir sabah, kar taraftan k k bir kervann geldiini grerek ardlar
ve korktular. Fakat o n u n , devesine ykledii elbise ve dier ticari eyalarla
Suriye'den d n e n , E b u Bekir'in k u z e n i Talha o l d u u n u grnce, aknlklar sevince dnt. Talha, gelirken Yesrib'e uramt, mallarn M e k k e ' d e
satar-satmaz

hemen

geri d n m e y i

dnyordu.

Yesrib'de

Peygamber

(s.a.v.)'in geliinin b y k bir merakla beklendiini h a b e r verdi ve veda eteden n c e onlara, zengin Kureyliler'e satmay planlad beyaz Suriye elbiseleri hediye etti.
Talla'yla karlatktan ksa bir sre sonra kuzeye doru yneldiler, sahilin biraz iinden ilerleyerek k u z e y douya dndler; artk ynleri dosdoru Yesrib'e d n k t . Yolculuun belli bir zamannda Peygamber (s.a.v.)'e
vahiy geldi:

nnda E b u Bekir'in iki devesi ve k e n d i iin ald bir deve ile birlikte bekliyordu. E b u Bekir, ihtiyalarna yardm e t m e k zere Amir'i arkasna bindirecekti. Maaradan ktlar ve dzle indiler. E s m a bir anta dolusu y i y e c e k
getirmiti, fakat ip getirmeyi u n u t m u t u . Bu yzden kuan k a n

ikiye

yrtt ve birini babasnn semerine antay balamakta kulland, di(

n de

sana Kur'an farz klan, se?i dnlecek

yere elbette

dndrecek-

85).

Maaradan ayrllarnn o n i k i n c i gn, afakta A k i k ovasna vardlar


ve dier taraftaki tepeye trmandlar. Tepenin en yksek yerine ulamadan

k e n d i n e ayrd. Bu olaydan sonra ona " iki k u a k l " ad verildi.


Ebu Bekir (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'e develerin en iyisine b i n m e s i iin
verdiinde, O: " B e n b e n i m olmayan deveyle g i t m e m " dedi. E b u Bekir
kat o s e n i n , ey Allah'n Rasul" dedi. "Hayr" dedi Peygamber

Hi phesiz,
tir' (Kasas:

Fa-

(s.a.v.):

n c e g n e ykseldi ve scak artmaya balad. Dier gnlerde scan en


yksek dereceye ulat zamanlarda dinleniyor, y o l c u l u k etmiyorlard. Fakat b u son tepeyi, durmadan amaya karar verdiler. Tepeye ulap vadiyi

grdklerinde ise durmak istemediler. Peygamber (s.a.v.)'in ryasnda grd "ki grup kara kaya yn arasndaki suyu bol yer" nlerinde uzanyordu. Koyu yeil hurma baheleri ve ak yeil bostanlar, bulunduklar
noktadan yryerek mil aada gzler nne serilmiti.
Yeilliin en yakn noktas, hicret edenlerin ilk dura olan ve bazlarnn hl orada bulunduu Kuba idi. Peygamber (s.a.v.) rehbere :"Bizi Kuba'daki Beni Amr'a gtr, ehre gtrme"-dedi. Vadinin en kalabalk yerleim merkezi bu adla (ehir) tannrd. O zamandan sonra bu ehir tm Arabistan'da ve her yerde el-Medine Medine olarak anlmaya baland.
Gnlerce nce, Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in kaybolduu ve onu bulana dl verilecei haberi vahaya ulamt. Kuba'llar, onun gelme vakti
geciktii iin her gn bekliyorlard. Bu yzden her sabah, namazdan sona
Beni Amr'den birka adam, baka kabilelerden adamlarla ve Mekke'den hicret eden, fakat henz Medine'ye girmemi olan muhacirlerden bir ksmyla
yola kyor ve onu aryorlard. Tarlalar, hurma bahelerini geip kayalk
blgeye varyorlar ve scak bastrana dek yolu gzlyorlar, daha sonra tekrar evlerine dnyorlard. O sabah da gitmiler, fakat drt yolcu kayalklardan inmeye baladnda geri dnmlerdi. Artk gzler bekleyile o yne
bakmyordu; fakat Peygamber (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.a.)'in yeni, beyaz elbiseleri, arkasndaki mavimsi kaya zemininde daha da belirginleerek, gneten parlyordu. O srada evinin atsnda olan bir yahudi onlar grd. Onlarn kim olduunu hemen anlad, nk Kuba'l yahudiler, komularnn
neden her sabah ehrin dna kp bir eyler aratrdn sormu ve nedenini renmilerdi. Bu yzden yksek sesle bard: "Kayle'nin oullar, o
geldi, o geldi!" ary duyan ocuk, kadn ve adamlar evlerinden frladlar.
Bir kez daha yeillikten geip kayala doru gittiler. Fakat fazla ilerlemelerine gerek yoktu. nk o zamana kadar yolcular ilk hurma bahesinin ya-

sonra Ali (r.a.), Mekke'den geldi ve Peygamber (s.a.v.)'in kald evde misafir oldu. Emanet edilen mallan sahiplerine geri vermesi gnn almt.
Peygamber (s.a.v.)'i selamlamaya pek ok kii geliyordu. Bunlarn arasnda iyi niyetten deil meraktan gelen Medine'li yahudiler de vard. Fakat
nc veya ikinci akam, grn dierlerinden farkl olan ve ne Araba
ne de yahudiye benzemeyen bir adam geldi. Ad Selman olan bu adam, tslalan'a yakn Ceyy kynden, ranl atee tapan bir ailenin ocuuydu, fakat ok genken hristiyan olmu ve Suriye'ye gitmiti. Orada bir aziz rahibe balanmt; bu rahip lm deinde ona kendisi gibi yal fakat ok iyi
bir adam olan Musul rahibine gitmesini sylemiti. Selman Irak'n kuzeyine doru yola koyulmutu. Bu onun iin bir dizi yal hristiyan rahibe balanmann balangcn oluturuyordu. Bu rahiplerin sonuncusu, yine lm
deinde, ona bir Peygamberin gelmek zere olduunu sylemiti: " 0 , 1 b ahim'in dini ile gnderilecek ve Arabistan'da ortaya kacak, kendi yurdundan hicret edip iki kaya yn arasndaki hurma aalaryla dolu lkeye gidecek. Onun belirtileri unlardr: "Hediye kabul edecek fakat sadaka olarak
verileni almayacak; ve iki krek kemii arasnda Peygamberlik mhr ola< aktr." Selman, Peygamber (s.a.v.)'in memleketine gitmeye karar vermi ve
Kelb kabilesinden tccarlara, kendisini Arabistan'a gtrmeleri iin demede bulunmutu. Fakat Kzl Deniz'in kuzeyindeki Akabe Krfezi'nin yaknnda yer alan Vadi'l-Kura'ya geldiklerinde tccarlar onu bir yahudiye kle
olarak satmlard. O, Vadi'l-Kura'daki hurma aalarn grnce bekledii
yerin buras olduunu zannetmiti; fakat yine de phe iindeydi. Ksa bir
sre sonra yahudi onu, Medine'deki Beni Kurayza kabilesinden olan kuzenine satmt. Selman, Medine'yi grr grmez, Peygamber (s.a.v.)'in hicret
edecei yerin buras olduunu anlamt.
Selman'm yeni sahibinin Kba'da da bir kuzeni vard; ve Peygamber

nna ulamt. O, her ynnyle coku dolu bir len vaktiydi. Peygamber

(va.v.)'in vard haberini bu yahudi Medine'ye getirmiti. Yahudi kuzenini

(s.a.v.) onlara yle hitap etti: " E y insanlar, birbirinizi barla selamlayn, a-

hr hurma aacnn altnda oturur buldu, aacn stnde alan Selman

lar doyurun; akrabalk balarna sayg gsterin, herkes uyurken namaz k-

adamn yle dediini duydu : "Allah, Kayle oullarnn belsn versin! On-

ln. Bylece selam iinde Cennet'e gireceksiniz.


Peygamber (s.a.v.)'in daha nce Hamza (r.a.) ve Zeyd (r.a.)'i de misafir
eden yal bir Kuba'l olan Glsm'n evinde kalmasna karar verildi. Glsm'n kabilesi olan Beni Amr, Evs'in bir koluna mensubdu. Bu yzden, iki
Yesrib'li kabilenin de misafirperverlii paylamas iin Ebu Bekir, Medine'ye
biraz daha yakn olan Sunh kyndeki bir Hazreli'de kald. Bir veya iki gn

lar imdi de Kba'da Mekke'den gelen bir adamn etrafnda toplandlar,


l )nn bir Peygamber olduuna inanyorlar." Bu son szler, Selman'm mitlerinin gerekletiini gsteriyordu. Selman o kadar heyecanlanmt ki bim vcudu titriyordu. Aatan deceinden korktu ve aa indi; yahudiye peygamberle ilgili sorular sormaya balad. Fakat sahibi ona kzd ve aa a kp almasn emretti. Selman o akam yanna biriktirdii bir para yi-

ye. -l alarak kat ve Kba'ya gitti. Peygamber (s.a.v.) eski ve yeni sahabe-

M E D N E ' Y E

leiyle oturuyordu. Selman, onun Peygamber (s.a.v.) olduundan emindi,


fakat yine de yaklat ve elindeki yiyecei bir sadaka olarak verdiini syle-

GR

[38]

yerek onlara uzatt. Peygamber (s.a.v.) arkadalarna yemelerini syledi, fakat kendisi yemedi. Selman bir gn Peygamberlik mhrn grmeyi mit
ediyordu, fakat imdilik Peygamber (s.a.v.)'i grmek ve sylediklerini duymak yeterliydi. Medine'ye sevin ve kr iinde dnd

eygamber, vahaya 27 Eyll (M.S) 6 2 2 , Pazartesi gn ulat. Medine'li-

lerin Peygamber (s.a.v.) Kba'ya geldii iin sabrszlandklar haberi

geldi. Bu yzden Peygamber (s.a.v.) Kba'da gn kald. Ve ayrlmadan


nce slm'n ilk camisinin temelini att. Cuma sabah Kba'dan ayrld; o
ve arkadalar, onlar bekleyen Hazre'li Beni Salim kabilesiyle namaz klmak iin Ranuna ovasnda durdular. Bu, o zamandan itibaren yurdu olacak
olan lkede ilk klnan Cuma namazyd. Beni Neccar'dan bir grup akrabas onu karlamaya gelmilerdi, baz Kuba'llar ise onu geirmek iin yola
kmlard. Cuma namazn klanlarn toplam bunlarla birlikte yz buluyordu. Namazdan sonra Peygamber (s.a.v.) Kesva'ya bindi, Ebu Bekir (r.a.)
ve dier Kureyliler de develerine bindiler ve Medine'ye doru yola ktlar.
Salarnda ve sollarnda, eref koruyucular olarak ve verdikleri koruma sznn bo olmadn gstermek istercesine Evs'li ve Hazre'li adamlar kllarn ekmi bir ekilde ilerliyorlard. Bu kadar oku dolu bir gn daha
grmemilerdi: "Allah'n Rasul geldi! Allah'n Rasul geldi!" mjdesi, yolu kaplayan kadnlarn, ocuklarn ve erkeklerin aznda tekrarlanyordu.
Kesva, Medine'nin gneyindeki hurma aalar ve baheler arasndan geerken admlarn yavalatt. Evler henz ok az ve birbirinden uzakt; yava
yava daha sk evlerin yerald yerleim blgelerine yaklatlar. Her evden
u daveti alyordu : "Buraya buyur ey Allah'n Rasul, n k seni ve dierlerini koruma gcne sahibiz". Birok kez adamlar, Kesva'nn ipini kendi
evlerine doru ektiler. Fakat Peygamber (s.a.v.) her seferinde onlar selamlayarak "Brakn istedii yere gitsin, nk O Allah'n emrindedir" diyordu.
Bir noktada sanki deve, Peygamber (s.a.v.)'in en yakn akrabalar olan
Hazre'li Neccar kabilesinin Ady kolunun yaad evlere doru yneldi.
Fakat deve, Peygamber (s.a.v.)'in ocukken annesiyle birlikte kald bu
mahalleden, tm arlara ramen geip gitti. Peygamber (s.a.v.) bu arlara da ayn cevab verdi. Artk Neccar'm Beni Malik kolunun evlerine ulamlard. Birinci Akabe'den nce kendisine biat eden alt kiiden ikisi Es'ad
.

A. H. V, 3 2 9 .

2.

I. S. 1 / 1 , 1 5 9 .

ve Avf, bu kabileye mensuptu. Burada, Kesva yoldan dnd ve iinde hurma aalar ve bir yapnm kalntlar bulunan bir baheye yneldi. Bahenin
bir ucu bir zamanlar mezarlk olarak kullanlmt. Hurmalar kurutmak

iin ayrlm bir yer de vard. Es'ad'n mescid olarak itle evirdii yere do-

AHENK

ru ilerledi ve onun nnde kt. Peygamber (s.a.v.) onun yularn brakt,

VE

fakat inmedi, deve bir dakika sonra kalkt ve tembelce yrmeye balad.

UYUMAZLIK

[39]

Fakat fazla uzaklamad, geri dnd ve daha nce kt yere gitti. Tekrar kt ve bu kez ayaklarn ne doru yayd. Peygamber (s.a.v.) indi ve :
"nallah bu evimdir" dedi. 1
Daha sonra bu bahenin sahibinin kim olduunu sordu. Avf'n kardei

- p e y g a m b e r (s.a.v.) yeni ald baheye bir cami yaplmasn istedi. KuI b a ' d a k i gibi hemen yapma baladlar. Binann ounu briketlerden yap-

Mu'az, orann Sehl ve Sheyl adnda iki yetime ait olduunu syledi. o-

tlar, fakat kuzeydeki duvarn, yani Kuds'e ynelik olan duvarn ortasnda-

cuklar Es'ad'n velayeti altndaydlar. Peygamber (s.a.v.) onlar getirmeleri-

ki mihrabn iki tarafna ta koydular. Bahedeki hurmalar kestiler ve keres-

ni istedi. Fakat ocuklar zaten oradaydlar ve hemen yanma gittiler. Pey-

telerini, hurma dallarndan oluan atya destek yapmakta kullandlar. Bah-

gamber (s.a.v.) onlara, baheyi kendisine satp satmayacaklarn ve satarlar-

enin hepsinin stn kapatmadlar, byk bir ksm atszd.

sa ne kadar fiyat koyacaklarn sordu. Onlar : "Hayr ey Allah'n Rasul, onu

Peygamber (s.a.v.) Medine'li mslmanlara yardmclar anlamna gelen

sana veriyoruz" dediler. Peygamber (s.a.v.) bunu kabul etmedi ve Es'ad'n

Ensar, kendi yurdunu brakp vadiye g eden Kurey'lilere ve dier kabile-

yardmyla bir fiyat belirledi. Bu srada, yaknda oturan Ebu Eyyub Halid

lerden mslmanlara da, g edenler anlamna gelen Muhacir adn verdi.

(r.a.), devenin ykn zm ve evine gtrmt. Kabileden dierleri de

Peygamber (s.a.v.) de dahil hepsi inaatta altlar. altklar srada srek-

gelip Peygamber (s.a.v.)'e kendilerine misafir olamas iin yalvardlar; fakat

li u beyiti tekrarlyorlard:

Peygamber (s.a.v.) onlara : "Bir adam ykyle beraber olmal" cevabn verdi. Ebu Eyyub (r.a.) kendi kabilesinden ikinci Akabe'de ilk biat eden adamd. Ebu Eyyub (r.a.) kars ile birlikte evinin st katna tand ve alt kat

"Allah'm, Ahiret gnnden baka iyi gn yoktur.


Ensar ve Muhacirine yardm

et!",

Peygamber (s.a.v.)'e brakt. Es'ad da Kesva'y ok yakn olan kendi bahe-

Veya

sine gtrd.

"Ahiret yurdundan baka gerek hayat


Allah'm, Ensar ve Muhacirine

merhamet

yoktur.
et!"

Bu iki grubun bir n c ile glendirilecei mit ediliyordu. Sonunda


Peygamber (s.a.v.), Yahudilerle mslmanlar arasnda, iki grubu bir toplum
haline getiren, fakat dinlerinde serbest brakan karlkl bir anlama imzalad. Mslmanlar ve yahudiler eit statlere sahip olacaklard. Eer bir Vahudiye zarar verilirse, ona hem mslmanlar hem de yahudiler yardm edecekti. Ayn durum bir mslman iin de szkonusuydu. Putperestlere kar bir tek topluluk olarak savaacaklar ve ne mslmanlar ne de yahudiler
birbirlerinden ayr bar yapamayacaklard. Eer gr farkllklar, tartmalar,anlamazlklar ortaya karsa bu mesele Resulullah (s.a.v.) araclyla Allah'a gtrlecekti. Bununla birlikte, anlama metninde, Muhammed
(s.a.v.)'e hep Allah'n Rasul olarak deinilmesine ramen, yahudilerin normal olarak onun Allah'n elisi olduunu kabul etmek zorunda olduklarn
.

B. LXIII.

ifade eden bir madde yoktu.


Yahudiler bu anlamay politik nedenlerden tr kabul etmilerdi.

r
Peygamber (s.a.v.) Medine'nin en gl adam olmutu ve gc daha da arataa benziyordu. Kabul etmekten baka seenekleri yoktu; fakat yine de
aralarndan o k az Allah'n yahudi olmayan bir peygamber gndereceine
inanyordu. lk nceleri da kar samimi grnyorlard. Buna ramen
kendi seilmi topluluklarnn stn olduu inanandaydlar ve bu konuyu
kendi aralarnda konuuyorlard. Yeni dine kar, pheli tavrlarn gizli
tutmalarna ramen, bu tavr vahyin ilahi kaynandan phe duyan Araplarla paylamaya hazrdlar.
slm, Evs ve Hazre kabilelerinde hzla yaylmaya devam etti. Baz

yaca dnyev yararlar vard, hem de bu yararlar srekli art yolundayd.


Mslman saflar arasnda hibir ikiyzlnn bulunmad o gnler artk
geride kalmt.
Ayette deinilen eytanlardan bazlar yahudilerdi. Yine ayn srede yle deniyordu:
"Kitap ehlinden ou, kendilerine
fislerini (kuatan) kskanlktan
zusunu duydular." (Bakara:

gerek

(hak) apak belli olduktan sonra, ne-

dolay, imannzdan

sonra sizi kfre dndrmek

ar-

109).

m'minler artk vadiye, yahudilerin de anlamaya katlmasyla ahenkli bir

Yahudiler Peygamber (s.a.v.)'in geliini ruhi ve manevi aydnlanma iin

btn olarak bakyorlard. Fakat vahiy onlar gizli uyumazlk ve ihanetle-

deil, Yesrib'de daha nce sahip olduklar stnl tekrar ele geirmek

re kar uyarmaya balad. Bu sralarda, Kur'an'n en uzun sresi olan ve Fa-

iin sabrszlkla bekliyorlard. Fakat onlarn mitlerinin tersine, gelen pey-

tihan'dan sonra ikinci sray alan Bakara sresi indirilmeye baland. Sre

gamber, shak'n deil, smail'in soyundand. Bir Allah'a inanan bu peygam-

doru yolda olanlarn tanmlanmasyla balyordu:

berin baarlar, ilah kaymaktan destek grdn gsterecek ekilde oa-

"Elif, Lam, Mim. Bu kendisinde


saknanlar)

phe olmayan,

muttakiler

(Allah'tan

korkup

iin de klavuz olan bir kitaptr. Ki onlar, gayba inanrlar, namaz

doru klarlar

ve kendilerine

nzk olarak

verdiklerimizden,

onlar, sana indirilene, senden nce indirilenlere


giyle inanrlar, tte bunlar, Rablerinden
erenler de bunlardr".

(Bakara:

dos-

ifak ederler. Ve (yine)

iman ederler ve ahirete de kesin bil-

olan bir hidayet

zeredirler

ve

kurtulua

2-5).

tan sonra nc bir grup insandan bahsediliyordu:

babaa

beriz. Biz (Onlarla) yalnzca

man edenlerle karlatklar

kaldklarnda
alay edicileriz."

lar. Bununla birlikte yine de onun gerek Peygamber olmadna kendi kendilerini ikna ediyorlar ve bakalarna da onun semav bir elinin zelliklerini tamadn sylyorlard: "Muhammed (s.a.v.) kendisine gkten haber indirildiini iddia ediyor, halbuki O daha devesinin nerede olduunu

ettik'derler,

zaman: "man ettik"

ise, derler ki: "Kuku yok, sizinle


(Bakara

byle demiti. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca yle dedi: "Ben ancak Allah'n bana bildirdiklerini bilirim. imdi O, bana gsterdi: deve size, syle-

"nsanlardan yleleri vardr ki: 'Biz Allah'a ve Ahiret gnne iman


derler. eytanlaryla

bu yzden, onun gnderildii toplulua kar kskanlk duymaya balad-

bilmiyor." Peygamber (s.a.v.)'nin devesinin kaybolduu bir gn bir yahudi

Bunun arkasndan H a k k a kar kr ve sar olan mrikleri tanmladk-

oysa onlar inanm deildirler.....

lyordu. Yahudiler, onun gerekten hak Peygamber olmasndan korktular ve

bera-

: 8, 14).

Bunlar Evs ve Hazre'ten eitli samimiyetsizlik derecesinde pheciler,


kararszlar ve ikiyzller (mnafklar) idi. Onlarn eytanlar ise, onlardaki
bu phe tohumunu srekli besleyen inkarclard. Peygamber (s.a.v.) burada Mekke'de hi bir zaman karlamad bir olaya kar uyarlyordu. Orada mslman olanlarn samimiyetinden hibir zaman phe edilemezdi. Yeni dine girmelerinin sebebi sadece inanmalar ve samimiyetleriydi; nk
yeni dine giri dnyevi hayatla ilgili insana bir eyler kazandrmyor, belki
de kayplara uratyordu. Fakat imdi, Medine'de yeni dine girmenin sala-

diim gibi yular aaca bal duruyor." 1 Ensar'dan bir grup adam gittiler ve
deveyi onun syledii yerde buldular.
Yahudilerin ou ilk nceleri vadide i savan sona ermesine neden
olan bu birlie sevinmilerdi. Fakat vadide atma olmasndan onlarn daha byk karlar oluyordu. Araplar aras bir atma, Arap olmayanlarn
deerini artryordu, nk onlara mttefik olarak ihtiya duyuluyordu.
Evs'le Hazre'in birlemesi, bir taraftan Yesrib Araplarna byk bir g vermi, dier taraftan bu tr mttefiklere duyulan ihtiyac da ortadan kaldrmt. Anlamaya giren yahudilerin de bu gten paylar olacakt. Fakat bu,
ayn zamanda, vadi dndaki Araplara kar alan savata onlara zorunluluklar ykleyen bir anlama idi. Henz denemedikleri bu yeni yaamda onlar iin daha baka tehlikeler de ortaya karabilirdi. Oysa eski yaamlarna
almlard, bu yzden ou tekrar eski yaamlarna dnmek istediler Be-

ni Kaynuka'l, Evs'le Hazre arasndaki anlamazl krklemede usta bir


politikac olan yal bir yahudi, bu iki kabilenin birlemesine o k kzmt.
Bu yzden sesi gzel olan bir gence, Ensar toplu halde otururken, yanlarna gidip bir nceki i savatan (Buas) nce ve sonra, iki tarafn karlkl
birbirlerini sulama ve aalama iin yazd iirlerden blmler okumasn syledi. G e n sylenenleri aynen yapt ve orada bulunanlarn hepsini
gemie gtren, byk bir ilgi toplad. Evs'liler kendi iirlerini, Hazre'liler de kendi iirlerini alkladlar; daha sonra bu iki taraf da birbirine barmaya, hakaret etmeye balad. Sonunda: "Silahlann! Silahlann!" sesleri
ykseldi. Kayalklara gidip tekrar savamak iin yola ktlar. Bu haberler

Amir: "Fakat ben o dine balym" dedi ve inkrda direnerek, Peygamber


(s.a.v.)'i brahim'in dinini yalanladn ve bozduunu iddia ederek sulad.
Peygamber (s.a.v.) : "Hayr, ben o n u bozmadm, temiz ve pak olarak getirdim" dedi. Ebu Amir : "Allah yalancy yalnz bir srgn olarak ldrsn"
dedi. Buna kar Peygamber (s.a.v.) u cevab verdi: "yle olsun! Allah O
sylediini yalancnn zerine d n d r s n . " 3
Ebu Amir daha sonra otoritesinin gittike azaldn farketti. Olu Hanzele'nm de mslman olup, Peygamber (s.a.v.)'e balanmasyla prestiji daha da azald. Bundan ksa bir sre sonra, zaten o k az olan - on kii-adam-

Peygamber (s.a.v.)'e ulatnda Peygamber (s.a.v.) btn muhacirleri topla-

larm toplayp Mekke'ye gitti. Bu onun kendi kendine uygulad srgnn

d ve aceleyle atma yerine gitti: " E y mslmanlar!" dedi ve sonra iki kez

balangcyd.

: "Allah, Allah!" dedi. "Cahiliye devrindeki gibi mi davranacaksnz?" diye

Onun

kuzeni

olan Hazre'li Abdullah

l b n Ubey de,

Peygamber

devam etti, "Aranzda olmama, Allah'n sizi doru yola ulatrp ereflendir-

(s.a.v.)'in geliine sevinmemiti. Onun geliiyle Abdulah lbn Ubey'in politik

mi, bylece sizi putperest adetlerden, kfrden korumu ve kalblerinizi

otoritesi sarsld; olu Abdullah ve kz Cemile'nin de Peygamber (s.a.v.)'e

birletirmi olmasna ramen hl bunu mu yapyorsunuz?" Ensar, hata et-

tabi olduunu grnce daha ok sinirlendi. Fakat Ebu Amir'in aksine lbn

tiklerini ve yoldan ktklarn kabul etti. Alayarak birbirleriyle kucaklat-

Ubey, yeni gelen adamn etkisinin er ge sneceini dnerek bekliyordu.

lar ve Peygamber (s.a.v.)'le birlikte, onun szlerini dinlemek ve itaat etmek

O srada uygulad politika kar kmamakta, fakat bazen buna ramen


duygularn ele veriyordu.

zere Medine'ye

dndler. 2

M'minler topluluunu daha ok birbirine balamak istedii iin Peygamber (s.a.v.), Ensar ile Muhacirler arasnda kardelik kurumunu ortaya
koydu. Bylece Ensar'dan her biri, kendisine dier Ensar'm tmnden daha yakn bir Muhacir kardee, Muhacirlerden her biri de kendisine dier
Muhacirlerin tmnden daha yakn bir Ensar kardee sahip oluyordu. Fakat Peygamber (s.a.v.) kendisini ve ailesini bundan ayr tuttu, nk Ensar'dan birini dierine tercih edip kendisine karde semek ok zor bir iti.
Bu yzden Ali (r.a.)'nin elini tuttu ve : "Bu benim kardeimdir" dedi. Hamza (r.a.) ile de Zeyd (r.a.)'i karde yapt.
slm'n en byk dmanlarndan ikisi, babalar tarafndan biri Hazre'li biri Evs'li anne tarafndan ise kuzen olan ve kabilelerinde byk nfuza sahip olan iki adamd. Evs'li Ebu Amir'e, ty bir elbise giydii ve arasra inzivaya ekildii iin bazan "Rahip" derlerdi. Ebu Amir, brahim'in dinine bal olduunu sylerdi; bu ekilde Yesrib'liler arasnda prestij ve din
otorite kazanmt. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldiinde, Ebu Amir ona
gitmi ve yeni dinle ilgili sorular sormutu. Peygamber (s.a.v.) ona bu vahyin, brahim'in dininin devam olduunu anlatan bir yetle cevap verdi. Ebu

Hazre'in ileri gelenlerinden biri olan Sa'd lbn Muaz (r.a.)'n hastalanmas zerine Peygamber (s.a.v.) onu ziyarete gitmiti. Vadideki btn zengin adamlar evlerini kale eklinde yaparlard. Peygamber (s.a.v.) Sa'd' ziyarete giderken, bahe duvarnn nnde evresinde dier Hazrelilerle oturan Abdullah lbn Ubey'in evinin (Muzahem) nnden geiyordu. Bahe duvarnn dnda bineinden indi ve ona selam verdikten sonra aralarnda biraz oturup onlara Kur'an okumak ve slam' anlatmak istedi, Fakat tam anlatmaya balayaca srada Abdullah lbn Ubey ona dnd ve yle dedi: "Senin anlatacaklarn gerekse, hibir ey onlardan daha iyi olamaz. O halde
evde, kendi evinde otur. Sana gelenlere anlat. Fakat sana gelmeyeni konumalarnla rahatsz etme ve istemedii halde topluluuna girme." "Hayr",
dedi bir ses, "Bize onu anlat, topluluklarmza, mahallelerimize ve evlerimize gir. nk biz onu seviyoruz, Allah bize merhamet etti ve bizi doru yola ulatrd." Konuan Abdullah lbn Ubey'in her zaman iin kendisine gvenebileceini dnd bir adam olan Abdullah lbn Revaha idi. Hayal krklna urayan lider (lbn Ubey), suratn asarak, arkadalar tarafndan
terkedilen bir adamn yenilmeye mahkm olduunu anlatan bir beyit okudu. Artk kar koymann anlamsz olduunu anlamt. Peygamber (s.a.v.)

ise Abdullah'n tamir edici abalarna ramen ok zgn bir ekilde yoluna

duu iin Beni Kurayzallar arasnda yayor ve o k sk altrlyordu. Bu

devam etti. Hasta adamn evine vardnda reddedilmenin znt izleri h-

yzden, bu olaydan sonraki drt yl boyunca mslmanlarla ok az beraber

l yznden okunuyordu. Sa'd hemen onu zen meselenin ne olduunu

olabildi.

sordu. Peygamber (s.a.v.) Abdullah lbn Ubey'in kfrnn zlmesine sebep


oldunu sylediinde Sa'd : "Ey Allah'n Rasul, ona nazik davran, nk
Allah seni bize verene dek biz ona ta giydirip, onu kral yapmay tasarlyorduk. imdi o kendi kralln senin aldn sanyor" dedi.
Peygamber (s.a.v.) bu szleri hi unutmad, lbn Ubey'e gelince O, bir

Ehli Kitaptan slama giren dier bir adam da Beni Kaynuka'nn dini lideri Hseyin lbn Selm idi, lbn Selm (r.a.) gizlice Peygamber (s.a.v.)'e gelmi ve biat etmiti. Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) ona Abdullah ismini
vermiti Abdullah, halknn kendisinin mslman olduunu duymadan nce, onlara kendi k o n u m u hakknda sorular sorulmasn nerdi. Peygamber

zamanlar ok byk olan prestijinin gn getike azaldn ve slm'a gir-

(s.a.v.) onun evine gitti ve Beni Kaynuka'nn ileri gelenlerini eve ard.

mezse tamamen yok olacam anlad. Dier taraftan slm' szde kabul et-

Onlara lbn Selm'n onlar arasndaki k o n u m u n u sordu. Beni Kaynukallar:

mi grnmesi onun otoritesini glendirirdi; n k Araplar, byk bir se-

"O bizim bakanmz ve bakanmzn olu; o bizim hahammz ve en bilgi-

bep olmadka eski anlama balarn koparmazlard. Bu yzden ksa bir s-

li adammzdr" diye cevap verdiler. Abdullah ortaya kt ve onlara : " Ey

re sonra slm'a girdi. Normal olarak Peygamber (s.a.v.)'e biat etmesine ve

Yahudiler, Allah'tan korkun ve O'nun size gnderdii eyi kabul edin. n-

namazlara devam etmesine ramen, m'minler ondan hibir zaman emin

k siz bu adamn Allah'n Rasul olduunu biliyorsunuz" dedi. Daha sonra

olmadlar. phe duyduklar baka kiiler de vard, fakat lbn Ubey farkl bi-

kendisinin ve ailesinin Mslman olduunu aklad. Bunun zerine halk,

riydi. Onun etkisiyle samimi olmakszn yeni dine girdiini aklayan grup

onun, daha nce tasdikledikleri konumunu reddettiler.

gittike artyor, bu da onun tehlikesini artryordu.


Caminin henz yapm halinde olduu ilk aylardan birinde ceamaat b-

slm, artk vahada tm tekilatyla yerlemiti. Vahiy, zekt vermeyi,


Ramazan aynda oru tutmay farz klm, helller ve haramlar belirlemi-

yk bir kaypla karlat: Vadide Peygamber (s.a.v.)'e ilk biat eden kii olan

ti. Gnde be vakit namaz cemaatle klmyordu. Her namaz vakti msl-

Es'ad lmt. O iki Akabe biati arasnda Mus'ab'a ev sahiplii yapmt.

manlar yaptklar mescidin nnde toplanyorlard. Herkes namaz vaktini

Peygamber (s.a.v.) yle dedi : "Yahudiler ve Araplardan ikiyzller benim

gkte gnein konumuna, onun dou ufkundaki ilk klarna veya batda

hakkmda yle diyecekler : 'Eer o gerekten Peygamber olsayd arkada

gnein bat ekline gre belirliyordu. Fakat kiiler farkl farkl vakitler be-

lmezdi.' Halbuki ben Allah'n istei dnda ne kendim, ne de arkadam

lirleyebiliyordu. Bu yzden Peygamber (s.a.v.), namaz vakti geldiinde

iin bir ey dileyemem."

mslmanlar namaza aracak bir alete ihtiya duydu. lk anda aklna ya-

Belki de Esad'm cenaze treninde Selman'la Peygamber (s.a.v.) ikinci

hudilerin borusu gibi ttrecek bir adam tayin etmek geldi. Sonradan fikri-

defa karlatlar, nk sonraki yllarda Selman bu olay yle anlatyor :

ni deitirdi ve o zamanki hristiyanlarm kulland nakus ad verilen tahta

"Allah'n Rasul, Bak El-Garkad'da^ iken yanma gittim; orada bir arkada-

an kullanmaya karar verdi. Fakat bu iki aleti de hibir zaman kullanmad-

nn tabutu bandayd." Selman Peygamber (s.a.v.)'in oraya geleceini bi-

lar. nk, kinci Akabe'de biat eden bir Hazre'li olan Abdullah lbn Zeyd

liyordu, bu yzden zamannda oraya ulaabilmek iin iini brakt ve Pey-

(r.a.), bir rya grm ve onu ertesi gn Peygamber (s.a.v.)'e anlatmt:

gamber (s.a.v.)'i Ensar ve Muhacirlerden bir grupla oturur buldu. " O n u se-

"stnde iki para kumatan yeil elbiseli bir adam yanmdan geti, elinde

lmladm" dedi Selman, "Daha sonra Peygamberlik mhrn grme mi-

bir nakus vard. Ben : " E y Allah'n kulu, o nakus bana satar msn?" dedim.

diyle arkasna dolandm. Benim isteimi anlad. Cbbesini syrarak srtn

'Onunla ne yapacaksn?' diye sordu. 'Onunla insanlar namaza aracaz?'

at. Hocamn bana anlatt ekilde mhr grdm. Eildim, mhr p-

dedim. 'Sana bundan daha iyi bir yol gstereyim mi?' Ben: "Nedir o yol?"

tm ve aladm. Sonra Peygamber (s.a.v.) bana yanna gelmemi syledi.

diye sordum. Adam : "Allahu Ekber, Allah Byktr, demelisin" dedi. Ve bu

nne oturdum ve bamdan geenleri anlattm. Hikyemi arkadalarnn

ibareyi drt kez tekrarlad. Sonra ikier kere de aadakileri okudu: "Al-

da dinlemesini istedi. Daha sonra mslman o l d u m 5 " Selman bir kle ol-

lah'tan baka ilah olmadna ehadet ederim Muhammed'in Allah'n Rasu-

l olduuna ehadet ederim, Haydi namaza, Haydi Kurtulua, Allah Byktr'. Daha sonra bir kez "Allah'tan baka ilah yoktur" dedi".

[40]

Peygamber (s.a.v.) bunun hak bir rya olduunu syledi. Abdullah ibn
Zeyd (r.a.)'den sesi ok gzel olan Bilal (r.a.)'e ryasnda duyduu szlerin
aynsn retmesini istedi. Camiye yakn en yksek evlerden biri Neccar
kabilesinden bir kadna aitti. Bill (r.a.) oraya her gn afaktan nce gelir ve
afan ilk klarn beklerdi. Douda ilk solgun grdnde ellerini

ami'in bitirilmesine yakn Peygamber (s.a.v.), caminin dou duvarna

bitiik iki oda yaplmas iin emir verdi. Biri hanm evde (r.a.), dieri

yukar kaldrr ve yle dua ederdi: Allah'm, Sana hamdediyorum ve Ku-

de nianls Aie (r.a.) iindi. Binann yapm toplam yedi ay srmt, Pey-

rey'in mslman olmas iin senden onlara yardm etmeni istiyorum. Da-

gamber (s.a.v.) bu sre iinde Ebu Eyyub (r.a.)'un evinde kald. Sevde'nin

ha sonra ayaa kalkar ve ezan okurdu.

evi bitmek zere iken, Zeyd (r.a.)'i, zevcesi Sevde'yi, kzlar m m Glsm
(r.a.) ve Fatma (r.a.)'y Medine'ye getirmesi iin Mekke'ye gnderdi. Ebu
Bekir (r.a.) de olu Abdullah'a, m m Rmn, Esma ve Aie'yi getirmesi
iin haber gnderdi. Zeyd kendi kars mm Eymen ve k k oullan
same'yi de beraberinde getirdi. Talha tm tanabilir mallarn elden karmt, bu yzden o da Zeyd'le beraber Medine'ye geldi, henz yeni hicret
ediyordu. Bu grubun geliinden ksa bir sre sonra Ebu Bekir (r.a.) kz Esma'y annesi Safiye ile birlikte birka aydan beri Medine'de olan Zbeyr'le
evlendirdi. Ebu Bekir'in kz kardei Kureybe, yal ve kr olan babalar Ebu
Kuhafe'ye bakmak iin Mekke'de kalmt. Kureybe'nin aksine, babas henz mslman olmamt.
Peygamber (s.a.v.) Zeyd'in m m Eymen (r.a.)'den baka, kendi yanda ikinci bir e almasn uygun grd ve Cah'n olu Abdullah'tan gzel kz kardei Zeyneb'i istedi. lk nceleri Zeyneb isteksizdi, bunun iin bir sr geerli nedeni de vard. Zeyneb bir Kurey'liydi. Fakat bu sebebi ne srmesi inandrc olmad. ki taraftan da saf Kureyli olan annesi Umeyme,
Esed'li bir adamla evlenmiti. Zeyd'in Kurey kabilesine evlat edinildii hesaba katlmazsa, onun ailesinin kabileleri olan Beni Kelb ve Beni Tayy, Beni
Esed'e gre daha aa bir statdeydi. Zeynep, Zeyd'le evlenmesini Peygamber (s.a.v.)'in istediini anlaynca, raz oldu, ve evlilik meydana geldi. O sralarda kardei Hanine de Mus'ab'la evlenmiti. Bundan ksa bir sre sonra
Zeyneb'in annesi Umeyme Medine'ye geldi ve Peygamber (s.a.v.)'e biat etti.
Peygamber (s.a.v.) ve kzlar, evde ile birlikte yeni yaplan evde otur-

1.1. 3 8 6 .

maya baladlar. Bundan bir ya da iki ay sonra Aie'nin de artk evlenmesi

2.

Bakara 135.

gerektii kararna vardlar. O sralarda Aie (r.a.), gzellii gze arpan do-

3.

I. 1 . 4 1 1 - 1 2

4.

Medine'nin gney dou kesindeki mezarlk.

kuz yalarnda bir ocuktu. Gzellii anne ve babasndan kaynaklanyordu.

5.

51. I. 1 4 1 ; I. S. IV, 56.

Kureyliler babasna, yz gzel olduu iin Atik derlerdi. 1 Annesi hakknda ise Peygamber (s.a.v.) yle derdi: "Kim Cennet'teki byk gzl Huri

kzlarn grmek isterse, mm Rmn (r.a.)'a b a k s n . " 2 Peygamber (s.a.v.)


uzun sreden beri Aie'ye ok yaknd. Aie (r.a.) , Peygamber (s.a.v.)'le babasnn Medine'ye hicret edip, kendisinin annesi ile birlikte Mekke'de kad birka ay dnda, onu her gn grmeye almt. Kk yandan beri
Aie, anne ve babasnn Muhammed (s.a.v.)'e hi kimseye gstermedikleri
sevgi ve saygy gsterdiklerini farkediyordu. Ona bunun nedenleri de anlatlmt: O, Allah' n Rasul idi, dzenli olarak Cebrail'le iliki iindeydi ve
O, semaya ykselip tekrar yeryzne dnd iin insanlar arasnda sekin
bir adamd. O n u n grn bile bu ykselii gsteriyor ve sanki Cennet
zevklerinden bir eyler iletiyordu. Onun mucize dokunuunda bu zevk elle
tutulur hale geliyordu. Herkes scaktan baylrken onun elleri "kardan daha
serin ve miskten daha gzel k o k u l u " 3 oluyordu. Bunun yansra O, sanki
lmszm gibi yan gstermezdi. Gzleri parlaklndan bir ey kaybetmemiti. Siyah salar ve sakal hl genliin izini tayordu. Bedeni ise, Fil
Ylndan sonra geen elli yln sadece yarsn yaam bir adam olduunu gsterecek kadar zinde grnyordu.
Dn iin birtakm hazrlklar yapld. Fakat bunlar, Aie'ye esiz ve
byk bir an yaadn hissettirecek denli byk deildi. Evden ayrlmasndan ksa bir sre nce Aie baheye kam ve bir arkadayla oynamaya
dalmt. Kendisi bu olay yle anlatyor: "Bir tahteravallinin zerinde oynuyordum, uzun salarm darmadank olmutu. Geldiler, beni alp gtrdler ve hazrladlar." 4
Ebu Bekir (r.a.), Bahreyn'den krmz, ince izgili bir kuma almt.
Bundan Aie (r.a.)'ye dn elbisesi diktiler. Bu elbiseyi giydirdiler, annesi
onu elinden tutup, dnda Ensar'dan baz kadnlarn bekledii yeni evine
gtrd O n u yle selamladlar: "Mutluluk ve iyilik dileiyle her ey iyi olsun." Daha sonra onu Peygamber (s.a.v.)'in yanna gtrdler. Kadnlar
onun salarn tarayp, taklarla sslerken, Peygamber (s.a.v.) ayakta onlar
glmseyerek seyretti. Dier dnlerinin aksine bu dnde yemek vermedi. Tren m m k n olduu kadar sadeydi. Bir kse st getirilmiti. Peygamber (s.a.v.) kendisi itikten sonra kseyi Aie'ye uzatt. O, utanarak reddetti, fakat Peygamber (s.a.v.) srar edince iti ve kseyi yannda oturan kardei Esma'ya uzatt. Orada bulunanlarn hepsi de stten itiler. Daha sonra,
gelini ve damad yalnz brakarak hepsi evlerine gittiler.
Son yl boyunca, Aie'nin arkadalarnn gelip Ebu Bekir'in avlusunda oynamadklar ok az gn vard. Aie (r.a.)'nin Peygamber (s.a.v.)'in evi-

ne tanmas bu durumu deitirmedi. Artk arkadalar her gn onu yeni


evinde ziyaret ediyorlard. Bunlardan bir ksm kendisi gibi ailesiyle Mekke'den hicret edenler, bir ksm ise Medine'de edindii yeni arkadalardan
oluuyordu. Aie (r.a.) yle anlatyor: "Ben arkadalarmla beraber bebeklerimle oynardm. O srada Peygamber (s.a.v.) gelirdi. Onu grnce arkadalarm karlard. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, ben onlarla beraber
olmak istediim iin geri getirirdi." 5 Bazen onlar kamaya frsat bulamadan: "Olduunuz yerde k a l n . d e r d i . ocuklar sevdii ve kzlaryla oynamaya alk olduu iin bazan onlara katlp birlikte oyun oynard. Oyuncaklarn ve bebeklerin birok rolleri vard. Aie (r.a.) yle diyor: "Bir gn
ben oyuncaklarmla oynarken Peygamber (s.a.v.) ieri girdi ve: "Ey Aie, bu
hangi oyun?" dedi. Ben: "Sleyman'n atlar" dedim. O da bana g l d . F a kat bazen geldiinde onlar rahatsz etmemek iin cbbesine brnr beklerdi.
Aie (r.a.)'nin yaam zc bir olayla blnd. Yesrib, tm Arabistan'da, belli bir mevsimde yaylan ateli humma hastalyla tannrd. Bu,
zellikle vahaya yabanc olanlar yakalayan bir hastalkt. Peygamber (s.a.v.)
hummaya yakalanmamt, fakat onun en yakn arkadalar -Ebu Bekir,
azatls Amr (r.a.) ve Bilal (r.a.)- hummaya tutulmulard. Bir sabah Aie
babasn ziyarete gitti ve adam yar baygn halde yatarken bulunca dehete kapld. "Babacm, naslsn?" diye sordu. Fakat babas cevabn dokuz
yandaki bir kzn anlayabilecei seviyeye indiremeyecek derecede hastayd. Bu yzden iki msralk bir iirle cevap verdi:
"Herkes her sabah akrabalarna
Ve lm onun ayakkabsnn

iyi gnler diler,

bandan daha

yakndr."

Aie babasnn saykladn zannetti ve Amir'e dnd. lmese de lme ok yaklaan Amir de ona iirle cevap verdi. O srada Bilal hummadan
kurtulmutu, fakat hibir ey yapacak gc olmad iin evin avlusunda
yatyordu.
Buna ramen, konuacak kadar gc vard, u szleri syledi:
"Ah, geceleyin bir daha uyuyabilecek

miyim?

Mekke dnda yetien smbl ve kekiklerin


Mecenne& sularndan

bir daha

arasnda?

iip,

me ve Tafl'i^ bir daha grebilecek

miyim?"

Aie o k zgn b i r ekilde eve dnd. "Ateten, akllar balarndan git-

SAVAA

mi bir halde sayklyorlar" dedi. Peygamber (s.a.v.), Aie, anlamasa da oc u k hafzasyla onlarn sylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlynca ikna

BALANGI

[41]

oldu. Ve yle dua etti: "Allah'm, Mekke'yi bize sevgili kldn gibi, Medine'yi de bize sevgili kl, hatta daha da sevgili. Bize suyunu ve ekinlerini ver
ve h u m m a y buradan M e h y a ' a h 1 0 kadar u z a k l a t r ! " 1 1 Allah o n u n duasn
kabul etti.

ttKendilerine
vama)
yalnzca:

zulmedilmesi

dolaysyla,

izni verildi. phesiz

onlara

"Rabbimiz. Allah'tr" demelerinden

edilip karldlar"

kar sava alana

Allah, onlara yardm

(mminlere

etmeye g yetirendi:

dolay, haksz yere yurtlarndan

saOnlar,

srgn

(Hacc:39-40)

Bu vahiy, P e y g a m b e r (s.a.v)'e Medine'ye ulatktan ksa bir sre sonra


indi. Peygamber buradaki iznin emir anlamnda o l d u u n u biliyordu. Yahudilerle yaplan anlamada da, sava gerekleri belirlenmiti. F a k a t u an iin
sadece baskn yaplabilirdi, b a k a trl bir saldr d n l e m e z d i . Kureylilerin kervanlar saldrya akt; zellikle ilkbaharda ve yazn ilk aylarnda,
Suriye'ye yaptklar ticaret hareketli olduu srada, Medine'den yaplacak
olan saldrlara savunmasz kalabilirlerdi. S o n b a h a r ve k aylarnda ise kervanlarn daha o k gneye, Yemen ve Habeistan'a gnderiyorlard.
Medine'de, kervanlarla ilgili toplanan bilgiler, kesin olmaktan uzakt,
n k sk sk s o n anda plan deiiklii olurdu. M e k k e kervanlar, Medine'li
m s l m a n l a r ' m yapt ilk saldrlardan kurtuldular. F a k a t , Mslmanlar,
Kzl Deniz kysndaki stratejik noktalarda yaayan Bedevi kabilelerle anlama yapmay baardlar.
Peygamber (s.a.v) M e d i n e dna knca ehirde k e n d i adna ynetimi
devralan bir arkadan, Hazre liderlerinden Sa'd bn Ubade'yi vekil olarak
tayin etti. Bu olay Hicret'ten onbir ay sonra m e y d a n a geldi. O zamandan
sonra Peygamber (s.a.v.) bir daha sefere katlmad ve giden gruba, elinde
uzun b i r sopann u c u n d a beyaz bir b e z tayan b i r lider tayin etti. lk yl,
.

I. H. 161.

P e y g a m b e r (s.a.v.). sadece M u h a c i r l e r d e n bir grubu akna gnderiyordu.

2.

I. S. VII, 2 0 2 .

F a k a t 6 2 3 - Eyll'nde, C u m a h ' l lider meyye y n e t i m i n d e ve yz silahl

3.

B. LXI, 22.

4.

I. S. VIII, 40-1.

adam eliinde zengin bir kervann kuzeyden geldii haberleri Medine'ye

J.

I. S. VIII, 4 2 .

6.

A.g.e, 41.

7.

A.g.e. 42.

8.

Mekke'ye yakn bir yerin ad.

ulat. meyye, h e r zaman iin slm'n en azgn d m a n l a r n d a n biri olm u t u ; m s l m a n l a r n saldrmak istemesinin dier b i r n e d e n i de ele geirecekleri ganimetlerdi. Ticari eyalarn yaklak 2 5 0 0 deveye yklendii
syleniyordu. F a k a t sadece M u h a c i r l e r yz Kureyli'ye kar koyamazlard.

9.

Mekke'de 2 tepe.

10.

Medine'nin yedi gnlk deve yolu gneyinde bir yer.

Bu yzden, Peygamber (s.a.v.) b u sefer, yarsn E n s a r ' m oluturduu ikiyz

11.

1.1.414.

a d a m gnderdi. F a k a t b u kez de bilgiler yetersizdi ve yine h i b i r atma ol-

mad. B u n d a n yaklak ay sonra, daha az k o r u n a n zengin bir kervan daha kardlar. Kervan, ems'li E b u Sfyan'n Suriye'ye gtrd mallarla

I l e m e n arkasndan, M a h z u m ' l u O s m a n ' ve b i r azatl olan Hakem'i esir al-

yklyd. K e r v a n n haberi Medine'ye ge ulamt. Peygamber (s.a.v.) ve

dlar. F a k a t Osman'n kardei Nevfel, M e k k e ' y e k a m a y baard.

adamlar, M e d i n e ' n i n gney-batsndan Kzl Deniz'e alan Yenbu' ovasm-

Abdullah (r.a.) ve adamlar, develeri, esirleri ve ticari eyalar Medine'ye

daki Ueyre'ye vardklarnda, kervan o k t a n oradan geip gitmiti. F a k a t

getirdiler. Abdullah getirdiklerinin b e t e birini Peygamber (s.a.v.)'e verdi,

E b u Sfyan, belli b i r sre sonra, b e l k i de daha fazla ykle Suriye'den d n e -

geri kalanlarn da arkadalaryla paylatlar. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) veri-

cekti. ite o z a m a n , Allah dilerse, onlar karmayacaklard.

lenleri k a b u l etmedi ve "Size h a r a m ayda savamanz iin izin vermemi-

H e n z h i b i r atma meydana g e l m e m i olmasna ramen, K u r e y l i l e r

t i m " dedi. B u n u n zerine b u M u h a c i r l e r grubu gnah ilediklerini anlad-

Medine'deki dmanlarna kar alarmdaydlar. Fakat, bu d u r u m u n g n e y

lar. Medine'deki arkadalan onlar h a r a m aya tecavzle suladlar; Yahudi-

ticaretlerini engellemeyeceini zannediyorlard. Bu z a n l a n tersine kt.

ler b u n u n Peygamber (s.a.v.) iin k t bir hret olacan sylediler. Ku-

n k P e y g a m b e r (s.a.v.) Yemen'den gelen bir kervann haberini ald ve

reyliler ise ' M u h a m m e d (s.a.v.) h a r a m aya tecavz etti' diye h e r tarafta pro-

kuzeni Abdullah l b n Cah', sekiz M u h a c i r l e birlikte, Taif ve M e k k e arasn-

pagandaya giritiler. B u n u n z e r i n e u yetler nazil oldu:

daki Nahle ovasnda b e k l e m e k zere gnderdi. Recep ayndaydlar, yani yln drt h a r a m ayndan biri. Peygamber (s.a.v.) Abdullah'a saldr emri ver-

"Sana haram olan ay', onda savamay

m e m i t i , sadece haber getirmesini sylemiti. phesiz ileriki saldrlarda

(bir gnahtr).

hazrlkl b u l u n m a k iin gney k e r v a n l a r n n ne derece k o r u n d u u h a k k n -

Mescid-i Haram'a

da fikir sahibi o l m a k istiyordu.

mak daha byk (bir gnahtr).

Allah katnda

sorarlar.

De ki: Onda savamak

byk

alkoymak,

onu inkr

etmek,

engel olmak ve halkn oradan

kar-

ise, Allah'n yolundan

(ziyaretilerin

girmelerine)

Fitne ise, katilden

beterdir." (Bakara:

217)

Muhacirler, Nahle'ye varp, yolun ok yaknnda gizli bir yere konakladklarnda, k k bir Kurey kervan, onlardan habersiz, yaknlarnda bir yere ko-

P e y g a m b e r (s.a.v.) b u yeti yle yorumlad: Haram aylarda savamak

naklad. Develer deri, kuru zm ve dier ticari eyalarla yklyd. Abdullah

yine h a r a m d , fakat b u d u r u m bir istisnayd. Bu yzden Abdullah'n verdi-

ve arkadalan bir ikilem iindeydiler: Peygamber (s.a.v.)'in tek ak emri onla-

i b e t e biri toplumun genel harcamalarna k u l l a n m a k zere k a b u l etti.

rn haber getirmesiydi; fakat onlara savamamalar gerektiini sylememi ve

M a h z u m kabilesi esirleri iin fidye gndermiti, fakat onlarn azatls Ha-

haram aylarndan da bahsetmemiti. slm ncesi bu yasak, imdi de geerli mi,

k e m m s l m a n oldu ve Medine'de kald. Bu nedenle O s m a n , M e k k e ' y e yal-

diye kendi kendilerine soruyorlard. u yeti de dnyorlard:

nz d n d .
O a b a n aynda, o k b y k n e m tayan bir vahiy nazil oldu. lk keli-

"Kendilerine zulmedilmesi dolaysyla, onlara kar sava anlana (mminlere


ma) izni verildi

Onlar haksz yere yurtlarndan

srgn edilip karldlar."

sava-

(Hacc:39)

meleri, Peygamber (s.a.v.)'in kble tayini iin gsterdii ar dikkate deiniyordu. Cami'de kble, mihrabla, yani Kuds'e ynelik duvarn ortasna k o nan talarla belirlenmiti. F a k a t ehir dnda iken kble, g n e ve yldzla-

Kurey'le sava halindeydiler. B u n u n yansra, kervandakiler arasnda,


M e k k e ' d e k i dier kabileler arasnda slm'a en o k d m a n l k

gsteren

M a h z u m kabilesinden iki adam vard. R e c e b ' i n son g n n n s a b a h m d a y d -

ra b a k a r a k belirlenebiliyordu.
"Biz, senin, yzn ok defa ge doru, saa-sola

lar; gnein batmasyla, h a r a m ay olmayan aban ayna gireceklerdi. F a k a t

imdi elbette seni honut olacan

o zamanda, d m a n l a r haram ayla deil, h a r a m blge ile k o r u n a c a k l a r d .

ynne evir. Her nerede bulunursanz,

n k g n e batncaya kadar Mescid-i Haram'a ulaacaklard. Bir m d d e t


sren kararszlktan sonra saldrmaya karar verdiler, ilk attklar okla, Abdu
ems kabilesinin mttefiki olan K i n d e kabilesinden bir adam ldrdler.

kbleye evireceiz.

evirip durduunu

gryoruz.

Artk yzn Mescid-i

yznz onun ynne evirin". (Bakara:

Haram
114)

B u n u n zerine Mescid'in M e k k e ' y e b a k a n gney duvarna, b i r m i h r a b


yapld. B u deiiklik Peygamber (s.a.v.)'i de m e m n u n etmiti. O g n d e n itibaren mslmanlar, be vakit namazda ve dier namazlarda yzlerini K'be
tarafna evirdiler.

BEDR'E

DORU

[42]
p b u

S f y a n ve a r k a d a l a r n n aldklar mallarla Suriye'den d n m e zama-

E - n gelmiti. P e y g a m b e r (s.a.v.) Talha ve m e r ' i n k u z e n i Sa'id', - H a n i f lerden o l a n Zeyd'in o l u - M e d i n e ' n i n b a t s n d a k i sahilde yeralan H a v r a y a ,
k e r v a n l a ilgili h a b e r almalar i i n g n d e r d i . Bu ekilde, g n e y b a t y a hzl b i r
y r y l e k e r v a n sahile y a k l a t r m a k daha da k o l a y o l a c a k t . G n d e r d i i
iki g z c C h e y n e k a b i l e s i n d e n b i r a d a m n evinde, k e r v a n g e i n c e y e k a d a r
m i s a f i r edilmiti. F a k a t b u z a h m e t l e r b o a gidebilirdi. n k M e d i n e ' d e k i
Y a h u d i l e r d e n veya m n a f k l a r d a n biri,* P e y g a m b e r (s.a.v.)'in p l n n E b u
Sfyan'a h a b e r v e r m i t i . B u n u d u y a n E b u Sfyan, Gfari k a b i l e s i n d e n D e m d e m a d n d a k i bir a d a m M e k k e ' y e h a b e r v e r m e s i ve o n l a r k o r u y a c a k b i r ordu h a z r l a m a l a r n s y l e m e s i iin g n d e r d i . Bu srada k e n d i s i de, g e c e - g n dz k e r v a n l a r y l a sahil y o l u n d a hzla ilerliyordu.
Acil d u r u m d a olan s a d e c e E b u Sfyan deildi. P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i ne'de m m k n o l d u u kadar u z u n s r e k a l m a k istiyordu, n k kz R u kiyye (r.a.) o k hastayd. F a k a t kiisel s o r u n l a r engelleyici o l m a m a l y d , b u
y z d e n P e y g a m b e r (s.a.v.), gnderdii g z c l e r i n d n m e s i n i b e k l e m e d e n
yola k o y u l m a y a k a r a r verdi . M e d i n e ' y e vardklarnda, M u h a c i r l e r d e n ve
E n s a r d a n o l u a n , t o p l a m 3 0 5 kii o l a n b i r ordu k u r u l m u t u . O srada M e dine'de eli silah tutan y e t m i yedi m u h a c i r vard. h a r i hepsi oradaydlar: B u n l a r d a n biri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in d a m a d O s m a n ' d .
P e y g a m b e r (s.a.v.), o n u n hasta k a r s n a b a k m a k iin M e d i n e ' d e k a l m a sn istemiti Dier ikisi ise Talha (r.a.) ve Sa'id (r.a.) idi. O n l a r M e d i n e ' y e
vardklarnda ordu o k t a n yola k m t .
lk k o n a k l a r n d a , P e y g a m b e r (s.av)'in k u z e n i Z h r e k a b i l e s i n d e n Sa'd,
o n b e y a n d a k i kardei U m e y r ' i z n t l g r n c e , n e o l d u u n u sordu.'
' K o r k u y o r u m " dedi Umeyr, "Allah R a s u l b e n i g r r de o k k k o l d u u m u s y l e r ve b e n i geri g n d e r i r diye k o r k u y o r u m . F a k a t b e n g i t m e k istiyor u m . n k , b e l k i Allah b a n a e h a d e t i tattrr." K o r k t u u b a n a gelmiti.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , o r d u y u d z e n e s o k a r k e n o n u grd ve o k k k o l d u u iin M e d i n e ' y e geri d n m e s i n i istedi. F a k a t U m e y r alaynca, P e y g a m b e r
(s.a.v.) k a l m a s n a izin verdi. " O k a d a r k k idi k i " , dedi S a ' d , ' " k l kayn k s a l t m a k z o r u n d a k a l d m . "

z e r i n d e veya drt kiiyi t a m a k t a o l a n y e t m i develeri, biri Z beyr'e ait o l a n de atlar vard. B e y a z s a n c a k M u s ' a b (r.a.)'a verilmiti.
n k o savata K u r e y l i l e r ' i n s a n c a k t a r o l a n A b d u ' d - D a r s l a l e s i n d e n d i .
Bu n c k o l u n h e m e n a r k a s n d a , P e y g a m b e r (s.a.v.) yer alyordu. O n u da,
biri M u h a c i r l e r i , dieri E n s a r ' temsil e d e n iki siyah flama takip ediyordu.
Bu

flamalardan

b i r i n i Ali (r.a.), dierini Evs'li Sa'd l b n M u a z (r.a.) tayor-

du. P e y g a m b e r (s.a.v.)'in y o k l u u n d a M e d i n e ' d e n a m a z l a r m olan l b n


m m M e k t u m (r.a.) k l d r a c a k t . O n u n h a k k n d a u ayet nazil o l m u t u :
" S u r a t ast ve y z evirdi, k e n d i s i n e o k r geldi d i y e " ( A b e s e : 1 - 3 , Bkz. B l .
XXII).
D e m d e m ' i n M e k k e ' y e u l a m a s n d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v.)'in halas
Atike k o r k u n b i r rya g r m ve b u n u Kurey'i b e k l e y e n felakete y o r m u tu. R y a d a n o k e t k i l e n e n A t i k e kardei Abbas'a h a b e r g n d e r m i ve grdklerini ona anlatmt: "Deveye binen bir adam grdm, vadinin ortasnda d e v e d e n i n d i ve e n y k s e k sesiyle: ' E y vefasz insanlar, g n i i n d e sizi m a h v e d e c e k olan f e l a k e t e h a z r l a n n ' diye bard. n s a n l a r n o n u n etrafnda t o p l a n d n g r d m . D a h a s o n r a e t r a f n d a k i i n s a n l a r l a b i r l i k t e M e s cid-i H a r a m ' a girdi. D e v e s i o n u , i n s a n l a r n a r a s n d a n , K ' b e ' n i n atsna gtrd. O r a d a y i n e ayn ekilde bard. S o n r a y e r d e n b i r k a y a ald ve teped e n aaya frlatt. K a y a t e p e n i n e t e k l e r i n e ulatnda ikiye ayrlmt.
M e k k e ' d e k a y a n n b i r p a r a s n n darbe v u r m a d b i r t e k ev k a l m a m t . "
A b b a s k z k a r d e i n i n ryasn arkada Velid'e - U t b e ' n i n olu- anlatt.
Velid de b u n u b a b a s n a anlatt ve h a b e r t m e h r e yayld. Ertesi g n E b u
C e h i l , A b b a s ' m y a n n d a alayl bir sesle yle d e d i : " E y Abdu'l-

Muttalib

oullar, n e z a m a n d a n b e r i a r a n z d a k i k a d n p e y g a m b e r size g a y b d a n haberler veriyor? E r k e k l e r i n i z i n p e y g a m b e r rol o y n a m a s y e t m e d i m i ? i m di sra k a d n l a r n z d a m ? " Abbas v e r e c e k b i r c e v a p b u l a m a d , fakat E b u C e hil, ertesi g n E b u K u b a y s t e p e s i n d e n D e m d e m ' i n sesi t m ehri n l a t t n da c e v a b n ald. n s a n l a r e v l e r i n d e n frladlar ve o n u n etrafnda toplandlar.
E b u S f y a n o n a o k para d e m i t i , b u n e d e n l e r o l n gzel o y n a m a l y d .
D e v e n i n s t n d e , ters b i r ekilde o t u r m u t u , b u n u n yan sra felaket iareti o l a r a k d e v e s i n i n b u r n u n u da yarmt. D e v e n i n b u r n u n d a n k a n l a r a k y o r du. K e n d i s t n d e k i giysiyi de paralamt. " E y K u r e y l i l e r " diye bard,
" K e r v a n develeri, k e r v a n develeri, E b u Sfyan'la b e r a b e r o l a n m a l l a r n z !
M u h a m m e d ve a d a m l a r onlara saldrd. Yardm e d i n ! Yardm e d i n ! "
e h i r b i r d e n bire telaa b r n d . imdi t e h l i k e d e o l a n k e r v a n , yln e n

z e n g i n k e r v a n y d ve o u o n u y i t i r m e k t e n k o r k u y o r d u . H e m e n b i n kiilik

s o n r a gelecei h a b e r i n i ulatrdlar. K e r v a n m u t l a k a , S u r i y e ile M e k k e ara-

b i r o r d u topland. Nahle'de h a r a m ayda l d r l e n Abdu e m s ' i n m t t e f i k i

sndaki en eski k o n a k l a r d a n b i r i o l a n Bedir'de d u r a c a k t .

A m r ' k a s d e d e r e k : " M u h a m m e d ve arkadalar b u k e r v a n n , b n u ' l - H a d r a -

o n l a r orada bastrp, a r t m a y a vakitleri vard.

m ' n i n k e r v a n gibi o l d u u n u m u z a n n e d i y o r l a r ? " diyorlard. S a d e c e Adiy

Mslmanlarn

D a h a s o n r a K u r e y l i l e r ' i n b i r o r d u hazrlayp yola k t k l a r h a b e r i ula-

k a b i l e s i o r d u d a yer a l m y o r d u . K e n d i y e r i n e , para vererek b i r M a h z u m ' l u y u

t . B u n u h e r z a m a n bir i h t i m a l o l a r a k gz n n d e b u l u n d u r m u l a r d . F a k a t

g n d e r e n E b u L e h e b ' d e n b a k a dier b t n k a b i l e reisleri b i r g r u p a s k e r l e

b u i h t i m a l i n g e r e k l e t i i n i r e n i n c e P e y g a m b e r (s.a.v.) s a h a b i l e r i n e dan-

savaa katlyorlard. Beni H a i m ve B e n i M u t t a l i b k a b i l e l e r i n i n de k e r v a n -

p, d e v a m e t m e veya geriye d n m e k i i n b i r k a r a r v e r m e gereini hissetti.

da m a l l a r vard ve onlar k o r u m a y e r e f m e s e l e s i yapyorlard. B u n e d e n l e

E b u B e k i r (r.a.) ve m e r (r.a.), M u h a c i r l e r adna d e v a m e t m e k a r a r n a k -

Talib iki k a b i l e d e n de bir g r u p a d a m kard. A b b a s da araclk y a p m a k i i n

ladlar. O n l a r n s y l e d i k l e r i n i k u v v e t l e n d i r i r b i r e k i l d e , B e n i

o n l a r l a b i r l i k t e gitti. E s e d k a b i l e s i n d e n H a d i c e ' n i n yeeni H a k i m de ayn

m t t e f i k l e r i n d e n biri o l a n ve M e d i n e ' y e yeni g e l e n M i k d a d ayaa kalkt ve

a m a l a o n l a r a katld. E b u L e h e b gifc>i, C u m a h ' m lideri m e y y e de, yal b i r

yle dedi: " E y Allah'n R a s u l ! Allah sana ne y a p m a n g e r e k t i i n i sylediy-

a d a m o l d u u n u ileri srerek M e k k e ' d e k a l m a y a karar verdi. F a k a t o M e s -

se o n u yap. Biz s r a i l o u l l a r ' n m Musa'ya dedii gibi: ' S e n ve R a b b i n gidin,

Zhre'nin

cid-i H a r a m d a o t u r u r k e n U t b e geldi, n n e gzel k o k u yayan b i r b u h u r -

ikiniz savan.Biz p h e s i z b u r a d a duranlarz' ( M a i d e : 2 4 ) d e m e y i z . Biz y-

d a n l k k o y a r a k : " B u n d a n k e n d i n e g z e l k o k u s r E b u Ali, n k s e n k a d n -

le deriz: " S e n ve R a b b i n , i k i n i z savan, sizinle b i r l i k t e , s a n z d a , s o l u n u z -

lar g i b i s i n " dedi. "Allah b e l a n v e r s i n " diyen m e y y e , dierleriyle b i r l i k t e

da, n ve a r k a n z d a b i z de s a v a a c a z . " Abdullah b n M e s ' u d daha s o n r a k i

yola k m a k z e r e hazrland.

yllarda, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in b u s z l e r i d u y d u u n d a nasl y z n n parla-

P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' d e n g n e y e g i d e n yoldan a y r l m ve batda

dn anlatrd. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n a a r m a m t , n k M u h a c i r l e r i n

Suriye'den M e k k e ' y e giden sahil yolu z e r i n d e yer alan Bedir'e y n e l m i t i .

t a m a m e n kendisiyle b i r l i k t e o l d u u n a i n a n y o r d u . F a k a t ayn ey, orada b u -

E b u Sfyan' Bedir'de yakalamay p l a n l y o r d u . Bu n e d e n l e m t t e f i k l e r i o l a n

l u n a n E n s a r ' m t m i i n de s y l e n e b i l i r miydi? O r d u , M e d i n e ' d e n k e r v a n

C u h e y n e l i l e r d e n oralar iyi tanyan iki a d a m g z c olarak g n d e r d i . G z -

y a k a l a m a k iin yola k m t . F a k a t i m d i daha b y k b i r orduyla karla-

c l e r B e d i r k u y u s u n u n s t n d e k i b i r t e p e d e konakladlar. Su d o l d u r m a k

m a ihtimali ortaya k m t . B u n u n yan sra, M e d i n e ' l i l e r A k a b e ' d e , o n u ,

i i n k u y u n u n y a n m a g e l d i k l e r i n d e , k y d e n iki k z n aralarnda k o n u t u k -

k e n d i snrlar i i n d e k o r u m a k z e r e sz vermilerdi. A n c a k k e n d i l k e l e -

larna k u l a k misafiri oldular. Biri d i e r i n e : " K e r v a n ya yarn ya da b r g n

r i n d e o n u , elerini ve o c u k l a r m k o r u d u k l a r gibi k o r u y a c a k l a r d . A c a b a

g e l e c e k ,onlar i i n alp para k a z a n a c a m ve s a n a olan b o r c u m u d e y e c e -

M e d i n e dndaki b i r d m a n a k a r da o n u k o r u m a y a h a z r m y d l a r ? " E y

i m " diyordu. G z c l e r b u n l a r d u y u n c a P e y g a m b e r (s.a.v.)'e h a b e r i ulatr-

insanlar, b e n i m l e istiare e d i n " dedi. Hitap geneldi, f a k a t o , aralarnda h e -

m a d a a c e l e ettiler. Bir m d d e t daha k a l m olsalard, batdan k u y u y a d o r u

n z k i m s e n i n k o n u m a d E n s a r ' k a s d e d i y o r d u . Sa'd b n M u a z (r.a.) aya-

g l bir atlnn geldiini g r e c e k l e r d i . Atl Suriye'den M e k k e ' y e giden ve

a k a l k t ve : " E y Allah'n R a s u l , z a n n e d e r s e m i n s a n l a r d e r k e n bizi kaste-

Bedir'den g e e n y o l u n , g v e n i l i r o l u p o l m a d n k o n t r o l e t m e k i i n k e r v a -

d i y o r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n u o n a y l a y n c a k o n u m a s n a d e v a m

n n n n d e n giden E b u Sfyan'd. S u y u n y a n m a geldiinde k y l l e r d e n bi-

etti: "Biz sana g v e n i y o r u z , b i z e s y l e d i k l e r i n e i n a n y o r u z ve getirdiin e-

rine rastlad ve o n a b i r y a b a n c g r p g r m e d i i n i sordu. K y l iki y a b a n -

yin h a k o l d u u n a e h a d e t e d i y o r u z . Biz, d i n l e m e k ve itaat e t m e k zere sa-

c n n gelip tepede k o n a k l a d k l a r n ve su d o l d u r u p gittiklerini h a b e r verdi.

na sz verdik. O h a l d e n e i s t i y o r s a n o n u yap, biz s e n i n l e birlikteyiz. S e n i

E b u Sfyan o n l a r n k o n a k l a d tepeye gitti, g r d deve pisliklerini par-

Hak'la g n d e r e n e y e m i n o l s u n ki, eer bize u ileriki d e n i z d e n g e m e m i z i

alad. l e r i n d e h u r m a e k i r d e k l e r i vard. " T a n r m , " dedi, " B u Yesrib'in ye-

e m r e t s e n ve k e n d i n suya dalsan, b i z de s e n i n l e b i r l i k t e dalarz. H i b i r i m i z

m i . " A c e l e y l e geri d n d ve k e r v a n Bedir'i sol tarafna alp d e n i z k y s n a

geride kalmayz. Yarn o d m a n l a k a r l a m a k t a n da e k i n m i y o r u z . Biz sa-

doru yneltti.

vata d e n e y i m l i ve a t m a d a g l y z . Belki de Allah, b i z i m yiitliimizi

O srada iki g z c P e y g a m b e r (s.a.v.) 'e k e r v a n n ertesi g n veya iki g n

sana gsterir de s e n i n g z l e r i n s e r i n l i k l e d o l a r . 1 O h a l d e Allah'n yardmy-

la b i z e n d e r l i k e t . "
P e y g a m b e r (s.a.v.) b u szlere o k sevindi. Ya k e r v a n ya da o r d u d a n sad e c e biriyle s a v a m a l a r gerektii k a n s n d a y d . " l e r i " dedi.

"Neelenin,

n k Y c e A l l a h , b a n a iki g r u p t a n birini s z verdi. i m d i d e n d m a n yenilmi bir halde g r y o r u m . " 2


K e n d i l e r i n i en k t i h t i m a l e h a z r l a m o l m a l a r n a r a m e n yine de ilerinde, k e r v a n ele g e i r i p , Kurey o r d u s u g e l m e d e n M e d i n e ' y e g a n i m e t l e r
ve esirlerle d n m e m i d i vard. F a k a t , Bedir'e b i r g n l k uzaklktaki bir k o naa v a r d k l a r n d a , P e y g a m b e r (s.a.v.) ve E b u B e k i r n d e n gidip rastladklar yal bir a d a m d a n bilgi aldlar ve M e k k e o r d u s u n u n y a k n d a o l d u u kanaatine vardlar. K a m p y e r i n e d n d l e r , g e c e yarsna kadar beklediler. Daha s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v.), k u z e n i n i , Ali, Z b e y r ve Sa'd' dier b i r k a
arkadayla b i r l i k t e , M e k k e o r d u s u n u n veya k e r v a n n k u y u d a n s u alp alm a d k l a r n r e n m e k zere Bedir k u y u s u n a g n d e r d i . G n d e r d i i a d a m l a r
k u y u y a v a r d k l a r n d a K u r e y o r d u s u iin su d o l d u r a n iki a d a m a rastladlar.
kisini de y a k a l a y p . P e y g a m b e r (s.a.v.)'e getirdiler. O srada R a s u l l l a h
(s.a.v.) n a m a z klyordu. O n u n b i t i r m e s i n i b e k l e m e d e n K u r e y o r d u s u n u n
su tayclar o l d u k l a r n syleyen iki a d a m sorguya e k m e y e baladlar.
S o r a n l a r d a n bazlar o n l a r n yalan sylediini d n m e y i tercih ediyordu,
n k o n l a r , E b u S f y a n ' m kervan i i n su d o l d u r m a k zere gnderdiini
m i t ediyorlard. ki a d a m , "Biz E b u S f y a n ' m a d a m l a r y z " diyene k a d a r
dvdler. S o n r a s e r b e s t braktlar. P e y g a m b e r (s.a.v.) n a m a z d a s o n o t u r u u n u yapt ve s e l a m verdi. S o n r a : "Size d o r u y u s y l e d i k l e r i n d e onlar d v y o r s u n u z , y a l a n s y l e d i k l e r i n d e ise b r a k y o r s u n u z . O n l a r g e r e k t e n K u rey o r d u s u n u n a d a m l a r " dedi . Daha s o n r a iki a d a m a d n e r e k : "Siz ikiniz,
b a n a Kurey'in n e r e d e o l d u u h a k k n d a bilgi v e r i n " dedi. A d a m l a r A k a n kal' iaret e d e r e k : " O n l a r u tepenin arkasndalar, t e p e n i n t e s i n d e k i vadid e l e r " dediler. P e y g a m b e r (s.a.v.): " K a k i i l e r " diye sordu. " o k " dediler,
fakat k e s i n b i r ey syleyemediler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a -

C e h i l ; C u m a h ' t a n U m e y y e ; A m i r ' d e n S h e y l . B u n e m l i isimleri d u y a n Peyg a m b e r (s.a.v.) a d a m l a r n t o p l a d n d a : " M e k k e , h a y a t n n en iyi paralarn sizin n n z e a t y o r " dedi.
B i n k i i l i k g l Kurey o r d u s u n u n h a b e r i n i n E b u Sfyan' a u l a m a s
uzun s r m e m i t i . F a k a t o z a m a n a k a d a r k e r v a n , k e n d i s i n i k o r u m a y a gelen
o r d u n u n d m a n l a k e r v a n a r a s n d a d u v a r olaca bir k o n a a ulamt. K e r vann artk g v e n d e o l d u u n u h i s s e d e n E b u Sfyan K u r e y o r d u s u n a b i r eli g n d e r d i : " S i z develerinizi, m a l l a r n z ve adamlarnz k o r u m a k zere
geldiniz. Allah o n l a r k o r u d u , o h a l d e geri d n n . " Bu m e s a j K u r e y o r d u s u n a , Bedir'in biraz g n e y i n d e k i C u h f e ' d e k o n a k l a d k l a r srada ulamt.
O r d u n u n daha fazla i l e r l e m e m e s i i i n b i r n e d e n daha vard. B e n i M u t t a lb'den b i r a d a m n - C u h e y m - g r d r y a , veya hayal n e d e n i y l e t m k a m p k a r a m s a r l k b r m t . C u h e y m yle diyordu: " U y k u ile u y a n k l k aras n d a , y a n n d a b i r deveyle b i r l i k t e at s t n d e b i r a d a m n y a k l a t n grd m . A t n d a n indi ve U t b e , e y b e , E b u ' l - H a k e m ve U m e y y e - s o n r a a d a m n
syledii dier k a b i l e liderlerini de sayd- hepsi k l t a n g e i r i l e c e k . " " D a h a
s o n r a " dedi C u h e y m : " D e v e s i n i n g s n b a k l a yaralad ve o n u adrlarn arasnda k o m a s i i n s e r b e s t b r a k t . K a m p t a d e v e n i n k a n s r a m a y a n
bir t e k adr k a l m a d . " E b u C e h i l , C u h e y m ' i n anlattklarn d u y u n c a , s e s i n de zafer d o l u b i r hava ile: " l t e , A b d u ' l - M u t t a l i b i n o u l l a r n d a n b i r P e y g a m ber d a h a " dedi. " B i r p e y g a m b e r d e m e s i n i n s e b e b i , H a i m ve M u t t a l i b ' i n
o u l l a r n n b i r t e k k a b i l e o l a r a k k a b u l edilmesiydi. K a m p t a k i b u k a r a m s a r l y o k e t m e k isteyen E b u C e h i l , o r a d a k i l e r i n t m n e h i t a p e d e r e k yle
d e d i : " T a n r ' y a a n d o l s u n k i , Bedir'e g i t m e d e n geri d n m e y e c e i z . O r a d a
g n kalacaz; develer k e s i p l e n k u r a c a z ; arap su gibi a k a c a k ve d a n szler b i z e a r k syleyip d a n s e d e c e k l e r . Araplar b i z i m b u m u h t e e m y r y m z ve t o p l a d m z g c d u y a c a k l a r . B u n d a n s o n r a bize k a r h e p
k o r k u ve sayg duyacaklar. Bedir'e i l e r i ! "

ra g n d e k a hayvan k e s t i k l e r i n i sordu. "Baz g n l e r d o k u z , b a z g n l e r o n "

A b b a s b n e r i k , m t t e f i k i o l d u u Z h r e kabilesi ile b e r a b e r g e l m i t i ;

diye c e v a p verdiler. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n a k a r l k yle dedi: " O h a l d e

i m d i ise o n l a r E b u Cehil'e k u l a k a s m a m a l a r iin i k n a e t m e y e alyordu

d o k u z yz kii ile b i n kii arasndadrlar. P e k i h a n g i K u r e y liderleri o r d u -

Zhre'lileri i k n a e t m e y i baard ve h e p s i C u h f e ' d e n M e k k e ' y e d n d l e r .

n u n a r a s n d a ? " O n b e tane isim saydlar. B u n l a r n arasnda u i s i m l e r var-

Talib de a d a m l a r n d a n b i r k s m y l a geri d n m t . n k Kurey'ten b a z -

d: A b d u e m s ' t e n iki karde, U t b e ve e y b e ; Nevfel k a b i l e s i n d e n Haris ve

lar o n a yle demilerdi: " E y H a i m o u l l a r , sizin u anda b i z i m l e o l m a n -

Tu'ayme ; A b d u ' d - D a r ' d a n , k e n d i faris h i k a y e l e r i n i Kur'an'la karlatran

za r a m e n , g n l l e r i n i z i n M u h a m m e d ' l e b i r l i k t e o l d u u n u b i l i y o r u z . " A b -

Nadr; E s e d k a b i l e s i n d e n H a d i c e ' n i n v e y kardei Nevfel; M a h z u m ' d a n E b u

bas b u n a r a m e n Bedir'e g i t m e y e k a r a r verdi ve y a n n a y e e n i n i ald: Haris'in oullar E b u Sfyan ve Nevfel ile E b u Talib'in olu Akil.

Tepenin arkasnda, biraz kuzeydouda mslmanlar adr bozuyordu.


Peygamber (s.a.v.) Bedir kuyularna dmandan n c e varmalar gerektiini
biliyordu. Bu nedenle h e m e n yola k m a ve hzla ilerleme emri verdi. Yola
kmalarndan biraz sonra yamur yamaya balad. Mslmanlar b u n u n Allah'tan bir yardm iareti olduunu dnerek sevindiler. Yamur sayesinde
insanlar zindeleti, zerinde yol aldklar Yelyel k u m u ise yatt. Yamur,
m s l m a n l a r n solunda, Bedir'in aksi ynndeki Akankal tepelerini henz
trmanacak

olan dmanlar

engelliyordu.

Kuyularn

hepsi

nlerindeki

eimde sralanyordu. Peygamber (s.a.v.) geldikleri ilk k u y u n u n yannda konaklama emri verdi. Fakat Hazre'li H u b b l b n el-Munzir (r.a.) ona geldi ve
: " Ey Allah'n Rasul (s.a.v.), b u konakladmz yerden ne ilerleyip ne de
gerilemeden durmamz Allah m sana emretti, yoksa bu senin grn ve
sava stratejin m i ? " dedi. Peygamber (s.a.v.) b u n u n sadece bir gr olduunu syleyince Hubb devam etti: "Burada konaklamayalm. Ey Allah'n Rasul, dmana yakn kuyularn en byklerinden birinin yanna varncaya
kadar ilerleyelim. Orada konaklayalm, dier b t n kuyular kapatp, kendimiz iin bir sarn hazrlayalm. O zaman dmanla karlatmzda bizim
iecek suyumuz olur, onlarnsa suyu o l m a z . " Peygamber (s.a.v.) b u gr
kabul etti ve Hubb'n plan ayrntsyla uyguland. lerideki b t n kuyular
kapatlp, bir sarn hazrland. Herkes su krbasn doldurdu.
Daha sonra Sa'd lbn Muaz (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'e geldi ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, izin ver de s e n i n iin bir glgelik yapalm, develerini de y a n m a balayalm. D m a n l a karlatmzda, Allah bize g verir
de onlar yenersek, bizim istediimiz yerine gelir. Fakat eer kaybedersek,
sen h e m e n devene binip gerideki arkadalarmza katlabilirsin. n k geride kalan arkadalarmz da seni b i z i m kadar severler, eer s e n i n savala
karlaacan bilselerdi, onlar da sana yardmc olurlar ve s e n i n yannda
savarlard." B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v.), Sa'd' vd ve ona dua etti.
H u r m a dallarndan bir glgelik yapld.
O gece Allah, rn'minlere
zinde kalktlar.

(Enfal:

rahat bir uyku indirdi ve m'minler

stnde, tepeden Bedir'e d o r u Yelyel vadisine i n e r k e n grd ve yle dua


etti: "Allah'm, ite Kurey k i b i r ve gururla geliyorlar, sana kar kyor ve
senin Rasuln yalanlyorlar. Ya Rabbi, bize vadettiin yardmn zerimizden e k s i k e t m e ! Ya R a b b i , b u sabah onlar helk e t ! "
Kurey ordusu tepenin h e m e n eteinde k o n a k l a d . M s l m a n l a r beklediklerinden az bulduklar iin C u m a h kabilesinden Umeyr'i, arkada baka
yedek o r d u n u n olup olmadn r e n m e k zere gnderdiler. Umeyr, vadinin dier ucunda, karlarnda d u r a n ordudan b a k a y a r d m c g grnmediini haber verdi. " F a k a t , ey Kureyliler," diye devam etti, "Onlardan
hibirinin sizden b i r adam l d r m e d i k e leceini z a n n e t m e m . Onlar, sizden kendi saylarna eit adam ldrrlerse, geriye ne k a l r ? " Umeyr, Mekke'de kahinliiyle m e h u r d u , b u hreti szlerinin daha etkili olmasn salyordu. Hatice'nin yeeni Esed kabilesinden H a k i m de b u k o n u d a ayn grteydi. H a k i m t m k a m p yryerek dolatktan sonra Abdu ems kabilesinin konaklad yere vard. Utbe'ye : " E y Velid'in b a b a s " dedi, "Sen Kurey'in en byk adam ve o n l a r n yneticisisin, o n l a r s z n dinlerler.
Sonsuza kadar onlarn arasnda eref ve vgyle a n l m a k ister m i s i n ? " Utbe
: " B u n u nasl y a p a b i l i r i m ? " diye sordu. "Onlar geri gtr " dedi H a k i m , "Ve
ldrlen mttefikin Amr'n, diyetini zerine al." H a k i m savan en byk
nedenlerinden biri olan kan davas ve diyeti ortadan k a l d r m a k istiyordu.
n k Nahle'de l d r l e n adamn kardei Amir, b u savaa almak iin
gelmiti.
U t b e , Hakim'in dediklerinin hepsini kabul etti, fakat o n u n gidip sava
en o k isteyen E b u Cehil'le k o n u m a s n istedi. O srada orduya yle seslendi : " E y Kureyliler, M u h a m m e d ve arkadalaryla savamak size hibir
ey kazandrmayacak. E e r onlarla savarsanz, her biriniz bir dierinin yzne, kardei, amcas veya y a k n bir akrabasn ldrd iin nefretle bakacak. Bu nedenle geri d n n ve M u h a m m e d ' i dier Araplar'a brakn. Eer
o n u ldrrlerse sizin istediiniz yerine gelir, eer ldrmezlerse M u h a m m e d o n a kar sabrl davrandnz anlayacaktr."

sabahleyin

ok

11).

G n l e r d e n Cuma'yd, 17 Mart, M.S. 6 2 3 yani 17 Ramazan H.S.^ afakla birlikte Kurey Akankal tepesine trmand. O n l a r tam tepeye ulatklarnda, gne ykselmiti. Peygamber (s.a.v.) onlar s s l e n m i atlar ve develer

U t b e , phesiz, kardeinin kan diyetini d e m e k iin A m i r el Hadremi'ye yaklamak istiyordu. Fakat E b u Cehil, Utbe'yi k o r k a k l k l a , kendisinin
ve kar saflardaki olu E b u Huzeyfe'nin d r l m e s i n d e n k o r k m a k l a sulad. Daha sonra Amir'e d n e r e k o n u , kardeinin c n alaca b u frsat ka r m a m a y a tevik etti." Kalk ve onlara szn, kardeinin ldrldn
hatrlat" dedi.

A m i r ayaa k a l k t ve elbiselerini p a r a l a y a r a k b a r m a y a balad "Amr'a

BEDR

yazk o l d u ! A m r ' a y a z k o l d u ! " Bu s z l e r a s k e r l e r i n c o m a s n a n e d e n o l d u


ve g n l l e r i n i h i d d e t l e doldurdu. Artk n e U t b e , ne de baka biri onlar ik-

[43]

na e d e m e z d i .
B u s o n o k u ve hiddet dolu a n l a r b i r a d a m a bekledii frsat salad.
K e n d i s i y o k k e n o l u n u n k a m a s n d a n k o r k a n S h e y l olu Abdullah' da
Bedir'e g e t i r m i t i . C u m a h ' n lideri m e y y e de zorla slam'dan d n d n
sylettii olu Ali'yi ayn n e d e n l e sava a l a n n a getirmiti. F a k a t kararsz
olan Ali n i n a k s i n e Abdullah'n i n a n c o k s a l a m d . K a m p n y a k n n d a k i
bir k a y a n n a r k a s n a gizlenen A b d u l l a h , k a r d a k i m s l m a n k a m p a k a m a n n b i r y o l u n u b u l m u t u . Oraya vardnda d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v . ) ' e
gitti, i k i s i n i n d e y z s e v i n t e n parlyordu. A b d u l l a h , d a h a s o n r a s e v i n
iinde iki e n i t e s i , E b u Huzeyfe ve E b u Sabra'y selamlad.

SAVA

eygamber (s.a.v.) orduyu dzene s o k t u ve elinde bir okla her askerin nn-

de durup h e m onlara moral verdi, h e m de saflar dzene soktu. o k geride

kalan Ensardan birine, elindeki okla gsn hafife vurarak:" Sraya gir, Sevad" dedi.Sevad : " E y Allah' n Rasul ,canm yaktn. Allah seni h a k ve adaletle gnderdi, o halde karln v e r " dedi. Peygamber (s.a.v.) kendi gsn
aarak elindeki o k u uzatt ve " A l ! " dedi. Sevad ise eildi ve tam Peygamber
(s.a.v.)'in kendisine vurduu yerden pt. "Niye byle yaptn?" diye sordu Peygamber (s.a.v.). Sevad u cevab verdi: " E y Allah'n Rasulu, grdn gibi dmanla kar karyayz; seninle geirebileceim son dakikalar olabilecek u anda, sana d o k u n m a k , i s t e d i m . " Peygamber (s.a.v.) o n u n iin dua etti.
K u r e y i l e r l e m e y e b a l a m t . F a k a t dalga dalga y a y l m o l a n k u m tepecikleri arasnda o l d u k l a r n d a n d a h a az g r n y o r l a r d . B u n a r a m e n Peyg a m b e r (s.a.v.) o n l a r n g e r e k saysn ve iki ordu arasndaki dengesizlii biliyordu . E b u Bekir'le b i r l i k t e g l g e l i i n e d n d ve Allah'a, vadettii yardm g n d e r m e s i iin dua etti.
Hafife u y u k l a d ve u y a n d n d a : " N e e l e n ey E b u B e k i r : Allah'n yardm geldi. te Cebrail, elinde b i r atla geliyor, sava iin h a z r l a n m " d e d i . 1
Arap tarihinde b i r o k sava, iki ordu k a r karya g e l d i k t e n s o n r a t a m
a t m a y a b a l a n a c a anda s o n b u l m u t u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) b u k e z
savan o l a c a n d a n e m i n d i . te b u k a r l a r n d a k i ordu o n a vadedilen iki
g r u p t a n biri idi. A k b a b a l a r da savan k a n l m a z o l d u u n u a n l a m gibi, iki
o r d u n u n da l l e r i n i y e m e k iin kayalklara t n e m i l e r d i . Kurey'in h a r e ketlerinden

saldrya h a z r l a n d k l a r anlalyordu.

ok yaklamlar

ve

m s l m a n l a r n yapt s a r n c n y a k n m a k o n a k l a m l a r d . lk h a r e k e t l e r i nin s a r n c ele g e i r m e k olaca anlalyordu.


M a h z u m k a b i l e s i n d e n E s v e d d i e r l e r i n i n n n e geti ve su i m e k zere ilerledi. O n u n k a r s n a H a m z a (r.a.) k t ; ilk k l darbesiyle b a c a n diz i n i n o r t a s n d a n yaralad,ikinci darbeyle de l d r d . O n u n a r k a s n d a n , hl E b u C e h i l ' i n alaylarna m a r u z k a l a n U t b e , saflarn n n e frlad ve teke
tek k a r l a m a y teklif etti. A i l e n i n erefini y k s e l t m e k i i n kardei e y b e ve
olu Velid o n u n iki tarafnda y e r aldlar. B u m e y d a n o k u m a y ilk k a b u l
e d e n , E n s a r ' d a n P e y g a m b e r (s.a.v.)'e ilk biat e d e n alt k i i d e n b i r i o l a n Haz-

re'li Neccar kabilesinden Avf (r.a.) oldu. Avf ile birlikte kardei Muavviz de
ileri kt. Medine'de Kesva, Hicretin son konan onlarn mahallesinde
yapmt. Meydan o k u m a y a kar kan n c kii ise, b n Ubey'i Peygamb e r (s.a.v.)'e nazik davranmas iin uyaran Abdullah bn Revaha (r.a.) idi.
" K i m s i n i z ? " diye sordu Kureyliler. Adamlar cevap verince U t b e : " Siz
soylusunuz ve b i z i m dengimizsiniz. F a k a t bizim sizinle iimiz y o k . Bizim
meydan o k u y u u m u z sadece kendi kabilemizden olanlara" dedi. Daha sonra Kurey'in habercisi yle bard: " E y M u h a m m e d , b i z i m karmza k e n di k a b i l e m i z d e n uygun adamlar kar." Peygamber (s.a.v.) byle b i r eye niy e t l e n m e m i t i , fakat Ensar'n acelecilii b u duruma sebep o l m u t u . Bu nedenle P e y g a m b e r (s.a.v.) en fazla kendi ailesinin b u savaa sebep olduunu
d n e r e k ailesinden kiiyi ard. Meydan okuyanlardan ikisi orta yal, biri genti. Peygamber (s.a.v.) " K a l k ey U b e y d e ! Kalk ey Ali! Kalk ey
H a m z a ! " dedi. U b e y d e ordudaki en yal ve en deneyimli adamd; o da Abdu'l-Muttalib'in t o r u n u oluyordu. Ubeyde U t b e ile, Hamza eybe ile, Ali de
Velid ile karlat. arpmalar uzun srmedi: Ksa bir sre sonra eybe ve
Velid yerde l m bir halde yatyorlard. Hamza ve Ali (r.a.) ise yaralanmamlard bile. F a k a t Ubeyde tam Utbe'yi yere d r m k e n bacana bir kl darbesi yedi. Bu l bir mcadeleydi; e kar . Bu n d e n l e Hamza
ve Ali kllarn Utbe'ye evirdiler ve H a m z a ' n m kl darbesiyle Utbe ld.
Daha sonra yaral kuzenlerini geriye tadlar. Ubeyde (r.a.) o k kan kaybetmiti, k o p a n bacann yarasndan hl k a n fkryordu. F a k a t o n u n sadece bir tek dncesi vard: "Ben b i r ehit deil m i y i m , ey A l l a h m R a s u l ? "
dedi. Peygamber (s.a.v.) ona yaklat ve: " E l b e t t e e h i t s i n " cevabn verdi.
ki d m a n arasndaki durgunluk Kurey'in att bir okla bozuldu. O k
mer'in azatllarndan birine isabet etti, adam ar yaral bir ekilde yere yuvarland. kinci o k da, sarncn banda su imekte olan Hazre'li g e n Harise'nin b o y n u n a sapland. Peygamber (s.a.v.) adamlarna moral vererek yle
dedi: " M u h a m m e d (s.a.v. )'in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun ki, bugn mkafat u m a r a k arpan ve ldrlen, geriye d n m e y i p hep ilerleyen
kim varsa, Allah onlar C e n n e t e koyarak

mkfatlandracak"2

O n u n syle-

Avf (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'in yannda ayakta duruyordu ve kendisi ilk


kabul eden olduu halde birebir arpmada kendisinin k a b u l edilmemesi
o n u hayal krklna uratmt: " E y Allah'n Rasl, Allah'n kuluyla alay
ettirmesinin sebebi n e y d i ? " P e y g a m b e r h e m e n u cevab verdi: " Sen zrhsz
bir ekilde dmanlarn ortasna d a l a c a k s n . " B u n u n zerine Avf, h e m e n
giydii zrh zerinden kard. O srada Peygamber (s.a.v.) yerden b i r avu
aklta ald, Kurey'e doru " O yzler harap o l s u n ! " diyerek frlatt. Bunun onlara felaket getireceinin farkndayd. Daha sonra saldr emri verdi.
Onlara syledii sava ars, "Y M a n s r E m i t ! " 3 szleri azdan aza dolayordu. Zrhsz olan Avf ve U m e y r ilk arpanlar arasmdaydlar ve ldrlene kadar mcadele ettiler. M s l m a n l a r d a n lenlerin says, onlarn
l m , U b e y d e ve Kurey oklaryla l e n iki kii ile beraber toplam bei b u luyordu. M s l m a n l a r d a n o gn d o k u z kii daha lecekti. Bu d o k u z kiinin
arasnda Peygamber (s.a.v.)'in o k g e n olduu iin geri g n d e r m e k istedii Sa'd'm kardei U m e y r (r.a.) de vard.
"Onlar siz ldrmediniz,

Bu szler, h e m e n savatan sonra indirilen ayetin bir b l m y d . Frlatlan akl talar ilahi yardmn tek rnei deildi. Kurey'in kar k o y m a
g c n n en etin olduu bir anda m ' m i n l e r d e n birinin klc krld. C a h
ailesinin akrabalarndan, U k k a e adndaki b u adamn ilk d n c e s i gidip
Peygamber (s.a.v.)'den baka bir silah i s t e m e k oldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
aatan b i r sopay ona uzatarak " U k k a e , b u n u n l a dv" dedi. U k k a e sopay ald, d m a n a kar salladnda sopa uzun, keskin bir kl h a l i n e geldi. U k k a e , Bedir'de ve dier savalarda b u klla savat. Klca ilah yardm a n l a m n a gelen "el-Avn" adn verdiler.
M'minler,

yalnz

deildiler.

nk Allah,

"phesiz ben size birbiri ardnca

Peygamber

(s.a.v.)'e

bin melek ile yardm

ediciyim"

(Enfal:9).
Allah, meleklere de u m e s a j vermiti:
"Rabbin meleklere
lamlk

lesinin Selime k o l u n d a n olan U m e y r (r.a.) elindeki bir avu dolusu h u r m a -

cam. yleyse

y yiyordu. " Allah! Allah! " diye bard, " B e n i m l e c e n n e t arasnda u adam-

parmaklarna."

larn beni ldrmesinden baka b i r ey kalmad m ? " H e m e n elindeki hur-

savarlarken

yardm vadetmiti:

diklerini duyanlar, uzakta olup da duyamayanlara ulatrdlar. Hazre kabi-

malar frlatt ve emre hazr bir ekilde elini klcnn stne koydu.

ama onlar Allah ldrd" (EnfaV.l 7).

(g ve metanet)

vahyetmiti

ki: "phesiz ben s izinleyim;

katn, kfre sapanlarn

(ey mslmanlar),vurun

kalblerine

boyunlarnn

iman edenlere

amansz

bir korku

stne, vurun onlarn

sasalabtn

(Enfal:12)

Meleklerin inananlara yardmc, kafirlere ise k o r k u verici olarak varold u u n u oradaki herkes hissediyordu. Fakat o k az onlar grp, alglayabil-

cl K o m u Arap kabilelerinden iki adam, savatan sonraki ganimetlerden al-

caya kadar esir almas yakmaz

may mit ederek bir tepede savan bitmesini bekliyorlard. stlerinden bir

Allah (size) ahireti istemektedir.

bulut geti, at kinemeleriyle dolu bir bulut. Adamlardan biri o anda dp

dir." (Enfal:

Siz dnyann geici yararn


Allah, stn ve gldr,

istiyorsunuz- Oysa

hkm ve hikmet

sahibi-

67).

ld. Yanndaki adam daha sonra yle d e d i : " K o r k u d a n kalbi atlamt."


S o n u n d a Kureyliler k a m a y a baladlar. E b u Cehil k a m a y a alrken

Daha sonra gelen vahiy, esirlerin l d r l m e m e s i fikrinin Allah tarafn-

Avf'n kardei Muaz o n u yere drd. E b u Cehil'in olu k r i m e de Muaz'a

dan desteklendiini belirtiyordu. Peygamber (s.a.v.)'e esirlerle ilgili bir me-

h c u m etti ve onu o m u z u n d a n yaralad. Muaz salam koluyla savaa devam

saj da vard :

etti, dier kolu yannda sadece derisiyle bedenine bal bir ekilde sallanyordu. o k acmaya balaynca M u a z eildi, k e s i k elini ayann altna ko-

"Ey Peygamber,

yarak k e n d i n i yukar doru ekti, yaral kolu koptu. Muaz d m a n n taki-

hayr bilirse

b e devam etti. E b u Cehil hl yayordu. Fakat Avf'n dier kardei Muav-

Allah balayandr,

ellerinizdeki

(grrse)

esirlere

de ki: "Eer Allah, sizin kalblerinizde

size sizden almandan

esirgeyendir"

(Enfal:

daha hayrlsn

verir ve sizi

bir

balar.

70).

viz o n u yerde yatarken fark etti ve klcyla ldrd. Daha sonra o da Avf gibi ilerledi ve ldrlene dek savat.

B u n u n l a birlikte yaamasna izin v e r i l e m e y e c e k bir adam vard: E b u

Kurey'lilerin ou k a m t . Elli kadar Kurey'li ya sava srasnda ya


da k a a r k e n yakalanp l d r l m veya ar yaralanmt.

Cehil. G e n e l d e h e r k e s o n u n ldrld kanaatindeydi. Peygamber (s.a.v.)

Peygamber

cesedinin aranmas iin emirler verdi. Abdullah lbn Mes'ud (r.a.), slm'a

(s.a.v.) arkadalarna yle seslendi: "Haimoullar'mn ve dierlerinin bi-

dier Mekke'lilerin h e p s i n d e n daha fazla nefret gsteren b u adamn cesedi-

zimle d v m e k istemeden zorla buraya getirildiklerini biliyorum. " Ve eer

ni b u l m a k iin bir kez daha sava alanna gitti. E b u Cehil, n n d e ayakta

yakalanmlarsa, l d r l m e m e l e r i gereken birka isim sayd. F a k a t ordu-

duran dmann fark e d e b i l e c e k kadar yaad. Abdullah, K'be'nin n n d e

n u n ou zaten, esirlerini l d r m e k yerine fidye almay tercih etmiti.


M s l m a n l a r d a n sayca fazla olduu iin Kurey'lilerin geri d n p tek-

ilk defa sesli olarak Kur'an o k u y a n adamd. E b u Cehil, o n u koruyan kimsesi olmad, annesi Zhre'nin bir mttefiki olan bir kle olduu

iin

rar savama ihtimalleri vard. Bu yzden Peygamber (s.a.v.)'i E b u Bekir

K'be'nin n n d e klla y z n d e n yaralamt. Abdullah ayan E b u Ce-

(r.a.)'le birlikte glgeliine e k i l m e e raz ettiler, Ensar'dan bazlar da gz-

hil'in b o y n u n a koydu. E b u Cehil : " K k o b a n , yeteri kadar ykseldin

cle baladlar. Sa'd l b n M u a z glgeliin n n d e klc havada bekliyor-

d e m e k " dedi. Daha sonra, sava hangi tarafn kazandn sordu. Abdullah

du. Arkadalarnn esirlerle birlikte kendisine doru geldiklerini g r n c e ,

: "Allah ve Rasul kazand " dedi. Sonra ban kesip Peygamber (s.a.v.)'e

y z n d e b u n u tasdik etmez bir ifade belirdi. Bu ifadeyi fark eden Peygam-

gtrd.

b e r (s.a.v.) : " E y Sa'd, onlarn yaptklarna galiba nefretle b a k y o r s u n " dedi.


Sa'd b u n u n doru olduunu syledi ve u n l a n ekledi : "Bu, Allah'n putperestlere gsterdii ilk yenilgi, b u adamlar diri g r m e k t e n s e ldrlmelerini tercih ederdim." m e r (r.a.) de Sa'd (r.a.) ile ayn fikirdeydi. F a k a t E b u
Bekir, esirlerin er ge m s l m a n o l a b i l m e ihtimalleri olduu i i n , serbest
braklmas taraftaryd. Peygamber (s.a.v.) de o n u n g r n e katlyordu.
G n n ge saatlerinde mer, glgelie girdiinde Peygamber (s.a.v.) ve E b u
Bekir'i yeni gelen vahyin etkisiyle titrer bir d u r u m d a buldu. G e l e n vahiy
yleydi :
"Hibir Peygambere,

yeryznde

(kfredenlere

kar)

kesin bir zafer

kazann-

E b u Cehil, sava b i t t i k t e n sonra ldrlen tek Kureyli lider deildi.


Abdurrahman l b n Avf, g a n i m e t olarak ald zrh tarken, bineini kaybettii iin k a a m a y a n i m a n Umeyye'ye rastlad. Yannda elinden tuttuu olu Ali de vard. meyye bir zamanlar arkada olan b u adama : "Beni esir
olarak al, n k ben birden fazla zrha deerim " dedi. A b d u r r a h m a n b u
teklifi kabul etti ve elindeki zrh brakarak o n u ve o l u n u elinden tutup gtrmeye balad. F a k a t o, esirlerini kampa doru g t r r k e n Bilal (r.a.) eski sahibi ve ona ikence eden adam fark etti. " m e y y e ! Kfrn ba ! O ya-

srailoullarndan Saul, doru olmad halde esir ald iin krallndan mahrum braklmtr (1.
Samuel, 15).

sadka ben nasl y a a r m ? " diye bard. Abdurrahman onlarn kendi esirleri o l d u u n u hatrlatt. F a k a t Bilal yine barmaya devam etti: " O yaadka b e n nasl y a a r m ! " Sinirlenen Abdurrahman : "Beni d u y m u y o r m u s u n
ey kara kadnn o l u ? " diye bard. B u n u n zerine Bilal, m e z z i n olmasn
salayan gr sesinin tm gcyle bard : " E y Allah'n yardmclar, kfrn
ba U m e y y e ! O yaadka b e n nasl y a a r m ? " Her taraftan adamlar koutu ve Abdurrahman'la iki esirin evresini kuattlar. Daha sonra bir kl ekildi ve Ali yere dt, fakat lmedi. A b d u r r a h m a n U m e y y e ' n i n elini brakt ve " K e n d i n kaabilirsen k a , n k b e n senin iin h i b i r ey y a p a m a m "
dedi. Etrafn saran adamlar h e r iki esiri de ldrdler. A b d u r r a h m a n daha
s o n r a k i yllarda yle derdi : "Allah Bilal'e m e r h a m e t etsin! Zrhlarm kayb e t t i m . Bilal de beni iki esirimden etti
P e y g a m b e r (s.a.v.) savata ldrlen tm mriklerin cesetlerinin bir
kuyuya toplanmasn emretti. U t b e ' n i n cesedi tanp kuyuya atlrken olu
E b u Huzeyfe (r.a.)'nin yz sarard ve zntyle doldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
b u n u hissetti ve ona teselli dolu b i r bakla bakt. E b u Huzeyfe yle dedi:
" E y Allah'n Rasl, babamla ilgili e m r i n e ve oraya atlmasna kar k m y o r u m . F a k a t o n u akll, h i k m e t sahibi ve d n c e l i bir adam bilirdim. Bu
niteliklerin o n u slm'a getirmesini mit ediyordum. F a k a t o n u n kfrde
inatlatn ve o halde ldn g r n c e z l d m " . S o n r a Peygamber
(s.a.v.), E b u Huzeyfe (r.a.) iin hayr dualar etti.
K a m p t a k i bar ve sessizlik sinirli birtakm seslerle b o z u l d u . Geride
P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u m a k iin kalanlar da g a n i m e t t e n pay istiyorlard.
D m a n kovalayp esir alanlar ve ganimetleri kendi ellerinde toplayanlar
ise bunlar v e r m e k istemiyorlard. Peygamber (s.a.v.)'in b u karkl dzeltip eit b i r datm yapmasna frsat k a l m a d a n bu k o n u d a b i r vahiy geldi.
"Sana sava ganimetlerini

sorarlar.

De ki: Ganimetler

Allahm

ve

Rasulndr."

(En/al :1)
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v.) ganimetlerin ve esirlerin artk zel
mlkiyette olmadn syledi ve hepsinin yanna getirilmesini istedi. Hi
kar klmakszn dzen h e m e n saland.
E n n e m l i esirlerden biri, Sevde'nin kuzeni ve ilk k o c a s n n kardei
olan, Amir kabilesinin efi Sheyl idi. Peygamber (s.a.v.)'e daha yakn balarla bal olan esirler arasnda amcas Abbas, damad, yani kz Zeyneb'in

kocas Ebu'l-As, ve k u z e n l e r i Nevfel ile Akil de vard. Peygamber (s.a.v.)


esirlere iyi davranlmasyla ilgili genel bir emir vermiti. F a k a t esirlerin balanmas da gerekliydi, b u y z d e n esirlerin b a l a n m a s n a izin verdi. Fakat
Peygamber (s.a.v.) o gece, a m c a s n n byle bir k o n u m d a olduunu dnerek uyuyamad. Ve balarnn gevetilmesi iin e m i r verdi. Dier esirler, akrabalarndan daha az ilgi grdler. Mus'ab (r.a.), E n s a r d a n biri tarafndan
esir alnan kardei E b u Aziz'e rastlad. Mus'ab esir alana: " O n u sk tut, n k annesi o k zengindir, sana y k l bir m i k t a r fidye verebilir" dedi. Ebu
Aziz : " E y kardeim, b e n i bakalarna m e m a n e t e d i y o r s u n ? "

deyince

Mus'ab : "imdi s e n i n yerine b e n i m kardeim o " c e v a b n verdi. Bununla


birlikte E b u Aziz daha s o n r a k i yllarda, kendisini Medine'ye gtren ve daha sonra annesinin verdii 4 . 0 0 0 dirhem fidye k a r l ^ e r b e s u b r a k a n Ensar'dan grd iyi m u a m e l e y i anlatrd.
Hl sayca o k fazla olan sekiz yz kiilik M f e l S ^ o r d u s u r i t ^ p i dn p saldrmayacak kadar uzaklat kesinleinie^^eyga^b.e-r (s;arV.y, Abdullah lbn Revaha (r.a.)'y zafer haberini v e r m e k ere "Yukar Medine'ye,
Zeyd'i de Aa Medine'ye gnderdi. Kendisi se'-erfduyla birlikte; Bedir'de
kald. O gece, kafirlerin cesedlerinin atld k u y u n u n banda drd ve :
" E y kuyudakiler, ey Peygamber'in akrabalar, ona o k k t Dr akrabalk
gsterdiniz. Beni bakalar kabul ederken, siz b a n a yalanc dediniz. Bakalar zafer k a z a n m a m d a b a n a yardm ederken, siz b a n a kar sava atnz.
Siz, Rabbinizin size verdii s z n h a k olduunu g r d n z m ? Ben, "Rabb i m i n bana verdii s z n gerekletiini ve hak o l d u u n u g r d m " dedi.
Ashabdan bazlar o n u n llerle k o n u t u u n u duydular ve endie ettiler.
Peygamer (s.a.v.) onlara : "Siz b e n i m szlerimi onlardan daha iyi duyamazsnz. Onlarn sizden tek fark bana cevap v e r e m e m e l e r i " dedi. '
Ertesi sabah e r k e n d e n ordu ve esirlerle birlikte yola kld. Esirlerin en
deerlileri, yani aileleri 4 0 0 0 dirhem fidye deyebilecek olanlardan ikisi Abdu'd-Dar'dan Nadr ile A b d u ems'ten U k b e ^ idi. F a k a t b u iki adam slm'n
en azl dmanlaryd ve eer serbest braklrlarsa h e m e n eski kt faaliyetlerine balayacaklard. n k b u aklszlar, Bedir'de sayca az olan mslmanlarn

zafer k a z a n m a s

bile

dnceye

sevketmezdi.

Peygamber

(s.a.v.)'in gz srekli onlarn stndeydi; fakat iki adamn da kalbinde bir


deiiklik g r n m y o r d u . Yolculuk srasnda onlarn y a a m a s n n Allah'n
iradesine aykr olduu d n c e s i Peygamber'de belirdi. Konakladklar bir
yerde, Nadr'n ldrlmesini emretti. O n u n ban Hz. Ali kesti. Bir dier

YENLENLERN

k o n a k y e r i n d e de U k b e , Evs'li b i r a d a m n e l i n d e n ay a k b e t e urad. Peyg a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' y e yayan g n u z a k t a k i bir k o n a k y e r i n d e geri ka-

GER

DN

[44]

lan esir ve g a n i m e t l e r i paylatrd. Savata rol alan her a d a m a eit bir pay
verdi.
O z a m a n a kadar Zeyd ve A b d u l l a h b n Revaha (r.a.) M e d i n e ' y e varmt ve y a h u d i l e r l e m n a f k l a r h a r i h e r k e s b a y r a m sevinci yayordu. F a k a t
Zeyd getirdii iyi h a b e r l e r i n yan sra, k t h a b e r l e r de almt: R u k i y y e l-

urey O r d u s u M e k k e ' y e k k gruplar h a l i n d e d n m t . M e k k e ' y e i l k


varanlar arasnda geride kardei Nevfel'i esir b r a k a n H a i m E b u Sf-

dnyorlard.

yan vard. E b u S f y a n ' m y e n i dine kar gsterdii d m a n l k o n u n k u z e n i ,

Zeyd, Afra'ya, iki o l u n u n da -Avf ve M u a v v i z - l d r l d h a b e r i n i verin-

ayn z a m a n da s t k a r d e i olan M u h a m m e d (s.av.) ve y e n i din h a k k n d a h i c -

c e , e h r i n o b l g e s i n d e k i z n t daha da fazlalat. evde, iki evdeki m a t e -

v dolu iirler yazmaya itmiti. F a k a t Bedir d e n e y i m i o n u o l d u k a sarsmt.

mi de teselli e t m e k iin k e n d i eviyle Afra'nn evi arasnda m e k i k d o k u y o r -

M e k k e ' y e d n d n d e ilk d n c e s i K'be'yi ziyaret e t m e k oldu. O srada

du. Afra'iin z n t n n y a n n d a s e v i n de vard; n k oullar k a h r a m a n -

a m c a s E b u L e h e b , Z e m z e m adr d e n i l e n adrn altnda o t u r u y o r d u . Ye-

ca a r p m l a r ve ereflice l m l e r d i . Zeyd, Rubayyi'ye de s a r n t a su ier-

enini g r e n E b u L e h e b , n e l e r o l d u u n u a n l a t m a s i i n o n u y a n n a ard.

m t . O s m a n ve s a m e o n u g m m l e r ve h e n z y e n i

k e n b o y n u n d a n okla v u r u l a n olu Harise bn S u r a k a ' n n l m h a b e r i n i ver-

" A n l a t l a c a k b i r ey y o k " dedi E b u Sfyan. " D m a n l a karlatk, s o n r a ar-

m e k z o r u n d a y d . B i r k a g n s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' y e gelir-gel-

k a m z d n p k a t k . O n l a r bizi k o v a l a d l a r ve istedikleri k a d a r esir aldlar.

m e z , R u b a y y i h e m e n o n a gitti ve o l u n u sordu. n k olu sava b a l a m a -

A r k a d a l a r m d a n h i b i r i n i s u l a m y o r u m . n k biz s a d e c e d m a n l a k a r -

dan, s l m i i n b i r o k bile a t m a y a frsat b u l a m a d a n l d r l m t . " E y Al-

karya deildik. G k l e yer arasnda, ayaklar yere d e m e y e n atlar z e r i n -

l a h n R a s u l , " dedi Rubayyi, " B a n a H a r i s e ' n i n C e n n e t ' t e o l d u u n u s y l e m e -

de beyaz giysili a d a m l a r da vard."

y e c e k m i s i n ? E e r C e n n e t ' t e o l d u u n u s y l e r s e n b u kayb sabrla karlaya-

m m ' 1 - F a d l , adrn b i r k e s i n d e o t u r u y o r d u , y a n n d a da Abbas'n

y m , e e r C e n n e t ' t e deilse alayarak o n a yas t u t a y m . " P e y g a m b e r (s.a.v.)

k l e l e r i n d e n biri o l a n E b u Rafi' (r.a.) o t u r u y o r ve o k yapyordu. m m ' l -

b u tr s o r u l a r a h e r z a m a n genel c e v a p l a r verirdi. O o u k e z : " A m e l l e r ni-

Fadl (r.a.) gibi o da m s l m a n d ; ikisi de b i r k a k i i h a r i , m s l m a n ol-

yetlere

gredir"7

deyip, a m a c n y e r i n e g e t i r m e s e bile b i r m ' m i n i n , Allah

d u k l a r n h e r k e s t e n gizliyorlard. F a k a t E b u Rafi' P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in za-

i i n n i y e t e d e r s e m k a f a t n alacan belirtmitir. F a k a t b u k e z k a d n a zel

fer h a b e r i n i d u y u n c a s e v i n t e n k e n d i n i t u t a m a d ve " G k l e yer arasnda b e -

bir c e v a p verdi : " Ey Harise'nin a n n e s i , c e n n e t t e b i r o k b a h e l e r vardr. Se-

yaz giymi a d a m l a r " s z n d u y u n c a h e y e c a n l a bard: " O n l a r m e l e k l e r -

n i n o l u n ise o n l a r n en y k s e i n d e , Firdevs'tedir."

di". E b u L e h e b b u n u duyar d u y m a z sinirle ayaa k a l k t ve E b u Rafi'nin y z n e b i r darbe indirdi. K l e kar k o y m a y a alt, fakat o k g s z ve zayft. E b u L e h e b o n u yere d r d ve a r k a arkaya v u r m a y a balad. B u n u n
zerine m m ' 1 - F a d l y e r d e n , adra destek o l a r a k k u l l a n l a n tahta bir kazk ald ve t m g c y l e E b u L e h e b ' i n kafasna indirdi. K a y n b i r a d e r i n i n k a fa derisi yarlm, etler dar k m ve h i b i r z a m a n i y i l e m e y e c e k olan b i r

1.

B. LXIV. 10; 1.1.444.

yara a l m t . m m ' 1 - F a d l (r.a.) " S a h i b i b u r a d a o l m a d ve o n u k o r u y a -

2.

I.I.445.

3.

Bu terim Arapa'da anlamldr, fakat Trke'ye evrildiinde anlamn yitiriyor. Yaklak olarak:
"Ey Allah'n zafer verdikleri, ldrn!" anlamna gelir.

mad i i n o n a b y l e m i d a v r a n y o r s u n ? " diye bard. E b u L e h e b ' i n kafa-

4.

I.I. 4 4 8 - 9 .

5.

I.I. 4 5 4 .

6.

Bak. S. 129

sndaki yara m i k r o p kapt ve b i r k a hafta iinde t m v c u d u iltihapl k a b a r tlarla d o l d u . S o n u n d a b u h a s t a l k t a n ld.


Savala ilgili dier h a b e r l e r ulatnda ve l e n l e r i n yaknlar feryada

7.

B. I. 1.

b a l a d n d a Meclis'te b i r k a r a r alnd: l e n l e r i n y a k n l a r k e n d i l e r i n i tut-

8.

B. LVI. 14.

malyd. O n l a r a yle dendi: " M u h a m m e d ve arkadalar sizin b y l e yapt-

z d u y a r l a r s a , d a h a da sevinirler". E s i r l e r i n ailelerine ise, M e d i n e ' y e fid-

ESRLER

ye teklifiyle g i t m e iini i m d i l i k e r t e l e m e l e r i tavsiye edildi. n e m l i b i r o k

[45]

a d a m n savata l m e s i y l e , U m e y y e ' d e n E b u S f y a n b i r o k k i i n i n g z n d e
Kurey'in lideri k o n u m u n a geldi. Bu n e d e n l e dierlerine r n e k o l m a k i i n
biri l d r l e n , dieri de esir alnan iki olu H a n z e l e ile A m r h a k k n d a yle k o n u t u : " H e m z e n g i n l i k h e m de k a n m d a n iki tarafl k a y b m iin zlec e k m i y i m ? Hanzele'yi ldrdler, A m r iin fidye mi v e r m e l i y i m ? B r a k n
onlarla b i r l i k t e kalsn. O n u istedikleri k a d a r yanlarnda tutsunlar."
E b u S f y a n ' m kzgn kars Hind n e H a n z e l e ' n i n ne de A m r ' n a n n e s i
deildi. F a k a t savan b a n d a babas Utbe, a m c a s eybe ve kardei Velid'i
k a y b e t m i t i . M a t e m e s o n verdii halele, Kurey'in c n alaca i k i n c i b i r
savata - a l n m a s gerektiini d n y o r d u - b a b a s n ve a m c a s n l d r e n
H a m z a ' n n (r.a.) c i e r i n i y e m e e and iti.
E b u S f y a n ' m M e k k e ' y e sa salim g e t i r m e y i baard zengin k e r v a n d a n
elde edilen t m k r n , M e d i n e ' n i n kar k o y a m a y a c a , gl bir o r d u k u r u l m a s iin h a r c a n m a s n a karar verildi. B u k e z -yani ikinci k e z savatklarnda- k a d n l a r da, e r k e k l e r e m o r a l v e r m e k i i n yanlarna almaya k a r a r verdiler. Ayn a m a l a t m Arabistan'daki m t t e f i k l e r i n e , savata k e n d i l e r i n i n
y a n n d a yer almalar i i n , b u ortak d m a n n zararlarn anlatan eliler g n derdiler.
Yas t u t m a m a k o n u s u n d a Meclis'in ald karara t m Kurey'in sayg
d u y m a s n a r a m e n fidye k o n u s u n d a a l n a n karara p e k fazla u y u l m a d . Hem e n h e m e n h e r k a b i l e d e n adamlar M e d i n e ' y e gidip, k e n d i a k r a b a l a r n veya m t t e f i k l e r i n i k u r t a r m a k iin fidye k o n u s u n u g r m e k zere yola k tlar. E b u S f y a n s z n d e durdu; fakat b i r s o n r a k i H a c m e v s i m i n d e , M e d i ne'den gelen Evs'li yal bir hacy rehin ald ve M e d i n e ' y e , olu A m r ' serbest b r a k m a d k a a d a m b r a k m a y a c a h a b e r i n i gnderdi. H a c n n ailesi
b u dei t o k u u n g e r e k l e m e s i iin P e y g a m b e r (s.a.v)'i ikna ettiler.

sirler, M e d i n e ' y e k o r u y u c u l a r y l a beraber, P e y g a m b e r ' d e n birgn s o n r a

ulatlar.

evde

ziyaret

iin

bir

kez

daha

Afra'nn

evine

gitti-

. D n d n d e k u z e n i ve e s k i k o c a s n n k a r d e i , ayn z a m a n d a k a b i l e s i n i n

lideri o l a n Sheyl'i elleri b o y n u n a bal b i r e k i l d e evin b i r k e s i n d e o t u rur b u l u n c a o k ard. Bu g r n t o n d a , u n u t u l m u ve y e r i n e yenileri g e mi o l a n eski duygular t e k r a r uyandrd. " E b u Yezid," diye bard, " n e de
a b u k teslim o l m u s u n , erefinle l m e n g e r e k m e z m i y d i ? "

Peygamber:

" e v d e ! " diye y k s e k sesle bard. evde o n u n varln f a r k e t m e m i t i . Peyg a m b e r (s.a.v)'in s e s i n d e k i t o n , o n u u t a n l a , s l m n c e s i g e m i i n d e n b u g n n e geri getirdi. Hl Sheyl'in slam'a g i r m e i h t i m a l i vard. Allah'n k a n u n l a r n a u y g u n y n e t i m i n g l e n d i i bir o r t a m d a b u l u n m a l a r da o n d a ve
dier esirlerde belirli izler b r a k a c a k t . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) , m s l m a n lara kafalarn pagan ( p u t p e r e s t ) fikirlerle deil, s l m ! d n c e l e r l e d o n a t malarn e m r e d i y o r d u . Tekrar p i m a n olan Sevde'ye d n e r e k : " O n u Allah'a
ve R a s u l n e kar m k k r t y o r s u n ? " dedi.
E b u Sfyan gibi, Sheyl'in n e m i de dier l i d e r l e r i n l m y l e artmt.
O n u n etkisiyle b i r o k k a r a r s z slm'a girebilirdi, fakat S h e y l M e d i n e ' d e
o k ksa b i r sre kald. n k B e n i A m i r h e m e n fidye z e r i n d e g r m e k
zere b i r a d a m g n d e r m i t i . S h e y l h e m e n M e k k e ' y e d n m , gelen a d a m
ise fidye z e r i n d e a n l a m a k iin M e d i n e ' d e k a l m t .
H e r esir veya d a h a fazla M s l m a n tarafndan paylalyordu. Abbas'a s a h i p olan b i r g r u p Ensar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldiler ve: " E y Allah'n
Rasul, izin ver de k z k a r d e i m i z i n fidyesini b i z d e y e l i m ve serbest b r a k a l m " dediler. " K z k a r d e " d e r k e n , esirin b y k a n n e s i Selma'y k a s d e d i y o r lard. P e y g a m b e r o n l a r a : "Siz b i r dirhem bile v e r m e y e c e k s i n i z " dedi. D a h a
sonra a m c a s n a d n d ve: " E y Abbas, k e n d i n i n ve iki y e e n i n Akil ile N e v fel'in ve m t t e f i k i n U t b e ' n i n fidyelerini s e n de. n k s e n z e n g i n b i r
a d a m s n " dedi. A b b a s b u n a kar kt v e : " B e n zaten m s l m a n o l m u t u m ,
fakat b u a d a m l a r b e n i zorla getirdiler" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a u cevab verdi: " S e n i n slm' k a b u l edip e t m e d i i n i a n c a k Allah bilir. E e r sylediin doru ise O s e n i n m k a f a t n verecektir. F a k a t d g r n t e s e n bize kar olanlarlaydn. O h a l d e bize fidyeni d e . " A b b a s , paras o l m a d n

syleyince P e y g a m b e r (s.a.v) ona yle dedi: " O zaman mm'1-Fadl'a braktn para nereye gitti? kiniz yalnzken ona: " E e r ldrlrsem u kadarn Abdullah'a, u kadarn Fadl'a, Kisam'a ve Ubeydullah'a ver! demitin". te P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u syleyince iman g e r e k t e n Abbas'n kalbine girdi. " S e n i Hakla gnderene y e m i n olsun ki, b u n u b e n d e n ve m m ' l Fadl'dan bakas bilmiyordu, ite imdi senin Allah'n Rasul olduunu anl a d m " 1 dedi ve kendisiyle birlikte iki yeeni ve m t t e f i k i n i n fidyesini demeyi kabul etti.
Peygamber (s.a.v)'in yanndaki esirlerden biri de damad Ebu'l-As idi.
Zeyneb, Ebu'l-As'n kardei Amr', fidye deyip Ebu'l-As' kurtarmas iin
Medine'ye gndermiti. Gnderdii paralarn yannda annesinin kendisine
evlendii gn hediye ettii akik bir kolye de vard. Peygamber (s.a.v) kolyeyi grr-grmez, o n u n Hatice'nin kolyesi o l d u u n u fark ederek sarard.
o k duygulanan Peygamber (s.a.v), esirde hissesi olanlara yle dedi: " E e r
isterseniz, esiri fidyesini almadan karsna g n d e r i n , b u size kalm bir ey".
Hepsi de b u n u k a b u l ettiler ve Ebu'l-As Mekke'ye h e m paralar h e m de kolyeyi alarak dnd. O n u n , Medine'de iken m s l m a n olmas mid ediliyordu, fakat olmad. M e k k e ' y e d n e r k e n Peygamber (s.a.v) ona Zeyneb'i Medine'ye gndermesi gerektiini syledi. Ebu'l-As da b u n a zlerek sz verdi.
Vahiy, m s l m a n bir kadnn, mrik bir erkekle evli kalamayacan ak-

da: "Fidyeyi d e m e m e k iin m s l m a n o l d u " demelerini istemediini syledi. Daha sonra baz mallarn a l m a k zere kardeleriyle birlikte Mekke'ye
gitti. Onlarn kendisine bir ey yapacaklarn mit etmiyordu. Fakat M e k ke'ye varr varmaz o n u da Ayya ve Seleme'nin yanna hapsettiler. Ebu C e hil'in vey kardeleri olan b u iki adam, E b u Cehil'in olu l k r i m e , babas ld halde hapiste tutmaya devam ediyordu. Peygamber (s.a.v) sk sk bu
kii ve Mekke'de zorla tutulan Hiam ve S e h m ' i n oradan kurtulmalar
iin dua ederdi.
Mut'im'in olu Cbeyr, k u z e n i n i ve mttefiklerinden ikisini kurtarmak
iin Medine'ye geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) o n u o k iyi karlad; ona eer
Mut'im hayatta olsa ve esirleri, fidye deyip k u r t a r m a k zere gelseydi, o n lar fidye almadan Mut'im'e teslim edeceini syledi. Cbeyr, Medine'de
grd hereyden etkilenmiti; bir akam gne b a t a r k e n Mescid'in dnda d u r m u ve n a m a z k l a r k e n mslmanlar dinlemiti. Peygamber (s.a.v)
Cennet'ten, C e h e n n e m ' d e n ve Hesap g n n d e n b a h s e d e n " e t - T r " sresini
okuyordu. Sre u szlerle bitiyordu:
"Artk sen, Rabbinin
nndesin.
ve yldzlarn

hkmne

Ve her kalknda
batnn ardnda

sabret; nk gerekten

sen, bizim

da Rabbini hamd ile tebih et. Gecenin


da O'nu tebih et." (Tr:

gzlerimizin

bir

blmnde

48-9)

a sylyordu.
imdi hayatta olmayan, M a h z u m kabilesini efi Velid'in en k k olu
olan Velid'de Abdullah l b n Cah'm da hissesi vard. Abdullah, 4 0 0 0 dirhem
fidyeden daha azna raz o l m u y o r ve Velid'in vey kardei Halid de bu kadar fazla para d e m e k istemiyordu. Fakat Velid'in z kardei Hiam ona:
"Tabi! d e m e k istemezsin, o senin a n n e n i n olu deil" deyince demeyi kabul etti. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) bu dei tokua raz olmad ve
Abdullah'a onlardan babalarnn m e h u r silahlarn ve zrhn istemelerini
syledi. Halid bir kez daha kar kt, fakat Hiam o n d a n baskn kt. Silahlar ve paray Medine'ye getirdiklerinde kardeleriyle birlikte Mekke'ye
doru yola ktlar. Fakat ilk konaklardan birinde Velid onlardan kaarak
Medine'ye d n d , Peygamber (s.a.v)'e gidip m s l m a n olduunu aklad
ve biat etti. Kardeleri o n u takip ettiler. Olanlar farkedince o k sinirlenen
Halid: " N e d e n b u n u , fidyeyi d e m e d e n ve babamzn hazineleri elimizden

Cbeyr: "te bunlar d u y d u u m zaman iman k a l b i m d e yer etti"^ Fakat


o daha fazla dinleyip e t k i l e n m e k t e n kendini alkoydu. n k o k sevdii
a m c a s n n Bedir'de ld aklndan kmyordu. Mut'im'in kardei Tu'ayme
de Hamza'nn ldrd adamlardan biriydi ve C b e y r a m c a s n n c n
almaya kendini zorunlu hissediyordu. Bu a m a c n d a n d n m e k t e n k o r k t u u
iin, fidyeler k o n u s u n d a anlamaya varr varmaz M e k k e ' y e dnd.
Fidye v e r m e k iin gelenlerin ou en azndan Peygamber (s.a.v)'e kar sayglydlar. Fakat savatan sonra ldrlen U m e y y e ' n i n kardei ve yine
o z a m a n ldrlen U t b e ' n i n yakn arkada C u m a h k a b i l e s i n d e n b e y b u n larn dndayd. Fidyesini dedii olunu alp geri d n e r k e n : " E y M u h a m m e d , Avd adnda bir at hergn h e r eit tahl ile b e s l i y o r u m . O n u n stnde iken, seni l d r e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) u cevab verdi: "Hayr,
inaallah b e n seni ldreceim.

kmadan n c e yapmadn? Eer istediin b u idiyse, n e d e n o zaman Mu-

O srada Mekke'de beyy'in iki yeeni Safvan ve U m e y r b y k bir ac

h a m m e d (s.a.v)'e tabi o l m a d n ? " dedi. Velid, Kureyliler'in kendisi h a k k n -

iinde Bedir'de kaybettikleri deerli ve byk liderlerden bahsediyorlard.

S a f v a n , U m e y y e ' n i n o l u y d u ve b a b a s ld iin C u m a h ' n lideri olaca

dik. F a k a t b a n a slm' h i d a y e t e d e n Allah'a h a m d o l s u n . B e n , Allah'tan ba-

b e k l e n i y o r d u . K u z e n i U m e y r , Bedir'de m s l m a n ordu h a k k n d a bilgi top-

ka ilah o l m a d n a ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n Allah'n R a s u l o l d u u n a eha-

l a m a k ve g l e r i n i t a h m i n e t m e k i i n g z c o l a r a k giden a d a m d . Safvan:

det e d i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.), orada b u l u n a n l a r a d n e r e k yle

"Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i d i n c e dnyada h i b i r iyilik k a l m a d "

dedi: " K a r d e i n i z e d i n i n i r e t i n ve o n a K u r ' a n o k u y u n ; esir o l u n u da ser-

dedi.

U m e y r de b u n u tasdikledi, fakat o Safvan'dan daha s a m i m i y d i . U m e y r ' i n o-

best b r a k n " . ^

lu da M e d i n e ' d e k i esirler arasndayd. F a k a t o fidye d e y e m e y e c e k kadar

U m e y r (r.a.) d i e r l e r i n i de, z e l l i k l e Safvan' slm'a davet e t m e k iin

b o r l u y d u . Z a t e n h a y a t n d a n b e z m i t i , b u n e d e n l e h a y a t n g e n e l b i r yarar

M e k k e ' y e d n m e k istiyordu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a g i t m e izni verdi ve

u r u n a feda e t m e y e k a r a r verdi. " E e r d e y e m e d i i m b o r l a r m ve b a k m a k

o n u n sayesinde b i r o k kii m s l m a n o l d u . F a k a t S a f v a n o n u n b i r h a i n ol-

z o r u n d a o l d u u m b i r a i l e m o l m a s a y d , gider M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r r -

d u u n u d n y o r ve b u y z d e n o n u n l a h i k o n u m u y o r d u . B i r k a ay s o n -

d m " dedi. Safvan: " B o r c u n b e n i m z e r i m e o l s u n , s e n i n ailen d e m e k b e n i m

ra U m e y r , m u h a c i r o l a r a k M e d i n e ' y e d n d .

a i l e m d e m e k t i r . O n l a r a l n c e y e d e k b a k m a y a sz v e r i y o r u m . B e n i m olan

E b u ' l - A s , M e k k e ' y e d n d n d e kars Z e y n e b ' e o n u M e d i n e ' y e g n d e -

h e r e y i i s t e m e l e r i n e g e r e k k a l m a d a n onlara v e r i r i m " . B u n u n z e r i n e U m e y r

r e c e i n e dair b a b a s n a s z verdiini syledi. K k k z l a r m a m e ' n i n de

k a r a r n u y g u l a m a k istediini syledi ve a m a l a r g e r e k l e i n c e y e k a d a r b u

a n n e s i y l e birlikte g i t m e s i n e k a r a r verdiler. O u l l a n Ali d a h a b e b e k k e n l-

k o n u t u k l a r n gizli t u t a c a k l a r n a b i r b i r l e r i n e s z verdiler. U m e y r , k l c n

m t . Z e y n e b de n c b i r o c u k b e k l i y o r d u . T m h a z r l k l a r yapldn-

k e s k i n l e t i r d i , k e s k i n tarafna z e h i r s r d ve o l u n u k u r t a r m a a m a c y l a git-

da E b u ' l - A s kardei K i n a n e ' y i m u h a f z o l a r a k k a n s n n y a n n a gnderdi.

tiini s y l e y e r e k Medine'ye d o r u yola kt.

Planlarn gizli yapmlard. F a k a t b u n a r a m e n g n d z yola ktlar. B u da

Aa M e d i n e ' y e vardnda, P e y g a m b e r (s.a.v) M e s c i d ' d e o t u r u y o r d u .

M e k k e ' d e b i r o k lafa n e d e n o l d u , s o n u n d a Kurey'ten b i r g r u p o n l a r takip

U m e y r ' i k l c n k u a n m b i r ekilde g r e n m e r (r.a.), o n u n ieri g i r m e s i -

e t m e y e ve Zeyneb'i evlilikle bal o l d u u A b d u e m s k a b i l e s i n e geri getir-

ne e n g e l o l d u . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a C u m a h ' l a d a m n y a k l a m a s n a

m e y e k a r a r verdiler. F i h r K a b i l e s i n d e n H a b b a r a d n d a k i b i r a d a m ilerledi ve

izin v e r m e s i n i syledi. B u n u n z e r i n e m e r (r.a.) y a n n d a b u l u n a n E n s a r -

mzran sallayarak, t a h t n d a m a m e ile birlikte o t u r a n Z e y n e b ' i n n n e

dan b i r k a kiiye yle dedi: " O n u Allah'n R a s u l n e g t r n , siz de bera-

geti. O srada dierleri de y a k l a p o n l a r evrelediler. K i n a n e a t n d a n indi

b e r o t u r u n ve g z n z b u a d a m d a n a y r m a y n , n k p e k g v e n i l i r bir

ve yayn e k i p o k sadan y e r e indirdi. " H e l e b i r i n i z g e l i n , h e m e n o k u m l a

a d a m d e i l . " U m e y r o n l a r a iyi g n l e r diledi - C a h i l i y y e d e v r i n d e y a y g n olan

l d r r m " dedi. Yayn g e r i n c e adamlar, geri ekildiler. Ksa b i r sessizlik-

b i r s e l a m l a m a ekli.- P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a yle dedi: "Allah b i z e b u n d a n

ten s o n r a A b d u e m s ' i n lideri E b u S f y a n ve b i n e k l e r i n d e n i n e n b i r k a ki-

d a h a gzel bir s e l a m l a m a ekli retti, ey Umeyr. O selam'dr, C e n n e t ehli-

i o n a yaklatlar. O n a s i l a h l a r n b r a k p , m e s e l e y i s a k i n c e k o n u m a y t e k -

n i n b i r b i r i n i s e l a m l a m a e k l i d i r " . D a h a s o n r a o n a n i i n geldiini sordu.

lif ettiler. K i n a n e raz o l d u . E b u S f y a n o n a yle dedi: " B a m z a gelen fe-

U m e y r o l u n u k u r t a r m a k iin geldiini s y l e y i n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " P e -

laketi ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n bize yapt k t l k l e r i bildiin h a l d e , kad-

ki b u k l ne o l u y o r ? " dedi. U m e y r : "Allah k l l a r n b e l a s n v e r s i n " dedi,

n, i n s a n l a r n g z n n d e g t r m e n b y k b i r hatayd. B u b i z i m aalan-

" O n l a r n bize h i faydas d o k u n d u m u ? " P e y g a m b e r " G e l i i n i n asl s e b e b i

dmz g s t e r i r b i r iaret, a d a m l a r b i z i m h a k k m z d a b e c e r i k s i z diye k o n u -

n e ? " diye tekrar sordu. U m e y r y i n e s e b e p o l a r a k o l u n u n e s r n c e . Pey-

acaklar. H a y a t m z e r i n e y e m i n e d e r i m ki, o n u b a b a s n d a n a y n t u t m a k is-

g a m b e r ( s . a . v ) o n u n Safvan'la Hicr'de k o n u t u k l a r n k e l i m e s i k e l i m e s i n e

t e m i y o r u z , b u n u n b i z e b i r faydas da y o k . F a k a t k a d n M e k k e ' y e geri gtr.

tekrarlad. E n s o n o l a r a k "Safvan s e n i n b o r l a r n ve aileni z e r i n e ald ki

1 l a k k m z d a k o n u a n l a r n az s u s u n c a y a ve b i z i m gidip o n u g e t i r d i i m i z

s e n b e n i l d r e b i l e s i n . F a k a t s e n i n l e o n u n arasna Allah girdi" dedi. B u n l a -

h a l k arasnda yaylncaya k a d a r M e k k e ' d e kalsn. S o n r a o n u gizlice al ve b a -

r d u y a n U m e y r : " B u n u sana k i m syledi? diye bard, " B i z i m y a n m z d a

basna g t r . " K i n a n e b u n e r i y i k a b u l etti ve h e p b i r l i k t e M e k k e ' y e d n d -

b i r n c kii y o k t u " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B a n a b u n l a r C e b r a i l h a b e r ver-

ler. D n d k t e n ksa b i r s r e s o n r a Z e y n e b , b i r d k yapt. B y k b i r ihti-

d i " dedi. U m e y r : " S e n bize G k t e n h a b e r l e r getirdiinde biz s a n a y a l a n c de-

malle b u n u n n e d e n i H a b b a r ' d a n k o r k m a s y d . i y i l e i n c e ve yeteri k a d a r za-

BEN

ma g e i n c e Kianc t )ilar, yani Zeyneb ile mame'yi gece karanlnda yo-

KAYNUKA

la kard ve Mekke'ye sekiz mil kadar uzaklktaki Yecec ovasna kadar o n -

[46]

lara elik etti. Orada, daha n c e d e n planladklar gibi Zeyd'le bulutular.


Zeyd, onlar sa salim Medine'ye getirdi.

zun sreden beri, yahudilerin, Peygamber (s.a.v)'le yaptklar anlama-

ya uymadklar ve o u n u n m r i k putperestleri, tek-tanrya inanan

mslmanlara tercih ettikleri biliniyordu. Vahiy, baz yahudilere gvenilebileceini belirtmekle birlikte, t o p l u l u k olarak, m s l m a n l a r onlara kar
uyaryordu. Peygamber (s.a.v) ve arkadalar b u n u n farknda olmalar iin
yetlerle uyanlyorlard.
"Ey iman edenler, kendinizden
ve zarar vermekte

kusur etmezler,

Buz (ve dmanlklar)


daha byktr."

olmayan

azlanndan

(Al-i mran:

srda edinmeyin.

size zorlu bir sknt verecek


da vurmutur, sinelerinin

Onlar size
eyden

ktlk

holanrlar.

gizli tuttuklar

ise,

118)

Yahudilerin, yeni dini altetme ve Yesrib'i eski haline evirme giriimlerinde tek mitleri Peygamber (s.a.v)'in kendi kabilesine dayanyordu. Peyg a m b e r (s.a.v)'in tm hareketleri h e m e n Mekke'ye haber veriliyordu. Kureyliler, yahudi yerleim blgelerinin uzandaki G n e y Medine'ye -Peyg a m b e r (s.a.v)'in m e s c i d i n i n yarm g n l k yol uzana- saldrrlarsa, yahudiler geriden Kurey ordusunu takviye etme olanana sahiptiler.
"Size bir iyilik dokununca
onunla sevinirler."

(Al-i mran:

onlar tasalandrr,

size bir ktlk

isabet edince

ise

120)

Yahudiler b u n u Bedir zaferine kar tutumlaryla gstermilerdi. Zafer


haberleri geldiinde Kaynuka, Kurayza ve Nadir kabileleri z n t ve hayal
krklklarn gizleyemediler. Eref olu Ka'b'n d u r u m u ise o k artcyd.
Babas Tayy kabilesinden b i r Arap olmasna ramen Ka'b, annesi bir yahudi olduu iin kendini Nadir kabilesinin bir yesi sayard. Hatta, zenginlii, gl kiilii ve airlii nedeniyle kabilenin ileri gelenlerinden biri olmutu. Zeyd ve Abdullah, Kurey'in ileri gelenlerinden b i r o k kiinin savata ld haberini getirince Ka'b k e n d i n i tutamayarak bard: "Tanr'ya and o l s u n , eer M u h a m m e d (s.a.v) b u adamlar ldrdyse, yerin alt s t n 1.

Tab. 1 3 4 4

2.

B. L 11,25.

(s.a.v)'in d n m e s i n i b e k l e m e d e n h e m e n Mekke'ye doru yola kt. Orada

3.

W. 2 5 1 .

4.

l.S. IV, 1 4 7 ; I.I. 4 7 2 - 3 .

ldrlen E b u Cehil, Utbe, eybe ve dierleri iin bir at yazd. B u n u n ya-

den daha iyi." Getirilen haberlerin gerek olduunu r e n i n c e , Peygamber

n sra Mekke'lileri b y k bir ordu hazrlayp Yesrib'e saldrarak lerini al-

m s l m a n kadna, bir yahudi k u y u m c u fena halde hakaret etmiti. O sra-

malar iin tevik etti.

da orada b u l u n a n Ensar'dan biri h e m e n kadn s a v u n m a y a balad ve kavga

Ka'b'n etkinliklerinin haberleri Medine'ye ulamt. Fakat o an iin

srasnda hakaret eden adam ldrld. B u n u n zerine yahudiler h e m e n

Ka'b o k uzaklardayd ve m s l m a n l a r n , o n u n kabilesinden baka bir ya-

zerine saldrp m s l m a n ldrdler. M s l m a n n ailesi lerinin aln-

hudi kabilesiyle g r l e c e k hesaplar vard. Peygamber (s.a.v) zellikle Beni

masn istedi ve t m Ensar' kendi tarafna toplad, iki taraftan da kan d-

K a y n u k a ' n n ihanet ve kt etkinliklerine kar uyankt. n k Abdullah

klmt. Eer yahudiler, Peygamber (s.a.v)'in anlamaya uygun hareket

b n S e l a m eskiden onlarn ileri gelenlerinden biriydi ve onlarn taktiklerini

etmesini isteselerdi, m e s e l e kolayca halledilebilirdi. F a k a t yahudiler, m s l -

iyi biliyordu. B u n u n yan sra Beni K a y n u k a , mnafklarn ba Hazre'li bn

manlara bir ders v e r m e n i n zaman geldiini dnyorlard. Bu amala da-

Ubeyy'in mttefiki idi. Onlarn varl ehirde, dier yahudi kabilelerine na-

ha n c e d e n mttefikleri olan Hazre'li bn U b e y ve U b a d e bn Samit'e ha-

zaran daha o k hissediliyordu. n k yerleim merkezleri ehre o k yakn-

ber gnderdiler. G l e r i n i toplayp m s l m a n l a r a saldrmay planlyorlard.

d. Oysa Evs'in mttefikleri olan Beni Nadir ve Beni Kurayza ehrin dnda
yer alyorlard.
Ksa bir sre n c e Peygamber (s.a.v) u emri almt:

Mslmanlarn Bedir'deki o r d u s u n u n iki katndan fazla, yediyz kiilik bir


ordu kurabilecek gleri vard. Yan sra, bn U b e y ve Ubade'nin adamlarna da gvenebilirlerdi. Artk Peygamber (s.a.v)'e daha n c e k i tehditlerinin
bo szler olmadn gstereceklerdi.

"Eer bir kavmin ihanet edeceinden


bir tutumla (onlarla

olan anlama

kesin olarak

korkarsan,

metnini ve diplomatik

ekten Allah, ihanet edenleri sevmez"

(Enfal:

sen de ak ve adil

ilikiyi yzlerine)

at. Ger-

Fakat gerekte, b u tehditler onlarn kendi yenilgilerine sebep oldu. Birka saat iinde kendi ordularndan daha b y k bir ordu tarafndan tm evrelerinin sarlm o l d u u n u grnce, o k ardlar. Onlardan koulsuz ola-

58)

rak teslim olmalar isteniyordu.


Fakat vahiy u d u r u m u da belirtiyordu:

bn Ubey, Ubade'ye danmaya gitti; fakat U b a d e , Peygamber (s.a.v)'le


yaplan anlamadan n c e k i ittifak anlamalarnn geersiz olduunu ve

"Eer onlar bara

eilim gsterirlerse,

vekkl et. nk O, iitendir, bilendir".

sen de ona eilim gster ve Allah'a

(En/al:

te-

61)

Bu yzden Peygamber (s.a.v) bar yollardan halledilebilecek sorunlar

Kaynuka ile ilgili h i b i r s o r u m l u l u k kabul etmediini syledi. bn Ubey'e


gelince, o n u n tabiat, yllardan beri bu denli gl mttefiklerle olan balarn bir anda kesmeye msait deildi. Fakat o n u n , yahudiler gibi, h e m e h -

karsnda geri d n l m e z faaliyetlere girimek istemiyordu. B u n u n bir gs-

rilerinin Peygamber (s.a.v)'e ne denli bal olduunu g r m e m e s i imkansz-

tergesi olarak Bedir'den h e m e n sonra, yahudilerin Medine'nin gneyindeki

d. Peygamber (s.a.v)'e balanan bu adamlarn kendisiyle daha n c e d e n va-

pazar yerlerine gitti. Bedir'deki m u c i z e zerinde dnmeleri onlar imana

rolan anlamalarn alteden baka bir anlamayla ona balandklarn ou

getirebilirdi. Bu yzden Peygamber (s.a.v) onlar, Kurey'in zerine inen Al-

kez snamt. ki yl n c e olsa, askerlerini toplayp kolayca kuatmay kal-

lah'n azabn kendi zerlerine e k m e m e l e r i iin uyard. Onlar ise u ceva-

drabilirdi. Fakat imdi Peygamber (s.a.v)'in karsnda hibir ey yapama-

b verdiler: " E y M u h a m m e d , bu seferki baarn seni aldatmasn. Karlat-

yacan hissediyordu. Bu nedenle Beni Kaynuka k u a t m a altnda mitle

n kiiler sava k o n u s u n d a bilgisizdi, bu n e d e n l e sen onlarn en iyilerini

bekliyor, fakat yardm gelmeksizin gnler getike mitleri hayal krkl-

ldrebildin. Fakat, Tanr'ya a n d o l s u n , seninle biz savasak, o z a m a n asl

na dnyordu. ki haftalk kar k o y m a n n s o n u n d a kaytsz artsz tes-

k o r k u l a c a k olanlarn biz o l d u u m u z u a n l a y a c a k s n . " Peygamber (s.a.v) ge-

lim oldular.

ri d n d ve onlardan ayrld. Onlar, bu seferlik zafer kazandklarn zannettiler.

bn U b e y k u a t m a n n olduu yere gelip, P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat


ve: " E y M u h a m m e d , mttefiklerime iyi davran" dedi. Peygamber o n u red-

Birka gn sonra ayn pazar yerinde, gerginlii d o r u k noktasna ulat-

detti. bn Ubey isteini tekrarlaynca, yzn ondan evirdi. B u n u n zeri-

ran bir olay meydana geldi: Mal a l m a k veya s a t m a k iin arya gelen bir

ne bn Ubey, Peygamber (s.a.v)'in arkasndan, zrhn b o y u n k s m n d a n tu-

tup ekti. Peygamber (s.a.v)'in yz hiddetten karard v e : " B e n i b r a k " dedi.

LMLER

VE

EVLLKLER

l b n Ubey: "Tanr'ya a n d o l s u n , onlara iyi davranmaya sz verinceye kadar

[47]

y a k a m b r a k m a y a c a m . Drtyz zrhsz ve yz zrhl adam, onlar beni


b t n siyah ve k r m z adamlara kar k o r u d u l a r . 1 Onlar bir anda kesip ld r e c e k m i s i n ? " dedi. "Sana onlarn hayatlarn b a l y o r u m " dedi, Peyg a m b e r (s.a.v). F a k a t yeni gelen vahy, kendisiyle yaplan anlamay bozanlarla ilgili yle diyordu:
"Savata onlar: yakalarsan,
cek olanlar

( yldr).

eygamber (s.a.v)'in Bedir'den d n d k t e n sonra yapt ilk ilerden biri,

kz Fatma ile birlikte, R u k i y y e ' n i n mezarn ziyaret e t m e k oldu. Bu, on-

larn, Hatice'nin l m n d e n sonra yaadklar en b y k kaypt. Fatma, abyle darmadan

et ki, onlarla

Umulur ki ibret alrlar." (En-fal:

arkalarndan

gele-

57)

B u n u n zerine Peygamber (s.a.v), Beni Kaynukallarn b t n deerli


mallarn b r a k p srgn edilmelerine karar verdi. Onlar vadiden k a r m a k la da U b a d e l b n Samit'i grevlendirdi. Kaynukallar ilk n c e kuzeybatda,

lasnn l m n d e n o k etkilenmiti. Mezarn k e n a r n d a babasnn yanma


oturmu, gznden yalar b o a n y o r d u . Babas onu teskin etmeye alt ve
cbbesinin ucuyla g y a l a n m sildi. Peygamber (s.a.v) ksa bir sre n c e
l n n arkasndan at t u t m a n n aleyhinde baz eyler sylemiti. Fakat
syledikleri

yanl

anlalmt.

Mezarlktan

geri

dndnde

mer

(r.a.)' in, Rukiyye ve Bedir ehitlerinin arkasndan alayan kadnlara bar-

vadi el-Kura'daki akrabalarnn yanna sndlar. D a h a sonra onlarn yard-

dn duydu. "mer, b r a k alasnlar" dedi ve unlar ekledi: "Kalbten ve

myla Suriye snrnda b i r yerleim m e r k e z i kurdular.

gzden gelen Allah'tan ve merhametindendir. F a k a t elden ve dilden gelen

Yahudiler Medine'de metal iilii ve ticaretiyle urayorlard. Bu nedenle, Peygamber (s.a.v) ganimetlerden bete birini kendisi ve devletin giderleri iin aldktan sonra geriye kalan ganimetler, E n s a r ve Muhacirlerin
zengin sava aletlerine sahip olmasn salad.

eytandandr." 1 El ile gs dvmeyi ve yzlerini yrtmay, dil ile de barp ararak at yakmay kastediyordu.
Fatma, Peygamber (s.a.v)'in en k k kzyd ve yirmi yama gelmiti.
Peygamber (s.a.v) ailesi iinde, Ali (r.a.)'nin ona en uygun e olduundan
bahsetmiti, fakat n o r m a l b i r anlama yaplmamt. E b u B e k i r (r.a.) ve
m e r (r.a.) Fatma (r.a.)'y istemiler, fakat Peygamber (s.a.v) onlar, kzn
bir bakasna vereceini syleyerek deil, Allah'tan bir e m i r gelmesini b e k lediini ne srerek geri evirmiti. Bedir'den s o n r a k i ilk haftalardan birinde, artk evlilik z a m a n n n geldiini dnerek Ali'yi kzn resmen istemesi iin tevik etti. Ali ilk bata fakirliini dnerek tereddt etti. Babasndan h i b i r miras almamt. slm, kafir bir babaya m ' m i n bir evladn varis
olmasn yasaklyordu. F a k a t b u n a ramen, Mescid'in yaknnda k k bir
evi vard. Peygamber (s.a.v)'in istediklerini de bildii iin Fatma'y istemeye karar verdi. Resm anlama yapldktan sonra Peygamber (s.a.v), dn
yemei verilmesi hususu zerinde n e m l e durdu. Bir k o k u r b a n edildi, Ensardan bazlar da un ve buday hediye ettiler. H e m gelinin h e m de damadn kuzeni olan E b u Seleme, Dnde en b y k yardmlar yapan kii idi.
n k o, Ali'nin babasna kendisini E b u Cehil ve dier dmanlardan koruduu iin borluydu. Bu n e d e n l e m m Seleme, Aie ile birlikte iftin
oturacaklar evi dzenleyip hazrlamaya gitti. N e h i r yatandan y u m u a k

Siyah ve krmz, her rktan insan, yani tm insanlar anlamna gelir.

k u m getirilmiti. Evin toprak z e m i n i n e bu k u m d a n yaydlar. Gelin yata

bir k o y u n deriiydi, yorgan o l a r a k da Y e m e n ' d e n gelen izgili s o l u k r e n k l i


b i r k u m a k u l l a n a c a k l a r d . Bir d e r i n i n i i n e h u r m a lifleriyle d o l d u r a r a k da
y a s t k hazrladlar. D a h a s o n r a , asl y e m e i n yan sra misafirlere v e r i l m e k
z e r e i n c i r ve h u r m a hazrlayp, su k a b n s u ile doldurdular. G e n e l d e h e r k e s b u d n ziyafetinin o z a m a n d a M e d i n e ' d e verilen e n g z e l ziyafet old u u k a n s n d a birleiyordu.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , artk m i s a f i r l e r i n ifti yalnz b r a k m a l a r g e r e k t i i n i
g s t e r e n b i r iaret o l a r a k ayaa k a l k t ve Ali'ye k e n d i s i geri d n e n e d e k karsna y a k l a m a m a s n syledi. B t n m i s a f i r l e r gittikten h e m e n s o n r a geldi. m m E y m e n (r.a.) h l o r a d a y e m e k t e n s o n r a k i d a n k l t o p l a y p
o d a y d z e n e s o k m a y a alyordu. P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a y a t n d a s a d e c e
s z k o n u s u k i i n i n paylat b i r o k zel olay vardr. Bu k i i l e r d e n biri de
m m E y m e n ' d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) i e r i g i r m e k i i n izin i s t e d i i n d e , m m E y m e n k a p y a geldi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " K a r d e i m n e r e d e ? " diye sor-

di B u , m e r ' i O s m a n ' n a k r e d c e v a b n d a n daha o k i n c i t t i . O y s a E b u Bekir (r.a.)'in r e d d e t m e s i a k l a y a k n d ; o k sevdii zevcesi vard, O s m a n (r.a.)


ise b e k a r d . m e r , O s m a n ' raz e d e b i l m e y i u m u y o r d u . B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e k o n u y u at. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " z l m e " dedi, " n k
Allah sana o n d a n daha iyi b i r d a m a t , o n a da s e n d e n d a h a iyi b i r k a y n p e d e r
v e r e c e k " . m e r g l m s e y e r e k , " y l e o l s u n " dedi, n k b i r iki s a n i y e d n n c e , iki d u r u m d a da t e r c i h e d i l e n iyi a d a m n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u unu anlamt.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Hafsa'yla e v l e n e r e k iyi d a m a t , R u k i y y e ( r . a . ) ' n i n k k kardei m m G l s m (r.a.) de O s m a n (r.a.)'a v e r e r e k iyi b i r k a y n peder o l a c a k t . B u n d a n s o n r a E b u Bekir, m e r ' e k e n d i s i n e evlilik teklif edildiinde n e d e n yle d a v r a n d n a k l a d : P e y g a m b e r ( s . a . v ) h i k i m s e y e
s y l e m e m e s i artyla o n a b u p l a n n d a n b a h s e t m i t i .

du. m m E y m e n : " A n a m b a b a m s a n a feda o l s u n e y Allah'n R a s u l " dedi,

Hz. O s m a n (r.a.)'la m m G l s m ' n evlilikleri n c e o l d u . H u n e y s ' i n

' S e n i n k a r d e i n k i m ? ' P e y g a m b e r ( s a v ) : ' E b u Talib'in olu Ali' c e v a b n ver-

l m n d e n s o n r a , gerekli o l a n d r t ay iddet bittiinde ve Aie ile S e v d e ' n i n

di. B u n u n z e r i n e m m E y m e n : " K z n o n u n l a evlendirdiin h a l d e , o se-

o d a l a r n n y a n m a b i r oda d a h a y a p l d n d a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n evlilii de

n i n nasl k a r d e i n o l u r ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " G e r e k t e n karde-

g e r e k l e t i . Bu, h e m e n h e m e n B e d i r S a v a n d a n bir yl s o n r a m e y d a n a gel-

i m d i r " dedi. D a h a s o n r a m m E y m e n ' d e n b i r m i k t a r su g e t i r m e s i n i iste-

miti. Hafsa'nn g e l m e s i e v d e k i u y u m u b o z m a d . B i l a k i s Aie k e n d i yanda

di, o da getirdi. S u d a n b i r az d o l u s u a l p azn k a p a t t , d a h a s o n r a s u y u

bir arkadaa sahip o l d u u i i n s e v i n i y o r d u . B u , iki g e n h a n m a r a s n d a l e -

t e k r a r k a b n i i n e boaltt. Ali g e l d i i n d e o n u n n e o t u r t t u . E l i n e b i r m i k -

ne d e k s r e c e k b i r a r k a d a l n b a l a n g c y d . Aie'nin h e m e n h e m e n a n n e -

tar s u alp Ali'nin o m u z l a r n a , g s n e ve k o l l a r n a serpti. D a h a s o n r a F a -

si yanda olan evde ise a n n e l i k m e r h a m e t i n i , k e n d i s i n d e n y i r m i ya k -

tma'y ard. F a t m a (r.a.) b a b a s n a kar d u y d u u saygdan e l b i s e s i n i n

k o l a n b u yeni g e l i n d e n de e s i r g e m i y o r d u .

i i n d e h a f i f s e k e r e k geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a da Ali'ye yapt gibi yapt; o n l a r a v e evlatlarna dua etti. ^


B e d i r ' d e n s o n r a k i yl m e r (r.a.)'in ailesi iki b y k kaypla k a r l a m t. B u n l a r d a n ilki kz Hafsa ( r . a . ) ' n n k o c a s Huneys'in l m idi. H u n e y s ,
H a b e i s t a n ' a ilk g i d e n l e r arasndayd; o r a d a n d n d k t e n s o n r a Hafsa ile evl e n m i t i . Flafsa, dul kaldnda s a d e c e o n s e k i z yandayd; h e m g z e l d i ,
h e m de iyi yetitirilmiti. Babas gibi o da o k u m a - y a z m a bilirdi. m e r (r.a.),
Rukiyye (r.a.)'nin lmyle O s m a n (r.a.)'m o k yalnz kaldn grerek,
Hafsa (r.a.)'y o n a teklif etti. O s m a n d n e c e i n i syledi, fakat b i r k a g n
s o n r a gelip m e r ' e u an i i n e v l e n m e m e s i n i n d a h a iyi o l a c a n syledi.
m e r (r.a.) h e m hayal k r k l n a u r a m h e m de O s m a n (r.a.)'n red c e v a b n a i n c i n m i t i . F a k a t m e r (r.a.) k z m a iyi b i r k o c a b u l m a y a kararlyd, b u
y z d e n gidip E b u Bekir'e t e k l i f etti. E b u B e k i r o n a m p h e m b i r c e v a p ver-

Evliliin gerekletii sralarda m e r ' i n kayn b i r a d e r i , y a n i Hafsa'nn


days O s m a n b n M a ' z u n l d . O ve kars Havle, P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e o k
yakndlar. O s m a n , A s h a b n e n o k z h d sahibi k i i l e r i n d e n biriydi. sl a m ' n v a h y o l u n u u n d a n n c e de o z h d ehliydi. M e d i n e ' y e h i c r e t e t t i k t e n
s o n r a ise P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n k e n d i s i n i h a d m e t t i r m e k ve geri k a l a n m r n b i r d i l e n c i o l a r a k g e i r m e k i i n izin istedi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B e n sana iyi b i r r n e k deil m i y i m ? " dedi. " B e n kadnlara y a k l a r m , et y e r i m ,
o r u t u t a r m ve iftar e d e r i m . K e n d i s i n i veya dier insanlar h a d m e d e n b i z d e n deildir." P e y g a m b e r ( s . a . v ) O s m a n ' n s y l e d i k l e r i n i a n l a m a d n d n e r e k b a k a b i r frsatta t e k r a r b u k o n u y a deindi. " B e n s e n i n i i n iyi b i r
r n e k deil m i y i m ? " dedi. O s m a n s a m i m i y e t l e evet dedi ve s o r u n u n n e old u u n u s o r d u . " S e n h e r g n o r u t u t u y o r s u n " dedi. P e y g a m b e r
" H e r g e c e y i de n a m a z l a g e i r i y o r s u n " .

Osman, birok kez

(s.a.v),

Peygamber

( s . a . v ) ' i n g e c e n a m a z n n ve o r u c u n faziletlerini saydn bildii i i n : " E v e t ,

elbette yle y a p y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v): " y l e y a p m a " dedi, " n -

m e r (r.a.), kayn biraderinin, ehit olarak deil de yatanda ld-

k gzlerinin, b e d e n i n i n ve ailenin senin zerinde haklar vardr. Bu neden-

n grnce, ona duyduu saygda bir azalma ve sarslma olmutu. m e r daha sonralar b u n u yle anlatyor: " O s m a n l b n Maz'un ehit olarak lmeyip,

le oru tut, iftar da et; namaz kl, ayn zamanda uyumaya da vakit a y r . " 3
Hanif dininin bir ifadesi olarak, vahiy srekli, her konuda Allah'a h a m d
ve k r e t m e h u s u s u n u vurguluyordu.
"O, umulur ki kredersiniz
(Nahl:

diye iitme, grme

"Onda 'skun bulup-durulmanz'


aranzda

bir sevgi ve merhamet

bunda, dnebilmekte
"De ki: Grdnz
rinizde kesintisizce

klmas

m, syleyin;

srdrecek

ve gnller

verdi."

size, iinde dinleneceiniz


dan (geiminizi)

olmak

aramanz

eler yaratmas

da, O'nun ayetlerindendir.

Allah kyamet

ayetler

geceyi getirecek

verecek

ilah

olsa, Allah'n

ilah kimdir? Yine de grmeyecek

zere O, sizin iin, iinde dinlenmeniz

ve O'nun

iin geceyi ve gndz varetti. Umulur ki

yok,

stn olan, fakat imdi yatanda len u adam brakn,

dnyordu. Fakat onlarn b u ekilde l d n g r n c e kendisini anlayszlkla sulad. Kendi k e n d i n e yle dedi: "Yazklar olsun sana, en iyilerimiz l d " -burada "yatanda l d " d e m e k istiyordu - B u n d a n sonra O s man l b n Maz'un, m e r ' i n kafasnda eski saygnlna kavutu.^

zeg-

dnda
misiniz?
fazln-

kredersiniz."

71-3)

Ftratn (yaratl zellik ve gayesini) k o r u y a n insan iin, Allah'a krle birletirildiinde, doal zevkler bile ibadete dnr. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) ahsyla ilgili olarak, duygulara hitap eden hazlar ve namazn verdii hazz ayn erevede ele almtr: 'Bana gzel k o k u ve kadnlar
sevdirildi. N a m a z ise gzlerime serinlik verir.'^
O s m a n l b n M a z u n ' u n l m n d e n h e m e n s o n r a , cenaze g m l m e d e n
n c e , Peygamber (s.a.v), Aie ile birlikte Havle'yi ziyaret etti. Aie (r.a.) daha sonraki yllarda b u olay yle anlatyor: " P e y g a m b e r (s.a.v), Osman' pt. G z n d e n O s m a n ' n yzne yalar damladn g r d m " . O s m a n ' n cenaze treni srasnda Peygamber (s.a.v) bir kadnn yle dediini iitti:
"Mes'ud ol ey Sa'ib'in babas, n k c e n n e t s e n i n d i r " . Peygamber (s.a.v)
serte dnd ve: " S a n a b u n u bilme h a k k n veren n e ? " dedi. Kadn: " E y Allah'n Rasul, O Ebu's-Sa'ib'dir" diyerek kar kt. Peygamber (s.a.v): "Allah'a a n d o l s u n , biz o n u n hakknda iyilikten baka b i r ey b i l m i y o r u z " dedi.
Daha sonra, ilk kar knn Osman'a kar deil, h a k k olmad halde
yle k o n u a n a kar olduunu b e l i r t m e k istercesine: " O , Allah' ve Rasuln severdi" d e m e n i z yeterdi" dedi.-'

dedim".mer

(r.a.), E b u Bekir (r.a.) ve Peygamber (s.a.v) yatanda lene kadar da byle

kim-

m syleyin; Allah kyamet

srdrecek

ve

(Rum:21)

gnne kadar geceyi sizin

misiniz? De ki: Grdnz


kesintisizce

Hi phe

vardr."

olsa, Allah'n dnda size aydnlk

nne kadar gndz sizin zerinizde


Kendi rahmetinden

iin, kendi nefislerinizden

olan bir kavim iin gerekten

dir? Yine de dinlemeyecek

(Kasas:

(duyularn)

78)

yatanda l n c e g z m d e n dt: "Bu dnyadan vazgemekte hepimizden

I.S. VIII, 24.

2.

I. S. VIII, 12-15.

3.
4.

I. S. 1/2, 112.
I. S. IIVI, 289

5.
6.

I. S. III, 1, 289-90.
Agc.

ASHAB-1

SUFFE

(HHL-t

SUFFE)

[48]
esciddeki st kapal b l m n bir k s m , b a r n a c a k yeri ve geim kay-

na o l m a y a n yeni gelenler iin ayrlmt. Yararlanmalar iin oraya

yerletirilen ta b i r sra nedeniyle onlara ehl-i Suffe denirdi. Mescid, Peygamb e r (s.a.v)'in odalarnn bir devam gibi olduu iin, o ve ev halk, kaplarnn dibinde oturan ve gn getike birer ikier artan b u fakirlere kar k e n dilerini s o r u m l u hissediyorlard. Bedir zaferi ile birlikte tm Arabistan'daki
kabileler Peygamber'den (s.a.v.) ve O'na inananlardan b a h s e t m e y e balamlard. slm'n m e s a j gn getike daha fazla insan Medine'ye ekiyordu.
Bu nedenle Mescid'e bal odalarda oturanlar o k seyrek kendilerine den
pay yiyebiliyorlard. Peygamber (s.a.v) yle derdi: "Bir kiinin yiyecei iki
kiiye, iki kiinin yiyecei drt kiiye, drt kiinin yiyecei ise sekiz kiiye
yeter."1
Peygamber (s.a.v) genelde gzel ve hafif kokular sevdii gibi, k t kokulara, zellikle de kendisinin veya bakasnn nefesinin k t k o k m a s n a
kar o k hassast. Aie (r.a.), o n u n eve girdiinde yapt ilk iin yeil hurma aacndan yaplma misvam a l m a k olduunu sylerdi. Yolculukta ise
Abdullah ibn Mes'ud (r.a.) yannda Peygamber (s.a.v) iin yedek bir misvak
b u l u n d u r u r d u . Ashab da Peygamber (s.a.v)'in misvak kullanma ve y e m e k ten sonra az ykama alkanlna uyarlard.

o k yakn sohbette b u l u n m a k z o r u n d a y m . " 2 O n l a r bu y a k m kiinin Cebrail olduunu h e m e n anladlar. Yemek hazrlanm ve n l e r i n e getirilmiti;
bu nedenle israf edilmemeliydi. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) genelde
onlar, soan ve sarmsak y e m e m e l e r i , zellikle Mescid'e g i t m e d e n n c e buna dikkat etmeleri iin u y a r r d . 3
Fatma (r.a.), e v l e n m e d e n n c e bir b a k m a ehl-i Suffe'ye ev sahiplii yapyordu. Fedakrlklar, P e y g a m b e r (s.a.v) ve ailesinin gncel yaamnn bir
paras olduu halde F a t m a , imdiye kadar eksikliini h i hissetmedii bir
sorunla kar karyayd. O , h i b i r zaman kendisine yardm eden ellerin eksikliini duymamt. Kardei m m G l s m ' n yansra m m E y m e n de
her an yardma hazrd. m m Sleym (r.a.) o n yandaki olu E n e s (r.a.)'i
Peygamber (s.a.v)'e h i z m e t i olarak vermiti. E n e s yann tesinde dnce ve akl sahibi bir o c u k t u . Annesi m m Sleym ile ikinci kocas E b u
Talha da h e r an yardma hazr bir ekilde beklerlerdi. bn Mes'ud ise ev halkndan biri saylabilecek kadar Peygamber (s.a.v)'e yaknd. Abbas da ksa
bir sre n c e , M e k k e ' y e d n d k t e n sonra klesi E b u Rafi'yi Peygamber
(s.a.v)'e hediye olarak gndermiti. Peygamber (s.a.v) o n u azat etmi, fakat
zgrlne kavumas o n u , Allah'n Rasulne h i z m e t e t m e k t e n alkoymamt. Bir de uzun sreden beri onlarn h i z m e t i n e k o a n

Osman

bn

Maz'un'un dul ei Havle vard. Fakat Fatma'nn yannda imdi b u yardm


eden ellerden hibiri yoktu. Ar fakirliklerini gidermek iin Ali (r.a.) su ekiyor ve tayor, F a t m a ise buday tyordu. " E l l e r i m kabarncaya kadar
t t m " dedi bir gn Ali'ye. Ali de ona: " B e n de o m u z l a r m aryncaya

Alk bile o n u n bu ar duyarlln etkilemezdi. Fakat b u duyarll

kadar su ektim. Allah, babana b i r o k kle vermi, git ve onlardan birini

her zaman bakalarnn da kendisiyle paylamasn beklemezdi, islm'n ya-

hizmet etmesi iin iste" dedi. F a t m a h e m e n Peygamber (s.a.v)'in yanna

saklamad ve Peygamber (s.a.v)'in kendisi yemedii halde arkadalarna

gitti. Babas o n u g r n c e : " S e n i buraya getiren ne k k k z m ? " d i y e sor-

yemeleri iin srar ettii baz yiyecekler vard. Bunlardan biri Mekke'de b u -

du. F a t m a babasna duyduu saygdan evdeki niyetini syleyemedi ve "Se-

lunmayan, fakat Yesrib ve baka yerlerde o k rastlanan b y k kertenkele-

ni s e l a m l a m a k iin g e l d i m " dedi. Eli bo d n n c e Ali (r.a.) ona: " N e yap-

lerdi. Bazen O, bakalarnn yemesini yasaklamadan b i r yemei yemeyi red-

t n ? " diye sordu. " s t e m e y e u t a n d m " dedi, F a t m a (r.a.). B u n u n zerine iki-

dederdi. Bir keresinde, Ensar'dan biri ona hediye olarak trl yemei getir-

si birlikte gidip Peygamber (s.a.v)'e isteklerini bildirdiler. Fakat Peygamber

di. Peygamber (s.a.v) tam y e m e k t e n tadacakken onda ar bir sarmsak ko-

(s.a.v) onlarn hizmetiye dierlerinden daha az ihtiyalar olduunu n e

k u s u n u n olduunu farketti, h e m e n elini ekti. Yannda olanlar da o n u n eli-

srerek isteklerini geri evirdi. "Onlar size verip de ehl-i Suffe'nm

ni ektiini g r n c e ellerini ektiler. Peygamber (s.a.v) onlara: " N e o l d u ? "

k v r a n m a s n istemem. Onlar besleyecek kadar gelirim y o k . Sadece elimde-

diye sordu. "Sen elini ektin, b u yzden bizde ellerimizi e k t i k " dediler. O:

k i n i a v u c u m d a k i n i satarak onlar besleyebiliyorum" dedi.

"Allah'n adyla yemeye balayn" dedi, "Sizin k o n u m a d n z kiiyle b e n

alktan

Ali (r.a.) ile F a t m a (r.a.) biraz d krkl iinde evlerine dndler.

F a k a t o gece, onlar yattktan sonra kapda ieri girmek iin izin isteyen Pey-

l, b e n b u aac alp bu y e t i m e v e r s e m aynsn Cennet'te b u l a c a k m y m ? "

g a m b e r (s.a.v)'in sesini duydular. O n a h o geldin diyerek yataktan kalktlar.

diye sordu. "Elbette b u l a c a k s n " cevabn alnca h e m e n E b u Lbabe'den bir

F a k a t Peygamber (s.a.v): " O l d u u n u z yerde kaln" dedi ve y a n l a n n a otur-

h u r m a bahesi karlnda o aac satn ald. l b n e d - D e h d a h e aac yetime

du. "Size, b e n d e n istediinizden daha deerli bir ey vereyim m i ? " diye sor-

verdi.

du. O n l a r " e v e t " dediklerinde ise unlar syledi: "Cebrail bana yle ret-

na z l m t .

ti: Her namazdan sonra on defa Elhamdlillah


Sbhanallah

Peygamber (s.a.v) o n u n adna o k sevinmi, fakat E b u Lbabe ad-

(Hamd Allah'adr), on defa

(Allah tebih edilendir) ve o n defa Allahu Ekber

(Allah byk-

tr) deyin. Yattnz zaman da h e r birini otuz er defa tekrarlayn". Ali ileriki yllarda yle derdi: "Allah'n Rasul bize bunlar rettikten sonra, bir
kez bile onlar o k u m a y ihmal e t m e d i m . "
Ali (r.a.) ile Fatma (r.a.)'nn evleri Mescid'den o k uzak deildi, fakat
Peygamber (s.a.v) kznn kendisine daha da yakn olmasn istiyordu. Evliliklerinden b i r k a ay sonra Peygamber (s.a.v)'in uzaktan akrabas olan Hazre'li Harise Peygamber (s.a.v)'e geldi ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, Fatma'y daha da yaknna g e t i r m e k istediini duydum. Benim evim Neccaroullar arasnda sana en yakn evdir, imdi o n u sana veriyorum. Ben ve mallarm, Allah ve Rasul iindir. Benden bir eyler alrsan a l m a m a n d a n daha
o k sevinirim." Peygamber (s.a.v) ona dua etti ve hediyesini kabul etti. Kz ve damadn kendisine k o m u olarak getirdi.
Peygamber (s.a.v.) Harise'nin cmertlii ile Medine'de gerek kendisine
gerekse dierlerine kar gsterilen cmertlie o k seviniyordu. Fakat o srada meydana gelen bir olay d krkl yaratt. Peygamber (s.a.v) Evs'li
E b u Lbabe'yi takdir ederdi. Bedir Sava srasnda, onu Medine'de kendisini temsil etmesi iin Revha'dan geri gndermiti. O yln sonlarna doru,
E b u Lbabe'nin velayetinde b u l u n a n bir yetim Peygamber (s.a.v)'e geldi.
Velisinin, kendisine ait olan bir h u r m a aacna sahip ktn syledi. E b u
Lbabe'ye haber gnderdiler. E b u L b a b e aacn kendisinin olduunu iddia
etti, g e r e k t e n de yleydi. Peygamber (s.a.v) meseleyi r e n i n c e E b u Lbab e ' n i n lehine karar verdi. Fakat uzun sreden beri aaca sahip olduuna
kendisini altran yetim o k zlmt. B u n u gren Peygamber (s.a.v) E b u
Lbabe'den aac kendisine hediye olarak vermesini istedi, fakat E b u Lbabe k a b u l etmedi Peygamber (s.a.v): " E y E b u Lbabe, o zaman aac b u yetime hediye et, Cennet'te karln b u l u r s u n " dedi. Fakat olaylar E b u L-

1.

babe'nin duygularn etkilemiti, bu n e d e n l e yine k a b u l etmedi. O srada

2.

I. S. 1/2.110.

Ensardan biri, Sabit l b n ed-Dehdahe (r.a.), Peygamber'e: " E y Allah'n Rasu-

3.

B. X C V I , 24.

4.

W 505.

M . X X X V I , 176.

DZENSZ

SALDIRILAR

Du'sur'un n n d e n k a y b o l d u . Du'sur b i r m e l e k g r d n a n l a m t . Peyg a m b e r ( s . a . v ) : " S e n i b a n a k a r k i m k o r u y a c a k ? " diye s o r d u . Du'sur: " H i

[49]

k i m s e " dedi ve u s z l e r l e d e v a m etti: "Allah'tan b a k a ilah o l m a d n a ve


Muhammed'in

edir'in ve o n u izleyen k k s e f e r l e r i n n e m l i b i r s o n u c u da, C u h e y n e

Allah'n

Rasul

olduuna

ehadet

ederim."

Peygamber

( s . a . v ) a d a m a klcn geri verdi. B i r l i k t e m s l m a n l a r n k a m p y e r i n e gitti-

ler ve Du'sur'a din k o n u s u n d a bilgi verildi. Du'sur d a h a s o n r a k a b i l e s i n i n

syd. B u , M e k k e k e r v a n l a r n n Suriye'ye giden sahil y o l u n u k e s m e k d e m e k -

y a n n a d n d ve onlara slm' tebli e t m e y e balad.

ve Kzl D e n i z ' d e k i dier k o m u k a b i l e l e r i n Medine'yle m t t e f i k o l m a -

ti ve u s o r u y u a k l a getiriyordu: D o u , bat ve k u z e y d e n k e r v a n yollarn

O r d u Necd'den d n e n e d e k Ka'b l b n E r e f M e k k e ' d e n a y r l m ve M e d i -

k o n t r o l a l t n a alarak Kurey'i zayf b i r k o n u m d a b r a k m a k m m k n deil

ne'den o k uzakta o l m a y a n B e n N a d i r kabilesi civarndaki evine ulamt.

m i y d i ? B u gizli t e h l i k e Kureyliler'in g z n d e n k a m t . F a k a t Kureyliler,

O n u n Kurey'i c almaa tevik e d e n iirlerinin yansra, P e y g a m b e r (s.a.v)'i

K u z e y d o u d a k i , Basra k r f e z i n d e rak'a giden yol z e r i n d e k i S l e y m ve G a -

ve a r k a d a l a n n aalayan iirleri de vard. Arabistan'da tutulan b i r air in-

tafan k a b i l e l e r i y l e ittifaklarn g l e n d i r m i l e r d i . B u k a b i l e l e r M e k k e ve

sanlarn t m n n g r n temsil ediyordu denilebilirdi. n k b y l e b i r

M e d i n e ' n i n d o u s u n d a k i N e c d o v a s n d a yayorlard. M e k k e ' d e n giden k e r -

airin msralar dilden dile dolard. air eer iyi ise iyilik k a y n a , k t ise

v a n l a r y e d i n c i k o n a k l a r n S l e y m k a b i l e s i n i n verimli t o p r a k l a r n d a yap-

de k t l k kayna olurdu. Bir g n P e y g a m b e r (s.a.v) yle dua etti: "Yarab-

yorlard. K u r e y l i l e r zellikle b u k a b i l e y i , Yesrib snrlarn y a m a l a m a k o -

bi, b e n i Ka'b l b n E r e f t e n kurtar. S e n dilediinden k u r t a r r s n . O h e m k t -

n u s u n d a k i h i b i r frsat k a r m a m a l a r i i n tevik ediyorlard.

l k yayyor h e m de k t iirler o k u y o r . " Ve yanndakilere: " K i m b a n a b u ka-

B u n u t a k i p e d e n aylardan b i r i n d e , P e y g a m b e r (s.a.v) v a h a n n d o u s u n -

dar k t l k yapan l b n E r e f e kar k a r ? " lk g n l l , Evs'li Sa'd l b n M u a z

dan y a p l a c a k o l a n saldrya kar uyar ald. Bu saldrlardan ikisini S-

(r.a.)'n k a b i l e s i n d e n M u h a m m e d l b n M e s l e m e (r.a.) idi. P e y g a m b e r ( s . a . v )

l e y m , b i r i n i G a t a f a n kabilesi y a p a c a k t . H e r seferinde o n l a r saldrya frsat

o n a Sa'd'a d a n m a s n syledi ve drt g n l l daha b u l u n d u . B u b e g n l -

b u l a m a d a n , o n l a r k e n d i y e r l e i m b l g e l e r i n d e bastrd ve o n u n geldii ha-

l, yalan s y l e m e d e n , hile y a p m a d a n l b n E r e f e y a k l a l a m a y a c a n biliyor-

b e r i n i d u y a n k a b i l e adamlar katlar. F a k a t b u y r y l e r d e n biri z e l l i k l e

lard. Ayn z a m a n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'in bunlar yasakladndan da h a b e r -

baarlyd. G a t a f a n k a b i l e s i n i n Sa'lebe ve M u h a r i p kollarna k a r yaplan

dardlar. Bu y z d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'e gittiler ve o n a z i h i n l e r i n i m e g u l

y r y t e , P e y g a m b e r (s.a.v) N e c d ' i n k u z e y i n d e k i kayalklarda g i z l e n e n b u

e d e n b u k o n u y u atlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara, a m a l a r n a u l a m a k i i n

b e d e v i l e r i , Sa'lebe'den m s l m a n o l m u b i r b e d e v i n i n r e h b e r l i i n d e bastr-

h e r eyi s y l e m e k t e serbest o l d u k l a r , n k savata hile ve y a l a n n serbest

m a k istedi. O r a d a n k u z e y e d o r u M u h a r i p k a b i l e s i n i n y e r l e i m b l g e s i n e

o l d u u n u ve Ka'b'n da k e n d i l e r i n e sava atn syledi.

d o r u i l e r l e r k e n y a m u r balad. Aralarnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in de b u l u n d u u bir g r u p a d a m , s n m a y a frsat b u l a m a d a n slandlar.

Peygamber

Ka'b' aldatarak evinden dar kardlar ve ldrdler. Panie kaplan


Nadir yahudileri Peygamber (s.a.v)'e gittiler ve b a k a n l a r n d a n b i r i n i n s e b e p -

( s . a . v ) a d a m l a r d a n biraz uzaklat, b i r a a c n y a n n d a s o y u n u p g i y e c e k l e r i -

siz yere l d r l d n sylediler. P e y g a m b e r (s.a.v) gelenlerin

ni aaca ast ve k u r u m a s n b e k l e d i . A a c n altnda y a t a r k e n o n u u y k u bas-

Ka'b gibi slam'a d m a n olduklarn biliyordu. B u n u hayal krkl iinde

ounun

trd. O n l a r n b u hareketleri g r m e d i k l e r i b i r o k kii tarafndan g z l e n i y o r -

kabul e t m e k zorunda kald. F a k a t yahudilere, d m a n c a d n c e l e r e h o g -

du. P e y g a m b e r ( s . a . v ) uyandnda k a r s n d a k l c n e k m i b i r a d a m b u l -

r gsterilse de, d m a n c a etkinliklere h o g r gsterilemeyecei bildirilme-

du. A d a m , P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a b e r ald saldrdan s o r u m l u o l a n M u h a -

liydi. " E e r o da kendisi gibi d n e n dierleri gibi davransayd, h a i n c e ld-

ribin

efi Du'sur idi. " E y M u h a m m e d " dedi, " B u g n seni b a n a kar k i m k o -

rlmezdi. O bizi incitti ve aleyhimize iir yazd; sizden h a n g i n i z b u n u yapar-

r u y a c a k ? " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " A l l a h " dedi. B u n u n z e r i n e C e b r a i l , b e y a z l a r

sa l d r l e c e k t i r . " 1 D a h a s o n r a Peygamber (s.a. v) onlar ballk a n l a m a -

g i y m i b i r a d a m o l a r a k g r n d ve a d a m g s n d e n geriye d o r u itti. K-

sndan b a k a zel bir a n l a m a yapmaya davet etti. O n l a r da k a b u l ettiler.

l Du'sur'un

e l i n d e n dt, P e y g a m b e r

( s . a . v ) de klc ald.

Cebrail,
t.

w 192

SAVA

HAZIRLIKLARI

istan'l, soydalar gibi cirit a t m a k t a usta o l a n klesi Vahi'yi g n d e r m i t i .


Vahi'nin att cirit h e d e f i n d e n o k s e y r e k aard. C b e y r o n a yle d e m i -

[50]

ti: " E e r b e n i m k i n e karlk M u h a m m e d ' i n a m c a s Hamza'y l d r r s e n , seni serbest b r a k a c a m . "

Hind bunu

duymutu.

Ordu

konakladnda,

e k k e ' l i l e r Kzl D e n i z k e r v a n y o l u n u k a y b e t t i k l e r i n i z n t y l e farket-

k a m p t a ne z a m a n Vahi'yi grse o n a yle d i y o r d u : " E y k a r a n l k l a r n b a b a -

tiler. Tek s e e n e k olan dier y o l u n ise b i r d e z a v a n t a j vard: N e c d ' d e n

s, git o n u s n d r ve s o n r a zevkle s e y r e t " . Vahi'ye, s a h i b i n i n d l n n ya-

g e e n yola k u y u l a r o k uzakt. F a k a t yaz aylar y a k n o l d u u i i n k e r v a n a

nsra k e n d i s i n i n de dl v e r e c e i n i s y l e m i t i .

su tayan b i r k a deve e k l e y e r e k yolu gvenilir h a l e s o k m a k m m k n d .

E n s a r ve M u h a c i r l e r ' i n , d m a n g e l m e d e n n c e daha bir haftalar var-

Kureyliler Irak'a y z b i n d i r h e m d e e r i n d e g m eya tayan z e n g i n b i r

d. Bu sre i i n d e ehir duvarlar d n d a , v a h a n n eitli y e r l e r i n d e yaa-

k e r v a n g n d e r m e k istiyorlard. K e r v a n Safvan'n y n e t i m i n d e yol alacakt.

yanlar hayvanlaryla b i r l i k t e e h r i n i i n e yerletirilmeliydi. Bu grev y e r i n e

M e d i n e y a h u d i l e r i n d e n bazlar b u n u d u y m u ve aralarnda k o n u u y o r l a r -

getirildi ve ehir duvarlar dnda n e b i r at n e bir deve n e de bir k o y u n kal-

d. O srada E n s a r ' d a n biri o n l a r n s y l e d i k l e r i n e k u l a k misafiri o l d u ve

mad. B u n d a n s o n r a y a p l a c a k i M e k k e ' l i l e r i n p l a n l a r n r e n m e k t i . O n l a -

d u y d u k l a r n h e m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'e h a b e r verdi. P e y g a m b e r

rn s a h i l d e k i bat y o l u n u takip ettikleri h a b e r i geldi. B u srada ieriye d o -

(s.a.v),

Zeyd (r.a.)'in k u m a n d a n l k yetenei o l d u u n u n farkndayd. B u n e d e n l e

ru y n e l d i l e r ve M e d i n e ' n i n b e m i l k a d a r b a t s n d a konakladlar. D a h a s o n -

o n u yz a t l n n k u m a n d a s n d a k e r v a n n y o l u n u k e s m e k zere, yol z e r i n -

ra k u z e y b a t y a b i r k a mil yol aldlar ve M e d i n e ' y e k u z e y d e n b a k a n U h u d

deki su k a y n a k l a r n d a n b i r i o l a n Karede'ye g n d e r d i . O r d u n u n k k ol-

dann e t e k l e r i n d e k i dzle k a m p kurdular.

mas Zeyd'in p l a n n u y g u l a m a s n k o l a y l a t r y o r d u . Ani ve g r n m e d e n

P e y g a m b e r (s.a.v)'in gnderdii h a b e r c i l e r ertesi s a b a h , d m a n says-

k e r v a n a saldrdlar. B u ani saldrdan k o r k a n Safvan ve adamlar katlar.

nn g e r e k t e n m e k t u p t a k i gibi o l d u u h a b e r i y l e geri dndler. Kurey'in

Zeyd ve a d a m l a r ykleriyle b i r l i k t e t m develeri alarak zafer i i n d e Medi-

yansra, S a k f k a b i l e s i n d e n yz a d a m l a b i r l i k t e K i n a n e ve dier m t t e f i k l e -

ne'ye d n d l e r . B i r k a da k l e elde etmilerdi.

r i n d e n de t e m s i l c i l e r vard. b i n d e n fazla deve ve iki yz at, t m otla ve

Karede felaketi, M e k k e ' l i l e r i n Bedir'den b e r i s r e n sava h a z r l k l a r n n

h e n z h a s a t e d i l m e y e n e k i n l e r i yiyorlard. Ksa b i r sre s o n r a oralarda ye-

h z l a n d r l m a s n a n e d e n oldu. H a r a m ay o l a n R e c e p ' l e birlikte, k m e v s i m i

illikten eser k a l m a y a c a k t . O r d u d a h e m e n s a l d r m a belirtileri g r l m y o r -

ve M . S . 6 2 5 yl g e m i oldu. B u n u takip e d e n ayda Hafsa ile P e y g a m b e r

du. B u n u n l a b i r l i k t e o gece e h r i n etrafna a s k e r yerletirildi. Biri Evs'li, di-

( s . a . v ) evlendiler. R a m a z a n ' n ve o r u c u n geliiyle b i r l i k t e m s l m a n l a r b -

eri Hazre'li olan iki Sa'd, yani i b n Mu'az (r.a.) ve b n U b a d e (r.a.), Pey-

y k bir s e v i n daha yaadlar: F a t m a b i r e r k e k o c u u d n y a y a getirmiti.

g a m b e r (s.a.v)'in kaps dnda b e k l e m e k g e r e k t i i n e k a r a r verdiler. U s e y d

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , o c u u n k u l a n a ezan o k u d u ve o n a " G z e l " a n l a m n a

ve bir g r u p a s k e r l e g e c e P e y g a m b e r (s.a.v)'in k a p s n d a n b e t tuttular.

gelen el-Hasan adn verdi. D o l u n a y k t n d a , yani ayn ortalarnda Be-

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , h e n z silahlarn k u a n m a m t . F a k a t ryasnda,

dir'in y l d n m yaand. O ayn s o n u n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k k e ' d e n

k e n d i s i n i zrh g i y m i bir halde bir k o u n s t n d e g i d e r k e n grd. E l i n d e

M e d i n e ' y e g e l e n b i r atlnn getirdii b i r m e k t u p ald. M e k t u p a m c a s Ab-

bir k l vard. Klca b a k t n d a i i n d e b i r di; etrafnda da k e n d i s i n i n o l d u -

bas'tand, M e d i n e ' y e d o r u yola k a n b i n k i i l i k o r d u y u h a b e r veriyor-

u n u bildii bir g r u p b y k ba h a y v a n n k u r b a n edildiini grd.

du. Yediyz zrhl ve iki yz atllar vard. E y a tayan ve k a d n l a r n a r d a k larn tayan d e v e l e r saylmasa bile h e r a s k e r e b i r deve d y o r d u .

Ertesi s a b a h ryasn arkadalarna anlatt ve o n u yle

yorumlad:

" Z r h Medine'dir, klcn i i n d e k i di b a n a y n e l t i l e c e k olan b i r darbeyi,

M e k t u p M e d i n e ' y e ulatnda Kurey o r d u s u yola k m t . E b u Sf-

k u r b a n edilen h a y v a n l a r da A s h a b m d a n l d r l e c e k olanlar temsil ediyor.

y a n , k u m a n d a n o l a r a k , y a n n a kars Hind'i ve i k i n c i k a r s n da almt. Saf-

B e n i m z e r i n e b i n d i i m k o ise, inaallah l d r e c e i m i z , kafirlerin b l k

van da o n u n gibi iki karsn getirdi; dier l i d e r l e r ise e l e r i n d e n s a d e c e b i -

b a k a n n iaret e d i y o r . " 1

rini getirmilerdi. M u t ' i m ' i n olu C b e y r M e k k e ' d e k a l m , fakat t m H a b e -

P e y g a m b e r (s.a.v)'in ilk d n c e s i e h r i n dna k m a y p i t e n bir sa-

v u m a m e k a n i z m a s k u r m a k t . B u n u n l a b i r l i k t e k e n d i g r n e dierleri-

hitlik m e r t e b e s i n e u l a t r a c a k . Hangisi o l u r s a o l s u n f a r k e t m e z , n k iki

n i n de k a t l p k a t l m a y a c a k l a r n r e n m e k amacyla m e s e l e y i istiare et-

s o n u da iyi."^

m e k i i n a r k a d a l a r n toplad. lk k o n u a n l b n U b e y oldu. " B i z i m e h r i m i z ,

K o n u u l a n l a r d a n ve o n l a r n d e s t e k l e n m e s i n d e n g e n e l k a n n n e h i r d-

bize k a r h i b i r z a m a n saldrya m e y d a n b r a k m a y a n b a k i r e b i r ehirdir. Biz

na k m a k o l d u u anlald. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de e h i r dna k p d-

b u e h i r d e n b y k k a y p l a r o l m a k s z n h i b i r d m a n a saldr i i n k m a -

m a n a saldrmaya k a r a r verdi. le vakti C u m a n a m a z i i n toplandlar.

dk. B u e h r e saldranlar ise h e p b y k kayplarla karlatlar. O h a l d e , ey

O k u n a n H u t b e n i n k o n u s u c i h a d ve o n u n gerektirdii a b a ile ilgiliydi. Da-

Allah'n R a s u l , onlar b r a k , ne yaparlarsa yapsnlar. Orada k a l d k a , fela-

ha s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) arkadalarna sava i i n h a z r l a n m a e m r i verdi.

k e t o n l a r n olacaktr. G e r i d n d k l e r i n d e ise a m a l a r n y e r i n e g e t i r e m e m i
o l a r a k geri d n e c e k l e r d i r . "
E n s a r ve M u h a c i r l e r i n y a l l a r n d a n b y k b i r g r u p l b n U b e y ' i n gr-

N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in a r k a s n d a iki a d a m n e m l i k a r a r lar a l m a k i i n o n a d a n m a k zere b e k l i y o r l a r d . B u n l a r d a n biri k e n d i n i brahim d i n i n i n temsilcisi k a b u l e d e n E b u Amir'in olu H a n z e l e idi. Babas-

n e katldlar. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " M e d i n e ' d e k a i m , k a d n

nn imdi U h u d ' d a d m a n k a m p l a r arasnda o l d u u n d a n h a b e r i y o k t u . O

ve o c u k l a r kalelere k o y u n " dedi. O b y l e k o n u u n c a g e n l e r d e n o u n u n

g n , H a n z e l e ' n i n b i r k a hafta n c e s i n d e n b e l i r l e n m i o l a n d n g n y d .

e h r i n d n a y r m e taraftar o l d u u aa kt. Birisi: " E y Allah'n Rasu-

O , l b n U b e y ' i n kz, k u z e n i C e m i l e ile nianlyd. Savaa g i t m e y e kararl ol-

l , " dedi, " b i z i d m a n n y a n n a gtr. O n l a n n , b i z i m k o r k t u u m u z u ve

masna r a m e n , d n e r t e l e m e k i s t e m i y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v.) d -

zayf o l d u u m u z u d n m e l e r i n e izin v e r m e " . Bu szler m e c l i s i n h e r tara-

n n y a p m a s n ve g e c e y i M e d i n e ' d e g e i r m e s i n i syledi. G n e d o m a d a n

fndan takdir d o l u mrltlarla d e s t e k l e n d i . o u ayn eyleri tekrarlad. Ba-

n c e a t m a b a l a y a m a y a c a n a gre, H a n z e l e (r.a.) ertesi s a b a h orduya ye-

zlar, e e r b u k e z m a h s u l l e r i n i n b y l e h a r a p e d i l m e s i n e izin verirlerse, b u -

tiebilirdi. O r d u n u n h a n g i yollardan getiini a r a t r a r a k o n l a r a u l a m a s

n u g e l e c e k t e Kureyliler'i ayn eyi y a p m a y a tevik e t m e k t e n b a k a b i r ie

mmknd.

y a r a m a y a c a g r n savundular. H a m z a ve Sa'd l b n U b a d e gibi d e n e -

Dier a d a m , Hazre k a b i l e l e r i n d e n B e n Selime'li A b d u l l a h l b n A m r

y i m l i kiiler de b u g r d e s t e k l e m e y e balamt. l e r i n d e n biri: " B e -

(r.a.)'d. O yl k a d a r n c e , putperest o l a r a k H a c y o l c u l u u n a k p M i -

dir'de yz a d a m n vard, Allah sana, o n l a r a kar zafer verdi. i m d i ise

na'da m s l m a n olan ve d a h a s o n r a i k i n c i A k a b e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i -

daha o k a d a m m z var, h e m de d m a n ayayla k a p m z a d e k gelmi. Yi-

at eden a d a m d . B i r k a g e c e n c e A b d u l l a h , H a y s e m e ' n i n k i n e b e n z e r b i r r-

n e Allah'a dua ediyor ve zafer v e r e c e i n i m i t e d i y o r u z " d e d i . 2 D a h a s o n r a ,

ya g r m t . R y a s n d a o n a b i r adam gelmiti. O , a d a m n E n s a r d a n M b e -

yal b i r a d a m olan Evs'li H a y s e m e ayaa kalkt. D a h a n c e de a n l a t l a n sa-

ir o l d u u n u farketmiti.

v u n m a d a k a l m a n n d e z a v a n t a j l a r n d a n b a h s e t t i . S o n r a kiisel b i r k o n u y u

Adam: " B i r k a g n i i n d e bize g e l e c e k s i n " d e m i t i . A b d u l l a h : " N e r e d e -

aklad. O l u Sa'd (r.a.) Bedir'de e h i t d e n b i r k a m s l m a n d a n biriydi.

s i n ? " d e y i n c e a d a m : " C e n n e t t e . Biz orada, istediimiz h e r eye s a h i p o l u -

" G e e n g e c e r y a m d a " dedi, " O l u m u g r d m . G r n o k gzeldi.

ruz" c e v a b n vermiti. A b d u l l a h ' n : " S e n Bedir'de l d r l m e m i m i y d i n ? "

C e n n e t b a h e l e r i arasnda o n a h e r i s t e d i i n i n verildiini g z l e d i m . Bize gel

s o r u s u n u ise yle c e v a p l a m t : " E v e t l d r l d m , fakat b a n a tekrar hayat

ve C e n n e t t e a r k a d a m z ol. R a b b i m i n b t n vaadlerinin h a k o l d u u n u gr-

verildi" A b d u l l a h ryasn P e y g a m b e r ' e a n l a t n c a P e y g a m b e r o n a : " E y Ca-

d m dedi. B e n yalym ve R a b b i m e k a v u m a k istiyorum. E y Allah'n R a s u -

bir'in b a b a s , b u e h a d e t t i r " d e d i . 5 A b d u l l a h da b y l e t a h m i n e d i y o r d u , fa-

l, Allah'a dua et de b a n a e h i t l i k ve C e n n e t t e Sa'd'la b u l u m a y n a s i p et-

kat y i n e de b u n u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a z n d a n d u y m a k istemiti. D a h a

sin."-^ P e y g a m b e r ( s . a . v ) : H a y s e m e i i n dua etti. p h e s i z b u n u i i n d e n

s o n r a sava h a z r l k l a r n a b a l a m a k ve o c u k l a r y l a v e d a l a m a k i i n e v i n e

o k u d u , n k k a y n a k l a r d a d u a n n nasl o l d u u k a y d e d i l m e m i . D a h a s o n -

d n d . K a n s yeni l m t . G e r i d e ise, yedi k z o c u u ve o n l a r a aabey-

ra E n s a r ' d a n biri daha, Hazre'li M a l i k l b n S i n a n (r.a.) ayaa k a l k t . " E y Al-

lik e d e n Cabir'i b r a k m t . Babas eve geldiinde C a b i r o k t a n m e s c i d d e n

lah'n R a s u l " dedi, " n m z d e iki iyi e y d e n biri bizi b e k l i y o r : Ya Allah

d n m , silahlarn h a z r l a m a y a k o y u l m u t u . Bedir'de b u l u n m a d i i n b u

bize o n l a r a kar zafer v e r e c e k , ki biz b u n u b e k l i y o r u z ; ya da A l l a h bizi e-

kez P e y g a m b e r (s.a.v)'le savaa gitmeyi o k istiyordu. F a k a t b a b a s n n d-

n c e s i farklyd. " O l u m " dedi b a b a s , " o n l a r -kzlarn k a s t e d e r e k - yalnz b r a k m a m a l y z . O n l a r k k ve aresizler. O n l a r iin k o r k u y o r u m . F a -

[51]

kat b e n A l l a h ' n R a s u l ile birlikte, e h i t o l m a k iin g i d i y o r u m , o n l a r da sana emanet ediyorum."


M s l m a n l a r i k i n d i n a m a z n d a t e k r a r b i r araya geldiler. O z a m a n a kadar y u k a r M e d i n e ' l i l e r hazrlanp m e s c i d e gelmilerdi bile. N a m a z d a n s o n ra P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u B e k i r ve m e r ' i k e n d i evine gtrd. O n l a r Peyg a m b e r ( s . a . v ) ' i n sava i i n h a z r l a n m a s n a y a r d m ettiler. A d a m l a r darda
s r a l a n m b e k l i y o r l a r d . Sa'd b n M u a z (r.a.) ve k a b i l e s i n d e n b i r k a a d a m
o n l a r a k z a r a k : "Siz, Allah'n R a s u l i s t e m e d i i ve O n a S e m a ' d a n h a b e r gelm e d i i h a l d e o n u savaa zorladnz. B r a k n da karar o v e r s i n " dediler. Peyg a m b e r ( s . a . v ) dar k t n d a , sarn m i f e r i n i n s t n e s a r m , zrhn
g i y m i ve k l c n k u a n m t . A d a m l a r d a n o u , o n u g r n c e biraz n c e k i
s z l e r i n e p i m a n o l d u l a r ve: " E y Allah'n R a s u l , b i z i m sana k a r k m a m z s z k o n u s u deil, sana hangisi iyi g r n y o r s a o n u y a p " dediler. Peyg a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a u cevab verdi. " B i r p e y g a m b e r silahlarn k u a n d k tan s o n r a , Allah, d m a n l a r y l a o n u n arasnda h k m verene k a d a r onlar
k a r m a z . B u n e d e n l e size e m r e t t i k l e r i m i y a p n ve Allah adna ilerleyin.

rdu, M e d i n e ile U h u d ' u n o r t a s n d a k i e y h e y n ' e u l a n c a y a k a d a r g n e

b a t m a y a b a l a m t . Bilal e z a n o k u d u . N a m a z d a n s o n r a

Peygamber

( s . a . v ) o r d u y u g z d e n geirdi. O z a m a n , yalar k k o l m a s n a r a m e n savaa k a t l m a k isteyen s e k i z o c u u farketti. A r a l a r n d a , s a d e c e o n yanda o l a n Zeyd'in olu s a m e (r.a.) ve m e r ' i n olu A b d u l l a h (r.a.) da vard.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u sekiz o c u a M e d i n e ' y e geri d n m e l e r i n i emretti. O n lar kar ktlar. E n s a r ' d a n biri, Evs'in Harise k o l u n d a n o l a n o n b e yandaki E b u Rafi'nin iyi b i r o k atcs o l d u u n a dair P e y g a m b e r (s.a.v)'i i k n a etti.
Bu y z d e n Rafi'nin k a l m a s n a izin verildi. F a k a t a n n e s i Rafi'nin k a b i l e s i n d e n biri ile e v l e n e n ve u a n d a y e t i m k a l a n , N e c d k a b i l e s i n d e n S e m u r e k e n disinin grete Rafi'den daha iyi o l d u u n u iddia etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de
o n l a r n k e n d i l e r i n i g s t e r m e l e r i n e izin verdi. ki o c u k h e m e n b i r b i r l e r i n e
girdiler ve S e m u r e iddiasnn d o r u o l d u u n u ispatlad. B u n e d e n l e o n u n da
k a l m a s n a izin verildi. Dierleri evlerine geri g n d e r i l d i .

E e r s e b a t g s t e r i r s e n i z zafer sizindir."^ D a h a s o n r a iki sopa istedi ve o n l a -

M e k k e ' l i l e r , m s l m a n l a r n z e r l e r i n e g e l m e s i n i ve b y l e c e t m g l e -

ra s a n c a k balad. Evs'in s a n c a n U s e y d ' e , H a z r e ' i n k i n i B e d i r k u y u l a -

riyle ve svari birlikleriyle onlara s a l d r m a y istiyorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v )

ryla ilgili tavsiyeyi veren Hubab'a, M u h a c i r l e r i n k i n i de Mus'ab'a verdi. Yi-

b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e saylarnn az o l u u n u d e n g e l e y e c e k bir k o -

n e , m o l a n A b d u l l a h bn m m M e k t u m (r.a.)'u k e n d i y o k l u u n d a na-

n u m a l m a y a ve d m a n n m i t l e r i n i b o a k a r m a y a k a r a r vermiti. F a k a t

m a z l a r k l d r m a s i i n i m a m tayin etti. S e k b ' adndaki atna b i n d i , yayn

b u n u b a a r a b i l m e s i i i n b i r r e h b e r e ihtiyac vard. B u n e d e n l e b i r s o r u t u r -

o m u z u n a ast, eline de bir m z r a k ald. B a k a k i m s e b i n e i n e b i n m e m i t i .

m a yapt ve B e n Harise k a b i l e s i n i n o b l g e y i iyi b i l e n b i r a d a m n r e h b e r

ki Sa'd ( b n U b a d e ve bn M u a z ) P e y g a m b e r (s.a.v)'in n n d e gidiyordu.

o l a r a k ald.

H e r iki tarafta t o p l a m b i n d e n fazla a d a m vard.

M e d i n e ' d e o g e c e H a n z e l e (r.a.) ile C e m i l e (r.a.) evlendiler. C e m i l e o gece r y a s n d a k o c a s n C e n n e t ' i n dnda b e k l e r k e n g r d . Kap alp k o c a s i e r i g i r m i ve kap tekrar k a p a n m t . C e m i l e u y a n d n d a : " B u e h a d e t "
dedi. kisi b i r l i k t e k a l k p g u s l abdesti aldlar ve s a b a h n a m a z n kldlar.
D a h a s o n r a H a n z e l e k a r s n a veda etti. F a k a t kars o n a sarld ve b r a k m a d. B u n u n z e r i n e tekrar yattlar. D a h a s o n r a H a n z e l e k e n d i s i n i k a r s n n et-

1.

W. 209.

2.

W. 210-11.

k i s i n d e n k u r t a r p , g u s l abdesti a l a c a k kadar bile b e k l e m e d e n silahlarn al-

3.

W. 212-13.

d, zrhn giydi ve e v d e n a y r l d . 1
P e y g a m b e r ( s . a . v ) orduya g n e d o m a d a n e y h e y n ' d e n ayrlma e m r i

4.

A.g.e

5.

W. 266.

verdi. F a k a t b n Ubey, g e c e b o y u n c a k e n d i taraftarlaryla k o n u m u t u . O r -

6.

W 214

du h a r e k e t e h a z r o l u n c a , y z m n a f k t a n o l u a n taraftarlaryla b i r l i k t e

7.

Ata, rahvan gittii iin Akan Su anlamna gelen bu isim verilmitir.

lbn Ubey, M e d i n e ' y e geri d n d . O r d u y l a b i r l i k t e k a l a n olu A b d u l l a h ise

birlikte k i m a l a c a k ? " diye sordu. m e r h e m e n a l m a k zere ilerledi, fakat

b u n d a n o k u t a n m t , l b n U b e y a y r l m a d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'le k o -

P e y g a m b e r ( s . a . v ) y z n o n d a n evirdi ve t e k r a r : " B u klc h a k k y l a k i m

n u m a d bile. K e n d i s i n e n e r e y e gittiini s o r a n E n s a r d a n bazlarna ise u ce-

a l a c a k ? " diye s o r d u . Z b e y r a l m a k istediini s y l e d i , fakat

vab verdi: " O b a n a kar k t ve deersiz a d a m l a r n s z n e uydu. Bu k t

( s . a . v ) y i n e y z n evirdi ve s o r u s u n u n c k e z tekrarlad. Hazre'li b i r

Peygamber

s e i l m i n o k t a d a h a y a t l a r m z feda e t m e m i z i i n b i r n e d e n g r e m i y o r u m . "

adam o l a n E b u D c a n e : " O n u n h a k k nedir, e y Allah'n R a s u l ? " dedi. Pey-

Cabir'in b a b a s A b d u l l a h o n l a r n a r k a s n d a n gitti ve yle bard: "Allah a-

g a m b e r ( s . a . v ) : " O n u n h a k k , d m a n l a k l c n az e i l e n e d e k s a v a m a n -

k n a , P e y g a m b e r i n i z i ve h a l k n z d m a n k a r s n d a t e r k e t m e y i n . " O n l a r

d r " dedi. E b u D c a n e : " O n u h a k k y l a b i r l i k t e a l y o r u m " dedi. P e y g a m b e r

s a d e c e u c e v a b verdiler: " E e r savaacanz b i l s e y d i k , sizi t e r k e t m e z d i k .

( s . a . v ) de k l c o n a verdi. O n u n k r m z sar H a z r e arasnda l m sar

F a k a t a t m a o l a c a n t a h m i n e t m i y o r u z . " A b d u l l a h : " E y Allah'n d -

o l a r a k m e h u r d u . M i f e r i n i n s t n e b u sar t a k t n d a , b u n u

m a n l a r " d e d i , " A l l a h , P e y g a m b e r i n i sizsiz de zafere u l a t r a c a k t r . "

z e r i n e l m s a m a k a n l a m n a geldiini h e r k e s b i l i y o r d u . O n u n saflar ara-

dman

Sayca y e d i y z e i n e n o r d u , d m a n a d o r u biraz ilerledi. D a h a s o n r a ,

snda b u niyetle k l c n salladn g r n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " B u , b u r a d a -

hl k a r a n l k t a , saa d n p v o l k a n i k b i r kaya y n n d a n g e e r e k U h u d

ki ve b u z a m a n d a k i d u r u m h a r i , Allah'n yasaklad ve s e v m e d i i b i r

e t e k l e r i n e ulatlar. Tekrar d n p k u z e y b a t y a d o r u yneldiler. afan s -

haldir" dedi.^

n k k l a r n d a M e k k e k a m p n biraz s o l l a r n d a , b i r a z da aalarnda g r n c e y e d e k ilerlediler. D a h a s o n r a y i n e ilerleyip d m a n l a U h u d da aras n d a k i y e r l e r i n i aldlar. Ne y a p m a s g e r e k t i i n e k a r a r veren

Peygamber

( s . a . v ) b i n e k l e r d e n i n m e ve k o n a k l a m a e m r i verdi. Bilal ezan o k u d u ve h e p si arkalar U h u d dana d n k o l a r a k sralanp s a b a h n a m a z n kldlar. Savan k o n u m u da b u ekilde o l a c a k t . n k d m a n k e n d i l e r i y l e M e k k e


arasnda y e r alyordu. N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara yle h i tap etti: " G e r e k t e n b u g n siz karl ve ecri b o l o l a n b i r g n d e s i n i z . Ne
yaptnn f a r k n d a o l a n ve n e f s i n i sabr, s e b a t , gayret ve istekle b u n a aday a n kii i i n b y k m k f a t l a r v a r d r " 2 P e y g a m b e r ( s . a . v ) k o n u m a s n bitirdiinde h e n z M e d i n e ' d e n y e n i g e l e n H a n z e l e y a n n a geldi ve o n u s e l a m lad.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) e n iyi o k u l a r s e i y o r d u : B u n l a r n arasnda k e n d i s i n e en y a k n o l a n l a r Z e y d , Z h r e k a b i l e s i n d e n k u z e n i Sa'd ve O s m a n l b n
M a ' z u n ' u n olu Sa'ib idi. O k u l a r n a r a s n d a n elli kiiyi s e i p , esas g c n
sol t a r a f n d a k i tepeye yerletirdi. O n l a r n b a n a da Evs'li A b d u l l a h l b n C b e y r (r.a.)'i lider o l a r a k grevlendirdi. O n l a r a baz e m i r l e r verdi ve yle dedi: " O k l a r n z l a bizi o n l a r n a t l l a r n d a n k o r u y u n . O n l a r n a r k a m z d a n d o lap b i z e s a l d r m a s n a izin v e r m e y i n . Sava b i z i m l e h i m i z e de gitse aleyhim i z e de gitse y e r i n i z d e n a y r l m a y n . E e r d m a n y e n d i i m i z i g r r s e n i z ,
b u n d a b i z i m de p a y m z o l s u n d e m e y i n , e e r l d r l d m z g r r s e n i z ,
yardma

gelmeyin."3

Bir b a k a zrh giyerek eline b i r k l ald ve sallad. " B u klc h a k k y l a

w 273

2.

W 221.

3.

I. I. 5 6 0 .

4.

I. 1 . 4 6 1

UHUD

SAVAI

o k u n a n arky sylemeye balad:


lerleyin,

[52]

o zaman sizinle

Ve yumuak

hallar

vnrz,

sereriz.

Fakat eer geri dnp kaarsanz,


n e y k s e l m i ve Kureyliler saflarn dzene sokmulard. Her iki ta-

Sizi terkederiz

ve

sizi

terkederiz.

sevmeyiz.

rafta yzer atl vard. Sa taraftakine Velid'in olu Halid, sol taraftakine

ki ordu yeteri kadar birbirine yaklanca, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in okula-

E b u Cehil'in olu krime k u m a n d a ediyordu. Ortadan E b u Sfyan ilerleme

r, Halid'in svarilerini o k y a m u r u n a tutmaya balad. Kineyen atlarn

e m r i n i verdi. O n u n n n d e Abdu'd-Dar'dan Talha, Kurey sancan ta-

sesleri kadnlarn davul seslerini bastrd. M e k k e o r d u s u n u n orta ksmndan

yordu. T a l h a ' n m iki kardei ve drt olu gerektiinde sanca a l m a k iin

Talha, ileri doru kt ve teke tek atma nerdi. O n a kar Ali (r.a.) kt.

o n u n yaknnda yer alyorlard. Talha ve kardeleri kabileleri iin o g n za-

Biraz attktan sonra Ali o n u yere drd ve miferinin s t n d e n kafas-

fer k a z a n m a y a kararlydlar. B e d i r d e onlardan iki kii erefsizce kendileri-

n paralayan bir darbe ile ldrd. Peygamber (s.a.v.) b i r anda, "ldrle-

nin esir alnmasna izin vermilerdi. E b u Sfyan, Uhud'a giderken b u n u Tal-

c e k b l k b a k a n n n " -ryasnda kendisine gsterilen k o u n - Talha oldu-

ha ve kardelerine hatrlatmay ihmal etmemiti. Mus'ab,

Peygamber'in

unu anlad ve y k s e k sesle Allahu E k b e r dedi. Bu ses tm orduda yank-

n n d e , M u h a c i r l e r i n sancan tad yerden kendi kabilesinin adamlar-

land. Fakat ryada grd k o sadece bir tek k u r b a n s e m b o l i z e etmiyor-

nn da Kurey sancan tadklarn grd.

du. n k Talha'nn kardei sanca alm ve Hamza tarafndan ldrl-

ki d m a n ordusu seslerini duyacak kadar birbirlerine yaklatklarn-

mt. Daha sonra Zhre'li Sa'd, Talha'nn dier kardeini, b o y n u n a ok sap-

da, E b u Sfyan ordunun hafife n n e kt: " E y Evsliler ve Hazreliler, ala-

layarak ldrd. Talha'nn drt olu da birbiri arkasna Ali (r.a.), Zbeyr

n boaltn ve k u z e n i m i bana brakn. O zaman biz de size d o k u n m a y z .

(r.a.) ve Evs'li Asm bn Sabit (r.a.) tarafndan ldrldler. kisini, l m e k

n k biz size sava ilan e t m e d i k " dedi. Fakat Ensar, ona y k s e k sesle ha-

zere iken ordunun gerisine, anneleri Sulfe'nin yanna tadlar. O n a , oul-

karet ederek cevap verdi. Daha sonra M e k k e saflarndan bir a d a m n e atl-

larna bu ldrc darbeleri k i m i n vurduunu sylediklerinde, bir gn

d. Hanzele, ne kann babas olduunu grnce o k ard. Adam: " E y

Asm'n kafasndan arap i m e y e and iti.

Evsliler, b e n E b u Amir'im" dedi. E b u Amir bir zamanlar o k gl olan n-

Hi b i r M s l m a n k a d n n ordu ile birlikte gelmesine izin verilmemi-

f u z u n u n bir anda yok olduuna inanamyordu. Bu nedenle Kureyliler'e,

ti. Fakat Hazre'li b i r kadn olan Nuseybe (r.a.), asl yerinin o r d u n u n yan

kabilesine kendisini tantr tantmaz, b t n adamlarnn k e n d i safna gee-

olduunu hissetti. Kocas Gaziyye ve iki olu ordudayd, fakat gitmek iste-

cekleri k o n u s u n d a sz vermiti. F a k a t beklediinin aksine sadece hakaretle

mesinin sebebi b u deildi. Dier kadnlarn da orduda o c u k l a r ve kocala-

deil, hayal krkl iinde geri e k i l m e s i n e neden olan ta yamuruyla kar-

r vard ve onlar evde kalmaya raz olmulard. Nuseybe, kinci A k a b t d e


Peygamber (s.a.v.)'e biat e t m e k iin Medine'den gelen y e t m i kadar adamn

land.
M e k k e ordusu tekrar ilerleme dzenine girdi. Hind tarafndan ynetilen kadnlar da deflere, zillere vurarak ve ark syleyerek ilerliyorlard:
Ey Abdu'd-Dar
Ey gerideki

slalesi,

Her kl darbesiyle

lm

nedenle sabah e r k e n d e n k a l k m , krbasn su ile d o l d u r u p h i olmazsa susuzlara su v e r m e k ve yarallar tedavi etmek amacyla yola k o y u l m u t u . Ya-

ileri!

saflarn bekileri,

yanndaki iki kadndan biriydi. Geride kalmak o n u n mizacna aykryd. Bu

ileri!

san.

Kadnlar, dmana yeteri kadar yaklatklarn anlaynca, davullarn


dverek sava zamannn geldiini ilan ediyorlard. Erkekler, kadnlarn
n n e geti. Daha sonra Hind, n c e k i b i r savata baka bir H i n d tarafndan

nna bir kl, bir yay, bir torba da o k almay ihmal etmemiti. O r d u n u n getii yollar izleyerek, sava baladktan ksa bir sre s o n r a , U h u d ' u n eteklerine ulamakta zorluk e k m e d i . Vardnda P e y g a m b e r (s.a.v.), E b u Bekir
(r.a.) ve m e r (r.a.) gibi yakn arkadalarndan bir grupla birlikte biraz yksek b i r arazide k o n u m u n u almt. Enes'in annesi m m Sleym de ayn ekilde dnerek, su kabn d o l d u r m u ve Nuseybe'den ksa b i r sre sonra

oraya u l a m t . Saflarn gerisindeki b u g r u b a iki yeni kii daha katld. Vah a n n b a t s n d a k i Bedev k a b i l e l e r i n d e n M u z e y n e ' l i iki adam ksa b i r sre
n c e m s l m a n o l m u ve M e k k e ' l i l e r i n saldrsndan habersiz b i r ekilde
M e d i n e ' y e g i t m i l e r d i . ehri yar b o g r n c e , s e b e b i n i r e n m i l e r ve h e men

Uhud'a

doru

yola k m l a r d .

U h u d ' a vardklarnda

Peygamber

(s.a.v.)'i s e l a m l a d l a r ve kllarn e k e r e k saflarn arasndan ilerlediler.

b a k a bir Habe'li sanca k e n d i s i ald, fakat b i r m d d e t s o n r a h e m e n l d r l d . H a m z a (r.a.)'nn d e v e k u u ty g r n m e m e s i n e r a m e n E b u D c a ne (r.a.), Z b e y r (r.a.) ve Ensar'la m u h a c i r l e r d e n dierleri, o g n n parolas o l a n ( E m i t , E m i t ) 'ldr, l d r ' s z l e r i n i n canl ekilleri gibi d m a n a
l m sayorlard. O n l a r a kar k i m s e d u r a m y o r d u : Ali'nin b e y a z s o r g u c u ,
E b u D c a n e ' n i n k r m z sar, Zbeyr'in parlak sar sar ve H u b a b ' n ye-

E b u D c a n e (r.a.) k r m z saryla verdii s z d e d u r m u t u . Z b e y r da-

il sar, gerilerdeki saflara g v e r e n zafer bayraklar gibiydi. E b u Sfyan,

ha s o n r a l a n y l e itiraf ediyordu: " A l l a h ' n R a s u l klc b a n a deil de E b u

ortada c e s u r c a dven H a n z e l e ' n i n d a r b e s i n d e n z o r k u r t u l d u . H a n z e l e t a m

D c a n e ' y e v e r i n c e i i m d e n k r l m ve k e n d i k e n d i m e yle d e m i t i m : B e n

o n a v u r a c a k k e n , Leys'li b i r a d a m Hanzele'y mzrayla yere d r d . k i n -

o n u n b a s b a s n n k z k a r d e i Safiye'nin o l u y u m ve Kureyliyim. O n a gidip

ci b i r m z r a k darbesiyle de l d r d .

dier a d a m d a n n c e klc istedim, fakat o klc b a n a deil de o n a verdi. Allah'a a n d o l s u n E b u D c a n e ' n i n n e yaptn i z l e y e c e i m ! Ve o n u izledim.
Z b e y r d a h a s o n r a E b u D c a n e ' n i n h e r n n e geleni, k e n d i s i b i r b i i c i , k lc da b i r t r p a n m gibi nasl k o l a y c a l d r d n ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
verdii s z nasl y e r i n e getirdiini anlatt. S o n u n d a k e n d i s i n i n de: " A l l a h
ve R a s u l d a h a iyi b i l i r " d e m e k z o r u n d a k a l d n syledi.
G r n o k etkileyici ve iri olan H i n d , hl e r k e k l e r i n arasnda o n l a r savamaya tevik ediyordu. Bir ara o n u e r k e k s a n a n E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n
k l c n d a n z o r k u r t u l d u . E b u D c a n e ' n i n klc tam k a f a s n n s t n d e i k e n ,
H i n d haykrd. O n u n b i r kadn o l d u u n u a n l a y a n E b u D c a n e de y a n n d a ki e r k e e d n d ve o n a vurdu. B u n u n z e r i n e H i n d de, o r d u n u n g e r i s i n d e
k l e l e r tarafndan k o r u n a n k a m p t a k i dier k a d n l a r n yanna d n d . H i n d
oraya vardnda, Habe'li Vahi sava a l a n n a d o r u ilerliyordu. A l a n d a k i
dier a d a m l a r n a k s i n e Vahi, s a d e c e b i r a d a m l a ilgileniyordu ve o n l a r n aksine o k s o u k k a n l y d . H a m z a (r.a.) o l a a n s t gl g r n , b e c e r i k l i
savama tarz ve s t n d e k i deve k u u tyyle k e n d i n i u z a k t a n belli ediyordu. Vahi u z a k t a n o n u fark etti ve m z r a k atabilecei u z a k l k t a , g v e n l i b i r
yere d o r u ilerledi. H a m z a (r.a.), A b d u ' d - D a r ' n s o n s a n c a k t a r l a r n d a n biriyle yzyzeydi. Bir k l darbesiyle d m a n n zrhnda delik a m t . Vahi b u
ans k a r m a m a k iin acele etti ve m z r a n a t a c a k ekilde hazrlad. H a m za (r.a.) d m a n n l d r m ve b i r k a a d m atmt ki c a n e k i e r e k yere
yuvarland. Vahi, o n u hareketsiz k a l a n a k a d a r b e k l e d i k t e n s o n r a m z r a n
e k t i ve b t n hzyla k a m p a gitti. K e n d i k e n d i n e yle diyordu: " Y a p m a k
istediim eyi y a p t m . O n u sadece z g r l m iin l d r d m . "
H a m z a ( r . a . ) ' n n e h i d o l m a s , M e k k e o r d u s u n u n verdii k a y p l a r d a b i r
deiiklie n e d e n o l m a d . l d r l e n yedi s a n c a k t a r n k l e l e r i n d e n b i r i o l a n

Mekke'liler

kamplarna

doru

katka

sava

alan

Peygamber

(s.a.v)'in bulunduu yerden uzaklayordu. Peygamber (s.a.v) kendi adaml a r n n k a z a n d n a n l a m a s n a r a m e n , savan ayrntlarn g r e m i y o r d u .
F a k a t b i r an gzlerini, s a n k i kular s e y r e d i y o r m u gibi g k l e r e evirdi. Bir
m d d e t seyrettikten s o n r a y a n n d a k i l e r e : " A r k a d a n z " - H a n z e l e (r.a.)'yi
k a s t e d i y o r d u . - " M e l e k l e r y k y o r " 1 dedi.
D a h a sonralar bir a k l a m a

istercesine b u olay C e m i l e ' y e

anlatt:

" G k l e y e r arasnda, b u l u t l a r d a n aldklar s u y u , g m k a p l a r d a n d k e r e k ,


m e l e k l e r i n Hanzele'y y k a d k l a r n g r d m . " 2 B u n u n z e r i n e C e m i l e , Peyg a m b e r (s.a.v)'e grd ryay ve k o c a s n n nasl savaa g e k a l m a k o r k u s u y l a , g u s l abdestini a l m a d a n yola k o y u l d u u n u anlatt.
M s l m a n l a r , d m a n saflarnn t m n n krld n o k t a y a kadar ilerlediler. D m a n k a m p n a g i d e n yol almt. G a n i m e t a l m a k isteyenler de
k a m p a doru ilerliyorlard. S e i l e n elli o k u , P e y g a m b e r (s.a.v)'in s o l u n d a
biraz uzaktaydlar. P e y g a m b e r l e o k u l a r arasnda, z e m i n n c e alalyor s o n ra da onlar yerletirdii b l g e d e ykseliyordu. Okular, ilk sallardaki arkad a l a r n n g a n i m e t k a z a n m a k iin giritikleri abay grebiliyorlard. B u n d a n
dolay o k u l a r da, sava a l a n n a g i t m e k istediler. Liderleri P e y g a m b e r ' i n n e
olursa o l s u n yerlerinden ayrlmamalar gerektiine dair e m r i n i hatrlatt. Fakat o n l a r dinlemediler. "Sava bitti ve kafirler k a t " dediler. Yaklak k r k tanesi, A b d u l l a h ve dier o n kiiyi orada b r a k a r a k sava a l a n n a gittiler.
O z a m a n a d e k M e k k e o r d u s u n u n svarileri h i b i r ie y a r a m a m l a r d .
k i ordu ortada yle k a y n a m l a r d ki, bir atn ilerlemesi h e m k e n d i a d a m larn, h e m de d m a n a s k e r l e r i n i tehlikeye sokabilirdi. K e n d i l e r i n i y u k a r daki m s l m a n o k u l a r n n n e a t m a k s z n da o n l a r n a r k a s n a g e m e l e r i
m m k n deildi. F a k a t Halid o a n d a kar tarafta n e l e r o l d u u n u fark etti

ve h e m e n b t n a d a m l a r n , o k u l a r n b u l u n d u u yere doru yneltti. A b -

g a m b e r (s.a.v) " A l l a h ' m o n a m e r h a m e t e t ! " dedi. V e h b d m a n l a r l a h e r ta-

dullah ve a d a m l a r o n l a r ilk n c e oklaryla d u r d u r m a y a altlar. D a h a

rafndan y a r a l a n p e h i d o l u n c a y a k a d a r savat. D a h a sonra o n u b u l d u k l a -

s o n r a k l ve m z r a k l a r y l a , l n c e y e d e k savatlar. Bu o n m s l m a n o k -

rnda z e r i n d e y i r m i m z r a k yaras vard. Kl d a r b e l e r i n d e n b a k a , bir t e k

u d a n h i b i r i h a y a t t a k a l m a d . T e p e n i n a r k a s n d a n d o l a a n Halid, a d a m l a -

m z r a k darbesi bile o n u l d r m e y e y e t e c e k k a d a r derindi. O n u n b u ekilde

rn M s l m a n l a r n e n y o u n o l d u u b l g e y e a r k a d a n saldrtt. k r i m e de

d t n g r e n l e r o n u h i b i r z a m a n u n u t m a d l a r . m e r s o n r a k i yllar-

o n u n gibi yapt. M e k k e o r d u s u n u n svarileri k o r u n m a s z m ' m i n saflarna

da yle derdi: " l m l e r arasnda en o k Muzeyne'li a r k a d a m n l m gi-

o k kayplar verdirdiler. Ali ve arkadalar artk y z l e r i n i y e n i d m a n a e-

bi l m e k i s t e r d i m . " 3 Zhre'li Sa'd da o n yl s o n r a , hl P e y g a m b e r ' i n Vehb'e

virmilerdi. K a a n k a f i r l e r d e n b i r k s m da gelip m ' m i n l e r e a r k a d a n sald-

verdii C e n n e t m j d e s i n i duyar gibi o l d u u n u sylerdi.

ryordu. Sava naralar b i r d e n bire deiti ve Kureyliler'in " E y H u b e l ! E y

M s l m a n l a r geriye e k i l d i k e k a l a b a l k da tepeye doru yaklayordu.

U z z a ! " sesleri alan d o l d u r d u . Atllarn s a l d r s n d a n k u r t u l a n ve geride ka-

ki tarafn sava n a r a l a r n n yan sra t e k t e k savalarn kiisel arlarn

lan m s l m a n l a r n o u k o r k m u l a r ve s n m a u m u d u y l a daa d o r u k a -

da d u y m a k m m k n d . O k a t a r k e n , k l darbesi v u r u r k e n ve teke tek k a r -

mlard. K u l a k l a r P e y g a m b e r (s.a.v)'in s e s i n e k a r sar, zihinleri de k a -

lamaya davet e d e r k e n iki taraftan da "Al ite, b e n falan f a l a n m " diye ses-

m a k t a n b a k a h e r trl d n c e y e kapalyd. M s l m a n l a r n o u sava

ler y k s e l i y o r d u . E b u D c a n e k e n d i s i n i , b y k b a b a s olan Harae'nin o-

alanndayd, fakat d a h a n c e k i cesaretleri k r l m ve sayca d m a n d a n o k

lu diye tantyordu. Bazen de b a r a n k i i n i n k i m o l d u u s z l e r i n d e n a n l -

az kalmlard. A d m a d m U h u d ' a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b u l u n d u u yere

l m y o r d u . E n s a r ' d a n b i r i n i n yle bard d u y u l u y o r d u : "Al ite, b e n E n -

d o r u geri e k i l m e k z o r u n d a kaldlar.

sar'dan b i r g e n c i m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o g n b i r k a kez: " B e n bn el-

P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve iinde iki k a d n n da b u l u n d u u g r u p d m a n n

A v a t i k ' i m " 4 yani " B e n Atike'lerin o l u y u m " diye bard. Atike'ler d e r k e n

s t n e arka arkaya o k yadryordu. Sava a l e y h e r i n e d n m e y e baladn-

bu ad tayan n i n e l e r i n i k a s t e d i y o r d u . 5 O srada k a r saflardan k i m l i i n i

da ilk d n c e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k o l a n b i r o k m s l m a n da

a k a s y l e y e n b i r a d a m k t ve: " B a n a kar k i m k a c a k ? B e n Atik'in o-

yanlarna gelip onlara katlmt. O n l a r a ilk katlanlar arasnda Muzeyne'li

l u y u m " dedi. B u a d a m , Aie'nin t e k z e r k e k kardei ve ailenin tek m s l -

iki adam, V e h b ve Haris de vard. K k b i r d m a n g r u b u sollarndan k e n -

m a n o l m a y a n ferdi o l a n E b u B e k i r ' i n olu Abdu'l- K'be idi. E b u B e k i r (r.a.)

dilerine d o r u yaklayordu. " B u gruba kar k i m k a c a k ? " dedi Peygamber.

klcn ve m z r a n e k i p ilerledi, fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n d a n n c e dav-

V e h b (r.a.) h e m e n : " B e n , ey Allah'n R a s u l " dedi ve o n l a r yle hzla o k

rand. " K l c n k n n a s o k " dedi, "ve y e r i n e d n , bize a r k a d a l k e t . " 6

y a m u r u n a tuttu ki, d m a n l a r o k u atan g r u b u n b y k o l d u u n u d n e -

Bir g r u p atl d a h a M s l m a n l a r n a r k a s n d a n y a k l a m a y a balad ve ge-

r e k geri ekildiler. Bir baka g r u p atl onlara y a k l a r k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) :

ri e k i l e n A b d u ' l - K ' b e ' n i n n n e d o r u ilerlediler. P e y g a m b e r (s.a.v.): "Bi-

" B u n l a r a kar k i m g i d e c e k ? " dedi. V e h b yine: " B e n , e y Allah'n R a s u l " de-

zim i i n k i m k e n d i n i v e r e c e k ? " 7 dedi. E n s a r ' d a n b e kii kllarn e k i p

di ve onlarla s a n k i k e n d i s i b i r a d a m deil de b i r ordu i m i gibi savat. D -

saldrdlar ve ehid o l u n c a y a kadar arptlar. l e r i n d e n s a d e c e biri, o da

m a n g r u b u y i n e geri ekildi. D m a n saflarnn a r a s n d a n b i r g r u p y i n e o n -

ar yaral o l a r a k k u r t u l d u . F a k a t o n l a r n yerini a l a c a k yeni y a r d m g e l m i -

lara doru y n e l d i . P e y g a m b e r (s.a.v): " P e k i b u n l a r a kar k i m k a c a k ? " de-

ti. Ali (r.a.), Z b e y r (r.a.), Talha (r.a.) ve E b u D c a n e (r.a.) n saflardan or-

di. V e h b ( r . a . ) : " B e n k a c a m " d e y i n c e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) " 0 h a l d e k a l k "

du ile b i r l i k t e geri e k i l m i l e r d i . O n l a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'in y a n n a u l a m a -

dedi ve " n e e l i ol, n k C e n n e t s e n i n d i r . " V e h b sevile ayaa k a l k t ve k -

dan n c e d m a n t a r a f m a n atlan b i r tala P e y g a m b e r (s.a.v.)'in alt duda

lcn s a l l a r k e n yle diyordu: 'Allah'a a n d o l s u n h i a m a n v e r m e y e c e i m ve

yrtlm ve d i l e r i n d e n biri krlmt. Birden bire y z n k a n kaplad, fa-

a m a n d i l e m e y e c e i m . ' V e h b d m a n g r u b u n u n iine daldnda P e y g a m b e r

kat o e l i n d e n g e l d i i n c e acsn g s t e r m e y e r e k Ali ve dierlerini iyi o l d u u

( s . a . v ) ve arkadalar o n u n cesaret ve yiitliini g z l e m e k t e n k e n d i l e r i n i ala-

k o n u s u n d a teskin etti. K a n k a y b n d a n zayf d p baylan Talha dnda

madlar ve b i r sre silah atmay durdurdular. V e h b d m a n yarp kar ta-

hepsi d m a n n s t n e tekrar yneldiler. P e y g a m b e r (s.a.v.) E b u Bekir'e

rafa gemiti. G e r i d n p tekrar d m a n g r u b u n u n ortasna daldnda Pey-

" K u z e n i n e b a k " dedi. F a k a t Talha h e m e n k e n d i n e geldi. O n u n y e r i n e ileri-

k i saflara Z h r e l i Sa'd ve Hazre'li H a r i s l b n S i m m e k a t l m t . B u y e n i grup-

p i m a n o l m u ve z l m l e r d i . C e s a r e t i n i k a y b e d e n d a h a b i r o k M s l -

la d e s t e k l e n e n Ali ve a r k a d a l a r d m a n a yle l m satlar k i , m r i k l e -

m a n da e l i n d e n g e l d i i n c e hzla daa doru k a y o r d u . F a k a t istisnalar da

rin g e r i e k i l m e s i y l e b i r l i k t e e h i d o l a n b e E n s a r n c e s e d i de a a kt.

vard. B u n l a r d a n biri de, P e y g a m b e r (s.a.v)'in h i z m e t i s i E n e s ' i n days - b u

P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a b a k t d u a etti. F a k a t y a t a n l a r n a r a s n d a n b i r i o n a

isim o n a d a y s n d a n s o n r a v e r i l m i t i - N a d r ' n olu Enes'ti.

doru ilerlemek iin zeminde biraz srnd. Bunun zerine

(s.a.v)'in, Bedir'de b i r o k l a l d r l e n o l u n u n F i r d e v s c e n n e t i n d e o l d u u -

Peygamber

Peygamber

(s.a.v.) o n u g e t i r m e k i i n iki a d a m g n d e r d i . B a c a n y a s t k gibi a d a m n b a -

n u h a b e r verdii k a d n E n e s ' i n k z k a r d e i , yani N a d r ' n kz idi. E n e s , yaa-

n n a l t n a k o y d u ve a d a m l n c e y e d e k h a r e k e t s i z c e o r a d a tuttu.

m a a r z u s u n u y i t i r m i ve k e n d i l e r i n d e n e savaa d e v a m e t m e n e de k a m a

P e y g a m b e r ( s . a . v ) y l e dedi: " B i l i n k i , C e n n e t k l l a r n glgeleri altn-

istei k a l m a m iki a r k a d a n g r d . " N i y e b u r a d a o t u r u y o r s u n u z ? " diye

d a d r . " 8 D a h a s o n r a k i yllarda da o g n n n e k a d a r m u h t e e m ve h a y r d o -

bard. O n l a r : " A l l a h ' n R a s u l l d r l m " dediler. " P e k i o l d k t e n s o n -

lu b i r g n o l d u u n u h a t r l a r ve y l e derdi: " K e k e o d a n e t e k l e r i n d e ar-

ra yaayp da n e y a p a c a k s n z ? K a l k n ve o n u n gibi l n " 1 1 dedi. Ve sava-

kadalarmla birlikte ylece

kalsaydm."9

n en y o u n o l d u u yere d o r u ilerledi. D a h a s o n r a Sa'd l b n M u a z , o n u n

M r i k l e r , yava yava k a y b e t t i i alanlar tekrar k a z a n m a y a b a l a m t .

k e n d i s i n e yle bardn P e y g a m b e r (s.a.v)'e s y l e d i : " C e n n e t ! U h u d ' u n

P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n e v r e s i n d e k i g r u b u n oklar b i t m e k zereydi. K s a b i r

b r tarafndan C e n n e t k o k u s u a l y o r u m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd,

sre s o n r a h e r k e s k l ve m z r a k l a r n k a r p y a k n d v y a p m a k z o r u n -

" B e n o n u n savat gibi s a v a a m a z d m . " Savatan s o n r a E n e s (r.a.)'i s e k -

da k a l a c a k t . H e m de b i r M s l m a n a d r t kafir d y o r d u . O srada a n i d e n

s e n d e n fazla yara a l m b i r h a l d e buldular. Yaralardan t a n n m a y a c a k h a l e

y a n tarafta b i r atl b e l i r d i ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u l u n d u u g r u b a d o r u

gelmiti. O n u k z k a r d e i a n c a k p a r m a k l a r n d a n t a n y a b i l d i . 1 2

ilerledi. " M u h a m m e d ( s . a . v ) n e r e d e ? " diye bard. " O y a a d k a b e n yaa-

D z l n , a r k a tarafndaki y k s e k l i e s n m a k isteyen m ' m i n l e r iin

y a m a m ! " B u a d a m z a t e n m s l m a n l a r a b y k kayplar v e r d i r m i o l a n ,

geri e k i l m e l e r i d a h a da k o l a y hale gelmiti. n k m r i k l e r i n o u sava-

M e k k e ' n i n d n d a k i K u r e y l i l e r ' d e n l b n K a m i a idi. G r u b a hzla b i r g z ata-

n bittiini d n e r e k a b a l a r n azaltmlard. H e n z l l e r s a y l m a m t ,

r a k h e d e f i n i h e m e n fark etti. A t n m a h m u z l a y p , h i b i r m i f e r i n d a y a n a -

fakat t a h m i n e n B e d i r ' d e k i l e r e t e k a b l e d e c e k k a d a r M s l m a n ehit e t m i -

m a y a c a g l b i r k l d a r b e s i indirdi. F a k a t T a l h a h e m e n

Peygamber

lerdi. Yan sra t m b u k a r k l k l a r n asl n e d e n i o l a n a d a m l d r m e k l e

( s . a . v ) ' i n y a n n d a y d ve k l c g r r g r m e z k e n d i n i P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n

a m a l a r n a ulamlar, y e n i dini bastrp, tekrar e s k i d z e n i k u r m u l a r d :

n n e att, hayat b o y u n c a k u l l a n a m a y a c a b i r e l i n i n p a r m a k l a r n k a y b e -

"Ya la'l-Uzza, ya l a ' l - H u b e l ! "

d e r e k b a k a b i r yara a l m a k s z n d a r b e d e n k u r t u l m u t u . D a r b e h e m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b a n n y a n n d a n g e m i m i f e r i n e a r p p , iki d e m i r par a s n n P e y g a m b e r ' i n y z n e s a p l a n m a s n a n e d e n o l m u t u , o m u z u n d a n ge e r k e n de iki k a t zrhn p a r a l a m t . B a n n yan tarafna g e l e n b u d a r b e


ile P e y g a m b e r (s.a.v)'in yere d t n g r e n kafir atn m a h m u z l a y p , geldii hzla g e r i gitti. F a k a t dierleri y i n e d e saldrya kar P e y g a m b e r (s.a.v)'i
evrelediler. M a h z u m ' l u e m m a s , 1 0 P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n n n d e v u r u l u n caya k a d a r savat. y l e ki P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n yaayan b i r z r h a b e n zettiini s y l e m i t i r . O v u r u l u n c a y e r i n e b a k a b i r a d a m g e t i . A r k a s n d a n
da k l c n e k m i bir h a l d e N u s e y b e b e k l i y o r d u .
Bir s e s - b e l k i de l b n K a m i a - " M u h a m m e d l d r l d ! " diye bard. B u

Kurey'in t m n d e g r l e n b u yavalama, P e y g a m b e r (s.a.v)'i c a n s i p e rane k o r u y a n y i r m i a d a m n b u l u n d u u g r u b u e v r e l e y e n Kureyli savalarda da a k a g r l y o r d u . M e k k e ' l i l e r b u a d a m l a r esir a l a m a y a c a k l a r n


ve l e n e d e k s a v a a c a k o l a n b u a d a m l a r n k e n d i l e r i n d e n de b i r k a kiiyi ld r e c e i n i a n l a m l a r d . Asl a m a l a r n g e r e k l e t i r d i k l e r i n e gre s e i l e c e k
en iyi yol o n l a r b r a k p zafer k u t l a m a l a r n a b a l a m a k t .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e gelmiti. D m a n e k i l i r e k i l m e z ayaa
kalkt ve a r k a d a l a r n a k e n d i s i n i takip e t m e l e r i n i s y l e y e r e k , d m a n gzl e y e b i l e c e k l e r i ve s n a b i l e c e k l e r i bir n e h i r yatana d o r u ilerledi. F a k a t
P e y g a m b e r (s.a.v) y z n e s a p l a n a n metal paralar n e d e n i y l e o k ac e k i yordu. Bu y z d e n b i r m d d e t durdular ve E b u U b e y d e birbiri a r k a s n a iki

s e s t m d m a n kaplad ve h e p s i H u b e l ve Uzza'y v p y c e l t e n s z l e r

metal p a r a s n dileriyle P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n d e n kard. F a k a t ya-

sylediler. U h u d b u s z l e r l e n l y o r d u , k a p daa s n a n m s l m a n l a r

ra tekrar k a n a m a y a balad.

B u n u n z e r i n e Hazre'li M a l i k azn yarann s t n e k o y d u , k a n e m d i


ve y u t t u . M a l i k , M e d i n e ' d e y k e n : " n m z d e iki iyi e y d e n b i r i v a r " diyen
ve h e m e n h e m e n l m d u r u m u n d a o l a n e m m a s ' t a n s o n r a orada b u l u n a n lar i i n d e e n ar yaras o l a n a d a m d . P e y g a m b e r (s.a.v) yle dedi. " K i m b e n i m k a n m n k e n d i k a n n a kart b i r a d a m g r m e k isterse M a l i k l b n Sinan'a b a k s n . " E b u U b e y d e de b u sze dahildi. n k m e t a l p a r a l a r n k a r r k e n iki dii k r l m ve az k a n y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a : " B e n i m k a n m n d o k u n d u u kiiye ate u l a a m a z "

dedi.1^

Bu k k g r u p n e h i r yatana doru ilerlerken daha n c e d e n U h u d ' a snan m s l m a n grup onlar karlamaya geldi. Ka'b l b n M a l i k , u z a k t a n yaps ve g r n P e y g a m b e r (s.a.v)'e b e n z e y e n , fakat y r y daha yava
olan b i r i n i farketti. D a h a s o n r a y a k l a t k a , Ka'b bakt k i i n i n g z l e r i n d e
b a k a l a n y l a kartrlamayacak olan o parlakl g r n c e

arkasndakilere:

" E y m s l m a n l a r g z n z aydn! B u Allah'n R a s u l " diye bard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a sessiz o l m a s n syledi. Bu h a b e r azdan aza dolat. H e r k e s
aceleyle geliyor ve o n u n yaadm bizzat k e n d i gzleriyle g r m e k istiyordu.
Sevinleri o kadar b y k t ki, s a n k i yenilgi bir anda zafere d n m t .
F a k a t Ka'b'n sevinle baran sesini y a k n d a k i b i r Kurey svarisi duym u t u . O , U m e y y e ' n i n kardei U b e y yani Avd adl atnn s t n d e i k e n Peyg a m b e r (s.a.v)'i l d r e c e i n e y e m i n eden adamd. K u r b a n n n l m h a b e r i ni d u y m u ve cesedini gzleriyle g r m e k iin aratryordu. T a m o srada
K'ab'n sesini d u y m u ve vadi yatana doru ilerlemeye balamt. M s l m a n l a r o n u g r n c e , k a r l a m a k iin ona doru dndler. " E y M u h a m m e d "

k a b i l e s i n d e n baka a d a m l a r t o p l a n m duruyorlard. U b e y k o n t r o l e d e m e d i i bir ses tonuyla: " M u h a m m e d b e n i v u r d u " dedi. Adamlar o n u n yarasna
baktlar ve hafif o l d u u n u sylediler. F a k a t o yarasnn o k ar ve l d r c
o l d u u n a bir kez i n a n m t . G e r e k t e n de o n u n b u i n a n c s o n r a d a n doru
kt. " B a n a , seni l d r e c e i m " dedi, " E e r b a n a b i r tokat bile atsayd, andolsun b e n i l d r r d " . Bu h a b e r karsnda m r i k l e r M u h a m m e d (s.a.v) lm e m i diye e n d i e l e n m e y e baladlar. Fakat U b e y k e n d i n d e o l m a d n iin
miferli b i r adam, b i r bakasyla kartrm olabilir, diye dndler.
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar n e h i r yatana u l a t k l a r n d a Ali (r.a.)
k a l k a n n a bir kayann k o v u u n d a k i s u d a n d o l d u r a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e
getirdi. S u durgun o l d u u iin o k k o k u y o r d u . Bu n e d e n l e o k s u s a m a s n a
r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) s u y u i m e d i , bir k s m y l a y z n ykad, s o n r a
hl dzle yakn o l d u k l a r n d a n biraz daha yukarya t r m a n m a e m r i verdi. n n d e k i k a y a n n s t n e k p t r m a n m a y a d e v a m e t m e k istiyordu. Fakat o k a d a r g s z d ki t m a b a s n a r a m e n k a m a d . B u n u n z e r i n e Talha, yaralarnn ar o l m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'i srtna ald ve gerekli y k s e k l i e kard. P e y g a m b e r (s.a.v) o gn Talha'ya f ' Y e r y z n d e yr y e n b i r ehit g r m e k isteyen U b e y d u l l a h ' n olu Talha'ya b a k s n " d e d i . 1 5
G e i c i olarak k o n a k l a y a b i l e c e k l e r i bir yere vardklarnda g n e tepeye
y k s e l m i t i . Bu n e d e n l e le n a m a z m kldlar. N a m a z d a i m a m olan Peyg a m b e r (s.a.v), t m n a m a z o t u r a r a k kldrd. Dierleri de o n a u y a r a k ayn
ekilde kldlar. Daha s o n r a kayaln s t n e b i r g z c dikip d i n l e n m e k
zere uzandlar. o u derin ve s a k i n b i r uykuya dald.

dedi Ubey, " E e r sen kaarsan b e n seni b u l a m a z m y m ? " A s h a b d a n b i r g r u p


P e y g a m b e r (s.a.v)'in evresini sard, dierleri de Ubey'e s a l d r m a k zereydi-

ler. O srada P e y g a m b e r (s.a.v.) onlara ellerini b r a k m a l a r n syledi. D a h a

2.

W274.

3.

W275.

I.I. 5 6 8 .

s o n r a b u olay anlatanlar, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in kendilerini bir d e v e n i n arka-

4.

W.280.

sndaki sinekleri k o v m a s gibi itip onlarn arasndan k u r t u l d u u n u syledi-

5.

I.S.I./l, 32-4. Bu kitapta Haim ve Lu'ayy'n annesini de kapsayan ondan fazla Atike ismi saylmtr. Atike'nin anlam "temiz" demek olan "Tahire" nin anlamna yakndr.

6.

W. 2 5 7 .

7.

I.I. 5 7 2 .

8.

B. LII, 2 2 .

ler. P e y g a m b e r (s.a.v), Haris l b n S i m m e ' n i n elinden mzra ald ve h e p s i n i n


n n e kt. Hibiri h a r e k e t e t m e k s i z i n o n u n bu cesaretine ve kararllna
b a k a kaldlar. lerinden birinin dedii gibi: "Allah'n Rasul bir eyi y a p m a ya niyet ederse, h i b i r g o n u o ii y a p m a k t a n

alkoyamazd."14

Ubey, kl-

c havada P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat. F a k a t o v u r m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v )

9.

W. 2 2 6 .

10.

Bak. Bl. 27.

11.

W 280.

mzrayla Ubey'i b o y n u n d a n vurdu. U b e y bir boa gibi bard, neredeyse

12.

B. LVI, 12.

atndan dyordu. F a k a t dengesini tekrar salad ve arkasn d n p y o k u

13.

W 247.

14.

W 251.

15.

I.H. 5 7 1 .

aa M e k k e k a m p n a d o r u hzla k a m a y a balad. K a m p t a yeeni Safvan ve

NTKAM
k a d n l a r a d n d ve y k s e k sesle: " E y Kureyliler, b e n i m de sizin de d m a -

[53]

n n z o l m a s n a r a m e n H a n z e l e ( r . a . ) ' n n c e s e d i n i n tahrip e d i l m e s i n e izin


v e r m e y i n " dedi. O n l a r da E b u A m i r ' i n isteine sayg gsterdiler.

T Z

urey, l l e r i ve y a r a l l a n y l a m e g u l d . Kayplar b y k deildi: b i n

k i i d e n s a d e c e y i r m i i k i kii l d r l m t . D a h a s o n r a d m a n l l e r i -

ne b a k t l a r ve o u n u t a n m a d k l a r a l t m b e l saydlar. S a d e c e m u h a c i r l e r d e n d i : H a i m l e r ' d e n H a m z a , A b d u d - D a r ' d a n M u s ' a b ve A b d u l l a h


bn C a h . M e r k e z d e n b i r a z uzakta l e c e k k a d a r o k yara alm o l a n b i r k a
kii g z l e r i n d e n k a t . B u n l a r n arasnda h l yaayan fakat h a r e k e t e d e m e yen e m m a s da vard. B o yere M u h a m m e d (s.a.v)'in cesedini aradlar. O srada Vahi sava m e y d a n n a tekrar g e l m i ve H a m z a ' n n k a r n n yarp k a r a cierini k a r m t . Cieri Hind'e g t r d ve: " B a b a n n katilini l d r m e m e
k a r l k b a n a n e v e r e c e k s i n ? " dedi. H i n d " G a n i m e t l e r d e n b a n a d e n payn
t m n " dedi. Vahi cieri gstererek: " B u H a m z a ' n n cieri" dedi. H i n d cieri ald b i r p a r a srd ve i n e y i p y u t t u . Y e m i n i n i y e r i n e getirdii i i n dier k s m att. " O n u n cesedini b a n a g s t e r " dedi, Hind. Birlikte c e s e d i n yan n a gittiler. H i n d , H a m z a (r')'nn k u l a k l a r n b u r n u n u ve y z n n dier
k s m l a r n k e s t i . S o n r a k e n d i s i n i n , h a l h a l , b i l e z i k ve k o l y e t r n d e n kym e t l i eyalarn k a r p Vahi'ye verdi. Y a n n d a k i kadnlar da, dier l l e r e
b y l e y a p m a l a r i i n tevik etti. K a d n l a r n h e p s i m s l m a n l a r n v c u t l a r n d a n k e s t i k l e r i organlardan k e n d i l e r i n e taklar yaptlar. H i n d de b i r k a y a n n s t n e o t u r u p zafer arks syledi. Kurey'ten b i r iki a d a m c e s e t l e r i k e serek intikam hislerini doyuruyordu. Fakat bedevi mttefikleri buna o k
armlard. E b u Sfyan, elindeki mzra H a m z a ( r . a . ) n n azna b a t r a rak: " B u n u tat, ey h a i n " diyordu. K i n a n e k a b i l e l e r i n d e n b i r i n i n reisi o l a n
H u l e y s , E b u Sfyan' b u halde g r n c e o n u n d u y a b i l e c e i k a d a r y k s e k sesle: " E y K i n a n e oullar, k u z e n i n i n c e s e d i n e b y l e d a v r a n a n a d a m K u r e y ' i n
lideri olabilir m i ? " diye bard. " B e n i u t a n d r m a ve b u n d a n k i m s e y e b a h s e t m e " dedi, E b u S f y a n " b u s a d e c e b i r h a t a y d . " 1
O srada E b u Amir, olu H a n z e l e ' n n b a n a gelmiti ve yasl yasl yle diyordu: " B e n seni b u adama kar u y a r m a d m m ? " - M u h a m m e d (s.a.v)'i
k a s t e d i y o r d u . - " F a k a t s e n b a b a n a kar saygl, s o y l u , k a r a k t e r l i b i r o c u k tun. l d n z a m a n da arkadalarnla b e r a b e r l d n . E e r Allah, u y a t a n
a d a m a -Hamza'y iaret ediyordu- "veya M u h a m m e d (s.a.v)'in taraftarlarna
b i r m k a f a t verirse, s e n i de m k a f a t l a n d r s n ! " 2 D a h a s o n r a H i n d ve dier

U b e y ' i n d o r u syledii ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in i m d i dalarda a r k a dalaryla b e r a b e r o l d u u aa k m t . F a k a t sava b i t m i t i ve daa saldrya g e m e n i n h i b i r a n l a m y o k t u . K l e l e r e yol i i n h a z r l k y a p m a l a r ve


k a m p k a l d r m a e m r i de v e r i l m i t i . B u n e d e n l e k e n d i llerini g m p m s l m a n c e s e t l e r d e n istedikleri k a d a r n a l d k t a n s o n r a , b t n g a n i m e t l e r i develerin s t n e y k l e y i p yola koyuldular. Yola k m a d a n ksa b i r sre n c e
E b u S f y a n atn daa d o r u s r d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve a r k a d a l a r n n b u l u n d u u yere y a k l a a r a k y k s e k sesle bard: "Sava d n m l oldu, b u g n dier b i r g n e karlkt. E y H u b e l k e n d i n i g s t e r ! D i n i n i y c e l t ! " Peyg a m b e r ( s . a . v ) m e r ' e gidip yle c e v a p v e r m e s i n i syledi: "Allah y c e d i r
ve h e r eye kadirdir. Biz sizinle eit deiliz: Bizim l l e r i m i z C e n n e t ' t e , siz i n k i l e r s e C e h e n n e m ' d e " . m e r , E b u Sfyan'n altnda d u r d u u kaya yn n a gitti ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in syledii szlerle o n a k a r l k verdi. B u n u n z e r i n e m e r ' i n sesini tanyan E b u S f y a n : " E y m e r ne o l u r s y l e ,
M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r d k m ? " dedi. m e r "Allah'a a n d o l s u n ki hayr,
b i l a k i s i m d i O , s e n i n s y l e d i k l e r i n i d i n l i y o r " dedi. E b u Sfyan da: " S e n i n
s z n n i b n K a m i a ' n n k i n d e n daha d o r u o l d u u n a i n a n y o r u m " dedi ve
g i t m e k zere geri d n d . F a k a t tekrar arkasn d n p u n l a r ekledi: " l lerinizin bazlarna zarar verildi. Allah'a a n d o l s u n b e n b u n d a n h o n u t o l m a d m , ne izin verdim, ne de e m i r verdim. G e l e c e k yl Bedir'de b u l u m a k zer e ! " B u n l a r d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) a r k a d a l a r n d a n birini daha oraya
g n d e r d i . Bu s a h a b e de yle bard: " B u aramzda balayc b i r sz.
E b u S f y a n , o r d u n u n b e k l e d i i yere ilerledi. Oraya vardnda b i r l i k t e
g n e y e d o r u yola ktlar. m e r , o n l a r n y o l c u l u k d z e n i n i g r e m e y e c e k
kadar uzaktayd. Bu y z d e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Zhre'li Sa'd' aaya, o n l a r g z l e m e k zere gnderdi. " E e r develerine b i n m i l e r ve atlarn y a n l a r n da yediyorlarsa, M e k k e ' y e g i d i y o r l a r " dedi, " F a k a t eer atlarna b i n i p develerini y a n l a r n d a yediyorlarsa M e d i n e ' y e gidiyorlar. N e f s i m i k u d r e t elinde
t u t a n a y e m i n e d e r i m ki eer niyetleri b u ise, o n l a r n n n e

karsna

g e e c e i m ve onlarla s a v a a c a m . " Sa'd aaya U h u d ' a g e l d i k l e r i n d e n beri


P e y g a m b e r ' i n at S e k b ' i n bal olduu yere gitti. Ata b i n i p M e k k e ' l i l e r i a k a g r n c e y e d e k o y n e d o r u gitti. yi h a b e r i v e r m e k i i n aceleyle geri
d n d . n k a d a m l a r d e v e l e r i n e b i n m i l e r d i . Halid'le b i r l i k t e atllarn

EHTLERN

manevrasnda rol alanlardan biri olan A m r 4 ileriki yllarda yle derdi: "Biz,
bn Ubey'in o r d u n u n t e biriyle birlikte Medine'ye d n d n ve baz

GMLMES

[54]

Hazre'lilerle Evs'lilerin ehirde kaldklarn biliyorduk. Gidenlerin geri gelip tekrar saldrmalar m u h t e m e l d i . o u m u z yaralydk, h e m e n h e m e n atlarmzn hepsi de o k yaras almt. Bu nedenle k e n d i yolumuza devam ettik."5

eygamber (s.a.v) arkadalarna dzle inmelerini emretti. Haris bn

S i m m e (r.a.) n d e n , Hamra (r.a.)'nm cesedini b u l m a k zere sava alan-

na gnderilmiti. F a k a t Haris, grd manzara karsnda o k arm ve


Peygamber'e (s.a.v.) ne diyeceini bilemedii iin geri d n m e k t e gecikmiti. B u n u n zerine Ali'yi o n u n arkasndan gnderdiler. Ali, Haris'i paralanm cesedin banda b e k l e r k e n buldu. Birlikte geri dndler. Peygamber
(s.a.v.),

kafirlerin

ne

yaptn

duyunca

"imdiye

kadar

hi

byle

k z m a m t m ; g e l e c e k sefer eer Allah bana Kureyliler'e kar zafer verirse,


onlardan otuz cesede ayn eyi yapacam" d e d i . 1 F a k a t b u n d a n ksa bir sre sonra u ayetler indi:
"Eer ceza verecekseniz,
seniz, andolsun

bu, sabredenler

size isabet edenin misliyle ceza verin ve eer


iin daha hayrldr"

(Nahl:

sabreder-

126).

B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v) bir sre n c e ettii yeminden geri


d n m e k l e kalmayp, cesetlere zarar verilmesini de yasaklad. Bunu yan sra, sava srasnda, i n s a n n en kutsal b l m olan yzne dikkat edilmesini istedi. "Bir darbe indireceiniz zaman, b u n u n yze g e l m e m e s i n e dikkat
edin. n k Allah, Adem'i kendi sretinde y a r a t m t r " . 2
Abdullah b n C a h da Hamza'nn biraz tesinde l d r l m ve cesedi
tahrip edilmiti. P e y g a m b e r (s.a.v) baka lleri a r a m a k iin yzn onlardan evirdiinde deiik bir manzarayla karlat. Kendi akrabalarndan
olan Abdullah ve Hamza'nn biraz tesinde Flanzele'nm cesedi vard. Kurey'in ne kadnlar ne de erkekleri ona dokunmamlard. Hanzele (r.a.)
orada sanki m e l e k l e r i n kendisini yatrd ekilde uzanyordu. Salar, lenin kuru topra zerindeki suyla slanmt. Yanndan g e e n h e r k e s Allah'a
krediyordu. n k o n u n gzellii ehit arkadalarnn Cennette imdiki
d u r u m u n u gsterir bir iaretti.
Biraz tede H a y s e m e (r.a.) ve i b n e d - D e h d a h e (r.a.)'nin cesetleri vard.
Hayseme, ryasnda ehit olunu gren; Sabit bn e d - D e h d a h e de, yetim o1.
2.
3.
4.
5.

I.I. 5 8 2 .
W. 2 7 4 .
I.I. 5 8 3 .
Bkz. Bl. 2 7 .
W. 2 9 9 .

cua h u r m a aacn hediye eden adamd. Peygamber (s.a.v) Sabit'i grdnde: "Meyve y k l alak dall h u r m a aalar! bn ed-Dehdahe'nin C e n net'te ne o k aac v a r ! " 3 diye buyurdu.

Evs'lilerden bir grup kendi llerini ararken daha bir gn n c e mslm a n o l m a m a k l a suladklar Usayrim adnda bir adamn cesedini buldular.
O n a n e z a m a n slm'dan bahsetseler, "Sizin sylediklerinizin doru olduunu b i l s e m , h i tereddt e t m e m " derdi. Fakat imdi sava alannda o k ar
yaral bir ekilde yatyordu, h e n z l m e m i t i . "Seni buraya getiren n e ? " dediler, " H a l k n k o r u m a k m yoksa slm' k o r u m a k m ? " "slam iin g e l d i m "
dedi. "Birden bire Allah'a ve Rasulne inandm ve M s l m a n o l d u m . O n -

deimin bana gelenleri d u y d u m . F a k a t b u Allah iindi. Allah'tan gelene razym. nallah sabredeceime s z v e r i y o r u m . " Zbeyr, Peygamber (s.a.v)'e
dnd. O da Safiye'nin g e l m e s i n e izin verdi. B u n u n zerine Safiye kardeinin cesedinin yanna geldi ve u ayeti okudu: "Biz Allah'a ait (kullar)z ve
phesiz O'na d n c l e r i z " . B u n u d u y u n c a hepsi Bedir'den sonra indirilen
ayetleri hatrladlar ve rahatladlar.

dan sonra da klcm alp b u sabah e r k e n d e n Allah'n Rasul ile b e r a b e r ol-

"Ey iman edenler, sabrla

m a k iin buraya geldim. Beni yere dren bir darbe alncaya kadar da sa-

denlerle

v a t m " . D a h a fazla k o n u a m a d , Evs'li grup o n u n banda l n c e y e dek

onlar diridirler.

beklediler. D a h a sonra Peygamber (s.a.v)'e Usayrim'den bahsettiler. O da

korku,

Usayrim'in C e n n e t l i k l e r d e n olduunu syledi. Sonraki yllarda Usayrim be

edeceiz.

vakit n a m a z d a n birini bile k l m a d a n C e n n e t e giren adam olarak tannrd.

Biz Allah'a ait (kullar)z

ehidler arasnda bir de yabancya rastladlar. lk bata yabanc olduunu sanmlard, fakat ilerinden biri o n u n Sa'lebe k a v m i n i n Yahudi alimlerinden M u h a y r k olduunu anlad. Daha sonradan rendiklerine gre Muhayrk o sabah e r k e n d e n halkn toplam ve Peygamber (s.a.v)'e verdikleri
sz tutarak, putperestlere kar o n u n yannda olmalar gerektiini sylemiti. Onlar, gnlerden Cumartesi (Sebt g n ) ' olduunu sylediklerinde
ise: "Siz zaten Cumartesi yasana uymazsnz." Daha sonra, ldrlrse
M u h a m m e d (s.a.v)'in kendisinin varisi olduunu d u y u r m u t u : " E e r b u gn l d r l r s e m , tm mallarm, onlar Allah'n rzasna uygun ekilde
harcayacak olan M u h a m m e d (s.a.v)'indir". Daha sonra klcn ve dier silahlarn alp Uhud'a doru yola k m ve orada l d r l n c e y e kadar savamt. Bundan sonra Medine'ye datlan sadakalarn ou, P e y g a m b e r
(s.a.v)'e Muhayrk'ten miras kalan h u r m a b a h e l e r i n d e n kaynaklanyordu.
Peygamber (s.a.v), Muhayrk iin "Yahudilerin en iyisi" demiti.
Mekke'lilerin evlerine d n d k l e r i anlalr anlalmaz Medine'liler rahat
bir nefes aldlar ve kadnlar leden beri kulaklarna gelen sylentilerin
doru olup olmadm anlayp llerini g r m e k zere ehrin dna k m a ya baladlar. lk gelen kadnlar arasnda Aie, m m E y m e n ve Safiye vard. P e y g a m b e r (s.a.v), Safiyeyi g r n c e o k zld ve Zbeyr'e: " A n n e n e
yardm et ve Hamza'nn mezarnn h e m e n kazlmasn sala. Git a n n e n i gtr, kardeine olanlar g r m e s i n " dedi. B u n u n zerine Zbeyr Safiye'ye gitti ve: " A n n e , Allah'n Rasul sana geri d n m e n i emrediyor" dedi. F a k a t Safiye zaten haberleri nceden renmiti. "Niin g i d e c e k m i i m ? " dedi. "Kar-

beraberdir.

ra:

Fakat

yardm

Sabr gsterenleri

mallardan,
mjdele.
ve phesiz

ve rahmet bunlann

dileyin.

ldrlenlere

siz bunun uurunda

alk ve bir para

balanma

ve namazla

Ve sakn Allah yolunda

deilsiniz.

canlardan
Onlara

Andolsun,

ve rnlerden

bir musibet

O'na dncleriz.

zerinedir

Gerekten

ve hidayete

Allah,

"ller" demeyin;

sabretersine

biz sizi bir


eksiltmekle

isabet ettiinde,
Rabbinden

para
imtihan

derler

(olan bir

erenler de bunlardr."

ki:

salat)
(Baka-

153-157)
Safiye daha sonra kzkardei U m e y m e ' n i n olu Abdullah bn

Cah

(r.a.)'n cesedi banda dua etti. F a t m a (r.a.) da ona katld. ki kadn birlikte aladlar. Peygamber (s.a.v) de onlarla birlikte alayarak rahatlad. Daha sonra Fatma babasnn yaralarn sard. Kuzenleri Hamne'ye

kocas

Mus'ab'n, erkek kardei Abdullah'n ve daysnn l m haberini vererek


zldler. Savan ilerledii bir anda Peygamber (s.a.v) hl sanca elinde
tayan Mus'ab' g r m ve o n a seslenmiti. Fakat adam: " B e n Mus'ab deilim" diye cevap vermi, P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u n Mus'ab'n yerine sanca tayan bir m e l e k o l d u u n u anlamt. Peygamber (s.a.v) g e n a d a m n cenazesi banda durdu ve u ayeti o k u d u :
"M'minlerden
de sadakat
zn yerine

yle erkek-adamlar

gsterdiler;
getirdi),

deitirmediler"

bylece

onlardan

vardr ki, zerinde Allah ile yaptklar


kimi adan gerekletirdi

kimi de beklemektedir.

(Ahzab:

Onlar hibir deitirme

ahi-

(ehid olup sile

(szlerini)

23).

Peygamber (s.a.v) b t n llerin Hamza'nn c e n a z e s i n i n yanna getirilmesini ve mezarlarn kazlmasn emretti. Hamza bir rtye sarlmt. Peyg a m b e r (s.a.v) o n u n iin cenaze namaz kld. B u n u n ard sra dier cenazeler iin de toplam yetmiiki cenaze namaz kld. Bir mezar kazlr kazlmaz
iki veya cenaze bir mezara gmlyordu. Hamza ve yeeni Abdullah ay-

UHUD'DAN

m m e z a r a y a n yana g m l d l e r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) g m l m e ilemi b o y u n ca h e r m e z a r n b a n d a b u l u n d u . " C e m u h ' u n olu A m r ile A m r ' n o l u A b -

SONRA

[55]

dullah' b u l u n " dedi. " O n l a r b u d n y a d a b i r b i r i n d e n ayrlmaz iki d o s t t u ,


ikisini ayn m e z a r a g m n " . F a k a t A m r ' n z e v c e s i ve Abdullah'n - C a b i r ' i n
b a b a s - k a r d e i o l a n H i n d i k i s i n i n c e n a z e s i n i , olu Hallad'nki ile b e r a b e r
getirmiti. H i n d o n l a r M e d i n e ' y e g t r m e y e a b a l a m t , fakat d z l n
s o n u n d a o n a , c e n a z e l e r i g t r m e m e s i gerektii ve b u n u n Allah'n e m r i old u u s y l e n d i . B u n e d e n l e H i n d c e n a z e l e r i t e k r a r sava alanna geri g t r -

ehre vardklarnda gne batyordu. Mescid'e varr varmaz akam namaz-

n kldlar. Daha sonra Peygamber (s.a.v) d i n l e n m e k iin yatt ve derin bir

uykuya dald. O kadar derin uyuyordu ki Bilal (r.a.)'in o k u d u u yats ezann


duymad. Bu yzden namaz daha sonra evde tek bana kld. Ensar'n iki

m e k z o r u n d a kald. B u c e s e d ayn m e z a r a g m l d . P e y g a m b e r ( s . a . v )

Sa'd' - l b n Ubade ve l b n Muaz- geceyi Mescid'in kapsnda geirdiler. Daha

g m l m e i l e m i b i t e n e d e k m e z a r n b a n d a d u r d u ve: " E y H i n d , Amr, o-

sonra b u nbeti bakalar devrald. n k hl Kureyliler'in geri gelip saldr-

l u n Halld ve k a r d e i n A b d u l l a h , h e p s i b e r a b e r C e n n e t t e l e r . " B u n u n zeri-

ma ihtimali vard. Ertesi sabah P e y g a m b e r (s.a.v) sabah namazndan sonra Bi-

ne H i n d : " E y Allah'n R a s u l , b e n i de o n l a r n y a n n a y e r l e t i r m e s i i i n Al-

lal'e oradakilere ve uzaktakilere d m a n n arkasndan gidileceini duyurmas-

lah'a dua e t " dedi.

n syledi. " F a k a t sadece dn bizimle birlikte savaanlar g e l e c e k " dedi.

l l e r i n o u n u n a k s i n e , M u z e y n e ' l i a d a m n o anda orada h i a k r a b a -

E l i l e r eitli kabilelere vardklarnda Ashab'n o u n u yaralarn k e n d i -

s y o k t u . n k yeeni de l n c e y e k a d a r o r a d a savamt. Bu n e d e n l e

leri s a r a r k e n veya elerine sardrrken buldular. n k U h u d ' a katlanlardan

P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n b a n a gitti ve: " B e n i m s e n d e n raz o l d u u m gibi,

o k az yara a l m a m t , o u ise ar yaralyd. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in a-

Allah da s e n d e n raz o l s u n " d e d i . 4 M u z e y n e ' l i n i n v c u d u n u giydii yeil

rn duyar d u y m a z hepsi yaralarn ellerinden geldiince k a p a t p tekrar

izgili r t y l e kapattlar. Mezara k o y d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n y-

yola k m a k iin hazrlandlar. U h u d ' a katlanlardan sadece M a l i k (r.a.) ve

z n k a p a t m a k iin rty y u k a r e k t i . F a k a t b u k e z de ayaklar a k t a

e m m a s (r.a.) b u seferki y r y e k a n l a m y o r d u . n k M a l i k ald yara-

kald. B u n u n z e r i n e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) y a n n d a k i l e r d e n e v r e d e n b i r a z ot

larn etkisiyle zayf d m , halsiz b i r ekilde ailesinin y a n n d a yatyordu.

toplayp a d a m n ayaklarn r t m e l e r i n i istedi. D i e r c e n a z e l e r i i n de ayn

emmas'n

ey sz k o n u s u y d u . Yani toprak a t l m a d a n n c e l n n yz ve ayaklar ba-

odasna tamlard. F a k a t m m S e l e m e k a b i l e s i n d e n olan b u a d a m a b a k -

ka b i r e y l e r t l m e l i y d i .

m a n n k e n d i s o r u m l u l u u n d a o l m a s n istedi ve o n a b a k m a y stlendi. He-

S o n m e z a r da kapatldnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) atn istedi ve b i n d i . afakta geldikleri y o l d a n geri d n d l e r . M e d i n e ' n i n giriindeki

kayalklara

ise Medine'de h i a k r a b a s y o k t u . B u y z d e n

onu

Aie'nin

m e n h e m e n l m e k zere olduu iin, P e y g a m b e r (s.a.v) e m m a s ' M e d i n e ' y e


g m m e m e l e r i n i , U h u d ' a arkadalarnn yanna g m m e l e r i n i syledi.

g e l d i k l e r i n d e , e v r e s i n d e k i l e r e saf o l u t u r m a l a r n syledi. E r k e k l e r M e k -

B a n a n i a n alnan d a r b e n i n o m u z u n a gelmesi n e d e n i y l e sa o m u z u n u

ke'ye d n k iki saf oluturdular. O n d r t k a d n da o n l a r n a r k a s n a dizildi.

o y n a t a m a m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v), ilk h a z r l a n a n l a r arasndayd.

D a h a s o n r a Allah'a dua edip k r ve h a m d l e r i n i s u n d u l a r : " A l l a h ' m s e n -

Talha (r.a.), yola k m a z a m a n n r e n m e k iin Mescid'e geldiinde o n u

d e n s e l a m n , r a h m e t i n i , b e r e k e t i n i ve affn d i l i y o r u m . Allah'm, s e n d e n ne

k a p n n n n d e at srtnda g r n c e o k ard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) miferi-

sona eren, n e de s o l a n ebed saadeti i s t i y o r u m . Allah'm s e n d e n k o r k u l a c a k

nin n n i n d i r m i t i , g z l e r i n d e n b a k a yeri g r n m y o r d u . B u n u n zeri-

gnde eminlik, yokluk gnnde bolluk i s t i y o r u m . " 5

ne Talha, s a k a t o l m a s n a r a m e n h a z r l a n m a k zere h e m e n eve k o t u .


B e n i S e l i m e ' d e n yola k a n l a r arasnda, o u o n ' d a n fazla k l veya o k
yaras a l m o l a n k r k yaral vard. Kararlatrlan yerde P e y g a m b e r (s.a.v)'le
b u l u u n c a sraya girdiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n k a l b l e r i n i n b e d e n l e r i n d e n daha g l o l d u u n u g r n c e o k sevindi ve yle dua etti: " A l l a h ' m ,

Sebt: Allah'n Yahudileri imtahan etmek iin almay yasaklad tatil gndr. (ev. notu)

Beni S e l i m e ' y e m e r h a m e t e t ! " B t n k a b i l e l e r arasnda, U h u d ' a k a t l m a y a n

fakat bu kez onlara katlan b i r tek kii vard. Bu Cabir (r.a.)'di. O sabah Peygamber (s.a.v)'in arsn duymu ve ona giderek: " E y Allah'n Rasul, savata b u l u n m a y o k istiyordum. Fakat b a b a m beni yedi k k kz kardeimin banda brakt. Ben mit ettiim halde ehadette Allah o n u bana tercih etti. Ey Allah'n Rasul, h i olmazsa bu kez seninle g e l m e m e izin v e r "
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona dierleriyle birlikte gitme izni verdi.
Medine'den sekiz mil tede konakladlar. O srada d m a n da kendilerinden fazla uzakta o l m a y a n Revha'da k o n a k l a m t . Bunu duyan Peygamber (s.a.v.), adamlarna m m k n olduu kadar geni bir alana yaylmalarn ve kendileri iin o d u n toplamalarn emretti. Her adam kendisi iin b i r
ate yakacakt. G n e batana dek be yz b e k odun topladlar. G e c e olduunda h e r k e s k e n d i ateini yakt. o k saydaki ate bekleri uzaktan sanki
b y k b i r ordu k o n a k l a m izlenimi veriyordu. Hl putperest olmasna
ramen m s l m a n l a r a dost olan Huzaa'l bir adam, E b Sfyan'a gidip ger e k olmad halde Uhud'a katlmayanlar ve mttefikleri de dahil b t n
Medine'lilerin sava meydanna geldiklerini haber verdi: "Tanr'ya and olsun, siz onlarn atlarnn ban grr g r m e z k a m a l y d n z " dedi. Kureyliler'den bazlar Medine'ye saldrmak istiyordu. Fakat imdi hepsi en hzl
ekilde M e k k e ' y e d n m e karar almlard. F a k a t E b u Sfyan erzak a l m a k
iin Medine'ye giden bir gruptan Peygamber (s.a.v.)'e mesaj gndermeyi ihmal etmedi: " M u h a m m e d ' e de ki: "Biz ona ve arkadalarna kar kp, geri kalanlarn h e p s i n i n k k n k u r u t u n c a y a kadar onlarla savaacaz." Geri d n d n d e U k a z panayrna ura, deveni k u r u zmle y k l e y e y i m " dedi. Adamlar m e s a j Peygamber (s.a.v.)'e ulatrdnda o ksa bir sre n c e
inen ayetle cevap verdi:
"Allah bize yeter, o ne gzel vekildir."

sedinin alnp Uhud'a g m l m e s i emrini verdi.


Uhud savandan dndkten sonra lbn Ubey'in olu Abdullah, savatan
sonraki ilk geceyi, arpma srasnda ald bir yaray dalamakla geirdi. Bu
srada babas ona savaa katlmasnn aptallk olduunu sylyordu. "Tanr'ya andolsun sonu tam b e n i m tahmin ettiim gibi o l d u " dedi. Olu: "Allah'n Rasul ve mslmanlar iin yaptm ey hayrlyd" dedi. Fakat lbn
Ubey tartmaya ak deildi. "Eer ldrlenler bizle geri dnm olsalard,
ldrlmezlerdi" diye iddia etti. Olu, dier mslmanlarla birlikte savata
iken o Medine'de bo durmamt. Yahudiler ise daha n c e gstermedikleri
derecede iddetli bir kesinlikle yle diyorlard: " M u h a m m e d (s.a.v) sadece
krallk peinde kouyor. Hibir peygamber byle bir sonla karlamamtr.
Hem kendisine h e m de arkadalarn byk darbeler almlar."
Yahudilerin ve mnafklarn sylediklerinin o u , Uhud'a yakn bir yerde ateler yakarak yaplan gsteriden sonra ehre d n e n m e r (r.a.)'in kulana gitmiti. mer, bunlar duyunca h e m e n Peygamber (s.a.v)'e gitti ve
bundan s o r u m l u olan kiileri l d r m e k iin o n d a n izin istedi. Fakat Peyg a m b e r (s.a.v) b u n a izin vermedi. "Allah, dinini y c e l t e c e k ve Peygamber
(s.a.v)'ine g v e r e c e k " dedi. " E y Hattab'n olu, g e r e k t e n Kurey bize bir
daha ayn g n yaatamayacak ve gidip Ke'yi s e l a m l a y a b i l e c e i z . " 1 - M e k ke'ye girip Hacer'l-Esved'i peceklerini kastediyordu.Peygamberden (s.a.v.) izin alamad iin m e r ' i n elinin k o l u n u n balanmasna ramen, lbn U b e y cezasz kalmad, l b n Ubey, Mescidde c u m a namazlar iin k e n d i n e erefli bir mevki edinmiti. O n u n Medine'deki k o n u m u n u h e r k e s bildii iin b u n a k i m s e kar k m y o r d u . Peygamber (s.a.v)
minbere h u t b e ve vaaz iin ktnda l b n U b e y kalkar ve yle derdi: " E y
insanlar, b u Allah'n Rasuldr. Dilerim Allah o n u n sayesinde bize merha-

(Al-i mran:

73).

P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar Pazartesi, Sah ve aramba gnlerini


orada h e r a k a m ate yakarak geirdiler. O gn b o y u n c a tm m s l m a n lar dinlendiler ve b a y r a m sevinci yaadlar. Bir n c e k i yaz hasat o k verimli gemiti. Sa'd l b n U b a d e (r.a.) otuz deve y k h u r m a , dierleri de k u r b a n
edilmek zere hayvanlar getirmilerdi. P e r e m b e gn toparlanp Medine'ye dndler.
Peygamber ve ordu yola ktktan ksa bir sre sonra e m m a s l m ve
Uhud' a g m l m t . Onlarn yokluu esnasnda Malik de l m , fakat ailesi o n u Medine'ye g m m t . Peygamber (sav) d n d n d e Malik'in ce-

met eder. O halde ona yardm edin, onu onurlandrn, o n u dinleyin ve ona
itaat edin". Daha sonra tekrar otururdu. Fakat U h u d d n n d e n sonraki
ilk C u m a namaznda l b n U b e y h e r z a m a n k i gibi ayn eyleri s y l e m e k iin
ayaa kalktnda, etrafnda b u l u n a n Ensar'dan m s l m a n l a r o n u iki tarafndan tuttular ve: " E y Allah'n dman, otur. Bu yaptklarndan sonra senin k o n u m a y a h a k k n y o k " dediler. B u n u n zerine lbn Ubey, kalabaln
arasndan zorlukla syrld ve cemaati terk etti. Mescidin kapsnda ona rastlayan Ensar'dan biri ona: " D n ve Allah'n Rasul senin iin balanma dilesin" dedi. F a k a t o u cevab verdi: "Tanr'ya a n d o l s u n , o n u n b e n i m iin
balanma dilemesini i s t e m i y o r u m " .

NTKAM

Uhud'u izleyen gnlerde Peygamber (s.a.v)'e savala ilgili pekok yeni va-

KURBANLARI

hiy geldi. Bu ayetlerden iki kabilenin de byk bir b l m n n sava balad-

[56]

anda alan terk etmeyi dndkleri, fakat Allah'n onlara g ve kararllk


verdii aa kyordu. Bu iki kabileden biri, dman takip etmeye gittiklerinde h e m e n hazr olularyla Peygamber (s.a.v)'i sevindiren Hazre'li Beni Selime kabilesi idi. Beni Selime ve Evs'li Beni Harise kabileleri bu ayetleri (l-i

rt aydan fazla sre b o y u n c a bar bozan h i b i r olay meydana gelme-

di. Fakat b u srenin s o n u n d a Beni Esed bn H u z e y m e ' n i n Medine'ye

mran: 1 2 2 ) duyunca, ayette kastedilen kiilerin kendileri olduklarn itiraf et-

sefer dzenledii haberi ulat. M s l m a n olan C a h ailesini ve daha nce-

tiler. Fakat o anki zayflklar iin zlmyorlard, nk Allah onlara kendi

den M e k k e ' d e yaayan Esed'lileri saymazsak bu geni ve g l N e c d kabile-

kazanacaklar gten daha fazla g ve kararllk vermiti. Ayetler sava sra-

si hl Kureyliler'in yakn b i r mttefikiydi. Kureyliler imdi de onlar,

snda birden panie kaplp daa kaanlardan ve zellikle ehit olmak istedik-

Uhud'da zayf den M s l m a n l a r b u d u r u m u n d a n yararlanmaya tevik

leri iin Peygamber (s.a.v)'i savaa tevik edenlerden bahsediyordu.

ediyordu. Bu nedenle onlara ve tm Arabistan'a U h u d ' u n mslnanlar za-

'Yoksa siz Allah, iinizden


ri de belirtipkarlamadan

ayrdetmeden

cihad edenleri

belirtip -ayrdetmeden

cennete gireceinizi

nce lm temenni ediyordunuz.

dnz de." (l-i imran:

mi sandnz?

ve

sabredenle-

Andolsun,

siz

te siz -bakp dururken-

onunla

onu gr-

142-143).

yflatmad bilakis glendirdii gsterilmeliydi. Bu a m a l a

Peygamber

(s.a.v) Beni Esed ibn Huzeyme'lilerin kampna habersiz olarak, kuzeni E b u


S e l e m e k o m u t a s n d a yzelli silahl adam gnderdi. Bu k k ordu bn Huzeyme'lilerin kampna sessizce yaklat ve o k az kan d k e r e k onlarn kamasn salad. M s l m a n l a r ise Medine'ye, o n b i r gn s o n r a , b y k bir de-

Fakat vahiy, sava alannda emirlere uymayan kiilerin cezalarn orada


dedikleri ve affedildiklerini de belirtiyordu. dedikleri c e z a n n veya keffa-

ve s r s ve o b a n ile birlikte dndler. Bu saldr a m a c n yerine getirmiti, yani slam'n y o k edilemeyen g c tm Arabistan'a gsterilmiti.

retin bir k s m Peygamber (s.a.v)'in l m haberini duyduklarnda ektikle-

O sralarda daha g n e y d e n bir saldrnn yaplaca haberi Medine'ye

ri ac ve zntyd. (l-i mran: 1 5 2 - 1 5 5 ) . Bu ayetlerde, daha n c e yaa-

geldi. F a k a t bu kez P e y g a m b e r (s.a.v) mucize gstererek slam karsndaki

m toplumlarn imdi harabe haline gelmi medeniyetlerine deinilerek


Arabistan'da h a k i m olan gelenek ve deerlerin de bir gn y o k olaca ve zaferin slam'n olaca gerei de vurgulanyordu.
"Gerek

u ki, sizden nce nice snnetler

gelip gemitir. Bundan dolay yeryznde


lama

(beyan)'

saknanlar

eer inanmlarsamz

iin de bir hidayet

en stn olan sizlersiniz"

kazanm

yalnzca

bir peygamberdir.

gemitir. imdi lrse ya da ldrlrse,


dneceksiniz?
veremez.
.

w 317.

pek yaknda

ve ttr. Gevemeyin,
(l-i mran:

bakanndan

kay-

c e k saldr artk p e k n e m l i olmazd. B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v),


lah'i n R a s u l " dedi Abdullah, " b a n a o adam tarif et ki, g r d m d e tanya-

ak-

O n u n aradn adam o l d u u n u yle anlayacaksn; o n u grdnde titreye-

zlmeyin,

c e k s i n " dedi. Abdullah, Peygamber (s.a.v)'in sylediklerini aynen yaad ve

bir

o n u l d r p sasalim geri dnd.

137/139).

Medine'ye kar planlanan saldrlarn hepsi imdilik rafa kaldrlmt.


F a k a t ldrlen b a k a n l a r n n c n almak iin Hudayl kabilesinden bir

Ondan nce nice peygamberler

dllendirecektir."

kolunun

b i l e y i m " . Peygamber (s.a.v): " O n u grdnde, o sana eytan hatrlatacak.

zerinde gerisin geriye

ki topuu zerinde gerisin geri dnen kimse, Allah'a kesinlikle

Allah kredenleri

Lihyani

ura-

sayanlarn

insanlar iin 'dolambasz

siz topuklarnz

kabilesinin

olaylar)

Bir de gelecekle ilgili bir olaya deiniliyordu:


"Muhammed,

Hudayl

naklandn bildirmiti. E e r bu adam ortadan kaldrlrsa o taraftan geleHazreli Abdullah b n Uneys'i, b u lideri ldrmekle grevlendirdi. " E y Al-

(kanun zelliini

gezip dolan da yalan

dklar sonu nasl oldu bir grn. Bu (Kur'an),

dmanln,

(Al-i mran:

144)

gelip

g r u p adam, k o m u kylere slam' a n l a t m a k iin giden alt m s l m a n a sal-

mi

drdlar. Olay, M e k k e ' n i n yaknnda Raci' denilen sulak b i r yerde meydana

zarar

geldi. Peygamber (s.a.v)'in adamlarndan dverek ehit edildi, dier


de esir alnd. Esir alnan keiden biri k a m a k isteyince h e m e n ldrld. atmada lenlerden biri de Uhud'da Kurey'in sancaktarlarndan

i k i s i n i l d r e n E v s k a b i l e s i n d e n A s m idi. l d r l e n a d a m l a r n

annesi,

G e n l e r d e n h e r b i r i n e m z r a k verip: " B u , s e n i n b a b a n l d r e n d i r " dediler.

A s m ' n k a f a t a s n d a n arap i m e y e y e m i n etmiti. Hudayl'l a d a m l a r da

G e n l e r H u b e y b ' i mzrakladlar, fakat l d r e m e d i l e r . B u n u n z e r i n e b y k -

o n u n k a f a t a s n b u k a d n a s a t m a y planlyorlard. F a k a t b i r ar k o v a n y-

l e r d e n biri elini o c u u n e l i n i n s t n e k o y u p l d r c b i r d a r b e indirdi.

z n d e n g e c e o l a n a d e k Asm'n c e s e d i n e yaklaamadlar. G e c e o l u n c a da b i r

Bir dieri d a h a ayn eyi yapt. F a k a t b u n a r a m e n H u b e y b b i r saat daha ya-

frtna A s m ' n c e s e d i n i s r k l e y i p g t r m t . Bu n e d e n l e Kureyli a n n e

ad ve s r e k l i u iki c m l e y i tekrarlad: "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r , M u -

h i b i r z a m a n y e m i n i n i yerine g e t i r e m e d i . E s i r a l n a n Evs'li H u b e y b ile Haz-

h a m m e d O'nun Rasuldr."

re'li Zeyd, B e d i r ' d e k i l l e r i n i n c n a l m a k iin h e r frsat k o l l a y a n K u -

E s i r e d i l e n arkada Zeyd d e a y n e k i l d e l d r l d . l d r l m e d e n n -

reyliler'e satld. H u b e y b , Beni Nevfel'in m t t e f i k l e r i n d e n b i r i n e satld ve

c e O da iki rekat n a m a z kld ve s o r u l a n s o r u l a r a ayn cevaplar verdi. Z h -

Bedir'de l d r l e n b a b a s n n c n a l m a s i i n k a b i l e n i n b i r y e s i n e veril-

re'nin m t t e f i k l e r i n d e n o l a n ve o g n h e r k e s l e b i r l i k t e T a n ' i m ' e g i d e n ? l b n

di. Safvan da ayn a m a l a Zeyd'i ald ve iki a d a m H a r a m aylar g e i n c e y e ka-

e r i k yle d e m e k t e n k e n d i n i a l a m a d : " H i b i r b a b a evldn,

d a r h a p i s t e kaldlar.

m e d ' i n taraftarlarnn M u h a m m e d ' i sevdii k a d a r s e v e m e z . "

Muham-

S a f e r a y n n hilali g r n r g r n m e z , K u r e y l i l e r esirleri h a r a m b l g e -

B e d i r Sava'nn b a n d a U t b e ile t e k e tek k a r l a m a s s o n u c u n d a l e n

d e n k a r p T a n ' i m ' e gtrdler. k i esir b i r b i r l e r i n i h a p s e d i l d i k l e r i n d e n b e -

U b e y d e geride k e n d i s i n d e n o k g e n o l a n b i r dul b r a k m t . Bedevi k a b i l e -

ri i l k defa g r y o r l a r d . Orada b i r b i r l e r i n e s a b r tavsiye ettiler. D a h a s o n r a

si A m i r ' d e n H u z e y m e ' n i n kz o l a n Z e y n e b o k c m e r t b i r k a d n d . s-

B e n i Nevfel ve b e r a b e r i n d e k i l e r H u b e y b ' i b i r a z ileriye gtrdler. H u b e y b

l a m ' d a n n c e de "fakirlerin a n n e s i " diye anlrd. D u l k a l d k t a n b i r yl s o n -

k e n d i s i n i kaza b a l a y a c a k l a r n a n l a y n c a o n l a r d a n n a m a z k l m a k i i n

ra hl e v l e n m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a e v l e n m e teklif e t t i i n d e m e m -

izin istedi, d a h a s o n r a iki rek'at n a m a z kld. O n u n l d r l m e d e n n c e n a -

n u n i y e t l e k a b u l etti. M e s c i d e b i t i i k odalara bir oda daha e k l e n d i . B y k b i r

m a z k l m a g e l e n e i n i k u r a n ilk kii o l d u u sylenir. D a h a s o n r a o n u kaz-

i h t i m a l l e b u y e n i ba n e d e n i y l e Z e y n e b ' i n k a b i l e s i n i n yal lideri E b u Bera,

a b a l a d l a r ve " s l a m ' d a n d n e r s e n s e n i s e r b e s t b r a k a c a z " dediler. O u

P e y g a m b e r (s.a.v)'i ziyaret etti. s l a m o n a teklif edildiinde yal a d a m b u -

c e v a b verdi: " s l a m ' d a n d n d m d e y e r y z n d e k i her eyi elde e d e c e i -

na kar o l m a d n syledi. B u n u n l a b i r l i k t e t a m a m e n k a b u l ettiini de

m i b i l s e m , y i n e de slam'dan d n m e m . " K e n d i n evinde o l u p , M u h a m m e d

a k l a m a d . S a d e c e k e n d i k a b i l e s i n e islam' r e t e c e k m s l m a n l a r n gel-

( s . a . v ) ' i n s e n i n y e r i n d e o l m a s n i s t e m e z m i y d i n ? " dediler. " K e n d i m evde

m e s i n i istedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a dier k a b i l e l e r i n m s l m a n l a r a sald-

o t u r m a k i i n M u h a m m e d (s.a.v)'in a y a n a b i r d i k e n paras bile b a t m a s n

r a b i l e c e i n i syledi. B e n i Amir, H a v a z i n k a b i l e s i n i n b i r k o l u y d u ve y e r l e i m

dininden

b l g e s i , m s l m a n l a r a s a l d r m a l a r m u h t e m e l olan S l e y m ve dier G a t a f a n

d n m e z s e n s e n i l d r e c e i z . " " A l l a h i i n l m e m h i de n e m l i d e i l " dedi.

k a b i l e l e r i n e y a k n d . F a k a t E b u Bera, B e n i Amir'in efi o l a r a k k e n d i s i n i n

D a h a s o n r a u n l a r ekledi: " B e n i m y z m k u t s a l y e r d e n e v i r m e n i z e ge-

k o r u y a c a h i k i m s e y e s a l d r l a m a y a c a n a dair s z verdi. B u n u n z e r i n e

i s t e m e m " diye c e v a p verdi. " D n e y H u b e y b " dediler, " n k

l i n c e " , - y z n M e k k e ' d e n b a k a tarafa e v i r m i l e r d i - " A l l a h y l e b u y u r u -

P e y g a m b e r ( s . a . v ) h e m bilgileri, h e m de takvalar n e d e n i y l e slam' temsil

yor: " H e r n e r e y e d n e r s e n i z Allah'n y z ( k b l e s i ) o r a s d r " ( B a k a r a : 1 1 5 ) .

e d e n k r k m s l m a n seti. O n l a r n b a n a da Hazre'li M u n z i r l b n A m r ' ge-

"Allah'm, burada benim selamm senin Rasulne gtrecek kimse yok, o

tirdi. S e i l e n l e r d e n biri de P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve E b u Bekir'le b i r l i k t e hicret

h a l d e s e l a m m o n a S e n u l a t r " dedi. O srada P e y g a m b e r ( s . a . v ) , M e d i -

e d e n E b u B e k i r ' i n azatl k l e s i A m i r l b n F u h e y r e idi.

ne'de Zeyd ve dier arkadalaryla b i r l i k t e o t u r u y o r d u . Bir an P e y g a m b e r


( s . a . v ) vahiy ald zamanlarda girdii h a l e girdi. O n u n "Ve A l e y h i s s e l a m ve

M e d i n e ' d e E b u Bera'nn liderliinin tartmal o l d u u

bilinmiyordu.

O n u n y e r i n e g e m e k isteyen y e e n i , P e y g a m b e r ' d e n b i r m e k t u p g t r e n , b u

R a h m e t u l l a h (Allah'n selam ve R a h m e t i o n u n z e r i n e o l s u n ) " d e d i i n i

n e d e n l e h e r k e s t e n n c e oraya varan bir m s l m a n l d r d . K a b i l e n i n di-

duydular. P e y g a m b e r (s.a.v) daha s o n r a " C e b r a i l b a n a H u b e y b ' i n s e l a m n

er a d a m l a r n da geri k a l a n m s l m a n l a r l d r m e l e r i iin tevik etti. F a -

getirdi" dedi.1

kat t m k a b i l e E b u Bera'nn k o r u m a s altnda olan k i m s e y i l d r e m e y e c e k -

Kureyliler'in

yannda b a b a l a r B e d i r ' d e l d r l e n

krk gen

vard.

lerini s y l e y i n c e s i n i r l e n e n y e e n , ksa bir sre n c e M e d i n e ' y e k t l k

y a p m a y d n e n iki S l e y m k a b i l e s i n e h a b e r verdi. S l e y m kabilesi h e m e n

S l e y m ' l i l e r k a b i l e l e r i n e d n d l e r ve b u olay t e k r a r tekrar h e r k e s e an-

bir g r u p atl g n d e r d i ve M a ' u n a k u y u s u y a k n n d a h i b i r e y d e n h a b e r s i z

lattlar. B u , o n l a r n slam'a d n m e l e r i n i n b a l a n g c y d . Serbest b r a k t k l a r

k o n a k l a y a n m s l m a n l a r n h e p s i n i e h i t ettiler. S a d e c e develeri o t l a t m a y a

Amr'a b u k a t l i a m a B e n i Amir'in s e b e p o l d u u n u sylediler. B u n u n z e r i n e

giden iki kii sa kald. B u iki kiiden biri U h u d ' d a b y k bir cesaretle sa-

Amr, M e d i n e ' y e d n e r k e n B e n i A m i r d e n rastlad iki kiiyi l d r l e n ar-

vaan Haris b n e s - S i m m e idi. Dieri ise K i n a n e k a b i l e s i n i n D e m r e k o l u n -

k a d a l a r n a karlk l d r d . F a k a t g e r e k t e iki a d a m da m a s u m d u . n k

dan A m r idi. U z a k t a n k a m p l a r n n e v r e s i n i s a r a n atllar g r n c e o k a-

o n l a r E b u Bera'ya balydlar ve o n u n m s l m a n l a r k o r u m a s n a taraftard-

rdlar. Y a k l a t k l a r n d a ise k a m p n b i r sava a l a n n a d n d n ve a r k a -

lar. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) l d r l e n l e r i n ailelerine k a n diyeti

dalarnn h e p s i n i n l d r l d n grdler. S l e y m ' l i a d a m l a r l l e r i n b a -

v e r i l m e s i n e k a r a r verdi.

nda derin bir tartmaya dalmlard. Bu y z d e n y e n i g e l e n l e r i fark e t m e diler. A m r gidip M e d i n e ' y e h a b e r v e r m e taraftaryd. Haris ise yle dedi:
" M u n z i r ' i n l d r l d yerde b e n sava a l a n n a a r k a m d n p g i d e m e m . "
D a h a s o n r a k e n d i n i d m a n l a r n arasna att ve A m r ' l a b i r l i k t e esir a l n n caya k a d a r arpt ve iki d m a n l d r d . D m a n l a r n ikisini de l d r m e k i s t e m e m e l e r i garipti. n k Haris iki a d a m l a r n l d r m t . Haris'e
k e n d i s i n e n e y a p l m a s n istediini sordular. O da M u n z i r ' i n c e s e d i b a n a
gidip eline silahlar v e r i l m e s i n i ve o r a d a s a v a m a k i s t e d i i n i syledi. O n u n
isteini y e r i n e getirdiler. Haris k e n d i s i l d r l m e d e n n c e iki a d a m daha
ldrd. A m r ' ise s e r b e s t b r a k t l a r ve k e n d i l e r i n e l a r k a d a l a r n n isimlerini s a y m a s n istediler. Amr, onlarla b i r l i k t e h e r c e s e d i n b a n a gitti ve s o yuyla b i r l i k t e h e p s i n i n i s m i n i syledi. O n a b u r a d a o l m a s g e r e k e n fakat cesedi b u r a d a o l m a y a n b i r a r k a d a n n o l u p o l m a d n sordular. " A m i r b n
F u h e y r e a d n d a k i E b u B e k i r ' i n azatlsn g r e m i y o r u m " dedi. O n a " B u adam n sizin a r a n z d a k i k o n u m u n a s l d ? " diye sordular. " O , en i y i l e r i m i z d e n
biriydi" dedi. Amr, " P e y g a m b e r ' e ilk tabi o l a n l a r a r a s n d a y d . " S o r u y u s o ran: " S a n a , o n a n e o l d u u n u s y l e y e y i m m i ? " dedi. D a h a s o n r a Amir'i ldren C e b b a r ardlar. Cebbar, m z r a n nasl a r k a s n d a n gelip A m i r ' i n
iki k r e k k e m i i arasna sapladn anlatt. M z r a n u c u A m i r ' i n g s n d e n k m t . Amir'in l m e d e n n c e s o n s z : " V a l l a h i , zafere u l a t m " olm u t u . C e b b a r : " B u ne a n l a m a g e l e b i l i r ? " diye a r m t , n k ayn s z
k e n d i s i n i n s y l e m e y e daha o k h a k k vard. D a h a s o n r a C e b b a r a k n l k l a
mzra A m i r ' i n srtndan k a r m t . F a k a t a k n l , g r n m e y e n ellerin
Amir'in c e s e d i n i g z d e n k a y b o l a n a d e k y u k a r k a l d r d k l a r n g r n c e d a h a
da artmt. C e b b a r ' a " z a f e r " i n C e n n e t o l d u u a n l a t l n c a m s l m a n o l d u .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u olay d u y u n c a , m e l e k l e r i n A m i r ' i C e n n e t ' i n e n y k s e k
d e r e c e l e r i n d e n biri o l a n " l l l i y y u n " a ( M u t a f f i f n : 1 8 - 1 9 ) g t r d k l e r i n i syledi.2

1.

W 360.

2.

W 349.

BEN

(s.a.v)'e de k a r d e i n i h a b e r c i g n d e r d i : "Biz evlerimizi ve m a l l a r m z bra-

NADR

k p gitmeyeceiz. O h a l d e n e y a p a c a k s a n y a p " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) "Allahu E k b e r " (Allah B y k t r ) dedi ve b u t e k b i r t m a r k a d a l a r n n azn-

[57]

da tekrarland. A r k a d a l a r n a : " Y a h u d i l e r sava ilan e d i y o r " dedi. Bir ordu


hazrlayarak e h r i n g n e y i n d e k i Nadir y e r l e i m b l g e s i n e d o r u ilerlediler.

v 7-ahudi k a b i l e l e r i n d e n B e n i Nadir, u z u n s r e d e n beri B e n i Amir'in m t t e I

fiki idi. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r d a n k a n diyetini d e m e d e

k e n d i s i n e yardm e t m e l e r i n i i s t e m e y e k a r a r verdi. E b u Bekir, m e r ve dier

S a n c a Ali tayordu. k i n d i n a m a z n , k o r u n m a b l g e l e r i n i n dnda olduu iin y a h u d i l e r t a r a f n d a n t e r k edilen g e n i b i r b a h e d e kldlar. N a m a z dan s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) a s k e r l e r i n i k a l e l e r e d o r u ilerletti.

ileri gelen arkadalaryla o n l a r a gitti ve m e s e l e y i aklad. Y a h u d i l e r o n u n

S u r l a r o k u l a r ve s a p a n c l a r tarafndan k o r u n u y o r d u . B u a s k e r l e r i n ya-

istediini y e r i n e g e t i r e c e k l e r i n i sylediler ve o n d a n y e m e k h a z r l a n n c a y a

n n d a , o k l a r b i t t i i n d e ve s u r duvarlar saldrya u r a d n d a k u l l a n l m a k

k a d a r k a l m a s n rica ettiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n ricalarn k a b u l etti.

zere talar da vard. ki o r d u da hava k a r a r n c a y a k a d a r karlkl o k at-

O srada, i l e r i n d e n g r n t e m i s a f i r i i n v e r i l e c e k y e m e k h a k k n d a e m i r -

lar yaptlar. Yahudiler k a r s n d a k i l e r i n saldr hz k a r s n d a aknla

ler v e r m e k zere liderleri Huyay'n da b u l u n d u u b i r g r u p o n l a r d a n ayrld.

d m l e r d i . F a k a t ertesi g n nasl olsa B e n i K u r a y z a ' m n ve b n Ubey'in

P e y g a m b e r ve arkadalar k a l e n i n n n d e o t u r m u b e k l e r k e n dierlerinin

yardmlar ular diye d n y o r l a r d . B i r k a g n s o n r a da m t t e f i k l e r i G a -

g r e m e y e c e i ekilde C e b r a i l geldi ve P e y g a m b e r ' e Y a h u d i l e r i n k e n d i s i n i

tafan kabilesi i m d a d a yetiirdi. O srada m s l m a n l a r n o r d u s u , eitli se-

l d r m e y i p l a n l a d k l a r n h e m e n M e d i n e ' y e d n m e s i gerektiini h a b e r ver-

b e p l e r y z n d e n p e y g a m b e r ile b i r l i k t e yola k a m a y a n m s l m a n l a r n da

di. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ayaa k a l k t ve b i r t e k k e l i m e bile sy-

s o n r a d a n orduya k a t l m a s y l a g i t t i k e b y y o r d u . Yats n a m a z v a k t i n e ka-

l e m e d e n t o p l u l u u t e r k etti. H e r k e s o n u n ksa b i r sre s o n r a geri d n e c e i -

dar o r d u , d m a n h e r taraftan s a r a b i l e c e k d e r e c e d e o a l m t . P e y g a m b e r

ni z a n n e d i y o r d u . G e r i d n m e y i n c e E b u B e k i r dier a r k a d a l a r n a o n u n ar-

( s . a . v ) onlarla b i r l i k t e n a m a z kld ve Ali'yi o r d u n u n b a n d a b r a k a r a k o n

k a s n d a n gitmeyi nerdi.

kii ile b i r l i k t e M e d i n e ' y e d n d . O r d u s a b a h n a m a z n a k a d a r Allah' y c e l -

Hep birlikte yahudilerden

ayrlp

Peygamber

( s . a . v ) ' i n evine gittiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a olanlar anlatt. M u h a m m e d b n M e s l e m e (r.a.)'yi B e n i Nadir'e eli o l a r a k g n d e r d i ve o n a s y l e m e si g e r e k e n l e r i bildirdi. M u h a m m e d b n M e s l e m e (r.a.) b t n hzyla kabiles i n i n o l d u u yere gitti. O n u g r e n baz liderler k a r l a m a y a ktlar. O n l a r a
yle dedi: "Allah'n R a s u l b e n i size g n d e r d i ve u n l a r syledi: " B e n i ldrmeyi

amalayarak,

aramzdaki

anlamay

bozdunuz."

Peygamber

( s . a . v ) ' i n o n a anlatt ekliyle onlara s u i k a s t n t m ayrntlarn anlatt ve


getirdii h a b e r i n en n e m l i n o k t a s n d a yle bard: " P e y g a m b e r : "Size lk e m i terk e t m e n i z i i n o n g n v e r i y o r u m . O n g n d e n s o n r a hl b u r a d a
o l a n l a r n z n ba k e s i l e c e k " d e d i . " O n l a r : " E y M e s l e m e ' n i n o l u , b i r Evs'lin i n b i z e b y l e b i r h a b e r getirebileceini u m m a z d k " dediler. b n M e s l e m e :
" G n l l e r deiti" c e v a b n verdi.
o u h e m e n a y r l m a k iin hazrlklara balamlard. F a k a t b n U b e y

ten b e y i t l e r o k u d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a b a h n a m a z n d a o n l a r a katld.
G n l e r g e i y o r ve B e n i N a d i r bekledii y a r d m l a r iin m i d i n i yitiriyordu. Beni K u r a y z a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ile yapt a n l a m a y b o z m a k i s t e m e mi, B e n i G a t a f a n sessiz k a l m , bn U b e y de h e r z a m a n o l d u u gibi bir ey
y a p a m a y a c a n a n l a m t . o k mitli olan B e n i Nadir'in m i t l e r i gittike
k a y b o l u y o r ve a r a l a r n d a k i a n l a m a z l k l a r artyordu. K a b i l e u z u n z a m a n dan b e r i s r e n a n l a m a z l k l a r ve d m a n l k l a r l a p a r a l a n m t . i m d i ise d
d n y a d a n t a m a m e n k o p m u b i r vaziyette h i b i r y a r d m a l a m y o r d u . O n gne y a k n b i r sre s o n r a P e y g a m b e r ' i n sur d u v a r l a r n n y a k n n d a k i bir iki
h u r m a aacn k e s m e s i y l e b u mitsizlii ve aresizlii d a h a fazla h i s s e t m e ye baladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u topraklarn k e n d i n i n o l a c a n bildii
i i n b u aalar k u r b a n o l a r a k k e s t i r m i t i . Aalarn k e s i l m e s i ilahi b i r
e m i r l e (Har: 5 ) , o n a bildirilmiti. Bu e m r i n y e r i n e g e t i r i l m e s i y l e d m a n n

o n l a r k a l m a y a tevik e d e n ve yardm e d e c e i n i b i l d i r e n b i r h a b e r g n d e r -

kar k o y m a g c t a m a m e n y o k oldu. O n l a r i i n h u r m a a a l a r n n zel bir

di. H u y a y da k o m u l a r Beni K u r a y z a ve Bedev m t t e f i k l e r i n i n b y l e b i r

yeri ve a n l a m vard, n k b u aalar g e i m k a y n a k l a r n n b y k bir b -

d u r u m d a k e n d i l e r i n i yalnz b r a k m a y a c a k l a r n s y l e y e r e k y a h u d i l e r i kal-

l m n o l u t u r u y o r d u . i m d i t o p r a k l a r n d a n ayrlmaya z o r l a n s a l a r bile o

maya i k n a etti. T m b u m t t e f i k l e r e y a r d m h a b e r i g n d e r d i . P e y g a m b e r

yerleri hl k e n d i l e r i n i n olarak d n e c e k l e r d i . n k g e l e c e k t e o n u t e k rar k a z a n m a m i t l e r i vard. K u r e y , v a d i d e n slam'n izlerini s i l m e k zere

[58]

s z v e r m i t i . F a k a t eger h u r m a aalar kesilirse, onlar y e n i l e m e k yllar


alrd. S a d e c e b i r k a tanesini k e s m i l e r d i , fakat b u tahrip n e r e y e k a d a r var a c a k t ? Huyay, P e y g a m b e r (s.a.v)'e t o p r a k l a r n b r a k p g i d e c e k l e r i n e dair
haber gnderdi. Fakat Peygamber (s.a.v) daha nce btn mallarn gtreb i l e c e k l e r i n e dair verdii s z d e artk d u r a m a y a c a n syledi. " Y u r d u n u z u

.S. 6 2 6 ylnn ilk aylarnda F a t m a b i r e r k e k o c u u daha dnyaya getirdi. Peygamber (s.a.v) el-FIasan ismini o k seviyordu. Bu n e d e n l e Fa-

tma'nn ikinci o c u u n a " k k H a s a n " yani " k k gzel a d a m " a n l a m n a

t e r k e d i n " dedi, " S i l a h l a r n z ve z r h l a r n z dnda develerinizin tayabile-

gelen Hseyin adn verdi. O sralarda "fakirlerin a n n e s i " d i y e tannan yeni

cei m i k t a r d a m a l g t r e b i l i r s i n i z " .

zevcesi Z e y n e b hastaland ve vefat etti. Vefat ettiinde P e y g a m b e r (s.a.v)'le

H u y a y ilk n c e b u teklifi reddetti, fakat k a b i l e d e k i dier a d a m l a r . o n u

h e n z sekiz aylk evli idi. P e y g a m b e r (s.a.v) o n u n cenaze n a m a z n kldrd

k a b u l e t m e y e zorladlar. ki hafta n c e b r a k t k l a r hazrlklara t e k r a r bala-

ve o n u Baki mezarlnda kz R u k i y e ' n i n mezarnn y a k n n a g m d . B u n u

dlar. E v l e r i n i n kaplarna ve e i k l e r i n e varncaya kadar b t n eyalarn de-

takip e d e n ay Peygamber (s.a.v)'in k u z e n i E b u Seleme (r.a.) Uhud'da ald -

velere yklediler. H a z r l a n d k l a r n d a Suriye y o l u z e r i n d e n k u z e y e d o r u

n c e a b u k iyileen, fakat s o n r a d a n tekrar alan- yara nedeniyle ld. Pey-

yola ktlar. O z a m a n a kadar b u l d e z e n g i n ve b y k bir k e r v a n daha

g a m b e r (s.a.v), ld srada o n u n yanndayd ve o s o n nefesini verirken dua

g r l m e m i t i . M e d i n e ' n i n k a l a b a l k a r s n d a n g e e r k e n develer t e k sra

ediyordu. l d k t e n sonra gzlerini de P e y g a m b e r (s.a.v) kapatt.

h a l i n d e yol aldlar. Her deve, y k l e r i n i n zenginlii ve s s l e r i n i n o k l u u y -

E b u S e l e m e (r.a.) ve m m S e l e m e (r.a.) b i r b i r i n e o k bal b i r iftti.

la ayr b i r a k n l k vesilesi o l u y o r d u . D e v e l e r i n s t n d e k i tahtlarn perde-

m m S e l e m e k o c a s n a i k i s i n d e n biri l d n d e e v l e n m e m e k z e r e anla-

leri, i i n d e k i eitli r e n k l e r d e i p e k l e r g i y m i , altn, e l m a s , y a k u t gibi deer-

m a y a p m a l a r n teklif etti. F a k a t E b u S e l e m e , eer k e n d i s i n c e l r s e , ka-

li talarla s s l e n m i kadnlar g i z l e m e k i i n r t l m t . B e n i Nadir'in z e n -

r s n n m u t l a k a e v l e n m e s i g e r e k t i i n i syledi ve yle dua etti: " A l l a h ' m ,

gin o l d u u bilinirdi, fakat o z a m a n a k a d a r k e n d i l e r i n d e n b a k a o k az kii

m m S e l e m e ' y e b e n d e n s o n r a , b e n d e n daha iyi ve o n a ac ve e l e m e k t i r -

o n l a r n b u z e n g i n l i i n i grebilmiti. Y o l c u l u k l a r n a davul ve alg sesleri e-

m e y e c e k b i r k o c a v e r ! " E b u S e l e m e ' n i n l m n d e n drt ay s o n r a P e y g a m -

liinde d e v a m ettiler. B y l e c e , i m d i t o p r a k l a r n terk ediyor d u r u m d a olsa-

b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e ' y e e v l e n m e teklif etti. m m S e l e m e k e n d i s i n i n

lar da b a k a yerlerde daha gzel t o p r a k l a r o l d u u n u ve oralara gittiklerini

P e y g a m b e r (s.a.v)'e u y g u n b i r e o l m a d n n e srd. " B e n yal b i r kad-

g s t e r m e k istiyorlard. Yahudilerin o u Hayber'de durdu ve n c e d e n s a h i p

n m " dedi "Ve y e t i m l e r i n a n n e s i y i m . B u n l a r n yansra birde b e n i m k s k a n -

o l d u k l a r t o p r a k l a r a yerleti. D i e r b i r g r u p da k u z e y e gitti ve Eriha'ya ve-

lk h u y u m var. E y Allah'n R a s u l , s e n i n b i r d e n fazla ein v a r " dedi. Pey-

ya S u r i y e ' n i n g n e y i n e yerleti. V a h y i n bildirdiine gre y a h u d i l e r i n t o p -

g a m b e r ( s . a . v ) yle c e v a p verdi: "Ya k o n u s u n u ele alrsak b e n s e n d e n ya-

raklar, fakir ve m u h t a l a r a v e r i l m e k zere P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ait o l a c a k t .

l y m . K s k a n l a g e l i n c e , Allah'a b u h u y u s e n d e n a l m a s i i n d u a e d e r i m .

Bu topraklar, zellikle "Yurtlarndan ve m a l l a r n d a n s r l p k a r l m "

o c u k l a r n a ise Allah ve R a s u l g z k u l a k o l a c a k t r " . B y l e c e e v l e n d i l e r ve

(Har: 8 ) o l a n m u h a c i r l e r iindi. F a k i r l i k l e r i n e d e n i y l e E n s a r ' d a n s a d e c e iki

m m S e l e m e , salnda Z e y n e b ' e ait olan odaya yerleti.

kiiye t o p r a k verildi. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) topraklarn o u n u M u h a c i r -

m m S e l e m e (r.a.) ya ile ilgili sylediklerine r a m e n h e n z y i r m i d o -

lere v e r e r e k onlar bamsz kld ve E n s a r n z e r i n d e k i b a k m y k n k a l -

k u z yanda g e n bir kadnd. E b u S e l e m e ile Habeistan'a h i c r e t ettiinde sa-

drd.

d e c e o n s e k i z yandayd. K s k a n l n a gelince, m m S e l e m e b u evlilikle


i m t i h a n e d i l e c e i n d e n hakl o l a r a k k o r k u y o r d u . Bu k o r k u y u tayan s a d e c e
o deildi. Aie, Hafsa ve Zeyneb'i z o r l u k e k m e d e n k a b u l etmiti. F a k a t b e l ki de k e n d i ya ilerledii iin - o n d n yandayd- b u kez d u r u m farklyd.
Aie, m m Seleme'yi s k sk g r r d . F a t m a ' n n d n hazrlklarn bir-

likte yapmlard. F a k a t Aie h i b i r z a m a n o n a m u h t e m e l bir rakip gzyle

ve m e r h e r n e o l u r s a o l s u n Kurey'e verdii s z d e n d n m e m e s i iin o n u

b a k m a m t . F a k a t i m d i M e d i n e ' d e h e r k e s P e y g a m b e r ' i n yeni evliliinden

uyardlar. " A l l a h d i n i n i d e s t e k l e r " dediler, "Ve Allah R a s u l n e g v e r i r " .

ve gelinin g z e l l i i n d e n k o n u u y o r d u . Aie b u n l a r d u y d u u n d a sklmt.

B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " T e k b a m a bile o l s a m g i d e c e i m " dedi.

" O n u n gzellii ile ilgili eyler b a n a a n l a t l n c a o k z l m t m "

dedi.

Bu b i r iki k e l i m e N u a y m ' n d e v e l e r i n d e n o l m a s n a ve tam b a a r a c a n

" O n u y a k n d a n g r e b i l m e k iin gittim ve o n u n a n l a t l a n d a n kat k a t daha g-

sand a n d a t m a b a l a r n n b o a g i t m e s i n e n e d e n oldu. F a k a t N u a y m g -

zel o l d u u n u g r d m . B u n u Hafsa'ya da a n l a t t m . Hafsa: "Hayr, s e n k s k a n -

revinin y a n l o l d u u n u f a r k e t m i t i . M e d i n e ' d e k e n d i d e n e y i m l e r i n i n ve et-

dn i i n b y l e s y l y o r s u n o anlattklar gibi deil" dedi. D a h a s o n r a k e n -

k i s i n i n t e s i n d e b i r e y l e r i n y r r l k t e o l d u u n u a n l a m ve slam'n i l k to-

di gzyle k a r a r v e r m e k iin m m S e l e m e ' n i n yanna gitti. D n d n d e

h u m l a r n k a l b i n e y e r l e t i r m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) n c e d e n kararlatrd

bana: " O n u k e n d i g z l e r i m l e g r d m . S e n i n sylediin kadar gzel deil,

ekilde b e y z deve ve s r c s ile o n da atl a d a m y a n m a alarak yola k -

a m a yine de g z e l saylr" dedi. B u n u n z e r i n e tekrar o n u g r m e y e gittim.

t. o u B e d i r P a n a y r ' n d a s a t m a k z e r e y a n l a r n a ticari eya almlard.

G e r e k t e n de Hafsa'nn dedii gibiydi. F a k a t b e n y i n e de k s k a n y o r d u m . " 1


E b u S f y a n ' n U h u d ' d a n s o n r a t e k l i f ettii ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n k a b u l ettii B e d i r d e y a p l a c a k o l a n i k i n c i a r p m a n n z a m a n y a k l a y o r d u .
F a k a t o yl k u r a k b i r yld ve E b u S f y a n y o l c u l u k t a atlarn ve d e v e l e r i n yiy e b i l e c e i y e i l l i k l e r o l m a d n n f a r k n d a y d . Sava b o y u n c a gerekli o l a n
y e m i M e k k e ' d e n tamalar g e r e k i y o r d u . F a k a t M e k k e ' d e k i s t o k l a r da b i t m e k zereydi. E b u S f y a n k e n d i t e k l i f i n d e n geri d n m e erefsizliini gstermek istemiyordu. M u h a m m e d (s.a.v)'in bu anlamay bozmasn bekliy o r d u . F a k a t Yesrib'den savaa hazrlanld h a b e r l e r i geliyordu. K a r a r n
deitirmesi i i n o n a baz eyler teklif e d e b i l i r m i y d i ? E b u S f y a n , S h e y l
ve dier b i r k a K u r e y liderine dant. B i r l i k t e b i r plan yaptlar. G a t a f a n k a b i l e s i n i n B e n i Aa' k o l u n u n l i d e r l e r i n d e n o l a n N u a y m , S h e y l ' i n a r k a d a yd ve o srada M e k k e ' d e idi. O n a g v e n e b i l e c e k l e r i n i d n d l e r . O , K u rey'ten o l m a d i i n tarafsz ve o b j e k t i f b i r g z l e m c i ve tavsiyeci gibi grlebilirdi. E e r m s l m a n l a r B e d i r ' d e k i k a r l a m a d a n v a z g e i r m e y i baarrsa o n a y i r m i deve v e r e c e k l e r i n i vadettiler. N u a y m b u teklifi k a b u l etti ve
vahaya d o r u yola k t . Orada E b u S f y a n ' n B e d i r ' d e k i k a r l a m a i i n o k
b y k b i r o r d u k u r d u u h a b e r i n i yayd. H e r t o p l u l u k l a ayr ayr k o n u t u .
E n s a r a , M u h a c i r l e r e , yahudilere ve m n a f k l a r a t e h l i k e n i n geldiini syledi
ve h a b e r i n i yle b i r tavsiyeyle n o k t a l a d : " B u r a d a k a l n , o n l a r a kar k m a y n . H i b i r i n i z i n sa olarak geri d n e b i l e c e i n i z i z a n n e t m e m . " Y a h u d i l e r
ve m n a f k l a r M e k k e ' l i l e r i n ordu h a z r l a m a s n a sevindiler ve b u h a b e r l e r i n
M e d i n e ' d e d a h a da yaylmasn saladlar. N u a y m , m s l m a n l a r z e r i n d e
de etkili o l m u t u . o u Bedir'e g i t m e n i n a k l k r o l m a d n d n y o r d u .
M s l m a n l a r n b u t u t u m u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e h a b e r ald ve k e n d i s i y l e
b i r l i k t e k i m s e n i n g e l m e y e c e i n d e n e n d i e e t m e y e balad. F a k a t E b u B e k i r

O srada E b u S f y a n Kureylilere y l e d i y o r d u : "Bir-iki g n yolda ge i r e l i m , s o n r a geri d n e l i m . E e r M u h a m m e d ( s . a . v ) ortaya k m a z s a , b i z i m


yola k t m z ve t e k r a r geri d n d m z d u y a c a k t r . O s z n d e d u r m a m ve s z n d e n d n m e s u u o n a ait o l a c a k t r " . F a k a t E b u Sfyan'n m i t lerinin tersine p e y g a m b e r ( s . a . v ) ve arkadalar g e l m i l e r ve B e d i r p a n a y rnda sekiz g n k a l m l a r d . Panayra katlan Araplar ise Kurey'in s z n d e n d n d ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in s z n d e d u r d u u h a b e r i n i t m Arabistan'a yaymlard. M s l m a n l a r n iyi h r e t i n i n artt ve k e n d i l e r i n i n
Araplarn g z n d e n d t h a b e r i M e k k e ' y e ulatnda Safvan ve dierleri B e d i r d e i k i n c i b i r k a r l a m a i i n s z verdii i i n E b u Sfyan' azarladlar. F a k a t b u baarszlk o n l a r n b u yeni dini ve taraftarlarm ortadan kald r m a k i i n planladklar b y k sava h a z r l k l a r n e n g e l l e m e d i .
B e d i r ' d e n d n d k t e n s o n r a M e d i n e ' d e bir ay b o y u n c a bar dolu b i r ort a m yaand. F a k a t b i r ay k a d a r b i r sre s o n r a baz Gatafan k a b i l e l e r i n i n
Yesrib'e saldr h a z r l k l a r n a giritii h a b e r i ulat. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) h e m e n drt yz kiilik b i r ordu k u r u p N e c d z e r i n e y r d .
A m a o n l a r oraya u l a t k l a r n d a d m a n o k t a n k a m t . Bu sefer srasnda
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e " K o r k u n a m a z " n nasl k l a c a n a n l a t a n b i r vahiy geldi. Bu ayetlerde sava srasnda o r d u n u n nasl n a m a z klaca, d m a n d a n
k o r k u a n n d a n e l e r yaplaca, nasl b i r g r u p n a m a z k l a r k e n , dier b i r g r u b u n g z c l k e d e c e i anlatlyordu. ( N i s a : 1 0 1 - 1 0 2 ) .
Bu grupla birlikte y o l c u l u k edenlerden biri de Abdullah'n olu Cabir idi.
Daha sonraki yllarda, k o n a k yerlerinden birinde m e y d a n a gelen bir olay yle anlatt: "Biz Peygamber (s.a.v)'in y a n m d a y k e n ashabdan biri elinde yakalad bir kula geldi. O srada yavru k u u n annesi kendisini o adamn ellerine
att. Herkes hayret iindeydi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) yle dedi: "Bu

kua m hayret ediyorsunuz? O n u n yavrusunu aldnz, o da m e r h a m e t i n d e n

z u n u silkmeye g i r i e c e i n d e n b a h s e t t i . "Bizim h i m i n d e r i m i z y o k " dedim.

kendisini sizin ellerinize y a v r u s u n u n y a n m a att. Allah'a y e m i n ederim ki Rab-

O : " O l a c a k , eve d n d n d e yaplmas gerekenleri y a p " dedi.

biniz size kar bu k u u n yavrusuna gsterdii m e r h a m e t t e n daha fazla merh a m e t e d e r . " 2 Daha sonra adama yavru kuu ald yere koymasn emretti".

" D n d m z g n d e n s o n r a k i ilk s a b a h d e v e m i a l d m ve P e y g a m b e r
(s.a.v)'in kaps n n e k t r d m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a n a deveyi oraya b-

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , b i r k e r e s i n d e de yle d e m i t i r : "Allah'n yz r a h m e -

r a k p m e s c i d d e iki rekat n a m a z k l m a m syledi. B e n de o n u n dediini yap-

ti vardr. B u n l a r d a n b i r i n i insanlar, cinler, srlar ve dier hayvanlara indir-

tm. D a h a sonra Hz. Bilal'e b a n a b i r b i r i m o n s altn v e r m e s i n i emretti.Bilal

mitir. Bu e k i l d e , b u y a r a t k l a r b i r b i r l e r i n e kar m e r h a m e t b e s l e r l e r ve

(r.a.) terazisinin t a r t t n d a n b i r a z daha fazlasn verdi. Altn aldm ve git-

vahi yaratklar y a v r u s u n a k a r m e r h a m e t l i o l m a y a ynelir. G e r i k a l a n

m e k zere geri d n d m . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) b e n i geri ard. " D e v e -

d o k s a n d o k u z m e r h a m e t i de Allah k e n d i s i n e ayrmtr. B u n u n l a Hesap g-

n i a l " dedi " O senindir, o n u n i i n sana d e n e n para da s e n i n d i r . " 4

n k u l l a r n a m e r h a m e t eder."^

B u aylardan b i r i n d e F a r i s i S e l m a n d a n m a k ve y a r d m d i l e m e k zere

Cabir (r.a.) Medine'ye d n e r k e n Peygamber (s.a.v)'le birlikte b i r k a kii-

P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. B e n ! K u r a y z a Y a h u d i l e r i n d e n o l a n s a h i b i o n u M e -

nin geriden takip ettii ve dier gruplarn o k nlerde yol ald haberini de

d i n e ' n i n g n e y i n d e k i arazisinde o kadar sk a l m a y a z o r l u y o r d u ki, Sel-

vermitir. Cabir'in devesi yal ve zayf olduu iin o u n l u u oluturan ilk

m a n ' m M s l m a n c e m a a t l e y a k n b i r ilikiye g i r m e s i m m k n o l m u y o r d u .

gruba ayak u y d u r a m a m ve geri kalmt. P e y g a m b e r (s.a.v) ona rastlaynca

O , n e U h u d ' d a , n e Bedir'de n e de s o n drt ylda P e y g a m b e r (s.a.v)'in eit-

neden b u kadar geride kaldn sordu. O: " E y Allah'n R a s u l " dedi, "Bu de-

li aralklarla yapt seferlerin h i b i r i n d e b u l u n a m a m t . B u d u r u m u n d a n

ve b u n d a n hzl g i d e m i y o r " . P e y g a m b e r (s.a.v): " D e v e n i k t r " dedi. Kendi

k u r t u l m a s n a b i r are y o k m u y d u ? S a h i b i n e , z g r l n e

devesini de k t r d . Cabir (r.a.) b u n d a n sonrasn yle anlatyor: " u so-

k e n d i s i n e k a a m a l o l a c a n s o r m u t u . F a k a t s a h i b i n i n n e s r d fiyat

pay b a n a ver dedi, b e n de verdim. Peygamber (s.a.v) elindeki sopayla bir iki

o k y k s e k t i . z g r l n e k a v u a b i l m e s i iin, o n a k r k b i r i m o n s altn ver-

kez o n a vurdu. Daha s o n r a deveme b i n m e m i istedi ve y o l u m u z a devam ettik.

m e s i ve y z h u r m a aac d i k m e s i gerekiyordu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) ona, sa-

R a s u l n Hak'la g n d e r e n e y e m i n olsun ki b e n i m devem o n u n k i n i g e t i . "

h i b i ile b i r l i k t e altnlar ve h u r m a aalarna k a r l k k e n d i s i n i n z g r bra-

kavumasnn

"Yol b o y u n c a R a s u l u l l a h (s.a.v)'la s o h b e t ettik. O bana: " D e v e n i b a n a sa-

k l a c a n belirten b i r a n l a m a m e t n i yazmalarn syledi. D a h a s o n r a arka-

tar m s n ? " dedi. Ben " O n u sana h i b e e d e r i m " d e d i m . 0 : " H a y r o n u b a n a

dalarn ard ve o n l a r d a n h u r m a aalarnn d i k i m i n d e S e l m a n ' a yardm

s a t " dedi. C a b i r o n u n sesinin t o n u n d a n pazarlk y a p m a k istediini anlad.

e t m e l e r i n i istedi. Biri o t u z , biri y i r m i h u r m a fidan verdi. D e r k e n fidanlarn

" O n a b i r fiyat v e r m e s i n i s y l e d i m " dedi. Cabir, b a n a : " O n a b i r d i r h e m veri-

says y z e t a m a m l a n d . P e y g a m b e r (s.a.v): " S e l m a n , git ve u k u r l a r a.

r i m " dedi. B e n "Bu o k az" d e d i m . O : " P e k i iki dirhem o l s u n " dedi. F a k a t

D a h a s o n r a b e n i ar, aalar e l i m l e b e n d i k e c e i m " dedi. A s h a b da Sel-

b e n yine " H a y r " dedim. O da fiyat k r k d i r h e m e yani bir b i r i m o n s altna

m a n ' a araziyi h a z r l a m a d a y a r d m ettiler. y z h u r m a n n h e p s i n i P e y g a m -

ulancaya k a d a r ykseltti. Bu fiyata raz o l d u m . Bana. " S e n h i evlendin m i ,

b e r ( s . a . v ) k e n d i eliyle dikti. Aalarn hepsi k k sald ve geliti.

C a b i r ? " diye sordu. B e n de evlendiimi syledim. O : " D a h a n c e d e n evlenmi biriyle m i y o k s a bakireyle m i ? " diye sordu. B e n : " D a h a n c e e v l e n m i
biriyle" deyince: " N e d e n b i r kzla e v l e n m e d i n ? S e n o n u n l a o y n a r d n , o da
s e n i n l e o y n a r d " dedi. " E y Allah'n R a s u l " d e d i m , " B a b a m U h u d ' d a ld,
geride kalan yedi kz kardeimi b a n a e m a n e t etti. Bu n e d e n l e onlara b a k a c a k
salarm tarayacak ve onlara a n n e l i k e d e c e k bir kadnla e v l e n d i m . " B a n a iyi
bir s e i m yaptm syledi. D a h a s o n r a b a n a M e d i n e ' d e n m i l u z a k t a k i irar'a ulatklarnda develeri orada k u r b a n e d e c e i n d e n , g n orada geireceimizden ve k a r m n b i z i m eve d n h a b e r i m i z i aldnda m i n d e r l e r i n to-

F i y a t n geri k a l a n n d e m e k zere, P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e m a d e n
o c a k l a r n d a n biri tarafndan v e r i l e n k u y u m u r t a s b y k l n d e k i altn
p a r a s n S e l m a n ' a verdi. S e l m a n b u n u n z g r l n s a t n almaya y e t m e y e c e i n i d n e r e k : " B u b e n i m d e m e m g e r e k e n i n n e k a d a r n karlar acab a ? " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) altn o n d a n ald ve azna k o y u p dilinin
altnda evirdi. S o n r a S e l m a n ' a uzatt ve: " B u n u al, fiyatn t m n b u n u n la d e " dedi. S e l m a n k r k b i r i m o n s altna d e n k gelen b u altn verdi ve zgrlne kavutu.5
M e d i n e ' d e b i r ay d a h a bar yaand. Bir a y d a n s o n r a

Peygamber

(s.a.v)bin kiilik bir orduyla, Suriye snrndaki D u m a t e l - C e n d e l vadisine


doru beyz millik bir sefer yapt. o u Beni Kelb kabilesinden olan apulcularn buralarda karklklar kard haberi gelmiti. a p u l c u l a r bir o k kez Medine'ye gitmekte olan kervanlarn un ve ya yklerine el koymulard. O n l a r n Kurey'le bir anlamaya girmi olmalar ihtimali de vard. E e r Kurey bir gn slam' t a m a m e n ortadan kaldrmak iin saldrya
geerse b u n l a r da kuzeyden onlara destek olabilirlerdi. Peygamber (s.a.v) ve
arkadalar srekli byle bir g n e hazrlanyorlard. Her ne kadar b u seferin

n u l m a s syleniyor, P e y g a m b e r (s.a.v)'de Ashaba b i r o k dualar retiyordu.


U z u n gece namazlar vahyin ilk indii gnlerden itibaren adet olmutu. Fakat bu ayetlerin indii topluluk, s e i l m i bir topluluktu. Medine'de de seilmi bir m ' m i n l e r topluluu vard. A n c a k son yllarda slam'n hzla yaylmasyla b u seilmi topluluk aznlk haline gelmiti. U z u n sre namaz klma z o r u n l u l u u n u azaltmak iin b i r ayette bu gruba: " S e n i n l e birlikte olanlar" diye deiniliyordu:

sonular apulcular bastrp onlarn srlerini ve mallarn g a n i m e t olarak


a l m a k gibi grnyorsa da,bu yry, kuzeydeki kabilelerin Arabistan'da

"Gerekten

Rabbin, senin gecenin

(namaz

iin) kalktn

te ikisinden

gelien b u yeni gc farketmelerini de salamt. Eskiden uzun yllar sren

te birinde

bilmektedir;

i savalar Medine'yi d saldrya ak hale getiriyordu. F a k a t ierideki b u

luluun da (byle yaptn

uyumazlk yerini b y k ve artc bir hzla yaylan bir a h e n k ve uzlama-

Sizin bunu sayamayacanz

ya brakmt. Bu ahengi daha k o r k u l a c a k hale getiren de Medine'lilerin en

etti. u halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun

bilmektedir).

biraz eksiinde,

seninle birlikte

yarsnda

olanlardan

Geceyi ve gndz Allah takdir

bildi, bylece

de tevbenizi

ve

bir topetmektedir.

(O'na dnnz)

kabul

(Mzzemmil: 20).

kesin s a v u n m a aracnn saldr o l d u u n u anlamalar ve b u n a gre davranF a k a t Ashab yine de geceleri n a m a z klmaya devam ettiler. Peygamber

malaryd.
Dardan g r n e n buydu. Fakat yakndan topluluu gzleyenler b u
g c n g r n d n d e n de b y k o l d u u n u grebiliyorlard. n k b u g,
mucizevi b i r birlie dayanyordu. Vahy'de yle deniyordu:
"Sen yeryzndekilerin

tmn harcasaydn

mazdn. Ama, Allah onlarn aralarn

bile, onlarn

uzlctrd" (En-fal:

kalblerini

(s.a.v) gecenin en hayrl b l m n n son te biri olduunu sylemiti:


" H e r gece gecenin son te biri g e l m e d e n Rabbimiz -Teala- en alt semaya tecelli eder ve yle der: " B e n i aran kim, ki ona cevap v e r e y i m ? " 7 Bu sralarda m'minleri tanmlayan u ayetler de nazil oldu.

uzlatra-

63)

"Onlarn yanlan

(gece namazna

ler. Ank hibir nefis, yapmakta


Bu birliin gereklemesini salayan en b y k etken de Peygamber
(s.a.v)'in varlyd. O n u n varlnn cazibesi Allah tarafndan o denli arttrlmt ki iyi niyetli hibir k i m s e ona kar koyamazd. "Ben size, olunuzdan, babanzdan ve dier insanlardan daha sevgili olmadka i m a n e t m i olm a z s n z . " 6 F a k a t bu c m l e , Peygamber (s.a.v)'in isteini b e l i r t m e k t e n
ziyade zaten var olan ve: " A n a m , b a b a m sana feda o l s u n " deyimiyle ifade
edilen sevginin bir nevi tasdikiydi.
Bar zamanlar Peygamber (s.a.v) iin d i n l e n m e zamanlar deildi. O,
gnn te birinin ibadet, te birinin i ve te birinin de aileyle ilgilenerek geirilmesinin ideal olduunu sylemiti. Son olarak belirtilen z a m a n n
iine y e m e k ve uyku da dahildi. badete gelince ounlukla geceleri yaplyordu. A k a m ve sabah namazlarnn yansra, b u namazlardan sonra nafile
namazlar da klyorlard. Ayn zamanda Kur'an'da uzun uzun Kur'an o k u -

kalkmak

ne korku ve mitle dua ederler ve kendilerine


olduklanna

aydnl olarak nelerin (saysz nimetlerin)

iin) yataklanndan

uzaklar.

nzk olarak verdiklerimizden

Raileri-

infak

eder-

karlk olmak zere, kendileri iin gzler


saklandn

bilmez". (Secde:

16-17)

G n n eit paralarn oluturmas gereken ibadet, alma ve aileyle ilg i l e n m e vakitleri a n c a k yaklak olarak eitlenebiliyordu. Aileyle ilgilenmeye gelince, Peygamber (s.a.v)'in k e n d i evi yoktu ve h e r a k a m sras gelen
einin evine gider ve oras o n u n yirmidrt saatlik evi olurdu. G n b o y u n c a
kzlar veya halas Safiye o n u ziyaret eder veya O, onlar ziyaret ederdi. Fatma o u n l u k l a iki o l u n u o n a g s t e r m e k iin getirirdi. Hasan yaklak
olarak b i r b u u k yanda, Hseyin ise sekiz aylkt ve h e n z y r m e y e balyordu. Peygamber (s.a.v) o u n l u k l a annesi Zeyneb'in y a n n d a n ayrlmayan torunu mame'yi de severdi. Birka kez Peygamber (s.a.v.) o n u mescide getirmiti. Namaz srasnda ayakta durduu zamanlar o m u z u n d a tam,
r k ve secde srasnda yanna oturtmutu. Ayaa kalktnda tekrar o m u zuna b i n d i r m i ve namaz b u ekilde kldrmt. Peygamber (s.a.v)'in o k

sevdii o c u k l a r d a n biri de Zeyd ve m m Eymen'in oullan s a m e idi.

a d a m " dedi. Peygamber (s.a.v) b u n u n l a neyi kasdettiini sorduunda yle

Peygamber (s.a.v) o n u h e m kendisine deer verdii h e m de a n n e ve baba-

dedi: " E y Allah'n Rasul, biz senin yannda iken sen bize c e n n e t ve c e h e n -

sn sevdii iin seviyordu. same, evin bir torunu olarak ounlukla evin

nemi anlatyorsun. Biz de onlar grr gibi oluyoruz. Fakat senden ayrldmz zaman hanmlarmz, ocuklarmz ve mallarmz bizi kendilerine eki-

iinde veya kapsnn n n d e vakit geirirdi.


ou leden sonralar Peygamber (s.a.v) Mekke'de olduu gibi E b u Bekir'i ziyaret ederdi. o u zaman aile meseleleri ve i konumalar birbirinin
ayn oluyordu. n k Peygamber (s.a.v) devlet meselelerini kaynpederi
Ebu Bekir, olu Zeyd ve damatlar Ali ve Osman'a sormay tercih ederdi. Fakat i sanki Peygamber (s.a.v)'in tm zamann alacak kadar fazla idi. nk Medine'de bir problemi zmede, bir anlamazl ortadan kaldrmada

yor ve biz senin sylediklerini u n u t u y o r u z " . Peygamber (s.a.v)'in cevab b u


ideallere ulamak iin gsterilen abann, g n l k hayatn normal akn
durdurmakszm srmesi gerektiini vurguluyordu: "Nefsimi kudret elinde
tutana andolsun k i , " dedi, " E e r siz srekli b e n i m yanmda iken veya Allah'
hatrladnz zaman iinde b u l u n d u u n u z hal zere olsaydnz, phesiz
melekler sizinle musafah ederler ve sizi evlerinizde ziyaret e d e r l e r d i . " 1 1

hibir sz o n u n k i kadar etkili deildi. Hatta , ihtiyalar olduunda kendisi-

Peygamber (s.a.v)'in zamann alan b u tr ihtiya ve istekler kanlmaz-

ne inanmayan bazlar da ondan yardm istiyordu. Yahudilerle mslmanlar

d. Fakat o n u n baka ynlerden k o r u n m a s gerekiyordu. te bu k o r u m a ,

arasnda da sk sk anlamazlklar meydana geliyordu. ounlukla da zulme

o n u n ayrcalkl k o n u m u n u vurgulayan b e k l e n m e d i k bir olayla ilgili olarak

urayan davac oluyordu. rnein, Ensar'dan biri, yahudinin birinin ettii

ortaya kt. Peygamber (s.a.v), bir gn Zeyd (r.a.)'e bir ey s o r m a k iin evi-

yemini duyduunda o n u tartaklamt. M s l m a n : "Sen, Peygamber (s.a.v)

ne gitmiti. Kapy Zeyneb (r.a.) at ve kapnn n n d e durarak Zeyd'in ev-

aramzda iken nasl Musa'y btn alemlerin stne sekin klana andolsun

de olmadn syledi, fakat yine de ieri girmesi iin o n u davet etti. Bir an-

dersin?" demiti. Yahudi Peygamber'e ikayet etmi, o da sinirlenerek m s -

lk bakma, iki kuzen arasnda srekli varolan sevginin ikisi tarafndan da

lman azarlamt. Kur'an'da Musa hakknda yle deniyordu: (Allah): " E y

farkna varlmasna yol at. Peygamber (s.a.v) Zeyneb (r.a.)'in kendisini sev-

M u s a " , dedi. "Sana verdiim risaletimle ve seninle k o n u m a m l a seni insan-

diini,kendisinin de Zeyneb (r.a.)'i sevdiini ve b u n u Zeyneb'in de bildiini

lar zerinde s e k i n k l d m ! " (A'raf: 1 4 4 ) . " G e r e k u ki, Allah,Adem'i Nuh'u

biliyordu. Fakat b u n u n ne anlam olabilirdi? Duygularnn iddetine ara-

brahim ailesini ve mran ailesini alemler zerine seti." (Al-i mran: 3 3 )

rak Peygamber (s.a.v) teklifini reddetti. Zeyneb o n u n uzaklarken yle dua

Adamn asl dncesini anlayan Peygamber (s.a.v): "Beni Musa'dan daha iyi

ettiini duydu: " H a m d Allah Teala'yadr! Hamd insanlarn kalbini dzenle-

olduumu s y l e m e " ^ diye ekledi. Baka bir yanlla dikkati ekerek de:

yen ve idare eden Allah'adr!" Zeyd (r.a.) eve dndnde Zeyneb ona Pey-

"Hibiriniz b e n i m Yunus'dan daha iyi o l d u u m u sylemesin" 1 '-' demitir. Va-

g a m b e r (s.a.v)'in ziyaretini ve giderken okuduu duay anlatt. Zeyd, h e m e n

hiy zaten onlar slm akidesini tanmlarken yle diyordu:

Peygamber (s.a.v)'e gitti ve yle dedi: "Evime geldiini duydum. Bana ann e m d e n ve babamdan daha yakn olduun halde neden ieri girmedin? Yok-

" O n u n peygamberlai

arasnda hibirini (dierlerinden) ayrdetmeyiz"- (Bakara:

285)

sa Zeyneb mi h o u n a gitti? Eer yle ise o n u b o a y a y m . ' " Peygamber (s.a.v)

H e m iteki ahengi salamak, h e m de Arabistan'daki ve daha telerdeki

srar ederek: "Karn tut ve Allah'tan k o r k " dedi. O bir keresinde: " M b a h

uluslarla ilikileri dzene s o k m a k gibi t o p l u m u n genel ihtiyalannn yansra Peygamber (s.a.v) m'minlerin t a m a m e n kiisel olan sorunlarn zmede
de onlara yardm e t m e k durumundayd. Bu kiisel sorunlar bazen Selman'n-

olan eyler iinde Allah'n en sevmedii ey b o a n m a d r " 1 2 demiti. Zeyd,


ertesi gn tekrar ayn teklifle geldiinde Peygamber (s.a.v) ona yine ayn eyi sylemiti. Fakat Zeyd'le Zeyneb'in evlilii mutlu bir evlilik deildi ve

ki gibi tamamen maddi, bazen de Temim kabilesinden Hanzele'ninki gibi


manevi oluyordu. Hanzele ilk nce d u r u m u n u E b u Bekir'e am, fakat E b u
Bekir b u soruna daha yetkili birinin, yani Peygamber (s.a.v)'in z m getirebileceini hissetmiti. Adamn yz acyla doluydu. Peygamber (s.a.v) sorunun ne olduunu sorduunda "Ey Allah'n Rasul, Hanzele iki yzl bir

Bu, zayf bir rivayettir. Peygamber (s.a.v.)'in Zeyneb'i doduundan beri tand, orada ilk defa
grmedii ve Zeyneb pek taraftar olmad halde onun Zeyd'le evlenmesinde srar ettii hatrlanmaldr. Bu olay, kendi snrlar iinde istedii kadnla evlenen feodal beyleri hatrlatmaktadr. Peygamber (s.a.v.) deil oulluunun, baka bir mslmann veya kafirin karsna bile gz dikmekten
uzaktr. Geri o da bir insandr, ama Allah'n onda canl hale getirdii slm ahlak ve mslman
karakteri buna msaade etmez. (ev. notu)

Zeyd artk buna dayanamyordu. Bu nedenle kars ile anlat ve Zeyneb


(r.a.)'i boad. Yine de b u b o a n m a Zeyneb'i Peygamber (s.a.v) iin uygun bir
e klmyordu. n k Kur'an "kendi sulblerinden k a n " oullarnn h a n m laryla evlenmeyi yasaklyordu. Ve b i y o l o j i k olarak k e n d i n i n olan bir o c u k la, evlat edinilen bir o c u u ayr t u t m a m a uzun zamandan beri devam eden

izni sadece ona m a h s u s t u , t o p l u m u n geri kalan bu izne dahil deildi. Bun u n yansra o n u n elerine " m m i n l e r i n anneleri" ad verilmi ve onlara
yle yksek bir stat verilmiti ki. Peygamber (s.a.v)'den sonra onlarn bakalaryla evlenmesi yasaklanmt. M m i n l e r d e n biri onlara bir ey s o r m a k
istedii zaman bir perde a r k a s n d a n sormalyd. Ayette u da belirtiliyordu:
"Ey iman edenler peygamberin

bir gelenekti. Peygamber (s.a.v)'in d u r u m u da evlenmeye msait deildi.

de bakmakszn

n k slam'n msaade ettii sayda -en fazla drt- ei vard.

girmeyin;

evlerine yemek

ancak anlrsanz

Bu olaydan sonra b i r k a ay geti. Peygamber (s.a.v) h a n m l a r n d a n bi-

hverin.

Sz ve sohbet iin de (evlerine)

ri ile k o n u u r k e n vahiy geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) k e n d i s i n e geldiinde ilk

vermekte

ve o da sizden utanmaktadr;

szleri unlar oldu: " K i m gidip Zeyneb'e m j d e v e r e c e k ve Allah'n o n u

(Ahzab:

40).

semada b e n i m l e evlendirdiini haber v e r e c e k ? " U z u n sreden beri kendisini aileden sayan Safiye'nin hizmetisi Selma oradayd. Bu szleri duyunca
h e m e n Zeyneb'in evine gitti. Zeyneb b u sevinli haberi d u y u n c a Allah'a
h a m d etti ve h e m e n K'be'ye doru secdeye kapand. Daha sonra bilekliklerini, bileziklerini ve g m kolyelerini toplayp Selma'ya verdi.
Zeyneb (r.a.) artk g e n deildi, h e m e n h e m e n k r k yana gelmiti. Fakat yine de dikkat ekici gzelliini koruyordu. B u n u n yansra O zahid bir
kadnd. U z u n gece namazlar klar, nafile oru tutar ve c m e r t e fakirlere
datrd. Dericilikten anlad iin ayakkab ve eitli eyalar yapar ve b u n lardan kazand paray sadaka olarak harcard. Bu kez o n u n iin bir dn
merasimine gerek yoktu. n k inen vahiy nikhn akdedildiini belirtiyor-

vaktine
de da-

girmeyin.

iin izin verilmeden


Gerekte

oysa Allah, hak(k

bu, Peygambere
aklamaktan

eziyet
utanmaz"

Ashab Peygamber (s.a.v)'i o k sevdii ve m m k n olduu kadar uzun


sre o n u n yannda k a l m a k istedii iin, onlara bu tr engeller konulmas
gerekliydi. Onunla birlikte olanlar, ondan ayrlmak istemezlerdi. Onlar kaldklarnda ise k i m s e onlar sulamazd. n k Peygamber (s.a.v) biriyle
k o n u t u u zaman ona yle d i k k a t eder ve ilgisini onda yle younlatrrd
ki, karsndaki dierlerine verilmeyen baz ayrcalklarn kendisine verildiini zannedebilirdi. O, birinin elini tutsa, hibir z a m a n ilk b r a k a n kendisi
olmazd. Fakat P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k l a birlikte vahiy, literatre yeni
bir unsur ilave ediyordu. Bu ekilde arkadalar ona besledikleri sevgiyi,
o n u n yannda olmadklar zamanlarda da ifade edebileceklerdi.
"Hi phesiz

du; "Biz onu seninle evlendirmi o l d u k . " (Azhab: 3 7 ) Yaplmas gereken ey,
sadece gelini damadn evine gtrmekti ve b u da geciktirilmeden yapld.

ve

artk girin; yemei yediinizde

Allah

ve melekleri

Peygamber'e

edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle

salat

etmektedirler.

Ey

ona selam verin." (Ahzab:

iman
53)

Ayetler, gelecekte artk evlad edinilenlerin, kendi babalarnn adyla anl-

Bundan ksa bir sre sonra Peygamber unu da haber verdi: "Bana bir

malar gerektiini de vurguluyordu. O gnden itibaren otuzbe yldan beri

m e l e k geldi ve yle dedi: Sana bir kere salat eden k i m s e y o k t u r ki Allah

Zeyd tbn M u h a m m e d diye anlan Zeyd, Zeyd lbn Harise diye anlmaya balan-

ona o n kez salat e t m e s i n . "

d. Fakat bu onun evlad edinilmesi olaym yrrlkten kaldrmyordu. Biri elli, dieri altmna yaklam olan evlat edinen ve edinilen arasndaki samimiyet ve sevgi de bundan zarar grmyordu. Bu sadece, aralarnda kan ba olmadn hatrlatmadan ibaretti. Bu anlamda ayetler yle devam ediyordu:
"Muhammed

sizin erkeklerinizden

Rasul ve Peygamberlerin

hibirinin

sonuncusudur."

(Ahzab:

babas deildir, ancak

O, Allah'n

37)

Dier ayetler de, Peygamber (s.a.v) ve o n u takip edenler arasndaki by k ayrm vurguluyordu. Onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e birbirlerine hitap ettikleri gibi hitap etmezlerdi. Allah'n verdii drtten fazla h a n m l a evlenme

T.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.

I.S. VIII, 66.


W 487.
M . X L I X , 4.
I.I., 6 6 4 .
I.I. 141-2.
M.I. 16
B. X I X .
I.S. VIII, 26.
B. LXV. (A'raf Suresi)
B. L X V (Saffat Suresi)

11.
12.
13.

M. X L I X , 2.
A.D. XIII, 3.
D.XX. 58.

HENDEK

[59]

kat olaca t a h m i n ediliyordu. O r a d a m s l m a n l a r b i n kiilik bir o r d u ya y e n i l m i l e r d i . i m d i ise o n b i n kii k a s m d a n e yapabilirlerdi? B u n u n yan sra K u r e y b u k e z ikiyz atl y e r i n e y z atl almt ve G a t a f a n ' m da
ayn b y k l k t e bir grupla o n l a r d e s t e k l e m e s i b e k l e n i y o r d u .

- U - a y b e r ' e y e r l e e n B e n i Nadir yahudileri k a y b e t t i k l e r i t o p r a k l a n tekrar


T k a z a n m a y a kararlydlar. m i t l e r i , Kurey'in P e y g a m b e r ( s . a . v ) z e r i n e

P l a n l a r n a u y g u n o l a r a k M e k k e ' d e n yola ktlar. Ayn a n d a , b y k b i r


ihtimalle

Abbas'n

dzenledii

bir

Huzaa'l

grup

atlaryla,

Peygamber

d z e n l e y e c e i s o n ve b y k saldrdayd. slam'n b e i n c i ylnn s o n l a n n a

( s . a . v ) ' e saldry h a b e r v e r m e k ve o r d u n u n g c k o n u s u n d a bilgi v e r m e k

d o r u - M S . 6 2 7 ' n i n b a l a r - b u hazrlklar, H u y a y ve Hayber'deki dier bir-

zere M e d i n e ' y e d o r u yola k t . B u g r u p M e d i n e ' y e a n c a k drt g n d e va-

k a yahudi l i d e r i n i n M e k k e ' y i ziyaret e t m e s i y l e karara baland. E b u Sf-

rabildi. Yani P e y g a m b e r ' e h a z r l a n m a k iin s a d e c e b i r hafta k a l m t . Pey-

yan'a: " M u h a m m e d ' i o r t a d a n k a l d r m a d a s e n i n l e b i r l i k t e y i z " dediler. E b u

g a m b e r (s.a.v) b u h a b e r i a l n c a h e m e n t m M e d i n e ' y e h a b e r sald ve arka-

Sfyan da: " B i z e sevgili olanlar, M u h a m m e d ' e kar bize y a r d m e d e n l e r d i r "

dalarna, eer sabreder, e m i r l e r e uyar ve Allah'tan k o r k a r l a r s a zaferin k e n -

c e v a b n verdi. B u n u n z e r i n e Safvan, E b u S f y a n ve dier Kurey liderleri

dilerinin

y a h u d i l e r i K a b e ' n i n i i n e s o k t u l a r ve orada a m a l a r n a u l a n c a y a kadar bir-

U h u d ' d a yapt gibi o n l a r istiare m e c l i s i n e ard. E n iyi s a v u n m a n n na-

olaca

konusunda

mjdeleyici

szler

syledi.

Daha

sonra,

b i r l e r i n i t e r k e t m e y e c e k l e r i n e dair Allah adna a n d itiler. Kureyliler b u fr-

sl olaca k o n u s u n d a eitli fikirler n e s r l d . E n s o n u n d a S e l m a n (r.a.)

sattan y a r a r l a n a r a k , y a h u d i l e r e y e n i d i n i n k u r u c u s u ile aralarndaki a t m a

ayaa kalkt ve yle dedi: " E y Allah'n R a s u l , biz r a n ' d a y k e n atllarn sal-

k o n u s u olan i n a n l a r y l a ilgili sorular sordular. E b u Sfyan: " E y y a h u d i l e r "

d r s n d a n k o r k t u u m u z d a etrafmza h e n d e k kazardk. i m d i de etrafmza

dedi. " S i z ilk k u t s a l k i t a b n geldii t o p l u l u k s u n u z ve sizin bilginiz var. Bi-

h e n d e k k a z a l m . " H e r k e s U h u d ' d a k i stratejiyi t e k r a r l a m a k istemedii i i n

z i m M u h a m m e d ' e k a r k o n u m u m u z u n n e o l d u u n u b i z e syleyin. Bizim

S e l m a n ' m n e r i s i n i k a b u l etti.

d i n i m i z mi d a h a iyi, y o k s a o n u n k i m i ? " Yahudiler u c e v a b verdiler: "Sizin


d i n i n i z o n u n k i n d e n d a h a iyidir ve siz geree daha y a k n s n z . "

Z a m a n ksayd ve s a v u n m a d a bir b o l u k b r a k m a m a k i i n a b a n n d o r u k n o k t a s n a kadar h a r c a n m a s g e r e k i y o r d u . F a k a t h e n d e i n srekli o l m a -

O a n d a n i t i b a r e n a n l a a n taraflar plan h a z r l a m a y a koyuldular. Yahudi-

s g e r e k m i y o r d u . e h r i n s n r n d a , b i r o k yerde s a v n m a y s a l a y a c a k kaleye

ler, M e d i n e ' d e n h o l a n m a y a n t m N e c d k a b i l e l e r i n i a y a k l a n d r m a grevini

b e n z e r evler vard. K u z e y - b a t d a ise k a l e vazifesi g r e n fakat aralarnn bir-

z e r l e r i n e almlard. O n l a r a y a k l a n m a y a raz e d e m e z l e r s e , rvetle b u ii

letirilmesi g e r e k e n , b y k kaya ynlar vard. B u n l a r d a n en y a k n Sel da-

h a l l e d e c e k l e r d i . B e n i E s e d onlara yardm e t m e y e hazrd. B e n i Gatafan'a ge-

o l a r a k b i l i n e n ynd ve h e n d e i n i i n d e k a l m a s g e r e k i y o r d u . n k b u

l i n c e , yahudilere k a t l m a l a r n a karlk onlara Hayber'in h u r m a h a s a d n n

d a n n n d e k i d z l k k a m p y a p m a y a uygun bir yerdi. H e n d e k b u k a m p

yars verilecekti. B e n i G a t a f a n ' d a n Fazare, M r r e ve A a k o l l a r n n anla-

y e r i n i , b i r kaya y n n d a n balayp e h r i n g n e y d u v a r n d a k i b i r n o k t a y a

m a y a dahil o l m a s y l a ordu y a k l a k iki b i n askere ulat. Yahudiler B e n i S-

k a d a r uzayarak k u z e y d e n e v r e l e y e c e k t i . Bu k a z l a c a k olan en u z u n h e n -

l e y m ' d e n de y e d i y z k i i n i n k e n d i l e r i n e k a t l m a s n salad. B u say daha da

d e k t i ve en n e m l i s i de b u y d u .

fazla olabilirdi; fakat M a u n a k u y u s u y a k n n d a k i k a t l i a m d a n s o n r a k k

Stratejiyi ortaya k o y m a n n yansra S e l m a n , h e n d e i n h a n g i g e n i l i k ve

a n c a k srekli artan b i r g r u p m s l m a n o l m u t u . S l e y m ' i n g n e y k o m u -

d e r i n l i k t e o l m a s gerektiini de biliyordu. B e n i Kurayza'da alt i i n o n -

su B e n i A m i r ise, P e y g a m b e r (s.a.v)'le yapt a n l a m a y a s a d k kald.

larn, h e n d e i n kazlmas iin gerekli olan t m aralara da s a h i p o l d u k l a r -

K u r e y ve m t t e f i k l e r i t o p l a m drt b i n kiiyi b u l u y o r d u . G n e y d e n ge-

n b i l i y o r d u . Bu o r t a k d m a n k a r s n d a B e n i Kurayza'llar, b u n l a r d n

l e c e k olan b i r k a g r u p d e s t e k l e b i r l i k t e M e k k e ' d e n , M e d i n e ' y e giden sahil

v e r m e k t e n k a n m a d l a r . n k P e y g a m b e r (s.a.v)'i s e v m e m e l e r i n e

y o l u n u takip e d e c e k l e r d i . U h u d ' d a da ayn yolu izlemilerdi. D a h a az b i r l i k

m e n , h e p s i o n u n l a yaptklar a n l a m a n n p o l i t i k bir a n l a m a o l d u u ve b u

ra-

tekil eden i k i n c i b i r o r d u da M e d i n e ' n i n d o u s u n d a n , y a n i N e c d o v a s n d a n

a n l a m a y b o z m a m a l a r gerektii kansndaydlar. Bu n e d e n l e

y a k l a a c a k t . k i o r d u n u n t o p l a m o l a r a k Kurey'in U h u d ' d a k i g c n n

k a z m a , k r e k ve apalarn d n verdiler. B u n u n yansra, sk h u r m a lif-

yahudiler

lerinden r l m salam h u r m a sepetlerini de kazlan topra tamak zeUhud'dan geri g n d e r i l e n s a m e (r.a.), m e r ' i n olu Abdullah (r.a.) ve ar-

re verdiler.
P e y g a m b e r (s.a.v) topluluun her g r u b u n u belirli bir h e n d e k t e n so-

kadalar artk o n b e yalarndaydlar Ve sadece kazmada deil, savata da

rumlu o l m a k zere grevlendirdi. Kendisi de onlarla birlikte alt. Her a-

dier m'minlerle birlikte grev alacaklard. Bunlardan biri olan Evs'in Ha-

fak vakti namazdan sonra yola kyorlar ve alacakaranlkta evlerine dn-

rise kolundan Bera s o n r a k i yllarda h e n d e k . k e n a r n d a krmz cbbesi, toz-

yorlard. lk gnlerden birinde sabahleyin h e n d e k kazmaya giderken Pey-

lu gs ve o m u z l a r n a deen uzun salaryla P e y g a m b e r (s.a.v)'in ne kadar

g a m b e r (s.a.v) onlara Mescid'i ina ederken okuduklar bir beyti hatrlatt:

gzel olduunu anlatmtr. " O n d a n daha gzelini g r m e d i m "

demiti.

O n u n ve genelde t m m a n z a r a n n ne kadar gzel o l d u u n u farkeden sade"Allah'm, ahiret saadetinden

baka

saadet

yoktur.

ce Bera deildi. zellikle Peygamber (s.a.v), evresine baktnda, evresindekilerin sadeliini ve ne kadar doal olduklarn -insann ftratna ne kadar

Muhacirleri

ve Ensan

bala!"

yakn olduklarn- g r p seviniyordu. Bu sevinle, sonradan herkesin katld bir ark o k u m a y a balad:

H e p birlikte bu beyti tekrarladlar. Bazen de yle derlerdi:


"Hayber'in bu gzellii

bir gzellik

deil,

"Ahiret yurdundan baka gerek hayat yoktur.


Allahm, Ensar ve Muhacirine merhamet
et!"

Ya rab, bu daha saf, daha temiz bir ey

Birbirlerine srekli, z a m a n n ksa olduunu hatrlatyorlard. D m a n

O, bir Muhacirlerle, b i r Ensar'la birlikte alyordu; bazan kazma ba-

her an gelebilirdi. K i m biraz geveklik gsterirse, h e m e n aralarnda alay ko-

zan krek, bazan da sepet kullanyordu. Fakat nerede olursa olsun, olaa-

nusu oluyordu. Dier taraftan S e l m a n b y k bir sayg ve v n kayna idi.

nst bir zorlukla karlaldnda ona haber verilmesi gerektiini h e r k e s

O sadece gl ve salam vcutlu deil, ayn zamanda yllardan beri Beni

biliyordu. o k sk ve zor olmasna ramen elenceli dakikalar geiliyor-

Kurayzallar arasnda yaad iin k a z m a c l k ve tamaclkta da b e c e r i k -

lard. Mescidde yaayan Ehl-i Suffa'dan biri olan Beni Demre'li bir msl-

liydi. Kendi aralarnda " O , o n kiinin iini yapyor" dediler ve dosta bir tar-

m a n n grnte a c n a c a k bir hali vard. stelik bir de ailesi ona " k k

tmaya giritiler. Birok yerden g ettii iin Muhacirler: " S e l m a n bizim-

b c e k " anlamna gelen C'ayl adn vermiti. Peygamber (s.a.v) ksa bir s-

dir" diye iddia ettiler. Ensar: " O bizden biri, bizim onda daha o k h a k k m z

re n c e o n u n adn, hayat ve ruhi salk anlamlarna gelen A m r olarak de-

var" diye kar kt. F a k a t Peygamber (s.a.v): " S e l m a n bizden, yani Ehl-i

itirmiti. Fiendek'te o n u n halini gren bir m u h a c i r u msralar sylemek-

Beyt'ten b i r i " (Peygamberin ailesi) dedi.

ten kendini alamad:

D m a n a kar silah olarak kullanlabilecek olan talar h e n d e k b o y u n ca Medine'nin evresine yld. Kazdan kan toprak sepetlere doldurulup,

"Onun adm Cuayl'den

ba zerinde uzaa tanyor ve dnte ayn sepetlere ta d o l d u r u l u p h e n -

te o gn bu zavall adama

Amr'a

deitirdi.

yardm

etti".

dein yanna ylyordu. E n iyi talar Sel dann eteklerinde b u l u n u y o r d u .


Adamlarn hepsi bellerine kadar plakt. Sepet bulamayanlar stlerinden

M u h a c i r bu beyti Amr'a o k u d u . O n u duyan dierleri de beyti ark ha-

kardklar elbiseleri ta ve topraklar tamakta uval olarak kullanyorlar-

line getirip glerek okudular. Peygamber (s.a.v) her seferinde vurguyla

d. H e n d e k kazmaya gittikleri ilk sabah onlar bir grup g e n takip etti, hep-

syledii " A m r " ve "yardm" kelimeleri dnda bu arkya katlmad. Daha

si de bu abada grev almak istiyorlard. E n k k olanlar h e m e n geri gn-

sonra onlar u arky o k u m a y a tevik etti:

derildi, fakat Peygamber (s.a.v) d m a n grnr g r n m e z , k a m p terketmeleri artyla dierlerinin k a z m a ve tamada yardm e t m e l e r i n e izin verdi.

"Rabbim, biz hibir zaman


Zekat vermez

ve namaz

sana

ynetmez.

klmazdk,

O halde zerimize
Bu karlamada
Bu dmanlar

huzur

bizi bastrmak

Fakat biz onlara

kar

ti, yoksa sen mi?' diye sordu. C a b i r : ' O davet etti.' Dedi. Kars: " O halde b-

indir.

ayaklarmz

rak gelsinler, n k o daha iyi bilir," dedi. Yemek, Peygamber (s.a.v)'in n -

sabit kl.
istiyor ve ifsad etmeye

ne kondu. Peygamber (s.a.v.) dua etti, b e s m e l e e k t i ve yemeye balad.

alyorlar.

Onunla birlikte o n kii daha oturuyordu. Hepsi de doyana dek yedikten

koyuyoruz

lk yardm ars, h i b i r aletin karmaya g yetiremedii bir kaya ile

sonra kalkp evlerine gittiler ve yerlerini dier on kiiye braktlar. Hendek-

karlaan, C a b i r (r.a.)'den geldi. Peygamber (s.a.v) biraz su istedi ve suyun

te alan tm iilerin karn doyuncaya dek b u devam etti. Herkes doyduk-

iine tkrd. Dua ettikten sonra suyu kayann stne dkt. Adamlar, ka-

tan sonra bile hl biraz et ve e k m e k vard.^

yay sanki k u m yn imi gibi krekle alp attlar. ^ Dier bir gn de M u -

Bir baka gn P e y g a m b e r (s.a.v) elinde bir eyle k a m p yerine gelen bir

hacirlerin yardma ihtiyac oldu. Rastlad kayay yerinden k a r m a k iin

kz ocuu grd ve o n u y a n m a ard. Kz, Abdullah bn Revaha (r.a.)'nm

bir hayli u r a a n , fakat kmldatmay baaramayan m e r (r.a.), Peygamber

yeeniydi. O gn k e n d i s i n e yle anlatyor: "Allah'n Rasulne, a m c a m ve

(s.a.v)'e gitti. Peygamber (s.a.v) kazmay o n u n elinden ald ve kayaya bir

babam iin h u r m a getirdiimi sylediim z a m a n onlar kendisine v e r m e m i

darbe indirdi. Bu darbe ile birlikte kayann s t n d e n imek gibi b i r k

istedi. Ben de hurmalar o n u n avucuna boalttm, fakat h u r m a avularn

kt, t m ehri geip gneye doru kayboldu. Peygamber (s.a.v) ikinci kez

dolduracak kadar o k deildi. Peygamber (s.a.v), bir bez paras istedi. Ya-

vurduunda kuzeye,Uhud'a doru bir k kt. Kayay paralayan n c

ylan bez parasnn s t n e hurmalar sat, r t n n h e r taraf hurma ol-

vurula da douya b i r k fkrd. S e l m a n (r.a.) bu da g r m ve

mutu. Daha sonra yanndakilerden, h e n d e k k a z m a k t a olanlar yemee da-

bir eye delalet ettiini dnerek Peygamber (s.a.v)'e sormutu. Peygam-

vet etmelerini istedi. iler geldiler ve yemeye baladlar. Hurmalar artyor-

b e r (s.a.v) ona u cevab vermiti: " O n l a r grdn m , Selman? lk kla Ye-

du, onlar karnlarn d o y u r u p kalktnda h u r m a r t n n kenarlarndan ta-

men kalelerini grdm ikinci kla Suriye kalelerini grdm, n c k-

yordu."7

la da Kisra'nn^ Medaiyn'deki beyaz sarayn grdm. lk kla Allah bana


Yemen yollarn at, ikincisiyle Bat'da Suriye'ye, n c s y l e de douya
yol at.
H e n d e k t e k a z m a iiyle uraanlarn o u n u n yeteri kadar yiyecei yoktu ve ar alma koullar da al artryordu. Cabir hendekte k e n d i s i n den yardm istedii gn Peygamber (s.a.v)'in ar derecede zayf o l d u u n u
farketmiti. O a k a m eve geldiinde karsndan y e m e k hazrlayp hazrlayamayacan sordu. Kars: "Bu k u z u d a n ve bir l e k arpadan baka eyimiz
y o k " dedi. B u n u n zerine Cabir (r.a.) k u z u y u k u r b a n etti. Ertesi gn kars
kuzuyu halad, arpay tt ve e k m e k yapt. O gn hava allmayacak
kadar karardnda

Cabir, h e n d e k t e n

ayrlmak

zere

olan

Peygamber

(s.a.v)'in y a n m a gitti ve kuzu eti ve arpa e k m e i yemeye davet etti. Cabir


yle dedi: " P e y g a m b e r (s.a.v) avu iini b e n i m avu iime k o y d u ve par-

1.

W 446.

maklarn kenetledi. Ben, onun yalnz gelmesini istiyordum. Fakat o bara-

2.

W 4 4 8 - 4 4 9 ; I.S. II/I, 51.

rak yle dedi: "Allah'n Rasul ile birlikte Cabir'in evine gidin. cabet edin,

3.

I.I, 6 7 1 .

n k Cabir sizi davet ediyor". Cabir, bir felaket zamannda o k u n a n u aye-

4.

ran Kral

ti o k u d u : "Biz Allah'a ait (kullar)z

5.

6.

I.I. 6 7 2 ; W 4 5 2 .

7.

I.I. 6 7 2 .

ve phesiz

O'na dncleriz"

(Bakara:

156)

Daha sonra uyarmak zere karsnn yanna gitti. Kars: 'O u davet et-

450.

l u n m a z s a karya g e m e k z o r o l m a y a c a k t . A k l l a r n a , M e d i n e ' y e g n e y - d o -

[60]

u d a n y a p l a c a k o l a n saldrlar k a l e e k l i n d e k i evleriyle k o r u y a n Beni K u rayza y a h u d i l e r i geldi. B e n i Nadir'den Huyay, orduya k a t l m a k zere Hayber'den gelmiti. E b u

urey o r d u s u n u n A k i k ovasna yaklat h a b e r i ulatnda h e n d e k bit-

Sfyan'a, B e n i K u r a y z a y a h u d i l e r i n i

Muhammed

(s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y b o z m a y a i k n a e d e b i l e c e i n i s y l e y e r e k o n l a -

m e k zereydi; h e n d e i n yapm t o p l a m alt g n s r m t . K u r e y or-

ra eli o l a r a k g i t m e k istediini belirtti. Onlar, y a r d m a i k n a edilebilirse e-

d u s u e h r i n g n e y b a t s n d a n yaklayor, G a t a f a n ve dier N e c d kabileleri

hir iki taraftan saldrya m u r a z k a l a c a k t . E b u S f y a n o n u n n e r i s i n i k a b u l

d o u d a n U h u d ' a d o r u ilerliyorlard. V a h a n n d b l m l e r i n d e k i b t n ev-

etti ve vakit k a y b e t m e d e n yola k m a s n syledi.

ler b o a l t l m ve b u evlerin s a k i n l e r i b a r n a k l a r a yerletirilmiti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a d n l a r n ve o c u k l a r n , k a l e l e r i n y k s e k o d a l a r n d a n b i r i n e


yerletirilmesini emretti. D a h a s o n r a k e n d i s i de adamlaryla b i r l i k t e -yaklak b i n kii- s e t i k l e r i yerde k a m p k u r d u . K r m z d e r i d e n y a p l m olan
adr Sel d a n n e t e k l e r i n e k u r u l m u t u . Aie (r.a.) m m S e l e m e (r.a.) ve
Z e y n e b (r.a.) srayla o n u n l a b i r l i k t e o l m a k i i n adra geliyorlard.

B e n i Kurayzallar, Huyay'dan k o r k a r l a r d . O n u u u r s u z ve k e n d i k a b i lesini felakete s r k l e y e n k t bir a d a m o l a r a k grrlerdi. zin verirlerse


Beni Kurayza'ya da k e n d i k a b i l e s i n e yaptn y a p a c a k t . O n d a n k o r k m a l a rnn asl s e b e b i de kar k o y u l m a z m a n e v i bir g c n n olmasyd. Huyay,
eer b i r eyi isterse t m k a r k o y a n l a r bastrr ve a m a c n a ulancaya d e k
ne k e n d i s i n e , ne de k a r s n d a k i l e r e rahat v e r m e z d i . i m d i Beni K u r a y z a ' m n

M e k k e o r d u s u ve m t t e f i k l e r i U h u d ' u n y a k n n d a ayr ayr k a m p k u r -

efi K a ' b l b n E s e d ' e - P e y g a m b e r (s.a.v)'le a n l a m a y a p a n lider- g i t m i ve k i m

dular. Kureyliler, e k i n l e r i n hasat e d i l m i o l d u u n u g r n c e hayal k r k l -

o l d u u n u syleyip k a p s n alyordu. K a ' b ilk n c e kapy a m a y reddetti.

na uradlar. Develeri A k i k ovasnn akasya yapraklaryla y e t i n m e k z o r u n -

" B r a k da ieri g i r e y i m ! " dedi Huyay. O n u n n e istediini o k iyi bilen Ka'b:

dayd. O srada G a t a f a n ' n develeri de o v a n n U h u d y a k n n d a k i allklarda

" S e n b r a k ! B e n M u h a m m e d ' l e bir a n l a m a y a p t m ve o n u b o z m a y a c a m "

yetien lgn otlaryla k a r n l a r n d o y u r u y o r l a r d . F a k a t iki o r d u da getirdik-

dedi. H u y a y : " e r i gireyim de k o n u a l m " dedi. " H a y r " dedi Ka'b. Fakat

leri y e m d n d a atlarna y e d i r e c e k bir ey b u l a m y o r l a r d . B u n e d e n l e m m -

Huyay o n u , y e m e i n i k e n d i s i ile p a y l a m a k istemedii iin k e n d i s i n i ieri

k n o l d u u k a d a r a b u k d m a n yenmeliydiler. B u a m a l a iki o r d u b i r l e -

a l m a m a k l a s u l a d . Bu Ka'b' o kadar sinirlendirdi ki kapy at. Huyay y-

ti ve e h r e d o r u i l e r l e m e y e balad. E b u S f y a n b a k o m u t a n d . F a k a t h e r

le dedi: " E y Ka'b s a n a h e r z a m a n s r e c e k olan bir zafer ve k p r e n d e n i z gi-

k a b i l e lideri srayla sava srasnda o r d u y u y n e t m e grevini s t l e n e c e k t i .

bi b i r g g e t i r d i m . S a n a liderleriyle b i r l i k t e K u r e y , K i n a n e ve Gatafan' b i n

Halid ve k r i m e y i n e svarilere k u m a n d a ediyorlard ve Amr, Halid'in b l -

kiisi atl o n b i n k i i l i k b i r ordu getirdim. O n l a r b a n a , M u h a m m e d (s.a.v)

n d e idi. Yaklatklarnda d m a n n e h r i n d n d a k a m p k u r m u o l d u -

ve taraftarlarnn k k n k a z y n c a y a kadar rahat e t m e y e c e k l e r i n e dair ant

u n u g r n c e cesaretleri daha da artt. D m a n n k a l e l e r d e m e v z i l e n m e s i n -

verdiler. B u defa M u h a m m e d ( s . a . v ) k a a m a y a c a k " . Ka'b: "Tanrya a n d o l -

den k o r k u y o r l a r d ; zira m e y d a n m u h a r e b e s i n d e sayca fazla o l d u k l a r i i n

sun k i , s e n b a n a h e r z a m a n u t a n getirdin, i i n d e i m e k ve g k g r l t s n -

onlar k o l a y c a yenebilirlerdi. F a k a t biraz d a h a y a k l a t k l a r n d a k a r tarafa

d e n b a k a b i r ey o l m a y a n y a m u r s u z bir b u l u t . Yazklar o l s u n sana ey Hu-

s r a l a n m o k u l a r l a aralarnda g e n i ve d e r i n b i r h e n d e i n o l d u u n u g-

yay. B e n i o l d u u m gibi b r a k " dedi. H u y a y o n d a k i b u y u m u a m a y farketti

r n c e o k ardlar. Atlar oraya z o r l u k l a ulaabilirdi; oraya u l a t k t a n s o n -

ve gzel k o n u m a s y l a e e r y e n i din ortadan k a l k a r s a ne k a d a r avantajlar

ra da onlar daha z o r olan karya g e m e p r o b l e m i b e k l e y e c e k t i . i m d i d e n

o l a c a n a n l a t m a y a balad. S o n u n d a Allah adna yle b i r y e m i n etti: " E e r

balayan o k y a m u r u d m a n n saldr a l a n n a girdiklerini gsteriyordu. B u

Kurey ve G a t a f a n M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r m e d e n yurtlarna d n e r l e r s e ,

n e d e n l e b i r a z geri ekildiler.

b e n de s e n i n l e b i r l i k t e k a l e n d e o t u r u p , k a d e r i m i b e k l e y e c e i m . " Bu Ka'b',

G n n geri k a l a n k s m istiare ile geti. S o n u n d a d m a n n b y k b i r

slm'n y a a m a s n n m m k n o l m a y a c a k o n u s u n d a i k n a etti. Daha s o n -

b l m n , b a k a yerleri s a v u n m a k z o r u n d a b r a k a r a k e h r i n k u z e y i n d e n

ra P e y g a m b e r (s.a.v)'le halk arasnda yaplan a n l a m a y b o z a c a n syledi.

u z a k l a t r m a y a k a r a r verdiler. E e r h e n d e i n etrafnda d m a n a s k e r i b u -

Huyay, a n l a m a m e t n i n i g r m e k istedi, o k u d u k t a n s o n r a m e t n i n yazl ol-

d u u kad ikiye yrtt. Ka'b da k a b i l e s i n d e k i l e r e n e l e r o l d u u n u h a b e r ver-

aslm renin. Eer d u y d u k l a r m z yanlsa b u n u a k a syleyin. Eer do-

m e y e gitti. O n l a r " E e r sen l d r l r s e n , Huyay'n da s e n i n l e b i r l i k t e l d -

ru ise b u n u bana imal b i r ekilde syleyin ki a n l a y a b i l e y i m " . O n l a r Z-

r l m e s i n i n n e gibi b i r a v a n t a j o l a b i l i r ? " dediler, i l k anda k a r a r n a kar -

beyr'den h e m e n sonra K u r a y z a k a l e l e r i n e ulatlar ve g e r e k t e n de yahudile-

k a n o k o l d u . S u r i y e ' d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'in geliini k a r l a m a k zere ge-

rin anlamay b o z m u o l d u u n u grdler. Yahudileri o k g e o l m a d a n hata-

len yal y a h u d i i b n e l - H e y y e b a n , B e n i Kurayza'llarn arasndayd. O P e y -

larn tamire ve a n l a m a y a balla ardlar. F a k a t o n l a r n cevab u oldu:

g a m b e r (s.a.v)'i tarif e t m i ve g e l m e s i n i n y a k n o l d u u n u h a b e r vermiti.

"Allah'n Rasul de k i m ? M u h a m m e d ' l e aramzda ne b i r a n t l a m a n e de bir

o k a z n n y a h u d i o l m a y a n b i r P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ilgi d u y m a y a y a t k n ol-

karar birlii var". z n t i i n d e onlara Beni Nadir ve B e n i K a y n u k a yahudi-

m a s n a r a m e n , o u M u h a m m e d (s.a.v)'in tarif edilen kii o l d u u n u h i s -

lerinin bana gelenleri hatrlattlar. Ka'b ve dierleri o a n d a , onlar dinleye-

sediyordu. Y i n e a r a l a r n d a , y a h u d i o l s u n o l m a s n bir P e y g a m b e r (s.a.v)'e

m e y e c e k denli Kurey'in z a f e r i n d e n emindiler. E l i l e r k o n u m a l a r n n b o u -

kar k m a n n n e k a d a r n e m l i o l d u u n u k a v r a y a b i l e c e k y e t e n e e s a h i p

na o l d u u n u anlaynca P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d l e r . O n a : "Adal ve

o l m a y a n o k az kii vard. o u n l u a g e l i n c e , o n l a r p o l i t i k bir a n l a m a y

Kre" dediler. Bunlar H u b e y b ve arkadalarn Hudayl'a t e s l i m e d e n iki kabi-

b o z m a y a karydlar. F a k a t b i r k a m n a f n , Huyay'n s y l e d i k l e r i n i do-

lenin isimleri idi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a n n ne d e m e k istediini anlad ve:

rulayan h a b e r l e r g e t i r m e s i n d e n ve k e n d i l e r i n d e n b i r k a k i i n i n de gidip

"Allahu Ekber, ey m s l m a n l a r c e s u r o l u n " dedi.

K u r e y o r d u s u n u k e n d i gzleriyle g r m e s i n d e n s o n r a genel g r K u r e y
ve m t t e f i k l e r i tarafna d o r u k a y m a y a balad. G e r e k t e n de h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n g z alabildiine atlar ve a d a m l a r l a d o l u o l d u u n u g r m e k
insan r k t y o r d u .

Artk hendein yanndaki mevzilerden askerlerin bir ksmn ekip ehrin i i n d e bir mevzi k u r m a k g e r e k i y o r d u . Daha s o n r a H u y a y ' n , Kurey ve
Gatafan' b i n e r kiilik b i r e r o r d u k u r u p bir g e c e vakti e h r i n k u z e y i n d e k i
Kurayza kalelerine s a l d r m a y a , o r a d a n da e h r i n i e r l e r i n e g e i p , m s l -

O srada Halid ve k r i m e geilip g e i l e m e y e c e i n i a n l a m a k zere b e l i r -

m a n l a r n k a d n ve o c u k l a r n k a r m a y a tevik ettii h a b e r i geldi.eitli

li bir u z a k l k t a n h e n d e i inceliyorlard. m i t s i z l i k iinde: " N a s l b i r t u z a k

s e b e p l e r y z n d e n k a r a r l a t r l a n g e c e h e p tehir edildi ve p r o j e h i b i r za-

b u ! " dediler. " A r a p l a r h i b i r z a m a n b y l e bir yol d e n e m e m i l e r d i r . Aralarn-

m a n u y g u l a n a m a d . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v), b u n u h a b e r alr a l m a z Zeyd'i

da m u t l a k a b i r Iran'l v a r " . m i t l e r i n i n a k s i n e h e n d e k o k iyi k a z l m t . Sa-

yz k i i l i k atl bir grupla e h r i n s o k a k l a r n d a d o l a m a k ve g e c e b o y u n c a

d e c e d i e r l e r i n e gre b i r a z d a r olan k k b i r alan k a l m t . O r a s da sk

sesli t e k b i r g e t i r m e k l e grevlendirdi. B y l e c e d m a n e h i r d e b y k bir or-

bir ekilde k o r u n u y o r d u . Oray g e m e k i i n giritikleri b i r iki aba b a a r -

dunun olduunu zannedecekti.

szlkla s o n u l a n d . Atlar h i h e n d e k g r m e m i t i , b u n e d e n l e h e n d e e y a k -

H e n d e i n k e n a r n d a k u r u l a n k a m p t a atlara ihtiya y o k t u , fakat o k sa-

lanca r k y o r l a r d . B e l k i onlar altrabilirlerdi, fakat i m d i l i k sava sade-

yda a d a m a ihtiya vard.Yz k i i n i n e k s i l m e s i y l e , h e n d e k t e k a l a n l a r n her-

ce karlkl o k atlar e k l i n d e d e v a m e d i y o r d u .
B e n i K u r a y z a ' n n anlamay b o z m a s h a b e r i gizli k a l m a d . M n a f k l a r -

biri artk daha uzun saatler g z c l k ediyordu. G n l e r g e i y o r ve a k n l a r


daha da sklayordu. Halid ve k r i m e svari birlikleriyle h e n d e k t e beliren

dan o u hangi taraf tutacaklarna karar v e r e m e d i k l e r i i i n iki tarafn srla-

bir a n l k y o r g u n l u k ve i h m a l d e n dahi y a r a r l a n m a k istiyorlard. F a k a t sade-

rn birbirlerine aklyorlard. m e r (r.a.) A s h a b d a n yahudilerin i h a n e t i n i

ce b i r k e z h e n d e i a m a y baarabildiler. k r i m e , b i r d e n bire h e n d e i n en

h a b e r alan ilk kii oldu. B u n u duyar d u y m a z h e m e n E b u B e k i r (r.a.)'le bir-

dar k s m n d a k i k o r u m a n n zayfladn grd ve kii ile b i r l i k t e atn

likte adrnda o t u r a n P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a gitti. " E y Allah'n R a s u l "

kar tarafa srd. F a k a t d r d n c a d a m h e n d e i atlar a t l a m a z Ali (r.a.) ve

dedi, " B e n i Kurayza'nn b i z i m l e olan a n l a m a s n b o z d u u n u ve bize kar

a d a m l a r h e n d e i n dar o l a n b l g e s i n i k o r u m a y a geldiler ve h e n d e k bir k e z

sava atn d u y d u m " . P e y g a m b e r (s.a.v)'in z g n o l d u u farkediliyordu.

daha a l a m a z hale geldi. B y l e c e drt Kureyli'nin de y o l u k e s i l m i o l d u . -

Zbeyr'i m e s e l e n i n asln r e n m e k zere gnderdi. D a h a s o n r a Ensar'n

lerinden biri, Amr, teke t e k k a r l a m a y a p m a k istediini b a r a r a k belirtti.

kendilerini d l a n m h i s s e t m e m e s i iin E v s ve Hazre'li iki Sa'd', Useyd'le

O n a k a r Ali (r.a.) k t n d a o n u k a b u l etmedi ve: " S e n i n gibi b i r i n i ldr-

birlikte ard. O n l a r a haberleri verdikten s o n r a yle dedi: " G i d i n ve iin

m e k t e n h o l a n m a m . S e n i n b a b a n y a k n bir arkadamd. G e r i d n , sen da-

ha ocuksun" dedi. Fakat Ali (r.a.) srar etti. Amr bineinden indi ve iki

"Hani onlar, size hem stnzden,

adam birbirlerine yaklatlar. Etraflarn bir toz bulutu kaplad. Karlama-

kaym,

nn ne ekilde gelitiini dierleri gremiyordu. Bir mddet sonra Ali

zanlarda

(r.a.)'nin tekbir getiren sesini duydular ve Amr'n ya ldn ya da l m e k

ve iddetli bir sarsntya

yrekler

hanereye

bulunuyordunuz

hem alt tarafnzdan

gelip dayanmt
te orada,

iman etmekte

uratlmlard."

gelmilerdi;

ve siz Allah hakknda

(Ahzab:

gzler

da

dc

(birtakm)

olanlar, denemeden

geirilmi

10-11)

zere olduunu anladlar. O srada k r i m e ve arkadalar bir anlk dalgnlktan yararlanp hendei g e m e k iin atlarn srdler. Fakat M a h z u m ' l u Nevfel hendei atlayamad ve atyla birlikte hendee yuvarland. Etraftakiler
onu talamaya koyuldular. Fakat O: " E y Araplar, lm bundan daha iyi" diye bard- Bunun zerine yanna indiler ve o n u ldrdler.
Baarsz da olsa hendein alm olmas, b u n u n m m k n olduunu
gsteriyordu. B u n u n zerine Kurey ordusu ertesi gn henz gne ykselmeden hendein eitli noktalarna bir dizi saldr dzenledi. Peygamber
(s.a.v) rn'minlere cesaret verdi ve sabrederlerse, uzun sre b e k l e m e n i n verdii yorgunlua ramen vadedilen zaferin kendilerinin olacan mjdeledi.

H e r k e s byle ka gn daha dayanabileceklerini dnyordu. Yiyecekleri t k e n m e y e yz t u t m u ve gecelerde o k s o u k gemeye balamt. Alk, s o u k ve uykusuzluktan iman zayf olanlarda mnafklara katlacak hale gelmilerdi. Mnafklar srekli olarak, byle gl bir d m a n a sadece
bir h e n d e k l e kar koyulamayacan, ehir duvarlar gerisine ekilmeleri
gerektiini sylyorlard. F a k a t b u zorluklarla gerek m ' m i n l e r i n iman
gleniyordu. Onlar, tm kabileler kendilerine kar birletiklerinde yle
dedikleri iin Allah onlar K u r a n d a vmt:

K a m p yerinin seimi isabetli olmutu. n k Sel dann tesine doru uzanan yzeyde kendilerine yakm olan ksm, uzak olan ksmdan daha yksekti. G n boyunca d m a n onlara ulamak iin tekrar tekrar akn etti, fakat
hibir ey elde edemediler. Fiili sava o k snrlyd. ki taraftan da zayiat

"Mminler
dediler

le namaz vakti geldi, fakat bir tek asker bile hendein yanndan aydakiler ona yle dediler: " E y Allah'n Rasul, biz namaz k l m a d k . " Bu bi-

tamamen bastrnca artk iki dman ordusu k a m p yerlerine dndler. Dman ordular gzden kaybolur k a y b o l m a z P e y g a m b e r (s.a.v), Useyd ve bir
grup askeri hendein kenarnda brakp h e n d e k t e n ayrld. H e n d e k t e kalan
bu grubun dndakilerin bana geip vakti gemi olan drt namaz da arka arkaya kldrd. O a k a m ge saatlerde Halid, hendei k o r u n m a s z b u l m a
umuduyla k k bir atl grubuyla tekrar ortaya kt. Fakat Useyd ve adamlar o k atlaryla onlar geride tutmay baardlar.
Vahiy, o zorlu gnleri yle nitelendiriyor:

ise (korkuya

kaplmadan)

eydir; Allah ve Rasul

doru

artrm oldu." (Ahzalx 22)

Onlar, Peygamber (s.a.v)'e bir-iki yl n c e vahyolunan bir ayetin gerekletiini hatrlayarak byle diyorlard:

onlara katlmas onlar biraz teselli etti. P e y g a m b e r (s.a.v): " B e n de klmaFakat gne battktan sonra bile d m a n ataklar devam ediyordu. Karanlk

zaman

bize vadettii

' V e (Bu), yalnzca onlarn imanlarn ve teslimiyetlerini

rlmamalyd- Namaz vakti g e m e k zere iken Peygamber (s.a.v)'in y a k n n -

d m " demid. kindi namaz vakti geldi ve gnein batmasyla vakit geti.

grdkleri

Vahiy unlar da ekliyordu:

yark ami*1- Kurey ve Gatafan ordularnn da atlarnn ou yaralanmt.

rinden beri hi byle bir durum ortaya k m a m t . Allah'n R a s u l n n de

birliklerim

sylemitir."

yoktu. Fakat Sa'd bn Mu'az (r.a.)' bir o k k o l u n d a n yaralam ve derin bir

linen bir durumdu, fakat onlar o k etkilemiti. n k slam'n ilk gnle-

(dman)

ki: Bu Allah'n ve Rasul'nn

'Yoksa sizden nce gelip geenlerin

hali, banza

zi mi sandnz?

Onlara yle bir yoksulluk,

sine sarsldlar

ki, yle ki Peygamber;

ne zaman?"
ra:

diyordu.

Dikkat

beraberindeki

edin, kukusuz

gelmeden

yle dayanlmaz

m'minlere:

Allah'n yardm

Cennete

gireceini-

bir zorluk att ve yle"Allah'n

yardm

pek yakndr."

(Baka-

214)
P e y g a m b e r (s.a.v) adamlarnn dayanma g c n n s o n u n a geldiini bi-

liyordu. F a k a t O, dmann da gn getike ayn zorluklar yaayacann


farkndayd. Bu nedenle Gatafan kabilelerinden iki kola, eer sava alann
terkederlerse Medine'deki h u r m a hasadnn te birini onlara vereceini

bildiren b i r h a b e r g n d e r d i . O n l a r : " H u r m a l a r n yarsn v e r " diye h a b e r


gnderdiler. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e b i r teklifinden geri d n m e d i . G a tafanllar da b u n u k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) O s m a n
(r.a.)' G a t a f a n k a b i l e l e r i y l e bar a n l a m a s i m z a l a m a k zere gnderdi. Daha s o n r a biri Evs'in, biri Hazrec'in lideri o l a n iki Sa'd' adrna ard ve
o n l a r a p l a n n d a n b a h s e t t i . O n l a r : " E y Allah'n R a s u l , b u s e n i n fikrin mi
y o k s a b u n u s a n a Allah m e m r e t t i ? Yoksa b u s e n i n b i z i m a d m z a yaptn
bir ey m i ? " diye sordular. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B u n u sizin adnza y a p y o r u m . Allah'a a n d o l s u n , eer Araplarn size saldrdm, her tarafnz k u a t tn ve b u n u n l a o n l a r n g c n k r a b i l e c e i m i z i b i l m e s e y d i m b u n u yapm a z d m " dedi. F a k a t yaralanan Sa'd l b n M u a z o n a yle dedi: " E y Allah'n
R a s u l , b i z l e r b u adamlarla birlikte Allah'n y a n n d a baka ilahlara tapyorduk. Allah'a g e r e k t e n ibadet e t m i y o r ve o n u t a n m y o r d u k . O z a m a n bile
onlar, m i s a f i r o l d u k l a r z a m a n ve satn aldklar h a r i , bir tek h u r m a m z yiy e m e z l e r d i . i m d i ise Allah bize slm' b a h e t t i , bizi hidayete ulatrd. Bizi s e n i n l e ve slm'la glendirdi. Byle o l d u u h a l d e onlara m a l l a r m z m
v e r e l i m ? Tanrya a n d o l s u n , Allah b i z i m l e o n l a r n arasm b u l u n c a y a k a d a r
onlara k l t a n b a k a b i r ey v e r m e y i z " . P e y g a m b e r (s.a.v): " S e n i n dediin
gibi o l s u n " dedi. B u n u n zerine Sa'd deri p a r a s n ve k a l e m i O s m a n ' d a n ald. Yazlanlara ararak: " B r a k n ne y a p a c a k l a r s a y a p s n l a r ! "

dedi.1

i m d i g e e r s i z hale gelen b u a n l a m a F e z a r e ve M r r e k a b i l e l e r i n i n liderleriyle y a p l m t . Kurey'in Gatafan'l n c m t t e f i k i ise, E b u S f y a n


ve S h e y l ' i n m s l m a n l a r B e d i r d e k i i k i n c i k a r l a m a d a n v a z g e i r m e s i n e
karlk r v e t teklif ettikleri N u a y m ' n k a b i l e s i Aa' idi. M e d i n e ' d e kald s r e c e g r d k l e r i Nuaym' o k e t k i l e m i t i . imdi ise k a r k d u y g u l a r
i i n d e b u k e z de M e k k e ' l i l e r i n y a n n d a y e r a l m a k zere kabilesi ile b i r l i k t e
sava a l a n n a g e l m i t i . Yeni dinin t a k i p i l e r i n e d u y d u u sayg, k e n d i l e r i n i n
kat b i r o r d u y a b u k a d a r d a y a n d k l a r n g r d n d e daha da artt. Bir
m d d e t s o n r a k e n d i s i n i n "Allah slm' k a l b i m e d r d " diye niteledii
z a m a n geldi. O g e c e - i k i Gatafan kabilesiyle P e y g a m b e r ' i n yapt a n l a m a n n feshedildii g e c e - e h r e gitti. O r a d a n da o r d u n u n k a m p k u r d u u yere
gitti ve P e y g a m b e r (s.a.v)'i g r m e k istediini syledi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) :
" S e n i b u r a y a getiren n e , ey N u a y m ? " diye s o r d u . O : " B u r a y a s e n i n s z n e
i n a n d m a k l a m a y a ve h a k k getirdiine e h a d e t e t m e y e geldim. E y Allah'n R a s u l , b a n a n e e m r e d e r s e n e m r e t . S e n i n e m r e t t i k l e r i n i n h e p s i n i yapmaya h a z r m . H a l k m ve dierleri b e n i m m s l m a n o l d u u m u b i l m i y o r -

l a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " T m g c n l e o n l a r b i r b i r i n e d r m e y e al" dedi. N u a y m yalan s y l e m e k iin izin istedi. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r


(s.a.v): " O n l a r b i z d e n u z a k l a t r m a k i i n n e s y l e r s e n syle. n k sava
h i l e d i r " 2 dedi.
N u a y m t e k r a r e h r e d n d ve B e n i K u r a y z a y e r l e i m b l g e s i n e gitti. Yahudiler o n u eski b i r a r k a d a o l a r a k m i s a f i r ettiler, o n u n i i n y e m e k ve iki
hazrladlar. O : " B e n b u n u n i i n g e l m e d i m " dedi. " S i z i n g v e n l i i n i z d e n
d u y d u u m k o r k u y u ve b u n a kar a l n m a s g e r e k e n tedbirler k o n u s u n d a
tavsiyemi h a b e r v e r m e k z e r e g e l d i m " . D a h a s o n r a G a t a f a n ve Kurey'in
eer m s l m a n l a r y o k e d e c e k bir zafer k a z a n a m a z l a r s a y a h u d i l e r i M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n insafna b r a k p k a a c a k l a r n a n l a t m a y a k o y u l d u . Bu n e d e n le y a h u d i l e r de, Kureyliler n e m l i a d a m l a r n d a n b i r k a n , onlar b r a k p
k a m a y a c a k l a r n a dair r e h i n v e r i n c e y e k a d a r K u r e y i i n bir o k bile a t m a malydlar. T e m a s ettii k o n u l a r d a ayn k o r k u l a r tayan y a h u d i l e r tavsiyesini h e m e n k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e o n u n s y l e d i k l e r i n i a y n e n y a p m a ya k a r a r verdiler. N e Kureylilere n e de G a t a f a n l l a r a b u fikrin N u a y m ' d a n
k t n h a b e r v e r m e m e y e de s z verdiler.
D a h a s o n r a N u a y m , b i r z a m a n l a r arkada o l a n E b u Sfyan'a gitti. O n a
ve y a n n d a k i dier K u r e y liderlerine e e r h a b e r aldklar kiinin k i m o l d u u n u s y l e m e m e y e y e m i n ederlerse v e r i l e c e k n e m l i b i r h a b e r i o l d u u n u
syledi.

Oradakiler

yemin

edince

yle

dedi:

"Yahudiler,

Muhammed

(s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y a tekrar d n d l e r ve o n a yle h a b e r g n d e r d i ler: "Yaptmza p i m a n o l d u k . E e r K u r e y ve G a t a f a n l i d e r l e r i n d e n b i r


k s m n r e h i n alp l d r m e k zere s a n a v e r s e k b u s e n i m e m n u n eder m i ?
S o n r a da geri kalanlara k a r s e n i n y a n n d a savarz" M u h a m m e d ( s . a . v ) de
b u n a raz o l d u . E e r y a h u d i l e r sizden a d a m l a r n z d a n bir k s m n r e h i n isterlerse, v e r m e y i n " . N u a y m daha s o n r a k e n d i k a b i l e s i n e ve dier G a t a f a n
kabilelerin gidip Kureylilere s y l e d i k l e r i n i n a y n s n tekrarlad.
stiare e t t i k t e n s o n r a iki o r d u n u n liderleri i m d i l i k Huyay'a b i r e y
s y l e m e m e y e ve N u a y m ' n s y l e d i i n i n d o r u o l u p o l m a d n d e n e m e y e
karar verdiler. k r i m e ' y i b i r m e s a j l a B e n i Kurayza'ya gnderdiler. M e s a j
uydu: " A r t k M u h a m m e d ' i t a m a m e n o r t a d a n k a l d r m a k zere yarn savamaya h a z r o l u n " . O n l a r u c e v a b verdiler: "Yarn C u m a r t e s i . Siz ileri gel e n l e r i n i z d e n b i r k a kiiyi b i z e rehin o l a r a k v e r m e d i k e ,

Muhammed'e

kar h i b i r e k i l d e s a v a m a y z . n k biz, eer sava k t g i d e r s e s i z i n


bizi b u r a d a y a l n z b r a k p m e m l e k e t i n i z e k a a c a n z d a n k o r k u y o r u z . O n a

tek b a m z a kar k o y a m a y z " . Bu m e s a j K u r e y ve Gatafan kabilelerine


ulatnda: "Tanrya a n d o l s u n N u a y m ' n syledikleri d o r u " dediler. Beni

G n l e r c e hava olaanst s o u k ve n e m l i olmaya devam etmiti. im-

Kurayzallara bir tek adam bile v e r m e y e c e k l e r i n i ve ertesi gn savamalar

di ise doudan gelen sert bir rzgr,herkesi snaklara ekilmeye zorlayan

gerektiini bildiren bir haber gnderdiler. Beni Kurayza'llarn cevab ise,

bir y a m u r getirmiti. G e c e o l u n c a ovay frtna kaplad. Rzgr frtna ve

rehineler k e n d i l e r i n e teslim e d i l m e d i k e bir tek o k bile atmayacaklarn

boraya d n m t . ki d m a n k a m p n d a da bir tek salam adr bile kal-

bildirmek oldu.

mamt. T m adrlar yklm, k a m p ateleri s n m , insanlar yerde bir-

O zaman E b u Sfyan, Huyay'a gitti ve: "Bize vadettiin yardm nerede?

birlerine sarlm snmaya alyorlard.

Onlar bizi aldattlar, imdi de bizi ele v e r m e y e alyorlar" dedi. Huyay:

M s l m a n l a r n kamp rzgrdan biraz k o r u n u y o r d u ; adrlarndan hi-

"Tevrat'a a n d o l s u n ki, hayr" dedi. " B u g n cumartesi,biz cumartesi yasa-

biri yklmamt. Fakat frtnann etkisiyle insanlar b y k bir zntye ve

na kar gelmeyiz. F a k a t onlar pazar g n , M u h a m m e d ve arkadalarna

daha n c e h i d n m e d i k l e r i kadar b y k bir zayfla kapldlar. Peygam-

kar ate gibi saldrrlar". te o zaman E b u Sfyan, yahudilerin rehineler-

ber (s.a.v) gece ge saatlere kadar dua etti. Daha sonra kendi adrna yakn

le ilgili fikrini Huyay'a syledi. Huyay'n y z n d e k i ifade birden bire dei-

olan adamlarn arasna gitti. Bunlardan biri olan Yeman'n olu Fluzeyfe

miti. B u n u n , o n u n sululuuna delalet ettiini anlayan Ebu Sfyan "Lt'a

(r.a.) s o n r a k i yllarda Peygamber (s.a.v)'in nasl yanlarna gelip yle dedi-

andolsun ki b u senin ihanetinden baka bir ey deil, senin ve onlarn. n -

ini anlatt: "Hanginiz d m a n n y a n m a gidip, onlarn d u r u m u h a k k n d a

k b e n seni de halknn ihanetine katlm s a y y o r u m . " dedi. " H a y r " diye

bilgi edindikten sonra geri d n e c e k ? Kim bu sylediklerimi yaparsa o n u n

kar kt Huyay, "Sina danda Musa'ya indirilen Tevrat'a andolsun ki, ben

Cennet'te arkadam olmas iin Allah'a dua e d e c e i m " . Fakat oradakilerden

hain deilim". Fakat Ebu Sfyan ikna olmamt. Hayatn k a y b e t m e k t e n

hi cevap gelmedi. Huzeyfe: "Flepimiz o kadar cesaretimizi k a y b e t m i o k a -

k o r k a n Huyay, k a m p terketti ve Kurayza'llarn yerleim blgesine gitti.

dar a c k m ve m t k ki hibirimizin ayaa k a l k a c a k hali y o k t u " dedi.

Kureyliler ve Necd kabilesinin ilikilerine gelince Nuaym'n bir ey

Hi k i m s e n i n gnll olarak b u grevi almak istemedii aa k n c a , Pey-

yapmasna gerek kalmamt. Yaklak olarak iki hafta gemi ve h i b i r ey

g a m b e r (s.a.v), Huzeyfe'yi ard. Huzeyfe (r.a.) de dierlerinden ayrlp

elde edilememiti. ki ordunun da yiyecek stoklar tkeniyordu. Bu srada

h e m e n ayaa kalkt. Fluzeyfe: " s m i m o n u n azndan kar k m a z ayaa

ya alktan, ya ald yaralardan veya h e r ikisinden gn getike daha o k

k a l k m a k t a n baka bir ey y a p a m a d m " dedi. Peygamber (s.a.v): " S e n git"

sayda at lyordu. Birka deve l m t . Kurey, Gatafan ve dier bedevi

dedi. " D m a n n arasna gir ve ne d u r u m d a olduklarn gzle. Bize geri d-

kabilelerinin en iyi ihtimalle isteksizce ittifaka devam ettiklerini anlamakta

n e n e kadar baka bir ey y a p m a " . Huzeyfe yle anlatt: " B u n u n zerine git-

gecikmediler. O n l a r b u sefere yeni dine dmanlklarndan o k , ganimet el-

tim. Rzgr ve Allah'n ordular onlar perian ederken d m a n n arasna

de e t m e k iin katlmlard. Fakat geen sre iinde ganimet elde etme

girdim". Huzeyfe (r.a.), yere m e l m i Kureyliler arasndan geip liderleri-

mitleri y o k oldu. ki ordu arasndaki birbirine duyulan gvensizlik gittik-

nin oturduu yere nasl ulatn anlatt. Geceyi souktan u y u m u bir e-

e artyordu. Zaten b u sefer bandan beri hata ve baarszlk doluydu.

kilde geirdiler. afakla birlikte rzgr hzn azaltmaya baladnda E b u

g n d e n beri Peygamber (s.a.v) h e r n a m a z n arkasndan u duay

Sfyan y k s e k sesle bard " E y Kureyliler, atlarmz ve develerimiz lyor.

tekrarlyordu: "Allah'm, Ey kitab indiren ve Seri'ul Hsab ( a b u k h e s a p g-

Beni Kurayzallar bize ihanet etti ve bizi ele v e r m e k zere olduklarn haber

r c ) olan! Dmanlar bizden uzaklatr. O n l a r n k o r k u p k a m a s n sa-

aldk. imdi de grdnz gibi rzgr bizi mahvediyor. Artk b u yeri ter-

la."3

k e d e l i m , b e n gidiyorum". Bu szleri syledikten sonra devesinin yanna git-

Her ey hallolduktan sonra da u ayet nazil olmutu:


"Ey iman edenler, Allah'n sizin zerinizdeki

dular ynelip-gelmiti,

bylece

niz ordular gndermitik."

biz de onlarn

(Ahzab:

9)

nimetini hatrlayn.

Hani size or-

zerine bir rzgr ve sizin

grmedii-

ti ve devesine bindi. O kadar ani bir kararla deveye binmiti ki devesinin


ksteini z m e y i u n u t m u t u . B u n u a n c a k deveyi aya zerinde kalkmaya zorlad an farketti. O srada krime ona yle dedi: "Sen b u insanlarn ba ve liderisin. Bizden o kadar a b u k ayrlp, adamlarn geride mi br a k a c a k s n ? " B u n u n zerine utanan E b u Sfyan, o u n l u k k a m p yerini ter-

BEN

k e d i n c e y e k a d a r b e k l e d i . D a h a s o n r a geri kalanlar iki y z atl ile b i r l i k t e


H a l i d ve A m r ' n g e t i r m e s i n e k a r a r v e r e r e k k e n d i s i de yola kt. O r d u n u n

KURAYZA

[61]

yola h a z r l a n m a s n b e k l e r l e r k e n Halid yle dedi: " i m d i h e r akll a d a m


M u h a m m e d (s.a.v)'in yalan s y l e m e d i i n i anlad". F a k a t E b u S f y a n o n u n
szn keserek: "Herkesten o k senin, byle demeye hakkn y o k " dedi.Halid " N i i n ? " diye sordu. E b u S f y a n : " n k M u h a m m e d ( s . a . v ) , s e n i n bab a n n erefini iki paralk etti, k a b i l e n i n efi E b u Cehil'i de l d r t t " dedi.

i n l e n m e k i i n s a d e c e b i r k a saatleri vard. n k le n a m a z n d a n h e -

m e n s o n r a C e b r a i l , P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. o k gzel giyinmiti. Sa-

r g m ve altn ilemeliydi. G m ve altn i l e m e l i b i r rt de o n u ge-

H u z e y f e (r.a.) geri d n e m r i n i d u y a r d u y m a z h e m e n G a t a f a n k a b i l e -

tiren k a t r n s e m e r i n e r t l m t . " E y Allah'n R a s u l , teslim mi o l u y o r -

l e r i n i n k a m p n a d o r u yola kt. F a k a t k a m p yerini b o b u l d u . n k s o -

s u n ? " dedi. " M e l e k l e r t e s l i m olmadlar. D m a n k o v a l a m a k t a n i m d i d n -

u k o n l a r n da d a y a n m a g c n k r m ve geri d n m e l e r i n e n e d e n o l m u -

d m . E y M u h a m m e d ( s . a . v ) g e r e k t e n y c e A l l a h s a n a B e n i Kurayza'ya kar-

t u . B u n u n z e r i n e H u z e y f e , P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . O srada

k m a n emrediyor. B e n i m d i d e n o n l a r n y a n n a g i d i y o r u m . Belki onlar

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , s o u a kar, h a n m l a r n d a n b i r i n e ait o l a n r t y e b -

korkutabilirim." 1

r n m b i r h a l d e n a m a z klyordu. Huzeyfe: " B e n i g r d n d e " dedi, " B e -

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , B e n i Kurayza y e r l e i m b l g e s i n e ulaana kadar k i m -

n i y a n n a d o r u e k t i ve a y a k d i b i n e o t u r t t u . r t n n b i r u c u n u da b a n a

s e n i n ikindi n a m a z k l m a m a s n emretti. S a n c a k Ali (r.a.)'ye verilmiti.

u z a t t " . D a h a s o n r a b e n i m l e b i r l i k t e r t n n i i n d e o t u r d u , s e c d e yapt ve

H e n d e k t e , K u r e y ve m t t e f i k l e r i n e kar k a n ayn b i n kii g n e daha

t e k r a r o t u r d u . N a m a z bitirip s e l a m v e r d i k t e n s o n r a o n a h a b e r l e r i ulatr-

b a t m a d a n t m Kurayza k a l e l e r i n i k u a t m t .

dm."4

K u a t m a y i r m i b e g e c e srd. Yirmi b e g n n s o n u n d a yahudiler, Pey-

Bilal s a b a h e z a n m o k u d u . N a m a z k l d k l a r n d a s a b a h n ilk klaryla

g a m b e r (s.a.v) 'e E b u L b a b e ile g r m e k istedikleri h a b e r i n i gnderdiler.

b i r l i k t e h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n b o m b o o l d u u n u grdler. P e y g a m b e r

Beni Nadir gibi onlar da u z u n sreden beri Evs'in m t t e f i k i idiler. E b u L-

( s . a . v ) h e r k e s i n evine d n e b i l e c e i n i syledi. B u n u n z e r i n e o u hzla

b a b e de b u ittifak salayan n e m l i liderlerden biriydi. P e y g a m b e r (s.a.v) ona

e h r e d o r u yola koyuldular. D a h a s o n r a d m a n n aralarna c a s u s s o k m a -

Beni Kurayzallara g i t m e s i n i emretti. E b u L b a b e oraya vardnda alayan

s n d a n veya B e n i Kurayza'llarn h e n d e i n k o r u n m a s z o l d u u n u K u r e y l i -

o c u k ve kadnlarla karlat. Bu o n u n h a i n d m a n a kar duyduu kini

lere h a b e r verip, o n l a r n da geri g e l m e s i n d e n k o r k a r a k C a b i r (r.a.)'i ve

yumuatt. Adamlar, M u h a m m e d (s.a.v)'e teslim o l u p o l m a m a l a r k o n u s u n -

m e r ' i n o l u A b d u l l a h (r.a.)' ayrlan a r k a d a l a r n geri a r m a k

daki fikrini s o r u n c a o: " E v e t " dedi. Ayn z a m a n d a elini b o a z n a d o k u n d u -

zere

g n d e r d i . kisi de o n l a r n a r k a l a r n d a n gitti. G l e r i n i n yettii k a d a r y k -

rarak, teslimiyetten l m kasdettiini ima etti. B u i m a n l davran o n u n

s e k sesle bardlar, fakat h i k i m s e sese b a n e v i r m e d i . Cabir, B e n i Hari-

grevine aykryd ve k u a t m a n n daha da u z a m a s n a s e b e p olabilirdi. D a h a

se'yi y o l b o y u n c a izledi, e v l e r i n i n n n e g e l d i k l e r i n d e y i n e bard, fakat

n c e P e y g a m b e r (s.a.v) b i r h u r m a aacn velayeti altndaki bir y e t i m e ver-

k i m s e o n a c e v a p v e r m e d i . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n m a d n d k l e r i n -

m e s i n i teklif etmi, k e n d i s i d e b u n u reddetmiti. Zaten b u h a r e k e t i n d e n do-

de b a a r a m a d k l a r n h a b e r verdiler. B u n u d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l d

lay b y k b i r s u l u l u k duyuyordu. Bu j e s t i yaptktan h e m e n sonra duydu-

ve y a n n d a k a l a n arkadalaryla b i r l i k t e e h r e d o r u yola k o y u l d u .

u s u l u l u k daha da a r t t . 2 " D a h a bir a d m bile a t m a m t m ki, Allah'n Ras u l n e i h a n e t ettiimin farkna v a r d m " dedi. E b u L b a b e ' n i n y z n n rengi deiti ve u ayeti o k u d u : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve phesiz O ' n a dn c l e r i z . " (Bakara: 1 5 6 ) . Ka'b: "Sana ne o l d u ? " diye sordu. E b u L b a b e :

1.

I.I. 6 7 6 .

2.

I.I. 6 8 1 , W. 4 8 0 - 1 .

3.

I.S. II/I, 5 3 ; W. 4 8 7 .

4.

M. 6 8 3 - 4 , W 4 8 8 - 9 0 .

"Allah'a ve r a s u l n e i h a n e t e t t i m " dedi. s t k a t t a n aa indiinde sakaln


tuttu gzyalaryla srlsklam o l m u t u . Geldii k a p d a n k p k e n d i s i n d e n
h a b e r b e k l e y e n dier Evs'lilerle karlamaya d a y a n a m a y a c a n hissetti. B u

ise s a d e c e iki kii o n l a r n y o l u n d a n gitti. B u n l a r d a n biri, A m r l b n Su'da zan e d e n l e k a l e n i n arka k a p s n d a n k p ehre doru yola k o y u l d u . D o r u c a

ten b a n d a n beri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'le y a p l a n a n l a m a y b o z m a y a karyd

M e s c i d ' e gitti. K e n d i s i n i M e s c i d ' i n direklerinden birine balayp yle dedi:

ve r e s m e n k e n d i s i n i n b u n a kar o l d u u n u a k l a m t . i m d i ise eer m s -

"Allah yaptm eyi affedinceye kadar burada bal k a l a c a m " .

l m a n o l m a y a c a k l a r s a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e h a r a veya vergi d e y e b i l e c e k -

P e y g a m b e r (s.a.v) o n u n gelip h a b e r g e t i r m e s i n i b e k l i y o r d u . N e l e r oldu-

leri fikrini ortaya att. " A m a o n u n b u teklifi k a b u l e d i p e t m e y e c e i n i b i l m i -

u n u d u y u n c a yle dedi: " E e r b a n a gelseydi, o n u affetmesi i i n Allah'a

y o r u m " dedi. B u n a karlk yahudiler, Araplara h a r a d e m e k t e n s e l m e y i

dua e d e r d i m . F a k a t o n u n b u yaptn g r d k t e n s o n r a , Allah o n a m e r h a -

y e l e y e c e k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e k a l e d e n y a l n z bana ayrld;

met edinceye kadar onu brakamam".^

k u a t m a e m b e r i n i M s l m a n o l a r a k g e t i ve o g e c e y i M e d i n e ' d e k i M e s -

E b u L b a b e , o n ya da o n b e g n o direkte bal kald. H e r n a m a z d a n

cid'de geirdi. F a k a t o g e c e d e n s o n r a b i r d a h a o n u g r e n olmad. B u g n e

n c e veya g e r e k t i i n d e kz gelip o n u z y o r ve n a m a z n b i t i r d i k t e n s o n -

kadar o n u n n e r e y e gittii ve n e r e d e l d r e n i l e m e m i t i r . P e y g a m b e r

ra t e k r a r ayn yere balyordu. Bu d u r u m d a n d u y d u u z n t , k u a t m a n n

( s . a . v ) o n u n h a k k n d a : " O , i n a n c n e d e n i y l e Allah'n k o r u d u u bir a d a m -

hl s r d g e c e l e r d e n b i r i n d e g r d bir rya ile b i r a z hafifledi. Rya-

dr" derdi. M s l m a n o l a n dier a d a m ise Rifa'a l b n Semev'al'di. O g e c e ya-

snda k e n d i s i n i y a p k a n a m u r d a n b i r batakla g m l m g r y o r d u . Ne-

hudi k a l e l e r i n d e n k a m , a s k e r l e r i n a r a s n d a n gizlice g e i p Hazre'in B e n i

redeyse b a t a k l n sald pis k o k u d a n l m e k zere i k e n a k a n b i r p n a r g -

N e c c a r k o l u n d a n b i r a d a m l a e v l e n e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in teyzesi S e l m a

r y o r ve pnarda ykanyor. E t r a f n d a k i k o k u da gzelleiyor. E b u L b a b e

binti Kays'n y a n n a s n m t . Rifa'a o n u n e v i n d e M s l m a n o l m u t u r .

(r.a.) u y a n d n d a E b u Bekir'e gidip b u r y a n n n e a n l a m a g e l e b i l e c e i n i


s o r d u . E b u B e k i r (r.a.) o n a v c u d u n u n r u h u n u temsil ettiini, ilk n c e ruh u n u b a s k altna alan k t b i r olay y a a y a c a n , fakat s o n r a b u n d a n k u r tulacan syledi. E b u L b a b e direkte bal olduu s r e c e b u k u r t u l u u n
m i d i y l e yaad.
B e n i Kurayza'ya g e l i n c e K a ' b o n l a r a , nasl olsa h e p s i

Ertesi g n E b u L b a b e ' n i n uyarsna r a m e n B e n i Kurayza'llar kalelerinin k a p l a r n atlar ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in a d a l e t i n e teslim oldular.


A d a m l a r elleri a r k a l a r n a bal bir ekilde k e n d i l e r i i i n k a m p n bir tarafnda ayrlan yere d o r u gittiler. Dier tarafa da k a d n l a r ve o c u k l a r topladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a d n ve o c u k l a r k o r u m a grevini, B e n i K a y n u -

Muhammed'in

k a ' n n e s k i lideri o l a n A b d u l l a h l b n Selam'a verdi. Silahlar, g i y e c e k l e r ve ev

( s . a . v ) P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d n a gre o n u n d i n i n e girip m a l l a r n ve

eyalar k a l e l e r d e n getirilip b i r yere yld. arap ve m a y a l a n m h u r m a su-

hayatlarn k u r t a r m a y teklif etti. F a k a t o n l a r l m n b u n d a n d a h a iyi ol-

yu k a v a n o z l a r t e k e r t e k e r ald ve boaltld.

d u u n u ve Tevrat'tan ve M u s a ' n n k a n u n l a r n d a n ( n a m u s ) b a k a b i r ey ist e m e d i k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e K a ' b onlara b a k a z m yollar


n e r d i , fakat hepsi k a b u l e d i l m e y e c e k nitelikteydi. K u a t m a n n b a n d a n
b e r i Beni Kurayzallarn k a l e l e r i n d e k a l m a k t a o l a n B e n i H e d l ' d e n - K u r a y za'nn e r k e k kardei Hedl'in s o y u n d a n gelenler- g e n a d a m Ka'b'n n e
s r d ilk teklife taraftardlar. G e n l i k l e r i n d e , k e n d i aralarnda y a a m a y a
g e l e n Suriye'li yahudi l b n e l - H e y e b a n ' tanmlard. i m d i o n u n b e k l e n e n
P e y g a m b e r (s.a.v)'le ilgili s y l e d i k l e r i n i tekrarlyorlard. " O n u n vakti geldi.
E y yahudiler, o n a ilk ulaan sizler o l u n . n k o k e n d i s i n e kar k a n l a r
l d r m e k , k a d n ve o c u k l a r n esir a l m a k zere g n d e r i l e c e k . B u d u r u m u n
sizi o n d a n u z a k l a t r m a s n a izin v e r m e y i n . 4 " F a k a t g e n l e r e verilen t e k cevap: "Biz Tevrat'tan v a z g e m e y i z " oldu. B u n u n z e r i n e g e n o g e c e K u rayza k a l e l e r i n d e n k a p , M s l m a n k a m p n a sndlar. M s l m a n o l m a k
istediklerini syleyip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) biat ettiler. Beni Kurayzallar'dan

E v s k a b i l e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u eski m t t e f i k l e r i n e de, Hazre'in


m t t e f i k i o l a n K a y n u k a ' l l a r a gsterdii y u m u a k l g s t e r m e s i n i rica e d e n
bir h a b e r g n d e r d i l e r . P e y g a m b e r (s.a.v) , " E y Evsliler, eer o n l a r h a k k n d a ki karar sizden b i r i n e b r a k r s a m b u sizi t a t m i n e d e r m i ? " dedi. O n l a r da
b u fikri k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r yaralar h e n z
i y i l e m e m i o l a n ve M e s c i d ' d e bir adrda tedavi g r e n liderleri Sa'd l b n
M u a z (r.a.)'a g n d e r d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u d a h a s k ziyaret e d e b i l m e k
iin m e s c i d e yerletirmiti. Rufeyde a d n d a k i E s l e m ' l i b i r k a d n da Sa'd'n
yarasn tedavi ediyordu. K a b i l e s i n d e n b i r k a a d a m Sa'd'n y a n n a gittiler.
O n u bir katra b i n d i r i p k a m p a gtrdler. Yolda ona: " M t t e f i k l e r i m i z e iyi
davran, n k Allah'n R a s u l onlara m s a m a h a l d a v r a n m a n iin karar
sana b r a k t . " F a k a t Sa'd o k adaletli bir a d a m d ; m e r gibi o da Bedir esirlerini l d r m e taraftaryd ve o n l a r n b u g r vahiy tarafndan d e s t e k l e n -

miti. B e d i r ' d e fidye kard s e r b e s t b r a k l a n l a r n o u U h u d ' d a ve H e n -

b i r karar, bir h k m ve k a t l i a m d r " dedi. u k u r l a r n y a n m a o t u r d u ve ba

dek'te geri g e l i p o n l a r a kar savamlard. B u s o n savata ise istilaya g e l e n -

kesildi.

lerin asl g c , s r g n edilen B e n i Nadir'in y a r d m l a r n d a n k a y n a k l a r y o r -

S o n l d r l e n i n b a b i r m e a l e ile kesildi. D a h a s o n r a Zabir i b n Bata

du. E e r o n l a r s r n e g n d e r i l m e k y e r i n e l d r l m olsalard, K u r e y or-

a d n d a k i yal y a h u d i h a k k n d a k a r a r verilemedii i i n k a d n ve o c u k l a r n

d u s u yarya i n e r ve B e n i Kurayza'llar da a n l a m a y a sadk kalrlard. B u n d a n

o l d u u eve yerletirildi. E r t e s i s a b a h e r k e k l e r i n l d r l d h a b e r i n i alan

b a k a Sa'd (r.a.) k r i z a n n d a b e n i Kurayza'ya g n d e r i l e n elilerden biriydi ve

kadnlar, t m ehri at sesleri ile ayaa kaldrdlar. F a k a t yal Zabir onlar

o n l a r n m s l m a n l a r n y e n i l e c e i n e i n a n d k l a r n d a nasl i h a n e t e t t i k l e r i n i

t e s k i n etti ve yle dedi: " S e s s i z o l u n ! Siz d n y a k u r u l d u k u r u l a l Israilo-

gzleri ile g r m t . E e r o n l a r h a k k n d a sert b i r karar alrsa b t n Evs'li-

u l l a r m d a n esir a l m a n i l k k a d n l a r m s n z ? E e r e r k e k l e r i n i z iyi olsayd, si-

ler o n u s u l a y a c a k t . F a k a t Sa'd (r.a.) b u t r d n c e l e r e zaten n e m ver-

zi b u d u r u m d a n kurtarrlard. Siz k e n d i n i z i y a h u d i d i n i n e v e r i n , n k b u

m e z d i . Y a k n d a l e c e i n i hissettii b u seferki k a r a r n d a ise b u tr kayglar

d i n zere lp, a h i r e t t e b u d i n zere tekrar d i r i l m e l i y i z . "

o n d a n t a m a m e n uzakt. K a b i l e s i n d e n a d a m l a r n szlerine k s a c a u karl-

Zabir en azl i s l m d m a n l a r n d a n biriydi ve o u kiiyi P e y g a m b e r

verdi: " A r t k Sa'd'm, Allah k a t n d a , h i b i r s u l u n u n s u u n a n e m v e r m e -

( s . a . v ) 'e kar g e l m e y e o tevik etmiti. F a k a t i savalar s r a s n d a , Sabit b n

me zaman gelmitir."

K a y s a d n d a k i Hazre'li b i r a d a m n h a y a t n k u r t a r m t . Sabit b u b o r c u n u

Sa'd, g l yapl, yakkl ve h e y b e t l i b i r a d a m d . O k a m p a g e l d i i n d e

d e m e a m a c y l a P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'den Zabir'in y a a m a s n a izin v e r m e s i n i

P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B a k a n n z a sayg i i n ayaa k a l k n " dedi. O n l a r da

rica etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " O s e n i n " dedi. F a k a t Sabit, Zabir'e b u duru-

ayaa k a l k t l a r ve yle dediler: " E y A m r ' n b a b a s , Allah'n R a s u l s e n i

m u a n l a t n c a O : " K a n s z ve o c u k s u z yal b i r a d a m h a y a t t a n e y a p a r ? " de-

m t t e f i k l e r i m i z h a k k n d a karar v e r m e k z e r e g r e v l e n d i r d i . " Sa'd (r.a.):

di. B u n u n z e r i n e Sabit t e k r a r P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e gitti. O da o n a Zabir'in

" P e k i b e n i m k a r a r m n o n l a r z e r i n d e k i s o n h k m olacana Allah'a ye-

k a r s n ve o c u k l a r n verdi. F a k a t Zabir b u k e z de: " H i c a z da h i b i r varl-

m i n e d i p O ' n a a h i t verir m i s i n i z ? " dedi. " E v e t " dediler. Sa'd, P e y g a m b e r

o l m a y a n b i r aile neyle g e i n i r ? " dedi. Sabit yine P e y g a m b e r (s.a.v)'e git-

( s . a . v ) 'e d o r u b i r g z atp adn a n m a k s z n : " B u , b u r a d a k i h e r k e s i i n m i

ti. P e y g a m b e r (s.a.v)'de o n a Zabir'in zrh ve silahlar d n d a k i b t n mal-

g e e r l i ? " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): " E v e t " dedi. " O h a l d e " dedi Sa'd, " b e n er-

larn verdi. F a k a t t m a r k a d a l a r n n l d r l m o l m a s Zabir'in m e g u l

k e k l e r i n l d r l m e s i , m a l l a r n datlmas, k a d n ve o c u k l a r n esir a l n m a -

e d e n bir d n c e h a l i n e geldi. S a b i t " e : " S e n d e olan h a k k m a d a y a n a r a k , Al-

sna h k m v e r i y o r u m " . - ' P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " S e n , yedi k a t y k s e k se-

lah adna s e n d e n b e n i de a r k a d a l a r m n y a n m a g n d e r m e n i i s t i y o r u m . O n -

m a d a Allah'n verdii h k m n a y n s n v e r d i n " dedi.

lar g i t t i k t e n s o n r a b e n i m i i n h a y a t n b i r a n l a m y o k " dedi. lk n c e l e r i Sa-

Kadnlar

ve o c u k l a r e h r e g t r l p

yerletirildiler.

Erkekler

ise

bit b u n u k a b u l e t m e d i , fakat o n u n o k ciddi o l d u u n u g r n c e o n u da in-

k a m p t a k a l d l a r ve g e c e y i Tevrat o k u y u p b i r b i r l e r i n e sabr ve d a y a n k l l k

faz y e r i n e gtrd ve Z b e y r (r.a.) o n u n b a n kesti. Kars o c u k l a r ser-

tavsiye e d e r e k geirdiler. S a b a h l e y i n P e y g a m b e r (s.a.v) pazar y e r i n d e dar,

best b r a k l d ve mallar Sabit'in velayeti altnda onlara iade edildi.

fakat u z u n ve derin h e n d e k l e r a l m a s n e m r e t t i . Toplam y e d i y z kii o l a n

Dier k a d n ve o c u k l a r ise, mallarla birlikte k u a t m a d a grev alan as-

a d a m l a r - b a z k a y n a k l a r a gre y e d i y z d e n fazla, bazlarna gre ise d a h a az-

kerlere datld. B u esirlerin o u n u Hayber'deki soydalar B e n i Nadir, fid-

k k g r u p l a r h a l i n d e gnderildiler. H e r g r u p k e n d i m e z a n o l a c a k o l a n u -

ye v e r i p kurtardlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e hisse o l a r a k R e y h a n e adnda, Na-

k u r u n b a n a dizildi. D a h a s o n r a Ali ve Z b e y r gibi A s h a b n g e n l e r i h e p s i -

dir'li Zeyd'in kz o l a n ve Kurayza'l biri ile e v l e n m i o l a n b i r y a h u d i k a d n

ni b i r e r k l darbesi ile ldrdler.

d t . R e y h a n e o k gzel b i r k a d n d ve b e yl s o n r a l e n e d e k P e y g a m b e r

H u y a y pazar y e r i n e d o r u g n d e r i l d i i n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e d n d

( s . a . v ) 'in cariyesi o l a r a k kald. P e y g a m b e r (s.a.v) ilk n c e l e r i o n u Rifa'a'nn

ve o n a y l e dedi: " S a n a kar g e l d i i m i i n k e n d i m i s u l a m y o r u m . Allah'

snd teyzesi S e l m a ' n n y a n n a yerletirdi. R e y h a n e i l k n c e l e r i slam'a

t e r k e d e n ayn e k i l d e t e r k e d i l e c e k t i r . " D a h a s o n r a y a h u d i l e r e d n e r e k : "Al-

karyd, fakat Rifa'a ve B e n i Hedil'den M s l m a n olan g e n o n a slam'

lah'n e m r i yanl o l m a z , b u Allah'n k i t a b n d a Israiloullarna g n d e r d i i

anlattlar. B u n d a n k s a b i r sre s o n r a g e n t e n biri o l a n Se'lebe P e y g a m -

KUATMADAN

b e r (s.a.v)'e geldi ve R e y h a n e ' n i n M s l m a n o l d u u h a b e r i n i verdi. B u n u n


z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o k sevindi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a gitti ve o n u

SONRA

[62]

serbest b r a k p e v l e n m e teklif etti. F a k a t R e y h a n e ( r . a . ) : " E y Allah'n Rasul , b e n i k e n d i h i m a y e n d e b r a k ; b u b e n i m i i n de, s e n i n i i n de daha k o l a y "

a'd, B e n i K u r a y z a ile ilgili h k m v e r d i k t e n s o n r a tekrar m e s c i d d e k i

dedi.

hasta yatana d n d . D a h a n c e d e n Allah'a, e e r d m a n l a r a kar sa-

vamas k a d e r i n d e varsa y a a t m a s , y o k s a c a n n a l m a s i i n dua etmiti.


imdi ise d u r u m u k t y e gidiyordu. K u a t m a d a n ksa b i r sre s o n r a bir gece P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u b a y g n b i r h a l d e b u l d u . Yan b a n a oturdu ve ba-

n y e r d e n k a l d r p g s n e yaslad, s o n r a d u a etti: "Ya rabbi, Sa'd, R a s u l n e tam itaatla s e n i n y o l u n d a alt ve y a p m a s g e r e k e n h e r eyi yapt. O n u n
r u h u n u , y a r a t t k l a r n i i n d e en iyilerin r u h u n u aldn gibi k a b u l e d e r e k
a l " . Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) sesini d u y d u , g z l e r i n i a a r a k : " S e l m
z e r i n e o l s u n ey Allah'n R a s u l , s e n i n tebli ettiine e h a d e t e d e r i m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d k t e n b i r iki saat s o n r a C e b r a i l geldi ve
o n a Sa'd'n l d h a b e r i n i verdi.
O n u n c e s e d i n i m e z a r l a tayanlar c e s e d i n b u k a d a r hafif o l m a s n a atlar. n k Sa'd iri c s s e l i b i r a d a m d . B u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e syledikl e r i n d e , O: " M e l e k l e r i o n u t a r k e n g r d m " dedi. C e n a z e y i m e z a r n n yan m a koydular. P e y g a m b e r (s.a.v.) a r k a s n d a k i bir g r u p e r k e k ve kadnla birlikte c e n a z e n a m a z kld. C e s e d i m e z a r n i i n e i n d i r d i k l e r i n d e P e y g a m b e r
(s.a.v)'in yz b i r d e n b i r e sarard ve k e z S b h a n Allah dedi. Bu Allah'n
m u t l a k y c e l i i n i ifade e d e n b i r t e r i m d i ve i m d i o l d u u gibi almas gerek e n b i r snrla k a r l a l d n d a sylenirdi. M e z a r l k t a k i h e r k e s ayn s z
tekrarlad ve t m m e z a r l k S b h a n Allah sesleriyle titredi. D a h a s o n r a Peyg a m b e r ( s . a . v ) zafer a n l a r n d a s y l e n e n Allahu E k b e r (Allah b y k t r ) sz n syledi, dierleri de b u n u tekrarladlar. D a h a sonralar o srada y z n n n e d e n sarardn s o r d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle dedi: " M e z a r
a r k a d a n z n s t n e k a p a n d n d a , O , bir s k m a h i s s e t t i . E e r bir kii bile b u s k m a d a n k u r t u l a b i l s e y d i Sa'd da k u r t u l u r d u . D a h a s o n r a Allah o n a
1.

I.I., 6 8 4

2.

Bkz. Blm: 48

3.

W. 5 0 7 .

4.

I.I. 136.

5.

Sa'd'n karar tamamen onlarn ihanet suuna dayanyordu. Fakat bu karar, Yahudi kanunlarnda
var olan, ihanetle sulanmasa bile kuatlan bir ehir halknn ldrlmesi kanununa uyuyordu:
"Rabbiniz Allah, size onu verdiinde, oradaki btn erkekleri kltan geirin; fakat kadnlar, kkleri, hayvanlar ve ehirdeki btn her eyi kendinize aln." (Eski Ahit, Beinci kitap:20:12).

s e l a m e t d o l u b i r r a h a t l k verdi".^
B u n u t a k i p e d e n g n l e r d e bir s a b a h P e y g a m b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e
( r . a . ) ' n i n o d a s n d a i k e n o n a : " E b u L b a b e affedildi" dedi. " O n a b u m j d e y i
v e r e y i m m i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E e r i s t e r s e n " dedi. B u n u n
z e r i n e m m S e l e m e (r.a.) m e s c i d e alan o d a s n n k a p r d a durdu ve
y a k n b i r direkte bal o l a n E b u L b a b e (r.a.)'ye: " E y E b u L b a b e , m j d e -

ler olsun, Allah sana m e r h a m e t etti" diye bard. Mescid'deki adamlar o n u

m e i n e izin verme. n k sen artk o n u n kars deilsin" dedi. Zeyneb ba-

z m e k iin h e m e n etrafna toplandlar. F a k a t o onlar durdurarak: "Al-

basna Ebu'l-As'n, Kurey'ten b i r o k kiinin kendisini e m i n grerek emanet

lah'n Resul b e n i elleri ile z e n e kadar o l m a z " dedi. Peygamber (s.a.v) na-

ettikleri mallara karlk Suriye'den ald mallara e l k o n u l m a s n d a n byk

maza giderken o n u n yannda durdu ve balarn zd.

bir z n t duyduunu syledi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) sefere -

N a m a z d a n sonra E b u Lbabe (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi ve yapt-

kan ve kendisine Ebu'l-As'n mallar denlere haber gnderdi: "Bildiiniz

na kefaret olarak bir ba y a p m a k istediini syledi. Peygamber (s.a.v)

gibi b u adam bize aittir, siz de o n u n mallarn aldnz. E e r o n u n mallarm

onun mallarnn te birini kabul etti. O n u n serbest braklmasn haber

ona iade edecek iyilii gsterirseniz b e n i sevindirirsiniz. Fakat eer geri vermezseniz, O Allah'n size verdii b i r ganimettir ve o n u n tasarruf h a k k da

veren vahiy, dier hata eden iyi adamlar da kastederek:

sizindir"Onlar, mallar geri vereceklerini sylediler ve eski su krbalarna,


"Onlarn
sun." (Tevbe:

mallarndan

sadaka

al, bununla

onlar

temizlemi

arndrm

olur-

103)

diyordu.
H e n d e k savandan yaklak be ay sonra Peygamber (s.a.v) zengin bir
Kurey k e r v a n n n Suriye'den d n m e k t e olduu haberini ald ve Zeyd'i kervann y o l u n u k e s m e k zere yzyetmi atl ile gnderdi. Zeyd ve adamlar
ou Safvan'a ait olan gmler de dahil tm ticari eyay ele geirdiler ve

tahta paralarna varncaya kadar h e r eyi geri verdiler. H e r ey eksiksiz ona


iade edilmiti. O n u n slam'a g i r m e k t e tereddt ettiini gren bir adam: "Neden slam'a girip b u mallar k e n d i n almyorsun? Bunlar putperestlerin mallardr" dedi. Fakat o u cevab verdi: "Bana duyulan gveni sarsarak slam'a
g i r m e m kt bir balang o l u r " . Mallar Mekke'ye gtrd ve sahiplerine
verdi. Daha sonra Medine'ye d n d ve biat ederek M s l m a n oldu. Bylece Zeyneb kocasna tekrar d n m oldu ve Peygamberin (s.a.v) ailesiyle
birlikte tm ehir sevinle doldu.

adamlarn o u n u da esir aldlar. Kamay baaran birka kiiden biri de


Peygamber (s.a.v)'in damad Ebu'l-As idi. M e k k e ' y e kaarken yolu stndeki Medine'nin y a k n n d a n geiyordu. Tam oradan geerken kars Zeyneb'i
ve k k kzlar m a m e ' y i grme arzusunu duydu. G e c e karanlnda riski gze alarak ehre girdi ve Zeyneb'in nerede yaadn renmeyi baard. Kapy aldnda Zeyneb onu ieri ald. G n e i n domasna az bir vakit
kalmt. Z e y n e b , Bilal'in ezann d u y u n c a Ebu'l-As', m a m e ile birlikte brakp Mescid'e gitti ve dier kz kardeleri ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in eleri ile
birlikte erkeklerin arkasndaki ilk srada yerini ald. Peygamber (s.a.v) balang tekbirini ald, adamlar da o n u n arkasndan tekrarladlar. O aradaki
sessizlikte Z e y n e b sesinin tm gcyle: " E y insanlar, Rebi'nin olu Ebu'l-As
b e n i m k o r u m a m altndadr" diye bard ve kendisini de tekbir getirip namaza durdu.
Peygamber (s.a.v) selam verdikten sonra kalkt ve toplulua doru d n d: " B e n i m d u y d u u m u siz de duydunuz m u ? " dedi. Mescid'de o n u n sylediklerini tasdikleyen bir mrlt oldu. " N e f s i m i kudret elinde tutana y e m i n
olsun k i " dedi. " B u n u duyana kadar, bu k o n u d a bir bilgim yoktu. Bir Mslman'n b a k a birini himayesine almas, dier b t n m s l m a n l a r balar."
Daha sonra kzna gitti: " O n u erefle karla, fakat sana bir k o c a olarak gel-

w 528.

[63]

reyli sntlar ise h e r yerde o l d u u gibi orada da h i m a y e altndaydlar, l b n


U b e y b u kafa yapsyla etrafnda b i r g r u p y a k n arkada ile o t u r u r k e n kavga seslerini d u y m u t u . l e r i n d e n biri m e s e l e n i n ne o l d u u n u a n l a m a k iin

gitti. D n d n d e m e r ' i n a d a m n n s u l u o l d u u n u , n k ilk darbeyi

lerin d n c e l e r i n i b i r k e z d a h a , daha o k tercih ettikleri bat y o l u n a

len s k n t l a r n hl y a n m a k t a o l a n k o r l a r n n b i r d e n bire a l e v l e n m e s i n e yol

evirdi. Bu k e z Kzl D e n i z s a h i l l e r i n d e k i m t t e f i k l e r i olan Huza'a kabilesi-

at. M u h a m m e d ( s . a . v ) ve dier M u h a c i r l e r t m Arabistan' o n l a r n aleyhi-

eyd ( r . a . ) i n d o u d a k i k e r v a n y o l u n d a yapt baarl b a s k n , Kureyli-

o n u n v u r d u u n u syledi. - G e r e k t e n de yleydi. Bu szler, H e n d e k ' t e e k i -

n i n B e n i M u s t a l i k k o l u n u M e d i n e ' y e bir sefer d z e n l e m e k zere ayaklandr-

ne e v i r e n e d e k , b e yl b o y u n c a g e r i l i m srekli olarak artmt. B u n u n ya-

dlar. Kureyliler b u k a b i l e y e s a h i l d e k i dier k a b i l e l e r i n de katlacan m i t

n sra t o p l u m d a n e m l i b i r rol o y n a y a n z e n g i n ve k o m u yahudi k a b i l e l e -

e d e r e k , bat y o l u n u n t e k r a r kendileri iin gvenli h a l e g e l e c e i n i d n -

rinin de k k k a z n m t . kisi s r g n e d i l m i , biri ise katledilmiti. Vadi-

yorlard. F a k a t Huza'a'nn dier k o l l a n P e y g a m b e r ' e (s.a.v) kar M e k k e ' l i -

d e k i i savaa b i r z m b u l u n m a s g e r e k t e n gerekliydi. F a k a t l b n Ubey,

lerin u m d u u n d a n daha az d m a n l k besliyorlard. Ksa b i r sre s o n r a b u

k e n d i s i kral seilse idi, b u n a m u t l a k a b i r z m b u l a c a i n d a n e m i n o l d u -

h a b e r l e r P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ulat. B y l e c e P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i t m e y e n

u n u s y l y o r d u . i m d i de b u zavall sntlar, e f e n d i l e r i n i n k u y u y a ula-

ve g n g e t i k e artan g c n bat k e r v a n y o l u n d a da g s t e r e b i l e c e i bir fr-

m a s n e n g e l l e y e c e k k a d a r k s t a h l k edebiliyorlard. " B u kadar ileri gittiler

sat ortaya k y o r d u . H a b e r a l d k t a n sekiz g n s o n r a , Beni M u s t a l i k h e n z

h a ! " dedi. l b n Ubey, "Baa g e i p bizi geride b r a k m a y a ve k e n d i l k e m i z d e

yola k m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n y e r l e i m b l g e s i n e y a k n ve s u l a k

bizi b a s t r m a y a alyorlar. Bu Kureyli paspallarla b i z i m halimizi u sz ne

bir yere k a m p k u r m u t u bile. O r a d a n hzl bir m a n e v r a ile adrda yaayan

iyi ifade ediyor: 'Besle kargay o y s u n g z n ' Tanrya a n d o l s u n M e d i n e ' y e

b u k a b i l e n i n o b a s n kuatt. A d a m l a r fazla kar k o y m a d a n teslim oldular.

d n d m z d e g l olan zayf o l a n s r p k a r a c a k " . O srada h a l k a n n

M s l m a n l a r d a n s a d e c e b i r kii, d m a n d a n ise o n civarnda kii l d r l -

y a n n d a o t u r a n bir g e n ( Z e y d ) d o r u c a P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti ve l b n

m t . Yaklak ikiyz aile esir alnd. G a n i m e t t e i k i b i n deve b e b i n k o y u n

U b e y ' i n s y l e d i k l e r i n i h a b e r verdi. P e y g a m b e r (s.a.v)'in b i r d e n bire rengi

ve k e i vard.

deiti. O srada y a n n d a olan m e r , b u haini h e m e n l d r m e y i teklif etti.

O r d u , orada b i r k a g n k a m p yapt, fakat b e k l e n m e d i k b i r olay daha

F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E y m e r insanlar, M u h a m m e d ( s . a . v ) arkadan

fazla k a l m a l a r n engelledi. Sahilde k o m u olan Gfar ve C u h e y n e kabilele-

l d r d d e m e z l e r m i ? " dedi. O srada E n s a r ' d a n biri gidip l b n

r i n d e n iki a d a m k u y u l a r d a n b i r i n i n b a n d a h a n g i t u l u m b a n n k i m e ait ol-

Zeyd'in h a b e r v e r d i k l e r i n i g e r e k t e n syleyip s y l e m e d i i n i s o r m u t u , l b n

d u u k o n u s u n d a tartmaya baladlar. Tartma b i r sre s o n r a kavgaya d-

U b e y d o r u c a P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi ve b y l e b i r ey s y l e m e d i i n e ye-

n t . m e r (r.a.)'in atn y e d e i n d e g t r m e s i iin ie ald Gfar'l: " E y

m i n etti. S o r u n k m a s n e n g e l l e m e k isteyen ve o n u n y a n n d a olan b i r k a

Ubey'e

K u r e y " diye y a r d m istedi. C u h e y n e k a b i l e s i n d e n o l a n a d a m ise g e l e n e k s e l

Hazre'li de o n u n s y l e d i k l e r i n i doruladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a n k i m e -

m t t e f i k l e r i o l a n Hazrelileri yardma ard. Kzgn olan M u h a c i r l e r ve

sele k a p a n m gibi davrand. F a k a t s o r u n d a n u z a k l a m a n n en iyi yolu in-

E n s a r da h e m e n s a h n e y e k t . Kllar e k i l m i t i . E e r A s h a b ' d a n bazlar

s a n l a r n k a f a l a r m b a k a bir eyle m e g u l e t m e k t i . B u n u n z e r i n e P e y g a m -

iki tarafn arasna girmeseydi kan dklebilirdi. B u r a d a m e s e l e s o n a e r m i

b e r ( s . a . v ) h e m e n yola k l m a s n emretti.

olmalyd. F a k a t b u sefer de g e n e l d e o l d u u n d a n o k m n a f k sefere katlmt. B u n u n s e b e p l e r i n d e n biri de b l g e n i n tandk ve s u l a k b i r b l g e olmas ve k o l a y c a g a n i m e t elde e d e b i l e c e i m i d i idi. Aslnda k e n d i eski bak alarn deitirmemilerdi. Hl M e d i n e ' d e n yaplan seferleri, dardan biraz destekle - K u r e y - yaplan H a r r e ve E v s seferleri o l a r a k g r m e k te srar ediyorlard. Bu n e d e n l e onlara gre k a m p K a y l e o u l l a r m a aitti: K u -

D a h a n c e h i b u vakitte yola k m a m t : H e m e n h e m e n le vaktiydi,


n a m a z v a k i t l e r i n d e ksa m o l a l a r v e r e r e k leden s o n r a ve t m g e c e ertesi
g n n scakl b a s t r m c a y a d e k y o l c u l u k ettiler. K a m p k u r u l m a s e m r e d i l d i i n d e a d a m l a r o k a d a r y o r u l m u l a r d k i , h e m e n u y k u y a daldlar. Y o l c u l u k
srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) , M s l m a n l a r n Hazre'in en ileri g e l e n i o l a r a k
k a b u l ettikleri Sa'd l b n U b a d e (r.a.)'ye gizlice k e n d i s i n i n Zeyd'in doru sy-

GERDANLIK

lediine inandn belirtti. " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd, " S e n eer istersen o n u ortadan kaldrabilirsin. n k o alak ve zayf, sen ise y c e ve g-

[64]

l s n . " B u n u n l a birlikte Sa'd o n d a n b n Ubey'e iyi davranmasn rica etti.


Peygamber (s.a.v)'de b u k o n u y u bir daha g n d e m e getirmemeye karar vermiti. F a k a t Sa'd'la k o n u t u k t a n ksa b i r sre sonra artk mesele o n u n k o n t rolnden kmt. n k Sa'd'n h e m e n ardndan Mnafikn Sresi adn
alacak olan bir vahiy geldi. Sre'nin bir yetinde Zeyd'den isim olarak bah-

ie (r.a.) ve m m Seleme (r.a.) bu seferde P e y g a m b e r (s.a.v)'e elik

ediyorlard. P e y g a m b e r (s.a.v)'in zamansz yola k m a emri verdii yer-

sedilmese de o n u n syledikleri saylp, sylenenin doru olduunu anlatl-

den birka k o n a k tede g n e b a t a r k e n Aie a k i k gerdanln yere dr-

yordu. P e y g a m b e r (s.a.v) Medine'ye varncaya kadar bu sureyi M s l m a n -

d. Kaybettiini farkettiinde hava o n u g r e m e y e c e k kadar kararmt. O n u

lara o k u m a d . Fakat Zeyd'in y a n m a yaklap kulana eilerek: " S e n i n k u -

orda brakp g i t m e k de istemiyordu. Annesi b u gerdanl evlendii gn

lan doru duydu ve Allah senin sylediklerini tasdik etti" dedi.


O srada b n Ubey'in olu Abdullah b u szleri babasnn sylediini bildii iin b y k bir znt iindeydi. O n a m e r ' i n babasn l d r m e k iin
P e y g a m b e r d e n izin istediini de sylemilerdi. Abdullah kararn h e m e n
verilip l d r m e emrinin h e m e n u y g u l a n m a s n d a n k o r k a r a k

Peygamber

(s.a.v)'e gitti ve yle dedi. " E y Allah'n Rasul, bana Abdullah bn Ubey'i
l d r m e y e karar verdiini sylediler. E e r b u n u mutlaka yapacaksan, bana
emret, gidip kafasn getireyim. B t n Hazre babasna b e n d e n daha o k
ballk ve a c m a gsteren k i m s e olmadn bilir ldrme grevini bakasna verirsen, nefsimin b a b a m n katilinin aramzda dolamasna dayanamayacandan k o r k u y o r u m . B u n a dayanamayp o n u ldrebilirim. Bylece de
bir kfirin yerine bir m'mini l d r m o l u r u m ve C e h e n n e m ateine atlr m . " Fakat Peygamber (s.a.v) ona u cevab verdi: "Hayr, b r a k n ona iyi
davranalm, o bizimle olduu m d d e t e arkadamz olarak

kalsn".1

o n u n b o y n u n a takmt ve bu Aie'nin en kymetli m c e v h e r l e r i n d e n biriydi. Konakladklar yerde su yoktu ve Peygamber (s.a.v) burada sadece ksa
bir mola v e r m e k istemiti. F a k a t daha sonra gn yncaya kadar k o n a k l a ma emri verdi. Plan deiikliinin sebebi azdan aza dolat ve sadece k k bir kolye iin k o s k o c a ordunun byle susuz bir yerde k o n a k l a m a s n d a n
ou kii rahatsz oldu. Ashabdan bazlar E b u Bekir'e gidip ikyet ettiler.
E b u Bekir (r.a.) kznn b u dikkatsizlii nedeniyle utand ve sinirlendi. Ulalabilecek uzaklkta h i k u y u y o k t u ve adamlar beraberlerinde getirdikleri
suyun hepsini harcamlard. Sabah namazn k l m a k m m k n olmayacakt, n k abdest alacak sular yoktu. Fakat g e c e n i n ge saatlerinde Peygamb e r (s.a.v)'e t e y e m m m l e ilgili ayetler nazil oldu. Bu olayn t o p l u m u n pratik hayatnda anlatlamayacak denli nemli b i r rol vard:
"Eer su bulamamsanz,
hafife) yzlerinize

ve ellerinize

bu durumda,
srn". (Nisa:

temiz bir toprakla

teyemmm

edin (

43)

Konakladklarndan beri herkesi megul eden sknt dolu duygular y o k


o l m u t u . Useyd yle bard: " E y E b u Bekir ailesi b u bizim zerimize getirdiiniz ilk r a h m e t deil."
G n nda bile hl gerdanlk ortalkta g r n m y o r d u . Artk b u l m a
mitleri k a y b o l m u ve kolyeyi bulmadan yola k m a y a karar vermilerdi.
Yola k o y u l m a k iin Aie'nin devesi ayaa kalktnda kolyeyi akamdan b e ri orada k m bir halde kalan devenin altnda grdler.
Bir sonraki k a m p yerleri uzun k u m l u bir arazi olan gzel bir vadi idi.
Her z a m a n k i gibi Peygamber (s.a.v)'in iki adr dierlerinden biraz uzaa
k u r u l m u t u . O gn P e y g a m b e r (s.a.v)'le b e r a b e r o l m a sras Aie'deydi. Aie daha s o n r a k i yllarda bir yar yapmay nasl teklif ettiini anlatrd:
1.

I.1, 7 2 6 - 8 .

" C b b e m i n eteklerini topladm, Peygamber (s.a.v) de aynsn yapt. Yara

geldi ve k e n d i adna m e s e l e y e el k o y m a s n rica etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o


baladk. Yar o k a z a n d . "Bu b i r n c e k i sefer b e n i y e n d i i n yara kar-

g n Aie ( r . a . ) ' n i n o d a s n d a y d ve C v e y r i y e ' y e kapy o amt. Aie n e l e r

l k " dedi. H i c r e t ' t e n n c e M e k k e ' d e m e y d a n a g e l e n b i r olay k a s t e d i y o r d u . "

o l d u u n u daha s o n r a l a r y l e anlatt: " O o k gzel ve sevimli b i r kadnd.

Aie a k l a m a k i i n u n l a r da ekledi: " B a b a m n e v i n e gelmiti. B e n e l i m d e

Ona bakan hibir erkek kalbini ona kaptrmaktan kendini alkoyamazd.

bir ey t u t u y o r d u m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : O n u b a n a getir, dedi. B e n v e r m e d i m

O n u k a p d a g r n c e b y k bir k u k u y a k a p l d m . n k b e n i m oncla gr-

ve o n d a n k a t m . O da p e i m d e n k o v a l a d , fakat b e n o n d a n h z l y d m . " 1

d m R e s u l u l l a h ' n da g r e c e i n i b i l i y o r d u m . R e s u l u l l a h i n y a n m a girdi

A i e ' n i n g e r d a n l n n b a yeri i n c e l m i t i . M e d i n e ' y e v a r m a d a n b i r k a

ve: " E y Allah'n R a s u l , b e n k a b i l e s i n i n reisi o l a n Haris'in kz Cveyri-

k o n a k n c e y i n e b o y n u n d a n z l d ve d t . K o l y e , yola k m a e m r i ve-

ye'yim. B a m a g e l e n l e r i b i l i y o r s u n . F i d y e m k o n u s u n d a s e n i n y a r d m n is-

rildikten s o n r a A i e n i n h a c e t iin k a m p t a n ayrld b i r srada d m t .

t e m e y e g e l d i m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B u n d a n d a h a iyisini ister m i s i n ? "

Aie k a m p a d n d k t e n s o n r a m m S e l e m e ile b i r l i k t e tahtlarnn i i n e

diye sordu. O da: " B u n d a n iyisi n e d i r ? " diye s o r d u . O : " S e n i n fidyeni b e n

o t u r d u l a r ve p e r d e l e r i k a p a t p , p e e l e r i n i atlar. te o z a m a n Aie (r.a.)

d e y e y i m , s e n de b e n i m l e e v l e n " d e d i . ^

k o l y e s i n i k a y b e t t i i n i farketti. P e r d e n i n a l t n d a n s z l p , k o l y e s i n i a r a m a ya gitti. O srada a d a m l a r develeri h a z r l a m l a r ve tahtlar develerin s t n e


yerletirmilerdi. G e n e l l i k l e iki tahtn a r l k l a r n n baka b a k a o l d u u n u
farkedebilirlerdi. n k otuz yanda b i r k a d n l a o n d r t yandaki zayf b i r
k a d n n arlklar tabi ki ayn o l a m a z d . F a k a t b u k e z hafif olan tahtn h e r
z a m a n k i n d e n d a h a h a f i f o l d u u n u f a r k e d e m e d i l e r . Ve dier develerle b i r l i k te yola k o y u l d u l a r . Aie b u olay yle a n l a t y o r : " K o l y e m i b u l d u m ve k a m p
yerine d n d m , fakat orada bir tek c a n l b i l e k a l m a m t . B u n u n z e r i n e
t a h t m n b u l u n d u u yere gidip o t u r d u m . B e n i k a y b e t t i k l e r i n i a n l a y p geri
d n m e l e r i n i b e k l i y o r d u m . Orada o t u r u r k e n g z l e r i m arlat ve u y u y a k a l d m . M u ' a t t a l ' m o l u S a f v a n 2 o r a d a n g e t i i n d e b e n hl orada y a t y o r d u m .
Bir s e b e p y z n d e n o r d u d a n geride k a l m ve g e c e y i k a m p t a g e i r m e m i t i .
Bize r t n m e e m r i g e l m e d e n n c e b e n i b i r o k k e z g r m t . B e n i o r a d a
g r n c e : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve p h e s i z o n a d n c l e r i z . B u Allah'n
R a s u l n n h a n m " dedi. Safvan'm b u ayeti o k u m a s y l a Aie u y a n d ve peesini y z n e rtt. Safvan o n u d e v e s i n e b i n d i r d i ve b i r s o n r a k i k o n a a
kadar k e n d i s i y r y e r e k o n u devesine g t r d .
O r d u k o n a k y e r i n e vardnda Aie (r.a.)'ni taht yere k o n m u ve i e r -

C v e y r i y e (r.a.) b u teklifi s e v i n l e k a b u l e t t i . F a k a t babas fidye o l a r a k


verecei develerle b i r l i k t e geldiinde h e n z n i k a h l a r y a p l m a m t . B a b a s nn getirdii develer s z verdii sayda deildi. n k A k i k ovasnda hayvanlara b a k m ve iki tanesini o k b e e n i p orada b i r yere g i z l e m i t i . G e r i d e
k a l a n develeri P e y g a m b e r

( s . a . v ) ' e getirip y l e dedi:

"Ey

Muhammed

( s . a . v ) s e n k z m esir aldn, ite fidyesi". P e y g a m b e r (s.a.v): " F a k a t A k i k


ovasna gizlediin iki deve n e r e d e ? " dedi ve o n l a r n gizlendikleri yeri t m
ayrntlaryla anlatt. B u n u n z e r i n e Haris: "Allah'tan b a k a tanr o l m a d na ve ey M u h a m m e d , s e n i n de Allah'n R a s u l o l d u u n a e h a d e t e d e r i m "
dedi. ki olu da M s l m a n oldular. Haris dier iki deveyi de getirtip b t n
develeri P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e verdi. D a h a s o n r a C v e y r i y e de M s l m a n oldu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u b a b a s n d a n istedi. Babas o n u v e r d P ve o n a da
bir oda ina edildi.
B e n i M u s t a l i k ' i n artk P e y g a m b e r (s.a.v)'in a k r a b a l a r o l d u u ortaya k n c a M u h a c i r l e r ve E n s a r h e n z fidyeleri d e n m e m i olan esirleri s e r b e s t
braktlar. Yaklak yz aile serbest b r a k l d . Aie (r.a.), Cveyriye (r.a.)'yi
k a s t e d e r e k : " K a v m i n e o n d a n daha faydal olan b i r b a k a k a d n b i l m i y o r u m "
dedi.6

d e n k i m s e k m a y n c a o n u n u y u d u u n u s a n m l a r d . K o n a k y e r i n d e n ayrlm a l a r n a az b i r sre kala o n u n S a f v a n ' m devesi z e r i n d e geldiini g r n c e


h e r k e s i n aknl d a h a da artt. B u M e d i n e ' y i s a r s a c a k o l a n bir s k a n d a l i n

1.

W427.

balangcyd. F a k a t o srada P e y g a m b e r ( s . a . v ) Aie (r.a.) ve A s h a b n o u

2.

Medine'ye hicret eden ve Muhacirlerden saylan Beni Sleym kabilesinden gen bir adam.

gelien b u s o r u n d a n habersizdi.

3.

I.I. 7 3 2 , B. L1I, S , W. 4 2 6 - 8 .

G a n i m e t l e r h e r z a m a n k i gibi datld. E s i r l e r d e n biri y e n i l e n k a b i l e n i n

4.

1.1. 7 2 9 .

b a k a n Haris'in kz Cveyriye idi. K e n d i s i n e y k s e k b i r fidye d e n m e s i n i

5.

I.H. 7 2 9 .

6.

I.I. A.g.e.

isteyen E n s a r ' d a n birinin eline d m t . C v e y r i y e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e

Z e y n e b ' i n kzkardei H a n m e - P e y g a m b e r ' i n k u z e n i idi. O k z k a r d e i n i n daha da gzde o l m a s n s a l a m a k i i n Aie (r.a.) h a k k n d a k i iftiray yayanlar

[65]

arasndayd. G e n e l d e h e r k e s Z e y n e b ' i n de b u n a y a r d m c o l d u u n u dn y o r d u , fakat Aie (r.a.) i i n , Z e y n e b (r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v)'in en gzde

edine'ye d n d k t e n ksa b i r sre s o n r a Aie (r.a.) hastaland. O zama-

na kadar, m n a f k l a r n O ve Safvan'la ilgili syledikleri d e d i k o d u l a r

t m e h r e yaylmt. o k az k i i b u n u ciddiye alyordu. B u olay ciddiye


alanlar arasnda M u t t a l i b k a b i l e s i n d e n k u z e n i M i s t e h de vard. F a k a t i n a n -

h a n m l a r n d a n biriydi. Z e y n e b , k a r d e i n i n k e n d i a d n a yayd k t eylerd e n daha s o n r a da o k m u z d a r i p oldu. Misteh'in y a n s r a iftiraya katlanlardan biri de air H a s a n l b n Sabit idi. Geri planda ise b u iftiray balatan l b n
U b e y ve dier m n a f k l a r yer alyordu.

sn, i n a n m a s n o n d a n b a k a h e r k e s i n s y l e n e n l e r d e n h a b e r i vard. H i b i r

P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u k o n u d a bir vahiy g e l m e s i n i b e k l i y o r d u . F a k a t hi-

eyden h a b e r i o l m a m a s n a r a m e n Aie, P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) k e n d i s i n e

b i r ey g e l m e y i n c e , h a n m l a r n ve y a k n olan dierlerini sorguya ekti. He-

Peygamber,

m e n h e m e n Aie ile ayn yata o l a n s a m e , o n u s a v u n d u ve: " B u bir iftira.

k e n d i s i n e dier h a s t a l k l a r n d a gsterdii sevgi ve efkati g s t e r m i y o r d u .

Biz o n u n h a k k n d a i y i l i k t e n b a k a bir ey b i l m i y o r u z " dedi. A n n e s i m m

O d a y a gelir ve tedavi e d e n l e r e ; " B u g n h e p i n i z n a s l s n z ? " der o n u da di-

E y m e n (r.a.) de o n u s a v u n d u . Hz. Ali ise yle dedi: "Allah seni s n r l a m a -

erleri arasna katard. B u n a o k z l e n , fakat g u r u r u n e d e n i y l e ikayet

d, o n d a n baka p e k o k k a d m var. O n u n h i z m e t i s i n i sorguya e k , gerei

kar tavrlarnda baz d e i i k l i k l e r o l d u u n u h i s s e d i y o r d u .

e d e m e y e n Aie (r.a.) a n n e s i n i n evine gidip orada tedavi o l m a k i i n P e y g a m -

o n d a n r e n e b i l i r s i n . " B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) Bureyre'ye h a b e r

b e r ( s . a . v ) ' d e n izin istedi. P e y g a m b e r : " N a s l i s t e r s e n " dedi.

g n d e r d i ve " E y B u r e y r e , i m d i y e kadar Aie'de, o n d a n p h e l e n m e n i ge-

N e l e r o l d u u n u Aie yle anlatyor: " N e l e r s y l e n d i i n d e n h a b e r s i z


b i r ekilde a n n e m i n e v i n e gittim ve y i r m i g n i i n d e h a s t a l m geti. Bir
a k a m M i s t e h ' i n a n n e s i ile dar k t k - O n u n a n n e s i , b a b a m n a n n e s i ile
kardeti-. Yanmda y r r k e n : "Allah M i s t e h ' i n c e z a s n v e r s i n " diye bard.
B e n : "Allah a k n a n e d i y o r s u n ? " d e d i m . "Bedir'de s a v a m o l a n b i r M u h a cir h a k k n d a b y l e k o n u m a k k t b i r eydir". O: " E y E b u B e k i r ' i n k z " ,
dedi. " N a s l o l u r da h a b e r l e r sana u l a m a z ? " " H a n g i h a b e r l e r ? " d e d i m . Ba-

r e k t i r e c e k h i b i r h a r e k e t g r d n m ? " diye sordu. Bureyre b u s o r u y u yle


cevaplad: " S e n i Hak'la g n d e r e n e y e m i n olsun ki, o n u n s a d e c e iyiliini bil i y o r u m . E e r aksi olsayd Allah, R a s u l n e b u n u bildirirdi. Aie'de h i b i r
k u s u r b u l a m a m . O d a h a k k b i r g e n kz. O n d a g r d m tek hata h e r
s e f e r i n d e uyardm h a l d e , b e n h a m u r y o u r d u k t a n s o n r a o n a h a m u r u b e k l e m e s i n i t l e d i i m halde, o n u n u y u y a k a l m a s ve k k k u z u s u n u n gelip
h a m u r yemesidir."

na iftiraclarn n e l e r s y l e d i k l e r i n i ve b u n u n nasl h a l k n aznda dolat-

P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e s c i d ' e gittiinde m i n b e r e k t ve Allah'a h a m d e t -

n anlatt. " B u nasl o l a b i l i r ? " d e d i m . O n u n c e v a b u oldu: " G e r e k t e n olan

t i k t e n s o n r a yle dedi: " E y n s a n l a r ailem h a k k n d a d o r u o l m a y a n eyle-

b u ! " Gzyalar i i n d e eve d n d m . G z y a l a r m n c i e r i m i atlattn hi-

ri s y l e y e r e k b e n i i n c i t e n i n s a n l a r iin n e dersiniz? Allah'a y e m i n o l s u n ki

s e d e n e d e k aladm. A n n e m e : " A l l a h seni a f f e t s i n ! " d e d i m . " H e r k e s n e l e r

b e n a i l e m d e ve o n l a r n k o n u t u u kiilerde iyilikten b a k a b i r ey g r m e -

s y l y o r da, s e n b a n a b i r tek k e l i m e bile s y l e m i y o r s u n . " A n n e m : " K z m ,

dim. Onlar yanlarnda ben olmakszn evlerimden hibirine

girmezler."

b u n u b u k a d a r ciddiye alma. n k k e n d i s i n i s e v e n b i r k o c a ile e v l e n e n

P e y g a m b e r (s.a.v) k o n u m a s n bitirir bitirmez, U s e y d ayaa kalkt ve " E y

o k az gzel k a d n vardr ki k u m a l a r o n u n h a k k n d a d e d i k o d u k a r m a s n

Allah'n Rasul, eer o d e d i k l e r i n Evs'ten iseler biz o n l a r a h a d l e r i n i bildiri-

ve dierleri de b y l e eyler s y l e m e s i n " dedi. B u n u n z e r i n e b t n g e c e uy-

riz, eer o n l a r H a z r e k a b i l e s i n d e n kardelerimiz ise b i z e e m i r v e r de bala-

k u s u z k a l d m ve srekli

rn k e s e l i m " dedi. O s z n b i t i r m e d e n , Sa'd l b n U b a d e (r.a.) ayaa k a l k -

aladm."1

P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m l a r arasnda n e k a d a r k s k a n l k o l u r s a ols u n h a n m l a r n hepsi de takva sahibiydi ve h i b i r i b u iftiraya k a t l m a d . A k sine, h e p s i Aie'yi d e s t e k l e d i l e r ve h a k k n d a iyi k o n u t u l a r .

Peygamber

(s.a.v)'in ev h a l k n a y a k n olanlardan b u k o n u d a en o k s u l u o l a n , k i m s e

mt. n k itfiray i l k b a l a t a n l a r ve Hassan b i n Sabit (r.a.) H a z r e t t e n d i ler. "Allah a k n a , yalan s y l y o r s u n " dedi, Sa'd. " S e n o n l a r l d r m e y e c e k sin, l d r m e z s i n de. O n l a r s e n i n k a b i l e n d e n olsayd b y l e k o n u m a z d n . "
" U s e y d : "Asl yalan s y l e y e n s e n s i n . Onlar ldreceiz. S e n de m n a f k l a -

rn tarafn tutan bir m n a f k s n " dedi. ki kabile de ayaklanm, birbirine

ledi. Ben ise daha k k g e n bir kzdm ve Kur'an'dan ezberim o k deil-

g i r m e k zereydi. Fakat Peygamber (s.a.v)onlara sakin olmalarn syledi ve

di. Bu nedenle yle dedim: "nsanlarn b e n i m h a k k m d a sylediklerini

m i n b e r d e n inerek onlar teskin edip evlerine gnderdi.

duyduunu ve onlarn s e n i n k a l b i n d e yerleip, senin de onlara inandn

E e r Aie (r.a.) Peygamber (s.a.v)'in kendisini topluluk iinde m i n b e r -

biliyorum. Eer size m a s u m o l d u u m u sylesem -ki Allah b e n i m m a s u m ol-

den s a v u n d u u n u bilseydi, b u kadar zlmezdi. Fakat o zaman iin h e n z

d u u m u biliyor- bana i n a n m a y a c a k s n z . Fakat eer Allah'n m a s u m oldu-

b u k o n u d a bir ey bilmiyordu. O sadece Peygamber (s.a.v)'in etrafndakile-

u m u bildii eyi yaptm ikrar etsem bana inanrsnz" Daha sonra Yakup

re kendisi ile ilgili sorular sorduunu biliyordu. Aie, b u n u n Peygamber

ismini hatrlamak iin z i h n i m i y o k l a d m , fakat hatrlayamadm. Bu neden-

(s.a.v)'in kesin bir tutum ortaya k o y m a m a s anlamna geldiini d n p

le yle dedim: " F a k a t b e n Yusuf'un babasnn dedii gibi diyeceim:

zlyordu. Aie (r.a.) o n d a n , kendi iindekileri o k u m a s n b e k l e m i y o r d u ,


n k o Peygambere gayb haberlerinin Allah tarafndan bildirildiini biliyordu. O: " B e n sadece Allah'n bana bildirdiklerini bilebilirim" derdi. O insanlarn dncelerini o k u m a z d . Fakat Aie, (r.a.) Peygamber'den ona kar duyduu ballnn, suland eyi yapmasn imkansz klacak denli
b y k olduunu bilmesini bekliyordu.

"Bundan sonra (bana den) gzel bir sabrdr. Sizin bu


za kar (kendisinden)

yardm

istenecek

dzp-uydurduklarn-

olan Allah'tr." (Yusuf: 18)

Sonra yatama gittim ve Allah'n b e n i m susuz o l d u u m u bildireceini m i t ederek uzandm. B e n i m h a k k m d a vahiy i n m e s i n i b e k l e m i y o r d u m .

Her ne olursa olsun, sadece o n u n , Aie (r.a.) ve Safvan (r.a.)'n m a s u m

n k adm Kur'an'da zikredilecek kadar deerli bir k i m s e olmadm d-

olduuna inanmas yeterli deildi. Mesele o k ciddiydi ve onlarn s u s u z ol-

n y o r d u m . Fakat P e y g a m b e r (s.a.v)'in ryasnda b e n i m s u s u z olduu-

d u u n u t m topluma ispat edecek bir delile ihtiya vard. Bu k o n u d a en az

ma iaret eden bir eyler g r m e s i n i bekliyordum.

yardm eden de Aie idi. Artk o n u n bu sregelen sessizlii sona ermeliydi.


O n u n syleyecei hibir ey bu meseleyi z m e y e yetmezdi. Fakat Kur'an,
n z u l u srasnda sorulan sorulara cevap vereceini vadediyordu. (Maide:
1 0 5 ) . Bu kez Peygamber (s.a.v) sadece vahiyle bir cevap gelsin diye b i r o k
kiiye ayn sorular s o r m u t u . Fakat belki de b u s o r u n u n , meseleyle en yak n d a n ilgili olan kiiye sorulmas gerekiyordu.
Aie (r.a.) "Ben Ailemle b e r a b e r d i m " dedi. "ki gece ve bir gn b o y u n ca srekli alamtm. O n l a r b e n i m l e birlikte o t u r u r k e n Ensar'dan bir kadn

" O bizimle oturmaya devam etti ve bizler de yannda iken ona vahiy
geldi: Byle zamanlarda k e n d i s i n d e meydana gelen kaslma yine balamt
ve bir k gn olmasna r a m e n stnden terler boanyordu. Bu baskdan
kurtulduunda m e m n u n bir sesle: " E y Aie, Allah'a h a m d e t , n k O, senin m a s u m olduunu aklad" dedi. A n n e m de bana: " K a l k , ve Allah'n Rasul'ne git" dedi. Ben: Hayr Allah'a andolsun kalkp ona gitmeyeceim ve
Allah'tan baka da k i m s e y e h a m d e t m e y e c e i m " d e d i m . 2
nen ayetler unlard:

bize k a t l m a k iin izin istedi. Ben girmesine izin verdim, o da oturdu ve b e nimle birlikte alad. Daha sonra Peygamber (s.a.v)gelip oturdu. nsanlar
b e n i m h a k k m d a k o n u m a y a baladndan beri hi b e n i m l e o t u r m a m t .
Olaydan bu yana bir ay gemiti, semadan da h i b i r haber gelmiyordu. Allah'tan baka ilh y o k t u r diye ehadet getirdikten sonra bana yle dedi: " E y
Aie bana seninle ilgili unlar unlar sylediler. Eer sen m a s u m s a n , Allah
senin m a s u m olduunu aklar.Eer yasak olan eyi yaptysan Allah'tan balanma dile ve tevbe et! n k , kul eer, hatasn itiraf edip tevbe ederse
Allah ona merhamet eder." O k o n u m a s n bitirdiinde gzyalarn dinmiti. B a b a m a , " B e n i m adma Allah'n R e s u l n e cevap ver" dedim. B a b a m : " N e
syleyeceimi b i l m i y o r u m " dedi. A n n e m e sorduumda, o da ayn eyi sy-

"Dor usu, uydurulmu

bir yalanla

ranan bir topluluktur...

O durumda

knda bilginiz olmayan

eyi azlarnzla

sa O Allah katnda
bize yakmaz.

ok byktr.

(Allah'm)

miydi? Eer iman edenlerden


size t vermektedir.

(ifkle) gelenler, sizin iinizden

siz onu (iftiray)


sylediniz

dillerinize

"Bu konuda

bu byk bir iftiradr"

sz

demeniz

iseniz bunun gibisine bir daha dnmemeniz

"(Nur: 11,

dav-

ve hak-

ve bunu da kolay sandnz;

Onu iittiiniz zaman:

sen ycesin,

birlikte

aktardnz

oy-

sylemek
gerekmez
iin Allah

15-17)

Yeni inen vahiy, zina s o r u n u n u n asln anlatyor ve zina cezas ile birlikte erefli kadnlara iftira atanlarn krbalanmas gerektiini de bildiriyordu.

KUREY'N

ftiray a k a yayan ve sularn itiraf eden Misteh, Hassan ve Hamne'ye b u

YAADII

KLEM

ceza uyguland. F a k a t o k sinsi olan mnafklar gizli kalmlar ve bu m e s e -

[66]

lede paylar o l d u u n u itiraf etmemilerdi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v)


meseleyi takip e t m e k t e n vazgeti ve onlarn cezasn Allah' brakt.
E b u B e k i r (r.a.), fakir olan Misteh'e bir miktar maa balamt. Fakat
onun sulu o l d u u n u renince: "Allah'a yemin olsun ki, Aie h a k k n d a
sylediklerinde ve bamza getirdii beladan sonra artk Misteh'e para verip yardm e d e m e m " dedi. Fakat b u n u n zerine u ayet nazil oldu:

eygamber (s.a.v) Ramazan ve o n u takip eden ay Medine'de geirdi. O

ayn sonlarna doru b i r gece ryasnda ba tral bir ekilde K'be'ye

girdiini ve K'be'nin anahtarm elinde tuttuunu grd. Ertesi gn ryasn Sahabeye anlatt ve onlar kendisi ile birlikte umre yapmaya davet etti.
B u n u n zerine aceleyle yol hazrlklarna giriildi. Kutsal m e k n d a kurban

"Sizden, faziletli
ret edenlere

vermekte

balamasn

ve varlkl olanlar, yaknlara,


eksiltme yapmasnlar,

yoksullara

affetsinler

sevmez misiniz? Allah,balayandr,

ve Allah yolunda

ve hogrsnler.

esirgeyendir."

Allah'n

hic-

e d i l m e k zere yetmi deve satn aldlar. Bu kurbanlarn etleri Mekke'deki

sizi

fakirlere datlacakt. Peygamber (s.a.v) hanmlarndan birini yannda g-

(Nur: 22)

trmeye karar verdi. Kura ektiklerinde m m Seleme (r.a.) kt. U m r e yapanlar arasnda, ikinci Akabe b i a t m d a da b u l u n a n iki Hazreli kadn Nusey-

E b u Bekir (r.a.) " G e r e k t e n Allah'n b e n i balamasn diliyorum" dedi. Sonra Misteh'e gidip, her zaman verdii eyleri verdi ve: "Allah'a y e m i n
olsun ki o n u h i b i r zaman t e r k e t m e y e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) de ayn ekilde belli bir zaman getikten sonra Hassan'a ok b y k c m e r t l i k
gsterdi. M u s ' a b i n l m zerine dul kalan kuzeni Hamne'yi de Talha ile
evlendirdi. H a m n e (r.a.)'nin Talha (r.a.)'dan iki olu oldu.

be ve m m M e n i n vard.
Her adam avlanma amacyla yanna birer kl ald. Fakat tam yola km a k zere iken m e r (r.a.) ve Sa'd l b n U b a d e (r.a.) t a m a m e n silahlanmay
nerdiler. Kurey haram aya ramen saldrabilir dediler. Fakat Peygamber
(s.a.v) b u neriyi k a b u l etmedi ve: " B e n silah tamayacam, hac yapmaktan baka bir ey iin yola k m y o r u m " dedi. lk konaklarnda, k u r b a n edilecek develerin kendisine getirilmesini istedi. Bir tanesini seip Mekke'ye
d n d r d ve sa b r n e bir iaret koyarak deveyi nianlad. Devenin b o y n u n a da e l e n k ast ve dier develerin de ayn ekilde nianlanmasn emretti. Daha sonra Huza'a'nm Ka'b k o l u n d a n bir adam, Kurey'in tepkisini
r e n m e k zere gnderdi.
Peygamber (s.a.v)'in ba akt ve iki para dikisiz k u m a t a n yaplm
geleneksel hac kyafetini ( i h r a m ) giymiti. h r a m n bir paras v c u d u n alt
k s m n r t m e k zere bele dolanm, dier paras da omuzlarna rtlmt. Peygamber (s.a.v)iki rekt n a m a z klarak hac iin hazrland. Namazn
a r k a s n d a n haclarn syledikleri Lebbeyk

Lebbeyk

kelimesini tekrarlamaya

balad. Bu "te sana geldim,emrindeyim Allah'm" anlamna geliyordu.


o u kii o n u n gibi yapt. Fakat birka kii biraz daha ileride ihrama girmeyi tercih etti. n k ihrama girmek, avlanma ile ilgili birtakm yasaklar da beraberinde getiriyordu.
Kureyliler, Medine'den haclarn yola kt haberini alnca, Peygam1.

B. LII., 15.

b e r (s.a.v)'in n c e d e n tahmin ettii gibi, kukuya kapldlar ve h e m e n M e c -

2.

B.L. II., 15.

lisi topladlar. imdiye kadar hi byle ciddi bir ikilem yaamamlard. Eer

M e s c i d ' i n k o r u y u c u l a r o l a r a k , b i n e y a k m Arap h a c m i n y o l u n u k e s e r l e r s e ,
k e n d i b y k l e r i n i n dayand k a n u n l a r a aykr d e c e k l e r d i . Dier taraftan
eer d m a n l a r n n M e k k e ' y e bar ve r a h a t l k i i n d e g i r m e s i n e izin verirlerse, b u M u h a m m e d ( s . a . v ) iin b y k bir m o r a l zaferi o l a c a k t . Bu h a b e r ler t m Arabistan'a y a y l a c a k ve t m azlarda t e k r a r l a n a c a k t . Ayn z a m a n da b u , bir n c e k i baarsz M e d i n e s e f e r l e r i n i n s t n e tuz b i b e r o l a c a k t .
B e l k i de en k t s , b u h a c l a r n eski h a c g e l e n e i n i d e v a m e t t i r m e l e r i o n larn b r a h i m d i n i n e bal o l d u k l a r n aa k a r a r a k daha o k k i i n i n s e m patisini k a z a n m a l a r n salayacakt. Her ey g z d e n geirildiinde, o n l a r
M e k k e ' y e s o k m a m a l a r gerektii k a r a r n a vardlar. " A r a m z d a bir tek kii
canl kald s r e c e , Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i r e m e y e c e k l e r " dediler.

tirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) abdest ald ve b i r m i k t a r s u y u azna alp tekrar k o v a n n iine boaltt. D a h a s o n r a s a d a n d a n bir o k ald ve: " B u suyu al
ve o u k u r a boalt; d a h a s o n r a b u o k l a k a r t r " dedi N a c i y e o n u n emrettii
gibi yapt ve o k u suya daldrr d a l d r m a z temiz ve taze b i r su o kadar hzl ve
o k olarak fkrd ki, k e n d i s i n i z o r geri att. H a c l a r u k u r u n banda toplandlar, b t n hayvanlar ve insanlar k a n a k a n a itiler.
Haclarn arasnda b n U b e y dahil b i r k a m n a f k vard. bn U b e y su
i e r k e n , k a b i l e s i n d e n b i r a d a m o n a yle dedi: " E y H u b a b ' n babas, sana yazklar o l s u n , k e n d i n i n nerede o l d u u n u hl f a r k e t m e y e c e k m i s i n ? B u n d a n
daha fazla n e b e k l i y o r s u n ' T b n U b e y : " D a h a n c e b u n u n aynsn g r d m "
dedi. B u n u n zerine a d a m o n u tehdit edercesine k o n u t u . bn U b e y de olu

Haclar, U s f a n ' a ulatnda, n c e d e n g n d e r i l e n k k grup, M e k k e ' l i -

ile birlikte P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti ve m e s e l e y i anlatp, k e n d i s i n i n yanl an-

lerin Halid'i i k i y z atl ile o n l a r n y a k l a m a s n n l e m e k zere g n d e r d i k -

laldn s y l e m e k istedi. F a k a t daha o k o n u m a y a b a l a m a d a n P e y g a m b e r

leri haberiyle geldi. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i l e r i n i b a k a b i r

(s.a.v) ona: " B u g n g r d n eyin aynsn daha n c e nerede g r d n ? " di-

y o l d a n g t r e c e k b i r r e h b e r a r a d . E s l e m ' l i b i r a d a m b u grevi s t l e n d i ve

ye sordu. O : " b u n a b e n z e r h i b i r ey g r m e d i m " c e v a b n verdi. P e y g a m b e r

onlar sahile d o r u y n e l t t i . Hudeybiye'ye giden geide u l a n c a y a k a d a r

(s.a.v) " P e k i o z a m a n n i i n o laflar s y l e d i n ? " dedi. b n U b e y : "Allah'tan be-

almas z o r ve dar b i r yoldan ilerlediler. H u d e y b i y e , H a r a m b l g e n i n he-

ni balamasn d i l i y o r u m " dedi. O l u " E y Allah'n R a s u l , o n u n iin ba-

m e n k e n a r n d a , M e k k e ' n i n aasnda a k bir araziydi. R e h b e r l e r i onlar

l a n m a dile" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u n i i n dua e t t i . " 2

Halid'in g z n d e n k a r m a y b a a r m t . F a k a t y r r l e r k e n o k a d a r o k toz
kaldrmlard ki Halid onlar farketti ve K u r e y l i l e r e o n l a r n yaklat hab e r i n i v e r m e k zere M e k k e ' y e d n d .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) H a c iin en gzde devesi olan Kesva'y semiti. Deve
geidin s o n u n a geldiklerinde yere k t . B i r o k k i i n i n Hal! Hal! sesleri kayalarda y a n k l a n d . Deveyi yerden k a l d r m a k iin b y l e derlerdi. F a k a t t m
seslere r a m e n deve yerde a k l m gibi duruyordu. " K e s v a i n a t " dediler.
F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u n i m d i l i k Hudeybiye'den teye g i t m e m e l e r i
gerektiini g s t e r e n b i r iaret o l d u u n u biliyordu. " O inat deil" d e d i , " B u ,
o n u n tabiat deildir. F a k a t fili engelleyen g o n u da e n g e l l e d i " Kurey'i
kastederek unlar ekledi: " B u g n b e n d e n Allah'n h u d u d l a r n a u y g u n her
ne isterlerse onlara v e r e c e i m . " ' Daha s o n r a Kesva'ya b i r eyler syledi, deve h e m e n ayaa kalkt ve o n u dier haclarla birlikte Hudeybiye'ye kadar gtrd. P e y g a m b e r (s.a.v) orada k a m p k u r m a e m r i n i verdi. F a k a t k a m p k u r duklar yerde h e m e n h e m e n h i su y o k t u . S a d e c e b i r iki u k u r d a b i r i k m i su
vard ve a d a m l a r s u s u z l u k t a n ikayet ediyorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u r b a n
develerini g z e t e n Eslem'li Naciye'yi y a n m a ard ve O ' n d a n bulabildii
kadar suyu kovaya d o l d u r u p k e n d i s i n e g e t i r m e s i n i istedi. Naciye, suyu ge-

S u s u z l u k l a r n g i d e r d i k t e n s o n r a , h a c l a r b e d e v i r e i s l e r i n d e n birinin hediye ettii b i r deve ile bir k o y u n s a y e s i n d e k a r n l a r n doyurdular. Bu b e d e vi k a b i l e s i , b i r z a m a n l a r M e s c i d ' i n k o r u y u c u l u u n u y a p m olan ve E l e m


K a ' b ve M s t a l k b o y l a r n i e r e n B e n i Huza'a idi. B u n l a r n hepsi i m d i Peyg a m b e r (s.a.v)'e iyi davranyorlard. n k M s l m a n o l m a y a n l a r iin bile
b u ittifakta p o l i t i k b i r a v a n t a j vard. Bu ittifak s a y e s i n d e Kurey'le a n l a m a l o l a n en b y k d m a n l a r B e n i B e k r ' e kar d e n g e s a l a m oluyorlard.
Bu d u r u m ksa b i r sre s o n r a o k n e m l i olaylara s e b e p o l a c a k t . F a k a t i m dilik Huza'a ve B e k r arasnda sava y o k t u ve Kureyliler, p h e l e n m e l e r i n e
r a m e n Huza'a'ya h o g r gsteriyorlard. H u z a ' a ' n n ileri g e l e n l e r i n d e n
B u d e y l bn Verka, h a c l a r n Hudeybiye'de k a m p k u r d u k l a r h a b e r i geldiinde M e k k e ' d e idi. D a h a s o n r a P e y g a m b e r ' e (s.a.v) g e l m i ve o n a Kurey'in
t u t u m u h a k k n d a bilgi v e r m i t i . " S o n adamlar da l n c e y e kadar sizinle
K'be arasndaki yolu kapal t u t m a y a y e m i n e d i y o r l a r " dedi. B u n u n z e r i n e
P e y g a m b e r ( s . a . v ) : "Biz b u r a y a s a v a m a k iin g e l m e d i k ; s a d e c e Beyti tavaf
e t m e k iin geldik. Y o l u m u z a k a n l a savarz, fakat b e n o n l a r a , isterlerse,
tedbirlerini almalar ve y o l u a m a l a r iin sre t a n y o r u m " dedi.
Budeyl ve y a n n d a k i arkadalar M e k k e ' y e d n d l e r . Kureyliler o n l a r

ask suratla karladlar. O n l a r M u h a m m e d (s.a.v)'in n e l e r sylediini bil-

detli b i r darbe indirdi ve: " H e n z elin s e n i n i k e n elini Allah'n R a s u l n n

d i r m e k i s t e d i k l e r i n d e , E b u C e h i l ' i n olu krine onlar d u y m a k i s t e m e d i k -

s a k a l n d a n e k " dedi. U r v e , b u n d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e fazla yakn

lerini s y l e d i . B u n u n z e r i n e Sakfli m t t e f i k l e r i n d e n biri o l a n U r v e o n u n

o l m a k t a n k a n d . F a k a t o n u n l a k o n u t u k t a n s o n r a saatlerce k a m p t a kald.

a n n e s i b i r M e k k e l i idi. Bu t u t u m u n o k s a m a o l d u u n u syledi. Safvan da

Kureylilere o n l a r n elisi o l d u u k a d a r c a s u s u da o l m a y a s z vermiti. Bu

Budeyl'e: " G r d k l e r i n i ve d u y d u k l a r n bize a n l a t " dedi. B u d e y l o n l a r a ha-

n e d e n l e k a m p t a g r d h e r eyi n o t etti. A n c a k o n u e n o k , burada gr-

clarn n i y e t l e r i n i n b a r o l d u u n u ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) k e n d i l e r i n i n

m e k i i n gelmedii ve h i b i r y e r d e rastlamad eyleri g r m e k etkiledi.

geliine k a d a r Kurey'lilere h a z r l a n m a sresi verdiini h a b e r verdi. Daha

M e k k e ' y e d n d n d e K u r e y l i l e r e yle dedi: " E y insanlar, b e n bir o k

s o n r a U r v e : " B u d e y l size h i k i m s e n i n r e d d e d e m e y e c e i gzel b i r t e k l i f ge-

k r a l a -Kisra'ya, Kayser'e ve N e c a i ' y e - eli o l a r a k g n d e r i l d i m . H i b i r teba-

tirdi. B u n u k a b u l edin. zin v e r i n d o r u d a n M u h a m e d (s.a.v)'e gidip b u n u

n m k r a l n a M u h a m e d ( s . a . v ) ' i n a s h a b n n o n a gsterdii sayg k a d a r sayg

t a s d i k l e t e y i m , o n u n y a n m a gider ve etrafndakleri g z l e r i m . Size h a b e r ge-

gsterdiini g r m e d i m . O b i r ey e m r e t s e , azndan k a r k m a z h e m e n ya-

tiren bir eli o l u r u m . "

pyorlar, o abdest alsa, a b d e s t s u y u n u a l m a k iin yar ediyorlar; o k o n u t u -

K u r e y l i l e r o n u n teklifini k a b u l ettiler. F a k a t daha n c e d e n , t m b e d e -

u n d a h i sesleri k m y o r ; o n u n y z n e d i m d i k b a k m y o r l a r , o n a gste-

vi m t t e f i k l e r i n e k u m a n d a e d e n E h a b i diye tannan b i r a d a m eli o l a r a k

dikleri saygdan gzlerini y e r e indiriyorlar. O size iyi b i r teklif yapt. O hal-

g n d e r m i l e r d i . Bu a d a m K i n a n e k a b i l e s i n i n Beni'l-Hris k o l u n d a n H u l e y s

de b u teklifi k a b u l e d i n . " ^

idi. U h u d ' d a cesedlere yaplan i k e n c e l e r n e d e n i y l e E b u Sfyan' azarlayan

U r v e daha k a m p t a i k e n P e y g a m b e r (s.a.v) Ka'b k a b i l e s i n d e n Hiras adn-

da H u l e y s idi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n yaklatn g r n c e , ya o n u n daya-

daki b i r a d a m deveye b i n d i r i p Kurey'e eli olarak g n d e r m i t i . Hiras ora-

nlarndan ya da d a h a n c e o n u n h a k k n d a d u y d u k l a r n d a n o n u n m e r h a -

ya vardnda l k r i m e o n u n d e v e s i n i n b a c a k l a r n k e s t i . F a k a t H u l e y s ve

metli b i r a d a m o l d u u n u ve k u t s a l eylere o k n e m verdiini anlad. B u

a d a m l a r araya girerek e l i n i n h a y a t n kurtardlar ve a d a m

n e d e n l e n i a n l a n a n k u r b a n d e v e l e r i n i n o n u k a r l a m a k zere ileri s r l m e -

( s . a . v ) ' e geri gnderdiler. D n d n d e Hirs: " E y Allah'n R a s u l , b e n d e n

sini e m r e t t i . K u r b a n nianlar ve b o y u n l a r n d a k i ssleri ile y e t m i d e v e n i n

d a h a iyi h i m a y e s i olan b i r a d a m g n d e r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) m e r

Peygamber

geldiini g r e n Huleys b u n d a n o k a d a r e t k i l e n d i ki, P e y g a m b e r (s.a.v)'le

(r.a.)'i ard. F a k a t m e r K u r e y l i l e r i n o n u n k e n d i l e r i n e n e denli d m a n

k o n u m a k s z m d o r u c a Kureylilere gitti ve h a c l a r n n i y e t l e r i n i n t a m a m e n

o l d u u n u bildiklerini ve k a b i l e s i B e n i Adiy'in k e n d i s i n i k o r u y a c a k kadar

b a r o l d u u n u syledi. M e k k e l i l e r b i r a z ileri giderek o n u n s a d e c e b i r l

g l o l m a d n s y l e d i . " F a k a t " dedi m e r , " M e k k e ' d e b e n d e n d a h a g-

a d a m o l d u u n u ve b u m e s e l e n i n asln a n l a y a m a y a c a n sylediler. Bu b -

l , a k r a b a y n n d e n z e n g i n ve b e n d e n daha iyi b i r h i m a y e y e s a h i p o l a n bir

y k b i r t a k t i k hatasyd. B u n u a n l a d k l a r n d a ise o k ge k a l m l a r d . Hu-

a d a m g s t e r e b i l i r i m " O s m a n l b n Affn ( r . a . ) . " B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r

leys: " E y K u r e y l i l e r " , dedi s e r t e , "Biz sizinle m t t e f i k o l m a d k ve b u n u n

(s.a.v.), O s m a n l b n Affan' M e k k e ' y e gnderdi. A b d u ems'li akrabalar ve

i i n a n l a m a y a p m a d k , Allah'n evine gelen b i r i n e nasl e n g e l o l u r s u n u z ?

dierleri o n a iyi davrandlar. H u d e y b i y e ' d e k i l e r i n h i b i r i n i K'be'ye yakla-

Nefsimi k u d r e t e l i n d e t u t a n a y e m i n o l s u n ki ya M u h a m m e d ' i n y a p a c a e-

t r m a y a c a k l a r n s y l e m e l e r i n e r a m e n o n u K'be'de tavaf e t m e y e davet et-

ye izin verirsiniz, ya da b e n b t n E h a b i ' l e r i geri e k e r i m " dedi. O n l a r :

tiler. F a k a t O s m a n (r.a.) b u n u reddetti. Kureyliler l b n U b e y ' e de ayn imti-

" O r t a k b i r n o k t a y a varncaya k a d a r bizi b e k l e " dediler.

yaz t e k l i f e d e n b i r h a b e r gnderdiler. F a k a t l b n U b e y : " A l l a h ' n R a s u l , ta-

O srada Sakif'li U r v e , h a c l a r n k a m p n a v a r m ve P e y g a m b e r l e k o n u m a y a balamt. S a n k i k e n d i s i y l e eit k o n u m d a y m gibi k a r s n a o t u r -

vaf e t m e d i k e Beyt'i tavaf e t m e m " cevabn verdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u


d u y d u ve o k sevindi.

m u t u ve o n a hitap ettiinde o n u n s a k a l n tutuyordu. F a k a t M u h a c i r l e r d e n


biri o l a n M u i r e (r.a.) o n l a r n y a n n d a ayakta d u r u y o r d u . U r v e P e y g a m b e r
(s.a.v)'in s a k a l n t u t u n c a k l c n n yass u c u y l a o n u n eline v u r d u . Bir iki
d a k i k a s o n r a U r v e y i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n sakaln t u t u n c a eline d a h a id-

1.

I.I. 7 4 1 ; W. 5 8 7 .

2.

W. 5 8 9 .

3.

B. LIV, 15; W. 5 9 3 - 6 0 0 .

inaklarm b u kelimeler stne k o y m a s n syledi ve bu kelimeleri kendi eliyle sildi. D a h a sonra onlarn yerine "Abdullah'n olu" szn yazdrd.

[67]

Metin yle devam ediyordu: " O n l a r on yl b o y u n c a sava y k n kal-

s m a n (r.a.) Mekke'de iken Peygamber (s.a.v)'e vahiy ald zamanlara

b e n z e r bir hal geldi. Sahabeden birine emirler verdi, b u n u n zerine Sa-

habe k a m p n t m n unlar syleyerek dolat: " R u h , Allah'n Rasulne geldi ve ballk yemini almay emretti. Allah adna biat etmek iin g i d i n . " 1 O

srada Peygamber (s.a.v) bahar nedeniyle yapraklan yeermi olan bir akasya aacnn altnda yerini ald. Ashab teker teker gelip ona biat etti. Peygambere (s.a.v) ilk ulaan kii,Cah ailesiyle ayn kabileden olan yani Beni Esed
bn Huzeyme'li Sinan oldu. Kampta yaplan ar ne zerine biat edilecei
k o n u s u n d a bir bilgi vermiyordu. Bu nedenle Sinan: "Sana, senin nefsinde
olan ey zerine biat ediyorum" dedi dierleri de ayn ekilde biat ettiler. Daha sonra Peygamber (s.a.v): " O s m a n ' n yerine b e n biat edeceim" dedi ve sol
elini damadnn eli gibi kabul edip saeli stne koyarak biat etti. Orada b u lunanlar sadece bir kii arya cevap vermedi. Bu da devesinin arkasna saklanan, fakat gzden kamayan, mnafklardan Cedd ibn Kays idi.
Kureyliler Sheyl'i bir anlama imzalamak zere gnderdiler. O n u n l a
birlikte ayn kabileden olan Nikraz ve Huveytib de geldiler. Peygamber
(s.a.v)'le tarttlar. Sahabe dardan onlarn seslerini ykselip alalmasn
dinleyerek anlap anlamadklarn anlamaya alyordu. S o n u n d a bir anlamaya vardlar. O zaman Peygamber (s.a.v) Ali'ye "Bismillah er-Rahman
Rahim

er-

( R a h m a n ve Rahim olan Allah'n adyla)" diye balayarak anlama

metnini yazmasn syledi. Fakat Sheyl kar kt ve "Rahman'm


unu b e n bilmiyorum eer yazacaksan Bisinik Allahmme

adnla) yaz dedi. Sahabeden bazlar: "Allah'a andolsun Bismillah


e-Rahim'den

ne oldu-

(Allah'm, senin
er-Rahman

baka bir ey yazmayz" diye bard. Fakat Peygamber (s.a.v)

onlar duymazdan geldi ve: "Bismik Allahmme"

yaz dedi. Sonra yazdrmaya

devam ederek "Bunlar Allah'n Rasul, M u h a m m e d ile Amr'n olu Sheyl


arasnda imzalanan anlama maddeleridir" dedi Fakat Sheyl yine kar kt. " E e r senin Allah'n Rasul, olduunu kabuletseydik, senin K'be'ye girm e n i engellemezdik ve seninle savamazdk. Bu nedenle Abdullah'n olu
M u h a m m e d yaz" dedi. Ali (r.a.) "Allah'n R a s u l " ibaresini h e n z yazmt.
Peygamber (s.a.v) ondan bu kelimeleri silmesini istedi. Fakat Ali (r.a.) b u n u
yapamayacan syledi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) ona kendi par-

drdlar. Bu sre iinde insanlar gvenlikte olacak ve birbirlerine saldrmayacaklar.

u artla

ki, velisinin

izni

olmadan

Kurey'ten

Muhammed

(s.a.v)'e gelen kiiyi, M u h a m m e d (s.a.v)geri gnderecek; fakat M u h a m m e d


(s.a.v)'le birlikte olanlardan biri Kurey'e snrsa o geri g n d e r i l m e y e c e k .
hanet ve k a a m a k yaplmayacak. K i m M u h a m m e d ' i n tarafna g e m e k isterse geebilir, kim de Kurey'in tarafna g e m e k isterse geebilir" O srada
k a m p t a haclar ziyaret e t m e k iin gelmi olan Huzaa'l birka lider vard.
B e k r kabilesinin bir iki temsilcisi de Sheyl ile gelmilerdi. A n l a m a metnine bu c m l e l e r yazdrlnca Huzaa'llar ayaa kalkp: "Anlamasnda biz
M u h a m m e d (s.a.v)'le birlikteyiz" dediler. B u n u n zerine Bekr'in adamlar:
"Biz de anlama ve taraflarnda Kurey ile beraberiz." H e m e n sonra b u anlamay iki kabilenin de reisleri imzalad. Anlama u cmlelerle bitiyordu:
" S e n , M u h a m m e d , b u yl bizden ayrlacaksn ve biz orada b u l u n d u u m u z
srece M e k k e ' y e girmeyeceksin. F a k a t gelecek yl biz M e k k e ' d e n kacaz
ve sen arkadalarnla gireceksin. Orada gn kalacaksnz, y o l c u silahlarndan baka silah tamayacaksnz ve kllarnz knnda olacak.
Peygamber (s.a.v)'in vahye yakn bir rya grp arkadalarndan biat
almas, arkadalarn bu seferin baarl olduu d n c e s i n e gtrd. Fakat
anlama maddelerini duyduklarnda ve haram blgeye b u kadar yaklatktan sonra bir ey elde e d e m e d e n geri dneceklerinin farkna vardklarnda,
b u n a dayanamayacaklarn hissettiler. Ama daha da k t s geliyordu; onlar
l m sessizlii iinde o t u r u r k e n zincir sesleri duyuldu ve k a m p a ayaklar
zincirli g e n bir adam girdi. Bu Sheyl'in k k oullarndan biri olan E b u
C e n d e l idi. Babas onu M s l m a n olduu ve Medine'ye k a m a s n d a n k o r k tuu iin hapsetmiti. E b u Cendel'in aabeyi Abdullah haclar arasndayd
ve kardeini karlamak zereydi. F a k a t o srada Sheyl m a h p u s u n b o y n u na takl olan zinciri tuttu ve serte suratna vurdu. Daha sonra Peygamber'e
d n d ve ' Bu adam gelmeden n c e anlama imzalanmt.'dedi. Peygamber
(sav): ' Evet, doru' dedi. Sheyl: 'O halde o n u bize iade et.'dedi. O srada
E b u C e n d e l sesinin kt kadar: 'Ey mslmanlar', diye bard, 'bana din i m d e n tr ikence y a p a c a k olan putperestlere mi d n d r l m e l i y i m ? '
Peygamber (s.a.v) Sheyl'i kenara ekti ve o n u serbest b r a k m a s n rica etti. Fakat Sheyl b u neriyi kabul etmedi.Yanndaki eliler, M i k r a z ve Hu-

veytib, o z a m a n a kadar sessiz kalmlard. Fakat bu meselenin anlamaya


kt bir balang olacan sezdiklerinden olaya m d a h a l e ettiler. " E y Muh a m m e d , s e n i n yerine o n u n k o r u m a s n zerimize alyoruz" dediler. Bu,
E b u Cendel'in b a b a s n d a n ayrlp onlarn yannda yaayabilecei anlamna
geliyordu. M i k r a z ve Huveytib szlerinde durarak E b u C e n d e l (r.a.)'i yanlarna aldlar. P e y g a m b e r (s.a.v): "Sabrl ol, E b u Cendel, Allah m u h a k k a k
sana ve seninle birlikte olanlara bir yol ve k u r t u l u gsterecektir. Biz b u insanlarla b i r anlama imzaladk ve onlara sz verdik. O n l a r da bize sz verdiler. imdi s z m z d e n d n e m e y i z " dedi.
b u noktaya gelince mer, (r.a.) kendisini tutamad. Ayaa kalkarak

hibir hareket yoktu. akn bir halde ona bakyorlard. Bunu ona kar geldikleri iin yapmyorlard. Fakat olaylar beklentilerinin tersine gelitii ve
imdide n o r m a l d e doru olmayan bir ey k e n d i l e r i n e emredildii iin o k
armlard. n k brahim'in geleneine gre k u r b a n l a r haram blgede
kesilmeliydi. Ayn ey ba tra e t m e k iin de geerliydi. Yine de bu itaatsizlik Peygamber'i o k zmt. P e y g a m b e r (s.a.v) adrna girdi ve m m
Seleme'ye olanlar anlatt. O " G i t ve h i b i r ey s y l e m e d e n kurbann k e s "
dedi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v)nianlad devesini k u r b a n etti.
Kurban kestii srada adamlarn duyabilecei bir sesle: "Bismillah, Allahu

Ek-

ber" dedi. Bu szleri d u y u n c a haclar h e p birden ayaa kalktlar ve k u r b a n -

Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: "Sen Allah'n Peygamberi deil m i s i n ? " dedi.

larn k e s m e d e neredeyse yar ettiler. E m r e u y m a k iin birbirlerini ititiri-

Peygamber (s.a.v): " E v e t " dedi. m e r " O halde n e d e n dinimizin erefini b u

yorlard."Peygamber (s.a.v) Hiras' - O s m a n ' d a n n c e Mekke'ye eli olarak

kadar d r y o r u z ? " dedi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) " B e n Allah'n

gnderdii Huza'a'l adam- ban tra etmesi iin ardnda arkadalar

Rasulym ve O n a kar gelemem. O bana zafer v e r e c e k " dedi. m e r : " F a -

h e m e n birbirlerinin ban tra etmeye baladlar. m m Seleme (r.a.) da-

kat sen bize K'be'ye gidip onu tavaf edeceimizi s y l e m e m i m i y d i n ? " di-

ha sonraki yllarda " o denli hzl tra ediyorlard ki birbirlerini yaralamala-

ye srar etti. " E v e t , y l e " dedi. Peygamber (s.a.v) " F a k a t b e n size bu yl gi-

rndan k o r k t u m " derdi. Fakat bazlar sadece salarnn u c u n u kestiler.

deceimizi s y l e m i m i y d i m ? " mer, byle bir sz vermediini syledi.

n k tra yerine b u n u n da geerli olduunu biliyorlard. O srada Pey-

" M u h a k k a k K'beye gideceksiniz" dedi. Peygamber (s.a.v), "Ve o n u tavaf

g a m b e r (s.a.v) Hiras'la birlikte adra girdi. Bu grevi yerine getirdikten

e d e c e k s i n i z . " F a k a t m e r (r.a.) hl inatlkta srar ediyordu. Duygularn

sonra ba tral b i r halde adrn n n e kt ve "Allah balarn tra eden-

anlatmak zere E b u Bekir (r.a.)'e gitti. O n a da Peygamber (s.a.v)'e sorduu

lere m e r h a m e t e t s i n ! " dedi. B u n u n zerine salarm kesenler: " E y Allah'n

sorularn aynlarn sordu. Fakat E b u B e k i r Peygamber (s.a.v)'in cevaplar-

Rasul,

n d u y m a m olmasna ramen her soruya ayn cevaplar verdi. E b u Bekir

(s.a.v)yine ilk sylediini tekrarlad. B u n u protesto eden sesler ykseldi. Bir

salarn

kesenlere

de!"

diye kar

ktlar.

Fakat

Peygamber

(r.a.) s o n u n d a : " G i t ve o n u n zengisine yap, n k o doru sylyor" de-

kez daha ayn eyi tekrarlayp, protesto sesleri ykseldikten sonra: "Ve sa-

di. Bu szler, sz k o n u s u olumsuz duygular t a m a m e n ortadan kaldrmama-

larn kesenlere d e ! " dedi. Daha sonralar n e d e n sadece balarn tra eden-

sna ramen, mer'i etkiledi. Bu nedenle daha ileri gitmedi ve Peygamber

ler iin dua ettii sorulduunda: " n k onlar hi tereddt e t m e d i l e r " ce-

(s.a.v) ona anlamay imzalamasn sylediinde sessizce imzalad. Peygam-

vabn verdi.

ber (s.a.v) Sheyl'in olu Abdullah'a da anlamay imzalamasn syledi.


Antlamada imzas olan dier m s l m a n l a r Ali, E b u Bekir, A b d u r r a h m a n
lbn Avf ve M a h m u d ibn Mesleme idi.
Kamp kaplayan genel znt biraz g e m i gibiydi. F a k a t Sheyl ve yanndakiler E b u C e n d e l ( r . a . ) ' i de beraberinde gtrerek k a m p terkettiklerinde insanlarn duygular tekrar galeyana geldi. Peygamber (s.a.v) anlamay
imzalayanlarla birlikte biraz tede oturuyordu. Onlarn yanndan ayrlp haclarn o u n l u k t a olduu yere doru ilerledi."Kalkn ve kurbanlarnz kesin" dedi, "Ve balarnz tra edin". Hi k i m s e yerinden kmldamad. Peyg a m b e r (s.a.v) szlerini ikinci ve n c defa tekrarlad, fakat oradakilerde

Peygamber (s.a.v)adrna d n p yerden kesilmi siyah salarn ald ve


yakndaki aaca doru frlatt. B u n u n zerine adamlar salardan biraz alab i l m e k iin aacn etrafna tler. Nuseybe (r.a.) de erkeklerden geri kalmad ve aacn yanna yaklap bir iki perem ald. Bu salar ld gne
kadar kymetli bir hazine gibi saklad.
K a m p n zemini tra olan haclarn salaryla kaplanmt. Fakat k a m p ta birden bire bir rzgr kt ve salar kaldrp M e k k e ' y e doru uurdu.
B u n u , Allah'n hac ibadetlerini kabul ettiine bir iaret sayan haclar o k sevindiler. te o zaman Peygamber (s.a.v)'in neden kurbanlarn kesmelerini
sylediini anladlar.

"Andolsun,

Medine'ye doru yola ktklarnda m e r (r.a.)'in vicdan k e n d i n i rahatsz e t m e y e balamt. Peygamber'le k o n u m a k isteyerek ona doru yak-

Allah dilerse,

Allah Rasul'n

mutlaka

siz, Mescid-i

latnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n d e k i u z a k ve souk ifadeyi grd

(kiminiz de ) ksaltm olarak

zaman sknts daha da artt. m e r (r.a.) ileriye doru hzla atn srerek.

diinizi bildi, bylece

" E y mer, b r a k da a n n e n senin iin m a t e m t u t s u n " dedi. Daha sonralar


Peygamber (s.a.v)'e kar kt iin kendisi h a k k n d a bir vahiy i n m e s i n d e n
k o r k t u u n u anlatrd. Arkasndan bir atl yaklap, kendisini Peygamber'in
ardn syleyince k o r k u s u daha da artt. F a k a t Peygamber'in yzndeki sevinli ifadeyi g r r grmez korkular kayboldu. Peygamber (s.a.v):
"Bana g n e i n altndaki her eyden daha deerli olan bir sre nazil o l d u "
dedi.
Yeni gelen vahiy, h e n z d n m e k t e olduklar b u seferin bir zafer olduu
k o n u s u n d a k i pheleri datyordu. n k sre:
"Hi phesiz

biz sana apak

gelleri ve kaplan)

fethettik."

bir fetih olarak

(Fetih:

(zafer yolunu tkayan

btn en-

1)

kelimeleriyle balyordu. Vahiy ayn z a m a n d a aacn altnda Peygamber


(s.a.v)'e yaplan biattan da bahsediyordu:
"Andolsun, Allah sana o aacn
mutur. Kalbleriule

altnda

olan bilmi ve bylece

dirmitir ve onlara yakn

biat ederlerken
zerlerine

bir fethi sevap (karl)

mminlerden

raz

ol-

'gven duygusu ve huzur' in-

olarak

verilmitir."

Bu biati edenlere Allah'n Rzas, yani Rdvanvadediliyordu.

(Fetih

18)

Bu neden-

le b u szlemeye "biat r-Rdvan" denilir. Baka bir ayette de gven duygusu


ve h u z u r u n , yani Sekme^nin
"Mminlerin

kalblerine,

su ve huzur" indiren
hkm ve hikmet
larn ktlklerini
ve mutluluktur."

imanlarna

O'dur. Gklerin

sahibidir.

iinde ebedi kalclar

indiriliinden bahsediliyordu:

(Btn bunlar)

olmak zere altndan


rtp, balamas

(Fetih:

iman katp-arttrsmlar

ve yerin ordular
mmin
rmaklar

diye "gven

Allah'ndr, Allah,

erkekleri

ve m'min

akan cennetlere

iindir. te bu, Allah katnda

sokmas
byk

duygubilendir,
kadnlar
ve onkurtulu

4-5)

Seferi durduran Peygamber (s.a.v)'in ryasna da Kur'an'da yle deiniliyordu.

.
2.

w.

604

1.1. 7 4 7 - 8 .

3.

Bak. Bl. X X X .

4.

braice ekine

grd
Haram'a

(ve) korkusuzca

ryann

hak olduunu

gven iinde, salannz


gireceksiniz.

de bundan nce size yakn bir fetih

dorulad.
tra

Eer
ettirmi

Fakat Allah, sizin


(nasib ) kld." (Fetih:

bilme27)

HUDEYBYE'DEN

SONRA

veririm. B e n i m g c m o n u n i i n yeterli deil ve b e n iki k i i n i n yerini tutam a m " dedi. M s l m a n l a r g r e v l e r i n i yapmlar, fakat M e k k e ' n i n temsilcisi

[68]

m a h k u m u g t r m e k i s t e m e m i t i . B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u Beir'e d n d ve: " N e r e y e istersen g i t " dedi.

e n i Sakif'li E b u Beir, a n n e s i Taif'ten g p B e n i Z h r e ' n i n m t t e f i k l e r i

o l a r a k M e k k e ' y e y e r l e m i o l a n g e n b i r a d a m d . E b u B e i r (r.a.) M s -

l m a n o l m u ve ailesi de o n u h a p s e t m i t i . F a k a t o y r y e r e k M e d i n e ' y e
k a m a y b a a r m ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) H u d e y b i y e ' d e n d n d k t e n ksa bir
sre s o n r a M e d i n e ' y e ulamt. O n u n a r k a s n d a n , k a a n k e n d i s i n e teslim
e d i l m e s i n i isteyen b i r Kurey'li eli geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u

Beir

(r.a.)'e de E b u C e n d e l (r.a.)'e s y l e d i k l e r i n i n aynsn syledi. Ve a n l a m a ya u y a r a k k e n d i s i n i eliye teslim e t m e k z o r u n d a o l d u u n u belirtti. m e r ve


dier S a h a b e i m d i a n l a m a m a d d e l e r i n e biraz raz o l m u g r n y o r l a r d .
B u n e d e n l e K u r e y ' i n a d a m ve y a n n d a k i azatl k l e E b u Beir'i g t r r k e n
orada b u l u n a n E n s a r ve M u h a c i r l e r h e p b i r azdan: "yi anslar,Allah m u h a k k a k sana bir k y o l u g s t e r e c e k " dediler.

E b u Beir: " K e k e o n u n y a n n d a bakalar da o l s a y d " szleri kulaklar n d a n l a y a r a k Kzl D e n i z s a h i l l e r i n e doru gitti. B u szlerdeki emir ve
tavsiye niteliini a n l a y a n t e k kii o deildi. m e r (r.a.) de b u n u a n l a m ve
M e k k e ' d e k i dier M s l m a n l a r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u s z l e r i n i ve E b u
Beir'in nerede o l d u u h a b e r i n i ulatrmt. O n u n n e r e d e o l d u u n u Medine'ye gelen dost sahil k a b i l e l e r i n b i r i n d e n h a b e r almt. S h e l y ' i n olu E b u
C e n d e l (r.a.) yeni k o r u y u c u l a r tarafndan artk sk b i r e k i l d e k o n t r o l edilm i y o r d u . Bir de t m M e k k e ' d e M s l m a n g e n l e r e edilen d i k k a t k o n u s u n da g e n e l bir y u m u a m a g r l y o r d u . n k M u h a m m e d ( s . a . v ) o n l a r Medine'ye k a a r s a s z n d e d u r u p o n l a r geri g n d e r e c e i n i g s t e r m i t i . B u
g e v e m e d e n y a r a r l a n a n E b u C e n d e l ve dier g e n l e r b i r y o l u n u b u l u p E b u
Beir'in y a n m a katlar. B u n l a r n arasnda Halid'i kardei Velid de vard.

O n l a r n b u m i t l e r i , b e k l e d i k l e r i n d e n daha ksa b i r s r e d e g e r e k l e t i .

E b u B e i r onlarla b i r l i k t e M e k k e ' d e n Suriye'ye giden k e r v a n y o l u z e r i n d e -

E b u B e i r g e n l i i n e r a m e n o k g l b i r a d a m d ve ilk k o n a k t a e l i n i n k-

ki s t r a t e j i k b i r n o k t a y a k a m p k u r d u . O n l a r E b u Beir (r.a.)'i lider olarak ka-

lcn alp o n u l d r m e y i baard. B u n u n z e r i n e azatl k l e - i s m i Kevser-

b u l ediyorlard. N a m a z l a r o kldryor, ibadetler ve dier dini k o n u l a r d a

d o r u c a M e d i n e ' y e k a t . Kar k o n u l m a k s z m M e s c i d ' e girdi ve k e n d i n i Re-

o n a danlyordu. n k o u y e n i M s l m a n o l m u t u ve b i r ey bilmi-

s u l u l l a h ' m ayaklarna att. O y a k l a t n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u a d a m o k

yorlard. Kureyliler k u z e y e giden y o l u n tekrar gvenilir h a l e g e l m e s i n e se-

k o r k u n b i r ey g r m " d e d i . K e v s e r h e m e n a r k a d a n n l d r l d n ve

viniyorlard. F a k a t E b u Beir'in k a m p n a y e t m i k a d a r g e n a d a m katlm-

k e n d i s i n i n de l m d e n k u r t u l d u u n u anlatt. O srada E b u B e i r e l i n d e k-

t ve b u n l a r k e r v a n l a r i i n tehdit o l u t u r m a y a b a l a m t . Kureyliler pek-

lcyla g r n d . " E y Allah'n P e y g a m b e r ' i " dedi, " S e n grevini y a p t n . B e n i

o k a d a m l a r n ve m a l l a r n k a y b e t t i k t e n s o n r a , P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u

o n l a r a g n d e r d i n . Allah da b e n i s e r b e s t b r a k t . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) " A n n e -

a d a m l a r t o p l u m u n a k a b u l e t m e s i n i rica eden b i r m e k t u p gnderdiler. O n -

sine y a z k ! " i d e d i . "Sava iin n e g z e l b i r meale. K e k e o n u n y a n n d a ba-

larn geri d n d r l m e s i n i i s t e m e y e c e k l e r i n e de sz verdiler. B u n u n zerine

kalar da o l s a y d ! " K u r e y o n u n iin b a k a eliler g n d e r i r s e , b i r n c e k i se-

P e y g a m b e r (s.a.v) E b u Beir'e taraftarlaryla b i r l i k t e M e d i n e ' y e gelebilecei-

fer o l d u u gibi y i n e o n u teslim e t m e k z o r u n d a y d . A n c a k b y l e b i r d n -

ni h a b e r veren b i r m e k t u p g n d e r d i . F a k a t o srada g e n lider o k hastayd

ce E b u B e i r (r.a.)'in k a f a s n d a n u z a k t . O l d r d a d a m n s i l a h l a r n n ,

ve m e k t u p o n a ulatnda l m n eiindeydi. M e k t u b u o k u d u ve elleri

z r h n n ve d e v e s i n i n g a n i m e t o l d u u n u ve k a n u n a u y g u n o l a r a k b e e b -

arasnda tutarak ld. A r k a d a l a n o n u n c e n a z e n a m a z n kldlar ve o n u

l n p paylatrlmas gerektiini d n y o r d u . " E e r b y l e y a p a r s a m " de-

g m d l e r . G m l d yere de b i r m e s c i d yaptlar. D a h a s o n r a P e y g a m b e r

di, P e y g a m b e r (s.a.v): " O n l a r b e n i y e m i n i m e u y m a m a k l a sularlar. D a h a

(s.a.v)'le b u l u m a k zere M e d i n e ' y e gittiler. 2

s o n r a o k k o r k a n M e k k e l i azatl k l e y e d n d ve " A r k a d a n d a n

alman

m a l l a r s e n i n k o n t r o l n d e d i r . B u a d a m da seni g n d e r e n a d a m l a r a g t r "
dedi. B u n u d u y a n K e v s e r sarard ve " E y M u h a m m e d , b e n h a y a t m a deer

Kayalklara u l a t k l a r n d a Velid'in devesi tkezledi ve o n u yere drd. Velid d n c e p a r m a n k e s k i n bir kayaya kestirdi. P a r m a alp frlat r k e n yle dedi:

"Sen kanayan

bir parmaktan

baka

Allah yolunda

baka hibir yara

nesin?

Bu szler, gn getike artan ihtidalar kastediyordu. Bazlarna gre de

almadn."

b u ayet Peygamber (s.a.v)'le Kurey liderlerinden biri arasnda gelien yakn ilikiyi kastediyordu.

F a k a t k e s i k p a r m a k m i k r o p kapt ve l m c l bir yara haline geldi. Bun u n l a birlikte Velid (r.a.) l m e d e n n c e aabeyi Halid'e onu slm'a davet
eden bir m e k t u p yazmay baard.

Hudeybiye'den b i r k a ay n c e Habeistan'dan Peygamber'in

kuzeni

Ubeydullah bn Cah'n l m haberi gelmiti. O, slm'a girmeden n c e hristiyand ve Habeistan'a hicret ettikten ksa bir sre sonra tekrar hristi-

O sralarda Mekke'den sadece b i r tek kadn kap Medine'ye snmt.

yanla d n m t . Bu, M s l m a n l k t a karar klan ve E b u Sfyan'm kz

O da O s m a n ' n vey kardei, yani annesi Erva ile Bedir'den dnte ld-

olan kars m m Habibe'yi o k z m t . Kocasnn l m n d e n drt ay

rlen U k b e ' n i n kzlar olan m m G l s m idi. Fakat artk m ' m i n kadn-

sonra Peygamber (s.a.v) Necai'ye k e n d i adna m m Habibe (r.a.) ile ara-

larn kfirlere d n d r l m e s i n i yasaklayan bir ayet inmiti. Bu nedenle iki z

snda n i k a h kymasn rica etti. Peygamber (s.a.v) m m Habibe (r.a.)'ye

erkek kardei m m G l s m ' geri g t r m e y e geldiklerinde P e y g a m b e r

direkt olarak fikrini sormamt. F a k a t m m Habibe (r.a.) ryasnda k e n -

(s.a.v) o n u brakmad. Kureyliler de b u n u fazla kar k m a d a n k a b u l etti-

disine birisinin gelip " m m i n l e r i n a n n n e s i " diye hitap ettiini g r m ve

ler. n k anlamada kadnlardan h i bahsedilmiyordu. Daha sonra Zeyd

b u n u n Peyamber (s.a.v)'in ei olacana iaret ettiini t a h m i n etmiti. Erte-

(r.a.) Zbeyr (r.a.) ve Abd'ur-Rahman bn Avf (r.a.) onunla e v l e n m e k iste-

si gn ryasn dorulayan Necai'nin teklifini ald. B u n u n zerine en yakn

diler. Peygamber (s.a.v) ona Zeyd'le evlenmesini tavsiye etti. O da b u tavsi-

akrabas olan Halid bn Said'i' vekil olarak seti. Necai'de Cafer (r.a.)in de

yeyi kabul etti.

ilerinde b u l u n d u u bir grup sahabe huzurunda nikah kyd. Daha sonra

A n l a m a yapldktan bir ay sonra Aie (r.a.) ve babas ksa bir sre s o n ra sevince n e d e n olacak olan b y k b i r z n t yaadlar. m m R u m a n
(r.a.) hastaland ve ld. O n u Baki' mezarlna gmdler.

Necai, saraynda dn yemei verdi ve b t n Mslmanlar davet etti.


P e y g a m b e r (s.a.v) Cafer (r.a.)'e de artk gelip Medine'de yaayabilecek-

Peygamber

lerini bildiren bir m e k t u p gnderdi. Cafer (r.a.) h e m e n yol hazrlklarna

(s.a.v) o n u n cenaze n a m a z m kld ve mezarna indi. O n u n l m haberi

balad. Necai onlara y o l c u l u k t a k u l l a n m a k zere iki sandal verdi. m m

Mekke'ye ve olu Abdu'l-K'be'ye de ulat. Bu znt

Abdu'l-K'be'ye

uzun sreden beri dnd b i r eyi uygulama olana verdi. A n n e s i n i n


l m n d e n ksa bir sre sonra Medine'ye geldi ve M s l m a n oldu. Biat ettiinde P e y g a m b e r (s.a.v) ona A b d u r r a h m a n adn verdi.

Habibe'nin de onlarla birlikte g i t m e s i n e karar verildi. Medine'de de o n u n


iin bir ev yaplmaya balanmt.
Necai, o d n e m d e Peygamber'in m e k t u p gnderdii tek kral deildi.
Hendek'te o b y k kayay paraladnda, ilk vuruunda ortaya k a n k-

A b d u r r a h m a n , o d n e m d e M s l m a n olan tek kii deildi. Haftalar ve

la Yemen kalelerini grmt. n c ve son vuruunda kan kla da

aylar g e i n c e Kur'an'n bu anlamay n e d e n apak bir zafer diye niteledii

Medaiyn'deki Kisra'nn beyaz sarayn grmt. slm i m p a r a t o r l u u n u n

akla kavuuyordu. Artk Mekke'li ve Medine'liler bar iinde b u l u u p ,

ileride buralara dek yaylacana iaret eden bu iki k arasnda bir iliki

serbeste birbirleriyle konuabiliyorlard. Anlamadan sonraki iki yl b o -

vard. n k Yemen o zamanlar ran kontrolndeydi. Peygamber (s.a.v)

y u n c a i s l m toplumu iki katna kt.

Iran kralna kendi Peygamberliini ilan eden ve slm'a aran bir m e k t u p

Haclarn d n m e s i n d e n ksa b i r sre sonra herkesi sevindiren bir ayet


nazil o l m u t u :

gnderdi. Belki bu m e k t u b u yazarken b y k mitleri yoktu. Fakat yine de


b a k a bir giriimde b u l u n m a d a n n c e ona s e m e hakk tanmak istemiti.
Bu ktan ikincisi ile Suriye kalelerini g r m ve buradan da s-

"Belki Allah, sizinle onlardan


rnz arasnda

kendilerine

bir sevgi ba klar." (Mmtehine:

kar dmanlk

beslemekte

oldukla-

lm'n oralara ve daha da batya yaylacan anlamt. Bu nedenle Iran kra-

7)
Bkz. Bl. X V I .

lna yazd m e k t u b a b e n z e r bir m e k t u p da R o m a mparatoru Herakliyus'a


yazd. B u m e k t u b u Suriye yneticisi araclyla gnderdi. Buna b e n z e r bir
baka m e k t u b u da skenderiye'ye, Msr Kral Mukavks'a gnderdi.
O srada Kisra baka kaynaklardan Medine'nin gn getike g l e n e n
Arap kralnn P e y g a m b e r (s.a.v) olduunu idia ettiini duymutu. Bu nedenle Yemen'deki valisi Bzn', M u h a m m e d (s.a.v)'le ilgili ayrntl bilgi
toplamas iin grevlendirdi. Bzn, Medine'ye, etraf gzlemeleri iin iki eli gnderdi. ki eli ran'da yaygn olan bir gelenee uyarak sakallarn tra
edip byklarn uzatmlard. Onlarn g r n Peygamber (s.a.v)'e garip
geldi ve: "Size byle yapmanz kim emrediyor?" dedi. O n l a r da Kisra'y kastederek " R a b b i m i z " dediler. Peygamber (s.a.v): " B e n i m Rabbim, sakalm
uzatmam ve bym ksaltmam e m r e d i y o r " dedi. Daha sonra onlar, ertesi gn gelmelerini syleyerek gnderdi. O gece Cebrail geldi ve Peygamber
(s.a.v)'e ran'da ayaklanma olduunu, Kisra'nn ldrlp yerine o l u n u n
getiini haber verdi. Eliler geldiinde bu haberi onlara ulatrd ve onlara
bu haberi Yemen valisine ulatrmalarn emretti. " O n a b e n i m d i n i m i n ve
m p a r a t o r l u u m u n Kisra krallnn tesine ulaacan syle, ona b e n d e n
b u n u ilet. slam'a gir, sahip olduun eylerde seni destekleyeyim ve seni Yem e n halkna kral tayin edeyim."
Eliler n e dneceklerini bilemeden San'a'ya dndler ve mesaj Bzn'a ulatrdlar. O " N e olduunu greceiz. Eer syledikleri doruysa o

du. Bunlardan biri b u ilmin kendisi ile birlikte l m e s i n i istemeyerek kzlarna da reten Lebid adnda bir yahudiydi. Lebid, Peygamber (s.a.v)'e ldrc bir by yapmas iin b y k bir rvet almt. Bu amacn yerine
getirebilmesi iin o n u n bir tutam sana ihtiyac vard. B u n u da kzlarndan
biri, m a s u m bir kiiyi kullanarak elde etti.Lebid saa o n bir dm att, kzlar da her d m e bir eyler o k u y u p flediler. Daha sonra b u n u , stnde
polen tozu klflar b u l u n a n dii bir h u r m a filizine balad ve derin bir k u yuya att. By a n c a k dmlerin almasyla zlebilirdi.
Peygamber (s.a.v) ksa bir sre sonra bir eylerin ktye gittiini anlad. Bir taraftan hafzas zayflyor, dier taraftan yapmad eyleri yapm gibi hayal ediyordu. B u n u n yansra o k zayflamt ve y e m e k sunulduunda
kendisinde yiyebilecek gc bulamyordu. K e n d i n i iyiletirmesi iin Allah'a
dua ediyor ve u y k u s u n d a biri banda, dieri ayanda iki kiinin oturduunu farkediyordu. Peygamber (s.a.v), onlardan birinin dierine o n u n hastalnn g e r e k sebebini anlattn ve k u y u n u n adn verdiini

duydu.'

Uyandnda Cebrail geldi ve ryasn dorulayarak biri be, biri alt ayetten oluan iki sure getirdi. Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi bu sureleri o k u m a s iin kuyuya gnderdi. Her ayette d m n biri zld ve hepsi zldnde Peygamber (s.a.v) h e m b e d e n e n h e m de m a n e n i y i l e m i t i . 4
Bu surelerden ilki uydu:
"De ki: Sabahn

Rabbine

gerekten Allah'n gnderdii bir P e y g a m b e r " dedi. F a k a t O , ran'da neler

Yaratt eylerin

olduunu a n l a m a k zere bir eli gndermeye frsat bulamadan yeni ah

Karanl

olan Sayrus'un bir adam geldi. Yeni ah'n onlardan ballk istedii habe-

Dmlere

rini getirdi. Bzn ona cevap verecei yerde slm'a girdi. Yanndaki iki eli

Ve hased ettii zaman

snnn,

errinden,

kt zaman gecenin
fleyen kadnlarn

errinden,
errinden,

hasetinin

errinden."

(Felak

Suresi)

ve dier ranllar da M s l m a n oldular. Daha sonra Medine'ye haber g n derdi, P e y g a m b e r (s.a.v)'de ona Y e m e n i y n e t m e grevini verdi. Bu Hen-

kincisi ise yleydi:

dek'te grd ilk n va'dinin yerine geldiini gsteriyordu.


Peygamber (s.a.v)'in m e k t u b u Medaiyn'e Kisra'nn l m n d e n sonra

"De ki: nsanlann

Rabbine

snrm,

ulat. B u nedenle m e k t u b u ondan sonra gelen ah o k u d u ve yrtt. Peygam-

lnsanlann

b e r (s.a.v) b u n u haber alnca "Ya Rabbi, ayn ekilde sen de o n u n kralln

insanlann

parala" dedi.

S i n s i c e kalblere

vesvese ve kuku drp, duran, vesvesecinin

Ki o, insanlann

gslerine

Haclar d n d k t e n sonraki ilk haftalardan birinde Peygamber (s.a.v)'in


hayatna, imdiye kadar h i kullanlmayan bir silahla saldrld. Arabistan'daki yahudiler arasnda h e r nesilde b y c l bilen bir iki kii olur-

B. L X I , o .

malikine,
(gerek)

ilahna,
vesvese verir (ilerine

kuku, kuruntu

errinden.
fsldar),

Gerek
(Nas

cinlerden,

gerekse

insanlardan

(olan)

her hannastan

Allah'a

snrm".

Suresi)5

[69]

Bu sreler Kur'an'n en s o n sureleridir ve k t l k l e r d e n s a k n m a k iin


srekli o k u n u r .
Peygamber (s.a.v) o k u y u n u n doldurulup yannda b a k a b i r k u y u n u n
almasn emretti. K e n d i s i n e b i r rvet karlnda b y yaptn itiraf
eden Lebid'e haber gnderdi, fakat o n a kar bir giriimde b u l u n m a d .

ekke ile yaplan anlama kuzeydeki dier tehlikelerle ilgilenme frsat

verdi. Bu tehlikelerden en by ou slm d m a n olan yahudile-

rin yaad Hayber ehri idi. Byc Lebid'e b y k bir ihtimalle onlardan

biri rvet vermiti. F a k a t beni Nadir ve onlarn Hayber'li akrabalarna kar


bir giriimde b u l u n m a k iin b u n d a n daha kesin deliller ve genel nedenler
vard. Onlarn Medine'yi igal etmesi s z k o n u s u deildi. Bir iki kii dnda
onlardan kimse H e n d e k savana katlmamt. Fakat h e r seferinde Kurey'e
saldr tevikini veren ve Gatafan' da Kurey'le bir olmaya ikna eden onlard. Gatafan'm hl Medine'ye d m a n olmasna da onlar neden oluyorlard.
Hayber b u ekilde kald srece Medine tam bir bar yaayamazd.
Bu ynde er ge bir giriimde b u l u n u l m a s gerektii u z u n sreden beri
biliniyordu. n k P e y g a m b e r (s.a.v) bir sre n c e i n e n vahiydeki yakn
zaferin -ganimetleri b o l olan bir zafer- Hayber'in fethi anlamna geldiinden
emindi. F a k a t bu M s l m a n o l d u u n u syleyen h e r k e s tarafndan paylalmamalyd. Vahiy, Umre'ye katlmayan bedevilerin t a m a m e n maddi kayglarla savalara katldklarn sylyordu. U m r e d e g a n i m e t ve apul imkn
olmad iin katlmaya deer bulmamlard. Bu nedenle phesiz Arabistan'n en zengin topluluklarndan biri olan Hayber'in fethinde de rol almamalar gerekiyordu.
Bu, nisbeten k k b i r kuvvetle yola k m a k a n l a m n a geliyordu. Geri k k bir kuvvet olmas, planlarnn son ana kadar gizli k a l m a s n salayabilirdi. Fakat yine de b u k o n u duyulduunda azdan aza bir gerek
imi gibi deil de bir efsane gibi yayld. Hayber'in alamaz g c n h e r k e s
biliyordu. Kurey ve dier slm dmanlar b u haberlerin doru olmasn
m i t ediyorlard. n k eer b u doruysa, M u h a m m e d (s.a.v) m t h i bir
yenilgi yaayacakt. F a k a t o n u n deli olmadn bildikleri iin b u haberlerin
yalan olmasndan korkuyorlard.

Hayberliler ise o denli

kendilerinden

emindiler ki b u haberlere inanmadlar. M u h a m m e d ' i n (sav) Medine'den yo-

1.

Bu adam o kadar ateli ki, yaknda annesi onun yasn tutacak anlamna gelen bir deyim.

2.

W. 6 2 4 - 9 ; B. LIV, I.I. 7 5 1 - 3 .

la kt haberi kendilerine ulancaya kadar mttefiklerine yardm haberi

3.

B.LXI. 10.

gndermediler. A n c a k b u haberler ulatnda efleri K i n a n e , Gatafan' ziya-

4.

Beyzavi'nin Felak sresi Tefsiri.

ret etti ve yardmlarna karlk o yln hurma h a s a d n m yarsn teklif etti.

5.

Baz alimlere gre bu iki sre bu olay iin inmemi, fakat Peygamber'e daha nceden, Mekke'de

Gatafan'llar b u n u k a b u l ettiler ve drtbin kiilik bir ordu g n d e r e c e k l e r i n e

iken (Hicretten nce) indirilmitir.

sz verdiler. Hayber yahudileri zrhlarn giyip toplam onbin kii olan ordu-

ile mttefikleri Gatafan arasnda engel oluturacak bir k o n u m d a yol alma-

larn h e r g n sraya sokmay gelenek haline getirmilerdi. Gatafan'n da

lar gerekiyordu. Bunu a m a l a y a n P e y g a m b e r (s.a.v) bir rehber istedi ve ge-

yardmyla ordu ondrtbin kiiye ulaacakt. Medine'den gelen haberlere

celeyin surlarn n n d e k i a k dzle ulatlar. G e c e o k karanlkt, n-

gre ise ordu sadece altyz kii idi.

k hilal h e n z yeni kmt. O r d u o denli sessiz yaklamt ki ehirde hi

Peygamber (s.a.v) yola k m a d a n n c e Evs'li Ebu Abs (r.a.) ona geldi ve

k i m s e d u r u m u n farknda deildi. Sadece sabahleyin bir h o r o z sesi sessizli-

bir s o r u n u olduunu syledi. zerine binecei bir devesi vard, fakat elbise-

i bozdu. Mslmanlarn k a m p n d a o afak vakti sabah ezan sessizce

leri o k eskiydi ve ne yolculukta kendisi iin ne de ailesine brakabilecei yi-

o k u n d u . Namazdan sonra sessizlik iinde, sabah aydnlnda ortaya kan

y e c e k paras yoktu. O n u n kadar m u h t a deilse de durumu ona benzeyen

ekin tarlalar, h u r m a baheleri ve kaleleriyle "Hicaz'n b o s t a n " n seyrettiler.

daha b i r o k kii vard. Umre'ye giderken o k ey harcanmt ve o gne dek

G n e ykseldi, toprak iileri ellerinde a p a l a n , sepetleriyle k p byle

kazanlan t m ganimetler de says gn getike artan M u h a c i r M s l m a n -

sessiz bir orduyla karlanca o k ardlar. " M u h a m m e d ve o r d u s u ! " diye

lara harcanarak tketilmiti. Peygamber (s.a.v) Ebu Abs (r.a.)'a elinde kalan

barp geriye, kalelere katlar. P e y g a m b e r (s.a.v) "Allahu Ekber" dedi ve za-

son eyay, uzun ve yeni bir giysiyi verdi. Fakat birka gn sonra sefer sra-

fer dolu bir sesle "Haribet Hayber

snda o n u daha kt ve eski bir elbiseyle grd. "Sana verdiim elbise nere-

ha sonra Allah'n insanlar cezalandracan haber veren bir ayet okudu:

d e ? " diye s o r d u . " O n u sekiz dirheme sattm" dedi Ebu Abs (r.a.), " D a h a s o n ra k e n d i m iin iki dirhemlik h u r m a aldm, iki dirhemi de aileme geimleri
iin b r a k t m . Geri kalan drt dirheme de bir elbise aldm" Peygamber (s.a.v)

"Fakat
ne kadar

(azab)

onlann

" ( H a y b e r harap o l d u ) szlerini ekledi. Da-

sahasna

da kt olur." (Saffat:

indii zaman

uyanlp-korkutulanlann

sabah

177)

gld ve: " E y Abs (r.a.)'n babas sen ve arkadalarn gerekten fakirsiniz.

Ama "ndii z a m a n " yerine "indirdiimiz zaman"dedi.

Fakat nefsimi kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, bir mddet daha yaars-

Yahudiler h e m e n bir sava k o n s l topladlar. lerinden bir efin uya-

nz, bolluk iinde yaayp ailelerinizi de b o l l u k iinde yaatacaksnz. Bir y-

rlarna ramen kale burlarndaki siperlerine gvendiler. Yesrib kaleleriyle

n dirhem ve kleye sahip olacaksnz ve bu sizin iin iyi o l m a y a c a k . " 1

da hisarlar adn verdikleri k e n d i kaleleri arasnda hibir karlatrma ya-

Sefer srasnda Peygamber (s.a.v) iki k a m p yeri arasnda orduyu durdur-

plamayacan sylediler. Bu ayr gruplarla savama karar, o n l a n n en zayf

du ve l b n el-Ekva (r.a.) adndaki gzel sesli bir Eslem'li adam ard. De-

noktalar olan birlik y o k s u n l u u n a dayanyordu. Kur'an'da Yesrib yahudile-

venden in ve bize deve arklarndan bir ark syle" dedi. Bedevi onlar de-

ri iin sylenenler Hayber'liler iin de geerliydi:

veleri stnde giderken ark syleyecekti. Unutulmayan, kederli ve m o n o ton olan eski melodileri sylyorlard, l b n el-Ekba'nn, Peygamber (s.a.v)'in
Hendek'te rettii beyti okumasyla b u kederli hava daha da younlat:
"Rabbimiz,

biz hibir zaman sana

Zekt vermez

ve namaz

ynelmez,

klmazdk."

l b n el-Ekva (r.a.) bu beyitle balayan arky tamamladnda Peygamb e r (s.a.v) ona: "Allah sana rahmet e t s i n " dedi. Buna kar k a n m e r : " E y
Allah'n Rasul, sen b u n u kanlmaz kldn. Keke o n u n l a daha fazla berab e r olabilseydik! dedi. Hepsinin bildii gibi, m e r o n u n yaknda ehit olacan kastediyordu. n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v) k i m e r a h m e t dilerse
ksa bir sre sonra o n u n ehit o l d u u n u grmlerdi.
l k i b u u k gn sonra, hedefe sadece bir a k a m l k yollar kalmt. Hayber

"Sen onlan birlik sanrsn, oysa kalbleri

paramparadr."

(Har:

14)

Kk fakat birlik iindeki bir ordu ile karlamak onlar iin ansszlkt:
"Hi phesiz Allah kendi yolunda,
saf balayarak

arpanlan

sanki birbirlerine

kenetlenmi

bir bina gibi

sever." (Har: 4)

Bu ordu, u vaade uyarak nefisleri ycelenlerden oluuyordu:


"Nice az bir topluluk, daha ok olan bir toplulua Allah'n izniyle galip
tir; Allah sabredenlerle

beraberdir."

(Bakara:

gelmi-

249)

lk gn Peygamber (s.a.v) en yakn kaleye saldrdnda dier kaleleri


savunanlar birlik olup saldranlara kar tek vcut halinde savamadlar.
Aksine kendi duvarlar arkasnda kalp, kendilerini g l e n d i r m e k l e megul

oldular. B u t a k t i k iki ordu a r a s n d a k i eitsizlii azaltacak nitelikteydi. F a k a t

" B e n i Gatafan n e r e d e ? " s o r u s u Hayber'de devaml s o r u l a n fakat c e v a p

y i n e de M s l m a n l a r n sabr, y a b a n c b i r b l g e d e birden fazla sava yapp,

a l n a m a y a n b i r s o r u y d u . G a t a f a n l l a r g e r e k t e n sz verdikleri gibi drtbin

u z u n s r e n b i r igal ile s n a n y o r d u . Hayberliler, Arabistan'da e n iyi n i a n -

kiilik orduyla yola k m l a r d . F a k a t b i r g n l k yol gittikten s o n r a g e c e -

clar o l a r a k tannrd. i m d i y e kadar M s l m a n l a r hi b u k a d a r fazla k a l k a n

leyin k o n a k l a d k l a r n d a y e r d e n m i , g k t e n m i geldiini a n l a y a m a d k l a r bir

k u l a n m a y a ihtiya d u y m a m l a r d . K a m p n gerisinde ise k a d n l a r s r e k l i o k

s e s duydular. Ses a r k a arkaya k e z " H a l k n z ! H a l k n z ! H a l k n z ! " diye

yaralarn tedavi ile m e g u l oluyorlard. P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n d e n sra

bard. B u n u n z e r i n e a d a m l a r a i l e l e r i n i n t e h l i k e d e o l d u u n u hayal ettiler

i k i n c i defa y i n e m m S e l e m e ' y e g e l m i t i . Yarallar tedavi e t m e k ve safla-

ve aceleyle geri dndler. F a k a t geri d n d k l e r i n d e h e r eyin y e r i n d e o l d u -

rn g e r i s i n d e s u ihtiyacn k a r l a m a k zere gelen k a d n l a r arasnda Pey-

u n u grdler. D m a n n y e n i l m e s i n d e b i r paylar o l a m a y a c a k k a d a r g e

g a m b e r ( s . a . v ) ' i n halas Safiye (r.a.), m m E y m e n (r.a.) , N u s e y b e (r.a.) ve

k a l d k l a r n d n d k l e r i i i n , i k i n c i k e z yola k m a y g z e alamadlar.

E n e s ' i n a n n e s i m m S l e y m (r.a.) de vard.


G n l e r g e t i , fakat h i b i r ey elde e d i l e m e d i . Altnc g e c e m e r (r.a.)'in
g z c l k l e grevli o l d u u bir srada k a m p t a b i r casus yakaland. B u c a s u s
hayat karlnda m s l m a n l a r a k a l e l e r h a k k n d a bilgi verdi ve h a n g i k a l e n i n en zayf ve ayn z a m a n d a en o k silaha s a h i p o l d u u n u anlatt. lk n ce en az k o r u n a n fakat g e m i t e dier kalelere kar k u l l a n l a n b i r sava aletine s a h i p b i r kaleye saldrmalarn n e r d i . M e d i n e gibi Hayber'de de u z u n
s r e d e n b e r i i sava yaanmt. Ertesi g n M s l m a n l a r kaleyi ele geirdiler. Kaya frlatmaya yarayan bir m a n c n k ve a s k e r l e r i n kaleye g i r m e k i i n
y a k n d v e b a l a d k l a r n d a s t l e r i n d e at vazifesi g r e c e k o l a n b i r siperden o l u a n sava aletlerini dier k a l e l e r e kar k u l l a n m a k zere kardlar.
Bir b a k m a b u aletler sayesinde, zayf k a l e l e r teker teker d t . K a r l a t k lar en g l s a v u n m a Na'im a d n d a k i k a l e n i n savunmasyd. B u r a d a garnizon b y k b i r kuvvetle kar k o y u y o r d u ve o g n m s l m a n l a r tarafndan
yaplan h e r saldr p s k r t l d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Yarn s a n c a Allah'n
ve r a s u l n n sevdii birisine v e r e c e i m . Allah bize zaferi o n u n e l l e r i n d e ver e c e k , o h i b i r z a m a n d v t e n k a m a y a n b i r i " dedi.
P e y g a m b e r (s.a.v) daha n c e k i s e f e r l e r i n d e s a n c a k o l a r a k n i s b e t e n daha k k b a y r a k l a r g t r m t . F a k a t Flayber'e, Aie ( r . a . ) ' n i n c b b e s i n den y a p l m b y k siyah bir s a n c a k getirdi. B u n a " k a r t a l " adn v e r m i l e r di. Ertesi g n P e y g a m b e r (s.a.v) s a n c a Ali (r.a.)'ye verdi. D a h a s o n r a o ve
dier arkadalar adna, onlara zafer v e r m e s i iin Allah'a dua etti. Z b e y r
(r.a.) ve k r m z sarkl E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n b y k rol oynad b i r g n l k
iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a Ali (r.a.) a d a m l a r n a s o n b i r h a m l e yaptrd
ve d m a n n k a l e k a p l a r n n k o n t r o l n m s l m a n l a r a b r a k a r a k k a l e n i n
i l e r i n e d o r u e k i ' m e l e r i n i salad. Kale ele geirildi, fakat a d a m l a r n o u
a r k a d a k i b i r k a n a l d a n dier kalelere k a m l a r d .

H a y b e r ' d e k i k a l e l e r d e n e n d a y a n k l s Z b e y r hisar d e n i l e n kaleydi.


K a l e n i n giriinde sarp k a y a l k l a r vard, dier taraflar ise d i m d i k u u r u m d u .
D i e r k a l e l e r d e n k a a n savalarn o u , b u k a l e n i n k u v v e t l e r i n e k a t l m t. P e y g a m b e r (s.a.v) kaleyi g n b o y u n c a k u a t m a altnda tuttu. n c
g n n s o n u n d a dier k a l e l e r d e n b i r i n d e n b i r yahudi geldi ve P e y g a m b e r
( s . a . v ) ' e o n l a r n kaleyi s o n s u z a d e k s a v u n m a l a r n salayacak gizli b i r kayn a k l a r o l d u u n u h a b e r verdi. K e n d i n i , ailesini ve m a l l a r n garanti altna
a l m a k artyla b u srr o n a s y l e m e y i teklif etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u teklifi k a b u l etti. A d a m o n a k a l e duvarlar altndan g e e n b i r su k a y n a o l d u u n u , Z b e y r k a l e s i n d e k i l e r i n b u k a y n a a m e r d i v e n l e r l e i n i p su aldn
anlatt. S u h i b i r z a m a n k u r u m a d iin k a l e d e k i l e r h i su d e p o l a m a ihtiyac d u y m u y o r l a r d . E e r su k a y n a e n g e l l e n i r s e b i r k a g n i i n d e dv e m e y e c e k k a d a r s u s u z k a l a c a k l a r d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u plan uygulad
ve iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a kaleyi ald.
Kar k o y a b i l e c e k g t e o l a n s o n kale K a m u s idi. Bu kale, b e n i Nadir'in
en z e n g i n ve en g l k o l l a r n d a n biri o l a n K i n a n e a i l e s i n e aitti. Bazlar
u z u n s r e d e n b e r i Hayber'de yayordu. O y s a ailenin o u M e d i n e ' d e n s r g n e d i l d i k t e n s o n r a Hayber'e yerlemiti. Gatafan'n y a r d m n z e l l i k l e
b u n l a r bekliyorlard. O n l a r n s z l e r i n d e d u r m a m a s Kinane'lileri b y k b i r
h a y a l k r k l n a uratmt. D i e r k a l e l e r d e n k a p K a m s ' u d o l d u r a n yah u d i l e r i n getirdii k t h a b e r l e r m o r a l k n t l e r i n i daha da artryordu.
B u n u n l a b i r l i k t e o n d r t g n kar k o y d u l a r . Daha s o n r a K i n a n e , P e y g a m b e r
( s . a . v ) ' e g r m e k istediini bildiren b i r h a b e r gnderdi. K i n a n e a i l e s i n d e n
b i r k a kii ile b i r l i k t e k a l e d e n k t . G r m e l e r s o n u n d a , y a h u d i l e r i n Hayber'i ve t m m a l l a r n M s l m a n l a r a b r a k p gitmeleri artyla n e o n l a r d a n
ne de a i l e l e r i n d e n k i m s e n i n l d r l m e m e s i n e ve esir a l n m a m a s n a k a r a r
verildi. P e y g a m b e r (s.a.v) s o n b i r art daha ekledi; eer b i r kii bile m a l l a -

rm g t r m e y e k a l k a r s a , hayatlar t e h l i k e d e o l a c a k t . K i n a n e ve dierleri

re'li Bir o t u r u y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u z u d a n b i r l o k m a aldnda a-

b u n a raz oldular. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u B e k i r (r.a.), m e r (r.a.), Ali (r.a.)

z m d a k i l e r i t k r d ve " E l l e r i n i z i e k i n ! B u k o l b a n a zehirli o l d u u n u sy-

ve Z b e y r (r.a.) ile b i r l i k t e o n y a h u d i y i a n l a m a y a ahit tuttu.

l e d i " dedi. K a d n a h a b e r g n d e r d i ve k o l u z e h i r l e y i p z e h i r l e m e d i i n i sordu.

F a k a t k s a b i r sre s o n r a h e m m s l m a n l a r , h e m de yahudiler mallar-

K a d n : " S a n a k i m s y l e d i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " K o l u n k e n d i s i "

n n b y k b i r k s m n n g i z l e n m i o l d u u n u farkettiler. M e d i n e ' d e n getir-

dedi, " B u n u n i i n y a p t n ? " Kadn: " H a l k m a n e l e r yaptn b i l i y o r s u n ; b a -

dikleri ve M e d i n e s o k a k l a r n d a h e r k e s i b y l e y e n o m e h u r b e n i Nadir ser-

b a m , a m c a m ve k o c a m l d r d n . B e n de k e n d i k e n d i m e ; eer o b i r k r a l -

veti n e r e d e y d i ? P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u K i n a n e ' y e sordu. K i n a n e Hayber'e

sa o n d a n k u r t u l a c a m , eer bir P e y g a m b e r ise zehirli o l d u u n u anlar, de-

v a r d k l a r n d a n b e r i s i l a h ve zrh a l m a k i i n m a l l a r n sattklarn b u n e d e n -

d i m . " dedi. Bir'in y z z a t e n s a r a r m t . o k g e m e d e n ld. F a k a t Pey-

le de s e r v e t l e r i n i n azaldm syledi. Y a h u d i l e r o n u n yalan sylediini bili-

gamber (s.a.v) buna ramen kadm balad.-

yorlard. B u n u n yansra, artk bir P e y g a m b e r (s.a.v)'in h u z u r u n d a o l d u k l a -

M s l m a n l a r l a yaplan savata k o c a s n ve b a b a s n n k a y b e d e n t e k ka-

rna i n a n d k l a r i i n o u endieliydi. O n a tabi o l m a l a r n a gerek o l m a d -

dn o deildi. K i n a n e ' n i n hazineyi s a k l a m a s z e r i n e a l m a n esirler a r a s n d a ,

n, n k o n u n k e n d i l e r i n e g n d e r i l m e d i i n i d n y o r l a r d . F a k a t y i n e

K i n a n e ' n i n d u l ei ve B e n i Kurayza'llar P e y g a m b e r (s.a.v)'le yaptklar a n -

de o n u k a n d r m a k o k tehlikeli olabilirdi. K i n a n e ' n i n o k sevdii a d a m l a r -

lamay b o z m a y a i k n a e d e n ve H e n d e k S a v a n d a n s o n r a onlarla b i r l i k t e l-

dan biri o n a gidip h i b i r ey g i z l e m e m e s i i i n yalvard. n k eer gizler-

d r l e n Huyay'n kz Safiye de vard. Safiye o n y e d i yandayd ve K i n a n e

se P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u m u t l a k a h a b e r alrd. K i n a n e s i n i r l e n e r e k o n u

ile evleneli h e n z b i r iki ay o l m u t u . Bu sre b o y u n c a Safiye ile K i n a n e ' n i n

tersledi. F a k a t b i r g n bile g e m e d e n h a z i n e b u l u n m u t u . K i n a n e ve o n a

evlilikleri m u t l u g e m e m i t i . Babas ve k o c a s n n a k s i n e Safiye o k d i n d a r

yardm e d e n k u z e n i l m cezasna arptrldlar. Aileleri de esir alnd.

bir kadnd. K k yandan beri halknn bir Peygamber'in geleceinden

K a m u s ' u n d m e s i n d e n s o n r a geri k a l a n iki k a l e de ayn artlarlateslim

b a h s e t t i i n i d u y m u t u ve b u o n u n h a f z a s n d a y e r etmiti. Daha s o n r a M e k -

oldular. D a h a s o n r a Flayber yahudileri t o p l a n p b i r d a n m a m e c l i s i k u r d u .

ke'de Kurey'li b i r Arab'n p e y g a m b e r l i k iddiasnda b u l u n d u u n d a n h a b e r -

S o n u n d a y l e b i r karara vardlar: P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e iftilikten ve b a h e -

dar o l m u t u . S o n r a o n u n Kba'ya ulat h a b e r i gelmiti. Bu olay o d a h a o n

cilikten iyi a n l a d k l a r n n e s r e r e k h e r yl h a s a d n yarsn vergi o l a r a k ve-

y a n d a b i r o c u k k e n , yedi yl n c e o l m u t u . O babasyla a m c a s n n b u ada-

rip, Hayber'de k a l m a y teklif e d e c e k l e r d i . P e y g a m b e r (s.a.v) b u n a raz oldu.

m n b i r s a h t e k r o l d u u n u gzleriyle g r m e k iin Kba'ya gittiklerini de

F a k a t g e l e c e k t e eer isterse, o n l a r n g i t m e s i gerektiini de ekledi. te o za-

h a t r l y o r d u . F a k a t h e r e y d e n o k o n l a r n g e c e yars z n t ve hayal k-

m a n m s l m a n l a r n k u z e y d o u d a z e n g i n bir vaha olan F e d e k ' e bir sefer

rkl i i n d e geri d n l e r i b e l l e i n e i l e n m i t i . S y l e d i k l e r i n d e n o n l a r n

d z e n l e d i k l e r i s y l e n t i s i kt. F e d e k y a h u d i l e r i Hayber'e u y g u l a n a n vergi-

b u y e n i g e l e n a d a m n P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d k l a r , fakat o n a kar k -

yi d u y u n c a , ayn artlarla teslim o l m a k istedikleri h a b e r i n i gnderdiler. Bu

m a y a n i y e t l e n d i k l e r i anlalyordu. O n u n k k akl b u n a hayret e t m i t i . 3

ekilde F e d e k de sava y a p m a d a n k a z a n l a n dier yerler gibi P e y g a m b e r

E v l e n d i k t e n ksa b i r sre s o n r a ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in H a y b e r n l e r i -

(s.a.v)'in zel m l k i y e t i n e geti.


B t n m e s e l e l e r halledilip, zafer k a z a n a n ordu istirahata e k i l d i i n d e ,
Sellam bn M i k e m ' i n dul ei bir k u z u halad ve h e r tarafn zehirledi. Peyg a m b e r (s.a.v)'in o u n l u k l a k u z u n u n k o l u n u sevdiini d u y d u u i i n o
blgeyi z e l l i k l e zehirledi. D a h a s o n r a k u z u y u k a m p a gtrd ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in n n e k o y d u . B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) o n a t e e k k r
etti ve b e r a b e r i n d e k i arkadalarn y e m e e davet etti.
P e y g a m b e r (s.a.v)'in h e m e n y a n n d a m s l m a n l a r a i k i n c i A k a b e ' d e liderlik y a p a n ve M e k k e ' y e doru ilk n a m a z k l a n kii olan B e r a ' m n olu Haz-

n e g e l m e s i n d e n b i r sre n c e bir rya g r m t . R y a s n d a g k t e asl parlak b i r ay vard ve b u n u n altnda, M e d i n e e h r i n i n u z a n d n b i l i y o r d u . Daha s o n r a ay H a y b e r ' e d o r u ilerlemeye balad ve k u c a n a d t . U y a n d nda K i n a n e ' y e ryasn anlatt, fakat o Safiye'nin y z n e bir t o k a t att ve
" B u s a d e c e s e n i n Hicaz Kral M u h a m m e d ' i arzu ettiin a n l a m n a gelir" dedi. Bir esir o l a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e getirildiinde y z n d e hl darbe izi
vard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a b u n u n n e d e n o l d u u n u s o r d u , o da ryasn
anlatt. O srada B e n i Kelb'ten D i h y e 4 adnda b i r a d a m , Safiye'yi H a y b e r ' d e n
k e n d i s i n e d e c e k o l a n g a n i m e t pay o l a r a k istemi, P e y g a m b e r ( s . a . v ) de

b u n u k a b u l e t m i t i . F a k a t Safiye'nin ryasn d i n l e y i n c e Dihye'ye o n u n k u -

[70]

z e n i n i almas iin h a b e r g n d e r d i . D a h a s o n r a Safiye'ye d n p o n u serbest


b r a k a c a n , b i r y a h u d i o l a r a k k a l p h a l k n a d n m e k veya m s l m a n olarak P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n ei o l m a k arasnda b i r s e i m y a p m a s n syledi. Safiye "Allah' ve R a s u l n s e i y o r u m " dedi. M e d i n e ' y e d o r u yola kld ve
Rasulullah'la Safiye (r.a.) ilk k o n a k t a evlendiler.
Sefer h e n z b i t m e m i t i . n k geldikleri y o l d a n d n m e k y e r i n e biraz
batya d n p Vadi'l-Kura y a h u d i l e r i n i n k a l e l e r i n i de k u a t m l a r d . Bu yah u d i l e r Hayber'le a n l a m a l idiler, g n n s o n u n d a Hayber'deki artlarn
aynsn k a b u l edip t e s l i m oldular.
K u z e y e d o r u y r n r k e n orduya ark s y l e y e n E s l e m ' l i bn e l - E k v a
(r.a.) Hayber'de k a l e y e s a l d r r k e n l d r l m t . Naslsa k e n d i klc k e n disine d n m ve o n a l m c l b i r yara vermiti. E n s a r ' d a n biri b u n e d e n l e
o n u n bir ehit s a y l a m a y a c a m iddia etti. " B u n u s y l e y e n yalan s y l y o r "
dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " G e r e k t e n O , b i r y z c n n suyu getii gibi k o laylkla C e n n e t b a h e l e r i n d e n g e t i " . 5 e h i t l i k l e ilgili b a k a bir tartma da
Vadi'l-Kura'da k t . P e y g a m b e r (s.a.v)'in z e n c i k l e s i K e r k e r e , b i r d e v e n i n
s e m e r i n i z e r k e n isabet e d e n bir okla l d r l m t . P e y g a m b e r ( s . a . v )
h e r k e s i n s o r d u u b u s o r u y a u cevab verdi: " i m d i o, H a y b e r ' d e ald ve
i m d i alev h a l i n e g e l e n c b b e n i n altnda c e h e n n e m a t e i n d e y a n y o r . " 6
P e y g a m b e r ( s . a . v ) s r e k l i o l a r a k , k e n d i s i y l e b i r l i k t e y a a m a ayrcalna s a h i p o l a n S a h a b e y i , b u ayrcaln baz b y k s o r u m l u l u k l a r da b e r a b e r i n d e getirdii k o n u s u n d a uyarrd. n k Allah adildir ve o n l a r , k t le k a r k o y m a n n o k zorlaaca alarda y a a y a n l a r d a n d a h a iddetli
c e z a l a n d r a c a k t r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle derdi: " S i z yle b i r ada yayors u n u z ki, eriatn o n d a b i r i n e u y m a z s a n z m a h k u m o l u r s u n u z . F a k a t yle
bir a g e l e c e k ki o z a m a n eriatn o n d a b i r i n e u y a n k u r t u l a c a k . " 7

edi haftalk a y r l k t a n s o n r a m u z a f f e r o l a r a k d n e n ordu Medine'ye ula-

tnda Cafer ve arkadalar o k t a n M e d i n e ' y e gelmilerdi. Cafer (r.a.),

Habeistan'a gittiinde y i r m i yedi yandayd, i m d i ise k r k n d a bir a d a m


o l m u t u . Srekli i l e t i i m h a l i n d e o l m a l a r n a r a m e n , P e y g a m b e r (s.a.v)'i
o n yldan beri g r m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u k u c a k l a d ve a l n n d a n
pt. D a h a s o n r a : " C a f e r ' i n d n n e mi, y o k s a Hayber'in fethine mi daha
o k s e v i n e c e i m i b i l e m i y o r u m " dedi. Cafer'in y a n n d a zevcesi E s m a ve Habeistan'da doan A b d u l l a h , M u h a m m e d ve Avn a d n d a ki oullar da
vard.
Yanlarnda evi h e n z t a m a m l a n a n m m H a b i b e (r.a.) de vard. O n u n
P e y g a m b e r (s.a.v)'le e v l e n m e s i z e r i n e b i r d n y e m e i daha hazrland.
m m H a b i b e (r.a.) i m d i o t u z b e yandayd. Aie (r.a.) hari, P e y g a m b e r
(s.a.v)' in dier h a n m l a r o n u M e k k e ' d e n tanyorlard. B u n u n yansra o,
Z e y n e b ' i n yengesi ve H a b e i s t a n ' d a k i hicret g n l e r i n i n ilk a n l a r n d a n beri
m m S e l e m e (r.a.) ile e v d e (r.a.)'nin y a k n a r k a d a idi. O n u n gelii b e k l e n i y o r d u ve fazla h e y e c a n y a r a t m a d . P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m l a r n daha o k ilgilendiren b i r m e s e l e de P e y g a m b e r ' i n b e k l e n m e d i k bir ekilde
g e n ve gzel Safiye ile e v l e n m e s i y d i . M e d i n e ' y e vardklarnda P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n u g e i c i o l a r a k k o n u k s e v e r Harise ( r . a . ) ' n i n evine

yerletirdi.

O n u n o k gzel o l d u u n u d u y a n Aie (r.a.) y e n i arkadalar h a k k n d a fikrini s o r m a k zere m m S e l e m e ' y e gitti. m m S e l e m e (r.a.): " O g e r e k ten o k gzel b i r k a d m . Allah'n Rasul de o n u o k s e v i y o r " dedi. Aie (r.a.)
Harise'nin evine gitti ve y e n i gelini ziyarete gelen k a d n l a r arasna katld.
Y z peeliydi. K e n d i s i n i t a n t m a d a n biraz geri p l a n d a o t u r d u . F a k a t y e n i
geline, m m Seleme'nin sylediklerinin doru olduunu grecek kadar
y a k n d . D a h a s o n r a e v i n e d n d ; fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) oradayd ve o n u
t a n m t . Dar k t n d a a r k a s n d a n gelip: " E y Aie, o n u nasl b u l d u n ? "
diye sordu. Aie: " O dier y a h u d i kadnlarna b e n z e r bir y a h u d i " dedi. " y -

w 636.

2.

B. LI. 28.

le s y l e m e " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " n k O slm'a girdi ve slm'n g-

3.

I.1. 354-5.

4.

Dihye ok gzel bir adamd. Peygamber (s.a.v.) onun hakknda "grdm adamlar iinde Cebrail'e en ok benzeyen Dihye el-Kelb" derdi. l.S. IV, 184.

zelletirdi."

5.
6.

W 662.
LI. 765.

7.

Tr. X X X I , 79.

B u n u n l a b i r l i k t e Safiye (--.a.) dier P e y g a m b e r ( s . a . v ) e l e r i n i n y a n n d a


b a b a s n n kiilii y n n d e n i n c i n i y o r d u . " E y Huyay'n k z ! " deyimi ger-

ekte saygl bir hitapt, fakat ses t o n u n d a k i bir deime ile kolayca alaya
dnebilirdi. Bu nedenle bir keresinde Safiye alayarak P e y g a m b e r (s.a.v)'e

ve gsn ap, y e r y z n n g k t e n gelen rahmet nedeniyle yaad sevinci kendi teniyle paylamak istemiti.

geldi, n k dier elerden biri o n u k k drmeye almt. Peygam-

O n u n dier insanlara b e n z e m e m e s i , Aie (r.a.)'nin kskanlnn azal-

b e r (s.a.v): " O n l a r a de ki: B e n i m b a b a m Harun, a m c a m ise Musa'dr" dedi.

tan tek neden deildi. Fakat O, k s k a n l n , sevginin aksine sadece bu dn-

Eler iinde Aie (r.a.)'ye ya b a k m n d a n en yakn olan Safiye (r.a.) idi,

ya iin geerli olduunu biliyordu. n k Cennet'ten b a h s e d e r k e n Kur'an

h e n z yirmiiki yanda olan Hafsa'dan bile daha yakn. lk n c e l e r i b u Aie

yle diyordu:

(r.a.)'nin k o r k u l a r n artrd. Fakat gnler getike iki g e n h a n m birbirlerine sempati duymaya baladlar. Hafsa da b u arkada e m b e r i n i n iindey-

"Onlann gslerindekinden

di. Aie (r.a.) sonraki yllarda: "Biz iki gruptuk: Birinde b e n , Hafsa, Safiye

Aie (r.a.) bir gn P e y g a m b e r (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, Cennette se-

ve evde; dierinde ise m m Seleme ve dierleri vard" derdi.

(ne varsa tmn) symp-ektik"

(A'raf: 43, Hicr: 47).

nin hanmlarn kimler o l a c a k ? " d i y e sordu. "Sen onlardan b i r i s i n " cevabn

Aie (r.a.) o zamanlar onalt yandayd ve yana gre baz ynlerden

alnca, b u szleri m r b o y u bir hazine gibi saklad. Bir keresinde de Pey-

olgun, dier ynlerden deildi. Duygular h e m e n yznden ve k o n u m a s n -

g a m b e r (s.a.v) ona: "Cebrail burada ve sana selm ediyor" demiti. O da:

dan belli olurdu. Bir keresinde Peygamber (s.a.v) ona: " E y Aie, b a n a kz-

" S e l m o n u n zerine olsun, Allah'n rahmeti ve bereketi de" cevabn ver ^


mt.

gn olduun zaman da b e n d e n raz o l d u u n zaman da b i l i y o r u m " dedi. Aie (r.a.): " E y b a n a a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olan, b u n u nasl an-

Aie (r.a.) kskanl h a k k n d a daha sonraki yllarda yle derdi: "Pey-

l y o r s u n ? " diye sordu. Peygamber (s.a.v) de yle dedi: " B e n d e n h o n u t ol-

gamber'in eleri arasnda Hatice'yi kskandm kadar hibirini k s k a n m a -

duun zaman y e m i n ettiinde: " M u h a m m e d ' i n Rabbine y e m i n olsun ki ha-

dm. n k Allah kendisine Hatice'ye cennetteki kymetli talardan yapl-

yr" diyorsun. Kzgn olduunda ise: "brahim'in R a b b i n e y e m i n olsun ki

m bir saray m j d e l e m e s i n i emrettii iin Peygamber (s.a.v) srekli onu

hayr" d i y o r s u n . 1 Bir baka sefer Peygamber (s.a.v) beklediinden daha ge

anard. Ne zaman bir k o y u n k u r b a n etse, b y k bir b l m n o n u n yakn

geldiinde " G n n bu saatine kadar neredeydin?" diye sordu. O: " K -

arkadalarna gnderirdi. o u kez ona: "Sanki dnyada Hatice'den baka

m , m m Seleme'nin y a n n d a y d m " dedi. " m m Seleme'nin sras ge-

kadn y o k m u gibi d e r d i m . " 4

m e m i m i y d i ? " diyen Aie'ye Peygamber (s.a.v) cevap vermeksizin g l m -

Aie (r.a.)'nin tepkileri o k fevriydi. Hayber'den h e m e n sonra veya bir

sedi. Aie: " E y Allah'n Rasul, syle bana. Bir vadinin iki yamac arasnda

sre n c e Ebu'l-As'n annesi Hale olunu, gelini Zeyneb'i ve k k torunu

olsan; birisinden otlanm, dierinden ise o t l a n m a m olsa srlerini h a n -

m a m e ' y i grmeye Medine'ye gelmiti. Bir gn Peygamber (s.a.v) Aie'nin

gisinde otlatrsn? diye sordu. Peygamber (s.a.v): " O t l a n m a m o l a n d a " de-

odasnda iken kap alnd ve b i r kadn sesi girmek iin izin istedi. Peygam-

di. Aie (r.a.): " y l e ise b e n senin dier elerin gibi deilim. O n l a r n hepsi

b e r (s.a.v) sarard ve titredi. B u n u n sebebini anlayan Aie ona sitem etti.

b e n hari senden n c e birisiyle evlenmitir" dedi. B u n u n zerine Peygam-

n k Hale'nin sesinde Hatice'nin sesini duyar gibi o l d u u n u anlamt.

b e r (s.a.v) glmsedi ve hibir ey s y l e m e d i . 2

P e y g a m b e r (s.a.v) daha sonra b u n u dorulam ve o n u n ieri girme izni is-

Aie (r.a.) Peygamber (s.a.v)'in sadece kendisine ait olmadn biliyor-

teyi eklinin de, aynen len zevcesi gibi olduunu s y l e m i t i . 5

du. O b i r tek kadnd; Peygamber (s.a.v) ise yirmi adama bedeldi. Vahiy

Artk o k yalanan evde (r.a.) Peygamber (s..v)'le birlikte geirecei

o n u n h a k k n d a : " M u h a k k a k sen b y k bir ahlk zeresin" diyordu. Sanki

g n Aie (r.a.)'ye vermiti. n k Peygamber (s.a.v)'in b u n d a n o k m e m -

O , kendi iinde d dnya ile karlatrabilecek, baz ynleriyle de o n u n l a

nun

beraber, bir alem idi. Aie (r.a.) b i r o k kere, uzaktan da gelse o n u n bir g k

(s.a.v)'in yaayan eleri arasnda en o k Aie (r.a.)'yi sevdiini biliyorlard.

grlemesi duyduunda y z n n sarardn farketmiti. Ayn ekilde k u v -

Bu sadece bir tahminden ibaret deildi. n k Sahabeden biri veya dieri

vetli bir rzgar sesi, onda gzle grlebilecek deiikliklere n e d e n olurdu.

sk sk Peygamber (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, bu dnyada en o k kimi se-

Bir keresinde, bardaktan boanrcasna y a m u r yaarken ban, omuzlarn

v i y o r s u n ? " diye sorard. Peygamber (s.a.v) b u soruya her zaman ayn ceva-

olacan biliyordu.

Tm

topluluk ve dier eler de

Peygamber

b v e r m e z d i . n k o n u n sevgisi o k y n l y d : Kzlar, t o r u n l a r , Ali (r.a.),

r a n m a s n s a l a m a k l a s o r u m l u deildi. O n u n hassas karakteri de zaten b u -

E b u B e k i r (r.a.), Zeyd (r.a.), s a m e (r.a.). F a k a t cevap h i b i r z a m a n dier

na e l v e r m e z d i . O , s a d e c e bir hediyeyi t e e k r l e k a b u l e t m e k ve geri k a l a n -

eler o l m a z , b a z e n ise Aie (r.a.) olurdu. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e birisi Pey-

n balayan kiiye b r a k m a k l a grevliydi. Z e y n e b (r.a.) gittiinde P e y g a m -

g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n bir ey rica e d e c e i z a m a n veya Kur'an'da emredildigi gi-

b e r ( s . a . v ) Aie (r.a.)'ye: " S e n , g e r e k t e n E b u Bekir'in k z s n " d e d i

bi d i l e k t e b u l u n m a k i i n h e d i y e v e r m e k istedii z a m a n , P e y g a m b e r ( s . a . v )

R e s u l u l l a h ( s . a . v ) ayn e k i l d e , Ali (r.a.) ve F a t m a (r.a.)'dan olan t o r u n -

Aie ( r . a . ) ' n i n o d a s n d a o l a n a k a d a r b u isteini geciktirirdi. Bu b i r adet ha-

larna da b y k bir sevgi b e s l i y o r d u . O n l a r h a k k n d a : "Bana ev h a l k m i i n -

line g e l m i t i . n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'in o n u n y a n n d a i k e n o k

de en sevgili o l a n l a r Hasan ve H s e y i n ' d i r " derdi. s a m e (r.a.)'yi de t o r u n -

m u t l u ve b u n e d e n l e ricalar k a b u l e hazr o l d u u n u d n y o r l a r d . F a k a t
b u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a i l e s i n d e k s k a n l k l a r a n e d e n o l u y o r d u .

larndan biri sayard. o u k e z H a s a n i ve s a m e ' y i e l l e r i n d e n tutup: "Al-

mm

l a h ' m , b e n o n l a n s e v i y o r u m , s e n de s e v " diye dua e d e r d i . 8

S e l e m e (r.a.) k e n d i s i ve dier eleri a d n a gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n o n a


h e d i y e v e r m e k i s t e y e n l e r i n z e l l i k l e b i r g n b e k l e m e y i p n e z a m a n isterlerse h e m e n v e r m e l e r i n i b e l i r t e n b i r d u y u r u y a p m a s n istedi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n a c e v a p v e r m e d i . m m S e l e m e (r.a.) isteini i k i n c i k e z yineledi.
F a k a t o yine sessiz kald. n c k e z y i n e l e d i i n d e : " B e n i Aie ile ilgili k o nularda z m e , n k Aie (r.a.) h a r i h i b i r h a n m m n yatanda i k e n bana vahiy g e l m i y o r " dedi.^ m m S e l e m e (r.a.) " S e n i z d m i i n Allah'a
tevbe e d i y o r u m " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in dier eleri b u r a d a d u r maya niyetli deillerdi. F a t m a ' d a n k e n d i adlarna gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
" E l e r i n s e n d e n E b u B e k i r (r.a.)'in k z n a kar k e n d i l e r i n e eit d a v r a n m a n
rica e d i y o r l a r " d e m e s i n i istediler. F a t m a (r.a.) i s t e m e y e r e k b u n u k a b u l etti, fakat b i r k a g n b u n u y e r i n e g e t i r m e d i . S o n u n d a k u z e n i , C a h ' n kz
Z e y n e b geldi ve srar etti. B u n u n z e r i n e b a b a s n a gitti ve k e n d i s i n e sylen e n l e r i o n a iletti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B e n i m k k k z m , b e n i m sevdiimi
s e n s e v m i y o r m u s u n ? " dedi. F a t m a (r.a.) " E v e t " c e v a b n v e r i n c e Aie
(r.a.)'yi k a s t e d e r e k : " O halde o n u s e v " dedi. D a h a s o n r a : " S e n i b u r a y a g n deren Z e y n e b ' d i deil m i ? " diye sordu. " Z e y n e b ve dierleri" dedi. F a t m a
(r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v): "Yemin e d e r i m ki b u n u d z e n l e y e n Z e y n e b " d e d i .
Fatma bunu kabul edince glmsedi.
F a t m a (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n i n y a n n a d n d ve o l a n l a r
anlatt: " E y Allah'n R a s u l ' n n kz, b i z e b i r ey k a z a n d r m a d n " dediler.

1.

I.S. VIII, 4 7 .

O n u i k i n c i b i r k e z g i t m e y e zorladlar, fakat O k a b u l e t m e d i . B u n u n z e r i n e

2.

I.S. VIII, 55.

Z e y n e b (r.a.)'e: " S e n git"dediler, O da P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti. P e y g a m b e r

3.

I.S. VII, 5 5 .

( s . a . v ) s o n u n d a Aie (r.a.)'yle k o n u m a s n syledi. Aie (r.a.) Z e y n e b ' i n ce-

4.

B. L. XIII, 20.

vap v e r e m e y e c e i fikirler n e s r e r e k o n u s u s t u r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) e-

5.

A.g.e.

lerine eit ve adaletli d a v r a n m a k ve dierlerini de b u n a u y m a y a tevik et-

6.

B. LI. 8.

m e k z o r u n d a y d . F a k a t O , b a k a l a r n n P e y g a m b e r ( s . a . v ) elerine eit dav-

7.

B. LI., 8 ; I.S. VIII, 123.

8.

I.S. IV/I, 4 3 .

rada m s l m a n o l d u u n u a k l a m a s ile ilgili m e y d a n a gelen birka olay


nedeniyle nzil olan ayetleri yallar iyi biliyorlard. Bu olaylardan birinde

[71]

silahlar ve zrh ganimet olarak a l m a k isteyen m ' m i n , " S e n bir m ' m i n deilsin" deyip karsndakini l d r m t . s a m e (r.a.) nin d u r u m u n d a dr-

y a y b e r ' i n fethinden sonra biri Ali (r.a.) dieri E b u Bekir (r.a.) y n e t i m i n -

i i d e k i nisbeten k k iki ordu, Yemen'e giden yolu kapatan iki d m a n


Havazin kabilesi zerine yrd. Hayber'den sonra dzenlenmi

kk

apta toplam alt seferden ikisi bunlard. Dier ikisi douda ve kuzeydeki
Gatafan kabileleri, geri kalan iki sefer de imdi Peygamber'e ait olan F e d e k
Ovas'na yakn bir yerde yerleik olan Beni Mrre zerine yapld. F e d e k yahudileri Medine'den, Bedevilere kar yardm ve k o r u m a istemilerdi. Bu
apulcularn says Medine'de tam t a h m i n edilemedii iin otuz kiilik bir
grup gnderildi. Fakat d m a n u m u l a n d a n fazla idi ve otuz kiinin h e m e n

t ganimet deil eref idi, fakat prensip aynyd. Bu k o n u d a i n e n vahiy yle diyordu:
"Ey iman edenler, Allah yolunda
aklk

kazandrn

zaman,

iyice

ve size (slm geleneine gre) selm verene, dnya hayatnn

gei-

ciliine istekli karak:


mdadr.

adm attnz (savaa

ktnz)

"Sen m'min deilsin" demeyin. Asl ok ganimetler, Allah

Bundan ne siz de byle idiniz; Allah size ltufta bulundu. yleyse iyice

lk kazandrn.

phesiz Allah, yapmakta

olduklarnzdan

haberi olandr"

kaak-

(Nisa: 94)

Medine'ye varr-varmaz s a m e (r.a.) doruca P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti.

h e m e n hepsi ldrld. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) g e c i k m e k s i z i n

O n u sevinle k u c a k l a d k t a n sonra Peygamber (s.a.v): " B a n a seferi anlat" de-

ikiyz kiilik bir ordu gnderdi. D m a n o k adam kaybederek k a m a k zo-

di. B u n u n zerine s a m e yola klarndan balayp, o adam ldrd

runda kald. Develerin ve koyunlarn yansra b i r k a da esir ele geirildi.

z a m a n a kadar tm olanlar anlatt. Tam o olay anlatt srada Peygamber

Onyedi yanda olan s a m e (r.a.) de b u sefere katlmt. Hendek'te de or-

(s.a.v): " E y s a m e , O Lailahe illallah dedii halde l d r d n m ? " diye sor-

duyla birlikteydi, fakat b u o n u n gerek anlamda ilk seferi oluyordu. arp-

du. same: " E y Allah'n Rasul, o sadece l d r l m e k t e n k u r t u l m a k iin

ma srasnda Mrre'li bir adam o n u n o k g e n oluuyla alay etti. O n a had-

byle syledi" diye cevap verdi. "Sen d e " dedi Peygamber (s.a.v) " O n u n ya-

dini bildirmeye kararl olan s a m e , daha n c e d e n h e p birlikte sava yerin-

lan m, doru m u sylediini a n l a m a k iin kalbini a t n ! " s a m e : "Lailahe-

de kalma emri verilmi olmasna ramen, adam l n ilerine kadar izledi.

illallah diyen bir kimseyi daha l d r m e y e c e i m " dedi. Daha sonralar: " O

S o n u n d a o n u yakalayp yaralad. B u n u n zerine Mrre'li Lailahe

gn slm'a girmi olmay isterdim" d e r d i . 2 n k Resulullah (s.a.v) dine

ilallah

(Al-

lah'tan baka ilah y o k t u r ) diye bard. F a k a t adam ehadet getirmesine ramen s a m e o n u ldrd.

girildii anda tm eski gnahlarn affolunacan sylemiti.


Hayber'den d n d k t e n sonra Peygamber (s.a.v) d o k u z ay b o y u n c a Me-

Seferin lideri Galib bn A b d u l l a h 1 idi, arpma bittikten sonra liderin

dine'de kald. G n e y e ve kuzeye yaplan k k seferlere ramen bu aylar

ilk sorusu " s a m e nerede?" oldu. O ve b t n ordu Rasulullah (s.a.v)'m

bar ve zenginlik dolu aylard. Fakat Hicaz'n b o s t a n n d a n elde edilen bu

Zeyd'in o l u n u ne kadar o k sevdiini biliyordu. Bu nedenle zafere ramen

zenginlik b i r o k sorunlar da beraberinde getirmiti.

ordu o k zntlyd. same (r.a.) hava karardktan bir saat sonra geldi.

m e r (r.a.) bir gn Peygamber (s.a.v)'in evine geldi ve yaklatnda

Galib ona sert bir ekilde kt. " B e n i m l e alay eden bir adam kovalyor-

Peygamber'in (s.a.v) h u z u r u n d a barlmayacak kadar y k s e k sesle baran

d u m " dedi gen, "Tam onu yakalayp yaraladmda da La ilahe illallah

kadn sesleri duydu. B u n u n yansra kadnlar bir de Kurey'liydi, yani Mu-

de-

di." Galib: "Sen de b u n u n zerine klcn k n n a koydun deil m i ? " dedi.

hacirlerdendi. Bu da m e r ' i n onlarn Mekke'li kadnlara nazaran daha ser-

"Hayr, dedi s a m e (r.a.) a n c a k ona l m erbetini iirdikten sonra koy-

best ve kendine gvenen Medine'li kadnlardan kt eyler rendikleri ko-

d u m " . B u n u n zerine b t n kamptakiler o n u ktleyen laflar sylediler.

n u s u n d a k i grn doruluyordu. Hepsinin de bildii gibi Peygamber

s a m e (r.a.) utan iinde ban elleri arasna ald. Eve d n e r k e n k e n -

(s.a.v) bir ricay geri e v r i m e k t e n nefret ederdi. Bu n e d e n l e Peygamber

disinde bir ey yiyecek g bulamad. Kfir b i r adamn tam ldrlecei s-

(s.a.v)'den savata kendisine bete bir olarak den eitli giysileri kendile-

rine v e r m e s i n i istiyorlard. O d a n n b i r k e s i n i r t e n b i r perde vard. m e r


(r.a.)'in ieri g i r m e izni isteyen sesi d u y u l u r d u y u l m a z ses t a m a m e n kesildi
ve k a d n l a r o k a d a r hzla p e r d e n i n a r k a s n a s a k l a n d l a r ki m e r ieri girdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l y o r d u . m e r (r.a ): " E y Allah'n R a s u l , Allah
t m h a y a t n g l m e ile d o l d u r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Biraz n c e b e n i m l e b i r l i k t e o l a n k a d n l a r , s e n i n sesini d u y u n c a nasl da alacak d e r e c e de hzla p e r d e n i n a r k a s n a g i z l e n d i l e r " dedi. " B u b e n i m deil, s e n i n h a k k n ,
b e n d e n deil s e n d e n k o r k u p sayg d u y m a l l a r " dedi. m e r . D a h a s o n r a k a dnlara h i t a p e d e r e k : " E y k e n d i l e r i n e d m a n o l a n l a r b e n d e n k o r k u y o r s u n u z da, Allah'n R a s u l n d e n k o r k m u y o r m u s u n u z ? " dedi. " E v e t y l e " dediler, " n k s e n R e s u l u l l a h (s.a.v)'tan daha sert ve h a i n s i n . " P e y g a m b e r
(s.a.v): " B u d o r u ey H a t t a b ' m o l u " dedi ve s o n r a unlar ekledi: " N e f s i m i
k u d r e t e l i n d e t u t a n a y e m i n o l s u n ki, eer e y t a n s e n i n belirli bir y o l d a n gittiini farketse, m u t l a k a o y o l d a n b a k a b i r yol seer.
Yeni k a z a n l a n servet ve maddi d u r u m u n o k r a h a t l a m a s m m E y m e n (r.a.)'i bile b i r i s t e k t e b u l u n m a y a tevik etti. U z u n s r e d e n b e r i k e n d i nin o l d u u n u s y l e y e b i l e c e i bir deveye ihtiya d u y u y o r d u . B u n e d e n l e
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gidip b i r b i n e k istedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a ciddi ciddi
bakt ve " S e n i b i r d e v e n i n y a v r u s u n a b i n d i r e c e i m " dedi. O n u n y a v r u deveyi kastettiini s a n a r a k : " E y Allah'n R a s u l , b u b a n a uygun deil. B e n b u nu i s t e m e m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.) yine: " s e n i b i r d e v e n i n y a v r u s u n d a n
b a k a b i r e y e b i n d i r m e m " 4 dedi. Bu k o n u m a m m E y m e n (r.a.)'in Peygamber (s.a.v)'in yzndeki glmsemeden o n u n her devenin mutlaka baka bir d e v e n i n y a v r u s u o l d u u n u a n l a t m a k istediini ve aka yaptn anlamasna dek srd.
B a k a b i r g n m e r (r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v)'i elini y a n a n a k o y m u b i r
ekilde z n t l d u r u r k e n grd. " E y m e r " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B e n d e n s a h i p o l m a d m eyleri istiyorlar". H a y b e r ' e g i d e r k e n bu seferin zaferle s o n u l a n a c a n ve M e d i n e ' y e z e n g i n l i k l e r g e t i r e c e i n i v a d e d e r e k : " B u sizin iin iyi o l m a y a c a k " d e m i t i . B u syledii dierleri kadar k e n d i ev h a l k
i i n d e geerliydi. O z a m a n a kadar P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve ailesi s o n d e r e c e sade bir hayat s r y o r d u . Aie (r.a.) H a y b e r ' d e n n c e h i b i r z a m a n d o y u n c a ya k a d a r h u r m a yediini h a t r l a m a d n sylerdi. B a k m a k l a y k m l olduklar fakir M u h a c i r l e r i n saysndaki s r e k l i art, P e y g a m b e r ( s . a . v ) han m l a r n n s a d e c e ihtiyalar olan eyleri i s t e m e l e r i n e , bazan o n u b i l e iste-

m e m e l e r i n e n e d e n o l u y o r d u . V e r i l e b i l e c e k o l a n e y l e r datlyor, v e r i l e m e y e c e k o l a n l a r da satlp parasyla b i r t a k m i h t i y a l a r karlanyordu. F a k a t


P e y g a m b e r ( s . a . v ) i m d i h a n m l a r n a h e d i y e l e r verebiliyordu. Bu da b i r o k
p r o b l e m d o r u y o r ve o n l a r n d a h a fazla i s t e m e s i n e n e d e n o l u y o r d u . n k
eitlik, b i r i n e verilen eyin d i e r i n e v e r i l m e s i n i g e r e k t i r i y o r d u .
Ayn z a m a n d a dier y n l e r d e n de o n u n h o g r n k t y e k u l l a n y o r lard. Bir g n m e r (r.a.) bir s e b e p y z n d e n k a r s n azarlad, o da kar cevap verdi. m e r (r.a.) o n u uyardnda ise kars P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m lar bile k o c a l a r n a kar c e v a p v e r d i k l e r i n e gre k e n d i s i n i n n e d e n v e r m e y e c e i n i sordu. Kzlarn k a s t e d e r e k de: " O n l a r d a n biri var ki o, s a b a h t a n akama kadar u t a n m a k s z m t m kafasndakileri s y l y o r " diye ekledi. B u n a o k
z l e n m e r (r.a.) d o r u c a Hafsa'ya gitti.Hafsa a n n e s i n i n hakl o l d u u n u
belirtti. m e r (r.a.) k z n n k e n d i n e o l a n g v e n i n i s a r s m a k iin: " S e n d e n e
Aie'nin zerafeti, ne de Z e y n e b ' i n gzellii v a r " dedi. B u n u n da bir etki u y a n d r m a d n g r n c e : "Siz P e y g a m b e r (s.a.v)'i kzdrdnzda, Allah'n sizi
k e n d i g a z a b n d a n h e l a k e t m e y e c e i n d e n b u k a d a r e m i n m i s i n i z ? " 5 szlerini
ekledi. D a h a s o n r a k u z e n i m m S e l e m e ' y e gitti ve: " T m d n c e l e r i n i z i
Allah'n R a s u l n e sylediiniz ve o n a saygszca cevap verdiiniz

doru

m u ? " diye sordu. m m S e l e m e (r.a.) "Allah a k n a sen Allah'n R a s u l ile


h a n m l a r arasna nasl girersin? Evet, Tanr'ya a n d o l s u n , biz o n a d n c e l e rimizi s y l y o r u z . E e r bizim b u sylediklerimizi e k i y o r s a , b u k e n d i bilecei b i r eydir. E e r bize b y l e y a p m a y yasaklarsa biz ona, sana itaatimizden
d a h a fazla itaat e d e r i z " 6 dedi. m e r (r.a.) o k ileri gittiini ve m m Selem e (r.a.)'nin s i t e m e t m e k t e hakl o l d u u n u anlad. F a k a t

Peygamber'in

(s.a.v) evinde bir eylerin iyi g i t m e d i i n d e p h e y o k t u .


S o n g n l e r d e k i b u z e n g i n l i k b e k l e n m e d i k bir olayla daha da artt. P e y g a m b e r (s.a.v)'in M u k a v k s ' a g n d e r d i i islm'a ar m e k t u b u n a M u k a v k s
k a a m a k b i r c e v a p y a z m t . F a k a t cevapla b i r l i k t e Msr kral y z l e k altn, y i r m i tane iyi k u m a t a n elbise, katr, dii at ve iki Kpt hristiyan cariye ile b i r l i k t e bir de yal h a r e m aasndan o l u a n z e n g i n b i r h e d i y e g n d e r miti. Adlar M a r i y e ve irin o l a n kzlar kardetiler ve ikisi de gzeldi. F a kat M a r i y e d a h a da gzeldi, P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n gzelliine h a y r a n oldu. Sirin'i H a s s a n bn Sabit (r.a.)'e verip Mariye'yi, M e s c i d e b i t i i k odas yap l m a d a n n c e Safiye (r.a.) n i n o t u r d u u eve yerletirdi. G e c e ve g n d z
o n u ziyaret e d i y o r d u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in eleri o k a d a r k s k a n l k

gsterdiler ki cariye o k mutsuz oldu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v) o n u


Yukar M e d i n e ' d e b i r eve yerletirdi. Aie (r.a.) ve dier eler ilk bata m e m -

"Allah, kfretmekte

olanlara,

Nuh'un eini v e Lut'un eini rnek

nun olmulard, fakat bir sre sonra h i b i r eyin deimediini farkettiler.

kisi de, kullarmzdan

n k P e y g a m b e r (s.a.v) Mariye (r.a.)'ye yapt ziyaretleri azaltmamt.

ihanet ettiler. Bundan dolay da, onlara

salih olan iki kulumuzun

Hatta y o l u n uzakl nedeniyle dier elerinden daha uzun sreler ayr ka-

eye yarar

salamadlar.

O n l a r n hepsi Peygamber'in (s.a.v) h a k k olan eyleri -brahim'den ve

olanlara

da, Firavun'un

ni demiti ki: "Rabbim, bana kendi katnda

kurtar ve beni o zalimler

daha n c e s i n d e n beri kabul edilen haklar- yaptn biliyorlard. Safiye


(r.a.*) hari hepsi brahim ile cariyesi Hacer'in birlemesinden m e y d a n a ge-

kz Meryem'i de. Ki o kendi rzn korumutu.

len soya m e n s u p deiller miydi? Musa'ya indirilen N a m u s da bu h a k k des-

dan fledik.

tekliyordu. Kur'an ise aka bir efendinin klesini, eer isterse, cariye ola-

nlden bal

kelimelerini

karsn

verdi.

ancak

onlara

Allah'tan gelen

birlikte girin"
rnek olarak

hibir

denildi."
verdi.

cennette bir ev yap, beni Firavun'dan

onun yaptklarndan

O da Rabbinin

altndayd;

kendilerine

kisine de: "Atee dier girenlerle

"Allah, iman etmekte

lyordu.

nikhlar

(kocalar)

olarak

topluluundan
Bylece

ve kitaplarm

da kurtar."

biz de ona kendi

Have

lmran'n
ruhumuz-

tasdik etti. O (Rabbine)

g-

olanlardand".

rak alabileceini a k a bildiriyordu. F a k a t Peygamber'in (s.a.v) eleri o n u n


o k duyarl o l d u u n u da biliyorlard, imdi ise o n u n tm ev yaants ele-

P e y g a m b e r (s.a.v) bu s r e y i e l e r i n e o k u d u k t a n s o n r a , z e r i n d e d-

rinin g i z l e n m e m i reaksiyonlaryla srekli b l n y o r d u . zellikle Hafsa

n m e l e r i iin onlar yalnz b r a k t ve o n l a r n o d a l a r n d a n b a k a s a h i p ol-

(r.a.) o denli ileri gitti ki Peygamber (s.a.v) s o n u n d a bir daha Mariye'yi gr-

d u u tek oda olan s t k a p a l b i r s u n d u r m a y a e k i l d i . T m M e d i n e ' y e

m e y e c e i n e y e m i n etti. Bu kez Aie de Hafsa'nn s u orta idi.

o n u n elerini boad h a b e r l e r i yayld. Bu h a b e r g e c e m e r (r.a.)'in k u -

Yeni nazil olan srenin ad, P e y g a m b e r (s.a.v)'in Mariye'yi k e n d i s i n e

lana da gitti. afakta h e r z a m a n o l d u u gibi M e s c i d ' e gitti. F a k a t n a m a z d a n s o n r a m e r , tam P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e s e s l e n e c e i srada o k e s i n e

haram kldn belirterek balad iin T a h r i m Suresi ( T a h r i m ) idi:

e k i l d i . m e r Hafsa'ya gitti ve o n u gzyalar i i n d e b u l d u . O n a : " N i i n


"Ey Peygamber,
n niin haram

elerinin

honutluunu

isteyerek

Allah'n sana hell

kldklar-

a l y o r s u n ? " dedi ve c e v a p v e r m e s i n e frsat b r a k m a d a n " S a n a b u n u n


b y l e o l a c a n s y l e m e m i m i y d i m ? Allah'n rasul sizi b o a d m ? " di-

klyorsun?"

ye s o r d u . " B i l m i y o r u m " dedi, Hafsa (r.a.) " F a k a t o orada s u n d u r m a d a duBu ekilde balayan sre Peygamber'in y e m i n i n i z d k t e n sonra i"Eer sizler
kalbleriniz

(Peygamberin

erilik gsterdi.
melekler

tevbe ederseniz

Yok eer kar birbirinize

artk Allah onun mevlasdr,


arkasndan

iki ei) Allah'a

de onun

Cibril de ve mminlerin

desteki

r u y o r . " S u n d u r m a n n girii m e s c i d i n iindeydi. m e r (r.a.) o tarafa doru y n e l d i . M i n b e r i n etrafnda b i r g r u p a d a m t o p l a n m o t u r u y o r d u . Ba-

simlerini a n m a y a r a k Aie ve Hafsa'dan bahsediyordu:


(ne gzel).

olmaa

salih olan(lar)

nk

kalkrsanz,
da.

Bunlarn

zlar alyordu. m e r b i r sre o n l a r l a birlikte o t u r d u . F a k a t duygular


artk d a y a n a m a y a c a k hale g e l i n c e , k a p s n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n siyah
k l e s i n i n b u l u n d u u s u n d u r m a y a gitti. o c u a : " m e r i i n ieri g i r m e
izni i s t e " dedi. o c u k ieri girdi ve b i r d a k i k a s o n r a k p : " O n a seni sy-

destekisidirler."

ledik, fakat O h i b i r ey s y l e m e d i " dedi. m e r (r.a.) o t u r d u u yere geri

Dier b i r ayet tm elerine hitap ediyordu:

d n d . S o n r a tekrar gitti ve ieri g i r m e izni istedi, fakat o c u k yine ayn


da-

c e v a b verdi. n c kez de ayn ey oldu; fakat m e r t a m g i t m e k iin

itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oru tu-

geri d n m t ki, o c u k , P e y g a m b e r ' i n o n a izin verdiini s y l e d i . m e r ,

"Belki onu Rabbi, -eer o s i z i boayacak


ha hayrl mslman,

m'min, gnlden

tan (ya da Allah adna hicret edip seyahat

olursa- ona sizin yerinize


eden) dul ve bakire

eler

sizlerden
verir."

ieri girdi ve o n u bir h a s r n s t n d e yatar b u l d u . A r k a s n a uzand hasrn izleri k m t . H u r m a lifi ile d o l d u r u l m u deri b i r yasta dayan-

Sre tarihteki iki iyi, iki de k t kadn anlatarak son buluyordu:

y o r d u . n n e b a k y o r d u . m e r (r.a.) ieri girdiinde o n a b a k m a d . " E y

Allah'n R a s u l , " dedi m e r " E l e r i n i b o a d n m ? " P e y g a m b e r (s.a.v)

"Ey Peygamber,

ve onun ssl

ekicili-

bedelini vereyim)

ve g-

Eer siz Allah' ve Rasul'n ve ahiret

yurdu-

elerine syle: "Eer siz dnya hayatn

g z l e r i n i kaldrd ve m e r ' i n g z l e r i n e b a k a r a k : "Hayr b o a m a d m " de-

im istiyorsanz,

di. m e r (r.a.) t m y a k n evlerden d u y u l a b i l e c e k e k i l d e Allahu E k b e r

zel bir salma tarzyla sizi salvereyim.

diye bard. m m S e l e m e (r.a.) d a h a s o n r a l a r yle anlatyor: " S r e k -

nu istiyorsanz,

li a l y o r d u m . Birisi b a n a gelip: "Allah'n R a s u l sizi b o a d m ? " diye

bir ecir (mkfat)

gelin sizi yararlandraym

(size boanma

ank hi phe yok Allah, iinizden gzellikte


hazrlamtr."

(Ahzab:

bulunanlar

iin byk

28-29)

s o r d u u n d a 'Vallahi b i l m i y o r u m ' d i y o r d u m . B u d u r u m , m e r , P e y g a m b e r
(s.a.v)'e g i d i n c e y e k a d a r d e v a m etti. H e p i m i z o d a l a r m z d a iken o n u n

Aie (r.a.): "phesiz ben Allah' Rasul'n ve ahiret yurdunu istiyor u m " dedi. Peygamber (s.a.v)'in b t n eleri de ayn eyleri sylediler ve
o n u setiler.

tekbir getiriini d u y d u k ve Allah'n Rasul ( s . a . v ) ' n n m e r (r.a.)'in sor u s u n a " H a y r " c e v a b n verdiini a n l a d k " G e r e k t e h e r k e s i n kafasnda
ayn s o r u vard, fakat, m e r , kz Resulullah'la evli o l d u u iin b u dur u m l a daha y a k n d a n i l g i l e n m i t i .
"Orada ayakta durdum ve Resulullah'n ne d u r u m d a olduunu anlamaya altm" dedi mer. " D a h a sonra biz Kurey'liler eskiden elerimiz zerinde h a k i m d i k , fakat Medine'ye geldiimizde hanmlarn kocalarna h a k i m
olduu bir toplulukla karlatk d e d i m . " m e r b u szlerinden sonra Resulullah (s.a.v)'n y z n d e tasdik eden bir g l m s e m e grd. B u n u n zerine
nceden Hafsa (r.a.)ya uyar amacyla syledii eyleri anlatt. Peygamber
(s.a.v) yine glmsedi. Bundan cesaret alan m e r yere oturdu. O d a n n plaklna bir kez daha ard -yerde bir hasr, tane de deri yastk vard;
baka hibir ey yoktu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v)'e biraz daha lks yaamasn nererek Yunan'llar ve lran'llar r n e k gsterdi. Fakat Resulullah
(s.a.v) o n u n s z n keserek: " E y Hattab'n olu, phe mi duyuyorsun? yi
eyler onlara bu dnya iin verilmitir" dedi.
Henz yeni bir aya girmilerdi. Peygamber (s.a.v) bu ay geene kadar hanmlarndan hibirini g r m e k istemediini ilan etti. O ay geince ilk n c e Aie (r.a.)'nin odasna gitti. O n u grnce o k aran ve sevinen Aie: (r.a.)
"Tam yirmidokuz g e c e " dedi. Peygamber (s.a.v): 'Nereden biliyorsun?' diye
sordu. O da : 'Gnleri sayyordum-nasl saydm bir b i l s e m ! ' dedi. Peygamber
(s.a.v): 'Fakat bu ay 2 9 ekiyordu'dedi. Aie (r.a.) ay takvimine gre bir ayn
bazen otuz yerine sadece yirmidokuz

ektiini unutmutu.

Peygamber

(s.a.v) daha sonra ona kendisine gelen yeni vahiyden ve ona nerecei iki se e n e k t e n bahsetti. O n a bu meselede danmak iin babasn armak isteyip
istemediini sordu. "Hayr" dedi Aie (r.a.) "Sana kar bana kimse yardm
edemez. Ey Allah'n Rasul, ne olduunu a b u k syle." Peygamber (s.a.v)
"Allah senin n n e iki seenek k o y d u " dedi ve u ayeti o k u d u :

1.

Kinane kabilesinden Beni Leys kolundan.

2.

W. 7 2 5

3.

B. LXII, 6.

4.

I.S. VIII, 163.

5.

I.S. VIII, 131.

6.

I.S. VIII, 137.

b u l u n d u u Merve tepesinde s o n buluyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) orada bir deve k u r b a n etti ve Hudeybiye'de de ayn grevi yerine getiren Hiras'a ban

[72]

tra ettirdi. U m r e farizas burada son buluyordu.


Daha sonra putlarla d o l u o l m a s n a ramen K'be'ye g i r m e k niyetiyle

- r - r u d e y b i y e anlamasnn s t n d e n yaklak bir yl gemiti. Kurey'in

Mescid-i Haram'a doru yneldi. Fakat K'be'nin kaplar kapalyd ve anah-

i l v e r d i i sz gerei Peygamber (s.a.v) ve arkadalarnn u m r e y a p m a k

tar da Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n b i r adamdayd. P e y g a m b e r (s.a.v) anahtar

iin Mescid'i Haram' ziyaret etme z a m a n gelmiti. l e n veya savalarda l-

i s t e m e k zere bir adam gnderdi.

drlenler hari ilerinde geen ylki haclarn da b u l u n d u u toplam ikibin

Fakat Kurey liderleri b u n u n anlamada yer almadn ve K'be'ye gir-

hac vard. Hudeybiye'de b u l u n m a y a n l a r d a n biri de Beni Devs'ten 1 E b u Hu-

m e n i n h a c c m farzlarndan olmadn sylediler. Bu n e d e n l e mslmanlar-

reyre (r.a.) idi. Kabilesinden bir grupla Hayber'den sonra Medine'ye gelmi

dan hi k i m s e o yl K'be'ye giremedi. F a k a t g n e en y k s e k noktasna

ve Ehl-i Suffe'ye katlmt. M s l m a n olduktan sonra ad Abdurrahman'a

ulatnda Peygamber (s.a.v) Bill (r.a.)'e K'be'nin atsna kp ezan oku-

evrilmi fakat yine de ounlukla "kedilerin babas" anlamna gelen E b u

masn syledi. O n u n gr sesi t m M e k k e vadisini doldurdu ve ilk n c e tek-

Hureyre adyla anlmt. Bu ad o n a , Peygamber (s.a.v) gibi kedileri o k sev-

bir, daha sonra da kelime-i ehadet sesleri M e k k e etrafndaki tepelere kadar

dii ve yannda srekli bir kedi yavrusu bulundurduu iin verilmitir. Da-

ulat: "ehadet ederim ki, Allah'tan baka ilah yoktur. Yine ehadet ederim

ha sonra Peygamber (s.a.v)'in ashabnn ileri gelenlerinden biri olmutur.

ki, M u h a m m e d Allah'n Rasuldr." E b u Kubays tepesindeki Kurey lider-

Bu h a c srasnda da Peygamber (s.a.v) o n u kurban develerinin b a k m ile

leri Bill'i aka grebiliyorlard ve zenci bir kleyi K'be'nin atsnda g-

grevlendirmiti.

r n c e o k kzdlar. Bu d u r u m u n d m a n iin b i r o k ilave baarlara neden

Kureyliler, haclarn haram blgeye yaklatklarn duyunca etraftaki


tepelere ekilerek tm vadiyi boalttlar. Kurey liderleri E b u Kubays tepe-

olacak bir zafer o l d u u n u n da farkndaydlar. Bu n e d e n l e b i r yl n c e k e n di lehlerine g r n e n anlamay imzaladklarna piman olmulard.

sine toplandlar ve oradan Mescid'i gzlediler. Oradan geni b i r alan gre-

Haclar b o ehirde g n geirdiler. Peygamber (s.a.v)'in adr Mes-

biliyorlard. imdi u z u n bir sra halinde kuzeybat geidinden haclarn eh-

cid'e kurulmutu. Geceleri gizlice M s l m a n olan Mekke'liler tepelerden

rin h e m e n altndaki vadiye girdiklerini gryorlard. Bir sre sonra o k es-

sessizce iniyor ve M s l m a n l a r n kampnda sevinli dakikalar yaanyordu.

k i d e n beri g e l e n e k olan bir sz duymaya baladlar: L e b b e y k Allahmme

Leb-

beyk (Allah'm, ite geldim h i z m e t i n d e y i m ) .


Balar tral, beyaz giysili hac kalabalna en nde K e s v a ' n m stnde olan Peygamber (s.a.v) ve yerde devesinin ipini tutan Abdullah b n Rehava (r.a.) nderlik ediyordu. Dierlerinin de bir k s m develerde b i r k s m
ise yayand. E n yakn yoldan doruca K'be'ye yneldiler. Herkeste b e l d e n
yukarsn rten bir k u m a paras vard. Mescid'e girildiinde P e y g a m b e r
(s.a.v) stndeki elbiseyi dzeltti. O m u z u n u akta brakarak k u m a sa
k o l u n u n altndan geirdi, iki u c u sol o m u z u n d a n aprazlama geirerek n e

Kurey'in M s l m a n o l m a s n a ses karmad Abbas (r.a.) a k a bu gn n o u n u Peygamber (s.a.v)'le birlikte geirmiti. te b u srada karsnn
kardei Meymune'yi Peygamber (s.a.v)'e e olarak teklif etmi, o da kabul
etmiti. M e y m u n e ve mm'1-Fadl z kardetiler. O n l a r n yamsra, Abbas'n evinde, bu ikisinin vey kardei ve Hamza'nn dul ei Selma ile kzlar mre de kalyordu. Ali (r.a.) kuzenlerinin yani H a m z a (r.a.)'nn kzn n putperestler iinde b r a k l m a m a s gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v)
ve Abbas (r.a.) da b u neriyi kabul ettiler. m a r e ' n i n haclarla birlikte gelen Fatma'nn yanna, o n u n devesine b i n m e s i n e karar verildi.

ve arkaya sarktt. Dierleri de o n u n gibi yaptlar. Peygamber (s.a.v) b i n e i -

g n n s o n u n d a Shely ve Huveytib, E b u Kubays'tan indiler ve Sa'd

nin s t n d e "K'be'nin gneydou k e s i n e doru ilerledi ve asas ile Ha-

i b n bade (r.a.) ve b i r grup Ensar ile birlikte oturan P e y g a m b e r (s.a.v)'e

cer'l-Esved'e d o k u n d u . Daha sonra K'be'nin etrafn yedi kez dolat, yani

" Z a m a n n z bitti bizden u z a k l a n " dediler. Peygamber (s.a.v): "Evliliimi

tavaf etti. Tavaftan sonra Safa tepesinin eteklerine gitti -'e Safa ile Merve ara-

sizin aranzda yapp, size d n yemei s u n m a m iin bir sre daha burada

snda yedi kez gidip geldi. Sa'y ad verilen b u yry k u r b a n develerinin

k a l m a m n ne gibi bir zarar olabilir?" cevabn verdi. Onlar: "Senin verece-

in ziyafete i h t i y a c m z y o k , b i z d e n uzakla. E y M u h a m m e d , s e n d e n Allah


adna ve a r a m z d a k i a n l a m a adna l k e m i z i terk e t m e n i istiyoruz.

Bu

n c g e c e y d i ve g e t i " dediler. O n l a r n b u saygsz ve n e z a k e t s i z l i i n e


Sa'd o k s i n i r l e n m i t i , fakat P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u teskin etti ve " E y Sa'd
bizi k a m p m z d a ziyaret edenlere k t s z s y l e m e ! " dedi. D a h a s o n r a karanlk k m e d e n b t n M s l m a n l a r n e h i r d e n ayrlmas iin e m i r verdi.
F a k a t h i z m e t i s i E b u Rafi'yi, M e y m u n e ' y i g e t i r m e k zere M e k k e ' d e b r a k t .
M e y m u n e g e l d i i n d e h a r a m b l g e n i n b i r k a mil dnda erif d e n i l e n yerde
d p n yapld.

b e n z i y o r " ^ d e m i t i . Hepsini v c s z l e r l e m e m n u n e t t i k t e n s o n r a Cafer'in


l e h i n e o l a n k a r a r n a k l a d . " O n u n z e r i n d e en o k s e n i n h a k i n v a r " dedi. " A n n e n i n k z kardei de b i r a n n e d i r " . C a f e r h i b i r ey s y l e m e d i , fakat
ayaa k a l k p P e y g a m b e r (s.a.v)'in etrafnda d a n s e d e r e k bir daire izdi. Peyg a m b e r ( s . a . v ) : " C a f e r b u da n e ? " diye s o r d u . O u c e v a b verdi: " H a b e i s tanllarn krallarna yaptklar b i r e r e f gsterisi. N e c a i n e z a m a n b i r i n e sev i n e c e i b i r ey verse o a d a m ayaa k a l k a r ve o n u n etrafnda d a n s e d e r . "
B u n d a n ksa bir sre s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) m a r e (r.a.) ile, k e n d i

B u y e n i b a , d m a n l a daha n c e d e n t a h m i n e d i l m e y e n b i r ilikiye ne-

v e y olu S e l e m e (r.a.)'yi evlendirdi. S e l e m e ' n i n babas E b u S e l e m e , H a m -

den o l d u . M e y m u n e , mm'1-Fadl ve v e y kardeleri S e l m a ve E s m a h e p

za'nn k z kardei Berre'nin olu o l d u u iin S e l e m e ayn z a m a n d a m a -

b i r a n n e n i n o c u k l a r y d . F a k a t M e y m u n e ve m m ' l - F a d l ' n b a b a l a r tara-

re'nin k u z e n i o l u y o r d u . Bu evlilik srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " i m d i S e l e -

fndan da ' A s m a ' 2 a d n d a bir vey kardeleri vard. M a h z u m ' l u Velid'in dul

me'ye b o r c u m u d e d i m m i ? " d e m i t i . Bu szleriyle P e y g a m b e r ( s . a . v ) Sele-

ei o l a n ' A s m a ' n n Velid'den Flalid a d n d a b i r olu o l m u t u . Halid i m d i

m e , a n n e s i m m S e l e m e ' y i k e n d i s i n e verdii iin o n a b o r l u o l d u u n u ve

P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e h a n m n n yeeni o l m a s n e d e n i y l e a k r a b a l k bayla

karlnda da o n a bir gelin v e r e r e k b u b o r c u n u d e d i i n i b e l i r t m e k isti-

balanm oluyordu.

yordu.

M e d i n e ' y e d n d k t e n ksa b i r sre s o n r a b i r g n P e y g a m b e r ( s . a . v ) -

K u r e y ' i n ileri gelen b i r o k a d a m P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e k k e ' y e girii-

le u y k u s u n d a n ateli b i r tartma sesiyle u y a n d . Tartanlarn s e s l e r i n d e n

n e ahit o l m u l a r d . F a k a t Halid ve A m r n e E b u Kubays'ta n e de dier tepe-

onlar Ali ( r . a . ) , Zeyd (r.a.) ve Cafer (r.a.) o l d u k l a r n anlad. T a r t t k a b i r

lerde k a m p k u r a n l a r arasnda y o k t u . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in e h r e

karara v a r m a k t a n daha da uzaklayorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o d a s n n k a -

y a k l a m a s n d a n ksa b i r sre n c e e h i r d e n ayrlmlard.Ayrl kararlar

psn a p dardan o n l a r ard ve t a r t m a k o n u s u n u n ne o l d u u n u sor-

b i r b i r i n d e n b a m s z d ve ayrlma n e d e n l e r i de b i r b i r i n d e n farklyd. F a k a t

du. S o r u n u n b i r e r e f s o r u n u o l d u u n u ve M e d i n e ' y e geldiinden b e r i Ali

b i r n o k t a d a ayn g r paylayorlard: " H u d e y b i y e a n l a m a s P e y g a m b e r

(r.a.)'nin e v i n d e k a l a n H a m z a ' n n kz m a r e (r.a.) z e r i n d e h a n g i s i n i n da-

( s . a . v ) i i n m o r a l bir zafer o l m u t u ve o n u n M e k k e ' y e girmesi o n a kar d a -

ha o k h a k k a s a h i p o l d u u n u tarttklarn sylediler. " B a n a g e l i n " dedi.

y a n m a g c n n artk y o k o l m a s a n l a m n a geliyordu. F a k a t A m r ' n islm'a

P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Aranzda h k m b e n v e r e c e i m . " Hepsi

oturduktan

d m a n c a t u t u m u n d a b i r d e i i k l i k o l m a m t . O y s a Halid b i r k a yl n c e -

s o n r a ilk n c e Ali (r.a.)'ye d n e r e k b u k o n u d a ne d n d n s o r d u . Ali

s i n d e n b e r i kararszlk iindeydi. Dtan b a k l d n d a b u n u g r m e k o l a n a k -

" O b e n i m a m c a m n kz, o n u M e k k e ' d e n b e n g e t i r d i m , b u y z d e n o n u n

szd: n k o K u r e y i n P e y g a m b e r (s.a.v)'e kar yapt h e r savata yeri-

z e r i n d e e n o k b e n i m h a k k m v a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) d a h a s o n r a Ca-

ni a l m t . F a k a t daha s o n r a l a r , U h u d ' d a n ve H e n d e k ' t e n d n t e savan

fer'e d n d . O da " O b e n i m a m c a m n kz ve a n n e s i n i n kz k a r d e i b e n i m

a n l a m s z o l d u u n u ve s o n u n d a naslsa M u h a m m e d ' i n ( s . a . v ) zafer k a z a n a -

e v i m d e " dedi. Cafer'in kars E s m a (r.a.) m a r e ' n i n teyzesiydi. Z e y d ise sa-

c a n d n d n itiraf etmitir. P e y g a m b e r ( s . a . v ) Hudeybiye'ye gider-

d e c e " O b e n i m k a r d e i m i n k z d r " dedi. n k P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i -

k e n , o n u n svari birliinin g z n d e n k a p g i d i n c e de Flalid: " B u a d a m ger-

ne'ye ilk g e l d i k l e r i n d e Hamza ile Zeyd'i k a r d e yapmt. H a m z a (r.a.) da

e k t e n k o r u n m u " diye bardn sylemitir. B u , o n u n slm'a kar giri-

k e n d i ile ilgili b t n ilere Zeyd (r.a.)'in b a k m a s n vasiyet etmiti. de

tii s o n h a r e k e t o l m u t u . B u n d a n s o n r a da M s l m a n l a r Hayber'de zafer

b u eref m e s e l e s i n d e k e n d i s i n i n h a k l o l d u u n u d n e c e k n e d e n l e r e sa-

kazanmlard.

hipti. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a r a r n a k l a m a d a n n c e h e p s i n i de
v e n s z l e r syledi. te o z a m a n Cafer'e: " G r n n ve k a r a k t e r i n b a n a

Halid'i m e g u l e d e n baka tr d n c e l e r de vard: s t e m e m e s i n e ram e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n kiisel b i r spvgi b e s l i y o r d u . l m e d e n n c e k a r dei Velid'in k e n d i s i n e brakt m e k t u p t a n da P e y g a m b e r (s.a.v)'in k e n d i -

sini s o r d u u n u ve: " E e r o g l e n e r j i s i ile putperestlere kar slm' des-

likte Habeistan'a g i t m e y e i k n a etti. O n l a r a , eer M u h a m m e d (s.a.v) s o n u -

teklerse k e n d i s i i i n o k iyi olur, biz de o n u dierlerine tercih e d e r i z " dedi-

ta zafer k a z a n r s a k e n d i l e r i n i n e m i n bir h i m a y e altnda o l a c a k l a r n , Kurey

ini r e n m i t i . Velid de: " E y k a r d e i m , ite neleri k a y b e t t i i n i g r " diye e k -

kazanrsa t e k r a r M e k k e ' y e d n m e o l a n a k l a r n n v a r o l d u u n u syledi. " M u -

lemiti.

h a m m e d (s.a.v)'in y n e t i m i n d e o l m a k t a n s a N e c a i ' n i n y n e t i m i n d e olu-

B u n l a r n y a n s r a b i r de a i l e s i n d e k i baz deiiklikler Halid'i e t k i l e m i -

r u z " dedi, dierleri de o n u doruladlar.

ti. U z u n s r e d e n b e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'in taraftan olan Halid'in a n n e s i 'As-

A m r akll b i r p o l i t i k a c ve k o l a y c a y l m a y a n a z i m l i b i r a d a m d . C a f e r

m a (r.a.) ksa b i r sre n c e M s l m a n o l m u t u . i m d i ise teyzesi M e y m u -

(r.a.) ve a r k a d a l a r n n g l e t k i s i n i y o k s a y a r a k yapt b y k hataya ra-

n e (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ei idi. Bu evlilikten ksa b i r . s r e s o n r a Halid rya-

m e n , M s l m a n l a r n adn a n m a d a n yllarca N e c a i ile ilikisini devam et-

snda k e n d i s i n i n h e r taraf kapal ve k r a bir l k e d e o l d u u n u g r m t .

tirmiti. i m d i m s l m a n l a r o l k e y i t e r k e t m i l e r ve M e d i n e ' y e gitmilerdi.

D a h a s o n r a b u l k e d e n k p h e r taraf yeil ve verimli otlaklarla kapl b i r

Amr, o n l a r n g i t m e s i y l e N e c a i ' n i n yeni d i n e d u y d u u ilginin de y o k o l d u -

l k e y e gitmiti. Halid b u n u n b i r rya veya b i r hayal o l d u u n u d n y o r -

u n u z a n n e d i y o r d u . H u z u r a i l k k t n d a g t r d deri hediyeler m e m -

du. B u n u k e n d i s i n e g r e y o r u m l a y a r a k M e d i n e ' y e g i t m e y e karar verdi. F a -

n u n i y e t l e k a b u l edildi. N e c a i o d e n l i m e m n u n g z k y o r d u ki A m r h i m a -

kat y a n n d a b i r a r k a d a l a b i r l i k t e g i t m e k istiyordu. K e n d i s i gibi d n e n

ye i s t e m e y e k a r a r verdi. F a k a t b u izni i s t e r k e n M u h a m m e d (s.a.v)'den k -

b a k a k i m s e y o k m u y d u a c a b a ? i m d i o r a d a o l m a y a n A m r ' n yansra, o n u n

mseyerek bahsetti. Ama bu, kraln birden bire o k sinirlenmesine neden

en y a k n arkadalar k r i m e ve Safvan'd. Halid, i k i s i n i de ard, fakat Saf-

oldu. A m r o k armt: N e c a i ' n i n s y l e d i k l e r i n d e n , k e n d i s i i i n b u l k e -

van: " B t n K u r e y l i l e r M u h a m m e d ' i n p e i n d e n gitseler bile b e n o n u n pe-

de b i r g e l e c e k k u r a b i l m e s i n i n -deri h e d i y e l e r d e n o k - M s l m a n o l m a s n a

i n d e n g i t m e m " dedi. k r i m e de b u n a b e n z e r b i r ey s y l e m i t i . Halid ikisi-

bal o l d u u ortaya k y o r d u . B u h i m a y e y i s l m ' d a n k u r t u l m a k iin iste-

nin de b a b a l a r n Bedir'de k a y b e t t i k l e r i n i , Safvan'n bir de k a r d e i n i k a y b e t -

miti. F a k a t i m d i y e n i d i n e k a r k o y m a g c zayflamaya balyordu. M u -

tiini a k l n d a n k a r m a m t . z g n o l a r a k y a l n z b a n a yola k o y u l d u . F a -

h a m m e d (s.a.v)'in p e y g a m b e r l i i n i k a s t e d e r e k " E y k r a l , b u n a g e r e k t e n e-

kat e v i n d e n a y n l d k t a n ksa b i r sre s o n r a A b d u ' d - D a r ' d a n T a l h a ' n n olu

h a d e t ediyor m u s u n ? " dedi. N e c a i : " T a n r h u z u r u n d a b u n a e h a d e t ediyo-

O s m a n -yllar n c e m m Seleme'yi M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e g t r e n a d a m -

r u m " dedi. " E y A m r , b e n i m s y l e d i i m i yap ve o n u izle. T a n r y a a n d o l s u n o

ile karlat. O s m a n , Halid'in k r i m e ve Safvan'dan daha y a k n b i r a r k a d a -

h a k . M u s a ' n n F i r a v u n ve taraftarlarna galip g e l m e s i gibi, o da n n e k o n u -

yd. F a k a t d a h a n c e geirdii iki d e n e y i m Halid'i s u s k u n klmt. B u n u n

lan t m engellere galip g e l e c e k . " 4

yan sra O s m a n ' n U h u d ' d a b a b a s n , iki a m c a s n ve drt k a r d e i n i k a y b e t -

Tarih A m r ' n a r k a d a l a r n n isimlerini ve n e y a p m a y a k a r a r verdikleri-

tiini hatrlamt. Bir sre sessizce b i r l i k t e yol aldlar. S o n r a Halid b i r d e n

ni k a y d e t m e m i . F a k a t A m r k e n d i s i n i Y e m e n s a h i l l e r i n e g t r e n b i r b o t a

bire k o n u m a y a k a r a r verdi ve aratran gzlerle: " B i z i m d u r u m u m u z deli i n d e k i t i l k i n i n d u r u m u n d a n d a h a p a r l a k deil. S a d e c e b i r k o v a su d k s e n


dar k m a k z o r u n d a kalr." dedi. Y z i f a d e s i n d e n O s m a n ' n k e n d i s i n i n n e
d e m e k istediini anladn h i s s e d e n Halid, n e r e y e ve n i i n gittiini anlatt.
Zaten u z u n s r e d e n b e r i b u d n c e d e o l a n O s m a n da o n u n l a b i r l i k t e gelm e y e k a r a r verdi. O , evden baz ihtiyalarn a l m a k i i n gittiinde, Halid
o n u b e k l e m e y i m e m n u n i y e t l e k a b u l etti. Ertesi s a b a h ikisi b i r l i k t e M e d i ne'ye doru yola ktlar.

b i n d i . Sahile vardnda b i r deve ve b i r o k y i y e c e k alp k u z e y e d o r u yola


kt. M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e giden sahil y o l u n d a k i ilk k o n a k l a r d a n biri o l a n
Hedde'ye vardnda. Halid ve O s m a n ' l a karlat. Y o l c u l u u n geri k a l a n
b l m n b i r l i k t e yaptlar.
de M e d i n e ' d e s e v i n l e karlandlar. Halid, P e y g a m b e r (s.a.v) h a k k n d a : " S e l m m aldnda y z p a r l y o r d u " dedi. lk biat e d e n Halid oldu.
"Allah'tan b a k a ilah o l m a d n a ve s e n i n Allah'n rasul o l d u u n a e h a d e t
e d e r i m " d e d i . " S e n i hidayete ulatran Allah'a h a m d o l s u n " dedi. P e y g a m b e r

Amr'a g e l i n c e , o s l m k o n u s u n d a k r i m e ve Safvan'la ayn fikirdeydi.

( s . a . v ) " H e r z a m a n s e n d e , s e n i s o n u t a iyiden b a k a b i r eye g t r m e y e c e k

F a k a t d u r u m u n t e h l i k e s i n i onlardan d a h a iyi a n l y o r d u . B u n e d e n l e k e n d i -

o l a n b i r akl g r r d m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi H a l i d (r.a.), " H a k k a en-

sini b i r lider gibi k a b u l e d e n S e h l ve dier k a b i l e l e r d e n b i r g r u p g e n c i bir-

gel o l m a k iin yaplan savalarn h e p s i n d e sana k a r savatm g r d n .

LMLER

Allah'a dua et de Allah b u n l a r a f f e t s i n . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " s l m k e n d i s i n d e n n c e h e r eyi k e s i p a t a r " dedi. " B u kadar o k olsa da m ? " dedi Ha-

VE

BR

DOUM

VAAD

[73]

lid. Hl y z n d e z n t izleri tayordu.Bu n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) :


" A l l a h ' m , Halid'i s e n i n y o l u n a k o y d u u engeller n e d e n i y l e c e z a l a n d r m a ,
affet" diye dua e t t i . 5 D a h a s o n r a O s m a n (r.a.) ve A m r (r.a.) da k e l i m e - i eh a d e t getirdi. A m r d a h a s o n r a l a r , o anda P e y g a m b e r (s.a.v)'e d u y d u u say-

icret'in s e v i n d o l u b u s e k i z i n c i ylnn b a l a r n d a ayn z a m a n d a baz

z n t l e r de y a a n y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in ailesinde m e y d a n a ge-

l e n l m l e r d e n ilki, kz Z e y n e b ' i n l m y d . Babas l r k e n Z e y n e b ' i n ya-

gdan b a n kaldrp o n u n y z n e b a k a m a d m anlatrd.


H e n d e k savan-

n n d a y d , d a m a d n a ve t o r u n u n a teselli d o l u s z l e r syledi. D a h a s o n r a ev-

dan ksa b i r sre n c e M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e k a m t . D a h a s o n r a o n a

de ve m m S e l e m e (r.a.) ile b i r l i k t e m m E y m e n (r.a.)'e c e n a z e y i g m l -

A m r ' n o l u o l a n yeeni A b d u l l a h da katlmt. Abdullah onalt y a n d a bir

m e y e h a z r hale g e t i r m e l e r i n i s y l e d i . l y e gusl abdesti a l d r d k t a n s o n -

A m r ' n kardei ve m e r (r.a.)'in k u z e n i olan H i a m ,

g e n t i ve o k s a m i m i b i r m s l m a n d , o u g n o r u l u geirirdi. S a h a b e

ra P e y g a m b e r (s.a.v) i i n e giydii b i r elbiseyi kard ve o n l a r a c e n a z e y i b u

arasnda en bilgili k i i l e r d e n biri o l m a y da b a a r m t . P e y g a m b e r ( s . a . v )

k u m a a s a r m a l a r n syledi. D a h a s o n r a c e n a z e n a m a z n kldrd ve m e z a -

o n a k e n d i szlerini y a z m a izni vermiti. A b d u l l a h ve H i a m h e p A m r ' n

rn b a n d a dua etti.

M s l m a n o l m a s i i n dua ediyorlard. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e tekrar b i r araya g e l m e l e r i h e m Amr, h e m de o n l a r i i n b y k b i r s e v i n u n s u r u o l d u .

P e y g a m b e r (s.a.v)'e o c u k d o u r a n tek kars H a t i c e idi. Medine'liler,


P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e d i n e ' d e de b i r o c u u n u n d o m a s n istiyorlard. u

B u aylarda s e v i n c e n e d e n o l a n olaylardan ikisi de C a f e r (r.a.) ve Ali

anda yaayan eleri arasnda s a d e c e i k i s i n i n - m m S e l e m e (r.a.) ve m m

( r . a . ) ' n i n aabeyi Akil (r.a.) ile M u t ' i m ' i n olu C b e y r (r.a.)'in M s l m a n

H a b i b e ( r . a . ) - k e n d i s i n d e n n c e k i k o c a l a r n d a n o c u k l a r o l m u t u . H e r ye-

o l m a s y d . Bedir'de a l m a n esirleri fidye karl geri a l m a k zere geldiin-

n i evlilikte Medine'liler b i r o c u k d o m a s m i d i y l e s e v i n c e kaplyorlar; fa-

de C b e y r ' i n k a l b i n e y e r l e e n i n a n , artk b i r k e n a r a a t l m a y a c a k d e r e c e y e

kat bir mddet sonra tm sevinleri yok oluyordu. n k

gelmiti. Akil (r.a.) biat e t m e k i i n geldiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : S e n i

( s . a . v ) ' i n H a t i c e ' d e n s o n r a evlendii h i b i r k a d n d a n o c u u o l m a m t . F a -

Peygamber

iki tr sevgi ile s e v i y o r u m , biri b a n a a k r a b a l k ba o l a r a k y a k n o l m a n ,

kat k z n n l m n d e n k s a b i r sre s o n r a , o n u n tekrar b a b a olaca, orta-

i k i n c i s i ise sana a m c a m iin b e s l e d i i m sevgi" d e d i 7

ya k t . Kpti cariyesi M a r i y e b i r o c u k b e k l i y o r d u . Medine'liler, P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n o n u o k sevdiini bildikleri ve o n u s e v i n d i r m e k istedikleri


i i n z a t e n Mariye'ye o k iyi davranyorlard. B u h a b e r i d u y m a l a r y l a o n a
b e s l e d i k l e r i sevgi ve ilgi iki k a t m a k t .
U m r e ' d e n d n d k t e n y a k l a k ay s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) Suriye sn r n d a k i kabilelere b a r l a m a l a r l a o n b e eli g n d e r d i . F a k a t o n l a r n
d o s t a s e l a m l a r n a o k y a m u r u ile c e v a p verildi. D v m e k z o r u n d a k a l a n
e l i l e r i n b i r i h a r i hepsi l d r l d .
B i r t e k l m l e s o n u l a n a n , fakat d a h a b y k p o l i t i k n e m e s a h i p olan

1.

Bak. Bl. 18.

2.

Latin harfleriyle yazldnda birbirinden ayrlmas zor olsa da Esma ve Asma isimleri birbirlerinden farkldr. Buradaki, Asma olup ayn ve sad ie yazlr. Esma ise elif ve sin ile yazlr.

3.

I.S. IV/1,24

g n d e r m i t i . Gassan'l b i r k a b i l e b a k a n Busra'ya g n d e r i l e n i k i n c i e l i n i n

4.

W 743.

y o l u n u k e s m i ve eliyi l d r m t . o u n l u k l a Hristiyan o l a n Gassan'l-

5.

\JK 7 4 1 - 9 .

l a r n Kayser'in e l i s i n d e n y a r d m i s t e m e riskine r a m e n b u tr b i r h a r e k e t

6.

Bak. Bol. 3 5 .

7.

I.S. IV/2, 30.

cezasz b r a k l a m a z d .

b i r olay d a h a m e y d a n a geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) daha n c e d e n D i h y e el-Kelbi'yi Kayser'e yazd ve c e v a p alamad m e k t u p l a b i r l i k t e B u s r a valisine

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , b i n kiilik b i r ord toplad ve Zeyd (r.a.)'in k u -

B i z a n s svarileri ortada, Arap k u v v e t l e r i ise iki y a n n d a yer alyordu. Be-

m a n d a s n d a G a s s a n l l a r a gnderdi. E e r Zeyd (r.a.) l d r l r s e y e r i n e Ca-

dir'de A k a n k a l t e p e l e r i n d e n i n e n K u r e y o r d u s u n u n i m d i g r d k l e r i or-

fer (r.a.), o l d r l r s e Abdullah b n R e v a h a (r.a.) g e e c e k t i . de l d -

duyla karlatrldnda o k az s i l a h ve zrh v a r d . B u n u n yansra d m a n

rlrse,ordu kumandann kendi seecekti. Daha sonra Peygamber (s.a.v)

o r d u s u o n l a r n geliini b e k l i y o r d u ve l e j y o n l a r sava k o n u m u n d a onlar

Zeyd'e b e y a z b i r s a n c a k verdi ve dier arkadalaryla b i r l i k t e ,

k a r l a m a y a h a z r bekliyorlard.

orduyu

U h u d ' u n k u z e y i n d e k i iki tepe a r a s n d a k i veda g e i d i n e kadar y o l c u etti.

A r a z i n i n e i m i k e n d i a l e y h l e r i n e o l d u u i i n h e m e n kar karya gel-

A b d u l l a h ' n y a n n d a velayeti altnda o l a n y e t i m bir o c u k vard, o n u se-

m e k t e n k a n a n Zeyd (r.a.), g n e y e , M u t e ' y e d o r u e k i l m e e m r i verdi.

m e r i n a r k a s n a b i n d i r m i t i . Yol b o y u n c a o c u k , Abdullah'n Suriye snrlar

O r a d a arazi b a k m n d a n avantajl o l a c a k l a r d ve sava d z e n i n e g i r m e fr-

i i n d e k a l m a isteini ifade e d e n m s r a l a r o k u d u u n u duydu. " B u m s r a l a r

satlar o l a c a k t . Sayca o k fazla o l d u k l a r n n farknda olan d m a n o r d u s u ,

d u y u n c a a l a d m " dedi o c u k , " B e n i m aladm g r n c e k a m s n n u c u

M s l m a n o r d u s u n u Mu'te'ye k a d a r izledi. D m a n o r d u s u yaklatnda

ile b a n a d o k u n d u ve: "Zavall a r k a d a m , niye z l y o r s u n ? E e r A l l a h ba-

o n l a r n b e k l e d i i gibi geri e k i l m e y e r i n e Z e y d saldr e m r i verdi.

na e h i t l i k n a s i b eder, b e n de b u d n y a d a n , m e a k k a t l e r i n d e n , dertlerin-

O a n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n M e d i n e ile Mu'te arasndaki u z a k l k y o k

d e n , a c l a r n d a n ve olaylarndan k u r t u l u r s a m , s e n s e m e r i n s t n d e r a h a t

o l m u t u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b e y a z s a n c a ile Zeyd'in o r d u y u nasl d m a -

o l a r a k geri d n e c e k s i n " dedi. B u n d a n s o n r a , g e c e l e y i n yaplan b i r m o l a d a

na d o r u ilerlettiini g r y o r d u . O n u n yere d e n e kadar b i r o k l m c l

iki rekat n a m a z kld ve a r k a s n d a n u z u n sre dua etti. D a h a s o n r a b e n i a-

yara aldn, a r k a s n d a n sanca C a f e r (r.a.)'in alp o n u n da ehit olana ka-

rd. B e n : " B u r a d a y m , e m r i n d e y i m " d e d i m . O : " n a l l a h b u e h a d e t t i r de-

dar savatn grd. D a h a s o n r a s a n c a A b d u l l a h ald. O n u n y n e t t i i sal-

di."1

dr d m a n n

O r d u Suriye snrna geldiinde, s a d e c e t m k u z e y k a b i l e l e r i n i n deil,

l m s a m a s ve k e n d i s i n i n

de e h a d e t i y l e

sonuland;

a d a m l a r d z e n s i z b i r ekilde geri ekildiler. E n s a r ' d a n biri olan Sabit bn

Kayser'in t e m s i l c i s i n i n de birleip k e n d i l e r i n e kar savaacan duydular.

E r k a m (r.a.) s a n c a ald ve M s l m a n l a r tekrar d z e n e girdiler. B u n u n

Hep b i r l i k t e o r d u n u n yz b i n kii k a d a r o l d u u s y l e n i y o r d u . Tabii k i b u n -

z e r i n e Sabit s a n c a Halid'e v e r m e k istedi. F a k a t Halid (r.a.) b u erefe Sa-

da a b a r t m a pay da vard. B u n u n l a b i r l i k t e Z e y d (r.a.) bir sava k o n s e y i top-

bit (r.a.)'in daha o k h a k k o l d u u n u s y l e y e r e k k a b u l e t m e d i . Sabit: "Al u-

lamaya

n u b e n s a d e c e s a n a v e r m e k iin o n u y e r d e n a l m t m " dedi. B u n u n z e r i n e

karar

verdi.

Adamlarn

ou

bu

durumun

hemen

Peygamber

(s.a.v)'e b i l d i r i l m e s i gerektii kanaatindeydiler. P e y g a m b e r (s.a.v) ya o n l a r a

Halid k u m a n d a y ald ve saflar b i r b i r i n e yaklatrd. D m a n n

geri d n m e e m r i verir ya da yardmc k u v v e t gnderirdi. F a k a t A b d u l l a h b u

y a k l a m a s n d e e r l e n d i r i p M s l m a n l a r n iyi b i r saldr d z e n i k u r m a l a r

dzenli

fikre k a r kt. K o n u m a s n U h u d ' d a n n c e s y l e n e n ve g e l e n e k t e b i r o k

i i n geri e k i l m e l e r i n i salad. Saldr kar tarafn zaferiyle s o n u l a n d , fa-

savatan n c e s y l e n e c e k olan kar k o n u l a m a y a c a k b i r c m l e ile bitirdi:

kat b u b a a r d a n h i b i r ey elde e d e m e d i l e r . M s l m a n l a r d a n ise, lider

" n m z d e iki iyi e y d e n biri var; ya zafer ya e h i t l i k - C e n n e t b a h e l e r i n -

dnda s a d e c e b e kii ehit o l m u t u . B u n e d e n l e b u b i r b a k m a Halid (r.a.)

deki k a r d e l e r i m i z e katlp onlara a r k a d a l k e t m e k - O halde haydi i l e r i ! "

i i n b i r zaferdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) savata Zeyd (r.a.), Cafer (r.a.) ve Abdul-

A b d u l l a h ' n b u szleri etkili o l d u ve ordu k u z e y e doru i l e r l e m e y e de-

lah (r.a.)'n a r k a arkaya e h a d e t i n i a n l a t t k t a n s o n r a . " D a h a s o n r a Allah'n

v a m etti. i m d i u z u n ve derin y a t a n d a n d o u s n r n d a y k s e l e n tepelerle

k l l a r n d a n biri s a n c a ald ve Allah o n l a r i i n yolu a t " dedi. Yani M s -

ayrlm o l a n l Deniz'in g n e y u c u n d a n o k u z a k t a deillerdi. B i r k a sa-

l m a n l a r g v e n e k a v u t u r a n yolu at, d e m e k istiyordu. Bu g n d e n s o n r a

atlik y r y t e n s o n r a d m a n grdler. B i z a n s kuvvetleriyle b i r l e m i

Halid'e "Allah'n k l c " ad verildi.

olan Arap o r d u s u n u n g e r e k says n e o l u r s a o l s u n M s l m a n l a r i l k b a k -

P e y g a m b e r ( s . a . v ) sava a n l a t r k e n g z l e r i n d e n yalar b o a n y o r d u .

ta o n l a r n k e n d i l e r i n d e n kat k a t fazla o l d u u n u farkettiler. Sayca b u k a d a r

N a m a z vakti geldiinde n a m a z kldrd ve h e r z a m a n yaptnn a k s i n e ,

dengesiz b i r sava d e n e y i m l e r i y o k t u ve h i b i r i i m d i y e kadar i m p a r a t o r l u -

t o p l u l u a y z n d n m e d e n , M e s c i d ' d e n ayrld. A k a m ve yats n a m a z l a -

u n svarilerinde grdkleri k a d a r z e n g i n sava aletleriyle k a r l a m a m t .

rnda da a y n e n b y l e yapt.

O srada Cafer'in e v i n e g i t m i ve: " E y E s m a , b a n a Cafer'in o c u k l a r n


g e t i r " d e m i t i . Y z n d e k i ifadeden p h e l e n e n E s m a o c u k l a r getirdi. Peyg a m b e r ( s . a . v ) o n l a r p t ve gzleri tekrar yalarla d o l d u . E s m a : " E y Allah'n R a s u l , ey b a n a a n a m d a n ve b a b a m d a n daha sevgili o l a n , s e n i alatan n e ? Yoksa C a f e r ve a r k a d a l a r n d a n h a b e r mi a l d n ? " dedi. " E v e t " dedi.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " B u g n v u r u l d u l a r . " E s m a ac d o l u b i r l k att, o n u
d u y a n dier k a d n l a r yardma geldiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d ve
b i r k a g n s r e s i n c e Cafer'in ailesine y e m e k h a z r l a n m a s n e m r e t t i . "Aclar, o n l a r , k e n d i ihtiyalarn k a r l a y a m a y a c a k k a d a r m e g u l e d i y o r " dedi.
m m E y m e n (r.a.), s a m e (r.a.) ve Zeyd (r.a.)'in a i l e s i n d e n dierleri
P e y g a m b e r (s.a.v)'in e v i n d e idiler. O n l a r a daha n c e d e n Z e y d (r.a.)'in l m
h a b e r i n i v e r m i t i . Eve d n e r k e n Z e y d (r.a.)'in k k k z n n s o k a k t a aladn grd. o c u k , o n u g r n c e k o t u ve k o l l a r n a atld.

Peygamber

( s . a . v ) i m d i k e n d i n i t u t a m a y a r a k alyordu. o c u u g s n e b a s t r d n d a
t m v c u d u h k r k l a r l a sarslyordu. Sa'd bn U b a d e (r.a.) o srada o r a d a n
g e i y o r d u . K e n d i k e n d i n e teselli e d e c e k b i r eyler a r a t r a r a k " E y Allah'n
R a s u l , b u da n e ? " diye m r l d a n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B u m a u k u n u a r z u lamay s e v e n b i r i " c e v a b n v e r d i . 2
O g e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) r y a s n d a C e n n e t ' i grd. Z e y d (r.a.), Cafer
(r.a.), A b d u l l a h ve savata ehit o l a n l a r n hepsi c e n n e t t e y d i l e r . C a f e r (r.a.)'i
m e l e k l e r gibi u a r k e n grd. afakta m e s c i d e gitti. A s h a b o n u n z n t s
n n hafiflediini farkettiler. N a m a z d a n s o n r a h e r z a m a n yapt gibi toplulua d n d . D a h a s o n r a E s m a y a gitti ve ryasn anlatt. E s m a teselli olmutu.
Halid (r.a.) ve a d a m l a r M e d i n e ' y e d n d n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) M u kavvs'n k e n d i s i n e hediye ettii b e y a z katr - D l d l - istedi. C a f e r (r.a.)'in
e n b y k o l u n u b u katra b i n d i r e r e k k a r l a m a y a gitti. M e d i n e ' l i k a d n ve
e r k e k l e r yollara d k l m t . O r d u y a n l a r n d a n g e e r k e n o n l a r a alayl s z ler s y l e d i l e r ve k u m attlar. " K a a k l a r " diye bardlar. " A l l a h y o l u n d a savatan k a t n z m ? " " H a y r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r k a a k deil fak a t inallah tekrar savaa g i t m e k i i n geri d n e n l e r . " ^
Mu'te'deki geri e k i l m e , k u z e y d e k i Arap k a b i l e l e r i n e , y e n i s l m devletine k a r k o y m a cesareti verdi. B u n d a n b i r ay s o n r a Bel ve K u d a ' a k a b i l e lerinin g n e y e y r m e k a m a c y l a S u r i y e s n r n d a t o p l a n d k l a r h a b e r i geldi. F a k a t b u k e z Kayser'in ordular y a r d m a g e l m e m i g r n y o r d u . Pey-

g a m b e r (s.a.v) A m r (r.a.)' y z kii ile b i r l i k t e g e r e k t i i n d e s a v a m a k ,


m m k n o l d u u n d a da m t t e f i k k a z a n m a k z e r e g n d e r d i . A m r (r.a.)'n
k u m a n d a n o l a r a k s e i l m e s i n i n n e d e n i , b u k a b i l e l e r d e n biriyle A m r ' n akrab a l k b a n n olmasyd. A m r ' n a n n e s i Bel k a b i l e s i n d e n b i r k a d n d . A m r
o r d u s u y l a G e c e y o l c u l u k y a p a r a k ve gizli yerlerde k a m p l a r k u r a r a k d i k k a t i
e k m e k s i z i n on g n i i n d e S u r i y e s n r n a ulat. O yl k e r k e n gelmiti.
Bu k a d a r k u z e y d e y a a m a y a alk o l m a y a n M e k k e ' l i ve M e d i n e ' l i l e r s o n
k a m p l a r n k u r a r k u r m a z h e m e n y a k a c a k a r a m a y a baladlar. F a k a t Amr,
k c k bir ate y a k m a y b i l e yasaklad. Kar g e l e n l e r u s z l e r l e s u s t u r u l du: " S i z b e n i dinleyip itaat e t m e k l e e m r o l u n d u n u z , o h a l d e yle y a p n . "
A m r D m a n n b e k l e d i k l e r i n d e n daha fazla sayda t o p l a n d n farked i n c e , i m d i l i k yerel y a r d m l a r n da g e l m e y e c e i n i t a h m i n ettii i i n , h e m e n C u h e y n e ' l i b i r a d a m P e y g a m b e r (s.a.v)'den y a r d m c k u v v e t istemesi
iin gnderdi. E b u U b e y d e (r.a.) derhal ikiyz k i i l i k e k k u v v e t l e geldi. E n
y a k n s a h a b e l e r d e n biri o l d u u ve daha n c e k i b t n savalarda rol ald
iin E b u U b e y d e (r.a.) k e n d i s i n i n yetkili o l m a s n istiyordu. F a k a t A m r
(r.a.) y e n i g e l e n l e r i n s a d e c e y a r d m c kuvvet o l d u u n u ve k e n d i s i n i n genel
k u m a n d a n o l m a s g e r e k t i i n i vurgulad. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u

Ubeyde

(r.a.)'ye iki kuvvet a r a s n d a t a m bir birlik o l m a s n a ve a y r l k o l m a m a s n a


d i k k a t e t m e s i n i t e n b i h etmiti. B u y z d e n E b u U b e y d e (r.a.) i s t e i n d e n vazgeti ve Amr'a " E e r s e n b a n a itaat e t m e y e c e k s e n , Tanr'ya a n d o l s u n b e n sana itaat e d e c e i m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) b u s z l e r i d u y d u u n d a

Ebu

U b e y d e ' y e r a h m e t diledi.
Amr, b e yz k i i l i k o r d u s u n u Suriye s n r n d a n g e i r i p ilerlediinde
d m a n dald. S a d e c e ksa s r e n karlkl b i r o k y a m u r u o l d u . Geri kalan, o t u r a n l a r n k a t b o k a m p yerleriyle k a r l a m a k t a n ibaretti. D m a n k a b i l e l e r orada o l m a d i i n , dost u n s u r l a r - k i i l e r ve gruplar- ortaya
ktlar. B u n e d e n l e A m r (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e S u r i y e s n r n d a s l m ' n
e t k i s i n i tekrar k u r d u u n u b e l i r t e n b i r m e k t u p g n d e r d i .
Bu etki, artk M e d i n e v a h a s n n h e r tarafndaki k a b i l e l e r e yaylyordu.
N e d e n l e r s a d e c e m a n e v i deildi. A r t k P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e h l i k e l i , h e s a b a
g e l m e z b i r d m a n ve g l , g v e n i l i r ve c m e r t b i r m t t e f i k o l a r a k tann y o r d u . O ' n u n l a karlatrldnda dier m t t e f i k l e r d a h a az e k i c i ve daha zararl idi. Baz d u r u m l a r d a p o l i t i k ve din d r t l e r b i r b i r i n d e n a y r l a m a y a c a k denli b i r b t n tekil ediyordu. F a k a t yava yava ilerleyen yine de
g l ve etkili olan, p o l i t i k a d a n ve m ' m i n l e r i n slm m e s a j n y a y m a k iin

yaptklar a k giriimlerden b a m s z b i r faktr vard. Bu da y e n i dini uy-

ANLAMANIN

BOZULMASI

gulayanlar k a r a k t e r i z e e d e n belirgin b i r h u z u r d u . Allah'n birliini g s t e r e n

[74]

K u r ' a n , ayn z a m a n d a b i r R a h m e t ve C e n n e t kitabyd. R a s u l n retileriyle b i r l i k t e o n u n ayetlerinin o k u n m a s , m ' m i n l e r i kapasiteleri d a h i l i n d e baz artlar y e r i n e g e t i r d i k l e r i n d e k o l a y c a ebed saadete k a v u a b i l e c e k l e r i n d e n e m i n klyordu. O r t a y a k a n huzur, bir i m a n kriteri idi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) y l e diyordu: " a r t l a r ne o l u r s a o l s u n , i n a n a n iin h e p s i i y i d i r . " 4

n l a m a y a r a m e n B e k r k a b i l e s i n d e n b i r g r u p Huza'a kabilesi ile arala-

rnda varolan k a n davasn s r d r y o r d u . A m r (r.a.)'n Suriye'ye g i t m e -

s i n d e n ksa b i r sre s o n r a B e k r ' i n b i r k o l u b i r g e c e Huza'a'ya b a s k n yapt

ve o n l a r d a n birini l d r d . M e y d a n a gelen a t m a d a - a t m a n n b i r b l m h a r a m b l g e d e y a p l m t - Kurey'liler m t t e f i k l e r i n e silah vererek yardm ettiler. G e c e k a r a n l n d a b i r veya iki Kureyli de a t m a y a katld H u za'a k a b i l e s i n i n b e n i K a ' b k o l u , derhal M e d i n e ' y e P e y g a m b e r ' e (s.a.v) h a b e r
veren ve y a r d m i s t e y e n b i r g r u p heyet gnderdiler. P e y g a m b e r (s.a.v) onlara k e n d i s i n e g v e n e b i l e c e k l e r i n i syledi ve l k e l e r i n e geri gnderdi. O n l a r
gittikten s o n r a Aie'ye gitti. Y z n d e n o k sinirli o l d u u anlalyordu. G u sl e t m e k iin b i r m i k t a r s u istedi. Suyu s t n e d k e r k e n Aie (r.a.) O ' n u n :
" E e r Ka'b oullarna y a r d m e t m e z s e m , b e n de y a r d m e d i l m e y e y i m " 1 dediini duyuyordu.
O srada M e k k e ' l i l e r olaylarn m u h t e m e l s o n u l a r n d n e r e k tedirgin oldular. B u n e d e n l e , eer gerekirse, P e y g a m b e r (s.a.v)'i yattrmak zere E b u Sfyan' gnderdiler. E b u Sfyan yolda geri d n e n Huza'al elilere
rastlad ve o k g e k a l m o l m a k t a n k o r k t u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in d n c e l i
halini g r n c e k o r k u s u d a h a da artt. " E y M u h a m m e d ' dedi, " H u d e y b i y e
a n t l a m a s n d a b e n y o k t u m . M s a a d e et de i m d i b u a n t l a m a y g l e n d i r e lim ve u z a t a l m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n ricasn u soruyla cevaplad: " S i zin tarafnzdan h i o n u b o z a n oldu m u ? " E b u S f y a n tedirgin b i r ekilde:
"Allah k o r u s u n ! " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Biz de ayn ekilde H u d e y b i ye'de yaptmz a n l a m a y a ayn sre iin u y u y o r u z . O n u d e i t i r m e y e c e iz. O n u n y e r i n e b a k a b i r a n l a m a y da k a b u l e t m e y e c e i z " dedi. D a h a
fazla s y l e y e c e k b i r eyi o l m a d anlalyordu. Bu n e d e n l e E b u Sfyan
k e n d i s i n e yardm e t m e s i m i d i y l e kz m m H a b i b e ' y e gitti. O n b e yldan
b e r i g r m y o r l a r d . O d a d a o t u r u l a c a k en iyi yer P e y g a m b e r (s.a.v)'in k i limiydi. E b u Sfyan orada o t u r m a y a n i y e t l e n d i i n d e kz k i l i m i

hemen

o n u n altndan ekti. Babas: " K k k z m " dedi. " B u k i l i m m i b e n d e n da-

w 759.

2.

I.S. IH/1, 32.

3.

W 765.

" B u P e y g a m b e r (s.a.v)'in k i l i m i , sen ise putperestsin ve t e m i z d e i l s i n " de-

4.

N . X X I , 13.

di. D a h a s o n r a u n l a r ekledi: " B a b a c m s e n Kurey'in b y s n ve o n -

ha deerli, y o k s a b e n m i b u k i l i m e o t u r m a y a c a k k a d a r d e e r l i y i m ? " Kz:

larn liderisin. Nasl oldu da slm'a girmedin ve nasl oldu da, ne gren ne
de duyan talara tapyorsun?" Ebu Sfyan: "Allah Allah!" dedi. " M u h a m med'in dinine u y m a k iin atalarmn yapt eylerden mi v a z g e e c e i m ? "
Kzndan h i b i r yardm gremeyeceini anlayan Ebu Sfyan, anlamay yen i l e m e k iin arac olmalarn istedii E b u Bekir (r.a.) ve dier Sahabilere gitti. n k P e y g a m b e r aka sylemedii halde o, bir n c e k i atma nedeniyle a n l a m a n n b o z u l d u u n d a n artk emindi. Fakat bu ayn zamanda anl a m a n n tekrar y e n i l e n m e s i n e sebep tekil edebilirdi. Yani eer nfuzlu bir
adam iki grup arasnda teker teker genel b i r himaye aklamas yaparsa k a n
d k l m e s i n e engel olunabilirdi. E b u Sfyan b u seenei E b u Bekir'e nerdi. Fakat o sadece: "Ben Allah'n R e s u l ' n n verdii himaye snrlar inide
himaye verebilirim" dedi.
Dierleri de h e m e n h e m e n ayn cevab verdiler.Ebu Sfyan s o n olarak
iki karde olan Haim ve Abdu ems'in torunlar olduklar iin akrabalk
balarna gvenerek Ali (r.a.)'nin evine gitti. Fakat Ali u cevab verdi: "Yazklar o l s u n sana E b u Sfyan! Allah'n Resul senin teklifini geri evirmeye
karar verdi. Hi kimse o n u n aleyhinde olduu bir k o n u h a k k n d a O'ndan
o l u m l u bir ricada b u l u n a m a z . " n k sahabiler Kur'an'da Peygamber'e de
yle dendiini biliyorlard:

b e n i m verdiim himayeyi reddedeceini z a n n e t m i y o r u m " dedi. Fakat Peygamber (s.a.v) sadece u cevab verdi: " E y E b u Sfyan, bu senin d n cen."2
Peygamber (s.a.v) sefer hazrlklarna b a l a n m a s n emretti. E b u B e k i r
kendisinin de sefere h a z r l a n m a s n n gerekip gerekmediini sordu. Peygamb e r (s.a.v) ona hazrlanmas gerektiini ve Kurey'e kar sefere ktklarn
syledi. E b u Bekir (r.a.): " A n l a m a sresinin b i t m e s i n i b e k l e m e m i z gerekm e z m i ? " dedi. Peygamber: " O n l a r bize ihanet ettiler ve anlamay b o z d u lar" dedi. " B e n de onlarn stne yryeceim. F a k a t sana sylediim eyi
bir sr olarak sakla.steyen Allah'n R a s u l n n Suriye iin hazrlandn
zannetsin, isteyen Taif, isteyen de Havazin zerine yryeceimi d n s n .
Allah'm, Kurey'in bizi g r m e m e s i n i ve yaptmz hazrlktan haber almamasn sala. Bylece onlar aniden lkelerinde bastrabilelim." Bu duasna
cevap olarak Allah'tan Htib adndaki bir M u h a c i r i n srr rendiini ve
u y a r m a k zere Kurey'e b i r m e k t u p gnderdiini bildiren bir haber geldi.
Htib m e k t u b u M e k k e ' y e gitmekte olan Muzeyneli b i r kadna vermiti. Kadn m e k t u b u salarnn arasna saklamt.Peygamber Zbeyr (r.a.) ve Ali
(r.a.)'yi o n u n arkasndan gnderdi. Ali (r.a.) ve Z b e y r (r.a.) m e k t u b u kadnn antasnda b u l a m a y n c a , onu zerini aramakla tehdit ettiler. B u n u n
zerine kadn m e k t u b u verdi. O n l a r da P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gtrdler.

" konusunda
i mran

onlarla

mavere

et. Eer azmedersen

Allah'a tevekkl

et." (Al-

159)

Peygamber (s.a.v) m e k t u b u yazan yanna artt. " E y Htib, b u n u niin


y a p t n ? " diye sordu. Htib: " E y Allah'n Rasul, b e n gerekten Allah'a ve

O n l a r Peygamber'in bir eye karar verdiinde artk onu kararndan vaz-

Resulne i n a n y o r u m . Ben ne i m a n m deitirdim, ne de o n u n yerine g n -

g e i r m e n i n imkansz olduunu deneyimlerinden biliyorlard. E b u Sfyan

l m e bir ey yerleti. F a k a t b e n Mekke'de nfuzu ve gl akrabalar o l m a -

imdi de kucanda Hasan'la yerde oturan Fatma (r.a.)'ya d n m t : " E y

yan bir adamm. Aralarnda yaayan olum ve ailem iin onlarn desteini

M u h a m m e d (s.a.v)'in k z ! " dedi. " K k oluna, tek tek insanlar arasnda

k a z a n m a k istedim" dedi. m e r (r.a.): " E y Allah'n Rasul brak da kafasn

himaye k u r m a s n emret ki, sonsuza dek Araplarn bakan olabilsin." F a -

uuraym. Bu adam bir m n a f k " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) ona: " E y

kat Fatma (r.a.) o c u k l a r n himaye e d e m e y e c e k l e r i n i syledi. E b u Sfyan

mer, Allah'n Bedir savana katlanlara bakp da 'ne isterseniz yapn, n -

tekrar Ali (r.a.)'ye dnd.Ve ne yapmas gerektii k o n u s u n d a o n d a n yalva-

k sizi affettim' demediini ne b i l i y o r s u n u z ? " 4 dedi.

rarak yardm istedi. "Baka aresi y o k " dedi Ali: "Sen kalkp tek tek insanlar arasnda himaye kurmalsn.Sen K i n a n e ' n i n bakansn." E b u Sfyan:'
Bu bana bir ey kazandrr m?' diye sordu. 'Vallahi z a n n e t m e m ' dedi. ' Fakat b e n c e yapabilecein baka bir ey yok'. B u n u n zerine Ebu Sfyan, Mescid'e gitti ve y k s e k sesle: "Dinleyin, b e n insanlara teker teker himaye veriy o r u m . M u h a m m e d ' i n de beni o n a y l a m a k t a n geri kalacan z a n n e t m i y o r u m " dedi. Daha sonra Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: " E y M u h a m m e d (s.a.v)

Peygamber (s.a.v) yardmlarna gvenebilecei baz kabilelere de gelec e k ayn, yani R a m a z a n n banda Medine'de b u l u n m a l a r n haber veren eliler gnderdi. Bedeviler b u istee samimiyetle karlk verdiler. Kararlatrlan gn geldiinde, o zamana kadar Medine'den yola k a n en b y k ordu toplanmt. Hibir salkl M s l m a n geride k a l m a m t . M u h a c i r l e r yediyz kiiydiler ve yz atlar vard. Ensar ise drtbin kiiydi ve b e y z atlar vard. Yola k t k t a n sonra orduya katlan kabilelerle birlikte toplam o n -

b i n kii oluyorlard. Atllar, develerle y o l c u l u k ettiler. Ve atlarn y e d e k l e r i n -

rn s z c l e r i n d e n biri: " E y Allah'n R e s u l " dedi. " S e n bizi iki yzl z a n n e -

de gtrdler. S a h a b e d e n P e y g a m b e r ' e o k y a k n o l a n b i r k a kii h a r i h i

d i y o r s u n , oysa b i z s e n i n daylarnz - s z c k e n d i k a b i l e l e r i n d e n olan Ha-

kimse dmann k i m olduunu bilmiyordu.

im'in a n n e s i Atike'yi k a s t e d i y o r d u - . Bu n e d e n l e bizi s n a m a n iin geldik.

Yar yola g e l d i k l e r i n d e , Abbas, m m ' 1 - F a d l ve oullaryla karlatlar.


Abbas artk M e k k e ' d e n ayrlp M e d i n e ' d e y a a m a y a b a l a m a z a m a n n n gel-

Biz savata sebat s a h i b i , a t m a d a c e s u r ve eer z e r i n d e salam duran


adamlarz."

diine k a r a r v e r m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara da sefere k a t l m a l a r n tek-

M e d i n e ' d e n yola k a n a n a kuvvet gibi o n l a r da k e n d i b a y r a k ve flama-

lif etti. O n l a r n b u teklifi k a b u l etmesi en o k P e y g a m b e r ' l e birlikte g e l e n

larn getirmilerdi, fakat b u n l a r h e m e n a l m a m , sarl duruyorlard. Pey-

Meymune'yi sevindirmiti.

g a m b e r ' d e n b a y r a k l a r n a m a k i i n izin istediler ve o n d a n aralarnda bir

m m S e l e m e (r.a.) de Peygamber'le b i r l i k t e y d i . Verdikleri m o l a l a r d a n


b i r i n d e m m S e l e m e ' y e iki K u r e y l i n i n k e n d i s i n i g r m e k istedii s y l e n -

s a n c a k t a r s e m e s i n i rica ettiler. F a k a t s a n c a k l a r n a l m a z a m a n h e n z gelm e m i t i . n k onlara h e n z n e r e y e gittikleri bile s y l e n m e m i t i .

di. O n l a r d a n biri v e y kardei, yani b a b a s ile P e y g a m b e r (s.a.v)'in halas

Yola k a r k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) bir a d a m g n d e r e r e k t m orduya u

Atike'in olu A b d u l l a h idi. Dieri ise p e y g a m b e r ' i n en b y k a m c a s Ha-

ilan v e r m e s i n i e m r e t m i t i : " K i m o r u c u n u t u t m a k isterse b r a k n tutsun,

ris'in olu air E b u Sfyan idi. Bir z a m a n l a r H a l i m e o n u da e m z i r m i t i . E b u

k i m de o r u c u n u a m a k isterse b r a k n a s n . " R a m a z a n d a y o l c u l u k s z k o -

Sfyan y a n n d a k k olu Cafer'i de getirmiti. G e l e n l e r i n ikisi de vahiy-

n u s u o l d u u n d a , R a m a z a n d a n s o n r a t u t m a k artyla o r u a m a izni veril-

den n c e P e y g a m b e r ' e o k yakndlar, fakat v a h y g e l m e y e b a l a y n c a o n a

miti. P e y g a m b e r ve o u kii h a r a m b l g e y e y a k l a n c a y a k a d a r o r u l a r n

srt evirmilerdi. i m d i ise o n d a n af d i l e m e y e gelmilerdi. Ve m m Sele-

b o z m a d l a r . Yaklatklar z a m a n P e y g a m b e r o r u a m a e m r i verdi. M e r r ez-

m e (r.a.)'den arac o l m a s n istiyorlard. m m S e l e m e (r.a.) P e y g a m b e r

Zehran'da k o n a k l a d k l a r z a m a n , o r u b o z m a s e b e p l e r i n i n d m a n a kar

(s.a.v)'e gitti ve " K a r n n kardei, yani h a l a n n o l u ve s e n i n st k a r d e i n

g l o l m a k o l d u u n u o r d u y a aklad. B u iftar e d i l e n y e r k o n u s u n d a bir-

olan a m c a n n olu b u r a d a d r " dedi. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " O n l a r gr-

o k k i i n i n kafasnda m e r a k uyandrd. M e r r e z - Z e h r a n ' d a n M e k k e ' y e b i r

m e k i i n b e n a r m a d m . K a r d e i m -yani m m S e l e m e ' n i n kardei- b a n a

g n d e u z u n y o l c u l u k y a p a r a k veya k o l a y c a iki g n d e ulalabilirdi. F a k a t

syleyeceini M e k k e ' d e syledi. A m c a m n o l u n a g e l i n c e , o b a n a leke getir-

a n l a m a y a b a k l d n d a , Kurey'e kar saldrya g e m e l e r i i m k a n s z g r -

di" cevabn verdi. E b u Sfyan iirlerinde o n u talamt. m m S e l e m e o n -

n y o r d u . K a m p k u r d u k l a r y e r ayn z a m a n d a d m a n H a v a z i n k a b i l e l e r i n i n

lar iin yalvard fakat b u n u n bir faydas olmad. B u n u E b u Sfyan'a h a b e r

y e r l e i m b l g e s i n e giden y o l zerindeydi. Yoksa P e y g a m b e r ( s . a . v ) Hicaz'n

v e r i n c e o; "Ya b e n i g r m e y i k a b u l e d e c e k , ya da b e n o l u m u n e l i n d e n tu-

k u z e y i n d e k i b o s t a n a s a h i p o l d u k t a n sonra i m d i de g n e y b o s t a n n , Lt'n

tup l e g i d e c e i m , a l k ve s u s u z l u k t a n l e n e k a d a r i l e r l e y e c e i m , s e n -

t a p n a k m e r k e z i o l a n Taif'i m i ele g e i r m e k istiyordu?

P e y g a m b e r i k a s t e d i y o r d u - akrabalk b a m z bir y a n a , en o k z l e n kii

" D m a n k i m ? " s o r u s u n u n azdan agza dolatn d u y a n K a ' b ibn

o l a c a k s n " dedi. m m S e l e m e (r.a.) b u n l a r P e y g a m b e r (s.a.v)'e anlattn-

M a l i k g n l l o l a r a k P e y g a m b e r ' e gidip d m a n n k i m o l d u u n u s o r m a y a

da, P e y g a m b e r o n l a r a a c d . 4 Ve onlar a d r n d a k a b u l e t m e y e raz o l d u .

k a r a r verdi. F a k a t o n a d o r u d a n s o r m a k t a n e k i n d i i i i n a d r n n n d e

kisi de o n u n a d r n a gelip M s l m a n oldular.

o t u r a n P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gitti. O n u n yanna diz k e r e k b u sefer i i n yaz-

Y o l c u l u k srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y o l u n k e n a r n d a yeni d o m u

d b i r k a beyti o k u d u . Bu beyitlerde a d a m l a r n k l l a r n e k m e n o k t a s -

yavrularn e m z i r e n yere u z a n m b i r dii k p e k g r d ve a d a m l a r n d a n b i -

na geldiklerine; k e n d i aralarnda d m a n n k i m o l d u n u s o r u t u r d u k l a r n a

rinin o n u rahatsz e t m e s i n d e n k o r k t u . Bu n e d e n l e , D e m r e ' l i Cu'ayl'e h e r k e s

ve e e r kllarn dili o l s a o n l a r n da ayn s o r u y u s o r a c a k l a r n a deiniliyor-

yoldan g e e n e k a d a r k p e i n y a n n d a b e k l e m e s i n i s y l e d i . 5

du. F a k a t P e y g a m b e r ' i n c e v a b g l m s e m e oldu. Ve K a ' b h i b i r ey elde

(s.a.v)'in

bu

adama

Amr

adn

vermesine

ramen

Cu'ayl

Peygamber
ad

hl

kullanlyordu.
Kudeyd'de orduya, B e n i S l e y m ' d e n d o k u z y z atl daha katld. O n l a -

edemeden adamlarn yanma dnd.


O n l a r n karlaacaklar eyi arzulamalar, K u r e y ' i n ve Havazin'in ayn
s o r u y a c e v a p aratrmalaryla karlatrldnda s a d e c e k u r u b i r m e r a k t a n

t e y e g i t m i y o r d u . B y k Havazin k a b i l e s i , Necd l n n g n e y u c u n d a k i

ilah o l m a d n a ve b e n i m Allah'n R e s u l o l d u u m a e h a d e t e d i n " dedi. Bu-

tepeliklere y a y l m b i r kabileydi. Taif de b u tepelerden b i r i n i n zerindeydi.

n u n z e r i n e H a k i m ve H u d e y l h e m e n M s l m a n oldular, fakat E b u Sfyan

Taif'te yaayan ve o r a d a k i t a p m a k o r u y a n Sakifliler Havazin k a b i l e s i n e

s a d e c e "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r " dedi ve s u s t u . e h a d e t i n i k i n c i b l -

Yesrib'den o n b i n kiilik b i r o r d u n u n yola ktn ve her i h t i m a l e kar h a -

m n de tekrarlamas s y l e n d i i n d e " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) n e f s i m d e b u -

zr o l m a l a r gerektiini h a b e r vermilerdi. Havazin b o y l a r n n o u b u ha-

n u n l a ilgili hl bir t e r e d d d var, o n a biraz m h l e t v e r " dedi. B u n u n zeri-

b e r e c e v a p verdi ve Taif'in k u z e y i n d e k i uygun bir b l g e y e a s k e r ymaya

n e P e y g a m b e r (s.a.v.) a m c a s n a o n l a r k e n d i a d r n a g t r m e s i n i syledi
afakta k a m p t a s a b a h ezan o k u n u y o r d u . E b u S f y a n b u sesi d u y u n c a ar-

baladlar.

mt. " B u da n e s i ? " dedi, E b u S f y a n . A b b a s : " N a m a z " dedi. E b u Sfyan-

K u r e y l i l e r ise M e k k e ' d e n o k Taif'in t e h l i k e d e o l d u u n u d n m e y i

" G n d e k a defa n a m a z k l y o r l a r ? " diye sordu. Be defa o l d u u n u syle-

tercih e t m e l e r i n e r a m e n a n l a m a y b o z d u k l a r n n farkndaydlar. P e y g a m -

y i n c e : " T a n r m bu o k f a z l a ! " dedi. D a h a s o n r a a d a m l a r n ,

ber'in a n l a m a y r e d d e t m e s i y l e b i r l i k t e , b u onlar h e m e n h e m e n m i t s i z l i k
n o k t a s n a getirdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e , o n l a -

d. " E y F a d l ' m babas, b u n a b e n z e r bir ballk g r m e d i m " dedi. Abbas-

rn k o r k u s u n u daha da a r t r m a k i i n k a r a n l k bastrdnda h e r k e s i n dal-

"Yazklar o l s u n , i m a n a g e l ! " dedi. E b u S y f a n : " B e n i o n a g t r " dedi

m a s n ve b i r e r ate y a k m a s n e m r e t t i . Mescid'i H a r a m c i v a r n d a o n b i n
kamp ateinin

yand

grlyordu.

Muhammed'in

(s.a.v)

ordusunun,

orada k e l i m e - i e h a d e t i n t a m a m n syledi. A b b a s P e y g a m b e r ' i k e n a r a e k e rek: " E y Allah'n R e s u l , E b u S f y a n ' n e r e f ve i h t i a m a n e d e n l i n e m ver-

A c e l e b i r m e c l i s t o p l a n t s n d a n s o n r a Kureyliler E b u Sfyan'n tekrar Pey-

diini bilirsin. Bu y z d e n o n a b i r e y l e r l t f e t " dedi. " P e k i " d i y e n P e y g a m -

g a m b e r l e g r m e teklifini k a b u l ettiler. O n u n l a birlikte, B e d i r savan

b e r (s.a.v.) m e y y e l i liderin y a n n a gitti ve o n u Kurey'e d n d n d e y-

d u r d u r m a k iin e l i n d e n geleni y a p a n H a t i c e ' n i n y e e n i H a k i m ve H u d e y b i -

le d e m e s i n i syledi: " K i m E b u Sfyan'n evine girerse g v e n l i k t e d i r

ye'de P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e yardm e d e n ve a n l a m a n n b o z u l m a s n d a n s o n r a


gittiler. K a m p a y a k l a t k l a r n d a , b e y a z b i r katrn s t n d e k e n d i l e r i n i k a r -

gvenliktedir."

b i l e c e i bir a d a m b u l m a m i d i y l e k a m p t a n ayrlan Abbas't. O n a gre, K u reyliler o k g e k a l m a d a n P e y g a m b e r ' e b i r heyet g n d e r m e l i y d i l e r . Birbirlerini f a r k e t t i k l e r i n d e selamlatlar. A b b a s onlar P e y g a m b e r ' i n a d r n a gtrd. E b u Sfyan: " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " S e n a k r a b a l a r n a kar
b i r k s m t a n n a n bir k s m t a n n m a y a n b i r s r i n s a n l a g e l d i n " P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n u n s z n k e s e r e k " h a n e t e d e n sizsiniz. H u d e y b i y e a n l a m a s n
siz b o z d u n u z . B e n Ka'b'a da saldrdnz. B y l e c e Allah'n h a r a m b l g e s i n e
ve M e s c i d i n e tecavz e t t i n i z " dedi. E b u Sfyan k o n u y u d e i t i r m e y e alt ve: " S e n asl k z g n l k ve s t r a t e j i n i Havazin'e y n e l t m e l i y d i n . n k o n lar s a n a a k r a b a l k y n n d e n u z a k ve d m a n l k t a daha a r d r l a r " dedi.
" m i t e d e r i m k i , " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " R a b b i m b a n a b u n l a r n h e p s i n i

1.

W 791.

l t f e d e c e k - M e k k e ' n i n fethini, o r a d a s l m ' n zaferini ve Havazin'in b o z g u -

2.

M. 809-10.

m e t o l a r a k b a h e d e c e k " D a h a s o n r a o a d a m a d n e r e k : "Allah'tan b a k a

kim

k e n d i k a p s n kitleyip i e r d e kalrsa g v e n l i k t e d i r ve k i m M e s c i d e girerse

l a m a y a gelen bir a d a m grdler. Bu a d a m yolda M e k k e ' y e h a b e r g n d e r e -

n u n u - , Yine m i t e d e r i m ki, o n l a r n ailelerini esirler ve m a l l a r n da gani-

Na-

m a z d a n s o n r a A b b a s o n u t e k r a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'e g t r d ve E b u Sfyan

k o r k t u k l a r n d a n daha b y k o l d u u n u bildiren h a b e r l e r M e k k e ' y e ulat.

k a b i l e s i n d e n baz a d a m l a r l a b i r l i k t e M e d i n e ' y e g i d e n Huzaa'l H u d e y l de

Peygamber

(s.a.v.)'in abdest s u y u n d a n bir d a m l a a l a b i l m e k iin itiip k a k t k l a r n gr-

3.

Bak. Bl. X X I .

4.

W 811.

5.

W. 8 0 4 .

( s . a . v ) onlarla k o n u u r k e n E b u S f y a n d u y u l a b i l e c e k ekilde: " E y Allah'n

[75]

R e s u l " diye bard. " S e n h a l k n n l d r l m e s i n i m i e m r e t t i n ? " D a h a s o n ra o n a Sa'd'n s y l e d i k l e r i n i a n l a t t , "Allah a k n a s e n d e n h a l k n adna rica


e d i y o r u m . n k sen i n s a n l a r arasnda en m e r h a m e t l i , en balayc olan

adrlar develere y k l e n d i k t e n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a y r a k ve s a n -

ve s o y u n a en o k a c y a n s n " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u g n m e r h a m e t

c a k l a r n k e n d i s i n e g e t i r i l m e s i n i istedi. H e p s i n i t e k e r t e k e r at ve seti-

g n d r , Allah'n Kurey'i ycelttii g n d r " dedi. D a h a s o n r a Abdu'r-Rah-

i a d a m l a r a verdi. Abbas'a v a d i n i n e n dar y e r i n e k a d a r E b u Sfyan'a elik

m a n l b n A v f ( r . a . ) ve O s m a n (r.a.) y a k n n d a o l d u k l a r i i n o n a : " E y Allah'n

e t m e s i n i ve o r a d a d u r u p , ordu o r a d a n g e e r k e n n e k a d a r b y k o l d u u n u

R e s u l , biz Sa'd' n Kurey'e ani b i r saldrda b u l u n m a y a c a n d a n e m i n ola-

g z l e m e l e r i n i syledi. E b u Sfyan'n daha s o n r a Kureylilere gidip m e s a j

m a y z " dediler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) Sa'd'a s a n c a ve b l n

i l e t e c e k z a m a n o l a c a k t . n k t e k b i r a d a m , bir o r d u n u n g e e m e y e c e i

k u m a n d a s n daha y u m u a k tabiatl o l a n Kays'a b r a k m a s n bildiren bir ha-

k e s t i r m e yollardan giderek M e k k e ' y e d a h a ksa b i r s r e d e ulaabilirdi.

b e r g n d e r d i ve Kays'n e l i n d e o l a n s a n c a k yine de Sa'd'la b i r l i k t e olacakt.

E b u S f y a n ileride g r l e n b i r b l n b a n d a k i a d a m a iaret e d e r e k :
" B u k i m ? " dedi. Abbas: "Velid'in olu H a l i d " dedi. Halid (r.a.) o n l a r n yan n d a n g e e r k e n t e k b i r getirdi: " A L L A H U E K B E R ! " Halid'in y a n n d a Sl e y m ' i n at vard. O n l a r b e y z k a d a r M u h a c i r ve d i e r l e r i n d e n o l u a n b l n b a n d a yeil sarkl Z b e y r (r.a.) izliyordu. O da E b u S f y a n ' n ya-

F a k a t Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n d o r u d a n b i r e m i r a l m a d a n sanca


devretmeyi k a b u l e t m e d i . B u n u n zerine P e y g a m b e r ( s . a . v ) , m i f e r i n i n st n e sard k r m z sar k a r d ve b u n u Sa'd'a bir iaret o l a r a k gnderdi.
Sa'd h e m e n sanca Kays'a verdi.
T m ordu g e t i k t e n s o n r a E b u Sfyan sratle M e k k e ' y e gitti ve evinin

n n d a n g e e r k e n k e z t e k b i r getirdi. A d a m l a r n n b i r azdan o n u n syle-

dnda ayakta d u r u p t o p l a n a n kalabala bard: " E y Kureyliler, M u h a m -

d i k l e r i n i tekrarlamasyla t m vadi y a n k l a n d . O r d u , b l k b l k E b u Sf-

m e d ( s . a . v ) kar k o y a m a y a c a n z b i r gle burada M u h a m m e d ( s . a . v ) o n -

yan'n n n d e n g e i y o r d u ; o h e r s e f e r i n d e o n l a r n k i m o l d u u n u s o r u y o r

b i n zrhl adamla b u r a d a . O b a n a b e n i m evime s n a n n g v e n l i k t e olaca-

ve h e r s e f e r i n d e hayret ediyordu. Ya o k a b i l e Kurey'in e t k i s i n d e n o k uzak-

n s y l e d i . " H i n d evden k t ve k o c a s n n s a k a l n d a n tutup: " B u h i b i r ie

ta o l d u u , ya da Gatafan k a b i l e s i n i n Aa' k o l u n d a o l d u u gibi d a h a n c e -

y a r a m a z , ii b o ya t u l u m u n u l d r n ! Zavall k o r u y u c u ! " , diye bard.

den P e y g a m b e r ' e d m a n k a b i l e l e r b u l u n d u u i i n E b u Sfyan o k ar-

E b u Syfan: "Yazklar o l s u n s a n a " dedi, " B u k a d n n sizi iyi b i r m u h a k e m e

yordu. Aa' k a b i l e s i n i n s a n c a k l a r n d a n b i r i n i , d a h a n c e d e n k e n d i s i n i n ve

y a p m a k t a n a l k o y m a s n a izin v e r m e y i n . n k sizin k a r n z d a kar k o y a -

Sheyl'in en y a k n arkadalar o l a n N u a y m tayordu.

m a y a c a n z bir g var. F a k a t E b u Sfyan'n evine g i r e n l e r g v e n l i k t e ola-

E b u S f y a n "Araplar i i n d e b u n l a r , M u h a m m e d (s.a.v)'in en azl d-

c a k . O n l a r : "Allah seni k a h r e t s i n , h e p i m i z i s e n i n evin alr m ? " dediler. E b u

m a n l a r y d " dedi. A b b a s o n a u c e v a b verdi: "Allah o n l a r n k a l b i n e slm'

S f y a n : " K i m evinin k a p s n kilitlerse gvenlikte o l a c a k , k i m M e s c i d ' e s-

s o k t u ; b u n l a r n hepsi Allah'n l t f . "

nrsa g v e n l i k t e o l a c a k " c e v a b m verdi. B u n u n z e r i n e t m k a l a b a l k da-

E n s o n g e e n b l k l e r d e n biri de P e y g a m b e r (s.a.v)'in s a d e c e M u h a c i r -

ld. K i m i k e n d i evine, k i m i l e r i de Mescid'e gittiler.

lerden ve E n s a r d a n o l u a n k e n d i b l y d . z e r l e r i n d e k i e l i k l e r i n parl-

O r d u , ehirden fazla u z a k o l m a y a n ve oradan g r l e b i l e n Z Tuva'da

ts onlara gri-siyah b i r g r n m v e r i y o r d u . n k h e p s i t e p e d e n trnaa

k a m p k u r d u . Buras iki yl n c e Halid'in M s l m a n l a r n y a k l a m a s n n l e -

zrh giymilerdi ve s a d e c e gzler g r l e b i l i y o r d u . P e y g a m b e r k e n d i s a n c a -

m e k i i n mevzilendii yerdi. F a k a t imdi h i b i r direnile k a r l a m y o r l a r -

n k e i f k o l u n a liderlik e d e n Sa'd l b n U b a d e ' y e vermiti. Sa'd y o l u n k e n a -

d. S a n k i ehir b i r n c e k i yl U m r e ' y e g e l d i k l e r i n d e k i gibi b o m b o t u . F a k a t

rnda iki a d a m n y a n n d a n g e e r k e n : " E y E b u S f y a n , b u l m g n d r .

b u sefer g n k a l m a diye b i r s n r l a m a y o k t u . Kesva b i r yere geldiinde

B u g n k u t s a l o l a n n ihlal edildii g n d r ! B u g n Allah'n Kurey'i alaltt-

P e y g a m b e r (s.a.v.) Allah' tazim iin b a n n e doru edi. N e r e d e y s e saka-

g n d r ! " diye bard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) K e s v a ' n m s t n d e b l n or-

l s e m e r e deiyordu. D a h a s o n r a b l k l e r i n sa k o l u n u Halid (r.a.)'in, sol

talarndayd. ki tarafnda E b u B e k r (r.a.) ve U s e y d (r.a.) vard. P e y g a m b e r

k o l u n u da Z b e y r (r.a.)'in k u m a n d a s n a vererek d z e n l e d i . M e r k e z d e o l a n

k e n d i b l n de ikiye ayrd.Yarsna Sa'd (r.a.) ve olu, dier yarya da

m m S e l e m e (r.a.), M e y m u n e (r.a.) ve F a t m a (r.a.) o n u adrda b e k -

E b u U b e y d e (r.a.) k u m a n d a ediyordu. E m i r verildiinde b u drt b l k e h -

liyorlard. O g e l m e d e n ksa b i r sre n c e m m Hni de o n l a r a katlmt.

rin drt ayr tarafndan ieri gireceklerdi. Halid (r.a.) aadan, dierleri de

slm h u k u k u , m s l m a n k a d n l a r l a m r i k e r k e k l e r a r a s n d a k i n i k a h n

t e p e l e r d e k i ayr g e i t t e n .

d t n sylyordu. Ayn ey m m Hni'nin H u b e y r e ile o l a n evlilii

O r d u n u n topland y e r i n o k y u k a r l a r n d a , E b u K u b a y s t e p e s i n d e ,

iin de geerliydi. H u b e y r e M e k k e ' n i n f e t h e d i l e c e i n i d a h a n c e d e n anla-

k e s k i n b i r g z n b a s t o n l u b i r ihtiyarla b i r k a d n o l d u u n u f a r k e d e b i l e c e i

m ve N e c r a n ' d a y a a m a y a g i t m i t i . m m H n i ' n i n k o c a s tarafndan iki

iki silet vard. B u n l a r E b u Bekir'in (r.a.) babas E b u K u h a f e ile k z k a r d e i

a k r a b a s -biri E b u Cehil'in k a r d e i idi- Halid'e kar y a p l a n savata rol al-

K u r e y b e idi. O s a b a h P e y g a m b e r ' i n Z Tuva'ya vard h a b e r i g e l i n c e yal

m l a r ve daha s o n r a s n m a k i i n o n u n evine g e l m i l e r d i . D a h a s o n r a Ali

ve k r a d a m k z n a k e n d i s i n i E b u K u b a y s tepesine g t r m e s i n i ve o r a d a n

(r.a.) o n u s e l a m l a m a k i i n e v i n e geldiinde iki M a h z u m i y i g r d . P e y g a m -

g r d k l e r i n i a n l a t m a s n istemiti. B u ihtiyar, g e n ve c e s u r b i r a d a m k e n

ber'in yasana r a m e n k z g n l k l a o n l a r l d r m e y e t e e b b s etti. F a k a t

E b r e h e ' n i n o r d u s u n u ve filini g r m e k i i n M e k k e ' n i n dier tarafndaki te-

m m Hni onlarn s t n e b i r yayg rtt ve onlarla Ali'nin arasna gire-

pelere k m t . i m d i ise yalyd ve yllardan beri k r d . F a k a t o l u n u n ve

rek: "Vallahi, n c e b e n i l d r e c e k s i n ! " dedi. B u n u n z e r i n e Ali (r.a.) evi

t o r u n u n da i i n d e b u l u n d u u b u o n b i n kiilik o r d u y u k z n n gzleriyle iz-

terketti. m m H n i k a p y o n l a r n s t n d e n kilitleyip P e y g a m b e r (s.a.v.)'i

leyebilirdi. K u r e y b e , g r e b i l d i k l e r i n i k a r a ve y o u n bir kitle o l a r a k tarif et-

k a r l a m a y a gitti. adrda F a t m a (r.a.)'ya rastladnda F a t m a (r.a.) da Ali

ti. Babas b u n l a r n e m i r iin b e k l e y e n b i r b i r i n e y a k l a m atllar o l d u u n u

(r.a.) gibi o n a kt. " P u t p e r e s t l e r i h i m a y e mi e d i y o r s u n ? " dedi. F a k a t F a -

syledi. D a h a s o n r a K u r e y b e , b u k i t l e n i n d r d e ayrldn g r d . B u n u b a -

tma (r.a.)'nn szleri P e y g a m b e r ' i n geliiyle ksa kesildi. P e y g a m b e r ( s . a . v )

b a s n a s y l e d i i n d e , b a b a s hzla eve gitmeleri gerektiini syledi. Yollarna

k u z e n i n i sevgiyle s e l a m l a d . m m H n i o n a olanlar a n l a t t n d a o: " O l -

d e v a m e d e r k e n y a n l a r n d a n atl b i r b l k geti. A s k e r l e r d e n biri a t n d a n

m a y a c a k . S e n k i m i e m i n k l a r s a n , biz de o n u e m i n klarz, s e n k i m i k o r u r -

eilip K u r e y b e ' n i n g m k o l y e s i n i e k i p ald. B u n u n dnda b a k a b i r sal-

san biz de o n u k o r u r u z " dedi.

drya u r a m a d l a r ve sa s a l i m evlerine d n d l e r .
O n l a r E b u Kubays'da yalnz deillerdi. Tepelerden b i r i n d e k r i m e , Saf-

P e y g a m b e r gusl a b d e s t i ald ve sekiz r e k a t n a m a z kld. N a m a z d a n


s o n r a b i r saat kadar d i n l e n d i . D a h a s o n r a Kesva'y ard. Z r h n ve mife-

van ve S h e y l , Kurey'ten ve m t t e f i k l e r i B e k r ve Hudayl k a b i l e l e r i n d e n b i r

rini giydikten s o n r a k l c n da k u a n d . E l i n d e bir asa t a y o r d u , m i f e r i n i n

g r u p a s k e r toplamlard. D m e y e kararlydlar. Halid'in aa taraftan

yz k s m da akt. O s a b a h o n u n l a birlikte y o l c u l u k e d e n l e r i n b i r k s m

ehre g i r m e k i i n yaklatn g r n c e o n l a r a saldrdlar. F a k a t o n l a r Halid

adrn dnda sra o l m u b e k l i y o r l a r d . P e y g a m b e r y a n n d a E b u

ve adamlaryla m u k a y e s e e d i l e c e k g t e deillerdi. Flalid k e n d i a d a m l a r n -

(r.a.) ile k o n u a r a k M e s c i d ' e d o r u i l e r l e r k e n onlarda elik ettiler.

Bekir

dan s a d e c e ikisi karlnda d m a n a o t u z k a y p verdirerek k a m a l a r n

P e y g a m b e r (s.a.v) d o r u c a K'be'nin g n e y d o u k e s i n e gitti. Ve tek-

salad. k r i m e ve Safvan at s t n d e sahile d o r u katlar. S h e y l ise evine

b i r g e t i r e r e k H a c e r ' l - E s v e d ' e asasyla d o k u n d u . Y a n n d a k i l e r de t e k b i r ge-

gitti ve kapy kilitledi.

t i r m e y e baladlar. A L L A H U E K B E R sesleri M e s c i d d e ve t m M e k k e ' d e yan-

P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y u k a r M e k k e ' d e k i E z k i r g e i d i n d e n e h r e girdiin-

kland. P e y g a m b e r ( s . a . v ) eliyle s u s m a l a r n iaret e d e n e d e k M s l m a n l a r

de a t m a h e m e n h e m e n s o n a ermiti. Pazar y e r i n d e n aalara b a k p e-

t e k b i r g e t i r m e y e d e v a m ettiler. D a h a s o n r a P e y g a m b e r d e v e s i n i n ipi M u -

k i l m i kllar g r n c e P e y g a m b e r d e h e t e kapld. "Size d y a s a k l a -

h a m m e d b i n M e s l e m e ' n i n e l i n d e o l d u u halde K'be'yi tavaf etti. U m r e ' d e

m a m m y d m ? " dedi. F a k a t o n a b u n u n n e d e n l e r i a k l a n d n d a : " A l l a h

b u e r e f bir Hazreliye verilmiti. Bu n e d e n l e bu kez b i r Evsliye v e r i l m e s i

b u n u takdir e t m i " dedi.

uygun grlmt.

Ebu Rafi Peygamber'in krmz deriden adrn Mescid'in yaknna kurmutu.

P e y g a m b e r ( s . a . v ) K'be'den ayrld ve o n u g e n i bir e m b e r e k l i n d e

Peygamber (s.a.v) bunu yanndaki Cabir'e iaret ederek gsterdi. kr ve hamd

e v r e l e y e n toplam y z a l t m puta yneldi. K'be ile o p u t l a r n arasnda

ile dua ettikten sonra aaya doru ilerledi. Hibir eve girmeyeceim" dedi.

u ayeti o k u d u :

"Hak geldi, batl yok oldu. Kuku yok, batl yok olucudur." (Isra:

b e de onlarn arkasmdayd. P e y g a m b e r (s.a.v) " N e d e n yal a d a m evinde

81)

D a h a sonra putlara teker teker asasyla d o k u n a r a k hepsini yzst drd. K'be'nin etrafndaki daireyi t a m a m e n dolatktan sonra eskiden
K'be'ye bitiik olan i b r a h i m m a k a m n d a bineinden indi ve n a m a z kld.
Daha sonra Zemzem k u y u s u n a gitti ve Abbas'm verdii suyu iti. Haimilerin geleneksel haclar sulama grevlerini de bylece tasdiklemi oluyordu.
F a k a t Ali K'be'nin anahtarlarn getirdiinde ve Abbas onlar tama grevinin de kendi ailelerine verilmesini istediinde, Peygamber (s.a.v): "Size
sadece kaybettiiniz eyi veriyorum, dierlerinin kayb olacak bir eyi deil" c e v a b m verdi. D a h a n c e d e n Halid ve Amr ile birlikte Medine'ye gelen
Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n O s m a n bn Talha'y ard ve anahtarlar ona vererek o n u n ailesinin b u h a k k a sahip olduunu belirtti. O s m a n saygyla
anahtarlar ald ve arkasnda Peygamber (s.a.v) olduu halde K'be'nin kapsn a m a y a gitti. O n l a r n h e m e n arkasnda da same ve Bill vard. Peyg a m b e r (s.a.v) onlara arkasndan ieri girmelerini emretti ve O s m a n ' a kapy arkalarndan kilitlemesini syledi.
Bakire Meryem ve o c u k sa i k o n u ile Hz. brahim olduu sylenen yal bir adam resmi dnda i duvarlarn tamam putperest tanr resimleriyle
doluydu. Peygamber elini k o r u r gibi i k o n u n stne koyarak, Osman'a ibrah i m dndaki b t n resimlerin nasl bozulduuna dikkat etmesini s y l e d i . 1
Bir sre ieride kald, sonra anahtar Osman'dan alarak kapy at.
Anahtar elinde olduu halde k a p n n n n d e ayakta durdu ve: "Vadinde
duran, k u l u n a yardm eden ve kabileleri b i r araya getiren b i r olan Allah'a
h a m d o l s u n " dedi. Mescide sman Mekke'lilere daha n c e d e n evlerine snan b i r o k kii katlyordu. Hepsi K'be'nin yaknnda orada burada oturuyorlard. Peygamber (s.a.v) onlara hitab ederek: "Ne diyorsunuz ve n e d n y o r s u n u z ? " dedi. O n l a r u cevab verdiler: "yi sylyoruz ve iyi dnyoruz. Soylu ve c m e r t bir karde, soylu ve c m e r t bir kardein olu.
E m i r senindir." B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) onlara Msr'da kardeleri kendisine geldiinde, Yusuf'un syledii szleri tekrarlad: " B e n kardeim
Yusuf'un sylediklerini sylyorum:
"Bugn size kar sorgulama
lilerin en merhametlisidir."

knama yoktur. Sizi Allah balasn.

b r a k m a d n ? Ben oraya g i d e r d i m " dedi. " E y Allah'n r e s u l " dedi, E b u Bekir (r.a.) " O n u n sana gelmesi, s e n i n ona g i t m e n d e n daha uygundur." Peyg a m b e r yal adamn elinden tuttu ve n n e oturttu. S o n r a ona k e l i m e - i ehadet getirmesini syledi. O da h e m e n o n u n szlerini tekrarlayarak Mslm a n oldu.
D r l e n putlarn en b y olan Hubel'in para para edilip sonra
da yaklmasn emrettikten sonra Peygamber (s.a.v) evinde b i r putu olan
h e r k e s i n o putu tahrip e t m e s i n i istedi. Daha sonra ailesini ilk slm'a davet
ettii yer olan Safa tepesine ekildi. Orada daha n c e d e n k e n d i s i n e d m a n
olan imdi ise m s l m a n olup ona biat e t m e k isteyen kadnl erkekli bir
grupla karlat. Yzlerce kii vard. M s l m a n o l d u u n u a k l a m a d a n nce Peygamber'in kendisine l m cezasn vermesinden k o r k a n Hind tannm a m a k iin pee t a k m t . " E y Allah'n resul, b e n i m k e n d i m iin setiim
dini muzaffer klan Allah'a h a m d o l s u n " dedi. Daha sonra peesini kard ve
" U t b e ' n i n kz Hind" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona: " H o g e l d i n " dedi. Safa'ya gelen kadnlardan biri de l k r i m e ' n i n kars m m H a k i m (r.a.) idi.
M s l m a n olduktan sonra kocas iin d o k u n u l m a z l k istedi. k r i m e hl
o n u n l a sava halinde olduu halde, Peygamber (s.a.v) ona d o k u n u l m a z l k
h a k k verdi. m m H a k i m k o c a s n n nerede olduunu rendi ve o n u geri
g e t i r m e k iin gitti.
Peygamber (s.a.v) n n d e toplanan kalabal szd ve a m c a s n a dnerek. " E y Abbas, kardeinin iki olu, U t b e ve Mu'attib neredeler? Onlar gr e m i y o r u m " dedi. Bunlar E b u Leheb'in yaayan iki oluydu. Babasnn zoruyla Rukiye'yi boayan U t b e idi ve grne gre imdi ortaya k m a k t a n
k o r k u y o r d u . Peygamber (s.a.v): " O n l a r bana getir" dedi. B u n u n zerine
Abbas yeenlerini getirdi. kisi de M s l m a n oldular ve biat ettiler. Daha
sonra ikisinin de ellerinden tutup aralarnda yryerek onlar e l - M l t e z e m
denilen ve K'be'nin Hacer'l-Esved'le kaps arasndaki duvarn yanna gtrd. Orada uzun uzun dua etti. Y z n d e n sevin o k u n u y o r d u . - M e r a k
eden Abbas sordu- O da: " R a b b i m ' d e n b u iki a m c a o l u n u istedim, o da verd i " 2 dedi.

merhamet-

E b u Bekir (r.a.) babasn ziyaret e t m e k iin Mescid'den ayrlmt

E n n e m l i put m e r k e z i n d e n , Mekke'ye en yakn olan Mahle'deki elUzza tapma idi. Peygamber (s.a.v), Halid (r.a.)'i bu putperestlik m e r k e z i -

(Ra'd: 92)
im-

di ise E b u Kuhafe'nin elinden t u t m u Mescid'e giriyordu. Kzkardei Kurey-

ni y o k e t m e k zere gnderdi. O n u n yaklat haberi d u y u l u n c a tapnan


b e k i s i klcn tanra heykeline ast ve cansz heykeli k e n d i kendisini ko-

r u y u p Halid'i l d r m e y e veya tek Tanrya i n a n m a y a davet etti. Halid (r.a.)

di. F a k a t o n l a r a r a s n d a n m s l m a n olan ilk kii d e o y d u . T i h a m e sahilin-

tapna ve putlar ykt. Ve M e k k e ' y e d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) ona: " H i -

den Habeistan'a g i d e n b i r g e m i y e b i n m e y e k a r a r v e r m i t i . T a m g e m i y e bi-

bir ey g r m e d i n m i ? " diye sordu. " H i b i r e y " c e v a b n verdi Halid P e y g a m -

n e c e k k e n g e m i n i n k a p t a n "Allah ile a r a n d a o l a n dini d z e l t " dedi. k r i m e :

b e r ( s . a . v ) : " O h a l d e o n u y o k e t m e d i n " dedi. " G e r i d n ve o n u y o k e t . " B u n u n z e r i n e Halid t e k r a r Nahle'ye gitti. T a p n a n h a r a b e l e r i

" N e d e m e l i y i m ? " d e y i n c e , o "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r d e " cevabn ver-

arasndan

di. S o n r a d a n b u n u s y l e m e y e n k i m s e y i g e m i s i n e a l m a y a c a n belirtti. Drt

u z u n ve s a v r u l a n salaryla rl p l a k b i r k a d n k t . H a l i d daha sonralar:


" T y l e r i m d i k e n d i k e n o l m u t u . " derdi. Yine de " U z z a , ibadet deil, i n k r
senin i i n d i r " diye bard. K l c n e k i p k a d n n s t n e indirdi. D n d n d e P e y g a m b e r ' l e y l e k o n u t u : "Bizi m a h v o l m a k t a n k u r t a r a n Allah'a
h a m d o l s u n ! Y z k a d a r k o y u n ve deveyle b i r l i k t e b a b a m n el-Uzza'ya g i t m e sine a l m t m . O n l a r U z z a i i n k u r b a n eder, orada g n kalr ve yaptklaryla o n u s e v i n d i r e r e k b i z i m tarafmza evirdiini s a n r d . " 3

k e l i m e d e n o l u a n LA L A H E L L A L L A H c m l e s i l k r i m e ' n i n r u h u n a iledi
ve o a n d a b u szleri s a m i m i c e sylediini farketti. H e n z g e m i y e b i n m e miti. n k g e m i y e b i n m e k i s t e m e s i n i n t e k s e b e b i b u s z l e r d e n , yani la
ilahe illallah'ta z e t l e n e n M u h a m m e d ' i n d i n i n d e n k a m a k t . B u n l a n g e m i n i n g v e r t e s i n d e k a b u l e d e b i l d i i n e gre kyda da k a b u l edebilirdi. Kendi
k e n d i n e : " D e n i z d e t a n r m z o l a n karada da t a n r m z d r . " dedi. D a h a s o n r a
kars geldi ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) o n u n M e k k e ' d e g v e n l i k t e o l a c a n a s z

O srada M e k k e l i l e r i n o u biat etmilerdi. S h e y l ise biat e t m e m i , fa-

verdiini syledi. B i r l i k t e geri d n d l e r . P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u n geldiini

kat evine snp o l u A b d u l l a h ' d a n P e y g a m b e r ' e k e n d i a d n a gidip ricada

biliyordu, y a n n d a k i a r k a d a l a r n a : " E b u C e h i l ' i n o l u k r i m e m ' m i n ola-

b u l u n m a s n istemiti. n k k i m s e n i n l d r l m e y e c e i ilan edilmi o l m a -

rak aranza geliyor. Bu n e d e n l e b a b a s n y e r m e y i n . n k l y y e r m e k di-

sna r a m e n , S h e y l k e n d i s i n i n b u k a p s a m n dnda yer aldn s a n y o r d u .

riyi incitir. Ve l y e u l a m a z " dedi.

Abdullah, Peygamber'le konutuunda Peygamber (s.a.v): " O gvenliktedir


ve Allah'n h i m a y e s i n d e d i r . B r a k n ortaya k s n " dedi. S o n r a e t r a f n d a k i l e re d n e r e k : " K a r l a t n z d a S h e y l ' e k e m gzle b a k m a y n ! B r a k n serb e s t e d o l a s n , n k h a y a t m a a n d o l s u n o akll ve erefli b i r a d a m d r ; sl m g e r e i n e kar k r b i r i d e i l d i r " dedi.
B y l e c e S h e y l istedii ekilde gezdi. F a k a t h e n z slm'a g i r m e m i t i .
Safvan'a g e l i n c e k u z e n i U m e y r o n u n iin P e y g a m b e r d e n iki aylk b i r m d det ald ve o n u b u l m a k iin yola k o y u l d u . O n u , o z a m a n l a r M e k k e ' n i n b i r
l i m a n olan u'aybe'de g e m i b e k l e r k e n b u l d u . Safvan p h e iindeydi. Ve
planlarn d e i t i r m e y i reddediyordu. B u n u n z e r i n e U m e y r t e k r a r Pey-

M e k k e ' y e vardnda k r i m e d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gitti. P e y g a m ber'in y z n d e o k s e v i n l i b i r ifade vard, i k r i m e m s l m a n o l d u u n u resm e n a k l a d k t a n s o n r a o n a : " B u g n b e n d e n n e i s t e r s e n iste, o isteini sana
v e r e c e i m " dedi. k r i m e (r.a.) " S e n d e n b e n i m s a n a kar t m d m a n l k l a rm affetmesi iin Allah'a dua e t m e n i i s t i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
o n u n istedii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a k r i m e (r.a.) i n s a n l a r n H a k k ' a
u y m a l a r n e n g e l l e m e k iin harcad paralardan, yapt savalardan b a h setti; imdi ise o n u n iki kat paray ve abay Allah y o l u n d a harcayacan
s z verdi ve s z n d e d u r d u .

g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o n a k u z e n i n i n g v e n likte o l d u u n u n b i r iareti o l a r a k izgili Y e m e n k u m a n d a n sarn verdi.


Bu Safvan' i k n a e t m e y e yetti, fakat d a h a fazla e m i n o l m a k istiyordu. " E y
M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " U m e y r b a n a belli b i r eyde k a r a r k l a r s a m - m s l m a n o l m a y k a s t e d i y o r d u - g v e n l i k t e o l a c a m , eer k a b u l e t m e z s e m bana iki ay m h l e t verdiini s y l e d i . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u r a d a k a l " dedi.
F a k a t Safvan: " B a n a a k bir c e v a p v e r m e d i k e k a l m a m " dedi. B u n u n zerine P e y g a m b e r : " S e n i n iin drt aylk m h l e t v a r " dedi. Safvan da M e k ke'de k a l m a y k a b u l etti.
k r i m e , b u kii i i n d e n P e y g a m b e r ' i n h u z u r u n a gelen s o n u n c u kiiy-

1.

W 8 3 4 ; A , l , 107.

2.

I.S. IV/I, 4 1 - 2 .

3.

W. 8 7 3 - 4 .

HUNEYN

SAVAI

VE

T A1F

KUATMASI

a d a m l a r n z b i z i m g r d k l e r i m i z i g r n c e b i z i m gibi o l u r l a r " dedi. Malk:


" U t a n n ! " dedi. "Siz b u r a d a k i en k o r k a k k i i l e r s i n i z . " B u k i i n i n gr-

[76]

nleri o k a d a r k t ve zavall idi ki, t m orduda p a n i k y a r a t m a m a l a r iin


o n l a r g z d e n u z a k b i r yere y e r l e t i r m e e m r i verdi. D a h a s o n r a etrafndaki-

T x e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n M e k k e z e r i n e yapt s o n ve k e s i n sefere r a m e n

lere: " B a n a c e s u r b i r a d a m g s t e r i n " dedi. F a k a t s e i l e n a d a m da ayn k o r -

Havazinliler k u v v e t l e r i n i arttrmay durdurmadlar. O n u n M e k k e ' y i fet-

k u n atllar g r m ve dierleri gibi d e h e t i i n d e d n e r e k nefesi k e s i l m i

h e t m e ve t m putlar k r m a h a b e r i de o n l a r n d n c e l e r i n i deitirmedi.

b i r halde " D a y a n l m a z bir g r n l e r i v a r d " demiti. F a k a t M a l i k o n u din-

Kendi

harekete

l e m e y i reddetti ve k a r a n l k t a , d m a n n y o l u s t n d e o l a n H u n e y n vadisi-

g e m e l e r i n e n e d e n o l d u . M e k k e ' n i n f e t h i n d e n hafta s o n r a Havazinliler

n e doru i l e r l e m e e m r i verdi. Yolun vadi yatana d o r u alald n o k t a d a

tanralar

Lt'n

bir

ei

olan

Uzza'nm

yklmas

ise

Taif'in k u z e y i n d e k i E v t a s vadisinde y a k l a k y i r m i b i n k i i l i k b i r ordu top-

k a m p kurdular. Yolun iki tarafnda da aay r a h a t a g r e b i l e n , fakat aa-

ladlar.

dan g r l m e y e n vadi yataklar vard. Bu yataklardan i k i s i n e atllarn o u -

Peygamber (s.a.v) Mekke'nin bana Abdu emsli bir adam brakp ok


bilgili b i r M s l m a n o l a n Hazreli M u a z l b n C e b e l (r.a.)'e de y e n i M s l -

n u yerletirdi. Ve onlara b i r iaret ile d m a n a s a l d r m a e m r i verdi. O r d u n u n geri k a l a n k s m n da v a d i n i n t e p e s i n d e k i y o l u n s t n e yerletirdi.

m a n olanlara dini k o n u l a r d a yol g s t e r m e grevini v e r e c e k , imdi i k i b i n

P e y g a m b e r ( s . a . v ) o g e c e v a d i n i n t e k i u c u n a y a k n b i r yerde k a m p

K u r e y l i n i n de k a t l m a s y l a d a h a da k a l a b a l k l a a n t m o r d u s u y l a b i r l i k t e

k u r d u . S a b a h n a m a z n k l d k t a n s o n r a a d a m l a r n a sabrl olurlarsa zafer

yola kt. Yeni k a t l a n Kureylilerin o u P e y g a m b e r ' e b i a t etmilerdi. F a -

k a z a n a c a k l a r n m j d e l e y e r e k yola k m a e m r i verdi. Hava o d e n l i pusluy-

k a t Sheyl ve Saffan'n da i i n d e b u l u n d u u b i r g r u p h e n z M s l m a n ol-

du ki, vadi yatana i n d i k l e r i n d e hl etraf k a r a n l k t . D a h a n c e k i gibi Ha-

m a m t . Ve s a d e c e e h i r l e r i n i Havazinlilere k a r k o r u m a k a m a c y l a o r d u -

lid y i n e S l e y m ve d i e r l e r i n e k u m a n d a e d e r e k n c g r u p t a yer alyordu.

ya katlmlard. Yola k m a d a n n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) Safvan'a k e n d i s i n d e

O n u n a r k a s n d a n y e n i k a t l a n M e k k e l i g r u p geliyordu. D l d l ' e b i n m i

b u l u n a n y z aded zrh ve b e r a b e r i n d e k i silahlar d n v e r m e s i n i rica e d e n

o l a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u k e z yine etrafnda E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n b i r

b i r h a b e r g n d e r d i . " E y M u h a m m e d ! ( s . a . v ) " dedi Safvan, " B u ' k e n d i n ver,

grupla o r d u n u n ortalarnda yol alyordu. F a k a t b u k e z etrafnda k e n d i aile-

y o k s a zorla alrm' a n l a m n d a b i r istek m i ? " P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " d e n e c e k

s i n d e n kiiler de vard. O n a M e k k e ' y e g i d e r k e n k a t l a n k u z e n l e r i E b u Sf-

b i r b o r " d e y i n c e , Safvan zrh ve silahlar k o n a k l a y a c a k l a r yere k a d a r ta-

y a n ve A b d u l l a h , A b b a s ' m iki b y k olu Fadl ve K i s a m ve E b u L e h e b ' i n iki

y a c a k o l a n y k d e v e l e r i n i de v e r m e y e k a r a r verdi.

olu o n u e v r e l e y e n kiiler arasndayd. O r d u n u n en a r k a l a r n d a ise h e n z

O n l a r a kar h a z r l a n a n H a v a z i n k a b i l e l e r i Sakif, Nasr, C e m ve Sa'd

m s l m a n o l m a m M e k k e l i l e r yer alyordu.

l b n B e k r idi. B u t o p l u l u a g e n o l m a s n a r a m e n g c ve y n e t i c i l i i ile n

Yar k a r a n l k t a kar tarafta Havazin o r d u s u g r n d n d e n c b i r l i k

salan o t u z yalarnda b i r Nasr'l olan M a l i k k u m a n d a e d i y o r d u . Yallarn

h e n z inii t a m a m l a m t . n c b i r l i k dehetli bir m a n z a r a y l a kar kar-

a k s i n i tavsiye e t m e l e r i n e r a m e n M a l i k k a d n l a r , o c u k l a r ve hayvanlar

yayd. n k o r d u n u n a r k a s n d a k i develere b i n m i k a d n l a r veya b o deve-

da b e r a b e r g e t i r m e l e r i n i emretti. n k , o n a gre eer b u n l a r o r d u n u n ar-

ler bile o r d u n u n b i r p a r a s y m gibi g r n y o r d u . Yolun o y n t a m a m e n

k a s n d a olursa a s k e r l e r daha gayretle arprlard.

kapatlmt. F a k a t yeni b i r e m i r ve plana frsat v e r m e d e n M a l i k iaretini

M a l i k M e k k e ' d e n yola k a n ordu h a k k n d a bilgi t o p l a m a k zere

verdi. Havazin'li svariler h e m e n vadi y a t a k l a r n d a n frladlar ve Halid'in

g z c gnderdi. F a k a t de ksa b i r sre s o n r a k o r k u d a n t m e k l e m l e r i

a d a m l a r n a saldrdlar. Saldr o kadar a n i c e ve vahiceydi ki Halid, geri d -

k o n t r o l n d e n k m ve k o n u a m a y a c a k d e r e c e d e d e h e t i i n d e dndler.

n p k a m a y a b a l a y a n Beni S l e y m ' i toparlayamad. B e n i S l e y m M e k k e ' l i

l e r i n d e n biri: "Ala atlar z e r i n d e b e y a z a d a m l a r g r d k . Ve b i r anda b u

g r u b u n a r k a s n a k a n c a n d e k a l a n M e k k e l i l e r de h e n z i n d i k l e r i y o k u -

g r d n z hale g e l d i k " d'd i. Bir dieri: " K a r m z d a k i l e r d n y a insanlar

tan gerisin geriye katlar. Hzla saldran at ve deve s t n d e k i Havazinliler

deil, s e m a d a n gelen insanlar. T a v s i y e m i z e u y u n ve geri e k i l i n .

b t n geitleri tkadlar. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) y o l u n b i r a z sana e k i l e -

nk

b i l e c e k noktadayd. Kenara ekildi ve yanndan h i ayrlmayan bir grupla

Mslmanlardan, zellikle ilk bozgunu yaratan Ben Sleym'den o k

emniyetli bir yere snd. Yanndakiler E b u Bekir, m e r ve dier Muhacir-

kii savan balarnda l d r l m t . Fakat b u ilk b o z g u n d a n sonra o k az

ler, bir grup E n s a r ve yannda yer alan ailesinin tmyd. Haris'in olu Ebu

kayp verdiler. Bunlardan biri de same'nin aabeyi E y m e n idi. Peygamber

Sfyan Peygamber (s.a.v.)'in yanbandayd ve Dldl'n ipini elinde tutu-

Arka saflarda yer alan Havazin kadnlar ve o c u k l a r esir alnd. Deve-

yordu.
Peygamber (s.a.v) dierlerini de kendisine katlmalar iin ard. Fakat sesi savan grlts iinde kayboldu. Bu nedenle o k gr bir sese sahip olan Abbas'a " E y aa ashab! Ey akasya a s h a b ! " diye barmasn syledi. Bu arya L E B B E Y K (te e m r i n d e y i m ) sesleri cevap verdi. Peygamber
(s.a.v.)'in yanna E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n yz kadar kii topland. Hepsi de
geide dalarak birdenbire d m a n n saldrsn k o n t r o l altna aldlar. Abbas ayn ekilde barmaya devam etti ve kaanlarn ou geri dndler.
Peygamber (s.a.v) h e m iyi g r l e b i l m e k h e m de etraf iyi g r e b i l m e k iin
zengileri stnde ayaa kalkt. D m a n yeni b i r saldrya hazrlanyordu.
Peygamber (s.a.v) "Allahm, s e n d e n vadini yerine getirmeni i s t i y o r u m " diye dua etti. Daha sonra st kardeinden birka akl ta b u l m a s n istedi.
Onlar eline alp Bedir'de yapt gibi d m a n n yzne doru frlatt. Ve grnrde h i b i r n e d e n o l m a m a s n a ramen savan ak birden deiti. Geri m ' m i n l e r b u n u grmyorlard, ama kendilerinin bir sre n c e yaad
yenilgiyi imdi d m a n yayordu. Daha sonra b u olayla ilgili u ayetler nazil oldu:
"Andolsun Allah birok yerlerde
sayda oluunuz
mamt.

sizi bbrlendirip

Yer ise, btn geniliine

gerisin geriye gtimitiniz

(Bundan)

v e Huneyn gnnde size yardm


gururlandrmt.

m olanlar

azaplandrd.

lah, diledii

kimseden

ordular

cezasdr.

d. Peygamber (s.a.v) g a n i m e t l e r i n ve esirlerin t m n n M e k k e ' y e on mil


uzaklktaki Ci'rne vadisine g t r l m e s i grevini Budeyl'e verdi.
Havazin kabileleri arasnda Peygamber (s.a.v)'in o c u k l u u n u birlikte
geirdii Beni Sa'd lbn Bekr'in bir kolu da vard. Yal esirlerden biri kendini esir alanlara: "Vallahi b e n reisinizin kzkardeiyim" diyerek uyard. Fakat
adamlar ona inanmadlar, yine de Peygamber (s.a.v)'e gtrdler. "Ey Muh a m m e d (s.a.v) ben senin k z k a r d e i n i m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) onu merakla szd: Karsnda y e t m i i n e yaklam yal bir kadn duruyordu. Peyg a m b e r (s.a.v.) " B u n u gsterir bir iaretin var m ? " diye sordu. O da bir srma izi gsterdi. Ve: " B e n Serer vadisinde seni tarken sen srdn. Biz o b a n larla birlikteydik. Senin a n n e n b e n i m a n n e m d i , senin b a b a n b e n i m b a b a m d" dedi. Peygamber (s.a.v.) o n u n gerekten doru sylediini anlad; bu kadn o n u n stkardelerinden biri olan eyma idi. M i n d e r i n i yayarak oturmasn syledi. St a n n e ve st babas Halime ile Haris'i s o r u p , onlarn yllar
n c e ldn r e n i n c e gzleri yala doldu. Biraz k o n u t u k t a n sonra ona

ok

syledi. eyma m s l m a n olmay istediini fakat kabilesine geri d n m e y i

salaya-

setiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona deerli bir hediye verdi. Ve dn-

Sonra arkanza

dnp

te daha da deerlilerini v e r m e k istedii iin o n d a n kendisi d n e n e kadar

zerine 'g-

kampta kalmasn istedi. Daha sonra da ordusuyla birlikte Taif'e doru yo-

da indirdi ve kfre

sap-

Sonra bunun ardndan

Al-

kabul eder. Allah balayandr,

ler, k o y u n ve keilerin yan sra ganimette drt bin b i r i m o n s g m de var-

kendisiyle kalma veya Beni Sa'd'a geri d n m e k o n u s u n d a serbest olduunu


etti. Hani

size bir ey de

sonra Allah, Resul ile mminlerin

Bu kfre sapanlarn

tevbesini

Fakat

ramen size dar gelmiti.

ven duygusu ve huzur' indirdi. Sizin grmediiniz

be:

(s.a.v.)'in yannda iken v u r u l m u t u .

esirgeyendir."

(Tev-

25-7)
D m a n b y k bir bozguna uramt. Malik n c e l e r i cesurca dt,

la kt.
Sakif kabilesi ehirlerinde kendilerini bir yl kadar idare edecek erzaa
sahiptiler. Peygamber (s.a.v.)'in son durumda k u l l a n l m a s n emrettii sava
makinalarna kar da zel savunma mekanizmalar vard. Ayn zamanda
o k u l u k t a uzmandlar. ehrin duvarlar o k hzl o k yamurlarna sahne ol-

fakat daha sonra Sakifilerle birlikte surlarla evrili olan Taif'e ekildi. Hava-

du. Fakat m s l m a n l a r ehri kuatmalarnn o n b e i n c i g n n d e hl ilk

zin o r d u s u n u n b y k bir ksm Nahle'ye kadar izlendi ve bir o k kayp ver-

g n k durumdaydlar. Kazanlan tek ey baz kimselerin m s l m a n olma-

dirildi. Havazinliler oradan kamplar Evtas'a d n d l e r ; fakat Peygamber

syd. Peygamber (s.a.v) bir gn bir tellalla Sakifli klelerden m s l m a n

(s.a.v) arkalarndan asker gndererek onlar tepelere e k i l m e k zorunda b-

olanlarn zgr olacaklarn ilan ettirmiti.Yirmi kadar kle ehirden k m a -

rakt.

nn bir y o l u n u bulup m s l m a n oldular. Yaklak bir hafta daha geti. O s-

UZLAMALAR

rada Peygamber (s.a.v) ryasnda kendisine bir kase tereya verildiini, fakat bir h o r o z u n gelip ya gagalayarak d k t n grmt. B u n u n zeri-

[77]

ne E b u Bekir: "stediin eyi b u g n onlardan elde edeceini z a n n e t m e m "


dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u dorulad.Belki de ehri k u a t m a n n Sakiflileri y e n m e k iin uygun bir yol olmad s o n u c u n a varmt. D n c e s i her
ne ise, Peygamber k u a t m a n n kaldrlp Ci'rne'ye doru yola klmas

rdu Ci'rne'ye ulatnda yaklak altbin kadn ve o c u k t a n oluan

emrini verdi. ehirden ayrldklarnda adamlardan bazlar ona ehir halk-

esirler gneten k o r u n m a k iin b y k bir snaa ekilmilerdi. ou

na lanet etmesini sylediler. Peygamber (s.a.v) h i cevap vermeksizin elle-

fakirdi, b u nedenle P e y g a m b e r Huza'al bir adam h e r b i r i n e yeni giyecekler

rini at ve "Allahm, Sakiflilere hidayet ver ve bize ulatr" diye dua etti.

a l m a k zere Mekke'ye gnderdi. Bunlarn paras g a n i m e t i n bir b l m n

Taif kaleleri n n d e ldrlenlerden biri de m m S e l e m e (r.a.)'nin


vey kardei, Peygamber (s.a.v.)'in k u z e n i ve h e n z ksa bir sre n c e m s l m a n olan Abdullah (r.a.) idi.

oluturan gmlerle d e n e c e k t i . Develer yaklak olarak yirmidrtbin kadard. Koyunlar ve keileri ise k i m s e saymaya girimedi. Fakat yaklak
k r k b i n olduu tahmin ediliyordu.
Adamlarn ou g a n i m e t t e n payn almak iin sabrszlanyordu. Fakat
Peygamber (s.a.v) h e m e n geri d n m e k istemiyordu. n k Havazinlilerden
esirlere nazik davranlmasn rica eden bir heyetin gelmesini bekliyordu.
B u n u n l a birlikte g a n i m e t t e n dalmnn gecikmesini istemedii bir b l m
vard. Ganimetlerden k e n d i s i n e den bete bir de a y n e n zekatlar gibi ilem
gryordu. Ksa bir sre n c e nazil olan ayetler b u tr fonlardan yararlanac a k olan ayr bir kategoriye yani " K A L B L E R S I N D I R I L A C A K L A R " adnda
bir gruba iaret ediyordu:
"Sadakalar

- Allah'tan bir farz olarak-yalnzca

d e grevi olanlar, kalbleri


ve yolda

kalm(lar)

"KALBLER

sndrlacaklar,

fakirler,

kleler, borlular,

iindir Allah bilendir. Hkm ve hikmet


ISINDIRILACAKLAR"

dknler,

Allah yolunda
sahibidir."

deyince akla h e m e n

iin-

(zekat)

(olanlar)

(Tevbe:
yeni

60)

dinin

Mekke'de de hakimiyet k u r m a s s o n u c u dnyalar -yani Arap putperestliisarsmtya uraynca, artlarn zorlamas nedeniyle m s l m a n olan M e k k e liler geliyordu. Peygamber, E b u Sfyan'a yz deve verdi; Oullar Muaviye
ve Yezid'e de yzer deve verilmesini syledi. G e r e k t e b u E b u Sfyan'a yz deve verilmesi a n l a m n a geliyordu. Bu n o k t a dierlerinin gznden
k a m a d . Hatice'nin yeeni Hakim'e yz deve verildiinde iki yz deve daha istedi. Peygamber de istediklerini h e m e n ona tahsis etti. E b u Sfyan'm
ki gibi durumlarda en ufak b i r isteksizlik veya kararszlk hediyenin asl
a m a c n zedeleyebilirdi.
F a k a t Peygamber (s.a.v) yine de Hakim'e yle dedi: "Bu servet temiz
ve yeil bir otlaktr. K i m o n u c m e r t c e alrsa orada m b a r e k olacaktr. Kim

de o n u g u r u r l a alrsa m b a r e k o l m a y a c a k ve yiyen, fakat d o y m a y a n kii gi-

ki i k i n c i olu. O n yl k a d a r n c e E b u Cehil'e k a r m e c l i s t e B e n Him ve

bi olacaktr. Veren el alan elden hayrldr. V e r m e y e ilk n c e aileden b a k m a -

B e n Muttalib'e u y g u l a n a n b o y k o t u n k a l d r l m a s n s a v u n a n i l k Kurey'li

ya y k m l o l d u k l a r n l a b a l a . " B u n u n z e r i n e H a k i m g e l e c e k t e k e n d i eli-

Z h r i idi. A n n e s i Atike (r.a.) ise o u l l a r n d a n d a h a n c e m s l m a n o l m u -

n i n h i b i r z a m a n alan el o l m a y a c a n a kararl b i r ekilde: " S e n i h a k zere

tu.

g n d e r e n e y e m i n o l s u n k i , s e n d e n s o n r a h i k i m s e d e n h i b i r ey a l m a y a c a m " dedi. D a h a n c e k i i s t e i n d e n v a z g e i p s a d e c e y z deve a l d . 1

O r d u vadide g n l e r c e b e k l e d i , fakat Havazinlilerden h i b i r heyet gelm e d i . B u n u n zerine P e y g a m b e r ( s . a . v ) g a n i m e t l e r i paylatrd. Paylatrma

S a d a k a l a r n datlaca ayn k a t e g o r i d e k i g r u p t a n bazlar da snrda

i l e m i b i t t i k t e n ksa b i r sre s o n r a i l e r i n d e st b a b a s Haris'in k a r d e i n i n

olanlar, yani slm' s e i p s e m e m e k t e kararsz olanlard. B u n l a r d a n bazla-

de b u l u n d u u bir h e y e t geldi. G e l e n l e r i n o n d r t tanesi z a t e n m s l m a n d .

rna da y z e r deve verildi. B u n l a r d a n en n e m l i l e r i S h e y l ve Safvan idi. ki-

G e r i y e k a l a n l a r da m s l m a n o l d u l a r ve Havazin k a b i l e s i n i n P e y g a m b e r

si de H u n e y n ' d e savamlar ve Safvan savan b a l a r n d a m s l m a n l a r k a -

(s.a.v)' in akrabas s a y l m a s g e r e k t i i n i syleyerek o n d a n c m e r t d a v r a n m a -

maya b a l a y n c a b u n d a n m e m n u n o l a n geri saflardaki m r i k M e k k e l i l e r i

sn istediler. " S e n i k u c a m z d a b y t t k , g s m z d e e m z i r d i k " dediler.

u y a r m ve: " E e r b a m z d a b i r i o l a c a k s a b u n u n Havazin y e r i n e Kurey'ten

P e y g a m b e r (s.a.v) o n l a r a b i r d e l e g e n i n g e l e c e i n d e n m i t k e s e n e kadar

b i r i o l m a s n y e l e r i z ! " diye b a r m t . Y z deveyi a l d k t a n s o n r a Safvan

b e k l e d i i n i ve g a n i m e t l e r i n d a t l m o l d u u n u s y l e d i . D a h a s o n r a ceva-

C i ' r n e vadisi b o y u n c a i l e r l e r k e n , P e y g a m b e r (s.a.v.)'e a r k a d a l k etti ve ga-

b n ne olacan b i l m e s i n e r a m e n , onlara k a d n l a r ve o c u k l a r n n m ,

n i m e t l e r e b a k t . Ci'rne'de ana v a d i n i n yansra b i r o k y a n vadiler de vard.

y o k s a m a l l a r n n m daha deerli o l d u u n u sordu. O n l a r : " B i z e k a d n l a r m -

B u n l a r d a n biri z e l l i k l e ot b a k m n d a n o k verimliydi. B u n e d e n l e deve, k o -

z ve o c u k l a r m z geri v e r " d e d i k l e r i n d e ise: " B e n i m ve A b d u ' l - M u t t a l i b

y u n ve k e i srleri oray d o l d u r m u t u . Safvan'm b u g r n t d e n o k etki-

o u l l a r n n payna d e n l e r sizindir. Dierlerine de sizin a d n z a rica e d e c e -

l e n d i i n i g r e n P e y g a m b e r (s.a.v.): " B u vadi o k m u h o u n a g i t t i ? " diye s o r -

im. B e n le n a m a z n k l d r d k t a n sonra: "Allah'n R a s l n n b i z i m ad-

d u . Safvan'm yavaa tasdiklediini g r n c e : " H e p s i s e n i n , i i n d e k i l e r l e bir-

mza m s l m a n l a r d a n efaat d i l e m e s i n i , m s l m a n l a r d a n da b i z i m a d m z a

l i k t e " diye ekledi. " e h a d e t e d e r i m k i , " dedi Safvan, E e r b u P e y g a m b e r ' i n

Rasulullah'tan efaat d i l e m e s i n i istiyoruz d e y i n " d e d i . 2

nefsi o l m a s a , h i b i r n e f i s b u d e n l i iyilie s a h i p o l a m a z ; Allah'tan b a k a ilah


o l m a d n a ve s e n i n o n u n R e s u l o l d u u n a e h a d e t e d e r i m . "

Onun

syledii gibi yaptlar.

Peygamber

(s.a.v)'de cemaate

dnp

o n l a r n k a d n l a r n n ve o c u k l a r n n k e n d i l e r i n e v e r i l m e s i n i istediklerini

S h e y l ' e g e l i n c e o n u n da p h e l e r i Ci'rne'de s o n a e r m i t i . B u , ya o n u n

syledi. E n s a r ve M u h a c i r l e r h e m e n k e n d i paylarna d e n esirleri P e y g a m -

olu A b d u l l a h ile t e k r a r b i r araya g e l m e s i ve H u n e y n ' d e k i m u c i z e v i zafere

b e r ( s . a . v ) ' e verdiler. F a k a t k a b i l e l e r d e n bir k s m o n l a r gibi yapt, b i r k s m

a h i t l i k e t m e s i veya P e y g a m b e r (s.a.v)'in etkileyici kiiliiyle b i r arada b u -

da b u n u k a b u l e t m e d i . K a b u l e t m e y e n kabileler diyeti g e l e c e k t e d e n m e k

l u n m a s ya da t m b u f a k t r l e r i n b i r arada ilemesiyle m e y d a n a gelmiti.

zere esirleri b r a k m a y a i k n a edildiler. B y l e c e b t n e s i r l e r a i l e l e r i n e d n -

F a k a t o , slm'a v a k u r b i r e k i l d e girdi.
yl s o n r a olu A b d u l l a h savata l d r l n c e E b u B e k i r (r.a.) acl b a -

dler. S a d e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n d a y s n n olu o l a n Z h r e ' l i Sa'd'n payna d e n g e n b i r k a d n Sa'd'la k a l m a k istediini syledi ve geri d n m e d i .

bay teselli edici s z l e r syledi. F a k a t S h e y l u cevab verdi: " B a n a Allah'n

P e y g a m b e r ( s . a . v ) st k a r d e i n e bir m i k t a r deve, k o y u n ve k e i d a h a

R a s u l ' n n " B i r e h i t , k a v m i n d e n y e t m i kii i i n efaat d i l e r " d e d i i n i sy-

v e r d i k t e n s o n r a o n a veda etti. H e y e t a y r l m a k z e r e i k e n o n l a r a b a k a n l a r

lediler. B e n de o l u m u n b e n d e n n c e k i m s e y e efaat e t m e y e c e i n i u m u y o -

Malik'i sordu. O n l a r M a l i k ' i n Taif'deki Sakiflilere k a t l d n

rum."

" O n a h a b e r v e r i n " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B a n a m s l m a n o l a r a k gelirse

sylediler.

Ci'rne'de m s l m a n o l a n l a r d a n bazlar da M a h z u m ' u n ileri gelen li-

ailesini ve mallarn o n a iade e d e c e i m , o n a b i r de y z deve v e r e c e i m . " Ma-

d e r l e r i n d e n b i r k a y d : " E b u C e h i l ' i n iki kardei; Halid'in v e y k a r d e i , yani

lik'in ailesini b u a m a l a M e k k e ' d e halas Atike'nin y a n n a yerletirdi ve mal-

i m d i hayatta o l m a y a n g e n Velid'in ise z k a r d e i olan H i a m ; P e y g a m b e r

larn paylatrd.

( s . a . v ) ' i n halas Atike'nin Taif'te e h i t o l a n o l u n d a n s o n r a Z h e y r a d n d a -

Bu m e s a j Malik'e ulatnda, O , Sakiflilerin k e n d i s i n i h a p s e t m e l e r i n -

den k o r k t u u iin b u n d a n onlara bahsetmedi. Geceleyin ehri terkederek

gini m u h a k k a k reneceiz. E e r b u Allah'tan ise sabrla kabul ederiz, fakat

m s l m a n k a m p n a gitti ve m s l m a n oldu. Peygamber (s.a.v) o n u gittik-

eer b u sadece Allah'n R a s u l n n bir fikrinden te gitmiyorsa, bizi de d-

e artan Havazin'li m s l m a n l a r n bana k u m a n d a n tayin etti ve onlardan

n m e s i n i isteyeceiz."
Ensar arasndaki b u d n c e ve k o n u m a l a r atelenince Sa'd l b n Uba-

T a i f e rahat v e r m e m e l e r i n i istedi. Bylece Taif kuatmas sadece snrl bir


sre iin kaldrlm oluyordu. Daha az k e s i n , fakat daha etkili b a k a tr bir

de (r.a.) Peygamber (s.a.v)'e gitti ve onlarn neler syleyip neler d n d k -

k u a t m a ilkinin yerini alyordu.

lerini anlatt. Peygamber (s.a.v): " P e k i bu durumda sen nerede yer alyor-

P e y g a m b e r (s.a.v) biliyordu ki, dinin bizzat kendisinin insan ruhu ze-

sun, ey Sa'd?" dedi. Sa'd: " E y Allah'n Rasul, b e n de onlardan biriyim. Bu-

rinde bir etkisi olmasna ramen, b u etki sadece dinin szde deil, teslimi-

n u n nereden geldiini r e n m e k istiyoruz" diye karlk verdi. Peygamber

(Mellefe-i

(s.a.v) Sa'd'a tm E n s a r ' m daha n c e esirlerin yerletirildii snaklardan

K u l b ) a mali yardmda b u l u n m a prensibi ite bu teslimiyete engel tekil

birine toplanmasn syledi.Sa'd'n izniyle onlara b i r k a da M u h a c i r katl-

eden sknt ve acy ortadan k a l d r m a k iin k o n u l m u t u . Fakat b u prensi-

d.Daha sonra Peygamber (s.a.v) onlara gitti ve Allah'a h a m d ve krettik-

yetle k a b u l edilme derecesine baldr. "Kalbleri

sndrlacaklar"

bin amac, dierleri b i r tarafa, ilk m s l m a n olanlar tarafndan bile kavra-

ten sonra yle dedi: " E y E n s a r gnllerinizin bana kar olduu haberi

namad. D a h a n c e bahsettiklerimizin yansra, lde ihtiyac olan b i r o k

ulat. Ben sizi sapklkta b u l m u k e n Allah sizi hidayete eritirmedi mi? Ben

kii g r m e z l i k t e n gelinerek, m s l m a n olup olmadklar pheli olan bir-

sizi fakir b u l m u k e n Allah sizi zenginletirmedi mi? Ben sizi birbirinize

o k bedeviye de deerli hediyeler verilmiti. Zhre'li Sa'd, Gatafan'l Uyey-

d m a n b u l m u k e n Allah kalblerinizi uzlatrmad m ? " Onlar: "Evet, el-

ne'ye ve Temim'den Ekra'ya yzer deve verdii halde, daha s a m i m i olan ve

b e t t e " dediler. "Allah ve Rasul en c m e r t ve en eli ak olandr." Peygam-

ikisinin a k s i n e o k fakir olan Demre'li Cuayl'e neden bir eyler vermedii-

b e r (s.a.v): "Bu sylediklerime m u k a b e l e e t m e y e c e k m i s i n i z ? " dedi. "Nasl

ni P e y g a m b e r (s.a.v)'e sordu. Peygamber (s.a.v) u cevab verdi: " N e f s i m i

m u k a b e l e e d e l i m ? " dediler. Peygamber (s.a.v) yle dedi: " E e r isterseniz

kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, Cu'ayl, bir dnya dolusu U y e y n e ve

'sen bize itibardan d m bir halde geldin, biz sana itibar kazandrdk, bi-

Ekra'dan daha deerlidir. Fakat o n l a n n Allah'a teslim olmalar iin kalble-

ze terkedilmi geldin ve sana yardm ettik; seni t o p l u m d a n atlm b u l d u k ,

rinin sndrlmas gerek. Oysa Cu'ayl'in teslimiyetine^

gveniyorum."4

ieri aldk, seni m a h r u m b u l d u k , rahatlattk' diyebilirsiniz. Doruyu da sy-

M u h a c i r l e r d e n b u n d a n baka bir kar k olmad. F a k a t Peygamber

lemi olursunuz ve size inanlr. E y Ensar, ben sizin slm'nza gvenmi-

(s.a.v)'in Ci'rne'de kurduu k a m p n sonlarna doru drtbin kii kadar

k e n b e n i m insanlarn kalblerini sndrmak iin kullandm dnya mallar

olan E n s a r arasndaki h u z u r s u z l u k o k artmt. lerinden ou fakirdi ve

kalbinizde o kadar o k m u yer tutuyor? Ey Ensar, m e m n u n deil misiniz?

o kadar g a n i m e t t e n h e r adama sadece drt deve veya e deer sayda k o y u n

nsanlar, develerini ve koyunlarn gtrrken, siz evinize Allah'n Rasul-

ve k e i d m t . Esirlerden y k s e k fidyeler almay mit ediyorlard, fakat

n beraberinizde gtryorsunuz. E n s a r hari b t n insanlar bir y n e git-

paylarna d e n esirleri de P e y g a m b e r (s.a.v)'i m e m n u n e t m e k iin h i te-

se, Ensar da baka bir yola gitse, b e n Ensarn yolundan giderdim. Allah E n -

reddt e t m e d e n geri vermilerdi. O srada Kurey'ten onalt nfuzlu adama

sar'a onlarn oullarna ve oullarnn oullarna r a h m e t e t s i n . " Adamlar

ve dier kabile reislerinden de drt kiiye deerli hediyeler verildiini gz-

gzyalaryla sakallar slanncaya kadar aladlar ve bir tek ses halinde: "Biz

lemilerdi. B u hediyeleri alanlarn ou zaten zengin adamlard. F a k a t E n -

hissemize den Allah'n R a s u l n d e n m e m n u n u z " 5 dediler.

sardan hibiri Peygamber (s.a.v)'den bir hediye almamt. G e r i M u h a c i r lerden hibiri de hediye almamt, ama b u Medine'lileri teselli etmiyordu.
n k hediyelerin ou, M u h a c i r l e r i n a k r a b a l a n olan Kureylilere git-

t.

W. 9 4 5 .

miti. Ensar, kendi aralarnda "Allah'n Rasul k e n d i kabilesine d n d " di-

2.

I.I. 8 7 7 .

yorlard. "Sava srasnda o n u n arkadalar bizlerdik. Fakat g a n i m e t l e r datlrken akrabalar, kabilesi o n u n a r k a d a l a n oldu. B u n u n n e r e d e n geldi-

3.

slm.

4.

W. 9 4 8 .

5.

I.I. 8 8 6 .

yordu. Bu nedenle de kabilesinde o k yaygn olan slm'n etkisinden uzakta kalyordu. Ka'b'n kardei B u c e y r (r.a.), Hudeybiye'den sonra m s l m a n

[78]

o l m u t u ; F a k a t Ka'b yeni dini iddetle reddediyor ve Peygamber (s.a.v)'i


aalayan iirler yazyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) bu nedenle b u iirleri yaza-

i'rne'den sonra Peygamber (s.a.v) u m r e yapt ve Medine'ye dnd. Me-

dine'ye v a r m a d a n ksa bir sre n c e , Hudeybiye'de M s l m a n l a r n li-

derlerine ballna aran Sakif'li Urve'ye rastlad. 1 Urve, Huneyn sava


srasnda Yemen'deydi. Yolda ald b u mucizevi zafer haberleri, iinde zaten var olan i m a n alevlendirdi. Peygamber (s.a.v)'e gidip biat etti ve o n d a n
Taif'e gidip h a l k n slm'a armak iin izin istedi. "Seni ldrrler" dedi
Peygamber (s.a.v). " E y Allah'n Rasul, b e n onlara o c u k l a r n d a n daha sevgiliyim" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Seni ldrrler" diye tekrarlad. F a k a t
Urve (r.a.) n c k e z izin isteyince: " E e r istiyorsan git" dedi. Aynen Peyg a m b e r (sav.)'in syledii gibi Taifli'ler o n u n evini okularla sardlar, ksa

n ldrenin Allah rzas iin b i r hayr yapm olacan ilan etmiti. B u c e y r


(r.a.) daha n c e d e n mitsizlikle kardeini P e y g a m b e r (s.a.v)'e gidip ondan
af dilemeye tevik etmiti. " O p i m a n olarak kendisine d n e n kimseyi ld r m e z " demiti. M e k k e ' n i n fethinden sonra Ka'b yine n c e k i fikirlerini
muhafaza eden ve iinde aadaki dizeler de b u l u n a n bir iir yazmt:
"Sadece Allah'a ne Uzza'ya ne Lat'a
Kaabilirsin,

eer

Hi kimsenin

kaamayaca,

kaabilirsen,
insanlardan

kalamayaca

Kalbi saf bir ekilde Allah'a teslim ulan kii bundan

gnde

mstesnadr."

bir sre sonra Urve (r.a.) l m c l bir o k yaras ald. Ailesinden bazlar l-

Her taraftan saysz insanlarn slm'a girmesiyle, Ka'b yeryznn ken-

m e k zere iken o n a lmyle ilgili ne d n d n sordular. "Bu Allah'n

disi iin daraldn hissetti. Hayatn k a y b e t m e k t e n k o r k a r a k Medine'de,

r a h m e t i n d e n b a n a verdii bir ltuftur" dedi. Daha sonra onlara kendisini

arkadalarndan biri olan Cuheyne'li bir adama gitti ve m s l m a n olduu-

Taif kuatmas srasnda ehit olanlarn y a n m a gmmelerini syledi. Ailesi

nu syledi. Ertesi gn Mescid'de sabah namazna c e m a a t e katld. Namaz-

de b u isteini yerine getirdi. Peygamber (s.a.v)'e o n u n ldn sylendi-

dan sonra ellerini Peygamber (s.a.v)'in elinin stne koyarak: " E y Allah'n

inde: "Urve Yasin'deki adam gibidir. 2 Halkn Allah'a ard, onlar da o n u


ldrdler" (Yasin: 2 0 )

dedi.3

Bu adam Aziz Peter kovulduktan sonra hal-

Rasul, eer Zbeyr'in olu Ka'b piman olup bir m s l m a n olarak sana
gelse ve d o k u n u l m a z l k istese, o n u sada getirsem kabul eder m i s i n ? " dedi.

kn sa'nn m e s a j n kabul etmeye aran Antakya'l bir marangoz olan Ha-

Peygamber (s.a.v) k a b u l edeceini syleyince: " E y Allah'n Rasul b e n Z-

bib idi. Antakya'llar o n u ldrdler ve Kur'an'da anlatld zere:

beyr'in olu Ka'b'm" dedi. Ensar'dan biri ayaa kalkt ve o n u n ban kesm e k iin izin istedi. Fakat Peygamber (s.a.v): " O n u b r a k , o piman olarak

"Ona: Cennete

gir, denildi. O da: "Keke benim

"Rabbimin beni baladn

ve beni arlananlardan

kavmim

de bir bilseydi"

kldn" (Yasin:

dedi.

26-7).

Urve'nin l m n d e n sonra olu ve yeeni Taif'ten ayrlp Medine'ye


geldi. Orada m s l m a n olup, M u h a c i r l e r d e n biri olan kuzenleri Muire'yle
birlikte yaamaya baladlar.
Abdullah l b n Revaha (r.a.)'nm M u t e ' d e ehid olmas Peygamber (s.a.v)'i

geldi ve artk eskisi gibi deil" dedi. Daha sonra Ka'b b u olay iin yazd dizeleri o k u d u . iir geleneksel bedevi stilindeydi; diksiyonu harika ve m e l o diliydi, o u n l u k l a berrak tabiat tasvirleri yer alyordu. F a k a t asl temas af,
dileme idi. iir, balangcnda Peygamber (s.a.v)'i ve Muhacirleri ven bir
pasaj ile s o n buluyordu:
"Resul bir ktr, bir k

kayna;

sadece yakn bir arkada deil iyi bir airi de kaybettii iin z m t . n -

Bir Hindistan

k o n u n Abdullah'n dizelerini Hassan ve Ka'b l b n Malik'in dizelerine e

Mekke

tuttuu sylenirdi. F a k a t genel kanya gre Arabistan'da tm dier airleri

Gittiler, ama zayf ve kaaklar

glgede b r a k a n iki air vard. Bunlardan biri Lebid, dieri ise bir n c e k i

Bineklerinin

neslin en iyi airlerinden olan Zbeyr l b n S e l m a n i n olu Ka'b idi. Ka'b, M u -

Bilakis parlak giysili, gururlu ve soylu tavrl kahamanlar

zeyne'li o l m a s n a ramen hayatnn o u n u Gatafan'llarla birlikte geiri-

klc, Allah'n ekilmi

vadisinde

Bu karlama

slm' setiklerinde,

stnden sarkarak

olarak

kllarndan
insanlar;

biridir,

"Gidin!"

dediler.

deil,

ve kt silahlarla

silahlanm

iin Davud'un rdivj zrhlan giymi '

olarak
olarak

olarak."

deil,

n e m l i put m e r k e z i n d e n s a d e c e Taif'teki Lat tapna kalmt. F a k a t F l s

Ka'b (r.a.) o k u m a y bitirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) izgili Yemen k u m a ndan y a p l m o l a n c b b e s i n i kard ve dilini k u l l a n m a d a k i b a a r s n n

tapna da hristiyan o l m a y a n Tay'llar i i n b i r put t a p n m a m e r k e z i o l a r a k

d l o l a r a k airin o m u z l a r n a a t t . 5 F a k a t daha s o n r a arkadalarndan bi-

k a b u l ediliyordu. B u seferin ana a m a c b u tapna o r t a d a n k a l d r m a k t . Tay,

rine:

air Htim'in kabilesi i d i . 7 Babas gibi hristiyan o l a n olu Adiy, o n u n l -

" K e k e E n s a r ' d a n da b a h s e t s e y d i , n k o n l a r b u n u h a k e t t i l e r " dedi.

m zerine kabilenin bana gemiti.

Ka'b b u n u d u y u n c a E n s a r v e n , o n l a r n savataki cesaretini, h i m a y e l e r i n i n

Ali (r.a.) ve a d a m l a r n n yaklat h a b e r i n i d u y u n c a Adiy yakn ailesi-

e m i n o l d u u n u , ev sahibi o l a r a k ne k a d a r c m e r t o l d u k l a r n , h e r z a m a n yi-

ni y a n n a alp k a t . S a d e c e b i r tek kz kardei k a b i l e n i n dier fertleriyle bir-

it o l d u k l a r n a n l a t a n b i r iir y a z d . 6
M a r i y e ( r . a . ) ' n i n o c u u n u n d o m a s n a az z a m a n k a l m t . o c u k l a r n

likte esir alnd. Adiy'in k z kardei M e d i n e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'in n n e

h e p s i n i n d o u m u n d a da Hatice'ye y a r d m e d e n S e l m a artk yal bir k a d n -

getirildiinde P e y g a m b e r (s.a.v)'in a y a k l a r n a k a p a n d ve k e n d i s i n i serbest

d. F a t m a ' n n d n y a y a g e l m e s i n d e n b e r i y i r m i b e yl g e m i t i . F a k a t S e l m a
y i n e de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y e n i o c u u n u n d o u m u srasnda orada olm a k istedi. D o u m u n yaklat a n l a l n c a M a r i y e ' n i n o t u r d u u y u k a r M e dine'deki eve gitti.
o c u k o g e c e d o d u ve ayn g e c e C e b r a i l gelip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) h e r

b r a k m a s i i n yalvard. " B a b a m esirleri h e p s e r b e s t b r a k r d , misafire iyi


davranr, alar d o y u r u r ve z g n l e r i t e s k i n ederdi. yilik b e k l e y e n hi k i m s e d e n y z e v i r m e m i t i . B e n Htim'in k z y m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a naz i k e c e v a p verdi ve etrafndakilere d n e r e k : " B r a k n gitsin, n k o n u n
babas soylu davranlar severdi, Allah da onlar s e v e r " dedi.

z a m a n k i n d e n farkl b i r adla h i t a p etti: " E y b r a h i m ' i n b a b a s . " D o u m d a n

O srada k a b i l e s i n d e n biri o n u k u r t a r m a k z e r e gelmiti. P e y g a m b e r

h e m e n s o n r a S e l m a k o c a s E b u Rfi'yi P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i r olu o l d u u -

( s . a . v ) o n u b i r deve ve bir elbise v e r e r e k gelen a d a m a teslim etti. Htim'in

n u h a b e r v e r m e k z e r e gnderdi. Ertesi s a b a h n a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r

kz, kardei Adiy'i a r a m a y a gitti ve o n u M e d i n e ' y e g i t m e y e ikna etti. Adiy

( s . a . v ) A s h a b a d o u m u h a b e r verdi. " O n a a t a m n ad o l a n b r a h i m adn ve-

orada P e y g a m b e r (s.a.v)'e biat e d e r e k m s l m a n o l d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) de

r i y o r u m " diye ekledi. M e d i n e ' d e b y k b i r s e v i n ve E n s a r k a d n l a r arasn-

o n u n Tay k a b i l e s i n i n b a k a n l n onaylad. Adiy (r.a.) d a h a s o n r a s a m i m i

da da o c u u n s t a n n e s i n i n k i m olaca k o n u s u n d a b y k b i r r e k a b e t ya-

ve n f u z l u b i r m t t e f i k o l d u u n u gsterdi.

anyordu. a n s Yukar M e d i n e ' d e b e b e i n a n n e s i n e y a k n bir yerde o t u r a n

Bu aylardan b i r i n d e , R e c e b ' i n b a l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) N e c a i ' n i n

bir demircinin karsna kt. Peygamber (s.a.v) olunu h e m e n hemen her

l m h a b e r i n i ald. Haberi aldktan s o n r a m e s c i d d e k l n a n ilk n a m a z n ark a s n d a n c e m a a t e d n d ve: " B u g n adaletli b i r a d a m ld. K a l k n ve k a r -

gn ziyaret eder ve g e n e l l i k l e le u y k u s u n u o r a d a uyurdu.


Bazen de b r a h i m b a b a s n n evine getirilirdi. Aie (r.a.) bir gn P e y g a m ber'in k u c a n d a o c u u e v i n e getirdiini ve " B a n a n e k a d a r b e n z e d i i n e
b a k " dediini anlatr. Aie (r.a.) ona: " H i b i r b e n z e r l i k g r e m i y o r u m " diye

deiniz E e m e i i n d u a e d i n " 8 dedi. D a h a s o n r a o n l a r a c e n a z e n a m a z kldrd. S o n r a l a r H a b e i s t a n ' d a n kraln m e z a r z e r i n d e s r e k l i parlayan b i r


n b u l u n d u u h a b e r i geldi.^

c e v a p vermiti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a " C i l d i n i n k u m r a l l n ve t e n i n i n p r z s z l n g r m y o r m u s u n ? " dedi. Aie (r.a.) " K o y u n style b e s l e n e n


h e r o c u k t o m b u l p r z s z tenli o l u r " c e v a b n verdi. o b a n l a r d a n b i r i n e

1.

Bak. Bl. 66.

o c u u n st a n n e s i n e h e r g n st g n d e r m e s i t e n b i h edilmiti.

2.

VK 9 6 1 .

P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k k e ' d e n d n n d e n s o n r a alt ay k a d a r M e d i -

3.

Bak. Bl. 3 0 .

ne'de kald ve b u srada b i r o k k k seferler d z e n l e d i . B u n l a r d a n biri A

4.

Kur'an'a gre (SeberlO) zrh rmeyi ilk icad eden Davud (a.s.) Peygamberdir.

(r.a.) k u m a n d a s n d a , y e r l e i m b l g e l e r i M e d i n e ' n i n k u z e y d o u s u n d a o l a n
Tay k a b i l e s i z e r i n e g n d e r i l e n ordu idi. B u n d a n ksa b i r sre n c e Ali (r.a.)
Kzl D e n i z ' d e yer alan K u d e y d ' d e k i M e n a t tapnan y o k e t m e k zere g n derilmiti.

Ali ( r . a . ) ' n i n

oray h a r a p e t m e s i n d e n

s o n r a Arabistan'n

5.

I.I. 8 9 3 .

6.

I. H. 8 9 3 .

7.

Bkz. Bl. XIII.

8.

B. LXIII, 3 7 .

9.

M. 223.

fakat o yl bir k u r a k l k o l m u t u ve s her z a m a n k i n d e n daha yksekti. Ay-

[79]
j

j u n e y n savandan ksa b i r sre sonra mparator Herakliyus Kuds'e gi-

i i d e n Kutsal yolu tekrar ina ettirdi. Bu, Kur'an'da nceden haber verilen
ve "O gn m'minler

sevineceklerdir"

( R u m , 4 ) diye ifade edilen Bizansllarn

r a n l l a r a kar kesin zaferini noktalyordu. ranllar'n Suriye'den ve Msr'dan askerlerini e k m e k zorunda kalmalar da bir sevin kaynayd. F a kat Suriye'de b i r t e h l i k e n i n yerini dieri almt. slm devletinin sadece b u
taraftan bir tehlike ile kar karya olduu sylenebilirdi. Medine'de Herakliyus'un Medine'ye kar uzun bir sefer d z e n l e m e k zere ordusuna bir
m h l e t verdii sylentileri dolayordu. B i z a n s l l a r n gneyde Belka'ya kadar geldikleri ve L e h m , C u d a m , Gassan ve 'Amile kabilelerini ele geirdikleri de syleniyordu. Bu haberler b i r b a k m a abartma, bir b a k m a da gerein tam tersi idi. Herakliyus'un ran seferi srasnda ryasnda kendisini slm'a aran m e k t u b u yazan adamla zdeletirdii "snnetli bir a d a m n "
Suriye kralln ele geiriini grd, h e n z h e r k e s e bilinmiyordu. G r d rya ylesine etkili ve akt ki, Herakliyus'un gneye doru yaylmasn engelledi ve b i r dereceye kadar Suriye'nin s a v u n m a s n gevetmesine
n e d e n oldu. Herakliyus Kuds'ten Humus'a ekilmiti. Orada, t m b u blgenin fethedileceinden e m i n olarak generallerine, kuzeydeki dier blgelere yaylmamas artyla Suriye blgesini P e y g a m b e r (s.a.v)'e veren bir an-

n zamanda olgun ve taze meyve y e m e zamanyd. Bu iki d u r u m sefere katlmamak iin iki s e b e p tekil ediyordu. n c n e d e n ise imparatorluk lejyonlarnn dehet verici hretiydi. M n a f k l a r ve m s l m a n l a r d a n samimiyeti az olanlar Peygamber (s.a.v)'e gelip eitli mazeretler n e srerek sefere g i t m e m e k iin izin istediler. Bedevilerin o u da byle yapt. Geride kalanlar iinde drt salih imanl kii de vard: Ka'b i b n Malik, Hazre'ten iki
kii ve Evs'ten bir adam. Bunlar evde k a l m a k iin k e s i n bir karar almamlar ve zrler n e srmemilerdi. O mevsimde Medine'den ayrlmak onlara
o kadar sevimsiz gelmiti ki, hazrlk yapmaya balayamamlar ve bu ii b u gnden yarna ertelemilerdi. Uyandklarnda ise vakit o k geti ve birlikler
gitmiti. Fakat o u n l u k hzla hazrla k o y u l m u l a r ve zenginler daha fazla para yardm yapma k o n u s u n d a yarmlard. O s m a n tek bana on bin
adama alet ve b i n e k salad. Byle olduu halde g i t m e k isteyen h e r k e s e yetecek kadar b i n e k ve alet y o k t u . O srada i n e n bir ayet (Tevbe: 9 2 ) Peygamber (s.a.v)'in b i n e k ve alet salayamad iin i s t e m e y e r e k geri evirdii, b u n u n zerine alamaya balayan "yedi alayan kii"yi - b e fakir E n s a r ve M u zeyne ile Gatafan'dan iki bedevi- hafzalara iliyordu.
Btn bedevi mttefikler de katldktan sonra ordu, on bini atl, otuz
bin kiiye yaklamt. e h r i n dna bir k a m p k u r u l m u ve ordu h e r k e s hazr olup P e y g a m b e r (s.a.v) de yola k p k u m a n d a y ele alana kadar ordu
E b u Bekir'in y n e t i m i n e verilmiti.

lama yapmay nerdi. Generallerin b u fikre o k armalar ve kesinlikle

Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi ailesine b a k m a k zere Medine'de b r a k -

kar kmalar o n u n b u plan y r r l k t e n k a l d r m a s n a neden oldu. F a k a t

mt. Fakat m n a f k l a r Peygamber'in onu bir fazlalk olarak grd ve g-

Herakliyus grd ryay h i b i r zaman u n u t m a d .

z n n n n d e n uzak tutarak ondan kurtulduu sylentisini yaydlar. B u n u

Ayn ekilde Peygamber (s.a.v) de Allah'n slm ordularna Suriye k a plarn aacandan emindi. Ya z a m a n n n geldiini d n e r e k ya da k a nlmaz k u z e y seferi iin ordularna d e n e y i m k a z a n d r m a k iin Bizansllar'a
kar bir sefer dzenleyeceklerini aklad. D a h a sonra imdiye kadar k u m a n d a ettii en b y k ve en iyi silahlarla d o n a n m bir ordu k u r m a y a balad. O z a m a n a kadar b u tr durumlarda asl a m a c n gizli t u t m a k ve hazrlklar m m k n olduu kadar gizli y a p m a k adetiydi. F a k a t b u kez gizlilik
yoktu. M e k k e ' y e ve dier m t t e f i k kabilelere Suriye seferi iin silahl ve binekli adamlar gndermeleri iin haber gnderildi.
M.S. 6 3 0 ylnn O c a k ay balaryd. M e v s i m h e r zaman s c a k olurdu,

duyan Ali (r.a.) o kadar z l m t ki zrhn giydi, silahlarn kuand ve


ona k a t l m a k iin yalvarmaya niyetlenerek P e y g a m b e r (s.a.v)'e ilk k o n a k lardan birinde yetiti. O n a insanlarn neler k o n u t u k l a r n anlatt. O da:
"Yalan sylyorlar. Geride braktklarm iin orada k a l m a n e m r e d i y o r u m .
Geri dn ve beni h e m kendi ailende, h e m de b e n i m ailemde temsil et. E y
Ali, b e n d e n sonra Peygamber gelmemesi hari s e n i n bana, Musa'nn Harun'a yaknl gibi yakn o l m a n d a n m e m n u n deil m i s i n ? " 1 dedi.
Kuzeye doru ilerlerken bir gn sabah namaznda Peygamber (s.a.v)
abdest almakta gecikti. Adamlar saflara dizilmilerdi; n a m a z klmadan n c e
gnein domasndan k o r k a n a dek o n u beklediler. Daha sonra Abdurrahm a n ibn Avf (r.a.)'n i m a m l k yapmasna karar verildi. P e y g a m b e r (s.a.v)

geldiinde h e m e n h e m e n b i r i n c i rekat bitirmilerdi. A b d u r r a h m a n

(r.a.)

b i r y o l c u n u n yaklat g r l d n d e , h e n z y z hatlar belirgin o l m a m a -

tam geri e k i l e c e k k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u yerinde k a l m a s iin itti ve

sna r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) dua eder gibi: " E b u H a y s e m e o l s a ! " dedi.

kendisi de c e m a a t e katld. C e m a a t , n a m a z bitirip selam v e r i n c e P e y g a m -

Adam onlara yaklap s e l a m verdiinde de: "Yazklar o l s u n sana E b u Hay-

b e r ( s . a . v ) ayaa k a l k t ve kard rekat kld. Bitirdikten sonra: "yi yap-

s e m e ! " dedi. F a k a t n e l e r o l d u u n u d i n l e d i k t e n s o n r a o n u affetti.

tnz, n k h i b i r P e y g a m b e r m m e t i n d e n takva sahibi b i r i n i n arkasnda


n a m a z k l m a d k a l m e z " 2 dedi.
O srada M e d i n e ' d e y a k l a k o l a r a k ordu yola k t k t a n o n g n s o n r a ,

O r d u Tebk'te y i r m i g n kald. Bizans'tan gelen t e h l i k e s y l e n t i l e r i n i n


g e r e k olmad ortaya k m t . Dier taraftan b u S u r i y e ' n i n fethi i i n uyg u n bir z a m a n da deildi. F a k a t o gnlerde P e y g a m b e r (s.a.v) A k a b e k r f e -

geride k a l a n drt m ' m i n d e n biri olan Hazre'li E b u H a y s e m e (r.a.) o k s-

zinde ve d o u d a k i sahillerde yaayan hristiyan ve y a h u d i kabileleriyle b i r

c a k bir g n d e b a h e s i n d e k i aalarn g l g e s i n e gitti. Orada iki k u l b e var-

bar a n l a m a s yapt. Yllk h a r a karlnda o n l a r a s l m devletinin h i m a -

d. H a n m l a r n n , iki k u l b e y e de su s e r p m i o l d u u n u grd. kisi de k e n -

yesi vaadediliyordu. D a h a s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Halid (r.a.)'i yirmisi at-

disi iin y e m e k h a z r l a m ve i m e s i i i n t o p r a k testilerde su s o u t m u l a r -

l drt yz kiiyle T e b k ' n k u z e y d o u s u n d a k i D u m a t e l - C e n d e l ' e g n d e r e -

d. K u l b e l e r d e n b i r i s i n i n k a p eiinde ayakta durdu ve: "Allah'n R a s u l

rek o r d u n u n geri k a l a n k s m y l a birlikte M e d i n e ' y e d n d . B u n e m l i k a l e

g n e i n sca altnda, s c a k rzgarlarla k a v r u l m u . E b u H a y s e m e ise serin

Suriye'ye giden yollardan b i r i n i n ve M e d i n e ' d e n Irak'a giden y o l u n z e r i n -

b i r glgelikte, o n u n i i n k e n d i e v i n d e y e m e k ve h a n m l a r h a z r l a n m ! " de-

deydi. B u r a n n hristiyan y n e t i c i s i Ukeydir, Halid (r.a.) tarafndan y e n i l i p

di. D a h a s o n r a h a n m l a r n a d n e r e k : "Vallahi, Allah'n R a s u l ' n e y e t i m e -

esir e d i l i n c e o k armt. Halid, o n u M e d i n e ' y e g t r d . U k e y d i r (r.a.),

den i k i n i z i n k u l b e s i n e de g i r m e y e c e i m . O halde b e n i m iin e r z a k hazr-

M e d i n e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'e biat e d e r e k M s l m a n oldu.

l a y n " dedi. H a n m l a r o n u n i i n e r z a k hazrladlar. E b u H a y s e m e d e v e s i n i


s e m e r l e y e r e k hzla o r d u n u n a r k a s n d a n yola k t .
M e d i n e ' d e n K u d s ' e giden y o l u n h e m e n h e m e n tam ortasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) b i r g e c e : " n a l l a h yarn T e b u k a k a r s u y u n a u l a a c a k s n z . G n e
y k s e l i p yakcl artana k a d a r oraya v a r a m a y a c a k s n z . O n a ulaan k i m s e
b e n g e l i n c e y e k a d a r suya d o k u n m a s n " dedi. F a k a t oraya ilk varan iki kii
k a y n a k t a n itiler. O r d u n u n b y k b i r k s m geldiinde b i r k a d a m l a su kalmt. P e y g a m b e r (s.a.v) b u iki kiiyi sert b i r dille azarlad ve b i r k a kiiye
u k u r l a r d a b u l a b i l d i k l e r i k a d a r suyu toplayp eski b i r deri p a r a s n a dold u r m a l a r n syledi. Yeteri k a d a r su t o p l a n d n d a k a b n i i n d e ellerini ve
y z n y k a y p k a y n a n azn k a p a t a n k a y a n n s t n e serpti ve ellerini
o n u n s t n d e n g e i r e r e k Allah'n diledii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a g k g r l t s gibi b i r sesle b i r l i k t e s u f k r d . B t n a d a m l a r ihtiyalarn k a r ladktan s o n r a bile hl su a k y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y a n n d a d u r a n
Mu'az'a^ d n d ve: " E y M u ' a z , b e l k i s e n b u y e r i n b a h e l e r l e d o l u b i r vadi
o l d u u n u g r e n e k a d a r y a a y a c a k s n " dedi. G e r e k t e n de syledii gibi oldu.
P e y g a m b e r (s.a.v) ordu ile yola k m a y k a r a n drt m ' m i n i n hatas
zerine z l m ve hayal k r k l n a u r a m t . T e b k ' e u l a t k t a n b i r k a
g n s o n r a o n l a r a yetien H a y s e m e i i n de d a h a n c e d e n z l m t . Yalnz

1.

I.I. 8 9 7 .

2.

W 1012.

3.

Bkz. Blm. LXVI.

TEBK'TEN

SONRA

imdi tm ynlerden uzak m s l m a n topluluuyla sarlmlard ve gnderdikleri h e r kervan yamalanabilirdi. Hatta deve ve koyunlarn bile Malik'in

[80]

adamlar alr diye otlamaya dar karamyorlard. stelik Malik'in adam-

edir'den d n gibi, Tebk'ten d n de zntl olmutu; y o k l u u s-

lar, ellerine den Sakf'liler putperestlikten v a z g e m e d i k e serbest brak-

mayacaklarn ve ldreceklerini ilan etmilerdi. Birka ay sonra Taif'liler

l m t . Bu sefer kznn kocas da Medine'de deildi. Peygamber (s.a.v)

k n , mallarnn ve topraklarnn gvenlikte olacan garanti eden bir anla-

rasnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in kzlarndan biri daha, m m G l s m (r.a.)

o n u n mezar banda dua etti ve O s m a n (r.a.)'a "eer b e k r bir kzm daha


olsayd sana verirdim" dedi.
zrlerini b e y a n ettiler. Peygamber (s.a.v.) onlar, Allah'n gizli dnceleri
bildiini syleyerek uyarmasna ramen, yine de zrlerini kabul etti. Fakat
geride kalan m ' m i n e , Allah onlar h a k k n d a h k m verinceye kadar
k e n d i s i n d e n uzak durmalarn ve dier m ' m i n l e r e de bu kiiyle k o n u mamalarn syledi. Bu kii elli gn b o y u n c a toplum d bir hayat srdler. F a k a t ellinci gn sabah n a m a z n d a n sonra Peygamber (s.a.v.) mescidde Allah' n onlar affettiini ilan etti. Bu k o n u d a nazil olan ayetler yleydi:

ramen

yeyz

Ve O nun dnda

Geri braklan

(tiiy de (balad).

Allah'tan

baka

Sonra tevbe etsinler diye onlarn tevbesini


tevbeleri

yle ki, btn

onlara dar gelmiti, nefisleri de kendilerine


(yine)

ma y a p m a k zere bir heyet g n d e r m e k t e n baka seenekleri olmadna karar verdiler.

Sefere katlmayan mnafklar teker teker Peygamber (s.a.v.)'e gittiler ve

"(Savatan)

Peygamber'e (s.a.v.) slam' k e b u l edeceklerini bildiren, b u n a karlk hal-

bir snacak

dar (skntl)

olmadn

kabul etti. phesiz

iyice

Tebk'ten Ramazan'n banda d n l m t . Ayn ay iinde Taif'ten Medine'ye bir heyet geldi. Delegeler k o n u k s e v e r c e karlandlar ve onlar iin
m e s c i d i n yaknna bir adr kuruldu. Eer M s l m a n olurlarsa yerleim
blgelerinin slm devletinin k o r u m a s altnda olmasna karar verildi. F a k a t
P e y g a m b e r (s.a.v.) onlarn baz isteklerini kabul etmedi. Delegeler Lat'n
yl kadar tahrip edilmeden muhafaza edilmesini istediler. Peygamber (s.a.v.)
b u istei geri evirince iki yla, sonra bir yla indirdiler, en s o n u n d a bir ay
m h l e t istediler. Peygamber (s.a.v. ) b u n a da hayr dedi. Daha sonra ona

geniliine

putlarn kendi elleriyle tahrip e t m e m e l e r i ve h e r gn be vakit namaz kl-

gelmiti.

mamalar iin yalvardlar. Onlara: " N a m a z olmayan dinde hayr y o k t u r " di-

anladlar.

yerek n a m a z klmalar gerektiini syledi. Fakat putlarn kendi elleri ile

Allah (yalnzca

) O

kabul edendir. " (Tevbe: 118)

C e m a a t sevince bouldu ve p e k o k kii bu gzel haberi onlara v e r m e k


iin m e s c i d d e n aceleyle ktlar. lerinden en genleri olan Ka'b bn Malik
(i.a.) ehrin dnda kendisine tek kiilik bir adr k u r m u t u . Daha sonraki
yllarda, yaklaan bir atm ayak sesleri ve " E y Ka'b, m j d e ! " diye bir barma duyduunu ve nasl h e m e n secdeye kapandn anlatrd. Bu iyi haberin, affedilme haberinden baka bir ey olmayacandan emindi. Ka'b daha
sonra m e s c i d e gitti. "Peygamber (s.a.v.)'e selam verdiimde" dedi , " y z
sevinten parlyordu. Bana : " A n n e n d e n d o d u u n d a n beri geirdiin en gzel gn iin s e v i n " dedi. " E y Allah'n Rasul, b u s e n d e n mi, yoksa Allah'tan
m ? " diye sordum. "Hayr, Allah'tan" diye cevap verdi. Allah'n Rasul sevinli bir haberden m e m n u n o k l u u n d a yz ay gibi parlard." 1
Havazin'in lideri Malik (r.a.) m s l m a n olduundan beri b o d u r m u yordu. B e n ! Sakf hl Taif'e girilmez diye kendileriyle vnebilirlerdi; fakat

tahrip e t m e m e l e r i k o n u s u n d a k i nerilerini kabul etti. Urve'nin yeeni M u ire'ye delegeler ile birlikte gitmesini ve M e k k e ' d e n kendisine yardm e t m e k
zere E b u Sfyan' alp Lat' tahrip etmesini emretti.
M s l m a n olduktan sonra delegeler Ramazan'n geri kalann Medine'de o r u tutarak geirdiler ve daha sonra Taif'e dndler. E b u Sfyan gruba M e k k e ' d e katld, fakat putu kran, tek elli Muire idi. Muire'nin kabilesi, Urve ile ayn kaderi paylamasndan k o r k a r a k o n u n iin baz k o r u m a
n l e m l e r i almlard. Fakat krlan put iin feryat eden kadn seslerinden
b a k a bir m d a h a l e olmad.
ehrin teslim olmasna en o k zlen iki kii, ne o ehrin vatanda ne
de L a t i n ballarndand. Peygamber (s.a.v.), M e k k e zerine y r d n d e ,
Hanzele'nin babas E b u A m i r ve ciriti Vahi onlara y e n i l m e z bir ehir gibi
g r n e n Taif'e snmlard. Fakat imdi nereye snabileceklerdi?

Ebu

Amir, Suriye'ye kat ve orada kendi k e n d i n e ettii bedduay yerine getirerek "yalnz ve yuvasz bir s r g n " olarak l d . 2 Sakif'li bir adam Peygamb e r (s.a.v.)'in m s l m a n olan hi kimseyi ldrmediini sylediinde Vah-

i hl nereye gidebileceini dnyordu. Vahi, b u n u n zerine Medine'ye


gitti, P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gidip keline-i ehadet getirdi. O , byle yaparken
m ' m i n l e r d e n biri o n u n Hamza'y ldren kle olduunu anlad ve: E y Allah'n Rasul, b u Vahi" dedi. " O l s u n " dedi Peygamber (s.a.v.), " n k bir
kiinin slm'a girmesi b e n i m iin bir kafiri l d r m e k t e n daha iyidir." Daha sonra gzleri, n n d e k i siyah yzde gezindi: " G e r e k t e n sen Vahi mis i n ? " diye sordu. Adam dorulaynca; " O t u r ve Hamza'y nasl ldrdn b a n a anlat" dedi. Adam anlatmay bitirdiinde Peygamber (s.a.v.): "Yazklar o l s u n , y z n b e n d e n uzak tut. Brak da sana bir daha b a k m a y a y m " 3 dedi.
E b u Amir'in kuzeni lbn Ubey'e gelince, Tebk'tan bir ay sonra hastaland ve b i r k a hafta sonra l m e k zere olduu anlald. Eski kaynaklar, o n u n
nasl ld ( m ' m i n olarak m, m n a f k olarak m ) k o n u s u n d a farkl grler n e srmlerdir. Fakat Peygamber (s.a.v)'in o n u n banda cenaze
namaz kld ve kabri banda dua ettii k o n u s u n d a hepsi ayn fikirdedirler. Bir kaynaa gre m e r (r.a.), Peygamber (s.a.v) namaz iin yerini aldnda o n u n yanna gitmi ve bir mnafa bu kadar ltufta b u l u n m a m a s
iin ona kar kmt. Peygamber (s.a.v) ona glmseyerek u cevab verdi: " m e r , a r k a m a ge. Bana bir s e e n e k verildi, b e n de setim. Bana:
"Sen, ister onlar iin balanma
me. Onlar iin yetmi kere balama

dile-

balamaz"

(Teybe: 8 0 )
denildi. E e r yetmi defadan fazla balanma dilediimde Allah'n onlar
kldrd, tabutun yannda mezarla kadar yrd ve mezarn banda durdu. B u n d a n ksa bir sre sonra mnafklar h a k k n d a u ayet nazil oldu:
len birinin namazn

nk onlar, Allah'a ve Rasulne


(Tevbe:

m i ve O l d k t e n sonra da, s z n yerine getirmiti. T m b u olaylar esnasnda len adamn olu Abdullah da vard.
Peygamber (s.a.v)'e eliler gnderen tek kabile Sakf deildi. "Heyetler
yl" olarak anlan Hicret'in bu d o k u z u n c u ylnda Medine'ye Arabistan'n
her tarafndan daha p e k o k eli geldi. Bunlar arasnda Yemen'in eitli b l gelerinden gelen eliler ve putperestlii brakp M s l m a n olduklarn duyuran drt Himyerli prensin m e k t u p l a r da vard. Peygamber (s.a.v) onlara
samimiyetle cevap verdi; onlara islm'n emirlerini haber verdi. " D i n i n e
bal olan b i r yahudi veya bir hristiyann dininden d n d r l m e y e c e i m ,
fakat cizye ( h a r a ) deyip, Allah'n Rasul'nn himayesi altnda o l a c a m " 6
belirterek yahudi, hristiyan ve m s l m a n l a r d a n vergi toplamak zere g n derecei elilere iyi davranmalarn emretti. Dinsel ayrlklarla ilgili olarak
nazil olan bir yette yle deniliyordu:
"Sizden her biriniz iin bir eriat ve bir yol yntem
sizi bir tek mmetten
dtnz

klard; ancak

yarnz.

kldk. Eer Allah

(bu) size verdikleriyle

Tmnzn

dn Allah'adr.

eyleri size haber verecektir."

(Maide:

dikseydi,

sizi denemesi

iindir. Ar-

Hakknda

anlamazla

48)

G e l e n heyetlerin hepsinden s o n u alnamyordu. Bi'r Ma'una'daki katliamdan s o r u m l u olan Amir l b n Tufeyl imdi Beni Amir'in bana gelmi ve

balayacan bilsem dualarmn saysn a r t r r d m . " 4 Daha sonra namaz

"Onlardan

Allah'tan b a l a n m a m dilersin" demiti. Peygamber (s.a.v) yine kabulet-

tk hayrlarda

dile ya da istersen onlar iin balama


dilesen de, Allah onlar kesinlikle

meini istemi, O da b u n u kabul etmiti. Daha sonra da: " E y Allah'n Rasul, mit ederim ki t a b u t u m u n yannda dua eder ve gnahlarmn aff iin

hibir zaman

(kar)

klma,

kfre saptlar

mezar

vefasklar

kabilesinin basklar s o n u c u n d a Medine'ye g e l m e k zorunda kalmt. Fakat


cahil bir adamd. slm'a karlk Peygamber (s.a.v)'den kendisini halifesi
olarak ilan e t m e s i n i istedi. Peygamber (s.a.v): " O ne senin iindir ne de kabilen i i n d i r " dedi. " O halde" dedi Amir, " S e n ehirlileri ynet, bana da gebeleri ver." " H a y r " dedi. Peygamber (s.a.v): " F a k a t sana svarilerin ida-

banda

durma.

resini veriyorum, n k sen atlardan anlayan bir a d a m s n . " Bedevi lider iin

olarak

ldler."

b u yeterli deildi. Hor grerek: "Bir eyim olmayacak m y a n i ? " dedi. G e r i -

84)

Fakat b a k a kaynaklara g r e 5 b u yet Tebk'ten d n d k t e n h e m e n s o n ra nazil olan vahyin bir b l m idi. Bu ayet l b n Ubey'e uygulanamazd,
n k Peygamber o n u hastal srasnda ziyaret etmi ve l m n yaknlnn o n u deitirdiini grmt, l b n Ubey, Peygamber (s.a.v)'den ldnde k e f e l e n m e k iin bir elbisesini ve kabre kadar t a b u t u n u n yannda git-

ye dnerek: " H e r taraf sana kar atllar ve yayalarla d o l d u r a c a m " dedi. O


gittikten sonra Peygamber (s.a.v) dua etti. "Allah'm, Beni Amir'e hidayet
ver ve Tufeyl'in olu Amir'in errinden slm' kurtar." Amir yolda bir saldrya urad ve eve varmadan ld. Kabilesi yeni bir temsilci heyet gnderdi
ve anlama yapld. air Lebid (r.a!) de elilerden biriydi ve m s l m a n olmutu. B u n d a n sonra airlii b r a k m a k istedii syleniyordu. " B u n a kar-

lk Allah b a n a Kur'an' verdi" demiti. F a k a t yine de yeteneklerini dinin hizm e t i n d e k u l l a n a r a k lnceye dek iir yazmaya devam etti.
Hac z a m a n yaklayordu. P e y g a m b e r (s.a.v) haclarla ilgilenme grevini E b u B e k i r (r.a.)'e verdi. E b u B e k i r (r.a.) Medine'den yz kiiyle yola
kt. F a k a t o n l a r gittikten ksa bir sre sonra, m s l m a n ve m r i k M e k ke'ye giden t m haclarn duymas gereken n e m l i bir yet nazil oldu. Peyg a m b e r (s.a.v) "Bana b e n i m ailemden b i r i n d e n bakas temsilci o l a m a z " dedi ve Ali (r.a.)'e t m hzyla gidip haclara yetimesini syledi. n e n yetleri Mina'cla o k u y a c a k ve o yldan sonra K'be'ye plak girilemeyeceini ve
putperestlerin s o n defa Hac yaptklarn ilan edecekti.
Ali (r.a.) yetitiinde E b u Bekir (r.a.), toplulua k u m a n d a e t m e k zere
mi geldiini sordu. Ali (r.a.) o n u n k u m a n d a s altnda olacan syledi ve
birlikte yola ktlar. Namazlar E b u Bekir kldrd ve hutbeleri de o o k u d u .
Bayram g n , t m haclar kurbanlarn k e s m e k zere Mina vadisinde toplandklarnda Ali (r.a.) ilah mesaj aklad. M e s a j n k o n u s u , putperestlere
serbeste gidip gelme iin drt ay m h l e t verildii, b u sreden sonra Allah'n ve R a s u l ' n n onlara kar bir s o r u m l u l u k l a r olmayaca idi. Onlara
sava ilan edilmiti. B u n d a n sonra grldkleri yerde l d r l e c e k ya da esir

vey oullar oluyordu. E s m a (r.a.) da bir b e b e k bekliyordu. Peygamber


(s.a.v) Esma'nn kardei mm'1-Fadl (r.a.)' o k severdi. Mekke'de iken sk
sk o n u ziyaret e t m e k adetiydi. Abbas (r.a.) Medine'ye yerletiinden beri
yine sk sk ziyaret ediyordu. E n byk oullar Fadl (r.a.) olgunlam ve
Peygamber (s.a.v) tarafndan sevildiini gsteren b i r o k olayla karlamt. Bunlardan biri de, P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e y m u n e (r.a.)'de kald zamanlar, yeeni Fadl (r.a.)' o n u n l a birlikte kalmaya davet etmesiydi.
Heyetler bir n c e k i ylki gibi gelmeye devam ediyordu. Bunlardan biri,
Peygamberle (s.a.v) anlama y a p m a k isteyen Necran hristiyanlarndand.
Necranllar Bizans ynetimindeydiler ve gemite Konstantinapol'den bir o k yardm grmlerdi. Altm kii olan heyeti Peygamber (s.a.v) Mescid'de kabul etti. Dua e t m e vakitleri geldiinde P e y g a m b e r (s.a.v) onlarn
douya d n e r e k dua e t m e l e r i n e izin verdi.
Kaldklar srece yaplan grmelerde b i r o k ilkelere deinildi. sa'nn
kiilii h a k k n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'le delegeleri arasnda b i r o k anlamazlklar kt. B u n u n zerine u ayetler nazil oldu:
"phesiz, Allah katnda sa'nn durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu
tan yaratt,9

sonra da "ol" demesiyle

a l n a c a k l a r d . 8 ki istisna yaplmt. Peygamber (s.a.v.)'le zel anlamas

leyse kukuya

olan ve bu anlamaya uyanlar anlama sresi bitinceye dek gvenlikte ola-

knda seninle" ekiip-tartmalara

kaplanlardan

caklard. E e r bir putperest himaye isterse ona himaye verilecek, slm ona

rnz, kadnlarmz

tebli edildikten sonra emin bir yere yerletirilecekti. Putperestlerin karl-

lkl lnetleelim

masyla sadece ticaretlerin durgunlaacana deil, deerli hediyelerden de

i mran:

m a h r u m kalacaklarn zanneden yeni M s l m a n olan Mekke'lilere h i t a b e n


de yeni b i r ayet nazil olmutu:
"Ey iman edenler, mrikler
tk Mescid-i

Haram'a

Allah dilerse sizi kendi fazlndan


hikmet sahibi olandr." (Tevbe:

Gerek,

toprak-

Rabbindendir.

olma. Artk sana gelen bunca ilimden sonra, onun

ve kadnlarnz,

giriirlerse"
kendimizi

de ki: "Gelin oullarmz


ve kendinizi

de Allah'n lanetini yalan sylemekte

aralm,

olanlarn

yhak-

ve

oulla-

sonra

kar-

stne klalm."

(Al-

59-61).

Peygamber (s.a.v), b u ayetleri hristiyanlara o k u d u ve onlar kendisi ve


ailesi ile b u l u u p ayette nerilen ekilde anlamazl z m e y e davet etti.

ancak pisliktirler;

yaklamasnlar.

o hemen oluverdi.

Eer ihtiya

yleyse bu yllarndan
iinde kalmaktan

kal

sonra

ar-

O n l a r d n e c e k l e r i n i sylediler, ertesi gn Peygamber (s.a.v)'e geldikle-

karsanz,

rinde, Ali (r.a.)'nin, F a t m a (r.a.)'nn ve iki oullarnn yannda olduunu

zengin klar. Hi phesiz Allah bilendir, hkm v e

grdler. Peygamber (s.a.v) b y k bir aba giymi ve hepsini de iine alacak

28)

P e y g a m b e r (s.a.v) Hicret'ten sonra o n u n c u yl olan ertesi yln h e m e n


h e m e n t a m a m n evde geirdi. b r a h i m , y r m e y e balamt ve h e n z k o n u m a y a balyordu. Hasan (r.a.) ve Hseyin (r.a.)'in, Zeyneb (r.a.) adnda
bir kzkardeleri olmutu ve F a t m a (r.a.) d r d n c bir o c u k bekliyordu.
Ailenin dier yaknlar arasnda Cafer (r.a.)'in olu vard. Cafer'in lm n d e n sonra E s m a (r.a.) ile evlendii iin b u o c u k E b u B e k i r (r.a.)'in

ekilde yaymt. Bu nedenle bu be kiiye, "ehl-i aba" denirdi. Hristiyanlara gelince, anlamazl artk daha fazla devam ettiremeyeceklerini anladlar. P e y g a m b e r (s.a.v) onlarla, vergi vermeleri karlnda kendilerinin, kiliselerinin ve tm dier mallarnn slm devletinin k o r u m a s altnda olacan vadeden bir anlama yapt.
Bu yln ilk aylan b o y u n c a sren neeli m u t l u l u k ibrahim'in hastalanmasyla birlikte sona erdi. Bir sre sonra o n u n uzun sre yaamayaca or-

taya k t . O n u a n n e s i M a r i y e (r.a.) ve teyzesi Sirn (r.a.) tedavi ediyorlard.

zerine

P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u s k s k ziyaret ediyordu ve l r k e n yanndayd. o -

( s . a . v ) : "Ay ve g n e Allah'n iaret ( a y e t ) lerndendr.

O n l a r n h i b i r i n s a n n l m i i n kesilmez. O n l a n n t u t u l d u u n u g-

c u k s o n n e f e s i n i v e r d i i n d e k u c a n a ald ve g z l e r i n d e n yalar b o a n d .

r r s e n i z , a y d n l a n n c a y a k a d a r dua e d i n " 1 3 dedi.

O n u n yas ve feryadlar y a s a k l a m a s , l m s o n r a s n d a k i t m z n t belirtilerini de y a s a k l a m o l d u u e k l i n d e anlalyordu. Bu yanl a n l a m a hl


baz zihinleri m e g u l e d i y o r d u . A b d u r r a h m a n l b n Avf (r.a.): " E y Allah'n
Rasul, sen b u n u - a l a m a s n k a s t e d e r e k - y a s a k l a m a d n m ? M s l m a n l a r
seni a l a r k e n g r r l e r s e o n l a r da alarlar" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) yine alamaya d e v a m etti ve k o n u a b i l e c e k hle geldiinde: " B e n b u n u y a s a k l a m a d m . B u n l a r a c m a ve m e r h a m e t belirtileridir. M e r h a m e t l i o l m a y a n a merham e t o l u n m a z . Ey b r a h i m eer tekrar b u l u m a va'di o l m a s a , b u h e r k e s i n
g e m e k z o r u n d a o l d u u bir yol o l m a s a ve s o n g e l e n i m i z i n ilk g i d e n e yeti e c e i n i b i l n e s e k , s e n i n iin daha fazla z l r d k . Yine de s e n i n i i n o k
z l y o r u z , ey b r a h i m . G z alar, k a l b h z n l e n i r , Allah'n g c n e gidec e k b i r e y s y l e m i y o r u z " 1 * ^ dedi.
b r a h i m ' i n C e n n e t t e o l d u u n u s y l e y e r e k M a r i y e (r.a.) ve rn (r.a.)'i
teselli etti. O n l a r b i r m d d e t y a l n z b r a k t k t a n s o n r a A b b a s (r.a.) ve Fadl
(r.a.) ile b i r l i k t e d n d . ki yal a d a m o t u r m u o n u s e y r e d e r k e n g e n adam
c e n a z e y i ykad. D a h a s o n r a , c e n a z e m e z a r l k t a k i k k m e z a r n a k o n d u .
s a m e (r.a.) ve Fadl (r.a.) o c u u m e z a r a u z a t t k t a n s o n r a

Peygamber

( s . a . v ) c e n a z e n a m a z n kldrd ve k a b r i n b a n d a olu iin dua etti. M e z a ra t o p r a k atldnda hl m e z a r n bandayd. D a h a s o n r a b i r k r b a su getirmelerini ve m e z a r n s t n e s e r p m e l e r i n i emretti. Atlan t o p r a n yzey i n d e d e n g e s i z l i k vard, b u n a iaret ederek: " s i z d e n b i r i n i z b i r e y yaptnda, o n u m k e m m e l y a p s n " dedi. Topra eli ile d z e l t e r e k yapt i i i n
" B u n e fayda n e de zarar verdi, fakat h z n l e n e n i n g n l n f e r a h l a t t " 1 1
dedi.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b i r o k kez, yapt h e r d n y e v i ite k i i n i n m k e m -

1.

M. 9 1 2 .

2.

Bak. bl. 3 9 .

3.

I.I. 5 6 6 .

4.

I.I. 9 2 7 .

5.
6.

Mirkhond, Revda, es-Saf, II cilt, 2. 5 5 , 6 7 1 - 2 esk, kaynaklan zikreder. Bak. B. X X I I I , 76.


I.I. 9 5 6 .

meli a r a m a s gerektiini vurgulamtr. B i r o k s z de b u a m a c n dnyevi


" t ; r

o l m a d n ve uhrevi o l d u u n u belirtir. Ali (r.a.), P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) b u

d t

b i

" " "

<..

M * ,

k o n u d a k i t u t u m u n u n u szlerle z e t l e n e b i l e c e i n i s y l e m i t i r : " H e r zam a n y a a y a c a k m gibi b u dnya iin, yarn l e c e k m i gibi ahiret iin al." Her z a m a n ayrlmaya hazr o l m a k , h e r z a m a n uhrevi o l m a k t r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : "Bu d n y a d a b i r garip veya b i r y o l c u gibi o l " 1 2 demitir.
b r a h i m ' i n l d g n , c e n a z e g m l d k t e n s o n r a b i r g n e tutulmas
o l m u t u . Bazlar b u n u P e y g a m b e r (s.a.v)'in z n t s n e baladlar. B u n u n

S ^ s t ^ S ^ ' S t

10.

I. S. l/l, 88-9.

11.

A.g.e.

12.

B . L X X X I , 3.

13.

I. S., A.g.e.

DERECELER

ra Allah'n K u l l a r 1 denilir.... B y k melekleri dier meleklerden ayrmak


iin kullanlan Allah'a yaklatrlm ( m u k a r r e b n ) deyimi bunlar iin de

[81]

kullanlr. lk nazil olan srelerden bazlarnda m ' m i n kategorisinde, " n cler"le ( s b i k n ) "Ashab- M e y m e n e " arasnda yer alan "iyiler" (ebrr) di-

-X j e n i dine girme srasnda insanlar ynlendiren manevi drtler artk o k


1 zayflamt. Bu nedenle u ayet nazil oldu:

lman veya teslim) olduk' deyin. man henz kalblerinize


curat:

itaat ederseniz,

O, sizin amellerinizden

Cennet'teki durumlaryla ilgili anlattklarndan karlabilir. "Ashab- Meym e n e " y e i m e k iin "saf s u " verilirken, en y c e kaynaklar sadece " n c -

"Bedeviler, dedi ki: "man ettik." De ki: "Siz iman etmediniz,


lah'a ve Rasulne

ye bir snftan da bahsedilir. Bu arasndaki iliki Kur'an'n bu g r u b u n

ancak 'slm

(ms-

girmi deildir. Eer Alhibirini

eksiltmez."

(Hu-

14)

ler"e verilir. "lyiler"e ise, onlarn " n c l e r " i n ayak izlerine uyanlar olduun u belirtir bir ekilde iki farkl kaynan karm verilir, (tnsan: 5 )

stnlk

Bu yet i m a n etmede teslim olmay en aa derece olarak kabul ediyor


ve i m a n derecelerine iaret ediyordu. Daha y k s e k dereceler, Hudeybiye anlamasndan b i r k a ay n c e Peygamber (s.a.v)'e nazil olan Nur Sresi'nin

(Mutaf-

fifn: 2 7 ) .
derecesine

Kur'an'da

kalbten

bahsederken

de

deinilir.

Kur'an o u n l u k t a n b a h s e d e r k e n :
"Gerek

u ki, gzler kr olmaz, ancak sinelerdeki

kalbler

krelir"

(Hac.

46)

k o n u s u n u -daha dorusu konularndan birini- tekil ediyordu. Kur'an'da

Der dier taraftan Peygamber (s.a.v) tm dier Peygamberler gibi, kal-

nur, iman anlamna gelir ve aada b u n u r u n ( a y d n l a n m a n n ) drt derece-

b i n i n devaml uyank olduunu, yani kalb g z n n ak olduunu sylemitir. Kur'an b u n u n belli llerde bakalar tarafndan da paylalabilece-

si belirtilmitir:
"Allah, gklerin

ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, iinde era

bir kandil gibidir; era bir sra ierisindedir;


uya da batya da ait olmayan
ki) neredeyse

sra sanki incimsi bir yldzdr

kutlu bir zeytin aacndan

ate ona dokunmasa

daya

bulunan

yaklr;

ki, do-

(bu yle bir

k verir. (Bu) Nur stne nurdur.

kimi dilerse onu kendi nuruna yneltip-iletir.

Allah insanlar

iin rnekler

aa
Allah,

vermekte-

dir. Allah, hereyi bilendir." (Nur: 35)

ini belirtir, n k bazen sadece " t e m i z akl s a h i p l e r i ' n e (l'l-elbb) (Yusuf: 1 1 1 , Ra'd: 1 9 ) hitap eder.
Peygamber (s.a.v)'in E b u Bekir hakknda yle syledii rivayet edilir:
" O sizi o k o r u tutmakla ve o k n a m a z klmakla gemedi, fakat o sizi kalbinde sabit olan bir ey sayesinde g e t i . " 2
Peygamber (s.a.v.) sk sk Ashabdan bazlarnn dierlerinden stn old u u n u belirtirdi. Mekke'nin fethi srasnda Peygamber (s.a.v.)'in yannda

En alt derecede, aydnlatlan fakat kendisi k samayan kandil vardr.

Halid kendisini azarlayan Abdurrahman ibn Avf'a sinirlenip kar k n c a

Daha sonra sra gelir, o n u n stnde de kutlu zeytin aac yer alr. Bu sem-

Peygamber (s.a.v.): "arkadalarma ( A s h a b m a ) nazik davran Halid; n k

bollerin anlmas insana; "Allah insanlara r n e k l e r verir" diye balayan ve

s e n i n U h u d da b y k l n d e altnn olsa ve b u n u Allah yolunda harca-

sebebini belirterek: " b e l k i d n r l e r " (Har: 2 1 ) diye biten baka ayetleri

san, yine de arkadalarmdan hibirinin faziletine u l a a m a z s a n " 3 dedi.

hatrlatyor. N u r ayetinin t m insan d n m e y e arr. Fakat derecelere


gelince Kur'an b u k o n u y u burada temsili bir ekilde anlatr. Flalbuki ilk nazil olan ayetlerde i m a n n dereceleri daha ak bir ekilde anlatlmtr. B u n lardan birinde (Vka: 7 - 4 0 ) insanlar gruba ayrlmtr: "Ashab- M e y m e n e " (ahirette amel defteri sadan verilen ya da sa yanda olanlar), "Ashab-
M e ' e m e " (ahirette defteri soldan verilenler, ya da sol yanda olanlar) ve "Yarp ne

gemi

ncler."

"Ashab-

Meymene"

kurtulanlar,

Kur'an'a gre bir derece ile dierleri arasndaki fark ahirette, bu dnyad a k i n d e n daha b y k t r :
"Onlardan bir ksmm bir ksmna nasl stn tuttuumuzu
ret dereceler

bakmndan

daha byktr, stnlk bakmndan

gr. Muhakkak
da daha

ahi-

byktr."

(sr:21)

"Ashab-

Peygamber (s.a.v.) de yle demitir: " C e n n e t ehli kendi stlerindeki

M e ' e m e " de cezalandrlanlar, " n c l e r " ise en st derecededirler ve onla-

y c e yerin, imdi en parlak gezegeni (Vens) dou ve bat ufkunda grdk-

ler y k s e k l i k kadar yukarda o l d u u n u g r e c e k l e r . " 4 nsanlar arasndaki

Peygamber (s.a.v) b u dnyada iken ulalabilecek en y k s e k dereceden

eitsizlikler o n u n retme ekline de yansmtr. rettiklerinin bazlarn

de bahsetmitir. Kutsi hadislerden birinde yle denir: " K u l u m gnll (na-

sadece anlayabileceklerini u m d u u belirli baz kiilere hasretmitir. E b u

file) ibadetleriyle b a n a y a k l a m a y b e n o n u sevinceye k a d a r devam ettirir;

Hureyre- "Hafzama Raslullah (s.a.v.)'tan rendiim iki tr bilgi birik-

b e n o n u sevdiimde, o n u n duyan kula, gren gz, tutan eli ve yryen

tirdim. Bir k s m n akladm; eer dier ksmn da aklarsam b u grtla

aya o l u r u m " . 8
G n l l ibadetlerin en b a n d a "Allah' a n m a k veya Allah' a r m a k "

k e s e r s i n i z " 5 diyerek boazna iaret etmitir.


M e k k e ve Huneyn zaferlerinden sonra d n yolculuu srasnda Peygamber (s.a.v) arkadalarndan bazlarna " K k cihaddan, b y k cdaha

anlamna gelebilecek olan " z i k r u l l a h " gelir. lk inen yetlerden birinde Peyg a m b e r (s.a.v) yle bir emirle karlamt:
"Rabbinin

d n y o r u z " dedi. lerinden biri: " E y Allah'n Rasul, b y k chad n e d i r ? "


diye s o r u n c a : "Nefse kar

cihad"6

cevabn verdi. nsan nefsi iki b l m e ay-

(Mzemmil:

rlmtr. O n u n aa b l m h a k k n d a Kur'an:
"Gerekten

" m u t m a i n ( t a t m i n o l m u ) nefis" vardr. " n c l e r " i n ( s a b i k u n ) , "Allah'n


byledir. Kur'an b u k e m a l e ermi olan nefse yle hitap eder:
(tatmin olmu) nefis. Rabbine,
arasna gir. Cennetime

M a h e r gnnde Allah katnda k i m i n en yksek dereceye sahip olaca sorulduunda ise "Allah' en o k zikreden kadn ve e r k e k l e r " cevabn vermitir. Bunlarn Allah yolunda savaanlardan da y k s e k bir derecede olup olmadklar sorulduunda ise cevab u olmutur:

honut edici ve honut edilmi


gir." (Fecr:

"Kii m r i k ve putperestlere kar klc k a n a b u l a n p k n l n c a y a kadar


savasa bile, Allah' z i k r e t m e k o n d a n daha y k s e k bir dereceye sahip ola-

ola-

caktr."1

27-30)

B u ltuflardaki ikili doa, Kur'an'n m u t m a i n nefis iin verdii iki C e n -

net va'dini ve Peygamber (s.a.v)'in k e n d i nihai d u r u m u n u a n l a t m a k iin


syledii " R a b b i m l e ve Cennetle b u l u m a " s z n hatrlatyor. " M u t m a i n

Tahrim: 6, Fecr:29. Kur'an " k u l " kelimesini iki anlamda kullanr: biri her eyi iine alan, hatta eytan bile kulu olarak gren, dieri ise yukardaki gibi ayetlerde hususi anlamda. eytana hitaben
sylenen u szlerde de bu kelime hususi anlamda kullanlmtr: "Benim kullarm; senin onlar zerinde hibir zorlayc gcn (hakimiyetin) yoktur. "(sra: 65).

" C e n n e t i m e gir" sz " R a b i m l e b u l u m a " szne tekabl edi-

2.

El-Hakim et-Tirmiz, Nevdiru'l-usl.

yor: " K u l l a r m n arasna gir" sz de " C e n n e f ' e tekabl eder. Y k s e k C e n -

3.

I.I, 8 5 3 .

net ( C e n n e t ' l - a ' l ) , yani " R a b b i m l e b u l u m a " Rdvan'dan baka brey de-

4.

M . LI, 4.

ildir. Aadaki ayet b u sralarda nazil o l m u t u :

5.

B. III, 4 2 .

6.

Beyhk, Zhd.

akan cennetler

lah'tan olan honutluk


da budur." (Tevbe:

72)

ve mmin

kadnlara

ve Adn cennetlerinde

(Rdvan)

ynel."

sn silen bir cilas vardr, kalbin cilas ise Allah' z i k r e t m e k t i r " ^ demitir.

k u l l a r " n m ve "Allah'a yaklatrlm o l a n l a r " n ( m u k a r r e b n ) nefisleri ite

"Allah m'min erkeklere

O'na

Kalb ve kalbin krlyle ilgili olarak Peygamber (s.a.v): " H e r eyin pa-

2)

E n s o n u n d a da sava sona ermi ve artk iinde bir ayrlk tamayan

dan rmaklar

yalnzca

"Hi phe y o k namaz, irkince-utanmazlklardan ve ktlklerden

dr.

nefis" iin

ekerek

(Yusuf: 53)

adn verir. te alt-bene kar r u h u n yardmyla cihad yklenen b u k s m -

Artk kullarmn

kendini

vazgeirir. Allah' z i k r e t m e k ise m u h a k k a k en b y k t r " ( A n k e b t : 4 5 ) .

"Kendini knayp duran nefis." (Kyamet:

"Ey mutmain

ve her eyden

Daha sonralar nazil olan bir ayette de yle deniyordu:

nefis var gcyle ktl emredendir."

der. uur da d e n e n iyi b l m n e de:

rak dn.7

ismini zikret

8)

ise en byktr.

iinde ebed kalmak


gzel meskenler

zere,

te byk 'kurtulu ve

altn-

7.

Yani karlkl Rdvan ile (bk. Bl. X X X ) .

Al-

8.

B. L X X X I , 3 7 .

mutluluk'

9.

Beyhak, Da'vet.

10.

Tr. XLV.

vadetmitir.

(s.a.v.) 'in " E y k a r d e l e r i m ! " diye b i r k a k e z bardn d u y m u l a r d . " E y

[82]
- p e y g a m b e r (s.a.v.) : " m m e t i m i n e n iyisi b e n i m d n e m i m d e d i r ; s o n r a
J T o n l a r d a n s o n r a k i l e r daha s o n r a o n l a r d a n s o n r a k i l e r g e l i r " 1 dedi ve k e n di a n d a yaayan m m e t i n i n , yani A s h a b n n o k l u u n a sevindi. Bir k e r e sinde A s h a b n d a n o n kiiye urad ve o n l a r C e n n e t ' l e m j d e l e d i . B u n l a r
E b u Bekir, O s m a n , Ali, A b d u r r a h m a n b n Avf, E b u U b e y d e , Talha, Zbeyr,
Zhre'li Sa'd ve H a n i f o l a n Zeyd 'in olu Sa'id idi. O n l a r d a n n c e dier baz k i m s e l e r i de c e n n e t l e m j d e l e m i t i . Hadis kitaplar o n u n b u o n kiiyle il-

Allah'n R a s u l , biz s e n i n k a r d e l e r i n deil m i y i z ? " diye s o r d u k l a r n d a :


"Sizler benim arkadalarnsnz. Fakat benim kardelerim henz gelmeyenler a r a s n d a d r l a r . " cevabn vermitir. K o n u m a tarz m a n e v i n e m e s a h i p
olan kiilerden bahsettiini gsteriyordu.
S o n g n l e r d e o g n l e r i n o k k t o l m a s n a r a m e n , d o r u yolu b u l m u
a n l a m n a gelen M e h d i a d n d a b i r h a l i f e n i n k a c a n da h a b e r v e r m i t i r :
" M e h d i b e n i m m m e t i m d e n k a c a k , g e n i alnl ve u z u n b u r u n l u o l a c a k .
D a h a n c e d e n k t l k ve z u l m l e d o l u o l a n dnyay d o r u l u k ve adaletle
d o l d u r a c a k . Yedi yl h k m e d e c e k . " 1 2

gili v g l e r i n d e n ve b u n l a r d a n b a k a k i m s e l e r e de c e n n e t l e ilgili verdii ha-

E n s o n u n d a M e h d i ' d e n * s o n r a veya o n u n h k m d a r l n n s o n yllar-

b e r l e r d e n b a h s e d e r . r n e i n b i r h a d i s t e : C e n n e t u kiiyi arzular : "Ali,

da D e c c a l g e l e c e k , "sa gz z m gibi, t m g i t m i k r b i r a d a m . " 1 3

A m m a r 2 ve S e l m a n " 3 buyurulur. P e y g a m b e r (s.a.v.) F a t m a (r.a.)'ya da y-

Y e r y z n d e b y k tahribat y a p a c a k ve anlatt yalanlarla d a h a da o k in-

le d e m i t i r : " S e n , m r a n ' m kz M e r y e m h a r i , C e n n e t ' t e k i k a d n l a r n e n s-

san k e n d i tarafna e k e c e k . F a k a t o n a kar savaan b i r g r u p m ' m i n b u l u -

tnsn."4

n a c a k . " O n l a r s a v a m a k iin aba g s t e r i r k e n " dedi P e y g a m b e r (s.a.v.), " n a -

Ali (r.a.)'nin P e y g a m b e r (s.a.v.)'den ald h i k m e t i g e l e c e k n e -

sillere u l a t r a c a k olan en n e m l i h a b e r c i l e r d e n biri olacana iaret e d e r e k

m a z k l m a k i i n saflara d i z i l d i k l e r i n d e M e r y e m olu Isa g k t e n i n e c e k ve

o n u n H a k n d a : " B e n bilginin e h r i y i m , Ali de o n u n k a p s . " 5 U m u m a , h i t a -

o n l a r a i m a m l k y a p a c a k . Allah'n d m a n , sa'y g r n c e t u z u n s u d a eridi-

b e n de: " B e n i m a s h a b m yldzlar gibidirler; h a n g i s i n i izlerseniz h i d a y e t b u -

i gibi e r i y e c e k . E e r braklrsa h i k a l m a y n c a y a k a d a r erir; fakat Allah,

lursunuz "

demitir.

T e b k ' t e n d n d k t e n s o n r a m s l m a n l a r artk savan bittiini d n e rek k e n d i aralarnda k o n u m u l a r d . O n u n c u yl b o y u n c a eitli h e y e t l e r i n


g e l m e y e d e v a m e t m e s i y l e b u d n c e o denli yerleti ki, m ' m i n l e r i n o u
silah ve z r h l a r m satmaya baladlar. F a k a t p e y g a m b e r (s.a.v.) b u n u d u y u n ca, b y l e y a p m a l a r n yasaklad ve : " m m e t i m d e n b i r b l m , D e c c a l gel i n c e y e k a d a r h a k iin savamaya d e v a m e d e c e k " dedi. B u n u n yan sra:
" E e r b e n i m b i l d i k l e r i m i bilseydiniz, az g l e r o k a l a r d n z " 7 ve K e n d i s i n den s o n r a d a h a k t s g e l m e y e c e k o l a n h i b i r z a m a n o l m a z " 8 da demitir.
O inalar, m m e t i n i n b o z u l m a s o n u c u n d a hristiyan ve y a h u d i l e r i i z l e m e ye b a l a y a c a n s y l e y e r e k uyarmtr: " S i z onlar a d m a d m , zira' zira' izl e y e c e k s i n i z . y l e ki eer o n l a r zehirli b i r k e r t e n k e l e u k u r u n a girseler, siz
yine o n l a r n p e i n d e n g i d e c e k s i n i z . " 9 K y a m e t t e n n c e i n s a n l n g e n e l d e
yaayaca en b y k d de ifade e d i y o r d u : " s l a m garip o l a r a k b a l a d ,
yine garip olacaktr." 1 1 ^ Yine de Allah'n o n l a r b r a k m y a c a n v a d e t m e k ten geri k a l m a m t r : "Allah b u r m e t e h e r y z y l n b a n d a d i n i n i y e n i l e y e c e k b i r i n i g n d e r e c e k t i r . " 1 1 Bir b a k a sefer A s h a b d a n bazlar P e y g a m b e r

o n u sa'nn eline d r e c e k . sa ( a . s , ) da o n u n k a n n m z r a n n u c u n d a i n sanlara g s t e r e c e k . " 1 4


P e y g a m b e r (s.a.v.), ayn z a m a n d a k y a m e t i n yaklatn iaret e d e n
p e k o k a l a m e t i de h a b e r vermitir. B u n l a r d a n biri i n s a n l a r n o k y k s e k binalar ina etmesidir. m e r ' i n olu A b d u l l a h (r.a.)'n b a b a s n d a n rivayet ettii b i r h a d i s t e b u a l a m e t l e r daha a k bir e k i l d e anlatlmtr:
m e r a n l a t y o r : " G n n b i r i n d e R e s u l u l l a h (s.a.v.)'n y a n n d a b u l u n d u u m u z srada elbisesi b e m b e y a z , salar s i m s i y a h z e r i n d e y o l c u l u k belirtileri
g r l m e y e n ve b y l e iken h i b i r i m i z c e t a n n m a y a n b i r k i m s e geldi. N i h a yet P e y g a m b e r (s.a.v.) 'in y a n n a o t u r d u . Dizlerini dizlerine dayad, h e r iki
a v c u n u iki u y l u u z e r i n e k o y u p : 'Ya M u h a m m e d , s l a m nedir? B a n a s y l e '
dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) 'slam Allah'tan b a k a h i b i r ilah o l m a d n a ve M u h a m m e d ' i n Allah'n Rasul o l d u u n a e h a d e t e t m e n , n a m a z d o s d o r u k d m a n , zekt v e r m e n , Ramazan'da o r u t u t m a n ve y o l u n a g c n yeterse
Beyt'i h a c e t m e n d i r " dedi. O : ' D o r u s y l y o r s u n ' dedi. Biz h e m s o r u y o r
h e m de d o r u l u y o r diye o n u n h a l i n e ardk. O n d a n s o n r a : ' m a n n e d i r ?
B a n a syle' dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) : Allah'a m e l e k l e r i n e , k i t a p l a r n a , Peyg a m b e r l e r i n e , ahiret g n n e i m a n etmendir. Bir de h a y r ve e r r i n a n c a k Al-

VEDA

lah'tan g e l d i i n e i m a n e t m e n d i r " dedi. O: " D o r u s y l y o r s u n " dedi. Ve: ihsan n e d i r ? " diye s o r d u . R a s u l u l l a h (s.a.v.): "Allah'a s a n k i g r y o r m u gibi

HACCI

[83]

i b a d e t e t m e n d i r . n k s e n O ' n u g r m y o r s a n da O seni g r y o r " dedi. O


yine: " D o r u s y l y o r s u n " dedi v e " Saat'i ( K y a m e t i veya n e z a m a n k o p a c a n ) b a n a h a b e r v e r " diye d e v a m etti. R e s u l u l l a h (s.a.v.): " B u k o n u d a sor u l a n n s o r a n d a n d a h a fazla bilgisi y o k t u r " diye cevap verdi. O : " y l e ise

e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i n e ' d e i k e n R a m a z a n a y n d a , a y m ortalarnda M e s -

cid'de o n g n l k b i r inzivaya e k i l m e y i ( i t i k a f ) adet h a l i n e getirmiti,

e m a r e l e r i n i ( b e l i r t i l e r i n i ) b i l d i r " dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) c e v a p olarak: " C a -

a r k a d a l a r n d a n bazlar da o n a katlrlard. F a k a t o yl kararlatrlan o n

r i y e n i n k e n d i s a h i b i n i d o u r m a s 1 5 ve yaln ayak, srt p l a k , fakir k o y u n

g n d e n b a k a b i r o n g n daha m e s c i d d e kaldlar. Yani R a m a z a n ' m s o n yir-

o b a n l a r n n h a n g i m i z i n k u r d u u b i n a daha y k s e k diye yara k t k l a r n

m i g n n itikaf'ta geirdiler. H e r R a m a z a n ' d a C e b r a i l gelir ve hafzasnda

g r m e n d i r " dedi. B u n d a n s o n r a o k i m s e gitti o gittikten s o n r a birsre kal-

vahiyden b i r b l m n silinip s i l i n m e d i i n i a n l a m a k i i n P e y g a m b e r i k o n t -

d m . S o n r a P e y g a m b e r (s.a.v) "Ya m e r , s o r a n n k i m o l d u u n u b i l i y o r m u -

rol ederdi. B u yl P e y g a m b e r ( s . a . v ) F a t m a (r.a.)'ya gizlice h e n z bakalar-

s u n ? " diye s o r d u . " A l l a h ve R a s u l daha iyi b i l i r " d e d i m . P e y g a m b e r ( s . a . v )

na s y l e n m e m e s i g e r e k e n b i r sr verdi: " H e r yl C e b r a i l b a n a Kur'an' b i r k e z

" O Cibril idi. Size dininizi r e t m e k i i n geldi" d e d i . " 1 * '

o k u r b e n de o n a o k u r u m : F a k a t b u yl b a n a iki k e z o k u d u . Z a m a n m n geldiini s a n y o r u m " 1


evval ay geti; yln o n b i r i n c i aynda M e d i n e ' d e H a c ' d a P e y g a m b e r
(s.a.v)'in n d e r l i k e d e c e i h a b e r i yayld. Bu h a b e r l e r l k a b i l e l e r i n e de
ulatrld ve h e r a d m n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'le o l m a k i i n vahaya h e r taraftan a k m a k m insanlar g e l m e y e balad. Bu H a c , yzyllardan beri yaplan
h a c l a r a h i b e n z e m e y e c e k t i : h a c l a r n t a m a m bir t e k Allah'a i n a n a n k i m s e ler o l a c a k ve h i b i r p u t p e r e s t p u t p e r e s t e ibadetleriyle Kutsal Ev'i kirlete-

B. LXII, .

2.

Bak. bl. X X V I .

m e y e c e k t i . Aym s o n a e r m e s i n e b e g n kala P e y g a m b e r ( s . a . v ) o t u z b i n k a -

3.

Tr. XLVI, 3 3 .

dn ve e r k e i n b a n d a M e d i n e ' d e n yola kt. P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m -

4.

A. H. 64. Kur'an meleklerin Meryem'e yle dediklerinden bahseder: "Meryem, phesiz Allah se-

l a r n n h e p s i , A b d u r r a h m a n l b n Avf (r.a.) ve O s m a n l b n Affan (r.a.) tarafn-

ni sekin kld, seni arndrd ve lemlerin kadnlar zerine seti." (A-li mran: 4 2 ) .

dan y e d i l e n develerin s t n d e y d i . E b u B e k i r (r.a.)'in y a n n d a h a n m E s m a

5.

Tr. XLVI, 20.

6.

F. X X V I , Menakb' s-Sahabe.

(r.a.)da vard. lk k o n a k l a r n d a n b i r i n d e E s m a , M u h a m m e d adn verdikle-

7.

B. L X X X I , 27.

ri b i r e r k e k o c u u d o u r d u . E b u Bekir (r.a.) o n u M e d i n e ' y e geri g n d e r -

8.

B. XCI1, 14.

m e k istiyordu, fakat P e y g a m b e r (s.a.v) o n a , h a n m n n g u s l abdesti aldk-

9.

M . XLVII, 6.

tan ve H a c c a i i n niyet e t t i k t e n s o n r a p l a n l a n d k l a r ekilde h a c c m a d e v a m

10.

M . I., 2 3 2 .

e d e b i l e c e i n i syledi.

11.

A. D. X X X V I , 1.

12.

A. D. X X X y 4.

13.

M. LII, 2 0 .

14.

M . LII, 9.

15.

Bir kz ocuu douran bir kadn, son zamanlardaki ocuklarn anne-babalarna kar saygsz davranmalar nedeniyle hemen hemen kznn cariyesi gibi olacaktr. Bu szn ikinci blm sadece
sosyal dzendeki karmaay deil, ayn zamanda Kabil'in Habil'i ldrmesine son mhr vurcak
olan, yerleik hayatn gebe hayat zerinde zafer kazanmasn da kastediyor.

16.

M.I. 1.

M e d i n e ' d e n ayrln o n u n c u g n n n a k a m , P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k ke'yi f e t h e t m e y e g i d e r k e n getikleri bir geide ulat. O r a d a b i r g e c e geird i k t e n s o n r a ertesi s a b a h V a d i y e i n m e y e baladlar.

Peygamber

(s.a.v)

K'be'yi g r d n d e d e v e s i n i n ipini sol eline alarak sa elini y u k a r kaldrp at ve dua etti: " A l l a h ' m , b u Evin i n s a n l a r d a n g r d sayg, ltuf,
b a l l k ve r a h m e t i a r t r ! " 2 M e s c i d e girdi, tavaf e t t i k t e n s o n r a b r a h i m m a k a m n d a n a m a z kld. D a h a s o n r a Safa'ya giderek Safa ile M e r v e arasnda ye-

di kez gidip geldi: Yanndakiler h e r yerde yapt dualarn szlerini kelime-

(s.a.v)'in rettii ekilde yle bard: " G e r e k t e n Allah, Rabbinize kavu-

si k e l i m e s i n e hafzalarnda s a k l a m a k iin aba sarfediyorlard.

uncaya kadar kanlarnz ve mallarnz birbirinize h a r a m klmtr. Nasl ki

D a h a sonra Mescid'e giderek, n c e de olduu gibi anahtarlarn koru-

b u g n n z , bu beldeniz ve bu aynz haram ise."

yan Abdu'd-Dar'dan O s m a n (r.a.)' ve s a m e (r.a.) ile Bilal (r.a.)'i y a n m a

G n e en yksek

noktasna

ulatnda

Peygamber

(s.a.v)

Allah'a

alarak K'beye girdi. Fakat o a k a m Aie'yi adrnda ziyaret ettiinde Aie

h a m d d e n sonra u szlerle balayan bir hutbe o k u d u : " E y insanlar, beni

o n u n zgn olduunu farketti. Sebebini sorduunda: "Bugn b i r ey yap-

dinleyin, n k b i l m i y o r u m , belki de sizinle b u yldan sonra bir daha bu-

tm, k e k e yapmasaydm. K'be'ye girdim, m m e t i m d e n bazlar" dedi, ge-

luamayacam." Daha sonra onlar birbirlerine iyi davranmalar k o n u s u n -

l e c e k t e k i M s l m a n l a r kastederek "eri giremeyebilirler ve b u nedenle ne-

da uyard ve onlara haram ve helal olan eylerden bahsetti. E n s o n u n d a y-

fislerinde h u z u r s u z l u k hissedebilirler. Biz sadece o n u tavaf e t m e k l e emro-

le dedi: "Size, smsk sarldnzda sizi sapklktan kurtaracak bir emanet

l u n d u k , iine girmekle deil'" 3 d e d i .

brakyorum: Allah'n kitab, Peygamber'in snneti. Ey insanlar, szlerimi

m m Hni (r.a.)'nin k e n d i evinde kalmas iin tm srarlarna ramen


P e y g a m b e r (s.a.v) M e k k e ' d e k i evlerden hibirinde kalmay k a b u l etmedi.

dinleyin ve a n l a y n ! " Daha sonra onlara Kur'an'n s o n ayetlerini oluturan


ve h e n z nazil olan bir pasaj o k u d u :

Yeni ayn sekizinci g n n d e b t n haclarla birlikte Mina'ya gitti. Geceyi


orada geirdikten sonra, sabahleyin Haram blgenin h e m e n dnda, Mekk e ' n i n o n mil dousunda geni bir vadi olan Arafat'a gitti. Arafat Taif'e giden yol zerindeydi ve k u z e y ve doudan Taif dalaryla evrilmiti. Fakat
b u n l a r n h e p s i n d e n ayr her taraf vadi tarafndan evrelenmi ve vadi ile

"Bugn size dininizi kemle

erdirdim,

size din olarak islm' seip-beendim.


yala

zerinizdeki

kar karya kalrsa -gnaha eilim gstermeksizin-

dan yetecek

kadar yiyebilir):

nimetimi de tamamladm

Kim "iddetli bir alkta kanlmaz

nk Allah balayandr,

(bu haram
esirgeyendir."

ve

bir ihti-

saydklarmz(Maide:

3)

ayn ad tayan, bazen de R a h m e t da denilen b i r da vard. Her ne kadar

Hutbesini bir soru ile bitirdi: " E y insanlar risaletimi tebli ettim m i ? "

aalara kadar yaylyorsa da haclarn m a k a m bu da idi. O gn Peygam-

Binlerce azdan ykselen A l l a h m m e ne'am (Allahm, evet) sesleri g k g-

b e r (s.a.v) b u tepede vakfe yapt.

rlts gibi tm vadiyi doldurdu. Peygamber (s.a.v) iaret parman ge

Mekke'lilerden bazlar o n u n o k ileri gittiini syleyerek aknlklarn belirttiler. n k dier haclar Arafat'a gittikleri halde K u r e y l i l e r : "Biz

kaldrarak: "Allahm, ahid o l " 4 dedi.


Daha sonra namazlar klnd ve Arife g n n n geri kalan k s m dua ve

Allah'n m m e t i y i z " diyerek h a r a m blgede kalmay alkanlk h a l i n e getir-

tefekkrle geirildi. F a k a t g n e batar batmaz Peygamber (s.a.v) yanna

milerdi. Fakat Peygamber (s.a.v) brahim'in Arafat'da geirilen gn h a c -

s a m e (r.a.)'yi alarak tepeden aaya inmeye balad ve t m haclarla bir-

cn gereklerinden biri olarak emrettiini ve Kurey'lilerin s o n r a d a n o n u n

likte Mekke'ye doru vadiyi atlar. Bu noktada hzl i l e r l e m e k gelenekti; fa-

uygulamasn terkettiklerini sylemiti. Peygamber (s.a.v) o gn h a c gele-

kat ar hareketleri g r n c e P e y g a m b e r (s.a.v): "Yava! Yava! Sessiz olun!

neinden bahsetti ve dudaklarndan sk sk "brahim'in miras" kelimeleri

Aranzdaki gller zayflar g z e t s i n ! " diye bard. Geceyi Haram blge s-

dkld.

nrlar iinde olan Mzdelife'de geirdiler ve oradan M i n a vadisinde, Aka-

P e y g a m b e r (s.a.v) tm kabilelere, artk b u n d a n sonra slm t o p l u m u n -

be'de stunla temsil eden eytan talamak iin k k akl talan top-

da kan davalarnn sona erdiini her i n s a n n mal ve cannn d o k u n u l m a z ol-

ladlar. evde, Peygamber (s.a.v)'den etraf sakinken Mzdelife'den ayrlma

d u u n u d u y u r m a k iin gr bir sesi olan Safvan'n kardei Rebia'y tellal ola-

izni istedi. Kadnlarn o u n a nazaran iri yapl ve ar olduu iin scaktan

rak grevlendirdi ve ona yle barmasn emretti: "Allah'n Rasul soru-

ve y o l c u l u k skntlarndan o k rahatsz oluyordu. Bu n e d e n l e kalabalk

yor: Bu ay ne a y n d r ? " H e r k e s sessizdi, Peygamber (s.a.v) cevap verdi: "Ha-

ulamadan n c e eytan talamak grevini bitirmek istiyordu, b u n u n zeri-

ram ay." Sonra sordu: "Bu belde neresidir?" Yine k i m s e cevap vermedi, O

ne Peygamber (s.a.v) o n u m m Sleym ile birlikte Abbas'n oullarndan

da: " H a r a m b e l d e " dedi. Daha sonra: "Bugn n e d i r ? " diye sordu. Yine cevap

biri olan Abdullah'la gnderdi.

veren kendisi oldu: " B y k H a c g n . " D a h a sonra Rebia

Peygamber

P e y g a m b e r (s.a.v) kendisi sabah namazn Mzdelife'de kld ve daha

s o n r a a r k a s n d a deve srtnda yol alan F a d l o l d u u halde haclar A k a b e ' y e

b i r k a kii d u y d u . Bu n e d e n l e h u z u r s u z l u k d e v a m etti.

g t r d . O n i k i yl n c e b u yerde ve b u g n d e alt Hazre'li g e l m i ve o n a

M e d i n e ' y e d n e r k e n b l k l e r d e n biri P e y g a m b e r (s.a.v)'e Ali (r.a.)'yi i-

biat e t m i l e r d i . B u da Birinci ve k i n c i A k a b e b i a t l a r m n z e m i n i n i hazrla-

kayet e d i n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n n rengi deiti: " B e n , m ' m i n l e r e ,

mt. T a l a m a d a n s o n r a hayvanlar k u r b a n edildi ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ba-

k e n d i l e r i n d e n daha yakn deil m i y i m ? " dedi. A d a m l a r t a s d i k l e d i k l e r i n d e :

n tra e t m e s i i i n b i r a d a m ard.Haclar, o n u n s a n d a n b i r t u t a m alabil-

" B e n k i m e en y a k n i s e m , o n a en y a k n olan Ali'dir" diye ekledi. G a d i r el-

m e k m i d i y l e etrafna toplandlar. E b u B e k i r (r.a.) daha sonralar, U h u d ' d a

H u m m ' d a k a m p k u r d u k l a r n d a b t n insanlar toplad Ali (r.a.)'yi e l i n d e n

ve H e n d e k ' t e k i Halid'le imdi u szleri s y l e y e n Halid (r.a.) a r a s n d a k i ay-

tuttu ve b u szleri tekrarlad. D a h a s o n r a u duay o k u d u : " A l l a h m , o n u n

r m a d i k k a t e k m i t i : " E y Allah'n R a s u l , a l n n d a k i salar, A n a m b a b a m

d o s t u n a d o s t ol, d m a n n a da d m a n o l " B y l e c e Ali h a k k n d a k i s y l e n -

sana feda o l s u n b a k a s n a deil, b a n a v e r . " 5 P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r Halid

ti ve m r l d a n m a l a r s o n b u l d u . 6

(r.a.)'e verdi. O s a t u t a m n ald, g z l e r i n e ve d u d a k l a r n a bastrd.

Bir n c e k i yl gelen heyetlerden biri de, y e r l e i m blgeleri N e c d ' i n d o -

B u n d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) h a c l a r a K'be'yi ziyaret e t m e l e r i n i ve

u snr b o y u n c a yaylm o l a n , b e n i H a n i f e a d n d a k i Yemame'li Hristiyan

o n d a n s o n r a k i iki geceyi Mina'da g e i r m e k z e r e tekrar geri d n m e l e r i n i

bir k a b i l e d e n d i . M s l m a n o l m a y k a b u l etmilerdi; fakat o n l a r d a n M u s e y -

e m r e t t i . K e n d i s i i k i n d i d e n sonraya k a d a r b e k l e d i . Hayz h a l i n d e o l a n Aie

lime a d n d a k i b i r a d a m k e n d i s i n i n de P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u u n u iddia

(r.a.) h a r i dier h a n m l a r o n a M e k k e ' y e g i d e r k e n elik ettiler. B i r k a g n

ediyordu. H a c l a r n M e k k e ' d e n d n m e s i n d e n ksa bir sre s o n r a Yema-

s o n r a Aie (r.a.) t e m i z l e n d i i n d e P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u kardei A b d u r r a h -

m e ' d e n gelen iki eli M e d i n e ' y e u m e k t u b u getirdiler: "Allah'n R a s u l M u -

m a n ile H a r a m b l g e n i n dna g n d e r d i . Aie (r.a.) orada tekrar n i y e t etti,

s e y l i m e ' d e n Allah'n R a s u l M u l a m m e d ' e s e l a m z e r i n e o l s u n ! H a k i m i y e t i

i h r a m a girdi ve M e k k e ' y e giderek K'be'yi tavaf etti.

s e n i n l e p a y l a m a grevi b a n a verildi. D n y a n n yars b i z i m , dier yars da

P e y g a m b e r (s.a.v)'in Ramazan'da g n d e r d i i yz atl Y e m e n seferini

g n a h k r o l m a l a r n a r a m e n K u r e y l i l e r i n " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) elilere b u

b i t i r m i l e r d i ve g n e y d e n M e k k e ' y e d o r u geliyorlard. Ali (r.a.) i m d i b a -

k o n u d a n e d n d k l e r i n i sordu. Eliler: "Biz de o n u n l a ayn f i k i r d e y i z "

n b i t i r m i o l a n P e y g a m b e r (s.a.v)'le b i r l i k t e H a c y a p m a k i i n m m k n

dediler. " V a l l a h i " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) " E e r e l i l e r l d r l m e z diye b i r

o l d u u k a d a r ksa srede o n a u l a m a k isteiyle a d a m l a r n d a n n c e geliyor-

kural o l m a s a y d , sizin banz k e s e r d i m . " D a h a s o n r a e f e n d i l e r i n e v e r m e l e -

du. D e v l e t i n p a y n a d e n g a n i m e t l e r i n b e t e b i r i n d e t m o r d u y u giydire-

ri i i n b i r m e k t u p yazdrd: "Allah'n Rasul M u h a m m e d ' d e n y a l a n c M u -

c e k k a d a r k e t e n elbise vard, fakat Ali (r.a.) b u n l a r n P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e el

seylime'ye S e l a m d o r u yola u y a n l a r n s t n e o l s u n ! G e r e k t e n y e r y z Al-

dememi

lah'ndr. O k u l l a r n d a n dilediine o n u m i r a s brakr, iin s o n u Allah'tan

bir ekilde

teslim

edilmelerine

k a r a r vermiti.

Fakat

buna

r a m e n askerler, o n u n y o k l u u srasnda vekil o l a r a k b r a k t a d a m h e r b i -

korkanlarn lehinedir."7

rine k e t e n b i r elbise v e r m e y e i k n a etmilerdi. E l b i s e d e i t i r m e y e b y k ih-

Bu sralarda ortaya k a n yalanc P e y g a m b e r l e r d e n biri B e n i E s e d ' i n b a -

tiyalar vard. n k aydan b e r i e v d e n uzaktaydlar. e h r e y a k l a t k l a -

k a n Tuleyhe, dieri de Yemen'li Ka'b b n E s v e d idi. Yemen'li belli b i r baa-

rnda Ali o n l a r k a r l a m a y a gitti ve y a p l a n deiiklie o k ard. K u m a n -

r k a z a n d ve g e n i b i r alanda etkili oldu. F a k a t b i r sre s o n r a g u r u r ve ki-

dan: " H a l k n arasna gridiklerinde d z g n g r n s n l e r diye elbiseleri ver-

biri n e d e n i y l e taraftarlarnn o u o n a kar ktlar. B i r k a ay s o n r a da l-

d i m " dedi. Adamlar, M e k k e ' d e k i h e r k e s i n B a y r a m iin e n gzel e l b i s e l e r i n i

d r l d . Tuleyhe en s o n u n d a Halid tarafndan dize getirildi ve t m iddiala-

g i y d i k l e r i n i ve gzel g r n m e y e d i k k a t e t t i k l e r i n i biliyorlard. F a k a t Ali

r n d a n v a z g e e r e k s l m ' n g l e r i n d e n biri oldu. M s e y l i m e ' y e

(r.a.) b y l e b i r serbestlii h o g r g s t e r e m e y e c e i n i h i s s e t t i ve o n l a r a e s k i

o n u n k a d e r i , N u s e y b e ' n i n olu A b d u l l a h ' d a n l m c l bir k l yaras aldk-

gelince

elbiselerini giyip y e n i l e r i n i g a n i m e t l e r i n arasna k o y m a l a r n e m r e t t i . T m

tan s o n r a Vahi'nin att m z r a k l a l m e k oldu. F a k a t b u olay aylar s o n r a

orduda h u z u r s u z l u k bagsterdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u d u y d u u n d a : " E y

m e y d a n a geldi. H a c ay'nn getii ve Hicret'in o n b i r i n c i ylna girildii u

insanlar, Ali (r.a.)'yi s u l a m a y n , n k o Allah y o l u n d a , s u l a n a m a y a c a k

an i i n b u n l a r slm'a kar potansiyel b i r tehlike tekil ediyorlard. Ayn za-

kadar titizdir." dedi. F a k a t b u s z l e r yeterli o l m a d , b e l k i de b u n u s a d e c e

m a n d a k a d n P e y g a m b e r o l d u u n u iddia e d e n S a c e adnda T e m i m ' l i b i r k a -

SEM

din da ortaya k m t . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n l a r a k a r ani bir giri i m d e b u l u n m a k i s t e m i y o r d u . O n u n d i k k a t i k u z e y d e y o u n l a m t . Yln

[84]

i k i n c i ay o l a n S a f e r i n s o n g n l e r i n d e yani M.S. 6 3 2 ylnn Mays ay s o n larnda, M u t e ' d e k i y e n i l g i n i n karlnn v e r i l m e s i z a m a n n n geldiine k a rar verdi. Zeyd ve C a f e r ' i n l d r l d g n m p a r a t o r l u k l e j y o n l a r n n ta-

e y g a m b e r (s.a.v) srekli C e n n e t ' i tasvir ettii eyi s a n k i g r y o r m u gibi

rafn tutan Suriye'li A r a p k a b i l e l e r i n z e r i n e bir sefer d z e n l e m e k iin ha-

zrlklara b a l a n m a s n e m r e t t i k t e n s o n r a , g e n l i i n e r a m e n b i n kiilik

sinde elini s a n k i b i r ey a l y o r m u gibi uzatt ve tekrar geri ekti. Hibir ey

orduya k u m a n d a e t m e grevini Zeyd'in olu s a m e ' y e verdi.

s y l e m e d i , fakat etrafnda o n u n b u h a r e k e t i n e d i k k a t e d e n l e r sordular.

anlatrd. Bu i z l e n i m b a k a iaretlerle de desteklenirdi. r n e i n , b i r kere-

" C e n n e t i g r d m " diye c e v a p verdi "ve z m l e r i n d e n b i r s a l k m a l a b i l m e k


iin u z a n d m . E e r o n u alabilseydim, dnya d u r d u k a o n u y e r d i n i z . " 1 evresindekiler P e y g a m b e r (s.a.v)'in bir b a k m a ahirette o l d u u fikrine almlard. Belki de b u n e d e n l e , k e n d i l m n d e n bahsettii veya burada olduu
gibi h e r an l e b i l e c e i m ima ettii zamanlar, szleri o n l a r z e r i n d e fazla etkili o l m u y o r d u . B u n u n yansra a l t m yanda o l m a s n a r a m e n hl g e n
b i r a d a m n i n c e l i k ve v c u t yapsna sahipti. G z l e r i hl l ld ve siyah
salarnda o k az beyazlk vard.Yine de bir keresinde h a n m l a r ile b e r a b e r k e n y a k n d a l e c e i n e d e i n m e s i o n l a r n , k e n d i aralarndan ilk n c e k i m i n
o n a kavuaca s o r u s u n u y n e l t m e l e r i n e n e d e n oldu. P e y g a m b e r (s.a.v) " E n
uzaa eriebilen b a n a ilk n c e k a v u a c a k " 2 diye c e v a p verdi. B u n u n zerine
h a n g i s i n i n k o l u n u daha u z u n o l d u u n u a n l a m a k iin k o l a r n l m e y e baladlar. Kaynaklara k a y d e d i l m e m e s i n e r a m e n t a h m i n e n karlatrmay kaz a n a n , dierlerine nazaran b o y u en uzun olan evde idi. D i e r taraftan Zeyn e b , k k yapl bir k a d n d , k o l u da b o y u n a greydi. F a k a t b u olaydan
y a k l a k o n yl s o n r a i l e r i n d e n ilk l e n Z e y n e b oldu. te o z a m a n Peygamb e r (s.a.v)'in " e n uzaa e r i e b i l e n " deyimiyle en c m e r t olan kasdettiini anladlar. n k Z e y n e b (r.a.) de k e n d i adn tayan ve "fakirlerin a n n e s i " diye anlan P e y g a m b e r (s.a.v)'in dier h a n m gibi o k c m e r t t i .
P e y g a m b e r (s.a.v.) Suriye seferi iin hazrlklara b a l a n m a s n e m r e t t i k ten ksa b i r sre s o n r a , o r d u a y r l m a d a n n c e b i r g e c e P e y g a m b e r , E b u M u v e y h i b e adl azatl b i r k l e s i n i e r k e n saatlerde ard ve " M e z a r l k t a k i l e r
1.

B.LXI 25.

iin b a l a n m a d i l e m e m emredildi, b e n i m l e g e l " dedi. B i r l i k t e gittiler ve

2.

W. 1097.

B a k i ' e vardklarnda P e y g a m b e r (s.a.v.) : " E y m e z a r l k h a l k , s e l a m zerini-

3.

W. 1 1 0 0 .

ze o l s u n . Halinize s e v i n i n , d u r u m u n u z i m d i yaayanlardan o k iyi. Karga-

4.

I.1.969.

alar e n k a r a n l k g e c e n i n dalgalar gibi geliyor; birbiri a r k a s n a , h e r biri b i r

5.

W. 1108.

n c e k i n d e n daha k t " dedi. D a h a s o n r a E b u M u v e y h i b e ' y e d n d ve: "Ba-

6.

bn Kesir, El- Bidaye ve'n-nihaye, V. 2 0 9 .

n a b u d n y a h a z i n e l e r i n i n anahtarlar ve b u dnya da l m s z l k , ardn-

7.

I.I. 9 6 5 .

dan da C e n n e t s u n u l d u . B u n u n l a R a b b i m e ve C e n n e t e k a v u m a arasndaki

ard. P e y g a m b e r (s.a.v.) t e k r a r : " H a y r o f ( b e n i m ) b a m ! " ^ dedi ve M e y -

s e i m b a n a b r a k l d " dedi. E b u M u v e y h i b e " E y b a n a a n a m d a n ve b a b a m -

mune'ye dnd.

dan daha sevgili o l a n , b u d n y a h a z i n e l e r i n i n a n a h t a r l a r n ve b u r a d a , ar-

Salkl o l d u u z a m a n l a r d a k i gibi d a v r a n m a y a alyordu ve h e r za-

d n d a n C e n n e t gelen l m s z l s e " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) o n a

m a n k i gibi M e s c i d d e n a m a z l a r k l d r y o r d u . F a k a t hastal yle artt ki, sa-

u c e v a b verdi: " B e n zaten R a b b i m e ve C e n n e t e k a v u m a y s e t i m . " Daha


O
s o n r a B a k i ' d e y a t a n l a r i i n b a l a n m a diledi.

d e c e o t u r a r a k n a m a z k l a b i l e c e k h a l e geldi. O z a m a n c e m a a t e o n l a r n da

O sabah veya ertesi g n ba o z a m a n a kadar h i armad b i r ekilde

gittiinde: "Yarn n e r e d e y i m ? " diye s o r d u . H a n m da ertesi g n sras ge-

a r d . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) yinede mescide gitti. N a m a z d a n s o n r a m i n -

l e n h a n m n adn syledi. P e k i y a r n d a n s o n r a k i g n n e r e d e y i m ? " diye sor-

o t u r a r a k k l m a l a r gerektiini syledi. O g n sras gelen h a n m n odasna

bere k p , - s o n r a d a n anlatlanlara gre- sanki s o n defa y a p y o r m u gibi

du. H a n m y i n e c e v a p verdi. O n u n b u k a d a r fazla srar e t m e s i n e ararak

U h u d ehitleri iin r a h m e t diledi. D a h a s o n r a : " Allah 'm kullar arasnda bir

ve Aie ile b i r l i k t e o l m a k istediini a n l a y a r a k dier h a n m l a r a b u n u h a b e r

k u l var ki, Allah o n u b u dnya ile k e n d i s i n i s e m e k o n u s u n d a serbest brak-

verdi. O n l a r d a h e p b e r a b e r geldiler ve : " E y Allah'n R e s u l ! S e n i n l e geire-

t. O k u l da Allah' s e t i " d e d i . B u n l a r sylediinde E b u B e k i r alamaya ba-

ceimiz gnlerimizi

lad; n k P e y g a m b e r (s.a.v.)'in k e n d i s i n d e n bahsettiini ve s e i m i n k a -

(s.a.v.) b u hediyeyi k a b u l etti. F a k a t y a r d m s z y r y e m e y e c e k denli zayf-

kardeimiz

Aie'ye veriyoruz" dediler

Peygamber

n l m a z l m o l d u u n u biliyordu . P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u n aladn g-

t. B u n e d e n l e Ali (r.a.) ve A b b a s (r.a.), Aie (r.a.)'nin odasna k a d a r o n a yar-

r d n d e a l a m a m a s n syledikten sonra: " E y insanlar, insanlar arasnda

d m ettiler.

arkadal ve i h s a n ile b a n a en ltufkr olan kii E b u Bekir'dir. E e r insan-

Suriye seferi iin s a m e (r.a.) o k g e n bir adam k u m a n d a n s e m e s i k o -

lar arasnda b i ayrlmayacam bir arkada s e e c e k o l s a m , o a r k a d a E b u

n u s u n d a o k eletiri olduu ve hazrlklarda bir yavalama o l d u u haberi

E b u Bekir olurdu -fakat i m a n kardelii ve arkadal Allah bizi h u z u r u n d a

P e y g a m b e r ( s.a.v.)'e ulat. B u eletirilere cevap v e r m e ihtiyac hissetti, fakat

birletirene kadar bizimdir." te b u k o n u m a d a n sonra Mescid'i evreleyen

atei o k y k s e k t i . H a n m l a r n a : " B e n i m z e r i m e deiik k u y u l a r d a n doldu-

ve kaplar Mescid'e alan zel evlere bakarak: " M e s c i d ' e alan u kaplara

r u l m u yedi krba su d k n ki gidip adamlara hitap e d e b i l e y i m " dedi. Hafsa

b a k n . E b u Bekir'in kaps h a r i h e p s i n i k a p a t n . " 4 dedi. M i n b e r d e n i n m e d e n

(r.a.), Aie (r.a.)'nin odasna bir t e k n e getirdi, dier hanmlar da su getirdi-

n c e yle dedi: " B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle,

ler. z e r i n e su d k l r k e n P e y g a m b e r (s.a.v.) b u t e k n e n i n iine oturdu. Da-

imdi u d u r d u u m yerden g r d m H a v u z ' d a J b u l a a c a m . Sizin Allah'n

ha s o n r a o n u n giyinmesine ve sarn sarmasna yardm ettiler. ki a d a m da

y a n n d a ilahlar e d i n e c e i n i z d e n k o r k m u y o r u m . Sizin i i n b u d n y a d a n k o r -

o n a y a r d m ederek aralarnda M e s c i d ' e k a d a r gtrdler. P e y g a m b e r (s.a.v.)

k u y o r u m , ola ki dnyevi eyler iin birbirinize rekabet edersiniz."* 3

orada m i n b e r e kt ve t o p l a n a n kalabala yle hitap etti : " E y i n s a n l a r !

M e s c i d d e n k t k t a n s o n r a , ev sahiplii, y a p m a sras M e y m u n e ' d e ol-

s a m e ' n i n o r d u s u n u sevkedin, n k siz o n d a n n c e b a b a s n n liderliine

d u u i i n o n u n odasna gitti. C e m a a t e k o n u m a y a p m a k i i n harcad g ,

kar ktnz gibi o n u n liderliine de kar k m a n z a r a m e n , O da babas

ateini y k s e l t m i t i . Bir veya iki saat s o n r a Aie'nin k e n d i hastaln b i l m e -

gibi k u m a n d a n l k etmeye yarar." D a h a s o n r a m i n b e r d e n indi ve yardmy-

sini istedii iin o n u n odasna gitti. Aie'nin ba aryordu, o ieri girdiin-

la Aie'nin odasna gitti. Hazrlklar hzland ve s a m e (r.a.) ordusuyla M e -

de " O f b a m ! " diye inledi. P e y g a m b e r (s.av.) "Hayr, Aie aslnda o f (be-

d i n e ' n i n mil k u z e y i n d e k i Curf'a k a d a r gitti ve orada k a m p k u r d u .

n i m ) b a m ! " dedi. O n u n y z n l m c l b i r hastaln izlerini ararcasna

Bir s o n r a k i n a m a z vaktinde ezan o k u n d u u n d a P e y g a m b e r (s.av.) hl

aratrd. B y l e b i r ey g r e m e y i n c e : " B e n hayatta i k e n o l m a s n i s t e r d i m . "

o t u r a b i l m e s i n e r a m e n artk n a m a z kldramayacan hissetti. H a n m l a r n a :

Aie'nin l m n k a s t e d i y o r d u - " O z a m a n s e n i n iin b a l a n m a diler, sa-

" E b u Bekir'e namazlarda i m a m l k e t m e s i n i syleyin" dedi. F a k a t Aie (r.a.)

na r a h m e t diler, seni k e f e n l e r , n a m a z n klar ve g m e r d i m " dedi. Aie (r.a.)

P e y g a m b e r (s.av.)'in yerini a l m a n n babasn o k zeceinden k o r k t u . " E y Al-

o n u n h a s t a o l d u u n u g r y o r d u ve s e s i n i n t o n u o n u t e l a l a n d r m t . F a -

lah'n R a s u l " dedi. " E b u Bekir o k duygulu bir adamdr, sesi de gr deildir,

kat yine de o n u n e e l e n d i r m e y e alt ve o n u biraz o l s u n g l m s e t m e y i ba-

h e m Kur'an o k u r k e n o k alar." P e y g a m b e r ( s.av.) sanki o h i k o n u m a m

gibi: " O n a n a m a z kldrmasn s y l e " dedi. Aie (r.a.) tekrar denedi, b u kez

d e n k gelen o n i k i n c i g n idi; yani M . S . 6 3 2 H a z i r a n n n s e k i z i n c i g n . O

o n u n yerine m e r ' e grevi vermesini nerdi. F a k a t Peygamber (s.av.) tekrar:"

s a b a h e r k e n d e n P e y g a m b e r (s.a.v.)'in atei d t ve o k g s z o l m a s n a

E b u Bekir'e n a m a z kldrmasn s y l e ! " dedi. Aie(r.a.), Hafsa (r.a.)'nn yz-

r a m e n e z a n o n u n M e s c i d ' e g i t m e y e k a r a r v e r m e s i n e n e d e n oldu. O ieri

ne yalvaran b i r b a k frlatt ve Hafsa (r.a.) da k o n u m a y a balad. F a k a t Pey-

girdiinde n a m a z b a l a m t ve i n s a n l a r o n u g r d k l e r i n d e s e v i n t e n nere-

g a m b e r (s.a.v.) o n l a n u szlerle susturdu: "Siz Yusuf'un yanndaki kadnlar

deyse n a m a z d a n k a c a k l a r d , fakat P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a d e v a m e t m e -

g i b i s i n i z . 1 0 E b u B e k i r (r.a.)'e namazda insanlara i m a m l k yapmasn syle.

lerini iaret etti. Bir sre onlar seyretti ve d a v r a n l a r n d a k i takvay g r e r e k

Brakn sulayan hata aratrsn, haris olan da arzulasm. Yoksa Allah ve

y z s e v i n t e n parlad. Yannda F a d l (r.a.) ve azatl klesi Sevban (r.a.)'n

m ' m i n l e r b u n a s a h i p o l m a y a c a k l a r . " 1 1 S o n cmleyi k e z tekrarlad ve has-

yardmyla i l e r l e r k e n y z hl parlyordu. " P e y g a m b e r (s.av.)'in y z n o

talnn geri k a l a n k s m n d a namazlar h e p E b u Bekir kldrd.


P e y g a m b e r ( s.av.) o u z a m a n ba Aie'nin g s n d e veya dizinde ol-

a n d a k i k a d a r g z e l k e n h i g r m e m i t i m " dedi E n e s (r.a.). E b u B e k i r (r.a.)


a r k a s n d a k i saflarda b i r h a r e k e t o l d u u n u n farkndayd. B u n u n s a d e c e b i r

d u u h a l d e y a t y o r d u . F a k a t F a t m a (r.a.) geldiinde Aie (r.a.), b a b a kz

tek s e b e b i n i n o l a b i l e c e i n i ve a r k a d a n yaklatn d u y d u u a d a m n Pey-

yalnz b r a k y o r d u . B u ziyaretlerden b i r i n d e Aie o n u n k z n a b i r eyler sy-

g a m b e r (s.av.)'den b a k a s o l m a d n biliyordu. B u n e d e n l e b a n e v i r m e -

lediini k z n n da b u n u n zerine alamaya baladn grd. D a h a s o n r a

d e n b i r a d m geri e k i l d i . F a k a t P e y g a m b e r (s.av.) elini o n u n o m u z u n a k o y -

o n a b i r sr daha verdi, b u kez g z y a l a r n n arasnda g l m s e m e y e bala-

du ve " N a m a z s e n k l d r " diyerek o n u t e k r a r c e m a a t i n n n e d o r u itti.

d.O a y r l r k e n Aie (r.a.) P e y g a m b e r ( s.av.)'in ne sylediini sordu, fakat

K e n d i s i de E b u B e k i r ' i n sana o t u r d u ve o t u r a r a k n a m a z kld.

F a t m a (r.a.) b u n u n b i r sr o l d u u n u ve k i m s e y e a a m a y a c a n syledi. A n c a k daha s o n r a l a r F a t m a ona b u srr aklad: " P e y g a m b e r ( s.av.) b a n a b u


h a s t a l k t a n l e c e i n i syledi, b e n de aladm. D a h a s o n r a b a n a ev h a l k n dan o n a ilk k a v u a n n b e n o l a c a m syledi, b e n de g l d m . " 1 2

O n u n b u i y i l e m e s i b y k bir s e v i n e yol a m t . N a m a z d a n ksa b i r


sre s o n r a s a m e , P e y g a m b e r (s.a.v.)'i d a h a k t b u l a c a n u m a r a k d n m t , fakat o n u daha iyi g r n c e o k sevindi. P e y g a m b e r (s.av.) "Allah'n
r a h m e t i ile yola k " dedi. B u n u n z e r i n e s a m e o n a veda etti ve Curf'a ge-

P e y g a m b e r (s.a.v.) hastal srasnda o k ac e k i y o r d u , a c n n o k ar-

ri d n e r e k a d a m l a r n a k u z e y e y r m e k i i n h a z r l a n m a l a r n emretti. O s-

lat b i r srada kars Safiye (r.a.): " E y Allah'n P e y g a m b e r i , s e n i n e k t i i -

rada E b u B e k i r (r.a.) y u k a r M e d i n e ' y e d o r u yola k m t . E s m a (r.a.) ile

ni k e k e b e n e k s e y d i m ! " dedi. B u n u n z e r i n e dier h a n m l a r b i r b i r i n e

e v l e n m e d e n o k n c e E b u B e k i r (r.a.) o n yl n c e vahaya geldiinde y a n n -

b a k t l a r ve aralarnda b u n u n m n a f k l k o l d u u n u fsldatlar. P e y g a m b e r

da kald Hazreli Harise'nin kz H a b i b e ile n i a n l a n m t . U z u n sre ni-

(s.a.v.) o n l a r grd ve: " G i d i n aznz y k a y n " dedi. O n a n i i n o l d u u n u

anl k a l d k t a n s o n r a evlenmilerdi. H a b i b e hl Sunh'ta ailesinin y a n n d a

s o r d u k l a r n d a : " n k arkadanza iftira e d i y o r s u n u z . Vallahi, o t m sa-

k a l y o r d u . E b u B e k i r (r.a.) de o n u orada g r m e y e gidiyordu.

m i m i y e t i y l e gerei s y l e d i " 1 3 c e v a b n verdi.

Peygamber

( s.av.) Fadl

(r.a.) ve S e v b a n

(r.a.)'n

yardmyla

Aie

m m E y m e n (r.a.) de srekli o n u n y a n n d a y d ve ara ara o l u n a P e y -

( r . a . ) ' n i n o d a s n a d n d . Ali (r.a.) ve A b b a s (r.a.) da oraya kadar p e l e r i n -

g a m b e r (s.av.)'in d u r u m u ile ilgili h a b e r l e r g n d e r i y o r d u . s a m e (r.a.) Al-

d e n gittiler, fakat o k kalmadlar. Dar k t k l a r n d a o r a d a n g e e n baz

lah bir yol g s t e r i n c e y e kadar daha fazla i l e r l e m e y i p Curf'ta k a l m a y a k a r a r

a d a m l a r Ali (r.a.)'ye P e y g a m b e r ( s.av.)'in nasl o l d u u n u sordular. "Allah'a

vermiti. F a k a t b i r s a b a h ulaan k t h a b e r l e r n e d e n i y l e M e d i n e ' y e geldi ve

h a m d o l s u n " dedi Ali (r.a.) " O iyi." F a k a t s o r a n l a r gittikten s o n r a A b b a s

alayarak, u u r u y e r i n d e o l d u u h a l d e k o n u a m a y a c a k k a d a r hasta o l a n

(r.a.), Ali ( r . a . ) ' n i n elini tuttu ve: "Yemin e d e r i m ki, k a b i l e m d e n a d a m l a r n

P e y g a m b e r (s.a.v.)'in yanna gitti. s a m e (r.a.) o n u n z e r i n e eildi ve p t .

y z l e r i n d e g r d m gibi Allah'n R a s u l n n y z n d e de l m farkettim.

P e y g a m b e r (s.av.) elini S e m a ' d a n r a h m e t d i l e r c e s i n e y u k a r d o r u kaldrd

G i d e l i m ve o n u n l a k o n u a l m . E e r h k m b i z i m s t m z e y k l e n e c e k s e ,

ve at. D a h a s o n r a e l i n i n i i n d e k i l e r i , z n t iinde k a m p a d n e n s a -

o n d a n i n s a n l a r a b i z e iyi d a v r a n m a l a r n s y l e m e s i n i i s t e y e l i m " dedi. F a k a t

m e ' n i n eline b o a l t r m gibi b i r h a r e k e t yapt.

Ali: "Vallahi s o r m a m , n k h a k i m i y e t i b i z d e n o alrsa, o n d a n s o n r a asla

Ertesi g n Hicret'in o n b i r i n c i y l n n R e b i - l - E v v e l a y n n Pazartesiye

k i m s e o n u b i z e v e r m e z " - 1 4 dedi.

P e y g a m b e r ( s.av.) yatana d n m ve ba Aie'nin gsnde sanki

CENAZENN

GMLMES

VE

HLAFET

h i b i r g c k a i m am gibi yatyordu. Yine de Aie (r.a.)'nin kardei Abdurr a h m a n (r.a.) elinde b i r misvak ile odaya girdiinde Aie (r.a.) Peygamber (

[85]

s.av.)'in ona sanki misva istiyormu gibi baktn grd. Misva kardeinden ald ve y u m u a t m a k iin inedi. Daha sonra Peygamber ( s.av.)'e
verdi. O da gszlne ramen gayretle dilerini misvaklad.
Ksa b i r sre sonra kendisini kaybetti. Aie b u n u n l m n balangc
olduunu d n d . Fakat bir saat sonra Peygamber ( s.av.) gzlerini at.
Aie o z a m a n Peygamber ( s.av.)'in kendisine yle dediini anmsad: "Hibir P e y g a m b e r c e n n e t t e k i yeri gsterilmeden ve yaamakla l m e k arasnda
bir s e i m k e n d i s i n e s u n u l m a d a n l m e z . " Aie (r.a.) imdi b u n u n yerine geldiini ve o n u n ahireti grp geldiini anlad. Kendi k e n d i s i n e : " i m d i bizi
s e m e z " dedi. Daha sonra o n u n yle mrldandn duydu: " C e n n e t t e b u lumak zere.

farkettiler. Peygamber (s.a.v) daha l m e d e n m m E y m e n (r.a.), oluna

Peygamber'in (s.a.v) l m e k zere o l d u u n u bildiren b i r haber gnderdi.


Kuzeye y r m e k iin k a m p zaten kaldrlmt. Fakat s a m e h e m e n Medine'ye d n m e emri verdi. m e r (r.a.)'in de ilerinde b u l u n d u u Ashab'dan
ilk m s l m a n olan b i r o k kii ordu ile birlikteydi. ehre vardklarnda lm n gerekletii haberini duyduklarnda m e r b u n u k a b u l etmeyi reddetti. m e r (r.a.) Kur'an'n bir yetinin yanl tefsir ettii iin b u yetin Peyg a m b e r (s.a.v)'in onlarn n e s l i n d e n ve gelecek nesillerde srekli yaayaca
a n l a m n a geldiini zannetmiti. Bu nedenle Mescid'de ayaa k a l k m , insan-

"Allah'n kendilerine
ehitler ve salihler

" lk olarak Abbas'n dikkatini e k e n belirtileri bir sre sonra dierleri de

nimet verdii Peygamberler,

beraberdir.Ne

iyi arkadatr

dorular

onlar." (Nisa:

(ve

dorulayanlar)

69)

lara Peygamber ( s.a.v.) 'in sadece r u h e n y o k olduunu ve bir sre sonra geri geleceini anlatyordu. O b u ekilde k o n u u r k e n E b u Bekir (r.a.) at sr-

diye mrldand-

tnda Sunh'tan geldi. n k haberler hzla tm vahaya yaylmt. Ebu Be-

n duydu. B u n l a r o n d a n duyduu son k e l i m e l e r oldu. Yava yava Aie

k i r h i k i m s e n i n k o n u m a s n durdurmadan doruca kznn evine gitti.

O n u n tekrar: "Allahm, Cennette b u l u m a

zere"15

(r.a.)'nin g s n d e k i ba arlamaya balad. Dier hanmlar alamaya

Peygamber (s.a.v.) 'in y z n d e n rttkleri rty ekti. O n a bakt ve pt.

balaynca Aie (r.a.) o n u n ban bir yasta koydu ve kendisi de alamaya

E y bana a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olanD dedi, Allah'n senin

balad.

iin yazd l m tattn. B u n d a n sonra sana hibir l m gelmeyecek. D Daha sonra yavaa rty tekrar y z n e rtt ve m e r (r.a.)'in hitap ettii
insan kalabalna doru yneldi. nsan kalabalna yaklatnda: "Yava
ol m e r ! " dedi. "Beni d i n l e ! " m e r (r.a.) buna aldrmad ve devam etti. Fa-

B.XVT, 8.

2.

I.S. VIII, 7 6 - 7 .

kat E b u Bekir'in sesini tanyanlar m e r ' i brakp ne syleyeceini duymak

3.

I.I. 1000.

4.

I.I. 1006.

iin ona dndler. E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ettikten sonra yle dedi:

5.

Havuz, Peygamber (s.a.v.)'e verilen semavi nehir kevserle beslenen ve Cennet'e girdiklerinde
m'minlerin susuzluklarn giderdikleri gldr.

6.

B. LXIV, 17.

7.

I.S. 11/2, 10.

8.

I.S. 11/2, 30.

9.

Bir mddet ertelemeden sonra sefere kldnda same bu szlerin doru olduunu ipatlad.

10.
11.

Vezirin kt kalbli kars ve arkadalarn kastediyor; bak. K. (Yusuf: 3 1 - 3 )


I.S.II/2, 20.

12.

B. L X I I , 12.

13.

I.S. VIII, 91.

14.

I.I. 1 0 1 1 .

15.

I.S. II/2, 2 7 .

" E y insanlar! K i m M u h a m m e d ' e tapyor idiyse g e r e k t e n M u h a m m e d lm t r ; k i m de Allah'a tapyor i d i y s e gerekten Allah Diridir ve l m e z . D
Daha sonra Uhud'dan sonra indirilen u yeti okudu:
"Muhammed,
gemitir.

yalnzca

bir Peygamberdir.

imdi o lrse ya da ldrlrse

mi dneceksiniz?
rar veremez.

Ondan nce nice Peygamberler


siz topuklarnz

zerinde

gerisin

ki topuu zerinde gerisin geri dnen kimse, Allah'a kesinlikle

Allah, kredenleri

pek yaknda

dllendirecektir."

(Al-i mran:

gelip
geriye
za144)

Sanki E b u Bekir (r.a.) o k u y u n c a y a kadar b u yeti h i k i m s e duymam-

t. O n d a n b u yeti aldlar ve b u yet dillerde dolamaya balad. m e r (r.a.)


daha sonralar yle anlatt:
" E b u Bekir'in o yeti o k u d u u n u duyunca o kadar armtm ki yere
d t m . Ayaklarm artk beni tamyordu ve Allah'n R a s u l n n l m olduunu anlamtm."
Ali, (r.a.) Zbeyr (r.a.) ve Talha (r.a.) ile birlikte evine ekilmiti. M u hacirlerin geri kalan k s m E b u Bekir'in etrafnda toplanmlard. Useyd ve

E b u Bekir'e verdiini bilmiyor m u s u n u z ? "Biliyoruz" diye cevap verdiler.


m e r : " P e k i aranzda k i m o n u n n n e g e m e k istiyor?" dedi. "Allah korusun, o n u n n n e g e e m e y i z " 1 dediler. B u n u n zerine m e r (r.a.) Ebu Bekir (r.a.)'nin elini tuttu ve ona biat etti. Arkasndan da E b u Ubeyde (r.a.) ve
dier Muhacirler biat ettiler. Daha sonra Sa'd hari orada b u l u n a n Ensar'n
t m de biat ettiler. Sa'd h i b i r zaman E b u Bekir'i bir h a l i f e 2 olarak kabul
etmedi ve Suriye'ye hicret etti.

kabilesinden b i r o k kii de onlara katlmt. F a k a t Evs'li ve Hazre'li Ensa-

Orada ne karar alm olurlarsa olsunlar Medine'de h i k i m s e Mescid'de

n n b y k o u n l u u Sa'd bn U b a d e (r.a.)'nin b a k a n b u l u n d u u Ben

o orada olduu m d d e t e E b u Bekir'in n n e g e m e y i k a b u l etmezdi. Erte-

Sa'ide'nin toplant yerinde toplanmt. E b u Bekir (r.a.) ve m e r (r.a.)'e,

si gn sabah namaznda, namaz klmadan n c e E b u Bekir (r.a.) minbere

E n s a r n Peygamber (s.a.v) irtihal ettiine gre y n e t i m i n k i m e ait olaca

o t u r d u . m e r (r.a.) ayaa k a l k p cemaate E b u Bekir'e biat etmelerini emret-

k o n u s u n d a tarttklar haberi ulat. O n u n otoritesini m e m n u n i y e t l e kabul

ti ve o n u yle tanmlad: "Sizin en iyiniz, Allah'n rasulnn

etmilerdi; fakat o n u kaybettikten sonra ou Kayle oullarnn Yesrib'li bir

arada

adamdan bakas tarafndan y n e l t i l m e m e s i gerektiini dnyordu. o u Sa'd'a (r.a.) biat e t m e k zere idi.
m e r (r.a.), E b u Bekir (r.a.)'i toplant yerine kendisiyle berabar gelme-

oturduklarnda

arkada

kisi ma-

ikinin ikincisi" (Tevbe: 4 0 )

Yeni nazil olan ayetlerden birinde Ebu Bekir (r.a.)'in b u n e m l i anda


Peygamber (s.a.v)'in tek arkada olduu b e l i r t i l i y o r d u . 3 Daha sonra biat
eden Ali hari tm c e m a a t bir azdan ona ballk y e m i n i ettiler. 4

si iin zorlad. E b u Ubeyde de onlarla birlikte gitti. Sa'd hastayd ve toplan-

Daha sonra E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ve k r e t t i k t e n sonra cema-

t yerinin ortasnda bir rtye s a r n m yatyordu. Kureyli ieri girdiin-

ate hitap etti: "Sizin en iyiniz olmadm halde sizin zerinize hakim ol-

de Ensar'dan biri o n u n adna insanlara hitap e t m e k zereydi. Onlar grn-

dum. Eer doru yaparsam b a n a yardm edin, eer yanl yaparsam b e n i

ce Allah'a h a m d e t t i k t e n sonra k o n u m a s n a onlar da dahil ederek balad:

dorultun. Hakka samimiyetle sayg g s t e r m e k ballktr, h a k k a saygszlk

"Bizler Allah'n Ensaryz ve slm'n savaan gcyz, ey M u h a c i r l e r Sizler

ise ihanettir. Aranzdaki gszler, inallah onlarn haklarn koruyuncaya

de bizdensiniz. n k sizden bir grup bizim aramzda yayor," K o n u m a -

kadar b e n i m katmda gl olacaklardr. Aranzdaki gller ise, bakalar-

c ayn tonda k o n u m a y a devam etti. Muhacirleri de biraz v m e s i n e ra-

nn h a k k n onlardan, inaallah alana kadar b e n i m k a t m d a gszdrler.

m e n , onlarn ilk slm t o p l u m u olarak n e m l e r i n i gz n n d e b u l u n d u r -

Ben Allah'a ve Rasulne itaat ettiim srece bana itaat ediniz. Fakat eer

makszn srekli Ensar' verek gklere karyordu. O k o n u m a s n bitirdi-

b e n Allah'a ve Rasulne itaat e t m e z s e m siz de bana itaat etmeyin.Namaza

inde m e r (r.a.) tam k o n u m a y a b a l a m a k zereydi. Fakat E b u Bekir (r.a.)

kalkn. Allah size m e r h a m e t e t s i n ! "

o n u susturdu ve nazike, fakat k e s i n bir ekilde k o n u m a y a balad. E n -

Namazdan sonra Peygamber (s.a.v)'in ev halk ve ailesi o n u g m l m e -

sar'm n e m i n i kabul ettiini syledi. Fakat, slam'n Arabistan'da yayld-

ye hazrlamalar gerektiine karar verdiler. Fakat b u n u n nasl yaplaca ko-

n ve Araplarn Kurey'ten b a k a birinin otoritesini k a b u l etmeyeceini,

nusunda anlamazla dtler. Daha sonra Allah onlarn zerine bir uyuk-

n k Kurey'in tm Araplar nezdinde esiz bir k o n u m u o l d u u n u da b e -

lama verdi ve h e r biri ryasnda "Peygamber (s.a.v)'i elbiseleri zerinde ol-

lirtti. K o n u m a s n bitirdi ve E b u U b e y d e ve m e r ' i n ellerinden t u t a r a k ! "

duu halde ykayn" diye bir ses duydu. B u n u n zerine Aie'nin odasna git-

iki adamdan birin n e r i y o r u m . Hangisini dilerseniz ona biat e d i n " dedi. Da-

tiler, o an iin Aie odadan kmt. Hazreli bir adam olan Evs bn Havli,

h a sonra Ensar'dan biri kalkarak iki otoritenin olmas gerektiini syledi.

orada Ensar' temsil e t m e k iin Ali'ye yalvard: " S e n d e n Allah ve Rasuln-

Bu ateli b i r tartmaya yol at. m e r (r.a.), b u tartmay u szleriyle sus-

deki paymz adna rica ediyorum. Ey Ali!" Ali o n u n ieri girmesine izin

turdu: " E y Ensar, Allah'n R a s u l n n namazlarda i m a m l k yapma grevini

verdi. Abbas (r.a.) olu Fadl (r.a.) ve Kisam (r.a.) Ali (r.a.)'ye Peygamberin

m b a r e k v c u d u n u e v i r m e k t e yardm ettiler. Bu srada s a m e (r.a.) Pey-

ahirette devam ettirmek zere b u dnyadan ayrlmt. Ahirette O, onlar

g a m b e r (s.a.v)'in azatl k l e l e r i n d e n biri olan kran'n yardmyla su dk-

iin ve bakalar iin bu dnya hayatna snrlamalar olmakszn m e r h a m e t

yordu. Ali (r.a.) elini u z u n yn elbisenin her tarafnda gezdirdi. " E y bana

anahtar, Cennet A n a h t a r , 7 H a k k n R u h u ve Allah'n habibi olacakt.

a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili o l a n " dedi. "Yaarken de l iken de

"Hi phesiz,

ne kadar g z e l s i n ! " Hatta bir gn sonra bile Peygamber (s.a.v)'in vcudu

Allah

v e melekleri

Peygambere

edenler, siz de ona salat edin v e tam bir teslimiyetle

nefes alp v e r m e m e s i n e , scaklk ve yumuakln kaybetmi o l m a s n a ra-

salat

etmektedirler.

Ey

iman

ona selam verin." (Ahzab:

56).

m e n hl uykuda imi gibiydi.


A s h a b imdi de o n u n nereye gmlecei k o n u s u n d a anlamazla dt. o u , o n u n mezarnn Baki mezarlnda kz ve olu brahim'in ve
k e n d i g m d arkadalarnn y a n m a kazlmas gerektiini dnyordu.
Bazlar ise o n u n Mescid'e g m l m e s i fikrindeydi. Fakat E b u Bekir o n u n :
" l d yere g m l m e y e n h i b i r Peygamber y o k t u r " dediini hatrlad.
B u n u n zerine mezar, Peygamber (s.a.v)'in yatt iltenin h e m e n yannda
Aie'nin odasnn z e m i n i n e kazld.
D a h a sonra tm Medine'liler o n u ziyaret ettiler ve banda cenaze namaz kldlar. K k gruplar halinde geldiler ve her grup ayr olarak cenaze n a m a z n kld. lk n c e e r k e k l e r grup grup geldiler, b t n e r k e k l e r onu
ziyaret ettikten sonra kadnlar geldiler. Onlardan sonra da o c u k l a r ziyaret
ettiler. O gece Peygamber (s.a.v), A (r.a.) ve kendisini mezara hazrlayan
dier arkadalar tarafndan g m l d .
imdi " N u r ehri" diye anlan Medine'de b y k bir znt yaanyordu. Sahabeden her biri alad iin bakalarn azarlyor, fakat kendisi alyordu. Niye alad sorulduunda m m E y m e n : "Ben o n u n iin alamy o r u m " dedi. " O n u n iin b u dnyadan daha iyi olan b i r yere gittiini sanki
bilmiyor m u y u m ? F a k a t b e n bize g k t e n gelen haberler kesildii iin alyorum."5

I.S. II/2, 23.

Sanki b y k bir kap k a p a n m gibiydi. Yine de o n u n yle dediini ha-

2.

trladlar: " B e n bu dnyada ne yapaym? Ben ve bu dnya, bir y o l c u ve yol-

Arapada Halife, yani tamamen syleyecek olursak Halifet Resulullah, Allah'm Rasul'nn vekiI anlamna gelir.

3.

Bak. Bl. X X X V I I .

c u n u n altnda glgelendii bir aa misaliyiz. Bir mddet sonra y o l c u yolu-

4.

Birka ay sonra Fatma ldnde Ali, Ebu Bekir'e yle dedi: "Senin nemini ve Allah'n sana
olan ihsann, biliyoruz ve onun sana verdii hibir eyi kskanmyoruz. Fakat sen bizim nmzde
a < i l n l r S*/ yaptn. Biz bu konuda, Peygamber (s.a.v.)'e olan yaknlmz nedeniyle bir
soz hakkna sahip olduumuzu hissettik." Bunun zerine Ebu Bekir'in gzleri yalarla doldu ve
yle ded: Nefsim, kudret elinde tutana yemin olsun ki, ben Allah'n Raslnn akrabalaryla
kendi akrabalarmdan daha iyi geinmek isterim." O gn le namaznda cemaate Ali'nin henz
olarak kabul etmediini aklad. Bunun zerine Ali Ebu Bekir'in doruluunu
s
tasdkied ve ona biat em. (B. LXIV, 3 8 )

na gider ve o n u arkasnda brakr."^ Peygamber (s.a.v) b u n u h e r k e s i n k e n disi iin sylemesini kastederek duyurmutu. Bu kap imdi kapansa bile,
m ' m i n l e r iin lmle birlikte tekrar alacakt. Kulaklarnda hl o n u n u
szleri nlyordu:
" B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle b u l u m a ye-

5.

I.S. U/2. 83-4.

rim Havuz'dur." Bu dnyadaki risalet grevini yerine getirerek, b u grevi

6.

I.M. X X X V I I , 3.

7.

Bu ve dier isimler Peygamberin isimlerini anlatan geleneksel mnacaatlardan alnmtr.

R E F E R A N S ANAFITAR1
VAD K U R E Y L E R
(Fhr direkt olarak srail'in
Fhr'in soyunun Civar
Pin oullar soyundan gelmektedir.
gelmekte
Kureylcri olarak
larak anlan ksm bu emada bbelirtilmemitir.)

K - Kur'an

K U R E Y diye tannan Fihr

Biyografik ve Tarihsel eserler:

HARS

Galib

Ebu tjbeydc'nin kabilesi

Bu kitap esasen aadaki yazarn M.S. 8 ve 9. yzyllarda yazdklar

Lu'ay

eserlere dayanmaktadr.
Ka'b

AMR

I.I.: l b n l s h a k

Sheyl'in kabilesi

Mrre

ADY

Hseyr

l s h a k i n Siret-i Rasulllah

Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
(Peygamber'in Hayat) adl kitabnn

Abd'l-Melik l b n Hiam ( I . H . ) tarafndan tetkik edilmi ns-

mer'in kabilesi

hasnn W s t e n f e l d basksndan yaplmtr.


Amr

SEHM

Kilab

Yekaze

TEYM

I.S.: l b n Sa'd

Ebu Bekir ve
Talha'nn kabilesi

CUMAH

Amr IbnU'l-As'n kabilesi

Sa'd'n Kitab et-Tabakt

MAHZUM

Osman b Maz'un'un kabilesi

W.: Vkd

Peygamber'in annesi Anine'nin,


A v f n kabilesi

Abdu'l-Uzza

ABD

Abdumenaf

Mus'ab'n kabilesi

ESED
ABDU'-EMS

HAM

MUTTALB

(Peygamber'in Savalarnn K r o n o l o j i -

si) adl kitabnn Marsden J o n e s basksndan yaplmtr.

ABDU'D-DAR

Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n m e r e l - W -

kd'nin Kitab el-Meazi

kuzeni S a ' d ' n ve Abdurrahman b.

adl eserinin Leyden basksn-

dandr.

Halid b. Velid ve Ebu


Seleme'nin kabilesi

ZHRE

Kusay

Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
el-Kebr

Halice. Varaka ve Zbeyr


b. Avvam'n kabilesi

NEVFEL

Mut'im'in kabilesi

Bunlarn yan sra zaman zaman u yazarlara da mracaat


edilmitir.
A.: Azrak M u h a m m e d l b n Abdullah el-Azrak'nin

Ahbar

Mekke adl eserinin Wstenfeld basks.

Abdu'l-Muttalib

Tab.: Taber
Haris

6 erkek

Zbeyr

ocuk

Ebu Talib
1

Ebu Leheb Abdullah

Abbas

Hamza

6 kz

Muhammed

r'nin Tarih er-Rusul ve'l-Mlk

lbn

Cerr

et-Tabe-

(Peygamberler ve Krallar Tari-

h i ) adl eserinin Leyden basks. Ayn yazarn Tefsir'ine de m -

racaat edilmitir.
Cafer

Ali

M U H A M M E D (S.A.V.)

S.: Sheyl
Kabilelerin kurucular, bUyilk harflerle yazlmm Bunlann ardnda da o kabilenin Peygamb'e ok yak.n e larihl
nem arzeden birka knn ad verilmitir.

Abdurrahman

lbn

Abdullah

Sheyl'nin lbn lshak'a yazd erhin (er-Ravz el-Unuf)


basks.

es-

Kahire

Peygamberin Hadislerini Toplayan Eserler


Aadaki 9. yzylda yaam sekiz sekiz Muhaddisten yaplan alntlar,
VVensinck'in Handbook

ofEarly

Muhammadar

Tradition adl eserinde kulland-

s i s t e m e gre dzenlenmitir.

B: M u h a m m e d bn smail el-Buhari
M: M s l i m bn el-Haccac el-Kueyr
Tir.: M u h a m m e d bn sa et-Tirmiz
A.H.: A h m e d bn M u h a m m e d bn Hanbel
N.: A h m e d bn u'ayb en-Nesei
A.D.: E b u Davud es-Sicistan
D.: Abdullah bn A b d u r r a h m a n ed-Darim
I.M.: M u h a m m e d bn Mace
Zaman zaman aadaki M.S. 11. yzyl muhaddislerinden de alntlar yaplmtr. Bu muhaddislerin eserleri Wensinck'in el kitabnda yer almam-r.
Bay: A h m e d ibn el-Hseyin el-Beyhak, Kitabs-Snen
F: Hseyin b. M a h m u d el-Ferr' el-Beav, Mikt

el-Kbra
el-Mesabih.

You might also like