Professional Documents
Culture Documents
Organeller, Nukleus, ER, Ribozom
Organeller, Nukleus, ER, Ribozom
FONKSİYONLARI
İnsanoğlu tarafından geliştirilen hiçbir şey bir canlı hücre kadar karmaşık
değildir. Hücrede aynı zamanda birbirinden farklı yüzlerce reaksiyon olabilir.
Eğer hücre tüm kimyasalları aynı karışımda içerseydi yaşaması mümkün
olmazdı. Zarla çevrilmiş organeller bu kimyasal reaksiyonların gerçekleşmesi
için tek tek bölmeler gibi iş görür. Bu tip organele bir örnek lizozomdur. Bu
yapı sindirim enzimlerini içerir. Eğer bu enzimler hücre içinde serbest bir
şekilde yüzüyor olsaydı hücre ölürdü.
3) Organel zarları kimyasal reaksiyonlar için bir alan
oluşturur
Bu tip organele örnek kloroplasttır. Fotosentezin ışık
reaksiyonlarını yöneten moleküller kloroplastın zarında
gömülü olarak bulunurlar
Ökaryotik hayvan hücresi
NUKLEUS
Ökaryotik bir hücrenin beyni olarak ifade edilen ve kalıtsal maddenin
organizasyonunun yapıldığı NUKLEUS çeşitli biyokimyasal reaksiyonların
gerçekleştiği bir bölgedir.
Hücrenin metabolik ve çoğalma aktivitelerinin koordinasyonu ve
yönlendirilmesi için gerekli olan bir merkezdir.
Hücrenin en büyük organelidir.
1700’lerin başlarında mikroskop yardımıyla canlı hücrede açık gri bir
sıvının içinde (sitoplazma) daha koyu dairesel bir yapının yüzdüğü
keşfedildi. 1831 de Robert Brown hücrenin merkezinde bulunan bu koyu
renkli dairesel yapıyı NUKLEUS olarak tanımladı (Nukleus latince “küçük
fındık”).
Nukleus farklılaşmış kırmızı kan hücreleri dışında tüm ökaryotik hücrelerde
bulunmaktadır.
Nukleusun büyüklüğü farklı doku hücrelerinde yaklaşık 10-20 mikrometre
arasında değişen bir çeşitlilik gösterebilir.
Hücrelerin büyük bir çoğunluğu tek nukleusludur. Bazı patolojik
durumlarda nukleus sayısının arttığı görülür. Bazen de nukleus
bölünmesini sitoplazma bölünmesinin izlememesi çok nukleuslu olma
sonucunu ortaya çıkarabilir.
NUKLEUS
SİTOPLAZMA İÇİNDE
VARLIKLARI SADECE
ELEKTRON MİKROSKOPLARI
İLE BELİRLENEBİLEN
GER RİBOZOMLARIN
VARLIĞINDAN DOLAYI
ELEKTRON MİKROSKOBU
ALTINDA GRANÜLLÜ BİR
GÖRÜNTÜ VERMEKTEDİR.
ER’YE BAĞLI RİBOZOMLAR
BELLİ MEMBRAN VE ORGANEL
PROTEİNLERİNİ SENTEZLER VE
GEREKLİ OLDUKLARI YERLERE
TAŞINMASINDA ARACI
OLURLAR.
UZAYAN SALGI POLİPEPTİDİ
RİBOZOMDAN ÇIKAR ÇIKMAZ
LÜMENDE BİRİKMEK ÜZERE
GER MEMBRANINDA BULUNAN
ÖZEL PROTEİNLERİN
YARDIMIYLA GER
MEMBRANINDAN GEÇER.
Granüllü Endoplazmik Retikulum (GER)
GER’İN İŞLEVLERİ
PROTEİN SENTEZİ,
YENİ MEMBRAN
PROTEİNLERİNİN ÜRETİMİ,
YENİ SENTEZLENMİŞ
PROTEİNLERİN DEĞİŞİME
UĞRAMASI
(MODİFİKASYON)
PROTEİNLERİN HÜCRE
İÇİNDE MEMBRANA VE
DİĞER YERLEŞİM
BÖLGELERİNE TAŞINMASI
GER’de Protein Modifikasyonları
GER ayrıca proteinlerin katlanarak üç boyutlu yapısını
kazanmasından ve kalitesinin kontrolundan da sorumludur.
Protein katlanması: Proteinlerin doğru bir şekilde çalışması için
proteinlerin 4’cül yapılarını kazanmaları gereklidir.
Disülfit bağının oluşumu ve yeniden düzenlenme: Disülfit bağları
pek çok proteinin 3. 4. yapılarının kararlılığı için gereklidir.
SH C H H C H
H SH
Protein disülfit
oxidation izomeraz
H2
C S S CH2