Professional Documents
Culture Documents
Ülker Öktem-Husserl Fenomenolojisinde Apaçıklık
Ülker Öktem-Husserl Fenomenolojisinde Apaçıklık
fenomenoloji,
redksiyon,
fenomenolojik
fenomenolojik
yntem,
reflek
* Do. Dr., Ankara niversitesi, Dil ve Tarih Corafya Fakltesi, Felsefe Blm.
Metinde geen redksiyon, refleksiyon, intensiyonalite, evidenz gibi anahtar szckler,
Husserl fenomenolojisinin teknik terimleri olduu iin Trkeletirilmemi; ama, bazlarnn
Trke karlklar metinde, parantez iinde verilmi; bazlar iin gereken aklama ise,
dipnotlarda yaplmtr.
28
lker ktem
Abstract
Phenomenology and the Problem of Evidence in Edmund Husserl
In this article, first, the phenomenological approach and such concepts as the
phenomenon and the essence and the phenomenological method will be discussed.
Then the two stages of phenomenological method, that is, phenomenological
reduction and phenomenological reflection will be taken into consideration. Thus
how the pre essence or pre consciousness, which is the pre phenomenon in the
phenomenology of Husserl, who carried out a research into the essence and who
proved that the essence is the phenomenon, has been reached will be revealed.
Then, the concept of evidence will be discussed, and the problem of evidence in
Husserl's phenomenology will be studied. Furthermore, how this problem was dealt
with and solved by the famous philosophers such as Plato, Descartes, Kant...ete,
will be discussed and these evaluations will be compared with Husserl's from time
to time. Finally, depending on thefindings, Husserl will be assessed, and determined
whether he was inclined to probable philosophical ideas such as "idealism",
"empiricism", "solipsism" and "scepticism" or not.
Key words: phenomenon, phenomenology, phenomenological method,
transcendental phenomenology, phenomenological reduction, phenomenological
reflexion, intentionalite, evidence.
29
30
lker ktem
Husserl'in "transandantal felsefe" deyimi, Kant'n "Kritik der Reinen Vernunft" unda ( Salt
Akln Kritii'nde ) kullanm olduu "transandantal felsefe" deyimiyle ayn anlama gelmez.
Ama, her iki transandantal felsefe arasndaki ortak yn, bilgiyi kurmada en son kaynaklara
geri gitmeleridir. Kant'a gre, transandantal, usu eletirme yntemi, daha dorusu, nesnelerle
deil de, genel olarak nesneleri nsel biliimizle uraan bir bilgi eidinin sfat iken,
Husserl'e gre, transandantal gerek ve olanakl bilin aktlarnn tm olarak dnlen
bilincimin, ayraca alnan dnyann transandant (akn) varlnn yerine, balca bir bilgi
kayna olarak gemesi ve dnyann transandansnn immanent bilin varl ile almas
demektir. ( N.Uygur, E.Husserl'de Bakasnn Ben'i Sorunu, s.53).
31
Realite, genellikle, duyulara kendisini arz eden varlk, yani hakikat anlamnda kullanlr. O
halde, her realitenin bir fenomen (kendisini gsteren; grnen) olduu sylenebilir. Ama,
acaba bunun tersi de, yani her fenomenin de bir realite olduu sylenebilir mi? Fenomen
daima 'real' bir varlk mdr? Yoksa, 'irreal' (ideal) bir fenomenden de bahsedilebilir mi?
Geleneksel felsefe, realite'nin snrlar dahilinde fenomeni sadece bir grnten ibaret sayar.
32
lker ktem
hayl ve masal aleminin ksacas her eyin bir z vardr; ama feno
menoloji iin varolan bir eyle, hayal olan bir eyin z arasnda hibir
fark yoktur; hepsi iin ayn z kanunlar geerlidir. Esasnda, herhangi
bir z alanna ait bulunan algnn salad bilgi, herhangi bir varl
iermez; bu nedenle, sadece z hakikatlerinden, fenomenlerden hareket
ederek, herhangi bir olgu (fenomen) hakikati elde edilemez. Buna
karlk, z algs, kendisine karlk gelen empirik bir algya
dayanmadan var olamayaca gibi, empirik alg da kendisine karlk
gelen bir z algsna dayanmadan var olamaz; nk her ikisi arasndaki
iliki, karlkl bir ilikidir. Ama bu iliki, ayn zamanda, bu iki tr
algnn birbirlerinden farkl olmasna engel deildir. Verili tarz
bakmndan empirik algyla objesi arasnda bir uygunsuzluk vardr. yle
ki: Empirik alg, verili tarz itibaryla, objeyi, bize, tek tarafndan
gsterir. Bu nedenle, empirik alg yoluyla elde edilen sonularn daima
deneyle de tamamlanmas gerekmektedir. Oysa, z algsyla objesi
arasnda tam bir uygunluk vardr. Bunun deneyle deimesine imkan
yoktur; nk deney, z algs alanna deil, 'realite' alanna aittir
(Mengolu, 1945: 52- 53).
Duyulara kendisini tantan varln yani 'realite'nin tmyle bir
fenomen, edeyile 'kendisini gsteren', 'grnen' olduu kukusuzdur.
u halde, 'realite' bize kendisini 'fenomen' olarak arz etmektedir. Oysa,
felsefe tarihine baktmzda, bize kendisini fenomen olarak arz eden bu
'realite'ye gvenilemeyeceini grrz; nk realite hakknda bize
duyularmz bilgi vermektedir. Duyulara ise gvenilemez. Onlar bizi
aldatabilirler. Bu durumda, duyulara kendisini arz eden fenomen srekli
olarak deitii iin, yani imdi scak olan bir cisim biraz sonra souk,
imdi yeil olan bir yaprak bir mddet sonra, kuruduunda sarard iin,
biz, hangi hakla, belirli bir ekilde grdmz nesnenin hakikati ifade
ettiini iddia edebiliriz? Platon'un Theaitetos diyalogunda da belirttii
gibi, bilginin duyulara dayandrlmas ve realite yani fenomenle
hakikatin, ki burada 'hakikat'le, Platon'un terminolojisine gre, hi
deimeyen 'mutlak z' kastedilmektedir, bir ve ayn saylmas ilkin
grececilie yani relativizme, daha sonra da hiilie yani nihilizme,
hakikatin yadsnmasna gtrr. Burada iki tr algdan, z algs ile
empirik algdan bahsetmek gerekir. Bilindii zere, her bilim dalnn bir
aratrma, obje alan vardr. Objelere ilikin bilgi, empirik alg yoluyla
elde edilir. Bu alg, her bilim alanndaki objelere ilikin orijinal bilgiyi ya
Oysa, bir z bilimi olarak fenomenoloji, z kavramak iin realiteden yz evirmek zorunda
olduumuzu vurgular. Bylece, geleneksel felsefenin realite ile hakikat ve fenomen ile z
arasnda var sayd kartl da reddeder. Esasnda, fenomenle realitenin ayniyeti
bilinemedii iin, bu ayrmn fenomen-z ayrm ekline dntrlmesi hakkna da hibir
zaman sahip olmadmz hissettirir.
33
34
lker ktem
35
36
lker ktem
37
38
lker ktem
39
Burada sz edilen beden, doal davrann genel savyla birlikte, redksiyona uram olan
bedendir; transandantal bir anlam btn olarak bedendir.
40
lker ktem
Fenomenoloji
41
42
lker ktem
Evidenz: Latince "videre" (grmek) den gelen 'evidens' tan tretilmi olan "evidentia" ya da
"evidenz", bir eyi hibir karanlk yan kalmakszn, aydnlk bir biimde, apak grmek
demektir. Evidenz, ortaya konmu bir "intensiyon"u karlayan, onu yakalayp evetleyen bir
algdr; ya da "verilen" ve "sanlan" arasndaki tam uygunluktur. Bir z bilimi olan
fenomenolojide sadece evidenz'n z verilerinin geerlilii vardr. Bu nedenle, bilgi,
fenomenolojik bir bilgi basamana ykselmek istiyorsa, dolayl evidenz ve veriyi, dolaysz
evidenz ve veriye evirmelidir. (Mengolu, Fenomenologi ve Nicolai Hartmann, s.24). Salt
apaklkla bir tutulan evidenz kavram, baz ufak tefek eklerle Malebranche, Leibniz ve
Kant'tan geerek klasik felsefe geleneini belirlemitir. Bu kavram, Husserl'in aratrmalar
boyunca birbirini btnleyen iki ayr biimde tanmlanmtr. Bu tanmlardan birine gre
evidenz (apaklk), "intensiyonalite" kavramyla, tekine gre ise, "transandantal
konstitsyon" kavramyla rtmektedir. "ntensiyonalite" kavramyla rten anlamna
gre, evidenz, btn baka bilin yaantlarnn eninde sonunda kendisine dnd,
kendisinde son gerekliklerini bulduu bir gereklik temelidir. (Uygur, a.g.e., s.104).
43
44
lker ktem
45
46
lker ktem
Bu ayn eyi, asrlar nce yaam olan, byk filozof Platon da sylemiti. yle ki: Ona
gre, madem ki, matematik gibi, kesin, hi deimeyen, zamana ve mekna bal olmayan,
mutlak bir bilgi vardr; o halde, mutlak bir varlk da var olmaldr.
47
veya tatl olmas bir kimse iindi. Tatl olmak fakat hi kimse iin tatl
olmamak sz konusu olamazd (160b). Hibir ey kendinden ve
kendiliinden bir ey deildi, aksine herey daima baka bir eye oranla
olmaktayd (157a). Alglar, grme, iitme, koklama, soukluk, scaklk, haz,
ac, hrs, korku; alglananlar ise ses ve renkler olmak zere ayran Platon,
Protagoras'n "insan hereyin lsdr" szyle, aslnda, hereyin
algland gibi olduunu sylemek istediini de vurgulamt. Protagoras'ta,
bilginin nesnel ltnn olmamasna karlk, Platon'da bu nesnel lt
"form"lar salamaktayd; yani, duyusal yolla deil, sadece akl yoluyla z'e
ulalabileceini beyan etmi olan Platon'a gre, duyu seviyesindeki alg,
negatif deer tamaktayd. Ona gre, bu duyu seviyesindeki alg, ancak
"form"larla temellendirildiinde pozitiflik kazanmaktayd.
Oysa, Husserl'de duyu algs, yegne bilgi aktdr. nk Husserl, z,
duyusal nesnelerden kartmaktadr. u halde, Husserl, algya verdii nem
ve ncelik bakmndan Platon'a benzemekle birlikte, z fenomenlerde
aramak bakmndan ondan ayrlmakta, fenomenlerin z fenomenleri olarak
kalc ve deimez olduklarn ifade etmektedir.
Ona gre, alg akt, grme, koklama, duyma, dokunma, tatma gibi duyu
organlarmzn fonksiyonlaryla gerekleen bilgi aktlarndan birisi ve belki
de en nemlisi olmakla birlikte, duyudan duyuya deimesi bakmndan da
snrldr. Alg akt bize, eyann mekndaki sra ve dzenini, evremizdeki
eylerin, ekillerini, renklerini, kokularn, sertlik ve yumuaklklarn,
uzaklk ve yaknlklarn tantmas bakmndan olduka byk bir deer tar.
Fakat, btn bunlara ramen, alg, duyusallk alannda, apakln lt
saylabilecek bir durumda mdr? phesiz ki hayr. nk, eer alg,
apakln lt saylabilecek bir durumda olsayd, bu takdirde, alg
yanlmalarnn olmamas, herkesin her eyi ayn ekilde alglamas, bunun
iin de kendi kendisiyle ayn kalan eylerin, nesnelerin mevcut olmas
gerekirdi. Oysa, byle deildir. Deimeyen, kalc, mutlak nesnelerin
varln kabul eden Husserl ise, kanmca, duyusallk alanndaki
apaklktan, bu nesnelerin, apak olarak, ilkin duyu organlar vastasyla
alglanp kavranabildiklerini kasteder. Yoksa o, alg ile, mutlak eylerin
varln kabul etmeyen ve nesnelerin, daima alglayan sjeye gre olu
sreci iinde bulunduunu beyan eden Protagoras'n, algdan anlad
mny kastetmez. Eer, bunu kastetmi olsayd, algy kalc ve deimez
olana gtren yolda "lt" olarak almaz, transandantal bilin gibi bir
ontolojik temel kurma abasna girmezdi.
Oysa Descartes, duyular, yanltc olduklar iin, daha balangta
bilginin dnda brakm, kesin bilgiyi objeye ynelmede deil, sjenin
kendi kendisine ynelmesinde aramtr. Bunu da "Dnyorum yleyse
varm" (Cogito ergo sum) eklinde ifade etmitir.
48
lker ktem
Transandantal Bilin: Mutlak zsel bilin. Kendi bana bir znedir, asl dokusu da zseldir.
Husserl'e gre, transandantal bilince btnln veren ey, intensiyonalite'dir.
49
ntersbjektif Konstitsyon: Akl sahibi btn baka varlklar, btn 'baka ben'ler iin
geerlilik tayan konstitsyon, yapdr.
15
Duyusallk: Maddesel nesnenin duyularmz araclyla verilmesidir.
16
Duyusal ema: Edilgin bireimin rn olan duyusal ema, ilk ve gerek anlamyla 'res
extansa' yani, meknda yer kaplayan bir nesnedir. Husserl'in 'mekn fantomu' diye
adlandrd gkkua, gne, ay, yldzlar, vs. gibi nesneler de bal bana birer duyusal
emadr. Ona gre, duyusal ema, temel katmandr.
50
lker ktem
Fenomenoloji
ve Edmund Husserl'de
Apaklk
(Evidenz)
Problemi
51
52
lker ktem
53
54
lker ktem
55
KAYNAKA
HUSSERL, Edmund. (1973). Cartesian Meditations. (ev.Dorion Cairns).
Martinus Nijhoff, Fifth Impression.
HUSSERL, Edmund. (1969). Ideas. (ev.W.R.Boyce Gibson). London:
Fifth Impression.
HUSSERL, Edmund. (1995). Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe. (ev.Tomris
Mengolu). stanbul: Yap Kredi Yaynlar.
PROLU, Mazhar evket. (1939). Fenomenoloji.
Dergisi. 1,153-164.
Felsefe Semineri