Anton Cehov - Korkunc Bir Gece

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 53

DNYA KLASKLER DZS: 87

KORKUN BR GECE
(ykler)
Bu kitap Cumhuriyet Dnya Klasikleri Dizisi'nde Cem Yaynevi
ve Sn. Mehmet zgl'n izniyle baslmtr.
Yayna hazrlayan : Egemen Berkz
Dizgi : Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A..
Bask : ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti.
ubat 2000
ANTON EHOV
KORKUN BR GECE
(ykler)
Rusadan eviren:
Mehmet zgl

SUNU
Anton Pavlovi ehov ksa mrnn (1860-1904) son 25 yllk yazarlk dneminde
300 kadar yk, perdelik, tek perdelik oyunlar yazarak dnya yaznnda saygn
bir yer tutmutur.
Trk okurlar ehov'u yeterince tanrlar. yk dalnda, zellikle ksa ykde
nerdeyse dnyann bir numaral utas saylan, oyunlaryla tiyatro sanatna byk
yenilikler getiren yazar, yklerinin defalarca evrilip yaynlanm,
oyunlarnn Devlet ve stanbul ehir Tiyatrolarnda, zel tiyatro sahnelerinde
birok kez sergilenmi olmasyla lkemiz okurlarnn, izleyicilerinin srekli
ilgi oda olmutur.
ehov'a lkemizde ilk ilgiyi Hilmi, kbal, Akba gibi zel yaynevlerinin Haydar
Rifat, Adnan Tahir Tan, Vahdet Gltekin gibi evirmenlere Bat dillerinden
yaptrp bastklar yk evirilerinde gryoruz. Ardndan 1940-1950 yllarnda
devletin balatt aydnlanma dneminde Tercme Brosu ve Tercme Dergisi
evresinde toplanan birok evirmen arasnda Nihal Yalaza Taluy, Hasan Ali Ediz,
Ouz Peltek, Servet Lunel, Gaffar Gney, Erol Gney, Rana akrz, Zeki
Batimar, Kemal Kaya, ahap lter'in dorudan doruya Rusa'dan yaptklar
evirilerle ehov'un yaptlar Milli Eitim Bakanl yaynlar araclyla
Trk okurlarna ular. Zamanla oalp gelien Varlk, Cem, Remzi, Bilgi, Can,
Sosyal, Yeditepe, Adam vb. zel yaynevleri Milli Eitim Bakanl Yaynevi'nin
bast kitaplarn yeni basmlarn yaparlar, bu arada yeni kuak evirmenlerden
Ergin Altay, Ataol Behramolu, Mazlum Beyhan vb. ehov evirilerini yaynlarlar.
Burada bir izlenimimi aktarmak isterim. Nihal Yalaza Taluy, Rus asll bir kii
olmakla birlikte Tolstoy, Dostoyevski gibi yazarlardan, zellikle de ehov'dan
yapt evirilerde artc, prl prl bir dil kullanmtr. Bu inanlmaz
baary tannm edebiyatlarmzn bu evirmenin almalarn yeni batan
Trkeletirmesine balyorum.
Anton ehov'u her zaman byk bir zevkle okudum. "Bozkr" adl uzun yksnn
evirisini yazar zerine bir incelemeyle birlikte 1959'da faklte bitirme tezim
olarak vermitim. 1970'li yllarda evirmenlik almalarm yeniden ehov'a
yneldi. O tarihlerde yaptm eviriler birka kez baslarak okur karsna
kt. Daha sonra, "Pravda" Yaynevi'nin Moskova 1970 basml 8 ciltlik "Anton
Pavlovi ehov'un Btn Yaptlar" adl yaynn temel alarak, Cem Yaynevi iin
bu byk yazarn ok sayda yksn evirdim. Bylece, Anton ehov'un
yklerinin te ikisi ilk kez Trk okurunun karsna km oldu. imdi de, bu
yklerden bir seme, Cumhuriyet Dnya Klasikleri arasnda yaynlanarak on
binlerce aydn okura ulayor. Bundan dolay mutluyum.
Trkemiz srekli gelimekte, eitli engellemelere karn "ulusal dil"
kimliini kazanma sreci ilerlemektedir. Her 20-30 ylda bir geriye dnp
baktmzda daha nce yazlanlarn dilinin eskidiini gryoruz. Tutucu bak
as tayan kiiler Trkemizin bu gelimesinden rkmekte, kuaklarn
birbirini anlamakta glk ektiini ileri srmektedir. Bat dillerinin

basksndan kurtulamamakla birlikte dilimizin gitgide arlatn, kendi


kkeninden gelen szcklerle zenginletiini kimse yadsyamaz. te bu nedenle
ehov'un yeni bir evirisi dildeki zenginlemeyi yanstmalyd. Bu dncelerle,
ykleri evirirken buna aba gstermi; ancak, ar Trke kullanrken
arlklardan, tam yerlememi szckleri kullanmaktan kanmtm. Cumhuriyet
Dnya Klasikleri Dizisi iin bu semeyi yaparken, ykleri dil asndan gzden
geirdiimi ve baz yeniletirmeler yapma gereini duyduumu belirtmek isterim.
lk yklerinde sradan insanlar yergici bir dille, gln ynleriyle anlatan
bu izlenimci, eletirel gereki yazarn sonraki ykleri gldrcl yannda
hznl bir havaya brnr. Bu byk yazardaki deiimi dnrken, onun, Rus
halknn iinde bulunduu ar yaam koullarn yakndan tandka umutsuzlua
dt kansna varrm. Hibir ideolojiye bal olmayan, bu yzden
adalarnca eletirilen ehov bize 19. yzyln ikinci yarsnn Rus
toplumundan arpc insan tablolar izmektedir. Olgunluk dnemindeki
yaptlarnda grdmz karamsarla karn onun insanl genelde aydnlk bir
gelecein beklediine inandn duyumsarz. Bilimin gelimesiyle birlikte
saduyu, insanlarn yreini dolduran iyicillik, doruya, gzele olan sonsuz
inan ktlklere yenik dmeyecektir.
Mehmet ZGL
KORKUN BR GECE
(ykler)

BERBER DKKNINDA
Sabah. Saat daha yedi olmad halde Makar Kuzmi Bliostkov'un berber dkkn
ak. k giyimli, ama st-ba kir iinde, henz yzn bile ykamam
bulunan, yirmi yalarndaki dkkn sahibi Makar sabah temizlii yapmakta.
Aslnda nereyi temizledii de belli deil, gene de hayli terlemi. Elindeki
bezle bir yerleri siliyor, uraya-buraya parman sryor, duvarda grd bir
tahtakurusuna fiske atyor...
Dkkn kk m kk, darack, pis bir yer. Ktklerden rtl duvarlara
arabaclarn gmlei gibi soluk duvar ktlar yaptrlm. Camlar
rutubetten donuklam, k szdrmaz iki pencere arasnda elinizi hzla
vursanz paralanacakm gibi duran, gcrtl bir tahta kap; kapnn
stndeyse durduk yerde marazl marazl angrdayan, titrek sesli, pastan
yeillenmi bir ngrak gze arpyor. Duvardaki aynaya yle bir bakmayagrn,
suratnz drt bir yana arplr, kendinizi tanyamazsnz. Makar, bu aynann
karsnda, sa-sakal tra etmektedir. Aynann nndeyse dkkn sahibi kadar
pis, yaa bulanm berber gereleri var: Taraklar, makaslar, usturalar, birka
kapie alnan krem ve pudralar, iine bolca su katlm bir ie kolonya...
Berber dkknn toptan satmaya kalksanz be ruble bile etmez.
Kapnn stndeki zilin hastalkl sesi duyuluyor, ii krkl bir gocuk ve kee
izmeler giymi yalca bir adam dkkna giriyor. Adamn ba, boynu kadn
alyla sarl. Makar Kuzmi'in vaftiz babas Erast vanovi Yagodov'dur bu
gelen. Kendisi konservatuvarda bekiydi bir zamanlar, imdiyse oturduklar
Krasniy Prud Mahallesi'nde tesviyecilik yapyordu.
Temizlik iiyle uraan Makar Kuzmi'e;
- Merhaba Makarcm! Ne haber, gzmn nuru? diye sesleniyor ieri girer
girmez.
pyorlar. Yagodov al bandan ekip alyor, stavroz kardktan sonra bir
iskemleye kyor.
- Yol ne kadar uzunmu! diyor oflayp puflayarak. aka deil, ta Krasny
Prud'dan Kaluga kapsna dein yaya geldim.
- E, naslsnz bakalm? yi misiniz?
- Hi sorma, iyi deilim. Yaknlarda bir hastalk atlattm.
- Ne hastal?
- Evet, bir ay kadar ateler iinde kvrandm. leceim sanyordum, ama sonunda
kefeni yrtk. imdi de salarm dklyor. Doktor salarm kestirmemi syledi.

Yerine daha gr karm. Ben de tuttum, sana geldim. "Yabancya gitmektense bir
yaknm kessin salarm. Hem daha iyi tra eder, hem de para almaz" dedim.
Dorusunu sylemek gerekirse yol biraz uzun, ama ne zarar var? Benim iin bir
gezinti oldu.
- Ne olacakm canm. Seve seve tra ederim. Buyurun, oturun!
Makar Kuzmi saygyla eilerek tra masasnn arkasndaki koltuu gsteriyor.
Yagodov gsterilen yere oturarak aynada kendine bakyor. Oradaki grntden pek
honut kalm olmal. Neden derseniz, Mool dudakl, kt, yayvan burunlu,
gzleri alnna kaym bir surat beliriyor orada. Makar Kuzmi vaftiz babasnn
omuzlarna sar sar lekeli, beyaz bir araf rttkten sonra makas
krdatmaya balyor.
- Salarnz cascavlak keseceim, ne dersiniz?
- En gzelini yapm olursun. Tatarlara benzet beni, bomba gibi bir ey olaym.
Sonunda daha gr kacak nasl olsa.
- E, hanm teyzemiz nasllar?
- Nasl olsun, yuvarlanp gidiyor ite. Geenlerde binbann karsna douma
armlard, tam bir ruble vermiler.
- Ya, bir ruble vermiler, ha? Kulanz tutar msnz biraz?
- Tuttum... Sakn keseyim deme, e mi? Of, acttn be! Neden ekiyorsun sam?
- Zarar yok, zarar yok. Bizim meslekte byle eyler olmadan olmaz. Anna
Erastovna iyiler mi?
- Kzm m? Yerinde rahat durduu yok ki! Geen aramba eykin'le niann
yaptk. Sen niin gelmedin?
Makas krtlar p diye kesiliyor. Makar Kuzmi'in elleri aa dyor,
korku okunan bir sesle;
- Kim? Kimi nianladnz? diye soruyor.
- Bizim Anna'y, canm!
- Nasl olur? Kiminle?
- eykin'le. Prokofi Petrovi eykin'le. Teyzesi Zlatoustenski Soka'nda zengin
bir ailenin vekilharln yapyor, iyi bir kadndr. krler olsun, hepimizi
sevindiren bir i kvrdk. Bir hafta sonra da nikah var. Sen de gel,
eleniriz.
aknlktan yz sararan Makar Kuzmi omuzlarn silkiyor.
- Nasl olur, Erast vanovi? Bunu nasl yaparsnz? Olamaz! Anna Erastovna ile
ben... ben ona kar iyi duygular besliyordum... Niyetim onunla... Bu nasl ey,
bilmem ki!
Makar Kuzmi'in yznde ter damlalar tomurcuklanyor. Makas masann stne
braktktan sonra yumruuyla burnunu ovuturmaya balyor.
- Benim ona kar temiz niyetlerim vard. Olacak ey deil, Erast vanovi! Ben
onu sevdim, en saf duygularm sundum. Karnz, hanm teyze de sz vermiti.
Size kar hep z babam gibi sayg gsterdim... her zaman bedava tra ediyorum.
Benden iyilikten baka ne grdnz? Babam ld zaman evdeki kanepeyle on
rublemi aldnz, sonra geri vermediniz. Anmsyorsunuz, deil mi?
- Anmsamaz olur muyum? Hatrmdadr hep. Ama, gzmn nuru, sen iyi bir gvey
olabilir misin, Makarcm? Syle, iyi bir gvey olabilir misin? Ne paran var,
ne mevkiin, ne de ie yarar bir meslein!
- Peki, eykin zengin mi?
- Taeronluk yapyor. Tam bin be yz ruble pey akesi yatrm bu ie. Yetmez
mi, iki gzm? Her neyse, olan oldu bir kere, geri dnemeyiz, Makarcm, sen
kendine baka bir kz ara. Elini sallasan ellisi gelir sana. E, ne duruyorsun?
Hadi tra etsene!
Makar Kuzmi konumadan dikiliyor, sonra cebinden mendilini kararak alamaya
balyor. Erast vanovi onu yattrmaya alyor:
- Aman canm, byle eylere de alanr m? Hadi, sus bakalm. Kadnlar gibisin
vallahi!... nce sam kes, sonra ne yaparsan yap. Hadi, makas al eline!
Makar Kuzmi makas alyor, ona bir dakika akn akn baktktan sonra yine
masaya brakyor. Eli titremektedir.
- Yapamayacam. Kalsn imdi, elimin gc kesildi. Ah, ne talihsiz bir
insanmm ben? O da ok mutsuz imdi... Birbirimizi seviyorduk, sz vermitik.
Kt insanlar acmadan ayrdlar bizi. Dkknmdan gidin, Erast vanovi! Sizi
grdke tuhaf oluyorum.

- yleyse yarn gelirim, Makarcm. Tra yarn bitirirsin.


- Peki, nasl isterseniz.
Erast vanovi salarnn yars kknden kesilmi bayla tpk bir krek
mahkmuna benziyor. Byle bir bala ortalkta dolamak pek ho deil ama baka
ne yaplabilir? Bana al yeniden saryor, berber dkknndan kyor. Makar
Kuzmi yalnz kalnca bir sandalyeye oturuyor, sesssiz sessiz alamasn
srdryor.
Ertesi sabah Erast vanovi erkenden dkkndadr. Makar Kuzmi souk bir sesle;
- Bir ey mi var? Ne istiyorsunuz? diye soruyor.
- Tra bitir Makarcm. Bak, daha yars duruyor.
- Paras pein, ltfen. Bedava tra etmem!
Erast vanovi tek sz sylemeden kalkt gibi dkkndan dar frlyor. O
gnden beri bann yarsnda salar uzun, br yarsnda ise ksack. Parayla
tra olmay lks saydndan bann yarsndaki salarn kendiliinden
bymesini bekliyor. Kznn dnnde bile ortalkta byle dolat.
MEMURUN LM
Gzel bir akam vaktiydi. Yaz ilerinde memurluk yapan van Dimitri erviakov
tiyatroda nden ikinci sradaki bir koltua oturmu, drbnle "Kornevil'in
anlar" adl oyunu izliyordu. Adamn oturuuna baklrsa mutluluun
doruklarnda olmalyd. Derken, birdenbire... yklerde sk sk raslanr
"derken, birdenbire" szne. Yazarlarn hakk var, yaam beklenmedik eylerle
ylesine dopdolu ki!.. te sevimli erviakov'un surat byle birdenbire
burutu, gzleri kayd, soluu darald. Drbnn gznden indirdi, ne eildi
ve hapu!!! Aksrmak hibir yerde, hibir kimseye yasaklanmamtr. Kyller de
aksrr, emniyet mdrleri de, hatta mstearlar da. Yeryznde aksrmayan insan
yok gibidir.
erviakov hi utanmad, mendiliyle azn, burnunu sildi; kibar bir insan olduu
iin, birilerini rahatsz edip etmediini anlamak amacyla evresine baknd.
te o zaman utanlacak bir durum olduu ortaya kt. Tam nnde, birinci
srada oturan yal bir zat bann dazlan, boynunu mendiliyle abuk abuk
siliyor, bir yandan da homurdanyordu. erviakov, Ulatrma Bakanl'nda
grevli sivil paalardan Brizjalov'u tanmakta gecikmedi.
"Th, adamn stn kirlettim! Benim amirim deil ama ne fark eder? Bu yaptm
ok ayp, kendisinden zr dilemeliyim." diye dnd. Birka kez hafife
ksrd, gvdesini biraz ileri verdi, paann kulana eilerek;
- Balayn, beyefendi! diye fsldad. stemeyerek oldu, zerinize aksrdm.
- Zarar yok, zarar yok...
- Affnza snyorum, efendim, ho grn bu hareketimi. Ben... ben, byle
olmasn istemezdim.
- Oturunuz, ltfen! Rahat brakn da oyunu izleyelim.
erviakov utand, alk alk srtt, sahneye bakmaya balad. Temsili tm
dikkatiyle izliyor ama artk zevk almyordu. ini bir kurt kemirmeye
balamt. Perde arasnda Brizjalov'un yanna sokuldu, yanndan yle bir
yrd, ekingenliini yenerek;
- Efendimiz, stnz... ey... Balayn! Oysa ben... byle olmasn
istemezdim...
Paa fkelendi, alt dudan gevelemeye balad.
- Yeter artk siz de! Ben onu oktan unuttum, oysa siz...
erviakov paaya kukuyla bakarak, "Unutmu! Ama gzleri sinsi sinsi parlyor,
benimle konumak bile istemiyor! Aksrmann ok doal bir ey olduunu
sylemeliydim ona. Yoksa kasten tkrdm sanabilir. imdi deilse bile
sonradan byle gelir aklna. Oysa hi istemeden oldu." diye dnd.
erviakov eve gelir gelmez, yapt kabal karsna anlatt. Ancak kars,
grne baklrsa, bu ie gereken nemi vermedi. Balangta biraz korktuysa da
paann baka bir bakanlktan olduunu renince pek umursamad.
- Gene de gidip zr dilesen iyi olur, dedi. Toplum yaamnda nasl
davranlacan bilmediini sanabilir.

- Ben de bunun iin abaladm durdum. Ondan birka kez zr diledim ama o ok
tuhaf davrand, beni yattracak tek sz sylemedi. Ho, konuacak pek vakti
yoktu ya...
Ertesi sabah erviakov gzelce tra oldu, yeni niformasn giydi, Brizjalov'u
makamnda grmeye gitti. Kabul odasna girince orada toplanan birok dilek
sahibini dinleyen Brizjalov'la karlat. Paa nce gelenlerle konuuyor,
onlarn isteklerini dinliyordu. Sra erviakov'a gelince paa gzlerini ona
evirdi.
- Dn gece Arkadi tiyatrosunda... Eer anmsamak ltfunda bulunursanz, aksrm
ve... istemeden stnz... ey... zr dilerim, diye konumaya balad.
erviakov;
- Gene mi siz? Bylesine bir samalk grmedim! dedikten sonra baka bir dilek
sahibine dnd.
- Siz ne istiyorsunuz?
erviakov sarard, "Benimle konumak istemiyor, ok kzd belli. Ama yakasn
brakmayacam, durumumu anlatmalym." diye dnd.
Paa son dilek sahibiyle konumasn bitirip odasna yneldii srada arkasndan
yrd.
- Beyefendi hazretleri! Zatnz rahatsz etmek cretinde bulunuyorsam, bu,
yalnzca iimdeki pimanlk duygusundan ileri geliyor. Siz de biliyorsunuz ki,
efendim, isteyerek yapmadm.
Paann surat alamakl bir duruma girdi, adam elini sallad.
- Beyim, siz benimle alay m ediyorsunuz?
Bunlar syledikten sonra kapnn arkasnda kayboldu.
erviakov eve giderken yle dnyordu: "Ne alay etmesi? Niin alay
edecekmiim? Koskoca paa olmu ama anlamak istemiyor. Bu duruma gre ben de bir
daha bu gsteri budalas adamdan zr dilemeye gelmem. Can cehenneme!
Kendisine mektup yazarm, olur biter. Yzn eytan grsn!".
Evine giderken dndkleri byleydi. Gelgelelim paaya bir trl mektup
yazamad, daha dorusu iki sz bir araya getirip istediklerini anlatamad.
Bunun zerine ertesi gn gene yollara dt.
Paa soran baklarn yzne dikince erviakov;
- Efendimiz, dn buyurduunuz gibi kesinlikle sizinle alay etmek gibi bir
niyetim yoktu, diye mrldand. Aksrrken stnz berbat ettiim iin zr
dilemeye gelmitim. Sizinle alay etmek ne haddime? Bizler de alay etmeye
kalkarsak, efendime syleyeyim, artk insanlar arasnda sayg m kalr?
Surat mosmor kesilip zangr zangr titreyen paa;
- Defol! diye bard.
Korkudan erviakov'un beti benzi atmt. Ancak;
- Ne? Ne dediniz? diye fsldayabildi.
Paa ayaklarn yere vurarak;
- Ykl karmdan! diye grledi.
erviakov'un karnnn iinden sanki bir eyler koptu. Gzleri bir ey
grmeksizin, kulaklar hibir ses iitmeksizin geri geri d kapya doru gitti,
sokaa kt, yrd... Kurulmu bir makine gibi evine gelince niformasn bile
karmakszn kanepenin zerine uzand ve orackta can verdi.

YARAMAZ OCUK
van vani Lapkin yakkl bir delikanlyd. Anna Semyonovna Zamblitskaya ise
burnunun ucu hafife yukar kalkk, gzel bir gen kz. kisi birlikte dik
bayrdan aa inip oradaki kk bir sraya oturdular. Sra krpe bir salkm
sdn sk dallar arasnda, rman tam kysndayd. Genler iin ne uygun
bir yer! Burada btn gzlerden uzaksnz. Sizi yalnzca balklarla suyun
stnde yldrm hzyla kouturan su rmcekleri grebilir. ki gen
oltalarn, yemlik kurt dolu kutularn, balk avlamaya yarar br
avadanlklarn getirmilerdi. Sraya oturur oturmaz hemen balk avna
koyuldular.
Lapkin evresine baknd.

- En sonunda yalnz kalabildiimiz iin ylesine sevinliyim ki! dedi. Anna


Semyonovna, size ok syleyeceklerim var... Sizi ilk grdm zaman... hey,
oltanza balk vuruyor... yaamn anlamn, uruna drste, seve seve tm
alkan varlm adayacam putumun kim olduunu anladm... Byk bir balk
olmal... vuruyor, vuruyor... Sizi grdm ilk gn gnlm kaptrdm, sizi
ldrasya sevdim. Oltay hemen ekmeyin, zokay iyice yutsun... Sevgilim,
yalvaryorum, syler misiniz? Siz de benim sizi sevdiim kadar deilse bile...
hayr, layk deilim buna, o kadarn dnemem zaten... gene de... imdi ekin!
Anna Semyonovna oltay tuttuu elini hzla yukar kaldrp ekti, bir lk
att. Havada gm yeili bir balk parlyordu.
- Aman Tanrm, kocaman bir sudak bal!... abuk kar! Ah, ipi kopard!
Balk zokadan kurtuldu, otlar zerinde birka kez zpladktan sonra doann
koynuna, rman serin sularna "cump" diye atlad.
Onu tutmak iin yekinen Lapkin baln yerine, her naslsa, Anna Semyonovna'nn
elini yakalad, istemeyerek dudaklarna gtrd... Gen kz elini ekmeye
altysa da ge kalmt, ikisinin dudaklar birleti. Sanki istemeden olan
bir eydi bu. Ama ilk pckten sonra bakalar geldi; ardndan yeminler, sz
vermeler, mutluluk dolu dakikalar... uras bir gerek ki, yeryznde salt
mutluluk diye bir ey yoktur. Mutluluk kendi zehirini iinde tar ya da
dardan baka bir ey iin iine karp onu zehirler. Burada da yle oldu.
Genler prlerken yaknlarda bir kahkaha koptu. Balarn evirip baktlar,
bakar bakmaz da donakaldlar. Irmakta yar beline dein suya girmi, plak bir
olan ocuu duruyordu. Anna Semyonovna'nn kardei, ortaokul rencisi
Kolya'yd bu. ocuk, iki gence gzlerini dikmi bakyor, hain hain glmsyordu.
- Ya, demek pyorsunuz? yi! Anneme syleyeyim de grn!
Lapkin kzarp bozararak;
- Ben de sizi akll bir ocuk sanrdm, diye kekeledi. Bakalarn gzetmek
mertlie smaz. Mzevirlik ise daha da kt, iren, aalk bir
davrantr.. Umarm siz mert, soylu bir insan olarak...
Mert ocuk;
- Bir ruble verirseniz sylemem, dedi. Yoksa yandnz gitti
Lapkin cebinden bir ruble karp ocua uzatt. ocuk paray slak avucuna
sktrdktan sonra bir slk ald, yze yze oradan uzaklat. ki gencin
artk pmeye istekleri kalmamt...
Ertesi gn Lapkin kentten Kolya'ya resim boyasyla lastik bir top getirdi, Anna
Semyonova ise kardeine biriktirdii bo ila kutularn verdi. Ardndan armaan
olarak kpek bal bir ift kol dmesi geldi. Btn bunlar yaramaz ocuun
ylesine houna gitmi olmal ki, baka eyler elde etmek iin genleri
gzetlemeyi sklatrd. Lapkini ile Anna Semyonovna nereye giderlerse o da
pelerinden ayrlmyordu. ki gencin ba baa kalmas olanaksz gibiydi.
Lapkin dilerini gcrdatarak;
- Alak! diye syleniyordu. Ya ufak ama tam ba belas! Bu gidile bakalm
bamza daha ne iler aacak!
O haziran ay boyunca Kolya sevdallara soluk aldrmad. Onlar annesine haber
vermekle korkutuyor, nereye gitseler adm adm izliyor, durmadan yeni armaanlar
istiyordu. Ald ufak tefek eyleri az bulduu iin sonunda cep saati istemeye
balad. Elden ne gelir, genler ister istemez olana bir cep saati alma sz
verdiler.
Bir gn le yemeinde sofrada hep birlikte ball rek yenirken Kolya
birdenbire bir kahkaha att, bir gzn krparak Lapkin'e yle dedi:
- Nasl, syleyeyim mi?
Lapkin kpkrmz kesildi, tabandaki rek yerine peeteyi inemeye balad.
Anna Semyonovna ise ayaa frlad, kendini baka bir odaya att.
Austos sonuna, yani Lapkin'in Anna Semyonovna'y resmen istedii gne dein
ayn eyler srp gitti. Ama Lapkin kzn ana babasyla evlilik konusunu konuup
onlarn onayn aldktan sonra ilk ii baheye frlayp Kolya'y aramak oldu. O
gnk mutluluunun zerine ikinci bir sevin daha eklenmiti. Yaramaz ocuun
yakasn eline geirdiinde az kalsn sevincinden alayacakt. Olann kulana
o fkeyle yaptnda, kardeini aramakta olan Anna Semyonovna da yetiip
ocuun br kulana yapt.
Kolya alayp;

- Anacm, ne olur, yapmayn! Kulunuz, kleniz olaym, balayn beni! diye


yalvardka iki sevgilinin yzlerindeki sevinci grmeliydiniz.
ki sevdal, birbirlerini sevmeye baladklarndan beri, Kolya'nn kulaklarn
ektikleri o an kadar mutlu olmadklarn birok kez anlatp durdular...

HEP DLMN YZNDEN


Glnecek bir olay
ylesine alamak istiyorum ki! Ah, bir alasam, birazck alacam.
Olaanst bir akamd. ki dirhem bir ekirdek giyindim, tarandm, kokular
srndm, bir Don Juan tavryla sevdiim kzn evine gittim. Sokolniki
semtindeki yazlklardan birinde oturuyorlar. Sevdiim kz gentir, gzeldir,
30.000 ruble drahomas vardr, yeterince renim grmtr, bu satrlarn
yazarn deli gibi sever.
Sokolniki'ye vardmda onu parkta, ge dimdik ykselen kknarlarn altnda,
her zaman bulutuumuz sramzda oturur buldum. Beni grnce ayaa frlad, yz
sevinten parlayarak hzla bana doru yrd.
- ok kat yreklisiniz! dedi. Bu kadar gecikilir mi? Biliyorsunuz, beklemekten
ok sklrm. Bir daha byle yapmayn, olur mu?
Cici, tatl elini ptm; mutluluktan titreyerek, yan yana, sramza oturmaya
gittik. Yreim szlar iinde, sanki gsm yarlp dar frlayacakmasna
kt kt atyordu. Yrek atlarm gibi nabzm da hzl hzl vuruyordu.
Belli ki bir nedeni vard heyecanmn. Sevgilimle bulumaya, geleceimizle
ilgili kesin bir sonu almak iin gitmitim. Ya hep ya hiti, her ey o akamki
grmemize balyd.
Hava ok gzeldi ama ben havann gzelliine aldracak durumda deildim.
Bamzn stnde blbller akd halde blblleri dinlemiyordum, ak
bulumalarnn kanlmaz ss olan bu gibi eyler vz geliyordu bana.
Sevgilim yzme bakarak;
- Niin konumuyorsunuz? dedi.
- Hi... yle... Nasl, anneniz iyi mi?
- yi...
- Ya... demek, yle... ey; ben... Varvara Petrovna, buraya sizinle konumaya
geldim. Sizinle bulumamzn nedeni... ey... bugne dek sustum hep, artk
konuacam...
Varya ban nne edi, titreyen parmaklar arasnda tuttuu iei rselemeye
balad. Kendisine ne syleyeceimi biliyordu.
Bir sre suskun bekledikten sonra asl konuyu amaya karar verdim.
- Evet, susmayacam artk. Bugne dek konumaktan ekinip hep sustum, ama artk
duygularn aklamak zorundaym. Belki de syleyeceklerimden dolay
gceneceksiniz, belki beni hi anlamayacaksnz. Ama ne yapalm?..
Gene sustum. En doru szckleri semeye alyordum. O srada sevgilimin
gzlerinde de ayn heyecan okudum. "Hadi, konu! Daha ne duruyorsun? Sen de
amma mymntymsn! Bana ne aclar ektirdiini bilmiyor musun? Hadi, durma!"
der gibiydi.
- Buraya her gn niin sizinle bulumaya geldiimi, niin evrenizde dnp
dolatm tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Bunda tahmin edilmeyecek ne var
zaten? O size zg derin kavrama yeteneimizle iimde beslediim duygular, size
kar beslediim duygular anlayacanz... (Gene sustum.) umarm, Varvara
Petrovna!..
Varya ban daha bir aa edi, parmaklarnn iekle oynamas hzland.
- Evet, sizi dinliyorum...
- Ben...ben... ama sylemeye gerek var m? Her ey aka ortada...
ey...seviyorum sizi. Tanrm, evet, oldu ite! (Gene sustum.) Delice seviyorum!
ylesine ok seviyorum ki, yeryzndeki btn romanlar, bu romanlarda yazlan
btn ak aklamalarn, yeminleri, verilen szleri bir araya getirin, ancak o
zaman... yreimde size kar beslediim...duygular... Varvara Petrovna! (Gene
sustum.) Varvara Petrovna! Peki, siz niin susuyorsunuz?

- Ne dememi bekliyorsunuz?
- Bana syleyecek bir sznz yok mu?..
Varya ban kaldrd, glmsedi.
"Th, ne beceriksizim!" diye geirdim iimden. Ama o glmsemesini srdrd,
dudaklar kprdand, belli belirsiz bir sesle, "Niin olmasn?" dedi.
Oh, dnyalar benimdi imdi. Kendimden geercesine eline sarldm, o cici, tatl
eli ptm, ptm... Sonra lgncasna tekine sarldm. Bir taneydi benim
sevgilim, onun gibisi yoktu! Ben elini perken o da ban gsme dayamt.
te o zaman, ancak o zaman gr salarnn batan karcln fark edebildim.
Bu salar ptm, bir anda yreim snd, iime kor paralar dt sandm. O
srada Varya ban kaldrp yzme bakt, bana da dudaklarn pmekten baka
bir ey kalmad.
te Varya artk tmyle kollarmdayken, 30.000 rublelik drahomasnn bana
verilmesi bir imzaya kalmken, szn ksas, gzel bir ein, iyi bir parann,
parlak bir gelecein antada keklik olduu hemen hemen kesinlemiken kr eytan
birdenbire drtt beni.
Nasl oldu, bilmem, ksmetimin karsnda bbrlenmek, onu ilkelerine bal bir
adam olduuma inandrp caka satmak istedim herhalde. Daha dorusu, ne
istediimi kendim de bilmiyordum. imde kar konulmaz, dehetli bir duygu seli
kabard.
Kz dudaklarndan ptkten sonra;
- Varvara Petrovna! dedim. Sizden karm olacanz bildiren sz almadan nce,
ilerde doabilecek yanl anlamalar imdiden nlemek amacyla birka sz
sylemeyi kanlmaz bir grev sayyorum. Ksa konuacam... Varvara Petrovna,
beni yeterince tanyor musunuz? Nasl bir insan olduumu biliyor musunuz? Ben
drstm, almay severim, sonra sonra onurluyum. Bu konularda bana kimse bir
ey diyemez. Bunlarn tesinde... iyi bir geleceim var. Ama zrdn biriyim
ben... Ne param var, ne malm-mlkm...
- Biliyorum. Mutluluk parayla elde edilmez ki...
- Aslnda benim de paraya aldrdm yok. Yoksulluumla gurur duyarm! Edebiyat
almalarndan aldm be-on rubleyi, baka yollardan kazanacam yzlerce
rubleye deimem...
- Anladm. Baka?
- Yoksullua oktan altm... Artk aldrmyorum. stesem bir hafta yemek
yemeden durabilirim... Ama siz? ki adm teye arabasz gitmeyen, her gn yeni
eyler giyen, adm ba para harcayan, yoksulluk nedir bilmeyen, size alnan
iek modaya uygun deilse bundan byk mutsuzluk duyan biri olarak benimle
evlenmek uruna yeryz nimetlerini tepebilir misiniz?
- Ama benim param var ya? Drahoma getireceim.
- O, pek nemli deil! Getireceiniz otuz bin ruble birka ylda biter. Sonra?
stekleriniz biter mi peki? Sonu, ac gzyalar! Deneyimlerime inann! Hepsini
biliyorum. imdi azmdan kan szlerin anlamn da... steklerinizi
dizginlemek iin gl bir irade, insan st bir aba gerekecek.
Samalyorum galiba, diye dndm ama konumam srdrdm:
- yi dinleyin, Varvara Petrovna! Nasl bir adm attnz bilin! Bu yolun
dn yoktur. Evlilik nerime yant verirken nce demin sylediklerimi iyice
lp tartn! Siz yaam boyu huzurunuzdan yoksun kalacanza, ben sevdiim
birinden yoksun kalaym. Edebiyattan ayda kazandm yz ruble yetmez bize.
Bununla geinemeyiz. Yol yaknken iyi dnn!
Heyecandan ayaa kalkmtm.
- Her eyi lp biin! Olanaklarmz snrl olacana gre, kendinizi
gemleyemeyecekseniz bunun sonunda gz yalar, sitemler, erken aaran salar var
demektir. Drst bir insan olduum iin uyaryorum sizi. Birok ynyle
sizinkinden ayr, size yabanc bir yaam benimle paylaacak kadar iradenize
gveniyor musunuz?
(Suskunluk.)
- Benim drahomam ne gne duruyor!
- Ne kadar? Yirmi binler, otuz binler neye yarar ki? Kah-kah-kah! Yoksa milyon
mu? Ayrca ben byle bir eyi... kabul edebilecek miyim sanyorsunuz? Hayr!
Hibir zaman! Gururum el vermez!

Oturduumuz srann evresinde birka tur attm. Varya dncelere dalmt. Ben
iin iin seviniyordum. Szlerim onu etkilediine gre bana sayg duyuyor
demekti.
- Bu durumda ya ben ve yoksunluklar, ya da ben olmakszn varlk iinde yaama
ans... Bunlardan birini sein! Birincisini semeye gcnz var m? Sevgili
Varyamn gc yetecek mi buna?
Kendimi kaptrmtm, konutuka konuuyordum. Bir yandan da ikiye blnm
gibiydim. Bir yarm, szlerimin anlamn biliyor, durumun ciddiliini
kavryordu; br yarm ise "Sakn beni brakma, gzelim! Senin otuz bine konunca
bak, neler olacak! Drahoman bize mr boyu yeter!" tatl hayallerine dalmt.
Varya beni dinledi, dinledi... Sonunda ayaa kalkarak elini uzatt.
- Size ok teekkr ederim!
Bunu yle bir sesle sylemiti ki, yerimden hopladm, yzne bakakaldm.
Gzleri, yanaklar yalar iindeydi.
- Bana kar drst, mert davrandnz iin size ne denli teekkr etsem azdr.
Evet, ben baka trl yetitirildim... skntya katlanamam... Sizin denginiz
deilim ben...
Byle diyerek hkrklarla alamaya balad. Ne yapacam armtm...
Alayan kadn grnce hep byle olurum. Hele o srada!.. Ben ne yapacam
tasarlarken Varya kendini toparlayp gz yalarn sildi.
- Haklsnz. Bu durumda sizinle evlenecek olursam kendi kendimizi aldatm
oluruz. Size uygun biri deilim. Zengin aile kzym, el bebek, gl bebek
yetitirildim. Hep arabalarda gezer, ulluk eti, ball brekli yerim ben... Sade
suya tirit, halkn itii lahana orbas bana gre deil. Bu konularda annem de
beenmez huyumu, ama elimden ne gelir ki! Yaya yrmek houma gitmez, abucak
yorulurum... Giyim kuam zevkim de yle... Btn bunlara nasl para
dayandracaz? Kesinlikle olmaz! Ayrlalm en iyisi, hoa kaln!
Eliyle yreimi paralayan bir hareket yaptktan sonra ondan hi beklemediim bir
ey daha syledi:
- Hayr, hayr! Ben size layk deilim! Elveda!
Bunu syledikten sonra dnp hzla yanmdan uzaklat. Bense aptal gibi orada
kalakaldm. Sevdiim kz benden uzaklarken arkasndan bn bn bakyor,
ayaklarmn altndaki topran sarsldn duyumsuyordum. Neden sonra kendimi
toparladmda bama ne iler atm anlamaya baladm. Ben ne halt etmitim?
Hepsi u dilimi tutmasn bilememektendi! Neredeyse alayacaktm. Arkasndan
bakp "ne olur, geriye dn!" diye barmak istedim ama kzn yerinde yeller
esiyordu.
Bylece kendi gzmde rezil olduktan, bir hayli acl dakikalar yaadktan sonra
eve gitmeye karar verdim. in kts, parkn giriinde atl tramvay filan
gzkmyordu. Yanmda araba tutacak param olmad iin ister istemez yaya yola
koyuldum.
gn sonra yeniden Sokolniki'deydim. Sevgilimin yazlna vardmda onun
hasta olduunu, yaknda babasyla birlikte Petersburg'a gideceini sylediler.
Buna bir anlam veremedim.
imdi yatamda yatarken hncmdan yastm diliyor, kendi kendime tokat
atyorum. imde ne frtnalar koptuunu bir bilseniz!.. Ey, deerli okurum, ben
bu ii nasl dzelteceim? Sevdiim kza ne syleyeyim imdi? Yoksa mektup mu
yazaym? Ama nasl ulatracam mektubu ona?..
Hep ektiklerim u dilimin yznden!

ST AACI
B. ve T. ileleri arasndaki posta yolundan yryordum.
Bu yoldan gelip geenler Kozyavka deresinin kysnda tek bana duran
Andreyev'in deirmenini ok iyi bilirler. Khne deirmen her an yklmaya hazr
gibidir; kamburu km, pl prt iinde, ufak tefek, yal bir kadna
benzetilebilir. Belki yz yldr orada durmakta olup, uzun sredir altn
gren yok. Eer belini kocaman bir sde dayamam olsa bugne dein yerle bir
olmas iten deildi herhalde. St de deirmen gibi yalanmtr, gvdesini

iki kii zor kucaklar. St aacnn st dallar deirmenin damna, su bendine


sarkar; alt dallarysa aaya dklen suya, topraa deer. Gvdesindeki dibi
grnmez bir kovuk aac irkinletirmitir. Elinizi kovuktan ieri sokacak
olursanz koyu renk bir bala ularsnz. Ayn anda da banza bir sr yaban
ars r, vzldaarak sizi sokmaya alrlar. Bu koca aa ka yanda,
dersiniz? Aacn eski dostu Arhip'e soracak olursanz bey konanda eitici,
sonra da hanmefendinin ua olarak alt gnlerde bile byle yal
olduunu syleyecektir. O gnlerin stnden yle ok zaman geti ki!
St aac yalnzca deirmene deil, Arhip'e de desteklik etmektedir. Arhip
btn gn aacn kkleri arasnda oturup balk avlar. Kendisi de st aac
gibi kocayp kamburlamtr, disiz az aacn gvdesindeki derin kovuu
andrr. Gndzleri balk avlamay bitirdikten sonra geceleri ayn yerde oturup
kara kara dnr. Aala ikisi, durmadan fsldaan kar-koca gibidirler.
mrleri boyunca, kim bilir, neler grp neler geirmilerdir!.. imdi onlarn
anlatacaklarn dinleyelim.
Bundan otuz yl kadar nce St Yortusu denen bir kutsal pazar gn Arhip yal
sdn dibinde oturmu, balk avlyordu. Her zamanki gibi evresi byk bir
sessizlik iindeydi. Stle yal Arhip'in fsldamalar, arada bir zplayan
balklarn prtsndan baka t kmyordu. Arhip leye dein balk
avladktan sonra tuttuu balklar ayklayp kendine orba piirirdi. Sdn
glgesi kar kydan uzaklamaya balaynca le vakti gelmi demekti. Bir de
posta arabalarnn ngraklarndan anlard len olduunu. Tam le saatinde T.
kenti ynne giden posta arabas bendin yanndan geerdi.
O pazar gn de Arhip ngrak seslerini duyunca oltay elinden brakp bent
ynne bakmaya balad. atl posta arabas tepeyi at, ar ar yryerek
bende doru indi. Postac nde uyumaktayd. Araba bende yaklanca birden durdu.
oktandr armay unutan Arhip ok at bu ie. Olaand bir eydi posta
arabasnn orada durmas. Postacnn yannda oturan src tedirgin baklarla
evresine baknd, yerinde yle bir kprdand, postacnn uyurken yzne
rtt mendili hzla ekip bana elindeki demir sopayla vurdu. Postacdan gk
kmad, ama sar salarnn arasndan kanlar fkrd. Bunun zerine arabac
aaya atlad, demir sopay postacnn kafasna bir daha indirdi. Bir dakika
sonra hzla sde doru yneldi. Gneten yanm yz sapsaryd, evresine bn
bn bakyordu. Btn bedeni zangr zangr titrerken koarak sdn yanna
geldi, Arhip'in yaknda bulunuunu fark etmeden elindeki posta torbasn aacn
kovuuna tktrd. Sonra hzla arabaya trmand, yerine yerletikten sonra
demir sopay anszn kendi akana indirdi. Arhip neler olup bittiini
anlamamt. Yz kana bulanan src barmaya balad:
- mdat! Yetiin! Adam ldryorlar!
Atlar hzla srerek uzaklaan arabacnn haykr o sessizlikte birka kez
yankland.
Aradan bir hafta kadar gemiti ki, olay soruturmak zere birileri geldi.
Adamlar evrenin plann kardlar, bendin suyunun derinliini ltler, st
aacnn altnda le yemei yedikten sonra ekip gittiler. Bu srada deirmenin
yannda oturan Arhip korkudan tir tir titrerken gzn kovuktan ayramyordu.
Daha nce grmt, kovuktaki antann iinde her biri beer mhrl birok zarf
vard. Frsat bulduka antay ap zarflara bakyor, yal stse gndzleri
susup geceleri iin iin alyordu. Aacn sessiz atlarna dayanamayan Arhip
aradan bir hafta daha geince antay kapt gibi ilenin yolunu tuttu.
- Derdimi kime anlatabilirim? diye sordu karsna kanlara.
nnde izgili nbeti kulbesi bulunan bycek sar bir binay gsterdiler.
eri girdiinde karsna ceketinin dmeleri l l parlayan bir bey kt.
Adam bir yandan piposunu tttryor, bir yandan da nbetiyi azarlyordu. Arhip
dorudan doruya ona yaklat, yal stle ilgili yky zangr zangr
titreyerek anlatt. Beriki hemen nbetiyi azarlamay brakt. Arhip'in elindeki
antay ald, kapan at, yz nce sapsar, sonra kpkrmz oldu.
- Sen burada dur! dedikten sonra kalem odasna kotu.
Orada evresine bir sr memur topland. Telala saa sola koturmaya, kendi
aralarnda fsldaarak konumaya baladlar.
On dakika kadar sonra ayn adam geriye dnd, antay Arhip'e vererek:

- Sen yanl yere gelmisin, arkada, dedi. Buras mal mdrl. Bir alttaki
sokakta polis karakolu vardr, oraya gideceksin.
Arhip antay alp karakolun yolunu tuttu. Giderken bir yandan da "anta baya
yenilemie benziyor. Eski bykl de kalmam" diye dnyordu.
Bir alttaki sokakta, nnde iki nbeti kulbesi bulunan baka sar bir bina
gsterdiler. Arhip ieri girdi. Burada kalem odas hemen giriteydi. Arhip
masalardan birine yaklat, yazclara durumu ksaca anlatt. Birka kii
antay elinden kapt, aralarnda barp armaya baladlar, amirlerinin
gelmesi iin birini gnderdiler. Koca bykl, iri kym bir polis geldi az
sonra. Ksa bir sorgulamadan sonra koca byk antay onlardan alp odasna
kapand.
Bir dakika bile gemeden odadan yle bard duyuldu:
- Bu anta bo! Sorun bakalm, para nerede? Neyse, antay getiren ihtiyara
syleyin de beklemesin! Durun, durun, gitmesin bir yere! van Markovi'in yanna
gtrn adam! ey... gitsin en iyisi!
Arhip selam vererek oradan ayrld. Ertesi gn sazanlar, kzlkanatlar onu rmak
kysnda yeniden grmeye baladlar.
Bu olay gz mevsiminin sonlarna raslyordu. Yal adam ok zgnd, yapraklar
sararan st aac gibi kedere gmlmt. Gz mevsimini sevmezdi zaten. Birka
gn sonra posta srcsn de bendin kysnda grnce znts daha bir artt.
Arabac gene onun varlnn farkna varmadan aaca yaklat, elini kovuktan
ieri soktu. Islak, uyuuk arlar adamn koluna svandlar. Eli kovukta
aradn bulamaynca arabacnn yz sapsar kesildi. Tam o srada balk
avlayan yal adam fark etti.
- Hey babalk! Buradaki anta nereye gitti?
Somurtarak oturan Arhip yant verecek durumda deildi. stelik gznn nnde
adam ldren arabacnn kendisine de bir ey yapmasndan korkuyordu. Ama adamn
durgun sulara dalp giden baklarna dayanamayp:
- antay polise gtrdm, dedi. Ancak korkmanz gerekmez. Onlara antay
sdn altnda bulduumu syledim.
Bunlar duyunca posta srcs ok fkelendi, yal adamn zerine ullanarak
dvmeye balad. Yzne, kafasna vurmas yetmiyormu gibi bir de yere yatrp
ayaklarnn altnda inedi. Neden sonra fkesi geince dvmeyi brakt, ama
oradan ayrlmayp Arhip'le birlikte deirmende kald. Gndzleri uyumakla
geiriyor, kimseyle konumuyor, geceleriyse bendin evresinde dolap duruyordu.
Birileriyle gizli gizli fsldatna gre ldrd postacnn glgesi de
oralarda dolayor olmalyd. Arabac bahar mevsimi boyunca da kimseyle
konumad, bendin evresinde gezinmelerini srdrd.
Ona acd iin bir gn Arhip:
- Aptal aptal ne dolap duruyorsun? Git artk buralardan, dedi.
Ayn eyi postacnn glgesi de, st aac da fsldadlar.
- Yok! Buralar brakp bir yere gidemem. im szlyor, daha fazla
dayanamayacam.
Bunun zerine Arhip arabacnn koluna girip ile merkezine gtrd, posta
antasn teslim ettii polis karakoluna gittiler. Karakol kaleminde arabac
yerlere kapanp suunu itiraf etti, ama koca bykl karakol amiri ok ard.
- Ne diye kendine kara alyorsun, be adam? Sarho musun nesin? stersen seni
kodese tkaym da akln bana gelsin! Bak unun yedii naneye! Bu alan
aklnn karmasnn nedenini bir trl anlamadm! "O cinayetin katili
bulunmad" dedik. Daha ne stme dyorsun? ek araban buradan git artk!
Arhip getirip onlara teslim ettii antadan sz etti. Yazclar, "O da neymi?"
gibisinden pek ardlar, koca byk kahkahay bast. Adamlar tm belleklerini
yitirmilerdi, anlalan.
Posta srcs karakolda da ruh huzuruna kavuamaynca Arhip ile ikisi st
aacnn yanna dndler.
Arabac vicdan szsndan kurtulmann tek yolunu rmaa atlayp intihar etmekte
buldu. Arhip'in olta mantarnn yzd durgun sular buland bir sre.
Bendin zerinde imdi iki glge dolayor. Yal Arhip ile yal st aac
belki de bu glgelerle fsldayorlardr...

KALE GB KADIN
Lidiya Yegorovna sabah kahvesini imek zere terasa kt. Vaktin leye yakn,
havann scak olmasna karn stndeki ipekli siyah giysinin dmelerini
enesine dek smsk iliklemiti. Belini cendereye girmiesine skan bu koyu
giysinin altn sars salarn atn, yznn sert hatlarna uygun dtn
bildii iin ondan yalnzca yatmadan yatmaya ayrlrd.
in ii fincandan tam bir yudum almt ki, terasa gelen postac ona bir mektup
uzatt. Kocasndan geliyordu mektup. yle yazyordu: "Dayn bir kuru bor
vermedi. Bu yzden senin iftlii satmak zorunda kaldm. Yapacak baka bir ey
yoktu." Yz sapsar kesilen kadn iskemlesinde yle bir sarsld. "ki
aylna Odessa'ya gidiyorum. Orada nemli ilerim var. perim." diye srdrd
okumasn.
- Her eyimi yitirdim! Kocam Odessa'ya gidiyormu. Kime gittii belli deil.
Aman Tanrm! diyerek derin bir ah ekti.
Gz yuvarla yukar kayd, sendeledi, dmemek iin nndeki korkulua tutundu.
O srada aadan birilerinin ayak patrtlar duyuldu.
Yazlk komusu, ayn zamanda kuzeni, emekli general Zazubrin kyordu
merdivenden yukar. Yallktan yana sarkan kpekler gibi kocam, yeni doan
kediler gibi clz bir adamd Zazubrin. Basamaklarn salamln yoklarcasna
bastonuyla vurarak, ar ar kyordu merdivenden. Generalin arkasndan da,
banda geni kenarlar yukar kalkk, Nuh Nebi'den kalma apkas, sinek kayd
tral, emekli profesr Pavel vanovi Knopka bastonunu basamaklara vura vura
yryordu. Ufak yapl profesr de merdivenlerin salamln snyor gibiydi.
Birinci konuk iki dirhem bir ekirdek giyinmiti, ikincisiyse dzgn tra,
giysilerinin beyazlyla dikkat ekiyordu.
Emekli general titreyen sesiyle:
- Biz de size geliyorduk, meleim, dedi. Sabahlar hayrl olsun! Gzel meleimiz
kahve sefas m yapyor?
Onun bu szleri zerine Lidiya Yegorovna ile profesr gltler. Kadn ellerini
korkuluktan ekti, dikleti, yznde tatl bir glmsemeyle iki elini birden
konuklarna uzatt. Berikiler kendilerine uzatlan birer eli ptkten sonra
oturdular.
- Sevgili kuzenim, bakyorum, bugn keyfiniz yerinde. Neeli olmak iyidir, dedi
Lidiya Yegorovna.
- yidir, iyidir... Ha, ne diyordum? Gzel perimiz sabah sefas yapyor, demek
ki... Profesr ile ben de banyomuzu aldk, kahvaltmz yaptk, dostlar
ziyarete ktk. Bizim profesrle bam belada, kuzenim, size biraz dert
yanaym. Onu yaknda mahkemeye vermezsem adam deilim. Keh keh keh! Bamza
zgr dnceli Voltaire kesildi.
- O nasl ey? diye gld Lidiya Yegorovna. Bir yandan da "ki aylna
Odessa'ya... gene o kadna..." diye dnyordu.
- Vallahi doru! yle dnceler ileri sryor, yle eyler sylyor ki, aklnz
durur! Kzln teki! Bakn size ne diyeceim, Pavel vanovi. Kzl rengi kimler
sever, bilir misiniz? Keh keh keh! Hadi, syleyin bakalm! Sizin gibi zgr
dncelilere bir elme ite!
Profesr dzgn tral enesini oynatarak kahkahay bast:
- Kah kah kah! yleyse ben de tutuculara bir elme ataym da grn! Kzl
renkten kim mi korkar? Boalar! Kah kah kah! Nasl, beendiniz mi?
- O, neler gryorum? Bahenizde zakkumlar am!
Kontes Dromaderova'yd bunlar syleyerek merdivenden kan. Lidiya
Yegorovna'nn yazlk komusu kontes az sonra terasa geldi.
- Aaa! Yannzda iki de beyefendi varm! Bugn dalgnlm stmde, zr
dilerim! Neler konuuyorsunuz, bakalm? Kesmeyin, general, size engel olacak
deilim.
- Kzl renkten sz ediyorduk. Bununla ilgili olarak boalardan da... ok
haklsnz, Pavel vanovi! Grcistan'da tabur komutanl yaptm yllarda bir
gn pelerinimin krmz astarn gren bir boa zerime saldrd. Hayvan
krmzdan rkm, boynuzlaryla beni delik deik edecek. Hemen klcma
davrandm. Bereket versin, yakndaki bir Kazak eri geberesiyi srkla kovalad

da kurtuldum. E, niye glyorsunuz? Yoksa inanmadnz m? Yemin ederim, doru


sylyorum.
Lidiya Yegorovna ok arm gibi bir ah ekti, ayn anda da "Odessa'da imdi.
Ahlaksz!" diye geirdi iinden.
Profesr Knopka boalardan mandalara geti. Kontes Dromaderova konudan
skldn syleyince krmz pelerin astarna dndler.
Aznda bir gevrek geveleyen Zazubrin:
- Krmz astarla ilgili bir anm daha var, dedi. Grcistan'da grev yaptm
srada Konvertov adnda ufak tefek bir albay vard. oktan lmtr imdi,
topra bol olsun. Kendi halinde, ho bir ihtiyarckt. Birka savaa katlp
arptn biliyorum... Yararl hizmetlerinden tr er rtbesinden ta
albayla ykseltmiler. ok severdim rahmetliyi. Albayl aldnda ata
binecek durumda deildi. Manevralarda knndan kard klcn geriye
sokamad iin emir eri yardm ederdi. Kaputunun dmelerini bile emir eri
iliklerdi. Beni balayn, bu tiride dnm adamn tek bir d vard, o da
general olmak. Yal, km, bir aya ukurda ama gnlnde ne aslanlar
yatyor!
Adamcaz general olmay kafasna koyduundan emekliliini de istemiyordu.
Bylece bizde be yl daha hizmet etti ve diyebiliriz ki, sonunda amacna
ulat. Ama nasl ulatn tahmin edemezsiniz. Adamcazn yazgs byleymi
demek ki. Generallik rtbesini verdikleri gn anszn katld kald. Yznn sol
yanna, sa koluna, iki bacana birden inme inmiti... Bizim gsteri dknne
srmal general apoleti takmak nasip olmad, istemeye istemeye emekliye ayrld.
Yal karsyla birlikte memleketleri Tiflis'in yolunu tutmak zorunda kaldlar.
Giderlerken adamcazn bir yz alyor, br yz kaskat duruyordu.
Pelerininin krmz astaryla vnmek artk tek sevin kaynayd onun iin.
Yolda giderken eteini kanat gibi ap iindeki krmzy gstermekten gurur
duyuyordu. Hamama bile gittii zaman pelerininin astarn da evirip yle
koyard. "Grn ite ben kimim" dercesine, kk bir ocuk sanki... Bir sre
byle avundu. Ya ok ilerledii iin gzleri de snverdi bir gn. Tuttular,
caddelerde dolatrsn diye yanna bir adam verdiler. Bizim kr sal, tiride
dnm ihtiyar frsen yere decek durumdayd, gelgelelim, "Ben generalim" diye
gururlanmasndan yanna varlmyordu. O karda kta bbrlenerek pelerininin
nn ap gezmesi grlmeye deerdi. Ne garip adamd! ok gemeden kars da
ld. Bizim bunak alayp szlyor, karsyla birlikte gmlmek istiyordu, ama
bir yandan da pelerininin astarn papazlara gstermekten kendini alamyordu.
Karsnn lmnden sonra evini ekip evirmesi iin dul bir kadn buldular.
Kadn iini iyi biliyordu dorusu. Frsat bulduka generalin ayn, ekerini,
parasn ald; adam soyup soana evirdi. Zavally tavuk gibi yolmas
yetmemi gibi bir gn tuttu, pelerininin astarn skerek kendine bluz diktirdi.
Benekli boz bir bezi de krmz astarn yerine koydurdu. Bizim Piotr Petrovi
nereden bilsin? Cakayla eteini herkesin nnde ayor, general pelerininin
astar yerine benekli boz bezi gsteriyordu...
Kontes Dramoderova bundan da skld, astemen olunu anlatmaya koyuldu. Derken,
le yemeine doru anneleriyle birlikte iki gen kz kageldiler. Lidiya
Yegorovna'nn komusu Klianinlerdi bunlar. Kzlardan biri piyanonun bana
oturdu, br syledi; Zazubrin'in sevdii bir paray seslendirdiler. Sonra
le yemeine oturuldu.
- Aman, turp ne gzelmi! Nereden aldnz? diye sordu profesr.
- imdi Odessa'da... o kadnla birlikte! dedi Lidiya Yegorovna.
- Anlamadm.
- Ah, ben baka bir ey dnyordum... Bilmiyorum, alverii bizim a
yapar... Tanr akna, ne oluyor bana byle?
Lidiya Yegorovna ban geriye atp dalgnlna kahkahayla gld. Yemei
bitirmilerdi ki, profesrn kars, ocuklar geldiler; kt oynamaya
baladlar. Akam zeri kentten baka konuklar skn etti.
Gece ge vakit konuklardan sonuncusu da evden ayrlp ayak sesleri kesilince
Lidiya Yegorovna ellerini terasn korkuluuna dayad, iki yana sallanarak
alamaya balad. Hkra hkra alarken;
- Malm mlkm hovardaca sap savurmas yetmiyormu gibi bir de bana ihanet
ediyor! diyordu.

Ilk yalar sicim gibi akyordu gzlerinden. Byk bir znt iindeydi. imdi
artk gz yalarn tutmasn gerektiren hibir engel kalmamt.
nsanolu nasl tketiyor kendini! Hem de bo yere!

NASIL EVLENDMN RESMDR


Kk bir yk
Konyakl aymz bitince annelerimiz ile babalarmz bizi ba baa braktlar.
Babam ayrlrken;
- Hadi, olum, greyim seni! dedi.
Ben de arkasndan yle fsldadm:
- Onu sevmediim halde sevdiimi nasl syleyebilirim?
- Aptallk etme! Anlamazsn sen! Dediimi yap!
Babam fkeli gzlerle szd beni, kameriyeden kt. Tam o srada yal bir el
kap aralndan uzanp masann stndeki mumu ald. Tmyle karanlkta kaldk.
"Ne olacaksa olsun!" diye geirdim iimden ve kza unlar syledim:
- Durum tmyle benden yana, Zoya Andreyevna. Yalnzz, stelik ierisi
karanlk. Bu durumda yzmn kzardn gremeyeceksiniz. Kzarmamn nedeni,
yreimi yakan duygulardr.
Durdum. Zoya Jelvakova'nn yreinin kt kt atn, dilerinin birbirine
vuruunu iitebiliyordum. kimizin oturduu srann titremesiyle onun bedeninde
oluan sarsnt bana ulayordu. Zavall kzcaz beni sevebilir miydi? Benden
nefret etmesi bir yana, eer aptallarn birini kk grmesi olasysa tam
anlamyla kk gryordu beni. nk orangutanlardan farkl bir grnm
yoktu. Rtbemin, aldm madalyalarn omuzlarm, gsm sslemesine karn
sivilceli, kll, ablak suratmla irkin bir hayvana benziyordum. Srekli nezle
oluumdan, ikiye dknlmden burnum patlcan gibi iti. Hantallkta
aylardan geri kalmazdm. Ruhsal nitelikler ynndense vnlecek durumda
deildim. Zoya henz nianlm deilken ondan aldm rvet utandryordu beni.
Kzcaza acdm iin konumam yarda kesmitim.
- Gelin, baheye kalm. Buras havasz, dedim.
Aalar arasndaki yoldan yrdk. Kameriyeden ktmz gren annelerimiz,
babalarmz kendilerini allarn arkasna attlar. Ay Zoya'nn yzne
vuruyordu. O zaman budalann biri olmama karn kzn gszlnden ileri gelen
sevimlilii kamad gzmden.
imi ekerek;
- Blbl tyor, sevgilisinin gnln elendiriyor, dedim. Ya ben ne zaman
birini elendireceim?
Kzcaz kzard, gzlerini nne edi. Byle rol yapmas retilmiti ona.
Yzmz rmaa dnk, sraya oturduk. Irman kar yakasnda beyaz bir kilise,
kilisenin arkasndaysa Zoya'nan gnln alan Bolnitsin adndaki memurun
oturduu, Kont Kuldarov'un kocaman evi ykseliyordu. Zoya oturur oturmaz
gzlerini o eve dikti. Onun baklar karsnda yreim cz etti, kendime
acdm. Ey, anam-babam olacak insanlar; sizde hi anlay, insaf yok mu?
Cehennemde atr atr yanmaktan korkmuyor musunuz?
- Mutluluum bir kiinin elinde, diye srdrdm konumam. O kiiye kar zel
duygular, byk bir hayranlk besliyorum. Gnlm ona verdim... Ama o beni
sevmiyorsa ben... ldm, bittim demektir. te o kii sizsiniz... Peki, sizin
bana kar duygularnz nedir? Siz de sevebilir misiniz beni? Daha dorusu
seviyor musunuz?
- Seviyorum...
tiraf edeyim, onun bu sz beni irkiltti. Oysa ben neler beklemitim! Nianlm
bakasn sevdii iin bana ret yant vereceini sanyordum. Ummadm bir
durumla kar karyaydm imdi. Kzcazn birtakm zorluklar gslemeyi gze
alamad belliydi.
Tir tir titreyerek ve azmdan dklen szlerin ne anlama geldiini bilmeyerek;

- Doru deil! dedim. Zoya Andreyevna, iki gzm, inanmayn demin


sylediklerime! Sizi sevmiyorum! Eer seviyorsam kahrolaym! stelik siz de beni
sevmiyorsunuz. Bizim yaptmz dpedz samalk!
Oturduumuz srann evresinde fr fr dnyordum.
- Yapmamalyz bunu! kimiz de gldr oynuyoruz. Bizi birbirimizle zorla
evlendiriyorlar. Mal-mlk kaygsyla oluyor bu maskaralk, sevginin bunda yeri
yok! Sizi aldatmaktansa boynuma ta balayp kendimi suya atarm daha iyi!
Analarmzn, babalarmzn bizi zorlamaya haklar var m? Klesi miyiz biz
onlarn? Hayr, evlenmeyeceiz! nat olsun diye evlenmeyeceiz! imdiye dek
onlar dinlediimiz yeter! te imdi yanlarna gidip seninle evlenmeyeceimi
syleyeceim!
Zoya'nn gzleri birdenbire kurudu, alamay brakt.
- Ben de sizin baka kz sevdiinizi biliyorum. Sizin de gnlnz Matmazel
Debe'de.
- Evet, Matmazel Debe'yi deli gibi seviyorum. Geri kendisi baka bir mezhepten,
stelik varlkl deil. Ona gnl vermemin nedeni akll oluu, daha baka
erdemleridir. Annem-babam isterlerse beni lanetlesinler, gene de evleneceim o
kzla. Onu yaammdan ok seviyorum. Onsuz edemem. Onunla evlenmedikten sonra
yaamann ne anlam kalr? Gidiyorum ite. Gelin, bizimkilere birlikte
syleyelim. Size nasl teekkr edeceimi bilemiyorum. Beni yle rahatlattnz
ki?
Duyduum mutluluktan dolay Zoya'ya teekkr stne teekkr ediyordum, o da
benden aa kalmyordu. Byk bir sevin iinde ve mihnetle ben onun ellerini,
o benim sam, kll yzm pmeye, birbirimize iltifatlar yadrmaya baladk.
Hatta bir ara terbiye kurallarn unutup onu kucaklayverdim. Diyebilirim ki,
birbirimizi sevmediimizi sylemekten duyduumuz mutluluk, bakalarnn
karlkl sevgilerini bildirmelerinden duyduklar mutluluktan daha bykt.
kimiz de sevinten uarak, coku iinde, yzmz pespembe, kararmz bildirmek
zere bizim eve kotuk. Yolda birbirimizi yreklendiriyorduk:
- sterlerse svsnler, dvsnler, hatta evden kovsunlar!
Evin giriinde eikte bizi bekler bulduk onlar. Yzlerimizdeki sevinci,
mutluluu grnce uaa iaret ettiler. Uak koup ampanya getirdi. Ben
ellerimi sallamaya, kar koymaya, amata karmaya baladm. Zoya bard,
zrlayarak alad. Byk bir grlt koptu, ampanyay iemediler.
Gene de evlendirdiler bizi.
imdi evliliimizin gm yldnmn kutluyoruz. Birlikte tam 25 yl uup
gitmi. Balangta zor yllar geirdik. Hep azarladm Zoya'y, gerektiinde
patakladm, istemeye istemeye sevdim. stemeye istemeye ocuklarmz oldu.
Sonra... yava yava altk birbirimize...
u an Zoyack arkamda ayakta duruyor; elleri omuzlarmda, tepemdeki dazla
pyor.

KORKUN BR GECE
van Petrovi Panihidin (1) sarard, lambann fitilini kst, heyecanl bir
sesle anlatmaya balad:
- 1883 yl Noel gecesi, imdi rahmetli olan bir arkadamn evinde ge vakte
kadar ruh arma oturumuna katldktan sonra eve dnyordum. Koyu mu koyu, gz
gz grmez bir karanlk vard. Sokak fenerleri yanmad iin nm seemiyor,
neredeyse el yordamyla yolumu buluyordum. Moskova'nn gmtlklerinin (2)
bulunduu mahallede, yani Arbat semtinin dip kesinde Trupov (3) adl memur
arkadamn yannda kalyordum... Kafamn ii ar, karmakark dncelerle
doluydu.
"Sana br dnyaya yol gzkyor... Tvbe etmeden gitme!"
te ruhunu armay baardmz Spinoza'nn bana ulatrd ileti buydu.
Byk filozoftan, hakkmda bildiklerini bir daha yinelemesini istediimde
parmaklarmz bastrdmz ay taba ayn yazy yazdktan sonra unu da
ekledi:
"Bu gece leceksin!"

Aslnda ruhlara, ispritizmaya filan inanmam, gelgelelim lm dncesi, daha


dorusu leceimle ilgili aklamalar canm skmaya yetmiti... Siz ne
dersiniz, baylar, her ne kadar lm kanlmaz, doal bir olguysa da birisi
yaknda leceinizi sylese hanginizin tyleri rpermez? O zaman da yle, buz
gibi souk havada, gz gz grmez karanlkta yolumu bulmaya altm, tepemde
azgn frtnann hznl hznl uluduu, yamur damlalarnn kudurmuasna
savrulduu, evremde tek canl varlk grmediim, tek insan sesi iitmediim
byle bir gecede yreimi anlatlmaz bir korku sarmt.
Sama inanlara pabu brakacak bir insan olmadm halde korkudan ne arkama, ne
de iki yana bakabiliyor, habire yryordum... Bam arkaya evirsem "lm"
denen eyi hortlak klnda karmda grvereceim sanyordum.
Panihidin derin bir soluk ald, bir bardak su itikten sonra anlatmasn
srdrd:
- Yreimi dolduran, kayna belirsiz, ama hepinizin ok iyi anlayaca korku,
Trupov'un oturduu apartmann drdnc katna ktktan, benim kaldm odann
kapsn ap ieri girdikten sonra da yakam brakmad. Bekar odam zindan gibi
karanlkt. Rzgr sobann iinde de uulduyor, sanki scak odaya onu da almam
istercesine hava deliinin kapan zangr zangr titretiyordu.
Glmseyerek, "Eer Spinoza'ya inanmak gerekirse bu gece, rzgrn inlemesini
dinleye dinleye leceim. Ne korkun!" dedim kendi kendime.
Bir kibrit bulup aktm. Rzgr kudurmuasna saldrarak evin atsna
yklendi, ayn anda da hznl iniltisi fkeli kkremelere dnt. Aadaki
katlardan birinde srgs kopan bir panjur kanad duvara hzla arpt, hava
deliinin kapa imdat istercesine ac ac gcrdad...
"Byle bir gecede vay evsizlerin haline!" diye dndm.
Ama bu tr dncelere dalmann sras deilmi... Kkrtl kibrit mavi aleviyle
parladnda odaya yle bir gz attm, ayn anda da beklenmedik, korkun bir
grntyle karlatm. Keke rzgrn saldrs kibrit alevini pf diye
sndrseydi. O zaman belki gzlerim bu grntyle karlamaz, tylerim diken
diken olmazd. Korku iinde lk attm, kapya doru birka adm geriledim,
byk bir aknlk ve rpertiyle gzlerimi kapadm.
Odann ortasnda bir tabut duruyordu.
Mavi alevin parlamas uzun srmemiti, ama tabutu ak seik grmtm. Tabutun
prl prl parlayan, srma ilemeli pembe bir rts, bunun stnde de l
l yaldzl bir ha vard. Yeryznde yle eyler olur ki, baylar, onu bir
saniye grdnz halde belleinize aklr. Tabut da yle oldu. Onu bir
anlna grmtm, ama imdi bile tm ayrntlaryla anmsyorum. Orta boylu
bir insan iin yapld belliydi, pembe rtsne baklrsa bir gen kz iindi.
Srma ilemeli rts, tun tutamaklar, alttaki destekleri lenin zengin bir
aileden olduunu gsteriyordu.
Arkama bakmadan dar frlamm. Ne bir ey dnebiliyor, ne de aklma baka
bir ey geliyordu... Anlatlmaz bir korku iinde, yldrm hzyla
merdivenlerden aa komaya baladm... Basamaklar, merdiven sahanl, her yer
karanlkt. Krkmn etekleri ayaklarma dolana dolana koarken nasl oldu da
basamaklardan yuvarlanp kafam yarmadm, hl ayorum. Kendimi sokakta
bulunca slak bir fener direine yaslandm, biraz yatmaya altm. Yreim
kt kt atyordu, soluum tkanacak gibiydi...
Panihidin'i dinleyenlerden bir bayan lambann fitilini aarak ona daha ok
sokuldu. Beriki anlatmasn srdrd:
- Odamda kuduz bir kpek, bir hrsz grsem ya da anszn yangn ksa bu derece
korkmazdm. Tavan kse, deme yarlsa, duvarlar atlasa gene yle... nk
bunlarn hepsi olabilecek eylerdi. Ama tabut oraya nereden gelebilirdi? Odann
iinde byle bir eyin ne ii vard? Bir kadn, hem de anlaldna gre gen,
soylu bir kz iin yapld belli, pahal bir tabut nasl olur da kk bir
memurun odasna braklabilirdi? Bo muydu, yoksa iinde ceset mi vard?
Beklenmedik, rktc ziyaretiyle beni akna eviren, zamansz lm bu zengin
bayan kimdi? kence verici bir giz!..
"Eer bu bir mucize deilse yzde yz cinayettir" dncesi dodu zihnimde. Gene
de bu durumu aklayamyordum. Ben yokken odann kaps hep kilitli dururdu,
anahtarn yeriniyse yalnzca yakn arkadalarm bilirlerdi. Tabutu onlar getirip
koymu olamazlard. Bir olaslk vard, o da tabutunun onu yanllkla oraya

getirip brakmasyd. Belki brakacaklar kat ya da oday armlard. Ancak


bunun byle olmas da zordu, nk tabutular yaptklar iin parasn, getiren
kiiyse bahiini almadan gitmezdi.
"ardmz ruh leceimi haber vermiti. Sakn tabutu da o gndermi
olmasn?" diye geirdim iimden.
Baylar, nceden de sylediim gibi, ispritizmaya inanmam, imdi de inanmyorum.
Ancak byle bir raslant bir filozofu bile doast dncelere, hatta inanlara
itebilir.
Bir yandan da, "Bunlar tmyle sama! Okullu bir ocuk gibi bou bouna korktum.
Grdklerim, gz yanlmasndan baka bir ey deildi. Eve dnerken kafamda
ylesine karanlk dnceler vard ki, sinirlerim zayflad iin odamda bir
tabut grdm. Bunda alacak bir ey yok. Dpedz gz yanlmas, baka bir ey
deil!" diye syleniyordum.
Sokakta eskisi gibi yamur yzm kamlyor, rzgr apkam uuruyor, krkmn
eteklerini tartaklyordu. Souktan iyice m, stelik srlskam slanmtm.
Sokakta duramazdm, scak bir yere gitmeliydim. Ama nereye? Eve dnsem tabutu
bir kez daha grmek zorunda kalacaktm, bu da sinirlerimin dayanamayaca bir
eydi. evremde tek canl yaratk grmediim, tek insan sesi duymadm byle
bir gecede belki de iinde bir lnn yatt tabutla ba baa kalnca aklm
oynatabilirdim. Buz gibi souk bir havada, bardaktan boanrcasna yaan
yamurun altnda dikilmekse olacak ey deildi.
Dndm tandm, arkadam Upokoyev'in (4) yanna gidip geceyi orada geirmeye
karar verdim. Tccar erepov'un (5) Mertvets (6) sokandaki pansiyonunda oturan
arkadam Upokoyev'i hepiniz tanrsnz, hani geenlerde kendini ldrmt...
Panihidin byle diyerek yznde biriken souk ter damlalarn sildi, iini
ekerek anlatmasn srdrd:
- Ancak evine vardmda arkadam bulamadm. Kapsn birka kez alp evde
olmadn iyice anlaynca st terei elimle yokladm, orada bir anahtar buldum,
kapy ap ieri girdim. lk iim slanan krkm karp atmak oldu.
Karanlkta el yordamyla sediri buldum, kendimi hemen bunun stne braktm.
Odada gene zifiri bir karanlk vard. Pencerenin ak kalan hava kapanda
rzgrn i karartc uultusuyla ieri girmi bir crcr bceinin tekdze
crlts duyuluyordu. O srada Kremlin kiliseleri Noel ayini iin an almaya
baladlar. Ben bir kibrit aktm. Keke akmaz olaydm! Parlayan alev beni
karanlk dncelerden kurtaraca yerde, tam tersine, tyler rpertici,
anlatlmas zor bir dehetin iine att. O korkuyla avazm ktnca
haykrdm anmsyorum. Zangr zangr titreyerek kendimi odadan dar
attm...
Arkadamn odasnda da benim odamdakinin ayns vard: Bir tabut!
Yalnz onun odasndaki benim odamda grdmn neredeyse iki kat
byklndeydi, koyu kahverengi rtsnn daha i karartc bir grn vard.
Hadi, gelin de iin iinden kn! Tabut oraya nasl gelmiti? Bunun gene bir
gz yanlmas olduu kesindi. Girdiim her odada tabut bulunacak deildi ya!
Anlalan, sinirlerimin iyice ypranmas sonucunda abuk sabuk eyler grmeye
balamtm. imdi nereye gitsem karmda bir tabut, llerin konulduu o korku
verici nesneyi grecektim. Bu duruma gre aklm oynatyordum, "tabutomani" ad
verilebilecek bir hastaln penesine dmtm. Delirmemin nedeniniyse uzun
uzadya aratrmann gerei yoktu, ruh arma toplantsyla Spinoza'nn
sylediklerini anmsamak yeterdi...
Korku iinde, "Amann, aklm oynatyorum! Tanrm, imdi ben ne yapacam?"
dedim, bam ellerimin arasna aldm.
Beynim zonkluyordu, tir tir titreyen bacaklarmn zerinde zar zor
durabiliyordum. Krksz, apkasz, sokan ortasnda kalakalmtm. Saanak
btn iddetiyle sryor, souk iliklerime iliyordu. Krkmle apkam almak
iin pansiyona dnsem; bu tmyle olanaksz, gcmn yetmeyecei bir eydi.
nk artk iyice korkunun etkisine girmitim. Grdm tabutlarn bir gz
yanlmas olduunu bildiim halde kendimi korkunun penesinden kurtaramyordum.
Srtmdan souk terler boanyordu, dehetten tylerim ayaa kalkmt.
Panihidin;
- Ne yapacam iyice armtm, diye srdrd konumasn. Aklm oynatmama
ramak kalmt. stelik tp yataa decektim. Bereket versin, tam o srada,

benimle birlikte ruh arma oturumuna katlan arkadam Doktor Pogostov (7)
geldi aklma, kendisi az ileride Miortvy (8) Soka'nda oturuyordu. Doruca
onun evine yneldim. Arkadam Pogostov henz u zengin tccar kzyla
evlenmemiti, bakanlk mstearlarndan Kladbienksi'nin (9) pansiyonunda,
beinci kattaki bir odada kalyordu.
Kladbienski'nin pansiyonunda sinirlerimin yeni bir ikenceye katlanmas
alnmn yazsym. Merdivenleri trmanmaya balamtm ki, korkun bir
grltyle irkildim. Ayaklaryla gmbr gmbr sesler kararak, kaplara
arparak birisi yukardan aaya kouyordu.
- Nerdesin, kapc? abuk buraya gel! diye haykryordu bir yandan da.
Bir dakika sonra srtnda krk, banda tepesi km silindir apkasyla bir
karaltnn merdivenlerden aa hzla szldn grdm. Arkadam Pogostov'dan
bakas deildi bu.
- Pogostov, neler oluyor? Bir ey mi var? diye sordum.
Arkadam komay brakarak titreyen elleriyle ellerime sarld. Yznde renk
kalmamt, soluk almakta glk ekerken zangr zangr titriyordu. Tedirgin
baklar bir yerde duramyor, gs kalkp kalkp iniyordu...
Bouk bir sesle;
- Siz misiniz, Panihidin? diye sordu. Durun bakalm, gerekten siz misiniz? Niye
yznz mezar kaknlar gibi solgun? Sakn siz bir hortlak olmayasnz. Aman
Tanrm, korkun bir durumdasnz! Ne oldu size?
- Ama sizde de bet beniz kalmam. Neler oluyor, Tanr akna?
- Hi sormayn, azizim! zin verin de biraz soluklanaym.. Eer karmdaki gz
yanlgs deil de gerekten sizseniz, size rasladma ok sevindim. Kahrolas
ispritizma toplants! Sinirlerim ylesine bozulmu ki, eve dndmde odamda ne
grdm, biliyor musunuz? Bir tabut!
Kulaklarma inanamyordum, bir daha sylemesini istedim. Arkadam ayakta
duramad iin bir basamaa oturdu.
- Evet, yanl duymadnz. Tabut, gerek bir tabut... Ben dlek bir adam
deilim, ama iblis bile ispritizma denemesinden sonra odasnda bir tabutla
karlasa tyleri diken diken olurdu herhalde.
Dilim dolaarak, kekeleyerek ben de doktara grdm tabutlar anlattm.
Gzlerimiz belermi, azlarmz aknlktan bir kar ak, birbirimizin
yzne baktk. Sonra hortlak ya da dte olmadmz anlamak iin birbirimize
imdik attk.
Doktor;
- Ben ac duyduuma gre herhalde siz de duymusunuzdur. Bu durumda ikimiz de
uykuda deiliz, d grmyoruz. yleyse odadaki tabutlar gerekti, gz yanlmas
olamaz. E, imdi ne yapacaz?
Tam bir saat dondurucu merdivenlerde oturup tahminler, varsaymlar ileri srerek
iliklerimize dein dkten sonra korkuyu bir yana brakp kapcy
uyandrmaya, onunla birlikte doktorun odasna gitmeye karar verdik. Dediimiz
gibi de yaptk. Odaya ktmzda bir mum yaktk; gerekten de beyaz rtl,
srma saakl, pskll bir tabut tam ortada duruyordu. Kapc dindarca stavroz
kard.
Doktorun yznn kan ekilmiti, tir tir titriyordu.
- Bakalm tabut bo mu, yoksa iinde biri var m? imdi anlarz, dedi.
Gene de bir trl kapa amaya karar veremiyorduk. Sonunda doktor eildi,
korkudan dileri kenetlenmi bir halde kapa yava yava kaldrd, mz
birden tabutun iine baktk...
Tabut bombotu...
inde l yoktu ama orada u mektubu bulduk:
"Azizim Pogostov! Kaynbabamn ilerinin bozulduunu biliyorsun. Boazna dek
borca batm durumdadr. Yarn, br gn eyalarn haczetmeye gelebilirler. Bu,
hem onun, hem de benim ailemizi yok etmeye, namusumuzu lekelemeye yeter. Ben
onuruna dkn bir adamm. Dn yaptmz aile toplantsnda kaynatamn deerli,
para eder nesi varsa saklamaya karar verdik. Adamcazn tm varl tabutlar
olduu iin (Bildiin gibi kendisi kentimizin en iyi tabut ustasdr.) bunlarn
en deerlilerini setik. Bir dost olarak bize yardm etmeni istiyorum, desteini
bizden esirgeme, malmz, onurumuzu kurtar! Bunu bizden esirgemeyeceini
umarak, aziz dostum, geri isteyinceye dek odanda kalmas iin bir tabut

gnderiyorum. Yakn arkadalarmn, dostlarmn yardm olmazsa mahvolacamz


yzde yz. Tabut sende en fazla bir hafta kalacaktr. Gerek dost bildiklerime
birer tane gnderiyorum. Sizlerin gnlyceliinize, iyilikseverliinize gvenim
sonsuzdur. van elyustin" (10)
Bu olaydan sonra ben sinir kliniinde tam ay tedavi grdm, tabutunun gveyi
dostumuzsa hem onurunu, hem de kaynatasnn mal varln kurtard. imdi
kendisi de bir cenaze ileri brosu at; gmt talar, zeri yazl mermer
levhalar satyor. u sralar ileri iyi gitmiyormu. imdi her akam odama
girerken karyolamn dibinde mermer bir yazt ya da katafalk bulacam diye dm
patlyor...

YAMURDAN KAARKEN
DOLUYA TUTULDU
Avukat Kalyakin katedral korosunun efi Gradusov'un (11) odasnda oturmu,
Gradusov adna sulh mahkemesinden gelen celp kdn elinde evirip evirerek
baz aklamalarda bulunuyordu:
- Siz ne derseniz deyin, Dosifey Petrovi, btn kusur zat alinizde. Size
saygm sonsuz, bana kar gsterdiiniz yaknl takdirle karlyorum, gene de
zlerek belirteyim ki, bu ite hakszsnz. Evet, hakszsnz. Mvekkilim
Derevyakin'e (12) hakaret ettiiniz bal gibi ortada. Ne diye hakaret ettiniz
ona?
Yznden lanet okunan, uzun boylu, bask alnl, kaln kal, gsnde tun bir
madalya sallanan yal Gradusov fkeli bir sesle;
- Ne hakaret etmesi! dedi. Ona hakaret etmedim ki! Yalnzca biraz ahlak dersi
verdim, o kadar. Budalalara ahlak dersi vermez, onlar yola getirmezsek u
dnyada rahat yz gremeyiz.
- Ama, Dosifey Petrovi, siz ahlak dersi filan vermemi, dpedz hakaret
etmisiniz. Dilekesinde belirttiine gre herkesin nnde yzne "sen" diye
bardktan sonra ne alakln brakmsnz, ne eekliini... Bir keresinde
de elinizi kaldrp fiilen hakaret yolunu semisiniz.
- Anlamadm! Adam hak etmise dvmekten baka kar yol var m?
- Ama unu iyi bilin ki, buna hi hakknz yok!
- Benim hakkm yokmu? E, balayn ama bunu benim klahma anlatn! Byle
laflar yutmam ben! Bu adam piskoposluk korosundan kap dar edildikten sonra
gelip benim koroma girdi, orada tam on yl alt. Bilmek istersiniz diye
syleyeyim ki, ben onun kurtarcs, velinimeti saylrm. Onu ben de koromdan
kovdum diye bana kzdysa bunda tmyle kendisi suludur. Felsefeyle uramak
ona m dm? Felsafeyle ancak akl banda, yksekrenim gren kiiler
uraabilir. Eer sen budalaysan, akln her eye ermiyorsa kapa eneni, otur
oturduun yerde! Azn ama da akll insanlarn sylediklerine kulak ver! Ama
bizimkisi frsatn bulduka zrvalamaktan geri durmaz. Tam koro ilahi sylemeye
ya da ayine balayaca zaman Bismark'tan, Gladstone'dan dem vurur. nanr
msnz, salak herif bir gazeteye bile abone olmu, her gn alyormu...
Gznzn nne getirebiliyor musunuz, Trk - Rus Sava yznden ka kez
tokatladm drzy! Koro ilahi sylerken o, tenorlarn kulana eilmi,
bizimkilerin Trk zrhls "Ltfi Celil"i maynla havaya nasl uurduklarn
anlatyor. Syler misiniz, bu ne demek oluyor? Bizimkilerin zafer kazanmas
insann houna gider elbet, ama ilahi sylememek iin bir neden deildir bu...
le ayini bitsin, ondan sonra konu konuabildiin kadar. Szn ksas, domuzun
biridir o herif!
- Demek oluyor ki, ona daha nce de hakaret ediyordunuz!
- Ama eskiden gcenmiyordu ki... Bunlar kendi iyilii iin sylediimi biliyor,
sesini karmyordu. Byklerine, velinimetine kar gelmenin gnah olduunun
bilincindeydi. Ama ne zaman emniyette greve girip yazcla balad, artk
hepsine paydos! Tafrasndan yanna varlamaz oldu. "Ben ilahici deilim,
memurum" diyor da baka bir ey sylemiyordu. Bu arada "Evrak memurluu snavna
gireceim!" diye tutturdu. Ben de dedim ki "Sen budalann birisin. Felsefe
yrteceine burnunu silsen daha iyi edersin. Rtbe, mevki dnmek senin
neyine? Sana rtbe dnmek yerine boynunu bkp bir kede oturmak daha ok

yarar." Ama laflarm kafasna girmiyor ki! Szn gelii u son olay ele
alalm. Beni mahkemeye veriinin asl nedenini biliyor musunuz? Bu adam hdk
olu hdk deil de nedir?.. Samopliuyev'in (13) meyhanesinde oturmu bizim
katedralin zangocuyla ay iiyorduk. erisi yle kalabalkt ki, ine atsan
yere dmez! Baktm, bu drz de orada, yazc arkadalaryla birlikte bir
eyler zkkmlanyor. ki dirhem bir ekirdek, cakas da yerinde ha! Ellerini
havaya kaldra kaldra konuup duruyor. Neler sylediini merak edip kulak
kabarttm. A, bizimki bu sefer de koleray diline dolam, felsefe yrtmyor
mu? Siz olsanz ne yaparsnz? Sesimi karmadm, diimi sktm... "Anlat
bakalm, anlat, dilin kemei yok nasl olsa!.." dedim kendi kendime. Ama u ie
bakn ki, tam o srada meyhanenin laternasn almaya baladlar. Bizim hdn
duygular kabarm olacak ki, ayaa kalkp arkadalarna yle seslendi:
"Uygarlk, ilerleme adna ielim! Ben, lkemin z olu, yurtsever bir Slavcym!
Yurdumun uruna her gle gs germeye hazrm! Kendine gvenen varsa ksn
karma! Bilek greinde kim gelirse yeneceim!" Byle diyerek masaya bir yumruk
indirdi. Eh, artk bu kadarna dayanamadm. Yanna yaklaarak nazike, "Bana
bak, Osip! Sen eein birisin, hibir eye akln ermez. O bakmdan otur
oturduun yerde, eneni de kapat! Yalnzca okumu, akll adamlar tartmaya
girebilirler, senin byle eylere hakkn yok! nk sen bir hisin,
sfrsn!..." dedim. Ben ona bir syledim, o bana on karlk verdi. At azn
yumdu gzn... Oysa benim sylediklerim onun iyilii iindi. Buna karlk
aptal herif ne yapt? Tuttu beni mahkemeye verdi.
Kalyakin iini ekti.
- Dosifey Petrovi, ite dilinizi tutamadnz iin, bakn, banza ne iler
atnz! oluk ocuk sahibi, saygdeer bir kiisiniz. Mahkemeye gelip
gitmelerden, dedikodulardan, az dalalarndan, belki de tutuklanmaktan
kurtulamayacaksnz. Bu ii fazla uzatmadan bitirmek gerek. Bakn, size ne
diyeceim! Bugn akam zeri, saat altya doru Samopliuyev'in meyhanesine
gidelim; yanlarnda ona hakarette bulunduunuz yazclar, tiyatro oyuncular
yanndayken Derevyakin'den zr dilersiniz. Byle yaparsanz dava dilekesini
geri aldrrm ona. Anladnz m? Bylesi daha iyidir, Dosifey Petrovi, kabul
edeceinizi sanyorum. Bu zm yolunu dostunuz olarak akladm size.
Mvekkilim Derevyakin'e hakaret ettiniz, herkesin nnde onu kepazeye
evirdiniz, daha da nemlisi onun gururuyla oynayp duygularyla aka alay
ettiniz... Biliyor musunuz, bu zamanda byle eyler yaplmaz. Daha dikkatli
davranmak gerekir. Szlerinize yle bir anlam vermisiniz ki, nasl
syleyeyim... gnmzde... ey... pek uygun kamyor... imdi altya eyrek var.
Benimle gelecek misiniz?
Gradusov gitmemek iin direndi, ama Kalyakin onun szlerinin tad "anlam",
bu "anlam"dan doacak sonular yle keskin izgilerle ortaya koydu ki, koro
efi korkarak gitmeye raz oldu.
Meyhaneye giderlerken avukat;
- Dikkat edin, gnl alc szlerle zr dileyin, diye akl veriyordu. Yanna
gidip, "Sizden" diye baladktan sonra, "zr diliyorum... szlerimi geri
aldm." filan dersiniz...
Meyhaneye vardklarnda her zamanki mterilerin ounlukla geldiini grdler.
Akam oldu mu, ay bira imek isteyen btn orta halliler orada toplanrlard.
Bu sefer de esnaf takm, artistler, memurlar, yazclar masalar
doldurmulard. Derevyakin yazclarn arasna oturmutu. lk bakta ya
anlalmayan, sinek kayd tral, bayku gzl bir adamd Derevyakin. Fra
gibi sert salar vard, onu grnce izmelerini fralamak gelirdi insann
aklna. Yznn mutlu grnnden bu yzn sahibinin hem ayya, hem kaln
sesli, hem de aptal olduu kansna varrdnz. Yalnzca onun aptall kendini
dnyann en akll adam sanacak derecede deildi.Koro efinin ieri girdiini
grnce Derevyakin azck yerinden doruldu, kedi gibi byklarn oynatt.
Topluluk nnde zr dileneceini daha nce renmi bulunan kalabalk
sessizleti.
eri girer girmez Kalyakin;
- Bay Gradusov raz oldu, dedi.
Koro efi kalabalk arasndan bazlaryla selamlat, mendilini karp
grltyle smkrd, kzara bozara Derevyakin'e yaklat. Onun yzne bakmadan;

- Balayn.. Buradaki baylarn nnde geen gn sylediim szleri geri


alyorum, dedikten sonra mendili cebine soktu.
Derevyakin kaln sesiyle;
- Balyorum, dedi.
Oradakileri utku kazanmcasna szdkten sonra yerine oturdu.
- Bu bana yeter. Bay avukat, davann dmesi iin gerekeni yapn, ltfen.
Gradusov rahat deildi.
- Evet, zr diliyorum. Balayn1 Can skc eylerden holanmam... Sana "siz"
dememi mi istiyorsunuz, ite "siz" diyorum. Seni akll adam yerine koymam m
istiyorsun? Ona da peki! Cann cehenneme, nasl istiyorsan yle olsun! Ben,
kardeim, kinci bir adam deilim. Senin gibi mendeburlara aldrdm yok!
- Ama izin verin, zr dileyeceiniz yerde svyorsunuz bana.
- Yahu, daha nasl zr dileyeyim? stediklerin yerine geldi ya! "Sen" diye
konuuyorsam alkanlktan ileri geliyor. bir de nnde diz kp yalvaracak
deilim herhalde... Hem zr diliyorum, hem de bu ii ksa yoldan zdm iin
Tanr'ya krediyorum. Mahkemelerde srtecek vaktim yok benim. mrmde mahkemeye
gitmi deilim, gitmek de istemem... Sonra sana... size de tavsiye etmem.
- Size katlyorum... Bu duruma gre, imdi birlikte Ayastefanos Bar onuruna
birer kadeh imeye ne dersiniz?
- Neden imeyelim? eriz ieriz... Ancak sen, kardeim Osip, domuzun birisin!
Bunu sana svmek iin sylemiyorum. Lafn gelii ite... dilim yle alm...
Domuzun tekisin sen, Osip! Piskoposluk korosundan kovduum gn ayaklarma
kapandn ne abuk unuttun? Sonra da tutup velinimetini ikyete
kalkyorsun! Nah senin suratna!.. Bunlar yaparken hi utanmadn m? Baylar,
bu adamn yapt ayp deil mi?
- zin verin ama... gene svmeye baladnz.
- Ne svmesi? Ben sana t veriyorum, yol gsteriyorum... Biz artk bartk.
unu son kez syleyeyim ki, sana kesinlikle kfretmek niyetinde deilim.
Velinimetini ikyet eden senin gibi bir dangalakla neden uraacakmm?
Cehenneme kadar yolun var! Aslnda seninle konumaya bile demez. Elimde olmadan
demin sana "domuz" demisem gerekten domuzsun da ondan... On yldr yedirip
iirdii, nota rettii iin bir byne dua edecein yerde nankrcesine
mahkemede dava ayorsun, stelik iblis avukatn zerime salyorsun.
Kalyakin gcenerek sze kart:
- Msaade buyurun, Dosifey Petrovi! Size gelen iblis deil, bendim.
Sylediklerinizde biraz dikkatli olun. ok rica edeceim!
- Ben sizi kastetmedim. Gelmek istiyorsanz her gn gelin bana, bamn stnde
yeriniz var. Ancak bir noktay anlam deilim: Hukuku bitirmi, kltrl bir
adam nasl oluyor da bu babahindiye t verecek yerde onunla el ele verip bana
kar kyor? Sizin yerinizde olsam bu herifi hapislerde rtr,
srndrrdm. Sonra, ne diye kzyorsunuz bana? zr diledik ya ite! Benden
daha ne istiyorsunuz? Anlamyorum, dorusu... Baylar, tanm olun, ben zr
diledim, bir daha da herhangi bir ahmaktan zr dileyecek deilim.
Osip fkeden kslan bir sesle;
- Ahmak sizsiniz! diyerek gsn yumruklad.
- Ben mi ahmam? Ben ha? stelik bunu bana sen sylyorsun?
Byle derken Gradusov pancar gibi kzard, titremeye balad.
- Ne cretle bunu bana syleyebiliyorsun? yleyse al sana! Bu tokat yetmez, bir
de seni mahkemeye vereyim de gr gnn! Hakaret etmenin ne demek olduunu
anlatacam sana! Baylar, hepiniz tanm olun! Bay komiser, neye orada durmu,
bakyorsunuz? Bu adam bana hakaret etti, iitmediniz mi? Aylk almay
biliyorsunuz da dzeni salamaya gelince niin susuyorsunuz? Mahkeme denen ey
herkes iin vardr, bunu bilmi olun!
Komiser, Gradusov'un yanna gitti, ama i bununla kalmayp bydke byd.
Bir hafta sonra Gradusov sulh yargcnn karsnda oturuyor; Derevyakin'den
baka bir de avukata, polis komiserine hakaretten yarglanyordu. Balangta
kendisinin davac m, yoksa sank m olduunu dahi anlam deildi, ancak yarg
sularndan dolay "toplam" iki ay hapsine karar verince akl bana gelerek ac
ac gld;
- Tuhaf ey! dedi. Hem hakaret gryoruz, bu yetmiyormu gibi bir de hapse
atlyoruz! Bay yarg, yarglama yasalara gre yaplmal, aklnza estii gibi

deil! Topra bol olas anneniz Varvara Vasilyevna olsa, bu Osip gibilerine bir
gzel sopa ektirirdi. Siz ona arka kyorsunuz. Byle mendeburlar hakl
karrsanz sonunda ne olur? Bakalar da ayn eyi yaparlar... Bu durumda
hakkmz aramak iin kime bavuracaz?
- Hkm iki hafta iinde temyiz edilebilir... Gereksiz yere konumamanz rica
ederim. Gidebilirsiniz.
Gradusov anlaml anlaml gz krpt.
- Bunu anlamayacak ne var? Bu zamanda yalnzca aylkla geinmek kolay deil.
Geimini kolaylatrmak istiyorsan susuzu sulu karp kodese tkarsn... Hep
byledir. in kts, hakkn arayacak baka yer de yoktur...
- Ne dediniz?
- Hi! Szn gelii yle sylyorum. Yani ne siz syleyin, ne de ben
anlataym... Altn zincir bileinizde diye sizi yarglayacak mahkeme yok mu
sanyorsunuz? Hi merak etmeyin, sizin de boyunuzun lsn alrlar!
Hemen "yargca hakaretten" dava ald, ama piskopos ie kararak dava dosyas
hasralt edildi.
Hakknda verilen hkm yargtaya gnderen Gradusov kendisinin aklanacandan,
Osip'in ise hapse gireceinden tmyle emindi. Yargtayda onu dinledikleri
srada gene ayn kandayd. Yarglarn karsnda dikilirken enesini tuttu,
gereksiz yler sylemekten kand. Ama yarglar kurulu bakan ona oturmasn
sylediinde birden alnarak;
- Koro efinin kendi arkcsyla yan yana oturduu nerede grlm? diye
sylendi.
Yarglar kurulu sulh mahkemesinin kararn onaylaynca Gradusov gzlerini
ksarak homurdanmaya balad:
- Ne? Ne buyurdunuz, efendim? Bundan bir ey anlamadm! Siz neden sz
ediyorsunuz?
- Yargtay, sulh mahkemesi yargcnn hkmne uymutur. Karardan honut
deilseniz senatoya bavurabilirsiniz.
- Ya, demek yle! Bu abuk, hem de adalete uygun kararnzdan dolay sonsuz
teekkrlerimi sunarm! Elbette tek aylkla geinmek zordur. Beni balayn,
ama rvet yemeyen mahkemeyi de buluruz biz!
Gradusov'un yargtayda sylediklerinin hepsini burada anlatacak deilim. imdi
de "yargtaya hakaret"ten dolay yarglanacak. Yaknlar suun onda olduunu
sylediklerinde Gradusov dinlemek bile istemiyor. Susuzluunu stelemekle
kalmayp, yolsuzluklar ortaya karmasndan tr er-ge kendisine teekkr
edileceine inanyor.
Onun bu inad karsnda katedralin bapapaz elini umutsuzca sallayarak;
- Bu budalann yola gelecei yok! Anlamyor, kafas almyor!

IKAR N EVLLK
(ki blmlk roman)
BRNC BLM
Dul Bayan Mmrina'nn Piatisobayi (14) Soka'ndaki evinde dn leni
dzenlenmiti. arllarn says 23 kiiyse de bunlardan 8'i mide bulantsn
ileri srerek azlarna tek lokma koymuyorlar, masa banda pinekleyip
duruyorlar. Mumlar, lambalar, bir meyhaneden kiralanan aya krk avize
konuklarn topland oday ylesine parlak klarla aydnlatyor ki, yemek
yiyenler arasndaki bir telgraf krtarak gzlerini szyor, ikide bir damdan
dercesine bol ktan sz ediyor. Elektrik na, genelde elektrie parlak
bir gelecek bitii belli, ancak konuklarn onun szlerine fazla aldrdklar
yok.
Gelinin vaftiz babas tabana bn bn bakarak:
- Bana kalrsa elektrik de, elektrik da dolandrclktan baka bir ey
deildir, diyor. Oraya bir kmr paras sokarak bununla insanlarn gzn

boyamaya alyorlar. Hayr, azizim, madem evlerimizi aydnlatacaksn, ben


senin sahte kmrn ne yapaym? Bana daha esasl, daha yanc bir ey, atein
kendisini ver, anlatabiliyor muyum? Uyduruk deil, doal bir ate olsun!..
Telgraf cakal bir tavrla ona yant veriyor:
- Elektrik bataryasnn iinde neler bulunduunu grm olsaydnz baka trl
konuurdunuz.
- Hayr, grmek bile istemiyorum! Madrabazlk bunlarn yaptklar! Saf halk
dolandryorlar, kann emiyorlar... Biz byle eyleri bilenlerdeniz... Bakn,
delikanl, her ne kadar adnz renmek onuruna erimi deilsem de,
dolandrclar koruyacak yerde hem kendiniz iseniz, hem de bakalarnn
kadehlerini doldursanz daha iyi edersiniz.
Uzun boylu, fra gibi sert sal bir gen olan gvey Aplombov (15) ksk, ince
sesiyle:
- Babacm (16), ben de sizinle ayn kandaym, diyor. Ama imdi bilimsel
konular tartmann sras deil. Ben de trl trl keiflerden, bilimsel
bululardan dem vurabilirim, ama bunun yeri mi buras? Sen ne dersin, ma chere?
Yannda oturan geline byle soruyor.
Yznde dnme erdeminden baka tm erdemleri bulabileceiniz gelin Daenka
birden kzaryor.
- Onlar bilgin olduklarn gstermek istedikleri iin hep anlalmas zor
konular ayorlar, diyor.
Masann br ucunda oturan, Daenka'nn annesi iini ekerek telgraf gence
sitem ediyor:
- ok kr, bilgin olmadan da bunca yl yaadk! Tanr'nn yardmyla nc
kzmz da iyi biriyle evlendiriyoruz. Madem bizler size gre okumu deiliz,
yleyse ne diye evimize geldiniz? Kendi bilgin dostlarnzn yanna gitsenize!
Ortala bir sessizlik kyor. Telgraf ne diyeceini bilmemektedir. Elektrik
konusunun byle garip bir yn alacan nereden kestirsin adamcaz? Sofra
bandaki sessizliin dmanca bir havaya brnerek konuklar ona kar tavr
almaya iteceini dnerek kendini savunmaya alyor:
- Tatyana Petrovna, ailenize kar her zaman sayg duymuumdur. Demin elektrik
konusunu amsam, amacm kendimi bakalarndan stn gstermek deildi.
kinizi seve seve ierim, byk zevktir benim iin. Darya (17) vanovya'ya iyi
bir ksmet kmasn yrekten dilemiimdir her zaman. Bu devirde, Tatyana
vanovna, gvenilir bir erkee raslamak zordur. imdi herkes evlenme iinde
karn gzetiyor, para en bata dnlen nesne...
Gvey birden sinirlenerek gzlerini krptrmaya balyor.
- Ne demek yani? Bana ta m atyorsunuz?
Telgraf rkyor biraz.
- Kimseye ta attm filan yok. Szm meclisten dar... ylesine, genel
anlamda syledim. Hemen alnmayn ltfen. Sizin severek evlendiinizi herkes
bilmiyor mu sanyorsunuz? Zaten aldnz drahoma nedir ki?
Bu sefer Daenka'nn annesi gceniyor.
- Yo, hi de yle deil! Siz fazla ileri gidiyorsunuz, azizim! Bin rublenin
stne tam tane sabahlk, bir yatak, btn u grdnz ev eyasn
veriyoruz. Byle drahoma veren baka bir aile arayn, bakalm bulabilecek
misiniz?
- Benim azmdan bu anlamda bir laf kmad ki! Eyalarnz gerekten gzel!
Gveyiniz durup dururken alnd da... yle bir ey dokundurmadm belirtmek
istemitim...
Ancak gelinin annesi yatacak gibi deildi.
- yleyse iki anlama ekilecek laflar kullanmayn! teden beri annenizi,
babanz tanr, sayg gsteririz; dne o nedenle ardk sizi. Ama siz abuk
sabuk laflar ediyorsunuz... Madem Yegor Fyodorovi'in kar iin evlendiini
biliyordunuz, ne diye daha nce sesinizi ykseltmediniz? Bir yaknmz olarak
gelir, "Byle byle, kar iin evlenmek istiyor." derdiniz.
ok zlen anne bu kez gveyine dnp gzlerini krptrarak;
- Sana gelince, iki gzm, bu yaptn ok ayp! diyor. Kzm yetitirip
byttm. Gzm gibi saknp bugnlere getirdim yavrucazm... Ama sen... sen
yalnzca karn dnyorsun...

Gvey Aplombov masadan kalkyor, fra sertliindeki salarn elleriyle


taryor.
- Siz bu iftiraya inandnz m? ok, ok teekkr ederim! Dorusu, byle bir
kanya vardnz iin sizi kutlarm!
Sonra telgraf gence dnyor:
- Beni iyi dinleyin, Bay Blinikov! (18) Tandk biri de olsanz, bakasnn
evinde rezalet karmanza gz yumamam! O nedenle buradan defolup gitmenizi rica
edeceim!
- Nasl yani?
- Basbaya, defolup gideceksiniz! Sizin de benim gibi namuslu bir adam olmanz
isterdim. imdi kp gidin artk!
Arkadalar gveyi yerine oturtuyorlar.
- Brak canm, yeter artk! Bu kadar cann skmaya deer mi? Hadi, otur!
- Hayr, buna hakk olmadn gstermek istiyorum! Severek evlendiimi bilsin!
E, daha ne oturuyorsunuz? "kp gidin!" dedik ya size!
akna dnen telgraf gen masadan kalkarken;
- Ben ne yaptm ki? diyor. ey... Bundan bir ey anladmsa... Peki, peki, hemen
gidiyorum. Ama nce pike yelek iin benden aldnz rubleyi geri verin. Bir
kadeh daha itikten sonra gideceim. Ama borcunuzu deyin nce!
Gvey arkadalaryla uzun uzadya fsldayor... Berikiler ceplerindeki
bozukluklar birletirip rubleyi denkletiriyorlar. Gvey bu paray
telgrafnn nne frlatyor, o da kokartl resmi apkasn glkle arayp
bulduktan sonra selam veriyor, hzla oradan ayrlyor. Elektrik stne masum bir
konumann ne beklenmedik bir sonu dourduunu grn ite! Neyse, yemek
bitiyor, gecenin karanl iyice kyor. Terbiye grm yazarnz da dlem
(19) gcne sk bir gem vurarak bu arada olup bitenler zerine koyu bir
bilinmezlik perdesi ekiyor. Pembe parmakl Tanyeri, Piatisobayi Soka'nda
Evlenme Tanrs'na bir kez daha raslyor ve roman yazarna ikinci blm iin
zengin veriler salyor.
KNC VE SONUNCU BLM
Bulutlu bir gz sabah. Henz saat 8 olmam, oysa Piatisobayi Soka'nda
olaanst bir hareketlilik gze arpyor. Yaya kaldrmlarda polisler,
kapclar tela ierisinde koturuyorlar; evlerin nlerinde toplanan a
kadnlarn morarm yzlerinde byk bir aknlk okunuyor... Btn pencereler
merakl insanlarla dolu. Soka seyretmek iin ortak amar ykama yerinin
penceresinden dar uzanm kadn balar birbirlerini akaklaryla,
eneleriyle ezecekler nerdeyse...
Baz sesler duyuluyor uradan buradan:
- Kar desem, kar deil... Bu nasl bir ey, anlayamadm gitti...
Apartmanlarn atlarndan aaya savrulan kar benzeri beyaz beyaz eyler her
yeri dolduruyor, saa sola uuuyor... Yaya kaldrmlar bu beyaz eylerle
rtl; sokak fenerleri, evlerin atlar, kap nlerindeki sralar, yoldan
gelip geenlerin omuzlar, apkalar hep beyaz krpntlarla kaplanm...
amar ykayan kadnlar ayn yne doru koan kapclara soruyorlar:
- Ne var? Ne olmu, anlatsanza!
Berikiler yant verecekleri yerde ellerini sallayarak komalarn srdryorlar.
Sonunda kapclardan biri geriye dnyor, kendi kendine bir eyler syleyerek
ellerini garip garip oynatyor. Olay yakndan grd, her eyi bildii nasl
da belli!
amarc kadnlar soruyorlar:
- Ne olmu, iki gzm, anlatr msn?
- Hi sormayn! Dul Bayan Mmrina vard ya, hani dn dn yapp kzn
evlendiren! Gveyini kandrm, bin ruble yerine dokuz yz ruble drahoma vermi.
- Peki, gvey ne yapm?
- Deliye dnm, ne olacak! Am azn, yummu gzn, kadncaza
sylemediini brakmam. Daha da fkesini alamaynca ku ty yatan klfn
yrtarak tyleri pencereden dar atm... Grmyor musunuz u uuan eyleri?
Sanki kar yayor.
O srada:

- Gtryorlar! Gtryorlar! sesleri ykseliyor.


Mmrina'nn evinden bir insan kalabal skn ediyor. Yzlerinden znt akan
iki polis memuru en nde yrmektedir. Onlarn ardndan da triko paltolu,
silindir apkal gvey Aplombov... Delikanlnn yznde, "Ben namuslu bir
adamm, ama kimsenin beni aldatmasna izin veremem!" diyen bir anlam var. Gen
adam ikide birde ban arkaya evirerek:
- Durun, adalet size benim ne kratta bir adam olduumu gsterecek! diye
homurdanyor.
Daha geriden Tatyana Petrovna ile Daenka yryorlar. Kalabaln sonundaysa
elinde defter tutan kapcyla bir sr ocuk gze arpyor.
amar ykayan kadnlar nlerinden getii srada Daenka'ya soruyorlar:
- Niye alyorsun, gelin kz?
Soruyu onun yerine annesi yantlyor:
- Dee acyor da... Tam on be okka ku ty koymutuk, yavrum! Hem de ne ty!
Elimizle tek tek semitik, arasnda bir tanecik telek yoktu. Bu gekin yamda
bu da m gelecekti bama!
Kalabalk keyi dnyor, Piatisobayi Soka eski sessizliine brnyor.
Tyler o gnn bitimine dein havada uuup duruyorlar...

YAAYAN TARHLER
Valilik danman aramkin'in odas ho bir lolua brnm. Yeil kalpakl
geni tun abajur duvarlar, mobilyalar, insanlarn yzlerini Ukrayna
gecelerini anmsatan yeil bir renge boyuyor... minede snmeye yz tutmu odun
atei arada bir parlayverince yzlere yangn kzll vursa da bu durum odann
renk uyumunu bozmuyor, ressamlarn deyimiyle "genel hava" deimiyor.
Memur tarz favorilerine kr dm, gk gzl, uysal bakl, ileri yalarda
bir bay olan aramkin, yemeini yeni yemi bir adamn geveklii iinde
minenin nndeki koltuunda oturmaktadr. Yznden sevecenlik okunuyor,
dudaklarna hznl bir glmseme yapm sanki. Onun biraz ilerisinde, krk
yalarnda, babayiit bir adam, vali yardmcs Lopnev kk bir kanepede
ayaklarn mineye doru uzatarak otururken tembel tembel geriniyor. Piyanonun
yannda aramkin'in ocuklar Nina, Kolya, Nadya, Vanya didiip duruyorlar.
Bayan aramkin'in odasnn kap aralndan rkek bir k szyor ieriye.
Orada, alma masasnn banda otuz yalarnda, alml, civelek bir kadn
olan, aramkin'in kars, Kadnlar Dernei'nin bakan Anna Pavlovna kitap
okumakta; burun gzlnn arkasnda canl gzleri Franszca romann
sayfalarnda fldr fldr dolamaktadr. Romann altnda ypranm bir kt
gze arpmaktadr, bir yl nceki Kadnlar Dernei hesap bilanosudur bu.
Yumuak baklarn ktklerin kzllna diken aramkin:
- Eskiden kentimiz daha anslyd, dedi. Tannm sanatlardan birini
seyretmeden k geirdiimizi anmsamyorum. Ayrca nl oyuncularn,
arkclarn urak yeriydi bizim buras. Ya imdi yle mi? Birka hokkabazdan,
sokak arkcsndan bakasn grdmz yok. Bunlarla m estetik zevkimizi
gidereceiz? Ormanda yaar gibiyiz vallahi. Beyefendi, hani bir talyan alat
oyuncusu gelmiti... Ad neydi bakaym? Uzun boylu, esmer bir adamd. Ad
dilimin ucunda. Tamam, Luigi Ernesto de Ruggero! Ne byk bir yetenekti!
Syledii her szn ardndan yer yerinden oynuyordu. Karm Anyutoka adama az
destek vermedi dorusu. Tiyatro salonunu o buldu, on temsilin biletlerini o
satt. Bunun karlnda da adam bizimkine konuma sanatn, mimikleri retti.
Can adamd, dorusu. Kentimize gelmesinin zerinden... yanlmyorsam... on iki
yl geti. Evet, tam olarak syleyebilirim, on yldan fazla deil. Anyutoka,
bizim Nina ka yanda?
Anna Pavlovna odasndan seslenir:
- On. Niin sormutun?
- Hi, ekerim. Bir ey iin gerekti de... Kentimize urayan arkclar
birbirinden stnd. Hani u "tenore di grazia"y (20) anmsyor musunuz? Ad da
Prilipin'di. Sarn, yakkl, sevimli bir adam. Tpk Parisliler gibi
zarifti davranlar. Hele yznn anlatm ne denli etkileyiciydi! Ya o sesi,

beyefendiciim! Tek kusuru kimi notalar karnndan karmas, "re"leri ba


sesiyle sylemesiydi. Dediklerine baklrsa, Tambirlik'ten ders alm. Kalabalk
dinleyici topluluuna konserler verdii salonu ona Anyutoka ile ikimiz
bulmutuk. Bunun karlnda o da bize gnler, geceler boyu ark syledi,
Anyutoka'ya an dersi verdi. Kentimize gelii... yanlmyorsam on iki yl
nceydi, byk perhize raslyordu. Hayr, hayr, daha ok oldu... Bende akl m
kald ki! Anyutoka, Nadeka kanda imdi!
- On iki.
- Evet, on iki... Buna on ay daha eklersek tam tamna on yl eder. Diyorum
ya, kentimizin sanat yaam o zamanlar ok daha canlyd... Hayr dernekleri
adna dzenlenen balolar anmsayn bir kere! Ne kadar gzeldi, deil mi?
arklar sylenir, piyesler oynanr, romanlar okunurdu. Savatan sonraki
gnlerdi. Kentimize Trk tutsak subaylarn getirildii sralar Anyutoka
yarallar adna bir gece dzenlemiti. O toplant sonunda eline tam bin yz
ruble geti. Yemin ederim, Trk subaylar Anyutoka'nn syledii arklara
bayldlar; elini biri brakyor, br pyordu. Keh keh keh! Asyal ama
deerbilir bir halk u Trkler! Gece ylesine baarl geti ki, gnceme bile
dmm. Bin sekiz yz yetmi altda m olduydu bu, yoksa yetmi yedide mi?
Durun, Trklerin kentimize geldii yl hangisiydi? Anyutoka, bizim Kolya ka
yana bast?
Esmer yzl, kmr gibi kara sal, kara gzl bir yumurcak olan Kolya soruyu
kendisi yantlad:
- Yedisindeyim, babacm.
Lopnev iini ekti, aramkin'i desteklercesine;
- Yalandk artk, eski enerjimiz kalmad, dedi. te asl neden bu.
Kocadmz kabul etmeliyiz, azizim. Yeni giriimciler yok, biz eskiler de
yalandk. Hani nerede iimizdeki o ate? Genlik yllarnda kent halknn can
sknts ekmesine gz yummazdm... O zamanlar Anna Pavlovna'nn sa
koluydum... Hayr dernekleri adna balo mu verilecek, piyango ekilii mi
yaplacak, ya da kentimize gelen bir sanatya destek mi olunacak, her eyi
brakp ie giriirdim. Hele bir k ylesine koturmu, abalamtm ki,
yorgunluktan yataa dtm. O k unutabilir miyim hi? Yangn felaketi
geirenler iin Anna Pavlovna ile el ele verip yazdmz oyunu anmsyor
musunuz?
- Evet, hangi yld hele?
- Aradan fazla gemedi, canm. Bin sekiz yz yetmi dokuz muydu, neydi?
Sanyorum, seksendi. Syler misiniz, sizin Vanya kanda imdi?
Anna Pavlovna odasndan bard:
- Beinde.
- Demek yle byle alt yl olmu... te azizim, o gnler bambakayd.
imizden g fkrrd. O ate kalmad imdi.
Lopnev ile aramkin derin derin i ektiler. minede yanan ktkler son kez
alazland, sonra yava yava klle kapland.
UNVANLAR KALDIRILDI
Su taknndan sonraki gnlerden birinde, astemenlikten emekli toprak aas
Vvertov, toporafya mhendisi Katavasov'u yurtluunda (21) arlamaktayd.
Yemeklerini yedikten sonra sra gnn olaylarn konumaya geldi. Katavasov,
kentte yaayan biri olarak Vvertov'a taze haberler getirmiti. Kolera
salgnndan, savatan, hatta pay senetlerinin son gnlerde bir kapik deer
kazanmamasndan sz etti. Vvertov yeni bir ey iittike ah ekiyor, "Demek,
yle ha! una bakn! Vay vay!" gibi szlerle heyecann belirtiyordu.
Biraz sonra merak edip sordu:
- Omzunuzda rtbe iareti gremiyorum. Semyon Antip. (22) Neden acaba?
Toporafya mhendisi hemen yant vermedi. Bir sre suskun oturduktan, votkasn
yudumladktan sonra elini sallad.
- Bo verin, canm. Kaldrdlar...
- Demeyin! Nasl olur? oktandr gazete okuduum yok, o yzden deiikleri
renemiyorum. Yoksa yalnzca sivil bakanlklarda m kaldrdlar rtbeleri? Ne
dersiniz? Eer yleyse bir bakma iyi olmu. nk erler sizleri subaylarla

kartrp selam veriyorlard. Bir bakma da kt. Neden derseniz, o gsteri, o


soyluluk yok imdiki giyiminizde.
Toporafya mhendisi elini bir daha sallad.
- Aman canm, d grnn ne nemi var? Dereceniz korunsun da, omzunuzda
rtbeniz olmu, olmam hepsi bir. Ben byle eylere aldrmam. Ama size gelince,
Pavel Antip, hakknz yedikleri ortada. Ne denli zlseniz azdr.
- Nasl yani? Kimin hakkn yemiler?
- Hani u rtbenizin hakk var ya, ondan sz ediyorum. Geri astemenlik kk
bir rtbe, gene de anayurdun hizmetinde... bir subay... kann aktmtr. Ne
diye kaldrrlar unvanlar, bilmem ki! Vvertov'un beti benzi att, gzlerini
kocaman kocaman at, kekeleyerek;
- Durun! Ne sylediinizi anlamyorum. Astemenlii kim kaldrabilir? dedi.
- Ya! Haberiniz yok, demek ki... Astemenliin kaldrld konusunda bir
kararname kmt, okumadnz m? Tek astemen kalmayacak orduda, byle bir
rtbe yok artk. Grev bandaki astemenler temenlie ykseltildi, emekli
olanlarsa... Oras belirsiz ite, isteyen istedii gibi anlyor.
- Ya? Peki, ben neyim yleyse?
- Tanr'dan bakas bilemez ne olduunuzu. Dedim ya, boluktasnz. Herkesin
kendi anlayna kalm.
Vvertov baka bir ey daha sormak istediyse de soramad. Gs boluunda bir
souma hissetti, dizlerinin ba zld, dili aznda kaskat kesildi. O srada
yedii sucuu ineyemez oldu.
Toporafya mhendisi iini ekti.
- Hi byle yapmamalydlar. Sivil bakanlklarla ilgili yaplanlar yerindedir
bence, ama sizlere dokunmamalydlar. Yabanc basn buna ne der, bilemem.
- Anlamyorum, kesinlikle anlamyorum... Eer ben imdi astemen deilsem neyim?
Hibir rtbem kalmad m? Bir hi miyim yani? Sylediklerinize baklrsa, demek
oluyor ki, nne gelen bana kabalk edebilecek, "sen" diye konuacak...
- Orasn bilemem artk... Bizi de tren kondktr sanyorlar rtbesiz olunca.
Geenlerde demiryollar blge amiri yeni usul apoletsiz kaputuyla istasyondan
geiyormu. Oradan bir general "Kondktr bey, tren ne zaman kalkacak?" diye
sormaz m? Neredeyse kapacaklarm. Gryorsunuz, kepazelik! Byle eyler
basna yansmaz, gene de herkes duyar. "Mzrak uvala smaz" dememiler bouna.
Haberden zihni allak bullak olan Vvertov bir ey yiyip iemiyordu. Kendine
gelebilmek iin bir bardak kvas istedi ancak kvas iemedi, boaznda
dmlendi, barda geri verdi.
Emekli astemen toporafya mhendisini uurladktan sonra da odalara samad,
dnceler iinde dolat durdu. Geceleyin yataa yattnda da hep iini ekti,
dnd.
Bir ara kars Arina Matveyeva onu drtt.
- Ne deliler gibi homurdanp duruyorsun? una bak inlemesi bitmek bilmiyor!
Sanki ocuk douracak. Belki de sylenenler doru deildir. Paavra gibi yaylp
kalacana, git de baka yerlerden sor sorutur.
- Elinden rtbeni, unvann alsalar sen de paavraya dnerdin. una bak, yanmda
ktk gibi uzanm yatyor! Paavra kendinsin, anladn m? Anayurdumuz uruna
kan dken sen deilsin, benim!
Btn gece gzne uyku girmeyen Vvertov ertesi gn doru atn arabaya kotu,
haberin doruluk derecesini renmek zere yollara dt. nce birka komusuna
urayacak, gerekirse ta Soylular Dernei bakanna kacakt, Ignatyevo
kasabasndan geerken vaiz Pafnuti Amalikitianski'ye raslad. Peder kiliseden
evine dnyor, arkasndan yryen zangoca elindeki asay fkeli fkeli
sallayarak kyordu: "Aptaln birisin sen, salak! Bunu byle bil!"
Vvertov yayl arabasndan indi, kutsamas iin papaza yaklat elini pt.
- Yortunuz kutlu olsun, aziz peder. Ayinden mi geliyorsunuz?
- Evet, sabah ayininden.
- ok gzel. Greviniz neyse onu yapyorsunuz. Sizler ruhban srsn
gdersiniz, bizler de elimizden geldiince topra srer ekeriz. Peder, bugn
nianlarnz takmamsnz. Neden?
Aziz peder onu yantlayaca yerde elini sallad, suratn bir kar asarak
ekti gitti.
- Nian takmak yasakland, dedi zango onun arkasndan fsltyla.

fkeli fkeli uzaklaan vaizi gzleriyle izleyen Vvertov'un urad ilk yer,
Binba jitsa'nn iftlik evi oldu. Arabas binbann avlusuna girerken
karlat grnt uydu: Srtnda sabahl, banda Mslman fesiyle avlunun
ortasnda dikilen jitsa yerinde tepinerek fkeyle elini-kolunu sallyor;
arabacs Filka ise topallayan bir at binbasnn nnde bir ileri bir geri
yrtyordu.
- t herif! diye baryordu binba. Dolandrc! Serseri! Senin gibi
hergelelerin cezas ipe ekilmektir! Alak!
Tam o srada Vvertov'u grd.
- O, ho gelmisiniz! Naslsnz, bakalm? Syleyin, ltfen, beendiniz mi u
durumu? Sahtekar, bir haftadr atn aya incinmi de haber vermiyor. Ben
grmesem, kim bilir, zavallnn toyna ne hale gelirdi! Bunlar insan deil,
eek! Bylelerine sopa ekmeyip de kime ekeceksiniz? Soruyorum size, kime
ekeceksiniz?
Vvertov binbaya doru yrd.
- Ooo! Atnz ok gzelmi! zldm, dorusu... Peki, binbam, niin bir baytar
armyorsunuz? Bizim kyde bu iten anlayan biri var. Haber gnderin, hemen
gelsin, binbam.
jitsa pis pis srtt, Vvertov'u taklit edercesine;
- Binbam! Binbam! dedi. akann sras deil imdi. Ben aya incinen atmla
urayorum, siz "binbam" diye tutturmusunuz.
- O da ne demek oluyor, binbam, size baka trl nasl hitap edebilirim?
- Ne binbas? Binbalk kalkt. Bilmiyor muydunuz yoksa? Aydan m geldiniz,
be kardeim?
Vvertov korkuyla jitsa'ya bakt, kt bir eyin nsezisiyle ter basan yzn
sildi.
- Durun, bir dakika! Ne dediinizi anlamadm. Binbalk nemli bir rtbedir.
Siz neler sylyorsunuz?
- Bir zamanlar yleydi.
- Nasl yani? stelik sizin buna pek aldrdnz yok.
Eski binba elini sallad; bir ey olmamasna, Filka alann atn
toynan nasl zedelediini anlatmaya koyuldu. Durumu uzun uzadya,
ayrntlaryla aklyor, bununla da yetinmeyip, atn zedelenmi ayan havaya
kaldrarak, bclgan yarasyla, toynaa yapm gbre katmanyla Vvertov'un
burnuna dayyordu. Ama Vvertov aklamalardan bir ey anlamad, gsterilen
eylere bn bn bakt, sonra ne yaptnn kendi de farknda olmadan jitsa'ya
veda etti, arabasna atlad gibi oradan uzaklat.
- imdi dosdoru bakana! abuk sr, kr olas! Yaptr krbac!
Mstear rtbesindeki Soylular Dernei bakan Yagodev'in yurtluu pek uzakta
deildi. Aradan bir saat bile gememiti ki, Vvertov bakann alma odasnda,
yerlere kadar eilerek selam verdi. Kahvesini ierken "Yeni Zaman" gazetesi
okuyan bakan, Vvertov'u grnce bayla selam verdi, oturmas iin yer
gsterdi.
- Bakan hazretleri! diye balad eski astemen. Size unvannzla hitap edip
kendimi de rtbemle tantmak isterdim. Ancak son deiiklikler dolaysyla nasl
davranacam bile...
Bakan Vvertov'un konumasn yarda kesmiti.
- Bir dakika, saygdeer kardeim. nce bana "hazretleri" demeyi brakn. ok
rica edeceim,
- Ama nasl olur! Biz kk rtbeliler size..
- Sorun o deil... Bakn, gazetenin yazdna gre (parmayla yazy gstermek
istedi, ancak parma kd delerek br yandan kt) biz mstearlara bundan
byle "hazretleri" denmeyecekmi. Gvenilir kaynaklardan elde etmiler bu
bilgiyi. Grdnz, deil mi. "Hazretleri" onlarn olsun! Kimseden istemiyoruz,
demesinler!
Yagodev byle diyerek masadan kalkt, odada cakal cakal dolamaya balad.
Vvertov'un can ok skknd; derinden bir i ekti, o srada elinden apkas
dt. "Bu i ta yukarlara trmandna gre binbalarn, astemenlerin ne
nemi kalr? En iyisi zerinde fazla durmadan gitmek..." diye dnd...
O hzla bakann odasndan karken apkasn drd yerde unuttu. ki saat
sonra ba plak eve geldiinde sararm yznde bn bir anlatm vard.

Arabasndan inerken "Gnei de yerinden kaldrmlar mdr?" diye gkyzne


bakt. Ondaki bu deiiklii gren kars Vvertov'u soru yamuruna tuttu, ancak
adamcaz yalnzca elini sallamakla yetindi.
Bir hafta yemedi, imedi, uyumad, odasnda bir keden brne gezinerek hep
dnd. Bu bir haftada surat zayflayp kt, baklar anlamszlat. Ne
bakalaryla konuuyor, ne de sorulara yant veriyordu. Karsyla da yle...
Zavall Arina Matveyevna'nn onu eski durumuna dndrmek iin yapmad kalmad.
Kocasna mrver erbeti iirdi, yiyeceklerine kandil ya katt, scak tulalara
oturttu... Ancak hibirinin yarar olmad. Sonunda onunla konuursa alr,
biraz akl bana gelir diye peder Pafnuti'yi ardlar. Vaiz Vvertov'la uzun
sre urat; dnya ilerinin ktye deil, iyiye gittiine onu inandrmaya
altysa da hepsi bo... Bir sonu elde edemeden, emeinin karl olan be
rubleyi alarak evinin yolunu tuttu.
Bir hafta sonra Vvertov'un dili zld, denilebilir. Adam anszn ua
lyuka'nn zerine yrd.
- Ne diye susuyorsun be it olu it? Hadi, benimle alay et, saygszca davran, bu
mahvolmu adamla "sen" diye konu! Hadi, daha ne duruyorsun?
Bunlar syledikten sonra alamaya balad, bir haftalk yeni bir suskunluk
dnemine girdi. Bakt, olmayacak, Arina Matveyevna kocasndan kan almaya karar
verdi. Eve ardklar salk memuru tam iki tabak kan boaltt, bunun zerine
Vvertov sanki biraz rahatlad. Kan alnmasnn ertesi gn karsnn yatana
yaklat.
- Arina, brakmayacam bunu onlarn yanna. Kararm verdim, anamn ak st
gibi helal rtbemi sonuna dek savunacam. Dinle, ne yapacam anlataym sana:
Yksek makamlardan birine dileke vereceim, altna da "astemen Vvertov" diye
imzam basacam. Anlyorsun, deil mi, "Astemen Vvertov!" Salt inat olsun
diye! Ne derlerse desinler, vz gelir bana!
Bu dnce Vvertov'un ylesine houna gitti ki, neesi geri geldi, itah bile
ald. imdi keyifle odadan odaya dolayor, yznde alayl bir glmsemeyle
kendi kendine syleniyor:
- Astemen ite! Astemen Vvertov! Bir diyeceiniz var m?

ZMELER
Piyano ayar ustas Murkin, kulaklar pamukla tkal, burnuna enfiye ttn
tepmi, tral yz sapsar bir halde, kald pansiyon odasndan koridora
frlad; teneke tngrtsn andran atlak sesiyle barmaya balad:
- Semyon! Koridor nbetisi!
Adamn korkulu yzne baknca geceleyin zerine duvar ykldn ya da odasnda
hortlak grdn sanrdnz.
Koridor nbetisi koa koa geldi.
- Nerelerdesin sen, yahu? Bilmiyor musun, ben romatizmal, hasta bir adamm! Ne
diye beni yalnayak odadan dar kmak zorunda brakyorsun? Hani, nerede
benim izmelerim! abuk al getir onlar!
Semyon, Murkin'in odasna girdi, izmeleri boyayp koyduu yere bakt, ensesini
kad. Yerinde yoktu izmeler.
- Kahrolaslar nereye giderler? diye sylendi. Akamleyin boyayp ite uraya
koymutum. Hmm! Durun, bakaym! Dn biraz kafay ekmitim. Baka bir odaya
brakm olabilirim. Hem de tam sylediim gibi. Afanisi Yegor, ben onlar
bakasnn odasna koydum vallahi. Boyanacak o kadar ok izme var ki, kafas
dumanlannca eytan bile kamaz iin iinden. Anlalan, bitiikteki tiyatro
oyuncusu bayann odasna brakmm.
- Grdn m imdi yaptn? Ben imdi senin yznden sabah sabah hanmefendiyi
rahatsz m edeyim? nemsiz bir ey iin namuslu bir kadn uyandrlr m?
Murkin ksrerek, iini eke eke komu odann kapsna yaklat, usulca vurdu.
Bir dakika sonra;
- Kim o? diyen bir kadn sesi duyuldu.

Murkin, kibar bir bayanla konuan nazik bir beyefendi duruuna geerek zgn bir
sesle;
- Benim, hanmefendi, dedi. Rahatsz ettiim iin zr dilerim. Hasta,
romatizmas azm bir adamm. Doktorlar, hanmefendiciim, ayaklarm scak
tutmam salk verdiler. stelik az sonra general evelitsn'n karsnn
piyanosunu akort etmek zere gitmek zorundaym. Bu durumda nasl gidebilirim?
- Ne dediinizi anlamyorum. Hangi piyanodan sz ediyorsunuz?
- Piyano deil, hanmefendi, izmelerim! Semyon dedikleri u kafasz herif,
izmelerimi boyadktan sonra gtrp sizin odanza koymu. Bir yanllk ite.
Zahmet olmazsa, onlar verir misiniz?
Az sonra ierden birtakm hrtlar geldi, biri karyoladan aa indi, ardndan
p p terlik prtlar duyuldu. Sonra kap aralndan uzanan tombul bir
kadn eli Murkin'in ayaklarnn dibine izmelerini frlatt. Piyano ayarcs
teekkr edip odasna yolland.
izmelerden birini ayana geirirken;
- ok tuhaf! diye sylendi. Bu, sa ayak izmesine benzemiyor. Dur,
yahu,bunlarn ikisi de sol. Bana bak, Semyon, benim izmelerim deil bunlar.
Benimkiler krmz kulaklkl, stelik yamaszd. Bunlarsa yrtk prtk,
kulaksz.
Semyon izmeleri havaya kaldrd, gzlerinin nnde evirip evirdikten sonra
kalarn att. a gzlerle bir kez daha bakarak (sol gz ayd);
- Bunlar Pavel Aleksandrovi'in izmeleri diye mrldand.
- Hangi Pavel Aleksandrovi?
- Hani u tiyatro oyuncusu var ya! Her sal gecesini pansiyonda geirir. Demek,
kendininkiler sanp sizinkileri giymi... Ben iki izmeyi de bayann odasna
koymuum, yani onunkileri de, sizinkileri de.. ok kt!
- yleyse git de deitir!
Semyon;
- Deitir mi? diyerek gld. Nasl deitiririm? imdi ben adam bulamam ki!
Kim bilir, nereye defolmutur! Pansiyondan ayrlal bir saat oluyor.
- Nerede oturuyor?
- Bilmiyorum. Her sal buraya gelir, br gnler nerede kaldn bilmem. Buraya
gelip geceyi geirir, ondan sonra gelecek salya dek aradnsa bul!
- Domuz, grdn m yaptn ii? Peki, ben imdi ne halt edeceim? General
evelitsn'n evine gitme zamanm geldi. Allah'n cezas herif! Ayaklarm
donuyor.
- Canm, izmeleri sonra da deitiririz. unlar giyin, akama dek gideceiniz
yerlere gidin. sterseniz akamleyin tiyatroya urayp Blistanov'u bulursunuz.
Eer tiyatroya gitmek istemezseniz salya dein beklemek zorundasnz. Buraya
yalnzca sal akamlar gelir.
Piyano ayarcs izmeleri tiksine tiksine eline ald.
- Peki, ama niin bu izmelerin ikisi de sol?
- Ne yapsn, adamcaz, eline ne geerse onu giyiyor. Yoksulluktan... Tiyatro
oyuncusu paray nereden bulsun? Bir gn ona, "izmelerinize diyecek yok, Pavel
Aleksandrovi, onlar nereden buldunuz?" diyecek oldum. Bana ne dese
beenirsiniz? "Kes sesini! Sesini kes ve kork benden! Ben bu izmelerle kont,
dk rollerine kyorum." Garip adamlardr bunlar, bouna "oyuncu" dememiler!
Ben vali ya da merkez komutan olsam toparlardm bu oyuncu milletini, tkardm
kodese.
Murkin sonu gelmez oflamalarla, yz buruturmalaryla iki sol izmeyi ayaklarna
geirip general evelitsn'n evine yolland. Kenti bir batan bir baa dolat,
birok piyano akort etti. O gn hep birileri ayaklarna gzlerini dikmi,
yamal, arpk topuklu izmelerine bakyor gibi geldi. Bu ruhsal eziyet dnda
bir de bedensel eziyete katlanmak zorunda kald: Geze geze sa ayann bir yan
nasr balamt.
Akam olunca tiyatronun yolunu tuttu. "Mavi Sakal" temsil ediliyordu. Ancak son
iki perde aralnda, o da tand bir fltnn kayrmasyla perde arkasna
geme frsatn elde edebildi. Erkeklerin soyunma odasna geldiinde erkek
oyuncu takmnn hepsini bir arada buldu. Kimisi giysi deitiriyor, kimisi
makyaj yapyor, kimisi de sigara iiyordu. Mavi Sakal oyuncusu Kral Babe'in
yannda dikilmi, elindeki tabancay gstermekteydi.

Mavi Sakal;
- Satyorum, al bunu! dedi. Kursk'ta ans eseri geti elime. Sekize almtm,
sana altya brakrm... Ate etmesine diyecek yok!
- Dikkat et una! Dolu deil mi?
Tam o srada ieri giren piyano ayar ustas;
- Msy Blistanov'u grebilir miyim? diye sordu ekine ekine.
Mavi Sakal ban ona evirdi.
- Benim. Ne istiyorsunuz?
Beriki yalvaran bir sesle;
- Rahatsz ettiim iin zr dilerim, dedi. Romatizmal, hasta bir adamm.
Doktorlar ayaklarm scak tutmam sylediler. nann bana!
- Ne istediinizi daha ak syler misiniz?
- ey... sizin de bildiiniz gibi, bu geceyi tccar Buhtarev'in pansiyonunda, 64
numaral odada geirdiniz.
Kral Babe glmseyerek konumaya katld:
- Siz ne sylyorsunuz? Amma da attnz! 64 numaral odada karm kalyor.
Murkin;
- Sabahleyin izmelerimi arayp da bulamadm zaman bu beyefendinin karnzn
yanndan ayrldn rendim. Koridor grevlisini ardm, adam bana "Beyim,
izmelerinizi yanllkla bitiik odaya koymuum." dedi. Sarhoun teki, ne
olacak, yanllk yapm.
Mavi Sakal'a dnd.
- te, beyefendi, siz de onun karsnn yanndan ayrlrken izmelerimi
giymisiniz.
Mavi Sakal kalarn atarak;
- Bu ne demek oluyor? diye homurdand. Buraya dedikodu yapmaya m geldiniz?
- Kesinlikle deil! Tanr gstermesin! Beni anlamadnz, ben baka bir eyden
deil, izmelerimden sz ediyorum. 64 numaral odada yatmak onuruna erien siz
deil misiniz?
- Ne zaman?
- Geen gece.
- Siz beni orada grdnz m?
Murkin ok utanmt. Oraya oturup ayaklarndaki izmeleri abuk abuk
karrken;
- Hayr, grmedim, dedi. Grmedim ama bu izmeleri bana onun kars att. Yani
benimkilerin yerine...
- Gzlerinizle grmedinizse byle szleri ne hakla sylyorsunuz? Beni bir yana
brakn, ama u anda yaptnz, namuslu bir kadna kara almadr. Hem de
kocasnn yannda...
Tiyatro kulisi bir anda ana baba gnne dnd. Kral Babe, yani aalanan koca,
fkeden kpkrmz kesilerek masaya var gcyle bir yumruk indirdi. Yumruk
ylesine iddetliydi ki, bitiik soyunma blmesindeki kadn oyunculardan ikisi
bayld.
Mavi Sakal, Kral Babe'e;
- Yoksa bu alaa sen de mi inanyorsun? dedi. ster misin onu urackta kpek
gibi geberteyim? Beynini dataym namussuzun! Ellerimle boaym! ster misin?
O akam kent parknda yazlk tiyatronun yaknlarnda dolaanlar, drdnc
perdenin balamasndan nce, korkudan yz sararm bir adamn ana yolda
yalnayak, yldrm hzyla kotuunu, arkasndan da Mavi Sakal gibi giyinmi,
eli tabancal birinin kovaladn anlatrlar.
Daha sonra neler olduunu kimse grmemi. Yalnzca herkesin bildii bir ey
varsa o da Murkin'in Blistanov'la karlamasndan sonra tam iki hafta hastanede
yattdr. imdi "Ben hasta, romatizmal bir adamm" szlerinin yannda
"yaral" szcn de ekliyormu.

ATLA LGL SOYADI


Emekli korgeneral Buldeyev'in dii aryordu. Azn votkayla, konyakla
alkalad; aryan die afyon, terebentin, gazya bastrd; aznda sigara
duman tuttu, yanana tentrdiyot srd, kulana alkoll pamuk tkad; ama

btn bunlar midesini bulandrmaktan baka bir ie yaramad. Di doktoru geldi,


diini kurcalad, kinin yazd, sonuta bu da para etmedi. Diini ekme nerisine
general raz olmuyordu. Evdekiler; kars, ocuklar, hizmetileri, hatta ah
yama Petka, hepsi, hepsi kendine gre bir are neriyordu. Bu arada
Buldeyev'in kahyas geldi, generale kendini okutup fletmesini salk verdi.
- Sayn generalim! lemizde on yl kadar nce Yakov Vasilyi adnda bir tekel
memuru alyordu. Aryan dilere yle bir okuyup flyordu ki, sormayn! Adam
yle yzn pencereye dner, bir eyler fsldar, saa sola tkrr, arnz
bakla kesilmi gibi diniverirdi. Byle keskin nefesi vard ite!
- Peki, nerede imdi!
- Tekelden karldktan sonra Saratov'a yerleti, kaynanasyla oturuyor. Bugn
yalnzca diten salyor geimini. Dii aryan biri olursa doruca ona gider.
Saratov'da oturanlara evinde bakar, baka kentte yaayanlara da telgrafla yardm
ediyor. Sayn generalim, ona bir tel ekelim. Yani, "Tanr'nn kulu Aleksey'in
dii aryor. Arsn geirmenizi dileriz." diye Tedavi cretini de postayla
yollarsnz.
- Bo laflar! Dolandrclk bu!
- Siz gene de deneyin bir kerecik! Votkaya pek dkndr. Kendi karsyla deil,
bir Alman kadnyla yayor. Kfrcnn tekidir, gelgelelim keramet sahibi
adamdr.
Generalin kars yalvarmaya balad:
- Telgraf ek, ne olur! Alyoa, (23) telgraf ek! Biliyorum byle okumalara
inanmazsn ama ben kendi zerimde denedim. nanmasan da gene ek! Ta attn da
kolun mu yoruldu?
Buldayev;
- Peki, ekelim, dedi. Kr olas yle aryor ki, deil tekel memuruna, eytana
bile telgraf ekilir! Of, anacm, bittim! E, nerede oturuyor bu tekel memuru?
Hangi adrese ekeceiz?
General masaya oturdu, kalemi eline ald. Kahya;
- Onu Saratov'da tanmayan yoktur, dedi. Yazn, sayn generalim! Saratov
kenti... Sayn Bay Yakov Vasilyi... Vasilyi...
- E, sonra?
- Vasilyi... Yakov Vasilyi... soyad... Bakn, soyadn unuttum. Neydi soyad?
Demin buraya gelirken aklmdayd... Durun!
van Yevseyi gzlerini tavana dikti, dudaklarn kmldatmaya balad.
Generalin kars sabrszlkla bekliyordu.
- Hadi, ne duruyorsun, abuk dn!
- imdi, imdi... Vasilyi, Yakov Vasilyi! Unuttum soyadn. yle basit bir
soyad ki! Atla ilgiliydi. Ksrakov mu? Hayr, Ksrakov deil, Aygrov'du
sanrm. Yok, o da deil. yice biliyorum, bir at tryd. Dilimin ucunda...
- Tayi olmasn?
- Deil... Durun! Ksrakovski, Ksrakin, Enikov...
- Bu atla deil, kpekle ilgili... Tayciyev miydi!
- diev olmasn?
- Hayr, diev de deil.
- Beygirov, Beygirski... dikevi mi yoksa? Hayr, hibiri deil!
- Peki, ona nasl yazacam? yice bir dn, bakalm!
- imdi, imdi... Beygirkin... Taykin... Dorukin...
Generalin kars;
- Doruyev olmasn? diye araya girdi.
- Hayr efendim. Dizginov... Yok, o da deil. kt aklmdan!
General kzd.
- Th, Tanr cezan versin! Madem kt aklndan, ne diye tavsiyede
bulunuyorsun? Hadi, ykl karmdan!
van Yevseyi usulca kt, generalse yanan tutarak odadan odaya dolamaya
balad. "Ah anacm! Ah, anacm! Gzm dnyay grmyor!" diye inliyordu.
Baheye kan kahya gzlerini ge dikerek tekel memurunun soyadn anmsamaya
alyordu:
- Tayov... Tayevski... Tayciyenko... Hayr, bunlarn hibiri deil. Beygirovski,
Beygirliyev, Tayenko, Ksrakovski...
Adam biraz sonra efendisinin yanna ardlar.

General;
- Aklna geldi mi? diye sordu.
- Hayr generalim, anmsayamadm.
- Atlyev olmasn? Ya da Beygirenko! Ha, ne dersin?
Evde herkes atla ilgili soyad peine dt. Atlarn cinsleri, soylar, donlar,
yalar ele alnd; hatta yeleleri, toynaklar, dizginleri bile unutulmad...
Evde, bahede, uaklar blmesinde, mutfakta herkes bir aa, bir yukar
dolayor, alnlarn kayarak soyad dnyorlard.
Kahyay ikide bir konaa arp soruyorlard:
- Hergeleyi, Toynakin, Yazov olmasn?
van Yevseyi;
- Hibiri deil! diyerek gzlerini yukar kaldryor, yksek sesle dnmesini
srdryordu: "Atkin, Atski, Atov, Beygirenko..."
ocuklarn odasndan;
- Baba, baba! diye sesler geliyordu. Troykayi!.. zengiyev!..
Btn konak ayaklanmt. Sabrszlanan, ac eken general soyadn anmsayana
be ruble balayacana sz verdi. van Yevseyi'in peinde bir sr insan
dolayordu.
- Doruyenko mu? Ekinov mu? Krovski mi? diye soruyorlard.
Akam oldu, soyad hl bulunamamt. Telgraf ekemeden herkes yatmaya gitti.
Btn gece generalin gzne uyku girmedi; inleye, inleye bir keden tekine
dolat durdu. Sabahn ne doru konaktan kt, kahyann penceresine vurdu.
Alamakl bir sesle;
- Burakov mu? diye sordu.
van Yevseyi;
- Hayr, sayn generalim, Burakov deil, dedi.
Ardndan suluymu gibi iini ekti.
- Belki adamn soyad atla deil, baka bir eyle ilgilidir, ne dersin?
- Kesinlikle atla ilgili, sayn generalim! Kendi adm gibi biliyorum.
- Sen de ne unutkan bir adammsn, be kardeim! Bu soyad imdi benim iin her
eyden daha nemli. ldm, bittim!
Sabah olur olmaz general diiye bir adam gnderdi.
- Varsn diimi eksin! Daha fazla dayanamayacam!
Di doktoru aryan dii ekti. Ar derhal kesildi, general de rahat bir soluk
ald. Doktor iini bitirdikten sonra vizite cretini dediler, adam arabasna
binerek evinin yolunu tuttu. Avlu kapsndan knca tarlada kahyaya raslad.
van Yevseyi yolun kysnda durmu, gzlerini ayak ularna dikerek bir eyler
dnyordu. Alnndaki buruuklardan, dalgn baklarndan koyu, zc
dncelere gmld belliydi.
"Demirkrov, Eerliyev, Kadanov, Kulayev, Midilliyev..." diye sylenip
duruyordu.
Dii ona dnerek;
- van Yevseyi, dostum, sizden be kilo yulaf alabilir miyim? dedi. Kyller
satyorlar, ama onlarnki ok kt.
van Yevseyi di doktoruna alk alk bakt. Yznde vahice bir glmseme
belirdi. Ona hi karlk vermeden kollarn iki yana aarak yle bir kou
kotu ki, arkasndan kuduz bir kpek kovalyor sanrdnz.
Generalin alma odasna dald, avaz ktnca haykrd:
- Buldum, buldum, sayn generalim! Tanr raz olsun di doktorundan! Yulafov!
Tekel memurunun soyad Yulafov! Yulafov, generalim! Telgraf Yulafov'a gnderin!
General kmseyen bir tavrla, yumruklarn ilik yaparak van Yevseyi'e doru
uzatt.
- Nah sana! Artk senin atla ilgili soyadna gereksinmem yok! Nah sana!

YOLUNU AIRANLAR
Karanla gmlm yazlk bir semt. Ky kilisesinin an gecenin 1'ini vuruyor.
ki avukat, Kozyavkin ile Layev, her ikisi de akrkeyif, yalpalaya yalpalaya
ormandan kyorlar, yazlk evlerine doru yryorlar.

Kozyafkin durup soluklanarak;


- ok kr gelebildik, diyor. u durumumuzda istasyondan buraya dek be fersah
yol yrmek byk bir baardr. Ah, yle yoruldum ki! Arabaclar da
szlemiler sanki, birini bile bulamazsn!
Layev;
- Petya, iki gzm, diyor. Benden pes! yle yoruldum ki, be dakika sonra yataa
girmezsem lm kar.
- Ne, yatmak m dedin? Sen akln karmsn, arkada! Yama yok, nce
yemeimizi yiyeceiz, krmz arabmz ieceiz, sonra da istediin kadar uyu!
Veroka da, ben de daha nce uyumana izin vermeyiz!.. u evlilik iyi eymi,
azizim. Ama senin gibi ruhsuz herifler bundan ne anlar? Bak, imdi ben yorgun
argn eve dnyorum, deil mi? Karcm, beni karlar, nme aym koyar,
yemeimi getirir... ok almamdan, ona sevgi gstermemden tr teekkr
anlamnda kara gzleriyle bana yle tatl, yle okayc bakar ki, yorgunluumu
da, kasa soyguncularn da, mahkemeyi de, temyizi de unuturum. Ne gzel u ey
evlilik!
- Bacaklarm tutmuyor sanki... Zorla yryorum... yle de susadm ki!
- Canm geldik ite!
Yazlklar evlerden birine yaklayorlar, en utaki pencerenin nnde
duruyorlar.
Kozyavkin;
- Bizim yazlk bir tanedir, diyor. Yarn gndz burann grntsn gzlerinle
greceksin. E, pencereler karanlk. Anlalan, Vera beni beklemeden yatm.
Herhalde imdi yalnz yatarken gelmediime zlyordur. (Bastonla kanad iter,
pencere alr.) Yrekli kadndr vallahi, pencereyi kapatmadan yatm.
(Pelerinini karr, antasyla birlikte pencereden ieri atar.) ok scak! Hadi
gel, ark syleyerek Vera'y gldrelim. (Syler.) "Ay, karanlk gklerde
yzyor. Ilgt lgt esiyor yel... Esiyor da dallar kprdatyor"... Hadi, sen
de sylesene, Alyoa! Hey, Veroka, sana Schubert'in serenadn syleyeyim mi?
(Syler.) "Benim arkm... zlem doluuu..." (Sesi ksrkle kesilir.) Th!
Veroka, Aksinya'ya syle de bize kapy asn! (Sessizlik.) Veracm, enme
gzelim, hadi, kalk! (Bir tan stne kp pencereden ieri bakar.) Verunik,
canmn ii, ruhum, meleim... Esiz karcm benim... Kalk da Aksinya'ya
kapy amasn syle! Biliyorum, uyumuyorsun. Sevgilim, ne kadar yorulduumuzu
bir bilsen! Hi aka yapacak durumda deiliz, ta istasyondan buraya yaya geldik.
itiyor musun? Ah, Allah kahretsin! (Pencereye trmanmak ister, ama elleri
pervazdan kayar.) Ama, Veroka, belki de bu yaptn, konuumuzun houna gitmez.
Gryorum, hl enstitl kz tavrlarn brakmamsn, iin gcn aka
etmek...
Layev araya giriyor:
- Belki de Vera Stepanovna gerekten uyuyordur.
- Biliyorum, uyuduu filan yok! Belki de grlt kararak komular
uyandrmamz istiyor. Bak, kzmaya balyorum, Vera! Grdn m bamza
gelenleri! Alyoa, gel, bana omuz ver de ieri gireyim! Sen zaten mark kzdan
bakas deilsin! te o kadar!.. Alyoa, omuz ver!
Layev oflayp poflayarak Kozyavkin'i kaldryor. Beriki pencereye trmanp
odann karanlnda gzden yitiyor.
Bir dakika sonra ierden duyuluyor sesi:
- Vera, neredesin? Hay, aksi eytan! Bir ey bulat elime!..
erden hrtlar, kanat rpmalar, tavuk gdaklamalar geliyor. Layev,
Kozyavkin'in;
- Bu da nesi? dediini iitiyor. Vera, bu tavuklar da nerden kt? Hay, Allah
kahretsin, burada bir sr tavuk var!.. Bir de kulukaya yatm hindi...
Gagalyor kahpe!
ki tavuk amatayla kanat rpp pencereden dar frlyor, bara ara
sokakta komaya balyor.
Kozyavkin alamakl bir sesle;
- Alyoa, biz baka bir eve girmiiz, diye syleniyor. Nasl da yanldm!
Defolun, yere batas yaratklar!
- yleyse oradan abuk k! Beni iittin mi! Susadm, lyorum...
- imdi... Pelerinimle antam bulaym da...

- Kibrit yaksana!
- Kibrit pelerinin cebinde. Buraya ne halt etmeye girdim ben de? Zaten btn
evler birbirine benziyor. Bu karanlkta eytan bile kamaz iin iinden. Aman,
ay, hindi yanam gagalad! Alak!
- abuk k oradan! Yoksa bizi tavuk hrsz sanacaklar!
- imdi, imdi... Ah, pelerinimi bir bulsam! Burada bir sr paavra var,
hangisi pelerinim, anlayamyorum ki... Kibritini atsana!
- Bende kibrit ne gezer?
- Eh, bu duruma diyecek yok dorusu! Pelerinimi, antam almadan bir yere
gitmem! Onlar bulmalym!
Layev kzyor bu sefer.
- Anlamyorum, insan oturduu evi nasl tanmaz? Sarho herif, sen de!.. Bunun
byle olacan bilsem, seninle kesinlikle yola kmazdm! imdiye dek oktan
evime gitmi, rahat rahat uyumutum. Artk iin yoksa eziyet ek dur!.. ok
yorgunum, bam dnyor... yle de susadm ki!
- imdi, imdi... Diini sk biraz. Korkma, lmezsin!
ri bir horoz haykrarak bann stnden uuyor Layev'in. Derin derin iini
eken Layev umutsuzca elini sallayarak gidip bir taa oturuyor. Susuzluktan ii
yanmakta, gz kapaklar kavumakta, ba kurun gibi arlamaktadr... Bir be
dakika geiyor aradan, sonra on, yirmi dakika. Kozyavkin hala tavuklarla
didimektedir.
- Piotr, hadisene!
- imdi... antam bulmutum, gene yitirdim.
Layev ban yumruklarna dayyor, gzlerini yumuyor. Tavuk gdaklamalar
arttka artmaktadr. Kimsenin oturmad yazla yerleen yaratklar uuarak
pencereden kyorlar, baykular gibi dnyorlar Layev'in tepesinde. amatadan
adamcazn kulaklar nlyor, ruhu allak bullak oluyor.
"Hayvan!" diye syleniyor kendi kendine. "Evine ard, arapla yourt sz
verdi. Vazgetik hepsinden, nedir istasyondan ta cehennemin dibine taban tepmek,
tavuk gdaklamalar dinlemek?"
fkesi tepesine kan Layev enesini yakasnn arasna sokuyor, ban
antasnn stne koyduktan bir sre sonra yava yava dinginleiyor. Ardndan
yorgunlukla birlikte uyku bastryor...
Tam o srada Kozyavkin'in utku dolu haykr nlyor kulaklarnda:
- Yaasn, antam buldum! imdi bir de pelerinimi buldum mu bu i tamam!
Layev uykusu srasnda kpek havlamalar duyuyor. nce bir kpek, ardndan
ikincisi, sonra bir sr kpek havlamaya balyorlar. Kpek sesleri tavuk
gdaklamalarna karnca garip bir kakafoni kyor ortaya. Oradan geen bir
adam Layev'e yaklayor, bir eyler soruyor. Sonra birilerinin bann zerinden
atlayp pencereden ieri girdiklerini, grlt ettiklerini, bartklarn
iitiyor. Elinde fener, krmz eteklikli bir kadn tepesinde dikilerek ona bir
eyler soruyor.
- Bunlar bana sylemeye hakknz yok! dediini duyuyor Kozyavkin'in.
- Ben avukat Kozyavkin! te kartvizitim.
Kaln, hrlt bir ses karlk veriyor:
- Bana ne sizin kartnzdan! Btn tavuklarm kardnz, yumurtalar ezdiniz!
Ne yaptnz bilmiyor musunuz? Bugn-yarn hindi kulukas kacakt, ama
inediniz hepsini! Kartvizitinizi ben ne yapaym, baym?
- Hayr, beni zorla tutamazsnz! Buna izin vermem!
Layev gzlerini amaya alarak;
"yle susadm ki..." diye dnyor. Birinin zerinden atlayarak pencereden
ktn belli belirsiz gryor.
- Soyadm Kozyavkin! Burada yazlk kkm var, herkes beni tanr!
- Biz Kozyavkin diye birini tanmyoruz.
- Nasl tanmazsnz! ar muhtar, o beni bilir!
- Kzmayn, baym. imdi komiser gelecek... Burada oturan yazlklar tanrz,
ama sizi hi grmedik.
- Sen ne diyorsun? Be yldr Gnilye Viselki'de oturuyorum.
- Gnilye Viselki mi? Buras Gnilye Viselki deil, Hilovo! Sizin oras sada
kalr, kibrit fabrikasnn arkasnda. Buradan drt fersah uzaktadr...
- Hay, Allah benim cezam versin! Demek ki, yanl yola sapmz.

nsan ve tavuk barmalar kpek havlamalarna karyor. Bu curcuna arasndan


Kozyavkin'in konumasn duyuyor Layev:
- Hayr, hakknz yok buna! Zararnz neyse derim! Benim kim olduumu yaknda
reneceksiniz!
Sesler yava yava uzaklayor, Layev birinin omzundan tutup onu sarstn
duyumsuyor...

KUNDAKI
Sorgu yargcnn karsnda sska m sska bir kyl duruyordu. Kylnn
srtnda evde dokunmu bezden alacal bulacal bir gmlekle yamal bir pantolon
vard. Uzun sakalnn kaplad opur yz, sarkk gr kalarnn altndan
zorlukla seilen gzleri, oktandr tarak yz grmemi karmakark salarnn
bir apka gibi rtt ba adama iri, fkeli bir rmcek grn veriyordu.
Kylnn ayaklar plakt.
Sorgu yargc:
- Denis Grigoryev, diye sze balyor. Yanma yakla da sorularm yantla. Bu
temmuzun yedisinde demiryolu bekisi van Semyonuv Akinfov sabahleyin
demiryolunu denetlerken yz krk birinci kilometrede seni, raylarla traversleri
birbirine balayan cvata somunlarndan birini skerken yakalam. te somun
urada. Senin kardn somun. yle mi?
- Ha?
- Beki Akinfov'un anlatt gibi mi oldu, diyorum.
- yle oldu ya.
- Peki, somunu niin kardn?
- Ha?
- Sen u "ha"lar brak da sorduklarma yant ver. Somunu niin karyordun?
Denis gzlerini tavana dikerek ksk bir sesle;
- Gerekmese karmazdm, diyor.
- Somun ne iine yarar ki?
- Somun mu? Biz somunu olta yapmada kullanrz.
- Kim bu biz dediin?
- Biz ite, halk. Klimov kynn adamlar yani...
- Bak kardeim, karma geip de aptal numaras yapma, doru drst yant ver.
Oltay ie kartrp ne kvrttryorsun? Yalan syleme!
Denis gzlerini krptrarak mrldanyor:
- Anamdan dodum doal yalan sylemedim de imdi mi syleyeceim? Olta
arlksz olur mu beyim? Oltaya kk bir balk ya da kurt geir bakalm,
arlk olmazsa dibe gider mi? (Glyor.) H, bir de yalan sylyormuum! Suyun
yznde yzen yemden hayr m gelir? Levrek, turnabal, yaynbal hep suyun
dibinden gider, suyun yznde yalnzca alabalk yakalanabilir. O da binde bir.
Bizim rmakta alabalk bulunmaz. Geni sular sever alabalk...
- imdi konumuz alabalk m? Bunlar ne anlatp duruyorsun?
- Ha? Kendiniz sordunuz da... Bizim burada beyler de byle avlarlar. Parmak
kadar ocuklar bile arlksz olta kullanmaz. Ama iten anlamayanlara bir
diyeceim yok. nsan budala olursa...
- Demek, sen bu somunu oltaya arlk takmak iin kardn?
- Elbette, oyuncak diye kullanacak deildim ya!
- Arlk iin kurun, mermi, ivi filan bulamadn m?
- Kurunu nereden bulacaksn? Satn almak gerekir. iviyse bir ie yaramaz...
Somundan iyisi can sal. Hem ardr, hem delii var.
- una bak, kendini aptal gstermeye alyor! Sanki anasndan dn domu,
dnyadan haberi yok... Sersem herif, somun karmann ne gibi kazalara yol
aabileceini bilmiyor musun? Beki grmeseydi koca katar yoldan kar, bir sr
insan lrd. Onlarn katili sen olurdun!
- Aman beyim, siz neler sylyorsunuz? Ben insanlar niin ldreyim ki? Beni
gavur ya da cani mi sandnz? Tanr'ya kr, efendiciim, birisini ldrmek
yle dursun, byle dnceleri aklmza bile getirmeden yaadk bugne dek.
Tanrm korusun, olacak ey mi?

- Tren kazalar nasl oluyor sanyorsun? ki- somun kardn m, al sana bir
tren kazas!
Denis inanmazcasna glmsyor, gzlerini ksarak sorgu yargcna kukuyla
bakyor.
- Aman efendim, etmeyin, ka yldr ky halk raylardan somun karyor da bir
eycikler olmuyor. Siz, tren raydan kar, insanlar lr, diyorsunuz. Eer ben
ray sksem ya da tren yolunun stne kalas koysam, o zaman baka. Bir somundan
ne kar ki?
- Ne laf anlamaz adamsn be! Bu somunlar raylar traveslere balyor.
- Anlyorum, efendim. Biz somunlarn tmn karmyoruz ki, bu ii dnerek
yapyoruz.
Kyl esniyor, aznn zerinde stavroz karyor.
Sorgu yargc:
- Geen yl burada bir tren raydan kmt, demek bu yzden oldu, diyor.
- Ne buyurdunuz?
- Dedim ki, trenin niin yoldan kt anlalyor imdi.
- Her eye aklnzn erdii nasl da belli; okullarda bouna dirsek
rtmemisiniz, iyi efendim benim. Tanrm kime akl vereceini bilir. Nasl da
p diye anlayverdiniz! Ama beki denen adam kim ki, bir kyl paras, sorup
soruturmadan yakama yapt. nce iyice sorup anlasa ya! Sonracma unu da
yazn beyefendiciim! ki kez dilerime vurdu, bir de azma!
- Evinde arama yaptklarnda bir somun daha bulmular. Onu ne zaman, nereden
kardn?
- Ha, u krmz sandn dibindeki somunu mu sylyorsunuz?
- Nerede sakladn ne bileyim? Evinde bulmular. Ne zaman kardn onu?
- Onu ben karmadm, tekgz Semyon'un olu gnana verdi. Yani sandn
dibindekini. Avluda kzan iindekini de Mitrofan'la ikimiz kardk.
- Hangi Mitrofan?
- Mitrofan Petrov... Tanmyor musunuz canm? Hani u balk a rp beylere
satan. Bu somunlar ok iine yarar da. Her a iin on tane kadar kullanyor.
- imdi beni iyi dinle... Ceza yasasnn 180. maddesi demiryollarna kastl
zarar verildii, bu zararn yoldan geen trenleri tehlikeye soktuu, sulu da bu
hareketinin bir felakete neden olduunu bildii takdirde... anlyorsun, deil
mi? Somun karmann sonunun neye varacan bilmezlik edemezsin. Ksacas byle
bir suun cezas krektir, yani prangaya srgn...
- Ben nerden bilirim, beyim? Bizler cahil insanlarz. Siz ne diyorsanz odur.
- Hadi imdi bilmezlikten gelme! Her domuzlua aklnz erer. Yalan sylyorsun.
- Ne diye yalan syleyeyim? sterseniz kyllere sorun. Arlksz yalnzca
sudak yakalarsnz, beenmediiniz kayabal bile arlksz oltaya gelmez.,
Sorgu yargc glmser.
- Alabal unuttun. Ondan biraz daha anlatsana!
- Yok canm, bizim rmakta alabalk ne gezer? Oltann ucuna kelebek takp
arlksz suya braktn m, gelse gelse tatl su kefali taklr, o da binde
bir.
- Kes artk sesini!
Bir sessizlik balyor.
Denis durduu yerde ayak deitiriyor, gzlerini dikip masaya bakarken orada
yeil uha rt yerine parlak bir gne varm gibi gzlerini krptryor.
Sorgu yargcysa habire bir eyler yazmaktadr. Bir sre sonra Denis soruyor:
- Artk gideyim mi?
- Hayr, imdi seni tutuklayp cezaevine gndermek zorundaym.
Gzlerini krptrmay p diye kesen Denis gr kalarn yukar doru
kaldryor, yargca sorarcasna bakyor.
- Cezaevi mi dediniz? Nasl olur, beyim? Hi vaktim yok. Hemen panayra gidip
Yegor'dan sattm yan parasn almam gerekiyor. ruble alacam var...
- Fazla konuma!
- Cezaevinde ne iim var benim? Bir nedeni olsa giderim, ama durup dururken
niin gideyim? Bir ey mi aldm? Kavga m ettim? Vergi borcum kaldn
sanyorsanz muhtara inanmayn, vergi memuruna sorun. Bizim muhtar imanszn
biridir.
- Sus dedik sana!

Denis mrldanyor:
- Zaten susuyorum. Allah beni arpsn, muhtar hesaplar yaparken
kartrmadysa... Biz kardeiz. Kuzma Grigoryev, Yegor Grigoryev, bir de ben
Denis Grigoryev...
Sorgu yargc:
- Yeter, almama engel oluyorsun! diye baryor. Hey, Semyon, gtr u adam
bamdan!
ri yar iki jandarma kolundan tutup karrlarken Denis durmadan syleniyor:
- Biz kardeiz, ama kimseden kimseye yarar yok. Kuzma borcunu demedi diye
gitsin Denis cezasn eksin! Bunlar da szm ona yarg! Bizim beyefendi
general imdi sa olsa, Tanr rahmet eyleye, imdi size dnyann ka bucak
olduunu gsterirdi. Yarg dediin yargln bilmeli. Srasnda dayak da
atlr, ama fol yok, yumurta yokken...

PRBEYEV BAAVU
- Baavu Priibeyev, siz eyll aynn nde polis Jigin'e, bucak bakan
Alyapov'a, korucu Yelimov'a, yallar kurulu yelerinden vanov ile Gavrilov'a,
bunlarn dnda alt kylye szle ve tavrlarnzla hakaret etmisiniz, ayrca
ilk kiiye grevleri bandayken aalayc davranlarda bulunmusunuz.
Suunuzu kabul ediyor musunuz?
Tra uzam, buruuk yzl bir adam olan baavu Priibeyev hazrol
durumunda, ksk, bouk bir sesle ve her szcn zerine basarak, komut verir
gibi;
- Sayn yarg beyefendi, dedi, yasann ilgili hkmlerine gre konuyu btn
ynleriyle ortaya koymak gerekmektedir. Suun olmadn en bata sylemeliyim.
Bu iler, Tanrm rahmet eylesin, bir ceset yznden kmtr. Bu ayn nde
eim Anfisa ile birlikte ar ar, bize yakacak bir ciddilikle yryorduk.
Tam rmak kysna varmtk ki, baktm, bir ceset. Bana byk bir kalabalk
toplanm, "Daln!" diye bardm. Ne hakla oraya toplanmlard? Yasada byle
bir ey yazl myd? Bunca insann orada ne ii vard? te o yzden kalabal
itip kakmaya, evlerine gitmelerini sylemeye baladm. Korucu Yefimov'a da
dalmayanlarn ensesine patlatmasn buyurdum...
- Durun bakaym, siz ne polissiniz, ne de bucak bakan. Halk datmak sizin
greviniz deil ki...
Salonun her kesinden;
- Grevi deil, grevi deil! sesleri ykseldi. Bu adamdan bize rahat yz yok.
On be yldr anamzdan emdiimiz st burnumuzdan geldi. Askerden dnd dneli
byle bu... Bucaktan ekip gitmek en iyisi. Herkesi bktrd, canndan bezdirdi.
Tank olarak dinlenen bucak bakan da;
- Dorudur, sayn yarg, dedi. Hepimiz ikayetiyiz ondan, bize yaama hakk
tanmyor. Bir dn dernek yapsak, kutsal tasvirlerle bir yerde toplansak hemen
barp armaya, amata karmaya balyor. Kendine gre bir dzen kurmak
btn amac. ocuklarn kulaklarn ekiyor, kaynbabalarym gibi kadnlar
susta durduruyor. Demin de bir bir ky evlerini dolayor, saa sola buyruklar
yadryordu: ark sylemeyin, ate yakmayn... Sanki ark syleme yasa
varm lkede.
Yarg; - Sras gelince sizin ifadenizi de alacaz, dedi. imdi Priibeyev
konuuyor. Devam edin, baavu.
Baavu hrltl sesiyle anlatmasn srdrd:
- Bastne, sayn yarg. Demin buyurdunuz ki, kalabal datmak benim
grevim deilmi... Pek gzel.. Ya dzensizlik olursa halkn kargaalk
karmasna gz m yummal? nsanlarn istediklerini yapacaklar nerede yazl?
Hayr ben buna izin veremem! Ben onlar datmaya, dzensizlii nlemeye
almazsam kimse bu ii yapmaz. nk toplum dzenini bilen baka kimse yok.
Sayn yargcm, koskoca bucakta halka, sradan insanlara kar nasl
davranlacan yalnzca ben bilirim. Byle eylere aklm iyi erer, kyl
deilim, avuken orduda depo komutanl yaptm. Varova'da ordu karargahnda
hizmet etmi bir adamm. Emekliye ayrldktan sonra itfaiyede greve devam

ettim. Sonra hastalmdan dolay oradan da ayrldm. Klasik erkek ortaokulunda


grev yaptm... Toplum dzenini benden iyi kim bilebilir? Kyl denen kii olup
olaca basit bir insandr. Byle eylerden anlamaz. Oysa kendi karna olduu
iin beni dinlemesi gerekir. rnein unu ele alalm. Baktm, kyda kumun
stnde, suda boulmu bir insan yatyor. Kalabal datrken onun orada niin
yattn sordum. "Bu ne biim dzendir, polis, grevini niin yapmyor?" diye
sordum. Polis Jigin'e de dedim ki: "Neden stlerine haber vermiyorsun? Belki
rahmetli kendisi boulmutur, belki Sibirya'ya srgne gnderilecek bir su
olasl vardr iin iinde. Bir cinayet olabilir." Ama Jigin bana msn
demiyor. Sigarasn pfrdetiyor yalnzca. "Siz buyruk verme yetkisini nereden
aldnz? Bu iler sizi ilgilendirmez. Siz olmadan da grevimizi yaparz." demez
mi? Grdnz mu unun yedii naneyi? "Budala! Grevini yapmyorsun ite!
Yapsaydn byle kaytsz dikilip durmazdn?" karln verdim. Bunun zerine,
"Dn jandarma komutanna haber verdim." dedi. 'Jandarma komutannn bu ile ne
ilgisi var? Yasann hangi maddesine dayanarak Jandarmay kartryorsun? Birisi
boulmusa, kendini asmsa sivil makamlara durum bildirilir. Savclk el koyar
byle olaylara. Sorgu yargc sorgulamaya balar, mahkemeye gider." Polis benim
dediklerimi hem dinliyor, hem glyor. Kyller de yle. Hepsi gldler, sayn
yarg. Kitaba el basarm ki, gldler. Bakn u da, polis Jigin de... "Ne diye
srtp duruyorsunuz?" dedim. Polis, "Bu gibi ilere mahkeme karmaz." demez
mi? Bunu iitince kan beynime srad.
Baavu, Jigin'e dnd:
- Syle imdi, yle sylemedin mi?
- Evet, syledim.
- Hem de basit insanlarn yannda. "Sorgu yargc byle ilere karmaz. Daha
nemsiz iler gider oraya." dedi ak ak. Herkes de duydu. Bunu iitince
bamdan kaynar sular dkld sandm, tylerim diken diken oldu. "Bir daha syle
bakaym, bilmem neyin olu, bir daha syle!" dedim. Ayn eyleri sylemez mi?
Bunun zerine ben de baladm. Dedim ki: "Sen ne hakla sorgu yargc hakknda
byle konuursun? Bir polissin sen, devlete kar gelinir mi? Bilmiyor musun, bu
eit szler iin, byle yakksz davranlar iin sayn yarg sizi
jandarmaya gnderir?" Bucak bakanna da, "Bu gibi siyasi szlerden dolay sayn
yargcn seni srgne gnderecei hi aklna gelmedi mi?" dedim. "Yarg yetkisi
dna kamaz. Ancak nemsiz ilere bakar." demesin mi? Onun byle sylediini
herkes duydu. "Bu szlerinle devletin saygnlna glge dryorsun. Hele
benimle alay etmeye kalkma sakn! Ayan denk al! Sonrasna karmam ha!"
diye zerine yrdm. Varova'da grevdeyken, sonra klasik erkek ortaokulunda
grev yaparken uygunsuz szler iittim mi hemen sokakta polis arardm. Birini
grr grmez, "Buraya gel aslanm!" diye ardktan sonra her eyi bir bir
anlatrdm. Ama burada kime anlatacaksn? Artk iyice fkelenmitim. Halkmzn
bu baboluk, saygszlk iinde kendisini unutmas ok dokundu bana. O fkeyle
kollar svamm. yle ok deil, yle yolu yordamnca, hafiften... Sayn
yarg, size kar bir daha byle szler sylemeye kalkmasnlar diye. te o
srada bucak bakann korumak iin polis ie kart. Ne yapaym, polise de
girimiim. Derken, i byd, sayn yarg, ister istemez srayla dayaa
bavurdum... Eer karndaki budalaysa, ona dayak atmazsan gnah senin boynuna.
Hele toplum dzeni diye nemli bir durum varsa...
- Ama izin verin, bu dzensizlie bakacak bakalar var. Bucak bakan, polis,
korucu ne gne duruyor?
- Bunlar hangi birine yetisin? Hem onlar benim grdm gibi grmezler ki.
- Bir trl anlamak istemiyorsunuz. Bu, sizin greviniz deil.
- Ne dediniz, ne dediniz? Benim grevim deil mi? ok ardm dorusu! Ulu orta
rezalet karsnlar, ben karmayaym, yle mi? Yoksa yaptklarn pp bamn
stne mi koyaydm? Bakn, ark sylemeyi yasakladm iin ikayete gelmiler.
ark karn doyurmaz ki. lerini-glerini brakp ark sylyorlar. Bir de
geceleri k yakp oturmak adeti kardlar. Yatp uyuyacaklar yerde konuup
glyorlar. Defterimde hepsi yazl, hepsi.
- Neymi yazl olan?
- Ik yakp oturanlar.
Priibeyev cebinden yalanm bir kt kard, gzlklerini takarak okumaya
balad:

- Ikta oturan kyllerin adlardr: van Prohorov, Savva Mikiforov, Piyotr


Petrov, asker kars Sustrova. Bu dul kadn, Semyon Kislov'la ahlakszca,
yasad olarak birlikte yayor. gnat Sverok byclkle urar, karsysa
cad olup geceleri bakalarnn ineklerini saar.
Yarg:
- Yeter artk! dedikten sonra brlerinin ifadelerine geti.
Baavu Priibeyev gzlklerini alnna kaldrd. Kendinden yana olmad belli
olan yargca akn akn bakt. Patlak gzleri parlarken burnu kpkrmz
olmutur. Dnp tanklara bakar. Yargcn ne diye bu kadar heyecanlandn bir
trl anlayamamaktadr. Salonun br ucundan bastrlan kahkahalarn gelmesi onu
akna evirmitir. Verilen hkm de anlalmaz bir eydir: Bir ay hapis.
Ellerini iki yana aarak;
- Niin, sayn yarg? Hangi yasaya dayanarak? diye sorar.
Artk onun iin dnyann deitii apak ortadadr. Yaanmas zor bir dnya.
Umutsuz, ac dnceler dolmutur kafasna. Ama mahkeme binasndan ktktan
sonra kyllerin bir kede toplanp aralarnda konutuklarn grnce her
zamanki alkanlndan kurtulamayarak ellerini hazrol durumunda yanlarna
yaptrr ve hrltl sesiyle;
- Hey oradakiler, daln bakalm! Hadi evlerinize! diye barr.

AYYALIIN LACI
nl gldr oyuncusu Bay Feniksov-Dikobrazov II, birinci mevki zel
kompartmanda tek bana yapt yolculuktan sonra temsillere katlmak zere D.
kentine geldi. Onu garda karlayanlar aslnda bu yolculuun bir nceki
istasyona dein nc mevkide srdn, ancak adamn orada ald biletle
"gsteri" iin birinci mevkiye getiini biliyorlard. Mevsimin gz, havalarn
souk olmasna karn nl oyuncunun srtndaki yazlk pardsyle bandaki
aybal derisi ypranm apka herkesi artmakla birlikte onun mora alan,
uykulu yzn grr grmez byk bir heyecan ve onunla tanma istei duydular.
Gldr oyuncusu Feniksov-Dikobrazov II'yi ba rol oynamas iin tiyatrosuna
aran Poeuyev konuunu Rus geleneklerine gre kez ptkten sonra doruca
evine gtrd.
Temsil, nl oyuncunun geliinden birka gn sonra balayacakt, ancak hi de
beklendii gibi olmad. Temsile bir gn kala tiyatroya yz solgun, salar
karmakark gelen Poeuyev, Dikobrazov II'nin piyeste oynayacak durumda
olmadn bildirdi.
Salarn yolarak;
- Evet, oynayacak durumda deil, dedi. Nasl, beendiniz mi? Tam bir aydr
kocaman harflerle Dikobrazov'un (24) barole kacan duyurduk, adam ve ve
gklere kardk, bir sr bilet satp para topladk... imdi de unun yedii
naneye bak! Gidip kendimi asaym en iyisi!
- Neden oynamyormu? Ne oldu ki?
- meye balad, kahrolas!
- Aman canm! Aylr nasl olsa!
- Aylacana gebersin daha iyi! Kendisini Moskova'dan tanrm, bir kere
zkkmlanmaya balaynca iki ay durmadan ier. Ayyan tekidir, bilmez miyim?
Ayya! Benim kara yazgm byledir... Nerden de attm bu belaya? Suum ne ki
bunlar geliyor bama? Gklerin lanetine uramak iin ne yaptm ben? (Meslekten
alat (25) oyuncusu olan Poeuyev yaps dolaysyla da alatya yatknd, o
nedenle byle ackl szler sylerken gsn yumruklamas ona ok yakyordu.)
Bam kle gibi kara bahtmn darbelerine uzattma gre ne kadar iren,
aalk, baya bir yaratk olmalym! Tepesine lanetler yaan utanlas Makar
rolyle hayatma son vermek, alnma bir kurun skmak daha uygun kamaz m? Daha
ne bekliyorum, syleyin, ne bekliyorum ben?
Poeuyev yzn elleriyle kapatarak pencereye dnd. Gie blmesinde bilet
satcsndan baka birka oyuncuyla tiyatro grevlileri vard. Bu durumda ona ne
diyebilirlerdi ki? Bir iki t, yattrc szler, umutlandrmalar... "Her

eyin sonu botur", "bo ver canm", "aldrma" gibi filozofa ya da peygamberce
szlerin ne anlam olabilirdi? Bunca insan arasnda derde derman konumay,
iman, sracal bir adam olan bilet satcs yapt:
- Prokl Lvovi, dedi. ok beendiiniz bu adam tedavi etmeyi niin
denemiyorsunuz?
- Siz ne diyorsunuz? Ayyaln tedavisi var m ki!
- O da i mi? Bizim berber ayyal iyiletiren en iyi yolu bulmu. Herkes ona
geliyor.
aresizlik iinde, saman pne sarlmaktan medet uman Poeuyev ok sevindi, az
sonra tiyatro berberi Fyodor Grebekov'u buldu karsnda. Gznzn nne
gzleri ukurlarna kam, kse sakall, ellerinin rengi kahverengiye alan
zebellah gibi bir adam getirin; buna, kemiklerine takl yay ve vidalarla
hareket eden bir iskelet grnts ekleyin; bu iskeletin zerine eskimekten
tiftii km siyah bir takm elbise giydirin; ite size gerek bir Grebekov
tablosu!
Poeuyev berberi;
- Ne haber, Fedya? diye karlad. ittiime gre sen... ey... ayyal
tedavi ediyormusun. Senden grev olarak deil, dostluumuza gvenerek
Dikobrazov'u iyiletirmeni isteyeceim. Biliyorsun, imeye balad da...
Grebokov i karartc, kaln sesiyle;
- Ne olur, bama byle bir bela sarmayn! Sradan oyuncular, tccarlar,
memurlar kendi yntemimle iyiletirmiimdir, ama Dikobrazov Rusya apnda nl
bir oyuncu...
- Ne olmu yle bir oyuncuysa?
- Ayyal tedavi etmek iin btn organlarda, eklemlerde byk bir sarsnt
(ok) gerekletirmek gerekir. Ben onda da bu sarsnty gerekletirmesine
gerekletiririm ama tmyle iyileince yaptklarm gururuna yediremeyip,
"Kpek, ne hakla elini srdn bana?" diyerek, hesap sormaya kalkar. Bilirim ben
bu nl keratalar!
- Sakn ha, byle bahanelerle bu iten syrlmaya alma! Hadi, apkan giy,
hemen gidiyoruz!
eyrek saat sonra Grebekov, Dikobrazov'un odasna girdiinde nl gldr
oyuncusu yatanda uzanm yatyor, tavandan sarkan lambaya fkeli fkeli
bakyordu. Lambann salland filan yoktu ama Dikobrazov II gzn ondan
ayrmakszn homurdanyordu:
- Sen orada fr fr dnersin, ha! Ben sana dnmenin ne demek olduunu
gsteririm, kahrolas! Srahiyi krdm gibi seni de kraym da gr! Aaa, tavan
da dnyor! Demek, gizli iler eviriyorsunuz birlikte! Hey, lamba, sana
sylyorum, hepsinden kksn ama sen en ok dnyorsun! Dur hele1
Gldr oyuncusu byle diyerek yataktan kalkt; bu srada araf da srkledii
iin yanndaki komodinde duran bardaklar devirerek sallana sallana lambaya
doru yneldi. Ancak yar yola varmamt ki uzun, kemikli bir yarata toslad.
Baygn gzlerini devirerek;
- Sen de kimsin? diye grledi. Necisin, ne iin var burada? Hadi, syle!
- Sana kim olduumu gstereceim. abuk gir yatana!
Gldr oyuncusu daha yatana varmadan Grebekov kulalanp adamn ensesine
yle iddetli bir tokat patlatt ki, beriki topa gibi dne dne yatana
devrildi. Daha nce onu hi kimse dvmemi olmalyd, nk tm sarholuuna
karn Grebekov'a ararak, hatta biraz merakla bakt.
- Bana vurdun ha, vurdun! Vurdun, demek?
- Vurdum ya! Daha vuraym ister misin?
Berber ikinci kez, bu sefer Dikobrazov'un dilerine patlatt. Adamcaz neyin
daha ok etkilediini bilmiyorum, iddetli vurular m, yoksa tatt duygunun
yenilii mi; ancak gzlerinde baygn baklar yerine akln parlad. Bir
anda ayaa frladktan sonra fkeden ok merakla karsndaki solgun yzl,
kirli setreli adam szmeye balad.
- Kavga karyorsun, demek? stelik glyorsun da?
- Kapa eneni!
Bu sefer surata bir amar. Neye uradn aran gldr oyuncusu kendini
savunmaya altysa da Grebekov'dan gsne bir yumrukla suratna ikinci bir
amar daha yedi.

Bitiik odadan Poeuyev'in sesi duyuldu:


- Biraz yava, Fedya, daha yava!
- Korkma, bir ey olmaz, Prokl Lvovi! Bu i bitince bana teekkr edecektir.
Arada bir gldr oyuncusunun odasna gz atan Poeuyev alamakl bir sesle;
- Gene de yava vur, diyordu. Senin aldrdn yok ama benim tylerim diken
diken oluyor. Hukuksal olarak ehil, kltrl, tannm bir adam gpegndz,
stelik kendi odasnda dvyorsun... Olacak ey mi?
- Prokl Lvovi, ben onu deil, onun iine yerlemi olan eytan dvyorum.
Hadi, sakinlein, gidin buradan!
Fyodor yeniden gldr oyuncusuna ulland.
- Yat yerine, iblis! Kprdama! Dediimi duydun mu?
Dikobrazov dehete kaplmt. Daha nce evresinde dnp duran, onun krp
dkmesine hazr ne varsa imdi karsna gemi, ona saldryor gibiydi.
- mdat! diye bard. Kurtaran yok mu? mdat!
- Daha ok baracaksn, eytann dl! in bandayz henz, gr, daha neler
gelecek bana! imdi beni iyi dinle: Tek sz syleyecek ya da kprdayacak
olursan ldrrm seni! Gzm krpmadan gebertirim! stelik seni koruyacak
kimse de yok. imdi urada top patlatsan kimse yardmna komaz. Sakin sakin
oturur, sesini kesersen sana votka bile veririm. te, bak, votka!
Grebekov cebinden yarmlk bir votka iesini karp oyuncunun burnuna dayad.
Sarho oyuncuysa tutsa olduu nesneyi karsna grnce yedii daya unuttuu
gibi, keyifle glmeye balad. Bunun zerine Grebekov yeleinin cebinden kirli
bir sabun paras kard, bunu ienin iine soktu. Votka kprp kabarnca da
iine aklna gelen btn pislikleri tkma iine giriti. Aktar dkknlarnda
satlan, gherile, nadr, ap, Glauber tuzu, kkrt, reine trnden ne varsa
hepsi birbiri peinden ienin iine girmeye balad. Gldr oyuncusu gzlerini
Grebekov'a dikmiti, votka iesiyle yapt eylerden baklarn
ayramyordu. Berber en sonunda yakt bir paavrann kllerini ieye tkt,
bunlar alkalayp yataa yaklat.
Karmdan yarm su barda doldurarak;
- Al, i! dedi.
Gldr oyuncusu keyifle bir yudum iti, ksrerek boazn temizledi, annda da
gzleri kocaman kocaman ald. Yz soldu, alnna ter damlacklar birikti.
- Daha i! dedi Grebekov.
- e...iemem! Du...dur!
- , diyorum! Hadi! Gebertirim yoksa!
Dikobrazov barda bitirince bir inilti koyverdi, boylu boyunca yastn stne
devrildi. Yarm dakika sonra kalktnda Fyodor "zel karmn" ne derece
etkili olduunu anlam bulunuyordu.
- Daha ieceksin! diye bard. Brak iin dna ksn, bylesi daha iyi.
Haydi, i bakalm!
Gldr oyuncusu iin gerek ikence balamt. rtlerden ii dna kacak
gibiydi. Yatanda debelenip kendini yerden yere atarken bir yandan da dur durak
bilmeyen amansz dmannn ar hareketlerini korkuyla izliyor, garip karm
imek istemedii zaman kafasna yumruklar yayordu. Bylece pe pee ikinin
ardndan yumruklar, yumruklarn ardndan iki geldi. nl gldr oyuncusu
Feniksov-Dikobrazov II'nin zavall bedeni o gne dein ne bylesi bir
aalamaya uram, ne de kendini bylesine gsz, savunmasz hissetmiti.
nceleri adamcaz yalnzca barp karsndakini azarlarken zamanla
yalvarmaya, bu da are olmaynca alamaya balad. Kapnn arkasnda dikilip
olanlar gizlice izleyen Poeuyev daha fazla dayanamayarak odaya dald.
Ellerini sallayarak;
- Defol uradan, be herif! diye bard. Topladmz bilet paralar yansn, u
adam istedii gibi zkkmlansn ama brak da son bulsun u ikence! Kahrolas,
geberteceksin adam! Grmyor musun, ne hallere dt! Byle olacan bilsem
vallahi bu ie bulamazdm!
- Oho, ne var bunda? Greceksiniz, sonunda kendisi teekkr edecek!
Grebekov byle dedikten sonra gldr oyuncusuna bir daha giriti.
- Sen daha buralarda msn? Al yleyse!
Akam karanl bastrana dein verdi veritirdi. Kendisi de yorgun dm,
oyuncunun da cann karmt. Sonunda adamcaz o duruma geldi ki, inlemeyi

bile brakp yznde bir korkuyla ylece katld kald. Katlmann ardndan uyku
haline benzer bir ey oldu.
Ertesi gn Poeuyev'i artan bir ey oldu: Gldr oyuncusu uykusundan
sapasalam uyanmt. Bu duruma gre lmemi demekti. Adamcaz bn bn baknd,
evresini baygn gzlerle szd, sonra yava yava akl bana gelmeye balad.
- Her yerim neden byle szm szm szlyor? dedi. Sanki zerimden koca bir
katar gemi. Biraz votka iersem iyi olacak. Hey, kim var orada? Votka getir!
O srada kapnn arkasnda Poeuyev ile Grebekov duruyorlard.
Poeuyev korkuyla;
- Votka istediine gre daha iyilememi, dedi.
- Siz ne diyorsunuz, Prokl Lvovi? Bu hastalktan bir gnde kurtulunur mu? Bir
haftada iyileirse p de bana koy. yle zayf bnyeliler var ki, be gnde
sonu alrsnz, ama sizinki, maallah, gbekli tccarlar gibi dayankl. Kolay
kolay cinleri iinden kovamazsnz.
Poeuyev;
- Bunu bana daha nce niin sylemedin, gz kas? diye inledi. Ben ne
talihsiz adammm ki, bama bunlar geldi! Daha ben felekten ne bekliyorum?
Alnma bir kurun skp gebermek en iyisi!
Yazgsyla ilgili beklentileri ok i karartc olmakla birlikte aradan bir
hafta gemeden Dikobrazov II oyunda oynamaya balad ve bilet paralarn geri
demeye gerek kalmad. Gldr oyuncusunun makyajn yapan Grebekov onun bana
ylesine byk saygyla dokunuyordu ki, onu bir gn nce aalayan adamn o
olduuna inanmak gt.
Poeuyev;
- Meer adam dokuz canlym, dedi. ektii ikenceleri grdke beni hafakanlar
bast, ama adam bana msn demedii gibi, Fedya iblisine teekkr stne
teekkr ediyor, stelik Moskova'ya, yannda gtrmeye kalkyor. Bylesi bir ey
grlm deil!

BU KADARI DA FAZLA
Harita mhendisi Gleb Gabrilovi Smirnov, Gniluka istasyonunda trenden indi.
Buradan lm iin gidecei iftlie dein arabayla 30-40 fersah daha yolu
vard. (Arabac sarho, atlar sska deilse bu yol daha da ksalr, ama arabac
kafay ekmi, atlar yorgunsa uzadka uzar.)
Mhendis istasyon jandarmasna;
- Lften syler misiniz, burada posta arabas bulunur mu? diye sordu.
- Ne? Posta arabas m? stersen 100 km. epeevre dola, burada deil posta
arabas, ie yarar bir kpek bile bulamazsnz. Nereye gideceksiniz ki?
- General Hohotov'un Devkino'daki iftliine.
Jandarma esnedi.
- Eh, madem yle, istasyonun arkasna gidin. ansnz varsa orada avluda yolcu
bekleyen kyl arabaclar bulursunuz.
Mhendis iini ekerek istasyonun arkasna yolland. Orada uzun aramalar,
soruturmalar, ikircikler sonunda iri yapl, somurtkan, opur yzl, yrtk
prtk bir cppe giymi, ayaklarnda eski arklar bulunan bir kylde karar
kld.
Adamn arabasna binerken;
- Senin de ne biim araban varm, be karde! diyerek yzn buruturdu. Arkas
neresi, n neresi, bir trl anlalmyor...
- Bunda anlalmayacak ne var, beyim? Ksran kuyruunun bulunduu yer n,
zatnzn oturduu yer de arkas...
Ksrak gen olmakla birlikte sskayd; n bacaklar iki yana ayrkt,
kulaklarysa srk iindeydi. Arabac yerinden dorulup ipten yaplm
kamsyla vurunca ksrakk ban sallad; arabac bararak kamy ikinci
kez yaptrnca araba gcrdad, stmaya tutulmuasna titredi. nc
vurutan sonra araba salland, drdncsnden sonra yerinden kprdand.
i ta derinden sarslan mhendis;
- Btn yolu byle mi gideceiz? diye sordu.

Rus kyl arabalarnn nasl olup da kaplumbaa hzyla byle insann iini
dna karan sarsnty birletirebildiine akl ermez.
Kyl hi istifini bozmad.
- Korkmayn, beyim, gideriz. Ksram hem gen, hem de eviktir... Hzn alsn
da grn siz onu. O zaman isteseniz de durduramazsnz. Deh, kahrolas!
Araba istasyondan ktnda hava kararmaya yz tutmutu. Sa yanda usuz
bucaksz, koyu renk bir ova uzanyordu. Souktan kaskat donmu bir ova... Eer
bu dzlkte durmadan gidilirse varp varacan yer cehennemdi herhalde. Ovann
son bulup gkyzyle birletii yerde souk gz gnei son nlarn
sayordu... Sol yandaysa alacakaranlkta tepecikler gze arpyordu. Bunlar
geen yldan kalma ot ynlar ya da bir kyn evleri olmamalyd. Mhendis,
arabacnn geni srtndan dolay nn gremiyordu. Ortalk sessizdi, dondurucu
bir ayaz vard.
Kaputunun yakasyla kulaklarn rtmeye alan mhendis yle dnmeye
balad:
"Amma da sszm buralar! Ne bir ev var, ne de akl bir kazk! Tanr
gstermeye, haydutlar saldrp soysalar kimse duymaz... Hem arabac da salam
ayakkabya benzemiyor. unun kocaman srtna bak! Byle bir da adam parmann
ucuyla dokunsa insann cann karr. Ya suratna ne demeli? Kuku uyandryor
insanda."
Dayanamayp sordu:
- Hey, azizim, adn ne senin?
- Benim mi? Klim.
- E, Klim, sizin buralar nasl yerler? Tehlikeli mi? Kt olaylar oluyor mu?
- Tanrya kr, olmuyor. Hem kim yapacak kt eyleri?
- Eh, olay kmamas iyi... Ben gene de ne olur, ne olmaz, yanma tabanca
aldm, diyerek bir yalan kvrd. ok iyi bilirsin, tabanca bu, akaya gelmez.
On haydut ksa karna, tmn haklarsn...
Hava kararmt. Araba birden gcrtlar, iniltili sesler kararak sarsld;
sanki istemeye istemeye sola doru sapt.
Mhendis:
"Bu adam nereye gtryor beni? Dosdoru yolumuza giderken birden tuttuk, sola
saptk. Bakarsn, sapa bir yere gtrr, ondan sonra vay bama gelenler!.."
diye geirdi iinden.
Korkuyla yle seslendi arabacya:
- Dinle beni, buralarn tehlikeli olmadn sylemitin, deil mi? ok yazk!
Oysa ben haydutlarla uramaktan zevk alrm... Sen benim zayf, hastalkl
grnme bakma, aslnda kz gibi glymdr... Bir keresinde haydudun
saldrsna uramtm... Bil bakalm, balarna ne geldi? Haydutlardan birine
yaradana snp yle bir patlattm ki, orackta can verdi. Geriye kalan
ikisiyse Sibirya'ya srgn boyladlar... Kollarma bu g nereden geliyor,
bilmiyorum... rnein senin gibi iri yar birini kollarmla tutup sktm m,
cann karabilirim.
Klim ban evirip mhendise bakt, gzlerini krptrarak atn kamlad.
Mhendis;
- te byle, arkada, diye srdrd. Bana atann vay haline! Haydudun kolunu,
bacan krmakla kalmam, mahkemeye de veririm. Btn yarglar, savclar
ahbabmdr. Bir memurum ben, devlet iin gerekli bir adamm... te imdi yola
ktm ya, bundan stlerimin hepsinin haberi vardr. Bir ktlk gelmesin diye
beni adm adm izlerler. Yol boyunca btn allklarn arkasnda bekiler,
polisler dikilmitir.
Byle konuurken birdenbire avaz kt kadar barmaya balad:
- Hey, dur bakalm! Neresi buras? Beni nereye gtryorsun?
- Neresi olduunu grmyor musunuz? Orman ite!
Mhendis:
"Gerekten ormanm" diye dnd. "Ben de durup dururken korkuya kapldm.
Neyse, heyecanm belli etmemeliyim... Adam korktuumu anlad bile. Neden byle
ikide bir dnp bakmaya balad? Yoksa kendi kendine bir eyler mi tasarlyor?
Demin ardan ardan giderken imdi nasl hzland!"
- Hey, Klim, at niin byle hzl sryorsun?

- Ben srmyorum ki, kendiliinden trsa kalkt... Dedim ya, bir kere hzland
myd, istesen de durduramazsn... Ayana abuk olmasndan kendi de memnun
deil ama ne yapsn?
- Uyduruyorsun, arkada! Uydurduun nasl da belli! Sana bu kadar hzl gitmeni
tavsiye etmem! At biraz yavalat bakalm. ittin mi, yavalat dedim sana!
- Neden yavalataym?
- yle ite... stasyondan, arkamdan drt arkadam daha gelecekti de... Bana
yetimeleri gerekiyor... Ormana varmadan yetieceklerdi. Hepsi de iri yar,
gl adamlardr. Yanlarnda birer de tabanca var... E, niye yle kprdanp
duruyorsun? ne stnde oturuyor gibisin. Hadi sylesene arkada! Bana dnp
dnp bakacak ne var? Suratmda merak edilecek bir ey mi buldun yoksa? Eer
tabancalarm grmek istiyorsan... stersen buyur, karp gstereyim. Buyur...
Mhendis byle diyerek ceplerini kartryormu gibi yapt. Ve o anda da, btn
dlekliine karn beklenmedii bir durumla karlat: Klim apar topar arabadan
aa atlad gibi drt ayak st ormana doru komaya balad.
- Yetiin! Yetiin! diye baryordu. Kahrolas, at da al, arabay da al!
Yalnzca canma kyma, yeter! mdat!
Hzla uzaklaan ayak sesleri, ezilen al rpnn trts duyuldu, sonra her
ey sessizleti. Arabacdan byle bir karlk beklemeyen mhendis ilk i olarak
at durdurdu, sonra arabaya rahata yerleerek dnmeye balad.
"Kat... Korktu, aptal herif! Peki, imdi ben ne yapacam? Kendi bama yola
devam edemem, nk yolu bilmiyorum, stelik arabay aldm sanrlar. imdi ne
yapsam acaba?"
- Klim! Klim!
- Klim! diye karlk verdi yanklanan ses.
Btn geceyi karanlk ormanda soukta geirerek, kurt ulumalarn, sska
ksran pofurtularn dinlemek zorunda kalacan dnnce mhendisin srt
rperdi, sanki biri srtn souk trpyle trplyormu gibi geldi.
- Klimuka! Yavrum, neredesin, Klimuka! diye seslendi bir daha.
Mhendis bylece iki saat kadar bard. Artk sesi kesilip ister istemez geceyi
ormanda geirmeye raz olduu zaman hafif esintinin getirdii bir inilti duydu.
- Klim! Sen misin, iki gzm? Hadi, gidelim!
- Ama be... beni ldrrsn!
- Sana aka yaptm, canm! Tanr cezam versin ki aka yaptm! Bende tabanca ne
gezer! Korkumdan uydurdum bunu! Ac bana, gel gidelim. Donuyorum...
Yolcu gerek bir haydut olsa at-arabay alp oktan kayplara karacan
anlam olacak ki, Klim ormandan kt, ekine ekine mhendise yaklat.
- Niin korktun, budala? Ben... ben aka etmitim, sen de korkuverdin... Hadi,
bin arabaya! Gidelim!
Klim arabaya binerken;
- Tanr mstahakn versin, beyim dedi. Byle yapacan bilsem yz altn versen
almazdm seni arabaya. Korkudan nerdeyse dm patlad.
Klim ksra kamlad. Araba titredi. Klim bir daha vurdu, araba salland.
Ancak drdnc vurutan sonra araba yerinden kprdannca mhendis kulaklarn
paltosunun yakalaryla rterek dncelere dald. O andan sonra ne yol, ne de
Klim artk ona korkun gelmiyordu.

YALILIK
Mimar Uzelkov, mezarlk kilisesinde yaplacak baz onarmlar iin doduu kente
gelmiti. Burada domu, okumu, bym, evlenmiti; ama trenden inip evlere
baknca kenti tanyamad... Deimeyen bir ey yok gibiydi. Bu kentten ayrlp
Petersburg'a yerletii on sekiz yl nce, imdi garn bulunduu yerde ocuklar
geleni (26) avlarlard. Ana caddeye klan yerde "Viyana Oteli" ykselmekteydi,
oysa eskiden burada irkin bir tahta it uzayp giderdi. Ama ne duvarlar, ne
evler, ne de sokak grntleri insanlar kadar deiiklie uramt. Oteldeki
grevliyi sorguya eken Uzelkov, anmsayabildii insanlardan yarsnn ya
ldn ya da yoksullaarak unutulup gittiini rendi.
Yal grevliye kendisi hakknda da soru sordu;

- Peki, Uzelkov'u anmsyor musun? Mimar, hani karsndan ayrlmt? Svirebeyev


Soka'nda bir evi vard... Tanrsn herhalde...
- Yok, anmsamyorum...
- Nasl anmsamazsn, canm! Karsndan ayr amatal olmutu, arabaclarn
hepsi bilirler. Anmsamaya al bakalm! Boanma iini avukat apkin zerine
almt... Tannm madrabaz apkin, kulpte bir gzel sopa ekmilerdi hani,
anmsadn m?
- van Nikolayevi'i mi sylyorsunuz?
- Ta kendisi! Nasl, sa m, ld m?
- Tanrya kr, sa. imdi noterlik yapyorlar, kendi brolar var. ok iyi
yayorlar, Kirpini Soka'nda iki ev yaptrdlar. Geenlerde kzlarn
evlendirdiler.
Kald otel odasnda bir sre dolaan Uzelkov biraz dndkten sonra yapacak
baka bir ii olmad iin, avukat grmeye karar verdi. Otelden kp yava
admlarla Kirpini Soka'na sapt zaman vakit leyi bulmutu. apkin'i
dairesinde bulduunda onu glkle tanyabildi. Genliinde ince yapl,
hareketli, becerikli, saygsz bir avukat olan sarho apkin gitmi; yerine
alakgnll, ak sal p gibi sska bir ihtiyar gelmiti.
Uzelkov;
- Beni tanyamadnz galiba, diye sze balad. Unutmusunuz. Eski
mterilerinizden Uzelkov'um ben...
- Uzelkov mu? Hangi Uzelkov? Ah, tamam!
apkin eski mterisini tanynca epey ard. Bunun ardndan sorular, anlar
yamaya balad.
Eski avukat ok heyecanlanmt.
- Dorusu, hi beklemiyordum! Eh, size ne ikram edebilirim? ampanya ister
misiniz? stiridye de getirteyim! Ah, iki gzm, vaktiyle sayenizde yle ok
para kazandm ki, imdi size ne ikram edeceimi bilemiyorum!
- Ltfen, benim iin rahatsz olmayn, vaktim kstl. imdi gmtle gidip
kiliseyi gzden geireceim. Orada bir i aldm da...
- ok gzel! Birlikte yer, ier, sonra kalkar gideriz. yi atlarm vardr. Sizi
oraya gtrr, kilise yneticisiyle tantrrm... Greceksiniz, ileriniz
hemen yoluna girer. ey, bakyorum da benden ekiniyor, korkuyor gibisiniz...
yle yakn gelin! Artk aramzda korkacak bir ey kalmad... Kah-kah! Eskiden
gerekten kurnaz, akgz bir adamdm. Elini veren kolunu kurtaramazd. Ama
imdi oluk ocua kartm, iyice duruldum. Artk ev bark edindik, yalandk,
lm bekliyoruz.
ki ahbap yiyip itiler, bir ift atn ektii kzaa binip kent dna,
gmtle yollandlar. apkin kzaa yerleince;
- Hey gidi gnler, hey! dedi. Dnnce insann inanas gelmiyro! Karnzdan
ayrlnz anmsyor musunuz? Aradan neredeyse yirmi yl geti, siz hepsini
unutmusunuzdur, ama ben dn gibi anmsyorum. Ah, boanma davanz iin ne kadar
uratm! Diyorum ya, becerikli, cerbezeli, akgz bir avukattm. aprak bir
dava yakalamak iin can atardm. zellikle vekalet creti yksek olanlar hi
karmazdm... rnein, sizin davanz gibi... Bana ne kadar demitiniz? Be bin
ruble miydi, yoksa alt bin mi? nsan byle bir ile nasl uramaz! Siz o zaman
Petersburg'a tanmtnz; btn ii bana brakp, istediiniz gibi yapn,
dediniz. Topra bol olas eski einiz Sofya Mihaylovna bir tccar kz, ama
gururlu mu gururlu bir kadnd. Onu kandrmak, boanmanzn abuklamas iin
kabahati kendi zerine almasn salamak kolay olmad. Ah, ne zahmetler ektim!
Grmek iin kapsn aldmda hizmetisine barrd; "Maa, sana ka kez
syledim, u ala evime sokma diye!". Ben ne yapar eder, ona yaklamaya
alrdm. Mektup mu yazmadm, raslant sonucuymu gibi sokakta karsna m
kmadm! Ama hepsi bo... Sonra araya baka kiiler soktum. Bu i uzadka
uzad, ancak siz boanma iin on bin ruble demeyi kabul edince raz oldu.
Dayanamad on bin rubleye... Alad, yzme tkrd, ama teslim olup kabahati
zerine ald.
Uzelkov;
- Yanlmyorsam benden on deil, on be bin ruble almt...
apkin ezilip bzlmeye balad.

- Yanl syledim, evet, on be bin rubleydi. Gene de olmu bitmi bir ey,
gnah gizlemenin gerei yok. On bini ona dedim, be bini de kendime ayrdm.
Demek ki, ikinizi de kandrm oluyorum. Gemi bir i, artk utanacak
deilim... Ayrca sizden almayp da kimden alacaktm, Boris Petrovi? Bunu sizin
anlaynza brakyorum... Siz varlkl, srt pek bir mteahhitsiniz. Keyfiniz
iin evlenmitiniz, keyfiniz istedii iin de boandnz. ok para kazandnz
biliyordum. Hi unutmam, bir yap iinden cebe yirmi bin indirdiniz. Bu duruma
gre sizden baka kimden szdracaktm? Sizi kskanmam da cabas! Siz insanlar
soyduka nnzde eiliyorlard, ama ben birka ruble istedim diye dayak yiyor,
kulpte tokatlanyordum. Neyse bunlar anmsamak neye yarar? Unutmak en iyisi!
- Ltfen syler misiniz, Sofya Mihaylovna'nn sonraki yaam nasl geti?
- On bin rubleyle mi? ok ktyd diyebilirim... Bilmem ki, para m gzn
dndrmt, yoksa parayla satld dncesine kaplp gururu mu ayaklanmt,
yoksa sizi ok sevdiinden mi, orasn anlayamadm. Birden ikiye verdi kendini.
Subaylarla birlikte kzaklara binip parasn sap savuruyordu. ki alemleri,
cmbler, elentiler... Meyhaneye geldii zaman arap trnden hafif bir iki
deil, iini yaksn, abuk sarho etsin diye en sertinden konyak filan iiyordu.
- Evet, garip kadnd topra bol olas... Ondan az ekmedim. Bir eye kzd m,
kplere binerdi. E, sonra neler oldu?
- Aradan iki hafta m geti ne... Bir gn evde oturmu, bir eyler karalyordum.
Birden kap ald, Sofya Mihaylovna ieri girdi. Fitil gibi sarho. "Aln
kahrolas paralarnz!" diyerek koca bir desteyi yzme frlatt. Paralar
toplayp saydm, be yz rublesi eksikti. Demek ki, o kadarn sap savurmu.
- Peki, ne yaptnz paray?
- Olmu-bitmi bir i... gizleyecek deilim... cebe attm. Niye bana yle
baktnz? Bekleyin, hepsi bu kadar deil. Bakn, daha neler oldu... Koca bir
roman, anlatmakla bitmez... Bir gn eve kt bir durumda, kafam dumanl
dnmtm. Lambay yaknca bir de ne greyim, kanepede Sofya Mihaylovna
oturmuyor mu? Sanki cehennemden kp gelmiti; ylesine karmak duygular
iinde, sarho, kendini kaybetmi... "Paralarm geri verin, dncemi
deitirdim. Madem ki battm, iyice bataym, bataa gmleyim! Hadi
kmldasanza, alak, verin paralar!" diye baryor. Tam bir rezalet!
- Verdiniz mi bari?
- On ruble verdim, sanyorum...
Uzelkov yzn buruturdu.
- yle yaplr m, canm? Veremediinize, vermek istemediinize gre bana
yazsaydnz bari... bilmiyordum bunu... Nereden bilebilirdim ki?
- Ne diye yazaym ki? Kendisi hastaneye yatt srada yazmtr, diye dndm.
- Evet, yazd, ancak o sralar yeniden evlenme ileriyle ylesine doluydum ki,
mektuplara bakacak durumda deildim. Ama siz Sofya'ya kar dmanca bir tutum
iinde deildiniz, kendisine niin yardm etmediniz?
- imdiki arnla o gn lemeyiz, Boris Petrovi. O zamanki dncelerimiz
bakayd, imdiki baka... imdi olsa ona bin ruble bile verirdim, oysa o zaman
on rubleyi dahi... karlksz vermedim. Kt bir an. Unutmal, unutmal...
te gmtle geldik...
Kzak gmtln giriinde durdu. Uzelkov'la apkin kzaktan indiler, gmtle
girip geni yolda yrmeye baladlar. plak vine, akasya aalar, boz
halar, mezar talar, kradan l ld. Gnein prlts yerleri rten
kra taneciklerinde yansyordu. Btn gmtlkler gibi buras da gnlk ve
yeni kazlm toprak kokuyordu.
Uzelkov;
- Bizim buras ok gzeldir, dedi.
- Evet, ama ne yazk ki, hrszlar mezar talarn alyorlar... te u sadaki
dkme demir antn arkasnda Sofya Mihaylovna yatyor. Grmek ister misiniz?
ki arkada saa saptlar, derin karlar ineyerek dkme demir anta doru
ilerlediler. Uzelkov beyaz mermerden bir mezar ta gstererek;
- te buras, dedi. Bu ta mezarna bir temen diktirmi.
Uzelkov apkasn karnca dazlak kafas gnete parlad. Ona bakp apkin de
apkasn karnca ikinci bir dazlak daha kt ortaya. evrede gerek bir
mezar sessizlii vard, bir l durgunluu kaplamt her yeri. ki arkada
mezar tana bakarken derin dncelere daldlar, hi konumadlar.

apkin sessizlii;
- Yalnz bana uyuyor, diyerek bozdu. Kabahati zerine ald, durmadan konyak
itii iin artk zlmyordur da... Kabul edin, Boris Petrovi!
Uzelkov neesiz bir sesle;
- Neyi? diye sordu.
apkin kr salarn gsterdi.
- Neyi mi? u durumumuzu gryor musunuz? Gemi gnler ne kadar iren olursa
olsun, gene de bunlardan daha iyidir.
- Dorusunu syleyeyim mi? Eskiden ecel saatini hi dnmezdim, lmle
karlaacak olsam yzne gler geerdim. Ama imdi...
Uzelkov'un iine bir hzn kmt. Bir zamanlar sevilmeyi istedii gibi imdi
de hkra hkra alamak istiyordu. Bu alamann ok houna gideceini, ruhuna
bir ferahlk getireceini hissediyordu. Gzlerine ya yrm, ama bir yumruk
gelip boazna tkanmt. Yannda apkin vard. Uzelkov bir bakasnn yannda
yufkayreklilik gstermekten ekindii iin geriye dnerek kiliseye doru
yrd.
Aradan iki saat geip, arkadayla birlikte kilise bakanyla grtkten sonra
bir frsatn bularak alamak zere doruca oraya kotu.
kide bir arkasna bakarak, bir hrsz gibi, sessizce mezara sokuldu. Kk
beyaz mezar ta, karsnda ylesine dnceli, hznl, susuz duruyordu ki!
Sanki altnda yatan kocasndan ayrlm, sefih bir kadn deil de, ufack, masum
bir kz ocuuydu.
Uzelkov, "Alamal, durmadan alamal..." diye dnd.
Ancak alama durumu kalmamt artk... Gzlerini ne denli krptrsa, kendini
ne denli zorlasa da gz yalar akmyor, yumru gelip boazna durmuyordu. Orada
on dakika kadar dikildikten sonra bo verircesine elini sallayp apkin'i
aramaya gitti.

AH U NSANLAR!
- Paydos, bir daha iki imeyeceim!.. Asla! Aklm bama toplama zaman oktan
geldi. almal, insanlara hizmet etmeliyim. Aylk almasn seviyorsan
namusunla, btn gcnle, vicdannn sesini dinleyerek al; dinlenmeyi, uykuyu
bir yana brakarak al, arkada! Beleten aylk almaya iyice altn, ite tm
ktlklerin ba da bu...
Kendi kendine bu tr birka t daha veren bakondktr Podtiagin, en sonunda
iten gelen bir alma drtsyle kprdanyor. Saat gecenin ikisi olmasna
karn yardmcs kondktrleri uykudan uyandryor, onlarla birlikte bilet
kontrolne balyor. Zmba aletini neeyle akrdatarak;
- Bileeeetleriniz! diye baryor.
Vagonlarn alaca karanlna gmlerek uyuyan yolcular bu ses zerine
irkiliyorlar, balarn silkeliyorlar, biletlerini uzatyorlar.
Podtiagin, ikinci mevki vagonda krkne, battaniyesine sarnm, evresi
yastklarla desteklenmi zayf, kuru yapl yolcuya;
- Bileet! Bileetiniz! diye sesleniyor.
Adamdan yant yok. Derin bir uykuya dald belli. Bakondktr adamn omzuna
dokunuyor, sabrszlkla yineliyor:
- Bileetiniz!
Yolcu irkiliyor, gzlerini ayor, korku dolu baklarn Podtiagin'e dikiyor.
- Ne? Kim? Ha?
- Size adam gibi syledik. Bileetiniz! abuk olun!
Zayf adam alamakl bir yzle inliyor:
- Aman Tanrm! Romatizmam azd... gndr uykusuzum, uyumak iin morfin
almtm, sizse bilet diye tutturdunuz! Sizin yaptnz dpedz acmaszlktr.
Bu hareketiniz insanla sar m? Uyumak iin ne zorluklar ektiimi bilseniz
byle nemsiz eylerle beni rahatsz etmezdiniz... nsafszlk bu, ok anlamsz
bir davran! Gece yars biletimi ne yapacaksnz! Dpedz samalk!
Podtiagin bir an gcenip gcenmeme konusunda ikircik geiriyor, gcenmeye karar
veriyor.

- Barmayn bakaym! Buras meyhane deil!


- Meyhanede insanlar sizden daha anlayldr, beyim! imdi bir daha nasl
uyurum? alacak ey dorusu! Birok yabanc lke gezdim, kimse bilet sormad.
Buradaysa sizleri sanki eytan drtyor. Bilet de bilet!..
- Yabanc lkeleri pek beeniyorsanz gidin de orada yaayn!
- Dpedz samalk, beyefendi! Kmr kokusuyla, bunaltc scakla, ardndan hava
cereyanyla yolcularn cann kardnz yetmiyormu gibi bir de
formalitelerle eziyet ediyorsunuz! Beyefendinin can bilet grmek istemi! Bu ne
alkanlk byle? Biletsizleri bulmak iin yapsanz aklm erer, oysa trendeki
yolcularn yars biletsiz gidiyor. Bunu nasl grmezsiniz?
Podtiagin parlyor:
- Beni dinleyin, baym! Barmay brakmaz, yolcular rahatsz ederseniz sizi
trenden indirmek, tutanak dzenlemek zorunda kalacam!
Bu sefer yolcular parlyor:
- Bu kadar da fazla! Hasta adamdan ne istiyorsunuz, baym? Baksanza, sizde
acma duygusu yok mu?
Podtiagin yelkenleri suya indiriyor.
- Grmyor musunuz, kendileri bana ar szler sylyorlar. Peki, biletini
gstermezse gstermesin... Nasl isterseniz... Ama siz de bilirsiniz ki, grevim
bunu gerektiriyor... sterseniz istasyon efine bile sorabilirsiniz... Kime
isterseniz sorun...
Podtiagin omuzlarn silkiyor, hasta yolcunun yanndan uzaklayor. nce kendini
gcendirilmi, hatta aalanm olarak hissediyor, ama iki- vagondan geince
iinde vicdan szsna benzeyen bir rahatszlk duyuyor.
"Gerekten de hasta bir adam uyandrmamalydm." diye dnyor. "Ama benim bir
suum yok ki... Onlar sanyorlar ki, bunu canm istedii iin, keyfimden
yapyorum. Grevimin byle gerektirdiini anlamyorlar. nanmyorlarsa istasyon
efini araym da sorsunlar."
te bir istasyona geliyorlar. Tren be dakika duruyor. nc kampanadan nce
yukarda sz geen ikinci mevki vagona Podtiagin giriyor. Arkasndan da krmz
apkal istasyon efi...
Podtiagin;
- te bu bay, diye sze balyor. Kendilerinden bilet isteyemezmiim, stelik
hakaret ettiler bana. Sayn efim, imdi sizden rica ediyorum, kendilerine
aklar msnz: Grevim gerektii iin mi bilet istiyorum, yoksa keyfimden mi?
Zayf adama dnyor:
- Baym! te istasyon efi burada, bana inanmadnza gre ona sorabilirsiniz.
Zayf adam ar sokmuasna hopluyor, gzlerini ayor, alamakl bir yzle
arkasna yaslanyor!
- Aman Tanrm! Yeni uyku ilac almtm, tam uyumak zereydim ki, gene karma
dikildi. Yalvarrm size, hi insafnz yok mu?
- stasyon efine sorabilirsiniz imdi; bakalm, bilet sormakta hakl mym,
haksz mym!
- Bu kadarna da dayanlmaz! Aln biletinizi, aln! Ben be bilet daha satn
alrm, yeter ki rahat uyuyaym! Siz hi hasta olmadnz m? Ne duygusuz
adammsnz!
Subay niformal bir yolcu;
- Bu dpedz alay etmektir! diye sinirleniyor. Adamcazn zerine bu kadar
dmenize baka anlam veremiyorum!
stasyon efi yzn buruturarak Podtiagin'in kolundan ekiyor.
- Brakn canm adamn yakasn!
Podtiagin omuz silkerek istasyon efinin arkasndan yryor. Bu ie bir trl
akl erdirememektedir.
"Gel de bu insanlara yaran! Durumu anlasn, ii rahat etsin diye istasyon efini
ayana kadar ardk, ama o durmadan svp sayyor..."
Baka bir istasyon, tren on dakika duruyor burada. kinci kampanadan nce
Podtiagin istasyon bfesinin nnde durmu, soda ierken yanna iki bay
yaklayor. Birinin stnde mhendis niformas var, tekininse subay kaputu.
Mhendis;
- Bakar msnz, bay bakondktr, diyor. Hasta bir yolcuya kar davrannz
orada bulunanlar ok sinirlendirdi. Ben, mhendis Putski, bu bay da... albay.

Hemen o yolcudan zr dileyeceksiniz. Dilemezseniz ikimizin de yakndan tand


demiryollar hareket daire bakanna ikayet edeceiz sizi.
- Aman, efendim, ben... Baylar size ey...
- Aklama istemiyoruz. unu aklnzdan karmayn, ondan zr dileyeceksiniz.
Bu yolcu bizim korumamz altndadr.
- Peki, zr dileyebilirim. Madem yle istiyorsunuz. Hadi, buyurun...
Yarm saat sonra Podtiagin, hem yolcuyu memnun edecek, hem de kendini kk
drmeyecek bir zr tmcesi tasarlayarak vagondan ieri giriyor.
Hasta yolcuya yaklayor.
- Baym, beni dinler misiniz, baym!
Beriki irkilerek yerinden hopluyor.
- Ne? Ne var?
- Ben... ey... dndm ki... sizden zr dilemem gerekiyor...
Hasta yolcu i ekiyor, gsn tutuyor.
- Aman... biraz su! nc kez morfin tozu aldm, dalar gibi olmutum. Gene o
karma kt. Tanrm, bu eziyet ne zaman son bulacak?
- Ben... ey... balayn...
- Baksanza! Beni bir istasyon sonra indirin... Artk bu kadarna
dayanamayacam! lmek zereyim...
Vagondaki yolcular isyan ediyorlar.
- Bu ne alaklk, ne rezillik! Buradan hemen defolun! Bakasyla alay etmek
pahalya patlayacak size! Gidin buradan!
Podtiagin elini silkeliyor, iini ekerek vagondan dar kyor. Grevlilerin
kald blmede bitkin durumda masaya kyor, kendi kendine szlanmaya
balyor:
"Ah, u insanlar! Hadi, gel de yaran onlara! alabilirsen hevesle al
bakalm! ster istemez her eye bo verir, kendini ikiye kaptrrsn.
almazsn kzarlar, canla bala bir ey yapmaya kalkarsn, gene kzarlar...
mek en iyisi!"
Podtiagin bir dikite ienin yarsn bitiriyor; ondan sonra artk ne
almay, ne grevi, ne namus duygusunu dnyor.

EYZ
Yaam boyunca birok ev grmmdr. Tatan, aatan yaplm, by k,
eskisi yenisiyle birok ev. Ama bunlar arasnda zellikle birisi bende derin bir
iz brakt. Ev byk deildi, tam tersine, minnack bir eydi. Tek katlyd,
penceresi vard; ilk bakta ufak tefek, kamburu km, ba rtl, yal bir
kadna benzetilebilirdi. Duvarlar beyaz sval, ats kiremitle kaplyd;
bacas yklmaya yz tutmutu. Ev, imdiki sahiplerinin dedelerince, dedelerinin
dedelerince dikilmi dut, akasya, kavak aalar arasnda yeillie gmlm
gibiydi. Gene de gr yeillik bu kk evin bir kent evi havasn tamasna
engel deildi. Geni avlusu komu evlerin avlularyla birleerek Moskovskaya
Soka'n oluturuyordu. Bu sokaktan bir kerecik bile at ya da araba gememiti,
yaya gidip gelenlereyse seyrek raslanrd.
Kk evde oturanlarn a pek gereksinme duymamalarndan olacak, panjurlar
hep yar kapal dururdu. Pencereler de yle. nk kimsenin temiz hava arad
yoktu. mrleri dut, akasya aalar, dulavrat otlar arasnda getii iin doa
gzelliklerine aldrmaz olmulard. Tanr, yalnzca yazlk merakllarna doann
gzelliklerini anlama yetenei vermitir, br insanlar bu gzellikler
karsnda bir eit bilgisizlik karanlna gmlm gibidirler. Byleleri
ellerindeki zenginliin deerini bilmezler, sahip olduklarn korumazlar, daha
da kts bunlara kar ilerinde bir sevgi yoktur.
Kk evin evresi bir yeryz cennetiydi, o gzelim aalar arasnda cvl
cvl kular terdi. Bir de siz burada oturanlar tanyn bakalm, ne
diyeceksiniz! Yazn kapal odalarda boucu scak, havaszlk; kn gene her yer
hamam gibi scak, stelik isli duman kokusu... Ksacas can skntsndan
patlard insan.

Evi ilk ziyaretimin zerinden hayli zaman geti. Albay ikamasov'dan karsyla
kzna selam getirmitim. Bu ilk ziyaretimi hi unutmadm. Unutmak elde mi ki?
Sizi evin giriinde karlayp salona gtrrken yznde korku ve aknlk
okunan, ufak tefek, solgun, krk yalarnda bir kadncaz gznzn nne
getirin. Ona gre siz hem "yabanc bir konuk", hem "gen bir erkek"siniz, ite
bunlar onu artp korkutmaya yetmitir. Elinizde ne sopa, ne balta, ne de
tabanca vardr, stelik, dosta glmsemektesinizdir; gene de kadncaz
kukudan kurtaramazsnz.
Kadn rkek bir sesle:
- Kiminle onurlanyorum, efendim? diye sordu.
Siz onun ikamasov'un kars olduunu hemen anlarsnz.
Kendinizi tantr, niin geldiinizi sylersiniz. Bu sefer korkunun, aknln
yerini sevin lklar, baylmak zere baygnlaan gzler alr. Sevin anlatan
"ah"lar evin giriinden salona, salondan oturma odasna, oturma odasndan
mutfaa, oradan da bodruma yanklanr. ok gemeden kk evin kesi-buca her
tondan neeli "ah"lara boulur. Be dakika sonra oturma odasnda byk, yumuak,
insan smscak kucaklayan kanepeye kurulduunuzda btn sokan "ah"larla
nladn duyarsnz.
Oturduum yerin hemen yanbanda mendile sarlp bir sandalyeye konulmu
terlikler hem taze kei derisi, hem de naftalin kokuyordur. Pencere nlerindeki
sakslarda trlar, tl perdeler, perdelerde besili sinekler. Duvarda, camnn
bir kesi krk, ereveli bir piskopos portresi. Piskoposun arkasnda
sralanan, solmaktan limon rengini alm bir sr nine, dede resmi... Masann
stnde bir yksk, bir makara iplik, yars rlm bir orap; yerde kuma
paralar, ipek ilemeli bir kadn bluzu. Bitiik odada akn, rkm bir
kocakar yerdeki kuma krpntlarn toplamaya almakta...
Bayan ikamasova;
- Balayn, bizim buras ok dank, dedi.
Benimle konuurken bir yandan da yerdeki kuma krpntlarnn topland odaya
skntl baklarla bakyordu. Odann kaps ikide bir birazck aralanyor,
sonra hemen kapanyordu. ikamasova kapya doru seslendi:
- Ne var? Ne istiyorsun?
Kapnn arkasndan bir kadn sesi:
- O est mon cravette, lequel mon pre m'avait envoy de Koursk (27) diye sordu.
- Ah, est-ce, Marie que... (28) imdi uygun olur mu? Nous avons done chez nous
un homme trs peu connu par nous... (29) Neyse, Lukerya'ya soruver.
ikamasov'un kvantan kzaran yznden; "Gryorsunuz, biz ne gzel Franszca
konuuyoruz!" diye bbrlenme okunuyordu. Az sonra kap ald; uzun mslin bir
entari giymi, on dokuz yalarnda, selvi soylu, incecik bir gen kz girdi
ieriye. Beline srma ilemeli bir kemer takmt, kemerden sedef kakmal bir
yelpaze sarkyordu. Kz ieri girer girmez reverans yapt, ayn anda da yz
kzard. Kzarklk nce uzun, opur burnuna, oradan gzlerine, akaklarna
yayld.
ikamasova ark syler gibi;
- Kzm! diye tantt onu. Maneka, bu da...
Adm syledim, sonra evlerinde grdm diki ilerinin okluuna ardm
belirttim. Anne-kz balarn nlerine ediler.
Bayan ikamasova:
- Voznesenye kasabasnda panayr vard da. Panayrdan her zaman oka kuma
alr, bir sonraki panayra dein hepsini dikeriz, dedi. Dikiler terziye
yaptrlmaz bizim evde. Kocam Piotr Semyonovi'in fazla bir geliri yoktur, o
nedenle biz fazla lkse kamayz. Her zaman kendi iimizi kendimiz grrz.
- Ama bunca giyecei kim giyer? Evde yalnzca iki kii deil misiniz?
- Ah, bunlar giymek iin deil! Giyilir mi hi? eyiz bunlar!
Gen kzn yz pancar gibi kzard.
- Aman anne, sen neler sylyorsun? Konuumuz da sylediklerini gerek
sanacaklar. Ben hi evlenmeyeceim ki...
"Evlenme" szn sylerken gzlerinin parladn aka grmtm.
Derken, sofraya ay, biskvi, reel, tereya kondu; ardndan ahududu, kanyak
geldi. Saat yedide alt eitten oluan akam yemei sofrasna oturduk. Biz

yemek yerken bitiik odada birinin yksek sesle esnediini duydum. Ben ararak
kapya baktm, nk ancak bir erkek byle esneyebilirdi.
ardm gren ikamasova:
- Piotr Semyonovi'in kardei, kaynm Yegor Semyonovi, diye durumu aklad.
Bir yldan beri bizimle birlikte oturuyor. Kusuruna bakmayn, yannza kamaz.
nsan kakndr, yabanclardan utanr hep. Son zamanlarda manastra kapanmak
gibi bir niyeti var... Grevdeyken hakkn yemiler. O da zntsnden byle
yapyor.
Akam yemeini bitirdiimizde, ikamasova, Yegor Semyoni'n kiliseye balamak
amacyla kendi eliyle iledii papaz atksn gsterdi. Bunun zerine Maneka da
bir an rkekliini zerinden atarak babas iin rd bir para kesesini
getirdi. Ben rgy ok beenmi gibi yapnca gen kz kpkrmz kesildi,
eilip annesinin kulana bir eyler fsldad. Bunun zerine annesinin yz
kvanla parlad, bana birlikte sandk odasna gitmemizi nerdiler. Burada be
tane byk sandk, bunlardan baka birok kk sandk ve kutular grdm.
Bayan ikamasova;
- Bunlar hep eyiz. Hepsini kendi elimizle iledik, diye fsldad.
nsann iini karartan bu sandklar grdkten sonra konuksever ev sahiplerinden
izin isteyip yanlarndan ayrldm. Gitmeden nce benden ilerde gene gelip,
kendilerini ziyaret etmem konusunda sz aldlar.
Ancak aradan yedi yl getikten sonra bir davada bilirkii olarak ayn kasabaya
yolum dtnde verdiim sz yerine getirebildim. Tandk eve girer girmez
gene ayn "ah"lar duydum. Beni tanmlard... Ama tanmayabilirler miydi? lk
ziyaretim bu insanlar iin nemli bir olayd, az raslanan nemli olaylarsa kolay
kolay unutulmaz. Daha da imanlayan, salar krlaan Bayan ikamasova yerde
srnerek mavi bir bezi biiyor; kzysa kanepeye oturmu, gergef iliyordu.
Odann tabannda gene bez krpntlar, evin her yerinde naftalin kokusu,
duvarda gene erevesi krk ayn portre... Bununla birlikte birtakm
deiiklikler yok deildi. Piskopos portresinin yanna Piotr Semyonovi'in resmi
aslmt, ev sahibeleriyse yas giysileri iindeydi. General olmasnn ardndan
Piotr Semyonovi bir hafta bile yaayamadan lmt.
Eski gnler anld, bir ara generalin dul kars alamaya balad:
- Ah, zntmz byk! Artk Piotr Semyonovi yok! Kzmla yetimiz imdi, bizi
dnecek kimsemiz kalmad. Geri Yegor Semyonovi sa ama onunla ilgili iyi
eyler syleyemeyeceiz. Alkole dknlnden... manastra da almadlar. imdi
kederinden daha ok iiyor. Soylular Birlii Bakan'na gidip ikiciliini
anlatacam. Biliyor musunuz, birka kez sandklar ap Maneka'nn eyizlerini
aldktan sonra gezgin duaclara datm. Byle giderse Manekam bsbtn
eyizsiz kalacak. Sandklardan ikisi tamtakr boalm.
Maneka skntyla:
- Siz neler sylyorsunuz, anne! dedi. Duyanlar da gerek sanacak. Ben hibir
zaman evlenmeyeceim, hi!
Maneka bunlar sylerken heyecan iinde tavana bakyordu. Szlerinin
doruluuna kendisinin de inanmad belliydi.
O srada evin giriinde dazlak kafal, izme yerine lastik ayakkablar giymi,
ufak yapl bir adam bir an grnp kayboldu. Oradan sanlarn kard
hrtya benzer birtakm sesler duyulmaya balad.
"Yegor Semyonovi olmal" diye dndm. Anneyle kzna daha bir dikkatli
baktm. kisi de yalanm, kmlerdi. Annenin salar gm gibi parlyordu,
kzn rengi sararp solmutu. kisini grenler annenin kzndan ancak be ya
byk olduunu sanrlard.
Anne biraz nce ayn eyi sylediini unutmu olmal ki:
- Soylular Birlii Bakan'na gidip anlatacam durumu, kaynm ikayet
edeceim, dedi. Yegor Semyonovi diktiklerimizin hepsini gizlice arp,
gnahlarn balatmak iin yoksullara datyor. Manekam eyizsiz kalacak,
dedi.
Maneka utancndan kzardysa da bu sefer bir ey demedi.
Anne:
- Hepsini yeniden dikmek gerekiyor, bizse o kadar varlkl deiliz, dedi.
Maneka da;
- Biz artk yetimiz, diye ekledi.

Yazgmda o evi bir daha grmek varm. Geen yl kk ev karma gene kt.
Oturma odasna girdiimde Bayan ikamasova'y tepeden trnaa karalar giymi,
kanepede diki dikerken buldum. Yannda kahverengi redingotlu, izme yerine
lastik ayakkab giymi, yal bir adam vard. Adam beni grr grmez oturduu
yerden frlayp dar kat.
Bayan ikamasova selamma karlk:
- Je suis charme de vous revoir, monsieur! (30) dedi.
Aradan bir sre vakit geince
- Neler dikiyorsunuz, bakalm? diye sordum.
- Gmlek. Bitirir bitirmez papaz efendiye gtreceim. Orada saklamazsam Yegor
Semyonovi alyor.
nndeki masann stnde duran kznn resmine bakarak iini ekti.
- Biz yetimiz.
Kz neredeydi acaba? Maneka nereye gitmiti. Karalar giymi anneye byle bir
ey sormadm, sormak iimden gelmedi. Orada oturduum srece, evlerinden kalkp
giderken, Maneka ne beni grmeye, ne de uurlamaya kt. erden
konumalarn, rkek, sessiz ayak seslerini de duymadm. Her eyi anlamtm,
yreimde ylesine ar bir duygu vard ki!

NDEKLER
Berber Dkknnda 15
Memurun lm
20
Yaramaz ocuk
24
Hep Dilimin Yznden
28
St Aac 36
Kale Gibi Kadn
42
Nasl Evlendiimin Resmidir
48
Korkun Bir Gece 53
Yamurdan Kaarken Doluya Tutuldu
kar in Evlilik
73
Yaayan Tarihler 81
Unvanlar Kaldrld
85
izmeler
93
Atla lgili Soyad
99
Yolunu aranlar 105
Kundak
111
Priibeyev Baavu
117
Ayyaln lac 123
Bu Kadar Da Fazla
132
Yallk
138
Ah u nsanlar
146
eyiz 152

63

You might also like