Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 79

GR

Genel anlamda filoloji, kendisine inceleme konusu olarak ald bir dilin
tarihi, dilbilimi ve edebiyat ile urar. Bir disiplin olarak filoloji Trkedeki
anlamyla dil ve edebiyat renimidir. Filoloji eitimi sz konusu dil ile
uraan kiinin o dilin uzmanlna ulamasn salar. Hangi dilin filolojisi
olursa olsun, filolojinin amac, her eyden nce, geen zaman iinde okunup
anlalmasnda glk ekilen metinleri aklamak ve bu metinleri canl
tutabilmek iin, gereken abay gstermektir. Ksacas, filoloji metnin dilini
aklamakla urar, diyebiliriz.
Klasik filoloji, temeli akl yrtmeye ve karlatrma yapmaya dayal bir
filoloji disiplinidir. Antik an Eski Yunan ve Roma uygarlklarn, bu
uygarlklardan zamanmza aktarlm belgeleri ve edebi metinleri inceleyerek
ve aklayarak her ynyle (dil, kurumlar, devlet ynetimi, sosyal yaam v.b.)
tantma, bilinmeyen ynlerini aydnlatma uradr. Bu uranda klasik
filolojiye eski el yazlarn okumakla uraan paleografi, el yazmalar
zerinde aratrma ve incelemeler yapan kodeks bilimi, papirs bitkisinden
hazrlanan yaz gereci zerine yazlan yazlar zerinde alan papirs bilimi,
yazma eserlerin yayma hazrlanmasyla uraan metin eletirisi, dil bilgisi,
dilbilim, edebiyat tarihi, tarih, hukuk, arkeoloji, mitoloji, dinler tarihi, ta ve
madenler gibi dayankl yaz gereleri zerine yazlan metinler zerinde
alan ve yazt bilimi olarak Trkeletirebileceimiz epigrafi, eski paralar
zerinde alan nmizmatik gibi bilim kollar yardmc olur.
Kapsam geni bir disiplin olan klasik filoloji ile uramann kiiye
belirli nitelikler kazandran eitsel bir yn de bulunmaktadr: Klasik diller
olarak kabul edilen Eski Yunanca ve Latince ile uramak, insana belli bir
zihinsel nitelik kazandrr. Byle bir eitimden geerek zihinsel niteliklerini
1

gelitirmi olan kii, somut gerekle srdrd ilikinin kazandrd bir


alkanlkla, her eyin doruluunu bizzat aramak ister; bu durum,
aratrcnn eletiri szgecinden gememi her trl dogmann ve yargnn
yklp yok olmasna neden olur1. Klasik filoloji eitimi, kiinin, tarihsel bir
bak as kazanarak insanln geirdii manevi evrim srecinin farkna
varmasn salar. nsanlk niteliklerinin gelitirilmesi temeline dayanan klasik
filoloji eitimi, bireyin gzlemcilik, eletiricilik niteliklerini kazanmasn
salar ve kiiyi sistemli dnmeye ynelterek yargda bulunma gc
kazandrr2. Prof. Dr. lber Ortayl Trkiye Bilimler Akademisinde 2005
ylnda verdii Filoloji ve Tarih balkl konferansnda karlatrmaya ve
manta dayal bir disiplin olan filolojinin sosyal bilimlerin matematii
deerinde olduunu, doru dnmek ve doru dil kuruluu yapabilmek iin,
insanlarmzn bu eitimden geirilmesi gerektiini sylemektedir3.
Klasik filolojinin temel amac Eski Yunan ve Roma uygarlklarn
paleografi, metin eletirisi, gramer ve bugnk slup bilgisinin karl olan
retoriin yardmyla, ounlukla bozulmu olarak ya da dolayl olarak
gnmze ulam, Antik an, dili Eski Yunanca (Helence) ya da Latince
olan zgn metinlere olabildiince yaklaarak incelemektir. Klasik filolojinin
modern filolojilerden en byk fark, zerinde alt btn yaznsal
metinlerin elle oaltlm metinler olmasdr. Zamanmza elle oaltlarak
ulam antik metinleri dilbilim asndan ve edebi bakmdan yorumlamann
temelinde, bu metinlerin kusursuz bir biimde yeniden kurulmas yatmaktadr.
Metinlerin yorum analizleri ses bilgisi (fonetik), biim bilgisi (morfoloji),
cmle rgs (sentaks) ve anlam bilgisi (semantik) bakmndan yapldktan
sonra, elde edilen veriler arasnda balantlar kurulur. Yapsal olarak
yorumlanmalarnn yan sra metinler, tarihsel-siyasal, tarihsel-edebi ve edebi1

Sinanolu, 1980, s. 193.


Sinanolu, 1992, s. 520-521.
3
Ortayl, 2005, s. 26-27.
2

kuramsal adan da snflandrlr. Antik an, dili Eski Yunanca (Helence)


ya da Latince olan metinleri gnmze zgn kopyalaryla, baka bir deile,
bizzat yazarnn elinden km metinler olarak ulamamlardr. Yzyllar
boyunca elle oaltlarak zamanmza aktarlm metinlerin kopyalar arasnda
farkllklar bulunmaktadr. Antika metinlerinin dilbilimsel, yaznsal ve
tarihsel bakmdan yorumlanabilmesi ise bu metinlerin, yazarnn elinden
km metne en yakn metin olarak yeniden kurulmasna baldr. Bu da
klasik filoloji disiplininin vazgeilmez bir ura olan metin eletirisi
sayesinde mmkn olabilmektedir.
Klasik filolojinin ve klasik eitimin temelinde yatan ve insan her eyin
merkezi ve lt yapan bir yaam gr olarak hmanist dnce,
kaynan antikalardan almakla birlikte bir kavram olarak ortaya k 19.
yzylda olmutur. Hmanizma denince akla ilk gelen, 14. ve 15. Yzylda
nce talyada ortaya kp ksa srede tm Avrupaya yaylan, klasik kltre
dayal ve bu kltrn z deerlerini gnn koullar iinde yeniden yaatmay
amalayan kltr akmdr. Bu yeni kltr ortam Rnesans hazrlamtr.
15. Yzyl hmanizminin, ncelikle klasik kltr temsil eden metinleri
aratrmaya, onlar gnna karmaya ynelik bir filoloji hareketi gibi
grnmekle birlikte, ayn zamanda klasik kltrn insan ve evren
anlayndan esinlenerek ortaaa gre yeni bir insan anlayn ieren bir
genel dn akmna yol atnn da farkna varlr.
Hmanizm, hmanizma veya insanclk Latince humanismus teriminin
deimi ya da Franszcadan etkilenmi ekliyle Trkenin sz daarcnda
yer alan bir kelimedir. Humanismus insan anlamna gelen Latince homo
isminin sfat humanustan gelir. Humanusu Trkeye insani, ya da insancl
olarak evirebiliriz. Humanus, insana ait, insanla ilgili, insana ilikin bir
veriyi, bir zellii, bir olguyu gsterir. Humanismus ismi humanus sfatndan
3

us eki yerine, bir gr, bir kany, bir retiyi, bir dnce dizgesini
gsteren ismus ekinin getirilmesiyle olumutur. Bylece humanismus,
merkezini insann oluturduu bir dnce eilimini, bir dnya grn
ifade etmek iin kullanlan bir terimdir.
14. yzyln talyan kentlerinde yaayan varlkl ve eitimli kesimin,
gerek Ortaan soylu snfnn valye kltrnden, gerekse ruhban snfnn
skolastik kltrnden ayr, yeni bir kltr arayna girmeleri sonucunda bu
yeni kltr 19. yzyldan itibaren tarihiler tarafndan hmanizma olarak
adlandrlr. Humanismus kelimesini ilk olarak 19. Yzylda pek tannmam
bir Alman pedagogu olan Friedrich Immanuel Niethammer kullanmtr.
Humanismus kelimesi 19. Yzylda ortaya km yeni bir terim olmakla
birlikte, 15. Yzyln sonlarna doru talyancada umanista kelimesi
kullanlyordu. Bu kelimenin hem isim hem de sfat ilevi vard. Balangta
sadece belagat ve klasik edebiyat hocasn iaret etmek iin kullanlan
kelimenin bir sre sonra anlam genileyerek Eski Yunan ve Romallarn
yazlarn toplayan, inceleyen, yaynlayan kiilere denir oldu. Daha sonra da
bu kelime genel olarak bilgili, kltrl, aydn insan iin kullanlan bir terim
oldu. Latince metinlerde de humanista kelimesi umanista ile ayn anlamlarda
kullanlyordu. Her iki kelimenin de kkeni olan humanus sfat klasik a
Latince metinlerde dier anlamlarnn yannda, bilgili, kltrl, aydn
anlamlarnda da kullanlyordu.
Humanusun anlamsal geliimini kavrayabilmek iin Latince humanitas
kelimesine bakmak gerekir. Szlk anlam insanlk olan humanitas birbiriyle
balantl kavramlar iermektedir: nsan doas, insanlar topluluu, insana
zg davran ve erdemler v.s. Humanitas, humanus sfatndan, humangvdesine itas soyutlayc eki ile elde edilmi Latinceye zg bir kelimedir;
Eski Yunancada karl yoktur. Bu terimin kullanld en eski belge M
4

84-83 yllarnda yazlm Rhetorica ad Herennium (Herenniusa Belagat


Yazlar) adl, yazarnn kim olduu tartmal olan eserdir. Humanitas Latin
diline tam anlamyla mal eden Cicerodur (bkz. pro P. Quinctio Oratio, M
80). Cicero iin humanitas tam anlamyla bir insan lks oluturur. nsann
nasl olmas gerektiine, kendini insan olarak nasl gerekletireceine
ynelik bir dinamizm ykldr. Cicero iin humanitas lks u geleri
ierir: Bilgi, kltr, ahlak ve ruh eitimi, terbiye ve nezaket, kibarlk, ruh
asaleti ve ycelii, haysiyet, iyilik, iyi niyetlilik, zveri, adalet, eli aklk,
kadirbilirlik, arkada ruhlu olmak, en ve neeli olmak, akac ve nkteci
olmak, zevk sahibi olmak. Humanitasn ilham kayna Eski Yunan
dnrlerinin gelitirip ekillendirdii uyumlu ve iyi insan lksdr.
Humanitas ayn zamanda bu lkye ynelen bir eitim yntemidir. Bu eitimi
akla hitap eden, bilgi ve bilimle ilgili ynlerini gstermek iin Cicero studia
humanitatis (insanlk renimi) veya studia humanitatis et litterarum (insanlk
ve edebiyat renimi) deyimlerini kullanr ve yle bir tanm yapar: ocuu
yetitirip insanla eritiren yntemler (pro Archia 3.4). Bu adan
bakldnda humanitas Yunanca paideia kavramna yakndr, ancak anlamsal
adan daha derindir ve stndr. Ciceronun yaptlarnda humanitas bu
anlamdan baka insan doasn (natura humana), insann doasn (natura
hominis), insann lml durumunu (condicio mortalis), insan cinsinin
doasn (natura generis humani) gsterir. Ciceronun adalar olan yazarlar
da bu terimi bu iki anlamda kullanmlardr. Onlar izleyen Latin yazarlar bu
terimi daha az kullanmakla birlikte, kullananlar yine ayn anlamlarda
kullanmlardr. Latince yazan ilk Hristiyan dnrleri ise humanitas k
kullanmakla birlikte, terimi Tanrsall ifade eden divinitasn kart olarak
gnahkar, zayf, lml insan yapsn belirtmek iin kullanmlardr.
Hmanizmann ilk temsilcisi Petrarcadr. Orta a dnyasna kar antik
dnyann rnek alnmas ilk olarak Petrarca ile balamtr. Petrarca ile
5

beraber eski Romallarn ve Yunanlarn daha yksek ve daha muhteem bir


tarihe sahip olduklar duygusu gittike glenmitir. Petrarca ile birlikte, bu
akmn balca temsilcileri, daha sonra zerinde ayrntl olarak duracamz,
Poggio, Valla, Rabelais, Erasmus, Bude ve Montaigne olmutur.
Hmanizmann terim olarak da kklerini antik ada aramak gerekir.
Eski Romann nl hatip ve devlet adam M. Tullius Ciceronun pro Archia
eserinde studia humanitatis ac litterarum deyiini buluruz4. Bu deyi beeri
bilimlerin tmn yani zgr insann eitimi iin uygun konular kapsayacak
bir eitimi ifade etmektedir. Hmanist tarih dncesi bizlere ncelikle,
kendimizin de hep deien bir olaylar aknn rn olduumuzu ve insan
fizyolojisinin belirledii snrlar iinde tm insani deerlerin, dncelerin ve
greneklerin zaman ve mekna bal rnler olduunu retmitir. Bu
kltrel grecelik modern kltr geleneksel kltrden ayran bir zelliktir.
15. Yzyln ortalarna doru tamamyla gelimi olarak dnce yaamnn
n plannda yer alan hmanizm sadece edebiyat alannda kalmayp her trl
dnce faaliyetini, erevesi iine alr ve bylece taklit ve inceleme
aamasn geerek eletiri aamasna ular5.
Bu almann amac klasik filolojiyi bir disiplin olarak ele almak ve bu
disiplin ile yeni tananlara klasik filolojiyi tantmaktr. ncelikle filoloji ve
filolojik yntemin tanm verilecek, ardndan klasik filolojinin ura alan ve
yntemi zerinde durulacaktr. Her konuda olduu gibi konunun tarihsel
boyutu zerinde de durularak antikalara uzanan tarihesinden gnmz
dnyasna kadar bu disiplinin geirdii evreler ele alnacaktr. Buna paralel
olarak da lkemizde Klasik Filoloji almalarnn balangc, bu alanda
yaplan almalar ve bugnk durumu zerinde durulacaktr. almann
4

Cicero, pro archia


(bu konuda ayrntl bilgi iin bkz. C. G. Nauert, Avrupada Hmanizma ve Rnesans Kltr ve Boos Levon
Zekiyan, Hmanizm. Dnsel lem ve Tarihsel Kkenler, stanbul: nklap Kitabevi, 2005)
5

sonunda bu alanda alacak olanlara yol gsterici olmas bakmndan temel


alma kaynaklar tantlacaktr.
FLOLOJ / KLASK FLOLOJ
Filoloji bir dili ve o dili tayan yazl belgeleri dil ve tarih asndan
inceleyen bir disiplin olarak, kendisine inceleme konusu yapt dilin tarihi,
dilbilimi ve edebiyat ile urar. Dolaysyla yazl belgesi olan btn dillerin
filolojisinden sz etmek mmkndr.
Dilsel bir ifadenin metin ve anlam olmak zere iki yn olduundan,
dilsel ifadeler zerinde alan filoloji deiik tanmlar yaplabilir:
Conradynin tanmlamasyla, sze ve szde sakl olan ruha, yani anlama
duyulan sevgidir6; Pfeiffer'a gre, filolojide esas olan metnin szlerini ve
anlamn kavramaktr; bunu gerekletiren filoloji asl amacna ulam
demektir7; A. Bckh, bu anlamda filolojiyi insan akl tarafndan retilmi
olan tanma, yani bilineni tanma olarak tanmlar8; Gadamer'e gre filoloji
balant yoluyla anlama sanatdr ve bu balantlardan biri tarihsel balant
olduundan, filoloji baka yntemlerin yannda tarihsel yntemleri de
kullanmaldr9; W. Jaeger'e gre filologlarn says kadar filoloji vardr ve
geerli bir filolojik yntem gstermek gerekten zordur10.
Filolojinin temel amac, zerinde alt dili ve o dilde yazlm
belgeleri tarih asndan incelemek ve gerektii yerlerde de akla
kavuturmaktr.

Ksaca

tanmlamak

gerekirse

filoloji,

metnin

dilini

O. Conrady, Einfhrung in die Neuere deutsche Literaturwissenschaft, Hamburg, 1966, s.


27'den Gerhard Jaeger, a.g.e., s. 11.
7
R. Pfeiffer, Philologia perennis, 18'den Gerhard Jaeger, a.g.e., s.12.
8
A. Bckh, Enzyklopaedia und Methodenlehre der Philologischen Wissenschaften, Darmstadt,
1966, 10'dan Gerhard Jaeger, a.g.e., s.12.
9
H. G. Gadamer, Wahrheit und Methode, Tbingen, 1965, s. 170'den Gerhard Jaeger, a.g.e.,
s.12.
10
Gerhard Jaeger, a.g.e., s. 12.
7
6

aklamakla urar. Metnin dilini aklarken karlalan glkleri ortadan


kaldrmak iin, baka birok bilim dalna bavurma zorunluluu ortaya
kabilmekle birlikte, filoloji edebiyat ile dil biliminin her zaman el ele
alt, birbirini tamamlad bir disiplindir. Bu disiplinin alma ve
inceleme yntemi esas olarak tarihi bir karaktere sahiptir. Bylece filolojinin
dili ve edebiyat tarihsel bir bak asyla incelediini bir kez daha
vurgulamak gerekir.
Filoloji eitimi alm ve filolojiyi kendine ura edinmi kiilere filolog
denir. Filoloji eitimi dil ve edebiyat eitimidir; kiinin, zerinde alt
dilin uzmanln kazanmasn salar. Bir dilde uzman olabilmek iin, o dilde
yazlm eserler zerinde almak gerekir. nk bir dilin en zenli
kullanlma alan edebiyattr11. Mimari, resim, mzik gibi, edebiyat da bir
sanat daldr, ancak dierlerinden fark malzeme olarak dili kullanmasdr.
nceleme ve aratrma konusu edebiyat olan bilim dalnn ad edebiyat
bilimidir. Edebiyat eserlerini, yazarlarn, edebiyat akmlarn dnemlerinin
sosyal ve kltrel erevesi iinde inceleyen edebiyat tarihi ise edebiyat
biliminin bir yan daldr. Edebiyat bilimi ve dil bilimi bir arada filolojiyi
olutururlar. Bu iki bilimin birbirine en ok yaklatklar inceleme alan ise
slup incelemeleri alandr12. Dil bilimi dil sistemlerinin incelenmesi ve
betimlenmesiyle urarken edebiyat biliminin balca ura alan metin
(betik) incelemesi ve zmlemesidir. ncelemede ve zmlemede ama sz
konusu metnin ya da bir edebiyat eserinin tamamnn bilimsel akla
kavuturulmasdr. Bunun iin eitli yntemler kullanlmasnn yan sra
edebiyat bilimcisinin deneyimle kazanlm bir duyarllnn olmas gerekir13.

Grsel Ayta, Edebiyat Yazlar III, Ankara, 1995, s. 91.


Grsel Ayta, Edebiyat Yazlar III, Ankara, 1995, s.10-11.
13
Grsel Ayta, Edebiyat Yazlar III, Ankara, 1995, s.11.
8
11
12

Dilimize Bat dillerinden gemi bir kelime olan filoloji kelimesinin


kkeni Eski Yunanca (Helence) bir kelime olan philologiaya dayanmaktadr.
Philologia yine Eski Yunanca (Helence) olan iki kelimenin bilemesiyle
tretilmi bir kelimedir: Bu kelimeler philos ve logostur. Philosu Trkeye,
seven, herhangi bir eyi seven, sevgili, dost, taraftar olarak, logosu ise en
dar anlamyla kelime, sz, ifade, konuma, konuma slubu, anlat, haber
olarak evirebiliriz. Bylece, filoloji kelimesini aklamak istersek,
kelimenin kken bilgisinden yararlanarak ksaca dil sevgisidir, diyebiliriz.
Bu durumda philologos yani filolog da konumaktan holanan, sz seven,
dili seven kii olur. Ayn kelime antik ada, konuulan dinlemesini seven
kii iin de kullanlyordu. Yaplan bu kken bilimsel aklamadan sonra,
filolog konumay, anlatmay, dinlemeyi yani dili seven kiidir, diyebiliriz.
Dili, konumay seven bu kii ne ile urar? Kken bilimsel aklama bu
soruya yant vermek iin yeterli deildir. Bir kelimenin kken bilimsel
aklamasn yapmak o kelimenin ieriini tam olarak tanmlamak iin her
zaman yeterli olmaz; byle durumlarda kelimenin anlam ykn de bilmek
gerekiyor.
Philologos kelimesiyle antik ada ilk olarak Platonun (M.. 427-347)
metinlerinde karlarz: Platon Nomoi (Yasalar) adl eserinde az konuan
yani lakonikos

(ksa ve z konuan) olan Spartallara (Lakonial,

Lakedaimonial) ve Giritlilere karlk, konumay ok seven Atinallar iin


philologos kelimesini kullanmtr14. Tartmay seven ve sylenenleri
dinlemekten holanan Sokrates, rencisi Platonun Phaidros diyalounda
kendisini philologos olarak adlandrmaktadr15. Platon'a gre filolog her
konuda genel bilgisi olan, insann dncesini ve bilgisini gelitirecek
konumalara katlmay ve tartmay seven kiidir. Platona gre filolog
14
15

Platon Nomoi, 641e..


Platon, Phaidros, 236e ..

insana bilgi kazandracak ve dncelerini olgunlatracak nitelikte her eit


konuma ve tartmay merakla izleyen, genel bilgisi olan, renmeye hevesli
kiidir. Platonun Kratylos diyalounda, Sokratesi dilin kayna zerine uzun
uzun aklamalarda bulunurken, dilin kaynann doa m, yasa m olduunu
aklamaya alrken buluruz. Platonun rencisi Aristoteles (M.. 384322) dil felsefesiyle yakndan ilgilenmi bir filozof olarak ayn zamanda bir
filolog da saylr. Dilin kategorilerini belirten Aristoteles dilin mantkla olan
balantsn ortaya koymutur. Dilin insanlar arasnda bir anlama sonucu
doduu grn savunurken, bir gramerci olmamakla birlikte kelimeleri
isim, fiil ve ba olmak zere kategoriye ayran ve kelimelerin eril, diil ve
ortada olan olmak zere cinsi olduundan sz eden yine Aristotelestir16.
Aristoteleste ve Hatip Isokrateste (M.. 436-338) philologos kelimesinin
kapsamnn daraldn gryoruz: Kelime btn aydnlara verilen bir unvan
olmaktan km ve yalnzca edebiyat ve dil alannda uzman ve sz
sylemeye, konumaya yetkili kimseye filolog denir olmutur.17
Klasik filolojinin bir terim olarak ne anlama geldiini aratrmak iin
nce terimi oluturan kelimelerin tek tek kkenlerini, ilkin yaln anlamlarn,
sonra da bu terimi olutururken kazandklar anlamlarn incelemekle ie
balamak gerekir. Bu terimi oluturan iki kelimeden biri olan filoloji
kelimesinin kkeni zerinde yukarda durduk. imdi de klasik kelimesinin
kkeni zerinde duralm.
Dilimize Bat dillerinden gemi bir kelime olan klasik kelimesi
Latince classicus kelimesinden gelmektedir. Donanmaya ait anlamna gelen
bu sfat kken olarak, yine Latince bir kelime olan classis kelimesinden
gelmektedir. Bylece Trkedeki klasik kelimesinin kkenini Latince
classis kelimesine kadar gtrebilmekteyiz. Bu kelimenin ilk anlam
16

Aristoteles, Rhetorika 1398b14.

17

Sheyla Bayrav, Filolojinin Oluumu, stanbul, 1975, s. 1.


10

snftr. Yani bir toplumun, baz zelliklerinden dolay seilmi bir


parasn gsterir. Eski Romada bu kelime varlkl snf iin, vatandalarn
ileri gelenleri iin kullanlrd. Kelimenin bir dier anlam da askeri alandadr:
nceleri kara kuvveti anlamnda kullanlan kelime, sonralar deniz kuvveti,
yani donanma anlamnda kullanlr olmutur. Burada da zelliklere gre bir
gruplama, btnn belli zellikleri olan bir parasn belirleme, seme sz
konusudur. Classicus sfat Rnesansta Eski Yunanca (Helence) ve Latince
eserlere duyulan ilginin ve antik an yeniden canlandrlnn bir sonucu
olarak, rnek oluturan, kusursuz olan anlamn kazanmtr. Okullarda
okutulan yazarlar ve eserleri 16. yzylda classici olarak adlandrlyordu. Bu
yazarlar ve eserleri Rnesans iin Eski Yunan (Helen) ve Latin yazarlar ve
onlarn eserleriydi18. Nitelikleri sebebiyle bu yazarlar da ideal ya da rnek
kabul ediliyorlard. Bylece belirli kurallara balanm ller ortaya
koyann, rnek olann, kusursuz olann anlam klasik kavramnn nemli
bileenlerinden biridir. Bylece klasik filoloji teriminin klasik sfat,
classicus kelimesinin Rnesans'ta kazand bu anlamdan kaynaklanmaktadr.
Klasik kelimesinin bir baka bileeni kelimenin, bir olgunun tarihsel
gelime sreci iinde ulat en parlak olunan zaman iin ya da olgunluk
zaman iin en yksek baar evresi olarak kullanlmasyla karmza
kmaktadr. Kelimenin bu anlam klasik filoloji iin sadece dolayl yoldan
nemli olmutur.19
Bir disiplin olarak Klasik Filolojinin bir kez daha tanmn yapmak
gerekirse, Eski Yunan ve Latin halklarnn kltrn, braktklar belgeleri ve
edebi metinleri inceleyerek ve aklayarak bu halklar her ynyle (dil,
kurumlar, devlet ynetimi, sosyal yaam v.b.) tantma, bilinmeyen ynlerini
gn na karma uradr, klasik filoloji. Bu uranda klasik filolojiye
18
19

Gerhard Jaeger, Einfhrung in die klassische Philologie , Mnih, 1990, s. 11-16.


Gerhard Jaeger, a.g.e., s. 11.
11

arkeoloji, epigrafi, paleografi, nmizmatik, mitoloji, dinler tarihi, papiroloji,


kodikoloji, metin eletirisi, edebiyat tarihi, tarih, hukuk, dilbilim gibi bilim
kollar yardmc olur. Klasik Filolojinin amac: Eski Yunan ve Latin Dillerini
ve bu dillerde yazlm eserleri ve bunlar araclyla Eski Yunan ve Latin
kltrlerini paleografi, metin eletirisi, gramer ve retoriin (bugnk stilistik
ya da slup bilgisinin karldr) yardmyla, ounluu bozulmu olarak ya
da dolayl yoldan gnmze ulam, antik an zgn metinlerine
olabildiince yaklaarak incelemektir. Bu amala yaplan antik metinlerin
dilbilimsel ve edebi bakmdan yorumlanmasnn temelini, bu metinlerin
kusursuz bir biimde yeniden kurulmas oluturmaktadr. Tekrar etmek
gerekirse, Klasik filolojinin modern filolojilerden en byk fark, zerinde
alt btn edebi metinlerin elle oaltlm metinler olmasdr.
ANTKADA YAZI ARA-GERELER VE KTAP
Eskiada Kitap makalesini ve Eskiada Yaz Ara, Gereleri
kitabn OKUYUNUZ!
Antik a sz, anlam bakmndan her ne kadar eskilii anlatyor olsa
da, zamanmzn pek ok dnce ve yaam biiminin, dnya grnn
temellerinin atld, bu sebeple de geerliliini bugn bile koruyan bir adr.
Grek ve Roma kltrlerinin rn olan ve Antik an dn dnyasn ve
ruhunu yanstan yazl edebiyat eserlerinin aklanmas ve yorumlanmas
hepimizin bildii gibi, klasik filoloji disiplininin alma alanna girer. Filoloji
sz konusu olduunda, zerinde allan malzemenin metinler, zellikle de
yaznsal metinler olduunu sylemek gerekir. Filoloji dil ile ve o dilde
yazlm metinlerle urar. Grek ve Latin dillerinde yazlm metinlerle de
klasik filoloji urar. Bu metinler her trden yaznsal metinler olmakla
birlikte, hepsinin en nemli ortak zellii Antik a ve Orta a boyunca,
matbaann bulunuuna kadar, elle oaltlarak gnmze aktarlm metinler
12

olmalardr. zerinde allan metinlerin bu ortak zellii klasik filolojinin


modern filolojilerden yntem farklln ortaya koymaktadr.
Biz bugn Greke ve Latince edebi metinlere bavurmak, bu metinleri
okumak, deerlendirmek, yorumlamak istediimizde, gerek sadece Latince ve
Greke metinler olarak gerekse bir modern dile evirisiyle birlikte, iki dilli
olarak, metinlerin modern zamanlarda hazrlanm basklarn kullanyoruz.
Hepimizin bildii gibi, Oxford ve Teubner basklar, sz konusu metinlerin
zgn dillerinde verildii; The Loeb Classical Library, Belles Lettres ve
Tusculum basklar zgn dilleri ile birlikte metinlerin, srasyla ngilizceye,
Franszcaya ve Almancaya evirileri ile birlikte verildii iki dilli olarak
hazrlanm basklardr.
Antik an Grek ve Latin dillerinden birinde yazlm eserleri
gnmze zgn kopyalaryla, baka bir deile, bizzat yazarnn elinden
km metinler olarak ulamamlardr. Grek ve Latin edebiyatn gnmze
tayan metinleri ieren elyazmalarnn ou 9 - 12. yzyllarda oaltlm
kopyalardr. Gnmze yazar tarafndan yazlm haliyle ulam en eski
metin . S. 6. yzyla ait olup Dioskorosun, papirs zerine yazlm Greke
iirleridir (Krafft, s. 105). Dioskoros . S. 520-585 yllar arasnda yaamt;
Yukar Msrdan, resmi bir grevliydi; Dioskoros papirslerinin ierii
heksametron ve iambos lsyle yazlm vg iirlerinden, evlilikle ilgili ve
mitolojik konulu iirlerden oluuyordu (Lesky, s. 819). Gnmze ulam en
eski Latince eser ise, . S. 4 - 5. yzylda, baka trl sylersek, yazarndan
yaklak drt yz yl sonra kopya edilmi (Codex Vaticanus) haliyle ulam
olan, Vergiliusun Aeneis eserinin kopyasdr (Krafft, s. 105).
Yunanistanda zellikle de Attikada ilk yazl belgeler . . 8. yzyldan
balayarak gnlk yaamda kullanlan trden ve resmi belgelerdi. Edebi
metinlerin ilk rnekleri olan destanlar ise . . 700 ylna doru yazya
13

geirilmeye balanmt. En yaygn olarak ve en uzun sre kullanlm olan


yaz gereci, . . 3000den balayarak Msrda Nil vadisinde yetitirilen ve
cyperus papirus denen odunsu bir bitkiden yaplan papirs idi (Thompson, s.
20). Yunanistana . . 6. yzylda Msrdan ithal edilen ve sonradan da
Romada kullanlmaya balanan papirsn inceliine, bitkinin yapsna,
rengine gre kalitesini gsteren eitleri vard (Plin. nat. hist.). Papirsn
kullanlmasna . . 3. yzylda balanan Romada papirs yetitiren iftiler
destekleniyordu. htiyacn ounluu, ithal edilerek karlanan papirs
Msrdan Ostia limanna oradan da Tiber rma yoluyla Romaya geliyordu.
mparatorluk dneminde Romada papirsn tketimi artmt (Thompson, s.
22).
Papirs zerine yazlm eserlerden buluntular 19. yzyln balarnda
yaplan aratrmalarda, ancak belli yerlerde elimize gemitir: Msrda
Oksyrhynkhosta ve Euphrates (Frat Irma) yaknndaki Dura Europosta.
nk papirs blgenin iklim koullarnn salad kuraklk sebebiyle,
sadece Msrda bozulmadan korunabilmitir (Finley, s. 21-22). Byk
skender dneminde Msr, Yunan kontrol altna girmiti ve ok sayda
Yunanl Nile g etmiti. Msrda kullanlan yaz dili . . 3. yzyldan
balayarak yaklak bin yl sonrasnn Arap istilasna kadar, Greke idi.
Gnmze ulaan Greke papirsler . . 4. - . S. 7. yzyllar arasna
tarihlenir. Alkaios (. . 630 - 560) ve Bakkhylidesin (. . 505 - 450)
eserleri, Menandrosun (. . 342 - 292) baz komedileri, Herondasn (. .
3. yzyl) mimoslar ve Aristotelesin (. . 384 - 322) Atina anayasas
zerine yazd eseri gibi nemli eserler, papirs kopyalar sayesinde
gnmze ulamtr. Kopya saylarnn az oluu bu eserlerin Orta adaki
kopyalama giriimlerinden ok nceleri kaybolmu olabilecei ihtimalini akla
getirmektedir (Finley, s. 22). Antik dnyann en byk ktphanesi olan ve
Msrda

Yunanl

yneticiler

tarafndan
14

kurulmu

olan

skenderiye

ktphanesinde Euripidesin (. . 480 - 406) doksan iki oyunundan sadece


yetmi drdnn bulunmas Antik aa ait eserlerin urad kaybn ak bir
gstergesidir (Finley, s. 22 - 23). skenderiyedeki ve baka kentlerdeki
ktphanelerde o dnemlerde gittike daha az ilgi eken yada hemen hi ilgi
ekmeyen eserler de kopyalanarak kaybolmalar nlenmeye allmtr;
ancak bu tr abalarn Hristiyanln ilk yllarnda tkenmi olmas Antik
an edebi eserlerinin yok olmasn hzlandrmtr (Finley, s. 22 - 23).
Papirs zerine yazlm en eski Greke metinlere bir rnek, Aa Msrda
Abusirde bir mezarda bulunmu olan Miletoslu Timotheosun (. . 447 357) Persai adl eseridir (Hunger, s. 73); yaklak . . 4. yzyla tarihlenen
bu papirs klasik dnyann, yazarnn yaad dneme en yakn bir zamanda
kopya edilmi olan tek yazmadr (Lesky, s. 2). En eski metinlerden bir dieri
ise yaklak . . 620 ylna tarihlenen, . . 7. yzylda yaam koro lirii
airlerinden Alkmann iirlerinin yazl olduu papirstr. Herculaneumda
1752 ylnda yaplan aratrmalarda Epikuros felsefesine ilikin, Augustus
dnemine ait papirs zerine yazlm ok sayda yazma bulunmutur.
Msrda bulunan ve 1949 ylna kadar yaymlanm olan edebi eserlerden
paralar ieren yaklak 1233 papirsten 555 tanesini, Homerosun Ilias ve
Odysseia eserlerinin kopyalar veya her iki destan zerine yaplm aklamal
yorumlar oluturmaktadr. Bu iki destandan Iliasa ait kopyalar dierine ait
kopyalardan daha fazladr: Iliastan 380 para bulunmasna karlk
Odysseiadan 113 para bulunmaktadr (Finley, s. 22-23). En ok kopya
edilmi, zerinde allm eserlerden biri olan Homerosun Iliasnn en eski
kopyasndan paralar . S. 1. yzyla tarihlendirilir. Bu eserin en eski eksiksiz
kopyas ise . S. 4. yzyla tarihlenen bir parmen kopyas olan ve bugn
Milanoda bulunan Codex Ambrosianustur.
Papirsten sonra parmen, Antik ada en ok kullanlan yaz
gerecidir. Yunanllarn diphtherai dedikleri ve koyun, kei, dana gibi
15

hayvanlarn derilerinden yaplan parmenin kullanm zamanla yaygnlam


olup Romaya Malloslu Krates tarafndan getirilmitir (Hunger, s. 322).
Cicero zamannda ok kullanlr hale gelmekle birlikte edebi metinler iin ilk
kez air Martialis (. S. 38/41 101/104 aras) tarafndan kullanld
bilinmektedir

(Thompson, s.

29

30).

Greke

metinli

parmen

kodekslerinden gnmze ulam en eski paralar . S. 2. yzyla aittir ve


Euripides'ten paralar ierir. Terentius'un ve Vergilius'un eserlerinin
bulunduu nemli parmen kodeksleri . S. 5. ve 6. yzyldan gelmektedir.
Parmen mparator Diocletianus zamannda (. S. 284 - 305), yaz gereci
olarak artk papirsn yerini almt. . S. 372 ylnda stanbuldaki
ktphaneler iin parmen zerine elli kopya yaptrld bilinmektedir.
Parmenin yaygn bir biimde kullanlmaya balamasyla kitabn ekli
de deiiklie uramtr: Ticari metinler iin rulo biimi kullanlmaya devam
ederken, . S. 2. yzyldan itibaren, zeri balmumu ile kaplanm tahta
tabletler rnek alnarak popler yaynlar iin, ucuz olmas sebebiyle kodeks
biimi kullanlmaya balanmtr. Kodeks biiminde edebi eserler . S. 3 - 4.
yzyllarda hzla artarak grlmeye balam ve Hristiyanln yaylmasyla
tam olarak benimsenmitir.
Antik ada yaz malzemelerini elde etmek ekonomik adan zorluklar
da beraberinde getiriyordu. Malzemelerin elde edilmesi olduka pahalyd. Bu
sebeple mevcut yaz malzemelerinin daha iyi deerlendirilebilmesi iin
nceleri, kullanlm (zerine yaz yazlm) balmumu tabletlerden yaz bir
ak ile kaznarak malzeme, zerine yeniden yazlabilecek hale getirildikten
sonra, tekrar kullanlrd. Bylece bu tr tabletlere palin psesteden
palimpsestos (Greke palin psao / yeniden ovuyorum/andryorumdan
gelmektedir) denirdi. Papirs zerine yazlm yazy ak ile temizlemek bu
yaz gerecinin krlganlk zelliinden tr mmkn olmadndan, yaz
16

slak sngerle silinerek yaz gereci yeniden kullanlabilirdi (Martialis,


epigram v, 10; Suetonius, Augustus, 85). Bu durumda silip zerine tekrar
yazma ilemi iin parmen, papirse oranla daha uygun bir malzeme olarak
karmza kmaktadr.
Yeni (kullanlmam) bir parmen yaplamad zamanlarda, zellikle
Orta a'da, bir parmen kodeksine yazlm yaz ak ile kaznr, zerine
yeniden bir baka metin yazlrd. Bu ileme tabi tutulmu parmen
kodeksine "palimpsestos" ya da "codex rescriptus" denirdi. Bylece
ounlukla Hristiyan metinleri pagan metinlerini rtm oluyordu. st
rtlen eski metinler 19. yzyln balarnda baz kimyasal yntemler
kullanlarak (rnein amonyum slfat kullanlarak), mor tesi nlar ve
floresan lambalar kullanlarak yeniden okunur hale getirilmitir. Gnmzde
ise palimpsestos metinlerin yeniden incelenmesinde bilgisayarn getirdii
teknik

olanaklardan

yararlanlmaktadr.

Zamanmza

kadar

ulam

"palimpsestos"lardan en bilineni (Codex Vaticanus, 5757) Cicero'nun de re


publica 'sn iermektedir (Phlmann, s. 8). Plautus'un komedileri bakmndan
nemli bir codex olan Codex Ambrosianus bir "palimpsestos" tur (Phlmann,
s. 8). Euripides'in eserlerini ieren bir "palimpsestos" Kuds'te bulunmutur.
Antikada kitap yaymlamak bugnk anlamndan ok farklyd:
Yazarlar kitaplarn sata sunmadan nce, onlar dier yazarlarn, dostlarnn
ve merakllarn huzurunda okur ve bu kiilerin eletirilerini alrlard. Byle bir
toplantya dostlarn davet etmek iin yazarlar, onlara codicilli denen zel
mektuplar gnderirlerdi. Toplant halka portiklerdeki stunlara aslan
afilerle, yabanclara da libelli denen duyurularla bildirilirdi (Yldz, 1985,
s. 35ten H. Leclercq, Le Livre Dictionnaire dArchologie Chrtienne et de
Liturgie, x/2, Paris, 1931, st. 1768). Henz matbaa bulunmadndan
kitaplarn oaltlmas yazclar tarafndan kopya edilmeleri suretiyle
17

oluyordu. Kitaplar eitim grm profesyonel yazclar kopya ediyorlard.


Ciceronun arkada Atticusun bu i iin zel olarak yetitirilmi klelerden
oluan bir yazclar grubunun olduu bilinmektedir (Krafft, s. 105). Bu
kiilerin el yazlarnn gzel olmasna nem verilirdi. cretlerini satr saysna
gre alan yazclar dzeltme de yapyorlard. Bir kitab kopya ettirmek isteyen
zengin kiiler, kopya edecek klelerin bakmn kendileri salarlard. Kitabn
sayfalarnn kenarlarna metnin ieriini aklayc ve yazcnn slubunu
belirten aklamalar den kiiler ise yazclardan ayr olarak var olan
eletirmenlerdi. Bir kitabn oaltlmas birden fazla yazc tarafndan
yapldndan, kopya edilen metinlerde yanllarn kma olasl bykt
(Plin. epist. v, 72). Bu sebeple metinlerin dzeltilmesi gerekiyordu.
Kitaplar okuyucuya doru, yanlsz bir kopya ulatrabilmek iin, bu ii
kendi dzeltmenlerine yaptryorlard (Cic. epist. ad Attic. x, 53; x, 23, 2;
Mart. epigr. x, 78, 12; Aul. Gell. noct. Att. v, 41; v, 20, 6). Noktalama
iaretleri ve paragraflar dzeltmenler tarafndan hazrlanyordu. Samothrakeli
Aristarkhos (. . 216 - 144) yanlsz kopyalar elde etmek amacyla,
dzeltme iin belli sayda iaretlerin kullanlmasn nermiti (Hunger, s.
222).

Bu

iaretler

skenderiyede

dzeltmeleri

yaplm

kopyalarda

grlebiliyordu. lk nceleri metinlerde kelimeler birbirlerinden ayrlmadan


yazld iin, bunlarn okunmas zor oluyordu. Isokrates (. . 436 - 338)
zamannda Attika dzyazsnda cmle sonlarna iaretler konmaya baland.
Attika dramasnda yatay izgiyle belirtilen paragraphos konumacnn
deitiini gstermekteydi (Thompson, s. 58). Noktalama iaretlerinin yaygn
olarak kullanlmaya baland Orta ada ise yazmalarn kopyalanarak
oaltlmas ii manastrlarda bu i iin grevlendirilmi keiler tarafndan
gerekletiriliyordu.

18

KLASK FLOLOJNN YNTEM / METN ELETRS


Yzyllar boyunca elle yazlarak oaltlm metinlerin, her ne kadar
dikkatli kopya edilmeye allm olsalar da zamanmza hatasz aktarlm
olmalar mmkn deildir. Yazmalar kopya edenlerin kendilerinden
kaynaklanan baz znel sebeplerden dolay hatal kopya edilebilen metinler
zgn metinden uzaklaabiliyor, bozulabiliyordu. Hatal kopyaya sebep olan
etmenleri yle sralayabiliriz: ok sklkla karlalan bir durum, yazcnn
yorgun olmas ve yapt ie kendisini tam olarak verememesidir. Bundan
baka, ounlukla olmasa da gerekleen bir baka durum, metni
iyiletirmesi, dzeltmesi, gzelletirmesi gerektiini dnen yazcnn
tutumundan kaynaklanan durumdur.
Yazclarn hatal kopya etmelerinden tr elyazmalarnda ortaya kan
bozulmalar genel olarak yle sralayabiliriz: Harfleri yanl tanmadan
kaynaklanan tek tek harflerde ya da harf gruplarnda yaplan hatalar;
yazmalarda kullanlan ksaltmalar iyi bilmemekten kaynaklanan bozulmalar;
bir kelimenin yerine grn bakmndan aa yukar benzerini, ya da anlam
bakmndan aa yukar benzerini koymaktan ileri gelen bozulmalar;
yazmalarda kelimelerin bitiik yazlmasndan tr, yanl blmeden
kaynaklanan hatalar; bellee dayal yanl anmsamadan kaynaklanan hatalar;
kelime ya da cmlelerin veya bir satrn tekrarndan ya da atlanmasndan
kaynaklanan bozulmalar; vezinli bir metnin bilerek bozulmas; yanl
anlalan dzeltmelerin ya da kenar notlarnn yol at bozulmalar; vezni
dzeltmek iin yaplan giriimlerden kaynaklanan bozulmalar; kelimelerin
yerini deitirmekten kaynaklanan bozulmalar; elyazmas yapraklarnn
deitirilmesinden kaynaklanan bozulmalar; dizelerin ve beyitlerin (ktalarn)
deitirilmesinden kaynaklanan bozulmalar (Willis, s. 49).

19

Antik ada eserlerin elle kopyalanarak oaltlmas srasnda ortaya


kan hatal aktarmlar sebebiyle bozulan metinler zerinde alarak
yazarnn elinden km zgn metne en yakn metni yeniden kurma ii
bugn metin eletirisinin ura alanna girmektedir.
nl aratrmac A. E. Housman The Application of Thought to
Textual Criticism (PCA 18, 1922, 68=Classical Papers 1058) balkl
yazsnda metin eletirisini kaynaklardaki yanllar bulma bilimi ve bunlar
ortadan kaldrma sanat olarak tanmlar (Delz, s. 53). Metin eletirisi Antik
adan beri srdrlen bir uratr. skenderiyeli airler drt yzyllk metin
aktarma sresinde ksmen bozulmu olarak bulduklar bir Homeros metninin
dilinin, kendi zamanlarndan baka bir zamana ait olduunu ve lehe
bakmndan kendi dillerinden ayr olduunu gzlemlemilerdi. Ayrca
Homerosun eserlerine ilikin metinler nesnel ve edebi problemler de ortaya
koyuyordu: Metinlerde gerek olan gerek olmayandan ayrmak gerekiyordu.
Ephesoslu Zenodotosun (. . 4 - 3. yzyl) farkl kopyalar karlatrarak
hazrlad, Homerosun Ilias ve Odysseiasnn metinleri skenderiyede
ortaya konan ilk eletirili basm olarak kabul edilir. Bu kentin ktphanesinde
byle nemli eserlerin var olan kopyalar toplanr, karlatrlr ve her biri
iin ilk rnek saylacak bir archetypus metin dzenlenirdi. Hatal kopyalarla
ilgili yaknmalara Eski Romada ilkin Ciceroda rastlyoruz (Delz, s. 53).
mparatorluk dneminde Aulus Gelliusun, noctes Atticae adl eserinde, daha
iyi olan kopyalarn aratrlmasndan ve birbirlerinden ayr okuma
yorumlarndan sz etmesinden anlyoruz ki, onun evresinde bu konuda
tartmalar yaplyordu. Antik ada yazlm gramer eserleri ve yorumlar
(rnein Serviusun Vergilius yorumu) uygun iaretlerle ve bir bakma,
szm ona dipnotlarla doludur; bu dipnotlar metnin kendisiyle birlikte
yeniden kopya edilmi olabiliyordu.
20

Bilginler . S. 8. yzyln sonlarndan itibaren, antik yazarlarn


elyazmalarn derleyip toparlamaya balamlardr; bunlar kendileri kopya
ediyorlar ya da yazdryorlard ve yaymlanmalar ile urayorlard; ancak bu
tr faaliyetlerde de elyazmalarnda kenarlarda yada satr aralarnda yer alan
deiiklikleri not etmekle snrl kalnyordu ve sonraki yzyllarda da bu
uygulama aynen devam etmitir. talyan hmanistleri 14. ve 15. yzyllarda
yaptklar kopyalar tahminlerle doldurmulard; bunlar arasnda bazen, aka
belli olan bir hatann doru biimde dzeltilmesi sz konusu olabiliyordu. 19.
Yzyln bana kadar aratrmac yaynclar daha iyi kopya edilmi
elyazmalar aradlar; ancak farkl yerlerde bulunan malzemenin sistematik bir
biimde toplanmas ve snflandrlmas teknik nedenlerden tr mmkn
olamyordu. Buna ramen J. Scaliger, N. Heinsius, R. Bentley gibi sekin
bilginler, bu sre iinde yanllardan yzlercesini sezgisel yeteneklerini
kullanarak gidermeye almlardr (Delz, s. 55). Metin eletirisinin bilimsel
temelleri aka K. Lachmannn Lucretius metniyle (Berlin, 1850) atlmtr.
Yukarda da belirttiimiz gibi, Grek ve Latin yazarlarndan hi birinin
eseri bizzat yazarnn el yazsyla gnmze kadar gelmi deildir. Bu
yazarlarn eserlerini ieren ve gnmze kadar ulaabilmi parmen veya
papirs elyazmalar, eserlerin zgn metninden yaplm ara kopyalardr.
Matbaann olmad alarda kopyalama ileminin elle yaplmas sebebiyle,
bu kopyalarn doruluu, yani zgn metne ne kadar bal kaldklar
kukuludur. Metin eletirisinin grevi, klasik aa ait bir eserin gnmze
ulaan kopyalar araclyla, eserin yazar tarafndan yazlm ama bugn
mevcut olmayan zgn metne, en yakn metni yeniden kurmaktr (constitutio
textus). Klasik a biliminin ok gerekli bir kolunu oluturan metin eletirisi,
konu hakknda mmkn olduka ok okumakla renilebilecek bir ura
deildir. lkin temel ilkeler kavranm olmaldr; ancak gerekli olan ey,
gzlem ve uygulamadr.
21

zgn metne en yakn metnin yeniden kurulmasnda ilk aama,


kullanlacak malzemenin tamamnn yani traditionun toplanmasdr.
Malzemenin toplanmas iki ayr yolla olur. Buradan, iki tr traditio vardr,
diyebiliriz: 1. Dolaysz traditio: Metnin gnmze aktarld elyazmas,
kodeks ve basl yaymlar dolaysz traditioyu oluturur; 2. dolayl traditio:
Eserin asl yazar dndaki baka antik yazarlar tarafndan, antolojilerde,
kitap zetlerinde eserden yaplm alntlar (bu alntlar eserin yazarnn adn
vererek ya da vermeyerek yaplm olabilir), eserden baka bir dile yaplm
eviriler (rnein Greke bir eserin Latince'ye yada Arapa'ya evirisi), eserin
baka bir dildeki taklidi yada uyarlamas, bunlarn hepsi dolayl traditio
olarak adlandrlr. Metin eletirisi yapacak bir aratrcnn ilk yapaca i sz
konusu eserle ilgili dolayl ve dolaysz traditioyu aratrmak ve bunlarn
hepsini toplamaktr. Aslnda en salkls, metni gnmze ulatrm, var
olan btn malzemeyi toplamaktr, ancak uygulamada ortaya kan baz
glkler sebebiyle (kitaplklarn eksik taranmas, zel koleksiyonlara
ulalamamas, eserlerin takma ad tamalar, kodekslerin ba ksmlarnn
kaybolmu olma olaslnn bulunmas, v.s.), bunun gereklemesi her zaman
mmkn olmamaktadr. En kolay, ama kolay olduu kadar da en umutsuz
durum, boluk ve yanllar sebebiyle bozulmu ya da zarar grm tek bir
kodeksin (codex unicus) ve zgn metne en yakn metnin kurulmasnda
belirsizlikler ortaya koyan bir traditionun sz konusu olduu durumlardr.
ou klasik a elyazmalar bugn Avrupa ktphanelerinde ya da mze
koleksiyonlarnda bulunmaktadr, ama bazlar da manastrlarda (zellikle
Yunanistan'da) ya da zel ahslarn ellerindedirler ve bazlar da stanbul'da,
Kuds'te ve Amerikan ktphanelerindedir. nemli koleksiyonlar arasnda
Vatikan Ktphanesinin, Floransa'daki Biblioteca Medicea Laurenziana'nn,
Milano'daki

Ambrosiana'nn,

Venedik'teki

22

Marciana'nn,

Viyana'daki

sterreichische Nationalbibliothek'in, Paris'teki Bibliothque Nationale'in ve


Londra'daki British Museum'un koleksiyonlarndan sz edilebilir.
Traditio"nun toplanmasndan sonra, ikinci aama recensiodur.
Recensio, hangi okumalarn en iyi okuma olarak, bir baka deile, zgn
metne en yakn okuma olarak kabul edilebileceini bulmak amacyla, sz
konusus metin ile ilgili elyazmalarnn incelenmesidir. Bu incelemede lt
olarak hatalar gz nnde bulundurulur. Metnin yeniden kurulmasnda
kullanlacak kaynak says oksa, yani traditio yaygnsa, toplanan
malzemenin eletirel bir gzle elemesinin yaplmasyla ie balanr. Bunun
iin collatio yapmak gerekir. Collatio, bir esere ait bir kopyann
doruluunu kontrol etmek amacyla, karlatrma esi olarak kabul edilen
bir yaym ya da bir yazma kopyas ile karlatrma yapmaktr. Bu ilem bir
traditioda bulunan malzemenin tamam iin uygulanr ve her birinde
grlen farkl okumalar kaydedilir. Bu aamada en doru alma biimi
collatio ilemini, sz konusu eseri gnmze ulatran btn kaynaklara ve
eserin tamamna uygulamaktr, ancak almadan ve zamandan kazanmak
amacyla, eserin tamamndan rnek olarak alnacak blmlerle snrl
kalnabilir.
Kopya etme iinde hatalarn ortaya kt ve farkl elyazmalarnn
karlatrlmasnn, deiik okumalar gn na kard gerei modern
bir bulu deildir. Bu gerek nceden de sylediimiz gibi, Antik adan beri
bilinmekteydi. O alarda yeni yaplm bir kopya sadece rnek ald
(exemplar) hali hazrdaki elyazmasyla deil, dier bir elyazmasyla da
kontrol edilerek olas hatalar iin nlem alnrd. Farkl bir okumann olduu
anlaldnda, bu farkl okuma dzeltme yoluyla yeni hazrlanan kopyada
gsterilebilirdi, ya da metnin kenarlarnda kalan boluklarda veya satrlar
arasnda gsterilirdi. Bylece ilkel bir apparatus criticus ile donatlm olan
23

kopya, baka bir yazcya rnek olduunda, bu yazc drt ey yapabilirdi: 1.


Hem metindeki okumay, hem de metnin kenarlarna yazlm okumay
yerlerinde brakabilir; 2. metindeki okumay koruyabilir ve metnin
kenarlarna yazlm olanlar atabilir; 3. metindeki okumadan hi sz
etmeyerek, onun yerine metnin kenarlarna yazlm olanlar kabul edebilir, 4.
metnin kenarlarna yazlm olanlar metne ve metindekini metnin kenarlarna
koyabilir (West, s. 12 13). Birden fazla rnekten gelen okumalarn bu
birlikte yer allarna contaminatio yani bozulma denir.
Recensiodan (gzden geirme) sonraki aamalar examinatio
(sonular

deerlendirme)

ve

emendatio

(dzeltme)

aamalardr.

Recensionun sonularnn deerlendirildii ve karlatrlan yazmalarn


birbirleriyle

ilikilerini

ortaya

koyan

soy

aacnn

oluturulduu

examinatiodan sonraki son aama olan emendatio aamasnda tannan ve


saptanan yanllar dzeltilerek zgn metne en yakn olduu dnlen metin
yeniden kurulmaya allr. Btn bu aamalardan elde edilen sonular,
hazrlanan metnin altnda yer alan ve apparatus criticus denen blmde
belirtilir.
Grld gibi ok emek gerektiren bir ura olan metin eletirisi klasik
filoloji disiplininin tek amac deildir, ancak Antik a yazarlarnn bizzat
kaleme aldklar zgn metinlere en yakn metnin yeniden kurulmas ama
edinildii iin, klasik filoloji almalarnn nemli bir kolunu oluturur.
zverili bir almay gerektiren metin eletirisinin ama edindii ey ise ele
ald metnin eletirel basksn hazrlamaktr. Bugn yeryznde antik
yazarlarn metinleri zerinde, halen klasik filolojinin metin eletirisi
yntemleriyle allmaktadr ve yeni eletirili basmlar hazrlanmaktadr.

24

Filolojinin / Klasik Filolojinin Tarihesi


Modern diller filolojisi ve bugn anladmz anlamda filolojinin tarihi
ok eskilere kadar uzanmamaktadr. Bilimsel anlamda filoloji ksa bir
gemie sahiptir. Modern anlamda filolojinin tarihi 19. Yzyln balarna
kadar geri gitmektedir. Bilimsel nitelikte filolojik almalarn varlndan
antik alarda sz edilemeyecei gibi, bu trden almalar ortaada hatta
yeniada bile mmkn olmamtr. nk yenialara gelininceye kadar bat
kltr dnyasnda yalnzca Latince ve Greke yksek bir edebiyat, bilim ve
sanat dili sayldndan ve edebi kltre sahip kiiler yaayan milli dilleri
bilimsel bir biimde incelemeye deerli bulmadklarndan, bugn yaamakta
olan ve kltrel bir ilevi olan modern dillerin milli edebiyatn taycs ve
milli varln ifade arac olarak deer kazanmas ancak yenialarda
gereklemi ve filolojinin bilimsel bir nitelik kazanmas da bundan sonra
olmutur20.
Bilimsel nitelikte olmamakla birlikte filoloji ve filolojik almalarn,
antik alara kadar uzandn yine de sylemek gerekir.
a. skenderiye ncesi Dnem
Klasik filoloji almalarnn bir anlamda antikada baladn
syleyebiliriz. Aristotelesten (M 384-322) ok nceleri de Yunanistanda
dil ve edebiyat konular ile uraanlar, devlet, din konularnda, iir, hitabet
zerine, sanatn dier kollaryla ilgili olarak konuanlar vard. lk aratrmalar
M.. 6. yzylda Ionia dnrlerinin Homeros (M 850 civar) ve
Hesiodosu (M 750-650 civar) dilsel adan incelemeleri ile ortaya
kmtr. Rhegionlu (Gney talyada) edebiyat eletirmeni Theagenes (M
6. Yzyl), yasa koyucu devlet adam ve air Solon (M 638-558) ve Atinal
Prof. Dr. Burhanettin Batman, Filoloji lminin Tarihine Toplu Bir Bak, Alman Dili ve Edebiyat
Dergisi, Say I, 1955, (s. 33-59), s. 33.
25
20

devlet adam Peisistratos (M 6. yzyl) zamannda Homerosun destanlarna


ve byk trajedi airinin trajedilerine ilikin metinleri tespit etmek iin
Spartal yasa koyucu Lykurgos tarafndan gsterilen abalar bilinmektedir.
Filoloji almalarnn Helenistik dnemde (antik Yunanistann ve dou
Akdenizin tarihinde Byk skenderin M 323te lmnden, Romada
mparatorluun kurulmasna temel oluturan Actium Savana (M 31)
kadarki dnem, bu dnem Grek kltrnn Avrupa, Asya ve Afrikada etki
ve gcnn dorua ulat a), kurulan skenderiye ktphanesindeki
bilimsel almalar kapsamnda ciddi anlamda baladn sylemitik. Ancak
filolojinin bir kolu olan dil ve gramer zerine dnme ve bu alandaki
almalar Helenistik dnemden ok nce balamt.
ok eski alarda insanlar konutuklar dilin tanrsal bir kkeni
olduuna, dilin tanrnn insana verdii nimetlerden biri olduuna inanrlard.
Tevratta Adem, Tanrnn yardmyla yaratklar adlandrmt; Hindulara gre
dili Tanr ndra, skandinav mitolojisine gre, alfabeyi bulan Tanr Odin
yaratmt. Dil stne yaplan en eski yorumlardan biri yine Tevratta yer alan
Babil Kulesi yksdr: nsanlar Babilde Tanr katna ulaacak ok yksek
bir kule yapmna giriirler. Tanr insanlarn bu kstahln cezalandrr:
Kuleyi ykmakla kalmaz, insanlarn dilini de kartrr. yle olur ki kimse
birbirini anlayamaz duruma gelir. Babil kenti farkl dillerin konuulduu bir
yerdir. Farkl diller konumak demek birbirini anlamamak demektir. Tanrnn
insanlara verdii en byk ceza da birbirini anlamamak yani iletiimin
kopmas olmutur. Bu sylence bize gstermektedir ki insanlar ok eski
zamanlardan beri iletiimin yaamsal neminin ve dilin iletiim ilevinin
bilincindeydiler. nsanlar hep tm varlklarn birbirini anlad, eskilerde
kalm bir altn ann dn kurmulardr. [Fatma Erkman-Akerson, Dile
Genel Bir Bak, stanbul:2000, s. 36-37].
26

nsanlk tarihinde her dnem yada her uygarlk, dili kendi dnce
yapsna, inanlarna, ve bilgisine kout olarak farkl biimlerde ele almtr.
Dille ilgilenmenin tarihi hakknda ancak yazl kaytlara baklarak bir fikir
edinilebilmektedir. Dilin incelenmesi yaznn ortaya kyla balamtr,
diyebiliriz. Yaz bir doal dilin grafik iaretleri yardmyla gereklemesi
yada tasarmdr. nsanolu nce sesler karm, yani konumu, sonra
yazmtr. Sesten simgeye gei insan zekasnn benzersiz bir etkinlii,
insann evriminin binlerce yllk serveninin rndr. Szn zaman iinde
gerekleip yine zaman iinde kaybolmasna karn, yaz uzam iinde
gerekleir. Uzamsal bir destee sahip olduu iin de kalcdr. lk kaytlar
Eski Msra aittir. Eski Msrllar dilin kavram ve szck birimlerine inerek
her kavrama karlk gelecek bir izim retmilerdi. Eski Msrllardan ok
sonra (M 1200-1000) Fenikeliler ses birimlerine hecelere, sonunda
nszlerden oluan alfabeye ulat. Onlardan sonra Eski Yunanllar bu
alfabeyi alarak nl harfler eklediler. Pek ok dilin konuulduu
Mezopotamyada zellikle Babilde uygulamaya ynelik olmakla birlikte
dille ilgili almalarn yapld bilinmektedir. Babilde egemenlik Akadlara
getikten sonra, kent halknn nceden konutuu Smer dili yok olmam,
siyasi stnlk elde etmekle birlikte Akadlar Smer dinini ve dini trenlerde
kullanlan bir dil olarak Smer dilini de benimsemilerdi. Mezopotamya ticari
bakmdan da ok canl bir blgeydi. Bylece ok dillilie sebep olan bir etken
oluyordu, ticaret. Bunun sonucunda bu blgede ilk szlkler, zellikle
tccarlarn iine yarayacak szlkler yazld, deiik dillerdeki ad ve fiil
ekimleri ve szck trleri saptand. Dil zerine bilinen en eski aratrma ve
incelemeler eski Hinde ve Eski Yunana kadar geri gitmektedir. Eski
Hintteki almalar zellikle Sanskrit dinsel metinlerinin doru okunmas,
zamann andrmasndan korunmas amacn tayordu. Brahma dininin
kutsal metinleri olan Vedalar zaman iinde anlalmaz olmulard. Dinsel
27

trenlerin yerine getirilmesinde bu tr metinlerin doru olarak anlalmas


gerektiinden, bunlarn dili hem inceleniyor hem de retiliyordu. Eski
Yunanllar dile 5. yzyldan balayarak felsefi adan yaklamlardr ve
onlarn felsefi yaklamnn zn physis ile nomos, yani doa ile
uzlam kartl oluturmutur. Homeros destanlarnn dili zamanla deitii
iin, bu iirlerin gelecek kuaklara yanlsz ve doru bir biimde aktarlmas
amacyla dil kurallarnn saptanmas gerekiyordu. Bylece Eski Yunanda ilk
dil almalar balam oluyordu.
Bir dili doru konumay ve yazmay reten dilbilgisi, bunun iin
kelimelerin ekillerini ve cmle iindeki durumlarn inceler. Dilbilgisi her
eyden nce bir dili, zellikle bir yabanc dili renmeye hizmet eder. Bunun
iin de o dilin kurallarn ve zelliklerini inceler. Dilbilgisinin ortaya kmas
iin ya yabanc dil renmek byk bir ihtiya halini almal yada herhangi bir
sebeple ana dil insan hayatnda nemli bir rol kazanmaldr. Eski
Yunanllarda yabanc bir dil renmek ihtiyac yoktu. Baka dillerin varln
kabul eden Eski Yunanllar bunlara deer vermiyor, yabanclar kularn rast
gele t gibi bo sesler kardklar iin ku t anlamna gelen
barbar kelimesi ile niteliyorlard [Fatma Erkman-Akerson, Dile Genel Bir
Bak, stanbul:2000, s. 38-39]. Din ile sz arasndaki ilgi pek ok toplumda
olduu gibi Eski Yunanllarda da nemliydi. Eski Yunanllarn dncesine
gre, byk tanrlar arasnda bir logos yoktu, ancak yine de daimones
trnden, insan yaamnda iyi ve kt etkileri olan tanrsal bir logosun
varln kabul etmilerdi. Logos denen daimon ruhlar alt-st eder,
devletleri deitirir, ordular sevk eder, insanlara saadetler ve felaketler
getirirdi. Sofistlerden Gorgias ( 483-374) logosu ok kk ve grnmez
bir varl olan, ancak tanrsal iler baaran, hakim bir kudret olarak
betimlemitir. Szn kutsal ve yar tanrsal bir varlk olarak kabul, dorudan
doruya dil ve gramer almalarna yol amtr. Zaman iinde halk
28

meclislerinin ve mahkemelerin faaliyete gemesiyle dile nem veren iki unsur


daha ortaya kmtr. Bu gelimelerin bir sonucu olarak bir taraftan logos
denen daimonun kudreti, dier taraftan szn ne olduu zerindeki felsefi
merak, nc olarak da halk meclisleri ve mahkemelerin faaliyetleri Eski
Yunanllar dil zerinde youn almalara sevk etmitir. Bununla birlikte bu
almalar daha ok felsefe ve retorik ynnde olmu, Eski Yunancann
grameri bakmndan ancak snrl gelimelere yol amtr.
Eski Yunanda dil zerine yaplan almalar iki ayr koldan ilerlemitir:
1. dilin doas ve orijini zerine felsefi tartmalar dorultusunda, 2. metin
eletirisinin

ve

Greke

renmenin

dourduu

pratik

ihtiyalar

dorultusunda. Grek filozoflar iin dil bir olaydr ve onun nelii zerinde
dnlmelidir. Kelimelerin asl nedir? Doadan yada doal bir temelden mi
gelmilerdir, yoksa sadece insanlar tarafndan m oluturulmulardr? Hemen
btn filozoflar bu sorularn yantn aramlardr. lk filozoflarn eserleri
gnmze ulamad iin onlarn bu sorular zerine dncelerini ayrntl
olarak renemiyoruz; ancak zamanmza ulam cmle krntlarndan
anlaldna gre, dilin kayna konusunda Herakleitos ve Demokritos kart
iki gr temsil etmekteydiler.
Herakleitosa (.. 521-486) gre doada kartlar arasnda bir dzen, bir
ahenk bulunmaktadr. Ruh doadaki dzeni grr ve onu diliyle ifade eder.
Grlen dzen ile ifade edilen dzen ayndr. Her ikisi de logostur. Logos
btn insanlar iin ayndr. Doa daima deiir, ama logos ayn kalr.
nsanlar doann logosunu renmelidirler. Logosun ifadesini dilde
grmek mmkndr. yleyse dil incelenmelidir. Bu dnceden hareketle
Herakleitos kelimelerin doal bir kayna olduuna ve doadaki devaml ve
dzenli ak yansttklarna inanmt. Herakleitos gnmze kalan

29

paralardan anlald zere, kelimelerin etimolojik temellerini bu bakmdan


incelemi ve onlarda srekli ak gsteren bir kurulu grmtr.
Demokritos (.. 460-370) da dil ile yakndan ilgilenmiti. Bunda belki
de ok seyahat eden ve dolaysyla yabanc kavimlerin dilleriyle sklkla
temas eden bir kii olmasnn etkisi vard. Geometri renmek iin Msra
din adamlarnn yanna gitmi, Pers lkesinde Khaldaiallarn yannda ve
Kzldenizde

bulunmutu.

Hindistanda

plak

sofistlerle

bulumu,

Etyopyaya gitmiti. Demokritos fizik ve ahlak alanlarndan baka matematik


ve temel eitim konularyla da ilgileniyordu; sanat konularnda da
deneyimliydi. ok deiik konularda yazlm ok saydaki eserlerinin
arasnda dil ile ilgili olanlar da bulunmaktayd. Demokritos kelimelerle ve
isimlerin varlklara nasl verildii problemi ile uram olmalyd. Platonun
Kratylos diyalogunda Hermogenese savundurttuu grn Demokritosa ait
olduu tahmin edilmektedir. Her eyin asl atomlardan ve boluktan
ibarettir,

diyen

Demokritosun,

sz

doaya

mal

etmeyecei

dnlmektedir. Bunun yan sra, bir gre gre de, Demokritosun


kelimelerin, aslnda varlklarn hayali yada kopyas olduu, ancak sonradan
rastlant sonucu yada insanlar arasnda bir anlama sonucu deitii fikrini
savunduu da ileri srlmektedir. Demokritos harf iin grama, kelime iin
rhema ifadelerini kullanm olmasnn ve fonetik konusunda alm
olmasnn dnda herhangi bir gramer gr ortaya koymamtr.
Greklerde

gramer

konusunda

gerek

anlamda

analizler

ve

snflandrmalar .. 5. yzyln sofistleriyle balamtr. Sicilyada .. 5.


yzylda tiranlarn kovulmasyla halk, ellerinden alnan tarlalarn geri almak
iin mahkemelere komutu. Grlecek davalar oalnca, Koraks ve Teisias
adnda iki kii bu davalar savunma tekniini gelitirip bir ynteme
balayarak bir bilgi kolu haline getirirler, bunun adna da retorik denir
30

(Cicero, Brutus, 12,46; Aristoteles, rhetorika 2,24). Sicilyann banda


bulunan

diktatrler

(tyrannoi)

askerlere

datmak

amacyla

halkn

topraklarna el koyup bir ksm toprak sahibini de srgne gndermilerdi. Bu


olaylar ayaklanmalar ve karklklar da beraberinde getirmi ve diktatrler
de kovulmutu. Bir sre sonra halkn topraklarna yeniden kavumasn
salamak iin, banda hukuk bilgisinden yoksun, ancak eski olaylar
anmsayanlarn

yada

anmsadklar

varsaylanlarn

bulunduu

halk

mahkemeleri kurulmutu. Bu mahkemelerde grlen davalar srasnda, halkn,


konuma yetisini kullanarak hakkn savunmasnn ve doru olana en yakn
ekilde

konuann

jri

yelerini

etkilemesinin,

eitli

altrmalarla

konumann retilebilirliinin ortaya konmas sonucunda byle bir retimin


ncln ilk olarak Agrigentumlu doa dnr Empedokles (i.. 492432) stlenmiti ve kurduu gelenei rencisi Koraksa ve onun da rencisi
olan Teisiasa aktarmt. Syrakusail bu iki retici de yazdklar el
kitaplaryla (tekhnai) rhetorica sanatnn ilk kurallarn belirlemi ve
kurduklar okulla da bunlar genlere retmilerdi. Koraks daha ok siyasi
retorikle uramt ve retoriksel konumann nsz, mcadele ve sonsz
olmak zere blme ayrldn kabul ettirdii grlmektedir. Teisias ise
daha ok adli retorikle uram ve adli konumann blmlerini giri,
anlatm, ikna ve sonsz olmak zere drt ksmda ele almt. Retorik
insanlara iyi konumasn, bir dnceyi iyi savunmasn reten yararl bir
eydir. Demokratik yaamn gelimeye balad Grek kent-devletlerinde iyi
konumak, karsndakini ikna etmek nemli bir meziyettir. Bu bakmdan
retorik reten eiticilerin verdikleri dersler de deer kazanr. te bu
eitmenler sofistlerdi. Konular konuma olan sofistler dolaysyla dille
urayorlard. Bylece kent-devletlerindeki bu yeni durum dilin incelenmesi
ve grameri zerinde allmas iin uygun bir zemin hazrlam oluyordu.

31

Bylece gramer kavramlarnn ilk ortaya k sofistlerin sayesinde olmutur.


Bunlarn banda Protagoras ve Prodikos gelir.
Abderal Protagoras (.. 481-411) .. 5. yzyln sofistlerindendi. Dil
ve slup zerinde alan .. 5. yzyl sofistleri kendi ilerinde iki okula
ayrlmlard: Leontinili (Sicilyada) Gorgias gibi Sicilya okuluna mensup
olan sofistler dilin gzelliine nem veriyorlard ve iire yaklaan bir dzyaz
slubu gelitirmilerdi. Protagorasn ve Prodikosun temsil ettii Yunanistan
sofistleri ise dilin dzgnlne ve doruluuna nem veriyorlard ve bu
sebeple de dil incelemeleriyle daha fazla ilgileniyorlard. Yanlsz bir dil
kullanabilmek iin kurallar oluturmak gerekiyordu. Bylece dili gramer
bakmndan ilk kez inceleyen ve gramerin temellerini kuran Protagoras
olmutur. Protagorasn eserleri kaybolduu iin, onun gramer konusundaki
yeniliklerini tam olarak bilememekteyiz. Ondan ve grlerinden sz eden
baka yazarlardan renilen bilgilere gre, Protagoras isimlerin cinslerini
erkek (anrena), dii (thelea) ve eya (skeue) olmak zere e ayrmt (Arist.
rhetorika 3,5,5). Diogenes Laertiustan rendiimize gre, Protagoras
fiillerin zamanlarn saptamtr, ayrca cmleyi (yada sz) de drde
ayrmtr: dilek, soru, yant, buyruk. Protagorasn zamannda sz blmlere
ayrma abas o zamann gramer almalarnn banda gelmekteydi.
Protagoras ortaya koyduu drtl blmlemenin doru bir biimde
kullanlmas konusunda da titizlik gstermiti. Aristotelesten rendiimize
gre (poetika, 19,8) Homerosun bir cmlesini eletirerek Musalara hitap
ederken dilek eklini kullanacak yerde emir eklini kullanm olmasn bir
dklk sayarak eletirmiti.
Sokratesin (M 470-399) ada sofist Keoslu Prodikos da szn
doruluu zerinde durmu, dil ve kelimeler, zellikle de e anlaml kelimeler
(synonimiae) zerinde durmu ve e anlaml kelimelerin anlamlar zerinde
32

ince ayrmlar yapmtr. Dolaysyla mantki dncelerin ak seik


ifadesinde ve ayrmnda iyi bir altrma olan sinonimler zerine almalarn
kurucusu olarak Prodikos kabul edilir.
Kaynaklardan elde edebildiimiz bilgiler nda diyebiliriz ki gerek
Protagoras gerekse Prodikos Greke birok szcn kapsad ift anlaml
ifadelerin kullanmyla da uramlar ve buna paralel olarak da kelimelerin
doru kullanlmasna zel bir ilgi duymulard. Protagorasn doru konuma
tarz konusunda daha ok uygulamaya ynelik bir ilgisi vard. Protagoras
dilbilgisiyle sistemli bir biimde zellikle uramken, Prodikos retoriksel
bir konumann blmlerinin her birinin iermesi gereken zel nitelikleriyle
uramt. Daha gz pek ve yeniliki olan Protagoras, Diogenes
Laertiustan (MS 3. Yzyl) rendiimize gre (9,51) btn eylerde
birbirine ters den iki etkenin var olduunu retiyordu. Bu sav
demokrasinin destekledii kart grn temelini atmtr ve diyalektik bir
yaklamn da yolunu amtr (Thedorakupulos, Antik Retorie Giri, s. 9).
Yaad yllar .. 5. yzyl Sofistleriyle aa yukar ayn zaman
dilimine rastlayan Sokrates (.. 470-399) [Prof. Dr. Ahmet Cevizci,
Sokrates, stanbul: Say Yaynlar, 2006] bat felsefesinin ve zellikle de antik
Yunan felsefesinin bir kilit ismidir, eski Yunan felsefesi iinde adeta bir
dnm noktasdr, diyebiliriz. Eski Yunan felsefesi onun ismi kullanlarak
snflandrlr: yle ki, Ondan nce yaam ve doa felsefesiyle uram
btn filozoflar iin Sokratesten nce gelenler anlamnda Presokratikler
denmektedir. Sokratesten sonra gelen btn Yunan filozoflar da onun
dorudan yada dolayl olarak rencisi olma anlamnda Sokratikler olarak
adlandrlrlar. Felsefeyi gkyznden yer yzne indiren, doa felsefesi veya
soyut ve speklatif bir felsefeden somut ve pratik bir felsefeye dntren
Sokrates etiin (ahlak felsefesinin) ve politika felsefesinin kurucusuydu.
33

Felsefenin nasl ve ne iin olmasnn gerektii ile ilgili standartlar koymutu.


Yaam boyunca felsefeyle uram olan Sokrates ardnda yazl hibir ey
brakmamt. Yazl szn insan zihnini tembelletirdiine, zihinlerden
kolayca uup gittiine inanyordu. Onun dncesine gre, ahlaki eylemle,
ahlaki erdemlerle ve insan yaamnn amacyla ilgili bilgi uup gitmesine izin
verilmeyecek kadar nemli bir bilgiydi; kattan renmek yerine bu bilgiyi
kiinin kendi bana aratrp kendisine mal etmesi gerekirdi. Sokrates
yaamla ilgili grlerini felsefi metinlerle ifade etmek yerine, grlerinin
anlald ekliyle bakalar tarafndan yazlmasna izin vermiti. Bylece
onun en dikkatli ve en mkemmel rencisi Platon Sokratesin tartmalarn
ve felsefi sohbetlerini batan sona dikkatle ve cokulu bir hayranlkla dinleyip
kayda geirmi ve bir btn olarak ilemitir. Sonuta ortaya kan Platonik
diyaloglar felsefe alannda bugn tam olarak sahip olduumuz ilk eserler
btn olmutur.
Kendisi bir sofist olmayan Platon (.. 427-347) sofistler gibi, pratik bir
amala hareket ederek dilin yasalarn zmeye almyordu. Dilin ne olduu
konusu filozoflar arasnda nemli bir problem olduu iin, Platon da bu
problemi ele alm ve Kratylos diyalogunda incelemiti. Dilin insanlar
tarafndan m yaratld ve onlar arasndaki anlama ile mi ekil ald, yoksa
bu dncenin tersi olarak dilin aslnn doada m olduu ve kelimelerin
doann ve eyann etkisi ile mi ekil ald ve bylece eyay yanstt
eklindeki iki ayr grn tartlmas Kratylos diyalogunun konusunu
oluturur. Platon bu iki ayr gr gzden geirirken, grameri ilgilendiren
baz nemli bulular da ortaya koymutur.
Platonun rencisi olmak iin Atinaya gelen Aristoteles (.. 384-322)
antik Yunan felsefesinin son byk dnr olarak kabul edilir. Eserlerinin
byk bir ksm kelimeler, cmleler, kyas (tasm / syllogizm), sz ve hitabet
34

sanat, iir sanat konularyla ilgili olan Aristoteles iin dil nemli bir
konuydu. Dil ve kelime denen varl bamsz olarak ele alp kelimeyi
unsurlarna ayrmtr. Aristoteles kelimeyi bir ses btn sayarak en kk
paradan en geni sz yapsna doru ilerleyecek ekilde bir dnce tarz
gelitirmitir. Onun yntemi gramerden ziyade felsefeden domu bir
yntemdir. Aristoteles bu tarzda dnrken tam eklini almam dahi olsa
baz temel gramer kavramlarnn da ekillenmeye balad grlmektedir.
(Kategoriai, Tekhne Poietike, Rhetorike)
Aristotelesin rencisi olmu olan Byk skenderin .. 334teki Asya
seferiyle balatm olduu ve .. 30 ylna kadar sren Helenistik dnemde
yeni bilim ve siyaset merkezleri kurulmutu. Bunlardan skenderiyede
kurulan ve Mousaion denen akademinin ve ktphanenin almalar
hakknda daha nceki derslerimizde bilgi vermitik. Ksaca anmsarsak sz
konusu akademide daha ziyade edebiyat ve dil almalar gelimiti.
Eserlerin byk bir koleksiyonunun toplanm olduu bu merkezde eski
metinler, zellikle de kopyalar arasnda ayrlklar bulunan Homeros
metinleri, dilleri incelenerek aklamal ve eletirili ekilde yeniden
yaynlanyordu. Pers, brani, Msr ve Asur dillerindeki kitaplar zellikle de
kutsal kitaplar Grekeye evriliyor ve bylece dillerin kaynamas, eski
Yunanca zerindeki almalar dil ve gramer almalarn da tevik etmiti.
Atinann bir ehir devleti olarak gcn kaybetmesi ve buradaki
dnce ve edebi yaamn duraklamasyla birlikte Grek kltr bir baka
corafyada, skenderiyede,

Ptolemaios slalesinin kurduu kitaplkta bir

araya gelmi ve Klasik filoloji antik ada en parlak zamann skenderiyede


kurulan Mousaionda gerekletirilen faaliyetler erevesinde M.. 3./2.
yzylda yaamtr. Bir tr akademi olarak nitelendirebileceimiz bu kitaplk
ve aratrma merkezinde alan bilim adamlarnn balca grevi Grek
35

edebiyatnn eski eserlerini bilimsel bir biimde incelemekti, Bu kitaplkta


toplanan antik kitap rulolarnn ilk sayfalarnn ou kez kaybolmu olmas,
eserlerin slubu ve ieriine dayanlarak yazarlarnn, yazarlarn yaamlarna
ilikin bilgilerin, eserlerin kaleme alnma zamanlarnn belirlenmesini
gerektiriyordu. skenderiye kitaplnda alan bilginler pinakes denen
sistematik kataloglar dzenlemiler; eitli yazarlarn eserlerini ait olduklar
alanlara gre snflandrmlar (bu snflandrmaya canones denir); sylence,
ataszleri vsden oluan koleksiyonlar oluturmulard. Ktphanecilikle ilgili
grnen bu tr almalarn yan sra skenderiye kitaplnda ayrca tek tek
edebi trlerin tarihleri de yazlmt. Ak olmayan eserler ortaya karlm
ve eski kitaplarda bulunan, az rastlanr trden kelimeler aklanmaya
allmt. te yandan, mevcut elyazmalar arasndan doru kopyalar yanl
kopyalardan ayrt etmek, Homeros ve Hesiodos bata olmak zere lirik,
dramatik airlerin eserlerini, dzyaz olarak eserler vermi yazarlarn
metinlerini tayin ve tespit etmek, zaman iinde eskimi olan dilleri zerinde
biimbilgisi (morfoloji) ve cmle bilgisi (syntaks) bakmndan incelemeler
yapmak, anlalmas g olan ksmlarn aklamak ve yorumlamak bu
ktphanede yaplan almalarn kapsamnda gerekletirilen faaliyetlerdi.
Bylece philologos kavram eletiri (kritik), yorum (hermeneutik) ve gramer
alanlarnda almalar yapan ve sonradan grammaticus olarak adlandrlacak
olan ve edebiyat dostu, sz merakls bilginler snfnn ad olmutur.
skenderiye ve Mouseion
skenderiye (Alexandreia) Antik ada Dou Akdenizin en nemli
kentlerinden biriydi. Dou ile Batnn karlat, bir birleim oluturacak
ekilde birbirine kart, o zamann dnyasnn birbirinden farkl btn bak
alarnn, yorumlama biimlerinin bulutuklar yerdi. Bu zellii ile sadece
Dou Akdenizin deil, dnyann en byk ve nemli kentiydi. Byk
36

skenderin 334teki Asya seferiyle balayp Romann 30 ylnda


Msr ele geirmesine kadar sren ve Helen kltrnn kendi topraklar
dna karak doudaki lkelere yayld ve bu yaylmann sonucunda Dou
ile Batnn karlkl ilikiye girdikleri dnemi ifade eden Helenistik dnem
deyii ilk kez J. G. Droysen tarafndan kullanlmtr. Edebiyat ve kltr
dnyasnn merkezi olan Atinann yerini alarak Helen kltrnn yzyl
boyunca bakentliini yapan skenderiye kentinden dolay bu dneme
skenderiye dnemi de denmektedir.21 skenderiye byle bir ans nasl elde
etmiti? Byle bir ans ilkin tabi ki, coraf konumu ile elde etmiti. Coraf
konumun elverili oluunu kefeden Mekedonya Prensi Byk skenderin
(Alexandros)

kentin

ykseliindeki

pay

kukusuz

bykt.

Byk

skenderden sonra ise kentin kalknmasnda ve zellikle de kltr alannda


gelimesinde bara ve kltre nem veren kiilikleriyle skenderin en
gvenilir danmanlarndan I. Ptolemaios Soterin ( 305-285) ve onun ardl
II. Ptolemaios Philadelphosun ( 284-246) katks ok nemliydi. Her iki
Ptolemaios da, skenderin etkisi altndaydlar ve onun kltr politikasnn
takipisi olmulard.
Byk skenderin kendi ismiyle kurduu pek ok kentten ilki olan skenderiye, 331 ylnda Nil Irmann bat aznda Pharos kanal ile
Mareotis gl arasnda uzun bir kara eridi zerinde kurulmutu. Nikomedial
Arrianos, Byk skenderin dou seferlerini kaleme ald ve yedi kitaptan
oluan Anabasis adl eserinde onun bu kenti kurmaya karar veriini yle
anlatmaktadr:
Kanobosa22 varnca Mareia23 gln geerek bugn kendi adyla anlan
Aleksandreiaya geldi. Buras ona zamanla geliip byyecek bir ehir
21

G. elgin, rneklerle Helenistik a iiri, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, 2000, s. 7.


skenderiye ehri kurulmadan nce nemli bir ticaret ehri olan Kanobos, skenderiyeden sekiz saatlik
uzaklkta Nil rmann en batdaki aznn denize dkld yerde bulunuyordu.
22

37

kurmaya pek uygun grnd. Bu ie girimeye heveslendi, ehrin plann


kendisi dzenledi, pazar yerinin nerede kurulacan gsterdi. Helen tanrlar
ve Msr Isisi24 iin tapnaklarn saysn, yaplacak kale duvarnn geniliini
tayin etti. Bu mnasebetle kurbanlar sundu ve bunlarn hepsi de uygun
dt.25
skenderin kenti kurduu alan Nil rmann deltasnda, rman azlarndan birinde, eskiden deniz korsanlarnn yuvaland, balklarn ve
obanlarn yaad bir yerdi; belki de yabanclarn rahatszlk vermelerine
kar oluturulmu ileri bir karakol niteliindeydi.26 Antik kaynaklarda ad
Rhakotis27 olarak geen bu yerin belirgin bir biimde doal liman olma
zellii yoktu; ancak Byk skender, kydan birka mil uzaklkta bulunan
Pharos adas sayesinde buraya mkemmel bir liman kurulabileceini
grmt.28 Bir kireta katman olan Pharos adasnn etraf kum ile ve Nil
rmandan gelen alvyon tabakas ile evriliydi.29 Antik kaynaklarda Pharos
adasndan ilk kez Homeros Odysseia destannda yle sz etmektedir:
ok dalgal denizin iinde bir ada vardr,
Msra yakn, Pharos derler adna,
Msr toprandan uzakl
Bir gnde alaca yol kadardr

23

evresinde balarn, hurmalklarn bulunduu, papirs yetitirildii Mareia gl 55 km. uzunluunda ve 28


km. geniliindeydi.
24
Msr mitolojisinde Osirisin kzkardei ve kars olan ay tanras.
25
Arrianos, skenderin Anabasisi I, 3, 1, 5, ev. Hayrullah rs, stanbul 1945, s. 122.
26
E. A. Parsons, The Alexandrian Library. Glory of The Hellenic World, New York: Elsevier Publishing
Company, 1967(3), s. 53.
27
Bkz. Strabon, Geographia XVII, 1, 6; Pausanias, V, 21, 9.
28
A. Bonnard, Antik Yunan Uygarl: Euripidesten skenderiyeye, Cilt 3, ev. Kerem Kurtgz, stanbul:
Evrensel Basm Yayn, 2004, s. 212.
29
P. A. Clayton ve M. J. Price, Antik Dnyann Yedi Harikas, ev. Betl Avun, stanbul: Homer Kitabevi,
1999 (2.bas.), s. 135.

38

Koca karnl bir geminin,


Pupadan sert bir yel eserse.30
Byk skender, Pers ordusunu bozguna urattktan sonra 332 ylnn
sonbahar-k aylarnda Msra varmt. Son yerli firavun Otuzuncu Hanedandan II. Nektanebonun ardndan girmi olduu Pers egemenliinden
Msr kurtararak zgrlne kavuturmutu. Memphisten Kanobosa
giden Nil rmann bat kolu boyunca, bat lndeki vahalara doru
Rhakotis zerinden ilerleyen skender, Pharos adasnn karsnda kendisine
elverili grnen Rhakotiste kent kurmaya karar verdiinde, bu kentin
plannn nasl olaca konusunu da belirlemiti. O zamann yeni ortaya kan
ehircilik gereklerine gre kurulacak olan kente, kydan Pharos adasna bir
mendirek ina edilerek ift liman yapld. na edilen bir kilometrelik
mendirek ile koy iki limana ayrlyordu. Doudaki liman sava liman, tersane
ve hkmdarn zel liman olarak kullanlyordu. Batdaki ikinci liman ise
ticaret limanyd. Limanlar ayran mendirekte alan iki aklk bir limandan
dierine geii salyordu. Byk skenderin tasarlad bu ifte liman
Helenistik dnemde sonradan kurulan birok kente rnek oluturmutur.31
Cesur grleriyle tannan kent mimar Rhodoslu Dinokrates kentin genel
plann hazrlamakla grevlendirilmiti.32 Dinokrates Msr seferi srasnda
Byk skendere elik etmiti. skenderin grevlendirdii bu mimar
tarafndan planlar hazrlanacak kent, Makedonyal komutann, halklar
arasnda ayrm gzetmeden herkese sunulan uygarln kalc olaca inancna
kout olarak, Dou ile Bat arasndaki ticaretin, sanatn ve bilimsel
almalarn merkezi olmalyd.

30

Homeros, Odysseia IV, 354, ev. Azra Erhat, A. Kadir, stanbul: Can Yaynlar, 2004 (15. bas.), s. 84.
A. Bonnard, a.g.e., s. 213.
32
Vitruvius, de architectura II praefatio
31

39

Dinokratesin, Miletoslu Hippodamosun bir yzyl nce icat ettii zgara kent plannn en son ilkelerine uygun olarak hazrlad plana gre,
skenderiye kenti merkezde kesien ve biri dou-bat dorultusunda, dieri
kuzey-gney dorultusunda olmak zere iki anayol ile drde ayrlyordu.
Kuzey-gney dorultusundaki ana yol da aalkl iki geni yolla ikiye
ayrlyordu. Birbirine kout ve dikey olarak planlanm olan sokaklar olduka
dard. Antik an sonuna doru yaklak 100 kilometrekarelik bir alan
kaplayan skenderiye kenti tmyle tatan ina edilmiti.
skenderiye kendi zamannn en kalabalk kentiydi. Kuruluundan elli yl
sonra kentin nfusu yaklak olarak yz bine ulamt. Bu nfusla
zamannn en byk kenti saylan skenderiyenin, Hristiyanlk dneminin
balangcnda nfusu bir milyondu. Kentin nfusundaki olaanst artn
sebebi, kukusuz coraf konumu sebebiyle skenderiyenin Akdenizdeki
ticaretin odak noktasnda bulunmasyd. Dou ile Bat arasnda bir ithalatihracat merkezi olmasnn yan sra baz ticar metalarn retimi de
yaplyordu, skenderiyede. Cam yapmna elverili zengin kum yataklarnn
bulunuu bu kentte retilen camlar d piyasada ok deerli klyordu.33
Bundan da nemlisi Msrn zellikle de skenderiyenin papirs retimini
elinde tutuyor olmasyd. Nil deltasnda yetitirilen papirs34 bitkisinden
yaplan yaz gereleri Msrda ok eski alardan beri kullanlrd. Antik
an en nemli yaz gereci olarak S 1. yzyla kadar kullanlan papirs, bu
bitkinin Nil kylarndaki ve delta bataklklarndaki retimini de nemli
klyordu. Yaz gereci dnda bitkinin kkleri yakacak olarak, saplarndaki
zek yiyecek olarak ve de mum fitili yapmnda, gvdesi yelkenli ipi
yapmnda kullanlyordu.
33

E. Bradford, Mediterranean. Portrait of A Sea, Londra: Classic Penguin, 2000, s. 251.


nsan bilei kalnlnda olan ve 2,5-3 metre boyunda sap sren, otsu bir bataklk bitkisi olan papirsn yaz
gereci olarak tarihesi, yapl ve kullanl hakknda Yal Plinius ayrntl bilgi vermektedir. Bkz. Plinius,
Naturales Historiae XIII, 68-82.
34

40

skenderiye be blgeye ayrlmt. Bu blgelerden her birine Grek alfabesinin ilk be harfinden birinin ad (alfa, beta, gama, delta,
epsilon) verilmiti. skenderiye kentinin sakinleri ok renkli bir mozaie
benzetilebilirdi. Kentte ok sayda farkl kavimden insan bulunmaktayd:
Yerli Msr halknn yan sra Makedonyallar, kta Yunanistanndan ve
adalardan Grekler, Kk Asyann deiik kentlerinden insanlar, Suriyeliler,
Araplar, Babilliler, Asurlular, Medler, Persler, Hintliler, Kartacallar,
Galliallar, talyadan, Iberia Yarmadasndan gelenler, ve nfusun byk bir
ounluunu oluturan Yahudiler, skenderiyenin sakinlerini oluturuyordu.
Josephus, Yahudilerin tarihini anlatt eserinde skenderiyede Yahudilerin
Delta

olarak

adlandrlan

blgede

oturduunu

yazmaktadr.35

skenderiyenin Byk skenderden sonraki en nemli yneticisi ve hkimi I.


Ptolemaios Soter, Kuds alnca burada yaayan binlerce Yahudiyi
skenderiyeye srmt. Greklerin ve Makedonyallarn youn olarak
yaadklar yer Brucheion mahallesiydi. Kentte Yahudilerle Grekler arasnda
pek ok kavgalar olurdu. skenderiyenin bu kozmopolit kent yaam iinde
ortaya kan her politik alkantda skenderiyeli Yahudilerin haklar ya
ortadan kaldrlr, ya azaltlr ya da yeniden dzenlenirdi.36
Limann yan sra bir mhendislik harikas olan Pharos deniz feneri
Knidoslu Sostratos tarafndan yaplmt. Strabondan37 rendiimize gre,
fenerin zerinde bulunan bir ithaf yazsnda u ifadeler yer almaktayd:
Hkmdarlarn dostu Knidoslu Sostratos denizlerde seyredenlerin gvenlii
iin adad bunu.

35

Josephus, The Wars of the Jews Book II, Chapter 18, 8, evrimii: http://www.earlychristian
writings.com/text/josephus/ant-12.htm, 30 Ekim 2005.
36
E. A. Parsons, a.g.e., s. 57.
37
Strabon, Geographia XVII,1,6.

41

Mimari olarak tasarlanm ve gelitirilmi ilk fener kulesi38 olan yz on


bir metre yksekliindeki Pharos fener kulesi, Helen-Roma dnyasnda ina
edilen baka fener kuleleri iin dorudan ya da dolayl olarak bir model
oluturmu olmasnn

yan sra,39

dnyann yedi harikas arasnda

saylmaktadr. Ayrca bir gre gre de Araplara minare fikrini bu fener


vermitir.40
Yal Plinius41 kendi zamannda (S 1. yzyln ortalar) Ostiada ve
Ravennada olduu gibi, Pharos deniz fenerinin benzerlerinin varlndan sz
ederken, fenerin ateinin aralksz olarak yank tutulmasnn ve belli bir
uzaklktan yldz grnts veren alevlerin yldzlarla kartrlabilecek
olmasnn sakncalarna da deinmektedir.
Antik an skenderiyesinin semlarnda Pharos deniz fenerinin ndan daha parlak, aydnl yzyllar boyunca insanoluna yol gsterecek
bir baka k daha ykseliyordu: Museion adyla bilinen, bilim ve kltr
merkezi. Yunanistandan ve Makedonyadan gelenlerin oturduu Brukheion
mahallesinde, sarayn yaknnda bulunan, nceleri bir sunak olduu tahmin
edilen, bu sebeple de Musalara42 ayrlan yer anlamna gelen Museion
kltr merkezi ile iinde kurulan ktphane, skenderiyede bilimin ve edeb
almalarn gelimesinde ve burasnn bir kltr kenti olmasnda ve o
zamann Helen dnyasnn en nemli kltr kenti arasnda43 ba srada yer

38

P. A. Clayton ve M. J. Price, a.g.e., s. 142.


P. A. Clayton ve M. J. Price, a.g.e., s. 142.
40
A. Bonnard, a.g.e., s. 213.
41
Plinius, Naturales Historiae, V,128.
42
Zeus ile Mnemosynenin kzlar olan Musalar (Mousai) dokuz kardetiler. Adlar Klio, Euterpe, Thaleia,
Melpomene, Terpsikhore, Erato, Polyhymnia, Urania ve Kalliope olan bu dokuz kardein her birine belirli bir
yazn, sanat ve bilim alan balanmt. Musalar tanrlar arklar ile neelendiren tanrsal arkclar olmann yan
sra, dncenin btn ekillerini de ynetirlerdi.
43
Helenistik dnemin dier iki nemli kltr merkezi Pergamon ve Antiokheia idi. Bu dnemde daha nceki
dnemlerde olduunun aksine kltr bakmndan nemli bir tek merkez yerine, Grek kltrnn ulat yerlerde
kurulmu birden fazla kltr merkezi bulunmaktayd. En nemli kltr merkezleri olan skenderiye, Pergamon
ve Antiokheiann yannda, onlardan sonra gelen Syrakusai, Rhodos, Kilikiada Tarsos ve Soloi Helenistik
dnemin dier kltr merkezlerindendi.
39

42

almasnda ok nemli bir rol oynamtr. Yanlarnda stun dizileri ve aal


gezinti yerleri bulunan Museion kltr merkezinin iinde ktphanenin yan
sra bilginler ve aratrmaclar iin alma odalar, bilimsel tartma
meknlar, topluca yemek yenilen byk bir salon ve davet edilen bilim
adamlar ile airlerin, kraliyet misafirlerinin kalabilecekleri meknlar vard.44
skenderiyede ikinci bir ktphane de Msrl yerli halkn, Yahudilerin ve
Sami kkenli dier halklarn oturduu Rhakotis mahallesinde, Serapis klt
merkezi Serapeionda bulunuyordu. I. Ptolemaios Soter, Yunanistandan ithal
ettikleri Helen unsurlarn Msra zg unsurlarla kaynatrmak iin, hem
Greklerin hem de Msrllarn kabul edebilecekleri ortak bir tapnma
oluturmak amacyla, Serapis kltn yaygnlatrmak istemiti. Osiris ile
kutsal boa Apisin45 Memphislilerce birletirilmesinden ortaya kan
Osorapisten46 doduu kabul edilen Serapisin klt Msrn son bamsz
yerel hanedan olan 30. Hanedandan I. ve II. Nectanebo ( 380-343)
zamannda yeniden ina edilen tapnak kompleksinde yerine getiriliyordu.
skenderiyedeki Serapis klt merkezi Serapeion ise Ptolemaios slalesinin
hkmranl srasnda ina edilmiti. Bylece Helenistik ada Msrn
dinsel miras Akdeniz dnyasnn zengin tinsel geleneinin bir paras hline
geliyordu.47
Kentin Byk skenderden sonraki egemeni I. Ptolemaios Soter, zamannn en zengin kenti olan skenderiyenin bir ticaret kenti olmasnn yan
sra, o zamannn dnyasnn bilim ve kltr merkezi de olmasn istemiti. Bu
amala hareket ederek dnyann drt bir yanndan bilginlerin ve
44

E. A. Parsons, a.g.e., s. 166-167.


Eski Yunan mitolojisinde rmak tanr Inakhos ile Melia adnda bir rmak perisinin olu olan ve Peloponnesos
efsanelerinde ilk insan olarak geen Phoroneos ile rmak perisi Teledikenin olu olarak geen Apis kendisinden
sonra Apia adn alan Peloponnesosta iktidar babasndan aldktan sonra, zorbaca davrand iin ldrld.
Bunun zerine tanrlatrlarak Serapis (Sarapis) ad altnda ibadet grmeye balad. Apis, Eski Msrda tanr
Ptahn habercisi olarak tapnlan boa idi. ldkten sonra Serapis olarak tanrlatrlmt.
46
R. L. Gordon, Sarapis, The Oxford Classical Dictionary, Oxford, New York 1996 (3), s. 1355.
47
C. Freeman, Msr, Yunan ve Roma. Antik Akdeniz Uygarlklar, ev. Suat Kemal Ang, Ankara: Dost Kitabevi
Yaynlar, 2003, s. 72.
45

43

edebiyatlarn skenderiyede toplanmas iin, hibir yardm ve harcamadan


kanmamt. Ptolemaiosun kltr danmanln Phaleronlu Demetrios
stlenmiti. Aristotelesin Peripatos okulunun takipisi, Atinal bir diktatr
olan Demetrios 307de Atinadan kovulunca, Ptolemaios Soter tarafndan
skenderiyede kltr merkezi kurmakla grevlendirildi. Kltr merkezi
iinde

ktphane

dnlmektedir.48

kurma

fikrini

Ktphanenin

Krala

kuruluunda

Demetriosun
Demetriosun

verdii
byk

yardmlar olmutu; ayrca Aristeasn mektubuna dayanarak bilgi veren


Josephustan rendiimize gre, zellikle II. Ptolemaios Philadelphosun
zamannda Demetriosun abalar sayesinde ktphaneye ok sayda kitap
kazandrlmt. Demetrios hem kraln emri ile hem de kendi isteiyle kitap
topluyordu. Josephusun ifadesine gre mmkn olsa yeryznde insanlarn
ikamet ettii btn yerlerden kitap toplayacakt.49 Museiona kitap salama ii
devlet tarafndan yrtlyordu. Ptolemaioslar bunun iin gerekli harcamalar
devlet hazinesinden yapyorlard. Kitap salamak iin satn almann yan sra
el koyma gibi hileli yollara da bavuruluyordu: Akdeniz kylarndaki kentlere
gnderilen grevliler ya satn alma yoluyla ya da bazen el koyarak deerli
yazmalar skenderiyeye getiriyorlard.50 Philadelphosun lmnden sonra
baa geen III. Ptolemaios Euergetes de ktphanedeki kitaplarn saysn
arttrmak iin hibir harcamadan ve abadan kanmamt. Bir anlatma gre,
Grek tragedya airleri Aiskhylos, Sophokles ve Euripidesin eserlerinin hatip
Lykurgos zamannda kopya edilen nshalarn Atinallardan oaltlmak
zere, 15 talanton teminat karlnda dn alm, ancak sonradan dn
ald nshalar geri gndermek istemedii iin, teminat deyerek bunlar al
koymu, kopyalarn geri gndermiti.51 Ktphane iin satn alnan
48

N. Yldz, Antik a Ktphaneleri, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, 2003, s. 67-68.


Josephus, Antiquities of the Jews, Book XII, Blm 2, evrimii: http://www.earlychristian
writings.com/text/josephus/ant-12.htm, 30 Ekim 2005.
50
N. Yldz, a.g.e., s. 88.
51
N. Yldz, a.g.e., s. 89.
49

44

elyazmalar skenderiye limanna gemi ile getiriliyor ve yazmalarn geli


yerlerine ve bunlar satan kiilere ilikin kaytlar tutuluyordu.52 Sylendiine
gre kentin limanna yanaan her bir donanma kitap getirmek zorundayd.53
Ptolemaios Soter ld zaman Museiondaki kitaplkta yaklak 200.000
eser bulunmaktayd. Olu II. Ptolemaios Philadelphos zamannda ise bu
kitaplkta toplanan kitaplarn says 400.000i bulmu olup, ayrca
Serapeiondaki ikinci kitaplkta da 50.000 adet yazma eser bulunuyordu.
Gaius Iulius Caesarn 47 ylnda kente girii srasnda kan yangnda bir
ksm yok olan kitaplkta o srada 700.000 eser bulunmaktayd. Senecaya
gre, Caesarn skenderiye sava srasnda kan yangnda 40.000 kitap
yanmt.54 Ammianus Marcellinus, Caesar zamannda skenderiyede yaplan
bu savalardan sz ederken kitap saysnn 700.000e Ptolemaios slalesinin
hkmranl srasnda ulatn sylemektedir.55 Ptolemaios slalesinin
kitap toplama konusundaki abalarnda papirsn anavatannn Msr olmas
ve bu bitkiden yaz gereci yaplmasnn Msrn tekelinde olmas da etkili
olmutur.56 skenderiye ktphanesinde bulunan kitaplar filolojiden matematie, fizikten biyolojiye ve tbba kadar ok deiik konulardayd. Serapeion
ktphanesinde ise Serapis klt ile ilgili belgeler halka tantlyordu.57 Kutsal
kitaplarn bulunduunun tahmin edildii bu ktphaneyi Serapis tapna
rahiplerinin ynettii sanlmaktadr.58
Museiondaki ktphanenin banda bir ynetici bulunurdu. Bu kii ayn
zamanda o an nl bilgin ya da yazarlarndan biri olurdu. Ktphanenin ilk
yneticisi aslnda bir filolog olan Ephesoslu Zenodotos idi. Onun ardndan
52

N. Yldz, a.g.e., s. 89.


G. elgin, a.g.e., s. 8.
54
Seneca, de tranquillitate animi IX, 5.
55
Ammianus Marcellinus, noctes Atticae, XXII, 16, 12-13.
56
N. Yldz, a.g.e. s. 73den J. W. Thompson, The Ancient Libraries, Berkeley, 1940, s. 22.
57
N. Yldz, a.g.e. s. 94ten C. Wendel, (Handbuch): Geschichte der Bibliotheken im Griechisch-Rmische
Altertum, Erganzt von Willi Gber (Handbuch der Bibliothekswissenschaft, Hrsg. Von Georg Leyh, 2. Aufl.),
III, Weisbaden 1955, s. 51-125.
58
N. Yldz, a.g.e., s. 121.
53

45

srasyla Kyreneli air Kallimakhos, tarihi ve corafyac Eratosthenes,


Rhodoslu

air

Apollonios,

Byzantionlu

gramerci

Aristophanes

ve

Samothrakeli filolog Aristarkhos ktphane yneticiliine getirilmilerdi.


Ktphane yneticisinin dnda, yine belirli konularda uzmanlam bilim
adamlarndan ve yazarlardan oluturulmu bir grup da toplanan malzemeyi
snflandrmak, elyazmalarnn yazarlarn belirlemek, mevcut kitaplardan
anm olanlar onarmak, elyazmalarn kopya etmek, eitli tablolar,
kataloglar hazrlamak, yeni edisyonlar, yorum kitaplar, szlkler, gramer
kitaplar hazrlamak, Msr, Babil, brani, Arami, Fenike gibi eitli yabanc
dillerdeki kitaplarn Grekeye evirilerini yapmak suretiyle ktphaneyi
daha yararl klmak konusunda ynetici konumundaki kiiye yardmc
oluyordu.
skenderiyede modern anlamda doa bilimleri zerine almalar yine
Museionda ve deneysel fizik alannda Lampsakoslu Stratonun almalaryla
balamt.59 Olunu yetitirmek zere I. Ptolemaios Soter tarafndan,
muhtemelen Phaleronlu Demetriosun tavsiyesi zerine60 skenderiyeye
arlm olan ve 300-285 yllar arasnda bu kentte kalan ve bata fizik
olmak zere felsefe, psikoloji, biyoloji, metafizik ve ahlk konularyla
ilgilenen Straton, 285-268 yllar arasnda da Aristotelesin Lykeonunun
nc bakan olmutu.
Ioniada VII. yzylda Thales ile balad kabul edilen bilimsel
dnce, skenderiyenin salad bilimsel alma ortam sayesinde III.
ve II. yzyllarda en canl ve en parlak dnemini yaamtr. Museionda
alan bilginler zellikle tp, astronomi, matematik alanlarnda bilimsel
aratrmalar yapyorlard. Bu alanlarda ne kan bilim adamlar arasnda tp
59

D. Lelgemann, Alexandria in Egypt, the Native Town of the Natural Sciences, WSHS 1.3., s. 2, evrimii:
http://www.fig.net/Cairo/tech_programme.pdf
60

E. A. Parsons, a.g.e., s. 15.

46

alannda Khalkedonlu Herophilos ile Elisli Erasistratosun; geometri alannda


Kyreneli

Eratosthenes

ile

Eukleidesin;

fizik

alannda

Syrakusail

Arkhimedesin; astronomi alannda Samoslu Aristarkhos, Pergeli Apallonios


ve Nikaial Hipparkhosun; mzik alannda Tarasl Aristoksenesin isimleri
bulunmaktadr.
Helen dnrler VII. yzyldan beri gksel olaylar aklamaya
almlard. Helenlerden nce douda Babilliler gkyzn gzlemlemiler,
belli bal takm yldzlar ile be gezegeninMerkr, Vens, Mars, Jpiter ve
Satrn tablolarn karmlard. ok iyi gzlemciler olan Babilliler
gzlemledikleri saysz olguyu kayda geirmiler, ancak bunlar aklama
abasnda bulunmamlard. Bu sebeple Babil astronomisi gerek bir bilim
saylamamaktadr. Byk skender sayesinde dou toplumlaryla kurulan
balantlar sonucunda Helen dnrler doudaki gzlem birikiminden
yararlanma imknn buldular. Eski Msrn kapsaml tp literatr, pratik
amal hesap yntemleri yine Byk skenderin ve onun izinden giden
Ptolemaios slalesinin skenderiyede kurduklar kltr merkezi sayesinde
Helenlerin soru soran, olgularn sebeplerini aratran, pratii kuramsala
eviren yaklamlaryla buluarak insanlk adna bilimsel bilginin ve bilimsel
aratrmann temellerinin atlmasn gerekletirmitir.
skenderiyedeki kltr merkezinde, doa bilimleri alannda yaplan
aratrmalarn yan sra, gramer ve metin eletirisi alanlarnda da almalar
yaplmaktayd. Ktphanenin ilk yneticisi Ephesoslu filolog Zenodotos,
Homerosun destanlarnn farkl nshalarn karlatrarak, metnin dili
zerinde almalar yapyor ve bylece katksz Homeros metinlerine
ulamaya alyordu. Destan trnden baka trajedi airlerinin metinleri de
ayn ekilde eletiriye tbi tutuluyordu. Bylece yorum ya da edeb eletiri
konusunda hazrlanm kitaplarn yan sra gramer konusunda yaplan
47

almalar Helen dilini aydnlatmay ve bu dilde yazlm metinleri daha


anlalr klmay amalyordu.61 Yaznsal trlerden tarih yazcl corafya ile
birlikte en ok ilgi gren trler olmutu. Tarih yazcl hem bak as hem
de yntem asndan deiiklie urad, skenderiye dneminde. Byk
skenderin dou seferleri yeni halklarn, yeni meknlarn kefi konusunda
aratrmaclarn itahn kabartrken tarih yazarlarnn da evrensel bir bak
as kazanmalarna sebep olmutu. Ayrca bilgi deposu hline gelen
ktphaneler

tarihilere

eserlerini

yazarken

tanklklarla

yetinmeyip

kendilerinden nce yazlm eserleri kaynak olarak kullanma olanan


veriyordu.62 Tarih yazcl alannda skenderiyede ne kan Abderal
Hekataios Msrn eski zamanlar zerine bir eser yazmt. Onun bu eseri
kendisinden sonra gelen tarihileri de etkilemiti. Bir baka tarih yazar ise
Heliopolisli Manethon idi. I. Ptolemaios Soter zamannda danmanlk da
yapm olan Msrl tarihi Manethon iyi derecede bildii Grekenin yan sra
kendi lkesinin dil ve edebiyatna da hkimdi. Manethonun, Msrn
hiyeroglif yazsyla yazlm kutsal metinleri zerine ve Msrn tarihi,
kronolojisi zerine eserleri olduu bilinmektedir.63 Corafya alannn en
sekin temsilcisi, ayn zamanda Museiondaki ktphanenin yneticilerinden
olan Kyreneli Eratosthenes idi. Dnya yzeyinde karalarn ve denizlerin
dalm konusunda olduka doru grlere sahip olan Eratosthenes,
dnyann bilimsel bir haritasn doru bir biimde dzenleyebilmiti.
Geometri alannda da almalar bulunan Eratosthenes corafya ile ilgili
aratrmalarn Geographika balkl eserinde toplamt.
Helenistik dnemin en iyi ilenmi edeb trlerinden olan iir alannda
karmza nemli isim kmaktadr: Kyreneli Kallimakhos, Rhodoslu
Apollonios ve Theokritos. Bu airden ilk ikisi Museionda yneticilik de
61

A. Bonnard, a.g.e., s. 218.


R. G. Collingwood, The Idea of History, Oxford 1986, s. 31-33.
63
E.A. Parsons, a.g.e., s. 184-186.
62

48

yapmlard. Her airin de eserlerinde bata mitoloji olmak zere hem


Msra hem de Helen dnyasna zg kltrel mirasn ve Ptolemaios
slalesinin izleri grlmektedir.64 Ktphanede alt sre zarfnda
Kallimakhos, lirik, tragedya, ve felsefe gibi blmlere ayrlm ve her bir
blmde yazarlarn alfabetik srayla yer ald Pinakes ad verilen kitap
kataloglar hazrlamasnn yan sra, kendisinin iinde yaad dnemi
yanstan ve ilgi ekici edeb kompozisyonlar olan hymnoslar yazmt.
Apolloniosun yazd Argonautika Helenistik a iirinden zamanmza
kalan en iyi rnektir. Argonautikada Iason komutasnda Thessaliadan yola
kan Argonautlarn Altn Postu ele geirdikten sonra dn yolculuu
zengin bir anlatmla ilenmitir. Theokritos kr yaamn ven kk iirler
(eidyllion) yazmt. Helenistik a iiri, gzlem ve bilgiye nem veren bir
yapda olup bu ada yazlm olan iirler kompozisyon btnlnn
aranmad, politik yaamn eski nemini yitirmesi sebebiyle bireysel
duygularn anlatmnn n plana kt iirlerdi. Kalabalk nfusuyla airlerin
kent yaam ve krsal yaam arasndaki ayrm belirgin bir biimde
grmelerini salayan dou kentleri ve zellikle de skenderiye, bu dnemin
iirlerinde doa ve kr yaamna yer verilmesine sebep olmutu.65
skenderiye, 30-29 yllarnda Roma mparatorluunun hkimiyetine
girerken ve Romadan sonra Akdenizin en nemli kenti olmay srdrrken,
Museionun grkemli dnemi kuruluundan sonra bir buuk yzyl devam
etti. Kt yaradll bir hkmdar olan VIII. Ptolemaios kovulduktan sonra i
savala geri dnd skenderiyeyi kana bulad. Kltr merkezindeki btn
bilginleri kovdu. VIII. Ptolemaios sonradan Museionda yeniden bir bilginler
64

Susan A. Stephens, Seeing Double: Intercultural Politics in Ptolemaic Alexandria, (Berkeley and Los
Angeles, 2003, evrimii: http://site.ebrary.com/lib/istanbul, 23 Ekim 2005) balkl almasnda her airin
eserlerinden setii belirli paralar zerinde tartarak Helenistik iirin Msra zg ynn gstermeye
almtr. Stephensn gr Helenistik iirin arka plannda sadece Helen kltrnn olmad, bu iirin hem
Helenlerin hem de Msrllarn dnce dnyasna dayand eklindedir.
65
G. elgin, a.g.e., s. 26-27.

49

ve aratrmaclar kurulu oluturmaya almsa da, II. yzyln sonunda artk


Museionun grkemli dnemi kapanmt, kltr merkezinde alanlar
arasnda eskiden olduu gibi byk bilginlerin isimlerine rastlanmyordu.
Museionun gzden dmesine asl sebep, Hristiyanln yaygnlamas ve
gelimesiydi. Hristiyanln pagan dnyasna ve bilime kar dmanca
tutumu, skenderiyedeki bilim ve kltr merkezinin ve her iki ktphanenin
de sonunu hazrlamt. Museiondaki ktphane ayakta kald sre iinde
birka kez zarara uramt. lkin 47 ylnda C. Iulius Caesarn Msr kuvvetlerini yenilgiye uratt savata, yanllk sonucu kan yangnda kitaplarn bir ksm zarar grmt. Ktphanenin bu ilk tahribi konusunda
farkl grler bulunmaktadr: Baz bilim adamlar bu felketi kabul
ederlerken bazlar da kan yangnda ktphanedeki kitaplarn zarar
grdn kabul etmemektedirler.66 Serapeiondaki ktphane, skenderiye
Piskoposu Theophilos (S 385-412) tarafndan yaktrlrken, Museiondaki
ktphane Bizans mparatoru Marcianus (S 450-457) zamannda S 455
ylnda Msr valisine gnderilen bir emirnme ile yaktrlmt.67
Akdenizin en gzde bilim ve kltr merkezi bylece fiil olarak son
bulmu oluyordu. Museiondaki ve Serapeiondaki ktphaneden zamanmza
hemen hibir ey kalmamtr. Ancak Akdenizin bu en ilek limannda
buluan farkl kltrlerin ve bak alarnn kaynamas ile gerekletirilen
aratrma ve almalarn etkileri bilim, edebiyat ve kltr alannda yzyllar
boyunca devam etmitir. Byk skenderin Helen kltrn yaymak ve dou
dnyasn Helenletirmek amacyla kt yolculuun duraklarndan en
nemlisi olan skenderiyede filizlenip gelien Helenistik kltr ne sadece
bat ne de sadece dou zellikleri tamaktadr. Dou ile Batnn Akdenizin

66

N. Yldz, a.g.e., s. 76.


Mehmet elik, Sryani Kaynaklarna Gre mparator Marciann skenderiye Ktphanesini Yaktrmas (1
Austos 455), Frat niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 10, Say 1 (2000), s. 61.
67

50

lml corafyasnda bulutuu, birbirinin iinde eridii, insanln ortak


kltrdr.
Filoloji ve eletiri almalar sylediimiz gibi, ilk olarak Helenistik
(skenderiye) Dneminde grlmtr. Eski yazarlarn metinleri toplanyor,
gzden geirilerek ve var olan elyazmalar karlatrlarak eletirileri
yaplyor, dil ve anlam bakmndan var olan belirsizlikler tahmini olarak
giderilmeye allyor, bylece metin daha iyi bir duruma getirilmeye
allyordu. Bylece klasik filolojinin temel alma alan olan constitutio
textus / yazarn kaleminden km metne en yakn metni yeniden kurma
almalarnn temeli Helenistik dnemde skenderiyede yaplan bilimsel
almalarla atlm oluyordu. Bunun yan sra skenderiyede yaplan dier
filolojik almalar da yle sralayabiliriz: 1. Yazarlarn dil, l ve nesnel
bakmlardan aklanmas; 2. Yazarlarn kronolojik olarak sralanmas; 3.
Belirli edebi trlere gre snflandrmalarn yaplmas; 4. dil ve ierik
bakmndan eletirilerin yaplmas. Bunlarn sonucunda en iyi yazarlar olarak
adlandrlacak yazarlar saptanmtr. Bu yazarlar daha sonra klasik yazarlar
olarak adlandrlmtr.
Aralarnda nl isimlerin bulunduu M 3. ve 2. yzyln,
skenderiyedeki Mousaionda almalarda bulunmu olan gramercileri genel
olarak dil ve gramerle ilgili almalarnn yan sra din, devlet, sanat, zel
kiilerin sosyal yaants gibi konularda yazlm eserlerle de uratklarndan
ve kendilerinden nceki bilim adamlarnn ele aldklar btn konularla ilgili
olarak ayrntl ve eitli bilgi (multiplex variaque doctrina) sahibi
olduklarndan, bu bilginlerin her biri bir polihistor idi. Ayrca bilimin her
kolunda ok derin ve kapsaml bilgiye sahip olan Eratosthenes kendisini
philologos olarak adlandryordu.

51

Helenistik dnemde skenderiyedeki bu bilim merkezi dnda


neredeyse ona edeerde almalarn yapld bir baka bilim merkezi de
Anadoluda Bergamada kurulmutu.
Bergama
Antik an nemli kentlerinden biri olan Bergamann (Pergamon)
nemi bu kentin ve yneticilerinin siyasi baarlarnn yan sra kltr
alannda verdikleri hizmetten de kaynaklanmaktadr. Bergama denince akla
gelen ve kentin de sembol haline gelmi parmen yaz gerecinin yan sra
200 000 cilt yazma eserin bulunduu Kraliyet Ktphanesi antik an nemli
ktphanelerinin bulunduu skenderiye ve Antakya ktphaneleri ile yarr
nitelikteydi. Bergamann antikadaki ad Pergamon, Dou Akdeniz
havzasnda, zellikle de yer adlarnda iz brakan, Greke ncesi bir dile aittir.
Pergamos yada Pergamon bu dilde kale yada mstahkem mevki anlamna
geliyordu.
Ege Denizinden yaklak 26 km uzaklkta, Kaikos Irma (Bakray)
vadisinin kuzey kysna hakim, zerinde Bergama kalesinin yer ald byk
bir kaya kitlesi ykselir. Douda ve batda, kuzeydeki dalardan inen ve
rma besleyen su kaynaklarnn derin ve sarp vadileri ile evrilmi olan ve
evresindeki yksekliklerden de en az bir o kadar derin ukurlarla ayrlan bu
kalenin gney ynnde, kademeli bir ekilde aadaki dzle inen kayalk
teraslar zerinde kent gelimitir. Bergamann tarihi Pers Kral Dareios ile
olu Kserksesin, Yunanistandan genlere Aa Kaikos Ovasnda toprak
baladklar .. 5. yzyla kadar geri gitmektedir. Burada M.. 3. ve 2.
yzyllarda zaman iinde Bat Anadolunun byk glerinden biri haline
gelen bir krallk kurulmutur. Bu krallk, son kral Attalos IIIn vasiyetiyle
M 133 ylnda Romann egemenliine girer. Bergama Avrupa ve Asya
52

arasnda yer alan ticari ve tarihi yol zerinde yer aldndan, Helenistik ve
Roma dneminde nemli bir merkez olmutu.
Pergamonun nemi corafi konumunun yan sra ve kentin ve
hkmdarlarnn

siyasi

baarlarndan

ok,

kltrel

hizmetlerinde

yatmaktadr. Hkmdarlar, Pergamonu ynettikleri 150 yl boyunca,


kentlerine allm llerin zerine kan kltrel bir nem kazandrmay
bilmilerdi. Pergamondan ikinci bir Atina yaratmak ve hatta, Yunan
kltrnn bu eski metropoln geride brakarak Helenistik dnyann
skenderiye ve Antakya gibi baka byk merkezleriyle rekabet etmek
istiyorlard. Kentin kltr yaamnda byk nemi olan ktphaneyi, Byk
skenderin imparatorluunun dalmasndan sonra, onu izleyen Attalos
hanedanndan krallar kurmulardr. M.. 283-133 yllar arasnda en parlak
devrini yaayan Bergamay, zellikle kral Attalos I sanat ve kltre olan
merakndan dolay gzel yaplarla donatmt. Ondan sonra gelen krallar
Eumenes II ve Attalos II de onun izinden gitmilerdi. Bergama
ktphanesinin kurulma ii Eumenes II zamannda balam ve kardei
Attalos II zamannda tamamlanmtr. Ktphanenin alanlar da tpk
skenderiye ktphanesinde olduu gibi hem ktphanecilik grevini
stlenmi hem de bilimsel almalar yapan kiilerdi. Attalos I zamanndan
balayarak Grek bilginleri ve sanatlar saraya arlmlar ve kraln serveti
ile desteklenmilerdi. Bergama ktphanesinden bahseden kaynaklarda
ktphane yneticilerine ve burada grev yapm kiilere ilikin baz bilgiler
de bulunmaktadr: Kral Attalos I zamannda Peripatetik ve Platon yanls
bilim

adamlar

saraya

arlmlard.

Bunlarn

arasnda

zellikle

Karystoslu Antigonos, Malloslu Krates, tarihi Kleanthes ve Pergeli


matematiki Apollonios saylabilir.

53

Eumenes IIin saraynda bulunan en nemli bilgin Malloslu (Kilikiada)


Kratesti (M.. 200de domutu). Yaamnn byk bir blmn
Pergamonda geirmiti. Aristarkhosun adayd. Kratesin Pergamon
ktphanesinin yneticiliine de atanm olduu tahmin edilmektedir.
Pergamon gramer okulunun da bakan olan Kratesin en nemli eserleri
Homerosun iirleri hakknda hazrlad iki adet geni kapsaml yorumdu.
Kratesin kurduu okulda Homeros metinlerinin, skenderiyede yaplann
aksine alegorik olarak yorumlanm olduu tahmin edilmektedir. Romaya dil
ve edebiyat almalarn Malloslu Krates getirmiti (bundan Suetonius
gramerciler zerine yazd eserinde sz etmektedir). M.. 168de kinci
Kartaca Sava ile nc Kartaca Sava arasnda Kral Attalos II tarafndan
Roma senatosuna Pergamondan gnderilen bir mzakere komisyonunun
(Pydna savandan sonra .. 168- Roma ordularnn Yunanistan istila
etmesi zerine tarafszln korumak iin Eumenes II Romaya bir eli heyeti
gnderir) yeleri arasnda yer alm olan Krates Palatium blgesinde bir lam
ukuruna dp bacan krnca Pergamona dnn ertelemek zorunda
kalm ve btn elilik grevi sresince ve de iyilemesi sresince Romada
ard ardna pek ok dersler vermi, srekli olarak tartmalar dzenlemiti ve
yknmeleri iin Romallara rnek oluturmutu. Krates ayn zamanda
Romaya parmenin tantan ve ihra edilmesine n ayak olmutu.
Aristarkhosun dilde bir dzenin varln kabul eden analogia grnn
tersine, ada Malloslu Krates Stoa felsefesinin etkisinde olup dilde bir
dzenin olmadn kabul eden anomalia grn savunuyordu.
Krates okuluna mensup ok sayda ismin arasnda yer alan Pergamonli
Artemon kitap koleksiyonu yapma, kitaplarn kullanm hakknda kitaplar
yazmt. Rhodoslu Stoik filozof Panaitios (M.. 180-110) Pergamonda
Krates ynetiminde ve bundan sonra da Atinada eitim grmt. Daha
sonra Romaya giderek Scipio ailesinin evresinde byk etki yaratmt.
54

Panaitios Romada olduka kalabalk olan Helen hayran bir toplulua Platon
ve Aristotelesin dncelerinden yararlanarak Yunan felsefesini anlatan ilk
kiiydi.
Pergamon kentinin Kale Kent blmnde bulunan Athena Kutsal alan
iinde ve sarayn yannda bulunan Kraliyet Ktphanesinin kurulu yeri,
plan, eski hali konusunda bulunan bilgiler tartmaldr. Yap olarak
skenderiyedeki

ktphaneyi

rnek

ald

dnlen

Bergama

Ktphanesinin kuruluu ile ilgili olarak evrede bulunmu yaztlarda fazla


bilgi bulunmamakla birlikte, bilinenler antik kaynaklardan elde edilen
bilgilerdir. Ktphane ile ilgili olarak bize bilgi veren antik kaynaklar
Strabon, Vitruvius ve Athenaiosun yazdklardr. Bu bilgiler dorultusunda
ktphanenin kimin tarafndan kurulduu da tartmal bir konu olarak
grlmektedir. Ancak bugn pek ok aratrmacnn da kabul ettii, Eumenes
II tarafndan kurulduu bilgisidir. Boiotial dnr ve biyografi yazar
Plutarkhostan (MS 46-120) rendiimize gre, Caesarn M 47 ylnda
Msr ile yapt savan skenderiye Limannda bulunan skenderiye
Ktphanesine ait kitaplarn yanmasna neden olmas sonucunda kaybolan
kitaplara karlk, M 133 ylnda vasiyetle Romaya braklan Bergamann
ktphanesinin 200 000 kitap rulosu Antonius tarafndan Kleopatra iin
skenderiye ktphanesine verilmiti.
Antikan nemli Filologlar
Koslu Phili(e)tas (M.. 320-270) M 64 - MS 24 yllarnda yaam,
antik an corafya ve tarih yazar Strabon, bugnk Gkova Krfezindeki
on iki adalardan biri olan Kos Adasnda domu olan Philitasn (Philetas)
poietes (air) ve edebiyat eletirmeni/aratrmacs (kritikos) olduunu syler.
Yaamnn ilk yllarn doduu bu adada geirmi olan Philetas sanldna
gre poeta doctus (eitimli / bilgili bir air) olarak skenderiye
55

Ktphanesinin ilk bakan, gramer ustas, eletirmen Zenodotosun,


Hellenistik an elegia airi Hermesianaxn ve pastoral iirin yaratcs, M
3. Yzylda yaam Theokritosun da retmeniydi. Tahmin edildiine gre
yaamnn bir ksmn skenderiyede geirmiti. Ptolemaios I, M.. 294
ylnda olu ve halefi olan Ptolemaios II Philadelphosu eitmesi iin
Philetas skenderiyeye armt. Ama muhtemelen doduu yer olan
Kosta lmt. nk onun ansna Kosta bronzdan bir heykelin dikilmi
olduu

bilinmektedir.

Ayrca

Kosa

geri

dndnde,

aralarnda

Theokritosun ve didaktik iirler yazan air Aratosun (M 310-240) da


bulunduu bir airler topluluunu ynetmiti. skenderiye elegiasn yaratan
kii olan Philetasn eserlerinden ne yazk ki gnmze epigramlarndan
sadece otuz para kalmtr.
Ephesoslu Zenodotos (M.. 325-260) Yukarda da sylediimiz gibi,
skenderiye kitaplnn ilk mdrdr (M.. 284) ve Philetasn rencisidir.
nl bir gramerci olan Zenodotos Grek epik ve lirik airlerinin
snflandrlmas iiyle uram ve bunlardan Homeros ile hemen hemen ayn
zaman diliminde yaam olan didaktik iirlerin yazar Hesiodosun, lirik air
Anakreonun (M 582-485), bir baka lirik air olan Pindarosun (M 522443) eserlerinin eletirili metinlerini yaymlamt. Bu almalarndan baka
Homeros metinleri zerinde de alarak metinlere sonradan eklenmi veya
gereklii kesin olmayan ksmlar saptamaya almt, yani recensiosunu
hazrlamt. M.. 274 ylnda Ilias ve Odysseiann ilk bilimsel edisyonlarn
yaymlad. Zenodotosun Homeros metinleri zerine yapt bu almalar
srasnda metnin 24 kitaba ayrlmas iini de kendisinin yapt tahmin
edilmektedir. Ayrca, alfabetik dzende oluturulmu bir Homeros szl de
hazrlamt. Bu szlk anlalmas g kelimelerin tahmini anlamlarn
vermekteydi. Zenodotos Homeros metinlerindeki bozulmu yada sahte olduu
phelenilen satr yada dizeleri iaretlemek iin kendisi bir iaret yaratmt :
56

obelus (). (Obelos kelimesi Grekede ucu sivri metal ubuk anlamna
gelmektedir.) Bylece Zenodotos Homeros metinleri zerinde alan ilk
filologdur, diyebiliriz.
Aleksandros Aitolial (doumu M.. 315) Aitolial Aleksandros
genliinde Kosta Theokritos ve Aratos ile arkada olduu tahmin
edilmektedir.
arlmt.

Ptolemaios
M..

II

285ten

Philadelphos
M..

276ya

tarafndan
kadar

skenderiyeye

sren

skenderiye

ktphanesindeki almalarnda trajik ve satirik dramalarn tasnifinden


sorumluydu. Alexander ayn zamanda skenderiyenin yedi nemli trajedi
airinden biriydi. Eserlerinden gnmze ok az para kalmtr. Gnmze
kalan paralardan anlaldna gre vezin sanatnda usta bir airdi.
Khalkisli Lykophron (M.. 3. yzyln ilk yars) trajedi airi ve
gramerci Lykophron Yunanistann Euboia adasnda bir kent olan Khalkisten
skenderiyeye M.. 285 ylnda arlmt ve ktphanede komedi
airlerinin eserlerinin snflandrlmasn stlenmiti. Aitolial Aleksandros
gibi o da skenderiyenin yedi nemli dram airi arasnda yer alyordu. Ayn
zamanda komedi zerine en eski sistematik almay yazan da kendisiydi.
Eserlerinden ok az para gnmze ulamtr.
Kyreneli Kallimakhos (M.. 310-240) Libyadaki Kyrenede domu
olan Kallimakhos Atinada peripatetik Praxiphanesten felsefe eitimi almt.
Sonrada hayatnn sonuna kadar kalaca skenderiyeye gelerek burada ilkin
bir gramer okulu am ve retmen olarak almt. Eratosthenes,
Byzantionlu Aristophanes ve Rhodoslu Apollonios onun rencileri
arasnda yer alan nl kiilerdi. Baz aratrmaclarn kabul ettiine gre,
aa yukar M.. 244 ylnda Zenodotosun lmnden sonra, onun yerine
skenderiye ktphanesinin bana gemi ve M.. 240taki lmne kadar
da bu grevde kalmt. Ktphanedeki almalarnda airlerin ve onlarn
57

eserlerinin yer ald elyazmalarnn kataloglanmas iini stlenmiti. Ayn


zamanda ok alkan bir bibliyografya yazar olan Kallimakhos edebiyat
alanndan nl kiileri 20 kitap halinde geni kapsaml bir almayla
listelemiti. Bu alma sadece bir katalog olmaktan ok uzakt: Balca
yazarlarn ksa yaam yklerini de ieriyordu. Yazarlar sekiz balk altnda
snflandrlmt: 1. Dram airleri, 2. epik ve lirik airler, 3. yasa
dzenleyiciler, 4. filozoflar, 5. tarihiler, 6. hatipler, 7. gzel konuma ustalar
(retorik ustalar), 8. dier yazarlar. Kallimakhosun hazrlad bu listelerde
ktphanede her kitap rulosuna ilitirilen etiketin ieriinden baka, eserin
bal ve yazarnn isminin yan sra, balangcnda yer alan kelimeler, satr
says da kaytlyd. Kallimakhos ok bilgili bir insand. Yaad dnemin de
zelliine uygun olarak derin ve son derece eitli bilgi sahibiydi. Saysnn
800 civarnda olduu kabul edilen eitli konularda eserler yazmt.
Kyreneli Eratosthenes (M.. 275-195) Ptolemaios III Euergetes
tarafndan

arlarak

skenderiye

ktphanesinin

bana

getirilmiti.

Eratosthenes edebiyat, astronomi, geometri, tarh, corafya, felsefe ve gramer


gibi ok eitli konularda eserler vermiti. Ancak zellikle corafya alannda
nlenmiti. Matematii ve astronomiyi corafyaya sokan Eratosthenes
bylece corafyay betimleme nitelikli olmaktan kurtarm oluyordu. ok
eitli konularda derin bilgi sahibi olmas sebebiyle onursal bir paye olarak
kendisini ilk kez philologos olarak adlandrmtr. Eski Attika komedisi
zerine

yazd

on

iki

kitaplk

almasnda

Lykophoronun

ve

Kallimakhosun dzenlemelerindeki hatalar dzeltmitir.


Rhodoslu Apollonios (M.. 295-215) skenderiyede domu olan
Apollonios,

Kallimakhosun

rencisiydi.

Bir

tartma

sebebiyle

Apolloniosun, Kallimakhosun Homeros recensiosunu eletirmesi sebebiyle


- aralar bozulunca Apollonios M.. 260ta Rhodosa gitmi, burada
58

yerlemi, Rhodos vatanda olma hakkn elde etmi ve burada hitabet ve


gramer

dersleri

vermiti.

Daha

sonra

tekrar

memleketine

dnerek

Eratosthenesten sonra skenderiye kitaplnn bana gemiti. Ancak bu


konudaki bilgi kaynaklarda baka bakadr: baz kaynaklara gre Apollonios
skenderiyeye geri dnmemitir ve ktphane yneticilii grevini de
Rhodosa gitmeden nce yapmtr. Ayrca Rhodosa gitmeden nce M..
270 ylnda Ptolemaios Euergetese retmenlik de yapt tahmin
edilmektedir.
Byzantionlu Aristophanes (M.. 257-180) Zenodotos, Kallimakhos ve
Eratosthenesin rencisi, Aristarkhosun retmeniydi. skenderiyede
yaam ve 300 000 maddelik, MS 10 yzyla ait bir Bizans ansiklopedik
szl

olan

Sudaya

gre,

Eratosthenesten

sonra

skenderiye

ktphanesinin bana gemiti. skenderiye ktphanesinin bana gelen


yneticiler arasnda air olmayan tek yneticiydi. Homeros, Hesiodosun ve
lirik airler Alkaios, Anakreon ve Pindarosun eserlerinin eletirili basklarn
hazrlamt.

Euripidesin,

komedi

airi

Aristophanesin

eserlerinin

recensiolarn yapmt. Her trajedi airinin Aiskhylos, Sophokles,


Euripides- ve komedi airi Aristophanesin oyunlarna giri yazmt. Ayrca
Platonun eserlerini l gruplara ayrmt. Vurgu ve noktalama iaretlerini
bir sistem dahilinde belirleyen ve metin eletirisinde kullanlacak yeni
iaretleri ilk defa belirleyen ve kullanan kiidir. Ayrca gramer ve szlk
almalar da bulunmaktadr.
Samothrakeli Aristarkhos (M.. 217-145) Egenin kuzeyindeki
Samothrake adasndan olan Aristarkhos skenderiyede yaamn srdrmt
(M.. 181-146). Ptolemaios VInn ocuklarnn eitimini stlenmiti.
Rhodoslu Apolloniostan sonra skenderiye ktphanesinin bana gemiti.
Homerosun metinlerini imla, fiil ekimi, isim ekimi bakmlarndan
59

incelemi,

Hesiodos,

Arkhilokhos,

Pindaros,

Aiskhylos,

Sophokles,

Herodotos ve Aristophanes hakknda yorumlar yazmt. Gramer zerine


almalar bulunan Aristarkhos szn blmlerini sekize ayran ilk
gramerciydi. Alkaios, Anakreon ve Pindarosun recensiolarn yapt.
Aiskhylos, Sophokles ve komedi airi Aristophanesin ve de Herodotosun
amlamal

yorumlarn

(kommentarlarn)

yapt.

Arkhilokhosun

ve

Hesiodosun hem recensiolarn hem de amlamal yorumlarn hazrlad.


Ayrca Homerosun Ilias ve Odysseiasnn sayfa kenarnda eletirel ve
aklayc

iaretler

kullanarak

recensiolarn

yapmt.

skenderiye

ktphanesinde yaplan almalarla gelien filoloji almalar doruk


noktasna Aristarkhosun zamannda ulamtr. Bilimsel almann kurucusu
olarak kabul edilen Aristarkhosun yetitirdii krk renci onun grlerinin
yzyl daha devam etmesini salamlardr. Onun rencileri arasnda yer
alan Didymos onun bilgilerini bir araya toplam ve bylece sonraki kuaklara
aktarlmasn salamtr. zellikle Bizansl bilginler bilimsel incelemeleri ve
yaptklar

szlk

almalarnda

Aristarkhosun

bilgilerinden

ok

yararlanmlardr. arasna en nlleri Apollodoros, Ammonios ve Trakyal


Dionysios idi.
Atinal

Apollodoros

(doumu

M..

180),

skenderiyede

Aristarkhosun rencisi olmutu. Buradan M.. 146 ylnda ayrldktan


sonra kendini, Bergama kral Attalos IIye atfettii kronoloji niteliindeki
eserine verdi. Eser zaman snrlar olarak Troiann dyle balyordu ve
1040 yl sonrasna, yani M.. 144 ylna kadar geliyordu. Apollodoros
Greklerin dini zerine de 24 kitaptan oluan nemli bir eser yazmt. M..
100-55 yllar arasnda yazd mitoloji el kitab Diodorosun, Hyginusun,
Pausaniasn kulland nemli bir kaynak oldu.

60

Ammonios, Aristarkhosun rencisiydi. Kendini aklamalar, yorumlar


yapmaya adamt. Aristarkhosun Homeros recensiosunun savunucusuydu.
Hakknda daha fazla bilgi bulunmamaktadr.
Dionysios

Thraks

(M..

170-90)

Aristarkhosun

gzde

rencilerindendi. Bugn mevcut olan en eski gramer kitabnn yazaryd.


Dionysios basl halde on alt sayfadan daha az bir hacimde olan eserinde
grameri iir ve dzyaz yazarlarnn kullanm ile ilgili pratik bilgi olarak
tanmladktan sonra, konuyu alt ksma ayrmaktayd: 1. doru okuma, 2.
iirsel konuma biimlerinin aklanmas, 3. konunun ve az kullanlan
kelimelerin yorumu, 4. etimoloji, 5. dzenli gramer formlarnn aklanmas,
6. iir eletirisi. Dionysios gramer kitabnda bundan sonra aksan, noktalama,
harfler ve heceler, isim ve fiil ekimleri konularna yer vermiti. Bununla
birlikte cmle rgs ve slup bilgisi konularna eserinde hi yer vermemiti.
Onun bu gramer kitab sonradan gelen btn gramerciler tarafndan
kullanlmtr ve 13 yzyl boyunca Grekenin grameri iin standart bir eser
olarak kabul edilmitir.
Amisoslu Tyrannion, Dionysios Thraxn rencisiydi. Romaya M..
67 ylnda sava esiri ve kle olarak getirilmi ve orada Pompeiusun
zamannda Romada retmenlik de yapmt. Sulla tarafndan M.. 86
ylnda Romaya getirilen Atinal kitap koleksiyoncusu Apellionun
ktphanesinde bulunan Aristoteles elyazmalarnn deerini tanyanlar
arasnda yer alyordu ve bu ktphanenin dzenlenmesiyle urat. Aristoteles
ve Theophrastos gibi Grek yazarlarnn edisyonlarn hazrlamada, M 1.
Yzylda yaam nl yaync, banker ve devlet adam, hatip Ciceronun da
yakn arkada olan Atticusun danmanln yapmt. Dionysios Thrax
grameri alt ksma ayrrken, rencisi Tyrannion daha mantkl bir
blmlemeyle drde ayrmt: 1. doru okuma, 2. aklama, 3. metnin
61

dzeltilmesi, 4. eletiri. Onun bu blmlemesi sonradan Romal gramerciler


tarafndan da kullanlmtr. Tyrannion Grek ve Latin dilleri arasndaki
balantlar zerine ve konumann blmleri zerine yazlar yazmt.
Didymos (M.. 65-M.S. 10), Khalkenteros (yorulmak bilmez)
unvanyla bilinen Didymos skenderiyelidir. Aristarkhosun ardllar arasnda
en alkan olanyd. skenderiyede ve belki de Romada da eitim grmt.
Eserlerinin saysnn 3500-4000 arasnda olduu sylenir. Bu sebeple de
lakabnn yorulmaz olduu sylenir. Szlk almalarnn arasnda
komedinin ve trajedinin dili zerine iki alma da bulunmaktayd. Hesiodos,
Pindaros, M 5. Yzyln lirik airlerinden Bakkhylides zerine ve
tragedyann byk airi Aiskhylos, Sophokles ve Euripides zerine ve
komedi airleri zerine yorumlar da yazmt. Attikal hatiplerin (Isaios,
Hypereides, Aiskhines ve Demosthenes) edisyonlarn hazrlamt.
Tryphon, Didymosun adayd. mparator Augustusun hkmranl
yllarnda nlenmiti. skenderiyede yaam ve burada almtr (M 60M 10). Yazd pek ok eserden en nemlisi kelimelerin allm anlamlar
dndaki mecazi anlamlar zerine hazrlad almayd.
Theon mparator Tiberius zamannda nlenmiti. skenderiyede gramer
zerine yapt almalarla tannmt. Homerosun Odysseias zerine ve
tahmin edildiine gre Pindaros zerine bir yorum yazmt. Didymos
tarafndan toplanan malzemeyi gelitirerek trajik ve komik diksiyon ile ilgili
bir szlk hazrlamt.
Romada Filolojinin Ortaya k
Romann mparatorluk dneminde MS 1. Yzyln sonu ile MS 2.
Yzyln

balarnda

yaam

nl

biyografi

yazar

Suetoniustan

rendiimize gre (de grammaticis 2.1.), Romada dil ve edebiyat


62

almalar Malloslu Kratesin (Aristarkhosun ada) Romaya geliiyle


balamtr. kinci Kartaca Savayla nc Kartaca Sava arasnda Kral
Attalos tarafndan Roma Senatosuna gnderilen Krates, Palatium blgesinde
bir lam ukuruna dp bacan krnca, btn elilik grevi ve de
iyilemesi sresince arka arkaya pek ok ders vermi ve tartmalar
dzenlemiti. Bylece Romallara bu konuda taklit edecekleri rnekler
oluturmutu. Ancak Kratesten de nce Romada yazl edebiyat eviri ile
balamtr. Bunu da gerekletiren Livius Andronicus adnda bir Yunanl
kleydi. Tarentum ile yaplan savata esir den Andronicus, kendisini kle
olarak satn alan efendisi tarafndan sonradan serbest braklmt. Romal
genlerin okumalar iin Homerosun Odysseia eserini Odusia adyla
Latinceye evirmiti. Ondan sonra eviri faaliyetlerini Naevius ve Ennius da
Yunan tragedyasndan yaptklar evirilerle srdrmlerdi. Ennius, Lucius
Aelius Stilo ile birlikte Romada filolojinin en eski temsilcileri olarak kabul
edilirler. Aelius Stilonun rencisi M. Terentius Varro hem yaync hem dil
aratrmacs ve antik alar aratrmacs olarak pek ok eser yazmt.
Zamanmza dil zerine yazdklarndan de lingua latina eserinin alt kitab
kalmtr.
mparatorluk dneminin ilk yllarnda Marcus Verrius Flaccusu de
verborum significatu (kelimelerin anlam zerine) adl deerli bir aratrma
eseri olan szlk almasyla grmekteyiz. Eser, Latincenin dil olarak ilk
alar hakknda bilgi veren, elimizde bulunan en deerli kaynaklardan
biriydi.
mparatorluun ilerleyen yllarnda filoloji alannda, grek ve Latin dilleri
zerine yaptklar aratrmalarla Valerius Probusun, Remmius Palaemonun
ve Asconius Pedianusun isimleri saylabilir.

63

Ge antik dnemde gramer almalarnn ve eviri faaliyetlerinin yan


sra yazarlarn kommentarlarnn hazrlanmas filoloji almalarnn temelini
oluturuyordu. Bunlar arasnda Porphyrionun Horatius zerine, Sevriusun
Vergilius zerine, Aelius Donatusun Terentius zerine hazrladklar
kommentarlar nemlidir. Gramer alannda Donatusun, Diomedesin ve
Priscianusun almalar bilinmektedir. zellikle Donatus ve Priscianus dil
zerine yaptklar almalarla Ortan dil zerine yaplan almalarn
etkilemilerdir. eviri alannda ise Donatusun rencisi Hieronymus (MS 45. Yzyl) Kutsal Kitabn Latinceye evirisini yapmakta (Vulgata) ve
Boethius (MS 5-6. Yzyl) Aristotelesten yapt evirilerle dikkati
ekmektedir.
Ortaada Filoloji
Ortaada, filoloji ayr bir bilim dal olarak hemen hi nem
tamyordu; bu ada, antikada olduu kadar nemli filolojik almalar
yaplmamtr. Geri 9. Yzyldan 14. Yzyla kadar Grek diline ve
edebiyatna Bizans mparatorluunda yakndan ilgi gsterilmi ve szlk
almalar yaplm, gramer kitaplar hazrlanm, yorumlar hazrlanm
olmakla birlikte yaplan bu almalar derleme niteliinde olup bilimsel bir
deer tamadklar iin, filolojinin bir bilim dal olarak ilerlemesine herhangi
bir katk salamamtr. Batda unutulmu olan Greke ise Bizansn resmi
dili olarak kullanlm; Grek edebiyat da Photios, Psellos, Eustathios gibi
Bizansl alimler araclyla korunmutur. Batda ise Greke bilgisi
unutulurken Greke eserler sadece Latinceye ya da Arapaya evrilmi
olmalar dolaysyla biliniyorlard. te yandan Latince Hristiyanln
yayld en byk alan olan Bat ve Orta Avrupa lkelerinin kilise, saray ve
devlet organizasyonlarnda korunmu ve okullarda da kilise byklerinin
yazm olduklar Latince kitaplar ve klasik Latin edebiyatndan belli bal
64

rnek eserler okutulmakla birlikte bu tr faaliyetler temelde felsefi ve teolojik


bir karakter tadklar iin, filoloji ile ilgili almalar deillerdi. Bununla
birlikte Latin edebiyatndan nemli birok eserin zamanmza ulaabilmi
olmasn

Ortaan

manastrlarnda

yaplan

kopyalama

faaliyetlerine

borluyuz.
Rnesans ve Filoloji
Klasik filoloji Rnesans dneminin 14. yzylndan balayarak
talyadaki

humanizma

hareketleri

iinde

zellikle

Petrarcann,

Boccaccionun, Poggionun ve Salutatinin almalaryla, talya dnda da


Rotherdaml Erasmusun almalaryla yeniden gelimeye balamtr. Roma
kltrnn ve geleneinin, Latin dilinin ve edebiyatnn k yeri ve aralksz
srdrld corafya olarak talya Yarmadas 14. Yzyla gelindiinde
bnyesinde bulunan eitli kltr kurumlar ve niversiteleri araclyla
klasik almalarn ve filolojinin yeniden canlanmasnda nemli bir rol
oynamtr. Antika dncesinin yeniden canlanmasnda ve Avrupa
kltrnn

temelini

oluturan

Rnesansn

oluumunda

Francesco

Petrarcann (1304-1374) ve Giovanni Boccaccionun (1313-1375) nemi


byk olmutur. almalarn batnn dier lkelerine de yayld bu
dnemde Grek dili ve edebiyat yeniden yararlanlabilir hale gelmitir.
Deiik yerlerdeki kitaplklarda bulunan nl antik eserlerin yeniden
bulunmas ve ncelikle Latince eserlerin aratrlmas ile gelien filolojik
etkinlikler stanbulun 1453te Trkler tarafndan alnmasndan sonra, Bat
Avrupada Greke bilgisinin de yaylmasna neden olmutur. 14. ve 15.
Yzyln

filologlar

bir

bakma

skenderiye

dnemi

filologlarnn

almalarna edeerde almalar ortaya koymulardr: Ortaada ihmal


edilmi Cicero, Plautus, Apuleius, Valerius Flaccus, Lucretius gibi yazarlarn

65

eserlerini ieren elyazmalarn topluyorlar, eserlerin yeni edisyonlarn ve


kommentarlarn hazrlyorlard.
16. Yzyldan balayarak Fransa, Hollanda ve Almanyada da gelien
klasik filoloji aratrmalar, bir yandan, zgn metinlerin aratrlmasna
ynelik olan geleneksel filoloji, te yandan metin yorumlamalarna giderek
tarihsel bir boyut getiren ve antik yazarlar da bu balamda ele alan tarihsel
filoloji alanlarnda gereklemitir. Fransada G. Bud, J. Dorat, D. Lambin,
J. J. Scaliger, H. Estienne, I. Casaubon, Hollandada Lipsius, Voss, Gronovius
16. ve 17. yzyln nde gelen klasik filologlardr. 18. Yzylda Eski
Romay Grek kltrne baml ve onun kt bir kopyas olarak dnen
Almanyadan J. J. Winckelmann (1717-1768) antik kltrle uranda ilgiyi
Grek kltrne yneltir. Klasik Filolojiyle ilgili almalara 18. yzylda
ngiltere de katlr: zellikle Richard Bentley (1662-1742) metin eletirisi
alannda nemli almalarda bulunur. Metin eletirisinin bilimsel temellere
dayal salam ve matematiksel bir sistem haline gelii 19. yzylda Karl
Lachman ile olmutur. 19. yzyl antika bilginlerinden Theodor Mommsen
ve U. von Wilamowitz-Moellendorff tarihsel ve pozitivist bir antika
biliminin savunmasn baarl bir biimde yapmlard. Bu ekilde, antik
edebi eserlerin yan sra antik yaztlar da aratran klasik filoloji antik hukuk,
tp ve matematii de kapsamna alarak bir edebiyat biliminden bir kltr
bilimine dnmeye balam ve zellikle 19. yzylda tarih, arkeoloji,
epigrafi gibi klasik eski a disiplinleri klasik filolojiden koparak bamsz
birer bilim dal olmulardr. Geleneksel ynn, yani antik metinlerin
kusursuz bir biimde yeniden kurulmasna ilikin asli grevini bugne kadar
hi kesintisiz srdren ve srdrmekte olan klasik filolojinin kltr bilimi
olmak yerine yalnzca edebiyat bilimi olmakta balangta srar ettiini
gryoruz. Bu durumun yaratt olumsuzluklar 20. yzyln balarnda
Almanyada Werner Jaegerin (1888-1961) giriimleriyle giderilmeye
66

allmtr. Ancak bu tr giriimler de klasik filolojinin dier bilimlerden


yaltlmasna neden olmutur. Klasik filolojinin kapsam, grevleri ve klasik
filoloji reniminin nasl olmas gerektii konularndaki tartmalar bugn de
devam etmektedir.
Photios, Psellos, Eustathios; Petrarca, Boccaccio, Poggio, Salutati,
Rotherdaml Erasmus; G. Bud, J. Dorat, D. Lambin, J. J. Scaliger, H.
Estienne, I. Casaubon, Lipsius, Voss, Gronovius; J. J. Winckelmann (17171768); Richard Bentley (1662-1742); Karl Lachman, Theodor Mommsen, U.
von Wilamowitz-Moellendorff; Werner Jaeger (1888-1961)
Trkiyede Klasik Filoloji
lkemizin yksek renim tarihi incelendiinde klasik filolojinin bir
disiplin olarak ortaya knn 1933 niversite Reformuyla gerekletii
grlr. Eitim Tarihi uzman Sayn Y. Do. Dr. Blent Berkol 2008 ylnda
stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesinde Klasik Filoloji Seminerleri
erevesinde yapt Darlfnunda Klasik Filoloji retimi Yapld m?
balkl konumasnda Trk eitim tarihi iinde klasik filoloji retimine,
dolaysyla Yunanca ve Latince derslerinin retimine ilikin bir balang
noktas aranacak olursa, bu balang noktasnn Maarif Nazr Saffet Paa
tarafndan hazrlatlp 1869 tarihinde yrrle konulan Maarif-i Ummiye
Nizamnmesi (Genel Eitim Tz) olmas gerektiini ileri srmtr.
Konumasnda Darlfnunun tarihesini drt evrede ele alan Berkol 1863-1865
yllar arasndaki birinci evrede klasik filoloji ve ona yardmc bilgi dallaryla
ilgili derslerin bulunmadn; 1870te alan kinci Darlfnunda, 1869da
yrrle giren Maarif-i Ummiye Nizamnmesinin 81. ve 82. Maddelerinde
programa konulmas ngrlen Yunanca, Latince, Arkeoloji, Nmismatik,
Roma Hukuku derslerinin yer alaca programlarn alamam olduunu;
1874te Mekteb-i Sultan bnyesinde alan nc Darlfnunda ilk kez
67

Yunan ve Latin Edebiyat, Arkeoloji, Nmismatik, Mitoloji, Roma Hukuku,


Roma dare Mahkemesi Tarihi, Roma Messeseleri, Mukayeseli Roma Hukuku,
Roma Kavanini (Kanunlar) gibi derslerin programa konularak okutulduunu,
dersleri veren retim kadrosunun ise aznlklar ve yabanclardan olutuunu;
1900 ylnda alm ve 1933te kapatlm olan Drdnc Darlfnun
dneminde klasik filoloji ile ilgili bir blmn bulunmadn, alan yabanc
diller programnda da Yunanca ve Latince dersleri bulunmamakla birlikte,
Arkeoloji, Nmismatik, Roma Hukuku, Roma Tarihi, Yunan Tarihi derslerinin
programlarda yer aldn, ayrca bu dnemde programlarda yer alan Eskia
Tarihi, Nmismatik, Arkeoloji dersleri iin Almanyadan retim yelerinin
getirildiini, Fazl Nazmi (Rukn) Bey gibi Yunanca ve Latince metinleri
okuyan bir Eskia Tarihi retim yesinin bulunduunu, Eskia tarihi ile ilgili
makalelerin ilk kez Darlfnun Mecmuasnda yaynlandn sylemektedir.
Berkolun bu deerlendirmesinden anlalaca ve kendisinin de konumasnda
ifade ettii gibi, Darlfnun Dneminde bugnk anlamda klasik filoloji
retimi yaplmam olup sadece 1874te retime balayan Darlfnun-
Sultanide Yunan ve Roma Edebiyat dersleriyle Arkeoloji, Nmismatik,
Mitoloji, Roma Hukuku ile ilgili dersler verilmi, yaplan aratrma ve
yaynlarda bilgi retme urasndan ok, ikincil kaynaklardan bilgi derleme ve
aktarma yoluna gidilmitir.
M. Kemal Atatrkn, o zamanki adyla stanbul Darlfnununa 15 Aralk
1930da yapt ilk ziyaretine ilikin anlarn Dr. Mehmet Reat Uysal
Atatrkn Darlfnunu Ziyareti balkl yazsnda karlkl konumalar
eklinde aktarmtr (Uysal, 1981: 25-26). Uysaln anlarndan u anekdot
Cumhuriyet Trkiyesinde klasik filoloji disiplinine neden ihtiya duyulduunu
aka gsteriyor olmas bakmndan nemlidir: Ulu nder Atatrk Darlfnun
Emini

Mderris

Muammer

Raite

Darlfnunun

ilerlemesinin

ve

ykselmesinin neye bal olduunu sorar. Muammer Rait, bu konuyla ilgili


68

olarak mderrislerin almalar zerine aklamalarda bulunur. Anlarn yazar


Dr. Mehmet Reat Beyin gzleminden rendiimize gre, Ulu nder
anlatlanlardan pek tatmin olmamtr. Ardndan tarih konularna geerek
mderrislere Eti, Ege, Akalar zerine kimin konuacan sorar ve sorusunu
ilkin Fuat Kprlye yneltir. Fuat Kprl, kendisinin Trk Dili ve Edebiyat
ile uratn syleyerek mazur grlmesini rica eder. Bunun zerine Atatrk,
Egenin ilk ahalisi, Ege medeniyetlerinin sahipleri kimlerdir? sorusunu
yneltir. Eski Grek mderrisi Fazl Nazmi Bey, Atann bu sorusuna bir
efsaneyle yant verir. Atatrk, Fazl Nazmi Beyi sonuna kadar dinledikten
sonra, Tarih; arkeolojik gerek, paleografi ve filolojik bulgulara dayatlmaldr,
efsanelere deil Bence tarih, ilk Ege ahalisinin, Ege medeniyeti sahiplerinin
Anadoludan Ege adalarna geldiklerini gsteriyor ve gsterecektir, dedikten
sonra, bir sre dnceli ve zntl bir ruh hali iinde tavana bakar ve ilave
eder: Genlerimiz bu konulara yneltilmelidir.
Aktardmz bu annn yazar Dr. Mehmet Rait Bey, Gazi Mustafa
Kemalin ileriyi gren, derine inen grleriyle, tarihilerimizi uyardn
sylemektedir. zerinde yaadmz bu topraklarn ilk alardan gnmze
kadar tarihini daha iyi incelemek ve deerlendirebilmek, daha doru ve daha
nitelikli sonular ortaya koyabilmek iin klasik filoloji disiplinine ihtiya olduu
aktr. Ancak burada, Atatrkn Genlerimiz bu konulara yneltilmelidir,
cmlesinin de altnn izilmesi gerekir. Ulu nderin bu cmlesinden, Trk
genlerinin yneltilmesini istedii konularn, arkeolojik almalar ve bunun
yan sra filolojik ve paleografik almalar olduu, bundan baka, burada sz
konusu olan filolojik ve paleografik almalarn, eski diller ve bu dillerin
taycs olan yazl metinler zerine almalarn olduu aktr. Prof. Dr. lber
Ortayl Trkiye Bilimler Akademisinde 2005 ylnda verdii Filoloji ve Tarih
balkl konferansnda mukayeseye ve manta dayal bir disiplin olan filolojinin
sosyal bilimlerin matematii deerinde olduunu, doru dnmek ve doru dil
69

kuruluu yapabilmek iin, insanlarmzn bu eitimden geirilmesi gerektiini


sylemektedir (Ortayl, 2005: 26-27). lkemizin Tanzimat Dneminden beri
rnek ald Bat Uygarlnn temelini oluturan humanizm, insan her eyin
merkezi ve ls yapan bir dnya gr olarak Eski Yunan ve Roma
uygarlklarnn rndr. Dolaysyla bu iki uygarln metinler yoluyla
anlalmasn ama edinen klasik filoloji disiplini Baty d grnyle taklit
etmek yerine Baty Bat yapan temel ilkelerin iyi anlalmas ve bylece
ada uygarlk dzeyine ulalmas hatta daha ileriye gidilebilmesi bakmndan
nem tamaktadr.
Eitsel ve tarihsel bakmlardan nemine deindiimiz klasik filoloji
disiplini Trkiyede 1933 niversite Reformunu izleyen yllarda niversitede bir
krs olarak ilkin, Ankara niversitesi Dil ve Tarih, Corafya Fakltesinde
Fransz Filolojisine bal olarak 1936 ylnda kurulmutur (Erim, 2000: 28).
stanbul niversitesinde ise 1933-1942 yllarn kapsayan dnemde Romanoloji
Disiplinine bal, ikinci ve nc disiplin dersi olarak Yunan Filolojisi,
Latin Filolojisi balkl dersler eklinde varlk gsteren Klasik Filolojinin
bamsz bir krs olarak almaya balamas 1940l yllarn balarnda
gereklemitir. Fakltemizde 1933 niversite Reformuyla birlikte balayan ve
1943 ylna kadar kurulan on iki enstitnn (Felsefe, Tarih, Corafya, Arkeoloji,
Trkoloji, ngiliz Filolojisi, Alman Filolojisi, Roman Dilleri, ark Dilleri, Klasik
Filoloji, Pedagoji ve Psikoloji, Asya Dilleri) arasnda Klasik Filoloji Enstits
de bulunmaktayd. 1933 niversite Reformuyla birlikte yeniden oluturulan ilk
krslerin iinde Klasik Filoloji krssnn de yer almas ve henz on yln
doldurmu gen bir cumhuriyet olan Trkiye Cumhuriyetinde kuruluuna nem
verilmesi ve zen gsterilmesi, kanmca klasik filoloji disiplininin eitsel
ynnden, insan zihnini ekillendiren tarihsel ve filolojik ynteminden
kaynaklanmaktadr. niversitemizi 1930 ylndaki ilk ziyaretinde, Trk
genlerinin arkeolojik, filolojik ve paleografik almalara yneltilmesi
70

gerektiini syleyen Ulu nder Atatrkn, ileriyi gren gzleriyle, klasik diller
eitiminin bu eitsel ynnn de farknda olduunu, kiisel grm olarak
belirtmek isterim.
Klasik filolojinin, klasik eitimin, yaam ve her eyi insan asndan
deerlendiren, insan her eyin merkezi ve lt yapan bir yaam gr olarak
tanmlayabileceimiz humanist dncenin (Erim, 2000: 27), Ulu nder
Atatrkn ada uygarlklar dzeyine ulatrmak istedii Trkiye iin byk
nem tad gr, Ankara niversitesi Dil ve Tarih, Corafya Fakltesinin
Klasik Filoloji Krssnn almalaryla dile getirilmitir, ilk kez (Sinanolu,
1992: 513). Kapsam geni bir disiplin olan klasik filoloji ile uramann kiiye
belirli nitelikler kazandran bir eitsel ynnn de bulunduunu burada tekrar
etmek gerekir. Klasik dillerle urama, insana belli bir zihinsel nitelik
kazandrr. Byle bir eitimden geerek zihinsel nitelik kazanm olan kii,
somut gerekle srdrd ilikinin kazandrd bir alkanlkla, her eyin
doruluunu bizzat aramak ister; bu durum, aratrcnn eletiri szgecinden
gememi her trl dogmann ve yargnn yklp yok olmasna neden olur
(Sinanolu, 1980: 193). Klasik filoloji eitimi, kiinin, tarihsel bir bak as
kazanarak insanln geirdii manevi evrim srecinin farkna varmasn salar.
nsanlk niteliklerinin gelitirilmesi temeline dayanan klasik filoloji eitimi,
bireyin gzlemcilik, eletiricilik niteliklerini kazanmasn salar ve kiiyi
sistemli dnmeye ynelterek yargda bulunma gcn kazandrr (Sinanolu,
1992: 520-521).
stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesinde kurulan Klasik Filoloji
Krssnn ilk bakan, stanbul Arkeoloji Mzesinde sikke uzman olarak
almak zere 1935 ylnda ailesiyle birlikte Trkiyeye g etmi olan ve bu
grevinden 1939 ylnda istifa ederek Fakltemizde Hellenizm ve Roma
Tarihi ve Nmismatik derslerini okutmak zere profesr olarak greve
71

balayan Clemens Emin Bosch olmutur (Widmann, 2000: 163, 182; O. Tekin,
N. T. Tekin, 2007: 28-29). Onun ardndan, Oxford niversitesi Roma tarihisi
ve sonradan Sir unvann alan Prof. Ronald Symen 1940l yllarn bandan
itibaren bakanlk ettii ve 1942-1943 retim ylnda yalnzca Latince
derslerinin verildii krsde, 1943-1944 retim ylnn banda rlandal Prof.
Oliver Daviesin gelmesiyle Eski Yunanca dersleri de verilmeye balanmtr.
1944 ylnda Cambridge niversitesinden gelen Dr. George Edward Bean ise,
Fakltemizde 1971 ylna kadar srdrd grevi srasnda, hem Eski Yunanca
hem de Latince dersleri vermiti. 1955 Ylnda Belikal Prof. Paul Morauxnun
be yl iin gelii, Klasik Filoloji Krssne retim ve etkinlikler asndan
canllk kazandrmt. Prof. Symen 1945 yl sonlarnda ayrlmasyla,
krsnn bakanln bir sre iin, Felsefe Krss profesrlerinden Walter
Kranz stlenmiti. 1932 Ylnda devlet bursuyla Germanistik eitimi iin Berlin
niversitesine gnderilen, ancak yl sonra Milli Eitim Bakanlnn istei
zerine Heidelberg niversitesinde klasik filoloji renimine balayan ve 1942
ylnda yurda dndkten sonra, bir sre Ankarada Atatrk Lisesinde Latince
dersleri veren ve ksa bir sre Ankara niversitesi Dil ve Tarih, Corafya
Fakltesi Klasik Filoloji krssnde asistan olarak alp 1946 ylnda stanbul
niversitesi Edebiyat Fakltesine Antik Felsefe krssne asistan olarak
atanm olan Dr. Suat Baydur 1950 ylnda Klasik Filoloji alannda doentlik
snavn vererek ertesi yl stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Klasik
Filoloji Krssne doent olarak atanm ve bu krsdeki grevini 1953
ylndaki elim bir kaza sonucu vefatna kadar srdrmtr. Fakltemizin Tarih
Blmnn emekli retim yelerinden Prof. Dr. Oktay Akit 1954 ylnda
Klasik Filoloji Krssne asistan olarak atanmt. Bu krsdeki grevini 1958
ylna dein srdrdkten sonra Tarih Blmne gemi ve 1994 ylnda
profesr unvanyla emekli olmutur.

72

Profesr

Walter

Kranzdan

sonra,

Klasik

Filoloji

Krssnn

bakanln 1977 ylna kadar Prof. Dr. Faruk Zeki Perek Hocamz stlenmiti.
Devlet bursuyla gnderildii Londra niversitesine bal Kings Collegeda
Klasik Diller ve Edebiyatlar alannda yksek renim grdkten sonra yurda
dnnde ilkin Dil ve Tarih, Corafya Fakltesi Klasik Filoloji Krssnde
greve balayp, daha sonra stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Klasik
Filoloji Krssne 1943 ylnda naklen atanan Prof. Dr. Faruk Zeki Perek 1980
ylnda emekliye ayrlmtr. Krsnn bakanln 1977-1982 yllar arasnda
stlenmi olan Prof. Dr. Zafer Talklolu Hocamz ise, Ankara niversitesi Dil
ve Tarih, Corafya Fakltesi mezunu olup Fakltemizin Klasik Filoloji
Krssne Yunanca hocas olarak 1944 ylnda nakil yoluyla gelmiti.
Krsmzn kurulu yllarnda nemli katklar olan yabanc uyruklu
profesrlerin yan sra, byk emekleri geen Perek, Talklolu ve Baydur
Hocalarmzdan

baka,

Krsnn

tarihesinde

gsterdikleri

aba

ve

emeklerinden dolay iki deerli Hocamzdan da burada sz etmek gerekir:


Fakltemizin ngiliz Filolojisi Krssne 1942-1943 retim ylnda yazlan ve
Prof. Ronald Symen tavsiyesiyle krs deitirip Klasik Filoloji Krssne
geerek bu Krsden 1945 ylnda mezun olan ve ayn yl Krsye asistan
olarak atanan Prof. Dr. Mzehher Erim 1982-1992 yllar arasnda, ad deierek
Eskia Dilleri ve Kltrleri Blm Latin Dili ve Edebiyat Anabilim Dal olan
Anabilim Dalnda, emekliye ayrld 1992 ylna kadar Anabilim Dal
Bakanl yapm; Lisans ve Lisansst programlarnda verdii ders ve
seminerlerle saysz renci yetitirmitir. Klasik Filoloji Krssne renci
olarak bavurduu yllarda bavuruda bulunan tek renci olmas sebebiyle
kendisi iin snf alamayaca sylenen, ancak Dr. Beanin abasyla Krsye
kabul edilen Dr. Sina Kabaaa 1965 ylnda ayn Krsye okutman olarak
atanm ve emekliye ayrld 1989 ylna kadar otuz be yl hizmet verdii
73

Klasik Filoloji Krssnde Latince gramer derslerinin vazgeilmez hocas


olarak binlerce renci yetitirmitir.
1983 Ylnda yrrle giren 2547 sayl yeni Yksek retim Yasas
uyarnca krs sisteminden blm ve anabilim dal eklinde bir yaplanmaya
geilince, Klasik Diller ve Edebiyatlar Krss de Latin Dili ve Edebiyat
Anabilim Dal ve Yunan Dili ve Edebiyat Anabilim Dal olarak, ayr diploma
veren iki ayr Anabilim Dal eklinde yaplanm ve Hititoloji Anabilim Dal ile
birlikte, bugn de olduu gibi, Eskia Dilleri ve Kltrleri Blm ats
altnda yer almtr. Bu yeni yaplanmaya paralel olarak Yunan Dili ve Edebiyat
Anabilim Dal bakanln Prof. Dr. Zafer Talklolu, emekli olduu 1983 yl
bana kadar, Latin Dili ve Edebiyat Anabilim Dal Bakanln da Prof. Dr.
Mzehher Erim emekli olduu 1992 ylna kadar yrtmlerdir. Prof. Dr. Zafer
Talklolu Hocamzn emekliye ayrlmasndan sonra Yunan Dili ve Edebiyat
Anabilim Dal bakanln Fakltemizin yetitirdii retim yelerinden Prof.
Dr. Kenan Yonarsoy; Prof. Dr. Mzehher Erim Hocamzn emekliye
ayrlmasndan sonra Latin Dili ve Edebiyat Anabilim Dal Bakanln
Fakltemizin retim eleman kadrosuna 1987 ylnda katlan Prof. Dr. Erendiz
zbayolu yrtmlerdir. Prof. Dr. Kenan Yonarsoyun 1998 ylnda, Prof.
Dr. Erendiz zbayolunun 2003 ylnda emekliye ayrlmalaryla, ad 2000
ylnda Eski Yunan Dili ve Edebiyat olarak deitirilen Anabilim Dalnn
bakanln Fakltemizin yetitirdii retim yelerinden Prof. Dr. Gler
elgin; Latin Dili ve Edebiyat Anabilim Dalnn bakanln da yine
Fakltemizin yetitirdii retim yelerinden Prof. Dr. idem Drken
stlenmi olup her iki Hocamz da eitim ve aratrma faaliyetlerinin yan sra
Anabilim Dal bakanl grevlerini halen srdrmektedirler.
2547 sayl Yksek retim Yasasndan nce sertifika sistemi
erevesinde Yunan Dili ve Edebiyat, Latin Dili ve Edebiyat olmak zere iki
74

sertifika program eklinde retim veren Klasik Diller ve Edebiyatlar


Krssnden, 1983 ylnda yaplan dzenlemeyle oluturulan Eski Yunan Dili
ve Edebiyat Anabilim Dalnda, drt yllk lisans eitim sresince Eski Yunan
dili, alfabesinden balayarak tm gramer-sentaks kurallar verilmek suretiyle
retilmekte, bu bilgiler metin dersleriyle pekitirilmektedir. Bu derslerin
yannda, tm lisans eitimini kapsayacak ekilde edebiyat ve kltr dersleri
bulunmaktadr. Edebiyat derslerinde, Homeros andan Bizans ann
sonuna kadar, Eski Yunan edebiyatndaki btn edeb trler sistematik bir
ekilde okutulmaktadr. Edebiyat derslerine paralel olarak yaplan kltr tarihi
derslerinde ise, devlet yaps ( ynetim organizasyonu), ordu, din, bilim, eitim
ve spor gibi konular ele alnmaktadr. Anabilim Dalnn eitim programnda
Yunan Filolojisine Giri, Yunan Paleografyasna Giri, Yunan Epigrafyasna
Giri ve lka Felsefesi gibi, Eski Yunan dili ve edebiyat formasyonunun
kazandrlmasn tamamlayc nitelikte dersler de bulunmaktadr. Anabilim Dal
rencilerinin eitim formasyonlar Ltin Dili ve Edebiyat Anabilim Dalndan
alnan derslerle tamamlanmaktadr. Lisans program dnda Anabilim Dal
Lisansst programnda da eitim vermektedir.
Temel alma alan eski Roma dili ve edebiyat olan Latin Dili ve
Edebiyat Anabilim Dalnn lisans ve lisansst dzeyinde srdrlen eitim ve
aratrma program, gnmze ulaan Latince Antika metinleri nda
Latince gramer, metin yorumu ve Antika kltr tarihi konular zerine
younlar. Antika kltrnn insann dnsel ve toplumsal geliimindeki
nemini ve deerini tantmay amalayan ve bu konuda bata Eski Yunan Dili
ve Edebiyat, Klasik Arkeoloji, Eskia Tarihi, Roma Hukuku, Felsefe gibi
disiplin sahalaryla da balantl almalarn srdren Anabilim Dal 2003
ylndan bu yana Navi Salvia: Sina Kabaaa Anma Toplants ve Klasik
Filoloji Seminerleri ad altnda dzenledii etkinliklerle ve ayn balkl
75

yaynlaryla;

ayrca

Latin

Edebiyatnn

sekin

eselerinin

Trkeye

kazandrlmasna ynelik eviri almalaryla faaliyetlerini srdrmektedir.


KAYNAKA
BAYDUR, Suat Yakup, Dil ve Kltr, stanbul 2003.
BERKOL, Blent, Darlfnunda Klasik Filoloji retimi Yapld m? (4
Nisan 2008 Perembe gn saat 16.00da stanbul niversitesi Edebiyat
Fakltesinin 345 numaral odasnda Klasik Filoloji Seminerleri kapsamnda
sunulan yaymlanmam bildiri metni).
BIRT, Theodor, Kritik und Hermeneutik nebst Abriss des antiken
Buchwesens, Mnih, 1913.
BISCHOFF, Bernhard, Palaeographie des rmischen Altertums und des
abendlaendischen Mittelalters, Berlin, 1986.
BONNARD,

Andr,

Antik

Yunan

Uygarl:

Euripidesten

skenderiyeye, Cilt 3, ev. Kerem Kurtgz, stanbul: Evrensel Basm Yayn,


2004.
BRADFORD, Ernle, Mediterranean. Portrait of A Sea, Londra: Classic
Penguin, 2000.
BRAUDEL, Fernand, The Mediterranean in the Ancient World, Londra:
The Penguin Press, 2001.
CLAYTON, Peter A. ve PRCE, Martin J., Antik Dnyann Yedi
Harikas, ev. Betl Avun, stanbul: Homer Kitabevi, 1999 (2.bas.).
COLLINGWOOD, R. G., The Idea of History, Oxford 1986.

76

ELGN, Gler, rneklerle Helenistik a iiri, stanbul: Arkeoloji ve


Sanat Yaynlar, 2000.
ELGN, Ahmet Vedat, Her Zaman Yetimeyecek Bir Ant-Hoca Dr.
Sina Kabaaa, Arkeoloji ve Sanat Say 80, 1997, s. 3-5.
ELGN, Ahmet Vedat, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesinden
Bir Faruk Hoca Geti: Prof. Dr. Faruk Zeki Perekin Ardndan, Arkeoloji ve
Sanat Say 91, 1999, s. 4-14.

ELK, Mehmet, Sryani Kaynaklarna Gre mparator Marciann


skenderiye Ktphanesini Yaktrmas (1 Austos 455), Frat niversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 10, Say 1 (2000) s. 51-67.
DELZ, Josef, Textkritik und Editionstechnik: Einleitung in die
lateinische Philologie, (hazr. Fritz Graf), Stuttgart, Leipzig, 1997, s. 51 - 73.
DEMR, Bedia, Klasik Filoloji: Tanm ve Snrlar, Lucerna, stanbul
1996, s. 31-35.
DEMR, Bedia, Dr. Sina Kabaaa ve Klasik Diller Eitimi,
NaviSalvia Sina Kabaaa Anma Toplants 2003 eitlemeler, stanbul 2005,
s. 5-14.
DEMR, Bedia, stanbul niversitesinde Klasik Filoloji, Sosyoloji
Dergisi 3, 19 (2009/2), s. 273-283.
ERM, Mzehher, Klasik Filolojinin nemi ve Trkiyede Kuruluu,
yay. haz. G. elgin, A. Vedat elgin, Arkeoloji ve Sanat Say 94, 2000, s. 27-30.
FINLEY, Moses I., Odysseusun Dnyas, ev. Gl E. Durna, Ankara,
2003.
77

FREEMAN, Charles, Msr, Yunan ve Roma. Antik Akdeniz


Uygarlklar, ev. Suat Kemal Ang, Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar, 2003.
GORDON, Richard L. Sarapis, The Oxford Classical Dictionary,
(Hazrlayanlar: S. Hornblower ve A. Spawforth) Oxford, New York, 1996 (3),
s. 1355.
HUNGER, Herbert ve dierleri, Die Textberlieferung der antiken
Literatur und der Bibel, Mnih, 1988.
PLKOLU, Blent, Eski Bat Tarihi I. Giri, Kaynaklar,
Bibliyografya, Ankara: Trk Tarih Kurumu, 1997.
JAEGER, Gerhard, Einfhrung in die Klassische Philologie, Mnih
1990.
KRAFFT, Peter, Orientierung Klassische Philologie, Hamburg 2001.
LELGEMANN, Dieter, Alexandria in Egypt, the Native Town of the
Natural Sciences, WSHS 1.3., s. 1-15.
http://www.fig.net/Cairo/tech_programme.pdf
LESKY, Albin, A History of Greek Literature, ev. J. Willis ve Cornelis
de Heer, Londra, 1966.
MACLEOD, Roy (yay. haz.), The Library of Alexandria, Londra: I. B.
Tauris, 2004.
ORTAYLI, lber, Filoloji ve Tarih. Trkiye Bilimler Akademisi Forumu,
Ankara, 2005.
PARSONS, Edward Alexander, The Alexandrian Library. Glory of The
Hellenic World, New York: Elsevier Publishing Company, 1967(3).
78

PASCUCCI, Giovanni, Klasik Filolojinin Temelleri, ev. E. zbayolu,


stanbul, 1990.
PHLMANN, Egert, Einfhrung in die berlieferungsgeschichte und in
die Textkritik der antiken Literatur. Band I: Altertum, Darmstadt, 1994.
RIEMER, Peter; WEISSENBERGER, M.; ZIMMERMANN, B.,
Einfhrung in das Studium der Latinistik, Mnih 1998.
SNANOLU, Suat, Trk Humanizmi, Ankara 1980.
SNANOLU, Suat, Yirmibirinci Yzyla Girerken Klasik a Dncesi
ve Trkiye, Belleten (1992) C. LVI, S. 216, s. 513-530.
TEKN, Ouz ve Nil Trker Tekin, Mlteci Bir Akademisyenin Biyografisi
Clemens Emin Bosch (1899-1955).
THOMPSON, Edward M., An Introduction to Grek and Latin
Palaeography, Oxford, 1912.
UYSAL, Dr. Mehmet Reat, Atatrkn Darlfnunu Ziyareti Milli
Kltr C. 2, S. 12, Mays 1981, Kltr Bakanl, s. 25-26.
RETEN, Hseyin, Antika Anadolusunda Bir Kltr Merkezi
Pergamon Kraliyet- Ktphanesi, Trk Ktphanecilii, 22, 4 (2008), s. 435450.
WIDMANN, Horst (Prof. Dr.), Atatrk ve niversite Reformu, ev. Prof.
Dr. Aykut Kazancgil, Do. Dr. Serpil Bozkurt, stanbul 2000.
WEST, Martin L., Textual Criticism and Editorial Technique, Stuttgart
1973.
WILLIS, James, Latin Textual Criticism, Chicago, Londra, 1972.
YILDIZ, Nuray, Antika Ktphaneleri, stanbul, 2003.
79

You might also like