Ingilizce Turkce Ceviri Sorulari

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 103

ICON YABANCI DL AKADEMS

1. One must also consider how taxation affects


the income from the investments.
A) Ayrca, vergilendirmenin yatrmlardan elde
edilen geliri nasl etkiledii dikkate
alnmaldr.
B) Yine de vergilerin, yatrmlardan salanan
gelir zerindeki etkisi tartlmaldr.
C) Bu arada, yatrmlardan elde edilen gelirin
vergilendirmeyi nasl etkiledii ortaya
konulmaldr.
D) te yandan, vergilerin, yatrmlardan
salanan gelir zerindeki basks gz nne
alnmaldr.
E) Buna ramen, yatrmlarn salad gelirin
vergilerden ne lde etkilendii
incelenmektedir.

3. In a period of economic recession, the


measures taken by the company to reduce the
costs may lead to a serious rise in the number
of lay-offs.
A) Bir ekonomik durgunluk dnemine giren
irketin, giderleri azaltmak amacyla ald
nlemler, ok sayda kiinin iini
kaybetmesine yol at.
B) Bir ekonomik durgunluk dneminde
maliyetleri azaltmak iin irket tarafndan
alnan nlemler, iten karlanlarn saysnda
ciddi bir arta neden olabilir.
C) Bir ekonomik durgunluk iinde olan irketin
alm olduu nlemler, maliyetleri
azaltmasna ramen, ok sayda kiinin iini
kaybetmesine yol at.
D) Giderleri azaltmak iin nlem olarak
ekonomik durgunluk dneminden kmak
isteyen irkette, iten karlanlarn says
ciddi ekilde artt.

2. In 1974 the new British Government told its


European partners that it was determined to
renegotiate the terms of entry into the
European Economic Community.

E) irket bir ekonomik durgunluk dneminde


olduu iin, maliyetleri azaltc nlemler
kapsamnda pek ok kiinin iine son verdi.

A) 1974te, yeni ngiliz Hkmeti, Avrupa


Ekonomik Topluluuna giri koullarn
Avrupal ortaklaryla yeniden grerek
belirledi.
B) 1974teki yeni ngiliz Hkmeti, Avrupa
Ekonomik Topluluuna giri koullarn
Avrupal ortaklaryla yeniden grmek
istediini aklad.
C) 1974te Avrupa Ekonomik Topluluuna giri
koullar yeni ngiliz Hkmeti ile Avrupal
ortaklar arasnda yaplan grmeler sonucu
belirlendi.
D) 1974te, yeni ngiliz Hkmeti Avrupal
ortaklarna, Avrupa Ekonomik Topluluuna
giri koullarn yeniden grmeye kararl
olduunu bildirdi.
E) 1974teki yeni ngiliz Hkmeti, Avrupa
Ekonomik Topluluuna giri koullar ile ilgili
olarak Avrupal ortaklarn yeniden
grmeye ard.

Sayfa 1 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


4. Not until the beginning of the seventeenth
century did anyone think of combining drama
and music, and thus inventing the new art we
call opera today.
A) Onyedinci yzyln bandan nce, tiyatro ile
mziin birletirilerek yeni bir sanat olan
operann kefedilmesi konusunda kimse
ortaya bir dnce koymamtr.
B) Onyedinci yzyln balarna kadar, tiyatro ile
mzii birletirerek gnmzn yeni sanat
operay kefetmek, hiikimsenin aklndan
gemiyordu.
C) Onyedinci yzyln balarnda henz hi
kimse tiyatro ile mzii birletirmek
dncesinde deildi ve bugn opera adn
verdiimiz yeni sanat daha kefedilmemiti.
D) Tiyatro ile mzii birletirilerek bugn opera
dediimiz sanatn kefedilmesi ancak
onyedinci yzyln balarndan sonra
olmutur.
E) Onyedinci yzyln bana kadar hi kimse
tiyatro ile mzii birletirmeyi ve bylece
bugn opera dediimiz yeni sanat
kefetmeyi dnmemiti.

6. It is not always possible to be able to identify


the germ responsible for an infection and
determine to which drug it is sensitive.
A) Hem hastala yol aan mikrobu kefetmek
hem de bunu etkileyecek ilac hemen
belirlemek her zaman mmkn deildir.
B) Bir mikrobun hangi ilaca duyarl olduunu
belirlemek ve yol at hastal tedavi etmek
ou zaman mmkn deildir.
C) Hastala yol aan mikrobu tanmlayabilmek ve
bunun hangi ilaca duyarl olduunu
belirleyebilmek her zaman mmkn deildir.
D) Baz hastalklarn nedeni olan mikroplar ve bu
mikroplarn duyarl olduu ilalar belirlemek
mmkn deildir.
E) Bir hastala neden olan mikrobu tanmlamak
mmkn olsa da bunun hangi ilalara duyarl
olduunu belirlemek her zaman mmkn
deildir.

7. The first World Cup was played in Montevideo in


1930, but the conception of such a world-wide
competition occurred ten years earlier at a FIFA
congress in Antwerp.

5. In nearly all forms of cancer, the big problem is


that it spreads to other parts of the body.
A) Kanserin btn trleri dikkate alndnda, bu
hastaln vcudun dier yerlerine yaylarak
sorun yaratt grlr.
B) Kanserin her eidinde balca sorun, bu
hastaln vcudun her yerine yaylm
olmasdr.
C) Vcudun eitli yerlerine yayld iin,
kanserin btn trleri bir sorundur.
D) Hemen tm kanser trlerindeki byk sorun,
kanserin vcudun dier blmlerine
yaylmasdr.
E) Kanserin hemen tm eitlerinde grlen en
nemli sorun, hastaln yaylarak vcudun her
yerini etkilemesidir.

A) lk Dnya Kupas 1930 ylnda Montevideoda


oynand, ancak dnya apnda byle bir
yarma dncesi on yl ncesinde Ansverde
yaplan bir FIFA Kongresinde ortaya kmt.
B) 1930da Montevideoda ilk Dnya Kupas
karlamalar yapld, ancak dnya apnda
byle bir yarma yaplmas karar on yl nce
Ansverde yaplan FIFA toplantsnda alnmt.
C) 1930 ylnda Montevideoda oynanan ilk Dnya
Kupasndan on yl nce, Ansverdeki FIFA
Kongresinde tm dnyay kapsayacak bir
yarma dzenlenmesine karar verilmiti.
D) lk Dnya Kupas 1930da Montevideoda
oynansa da dnya apnda byle bir
yarmann dzenlenmesi ile ilgili grler, on
yl nce Ansverde yaplan FIFA toplantsnda
tartlmt.
E) Ansverda yaplan FIFA Kongresinde dnya
apnda bir yarma dzenlenmesi
dncesinin ortaya kmasna karn, lk
Dnya Kupas ancak 1930da Montevideoda
oynanabildi.

Sayfa 2 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


8. As we all know, unemployment is also a major
problem of the developed world where on the
average one in ten of the workforce is
unemployed.
A) Bildiimize gre, isizlik gelimi dnyann
balca sorunudur ve burada her on kiiden
biri isiz durumdadr.

10. No one warned him about the dangers


involved in mountaineering.
A) Kimse onu, dacln ierdii tehlikeler
konusunda uyarmad.
B) Hi kimse ona daclarn karlat
tehlikelerden sz etmedi.

B) Bildiimiz kadaryla, igcnn ortalama onda


birinin isiz olduu sanayilemi dnyada da
isizlik temel sorunlardan biridir.
C) Hepimiz biliyoruz ki, igcnn ortalama onda
birinin isiz olduu kalknm dnyada bile
isizlik hala sorun olmaya devam etmektedir.

C) Ona daclkta ne gibi tehlikelerle


karlald konusunda herhangi bir uyarda
bulunulmamt.
D) Daclkta karlaabilecei tehlikelerle ilgili
olarak kimseden herhangi bir uyar
almamt.
E) Dacln ne kadar ciddi tehlikeler ierdiini
hi kimse ona sylememiti.

D) Hepimizin bildii gibi, isizlik, igcnn


ortalama onda birinin isiz olduu gelimi
dnyann da nemli bir sorunudur.
E) Biliyoruz ki, gelimi dnyann en bata gelen
sorunu isizliktir ve ortalama olarak her on
kiiden biri isizdir.

9. In the article it is explained how international


aid to developing countries has grown over the
last few years.
A) Makalede, gelimekte olan lkelere yaplan
uluslararas yardmn nmzdeki birka yl
iinde nasl arttrlabilecei belirtilmektedir.

11. If this treatment does not achieve the desired


effect, there are other methods we can use.
A) Bu tedavi tam olarak baarl olmad
taktirde, deneyebileceimiz baka yntemler
de vardr.
B) Bu tedavi ile beklenen sonu elde
edilemezse, baka yntemleri denemek
zorunda kalabiliriz.

B) Makalede, gelimekte olan lkelere yaplan


uluslararas yardmn son birka yl iinde ne
denli artt aklanmaktadr.
C) Gelimekte olan lkelere yaplacak uluslararas
yardmn birka yl iinde ne kadar artmas
gerektii, makalede ele alnmaktadr.
D) Makalesinde, gelimekte olan lkelerin son
birka yl iinde uluslararas yardmdan giderek
daha ok nasl yararlandklarn ortaya
koymutur.
E) Bu makalede, son birka yldan beri
uluslararas yardmn gelimekte olan lkeler
lehine ne denli arttn ifade etmektedir.

Sayfa 3 / 103

C) Baka yntemlerin kullanlmas bu tedavinin


istenilen sonucu verip vermemesine baldr.
D) Bu tedavi arzu edilen etkiyi salamazsa,
kullanabileceimiz baka yntemler vardr.
E) Bu yntemle ulalan sonu beenilmezse,
dier yntemleri kullanmamz gerekir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


12. No matter what anyone says, I shall give him
the punishment he deserves.

14. The recent currency crisis which has shaken


Europe constitutes a serious threat to the very
existence of the European Community.

A) Herkesin kar olmasna ramen, o,


vereceim cezay hak etmitir.

A) Avrupa'y sarsan son para krizi, bizzat Avrupa


Topluluu'nun varl iin ciddi bir tehdit
oluturmaktadr.

B) Kim ne derse desin, ona hak ettii cezay


vereceim.

B) Avrupa Topluluunun varln tehdit eden


en ciddi olay, Avrupay sarsan son para
krizidir.

C) Ona hak ettii cezay vereceimden hi


kimsenin phesi olmasn
D) Herkesin dedii gibi, o, benden hak ettii
cezay alacak.

C) Avrupa'da patlak veren son para krizi Avrupa


Topluluunun varlna kar bir tepkidir.

E) Ona hak ettii cezay vermeyeceimi hi


kimse syleyemez.

D) Avrupay tehdit eden son para krizi, Avrupa


Topluluunun varlna bir darbedir.
E) Avrupa Topluluu'nun varln tehlikeye
dren en son olay, Avrupay saran para
krizidir.

13. The new Minister is seriously worried about


the housing problem in the over-populated
regions.
A) Yeni Bakan, nfusu youn olan blgelerdeki
konut sorununun ciddi bir alma
gerektirdiine inanmaktadr.

15. The failure of ambitious development


programmes in many Third World countries
has inevitably led to a search for reasons.

B) Nfus younluu fazla olan blgelerin konut


sorunu ile yeni atanan Bakan
ilgilenmektedir.

A) Pek ok nc Dnya lkesinde, yeterli


aratrma yaplmadan balatlan iddial
gelime programlar kanlmaz olarak
baarszla uramtr.

C) Yeni Bakan, nfus artnn hzl olduu


blgelerdeki konut sorununun ciddiyetini
kavramtr.

B) Birok nc Dnya lkesinde, uygulanan


gelime programlarnn baarszlna yol
aan nedenler iyice aratrlmaktadr.

D) Yeni Bakan, ar nfusa sahip blgelerdeki


konut sorunundan ciddi ekilde endie
duymaktadr.

C) nc Dnya lkelerinin ou, nemli


gelime programlarnn baarszla
uramasnn nedenlerini aratrmaldr.

E) Konut sorunu, en ok nfusu youn olan


blgelerde olup, yeni Bakan olduka
dndrmektedir.

D) nc Dnya lkelerinin ounda, iddial


gelime programlar kanlmaz olarak
baarszla uramtr.
E) Birok nc Dnya lkesinde iddial
gelime programlarnn baarszla
uramas, kanlmaz olarak bir neden
arayna yol amtr.

Sayfa 4 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


16. This scheme would allow 2.000 young
Albanians to emigrate to each of the 24
developed countries currently providing direct
aid.
A) Bu plan, 24 gelimi lkeye g etmek
isteyen 2.000 Arnavut gencine dorudan
yardm salanmasn ngryor.
B) Bu plana gre, u anda dorudan yardmda
bulunan 24 gelimi lkenin katksyla 2.000
gen Arnavuta i imkan salanacak
C) Bu plan erevesinde, 24 gelimi lkenin
her birine g etmi olan 2000 Arnavut'a
hemen dorudan yardm salanacak.

18. Because it was not her father's style to let on


about his personal problems, Mary probably
didn't know that he was suffering.
A) Kiisel sorunlarn aa vurmak babasnn
tarz olmadndan, Mary belki de onun ac
ektiini bilmiyordu.
B) Mary babasnn kiisel sorunlaryla
ilgilenmediinden, belki onun ac ektiinin
farknda deildi.
C) Babasnn sorunlaryla ilgilenme
alkanlnda olmayan Mary belki onun
ektii skntlardan da habersizdi.
D) Mary'nin babas, kiisel sorunlarn kendisine
saklamak alkanlnn bakalarna ac
ektirdiini belki de bilmiyordu.

D) Bu plan, 24 gelimi lkenin her birine g


izni olan 2.000 Arnavut gencine dorudan
yardm ngryor.
E) Bu plan, u anda dorudan yardm yapan 24
gelimi lkenin her birine 2.000 gen
Arnavut'un g etmesini salayacak.

17. Aid is most effective when it is distributed by


local nongovernmental organizations, which
can better asses a community's needs.
A) Hkmet d yerel kurululardan gelen
yardmn, blgedeki ihtiyalar kesin olarak
belirlendikten sonra datlmas yararl olur.
B) Bir topluluun ihtiyalarnn en iyi biimde
karlanabilmesi iin datm grevi
hkmetten bamsz yerel kurululara
verilmelidir.

E) Kiisel sorunlarn aa vurmak Marynin


tarz olmadndan ac ektiini babasna
nasl anlatacan da belki bilmiyordu.

19. The commentators expressed their concern


that Germany's economic problems would
force the Central Bank to maintain high
interest rates.
A) Almanya'nn ekonomik sorunlar ile ilgili
endielerini dile getiren yorumcular, Merkez
Bankasnn faiz oranlarn ykseltmesinin
kanlmaz olduunu belirttiler.
B) Almanya'nn ekonomik sorunlaryla ilgilenen
yorumcular, Merkez Bankasnn yksek faiz
oranlarn korumak zorunda olduunu
sylediler.

C) Bir blgenin ihtiyalarn en iyi bilen,


hkmetten bamsz yerel kurulular
hangileriyse, yardm onlarn datmas
yerinde olur.
D) Yardm, bir topluluun ihtiyalarn daha iyi
deerlendirebilen hkmet d yerel
kurulular tarafndan datld takdirde en
etkili olur.
E) Hkmet d yerel kurululardan gelen
yardmn en etkili datm, toplumun
ihtiyalarn daha iyi bilmekle mmkndr.

C) Almanya'nn ekonomik sorunlarnn


arlatn ifade eden yorumcular, Merkez
Bankasnn faiz oranlarn ykseltmesinin
zorunlu olduunu belirttiler.
D) Almanya'nn ekonomik sorunlarnn endie
verici bir duruma geldiini belirten
yorumcular, Merkez Bankasnn yksek faiz
oranlarn korumasnn zor olacan
sylediler.
E) Yorumcular, Almanya'nn ekonomik
sorunlarnn, Merkez Bankasn, yksek faiz
oranlarn korumaya zorlayaca endiesini
dile getirdiler.

Sayfa 5 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


20. Whatever measures the Government may take
to encourage economic growth, there is bound
to be opposition in some quarters.

22. In spite of the technical originality of his


poetry, few critics have taken his work
seriously.

A) Baz evrelerin muhalefetine ramen,


Hkmet iktisadi bymeyi hzlandrmak iin
bir dizi nlem ald.

A) Gerekten iirinde grlen teknik zellie


ramen, baz eletirmenler onun
almalarn ciddiye almamtr.

B) ktisadi bymeyi tevik iin Hkmet hangi


nlemleri alrsa alsn, baz evrelerin
muhalefet edecei kesindir.

B) iirinde teknik zgnlk grlse de onun


almalar ciddi olarak ok az eletirmenin
ilgisini ekmitir.

C) ktisadi byme iin Hkmetin ald eitli


nlemler, baz evrelerin muhalefeti ile
karlat.

C) iirindeki teknik zgnl gz nne alarak,


birka eletirmen onun almalar ile ciddi
olarak ilgilenmitir.

D) ktisadi bymeyi salayabilmek iin


Hkmet tarafndan alnan kararlar
muhalefetin tepkisini ekti.

D) iirinin teknik zgnln gren pek az


eletirmen onun eserlerini ciddi olarak
incelemektedir.

E) Hkmetin uygulamaya koyduu kararlar bir


yandan iktisadi bymeyi artrrken dier
yandan muhalefetin tepki gstermesine yol
at.

E) iirinin teknik zgnlne ramen, pek az


eletirmen onun eserlerini gerekten ciddiye
almtr.

21. It is emphasised in the report that the greatest


danger threatening the future of farming is soil
erosion.
A) Tarmn gelecei iin nemli tehlikenin
toprak erozyonu olduu gerei raporda
anlatlmaktadr.

23. The world climate is changing for the worse


owing to the widespread environmental
pollution.
A) Dnya ikliminin ktlemesi, evre kirliliinin
yaylmasndan ileri gelmektedir.
B) Yaygn evre kirlilii nedeniyle, dnya iklimi
giderek daha ktye doru deimektedir.

B) Raporda da ifade edildii gibi, toprak


erozyonu tarmn gelecei iin en nemli
tehlikedir.
C) Tarmn geleceini tehdit eden en byk
tehlikenin toprak erozyonu olduu raporda
vurgulanmaktadr.
D) Tarmn gelecei bakmndan en byk
tehlikenin toprak erozyonu olduu konusu
raporda yeterince vurgulanmtr.

C) Dnya ikliminde grlen deimeler, yaygn


evre kirliliine balanabilir.
D) Dnya iklimindeki deimeler, evre
kirliliinin giderek yaylmasna yol
amaktadr.
E) Dnya iklimindeki deimelere bal olarak,
evre kirlilii de giderek artmaktadr.

E) Raporda belirtildiine gre, toprak erozyonu,


tarmn geleceini etkileyen en nemli
tehlikedir.

Sayfa 6 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


24. As in other forms of art, so in music, many
radical changes have taken place in this
century.

26. Following the earthquake, lorry loads of


medical supplies were immediately sent to the
area.

A) Bu yzyl iinde hem mzikte hem de sanatn


dier dallarnda ok farkl deiiklikler
meydana gelmitir.
B) Bu yzyl, sanatn dier dallar gibi, mzikte
de kkl deimelerim grld bir
dnemdir.
C) Sanatn dier dallarnda olduu gibi, mzikte
de bu yzylda pek ok kkl deiiklik
olmutur.
D) Bu yzyl iinde meydana gelen deiiklikler,
mzikte olduu kadar sanatn dier
dallarnda da etkili olmutur.

A) Deprem nedeniyle, tbbi malzeme ykl


kamyonlar derhal blgeye ulatrld.
B) Depremden sonra kamyonlar dolusu tbbi
malzeme derhal blgeye gnderildi.
C) Depremle birlikte derhal kamyonlar
yklenerek blgeye tbbi malzeme
gnderilmitir.
D) Kamyonlar dolusu tbbi malzeme derhal
deprem blgesine ulatrlmtr.
E) Tbbi malzemenin depremden hemen sonra
blgeye ulatrlmas kamyonlarla
gerekletirilmitir.

E) Mzikte bu yzyl iinde meydana gelen


deiiklikler, sanatn dier dallarndaki kadar
nemlidir.

27. The credit problem should have been settled


before work began on the construction of the
third bridge.

25. Many international organisations have been


invited to contribute generously to the fund
set up to fight famine in Africa.
A) Afrikada ala savamak amacyla kurulan
fona birok uluslararas kurulutan bol katk
salanmtr.

A) nc kprnn yapmyla ilgili almalar


balamadan nce kredi sorunu halledilmi
olmalyd.

B) Afrikada alkla savaabilmek, ancak birok


uluslararas kurulu ilgili fona cmerte
katkda bulunursa mmkn olacaktr.

B) Kredi sorunu, nc kprnn yapm


balamadan nce halledilmi olacak.

C) Uluslararas kurulularn ou, Afrikadaki


ala kar savamak amacyla kurulmu
olan fona fazlasyla katkda bulunmutur.
D) Pek ok uluslararas kurulu, Afrikada ala
kar savamak iin oluturulan fona bol
miktarda katkda bulunmay dnmektedir.
E) Pek ok uluslararas kurulu, Afrikadaki
alkla savamak iin oluturulan fona bol
miktarda katkda bulunmaya arlmtr.

Sayfa 7 / 103

C) nc kprnn yapmna ynelik


almalarn balamas ile kredi sorunu
zmlendi.
D) Kredi sorunu, nc kprnn yapm
almalar balaynca zmlenebildi.
E) nc kprnn yapmndan nce kredi
sorunu zmlenmi ve almalar
balamtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


28. The first banks to provide support for the
irrigation project were the private sector ones.

30. One another problem affecting the project is


the shortage of skilled labour in the area.

A) zel sektre ait ilk bankalar ncelikle sulama


projelerine destek salamt.

A) Blgede nitelikli igcnn bulunmay,


projeyi etkileyen bir dier sorundur.

B) zel sektre ait bankalarn birou bu


sulama projelerini destekledi.

B) Nitelikli igc yetersizlii, blgeyle ilgili


projeyi etkileyen dier bir sorundur.

C) zel sektr bankalar sulama projesini en


nce destekleyen bankalard.

C) Blgede nitelikli igcnn bulunmamas,


projeyi olumsuz olarak etkileyen ayr bir
sorundur.

D) Sulama projesi iin destek salayan ilk


bankalar zel sektr bankalaryd.

D) Blgede projeyi olumsuz olarak etkileyen


dier sorunlardan biri, nitelikli igcnn
yokluudur.

E) Sulama projelerine destek salayan


bankalardan biri de bir zel sektr
bankasyd.

E) Projeyi etkileyen dier bir sorun, blgedeki


nitelikli igc yetersizliidir.

29. Im not sure that the new press counsellor will


be able to answer all the questions concerning
the economic situation.

31. I would probably have reacted in a similar


manner if I had been faced with the same
situation.
A) Byle bir durumla karlarsam, onunkine
benzer bir tepki gsterebilirim.

A) Ekonomik konularla ilgili yeni basn


danmannn tm sorular
cevaplayabileceini sanmyorum.
B) Yeni basn danmannn, ekonomik durumla
ilgili tm sorulara cevap verebileceinden
emin deilim.
C) Yeni basn danmannn, ekonomik durumla
ilgili tm sorularn cevaplanmasnda yeterli
olduundan emin deilim.
D) Yeni danmann, basnn ekonomi ile ilgili
tm sorularna cevap verebileceinden
pheliyim.
E) Basn ilgilendiren tm sorularn yeni
ekonomi danman tarafndan
cevaplanabileceini sanmyorum.

Sayfa 8 / 103

B) Ayn durumla herhalde ben de karlarsam


onunkine benzer bir tepki gsterebilirim.
C) Eer ayn durumla karlasaydm herhalde
ben de benzer ekilde tepki gsterirdim.
D) Eer ayn durumla yine karlarsam,
herhalde ayn tepkiyi gsteririm.
E) Belik ben de ayn durumla karlatm ve
tepkim de benzer ekilde oldu.

ICON YABANCI DL AKADEMS


32. In the past many writers enhanced their
repute by travelling and lecturing on a variety
of public issues.
A) Gemite hretini artrmak isteyen pek ok
yazar, bol bol seyahat ediyor ve eitli
konulardaki konferanslara katlyordu.
B) Gemite pek ok yazar seyahat ederek ve
eitli toplumsal konularda konferanslar
vererek hretini artrmtr.

34. Many oil producing countries have balance of


payments surplus; some of this amount should
be used for humanitarian purposes.
A) Petrol reten pek ok lkenin demeler
dengesinde byk bir art gzlenmektedir;
bunun nemli bir miktar insanlara yardm
amacyla kullanlabilir.
B) Petrol reten pek ok lke, demeler
dengesi fazlalna sahiptir; bu miktarn bir
blm insancl amalar iin kullanlmaldr.

C) Gemite pek ok yazar, gerek hretini


artrmak gerek toplum sorunlar ile
ilgilenmek iin sk sk seyahat ediyordu.
D) Gemite hretini artrmak isteyen pek ok
yazar hem seyahat ediyor hem de toplumun
konular zerinde konuuyordu.
E) Gemite yazarlarn ou seyahat ederek ve
toplumsal konulardaki derslere katlarak
hrete ulayordu.

C) Petrol reten eitli lkelerin demeler


dengesindeki fazlalk nemli bir miktarda
olmasa da, bunun bir blm insancl
amalara tahsis edilebilir.
D) Petrol reten pek ok lke demeler dengesi
bakmndan iyi durumda bulunmaktadr; bu
nedenle, insanlara yardm iin nemli bir
miktar kaynak ayrabilirler.
E) demeler dengesi fazlalna sahip olan
petrol reticisi eitli lkeler, insancl
amalar iin kullanlmak zere bir kaynak
oluturdular.

33. Certain amendments will have to be made in


the law before free trade zones can be made to
work effectively.
A) Yasalarda gerekli deiiklikler yapld
takdirde, serbest ticaret blgelerinin hemen
faaliyete gemesi salanabilir.
B) Yasalarda eitli dzenlemeler yaplmadan
serbest ticaret blgelerinin verimli bir
ekilde almas imkanszdr.
C) Serbest ticaret blgelerinin en verimli
ekilde almalarn salamak iin baz yasal
deiikliklerin yaplmas gereklidir.
D) Serbest ticaret blgelerinin etkili bir ekilde
iletilmesi salanmadan nce, yasada baz
deiikliklerin yaplmas beklenmektedir.
E) Serbest ticaret blgelerinin karl bir ekilde
iletilmesi iin baz yasal deiikliklerin
yaplmas arttr.

Sayfa 9 / 103

35. Some people are of the opinion that


privatisation should be first implemented in
the areas which are a big burden on the
budget.
A) Baz evreler, ncelikle bte zerinde etkili
olan alanlarda zelletirmeye gidilmesini
savunuyor.
B) Bte zerinde byk bir yk olan alanlarda
zelletirmeye gidilmesi dncesi
bazlarnca kabul ediliyor.
C) Bazlar, zelletirmenin ncelikle bteye
byk bir yk olan alanlarda uygulanmas
gerektii grndedir.
D) Bazlar zelletirme uygulanrken nceliin,
bteye byk bir yk olan alanlara
verilmesini savunuyor.
E) Bazlarnn gr, bte zerinde byk bir
etkisi olan alanlarn zelletirmeye ncelikle
alnmas dorultusundadr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


36. The negotiations on the border dispute are
long drawn out because neither side has
agreed to make any concessions whatsoever.
A) Hibir tarafn taviz vermeye yanamamas
nedeniyle, snr anlamazl ile ilgili
tartmalar daha da srecektir.

38. Since the economic situation is improving,


many international companies have increased
the scope of their investments in the country.
A) Ekonomik durumun iyilemesi zerine,
uluslararas pek ok irket lke iindeki
yatrmlarnn miktarn olduka
ykseltmitir.

B) ki tarafnda herhangi bir esneklik


gstermemesi ve tavizden kanmas
nedeniyle, snr anlamazl tm abalara
ramen uzayp gitmektedir.

B) Ekonomik durum dzelmekte olduundan,


uluslararas pek ok irket lkeleri
yatrmlarnn kapsamn geniletmitir.

C) ki taraf da karlkl taviz vermeyi kabul


etmedii srece, snr anlamazlnn
zm ile ilgili grmeler daha da
uzayacaktr.

C) Ekonomik durumun iyiletiini gren


uluslararas pek ok irket, lke iindeki
yatrmlarnn saysn ve miktarn artrmaya
ynelmitir.

D) Snr anlamazl ile ilgili grmeler, hibir


tarafn kesinlikle herhangi bir taviz vermeyi
kabul etmemesi nedeniyle ok uzad.

D) Uluslararas pek ok irket, ekonomik


durumu dzeltmek amacyla lke iindeki
yatrmlarnn dzeyini ykseltmitir.

E) Hi kimse taviz vermeye yanamad iin


snr anlamazln zmeye ynelik
grmeler uzayp gidiyor.

E) lkedeki ekonomik durumun dzelmesini


takiben, uluslararas pek ok irket
yatrmlarnn kapsamn daha da
geniletmitir.

37. He is the only person with enough experience


and expertise to carry out this scheme.
A) Bu projeyi yrtecek yeterli deneyim ve
uzmanla sahip tek kii odur.
B) Deneyim ve uzmanla sahip bir kii olarak
bu projeyi o yrtecektir.
C) Bu projeyi ancak yeterli deneyim ve
uzmanla sahip bir kii yrtebilir.
D) Bildiim kadaryla, bu projeyi yrtecek
deneyim ve uzmanla sahip tek kii vardr.
E) Yeterli bilgi ve deneyimi ile bu projeyi
yrtebilecek tek kiinin o olduu aktr.

39. On taking office last week, he made it clear


that he would introduce a number of radical
changes in the management.
A) Geen hafta greve balarken aklad pek
ok kkl ynetim deiikliini uygulamaya
balad.
B) Ynetimde yapaca ok saydaki kapsaml
deiiklii, geen hafta greve gelir gelmez
aklad.
C) Geen hafta grevi devralrken, ynetimi
temelden deitireceini ifade etti.
D) Ynetimde yapmak istedii pek ok nemli
deiiklii geen hafta greve gelir gelmez
aklad.
E) Geen hafta greve baladnda, ynetime
bir dizi kkl deiiklik getireceini aka
belirtti.

Sayfa 10 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


40. The article he has published is concerned with
the way matter behaves at very low
temperatures.

A) Onun makalesinde akladklar, maddenin


ok dk scaklklardaki davran biimi ile
uyumaktadr.
B) Maddenin ok dk scaklklardaki hareketi
ve biimi ile ilgili bir makale yaynland.
C) Yaynlad makalede, maddenin olduka
dk scaklklardaki davran biimini
aklamaktadr.

42. Whatever verdict the court gives, the public


will always regard him as guilty.
A) Mahkemenin kararna ramen, herkes onu
hl sulu olarak gryor.
B) Mahkeme nasl karar verirse versin, halk onu
daima sulu olarak grecek.
C) Herkesin onu sulamas, mahkemenin
verecei karar etkilemeyecek.
D) Onun suu ile ilgili olarak mahkemenin
verecei karar herkes merakla bekliyor.
E) Mahkeme ceza vermese bile, o yine de
herkesin gznde sulu olacaktr.

D) Onun yaynlad makale, maddenin ok


dk scaklklardaki davran biimi ile
ilgilidir.
E) Dk scaklklarda maddenin gsterdii
davranlar onun yaynlanan makalesinde ele
almaktadr.

41. You may take your salary in foreign currency,


should you so wish.

43. In the post-war period higher education


became one of the policy priorities for western
governments.
A) Yksekretim, batl hkmetler iin ancak
savatan sonra siyasi zellii olan bir konu
oldu.

A) Maanz dviz olarak almak istediinizi


belirtiniz.
B) Maanz dviz olarak alabilmeniz iin
bavuruda bulunmanz gerekir.
C) Maanz dviz olarak almak istediinizi yaz
ile bildirin.
D) Arzu ederseniz, maanz dviz olarak
alabilirsiniz.
E) sterseniz maanzn dilediiniz miktar dviz
olarak denebilir.

B) Yksek retim, ancak savatan sonra batl


hkmetlerin zerine ncelikle eildikleri bir
konu oldu.
C) Sava sonras dnemde, yksekretim batl
hkmetler iin siyasi nceliklerden biri oldu.
D) Batl hkmetlerin sava sonras
siyasetlerinde yksekretim konusu nemli
bir yer tutmaktadr.
E) Sava sonras dnemde, yksekretim,
batl lkelerin en ok nem verdikleri
konulardan biriydi.

Sayfa 11 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


44. Some people are able to adapt more easily to
sudden changes in working conditions.
A) Baz insanlar alma koullarndaki ani
deiimlere daha kolay uyum salayabilirler.
B) alma koullarnda nemli gelimeler
yaparak, baz insanlarn ie daha kolay uyum
salamasna olanak verilebilir.
C) Baz insanlarn kolay uyum salamalar iin
aIma koullarnn derhal deitirilmesi
gerekir.
D) Baz insanlarn ilerine kolay uyum
salamalar alma koullarndaki kkl
deiikliklere baldr.

46. Even though a number of measures have been


taken to prevent the smuggling of arms, the
problem has not yet been solved
A) Alnan tm nlemler, silah kaakln
engellemede ve sorunu kkten
zmlemede yetersiz kalmtr.
B) Silah kaakl sorununun
zmlenebilmesi iin daha pek ok nlem
alnmas gerekiyor.
C) Alnan eitli nlemler sonucu silah
kaakl azalmsa da sorun tamamen
zmlenmi deildir.
D) Silah kaakln engellemek iin bir dizi
nlem alnmasna ramen, sorun henz
zmlenmi deildir.

E) Baz insanlarn alma koullarna kolay


uyum salayabilmeleri iin deiiklik
gerekebilir.

E) Silah kaaklna kar alnan bir dizi nleme


ramen, sorunun zm mmkn
grlmemektedir.

45. All through the 1970s many industrial


countries experienced a serious energy crisis
owing to the rapid rise in oil prices

47. If the birth rate is not adequately controlled,


especially in the poorer countries, the
resources of the world will soon be used up.

A) 1970'li yllarda petrol fiyatlarndaki hzl art,


en ok sanayi lkelerinde enerji bunalm
yaratt.
B) 1970'Ierde tm sanayi lkelerinde yaanan
ciddi enerji bunalmna petrol fiyatlarndaki
hzl art yol amtr.
C) 1970'ler boyunca, pek ok sanayi lkesi,
petrol fiyatlarndaki hzl art nedeniyle ciddi
bir enerji bunalm yaad.
D) Sanayi lkelerinde 1970'Ierde yaanan enerji
bunalmnn temel nedeni petrol
fiyatlarndaki srekli deiiklikti.
E) 1970'li yllarda petrol fiyatlarndaki ani
deiiklikler, sanayi lkelerini ciddi bir enerji
bunalmna srkledi.

Sayfa 12 / 103

A) Doum oran, zellikle yoksul lkelerde,


yeterince denetim altna alnmazsa dnya
kaynaklar ksa srede tkenecektir.
B) Dnya kaynaklarnn hemen tkenmemesi
iin yoksul lkelerde doum oran denetim
altna alnmaldr.
C) Yoksul lkelerdeki doum oran
denetlenmedii srece, dnyann kaynaklar
yetersiz kalacaktr.
D) zellikle yoksul lkeler, doum orann
denetim altna almadklar iin dnyadaki
tm kaynaklar ksa srede tkenecektir.
E) Dnyada doum oran denetim altna
alnnca kaynaklar zellikle yoksul lkelerce
kullanlacaktr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


48. It is too early yet to tell whether the new
mayor will actually be able to fulfil the
promises he has made.

50. As Dr Fawcett has demonstrated in his latest


article, it is the underdeveloped countries that
have been worst hit by the economic recession.

A) Henz hi kimse yeni belediye bakannn


verdii szleri gerekten yerine getirdiini
syleyemez.

A) Son makalesinde Dr Fawcett'in belirttii gibi,


azgelimi lkelerdeki ekonomik
durgunluun etkisi ok yaygndr.

B) Yeni belediye bakannn verdii szleri


gerekten yerine getirip getiremeyeceini
sylemek iin henz ok erken.

B) Dr Fawcett, son makalesinde, ekonomik


bunalmlarn en youn olarak azgelimi
lkelerde yaandn ne srd.

C) Yeni belediye bakan gerekten o kadar ok


sz verdi ki bunlar yerine getirip
getiremeyeceini sylemek iin daha ok
erken.

C) Dr Fawcett'in son makalesinde de belirttii


gibi, azgelimi lkeler ekonomik
durgunluktan en ok etkilenenlerin banda
geliyor.

D) Yeni belediye bakan, verdii szleri yerine


getirebilmesi iin, vaktin ok erken olduunu
sylyor.

D) Ekonomik bunalm nedeniyle ekonomileri


sarslan azgelimi lkeler Dr Fawcett'in son
makalesine konu oldular.

E) Yeni belediye bakanndan verdii szleri


yerine getirmesini istemek iin vakit henz
ok erken.

E) Son makalesinde Dr Fawcett'in aklad


gibi, ekonomik durgunluktan en kt
biimde etkilenenler, azgelimi lkelerdir.

49. The recently-appointed head of the


department has got to gain the confidence of
the faculty before he can introduce any radical
changes.
A) Blmde kkl deiiklikleri balatmak zere
atanan yeni blm bakan, ncelikle
retim yelerinin desteine gerek duydu.
B) Yeni atanan blm bakan, ncelikle
retim yelerinin gvenini kazanmaya
alarak bir deiiklik yaratt.

51. If there is no improvement in sales, then we


may have to reduce the work force even
further.
A) Satlar artramadmz mddete
igcndeki azalma srecektir.
B) gcn bu kadar azaltrsak satlardaki art
ksa srede duracaktr.
C) Satlar artrabilmek iin, igcn
azaltmaktan vazgememiz gerekebilir.

C) Yeni atanan blm bakan, kapsaml


deiiklikleri balatmadan nce tm retim
yelerinin gvenini kazand.

D) Eer son zamanlarda satlarda bir iyileme


gzlenmiyorsa bunun nedeni igcndeki
azalmadr.
E) Eer satlarda bir iyileme olmazsa,
igcn daha da azaltmak zorunda
kalabiliriz.

D) Yeni atanan blm bakan, kkl


deiiklikler balatmadan nce retim
yelerinin gvenini kazanmak zorundadr.
E) ncelikle retim yelerinin desteini
isteyen yeni blm bakan, nemli
deiikliklere daha sonra balad.

Sayfa 13 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


52. As time goes on, most people will not only use
a computer in their work but also have one in
their houses.

54. This proved to be the final blow for a country


already dependent on the outside world for
survival.

A) yerlerinde bilgisayar bulunduranlarn ou


en ksa zamanda bir tane de evlerinde
bulundurmak isteyecektir.

A) Hayatta kalabilmek iin zaten d dnyaya


baml olan lkeye bunun son darbe olduu
ortaya kt.

B) Zamanla, birok insan iyerinde olduu gibi


evinde de bilgisayar kullanmann nemini
kavrayacak.

B) Bunun, ekonomik bakmdan d dnyaya


baml olan lke iin son ans olduu ak.

C) Zaman getike ou insan, bilgisayar


yalnzca iyerinde kullanmayacak, evlerinde
de birer tane bulunduracak.
D) ok zamanlarn alsa da, birok insan
bilgisayar hem iyerinde hem de evde
kullanmay tercih edecek.
E) Zaman getike insanlar bilgisayarlarn yalnz
iyerlerinde deil evlerinde de gerekli
olduuna inanacaklar.

53. The developing companies of Eastern Europe


are trying to improve their telecommunication
systems in order to achieve economic growth.
A) Dou Avrupada irketler, haberleme
sistemlerini kuvvetlendirdikleri iin hzl bir
ekonomik byme salyor.
B) Dou Avrupann gelimekte olan irketleri
ekonomik bymeyi gerekletirmek iin
haberleme sistemlerini iyiletirmeye
alyor.
C) Dou Avrupadaki ekonomik byme,
haberleme sistemleri iyi olan iyi olan
gelimi irketlerin abalar ile kolaylamtr.
D) Dou Avrupann gelimi irketleri,
ekonomik bymeyi haberleme sistemlerini
iyiletirme abalarna balyor.
E) Dou Avrupann gelimekte olan irketleri,
ekonomik bymeyle birlikte haberleme
sistemlerinin de gelieceine inanyor.

Sayfa 14 / 103

C) Bunun, lkenin d dnyaya bamllktan


kurtulma yolundaki son frsat olduu
kesindir.
D) D dnyadan bamszln kazanarak kendi
imkanlar ile gelimeye alan lke iin bu
ar bir darbedir.
E) Bu, zaten d dnyaya bamllktan kurtulma
abas iinde olan lkenin sonu olmutur.

55. One way of finding out if you are suitable to


work in another country is to go to a career
counsellor.
A) Yabanc bir lkede alabilmek iin gerekli
artlar renmenin kestirme yollarndan biri
de bir meslek danmanna gitmektir.
B) Baka bir lkede i bulabilmenin kestirme
yollarndan biri de bir meslek danmanna
gitmektir.
C) Yabanc bir lkede i bulmann tek yolu, bir
meslek danmanna giderek kendinizi
yetitirmenizdir.
D) Baka bir lkede alabilecek nitelikte biri
olup olmadnz anlamnn bir yolu da bir
meslek danmanna gitmektir.
E) Sizin iin baka bir lkede alma olana
olup olmadn renmenin tek yolu, bir
meslek danmanna gitmektir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


56. The notion that we can or should put some
kind of a limit on economic growth seems to
be neither necessary nor practical.

58. The decision to reduce the fine payable by


companies polluting the environment has
angered conservationists.

A) Grnte gerekli ve pratik olmasa da, bir


dnceye gr, ekonomik bymeye belli bir
snr koyabiliriz ve koymalyz.

A) Kurulularn, evreye verdikleri zarar telafi


etmek iin aba gsterme kararndan
vazgemeleri evrecileri fkelendirdi.

B) Snrlar belirlenmi bir ekonomik byme


dncesi, gerekli olmad gibi pratik de
deildir.

B) evrecilerin fkeli tepkisi karsnda, evreyi


kirleten kurulularca denen cezay azaltan
karar kaldrld.

C) Ekonomik bymeye belli bir snr koymann


gerekli veya pratik olup olmad konusu
tartmal.

C) evrenin kirletilmesi karsnda fkelenen


evreciler, kurulular tarafndan denmesi
gereken cezann kaldrlmasna kar ktlar.

D) Ekonomik bymeye snrlama getirecek


uygulamalar zerinde tartmak gereksiz
gzkyor.

D) evreyi kirleten kurulularca denmesi


gereken ceza miktarn azaltma karar
evrecileri fkelendirdi.

E) Ekonomik bymeyi bir biimde


snrlayabileceimiz ya da snrlamamz
gerektii dncesi ne gerekli ne de
uygulanabilir grnyor.

E) fkeli evrecilerin tepkisi zerine, evreyi


kirleten kurulularn, para cezas demeleri
yannda verdikleri zarar da telafi etmeleri
kararlatrld.

57. It is not difficult to realise how slowly and


inaccurately information was passed around
before the growth of mass media.

59. Crop yields per acre are declining in some


parts of the world because of air pollution as
well as the buildup of salt and other chemicals.

A) Kitle iletiim aralarnn yaygnlamasndan


nce, bilginin yava ve yanl aktarlmasn
engellemek zordur.
B) Kitle iletiim aralarnn gelimesinden nce
bilginin ne denli yava ve hatal aktarldn
anlamak zor deildir.
C) Tahmin edilecei gibi, kitle iletiim
aralarnn gelimesiyle bilginin hatal ve
yanl aktarlmas engellendi.

A) Hava kirlenmesi yannda tuz ve dier


kimyasal maddelerin birikimi yznden,
dnyann baz blgelerinde dnm bana
rn verimi dyor.
B) Dnyann baz blgelerinde ekinlerde
grlen bozulma yannda tuz ve kimyasal
madde birikimi de hava kirliliine balanyor.
C) Dnyann baz blgelerindeki hava
kirlenmesi, ekin eitlerinde azalma yannda,
tuz ve kimyasal madde birikimine de yol
ayor.

D) Kitle iletiim aralar ne kadar gelise de


bilginin bazen hatal ve yanl aktarlmas
kanlmazdr.
E) Bilginin zamannda ve hatasz aktarlmasnda
gelimi kitle iletiim aralarnn nemini
anlamak zor deildir.

D) Dnyann baz blgelerinde verimli toprak


alanlarnn azalmasnn nedeni havadaki
kirlenmeyle birlikte tuz ve kimyasal madde
orannn artmasdr.
E) Hava kirlilii sonucu dnyann baz
blgelerinde tuz ve kimyasal madde orannn
artmas ekinlerde dnm bana verimi
azaltyor.

Sayfa 15 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


60. The fact that there is an organisation working
towards the recognition of the rights of
housewives means we are progressing in the
right direction.
A) leyen bir rgtn olmas, ev kadnlarnn
haklarnn tannmas ynnde en doru yolu
setiimiz anlamna gelmez.
B) Doru ynde ilerliyoruz diyebilmek iin, ev
kadnlarnn haklarnn tannmas iin alan
bir rgt kurmalyz.

62. In contrast, many Southern European Countries


have made great strides in child care.
A) te yandan, Gney Avrupa lkelerinin
ounda ocuk bakm nemli sorunlarn
kayna olmutur.
B) te yandan, Gney Avrupa lkelerinin ou
ocuk bakmnda byk lde gerilemitir.
C) ou Gney Avrupa lkesinin tersine, ocuk
bakmnda nemli gelimeler kaydettik.
D) Aksine, ok sayda Gney Avrupa lkesi
ocuk bakmnda byk admlar atmtr.

C) Artk bir rgt de olduuna gre, ev


kadnlarnn haklarnn tannmas ynnde
ilerleyebilmek iin her trl yolu
denemeliyiz.

E) Aksine, ou Gney Avrupa lkesi ocuk


bakmnda byk zorluklarla karlamtr.

D) Ev kadnlarnn haklarnn tannmas yolunda


alan bir rgtn olmas demek, doru
ynde ilerliyoruz demektir.
E) Ev kadnlarnn, kendi haklarnn tannmas
yolunda aba gstermelerine olanak verecek
rgtlerin olmas demek bu konuda ok yol
katetmiler demektir.

61. The greatest failure of many rich countries has


been to leave their future economies to
chance.
A) Pek ok lke, hatalarn en byn
ileyerek ekonomilerini gelecee hazrlamay
ihmal etmitir.
B) Pek ok zengin lkenin ekonomisi, gelecek
iin hazrlksz yakalanarak byk sarsnt
geirmitir
C) Ekonomilerini gelecee hazrlamayan
lkeler, zengin olma ansn karmlardr.
D ) Zengin lkelerin ounun en byk hatas,
ekonomilerini gelecee hazrlamamak
olmutur.
E) ou zengin lkenin en byk baarszl,
gelecekteki ekonomilerini ansa brakmalar
olmutur.

Sayfa 16 / 103

63. Some scientists suspect that changes in ocean


circulation may have led to sudden climate
shifts in the past.
A) Baz bilim adamlar, okyanus akntsndaki
deiikliklerin ani iklim deimelerine yol
am olabileceinden pheleniyorlar.
B) Baz bilim adamlar, gemiteki ani iklim
deiikliklerinin okyanus akntsndaki
deimeden kaynaklandna inanmyorlar.
C) Baz bilim adamlar, gemite okyanus
akntsnda grlen deiikliklerin iklim
deiikliklerinden kaynaklanm olabilecei
dncesindeler.
D) Baz bilim adamlar, okyanus akntsn
deitiren etkenin gemiteki ani iklim
deiiklikleri olduundan pheleniyorlar.
E) Baz bilim adamlar, okyanus akntsndaki
deiikliklerin gemiteki ani iklim
deimeleriyle ayn zamanda olduundan
emin deiller.

ICON YABANCI DL AKADEMS


64. The success of the new company in the
bitterly competitive global market will depend
on its ability to keep costs down.
A) Bylesine amansz bir rekabet ortamnda
yeni bir irketin dnya pazarnda baarl
olmas, maliyetleri daha dk
tutabilmesinden kaynaklanyor.

66. Even companies that cannot reuse their waste


products are learning to minimise the impact
they have on environment.
A) Atklarn yok edemeyen irketler de onlar
evreye en az zarar verecek ekilde
kullanmay reniyor.
B) Atklar kullanlamayan kurulular da evreye
verdikleri zarar en aza indirmeyi reniyor.

B) Yeni irketin baars, dnya pazarndaki


acmasz rekabete ramen maliyetleri
drebilmesine bal olacak.
C) Yeni irketin amansz bir rekabetin hkm
srd dnya pazarndaki baars,
maliyetleri dk tutabilmesine bal olacak.
D) Dnya pazarndaki amansz rekabet gz
nne alndnda, yeni irketin baars
maliyetleri dk tutmann nemini
kavramasna bal olacak.

C) Atklarn yeniden kullanamayan irketler


bile, onlarn evre zerindeki etkisini en aza
indirmeyi reniyor.
D) Atklardan kurtulamayan irketler de hi
deilse evreye verecekleri zarar azaltmay
reniyor.
E) Atklarn satma yolu bulamayan irketler de
onlardan evreye en az zarar verecek ekilde
kurtulmay reniyor.

E) Yeni irketin baars, dnya pazarndaki


acmasz rekabet ortamna girdiinde bile
maliyetleri drmesinden anlalyor.

65. It remains to be seen whether expanding trade


ties will lead to an improvement in diplomatic
relations.

67. Although the satellites have a life span of only


three to five years, NASA intends to benefit
from them for a longer period.

A) Diplomatik gerginliklerin ticari ilikilerin


gelimesinde bir engel oluturup
oluturmayacan greceiz.

A) Her ne kadar uydular yalnzca ile be yllk


bir mre sahipseler de NASA bunlardan daha
uzun bir sre iin yararlanmay amalyor.

B) Genileyen ticari balantlarn diplomatik


ilikilerde bir iyileme salayp
salamayaca zamanla grlecek.

B) Uydularda ancak ile be yl


yaanabildiinden NASA bunlar daha faydal
bir hale getirmeyi planlyor.

C) Ticari balar gelitirmenin diplomatik


anlamazlklara yol ap amayaca zamanla
grlecek.

C) Uydulardan ancak ile be yl yararlanld


anlaldndan, NASA bunlar gndermeyi
durdurmak niyetinde.

D) Genileyen ticari balantnn diplomatik


sorunlara yol ap amayacan aratrmak
gerekiyor.

D) Uydularn mrnn ile be yl olduunun


anlalmasna ramen NASA hl bunlardan
daha uzun bir sre yararlanabileceini
savunuyor.

E) Diplomatik ilikileri gelitirmenin ticari


konularda anlama salayp salamayacan
zaman gsterecek.

Sayfa 17 / 103

E) NASA, mr yalnzca ile be yl olduu


anlalan uydulardan daha uzun sre
yararlanabilme yollarn aryor.

ICON YABANCI DL AKADEMS


68. The prospects of a permanent peace depend
on how well the interim arrangements can be
made to work.
A) Srekli barn salanmas, geici
anlamalarn bozulmamas iin gsterilecek
abaya bal olacaktr.
B) Srekli bar umudu, ara dzenlemelerin ne
kadar iyi iletilebileceine baldr.
C) Geici anlamalara ne lde uyulursa,
srekli bar salanmas olasl o kadar
artacaktr.

70. We believe the only way to make regulations


work is to make them mandatory.
A) alma srasnda kurallarn dzenli bir
ekilde uygulanmas gerektiine inanyoruz.
B) Kanmzca, kurallarn ilemesini salamann
tek yolu onlar zorunlu klmaktr.
C) Dzenli bir almann ancak gerekli
kurallarn uygulanmasyla mmkn olacana
inanyoruz.
D) Kurallarn, ancak zorunlu hallerde
uygulanmas gerektiine inanyoruz.

D) Kalc bir bar umudu, geici dzenlemelerin


ne kadar ie yarayacana baldr.

E) Kanmzca, ancak kurallar uyguland


takdirde dzenli bir alma yaplabilir.

E) Barn srekli olup olmayaca, iyi niyet


abalarnn karlkl olarak srdrlmesine
baldr.

69. The fact that you can understand this sentence


doesn't prove that you are literate.
A) Byle bir cmle kurabilmi olmanz
okuryazar olduunuzun kant olamaz.
B) Gerek u ki bu cmleyi anlamakla edebiyat
bilginizi kantlam olmazsnz.
C) Gerek u ki bu cmlenin anlamn
zebilmi olmanz aydn olduunuzu
kantlamaz.

71. Sooner or later a time comes when a rapid


increase in the population of a country exceeds
the usual supply of food.
A) Byle giderse bir sre sonra lke
nfusundaki hzl art yllk gda arzn ok
geride brakr.
B) Ne yazk ki bir gn lke nfusundaki bu hzl
art yllk gda retimini aacak.
C) Bir zaman gelecek ki lkedeki hzl nfus
artn karlamak iin gda retimi normalin
zerine kacak.

D) Bu cmleyi anlayabilmeniz okuryazar


olduunuzu kantlamaz.
E) Bu cmledeki gerei grebilmeniz
okuryazar olduunuzun kant deildir.

D) Eninde sonunda bir zaman gelir ki bir lkenin


nfusundaki hzl art normal gda arzn
geer.
E) yle veya byle, bir gn gelir ki lkenin
normal gda arz hzl nfus artn
karlayamaz.

Sayfa 18 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


72. Very few of the participants noticed that there
had been a change in order of the items on the
agenda.
A) Gndem maddelerinin sralamasnda yaplan
deiiklie katlanlardan bazlar itiraz etti.
B) Gndemdeki maddelerin srasnda bir
deiiklik yaplm olduunu katlanlardan
ok az fark etti.
C) Katlanlardan birkann uyars zerine,
gndem maddelerinin srasnda bir deiiklik
yapld.
D) Katlanlardan birka, maddelerin
gndemdeki srasnda yaplan deiiklii
dikkatle incelediler.
E) Katlan baz yeler, maddelerin gndemdeki
srasnda yaplan deiiklii dikkatle
incelediler.

74. Most critics maintain that the effect of Freud


upon literature has been no greater than the
effect of literature on Freud.
A) Freudun edebiyat zerindeki ve edebiyatn
da Freud zerindeki etkileri pek ok
eletirmence ele alnmtr.
B) Eletirmenlerin ou, edebiyatn Freud
zerindeki etkisinin Freudun edebiyat
zerindeki etkisi kadar olmad grn
tar.
C) ou eletirmenin belirttii gibi, Freudun
edebiyata yapt etki, edebiyatn Freuda
yapt kadar byktr.
D) ou eletirmen, Freudun edebiyat
zerindeki etkisinin, edebiyatn Freud
zerindeki etkisinden daha byk olmad
grndedir.
E) Freudun mu edebiyat zerinde, edebiyatn
m Freud zerinde daha fazla etkili olduu
konusu pek ok eletirmence
tartlmaktadr.

75. Originally, humanism was a concept used to


define the education based upon the ancient
Greek and Latin classics.

73. She put off replying the letter until she had
fully studied the matter and determined the
policy to be pursued.
A) Konuyu iyice anlayp izlenecek politikay
saptayncaya kadar mektuba cevap vermeyi
erteledi.

A) Hmanizm kavramnn temelinde ncelikle


eski Yunan ve Latin klasiklerine dayal bir
eitim anlay vardr.
B) Esas itibariyle, hmanizm eski Yunan ve Latin
klasiklerini de iine alan bir eitim anlayn
tanmlamak iin kullanlyordu.

B) Konuyu iyice deerlendirip izlenecek


politikaya karar verdikten sonra mektupla
cevap vermeyi uygun buldu.

C) Hmanizm, ilk kez eski Yunan ve Latin


klasiklerinde eitime dayal olarak
tanmlanm bir kavramdr.

C) Mektubu cevaplamay bir kenara brakp,


sadece konu ile ilgilendi ve izlenecek
politikay saptad.
D) Konuyu tam olarak inceleyip, benimsenecek
politikay belirlemeden mektuba cevap
vermeyi istemedi.
E) Ancak sorun iyice tartlp izlenecek politika
belirlenince, mektubu cevaplamay kabul
etti.

Sayfa 19 / 103

D) zgn anlamyla hmanizm, eski Yunan ve


Latin klasiklerini kapsayan bir eitim
yaklamdr ve bu amala kullanlmtr.
E) Balangta, hmanizm eski Yunan ve Latin
klasiklerine dayal eitimi tanmlamak iin
kullanlan bir kavramd.

ICON YABANCI DL AKADEMS


76. Mozart started his career from a point that all
other composers of his time were desperately
trying to reach.
A) Mozart dneminin teki bestecileri, onun
mesleine balad noktaya ulamak iin
olaanst gayret gstermitir.

78. Magazine advertising charges are based, to a


very great extent, on a magazines circulation
guarantee, the larger the guarantee, the higher
the charge per add.
A) Dergi reklam cretleri, ok byk lde,
derginin tiraj gvencesine dayanr; gvence
ne kadar bykse reklam bana cret de o
kadar yksektir.

B) Mozartn mesleine balad nokta,


dneminin teki bestecilerinin her ne
pahasna olursa olsun varmaya altklar
noktadr.
C) Mozart mesleine, ann tm dier
bestecilerinin cann diine takarak ulamaya
alt bir noktadan balamtr.
D) Kendi dneminin bestecilerinin hi bir zaman
ulaamayaca bir noktay, Mozart,
mesleinin balangc olarak almtr.
E) Mozartn mesleinin balang noktas,
kendi dneminin tm bestecilerinin mutlaka
varmaya altklar noktadr.

77. In underdeveloped tropical countries there are


many diseases associated with the absence of
effective health measurement.
A) Az gelimi tropikal lkelerde yeterli salk
nlemlerinin alnmamas sonucu pek ok
hastalk ortaya kmtr.
B) Az gelimi tropikal lkelerde etkili salk
nlemlerinin yokluuna bal pek ok
hastalk vardr.
C) Az gelimi tropikal lkelerde pek ok
hastalk iin etkili salk nlemleri
alnmamaktadr.

B)Derginin reklam cretleriyle tiraj arasnda ok


byk bir iliki vardr; derginin tiraj arttka
reklam cretleri de artar.
C)Reklam gelirleri, byk lde, dergilerin tiraj
gvencesine baldr; tirajn artmas reklam
gelirlerinin de artmasn salar.
D)Dergiler reklam cretlerini, tirajlarna bal
olarak belirler, bir derginin tirajnn giderek
artmas reklam cretlerinin ykselmesine yol
aar.
E)Dergi reklam cretlerinin belirlenmesinde en
nemli l tiraj gvencesidir; bu gvence
arttka reklam cretleri de ykselir.

79. In the Ottoman Empire, whatever a mans race


or birthplace might have been, he was always
considered eligible for government service
provided that he absolutely conformed to the
principles of the Empire.
A) Osmanl mparatorluunda kiinin rk ve
doum yeri ne olursa olsun, esas olan
imparatorluun ilkelerine tam ballk ve
devlete her koulda hizmetti.
B) Osmanl mparatorluunda bir kiinin rk ve
doum yeri ne olursa olsun ondan daima
imparatorluun ilkelerine kesinlikle uymas
ve devlet hizmetine hazr bulunmas
beklenirdi.

D) Alnan salk nlemleri herhangi bir etki


salamad iin, az gelimi tropikal
lkelerde eitli hastalklar grlmektedir.

C) Osmanl mparatorluunda kii, rk veya


doum yeri ne olursa olsun, imparatorluun
ilkelerine mutlak olarak uymas kouluyla
devlet hizmetine her zaman uygun
grlrd.

E) Az gelimi tropikal lkelerdeki pek ok


hastalk etkili salk nlemlerinin
alnmamasndan kaynaklanmaktadr.

D) Osmanl mparatorluunda imparatorluk


ilkelerine tam olarak uyan kiiler, rklarna ve
doum yerlerine baklmakszn, devlet
hizmetlerinden yararlandrlrlard.
E) Osmanl mparatorluunda devlet hizmetine
adaylkta kiinin rk ve doum yeri deil,
imparatorluun mutlak ilkeleri nemli idi.
Sayfa 20 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


80. It is obvious that in the design of space
shuttle, the heat capacity of the substance
forming the surface on which the rays will fall is
of vital importance.

82. In establishing our trade network in Africa we


must always remember that it is not only a vast
continent but also an enormous mixture of
tribes and cultures.

A) Bir uzay mekiinin tasarmnda, zerine


nlarn decei yzeyi oluturan maddenin
s kapasitesinin hayati nem tad aktr.

A) Afrikann kabileler ve kltrler karm geni


bir kta olmasnn, kurulmakta olan ticaret
amzdaki nemini daima hatrlamalyz.

B) Bir uzay mekiinin yapmnda, nlar


yanstacak yzeyi oluturan maddenin s
kapasitesi hayati nem tar.

B) Ticaret amz kurmakta olduumuz


Afrikann hem ok geni bir kta hem de
kabilelerin ve kltrlerin oluturduu
karmak bir blge olduunu her zaman
hatrlayalm.

C) Uzay mekiinin yapmnda kullanlan


maddenin nlarn decei yzeyin s
kapasitesi bakmndan hayati nem tad
aktr.
D) Aka grlmektedir ki uzay mekii
projesinde zerine nlarn decei
maddenin s kapasitesine ok nem
verilmitir.
E) zerine nlarn decei yzey ve bu yzeyi
oluturan maddenin s kapasitesi, bir uzay
mekiinin tasarmnda hayati nem tar.

C) Afrika'daki ticaret amz kurarken, burasnn


sadece geni bir kta olmadn fakat ayn
zamanda muazzam bir kabileler ve kltrler
karm olduunu daima hatrlamamz
gerekir.
D) Afrika'daki ticaret amz kurabilmek iin bu
ktann sadece byk olduunu deil fakat
ayn zamanda bir kabileler ve kltrler
bileimi olduunu da hatrlamalyz.
E) Afrika'daki ticaret amz kurunca, burasnn
eitli kabile ve kltrlerden oluan ok geni
bir kta olduunu her zaman hatrlamak
zorundayz.

81. Of all the great changes in the history of the


world, none has been more dramatic and more
rapid than the end of colonialism.
A) Dnya tarihinde grlen dier byk
deiimler, smrgeciliin kaldrlmas kadar
arpc ve etkileyici deildir.
B) Dnya tarihindeki tm byk deiimlerden
hibiri, smrgeciliin sona ermesinden
daha arpc ve daha hzl olmamtr.
C) Dnya tarihinde, smrgeciliin sona
ermesinden daha arpc ve daha nemli
baka hibir byk deiim yoktur.
D) Dnya tarihini incelediimizde gryoruz ki
smrgecilie son verilmesinden daha
arpc ve daha g baka bir deiim yoktur.
E) Dnya tarihindeki byk deiiklikler iinde
hibiri, smrgeciliin tamamen kaldrlmas
kadar arpc ve kapsaml deildir.

Sayfa 21 / 103

83. Not until the end of l6th century did anyone


think of combining drama and music, and so
invent the new art we know today as opera.
A) 16. yzyln sonundan itibaren herkes tiyatro
ile mzii birletirerek o gn iin yeni bir
sanat olan operay yaratmay
dnyordu.
B) 16. yzyln sonlarnda hi kimse tiyatro ile
mzii kaynatrarak yeni bir sanat olan
"opera"y yaratmay dnmyordu.
C) 16. yzyln sonuna kadar hi kimse tiyatro ile
mzii birletirmeyi ve bylece, bugn
"opera" olarak bildiimiz yeni sanat icat
etmeyi dnmedi.
D) Mzikle tiyatronun kaynamas sonucu
ortaya kan "opera"y hi kimse 16. yzyln
sonuna kadar bir sanat olarak
nitelendirmedi.
E) 16. yzyldan nce hi kimse tiyatro ile
mziin birleebileceine ve bugn "opera"
ad verilen yeni bir sanatn doabileceine
inanmyordu.

ICON YABANCI DL AKADEMS


84. Like President Carter before him, Reagan
discovered by the end of his first year as
President that eliminating or even
substantially reducing the budget deficit was
exceedingly difficult.

85. One must remember that, despite the great


prosperity of the people, Canada's principal
political problem remains the relationship
between her English and French speaking
communities.

A) Reagan, kendinden nce gelen bakan Carter


gibi, bte an en aza indirmek iin ok
aba harcamas gerektiini bakanlnn ilk
ylnn sonunda grd.

A) Halkn byk refahna ramen, ngilizce ve


Franszca konuan topluluklarnn arasndaki
ilikinin, Kanada'nn balca siyasal sorunu
olarak durduu hatrlanmaldr.

B) Bte an kapatmann veya byk lde


azaltmann ne kadar zor olduunu, Reagan,
kendinden nceki bakan Carter gibi,
bakanlnn daha ilk ylnda hemen anlad.

B) ngilizce ve Franszca konuan topluluklar


byk refah iinde olsa da, bunlarn
birbirleriyle olan ilikilerinin Kanada'nn
temel siyasal sorunu olduu gz nnde
bulundurulmaldr.

C) Bakan Carter gibi Reagan da bakanlnn


ilk ylnda bte an ortadan kaldrmann
veya azaltmann mmkn olmadn itiraf
etti.
D) Bte an kapatmak veya en aza indirmek
iin Reagan, bakan Carter gibi ok zorlu bir
almaya girmenin gerekli olduunu
bakanlnn ilk ylnda anlad.
E) Kendinden nceki bakan Carter gibi, bte
an ortadan kaldrmann, hatta nemli
lde azaltmann bile ok zor olduunu
bakanlnn ilk ylnn sonunda anlad.

Sayfa 22 / 103

C) Halk byk refah iinde olan Kanada'nn


balca siyasal sorununun, ngilizce ve
Franszca konuan topluluklarnn arasndaki
ilikiye dayand hibir zaman
unutulmamaldr.
D) Bugn Kanada'nn en nemli siyasal
sorununun, byk refah iinde yaayan,
ngilizce ve Franszca konuan topluluklar
arasndaki ilikiler olduu bilinmelidir.
E) u bilinmelidir ki byk bir refah iinde
yaayan ngiliz ve Fransz topluluklar
arasndaki iliki, bugn Kanada'nn en bata
gelen siyasal sorunudur.

ICON YABANCI DL AKADEMS


86. When Thatcher came to power in 1979, she
immediately curtailed the freedom of local
authorities to determine their own levels of
spending

87. As mentioned in the introductory part of the


report, New Caledonia, annexed by France in
1853, comprises New Caledonia itself and
various other Islands in the South Pacific.

A) Thatcher 1979 da iktidara gelir gelmez, yerel


ynetimlerin harcama zgrln
tamamen ortadan kaldrmaya karar Verdi.
B) Thatcher 1979 da iktidara geldiinde, yerel
ynetimlerin kendi harcama dzeylerini
belirleme zgrln derhal kstlad.
C) Yerel ynetimlerin kendi harcama
dzeylerini belirleme zgrl, Thatchern
1979 da iktidara gelmesiyle son buldu.
D) 1979 ylnda iktidara gelen Thatcher, yerel
ynetimlerin kendi harcamalarn belirleme
zgrln hemen kstlad.
E) Thatcher 1979 da iktidara gelince, ilk ii yerel
ynetimlerin kendi btelerini belirleme
zgrln kstlamak oldu.

A) Raporun giri blmnden de anlayacanz


gibi, Gney Pasifik'teki eitli adalardan
oluan yeni Kaledonya, 1853 ylnda Fransa
tarafndan ilhak edilmitir.
B) Yeni Kaledonyann Fransa tarafndan ilhak
edildii ve Gney Pasifik'teki pek ok adadan
olutuu,1853`te yazlm bir raporun giri
blmnde belirtilmitir.
C) Yeni Kaledonya ve Gney Pasifik'teki dier
baz adalarn 1853te ilhak edildii,
Franszlara ait bir raporun giri blmnde
vurgulanmtr.
D) Raporun giri blmnde belirtildii gibi,
1853'te Fransa tarafndan ilhak edilen Yeni
Kaledonya, Yeni Kaledonya'nn kendisinden
ve Gney Pasifik 'teki eitli dier adalardan
oluur.
E) l853te ilhak edilen Yeni Kaledonya'nn
Gney Pasifik'teki irili ufakl pek ok adadan
ve Yeni Kaledonya'nn kendisinden olutuu
ilk olarak bu raporda aklanmtr.

Sayfa 23 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


88. The Nobel Foundation was established at the
beginning of the century to put into effect the
wishes expressed by Alfred Nobel in his will.
A) Yzyln banda kurulan Nobel Vakfnn
amac, Alfred Nobel'in vasiyetnamesindeki
dileklerini hayata geirmektir.
B) Alfred Nobel'in vasiyetnamesinde ifade ettii
hedeflere ulamak iin yzyln balarnda
Nobel Vakf kurulmutur.
C) Nobel Vakf, Alfred Nobel tarafndan
vasiyetnamesinde ifade edilen dilekleri
hayata geirmek iin yzyln banda
kuruldu.

90. On the surface of Mars, the fourth nearest


planet to the sun, one sees vast plains which
have been subject to excessive rain over
hundreds of millions of years.
A) Mars, Gne'e en yakn drdnc gezegen
olmasna ramen, yzeyinde, yz
milyonlarca yl byk yalar alm ok
byk ovalar gze arpmaktadr.
B) Yzeyinde, yz milyonlarca yl byk sel
basknlarna maruz kalm ovalar olan Mars,
Gne'e en yakn drdnc gezegendir.
C) Mars, Gne'e en yakn drdnc gezegen
olduu iin, yzeyindeki ok geni ovalar yz
milyonlarca yl iddetli yamurlara maruz
kalmtr.

D) Alfred Nobel tarafndan hazrlanan


vasiyetnamedeki dilekleri
gerekletirebilmek amacyla, yzyln
banda Nobel Vakfnn kurulmas
salanmtr.

D) Gne'e en yakn drdnc gezegen Mars'n


yzeyinde, yz milyonlarca yl ar yamura
maruz kalm geni ovalar grlmektedir.

E) Nobel Vakfnn kurulu amac, Alfred Nobel


tarafndan yzyln banda kaleme alnan
vasiyeti hayata geirmektir.

89. Today thousands of meteorological


observation stations are in operation all over
the world and supply us with estimates of
various atmospheric situations.
A) Bugn binlerce hava gzlem istasyonu tm
dnya zerinde faaliyet gstermekte ve bize
eitli atmosfer durumlar ile ilgili tahminleri
salamaktr
B) Bugn dnya zerinde binlerce hava gzlem
istasyonu atmosfer durumlar ile ilgili bilgileri
bize eksiksiz olarak aktarmaktadr.
C) Dnya zerinde binlerce hava gzlem
istasyonundan atmosfer durumlar ile ilgili
gnlk tahminleri elde edebilirsiniz.
D) Gnmzde atmosfer olaylar ile ilgili tm
gelimeler, yeryznde faaliyet gsteren
binlerce hava gzlem istasyonu tarafndan
takip edilmektedir.
E) Gnmzde, atmosferde yer alan pek ok
olay yeryznde faaliyet gsteren binlerce
hava gzlem istasyonunun almalar
sayesinde reniyoruz.

Sayfa 24 / 103

E) Gne'e en yakn drdnc gezegen olan


Mars'n yzeyi, yz milyonlarca yl ar
yamura maruz kalm snrsz ovalardan
olumaktadr.

91. The evidence suggests that the boom in the


home computers, which has been helping the
industrys growth for the last two years, may
be slowing down.
A) Kantlar yetersiz olmakla birlikte, ev
bilgisayarlarnda talebin durmas, son iki
yldr sanayide grlen bymeyi yavalatm
olabilir.
B) Verilen verilerden anlald kadaryla, son
iki ylda sanayiinin bymesiyle birlikte ev
bilgisayarlarndaki azal yavalyor gibi.
C) Kantlardan grld kadaryla, ev
bilgisayarlar talebindeki artla ortaya kan
yavalama sanayiinin bymesini etkiliyor.
D) Kantlar, son iki yldr sanayiinin bymesini
salayan ev bilgisayarlarndaki patlamann
durulmakta olabileceini gsteriyor.
E) Kantlar aka gsteriyor ki sanayiinin son iki
yllk bymesi, ev bilgisayarlarndaki
patlamann etkisine ramen yavalyor.

ICON YABANCI DL AKADEMS


92. There is so much protective legislation around
nowadays that we assume that if something is
permitted it must be safe.
A) Bugnlerde, koruyucu yasalarn
okluundan, ne olur ne olmaz diye ancak
izin verilen eyleri yapmamz gerektiini
dnyoruz.

94. Lack of capital of its own cannot prevent a


thrifty and productive society from generating
and attracting all the capital it needs.
A) Kendi abasyla sermaye yaratmasa da,
tutumlu ve retken bir toplumun ihtiyac
olan sermayeyi bulmas engellenemez.

B) Bugnlerde her yerde o kadar ok kural ve


yasa var ki artk yapacamz her i iin izin
alnmas gerekli diye dnr olduk.

B) Kendi sermayesinin olmamas, tutumlu ve


retken bir toplumu gerek duyduu tm
sermayeyi yaratmaktan ve ekmekten
alkoyamaz.

C) Bugnlerde o kadar ok yasa var ki, eer bir


eye izin verilmise onun gvenilir olmas
gerektiini dnyoruz.

C) Kendi sermayesi yetersiz bile olsa, alkan


ve retken bir toplumun istedii sermayeyi
retmesi ve ekmesi nlenemez.

D) Bugnlerde yasalarn koruyuculuuna o


kadar inanyoruz ki yaplmasna izin verilen
eylerin gvenilir olduunu varsayyoruz.

D) Giriimci ve retken bir toplum iin, sermaye


yetersizlii, kendi abasyla sermaye
yaratmas ve ilemesini engelleyemez.

E) Bugnlerde o kadar ok ar kural var ki


herhangi bir eye izin verilmise herhalde
gvenilir olmal diye dnyoruz.

E) Kendi sermayesinin olmamas, gelimi ve


retken bir toplumun ihtiyac olan tm
sermayeyi bulmasna ve yaratmasna engel
saylmaz.

93. The drawback to Intelsat, however, is that it is


large and unwieldy and gives developing
nations only limited options for services.
A) Gelimekte olan lkelere yalnzca snrl bir
hizmet sunan Intelsatn yine de bir olumlu
yan, byk ve uzun mrl olmasdr.
B) Intelsatn dikkat eken bir zellii,
gelimekte olan lkelere sadece snrl
hizmet sunabilmekte birlikte, byk ve uzun
mrl olmasdr.
C) Ancak Intelsatn ilgin bir zellii byk
fakat dar kapasiteli olmas ve yalnzca
gelimekte olan lkelere snrl yarar
salamasdr.
D) ri ve kullansz olan Intelsat, bu kusuruna
ramen gelimekte olan lkelere snrl da
olsa hizmet sunabilmektedir.
E) Ancak Intelsatn olumsuz yan, iri ve hantal
olmas ve gelimekte olan lkelere sadece
snrl hizmet seenekleri sunmasdr.

Sayfa 25 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


95. It was emphasised that industry does not put
enough of its resources into research and
development, preferring instead industry
transfer which is believed to be guaranteed
and easier.
A) Sanayiinin aratrma ve gelitirmeye yeteri
kadar kaynak ayramad ve bu yzden daha
kolay ve garantili bir yol olan dardan
sanayi transferi zerinde durulmas
gerektii vurguland.
B) Anlald kadaryla sanayi, aratrma ve
gelitirmeyi yeterince benimsemiyor ve
bunun yerine daha garantili ve kolay
olduuna inand sanayi transferini tercih
ediyor.
C) Sanayide aratrma ve gelitirmenin
yeterince yararl olmad ve bunun yerine,
sanayi transferinin daha garantili ve kolay
olacana inand belirtildi.
D) Sanayiinin aratrma ve gelitirmeye yeteri
kadar kaynak ayrmad; bunun yerine
garantili ve kolay olduuna inanlan sanayi
transferini tercih ettii vurguland.
E) Sanayi transferinin daha garantili ve kolay
olduuna inananlar tarafndan, sanayiinin
aratrma ve gelitirmeye kaynak aktarmada
yetersiz kald vurguland.

Sayfa 26 / 103

96. It has bound the European nations together,


making war between them unthinkable while
allowing individual countries to maintain their
own peculiarities.
A) Avrupa lkelerinin bir araya gelmesinden
sonra, hemen hepsi tek tek kendi
egemenliini korumu hem de aralarnda
sava kmas dnlemez hale gelmitir.
B) Avrupa birliinin gereklemesinden sonra
Avrupa lkeleri arasnda sava dnlmez
hale gelmi, ayn zamanda, lkelerin ayr ayr
kendi zelliklerini korumalar da mmkn
olmutur.
C) Avrupa lkelerini birbirine balam,
lkelerin ayr ayr kendi zelliklerini
korumalarna olanak salarken bunlar
arasnda sava dnlmez hale getirmitir.
D) Avrupa lkeleri arasnda birliin
gereklemesi, bu lkeleri birbirine
balayarak sava olasln ortadan
kaldrmann yannda, her birinin kendi
egemenliini korumasna da olanak
salamtr.
E) Bir yandan Avrupa lkeleri arasnda iletiim
kurulmasn salayarak sava dncesinin
ortadan kalkmasn salarken, te yandan
her lkenin kendi zelliini korumasn
mmkn klmtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


97. Their grasp of advanced masonry allowed
them to build secure fortresses and posting
stations out of these natural battlements.

99. For all their good intentions, journalists have


assumed a role that is not only beyond their
abilities but also destructive in essence.

A) leri talk bilgileri onlara bu doal


siperlerden gvenli kaleler ve karakollar ina
etme imkan verdi.
B) Duvarclk bilgileri gelitike, kendilerini
korumak iin bu doal sulardan hisarlar ve
ileri karakollar yapma imkan buldular.
C) Uzmanlam duvarc ustalar sayesinde
kendilerine bu doal siperler yerine gvenli
kaleler ve karakollar yapabilmeyi baardlar.
D) Duvarc ustalnn inceliklerini kavradka bu
doal korunaklara snmay brakp salam
kaleler ve karakollar ina ettiler.
E) Bu doal snaklar brakarak salam kaleler
ve karakollar ina etmeleri, talktaki
bilgilerini gelitirmeleri sayesinde oldu.

98. To improve the lot of these countries, Landes


maintains economists must take into account
factors that cannot be measured.
A) Landes, bu lkelerin geleceini deitirmek
iin, ekonomistlerin llemez faktrleri de
hesaba katmalarnn zorunlu olduunu
vurguluyor.
B) Landese gre bu lkelerin ounun
gelimesi, ekonomistlerin llmez faktrleri
en aza indirgemelerine bal.
C) Landes, bu lkelerin gelimesinin byk
lde saylamaz faktrlerin ekonomistlerce
hesaba katlmasna bal olduunu belirtiyor.
D) Landesin belirttii gibi, bu lkelerin ounda
gelime salanmas iin, saylmaz faktrlerin
ekonomistlerce dikkate alnmas zorunlu.
E) Landes, bu lkelerin kaderlerini dzeltmek
iin ekonomistlerin llemez faktrleri
hesaba katmalar gerektiini savunuyor.

Sayfa 27 / 103

A) Tm iyi niyetleri karlnda gazetecilerin


dl yalnzca becerilerini amakla
kalmayan, ayn zamanda znde kendileri
iin zararl olan grevler stlenmek olmutur.
B) Olanca iyi niyetleriyle gazeteciler hem
becerilerinin tesinde hem de temelde ykc
olan bir rol slenmek zorunda kalmlardr.
C) Ne kadar iyi niyetli olsalar da gazetecilerin
stlendikleri, becerilerini amakla kalmam,
sonuta onlar iin ykc olmutur.
D) Tm iyi niyetlerine karlk gazeteciler,
yalnzca becerilerini amakla kalmayan ayn
zamanda znde ykc olan bir rol
stlenmitir.
E) yi niyetli abalarna karlk gazetecilerin
stlendikleri rol hem becerilerinin
stndedir hem de esas olarak ykcdr.

100. All he could recall was a girl to whom he had


been engaged three years previously.
A) Hatrlayabildii tek ey, kendisi ile yl
nce nianlanm olduu bir kzd.
B) Kendisi ile yl nce nianlanm olduu
kza btn bildiklerini tekrardan anlatabildi.
C) Yeniden telefon ettikleri arasnda yl
nce nianlanm olduu kz vard.
D) Yeniden arabilecei kzla yl nce
nianlanmt.
E) Tek hatrlayabildii, kzn kendisi ile yl
nce nianlanm olduuydu.

ICON YABANCI DL AKADEMS


101. To protect its own fisheries, Canada has
taken a tougher line with foreign vessels
fishing its coasts.

102. In his statement, he did not conceal the fact


that Serbias hard-line attitude had led to the
breakdown of the talks.

A) Kanada, kendi balkln gelitirebilmek


iin, kylarnda avlanan yabanc teknelere
kar nlemlerini artrmtr.

A) Demecinde, Srbistann kat tutumunun


grmelerin kesilmesine yol at
gereini saklamad.

B) Kanada, kendi balklk blgelerini


kurtarmak amacyla, kylarnda avlanan
yabanc teknelere kar sert bir
mcadeleye girmitir.

B) Yapt aklamada, grmelerin


kesilmesinde Srbistann uzlamaz
tutumunun etkili olduu gereini
saklamad.

C) Kanada, kendi balkln glendirmek


iin, kylarna yaklaan yabanc balk
teknelerine kar sert nlemler almtr.

C) Konumasnda, Srbistann olumsuz tavr


sonucu grmelerin kesildii gereini
belirtmekten saknmad.

D) Kanada, kendi balk alanlarn korumak iin,


kylarnda balk avlayan yabanc teknelere
kar daha sert bir tavr almtr.

D) Grmelerin kesilmesine, Srbistann


uzlamaz tavrnn neden olduu gereini
belirtmekten ekinmedi.

E) Kanada, kendi balk alanlarn iyiletirmek


amacyla, sert nlemler alarak kylarnda
yabanc teknelerin avlanmasn
engellemitir.

E) Srbistann kat tutumu nedeniyle


grmelerin kesildiini aka
belirtmekten ekinmedi.

Sayfa 28 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


103. It seems likely that the recession in the wool
textile industry will continue throughout the
year and many mills may be permanently
closed.

105. It was pointed out that the company, which


had been on verge of bankruptcy, got over
the crisis through substantial borrowings
from various banks.

A) Grne baklrsa, ynl dokuma


sanayiindeki gerileme yl iinde de srecek
ve baz fabrikalar tamamen kapanacaktr.

A) flasn eiine gelmi olan irketin eitli


bankalardan ykl krediler alarak bunalm
at belirtildi.

B) Ynl dokuma sanayiinde btn yl


boyunca devam eden bunalm sonucu ou
fabrikann sresiz olarak kapanmas
kanlmaz grnyor.

B) Baz bankalardan bol kredi alarak bunalm


atlatmaya alan irketin, iflasa doru
srklendii belirtildi.

C) Ynl dokuma sanayiinde yl iinde bir


durgunluk grlecei ve pekok fabrikann
tamamen kapanaca kesindir.
D) Ynl dokuma sanayiinde durgunluun yl
boyunca srecei ve pek ok fabrikann
sresiz kapanabilecei muhtemel
grnyor.
E) ou fabrikann sresiz kapanmasna
neden olabilecek durgunluk, ynl dokuma
sanayiinde yl boyunca devam edecek gibi
grnyor.

C) flasla kar karya gelmi olan irketin,


bunalm amak iin, pek ok bankadan
byk krediler ald belirtildi.
D) eitli bankalardan ykl krediler alarak
bunalm atlatmaya alan irketin iflasdan
kurtulamad akland.
E) flas tehlikesini atlatm olan irketin baz
bankalardan bol kredi alarak bunalmdan
kt belirtildi.

106. Since the signing of the Maastricht Treaty,


Britain has constantly been in conflict with
her partners in the European Union over the
question of monetary union.

104. What we really expect to find in a work of


art is a certain personal element and a
distinctive sensibility.
A) Bir sanat eserinde bulunmasn istediimiz
eyler arasnda belirli bir kiisel nitelik ile
kendine zg bir duyarllktr.
B) Belirli bir kiisel anlatm ve farkl bir
duyarllk, bir sanat eserinde gerekten
bulunmas istenen niteliklerdir.
C) Gerekten bir sanat eserinde bulmay
umduumuz ey, belirli bir kiisel ge ve
belirgin bir duyarllktr.

A) Maastricht Antlamas imzalandktan


sonra, ngiltere, para birlii konusunu ileri
srerek, Avrupa Birliindeki ortaklar ile
sert bir atma iine girmitir.
B) Maastricht Antlamasnn
imzalanmasndan beri ngiltere, Avrupa
Birliindeki ortaklaryla para birlii
konusunda srekli bir atma iinde
olmutur.
C) Maastricht Antlamasnn
imzalanmasndan bu yana, ngiltere para
birlii konusu zerinde durmu ve Avrupa
Birliindeki ortaklar ile zaman zaman
tartmtr.

D) arpc bir duyarllk ve belirli bir kiisel


boyut, bir sanat eserinde esas olarak
bulunmasn istediimiz gelerdir.
E) Belirli bir kiisel zelliin ve etkileyici bir
duyarlln, bir sanat eserinde bulunmasn
gerekten arzuluyoruz.

D) Maastricht Antlamasnn imzalanmas


zerine, ngiltere para birlii konusunda
Avrupa Birliindeki ortaklarndan farkl bir
tavr iine girmitir.
E) Maastricht Antlamasnn imzalanmasyla
ngiltere, para birlii konusunda Avrupa
Birliindeki ortaklaryla tam bir uyum iine
girmitir.

Sayfa 29 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


107. The committee unanimously rejected a
proposal to divide the city into two zones and
stressed the need to consider the whole city
as a unit.
A) Kurul, kenti iki blgeye ayrmay amalayan
neriyi tmyle reddetti ve kentin bir
btn olarak ele alnmas gerektiini
savundu.
B) Kentin iki blgeye ayrlmasna ilikin
neriyi derhal reddeden kurul, tm kentin
bir btn olarak ele alnmas gerektii
grne vard.
C) Kurul, kenti iki blgeye ayrma nerisini
oybirliiyle reddetti ve tm kentin bir
btn olarak dnlmesi gerektiini
vurgulad.

108. The report makes it clear that in 1995 most


European countries met almost half of their
energy needs by means of natural gas.
A) Raporda, doal gazn 1995de Avrupa
lkelerinin ounda enerji ihtiyacnn
yaklak yarsn karlad belirtilmektedir.
B) Avrupa lkelerinin ounun, enerji
ihtiyalarnn yarsn doal gaz kullanarak
karlad 1995de hazrlanan raporda da
aklanmtr.
C) Raporda, 1995de Avrupada enerji
ihtiyalarnn yarsndan ounu doal gaz
yoluyla karlayan pek ok lke olduu
aka ifade edilmektedir.
D) Raporda aka ifade edildiine gre,
1995de ou Avrupa lkesi, enerji
ihtiyacnn yarsn doal gazla karlamak
zorunda kalmtr.

D) Tm kentin bir btn olarak


deerlendirilmesi gerei zerinde duran
kurul, kenti iki ayr blgeye ayrmaya
ynelik neriyi tereddtsz reddetti.
E) Kentin iki ayr blgeye ayrlmasn ngren
neriyi oy okluuyla reddeden kurul, tm
kentin bir btn olarak grlmesi gerei
zerinde srarla durdu.

Sayfa 30 / 103

E) Rapor, 1995de ou Avrupa lkesinin,


enerji ihtiyalarnn yaklak yarsn doal
gaz vastasyla karladn aka ortaya
koymaktadr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


109. Most speakers at the meeting pointed out
that, in recent years, some of the research
projects undertaken by universities had been
concerned more with current problems than
with purely scientific matters.
A) Toplantya katlan ou konumac, son
yllarda niversiteler tarafndan uygulanan
aratrma projelerinin sadece bilimsel
konularda deil, ayn zamanda gncel
sorunlarla da ilgili olmas gerektiini
vurgulad.
B) Konumaclarn toplantda gr birliine
vard gibi, son yllarda niversiteler
tarafndan yrtlen aratrma projeleri
salt bilimsel konulardan ok, gncel
sorunlarla ilgilidir.
C) Toplantdaki pek ok konumac,
niversitelerde srdrlen aratrma
projelerinden bazlarnn salt bilimsel
konular yerine, gncel sorunlarla ilgili
olmas gerektiini belirtti.

110. Some years ago the German Constitutional


Court decided by a 6 to 2 vote that no law
could allow abortion in violation of the rights
of the unborn.
A) Yllar nce Alman Anayasa Mahkemesinin
2ye kar 6 oyla ald bir karara gre,
hibir yasa, domam ouun haklarn
hie sayarak krtaja izin veremez.
B) Alman Anayasa Mahkemesinin birka yl
nce 2ye kar 6 oyla ald karar gre,
domam ocuun haklarn ihlal etmek
demek olan krtaja hibir yasa izin
veremez.
C) Birka yl nce, Alman Anayasa
Mahkemesi, hibir yasann domam
ocuun haklarna aykr olarak krtaja izin
veremeyeceine 2ye kar 6 oyla karar
verdi.
D) Alman Anayasa Mahkemesi, domam
ocuun haklarnn ihlal edilmesi demek
olan krtaja hibir yasann izin
veremeyecei grn birka yl nce
2ye kar 6 oyla deitirdi.

D) Toplantdaki konumaclarn ou, son


yllarda niversitelerce stlenilen baz
aratrma projelerinin salt bilimsel
konulardan ok gncel sorunlarla ilgili
olduunu belirtti.
E) Toplantda sz alan pekok konumac, son
yllarda niversitelerin yrtt aratrma
projelerinin bilimsel konularla olduu
kadar gncel sorunlarla da ilgili olduunu
belirtti.

Sayfa 31 / 103

E) Alman Anayasa Mahkemesi, birka yl


nce, hibir yasada krtaja izin
verilemeyeceine 2ye kar 6 oyla karar
vererek, domam ocuun hakknn ihlal
edilmesini engelledi.

ICON YABANCI DL AKADEMS


111. In our age many major bridges have been
constructed around the world, but the
biggest problems bridge engineers have been
facing today are those of maintenance and
repair.
A) amzda dnyada pek ok kpr ina
edilmitir, ancak bugn kpr
mhendislerinin karlat en byk
sorunlar bakm ve onarm sorunlardr.
B) Bugn dnyada pek ok kpr ina
edilmektedir, fakat bakm ve onarm
sorunlar, kpr mhendislerinin
karlat en byk sorunlar arasndadr.
C) Her ne kadar amzda pek ok byk
kpr ina edilmise de kpr
mhendislerinin karlat en nemli
sorunlar arasnda bakm ve onarm
sorunlar bulunmaktadr.
D) amz dnyasnda pek ok kprnn
inas mmkn olmutur, ancak bakm ve
onarm ile ilgili sorunlar, kpr
mhendislerini en ok megul eden
sorunlardr.
E) amzda pek ok byk kprler ina
edilebilmektedir, fakat kpr
mhendislerini en ok uratran sorunlar,
bakm ve onarm ile ilgili sorunlardr.

Sayfa 32 / 103

112. The site of Troy was first discovered in 1870


by the German archeologist Heinrich
Schliemann and later excavations have
distinguished nine strata of settlements.
A) Alman arkeolog Heinrich Schliemann
tarafndan ilk kez 1870te kefedilen
Truvann yerinde dokuz ayr yerleim
katman olduu eitli kazlarla ortaya
karlmtr.
B) Bir Alman arkeolog olarak Heinrich
Schliemann, 1870te Truvann yerini ilk
bulan kiidir ve daha sonra yaplan
kazlarda burada dokuz ayr yerleim
seviyesini ortaya karmtr.
C) Truvann yerini 1870te ilk bulan kii, bir
Alman arkeolog olan Heinrich
Schliemanndr ve burada yaplan kazlar
dokuz yerleim katmann ortaya
karmtr.
D) eitli kazlarda dokuz ayr yerleim
katmanna sahip olduu anlalan Truvann
yerini, Alman arkeolog Heinrich
Schliemann 1870te kefetmitir.
E) Truvann yeri, ilk kez 1870te bir Alman
arkeolog olan Heinrich Schliemann
tarafndan bulunmu ve daha sonraki
kazlar dokuz yerleim katmann
belirlemitir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


113. When General Franco died late in 1975 after
a prolonged illness, his dictatorship, which
had lasted for years, finally came to an end.
A) General Franconun, ar bir hastalktan
sonra, 1975 sonunda lmesi zerine, uzun
yllar devam etmi olan diktatrl de son
buldu.
B) General Franco, uzun sren bir hastalktan
sonra 1975 sonlarnda lnce, yllarca
srm olan diktatrl nihayet sona
erdi.
C) General Franconun uzun yllar devam
etmi olan diktatrl, onun 1975 yl
sonunda amansz bir hastalktan lm
zerine sona erdi.
D) General Franconun yllarca srm olan
diktatrlnn sona ermesi, onun 1975
sonunda nedeni bilinmeyen bir hastalktan
lm ile olmutur.
E) General Franco 1975 yl sonunda tedavisi
mmkn olmayan bir hastalktan lnce,
onun yllar sren diktatrl de son
bulmu oldu.

Sayfa 33 / 103

114. In April 1983 in Italy the Fanfani


administration faced a serious crisis when
Craxi, the socialist leader, withdrew from the
four-party coalition
A) Nisan 1983te talyada sosyalistlerin lideri
Craxinin drt partili koalisyondan
vazgemesi zerine, Fanfani ynetiminde
ok ar bir bunalm bagsterdi.
B) 1983 Nisannda talyada, sosyalist lider
Craxinin drt partili koalisyonu terketmesi,
Fanfani ynetimini ar bir bunalmla kar
karya brakt.
C) talyada sosyalist lider Craxi, 1983
Nisannda drt partinin oluturduu
koalisyondan vazgeince, Fanfani ynetimi
ciddi bir bunalmn iine girdi.
D) Nisan 1983te talyada, sosyalist lider
Craxi drt partili koalisyondan ekilince,
Fanfani ynetimi ciddi bir bunalmla
karlat.
E) 1983 Nisannda talyada Fanfani
ynetiminin ciddi bir bunalma girmesi,
sosyalist lider Craxinin drtl koalisyondan
ayrlmas yol at.

ICON YABANCI DL AKADEMS


115. Recently, one of the research areas that
geophysicists have been seriously concerned
with has been the conditions of collision
between oceanic and continental plates.

116. Sri Lanka, which was originally called Ceylon,


became an independent state by the Ceylon
Independence Act of 1947, which came into
force on 4 February 1948.

A) Okyanus ve kta plakalar arasnda


arpmalara yol aan koullar, son
zamanlarda jeofizikilerin ciddi olarak
zerinde durduklar bir aratrma alandr.

A) 4 ubat 1948de yrrle giren 1947


Bamszlk Yasas Uyarnca, balangtan
beri Seylan olarak bilinen Sri Lanka
bamsz bir lke haline gelmitir.

B) Okyanus ve kta plakalar arasndaki


arpmalarn koullar son zamanlarda
jeofizikilerin yakndan ilgilendii bir
aratrma alan olmutur.

B) 1947 Seylan Bamszlk Yasas, 4 ubat


1948de yrrle girmi ve bylece daha
nce Seylan adn tayan Sri Lanka
bamsz bir devlet olmutur.

C) Son zamanlarda, jeofizikilerin ciddi olarak


ilgilendikleri aratrma alanlarndan biri,
okyanus ve kta plakalar arasndaki
arpmann koullar olmutur.

C) Daha nce Seylan olarak bilinen Sri Lanka,


4 ubat 1948de yrrle giren 1947
Bamszlk Yasas ile bamszlna
kavumutur.

D) Jeofizikilerin son zamanlarda nemle


zerinde durduklar aratrma
konularndan biri, okyanus ve kta
plakalarnn arpmasna neden olan
koullardr.

D) Balangta Seylan adn tayan Sri Lanka, 4


ubat 1948de yrrle giren 1947 Seylan
Bamszlk Yasas ile bamsz bir devlet
olmutur.

E) Okyanus ve kta plakalarnn arpmasna


neden olan koullar, jeofizikilerin son
zamanlarda ciddi olarak ele aldklar
aratrma konularndan biri olmutur.

Sayfa 34 / 103

E) nceleri Seylan olarak bilinen Sri Lankann


bamszlna kavumas, 4 ubat 1948de
yrrle konan 1947 Seylan Bamszlk
Yasas ile mmkn olmutur.

ICON YABANCI DL AKADEMS


117. The Nigerian civil war broke out in July 1967,
following the secession of the Eastern
Region, generally known as Biafra.
A) Nijerya i sava, genelde Biafra olarak
bilinen Dou Blgesinin ayrlmas zerine,
Temmuz 1967de patlamtr.
B) Herkes tarafndan Biafra olarak bilinen
Dou Blgesinin ayrlmas, Temmuz
1967de Nijeryada bir i savan
patlamasna yol amtr.
C) Temmuz 1967de Nijerya i savann
patlamas, Biafra olarak adlandrlan Dou
Blgesinin ayrlmas sonucu olmutur.
D) Nijeryada Biafra denilen Dou Blgesinin
ayrlmas zerine, Temmuz 1967de bir i
sava kmt.
E) Nijerya i sava, genellikle Biafra olarak
tanmlanan Dou Blgesinin ayr bir devlet
olmas sonucu kmtr.

118. During the 1960s in Namibia, nationalist


sentiment began to grow among the native
tribes, and a number of political parties were
formed including the South West Africa
Peoples Organisation (SWAPO).
A) 1960l yllarda Namibyadaki yerli kabileler
arasnda milliyetilik akm gelimeye
balaynca, Gney Bat Afrika Halk Tekilat
(SWAPO) da dahil bir ok siyasi parti ortaya
kmtr.
B) 1960l yllarda Namibyada yerli kabileler
arasnda milliyetilik duygusu artmaya
balad ve Gney Bat Afrika Halk Tekilat
(SWAPO) dahil birok siyasi parti kuruldu.
C) 1960l yllardan bu yana Namibyada
milliyetilik duygusunun yerli kabileler
arasnda giderek artmas sonucu, Gney
Bat Afrika Halk Tekilat (SWAPO) dahil pek
ok siyasi partinin kurulduu grlmtr.
D) 1960lardan itibaren Namibyada Gney
Bat Afrika Halk Tekilat (SWAPO) dahil
birok partinin ortaya kmas, yerli
kabileler arasnda milliyetilik duygusunun
glenmesi sonucu olmutur.
E) Namibyada Gney Bat Afrika Halk
Tekilat (SWAPO) dahil ok sayda siyasi
partinin kurulmas, 1960l yllarda yerli
kabileler arasnda milliyetiliin olduka
yaygn olmasna baldr.

Sayfa 35 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


119. From the report it is understood that, as total
incomes in the economy expand, there is a
general increase in the demand for goods
and services including imports.
A) Rapordan, ekonomideki toplam gelirlerin
bymesine paralel olarak, hem ithalata
hem de mal ve hizmetlere olan talepte
genel bir art meydana gelecei aka
anlalmaktadr.
B) Rapordan, ekonomide toplam gelirlerin
bymesi sonucu, ithalat dahil mal ve
hizmetlere olan talepte byk bir patlama
olaca aka anlalmaktadr.
C) thalatla beraber mal ve hizmetlere olan
talepteki byk artn, ekonomideki
toplam gelirlerde grlen bymenin
sonucu olduu rapordan anlalmaktadr.
D) Ekonomide toplam gelirler ne kadar
byrse, ithalat da dahil mal ve hizmetlere
olan talebin o kadar artaca hususu,
rapordan en iyi ekilde anlalmaktadr.
E) Rapordan, ekonomide toplam gelirler
bydke, ithalat dahil mal ve hizmetlere
ilikin talepte de genel bir art olduu
anlalmaktadr.

Sayfa 36 / 103

120. In Britain, after 1945, the maintenance of full


employment was accepted by all political
parties as the primary objective of economic
policy.
A) 1945ten sonra ngilterede tam istihdamn
salanmas, tm siyasi partilerce ekonomik
politikann birinci hedefi olarak kabul
edilmitir.
B) 1945ten sonra ngilterede tm siyasi
partilerin izledii ekonomik politikann
temel hedefi, istihdam salamak olarak
belirlenmitir.
C) ngilterede istihdamn tam olarak
salanmas, 1945ten sonra tm siyasi
partilerin kabul ettii ekonomik
politikalarn en nemli hedefi olmutur.
D) 1945ten sonra ngilterede tm siyasi
partilerin kabul ettii ekonomik politikann
ncelikli hedefi, istihdamn tam olarak
salanmas olmutur.
E) stihdamn tam olarak salanmas,
ngilterede tm siyasi partilerin 1945ten
sonra uyguladklar ekonomik politikalarn
balca hedefi olarak grlmtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


121. Belgium has always seen itself as quiet,
devout, prosperous and civilised country,
where people are nice to children.

123. Britains newspaper market, which is one of


the worlds most diverse, continues to
prosper with relatively stable prices.

A) Daima uygar, zengin, huzurlu ve bar


sever bir lke olarak bilinen Belikada
insanlar ocuklara kar hep iyi davranrlar.

A) Dnyann en eitlilerinden biri olan ngiliz


gazete piyasas, nispeten istikrarl fiyatlarla
gelimeye devam ediyor.

B) Belika ocuklara her zaman iyi davranlan


huzurlu, gvenli, gelimi ve uygar bir lke
olarak grlmektedir.

B) Dnyann en karmak basn piyasasna


sahip olan ngilterede gazete fiyatlarndaki
istikrar ksmen devam etmektedir.

C) Sakin, dinine bal, kalknm ve uygar bir


lke olarak grlen Belikada insanlar
ocuklara kar hep sevecendir.

C) Ksmen istikararl fiyatlara sahip olan ngiliz


basn piyasas, dnyann en ok farkllk
gsteren piyasalarndan biridir ve
gelimesini srdrmektedir.

D) ocuklara kar insanlarn anlayl olduu


grlen Belika, dzenli, inanl, zengin ve
uygar bir lkedir.
E) Belika hep kendini insanlarn ocuklara iyi
davrand, sakin, dindar, mreffeh ve
uygar bir lke olarak grmtr.

122. Despite these objections raised in the Senate,


there are strong arguments in favour of both
sanctions and bombing.
A) Senatoda dile getirilen kart grlere
karn, harekat ve bombardman
destekleyen yaklamlarn daha gl
olduu grlyor.
B) Senatoda yaplan bu itirazlara karn, hem
yaptrmlar hem de bombardman lehinde
gl grler bulunmaktadr.
C) Senatoda tartmalar devam etse de
saldr ve bombardman lehindeki grler
gittike artmaktadr.
D) Senatoda byle iddialar ileri srlse de
ortaya konan grler hem ablukay hem
de bombardman kuvvetle destekler
niteliktedir.
E) Tm bu itirazlara karn, senatoda yaplan
gl tartmalar igal ve bombardmann
lehinde sonulanmtr.

D) Dnyann en gvenilir basn piyasasna


sahip olan ngilterede gazete fiyatlarnn
istikrarl durumu devam etmektedir.
E) Dnyann en farkl piyasalarndan biri olan
ngiliz gazete piyasas ksmen istikrarl
fiyatlar sayesinde olumlu gelimesini
srdrmektedir.

124. When, in the mid-19th century, the wool


trade boomed in Yorkshire, almost a tenth of
the population of Bradford consisted of Irish
immigrants.
A) On dokuzuncu yzyln ortalarna doru
Bradfordda yaayan ve nfusun onda birini
oluturan rlandal gmenler Yorkshireda
hzl bir gelime gsteren yn ticaretini
ellerinde tutuyorlard.
B) On dokuzuncu yzyln ortalarnda
Yorkshireda yn sanayiinin hzla gelimesi
Bradforda yerleen rlandal gmenlerin
nfusunun on kat artmasna neden oldu.
C) Bradford nfusunun onda birini oluturan
rlandal gmenler, on dokuzuncu yzyln
ortalarnda Yorkshireda hzl bir gelime
gsteren yn dokumaclnn temelini
oluturuyordu.
D) On dokuzuncu yzyln ortalarnda,
Yorkshireda yn ticareti hzl bir gelime
gsterdiinde, Bradford nfusunun hemen
hemen onda biri rlandal gmenlerden
oluuyordu.
E) On dokuzuncu yzyln ortalarna doru
Yorkshireda yn ticaretinin hzla gelimesi
Bradforddaki rlandallarn hemen hemen
onda birinin g etmesi ile sonuland.

Sayfa 37 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS

125. The main issue in the Russian economy this


year is whether or not interest rates can be
held at the 25% average envisaged in the
budget.
A) Bu yl Rus ekonomisinin nemli sorunu,
btede belirtilen %25 ortalama ile faiz
oranlarnn nasl dondurulaca konusudur.
B) Bu yl Rus ekonomisinde yaanan temel
sorun, faiz oranlarnn temel btede kabul
edildii gibi %25 dzeyinde nasl
durdurulaca hususudur.
C) Faiz oranlarnn btede bu yl
ngrld gibi, %25 dzeyinin altna
indirilebilmesi, Rus ekonomisini bu yl en
ok uratran sorun olmutur.
D) Faiz oranlarnn, btede ifade edildii gibi
%25lere nasl indirilecei konusu, Rus
ekonomisini bu yl en ok uratran sorun
olmutur.
E) Bu yl Rus ekonomisindeki ana sorun, faiz
oranlarnn btede ngrlen %25
ortalamasnda tutulup tutulamayacadr.

126. Spains King, Juan Carlos, speaks fluent


Porteguese, since he grew up in Portugal,
where his father lived in exile.
A) spanya Kral Juan Carlos, Portekizde
doup byd ve babas gibi burada
srgnde yaad iin mkemmel
Portekizce konuur.
B) spanya Kral Juan Carlosun ok akc
Portekizce konumasnn en nemli
nedeni, babasnn srgne gnderildii
Portekizde uzun sre yaam olmasdr.
C) spanya Kral Juan Carlos, Portekizceyi
akc bir ekilde konumay Portekizde
babas gibi srgn yaad yllarda
rendi.
D) spanya Kral Juan Carlos, babasnn
srgn yaad Portekizde bym
olduu iin akc Portekizce konuur.
E) Portekizde doup byyen spanya Kral
Juan Carlos, srgnde yaayan babas
kadar akc Portekizce konuur.
Sayfa 38 / 103

127. There was much documentary evidence


about the case, which was subjected to
rigorous testing by the forensic specialists
and found to be authentic.
A) Davaya ilikin bir sr kant ve belge bu
alann uzmanlarnca kkl bir incelemeye
alnm ve bunlarn doruluu
ispatlanmtr.
B) Gvenlik uzmanlar, dava ile ilgili pek ok
belge ve kant youn bir incelemeye alm
ve bunlarn gerek olduunu ortaya
koymutur.
C) Dava hakknda, adli tp uzmanlarnca sk
incelemeye tabi tutulan ve gerek olduu
anlalan pek ok belgesel kant
bulunmaktayd.
D) Parmak izi uzmanlarnca ayrntl bir
incelemeye tabi tutulan belgesel kantlar,
davaya ilikin gerekleri kesin olarak ortaya
koymutur.
E) Davaya ilikin o kadar ok belge ve kant
bulunmaktayd ki bunlarn gizli uzmanlarca
incelenmesi ve doruluklarnn saptanmas
ok uzun sre almtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


128. Today there are some political scientists who
would date the beginning of the cold war
back to the early 1920s when the Soviets
declared ideological war on western capital
societies.
A) Bugn baz siyaset bilimciler, Sovyetlerin
kapitalist bat lkelerine kar ideolojik bir
sava at 1920li yllarn, souk savan
balang tarihi olarak kabul edilmesine
karlar.
B) Bugn, souk savan balangcn,
Sovyetlerin kapitalist bat toplumlarna
kar ideolojik sava ilan ettii 1920lerin ilk
yllarna dayandran baz siyaset bilimciler
bulunmaktadr.
C) Bugn baz siyaset bilimcilere gre,
Sovyetlerin 1920li yllarn banda
kapitalist bat lkelerine kar ideolojik bir
sava amas, souk savan balangcn
oluturan ilk gelimedir.
D) Bugn baz siyaset bilimciler souk savan
balang tarihini 1920li yllar olarak kabul
ederler, nk bu dnemde Sovyetler
kapitalist bat lkelerine kar ideolojik bir
sava ilan etmilerdir.
E) 1920li yllarn banda Sovyetlerin baz
kapitalist bat toplumlarna kar ideolojik
bir sava balatmalar, bugn baz siyaset
uzmanlar tarafndan souk sava olarak
kabul edilmektedir.

Sayfa 39 / 103

129. The Cuban missile crisis was in fact a highly


educative process for both the Americans and
the Soviets, and thereafter each treated the
other with respect.
A) Gerek Amerikallar gerekse Sovyetler
asndan olduka eitici bir sre olan
Kba fze bunalm, her iki tarafn birbirine
kar sayg gstermesine neden olmutur.
B) Kba fze bunalm, gerek Amerikallar
gerek Sovyetler zerinde olduka eitici
olmu ve daha sonraki yllarda her ikisi de
birbirine kar sayg gstermeye
balamtr.
C) Hem Amerikallar hem de Sovyetler, Kba
fze bunalm olduka eitici bir sre
olarak grmler, bundan byle
biribirlerine kar saygl davranmaya zen
gstermilerdir.
D) Esasnda, Kba fze bunalm hem
Amerikallara hem de Sovyetlere gre son
derece eitici bir sre olmutur, nk
bunun sonucunda her iki taraf birbirine
kar saygl davranmay renmitir.
E) Kba fze bunalm, gerekten, hem
Amerikallar hem de Sovyetler iin son
derece eitici bir sre olmu ve bundan
sonra her biri dierine saygl davranmtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


130. From 2010 onwards, in almost every country
in continental Europe, public finances will be
under threat because of a growing number of
elderly people dependent on the state
pension.
A) Emekli maana bal yallarn saysnn
ok artmas 2010 ylndan itibaren kta
Avrupasnn tm lkelerinde kamu gelirleri
zerinde azaltc bir etki oluturacaktr.
B) 2010 ylndan sonra, kta Avrupasnn tm
lkelerinde kamu harcamalar bask altnda
olacaktr, nk devletten emekli maa
alan yallarn says hzla artyor.
C) Devletten maa alan emeklilerin says hzla
artt iin kta Avrupas lkelerinde kamu
bteleri 2010 ylndan balayarak denk
bte zelliini yitirecektir.
D) Devletten emekli maana bal yal
kiilerin saysnn artmas nedeniyle, 2010
ylndan itibaren kta Avrupasnn hemen
her lkesinde kamu maliyesi tehdit altnda
olacaktr.
E) Devletten emekli maa alan yallarn
says giderek artt iin 2010 ylndan
balayarak kta Avrupas lkelerinin
hemen hepsinin kamu bteleri ak
verecektir.

131. I would like to make it absolutely clear at the


outset that I do not approve of the measures
proposed by the consulting firm.
A) Hemen kesin olarak aklayaym ki
danman firma tarafndan ortaya konulan
grlerin hibirini kabul etmiyorum.
B) ncelikle danman firmann bizimle ilgili
grlerine katlmadm kesin olarak
aklamak isterim.
C) Bata unu kesinlikle belirtmek isterim ki
danmanlk irketinin nermi olduu
nlemleri onaylamyorum.
D) Danmanlmz yapan firmann sunmu
olduu zmlerin hibirini uygun
bulmadm batan ak olarak ifade
ediyorum.
E ) ncelikle ve kesin bir dille ifade etmek
isterim ki danmanlk irketinin bize
iletmi olduu nerileri hibir zaman
olumlu bulmadm.
Sayfa 40 / 103

132. In his talk he stressed that economic


relationships are complicated and
changeable, since everything happens at
once.
A) Konumasnda, ekonomik ilikilerin
karmak olduunu ve srekli deitiini,
bunun da her eyin bir anda olup bitmesine
yol atn ileri srd.
B) Yapt konumada, her eyin bir anda olup
bitmesinin nedeninin ekonomik ilikilerdeki
karmaklk ve deikenlik olduunu iddia
etti.
C) Olaylarn bir anda olup bitmesi sonucu
ekonomik ilikilerin ne denli arpak ve
farkl olduunu kanumasnda aka
ortaya koydu.
D) Konumasnda da belirttii gibi, ekonomik
ilikiler hem karmak hem de deiken,
nk her ey aniden ortaya kyor.
E) Konumasnda, herey bir anda olup bittii
iin ekonomik ilikilerin karmak ve
deiken olduunu vurgulad.

ICON YABANCI DL AKADEMS


133. In Latin America and Eastern Europe, where
interventional methods in the past were put
into effect most susterely, it is governments,
not outside economists, that today speak
most favourably in support of market
economics.
A) Gemite devlet mdalehesini esas alan ve
bizzat uygulayan Latin Amerika ve Dou
Avrupa hkmetleri, yabanc uzmanlardan
daha istekli bir ekilde pazar ekonomisini
destekleyici konumalar yapmaktadr.
B) Bugn Latin Amerikada ve Dou
Avrupada pazar ekonomisini
destekleyenler, yabanc ekonomistlerden
ok, gemite ar mdaheleci yntemler
uygulam olan hkmetlerin bizzat
kendileridir.
C) Gemite mdaheleci yntemlerin en sert
ekilde uygulamaya konulduu Latin
Amerikada ve dou Avrupada, bugn
pazar ekonomisi lehinde en olumlu
konuanlar yabanc ekonomistler deil,
hkmetlerdir.
D) Bugn Latin Amerikada ve Dou
Avrupada pazar ekonomisinin
yararlarndan sz edenler, sadece yabanc
uzmanlar deil, gemite ar devlet
mdahelesini benimsemi olan
hkmetlerin kendileridir.
E) Eskiden ar mdaheleci uygulamalarn
olduu Latin Amerikada ve Dou
Avrupada bugnk hkmetler pazar
ekonomisini yabanc ekonomistlerden
daha fazla vmeye ynelmektedir.

Sayfa 41 / 103

134. Two months ago the Czech finance minister


told his people that the countrys four biggest
banks would be fully privatised by the end of
this year.
A) lkedeki en gl drt bankann bu yl
sonunda tmyle zelletirilecei ek
maliye bakannn iki ay nce halka yapt
bir konumada aklanmt.
B) ek maliye bakan iki ay nce halkna,
lkenin en byk drt bankasnn bu yl
sonuna kadar tmyle zelletirileceini
syledi.
C) ek maliye bakan, lkedeki drt byk
bankann bu yl sonunda tmyle
zeletirileceini iki ay ncesinden halka
duyurdu.
D) ek maliye bakannn iki ay ncesinden
halka akladna gre, lkedeki en byk
drt banka bu yl sonundan nce tmyle
zelletirilmi olacak.
E) ek maliye bakan, bu yl sona ermeden
lkedeki en gl drt bankann tmnn
zelletirilmesi gerektiini iki ay nce
halkna sylemiti.

ICON YABANCI DL AKADEMS


135. Our company, a partner in an international
consortium and headquartered in Istanbul, is
looking for water resources engineers who
have at least ten years of experience in
irrigation engineering and land development.
A) Uluslararas bir konsorsiyumun orta olan
ve merkezi stanbulda bulunan irketimiz,
sulama mhendislii ve arazi slahnda en
az on yl tecrbesi olan su kaynaklar
mhendisleri aramaktadr.
B) Merkezi stanbulda bulunan irketimiz
ululslararas bir konsorsiyumun ortadr ve
sulama mhendislii ile toprak slahnda en
az on yl alm olan su mhendislerini
istihdam etmektedir.
C) Sulama yntemleri ve blge kalknmasnda
en az on yllk tecrbe sahibi olan su
mhendisleri arayan irketimiz uluslararas
bir konsorsiyumun yesidir.
D) stanbulda kurulmu ve sulama ileri ile
toprak slahnda en az on yllk tecrbeye
sahip su mhendisleri arayan irketimiz
uluslararas bir konsorsiyum yesidir.
E) Uluslararas bir konsorsiyuma dahil olan ve
ana merkezi stanbulda bulunan
irketimiz, sulama ilerinde ve arazi
slahnda altrlmak zere su
kaynaklarnda en az on yllk tecrbeye
sahip su mhendislerine ihtiya
duymaktadr.

Sayfa 42 / 103

136. In the Renaissance, the discovery of


perspective gave artists the power to put
onto a flat surface the world as it is seen by
the naked eye.
A) Sanatlar, dnyay, dz bir yzeye plak
gzle grld biimde yanstma
olanan ancak Rnesansta, perspektifin
bulunmas ile elde ettiler.
B) Rnesansta sanatlar, perspektifin
bulunmasyla plak gzle grdkleri
dnyay dz bir yzeye yanstma frsatn
elde etmilerdir.
C) Perspektifin bulunmas, Rnesans
sanatlarna, dnyay plak gzle
grld durumuyla bir dzleme aktarma
yolunu amtr.
D) Rnesansta, perspektifin bulunmas
sanatlara dnyay plak gzle grld
ekliyle dz bir yzeye aktarma gc
vermitir.
E) Rnesans sanatlar perspektifi bularak,
dnyay plak gzle grld dz bir
yzeyde gstermeyi baarabilmilerdir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


137. At a press conference today the Prime
Minister of Yemen announced that his
Government had been granted a loan by the
World Bank to assist the implementation of
the Rural Development Project started two
years ago.
A) Bugn yapt bir basn toplantsnda
Yemen Babakan iki yldan beri srdrlen
Ky Kalknma Projesi iin Dnya
Bankasnca hkmetine kredi
salanacan aklad.
B) Bugn yapt bir basn toplantsnda,
Yemen Babakan iki yldan beri
uygulanmakta olan Ky Kalknma
Projesinin sonulandrlmas amacyla
Dnya Bankasnn hkmetine kaynak
saladn syledi.

138. Oceans not only absorb carbon dioxide and


other gases from the atmosphere but also
hold and transport vast amounts of heat
through a network of currents.
A) Okyanuslarn atmosferdeki karbon dioksidi
ve dier gazlar emmesi ve yksek
miktardaki sy tutarak tamas, ancak
akntlarn oluturduu bir ebeke
sayesinde gereklemektedir.
B) Okyanuslar, atmosferdeki karbon dioksidi
ve dier gazlar emmez, ancak yksek
miktarlardaki sy emerler ve eitli
akntlarla tarlar.
C) Okyanuslar, akntlarn oluturduu bir a
yardmyla, hem atmosferdeki karbon
dioksidi ve dier gazlar emer hem de
byk mktarlarda sy tutarak tarlar.

C) Yemen Babakan bugn bir basn


toplants yaparak, iki yl sreyle
uygulanacak olan Ky kalknma Projesinin
tamamlanabilmesi iin hkmetin Dnya
Bankasndan kredi isteyeceini belirtti.
D) Bugn bir basn toplantsnda konuan
Yemen Babakan, iki yl nce balatlan
Ky Kalknma Projesinin yrtlebilmesi
iin hkmetin Dnya Bankasndan yeni
bir kredi saladn bildirdi.
E) Bugn bir basn toplantsnda, Yemen
Babakan iki yl nce balatlm olan Ky
kalknma Projesinin uygulanmasna
katkda bulunmak amacyla Dnya Bankas
tarafndan hkmete kredi verildiini
aklad.

Sayfa 43 / 103

D) Okyanuslar sadece atmosferdeki karbon


dioksidi ve dier gazlar emmekle kalmaz,
ayn zamanda muazzam miktarlarda sy
tutarlar ve bir aknt ebekesi araclyla
tarlar.
E) Okaynuslar, akntlarn oluturduu bir
ebeke sayesinde, hem atmosferdeki
karbon dioksidi ve dier gazlar emiyorlar
hem de ok yksek miktarlara varan sy
tutarak her tarafa tayorlar.

ICON YABANCI DL AKADEMS


139. Prince Sihanouk has always voiced his firm
commitment to one principle: he is prepared
to make any sacrifice necessary for the
people of Combodia.
A ) Prens Sihanouk bir ilkeye kesin balln
hep ifade etmitir: o Kamboya halk iin
gerekli her trl zveride bulunmaya
hazrdr.
B) Prens Sihanouk bir ilke ile ilgili taahhdn
hep hatrlatmtr: o kendisini Kamboya
halk gerekli grd zaman kurban
etmeye hazrdr.
C) Prens Sihanoukun daima bal olduu bir
ilke vard: o Kamboya halk iin kendisini
her zaman kurban etmeye hazrdr.
D) Prens Sihanouk daima bir ilkeye bal
olduunu sylemitir: Kamboya halknn
refah iin gerekli zveride bulunmaya
isteklidir.

141. The first colonial immigrants began to arrive


in Britain in the early 1950s to work in the
manufacturing industry.
A) 1950lerin balarnda ngiltereye gelen ilk
smrge gmenleri, ncelikle imalat
sanayiinde almaya baladlar.
B) Smrgelerden ngiltereye gelen ilk
gmenler, 1950lerin balarnda imalat
sanayiinde almaya baladlar.
C) 1950lerin balarndan itibaren pek ok
gmen, imalat sanayiinde almak
amacyla, ilk kez smrgelerden
ngiltereye gelmeye balad.
D) lk kez 1950lerde ngiltereye gelmeye
balayan smrge gmenleri, ncelikle
imalat sanayiinde altlar.
E) lk smrge gmenleri, ngiltereye, imalat
sanayiinde almak amacyla, 1950lerin
balarnda gelmeye balamtr.

E) Prens Sihanoukun daima bal olduunu


syledii bir ilke vardr: kendisi, Kamboya
halk gerekli grrse zveride bulunmaya
hazrdr.

140. It is grossly unfair to blame the recent


economic crisis in Asia on investors, bankers
and politicians.
A) Asyada grlen son ekonomik bunalmla
ilgili olarak sadece yatrmclar, bankaclar
ve siyasetileri hedef almak olduka yanl
bir tutumdur.
B) Asyada ortaya kan ekonomik bunalmn
sorumlusu olarak bugnk sanayicileri,
bankaclar ve siyasetileri grmek byk
bir yanlgdr.
C) Asyadaki son ekonomik bunalmn suunu
yatrmclara, bankaclara ve siyasetilere
ykmak tamamen hakszlktr.
D) Asyadaki son ekonomik bunalma
yatrmclarn, bankaclarn ve siyasetilerin
yol atn sylemek ok yanl olur.
E) Sadece sanayicileri, bankaclar ve
siyasetileri yakn gemite Asyada
ekonomik bir bunalm yaratmakla
sulamak tamamen yanltr.

Sayfa 44 / 103

142. The issue under discussion is whether or not


British newspapers are fairly priced.
A) Tartma yaratan asl sorun, ngiliz
gazetelerinin fiyatlarnn belirlenmesinde
adil bir yol izlenip izlenmediidir.
B) Tartlmakta olan asl konu, ngiliz
gazetelerinin fiyatlarnn tarafsz olarak
belirlenip belirlenmediidir.
C) ngiliz gazeteleri iin uygun fiyatlarn
belirlenip belirlenemeyecei, tartmann
temel konusudur.
D) Tartlmakta olan konu, ngiliz
gazetelerinin adil olarak fiyatlandrlp
fiyatlandrlmaddr.
E) ngiliz gazetelerinin uygun ekilde
fiyatlandrlp fiyatlandrlmad konusu
tartlmaktadr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


143. Greenpeace activists failed to stop a ship
carrying reprocessed nuclear fuel through the
Panama Canal.

145. It has been announced that the merger


between the two banks is set to go ahead
after approval from their boards.

A) Yeilbar eylemcileri, yeniden ilenmi


nkleer yakt tayan bir gemiyi Panama
Kanalnda durdurmay amalyordu.

A) ki bankann birlemesi iin gerekli


ilemlerin, kendi kurullarnn onayndan
sonra balatlaca sylendi.

B) Yeilbar eylemcileri, yeniden ilenmi


nkleer yakt tamakta olan bir gemiyi
Panama Kanalnda durdurmaya altlar.

B) ki banka arasndaki birlemenin, kendi


kurullarnn onayndan sonra
gerekleecei akland.

C) Yeilbar eylemcileri, Panama Kanalndan


yeniden ilenmi nkleer yakt tayan bir
gemiyi durdurmay baaramadlar.

C) ki banka arasndaki birlemenin


gerekleebilmesi iin kurullardan onay
alndktan sonra ilem yaplaca
duyuruldu.

D) Yeilbar eylemcileri, ilenmi nkleer


yakt tayan bir gemiyi Panama Kanalnda
durdurma giriiminde yetersiz kaldlar.
E) Yeilbar eylemcilerinin, yeniden ilenmi
nkleer yakt tayan bir gemiyi Panama
Kanalnda durdurma abalar boa gitti.

144. Alexander Lebedev, Russias former national


security adviser, said he would run for the
governorship of Central Siberia.
A) Rusyann ulusal gvenlik eski danman
Alexander Lebedev, Orta Sibirya valilii iin
aday olacan syledi.
B) Eskiden Rusyann ulusal gvenlik
sorumlusu olan Alexander Lebedev, Orta
Sibirya valilii iin kampanya balatacan
belirtti.

D) Akland zere, iki banka arasndaki


birleme ancak kurullarn onayndan sonra
balayacak.
E) Duyurulduuna gre, iki banka arasndaki
birlemenin kesin olarak gerekleebilmesi,
kurullarn onayna bal.

146. William Carlos Williams is known primarily as


a poet, but he occasionally wrote prose in the
form of short stories, novels and essays.
A) Ksa yk, roman ve deneme biiminde
dz yazlar da yazm olmasna karn,
William Carlos Williams, ncelikle bir air
olarak tannmak istemitir.

C) Rusyann nceki ulusal gvenlik uzman


Alexander Lebedevin, Orta Sibirya valilii
iin aday olduu syleniyor.

B) William Carlos Williams asl tantan,


zaman zaman yazd ksa yk, roman ve
denemeler biimindeki dzyazlar deil,
iirleri olmutur.

D) Rusyann bir nceki ulusal gvenlik


danman Alexander Lebedevin, Orta
Sibirya valilii seimlerine katlmak istedii
akland.

C) Her ne kadar ksa ykler, romanlar ve


denemeler dzyazlar yazmsa da William
Carlos Williams nde gelen bir air olarak
tannr.

E) Rusyann ulusal gvenlik eski danman


Alexander Lebedev, Orta Sibirya valilii iin
seimlere katlacan aklad.

D) nde gelen bir air olarak tannan William


Carlos Williamsn yazd az saydaki dz
yazlar, genelde ksa yk, roman ve
deneme biimindedir.
E) William Carlos Williams ncelikle bir air
olarak tannmaktadr; ancak zaman zaman
ksa ykler, romanlar ve denemeler
biiminde dzyazlar da yazmtr.

Sayfa 45 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


147. From the late eighteenth century to the midnineteenth century, the overall trend in the
West was towards the freeing of economic
activity and the lifting of restrictions on the
movement of labour, capital, goods and
resources.
A) Ekonomik faaliyetlerde zgrln
salanmas ve igc, sermaye, mal ve
kaynak dolamna ilikin yaptrmlarn
azaltlmas, onsekizinci yzyln sonundan
ondokuzuncu yzyln ortalarna kadar
yalnz Batda yaygn olan bir eilimdi.
B) Onsekizinci yzyln sonunda ve
ondokuzuncu yzyln ortalarnda,
ekonomik faaliyetlerin serbest braklmas
ve igc, sermaye, mal ve kaynaklarn
hareketini kstlayan engellerin kaldrlmas,
genellikle Batda grlen bir eilimdi.
C) Onsekizinci yzyln sonlarndan
ondokuzuncu yzyln ortalarna kadar,
Batda grlen bir eilim, ekonomik
faaliyetlerin serbest braklmasnda ve
igc, sermaye, mal ve kaynaklarn
dolamn kstlayan engellerin ortadan
kaldrlmasnda etkili oldu.

148. According to the author, even though


economic reforms may involve painful
sacrifices in the initial stages, the long term
benefits and rising prosperity will bolster up
political freedom in the country.
A) Yazara gre, ac zverilerle balatlan
ekonomik reformlarn uzun vadeli yararlar,
lkede refah artrp siyasi zgrl
glendirecektir.
B) Yazara gre, ekonomik reformlar balang
aamasnda ac zveriler gerektirse bile,
uzun vadeli yararlar ve artan refah,
lkedeki siyasi zgrl glendirecektir.
C) Yazara gre, lkedeki siyasi zgrln
glenmesi, ancak, balangta ac zveriler
gerektiren fakat uzun vadeli yararlaryla
refah artracak olan ekonomik reformlarla
mmkn olacaktr.
D) Yazara gre, lkedeki siyasi zgrl
glendirecek refah artna, ac zveriler
gerektirmesine ramen uzun vadede yarar
salayacak ekonomik reformlarla
ulalabilir.

D) Onsekizinci yzyln sonlarndan


ondokuzuncu yzyln ortalarna kadar,
Batdaki genel eilim, ekonomik
faaliyetlerin serbest braklmas ve igc,
sermaye, mal ve kaynak hareketleri
zerindeki kstlamalarn kaldrlmas
ynndeydi.
E) Ekonomik faaliyetlerin zgrce yaplmas
ynndeki eilim, onsekizinci yzyln
sonlarnda ve ondokuzuncu yzyln
ortalarnda, Batda, igc, sermaye, mal
ve kaynaklarn hareketini kstlayan
uygulamalardan vazgeilmesine neden
oldu.

Sayfa 46 / 103

E) Yazara gre, ekonomik reformlar ac


zveriler gerektirmekle birlikte, uzun
vadede yararlar salar ve refah artrarak
lkedeki siyasi zgrln daha da
glenmesine ortam hazrlar.

ICON YABANCI DL AKADEMS


149. With the Versailles Treaty, signed in 1919 to
end the First World War, Germany was
forced to cede Alsace-Lorraine to France, and
her colonies were shared out among the
Allies.
A) Birinci Dnya Sava 1919da imzalanan
Versailles Antlamas ile sona ermi ve
Alsace-Lorainnei Fransaya brakmak
zorunda kalan Almanyann tm
smrgeleri Mttefiklerce paylalmtr.
B) 1919da imzalanan Versailles Antlamas
ile Birinci Dnya Sava sona erdi ve
smrgeleri Mttefikler tarafndan
paylalan Almanya, Alsace-Lorrainei
Fransaya brakmak zorunda kald.
C) Birinci Dnya Sava 1919da imzalanan
Versailles Antlamas ile sona erince,
Almanyann smrgeleri Mttefikler
arasnda paylald ve Alsace-Lorraine de
zorunlu olarak Fransaya verildi.

150. Aqueducts are conduits in which water flows


or is conveyed from its source to the place
where it is to be used.
A) Su kemerleri, suyun iinde akt veya
kaynandan kullanlaca yere tand su
yollardr.
B) inde su akan, veya suyu kaynandan
kullanlaca yere kadar tayan su yollarna
su kemerleri ad verilir.
C) inde suyun akt su kemerleri, ayn
zamanda suyu kaynandan kullanlaca
yere tayan su yollardr.
D) Su kemerleri, iinde su akan veya suyu
kaynandan alarak kullanlaca yere kadar
tayan su yollarndan oluur.
E) Birer su yolu olan su kemerleri, iinden
akan suyu kaynandan alarak kullanlaca
yere kadar tar.

D) Birinci Dnya Savan sona erdiren ve


1919da imzalanan Versailles Antlamas
ile Mttefikler Almanyann smrgelerini
aralarnda paylaarak Alsace-Lorrainein
Fransaya braklmasn art kotular.
E) Birinci Dnya Savan sona erdirmek
zere 1919da imzalanan Versailles
Antlamas ile, Almanya Alsace-Lorrainei
Fransaya terk etmek zorunda brakld ve
smrgeleri Mttefikler arasnda
paylald.

Sayfa 47 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


151. But it has become increasingly hard to
sustain the ideat that Britain has the best
television in the world.
A) Ne var ki, dnyada en iyi televizyona
ngiltere'nin sahip olduu grnn kabul
grmesi kesinlikle imkanszdr.
B) Ama ngiltere'nin dnyada en iyi
televizyona sahip olduu sav gittike daha
gl destek bulmaktadr.
C) Nitekim, dnyann en iyi televizyonunun
ngiltere'de olduu gr gittike
anlamn yitirmektedir.
D) Fakat dnyada en iyi televizyon
yaynclnn ngiltere'de olduu
dncesi, bugn daha da glenmitir.

153. Medical research has established that certain


natural food products like garlic are in tune
with our bodies and can be taken regularly
without causing adverse reactions.
A) Tbbi aratrmalar, sarmsak gibi baz doal
gda maddelerinin bnyemiz ile uyum
iinde olduunu ve olumsuz tepkilere yol
amadan dzenli olarak alnabileceini
ortaya koymutur.
B) Sarmsak dahil birok gda maddesinin
bnyemize ok yararl olduu ve herhangi
bir olumsuz etkiye yol amadan devaml
alnabilecei gr tbbi aratrmalarda da
destek bulmutur.
C) Tp alannda aratrma yapanlar sarmsak
gibi bnyemiz iin yararl olan ve hibir
olumsuz etkiye yol amayan doal gda
maddelerinin srekli alnmas gerektiini
ne srmektedir.

E) Ancak, ngiltere'nin dnyada en iyi


televizyona sahip olduu grn
srdrmek giderek zorlamtr.

152. A new stamp, issued by the United Nations


for use on its mail, features the typhoon
Abby as it travelled over the Pacific towards
China in September 1986.
A) Yeni karlan ve zerinde Eyll 1986da
Pasifikte oluarak ine kadar ilerleyen
Abby tayfununun resmi olan pul, yalnzca
Birlemi Milletlerin kendi postasna
kullanlacaktr.
B) Eyll 1986da Pasifik zerinden ine
doru yol alan Abby tayfununu gsteren ve
Birlemi Milletler tarafndan karlan yeni
pul, postada kullanlmaya balamtr.
C) Eyll 1986da, Birlemi Milletler, kendi
postasnda kullanmak iin zerinde Abby
tayfununun Pasifikten ine doru
ilerleyiinin gsterildii bir pul karlmtr.
D) Birlemi Milletler tarafndan, kendi
postasnda kullanlmak zere karlan yeni
bir pul, Abby tayfununun Eyll 1986da
Pasifik zerinde ine doru yol aln
gstermektedir.
E) Kendi postasnda kullanlmak iin Birlemi
Milletlerin Eyll 1986dan beri kard
pullarn sonuncusunda, Abby tayfununun
Pasifik zerinden ine ynelii
gsterilmektedir.
Sayfa 48 / 103

D) Tbbi aratrmalar, sarmsak gibi baz doal


gda maddelerinin ancak bnyemize yarar
salarsa ve herhangi bir olumsuz tepkiye
neden olmuyorsa srekli alnabileceini
ortaya koymutur.
E) Tp alannda aratrma yapanlar, bnyemiz
ile uyum iinde olan sarmsak gibi doal
gda maddelerinin, dzenli olarak alnsa
bile olumsuz tepkilere yol amayacan
savunmaktadr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


154. Americans today are far more sceptical
about the value of new roads, bridges and
sewage-treatment plants especially when
they are located in their own immediate
environment.

155. Martin Scorseses controversial film takes its


story from Edith Wartons novel, which
appeared in 1920 and made her the first
woman to receive the Pulitzer Prize for
literature.

A) Bugn Amerikallar, yeni yollarn,


kprlerin ve artma tesislerinin deeri
konusundaki pheciliklerini zellikle kendi
yakn evreleri iin gstermektedir.
B) Bugn ok daha pheci olan Amerikallar,
zellikle kendi yakn evrelerindeki yeni
yollarn, kprlerin ve artma tesislerinin
deerini sorgulamaktadr.
C) Bugn Amerikallar, yeni yollarn,
kprlerin ve artma tesislerinin deeri
konusunda, zellikle bunlar kendi yakn
evrelerinde yer alyorsa, ok daha
phecidirler.

A) Martin Scorsesenin tartmal filmi,


yksn, Edith Wartonnun 1920de
yaymlanan ve onu Pulitzer Edebiyat
dln alan ilk kadn yapan romanndan
almaktadr.
B) Martin Scorsesenin ok tartlan filmi,
1920de yaymlad romanyla Pulitzer
Edebiyat dln alan ilk kadn Edith
Wartonnun yksn anlatmaktadr.
C) Edith Warton 1920de yazd ve kendisini
Pulitzer Edebiyat dln alan ilk kadn
yapan roman, Martin Scorsesenin
tartmal filmine de konu olmutur.

D) Bugn Amerikallar , zellikle kendi


evrelerinde yer alan yeni yollarn,
kprlerin ve artma tesislerinin deerini
yeteri kadar nemsememektedirler.
E) Bugn Amerikallar, yeni yollarn,
kprlerin ve artma tesislerinin deerini,
bunlar kendi evrelerinde yer alsa bile,
alglamaktan ok uzaktalar.

Sayfa 49 / 103

D) Martin Scorsesenin tartmaya ak


filminin yks, 1920de yaymlandnda
Edith Wartonnun Pulitzer Edebiyat
dln alan ilk kadn olmasn salayan
romann anlatmaktadr.
E) Martin Scorsesenin ok tartlan filminin
yksn, Pulitzer Edebiyat dln alan
ilk kadn olan Edith Wartonnun 1920de
yaymlanm bir romanndan alnmtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


156. We all know by now that many things which
constitute the basis of our future health and
prosperity are in dire jeopardy.
A) Artk hepimizce bilinmektedir ki, bugn
tehlike iinde olan pek ok ey, gelecekteki
salmz ve refahmz iin birer temeldir.
B) Gelecekteki salmzn ve
mutluluumuzun temeli olan birtakm
eylerin bugn hangi tehlikeler iinde
olduunu biliyoruz.
C) Gelecekteki salmzn ve huzurumuzun
temelleri iin byk tehlike oluturan
eylerin pek ou artk hepimizce
bilinmektedir.
D) ok iyi biliyoruz ki salmzn ve
refahmzn geleceinin temelleri olan pek
ok ey bugn byk bir tehlikeyle kar
karyadr.
E) Artk hepimiz biliyoruz ki gelecekteki
salmzn ve refahmzn temelini
oluturan pek ok ey korkun bir tehlike
iinde.

157. According to the "capitulations" generously


granted by the Ottoman sultans, the
foreigners operating within the Empire could
import and sell goods at any price they chose
and were largely exempt from taxes.
A) Osmanl padiahlarnca cmerte verilen
kapitlasyonlara gre, imparatorluk iinde
faaliyet gsteren yabanclar, mallar, tercih
ettikleri herhangi bir fiyattan ithal edip
satabiliyorlard ve byk lde vergiden
muaftlar.
B) Osmanl padiahlarnn cmerte verdii
kapitlasyonlara gre, imparatorluk iinde
ticaretle uraan yabanclar, istedikleri mal
istedikleri fiyattan alp satabiliyor ve tm
vergilerden muaf tutuluyorlard.
C) Osmanl padiahlarnca cmerte verilen
kapitlasyonlar sayesinde, imparatorluk
iinde i sahibi yabanclar, mallarn
istedikleri fiyattan ithal ediyor ve satyor,
stelik ou hi vergi vermiyordu.
D) Osmanl padiahlar, cmerte verdikleri
kapitlasyonlarla, imparatorlukta yaayan
yabanclara, her trl mal uygun
grdkleri fiyattan ithal edip satma ve
vergilerin tamamndan muaf olma hakk
tanmlard.
E) Osmanl padiahlarnca cmerte verilen
kapitlasyonlar sayesinde, imparatorluk
iinde yerlemi olan yabanclar, istedikleri
mal, tercih ettikleri fiyattan ithal edip
pazarlyor ve geni bir vergi muafiyetinden
yararlanyorlard.

Sayfa 50 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


158. The guest speaker pointed out that by 1880
European powers had access to most of the
markets in Asia's coastal regions.
A) Konuk konumacnn da belirttii gibi,
Avrupal gler, 1880den beri, Asya'nn
ky blgelerindeki pazarlarn pek ouna
giri imtiyazna sahiptiler.
B) Konuk konumac, Avrupal glerin,
1880'e kadar Asya'nn ky blgelerindeki
pazarlarn ouna giri hakkn elde etmi
olduunu belirtti.
C) Avrupal glerin ounun, Asya'nn ky
blgelerindeki pazarlara 1880'e kadar
ulam olduunu, konuk konumac ak
bir ekilde ifade etti.
D) Konuk konumac, Avrupal glerin
Asya'nn ky blgelerindeki pek ok pazara
giri iznini ancak 1880'de aldn ileri
srd.
E) Avrupal glerin Asya'nn ky
blgelerindeki pek ok pazara serbest giri
hakkn ancak 1880'de elde edebildii,
konuk konumac tarafndan da belirtildi.

159. The word development" was first used in its


contemporary context by the American
President, Harry Truman, in 1949 when he
referred to the poorer countries of South
America as "underdeveloped areas".
A) "Gelime szc, ada anlamn
1949da yoksul Gney Amerika
lkelerinden ilk kez "az gelimi blgeler"
olarak sz eden Amerika Bakan Harry
Truman sayesinde kazanmtr.
B )Gelime" szc, ada balamda ilk kez
1949'da Amerika Bakan Harry Truman
tarafndan, kendisi Gney Amerika'nn
yoksul lkelerinden "az gelimi blgeler"
olarak sz ettiinde kullanlmtr.
C) Amerika Bakan Harry Truman ilk kez
1949da Gney Amerikann yoksul
lkelerine az gelimi lkeler" olarak
gnderme yaptnda, gelime" szc
ada bir anlam kazanmtr .
D) 1949da, Gney Amerika'nn yoksul
lkelerinden "az gelimi lkeler" olarak
sz eden Amerika Bakan Harry Truman,
gelime" szcn ilk kez ada
balamda kullanan kii olmutur.
E) "Gelime" szcn ilk kez ada
balamda kullanan, 1949'da yoksul Gney
Amerika lkelerinden az gelimi blgeler"
olarak sz eden Amerika Bakan Harry
Trumandr.

Sayfa 51 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


160. At the heart of our problems is an economic
system that separates producers from
consumers, alienates people from nature,
and undermines those values on which we
truly depend.
A) Sorunlarmz, zde reticileri ve tketicileri
blen, insanlar doadan uzaklatran ve
dayandmz deerleri kemiren ekonomik
sistemden kaynaklanmaktadr .
B) Sorunlarmzn zn, reticilerin arasn
aan, insanlar doadan ayran ve bal
olduumuz tm deerleri kmseyen
ekonomik sistemimiz oluturmaktadr.
C) Sorunlarmzn znde, reticileri
tketiciden ayran, insanlar doaya kar
yabanclatran ve gerekten bal
olduumuz deerleri zayflatan ekonomik
bir sistem vardr.
D) Esas itibariyle, tm sorunlarmz,
reticileri tketicilerden uzaklatran,
insanlar doaya kar ynlendiren ve
gerekten benimsediimiz deerleri
ortadan kaldran ekonomik sistem
yaratmaktadr .

161. Sustainable development is a key concept


that needs to be analysed and debated
before it can be implemented by the
underdeveloped countries in the world.
A) Srdrlebilir gelime, tanmlanmaya
muhta ve tartlmaya ak, ancak dnyada
az gelimi lkelerin uygulamalar iin
kapsaml bir kavramdr.
B) Srdrlebilir gelime, dnyada az
gelimi lkelerce uygulanabilmesi iin
ncelikle tanmlanmas ve yorumlanmas
gereken salam bir kavramdr.
C) Srdrlebilir gelime, tartlmas ve
yorumlanmas gereken, ancak dnyadaki az
gelimi lkelerin uygulayabilecei yararl
bir kavramdr.
D) Srdrlebilir gelime, dnyadaki az
gelimi lkelerce uygulanmadan nce,
irdelenmesi ve tartlmas gereken bir
kavramdr.
E) Srdrlebilir gelime, dnyadaki az
gelimi lkelerin uygulamaya koymadan
nce iyice tanmalar ve yorumlamalar
gereken ok nemli bir kavramdr.

E) reticilerle tketicileri kar karya getiren


insanlar doadan koparan ve sahip
olduumuz deerleri tamamen yok sayan
ekonomik sistem, tm sorunlarmzn
zn oluturmaktadr.

Sayfa 52 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


162. The last issue of the journal contains all the
arguments one could think of against
globalisation.

164. What retrieved the country from bankruptcy


and spun it into an economic boom was the
massive inflow of foreign capital.

A) Derginin son says, kresellemeye kar


dnlebilecek tm grleri
iermektedir.

A) lkeyi iflastan kurtarmak ve ekonomik


canlanmay hzlandrmak iin geni apl bir
yabanc sermaye ak gerekiyordu.

B) Kreselleme iin dnlp


gelitirilebilecek neriler, derginin son
saysnda yer almaktadr.

B) Gl bir yabanc sermaye ak ile lke


iflastan km ve hzla ekonomik
bymeye gemitir.

C) Kreselleme konusunda dnlebilecek


her trl ayrnt, derginin son saysnda ele
alnmaktadr.

C) lkenin iflastan kurtuluu ve hzl bir


ekonomik bymeye ynelii, muazzam bir
yabanc sermaye girii ile salanmtr.

D) Derginin son saysndaki yorum ve


grler, kresellemeye kar olanlara
aittir.

D) lkeyi iflasn eiinden dndren ve


ekonomik canlanmaya ynelten etkenin,
gl bir yabanc sermaye girii olduu
aktr.

E) Derginin son saysnda, kresellemeye


kar olan herkesin gr ve dncelerine
yer verilmektedir .

163. In his article, the author, who is a noted


economist, describes why the economic
decline in South America in the 1980s was
inevitable.
A) Bu makalede, yazar, nl bir iktisat
olarak, 1980li yllarda Gney Amerikada
yaanan ekonomik kn niin
durdurulamadn ayrntlarla
anlatmaktadr.
B) Bu makalede. nemli bir iktisat olan
yazar, Gney Amerikada 1980lerde
grlen ekonomik gerilemenin kanlmaz
sonularn ortaya koymaktadr.
C) Bu makalede, 1980'li yllarda Gney
Amerikada grlen ekonomik bunalmn
nedenleri nl bir iktisat tarafndan
aklanmaktadr.
D) Bu makalede, 1980lerde Gney
Amerikada ortaya kan ekonomik
durgunluun niin nlenemedii saygn bir
iktisat yazar tarafndan anlatlmaktadr.
E) Bu makalede, tannm bir iktisat olan
yazar, 1980'lerde Gney Amerikada
ekonomik gerilemenin niin kanlmaz
olduunu anlatmaktadr.

Sayfa 53 / 103

E) lkeyi iflastan ekip karm ve onu


ekonomik bir canlanmaya yneltmi olan
muazzam yabanc sermaye ak idi.

165. In the first place, we should ask how it is


possible for a wet rainforest to be ruined by
fire.
A) ncelikle youn nem ieren yamur
ormanlarnn yangnla tahrip edilip
edilemeyeceini aratrmamz
gerekmektedir.
B) lk nce bizce ok ya alan bir yamur
ormannn yangnlarla yok edilmesinin nasl
mmkn olduu aratrlmas gereken bir
konudur.
C) ncelikle sorgulamamz gereken, nemli bir
yamur ormann tahrip edebilecek bir
yangnn nasl ortaya ktdr.
D) Her eyden nce, nemli bir yamur
ormannn yangnla tahrip edilmesinin nasl
mmkn olduunu sormamz gerekiyor.
E) Her eyden nce, youn ya alan yamur
ormanlarnn yangnlarla yok edilmesinin
mmkn olup olmayacan sormamz
gerekecek

ICON YABANCI DL AKADEMS


166. The proceedings in the English Parliament
during the past decade confirm the opinion
that scientific issues are becoming more
important in political decision making.

167. The question we have to answer is how the


60 trillion cells composing the human body
communicate with each other and keep the
body as a whole in balance.

A) Bilimsel konularn, siyasi karar alma


srecini giderek daha fazla etkiledii
gerei ngiliz Parlamentosu'nun geen on
yllk tutanaklarndan anlalmaktadr.

A) Bizce ilk nce cevaplanmas gereken soru,


60 trilyon hcreden oluan insan
vcudunun nasl iletiim salad ve bir
btn olarak nasl dengede kalddr.

B) ngiliz Parlamentosu'nun geen on yllk


sreye ilikin tutanaklar, siyasi kararlarda
bilimsel konularn her zaman iin nemli
olduu gereini ortaya koymaktadr.

B) Cevaplamamz gereken soru, insan


vcudunu oluturan 60 trilyon hcrenin
birbiriyle nasl iletiim kurduu ve vcudu
bir btn olarak nasl dengede tuttuudur.

C) ngiliz Parlamentosu'ndaki son on yllk


sreye ilikin tutanaklar, bilimsel konularn
siyasi karar almada giderek daha ok nem
kazanmakta olduu grn teyit
etmektedir.

C) Bizce, insan vcudunda yer alan 60 trilyon


hcrenin birbirleriyle nasl iletiim kurduu
ve vcudu genel olarak nasl dengede
tuttuu hl cevap bekleyen bir sorudur.

D) Siyasi kararlarda bilimsel konularn daha


nemli olmaya balad, ngiliz
Parlamentosu'ndaki geen on yllk
tutanaklarn incelenmesiyle ortaya
kmtr.
E) Son on ylda bilimsel konularn, ngiliz
Parlamentosu'nda alnan siyasi kararlarda
nemli bir yer tutmaya balad gerei,
tutanaklardan anlalmaktadr.

Sayfa 54 / 103

D) nsan vcudunu oluturan ve vcut


btnln dengede tutan 60 trilyon
hcrenin birbiriyle nasl iletiim kurduu
sorusu cevaplanmaldr.
E) ncelikle cevaplanmas gereken soru insan
vcudundaki 60 trilyon hcrenin, vcut
dengesini salamak iin birbiriyle nasl
iletiim kurduudur.

ICON YABANCI DL AKADEMS


168. Today the more we learn through science
and technology, the farther the limits of what
we don't know spread out towards infinity.
A) Bugn bilim ve teknoloji yardmyla ok ey
reniyor olsak da hala bilmediklerimizin
snrlar sonsuzluun derinliklerine kadar
uzanmaktadr.
B) Bugnn bilim ve teknolojisiyle
rendiklerimiz, eskisinden ok olsa da
bilmediimiz eylerin snrlar derin bir
sonsuzlua doru uzanyor.

169. In sunny days, plants receive far more energy


through photosynthesis than they can use.
A) Bitkilerin gneli gnlerde fotosentez
yoluyla aldklar enerji gereksinimlerini
karlar.
B) Bitkiler, gne ndan fotosentez
srasnda harcayabileceklerinden daha fazla
enerji alrlar.
C) Gneli gnlerde bitkiler fotosentez
yoluyla, harcayabileceklerinden ok daha
fazla enerji alrlar.

C) Bugn bilim ve teknoloji vastasyla ok ey


reniyoruz; ancak, bilmediklerimizin
snrlar byk bir sonsuzluk iinde kalmaya
devam ediyor.
D) Bugn bilim ve teknolojiden yararlanarak
ok ey renmemize karn,
bilmediklerimiz usuz bucaksz bir
sonsuzluk oluturmaktadr.
E) Bugn bilim ve teknoloji vastasyla ne
kadar ok reniyorsak, bilmediklerimizin
snrlar da o kadar ok sonsuzlua doru
uzanmaktadr.

Sayfa 55 / 103

D) Bitkiler, gneli gnlerde fotosentez


yoluyla gne ndan aldklar enerjiyi
harcarlar.
E) Bitkiler, kullanabilecekleri enerjiyi
fotosentez yoluyla, gneli gnlerde daha
fazla alabilirler.

ICON YABANCI DL AKADEMS


170. Over the years, magazines like The
Economist have spread the idea that financial
growth means "development' and that this
"development" is good for the Third World.
A) Kalknmann mali byme anlamna geldii
ve bunun nc Dnya iin ok yararl
olabilecei dncesi, The Economist
dergisi tarafndan yllardan beri ileri
srlmektedir.
B) KaIknmann mali bymeyi gerektirdii
ve bu bymenin" nc Dnya iin
yararl olduu dncesini, The Economist
gibi dergiler yllarca vurgulamtr.
C) The Economist gibi dergiler, mali
bymenin "kalknma" olduu dncesini
ve nc Dnyann byle bir
"kalknma"y hedef almas gerektiini
yllarca savunmutur.
D) Yllardan beri The Economist ve benzeri
dier dergiler nc Dnya iin yararl
olan "kalknma"nn, mali byme ile ayn
anlama geldiini savunmaktadr.
E) Yllar boyunca, The Economist gibi dergiler,
mali bymenin "kalknma" anlamna
geldiini ve bu "kalknma"nn nc
Dnya iin yararl olduu dncesini
yaydlar.

Sayfa 56 / 103

171. It is well known that regional political


disputes over scarce natural resources may
cause troubles that go beyond the
boundaries of a single region.
A ) Tek bir blgenin snrlarn aan sorunlarn,
yetersiz doal kaynaklar nedeniyle blgesel
politik huzursuzluklara yol aaca
bilinmektedir.
B) Bir blgede doal kaynaklarn yetersiz
olmasnn, o blgenin dnda baz politik
rahatszlklara yol aaca ok iyi
bilinmektedir.
C) Gayet iyi bilinmektedir ki kt doal
kaynaklara ilikin blgesel politik
anlamazlklar tek bir blgenin snrlarn
aan sorunlara yol aabilir.
D) Gayet iyi bilinmektedir ki doal kaynaklarn
kt olmasyla ilgili blgesel politik sorunlar o
blgenin snrlarn aar.
E) Doal kaynaklarn kt olmasnn yol at
blgesel politik sorunlarn tek bir blgeyle
snrl kalmad ok iyi bilinmektedir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


172. Many people think that multinationals are
more powerful than nation states and that
they are determined to destroy anything that
reduces their profits.

173. Most of the developing countries, with


rapidly growing populations in Asia, Africa
and Latin America, find it difficult to invest
enough in education.

A) Birok insan, okuluslu irketlerin ulus


devletlerinden daha gl olduunu ve
bunlarn karlarn azaltan her eyi yok
etmeye kararl olduunu dnyor.

A) Nfusu hzla artmakta olan Asya, Afrika ve


Latin Amerika'da, gelimekte olan ok
sayda lke eitime yeterli kaynak
ayrmakta zorlanyor.

B) Birok insan, karlarn kstlayan her eyi


yok etmeye hazr olduklar iin, okuluslu
irketlerin ulus devletlerinden ok daha
gl olduunu dnyor.

B) Asya, Afrika ve Latin Amerika'da nfusu


hzla artan gelimekte olan lkelerin ou,
eitime yeterli yatrm yapmakta glk
ekiyor.

C) ou insan, okuluslu irketler ulus


devletlerinden daha gl iin, bunlarn
karlarna ynelik her engeli ortadan
kaldrabileceini dnmektedir.

C) Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki hzl


nfus art, gelimekte olan lkeleri
eitime daha fazla yatrm yapmaya
zorluyor.

D) ou insann dnd gibi, okuluslu


irketler ulus devletlerinden daha gldr
ve bunlar, kar etmelerine engel olan her
eyi ortadan kaldrmaya kararldr.

D) Nfustaki hzl art nedeniyle, Asya, Afrika


Latin Amerika'daki gelimekte olan
lkelerin ounun eitime yeterli yatrm
yapmas giderek zorlayor.

E) okuluslu irketlerin, ulus devletlerinden


daha gl olmalarnn onlara, karlarn
azaltan her eyi ortadan kaldrma gc
verdiini dnen birok insan vardr.

E) Asya, Afrika ve Latin Amerika'da eitime


yeterli yatrm yapmakta glk eken ve
nfusu hzla artan birok gelimekte olan
lke vardr.

Sayfa 57 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


174. The European Molecular Biology Council,
which represents the member states of the
European Union, will co-ordinate advanced
research into genetics.
A) Genetik alannda ileri aratrmalarn
egdmn salayacak olan Avrupa
Molekler Biyoloji Konseyi, Avrupa
Birlii'ne ye devletlerin temsilcilerinden
olumaktadr.
B) Avrupa Birlii'ne ye devletlerin
oluturduu Avrupa Molekler Biyoloji
Konseyi, genetik alanndaki aratrmalar
destekleyecektir.
C) Genetik alannda ileri aratrmalarn
egdm, Avrupa Birlii'ne ye
devletlerin oluturduu Avrupa Molekler
Biyoloji Konseyi tarafndan salanabilir.
D) Avrupa Birlii'ne ye devletleri temsil eden
Avrupa Molekler Biyoloji Konseyi, genetik
alanndaki ileri aratrmalarn egdmn
salayacak.
E) Avrupa Molekler Biyoloji Konseyi, Avrupa
Birlii'ne ye devletlerin genetik alannda
yrtt youn aratrmalarn
egdmn salayacak.

Sayfa 58 / 103

175. According to a report published last week,


annual stipends for British graduate students
should be increased by more than a third.
A) Geen hafta yaymlanan bir rapora gre,
ngiliz lisansst rencilerinin yllk
burslar te birden daha fazla
artrlmaldr.
B) Geen hafta aklanan rapora gre, ngiliz
lisansst rencileri harlarnn yllk
olarak te birden daha fazla artmas
gerekir.
C) Geen hafta yaymlanan bir rapora gre,
ngiliz lisansst rencilerinin te
birinden daha fazlasnn yllk burslarnn
artrlmas arttr.
D) Geen hafta yaymlanan bir rapor
dorultusunda, ngiliz lisansst renci
harlarnn her yl te bir oranndan daha
fazla artrlmasna karar verildi.
E) Geen hafta aklanm olan bir rapora
dayanarak, ngiliz lisansst rencilerine
yaplan yllk demeler te birden daha
fazla artrld

ICON YABANCI DL AKADEMS


176. Old Istanbul, enclosed within the still
impressive walls, largely retains the air of an
ancient city, with clusters of picturesque old
houses, historical monuments and the
splendour of the Ottoman period.
A) Pek ok renkli, eski evleri ve tarihi
antlaryla OsmanlI dneminin ihtiamn
byk lde korumakta olan eski
stanbul, hala etkileyici surlarn iinde eski
bir kent havasn tamaktadr.
B) Sra sra renkli eski evleri, tarihi antlar ve
Osmanl dneminin ihtiamyla eski bir
kent havasn byk lde korumakta
olan eski stanbul, her zaman etkileyici
grnmdeki surlarla evrilidir.
C) Halen eski bir kent havasn tayan eski
stanbul, etkileyici muazzam surlar, yer
yer renkli eski evleri ve tarihi antlaryla
Osmanl dneminin ihtiamn byk
lde korumaktadr.
D) Hala etkileyici surlarn iine kapanm olan
eski stanbul, kme kme renkli eski
evleri, tarihi antlar ve Osmanl dneminin
ihtiamyla byk lde eski bir kent
havasn korumaktadr.
E) Etkileyici muazzam surlarla evrili eski
stanbul, yer yer renkli eski evleri ve tarihi
antlaryla Osmanl dneminin ihtiamn
anmsatan eski bir kent havasn byk
lde srdrmektedir.

Sayfa 59 / 103

177. Since the British Factories Act of 1961 does


not give an explicit statutory definition of the
term accident, the courts have defined
accident" as any unintended and
unexpected occurrence which produces hurt
or loss".
A) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasas, kaza"
szcnn anlalabilir bir yasal tanmn
vermedii iin, kaza", mahkemelerce,
zarara veya kayba neden olan kastsz ve
beklenmedik bir olay olarak tanmlanmtr.
B) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasas kaza
szcnn ak bir mevzuat tanmn
vermedii iin, mahkemeler,
kazay,zarara veya kayba yol aan kastsz
ve beklenmedik bir olay olarak
tanmlamlardr.
C) Kaza szcnn yeterli bir yasal tanm
1961 ngiliz Fabrikalar Yasasnda
verilmediinden, bu szcnn tanm,
mahkemelerce, zarar veya kayp yaratan
kastsz ve beklenmeyen bir olay olarak
belirlenmitir.
D) Kaza szcnn tartmasz yasal bir
tanm 1961 ngiliz Fabrikalar Yasasnda
verilmemi olduu iin, mahkemelere
gre, kaza, zarara veya kayba neden
olan, kastsz ve beklenmeyen her trl
olay olarak tanmlanmaktadr.
E) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasasnda, kaza
szcnn tam bir yasal tanm
verilmemi olmasna ramen,
mahkemeler kazay, zarar veya kayp
meydana getirip kastsz ve beklenmeyen
bir olay olarak, tanmlamaya almlardr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


178. Scientific research can cost extremely high,
especially if it involves the use of expensive
equipment.
A) Bilimsel aratrmalarn maliyetinin ok
yksek olmasnn balca nedeni pahal
ekipman kullanlmasdr.

180. Lighting at airports is essential for night flying


or during periods of poor daytime visibility.
A) Gece uular ya da gndz grn kt
olduu koullarda hava alanlarndaki klar
daha ok nemsenmelidir.

B) zellikle pahal ekipman kullanlmas


zorunlu olan bilimsel aratrmalar ok
pahalya mal olmaktadr.

B) Hava alanlarnda klandrmann ok


nemli olduu dnemler, gece uular ya
da gndz grn ok kt olduu
dnemlerdir.

C) Bilimsel aratrma, ok pahalya mal olsa


da, zellikle pahal ekipman kullanmay
gerektirmektedir.

C) Gece uularnda ya da gndz kt hava


koullarnda en nemli ey hava alanlarnn
iyi klandrlm olmasdr.

D) Bilimsel aratrma, zellikle pahal ekipman


kullanmay gerektiriyorsa, ok pahalya mal
olabiliyor.

D) Hava alanlarnda klandrma, sadece gece


uularnda ve gndz grn kt
olduu durumlarda gereklidir.

E) Bilimsel aratrmada ok pahal ekipman


kullanlmas gerekiyorsa doal olarak
maliyet de ok yksek olur.

E) Gece uularnda ya da gndz grn


kt olduu dnemlerde hava alanlarnda
klandrma ok nemlidir.

179. Since very little of its land is suitable for


farming, Alaska imports about 90 percent of
its food from the other states.
A) Topraklarnn ok az tarma elverili
olduu iin Alaska yiyeceinin yaklak
yzde doksann dier eyaletlerden ithal
eder.

181. Man must have got the inspiration for the


invention of the wheel from using logs as
rollers to move heavy objects.
A) insanolu tekerlein icad iin ilham, ar
nesneleri tamak iin ktklerin silindir
gibi kullanlmasndan alm olmal.

B) Tarma elverili topraklar ok az olan


Alaska'nn yiyecek gereksiniminin hemen
hemen yzde doksan dier eyaletlerden
ithal edilmektedir.
C) Yiyeceinin yaklak yzde doksann dier
eyaletlerden ithal eden Alaska'nn
topraklarnn ok az tarma elverilidir.
D) Topraklarnn neredeyse yzde doksan
tarma uygun olmayan Alaska, yiyecek
gereksiniminin byk bir blmn dier
eyaletlerden karlar.
E) Topraklan tarma pek elverili olmayan
Alaska'nn dier eyaletlerden ithalatnn
neredeyse yzde doksan yiyecek
maddesidir.

Sayfa 60 / 103

B) Tekerlein icadnda insanolunun esin


kayna, ar nesneleri tamak iin
ktklerin silindir gibi kullanlmas olabilir.
C) Ar nesneleri tamak iin ktklerin
silindir gibi kullanlmasndan esinlenen
insanolu tekerlei icat etmitir.
D) nsanoluna tekerlei icadnda, ktklerin
silindir gibi kullanlarak ar nesnelerin
tanmas ilham vermitir.
E) nsanolu tekerlein icadnda esinini, ar
nesnelerin tanmasnda kulland silindir
ktklerden almtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


182. Much of the progress in the natural sciences
during the 18th century was due to the work
of the Swedish botanist Carl Von Linne.
A) Tabii bilimler alannda en hzl gelime, 18.
Yzylda isveli botaniki Cari Von Linne'nin
almalar sayesinde olmutur.
B) 18. yzylda, isveli botaniki Cari Von
Linne'nin almalar sonucu tabii bilimler
alannda ok byk ilerlemeler olmutur.
C) isveli botaniki Cari Von Linne'nin
almalar sonucu 18. yzylda tabii
bilimler ok byk gelime gstermitir.
D) 18. yzylda tabii bilimlerdeki gelimelerin
ou, isveli botaniki Cari Von Linne'nin
almalar sayesinde olmutur.
E) isveli botaniki Cari Von Linne'nin
almalarnn, 18. yzylda tabii
bilimlerdeki gelimelerin ouna katks
olmutur.

184. Astronomers generally agree that most stars


have approximately the same diameter as
our sun.
A) Astronomlarn genel olarak hemfikir
olduklar bir konu, dier yldzlarn apnn
bizim gneimizinkiyle hemen hemen ayn
olduudur.
B) Astronomlar, ou yldzn bizim
gneimizle aa yukar ayn apta olduu
konusunda genel olarak gr birlii
iindedirler.
C) Genel olarak astronomlar, ou yldzn
bizim gneimizle ayn apta olduu
grn savunurlar.
D) Astronomlarn ou, yldzlarn hemen
hepsinin bizim gneimizin apna yakn
aplar olduunu kabul etmektedirler.
E) ou astronoma gre, genel olarak
yldzlarn, bizim gneimizin apna yakn
byklkte aplan vardr.

183. The French physicist Henri Becquerel


discovered radioactivity during his studies
with uranium and other substances.
A) Henri Becquerel, uranyum ve dier
maddelerle yapt almalar srasnda
radyoaktiviteyi kefeden Fransz fizikidir.
B) Radyoaktivitenin kefi, Fransz fiziki Henri
Becquerel'in uranyum ve dier maddelerle
yapt almalar srasnda olmutur.
C) Uranyum ve dier maddeler zerinde
almalar yapan Fransz fiziki Henri
Becquerel bu srada radyoaktiviteyi de
bulmutur.

185. The American film star Marion Brando is


considered one of the most powerful actors
in the history of cinema.
A) Amerikan sinema tarihine bakldnda,
MarionBrando'nun en gl aktrlerden
biri olduu grlr.
B) Sinema tarihinde en gl aktrlerden biri
Amerikal film yldz Marion Brando'dur.
C) Amerikal film yldz Marion Brando,
sinema tarihindeki en gl aktrlerden
biri olarak kabul edilir.

D) Fransz fiziki Henri Becquerel, uranyum ve


dier maddelerle yapt almalar
srasnda radyoaktiviteyi kefetmitir.
E) Uranyum ve dier maddelerle yapt
almalar srasnda radyoaktiviteyi
kefetmi olan Fransz fiziki, Henri
Becquerel'dir.

Sayfa 61 / 103

D) Film yldz Marion Brando, Amerikan


sinema tarihindeki en gl aktrlerden
biridir.
E) Marion Brando, sinema tarihinin en gl
aktrlerinden biri olarak kabul edilen
Amerikal bir film yldzdr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


186. As it was also pointed out by one of the
speakers this morning, the colonial history of
America is in part the story of the expansion
of Europe and of the rivalries of European
nations for territorial gains.
A) Bu sabah da konumaclardan biri,
Amerikann koloni dnemi tarihinde gerek
Avrupann yaylmaclna gerekse Avrupa
devletlerinin toprak elde etmek iin
birbir1eriyle atmalarna ilikin yklerin
nemli bir yeri olduunu belirtti.
B)Bu sabahki konumaclardan birinin
belirttiine gre, koloni donemi Amerikan
tarihi, belli bir noktaya kadar, hem
Avrupann genilemesinin hem de Avrupa
devletlerinin toprak kazanmna ynelik
rekabetlerinin bir yks olarak alglanr.
C) Bu sabah konumaclardan biri tarafndan
belirtildii gibi, Amerikann koloni dnemi
tarihi bir bakma, Avrupann yaylmasnn
ve toprak kazanm iin Avrupa
devletlerinin rekabetinin bir yksdr.
D) Konumaclardan bir tanesinin bu sabah
iddia ettii gibi, koloni dnemi Amerikan
tarihi, ksmen de olsa Avrupa'nn
bymesinin deil Avrupa devletlerinin
toprak elde etme mcadelelerinin bir
yksdr.
E) Bu sabahki bir konumacnn vurgulad
gibi, Avrupann yaylma istei ve Avrupa
devletlerinin toprak kazanmak iin
birbirleriyle atmalarnn yks bir
dereceye kadar koloni dnemi Amerikan
tarihini Oluturur.

Sayfa 62 / 103

187. Japans Prime Minister, Yoshiro Mori has


warned Japanese researchers to avoid a
proposed international project to clone
humans.
A) Japonya Babakan Yoshiro Morinin yapt
uyar zerine, Japon aratrmaclar insanlar
klonlamak iin balatlan uluslararas
projede yer almayacaklar.
B) Japon aratrmaclar, insanlar klonlamak
amacyla yrtlen hibir uluslararas
projeye katlmamalar konusunda
Babakan Yoshiro Mori tarafndan
uyarlmtr.
C) Japon aratrmaclar, Babakan Yoshiro
Mori tarafndan uyarldklar iin, insanlar
klonlamaya ynelik uluslararas hibir
projeye katlmamaya karar verdiler.
D) Japonya Babakan Yoshiro Mori, insanlar
klonlamak iin teklif edilmi olan uluslar
aras bir projeden uzak durmalar
konusunda Japon aratrmaclar
uyarmtr.
E) Japonya Babakan Yoshiro Mori'nin yapt
uyarlar, Japon aratrmaclarn insanlar
klonlamak iin uygulamaya, konulan uluslar
aras projeden ekilmelerine neden oldu.

ICON YABANCI DL AKADEMS


188. In a report prepared by a bipartisan
committee, it is recommended that the
President should give his science adviser
more authority to let research objectives and
co-ordinate the budgets of the 20 or so
research agencies.
A) ki partili bir kurul tarafndan hazrlanan
raporda, Bakann, aratrma hedeflerini
belirlemede ve 20 kadar aratrma
kuruluunun btelerinin egdmn
salamada kendi bilim danmanna daha
ok yetki vermesi tavsiye edilmek1edir.
B) Karma bir kurul tarafndan hazlr1anan
raporda, Bakann bilim danmanyla
birlikte aratrma politikalarnn ortaya
konmas ve 20ye yakn aratrma
kuruluunun btelerinin egdmnn
salanmas iin daha ok yetki kullanmas
tavsiye edilmektedir.
C) Bakan, iki partili bir kurulun hazrlad
rapordaki neriye uyarak, kendi bilim
danmanna aratrma hedeflerini ortaya
koymak ve 20 kadar aratrma kuruluunun
bteleri arasnda egdm salamak
konusunda daha ok yetki vermitir.
D) ki partinin yelerinden oluan kurul,
hazrladklar raporda, aratrma alanlar
belirlemek ve 20ye yakn aratrma
kuruluunun bteleri arasnda egdm
salamak amacyla bilim danmanlarna
daha fazla yetki verilmesini Bakana
tavsiye etmitir.
E) Karma bir kurul tarafndan hazrlanan
raporda yer alan nerilerden biri de
Bakann, bilim danmanna aratrma
hedeflerini ortaya koymas ve 20den fazla
aratrma kuruluunun btelerinin
egdmn yapmas konusunda tam
yetki vermesidir.

Sayfa 63 / 103

189. As some columnists have also pointed out,


the year 2000 was a year in which the world
shifted its balance.
A) Baz ke yazarlarnn belirttiine gre,
dnyadaki dengeler 2000 ylnda olduka
deimitir.
B) 2000 ylnda dnyann dengesini
deitirdii, baz ke yazarlarnn ortak
grdr.
C) Baz ke yazarlar, 2000 ylnda dnyann
dengesinin deitii konusunda gr
birlii iindedir.
D) Baz ke yazarlarnn da belirttii gibi,
2000 yl dnyann dengesini deitirdii yl
oldu.
E) Baz ke yazarlarnn da vurgulad gibi,
dnya dengesinin en ok deitii yl, 2000
yldr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


190. The German poet Gottfried Benn, who was
born in Prussia, spent most of his life in
Berlin as a medical specialist.
A) Prusyada domu olan Alman air
Gottfried Benn, yaamnn byk bir
blmn Berlinde tp uzman olarak
geirdi.
B) Prusya doumlu olan Alman air Gottfried
Benn, bir tp uzman olarak tm yaamn
Berlinde geirdi.

191. A balanced diet containing correct amounts


og the basic food substances is essential, but
there is no evidence that when, or at what
intervals, one eats makes the slighlest
difference.
A) Dengeli beslenmenin temel gda
maddelerini yeterli miktarda iermesi
arttr, ancak ne zaman ve hangi aralklarla
yemek yenildiinin bu hususta herhangi bir
fark yaratmad kantlanmtr.
B) Dengeli beslenmede doru miktarda
bulunmas art olan temel gda
maddelerinin ne zaman ve hangi aralklarla
yenmesi gerektiine ilikin en ufak bir kant
bulunamamtr.

C) Prusyada doan Alman air Gottfried


Benn, Berlindeki yaamn hep tp
alanndaki almalarla geirmitir.
D) Prusyada doan ve bir tp uzman olan
Alman air Gottfried Benn, yaamnn
hemen hemen tmn Ber1inde
geirmitir.
E) Yaamnn nemli bir blmn Berlinde
geiren Alman air Gottfried Benn,
Prusyada domu bir tp uzmanyd.

C) Temel gda maddelerini doru miktarlarda


ieren dengeli bir beslenme esastr, ancak
ne zaman veya hangi aralklarla yemek
yenildiinin en ufak bir fark oluturduuna
ilikin kant bulunmamaktadr.
D) Dengeli olmas iin beslenmenin temel gda
maddelerini doru oranlarda iermesi
nemlidir, ancak yemein ne zaman veya
hangi aralklarla yenmesi gerektii
konusunda en ufak bir kant henz yoktur.
E) Dengeli beslenmek iin esas olan temel
gda maddelerinin ne miktarda yenmesi
gerektii bilinmektedir, fakat bunlarn
yenme zaman ve aralklarnn nasl bir fark
yarataca konusunda kesin bir bilgi yoktur.

Sayfa 64 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


192. The Beni-lsrael is a Jewish community of
some thousands, known as the White Jewish
and found chiefly in Bombay and the coastal
towns of south-west India.
A) Birka bin kiiden oluan Beni-srail Yahudi
topluluu, genellikle Beyaz Yahudilerden
oluur ve bunlar Gneybat Hindistann
Bombay ve teki ky kentlerinde
toplanmtr.
B) Bombay ve Gneybat Hindistann ky
kentlerinde yaayan birka bin nfuslu
Beni-srail Yahudi topluluu, genellikle
Beyaz Yahudiler olarak bilinmektedir.
C) Birka bin nfuslu bir Yahudi topluluu
olan Beni-srail iinde Beyaz Yahudiler
olarak bilinenler, Bombay dahil Gneybat
Hindistann ky kentlerinde
bulunmaktadr.
D) Beni-srail olarak bilinen ve nfusu birka
bini gemeyen Beyaz Yahudi topluluu,
Bombay dahil Gneybat Hindistann ky
kentlerinde yaar
E) Beni-srail, Beyaz Yahudiler olarak bilinen
ve genellikle Bombay ve Gneybat
Hindistann ky kentlerinde bulunan
birka bin nfuslu bir Yahudi topluluudur.

Sayfa 65 / 103

193. Ten years ago there was not enough


electricity available in the region to support
the, extraordinary growth we have
experienced over the last two years.
A) Son iki ylda gzlediimiz hzl bymeyi
destekleyecek kadar elektrik, son on yl
iinde bile retilmemiti.
B) Son iki ylda grdmz muazzam
bymeyi desteklemek iin on yl
ncesinde blgede yeterli elektrik
bulunmas gerekiyordu.
C) On yl nce, blgede son iki ylda
yaadmz olaanst bymeyi
destekleyecek yeterli elektrik mevcut
deildi.
D) On yl ncesi gibi, son iki ylda grlen
olaanst bymeyi desteklemeye
yetecek elektrik yoktu.
E) On yl nce blgede elektrik bulunmad
iin son iki yldan beri grlen muazzam
bymeyi desteklemek ok zor oldu.

ICON YABANCI DL AKADEMS


194. At the end of World War I the great powers
felt that international relations should be
conducted solely on the basis of justice.

196.

The type of bridge needed for cars and


trucks is fundamentally different from that
needed for railways.

A) I. Dnya Savann sonunda glenen


devletler, uluslararas ilikilerin tamamen
adalet temeli zerine oturtulmasn arzu
ediyorlard.

A)

Otomobiller ve kamyonlar iin ihtiya


duyulan kpr tr ile demiryollar iin
ihtiya duyulan kpr tr birbirinden
olduka farkldr.

B) I. Dnya Sava sonunda, byk gler


uluslararas ilikilerin sadece adalet temeli
zerinde srdrlmesi gerektiini
dnyorlard.

B)

Demiryollar iin, otomobiller ve


kamyonlar iin ihtiya duyulan kpr
trnden tamamen farkl bir kpr
trne ihtiya duyulmaktadr.

C) I. Dnya Sava sonunda, byk gler


yalnzca adalet temeline dayal olan uluslar
aras ilikilerin doru olduuna
inanyorlard.

C)

Otomobiller ve kamyonlar iin gerekli


olan kpr tr, demiryollar iin gerekli
olandan esas itibariyle farkldr.

D)

Otomobiller ve kamyonlar iin gerekli


olan kpr trnden farkl bir kpr
trne demiryollar iin ihtiya vardr.

E)

Demiryollar iin ihtiya duyulan kpr


tr, ounlukla otomobiller ve
kamyonlar iin ihtiya duyulandan
tamamen farkldr.

D) Byk devletlerin I. Dnya Sava


sonundaki ortak gr, uluslararas
ilikilerin tamamen adalet temeli zerine
kurulmas gerektii yolundayd.
E) I. Dnya Sava sonunda, uluslararas
ilikilerin sadece adalet temeli zerinde
yrtlmesi gerektiine inanan devletler
byk bir g haline geldi.

195. Some psychologists are of the opinion that


self-interest is the basic reason why humans
tend to cooperate.
A) Baz psikologlar, insanlarn ibirlii
yapmaya eilimli olmalarnda temel
nedenin, kiisel kar olduu
grendedirler.
B) Baz psikologlarn dncesine gre,
insanlar ibirlii yapmaya zorlayan asl
etken kiisel kardr.
C) Baz psikologlara gre, kiisel kar1ar,
insanlar ibir1ii yapmaya eilimli yapar.
D) Baz psikologlar, insanlarn ibirlii
yapmasnn temelinde, kiisel karlar
gryorlar.
E) Baz psikologlarn da belirttii gibi, kiisel
kar, insanlarn ibirlii yapma eiliminde
olmalarnn balca nedenidir.

Sayfa 66 / 103

197.

Under a new resolution passed by the


Security Council, Iraq will once more have to
place all its oil earnings under UN control.
A)

Gvenlik Konseyi'nin alm olduu yeni


bir karara gre, Irak, petrol gelirlerinin
tmn BM'nin denetimine brakmaya
zorlanacaktr.

B)

Gvenlik Konseyi'nce kabul edilen yeni


bir karara gre, Irak'n tm petrol
gelirleri BM denetimine braklmak
zorundadr.

C)

Gvenlik Konseyi'nin ald yeni bir karar


uyarnca, BM, Irak'n petrol gelirlerinin
tmn denetim altna alacaktr.

D)

Irak'n tm petrol gelirlerinin BM


tarafndan denetim altna alnacak
olmas, Gvenlik Konseyi'nce kabul
edilen yeni bir karara dayanmaktadr.

E)

Gvenlik Konseyi'nce kabul edilen yeni


bir karar gereince, Irak, yine, tm petrol
gelirlerini BM denetimine brakmak
zorunda kalacaktr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


198.

The great works of Latin literature have


exerted a potent influence on European
thought and literary taste through the
centuries and still form an important
element in our common culture.
A)

199.

Yzyllarca Avrupa dncesini ve edebi


zevkini kalc bir ekilde etkilemi olan
Latin edebiyatnn byk eserleri, ortak
kltrmzn hl nemli bir esidir.

B)

Latin edebiyatnn byk eserleri,


yzyllar boyunca, Avrupa dncesi ve
edebi zevki zerinde gl bir etki
yapmtr ve hl ortak kltrmzn
nemli bir esini oluturmaktadr.

C)

Avrupa dncesi ve edebi zevki,


yzyllarca, halen ortak kltrmzn
nemli bir esi olan Latin edebiyatnn
byk eserlerinin byk etkisi altnda
kalmtr.

D)

Avrupa dncesi ve edebi zevki


zerinde yzyllar boyunca ok etkili
olmu olan Latin edebiyatnn byk
eserleri, halen ortak kltrmzn
nemli bir esi olarak grlmektedir.

E)

Ortak kltrmzn halen nemli bir


esi olarak grlen Latin edebiyatnn
byk eserleri, yzyllar boyunca,
Avrupa'nn dnce ve edebiyat zevki
zerinde kalc bir etki yapmtr.

Sayfa 67 / 103

The budget President Bush submitted to


Congress included the biggest rise in military
spending since 1982.
A)

Bakan Bush'un Kongre'ye sunmu


olduu bte, 1982'den bu yana askeri
harcamalarda en yksek art ieriyordu.

B)

1982'den sonraki askeri harcamalarda en


yksek art ieren bteyi, Bakan Bush
Kongre'ye sunmutur.

C)

1982'den bu yana askeri harcamalardaki


en yksek art ieren bte, Bakan
Bush tarafndan Kongre'ye sunulmu
bulunuyor.

D)

Bakan Bush tarafndan Kongre'ye


sunulan bte, 1982'den sonra askeri
harcamalarda grlen en yksek arttr.

E)

Askeri harcamalarda 1982'den beri en


yksek art ieren btenin Kongre'ye
sunuluunu, Bakan Bush yapmtr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


200.

Pluto, which is the outermost planet of the


solar system, has a mass ten times smaller
than hitherto supposed.
A)

Bugne kadar bilinenden on kat daha az


bir ktleye sahip olan Plton, gne
sisteminin en u gezegenidir.

B)

Gne sisteminin en u noktasnda


bulunan Plton gezegeninin ktlesi,
daha nce bilinenden on kat daha azdr.

C)

Daha nce kabul edilenden on kat daha


az bir ktlesi bulunan Plton gezegeni,
gne sisteminin en d noktasndadr.

D)

E)

Gne sisteminin en uzak gezegeni olan


Plton bugne kadar sanldndan on
kat daha az bir ktleye sahiptir.

201. Biological warfare is the use for destructive


purposes of bacteria, viruses, fungi, or other
biological agents in order to spread disease or
death among the enemy's people or
livestock.
A)

Zarar vermek amacyla, bakterilerin,


virslerin, mantarlarn veya baka
biyolojik ajanlarn kullanlmas yoluyla
dman halka veya onlarn hayvanlarna
hastalk veya lm samak biyolojik
savatr.

B)

Biyolojik savata, bakteri, virs, mantar


gibi biyolojik ajanlar kullanlarak dman
halka veya onlarn hayvanlarna hastalk
veya lm salr.

C)

Dmann halknn ve hayvanlarnn


biyolojik ajanlarla ldrlmesi veya
hasta edilmesi demek olan biyolojik
savata, bakteriler, virsler ve mantarlar
kullanlr.

D)

Bakterileri, virsleri, mantarlar veya


dier biyolojik ajanlar kullanarak,
dman halka veya onlarn hayvanlarna
hastalk veya lm samak, biyolojik
sava olarak adlandrlr.

E)

Biyolojik sava, dmann halkna veya


hayvanlarna hastalk veya lm samak
iin bakterilerin, virslerin, mantarlarn
veya baka biyolojik ajanlarn tahripkar
amalarla kullanlmasdr.

Gne sisteminin en u noktasnda


bulunan Plton, imdiye kadar
dnlenden on kat daha az bir
ktleden oluan bir gezegendir.

Sayfa 68 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


202.

Alsace is one of the most densely populated


regions of France, the rural population being
particularly high in the Rhine plain.
A)

Alsas, Ren Ovas'nda zellikle yksek


olan krsal nfusla, Fransa'nn en youn
nfuslu blgelerinden biridir.

B)

Alsas, Fransa'nn en kalabalk yerleim


blgelerinden biridir ve krsal nfus
younluu zellikle Ren Ovas'nda
yksektir.

C)

zellikle Ren Ovas'ndaki youn krsal


nfusu ile Alsas, Fransa'da yerleimin en
youn olduu blgedir.

D)

Ren Ovas'nda krsal nfusun ok yksek


olmas, Alsas', Fransa'nn en youn
nfuslu blgesi haline getirmitir.

E)

Fransa'nn en youn nfuslu


blgelerinden biri olan Alsas'n, krsal
kesim nfusu zellikle Ren Ovas'nda ok
yksektir.

Sayfa 69 / 103

203.

According to some historians, the


destruction in about 1750 B.C. of the
Assyrian merchant-colony at Kanes near
Kayseri, probably marks the arrival of the
Hittites in that area.
A)

Baz tarihiler, M.. 1750'lerde, Kayseri


yaknnda bulunan Kane'teki Asur
ticaret kolonisinin ortadan kalkmasnn,
Hititlerin blgeye yerletiini aka
gsterdiini ne srmektedir.

B)

Baz tarihilere gre, M.. 1750


civarnda, Kayseri yaknndaki Kane'te
Asur ticaret kolonisinin yok edilmesi,
muhtemelen, Hititlerin o blgeye
gelilerine iaret etmektedir.

C)

Baz tarihilere gre, Hititler M..


1750'lerde, Kayseri yaknndaki Kane'te
bulunan Asur ticaret kolonisini yok
ederek blgeye yerlemilerdir.

D)

Baz tarihiler, Kayseri yaknndaki


Kane'te bulunan Asur ticaret kolonisini
M.. 1750 civarnda o blgeye gelen
Hititlerin yktn tahmin etmektedirler.

E)

Hititlerin Kayseri yaknndaki Kane'e


gelileri, muhtemelen, blgedeki Asur
ticaret kolonisinin M.. 1750 civarnda
yklmasna rastlamaktadr

ICON YABANCI DL AKADEMS


204.

In Egypt today, nearly all the Nile water is


utilized through the building of huge dams
and reservoirs and the establishment of
intricate systems of irrigation.
A)

B)

C)

D)

E)

Bugn Msrda byk barajlarn ve


gletlerin yaplmas ve ok karmak
sulama sistemlerinin kurulmasnn
amac, Nil'in suyunun tamamndan
yararlanmaktr.

205.

In some countries, where the terrain is not


suitable for the use of conventional
equipment, aircraft are used to spread
fertilizers.
A)

Gbrelemenin uaklarla yapld baz


lkelerde, arazi geleneksel donanmdan
yararlanmaya uygun deildir.

B)

Nil'in tm suyundan yararlanmak iin,


bugn Msrda ok byk barajlar ve
gletler yaplmakta ve karmak sulama
sistemleri kurulmaktadr.

Geleneksel donanmn kullanm iin


arazinin elverili olmad baz lkelerde,
gbre atmak iin uaklar kullanlr.

C)

Bugn Msr, muazzam barajlar ve


gletler ina ederek ve karmak sulama
sistemleri oluturarak Nil'in tm
suyundan yararlanmaktadr.

Baz lkelerde, arazi, gbrelemede


geleneksel donanmdan yararlanmak iin
elverili olmadndan, bu i iin uaklar
kullanlmaktadr.

D)

Muazzam barajlar ve gletler ina eden


ve karmak sulama sistemleri kuran
Msr, bugn Nil'in suyundan en ok
yararlanan lkedir.

Baz lkeler, arazi koullar elverili


olmayan blgelerinde gbre atmak iin
geleneksel donanm yerine uaklardan
yararlanr.

E)

Arazinin geleneksel donanmn


kullanlmasna elverili olmamas, baz
lkelerin gbre atmada uaklardan
yararlanmasn gerektirmitir.

Bugn Msrda muazzam barajlarn ve


gletlerin yaplmas ve karmak sulama
sistemlerinin kurulmasyla Nil'in
neredeyse tm suyundan
yararlanlmaktadr.

Sayfa 70 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


206. Galileo laid the foundations of modern
physics with his mathematical studies on
motion and the strength of materials.
A)

B)

C)

207.

208.

Galileo, hareketi ve maddelerin gcn


matematiksel olacak incelemi ve
bylece modern fiziin ortaya kmasna
katkda bulunmutur.
Galileo, matematiksel almalar
yapmakla kalmam, hareket ve
maddelerin dayankll zerinde
modern fizie nclk eden aratrmalar
da gerekletirmitir.
Galileo, hareket ve maddelerin
dayankllna ilikin matematiksel
almalaryla modern fiziin temellerini
atmtr.

D)

Modern fiziin nclerinden biri de


hareket ve maddenin gc zerine
matematiksel almalar yapan
Galileo'dur.

E)

Galileo, modern fiziin temellerini


oluturan hareket ve maddelerin
dayankllyla ilgili matematiksel
aratrmalar yapmtr.

During the 4th century B.C., Aristotle


studied almost every aspect of science and
summed up each as best he could.
A)

M.. 4. yzylda, Aristoteles, bilimin


hemen hemen her ynn aratrm ve
her birini elinden geldiince zetlemitir.

B)

M..4. yzylda, Aristoteles, tm


bilimleri aratrm ve herbirini ayr ayr
zetlemitir.

C)

M.. 4. yzylda her bir bilimi ayr ayr


inceleyen Aristoteles, elde ettii
sonutan bir araya toplamtr.

D)

Aristoteles'in M.. 4. yzylda yapt


bilimsel almalar, tek bir eser halinde
toplanmtr.

E)

Aristoteles'in M., 4. yzylda bir araya


toplayabildii bilimsel almalar, aslnda
ayr ayr yaplm aratrmalard.

Sayfa 71 / 103

The communists turned social democrats


have triumphed in Poland's recent general
election, but the populists and the extreme
right have become a surprisingly large
minority.
A)

Sosyal demokratla gemi olan


komnistlerin, Polonya'nn son genel
seiminde elde ettikleri zafer, halklar
ve ar saclarn artc byklkte bir
aznlk oluturmasn engelleyemedi.

B)

Polonya'da, sosyal demokratlara


dnen komnistler son genel seimde
stn bir zafer kazanm olsalar da
halklar ve ar sa artc bir ekilde
olduka byk bir aznlk oluturdular.

C)

Halklar ve ar san artc


byklkte bir aznlk oluturmasna
ramen, sosyal demokratl benimsemi
olan komnistler Polonya'nn son genel
seimlerinde byk baar kazandlar.

D)

Sosyal demokratlara dnm


komnistler, Polonya'nn son genel
seiminde zafer kazandlar, ancak
halklar ve ar sa artc bir ekilde
byk bir aznlk haline geldiler.

E)

Polonya'nn son genel seimi sosyal


demokratl benimseyen komnistlerin
zaferinin yan sra, halklarn ve ar
san byk bir aznlk oluturmasyla
sonuland.

ICON YABANCI DL AKADEMS


209.

Charles de Gaulle once said of France, "How


can you govern a country which has 246
varieties of cheese?"
A)

Bir tarihte Charies de Gaulle, Fransa


hakknda "246 eit peyniri olan bir
lkeyi nasl ynetebilirsiniz?" demiti.

B)

Charies de Gaulle'n Fransa iin


syledii bir sz yledir: "246 eit
peynir reten bir lkeyi insan nasl
ynetir?"

C)

Charies de Gaulle Fransa'yla ilgili


grn u szle zetlemitir: "246
eit peyniri olan bir lkeyi ynetmeniz
nasl mmkn olabilir?"

D)

Charies de Gaulle, bir zamanlar, Fransa


iin "246 tr peynir eidi reten bir lke
nasl ynetilir?" demiti.

E)

Gemite Fransa iin, "246 eit peynir


reten bir lkeyi nasl ynetebilirsiniz?"
diyen kii Charies de Gaulle'dr.

210. Whenever governments use globalization to


deny responsibility, democracy suffers
another blow and prospects for growth in the
developing countries are set back a little
further.
A)

Hkmetler sorumluluklarndan kamak


iin kresellemeyi bahane ederlerse
gelimekte olan lkelerdeki demokrasi
yeni bir darbe alr ve byme mitleri
ok daha derinlere gmlr.

B)

Ne zaman ki hkmetler sorumluluktan


kanmak iin kresellemeyi kullanr,
demokrasi bir darbe daha alr ve
kalknmakta olan lkelerdeki byme
mitleri biraz daha geriye atlr.

C)

Sorumluluktan kanmak isteyen


hkmetlerin kresellemeyi bahane
etmeleri, kalknmakta olan lkelerin
demokrasisine darbe vurmakla kalmaz,
byme mitlerini de yok eder.

D)

Sorumluluktan kamak iin


kresellemeye snan hkmetler,
demokrasiye darbe vurduklarn ve
gelimekte olan lkelerin mitlerini
boa kardklarm bilmelidirler.

E) Sorumluluktan kamak iin


kresellemeyi kullanan hkmetler,
demokrasiye darbe vurmakta ve
gelimekte olan lkelerdeki byme
mitlerini ortadan kaldrmaktadrlar.

Sayfa 72 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


211. Old Istanbul, enclosed within the still
impressive walls, largely retains the air of
an ancient city, with clusters of
picturesque oldhouses, historical
monuments and the splendour of the
Ottoman period.
A) Pek ok renkli, eski evleri tarihi antlaryla
Osmanl dneminin ihtiamn byk
lde korumakta olan eski stanbul,
hala etkileyici surlarn iinde eski bir
kent havasn yanstmaktadr.
B) Sra sra renkli eski evleri, tarihi
antlar ve Osmanl dneminin
ihtiamyla eski bir kent havasn
byk lde korumakta olan eski
stanbul, her zaman etkileyici
grnmdeki surlarla evrilidir.

C) Halen eski bir kent havasn tayan eski


stanbul, etkileyici muazzam surlar, yer
yer renkli eski evleri ve tarihi
antlaryla Osmanl dneminin
ihtiamn byk lde korumaktadr.

D) Hala etkileyici surlarn iine kapanm


olan eski stanbul, kme kme renkli
eski evleri, tarihi antlar ve Osmanl
dneminin ihtiamyla byk lde eski
bir kent havasn korumaktadr.

E) Etkileyici muazzam surlarla evrili eski


stanbul, yer yer renkli eski evleri ve
tarihi antlaryla Osmanl dneminin
ihtiamn anmsatan eski bir kent
havasn byk lde srdrmektedir.

Sayfa 73 / 103

212. Since the British Factories Act of 1961


does not give an explicit statutory
definition of the term accident, the
courts have defined accident as any
unintended and unexpected occurrence
which produces hurt or loss.

A) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasas kaza


szcnn anlalabilir bir yasal
tanmn vermedii iin, kaza,
mahkemelerce zarara veya kayba
neden olan kastsz ve beklenmedik
bir olay olarak tanmlanmtr.
B) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasas kaza
szcnn ak bir mevzuat tanmn
vermedii iin, mahkemeler, kaza yi,
zarara veya kayba yol aan kastsz ve
beklenmedik bir olay olarak
tanmlamlardr.
C) Kaza szcnn yeterli bir yasal
tanm 1961 ngiliz Fabrikalar Yasasnda
verilmediinden, bu szcn tanm,
mahkemelerce, zarar veya kayp
yaratan kastsz ve beklenmeyen bir
olay olarak belirlenmitir.
D) Kaza szcnn tartmasz yasal bir
tanm 1961 ngiliz Fabrikalar
Yasasnda verilmemi olduu iin,
mahkemelere gre, kaza, zarara veya
kayba neden olan kastsz ve beklen
almlardr.
E) 1961 ngiliz Fabrikalar Yasas kaza
szcnn bir tanmn vermedii iin,
mahkemeler kazay, kayba yol aan
beklenmedik bir olay olarak
aklamlardr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


213. One of the most important facts to know
about energy is that any form of
energy can be changed into any other
form.
A) Herhangi bir enerji trnn baka bir
enerji trne dntrlebilmesi enerji
hakknda bilinmesi gereken en nemli
gerektir.
B) Enerjiyle ilgili olarak bilinmesi gereken en
nemli gerek, herhangi bir enerji
trnn baka bir enerji trne
dnebilmesidir.
C) Enerji hakknda bilinmesi gereken en
nemli gereklerden biri, herhangi bir
enerji trnn herhangi baka bir tre
dntrlebilmesidir.
D) Bir enerji trnn baka bir tre
dnebilmesi konusu, enerji hakknda
bilinmesi gereken en nemli gerektir.
E) Enerjiye ilikin bilinmesi gereken nemli
gereklerden biri, enerjinin bir trnden
baka bir trne dntrlebilmesidir.

214. In the article, it is pointed out that,


between World War I and World War Il,
Hungary exported up to 20% of its total
annual agricultural output.
A) Makalede, I. Dnya Sava ile Il. Dnya
Sava arasnda, Macaristann
tarmsaL ihracatnn, toplam
retiminin % 20sini amad
iddia edilmektedir.
B) Makalede de belirtildii gibi, I. Dnya
Sava ile Il. Dnya Sava arasnda,
Macaristan, yllk tarmsal retiminin %
20sini ihra ediyordu.
C) Makalede, I. Dnya Sava ile Il. Dnya
Sava arasnda, Macaristann, toplam
tarmsal retiminin ancak %20sini
ihra edebildii hususu
vurgulanmaktadr.
D) I. Dnya Sava ile Il. Dnya Sava
arasnda Macaristann toplam
tarmsal ihracatnn, yllk retimin %
20si civarnda olduu, makalede
aka ortaya konmaktadr.
E) Makalede, I. Dnya Sava ile Il. Dnya
Sava arasnda, Macaristann
toplam yllk tarmsal retiminin %20
kadarn ihra ettii belirtilmektedir.

Sayfa 74 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


215. The word intelligence, when used in its
military sense, has a wide application
and covers the collection of all
information likely to be required by the
government of a country in time of war.
A)

216.Despite the explosion of stock-market


wealth over the last decade, the most
valuable asset most Americans own is their
home.

Sava zamannda bir lkenin hkmeti


tarafndan gereksinim duyulan tm
bilgilerin toplanmas anlamn ieren
istihbarat szc, askeri anlamda
kullanldnda ok geni bir uygulama
alanna sahiptir.

B) stihbarat szc, askeri anlamda


kullanldnda, geni bir uygulamaya
sahiptir sava zamannda bir lkenin
hkmetince gereksinim duyulmas
muhtemel olan tm bilgilerin
toplanmasn ierir.

A) ou Amerikalnn, sahip olduu evi


en deerli varlk olarak grmesi,
geen on yl iinde borsa da servet
patlamas yaanmasn engellemedi.
B) Gecen on yl iinde borsadan edinilen
servet patlamasndan pay alan
Amerikalarn ou iin, evi hala en
deerli varldr.
C) ou Amerikal, son on ylda borsadan
edindii byk servetin yan sra, evini
de en deerli varlk olarak grmektedir.

C) ok geni bir uygulama alanna


sahip olan istihbarat
szc,
askeri anlamda kullanldnda, sava
zamannda bir lkenin hkmetince
gereksinim duyulabilecek her trl
bilginin derlenmesi anlamna gelir.
D) Askeri anlamda kullanldnda geni bir
uygulamaya sahip olan istihbarat
szc, sava esnasnda bir lkenin
hkmetince gereksinim duyulan baz
bilgilerin denenmesi anlamna gelir.
E) Bir lkenin hkmetince sava
esnasnda gereksinim duyulabilecek her
trl bilginin toplanmas, askeri anlamda
kullanldnda geni bir uygulama
alanna sahip olan istihbarat
szcyle ifade edilir.

Sayfa 75 / 103

D) Evlerini en deerli varlklar olarak kabul


eden pek ok Amerikal iin son on ylda
borsada da bir servet patlamas oldu.
E) Geen on yl iinde borsadan edinilen
servet patlamasna ramen, ou
Amerikalnn sahip olduu en deerli
varlk evidir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


217.During the Gulf War in 1991, the Iraqi troops
caused the worst ever man-made
environmental disaster by setting fire to 650
of Kuwait's 950 oil wells.
A) nsan tarafndan imdiye kadar
oluturulmu evre felaketlerinden biri,
1991'deki Krfez Sava srasnda Irak
birliklerinin Kuveyt'in 950 petrol
kuyusundan 650'sini atee verme- siyle
meydana gelmitir.
B) 1991 'deki Krfez Sava srasnda, Irak
birliklerinin Kuveyt'e ait 950 petrol
kuyusun- dan 650'sini yakmas, imdiye
kadar insandan kaynaklanan en
korkun evre felaketlerinden biriyle
sonuland.
C) 1991 'deki Krfez Sava srasnda, Irak
birlik- leri Kuveyt'in 950 petrol
kuyusundan 650'sini atee vererek insan
tarafndan imdiye kadar oluturulmu en
kt evre felaketine neden oldular.
D) nsandan kaynaklanm en korkun
evre felaketi 1991'deki Krfez Sava
srasnda meydana gelmitir; nk bu
savata Irak gleri Kuveyt'in 950
petrol kuyusundan en az 650'sini atee
vermitir.
E) 1991 ylnda yalnz Krfez Sava'ndan
dolay deil, bu sava srasnda Irak
glerinin Kuveyt'e ait 950 petrol
kuyusundan 650'sini atee vermesi
yznden de insan tarafndan imdiye
kadar oluturulmu en korkun evre
felaketi yaanmtr.

218. A barometer measures air pressure, and if


you watch the weather forecasts you will
see that an increase in air pressure often
signals fair weather, whereas a drop in air
pressure may mean that a storm is on the
way.
A) Barometre hava basncn ler ve hava
tahminlerini izlerseniz, hava bamandaki
bir artn ou kez iyi havaya iaret
ettiini, ancak hava bamandaki bir
dmenin ise frtnann yolda olduu
anlamna gelebildiini grrsnz.
B) Barometrenin hava basncn olduunu
biliyorsanz, hava tahminlerini
izlediinizde hava bamandaki bir artn
ou kez iyi havann, basntaki bir
dmenin de frtnann yaklatnn
habercisi olduunu anlarsnz.
C) Hava basnc barometreyle llr ve
hava tahminlerinde genellikle, hava
basnc artarsa havann iyi olaca,
basnta bir dme meydana gelirse
frtnann yolda olabilecei sylenir.
D) Hava tahminlerini izleyenler,
barometrenin hava basncn
ltn ve hava basnc artarsa iyi
havann, derse de genellikle
frtnann yolda olduunu bilirler.
E) Hava basnc barometreyle llr ve
hava tahminlerinde hava bamandaki
bir artn ou kez iyi havaya, basntaki
bir dmenin ise frtnann yolda
olduuna iaret ettii sylenir.

Sayfa 76 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


219. The Aryans who invaded India from the
northwest in about 1500 B.C. found a land
there that was already home to an advanced
civilization.
A) leri bir uygarl zaten barndrmakta
olan Hindistan', M.O. 1500 yllarnda
Ariler kuzeybatdan istila etmilerdir.
B) Ariler, ileri bir uygarla ok nceden beri
ev sahiplii yapan bir lke olarak
bulduklar Hindistan', M.6. 1500
yllarnda kuzeybatdan igal ettiler.
C) Zaten ileri bir uygarln vatani olan
Hindistan, M.O. 1500'lerde
kuzeybatsndan Ari istilasna uramtr.
D) Ariler, Hindistan' M.O. 1500 dolaynda
igal etmiler ve oray ileri bir uygarln
vatani olarak grmlerdir.

220. In contrast to the majority of American


astronauts, Valentina Tereshkova, the first
woman cosmonaut who went to space,
was a textile factory worker when she
entered the Soviet space programme.
A) Amerikal astronotlarn ounluunun
tersine, uzaya giden ilk kadn kozmonot
Valentina Tereskhkova, Sovyet uzay
programna gir- diinde bir tekstil
fabrikas iisiydi.
B) Amerikal meslektalarndan farkl olarak,
Valentina Tereshkova Sovyet uzay programna girmeden nce bir tekstil
fabrikasnda isiydi; fakat, uzaya giden ilk
kadn kozmonot olmay baard.
C) Uzaya giden ilk kadn kozmonot
Valentina Tereshkova'nin Amerikal
meslektalarnn cokunluuna
benzemeyiinin balca nede- ni, Sovyet
uzay programna girdiinde bir tekstil
fabrikas isisi olmasdr.

E) Hindistan' M.O. 1500 dolaynda


kuzeybatdan istila eden Ariler, orada,
ileri bir uygarl zaten barndrmakta
olan bir lke buldular.

D) Uzaya giden ilk kadn kozmonot olan


Valentina Tereshkova, Amerikal
meslekta- larndan ok farklyd ve bir
tekstil fabrikas iisi olmasna karn,
Sovyet uzay programna girebilmiti.
E) Bir tekstil fabrikas iisiyken Sovyet uzay
programna giren Valentina Tereshkova,
uzaya giden ilk kadn kozmonot olarak
Amerikal astronotlarn oundan
farklyd.

Sayfa 77 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


221.

A persons health history may


reveal a disease that interferes with
the bodys use of nutrients or that
affects the persons eating habits.
A) Kiinin salk yks, yemek yemesini
engelleyen veya bedeninin besinlerden
yararlanma srecini etkileyen bir hastal
aa karmada kullanlabilir.
B) Kiinin salk yks, bedenin besinlerden
yararlanmasn engelleyen veya kiinin
yemek yemealk anlklarn etkileyen bir
hastal aa karabilir.
C) nsann yemek yemesini engelleyen veya
bedenin besinlerden yararlanma srecini
etkileyen hastalklar, kiinin salk
yksnden yararlanlarak ortaya
karlabilir.
D) Bir kiinin salk yksnden, hem onun
yemek yeme alkanlklarn etkileyen hem
de bedenin besinlerden yararlanmasn
engelleyen hastalklar kolaylkla
anlalabilir.
E) Bedenin besinlerden yararlanma srecini
etkileyen veya kiinin yemek yemesini
engelleyen hastalklarn ou, kiinin
salk yksnden anlalmaktadr

222. As we learn from the works of many


biologists in the past, since sponges
did not move from one place to
another, they were thought to be
plants.
A) Gemiteki pek ok biyologun,
eserlerinde, sngerlerden bitki
olarak sz etmesinin nedeni, bu
canllarn bir yerden bir yere
hareket etmemesidir.
B) Gemiteki biyologlarn
eserlerinden rendiimiz
kadaryla, sngerler bir yerden bir
yere hareket etmemeleri
dolaysyla bitkilerle ayn grupta
ele alnyordu.
C) Gemiteki pek ok biyologun
eserlerinden rendiimiz
kadaryla, sngerler bir yerden bir
yere hareket etmedii iin onlarn
bitki olduu sanlyordu.
D) Gemite, sngerler, bir yerden
bir yere hareket etmedikleri iin
bitki olarak kabul edildii halde,
pek ok biyolog bu gre
eserlerinde yer vermemitir.
E) Sngerler, bir yerden bir yere
hareket etmedikleri iin, gemite
bitki olarak snflanyordu; fakat
birok biyolog, eserlerinde bunun
yanl olduunu belirtmektedir.

Sayfa 78 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


223. Overrun by the Austro-German armies
in World War I, Poland declared its
independence on November 11, 1918,
and on June 20, 1919, was recognized as
an independent state by the Treaty of
Versailles.

A) I. Dnya Savanda Avusturya-Alman


ordular tarafndan igal edilmi olan
Polonya, bamszln 11 Kasm
1918de iln etmi olsa da bamsz
bir devlet olarak tannmas, 20
Haziran 1919da imzalanan Versailles
Antlamasyla gereklemitir.

224. James Joyce, whom Samuel Beckett


knew in Paris in the 1920s, had a great
impact on Becketts thinking
regarding the art of writing.
A) Samuel Beckettin 1920lerde Pariste
tand James Joyceun, Beckettin
yazma sanatyla ilgili dnceleri
zerinde byk bir etkisi oldu.
B) James Joyceun yazma sanat
konusundaki dncelerinden ok
etkilenen Samuel Beckett, onu
1920lerde Pariste tanmt.
C) Samuel Beckett 1920lerde James
Joycela Pariste tantktan sonra,
yazma sanat konusundaki
dnceleri bir lde deiti.

B) Avusturya-Alman ordularnca I.
Dnya Savanda igal edilmi olan
Polonya, 11 Kasm 1918de
bamszln iln etmitir; ancak bir
devlet olarak bamszl Versailles
Antlamasyla 20 Haziran 1919da
kesinlemitir.

D) James Joyce 1920lerde Pariste


tand Samuel Beckettin yazma
sanat konusundaki dncelerini
byk lde etkiledi.
E) 1920lerde Pariste yaayan Samuel
Beckettin yazma sanat
konusundaki dnceleri James
Joyce sayesinde tamamyla deiti.

C) C) Polonya, I. Dnya Savanda


Avusturya-Alman ordularnn igaline
urasa da 11 Kasm 1918de
bamszln iln etmi ve bir devlet
olarak bamszl, 20 Haziran
1919da Versailles Antlamasyla
kesinlemitir.
D) I. Dnya Sava srasnd AvusturyaAlman ordularnn igaline urayan
Polonya, Versailles Antlamasna
gre, bamszln 11 Kasm 1918de
iln etmi ve 20 Haziran 1919da da
bamsz bir devlet olarak tannmtr.
E) Avusturya-Alman ordularnca I.
Dnya Savanda igal edilmi olan
Polonya, 11 Kasm 1918de
bamszln iln etmi ve Versailles
Antlamasyla 20 Haziran 1919da
bamsz bir devlet olarak tannmtr.

Sayfa 79 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


225. When the Sirkeci train station went
into service on November 3, 1890, the
waiting room was heated with stoves
brought from Austria and lit by coal-gas
lamps.
A) 3 Kasm 1890da hizmete giren Sirkeci
tren istasyonunun hava gaz
lambalaryla aydnlatlan bekleme
salonu, ou Avusturyadan ithal edilen
sobalarla stlyordu.

226. More than half of the work force walked


out yesterday after the company
announced it would close the plant to
save millions of dollars.
A) gcnn yarsndan fazlas dn i
yerini terk edince, irket, milyonlarca
dolar tasarruf etmek amacyla fabrikay
kapatabileceini belirtti.
B) Milyonlarca dolar kurtarmak iin, irket,
fabrikay kapatacan aklaynca, i
gcnn yaklak yars dn i yerini terk
etti.

B) Sirkeci tren istasyonu 3 Kasm 1890da


hizmete girdiinde, bekleme salonu
Avusturyadan getirtilen sobalarla
stlyor ve hava gaz lambalaryla
aydnlatlyordu.

C) irketin, milyonlarca dolar kurtarmak


iin, fabri- kay kapatacan bildirmesi
zerine, i gcnn yarya yakn dn ii
brakp gitti.

C) 3 Kasm 1890da, bekleme salonu hava


gaz lambalaryla aydnlatlan ve
Avusturyadan ithal edilen sobalarla
stlan Sirkeci tren istasyonu hizmete
girdi.

D) irket, milyonlarca dolar tasarruf etmek


iin, fabrikay kapatacan ilan ettikten
sonra, i gcnn yarsndan fazlas dn
i brakt.

D) Sirkeci tren istasyonu 3 Kasm 1890da


hizmete girdiinde, hava gaz
lambalaryla aydnlatlan bekleme
salonunu stmak iin Avusturyadan
soba ithal edilmiti.

E) Dn i gcnn yarsna yakn i brakt


iin, irket, fabrikay kapatacan ve
bylelikle mil- yonlarca dolar tasarruf
edeceini aklad.

E) Sirkeci tren istasyonunun Avusturya


sobalaryla stlan ve hava gaz
lambalaryla aydnlatlan bekleme
salonu, 3 Kasm 1890da hizmete
girmiti.

Sayfa 80 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


227. Pressure groups are informal political
institutions which, just like parties, seek
to influence the decision-making
process.
A) Bask gruplar, karar alma srecini, tpk
partiler gibi etkilemek iin aba
gsteren gayriresm si- yasal
kurululardr.
B) Gayriresm siyasal kurulular olan bask
gruplar tpk partiler gibi karar alma
srecini etkilemeyi a- malarlar.
C) Karar alma srecini etkileme amacn
gden e- itli bask gruplar, gayriresm
siyasal kurulular olup partilere
benzemektedir.
D) Partilere ok benzeyen bask gruplar,
gayrires- m siyasal kurululardr ve
karar alma srecini etkilemeye alrlar.
E) Tpk partiler gibi bask gruplar da karar
alma srecini etkileyen gayriresm
siyasal kurulular- dr.

228. In the 1970s in Britain, it seemed that


union power had grown to the point
where union leaders were amongst the
most influential political figures in the
country.

A) 1970li yllarda ngilterede sendika


gc, sendi- ka liderlerinin lkede en
etkili siyasal kiilermi gibi grnmesine
yol aacak bir noktaya gelmi- ti.
B) 1970lerin ngilteresinde sendika gc
o kadar artmt ki sendika liderleri
lkenin en etkili siya- sal kiileri gibi
alglanyordu.
C) 1970li yllarda ngilterede, sendika
liderlerinin lkedeki en etkili siyasal
kiilermi gibi grnme- sinin nedeni,
sendika gcnn ar bir noktaya gelmi
olmasyd.
D) Sendika gc 1970ler ngilteresinde
yle bir noktaya gelmiti ki sendika
liderleri, lkenin en etkili siyasal
kiilerinden saylyordu.
E) 1970lerde ngilterede sendika gc,
sendika liderlerinin lkede en etkili
siyasal kiiler arasn- da olma noktasna
ulam gibi grnyordu.

Sayfa 81 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


229. During World War II many Britons
believed that Churchill was clearly the
man to lead the country to final
victory, but few expected him to go on
after the war.

230. A new approach that is being tested in


the treatment of cancer is the
possibility of mobilizing the immune
system to attack tumour cells.
A) Kanser tedavisinde denenmekte olan
yeni bir yaklam, tmr hcrelerine
saldrmas iin ba- klk sistemini
harekete geirme olasldr.

A) II. Dnya Savanda lkeyi kesin zafere


ulatra- cak kiilerden birinin Churchill
olduuna inanan birok ngiliz, onun
savatan sonra da liderliini
srdreceini dnyordu.

B) Baklk sistemini harekete geirerek


tmr hcrelerini yok etmek, kanser
tedavisinde uy- gulamaya konulan yeni
bir yaklamdr.

B) ngilizlerin ou, Churchillin, II. Dnya


Savan- da lkeyi niha zafere
ulatracak kii olduuna inanmsa da
birka onun savatan sonra gre- vini
srdreceini sanyordu.

C) Tmr hcrelerini yok edebilmek iin


baklk sisteminin etkisini artrmak,
kanser tedavisinde zerinde durulan yeni
bir yaklamdr.

C) II. Dnya Sava srasnda pek ok ngiliz,


Churchillin kesinlikle lkeyi niha zafere
gtrecek kii olduuna inanyor, ancak
ok az onun savatan sonra devam
etme- sini umuyordu.

D) Kanser tedavisinde ortaya konan yeni bir


yakla- ma gre, tmr hcreleri ile
mcadele etmek iin baklk sistemini
tmden etkili klmak ge- rekir.
E) Kanser tedavisinde zerinde durulan
yeni bir yaklam, baklk sisteminin
etkisinden ya- rarlanarak tmr
hcrelerini yok edebilmektir.

D) II. Dnya Sava boyunca ou ngiliz,


lkeyi kesin zafere ulatracak tek kii
olan Churchillin, sava sonrasnda da
grevini srdreceini umuyordu.
E) Churchillin II. Dnya Sava srasnda
lkeyi mutlak zafere ulatracak adam
olduuna ke- sinlikle inanan pek ok
ngilize karn sadece birka ngiliz onun
sava sonrasnda da devam etmesini
bekliyordu.

Sayfa 82 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


231. More than any other factor in human
history, culture has made homo sapiens
a unique force in the history of life on
Earth.
A) nsanlk tarihindeki dier etkenlerden
herhangi biri kadar etkili olan kltr,
homo sapiensi yery- zndeki yaam
tarihinin tek gcne dntr- mtr.
B) Kltr, insanlk tarihindeki baka
herhangi bir etkenden daha fazla,
homo sapiensi, yery- zndeki yaam
tarihinde emsalsiz bir g yap- mtr.
C) Yeryzndeki yaam tarihinin esiz bir
gc olan homo sapiensin insanlk
tarihinde baka bir et- kenden daha ok
nem kazanmas, kltr ile mmkn
olmutur.
D) nsanlk tarihinde herhangi bir
etkenden daha nemli olan kltr
vastasyla, homo sapiens, yeryzndeki
yaam tarihindeki tek g olmu- tur.
E) nsanlk tarihinde baka etkenlerin yan
sra kl- tr olmasayd, homo sapiens
yeryzndeki ya- am tarihinin emsalsiz
gc olamazd.

Sayfa 83 / 103

232. It is time to recall that the European


Union was founded on the basis of
human rights, fundamental freedoms
and the rule of law, including the right
to a fair trial.
A) Bir kez daha anmsanmaldr ki Avrupa
Birliinin temeli, insan haklarna, temel
zgrlklere ve adil yarglanma hakkn da
ieren hukukun s- tnlne dayaldr.
B) Her zaman anmsanmaldr ki Avrupa
Birliinin dayand temel, insan haklar,
temel zgrlk- ler, hukukun stnl
ve buna bal adil yarg- lanma hakkdr.
C) nsan haklar, temel zgrlkler, hukukun
stn- l ve bunun bir paras olan adil
yarglanma hakknn, Avrupa Birliinin
temelini oluturduu hususu her zaman
anmsanmaldr.
D) Avrupa Birliinin, insan haklar, temel
zgrlk- ler ve, adil yarglanma hakk
dahil, hukukun s- tnl temeli zerine
kurulduunu anmsama- nn zamandr.
E) Avrupa Birliinin temelinde, insan
haklar, temel zgrlkler, adil yarglanma
hakk ve hukukun stnlnn olduunu
anmsamann tam za- mandr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


233. Temples were the most important public
buildings in ancient Greece, because
religion was a central part of daily life.
A) Eski Yunanda tapnaklar en nemli kamu
binalaryd; nk din, gnlk yaamn
temel bir para- syd.
B) Din gnlk yaamn temelini oluturduu
iin ta- pnaklar eski Yunanda en nemli
kamu binalar olarak kabul ediliyordu.
C) Eski Yunanda gnlk yaamn byk
lde di- ne dayanmas, tapnaklarn
neden en nemli ka- mu binalar
olduunu aklyor.

235. In the last century, much attention was


given to the language of literature and
the question of whether there was in fact
a separate literary language.
A) Geen yzylda, edebiyat dili ok ilgi ekmi
gerekte apayr bir edeb dil olup olmad
soru- su zerinde nemle durulmutur.
B) Geen yzylda, edebiyat dili ok ilgi ekmi
ve apayr bir edeb dil olup olmad sorusu
hep tar- tlmtr.
C) Geen yzylda, edebiyat diline ve gerekte
ayr bir edeb dil olup olmad sorusuna ok
ilgi gs- terilmitir.

D) Eski Yunanda dinin gnlk yaamn


temel bir paras olmas, tapnaklar
kamu binalarnn en nemlisi haline
getirmiti.

D) Edebiyat dilinin ne olduu ve apayr bir edeb


dilin gerekten var olup olmad sorusu,
geen yzylda ok ilgi ekmitir.

E) Eski Yunanda, en nemli kamu binalar


olan tapnaklarda srdrlen din
faaliyetler gnlk yaamn en temel
parasyd.

E) Edebiyat dili geen yzylda ok tartlmtr


ve gerekte ayr bir edeb dilin olup olmad
sorusu ele alnmtr.

236. In 1979, when its alliance with Great Britain


ended, Malta sought to guarantee its
neutrality through agreements with other
countries.

234. Do you think there is anywhere in the


world where the left remains a vibrant
and progressive force?
A) Solun, dnyann herhangi bir yerinde
varln srdren dinamik ve ilerici bir
g olduunu mu dnyorsunuz?
B) Dinamik ve ilerici bir g olarak solun,
dnyadaki herhangi bir yerde hl
varln srdrdn m sanyorsunuz?
C) Sanyor musunuz ki bir zamanlarn
dinamik ve ilerici gc olan sol, dnyann
herhangi bir yerin- de varln
srdrmektedir?
D) Solun, eskisi gibi dinamik ve ilerici bir
g olarak dnyann herhangi bir yerinde
varln srdr- dn m
sanyorsunuz?
E) Dnyada, solun dinamik ve ilerici bir g
olarak varln srdrd herhangi bir
yer olduunu dnyor musunuz?

Sayfa 84 / 103

A) Malta, ngiltere ile ittifaknn sona erdii


1979da, baka lkelerle antlamalar
yaparak tarafszln gvence altna almaya
almtr.
B) Malta, 1979da ngiltere ile ittifakna son
vererek, tarafszln gvence altna almak
iin birok l- ke ile antlamalar yapmtr.
C) Tarafszln gvence altna almak amacyla
eitli lkelerle antlamalar yapan
Malta,ngiltere ile olan ittifakna 1979da
son verdi.
D) ngiltere ile olan ittifak 1979da sona eren
Malta, baka lkelerle antlamalar yapm
ve tarafszln gvence altna almtr.
E) eitli lkelerle antlamalar yaparak
tarafszln gvence altna alan Malta,
ngiltere ile olan ittifa- kn 1979da
bitirmitir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


237. In February 1994, the US lifted its trade
embargo on Vietnam, which had been in
place since it entered the war.

239. Albania remained under Turkish rule for


more than four hundred years until it
proclaimed its independence on 28
November 1912.

A) ABD, savaa girdiinden beri Vietnam


zerinde uygulad ticaret ablukasn
ancak ubat 1994 te kaldrabilmitir.
B) ABDnin ubat 1994te Vietnam zerinden
kal drd ticaret ablukas, savaa girdii
yldan beri uygulanmaktayd.
C) 1994 ubatnda Vietnam zerinden
kaldrlan ticaret ablukasn, ABD, savaa
girdikten sonra uygulamaya balamt.
D) ABD, ubat 1994te, savaa girdiinden
beri Vietnam zerinde uygulam olduu
ticaret ablukasn kaldrmtr.
E) ubat 1994te Vietnam zerinden
kaldrlan ticaret ablukas, ABDnin savaa
girmesinden beri uygulanyordu.

238. In Egypt, a number of oil deposits have been


discovered in recent years, but it is unlikely
that oil will play a major role in the countrys
economy in the near future.
A) Son yllarda Msrda birok petrol yataklar
ke fedilmitir, ancak petroln, yakn
gelecekte lke ekonomisinde nemli bir
rol oynamas muhtemel deildir.
B) Msrda son yllarda birtakm petrol
havzalar bulunmu olsa da petroln, lke
ekonomisinde yakn gelecekte oynayaca
rol ok nemli ol mayacaktr.

A) Arnavutluk, drt yz yl Trk ynetiminde


kaldk tan sonra, 28 Kasm 1912de
bamszlna kavumutur.
B) Drt yz yldan daha fazla Trk ynetiminde
kalm olan Arnavutluk, bamszln 28
Ka- sm 1912de elde etmitir.
C) Bamszlna 28 Kasm 1912de
kavuanArnavutluk, drt yz yl akn bir
sre Trkynetiminde kalmtr.
D) Arnavutluk, her ne kadar bamszln 28
Ka-sm 1912de elde etmise de, drt yz
yldan fazla bir sre Trk ynetiminde
kalmtr.
E) Arnavutluk, 28 Kasm 1912de bamszln
iln edinceye kadar, drt yz yldan fazla
Trk yne- timinde kalmtr.

240. The lungs are particularly prone to allergic


reactions because they are exposed to
largequantities of airborne antigens,
including dusts, pollens, and chemicals.
A) Akcierler, toz, polen ve kimyasallar dahil
hava-dan gelen eitli antijenlere fazlasyla
ak olduk- lar iin alerjik reaksiyonlardan
ok etkilenirler.
B) Toz, polen ve kimyasallar gibi hava ile gelen
pek ok antijene ak olan akcierler, alerjik
reaksi- yonlara olduka yatkndrlar.
C) Alerjik reaksiyonlara fazlasyla yatkn olan
akci-erler, hava ile tanan toz, polen ve
kimyasalla- rn da arasnda bulunduu ok
sayda antijene aktrlar.

C) Son yllarda Msrda, lke ekonomisinde


yakn gelecekte nemli rol oynamas
muhtemel olan pek ok petrol havzas
kefedilmitir.
D) Son yllarda Msrda kefedilen petrol
yataklarnn, lke ekonomisinde yakn
gelecekte nemli bir rol oynamas ihtimal
dndadr.

D) Akcierler alerjik reaksiyonlara zellikle


yatkn dr, nk toz, polen ve kimyasallar
dahil hava ile tanan byk miktardaki
antijenlere aktrlar.
E) Toz, polen ve kimyasallar gibi hava ile
tanan pek ok antijen, daima bunlara ak
olan akcier lerde alerjik reaksiyonlara yol
aar.

E) Msrda, lke ekonomisinde yakn


gelecekte nemli bir rol oynamas
muhtemel olmayan petrol yataklar son
yllarda ortaya karlmt.

Sayfa 85 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


241. People spend energy when they are
physically active, but they also spend energy
when they are resting quietly.
A) nsanlar, bedensel olarak etkin
olduklarnda enerji harcarlar, ama sakin
bir ekilde dinlenir- lerken de enerji
harcarlar.

243. Many people believe that an ulcer is caused


by stress or spicy foods, but this is not the
case.
A) Stresin veya baharatl yiyeceklerin lsere
neden olduu ou insann kansdr, fakat
bu hi de doru deildir.
B) Birok insan, lserin olumasnda stresin
veya baharatl gdalarn etkili olduuna
inansa da, gerek durum byle deildir.

B) nsanlarn bedensel olarak etkin olmas,


onlarn enerji harcamalarna yol aar;
ancak, hi hareket etmediklerinde de
enerji harcarlar.
C) Bedensel olarak etkin olduklarnda enerji
harca- yan insanlar, sakin olduklarnda da
enerji harcar lar.
D) nsanlar, bedensel etkinlikte bulunurlarsa
enerji harcamas olur, ama hi hareket
etmezlerse deenerji harcamas olur.
E) Bedensel etkinlikte bulunan insanlar enerji
har carlar; ancak, bu insanlarn enerjileri
dinlendikle-rinde de harcanr.

242. In addition to traffic fatalities, alcohol use


has been implicated in many other deaths
amongyoung people, including drownings,
falls, suicides, and homicides.

C) ok sayda insann inancna gre, stres veya


baharatl gdalar sklkla lsere yol
amaktadr, ancak durum yle deildir.
D) Pek ok insan, lserin, stres veya baharatl
gdalar nedeniyle olutuuna inanr, ancak
durum byle deildir.
E) lserin zellikle stresin veya baharatl
yiyeceklerin sonucu olarak ortaya ktna
birok insan inanmaktadr, ancak iin
gerei bu deildir.

244. We are proud to be part of a programme that


gives these often overlooked but extremely
talented athletes long-overdue recognition.

A) Genler arasnda alkol kullanm, trafik


lmlerin- den baka, boulmalar,
dmeler, intiharlar ve cinayetler gibi dier
lm trlerinin de nedeni ol-mutur.

A) Son derece yetenekli olsalar da bugne


kadar ihmal edilmi olan bu atletlere hak
ettikleri itibar, katlmaktan bizim de kvan
duyduumuz bu programla
salanmaktadr.

B) Genler arasndaki alkol kullanm, trafik


lmle- rinin yan sra, boulmalar,
dmeler, intiharlar ve cinayetler gibi
dier pek ok eit lme yol
aabilmektedir.

B) Bizim de gururla dahil olduumuz program,


bugne kadar unutulmu, ancak stn
yetenekleresahip tm bu atletlere hak
ettikleri itibar sala- maktadr.

C) Alkol kullanm, genler arasnda, trafik


lmle- rine ek olarak, boulmalar,
dmeler, intiharlar ve cinayetler dahil
dier birok lmn nedeni olmutur.

C) Biz hepimiz, ou kez nemsenmemi,


ancak stn yetenekleri olan tm bu
atletlere hak ettik- leri itibar salayan bir
programda yer almaktanson derece
kvanlyz.

D) Trafik lmlerinden ayr olarak,


boulmalar, d- meler, intiharlar ve
cinayetler, alkol kullanm ne-deniyle
genler arasnda yaygn olan dier lm
biimleridir.

D) inde yer almaktan son derece kvan


duyduumuz bu programla, bugne kadar
nemsenme- yen, ancak yetenekleri en
stn olan bu atletlere hak ettikleri itibar
salanmaktadr.

E) Alkol kullanm nedeniyle, trafik


lmlerinden ayr olarak, genler arasnda
yaygn olan dier lm biimleri,
boulmalar, dmeler, intiharlar ve ci
nayetlerdir.
Sayfa 86 / 103

E) Biz, ou kez nem verilmemi, ancak son


derece yetenekli bu atletlere oktan hak
ettikleri itibar salayan bir programn
paras olmaktan gurur duyuyoruz.

ICON YABANCI DL AKADEMS


245. The purpose of this training is to accustom
the soldiers of the United Nations
Peacekeeping Forces to working in a
dangerous but largely civilian environment.

246. Despite the rapid industrialization of


countries such as China and India, climate
change is neither any one countrys fault nor
any one countrys responsibility.

A) Bu eitimle, Birlemi Milletler Bar Gc


asker lerinin tehlikeli fakat ounlukla sivil
bir evrede alma ve grev yapmalar
amalanmaktadr.

A) in ve Hindistann hzl sanayilemesi


nedeniyle oluan iklim deiiklii, kesinlikle
baka bir lke nin suu veya sorumluluu
deildir.

B) Birlemi Milletler Bar Gc askerlerini


tehlikeli ancak sivil bir evrede grev
yapmaya altrmak bu eitimin asl
amacn oluturmaktadr.

B) in ve Hindistan gibi lkelerin hzl


sanayileme lerine ramen, iklim
deiiklii, ne herhangi tekbir lkenin
hatasdr, ne de herhangi tek bir lkenin
sorumluluudur.

C) Bu eitimin amac, tehlikeli ancak


ounlukla sivil bir evrede, Birlemi
Milletler Bar Gc askerlerinin grevlerini
yerine getirmelerini sala-maktr.
D) Bu eitimin amac, Birlemi Milletler Bar
Gc askerlerini, tehlikeli fakat ounlukla
sivil bir evrede almaya altrmaktr.
E) Bu eitimle amalanan, Birlemi Milletler
Bar Gc askerlerinin son derece tehlikeli
ancak o-unlukla sivil bir evrede grev
iin almalarnsalamaktr.

Sayfa 87 / 103

C) in ve Hindistan dahil, pek ok lkenin hzla


sa nayilemesi sonucu ortaya kan iklim
deiiklii, herhangi bir lkenin suu
olmad gibi, sorumluluu da deildir.
D) Tek bir lkenin suu veya sorumluluu
olmayan iklim deiiklii, in ve Hindistan
dahil, pek ok lkenin hzla sanayilemesi
sonucunda ortayakmtr.
E) in ve Hindistann yan sra, eitli
lkelerin hzla sanayilemesi, iklim
deiikliine yol am olup, tek bir lke
sulu veya sorumlu deildir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


247. Deprived of the moderating effects of the
oceans, much of Central Asia experiences
bitterly cold winters and boiling hot
summers.

248. Americas conventional military superiority


has pushed its enemies inevitably towards
insurgency to achieve their objectives.

A) Orta Asya ounlukla okyanuslarn


yumuatc etkilerinden uzak olduu iin,
burada klar ok souk ve yazlar olduka
scak olur.
B) Orta Asya, okyanuslarn yumuatc
etkilerinden uzak olduu iin, pek ok
blgede klar olduka sert ve yazlar da
son derece scak geer.
C) Orta Asyann pek ok blgesinde klarn
ok sert ve yazlarn ok scak gemesi,
okyanuslarn yumuatc etkilerinin burada
bulunmamasndandr.
D) Okyanuslarn yumuatc etkilerinden
yoksun olan Orta Asyann byk blm,
ok sert souk klar ve son derece scak
yazlar yaar.
E) Orta Asya, okyanuslarn yumuatc
etkilerinden tamamiyle yoksundur ve
dolaysyla bu blgede klar olabildiince
souk, yazlar ise dayanlmaz derecede
scak geer.

Sayfa 88 / 103

A) Amerikann klasik asker stnl,


dmanla rn, amalarn gerekletirmek
iin, kanlmaz olarak ayaklanmaya
itmitir.
B) Klasik asker gc nedeniyle, Amerikann
d- manlar, hedeflerine ulaabilmek iin,
hi ekin meden ayaklanma yolunu
semilerdir.
C) Amerikann klasik asker gcn bilen
dmanlar, amalarnda baarl olmak
iin, ister iste mez ayaklanma yoluna
gitmilerdir.
D) Amerikann klasik asker stnlnn
sonucu olarak, dmanlar, ayaklanma
yoluna giderek amalarna ulamay
benimsemilerdir.
E) Amerikann klasik asker gcnden
ekinendmanlar, ancak ayaklanma
yoluyla hedef lerine ulaabileceklerini fark
etmilerdir.

ICON YABANCI DL AKADEMS


249. There are still places in the world where one
can go to dive and see very little indication
of human impact.
A) Hl dnyann pek ok yerinde dal
yaplabilir ve insan etkisinin ok az belirtisi
grlebilir.
B) Dnyada hl yle yerler vardr ki dal
yapmak iin buralara gidilebilir ve
buralarda insan etkisinin ok az belirtisi
grlebilir.

250. The Democratic Republic of Congos


government set up a special commission last
week to review at least 60 mining contracts
signed in the last ten years.
A) Son on yl iinde imzalanm olan 60 kadar
ma dencilik szlemesi, Demokratik Kongo
Cumhuriyeti hkmetinin geen hafta
oluturmu olduu zel bir komisyonca
incelenecektir.
B) Demokratik Kongo Cumhuriyeti
hkmetince ge en hafta kurulan zel
komisyon, ncelikle son on yl iinde
imzalanm olan 60 kadar madencilik
szlemesini inceleyecektir.

C) Dal yapmak iin gidilebilecek ve insan


etkisininok az grlebilecei yerleri
dnyada hl bul mak mmkndr.
D) Dnyada, insan etkisinin ok az olduu ve
dal yapmak iin gidilebilecek hl pek ok
yer bulunmaktadr.
E) Dnyada, dal yapmak iin gidilebilecek ve
in san etkisinin ok az belirtisi
grlebilecek yerler hl mevcuttur.

C) Demokratik Kongo Cumhuriyeti hkmeti,


son on ylda imzalanm olan en az 60
madencilik sz-lemesini gzden geirmek
iin, geen hafta zel bir komisyon
kurmutur.
D) Son on ylda imzalanm olan yaklak 60
madencilik szlemesinin gzden
geirilmesi amacyla, Demokratik Kongo
Cumhuriyeti hkmeti,zel bir komisyonu
geen hafta oluturmutur.
E) Geen hafta Demokratik Kongo
Cumhuriyeti hkmetince kurulan zel
komisyonun amac, son on ylda
imzalanm bulunan 60 kadar madencilik
szlemesini deerlendirmektir.

Sayfa 89 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


251. Undernutrition, a deficiency of essential
nutrients, can result from inadequate intake
because of poor diet or poor absorption from
the intestine.
A) Temel besin eksiklii olan yetersiz
beslenme, az beslenmeden veya
barsaktaki az emilimden dolay yeterli
gda alnmamasndan kaynaklana bilir.
B) Az beslenme veya barsaktaki az emilim
sonucu temel besinlerin yeterli
alnamamas nedeniy le, beslenme
yetersizlii oluur.
C) Temel besin eksiklii olarak anlalan
beslenme yetersizlii, az beslenme veya
barsakta az emilim sonucu ortaya
kmaktadr.
D) Az beslenme veya barsaktaki az emilim
nedeniyle yeterli gda alnamamas, temel
besinlerin eksikliine ve yetersiz
beslenmeye yol amaktadr.
E) Temel besinlerin eksikliine bal olarak
oluan beslenme yetersizliinin kayna, az
beslenme veya barsaktan az emilim
olmasdr.

253. The West needs to keep talking to Russia


about many things, notably about efforts to
prevent Iran from acquiring nuclear weapons.
A) rann nkleer silahlar retmesini
engelleme giri imleri, Batnn Rusya ile
konumak zorunda olduu pek ok
konunun iinde zellik tamaktadr.
B) Batnn Rusya ile konumak zorunda
olduu pek ok konu iinde zellikle rann
nkleer silahlar elde etmesini engelleme
giriimleri bulunmaktadr.
C) Batnn, Rusya ile pek ok konu zerinde,
zel likle rann nkleer silahlar edinmesini
engelleme abalar zerinde konumay
srdrmesi gerek mektedir.
D) Bat, rann nkleer silahlar edinmesini
engelle me abalar dahil, pek ok konuyu
zellikle Rusya ile tartmak zorundadr.
E) Bat, rann nkleer silahlar retmesini
engellemek iin yapaca giriimleri, Rusya
ile konuaca pek ok konu ile birlikte ele
almak zorundadr.

254. The issue under debate today is whether, for


all its flaws, capitalism is the best economic
system man has yet invented.

252. New Zealand was the first country in the


world to give women in 1893 the right to
vote.
A) 1893te dnyada kadnlara ilk seme hakk
veri len lke Yeni Zelandadr.
B) Dnyada kadnlara 1893te ilk seme
hakkn ve ren lke Yeni Zelanda olmutur.
C) Yeni Zelanda, dnyada, kadnlara 1893te
seme hakk veren ilk lkeydi.
D) Dnyada kadnlara ilk seme hakk,
1893te Yeni Zelandada verilmitir.

A) Bir sr aksaklklarna ramen,


kapitalizmin, insanolunun bugne kadar
ortaya koyduu en iyi iktisadi sistem olup
olmad tartlmaktadr.
B) Bugn tartlan konu, tm kusurlarna
ramen, kapitalizmin, insann imdiye
kadar icat ettii en iyi iktisadi sistem olup
olmaddr.
C) Eksiklikleri de olsa, insanln bugn ortaya
koy duu en iyi iktisadi sistemin, kapitalizm
olup olmad hl tartlmaktadr.

E) Kadnlara 1893te seme hakk verilen


dnyadaki ilk lke, Yeni Zelanda idi.

D) nsann imdiye kadar yaratt en iyi


iktisadi sistem olan kapitalizmin kusurlar,
bugn tartma konusudur.
E) nsanln bugne kadar yaratt en iyi
iktisadi sistem olmasna ramen,
kapitalizmin aksaklklar gnmzde
tartlmaktadr.
Sayfa 90 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


255. The Romantic movement in the arts, inspired
in part by the American and French
revolutions, emerged towards the end of the
eighteenth century.
A) Onsekizinci yzyln sonuna doru ortaya
kan Romantik akm, esas itibariyle
Amerikan ve Fransz devrimlerinden
kaynaklanarak sanatta gelimitir.
B) Sanatta Romantik akm, ksmen Amerikan
ve Fransz devrimlerinden esinlenmi olup,
onsekizinci yzyln sonuna doru ortaya
kmtr.
C) Romantik akmn sanatta ortaya k,
Amerika veFransz devrimlerinden g
alarak onsekizinciyzyln sonuna doru
olmutur.
D) Sanatta oluan Romantik akm, onsekizinci
yzyln sonuna doru ortaya karak,
tamamen Amerikan ve Fransz
devrimlerine dayanmtr.
E) Bir bakma Amerikan ve Fransz
devrimlerine dayanan Romantik akm,
onsekizinci yzyln sonuna doru ncelikle
sanatta grlmtr.

256. Many of the concepts, terms, and issues


related to social classes are also used in
Marxist criticism, which stems from the
works of the nineteenth-century German
philosopher Karl Marx.
A) Marxist eletiri, ondokuzuncu yzyl Alman
filozofu Karl Marxn eserlerine
dayanmakta olup, toplumsal snflara ilikin
bir ok kavram, terim ve konuyu ierir.
B) Toplumsal snflara ilikin olarak kullanlan
eitli kavramlar, terimler ve konular,
ondokuzuncu yzyl Alman filozofu Karl
Marxn eserlerine dayanan Marxist eletiri
ile rtmektedir.
C) Ondokuzuncu yzyl Alman filozofu Karl
Marxn eserlerinden ortaya kan Marxist
eletiri, toplumsal snflara ilikin kullanlan
ou kavram, terim ve konunun temelini
oluturur.
D) Toplumsal snflara ilikin pek ok kavram,
terim ve konu, ondokuzuncu yzyl Alman
filozofu Karl Marxn eserlerinden
kaynaklanan Marxist eletiride de
kullanlmaktadr.
E) Toplumsal snflar tanmlamada kullanlan
deiik kavram, terim ve konular,
ondokuzuncu yzyl Alman filozofu Karl
Marxn almalarndan esinlenen Marxist
eletirinin kapsamn belirler

Sayfa 91 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


257. The European Union can help
underdeveloped countries, especially those
in Africa, by offering financial aid, more open
trade arrangements and easier visa
conditions.
A) Avrupa Birliinin, zellikle Afrikadaki az
gelimi lkelere yardm edebilmek iin,
mali yardm, daha ak ticaret kolaylklar
ve daha uygun vize koullar sunmas
gerekir.
B) Avrupa Birlii, az gelimi lkelere, zellikle
Afri- kadakilere, mali yardm, daha ak
ticaret dzenlemeleri ve daha kolay vize
koullar sunarak yardm edebilir.

258. Although Plato loves Homer and regularly


cites from his epics, he insists on the
censorship of those passages that represent
morally controversial behaviour.
A) Platon, Homerosu sevmesine ve onun
destanlarndan dzenli olarak alntlar
yapmasna ramen, ahlk bakmdan
tartmal davranlar yanstan blmlerin
sansr edilmesinde srar eder.
B) Homerosu seven Platon, onun destanlarna
srekli atfta bulunsa da ahlk anlamda
zararl davranlar tasvir eden blmlerin
sansr edilmesi iin ok aba gstermitir.

C) Az gelimi lkelere mali yardm, daha ak


ticaret olanaklar ve daha rahat vize
kolaylklar sunan Avrupa Birlii, zellikle
Afrikadaki lkelere yardm edebilir.

C) Platon, bir yandan Homerosu sevmi, bir


yandan da onun destanlarndaki ahlka
aykr davranlar ieren blmlere iaret
ederek, bunlarn sansr edilmesi iin
srekli talepte bulunmutur.

D) Avrupa Birliinin, az gelimi ve zellikle


Afrikadaki lkelere yardm edebilmesi iin,
mali yardm ve daha ak ticaret
koullarnn yan sra, daha uygun vize
kolaylklar da sunmas gerekir.

D) Homerosu sevmi olmasna ramen,


Platon, onun destanlarndaki ahlk
bakmdan kabul edilemez blmleri
eletirerek, bunlarn sansr edilmesi
gerektiini vurgular.

E) Avrupa Birliinin az gelimi lkelere ve


zellikle Afrika lkelerine yapaca
yardmlar, mali yardm, daha ak ticaret
koullar ve daha uygun vize kolaylklar
olabilir.

E) Platon, Homerosu sevmi olsa bile, onun


destanlarn srekli eletirerek, ahlka
aykr davranlar ne karan blmlerin
tamamen sansr edilmesinin art olduunu
ileri srer.

Sayfa 92 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


259. Politics and economics were primary
concerns of writers and intellectuals in
America during the 1930s, because the stock
market crash in October 1929 had
precipitated a total collapse in the economy.
A) Ekim 1929da borsa yere aklnca,
ekonomide tam bir k yaand ve bu
nedenle, siyaset ve iktisat, 1930larda
Amerikada yazar ve aydnlarn en bata
gelen ilgi alanlar idi.

260. The amount and severity of global warming


depend on how much greenhouse gas we add
to the atmosphere.
A) Atmosfere ne kadar sera gaz ilve edersek,
buna bal olarak, kresel snmann miktar
ve younluu deiir.
B) Kresel snmann miktar ve iddeti,
atmosfere ne kadar sera gaz ilve
ettiimize baldr.

B) Ekim 1929da borsann yere aklmas


sonucu, ekonomi tam bir k yaad
iin, 1930lar boyunca Amerikada yazar ve
aydnlarn en ok zerinde durduu
konular, siyaset ve iktisatt.
C) Siyaset ve iktisat, 1930larda Amerikada
yazarlarn ve aydnlarn ncelikli konular
idi, nk borsann Ekim 1929da yere
aklmas, ekonomide tam bir ke yol
amt.
D) 1930lu yllarda Amerikada yazar ve
aydnlarn en ok ilgilendii konular siyaset
ve iktisat oldu, nk borsa Ekim 1929da
yere aklm ve dolaysyla ekonomi
tamamen kmt.
E) Ekim 1929da borsa tamamen yere
aklnca, ekonomide grlmemi bir k
olmu ve bu nedenle siyaset ve iktisat,
1930lu yllarda Amerikada yazar ve
aydnlarca en ok ele alnan konular
arasnda olmutur.

Sayfa 93 / 103

C) Kresel snmann miktarna ve iddetine


bal olarak, atmosfere ne kadar sera gaz
ilve ettiimiz anlalabilir.
D) Atmosfere ilve ettiimiz sera gaznn ne
miktarda olduu, kresel snmann miktar
ve younluuna baldr.
E) Atmosfere ne lde sera gaz ilve
ettiimize bal olarak, kresel snmann
miktar ve iddeti anlalr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


261. Renaissance humanism played some role in
the growing fascination with the intricate
mechanisms at work in the universe.
A) Karmak bir ekilde ileyen
mekanizmalarn oluturduu evrene
hayranlk duyulmasnda, Rnesans
hmanizmasnn oynad rol nemlidir.
B) Evrenin karmak mekanizmalardan
olutuuna ilikin dncenin giderek
gelimesinde, Rnesans hmanizmasnn
oynad rol hayranlk vericidir.
C) Rnesans hmanizmas, evreni oluturan
karmak mekanizmalarn ileyiine
duyulan hayranlkta nemli rol oynamtr.
D) Rnesans hmanizmas, evrende ileyen
karmak mekanizmalara ilikin giderek
artan hayranlkta biraz rol oynamtr.

263. Music in Western Europe in the fifteenth and


sixteenth centuries reached such a high point
of development that, like painting and
sculpture, it constituted one of the most
brilliant aspects of the era.
A) Bat Avrupada mzik, on beinci ve on
altnc yzyllarda yksek bir gelime
noktasna ulam olup, resim ve heykelin
yan sra, dneminin parlak bir ynn
ortaya koymutur.
B) On beinci ve on altnc yzyllarda Bat
Avrupa da mzik, ylesine yksek bir
gelime noktasna ulat ki, resim ve heykel
gibi, dnemin en parlak ynlerinden birini
oluturmutur.
C) Mzik, on beinci ve on altnc yzyllarda,
resim ve heykele benzer yksek bir gelime
gstermi ve dneminin parlak bir ynn
oluturmutur.

E) Evrende karmak mekanizmalarn


ileyiine ili kin duyulan hayranln
artmasnda, Rnesans hmanizmasnn
oynad rol olduka nemlidir.

262. Kepler believed that everything in creation,


from human souls to the orbits of the
planets, had been created according to
mathematical laws.
A) Keplerin de inand gibi, insan ruhu ve
geze genlerin yrngeleri de dahil,
dnyadaki her ey, matematik yasalaryla
uyumlu olarak yaratlmtr.
B) Keplerin inancna gre, insan ruhu ve
gezegen lerin yrngeleri dahil her ey,
matematik yasala rna uygun olarak
yaratlmtr.
C) Keplere gre, insan ruhu ve gezegenlerin
yrn geleri de dahil her ey, matematik
yasalaryla tam bir uyum iinde
yaratlmtr.
D) Kepler, her eyin, matematik yasalarna
uygunyaratldna ve buna, insan ruhu ile
gezegenle rin yrngelerinin de dahil
olduuna inanyordu.
E) Kepler, insan ruhundan gezegenlerin
yrngele rine kadar, yaratlm olan her
eyin, matematik yasalarna gre yaratlm
olduuna inanyordu.

Sayfa 94 / 103

D) On beinci ve on altnc yzyllarda Bat


Avrupa da yksek bir gelime gsteren
mzik, tpk resim ve heykel gibi,
dneminin en parlak ynn temsil
etmektedir.
E) Mziin, on beinci ve on altnc yzyllarda
Bat Avrupada yksek bir gelime dzeyine
ulam olmas, tpk resim ve heykel gibi,
dnemin ok parlak bir ynn ortaya
koymaktadr.

ICON YABANCI DL AKADEMS


264. In the 1960s, organized terrorist tactics
became an important part of political conflict
in the Middle East, Europe, and Latin
America.

265. Most historians have argued that the causes


and outcomes of the French Revolution
should be understood in terms of class
interests.

A) Orta Dou, Avrupa ve Latin Amerikadaki


siyasal atmalarn nemli bir yn olan
rgtl terrist taktikleri, 1960larda
ortaya kmtr.

A) ou tarihi, Fransz htilalinin


nedenlerinin ve sonularnn, snf karlar
balamnda anlalmas gerektiini ileri
srmlerdir.

B) rgtl terristlere zg taktikler,


1960larn Orta Dou, Avrupa ve Latin
Amerikasndaki siyasal atmalarn nemli
bir boyutunu oluturmutur.

B) Hemen hemen tm tarihiler, Fransz


htilalinin nedenlerini ve sonularn, snf
karlar ile balantl olarak anlamak
gerektiini vurgulamlardr.

C) 1960larda, rgtl terrist taktikler, Orta


Dou, Avrupa ve Latin Amerikada siyasal
atmann nemli bir paras olmutur.

C) Pek ok tarihi, Fransz htilalinin


nedenlerinin ve sonularnn
anlalabilmesi iin, snf karlarnn esas
alnmas gerektiini belirtmitir.

D) rgtl terristlerin taktikleri, 1960larda


Orta Dou, Avrupa ve Latin Amerikadaki
siyasal mcadelelerde nemli bir yer
tutmutur.
E) Orta Dou, Avrupa ve Latin Amerikada
1960 lardaki siyasal mcadelelerin
temelini, nemli lde, rgtl
terristlerin kulland taktikler
oluturmutur.

D) Fransz htilalinin nedenlerini ve


sonularn an layabilmek iin, tarihilerin
ou, snf karlarn temel alma gerei
duymutur.
E) Tarihilerin ou, Fransz htilalinin
nedenlerini ve sonularn, snf karlar
balamnda anlama gerei duymutur.

Sayfa 95 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


266. In southern regions of Iran during the fifth
millennium BC, vivid compositions that
integrated abstract and figurative elements
in a well-balanced scheme were produced in
several painted-ceramic traditions.
A) M beinci binyl boyunca, soyut ve
sembolik geleri dengeleyerek
btnletiren canl eserler, rann gney
ksmlarnda deiik seramik boyama
gelenekleriyle tasarland.
B) M beinci binyl boyunca, rann gney
blgelerinde, farkl seramik boyama
geleneklerine gre, soyut ve sembolik
geleri belirgin bir dzen iinde sunan
eserler ortaya konuldu.
C) M beinci binyl boyunca, muazzam
ekilde dengelenmi soyut ve sembolik
geler ieren canl eserler, rann gney
blgelerinde, seramik boyama geleneiyle
yaratld.
D) M beinci binyl boyunca, rann gney
blgelerinde, eitli seramik boyama
gelenekleriyle, soyut ve sembolik geleri
dengeli bir ekilde kaynatran canl eserler
retildi.
E) M beinci binyl boyunca, rann gney
blgelerinde, soyut ve sembolik geleri
dengeli bir ekilde badatran canl
eserler, belirli seramik boyama gelenekleri
erevesinde yaratld.

Sayfa 96 / 103

267. NASA has launched a new observing satellite


designed to collect more data about solar
energy and improve our understanding of
how tiny atmospheric particles called
aerosols affect the Earths climate.
A) NASA, gne enerjisi ile ilgili daha fazla veri
toplamak ve aerosol ad verilen kk hava
paracklarnn dnya iklimini nasl
etkiledii hakkndaki anlaymz
gelitirmek iin tasarlanm yeni bir gzlem
uydusu frlatt.
B) NASA, gne enerjisi ile ilgili daha fazla veri
toplayan ve aerosol olarak bilinen kk
hava paracklarnn dnya iklimini nasl
deitirdii hakkndaki anlaymz
gelitiren yeni bir gzlem uydusu frlatt.
C) NASA, yeni bir gzlem uydusu frlatt ve bu
bizim gne enerjisi ile ilgili bilgimizi
artrmak ve aeorosol olarak bilinen kk
hava paracklarnn dnya iklimini nasl
etkiledii hakkndaki anlaymz
gelitirmek iin tasarland.
D) NASA, gne enerjisi ile ilgili daha fazla
veri toplamay ve aerosol ad verilen kk
hava paracklarnn dnya iklimini nasl
etkiledii hakkndaki anlaymz
gelitirmeyi amalayarak yeni bir gzlem
uydusu frlatt.
E) NASA, gne enerjisi ile ilgili daha fazla
veri toplamak iin tasarlanm yeni bir
gzlem uydusu frlatt ve aerosol ad
verilen kk hava paracklarnn dnya
iklimini nasl etkiledii hakkndaki
anlaymz gelitirdi.

ICON YABANCI DL AKADEMS


268. Powerful political leaders have been bitterly
complaining about the fact that what they
perceive as a display of unfair attitudes and
invasions of privacy are being carried out by
opponent groups.
A) Haksz tutumlarn sergilenmesi ve
mahremiyetin ihlali gibi konularn muhalif
liderler tarafndan ortaya atlmas gl
siyasi liderleri byk lde rahatsz
etmektedir.
B) Gl siyasi liderler, haksz tutumlarn
sergilenmesi ve mahremiyetin ihlali olarak
algladklar eylerin muhalif gruplar
tarafndan gerekletirilmesinden iddetle
yaknmaktadrlar.
C) Gl siyasi liderler, muhalif olarak
grdkleri gruplarn haksz tutum
sergilemesi ve mahremiyeti ihlal
etmesinden olduka ok ikyet
etmektedirler.

269. The trial of the suspect for an alleged $7


billion embezzlement was put on hold,
following the psychiatric report that he was
psychologically unfit for the hearing.
A) 7 milyar dolar civarnda paray gya
zimmetine geiren phelinin yarglanmas,
duruma iin hazr olamayacan bildiren
psikiyatr raporunun verilmesiyle ertelendi.
B) Psikolojik olarak durumaya hazr olmad
psikiyatri raporuyla iddia edilen phelinin
7 milyar dolarlk zimmet davas ertelendi.
C) 7 milyar dolar zimmetine geirmesini
takiben duruma iin psikolojik olarak
hazr olmad psikiyatri raporuyla
belirlenen phelinin durumas sresiz
olarak ertelendi.
D) 7 milyar dolarlk zimmet davasnn
ertelenmesinin ardndan phelinin
duruma iin psikolojik olarak hazr
olmad raporu da verildi.

D) Muhalif gruplarn haksz tutumlar aa


vurmas ve mahremiyeti ihlal etmesi, gl
siyasi liderlerin byk lde yaknd
durumlardandr.
E) Gl siyasi liderler, muhalif gruplar
tarafndan gerekletirildiine inandklar
haksz tutumlarn sergilenmesi dnda
mahremiyetin ihlali gibi durumlardan da
iddetle yaknmaktadrlar.

Sayfa 97 / 103

E) 7 milyar dolar zimmetine geirdii iddia


edilen phelinin yarglanmas, duruma
iin psikolojik olarak hazr olmadn
gsteren psikiyatri raporunun ardndan,
ertelendi.

ICON YABANCI DL AKADEMS


270. A court in Ecuador ordered Chevron to pay
$9.5 billion for the environmental and social
damage to the Amazon region caused by
Texaco.
A) Texaco'nun, Amazon blgesine verdii
evresel ve sosyal hasarn giderilmesi iin
Ekvador'da bir mahkeme Chevron'a 9,5
milyar dolarlk fatura kard.
B) Ekvador'da bir mahkeme, Texaco'nun
Amazon blgesinde verdii iddia edilen
evresel ve sosyal hasar iin Chevron'un
yaklak 9,5 milyar dolar demesine
hkmetti.

271. As the coalition government drew up its


detailed plans to cut public spending last
autumn, in order to deal with Britain's
swollen budget deficit, the economic
conditions were unexpectedly favourable.
A) Koalisyon hkmetinin ngilterenin artan
bte an ele almak amacyla geen
sonbahar ayrntl planlar hazrlad srada,
ekonomik koullar beklenmedik biimde
olumluydu.
B) ngiltere'deki koalisyon hkmeti byk
sorun olan bte an ele almak amacyla
geen sonbaharda ayrntl planlar
yaparken, ekonomik koullar iyilemeye
balad.

C) Ekvador'da bir mahkeme, Amazon


blgesinde Texaco'nun sebep olduu
evresel ve sosyal hasar iin Chevron'un
9,5 milyar dolar demesine karar verdi.
D) Texaco'nun Amazon blgesinde sebep
olduu evresel ve sosyal felaket iin
Ekvador'daki bir mahkemede Chevron'a
9,5 milyar dolarlk tazminat davas ald.
E) Ekvador'da bir mahkeme, verdii hkmle,
Amazon blgesinde Texaco ve Chevron'un
9,5 milyar dolar demesini gerektirecek bir
evresel ve sosyal felaket olduunu iddia
etti

Sayfa 98 / 103

C) ngiltere'nin giderek artan bte an


azaltmak isteyen koalisyon hkmeti geen
sonbaharda ayrntl planlar yaparak
ekonomik koullar dzeltti.
D) ngiltere koalisyon hkmetinin giderek
artan bte an azaltmak iin geen
sonbahar ayrntl kararlar ald srada,
ekonomik koullarn birdenbire iyiletii
fark edildi.
E) Koalisyon hkmeti ngiltere'nin ciddi
boyutlardaki bte an azaltmak
amacyla ayrntl planlar hazrlarken,
ekonomik koullarn daha da ktye gittii
grld

ICON YABANCI DL AKADEMS


272. Genetics sprang up with the discovery by
Mendel that observable hereditary
characteristics are determined by factors
which are invariable and transmitted from
one generation to the next.
A) Genetik biliminin ortaya kmasn salayan
etken; Mendelin, gzlemlenebilir kaltsal
zelliklerin deimeyen ve nesilden nesile
aktarlan faktrler tarafndan belirlendiini
kefetmesiydi.
B) Genetik bilimi; Mendelin, gzlemlenebilir
kaltsal zelliklerin deimeyen ve nesilden
nesile aktarlan faktrler tarafndan
belirlendiini kefetmesiyle filizlendi.
C) Genetik bilimi; Mendelin, deimeyen ve
nesilden nesile aktarlan faktrleri
gzlemlenebilir kaltsal zelliklerle
aklamasyla ortaya kt.
D) Mendelin gzlemlenebilir kaltsal
faktrlerin nesilden nesile aktarldn
kefetmesiyle genetik bilimindeki
deimeyen zellikler ortaya kt.
E) Mendel, gzlemlenebilir kaltsal zelliklerin
deimeyen ve nesilden nesile aktarlan
faktrler tarafndan belirlendiini kefetti
ve bylelikle genetik bilimi filizlendi.

273. The weather was cold and wet, but it could


not deter thousands of people from gathering
by the River Thames to watch the 1,000-boat
parade designed to celebrate Queen
Elizabeths 60th year on the throne.
A) Hava souk ve yalyd ancak bu, Kralie
Elizabethin tahttaki 60. yln kutlamak iin
dzenlenen 1000 botluk geit trenini
izlemek zere binlerce kiiyi Thames
Nehrinin kysnda toplanmaktan
caydramad.
B) Hava, souk ve yal olmasna ramen
Kralie Elizabethin tahttaki 60. yln
kutlamak iin dzenlenen 1000 botluk geit
trenini izlemek isteyen binlerce kiiyi
Thames Nehrinin kysnda toplanmaktan
vazgeiremedi.
C) Hava souk ve yalyd fakat Thames
Nehrinin kysnda toplanan binlerce kii
buna aldr etmeden Kralie Elizabethin
tahttaki 60. yln kutlamak iin dzenlenen
1000 botluk geit trenini izlemeye devam
etti.
D) Hava souk ve yalyd ancak Kralie
Elizabethin tahttaki 60. yln kutlamak iin
dzenlenen 1000 botluk geit trenini
izlemeye gelen binlerce kiiyi Thames
Nehrinin kysnda toplanmaktan
vazgeirecek kadar caydrc deildi.
E) Hava souk ve yalyd ama yine de Kralie
Elizabethin tahttaki 60. yln kutlamak iin
dzenlenen 1000 botluk geit trenini
izlemek zere binlerce kiiyi Thames
Nehrinin kysnda toplanmaktan
alkoyamad.

Sayfa 99 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS


274. Perhaps the major reason why people do not
exercise is that they generally associate it
with sweat-soaked clothes and physical
exhaustion.
A) nsanlarn egzersiz yapmaktan
kanmalarnn balca sebebi, egzersizi
genellikle tere bulanm kyafetler ve
fiziksel yorgunluk olarak alglamalardr.
B) nsanlarn egzersiz yapamamalarnn
balca sebebi belki de egzersizi, tere
bulanm kyafetler ve fiziksel yorgunlukla
badatrmalardr.
C) Belki de insanlarn egzersiz
yapmamalarnn en nemli nedeni,
egzersizi ounlukla tere bulanm
kyafetler ve fiziksel yorgunluk olarak
grmeleridir.
D) Belki de insanlarn egzersiz
yapmamalarnn ardndaki neden,
egzersizin genelde tere bulanm kyafetler
ve fiziksel yorgunlukla ilikilendirilmesidir.
E) Belki de insanlarn egzersiz
yapmamalarnn balca nedeni, egzersizi
genellikle tere bulanm kyafetler ve
fiziksel yorgunlukla ilikilendirmeleridir.

276. While the US and the European Union have


enacted legislation designed to prevent the
importation of products obtained from
endangered plants and animals, this
legislation has had little impact in the Third
World Countries that are home to many of
these species.
A) ABD ve Avrupa Birlii, soyu tkenmekte
olan bitki ve hayvanlardan elde edilen
rnlerin ithalatn nlemek iin bir yasa
tasarlanmasn ve bu trlerin ounun ana
vatan olan nc Dnya lkelerinde de
bu yasann yrrle girmesini salamtr.
B) ABD ve Avrupa Birlii, soyu tkenmekte
olan bitki ve hayvanlardan elde edilen
rnlerin ithalatn durdurmak iin bir yasa
tasars hazrlam ancak bu yasa, birok
trn ana vatan olan nc Dnya
lkelerinde etkili olamamtr.
C) ABD ve Avrupa Birlii, soyu tkenmekte
olan bitki ve hayvan trlerini korumak iin
tasarlanan bir yasay yrrle koyarken,
bu trlerin ounun ana vatan olan
nc Dnya lkelerinde tam tersine,
bitki ve hayvanlardan elde edilen rnlerin
ithalatnda art grlmtr.
D) ABD ve Avrupa Birlii, soyu tkenmekte
olan bitki ve hayvanlardan elde edilen
rnlerin ithalatn nleyecek yasay
hazrlam ancak birok trn ana vatan
olan nc Dnya lkelerinde bu yasay
yrrle koyamamtr.

275. The real measure of the level of justice in


any society is how it treats its minorities,
who are generally its most vulnerable
citizens.
A) Adaletle ilgili kilit nokta, toplumun en
korunmasz vatandalarndan olan
aznlklara genellikle nasl davranlddr.
B) Herhangi bir toplumda adalet dzeyinin
gerek ls, o toplumun genellikle en
korunmasz vatandalar olan aznlklara
nasl davranddr.
C) Toplumun en korunmasz vatandalar olan
aznlklara nasl davranld, herhangi bir
toplumun adalet dzeyinin genellikle
gerek lsdr.
D) En korunmasz vatandalar olan aznlklara
nasl davranld, sz konusu toplumun
adalet dzeyinin kilit noktasdr.
E) Bir toplumun adalet dzeyi, genellikle o
toplumda en korunmasz vatandalar olan
aznlklara davran ekliyle llebilir.

Sayfa 100 / 103

E) ABD ve Avrupa Birlii, soyu tkenmekte


olan bitki ve hayvanlardan elde edilen
rnlerin ithalatn nlemek iin
tasarlanan yasay yrrle koymasna
ramen, bu trlerin ounun ana vatan
olan nc Dnya lkelerinde bu yasann
etkisi azolmutur.

ICON YABANCI DL AKADEMS


277. Unless international cooperation is ensured
to ban the non-essential uses of some
chemicals, the depletion of the ozone layer
will continue to pose a serious threat to
human health.
A) Baz kimyasallarn gereksiz kullanmlarn
engellemek iin uluslararas bir ortaklk
kurulsa bile ozon tabakasnn incelmesi,
insan saln byk lde tehdit etmeye
devam edecektir.
B) Ozon tabakasnn incelmesi insan sal iin
byk bir tehlike oluturmaktadr, nk
birtakm kimyasallarn kullanmlarn
yasaklayacak uluslararas i birlii henz
salanamamtr.
C) Baz kimyasallarn gereksiz kullanmlarn
yasaklamak iin uluslararas i birlii
salanmazsa ozon tabakasnn incelmesi,
insan sal iin ciddi bir tehdit
oluturmaya devam edecektir.
D) Ozon tabakasnn incelmesi insan saln
byk lde tehlikeye att iin baz
kimyasallarn gereksiz kullanmlar
uluslararas i birlii salanarak
yasaklanmaldr.
E) eitli kimyasallarn gereksiz kullanmlarn
azaltmak iin uluslararas i birlii
salanmad srece ozon tabakasnn
incelmesi, insan sal iin nemli bir
tehdit oluturmay srdrecektir.

Sayfa 101 / 103

278. Most of the fears that we had when we were


children are actually quite profound, but as
we grow older and become more selfsufficient, the reality of fears diminishes.
A) ocukken yaadmz korkularn ou,
aslnda olduka derindir ancak byyp
kendimize daha fazla yeter hle geldike
korkularn gereklii azalr.
B) ocukken aslnda ok derin birok korku
yaarz fakat byyp daha ok kendimize
yettike bu korkular gerekliini yitirir.
C) ocukken yaadmz korkularn ou,
aslnda olduka derin boyuttadr ancak
byyp kendimize daha fazla yeten
bireyler hline geldiimizde bu korkular
zamanla ortadan kalkar.
D) ocukken yaanlan korkularn ou,
aslnda olduka derindir fakat kendimize
yetecek kadar bydmzde bu korkular
gerekliini kaybeder.
E) ocukken yaadmz korkularn ou,
aslnda olduka derin olsa da byyp
kendimize daha fazla yettike bu korkular
gerek olmaktan uzaklar.

ICON YABANCI DL AKADEMS


279. For the last 20 years, there has been
an ongoing argument as to whether
jazz is no longer an exclusively
American let alone an Afro-American
music.

280. Patriarchy originally meant superiority of


the father and used to be employed by
sociologists to describe family structures
where the father rather than the mother
was dominant.

A) Son yirmi yldr, Afro-Amerikan mzii


olmaktan kt varsaylan cazn sadece
Amerikan mzii olup olmadn
sorgulayan bir tartma bulunmaktadr.

A) Ataerkillik, esasen babann ayrcaln ifade


etmekteydi ve toplum bilimciler tarafndan
anneden ziyade babann baskn olduu aile
yaplarn tanmlarken kullanlrd.

B) Son yirmi yln sregelen tartmas, AfroAmerikan mzii olmasndan ziyade, cazn
artk tamamyla Amerikan mzii olup
olmaddr.

B) Ataerkillik, znde babann hkimiyeti


anlamn tamaktayd ve toplum bilimciler
tarafndan anneden ziyade babann baskn
olduu aile yaplarn ele alrken kullanlrd.

C) Son yirmi yldr, cazn Afro-Amerikan


mzii olmasn gz ard eden ve tamamen
Amerikan mzii olduunu savunan bir
tartma sregelmektedir.

C) Ataerkillik, ilk olarak babann stnl


anlamna sahipti ve toplum bilimciler
tarafndan anneden ziyade babann n
planda olduu aile yaplarn tasvir etmek
iin kullanlrd.

D) Son yirmi yldr, Afro-Amerikan mzii


olmasn brakn, cazn daha ne kadar
Amerikan mzii olarak anlabilecei
tartlmaktadr.

D) Ataerkillik, balangta babann stnl


anlamna gelmekteydi ve toplum bilimciler
tarafndan anneden ziyade babann baskn
olduu aile yaplarn tanmlamak iin
kullanlrd.

E) Son yirmi yldr, Afro-Amerikan mzii


olmasn bir kenara brakn, cazn artk
yalnzca Amerikan mzii olup olmad
konusunda sregelen bir tartma
mevcuttur.

E) Ataerkillik, aslen babann stnl


anlamna gelmekteydi ve toplum bilimciler
tarafndan anneden ziyade babann
sznn getii aile yaplarn vurgulamak
iin kullanlrd.

Sayfa 102 / 103

ICON YABANCI DL AKADEMS

Sayfa 103 / 103

You might also like