Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 149

Ali eriati - Kevir

le ni (Hubut-Kevir)
Rahman ve Rahm Olan Allahn Adyla.

Fecr Yaynlan: 28
zgn Ad: Kevfr
Redaksiyon: Fecr Dizgi: lkay
Kapak: Ayan Grafik Kapak Basks: Orhan Ofset Bask: Yldzlar Matbaas CUt: ifti Mcelthanesl
1. Basm : Nisan'92
Fecr Yaynevi
lkiz Sokak 24/29 06430 Shhiye / Ankara Tel: 230 39 54

Ali eriat: KEVR


Trkesi Muhammed Nayif ayir
Ankara 1992

iindekiler
nsz 7
kevir 37
kariz 71
arkadama mektup 83
sevgi aktan stndr 103
tapndklanm. 123
ilahi tragedya 157
observatoir parknda 173
ocuk sevgisi 219
tapnak 237
nevnz 325
insanlar ve szler 333

yaratl ezgisi 363

Sen yalnz gnl bilirsin,


Msr lkesinde yalnz imisin.
Toplum Kitab

nsz
imdiki yalnzln korkusuyla, tarihe kaarken, almnn banda bilin, duygu ve dnce atlganl suuyla otuz
yandayken gvdesi yark yank edilip zerine mum eritilen kardeim Aynulku zat' buldum... Bilgisizlik dnemlerinde bilin
bal bana bir sutur. Gsz braklmlar ile gszler arasnda ruh ycelii ve gnl yreklilii, su birikintileri
lkesindeBudba'nm deyimiyle ada olmak balanmayacak bir gnahtr. Kendimden bir "dank yaknma* okuduum ok
oluyor imi. Sonra bunu kardeim Aynulkuzatin yazdn gryor imi im. Yine bunun gibi bu yazy, onun yaknmasnda
okudum. Ben kendim yazmm gibi grdm. *Ya ktnlk"tn kendisi iki "yaktn"n bir eit bakalamadr da ondan. imdi onun
KevirHme ilikin nsz ile Kevtfde bana ilikin nszne geelim[Ne yazsam gnlm doyuma ulamyor! Bu gnlerde
yazdklarmn lm, yazlmasnn yazlmamasndan daha iyi olacana inanmadm yazlardr. Arkada! Dorular,
dosdorular... hep sylenmez. Kendimi kys grnmeyen
7

bir denize atmam da gerekmez. "Kendim de olmadan, "kendime gelince onlan yazdma zleceim, onlardan dolay
incineceim yazlar yazmam da gerekmez. Arkada! Korkuyorum korkulmas da gerekiyor yazgnn tuzandan... Gerekten de,
sevginin dokunulmazlna andolsun; bu yazdklanmla "mutluluk dolu bir yol mu, yoksa "aclar* dolu bir yol mu yryorum,
bilmiyorum! Gerekten de, bu yazdklarmn "boyun emek mi yoksa "ba kaldrmak m olduunu bilmiyorum! Keke hepten
bilgisiz olsaydm da kendimden kurtulsaydm! Devinim ile durgunluk anlannda birtakm yazlar yaznca onlardan^ dolay
inciniyorum, ok! Tanr'nn yolunda birtakm yazlar yaznca da inciniyorum. Sevenlerden sz etsem de olmuyor,
dnenlerden sz etsem de olmuyor, yazdka yazsam da olmuyor, hi yazmasam da olmuyor, sylesem de olmuyor, sessiz
kesitsem de olmuyor, bunu aklasam da olmuyor, aklama sam da olmuyor, suskun dursam da olmuyor!
(Ak Risalesi)
(Ne yazsam gnlm doyuma ulamyor! Bu gnlerde yazdklanmn tm, yazlmasnn yazlmamasndan daha iyi olacana
inanmadm yazlardr.
Arkada!
Dorular, dosdorular... hep sylenmez. Kendimi kys grnmeyen bir denize atmam da gerekmez. "Ken dim* de olmadan,
"kendim"e gelince onlan yazdma zleceim, onlardan dolay incineceim yazlar yazmam da gerekmez.
8

Arkada!
Korkuyorum korkulmas da gerekiyor yazgnn tuzandan...
Gerekten de, sevginin dokunulmazlna andolsun; bu yazdklanmla 'mutluluk" dolu bir yol mu, yoksa "aclar" dolu bir yol mu
yryorum, bilmiyorum!
Gerekten de, bu yazdklarmn "boyun emek mi yoksa "ba kaldrmak" m olduunu bilmiyorum!

Keke hepten bilgisiz olsaydm da kendimden kur tulsaydm! Devinim ile durgunluk anlannda birtakm yazlar yaznca onlardan
dolay inciniyorum, ok!
Tannnn yolunda birtakm yazlar yaznca da inciniyorum.
Sevenlerden sz etsem de olmuyor,
Dnenlerden sz etsem de olmuyor,
Yazdka yazsam da olmuyor,
Hi yazmasam da olmuyor,
Sylesem de olmuyor,
Sessiz kesilsem de olmuyor,
Bunu aklasam da olmuyor,
Aklamasam da olmuyor,
Suskun dursam da olmuyor!]
9

Yeni Basknn "nsz" Yerine Baka Bir Sz


Varlm yalnz bir szcktr benim! Yaamm da yalnz o szc haykrmaktr. Ancak u biimde: Konumak,
retmenlik yapmak, yazmak. Yalnzca kiilerin beendii: Konumaktr. Benim de kiilerin de beendii: * retmenlik
yapmaktr. Kendimi durgunlatrarak bununla i yaptm deil, yaadm duyumsadm ise: Yazmaktr!
Yazlanm da e aynim Toplumsallar tslamsallar lseller
Yalnzca kiilerin beendii, toplumsallardr. Benim de kiilerin de beendii, Islamsallardr. Kendimi durgunlatrarak
bununla i yaptm deil, nc desem yazdm da deil... tersine, yaadm duyumsadm ise lsel lerdirp)
te bunlan yaynlarken oluan kukularm bu yzdendir. Eylemlerimin yansra dncelerimin bir sonucu olmayp, tmden
'varlmn paralan'ndan oluan on bin kelimeye yaklaan bu yz sayfalk yazm oluturan szckler ise beni dnemin
takranlarnn altna srklemi krdryor. Burnu ve gzleri bal bir eein ektii u acmasz "deirmen", iimin, beynimin,
duygularmn, sinirle(1) emsI TebrizYin de deyiiyle:
O Yazc eit yaz yazd,
Birini o okudu bakalar deil Birini o da okudu bakalar da Biri o da okumad bakalar da

10

rimin zerinde dndke dnyor, dnyor, dnyor... gecenin bitimine dek! Bylece gn balarken balam olduu yere
yeniden gelmi oluyor. Bu dnme byle srp gidiyor. Bu dng ile, bu "eein" yolculuk gibi bir amacnn olmad apak
ortadadr. Bu ta da bir yerlere gtrmeyecektir. Bir amac varsa, o da bizim yamz karmak ur. Bir sonucu varsa, o da
bizden arta kalan paralarn, zerimizden geen, dolaysyla "yaam" denilen "sinsi fsl dayc!" gccegndzn ayaklan altnda
ezilmesidir.

Kaygm se udur:
Btn bu "ac", "olumsuzluk" ile "samalklar genlik, umut, inan cokusuyla dolup taarak "gitmek", "ulamak", "yapmak"
zere yola km olan bu kuan iine dkmek, ldrmek zere saln bozmak demek deil midir?
Bu soruya olumlu, olumsuz hzla, kesin bir yant vermek, nemsememenin yansra aamalan hzla atlayp gemeyi
oluturacaktr. "Yaznsal bir yapt" eksizsiz olduu oranda eksii de olacaktr. Saint Bcuve'n de deyiiyle; "yazarn
kaleminden akan damlalarn yansra okuyucusunun gzlkleri altnda oluan bir flizcikdir." Dolaysyla bu soruyu yantlarken
bu "yaptn iki yaratcsn gz nnde bulundurmak gerekir... Bu yaptma getirilen eletiriler ise teki yaptlarma getirilen
eletirilerden daha elikili olup, birbirlerinin kart olduu bile sylenebilir. Ancak, bilinli eletirmenlerden Fransa'da
oturan tran'l bir bilimadam olan sayn doktor Bedi', "Drtyol" Le Carrefour adl bir dergide yaymlad bir yazda yapttan
ok beni ruhsal, dnsel, toplumsal alardan zmlemeye alarak onu, "Kara Mucize" adyla dile getirmitir. Mucize
oluu "kail

0
Iem"den dolaydr. Kara oluu ise "duygulara yapu et ki"den dolaydr. Ben bu kara etki olayn tmden yok sayacak deilim.
Tersine, "ln* bayndrl yok etme eiliminde olduu aka ortadadr. Sudan, bayndrlktan kesildiinden dolay l, bir
eit "krgnlkur. Mutluluk, tatllk ile durgunlua kar bir rpntr. *Gzel grmeyi* elden karmaktr. Bu gzel grme,
bir aacn glgesinde uzanarak yanbana ahr kurup ii sevgiyle dolup taarken kendince mutlu olup btn bu nimetlerin
karln verircesine duran kimsenin gzel grmesidir.
Ancak, sorumlu, yapclktan sorunlu kii ykcl retemez mi?
te bu yzden l*de kalabilecek bir okuyucu, bu ise beni kayglandran korkun bir olaydr. lde "eha de*e gitmek zere
"ykanyor olabilir. Schendel'in de deyiiyle: "Ak iin, ancak yaamn kendi gzleri nnde lm olduu kimseler
lebilir.
Ac, olumsuzluk, samalk... bunlar *yeryz" yaamn "ondan sonraki" yaama doru srkleyerek \?u ikisini eletiren
oklardr. Bakalarnn ekmei iin kayglanmak, onu elde etmeye uramak ise ilk admda kiinin kendi iinde ekmek kaygsn
ldrp, kendi ekmeini elden karmasdr.
Durum byleyken, "yeryzne ini"i kendileri iin korkun bir gerek sayan insanolunun o blm iin l; tatsz, ac bir
yazg olup, kiiyi yasaklanm meyveye yaklatran sonsuzlua dein sren bir susuzluktur, yleyse buna dayanarak bir "Kara
Mucize" olduu sylenebilir. Ancak, kii"nin aln yazsn benimseyerek "inilen, doyum, serinlik, acszlk cenneti'ne ulamay
ama edinen insan12

olunun teki blm iin korku, susuzluk ile scaklkla dolup taan le gn) balamak, bu "yasaklanm meyvece ulamak
zere onlan kendilerinden geirmi, bir tutkudur.
eytan ile Havva'nn yzyze gelmesi ile bakaldr oluur. Bylece cennetten srlp, ln barna atlmak gerekleir.
Brak "sevginin eytanln, plaklm gstersin sana! Anlam, ac ve danklktan teye geemiyorsa da kesinlikle
durgunlamak iin grmemeye dayanma!
yleyse!
Evet... ancak, su olmayacak obayd boyun emeyi nasl elde edebilirdin?
Gerekte kii, eli kana bulanm bir melektir.
yleyse l, yalnz benim/bizim kamlmz deil, tersine "ulusumuz", "ruhumuz", "dncemiz", "nan ile dinimiz",
"yaznmz", "yaammz", "doamz" ile "yazgmzn kamldr.
l, "bu bir corafya olarak beliren tarih!"

Bu da bir iklkeydi iiverdi../2^


(2) "ikike", balona benzer bir eydir, coku le devinim durumlarnn doruuna ulanca develerin azndan darya doru
iip bir saat getikten sonra sner.
Kufe'de yapt konumalardan birinde klcndan lm, azndan iir yaan, kollan elikten, gnl korlardan oluan Ali,
konuma srerken birden szckler tutuuverir; yllarca iine gmyor olduu yirmi be yllk ac bir anymasna iinde
patlak verir. Allah ile babaa kald anlar dnda inledii grlmemi olmasna karn onu coturarak, yoruve rir. O da
stemeden toplulua kendinden, ac dolu yazgsndan, kendi arkadalarndan grd taknlklar ve dneklik13

Eletiri Beeni
Yazmalar unu syleyecektir:
"Yaplan incelemeler srasnda anlatm gszlklerinin yansra nemli dilbilimsel yanllklara ok rastland. Yer yer
cmlenin balanga gelmi olup yazar; tmle,
Icrdcn, ekitirme, bozgun ile ellerden; Muhacirler le Ensar'dan oluan Eli'nin nde gelen arkadalarnn gereklik ile
doruluun kanyla bulanm ellerinden, arkadan indirdikleri vurulardan, ona ektirmi olduktan aclardan ... anlardan!
Eli'nin ac dolu lm, Fatma'nn yazgs, yalnrz kalan Ebu Zerr... "Sakife', Danma Kurulu; Osman'dan, Muavi ye'den,
Mervan'dan... eksiksiz yirmi be yl sren suskunluk ve gznde diken, boaznda kemik varken nasl direnip, dayandndan
sz ediverir.
Aclarn son soluklarn verip anlann yanmas, Ali'yi ok yormutu. O da kzgnca, cokulu szler sylyordu. Szleri acyla
dolup taarak, tutumutu. Onu gren, Kufe Minbe ri'nin zerinde, topluluun yal gzlerinin nnde tutumu, yanyor... derdi.
Birden, bir kez olsun bir duygunun etkisinde kalmayp, bir ekicilik ya da olayn kprdatamad, grsen bir anlam ya da
duygunun zerlerinden gemedii diyecein, eit olarak da emprimeye benzetecein kimselerden olan biri bu topluluun
ilerinde neler olduunu, Alinin de nasl bir durumda olduunu gz nnde bulundurmadan kalkp kurallara ilikin u soruyu
soruyor: "rnein' diyor: "Ey Emi r1 M'minin! Dn fersaha dn fersahta dn fersaha dn fersah bakrn kaplad bir ln
ortasnda otsak, sre asndan gnein balmna ancak dn rekattk bir namaz klabileceimiz bir sre kalm olsa namaz
ykmllmz ne olacaktr? Yeterli bir sremiz yoktur, yer de bakr kapldr, susuzdur, abdesl alamayz... yer de toprak
deil, dolaysyla teyemmm yapamayz!"
Ali'ye bak sen! Bu souk kiinin, yanmakta olan iinin zerine dkt souk suyun etkisiyle birden souyor. By lece
beklemeksizin o kimsenin sorusunu byk bir saygnln yansra durgunlukla yantlyor.
Bu uyduruk ii ile ilgisiz sorusuna kzan topluluk ise byk br tutkunlukla Ali'den konumasn srdrerek znl14

nesne ya da belirte gibi yardmc eler zerinde durarak, anlatmn doal yn ile akn brakp, baka bir yne gitmitir.
Bylece cmlenin bildirisi tmden askda kalarak, anlaumn ierii aksaklklarla karlamtr. Yer yer "yabana"
denilebilecek, eski byk yazmalarn da, ada byk yazmalarn da kullanmad kavramlar, birleik szckler ile szler
kullanlmtr. Bununla birlikte "halk dilenden alnm, yer yer "kesinlikle yanl!" bile denebilecek anlatmlar yaplmtr.
rnein: "Gzleri, tam bir kelle paa gzleri idi!" cmlesinde olduu gibi... Anlalan, yazar paann deil, yalnz kellenin iki
gz olacan bilmiyor! imdi saygdeer yazara hangi paann... daha dorusu hangi hayvan ayaklarnn gzleri olduunu
grdn... sorulerle dolup taan dndrc yaam yksn anlatp, kendinden, ektii aclardan sz etmesini ister.
imdi durgunlam olan, ac ektiren aclan da dinmi olan Ali ise yine gizleyip, balayc olma gcn gstererek; byk
aclarn, ezintiler ile konuma konusunda bask uygulayan, ancak sylenmeyip yaklmas gereken szler yangnnn zerine
gizleme rts eker. ini yakp bitiren, ancak, gmlmesi gereken btn o gizemleri kendi iine eker. El i'nin lmnden
bu yana, sz dolu gsnde tad suskunluu yeniden balatr, lmne dek! Ali'yi bilen kimseler, Ali'nin suskunluunun,
szleri gibi arsndan bir blm olduunu bilirler. Bu otuz yllk suskunluu, suskun arsnn yansra ak Webc'lBela<f
sn oluturur.
Bunlar ise Ali'nin sylenemeyecek szleridir.

Aclarnn kevserinden bir damla iime susam sevenlerinin isteine kat susmas da bu yzdendi. Sustu, ona lklar attran
azndan kard o szleri dnmek zere, sustu. le burada doruluk olarak kolay anlalr, gzel, aclar dile getirici bir
sz; Ali'nin duygularn dile getirici bir sz syler:
"Bu da bir ikikeydi, iiverdi!"
"Sonra snverdi"
"ikikiyye" adyla anlan konuma da bu konumadr.
15

sunu sormak gerekiyor. Yazann buna benzer ok yanl vardr, rnein: Gnein batm olaym ak bir anlatmla anlatp,
rnein: "Gne batt' diyecei yerde; tutmu; "Bylece gzerimi kanl merdivenleri kapatverdi. demitir. Ona gre
gzerimirn merdivenleri varsa, merdivenler de kanl merdivenlerse; koyun ayann gzleri olmas da ilgin grlmemelidir.*
Yazarlar unu syleyecektir:
"Daldan dala ok atlam olup, blmler arasnda iliki kurmak gtr. Btn sylenecekleri syleyeyim dncesiyle olaylar
hzla zp gemi! birtakm szckler ve kavramlara ilikin ise uzun yorumlar ve uzun aklamalar yapmtr. Yer yer yalnz
bir konuyu yineleyip durmu, yer yer skm, yer yer de kank gzel anlatmlar yapmtr. Yaznn dayanmas gereken ana
temel giri, "gelime", "sonu" blmleri birbirinden aynlmyor. Yalnz bir yazarn yntemiyle yazlp yazlmad da
anlalmyor olup, oturakl deildir. Yer yer anlaum kck oluyor, (bir szck!) yer yer anlaum ok uzun oluyor (bir
sayfa!)... Yer yer anlaum yntemi yaznsal olup ok gze) bir grnm alyor. Yer yer kamu kesiminden sradan kimselerin
anlaumna benziyor.
Bu ykseliler ile dler ise ardarda birden oluyor. Yazar ise genellikle kendi yaz yntemini sememi olup, kendini,
ada yaz akmlanndan birinin llerine uydurmad gibi, eski yaznsal yntemlere de bal kalma mur. Yer yer dnsel,
kantsal oluyor. Yer yer gereki oluyor... yer yer dsellie kaplp, topist olduu bile oluyor. Yer yer niteleyici, yer yer
zmleyici, yer yer felsefeci, yer yer irfanc, yer yer politikac, yer yer sorumlu, yer
16

yer bir yana ekilmi, d krklna uram... Yer yer *bi imci" (formel) yer yer biimsellikten kayor, ierie dalp,
kapsam ve anlam (fond) kkllne sarlyor. Yer yer grne, yer yer dne dalyor. Yer yer simgeci, yer yer kuralc,
yer yer de duygusal oluyor... Daha dorusu ok ynldr ancak, bir ynl bile deildir. Dolaysyla yazlar da, yapt, makale,
roman, yk, divan iiri ile yaznsal blmeler topluluu deildir. Bir "hi" ite!") Toplumbilimciler unu syleyecektir:
"ncelikle, yazar kendi kesimini aklamamtr. Aka bir eit kesimsel bilinsizlik iindedir. kincisi, yapt bir daha unu
gstermektedir: Toplum; i koullar, d etkenler ile birden oluan olaylarn etkisinde donmak durumunda kaldka, birden
gelecek sert bir vurula diz kerek, kendi yolunun sonunda birden "duvara arpp, temele ulatka bylece durgunlaarak,
kendisi iin gelecek; karanlk, kt, kukulu, zm olanaksz bir duruma gelip, atlganlk, istem, g, devinim, umut, yapc,
olumlu duygulardan soyutlanmakla "yere saplandka" yal, bitkin, evde oturan gsz kiilerde olduu gibi deiik ynleriyle
gizemcilik; dinsel gizemcilik, trel gizemcilik, duygusal gizemcilik, felsef gizemcilik, toplumsal gizemcilik (bu ynlerin bir
bir kendilerine zg deiik ynleri de vardr.) bir salgn gibi yaylr. Bundan sonra an "kendine kalar", bir yana ekilme
isteiyle oluan sapmalar, umutsuzluk, ac veren dnceler, karamsarlk, dsellie kapl(3) Onalt yl nce *bu Zerr GtffarP
adl yaptm eletiren kiinin dzeltilerinden..! Ancak ben, yine de yaznsal eretilemenin "lke karlarna ne gibi bir zarar
verip bu adan ne gibi bir tehlike oluturacan anlam deilim. stelik, gnein bat iin ben iyi bir anlatm sememisem
bundan kime ne?
17

malar, kara yaam dncesi, yaamdan sonraki yaama kalar, soyutlanma dncesi, doal olmayan znt, sevin, yneli
ile duyarllklar... Gerekd dnceler, somut olgulara yabanc kalmalar, duyumsanan sorunlar, aclar, gereksinimler ile
somut olgulardan uzaklamalar, dsel bir yeryz, dsel bir yaam, dnsel bir yneli, soyut duygular... byk lde
geliir, rnein eski Yu nan'n gerileyip gszletii dnemlerde an felsefecilik, sofizm ile mazoist danslar yaygnlk
kazanmtr. Dina damlnn yansra daha ok sz ile dnce oyunlarna benzeyen soyut skolastik szle tartmalar Ortaan
donukluuyla birlikte Avrupa'ya yaylmur. in'in durgunluk anda Taoizm, aa yukar srekli durgun bulunan Hindistan'da
gizemcilik, Trklerin gerileme dnemi ile Abbasi lerin gszlemesiyle birlikte toplumun zl, kltrel talam,
duygusal ykl ile slam'n inansal eylemsellii nin durmasndan sonra slam'da "irfan", bir yanlara ekilip toplumdan ayrl
ile Irak, Hint yntcmli gazel yazn... Cengiz, Timur ile Hiagu saldrlarndan sonra da ran'a yaylmtr. Saplanul
varoluuluk, hippilik, nihilizm, dada izm, "samaclk" akm, "hiilik" ile "yoklukla yok" felsefesi inan, yaam gr,
tre, yaam, sanat ve bilim alannda bile "soyutlanm", doal olmayan, salksz felsefeler ile yneliler, en azndan
karamsarlk, toplumdan ka, an dsellikler, soyut dnceler, gereklerden uzaklamalar, bakaldrlar, gereklerle
ilikisi olmayan dnceler, "yabansl duygulanmlar", "iki sava aras dnem" Avrupa'snda... yaygnlk kazanmtr. Bylece
kinci Dnya Sa va'ndan sonra yeni uygarlk durgunlamm Bilim, teknolojinin klesi durumuna gelmitir. Felsefe, btn
dnemlerden daha byk bir daralmtn yansra yklma s18

rklenmitir. Unutularak, etkisiz bir duruma gelmi olan din ise yeniden dirilmeye balamtr... Bylece, toplumbilimsel
olarak dnsellie dalp "topyalar" yaratma olaynn, hep toplumlarn gerileyip gsz bir duruma geldikleri dnemlerde hz
kazand kantlanmtr. Elimizdeki yapt, bu toplumsal salkszln, bu kuan yenilgiye uratlm olduu bir dnem olan
bu dnemde nasl bir eit Dou "Budhacl ile Bat "Beckett oyunu oluturduunu, yenilgiye uratlm bulunan bu kuan
neler dnp, neler ektiini, "yaralanp yenilgiye uratlm duygularn" ban souktan ekerek kendi kanadannn altna
almakla sup, bu ackl yalnzlnda "kendi kendine, "yalnzlk dncesine dalarak nasl "d kurduu"nu ya da "yem"in
geliini beklediini gsteriyor."
Genellikle Tahran'n kafelerinde kendilerini baml sayan, nc Dnya lkelerinin artmakta olan bu donuk dnceli
ada aydnlan unu syleyecektir:
"Bu yaptta "baml bir ka!em"e rastlamyoruz. Bu yazlarn, bugnn somut, ekonomik, toplumsal, siyasal koullardaki
toplumumuz ile gelimekte olan lkelerin sorunlaryla bir ilgisi bile yoktur. Burada, felsef soyut bir ba kas, kesin bir
dnce, aclar iinde kalm karamsar bir ruh, belirsiz, dsel, beklentili bir dnya gr, Kaf kams, Camuss... daha
dorusu Heidegersi, Budhams, Lao Tzums aclarn yansra kurgular, bir eit ar ie kapank ile ar toplumdan kalar,
"varlksa!" aclar ve kvranmalar, ac sonulu toplumsal deneyimlerin yannda "felsef bir yalnzlksan korkmalar ile "kendi
kendine kayglanan, kendi kendine sanmam bir kii"yle karlayoruz.
19

Bu dnce, duygu, ac ve duyarllklar, genel olarak yazarnn kendi zel ruhsal durumu ile kendi kiisel eilimlerinden
kaynakland apaktr. Yalnzl, toplumdan ka ile 'kendi iinde yaama dncesi'yle ilgilidir. Doal olarak, yalnzlk,
dnsel ile ruhsal soyutlanm, kendi zel duyarllklarnn yansra lklerini dourmaktadr. Bu da, kiinin dn ile
duygulanna etki etmektedir. Bylece gerekler somut olaylar ile genel bir dnya olan d dnyadan kopmalar olumaktadr.
Bylelikle kii, kendi kendine yabanclamaktadr. Deiik dnemlerin yan ra deiik yerlerde kiileraras 'duygusal
benzeim' ile "dnsel anlam" soyut d gelimeleri duyumsayp, kavramaya dayandndan dolay, yalnzlk iinde yaayp,
duyumsayan... yaam "yalnzlk* olarak gren... btn olgulara 'yalnzlk" asndan bakan... zel bir bak as olan...
bylece ister stemez kendisinin yansra renk ve biimini... bakalan asndan bilinmeyen, belirsiz, yer yer kuruntu bile olan
bir biimde grp alglayan kimse, sonuta bakalar asndan "anlalmaz bir duruma gelir. Szleri de 'ilgisiz" olur! te bu
yazlann ana ruhunu oluturan ypranmtk buradan kaynaklanmaktadr."
Ruhbilimciler unu syleyecektir:
"Evet dorudur. Bugn Ruhzmbilim, (Psikanalizin) insan ruhunun kank, karanlk i gizemlerinin tmn aklamtr. u
"dm szc ile 'incecik eilim ler"in bilinmesi, insan ruhunun gizemli deiik durum, nitelik, boyut ile somut
grntlerinin yansra kiilerin felsefeye dayal dnceleri, inanlan ile duygularnn btn anlamlannn yansra ynlerinin
yalnzca bir 'gr'le, daha dorusu bu "gr" bile olmadan yalnzca "bir bildiri" ile zmlenip, ayntnlmas sonucuna

gtrr.
20

r
Bu yazlardan da anlalaca zere yazar manevi inanlar ile bask altnda kalp ezilmi istek ve eilimler tayor. Bylece
bunlar tmden ruhunun somutlamas olan an duygubilimsel duygular ile felsefeye dayal simgesel dnceler olarak
beliriyor. Yazar kendisinin de deyimiyle, tuz lne benzer, susuz, otsuz bir yerde douyor. Bir yandan annesi araclyla
kyllerin st kesimine, bir yandan da babas araclyla dinbilginleri kesimine dayanan bir soydan gelmi oluyor. Bu iki
kesim ise yeni ada yok olmaya yz tutarak, gerileyip km bir durumda bulunuyor. Bylece nceleri gl, etkin bir
konumda olan, dolaysyla bolluk iinde yaayan ailesi, toplumsal bir kesim olarak nesnel adan da, dinsel ve toplumsal
saygnlk asndan da km bulunuyor. Bu k ise ruhunda baka bir dmn olumasna yol ayor. Kendisi ise
kalkyor, ran l'nden Paris'e atlyor. Bu iki ortam arasndaki ayrlk duygusu, kendi ortam ise bakalarnn ortam oluyor.
iinde nc bir dmn dmlenmesine yol ayor. Sonra yksek renimini Sorborne'da bitirip, stn bir baar elde
etmi bir durumda ran'a dnyor. Bir eek gibi iine aktlm olan isel yemle bedensel yem gz nnde bulundurularak
(Mehet'in yaknnda) tanmla uraan bir ky lisesinin Farsa okumayazma retmenliine getiriliyor. Bu ise iindeki
drdnc, daha dorusu krkma dmn olumasna yol ayor... Sonra gelien olaylar sonucunda gz, bizim gibi saylan
gnden gne artan birka ruhbilimci ile Freud psikanalizmi alannda uzmanlam birka kiiye iliiyor. Bylece yeryznn
btn dmleri gnl ve boaznda dmleniveriyor. alma duygusunun oluturmu olduu dm, btn bu
yzszlklerden kaynaklanyor. Alayn oluturmu olduu d21
l

m, btn bu talihsizliklerden kaynaklanyor... ksacas bu yazlar, yazarn bamsz isellii ierisinde olumu bu
dmlerin somutlamas oluyor*
Peki... ben ne diyeyim? Btn bu toplumbilimsel eletirilerin yansra yaznsal eletiriler ile benzeri eletirilere kar bir
savunum yoktur. Kendimi temize karmaya da gerek duymuyorum. Gerek duyacak olsam bile g yetiremiyorum. Kendimi,
"kendimi savunacak" lde nemli de bulmuyorum. Eletiricilerimi de o lde kiilikli grmyorum. Yayor olduklarmz,
ekiyor olduklanmz, unu bunu yarglama kaygsyla "dn bir odakta toplayabilmekken de, bir eletirmenin eletirisine
kar lk atmaya balayacak lde "acsz yaayabilmekten de daha nemli, daha artcdr. Dolaysyla kim ne
sylerse, "yanl sylerse onu balayalm, doru sze karn tartmayalm". Bununla birlikte dirctidnin biri yakamza yapp
brakmazsa, sonra, tartalm diye bask uygularcasna boynumuzu skarsa, ben onun gbeine bir "yar dorulama" balar,
sustururum. Bu yaam szlerimizi sylememize yetmez derim. CuaUanagi burnaza ve lumazayz verilen bir szck ya da sreye
yazk derim. Grkemsizliin acs ile szszln yokluundan tr grkemin yansra szel z olduunu, grlen kimseleri
srp, tepmek unu trmalayp bunu gagalamak... zetle: "yaznsal, bilimsel, toplumbilimsel, ruhzmsel eletiri..." olmaz
derim.
Bu "dank yaknmalar, bir yapt da, bir makale topluluu da deildir. "En iten mektuplardr. "Olmayan bir kii"ye
"yazdm mektuplardr. "Kesinlikle sylenmesini bir karn gerektirmedii gereklerle dolup taan szlerdir. te bunlar
Schendel'in de dedii gibi "btn kii22

lerin sylenmeyecek szleri vardr..." trnden szlerdir.


iir olsun, dzyaz olsun... amlama olsun, dn olsun... sz; "dsal ve nsel" u iki koula dayanmaktadr. Bir: "konu",
iki: "seslenilen". "Konu", sz snrlandrp tutukluyor, "seslenilen" de ona kendi yapsn yklyor. He gelin kavramn
felsefede, Sartre'n kavramn da yaznda kullanmak istesek, srekli olarak sz; konu ve seslenilen ya da sonu ve iletiim
araclyla "yabanclam" olur.. Bylece kendiliinden yok olarak "kendi kendini" sesleni lende yitirmi olur. Kendi
zgrlkleri ile olanaklann "konunun kendine yklemi olduu "ba"lar ve "sunu'lara tutuklatr. ^
Yalnz bir ruhun, bu ln yabanslnda kendi kendisiyle konutuu bu kitapta ise sz, szlerin bu kopmaz balarndan

kurtulmu bir durumdadr, nceden "sz" konusu edilmi "konu"larn aklanma, kantlanma, retilme ile bildirilmesinden de
sorumlu deildir; nceden belirlenmi "seslenilenlerin snr, kavray dzeyi, duygusal yaps, beenisi, ilgi alan ile
tepkileriyle de snrl deildir.
Yaam boyunca, yaamn konaklanndan geildike bizim yap, tasar, olay ile "yaam", "baar", "zaman" ve "varlk"a kar
davranlarmz; "imdi" yaayp var olan, "zerimizde asl duran", "bize dayanan" bir "gemi"i du yumsaymz ile
"varln oluumu" ve "kendi oluumumuzun birden gzlerimizin nne "serildiini grd(4) Orfizm; resmi, renk ile biim
kavramlarndan kurtaryor. Bu ise resmin renksiz, biimsiz olmas, bylece renk ve biimi kendi yaratmas demek olmuyor.
Dolaysyla konu le sesleni lenden kurtarlm sz de konusuz, seslenilensiz sz anlamnda olmuyor. Bu ikisi szn dnda
deil, iinde yer alyor.

mz durumlarn yansra bakalarnn "bize" kar davranlaryla karlatmz, baktmz, tantmz... karlkl olmak,
yaamak, yaratl, durumlar, aalar ile kendi isteklerimizi konutuumuz duygusal, mutluluk dolu anlar... Btn bunlar
gnlmzn zerinde boyalar srerek, tasarmlar iziyor. Bu izimler kendi iimizde bir tepki oluturuyor. Bu da bizi "bir
bana kalmak istediinde srden aynlarak ormanda kendine bir yer arayan yorgun bir fil "gibi btn kiiler ile birlikte
yrdmz sreten bir sre ayryor. Bizi, bir bamza brakp, dnceler, aalar ile aknlklann iddetli yamurunun
altnda oturtuyor. By lece iten aalar ile zlemlere srkleyen, zlemli, yerinde duramayan IsfentP bulutlan ekimesinin ba
ucunda dur gunlatnyor. Varlmzn btn danklklannn ve yaammzn btn cokulannn plak, zgrce, iten bir
"kendi bamza kalma"da kaynaarak, durgunlap, birletii bu durumda kendi kendimize dnerek, duyumsayp,
"konuuyoruz".
Bu durumda, konumak, szcklerin yansra anlat lan "zel bir konunun belirli bir kesime anlatlmasnn "araci olmuyor.
Konumann kendisi de anlamann ve duyumsamann bir blm oluyor. Sz ile "kiinin kendi kendisiyle ikili konumasfna
benzemi oluyor.
Bir anlamn dnceyi kzdrarak bir duyguyu tututurmu olduu durumlarda... btn anlarmz kuatm olan gnlk yaamn
bizi yiyip bitirmesinden yorulup, yaamn skntlar ile "varolma"nn boluundan dolay aa ekerek kendi kendimize
seslendiimiz, kendimiz gibi
() Isfent: ran takviminde yln ve k mevsiminin son ay. 20 ubat 20 Mart. (ev.)
24
\

olan bir arkadaa seslenip bir kii, deilse kiilerle... bir konu, deilse konulan... kuralsz olarak karlkl konumak, "kendi
kendimize kuralsz, dzensiz dnmemize" benzer bir biimde karlkl konumak, kendisine alp skmllan mz kendisiyle
konutuumuz, skntlarmzla ilgilenen birine "kendimizi amamzHa benzer bir biimde sz konusu etmek, yaamn zel bir
acsn, belirli bir i sorununu, gelecee ynelik belirli bir umudu... deil, kendi yaammzn aclar ile glklerimizi,
belirsiz snrsz sonsuz umutlar, korkular ile dleri konumak zere "sylemeye" deil anlatmaya koyulduumuz anlarda... ite
bu durumlarn yansra bu anlarda konumann konusunu bizim sz konusu etliimiz etkenler deil, sz konusu olan etkenler
oluturuyor. Burada konuma"nn kendisi iin de bir zgnlk sz konusu oluyor. Sz, bir kantlama ile iletiim arac deil;
bir eit soluk alma, su ime... ne desem... bir eit "yaama" olmu oluyor. Sartre'dan tank getirmiyorum. ln bu ssz
yalnzl ile sonsuz sessizliinin korkusundan rpntlar kendi yasl, susuz derinliklerinde duyumsayan l kyleri
loplumlannn katksz, ac eken gnlleri, Sartre'n "iirsel sz" olarak bildii, bylece felsefenin stn yaratclk gc ile
mantn uygun sanatyla ulam olduu sonuca, "aclarn gc", "gnl artcl "nn ve "gereksinimlerin yol gstermesi"
yoluyla ulam oluyor. Bu atasz de onlarn; iletiim arac olmayan szlerin yansra zel ad olmayan szckleri duygu
yoluyla tandklarn, konumay yaamn o zel anlannda, kendiliinden zgnlk bularak, duygu, ac, zlem, dnce ile
sevginin kendisi durumuna geldii ruhun allmam du rumlannda kullandklarn gsteriyor. Bylece onlar: "insanolunun
gevii szdr!" diyor.
25

Gnln gevii olan bu gibi konumalarda konula n ardarda dizen etken gerese], ileitimsel syleyilerin tersine
"nedenselliin kendisi deil, arm kurallar oluyor. Anlamlar; mantksal, karlatnmsa! giriler olarak "ince bir sonuc"a
ulasnlar diye ardarda dizilmiyor. Anlamlar; kendi kendine, doal, yapmacklardan uzak, eksikliklerden uzak bir biimde
birbirini "aryor". Bu birbirlerini konumaya srkleyen syleyenin istei ve dinleyenin gereksinimleriyle olumuyor. Dili
biimlendirerek ses uyumunu salayan etken, dilbilgisi kurallar ile yaz kurallar deil, duygusal durumlann yarara duyumsal
uyuum oluyor. Dnsel anlamlar, esinsel etkenler ve dsel, iirsel, dzyazsal, komutsal, niteliksel mayalar... yazann eline
nceden tututurulmu bir tasarnn yamsra belirli bir ynteme uygun bir biemde bir yap kurmak zere gemiyor. Tmden
kuralsz geliyor. Bylece kendi yaratlsa! yerini alm oluyor. Bu; sanatlk, sonuca ulama, retim ve iletiimin
"gerektirdii" gibi deil; anlamsal zn yamsra, du yumsaysal ses uyumunun gerektirdii gibi oluyor.
Burada ben, yeni bir yaz biemi oluturmak zere bir altrma yapmadm: Ancak, dlerle iie olup, dnceye daldm o
saatlerde kendi yalnzlmn sszlnda kalarak "kendimde olmadan" yazmm gibi olmutur. Dlerimden geip gnlmde
oluan btn olgular, eksiksiz olarak bu sayfalarn zerine izilmi gibi olmutur. O plaklk, baszlk, dzensizlik,
eksiksizlik, anlamlar ile duygular, vicdan yaprama d ile aru baparma, kavray ile duyumsay gc araclyla o
itenliin yamsra salt ballkla iziliyormugibi olmutur.
Bizim kltrmzde dnemin basks ile bilgisizli26

inin adaklan olan kimselerin kaygl ruhlar ile arl, yorgun gslerinin aclarn dile getiren mektuplar olan " dank
yaknmalar" ile "gs kanamalan" byle bir dile yakn oluyor. iirde de "gazel", szleri "soyluluk" kazanm; szckleri,
isfent'in ars, ilkyazn kokusu ile gnein okayyla vicdannn derinliklerinin yansra verimli topraklannda biterek len
yaamnn k gecesinde iek olan, ot olan, dolaysyla iletiim aralar olmayan, yol gsterici simgeleri olmayan bir ozann
coku, zlem, znt ile aclannn somutlam olur. "Kuralclarn konuya ilikin eletirisi ise gazelin; bir btn olmayp,
deiik beyitlerde deiik dallara atlanarak, konu btnl ile duygusal an laum btnlnn olmay oluyor. te bundan
dolay gazel; stn, tatl bir anlaum oluyor. Arac, deiik etkenleri gz nnde bulundurucu olmuyor. Anlamlar da onda
mantksal nedensellik dizimiyle birbirine bal bir durumda olmuyor. Bir istem de, seslenileni bir sonuca ulatrmak zere
onlar, belirli bir biimde sunuyormucasna arka arkaya dizmiyor. Tersine; "sz"lerin kendisi, biliimi ve ac ortakl,
kartlk ile benzerlik bann yansra birbirlerini artrma gibi etkenlerin etkisiyle birbirlerini artryor... te kii
istese de islemese de, bilse de bilmese de onlar, vicdann sszlnda bu zgrce armlarla, bu yaratisal armlarla
bir araya geliyor.
Burada ele alnm olan olgular ise yaamn bilim tesi gizemli durumlar ve "anlar"n da, "etkilenim" ekiciliiyle kendi
btn id rtlerinin ruhunu ykm, btn srekli "gerekliliklerinden uzaklam bylece "ondan bakalanndan kurtularak bir
yalnz bana kalma"yla iine istemeden srklenmi olduu o "anlam" ateinde suskun27

ca, direnerek erimi... olan "dank yaknmalarm ile dzyaz biimindeki "gazerierim oluyor. "Peimi brakmayp" beni etkisi
altna alan "bir anlam" ile birlikte kark, stste birikmi anlamlarn da geldiini, bylece benim iimde bittiini
gryorsanz; bu, ite biten, yeeren, bylece kiinin varlm tmden kaplayan btn duygulann; lm, bilinmeyen, unutulmu
btn ao, an, gereksinim ile isteklerin lsn de coturuyor olduundan, onlara kendi ruhundan fleyerek, eitip, "i"in
suskun mezarlnda atruc bir kyamet gerekletiriyor olduundan dolay oluyor.. Bu kyameti ise, bunu "bakalan" iin iir,
ya da dzyaz olarak "aktarmak" isteyenler yok etmi oluyor. Ben ise kesinlikle byle bou bouna bir uraa girimemiim,
onun iin yazmam, onun iin sylememiim... Bu kyametin iinde olduum o byl, yabansl anlarda grdklerim ile
"bulduklarm" bana karn, yer yer de ben bilmeden kendiliinden "sz, eylem, ses"leip sz durumuna geliyordu. Bu durumda
yazy bu dnce ve duygulann aktanm ile anlatm iin bir ara olarak kullanmadm, "kalc olsun, yapaym, bilsinler" diye
deil, "yazmadan edemediim" iin yazdm duygusuna kaplyordum. Szcklerin "bir bir kendi ilerinde patlamalara yol
at manevi yaamn ya msra varln rpndrc skntlar iinde gsz drd, aclar ile szlerin, sussam lmekten
korkarcasna kendinden geerek, kendi szcklerini kaldrp "syletmek" zere zerime yrd bu anlarda ben, gszdm,
ac ekiyordum. Tutuklulann kendisine kar ayaklanm olduu bir tutukevi bekisine benziyordum. Thomas Wolfun u doru
tanklnn derinlii Ue ruhunu gerekten btn varlmla duyumsuyordum: "Yazmak unutmak iindir, anmsamak iin deil.."
28

Yalnzlk, "kiisel durunuTnun (situation humaine) belirgin zelliidir. "Beer" trn "insan" olmann olgunlama aamasna
dek gtren "bilin, zgrlk ile yaratl" m tanrsal z onu, kendisini kuatan el doa, gz kapal dzen ile ne yaptm
bilmeyen, bilinsiz varla yabanclm anlamaya yneltmektedir. Din, ak, sanat... bu "yabana ruh"un ekici etkenidir.
Srekli aynhk, ac, zlem, bekleyi, usan ile aktan inleyen... "kendi"ne yaklatka daha yalnz kalan doayla olan istem d
balarn koparan, ilkel toplumlarda, etkin g olan "biz" (toplumsal ruh)dan kopup "ben"e ulaan, bylece dnyadan koparak
toplumdan ayr olarak "seim acs ile "kurtulu" korkusuyla kendinden geip aa eken, uyuturmann yansra kendinden
geme yoluyla onu unutmaya, bir an olsun onun verdii skntlardan kurtulmaya ya da bir ak ipiyle kurtulutan kurtulup, baka
bir gnlle uzlamaya, ya da sanatn mucizesiyle doay kendine tan, acda yapp kendisini bakalaryla anlatrp
yaklatrmaya, dnsel bilinle balarm koparan deiik balan anlatm ile sanatsal yaratlla "bitirme"ye ya da bu acsz,
yabansl, dar geitten ie doru ayaklanp kendi yorgun ruhunun kanadna konmaya, akn gc ile irfann yol gstericilii ile
bilmenin burada olmayan "bilmem neresi"ne kamaya ya da bilinmeyenden gelen bir arnn ars ve oradan bilgi getirmi
bir elinin nclnde kendini "kurtarma'ya alan; bilinmeyenin arsna da, gnln aladklanna da inanmazsa... ak onu
durgunlauramazsa, sanat da durduramazsa... bylece o da byle kalsa... "allann" da ona ya unutkanlk iki"si, balamas
ya da kurtulu "intihar" vermesi gereken... "kendi kamlndan kesilmi olan bu ney..." kiiyi "btn bu btnl" ile
doyurup, bu "tke29

tim iin retim, retim iin tketim" ve "durgunluun durgunluk aralarnn salanmas yolunda tketildii" bu gerekd
deerler dneminde "mutlu" edebilecek biricik etken "aptallktr. Ancak, yazk... aptallk da Tann vergisidir. Dolaysyla kii,
kendisini ldrebilir ancak, "anlamayacam" biiminde bir karara varamaz.
Yalnzlk, bu anlamda, "aynlk ya da "yabanclk" demem daha iyi olur benim anladm anlamda, yzeysel realistlerin
kalplam yargsnn tersine (Lao Tzu ve Bud ha'dan, slam mistizmine dek uzanan) Dou'nun irfan "idealizminin yansra
(Eflatundan, Berkeley, srrealizm ile yeni dnle dek uzanan) Bat'nn felsef idealizmiyle bir deildir. "Diyalektik"in
"idealist savunuculan"mn dar, karanlk "realizminden de ok ok uzak dmektedir. O idealizm, bir eit kentsoylu "krgnlk"
ya da "bolluk ierisinde yaayan kimselerin felsef, duygusal aclar ile dleridir. "Bo)Iuk"un kendisi bir "bilinsizliktir.
Bilinsizlik ise "bilgisizliktir! Ans, ball ile amac olmayan bir ba "clence"nin ardna dmektedir. Gerekle ilgisi
olmayan, bylece bolukta ba dnm olan bir dnce, Sartre'n hi"iliine, Camus'n "sama"sna ular, ya Beckett'in
beklcyisizliine ya da Kafka'nn "gnbirlikilii"nc, ya Gide'in kendi kendisini kandrma ile "cennetsel kurgularna ya da
srrealizmin karasevdasal azgnlna, ya He gel'in dsel kurgulanna ya da Berkeley'in karlkl tapn mna... ular.
Deimez, belirli, nceden oluturulmu bir biimde geen, tok, dolu, bo kimselerin yaamlan ister istemez "ilginlikler ile
atclklar"dan, polisiye romanlarndan, cinsel tekniklerden, mazoizm ile sadizmden, artc elencelerden, artc
dlemsel sslemelerden, dans,
30

renk ile n artc kaba oyunlarndan "empresyo nizm"den, "biimselcilik"in yapay, soyut dncelerinden, sanat, yazn ile
yaamn bile teknik zgnlnden coku oluturur. Bylece varln anlam ile yaamn nedeni de
belirir.
te yandan "realizm"! Bu realizm, yalnz kentsoylu sal eilimlerin ykc gcnn yansra zellii lsnde deer
bulmaktadr. Deilse; varolan realizm, sanatn yaratc, tannsal gc ile kiinin aruc, bakaldnsal dncesinin yansra
dntesi, nesnel olmayan dnn duyumsanan gerein" dzeyine indirgemek, kiinin "srekli ars"n "geici
gereksinimlerin dar eteine sktrmak, sanatsal yaratcl bir rplk nesnel gereksinimlerin gereci yapmak, bylece
"deer"i "kazan", "ama" "z", "gerek"i "kar", "gzeilik"i de "yararla bir saymaktadr.
SchendePin deyiiyle: "Sonular, gerelerin ynlcn d iri mi ile dorulannn kantlarnn en dayanakl etkenlerindendir.
Ancak, gerecin deerlendirilmesinde biricik belge olarak yalnz sonucu ele alrsak, sonutan daha stn deerleri onun gereci
yapm olmamzn tehlike olasl ok byk olur. "Kukusuz yaam ile tarihin aknda byle yapmamz gereken" zel
durumlar olmaktadr. Gereklilik durumu "seeneksiz seim"i gerektirir. Sellerin saldrd, yangnn da kente yayld
durumlarda herkesin "grevi" bellidir. Aln ortal yakp kavurduu bir durumda dinsel sofralardan sz etmek, yalnz
nesnel yaama deil; soyut manevilie de hiyanettir. Bu, Sadi'nin: yeme(5) Bn bunlar szn ettiim o "karmaa'nn
sonular ise de benim *bu mler'e dayanm "delicesine* deildir.

(6) "Ama, gereci ynlendirir*, biimindeki nl sze bir deinidir.


31

in bulunmad bir yer, bilgisizliin evi, karanln snadr... sznn tersidir. Benim dinim bile "Geimi olmayann
ahireti olmaz" demektedir.
Realizm ya da idealizm?... Srekliliin bu iki gzlyle benim "insan'da grdm gremez. Dolaysyla kentlerde ve
bayndr yerlerde grdklerini "l"de kesinlikle bulamaz. Kalabalk, grltl, ok renkli kentlerde ve bayndr yerlerde
bulamadm lde bulabilen baka bir gzdr. Kimi renkleri grmeyle birlikle kimi szleri anlamak iin bakmann yansra
dnmekle bir sonuca varlmaz. "Srekli bulunduumuz yer"den kalkmalyz. Kii deiik paralarda deiik gerekler
bulmaktadr. Her parann da bir boyutu vardr; baka bir varlktr. Dnyas da bambaka bir dnya olur. Bylece ister istemez
baka bir gr, baka bir dil bulur.
Bilincin doruunda kii kendini drt "yaaman tu tuklusu olarak bulur. "Doa", "tarih", "toplum", "kendisi"! Sz ise bu drt
yaamnn her birinde deiik bir durumda olan, yer yer varlkta konuup sz felsefe olan, yer yer tarihte konuup sz kii
olan, yer yer toplumlarda konuup sz siyaset olan, yer yer kendinde konuup sz iir olan kiinin "anlamlar" ile
"duygulan", "aclan" ile "gereksinimlerinden sz etmektedir.
Ben ise yaam boyu ne sylemisem siyasetten sylemiim. "Biz" imi "ben"de, kendinin yansra kendi konusu ile dneminden
sz eden... Seslendiklerimde de ister istemez amn ve lkemin bireyleri olmutur.
Evet... yer yer kendimi "bu byk dnya"da bir varlk, yer yer "benim iinde akan" bu artc tarih ile birlikte "zamann
bitiminde bir kii, yer yer de "kendi iinde" bir
32

kii olarak buluyor imiim. te bu anlarda bir paras olduum o btnn yamsra bir boyutu olduum o zden srekli
kendimde olmamazlk ierisinde ayrlyor, yalmz kalyor, soyutlanyor imiim. Bylece karmda "varlk", "ben" oluyor
imiim. Bylece iimde "yaam", ben oluyor im iim. Bylece ben kendim"le ben oluyor imiim! Bu artc korkun "an"Iar
da yabana anlamlar ile duygular iimde oluuyor imi. Belirsiz aclar ile gereksinimler, iimde bitiyor imi. Bcnsiz
biimleniyor imi. Bylece kendileri sz oluyor imi. te burada szck Sartre'n deyimiyle: Szler ile szcklerin nitelii ve
nicelii olan gsterilen ile amalanan deil "olgu" ile "kavram" olan, bylece artk "gste rimsel simge" olmayan... Schendel'in
deyimiyle: "Kii varlnn paralan"n oluturan, dolaysyla ister istemez "iletiimin kurallar, dzeni ile "seslenilenin
balayc balan nn yamsra engelleri olmakszn tutanaksal simgeler ile anlatmsa! szlemeler olmayan... szck;
"konumak" deil, "sz sylemek"tir. te bundan dolay "yntem" ve "dilin tredilii ile yabancl bu yazlarda (bu durumda
birbirlerinden kopmalan olanaksz olan) dnsel, duyumsaysal anlamlarn tredilii ile yabancln arttrmtr.
Dolaysyla ister istemez pazarn ilek eletirmenlerinin bu kitapta, kendi yemlerini kolaylkla aradklar oranda, anlamlarn
doruluklu arayalan da "bulmann iki boyutu" ile "kltrn iki ana z" olmadan bu kitabn dzeyinden ince oyunlann yamsra
olas szel gzellik, anlaumsal sanatlk ile nitelemeden, benzetme ekiciliinden baka bir ey bulamayacaktr. ldr;
iinde de bir "kentin gzleri" vardr... gzel bir dou ile bir batn yamsra yldzdken bir gkten baka bir ey gremezler.
33

Bu kitap, Sartre'n deyimiyle: "iir", szcn Farsa anlamyla da "gazel, yaral bir gsn "gs kanamalan ile "lsel
bir ruh"un "dank yakarmalardr. Bu l, "benim dnyam" olduu gibi "benim tarihim"dir de... "benim yurdum" olduu gibi
"benim yreim"dir de... "benim yabana kendim", "benim tutumu ekinsiz yaantm"... zetle "benim yaam ykm"dr. Bu,
"varlk"m susuz, gizemli, eriyen, bekleyen, zlen... ldr.
Bu szlerin okuyucusunun, kendisini "seslenilen" olarak dnmemesi gerekiyor. Bu szler seslenilensizdir. Onlarn
"grcs", "arayas" olmas gerekiyor. Szckler ve kavranlan "okuma"mas gerekiyor. "Cmlelemi", "sz cklemi"
anlamlan, duygulan "duyumsamas", "tatmas", "koklamas" gerekiyor. Bir "mektub"u "okuduu" gibi deil, bir "serven"i

"grd" gibi... okumas gerekiyor.


"l" de bir var bile yoktur. Bir sz, bir kimse yoktur. Bir durgunluu olmayan, ba dnm bir tufan bu susuz kyszlkta
yalnz, ba dnm bir ruh gibi esiyor; inliyor, anyor, lk atyor.
Sen ise bu "ky"dan ie doru birka adm at Gzlerini iki elinle kapat, "teknik eletiri" yapmay istemeksizin, yazgy
izlemeye otur. Benim bak amdan bu dnyaya bak! Gnlmn kervanyla birlikte benim kltrel azmla tarihimin caddesi
zerine... aalanm ile zlemlerimin krbacyla bu ln gsne saldr! "Szmn kokusu"na "szcklerimin gsterimlerine
deil, bu llerin gnlne yol bulman iin! Bu "derin sahra"nn iinde kendini yitirip; ln yabanl yalnzlk, yabanalk, korku,
yakar, sonsuzluk, g ile gzelliini izlemen iin! Oradan bu "dnya"nm "doatesi" ile tmden yakn, tmden var, tmden
gnlk
34

olan bu zntlerin yan ra sevinlerin bilinmeyen"ine ulaman iin! Bylece fkem ya da vgme konmam iin! Neyse...
ln sadk okuyucusu ey dost! ey bilen dman! bu ikikiyye"yi kendi "ikikiyye',n gibi dinleme, gr! okuma, bul!
Ne diyeceini dnmeden nce de benim diyeceimi dn!
Mehet
bir corafya olarak beliren tarih
ln sonsuzluunda, ran'n btn kylerinden ayr saylabilecek Hududu'lAlem'e de getii gibi bir "kenttik yer alyor.
ln yakc temmuzunda grsen byk bir soutucunun iinden geliyor diyecein souk bir su kayna, Kuzey ran dalan
eteklerinden ln gsne dklyor. Mezinan kalesinden, slam'n masallatrd yitik yzyllan kendi kucanda koruyup,
tarihe karn olduu gibi duran bu somurtmu, gizemli duvarlann yreinden kyor. Uzun yllar birbirinin omuzlarna
yaslanm olan yal aalar, suyu buradan ekin alanlanna, tarlalara gnderiyor. Bylece bu byk kyn blmlerinin
stununu oluturan dz caddenin ortasnda bir dizi oluturuyor. ki yanda orantl, birbirine bakan, dz, bitimde tmden kyn
iini evresindeki surlardan ayran bir kemer biimindeki bir cadddeye balayan sokaklar yer alyor.
Tmyle ufack bir sevgikent dersin... Yaygn szde olduu gibi, sevgikent tasarmna gre kurmulardr, dersin... Yzyl nce
akntlar, eski Mezinan' temelden ykp
37

gtrnce ister istemez btn ne varsa yeniden kurulur: Hudtidu'lAlem Mezinan erkei'nin yansra "zmnden sz eder. Bin
yzyldr o sevgiyle birlikte o zellik olduu gibi duruyor. Erkekleri gl, onurludur. Kendilerini kyl saymadklan gibi
kentlilere kula kesik dilenciler, ada erkeklere de sakall kadnlar gzyle bakarlar. Bu biricik belgeyi de niin yok
ediyorlar diye ayorlar.
Kylere saldrp ekin alanlann tmden krp geiren maddecilie karn zm balan da olduu gibi daha ayakta duruyor.
Asker, kzl, gelinin baparma zm sal kmlan l l parlyor.
Beybak Tarihi, ozanlarndan, bilginlerinden; fkh, hikmet, iir, yazn, irfan, takva erlerinden sz ediyor. Bilim kapsnn
yoksulvarsl, kentlikyl btn herkese ak olduu, hikmet, fkh ile yaznn byk retmenlerinin "kurumlarca deil, mescit
odalar ya da okul dersliklerinde oturduu, onlara gitmenin bir deme, belge ya da deiik koullar gerektirmedii gibi,
grltl patrtl alndlar da gerektirmedii, "baskl yazlar el yazmasna dntrme bilmem ne yksek kurumu"nun daha
kurulmad, ekmek sizlikten kyde kalamayan gsz kyl ifti ocuklarnn kentlerde renkli bir kuma parasnn yansra
bir gmlekle bir koul bile olmakszn okula girerek, oda ve renim bursu alp, beendii retmeni seebildii^ o dnemde;
retmen elinde kurallarla birden rencinin stne atla(1) Gemite byk fkh, hikmet ile yazn erlerinin genellikle kyl
kkenli ifti ocuu ya da ky mollas ocuu olmas; gnmz yksekrenim grmlerinin de genellikle kentli kentsoylu
ocuklan, soylular, varsllar, hainler ile hakanlar ve bilmem hangi falanuddevleler ile ftlanussalanalarn ocuklar olmas bir
rastlanu deildir. Yksek renim snflar gemite olduu gibi duyarsz, deftersiz olursa, yarma yolu da eit ko38

mazd. Susuz bir arayc gibi dolaan, len, sonunda bulup kendini veren renci olurdu. Bu da "geldi, gelmedi gibi bir
baskyla deil, istek gcnn, inancnn verdii i levlilikle gerekleirdi.
te bu yzden; babamn yansra okul arkadalar bir araya gelip, Niaburlu byk yazma, Hakim ile Atiya ni aabey, Mirza
Hasanali Kahraman ile Mirza Isfahanrnin derslikleri ile ahlaklarndan sz ettike yzleri o arlk ile kutsallk dolu anlann
ateinden l l parlar, gzleri o gnlerin zlemiyle ya dolard. Grsen, Resul ya da tmam'n arkadalar ya da istek ateiyle
yananlardr da kendi dileklerinden sz ediyorlar dersin. Ben ise okul arkadalarmla oturup okul gnlerindeki anlann geviini
getirdike gl gl lrz. Bir gn gzel yaz yazma retmenimizin dersinde snfa *fare* brakmtk. Baka bir gn kimya
dersinde snfn pilotlarndan biri snfa bir koku" yaymt. retmen dayanamayp; "Bu koku da ne oluyor?" diye bir
aklama isteyince de: "Suyun ayrtrlma kokusudur" demiti. Oku) yllar sresince karlkl zverili arkadalmzn
srd, yoklamalarda birbirimizin yerine "burdaaa!" dediimiz, Kik. Bir de nce ocuklarla anlaarak, sonra retmen beyin
derse snp, snfn derse dald anlarda, tam
ullarla yoksul, varsl herkese ak tutulursa; kukusuz daha salkl bir ruh tayan, yaamn anlamn ocukluun
balangcnda anlayan, aclarn yansra urala byyen, doann, gnein rn olan kyller; bolluk, boluk, para ile
pisliin yetitirdii, glgeliklerin bytt, tembelce, sevinle, tok, dolu, bulank, acsz gevi getiren nazik kimselerden daha
ileri olur. Alaka onlar gerilere almayacak olurlarsa byle olur. Yzyllar boyunca var olan uygarlmz ile kltr bunu
gstermitir. (Uygarlk ile kltr, Frenkli ecinsel maymunun maymun oyunlar olan, yenilenim olmasna karn bizim adna
uygarlk dediimiz gnmzn dardan alnan deerleri deil.)
39

dersin ortasnda birden baylm gibi yaparak "ap diye yere den o dzenci ocuk; ayaklaryla yere vurarak, hrldayp
azn kprtrd. Neler yapmazd neler? Zavall retmenin ise rengi solard. Biz onu kendine getirinceye dein de zil
alard. Bylece kargaa da son bulurdu! tranl rencilerin kopya ektiini duyup kopyay nlemek iin uyanka bir yntem
gelitiren yabanc bir retmen ise szl snavlarda yanma bir makas alrd, renciye: "Kitabn kapat dedikten sonra
bycler gibi makas birden kitabn ortasna indirirdi. Makas hangi sayfaya konmusa, ii salama balamak iin makasn
raslant sonucu belirlemi olduu yapra szcklerin anlamlarm zerine yazm m, yazmam m diye iyice gzden geirirdi.
Bir kukusu kalamaynca da: "oku derdi. O dzenci arkadamz ise makasa kar, etkisini ortadan kaldrc bir yntem
gelitirdi. Sonra yle yapt, snav odasnn kapsnda beklerken bir sayfa seip birka kez okudu. Su gibi olunca kitabn iki
yanm o sayfann odann iine doru arkadan katlad. Sonra kitab kapatp ieri girdi. Daha bycnn makas ykselip,
kitabn azna dokunmamken kitabn yanlanm tutan parmaklanm biraz aralad. Kitap da biraz ald. Bylece kendisi de
yumuak bir hzla kitabn azn retmen makasnn azna uzatt. Makas ister istemez "rastlant sonucu" o sayfann zerine
indi. retmen, yine ii salama balamak iin o sayfay iyice gzden geirip bir kukusu kalmaymca:"oku! dedi. O da okudu.
Bunun zerine retmen aknlkla, vgyle:
Aferin! ok gzel! siz! dedi.
Evet retmenim, ok uratm. Ka gndr yalmz sizin dersinize alyorum. Baanszdm... ancak, imdi y40

Un balangcndan beri dersinizin deerini bilmeyerek tembellik etliim iin ok zlyorum.


Merci, merci, vous etes trs entelligent, mais un peu... paresseux! Maintenant, a va, tres bien....
nemli deil! Kendi duygusuzluunuzdan kaynaklanyor madam!
Ooo... Pardon, Quoi...!

Mezinandan sz ediyorduk. Byk slam bilginle* ri^ dizisinin sonuncusu olan Merhum Hac Mollahad Es rar'n ders
havzalarnda yce bir yeri, belirgin bir kiilii olan filozof, fkh bir kii, yaam yalnz geirip, unutulmu bir sessizlikte,

ln susuz duda zerinde lmek zere bu kye gelir.


Merhum byk bilge Sebzavarnin deyiiyle o, Es rarn yannda bir renci gibi deil, bir arkada gibi yanna otururdu. O
bundan nce hikmeti; kelam, hikmet ve fkh retmeni olan, hikmet konusunda bilge Esrar'a kar kan bilge days
Behmenabadi'nin yannda okumutu. Birtakm kuramclar onun grlerini yeliyordu. Mezinan yaknlarnda sapa bir kyde
yalnzla ekilmi olmasna karn n; Tahran, Mehet, sfahan, Buhara, Necef bilim havzalarnda konuuluyordu. O gnlerde
sivrilmi bilgeler, dergileri, kalemleri olan sk ilikileri ile szlemeleri ve de(2) Merhum fkh Sebzavarden edinilen
bilgiye gre; Merutiyette de, bilimde de son yzyln en tannm kiilii olan (Ki faye Der Usul) 'Yntemde Yeierlilk'in
yazar nl merhum dinadamt Molla Muhammed Kazm Horasan, Atabal seferinde bilimi ondan renmitir. Onun ondan
baka bir felsefe retmeni yoktur. Bu alandaki artc yeterliliini bu lde ilerletmitir.
41

iik balar olan topluluklar ile kurumlar, bilim ve stn* l ayn grlmedii gecelerin suskunluunda boam yordu. Bir
dahinin sradan bir kentte kalp, Tahran'n eskiyeni faziletli kafe, toplant ile kiiliklerine bavurmayp, bavurmak istememesi
durumunda rtld, akellilik yapmas, bylece gze arpmas durumunda da byclkle, yer yer byclkten de daha ar
sularla suland genel bilim, aydnlk, uygarlk, basn, kltr a da gelmi deildi.
Bilgenin dahilik ve bilim n Tahran'a yaylr. Kaar ah da onu bakente anr. Sipehsalar'da felsefe okutup Nasreddin
ah'tan yllk krk tmen alr. Ancak, atalarmn kannda var olan bu yalnzlk duygusunun yansra ka ve toplumdan
uzaklama sevgisi onu da o kalabalktan Behmenadabn sszlna eker. Kendi iinde yaamaya, o en stn bilginin bo,
bulank ekiiminden bu kyn dndaki eski ykntlara eker. Ac eken, yorgun bir ruhu vard. Sessiz gecelerde bu
ykntlarn arasnda dolap, inlerdi. Bir duvarn glgesinde oturur, kendi gizemli cokularna dalar, kendi kendine mnldanr,
Tann'yla konuurdu, yaam buydu.
Bu iiri ok sevdii, srekli yineleye yineleye syledii... sylenin
Bu szler eein kulandan nasl geer?
Sat eek kulan, baka bir kulak altverf
renmek, bilgilenmek iin genlii Buhara, Me het, Sebzavar eski okullannn nemli dar dersliklerinde, ki taplann arasnda,
dnemin byk bilginleri ve retmenlerini^ dizlerinde geiren rencisi; olgunluk aamasnda dinsel bir toplumsal konum,
bilimsel bir yer ile bir kamu
42

ncl elde edip, zel bir yn, etkinlii, ynetsel bir yeri, n, tannml olmas gerekirken... her eyi brakt.
Bilge Esrar'dan sonra bilim havzasn stp, bilim, felsefe ile kelam'n n, onun yarar bir halefi olarak yakmas iin btn
gzler ona ynelmiti. Ancak, genliini ayana dkm olduu aacn rn vermesine az kala, bilimsel yaam ile toplumsal
yaamnn ilkyaznda birden deiiverdi. Felsefenin yansra din kendisini oraya ekti. Felsefe ona; yaamn ekiim, uram
ile dolandnmnn tmden bo, yalan, aptallk ile kandrmaca olduunu retmiti. Din ona; dnya ve iindekilerin tmden
pislik olduunu, ar gnlleri, yce ruhlar dolandramadn, bu bataklkta pis sularla kendinden geip ilev kazanan kirli
solucanlardan baka bir ey olmadn retmiti! Dolandrlmak da varlkllkla kirlenmek de istemeyen o; kenti, kentin
kargaasn braku. Gzleri bekleyite brakp, onun gibi birinin geliini kesinlikle beklemeyen bir kye geldi. Seksen yl nce,
olgunluun banda, snk dudaklar, dnceden dalgalanm bir aln, inan ve direnten atk kalar, umutsuzluktan topran
zerinde, bir gn altndan geen btn varlklara kar aa bir ba, bir yere gidecei yok dercesine gvenle, durgunca
atlan admlar, bu kiilerin anlna kar acma duygulu bir yz, dahiliin aydnlyla keskin gzler, alak gnll "o*nun
yceliine karn kendi varlkszlndan bir gleryzllk, dnya ve iindekileri kmseyen onurla ykselmi bir boyun,
bamszlktan, ienlilikten gsterisiz, gze batmayan, zenilmemi... bir durumda bu kye geldi. Bir sokak kvamnda kk
bir eve yerleti. Bylece bu akkara arlatann yinelenen, anlamsz oyununun bilmesini beklemeye koyula43

rak, ld. Kyn itenlikli yerlileri onun iin sylemedik sz brakmad. Biri mam'a benziyor, biri Resul'e benziyor, biri:
melektir diyordu. Bir bakas: Evliyaullah'tandr diyor du. Neyse o, dnyada yaayanlardan bir yabanc, bu kyde ite!...
"Ayakkablannn ayann altna geldii olurdu... kendi lecei gn nceden bildirdi... Bir ktlk yl, kzlan 'G bir yldr,
k budaystz nasl geireceiz?1 diye yaknd. O da buna ok kzd. Gece yars, birden evin peteklerinden ykselen bir
dkl sesi herkesi uyandrd. Kalktlar, bir de ne grsnler! Yukardan buday dklyor, peteklerin bir blm de
dolmu!..."
Kerbelai Mu'min'in olu Kerbelai Ali, o gece lde ime suyu dolduruyormu: "Gecenin aydn aynn glgesinde birden
uzaktan gelen bir kararu grdm. Yakla U... doru at renginde bir hayvand. Mezarla doru gidip bilgenin kabrinin
yanbanda durdu, lsnn tkanlarak zerine konulduunu, onun da bauya doru gidip grnmez olduunu grdm. Bir sre
sonra kendime geldim. ok korkmutum. Dp bayldm..." O gece lde olan baka kimseler ise deiik bir aklamada
bulundular: "Dou gnden gelen bir n kabrin zerine indi... yine gelmi olduu yoldan ge dnp grnmez oldu." O,
Kameri ll^de lr. Olayn artc yn ise; on sekiz yl sonra 1336'da yamurlar kabrini bozar. Benim byk atam da onun
yeniden yaplmasn ister. Kabrin ukurunda namaz mhrnden baka bir ey bulamazlar. Gmtnn tebihini bile
bulamazlar... Birka yl sonra kerametleri bulunan bir zahit olan olu eyh Ahat, lnce o bo ukura gmlr. imdi ise
babaoul, ikisi birlikte bir kabirde uyuyor... Yok yok, oul, daha nce babann bulunduu kabirde g44

mldr. Yaamda iken, yaratln iini skt babay ise o denli dar, karanlk bir kurcukta brakmak istemediler. rm
lsnn bile darla dayanamayacan bildikleri iin kurtardlar. te o, babamn bilgin, dinadam olan byk babasyd.
Ona ilikin olarak bana anlatlanlar ne mutlu edicidir! ben, kendi oluumumun derinliklerinde bulduum belirsiz, kkl
duygularmn bir ounun doal kaynan bu anlatlanlarda gryorum. Bu ise ilgin bir belirleme, coturucu bir bulutur!
Benden, tutumlanmdan, duygularmdan, zelliklerimden, ruhumdan, yaammdan; bu dnyaya geliimden nce, doumumdan
nce, bu yaammdan nce sz ediyorlarm gibi geliyor.
Ben, seksen yl nce, bu dnyaya geliimden yanm yzyl nce kendimi onda duyumsuyorum. Akas ben onun ruhunda, onun
nabznda, onun kannda imiim! Damarlarnda akyor imiim! Baklarnda benden bir belirti var imi. imdi ise yle idi diye,
yle yapt diye mutluyum. Bir kye snaca yerde Tahran ya da Necefe gidip, yksek aamalarn yansra yksek yerlere
ulasayd, imdi ben onun yerine ya merhum Hac eyh Abdurrahim ya Aa Seyyit Ebulhasan Isfahan ya da (Bilge'nin
rencisi olan) Dinadam Molla Muhammed Kazm Horasan?den, rnein: "Onun nnde ngiliz bykelisi diz kerdi." diye
sz ediyor olacaktm. Kesinlikle de btn bu sevinler ve utkularla dolup tamayacaktm. Bykbabama gelince, o da
babasnn yolunu tuttu. Bilimde itihattan getiini sylerler. Ben, bilimden de, itihattan da getiini sylyorum. Sonra
yeniden Tahran, Mehet izgisinden ayn kalm olan bu unutkanlk kyne gelmi; yaamdan, top45

lumdan uzaklam, kendinden ncekilerin kalnts olan sonrakilere de bu dnyada var olanlardan onun dnda baka bir ey
brakmad anlk, bilim, yalnzlk, gereksi nimsizlik ile kendi kendine dnmeye itenlikle sanlm kalmtr. Bu, yaamn
ok ok bulank olduu, kii olarak kalmann ok ok g olduu, kii olarak kalabilmek iin her gn bir savamn gerektii
kahramanlk eri Firdev sfnin de deyimiyle: Gitgide el ayak donup kalyor... Eli bo kalnca gerileniyor... Sonunda k
geliyor bylece her gn savamn verilemedii bir dnemde kii olarak kalma* nn felsefesi bu oluyor. Ondan sonra da Edip
Bozorg'urf) havzasnn en sekin rencisi olan byk amcam, fkh, felsefe, zellikle de yazn renimini bitirdikten sonra ye*
niden atalarnn le alan yolunu tutup Mezinan'a dnmtr.
renciliinin balangcndan bu yana, kitaplarla uyuyup kitaplarla uyanan tatllk, iir ile stn bir kavray gcnn yansra
stn bir aratrma gcyle dolup taan bir bilgindir op) yaam budur onun. Birka yl ncesine dek rencileri, kalabal,
aratrmalan, geleni gideni olan
<) Edip Naburi (ev.)
O) Amcam ve babamn Fazl Han Okulu'nda okuduu yllarda, Mezinan'dan onlara ki yatak gndermilerdi. Bir yl sonra,
yazn kye dndklerinde ilk kez yataklar da yanlarna alrlar. Bakyorlar, nem yataklarn ikisini de rtm, kurtlar ikisini
de yemitir. Yllar nce Edip Bozorg, ordu giysilerine benzeyen eski bir giysiyle Nevvab Okulu'nun nemli, karanlk bir
dersliinde ders veriyordu. Bugn ise merkezi stma aygtlaryla donatlm ada nevirsetelerin yansra dik duran yakal,
gzel dokunmu fstonlu Lankshire ceketpantolonlu, dlemsel etekli, Starlight orapl, Margaret Store aragereli, talyan,
Fransz, Amerikan... tipinde ssl retim yelerimiz vardr... O gnlerde retmenlerimiz kediotu gibi otlar dem46

nl eriat Medarfnin bykbabam iin kurmu olduu eski bir okul, bugn suskun, durgun duruyor. Kamu kesiminin ba
vurduu, ezilenlerin, barkszlanri, kocalarnca kavulmu kadnlar ile ynetimlerin elinden kam ynetilenlerin snma
ilerinin grlp sorunlannm zld bir yer olan atalann o evi bugn bombo duruyor. Byk bilgenin yamsra halef ve
seleflerinin iini, imdi bir ordu kolu ile birka belediye grevlisi, birka belge tesbit grevlisi ile ilkretim altna snf
kl birka retmen yrtyor. Bylece iler de belirli bir dzene sokulmu bulunuyor.
Babam ise gelenee uymad. renimi bitince dnmeyip, kentte kald. Yaam tmden bilim, sevgi, savamla geirip oka
dalmamak iin, bu kent yaam bataklnleyip iiyordu; bugn retim yelerimizin jiletleri yldz Avrupa olmazsa olmaz!
O gn Edip'in btn giderleri, bugnn parasyla, on tmene ulamyordu. Bugn ise sradan bir fakltenin dekan olan bir
beyin masas ka bin tmen tutarndadr! O gn retim yesi krk yllk felsefe, yntem, yazn, fkh, irfan okutu culuundan
sonra bile kesinlikle bir aama deiikliine uramyor, ykselmiyordu. Bugn ise slandrp, sirke kartrlan Buhara erii
gibi asistan, drt yl sonra kendi kendine daha st bir dzeye gelip; doent oluyor. Doent de be bahar getikten sonra daha
yksek bir aamaya ulap; prof, oluyor. Bu aama deiiklii, bir lmkalm, iyi olan seme yan deil, an oyunudur. Dn
deiim, dnm, devrim, atlama, olgunluk ile ykselim, retim yelerinin iinde; gnller ve beyinlerde gerekleiyordu.
Bugn ise dosyalarn tortularnda... seimi de parasal ilemler biriminde gerekleiyor. O da bir kclik, sezgi, yaamn
birden gelen bir vurgunu, etkileyici szler, bir sevgi kvlcm, bir emsi Tebrizyle grme... gibi bir gle gereklemiyor,
tersine, Yer'in dn ile deviniminin yamsra gndeki dnlerin araclyla gerekleiyor! Uygarlk le yenilik arasndaki
ayrlk budur ite. Ancak neden bilmiyorlar, bunu bilemiyorum?!
47

dan neler ektiini ben grdm. Hepten le kaan tekiler ise lde suyun yansra bayndrlk bulunmadndan kendiliinden
yaamn kolaylklarna dalamadlar. Yine de o, bizim ilklerin geleneinde bir trediye yol au. Bylece kentte kalc bir
duruma geldi, ben de bu kararn bytt kiiyim. Yokluun egemenliinde, yerinde braklan bir egemenlik ile bir varln
biricik varisiyim. Yalnzlk ile kendini kendine yeterli grmenin sonsuzluk lkesinde ar darda gelen bu dizinin biricik
prensiyim. O yce emanetlerin biricik taycsym. O tan egemenlii krallannn biricik veliah; kendi snrsz
duyumsaylannn yansra mirasa! dnlerinin sonsuzluu ierisinde, zlemin sergeni zerinde, ln ayk gecelerinde,
kendim gn bu s atsnn zerine atan, bir yandan da melekutun hlyasal boluunda saldrya geip esinlenimin san
kanatl kulan ile vahyin rkek ahulann kendi gl albeni ipleriyle avlayarak, tanyeri aarnca yorgun, au lm bir durumda,
toplumsal ynlann acl yalnzlna inen o atllarn biricik kalnusym. imdi omuzumda tadm o brakntlarn ar
yknden dolay bitkin dm; ya Isfahan Ciherba alan kerpi iilerinin kerpi kalplarnn ya da Fireng tula ocaklarnn
yapm birbirleriyle ilgilenen, kendilerini beenen, yaama ilikin bir sorunu olmayan, iyi, tatl, ansz iki dizinin arasnda bir
yabancymm gibi dolayorum. Yol uzundur, taldr. Her admda yol kesiciler pusuya durmu durumdadr. Ben ise
yoldasz, dizlerim titrek, omuzumdaki yk ardr. Ne yapacam diye, yazgmdan korkmaktaym. Benim am Sisyphe'in
andan daha gtr. Loukoun gibi gvdemi sarm olan engereklerin ikencesi altndaym. Gizemli Apollon tapmann
kahiniymiim gibi.... kendisi Atina'nn smrgesi, yerlileri de (Yunan sr48

ler tanras) "Pales"in kullan olarak ona kullak eden bu gizemli rendeyim. Bu engerekleri ise Yunan ordular deil, Truva'y
savunup koruyanlar, boynuma dolamtr!
Geelim, baka bir yk vardr, ad: Kandan..., ...
Biz doulular tmden "gemitaparz". Bizim jin yaamszln nitelii olan "gemii" deiliz. Bizim du yumsadklanmz,
Avrupallann klasizm diye adlandrdklan olgularla bir deildir. te bu yzden btn uluslarmzn "altn alar" hep gemite
yer almaktadr.
Gemiin neresinde? Tarihi en uzak ularnda, masallardan baka bir ansn tamadmz, dten baka hibir eyin yol
bulamad bir yerde... Dounun tesindeki in'in altn a, Konfys'un bile zlemle and Fuse yang krallar dneminde
yaanmtr. Yeryznn baka btn uluslarnn yansra yaam olduklan btn alardan daha parlak, daha altnl
uygarlklar ile egemenlikleri bulunduu dnemlerde SmcrBabil yaztlar, Nuh tufan ile o evrensel selin dev tortular alunda
srekli kalmak zere gmlen kendi altn alarn zlemle anmaktadr. Biz kendimiz bile slam uygarlnn yansra Daryu

ve Kurc dnemlerinin stnlnn doruunda bile, srekli arlk, mutluluk, eitlik dolu bir dnem vard. Sihirli kresinin
srekli bizi ekip, imdiyi de gelecei de gzmzden drd bir aydnlk, sevgi a vard, diye Cemid'in altn an
ananz. Bu tarih felsefesi btn dou uluslarnn, baka bir deyile btn yeryz uluslarnn ruhlarnda vardr. nsan ruhu:
"gemii zlemekte, iinde bulunduu dnemden yaknmakta, gelecek iin bir Mesih beklemektedir."
ocukluk dnemi de btn kiilerin altn adr. Bir yaam tarihinin arlk, sevgi, mutluluk dnemidir. Be
nim de ocukluk yllarm "altnla deil, "elik'le getiyse de imdi anlanmn gzleri nnde altn parlakl bulmutur.
zellikle genliim btnyle son alarda geti. Bam kitaplarn arasnda, gnlm gkyznde, bedenim tu tukevlerindeydi.
FirdevsTnin de deyimiyle: XTenlii ben ocukluktan anmsarm.' Ancak, ben onun gibi ok ok yazksyor deilim. Glkler
iinde getiyse de gzel geti.
ocukluk yllannn balannda, doum yerimiz olan kyle ilikilerimiz daha sryordu. Ayaklarmz kye alyordu. Kente
tutuklanmam, ayaklarmz balanmamt. Daha dorusu, elimiz ayamz balanmamt. Bylece her yl kendi kkenimize,
Mezinan'a dnyorduk. Bugnn deyiiyle "gidiyorduk."
Mezinan, bayndrlklarnn yansra bugn evresini saran ykntlarla soyumuzun ocan anmsatan, bizim iyilerimizin
yansra benim iyilerimin unutulmu yklerinin suskun anlatcs olan bir ky... kalemi hep kamnn yaran na alm, beyni
gzlerinde kalm, "serven" dolu vur dulukrdl dizi filmlerden bakasn kesinlikle izlemeyen, altng tanrlarndan
bakalan iin kesinlikle yazmayan, bakentlerde oturan bu yal, yalaka kletarih; nereden bir kye, bir adm atabilecekti? Alun
ilemeli sergilerin serildii Kayser kk"nn yansra sabah akam davul seslerinin "ehid" Nasreddin ah Kacarim
"sonsuzlua dek srecek" egemenliini toplumsal ynlann kulaklarnda nlat u emsu'lAmare Kk'nden Hakim'in
grme odasnn kral otura olarak yan deri rtlm bir oturan bulunduu, geri kalan yerleri de yellerin getirdii, ln
yumuak kumcuklarnn rtt "yuva"sma nereden ba vu50

racakt? Ykk duvarlann ve boynu bkk burlarn altnda, bir evsiz barkszn ban kendi iine geirmi, o "kendisini
gizleyen kendisi" ile birlikte tmden sevgi, gzellik, iyilik tanrs Ahurasal yaratlanla uraan Bilge BehmenabadTnin
"ykntsnn ay"nn durumunu nereden renecekti?
... Srev bir saatte, yeryz bir evde...!
Tarih, bunlardan ne anlar? Bunlan ne bilir? Onu; NaI
polyonun mektuplarn Josephine'e ulatrp, Louis ile "msy" diye adlandnlan kardeinin yar erkek kans arasnda ulaklk
yapsn diye oluturmulardr. Rasputin'in st alnca rtp, Fransa'nn ycelii iin Avusturya'ya sava alanlarnda, ulusal
bir kahramanlk yaratsn diye gnderilip imdi oluturmu olduu vn denizleri ile slanm bir etekle Marseillaise marn
syleyen baarl bir albaynn evinden dnen veliaht Onbeinci Louis'ye gece yans karanlklarda sokaklarn kvnmlan ile
Versaille kknn duvarlarnn glgesi altndan geerken k tutsun diye... Sultan gazinin, ikilliktcn sonra, esizlikte ka
kadeh itiini ondan sonra ii daha neler neleri ektiini saysn diye... ehriyar'n ikence alanlann bir bir anlatsn diye...
"Byk Napolyon ordusunun ardna dp atlan, kiileri, yol azklarn, silahlar, balklar, dalar, ovalan, ksrkleri,
glmseyileri, dgleri, barlar, oturutan, kalklar... ne varsa ne yoksa tmden byk bir tutkunluun yansra isteklilikle
defterine geirsin; ordu Alplerden geerken de zlemle bir lk atp aknlktan dizlerini dvsn, sevinten kendinden
gemi bir deve gibi yeri dvp elini dudandan eksin; eve dnnce de ne byk bir zen gstermi diye olaylara tutanaktk
yapmakla ne byk bir sorumluluk yklenmi diye gklere kar nazlanp yldzlara kar
51

vnsn diye... oluturmulardr. Byle k tutucu, yerle* tirici, bu uakevinde domu birinden ne bekleyebilirim? Sonraaa...
imdi ne yapyor ki! Toplumlarla bartn, sokaklarla tantn, toplumsal ynlara kartn savunduu imdilerde ne
yapyor?! Ben eski alkanlklar ile sap knlklanndan sz etmiyorum... "Yerlilerin ilerini trmalayan" Kenedinin lm iin
yedi yldr yas tuttuunu, kara giysilerini zerinden karmadn, sakallarn kesmediini, yanaklarna dm gz yalarnn
dinmediini, her gn aka babas, kardei, ocuu olan yzlerine rt ekmi kiileri yeryz toplumlar! ortasndan her bir
geidin banda her bir kavakta gstererek ekiip ikiliymiesine lk attn... siz de gryorsunuz. Rahat da brakmyor!
Bu yumuak gnll, itenlikli; her gn kanlanyla kefenlenen binlerce babadan ve eten, bu sevgili lnn yansra halefleri ve

seleflerin toplar, bombalan ile maki nal tfeklerinin yalan, grlt patrtlar ile korkun sesler i altnda birbiriyle
uyumayan "gsz olmak ve insan olmak suuyla yok olmu olup, yok olmakta olan sar, kara, kzl, ak milyonlarca aileden
sz etmiyor. Onlardan bir sz edecek olsa bile yle utanmadan, atlayacakmasna ediyor, isteksizliinden ne dedii de
anlalmyor.^
Bilginlerin: "Kt bir nitelik bir yaratla dse kalkmaz" sznde olduu gibi, onun bu gibi ileri beni ilgilenen Ben lise
yllarndan beri bu hantal, pis, yal, yalaka, yalanc, stnlerin ua, korkak, ar istekli tarihle uyuamyorum: Geenlerde
eski okul arkadalarmdan biri an defterini gsteriyordu bana. Orada unlar yazmm ona: 'Ben, iki "*yi sevmiyorum:
Bunlardan biri tarih, biri Takizade'dir. Ancak, bu ikisinin sevgisini emdiim stle imi gibiyim. kisi de benden ancak lmle
ayrlabilecee benziyor!1 Ebu Zerr Gtfarnin ilk giriini okuyoruz, on alu yl nce retmenler ve retim ye52

dirmez. Ancak, kiiyi ldren, "ben artk kamulaum, kamu kesimiyle ilgileniyor, sokaklara, pazarlara iniyorum" biimindeki
yeni savlandr. Arasra altn ve gc ellerinde bulunduranlann yararna almay brakp kendi balarna kalm ac ekenlere;
kalemleri, kitaplan, gnlleri, beyinleri olanlara yneldiini gryoruz. Kafe, restoran, sinema, ekmekiler ile kasaplann
kaplarnda duran dilenciler gibi tmden gzlerini ayor, i gbeklere, i gerdanlara bateri le eski yeni, dinli dinsiz, sokakl
papyonlu yazarlar ve bilginlerin o sralarda iarih konusunda vglerine, bo szlerine karn ben, lise snflar sralarnn
arkasndan, Abdulazim Han, Hanleri ile Hanbaba'nn yamsra baka bilimci hanlar ile yaznc hanlarn biz gz kula bal
susuz ocuklar iin yazm olduu o tarih kitaplarnn arasndan hrsz ile birlikte hrszlklarn yakaladm. rtler, ak
kzllklar ve plastikten yaplm en son yaralarnn altnda gizlenen kt, acmasz, sert grntsn tandm. lk kez amur
attm. Herkese syleyip, bardm. Ancak; sa sakal yerinde, dorulanp n salm retim yeleri dururken liseli bir
renciye kim kulak asar? Tarih, grkemli bir al veri yerinde dlemsel bir sergiye bakmyorlarsa 'szn gzcli'ni tanma
olanan vermi mi onlara dersiniz? Bakmyorlar bile!... nasl grsnler? Sayn bilge Takizadc'ye olan kzgnlm, kendisinin
batan baa tarihten olumu olmasnn yantsra tarihimizin iinin o tarihsel kiiliin mde akyor oluundan da kaynaklanyor
olabilir! Ne bileyim ite! Anlayacanz, tarihle bir eit 'kan davam' var benim, baka deil, O, btn atalarm, btn g,
yaratc g, dilek, sevgili, yce, byk, iyi dedelerimin yamsra
terimizi ldrm, kyma uratp susurmutur. Tarihi
dinleyiniz, niin bunlarn sesini iitmiyoruz? Aalar, hakanlar ve sevgilileri, dilenci ozanlar ile arlatanlarnn lklarndan
baka bir ses yok! Bundan da ilgin olan, bu kt kokan yarpuz otu ylann kucanda bitti. Bylece gemite tarihe olan o
krgnlma karn imdi gece gndz onuniaym! Yine imdi yeni aldm bu ev, bilge Takizabe'nin eviyle duvar duvaradr
deyip mutulamalarn bekliyorum. Ancak ben, retmenlik geliriyle byle korkun bir olayn gereklemesi olanakszdr diye
kendimi rahatlatyorum. Tarihin aalktnn srekliliini salayan umudun yamsra 'eskimi post'u yaasn!
53

kakalyor. Bylece kendisini, ellerini... hepten "ok yay mUlar"n eteine atveriyor. Yine gz dergileri, etkinlik* leri olan
kimseler ile belirleyicilerin yansra binlikleri elle* rinde bulunduranlardadr.
Neyse, nasl olsa, Arab ve Acem'e dayanan, ya etkin* lii olanlar ya da her iki zellii de zerlerinde bulunduranlar bu da ok
gzel olur bu apak bynn gcyle gz ap kapaynca; ya tannm bir eletirmen, ya uzman bir araurmaa, ya gl bir
yazar, ya bilgin bir yaznc, ya doktora tezini bile vermemi olduu yetmiyormu gibi yazmam olan allmn dnda ilgin
bir toplumbilimci, ya ad Britannica ya da Grand Larou$$4iz geen biri, ya Enstein'n kendisiyle yapt grmede: "Ben otuz
yldr konuuyorum kimse anlamyor, bu Iranl gen saattir konuuyor ben anlamyorum." (bu ise kii dilinin kken olarak
yalan ancak, dayanak asndan ok ok doru olan biricik cmlesidir.) dedii uluslararas bir fiziki, ya birden,
"hmanizm"den girip onanizm"den kan ada felsefeler ile siyasal bilimler uzman, ya da son yllarda nc dnya
lkeleri ile geri kalm... yok yok! zr dilerim gelimekte olan... ne bileyim ite... lkelere ilikin konularda derinlemi bir
uzman oluverecektir.
Nasl olsa neyin uzman, neyin derini olduu nemli deil! Sen nasl istersen, olmazsa onlar nasl isterse! "Krt sabahlayp,
Arap geceledim* yntemi iin pek nemli deil. Bunlann herbiri iin onun ayr bir kalb vardr. i, hangi "biimi ekerse
plastik svsnn ilgili kalba dkmn yapverir. Bylece yapay bilgiler, yapay yazarlar, yapay eletirmenler, yapay...
dklmekte olan lkeler uzmanlan ... retir. Plastik ibrikler, nesneleri olduklan gibi

54

klten plastik aralar... plastik kap, disk, bardak ve ekerlikler bile ... eskisi gibi, ura, yorgunluk, zaman yitirmek, lasanm,
izim, nalmalar, yok ocan bana gemek, yok ekici eline saplamak, sslemelerin yansra kabartmalar... yok artk...
Geelim.
Mezinan'dan sz ediyorduk. Gnmzde yknt durumuna gelmi evresindeki bayndrlklann soyumuzun ocan
anmsattm, btn sokak, bahe yollan, mescit, okul, bur ile surlarnn zerinde kendi atalanm anlatan anlar okuduum
birer yazt olduunu, hepten birden gnein konandan kalkp, gnee saldran, yce kalnu lanmz, byk sermayelerimizi,
yaamsal yapmz, scamz ve aydnlmz yknulann altna srkleyen, elimizde ne var idiyse onu alp btn bunlarn
yerine bize bir "kelepe"den baka bir ey vermeyen bu "orospu aa savunmaszca adanan o anlk ve ycelik dnemlerinin
ayrn ul izimsel bir ansn grdm... sylyorduk.
Yazn balangc, okullann sonu! Ne gzel bir balang, ne gzel bir son! Her yl ilkyaz balar balamaz byk bir istekle
beklediimiz o an; tatl, coku dolu bir and. Her yl sonu beklentisi olur, yaz ile birlikle kavuulurdu. Her yl olduu gibi bu
y! da umutlandnc, scak, sevimli, okayc olarak tam zamannda gelmi, bizi kentin yabanclk tutukevinden bizi kendi zgr,
geni yurdumuza, le gtryordu, dndryordu, deil... evet bizi kendi "kamlmz" (neyistan) le dndryordu.
"Neyistan" ikisi de dorudur! Okuyulann ikisine de yer vermilerdir, ikisi de onaylanmaktadr. Aklamasn "yar merhum"
Mu'in'den okuyunuz. O olmazsa yaamakta olan "tam merhumlardan", "Meyyit bin Hayy", "Diri olu lklerden okuyunuz!
Kamlk benim kesilmi olduum yer.
55

l! l, yalnz benim ve bizim kamlmz deil; ulusumuzun kamldr. Ruh, dn, din, irfan, yazn, gr, yaam,
yaratl, yazg ve alnyazmzm kamldr. l! "Bu, bir corafya olarak beliren tarih"!
Umutsuzca snk bir biimde boyun een bu gizemli sonsuzluun bykl yerlere serilmitir. Kurudur, susuzdur,
gelimemi, bbrlenen yksek bir doruu yoktur, sevin dolu mmlulan olan bir rma yoktur, bir pnarl alann sevgi
rltlan, bir yeil alan, bir gl, bir blbl, bir gzel grnm, bir otlak, bir yol, bir yolculuk, bir konak, bir ama, bir rman
kendinden gemi bir aknts, bir denizin bekleyen bir kuca, bir bulut, bir imein bir glmseyii, bir gkgrlts
alaynn bir acs... yoktur! Durgun, yanm, zgn; korkun dsel yarauklar, cinler, kt ruhlar ve insan yiyen kurtlar
lkesi! D, by ve masaln doum yeri; yer, su deil lgmdr. Sessiz, durgunluktan deil, korkudan; ortam smscak,
acmasz... beyni ban ierisinde kaynatyor. Ik saan topra; korkusundan otlar bile "yeermiyor, "ban topran altndan
kaldramyor". Yerlilerin derileri kemiklerinin zerinde yanm, yzleri kavrulmu, alnlan burumutur! lde bakmak gtr.
l grmesin diye elleriyle kendi gzlerine glge dryorlar. Grdklerini grmesin diye! Bildiklerini bilmesin diye! Bir
tufann koparak ortal toza dumana kaup gkyzn karartuktan sonra kyleri birbirine katu da oluyor. Dindikten sonra ise
yine l o l! Olduu gibi duruyor.
l! Tufann srekli kopup, srekli dindii, srekli deiip iinde bir eyin bile deimedii yerdir. Deniz gibidir. Ancak; su,
yamur, inci, balk, mercan denizi deildir.
56

Toprak, akl, toz, ylan, kertenkelecikler, kertenkeleler... denizidir. Daha ok srngenlere, yer yer de yalnz, babo bir
kuun yansra rkm, yuvasz kularn uuuna rastlanmaktadr. Tagore ile papaann yks, Hindistanda deil
Ermenistan'da!
lde ancak gez ile tak<*> yetiir. le karn suya, topraa baklp budanmaya gereksinim duymayan bu korkusuz, dayankl,
yrekli aalar; ln kuru, yank barndan atee doru ykselerek, ayakta durup, kalyor. Her biri bir tanr. Korkusuz, onurlu,
yalnz, yabanc. Grsen lde grlen baka bir gezegenin elileridir dersin! "Cehennemde biten bu atlgan aalar"! Ancak,
bunlann yapra, rn yoktur. iek amyorlar, bir rn vermiyorlar. Yeerme cokulan, iek ama zlemleri, gvdelerinin
ve dallarnn altnda kuruyuveriyor, yanyor. Sonunda le saygszlk suuyla kkten kesilerek tandrlarda yaklyor... Bu,

ontann belirlenmi yazgs oluyor.


St aac, lde bir havuzun yanbanda ya da bir akntnn zerinde glkle kalcln srdrebiliyor. Glgesi serin,
yaam verici oluyor. Sevimli bir aatr, ancak srekli kendi kendine sallanyor. Kentler ve bayndr yerlerde bile korkuyor.
ln korkusu, kemiklerinin iliklerine ilemi bulunuyor.
Yine de lde en iyi yeeren ey, d oluyor! lde iyi yaayan, ykselen, iek aan, d iekleri aan biricik aa, bu
olmu oluyor. Hindiba ieine benzer mavi, yeil, mor, bal renkli... her biri yaratcsnn renginde olan, de dalan kiinin
renginde olan, hindiba ieinin ona doru alp, ona konmu olduu eyin renginde iekler
(*) Gez ile tak: Ilgn aac ile lde yetien bir bitki.Cev.)
57

veriyor. D, bu biricik grnmez ku, zgrce, bamszca ln drt bir yanm dolayor. Uuunun glgesi, le den
biricik glgedir. Kanatlanmn rpn sesleri ln sonsuz sessizliini gsterip onu daha sessiz bir duruma sokan biricik
szdr. Evet, bu ozan kuun kanat rpmalar araclyla konuan ln korkun, gizemli sessizliidir.
l, yerin bitimidir. Yaam gezegeninin sonudur. ldeyken kendini baka bir gezegenin yaknndaym gibi dnrsn.
Dolaysyla felsefenin srekli sz konusu ederek, dinin kendisine ard doatesini lde gzle gzleyebiliriz,
duyumsayabiliriz. te bu yzden; resuller, srekli buradan km, kentlere ve bayndrlklara ynelmilerdir. "lde Tanr
vardr!" Buna; Muhammed'i tanmak, Cebrail'in kanat rpma seslerinin srekli gnn altnda duyulduu, aalarnn,
inlerinin, dalarnn, btn talarnn yansra akl talannn bile aznda vahiysel ayetlerin bulunduu, btn bunlarn
Tann'nn konuan dili durumunda olduu bir l grmek zere Arabistan lne gelip esinin kokusunu orann gizemli
ortamnda koklayan Romanyal bir yazar tanklk etmitir.^
lde evlerin duvarlan dnda, kyn surlan dnda baka bir ey yoktur. Yokluun sonsuz l, lmn kabri, korkunun kol
gezdii yerdir. Yollar yalnz gkyzne alr. Gkyz! Dileklerin yeil l, okaylarn dalgal, duru pnar, umutlar...
bekleyi! bekleyi... zgrlk ile kurtulu lkesi! Varlk ile yaam banna, mutluluun kuca, an ruhlar ile an meleklerin
gezinim alan, iyi kiilerin buluma yeri, bu toprak tutukevinin yansra aclar,
(5) Guergieo, Franszca olarak yazlan Mubammedin Yaa mtnm yazar.
58

balar ve ac ektirimler yaamndan, lmn sevimli elleriyle... kurtulu gerekletikten sonra!


ln g melekutun rtsdr... Cennet, iinde bir l bulunmayan, duru sularla dolup taan rmaklarn yansra stten,
baldan rmaklar olan, aasz ekmek, salt zgrlkleri, bamszlklar olan, duvarsz, sursuz, iken cesiz, krbasz, hansz,
zorbasz... bir yer olan cennet, l szdr. Drt bir yan su, drt bir yan aalk, drt bir yan glgeliktir. Tuba aacnn
glgesi sonsuzluktan sonsuzlua cennete serilti, gne, bu ateten kanatl cehennem kartal, dallan ile yapraklannn kalabal
arasnda yokolmu tur. ln g, cennet, "olunmas gerektii gibi olunan, "yaanmas olas olduu gibi yaanan" lde
masallarn hep ondan sz ettii yerde, kesinlikle bulunamayan yer! Evet, lde kimse bu ikisini grmemitir.
l, iinde yeryz yaam ile ondan sonraki yaamn kar karya olduu gizemlerle dolup taan,bu hiis tan! Cehennem,
yeri; cennet de g, bu ikisinin cehenneminde bulunan kiilerin ise derileri gvdelerinin zerinde kurumu, kavrulmutur.
Alnlar hep buruuktur. Dudaklan grsen srekli yara kabarcdr, deilse gnl ac bir zlemle, deilse gnl trmalayc bir
grnt karsnda yanmaktadr diyecein bir durumdadr. Kalar, gzleri iki kolunun arasna sktrmakta, korumaktadr.
Kirpikler, korkudan, birbirlerini iki yandan birbirine armakta, onlan gizlemek zere gzlere dmektedir. Gzler, grsen
srekli yumruk yiyip ieri kovulmaktadr diyecein bir durumdadr. Ackl baklar, yaamdan kesilip ukurlara dm olan
bu gzleri gizlemektedir. Btn bunlar, ln o cehennemsel gneinin iidir. lde bakmak gtr. l
59

grmesin diye de ellerle gzlere glge drmek gerek. lde glgeye taplr, gnee deil! Gndz deil gece, ycelerin
yardma koan aydnlklar deil, glgeleri istenir. Tann'nn aydnl deil...
ln gecesi! Bu, kentlilerin bilmedii gzel, gksel varlk... onlarn bildii, baka bir gecedir. Gnn douuyla balayan bir
gecedir. ln gecesi ise anlatlacak gibi deil.
Kentlerde gece yansndan sonra knk dkk bir durumda yorulup, ayakta duracak bir gc calmadan gelen lde ise gne
batar batmaz gelen gecenin durgunluu ile birlikte ln kt, acmasz, eritici, bouk gn lr. Bylece batn serin, gnl
coturucu esintisi gecenin balangcn bildirmi olur.
ln cehennemsel yaz geceleri, cennetsel dler kurduran gecelerdir. Ay, souk, ak, sevimli, Tann'nm okayc
glmseyiidir. Nemli, pis, zgnlk verici ayk lan ise kentlerin ve sulak, bayndr yerlerin ayklandr. Sar saynl bir ay,
ucuz pudralarla, bir bann zerinden kaldrlm irine bulam sargbezlerinin vazeliniyle eyeri vuran yal bir eein
kurumu srt yarasnn andrd yel lerin vurduu eskimi grnmn tiksindirici irkinliini rtebilecei, onu, yz
kzarmln iekleriyle sslemi, yanann duru anlna bir zlem glrengi ile tannsal bir nancn konduu yeni iek am
ilkssl bir yz yapabilecei kansna kaplm olan utanmaz, duygusuz bir orospunun mor, kirli yzndeki sivilcelere
benzeyen yldzlar... ln g! Kanl, yorgun gnlmn yumruunu, sessizliinin gaybi yamurlarnn altna tutup, tutsak
baklanm, zlem kelebekleri gibi, o ozan arkadamn yeil ekin ala
nna saldka o ac eken yalnz ruhun alamakl iniltilerini duyduum... Bu tannmayan, yabanc seveni gibi o pislikler kentinin
yambanda, o iliksiz ln yreinde ban kuyuya sokup alayan birinin alyor olduu o aralar ne korkuntur!.. Ne
korkun!.. o en doru, en byk nderimin alamakl iniltilerini duyduum bu aykl, suskun hurmalk!
Kyn gne batm, lde doa tesi gizemli bir grkemliliin yansra ycelikle gelip atyor. Onunla birlikle varlk da
dudaklarn kapatp durgunlayor. Birden kara saldrgan bir aknt kendini kye aiveriyor. Kovalan yormucasna grlt
kararak sokaklarda komaya balyor. Gitgide sokaklarn kvrmlarn geip evlerin iine siniyor. Sonra akamn suskusu
yine srp gidiyor. Yine de srye karan yabanc bir koyunun lklar ile o grltl hz srerken bir adm geride kalp
evin yolunu bulamayan bir kei yavrusunun iniltilerinin duyulduu oluyor.
Gece balamtr. Kyde k yoktur. Geceler, ay yla olmazsa gkyznn klar olan yldz yamurunun k saan iri
damlalaryla aydnlanr.
Yazn durgun geceyarsyd, ben de daha yedi yanda bir ocuktum. O yl, yazn yansra gz boyunca kyde kaldk. yz
yirminin ehriver ayyd. Toplumlarm acsn eken(!) o l; lkenin drt bir yann ele geirmiti. Babam, bizi brakp,
bakalm ne olacak, diye olaylar yakndan izleyebilmek iin bir bana kente gitti. O gece de her gece olduu gibi batn aydn
glgesi altnda, iftiler hayvanlaryla birlikte kye dnd. Srlerin kalabal dindi. nsanlar, akam yemeini yedikten sonra
kee, kilim, yatak, yastklarn, (yatak rts yerine de) ykandktan sonra
61

stlerini onunla kuruladklar havlular, sradan pamuklu rtler ile uzun gmleklerini alp; evlerin damlarna ktlar. Serdiler,
kemerlerini gevetip uzandlar. Uyumak iin deil; izleyip konumak iin... Gkyzn izleyip, yldzlardan konumak iin!
Gkyz lllerin izlei, ln zgrce gezilebilen biricik bayndr alandr.
Gkyznde, her gece toprak damlannm zerinden ona doru uuan bu tutsak, yoksun baklar iin oka elence vardr!
ln btn ocuklar gibi ben de gkyzn seviyor, yldzlan tanyor, her gece damdan gzlerimi bu artc, elendirici
gzel grntye dikiyordum. Saatlerce kendi kendime, oyun arkadalarm olmazsa benden byklerle birlikte yldzlarla oyuna
dalsnlar diye ocuksu baklanm gkyznn sevin yeil alanlanna gnderiyordum.
Ben, o gece de kendimi dama atm, gkyzn izlemeye dalmum. Elmas kanatl kular olan gzel, suskun yldzlann birer
birer bilinmeyenden bakaldnp blk blk byclk oyununda yzd bu asl yeil denize dalm, izlemeye koyulmutum.
Yine o gece ay, doann ln lanetlilerinin yzne srd biricik okayc glmseyi olan parllanyla ula. Bylece
elmas iekleri de ald. Her gece bilinmez tanrsal bir eli gkyznn bir yanndan baka bir yanna gtrlen Sreyya'nn
gzel klan grnmeye balad. "Ali anayolu", "Mekke yolu" denen o aydnlk, dlere daldnc izgi, grsen, dorudan

sonsuzlua alyor diyecein bir durumdayd. Daha sonralar lisedeki retmenlerim, "Samanyolu"! demilerdi. Bu adn ne
kt bir ad olduunu imdi anlayabiliyorum! Samanyolu, oradan saman tadklan, bunlarn da yolda d62

rlen samanlar olduu anlamna geliyor! alacak bir olay donsu! Kentlerin asfaltlarnda yaayan kimselerin dlemsel
baklar onu saman yolu olarak gryor. lde saman tayan kyller ise Ali anayolu, Kabe yolu, Ali'nin Kabe'ye giderken
izledii yol olarak dnyor! Szckleri bir yana brakn, bu alglay ve yorumlayn altnda yatan ruhsal yapy izleyin! Yer
yer gecenin kara iine doru inen nsal oklar ise Tanr'nn gksel eiinde melekutu koruyan meleklerin oklandr! eytan ile
birlikte onunla elbirlii yapan cinler, eitli oyunlarla srekli gecenin bir yann yarmaya alyor. Bylece Ahurasal
kutsallnn kesinlikle bir pisliin ayak izleriyle kirletilmemesi gereken, yabanc lann giremeyecei bir yer olan o gizli yere
kp ulu anlnn bu pis anlaylarn iine dkmemesi gereken gizemleri gizlice duymak istiyor. Melekutun anlk rtlerinin
koruyucular da onlan bu ateli oklarla vurup, le kovuyor. Daha sonralar kentli retmenlerin yansra bilenler gldler:
Yok canm! dediler: Bunlar, "yer"e doru derken atmosferde oluan srtme sonucunda atelenip yokolan krk dkk gk
varlklannn kalnulandr.
Her st snfa geiimde le dnerdim. Kutsal iir, d, ycelik, grkemlilik ve sonsuzlukla dolup taan btn o gzellik,
tatllk ve yeerimleriden ve o "doatesel" grntlerden gitgide yoksunlatm. Bu ylki gidiimde ise gkyzne dnp
bakmadm bile... Hep yere baktm... Ancak orada birka kuyu alabilir... ancak arada pancarclk yaplabilir... Grmeler
tmden toptakta, konumalar tmden topraktand! O aknlk verici gizemli gezegen souyarak ruhsuzlamtr. Birka eden
oluuyor artk! ocuksu ar gnlmn, iinde zlem kelebekleri gibi
63

uutuu iir, d, esin ve duyumsayn deiik renkli, kokulu iekleri ile dolup taan o bahe, bu arsz, gnlsz beynin
zehirleriyle soldu. imi Tann'yla dolduran btn o gzelliklerin Ahurasal anl, bu kara saysal varla buland. Kandna
mavi bir gkyz durumunu ald. Yldzlarn gz krpan, oynayan elmaslan artk, gecenin tavannda sonsuzluk boluuna alan
delikler, yabanal mn somurtan surlarnda pencereler, benim yalnz olan benliimin gzlerine gz diken deil; le benzeyip
soyda olan, yerin kardei; yerden de lden de kt olduu bile olan kreler durumundadr! Ay artk; tutsak gnllerin her
geceki buluma yeri,., gzellik, bamszlk ve sevginin pnarba deil; terkedilmi, korkun seslerin duyulduu, lm kokan
kupkuru bir toprak durumundadr. ln ay da artk, vahyin ya, esinin panlday, arl, bekle yili balarn altna
serilen sevgi tanrasnn ipek etei, topraa tutuklu, gereksinimi olan bir kimse ve lde dkn kalm bir ac ekenin yzn
okayc, sevgi dolu, yumuak bir glmseyi deil gereksinimleri giderici bir k, l gnlerinin aamasz cehennemsel
gneinin glgesi olan yalana, ikiyzldr; grnts dolandnadr... Artk, o umut, sevgi, elence dolu glmseyii yoktu.
Dudaktan sarkm bir lnn di akln andnyordu.
Gnein cokun douunun grkem, saknm ile gzelliini uzaktan izlemek gerekiyor. Yaknna gidecek olursak btn bunlan
yitirmi olacaz. ieklerin gzel incelii de kopartln parmaklar altnda soluyor! Ahh... Dn ise bunlan kavrayamyor!
doatesel, ruhsal doa tesi ile gnln manevi ynlerinin gezegeninin dou, iek, bak ile esircilerinden sz edemem.
Bu yamalayc64

nn aknlan srasnda birden balarna ne geldi, ne olacaklar? Onun yansra atllarnn zehirlerinin altndan geri kalan bir ekin
alannn grnts ne souk, ne kt, ne zc olacaktr! Ne kalacaktr? "Kusmuk", "veba", "veremli birinin gsnden
dklen balgam... "zn yitiren, "gerge danlaan", "konuan hayvan" kiiler, baka da yok! Kii deil, gere! Gnl deil,
mide! 'Biri bunu trmalyor, biri unu gagahyof\ Hi dolu kiiler ite, yce Ali'nin de deyiiyle: '"Erlere benzerler ancak, er
deiller."
"Dtan kafir gmt gibi delik deik
iten ulu yce Tann'nm kzgnl eik/..."
O gece ben, lllerin aknlk verid gzel izlei olan gkyznn gezeneini gezip dolatktan sonra indim, evin damnda o
gzel, an "gece yolcu!uu"nurf gelimelerinden yorgun dm durumda kendi yatamda uyuyakaldm.

l, ayn alnda parlyordu. Ky; durgun, suskun bir durum alm bulunuyordu. nsanlar; kadn erkek, yal gen, tmden
gecenin barnda, kendi damlannda, yorgunluktan bir daha kesinlikle uyanmayacakmasna uykuya dalm duruyordu. Sesleri
ln tesinden gelen kurbaalann kvrml uzun lklar, yerleri belirsiz, sesleri bilinmeyenden geliyormu gibi olan crcr
bceklerinin tleri, ln gece sessizliini daha belirgin bir duruma getiriyordu. Gkyz; kyn yukarsnda durmu,
damlan inceden inceye gzlyordu. Kyn damlannda batan baa, kefen grnmndeki sradan pamuklarla dokunmu
(O Isra, Eli'nin Mescid'lHaram'dan Mescidul Aksa'ya olan gece yolculuunu anlatan: "...kulunu gece yrten...9' ayetine bir
deinidir.
65

kurulanma havlular ile uzun gmleklerin altnda serilerek uyuyakalm olan bu ln lanetlilerini izliyordu.
Gece yolun yansna gelmi, geici yldzlar batmt. lker, ln en uzak odanda, gzetiminin yaknnda batmak zereydi.
Ay, gn banna sinmi, bamn zerinde durmu bana bakyordu. Gn gsnde yle geni bir ayla yaymt; yldzlan
tmden ok uzaklara srmt. Byleyken birden bir horozun sesi ykseldi.
Aa! Horozlar m tyor?
Horoz, ln saatidir. Sesi de kyn andr! Ky horozu zamandr, lmektedir. Yaam bir rmcek ann zentisiyle
"bltren, kiiyi ne yapacan bilmeyen bir sinek gibi kendi iinde tutsak bulunduran, kanlarn belidi bir dzen ve srecin
kapsamnda emen, o ise bu ackl, kanl yolculuu sresince, zamann dilinden kesinlikle anlamad inilti ile didintiden baka
bir zm yolu arayamyor dzenden baka bir sz anlamayan, bu biim deitirmeyen, yinelenen, duygusuz bir dng olan
zaman! Horozun lklanni; kyn bu dinsel ezann orada iyi bilirler. O, yer ile birlikte kiiye yklenen dzenin elisidir.
Onu, o akkara iki adatann dileri arasnda ufak, eit b ltlere ayrmtr.
Horozlar uyand m?, "tyor mu?", "Tan m aard yoksa?" Dammzn yansra uzak yakn deiik damlardan gelen eitli
mrltlar, gece yans sessizliinin iine kart. Ancak.... yok yok gece yansdr. Ay, yldzlar... tmden gece yansn gsteriyor.
Evet, onu, ln gzel, apan, tanrsal g bile yalanlad!
Haa! Yersiz ten horoz! Nerden geldi?!! Falanlann damndan! Eyvah, evet... bizim evimizden... o d
66

ufak horoz! yazk! ne ta bir horozdu! Birka ay sonra ne olurdu? Hayvann sesi bile ergin deil daha! Tavuunu bile
grememi daha!
Bir kez daha tt! Mrltlar artt. Komular devinip, kaynamaya balad. Kyn damlarnda kefen gibi serilip uyuyan kylleri
kendi iinde saran rtler ald. Kimileri onlar bir yana att. Kimileri stlerini at. Kimileri kalkt. Kimileri de ayaa kalkp
yola koyuldu... hepsinin uykusu kamt. Bylece gece ve gecenin suskun durgunluu birbirine karmt. ln sessizlii
yanlmt. Kimileri konumamaktayd. ou gen olan bir bakalannn ise: Uyandmz iyi oldu, su sras bizde ...uyuyakalm
olsaydk boa akard... su le gider, ekinlerimiz kururdu. ocuk yzst dm, az kalsn bouluyordu. Susamtk, biraz
su... imdi sular duru olur, testilerimizi dolduralm. Evin kapsn ak brakmtk; kedi, kpek, akal... kurt., uykumuzun
kamas iyi oldu... dediklerini duyuyordum. Yine de byk bir ounluk kzyor: uykumuzu kard, bu uursuz bu lanetli horoz!
diyordu. Daha ok ak sakall yallar ise uykulu, kirpikleri kapal bir durumda ilerini boal urcasna veryansn ediyordu.
Gitgide sesler dindi. Kyller yataklannda durgunlaverdi. Geceleri kefen gibi grnen ak rtleri bir daha balanna ekip,
ar ar yeniden uyuyuverdi.
Sabahleyin gne yeniden dodu, damn yarsn kaplaynca, ben, scaktan uyumu bir durumda, terler iinde uyandm.
Merdivenlerden aa indim. Hole kilim sermi, ay iiyorlard. Soyumuzun gemi kuana uaklk yapan, alt kraln
dnemlerine tank olduunu syleyen, babamn yansra amcalarma da gz, kula kapa67

l, deneyimsiz, bilgisiz genler gzyle bakan agulam oturuyordu, zerinden geen uzun yllarn ayak izlerinin grld bir
grnm vard. Yuvarlak, ak bir sakal, alt kesilmi bir boaz, onu bir givenirP evresi gibi gsteren bir sakal izgisi...
vard. Diz kp oturmutu. Uyumlu mavi giysisinin kilrengine brd buruuk kuru bir deri ile akkara kllarla tl
bacaklarnn ince baldrlan dan frlamt. Hepten aptallk kokan bir grnm olmasna karn ok bilgili gsteriyordu.
Yal Gulam'n kendisinin bilemedii oka ey bildiini sezmeyen yoktu. Kendisi de buna ok iten inanyordu. Bir eksii
kalmasn diye de "yaz dili"yle konumaya alyordu. Biricik eksii u ky azyd; onu da gldr yoluyla gidermi
bulunuyordu. u anla uda da getii gibi "yntemsel gerekler" ite: "Bir sudan geerken gidengelen ynlann skmamas iin
gidenge len btn ynlann birlikte geecei bir geit yerine; birinden gidenlerin dierinden de gelenlerin geecei iki geit
yaplmas daha iyi olur...!" Tantana eder, havadan sudan ok konuurdu. Anlamayan kalmasn diye de konunun zerinde nemle
durur, bulunanlarn hepsinden dudak, gz, ka, diretme ya da dayatma yoluyla dorulamaya benzer bir "ok gzel" almaya
alrd. vecenliinden, kendi ay bardann altln flyor, yzlerimize srauyordu. Bitince, yere brakt, barda da iine
koymadan ayaa kalkt. Baheye ku. ok gemeden tavuklar, horozlar ile civcivlerin nmalan ykselmeye balad. Bir
sre sonra agulam, yengili, utkulu bir grnmde, genellikle kendisine sorular ynelten bizlere yant olarak hikmet dolu
anlatlarn yansra ince, derin anlaml szler tasarlam bir du() Give: st ipekle dokunan bir eit ayakkabdr. Cev.)
68

ramda, hepimizi szen, parldayan, kzl gzleriyle, o civciv horoz koynunda... dnd. Ancak, kimse soru sormad. Bilmeyen
kalmamt. Bu parlak buluunu gecikmeden bizlere gstermek isteyen kendisi ise dvdv horozu smail gibi, holn nnde,
bahe kapsnn yanbanda, uzatverdi. Paavradan yaplm ar givelerinin ikisini korkusuzca dvciv horozun gencedk, ince
kanatlannn zerine koydu. Kuru, sert, ince odunlarla rlm givesinin ucu, incecik boynunu yle sklyordu, lk bile
atamyordu.
Babam, evden dar kt. Yalnz grmesin diye. Annem, ieri geip, kendini oyalad. Yalnz onu dnmesin diye... Ben ise...
Ben ise kana bulanm boazyla rp, rpnan dvdv hozoru izlerken dalmtm. Bir ders alyordum, onu da agulam
vermiti.
agulam; alt kraln dnemine tank olmu kii.
69

kariz w
iine bir yeralt su geidi gerek senin iretilere kapn almasn diye senin
Evin iinde bulunan bir su testisi bile Dtan gelen bir rmaktan iyi senin iin
Sena
Yeralt su geidini bilir misiniz? Yeralt su geidinin kayna nerededir, nedir... bilir misiniz?
Suyun srekli, biim deitirmeyen aknts gitgide yeralt su geidinin kaynann taban ile duvarlarnda aknt d denilen
bir kalman oluturuyor. Bu da kaynan ok saydaki pnarcklann kapatarak rten, salam, d etkilere kar dayankl oluyor.
yle sklayor, katmann yaylm sulan yle tutuyor; yeralu su geidi ar ar rtlm oluyor...
Ben renmek ve anlamak, zellikle de bakalannn anlamam olduklann anlamak bulmak demek istiyorum, deilse en
azndan yalnz anlamak, genellikle bir bakasnca inenmi, bylece doal koku, tat ve zelliklerini yitirmi bir besini almak
olan renmek, deilkonusuna ar dkn olduum ince bir gzlem yeteneimin olduu ocukluk ve genlik arasndaki
yllardan bir yl, byk bir

() Yeralt su geidi. (cv.)


71

cretimden sonra deneyimli, ibilir, Yezdli bu yeralt su geidi iisinin yansra arkadalanyla birlikte altktan yer olan
Muminaba yeralt su geidine gitmeyi baardm.
Kesin anmsyorum; aralannda ivecen, sevecen, gl bir yal vard. giysilerini giymi, donatlm takmyla birlikte
iyerinde hastasnn banda iine balamak zere duran ibilir bir operatr andnyordu. inde baanl olacana ilikin
gveninin yansra ie olan yatknl alnndan, glmseyiinden okunuyordu. Dnsel dahiliin nlan ile ruhunun
derinliinden ve inceliinden doan keskin, uyank, tatl baklar btn grenleri sarst gibi kendinden geiriyordu.
Yzaltmyetmi metre yeralt derinlik ve arln karanlnda biricik umut, durgunluk, gven kayna durumundayd.
Aratrmaya tutkun ancak, yreksiz kent ocuu olan beni yreklendiriyordu. imdi yaadn sanmadm o, bana oranla ne
byk, ne dnr, ne yce... grnyor. Srekli onu grmek istemiimdir. Ancak; onu, ar gereksinimleri ile kendi
dknlnden duyduu utantan dolay kendi iine sinmi, yllarn kendi yzeyi zerinde ikiye katlam olduu; bunak,
yoksul, bitkin bir yeralt su geidi iisi olarak bulmaktan; zc durumunun da elinden tutmam istemesinden korkuyorum.
Benim gzmde daha... byk, gl bir retmen olan, bana imdiye dek renmeyi bitiremediim bir ders veren onu, gsz
gereksinimleri olan biri olarak grmek istemiyorum.
Onun gelecekte iinde byk ateler kvlcmlana cak olan, uyan ve bamszla olan lgnca sevgisi btn geniliine
karn yeryzn kendisi iin daraltacak olan bu ocuun ruhuna, bu sradan ancak simgesel
72

gsteriyle ilk dersi vermek iin beni "uyandrmak" zere grevlendirilmi yce, gizemli bir ruh olduunu dndm de
oluyor. Bu gibi dersler; tahta, tebeir, cmle ile defterle verilmiyor, simgelerle veriliyor, "im"lerle retiliyor. te bu bilim,
bilim "almak deil, bilim "olmak" oluyor. "Biim deitirim" teknii oluyor, renim deil, devrim oluyor. Bilgililik deil,
ballk oluyor. Hafzay doldurmak deil, ruhu atee srklemek oluyor. Tat alm deil, arnm, "kalem" deil "elem", "naz"
deil "niyaz", dinlenim deil ac ekim, durgunluk deil an, mutluluk deil ululuk, suya doyumluk deil susuzluk, uzlamak
deil bakaldrmak, "olumak" deil dnmek, kalmak deil gitmek... su deil ate, toprak deil tufan... olan bir bilim!
Bu okullarda retmenin verecei ders, manukla rn oyunlarna benzemez. Attar'n da deyiiyle "sz, salt bilimcilerin
krbacdr." Burada "aamalan" deil "gnlleri" deitirirler. Orada ekmek kuponu verilmez, ahrbilim renilmez, besinsel
k belgesi alnmaz. Bambaka bir olaydr... ne desem? "Sevgibilim" defterlerde olmaz...!
Musa'ya Hzr grnmnde, Mevlana'ya ems olarak, Muhammed'e Cebrail adnda, Budha'ya o yal, yoksul, l
grnmnde, Sokrates'e o belirsiz melek grnmnde, Belhli Prens brahim Bthem'e o "seslemi" biiminde, Dante'ye Virgile
ile Beatrice olarak, o yalnzlk manastrndaki rahibe Mihrave adnda, De La Chapelle'e bir mum grnmnde, Meryem'e
Ruhu'lKuds'un gizemli imgesi olarak, azgn ynetici Dakyanus'un korkusuyla, yazksay uykusuna yatm yedili
Ashbu'lKehPten geriye kalan, kendisi yalnzlk ininde uyuyan biricik kiinin snk sszlnda babo bir kuun l
olarak, yorgun, sevgiyle

dolup taan, kendinden getike geen inli ozan Lupi'ye o durgun, gzel geceyans aynn ykaya ikili olarak, cierini
yiyen kartaln tutsa olarak, Zeus'un zincirleriyle bal olan yalnz Promethe'ye lo grnmnde, Schen del'e Rosace'n
devingenlik dolu gzleri olarak, dn gece yollarda barnan Hafz'la iki barda tokuturup, benliinin parldayc yla
kendinden geen "o" dsel glgeler olarak... sonunda bana Massignon'un sz, suskusu, bak, glmseyii, ans, ad olarak
grnen, kendine dnn ya da kendinden gidiin, neyse ite onlara "hikmet" kitabnn ilk dizesini okuyan, ilk dersi veren de o
deil miydi? Ben onun bir yeralu su geidi iisi olmadn; bu kez bir yeralt su geidi iisi grnmnde, bana ilk dersi
vermek, ansz uyuuk bir ruhun bu gn alunda, bu yerin yznde sruna ilk krbaa indirmek iin beni, yznde yaamn az
olduu, yoklua daha ok yaklald, bu yaamdan sonraki byk yolculuumuzu oradan balatmamz gereken bir yer olan

topran barna gtrdn dnyorum.


Evet, gklere yolculuk yerin yzeyinden balamyor. Kentlerin, bayndrlklann, evlerin iinden, yemek sergileri ile yataklann
zerinden balamyor. Gkyzne yolculuk topran alundan, yerin derinliklerinden balyor. O gkyz ise, u bamzn
zerinde arlk yapan budalaln altn yaldzl yapraklannda tutulmu s tavan olmuyor.
Orada, yerin altnda, yz altmyetmi metrelik derinlikte, elektrikten baka bir k kayna olmayan o derslikte; eit eit
binlerce retmenin yas trenlerinin at okuyucular gibi arka arkaya gelmedii, bir yan yl bile sr74

meden lp giden ok yaayamayan "ezberlemelerin retilmedii o niversitede; yalnz bir retmen vard. Gerekten de
retmen retmense, birok retmene gerek yoktur. yi, salam bir niversite iinde yalnz bir retmenin okutmanlk yapt
niversitedir. Bu yeterlidir. retmen yol gstericiyse "buradan gitmek isteyenler" ile "burada kalmak istemeyenlerin elinden
tutup gtrecekse yalnz bir kii olmas gerekir. Onlarca kiinin bir yola dp ayn ayr iboazlar, grlt, patrt, ksrk,
boyun, gbek ve omuzlannn yansra arbalca glmseyileri, gven saan kalan, Kelile ve Dimne yntemine benzer
yntemleri ile birlikte; yitik olan, yolu bulmann yansra bir amaca, bayndr bir yere ulaabilmek iin ac eken, kendi evi,
kenti ile yaknlarn ok zlemi olan birine "yol gstermeleri, "gitmek"i retmeleri, gelecek konaklardan sz etmeleri,
ukurlardan, derelerden, kvrmlardan, eimlerden, dnglerden, tuzaklardan, talklardan, bataklklardan, yolun kapal olaca
yerlerden, binilin braklp yaya gidilmesi gereken yerlerden, ank yaya olarak da gidilemeyecei, ieri "giri"in balamas iin
beklemenin gerekecei, ieri "giri"ten sonra artk btn olgularn tmden: Brahman olup ama, yrmek, yolcu, konak ve
gidilecek bir yer kalmayaca yerlerden... sz etmeleri... ne glntr!!
Neyse, sonunda ders balam oldu! Bu kolaylkla! retmen yok! O Hzr yok! Muminabad'n kurumu yeralt su geidi
kaynann karanlk derinliklerindeki o yal ye ralu su geidi iisi, barp arkadalarn toplad, kazmasyla yeralt su
geidini nasl "kazmalan gerektiini retti, tatl etkin bir vurguyla en anlaml senfoniyi oluturan
75

kazmalar, yeralt su geidinin kat, sert kaynana kar bir savaa giriti. Direni, almaz olmann yamsra kat oluyordu.
Ancak, yorulmak bilmeyen, ilevini gvenle srdren kazma ulan, Perikles'in klcnn karsnda salatalk soyma ba ya da
ocuksu bir umak makas olduu kazma kna, yetenekli, gl nderlerine uymu, sabrlca bir ura ve kesin bir inanla
dmann ban ezmeye alyordu. Anlayacanz, bir Cihad Ekberdi! Bu benim katldm ilk savat. Beethoven'in beinci
senfonisini yer tapnanda; telle, sesle deil kolla, kazmayla topran zerinde alan ilk orkestrayd. Kiinin yazgya kar
giritii byk sava, imdi ise yerin, kiinin ellerinin, dilerinin arasnda ulumas! Tann'nm tuza, sevgi ile kii gn
tavann yarp baka bir tasarmla, yeniden baka bir g zgr bir istekle yaratsn diye!
Ben; szc, susuz baklarla kazmalann byk iini izliyor, iin bitimini byk bir dayankllkla bekliyordum. Karanlkta
savam! Yeralu su geidi kaynanda retim! Suya ulamaya almak, toprakla savamak, "kmak iin inmek", suya doymak
iin yerin derinliklerine doru yola kmak, suyu gkyznde deil yerin almda aramak, yamur suyu deil kaynak su...
ksacas, skender'in kendi yaamn verip renemedii bir dersi renmek, Hzmn bir susuzun geliini bekledii o uzak,
yitik lkeden bir im bulmak! Kii gemiinin uzun yaam sresince ne arayclar, ne susuzlar; yollarda, bozuk yollarda, kzgn
kum denizlerinde, yakc llerde susuzluktan lp gitti. Niceleri de yollar yryp dalardan, bozkrlardan getikten sonra bu
lkenin smnnda susuz, zlemle yanp dp ld. Yolun kural ve konaklarn bilmiyorlard. Kimse
76

onlara "oraya" "nereden" gidilmesi gerektiini de retmemi ti. Bu yolculuk; abayla, yolun glklerine katlanmakla, direnip
dayanmakla baarlmaz. Sevginin iki bakire kz olan saknp korunma ve boyun eme ister. Bilmek, renmek, sk aralklarla
daha yeni, daha uzun, daha tatl, daha zenli, daha g... anlamalar, renciyi grkemle, aknlkla, korkuyla susturacak
dersler ister.
Ben; durgun, gzlemleyici, biraz da o aydn byk karanlndan korkar bir durumda, baka bir gezegene benzeyen o grkemli
yerde duruyordum. Karmda, yerin yz altmyetmi metre derinliinde binlerce metre tede ban yerden kaldnp azn Ahu

ra'ya ynelterek aan bir alt geit duruyordu. Ancak, yle uzaku ki! Yok, ben yle uzaktm ki; yalnz bu ar, dar, uzun
karanln sonunda o byk aydnla aldn "biliyordum". Ancak, "grmyordum" ite biliyordum ancak
duyumsamyordum. nanyordum ancak ona dokunmuyordum. te burada kii, inancn yansra kesinlikle inandktan sonra bile
duyumsa ya susuzdur. Ac ekercesine grme gereksinimi duymakta, dayanamayp duymak istemektedir. Gnl ve Ruh,
susuzluunu iyice giderdikten sonra bile gz, kulak, deri, tat duyusu ve koku duyusu susuz kalyor gibi grnyor.
te bu yzden Musa; Tann'nn setii, Tann'yla konuan, Tann'nm vahyini yklenen Musa... Tur'da skntyla, zlemle inliyor,
yakanyor... "yzn gster bana" diye yalvaryor. Tann'nn sevgilisi, Tann'nn setii son sevgili yce kii, Tann'nn
gizemlerine ak, Tann'dan, bilinmeyenden esinler alan kii Muhammed; "O'na" doru Mira yolculuuna kyor. Gklere
doru uzanyor, "bulunu iin "Sidret'lMnteha"dan geiyor. Bylece Cebrail'in bile
77

geemedii snrdan geip gnde uuyor. "nan onu


doyuramamtr; "bulunu" istiyor.
0
Ben; oturmu, insanolunun aln yazsna benzeyen o okulda, yeryzndeki yaammza benzeyen bu gizemli derslikle, kendi
bilinmeyensel grevini yerine getirmekte olan bu gizemli, bilgin retmenin verdii byk derse kulak veriyordum, gz
veriyordum, gnl veriyordum. Ruhun anlamaya yle dalmt, cokudan titriyordu. imdi, ok gemeden iimden aknlk
verici "anlama" pnarlar fiknp iimdeki yksek grler ile gizemli bilmelerin duru, souk, tatl sularnn kaynayacan,
akmaya balayacan, sonra benim yakc orak lmde en tatl rnl bahelerin, en yeil aal ormanlann, en gzel kokulu
iekleri olan yeilalanlarn, en i ekici imenliklerin, en bayndr yerleim birimlerinin oluacan; filizlenme, ieklenme
ve gllenme coku ile zleminin yaanacan dnyordum.
imdi ben, o sralarda ne denli anladm kesin bil* miyorum! Bu derslerin derinliinde nereye dek gidebildiimi, bu
dncelerin yansra duygularn beynimde ne lde biimlenip, aydnlk kazandn anmsayamyorum. Benimle kendi
mucizevi kazmasnn diliyle konuan, do atesi yaps bu byl kalemin ucuyla kiiolunun ruhsal yaam derslerinin en
kalc tanrsal dizelerini, kurumu olan bu yeralt su geidi kaynann kpkleri ile duvarlarnn sert sayfalar ile talam
yapraklarnn yzeyine yazan retmenin szlerinin anlamlarnn; peygamber olmas gereken ancak, olmayan gzlemci ancak,
birikimi yeterli olmayan bu ocuk iin ne lde, ne oranda anlam tadn bilmiyorum. Ancak, imdi... o srada bu aknlk
78

verici retmenin byleyici dersinde; dersin de, retmenin de byk olduu duygusunu tayor olduuma, byk anlarn
getiini, benim de dersin bu bykl, ycelii arl ile ekiciliini btn varlmla duyumsayp, deerlendirdiim
duygusunda olduuma kesinlikle inanyorum.
Anlarn uyuturuculuu ile grkemine, zlemli bekleyie, retmenin aknlk vericiliine, kazmalarn muti zeviliine,
karanlktaki iin, abann gzelliine, yerin derinliklerinde gerekleen yolculuk yrekliliinin yceliine, su araynn anlam
dolu anlamllna, karanln derinliinde yerden ve yaamdan uzak bir yerde... kurumu pnarlan geri getirmek zere
gerekleen kaznn doate sel kutsallna... dalm, kalmur. Birden, plak ayaklan mn parmaklan arasnda tatl, serin bir
okay duyumsadm! Gitgide hz kazanan mnltlar ar ar geniliyor, her yandan kalkyor, birbirine kanp inilti oluyordu.
niltiler de her yandan kalkyor, birbirine karyor, kzgnlayor, azgnlayor, saldrganlayor, su., oluyordu!
Pnarlar ald; cokular, cokular, cokular...
Su; bu eritken, umutsal, yaamsal, gencecik, gen, duru, gl... ruh, etkin, umut dolu admlarla, hzla kendini yeralt su
geidinin yatana atu yzlerce yeil, gzel kokulu dilek ba onun zlemiyle dudaklann am beklerken kendisini uzun yllar
gnein atei alunda durmu olan, yanm yzlerce ekin alannn tozlanm gzlerinin, susuz binlerce aacn solgun baklannn
yank, ackl bir bekleyile, drt gzle bekledii kurtarc olan yeralu su geidinin azna ulatrarak, ekin alanlar ile lm
bahelerin su geicilerinin kuru damarlarnda akmak iin hzla ilerliyordu.

79

Ondan sonraki yl, Muminabada dndmde, suya doymu ekinler ile yeil alanlarn yeil sergisi zerinde ln sevin ve
mutluluk bahesinde yemyeil aalarn, zlemden, krden titreyen ellerinin dallann gkyzne doru uzatm olduunu,
benim yal retmenim ve rahmet dolu kazma vurutan ve dua etliklerini, amam iekler ile goncalarn devingen, oynayan
ocuktan ve msrlarn umutlu, verimli genlerinin gzya ebnemlerinin gencecik, an gzlerini, yanaklarn, parmaklann
mutluluk ve kr cokusuyla slatm olduu bir durumda ban omuzlanna yaslam olan tatl, en bir esintinin grnmeyen
kulana, amin... dediini grdm.
Ben de, gemite ocuklarna retmenlik yapm bir ailenin yalanm bir tanymm gibi; baklaryla, davranlaryla,
konumalanyla ailenin ergin ocuklanyla yapu grmede kendilerine ana babalannn gece kutlamalar ile gndz doularn
anlatyormuum gibi; tatl bir onurluluk, okayc ycelie yaraan bir utkuyla baheleri ve l izliyordum. Aalan, fidanlar,
pamuk ve msr ieklerini, budaygillerin suya doymu yeil saplann birer birer szyordum. Onlarn her biriyle eski bir
tanklm varm gibi, hepsi birer birer arkadam, yaknmm gibi!
Bylece bu byklkteki bir yerde, byle "ok kiili" bir

topluluun arasnda ocuk olmama karn bym olduum duygusuna kapldm ilk kez oluyordu. Gerekte byleydi, bu bir
yl ierisinde bir yaamlk bir sre yaamtm.
lden geri dnyordum. Esintiler, ocuklanna gereklerin yansra uyulmas gereken kurallan reten sevimli, davranbilima
bir anne gibi beni saygyla uurlaynn
80

bir gstergesi olarak gencecik fidanlarn balarn, yeni am iekleri, kendi style kendinden geen budaygillerin st
emen saplarm... emiti. Ben de silik grntlerini yitirdiim ln en son odanda bam bir daha evirdim. Arballkla,
onurlulukla ellerimi sallayarak; baan duygusu, tatllk, onur ve okanmla dolmu bir durumda... bu an yeillerin yeil
anlyla dolup taan iten, snk duygularna karlk veriyordum.

arkadama mektup
Bu mektupla profesr LevasanTnin kitab iin bana ilikin olarak gnderdiiniz fotoraflar ile aklamalann ya nsra zellikle
bana uygun grdnz gen "yazar, dnr"... nitelendiriminden dolay size de, sizin yazm olduunuz, dzeltilmi, sat
yerlerinde kaplacak reklam sal yaam yksne ek olarak benim byle ka altlan alnm, tatl izimli, rtulu, bo bir
fotorafm gnderen bay SaidTye de sevgilerimi bildirmek istiyorum.
O yaam yksnde gerek olarak benim olabilecek bincik nitelik, "gen niteliiydi. O da kimliime gre... bana gre deili
Benim kendimi gen bulduum kesinlikle olmamtr. Genlii bilmiyorum bile! ocukluktan bir atlayla yalla atlam
kalmm. Firdevsnin u dilsiz iirini yalnz anlayan biricik kii deil, tersine btn ruhuyla duyumsayan biricik kii de benim:
tenlii ben ocukluktan anmsarm?
Burada ben, iyi stnlerin yapt gibi kar kanadn gerip: "abartmsnz, kulunuz bunlara demez bile" diye83

cek deilim. Tersine, yatfm ykmn yazan, uzun yllar arkadam olan, bana olan inana da srekli benim deerimden daha

ok olan bir kii olarak size, sizin de beni tanmadnz, admn arkasna yaptrm olduunuz nitelendirim sel dizimin
tezkirede btn velileri nceden oluturulmu, kalplam, biim deitirmeyen niteliklerle nitelendirerek onlar
nitelendirmede daha ok ses uyumu, sz uyumu ile nitelik tretimine nem verip nitelendirilenin gereini yadsyan eyh
Auar'n zensizliklerinin bir eidi olduunu sylemek isterim.
Benim ise, kendim iin beendiim biricik nitelik, "itenlik ile doruluktur. Onlardan yoksun olduum oluyorsa da en azndan
onlar ok ok seviyorum. Bir kiinin zerinde bulundurabilecei en stn zellik budur ite! Dolaysyla sizin beni
kendileriyle sulam olduunuz bilim, onur, dahilik, arlk, atlganlk ile sanattan tmden yoksun olduumu sylemek isterim.
Bunlarn tm bile olabilir. Sizin szn etmi olduunuz arlkta da olabilir. Ancak, beni doyuma ulatrmyor. Ben
bambaka bir varlm! Bu yanyana dizilmi nitelikler dizisinin tasnda da kendi benliimin gerek, zsel rengini
grmyorum. Bu ise ruhunun batanbaa kendi sanatyla dolup tat, byk bir mzisyeni yakkl, sevecen, eli ak, ka
gz gzel, beenili, varsl... dolaysyla kurbaalama yzmede ampiyon biri olarak tantp tmden kendisinden olumu
olduu mziine deinmemenize benzer. Bu durumda o nitelikler doru bile olsa ona ne yarar dokunacaktr? Beethoven'in
arkada: "O; uzun, dank, gr sal, etkin bakl, Roma heykellerine benzer boyunlu, erkeke yzl, ok ince ruhlu birisidir,
o kadar..." diyecek olsa; O, bu vglerden dolay alnp, gcenmez mi?
84

Szler, benim kendini gstermek, n salmaya almak gibi bir hastalmn olmadn, tanmazln yansra yalnzln srekli
sevgili, antl iki arkadam olduunu, bu anta kesinlikle uymamazlk etmemi olduumu biliyorsunuz. Dolaysyla o kitapta bana
ilikin olarak sylemi olduklarnz ile toplumsal ynlarn beni byle tanmasn nemsemiyorum bile!.. Toplumsal ynlarn
kurtuluuna inancmn yansra yaamm hepten toplumsal ynlara adaym ile bu szce tapyor oluuma karn, beni nasl
tanyorlar, benim iin ne diyorlar gibi bir kaygy kesinlikle tamadm da biliyorsunuz. Kendime, beni doru tansnlar diye
ikillenecek oranda nem vermediim gibi; beni nasl grp nasl bulacaklar diye de kamuoyuna, anlayna inanmyorum!
Srekli toplumsal ynlann grlerini deil, kurtuluunu dnyorum. O ilgin mektubunuzun ben bu deersize ynelik o
tatllk ile alak gnlllnzden dolay utanyorum yansra yllardr dlerimin dayana, kanamalanmn dindiricisi olan
deerli, anlayl, gnllerden, aclardan anlayan bir arkadam olarak sizin beni, onlann arasndayken srekli kendimi yalmz
bulduum btn bu yabana arkadalardan daha ok tanmanz gerektiine gelince; bu, belirlemenizi dorulamam, kendim iin
dndklerimi sana da bildirmemi, zellikle de mektubuna bakalarnn dilinden alm olduun u: "Falan neler biliyor?",
"Falan nasl bir kii deildir?" sorulann yantlamam gerektiriyor.
Ne gzel bir soru! Ben; bu soruyu soranlann, bu soruyu yantlayanlardan bana daha yakn olduunu dnyorum. Birinci
sorunun yant kolaydr. Bir cmle: Btn olanlarn yansra btn sylenenler konusunda hep bir bildiim oluyorsa; bu, her
eyi bildiimden deildir. Tersi85

ne buralarda kimsenin bir bildii olmad iindir. te bu yzden gze ok batyorum. Deilse kendi bilgisizliimin yansra
bilimsel zrtlmden tr utan duyuyorum. Senin de bildiin gibi; okumann, dnn beni byle yormasnn nedeni,
bilmemezlik ile az bilmenin acsdr. Gecemi, gndzm bilgi birikimimi artrp, renmekle geiriyor, okula sonradan
balayan, yeteneksiz bir ikinci dnem rencisinden daha ok alyorum
kinci soru ise diridir. Onu yantlamak iin de ne olmadm, deilse ne olduumu sylemek zere gklerin geniliince bir dil
gerek bana!
Bu soru, 1337 ylnn Mehetteki bir gecesini anmsau bana, yle korkmutum; yedi yl sonra bile anmsadka tir tir
titrerdim. Birden iime u korkun soru dvermiti: "Ben hangiyim?"
Rihunun bu kaygy duyumsayabilecek oranda byk, geni olduunu dnyorum. Kiinin kendini kendi iinde yitirmesinden
daha korkun ne olabilir? Kiinin kendi iinde... ne desem?... kendisiyle iie olmu, kendilerini kendisi gibi gstermi...
yabanclar olmasndan daha byk bir ypran m olabilir? imdi ben, bunlarn arasnda kim olduumu bilmiyorum... ne
korkun!
Btn yorgunluklarm, elikilerim ile dzensizliklerim bu ypramtan kaynaklanyor. Bu ise senin yansra sevdiklerimden
birinin bile iine dmesini dilemediim bir aknlk oluyor.

Bu varln gzellikleri arasndan benim semi olduum, seviyor olduum biricik olgunun yalnzlk olduunu biliyorsun:
86

Bu sessizliin koruyucusu Yalnzlk topluluunun mumu Suskular tapmann rahibi Umutsuzluk eiinin kapcs Unutkanlklar
yolunun yolcusu Bir ar, bir ulak gzleyen kii Scaklk sevgi kolu deil Karamsarln durgunluk kucann Soukluunda
uyumu Umudun scak soluuyla uyanmasn diye Bir gecenin yastna ba koymu Tann kanl albenisi kandrmasn diye.
*Ey krlang dn!
Ey Ferverdin'in bildiricisi krlang!*
Ka benden, benden ka!
Klarn yokolmu solgun bahesi Bir ilkyaz gzlememekte Bu 01 sszlnn bakaldrm tozu Bir esinti tozudur, bir atlnn
kara tozutumu deil. Anmsyor musun bu iiri? O'yum daha! O koruyucu, o mum, o rahip, o kapc, o yolcuyum. Resul: "Ben
sizin dnyanzdan gzel kokuyu, kadn, namaz seviyorum. di yordu. Ancak, ben yalnz yalnzl semiim. Bu ar manastr,
bu seviim sna olmasayd, beni; kaplan, duvarlar ile btn yerlileri bana yabana, benim dmanm olan bu dnya
ldrrd. Benim gibi biri bu scakln yansra bu atlganlkla toplumsal ynlara nasl kanyor; kalabalklarn iine nasl
giriyor, btn kiilerin iine nasl dalyor, deiik deiik kiilere nasl dayanyor, btn bu deiik kiiler birer birer
kendisiyle nasl deiik bir ilikiye geiyor... diye ayordun. Bu toplum denizinin banna dek
87

neye dayanarak gidip, bakalanmn iine daldm, deiik deiik kiilerin yansra durumlara katlandm... biliyor musun?
Arkamda yalnz yalnzln salam, d etkilere kar dayankl surlarnn yansra burlarn bulunduruyordum Bakalar benim
iin dayanlmaz olduka, yaam boynumdan skp beni bomaya kalktka da, bu tapnaa snyor, kaplan kapatyordum,
rahat! Ay, kapy alacak olsayd, ona* karlk veriyordum.
Benim en byk sanatm, varlm, gcm buydu ite! Benim evim buydu ite! Bu bouna deildi ite! "An ne'mizin de
deyiiyle, babam srekli evde "olmazd benim ise "olduum olmamtr bile!. Bu bouna deildi ite! Benim bulunuum,
arkadalann da deyiiyle, bir bulu be ni"m" dahice dzeltimle de bir "bulgu"ydu! Ne ilgin bir dzelti! Gerekten de
dahicedir. Ben o'yum daha ite! Ancak, mutluluumun yansra biricik sanatm, gcm ile varlm yele veren baka bir olay
olmutur. O gven evinin yansra o salam burlar ile surlar nasl yklmtr, bilemezsin. imdi benden zgrlk de
alnmtr. Belirli bir yaam dzenim kalmamur. Olduka danm. Gzaltnda bir kii, onu izlemeyen kalmamtr. O, btn
baklardan kayor, kendisinin olan biricik sma yklmtr. Nereye gitsin? Benim sanatm, benim en byk sanaum: Kendi
iinde yaama sanaudr. Beni imdiye dek yaatan buydu ite! Beni btn bu bakalann yansra gereksiz bakalara kar
koruyan buydu ite! Bakalanyla olduka kendimi yalnz gryordum. Yalnz kendimle, yalnz deildim. Ancak! Ancak imdi
"kendim" kimdir, hangisidir, onu bilmiyorum ite! Yalnz bama kaldka bir topluluk geliyor, benim diye bana aslyor. Ben
ise yabansyarak korkuyla, sar88

slmcasna akn akn yzlerine bakakalyorum. Kendimi tanmyorum. Hangileri olduumu da bilmiyorum. Bu tekil kii
zamirini kullanmakla nasl bir sarsntya uradm gryorsun. te: konuan! Bunlarn ben hangisiyim, deilse bunlann
arasnda ben hangisiyim... demesini bilmiyorum. yleyse kayglanarak, bu "ben'lerin arasnda korku iinde aramaya koyulup
"kimim" diye aratran! Ben o deil miyim? Evetse, imdi bu beni bana gsteren kimdir?... Ohhh! yoruldum! Brakmam
gerekiyor. Brakyorum ancak, nasl dayanabilirim? imdiye dek bakalarna katlanmann acsn ekiyordum, imdi ise
kendime katlanmam bana daha byk bir ac ektiriyor. Yalnzlktan bile nasl yoksun kaldm gryor musun?!
Ben uzun bir sredir bir olmadm anlam bulunuyordum. Beni izlmleyen Ebu'iFadl Sehabfnin o iirini anmsyor musun?
Birok ben olduunu gryordum. Medinenin dourmu olduu bir ben; kblesi Kabe, inana Hi ra'da oluturulmu.
Cokusunun yansra duygusu ise, brahim'in, Musa'nn, Mesih'in, Muhammed'in, Ali'nin, Ebu Zerr*in, Selmarin, Ammar'n,
Yaser'in, Smeyyenin... elleri alunda biimlenmitir.

Medine'nin yabancs olan, oralan bilmeyen, inanc duyumsamayan bir ben! Batan baa dntr, kuru bir mantk, iki art iki
eittir drttr. O, Atina'da domu, onu Sokrates bytmtr. Bylece Eflatun, Aristo, bni Sina, tbni Rd ile bni Haldun'a
dek gelmi, Hegel, Descartes, Kant ile Sartre'a dek gitmi, bilimle dp kalkm sonunda Sorbonne'da grnmtr.
u ikisine yabanc olan bir ben! Btn benlerden daha ok n salp kendini gstermi olan; senin kendi
89

admla, fotorafmn altnda gentir, yazardr, yreklidir, bbreklidir, bilinlidir... neyse ite radyodan yaplabilecek en gzel
reklam! diye nitelendirdiindir.
Ne ilgin! Btn kiilerin beni o olarak tand o len ben, bana teki btn "ben"lerden daha yabancyd, beni daha az
tanyordu. "Giysi" szcnn o zel, gzel anlamyla zellikle de etken durumundaykenki anlamyla onun, benim giysim
olduunu dnyorum. Bu dncem, onu ne gzel tanmlyor. te bu yzden, kim beni ver tanrsa; onun asndan kendimi
daha ok tannmam olarak duyumsuyo rum. Karmda ya da bir toplulukta oturup hep ceketimden, pantolonumdan, paltomdan
sz etmesi gibi ite! kide bir: Ne gzel renk! Ne gzel diki! Ne gzel kuma! diye vp durmas gibi ite! Bana ne? Byle
olunca da kim bana kt sz sylerse, kim bana dmanlk beslerse, kim de bana sverse beni incitmi olmaz. O gn seni o
denli kzdran o katlanm da bu yzdendi ite! Yceliim ile yumuaklm ile dayankllmdan dolay deildi. imdiye dek
ne yazmsam, yok, ne basmsam o basmtr. Ne sylemisem o sylemi, ne yapmsam o yapm, kiiler benim iin ne
demise onun iin demitir.
Ben; bu grntnn altnda gizli olan, kimsenin de gremedii kimseyim demiyorum. Bu grntnn altnda aralannda kendimi
bulamadm kimseler gizlidir. imdi bana ac ektirmekte olan korkun sarsnt budur ite!
Bu berilerden bir de sz dinlemeyen, bir dnd olmayan, ruhunun yansra varln tmden yiitlikle, akla, namusla,
zveriyle, kamu sevgisiyle doldurmu olan kahraman bendir. Kamu sevgisiyle dolup tayor, atlgandr, servenlere tutkun,
tehlikelere dkndr. ten baka bir dur90

gunlatncs yoktur. Ancak yengiyle doyabilmektedir. Dman yenmekten baka bir dilei yoktur. Ynlann alklan,
savamclarn vgleri ile balan koparmaktan baka bir etken onu coturmuyor, eyleme geirmiyor! Bu benin beni nerelere
srklediini bilirsin sen. Ondan ne vurular yedim! Onun yznden neler ektim! Sen bu beni ok yakndan tanyorsun, iyi
tanrsn Janvier'in^ on drdnc gecesi Bastille Palasta dans, mzik ile sevin lk larnn grltsnn ortasnda kafe
tezgahnn yzlerce bo iskemlesinin arasnda yalnz bana oturup alayan "o" idi. Paris gvenlik grevlilerinin PortFacteur
tutukevinde batan baa o atele tutumu bir durumda msy Gios sela gece konuan da oydu. Seni o denli etkilemi olan
o szler, hep onundu. Sen de benden yalnz onu tanyorsun. Ben ise sana baka birini gstermek istiyorum.
Btn bu kark benlerden senin ondan bir im bile edinemediin en iyi ibilir olanna gelince o, bir sredir beni kendine
balam olan bir bcndir. iek gibi bir yz vardr, sarslmazdr, gldr, pikindir. Dopdoludur. tekileri gibi isiz, bo,
rk deildir! Belirsiz grntler, bilinmez uzak karamlar! Bu, hepsinden daha gizliydi. Hepsinden daha ge ulat. Barna
duyuncumun o grnmeyen, rtl derinliindeydi. Yaratlmn, kklerimin derinliklerinden kaynaya geti. "Varlk kara,
sk bulutlarnn ardndan douverdi. Yllarca, umudun yarusra zlemle tir tir titreyerek batan baa cokuyla dolup taarak
onun douunu izledim. Onun geliini beklemek ok uzun, ok g oldu. Bu, benim anyor olduumun kendisidir, dedim. Haa!
Ben buyum! Kendimi buluyorum, kendi itenlikli ar
() Janvier: Franszca, Ocak ay. (ev.)

kendimin yeerimine tank oluyorum. Ne durgunlatnc, ne utkulandnc bir bulu, bir tanklk! Kendini yitirmi bir kimse iin,
kendini bulmak orannda iini zlemle, yengiyle, utkuyla doldurabilecek ne, kim olabilir?
Onunla yllarca kaldm. Kendimle, kendi kendimle. Doru, niin 'kendi kendim..." derler? Kiilerin tmden bilincinde olmadan
kendi ilerinde baka kendi"lerin bulunacana ilikin kayglanndan kaynaklanmyor mu bu? Geelim. Durgunluk ile
doyumluluk yllan, o korkunun yan sra baboluk aamasndan sonra geldi. Umut, hep tutuklu, hep solgun duran gzlerimde

l ld. Beni tanyan o yazar doru sylyordu: Benim gzlerim hep yan ak durur. "Bu dnyada var olanlardan hi kimse,
hibir varlk gzleri tmden amaya demez demek istiyorum"... diye!
Neyse ite! "Yitik cennet"im bulunuyor gibiydi.
Ben de yalnzla yeniden ynelirim, uzay, sevginin, itenliin, anln scaklyla titreyen bu gzel, scak, salam tapnaa
snnm, darnn souu ile kn arpm olduu arsz yzleri grmekten kendimi "kendimle olmak'n kucana atarm...
umudunu tayordum. yle glenmi, yle umutlanmtm; "olmak'n acs ile "yaa mak"n gsz drc basksna
dayanabileceimi biliyordum. Yayor kalmann en ac verici olay olduunu biliyor musun? Bu kenti kalabalk grenler ne
grmez kimselerdir! Toplumdan sz edenler ne beyinsiz kimselerdir! Saym yapyorlar. Sonra ilgin bir say belirtiyorlar.
Buna da inanyorlar. Dorudur da... Ancak sfmlan bouna sayyorlar. Sfr, sfrdr... nerede olursa olsun! Hani toplum? Btn
bu boluklardan, btn bu kimsesizliklerden, btn sszlklardan ... korkuya kaplmyorlar m? Var m kimse? Ne
92

mutlu kimseyi seviyor olan kimseye! Ak olan kimseye! O, bu yerin zerinde, bu sokaklar ile bu arlarn, dsel karaltlar
gibi geen glge ynlannn ortasnda birini grmektedir. Bu ssz sszln ortasnda binlerinin varolduunu
duyumsamaktadr. Onun olmad yerde kimse yoktur. Kimseyi grmemektedir. Yalnzlktr, sszln yansra durgunluk! Onun
olmad yerde toplum yoktur. Kalabaln yansra gel git! Bu ssz lde, bir kyn glgesi ile bir insann ayak seslerini
grmektedir, duymaktadr.
Ancak, yerin braklm olduunu, kentin ssz, evlerin bo olduunu duyumsayan putumu o kt faciadan sonra Asuflular'n
alm olduu, puthanemi ykm olduu ben korkuya kaplm, bu souk sszln, bu sessiz yadelin korkusuyla kayorum.
Yalnzlk beni bezdirmitir. Kendime snyorum. Daha yeni ulaan, yeni bulmu olduum, doruluklu, iten bir grnm
olan, yanmda gryor olduum o bene! Bana ne alkndr o, ne tantr o! Kendimdir o! llpaniadlarn u sz dorudur:
"Darda bir ey yoktur. Kim gzlerini danya dikerse bekleyi ierisinde kalacakur, lecektir. Kendine dn, orada her eyi
bulacaksn; Her ey oradadr da ondan! Dans karanlktr. Bu gzlerde ancak aa coar.* Doru sylyordu Budha: Nirvana
itedir. Budha'nn nirvanas ise imdi benim kendimi kucanda bulduum benin kendisidir. Benim birok yapay benin
arasndan karp, yzndeki ssleri kazdm, ben kendim'dir. imdi daha ak oldu. Daha tannr bir duruma geldi. Ohh! Ne
gzeldir; ne doru, ne iyidir! Btn iyilikler, gzellikler, ycelikler, stnlkler ile kutsallklar tmden ondadr. Odur. Ondan
baka ne varsa artktr. Kabarcktr, dolandnclktr, yalandr, seraptr, imge93

dir, gereksizliktir. Seni korkutup bakalarn benim iin kt dnmeye srkleyen sessizliim, onunla konuuyor olmamdan
dolaydr. Ne szler! Szck bulamayan btn o konumalar, bir dm gibi solunum yolumu tkarcasna, lm
duyumsatrcasna ruhumu skurarak st ste ylp i ie olan btn o konumalar alyor, eriyor, ben de dinlenir gibi
oluyorum.
Daha yeni ulaan akta bir ate gibi iimde akmakta olan bu benin scakln gitgide daha ok, daha ok d yumsuyorum.
Onunla doluyorum.
imdi Descartes ile Andr6 Gidein yansra Ca mus'nn bile nerede olduunu duyurmuyorum. Onlardan yle ileri gitmiim,
gzle grlmyorlar. ki ufak karalt! O ikisine nasl lgnca dkn olduumu anmsyor musun? Camus, yok. Kesinlikle!
Ancak, Descartesn yansra Gide. Ben onlann olduktan yerden fersahlarca ilerlemiim: "Dnyorum, yleyse varm.",
"Duyumsuyorum yleyse varm", "Bakaldnyorum yleyse vanm"! Bunlar, daha benim yedi yl nce getiim yere
ulamamlardr! de neye gre vardr diye benlerini kantlama anlayndadr. Ben neye gre vanm? Bu szde olgunlann
pimemiliine ayorum! "Ben hangiyim" sorusuna bile ulaamamlardr daha! Bunlar; yalnz bir kii olduklann, olmak ile
olmamak sorununun da yalnz bu bir olduunu dnyorlar. Byle olsayd i kolay olurdu. Onlann kantlam olduklan
kolaylkta olurdu. Dolaysyla de tmden doru sylediklerini bilmiyorlar.
Bir ben dnyor. Duyumsayan, baka bir bendir. Bakaldran ise bambaka bir bendir. Varolan baka benle rin yansra
baka benler! Ancak, yalanclar... Dosdoru
94

ben bir bakadr. Hangi? ster istemez konuamadm yer de burasdr ite! G yetiremiyorum. Ar, ac bir sessizliin
balayverdii yer de burasdr ite! Sessizlikler hep konumalardan sonra gelir. Ne dinlendirici, ne utku vericidir! Bu
sessizlik ise konumalarn balangcnda geliyor! Ne g! Emile Ludwig, Beethoven'in beinci senfonisinin iine oturtmu
olduu korkun sessizliklerden sz ederek; "yle ar, yle acmaszdr; birinin onu dinleyecek kula olsa korkudan yrei
duracaktr." demektedir. Dorudur. Tanr, kiilere byk bir iyilikte bulunmutur. Ancak kendileri sessizlii duymaya g
yetirememektedir. te bu yzden onlar tmden dinlentili, gzel bir yaam geirmektedir. Bu durgun, mutlu ynlara ne
duymamazlklar, ne tanma mazlklar, ne anlamamazlklar verilmitir! Bu da onlardan biridir ite!
te byle bir sessizlii, yalnz duyan deil, tersine onu kendi ruhunun iinde tayan ne desem? byle bir sesizlii "syleyen",
ona katlanan birinin acsnn ne olacan dnebiliyor musun? Mihr Baba, imdi Hindistan'da krk yedi yldr konumuyor.
Yarm yzyllk sessizlik! G bir itir. Ancak, onun sessizlii g deildir. O kendisi onu semitir. Benim sessizliim ise
zerime inmi bulunan lmcl bir yamurdur. Arkam brakacak gibi deil. Ne olduunu nasl syleyeyim? Kime syleyeyim?
Ei kendisine: "Genel ynetici olduktan sonra ruhsal ile dnsel s knllarn azald." diyen, sana m?
Lao Tzu, Upaniad yazarlar, Budha ile Mahavira'nn yansra hep ilerde sakl duran gerek "ben"in araynda olup onu
bulmak, tanmak iin aclara katlanp, ilerini arndran bizim byk ariflerimizin bile ne duyumsadkla
nru bilmiyorum. Benim bulmu olduumun onlarn sz etmi olduklan olduunu sylemek istemiyorum. imdi benim o grnen
benlerin arkasnda bulduum olgunun o gcn kendisinin olduunu sylemek istemiyorum. Deil. Ancak, iimdeki gidi gcn
bu olduunu biliyorum. imdi ben kendimi duyumsuyorum. Btn kiilerin kendilerine zg gleri vardr. Gnllerin
saysnca ak vardr. Biri bir gnln aknn adn baka bir gnlde tutumakta olan bir aka verecek olursa, ona kesinlikle
balanmayacak bir sulamada bulunmu olacaktr. imdi ben, bu geici grntlerin arkasndan doup, drt bir yanm
kaplayan o olguya ne ad vereceimi dnyorum. Bea? Tann? Salt gerek? Salt varlk? Kesinlik? Yok, onu bir adn kalbnda
tutsak etmek istemiyorum. Ne denli an olursa olsun, onu hibir nitelikle bulandrmak istemiyorum. Onu adlandrmann ne gerei
var? renim grmesini mi istiyorum7 Onu birilerine gstermek mi istiyorum? Bu adlar da ne oluyor? imdi ben, her eye
baka bir adan bakyorken her ey deimemi midir? Bu adlar renklerini yitirmemi midir? nden bakyoruz szckleri
gryoruz, her biri deiik boyutta kabarcklar gibi, bu denizin zerinde kendilerini gstermektedir. Ayr birbirlerinden, ayn
denizden. Alttan bakyoruz, aruk szck kabarcklarn gremiyoruz. Btn kabarcklar bir oluyor: Anlamlanndan oluan salt
bir varlkbirliP Deniz! Deniz ile bizler kyda durduka denizdir. Ben, izleyici ben olarak kaldka denizdir. zleyici beni de
uzaklara silkeleyecek olsam, kuruluu uzaklara silkeleyecek olsam ben deniz olurum, kuruluk deniz olur. Deniz de artk deniz
deil. Peki nedir? te burada esizlik yeniden kagelir.
() Varlkbirli: 'Vahdeti Vcud* olarak bilinen durumdur.(ev.)
96

Sz sylememe ne gerek var? una buna sylememe? Adlandrmama? Ne sonusuz bir an!
imdi ben durmuum, kendime bakyorum; grnen bulutlann arkasndan bam kaldrma... Kendi douuma bakyorum,
kendimi yumuaklkla, mutlulukla tatlar ile umutlara dalarak ona veriyorum. O! beni emen o! Ben ise biteyim diye suskun
duruyorum.
Umut esintisi yzme arpp esiyor. Yokolulanmn allm enliinde, krn yamsra gzyalanmn iine dalm, dolmay
bekliyorum. imdi iimde comakta olann drt bir yanm, btn "varlk"m kaplayacan, batan baa dolduracan,
"var!k"mn duvarcklannda kalan doann btn parmak izlerinin lekelerini sileceini, beni kendi iinde ykyacam, beni
deitireceini duyumsuyo rum. Douumun bu ac tatl cokusunun scakl ierisinde sessiz kalmm. Ancak, sen
bilmiyorsun! Bu, benim iimde douveren; btn varln byklncedir. Ne desem? Sonsuzluun byklncedir. ahln
byklncedir. Enginliin rknlncedir? Yaratln arlnca dr. Tanr'nn ululuuncadr. Benim "varlk"m ise bu
gsz dar kafes onu ierecek byklkte deildir. Kendi iimde kartm duyurmuyorum. Ne olduunu bilmiyorum. Ancak,
yorgunum. imde comakta olan beni yle kendimden geirmi, gnlm yle sktryor; bir patlama olduunu
duyurmuyorum. Can ekiimini srekli kendi iimde buluyorum.
Bu gnlerde, zellikle de kendi kendimle daha ok olduum, daha iyi, daha en olduum bu gecelerde otuz yandayken
gvdesi yank yark edilip zerine mum eritilen sevgilim ehit Aynulkuzat Hemedan?nin o: "Gn97

lm grtlama gelmitir' szn btn ruhunun yansra sinirlerimle duyumsuyorum. Bunalu! Bunalt!
Solunum ne g olmutur artk! Her aacn benim iin bir tfek olduu yer ile... "her admn sesi zgnlk! zgnlk"!...
Sessizlie dayanamyorum. Bir sz syleyemiyorum. Yine de suskun kalacam. Ancak, imdi lm acsna katlanan birini
duyumsuyorum. Ondan sonra durgunluun yansra kurtuluun olduunu biliyor, "bir yaam boyu sren bir can ekiiminden
baka bir ey olmayan" bu yaamn arlanndan dolay yorulmu bir durumda, ban kendi sevgilisinin dizlerine yaslayacak;
kanm, dolmu olarak, suskun iki Mesih olan ellerinin altnda okanacakur.
Bir "ehit"! Grmyor musun, ne tatl, ne rahat... lyor?
"Gnlk yaam"a alp hep kendi kendileriyle olan kimseler iin lm yokoluun korkun, kt alats; yoklukla yitik bir
duruma gelmektir. Kendinden ayrla ynelmi olan kimse lmle balar. Tanrnn u ilgin buyruunu duyarak uygulamaya
geirenler; ne yce erlerdir onlar: "lmeden nce lnz"!
Bu surede Tann'nn seslenmi oluu kimsenin yalnz Eli'nin kendisi olmadna inanyorum. "Kendi giysilerine brnenlerin
hepsine sesleniyor:
*Ey giysilerine brnen! Kalk! Giysilerini arndr; pisliklerden uzakla, ayrt \
Vahiy buyruunun kesin, tyler rpertici nlamas iimin boluunda kvnm kvnm kvrlyor; yola kmak zere hazrlanan bu
kervann zil seslerini duyuyorum. Ayrlk balamur. imdilerde iimde lgnca tutumu olan
98

bu atein, bir yangn deil, kervann atei olduunu, kervan geip kendisi yollarda kalan bir ate olduunu biliyorum.
Neron'un atei deil, brahim'in ateidir. Ne desem? Zincirlenen Promethe'nin deerli armaandr, "nsezili" Promethe! Bu
"amas"n doada ancak, kiiden nce "bilinlenen kartaln yazgda... Tanrlarn ateini gizlice gkyznden kararak,
yeryzne getirip yaamn geceleri ile klann yakan Tann!...
Ne dediimi bilmiyorsun artk, yeteri
Kendine dnmek, kendinden aynlmak, kendi kendini yeniden bulmak, kendine doru kamak... ne desem? Ne gsz, ne
dayankszdr bu szckler! Bende bulduk lann, bu mektupta, bu adlarla okumandan yle korkuyorum ki...
Gne, denizin barndan domutur. Ben btn varlmn, btn yaammn salt bir "bakmak"a dnm olduu bir durumda
gnein eriyen yreine gz dikmi kendi "alay" ierisinde damla damla len mumlar gibi kendi "alay"m ierisinde
eriyorum, yok oluyorum, son buluyorum.
Bu durumdan nasl sz edebilirim? Bu pazara bulam, retim ile tketim arasnda tamaclk yapan aralar olan szcklerle
mi? "Arz ve taleb"e bulam, en tatllar ile en anlannn "Kelile ve Dimne"nin yansra inek ile devenin duygulan ile
dnlerini 'ya tayan...?!
G, grkemli bir yaratlla urayorum. Tmden salt bir "harakiri. Durgunca, bilinlice, uzunca bir intihar. Koteni iin
hanerini, gsnn sol yaruna yavaa batrarak, durgun gzlerle, onurlu, diretici bir glmseyile onu
99

bir erkee yaramayan bir adan kendi zkurtuluuna adamak zere yreini hanerinin ucuyla arayan o Japon kahraman gibi...
imdi ben, gece gndz bu yabana doann eitli oyunlarla, "ben olmadan" zerime yklemi olduu btn o benleri mucizevi

bir biimde iime ayak basm bulunan "onun ayaklan almda adak etmek zere anyorum.
Bu smail'in kan karlnda bir kurtulmalk almay kesinlikle onaylamayacam. "Kendimin kendimi nln, aradan
kalkmam gerektiini" biliyorum.
Kiinin kendi kendisinin yaraucs olmas ne gzeldir! Ancak... kolay deil. Yorgunluk, kargaa ile aa iime yle el atm,
aamaszca iimi yle sktnyor; lm duygusuna kaplyorum. Bu tufann tutumu, cokun dalgalar damarlanm, gnlm ile
ruhumun duvarcklanna yle vuruyor; kemiklerimin knl sesini iimden duyuyorum. Keke u anda burada olsaydn da beni,
bu beni anlamayan, arlarm duymayan, imdi ben sana sylemeleri iin bu dilsiz elilerden baka bir zm yolum olmayan
bu acsz szcklerin elinden kurtanrdn. Ancak, aramza girip kalkmayan btn bu dalar, ller, denizler, gereksinimini ok
duyduum, bu kara yasta beni sevindiren o tatl birliktelikten sonra imdi ayn drmtr bizi! Yazk! On yllk kt ayrlk
sresince bizi birbirimize syleyen hep bu grmeyen dilsiz ulaklar olmutur.
Ruh aran arkadalarmdan biri unu anlatrd: Bir ruhla iletiim kurdum bir ey sylemeden:"Yanyoxum" dedi. "Niin?"
dedim. "ok byk bir gnah ilemiim ac ektiriliyorum" dedi. "Nasl!" diye sordum. "inde bulunuyor olduum alemden,
sizin aleminizden; sizin aalar, se100

vinler, nesneler, durumlar aleminden olan szcklerle sz edilemez" dedi, "yle bir biimde syle ki, bu dnyann bu
szckleri aralyla dnyadaki aon biraz duyumsayaym" dedim. "Diri koyunun derisini yzmek!" dedi.
Doru sylyor, doru! Ne ekliini duyumsuyo rum. Ne dediini anlyorum. Sen de gnlk yaamn alma gereleri olan bu
szcklerin aradyla acm anlamaya al. "Diri koyunun derisini yzmek"! Biliyorum, ondan sonra baka bir derim
bitecektir. "imdi ben gmlek deitiren bir ylan gibi kendi Beyaztlk'mdan kmm." Ancak, ikinci yaratlm bitirene
dek, uzun, ac veren, boynuma yapm bir lmle birlikte olmak, yayor olmak ne g olmutur! Buradaki yaamn lm
kokan, somurtmu duvarlar, byle bir yaam, gitgide, drt bir yandan geliyor, bu dar geidi, daha skk, daha dar bir duruma
getiriyor. imdi duvarlar bana ulamtr. Gvdemin derisine dokunmutur. Gsm gle skyor.
nanmyorum, bu biimde yaamann yllarca, uzun sreceine kesinlikle inanmyorum. Bir eyler olacaktr. Yaam
glemitir. Anlar, zerime yle gl, ar admlar atp geiyor; bouluyormuum gibi oluyor. Neden, bilmiyorum bile!
Ancak, biliyorum; bir bakas iime ayak basmtr. Beni; artk kendi iimde samayacam, dur gunlaamayacam duygusunu
verecek oranda gszle tiren odur. Kendi "varlk"mdan daha byk bir duruma gelmiim, bu giysiler dar geliyor bana artk.
Bu dar ayakkabnn yansra ka tutkusu! O byk yolculuk ;.k!...
Ah, neler ekiyorum!!
Ne dlemseldir, i acdr "burada olmamak"
101

sevgi aktan stndr


Geenlerde... Erich Fromm'un; Kant, Kierkegaard, Sartre ile Camus gibi kimselerin szlerini biraraya getirerek yaymacasn
yapta ok yaylml bir "hmanizmin yararna aklar ynlendirerek yorumlamaya alt, gzel bir anlatmla kendi sanatsal
ruh zmlemelerini de kullanarak "kiilerin yansra "top lum'un yararna, aklara "yol gsterimse! zmlemeler" getirmeye
urat "Sevme Sanat" kitabn okuyordum. Ben, btn ak eitlerini... kadn, erkek, ulus, yurt, baba, oul, kii, Tanr...
sevgilerini kapsayan bir bilgilik dizininde aradka aradm, gnlmn yllardr tanyor olduu ak bulamadm. "Kiiden
doma* biricik ak budur ite! teki btn aklar doann yklemesi, yaratln gereidir. Btn bu sevgilileri doa belirliyor
bizim iin! Onun grevlisi olan igd bizi, kendimizde olmadan, sevmeye gtryor. O kiisel "zgn, zgr, iten ben"in
yansra o kendi kendimizin, doann ykleyicilii ile yapnn, karn, yararn gerektiricilii olmadan "setii" biricik ak,

birbirlerinden kayna baka bir gezegende olan ilgin bir yaknln gizemli tadn tadan, birbirlerinin yzle103

rinde doatesel soydalk rengi gren, iki yunda gibi, yaamn bu yabanc lkesinde, bir raslant sonucu karlaan, daha ilk
bakta birbirlerini 'yeniden tanyan*, her an birbirlerinde gizlenmesi olanaksz derin, apak tanklk ile yaknlk izgileri
okuyan... iki ruhun arasnda varolan gizemli bir ekimdir. te byle bir ballk, hmanist olan Erich Fromm'un dnd
aklara benzemez. Neyse ite! Nasl olsa hmanizm, argnlllkten kaynaklanan nemsenmeye demez btncl bir bak
asdr. Byle olunca da... birtakm "iler'de geeni ne bilsin? Tmden kiiyi, doa adna varolup toplumun yararna ileyen
bir varlk durumuna getirmeye ynelik oyunlar olan bu aklardan daha byk bir akn varolduunu, bunun baka aklar gibi i
gereci olmadn, kiinin kiiye ak olduunu, bir ruhun bir ruha olan ak olduunu... ner den bilsin? Yalnz, gzel, tatl,
varlkl bir ruha gereksinim duyan bir ruh... Bir 'yakn"n kendi "yakn'tna olan ak.... bcekler gibi yeraltndan bilip bir bir bu
'gnlk yaam'a bir "kar* uruna bulaarak, kvranp len bu toplumsal ynlarn iinde!
Ona da 'ak' adn vermeye kyamadm. Ozanlar onu da bulandrm. Ona 'sevgi* demek istedim, onu da mollalar aptalla
srklemi! Burada en iyi szcn 'yaknlk* olacan dndm. ki ruhun, iki yabancnn yaknl: Bu szcn yapsnda
bulunan gzel tatlla karn "yakn" ile "lk" anlamamalarndan korktum. Neyse ite: Sevmek, diyorum. Tank yakn iki
ruhun ak, sevgisi ile inan demek istiyorum. Btn kiilerin "kiisel z ben*ini oluturan o iten, zgn, ar zden baka bir
karn ve gerekliliin birbirine balamad iki "kii"! Doann deil, yaratln deil, tersine yakn iki yalnzn arasndaki
yalnzln oluturmu olduu bir ballk... Ne diyeceimi bilemiyorum!? Neyse ite benim iliklerimde, doamn derinliinde
Massignon iin duyumsadklarn! Yaa
mnda her gn kendisiyle elele srekli ondan uzak kaln zlemini ektiimiz o "bilmem nere'ye daha da yaklatm
duyumsadm baklarnda, srekli kendisini bulma sabrszln tadmz o "bilmem kim"i grdm... kii! imdi ise be
yldr her gn, lmnde daha yasl oluyorum, gn getike, o "vaka" gnne daha yakn.
Bana:
Sevginin aktan stn olduunu reten odur. Ak, grme engelli bir coku, grmezlikten kaynaklanan bir badr. Oysa sevgi,
bilinlice bir ba; apak, duru bir grmenin sonucudur. Ak, genellikle igdden su ier, igdden kaynaklanmayan baka
btn olgular deersizdir. Oysa sevgi ruhun iinden doar, bir ruhun ykselebilecei btn yerlere, sevgi de onunla birlikte
dorua trmanr.
Ak, gnllerin genelinde benzer biimler ve renklerde gzlenmekte olup, ortak nitelik, durum ile grnmler tar. Oysa sevgi
her ruhta kendine zg bir albeni tar. Ruhun kendisinden rengini alr. Ruhlar de igdlerin tersine kendilerine zg ayn ayn
renk, trman, boyut, tat ile kokular tadndan; ruhlarn saysnca sevgiler olduu sylenebilir.
Ak, kimlikle ilikisiz deildir. Dnemlerin ve yllarn ilerleyiinden etkilenir. Oysa sevgi; ya, zaman ve kiiliin tesinde
yaar. Onun yksek yuvasna gnn, an eli yetimez.
Ak, her renkte, her dzeyde, somut gzellikle, giz liak, balantldr. Schopenhauer*m deyiiyle: "Sevgilinizin yana bir
yirmi yl daha ekleyin de onun duygulannz da brakt dorudan etkileri gzlemleyin."
105

Oysa sevgi, ruhun iine yle bir dalgnlkla dalar; ruhun gzelliklerine yle tutulup kendinden geer; somut gzellikleri
bambaka bir biimde grr. Ak; tufan, dalga, coku, hindi niteliklidir. Oysa sevgi durgun, dayankl, arbal, arlkla dolup
taar bir durumdadr.
Ak, uzaklk ve yaknla gre deiir. Uzaklk uzun srecek olursa azalr. liki srecek olursa deerini yitirir. Ancak korku,
umut, sarsm ile ac ekimin yamsra "gr muzaklam"la diri, gl olarak kalabilir. Oysa sevgi bu durumlar bilmez.
Dnyas baka bir dnyadr.
Ak, bir ynl bir cokudur. Sevgilinin kim olduunu dnmez. "znel bir zcou"dur. te bu yzden hep yanllk yapar.
Seimde hzla srer. Ya da hep bir ynl kalr. Yine de yer yer benzemeyen iki yabancnn arasnda bir ak kvlcmlanr,
olay karanlklar iinde geip birbirlerini grmedikleri iin ancak bu yldnmm dnden sonra onun nda birbirlerini

grebilirler. te burada akn kvlcmlanndan sonra seven ve sevilen birbirlerinin yzlerine baknca birbirlerini
tammadklann anlarlar, nemsiz bir sorun olmayan aktan sonra gelen yabanclklar ile anlamazlklar oktur.
Oysa sevgi aydnlkta kk salar. n glgesinde yeerir, byr. te bu yzden hep tanklktan sonra ortaya kar. Gerekte,
balangta, iki ruh birbirinin yznde tanma izgilerini okur. "Biz" olulan ise "tanm"dan sonra olur, iki ruh, iki kii deil
bir anda iki kiinin gerektirimler sonucunda biz olma duygusunu tamalar olasdr. Bu durum ise yle duyarl yle uucudur;
duyumun ve anlayn eli altndan kolayca kaabilmektedir. daha sonralan; birbirlerinin sz, davran ve konuma biiminden
yaknln
106
0

tadn, yaknln kokusunu, yaknln scakln duyumsarlar. te bu konaklan sonra birden, iki yolda kendiliklerinden
sevginin usuz bucaksz lne ulatklann, sevginin kararusz ak gnn balannn zerinde sere serpe serilmi olduunu,
"inan'n aydn, an, tenlikli ufuklan nn kendilerine aldn, tatl okayc bir esintinin gizli mihrabnda, byk bir rahip
dnn yere izilmi olduu; yalnz, yabanc bir minarenin yakanlannn ackl iniltisinin sarst terkedilmi bir tapnan
ruhu gibi hep baka gklerin, baka lkelerin yepyeni esinlerinin iletileri ve baka bahelerin gzel, gizemli ieklerinin
kokulannn birlikteliinde oyuncu, tatl, en bir sevgi ve albeniyle kendisini hep bu ikisinin yzne, bana vurduunu... kendi
gzleriyle grrler.
Ak, lgnlktr. lgnlk ise "anlay" ile "dnn bozulmu ve ypranmlndan baka bir ey deildir. Oysa sevgi,
trmannn doruunda, beyin tesini aar; anlamay ve dnmeyi de yerden ekip, douun yksek doruuna gtrr.
Ak, sevgilide iinin ektii gzellikleri yaratr. Oysa sevgi, iinin ektii gzellikleri sevgilide grr, bulur.
Ak, byk, gl bir kandrmacadr. Oysa sevgi; sonsuz, salt, dosdoru, iten bir doruluktur.
Ak, denizin iinde boulmaktadr. Oysa sevgi, denizin iinde yzmektir.
Ak, grme duyumunu alr; oysa sevgi, verir.
Ak, kabadr, iddetlidir. Bununla birlikte dayanksz, gvensizdir. Oysa sevgi, tatldr, yumuaktr. Bunun ya nsra dayankl,
gven iindedir.
107

Ak, hep kukuyla bulunur. Oysa sevgi batan baa kesin inanldr. Kukuya yer vermez. Aktan itike kanarz, sevgiden
itike susanz. Ak korunduka eskir. Oysa sevgi yenilenir.
Ak, sevenin iinde varolan bir gtr. Kendisini sevgiliye eker. Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir. Seveni sevilene
gtrr. Ak, sevgiliye egemenliktir. Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluudur.
Ak, onun basks alunda kalabilmek iin sevgiliyi belirsiz, kimliksiz olarak ister. Ak, kiinin bencillii ile almsaumsal,
hayvansal ruhunun bir ekiciliidir. Kendisi kendi ktlnn bilincinde olduu iin de onu bir bakasnda grnce ondan
nefret eder. ona kin besler. Oysa sevgi, sevileni sevgili, deerli olarak ister. Btn gnllerin de kendisinin sevdii iin
beslediini, beslemelerini diler. Sevgi, kiinin Tannsal ruhu ve Ahurasal doasnn bir ekiciliidir. Kendisi kendi doatesi
kutsalln grebildii iin onu bir bakasnda grnce onu da sever. Kendisine tan, yakn bulur.
Akta rakip sevilmez. Oysa sevgide "kynn tut kunlann kendi zleri gibi severler." Kskanlk akn zelliidir. Ak,
sevgiliyi kendi lokmas olarak grr. Bir bakas onun elinden kapmasn diye hep aclar iinde kvranr durur. Kapmas
durumunda ise ikisine de dmanlk beslemeye balar. Sevgiliden de nefret edilir. Sevgi ise inantr. nan ise salt bir nhdur.
Snrsz bir sonsuzluktur. Bu gezegenin trlerinden deildir.
Ak, doann kementidir. Doadan alm olduklarn kendi elleriyle geri verip; lmn aldklann lmn g kayna olan

akn oyunlanyla ellerinden braksnlar diye


108

bakaldranlar yakalar. Oysa sevgi, kiinin, doann gzle rinden uzak, kendi yaratt, kendi ulat, kendi "setii" bir
aktr. Ak, igdnn tuzanda tutsak olmaktr. Oysa sevgi, isteklerin basksndan kurtulmaktr. Ak, gvdenin grevlisidir.
Oysa sevgi, ruhun elisidir. Ak, kiinin yaa ma dalp doann ok sevdii gncel yaamla oyalanmasna ynelik byk, ar
bir "bilinsizlendirim"dir. Oysa sevgi, yabanclktan dolay yabansttktan doma, kiinin bu pis, gereksiz yabana pazar
ierisindeki korkun zbi lincidir.
Ak, tat aramaktr. Oysa sevgi snak aramaktr. Ak, a bir dknn yemek yiyiidir. Oysa sevgi, "yabanc lkede dilda
bulmak"tr.
Bir tiyatro oyununda, bir oyuncu, klcnn gcn ve keskinliini krala gstermek zere elikten bir para koyup bir vuruta
ikiye bld. Oradakilerin tm aknla dt. Bir sabahn ak bir bulul paras gibi ince, hafif olan incecik yumuak bir ipei
bolua braku. pek rt, ylm bir duman yn gibi bolukta, air bir ruhun dur gunluk, gzellik ile inceliinde alp,
salrken kral yumuaklkla, arlkla, arballkla, gvenle klcn ortasndan geirdi. En ufak bir direnile bile
karlamadan ipek rt ikiye blnd. Bylece paralarn herbiri bolukta, bir yana gitti. Klcn ebriem ipek rtnn
ortasndan gemesiyle de, zerlerinde ufaak bir iz bile olumad. Klcn ortasndan geiini duyumsamad bile... dersin! Kl
da yle geiyordu; bir ilkyaz sabah bulut parasnn ortasndan, ya da d atmosferinde dalm olan bir ozann sigarasnn ak
duman ynnn arasndan geiyor olduunu sanrsn!!
Ah! ak hangi kl oluyor, sevgi hangi kl, diye
109

"birbirini izleyen yazlar ve basklar" yapamam. Yapamadm iin balayn. Ben, bu gibi olaylar karsnda sarslan; ruhu
incelik, gzellik ve daha nesnel olmayan, daha olaan olmayan, daha yersel olmayan, daha yararl olmayan renk, koku ve tad
olmayan, her eyle oyalanan Massig non'un havarisiyim.
Keke, gzlerinden ya getiren eyleri tmden bir araya getirerek bir dizin oluturup bir yerlere yazabilsey dim. Okunmaya
deer olurdu. En azndan ruhunun sertlik, yumuaklk, eit, renk, koku ve duyarllklarn szgelimi, duyarl ynlerini duyular
alglayp, duyumsamaya yarard.
Bir ruh bir at gibidir. "Kukusuz eek gibi,^ katr gibi, inek gibi, kpek gibi, tilki gibi, horoz gibi, koyun gibi, kurt gibi, kartal
gibi, srtlan gibi, slk gibi, fare gibi [bir oklan] kaplan gibi, arslan gibi, doan gibi, bayku gibi, sere gibi, domuz gibi, ay
gibi, kedi gibi, semender gibi, htht gibi, kelebek gibi, karnca gibi, fil gibi, deve gibi [bir oklan] "deve kuu* gibi!, hindi
gibi, "deveinekkaplan" gibi, horoz ekeri gibi, ekirdek gibi, patates gibi, "patlam msr" gibi, krem gibi, sakz gibi!!! [Bkz.
Hurus Nian Sakz ve ikletleri makalesi] deniz gibi, orman gibi, yeni yaplm zel yap, ufak, gzel grnml bir ev gibi,
[Bkz. nsanlar ve Szler makalesi], terkedilmi, ykk, eski bir kervansaray gibi... ate gibi olan ruhlar da vardr... [rili ufakl
deiik renklerde ateler olmak zere daha ufak paralar ile yine soykken olarak trlerinden olan: petrol, iya, kandil ya,
alkol, gazoil, benzin, odun ve eitleri: tavan tomruk(1) Btn bu benzetmeler bilinlice oluan bilimsel bir incelie dayanr,
yaznsal sanatlar kullanmaya deil! Okuyucular btn tiplerin belirginlemesi iin d kantlar yaam iftliinde bulabilirler.
ok kolay!
110

lar, odun, erik ve dut aalannm kuru san dallarndan sandal aac kerestesine dek... e... baka eylerle tutumu ateler ile,
baka eyler ile, baka yanmalar ile, baka kvlcmlar e, baka imekler ile baka yldnmlar e aaa aah] ile atelerin
baka dizilileri! Kokusu, duman olan ateler deil; kokusuz, dumansz ateler, 'Maricin miri narf& ...Mavi, al, ak, yeil...
renksiz ateler. Somut ateler, grnmez soyut ateler... yakc ateler ile scak ateler ile karartc ateler ile aydnlatc
ateler ile ss, scakl olmayan ateler... ateler ile yakmayan ateler. Piirici ateler, oluturucu ateler, souk, serinletici,
iyi, an, parlak, grnmez... ateler... Nirvana, Tann'da ak atei!! Kimler ynelmitir buna? Tann'nn ruhunda ak atei, varln
tmden tecellisi olduu bir ate; scak olmayan, kzgn olmayan bir ate! Niin Onda gereksinim yoktur. Onda dalgala nm
yoktur. Onda dayankszlk, kuku, sarslm, kayg, titreim, ikil, ac... merak yoktur. Yine de atetir. Her ateten de daha
atelidir. Btn atelerden de daha atelidir. Her bir alevinin yaratl olan, glgesi gk olan, albenisi evren olan, azck,
yumuak klleri samanyollar olan ne desem? ...bir ate!!!
Tann'da ak atei budur! Nasl nasl!! Ak atei byle olmaz ki!! yleyse bu sevgi ateidir. Evet... sevgi ateidir. lgin!? Ben
de btn arifler ve ozanlar gibi konuuyorum: Ak atei!? stelik Tann'da!? Yok yok! Kzgn olmayan, souk olmayan, ss
olmayan... sevgi ateidir; niin? Gereksinimi yok, amac yok, ulamas yok, bulmas yok, yitirmesi yok, elde etmesi yok,
kullanlmas yok, ie yaramas yok, yamacs yok, dalgalanmas yok, kukusukaygs yok,
(#) Rahman Suresi /15 : Tnni de halis ateten yaratt * (Sleyman Ate evirisi) (ev.)
111

yakmuza yok, korkusuumudu yok, lmyaam yok, sertliiyumuakl yok, kafesi yok, bekleyii yok, sulamas yok,
yorusuyorumsamas yok, korkusutitreyii yok, ss yok, baball yok, koulu yok, dn yok, dunu yok, gidii yok,
annm yok, aptall yok, anlamamas yok; gerei, kan, yaran, "niin"i, "iin"i, gerektirimi, ayrl, uyuumu, kartl,
rtcl, ortak kouculuu, kukusu, inan geveklii, istei, eilimi, tad, ans... yoktur. Atetir. Ak atei deil, sevgi
ateidir.... Ne diyordum? ... at...lar! Evet... birtakm ruhlar at gibidir, dedim. Her atn devindirici yerleri olur, atlarn en sert
krbalara kar bile kalarn atmadklar olur. Koltuk altlarna neter bile hatrsan duyumsamaz. Duyumsamasna duyumsar
da kprdamaz. Duyumsamam gibi... Ancak, bu atn, kendisinin birka devindirici yeri olur. Kulak dibi, boynunda bulunan bir
yer ya da yerler, srt, gs, boazalt... Kk parmak ucunun buralara en ufak bir dokunuu sonucu, birden rker; birden
korkuya kaplan bir ku gibi kanat rpp uar. yle lgnca bir hz yapar; en becerikli binicileri bile yere atar, nne kan
her engeli krar geer. Teper. Da, ova, dere, rmak, tepe, engebeli yer, deniz, kent, ne varsa, kim varsa, nere varsa, aar,
ykar, krar... atar, gider, gider... bit ki>*dene dek, gzlerden kaybolana dek... te ben, ruhumun bir at ruhu olduu

duygusunu tayorum. Attan aa da deil yukar da! Ancak; araba, fayton eken at deil; binilen, dn alnan at deil.
Dizgini, eyeri olmayan at. Direngen, dik bal, tepen, kt huylu at. Dizgin onu tutamyor deil, tutmasna tutuyor da... glkle,
ekinceyle, ge... yorucudur. Ancak, Mira zlemiyle gklerin tesinde bir buluma ak olan yeryznde tutuklu bulunan,
zlemle dolup taan inan, bana dizgin geirip, srtna at
layabilirse, bylece stn, bilinen bir szn yaka krba oyla olmayabilirse; frtnalar geride brakr. Gkgrknn sesini
geer. Ok gibi, yer ovasn aar. Gzerimi du varcnn stnden uar; tanyerinin billur, ince gsne konar. Gz ap
kapayncaya kadar; Yerin yabana lkesinden kamak, bu gn altndaki yabansl, aalk, kinci dmanlann kampndan
kurtulmak isteyen; bu kara pazar tacirleri ve kle satclannn eline tutsak dmek korkusuyla kendi yurduna gitmek zere yola
koyulmu olan klelik balanyla balanm yabanc bir prensi baka bir gezegenin snrna ulatrr. Bir dilek uuunun hzyla
onu kendi yerine, kaplaryla, duvarlaryla, yerlileriyle birlikte kendi yaknlannn kendisini drt gzle bekledii yere gtrr.
Bir adamn bile aalklna susmayan, yzne irkin, pis, yaralayc hibir bakn trmalaynm dmedii; dar, s,
kokumu hibir "anlay'n plne bulamayan onurlu bir dan eteine konmu yksek bir yere!!
Byk, terkedilmi, suskun, onurlu bir kk; yksek, uzak, utkulu, ulu bir dan eteinde... aya, bilinmeyenin gizemli
barndan doan bir gnein cokun pnan; havas, en tatl ruhlann en tatl sevgilerinin en tatl kokularyla kokulandrlm...
nere? "Bura olmayan bir yer", nere? Yerini ve gn tmden ruhtan kurup, oluturmu olduk lan yer; toplumsal ynlann
iinde bir yaam geiren, kimsenin kendisini tanmad, kimsenin evresine birikip kendisine akn akn bakan binlerce
uzan ve yaknn gzlerinde grntsn gremedii, ancak bir kez; bu ln iinde yrd uzun yol boyunca bir kez,
sradan bir tapnan pencerelerinden ieri bakan; ierde yaam boyunca gzlerini ge diken bir tapmann dne benzeyen
113

altn bir minarenin altnda gml bulunan adsz bir ehidin kabrini gren... o rahibin ruhundan!!
Hareminin duvannda asl duran buruuk bir demir ereve iinde bir resim! Gzlerini anlaml bir zlemle, bir zgnlkle
ehidin mezar tana dikmi, taa izilmi izgileri okuyor, dersin! yle grnyordu... mezarn iinde yatmakta olan adsz
ehidin yakn olan bir kimsenin grntsym gibi geliyordu. Bu lkede, kimsenin tanmad, bu adsz imsiz gmly
tanyan, kim olduunu, bana nelerin gelmi olduunu, buralarda niin ehit dtn, kendisinin nasl ldrldn,
kendisini kimlerin ldrp buralara gmdn kimsenin kendisinden neden bir an tamadn, buralara gelip yalvaran
btn bu grmeye gelenlerin arasndan uzaktan yakndan baktklan, gzel diye dndkleri, gzlerinde byttkleri,
kutsadklar bu minarenin dnda kimsenin neden bir bildiinin olmadn, birilerinin zahmet edip de bu ant tama izilmi
dizeleri neden okumadn, bu ehit kabrinin neden byle bayndr, ssl psl, sorumlusu, ada, ok gelen gideni olduunu,
bu ehidin kendisini ise kimsenin tanmadn, ince, gzel fayanslarn ve grkemli al sslemeleri ile sanatlarnn albenisinin
baklar kendine ektii bu gzel minarenin altnda gml olan kiiyi kimsenin "kimdir?" diye neden sormadn, niin ehit
edildiinin neden sorulmadm, bandan geenlerin, acsnn, dininin, inancnn, ann, kanl yaamnn neden
aratrlmadn, bu minarenin altnda kanlar iinde yatan bu adsz imamolunun kim olduunu sorann niin olmadn, niin,
nasl, hangi halifenin mzrayla ehit edildiini, ne dndn, ne istediini, sorann niin bulunmadn bilen biricik kii
kendisiymiesine!
114

Bu ac verici dncelerin kendi penesinde tutmu olduu, erimekte olan rahib, gzlerini bu bilinmeyen ehidin kabrinin
pencerelerinin gzleri iine dikmi; bak lan korku iinde haremin duvarnda asl duran resim ile bu ehitin kabri arasnda
gidip geliyordu, soruyordu. Birden, haremin iinde erevelenerek duvara aslm olan o resimdeki yzn kendisine yabana
gelmediini duyumsad! Daha ok bakt, daha ok baku. Korkun ancak, istek uyandna bir aknlkla bu resmin...
Bu resmin... kendisinin resmi olduunu grd!
Evet, benim ruhum bir attr. Ancak, yazk! Benim ben olduum buralarda, Arap atn da eek deirmenine balyorlar. Araba
eken atlarla bada yapyorlar. Benim ben olduum buralarda "kalacaklar zgrdr, "kaacaklar baldr!
"Kzgnlar cokusuzdur, iliksiz Ac ekenler lkszdr, cokusuz

Bizler kaldk geride, kentse durgun Ne varsa srtlandr, kurttur, tilkidir.


Bir lk ataym dediim de olur Yine de bakyorum sesim ksk...!
" Geelim.
Akn yer deitirdii olur. Souduu olur. Yakt olur. Oysa sevgi; yerinden, sevdiinin yanndan kalkmaz. Soumaz, kzgn
deil; yakmaz, yaka deil.
Ak, kendinden yanadr. Bencildir, kendisi iin ister. Kskantr. Sevgiliye kendi iin tapar, onu kendi iin ver. Oysa sevgi,
sevilenden yanadr, sevilencildir. Sevgili iin is115

ter. Kendini sevdii kii iin ister. Onu onun iin sever. Kendisi ortada deildir.
Oysa, sevgide, sevenin ve sevilenin dnda bir ncs yoktur. Ak, kine, ce erken dnr. Bu da sevenin kendisini ortada
grmemesi durumunda olur. Oysa sevgiden oraya doru kesinlikle bir yol yoktur. *Sevgi"yi iyice bilip, iyice duyumsayan kii
kendisini ortada bulmaynca beklemeksizin, kolaylkla... aknlk verici, eksiksiz, byk, grkemli, lbrahimce bir zveri ve
fedakrla dnr. ite bu durumda artk darl kalmayan, artk kalmas olanakszlaan kendisini, sevdii aynada bir leke
olarak deerlendirir. Buyruk verir: Gerekidir, itenliklidir, kesin inanldr. Gsterileri, yapmacklan, deiik deiik
tutumlar yoktur. Bu ise syleyi an ve szlerinin yaknlndan anlalmaktadr. "O lekeyi aynann zerinden sil! Ayna artk
yzm kendinde grmeyeceine gre yznde sama bir leke kalmasn. Serin an duru dl aynan lekeli olmasn." "Oysa ak;
"Ah! Benden sonra bu lekeyi silecek misin? Aynada baka bir leke olacak m? Bundan byle aynann yz lekesiz mi kalacak?
yok, yok, yok! Benden sonra, bu aynay batan baa karart. Bu lekeyi aynann btn yzeyine yay! Aynann civalarn tmden
kaz, ona bir grnt konmasn. Aynaya toprak sr, bann stne ya topra serpitir; stne gnein klan bile uramasn.
Benden sonra ldamasn, parlamasn. Ah! Ne desem? Aynay kr! kr! ufalt!
Olum, benden sonra bann yrt. Salarn hep dank tut. Kesinlikle sakalm kesme, kesinlikle glmseme. Kesinlikle
yumuak yataklarda yatma. Kesinlikle uyuma. Hep ala. Acm olduu gibi gsnde hep sakl tuL Meza116

rmn zerinden kalkma, evine dnme. Yaam, ben ldm diye brak. Senin gl sesini, mutluluk ve zgrlk haberini
duyarsa ruhum, mezarn iinde aa ekecektir. Ah! kendi mutluluunla, mezar talannn altnda, ac ektirme bana!
Sense eim! Ben kendi hastalmdan tr ldm. Arsz, duyumsuz cesedimi atete yaktlar. Sakn, sen beni unutup, bir sre
sonra kente dnp, mezarlktan aynlp, eve dnp, yaam ile durgunluu bensiz srdrmeyesin! Ah! Senin benden sonraki
mutluluun benim iin ne byk bir acdr! Sen benim l cesedimi tututurdaklan an balangta bunuluyor isen de benden
sonra senden geride klden baka bir kalnt kalmasn diye, kendini de benim ateimin alevleriyle yakmalsn."
Oysa sevgi, inan ve gereksiniminin btn cokusuyla, onun eteine sarlyor; diretim, buyurum ve yakarn gcyle lm
deinde einden unlar istiyor: Sense eim! Sen, henz yirmi yl daha varolabilirsin, soluk alp verebilirsin, duyumsaya,
dne, yaaya, seve, ak ola...bilirsin. Bir e, bir yolda, bir szda, bir nhda, bir yakn, bir kaynama pnar, serin bir
glge, gzel kokulu bir bahe bulabilirsin. Bensiz, yirmi bahar glp oynayabilirsin. Bensiz, yirmi yaz yolculuktan, denizden,
yayladan, dadan, rmaktan tad alabilirsin. Yirmi gz; derin dnceler, kkl duyumsamalar, okuma, dnme, sevme, ak
olma, zlme, anlan tatma, anlan dile getirmek ile ilgilenebilirsin.
Yirmi yl daha, pencerelerin arkasnda oturup karlarn yeni, suskun iniini, yamurlarn parmaklarnn okay grltsn,
yellerin plak aa gvdelerine vurularn, yellerin at altlannda duyulan iniltilerini dinleyebilirsin.
117

Grebilirsin; klarn kara, uzun, sabrl gecelerini! Odann kaplann kapatabilirsin. Perdeleri indirebilirsin. Scak, beeniye
uygun sobann nne oturabilirsin. Gzlerini senin gnlnle konuan atein devinen, en alevlerinin hzl, gzel oynamasna
dikebilirsin. Onu saatlerce izlemeye oturabilirsin. Onun byl salntsndan baklann ekmeyebilirsin. O durumdayken,

dnn yabanl kularm darya gnderebilirsin. Uurabilirsin. Gidip dnsnler, her an sana tatl iletiler, coturucu
bildiriler armaan etsinler, dudaklannn an renkli, balzl, keyifli yumuak glcklerini atein salnan glgesi altnda
aursnlar, o birbirlerinin koynunda uykuya dalm olan tatl izgili, tatl benli iki ylann gsn gzel, tatl uykulardan
karp devindirsinler... diye gemie dayal gzel renkli, gzel kokulu anlara, isteklendirici dileklere, kendi gelecee dayal
beklentilerine doru srebilirsin. Ancak, bu kulardan birini, beni sorsunlar diye kesinlikle mezarlmdan geirme. Bana ac
vermi olacaksn. Mezarln lm kokan, ar suskun karanlnn derinliinden, yzn atein titreen klarnda gzleyen...
glgelerin sa, aln, gs, gvde ve giysilerinin zerinde salnmm byk bir tatllkla izleyen ruhum; sobann nnde suskun
oturmu, anlan yenileyip dilekleri yeertmeye dalm alevlerin oynamasn gzlediini, yer yer ok tatl, sevindirici bir an ya
da dilein seni gdkladn, ban bir yana omuzunu bir yana ediini, sevindirici, kaln bir glcn glkle direnen
dudaklann yznn bir yansnn btnne yaydn, bilmiyorum o an ya da istek neydi de bununla birlikte gzlerini tatl,
yumuak bir utantan dolay yumduunu, yznn tatl bir utantan dolay t l olduunu, ate gibi kvlcm saun, birden
gereksiz yere ayaa kalkun, sonra yine oturduunu, ge118

iniin ya da gelecein lkelerine gndermi olduun o kulardan bir kuun bir daha yeni bir armaan getirdiini, baka bir yk
anlattn bir iein gnee kar al, bir ylan yavrusunun birden oluan gs arpnts ya da yumuak bir dalgann
suyun ar yzne arpl gibi yine tatl bir glck, dudaklarnn durgunluunu bozduunu grrse... Ben de tatl ykler ile
renkli dileklerin seni okadn, gze), tatl, kokulu anlarn seni gdkladn grnce; sevgili ocuunu damatlk ya da
gelinlik tahtnda gren tadlara, sevinlere boulan bir babann gzleri gibi gzlerim, iinde gz bulunmayan toprak dolu derin
gz ukurlannda, kabrin karanlnn derinliklerinde, ldar... Kafatasm sevinten kabrin tavanna arpar. Gnlm, nasl olsa
rmtr. Gsm, bo bir kafestir; kuu lm olacak... Ancak, gs kafesimin kemikleri senin anlarnn tatll ve
enliiyle birbirinden ayrlp alr. Mezarln ar, kara, durgun sesizliinde olsan iskelet kemiklerimin sesini iyice duyardn.
Evet, bu durumda ruhum, zgn bir kuun kp bir yk anlatun, senin ise kalann, birden oluan, artc bir olayla
yzyze geldii bir an gibi yukar kaldrdn, gzlerini de byle atee dikmi daldn, ondan zleme bulam bir znt
nn yayldn, ate salnmnn eritici hzn damlalann baklarnn iinde kararup titretirdiini, derin bir skntnn
ayak izlerinin alnna konduunu, dudaklannn solduunu, bann omuzlarna indiini, iki elinin dizlerine dtn, benim de
senin yznde ac bir zlemin ar glgesini grdm, bu kuun bana ilikin bir yk anlatyor olduunu, benim yalnz
zntler yuvamdan gemi olduunu grrse; dnya gibi binlerce
119

komunun yansra yurtta ile birlikte yalnz, sessiz, yabanc, tansz olarak ank benim amdan ikisi de bir renkte olan
gecelerle gndzler geirdiim bu geni mezarlkta ok ypranyorum, aclar kemikten gvdeme pene vuruyor. Sen ise
bilemezsin, bu durumda, lk atmaya grtla olmayan, azmaya gnl olmayan, konumaya dili olmayan, gitmeye aya
olmayan, yazmaya parma olmayan, aciz aciz aciz olan, batan baa acizlikten bir iskelete dnm olan, acizlikten oluan
kemikten bir toplulua dnm olan; gs, gvdesi, ba iinde yabanslln ya bansl yellerden baka bir eyin
bulunmad, yellerinde durmad, topraktan, yellerden, kemiklerden baka bir eyin olmad bir kafes olan... Sen ise
bilemezsin, sen ise bilemezsin; ey yaamn dolup taan coku pnan, ey batan baa yaam, genlik, coku, enlik dolu ruh! Ey
bana; o dnyada, devinim, lk, konumak, dinlemek, kzmak, gitmek, sevgi beslemek, tka basa dolmak, bekleyedurmak, ba
kaldrmak, dayankszlk, glme, alama, dilek, an, solumak, adm atmak, uzaklk, ka, yaknlk, saknm, s, k, korku,
umut... imdi tmden yanmda, kefenimin arasnda benimle birlikte gmlm olanlar dnyasnda yaam vermek, diri olmay
retmek, yaramayan annemizi gkyzne brakp bizi bu pis, yabanc srgn yerine atan cenneti yere indirmek isteyen; evet,
sen ey olmak, g yetirmek, duyumsamak, tka basa dolmak! Dolu olan,' ey yaam dolu olan, ey olmakla dolup taan! Sen ise
bilemezsin, imdi hava dolu kemik bir kafesten baka bir ey olmayan, isiz, bo gsnn zerine mezarn ar, acmasz
talan koyulmu olan... bu sevgili iin aa ekmenin ne g olduunu!!
120

lk atmaya grtla olmad iin, bakaldrmaya yrei olmad iin inleyemeyen, ne desem? Bu da yetmiyor mucasna
titreyemeyen, kalarm atamayan, yalnzln bu lm kokan sszlnda kendi alnna bir yumruk bile indire meyen,
dayanamayan, alaya...mayan... biri iin, bir iskelet iin ac ekmek nasl g olur! Ne lde g olur! Bilemezsin.

Sen ise bilemezsin, gz ukurlan derin, byk, toprak dolu iki ukurdan baka bir ey olmayan, biri iin alamann ne ac
olduunu! Ne desem? Ar m? Ac m? G m? Bu szckler dirilere zgdr. G yetirmekle dolu, olmakla dolu,
yaamakla dolu olan dnyaya zgdr. Burada hibir szck konuabilecek gte deildir. Hibir szcn, hibir dilin
elinden bir ey gelmez. Ne desem? Bu acdan baka bir ac ektirme bana atk! Burada ac ektirme artk! Burada ben hep seni
merak ediyorum; undan baka bir dndm yoktur: Atein nndeyken, gzlerini atein en, oynaan, alevlerine diktiin
d kularnn bann evresinde uuup birer birer sana ykler anlatt anlarda slak dudak lann, parlak gzlerinle,
yaamnla dolup taan, gen, suya kanm yzn ac bir ykden dolay solmasn. Buradan ben, tatl anlarn, utan, zlem,
okayla karan ikillendiri ci dileklerin ard kesilmeyen gdklamalarndan baka bir durum grmemeliyim sende. Beni,
burada bu srekli, sessiz yalnzlmda, rahat brak! Sen yirmi yl daha bensiz; olmakla, yaamakla dolup taan anlann
koynunda kalp yaaman... kalp yaaman., gerekiyor.
Evet, kalp yaaman gerekiyor... Niin?! Sevgi aktan stndr de ondan. Ben ise kendimi, kesinlikle, yce akla nn en stn
doruunun dzeyine dein drmeyeceim.
121

taptndtklanm
Birok eyi kendisine borlu olduum, gnlmn oluumunda katks olan benim byk, dahi retmenim Profesr Louis
Massignon, bilimsel yaamm tmden Halla, Selman ve Fatmaya ilikin aratrmalarla geirdi. slam tarihinin bu byk
kiiliinin yaamlan konusundaki yaptlar tannmtr. "Halla'm Kiisel Yaam Erisf^1) ile mAn Selman)n evirmi
bulunuyorum. Ancak, lmnden sonra yaynlanm olmas gereken "Fatma'ya ilikin bilgi ve belgeler topluluunu imdiye
dek evirmeye girien olmamtr. imdilik ben de onu yapacak durumda deilim. Bu iin yaplp Ali'nin kimlii gibi ikisini de
taparcasna ven iilerin gznde belirsiz olan Fatma'nn kimlii ne gn su yzne kacaktr, bilinmez.
(1) Etude sur courbe personelle d'une vie: le cas de Hallaj' martyr mystfue de l 'Ulam.
(2) An Selman, Iran slam'nn lk Tinel iekleri... Benim ve Profesr Bedevi'nin iki nsznn yansra Corbin'in yaam
yksyle birlikle baslmtr. Tus, 1344. Salman Pak et les premieres sprituelles de Vtsam iranien, Paris, 1933123

19601962 yllarnda Hazreti Fatma'nn siyasal, ahlak, ruhsal kiiliine ilikin aratrmalaryla urat sralarda kendisiyle
neme demez bir i arkadalm oldu. Ona, bu konuya ilikin Farsa (zellikle de birtakm lehelerdeki) yaptlarn
bulunmas, okunmas, evrilmesi ve de: erlendirilmesinde yardma oluyordum. Bu iki yl yaammn vn dolu, unutulmayan
anlklanndand. Byk bir ite, byk bir kiinin arkada, yoldaydm. Bana ok tad veren, benim amdan yaam anlaml,
deerli, sevimli klan byk, yce, gzel, dahi, bilgin bir ruhla olan iliki ve tanklk idi. O, bir kiinin varlnda, bir insann
yznde, bir varln ruhunda var olabilecek gzelliklerin en parlak topluluu idi.
Yaamm boyunca yetmi dokuz yandaki bu Fransz yaldan daha gzel olan grm deilim. Yalnz soyut, ruhsal, ahlak,
dnsel bir gzellik deildi. Somut gzellik de yle ak, yle glyd; kendisini grdkten sonra, Paris'te her gzel yz
irkin, souk, anlamsz bulmutum. Ara sra biraz kulaklannn arkasnda toplanan ksa salarnn ak lts, tanrsal bir
tanyerinin yceliindeydi. Ona olaanst bir grkemlilik bir kutsallk veriyordu. Bysel albenisinin penesinden baklanm
glkle kurtaryor, kendime glkle dnebiliyordum. Kemik yz, an istem ve kararllkla oluturulmu gibiydi. Byk
denilebilecek bumu, grenlerin baklarn kolaylkla kendisinde odaklatrmasn, onun iyi, sevilmeye deer, orta halli, alaya
alnabilecek bir kii olarak alglanmasn engellemekteydi. Burunlu, kafatasl erkeklerden, gzel burunlu erkeklerden bile ayr
biri olduunu gstermekteydi. Gzlerinin durgunlat olmazd. Bir odaa ya da bir yne bir an bile dald124

n kesinlikle grmedim. Yerlerinde duramayan iki sere gibi, iki kafesin iinde uuyorlar, dolanyorlar... Nereye gittiklerini de
kesinlikle anlayamazdn. Ben bu biimdeki gzleri ok zeki ancak, derin olmayan... olarak bilirim. ten, bir oranda byle

idiine inanyorsam da, byle bir yargya kendisi konusunda varma yrekliliinde bulunamyorum. Derin deildi, demek
istemiyorum. Tersine, bellei, derinliinden daha ok, daha parlak grnyordu.
Srekli, dnceye yle dalard; herkes hibir eyi doru drst grmediini sanrd. Byle de idi. Bir gn "phare" szc
iin bir hatrlauc, bir rnek aryordu. Bir renci: "Uaklara klavuzluk etmek zere zerine yol gsterici bir k
yerletirilmi olan Eyfel Kulesi" dedi. O, aknlkla sordu: "Eyfel'in zerine k m yerletirmiler?" Oysa uzun yllardan beri
bu k, o 330 metrelik kulenin zerinde duruyordu. Her gece ^dan 12'ye dek, dakikada bir iki kez, lda kentin btn
odalarn karartp aydnlatmaktayd. O ise grmemiti, duymamu! Ancak, yaptlarnda rnein, slam baheleri ile onlann
Avrupa baheleriyle karlatnlmas konusundaki gzel, ilgin, bilinlice szlerinde yle sslemeci, yle zentilidir; fotoraf
ekmitir, dersin. Gzleri, hibir eye taklmayp, hibir odakta duraklamayan o gzler en zentili fotoraf kameralar gibi en
ince izgileri, en tatl ayrtlar renk, grnt, durum olarak kendi mucizevi kalemiyle grntlemekteydi. Sanat byk bir
bezekinin gzlerinin bile gremedii eyler grrd. Dlerle uramann yansra derin dncelere dalmann baklannn
dikkatini kesinlikle ekemedii sanat "bakclar" olan kimselerden daha iyi grrd. Onun, iinin ektiini grd,
boubouna gzlerini gezginler, ba125

bolar, sakallsakalsz ocuklar ile yalnz gzleri alan, her kii ve her eye bakakalp dalan, caddelerde gzlerini otlatarak
volta atan, her sergiliin nnde durup gz gezdiren, hep "grdklerini" anlatan kimselerin byk bir ounluu gibi her kii ve
her eyi grmek zere ypratmad aka ortadayd. Genellikle grmezdi. Ancak, grmek istediinde; mucizevi bir biimde,
zenli, ince, gzel, eksiksiz, derin, tatl grrd.
ok sert, ok sinirli bir kiiydi. Kvlcm saar; gzellikten yle coard; bitkin der, kvranrd. irkinlik konusunda da
byleydi. Btn ruhlarda olduu gibi o da abartmadan uzak deildi. Her eyi olduundan ok gzel ya da olduundan ok
irkin grrd. Bakalar, baklarnn grdklerine kartn sanyordu. Oysa yle deildi. O, gizliler ve grnmeyenleri de
grrd. Anlatmlar kendine zgyd. Onlar her insan ayrt ederdi. Konumada yalnz bilgisi deil, ruhu da gzleniyordu.
Szlerinin nlay ve sesinin znde yce "iyi olu"u ile insancl "an oluu aka duyumsanabilmekeydi.
Derinlik ve gzellik, szlerinde bir ikiz durumundayd. rnein ok sevdii Selman konusunda:"Allah'a secdeye koyduu ak
alnndan Ahuramazda ateinin aydnlnn yayld bu Ahura'dan doma an kii... imdi gsterisiz kabri yklm, Medain'in
geni salonunun glgesinde, krk dizlerinin stne km, "Selman"n; Kis ra'nn egemenliine kar yenik dm
ruhsallndan sz ediyor...
slam baheleri; iine adm atan grcy hemen, kendi barna; bahenin ortasna doru "eker". Giren her kii; iyice
dnmeden; bahenin odana varan yolu lu126

tar. Orada bir su havuzu, fskiyeler, gller ve zm asmalarnn oluturduu gzel glgelikler vardr... Oysa Avrupa baheleri;
ilk kez giren kimseyi kendi evresinde; bahe duvarlan dolaynda "gezdirir". Bylece grc; kendiliinden; bahenin
evresine ynelir..." diyordu.
Ne ar, ne utandnc, ne coturucu bir and! O gzel, ince buluunu, kendine zg yol ve cokuyla aklyor idi i an! Ben ona
yle dalmtm; nasl bir "durum"da olduumun bilincinde deildim. Ancak, durumum yle olaan d bir biim almt...
Profesrn ilgisini ekmiti. Birden, bana dalm; yznn, bann, boynunun btn eleriyle, kendi btn davranlaryla
bana u soruyu ynelttiini grdm:....? Byle beklenmedik bir soruyla kar karya gelen, zellikle de szlerinin arasnda,
orada, zellikle de ona sylemekten utandm etkenler gren ben biraz ekimser kaldm, omuzlarm oynattm, bir sz
sylemedim, anlamn ok gemeden anlayverccei bir biimde: "hi"! dedim. Beni brakmad. Daha ok yapu. Ben de
utanla, zr dilercesine: "Bu kuramn sizin sylediklerinizden baka bir anlam yoktur. dedim. vedi bir aknlk, bir
aratrclkla: "Ne anlam?" diye sordu. Yine biraz dayandm, sonra: "Sizin baheleriniz ile bizim bahelerimiz arasndaki
ayrlk baka zellikler ve nitelikler alanndaki ayrlklar anlatmaz m?" dedim.
Ne demek istediimi duyumsam olduunu gsteren ar bir cokunlukla: "Gzel, anlat! na ayrlklar?" diye sordu.
Ondan sonra konuamadm. Yalnzca, utan dolu bir bekleyile ona bakyordum. O ise soruturucu durumu el verdii lde
cokunluk ile duyumsay durumu hz kazanyor; ne, neler dediimi anlyordu.
127

1
Yal adam! Ne kutlu, ne ulu, ne onurlu, ne insan biriydi! Bu konularda ne ilgin bir duyarll vard! nme geldi, elini
iskemlenin yanna koydu, biraz yzme doru eildi, bir sre bana dald... ancak, bana bakmyordu, du daklan titriyordu. Biraz
glmsyordu. Ancak, ackl, sevecen, titrekti. Buna karn gzleri zntyle dolmutu. O durumdayken baklarm pencereden
dar gnderdi. Bir sre dald. Dalgnd. Ben ise ne durumda olduumu bilmiyordum! Geti. Nasl geliini anlatamam.
Ban evirdiini grdm. Elini iskemlenin kolundan ekti. Glkle doruluyor diyecein bir biimde... Ancak, nasl bir
biemdc: "Evet, byledir, dorudur! ok gzel! ok gzel! Ancak ac! Evet. Ac!" dedi. Sonra bir baba gibi sevimli, zendirici
bir biemde: "Ancak Bay... ne dediini ne lde anlyorsun? dedi. Durgunca, gizlice glmsedim. Bilmiyorum anlamnda
bam salladm. Sonra gzleriyle beni szmeye balad. Bana diklii, onlarn zgnlklerinin kaln perdesini rten, dnn
derinliklerinde bulunan uzak, belirsiz bir odaa baktn dndm gzlerle: "Yok, senin buluun benim buluumdan daha
bilinlicedir, daha stndr. Ancak sen bilmiyorsun. Trajedi, senin dndnden ok daha zc, ok daha irkindir. Sen
grmyorsun"... dedi.
iinden bu szler ne durumda kyordu. Yal adam, elleri titriyordu. San, solmu ancak kemikli, erkeksi yz zntden
tutumutu... Kendilerini zgrlk ve insanlk baanlanndan kitaplar ile bilimin arkasnda onurluca gizleyen, yaamnn
sonlanna doru kendisini yalmz brakan arkadalarnn yansra i arkadalarnn aalk ve arkadan vurularnn ans iini
yakm, hep gzellikle, inanla dalgalanan yreini eritiyordu.
128

Onunla, birlikteyken ben kendimi, byk bir ruhun, daha stn, bir kiinin, yce salt bir iyiliin, deerli, eine az rastlanan bir
kiinin karsnda bulurdum. Ona bakp an, stn, yce onur, utku ile tatlara daldka gnlmn iinde byk, ar, dopdolu bir
erince kapldm onu bulmann scaklnn o doruunda yzlerce "keke", yzlerde "yazk gnlm sokup, stnyordu.
O, byk bir adamd. Byk, szn tm anlamyla... O byklkteki Fransa'da o kalabalktaki, o grltdeki Sorbonne
niversitesi'nde Massignon gibisi ok deildi. Gurwitch, Schwartz, Sartre, Henry Luper, Cocteau Fransa'nn vn kayna
saylan kiiliklerdendi. Cocteau'nun dnda, tekilerin hepsini yakndan tanrdm. zellikle Luper... zellikle de rencisi
olduum, be yl boyunca derslerini aldm, tmn dinlemi olduum kark dncelerini inceden inceye, btnyle
bildiim Gurwitch... Herkes bana Gurwitchbilimci derdi. Toplumbilim dersinde ocuklar beni, Gurwich'in izdeleri ve
mridlerinden, onun dnsel tutkunlar ile yaknlanndan sayard. Benimle rastlatka da akadan ona atar, onun kendine zg
kavram, sz ve almlarna yknrlerdi... Yaam masala benzeyen bu Rus kakn eski komnist yahudi... Lenin ve Troki'nin
grev arkada, sava arkadayd. Daha sonralar Stalin'le anlaamad. Bunun zerine Avrupa ile Amerika'da bir yandan ba
iin bir dl belirleyen faistlerin, bir yandan da Stalin komnistlerinin elinden yirmi yl kaak yaad!
Gurwitch, yeryznn dahi toplumbilimcisi idi... Oysa Massignon bambaka bir ey idi! Gurwitch kiiye dahilii ile dnsel
ve bilimsel ycelik duygusunu verirdi.

Oysa Massignon ada dnyann en byk slambilimdsi idiyse de yaknlarn, bilimsel, dnsel dahiliinden ok; ruhsal
gzellii, insanlnn ycelii, ince, alml duyumu etkilerdi. Dolaysyla ben, tslambilimde onun yolunu tutmadm. Ancak,
insanbilim konusunda utanyorum ondan.
Ben, Gurwitch'i ulumsuyordum. Oysa Massignonu kutsuyordum. Luper, Sartre, Gurwitch beynimi dolduruyordu. Aklm
doyuruyordu. Bana dnmeyi retiyordu. Jean Cocteau beenimi coturuyordu. Hep ilgin bir dalgnlkla onu dnrdm.
Bu ok boyutlu, ok renkli ruh... Oysa Massignonu "seviyordum". Ona sevgi besliyordum. Ruhumun susuzluunu gideriyordu,
gnlm dolduruyordu. Ondan, bilimden ok, dnten noe iyi olmay ok yce, ok yksek bir dzeyde reniyordum.
yi olmak! Cokunluk verici bir szck deildir. Farsa'da iyiliin olaanst bir grkemi ve bir ululuu yoktur. Orta olmakla,
kokusuz, zelliksiz olmakla edeerdir. Bize gre iyi olmak, kt olmamak anlamna gelir! Bu ise sama bir anlamdr! yi kii!
Kimlere deriz? Yalnzca damatla, bir aile ve cici bid, rahat, tanabilir bir ev kurmaya yarayan kimselere; hem doann
dediklerini hem de btn kiilerin dediklerini yapan kii. yi kii, kimsenin sev memezlik etmedii kimse demek! Ne demek?

Ancak... burada iyiliin yaamdan, toplumdan, "gnlk yaam"dan daha yksek bir dzeyde, en yce gzel olmalarla bir
olduunu, birbirine kantn, sonra, orada en yce duygularn ksa elinin, eiine glkle ulat yerde "olaanst"
ruhlarn en yce miralarnn o en yksek doruunda iyiliklerin en stn gzelliklerden bile daha gzel olduu gibi
gzelliklerin de orada en gksel,
130

en kutsal iyiliklerden daha iyi olduunu kim bilir! Bambaka bir dnyadr. Bambaka olgulardr. Bambaka renkler, ateler,
aydnlklar, duumlar, gereksinimler, aalar, susuzluklar, aklar, sevgiler, balar, duygular, grntler, titreyiler, inanlar...
dr. Hibir kavramn aya ona adm atamaz. Hibir dilin eli yksek eteine uzanamaz. Zamann tatl bir oyun yapmas gerekir.
Ozann da deyiiyle... iiri, olduka ok yinelenen bir iirse de benim szn ettiim burada anlam bambaka bir eydir! Bu,
anlam sradan, yi nelenimsel olan, ancak z bir mucize, ycelik, ilginlik ve gzelliinde olan szlerdendir:
"Tatl bir oyun etse gerek sreu retmene kar oturtsa gerek sref
Ozann szn ettii retmen deil. Kiiye "bilgi" veren kii! Bilgi, "bilgili" her kiiden alnabilir. 15 tmenlik bir kitaptan
bile. Oysa zaman tatl bir oyuna el atnca seni yle bir ruha kar oturtur: Bir "olay"m gibi gelir sana! Olmama olasl olan
bir olay. Kesinlikle olmama olasl olan, yaamnn bitimine dek dnyada byle eylerin, byle doruklarn, renklerin,
stcaklklann, albenilerin, uularn, devinimlerin bilincine varamayabilecein bir olay! Domu olduun yolda bir deiiklie
uramadan yalanana dek gidecein, gidecein, gidecein... Bylece mesnevi inei gibi Badat'ta "lebilecein"... bir olay! Ah
Massig non'u yaamm boyunca tanmasaydm! Bu byk olay yaamm boyunca gereklemeyecek olsayd, yaammn
bitimine dek nelerin bilincine varmayacaktm diye dnyorum! O olmasayd ya da ben onunla olmayacak olsaydm ondan
aldklarm kimlerden alabilirdim? Hangi kitaplardan renebilirdim? Gzel, tatl bir kiinin zgn tad ol131

masayd... ivecen, sevecen, gzel kokular saan bir ruhun esrik edici, badndrc, enlendirici kokusu olmasayd... Tatl...
bir ezginin yabanl, ilgin tad (szcklere bak sen, ne gsz, ne yoksuldur!) olmasayd... Tatl renkli bir duygunun artcr,
gizemli, ilgin rengi olmasayd... Atelerle, yangnlarla, gnln doatesinin inin bilinmeyeninden tutuan belirsiz, gizemli
yanardalarla yanan bir yrein tat verici okaynn scakl olmasayd... Gzel bir kiinin gzellikleri ve iyilikleri
olmasayd... stn, deerli bir ruhsal stnl ile deerlilii olmasayd... Yce bir anlayn ycelii, stn bir dnn
stnl, ince bir dn incelii, an, tatl bir sevginin mucizevi tatll, en art, en gzel, en gen melein, perinin plak
ruhunun tatllnda, onlardan belirsiz glgeler ya da duyumsanamayan bir esintiden baka bir ey duyumsamadm ne desem?
gemilerin en unutulmu masallarnn dse) tapnandaki sanal tannlann znn tatllnda bir sevgililik olmasayd...
Bunlar kitaplara alnm m? Bilim dallannda okutuluyor mu? Deneyliklerde deneniyor mu? Dnle, aklla, bilgelikle,
hazrlkla bilinebilir mi? Bu bilinmeyen, glk dolu yollar, konuklann yollann ve kurallann bilen nceden gemi bir yol
gsterici olmadan yrnebilir mi? Bir olayn, birden ansllk elini tutarak byle bir kiinin nnde oturtmal... gresin,
dokunasn, duyurmayasn diye. Bunlan; onun varlndan, onunla olmaktan, onun ko nutuklanndan, onu tanmaktan, onun
glmseyiinden, onun baklanndan, onun davranlanndan, onun szlerinden, onun sessizliinden, onun yaamndan, onun
varoluundan, onun ansndan, onu anmaktan, onun varln duyumsamaktan dan ekesin, esinlenesin, karsayasn, tadasn,
emesin, tadn alasn, koklayasn, duyasn, gresin
132

diye. Yaknnda oturmalsn. Ona gnl vermelisin. Onun iine szmalsn. Onun iine dalmaksn. Ona uymalsn.
Duyumsaynn kucan, ruhunun kucan, gnlnn dudaklann, anlaynn azn onun iinde amalsn. Ona doru
amalsn. zenle, dikkatle, susuzlukla, gereksinim* lilikle, alak gnlllkle, boyun emilikle, srdrmekle, gven
duymakla, direnip dayanmakla onun mucizevi, ke* rametli, ilginliklerle dolu, gizemli iine alan yollan, kaplar,
pencereleri, en ufak pencerecikleri bile bulmalsn. Bylece kendini, btn kendini, btn boyutlar, btn istekleri, btn
susuzluklar,'btn anlamalar, duygulan, kavraytan, yutmalar, emmeleri, tutmalan, kendi btnn bu geitlerin, kapcklann,
pencereciklerin, yoluna koymalsn, oturmalsn, dayanmalsn sonra grmelisin, bulmalsn, duyumsamalsn da oooo....h! Ne
rengarenk, ilgin, gizem dolu, olaanst kaynaklar, kaynyor da akyor senin iinde. Akyor da akyor, tayor. Gitgide
duyumsamaya balarsn. Nitelemeye smayan, ne ilgin bir tatllkla duyumsarsn. Bu dnyada olmayan, hibir yerde olmayan,
kesinlikle olmayan btn eylerle dolarsn, dolarsn, dolarsn. Bu bilinmeyen mucizevi akntlann dkl sesini, kendi iinde,

ona kulak verecek olursan, gnl balayacak olursan, durgun duracak olursan, kendi ban kendi iine doru eerek kendi etini
kendi yreinin zerinde gevetecek, skacak olursan, aka, kolaylkla yksek sesle duyarsn. Ne ilgin biimleri vardr bu
seslerin, ne ilgin mzikleri? Gizemli rmaklarn, aylarn, pnarlarn dkl sesi; yamur, yldnm, imek, aknt
damlacktan ve alayanlarn grlts... sonunda cennetin, gnln ssz, yank lnde yeerimi...
133

Bu bartc, kapal, bunaltc gkyznn altnda bu gezegenin dna pencereler amsn, bylece baka bir gezegenin
okyanuslanyla, yamurlanyla, pnarbalary la ilikiye gemisin gibi, iinin derinliklerinden binlerce yeralt su geidi comu,
gaybn rmaklar ruhunun en gizli dar geitlerinde ba am, sen de dolmaktaymsn, suyla dolup tamaktaymsn,
sonbulmaktaymsn... ne bileyim ben, ne diyeyim?! gibi bir duygu tarsn.
Tanrm! Sana nasl karlk vereyim? Nasl? imdi Massignon lmtr. Ben de Dou'dan bir mezarln bir yannda kalmm.
Tmden insana benzeyen birtakm varlklar arasnda yaamaktaym. lgin bir duygudur bu! Massignon'un rencisi olmann,
onunla tanmann, yaammda gerekleen bir rastlant olduunu, kendi kendime dndm oluyor. Rastlanu m?!
Gereklememe olasl da var myd? Benim lebilme olaslm var idi de bir mucizeye benzeyen byle bir kiiyi kesinlikle
gremez miydim? Ne korkuntur, byle bir olmama olaslnn olmasnn dnlmesi! Benim yaammn onunla tanmam
olmadan dnlmesi! Benin onsuz dnlmesi! Ne yoksul bir ruhum, kk bir glm, sradan bir beynim, aptal baklarm
olurdu! Onu, kendisini ya da varsa onun gibi birisini kesinlikle tanmam olan kimselerle kanurabilme olaslndan dolay
iim titriyor. Ben onu, o yitik zenci doktor Beliberg gibi dnyorum. Gerekten de benim gsmn iinde atan onun
yreidir. Ancak, doal bir yrektir. Yapay yrek, bir "iirge"ten teye gemeyen bir ilevi olmayan o kanl yumruun
kendisiydi.
Yaam ierisinde ne byk iyilikler var imi benim iin, bo yere iyilikleri rtyorum. Kimse yaamnda benim
134

gibi ansl olmamtr. Zamann, beni bir sre yollannn stne, yanlarna oturttuu olaan d, yce, gzel, yakc, yapc
ruhlar! Bu ruhlar, bedenimin iine girmi, tmnn kendi iimde bulunularn, u anda duyumsuyor, srekli onlarla yayorum.
imde bulunuyorlar. Ben de yaam ierisinde ayrlklarnn zntsn, gidilerinin ve uzaklktan nn acsn, lmlerinin
arpcln kesinlikle tamayacam. Birinin yaayp da sevdiklerinin lme dein kendisiyle birlikte olacan, srekli
kendisiyle olacan kesin olarak bilmesi ne byk bir mutluluktur.
Babam, ruhumun ilk boyutlarnn ilk oluturucusu! lk kez bana, hem dnme sanatn hem de insan olma sanatn reten,
annem beni stten keser kesmez, damama, zgrlk, onur, anlk, ileri grllk, ruh anl ile gnl dayankll, inan ve
bamszln tadn damlatan kii, ilk olarak beni kitaplanyla arkada yapt. Ben, ocukluktan, ilkokulun ilk yllarndan
babamn arkadalar: Kitaplanyla tantm, onlara altm. Ben, onun btn yaamn, ailesini oluturan kitaplannn iinde
byyp yeittim. te bu yzden hangi snfa girdiysem snf arkadalarmdan yz ders, retmenlerimin oundan "doksan
dokuz ders" ilerde oldum. O bana, daha sonralan, yaam ierisinde, yaanan yllann srekli deneyimleri, ekiimleri ve
uralar sresince renilmesi gereken birok eyi, o ocukluk ve genlik yaamnn balangcndan kolay, karlksz olarak
armaan etti. Babamn kitapl, imdi andm, deer verdiim bir dnyadr. Kitaplarnn, ciltlerinin bile birer birer benimle
bir gemileri vardr. Ben, uzak, nazenin, iyi gemiimin bir topluluu durumunda olan bu iyi, kutsal oday ok seviyorum.
135

Ne byk, kk, ok szl, suskun, alak gnll, gururlu, pahal, ucuz, iyi bir dnya! Babam ve kitapl suskun bir iki
arkada ve atalanmn, bu iyi erlerin, byk, deerli erdemliklerin koruyucularnn, yoksulluk ve omrlu luk lkesinin
krallarnn, o sralarda her yeri kaplam olan, imdi her yeri kaplam bulunan birok pisliin yansra paraya gce
bulamayan; bilim, uzak grllk, ululuk, inan ve ruh erlerinin brakuklannn biricik mirasas olan ben. Onlar, din erleri
idiler, onu dnyaya bularmadlar. Sz erleri idiler, yaamlan sresince de kimseyi vmediler. Tann'nn znden olan "sz"
domuzlarn ayaklan altna dkmediler.

Sonra... Ebu'lHasan Han Furug... 'Avrupa'da Felsefenin Geliimf ile *EJlatuntun Kaleminden Sokrates Fel sefesf nin yazan,
babakan Zekaulmlk Furug?nin kardei... O idi bana, ilk kez, kiinin, eitilip inceltilmi bir ruhun ne lde
olgunlaabileceim, ne oranda by k olabile ceini"y"ebileceini reten! Bu, kk bir ders deildi! Ne ruhlar grmm
ben, rm, kk, clz, donuk, sska kalm... yalnz bu bir dersi renmemiler diye, biri leri, onlann yollarnda durup
onlara: "Nerelere dein gidebileceklerini, uabileceklerini, yolculuk edebileceklerini, kaabileceklerini" anlatmamtr diye!
te onlar, mahallelerinin 180 metrelik evi ve bahesinin iinde skm kalm, evlerinin havuz suyu gibi kokumu, suyun
duruluk, almllk, enlik, devingenlik ve mavi renksizlii gnllerinin iinde lm, batakla dnmtr. i tortu, solucan,
sivrisinek ve kurbaa salyas dolmutur. [Onunla renciliim uzun srmedi, derindi. Yer yer bir kiinin; eitmenin ya da
retmenin bir szyle, onunla bir grmeyle insan
136

olduu olur. Yer yer de bir bakasnn yllar sren eitim, retim, birliktelik ile iletiime karn zerimizde ceketimizin,
pantolonumuzun ya da alma masamzn brakt etkiden farkl bir etki brakmamtr. Bundan da gln olan birtakm
retmenlerin, bir iki yl dersimize gelip gitmiler diye bu geli gidileri sresince de onlarn ald aylklar ile bizlerin
babaa ba artszO) ald notlardan baka bir i yaplmamtr kiiye yle retmence bakyorlar; bizler, beyefendinin elii
kuklalarymz, ne gibi bir deerimiz varsa da onlar flyormu gibi! Bir de itiimiz kuyuya ta auk m, "emzirdikleri st
helal etmezler"KO

Sonra... Ne diyeyim? Gurwitch, gzlerime toplumbilimsel bir bak veren, nme yeni bir yn, geni bir ufuk aan kii...
Profesr Berque toplumbilimin gzlkleri ile nasl grlr diye bana dini gsteren kii... te bu byk ders, buralarda
renmi idiim, iime yaramayan binlerce bo bilginin, tmden deerli, ie yarar bir duruma gelmesine yol at; ne aynnul bir
ykdr bu! Bir de Schwartz ile Luper, beni, gnmz yzyl anlamnda deil, ikinci Dnya Sava sonras gnmz akmsa!
ve dnsel sorunlarna ilikin yeni grleriyle tantranlar... Cocteau, Ebu'lHasan Han Furugnin o dersini, bana bir daha
gsteren kii... EbulHasan Han Furug retti, Cocteau onu gsterdi. Bir de Sartre, onda yalnzca gnmz Avrupa'snn ac
felsef dnn deil, bir insann da yalnz bir kurdun huyunda ve doasnda olabileceini grdm kii! Korkusuz,
kimsesiz, saldrgan, atlgan, bamsz, yabanc!... Makina ile parann bu aalk elik bedene nasl bir ikenceyle tutsak etlii,
Avrupa'nn bu "nsan ruhu"! Bunalma korkusuyla ba kaldrmtr. Bu "Kilisenin ve "anapa137

rarun ada kii, oralarda bir gnl akesinin iki yn durumunda olan dinden, dnyadan uzak!
Bir de, Carola Grabert, Jadine Cheselle, Kateb Yasin, Claude Bernard, beni, sanat dnyasnda gezdirdiler. Resim: Picasso,
Chagall, Van Gogh, Tintoret, La Croix... Mzik: akm oluturmu byk klasik senfoniler; kendisini, Sokrates lsnde
sevdiim, kendisinden yeni eyler anlam olduum deil yeni "anlamalar, baka dnyalar, baka yollar... glkler, tehlikeler,
ekimeler, aaiar... rendiim Gaston Dauphine'in sanatlan ile son olarak Mas signon! Bana, "samalktan uzaklama,
bylece iyilik lsnde gzel, gzellik lsnde de iyi olma sanatn reten kii. Ben ise ne lde rendim, bilmiyorum.
Bir de varken grmediim, anlamadm daha sonralan kendisini, Manche'n dalgalarnn ardnda gizleyince, lklar da
Trouville kylannn yrtc grltleri arasnda snverin ce, kendisini grdm, sesini duyduum... duydum, ancak ne ac!
kii! Ancak, arlk ok ge olmutu... ge. De la Croix, "kuralc Kodenin baklarnn onu teknik bir eksiklik olarak grd
"ine enta adnda bir film yapmt. Oysa onun felsefesi, u teknik eksikliin kendisiydi. Bu filmin gstergeci ses aygtndan
daha hzl dnyordu. Bir sahne oynanyor, geiyor, sekizdokuz dakika sonra ona ilikin "konumac" geliyordu! Oyuncu, filmin
birinci oyuncusu, baheye giriyordu. Yeil, yemyeil, gencecik bir baheydi. Gllerin albenisi ve geen rmaklann naz ile
zmrt renkli odann krtmas ile bahenin ortasnda yer alan belirsiz bir kilisenin annn yksek, gzel burcu ve tatl bir
bahar esintisinin oynam onu; bahenin nemli, enlendirici, yansouk sabahnn eiinde, cokudan, coudan bir iir
138

okumaya zorluyordu. O, ark sylemek zere dudaklarn aralyordu, ancak azndan ses kmyordu. Tersine, ok sesleri,
savan kopartt grlt, rkm atlann kinemeleri, silahlann arpma sesleri, kin, sava, ateinin tutuma sesi
iitiliyordu. Daha sonra, sekizdokuz dakika getikten sonra, film dnyor, sahneler de ardarda geiyordu. Birden perdede

filmin birinci oyuncusu grlyordu; yorgun, bitkin, st ba tozlanm, yallk kar bana dm, znt ve anlann
geiinin ayak izleri yzne izilmi, korkun, yzlerce tufann titreyii durgun, ak, przsz alnn krtrm, yllarca
srtnda tad her an daha ar bir duruma gelen, daha byk bir g isteyen ar bir srt yknn alunda diz km, yazn
vurmu olduu ssz bir ln ortasnda, yrtc yrtclk yellerinin yolunun banda, yere oturmu, ac bir skntnn kara
glgesi yzn kaplam, ok aulannn, kl ekmelerinin, mzrak frlatma lannn sesinin dokuz dakika nce iitildii belirsiz
bir savata tutsak dm, ayana ar bir ba taklm, el bileklerine elik bir kelepe vurulmu, zinciri arca bir kayaya
balanm, bir adm bile deil! Perdede, yaamn arlarndan, tutsakln acsndan, lde geen verimsiz, monoton
gecelerden ve gnlerden, yenilgiden, suskunluktan tr inledii grlyordu, ite o srada, ilgin bir biimde, ruh veren en
gzel dlere daldnc arklarn yansra en ialc bahar ezgilerinin ie ileyen sesi duyuluyordu! Bu film, Mihr'in u szn
grntler gibiydi: "Ne ruhlar, o dnyada birlikte yaratld ancak, bu dnyaya birlikte gnderilme di.") te bu yzden, yaam
sresince kimi tamsak, yok, o" olmadm grrz.
(3) "Dokuzuncu paniad", Mhr.
139

Bu yzden dardan bakan her insann onu, Ha run'un Dicle'nin yanbandaki adr sand bir adrn iinden yrtcln en
kara, en yrtc yelleri geiyordu. Bir de o adr, adrlann en karasyd, ne desem7 O adr, teki adrlar da karartt...
Gzmn kimseyi grmedii, kulamn bir lk, bir ark, bir inilti duymad, gnlmn, iinde silah, sava ile vg
iirleri sesinden baka bir sesin duyulmad tatan askeri bir kale idii, bir "elmevt" idii, kartal yuvas idi i, da, ekin idii!
o aknlk verici esriklikten sonra kendime gelince uzun bir sredir eteime el atm bulunan, yerinde duramayan bu karalty
grmek zere gzm atm. Uzun bir sredir, ard kesilmeyen aralklarla, atelice, ackl bir sesle beni aran bu inilti ve
ln ne olduunu duyaym diye de kulam atm. Artk karaltnn da, sesin de kalmadn, deniz ile "deniz durgunluu" ile
znt... ile ...znt... den baka bir kalan olmadn grdm!!
Sonra ne olduunu, nasl yalnz kaldm grdm! Bir yandan Virgile'im lm tuzana dt, bir yandan da Beatrice'im
denizin azna dt. Bylece "Berzah" ile "Dozah"^ arasnda babo bir Dante ve "Yitik Cennetimin zlemini duyan,
grmeyen bir Milton olarak kaldm! Her gece yam daha da byyor... Her solukta ateim daha da artyor!
ok ilgin! O var iken grmyordum, o anyor iken iitmiyordum... Ben grmeye baladmda o yoktu... Ben iitmeye
baladmda o armyordu...! Souk, duru bir pnar, senin karnda comakta, armakta, inlemek(*) Dozah: Farsa'da
'cehennem anlamnda kullanlmaktadr.
(ev.)
140

leyken, sen de suyun deil, atein susuzluunu ekiyor iken, pnann kurumasyla birlikte, pnann, senin susuzluunu ektiin o
ateten boalp buulaarak bolua umasyla birlikte bylece atein, le saldrarak onu kendi ierisinde eritmesiyle, yerden
ate bitip, gkten ate yamasyla birlikte senin atein deil suyun susuzluunu ekmeye balaman, sonra da varolduka senin
yokluunun zntsyle eriyen kimsenin yokluunun zntsyle bir yaam boyu erimen ne zcdr! .

Ne desem? "Ol da kalk olana dek inle"! Ne kar? Denizin aamast yok.
Massignon, yok, S. Bodin! Doru, o bana ne retti? Hi! O bana retmedi, kendisi de bilmiyordu. Ben ondan: yi, sevilecek
ululuklar ile ycelikleri olan, tatl, deerli insancl gzellikleri olan, ancak, kendileri bunun bilincinde olmayan insanlann ok
deerli olduunu rendim. Bu, ruha, yce bir deerlilik ve byklk kazandran "anlamamaklardandr. Aalk alaklklarn
yansra aallklan binlerinde grm olduum, gnlmn nefretle dolup tat, niin grebildim diye, bu dzeydeki
ahlakllk ile bu ldeki aallk; duyumsayma elveriliyken niin ondan pek uzak olmayan bir aralkta durmu olaym
diye titremi olduum oluyor! Ne de olsa, alem ile malum arasnda bir kkllk var oluyor. Yankesiciler, genellikle, kendi
alemlerinden ok uzak aralklarda bulunan kimselerin ceplerini arparlar. Ali'nin; tarihin bu "ulu* ruhunun, dtan ilgin

grnen u sz ne gzel, ne dorudur:


"nanan kii stn bir aldanadr."
Doru, o bana ne retti? Yok, ben ondan ne ren141

dim? Ben, Pascal'n sz"n onda "grdm": "Gnln; akln bilincinde olmad imleri vard. Bodin'in Massignon'un
bilincinde olmad imleri vard. Birtakmlan, yalnz dilleriyle konuurlar. Szleri biz bunlardan yalnz "duyarz". Szler,
bellek kutucuklarrun ierisinde biriktirilmi, szcklerin penesi, cmlelerin sv leiyle dan ekiliyor.
Onlarla iletiimin yolu, dil ile gnldr. Onlann sesleri kan biimleri ile bizim kulak ii perdelerimizdir. Ancak,
kendisinde, szlerin eti derisi olduu, kendisinde, kendi varlnda, anlamlann bir gvde durumunda olduu, varlk"nn
kendisinin bir "szck" olduu bir kiinin grnd de oluyor. Cmleler ile kavramlar, burada, karlan seslerin imlerinden
oluan bir topluluk deildir. Onun susuu, bak, glmseyii, davran, karlay, durumlar, tutumlar, bir bir, kendi
sylyor olduu birer szdr. Ben slam'da, Eli'nin snnetini bu anlamda atyorum, yle, dnld gibi kolay, yzeysel
anlamda deil. Ali, slam tarihinin byk konumacsdr; NebculBelactsn da ksa szckler ile uzun konumalar ve esiz
gzel szler ok bulunabilir. Ancak, yaam boyunca syledii en derin, en anlaml, zellikle en gzel, zellikle de en "kolay
anlalr cmle, o "yirmi be yllk acverici direnip dayanmas ve suskunluu"dur! Srekli konuuyor olmalarna karn bir
syledikleri olmayan kimseler ne oktur. Bir sz bile sylemiyor olmalanna karn da ok sz syleyen kimseler ne azdr.
te o, Pascal'n kendi varl ile aklyordu. O, kendisi Pascal'n bu sz durumundayd. Pascal, "o"nu sylemiti. Gnln
tad imler, "o"nun yznde somut bir biim almt. Eflatun'un "gereklik" konusunda, gzel bir kadnn yznde biim
bulur deyii gibi. Yunan mitolojisinde
142

soyut kavramlarn somutlaarak, gzelliin Vens, gcn Herkl, zveri ile insansevgisinin Promethe, akn Amur, adaletin
The mis, verimlilik yerinin A.... olmas gibi.
Pascal szlerini srdryor: "...Tann'nn varlna gnl tanklk eder, vs. deil" S. Bodiriin yle effaf bir huyu vard, yle
"an, nesnel olmayan bir biimde severdi", hibir manuk, onun doasn Tanr'dan bakasna dayandramazd.
O, tutucu bir katolikti. Hristiyan olmak, onun suyunda, balnda vard. Dinsel bir kurum olan "Richelieu Merkezinin nerisi
zerine haftada gece Bodin iin pek ekici olmayan ders kitapklarm kendisine okumak zere grme engelli, yoksul bir
Vietnaml yksek retim rencisinin evine giderdi. Bununla birlikle inanlarnn hisar dnda yaayan benin ruhunu, kesin
olarak inand o stn gerein trnden grrd. ki ruhunu , yabana iki dinden umularsa da, o "ykseklerde oraya ulap,
birbirleriyle o odakla bulumalan durumunda iki dinin de birbirleriyle barp, bir olacaklan bir yer bulunduunu vurgulard.
Her bir kimse iki kiidir. Kii oluumunun kart iki esi olan "toprak" ile "tanr", "kokumu balk" ile "tann sal ruh" ya da
"eytan" ile "Allah" demek istemiyorum. Onu, yaratl felsefesinde ayrntl olarak anlatmm. yok, bu baka bir konudur. Her
Avrupal iki kiidir: Biri "Pascal", biri "Descartes". Her mslman da bir "Buali", bir "Busaid" yaar; yaar m? Yok savar.
Her bir inli "bende "Konfuys" ile "Lao Tzu" ekiir. Ksacas, her kii kendi iinde bir "Aristonun yamsra bir "Mesih"
gizler. "Kk bir gezegen" olan kiinin kendisi deil mi? yleyse "kendi iin143

de" Dou'yu ve Bat'y bulundurur. Kii ise bir "kuku"dan oluur. Srekli bir "sallant"... Her kii babo bir cokudur.
Birden, kendini bir "Virgile"in yolunun zerinde bularak, onu, Bat'ya, "Descartes"in, "Konfyus"un, "Aristocun... "yol"una
srmek, ya da bir "Beatrice"in... onu da Dou'ya, Lao Tzu, Budha, Halla, Plotin, Mesih "l"ne ekmek zere "Berzah"n
bilinmez hiistannda babo, barksz bir "Dante"dir. Ksacas, ya gkte ya da yerdedir.
Yine de bir yaam ierisinde bir mucizenin olduu olur. Baboluluk berzahndan, boluk sallantsndan ya da kukunun
rnsz aclarndan kendi batsna den, orada bir yaam dzeni bulan, bir kk kuran, ince, saygn bir konumu olan birinin,
birden bana bir yldnm dve rir. Bir yangnda, artc bir devrimde, btn grnen ufuklar baka olur, ban stndeki

gkyz baka olur, yeryz baka, solunan hava baka, baklar baka, gnl bakl, d baka,... dnya, varlk, "Tanr" bile
baka olur,... Baka bir doum, baka bir lm...
ems, byle bir yldnmd, kendi batnda bir amaca ulaan Mevlevi'nin bana dt. O "ltk"da o yldrmn kendisiydi;
birden lde, ac ekmeyen ava km o Belhli prensin yoluna dikilerek, boynundan yakalayp, bana akt. "Seni bunun iin
mi oluturmular"?! diye.
Bir de o Kpt gen, Msr'n gzelliklerinin ve bol luklannn bytt, Firavn Kk'nn besledii kii; lde bir ate grd,
bir aacn stnde, birden tutuuverdi, dnyay k doldurdu, dnyasn aydnlkla doldurduka doldurdu. Baygn, yere
iziliverdi, kalkverdi, "Musa" idi! O, Benars'n kaygsz prensi, Sukia Egemenlii'nin kaplar kapal kknde byyen,
dnyas, en uzak ka snrlan,
144

dlerinin uu alan, krallk bahesinin snrl alan, snrl "zel av alan, aln bir kafesten tutuklu iri ak bir doan olan kii!
Birden, o bilinmeyen simgesel dn "im"ce, kkn kafesi, yaam tutukevi, boluk bahesi ve kokumu, durgun mutluluktan
kanlr. Salarn kesmi, sar bir giysi giymi, o rmakta ssleri gnlnden de, bedeninden de ykam bir durumda bodhi"
aacnn altnda, birden "Bud ha" "oluverir*. Bylece, prenslik ile Budhalk arasnda bulunan uzun, korkun yolu bir mirala
alr.
Bir de Mihr, yalnzlk dininin peygamberi; Sevgitap clm beklenen Mesih'i. Topluma krgn biriydi. Konf yus'a dknd,
gurura kurban gitmiti. Kendisini toplumun elleri, ayaklan alunda yitirmiti. Birden, yeil bir nn yalnz bir burcun zerinden,
yce yalnzlnn zerinde ldayp, ak bir ipein zerinde: "Ey knlan! En iyi, gzel Ahurasal zn, bu dnyann renkli,
gzalc albenilerinin arkasnda unutmu olan! Tufanda yalnz kalmtr bir batk, seni armakta olan en son yorgun
lklann duy, abuk ol, bul onu. O kutlu parlakln, parlaklklar arttka *sen"in o iyi, dosdoru seni daha ok karartan bu
parlamalar kalabalnn iinden kurtar! Ey hep "yapmak"n iinde kvranan!"
"varlk'n? W
diye yazl olduunu da unutmutu.
Bir de gemite dnyay Meterling'in kukucu, dnce dolu gzleriyle gren ben, iki sunann ikime katt bu afyonla, yeni
"bir gr" elde ettim, bu i dersle, kitapla, snfla olmaz diye... Aynulkuzat'n da deyimiyle: "Bu e elem gerek, kalem deil"!
(4) Schandel, fes Cabiers verts, Tunus, 1946.
145

Ben dnyay da, insan da felsefenin gzyle gryordum, dnle anlyordum. Oysa bu yolla, dnya ve insann ancak bir
yn grlp, anlalabilir. Bu iki "ilgin mudze"nin ise sonsuz sayda ynleri vardr.
Bir insann varl ok byktr.
Ben, Bodin'in baklarnda, dnya ve yaama ilikin olarak benim amdan ilgin, belirsiz olan yeni bir grnt grdm. O ve
Massignon bu ge bakuklannda, grdkleri birbirine benzemezdi. Ben de bylece, bu ikisine yardm etmek zere, gezegenin
DouBat aras ile kendimin Do uBat aras snnnda bulundum. Alexis Carrel'in dedii gibi: "Pascal'n szne, Descartes'n
sz gibi kulak verirdim.'
Ben ondan 'grme* sanatn rendim. Ondan, onunla her eyi bambaka gryor idiim yeni baklar kaptm. O kendi
yaamyla, kii gnlnn ne lde "seve bilecei'ni, bu dnyada Tann'yla dolu bir ycenin nerelere dein dorua
trmanabileceim gstermekteydi.
O, o "yldrm'n kendisiydi. Ancak, onun lmnden sonra gnlme den bir yldnmd. Kiiler, genellikle lmlerinden nce
lrler, lmlerinin ikisinin de bir olduu kiiler ok azdr. Oysa o, ylelerindendi; lmnden sonra, benim iimde baka bir

yaam balatt, lmnden nceki yaamdan daha verimli, daha deitirici bir yaam...
Bu ikisi, benim tapndm kiilerdir. Tapndm diyorum, Byk Ali de: 'Kim bir sz retse bana, beni klesi yapm olur,"
diyor. Kukusuz bu, kitaplarda ve okullarda retilen szlerden deildir. Kiiyi kuran sz trnden dir. Her kiinin nasl iki
lm varsa iki doumu da vardr. Bu yeni yaratlta, byle bir sz ya da szler reten kim146

seler, insan ruhunun yaratclardr. Bu sz, o yaratc olan szlerdendir, yaratc szlerdendir!
Btn dnya, btn dinler, btn felsefeler, btn bilginler, btn yazmalar, btn sanatlar, ya yeryznde dir ya da
gkyznde! Ya Dou'dadr ya da Bat'da. nc bir topluluk daha vardr, onlar: hem yeryzndedir hem gkyznde! Hem
Dou'da hem Bau'da. Bir de bunlar, orta kimselerdir. Bir baka topluluk ise, yeryznde olduklan da olur, gkyznde
olduklan da olur, Bat'da olduklar da olur, Dou'da olduklar da. Bunlar da aalk, dayanksz, bo, alak bile olabilen
kimselerdir! Oysa o ikisi bana, insan ruhunun, yeryz ile gkyz aras boluu doldurabilecek oranda byyp
geliebileceini, iki anakanad Dou ile Bat'y kaplayan bir kartala dnebileceini,... ne desem! Dnya ile ahiretin,
baklarnda, anlaynda, yreinin atlannda, iki deniz gibi babaa verebileceini, byle ce byle bir dnyada yaayan,
gren, dnen, anlayan, seven, sevgi besleyen, tapan, hi "bir tasanm"n ksa elinin de ona da, dnyasna da eriemeyecei bir
ruha dnebileceini retti.
te byle bir kii Schendel'in u sznde bulunabilir: "Ne gnller vardr; tapnrlar, iyilik yaparlar, ancak ta pmmlar da,
sakmmlan da, iyilikleri de onlarda irentir, karmaktr, pistir. Yine de gnller vardr; sevgi beslerler, gnah ilerler,
yanllk yaparlar... ancak, istek ile eilim de, gnah da, yalnlk da onlarda gzeldir, ardr, durudur."
Yere srnerek yryenler, duvarlar, sokaklar, mahalleler, baheler ile renleri grrler. Bylece tapma da, ikievini de...
Gkyznde, kentin stnde, doruklara tr147

manan kimse; bu kaplan, pencereleri, duvarian, burlan, surlar bulamaz. Tann ile topran arasndaki aral doldurmu olan
bir ruhun gzlerinin, baklarnn, grleceklerinin, duyumsanacaklannn, btn durumlarnn, dlerinin, isteklerinin,
yargtlannn, dileklerinin, alglaylarnn hepten bambaka bir rengi, bambaka bir boyutu, bambaka bir biimi vardr. Onun
ruhunda, onun gzlerinde, gzmze arpan oturduumuz topran zerinde ya da topraktan daha aa bir dzeyde olan
kartlklar ile aralklar ile deiiklikler ile semeler ile hadd ile snrlar, tmden bir genci birlikte, bir trde, yce, ilgin, salt
soyut olarak somutlar. Nitelenebilecek gibi deil! Dnya ile ahirete bakan bir pencerenin yanbana durmu olan bir
gzdeki, gnldeki, ruhdaki nesneler ile durum renklerinin tasannu nasl nitelenebilir? Gcmz yettiince byle bir ruha yakn
olmalyz, daha yaknna gelmeliyiz, daha ok yaknna gitmeliyiz, bylece o tasarmlar, renkleri, anlamlar grmeliyiz, du
yumsamalyz. Burada dnya ile dnyann nesneleri zmlenmez. nsann sezgileri de zmlenmez. Dolaysyla bir blm
kulakla, bir blm gzle, bir blm koku alma duyusu, bir blm tat alma duyusu,...yla alglanmaz. Yok, burada, kendi
susuz, zlemli ruhumuzu, o yce, grkemli ruha alan gizli, grnmez kapcklardan ieri soktuumuz, bylece bamz onun
gizemli iine geirdiimiz o durumlarda, renkleri tadanz, tasarmlar iitiriz, kokular ta dmsanz, sevgilere dokunuruz,
gzellikleri derinin yznde, parmaklann altnda,... ne diyorum?! Gvdemizin btn gzeleriyle, ruhumuzun btn dalgalaryla,
btn "varlmzla kendimize ekeriz, kendimize geiririz, bn Fa riz'in szn ettii bu gibi durumlardandr: "Elim
konuuyordu, oysa duyan dilimdi, oysa gzmle kulak veri148

yor, kulaklarmla gryordum...?


Artk orada, btn nitelikler, btn davranlar, btn adlar, semece olmadan, kullanlabilir. Niin? Hibir davrann, adn,
kaynan, vicdann anlam yoktur. Kural sal balar ile szlemeli anlarn tm birbirine karp yok olur. Artk orada, yalnz
"seslenilen" olunmal, sesleniye gerek bile yoktur. Artk orada, koklamak ile tatmak ile grmek ile bilmek ile anlamak ile
duyumsamak ile ... ne desem? Akl ile dou le gnl ile beyin ile ruh ile gvde ile .somut ile soyut ile ruhsal ile nesnel ile
bulunu ile bulunmay ile yabanc ile tank ile sevilen ile tapnlan ile kfr ile iman ile dnya ile ahiret ile yersel ile gksel
ile esin ile kavray ile ikence ile okay ile ama ile amaszlk ile ezgi ile yakanm ile ... yeil ile klrengi ile mavi ile
gnsans ile mor ile balsars ile renk ile renksizlik ile kt ile iyi... tmden, tmden bir olur. Yaam mezarlnda srafil
suruna flenir. Bir kalk oluuverir. Tann'nn da dedii gibi: *lqtarabet elsaetu ve inaqqe elqamer...9. O "saat" yaklat, ay da
yarld, gk de birbirine kart, yldzlar da dkld, dalar da dalmaya yztuttu, denizler de korkudan, korku iinde kat,...

bir kalk oluuverdi. Her eyde, her yerde olan bir kalk, szcklerde bir kalk, baklarda bir kalk, ite bir kalk!
Cehennem ile berzah ile... son olarak da cennet!
Bakalan da bakalan... Hibir kalba sokamadm, Al Ahmed'in de deyiiyle: "Deiik yerlerde deiik biimlerde olan,
ancak, her yerde bir biimde olan", her an bambaka bir albenisi olan, ok renkli, ilgin, btn grnlerinde ak bir ruhu
olan, hep Budha ile Descartes arasnda
(5) Ibn Fariz Divan.
149

gelen, Dou'yu da Bat'y da, gemii de gelecei de, yeri de g de ayann altna alan, bir an bile durgun durmayan, yirmi
sekiz Fevrier 1968 sabah, bir olayda, srekli olmak zere durgunlaveren Profesr Schendel. Bir de yaamn, onunla
arasnda insan olmaktan baka bir ba bulunmayan tutsak bir ulusa balayan benim sevgili dnr arkadam Frantz Fanon.
Bir de, benim iin byk bir deneyim olan, o, dinin bilimin gzyle grl olan, hep dilediim kimselerden iki kanatl bir
kii olan Alexis Car re 1. Bir de, Avrupa'nn bu para, i, g uygarlnn balarna kar bakaldrm ruhu olan, bylece
Dou'ya kaan ne byk, ne derin bir ayrl, Gunon.
Bir de tarihteki birok kimse; putkran brahim; kahraman, kurtano, bakaldrc Musa; bir ak tatllnda, bir ruh gzelliinde
olan sevilecek, an kii sa; bir de Muhammedi Gnlnde sa'nn yrei atan, elinde Sezar'n kana bulanm klcn tayan kii.
nsanln kurtuluu bu ikisini de gerektirir. Kayser yalnz kan dker, sa da yalnz sever. Bu ikisi de bir arada olmadka deer
tamaz. Bir de Ali! Kim olduu konusunda ne diyeyim?! Ona ulatka kalemim titriyor. "Var olan, olmas gereken trden
olan, ancak, olmayan kii.* Bir de Ebu Zerr! nan, devrim, toplum eri, erkek adam! Bir de Hseyn, zgrle ruh, "kimileri'ne
de ekmek vermi olan kii! Bir de Zeyneb, kardeinin kanl devrimine kendini, kendi konukan diliyle, uyank, korkusuz ruhuyla
veren, zulme alkn olan dneme kar btnyle duran kii. Ben, tarihte, kardei ile karde ocuklarnn lmnden dolay
byle zldn, byle yas tuttuunu, onlardan biri kanlara bulandka da kendini bir ku gibi bu ehitlerin baucuna
ulatrdn, sonra... sevdikleri150

nin kanl mezarlna dnnce yine kardei ile karde oul larnn kabirlerini aradn grdke,... kendisinin de bu ackl
olayda yaamlarn yitiren iki olu olduunu, sava alannda yere dtklerinde, annelerinin, alld zere, adnndan dan
kmadm, bu aa serven sresince cmertlie yakmaz diye, yolunda verdii nemsiz iki adaktan, kardeine kar sz etmi
olmamak iin oullannn adn bir kez olsun azna almadn okuduka, u kii denen varlk ne ilgin bir yaratktr diye aar,
heyecanlannm! Yer yer yle aalk oluyor, hibir pis hayvan, ayana bile eriemiyor. Yer yer de ycelik asndan yle
doruklara ykseliyor, dlere bile smyor!
Bir de, Hint ve in'in, kendisini tanmayp, kendisine peygamber deyiinden dolay zgn olduum Budha. O, kt bir
peygamberdir. Ancak, iyi bir airdir. O, gizemli, byk, artc bir "masal"dr. O, bir Sukia prensi bedenine girmi, ok ok
gzel, cokunluk verici bir masaldr. Bir de Ben, toplumsal ynlann arasndan kan bir kii olarak "demon"dan<*) olduum
iin, dneminin Atina'snda benden olduundan dolay ynetimden yana olduum iin, onlar da soylulann kalntlar olarak eski
aristokratik ynetime zlem duyduklan iin onun ve Eflatun, Aristo, Alcibia des, Xenaphon ile bakalanndan oluan takmn
pek sevmiyor olmama karn bu da ynetsel adandr bilimsel dn ile ruhsal ycelik asndan ok ok sevdiim yiit,
dahi bir kii olan Descartes. O neredeee, Bozorgmihr nerede?! Bir de Aynulkuzat Hamedan! Shreverdi Hallac, bir de byk
Fransz yazar Maurice Barrs, Voltaire'e zlem duyduu dnem, ona: "Mon autre moi mme", derdi: "O
() Demon: Hristiyanlkta ktlk gc. (ev.)
151

benim baka beni* ya da "teki kendim". Ben de ancak byle bir szle sz edebilirim ondan.
Bakalar da bakalan, son olarak da Massignon!

Ben, kendi toplumumdaki dnsel ve kltrel dzeyin nerelerde olduunu iyice biliyorum. ounluk, ya gericidir ya da
ilericidir; her ikisi de bir tlbentin ardndan grp yknen durumdadr, bir dzeyde, her ikisi de dar grl, ksr dnl,
s duyumsayl, her ikisi de ya dinsel ya da kardinsel tutuculuklarnn karanlk donuk dltlerinin iinde kan imekle, biri
bilmedii, tanmad bir olguya inanmakta, teki bilmedii, anlamad bir olguya kar kmakta, her ikisi de inandklar ya
da inanmadklar olgu konusunda bir dzeyde bulunmaktadr. Onlar, CennatulHulud ile Tufanu'lBuka kitaplar, bunlar da
"oradan" ulaanlann yansra "onlar'n belirledikleri doyurmaktadr.
Bu dman iki topluluk her adan benzemektedir. Onlar, Kur'an ve dua kitab okuyorlar, bir szcn bile anlamadan tat
alp, bekleyie duruyorlar. Bynlar da Mozart ile Beethovenin senfonilerini dinliyorlar da anlamyorlar. Yeni iir yazyorlar
da, okuyorlar da anlamyorlar. Sartre'n, Camusnn, Mancn... yanl, bozuk, deitirilen evirilerini yapyorlar da, okuyorlar
da anlamyorlar. Hepten karla rndakiler gibi sevaptr diye senfoni dinliyor, marksizm ile eksiztansiyalizm tilavet ediyorlar.
Onlar uhrevi sevap iin; bunlar, dnyevi sevap iin. Byle bir yerde Massignonun ne lde alc bulacan biliyordum. te
bu yzden onun Hallac'tn Kiisel Yaam Erisini evirdim de yaymlatmadm. zellikle de, gizemciliin arpm olduu bu
toplumun gizemci zne eklentiler yapmak istemediim iin i152
1i

tel Bununla birlikte,i4n Selman' yaymladm. En azndan, kalemi, byk Dou yiitleriyle ilk slam'n korkusuz sa valannn
kllan gibi bizim kendi "aydnmslanmz"n eliyle btn deerlerimizi bataklklara eken keiler ve smrgecilerin alaka
sulamalarna kar, slam'n onur tuluk ile zgnln savunmu olan bir kiinin ad dilimizde kalsn diye... Bu iki dizi
arasnda yabanc kalan zgrlk doruluklu aratrmaclar olan bir iki dnre, masallar ile gerekler karm olan,
masallarn arasnda da, geree ulamak g bir ilem olduundan Seiman'n yaam yks gibi kark konular aratrma
yntemi, zenlitik, btncl gzlem, aratrmada kiisel tutuculuk ile salt grszlken kanma, btn yanlarn ve ynlerin
genie renilmesi, konular ve olaylann mantksal izlenimi, "konu btnl" ile onun baka birok konuyla ilikisinin her
biri, deiik bir yoldan, deiik bir biimde onunla ilintilidir. gz nnde bulundurulmas, byk aratrmaclara zg kutsal
bir ikillenim ile bilmenin gstergesi olan gzel bir alakgnllk, bilimsel, zenli bir almann gerei olan bilgince
kukular ve beenilen bir ge inan... byle bir almada gsterilsin diye... Massignon da btn bunlann en stn rnei
durumundayd. Bundan da nemlisi ahlak ile insanlk alannda ulat aamalar, yzn, biz Doulularn zellikle de
mslmnlann gerek bir bilginin yznde aradmz kutluluun somutlam alan yapmt.
Srekli onun, bilim dnyasndaki esiz nne ve byklne karn an nsan alakgnllnn en kk rencilerini
bile utandrdn grrdm. Btn dknlk ve yallna, bilimsel ve aratrmac almalarnn
153
f

okluuna karn pazarlan, eline eleine ald meyvelerle, tatllarla birlikte, kendi ayayla, 'Phem Tutukevi'nde tutuklu
mslmanlan grmeye giderdi. O yabanc tutsaklarla, Cezayirlilerle grrd. "Kendi lkesi"ne kar verdikleri zgrlk
savalarnda kendilerini desteklerdi. Hep gsz mslman uluslann gelecei iin kayglanrd. Sorumlu bir bilgin, korkusuz
bir sava gibi, Kilise'nin sulamalar ve Ba'run smrgeci politikaclarnn "dnsel, bilimsel tuzaklan"na kar slam'n
gereklii ve Dou'nun savunmasz kiiliini savunurdu. Bilimsel aratrmalar, kulan ezilenlerin inleyileri ortasnda sar
etmezdi. Kitab "aldr mamazlklar ile onurluca korkaklklardn arac yapmazd. Bilim, zgrlk ile insan tinel deerlere ar
sevgi beslerdi. Onunla birlikte olduum yce doyum anlannda gerek anlamda unu bulurdum:
Laqeytubu ve raeytu ennase J raculn eddebreJ sae'tin ve larze J ddar<$>
Bir de sen, ey benim ilgin derslerimin byk retmeni! Ey lm tujunun^ kinci elinin, ben senin ilginlikler dolu iinin
sonsuzluk pnanndan szlerinin altn kadehlerine boalttn damlacklar yudumlamaya susuz idiim bir durumdan beni yorgun
drp, bu yakc korkun lde brakan! Ey bana, kiiden de stn, Tann'dan da derin bir akn bulunduunu, onun da sevgi
olduunu, onun da "sevmek"in gneli, gzel g olduunu, onunla muhta, ac eken yakn iki ruhun yorgunluu, ba dnm,
snacak bir yeri olmayan iki yalnzn, bu gezegenin korkun,
(6) Onu grdm, kipleri bir kiide grdm,

Srevi bir saatte yeri de bir evde.


() Tu): Gemite atlarn emeleri ve eerlerine sarlan ac badem aacnn sert, ince kabuudur.Cev)
154

bunaltc yabansttnda tanmas olduunu, gezegeniile rin dilda, yurtta, karde, kzkarde olduunu, kendi evlerinde, kendi
anneleri olan yerin eteinde, kendi babalar olan zamann glgesinde olduunu, dolaysyla, yerin ve zamann ocuktan
olduunu toprakta bannyor olduunu, u drt enin; su ile yel ile toprak ile atein byttkleri olduunu, durgun, mutlu,
doygun, suya kanm, tatl, sevinli olduunu, birbirleriyle kolaylkla konuuyor olduunu, szckler, onlarn ivecen, atik
tellallar, azlann dar, karanlk, rkn ukurlan ile kulaklann kokumu, yapkan, kvnml geitleri arasnda gidip gelerek
neler neler gtrp getiren geveze oynak uaklardr reten! Sen, yakn iki ruha, bu acsz yer ile gn yabanclnda, ac
ektiren birbirlerine an bir biimde gereksinim duymalann salayan etkenin sevgi olduunu rettin. Ben de senin
baklarnda, ey benim byk yaknm, ey yznde yabanclk korkusunun, szlerinin ackl titreyiinde ka zleminin
grld kii! Bu yeryznn srgn, bu srevin an ada olduunu grdm.
ite ben, kargaa dolu gzlerinin derinliklerinden kendimin derinliinde gizlenmi beni bildirerek, tanklk yklerini
kulana fsldayan baklannm gizemli, grnmeyen klnda; senin de, "ey z yurdunda yabana kii", benim yurttam
olduunu, bizim baka bir gezegenin yerlileri olduumuzu, buraya bouna geldiimizi, gsz kular gibi olduumuzu, yokluun
lgn tufannn seni bu ok ssl, yaln, yabana atnn altna attn okudum. Senin belirgin yzn, arsz, acsz yaraklann
biim kalabalnn iinde yine tandm. Sana gereksinim duydum. Sevginin tatl kokusu "varlkmn burnunu doldurdu.
Sev155

gnin havas iimin bo uzayn kaplad. "Benim olman"la birlikte durgunluk buldum. "Senin bu yadelde oluunu dnerek"
rahatladm. Gsmn stne den "yaam"n acmasz, ar kayasnn altnda dayanklln, "bamn stnde duran bu s,
acsz atnn altnda senin de var olduunun bilincine varmam"la birlikte g buldu. Solunumu, oluu, zbulunuu, yadeli,
toplumun iindeki ackl yalnzl, grltlerin patrtlann ortasndaki an verici suskunluu, btn kiilerin oluturduu
kalabalklarn ortasndaki korkutucu kimsesizlii, bakalarnda tutsak olmay, ze snm, sylememelerin bunalm,
yazmamalann dmn, seslerin iren rtlerinin arkasnda belirsiz kalmay, tanklklarn kt topluluklar arasnda
yabanc kalmay, sonu vermeyen bekleyilerin eritken ateini btn bunlar da senin uyank gzlerin bende grm, esin dilin
beni btn bunlarn bilincine vardrmtr tmn de tmn, "senin var olduunu biliimin" kutsal, mucizevi avunumuy la
sindiriyorum. Bylece bu zgnlk yknusnn altnda ayakta duruyor, gidiyor, soluk alp veriyor, yayordum.
imdi ise sen lmle gitmisin, ben de burada, yal* nz, her "soluk al veri"te, sana bir adm daha yaklayorum umuduyla
soluyorum,...
....bu da benim yaamm oluyor.
156

ilahi tragedya
imdi ise berzahn bitiminin snrndaym. Virgiie! yeni erimi gsz bir gen olan benin elinden, kendi yal, byk, gl
ellerinle tutarak, beni buralara dein ulatrdn, yaklak olarak yirmi yldr beni bir an olsun brakmadn, elimden tuttuun,
ayam aturdn, yol boyunca kendi yardmlarnla yol gstericim olduun, rktc atelerden, korkutucu yanardalardan,
acmasz cellatlardan lm kokan uurumlardan, atee benzeyen boluktan, kzgn karalardan, souk mu souk denizlerden, veyl
kuyularndan, beni esenlikle geirdiin, Tanrt'nn korkun kzgnlndan kkreyerek coan akc bir ate aknusndan geen
kltan keskin, kldan ince olan geitten geirdiin iin sana teekkr ederim. Ben, daha, hibir olayn tokadnn
uyandrmad, hibir deneyimin ateinin piirmedii bir gentim. Byleyken, seninle elele, cehennemde yol aldm. Bylece,
cehennem ateinin alevleriyle yanm bir y157

zn yan ra havasnn ate yadran yellerinin esintileriyle burumu bir alnla, utkuluca dar ktm. Utkuyla dolup taarak,
korkutucu bir savan kanl alanndan dnen byk bir kahraman gibi berzaha ayak bastm. Berzahtlar, her yandan beni
izlemeye geldi. Yalgen, kadnerkek, her kesimden, her lkeden; yank ruhumun zerinde, yzlerce deneyimin yank izini
tayan, cehennemin yakc atelerinin iinde bym olan, her glgesinin arkasnda lmn pusuya yatt korku llerini,
tehlike dalann, yuvarlan ukurlarn, ok kvrmleimli yollar, korku dolu denizleri, bataklklar, pusu yerlerini, ormanlar
korkusuzca gemi olan, bylece byk Virgile'in yarar arkada, yolda olmu olan beni yakndan grmek zere
kouturuyordu. Ben de bylece gurur ve gllk duygusuyla dolarak berzah kahraman, berzahllann deerli tapnd
oluverdim. Ancak, benim gezgin ruhum, nasl olurdu da belirli bir yerde konaklayabilirdi, gitmekten, gitmekten, yine gitmekten
geri kalabilirdi? Ben, ky deilim, dalgaym.
Vanm, gidiyor isem; gitmiyor isem yokum.
"Biz, yoklukta uan sanal bir kuuz" Neymiiz? Hi! Hi! umak, baka deil!
Gittike gittim, bir yerlere deil, nerelere olacan bilmiyordum da... Gittike gittim, buralarda kalmamak iin. Bugnn
douunda, dn de olduum yerde olduumu grdke, kendi gszlmden ve boluumdan dolay iim sklr da Rimbeau
ve Andrg Gide'in yantsra kendimin yardmyla oluturarak, iiri, benim srekli ezgim olduundan da kendi lisanhalim
yaptm bu ksa iir blmesini;
158

Rimbeau Juir, l Juir


je sens que les oiseaux soru ivres
Gide hierj'etais l, aujourd'bul je suis l "quand vastu done la suivre'?
ka, oraya ka
ben, kularn esrik olduunu duyumsuyorum
dn burada idim, bugn buradaym, peki, ne gn aramaya gideceksin onu?
Gittike gittim, on yl boyunca gittim. Virgile de hep yanmda idi, ellerim, onun sevecen, gl ellerinin iinde idi, onun keskin
gzleriyle gryor idim, onun dosdoru dn ile dnyor idim, onun duyarl kulaklanyla duyuyor idim.
Onun byk, elikten yrei gsmn iinde au yor idi. Balangtan beri kapal olan, anahtar yitik olan, salam, demir
kaplarnn ar, salam kilitlerle kapaulm olduu bir yrek! "ElMevt" hisan gibi kahramanlktan baka birinin bannamad,
yksek, salam burlanna hibir ballk ipinin yetiemedii, Hara ta ile ykseltilen kaim surlarnn ykseklerinden hibir
iletinin uzun erimli okunun geemedii, uyank, ayk, yrekli koruyuculann hibir dolandrtm kadehinin dolandramad... bir
yrek! Virgile'in yrei idi. Bir dan yksek eteklerinde kurulu, hibir yolun, hibir yandan kamad askeri bir kale idi.
Ban bulutlarn gsne sokmu olan, yksek, kara bur lan gkyznn gsnn iine girmi olan, iinden re cezden baka
bir ses gelmeyen, "te"nin dnda kalanlarla bir balanas olmayan, gazel de duymayan, yeri de tanma159

yan bir kale idi. Gnl, Virgile'in gnl idi, ancak, benim gsmde idi. Vuruu, at bilmiyor gibi idi. Ben, Virgile ile byle
elele idim. Ayam Virgile'le ayak ayaa adm atyor idi. Dolaysyla, biz ikimiz yryorduk, arkamzdan gelenlerin tm de
ancak bir kiinin ayak izini grrlerdi. Bylece ben, cehenemden sonra, berzah da batanbaa dolatm. Virgile'le elele, ayak
ayaa idim.
imdi ise doruunun, bulutlarn arasnda yitik duruma geldii, gkyzne bitiik gibi grnen bir dan ayana ulamz.
Korkun, somurtmu, tehlike dolu bir da. nce, erili brl yol, bir ylan gibi ayandan dan gvdesine dolanarak, yukar
km, ban bir kaya kvrmna sokmu, grnmez olmutur. Nereye gittiini bilmiyorum, nereye dek gittiini bilmiyorum!

Ondan sonrasnn nasl olduunu, ne olduunu, neler olup bittiini bilmiyorum.


Da, dik bir duvar gibi ayakla durup ykselmitir. Yksekliine bakmak istedike, gn ortas gnee gz di kiyormuum gibi
bam yukarlara kaldryorum. yle dikine ykselmi; yalnz yukan klmaz deil, gren, kendini, dan gsnde glkle
tutarak, yukan kan bu erili brl yolun ok gemeden, imdi geri dnp, yere deceini dnr. Her dnemecinin
kvrmnda, baklan kendi derinliine atan korkun bir uurum vardr. Yokular, yle yksek yle dik, yle korkuntur; imdi
dan ayanda, yerde durarak bakan ben, birden yuvarlamverecei mi dnyorum. Benim iirsel dlerim de bu daa urma
nacak gte deildir. Onu dnmekten bile korkuyor. Yal n ona bakmaktan, onu dnmekten de korkuyorum. Yalnz bama,
nasl olur da, admm atp yukan kabilirim?
160

G yetiremem, g yetiremem, g yetirilemez, g yetirilemez.


Virgile! Niin susmusun? Niin byle yitirmisin kendini? Dizlerin niin titriyor? Ellerin, sevecen ellerin niin tirtir titriyor?
Gl, eitilmi ayaklarn, cehennemin korkun lleri ile smstcak denizlerinden geen, berzahtan geen ayaklar niin
kurumu kalmtr?
Virgile! Niin byle? Niin uzak durmusun? Niin aknlkla, rkek gzlerini bu daa dikmisin? Virgile! Niin alyorsun?
Ne o! alyor musun? Sen mi? Virgile! Sen mi korkuyorsun? Sen mi g yetiremiyorsun? Niin byle aclar iinde, yklm bir
durumda gryorum seni? Sen, talya'nn en byk, gl ozan deil misin? Sen, Latin dnyasnn byk, parlak usu deil
misin? Sen, Bat lkelerinin grkemli, uzak alarnn dnsel dahilii deil misin? Virgile? Niin konumuyorsun?
Gelmek istemiyor musun? Gelmeyecek misin? Burada m kalmak istiyorsun? Elimi braktn m? Bu dan ayanda, bu yolun
banda, yalnz m brakyorsun beni? Ben, sensiz nasl giderim? Ben, sensiz yrmesini bilmem, buna g yetiremem. Benim
sensiz bir adm bile attm olmu mudur? Niin brakyorsun beni? Kendi bama m brakyorsun beni? Kime brakyorsun
beni?
Niin bu yola benimle balamyorsun? nmzdeki yol, cehennemden geen yollardan daha m gtr? Bundan sonra
karlaacamz ller, dalar ve denizler, cehennemde grp, getiklerimizden daha m korkuntur, daha m yakcdr? Bu
yol into kprsnden de daha m nce, daha m kaln, daha m tehlikelidir? Nasl olur? Sen kendin demedin mi: Berzahtan
sonra cennete ulaacaz
161

diye? Cennet, bu dan br yannda deil inidir? Virgile! Cennet yolu, cehennem yolundan daha m g, daha m korkuntur?
Nasl olur?
Ey benim uyank gnll, ayk, gl yolgstericim, ey ocukluktan beri benim byk, sevecen, ulu yolgstericim olan kii, ey
ateli cehennem ve bunaltc berzahtan kendisiyle ayak ayaa getiim kii, ey ruhumu byle verimli, gl yapan kii, ey
benim iin sevgili, deerli bir retmen olan kii, ey senin iin yarar, sekin bir renci olduum kii, ey benim
peygamberim, imamm, nderim olan kii, ben, senin g yetirmezliine inanamyorum. Vir gilein, yanan cehennem
sahralarnn, suskun berzah llerinin, onun gl ayaklarnn altnda, ipekli kuma gibi, yumuack idii o yengili kiinin,
imdi bu dan ayanda, cennetin yolu olan bu yolun banda, byle gsz, korkak olduunu grmeye g yetiremem, g
yetiremem. G yetiremem, g yetirilemez.
Virgile! Niin konumuyorsun? Niin elimi brakyorsun? Niin periansn Virgile! Niin alyorsun?
Ben artk gitmekten vazgetim, aruk seninle gelemem, bu yolda bir adm bile atmaya g yetiremem, bu yol benim yolum deil,
gelecek yolculuun konaklar ile konaklan ile konaklann bilmiyorum, tanmyorum. Bu dan arkasnda yemyeil baheler,
duru, cokun pnarbaiar, st ve bal rmaklan, tatl ikiler, engin, yaam suyu denizleri, baheler, gller ve ezgiler okuyan
kular bulunduu sylenir. i, en tatl sevgi gllerinin an coturucu kokusuyla dolup tamaktadr. G, tmden, gzel renkli
en gzel mucizelerin alml ak mavi... havas, en iyi, en an aklarn iletilerini tayan esintilerin en albenili oynamas162

run alan... ovalan, en bouk dileklerin, en tutsak umutla nn, bakaldrma en tutuklu nhlann, yank en sklm gnllerin, suyun
dudana dm, yanp tutuan en dayanksz susuzluklarn, kapanm dudaklarn geris'nde kalm en ateli szcklerin
ekimalam... dr.
Bunlan biliyorum, var olduklann biliyorum, ancak; ancak, ben artk seninle burada yolda olmayacam, ben yola kmyorum.
Ben, cehennemden kolaylkla geerim, berzahta da kolaylkla yol alnm. Ancak, benim son konam, bu dan ayadr.
Buradan ileriye bir adm bile atamam. Bu daa bak! Bu yola bir gz at! Bu uurumlardan, koyaklardan, talk alanlardan,
kayalklardan, yokulardan ben, geemem. Grmyor musun? Oralara trmanmay dlemek bile korkuntur. Ben, "gidi
eri'yim, bu yolu da admlarla deil, kanatlarla almak gerekiyor. Yolculuk, uu yolculuudur.
Virgile! Yalnz brakma beni! Senin g yetiremedi in bir yola, nasl olur da, rencin olan ben, sensiz bir adm bile atmam
olan ben, elini bir an olsun elinden ekmemi olan ben, ocukluktan genliin bitimi olan imdiye dek kesinlikle sensiz
kalmam olan ben, g yetirebilirim? Sensiz, yalnz m gideyim? Nasl? Ben sensiz yrmeyi bilmem, buna g yetiremem.
Beni yalnz brakma Virgile! Korkuyorum, beni kime brakyorsun Virgile? Bir eyler syle!
Ancak, Virgile dnd, ondan sonra bir ey sylemedi9 Ben de onun titrek, korkulu, gsz glgesini, rkek, ypranm
baklarmla, cehennemde adm adm izliyordum. Onun, kendi elleriyle yetitirdii baml rencisi olan bana dnp
bakmadan, akn, lgn berzah lnn
163

gsnde, durgunca hzla yrdn gryordum. Bir saat sonra, ln en uzak yerinde, gzetiminin yaknnda yok olmaya
yz tutmu belirsiz bir glge vard, sonra kalan hi...
Bylece ben yalnz kaldm.
Ben kaldm, karmda berzahn ssz, suskun, r kn l, bu dan yksek, ba dndrc boyu, bir de bu bilinmeyen erili
brl yolun tehlikeli ikili.
Bylece ben yalnz kaldm.
Berzahn l beni korkutuyor idi. rkn, korkun bir suskusu var idi. Bir atlnn tozutmas m? hi idi. Bir fru nanm
tozutmas bile onun lgn durgunluunu bozamaz idi. Varlk; gitmeyi, devinmeyi brakm, yaratl da sanal bir korkudan
dolay olduu yerde donakalm, her trl sesi karmamak zere dudak bkm... dersin. Hava, yle demlenmi, lgn,
durgun idi, su birikintilerinin yzne bir izgi almak zere hastalkl bir esinti izi bile zerinden gemiyor idi. Nereden gelmi
olduunu, ne zaman gelmi olduunu, nelerden haber getirmi olduunu, kimi grmeye gelmi olduunu bilmediim gzn
bildiricisi olan bir kr iei, glein zerinde, bolukta ylece durmu idi; ufack, yumuack bir kprday bile yok idi.
Havay kalnca, yapkan, arca bir ay doldurmu idi. Yakn, bask g, ufuktan ufua, kuru, zgn, renkli, somurtkan bir
bulut kaplam idi. Yamur yerine aa yayor idi. Gk grlts yerine, lm iniltisi duyuluyor, inilti mnldanyor idi. yle
grnyor idi. Deilse, ya da yok idi ses de; olmaz m?? Ancak, yeryznde de, gkyznde de deil, benim gnlmde
alyor, benim iimde yayor gibi idi. Her ey olduu yerde donakalm idi. Kular da hayvanbilim mze
sindeki dondurulmu kular gibi idi. Kelebekler, ocuk ki taplannn arasnda kuruyakaian kelebekler gibi idi. Balklarlar,
duman zerinde tutularak kurutulmu ya da glce in kpkleri iinde lekalm balklar idi. Yaam yok idi. Yaraul;
kokumu, rmekte olan cansz bir lt olmu idi. Sabah, soluk alp vermiyor idi. Gne, iren bir leke gibi, gkyznn
koyu, kirli tlbentinin zerine yapm kalm idi. Yldz, sanal bir szck, k ve s, ozanlar ile filozoflarn trettii yapma
adlar idi.
Bu arada, daha yayor olan, duyumsuyor olan, gryor olan, dnyor olan biricik varlk ben imiim gibi idi. Benden baka
her ey son bulmu gibi idi. lgin bir rastlant, belirsiz bir yanllk sonucu yokluk lne atlarak, soluyan diri biri olduumu
dnyor imiim gibi idi.
Yeryz, sona gelmi dersin; kim varsa gitmi, kiiler tmden topran stnden topran altna sinmi, kendi bouk, dar mezar
ukuriannda, kalkmak, baka bir dnyaya adm atmak, mezartann altndan ba kaldrarak baka bir gezegenin gne gz

amak zere srafil Suru"na flenmesini sessizce bekliyor. O an yakndr. Bu dnya son bulmutur. Btn insanlar, kular,
ekirgeler, aalar, bitkiler, btn varlklar gitmitir. Kalk ln drt gzle bekliyor. Yalnzca ben kalmm. in iinde
bir dalgnlk olsa gerek! lm krbacyla srlerek, doann da korkudan ban koynunda gmerek solumad btn varlklar
ile btn canllar trnden yalnz ben kalmm geride!! Ne byk bir yanllk! Bir kukum yoktu. ok gemeden, benim
olmadm renecek, beni aramaya geleceklerdi. Olabilir miydi?! Gezegen son bulmu olabilir mi? Kiiler, tmden gitmi,
bylece yaam yks de sona ermi olabi165

Ur iniydi? Bylece ben de yokluk rengine brnm, tozlanm, lgn yznde korku verid bir bekleyiten baka bir eyin
okunmad bu rkn lde yalnz bama kalm olabilir miydim? stelik, ne yapmak zere kalmm? Bir yalnz, yokluk
iinde yalnz bir kii, yokluk lnde ne yapsn?
Kendi durumumu nasl anlatabilirim? Nasl? Hangi szcn, kavramn, diUn ardndan koaym? Diri bir kiinin yokluk
lnde oluunu kim tasarlayabilir? Akl anlayabilir mi? Duyum duyabilir mi? Diri bir kii, btn duyum, alglay ve
duyumsaylanyla birlikte, dzgn, salam, eksiksiz, baka btn kiiler gibi, ancak, engin, durgun, suskun yokluk lnn
iinde! Olur mu? Olmaz! Ancak, olmutu ite! Ben vardm, ben vardm, salt yokluk vard, da vard, sonra hi, sonra hi,...
sonra hi. Ben de korkudan baka bir duyumsad olmayan biricik diri varlk olduumu duyu msu yordu m.
Bunun zerinden bir sre geti. Ne an olduunu bilmiyorum; zaman da gitmeyi brakmu, zaman da lmt. Oysa, zaman
oluturan, devinimin kendisi deil midir? Oysa, zaman len gne ile ay ile dou ile bat ile yerin dn ile gkyznn
kendisi deil midir? Saatleri, geceleri, gnleri, aylan, yllan oluturan? Bilmiyorum, ancak yine de "k" idi.
Ne idiyse atk, bunun zerinden bir sre ya da bir sreler getikten sonra, birden; yerin bir yann kaplam bir glge, dan
yaknlanna dt, devingen bir glge idi.
Ne demek? Devinim mi? Devingen bir glge mi?
Yreim korkudan, tutumaktan gs kafesimi yle dvyordu; her an patlayvereceini dnyor oldu166

um bir durumda glgeyi izledim, bir ayak sesi duydum. Nereden? Dadan! Arkasndan, akl talan ile kck talarn
ksauzun dlerinin oluturduu hrt.., "bekleyi ten usanm olan" ben, bir insan kararts grdm.
Evet, dadan inmekte olan bir insan kararts. Ne rahat, ne musallat, ne durgundu! Biraz keskin inili olan dz, geni
caddeymiesine! Dalgalar zerinde kayan bir kumuasna... Ne durumda olduumu, nasl olduumu, yreimin ne yaptn,
ruhumun nasl olduunu, kanlarmn damarlanmn iinde nasl koutuunu, dndn, utuunu, kaynadn, dorusu,
sersemletiini, lgnlar gibi kendi kendine dnp durduunu, gzlerimin nasl olduunu, baklanmn ne yaptn, yzmn
zerindeki, boazmn, boynumun, gsmn, koltukalanmn alundaki o ter kaynaynn ne olduunu sylemeye... "Kendim"
var mydm? Yok muydum? Byle miydim? Baka trl my dm? Biimim, lm, rengim, bedenim, varlm, elim, ayam,
boynum, var myd? Yok muydu? Nasld?., demeye kesinlikle g yetiremeyen ben, bunlan bilmiyorum bile, anlamyordum,
duyumsayamyordum bile, diyemiyorum... Ancak: Beatrice olduunu grdm.
Evet, Beatrice idi. Ben onu bundan nce, burada, Dante'yle el ele grm idim. Kolaylkla, yumuaklkla bir ruhun, bu dadan
indiini, ellerini kendi okayc, sevecen elleriyle tuttuunu, el ele, solumadan, gz gze, kirpiklerini krpmadan, bu yola adm
attklarn, yksek, g da trmandklarn, dan doruunda, gk ona dayanyormu gibi olan yerde, bir sre durduklarn,
dndklerini, ikisi birden bir sre, bu le bu g, yaka, uzun yollara, ln kapal, bask g ile lm yeri ile kapal,
durulmu ay*
167

ile suskun, kptrdaysz gletlerine baktklarn, donuk, r kn cehennem ufiksuzluklan ile bask, ar berzah atsnn
zerindeki gnein irkin, iren lekesine bakuklann, sonra, yz yze, bir sre baktklann, bir glmseyiten baka bir sz
seylemediklerini, sonra, bu yana sut dnp, o yana indiklerini grm idim. Bir sre yumuak ayak sesleri geliyor idi, sonra,
her ey son buluverdi. l ile varlnn son gnlerinde, durgunlukla, kalk tufannn kopuunun bekleyiinde olan dnyay

andran ln rktcl ile suskusu kalverdi!


Ben, Dante'nin dilinden yky: Oradan nereye gittiklerini, Beatrice'le el ele nereye, nerelere dek gittiklerini, yollardan,
ekinalanlanndan, bahelerden, akarsularn yanndan, cennet aalannm glgesinden, el ele, gz gze, getiklerini, an tan
soluunda soluduklann, blk blk, bir yandan bir yana, zlemle, mutuyla, iletiyle dolup taarak, Tann'nn buyruuyla uan
meleklerin kanat arklarn dinlediklerini... iittim.
Ben, Beatrice'le el ele tututum. O da beni glgesinin yeniliiyle kendi arkasndan yukar kard. Bylece biz dizlerim
duyumsa ma kszn birden, bulutlann iinde uyuyan dan doruuna ulatk. Ben, gkyzne gz dikerek, baklanm
gzeriminin evresinde gezdirdim. Varlk dirilmi, bir ilkyaz esintisi esmi, kokular her yandan hzla yaylm, rmaklar
tam, enlendirici bir grlt kopararak, ellerini ovuturarak, ayaklann yere vurarak lleri denize doru srm, esrik
kular kalkm, en balklar yzmeye balam gibiydi. Yeniden balayan yaam idi. Bir ara durup, onunla el ele, varl
izledim. Kendi kurtuluumun mucizesinin tadn iimin damanda duyumsuyor idim.
168

Sonra, iki kelebek yeniliinde, o yandan, da inmi olduk..


bylece karma cennet kverdi.
imdi ben, bir yaam boyu ate saan cehennem llerinde yolculuk etmi, l berzah bozkrlanndan gemi, imdi kendini
Tanr'nn cennetinin snrnda bulmu bir yolcu gibiydim.
Beatricein ellerini, zlemden, krden dolay skyordum. Her an cennetin iine ulamak iin hzm artn yordum. Gnlm,
Kevser havuzunu, Tuba glgesini, r maklann zerinde bizi beklemekte olan st ve bal rmakla n ile grkemli kkleri grmek
iin yerinde duramyordu.
Hzla beni yle sryordu, giderken, kii dnn renkli isteklerinin cokun kaynana ulama zlemi beni, ilerledike yle
yeni, yle dkn ediyordu; ellerimin, ayaklarmn, zlem mucizesiyle, hzl uan bir kartaln byk anakanatlarna
dntn, gitgide daha ok, daha hzl gittiini, benim artk yrmek yerine kotuumu, komak yerine utuumu
dnyordum. Yerden kalkm, uzayda, yollarn, aalann, bahelerin, sokaklarn, cennet bahelerinin zerinden, sevinten,
uuyordum.
Bu arada, birden, gmten bir dan yamalannda, altndan yksek bir kk grdm. Altndan yaamsuyu rmaklar geiyordu.
Havas be yaprakl meryem ieklerin i ac kokusuyla doluydu. Bunlar, asma gk bahelerinde biliyor. Kkn evresini,
annelerinin eteine yapan gzel, masum ocuklar gibi sevinli, en sarmaklar sarmt. Andan ana yeerdiklerini,
kkmz kendi gzel renkli, incecik penelerinin altnda rttklerini gryordum. Onu, bu ivedilikle, benim iin
sslediklerini dndm.
169

Bir gvercin gibi kendi kkmn atsna indim. Sonra beklemeksizin, o byk blgeyi batan baa kendi glgelerinin altnda
tutmu olan iri yan, yemyeil bir aa dalna kondum. Beklemeksizin oradan kkn salonunun zerine, kkn altndan geen
byk, duru rman kysna indim. Irman suyu an, dz, parlak ayna yzeyi gibiydi. Gnei kendi iinde yle yanstyordu:
Gnein sapsan pman iinden akyor, gkyz buradan k alyor, gn buradan domu, gn gnei de bu rman aynasnda
domu olan gnein bir yansmasym gibi idi
Bylece ben ilk kez, "kendi grntm" olduu gibi rman an, itenlikli, doruluklu, yreinde izledim. Doruluklu, gereki
zizleyi ne cokunluk vericidir, kiinin kendi ruhunun grntsn aynasnda grmesi ne cokunluk vericidir! Ah, ne tatldr!
Cennette bundan daha gzel bir tat yoktur.
Ancak,... A Niin? Hani? Bearice'in grnts hani?! Yoksa Bearice'in grntsn?... Niin...? aknlkla, korkuyla,
sama soluma bakndm, Beatrice yoktu! Arkama dndm, yoktu, dolatm, dolandm, yeri g, uza yakn, her yeri aradm,
baktm, yoktu!

Melekler, gelip gidiyorlard. Kanat kanada bamn zerinden geiyorlard. evrelerinde ktan bir ayla bulunan, ondan da
benim gzme dal dinci bir gzellik damlatan kadnlar ve erkekler, karmda yry yapyordu. Ayaklarn vura vura yryen
kkl bykl takmlar arasndan kimileri, bana, daha uzun boylu, daha gzel yzl, daha daldmc aylal grnyordu...
Kimilerini tanyabiliyordum: Muhammed ortada, Ali ile Selman ile Ebu Zerr ile Bilal, Hatice ile Zeyneb'le birlikte... tsa, Saint
Paul
170

ile iyice tanmadm baka birka havarisiyle birlikte; Sok rates, o arifane yzyle, Atina'daymasna, Eflatun ile Aristo ile
Lahes ile Xenaphon ile Alcibiades evresini sarm bir durumda, yryerek konuuyordu. brahim, Musa... Zerdt...
tanmadm, ancak, ok kutlu, ulu, nurlu olan, erin, sevin ve gvenin gzel, iten baklarndan akt erkekler ile kadnlar..
Karmdaki duru, ar rman iinde ykanmakta olan kendi grntme baknca, kendime geldim.
Gitgide bana yaklaarak yz aydnlanan, silik, titrek bir grnt grdm suyun derinliklerinde. Ban sudan kaldrd, bir kuu
gibi, suyun bannda ar ar kayarak bana doru geliyordu, allm sevecen bir glmseyii vard, gzel ellerini,
yakarrcasna, bana doru uzatm olduu, byl bir anda, sudan kt, bir de ne greyim: "O"!
Bamn zerinden tatl iletili Isfent bulutlan geiyordu. Yllar sonra denizin azndan bana doru dnen o; yorgun, yalnz
ellerimi kendi elleriyle okayarak skt. Ben de ilk kez, yllardr, yalnz umutsuz bir bekleyile gz dikmi olduum zgn
kydan kalktm. Glgesi aydnlarnn bir masal, aalar altnda, cennetin ayaa batan yeil i sergisinin zerinden
geiyordum. Bir elim Virgile'in, bir elim Beatrice'in ellerinde, nmde de ktan bir glmseyi, Tann'nn sevecen
dudaklannda.
Birden, ayamn altnda bir kUy azm at! Dtm. "Veyl" kuyusu idi, veyl, "eyvah!". Birden alttan bir pen cerecik
grnd. Bu dnyann gnde bir penceredk.
Bir an, anlar geti. Yere dtm. evreme gz attm: Yine l! Issz, rkn, kimsesiz! Ben de yaral bir ku, ln kzgn
barnda!
171

Virgile'imin ldn, Beaice'imi de denizin brakmayacam... anlamtm.


nmde, benden, bu boluklar kentine alan biricik yol.
172

observatoir parknda
insanolunun da ne musibetleri vardr! Realizm ile idealizm. Kendimi realizme vermek, var olan, dnya ile insan gereini
dnmek istedike, samalk duygusuna kaplyorum. nsan, srekli kendini doadan daha onurlu grr, kendini "var olan"dan
daha stn sayar. "Var olanlar "olmas gerekenlerine yakn olan, kimilerinde, bu ikisinin eletii bile olan kimseler ne
aalktr! Bu *oh"lar olanlar, hayvanlar ve bitkilerdir.
Doada btn varlklar, "olmalar gerektii gibidirler." Kesinlikle olmas gerektii gibi olmayan biricik varlk ise insandr.
Kii, canllk kazandka, var "olan"dan uzaklatka, "olmas gereken'den de uzaklar. te bu yzden kim daha ykseklerde
olursa, alaklktan daha ok korkmu olur, kendi varoluundan da daha ok usanga olur, insan ile hayvan aras aynm da budur
ite! Varoluuluun: varl, niteliinden nce gelen yalnz insandr, biimindeki sznn anlam da budur ite! Eskilerin de
deyiiyle,
173

son nedeni, eylemse), nesnel, grsel nedenlerinden sonra gelir. Kendi niteliini oluturan kendisidir. Kendimi "idealizmce
kaptrdka da ilgin musibetlere tutulmuum. "Yaplmak istenen bir iin stesinden gelmemesi" idealizmin sonulanndandr.
Derin, giriken ngiliz filozof Berkeley: D dnyay oluturan etkenin d (idea) olduunu, her insann dnyay, kendi "olduu"
gibi grdn sylyor. Doru da sylyor. Her insann dnya gr kendi grne uymaz m? Bu *gr" kendi
kesiminden, kendi topiumun dan, kendi tarihinden ya da soyundan ya da btn bu etkenlerden alyorsa da... Nasl olsa, dnyay
ve dnyasal olgular oluturan "onun kendisidir. Bakmyor, yarauyor! Bu, Berkeley*in dmanlan olan maddeci
toplumbilimcilerin de onaylad bir szdr.
Realistler: "tnsanlann tm; somut varl, yeri, g, da, ta, insanlan, hayvanlan, aalan, renkleri, biimleri kendi
dnleri ile kendi zihinleriyle yaratyorsa; biimlendirip, renklendirip, nitelendiriyorsa, "nesnel" ob fectivite varlk da
znel vrhksubjectiuit&ye uyuyorsa; ne diye btn insanlann nesnel varlklar tasarlaylan benzeiyor? tnsanlararas iletiimi
salayan da bu benzeimin kendisi deil midir?" diyor. Ancak, bence: bu durum, somut, nesnel varln, insanlann
dnnden bamsz bir yapda oluunun gstergesi deildir, tersine, btn insanlarn bir trden olduunun, benzeen, bir
dzeyde olan dnceleri olduunun gstergesidir. Yer yer de znel olarak bakalanyla bir olmayan, esiz olaanst bir z
olan, evreni, evrendeki btn varlklan, renkleri, biimleri bile daha deiik bir biimde gren kimseler grmzdr.
174

Melik Dinar, lden dnyordu: "Nereden geliyorsun?1 diye sordular: "le uradm, ak yam, yerler slanmt, insann
aya nasl amura batarsa, benim de ayam aka batyordu"! dedi. O, bizim gibi mi; l gryor, havay alyor, yamurun,
yamurla slanan ocun, topran kokusunu kokluyor? Alparslan'n ua Nizamulmlki Tus gibi mi?
lm anna baknz, kiiler bir bir, o anda, neler, nasl gryor?
Son Roma mparatoru, lm yatandayken, son soluk olduunu anlaynca, birden ayaa kalkarak lk atan "Bir imparator
ayakta lr"! Askerleri, ayakta lmesi iin kollanndan tutarlar.
Bir de Zeliha! Ozann biri, lmnn recezini sylemi:
En son solukta Zeliha syle mrldand.Sevgi ekiciliiyle bahadan oul aldm.
Bir de Sibeveyh, nl dilbilimci, yazma kii. Yaamnn son anlarnda, solgun gzlerinde zlem gzyalar ile aa bir
yazksay olduu, sesinin de hknklarla titeri yor olduu bir durumda:
'Mtu ve fi gaibi aibetu halle!' diye inler.
lyorum ancak, iimde, "hatte" konusunda kuku var daha! gereklen de ad myd, yoksa cer harfi miydi, diye?
Tintoret, gkyzn sar iziyorsa, ya da biz, Dou izimlerinde yer yer yapraklann mavi, gkyznn de mor olduunu
gryorsak, Gaston Dauphine senfonisinde ln, gecenin, aynn suskusunun, yumuak, simgesel
175

bir sonatn yansra soyut iniler ile klarla anlatldm gryorsak, bu, byle iittikleri, byle grdkleri iindir.
Sayn Doktor Nasr: Zaman bile, in ile ran minyatrlerinde bambaka bir biimdedir, demitir.
Bir iye iyi erimi, renk atm, gzelce pimi, suyunu tmden ekmi byk bir hayvan pisliinde, bir ressamn Jacond'un
glmseyiini ya da MichelAnge'n Cixte en'deki bayaptn izlerken bulduu gzellik, koku ve renklerin tpksn bulur! Gz
sanlnn yl boyunca btn yaam biricik bann zmyle geen yoksul bir yal adamn gznde, bilici felsefi bir akm
olan kentsoylu bir ozan ya da bir ekzistansiyalist ya da bir budistin gznde olduu gibi olduunu dnmemiz byk bir saflk
olur.
Odamzn penceresinden grdmz, yllarca gzmzn nnde duran srekli bakumz yerler, bizim deitiimiz gn

birden deiiverir. Bundan nce bildiimizle en ufak bir benzerlii bile olmad bir biimde, bundan nce nasl olduunun,
baka bir deyile de onu nasl gryor idiimizin bile anmsanamayaca bir biimde!
yle sanyorum; znelci, bireyseld (individualist)^ dnr ve gizemciler, byle derin bir deneyime dayanarak; ban,
mutluluu, gzellii, iyilii kendi znde var et, kendi iinde yarat, dnyay ban, mutluluk, iyilik, gzellik dolu grmek iin
kendini bu duruma getir! demilerdir. Benim de byle bir eilimim vard. Esini ustan stn, gnl beyinden yce, ii dtan
daha byk buluyorum. zellikle "gerek"ten uzam, gereklii ondan daha stn y(1) Baka sorunlar olan trel, siyasal,
toplumbilimsel anlamlaryla deil, ruhbilimsel, felsef anlamyla.
176

ce olduka da uzak gryorum. "Totemtapar"m da o topyann yamsra o lksel stn adam ile o ne varsa iinde salt olduu
bilmem nere"ye tutkunum.
Byle bir felsefi etkileim alannda, byle Eflatunsal deil, Platonsal bir znellikle, birden Andr Gide'in Yer Sofralarf ile
"Yeni Sofralar ma ulatm. Benim ve Gide'in bu kitabnn rnei, Tanr ile a, ktlk iinde kalan srail ouHarnn: "Ve
nezzelna a'ley kum elmena vesselva kulu miri tayyibatin rezaqnakum...m rneiydi.
Bu adan, benim iin "menrf ile "selvet hkmnde olan bu gksel lokma beni: "Nathanal! yceliin, baktklarnda deil,
baklarnda olmas iin ura ver!" durumuna getirdi. Benim de artk bu "ura"tan baka iim kalmamt. u "Nathanagrden
baka biri de deildim. Bylece kendimi, Gide'in u: "Yceliin, baktklarnda deil, baklarnda olmas iin ura ver
biimindeki seslentisinin srekli seslenileni olarak dnyordum.
Ben, yaamm sresince, idealizm akmnn Peygamberi Berkeley'in felsefesini de, Gide'in "yersel sofralar gksel sofralar
olarak grmeyi salayacak, baklar tamaya ynelik buyruunu da denedim. Bu da Gide'in en an felsefesinin btn
durumundayd. Bu yeni grle kendi verem hastaln iyiletirmi, yalln genlik yapmt, lmne alt ay kalmken bu
sreyi yllarca uzatt. Ancak, benim beynim ve gzmde olan o felsefe ile bu gr, byle mucizeler yaratmad. Bana us ile
esin, madde ile anlam, dnya ile ahiret, felsefe ile irfan, mutluluk ile olgunluk, gerek ile gereklik aras tarihsel sava, gzel
bir bara eken derin anlaml, devrimsel bir yk olan realizmden idealzime geilerin gizli, ilgin yolunu gsteren J?o177

sace'tn Mektuplar? ile "Schendel'in Yeil Defterlerf ile benim slam'a ilikin yeni grm olmasayd, ben, rkn aknlk
koyanda, realizm ile yllarca iinde babo kalp durduum idealizm arasnda kendimi yitirir, susuz lrdm, kendimi,
samalka da, "dlere de veremezdim.
Bir gn bir kitapya gittim. Ufak, gzel, alml bir kitap sat yeriydi. ok sayda kitab yoktu, ancak, yaz odas kitaplk ile
alma odasyla bir uyum iinde olan okul gereleri, kartlan, tablolar, ss gereleri ve ince anlaml sanatsal izimleri ile
heykelleri oktu. Benim ilgi alanlarmdan birisi de srekli ilgi alanm bu gibi sergileri izlemektir!
Yine de oraya, daha ok kitap sat yerine deil, ki tapy grmeye giderdim. Onun, gzel, tatl bir ruhu, uyank, ekici bir
grnm vard. Bir eit aydnd. Yz, ba, gzleri, baktan, davranlar, zerine giydii giysileri bile scak, sevimli,
inceydi. Onunla grp konumay ok severdim. Bahar'n deyimiyle: "Bir bilenle konumaktan daha gzel ne var?" Onunla
birlikteyken kendi iimde gven verici, doal bir durgunluk duyumsardm. Kendisine syleyebilmeyi istediim her sz
sylemeye gereksinim duyduum her sz anladn duyumsardm! yle olurdu; Ben nasl istiyor idiysem o da yle anlyor idi.
ok gzel sevinir, ok gzel zlrd. yle olurdu, kendiliinden, sevincinden, gerekten sevindiimi, zntsnden de
gerekten zldm duyumsardm. Her duyguda, ben onu doru bulurdum. Oa ne olursa, onu da nasl alglarsa, olan bana
olmu da o nasl alglamsa ben de yle alglardm gibi olurdu. Olaan yaamn, rastlantlar ile bulumalarn, ikimizin
gnlne, bir etki yaptn dnrdm. Saat178

terce kar karya geer konuurduk. Yz yze deil, tersine, el ele, omuz omuza, bu da istenilen scak bir tat idi. Ufak, gzel
iyerinin eski kk odun iskemlesine oturup, benim onunla, onun benimle konutuu saatler, gzel saatlerdi. O da, iyeri de,
kazan iiri, i iin deil de benim iin oradayd gibi idi.

Ad, Claude Bemard idi. Bakalan, nl Claude Ber nard'n adadr diye onu kullar, srekli yzne sylerlerdi. Ben ise bu
anmsatmay kesinlikle sevmiyordum. Onu Claude Bemard'tan daha stn, daha sevimli buluyordum. Byk olmak, nl olmak,
dahi, bilgin, kaif, buluu ol: mak bile baka; iyi olmak, scak, cana yakn ruhlu, sevecen gnll, alml, sevimli, insanlkl,
anlaml, gzel duygulu olmak, bakadr, zellikle ben, nl Claude Bemard' hi sevmiyorum.
Bu, insan "beden"ini aratrmada gerekletirdii bir sallant ekirdekikle ylesine ileri giderek btn kulaklan sar edip
"yalafa ilikin yapu bir bulula da yaraul gizleri gmsnn anahann ele geirdiini sanan bencil, haval, fizyolojisi bir
doktordur. Yine o tantanal, gsterili grntsyle: "Ben, ruha cerrahi baklanmn altnda dokunmadan inanmayacam."
diyen de oydu.
Biri, bu iyabilimci baba oluyor. Biri de Einstein ile Max Plank: Bunlar, maddi varln alanm lyorlar, bir yandan da
atomun i ekirdek derinliini yaryorlar, sonunda n kuantumunu buluyorlar. Bilim ile varlktan da biz yan aydnlar ile
Claude Bemarcfn onda biri orannda renim grmleri sarsacak bir alakgnlllkle sz ediyorlar.
"Ben, din konusunda Lancashire iftilerinden daha
179

tutucuyum., "ah fenerin irfan duygusu bilimsel arar madr.", "Kim dnmeyi bilmiyor ise, aknlk duygusuna
kaplmyor ise, bilimsel ruhu yitirmi olur. diyen o Enste in'dr! Yine: "Tapnak kapsnn stne: "Kim ieriye adm atarsa
inanm olmaldr, diye yazmlar* diyen o Plank'tr!
Bir "yksk* orannda hacmi olup da bir "damla suyla dolan kii ile yreinde okyanuslar dalgalanyor olmasna karn bo
olduunu dnen kii arasndaki fark budur ite! Geelim.
yi Claude Bernard'tan sz ediyorduk. Yazk, tarih hep ikolan aryor. Ben olsam, "haval" Bemardn ad ile resmini
ansiklopedilerden siler, yerine, gnll Bemard'n ad ile resmini koyardm. zgrlk sevgisiyle dalgalanan bir gnl vard!
Yalnzca kendi yurdunun, ulusunun zgrl deil, tersine, kendi lkesinin dmanlan olan Cezayirlilerin de kesin
zgrl... incelik, iyilik, derinlik dolu gzel bir ruhla. O, kitaplanm satt birok yazardan daha bilgin, daha kavrayl olan
kitaplardand.
O da beni benim onu sevdiimden daha az sevmiyordu. yeri, SaintMichei Bulvar balannda, Observa toir Park'na yakn bir
yerdeydi.
Benim Claude ile tanmam yle oldu: Bir gn anmsyorum, fevrier aynn sonlarna doruydu, sergilie koymu idii birka
kitap ilgimi ekti de iyerine girdim. Belirli bir kitap aramyordum, ister istemez sergenleri izliyordum, kitaplar
"szyor"dum. bir tr "gemi birliktelik" anlatan scak bir glmseyile sordu: "Beyefendi siz. bir kitap m anyordunuz?"
Yant olumsuz olan.ben, biraz utanarak dedim: "Yok da..." Ne desem diye durdum. "Ne tr kitaplarn ilginizi ekeceini
biliyorum," dedi. Birka
180

kez gidip geldi. Her dnnde bir kitap getirdi. Bana verdi. Ben onlan kantnyorken o da bana aklamalarda bulunuyor,
tantmlann yapyordu. On, onikiden ok kitap seti bana, ben de aknlkla onlarn, deiik alanlarda, deiik konularda
olmalanna karn onun yerinde ben olsam binlerce kitap arasnda benim kesin seeceim kitaplar olduunu gryordum.
Yllarca birlikte olduumuz, dnsel, duygusal alverite bulunduumuz, kendi onlarca arkadam ile dndam arasnda,
onun zenliliinde, kendiliklerinden, bana, hepten anyor olduum ya da ben kendim semiim gibi olan yle kitaplar seecek
ok az kii tanyorum. Bir bakta, o da bizim toplumumuzla nceden bir tanml olmayan bir "yabancnn gzyle, bu
lde ince, doru bir uyanklk ile "kiiyi anlama" artmt beni.
"Bilinmemek" insan ruhu asndan byk bir acdr. Bir ruh ne denli gzel, ne denli "var"sl olursa, "tandk" o denli
gerekser. Ariflerimizin: "Ak ile gzellik, ilksizlikte anamlardr," demeleri bu yzdendir. Bu, Dounun yaratl
felsefesidir. Tanr bile tannmak istiyor. Bilinmez kalmak islemiyor. Bilinmemektir, yalnzlk duygusu ile yabanclk ile yade)
acsn var eden. Her insan bir kitaptr, kendi okuyucusunu drt gzle bekler. slam, ne gzel, yaratl felsefesinde, Dou

gizemciliinin szn ettii "ak"n yerine "bilme"yi yerletirmitir. Sylemi idiim gibi, ak igdsel bir gereksinimdir. Ne
lde ar, gzel bir ak olursa olsun. Ruhun rts altnda gvdenin yaranna iler. Oysa tanm, insani bir gereksinimdir.
Ruhun iidir. Biri kiiye "ynelecek" olursa, o "iten, an, gizli benliimizi anlayacak olursa, iimizde gizlenemeyecek,
nitelenemeyecek
181

bir yaknlk ve tanklk duygusu oluturmu olur. Yalnz bu durumlarda bir ruh, bu dnyada iki kii, birok kii olduunu
grr. Yalnz deildir, bu ise ulu gl Tann'y bile sevindirecek bir utkudur. Neyse ite, bir insan bir kitap deilse de bir
"sz"dr. ster istemez de bu szn anlamn bilen kimseyle bilinmeyen bir ballk duyumsar. Kukusuz, herkesin anlad,
eski, onlarca eanlamls olan yerlemi bir anlam olan o szlksel anlam deil, tersine, onun ancak bir ozann
duyumsayabilecei alglanp nitele nemeyen ruhu, "nans"t ile birlikle zel anlam. Claude Bemard zgn bir aydnd.
"Aratrma ve renimi srdrme yoluyla" aydn olan kimselerden deildi. (Srm nedeniyle aydnlk yapan kimselerden.
Falan Mollabad ya da Kerbela Recebali'nin, Sayn Seyyit Eb'ul Hasan'n Risalei Ameliyye'sine yknmeleri gibi... Ben ad
vermiyorum. Toplumumuzda az deiller. Buralarda kim varsa, ya eskiyi zleyen yknmeci ya da yeniliki yknmecidir. Her
ikisi de dman olduu gibi trdetir de.) Onun aydnlk z vard. Okuma yazma bilgisi bile olmayacak olsayd, yine bir
aydn, iyi duygulu, kavrayl, bilinli biri olurdu. O geri zekal bilinsiz, aratrmac bilginlerin um tersine! Profesr
Halebfnin deyimiyle: "Geni, ancak bir parmak boyu derinliinde bir deniz'dilf
Ispanya'da, Cezayir'de, baskya, smrgecilie kar
(2) Bu, benim o gnlerdeki deerlendirmemdi. Bugn, onun iimde oluturduu duygularla birlikte deimi olan bir
deerlendirmeydi: Onlar aydndr ancak, akm nclerinin y knmecileri deildir. Dincidir ancak din nclerinin y
knmecileri deildir. Dn, kendi balarna, yalnz diler. Yenilenme ile ilerleme olan iki deirmen ta arasnda skm,
tutsak dm idiler. imdi ise ok yaylml bir dalga durumuna gelmi, bir su akntsnn dndrd deirmen talan ntn
kisinin de dnlerini durdurmutur.
182

savam zgrlklerdendi. Dinci deildi, kafir bir beyni olmasna karn mmin bir gnl vard! Mmin bir beyni olup da
kafir bir gnl olan kimselerden ne ok ayryd! Gzellik, iyilik, zveri, zgei bile znde vard. Anlama yetenei aknlk
vericiydi. Onu nereye gtrsen, kolaylkla gelirdi, ondan, dnyasndan ok uzak lkelere, yollara, ufuklara bile. O bayan
yazann Napolyon Bonaparte konusunda syledii u sz ona ok uyuyordu, ona daha ok uyuyordu bile: 'Anlana yerleen her
anlam karsnda, ufack bir glk bile ekmeden, giderdi, kendi yolunu bilirdi, bylece kendi zel yerinde duruverirdi.
Az konuan biriydi. Yine de seslenecek bir tan buldu mu, btn suskulannn aasru karrd. Mantksal beyin ve sanatsal
beeni ile felsefenin yansra gzellii bir ikiz gibi tard. Grnm de, kitap sat yeri de bu ikisini an dnrd.
Ar ammz tanma, tanmmz da anlama vard. Benim, onun arkadalna, onunla konumaya gereksinim duyduum
lde onun da bana kar byle bir duygusu vard. Benim sanatsal, yaznsal konulara olan ar ilgim tanmamn etkeni, en
azndan benim ok zenli, derin beeni belirleyiciliimin gstergesi durumundayd. "Senin estetikbilimsel ile sanatsal
baklanndaki esinsel duyu msay ile gr, bizim yalnz "uyum" ile "etki"yi gren ada gzlerimizde olmayan bir etki
oluturmu, ona zel bir "ruh flemitir. derdi. O, bunun yalnz gzelliin yaratcs deil, tersine, onda esinsel felsefenin
gzellikle kanarak, sanat "bilinmeyen bir dil" durumuna getirmi olan "gizli bir tatllk" dili olan zgn Dou sanatnn bir
zellii olduunu bilmedii gibi, bizim "sanatn izleyicisi"

183

deil "sanatn seslendii" kimseler olduumuzu da bilmiyordu!

Anlayacanz, benim sanatsal zenli seimim ve tatl beenime ve "beeni duyum'a ok gvenirdi. Benim bu konudaki
szlerim ile grlerimi ok nemli, ok ilgin bulurdu. Benim, onun sanatsal bilgilerinin daha ok olduuna inanmama,
srekli ondan yeni bilgiler renmeme, ada sanat dnyasyla, yeni yntemlerle, akmlarla, dalgalarla, tanmama, onu
retmenim olarak bilmeme karn o, bana yle bakyordu: Byle bir yararlmn olduunu kesinlikle dnmyordum.
Bir gn, kitap sau yerine adm atar atmaz, sevinle yerinden frlayarak:
"Gelmem ne iyi oldu! Seninle ivedi bir iim vard" diye konutu.
Gitti, byke bir kutu getirdi: "Bunlar, davetiyeler iin oluturduum deiik taslaklardr, Gibert Basn Merkc zi'ne satmak,
hepsinden "iyi" olan da sergiye katlmak zere semek istiyorum. Ka gndr, seni grp, danmak zere bekliyorum. imdi,
senin yeleyeceini seeceim" dedi.
Sorusunu u szlerle at: "Sylediim gibi bu taslaklar incelemeni istiyorum: Evlenmek istediini varsay. Gelmisin buraya
bu taslaklara bakyorsun. Bunlarn arasndan hangisini daha gzel daha iyi buluyorsun? Dedim: "Bu somya yant verilemez.
Her tipin yansra her ya, bir taslak ve bir renkle uyuur. rnein: Soylu fabrikatr ya da kafeci ya da kltrl ya da soylu
kesime dayanan ya da ada stn yeni kesime dayanan ya da niversiteli ya da asker ya da... bir ikili iin..."
184

Szm keserek: Yok, kendin iin dedim. Demek istediim, yalnz beenin deil, tipin de... diyorum, varsayalm, kendi evlilik
trenin iin ok gzel, ok ilgin bir davetiye semek istersen, bunlardan hangisini beenirsin?
Ben de ok filozofumsu, sanatms bir biimde taslaklar inceledim. Renkleri, renklerin anlamlan ile duyumsattklarn,
renklerin tiplerle uyuum orann lp, bitim. Bu arada, beenim, bilimim ile duyumumun tmn kullandm. Sonunda, bir
taslaa ulatm, dnmeksizin onu kaldrdm, tekileri bir yana braktm, onu daha bir zenle incelemee koyuldum. Her
bakta; evlilik, szleme, ballk, ak, zgnlk, doruluk, derinlik, itenlik, duygusallk, gelecek, d, dilek,... trenleri
iin daha uygun, daha gzel olan bir izgi, bir glge, bir renk, bir biim buluyordum. Seviniyordum. Bu baar duygusuyla da
tatlar ile utkuya bouluyordum: Bak, byle g bir seim ve karar konusunda, ne kesin bir yarglamada bulunup, belirlemiim,
bu taslakla kldan ince ne zellikler okumuum, felsef derinlik ile esinsel duyumsay ile sanatsal beeniyi ne oranda, nasl,
birbirine kantrmm, diye.
imde; karar, baar ve gvencin dalgaland bir durumda, "Bunun artk, konuulacak, aratrlacak, danlacak, kayglanacak
bir yan kalmamur; bu, bir bulutur, bir neri, beeni ya da kiisel gr deil" anlamna gelen bir durumda, anlayacanz,
kazbilim rencilerinin deyimiyle; "Budur, bakas deil" dercesine: Buyurun! Bu! dedim.
Baktm, srekli olanlann tersine, u bana inanan, mridim Bay Claude Bernard, bu karta bakmyor bile, bu* nun yerine bana
bakp duruyor: Ne oldu? dedim. ekin185

gen, umursaynz bir glmseyile: Bunu ne diye setin? dedi: Bence bu, en baanl dn davetiyesi tasladr, dedim.
Bir sre sustu, dnceye dald. Sonunda yorgunmuasna kesik kesik konuarak: Bunu ben... cenaze treni davetiyesi
olarak... hazrladm!?
Evet., hayr.
Sessizlik...
Sessizlik...
Birden felsefe ile... deiik konulara ilikin hzl hzl birtakm szler syledim... ne olduklann anlamadm. Sonra iyerinin
iinde dolanarak, sergenlere zenle, gzlerim grmeden, uzaktan ivedilikle gz gezdirdim. Yavalkla, bam sallayarak,
geici bir allahasmarladk yaparak, dar frladm! Erin iinde! Tmden, yreini kendi avular ierisinde skan korkun
bir dn en cokulu yerinde, birden, uyanveren bir kimsenin tayabilecei duygular iindeydim.

Yumuak bir esinti esiyor, kent yerinde duruyordu. Gelip geen kimselerin yznde onlardan hi kimsenin olanlan bilmediini
okuyordum. Caddenin ortasndan yryp, "karya" getim. Sonra, baktm, zgrm, ne yana, saa, sola gitmeyi istemek
konusunda,... bir sre sonra, baktm gece olmu, ben de saatlerdir Observatoir Park'n da, srekli yeil oturamn zerinde
ona alal ok olan bir aacn altnda, salt bir dengesizmiimcesine, oturmuum, bam, gzm, dilim, beni kendime
getirmemek iin bir, parkn evresindeki ksa gvdeli imir aalann, bir, Observatoir Park duvarnn korkuluk
parmaklklann sayyor, bittike, yeniden balyor!
186

Gecenin ilerleyen saatleri olduunu, yalnz bir odadan oluan evime gitmem gerektiini dnnce, gitgide arlaan zel bir
utan, tahta oturan zerinden kalkmam engelliyordu. Odada daha ok kendimle yz yzeydim, bu da g bir durumdu.
Oturan zerinde ya gibi donmu kalmm da buras olmayan her yerde gnei grmekten korkuyormuum gibiydi. Yalnzlk
ile gece, beni kendi aralanna alm, btn gzlerden saklam gibiydi. Neler olacan greyim diye bu yeil yalnzln suskun
sszlnda olduum gibi kalmay yeledim. *DanMda ktlk etmi birinin ban kendi iine indirip soluk almamasndan
daha doal ne olabilir!
Gece, kent bire, ikiye derek, srnerek, ayaklarnn zerinde yryen, bylece dnyaya bakan baarl, kank kimseler,
evlerinin deliklerine sinene dek parkta kaldm.
Ben, bu sradan, sessiz, gzel park, btn Franszlar ve Fransz olmayanlardan daha ok severdim. Btn insanlar, Parisin en
tannan en gzel park olan, Observatoir'm biraz aasnda yer alan Luxemburg Park'nda toplanrd. Ancak, ben, u yeil tahta
oturan zerinde, onunla tank olup, kendisine alm olduum aacn altnda saatlerce oturarak, yalnz bama dnmeyi,
Nasreddin ah'n da deyimiyle: "dler buyurma"y yeliyordum! Bu, benim srekli iim, srekli yerimdi. Sonunda,
yemeklerini genellikle parkn yaknlarnda olan mslmanlar lokantasnda yiyen arkadalar ve tanlar yava yava buldular
beni. Her gidiimde, daha ben oturmamken, balar ile kelleleri grnveriyor, bylece beni iimden ediyorlard.
187

Ben de ister istemez kendi kendimle grme sresini deitirdim.


Bu ufack, sradan parkta kimsecikler yoktu. Bir ocuun, bir kadmerkein geldii olurdu, ancak, elenecek bir ey bile
bulamaynca oradan ekip giderlerdi. Srekli orada olan, bu bilinmeyen, kimsesiz parka kar benden nce, benden ok
zverili davranan biricik kimse, parkn giriindeki heykeldi. Onu da seviyordum. nk, hem eski biem gzel bir heykeldi;
Eski YunanRoma Altn a'na dayanyordu. Heykel, baka bir deile de, bu an heykeli, (Dnselinansal sanat, u
Ortaa sanan ise ne iyi, o durumda bu, kardinsel hmanist nesnel sanat olmu olur.) arnk benzerlerine tarihte de, corafyada
da rastlanmayan gzel, grkemli balan ve boyunlar ve kii bedeninin btn gzelliklerini kendi zerinde toplayan bir
bedenle! (Yeni rnekleri: MichelAnge'n Davudu ile Musa's ile Yalnz zgn' zerinde erkeksi bir rt var olup, Dou
beenisinin etkisinde kald syleniyorsa da zellikle de "Vens Kafeste" ile...) Altn a sanatnn yaam kayna, kii
bedeninin gzellikleriydi. Bu heykel de Rnesans dnemi yontusuydu. Gerekte, hantal Napolyon dneminde yaplmt. Yine
de onu Rnesans dneminden kalma olarak bilmek gerek. nk, Paris'i Eski Roma biemleriyle kurmak isteyen Napolyon'du.
Paris'teki Roma ve Rnesans yaptlarnn byk bir ounluu, onun bu eiliminin ansdr...
Ayrca o, yalnz bir yontuydu. Kendi ba ykseklerde, yksek stununun zerinde durmu, dnyordu. Bu on milyona varan
ok renkli coku, grlt dolu kentle bir ii, bir ilgisi bile yok gibiydi. Kendisi, ancak kendisi vardr.
188

ki kii birlikteler, zamandan soyutlanm! tte bu yzden onu seviyordum, onun, yontulmu cansz, duyumsuz biri olduuna da
inanamyordum, kesinlikle! Onunla zel bir benzeim, bir arkadalk duyumsuyordum. Onu sevginin, vgnn doruunda bir
kii olarak gryordum. Karsnda uzun bir sre durduum, dnceli gzlerine, derin glmseyiine, o dalgalanan onurlu
almna gz diktiim, vgnn, duygudalk ve algdaln etkisiyle glmsediim, dudaklarndaki glmseyiin, bana yant

vermek zere, daha geni, daha ak bir durum aldn, dudaklarnn tmden kprdadn dndm anlar olurdu.
Gitgide, bir bakas daha belirdi. O da geliyordu, durgun, yorgun admlarla ilerliyordu. Benden uzak, genellikle iki oturak
tede oturuyor, Hint fakirleri gibi suskunluk ile dn, dinsel, zgn, olumlu, ciddi bir eylem gibi yerine getiriyordu. imdi
kii olmutuk! Yalnz heykel; biri duraan, ikisi devingen! Biz kiinin ne olduunu bilmiyor idiysek debu okkiili
kentte bizimle ortak olabilecek binlerinin olmadn bildiimiz bir ballk ve bir ortaklk bulunduunu duyumsuyorduk. Bu
gizemli ball biz, birbirimizin yzleri ite gzlerinde okuyorduk. Ancak, onu kesinlikle aza almazdk. Onu kesinlikle
konumazdk. Biz, helkeldik. Heykeller ise ne denli yakn, tank, acda olsalar birbirleriyle konumazlar.
Konumaya, sylemeye gerek de grmyorduk. nk, bizi birbirimize benzeterek, duyumsadmz etken yle belirsiz, yle
bilinmezdi: ne diyeceimizi bilmiyorduk. Bununla birlikte yle ak, yle belirliydi: birbirimizle konumaya gerek
duymuyorduk.
nc arkadamz suskun, gizemli bir kzd. G189

ney Avrupal gibi gsteriyordu. Ancak, salarnn rengi onu yalanlyordu. Zlfleri ilgin bir biimde klrengindeydi. Gzlen
ise, ben o renkte gzlere kesinlikle rastlamamtm. Klrenkli gzler ok grmm de, bu klrengi nitelii hibir eyi
aklamyor. Gerekte, renkten sz etmek, zellikle gz renginden sz etmek gtr. Yalnz renkli gzler deil, tersine, kara
gzler bile, her biri, deiik bir renkte olur. Yalnz gren deil, konuan gzlerden sz ettiimi, gzbilim ilerleyecek olursa da,
onlarn yerine iki mercek koyabileceini, bu deiiklikle de bir eyin deimeyeceini sylememe gerek yoktur.
Konuan gzlerden! Bu cmleyi de souk, mank, yzeysel zppeler, ozanlar ve duygusallar, yineleye yineleye
kokuturmutur. Ancak, benim okuyucum, benim bu cmleyi ne dzeyde, ne anlamda sylediimi bilmelidir. Gzlerin
konutuu, btn iyi gzlerin konutuu dorudur. Ancak, bu yeterli deildir. Salam olan btn diller ile dudaklar konumaz
m? yleyse diller iin konumay, niin esiz yce bir nitelik ile yeti olarak ele almyoruz? Diyeceksiniz, evet... ancak, dilin
ii konumaktr! Yanllk buradadr ite. Gzn ii grmektir, dil ile dudan ii de yemektir, imektir...
Biz, dillerin, az boluunda yer alarak dudak kirpiklerince korunan dillerin deerini, nasl konumayla deil, syledikleri
szlerle lyorsak, birtakmlanna, s vc, ekitirici, gereksiz yere aptalca szler syleyid, yaz drc, bilimsel, yaznsal sz
syleyid, iir syleyid, ark syleyici, esin, vahiy, gzel tanrsal ayetler syleyid adn takyor, her birine ayn bir deer
biiyorsak; o dilleri de gz boluunda yer alarak kirpik dudaklannca korunan soyut
190

dilleri, konumayla deil, syledikleri szlerle lmemiz gerekiyor. Bu "varlklarn elinden almamz durumunda byk
midesinin biriktirdikleri ile kargaadan baka geriye bir varl kalmayacak olan gbekli, boazl, paral, gl birine kar
plklerde dolanan bir kpein kuyruu gibi, eli ayana dolanarak, suyla, kla, zlemle ya yakan dil de konuucudur;
ycelik eli glle kar daha yce, da* ha gl olan, lm, ate ve kann saldrmas durumunda, su grm korkusuz birine
dnen, kahramanlk saan, ancak, inan, ak, doruluk ve gzellik karsnda yanan bir ozana, eriyen bir bilene dnen,
Musa aacnn ince, ya dal gibi iinden, aksal lday, inansal kvlcmlar, yumuak esin ile okayc ayetler ve vahiy
esintisi dklen dil de konuucudur! Her dili de sz syleyici, konuucu diye vmemiz, byle tanmamz bile ne kt, ne
zalimce bir davran ur!
Gzlerin dili de byledir. Bu dilin en yarar dilbilimcileri ve yaznclar olan, gzlerin sylediklerine kar da gnllerinde
sakl iitid kulaklar olan ozanlar, onu niin bulmamlar, bu "konukan gz" snmndan, gzler kltrn de gizli olan sonsuzluk,
sonsuz, szler ile szler ile szler lkesine niin bir adm atmamlar, bilmiyorum! Onlar, varsl, badndrc, mucizevi
gzler yaznndan bir yapt, bir iir, bir szck bile bilmiyorlar. Baka bir gezegenden sz eden, bu gezegenin tesinde, bu
yaamn te yannda, bu gkyznn, bu gnein tesinde geen ykler, aclar, duygulanmlar, tanmlar, alnyazlar,
szlemeler ile balardan konuan,... kimsenin duymad, kimsenin anlamad gzler olduunu, yalnz bu dilin biricik
bilinlileri olan ozanlann bunu bilmi olduunu ... evet... gzler de konuur! bilmiyorlar.
191

Ne diyorlar? Neler sylyorlar? Her gz ne gibi szler syler? En byk konumac, en gl sanat, ozan, en bilgin filozof,
en derin bilici gzler hangileridir?
Kimse bilmiyor?
Klrenkli gzleri vard, ne demek klrenkli? Hi demek! Yalnz, kara deildi, mavi deildi, mor deildi, yeil deildi, baka
renklerde de deildi,... klrenkli de deildi, gerekte hi rengi yok gibi idi demi olmak iin sylyorum bunu... Biz, genellikle
hibir renkte olmayan eylere klrenkli deriz! Deil mi? Su (deniz deil, rmak... su) bir su, yamur, gzya damlas... ne
renkte olur? Hi! Yine de gnlmz daha ok klrenkli dememizi ister, niin? Bizim yzeysel budala gzlerimiz renksizlii
gremez de ondan. Niin gece hi grmeyiz? Niin herkes gece grmezdir? Gece renkler gidiyor, bu gezegende renklerden
baka bir ilginlik grmeyen gzlerimiz de grmez oluyor da ondan! Gndz de bir "renksiz" grebilecek olursak ona
kesinlikle bir renk ad vermemiz gerekiyor da ondan, ne renk? ister istemez klrengi!
Klrengi, genellikle renksiz demek, bu yzden bu rengin kendine zg bir ad yoktur. Al, mor, ak, yeil... renk adlardrlar.
Ancak, kendi de olmayan, ad da olmayan ancak, o renksizlie; klrengi, kurunrengi, bulutren gi, elikrengi... diyoruz. Oysa
bunlar, nesne adlandr, renk adlan deil, yleyse renk ad ne oldu? Kl, kurunu, suyu, bulutu, elii... olan o renk ad?
Evet, gzleri kurunrengi idi, yok, bulutrengi idi, yani rengi yok idi, salt renksiz, gzkapaklarnn ortasnda grnen, gz
biiminde iki salt renksiz idi. Gzleri, duru, ar, iri, iki su damlas renginde idi! Tpk dsel iki daire gibi,
192

yani d trnde iki daire; dn kendisi de klrengi deil mi? Ruh, d, soyut, durgun, an, duygular, sonsuzluk, yokluk,
melekut, anlk, gven, durgunluk, tednya g, salt boluk, yaratltan nceki bu dnya, an, temiz, koyu, durgun sevecenlik,
tmden klrengi, su renginde, ay renginde... renksizdir!
Gn aardnda, dou ufku niin kurunrcngi olur? Tan, kurunrengidir, nk gece gitmi, gn gelmemitir. Zaman ne gece
renklendirmiir, ne gne; gecenin rengi yznden ilinmi, gne de onu gn renginde boyamak zere gelmemitir; tan,
renksiz bir sredir; kurunidir, yani kurun gibi renksiz, kurun renginde deil!
Gzkapaklarnn evresinde incelikle, duyumsana mayan bir olgunlukla; zlflerinin renginde bir izgi ekiyordu kalar;
kumrallamakta olan bir tr klrengi, zlflerinin sol yan eiminde gze deen bir dalga rengindedir.
Ba ve yznde grnen en ak renk olan kirpiklerinin izgisi, gzlerini daha dsel bir renksizlie boyu yordu. Bu da bildii
biricik ss idi.
Kendinde bulunduruyor olduu gizemli davran ile dnceli suskusu, bu gzlerle yle uyuuyordu: gzleri byle olmayacak
olsayd ne uygunsuz grnrd, incitici olurdu diye beni hep kaygya drrd. An, temiz bir grnn aptallnda da
deildi; yabanl, hrsl bir yzn utanmazlnda da! (Katolik tipler iin diyorum!)
Ne diyeyim? Bu szckler, gzel yzleri ya da irkin yzleri nitelemek zere oluturulmutur. Yalnz unu syleyebilirler: Bu
gzeldir, u irkindir.
Szckler, kiilerin uadr, kiilerin ise irkinlik ve gzellikten baka bir anlad yoktur!
193

Halsiz hurma rengi sradan gderi bir manto, hep gvdesinin birlikteliinde idi, ancak ben onu kurunrengi bir manto olarak
gryordum. Bunun, gvdesinin bir paras olduunu, gvdesinin organlanndan biri olduunu sanyordum. Gzleri dnda
kendi gvdesiyle bire bir olabilecek lde anlamlyd!
Gzmn, zerinde bu hurmarengi kuruni mantodan baka bir giysi olduunu grd olmad. O, "varlk'la o lde dolu,
"varolula o lde dolmu idi. yle gl, dolu bir bulunuu vard: Ancak ok grmezimsi bir bak ile budala, apul gzler,

onun karsnda, ayakkab, oraplar ile gmleinin, eteinin rengini grebilirdi. Benim gzlerim ise o lde bilinsiz
deildi,... ya da o kendini, kendini sslerle pslcrie rtmekten daha gzel buluyordu da ondan; kendine de yle inanyordu,
kendini renkli, rengarenk kumalar iinde gizlemeyi dnmyordu da ondan olabilir. O, kendi ne idiyse, neyi var idiyse ondan
dolay utan duymuyordu.
O, yalnz bu gibi ikiller umyor deil, bu evren ierisinde onu kayglandracak, durgunluunu bozacak hibir ikil yok
gibiydi. Erin ile inan ile gven, varlnn derinliklerine yle ilemiti, iinde yle pimiti: Ufack bir akn dalgas, bir
annn anmsan, bir dilein yeni bir kprdau, bir d esintisinin yumuak bir esii bile ruhunun en gizli perdeleri zerine
dalga vuramyordu.
yle grnyordu: Dizleri yrmekte, elleri devinmekte, gzleri bir kvnmdan dnmekteymi gibi btn or ganlan nirvanaya
ulamtr dersin. Snk bir ruh, bir kutlunun ruhlar alemindeki, cennetteki, gkyznn tatl bulutlar atsndaki bir kutlunun
snk ruhuymuasna adm atyordu.
194

Bolukta bir karalt gibi, yavaa parka giriyor, parkn korkulua benzeyen yeni ksa demir kapsn kendi ekseni evresinde
yavaa eviriyordu. Bu demir kap da, onun iin imicesine, srekli durumunun tersine ses karmyordu. Yava yava
giriyordu; durgunlayordu, ellerini yavalkla kapya doru gtryordu, bylece onu yavaa nceki yerine dndryordu,
durgun, ban gzn herhangi bir merak uratrmadan, kendi oturana doru gidiyordu, yavalkla oturuyordu, bir rman
denize giri durgunluunda, sabahn yamuak st nehrinin gecenin boaz ierisindeki durgunluunda, akam admlannn ln
durgun gndeki admlan durgunluunda, gnein durgun bir okyanusun uzaklannda bat durgunluunda, kendi durgun,
snrsz anlaml, gizemli susku dnyasna adm atyordu, gitgide iinde batyordu, bir sre sonra iine dalyordu, bylece yok
oluyor, grnmez oluyordu. Davran; annan bir ruha, MesihT bir kzkardee, dnyay brakm birine, inanca tutkun, gl
kuatc seviye istemsizce kendini vermi, ac ekmekte olan o rahibeye benziyordu. Yine de yz, bak, ba ile salan, onu
yalanlyordu. Yznn durgunluu ile baklarnn deimezlii, Tann'yla evlenmi olmas gereken, dnyay brakm Mesih
bir kzkar deten ok; Tanrsz, karamsar, felsefenin arpt bir ozan anlatyordu. Manastr kzndan ok, bir BeauxArts Okulu
kz tipinde idi.
Tann'y bularak onu akla sevenler ve onu yitirerek karamsarca ac ekip soluyanlar, birbirlerine benzemiyor deiller. Her
ikisi, gnlk yaamn renkli cokular ile sevgilerini kendi ilerinde ldrmler. Her ikisi, iinden, yaam lamnn getii
bu kokumu akan yanbanda
195

oturmaktan, imekten, almaktan, yemekten, abalamaktan, esrik olmaktan daha byktrler. Ebi'lAla Mearr, Ebu Said
Ebi'lHayr'a; Sartre ile Camus de Gunon ile Pascala benziyor. Tannlan olmayarak, Tann'nn gkyzndeki g rnmezlik ve
bilinmezliinden tr aakalm olanlar, dnyay kara, ac, bo grenler, bilenlerin ulat, ak tan nllann ulau bir
aamaya ulamlardr. Ksacas, her ikisi yeryznden uzaklamlardr!
Tpk, "bekleyi"e inanmayan, ancak kendini gnlk yaama verdii de olmayan, yaamn scaklm, k; bekle yisiz yaamn
gzelliklerini, iren gren; gnein, gnlnn genie ufkunda, ruhunun sonsuz, yakc lnde doduu sralarda da, kendini,
yaam ile gnlk yaama vermeyen, "yer sofralarna dudak srmeyen, koklamayan, yeni sofralar" umuduyla, kendi an, yce
susuzluunu "bu kokumu havaya, bu tatsz suya"^) bulatrmayan, o yemyeil cennetsel bahelerden baka hibir cennetsel
bahede gz amayan, meleklerin buluma yeri olan o mavi havuzdan baka bir denizin kysna oturmayan o ac eken yalmz
ruh gibi:
Gkyzyle balants olan gnller asndan, inanmak ile inanmamak, ak ile akszlk gibi birdir; bir mi? Evet, birdir. Hi
biri, kendi gnlnn tanrsal egemenlik biriminin gnde uan kartaln, meyve satclan bahelerindeki pis sularla beslenen
civciv yapmaz!
Onun gzleri renkli de olabilirdi, kesinlikle de. O
renkte, yani renksizlikte gz olmaz, olamaz; duru bir su

damlac renginde, bir bulut paras renginde, gn aanO) Ne ilgin gnlnz durmad, iiniz sayrl olmad Bu kokumu
havalardan, bu tad olmayan sudan
Kemaleddin smail

nn iik anlan renginde bir gz!... Evet, bir rengi var imi kesinlikle; kara, yeil, hurmai, mavi, mercimekrengi ya da mor, daha
sonralan rengi yok olmutur. O her gn, saatlerce suskunca, gzlerini, ayn bulandrd d boluuna dikerdi. Saatlerce,
suskunca, bu3yaamdan olan hibir renkten, bu dnyadan olan hibir renkten renk almam kur unrengi belirsiz dnce
bulutlanna dikerdi. Biimsiz, renksiz dnceler! Kukusuz zihninden geen dnceler; belirli, kurulu, renkli dlerden
grntler deildi. O dnyor idi, ancak bir akn gibi, baklar; durgun, suskun, derin bir lgnn baktan
aknlndayd. Yaam ve gezegene yabanc olan; gn, bu renkler dnyasnn, bu renkli nesneler, renkli kiiler, renkli
yaamlar dnyasnn tesinde umakta olan bu gibi dncelerin "grn t"s yoktur. Nesneler ile kiilerin, beyinde
tasarlanmas deildir. Halkalar silsilesi ile ok renkli eitli bir komedi, karnaval geidi deildir. Onda, duygular ile
anlamlarn ruhlar; deiik beden kalplar iine girmemi ruhlar gibi olduu snrsz, biimsiz, renksiz srekli bir akntdr.
Byle dnmek, anlamlar ve duygularn ruhlar aleminde boulmaktr; gvdelerinin, eitlerinin, biimlerinin, renklerinin
dizisini denetlemek deil. Dolaysyla dnm, tasarm, dnmek... bu gibi szckler, burada doru deil, kendinden
gemektir, comaktr, derinliine dnmektir, engin bulu ile gr okyanuslannn gnlne derinliine dalmaktr. Tpk;
sevgilisinin gvdesi, sesi, renkleri ile giysileri srekli dnde eriyecek, akta yok olacak ondan uzakta, ak, onu
dnmeyecek lde sevgilisiyle dolup taan nhunu kendi dndaki dnyaya alan algduygu kaplar olan be duyusu
kapanacak, scak duyu, alg, akletme, dn, hafza ile anmsay odaklan ilevlerine ara verecek,
197

duyulan da, duygulan da birbirine karacak, akn gcyle de birbirine skacak, zerine bilinmeyenden srekli azgn bir yel
eserek onu daha lgnlatran bir yangnda an da, sevgilinin grntsnn de eriyecei, yalnz akn kalaca, aktan baka
da; hi... lde No"nun albenisi iine dalarak kendinden geen o an durumu gibi! "Hilik" de ya zerinde hurma bir
manto olan, benden iki oturak uzakta, o srekli aacn altnda "yeralm" olan suskun bir heykel grnmnde somutlar; ya da
karmda, ba dik, yksek stunu zerinde durmu, evresinde devinmekte olan bu ura ile cokuyla dolup taan kentle ii
olmayan, sonsuza dein de hibir grmn rezilliine, hibir szn nefretine dayanmayan, akn kendisini gereksinimsiz lik
nirvanasma eritirerek melekutun ar yksek krss zerine oturttuu, Aynulkuzat'n daha "hrka ile tekke" dncesinde olan
gizemcilere deinerek "aklk ba kaldrmaktr, btn kurallar ile dzenleri altst etmektir; byle erimekte olan bir kendini
yitirmiten hrka giymek, byk brakmak, sark ile belba dzeni... kurallar konusunda bir tez derlemesini istemek, ne ska
olur!" dedii bir dalgnlkta olan suskun, plak bir heykel grnmnde.
lgin! Nasl olmu da bir Avrupal, gen bir Avrupal kz byle yerlere ulam? Bu yce doatesel durumlarn eline
dm? Nasl olmu?
O zgn m? Ak m? Karamsar m? Knlm m? ok sevdii birini mi yitirmi? Yaamnn anavan, deviniminin nedeni,
ilevinin, umudunun, varlnn kayna olan ok sevdii birini mi?
Ne bileyim? Oysa bilmeyi ne ok isterdim! Ancak... yok, bunlardan hibiri deil. zgnlndeki derinlik ile
198

ycelik, byklk ile varsllk, onu, btn bu azck, aa* lk sulamalardan aklyordu! Kukusuz, zgnlk ile durgunluk,
karamsarlk ile gereksinimsizlikte bu aamaya gelmi bir ruh, bu aalk zntlerden uzaktr, havlamakta olan bu yaama
kar, diken batrmakta olan bu yeryzne, benzemekten daha gl, daha yreklidir.
O bir njhdur, gvde iinde bir ruh; ancak gvdesini, artk bir giysi gibi, havann gneli, bulutsuz olduu anlarda bir emsiye
gibi elinden tutarak, her gn bu parkn bu aralna eken, onu benden iki oturak tede, srekli imir aacnn aluna brakp,
kendisi onsuz, yalnz m yalnz bana yolculua kan, kuruni yokluk boluuna ynelerek yol alan, yokluk ln geen,
sonunda birden bulut rengi gzlerinin karsna melekutun ufuklar kveren, ufkun duvarcklanndan o yana atlayan,... giden bu

ruh odur.
Artk bilmiyorum nerelere gittiini! Nerelere dek gittiini! Ne yaptn! Ne olduunu!
Yzn anmsamyorum, grmedim; bir yldan ok olanam yoklu.
Gzleri bulut rengindeydi, yok, melekut rengindey di, atmosfer, kuruni ilksizlik sabah rengindeydi, susku rengindeydi, d
rengindeydi, ruh... rengindeydi. Haaa! Anladm; gzleri tmyle ruh rengindeydi, ruh ne renktedir? Ruh mu? Bilmeyecek ne
var? Ruh tmden ne renktedii ir, ne renktediiiir... Onun gzleri rengindedir.
bni Sina, ruh buu biiminde tatl bir zdr... demiyor mu?
Buu ne renktedir? Onun gzleri renginde deil midir?
Gzleriyle d kuruyor, gzleriyle dnyor gibiy
di, gzlerinin bir yerler grdn sanmyorum. Bir yl boyunca, yaklak olarak her gn beni, iki oturak tede, gryordu,
ancak yok, grmyordu; Onun beni grd olmad; grseydi, bir daha gelmezdi. Bu sre ierisinde o, parkn iinde yalnz m
yalmz bana olduunu dnyordu. Parkn giriinde durmu olan o plak heykeli bile grmedi; grseydi, ondan da kaard; o
da Gazali'nin deyimiyle, salt "ssz yalnzlk"n bozuyordu. Nelerle dolu olduunu bilmediim onun ssz dnyasna bizim
bildiimiz trden hibir kimse, hibir nesne, hibir dnce, hibir duygu, hibir an yol almyordu, yol alamyordu da, yo)
bulamyordu da, iinde yayor idii, iinde "ol'duu ssz yalnzl, snrsz, sonsuz bir yalnzlkt; varlktan daha byk,
yokluun, bu yaraultan nceki yokluun, doann, onun ufack bir aralm kaplayarak bu usuz bucaksz alann btnln
eksiltmesinden nceki yokluun b yklndeydi. Buna karn kaps, var olan her nesnenin, var olan her kiinin yzne
kapal dururdu. Ben ise kendisinin bile ona gidemediini dnyordum. Kendisi de d arda kalyor, evrenin tmnden byk,
geni olan kendi dnsel yalnzlnn iine girmiyor. Benden iki oturak tede duran o oturakta yeralp (oturup deil, yeralp)
o engin gizemli dnyasnn albenisine dald anlarda, deniz kysna gelen, btn giysilerini karp kyya brakan, plak
olarak denize ayam koyup; baka bir dnyann elisi olan gl bir dalgann, birden ulaarak kendisini yakalayp ivedilikle
denizin iine dein, denizin ortasna dein... denizin derinlii iine brakmasna; denizin de kendisini yutarak dudaklann
bititirip durgunlamasna, artk hibir ey kalmamasna... hi...
200

deniz ile deniz... su ile gk ile


baka hibir ey kalmamasna
dek ileri giden, ileri giden, elini ayan oynatan, yzen bir yzcy andnyordu.
(Solange Baudin ile kzkardeinin alnyazs, batan iki denizi.
Yaklak olarak bir yl byleydi, yaklak olarak! Biz buluan suskun lnn syleyecek bir szmzn olmad yok,
sylenecek szlerimiz vard bu suskun buluma yerine gelme konusunda gevek davrand olan ben idim de! Ancak kesin
inanyordum, o ikisi her gn, olmayan szlememiz zere orada oluyordu.
Bu bir yl boyunca biz, bir Mesih'in havarileri gibi olmutuk. Biz mzn sz verilmi bir bekledii olan, geliini
beklemenin bizi yaamn gereksiz ekiiminin ya msra bu kenti, grlt ve patrtlar kentini, bu Sezarlar ile gladyatrler
Roma's ile zgr kleler ve paratapar yahudi 1er kentini bir hi uruna var eden tapmanlannn iinden bu gereksinilen suskun
yalnzla getirdii, her birimizi, burada kendi acsnn banda oturtarak "varolu"un; bir hi iin var oluun ar yk altnda
sndren, mz, balarmz boynumuzda; bizi, i bilinmeyen rtler ardndaki o "gizli, bilinmeyen kendimizle" uyuturan
suskun bir ezgiye kulak vererek, bulmu idiimiz, coturucu bir inceleme sonucunda; o bizim yitik benimiz olduunu, apak,
enlendirici kantlaryla birlikte bulmu idiimiz "o"ndan zerimize dp bezdiren bu yabanc "varoluun ackl, gizemli
yksnn yansra bizim varlmzn iine yaylm olan bu gecenin derinliinden ba kaldrarak eriyen, bizi ate zerindeki
bir rotu gibi, yery201

znde yerimizde duramaz bir duruma getiren bu yaamn gsz byl alev masaln da dinlediimiz, her birimizin bu ykye
gnl vermi idiini, annesinin kucanda, ilgin ak, byc, sava, byc periyavnlan ile ilginliklerle dolu uzak lke
yklerine gnl veren, tmden gzleri gibi ayrenkli, bulutrenkli olan dten renkli, uykudan ar, aknlktan derin,
dlemden diri bir suskuya dalan bir ocuk gibi her birimizin, kendimizin, bu ykc kendimizin kucanda byl yaam
masalna daldmz bildiimiz gibi, her birimizin baka bir gemii, baka bir yazgs olan, birbirimize yabana olan bizlerin
ykmzn bir, masalmzn bir olduunu rendiimiz bir Mesih.
Yabancln ardnda bir tanklk ile tankszln iinde sakl bir yaknlk ne ilgintir! Bu gkyznn altnda, biz mz,
belirsiz bir soyun ocuklar idik, benzer benliklerde. Birincisi, o suskun kardeim, konuamyordu, kincisi kzkardeim
konuamyordu, ncs ben, ikisi gibiydim! Biz, birbirimizin sylemediklerinin seslenileni sar dilda idik, iimiz
birbirimizi gizlemek. Szleri gten dren kargaann yanbanda susku.
Topluluumuz serpiti. Gn dodu, bir yl sren bir gece, tan aanncaya dek dizdize oturup suskunun szne kulak verdik,
sonra ayaa kalkp daldk.
Srekli baka szler, baka aalarla dolup taan gnlmde gzlerin sylediklerine yer yoktu. Ancak sz mesnevilerinin aramza
dm olan bu susku perdelerinin ardnda benim ya da onun konumak zere dudaklarn aralamasn beklediini biliyordum.
Ancak bu "yorgun perdelileri o parkla ylece bekler braktk da yle ayrldk. Onun szleri iin gnlk yaamn gnlk
kiileriyle ko202

nuulan szler deil, szckleri kiisel "varlk'nn paralar, her sylenii de o kiisel dosdoru "benlik"in bir damlac olan
szler benim biricik seslenilen, yok, benim onun biricik seslenileni olduumu, benim onun "seslenilen"!, yok, benim onun "o
seslenilen"i olduumu, byle szlerin evrenin btn ierisinde birden ok seslenileni olmadn, onu bulmas durumunda ise
yalnz dille deil; dudaklarla, gzlerle, ellerle, yanaklarla, nabzlarla,... suskularla, szlerle, gz gze gvdeyle, an an
yaamla... Ne diyorum? Havann btn tozlaryla, yellerin btn esileriyle, her yldzn ldayyla, her douun
glmseyiiyle, her batn ac glmseyiiyle, her yamur damlacyla, her yapran dyle, her glle, her ku, her renkle,
her koku,... varln, yerin, gn, evrenin tmyle... Ne diyorum? Btn yklerin, btn dinlerin, btn iirlerin, btn
tarihlerin, btn kiilerin, btn nesnelerin, btn ktlklerin, btn iyiliklerin, btn irkinliklerin, btn gzelliklerin...
tmden onlardan sz edeceklerini, doa ile doatesinin, somut ile soyutun, ruh ile gvdenin tmden bu yknn dili olacan,
bu durumda ise "bennin "Atmanla birleeceini (benler beni); "Atman"nda "Brahman'a (ruhlar ruhu); bylece btn varla
szarak btn varlann bir "varlkbirli i" ierisinde renk yitimine urayacan, bu yzden evrenin kaplar ile duvarlarnn da
ondan sz edeceini, btn nesnelerin bu yknn konukan dili durumuna geleceini, bylece "dnya atmosferi ierisinde
esriklik getirici sofugl^ kokusunun dalgalandn"^ onun da benim du(4) Eski randa "Huma", Hindistan'da Suma', Dou
dinsel ile irfansa! akmlar gizemcilerini derin tincl albenilerle eken enlik verici bir gl trdr.
(5) 'Dokuzuncu Upaniact, Mihr.
203

yumsadm aklkta duyumsadna inanyordum.


yl geti. Takvimler dedi, ben inanmadm.
Onun donuk yz, onun klrcngi salan, onun biimsiz duygular, onun renksiz gzleri, onun sylenisiz szleri, kendisi
olmakszn; islediimi syleyen, istediim gibi kuran, istediim rengi veren, ne istiyorsam o "olan"; benim gereksinimli
dlemimin gl, oyalayc bapar maklannn altnda bulunan en iyi, en varsl, en yumuak balmumlan idi! Bylelikle o,
gitgide benim gizlice yaamm ierisinde bir "Rosace"a dnyordu. "Olan" ile "olmas gereken" aras sonsuzluk
uzunluundaki sonsuzluk araln, benim dnm, dlemin yardm, gereksinimin gc, zlemin albenisiyle; kolaylkla,
ivedilikle onun iinde yrmt; Benim ile onun arasnda ne var idiyse hi "oluluk" kalbnda belirmi deildi; "renk" ile
"sz" ile "bi im"de ortaya km deildi; ondan bende ne var idiyse de tmden "grntlerden uzak bir biimde zgr, salt
"nitclik"!er dnyasnda bamsz bir durumdayd, zgrce, nazla yryorlard, benim yaratc, ava dlemim ise bu snrsz
pusu alan ierisinde her gn, her an, istediim an, gidiyor, kendi istedii yeni bir av kendi albeni ipleriyle tutuyor,

gereksinimime armaan ediyordu, bylelikle ben, Rousseau'nun dalarn sszl ile "Varn"n yanbandaki suya doygun,
dolgun yllarna benzer bir yaamn yansra yumuak bir dnem umuyordum.
imde bir rengin arln da, bir szn lsn de tamyor olan o; var iken, benim amdan, bir grnt yeniliinde, bir
karalt arlkszlnda, bir dlemse! glge arlkszlnda olan o, imdi yok iken, bir "an"dan daha yeni, "tatl, gzel bir
anTdan daha yumuak, daha
204

lml olmu iken dlemse! yalnzlklarmda, benim gksel miralarmda yeni ykl bir yoldam oluyordu, nereye gitmek
isediysem, onunla kanat kanada, nereye dein gitmek istediysem, onunla el ele uuyordum, gidiyordum, dnyordum "idim".
Onunla... onun varlna gerek duymadan gklerin doruunda yayordum. Kiinin, binlerine dayanma gibi bir sorunu olmadan
gnlden bir sevgiliyle birlikte yaamas ne susuzluksuzca, ne dolup taan bir yaam olur. Kendi salt yalnzfmda, var olan,...
yok olan, ok sevilen birine kavumak.
Bylece onsuz, ont/la birlikte yl geirdim, ne kr ne mutlu: Ne gzel! Bu gibi szleri, o park gnlerinde, konuma
samalyla bulatrmamamz, o bir yllk suskumuzun da, biz ikimizin, syleyilerle solarak konuma srasnda Ahurasal
kutluluu bulanan bu szlerin ycelik, stnlk, duyarllk ile inceliini iyi duyumsuyor olduumuzu anlatmas, bu ortak
duygunun da bizi birbirimize ne denli yaknlatrdn, yakn yaptn, bu duygunun duyumsanmasnn da bizi her gn daha
yakn daha sevgili yaptn sylyor olmas ne gzel!
Gecenin birinde, sonusuz ekimelerden yorulmu, oka yenilginin etkisiyle ypranm, bizim iine daldka daldmz
yaamdan, bolardan, boluklardan usanm bir durumda; yadel, yalnzlk ile baboluun verdii zntyle bir kafeye
sndm, ssz bir aralk seip oturdum, sandalyeyi pencereye doru evirdim, gl izliyordum. Ben, insanolunun imdiye dek
bu yer zerine kurmu olduu be eyi severim, daha ok severim deil, severim:
Mihrab, minareyi, pencereyi, mumu, aynay. Mih205

rap, her yeri insanoluyla bulam olan bu toprak alan zerindeki biricik an yerdir; gnlk yaamlar ile yaam pisliklerinin
yol bulamad biricik yerdir yeryznde. Orada pazar yoktur, tesinde ise her yer pazardr, her insan pazaradr, tccar.
Mihrap ise tccarlar ile halifelerin elindeyse de... yine de, mihrap! Bir de minareyi... kentler ile balan hep ya midelerinin
stnde, ya midelerinin altnda ya da ikisi de eik olan, bylelikle marksist ya da freudist olan ya da ikil soylu olan kentliler
arasndan ba uzatm biricik uzun, zgr boyun odur da... her sabah, le, akam gn ln yerin kullarnn balarna
vura vura haykran biricik ok yaylml, boy veren boyundur da... yedi renkli, yetmi yzl, yediyz yelmi sesli bukalemunlar
iinde, yaamnn balangcndan ykla ve yoklua dein, yalnz bir "seslenti'yi yineleyen, yaam da bir la adayarak
lnceye dek ona kar doru olup direnen biricik gvde odur da...
lk boyu olan biricik boy odur. Varln seslenti sine dkerek onu, karlksz, bir kar ummadan kendi seslendiklerine
datan biricik varlk odur. Bu da kiinin bu gk altnda yaam iin yapmad biricik i olur.
Bir de pencereyi! Ne ilgin bir szck! Bir renci olduum, snflarda yanna oturup kendimi sevecen, byc dizlerinin
altndan sarktarak brakverdiim, istediim her yere gittiim, mucizevi bir gzkamatra olan onun, snftan fersahlarca
uzaklat olan, kendi ileri ile sorunlarna dalm olan beni "yoklamamdan baka "ne"ye yaradklarn, ne diye gelip
gittiklerini bilmediim bay retmenin gzlerine ya da grme duyusuna gsterdii, byk iyilii ile apak bys aradyla,
yllarca, "zgr4 alyor
206

olmama karn renimimi, gndz okullannda, snftaki lerle birlikte, ortaretim rencisi ile yksekretim rencisi ad
altnda bitirebildiim, susuz yoklamann kullan arasnda olmamakla birlikte olabildiim... o yllardan beri! imdi de snfm
yaamn byklnde, renimim yamn dallannda, okulum da bu dnya yceliinde olmuken, yine pencerenin yannda

kesintisiz iyilikleri ile bir gn kapal durmas durumunda olduka g duruma deceim zc bys hep elimde! Deilse
bunalm ne ldrc, ac olur! Bu snfn yamsra bu snfn bu rencileri ile grme duyululan ve retmenleriyle birlikte
sama yinelemece dersleri beni ldrr! "Var olmak", dar, karanlk bir hcredir; kaps lm, penceresi yaamdr,
pencerelerini bulmam olanlar ya da yalnz "var olmak"la yetinecek lde "az" olanlar ile bu "az olmak"tan biraz ok ol
malan ya da ok duruma gelenler intihann kurtarc yardmyla, kapy aar, kurtulua doru kaarlar.
Ancak ben, on be yldr her gn, Rstem'in ocukluu gibi, bir yl gemiesine geliiyorum. Her gece doruklara doru miraca
kyorum. Her yl iimde bir le susuzluk gereksinimi douyor. Pencerenin yanbanda yoklama oluyorum. te dnya
enginliinde bir hcre ve lmn durgunluu ile sonsuzluunda bir yaam ve aynlkta bir kavuma ile yadelde bir yurt ile
yalnzlkta bir kalabalk ile... yalnzlkta ne ok topluluk var, sessizlikte ne ok grlt var, Viraf gibi her yolculuumun
banda beni, Em aspendler ile tzedler ile melekler ile Fravehrler dnyasna gtren ne iyilikler ile ne deerler ile cennet
baheleri ile ilkyazlar ile gneler ile tanlar ile denizler ile rmaklar ile pnarbalan ile grntler ile ulakgvercinler ile
sofugl207

nn dlemse! kokular ile arap, "iki ve sersemiik"in verdii dndrc esriklikler ile ne...
...ykler ile ykler!
Her biri, aktarmlarn bitip en ar Ahurasal szcklere yol verilmedii olduka uzak lkelere yolculuklann balad yerden
balyor da... ne diyeyim? Kime diyeyim?
"0"na sylediim olurdu. Gzleri "vahy"in renginde olan, suskusunda yzlerce sz mesnevisi sakl olan o; bu dsel
yolculukianm ile olduka gzel gezintilerimde, yalnz yaptm bu yry ile geilerde, yer yer adm adm benimle yolculuk
ederek konaklarca bana yolda, arkada olarak benimle omuz omuza olduunu bulduum da olan o.
Bu sralarda, onun suskun bir masala benzeyen yzne ne gzlerle bakardm. Aferin sana, btn o sylemediim szlerin
seslenileni! Senden baka bir seslenileni olmadn biliyor idiysen de. Bir daha aferin sana, btn o szleri iinde tayor
olmana karn, benden baka bir seslenileni olmadn bilmene karn, sylemediin iin! Sense; gzlerim nnde nasl bir
stnlk bulmu olduunu; dolaysyla sylemelerin yerinde duramazlnn varsl, me lekutun kutluluundaki bir suskuyu
bozmadn, bylelikle gnlmn iinde nasl bir deerlilik bulduunu; dolaysyla senin anlambulucu, gzel gnlnn biz
birgnll iki yabana arasndaki bu deerli suskunluun dokunulmazlm koruduunu bildiimi bilmiyorsun.
Birbirimizi srekli olmak zere braktmz o durumda, ne ilgin bir dayankllmz vard! yle susuz, yakn bir yaknlktan
doan alev dolu dayanamamazlk eki208

imi ierisinde tanmadk; gittik! Bir de ne ilgin bir sabamz vard! Her biri bir ate mermisi gibi kendi ilerinde lgn bir
patlamay ipe ekmi olan o szckler yamurunun saldrs altnda suskun kaldk da birbirimizden yle getik.
Suskunun ycelii saygsna; byle bask uygulayc bir gereksinimin saldrsna kar olduu gibi koruduun bu peygamberimsi
dayankllk ile direnimin saygsna, yldr dlerimde her an bir periyavrusu albenisinde oluyorsun, yaammn penceresi
nnde, dlemimin serpilmi gnn bannda mor ufuklanmn uzaklarnda, yksek sevgi gneinin eteinde, her an Aryasal
bir grkem, Ahurasal bir dou kazanyorsun!...
yl geti, bense onsuz, bir an onsuz kalmadm.
Ne diyordum? Yine, neden balarsam ona ulatm, neden sz edersem ondan konumu olduumu grdm o yllar gibi
olmuum: Dane gibi, dnyasal cehennem ile yaamsal samalk berzahndan onun gcyle kurtuluyordum, cenneti onun
yardmyla dolayordum. O da Dantc'nin Beatrice'i gibi, benim iin "dlere daldnc, arpc bir am"nn yenilik, anlk ile
zgrlnde olmutu.
Gecenin birinde, sonusuz ekimelerden yorulmu, oka yenilginin etkisiyle ypranm, bizim iine daldka daldmz
yaamdan, bolardan, boluklardan usanm bir durumda; yadel, yalnzlk ve baboluun verdii zntyle bir kafeye
sndm, ssz bir aralk seip oturdum, sandalyeyi pencereye doru evirdim, kendimi brakp d an ktm. Karmda
Cenevre'de svire gl, diyordum.

Ne gzel! Seni kimsenin tanmad bir kentte, bir lkede olmak!


209

Olduka ses karan en bir topluluk, karmda bir masann evresinde halka kurmutu. Baktm rengarenk birka kz ile birlikte
parlak, tatl, dzgn giyinmi iki yal, gen ikide bir dikkatle beni szyor. Hep birlikte dnm, beni szmekte olduklar,
yanklanan konumalarnn alak sesli fsldaylan sesinin duyulduu da oluyor! Yava yava anladm, dlerim dalyor,
kesiliyordu. Ackl, bitkin grnmm bu isizgsz, acsz, aklsz svirelilerin ilgisini ekecek lde olaand
grndn syledim. Gerekle bu Kuzeylilerin, HollandalIlarn, Norvelilerin, Belikallann, svirelilerin genellikle byle
olduklarn, yaamn erinci, esenlii ile bolluunun onlan ounlukla yzeysel, sradan, aptalca ilgileri olan kimseler yaptn
dnyordum. Yaamlan o denli olaysz, ileri o denli arsz, acszdn nemsiz olaylar ile ayakal haberler konusunda ciddi
ciddi banp ararak konuuyorlar: "Bugn hava gzel, gneli, Pirene'de kar yam. Kedinin biri dn gece atnn altnda
skm kalm. Geen yl tatil iin falan restorana gitmitik de havas, suyu ne tatlyd! Biftein Almanya'da byle
piirildiini hi duymamum, Furit'i Fransa'da yle yaparlar..."
Onlann beni szerek, benim de an, keskin eletirilerimle, kendi iimde, ilerini telafi ettiim bu dnceler iindeyken; bir
karalunn, bu saygdeerlerden birinin bana yaklatn grdm!
Bu durumda, isteyerek onlara bakmamaya alan ben, kendimi daha ok kendime verdim. imdi tam yaru bamda durmu olan
onun bilincinde deilmiim gibi.
Beyefendi selam!
ster istemez, isteksizce, yorgunca, aknlkla, kar
210

kla kark bir grnmde bir ba evirip bir yantck verdim. O ise beklemeksizin kk bir kz ocuk almllyla elini
uzap izin ister bir durumda, yrtmal eteiyle bir dn yaparak lankmzcasda yaknlk gstererek bir yakn gibi karma
oturdu.
Btn gvdesiyle glyordu. Giysilerinin dmeleri bile hep en, gle duruyordu! Zlfleri ldyordu. Kalptan yeni km
gibiydi.
Rengi klrengiydi,...
Gzleri yapay elmaslar rengindeydi!
Aa! Bu... evet! *0"dur!
Ben ne durumda olduumu bilmedim! Yzmn rengini grmedim ancak, birden deitiini ya da solduunu duyumsadm.
Ta kendisiydi. Ancak onunla ufack bir benzerlii bile yoktu. Semizlemi, devingen, cokun, l l olmutu. Yanaklar,
rtl salkl ev kzlarnn yanaklan gibi krmzyd; alak elma gibi! Dudaklarndan an bir genlik dklyordu. Doymuluk ile
dolmuluun ldayan slakl horozeker emen tombul bir ocuun ya da kymal pilav tabann zerinden ekilmekte olan
keyfi yerinde bir dn dinadamnn dudaklan gibi dudaklann, besili bir yllk bir kuzunun derisi yzlm kuyruu gibi
yapmt.
enlikten her yerinin kuyruk kararak onunla ceviz krd duygusuna kaplyordum. Boynu biraz imi, yznn her iki
yannda her biri imi byke bir kan banna benzeyen kanl al yanaklar bitmiti. Yz, grenlere, suda halanm iri bir
pancar gibi geliyordu. Dudaklan ile azna arka arkaya yle ivecen yksek sesli glckler d
kyordu: toparlayamyordu. Kesik kesik, dzensiz, ard arda gelen glckler ile yanglckler Ue glmseyiler ile ...i
birbirlerine yle kartryordu: ne onlar anlam bulmaya olanak buluyordu, ne de ben ayn ayn her birine kar yz ifadelerimin
yan ra tepkilerimi onlara uygun bir biimde dzenlemeye olanak buluyordum. Elinden geleni yapm birinin rkek baklar

karsndaki bir delinin "aptalca gllerine benziyordu! Binleri onu alttan mnaklyormu gibi, enliin cokusuyla ikidebir
yerinden zplyordu. Bir manklk ile soukluk vard zerinde. Duramyordu yerinde. stste konuup duruyordu.
Onun bende neyi var idiyse yldrm gibi, yel gibi uuverdi. Hem de nasl bir uula! yle ivedi, yle rkm bir biimde utu,
grsen yldnms korkun bir yersarsmt sndan kaan bir kentin yedileridir dersin. Bu d atllann dan, daha bende kalm
olan, grsen bu ite gnl yok da anlamsz bir ikil, gitme konusunda ekimser bir duruma getirerek kendisinin de tekilerin
ardndan gidiyor olmasna karn aksaya aksaya,... gidip, ikidebir dnerek arkaya bakyor diyecein biricik ey, gzlerine olan
inanamd. O, beni onun, benden btn uzaklklarca uzakta duran bir masann biliminde, karmda oturduu, benim ve onun
arasnda yokluun enginliinde sknt dolu bir boluk olduu duygusuna kapldm byle bir durumda bile, btn bunlara
karn, "gzlerine merakla bakmak durumunda brakyordu.
Ancak kafenin neon ve Horasan lambalarnn klar altnda iki cam boncuk gibi keskin, gz kamatrc bir lday olan
gzlerinde her ey ak, belirgindi; aklkla, kolaylkla okunuyordu. Ancak onlara ne denli bakyor
212

idiysem onlarda, kendi kk grntmn yansra gz bebeklerinde titreen ldar bir ktan baka bir grdm olmuyordu.
Gz doktoru, gzlerini karm, yerine eski gzlerinin renginde yapay iki gz yerletirmi gibiydi. Doal grnsnler diye
plastik dileri biraz eri, biraz kirli yapan becerikli diilerin iine benzer bir i ite...
O byle ard arda kiinin kula dibinde vm vn eden bir eek ans gibi benimle konuuyorken ben, bir seslenilen ya da dinleyen
durumunda deil, tersine yumruklan, tekmeleri ile tokatlan altnda tutulmu bezgin, eli kolu bal bir kii konumunda olmakla
birlikte gzlerim bir kez daha o *iki"ye dald. Yine, onlarn derinliklerinde, onlann grnmeyen alannda bir iz kalm
olabilir umuduyla... ancak derinlii ancak bir parmak bkm boyunda olan bu temiz billur iki havuzcuun iinde havuzcuk
kp grnmyordu. Ba kesilmi bir danann ldar iri gzlerinde bile duyumsanan ufack bir albenisi yoktu.
Benim yerimde, keyfi yerinde, onunla bir gemii olmayan biri oturuyor olsayd, tankln ilk dakikalarndan sonra gzleri
karsnda kendi iinde bulaca ilk duygu ile ilk ura, gzlerinin karsna geip sakaln tra ederek dilerini fralamak
olurdu! Gzleri, tam bir "kelle paa" gzleri idi.
Onlardan yle ivecen bir devingenlik, o denli ldar bir enlik ve manklk akyordu: koyu bir aptalln yans ra an bir
aklszlktan baka aklamas olamazd; masumumsu bir aptallk ile ocuumsu bir aklszlk! Ancak yaamndan yirmi aluyedi
"k" gemi, dolaysyla ister istemez yirmi aluyedi "kar tepmi olan" onun zerinde, devin213

genliinin masumluu ile baklarnn bebeimsilii irkin, trmalayc grnyordu.


Eyvah!... enliin etkisiyle gnl, konukanla ve gevezelie dkn bir duruma gelmiti. yle akac, yle keyifli olmutu:
kendisi yle dursun; Tanr'dan, btn dnyadan, btn kiilerden, ayrm gzetmeksizin grnenlerden de, grlmeyenlerden
de holanyordu! Tokluk, dolgunluk ve utku btn organlarndan yle szyordu: onu batan ayaa mutlulukla slatm; onda,
benim o durumdaki duygularmla hi uyumayan, erin iinde olma durumundan kaynaklanan nefret ettirici ilgiler oluturmutu.
zellikle de keskin duyumsay, keskin zekas ile derin, ivedi anlayl alglaynn benim durumum ile durum lanmdan yalnz
bir tr ypranmtk, tembellik, isteksizlik, ilgisizlik, zgnlk ve kaygllk okumas bunu gsteriyordu.
Onu uzaklatrmas gereken bu durumumun, kendisini, benimle daha ok ilgilenerek gnlm alp beni kendime getirmek iin
ura vermeye ittiini anlaynca ne duruma geldim, bilseniz! Mimikleri ile seslerinde drt bir yanm pisletiyor gibi olan bir
tr aadalk, acnma ile tr arkadalk duyumsadm! Grnen her scak, gzel "tatllk, srtma vuran souk, slak bir krekti.
ki buz paras ya da iki tuzii parasndan da arpmakta olan bir imee benzeyen baklarn sevecence, itenlikle bana
dikti. Ancak an erinten ve ivecenlikten dolay baklann bir odakta toplayamyordu. Bir trl bir yere balanamyor,
sallanan iki kuyruk gibi her yerde dolayor, her yerden geiyorlard. Bu srada birden, ktan kalarak sararm karlara vuran
solgun bir gnein
214

serinliinde bir glmseyii dudaklarna kondurduunu grdm, tekiler grsn diye benimle alm tutuyormu casna
uygunsuz bir glce dayanan bir sesle sordu benden:
Siz, daha bir ey sormayacak msnz benden?
Az sdan kurumu, mide bulantsndan tad bozularak ekimsilemi, souk alm bir hastann dudaklannn biimine benzer
bir glmseyile kendilerine karlk verdim:
Heee! Ne soraym? Neyle ilgili... ne?.. Heee!
rnein ben hangi ulustan olduunuzu bilmeyi ok isterdim!
Ben nbete tutulmu gibi olmutum. Gvdemin ss artm, titremeye, terlemeye balamtm; pencerenin byke camnn
arkasndan bana bakmakta olan bu yidzla nn, tmden gn atsnda bir araya gelmi, ykseklerden gz uzatm, bana aayp
benim iin yrei yanan bir Tannmn melekleri olduunu dnyordum. Btn bu resimlerin, tablolarn, avizelerin,
lambalarn, iskemlelerin, insanlann, gzlerin yamsra kafedeki btn fincanlarn, btn ielerin gizliden gizliye beni
gzlediini, gzlerini bana diktiini, beni alaya aldn dnyor, onlar da benim kendilerinden utanyor olmama karn
bana gz dikmi, beni ikidebir kayan baklarla szen tank kimseler gibiymiesine gryordum. Bu arada, hazrlanm
olsun diye ona bir yanl oluturmakla urayordum. Bunula birlikte biraz gecikerek, kendisi de aama duygusu ve gnl
yanklyla iin ardm brakmak istemediinden, konumasn srdrd:
215

Sanrm, Gney Amerikal olacaksnz, hu? Ya da biraz "Hintliinli"! Sonra bekliyorum dercesine kalarn alnnn ortasna
dek kaldrm, renklerden dolay ldayan ar gzkapaklann gzlerinin buzlan dolaylanndan uzaklatrm, dudaklann
enesinin bitiiinde kz ocuumsu, meraklms bir tatllk, bir incelikle ne doru uzatm, ban biraz aa indirip
kendisini baklanmn altna getirmek zere epey emi bir durumda o durumda ise aralk azalm, giderek de azalyordu;
benim de biraz soluksuzluk ile ezginlikten olsa gerek kamburum olmutu ylece sessiz, bekler kald.
Bu durumda, usuz bucaksz sansndaki badnd rc bilinsizliin anlndan yeni bir soluk alma olana bulan ben,
bam kaldrp, an ak oluundan dolay onun bile grr grmez anlattklanm anlad baklarla ona daldm. Birden
kendiliinden glmesi tuttu. Utanan anlatan krtkan bir gz lday, bir gamzeyle, gr bildirmesinin ok okaptalca
olduunu bildirdi.
Ben de, sizden bundan ileri bir beklentim yok, bu gibi szleri syleyeceinizi dnmyor deildim, zlmeyiniz.... diyen
ba dolu byke bir glmseyi gsterdim ona!

Yine de, kendisinin de kendine kar tad duygu ile benim kendisine kar tadm duygu benzer gibiydi. Kendisinde
oluturduu yzeysel tepkinin etkisi erken geti. Yeni bir duygusal yapyla yeniden sordu:
O sralarda siz de benim gibi rahatszdnz, henz eskisi gibi rahatsz msnz?
Ben de Tann bilir, yalnz ne durumda olduumu, zellikle de onunla olan benzeim, karlatrm ile "ortak
216
j

grnm"den dolay nasl bir gurura tutulduumu anlasn diye ona karlk veriyor olduumu gsteren bir sayklay glkle
duyuyordum.
Ben kendim bir ey anlamadm. Ancak o, durumumun iyi olmadn anlam ya da baka bir ey anlam gibiydi. Neyse, bu
arada ka saniye ya da ka dakika getiini anlamadm. Bir eyreklik ya da yanm saatlik bir sre geti. Szlerinin sonu
kokusunu verdiini sezdim. zgrlk ile birlikte bunalmn sonu yakndr; gsmn stne dp yzm morartan bu ar
ykn altndan kurtulu pek yaknda gerekleecektir diye snp umutlandm. Bana, yl nce neden olduka suskun, zgn
olduunu, imdi ise o rahatszlklarnn tmden ne gibi nedenlerle ortadan kalktm, bylece neeli, mutlu olduunu aklad.
Doru... aklad, hem de genie ayrntlaryla... ancak ben iitmedim, ilgilenmedim, inann, iitmedim, iitmedim, artk
sormayn.
Kafeden kurtuldum. Kap alp, darnn zgr esintisi yzme vurur vurmaz, birden Andrg Gide'in aptalca karalusn,
yinelenen yz binlerce yzdte, yerde, gkte, uzayda her eyin yznde grdm. Her yerde birka yl kendisi olduum
Nathanael'in yannda, o srada Gide benden zr dilemeye gelmiti. Ancak utancnn anln dan gzlerini, gnete grmez
keisinin eksiksiz aptalca grnmnden ekmiyordu.
Kinle, acyla dolu bir alaya almayla, yoldan geenlerin duyduu bir glle o gzel, anlamsz felsef szn bana vurdum;
ban kaldrmad. Naihanal'le yz yze yle gszce zr diliyordu: ona olan kinim, acma duygusuna dnt. Olduka
byk olan acm biraz dindir217

mek iin kzgnlktan da yoksun bir duruma gelen ben, kendisinden dolay kimsenin sulanamad bir ac g* ten drc
olduundan bam omuzlarmn arasna gmdm, titrek, dayanksz parmaklanmn arasndan der korkusuyla sigaram
ikidebir dudaklarma gnderdiim bir durumda bu ikisinin gzleri ile onun, kafenin camlan arkasndan daha bana bakyor
olduunu duyumsadm baklannn yaam o faciann "gzlerinin yansra kendi gzlerime de grnmeden bu salt kaygszlk
yabancl kalabalnn iinde yitik duruma gelmek zere caddenin adsz, imsiz kalabalklarnn kararts iine daldm.
Gzm kendime ilimesin diye bir aynann, bir pencere camnn nnden gemekten utanyordum.
iimi olduka ok skan yabansl lgnca bir istekle hemen imdi, Mesih gibi, gn beklemeksizin beni yerden kaldrsa; ya da
en azndan Karun gibi, yer azn asa da beni yutsa... diye dndm!
Ancak... yok, ben ne sa'nn iyiliinde, ne de Karun'un ktlndeydim. Ben, "otayollu" zavall gszn biriydim. Ondan
sonra da "kalp yaama"ya... yok, kalp diri kalmaya, bu "rkn aknlk iletakn boluk koyanda yitik kalmaya, yeerme
cokusu ile zleminin iinde snp lerek, yeil dileklerinin gnlnde solduu bir ekirdek gibi bu "irkin bulunu* ile o
"gzel bulunmaydn uursuz berzahnda yem olmaya mahkumum. Bu, bizim...
ad "yaam" olan...
bu acmasz iki deirmen ta berzahndaki ackl servenimiz ile sonusuz alnyazmzdr!
218

ocuk sevgisi
Her insanm dnya gr, inam nasl grdne baldr; "Eletiri ile Yaztnda"nm evirisi iin yazlm bir nsz olan bu
yaz da, insan ve insan ruhunun srekli, doatesi albenisi din, irfan ve sanat onda grdme, bunun benim dnya grm
olduuna ynelik yeni bir gzeriminin yansra kiinin varlk felsefesi, yazg ve alnyazsnn btncl ak, yaam ve
arsnn genel anlamn onunla grdm bir ann varltm gsteriyor. Dolaysyla, "bu kevir"de gz nnde
bulundurduum gzetimini gstermek zere burada bir daha ele aldm. nk bu yaz, Kevir'de ele almanlar iin hem bir
balang hem de bir aklama niteliindedir.
nsan, Srgnde Bir Tanrtmst
Bu dnya zindan biz de zindanlar Zindan ykarak kendini kurtar
Mevtana
Hini dn konusundaki derin bilgilenim ve dzenli, ciddi renimimin beni, kularn ruhlan ile dnyala nna bu lde
yaknlatrmasndan nce bile kular severdim. Gvercinlerle oynamak da ocuksu dlerimi ssleyen en cokunluk verici
oyunlardand. Ancak babam ve komularn beklentili baklar, gnlmde bu gzel oyunun zlemini bile brakt. Baklarmla,
kendileriyle birlikte gn atsna dein gidebildiim gvercinlerin uula nn izleme ynndeki gereklemeyen dileim hep
ac verirdi bana, yalnz evcil kulara bakabilen bana, oooh! Yemekten baka bir bildikleri olmayan, anakanatlan ile tyleri
umak iin deil, yaslanmak, yatmak, sarlmak iin olan, varlklarnn rn ile beslenmelerinin gzellii yalnz kah219

valt masalar ile konukluk yemek sofralannda grnen bu hantal, tembel, babo tavuklar ve horozlar ne irkin oluyor! Yalruz,
gnl deil mideyi doyuran, gz deil tuvaleti dolduran, bir ozann saknan baklann deil bir gbeklinin dkn baklarn
eken kular... geelim.
ocukluk ile ilk genlik yllannda, ailem kyl kkenli olduundan kyle balantmz daha salamd. Genellikle yazlan kylere
giderdik. Elencelerimden biri, tyl tavuklan izleyip uyutmak, civciv kardrlann grmek ve yavrulann bytp beslemenin
tadna boularak, annelik sevecenlii, retmenlik sevecenlii, nclk sevecenlii ile adsz baka sevecenliklerle dolup taan
yeni civciv karm tavuklan izlemekti.
Tatl bir merakla ben, tavuun, gizemli bir afyonla ivedi, sevinli, cokulu bir biimde nasl sersemlediini, arlatn,
stn ban dattn, ses tonunun deitiini; ak, en, gr sesinin tutulduunu, kaln, ackl bir durum aldn,
inliyormucasna bir yana ekilip suskun durduunu gzlyordum. Bilmiyorum, bir dnd m var yoksa... yalnz
sersemdir, esriktir de dlemi altst m olmu? Neyse ite, anlayacanz, belirsiz dnceler ile ac tatl dlerin beynine
akn ettii, iska gizemli bir acdan dolay ac eken bir kiinin yz ifadelerine benzer bir ey ite.
Kyller tavuu iyi tanr; bu duruma onu, "ocuk" sevgisinin getirdii duygusunu tar. ocuk sevgisi! "ocuk neden sevilir?
ocuk, insanolunun nesnel srdr csdr. Onun yz aynasnda grrz kendi "kendimizi ocuk, Maurice'in Voltaire iin
dedii gibi "teki ben"dir. Onu, Freud gibi cinsel gdlerden bir gd ya da Becke
220

ile Russell gibi insanolunun bencilliinin bir simgesi olarak grmek istemem. Tersine insann ruhsal yaamna ilikin btn
etkenlere baktm o zel grle onu, insann ruhundaki yalnzlk duygusuyla yadel korkusunun bir somutlatm olarak
grrm. ocuum demek, benim teki benim demek, benim ikinci benim demek. Onun yznde, davranlarnda, szlerinde,
suskusunda,... vcudunda karmda somutlam olan kendimi gryorum. Kim, ocuktan ok insanolunun kendisi olabilir?
Onda, her insan "kendini", "iki kii" olarak grr; ite bu grme coturucu, bu duygu ba dndrcdr! Byle olunca da onun
sevgisi, tavuu hasta yapmakta, kendisi asndan yaam gletirmekle, batan baa deitirmektedir. ster istemez ona bir
yer ayrarak altna salam yumurtalar koyup, tavuu zerine yatnrlar.
Tavuk eksiksiz yirmi gn yatar; iinin scaklyla yumutraya s iletir; ikidebir onu, kendi kanatlaryla ilgin bir incelik, bir
sevecenlikle dndrr, bu yandan o yana, o yandan bu yana... yumurtann btn ynleri, yumurtann deiik btn yanlar gs
ile kucann sevecen, kullu, iten ssyla snsn diye. Bu tavuk, yumurtann yalnzca bir yann okayc tylerinin altnda

bulundurmamas gerekliini biliyor. Bu tavuk, yumurtann yalnzca bir yann gs, kuca, tyleri, derisiyle stmamas
gerektiini biliyor. Bu tavuk, yumurtann btn yanlarnn bu sya, bu okaya gereksinim duyduunu, byle yapmamas
durumunda, yumurtann topraa deen blm beni ilgilendirmez demesi durumunda, tavuun ektii aalann boa gideceini,
havann soukluu ile kuruluu, topran sertlii ile yerin kirliliinin yumurtay teki yan, tavuun yumuak, sevecen, scak
kanatlannn kucanda gizlenmi an, kutlu oka221

ylann zevk verici ikisini imekte olan yumurtay r* teceini, sonunda yumurtann bozulacan, ak ile sars birbirine
kararak phtlam ackl bir kan blmesi durumuna geleceini biliyor.
Ne iler a as, ackl bir grnt! Her grenin yrek ipini kopanr, cierini snr. Yaam bulmak, daraak kemik zannn dna
kmak, kurtulmak sevdasyla bu tavuun okaya scak tylerinin alma atlan bu salam yumurtann yazgs yrek yakar. O
imdi her grenin gzn kamatracak diri, en, gzel, gzel sesli bir dvciv olaca yerde, bir kan lekesi oluyor, kan! 'Civciv
olmak isteyen ancak olmam olan!" phtlam bir kan! Keke daha bandan, bu ak zindann tutsa, bir kanatn, bir tyn
altna girmi olmasayd; bir tavuun gs ss bir yanna ulamasayd; Keke bavurmak, yaam bulmak, amak, dar
frlamak tutkusu iine domu olmasayd.
Ancak bu tavuk, iinin scaklyla yaam bulacak olan bu yabanay, kanatlan altnda nasl tutacan, kendi ruhunu iine nasl
aktacam; scak gnlnn yansra iinin scaklyla yumurtay her yandan, her ynden yirmi yl, balayn, yirmi gn
boyunca nasl stmas gerektiini, nasl scak tutmas gerektiini biliyor.
Tavuk baka bir ders de veriyor: Bu yirmi yl, yok balayn, bu yirmi gn iinde, yumurtay srekli scak tylerinin; altnda
tutmamas gerektiini biliyor. Belirli aralklarla ondan ayrlyor, gidiyor bir dolanyor, bir su, bir da ne alyor, bir hava alyor
dnyor; scakln daha koruyor bir durumda dnn bekleyen yumurtay, sevecen, dikkatli bir zen, bir incelik ve
beceriyle kanatlan ve tyleri altna alyor. Gzlerin gzlerinden; havann, yerin, ylan222

lann, atmacalarn, kartallarn, kedilerin, akallann, oburla nn, tavuk satclarnn, yumurtay zevk iin sevenlerin, onu omlet
yapmak zere arayanlann, onu yutmak zere kran lann, hatta yumurtann kemik zindann zgrlne kavuturmak zere deil,
tuzlamak, dolaysyla kahvalt olarak yudumlamak ya da yanna stl bir kahve piirerek imek, bylece tat alma duyularna bir
deiiklik vererek zevk almak zere kranlann, btn bunlardan daha kts; yumurtay, kendi ileri ile vcutlarnn ssyla
deil; akaryakt, gaz,kmr ssyla, tyler alunda deil, ocaklar ile yemek piirme aygtlar zerinde; en ar, en derin, en
yumuak yalak olan kanat okaylar yatanda deil; mutfakta, yumurtann civciv olmas, kafesini krmas, kmas, zgr uan
bir ku olmas iin deil, yemek olmas; itah sndrc, karn doyurucu bir lokma olmas iin tavuun gs, kanatlar ile
tylerinin gvenli, sevecen, ar, iten ssndan daha ok stanlarn... gzlerinden korunmu bir biimde...! Ellerine yumurta
geer gemez beklemeksizin onu yemek zere kranlann, beklemeyenlerin, tatl, gencecik geleceinin uruna kirli tulkulann
dizginlemeyenlerin, kann otlatma ile yumurta tadna olan aalka dknlklerinden, iinde grkemli bir douun zlemini
tayan; iffetle, teharetle dolup taan bir ak ile sars olan bu ak, sert, yuvarlak, ufak, durgun kabuun iinden kp, tyleri
biterek, bunalm dlyatandan, melekuta kabilme olasl olan bir civciv uruna geemeyenlerin gzlerinden. Onu, kendi
zevk verid, srekli, sevecen, dokuncasz slanyla, yumurtann yaam bulmas, zgrlemesi, ku olmas, umas, bylece
"kendi iin" olmas iin stmayanla rn, korumayanlarn; piirenlerin, suyla ya da yala bile, ok ok incelik gsterip, yceltip,
deerini bilecek de olsa223

lar yumurtadan anladklann gstermek zere san Kerman ah yayla piirenlerin; bunun bile yumurta iin deil, kendi
itahlannn yansra dknlk, tutku ile alklarnn karlanmas iin olduunun bilincinde olmayanlarn, sonra onu yutanlarn,
ineyenlerin, sonra da sindirenlerin, duygulanma aa vurulmas da iin bitimindeki birka geirti olanlarn, iirleri de
birka "f beel Ne iri yumurta!? biiminde olanlann, bylece, baka bir yemee dein, baka bir ala dein erin, boluk,
tokluk, unutkanlk, yaslanma, dolanma duygusunda olanlann, sonra, iba yapanlarn, yaamsal sorunlara, kurumsal uralara
dalanla nn.. gzlerinden...
Oysa tavuk, yumurtaya deiik bir gzle bakar. Yumurta, tavuun yakndr. Tavuun kendisi yumurtadandr; yumurtann kendisi
tavuktandr. Kiiler ile kann otlauclan tavuu, yutulmak zere bir lokma olarak grrler, oysa tavuk onu, kemikten kafesi
ierisinde tutsak olan, henz katlamam olan, henz uykuda olan, henz kanatlar ile tyleri bitmemi olan bir ku olarak
grr. "Olmas gereken" bir ku o; iine eksiksiz gizemli bir akn dmesi sonucunda onu sevecen, ar kanatlannn altna

alacak, gsnn ssyla, almas, ortaya kmas, yaam bulmas, kanat karmas iin kendisini starak yardmda bulunacak,
sevecenlikle, becerililikle, dayankllkla, zverililikle "uu an"na dein onu kendi kucanda bulunduracak, sonra o an gelip
attnda onu salvererek ocuklann bytrken ektikleri aclar yalnzca uzam gen boyuna bakmakla gideren yal bir
baba ya da anneymiesine kendi elleriyle yetitirdii bu yeni uan kuun gzel, grkemli uulann izleyecek, bylece ona
olan sevisini, serte bir
224

acmaszlkla, ona, kendine, yok hi kimseye gstermeyecek bir kuun yolunu gzleyen duraan bir ku o.
Tavuk, yumurtay bu, tatan kafesinde bunalm olan kuu almas iin, yirmi yl, yok, balayn, yirmi gn, gece gndz,
kanatlarnn altnda tutuyor. Btn ruhuyla styor. Suskundur, yalnzdr; yine de umutla dolmu tamtr; oturmu onun
yansra bu sevdiinin yakn gelecei ile yaaml yazgsndan baka bir dnd olmuyordu. Bylece btn varl, btn
yaam, btn dleri, gvde ss bile, gs kemikleri bile, tyleri ve kanatlan bile, tmden onunla ilgilenmekte; tmden o
olmaktadr. Onun gznde dnya, kendi gsnn yumuack, itenlikli tyleri, kucann sevecen, dokunulmazl olan tyleri
ile kanatlarnn koruyucu, gzetleyici byk tylerinin altnda duyurmuyor olduu kck bir kutur.
Bylece, yirmi yl, ne! yirmi gn geer; yirminci gn... Evet, yirminci gn....
G yetiremem! Bu gnden sz etmek kolay deil.
Sonra, yumurta kprdar, haa... yaam bulmutur! "Kendisi" kprdyor; yumurtann iinden ksk, masum bir ses bile ykseliyor.
Sonra yumurta krlveriyor. Nasl? Civciv, kendisi, "darlk" duyuyor; darda byke bir dnyann varln duyurmuyor! Bir
doatesinin varln duyurmuyor; "tednyas"nn eiinde yeralyor. Gnlnde tad klavuzlar, yalnz "esin"in anlad
simgel "imler" araclyla, "bilinmeyeni buluyor. Dar bir kafeste tutuklu olduunu duyurmuyor. Onu krmas gerektiini
duyumsu yor. Onu krabileceini duyurmuyor; gagasyla vuruyor, yumurta deliniyor; Pencere! O dnyaya alan bir pencere.
Yorgunluk verici bir k ieri szyor. aknlk, aa,... bek225

leyi, her eyden uzaklama, aa duyma. Yaama, dnyaya, kendime kar kin bekleme... erincin sonu. Pencereye kar ruh erin
iinde kalamaz, kesinlikle. Pencereyi aar amaz esinti; darlkta tutuklu olan o, yangnms bir yanklkla, lgnms bir
zlemle "kap'ya atar kendini. Erin dnyasnn penceresi onu, bunaltc, kara bir darboazm gibi gsteriyor. "Ahireften bu
"dnya"ya alan ilk pencerecikle birlikte yadel, yalnzlk, sszlk, karanlk ile bunalm doldurur odann iini. Kendi ta
duvarcklanna bir bastryor, ykyor. Birden bir "atlay"ta, kendisini kuatan ykk dkk suru ikiye blerek dan kyor,
kurtulu! Aynl!
Bu byk anlarda tavuk, bitkindir, zlem ile korkudan ne yapacan bilmemektedir. Yine de kendini yitirmez; gzetler, her
eyin bitip her eyin balayaca bu anlarda civciv titreyecek olursa; ta duvar direnerek, onun gaga vurularyla knlmayp,
civciv yorulacak, karamsarla decek olursa kendisi yardma gelir. Gelmemesi durumunda civcivinin boulacan bilir.
Gelir, beceriklilikle, ilgin bir sevecenlik, bir zenlilikle, dardan zann krlmasna karn civcive bir zararn erimeyecei
bir biimde gagasyla vurular indirir. O ne yapacan bilir, o neyin nerede yaplmas gerektiini bilir; o her ann ne ie
yaradn bilir; O bilir, her eyi bilir...
Sonra tavuk kalkar, ardndan da civciv... Ne tantanal, haval, gururludur bu tavuk: Firavnumsu! Napolyon'dur da Sterlits'ten
dnyor dersin! Ne de ok sevinlidir bu tavuk: zgr, ba dnm, banp aryor! Sanki...? Sanki... Sanki kemikten, sert
zarnn ierisinde geirdii bunalm dolu yaamndan sonra yaam bularak, bakaldnp, d an kan yumurtaym gibi!
226

Bylece, birka ay geer. Artk nasl getiini sylemem. Tavuk ne yapar? Civciv ne yapar? Neler geer? Ne var ne yok
demem. Olduka ok aynnuldr, olduka ok coturucudur, olduka ok gtr akln ile gzler nne serilii... Onu
niteleyecek gte de deilim, o denli babo da... Bir gsteriyi aktarabilmek iin izleyici olmak, bildirici olmak, yansz
olmak, gz kuru olmak gerek. Gsteride en g rol alm bir kiiden ya da benim gibi bu sahneye kar oturup bakan, eriyen,

tutuan bir kiiden kalkp bize bu tiyatroyu anlatmas, btn incelikleriyle izmesi, tiyatro eletirisi yazmas nasl beklenebilir?
Ne babo kimselerdir film ya da tiyatro eletirisi yazan kimseler! Yine de tiyatrolar nitelenip, eletirilebilecek oranda kuru,
anlamsz, yapay, yapmack olabilir. Biricik sevgili ocuunu yitirdikten sonra birden bulan ya da birden yitiren bir annenin
alayna niin yknlemez? Aklanamaz? Oysa Maria SheM'in alaylarna herkes yknr...?
Sonunda *o an... gelip atar. Ne grkemli bir alat!
Bu yky srekli ilgin bir zen ve tatllkla la bandan izleyen, tavuun, yumurtann, civcivin, sonrasnn, sonrasnn,
sonrasnn... en incelikli dunmlann, her eyi gzleyen, her eyi sonsuz bir incelik, ilgin bir iyilik, itenlik, sevecenlik ile
esrik edici bir gzellikte bulan ben, buraya ulatka duyumsadm btn gzellikler, iyilikler ile tatllklar birbirine kanr,
yok olurdu. Ne g, ne inciticiydi bu grnty izlemek! Tavuun acmaszl, yabansllk ve ta yreklilii beni ac verici bir
aknla srkledi. Bilmiyordum, bu olay karsnda nasl bir duygu tamam gerektiini; bilmiyordum, nasl bir durumda
olmam gerek227

iini; bu tavuk aylardr benim iin, g, zgei ile zveri olan, uzay, susuzluk ile anlk olan, havas, onu soluyan birinin
ruhunu zgrlkle, yaamla, tatl bir vahiyle dolduran gzel duru bir sevgi olan, topra hepten ballk, dayankllk,
verimlilik olan... bir dnyann simgesi durumundayd. imdi ise bu civcivin geleceine ynelik bu gzelim uralan iinde
kendini grmeyen, zerinden, ak, sevecenlik, iyilik, incelikten baka bir ey dklmeyen bu sevecen, zverili, itenlik dolu
ku birden ta yrekli bir yruc, bir lgn olmutur. Cellatlardan daha yrtc, kartallardan daha yabanl, havuzcuklardan daha
acmasz! Kedilerden daha yzsz daha gzsz!
Achille'in gzlerini yuvalanndan kanp yiyen o ta yrekli yabanl kuun ta kendisi dersin. Bir ku grnmndeki kin, sertlik,
sevgisizlik tanrs!
Bu durgun, sevecen, zverili, iyi, yumuak tavuk ne oldu da birden byle yabanl, ta yrekli bir kt durumuna geldi?
nanlacak gibi deil bu. Ancak bu yaplabilir? Ben onu gryorum, yanlmyorum; Budur!
Dnp dolap bir dane bulan sonra iten bir sevin bir neeyle, sevecen rmalarla, lklarla oyuna dalm bir durumda
olan yavrusunu yanna aran, geldiinde gagasyla daneyi kaldrp yere koyan bylece civcive gsteren, civciv onu yerken de
kendisi a olup, kursa boazna yapm olmasna karn bir yana ekilip yalnz bakmakla yetinen bylece zevk duyarak
civcivi zlem dolu baklaryla okayan o her zamanki tavuun ta kendisi deil mi ki bu!? Oh! ne zevkler alyordu bu
zveriden! Evet, zveri! Kiinin yalnz szn ettii eylemi o yalnz uyguluyordu.
228

ilgin birgrnm dorusu! Civciv alt zere bu sevecen, zverili tavuun ardndan kouyor. Sevinle, sevgiyle, gvenle
dolup tayor. Tavuun evresinde dnyor, uuuyor, tyor. Ancak tavuk bu gn ldrm, yabanl lamtr, tpk bir atmaca
gibi, tpk yabanl bir kedi gibi, pk kanemici, ta yrekli bir kartal gibi civcivi kovuyor, ah! Ne acmaszca sert peneler
indiriyor! Ne kzgnlkla! Civciv bir daha gelmeye kalksa tavuk onu daha yabanl bir biimde dver. Keskin gagasn
civcivin incecik boynu ile yumuack yanlanna batrr. Gagasyla, tynden, derisinden, etinden bir demet kavrayp, sonra yle
acmaszca eker: kopuverir. Civcivi yaralayp kanlar iinde brakr. Bu bir anne deil; bir avadr. Her dmandan daha kt,
daha kzgn. Civcivi yle kinle, hrsla dvp kovalyor, yaralayp kanlar iinde brakyor. Gren her kat yreklinin gnlne
ac dryor. Herkesi civcivin bu durumuna gnlnn yanmasna, anne, ocuk arasndaki bu acmasz kanl savaa kararak
ara buluculuk yapp tavuun civcivi bu denli incitmesine yol vermemeye; onu bu zalimin penesinden kurtarmaya, tavuu
kklamaya, bylece civcivi kurtarmaya... srkler. Ah! Ne acmasz kt huylu bir tavuk! Zavall civciv! Baksana her yan
nasl kanlar iinde kalm!
Bu grnm izlerkenki durumumu ben niteleye mem! Oysa ben aylarca, her gn, her saat, bu ikisi arasndaki en gzel, en
tanrsal, ar, scak ilikilere tank olmutum. Bu tavuu iyi tanmtm...
Onu tanmayan tekiler gibi gnlmn ona kar kinle, nefretle dolmasna kolaylkla yol veremezdim. Bununla birlikte bu gn,
bu aamaszl grebilecek gte

229

de deildim. Yreim yanyordu. Civcivin gencecik anlna; Tavuun tayreklilik ile yabanllndan perian oluyor, bilkin
dyordum; iim zntyle doluyordu; yle etkileniyordum; bakamyordum. Ne yapmak gerektiini bilmiyordum. Nasl bir
deerlendirmede bulunmam gerektiini bilmiyordum. Nasl bir duygu tamam, nasl olmak gerektiini... hi... hi... hi...
bilmiyordum.
Dlemse], varsaymsal, bilimsel binbir kantla
tavuu aklayp, yaptklanm anlamaya alyordum. Ancak, ona sevgi umuduyla sman, yabanslca kovulan, kanlar iinde
braklan, tyleri kopanlan, kaan, sonra bir daha dnp ona snan... civcivin inilti seslen brakmyordu. Azma almyordum
ancak gnlmn derinliinde ar ar kendimin de iyice anlayamayaca bir biimde tavua svyordum. Gitgide btn bu
acmaszlklara kar kinim ve nefretim gnlmde yeermeye balyordu. Yer yer yle etkileniyor, yle bitkin dyordum;
yalnz ondan nefret etmiyordum, gemiteki iyilikleri, sevecenlikleri, kendinden geileri ve zararsz gizemli akna da kt
gzle bakyordum. Ondan kukulanyordum, btn bunlar "byle" olmasn; gizemli bir igdden kaynaklanm olmasn,
kendisi bile bunu anlam olmasn diye... Yine de bana o denli incelik, gzellik, sevgi, ak alayan ona ilikin bu szleri
azma almaya kyamyordum. Ancak yine de iinde dnyann en sevecen, zverili annesinin lgnca bir acmaszlkla
yavrusunu, onun scak iten okaylarna daha gereksinim duyan, beklentiyle, kendini sevgi dolu, sevin dolu, dinlendirici
kanalannn aluna eken souk, sevgisizlik, yalnzlk ya da bakalaryla, yabanclarla, bolarla kalma korkusuyla iinde srekli
almlk, yaknlk ile

umut ve okayla te sevgiler ile aklara kand eteine sman ocuunu dvp kovduu bu ilgin sava grmek, evet, bu
ackl, tyler rpertici sava grmek beni bitkin dryor, incitiyordu. Bu ikisi arasndaki ak, sevgi ile ballk servenini
izlerken iime yerleen btn o cokunluk verici gzellikler ile an tatllklann tatl ansn unutturuyor, altst ediyordu.
Eyvah! Ne acmasz, kaba, tayrekli bir tavuk! Niin *
byle yapyor? Ne yaptnn niin bilincinde deil? Niin duygusuz? Zavall, gencecik, susuz civciv! Yavrucak neler
ekiyor!? Bu, olduka acmaszca oluyor, ancak niin???...
O gnlerden bu yana yllar geti. Artk kye gitmiyorum. Gittike de bir iki gnlne gidiyorum. Bu sevimli, gzel gsteriyi
izleme olanam olmuyor. Ancak son gnlerde olduka ac bir biimde anladm. O gnlerde izlemeye, dinlemeye,
gzlemlemeye o denli dalm olmama karn anlayamadm zc, ackl bir sonu olan tatverici, ilgin yknn gizini bu
gnlerde iyice anlyorum. Bir sredir anlamaktaym. Anlyor muyum? Yok, anlamak, bir gizdir; bir belirsizliktir, byle srekli
deil. Bir konuyu anlamak, bilmek, o konuda bilinlenip derinlemek srekli bir edim olamaz. ncelikle bir bilinmezi aratnr,
bir gizi zeriz, sonra yle dememiz gerekir: "Ben onu, rnein i) gn nce, iki yl nce, u ikindi... aramba gn, bir
aratrma, bir inceleme, bir yolculuk, bir grme, bir ders... srasnda anladm..." Dorudur. Bilimsel anlamalarn yansra
felsefi bilmeler byledir. Us byle anlar. Gereleri mantktr usun, manuk ise iki durumdan bakasn bilmez: "anlyorum",
"anlamyorum", bu! Bundan baka bir gerektirdii de yok:. Anlamas gereken ey doadr. Dnyann
231

gizleridir. Usta anlama olay bir elektrik lambasnn odada yanmas ya da bir gk grltsnn havada grlemesi gibi birden
biim alr. Bir anda oda karanlktr, te anda aydn... Bu ikisi arasnda da baka bir durum yoktur. Oysa ruhta anlama gnein
dou ufkundan domasna benzer. Anlama gnei belirsiz, uzak ufuklardan ruhun iine doar. Bylece bir bilmenin gn aan
rma, bir eit hikmet, bir eit irfan gneinin douu, bir bulu ya da bir gr, bir dan doruu arkasndan sonsuz, gizemli
"Velayeti Can" lnde akar, zbilinsiziik, donukluk, suskunluk buzlar ile kar ynlanna vuran bir gne gibi; bylece
vurmas sonucunda erir, damlacklar ar ar ay, aylar yava yava rmak, rmaklar gitgide deniz olurlar. Kiiyi iten
boarlar. Bilin gnei; bilmenin aydn scakl "yarnn "bu gece"nin iine yavaa srekli geii ile isfent aynn burnunda
szlen ilkyaz kokusunun srekli geii gibi karabilgisizlik blmeleri ile don tutmu k yamatan n ruh lkesinden kovar,
eritirler. Bu "mevsim deiikliinin balangc var da sonu yoktur. Bu dnyada gne srekli dou durumundadr, ilkyaz
srekli ulamada, gnl srekli anlamada!

"Bir kez Budha, yeryzne ku grnmnde gelerek bu ormanda az sonra bir yangn karacaktr, buradan kn gidin deyip
kular arasnda korku sald..."
Hindistan'n gizemli dnyasna ayak basp kularn olduka ilgin olan dnyasyla tantm andan beri sevgiye bakoymu bu
gizi anlyordum. Aferin sana ey Budhac, an, stn, yardma; inancn iin kendini yaktn, ate yaktn, ruhumun etkilere kar
kaln duvarnda, dounun bu usuz bucaksz, aknlk verici gr alanna alp bana
232

bakan bir pencere atn, bana kularn dilini rettin, annn grkemiyle gnlm bir Sleyman olmutur.
O "an*dan beri ben bu gnl trmalayc, inanlacak gibi olmayan bu tannsal zararsz duygu ile sevgiyi simgeleyen bir
acmaszln gizini de anlyorum; srekli, gece gndz, saatten saate, andan ana, btn gnler, geceler, saatler, dakikalar,
saniyeler, anlar tmden birbirinden aynl maz, kopmaz bir izgi, bir rmak gibi olmular. Ben de bu ballk ura ile srekli
akntnn kendisiyle bu ac ektiri ci, eritici gizi anlyorum, yok, duyumsuyorum. Yine de ben yllardr bu iyakc, inanlacak
gibi olmayan, bitkin drc, rtl gizi ekiyorum desem daha iyi olacak. Evet szcn buldum: ekiyorum. Brak, bu
cmle doru deil: "kullanlmamtr" desinler. Gerekte kullanlmamtr, kullanlmadn biliyorum ancak dorudur, "...u
devrik, binlerce doruya deer." Bizim "kural"c yaznclarmz ve bilginlerimiz ne anlar? Onlar ancak dorulan anlayabilirler,
btn dorulardan daha doru yanllann olduunu nereden bilsinler? "Kullanlmam" da sz m? Niin kullanlmam,
ilerine gelmeli de onun iin. Onlar bu vadilerde yoklar. Btn ruhsal, yaamsal gereksinimlerini bir szlk karlayabilir;
yeter de artar. Onlara "Kelile ve Dimne" dili yeter. Bu ikisinden daha gereksinimli, daha bilinli, daha derindirler mi ki? Bu
dilin birok szc bile onlar iin ar olup gereksinim snrn amaktadr. Byle deilse Kelile ve Dimne bilimciler ne diye
bu denli skarlar kendilerini? Ne diye bu denli "satyorlar" da insanlar satn alyor?
Evet imdi anlyorum aruk. Yllardr inanlacak gibi olmayan bu bilinmeyeni, ilere trp eken bu ac alaty ekiyorum.
Alat nedir? En ac, en an yn, kiinin ac
233

ekmesine karn ondan kimsenin tavuun da, civcivin de, Rstem'in de, Suhrab'n da sorumlu tutulamayaca bir faciadr.
imdi, yllardr iimi aclar iinde brakm olan bu gizi ekiyorum. Bilimsel bir bilinmeyenin, yaznsal ya da saysal bir
sorunun anlalmasna benzer bir biimde deil, bir zgnln, bir bela, musibet ya da bir aann ekilmesine benzer bir
biimde... Ondan nce, dleyemedikleri, almam olduktan bir musibet, aa ya da an.
Ne desem? Ne ar bir szdr bu sz! Basks altnda, ufalp knlyor parmaklarm. Ne g bir sylenii var! Tpk ileri
yzmeye benzer...
zveriyi gr! Varln yaradl grkeminde!
Balla bak! Tanrsal melekutun duruluunda!
... kanlmaz bir alat gelip atar da o an "sevginin sevgiliye deiilecei" an olur da onlardan birisinin adak edilmesi
gerekir. te ocuk sevgisi bu trdendir.
ocuk sevgisi mi? Ne diyorum ben!? Tanr'nn kiiye olan sevgisi de bu trdendir. Upanishad'n da deyimiyle: "Mihravem
benim, seni yle seviyorum, yle seviyorum, kendimi adyorum sana, sanatm adyorum sana, inancm adyorum sana,
mirasm adyorum sana, binitimi, btn varlm, gemiimi, gnm, geleceimi adyorum sana. Ben seni yle seviyorum,
yle seviyorum, neyim varsa, Mihravem benim, benim olan seni adyorum sana.
slam'da Hatemiyyet de byle bir aktr!
imdi bu tavuun bu durumda bu anlarda, bu g hatemiyetinde ne durumda olduunu, neler ektiini, iinde neler olup bittiini
anlyorum!

234

Ak, bamllnn doruunda, zgeiye ulam, zgeisinirt doruunda acmaszla!


Yavrusunun srunn yamsra yanlanna indirdii, kzgn her gagayla o, gagayla kendi yreinden bir parack kazyor.
235

tapnak
Yaratl geceden bir okyanusta boulmutu. Gece dnyaya ylesine sinmiti, grsen bir daha kalkmayacak dersin; grsen
ilksizlikten biri buraya sinmi, kesinlikle ne bir dn olmu, ne de bir yann olacak dersin. Ben de suskun dalarn gecelerinde,
uyuyakalm llerde, umutsuzluk renlerinde, yasl mezarlklarda, pislik iinde kalm kirli kentlerde, ac ekercesine korku
iinde, amasz her yerden geip dolanan bir karaltymmcasna yayordum!
Ba dnm, iitmeyen, dlemsel bir dt bu. Her eyin zerine masaldan bir ipek ekilmiti, ancak ipek karayd; masal
ktyd... Niteleyebilecek gte deilim. Her yer geceydi; yok, her ey geceydi.
Ben gecede yryordum, gnden szler biliyor, sylyordum. Benim gn ven gzel arklanmla birlikte, baka karaltlar da
gizlendikleri yerlerden dar kyor,
237
%

gecenin derinliinden bana doru kouyordu, kendilerinden zlem ile gzlem imeklerinin akt gzlerle beni szyordu,
daha iyi duymak iin, evremi daraltyor, kendilerinden oluan bir halka iinde tutuyordu. Balarm yzme, gsme, eteime,
yanlanma dek uzatyordu, ben de gnee zlem ile gne, a vgy ileyen en yrek yakc arklar okuyordum onlara.
Onlar ise inanlacak gibi olmayan bir masal dinleyen merakl bir ocuk gibi sylediklerimi kavramamalarna karn, tat verici
bir sessizlik ve durgunlatrc bir albeniye kaplyordu... Ben ise tmden sanal gne tapna eiindeki virtler olan arklan
mn zc ezgileriyle, iirlerimin, tutuan szckleri ve andan ana daha ok snyordum, daha ok kzyordum, tutuuyor,
yanyordum, sesimin yanklan alamakl oluyordu, sesim tutuluyor, baskdan, cokudan dolay solunum yollanm tkanyordu,
birden ivedi bir lk atp, gecenin iinde yok olan yitik bir kuun glgesi gibi, ben yzlerine akan gz yalarnn sessiz
rltsn duyduum durgun, zgn karalt topluluunun iinden dan frlyor, yitik duruma geliyordum. Onlar da kamakta olan
dlemsel glgeler gibi her yne dalyor, her biri gecenin koynuna ba koyup grnmez oluyordu...
Bizler, byle ara sra toplanrdk. Benim gne zlemi ileyen arklarmn zc ezgileri, gecenin usuz bucaksz yksek
hcreleri altnda yanklanyor, zgn, babo sesim bu yabanc gece kentinde dolayor, aryor, alyor, yoruluyor, yitik
duruma geliyordu.
te ben byle yayordum gecenin iinde; byle almtm geceye.
Geceye vg konusunda en yrek yakc besteler
238

yapan ben; kendime gece olmaya kesinlikle yol vermeyen ben; kendisini srekli gecede yabanc brakan ben; en gzel, en

akane gazelleri gne syleyen, arklarnn albenisi ile gazellerinin bysnn karaltlar her yandan zerine ard, dnya
gecesinin duvarlan ve hcrelerindeki scak, masum stunlarn titrettii, gece tutsaklannm gne ss ile gn n, ezgilerinin
akc pmarbandan itii ben kendim kesinlikle gnei beklemiyordum, gn bekleme, yerinde duramayan ruhumun
grlmeyen derinliinde gmlm, ondan bir kabirden baka geriye bir ey kalmamt. Gecelerin yeller ve yamurlarnn
indirdii vurular altnda yerle bir olmu bir kabir... yle olmu, teki btn isteklerim mezarlk toprandan ayrt edilemez
olmu, teki kabirlerle yle kanm, bulunamaz olmutu. Yazt da silinmi, yklm, ad, n, bu topraklarda yatan bu kiinin
doum ile lm tarihi yle silik, yle bulank bir durum almu; artk okunamaz olmutu; zerinde doru bir harf, okunakl bir
szck bile kalmamt...
Ben gecenin barksz karalts dim. Gecenin kara rts, her eyin zerine yayd, her devingenin rkn glgesinin alunda
korkudan susakald, dnyann gecenin korkusuyla snverdii, benim, gecenin arlk, dmanlk ile ta yrekliliini
ruhumun gsnde an bir biimde duyumsadm, zntden bitkin dtm, yreimin tutulduu o anda gecenin
gizliliklerinden ba kaldran korkun ren duvarlar, bir yolun ulaamad llerde suskun braklm burlar, kurumu
rmaklann kararsz, belirsiz yataklar ile rkn karakayalk yamalannn sanal glgeleri altnda zgnlk verici arkm dudak
aiundan mrldanyordum; yava yava, yle ki gecenin iren kulaklar duy239

masn; usul usul, yle ki gecenin koynunda tatl bir uykuya dalm olanlar uyanmasn. arklarm, yle ilgin, zlem dolu,
rkek idi, ok uzaktaki evinde, sszlk bahelerinin ortasnda, odasnn yan ak penceresi nnde oturmu, ark syleyen,
kesinlikle gelmeyecek olan binlerini bekleyen yalnz bir kzn zgn ezgilerine benziyor idi.
zgn, umutsuz arkm bir kez daha, her yandan gizlendikleri yerlerden byl ylanlar kanp, kendine doru aran byl
bir neyin sesi gibi karaltlan btn gzlerden sakl duran gizleneklerinden karyor, sonra hepten snk dudaklar, belirsiz
yzler, titrek glgelerle evremde halka oluturuyor, meleklerini aran bir tanry mmcasna beni aralarna alyorlard.
Gne vgy ileyen ak arklanma yle suskunca bouluyorlar, gecenin karanlk iinden szan okuma yazma bilmeyen bir
elinin gnlne indirilen melekut bir vahyin ilk iletisiymiesine benim tatl arkmn derinliinde yle altst oluyorlard,
cokunlua benzer albenisinden yle esrik oluyor, ylesine kendilerinden geiyorlard, geceyi unutuyorlard. Mor dudaklanma
yle dalyorlard, slak, zgn gzlerinin derinliinde onu evrenin dudaklar gibi bulduklann gryordum. Gnee vgy
ileyen arkm yakn bir douu bildiren bir tanaatsnn ilk ltlar gibi onun ardndan kyor. Bu gzlere bakmaya
dayanamayan ben, gzmn iinde alayan bir gz grmeye g yetiremeyen ben yle perian oluyordum, gz kapaklarm
birbirlerine kenetliyor, rkek bir glge gibi gecenin iinde kayor idim, teki karalular da birden dall yaprakl bir aacn
ortasndan akamlann kara gnde her yana uuup grnmez olan bir ku srs gibi dalyor, gizemli gizleneklerinde
giz240

jeniyordu. Kendi solgun yalnzlklannda benden duymu olduklar ezgileri benim yabanl, zgn sesimle dudak altndan kendi
ilerinde mnldanyorlard.
Ben geceyi byle geiriyordum; benim gecenin iinde byle (islerim vard. Karaltlar beni byle seviyorlard. Ben geceye
byle almtm; ben yle idim, ben byle "idim", ben "byle" idim...
Yine de kesinlikle gece olduum olmad. Srekli kendimi gecede yalnz brakr, gece olmama yol vermezdim.
Yllar gelip geti, ben byle gecede kaldm; gnleri olmayan yllar; aylar olmayan yllar; her yl 365 gece olan yllar, geceler
bitimi gecelere; geceler sinmi gecelere; byk kara, korkun bir adr alan... ii terkedilmi idi, lgnca, ararcasna her
adra giren, bylece kaak bir mahkumu aryor gibi olan korku yellerinden baka bir ayak sesi ykselmiyordu. Evet, kaak bir
mahkumu aryorlard; beni aryorlard. Korku yelleri hzla, kzgnlkla beni anyordu, bulamyordu. Ben gecede gizlenmitim;
ben korku glgelerine, yalnzlk inlerine, susku llerine, zgnlk koruluklarna sinmitim, ben geceye kamtm; gece
gizlemiti beni, ben de, beni srekli izlemekte olan kzgn korku yellerinin gzlerinden uzakta "karamsarln erin verici
koynunun soukluunda uyuyakalm", "kara bir inan"la yzyze gelmitim; "souk bir erin"le dolup tayordum... souktu,
karayd ancak... erin, inant; souktu, karayd ancak... "bekleyi"e dayanamazdm... souktu, siyaht ancak "umutsuzca bir
durgunluk"um vard; "rahat bir umutsuzluk"um vard... soukluk, karalk, umutsuzluktu ancak inant, erinti, rahatlkt, ruhu
kesinlikle yerinde
241

duramamaya g yetiremeyen, gnl beklemeye dayanamayan ben, zgn gzleri, srekli, annelerini yitirmi iki ocuk gibi
korku iinde perian bir durumda o yandan bu yana kouan, yerinde duramayan ben, kapya bakp duramam, bir yol stnde
oturamam. Hep, ylan sokmu gibi kvranp duran biri gibi ben, srekli gnlnn her an krlacakmasna gsnn
duvarlarna serte arpun duyumsayan ben ac eken ruhumun korkusuz azgnlnn son soluklanm vermekte olan gvdesini
ykmasndan, ierden gvdesinin sallanan duvarlanna ard kesilmeyen vurular indiren o kzgn canavann ezid, tehlikeli
vurularnn iini dna getirmesinden dayanksz kemiklerimin stunlarn ufaltmasndan, knp geirmesinden korkan ben...
Evet, srekli kendi yanlanndan dolup tamakta olduunu, kaynadn, grdn, srekli kendinden daha ok bydn;
kendi ksa giysilerini, kendi dar gmleini, ayan vuran, yaralayan, ayakkabsn bulduunu duyumsayan ben, iinin iine
smadn duyumsad da olan, kendi kendisiyle baa kp geinmek iin ne zavalllklar, gszlkler, yakarlar ve
abalara katlanmak durumunda olan kendi szlerine pek kulak asmayan, hep dikbalk ve beenmezlik eden, srekli kendi
pusualannda kendinden kamak zere .kulak kesilen ben; kendini bir ate koruy* mucasna kendi ellerinde bu elden o ele,
o elden bu ele aup tutan, hep yanklann etkisiyle inleyen,... ben, kendi kendisinden nasl aynlacan, kendi kendine nasl
durgunlaacan, kendi kendisine nasl alacan, kendi kendine nasl glmseyeceini bilmeyen ben.
Evet... byle bir ben, byle bir "kendim*, inantan, erinten, rahatlktan baka bir eyle nasl kalabilir? nan
242

kara, erin souk, rahatlk umutsuz da olsa yine de inan, erin, rahatlk.
Durulmann yle susuzluunu ekiyor, dinlenmeye yle gereksinim duyuyorum, ondan yle susuzca gereksinimini duyarak sz
ediyorum, ne durulmay, dinlenmeyi dnen bir glet gibidir o, ne de durgunluu arayp erinten sz eden, tufann savurduu
bir denize benzer.
Bu ikisi de bir deil; bu ikisi bir deil kesinlikle; evet! Gletin durgunluu ile tufann durgunluu bir deil; durgun glet ile
savrulduka savrulan deniz bir deil... hibir ey hi bir eyle bir deil. Gece her eyi her eyle bir eder, bir gsterir: gece
beni, bakalaryla bir ediyor, bir gsteriyor! Gece glet ile denizi bir ediyor, bir gsteriyor, evet, btn bunlar gecenin iidir.
Brak gece gitsin; gece gidecek olsa... Ah! Gece gidecek olsayd!... Keke gece gitseydi!... Oysa gece gitmiyor... Gece vardr...
Var da olacak ur...
Karaltlar ise bir sredir grnmeyen pusualanlarm dan kmyorlar; yorgun, zgn sesimi duymuyorlar aruk; meleklerin kanat
sesleri gibi, bu "gecenin yksek, sanal hcresi altnda yanklanarak yanksnn o tutkun, susuz ka raltlan tatl uan dlemsel
kanatlara kondurup gnein ykseke atsna dein miraca karan en akane gazellerim ile en grkemli arklarm susmu
artk; kimse gne vgy ileyen arklar sylemiyor artk; ufuk gibi gnein ileti tayc n karaltlann zlemli, durgun
gzlerinin pnarlar zerine dren o mor dudaklar ark mnldan mak zere almyor artk; ac eken umutsuz boazmdan
kp bu "gecenin kara atsna arparak k yamurlan gibi dnp karmda oturan yerlerinde duramayan ruhlarn
243

susuz, yank ileri zerine dklen gnein ycelii ile gnn albenisi konusundaki o en iirimsi szckler ykselmiyor aruk;
gnee vgy ileyen o uzun kasidelerin okuyucusu, gnn egemeni gkyznn byk divan ozanlar ncs, en coturucu
aydnlk aklarnn gazel syleyicisi, Zerdt tapnann ar imam, gne tapclk dini ateliinin dinadam,
Azerberzinmihr'in yanm mecu sisi, susmu, zgn sesi, karallan gizleneklerinden dan karmyor, gecenin ykseke
hcresi altnda arks yanklanmyor artk.
O imdi yorgundur! Ycelikle, itenlikle dolup taan, gnein sevgisiyle, isteiyle snan btn o arklara karn, gnn
zlemiyle bitkin dm btn o gazellere karn, uykuya dalm aydnlk anlannn uyandnlmasna ynelik btn o okdl
araylara karn, gelmeyecek olan bir yannn zlemini tayan, btn o yrek aulanna karn, sabahtan aru perdeme izmi
olduum bu "ge ce'nin ausmda bir pencerecik bile amayan btn o grntlere karn, bu gece anlattm btn o maslallara
karn, bu yolda anlatum btn o yklere karn gece ksalmad, yol ksalmad. Ben syledike gece uzuyordu, ben gittike
yol uzuyordu. Ben artk sylemekten, ben aruk gitmekten, ben artk trk yakmaktan, ben artk ark sylemekten yoruldum,
bitkin dtm, umutsuz oldum, suskun kaldm... ok suskun! Bir gece kalmu, bir de ben; suskun bir karalu idim onun iinde,

"yokluk iinde uan sanal bir kartal" glgesi gibi. Ben aruk bir glge idim, kabrini yitirmi babo bir ruhun glgesi, ba
dnm, zgn, durgun, ren bir mezarlkta kabirler zerinde dolayor, anyor, kendi lsnn kabrini bulamyor, gecenin ka
ra bltleri her yerde glge gibi onu izliyor. Gece byle idi, byle gece idi, ark sylemeyi kesmi, mnldanmay, trk
yakmay brakm olan bu suskun karalt, renler ile karaltlarn buluma yerinin glgelerini brakt, gecenin kaplad
egemensiz llere ba koydu, kendilerini bo yere utanmadan aalka gecenin acmasz ar admlar altna sermi olan
kimsesiz engin ovalann ortasnda yitik bir duruma geldi. Bylece gece kara souk rtsn zerine ekti. O gn bu gn kimse
sesini duymad, kimse onu grmedi, o yoktu artk ancak gece vard. Oysa gece olduu gibi duruyor; oysa gece kalacak... gece
gitmeyecek... gece var, yann yok.
te ben byle oldum. Gece idi, ylece gece idi ancak, ben artk suskun idim. Geceydi de ben aruk gnden sz etmiyordum;
gnee vgy ileyen kaside yapmyordum, aydnlk sevgisini ileyen gazel okumuyordum. Geceydi de ben artk ark
sylemiyordum; artk gne zlemi ileyen zgnlk verici arkm bile dudak altndan mnl danmyordum. Yksek ren
duvarlann, beni beklemekte olan ruhlarn buluma yerini braktm,, gittim, umutsuz ovaya ba koydum; burlann, surlarn
korkun glgelerinin olmad yerlere; ruhlarn, karaltlann olmad yerlere; artk karalulann, geitlerinin bilinmedii, yalnz
gecenin olduu, gecenin byle idii, byle gece idii; gecenin olduu, gecenin olaca, gecenin gitmeyecei, yannn
gelmeyecei yerlere.
Gece bamn zerinde duruyordu, ova, ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda durmu, her admm gzetliyordu, ben de
karala gzdikmi gittike gidiyordum, gece de ylece bamn zerinde durmu, ova, ayaklarmn

altna serilmi, yol, karmda durmu her admm gzetliyor, ben de karala gz dikmi gittike gidiyordum, gece de ylece
bamn zerinde durmu, ova, ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda durmu her admm gzetliyordu, ben de karala
gzdikmi gittike gidiyordum, gece de ylece bamn zerinde durmu, ova, ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda durmu
her admm gzetliyor, ben de karala gz dikmi gittike gidiyordum, gece de ylece bamn zerinde durmu, ova,
ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda durmu her admm gzetliyor, ben de karala gz dikmi gittike gidiyordum,
gidiyordum, gidiyordum, gidiyordum, gece de ylece bamn zerinde durmu, ova, ayaklarmn altna serilmi, yol, karmda
durmu her admm gzetliyor, ben de karala gz dikmi gittike gidiyordum, gidiyordum ki
Birden mi birden! aruc, grltl, byke, ilgin, iie, rengarenk bir havai fiek!!!!
Ne olmu ?!! Tannm! Ne oldu?! Bu nedir?! Bu da ner den kt?!!
Yanlmyor muyum? Niin, kukusuz, dlemsel bir oyun. Evet, gizemli bir hastala yakalanmm ben, kukusuz. Ancak bu
grnt, yle ivedi renk deitiriyor, yle ardarda gzkamatrc renkler, klar sayor, dnmeme yol vermiyor, kendimi
bulmak iin sre tanmyor, neler olduunu, onun da neler olduunu renmeme frsat vermiyor, an sersemletmitir beni,
rkmm,... Eyvah! Ne ekiim!
Birden her ey deiiverdi. Gecenin kara, tekdze perdesi her an binlerce odaktan, binlerce biimde, yzbin lerce renkte
yanyor, tutuuyor, delik deik oluyor...! lgin
246

bir grnmdr! imdiye dek hibir gz byle bir izlemeye yakalanm deildir. Gece ate almtr! Gece yanmaktadr!
Grnmez bir el, her bir bakmada, gecenin canna binlerce eit ate dryor, onu binlerce, biimde tututuruyor!
Oooh! Yangna bak, "adrlara* sram! adrlar karmda korkun bir dizi oluturan o iie girmi karaa drlarn ta
kendileriydi, altlannda korku yellerinin bu adrdan o adra geerek her yerde beni izleyen kzgn ulumalarnn hep bu kaak
mahkumu aramasna karn bulamad iie olan o iren, rkn adrlarn ta kendisi, bu ar darda dizilmi adr dizileri!
Yirmi dizi! Her dizi 365 adr.
Oooh, adrlar yanyor, atein alevleri adrlarn iinden dan sryor; adrlarn perdesi para para olmutur, ate yank
deliklerinin arasndan alevleniyordu; uluyan korku yelleri beni izlemekten vazgemi, beni unutmutur, korku iinde atein bu
daha kzgn, daha ivecen alevlerinden kayorlar; ate onlan izliyor. Ben, her birinin altnda uluyan, alc, korku yellerine bir

mr verdiim bu anmsamak istemediim karaadrlarn yann izlerken ne durumda olduumu bilmiyorum. Ne durumda
olmam gerektiini de. Sevin, bu durumda tayacam bir duygu olmaktan daha kktr. Bu batan baa mucizevi anlar olan
anlarda duygularm, en byk sevinleri, en coturucu enlikleri, en yce mutluiuklan ylesine geride brakm, ylesine
dorua km; en yce mutluluklar bile gzmde souk, tatsz, ufak glmseyilere benzer. Bu uzunca karaadr dizilerinin
ate almasyla birlikte, izlerken ylesine yok oldum; aruk *izlemek"ten baka hibir ey
247

deilim; baka hibir durumda deilim. Ben adrlarn yann izlemiyorum; "ben adrlann yannn izleniiyim", izleme
olmuum. Bir karalu idim, imdi karalt deilim artk, imdi izlemeyim artk, adrlann toplu yannn izleniiyim, bu ilgin
havai fiein izlenii, ilgin, ilgin, ilgin bir havai fiek!!
Gkyzn, binlerce renk ile n oynam aydnlatm. Her an binlerce rengarenk ate, gecenin bu kara perdesi zerine
dyor, atee veriyor, her bir karlkl bakmada gecenin karanlk gnlnde eit eit, rengarenk binlerce ate gl ayor.
Her saniye yzlerce renkli fiek frlatlyor, gecenin karanlk hcresi alunda her biri deiik bir biimde patlyor, deiik bir
biimde dalyor, oynuyor, dansediyor, yaylyor, yok oluyor, beklemeksizin baka fiekler, baka patlaylar, baka
yayllar... Her biri bambaka bir biimde, her biri bambaka bir renkte, her biri baka bir lda yta....
Yer yer, patlaylar, allar, yayllar, oynaylar, gkyznde ylesine bir skklk oluturuyor, iie geip birbiriyle
bitiiyor, ufku' batan baa aydmlauyor; gkyznden yldz, ard kesilmeyen ldaylar yayor. ok sayda, gz kamatrc
bir biimde ylesine skyor, birbirine giriyor, seriliyor; uzay tmden k, gkyz tmden aydnlk oluveriyor; ok renkli
tklann ltlar, atelerin grltl, ok yaylml patlaylarnn ldaylan, aydnlklarn parlaylan ile renklerin albenisi
k yamurunu yeryzne gnderiyor, benim uzun yllardr zerinde geceleyin yryor idiim yeri aydnlatyor; ,
doruklarn, kayalklarn, burlarn, duvarlarn, mezarlklann korkun glgele
rini yutuveriyor, bu byke havai fiein yzlerce gzel imeinin incecik mzraklan, karaltlarn gizli pusualanla nnn azna
da yayor. Bylece , birden, benim yllardr iinde yryor olduum imdi de bir kesinde durup izlemeye koyulduum
umutsuzluk ovasn batan baa aydnlatyor, gecenin kara perdesini bir bakta zerinden ekiyor. Ancak gkyznn orta
yerinde bir yldnmn lts gibi ok gemeden baklar, ba sonu belirsiz, kalabalk byk bir karnavaln kalabalklar
iinde yitirilmi, kk yalarda bir ocua benzeyen ben bu ivecen, okrenkli anlarda kendimi, zleyiin gl, aldatc
penesinden kurtarp yeryzne getirme olana bulamyorum. Yalnz geceleyin grm olduum yeri, doann, nesnelerin,
dalarn, aalarn, talarn rengini, birok eyi ilk kez aka grebilmek zere bu cokun anlarda biri gemiyor elime.
Byk havai fiek olduu gibi sryor; ilgin renkler, klar, ateler, lklar, patlamalar, k yamurlar, parlamalar,
almalar, snp yanmalar, suskular, iniltiler ile oyunlarn yansra daldnc izlenii havai fiei ilk kez olmak zere izlemeye
oturmu iki gz batan baa dalver mi, bir az ak, saatlerce kprdamayan, gzkapaklann oynatmayan, soluklarn
gsnde tutan kyl, merakl bir kzocuu gibi bam dndrm, beni aknlk iinde brakarak altst etmitir....
Ne byleyici, aknlk verici bir grnm!
Ancak ben yorgunum, gecenin iinde geen uzunca yaam, gzlerimi karanla o denli altrm, bu havai fiein gr
imekleri, grltl patrtl oynamlan ile gzka maunc klan onlar ok incitiyor. Onu izlemekten yoru lan gzm
kapattm da oluyor, ancak birka andan ok

dayanamyorum; yeniden her yerin gece olduunu, karalktan baka bir ey grmediimi duyurmuyorum, gzm zlemle,
korkuyla ayorum, gn banndaki bu ilgin grntye dalyorum, ancak ona katlanmak bir kez daha g oluyor. lgin bir
izlemedir. Grmeye g yetiremiyorum, grmemeye g yetirerriyorum. Bu byk gsteriden dolay gnlm zlemle dolup
tayor, ancak ruhum, btn bu ard kesilmeyen, aknlk verici rahatszlklan patlamalar ile bakaldniar karsnda
incinmitir. Havaya uup birden her biri nceden kestirilemeyecek, onu izlemek zere hazrlk yaplamayacak bir biimde
patlayarak havaya yaylan yzlerce, binlerce, yzbinlerce k fieinin bakaldrs ile dikballtndan oluan bir gsteridir.
Yalnz boyun eme karsnda durgunluk bulan ruhum ise bu gsteri karsnda perian dp ok incinir, onu, boyun emeyi
izlemeden baka bir ey durgunlatramaz. nan, erin, rahatlk, kara, souk, umutsuz olsa da onun iin, k yamurlarnn
dalgalanmalanndan, scak azgnlklardan, umut dolu zlemlerden daha ok teselli edici, daha ok durgunla tnadr.

Niin byleyim? Ate ile n byleyici danslann izlemekten niin korkuyorum? Neden karmda, her azgnl, her
dikball, her sray grmekten perian oluyorum?
Bolua inanmayan fizikiler: "Her bir kirpiin devinimi gkteki gezegenlerin devinimine etki eder!" diyor. Bu sz abartmal
dnebilirsiniz; ancak ben bunun "gerekle byle olduunu sylyorum. Ancak, "kii"de olgularn balants bundan ok ok
daha ince, daha etkili, daha oktur. "lkel atalanmzn, daha teki maymunlarla orman250

da yaadklar dnemlerde bir tehlikenin olumasyla duyduklar korkunun yansra korkun bir glgenin bir da kvnmndan
gemesi ya da bir aacn arkasndan stlerine dmesiyle ilerinde oluan titremenin, bugn yreimizin ucunda dalgalan,
ruhumuzun yznde glgesini, vicdanmzn gizli derinliinde yann tadmz gibi duyumsayabiliriz" diyen kii byle bir
gerei dile getirmitir.
Ben bu lkenin yansra bu lke halkndan olan bir soyun ocuuyum. ln cehenneminde biten bir aa. Ailem, derebeylik
ile bilim zincirlerini birletiren bir halka durumundayd. Ben derebeylie dmanm. Ancak kentlerde dinleri, iyerlerinin
tezgah, tannlan "gelir'Ieri, yzyir midrtbin elileri kat para, imamlar bozuk para, adalet ile sorgu tatulan da hesap tahtas
olan; kanlan, kocalan ile ocuklannn zenle sofra banda: "Geen yl falan ardmzda yirmiyedi lokma almu, bakalm
bu yl ka lokma alacak"... diye saydklan, onalt tr lamba fitili bulunduunu syleyerek her tr, alevlerinin ykselme oran
ile lamba alevinin her dzeyde ald biime gre; farcmsi, mumumsu, alevimsi, hilalimsi, dngms, yamurluum su,
tacms... diye adlandrd u "kk burjuvazinin kuruluk alak dilencilerini grdke midem bulanmaya balyor.
Derebeylik dnemlerinde, kentsoylulann ufack fare beyinlerine smayan aknlk verici mertlikler, ululuklar ile zverilerin
yansra, kentli kentsoylulann ufack gzlerini yamultan elaklklar; erkeke giriimler, yiite banazlklar, korkusuzluklar,
yreklilikler... kiinin olaan zelliklerinden baka bir ey deil, her kiide olur, az ya da ok. Belirli bir parasal tazminatn
denmesiyle birlikte "davadan
251

kolaylkla vazgeilerek", dman kim olursa olsun, dmanlk ne olursa olsun "dosya takibi"nin braklp, kin oran arttka
davadan vazgeme ederinin artt yerler, kentlerdir, kentsoylularn yaamdr. Oysa orada, dmandan alnmak zere
candan da, varlktan da kolaylkla geilir; dmann bir yoldan baka bir karyolu yoktur, o da dmannn evine snmaktr.
Bu durumda baba katili kolaylkla balanr, sevgili bir konukmuasna arlanr. Aann bir byk bklm, tmden
kentsoyluluun trel zgnlk, itenlik ile doruluk lsnn gstergesi durumunda olan tonlarca resm senet, bono, ek,
onay, szleme, gvence ile noterlik brosundan daha gvenilir, daha salkldr.
Kentsoyluluun ufack dnsel dnyasna bir bakn: Banyoya gittiklerinde vcutlar kuruyuncaya dein balanrun yansra
boazaltlann tra ederlerdi. Berbere para demeyerek bir tala iki ku vurmu olsunlar diye tra lann tellak yapard. Yine
ge kalksnlar diye o "tra yapard". Kentsoyluluk dnyasnn nl dahilerinden biri banyoda arkadalanna u tte
bulunuyor: Salannz girite u ra etmeyin, karken ura ediniz ki bylece "her on ykanta bir fark aun olursunuz"!
Neyse, kendi yalnzlklannn yce sszl ile zyeti nimlerinin snrsz dnyas iinde doay pis, kirli, aasanr bir ev
olarak grp tinel kulannn o byk akn bir yaam boyu bu dnyann tesinde yer alan o sonsuzlukta uuranlar ya da marur
atlann srtnda baklarn yitik duruma geldii engin ovalarda, iinde grenin bandan apkasnn dt yksek, almaz
dalarda drt nala giderek yol alp srekli ama olarak uzak ufuklan gz nnde
9
252

bulunduranlar ile gidip geldikleri yer, grev masasnn arkas ya da sat yeri tezgah olan, konaklan, mozaikten tanabilir bir
ev olan, kentleri, duvar ile duvardan baka bir ey olmayanlar, ln yemyeil banndan ekmek yiyenler, gz, parasal iler
biriminde ya da "gelir kesesinde olanlar, yllar oniki aya aynlanlar ile gnleri yirmidrt saate blnenler, srden bir yllk
bir kuzuyu ya da lden bir ceylan yere atarak kebap yapanlar, bylece be parmakla bir koyun ya da av hayvannn gsne

dmdz dalanlar, 150 gram salam ya da iki buuk si?) et alarak eskileri onu etsuyu orbas, adalan da gigot, ragot yaparak
gerisi hepten atal, kak, kat peete, tabak, yapma iekler, anlamsz davranlar ile almlarn yansra Dale Carne gie'msi
glckler... olanlar arasnda olduka byk ayrlklar vardr. Ksacas dnyay bir grmyorlar.
Ne diyordum?
Sras gelmiken syleyeyim, iddetli a bakmaktan niin korkuyorum? Grdm azgnlklar ile her srayn yansra her
frlay karsnda niin akna dnyorum?
Ben bir kylym, lde bymm. Her eyin, doann bile, kiinin baklar karsnda durgun, snk, engin olduu yerde,
her bir frlay beni aasyor. iddetli ktan, atein bysel oynay ile alml ldaylardan niin korkuyorum? Gzlerimi
mi kamatryor? Biliyorum; tutukevinde geen bir yaam boyu, hcre iinde yeermek, darlk ile karanlk iinde yaamak,
gzlerimi karanla altrm.
(*) Sir: Aa yukar 165 gr.'a denk gelen bir arlk l birimidir.
(ev.)
253

Byk dnya satran ampiyonu Aleksandr Alehin byk karlama salonlarnda bir anda krk kiiyle oynuyordu. aknlkla,
salona adm atarak krk satran aygtnn yanndan geerken bir ynde alt admdan ok adm atmad, yedinci adma vannca
geri dnd ya da baka bir yne, saa ya da sola dnd gzleniyordu!
Alehin yllarca tutuklu kalm biriydi, tutukluluk hcresi alt admlk bir odaym. Atalanmzm ormanlarn derinliklerindeki
korkulan bugn ilerimizde bulunuyor. Yirmibe yzyllk yaam beni ylesine kurmu: Alt admdan ok adm atamyorum.
Yirmibe yzyllk yaam gzlerimi karanla alurm. Yirmibe yzyllk yaam... Ne diyeyim, bu cmleyi nasl bitireyim?
Her azgnlk, her dikballk, her ykseklik, boyun eim, baeziklik; inii, baeziklii, boyun eimi, lm getiriyor. Her
sray, her bakaldr, ruhuma stnlk glgesi dren her ey u tarihin, sa ayrmmn zerine indirdike indirdii bir
balyozdur; karanlklarn n, tutsaklklarn kurtuluunu, gemilerin gelecekteki doulan n, varltklann braklrlarn
dikballk, yanklk, aknlk, boyun eimi, durgunluu, dzeni iimde uyandrr.
Yirmibebin fersah uzunluu olan, benim kar kar, adm adm yrdm, gemi olduum, yaam olduum, kendisine
dayanm olduum bu uzunca dar karanlk tneli tmdan iimde tayorum. Bana, bu yaam iinde btn bu aa saan anlan
anmsatan her eyden kayorum. Daha ok boyun eim, daha ok aalamm, daha ok suskular incitiyor beni.
anmlar, armlar, armlar!
Gururlu bir kyl, dan, ln, gn ocuu,
ln dikbal, gereksinimsiz sd ile bu yirmibe eneimsi boyun eimin ar yk!
Ben bu yk eneme doru eken daha ok arlatran her eyden korkarm. Gzellikler dnyasna da bu kanla, bu gzle
bakanm.
Ben bulutlan sevmem, yamurlan severim; fskiyele
rin ivecen fkrlann sevmem, boyunu geri dnmek zere edii andan balayarak severim; tanyeri aannca, ben yuvalanntn
kapsn atmda hzla dan kan, kendilerini lgnca bama yzme arpan, bylece havaya doru kaan gvercinlerin ani
uulannn grltl, iddetli patlayn sevmem; benim yerden verdiim bir iaretle gvercinlerimin gn doruunda
kanatlann ak brakp gslerini esintilere kondurarak ar ar, ince ince kpr daan belirsiz bir glete dmesine
yzme doru alan sevecen kucaklanyla evimin atsna yaknlaarak bir an sonra karmda durup hepten beni kendi en scak
en gksel marlanyla okadklar andan balayarak severim.
Ben kapan aar amaz sonsuz saydaki damlack an yzme gzme srayan, bardaa dker dkmez de kaynamaya
balayan, imdi kapaklan gitmi, dklmler diye kiinin yreini titreten, bylece cokulan ile kayna malan bitince

(genellikle de asitleri erken gidiveriyor) barda yan bo brakan teki "asitli kiiliklerde de olduu gibi meyva suyunu, ayran,
kolay, limonatay sevmem. Gide'in de deyiiyle "incelikten, parmaklanmn arasnda duyumsanamayan billur, ince, yksek,
incecik ampanya bardanda souk, kolay sindirilen yemyeil bir su yudumlamay, scak bir st imeyi severim".
Her eye yksekten bakmak isterim, alaktan deil,
255

doruu, g, kenti, koyan dibinden, kuyunun derinliinden caddenin zerinden izlemeyi sevmem. Kenti, bir minare
zerinden, ykseke marur bir doruktan, ykseke marur doruu da gn doruundan grmek isterim, batklan, doulardan
ok, alayanlar, fskiyelerden ok, gzellik utancyla balann omuzlann stnde srtp trpleyen bylece kendilerini oyuna
veren tatl alak gnllce zlfleri, imi bir yumruk gibi ban st ile arkasnda satlmak ya da kee yaplmak zere
biriktirilmi bir kei ls kl bohas gibi gze "arpan" bir de lm bir kargann buruturularak yaptrc, toplu ine, ivi,
i ile toplanp birinin bana aslm gibi devinimsiz, dalgasz, oyunsuz; esintiler gelince kamnn ii baka bir hayvann
birka sa kl ile doldurulmu olan kurumu bir tutkaln iinde lvermi kprdamayan "kii'nin ba, gvdesi, ruhu, gnlnn
titreyileri, kprdaylan, skmalar, atmalaryla scsbirlii olan; bir duyumsad olmayan, gerekte lm, ylesine gereksiz
yere o ykseklere dm ya da ban ardndan kellesini uzatm bir de grenin gzlerine svyormu gibi duran... bir kl
bklm durumundaki o kl bmesini zlflerden daha ok severim.
Ah ne gzeldir rmaklarn dkld yerler! Bu iki "yakn"n bulutuu yerler, kzgn, kprm, azgn bir rman kendi
tatan, somurtkan surlarndan suskun, srekli k yaayan uzak dalann barna dkld, vurulmu bir kaplan gibi kzgnlkla
titredii, cotuu, vurduu, inledii, ayaklanyla ta dvd, ban kayalara vurduu, zincir gibi halka halka olup bititii,
lk atu, gtrd, krd, sprd, buralara ulanca, engin, derin, ar bir denizin batanbaa kucak olduunu, ak
olduunu,
256

durgunca serilmi gz yolda kalm istekle, sevecenlikle geldiini, kendi denizsel arbalmn yzrts altnda uyanklkla,
glkle ona doru genilediini grnce durgunlat, erince ulat, btn azgnlklarm yuttuu kzgnln yansra
srkledii birok alrpnn yznn zerinde oluturduu kpkleri bir yana ittii, utkunun ya nsra sevgili konana
ulamann verdii erinle oluan glmsemenin ap aydnlatt bir yzle suskunca, sevin iinde, sevecence ilerledii, deniz
iin, denizin incinmemesi iin kendini denizin barna serte, hzla, kabaca dkmemek iin yaam boyunca, gecelerce,
gnlerce kucan ap, yolunu gzlemi olan bu yal denizin sevecen yz ile zlemli gsnn izilmemesi, kendisine zarar
erimemesi iin rman kendisini kendi iinde sktrp duran yatandan dar kp denize ulatka genileyen daha ak
bir yzeye serildii, ar ar durgunlukla, suskunlukla nce bir sevecenlikle dolup tam, iin gvenle dolmu bir biimde
denize doru ilerledii kpkle bulanm, kzgn, bakaldrm, ivecen rma. kendi eiinde boyun eimle bylesine
yumuayarak snm olduunu gren denizin btn bu sevecenlie karlk olarak, btn bu gzelliklere kar duyulan
zlemden dolay dilenen dudaklann kynn azndan ona doru uzatt, bu iyi gzel, sevgili sahabesini byle karlad,
imdi tam denizin yzeyine konmu, denizin evresinde ellerini yere sermi, gsn incelikle kyya koymu olan rman da
yumuaklkla, iyilikle, durgunlukla kendini vermenin enliiyle gzlerini yumarak ban ne doru uzatp alnn denizin
bekleyen sevecen dudaklarna sunduu kydan azck ne gidildii buralarda denizin sevgili yitiini yana ekerek onu, ocuu
yeniden bulmann verdii sevinle titreyen bir gnlle kendi
ne doru, kendi derin yalnz yreine doru geri dndrd, sonra her eyin durgunlat, ikilliin son bulduu bylelikle
varlk birliinin, hep yeryznde birlik erincini kendi gzleriyle grme dileinde olan bir gnein gznde gerekletii, her
"gei'en her "elde edi'ten, her "buluulan, her "kavuma"dan sonra ortaya kan inanan, deniz alannda grnd yerler...
Irmak denizin dosdoru yakndr, bundan nce denizin gsnde, denizin znde barnmaktaym, gnein aldatc yznde
kendisini denize sunan ise bu ln cehennemsel gneiydi. Bylece gnee susam bir yorgun olan rma, babasnn
kucandan, einin yatandan, elisinin gsnden, cennetinden, denizin iinden kard. Onu, yabana uzaklklardan gelen
frtnalara, geitlere brakt. Bylece bu kt yrekli, babo kervanalar deniz Yakubunun sevdiini yabana lkelere gtrd,
yabanc ta yrekli dalara satu. Orada, o "talk lke'de tasal somurtkan kayalklara balad, karbe yaz kefenine sard, souk
buzlu kabirler iine gmd. Acmaszca esilerinin klaz gibi deriyi, yzn, gvdenin zerinden yzen karla kark yeller
zerini rtt. evresinde dalarn tatan surlan ile doruklarn sarslmaz, korkun burlann ekti, gnein sevecen ss ile

amas'n umut verici , souk, donuk sszlna yol bulmasn diye, bylece ilkyaz iletisi, esintilerin okayc, dlere dald
ra ulaklan ile birlikte zerinden gemesin diye, tpk Pro methe gibi yabandk, yalnzlk ile unutkanlk ldrclerini onun
arkada yapt. Kan emici kanal da ev arkada yapu.
Byledir, (amas'n yerine zorla dayanm olan) Ze usun istemine karn, btn korkak ya da yalaka tanrlarn tersine bu
byk yalnz, dan doruklarndaki ak iin va*
258

rn younu veren bu tutukluyu, Promethe'yi grmeye giden, onu bln rmaklarn acdat iletisiyle teselli edip, umutlandran
yalnzca "Okeanos'un kzlarlayd.
Niin, btn tanrlar iinden Okeanos'un kzlar?! Anlalyor. Okeanos'un bu duru gzel kznn Promethe'ye benzer bir yazgs
vardr.
Hercul, Kafkas dalarnn yksekliklerinden indii sralarda, kartal vurarak Prometheyi somurtkan kimsesizlik yadclindc
acmasz sakalar lkesindeki yalnzlk zincirlerinden kurtard. Burada zerine douveren, kn balarn Okeanos'un kznn
elleri ile ayaklanndan aarak onu gnein akane okaylar altnda, ar buz tutukevinden kurtarp dalarn barndan
ykselen, koyaklara dolan, onunla birlikte ovalar aan esriimsi bakaldr, zlem, lk, sabrszlk duygulan iinde kendini
denizine, yurduna, eteine, ilk ile son konana Okcanos'u oluturan gkyznn bu lgnca yank yrekli gnein ellerinin
alunl parmak ulanyla scak okaylardr.
Bu yzden Okeanos'un btn kzlarnn yeryznde okyanusa doru, denize doru lgnca, hzla kotuklann, katklarn, her
kan da dalara doru geri dnmediini, Okeanos'un kz iin, okyanustan daa doru geri dnmenin olanaksz olduunu
gryoruz.
Artk ne rman boyun eim yenilgisinden dolay kaygland, ne de denizin gereksinim gszlnden korktuu yer
burasdr. iliksiz, acmasz dalarda tan, acsz ar tan eteine ba koyarak kara bir k geiren, kendi souk, karamsar
yalnzlnda susku iinde donakalan babo, lgnca geerek ak durgunluunu birbirine
(1) Okcanos, okyanuslar tanrs olup kzlar yeryznn rmaklardr.
259

kaan yrtc korku yellerinden baka kimsenin korkun buz tutmu sszlna giremedii rman imdi Isfent gneinin scak,
sevecen okaylar alunda suskun, souk donukluunun birbirine kararak eriyip, dilsiz durgunluunun dalann yoku
aalannda knn zgn aynltnn kona olan yerlerde denizsel dlerin, mavi dlemlerin, gelecein yeil dileklerinin
alml ezgilerini mrldanmak zere azn am, denize dek uzanan uzun yolunun sabrszlktan, kvamlan ile grlkleri,
kzgnlktan ile iniltileri son bulmu, imdi denizin barnda erine ulam, denizin kini ile karm deniz olmutur, batan
baa deniz olmutur, "denizi duyumsamtr" deniz onu "duyum"sam tr. Tpk Hallac'n Tanr'y, Selmann Muhammed'i, o
sve'ti hastann Yong'u, Yong'un hastasn, hi kimsenin Ali'yi, Ali'nin hi kimseyi... duyumsad gibi.
Evet, denizin iini kendisi ile doldurup taran bu "uzun erekli, kvrml topra kazarak yol alan" rmak, artk imdi ne geen
k; suskun, souk donuunu anmsayarak kn arpt kendi snk yalnzlk dalarna sanal dnnden dolay gereksiz bir
korku tayor, ne de uzak yce dalarn en yksek yamalannda, doruklarnda, yanklarn da bannmakta olan o, denizin kysnda
boyun eerek gururluca an azgnlktan ile dikbahlklann denize kar iine aup kendi denizinin, kysnn g, incecik
dolayndan denizi karadan ayrp uzak, uzun, eri br bir izgiyle sktran bu doal ince corafk smrdan nasl bir glk,
bir zlemle getii, suskunlap durgunlaarak kendisine doru ar admlarla ilerleyen rma karlad, Schen del^in de
deyimiyle, yeni ulam sevgilisinin alnna bir
(2) Schendel, 'Oluum Yolcuhitf
260

pck kondurmak zere dudaklarn uzattn grd' ndcn dolay... O sralarda boyun eimden en yumuak bakaldr
dalgalarnn birbirine katamad bir boyun eimden korkusu yoktur. Grkem kna rmak, denizin ka pisini bilir denizden yana
esen denizin iletisi ile braknti' sn dalara, kayalara, llere, koyaklara, ovalara sunan bir esinti ile kendi uzak dalannn
derinlikleri ile yksek k doruklarnn yksekliklerinden denizin kokusunu alarak dalarn yklenmedii, llerin
yklenmedii, ovalarn yklenmedii denizin iletisini yalnz kendi yklenen, eri* yen, gnein ateinde eritilen, denizin zlemi
ile hzla dadan dklveren, denize doru kkreyerek kzgn, yerinde duramaz dudaklarna kpklerin dkld, "ayanda
zincir" olduu bir durumda hzla atlan, dalann kvrmlarndan karak doruklarn arkasndan, koyaklarn gizlene inden ovaya
admn atar atmaz, ak dz ovaya gzn aar amaz, orada kendisinden nce hibir tan karagzlerinin grmedii,
grmemi idii, grmyor idii, uzak yoldan duru gzleri ile denizi gren, bunun zerine daha ok hzlanan, yankl artan,
cokusuyla kkreyii artan, kzgnlklaryla l anan, daha geldike gelerr, geldike gelen, birden denizi tanyveren hibir
aa gznn, hibir tarla gznn, hibir srngen, yrta, ku gznn denizi grmemi olduu yerlerde kendi gzlerinin
tand, doru tanyan, ne gzel tanyan, denizin kkreyiinin grltleri arasnda denizin hibir kulan iitmedii suskusunu
iiten bir rmak... Suskuyu ondan baka duyacak kim var? Hep kkremeke olan denizin suskun olduunu, suskun olduunu,
suskusunun ise zc, ar olduunu ondan baka kim bilebilirdi? Denizi iten de dtan da kendilerine balayp, kendilerine
eken balklar, gemiler, ku26

lar, yzcler, korsanlar, kaaklar, kayklar, sedef ve inci dalglar, tuz arayclar, balk avclar, deniz seven ozanlar, su
solucanlan, kpekleri, domuzlar ile bakalarnn kalabal iinden onun duru gzleri, denizin yalnzln tand da denizin
yalnz olduunu rman gzlerinden baka grebilmi olabilecek, grm olabilecek, gryormu olabilecek kim olabilir?
Ondan baka denizi kim yalnz grr? Ondan baka denizin yalnzln kim grebilir? Bylece o grd, hem de ne gzel
grd! Dosdoru grd, btn derinlii, genilii, byklne karn kendisini her aatan, her tatan, her diken fidanndan,
her hayvandan, her toprak ynndan daha aalarda brakp daha aa duran, dolaysyla kendisini ylesine atm olan, an
alak gnlllkten dolay byle olan denizin ykseklik llerinde yzeyi "sfr" olarak saylan her eyin yans ra eyciin
kendisiyle lld, bu da yetmiyormu gibi rnein sonsuz bir utanmazlkla bu tavalet, deniz yzeyinden 1120 metre
yksekliindcdir dendii denizin, kendi karsnda grd her eyin yansra eycik ile her kii ve kiicie kar kendisini
ayaklannn ya da ayak parmaklarnn altna dein eken bir "boa dikeni" ya da "Allah'n eei" bile olsa her ykseltiye kar
yine "sfr" kalan denizin ilgin alak gnlllnn altnda rman lsz, gururlu, mavi baklarn grd, hem de ne gzel
grd! Dosdoru grd de ondan baka denizin "yksekliini kim grebilirdi, kim grmt, kim gryor? Topraktan anlayan,
tatan anlayan, gzleri artarak denizi yenilgisiz, gl, mutlu, suya kank, gereksinimsiz, varsl sanan; bylece denizin ne en
rkn kayalann d ile knlacan, ne en kesici kllann vurular altnda kesileceini, ne en kzgn yumruklarla ii dna
geleceini, ne en korkun ya262

nardalarn eritici, yaka ate harvarlar^ altnda yand* m, ne her yl iinde doup len milyonlarca balk, balina, timsah ile
suylan, kpei ile atnn yansra irili ufakl milyarlarca hayvann lmne karn koktuunu, ne de her gn d dnyadan, her
yandan zerine dklerek yamalarn dolduran harvarlarca rengarenk amurlar ve tortulara karn bulandn, renginin
deitiini, srekli, her mevsim, her yl, salkla, salamlkla, gle, yengiyle dolup taarak gldn, aladn,
dalgalandn, kendisinin yaam ile mutluluk kayna olduunu, ormanlarn, ekin alanlarnn, yeil alanlann rzkn ulatrarak
llerin susuzluunu giderdiini, byk gemilere bu yandan o yana yol gstericilik yaptn, g, gn gneini kendi
soluunda rttn, cehennemsel gnein yakc pnarn kendi keskin, gergin kvrmnda tuttuunu, yalnz yeryznde
alamadn, onun gkyznde glmseyiinin bir yld nm olduunu, kzgnlnn gkgrlts, yamurluunun gne,
okaynn yamur, yellerin onun elileri olduunu, gnein onda doup, onda battn, ayn yzn okadn, yldzlarn
iinde ykandn, yeryznn yansra gkyznn susuzluunu giderenin o olduunu... savunduka savunan denizin gleri,
yengileri ile baarlan kalabalklarnn arasnda...
Irman gzleri bu gzalc baanlar kalabal arasndan yenilgisini buldu, grd, hem de ne gzel grd! Dosdoru grd de
ondan baka kim denizin yenilgisini grebilirdi, ondan baka kim denizin yenilgisini grmt, grmtr, gryor?? kim??

(*) Harvar: 300 kg. arlnda bir Iran arlk birimi. (ev.)

263

sa Mesih bir yoldan geiyordu; "grmeme" acsyla yanan bir grmez, eleine santarak zerine yryormuca stna,
eriyormucasna gnlden lklar alyor, alyor, barp, aryor, onu brakmyordu. Isa elini tutarak onu ayaa kaldrp
"nanann gc seni iyiletirdi." dediP)
"Yakan, saldnyormucasna direterek srekli olmas durumunda karlk bulur."^
"Belirleme"nin olmayp nlem olarak da bir giriimde bulunulmad yerlerde, "istemek"in btn varl ile ruhun btn
organlarn ve glerinin bu yolda iletilmesiyle, "itenlik"in ierdii glerle ortaya kmas, btn varlmz bir "islemek"
yapmamz, sal bir istemek olmamz, inan, umul, inanla dolup taan iten saldrlar ve atlm larla "istememiz" durumunda
karlk alnz.
Gl inan "yaraur" kilidi elimizde olmayan, beceri, dzen, nlem, dahilik baparma ile alamayan kapal her kap,
mucizevi, inan, ak, itenlik gcyle saldnms, buyruumsu bir biimi olan bir istein iddetli, hzl saldn s karsnda
knlverir.
"Ak buyruk verdiinde "olanakszlk" da boyun ei verir." )
G balan baa karmdaki uzak ufuklara dein ba dndrc renklerin yansra klan iinde bomu olan havai fiein
k yamurlarnn oyunlar, taknlklar, patlaylannn ilgin bys, erin arayan iimi altst ediyor, karanla alm
gzlerimi kamanyordu. Grmeye g yetiremiyordum. Amansz cokular ile yrek titreG) Alexis Carrel, 'Dutf (A)A.g.y.
(5) Schendel, les causeries de la solitx4de, s. 9264

meleri ezgin ruhumla oynayordu, grmemeye g yetire miyordu. Karanlk her yeri yutuyor, her ey yeniden gece oluyordu...
Her yer gece oluyordu...
Tanr'ya kar gizliden gizliye beslediim sevginin gcyle, yalnz kaldm sralarda edindiim zahiiklerin gcyle, a
olan inancmn mucizeviliiyle bu amansz patlaylar kyametinin bana geip haykrdm: Dur! nan krbacyla tufann
savurmakta olduu bu denizin bakaldr m dalgalarnn ba ile yzne yle vurdum, buyruumsu yakarmalanmda bulduum
gzyalaryla kark bir acnn yansra bir yanklkla bu ate, renk, k kyameti tufannn dineceine, bu lgn patlaylann
son bulacana inandm, yle de oldu. Gecem gndz oldu da "nar"m rrvana". Nemrud'un yangn, zerimde brahim
bahesine dnt. Her bir ate fiei al bir gle!
Gz kamatrc renkler ile klar, saldmmst, buyruumsu yakanlanmdan doan bir mucizeviliklc ar ar birleip yumuack,
incecik, okayc gn aarmas renginde bir k oluturdu. evrenin somurtkan, gergin dudakla nnda ktan bir glmseyi
belirerek dou dalannm yksekliklerinde yllar nce bat denizinde batm olan bir gne ykselip gece iinde, gece
gecelerinin korkun paralarn uzaklara srp benim kara bilgisizliimin aHira"s zerine, benim "mmf gnlmn zerine
esinsel yeil bir k ldayp, ktan bir yol, Samanyolu gibi, karmda benden sabaha dein ln yzeyine ekildi.^
Bir an geciktim, onbe yl sren bir an. Bu ba dndrc mucizelerle bylenmi! Eli'nin ilk vahiy yldnm(6) Yakn bir
gelecekte bir elinin kn bildirici nitelikte olan imler.
265

nn iine arpt anki korku, kayg, zlem durumunun tpks. Onbe yldan ok gecikmemitim ki ok saydaki *ir hasat"^ ile
bu dinin bir nceki elisince verilen saysz "bearat"^ ruhuma bu "beliri"i benimsetmi, gnlme bu 'gnderilii tantmt.
Yangn iinde geen onbe yllk gecikmeden sonra yola koyuldum; Ik yolunu tuttum; o "nirvana'yla birleen bu Tao". Hicret
balad!
Gne, bamn zerinde durmu, ova, ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda her admm gzetliyordu, ben de aydnla

gz dikmi gittike gidiyordum, gne, bamn zerinde durmu, ova, ayaklanmn altna serilmi, yol, karmda her admm
gzetliyordu, ben de aydnla gz dikmi gittike gidiyordum, gne, bamn zerinde durmu, ova, ayaklanmn altna
serilmi, yol, karmda her admm gzetliyordu, ben de aydnla gz dikmi gittike gidiyordum, gidiyordum, gne, bamn
zerinde durmu, ova, ayaklarmn altna serilmi, yol, karmda her admm gzetliyordu, ben de aydnla gz dikmi
gidiyordum, gidiyordum, gidiyordum, gidiyordum ki birden! birden! karmda bir tapnak!!
Eugne Ionesco tapma deil, Strindberg tapna deil. Ne "bekleyi"... Ne "gne"!
"Aligere tapna"! Hindistan'n derince barnda, minaresi gne renginde dilek gibi boy atm, d gibi ince, bir lk
boyunda, bir "an"nn incecik boaz; yeryznde tutuklu bir gnle ynelik bir lk, gn miracna doru bir an...
(7) Bir nceki elinin son eliye ilikin mutulan.
266

Ana kaps mavi bir tapnak, "izleyicilerdi "uratracak" bir kabare sunucusu, baklan kendine balayacak, elendirici
olacak, babo gezinenleri ve gz otlatanlar toplayacak rengarenk ss katlar ile klarn yansra hokkabazlk, grlt
patrt, gz aldatmalar, gz krpmalar ile mimikler deil. Evet, bir kabare sunucusu, bir dan dng'in kaps ile penceresi deil.
Bir mescidin girii, u Sa faviler dneminin gz kamatrc mescitleri ile Kacariler dneminin, grmeye gelenlerin beenisini
kazanan ayna ilemeciliinden deil, bir Bat... kentinin btn klandrmalarna karn braklm bir ii mescidinin ar,
itenlikli gzel kaps, boluk dnemlerinin ans, onda doatesi akla eriyip kzarm gnllerin itenliiyle, ar inana
dalgalanmakta; krmz, sar, kara, beyaz, mor, rengarenk olmayan bir kap; bir renk, katksz, gsterisiz, gzel bir lacivert,
"yakar" renginde, gkyznn, gz ya dolmu bir rahibin, yalnz bir tapmann gzndeki suskun, gn aar ufkunun
karsndaki bir dan eiliindeki renginde, Bilalin Ebu Kubcys dandaki mescidi renginde. Katksz lacivert, gsterisiz,
ancak topraktan, tuladan, fayanstan..., deil. Dikmeleri "inanla doldurulmu, duvarian itenlikle rlm, rengi gkyznn
ar, duru, mavi derinliinden arnmtr; yaratln ilk gnndeki ilk douun renginde!
Maviyi semiler, mavi olan baka bir alemin buluo duu konusunda kimse kukuya dmemi gibi.
Kubbeleri altn yapraklarla rten kimselerin ne denli duygusuz, maddeci, bu dnyal gnlleri varm! Altn m? Ne denli
pazarc, kara, aalk bir dnceleri varm! En byk stnlklerin yansra gzellikleri alunda gryorlarm, altn
renginde deil, altnn kendisinde, altnn
267

deerinde. Eli'den stn olduuna gre Tann'nn altn onunkinden ok olabilir, kovalar altnla daha ok dolu olabilir,
mam'dan stn olan Eli'nin de ondan daha ok alum olabilir. mam'n bizden daha kutsal olmas, ellerimizin oluklan inkonun
yansra tenekeden, onunkinin de altndan olmasndan dolaydr. Oysa bu renk daha o andan tanrsal duyumsayla tednyasal
duyumsay iin seilmi, bu duyumsay ortadan kalkmtr. Deilse balangta ruhlarn o alemin renklerini iyi bildii o
anlarda tmden orada rengin gksel olduunu, mavi olduunu, lacivert olduunu, her yerin yakar yeri olarak mavi renkli,
lacivert renkli olduunu gryor imi.
"Yakan" ya da "duay izmek istersek ne renk izeriz? Doal olarak dua mavi renklidir. Gkyznn yansra deniz niin hep
kutsal dnlmtr? Niin denizin ortasnda yeryznn hep su olduu, gkyznn de hep gk olduu yerlerde bu dnyadan
uzaklaarak baka bir dnyaya yaklatmz duygusu gnlde gleniyor? Bu dnya hepten gkyz olup alttan da drtte
su olmasna karn ona niin "aalk topraklk" ad verilmitir? Niin yeryznn bu drtte birlik blmesinden usanlmtr?
Niin gksel alem soluk denmiyor? Yeryznn drtte lk blm ile btn gkyznn bu aalk dnyann dnda
tutulmas yalnz mavi rengin saygnlndan deil midir?
Bu mescidin kapsndan geelim, iine girelim: Yksek kemerler, byke hcreler, gzel stun balan, olduka ince kire
kesmeler, nemlendirilmi, yapmnda stn bir sanat kullanlm pahal fayanslar, billur, parlak, temiz, ykanm mermerlerle
denmi tam ortada, ortasnda yeralan bir pnarn srekli cotuu, srekli dalgaland,
268

evresinden srekli suiann tap dkld bir su havuzunun yansra sular slak tozcuklar gibi havada serpitiren bir fskiye.
Bakann ruhuna arlk vermeyen, yeni, incecik, anlaml bir erin esinleten enlendirici, i ac, ak bir sahan; aydn
lambann ve donya lambasnn verdii kla deil, ay ile grnmeyen sahan kendi yumuak manevi alnda tann
duru albenisine kapurm, duvarckla nnn glgesinde, aymn tlus altnda dler ile dileklerin oka komaktan yorularak
utku ve memnunluk g: lmseyileri ile aydn bir yzle uyuyakald, uzaynn cennetsel ruhlann gezenei, n alnda
kendilerini suskun bir esrikliin iine batrarak yaylan duvarlarnn yanlan ile ykseke atlannn meleklerin ve n aydn
.caddesinde basamak basamak karak aynn atsna dein giden, kula sevecenlikle, tanklkla okayan grnmez kanal
seslerinin buluma yeri olan bir ay. Zahitlerin gnl yakanlarna benzeyen bir ezgi, hcrelerin ykseke lavanlanna
arparak baka bir alemin kylanna doru yanklanyor. Gnl de kendisi ile birlikte hibir szcn ayak basmad masum
lkelerin gizemli snrlarna dek gtryor. ElHamra'nn yksek minarelerinden ykselen dlere daldnc akam ezannn
ans, SaintPierre Kilisesinin grkemli tavan altnda okunan Gregoire ezgisinin manevi yceliidir... dersin.
Yaamn aa verici, yalanc ekimelerinden uzak bir biimde bu tapman lacivert giri kapsndan ieriye snmay, tapnan
tabanna dm olan rengin yansra sessizliin dlemsel aydnlnn glgesinden gemeyi, o pnarn yanbama varmay,
elimi yzm o suyla ykamay, yzmde hibir kir kalmayarak renklerimin tmden temiz269
4

lenip benzerimin kendim olaca bir biimde ya da tmden kendimden annp neyim varsa, ne isem ykamay, hi olmamay,
yalnz da yalnz bir "gereksinim" durumuna gelmeyi, gururdan ykanarak, genelden annp, bana bulam olan doadan,
kaltmdan, tarihten, evreden, kar dncesinden, rengarenk dncelerden, isteklerden, yabanclktan annp abdest almay,
itenlik iinde boulmu, zlem iinde erimi, gereksinim iinde yok olmu olarak gemeyi, bir hcreye snmay, bir yana
ekilip yalnz oturmay, artk bir gereksinimin elilerinden baka bir olduu olmayan bartlarm tapman kaplar ile
duvarlarna yneltmeyi, yok etmeyi, imeyi, olmay, doymay, kanmay, menmun olmay, durgunlamay, niyaz iken naz olmay;
naz m? Evet naz, kime kar? Bu tapnaa, kaplan ile duvarlarna kar, bu stunlara, hcrelere, su havuzuna, pnara, tapnan
aynda szan yanna, hcrelerine, kemerlerine, ta tana tabanna, tulas tulasna yapsna, bu tapnaa, bu tapnan
ruhuna kar; ite buraya gelen herkes ya izleyid ya da gezgin olmu, ya bir fayans karmak zere gelmi bir hrsz ya da
tapna ambar, sat yeri olarak kutlanmak zere onarmak iin gelmitir. Deilse tapna tapnak olarak kalsn diye
onarmazlar, ancak pazarda bir onur, bir saygnlk kazanmann yansra hac iyi bilinen, iyi biridir, iyilik ileyicidir, ahiret
adamdr... denmesi biiminde somutlaacak bir sevap elde etmek iin onanrlar. Dolaysyla bu bin birka yzyldr bu kafir
mminler srs ierisinde buraya bir abdest alp bir namaz klmak zere gelmi biricik mmin kafir benim. Tapna, iinde
(8) Dinler tarihinde, aknlkla (Dou'da olsun Bat'da olsun) byk elilerin, dinlerin dinsel, bilimsel aktmlann ounun
aa yukar l.. 5 6. yzyllar arasnda olduunu gzledim.
270

tapnan kimseden baka ne mutiu edebilir? Tapnak, kubbesini altna bryen, alsn katranlayan, badana yapan, boyayan,
kapsnn zerini ssleyen, onun iin harcamalarda bulunan kimselere en ufak bir teekkrde bulunmaz. Ne diyorum ben?!
Tapnan ruhu, su ile renk mimarlarndan inciniyor. Tapna tekke yapanlardan, sau yeri olarak grenlerden, ev ile tapnak
arasnda bulunan yerden ge, topraktan Tannya, lmden dirime dek uzanan bir yolun uzunluunda bir aralk olduunu
anlamayanlardan da; tapnak fayartslann ven, kire sslemelerinin fotoraflann eken, sanatsal gzelliklerini dile getirmek
adna sama sapan szler syleyen izleyicilerden ve gezginlerden holanmaz. Yzlerin skk, gereksiz kararll arasndan
tapnak, srekli iinde gereksinerek yakanta bulunacak bir kulluk edicinin bavurusunun yolunu gzler. "Gereksinim" ile
yakan"n bir kkten gelerek aralarnda bir yaknln bulunmas ne ilgintir, ne gzeldir!
Kime kar naz? Kendime kar naz, "kendilerime kar naz, her biri beni yllarca kendisine kulluk eden, kulu yapan, her
birisinin iddias: seni bir yerlere gtren benim, aradn benim, deerli olan benim, iyi olan, soylu olan benim, "senin kendisi
olman gereken"... benim, biiminde olan "ben"lerim. Ben de inanmtm, onlar da beni yllarca kendi inanm mritleri
yapmlard, beni kendileri ile birlikte gtrsnler diye bir yaam boyu iimin rtleri iinde bir ate tututurmu olan yrek
yakc susuzluumu gidersinler diye, bana baan yzn gstersinler diye, beni erince eritirsinler, doyursunlar diye onlardan
her birisinin boynuna ne aalar, ne uralar, ne umutlar balamtm da yapmadlar, onlardan hibirisini yapmadlar, yalana,

bo,

rk idiler de! Yoook... Dosdoru szl, itenlikli, gzel doal idiler, ancak gsz, ufak, deersiz idiler. imdi ise ben
kendimin yansra bekleyen o cennctsel "gereksinim" boynumu bu "ben"lerin elinden kurtarm, herkesten sakl bir biimde onu
bu pnarn yanbana ulatrm, bu tapnan okay dolu, gvenli, durgun aralna ekmiim, bylece onun mucizesiyle
kurtuldum, doydum, erince eritim. Her biri gereksinimin zerine dp boazn iddetle, kinle skan benlerimi kendi
zerimden, onun zerinden uzaklaurdm, ac verici, ackl bir ameliyat karlnda soldum, kprdadm, imdi ise varln
yaratl eiindeki yokluum gereksinimine benzeyen gereksinimin susuz, gl, korkusuz, basz, kendini benlerin,
bakalarnn dolandrmasndan tmden karm, susuz, erimi bir biimde umutla dolup tam, zlemle yorgun dm, bu
kuru dnyann yank lnden gemi, kendini korku iinde hzla bu pnann yarubana eritirmi, snp kzaran elleri ile
yzn souk, duru alayan dalgalannn iine daldrarak serinlemi, erince erimi, durgunluk bulmu, memnunluk, zyetinim,
yeterlilikten bir dnya ile bu tapnan iinde kouuyor, uuuyor, ark sylyor, glyor, ayaklan ile yerleri tepiyor, kahkaha
auyor, couyor, hcreden hcreye, kemerden kemere, sahandan havuzun yanba na, havuzun yanbamdan duvarn nne
zplayp duruyor; enlikten duvarlan yumnkluyor, ayaklaryla, yerleri dvyor, ban stunlann diplerine vuruyor, dnyor,
gidiyor, geri geliyor, zplyor, oturuyor, uyuyor, yuvarlanyor, kalkyor, oturuyor, eiliyor, ayaa kalkyor, duvarn zerinden
atlyor, dnp dolayor, tapnan sahan zerine atlyor, glgeleri tutuyor, aydnhklan iiyor, havay emiyor, yukan zplayp
gkyzne el dediriyor, ay trmal272

yor, yldzlan karyor, frlatyor, kaplan duvarlan dvyor, stunlar kucaklyor, skyor, lk auyor, brakyor. enliin
lgnlyla yzn yrtyor, alnn yummkluyor. Bylece eli aya yaralanyor, gzleri tutuup kzaryor, kan doluyor, yz
kanlar iinde kalyor, dudaklan tir tir titriyor, boynu atlam, soluk solua kalm, gvdesi ezilmi olarak erince kavuuyor,
durgunluk buluyor. Aynda ykanm tatan yer sergilerinin zerinde yere uzanyor, boazndaki kanser dm birden
zlveriyor da alay, alay, alay
tapnan duvarlan ile kaplar sallanyor, tapnan suskusu adamn ezici alaynn vunlan ile yenik dp dklveriyor;
bir kubbenin knlan billur atsym da blmeleri bir bir dklyor dersin. ok gemeden her ey durgunluk bularak erincin
durgunluu tapnan zerine ar, aydn bir glge dryor, bir yaamn sonu gelip atyor, coku dolu, kargaa dolu, ac bir
doumun grlts sesveriyor da "baka bir dnya", "baka bir yaam" balyor.
#
Kopan bir kyametin cokusu idi; bu dnyalnn yaam mezarlnda yanklanan bir srafil suruydu; bir kabrin alu stne geldi,
bir iskelet kalkverdi. Yarauln balangcndan beri yitirdii kszn arayan babo bir ruh onu grmeye geldi, o da dirildi
de lmden sonraki yaam balad...
Adam kendine geldi, gzlerini at, ayaa kalkt, maara arkadalarndan; Ashabu'lKehfden: Yazksay uykusuna yatanlardan,
kaya tutuklularndan, Dakyanus'un halifeliinden kaanlardan biri " yz yl" sonra "uyku"dan
273

kalkm dersin. Ancak ne bir Dakyans var, ne bir kent, eski paralar gemiyor, kimseyi tanmyor; herkes lm, her ey
deimitir. Evine gidiyor, ev yok, kent yok, bir arkada, bir tandk, bir yakn yok. Baka bir dnyadr, insanlar baka bir dil
konuuyor, kimse onu tanmyor; onu anmsamyor; btn yzler yabana, bombo, uzak.)
*
Hani tapnak? Buras neresi? O kemerler nerede? O havuz, o pnar...? Hani ben?... Evet! Tapnan ruhu iime szmtr; yok!
Benim ruhum tapnan iine domutur. Ben tapnam, tapmak olduumu duyumsuyorum, bu havuzdur, bu da pnar, imdi o
kemerlerin kendilerini, o stunlarn kendilerini, o kaplarn, atlarn kendilerini gryorum; duyumsuyorum; ben tapmam.
Hani o? Kim? u buraya gelen kii; bu havuzun yanbanda e! yz ykayarak abdest alp benim hcremin u aralma gidip
yakana durdu, namaza durdu, kapma, duvarma o denli zlemle bakyordu... u o denli yorgun olan, banp aran, lk
atan, frlayan, zplayan, kvranan, ban stunlara vuran, sonunda yaral, yorgun kanlar iinde kalm bir biimde baylan

kimse; benim pnarmn yanbanda tatan yer sergilerimin zerinde yere uzanmt, adam...! O, o mu? Benim! Burada yere
den, "biiveren*. imdi ayaa kalkan, kendine gelen; antmsayabilen, bir ey anmsayabilen ben. Haaa... Bir tapmaa
snmtm; kaps mavi olan bir tapnaa, koyu lacivert, gn renginde... Gelmi kendi pnarmda elimi yzm ykam
abdest almtm; sonra o hcreme gitmi, namaza durmutum; zlemle kaplarm, duvarlarm szyordum, sonra...
ldrmtm, tutumutum
(9) Ashabu'lKchfe, les sept dormants d'Ephs, yazksay uykusuna yatan yedili* ad verilir. (Bkz. Massignonun bu adl
kitabna.)
274

da imdi ne olduunu, ne olduumu bilmiyordum. Kvranp duruyordum, stunlarm kucaklyor skyordum, du varcklarma
pene atyordum, evremi lklarla titretiyordum, sonra kanlar iinde kalarak yorulmu bir biimde kendimden getim;
bayldm da sonunda tatan yer sergilerimin zerinde bu pnanmn yanbanda yere iziliverdim.
imdi kalkmm ne gryorum?! Neler gryorum? Ne biim dnya!? Ne biim yeryz? Ne biim gkyz?... Artk yok bir
yeryz; her ey gkyz m olmu!? Varlk mavi bir giri kaps, melekut inivermi; perdenin tesi almtr; cennetin g
benim albeniye kaplm gzlerime glmseyerek pck konduruyor. Tann'nn egemenlik biriminin gkleri gzyamn scak
damlasnn iine damlyor...
Ne gkler! Yokluun geniliinde; Tann'nn yceliinde; akn scaklnda; umudun aydnlnda; onurun yksekliinde;
balln duruluunda; itenliin ykanm lnda, almln tanklnda; "sevgi"nin grkem, gzellik ile sevecenlii
anlnda...!
Ne diyorum? Tembel, gsz, kirli szleri nereye gtryorum? Ey szler! Susunuz, neden sz ediyorusu nuz?
imdi ben baka bir dnyann eiinde durmuum; O gne, toprak, yaam dnyasnda gzme yabana gelmeyen ey suskudur,
ondan baka ise grdm her ey yabancdr, tank deildir. Ancak nedendir bilmiyorum, burada "yabanalklan gzme
tankm gibi geliyor", oysa suyun, topran, yerin, atein, "drt" kiinin bulunduu o dnyann btn tantklkian bana
yabancym gibi geliyor. Buras neresidir? Nerdeyim? Ne olmuum? Ne grece275

im? Ne olacam? Ancak bilmiyorum. Ancak kurtulmu olduumu duyumsuyorum, bunaltc, dar, kanabuianm bir dltten
incecik, gzel, tertemiz bir yataa domu gibiyim, iyi duyumsadm, beni inanan yansra umutla dolduran ey, bir bitii, bir
balay duyumsamamdr. Bir snrdan gemiim de nmde tank sevecen sevimli kurtulu ufuklar alyor: Kurtulu:
Mukea! Doru sylyorsun Budha! O aclar "samara"sndan, "karma"nn o i bu landna dolabndan kurtulmuum. imdi
"erin" ile "kurtuluun an engin denizi ayamn altnda; imdi durgun, snk "nirvana" atei bamn zerinde, ben de batan
baa bir bak, ocuksu masum zlemlerle dolu baklarla bakyorum, bu ufuklann ardndan doacak olan ne olacaktr diye.
Yokluun tesinde, lmn tesinde bir dnya diyorlar. Bilmiyorum, ancak aydnlnn, btn glgeleri, btn karanlklar
ykyacam biliyorum. Ne olduunu bilmiyorum, ancak onun gzel, durgun, grkemli nn imdi ufuklan nmde aydnlatp
her an daha gl daha aydn olduunu gryorum.
Ne durumdaym! Kimbilir ne duyumsuyorum?! Kendi yaraulm kim duyumsam? Kendi balangtan kendi gzleriyle kim
grm? Balyorum, "yaratlyorum". Tanr, dudaklann kendi tanrsal ilgi ekici sevgisi, gc ile soluklaryla benim susuz
dudaklanma kondurmu, gvdeme kendi ruhundan flyor, ben de kendi diriliimi, Tanr ile yakn oluumu her solukta
duyumsuyor, yreimin biraz sonra arpmaya balayarak nabzmn atacan biliyorum; evci, soluyorum, solumann ne
olduunu nasl niteleyebilirim? Soluk almak! Bu kutsallk dolu uzayn ierisinde! Sonra bir yaam boyu yaayp soluk
almamak, hava almamak,
276

boulmak, bunalmak, solumak o da nasl? Nerede? Nasl bir ortamda? Baka bir dnyann ilkyazsl gn aanlannm ar
pnarlarnda ykanm! Ne hava? Sevecen, eli ak, rahmet bulutlarnn yamurlan alunda kalm! Ne hava? Yemyeil dilek

bahelerinde, am gllerin, ozanlann gzelliklere doru uuan dlemlerinde am bahelerin, Tan n'nn melekleri, aklan,
bilicilerinin gzel kokulu anlann da am gllerin kokusunu tayor...
Ne bileyim? Btn bunlar bir dilsizin, bir ruhun ilginlikler dolu miracndan sz etmesi; ilginlikler lkesine yaplm bir
yolculuun anlann aktaran bir iitme engellinin anlalardr... Ne diyeyim? G yetiremem ki; Ne olacak? Bilmiyorum. Var
olann yansra olacak olan yeni bir dnyadr. Bu dnyada olanlann dnda kalan yeniliklerdir. Ben de grp tandktan sonra
anlatmay bekliyorum. Belki de anlatmaya gerek olmaz, belki de g yetiremem.

Ah karmda ne uzun sayfalar yry yapyor, ne korkun, ne rpertici bir yry! Ona dayanmak iime bir bezginlik
vermitir. Ah u sersemletici geit bir bitse! Bu uursuzluk dizileri brakmayacak m beni? Niin, niin, yaammdan birka
yl balasnlar diye bana bu bela "ebabil1' yamuru altnda bu denli durup susacam7 Ba anla nna dayanp susmakta
lklarn dayankszlnda olmayan bir g olduu da olabilir. Bunu biliyorum, ancak bu saflarn ard kesilmeyen glgeleri
gzlerimi antm, her birisinin ayaklan altndan kalkan karartc tozlar beni ok mu ok incitiyor, korkuyorum, ah! Kayg ile
karamsarlk, havay bir kez daha ne souk yapt! Titriyorum, ok souk oldu, bu ac ile zgnlk saflarnn izlenii bir kez daha
277

yormu beni, souk duygusu, yorgunluk duygusu, ac duygusu... Hava karanyor...


...sabah oldu!

Gzel bir geceydi! Ne gzel geti! Ne tapnak! Ne namaz! Ne yakar! Ne cezbe! Ne mira! Ne isra! Gece geti. Gece bitmi
gibime geliyor. erden, erken uyanan serele rin, kargalarn, kulann sesini iitiyorum. Pencerelerden koyu, halsiz bir aydnlk
odamn iine szyor. eriye girmek zere kendini camlara arpan yarn"dr bu. Daha odamda oturmakta olan dn gecenin
ardndan, imdi yan nn ayak sesleri! Odamn etkisiz kalyor, rengi solup gidiyor; ne zamandan beri bamn zerinde
durmu, sevecenlikle, ballkla beni izlemitir! Ne zararsz bir yrek yanklyla yalnzlmda arkadam, gece
yolculuklannda yoldam olmu, beni aydnlatyormu da suskunmu. ok yorgundur, dinlensin diye brakyorum! "Yann"
odama gelsin diye sndryorum onu; pencereyi ayorum "dn gece yanmdan, odamdan kasn diye, yazk! Ne gzel bir
"dn gece"! Sevecen, tank, yank yrekli! Ne ac ekici, vefal, sabrl bir hasta bakc! Benimle dizdize oturuyor daha;
"yarn alt saattir varm souktan dolay tutulmu olan ayak sesi, konumasnn, ksrnn sesi sokaktan, komu duvann
arkasnda kulaa gelip her yeri dolap bahenin iini doldurmu, o ise ylece beni brakmyor. Vefal kalmtr. Dnden beri
ban eteine koyup uyuyan beni brakmaya eli varmyor, dizine ban koymuken ne altnl dler grdm biliyorum!
Belki de o tapnan iindeki lklarmn yansra zlem dolu okularm duyumsam da beni uyandnp "yannn bu bilinmez
souk,
278

ulanmaz "bugn'n eline brakmaya gnl varmyor. Doru, geceleyin ne utangalklar, gnldalklar, itenlikler olur!
Gndzleyin ne utanmazlklar, incitmeler ile sersemlikler! Ne yapmal, kalk ey dn gece, git, yarn gelmi, ben de yorgunum,
ypranmm, bu lanetli saflan grmeye dayanamam artk. Korkudan uyumaya gidiyorum, onlan g remem....

Benim iyi "dn gece"m dnd geri, gece, bu gndzn sevgili ada Ali'nin acsn bilen, derin, tank, yalnz geceyi mahrem
bir etek, nlemeye deer grrd Ali. Gndz, aalklarn baklarndan salan ltlarla kirletilmektedir, karanlk ilerin
ardndan koan sevdallann karaborsas, alak, dolandnc tilkilerin zplay, sray alandr. Bir 'adam'n ac eken ruhu ,
ister istemez bu gnde bir "aslan9 klna girip gnl tufan zerine bir erincin glmseyiini kondurmaktadr. G eden
ruhlann doa lesel mira ve isra yolculuklarnn evik binei, a gzyalarnn iyi etei olan biricik ey gecedir, yce,
gizemli, anlaml gece.

Gnlmn tan, al olan o dn gecem dnd geri, bu aalk utanmaz gndzn yzsz gzlerinden kurtararak apan
kucanda gizledi beni. Her yere yaylarak her sabah beni boynumdan nasrl elleriyle tutarak kendimden, kendi mahremimin
sszlndan dar eken, kentte dolatrlan bir st gibi her sokan pazara, kervansaraya eken, "kalabalkNlann, kirletici
ekimelerin, bu kt gnll, tatl, alak, kle doal, dml grmezlerin iffetsiz baklanndan salan ltlar karanlnn
derinliine... eken bu babo gezip dolaandan neler ekiyo279

rum. Her sabah, akama dein beni bir tutsak gibi bu dolandrclk pazarna gtryor, 'ne dinleri olan, ne de zgr olan" bu
stnlk bilmez, karc, kii sauclanna bir de u "duyun"lann bitirmi aydnms yalanclara sunuyor. Bu aydnmstlar, onun
yerine bilinci geirmeyen^*0), "ebahurrical ve la ricalPf**) varoluuluk felsefesinin anlam ile "hibir eysiz" olan^*2)
Tann kendilerini kendi "niteliklerini kendileri olutursunlar diye "var" etmesine karn kendileri ylesine megul, ylesine
kurumsal sorunlara dalm, gnlk sorunlara, salkl dinlenmelere ylesine dalm, "anlk ile pislik" ya da "yenileme ile
sanallama, Fanon'un da deyimiyle "maymunumsu, tiksindirici yknmeler" iinde boulmu ya da "kafeteryaya sk sk
gitmekle ya da arkadalardan birinin evinde yrtlen silahl ete devrimlerinin yansra iddetli, tehlikeli siyasal
savamlarda uraarak... kendi niteliklerini oluturmay balatmak zere ellerini suya daldrma olanan bulmam olan,
dolaysyla bombo bir "varlk" olarak kalp "nite lik"siz, "hibir ey"siz olan kimseler. Niteliksiz varlk olanakszdr,
kuruntudur. Evet bunlar da olanaksz kuruntulardr, "biim" bulmulardr! Arlklan, boylan vardr, baka bir eyleri yok!
"Var" olan "hileredir. Vardrlar, ileri, gleri, sesleri, yerleri, deerleri vardr. Eli kalem tutan o sevgili arkadamzn da
deyimiyle: "Byk dinlerinin en byk ldar albenisiyle yaamlannn yansra dahiliklerinin vnmeye deer en nemli
kahramanlk iirleri, srek(10) Maurice Barr6
(11) Hazreti Emir'in deyimi.
(12) Varoluulua gre, tann ya da doa, herhangi bir neden olmadan, bu yaratn ne yapacan, nasl olacan bilmeden
insan varetmitir. Tarih boyunca bu bo varlk, kendi niteliini, kendi naslln kendisi oluturur.
280

li tam zamannda ulamaldr.11! Bu da bakalar iin ne byk ansszlktr.


amatal kukla kimseler!
Gndz benim nc iime yarar? Gndzler, bu gnlk yi adamlar iindir; "ben yaamm boyunca hibir yere ge gitmemi
biriyim"ler iindir. Felsef karamsarlklarn, isel aalann, yaamlarnn ackl bilinmezliklerini, yazgla nnn tinel, sanal
aalanru, Omran Bankas ekililerinin iyiletirdii kimseler iindir. Bunlar, sol ya da salan tmden "a'n gereini,
"konum"un gereini haykran bu "yerli" tavuklar ve horozlar gndzle iieler, gece ise uyurlar, durulurlar, ancak... kendi
aasn haykran, gecenin bannda ln bu suskusu ve karal iinde, onlann, ailelerinin mutluluk samanl amur damlannda,
"geceleri bir kefen gibi grnen" ak keten bezlerine kendilerini sarp ml ml tatl bir uykuya dald ln bu "korkun
gvenlii" iinde, onda uykudakilcrin horultulan ile uyank kurtlann gzlerinden salan klar dndaki her aln,
boaznn kesilerek her n ldrlmesi gerektii gecenin bannda, lmn ykp geirdii bu "yabansl ada"dan uzaklarda,
kendi yeil inan lkesinde, "toplumun bilgisizliinden kam, kentin bu dar, karanlk koyandan yalnzla ekilmi, buluma
yeri olan "Cebelu'nNuiun ykseklerinde, kendisine ileti getiren Cebrail "Htrasnm penceresi nnde, bu ln bir sonuca
ulatrmayan sabahak amlarn yabanc, gneinin yksek dou doruunda kendi gnl ile diz dize oturmu, iki bekleyi
gzn gzetimimin gizemli dudaklanna dikmi, gnein her douu, her bat ile birlikte duyuncunun uzak, sonsuz lkesinde
sabahakamm haykran, kendi tapnann minaresi281

nin boaz kendi olduundan, l dininin ezan okuyucusunu deil, kendi dnyasn bildiren kiinin gndzle, l cehennemi
gneinin iren alaka glc olan gndzle ne ii var? Ne ilgisi var? Bu karaborsann bask, bu nalc tavan, g
alunda yalnz "para kokusu"nu, "ehvet" kokusunu, "hret kokusu'nu alan burunlar bu dnyadandr; sofu glnn konukan
kokusu, Vedasal afyonun fstldayc neesi, mesihsel ikinin badndrc, enlendirici esrikliiyle o havayla dolup taarak
hep yere eilimli olan eteini yitirmi bir beyin "baka bir alemdendir, hep resimler olan bir alem de; resimlerin yaraucs
odur.*1^ ...da "sevgi alemine varm olan bu kavim her gece akam namaznda u beyit:

Herkesin gnei gece olunca batar


Benim gneim doar her gece akam namaznda ilerinin elctirisiydi onlarn, sermayeleri geceydi onlarn, gecenin
glgesinde, kavuma ile aynimalann yetitirdikleri olurlar,
Benim iyi dn gecem, kendisini dn gzle bekleyen braknusn grmek zere dnd geri. Her an gndz, her zamankinden
daha yabanc, daha iren, daha inciticidir; gece daha tank, daha gzel, daha actda geliyor; "bugn de her zamankinden
daha yabana, daha iren, daha inciticiydi.
Ne iyi, sevecen bir gece! Issz odamda oturmu, pencerem, benim biricik yaayan yerlisi olduum bu durgun gizemli mezarla
alyor. Burada btn komularm kendi aasz, erin verici yalnzlklannda kalk grlts(13) Mirza Habb Horasannin
iiri.
(14) Aynulkuzat, Ak Risalesi
282

n sessizce bekliyor. Mezarln Pamasse'trK1^ Bu iki, ehvet, para kentinde, aksz, tanksz Rosace'sz kentte, bir
"ake"nin zerindeki byke kentte, ruhla dolup taan biricik an aralk!
Mezarln Pamasse'r! Ne ilgin bir yer! Bu pislik iinde boulmu, usuz bucaksz yadelde, "yaam alannda ben olabilen
biricik aralk Pamasse'm benliidir! Ne ilgin bir ad! Ancak Atinada deil, Paris'te! Dalarn gururlu yksekliklerinde deil,
mezarln dk alaklklannda! Zeusun gzel kzlarnn tapna deil, lm ocuklarnn gmei!
Penceremi Pamassem benine doru am bu kendi bahelik alanmda ve yaam alannda her yerinde "ha aalarfnn bittii
bu bahede, bu Roma'nn SezarManyla bir dnceyi paylaarak yahudilerle, ferisilerin ibirliiyle dnemin Yahuda'snn
ihaneti sonucunda her biri aslm bir mesih durumuna getirilmi olan Zeusun dokuz gzel kzn izliyorum! Gzellikler ite
sanatlar tanralannn ka besi, ak, gzellik, insanlkla dolup taan gnllerin tapt olan Pamasse dann o yce ar, imdi
Pamasse mezarlnn deersiz sevgisi olmutur, bu kendi znden kesilmi dack, bu gnlmn nefret ettii korku, lm
mezan Par nassen beni iine dm!
Taa uzaklardan Seine'in kysnda sanatsallnn mucizesiyle gzlerimizi byleyen gzel Eyfel kulesi g(15) 1960'da Paris'te
Raspaile caddesinde, Chalcheur sokak bir numarada oturuyordum. Odamn penceresi Montpamasse semtinin mezarlna
bakyordu. Parnasse, yksek tepesinde ulu tanr Zeus'un dokuz kznn yaad Yunanistan'da bir dadr. Zeus'un dokuz kz
mzik, iir, heykelralk, ...gibi gzel sanatlar tanralanyd.
283

rnyor. Ancak geceleri, stnde yorulmakszn ardarda dnp duran dner lamba, ssz odamn karanlk ortamn gz
kamatrc klanyla aydnlatyordu, bir manastrdr da snvermi.
Ne ilgin! Bu demir kulenin boyunda, ben andan ana daha ok, her gz krpmada daha ak olarak tapnan altn minaresini
gryorum! ilgin! Dounun uzaklklarnda, uzak bir sabahtan ulaan bir ezan sesi, bu kulenin boazndan y jkseliyor gibidir!
Ne ilgin! Gzmn nnde Seine, yer yer ndus almllnda oluyor, yer yer Kzlrmak grnmnde, yer yer... yeil Frat'n
ateli, an dolu kvnmlarnda... ilgin! Gnein bat denizine konuverdi. imdi bu durgun gecenin rts arkasndan benden
uzakta, ancak benimle yzyze... gryorum, ne diyorum ben?! Ancak iimin kaps ln susuz, snk kylanndan ykselerek
"her saat evresindeki ya oran artan yan snk bir k edasyla" ardarda yeeriyor, aluns! dallan gzetiminin duvarlan
arkasnda gkyzne uzanyor.
Her yandan ufuktan ufua yaylm bu ln gsnde dokuz yzyl sonra bir atlnn ivedi tozutumu ykselmi! Hzl koan doru
atnn stnde douun yksekliklerinden dklerek tan aannn cokun pnarn yanp, k caddesine koyuluyor da ilerliyor!
Gnlme her an baka bir coku dren nal seslerini, yerin ardndan iitiyorum. Bu gecenin ssz bir aralnda, bu sonsuz
suskun ya delde, bu kentin mezarlk olmu Pamasse'na alan bu pencerenin nnde durmuum. Baklarm bu tozlarn
derinliklerinde yitik duruma gelmi, gnlm yrtc bir ku gibi, benden kap, o zgr, mutlu iki krlangla kanal kanada

umak zere kendini lgnca duvardan duvara vuru284

yor, ben ise kendisini tutmak zere kafesini iki elimle skca tutmuum.
Ne gtr bu pencerenin nnde durmak!
Ne ilgin bir gecedir bu gece! ki dolu bir havada soluyor gibiyim. Meleklerin yumuack yamuru altnda oturmu gibiyim;
yayor, yayor, yayor da gitgide hzlanyor. Her damlac bir melektir, gkten zerime iniyor. Ne bileyim ite?! Bir
gazelcik sylenmekte olan da Tanrdr, aka, sevecen, okayc gazeller; bu yamurun her damlac o arklardan bir
szcktr.
Ne ilgin bir gecedir bu gece! u dnya iinde ne byk sevinler oluabilir. Ne byk mutluluklar yaratabilir yaam;
dopdolu, smscak, lapta l zlemler, coular, cokular, tokluklar, kanklklar oluturabilir; o denli de derin, iddetli, ar,
geni, yksek, benzer, ilgin; aclan ise! Ancak yazk, bu ii neden srdrmyor, daha ok neden ac yadnyor, daha ok
aclar, zntler, yadellcr, susuzluklar, tutsaklklar, yoksunluklar, incinmeler, ikenceleri beeniyor bilmem. Yok yok, sevin
de yaratyor, hem de ok, ancak daha ok bir aznlk iin, bir dut tanecii iin kanat rparak zlem lklar atan seremsi
kimseler iin; yank llerin susuzluunun lgnl ile yakclna susuz olan, melekutun yceliine gereksinim duyan
gnller; gzel, alml inanlar besleyen gnller; sevmede olaanst yetenekleri olan gnller; yarauln yaratmaya g bile
yetiremedii gzellikler yaratan gnller iin, bu gnller iin bir yapt yoktur. Bunlar, bu pis, ucuz, gncel aklar,
gereksinimler, szler ve gzellikler pazannda ylece yalnz balarna kalmak, sylenceler retmek durumundadr.
285

Sylenceler, tarihin doyuramad^ ruhlarn duyduu bir gereksinimdir.


Yok, yazk olur, bu tatl, scak, iyi sy, bu ac, souk szlerle harap etsem! Ne oluyor bana! Gvdem yle snm! akaklarm
vuruyor, bam arlamtr; afyona benzer bir ey alm gibiyim; biraz sersemlemi, biraz en, biraz esrik, biraz baygn, biraz
akn, ok... bilmiyorum... ok iyiyim! ok!
Evrenin btn zerreleri beni vyor gibidir; gky zndcki btn yldzlar bu gece benim ok mutlu olduumu grmekten mutlu
olmu gibidir; onlarn beni, zellikle de geceleri, bu zamanlarda, bu karanlk, sessiz, ssz saatlerde byle grdkleri olmam
da., srekli perian, karamsar, dalgn, zgn, ao, somurtkan olmuum; gkyz, sevecen Tann'nn zerime yayd bir
yamurluk gibidir; btn melekler gelmi, evremi sarm, beni okuyor gibidir; Tann beni dlerden bir sedye iine koymu,
an, ilen, gl bir akn almllyla yerden koparm, sedyem tatl dilli en meleklerin kanatlan zerinde yanp snen en
yldzlarn arasndan geiyor, imdi ben evrenin uzayndan gemi melekut alanna girmiim gibi. imdi sonsuzluk alan! imdi
snrsz doaesi alan, imdi bulanmam durgun yokluk l. imdi akn sevecen, duru, bysel douu... imdi karmda
tannsal umut ile zenin korkusuzca ykanm iyi ufuklarnn dudaklarnda beliren bir glck; her yeri kla doldurmu, stm
olan bir glck, imdi Tann'nn gven verici glgesi, imdi de ben, Tannnn sevecen dizlerine ba koymuum, imdi ise...
Tapnak! Ondan baka bir ey yok... Ondan baka bir ey yok...!
286

Ne gzel bir leme! Ne mucizelerle dolu bir gece! Eyfcl kulesinin snmtr, bat denizi yokluk denizinde batmtr;
kentler, duvarlar, Granche Duvan tmden lm, varlk artk yok imdi; doa ile birlikte onun pis dourduktan, zamanla
birlikte onun sulu ocuktan hepten gitmi, artk ne gece var ne gndz ... artk ne gkyz var ne yeryz, artk ne zaman var
ne yer, ne ben, ne Manche, ne de benim mezarln Parnasse. Toprak yeri, dalan, kentleri, burlan, surlan, tutukevlerini,
arlar tmden yutan bu Nuh Tufan'ntn, bu yeryzn kaplayan su taknnn duru sular kaplam, ben kurtulu gemisinde,
yalnz, zgr bir biimde, tmden bana kar boyun eerek deniz yolculuumun yararna ileyen tufan dalgalarna kar tapnaa
doru yol alyorum! Kabe, tufann dalgalar arasnda
ban kaldrm ilk yerdir!^ Bunaltc ar gk, bartsn bamn zerinden kaldrm; melekut, sonsuzluk ve doatcsi,

bamn zerinde adr kurmu, bilinmeyenin dlemsel ufuklar benim aakalm zlemli gzlerimin karsnda beliriverdi.
Ben de hzl yryen, altta butlan olan zlemli bir krat gibi yaratln ardndan kouyorum. Evrenin dousu ile bats byke
iki kanat durumuna gelmi, benim koltuk altlanmdan kmtr da beni, dlerin gei inceliinde, zlemin uu hznda
tapnaa doru srklyor.
imdi tapnak! Yerin, hibir arnn kandrmyla, hibir ynne aramayaca manevi kble; o "gne"in cokun pnarnn
gn iinde au, Tann'nn da ona o "adlar"n gizini rettii, o "emanefin ar ykn omuzla nn yklendii gnl kabesi.
(16) 'Dahvu'lArz* kssas ile bunun Nuh tufan sylencesindeki izleri.
287

imdi tapnak! Eii, tutkun ruhun ka snn; yerin yalnz tuluklusu, uu gnn zgn kuu, pislikten esrik olmu kartallar
ve kargalar topluluu iinde, yeri, ilk do unvlkesini anunc, bu znt dolu yadelin srgnde* ki bir barksznn gksel
cenneti; duvan, alarn rehinesi bir ban dayana; uzay, bal bir cann kurtulu gezenc i; havas, anlarn tatl kokulanyla
dolup tayor, mihrab, gzyalannn dokunulmaz etekleri; ruh ile Tann'mn bulu* ma alan; bekleyiin alm kuca, yalnz
bir tapmann yolunu gzlemekte; gzn gnlne dikmi, gnln, bau n tayrckli denizinin souk kysndan, Parnasse'n
terkedilmi, bakaldrm doruundan, ayksek" ancak "snk Eyfel kulesinin yanbandan, pnarlar, yamurlar, ehvet ve
iki ekiimleri lkesinden, Virgile'in gl lkesinden, o yalanl snk bo Panth6on tapna glgesinden, Zeus'un idam
edilen kzlarnn zntye brnm mezarlndan... dopdolu bir gnl, ancak bo ellerle yeryznde "babo iki barksz
gibi, ilkyazsz iki krlang gibi, gkyznn altnda korku iinde an, yenice kalkt; yrtc kiisatalan ile yrtclk
cahiliyesinin diri diri gmenlerinin gzlerine grnmeden, o glk dolu "yoku"larda, can korkusunun olduu, lmden daha
lmcl olann pusuya yatu o korku dolu gecelerde, "yardm" sz verdi, "g etmek" zere szleti, inin iinde bir sre
bekledi biricik "in arkada", g yolda olan gnl, onu bir eli yapt, ortakkoucular ve ikiyzllerden korkan tekininse
korkusunu giderdi: ncleri Tann olan 'o iki yalmz, akn, kimsesiz1 konusunda ne diyorsun?" diye.
Bylece o, "kendisini nden, arkadan koturan yabanl, evcil atlardan, bir genin inan gc ve aknn

mucizesiyle kurtularak, toplumla olan sk balann kopard, o iri gvdeli "aa"n eski kkn kesti, ate denizine gnl
balad, yola koyuldu, ate pskrten bu ln yank gs ile suskun sszlndan geti, sslerini att, ruhun iinde sarnp
durduu "abaMy vahiy kazycsnn buyruuyla yrtt, sevgili smail'inin yansra A zer Uzza"sru da yanna ald, Nemrut'un
ateinden, Firavn'un byclerinden, Kayser*in handan, YusuPun kurtlanndan, ortakkou cularn, bilgisiz banazlk
koruyucularnn, boylarn ba kanlan ile kt dnceli yandalannn kana susam, kin saan kllarndan korkmad, "Bel'am
Bagurlar"a bakmad, Ukkaz Panayrlan ile Mucne'den Zu'lMecaz'dan geti; Kananlar, Firavnlar ve btn "kle", "put" tacirleri
nne geldiler de o satmad, bakalan hep satt, ucuza da satt, ondan pahalya saun aldlar da iinde bir ses hep satma diyen o
satmad, ban ne eip, gzn yere dikip, gnln ge balayp, tapnan grnmeyen ruhuyla ruhunu balayp,
kendisinden gn aarna dek uzanan k caddesine koyulup "odhinin Tuba aacnn ayana ulancaya dein geldi de
geldi, orada on be yl bekleyedur du; kin, kskanlk, korkaklk, n, dolandrm tanrlarn ve zetapclkla, zn satmlkla,
nllkle, utangalkla, dzelticilikle, geleneksetcilikle, onu gitmekten alkoyan, "kalc" duruma getiren ya da geri aran ne
varsa onunla savaarak yendi, Makdis rmana ulat, iinde bedenini gusletti, salarn kesti, bu "Medine"nin
"Zu'lHuleyfe"sinde "sar" ihrama brnd, HCebelu'nNur"a trmand da gzlerini doruunda au.
imdi gn pencerecii, "Hira"! O an brahim'in evi, Kabe!
289

Elimde elik put, arkamda adak olarak altn tyl deve, yorgun zlem atn koturuyor, melekut ezannn arsna gn
yakar boazndan lk atan bu tapnan grnmeyen ruhuna ksk "lebbeyk" iniltisiyle karlk veriyorum.
Elimde elik pul! ln babo ruhu, sahrann yalnz kurdu, benim Azerden emanet olarak, onun da atala nndan kalt olarak
ald put.

Yank ln sonsuz enginlik, suskunluk ve durgunluunda; dikbal, somurtkan Elburz dalarnn ylmaz ycelik ve
byklnde olan ben kendim, ldaans ocuuyum gereksinimsizlik pnarbalannda su bulmu olan, yksek aclar
ocanda ate imi olan, rkn lufan lann, korkusuz olaylann, kanl devrimlerin, krbalan altndan gemi olan, tarihle
kahraman yontucular ile da kazclarn keserleriyle vurulmu olan, benim de bedeninin zerine sert demirden bir zrh rm
olduum, bana slatlm elikten bir mihfer geirmi olduum, bylece korkun bir doruk, silahn kendisine etki edemedii
bir Efrasi yab durumuna gelmi olan, bylelikle de benim tutsa olduum, onun taptm, iim hep onunla uramak, dinimin
hep ona tapmak... olduu bir put!
Pul mu? Put, bir de tapnak m? Azer ile putkran brahim'in putu mu? Ben imdi brahim'in Makam'nda^ oturmuum. Birleme
elisiyim. Ben "Ev"in kurucusuyum. "Kiiolu" iin ilk evi ben kurmuum*1
Bu, ben deil, cahiliyedir, evimi, "erin* yerini, "gzellik* ile "ak"n bulutuu yeri putevi yapm olan. Tan*
(17) Kabe'nin yaknnda bir yer.
(180 "Evvelu beytin vuzia linnasf (Kabe konusunda Kurtm)
290
J

r'nn yerine, Laf; gzellik, sevgi ve inanan yerine, Esaf, Naile ile Uzza'y oturtmu olan; "Ruh'lKuds" kilisesini Bar
Papa'nn kaps, sonsuz Ahura alevleri ocan ise boulmu "Milka Milka" mutfa, Hint Nirvana tapnam Be h Nevbahar
putevi... yapm olan.
Ben, btn eliler ile putknalann iletilerini gnlmn bitkin omuzlarnda duyumsuyorum. Ben bir "Ehli Hakk*m, Ali'nin kesin
klesi! Benim dosdoru nderim, Medine gnlerinin yengili arslan, hurmaln yalmz, zgn ruhu olan, Tann Elisi'nin
omuzlarnn zerine karak, Kurey'in btn "resimlerini, arca aa "yontularnn ya nsra cahiliye, kfr ve irkin iren
izimlerini, sslemelerini, antlarn silen, kran, kazyan Ali'nin.
Doru, o da, kentin iren baklanndan uzakta, Araplann kt, bulank, aalka Manlay"lanndan uzakta, tapnann an,
dokunulmaz barnda dodu!
Ne gzel bir "teeyyu'"!
brahim'in Makam'nda durakalmm, ezginlie uram korunmasz ellerimi "yanp tutuan iki gereksinim" gibi, "uzaklardan
birilerini yardma aran somut iki lk gibi tarihin uyuyakalm bu engin ovasna doru amm, parmaklanm masallarn
sisli atmosferi iine daldrmm, btn "altn alarn alun rgl ipek gmleine dokunuyorum; yal gzlerim bu tapnan
kapsna dikilip kalm, imdi btn yaratln zerini kaplam olan bu tarihin byk suskusu ierisinde btn tednya
elilerinin gizemli mnitianna, ince, duru rmaklar gibi bilinmezlikten akarak bu tapnan minaresinin ucundan lklar atan
bu ezann dolup taan gl rmanda birleerek, gn aarnn, gecenin kara iinden douunun yumuak291

lnda, akn ac eken susam bir ruhun iine sznn s aktnda iimde akp, susam yreimi, yamurun altnda katm,
scak, tozlanm bir (esti gibi ykayan, doldurup taran mnlutara kulak balam bir durumdaym.
elik putu, gezegenin gl, byk, btn gnllerinde var olan btn kinler, kzgnlklar, umutlar, inanlar, aklar ve
lgnlklarda var olan bir gle birden taa alverdim. Bo bir cam gibi, inancmn uzunca boyu zerinde, tapmamn
sabahn incecik sap gibi dan gsnden ykselmi olan altn minaresini knverdim!
imdi ise sra bu ikincisindedir.
Tapnak kana susar. Tapnm hep kanla, adamayla olmutur. smail! Bu kutlu adak! brahim'e bak. Gnl balad yavrusunu
ak iin kurban ediyor. Ba cierparesinin grtlana dayyor. Bu yaam boyu aclarla, umutlarla bytt yavruyu "kendi
eliyle "kesiyor". Ak "itcnlik"tir. Gnlsz, acsz yan aydnlar da tutturuyorlar adak da ne oluyor diye. lgin! lgin! Neden

anlamyorlar? Kan isteyen, adak isteyen o deil, sevendir ona byk gereksinim duyan. Ona, yok, gnlne, kendine, inancna
gstermek istiyor: "Ben smail'imi bile kurban ederim sana" diye. Kendisinin sevmek ve inanmak konusunda kesin olduunu
gstermek isliyor! "Kesin"! Btn yaratlmlarda olmayan eyi, doann iinde bulundurmaktan yoksun olduu, yapmaya g
yeiremedii eyi, iimde ben bulundururum, ben yaratrm. Evet, ey inan! Ey ak! Ben artk yokum; benim artk bir eyim yok;
senin hibir ortan yok; birsin sen; ortakszsn; esizsin; her ey sensin; ben de yokum. Bir eyim yok; istemiyorum; ben dnya
eri deilim, "ben kadn, altn, makam eri deilim." Ben bu murdar sofralara
292

a deilim ey ak! Ben bu kflenmi hatalara, bu ac sulara susam deilim ey inan! Ben, inancm, akm yaamakla bile
bulatrmayacam. tenlik! tenlik! Yalnz sen demek! Birsin! Birsin!...
Nasl gstersin bunu? Gstermeli. Ona deil, o biliyor; kendine de deil, kendisi bulur; yok yok, byle so mutlama, byle bir
gereksinime gereksinim duyuyor, ok! Ne tatl bir acdr! zgeinin ne ilgin bir esriklii var! Ne denli acysa o denli tatl!
Evet, adak! Ak susuyor, kan vermek gerek ona! Souyor, stmak gerek onu; alyor, adak sunmak gerek ona. Ak adaklarla,
kanla g bulur, durulur, byk, an, lekesiz olur, snr nsl olur... Kendisi dndaki her eyden annr da soyut, bulantsz,
duru, an olur!
imdi kurban bayramdr!...
Hey! Doru sylyorum. Bu szler ne anlar?!
Ne ac bir gecedir bu gece! yzme anlandr bu anlar. Bu engin, suskun kara sahrada, bu usuz bucaksz, belirsiz gecenin
iinde kalmm da kendimi yeryznde yalnz buluyorum. Neler ekiyordu o aclara bulanm zgn yal... Bu byke, bo
gecenin altnda, bu gn tavam altnda, kendi lklannn yanklarndan baka bir duyduu olmayan da yle sylenen yal:
"Bu kapkara gecenin neresine asaym yamal abam?"
Mezamir^ elisine ne denli yakn gryorum kendimi, yeryznde yalnz bana durarak gkyzne ac e kcrcesine ynelip
lk att o anda:
(19) Taber'nin ada yorumcular, tenlik (ihlas)i, birlik (tev hid) olarak anlamlandrmlar, ne gzel!
(*) Mezamir: Zebur'un blmleri anlamndadr. (ev.)

"Ben bir yabancym bu yeryznde, buyruklann gizleme benden"!


Bu korku dolu sszlk iinde, yalnz, ar ar giden bu yabana geceyle tutumuum ben. Bu suskun toplum bir uykuya dalm!
Nereden bilsin, neler olup bittiini! O kendini dnyor, usludur!... Mutluluk uyuturmu onu. "Bir bekledii de yoktur,
metroda trenin geliinden baka"!
Hayr, tufann dalgalan arasnda rpnarak, korkudan yanlm bir azla, gzlerle denizin iinde lk atp kylarn yeni
ykllerini yardma aran o ozan gibi: "Hcey! insanlar....!" demiyeceim kesinlikle. Brak uyusunlar. Ben bu gece deniziyle,
bu rkn susku tufanyla kahrm da kimseyi yardma armam, inlemem. Bu milyonlarca nfuslu uursuz kentte bu snk
burtan baka bir tandm yok...
Ne yapaym? Yazaym, daha iyi olur. Doru sylyordu Thomas Wo!f: "Yazmak unutmak iindir anmsamak iin deil."
Ne grltl bir gecedir bu gece! Smscak olmu. Keke tandahaerken gelse de beni bu gecenin elinden kur lanverse, toplumu
gzelim uyku yatandan kaldnverse.
Yann kurban bayramdr. kinci kurban gelmitir. Bu tatl etli, boynu ba ho, yksek hrgl, besili dii deve! Ben, Kabil
deilim. Habil'in oluyum. Srmn en iyi devesini kurban olarak semiim. Gen, aiun renginde, esrik bir canba^21^! Bir a
boyunca iyice otlanm. Yerin yem*

(20) "Kendi Gemiine Bakyor Bir Melek1 adl kilabtndan.


(21) "Cammaz" szcnn Farsa'daki yanl sylenii de nc gzel bir yanl! (canbaz: kendinden geen cammaz: hzl koan
ev.)

yeil laze otlaklarnda, gn yemyeil engin tarlalarnda beslemiiz onu; apar, duru pnarlardan su vermiiz ona. Bizim
silsilemizde, zincirin her halkas yaamn onu korumakla geirmitir. Ben onun, gzetilerek bytlmesi iin neler ektim de
nelere gz yumdum! Ne aclar ektim onun iin! Ne krbalar yedim! Onun uruna yalandm. Ondan baka bir eyimiz yoktu,
hibir eyim yoktu. Onbe yl iinde acyla, ikenceyle, korkuyla, tehlikeyle, glkle, kadn babalar, altn babalar, g
babalan, bilgisizlik, ezi cilik, alaklk dmleri tanrlanna kar verilen g savamlarla byttm, yetitirdim. Ktlk yllar,
kuraklk yllan, yamursuz ilkyazlar, k iinde k yllan, susuz, bilkisiz ller, srekli tufanlarn, afetlerin olduu yakc
rkn l teptim, sabrelm, kendim atm, susuzdum, ou gece yemek yemeden yasta ba koydum, karlar, frtnalar iinde
dondum, rtsz kaldm, titredim, onun iin hibir etee tutunmadm, hibir sofraya el srmedim, hibir tavana snmadm da
onu gvdemin ssyla sttm, benliimin gcyle yedirdim, cierimin kanlanyla iki iirdim, yaammn gzel yllann lokma
lokma kendisine yutturdum da imdi hazrdr. Zaman gelmitir. Bayramdr; kan bayram; ne ilgin, gizemli bir bayram!
Byktr. Tanr'ntn kendisi katlyor ona, kendisi gzetlemede. Her gnln gcn de cesaretini de gryor. Aptalca istekler,
tutkular, vurkrlar, gvercinimsi comalar ile enlenmeler, tavanms zplamalar ile allamalar bayram deil ki onda danslar
olsun, ikiler olsun, iskambiller, davullar, zurnalar, babakerem oyunlar, gz krpmalar, ka oynatmalar, fstklar, kahkahalar,
omuz oynatmalar, tiksindirici davranlar, klandrmalar, donanma fiekleri, ifte atmalar, tepimeler... olsun. Ak bayram,
inan bayramdr. Tapnma iidir. Ak bayram, kan bayra
mdr. Sslenip pslenme, gnn gn etme, kazan ardna dme deil. Geinme, yaam deil. ok sevilenin kurban edilmesi;
her eyden geilmesidir. Kan dkme, ann madr.
Amazon'da yaayanlar, her yl kabilenin mutlu kzlarnn en gzelini seerler, sslerler, "sim* ikisiyle ak iinde
zdengeinin, inan iinde yok olmann, Amazon'un iinde boulmann tadn doruunda duyumsasn diye esrik ederler, sonra
ldrm durumda olan davul ve borularn grltleri iinde, akn, cokunun, tutkunun kaynaytan ile gller, alaylarla
ykselen lklar iinde rmaa, Amazon su tapnana atarlar, kz da dalgalann aznda her trl el ayak rpmay balla,
Amazon'a kar ihanet olarak gryor. zgeinin tatll iine boulmu kendini dalgalara brakyor da Amazon, kendi
tapmann!, sevmenin fkesiyle, duru kucanda ylesine sktmyor; kzcaz sevginin verdii arlardan, dayanlamayan
tatlln iddetinden ona can veriyor da erince kavuuyor.
Ak ile gne lkesi in'de adak bayram gnnde, tapnlan, gk ve gnein simgesini, yakarantarnn susam, yorgun gzleri
onu grmenin esrik edici ikisiyle kanp durgunlasn diye gne tapmandan dan karrlar. Bu grmenin ada, en sevgili,
en gzel ocuktu; anne ya da baba onu, mabudunun arabasnn tekerlekleri altna atar; ocuunun, cierparesinin ezilmesiyle
birlikte yreinde tutuan atein iinde inanc, her tutkunun paslann dan, her istein balarndan, her lekenin renginden ann sm,
balla ulasn, mutlak olana ulasn diye. Ak, kuma boyaclnn peykelerine benzeyen gnllerden nefret eder. u
masmavi gk karsnda, renge dayanabilecek
296
$

her etkenden bamsz olan giriimler, mutlak olana ular, ycelie; yer gk aras boluu kendisiyle doldurur, yeni bir ruh
gibi, yeryznde uua balar; gnein armas zerine ykselerek gnein eritici parlak barnda yok olan yumuack bir
bulut paras gibi.
Bu byk hicret boyunca, g "yokulardan gemek gerek, bu ilgin kimya iinde, kzgn ate ocaklarnda erimek gerek...
imdi ben, utantan, eliboluumdan utantan, bir dnyann arl altnda gelmiim; smail'imi, biricik olumu da getirmiim!
Bildiini de grdn de, sen de biliyorsun ben de, benim bundan daha iyi, daha deerli bir vanm yoklu, deilse cimrilik
etmezdim. Ben Habil'im; karc, kskan, aalk Kabil deilim. Kylym. obanm. Dinim peygamber obanlar dinidir.
Toprak babas, toprak konmas deilim; sahralym; bu lde yalnz bana barksz. Varsl Kabil deilim ki sunaa bir avu
rm budayla geleyim. Habil'im, srmn st veren, kzl tyl, kaln boyunlu, yksek hrgl, semiz, gzel, en iyi dii

devesini semiim senin iin. Srm tmden budur, imdi onun da boynuna dizgini geirmiim. Ayaklarn sk balam, onu,
tapman iinde mihrabn yanbanda yere ya t lirmi, ayamla boynuna basyorum; bak keskindir. Bekliyorum. Sabnm
tkenmi. Yerimde duramyorum, bayramdr; kan bayram! Ballk snav; inan gsterisidir. enim; mutluyum; byk yengi,
byk baar, mutluluk, sevap, sevap, arnm, ruhun durgunlamas, duyuncun zgrlemesi.... Ah!
Sevinten iim iime smyor. Kurban bayramdr; sen ise sayrl gnlm, zgn olduumu dnyorsun?!

Niin zgnm? Neyin zgn?! Neyin korkusu?! Bayramdr, kurban bayram. Dk! Dk! Daya ba boynuna, ldr, brak
ldrsnler, engel olma, acma! Devem elden gidiyor diye yrein szlamasn benim iin. Ben Hatemi Tayim. Agzl Asab
deilim; oban Musa'ym, varlkl Karun deilim; brahim'im, Nemrut deilim. Peygamberimi yakmyorum; smail'imi
kesiyorum; sa Mesih'im. Celile yksekliklerinde kurban edilmek zere getiriyorum kendimi, tapnamn minaresinde haa
geriyorum kendimi, kan emici Sczar deilim, hain Yahuda deilim, iletiiz Bud ha'ym, baszm, zgrletir, kurtar beni! Sina
Turu'na gideceim, ayakkablanm kar ayamdan, Mirac'a kacam, bu ineyi kar giysilerimden, muhacirim; ey maara
arkadam! u iretilik devesinden kurtar beni; hicret kk bir i deil! Bir muhacir, bamsz bir blgedir, salt bir insandr!
Hicret ii bir btn olarak gereklemeli.
Ben, ev tavuu, uyuz yal koyun, gten dm kei kurban etmem. Gz dar, gnl dar, korkan biri sanma beni! Yoksulluk
korkusu, lm korkusu, barkszlk korkusu yok bende. Hicretle, her eyi brakmakla "tanrsal veri"yi bulacam, "pekok
ganimet" elde edeceim. Bu adan karl byktr! Onu kestikten sonra tapnaktan baka snacak bir yer bulamayacam;
gnlm ezan sesinden baka snacak bir ses duymayacak, binlerce umudun umutsuzluundan kurtulacam, binlerce evin evsiz
barkszlndan kurtulacam, ikiyz mabudun kfrnden, yzlerce yolun sapknlndan, birleme dinine, dosdoru yola, her
yerin yurt olduu bir yadelden, herkesin tandk olduu bir yabanclktan, bir yurda, bir tanda geleceim. Birlik rma
olurum; imdi her yerde yel olurum.
Bu ynsz yollann binitini izle ey tapnak; bu sen298

sizlik balarn kes ey ak! Yayan kalmadan, bindirmeyeceksin beni sen. Snmasz kalmadka sndrmayacaksn beni.
Dmeden tutmayacaksn elimden... biliyorum.
"yelik" acsndan kurtar beni. Bu sevgili kesilenin rpnmas, can ekimesi ve lmesinin gnl trmalayc izlentisi ne tat
verici oluyor benim iin!
smail'im benim! Durgunca, sabrla can ver!?.
Kurtuldum. Ykm yenileti. Gkyznn ar, s tavan kaldrld bamn zerinden. Snrsz, ar kurtulu melekutu
seriliverdi bamn zerine. Soyutlanm, tabutun iinden kam bir ruh gibi duyumsuyorum; n ii, akn z, inancn ruhu
gibi szd benim iime. Ne zgr, ne yeni soluyorum! Btn cennetse! ilkyazlarn ruhunu, gllerin kokusunu, mutulann
esintisini her bir solukta emiyorum, iiyorum da souk bir pnara dalan scak bir susuzluk gibi tapnan grnmez ruhu iinde
unutuluyorum.
Ancak... titrek kara bir bulut lekesini bu balln ak, duru gsnde duyumsuyorum daha! Karmda, bu ufkun tan aar
yznde gryorum onu! Soruyorum! Tapnan odacklan altnda yanklanacak, tapnan stunlar ve dayanaktan sallanacak,
sesler tapnan minaresinin kulana ulaacak, avludaki gvercinler rkp uuacak bir biimde lk atyorum. "Mihraba
lk attracak" bir lkla soruyorum: Hey!... tsmailimin, kutlu adamn boazndan tapnan karotan zerinde kouan,
rpnan, kaynayan, kpren, mihraba doru hzla, zlemle akan bu an, scak, kzl kan, bu tutumu erilken kan pnar,
gnahlarm ykayacak m? Yanllklarmn gnahn, dknlklerimin gnahn, saysz eksikliklerimin gnahn?...
Evet soruyorum!
Karlk ver bana!....
299

Bu efendiler kalabal iindeki bu yalnz rahip, bu racaier topluluu iindeki bu Budha, yerlileri Palesir/22) kullan,
tapnanlan olan bu yapay Truva'daki bu bilinmeyen Apollon tapna kahini, grd her eyin, bildii her yapnn bir ev, bir
tutukevi, bir maaza, bir kurum, bir sergilik, bir satyeri, bir ayevi, bir kumarevi olduu, her tavann da iinde para,
dolandnm, tutku alverleri ve kav galan bulunan bir pazar olduu bu duvarlar ile duvarlar ile duvar kentinde, bu "gtrmeler ile
gtrmeler ile gtrmeler" lkesinde bu kirli yaamdan bkm, ne olsa onlarda "kendi iin olmad, kim olsa "kendinde"
olmad, her bir dorunun da bir karn arac olduu bu ticari ekimelerden, yalan aklardan, gsteri dinlerinden, alak
gnllerden, aalk ruhlardan kam, imdi kendisini bir yaam boyu katan, gece gndz katan sonra bu tapnaa
ulatrm, karsnda durmu, inanan durgunluunda, kyametin azgnl ierisinde boulmu bir dnceyle, ezan
okuyucusunun dirctici iten sesi minarenin ucundan ieri anyor onu, gezegenin btn bulutlannn gece gndz iini sard o
ise ezann melekut sesini yllarca suskudan sonra duyuyor, utandktan ile gnahlannn verdii aalar, ac eken susuz iine
parmaklann batrm, bir yakann cokusu, itenlikten tr gzn yala doldurmutur. nan alevleri vicdannn
derinliklerinden ykseliyor, smscak glgesi, souk, umutsuz yzne dm de yorgundur, titriyor, tutkundur, akndr,
rkm ne yapacan bilmiyor.
Durmu, sarsntlarla korkular sonucunda ypranm bir duruma gelmi bu tapnan kapsna zlemle bakyor.
(22) Srler tanras
300

Ezann ard kesilmeyen gl sesi, her an ona daha ok g veriyor. Birka adm ileri gitmitir; ne diyorum ben?! Tmden yana
ekilmi; ne diyorum ben?! Dnya dolusu z drap, zlem, gereksinim ve korkuyla kapy aralam tapnan iine bakmaktan
korkuyor, bakamyor. Kapy amtr; sahan ile birlikte stunlarn bir blm, su havuzunun da bir yan grnyor, pnar
grlmyor, rlts duyuluyor; o havuzun fskiyesinden havaya yaylan ufack ya elmas zerreleri yzne, bana sryor, o da
onun duygulan okayc duru serinlii ve tatlln yznn, yanak lannn, alnnn derisi zerinde duyumsuyor.
Kap aktr, ancak gzn tapnan iine korkusuzca dikmekten korkuyor, grmekten korkuyor. Kap akur, o ise korkudan
gzlerini ylece babo, amasz olarak yerde, gkle, kaplarla, duvarlarla, sokaklarda, kiilerde gezdirip duruyor, bunlardan
aynlamyor diye deil, hayr, gz tapnan iine dmesin diye. Mezzinin sesi daha sert daha buyurgan oluyor. zlem,
gven ve itenlik ezannn yanklanndan daha aktr. Adam gzn yumu veriyor, duvarlara, kiilere, yere, ge bakamyor,
dayanamyor artk. Gzn yumuveriyor bunlar grmemek iin, o her eyden uzaktr! Onlar, onu bir yaam boyu kendileriyle
kirlettiler. Gzlerini yumuyor, baklar tapnan iine sramasn diye; bundan rkyor. Mezzinin sesi kzm, tutumutur.
Tapnan bu lklar atan ruhu olan mezzin, adamn gszl, ekingenlii ve sarslmln dan dolay bkm, bitkin
dmtr, yine de ylece an yor, ylece sesleniyor, adamn ise andan ana dayankszl artyor, ne dnmeyi istiyor ne
ieri girmeyi. Aclar iini skyor da skyor. Ah! Ne gtr! Kzgnlktan, bu g yetmez501

liginin, gszln verdii, bu ruhunu paralayarak yreini birbirinden ayran ac verici ekiime dayanmann verdii
kzgnlktan, tapnan ylece tuiakald kapsn iddetle iliyor, sarsyor! Knyormucasna ackl knlma l ykseliyor
ondan; ezan susuveriyor! Kap kapanyor! Adamn soluklan sklayor, ykma uram gibi oluyor, gzlerini skca kapatyor,
iinden alasn diye, sessizlik! Bir an evreyi sessizlik kaplyor. Ne tutuuk, ac, ar bir sessizlik! yle gsz, yle glk
iine dm; artk dayanamayaca aka ortadadr. Ufalacak, palayverecektir; patlad da, adam derin bir kuyunun
derinliklerinden kyor gibi olan yorgun bir ses tonuyla, harvarlarca utan, ba dileme ve kendinden uzaklama yknulan
altndan ykselen bir sesle, dudak alundan mrldanverdi; kimse duymad, ylesine sessiz kendisi bile duymad: "Ben kapy
kapatmadm; kzgnlktan, acdan, dayankszlktan dolay arptm, kapatmadm; bir tutukluyum ben; gecenin iinde geirdiim
yirmi be yzyllk yaamm boyunca ektiim aolan unutma! dedi.
Birden ezann sesi daha arpc bir tonla sessizlii birbirine katu, adamn iini dvmeye balad. Bu kez ezan kzgnca deildi
de direterek, hzl davranmasn istercesine sevecenlikle sesleniyor, adamn gsz gnlnde sersem Ictici bir ekiimi
kztryor, ezan okuyucu daha byk bir retkenlikle sesleniyor, adam da kap kolunu birden yle ac duyarak kzgnlkla
avucunda skyor; parmaklarnn arasndan kan damlyor. Birden tehlikeyi gze alarak olanolmayan btn nemli karar,
korkusuzluk, yreklilik ile glln ruhunun drt bir yanndan toplayarak, yaratarak gzlerinin iine koyup rkek, tutsak,
zlem dolu baklann tapman ortasna frlatveriyor.
302

imdi karolar, imdi odalarn bir blm, su havuzunun bir blm, o pnarn, o fskiyenin bile bir blm, imdi tapnak
duvarlanmn ardnda uykuya dalm olan glgelikler, suskun aynn altnda....
ki gzl bir heykelmi gibi olan adam, tapnan kapsnda durmu, akn akn ieriye bakakalmtr. Tapnan ruhunu her
iki gzyle emer gibidir. Avlu, havuz, kemerler, karolar, duvarlar, stunlar, tmden gzyann iinde l l olmu titreiyor,
bir kararp bir aaryor. Tapnak, suyun titreen yzeyi zerine dm titrek bir grm gibidir. Sessiz den her gzya
daha aydn, daha durgun bir grnt durumuna geliyor, sonra beklemeksizin kararp titreiyor, stunlan ile duvarlan iie
girerek, birbirine karyor.
Adam ylece suskun, kprdamakszn durmu, gzleri, kprdama gc ya da yreklilii olmakszn tapnaa almtr, ancak
bir ey gremiyorlar artk, gzlerini bir deniz dibinde, iddetli bir yamurun alunda ak brakm gibidir.
imdi karsnda tapnan durduunu biliyor; kap aktr; ezan ivecenlikle, umutla armay srdryor, o da gzlerini
tapnaa ylece dikmi kalmtr, evirmiyor; ancak baktan ile tapnan grnts, ikisi birden gz yalannm rpman
azgnlnn iinde birbirlerini sersemce, akla aryorlar, ancak bulamyorlar.
Ezann sesi aralksz; amanszca direterek lk atyor, her an daha ivecen, daha buyurgan, daha iddetli.
Ancak adam bir ey duyumsayamyor aruk; ezan sesini duyamyor, tapna gremiyor; kendini duyumsaya myor, gemiini
anmsayamyor, ekimserlii bilmiyor,
303

korkuyu grmyor; kimseyi anmsayamyor; bandan bir dnce gemiyor, dlei devinemcz olmu; yrei almyor,
soluklan gsnn duvarlarnda kurumu, yalnzca nabznn lgnca hzla attn duyumsuyor...
Adam bu tapnan kapsnda bylenmitir. imdi bir ey syleyemiyor, kurtann onu!....
sre tanyn ona...

Yava yava, dn geceki o mirasal dten uyandm. Gzlerimi aum; yine u bo bo dnp dolaan utanmaz alaca gn!
Yerimden kalktm; ne olmu? Neler gryorum?! Tannm! Keke bir d olsa; kt bir d$, rkn bir kabus! nanmak
islemiyorum daha; kapya, duvarlara dokunuyorum. Nesnelere el sryorum; akaklarm kayorum; elimle alnm
dvyorum!... ancak... hayr, hayr, uyanmak istemiyorum, yaar olmak istemiyorum; benim "yaamakla bir ilgim yok. Ah!
Hayr, uyanm, uyanklk! Acdan, umutsuzluktan yreim aryor, cierim kinle yanyor.
Minarenin ucundan duman ykseliyor! Tapnan g kararm!
Yanlmyor muyum? Mesddin minaresi.... ocak bacas, mutfak bacas... Neler gryorum?
Yabanl frtnalar, uzaktan hzla bana doru esmeye balad; o gece, gece iinde kara gecesinin paracklar evrenin
kyianndan ykseliyor! Yer, ayaklanmn altnda yle am bir kzgnlkla sarslyor; hemen imdi beni yutmak zere
yanlvereceini dnyorum. Btn gklerin tavan yanlarak zerime iniyor.
Ac eken bir akn gibi bam tapnan duvanna
304

dayyor, felakete uram olan baklanm acklca, ister istemez, tapnan iine sryorum. Neler gryorlar!
Semaver, iskemle, masa, soba, perde, akam yemei sofras, yataklk, yorgan, yatak, odun, duman, yemek kokusu, tatl, fstk,

patates, gla elmas, petrol tenekesi, gaz, dioterm, torba, sabun, ceket, pantolon, etek, araf, terlik, gecelik, pijama, sprge,
krek,... horlamalar, ksrk seslen, kadnlar ve ocuklann kahkahas, konuma ve de dikodu grltleri,... bir kargaa ite!!
Abdest alma yerinin tavann is kaplam, fayanslar kararm, ya tutmutur! Kl, yan yanm odunlar, kmr, odun, kara
katlar ile eski gazetelerle dolmutur.
Odalar, oturma odas, yemek odas, yatak odas, Arap, Fars, Hint ve kimi Batl film oyunculannn resimleri! Onlar da kim mi?
Marilyn Dietrich, Jean Mansfield, Jony Holiday ile "Place Blanchen ocuklan'ndan!
Tapnan avlusunu gll, iekli, rengarenk mermerlerle, mozaiklerle kaplam, beonlamlardr. Yapm olduklar kk
bahenin topran kaldrm, tala doldurup iine yapay, bez, kattan gzel gller dikmilerdir. Yasemin mi? Yok, dul aac
dikmiler. Mum mu? Yok, iki l ksl lsterler, renkli neonlar, eksport kristaller asmlar. O yeralu su geidinin cokun pnan
m? Yok, imentodan kk bir havuz, kentin su datm ana bal, ancak bombo, kupkuru, knlm, ss! Tapnan usuz
bucaksz bahesi gzel tutulmu, susuzluktan yanm, zgnlk tozlar drt bir yann kaplam, ssz, sessiz, braklm, znt
kokuyor!?
Bu evde kim yaam?
305

"Ellber Fi Divan elMbteda ve*lHaber an Tarih el Milel ve elNihal ve elFrs ve'lRum ve'lArab ve'lBerber" kitabnn yazan:
"Bellili Bermek'in torunlarndan, Adem'in olu Kabil'in oullanndan, Osman b. Talha b. Baba b. Ba rik b. Tensir b. Sasan b.
Huta/n torunu Sin Yat Saku b. Si kehi Nank b. Sir Seyyid Ahmed Hani Hindi...!" diyor.
bin yllk ikenceyi imdi birden duyumsuyorum! Btn "varlkNmla!
ki bin ksr yldr tapnam egemenlik altnda...
Ah! Benimle onun arasnda ne byk benzerlik var!
ki bin ksr yldr onun rahibi, zahit tapman da tutsaklk alunda..! Ne diyeyim?
Yavaa, tapnan ierisine ayak attm, iimde bir ekime var! Ancak, yok, kapsnn mihrab kapldr. Mihrap oturulmak
iin gelmemi, yaamaya yaramyor; mihrap imamn zahit ruhunun gizlcneidir. Egemenlik altndakiler giremez oraya. Oray
tanmamlar, kaps da uzun alar boyunca, bu silsilenin yzne kapal kalmtr. Anahtar Cebraili Emin'in elindedir. "Levhi
Mahfuz" oradadr. Mezarlm Parnasse'n yanbanda oturduum ralarda kimi ayetler okundu bana ondan, ak ipekten bir
kitabta. Bu dinin Cebraili Emin'i yksek Zeus dayanana yaslanarak beynimin bilgisiz, gururla dolu, elim de Virgile'in gl,
gururlu ellerinde olduu bir durumdayken mm gnlme iledi!
"Satre'a komu olan" biricik odamn penceresinden tapnan mihrabnn derinliklerinde yanan "mum"un titrek, zgn n
grdm. imdi Jse
(23) Chalchcur sokakta, Sartrc gnlda, ei deil (nk evlenmemiler) Simone de Bcauvoir'la birlikte yayordu.
306

Clichy^^'ye komu iken mumu gryorum da canl alevlerinin parlak klarnda nme yaylm olan Levhi Mah fuz'u
okuyorum. Tapnan ortasnda yaz yontulmu, belirsiz bir ehit kabri buluyorum...
Korku iinde, zlemle, tapnak "minare"sinin incedk boazndan yukan kyorum. Mezzinin mebbek odasna "erefe"ye
vardm! Ah! Yaral, hasta dmtr! Gzleri, iki kan barda gibi yzme bakakalmtr. Minarenin iinden geen bulank,
koyu dumanlar onu kara bir bunaltya srklemitir: Solumak onun iin olanakszdr, kan zehirlenmi, yz morarm,
susuzluktan dudaklar atlam! Kendi kafesinde o bir tutukludur; aaya inemez, vakf yneticisi tanmyor onu, buralarda
olduunu bilmiyor, mezzinin ldn sanyor. Onun yerine bir davul ve bir a larsaat getirmi. Tapna brakamyor;
dars tmden ka fr standr.

Onun yukarsnda, minarenin stnde, harem gvercinleri renkleri solmu, susuz, akn, zgn sessiz duruyor. Uma zlemi
ilerinde solmu, masum, gzel kanatlar knlmtr. Bunlara, mezzin yem veriyor, umay retiyordu. O ise imdi hasta olup
susuzluk iini bunaltmtr. Acmaszlk alannn arln gsnn zerinde du yumsuyor.
Birden tarihteki btn elilerin gnderililerindeki ary benliimin omuzlannda duyumsadm.
Esinin bilinmeyensel yanklanmnda bir seslenti gnlmn iinde yanklanverdi.
"Ey bu tapnan itenlikli rahibi! Bu kt yrekli,
(24) Paris'te benim iki yl sonra oturduum bu ad tayan bir mahallede bir tutukevi.
307

hain, kleci, seni iki bin ksr yl kurt egemenliinin elinde tutmu, tapna da iki bin ksr yl tilki vakf yneticilii
tuzanda tutmu, bu kurt ve tilkinin kendi ikiz ocuklan olduunu bilmiyor mu"?!
"Ey rtsne brnen! Kalk, kt doal Ebu Lehe b'in aalk ellerini kes; cehennemine odun tayarak ateini tututuran
kansn kov; bu kurtlar, tilkiler douran kt zl, kinci Machiavelli'yi ldrf25^ Kendini kurdun elinden, tapma tilkinin
tuzandan kurtar! Ey tutuklu imam; beklenen mihrap mev'udu, aslan Kayser Mesih'i! Kaldr tarihin kara penesini gerek
yznn zerinden"!
"Yeil, tatlsu pnarlarm bilirsin. Mesihsel lsfent bulutlarnn, yaln dalann barndan, lmsz bir ilkyaz yeerttii
topraklara git"!
"Haremin gvercinleri, bilinmeyen ayetlerin susuz, suskun elileridir. Bu bo ada, bu dolup taan yadelde, bu yabanc
cahiliyenin barndan akn allm sesini gkyzne kaldran tapnan tutkun ruhu yorgundur. Tapnan minaresi, bu biricik
gksel lk boyu, yerde yalnzdr, yazgnn millerine gz dikmi, ey tarihin tutuklu su"!
Tozlanm bo testileri tuttum, yola koyuldum. Gittim, yeil pnarlarn lkesine dein, tapnan susuz ruhu, haremin masum
gvercinleri iin su almaya, gnein barndan akan pnarlara dein. Sabahn aarts, o lkeden bir rmaktr. Tan, o
pnarlardan bir delikciktir. Sabahlann tesinde bir lke.
(25) Arslan yerine Machiavclli'nin dilinde ben kurt diyorum nk onun arslan dediini kurt biliyoruz, arslan deil.
308

Gittim de gnlm akla dolup tam, iim inanla yanm, dncem hikmetle aydnlanm, vcudum umutla snm ben
bekleyebilecek durumda deilim!....
skender'i yolun ortasnda dm grdm. Gne ateinin alunda susuzluktan can vermi! Hzr' lde babo grdm,
ylesine nasipsiz. Yznde derin zntlerin ayak izlerini tayan yal, zgn, umutsuz dnyordu, ksz elleriyle ne
yapacan bilmiyordu. "Dokuz yanda" bir kzcaz, terlemi, yorgun olarak yol alyordu, incecik kk kolunu, elli alu
yandaki gz grmez amcaolunun bitkin gvdesine dolam, onu glkle kendisiyle birlikte yrtyordu. nce gvdeli
veremli yaly grdm; aptall yznden okunuyordu, masumca bir meraklikla, dudaklarna dalakalm saf arkadan da
"yannda tutmu ocuksu bir coku, bir zlemle, olmam eylerden kandna szler sylyor, yar yolda olmann btn
irenliine karn gzel yalanlar dzyor, yoldan baka bir yne ynelmi, ayann nn gstererek bir sre ondan sz
ediyordu.
enleniyor, ayayla yeri dvyordu. Kurduu gzel "kanlarla tatlar iinde bouluyordu!
Ksa boylu, tipsiz, irkin, kel kafal, uzun sakall, gbekli bir adama rastladm. O uzaklarda amasz "admlar atyordu".
evresinde bir topluluk toplanm, onun derin, anlaml, coturucu, ancak yalan yanl, bo, kark szlerini arc bir
inanla dinliyordu. Baka bir adam grdm, san sakaln ra etmi, "mercanotu gibi" sanya brnm, sahrann gbeinde
yalnz m yalnz, sessiz mi sessiz, "bir damlaak gibi nilfere konmu, baklann burnunun ucuna dikmi, yeryzne uzak,

gkyzne yabanc! Hi
309

dnmyor, hi anmsamyor, hi kimseyi tanmyor. "Gergedan gibi yalnz yol alyor", da gibi yalnz yayor, "aalarn u
dallan gibi zgrdr." Ne kftir ne slam; ne din ne dnya!
Bir kabile grdm, tmden baa karde; oturmular, bu evrenin gerisinde gizli olan bilinmeyen bir lkeden szler ediyorlar;
kimileri tanmadktan eylerden kesin sz ediyorlar; kesin inanyorlar; kimileri de bilmedikleri eylerden kesin sz ediyorlar
da kesin inanmyorlar! Bu Kafin tesinin "bilmem nere"sinden "olmas gereken" bir baka kabile daha, renkli dler kuruyor,
ona ulama istei ile onu grme zlemi onlar yerlerinde duramaz yapm, u "neresi olduunu bildiim" kendilerinin de iinde
olduu yer gzlerinden dm, grmedikleri yerlerden gzel betimlemeler yapyorlar, gitmedikleri lkeden albenili
armaanlar yapyorlar, buray, oray dleyerek ona gre sslyorlar.
Bir de bir topluluk grdm, yerlerinde duramaz bir durumda oturmu, zlem dolu, yal gzlerini bu sonu dou ufkunun
bannda yitik olan yola dikmi, tan aartsnn yksek doruunda, bir ulan inerek kendilerini de yanna almasn bekliyorlar.
Bir de yalnzlar kalabalndan oluan bir topluluk. Her biri ban nne emi, gzlerini kendi iine dikmi, gnlyle elele
vermi, sessiz, durgun, acsz, yeryznden bir gereksinimi, gkyznden bir beklentisi yok, birbirleriyle birlikeler, ancak
birileri bile olmadan, yola adm atyorlar... bakalan da bakalan... saysz srlere rastladm, burunlarn yere indirmi,
gzelce, iyice otluyorlard. Gndzleri bir le banda, bu ona trnak vuruyor, o buna gaga; geceleri ise:
310

*0 yumuak testeremsi topran zerinde yatmak, Sevgilim demek, canm iitmek.


O sofra krntlarn yemek O da olmazsa, bir kemik;
Ne rahat bir yaam, gzel bir dnya;
Ne sevimli, sevecen iverenler? .S7
Ancak ben, "gln brakm bir kuu gibi", "im si2"^ bir yola koyuldum^; "gk kularnn yolu gibi, bulunmas g"^29^ bir
yola.
Bu rengarenk adrlann yanndan beklemeksizin geiverdim,...
..." Yakc susuzlua son vermek iin Duyarak, bilerek, kaygsz,
alarak, gvenli, az dirhemle,
O yalnz gergedan gibi yol aldm Bambu aalarnn dallan, eilmi, birbirlerine girmi,
Onlar kadna, ocua tutkun,
Oysa ben, eilmeye kar zgr olan aalann st dallan gibi;
O yalnz gergedan gibi yol aldm.
Her yerde zgr, yalnz m yalnz;
En uzak lkeyi bulma abasnda,
Tehlikeleri; korkmadan; canla almak;
O yalnz gergedan gibi yol aldm.

Benim iin veba, verem, an var,


(26) mit, kurtlar ve kpekler.
(27) "Animitlo", Sanskrie'dc: renksiz, nedensiz "niin'siz, 'koulsuz.
(28) Erhente Vogo marndan, Zampede kitab.
(29) Budha'nn doru barkszlk yolculuuna ilikin szlerinden.
311

Yara, korku, hastaltk!


Grerek bu korkuyu erein ocuunda,
O yalnz gergedan gibi yol aldm.
Scak, souk, alk, susuzluk,
Frtna, gnein yakcl, atsinekleri, ylanlar, Birilerine, hepsine stn gelerek O yalnz gergedan gibi yol aldm.
MesHk birfil gibi, nilferinyananda Ormanda bir kede yalnz kalmak istedike gnl,
Srden aynltveren,
O yalnz gergedan gibi yol aldm.
Dknlk gitmi, ikiyzllk gitmi, gereksinim gitmi,
Kskanlk gitmi,
Tutkular, dleri tmden yele vermi,
Yere dikilmi gzlerle, beklemeden,
Ne irenleen, ne yanan bir gnlle,
Ne Tanr'nm egemenliinde, ne kraln kleliinde Bu dnyalnn oyunlar, sevinleri, enlikleri;
Btn bunlara el atm, herkesten yz evirmi
Varlklarn zehiriyle dirilmi
Ulumalardan korkusu yok, aslan gibi
Yengtlimsi yryen hayvanlar kral
Tacn, tahtm atm
Yel gibi, tuzaklara kaplmam
Nilfer gibi, suya bulamadan
'Gnein yakn" sz canla duymu
O yalnz gergedan gibi yol aldm..

(30) Doru yolculuk konusunda Budhasa! bir iir, kk deiiklik le zetleme yaplarak. (Budha, Paa! s. 593)
312

Yolu biliyordum, lkeyi tanyordum; tarihin ayak iz* lerinin zerinde olduu yolu, takdir elinin ulaamad lkeyi... Ne o
ovadaki "kurt"un baklarndan salan kvlcmlar, ne o sahradaki "tilki"nin iren ulumas. Varln kysnda bir kent, bir tan
yamuru alunda ykanm, be yaprakl meryem glleriyle kaplanm ova, cennetse! anlar yasemini kokan bir hava: Tinellikle
dalgalanan, dlerle dolup tam bir atmosfer, dileklerin renklendirdii bir ufuk, ismetin renginde bir gk; pnarlar da
pnarlar! Tmden bilinmemezliken akyor da o sahrann ar barnda cennet rmaklanndan bir rmak aktyor.
Yce anlamlarn an lkesi, "esintisiz atmosfer', grkemli duygulann g, tannlar, melekler, doatesi lkesi! Doaesi,
aklar, gzellikleri, dinleri, mutluluklar, yaamlar, dlemleri, bu birikmi, kirli, bulank, iren samalktan ne geiyorsa.
"Orada btn gvercinlerin gnete uutuu eller"!
Virafn Emaspendle^ dnyasna miracnn balangcnda olduu gibi scrsemletici iki kadehini yudumlam, ant ikisiyle esrik
olmu, soma ve sim ikilerinin kokusundan enlenmi, sofu glnn belirsiz dalgalarnda boulmu zlemin altn kanatlarnn
rpnulan zerinde utum. nan krbacn bana indirdim, frtnalar arkamda braktm, Porphyrios'u ilk konakta tutukladm.
"Burak'la omuz omuza sryordum, gzetiminin duvarlanndan atladm, tan aartsn yardm, Kafi getim, gnein altnl
pnannda indim, gidiyordum, sevindirici iletiler getiren Isfent bulutlar bamn zerinde, beni adm adm izleyerek uuyordu,
iletiler getiren esintiler cokudan eteklerimi stme, yz() Emaspcndler: ZerdUk inancnda melek. (cv.)
313

me vuruyordu da geiyordu, ben yine stne stne gidiyordum, yeller daha iddetli esmeye balyordu, o lkenin gl kokulan
daha abuk ulayordu, yeryz son buluyor, gkyz iniveriyordu, ben bir atl gibi stne stne giderek ilerliyordum,
szckler k hzndaki doru atmn iki yanndan rkerek, aknlk iinde kayordu, tapman sesi gitgide saldrganlaarak
geliyordu.

Birden binitim duruverdi, uuun doruunda, yerinde donuverdi! Behram gibi bir batakla saplandm kaldm, yokluun
enginliinde, eriyi ateinden!
Ah! Yine gitti gece! Evet, sabah olmutur! Yzsz, zalim, acmasz gndz yine bulmu beni, ancak bugn yaamn btn
gnlerinden daha dmanca, daha rkn bir gndr. Bir cellat gibi hanerini felein knndan bama ekmitir. Bugnn
lmcl bir iletisi vardr.
Yok, bugn deil, buras yer deil, gk de deil, bambaka bir dnyadr. Hava rk dolu, imek akan kin bulutlar, selimsi
bela ebabilleri yamuru, yeryz lm yata, aclar tarlas... Ben de kldan ince, kltan keskin bir kprnn zerindeyim,
aada rkn cehennem deresi, "Veyl" kuyusunun az alm lm gibi. Aalar her biri kobra grnmnde, dallar
engerekli ylan, yapraklar kin saan, kan emici akrepler, rmaklar tmden zehir, yeller tmden korku, sahra sultannn gaiyesi
ile azap melekleri sralanm, ellerinde ateli iler ve grzler, gzlerinden de ate akyor da.... bir dnya ite! Cehennemde
k; kta cehennem! Apollon tapnann yalnz rahibi ben ise bu sallanan into'nun stndeyim! Binitim kam, dizlerimde
g kalmamtr, Laucon gibi Yunanllann kobralaryla birlikte bu Truva yerlileri, vcudumu sarm da bu yangn ie314

risinde, yalnz,... neler gryorum neler, neler ekiyorum neler. Yerin kysnda durmu, ikibin ksur fersaha ikibin ksr
fersahlk bir alana yaylarak benimle tapnak arasnda, lmn kucanda uyuyakalm olan bir mezarla bakyorum.
Loukurs'u gryorum, benden ikibin fersah uzakta, mihrabnn eiinde durmu, stste ylm "veba kurbanlarnn cenazeleri
zerinde alyor. Anlyorum acn Loukurs! Tapnaklarmz bir deil, ancak aclarmz birdir. Kskanyorum seni,
"bakaldr"abilen seni; elinin altnda yetien vefal rencin, temiz yrekli, perian szl Ca musy de. Ona nasl acdm
bir bilsen! u vebann yakp getii "Oran"da her gn yeni bir umutla bir tavan altna snyor da iinde rahat bir soluk
almadan tavan bana yklyor! u yandan bu yana kouturan "yabana, olmayan "yurt"un ortalkta kalm yurtsuzu ile var olan
"srgne li"G> Gzlerim alyor onun iin, ancak dudaklarm glyor bakaldnsna! Ne ackl, gln bir bakaldr! Kzgn
yumruklanyla gkyzn dvyor! yle^sert, yle kendinden gemi bir durumda, olmayan birinin bana vururcas na lk
atyor! Ne gzel bir kanma! Ne yalandan, grkemli bir sava!
mreniyorum; ona da, l Beatrice ile olmayan bir cennette mutlulua boulmu olarak yaayan karaltlar adam yal Dante'ye
de, manastrna ulaarak, btn var olanlann bitiminde "olmas gereken" yere gelmi olan ne bileyim ile? Bu ikisi de bir deil
mi ki? saf ya da mutlu Strindberg'e de! inde yle scak, ar, dopdolu olarak yaad bu manastrn, yolun zerinde bir konak
olduunu,
Ol) Son kitab, Le Royaume et l'Exil
315

ondan sonra kendisini yollarn, konaklarn beklediini bilen sanat lonesco'ya, ne yana kasa birka adm sonra lme ulaan;
kendisi ile lm arasndaki ksa yolu, olmayan gzel sergilerle rterek, yalanc mumlar ve gllerle ssleyip "Calistcar
arabasnda grkemgzellik a ie ron andan da ok" grlmeye deer tutabilen, yaamn son anlarnda hibir parman
almad gnlac eng ezgileri eliinde oynamaya, el rpmaya kalkabilen umutsuz veremli Gide'e; iki ve kumar gcyle
gitmedii yerler, grmedii eyler konusunda teselli edici, coturucu iletiler getirebilen Virafa; ak bir inan, scak erince eren
Hallaca; kara bir inan, souk bir erince eren Kafka'ya; yeil bir tanla bylenen Schendel'e, san bir iirle deien Budha'ya,
iki kalma bahanesi bulan Mihrie, bir tutsaa gnl veren Mihrave'ye. yalnz bir sloganla yetinen ona, "yrtk abalarn gk
tavannn altnda, bu dnyada "bir yere asm olan" btn bilgelere, ariflere, sevdallara da; tatl bir ey, bir ey cik
araynda olarak yeryznn alklarnn yemek sofras, rmaklarnda susuzluklannn iei olduu kimselere bile!
Ancak ben! Ne ackl olur sz etmek benden!
Giden bir bulut parasnn titrek glgesi gibi bu l yadelinin kzgn banna dm bakyorum; bu gk altnda, bu szcklerin
yorgun, bunak omuzlarna ykleyerek yeryzne saldm ar ykn srtlayacak kimse var m diye?
Bu blis gnll yal Machiavelli boynuma kzl demirden bir zincir geirmi, iki yanmda, ocuklar, kuduz kurt ve
dolandrc tilki, kollarm azlanna alm, acmasz, zehirli dilerini iine geirdike geirmitir.

316

t
Siz ey ileli getirici Cebrail'im! Bir de sen ey zlme urayan masum Meryem'im!
Gnahkar ferisiler ile altnn kullan, Sezarin kleleri yahudiler, bama dikenden bir ta geirmi, senin snk minarene
balayp armha germiler!
Ne yapabilirim? Bu bana zincir dolayan mihrace, yok, bizi ocuktan arasnda paylatran bir manastrdr. Kendisine kar
bakaldran ben, hicretimde buralara dek gelmiim.
Dnyay arkamda brakm, tarihi sona erdirmiim. imdi de varmm byke bir yna, bir da gibi, sylemek zere
tadm szlerden, canmn gsne derek, benim de bunaltc, rkn basks alunda lmn grtlama dek ykselerek
zerime, solunum yolunu kapattn duyumsadm ar bir da.
Ofl Ne ana dek? Ne ana dek? Ne ana dek, bu dan zerinden szck szck bitsin, yenilesin, bu yknulann arl biraz
azalsn diye kaldracam da kaldracam?
Ne ilgin bir da; yabanl, acmasz, ar, elik sertliinde bir kurun da dersin. Yreinde btn yanarda patlamalann
yutarak sndrm bir da. Alttan yer yreinin zsuyu atelerinin rkn okyanuslanna baldr. ncinmi ince hasta ruhumun
derisini dven ufalta dalgalanmalar btn yaratl sarsm dersin; ben de u anda gkyznn bamn zerine dklerek
yaratln ilk karmakark gecesinde, yokluun durgun sszln darmadan ederek, stste birikmi ate ynlarn datan
tufanlar kopanc frtnalarn lgn krbalar yzme acmaszca inerek vurduunu duyumsuyorum. Ne aa!
317

Ne yamur var bu odann darsnda! Yamur mu? Tarihteki btn aciann bulutlar hep birden bamn stnde yamas
tutmu!
Kimse nasl bir an, nasl bir vcut ss iinde yanp yazdm bilmiyor!
Kim ne bilsin, bu grmez yersel belirlemin ayaklan alunda nelerin kurban olduunu! Bu mihrap, bu "vebaya tutulmu masum
ocuklar" tanmyor. Masallar lkesinde kurulan veba kenti Oran'da gerekten de oturan biricik kii benim!
Ne elenceli, allm bir vcut ss! Beden smscak
olmu!
Ne sylyorum? Sylemek mi? Ne ana dek, bu gklerin iine dek ykselerek benim meleklerin uu glgelerini eteklerinde
grdm bu dan zerinden biraz olsun yenilesin, soluma...sn diye szck szck kaldraym.
Yok, yapamam, yapamam, baladm bir cmleyi bitirecek g yok bende. Of! Ne ardr, ne uzundur bu cmleler!
Baladm her birini bitireyim, omuzumda tadm o ar anlam srtln da bitiminde yere brakaym diye fcrsahlarca ...
yok, tam iki bin birka yz fersah talk yolu yukarya doru yz st srnerek trmanmam gerekiyor gibi oluyor da ne denli
yorgun olduunu bilen ben, bir adm bile atabilecek durumda deilim. Ne bilirsin sen ey tutkun ruh, u Machiavelli yalsnn
bana neler yaptn? Ne bilirsin sen ey susuz gvercin! Bu ssz kuru alarda neler ektiimi?! amas, bu usuz bucaksz
gecenin derinliklerinde korku iinde yitik olmu, Zcus dnyaya egemen olmutur. Promehe yalnzlk Kafkas dalarnda,
Sakalar lkesinin yadelinde zincire gerilmi, cier yiyen kartal, onu,
318

bu tutukluya gece, k, toprak veren o tanrsal ate suuyla cezalandmyor. lo da yeryznde ylece babo durumdadr. Ben de

gzleri benim iin alayp elleri beni zincire geren bu aalk Hephaistosle ev arkadaym!
Yabanllann, ocuklarn konumas, ne kolay, ne gzeldir; cmleleri yoktun bir sz, bir szck sylyorlar; bir ses, bir hece,
bir im.
Yapamam. Ne g, ne bitkin drcdr, mbte da, haber, yklem, zne ykn, btn o ek yapbiimle riyle birlikte
tamak, o da bi sz sylemek iin! imdi anlyorum "inilti'nin; "ah"n ne olduunu. Bunlar, byle sk skya birbirine girmi
olan anlatmlarn ar cmleleri ile uzun dizileridir ne kolay, ne gzel! imden inleyesim geliyor. Artk cmle kurabilecek
durumda deilim. Ah, nasl gereksinim duyuyorum inlemee! Doru sylyordu Rosa ce: "Ey gnlm! nlemenin ne denli tatl
olduunu bilemezsin! Ardndan gzel, dinlendirici ne denli aydnlk ile yenilik olduunu!... Tanrlar bile inler... l kurdu bile
inler..."^)
Ancak... ne diyeyim? Btn yabanllann, lllerin, kurtlarn, kartallarn, sava ve yiitlik tanrlarnn gururlan, tanrlarn
btn bbrlenmeleri, tmden boazma dklmtr!
Yok, ben kesinlikle, inlemem. alar sren inlemeler yeler. lk almak isliyorum. Yapamazsam, susarm. Suskun lmem,
inlemekten iyidir. nlemek, u Machiavelli yalsnn ocuklann bbrlendirir.
Ben daha imdi vardm yalnz bir denizin kysna;
2) Les Murmures d'un ange sotitaire. Bir de Hcgcl'in Franszca
*Esttiqueui C. 1, s. 42.
319

acyla dalgalanan bir deniz; bu cahili sessizlik alarnda hibir duyguya nasip olmam... o Ahurasal an esinlerden; tarihin bu
sszlnda hibir "anlamann sedefine o gayb deerler cevherlerden bir deniz.
Ben bu testileri nasl dolduraym da susuz senin eline vereyim, ey Apollon'un susuz can! Ey bu pazann bulank suyunun
nnden getii sen! Susuzsun biliyorum ancak... ancak bu deniz testiye doldurulamaz. Ka yudum olsun istersin? Ancak bu
denizden olmaz, yudum yudum su almak olmaz. Yaamm yudum yudum tmden bu suya ilendi de hepten inim inim uuverdi.
Bu ksrlkla yirmi yl geti. Yeter artk. Ya lk ya sessizlik; ya azgnlk ya susuzluk. nc bir yol yoktur. Bu deniz batan
baa bir szdr, srekli bir sz! Onu sylememek iin btn bu szleri sylediimiz szn kendisi de ne ksr! Yapamam, seni
yudum yudum iemem. Biliyorum susuzsun. Yreim senin yakc susuzluun iinde kaynyor, eriyor. Ate iinde kavrulmu
stnbana, yank yark olmu mor dudak lanna, susuzluk iinde yanm cierine duru dolu sularndan bir lailsu damlas
serpmeyi ne ok isterdim; benim iin kalasn diye, ey tutkum olmu olan sen, yaamam senin iinde solumaktr. Ancak sevgili
susuz arkadam benim, ey gnein yakn; bu deniz souk, tatl, sindirilimi kolay sular denizi deil, Zcmheri'dir, ergimi
ateten; akkan ateten bir okyanus; o cehennemde doup alayan okyanuslardan! Ben de imdi, Tann'nn kzgnlnn
ateinden, kzarm demirler gibi eriyerek dalgalanan szler ile szler ile szlerden oluan, iine de biricik "kelime"3)
3) Balangta hibir ey yoktu, 'kelime' vard, o kelime de Tanr') 3. CTevrat) Hristiyanlkta, le verbe1; Kur'an'da da,
"kclmetullahV.
320

znn atld bir okyanusun kysnda durmuum; yakc alevleri, iime, nitelenemeyecek bir yangn drm... Yazarsam
kelime yanar; sylersem de dil yanar; korkuyorum onu dnmekten, dlemimi ona yaklatrmaktan korkuyorum, yanar, atein
buulan lgnca alayp kaynayan bu denizin engin yzeyinden kalkarak g, ufuktan ufua karartm, ben de yangn
ierisinde bir karalt gibi gitgide oalarak ykselen bu korkun ate bulutlar iinde kaybolmu, boulmuum...
Ne diyeyim? Nelerden sz edeyim?
Cy benim sevgili susuzum! Benim yaral inancm! Bu yank serap iinde alardr umutla bana, bir de titrek babo ellerime

dikilmi kalm olan masum gzlerinden utanyorum. Yolumu drt gzle bekleyen atlam dudaklarn ile ince yumuack
grtlan iin yreim yanyor. Ey gecenin sard bu korkulu hurmalklardaki iniltilerimin grtla! Ey bu yeryznn toz
tutmu sessizliindeki gk lklannn grtla!
mrm hep inlemekle geli, bouna, yaamm hep yudumlamakla geti suyun zerinde! imdi de yokluk denizinin kysnda
durmuum; putum knlm, smail'im kesilmi, k burcum snk, tapnamn minaresini duman sarm, Kabiloullarnn igali
alunda, kurdun kzkardei nin egemenliinde! Ben de bir saat sonra "gne batn doruunda batp", benim ac eken ruhum
olan sen de ta uzaklardaki tan aartlarnn apan pnarbalannn souk, tatl sulanndan doldurulmu testileri elimden almak
zere bana gelecekken bu acy, kapy hangi yzle aaym yzne, dncesi iinde perianm, utanyorum.
Hemen imdi ayak sesini gnlmn ackl, yerinde
321

duramaz bir durumda olan sessizliinde duyuyorum, iinde EbiiAla ile birlikle olduum kara tutukevime doru ilerliyorsun,
ben ise kendi utancm ve gszlmden dolay titriyorum.
Benim olduum burada "var oIma"ntn da yaamak gibi dayanlmaz olduunu kim bilebilir?!
Efsanem son bulmu, artk son konak olduunu da duyumsuyorum; artk ne bir kervann zil sesleri, ne bir yolculuk sesi!
Yalnzlk, srekli kabrimdir benim, ac ve susku da benim srekli yalnzlmdaki arkadalanm!
Batmn umutsu, gamrenkli sessizlii ar ar ilerliyor da beni "bu lde bir baboun glgesi" gibi kendi iinde yok ediyor.
Yaratl da bir daha geceden bir okyanus iinde bouluyor, gece de gezegenin zerine yle seriliyor; bir daha kesinlikle
kalkmayacak dersin, kesinlikle ne bir dn varm ne de bir yarn olacakm dersin, ben de bir karalt gibi bu suskun dalarn
gecelerinden, uykuya dalm sahralardan, karamsar renlerden, yasl mezarlklardan, bir de kokumu pis kentlerden
kayorum, teranelere dudak bkm, terennmlere dudak bkm, bu umutsuz le ba koyuyorum,... biteyim .... diye.
Acyorum size susuz kulanm benim! Size sz verdiimi, ta uzaklardaki dalarda, yeryznn karamsar ufuk lannn tesinde
tan iinden akan bir pnarbana, size ey hep karanlklar iinde umu gvercinler o sudan souk, tatl yudumlar armaan
etmek iin gittiimi ancak... nasl sylesem?!
Ancak nasl sylesem? Nasl sylesem? Havas koyu, yaka alev buularyla dolu; yeri, vadisi, ovas korkun ergimi ate
selleriyle kapl bir yanardaa geldiimi, yanar322

da aznn da kzgn, zincire gerilmi bir delinin az gibi kzl, geni olduunu, kaynadn...
Kanlkanatl masum krlanglarm, ben bu pnara ulaum, buydu benim pnarbam.
Tapnamn tutuklu ruhu, yamursuz alann susuzu !
Testileri ylece kuru, tozlanm olarak geri getirmiim.
Onlar bu amaca ulamayan hicretimden umutsuzca dnmde beni grmeye gelecek olan sana geri vermekten utanyorum.
O "cennetin gece klarnn z", "karata" yaplm.O0
Testileri urackta, u taa arpmak, krmak istiyorum.
Bir testiyi gzya doldurmuum, bir testiyi kan. Bu ikisini brakyorum.
"Nilfer zerinde bir damlack", yaam gecesinin eline den bir ebnem gibi ar ar, gstermeden, lm gneinin douu
dileiyle oturmu, durgun gzlerimi dounun mor dudaklarna dikmiim...
Benim itkyazsz krlanglanm, esintiler iinde kalm barksz hindibalarm dnn geri!

Bir de sen yaral, sevgili susuzum!


Gzlerini dikme bana, kapat, onlan grmekten ac ekiyorum ben...
4) Balangta Haceru'lEsved Adem'i cennetten getiren "ak bir kap'ym (Esatir).
323

* 46ylrm sfent aynda, tarih rencileri Irak'a bilimsel bir yolculuk dzenledi. Bata, benim de katlmam sz konusuydu,
ancak son anda birden "ksmet" olmad! Nevruzu yolculukta geirerek orada kutlamalar gerektiinden, deerli
iarkadalanmm istei zerine bu yazy yola Jnlmak zereyken orada okumalar iin yazdm.
imdi de o "olaym ansna!
nevruz
Nevruz konusunda yeni sz sylemek gtr. Nevruz ulusal bir bayramdr. Ulusal bayramn ne olduunu herkes bilir. Nevruz
her yl kullanr, her yl da ona ilikin yeni szler sylenir. ok sylenmi, ok da iitilmi; yleyse yinelenime gerek yoklur.
Neden olmasn, vardr. Kendiniz bile yinelemez misiniz Nevruz'u? yleyse Nevruz'a ilikin szleri de tekrar lekrar dinleyiniz.
Bilim ve yazn asndan yinelenim bktrcdr, gereksizdir de, "us" yinele nimden holanmaz, oysa "duygu" yinelenimi sever,
doa yinelenimi sever, toplum yinelenime gereksinim duyar. Doa yinelinimden oluur, toplum yinelenimle g bulur*, duygu
yinelenimle can bulur* Nevruz da iinde doa, duygu, toplumun birden etkin olduu gzel bir olaydr.
(1) Gelenek byle bir eydir.
(2) Tafiazan, yinelenim konusunda: "Szel bozukluklardandr, ancak *scvgiliayi anma konusunda yalnz geerli deil, tersine,
adnn antlp yinelenmesi sze stnlk verir...." diyor.
325

Nevruz'un alardr btn dnya bayramianna kar stnl korumas, yapay bir toplumsal szleme ya da yklenen siyasal
bir bayram olmayndan dolaydr; dnyann bayram, yerin, gn, gnein enlik gn, iek amalann cokusu ile
domalann heyecan gndr; her "ba)angn cokusuyla dolup tamaktadr.
Bakalarnn bayramlar genellikle insanlan fabrikalardan, tarlalardan, ovalar ile llerden, sokaklar ile arlardan, baheler
ile ekin alanlanndan, odalann iine, ta vanlann altna, kapal kaplar arkasna toplar: Kafelcr, kabareler, bodrumlar, salonlar,
evler... Petroln stt, lambalarn aydnlatt, dumanlarn titretii, boyalarn renklendirdii, kattan, kartondan, mumdan
gllerin tts ile esans kokularnn ssledii... bir ortam. Oysa Nevruz, insanlarn elini tutuyor, tavan altlarndan, kapal
kaplardan, bunaltc havalardan, yksek duvarlar arasndan, kentlerin, evlerin yaknlanndan doann zgr, engin eteklerine
ekiyor. lkyazn scakl, gne klan, yatanl ve yaratma cokusunun kprdaylan, yeller ile yamurlarn sanatcms
gzellii, ieklerin, filizlerin, yeilliklerin sslemeleri ile "yamur kokusu, yarpuzotu kokusu ile toprak kokusu, ykanm,
yamurun altnda kalm, tertemiz dallar'....
Byk bir annn yenilcnimidir Nevruz: nsann doaya yaknlnn ans. Her yl yapay ilerle, kendi karmak retilcriyle
oyalanarak anasn unutan bu unutkan ocuk, Nevruz'un ikilimsi anmsatmalaryla kucana yeniden dner de onunla birlikte bu
dnn yansra yeniden grmeyi kutlar. Annenin kucanda ocuk kendini yeniden bulur, anne de ocuunun yanndayken
yz sevin326

ten iek aar, sevin gzyalar yaar, sevin lklar atar, genleir, yeniden dirilir. YsuPunu grerek uykudan uyanr,
gzleri grmeye balar.
Yapay uygarlmz, karmaklap arlatka insanda, doaya yeniden dnp yeniden tanma gereksinimini daha ok
vazgcilmezlcirir. Dolaysyla yalanan, eskiyen, anlamszlau bile olan geleneklerin tersine Nevruz, gitgide gcne g
katyor da ne olursa olsun daha gen, daha parlak bir gelecei oluyor. nk Nevruz, Lao Tzu, Konfys dneminden
RousseauLuther dnemine dek sren bir sava atee sren bir nc yoldur.
Nevruz, dinlenmek, durulmak, elenmek iin biricik frsat deildir; toplumun zorunlu gereksinimi, bir ulusun hayati besinidir
de. Deime, gelime, zlme, yok olma, dklme, ortadan kalkma temeli zerinde kurulmu bir dnyada, iinde deimez
olan, kesinlikle deimeyen, srekli ayakla duran biricik etkenin deiim ile dayankszlk olan bir yerde, bir ulusu, bir
toplumu her eyin zerinden geerek ezen, her dayana ykan, her irazeyi^ zen bu acmasz zaman arabas karsnda yok
olmaya kar koruyabilecek ey ne olabilir?
Hibir ulus, bir kuakla, iki kuakla, biimlenmez; ulus, birbirini izleyen birden ok kuan oluturduu balar topluluudur.
Ancak zaman, bu acmasz kl, kuakla raras ba keser, toplumumuz ve ulusumuzun tinelliini oluturmu olan
gemilerimiz ile aramzda rkn tarih deresi kazlmtr, bo alar da bizi onlardan ayr drmler; an kymcsma
grnmeden bizi bu rkn tarih
O raze: Kitap ciltlerinin iki ucuna konan, yapraklar dzenli tutan, pekten rlm ince erit. (cv.)
327

deresinden geirerek gemilerimiz ve gemitekilerimizle tantran biricik etken geleneklerdir. Bu geleneklerin kulsa)
yznde biz kendi amzda onlann varln, yanba mzda, "kendi kendimizce duyumsarz ancak, onlarn iinde grrz
kendimizi; Nevruz bayram bylece geleneklerin en dayankllarndan, en gzellerinden biri oluyor.
Nevruz kullamalan yaptmz sralarda, bu topraklarda her yl kullanan btn Nevruzlar hazr bulur, byle cc de bizim
olduka eski ulusal tarihimizin aydnlkkaran lk, akkara sayfalan gzlerimizin nnden bir bir geiyor gibi oluyor. Ulusumuzun
her yl bu topraklarda Nevruz'u kutladna inan, beyinlerimizde u coku dolu dnceleri uyandnyor, yle: Evet, her yl!
skenderin bu topraklar ulusumuzun kanyla boyad yl bile, Persepolis'tcn alevlenen korkun ulelerin yanbanda, orada,
o srada, musibete uram halkmz Nevruz'u daha ciddi, daha byk bir inanla kutluyordu; evet, her yl! Kuteybe ordusunun
kzl Ceyhun kylanna kamp kurduu, Muhalleb'in de Horasanda ardarda toplu kym yapt yl bile, yaral kentlerin zgn
durgunluunda, souk, snk ate tapnaklarnn yanbanda, Nevruz'u smscak, cokulu bir biimde kutluyordu.
Araplann bu topraklan cahiliye halifesinin klc altnda susturduu dnemlerde kentlerdeki toplu kymlan, evlerin yklmasn,
ordularn daulmasn anlatarak halk alattktan sonra harbini tutup: "Eba Teymar, biraz da enlik gerek"! diyen Sistan'da bir
adamdan sz eder tarih. Nevruz, bu yllann yantsra buna benzer btn yllarda ylesine bir enlik olmamtr, ayyalk,
"baboluk" olmamtr,
328

bu ulusun kalcl, sreklilii ile varlnn duyuruluu, zamanla birlikte zamann ykc olaylannn btn balarn koparmaya
alt bir gemile balln simgesi olmutur.
Nevruz, hep deerli olmutur; molann^ gznde, mubcdlcrin<") gznde, mslmanlarn gznde, ii ms lmanlarn gznde
hep deerli saylm, onlann dilleriyle ona ilikin szler sylenmitir. Filozoflar ile bilginler de: "Nevruz, Hrmz'n dnyay
yaratmaya balad yaratln ilk gndr. Alu gn bu ile urat, altnc gn dnyann yaratl son buldu. Dolaysyla
Ferverdin'in^^ ilk gnne Hrmz ad verilerek altnc gn kutsal saylmtr. diyorlar.
Ne gzel bir masal; gereklerden daha gzel! Doru, ilkyazn ilk gnnn, yaratln da ilk gnym gibi bir duyguya
kaplmaz m herkes. Tanr, bir gn yaratl balatmsa o gn kesinlikle bu Ncvruz'dur da yaratln ilk mevsimi ilkyaz, ilk
ay Fcrvcrdin, ilk gn Ncvruz'dur kesinlikle. Tanr, dnya ile doay kesinlikle gzn, yazn ya da kn balatmamtr.
Kesinlikle ilkyazn ilk gn otlar bitmeye, rmaklar akmaya, iekler amaya, filizler almaya balamtr; yani Nevruz

olmutur.
Kukusuz, ruh bu mevsimde domu, ak bu gnde yeermi; ilk kez gne ilk Nevruz'da domu, zaman onunla balamur.
O Mog: Zerdtlktc, din adam, dinsel nc. (ev.)
(*) Mubcd: Zcrdtlkte, moglarn bakan. Dinsel bilge, bilgin, nc, moglardan stn bir kesim. (ev.)
(***) Fervcrdn: ran takviminde, yln ilk ay 21 Mart 20 Nisan. (ev.)
329

Bn ulusa) renkleri silip gelenekleri deitiren slam, Nevruz'u daha ok ldatm, ona iraze balam, salam bir
dayanakla, ranlIlarn mslmaniama dnemlerinde yok olma tehlikesine kar korumutur. Ali'nin halifelie seilii ile yine
Ali'nin Gadir Hum'da vasiyyete seilii de bu gne rastlamtr da ne ilgin bir rastlant. Iranllarm slam'da Ali'ye, Ali'nin
ynetimine ballk, inan ve sevgileri Nevruz'a bir dayanak oluturmutur. Ulusalcln canyla yaamn srdren Nevruz,
dinsel bir ruh da ald. Soysal, ulusal gelenek, bu lke halknn gnllerine yerleen yeni dinsel bir inan, gl bir sevgiyle
kenetlenerek salamlat, kutsallat, Safcvilcr dneminde de resmen iiliin bir belgisi durumuna geldi. Ballk, inan ve
kendine zg yakarlar, virtlerle doldu, yleki bir yl Aura ile Nevruz ayn gne gelince Safevi padiah, o gn Aura,
ertesi gn Nevruz olarak kutlad!
alarn tozlarnn yzn kaplad bu ya! Nevruz kendi olduka eski tarihi boyunca, bir dnem molann yanbanda gne
taparlarn kendisine seslenen virtlerini iitti; sonra Zerdtln atcapnaklan yanbanda kutsal mubet mar, Avesta
ezgileri ile Ahuramazda Suru'uO okundu kulama; daha sonra Kur'an ayetleri Allah'n diliyle vledurdu. imdi ise ona ek
olarak iiliin namaznn, yakarnn yansra Ali'nin hakikati, Ali'nin hkmeti sevgisiyle yaatlyor. Btn bu deiik
biimlerinde bu zamana bulanm yal, alar boyu gnmzden tarih ncesi masals Cemid dnemine dek btn
kuaklanmz, btn atalarmzla birlikte yaamtr, hepimizle birlikte olmutur. Byk arsn, srekli, gle, sevgiyle,
zveriyle, itenlik() Sr: Pehlcviee'de suro: Melek, Cebrail. (ev.)
330

lc yerine getirmitir; o da, bu umutsuz yaral ulusun yznden solgunluk ile zgnlk rengini kazmak, bu musibet dolu
topraklarn halknn ruhunu, doann yaam verici en ruhuyla kaynatrmaktr. Bundan da nemlisi, tarihsel olaylar kavanda
durarak srekli kymclar, yamalayclar ile minare balann yapanlarca aralarndaki balarn ko panlm olduu bu ulusun
birbirini izleyen kuaklarn birbirine balayarak, alarn somurtkan, yabanc duvarnn aralarna girip, derin unutkanlk
ukurlannn birbirinden ayn drd birbirinin yakn olan btn gnlleraras bir birlik szlemesi de oluturmaktr.
Biz dc bu an iinde, yaratln bu ilk anlarnda, yaratln ilk gnnde, Hrmz gnnn Ahurasal ateini yeniden yakyor,
vicdanmzn derinliklerinde, dlerin araclyla, lmn yakp kavurduu bo alarn kara llerinden geiyor,
topraklarmzn duru g, parlak gnei altnda kutlanm olan btn Nevruzlara, kanlarnn damarlarmzda akarak, ruhlarnn
yreklerimizde att kadnlar ve erkeklerle birlikte katlyoruz. Bylece, bir ulus olarak "varlmza" alarn kkten kopanc
frtnalar, kopmalar ile deimeler kargaas iinde lmszletiriyor; dmanca emelleri olan, bizi kendimize
yabanclatrarak, "kendimizden boalm" bir biimde bu yamalayc Ba t'nn uysal klesi, "kiiliinden syrlm lokmas
durumuna getiren bu an saldrsnda, ulusumuzun tarihi ile masallardaki btn kuaklarn bulunduu bu urakta onlarla
ballk szlemesi yapyor, "ak emanetini onlardan bir miras olarak alyoruz; "hi lmeyeceiz" diye, "dosdoru
srekliliimiz"!, bu usuz bucaksz beer lde kk varsllkla, bollukla dolup (aan bir kltr ve bir ycelie da331

yanan, kendi "zgnlk" dayana zerinde tarihin geicinde durmu olan bir ulus adna "bu yeryznde kantlya hm diye.
332

insanlar ve szler
Bugn, bu gece kalem (utamyor elim, parmaklarm kendinde deil, emrimde deil; bouna urayorum onlan
durgunlaUrmaya, uysal yapmaya, birden yle duyarszlamlar, kendilerinde deiller daha, kendimde deilim daha! alma
masamn arkasna kendimi saatlerce oturtarak: yaz, deyip duramam, szckler d gmde yle ivecence, sersemce dnyor,
yzyor, salnyor; hibiri kendini ele vermiyor. Sabahtan bu yana yann sabahn alts oldu, hibirisinin boynunu alamadm
ellerimin arasna, ok uratm olmad. Bir rpertinin beni uyandrd dn sabahtan beri kendime gelemedim, imdi anlyorum
bir yaam boyu uramasna karn emsi TebrizTnin neden bir tmce olsun sz syleyemediini, bir beyit iir yazamadn.
Olmuyor, yazmak, konumak, kouklamak iin Mevla na'nn dzeyinde kalmak gerekiyor. emsi TebrizTnin snrna ayak
basmsan, istediini yapamazsn, oras ackl salnmlar ile esrike aa e! rpmalar yeridir, oturmak, yazmak yeri deildir.
Ben imdi dlemimde bir odaa dalmm, gzle333

rim durgun bir delinin gzleri gibi gizemli bir korku iinde gremez olmu, kprdamaz olmu, alp kapanmay unutmutur.
u ana dein dilin konumasn duyuyordum, kalemin konumasn okuyordum, dnmenin konumasn, dlemenirv
konumasn, bir de yrek aulannn konumasn, ruhun ackl rpnmalannn konumasn, sesleri kzgnlktan akaklar dvp
durduunda nabzn konumasn, suskunun konumasn da anlyordum. Baksana ka dil biliyorum! Ka dil konuuyorum! Ben
bilirim hangi szlerin hangi dille sylenmesi gerekliini, ben bilirim bu dillerden her birinin hangi szleri sylemeye
yaradn. Azn iinde yer alan dille sylenecek szler var, bir de sylenmesi gereken ancak hi kimseye ynelik olmayan
szler, seslenilensiz szler, bir de duymamas kouluyla bililerine sylenmesi gereken szler.
Yanlmayasnz, bunlar birilerine ilikin syleyerek duymasn istemediimiz szlerden deildir, yok, bunlar bir ey deil,
buna benzer sz oktur, ok da deersizdir, herkesin de byle szleri olur, bililerine, bir seslenilene sylenecek szlerden sz
ediyoruz biz, ondan bakasna sylenemeyecek, ondan bakasna sylenmemesi gereken, bununla birlikte onun da duymamas
gereken, bilmemesi gereken szler, yce, gzel tatl szler bunlardr, seslemle nin bile namahrem olduu szler! Bu nasl sz?
Bu nasl seslenilen?
Birinci soruya yant veremem, balayn beni, ikinci soruya ise yant veriyorum: nsanlar drt eittir. Yani bin eittir de
btn bu eitler iimize yaramaz, bizi ilgilendiren bu drt eittir:
1 Kapstleri, yksek, grkemli, gzalc olan kim334

seler; bir kk kapstdr de greni kendine ekiyor, gzn dolduruyor, ruhunu alaltyor dersin... Kapstnn gzaha
grkem ve byklne kar az ak kalyor, korkarak, titreyerek, zene zene, a ar onun byk ar kapsn ayor da
ne glklerle!? Ne zorluklarla?! Ne gler kullanmak gerek! Ne de korkulara kaplmak gerek! Bir kent giri kapsna ya da bir
kale, bir sur kapsna benzeyen bu byk kapy dndrmek ne de yorucudur! Kaln salam dayanaklarnn zerinde azck
kaysn diye ne de ok uramak gerek, kapy aralyor, kent kaps! Bu asker kalenin ar, grkemli, byk kaps, ne zaman
baksan apkann bandan dt bu yksek kapst, tmyle almaz, kolay bir i deil, aralanr; ne sesler karr, ne
grltler! gcr, gcr gcr! Kap aralanyor! Bu kapstnn karsnda aasanmdan kendini kap arasndan, kapnn
altndan srnerek girmesi gereken kedi gibi gren izleyici bu elMevt'in iine adm atyor; ne gryor? 67 metre karelik yapay
mozaik bir avlu! Bir de duvarlann kaplad birka metre, yani her duvar iin 35 santimetre hesaplayarak bu 67 metreden
karmak gerek. Drt kan adm atsan kar ki duvar yakana yapr: Nereye diye, bitti, buydu ite! Ne bitti? Bu yapnn alan
bitti, avlu buydu ite. Ne! Sekiz metre yksekliinde bir kapstne kar dn metre, yirmial santimetre uzunluunda bir avlu
mu? Bvet. Greni aasayan o grkemli, gsterili kapst, bu dn mozaik, ortasnda bir ini havuz, iki yannda all
mozaik tula ekitirmesi byklnde: Bahe! Yaldzl kapnn dn gnlk mumluu ile 1/75 santim yksekliinde ince
tuladan duvarlar,... baka da yok! Bu da ne biim avlu?! Buralarn topraklan ok ucuz, bedavadr, peki ne diye bu denli
kk?!
335

Bu avluda bahenin o kesinde yeralan en belirgin, ciddi, sekin, deerli, grkemli, gerekli, yararl, nemli, g zala yap

hangisidir? Hangisi olduunu bilmiyor musun? Yok, bilmiyorum. Uyank! Biliyorsun da dalga geiyorsun. Yok, bilmiyorum,
nedir? Ne olduunu pis kokusundan anlyamtyor musun? Haa... evet. Anladm, aman, kapaun kapsn!! Kaps kapaldr. Peki
yleyse neden ?
ey ite havalandrcs yok da! Yok, yok, havalandrc sorunu deil, havalandna yapmamakla iyi etmiler, bir eyler anlam
olsalar gerek, havalandnc kurmalan durumunda btn hava diye.2 Kimileri ise tam tersine olur, gsterisiz, kendine gre,
yaln bir kapst olan bir baheleri olur, boyasz, ucuz, sslemesiz, bezemesiz bir tahtaya geirilmi bir ubuk, herkesin eli
yetiir yukarsna, genellikle ak da durur; kilidi, anahtan, bekisi yoktur, bir el kprdatmayla a lverir; havasz, korkusuz
girilir ieri: lerde ak bir hava, hep akan bir su, ortada ok dall, ok yaprakl yal bir aa, alt ottan dikenden temizlenmi,
su serpilerek sprlm bir toprak paras; kimse ya da kimselerin oturup uyumak istemeleri ya da akama doru bir ay iip
laflamak istemeleri durumunda... diye. Mozaik demeler, yeil alan oyunlan ile drt kan srayarak btn evi slatan, bir de
bir t ekmi, tuvalet giymi baylar bayanlan slatmamas iin, bir de ok su tketmemesi iin abuk kapatlmas gereken su
borusuna balanan ocuka sama fskiyeler! Bu marka serserilik ve almlardan bir iz bile yok. Taklalar alan, gle,
arlkla, veriyle dolup taarak geen bir akarsunun yanisra yapraklan, meyveleri ve gnei, kendi eim ve kvnmlar iinde,
akn, yitik bir duru336

ma getiren bir aa var; aiunda ise zerine serpilen sulann slakl altnda gnl alc ezgiler mrldanarak sulandrlm
topran kokusunu ortala yayan yumuak, temiz topraklardan bir alan.
Bu alann evresinde birok erili brl yollar var, zgrce babaa vererek birbirlerinin boyunlarna yapm olan yabanl
aalar ile gller kalabalnn altndan geer, bahenin iine girer, bu yollardan her biri izleyiciyi bahenin iine, yok,
bahenin bir yanna gtryor. zleyici de daha bu yolu bitirmemiken baka bir yoldan geerek bahenin baka bir yanna
varma zlemi ile merak yreinde yle artyor; onu yolunu srdrmekten alkoyarak baka bir yola ekiyor, yine burada da
daha baka bir yola gz dikiyor, kendini baka bir yana atveriyor, bu bir yandan bir yana kouturmalar, bir yoldan bir yola
gitmeler, bir ynden bir yne allamalar srerken birden bahenin iinde kaybolduunu anlar; bahenin neresinde olduunu
bilmez, hangi yoldan dneceini bilmez, bahenin giri kaps nerede bilmez, nereden girdiini bilmez, bahenin nerede
bittiini bilmez, bahenin sonuna hangi yoldan varacan bilmez, baheyi izlemenin ne zaman biteceini, bahede grlecek
yerlerin tmn ne zaman greceini bilmez, bu baheyi batan baa grmek, tanmak iin ne yapmas gerekliini bilmez,
bahenin duvarlan nerede bilmez.... Gitgide sersemleiyor, yapnn grkem ve karmaasnn, ruhunun zerine ylarak
kendisini aknla srkledii yer de burasdr ite, daha ok ileri gidip daha ok dolatka u dnce beyninde daha ok
glenir: Yaam biler, bu bahede grlecek yerler bitmez gibi geliyor, erili brl yollann sonu yok gibi geliyor, bu yollar
yr
dke uzar gibi oluyor, "kesinlikle sona ulaamayacaz" gibi geliyor, bu bahenin hi "duvar* yok gibi geliyor, eidi
aalarn birbirine girmi dallaryla yapraklar arasnda, o uzaklarda, gze arpan ey duvar deilmi gibi geliyor, yanlyoruz,
biz ilerledike o geriliyor, biz yaklatka o uzaklayor?! Tannm! Buras neresi? Ben kayboldum, kendimi burada yitirdim,
hibir k yolu yok gibime geliyor, hangi yoldan geldim? Belli deil, evimin yolunu unuttum, evimi unuttum, hep burada
kalmalym gibime geliyor, burada dolap gezmem gerekiyor, nceden buradaymm gibime geliyor, dnyaya burada
gelmiim gibime geliyor, gemite benim anmsa yamadm ok ok nceden burada yayormuum da daha sonralan o kk,
toprak, dar eve gtrlmm gibime geliyor...., bir eyler anmsyorum, burada batmm, ancak bouna, geri dnmek iin bir
ura da vermiyorum, buradaym....
3 (Bunu bir deiniyle geiyorum, aklamaya gereksinim duymayan kimseler iini: ncs, bulunduklarnda
bulunmadklarndan ok "var olan", bulunmadklarnda yok bile olan kimseler. Ya da tersine var olduklarnda bulunup yok
olduklarnda bulunmayanlar, kukusuz bulunduklarnda bile yok olan kimseler de var.. Ancak bunlan sralamaya bile demez!
Say olarak ok olup, stadlar, ulular ile ummalardan oluan parlak ehreler de aralannda az deil, ok olsa da.
4 Bir de bulunmadklarnda bulunduklarndan ok "var olan* kimseler!
Oh ne gzel! Ne byk iyi insanlar! "Orta" olan ok ok daha yksek kimseler, ne byk "ganimettir bunlar! Yaam byle
kiilerin varlna ne ok gereksinim duyar,
338

yaamsal bir gereksinim! Ne diyorum ben? Bunlar yaamn anlam, "varlk'mzn ruhudurlar.
Bir daha syleyeyim de keyiflenin:
"Bulunmadklarnda bulunduklarndan ok "var olan" kimseler!"
Yer yer duymamalar gereken szlerin seslenileni olan kimseler bunlardr ite, kendileriyle hep konuur durumda olduumuz
kimseler bunlardr, gzel szlerimizi de bunlara syleriz hep, duymalarn islemediimiz szleri bile, hep yazp da
gndermediimiz mektuplar da bunlara yazarz.
zgn szler, "duyulmak" iin sylenen szler deildir, "sylenmek" iin sylenen szlerdir. zgn yazlar, "okunmak" iin
yazlan yazlar deildir, "yazlmak" iin yazlan yazlardr. te bu szler ile bu yazlar, hep insanlarn bu drdnc trne
seslenir, yine bu szler ile bu kitaplarn kendileri yer yer bu insanlann, bu kendine zg scsle nilenlerin snrn aarak
kendileriyle namahrem olur. Namahrem dedim, yabana deil, ok farkldr birbirinden, "bu durumda szler yle plak oluyor,
scslenilcninc grnmekten utanyor"...
Isnyorum, szckler daha uysal oluyor.. Braksalar! Sustum! Odanda bile yalnz, kendi kendinle brakrlar m hi seni?
Yabanl bir toplumda yaamak ne byk musibettir! Kamak bile olanaksz. Yalnzlk da o denli g olmu: Ynlar saldrs!
Of ne kalabalk bir yalnzlk! Ne ba ar tc bir sessizlik! Yazma anlan yaamn biricik iten, gzel anlardr. Yazmak iin
yayorum. Tanr da bu iten holanyor gibi, ona deer veriyor. Mrekkebe, kaleme, bir de "yazdklarna" ant iiyor. Doru
sylyor Hemingway: "Bir
339

saatimi bakalaryla, yalnzlm alp yazmaktan alkoyacak bir biimde, bo uralarla geirdike gnah duygusuna
kaplyorum", diye. Yazk szckten baka bir eyle geen anlara! Ancak brakmyorlar..!
Bir eyler sylyordum, dil trleri, sz trleri ve insan trlerinden sz ediyordum. nsanlann drdnc trnden sz almt.
Bu gibi kimselerin deerini biliyor musunuz? Daha dorusu, byle kimseler tanyor musunuz? Daha dorusu, byle kimseler
var m? ok var m? Ben bir kiiden baka tanmyorum. Btn dnyada bir kii! O resim! imin klfnda, "varlk'mtn
erevesinde, vicdanmn haremi duvarna astm o yakn, tandk, soyda mahremin resmi. Kimin resmi? 0nun resmi! O
bundan nce birlikte yayor olduumuz, daha sonra lgnca bir tufann kalkarak bizi birbirimizden ayrd kii; birbirimizi
yitirdik, ben onu aramaya buraya geldim, bu yabana aunn altna! Biliyorum o da beni bulmaya can atyor, ancak bir yaam
boyu aray sonusuz kalmtr. Bekleyi bounadr. Yine de glgesinin ruhuma derek yok olduu oluyor, vicdanmn
derinliinden ykselerek benimle konutuu, o gnleri, o yerleri birlikte dile getirdiimiz oluyor, bu susuz lde, her mrlt,
her renk, her gzel, gizemli albeni, gnlm iin "bir su sesidir*.... "Az dolanan su! sucu!"
... hey; hey; niin byle oluyor?! Hey, szlerin dizgini elimden kayor, her ey salnmaya balam, her ey dnmeye balam,
szler tmden esrik olmu, cmleler tmden kamtr, kalem sersem sersem her yandan dolayor arkalarndan, sonra eli bo
geri dnyor, kimse benim nasl akn, ba havada bir perianlk iinde olduumu bilmiyor! Nerede olduumu bilmiyorum.
Kendimi gryo340

rum; gklerde, dalarn yksek doruklarnn zerinde, uzak ufuklarn evresinde uuyorum, yok, umaya balamm. Gizemli
bir esinti beni bir saman p gibi raks ettirmitir. yice gryorum, buradaym, sobann yannda, ancak bu geride kalm bir
kiidir, kendimi gryorum; uzayn barnda dnp duruyorum, belirsiz bir dngye tutulmuum.
ite imdi ariflerin szn ettii kendinden soyutlamay duyumsuyorum, deniyorum onu, imdi u "geride kalan" u benim
ankm nasl yazabilir, konuabilir? Bouna beklenti tayorum, bouna diretiyorum, bastryorum. Gideyim biraz gazete
kartraym.
...ne gzel gazeteler! Gereksiz yereydi onlardan o denli uzak duruum, alaya alm, ne de ok gerek duyuyorum okumaya,
dnmeyi, anlamay, zen gstermeyi gerektirmeyen eyler okumaya. Yrmeye, parmak rpmaya, ocuka drdr etmelere
benzer bir okuma; yeni, zgr, kolay. Cokuyla, enlikle, kendinde olmayla birlikte!

Ne renkli gazeteler! Her biri yirmiotuz sayfa! Bayram zel says. Eveet! Sanrm bugn bayram! Nevruz Bayram. Gzel,
bakalm neler yazm?
Ooo!... bu da ne! Duyurulara bak! Bugn, saat... benim oturu.... Benim yantsra Bayan ... oluru... Biz niversiteliler, arkadalar
ile tandklardan... kulb....lk ev....!
Bravo; ne mutlu onlara! Ne de ok rahat beyinleri, en gnlleri var! Ne de ok ho vakit geiriyorlar! Ancak ben onlar hi
kskanmyorum, byle mutlu olmalar ne gzeldir! Ben byle olmak istemem, onlarn benim durumumda olmalann da istemem;
onlan Tann, bu mutluluk341

lar iin var etmi. Onlar da benim ektiimi ekecek olursa ben onlara balanrm da bu ac daha ok kt olur. Onlar da
gelecek olursa, ben bamsz, grkemli, yce blgemi yitiririm. Bu ak yksek gkyznde kendim yalnz umak istiyorum; bu
yumurtadan yeni km, etil, evcil kulardan birinin topraktan, aatan, su havuzunun yanndan, baheden, avludan uua
geerek bu gkyznn bir btn, duru gsn lekelemesinden, an gn ssz boluundaki yalnzlm bozmasndan
korkuyorum; bir yaam boyu yol alarak bulduum bu aday kent yaparak kendileriyle doldurmalarndan; ar, dkkan,
dinadam, ajan, yeniliki, aydn, gerici, hac, doktor, stad, patron, tellal, amaan! Ne byk bir hayvanat bahesi olur!
Szme dneyim. Sz, insan, dil trlerinden sz ediyorduk, yani seslenilenlcrden, seslenileni olmayan, seslenilen! snrl olan
szlerden...
Doru, gazetelere bakacaktm, gz gczdirccektim...
Bir ey yok. Hepsi kalplam, resmi, idari, yinele nimscl, anlamsz, kokumu szler! Kokumu mu? Yok, pislik kokusu bile
yok; dorusu kokusu bile yok, hepten hie benziyor; szckler tmden yastk, dek yapmnda kullanlmak zere kiloyla
satlan plastik paracklardr. Renkleri var, rengarenk, ya koku, zellik, ut, arlk?!
Yazniir sayfasnda bir eyler olabilir. Bir rastlant sonucu okunduunda deecek bir iir srm olabilir dillerinden. Ha,
...Of! Bunlarn da udi o seslenilenler, duyurular ile makaleler gibidir. iirler de resmi, karcl, yinele nimsel, gseldir. Niin
byledir? Bellidir. iir syleyen kim? air. air kim? Halifenin ya da falan adil emir ya da sultann klesi olan, falan Trk
Hannn paral, aylkl bir
342

grevlisi! Bu paral, gl, ho kiilerO), aire "idrar" veri yorlard.CYani burs, aylk. Sad: Nizamiye'de idranm vardk O da
"Atabek Azam Bilmcz'in idrar" uzunluunda "ll, uyakl, istenilip beenilen" bir kaside dokuyordu, candan gnlden.
Bayram gn bir genel kabul gn. Gelin bir Bahariye syleyin diye ozanlar anlrm. Sla da olmazsa alktan oluu
ocuunu, eini geindiremcyerck gzel, ak yzl sevgiliden ayn decek olan bu zavallar da ne yapsn? Amelelik de
bilmezler ki. g yok, mal mlk yok; Bahariye sylemeli, konan hatrn enlendirmeli, o da bir el sallayarak bir sla
vermeli. Bylece ozana, gz ozanda olan ailesi ve ocuklanna, bayram gnleri, bir bayramlk, bir azk, bir helva, bir ya
yetitirmeli.
Evet, zavall ozan, smarlama bir Bahariye itikab ettikten sonra, slay alarak biraz et, biraz ekmek satn alp oluu ocuuyla
bayram gecesi bir araya gelip yemeleri ya da bir suyun yanbanda, bir st aac altnda, putuyla, eyh Ebu Ishak ve Sultan
Gazi'nin idrar zerinde oturup, imeleri umuduyla Kutlu Zat'n duacs... iir yapyordu, Bahariye, kimin iin? u karn yemek,
kellesi iki dolu, yabanl, erefsizce, pis byklar olan, boaz ikin Han iin! Gzleri esriklikten kpkzl olmu, comutur.
ehvet ve lezzetin ondan bir ya gibi dkld yorgun, nefret dolu bir durumda, adil cmirin nnde onu elendirmekle
uraan ozandan da daha zavall olan birka cariye ile rakkasenin eteine bakakalm Han hazretlerinin sevdas kafasna
vurmu, evresinde oturanlar da elleri gslerinde, saygyla, eile bkle, korku iinde, Hazrcti Gereksinimler Kblesi'nc
bakyorlar, kullu beeninin ne gibi iler bul343

duunu grsnler diye. Kusma m? Kt iler mi? Nee? zetle her ey; kulaktan zildedir; alsn da bir ibrik doldursunlar da bir
tas getirsinler.... el altlk yapsnlar, dostlardan geri kalmasnlar, ileri bozulmasn diye; yaknlk! Yaknlk!
Ozan da bunlardan biriymi. u, kouklayarak yeri, g, gnlleri, beyinleri en akrak gsterdikleri Bahariyeler de
evredekilerin frlamak, ibrii su doldurmak, tas, leen getirmek iine benzer bir eydir. u zavall Kaanrye baknz! Zavall,
ne de ok skyor! Ondan daha iyileri de ondan daha kt:
SadTden:
Aalar gonca at da blbller esrik
Dnya genleti dostlar imeye koyuldu
ilkyaz geldi dnya cennet gibi oldu
Kara topran stne felek lale ekmi
(Allah kahretsin seni! Yedinci yzyl ozan msn sen? Dou'dan Moollarn, Bat'dan Hallarn bu topraklar kan banyosu
durumuna getirdii yzyl!)
Menuehr:
Bir Mart bulutu ykseldi u dan yambatndan
Ferverdin yelleri esti iftliklerin arasndan
Unsur:
Bir Nevruz yeli bostanda gezer olur
Yaptyla her aa salnr eser olur
Rudek:
Geldi ilkyaz yemyeil tatl bir renk bir kokuyla
Binlerce ilgin ssle binlerce iler amayla
Yine de u sevgili yce Mevtana, bu ak yiitliiyle,
344

gzellikle, ycelikle dolup taan grmekti ruh! Byk ruhun, gazeli de byktr, hevesinin de grkemi, stnl vardr, inan,
abdallk ve iyiliinin aalk ruhu da irentir, samadr! lk yazna baknz:
Geliniz geliniz glzar alm
Geliniz geliniz dildar ulam
Geliniz hepten hepimiz can cihan
Gnee sunalm gzel oklar sam
iir sanatlan asndan Mevlana'y gsz olarak deerlendirip o "idrariyarn da Mesnev ile Divan emf ten daha gzel, daha
iirsel olduunu buyuran o nsha yutucu dizinciler utansn!
Kim diyor, gnmz iiri geridir? Bunlar, ya gzel iiri, alm olduklan yaygn kalplarda grmeden tanmyorlar, ya da u
yeni doma yer bceklerinin samlklann yeni iir olarak alglamlar! u g yetiremedikleri iin yeni iir yazanlar, eski

iiri okumay bile beceremediklerinden ya da Avrupa iirini anlamayan kimseler evirdiinden, bu eviriler de yanl,
anlalmaz, anlamsz olduundan, yaln, anlalmaz, anlamsz sz syleyen herkesin ada Avrupa iiri sylemi olaca
kansna kaplmlar.
Eski yaznmzn parlak albenilerinden biri yiitliktir. (Baka alardan ele alnmas gereken genel yiitlikler dnda, yalnz
Firdevside grlr.) kincisi irfani iir. Soysal deerlere dayanarak efsaneler dnyasnda dolanan klasik yiitlik, gnmz
insannn dnceleri, aclar ve gereksinimlerine yabanadr. Eylemindeki grkemli gzellie karn Demirci Kave'nin
efsanelerimizin yansra ailesel, soysal, soylulua dayanan stnlkleri nemsememesi gereken ii bir mslman olan
Firdvsrnin&bnme&nde bi345

le parlamadan bavcrmesi, bir lk attktan hemen sonra sessiz kesilmesi,. Feridun Fcrruh ile teki soylan stn kkl
"soylularn parlayyla birlikte yitik duruma gelmesi bir rastlant deildir. Bugn yiitlikle ilgili deerler deimi, gnmz
yiitlii de somut inansal, insana) bir yiitliktir; tinel yiitliktir, bedensel deil; gnl yiitlii, bilek deil; gerek, efsane
deil!
Gnmz yiitlii, ansoylar yitilii deildir. Eka bus, Keykavus ile ilgili pehlivanlar tantanas deildir. O Tebrizli ekmeki
eyh Ali Misyo'nun yiitliidir. Tannlar ile pehlivanlar yiitlii deil, "eref(0)ilere zg stn, an yklerde kesinlikle
gemeyen adsz, imsiz kadnlar ve erkeklerin yiitlii. Aristo'nun da deyimiyle, yalnz gldrlerde grnme hakk olan
kimseleri Gnmz yiitlii, karda, kta, gece, lde babo dolanan yalnzlk kurtlan yiitliidir; iten alk, dtan souk
aa:
imdi nc dman!
ey karfglrenk ol! Yan
Biz barkszlarn kandr bu kan
Bu a kurtlarn kandr bu kan
l ocuklarnn kandr bu kan!
Firdevsrye, bir de kiiliine deer vererek byk bir kiilik olarak benimsemekle birlikte utanarak, bir de ba laycltna
snarak kendilerine unu sylemek gerek: Bambaka bir acs, kini, sevgisi, umudu, lks olan benim iin, kuam iin
bugn ahnamdnir bu grkemli sanatsal yiitlii pek cokulandna olmuyor, rnein u:
Kesti, yrtt, krd, balad
Pehlivanlarn ban, gsn, elini, ayan...!
346

Bizim ok gzel olan, ruhumuzla, dncemizle, dlemimizle gizemli oyunlar oynayan gizemci irfan iirimiz, daha ok kendi
dnsel, duygular ieriinin etkisin dedir. rfann kendisi, coturucudur; iirsel, duygusal, lincl gzelliklerle ilgili zlerle
dolup taar. Yine sevgili ile bilinmeyenlerin bulunuu, tanmn alm da bizim amzdan iddetli iirsel devinmeler
oluturur. Upaniadlar ile Veda sal, Budhasal yaptlarn yaln sradan evirileri bile byle dir.
Eski iirimizi savunanlarn hi ekinmeden yineledikleri ey, eskilerin iirinde, deil geilmesi, ulalmas bile olanaksz bir
aamaya varan gazelin kesin olgunluudur. Bu, kesin olarak sz konusu olmu bir konudur. Yeni giriimciler bile dolayl
dolaysz yollarla bunu dile gelirmi, kendi yaptklar ilere ilgileri ekerek yeni iiri savunmak iin, ne diye gazel sylemek
gerek, diye gazelin kesinliine saldrmlardr. Baka szleri, aclan, duygular yeni iirin mayas yapmak gerek. Oysa ben eski
gazelin irfan kavramlarla kataniarn dnda, ok yinclcnimscl, dzeysel, mayasz, nesnel olduuna inanyorum. Btn eski
ozanlarmzn sevgilisi birdir dersin; o da pmekten, karsna oturup bir iki imekten baka bir ie yaramayan gm yzl,
gzel davranl, kement kal bir kiidir. Temel t ketisi de onu Gal suyunun yanbanda brakp vlme koalm! Ballk
budur ite! Sevgilinin yaznmzdaki temel grevi tebih ile tagazzuldur; O da "ballk iinin gereklc im"i iindir! vgd

gazelde ise cici bir oyuncaktr; "tekdze, kalplam, yneimclikscl", insancl bilin, dnce ile lincl, ierikten yoksun d
gzelliklerle. Sa ba dank, lk lk, kenti kargaaya srkleyen, vefasz, ta
347

yrekli, selvi boylu, srahi boyunlu, konca azl, keman kal, ok kirpikli, ok bakl, alml, bir yandan da rakip okayc,
ikici, gzszyzsz, samasapan! Uyum iinde almlarla, salnarak kentin iinden geer, "bir halk aknlkla nden arkadan
ona bakar!
Aka anlalyor. Aksaya aksaya ozanla birlikle olan sevgili adnda byle bir ey, dilencilik, istck ile vlmn
kabesinin evresinde dnerken adad devesi yolunda, gazeli, artk hibir duygunun eriemeyecei olgunluktan bir dorua
nasl ulatrabilir?
Haaa.J Yine de u amz ozanlan, artk iir para kazanma dkkan olmadndan daha iten olmu, saraydan uzaklatka
gnllere daha ok yaklamtr. Rahmetli Feridun Tevellel, ok gzel! Bu yl bu bayramda durumumuzu anlatm gibisin:
Kanad krk bayku gibi bu umutsuz bayramda Kendi zntler bodrumumda oturmuum Yeniyl" geliverir de yorgun
srtmdan benim Ykn indiriverir umuduyla oturmuum Tozlarn kaplad yzmden teri siler aknlkla yazverir
dosdoru oturtur beni Elini omuzuma dayar, bu glk yn saan Bir yllk yolun var senin; kalk diye sarsan beni Trl trl
zdrap hazrlam ans eli senin iin Bu aknln iinde emanet yk taretmi Trl trl kara yazg salktmlt ylanlar gibi
Adm atacaksn diye susuz umutlar atvermi een yl geti ite yaam testisinden elimden Bir kadeh i gelecein umutsuzluu
ile Bir yl daha yaa da bu ac bekleyi iinde
348

Gl amayan umutlara kz, zlemin cokusu ile Kanad krk bayku gibi bu umutsuz bayramda Mutluyum bir yaratk uramad
bana diye Mutluyum, bu kara lm bu lacivert akamda iki gzm karrda tttma jleyiverir diye
Yok, yok, o denli anlatmyor durumumu. D grn bana uyuyorsa da ben, bu denli inlemem, inlemekle aram yok, ne olmu
ki?! Dnyada, bu gn altnda inlemeye deecek ne var? En yabanl krbalara kar bile adamn erkeke, gururluca suskusu
krlmamak. Hibir acya kar adamn duda grkeme bulanmamak. Ben inlemekten uzam. Yaratln en byk aclar, en
yabanl vurutan beni yalnzca susturmay baarabilir. nlemek, szlanmak, yaknmak, ikayet... bunlar kt eyler.
Ben iki iten nefret ederim: Biri, aalann anlatmaktr; o, crkeimsilcrin iidir. Biri de kendini savunarak kendini aklamak iin
ter dkmektir; o da gsz braklmlarn, zavalllarn iidir. Gzpek kii, aclarn paylaacak kimselere gereksinim
duymaz, inlemekten utanr. An kiiyi de yaam ile dnya yalnz brakmyor. Yaam savunur onu, zaman aklar onu, kirliler asla
anl bulandramazlar. Talar balam, kpekleri salm olsalar da!
Yine bambaka bir ey olan bir inleme var. Gam, keder, musibet, bor, "mzmz etmeler", "zrzr etmeler", buna una
dmanlk, uray buray incitme, gszlk ile g yetirmezlik inlemesi deil, erkek inlemesi. Arslann dalarn byk
gecelerinde inlemesi gibi. Bu, yabanclk inlemesidir, yaamann ykntlan altnda alama!
"Bu 'dnp durari yaam dngs iinde insanolunun dkt gzyalar btn okyanuslann suyundan daha oktur*!....
Dorudur Budha... Doru...!
349

Balattm szlere dneyim imdi, gazele okuduum yeter..., kiinin kendisinin bile orada yabanc bir dinleyici olduu szler
ile bir eyler sylemi olmak iin deil, bir eyler iitmi olmak iin sylediimiz szler ve samalklara artk boyun emeyen
szlere... Dnmek gerek, yalnzca dnmek; aklamas yoktur. Aklamas m? Neden olmasn, var da bir dil, bir szck
yoktur; aklamas yapayalnzdr, bir yz buruturma, bir aln dalgalanmasyla imek akmas, bir dudak kprdatma, ar,
zgnce bir susku, zlem dolu ac bir glmseme, ban boynun hzlca bir sallan ya da dilin ivedi bir dn ya da duda

lgnca srmak ya da akak ya da parma srmak ya da aln, haly yumruklamak ya da birden frlayarak yrmek, baheye,
sokaa, caddeye kmak.... yoluyla; bunlardr ite bu szlerin cmleleriyle szckleri...
Bir de artk dncenin de yetiemeyecei szler. Havalanr, arln yitirir, dler gnde uar... "yokluk iinde uuan
sanal kulardr" dersin; karma kark bir dten geen kakn glgeler gibi, gzlerimizi birden kapatp skarken gzmzde
oluarak hemen dalveren rengarenk gzel daircciklcrlc zerrecikler gibi... Ne ilgin szlerdir bu szler! Ne de ok yeni,
biimsiz, incecik! nceliin znden, gzelliin soluundan doan, renklidir, tavus ty, tavus tynn rcklcri gibi! Her eyden
kamak, ssz bir odann bir yanna, byk, snrsz bir yalnzla srnmek, kapatp yalnz oturmak, bir sigara tttrerek
bu dille konumak gerek, yok, oturup her ekite glmseyerek karanln bir yann yakan sigara ateinin koyu klan iinde
belirsiz dumanlarn arasndan o rengarenk, snrsz, arlksz, biimsiz szlerin uuunu izlemek gc350

rek, nc grkemli, dlere daldro bir ate oyunu!


Bir de artk dler gne bile smayan, kendilerine oras bile dar gelen, dlerin kendilerine ayak uydura mayarak gerekte
bir plan bile olmayan szler. Birbirinden ayr deil, kopuk deil. Milyarlarca anlam birlemi, kaynam, katm, duraan,
ar, kocaman bir kaya oluturmu, yalnz arlk, grkem ile byklklerini gsmzn zerinde duyumsuyor, bitkin
drc basks altnda aknlk, bunalt ve andan dolay sessiz duruyoruz. Bu szleri aklayan zel dit, bir tr "susku"dur.
Bir de yerlerinde duramayan, bitkin, bir yerde duramayan, yellerin elinde dnp duran yeni tyler gibi bir trl
yavalayamayan, szckleri esrik szler de var! Tm, byk bir iki havuzundan ba karm dersin! Sersemlemi, rkm,
ba dnm durumda. Ayaklarna ba vurdurmuyorlar. Atein zerinde roluna benziyorlar; yalpalyor, uuuyorlar,
dnyorlar, nc yapacaklarn bilmiyorlar; szckleri ayn ayn, bir arada duramyor, elele veriyorlar, birleik bir dizi
oluturuyorlar, yok, btn harfler, btn sesler bir dizide bitierek bir ibare oluturuyorlar, bu ibare bir arkdr, bir ritimdir,
birleik bir iniltidir, bir ezgidir. ark, mzik, okuma, mrldanma ve inlemenin bu szcklerin dili olduu yer burasdr.
Szcklerin birer birer sraya geip, geit treni yaparak asker?, makul, mantkl bir dzen, bir tertip iinde gemeye
tahammlleri yoktur; birbirine karp stste birikerek tmden bir ezgi, bir ark, bir inilti, bir mzie dnyor, ard
kesilmeyen sz cksz, "i"in dklm olduu bir ezgi! Ardarda gelen iniltiler, vurmalt hzl bir ritim, yumuak tatl bir
mzik, ruhun incinmi, yaral telleriyle oynar; bir senfoni, bir sonat,
351

Meskovi'in ay sonau, kara btn aclar ile szcklerin inledii bir caz l...
Bir de yalnzca bakan szler. Bunu birok kii anlar, birok kii; orta kimseler bile. Ancak baklarn dili de az lann dili gibi
hep bir dzeyde, bir trde sz sylemez. Sinema, kadn, magazin ile ak szl kurallan ile birbirini anp "alglayan,
birbirlerine szler syleyen, yle ok kokumu, yinelenimsel szler ile samalk ve aalktan bir "gz krpma" olarak ortaya
kan baya, bayadan da aa, bunlara da birka slk ile birlikte birka bo, boyun sallamann elik ettii szler syleyen
keyfi yerinde, tatl iki geniin baktan ile kendi yalnzlk maarasndan, melekul yein im in doruuna karak, gnln
yerden koparp, bu gn grkemli arl iinde gz aan, sessiz duran, gn, ayntn, yldzlarn, samanyolunun grnts
bir gzyann azmasyla birlikte al st olup, karannea ya, yok oluncaya dein bakmay sndrerek ylece konuup duran zahit
bir rahibe ulancaya dein.
Btn dnya dillerini bildiimi sanyordum, dnyada benim bildiim oranda dil bilen kimse olmadn, kimsenin benim gibi
syleyecek sz olmadn sanyordum, byledir de. Ancak ben bildiim bu denli dil, bu denli szden, btn bu her yerden,
her trden, her tipten insanlarla imdiye dek ancak biriki dille konumuluum var. Gerei yoktu, bundan ilerisini anlamyorlar,
kullanlmyor. Ancak dn deil nceki gn, biri bana yeni bir sz retti, yeni bir dil rendim! nceki gn, ondan nceki gn.
Bayrama iki gn kalmt; 36 ylnn sonu.
Uykuda retti bana, uykuda rendim, uykuda olmalyd, uyankken bana yeni bir konuma retecek kim352

se yok, kim var? Ben, szn iannsym, dilin tannsym, Demos Ihenes'in retmeni, Ali'nin kuluyum! Bana bir eyler retecek
birileri varsa da, bu dte olmal, uykuda bana bir ey retmeli, orada olabilir, ancak uyankken ben kimseye, bir eye

gereksinmiyorum.
Uykudaydm, uyuyordum, evde, evimin holnde, Hira maaras, bir Kzlkale, zindan hcresi, Mesut Saat Sal man'n boaz
hisan, Nasr Husrev'in Yemegan deresi, Molla Sadrann Kumun kimsesiz ssz dalarndaki yalnzlk sna biimine
gelirmi idiim evde. Kaps her yaratn yzne kapalyd. Herkes iin yoktum, gerekte yoktum, hi istisnas yoktu, yakn
akrabalanm, dostlarm, postac, gazeteci, tm, hepsi, hibiri iin yoktum.
te byle bir yalnzlk maarasnda, bir kapal hisa nn iinde uyumutum. Geceyi sabaha dek drdnc tr kiilerden olan o
seslenilenle konumakla geirmi, sabah olunca da yorgun argn uyuya kalmtm, bu evde artk ge cegndzn, leden nce
ile leden sonrann, saat kan, kana ayn, yeni yln, Nevruz bayramnn, bu gibi szlerin anlam yoktur. Takvim, 37 ylnn
5 Ferverdin'n den sz ediyor, ancak 36 yl evimden gitmedi daha, dan kmas iin kap almam, yeni yl ieri girsin diye
kap almam.
Uykudaydm, uyuyordum!
Birden, batn belirsiz, soluk karanlnda grnmeyen bir ku, ngrakl bir lk atarak belirsizlie doru kaar gibi olur.
Sahrann yldz saan gnn ak, durgun barnda, ayksz bir gecenin ortasnda, sessizce ar, ar, birden bir melek, ileti
ile vahyi, Hira dann sszlk ve yalnz353

lnda, dnoe yamurlarnn altnda oturmu olan sessiz, bitkin bir adamn mm gnlne indirdikten sonra ln g
iinde yok olup, her ey durgular gibi olur!
Karanlk bir rmak yata, bahelerinin kara, durgun sessizliinde, gecenin aralanm kaplarnda, tann yaknlarnda birden
yuvasn yitirmi tannmaz bir ku, sanal bir korkudan yalnz bir lk atarak, tann kurun belirsizliinde yitik duruma gelir
gibi olur.
Uykudaydm, uyuyordum, byle bir ses duydum; uyandm, yok, sanrm uyanmadm, bilmiyorum, kuu daha sonra grmedim
gibi, deil mi, samnm grdm, benim evime korku iinde hzla sndn grdm; sanrm odama geldi; gelmedi, samnm bir
ahin, bir doan, bir kartal onu izliyordu, o da istemeden kendini bir da yarna, bir at altna atu, bu da yanyla bu at
alt rastlant sonucu benim odam oldu; yok, sanrm kara souk bir k gecesi tufan, yuvasn yitirmi bir kuu bu odaya att...
Bilmiyorum, kondu mu konmad m, sanyorum konmadan kondu: Sanyorum durmadan konmad: Kondu; anmsyorum, bir an
kondu, ancak durdu da kondu; yok, kelebek gibi kanat rpa rpa, dne dne konmutu; yok, kondu ancak sanyorum o durumda
nmden kayor; konmutu, ben de o durumda korku iinde benden kau n gryordum; evde bir yangn ktn, aunn
biraz sonra kvereceini duyumsoyur gibiydi! Konutu da, yine de sessizdi; bir ey sylemedi, sessizdi, hibir ey
sylemedi, yine de konutu, kulama bir eyler geliyordu da ok dank, ok uzakt, ben de bir yant verdim, bir yant
veriyordum, ancak suskundum, suskundum, yine de bir eyler sylyordum, konuuyor olduumu duyumsuyor354

T
dum, yok, dilim sesleniyor, bir ite bulunuyor...
Sonra, biui, giui, gitmedi, yok oldu, batt. Dte grdn ehreler, dle grnen kiiler "gitmezler*, dte kimse "gitmez",
birden "grnmez olur1'. O da gitmedi, grnmez oldu, orackta batverdi.
Bilmiyorum bu iler, bu sahnelerin tm ka saniye srd. Orada zaman ilemiyor, bilmiyorum, ka saniye, ka dakika, ancak
dilsiz tatl bir annn, dlerin nnden geii hzndayd.
Uzaklarda bir yuvada yatan bir kuun grld dank bir d hznda...
Anmsanmak istenip de anmsanmayp yitik duruma gelen bir an hznda. Bir grntnn anmsanmas kadar bile srmedi,
unutulmak kadar bile, birden unutulup uan bir "an" kadar srd.
Grdkten sonra unuttuumuz bir d kadar... Ne bileyim ite?

Ancak uyanp uyanmadm anmsayamyorum, ylece uyuyordum; uyank mydm, uyuyor muydum, dte miydi, yar uykulu,
yar uyank mydm? anmsyamyorum, hi uyanmamm gibi geliyor bana, daha sonralar saatler geti, uyandm, evet!
uyandm, ne uyan!!
Birden, suyun altna girerek ban sudan kaldrr kaldrmaz bir arif hem de nasl bir arif oluveren Baba Ta hir Oryan gibi
iinde dnyalarca aydnlk, ufuklarca bilme ile deniz deniz bilme, anlama, duyumsama ald, kaynaya geldi!
Uyandm, ne uyan! Birden iimde kimi yeni szle355
L __

rin yansra btn szlerin tanrs benim ummadm, yabancs olduum birtakm szlerin kaynadn duyumsadm; bir pnar
gibi gl, duru, cokun, doluyorum, azyor...
O ana dein anlamadm, ummadm, varln bile dlemediim yeni bir dil rendiimi duyumsadm...
Dilin szleri mi? Yok, kalemin szleri mi? Yok, suku nun szleri mi? Yok, baklarn szleri mi? Yok, mziin szleri mi?
ark m? nilti mi? Yok, yok, yok!
Mevlana, emsi Tebriz, Kad Ebu Yusuf Hamedan, eyh Serahs gibi ar, arbal, sessiz adamlarn iinde cotuunda
onlar, insanlarn gz nnde, sokakupazar da, evde, kendi ilerinde raksettirerek pldrun, salnan, alayan szler!
Ozamn dili tutulur, yazann kalemi knltr, ozamn doas felce urar, bakn gz kapanr, sessizlik birbirine karr, ark, inilti,
mzik birbirine girer, bylece kii, atein titreen yeni dumanlar gibi boluku raksemeye balar, iki gn, iki gn iki gece
boyunca yazamaz, okuyamaz, d kuramaz, sessiz duramaz, ark syleyemez, mrldanamaz, inteyemez; ancak duvarlan
yumruklayabiliyor, gsz titrek tmaklanyla duvan trmalayabiliyor, yok, yalnz raksedebiliyor.
Fersahlarca yol yrdkten sonra Atur*a ulanca baylp yere dene dek nnde raksedip sevinten el aan o Haksar dervii
gibi; zerine eildiler, durulmutu! Kendinden kurtulmutu! Ya da lgnca rakseden, gece un aanncaya dek raksettikten sonra
gn aartsnn ldayan glmsemesinden mum gibi azar azar yok olan spanyol Gaston Dauphine'in "lgnn Dans"
operas gibi
356

Btn szlere ne denli yabanclamm! Neredeyim? Ykseklerde uan bir ku gibi btn iirler ile aklann, btn anlamlar
ile szlerin doruunda dnp durmaktaym; gnlm yeryzne bilinmeyenden vuran, yadka yaan bir ilkyaz yamuru altnda
kalm susuz bir boazdr! Her damla bir szck, ne gzel, ne duru!
Kasideler, gazeller, mesneviler, drtlkler, btn iirler ile arklar, virtler ile dualar olduka ok suludur, ardr,
dnecek, felsefe yapacak, irfanla uraacak gcm yoktur. Kendi iimde yklm, kl olmuum, ard kesilmeyen frtnalar
kllerimi Hallacn klleri gibi havada oyuna tutmutur! Sulann scak buusu gibi o alms annn esmesiyle o zmrts
hatrann grnmeyen kokusunun zerreleri iinde yaylyor, havada yok oluyorum, kendi iimde lyor, cokuyla can
buluyorum, sessiz kesilmi olan "varlk"m, iim iime katlanmlm, Isfent iletisiyle alyor, Ferverdin gneinin
pckleriyle iek ayor, ilkyaz yamurlannn ba parmaklannn okaylaryla yeeriyor, byyor, yaprak ap dallanyor,
yeri batan baa, btn l alaru rtyor, btn g, ufuktan ufua btn gkaty kaplyor; bu bambu aacnn incecik, zgr
st daloklan, yldzlarn penccredklerinden, gkatnn zerine kyor, orada, te dnyada bitiyor, Tann'ya doru gidiyor artk
konuamam, dnemem, "olamam*! Kendi
derimi atmm, kendimden soyutlanmm, beni bu dnyaya balayan ne varsa onu yeryznde brakmm da yalnz m yalnz,
kendimden uzakta bir karalt gibi, bir coku blmesi gibi, kuunun rk dolu evresinde, alc dleminde dnyor,
raksediyorum, onunla, onunla birlikte, bu dnyadan uzaklayoruz da uzaklayoruz da, gkleri

ayaklarmzn aiunda brakp geiyoruz da ne bileyim neredeyim? Kim bilir nerelerdeyim...? Aferin, Ahmedi amlu! imdi ak
gazelinin, irfan mesnevinin, felsef drtln, Horasan kasidesinin zaman deil. Sen de buralara ulam msn ki?! Sen de
byle bir seher uykusundan m birden uyanmsn?
Ben ilkyazm sen toprak Ben topram sen aa Ben aacm sen ilkyaz Yamurunun parmaklarnn incelii Bahe ediyor beni
Ormanlar iinde tak ediyor beni Sen byksn gece gibi Ay olsa da olmasa da
Sen kendin aysm gerekte kendin aystn sen
stelik gittikten sonra ay
Sen gece yalnz bana uzun biryolyrmelisin
Gnn kapsna dein
Gece gibi byk bir akarsusun gece gibi
stelik gndz de gelse
Sen gitmezsin i gibi Sabah gibi
Sen bulut kadifesi gibi Sen otlarn kokusu gibi O incecik mermerahi gibi O ay mermerahi gibi Otlarn kokusu zerinde
,,YkmszlkK gibi!
arm kalm kararsz
358

Kalmak ile gitmek arasnda lm ile yaam arasnda Karlar gibisin sen
stelik karlar eriyip de da plak kalsa da Sen o marur yksek doruk gibisin Karalk bulutlar ile Ktlk yellerine,
glyorsun!

Ben ilkyazm sen toprak


Ben topram sen aa
Ben aacm sen ilkyaz
Yamurunun parmaklarnn incelii
Bahe ediyor beni
Ormanlar iinde tak ediyor beni

Ancak hani...? Burada kimse yok ki? O kamtr! Oda bo; gsm kafestir, yeller iinde alm, ellerime ne yapsam
bilmiyorum! Uyandm! Biricik kelebei birden elinden uuverip de aramaya koyulan afacan bir ocuk gi bi, yerimde
duramyor, odann her yannda dnp duruyordum, sersemlemi, comu bir durumda havaya zplyor, kitaplarn, gllerin,
yazlann, pencere camlarnn zerine, odann tavan altnda, bolukta, havann her kesine, nereye bulursam atlyordum,
yzn ellerimin arasna alp var gcmle avularmn iine geirip skyordum, sonra hrsn alamam bo ellerimi zgn,
zlem dolu gzlerime kar ayordum, bir sre sessiz onlara bakyordum, sonra beklemeksizin baka bir kede, havada,
arkasndan dnyor, zplyor, dolanyor, trmalyor, alyordum; yoktu da gryordum onu, ona doru kouyordum, kancayla
yaka

fiyordum, o sc kayordu... (a ki... bir kede oturdum, gzlerim yanyordu, scak gzya perdesi odann iini karartp titretti,
glkle gz kapaklanm aralyor, onu grmek zere gzlerimi ayordum, yoktu, vard, ansnn kokusu havada
dalgalanyordu, varlnn arl oda havasn gsmn zerinde arlatryordu, her yer onunla dolup tayordu, ancak
bulamyordum, vard da bulamyordum, yoktu da onu her yerde gryordum... Bilmiyorum, nasl bir durumdu, nasl bir
uykuydu? Kelebeim kamt, bilinmezlik onu arpmt, artk inanmum, artk uyanmtm, ne korkun, ne ktdr, ne gtr
uyanmak!
Benim kelebeim, kendi yalnzlmla eriyerek geliini beklediim, su olduum, alamakl yalnzlma kp gelmesi iin
kendi iimde yanp durduum, bir yaam boyu kara geceden sonra geldi, ancak uykuda geldi de oturmadan gitti, nmden kau,
uyandmda yoktu, uykuda olmasaydm gelmezdi, uyansaydm brakmazdm gitsin. Yakan buyruu, gereksinim iktidan ile
sevginin grkemli, buyurgan saitanau alkoyar, tutsak ederdi onu, brakmazd gitsin.
Yok, benim kelebeim kau bir counun ivecenlii, bir dn yenilii, darmadan bir dilein perianlyla.... ite, ne
bileyim?! Odann sszlndan katm, kendimi onun arkasnda, evin kapsna vardrdm, atm, da nya baktm:
l Gk. Susku
Bu benim srekli komum, ylece evimin eiinde bekler kalmt. l, ufuk ufua, gz grcbildiince karma serilmi, her
yandan uzak sonsuzlua dein gitmiti: Yanp tutumu, zgn, lgm lgm, gk de bamn ze360

rinde durmu susmutu: Dili tutulmu, mavi, gneli!


Vcut sonusuz uralardan bitkin dm, gnl umutsuzlukla dolup tam, can yntlarla arlam, bir sre durup
gzlerimi gn yeil masumluunun gzlerine diktim; bu deliksiz tavann altnda barksz iki krlang gibi sersemce, korkarak
uuup araan kendi ksz baklarm gryordum. Kelebei buldular gibi! Altn renginde uzak bir odak! Gn durgun
laciverdliinde! Evet, benim kelebeim, uzak sonsuzlua uzanan o yoldan gitti, Ali anayolundan gide gide bu Tann'yla dolup
taan masum "yeil mavinin bir kesinde bouldu; benim beklenen mev'udum, armha gerilen Mesihim, kurtarcm, ilk
gnahmn kurban, kendi kann benim yer sreneinden kurtulu fidyesi olarak vermi olan, tanrsal atei tanrlar gnden
kararak benim "varlk" gecem ve "yaam kma atan nsezgili, bilinmeyenden haber veren Promehem; ate kuu!
Alamakl ayrlm ile zc, eritici karanlmn altn kelebei, gkyz miracna kt. O kede, btn tanklk gizlerinin
yeil cokusu inan duruluunun ak mavisi ile sevgi gizemlerinin ac eken morluunun.... ne desem? ... bu asl denizin, "bu
ok bezekli yaln tavan ile bu btn Ahurasal gller ile yeilliklerin, yeil ekin alannn tam o noktasnda...
Durmutum da kalbimi lden koparp btn gvdemi gz yapp gn gzne diktim, btn canm bak yapp gn o
kesine astm, bylece bu morun derinliklerinde, tat alarak, can diliyor, bu denizin maviliinde, akla, can buluyor, esrikliin
yansra kendinden gemilikle gkle seviiyordum, gzya aman vermiyordu, alyordum, bakmay srdryordum, mavi
vahiy sessizliinin
36

gnlme Peygamberin u szn sylediini duyuyor, ben de varlmn btn zerrelerinin derinliinde onu, zlemle
gereksinerek mrldanyorum;
"nsanlara karp halkn iinde yaamak buyrulmam olsayd bana, iki gzm bu ge diker, Tanr canm alana dek ylece
bakakalrdm"!
362

* Tunus doumlu Fransz kkenli Doubilimci yazar ScbendelHn "Yeil Defterlerimden biri olan uzun manzume "Oluturum
Yolculuu"nun giriinin bir oranda bamsz ancak ze baml evirisi.
yaratl ezgisi

"Balangta hibir ey yoktu, sz vard, o sz de


Tann'yd W
"Sz de onu dilsizin okumas, "dnce'sizin bilmesi durumunda nasl olabilir?
Tann da birdi, Tanr'dan baka bir ey de yoktu, "Olmamakla da nasl olur "olmak?
t
Tann vard, onunla birlikte de yokluk,
Yokluun da kula yoktu,
Szler var "sylen me"ye,
Bir kulak olmadan; sylemeyiz.
Szler var "sylenmeme*ye;
Syleme samalna kesinlikle boyun emeyen
szler.
tlgin, gzel, Ahurasal szler bunlardr ite,
Herkesin doalescl zvan da sylenmemek zere olan szleri oranndadr,
(1) Tevrat.
363

Yorucu bitkin szler,


Atein titreen alevleri gibidirler,
Szckleri de her biri bir patlay iplerde sallatm; insan "varlk"nn paralar olan szckler...
Bunlar hep "seslenilen"Ierini ararlar,
Bulurlarsa, bulunurlar...
...bir de
"Vicdannn itenliinde dururlar.
Seslenilenlerini bulamazlarsa, yoklar,
Onu yitirirlerse, ruhlar iten atee verirler, hep rkn atm yangnlan atelerler.
Tanr'nn da sylenmeyecek ok sz vard,
Gnlnn enginlii iinde dalgalanyor, onu sarsyordu.
Yokluk onun "seslenilen^ nasl olabilir ki?!
Herkesin bir yitii var.

Tanr'nn da bir yitii vard.


Herkes ikidir, oysa Tanr birdi.
Herkes, duyumsand oranda, "var.
Herkes, "var" olduu gibi duyusanmaz, "duyumsan d gibi, vardr.
Kii bir sz"dr,
Bilenin dilinden geer,
"Varlk"tn da dostunun dilinden dinler.
Herkes bir "szcktnKsr kalmaktan korkar,
364

Dlt bulanmalarnda, kan ier,


Sz de Mesih'tir,
Ak Melei "RuhuIKuds"n kendisini kimsesizlik, gzellik kzl Meryem'inin zerine salarak, tanmann ansyla yokluk
unutan ap, istekli, bekleyiti, gereksi nimli bir yokluk olan masum dlyata boluunu kendi "varlk"yla doldurduktan
sonra orada kendi "olu"unu drt gzle bekleyen Mesih'i grerek, tanyp, duyumsad, bylece Mesih'in doup, szn "var"
olarak "an)alma"da "olup", baka bir bilinle zbilince ulau an,
Sz de, anlalmad dnyada, "kendi varln" duyumsayan bir yokluk"tur ya da "kendi yokluunu" duyumsayan "bir
varlk",*#
"Balangta hibir ey yoktu,
Sz vard,
O sz de Tanr'yd".
(2) Satre, benim burada "sz" "bilin" aras iliki konusunda sylediklerimi "sz" "nesne" ilikisi asndan ele alyor...
Nesne, "vcut fi nefsih" (en soi)dir; belirsiz, etki almda kalmayan, baskc, anlamsz, amasz, artk (de trop)tr; "vcut
nefsih" ya da bilin (yok mu??) onu ierden atlatp, kendi klaryla o niteliksiz karanlk varl ak seik bir duruma
getirince, gerekte onu deitirerek ondan sonra onu ondan koparyor, kendine balyor. Byle olunca da sz bilin olmu
oluyor da varlk elmasna yol buluyor, yleyse adlandrmak, belirginletirip belirlemek, sonuta da o adsz, nsz, imsizi
blme blme ederek deitirmek demektir, "sylemek gerekletirmektir", geliim ve deiim d dnyadadr, yani szn gidip
ona dokunduu eyde. Sz, nesne ya da gstergesini varln snrsz, kuralsz, anlamsz, biimsiz, deersiz, yararsz,
nitelemesiz, niteliksiz, katksz karanl iinde kalptan geirip, ona anlam, zellik, nicelik ile nedensellik kazandrarak
dar eken bir engeldir. yleyse yaratyor. Dolaysyla "bildirim", dilyapsal bir aklaycln yansra bir tepki deildir;
edim365

Ycelik, hep kendisini grecek bir gz gzler,


iyilik de hep kendisini tanyacak bir us bekler,
Gzellik de hep kendisini sevecek bililerinin zlemini eker,
Ululuk da kendisine isteyerek boyun eecek bir istem gerekser,

Gurur da krp suya doyurmak zere gururlu bir bakaldn ister,


Tanr da yceydi, iyi, gzel, ulu, marurdu,
Ancak kimsesi yoktu.
Tanr yaratcyd
Nasl olurdu da yaratmazd?!
Tanr sevecendi
dir, onun asndan da dilsel gereler. Bu durumda sz ya da szck, varlklar aklyor, bunu yapmakla da onlara belirlilik
ayrm, sonuta da bir varolu kimlii, anlam, ama belirliyor...
Benim, anlama, duyumsama ya da bilince kar yalnz sz, nesneye edeer tuttuumu dnmek byk saflk olur. Yok, ben
u 'duyumsama, anlama" ya da Sartre'n deyimiyle,
*sz"n kendisini "seslenilen'e kar bir "nesne" olarak ele almm; varlklara kar sz olan nesne, ancak kendisi bu kokusuz,
renksiz denizin derinliklerinde, *varlk"n sessiz, ne densizniinsiz, anlamsz, karanlk uzaklklarnda ban eerek, dalgalar
coturan, anlam avlanan, durum belirleyen, varlklar in tasarlar oluturan, belirlilie ayrcalk veren bilin, dnyay
anlamszlatran, yani anlamlandran bilincin kendisi de anlam vermesi iin anlamlandrmak zere bir bilincin yolunu gzler,
kendisi doadaki nesnelere kar szdr de bu dnyada onunla buluma sz olan sze kar da nesne! Sznn, buluma
yerine gelmemesi durumundaysa yok edilmi varln derinliklerinde kendini yitirmi, belirsiz bir karanlk olur; gece onu
herkesle, her eyle bir etmi, bir gsteriyor.
366

Nasl olurdu da sevmezdi?!


"Varlk", "ister"!
Yokluktan da istenmez.
Yaam da "bekler durur",
Yokluktan da kimse gelmez.
"yelik" de "istek"e gereksinim duyar.
Gizlilik de "bulunum" zlemi eker,
"Yalnzlk" da "lfet"i drt gzle bekler Tann da "varlk"tan daha ok"tu",
Yaamdan daha yaaml Bilinmeyenden daha gizli Yalnzlktan daha yalnz "steyecek" de ok eyi "vard"
Yokluk ise gereksinmez
Ne Tann'ya gereksinir ne sevgiye
Ne tanr, ne ister, ne ac eker, ne lfet ister
Ne de bir an zlem eker
Yokluk salt bir "yok olma"dr
Ancak Tann salt "var olma"yd.

Yokluk da salt yoksulluktu da bir istedii olmuyordu


Tann da "salt varsllk"t da herkes "iyelikleri* orannda ister.
Tann belirsiz bir gmyd de Bilinmeyenin sonsuz reninde saklanmt.
Tann lmsz diriydi de
367

Usuz bucaksz yokluk lnde "yalnz soluyordu".


Onu bir gz grsn isterdi, onu bir gnl tansn isterdi
Sevgiyle scak, tanklkla aydn, inanla salam, itenlikle an bir evde bannsn isterdi.
Tanr yaratcyd
Yaratmay severdi:
Yeri yayd
Denizleri de yalnzlnda dkm olduu gzyala nyla doldurdu
Ackl birliinde yreinin zerinde katmanlam
olanKendi sknt dalann da
Yeryzne koydu;
Ynsz, sonsuz gnderilerinin yolunu gzleyen yollan, dalar ile ovalarn banna ekti,
Yce, duru ululuundan g ykseltti,
Bannn hep kapal duran kapcn da at,
Bylece iinde ilksizlikten beri bal tutulan istekli ahlarn
Dnyann usuz bucaksz fezasna brakt.
Durgunluun sszlk yakarlaryla, varln tavann boyad.
Yeil dileklerini ekirdeklerin gnlne att,
Sevecen "okamalarnn rengini de bulutlara balad,
Bu ezgiden de bir bileim oluturarak denizlerin yzne serpti,
368

Ak rengini altna verdi


Gzel kokulu anlarnn tatl kokusunu yasemin koncasnn azna dkt,
tpeksi dou rtsne de umudun alml gzel yzn izdi.

Bylece altna gn oluturum yolculuunu bilirdi.


Yedinci lanaarmasnn ilk glmsemesiyle de 'devinim sabah" balad:
Dalar ykselivererek, rmaklar da esrik, ba sonu olmayan buzluklarn banndan, gnein arsyla kaynaya geti,
Dalarn souk kayalk srcneklerinden kap,
Bekleyen yakn kucakDenizin zlemiyle
Ovalann gsne saldrdlar da
Denizler kucak au da... yaratln dokuzuncu gn,
lk rmak tekyollu okyanus kysna vard,
llksizliin bandan beri derin ukuru iine sinmi
olan
Okyanus da,
Irma karlamak zere, kendi kysndan birka adm yrd, rmak,
Ar ar, sessizce,
kendini,
boyun emenin yansra gercksinimeVerdi

Okanmak isteyen alnn


Uzatt,
Okyanus da,
boyun emenin yanstra gereksinimeOkayc dudaklarn
Uzatu
Ona bir pck kondurdu.
Bu ite ilk pckt.
Bylece deniz, kendi bir barnak arayan barksz kimsesizini kollan arasna alm oldu.
Onu, kendi zlem dolu byk yalnzl, okyanusa, geri getirmi oldu.
Bu ite ilk yaknn ilk kavumasyd!
Bu da yaraulu yirmiyedinci gnnde oluyordu Tann da bakyordu.
Sonra tufanlar koptu, imekler akp gkgrlcmele ri sevin, enlik lktan atmaya balad da:
Yamurlar, yamurlar, yamurlar!
Bitkiler yeerdi, aalar omuz omuza verip ykseldi, yeil otlaklar olutu, gr ormanlar ortaya kt, bcekler kanatland,
kular cvldad, kelebekler k arayyla dar geldi, kk kk balklar denizleri doldurdu...

Egemen Tann, her gnaarmasnda, dou burcundan gn atsna karak, sabah kapsn ayor, sa gzyle dnyaya bakp
her yere gz gezdiriyordu,...
Her akam yorgun bir gz, kanl bir gzkapayla batm duvanndan aa inerek, umutsuz, suskun bir du370

rumda, ban zgn yalnzlk boynuna ekiyordu da


bir dedii olmuyordu.
Egemen Tann bir de, her gece gn alsna karak, sol gzyle dnyaya bakyor, lker kandilini yakyor, samanyolunu
aydnlatyor, binlerce yldzn mumunu gecenin tavanna asyordu; gece vakti grebilmek zere, yine de grmyordu,
sinirleniyor, ii zlem doluyordu, gecenin kara adrna ateli oklar frlatyordu, yrtlsn diye de, yrtlmyordu, anyordu da
bulamyordu,...
Tanaannda, yorgun rengi solmu, umutsuz, soumu bir durumda aa iniyor, tann eteklen zerine kocaman bir gzya
damlatyordu da gidiyordu da
bir dedii olmuyordu.
Irmaklar ovalarn barnda gizleniyordu, esintiler her yana ak iletileri yayyordu, kular yerin dn bir yannda sevin
lklar atyor, hayvanlar her e kendi eiyle olmak zere yeryznde salnarak yryordu, yaseminler kendi sevgi kokulann
havaya salyordu,
Ancak...
Tann ylece yalnz kald, bilinmez, kendi usuz bucaksz byk melekutu iinde kimsesiz! Engin yaratlnda da yalnz.
Anyordu da bulamyordu.
Yaraukian gremiyordu, aryamyordu, ona tapnyorlard ancak tanmyorlard onu, ite Tann bir "tandk"n yolunu
gzlyordu.
Kendi eit eit heykeller kalabal iinde yabana kalm,
Ta souk ehreler topluluu iinde yalnz soluyan sanat byk heykeltra.
371

Kimse istemiyor", kimse "grmyor", kimse 'ba kaldrmyor", kimse sevmiyor, kimse gereksinmiyor, kimse aa ekmiyordu
Yine de Egemen Tanr, szleri iin bir seslenecek bulamad!
Kimse onu tanmyor, kimse onunla iliki' kuramyordu,
Bu da yaratln ilk ilkyazyd.
/Tann insan balktan ) yaratt; sonra iine kendi ruhundan fledi de ona itendi biimini verdiona adlan retti, o "emaneti
yerin yanm gklere nerdi, onu yklenmekten ekindiler, insan yklendi, sonra btn meleklere nnde yere kapanmalarn
buyurdu
te bu insann yzn hep bir znt aylas evreliyor, tarihin ilk gnlerinden beri yaam uralannn kalabalndan syrlp
bir kede "kendi'ni bir de "dnya'y dnmek istedike gzlerini bir ktmserlik ka atmas bryerek; yzne aclardan bir
dalga oturuyor. nk o, kendisini hep bu dnyadan daha "byk gryor da btn "varlklarn kendisine yelmeyeceini
dnyor, duyum say bu varl ayor, btn "varlklarn bittii yerde kendisinin srdn, "sonsuz"a dein yayldn
anlyor.

O zaman, bu ykntlann yznde kendi iten doas ile o "duru z" arasnda zsel bir yabanclk grr, bu onu ona alp
balanmaktan umutsuz yaparak yabanclk duygusunu vicdannn derinliinde uyandnr. Ona yaban(3) "Humaun Mesnn".
(Kur'an)
(4) Eli'nin bir sz, Incil'den bir ayet.
(5) Kur'anda insann yaratl.
372

a, bilinsiz, aalka doann rtsn onun zerine de ekerek 'kendisi olmadan* onu da kendisine bulatrdn aokl bir
biimde anlaynca da doal varlktan da, kendi varlndan da uzaklayor. Bu dnyaya yabana, bu dn* yayla bir yazgy
paylaan kendi yabanalndan uzak ol* duu duygusu "yun" ve "yaknlk" anmsatr ona. te bura* da beeriyetin en kkl
felsef ilkesi seneviyet inanann iine yerleir, tikel insann beyninde biimlenen olgunla* mam, belirsiz ilk tasanmlann her
dilde ayn bir ad, her boyda ayn bir biimde "alt dnya" ile "st dnya" dncesinin her yerde, her zaman olmas, buradaki
dayarumsz lk ile oraya duyulan zlemin, ona yaklaarak onunla iletiime ynelik istekleri ve abalar, tarihin balangcndan
bu yana tinel yaamnn btn durumundaki ruhunun en cokun atmalan ile devinmelerini oluturur.
Tarihin doruundan insan gryoruz, "o yan"a bir yol bulma araynda. Ge el kaldrm, ya gnee gz dikmi ya da atein
titreen gizemli alevlerine kar oturmu, ona dalm kalmtr. "Kurtulu" istei ile "gereksinimin douunu itenlik, zlem
doldurmu, kendi kendisiyle mrldanyor. nk bu nn yznde o yurdun *kukulu gizlerinden" bir im okumu, bulank,
kr doasyla bu yabanc toprak evi grm olan aydnl, bu souk karanlk saraya baka gklerden den bir glge
sanmtr.
Bu yabana s gn altnda kendini tutuklu gren bu toprakhn tannmayan yitii insan, sersemlemi, aray iine dm bir
durumda var olduunu bildii "yitik cennet'ini arama yolunda neden geerse onda ondan bir im bularak yakana kapanarak,
boluunu ayrmsadka o
373

"bilmem nerenin varlna olan inananda bir boluk olumadan beklemeksizin baka bir im aramaya kalkmtr. Bu yorua,
belirsiz, her yana kouturmalar iinde kesin likle dinmemi olan biricik ey, bu yadel tulukiusunun ackl lktan olmutur;
bir penccredk amak iin henz bu alemin duvann sabrszlkla tmaklanyla trmalayp duruyor.^
Yanann elimesi, tecellilerin eitlilii ve kartl aagereksinim birliini gzlerimizden gizleyemez! Glga m'n Smer
g altndaki perian, aakl lklar, Bud ha'nn "kama"dan kurtulup nirvanaya erimek yolundaki ikencemsi abas,
Ali'nin Medine'nin evresindeki suskun hurmalklarn gece sszlndaki aaya karm iniltileri, Sartre ve Camus'nn "bu
dnyann samal ile anlamszlndan kaynaklanan bakaldnms, karamsarca kzgnl... bunlann tm, kendini bu toprak
zerinde yalnz, yabanc, bu tavan alunda tutuklu bularak, "bu evin kendi evi" olmadn bilen, ac eken bir insan ruhunun
eitli tecellileridir.
Niin insan, hep, kendini, bir de dnyay gncel yaamn ekiimlcrindcn uzak, yaamsal samalktan da stn dnyor?
Sonra derin dncelere, nlamal arpn ular e yce dlemler iine dalyor, aalar gnln san yor, bilinmeyen bir znt
glgesi iine dyor, sevin ve enlikten uzak zntl yalnzl iinde oturuyor, ban ellerinin arasna alyor, "bir gzya
slakl, bir kendi ken(6) Feti, f&iche, tabu, totem, mana, manna, pul, yldz, gne, ate, tanrlar, gizli ruhlar (animisme),
cennet, ahiret, doate st,... tmden insann, yaam tarihinin ilk aamalarndan beri o yitik gize, te dnyaya, o "bilmem ne ile
bilmem nere'ye, "ona buna deil", zelle de: "bilinmeyen'e ulamak ynnden ard kesilmeyen araylannn gstergesidir.
374

diiyle konumas" var onun, tersine, lme, bu dnyann samalna yaklatka, sereler gibi, ayak diretmeye, el skmaya,
ocuksu sevinler ile enliklere daha m ok yneliyor? Niin, hep derinlik ve ykseklik, duygu ve ruh, dnce ve sanat,

znt ve aptallk, alaklk ve samalk da sevinle birlikte oluyor? Niin, Aristo dneminden beri yazgnn kural olan sanat,
derin ve ciddi olduka zc; & yzeysel ve sama olduka da gldrc, sevindirici oluyor? Niin insanlar, ne denli insan
iseler, o denli ok, bile bile zc sanatsal yaptlar isterler de znty severler? znt, daha stn, daha bilinli olduu
iin dnyann darl ile elinden bir ey gelmezliini daha iyi kavram bir ruhun tecellisi deil midir? Esriklikler ile
kendinden gemeler neden sevilir? Yaamn gerektirdikleriyle birok ba lannn koparak varln ar yknn ruhun srtndan
dt, "var o!maHnn bunaltc, skc basksnn azald, bylece ancak bu arlkszlk anlannda ac yadel tadnn unutulup
"var olmakn iren ehresinin gzler nnden silindii durum da bu deil mi^ Niin yce ruhlar ile derin gnller znty,
gz, suskuyu, bat daha ok sever? Kendilerini bu dnyann bitimine daha yakn duyumsadktan anlar da bu anlar deil mi?
Kendi doasnn derinliinde insan, srekli "salt olan", "sonsuz olan" "sonsuzluk"u, "ilksizlik"i, "aydnlk"!, "lmszlk ile
kalclk"*!, "srevsizlik"i, "yersizlik"i, "snr szlk, "renksizlik"i, "salt soyutlanma"y, "kutluluk'u, "salt
(7) zc olan her ey derin, ciddidir, demiyorum byle deil nk tersine derin, ciddi olan her ey zcdr.
(8) Mcvlana, bunun nedenini, insann iini skan zgrlkse me* ar yknn unutulup dalgnla kaplma durumu olarak
grr.
375

zgrlk ile bamszlk!, "ilk balang"!, "en son olan', "salt erim"i, "salt ermilik"!, "gerek mutluluku, "salt do ruluk"u,
"kesin olan", "ak", "gzellik"i, "salt iyilik"i, "iyinin en iyisi"ni, "annn en ans"n... dilemitir. O kendi dosdoru Ahurasal
"z"nn bu doatcsi anlamlara yakn olduunu, byk gereksinim duyduunu gryormu. Bu greceli, snrl, enli, orta,
baml, iren, ao dolu, pis, souk, ta yrekli, yer ve zamann zelil klesi, eksiklik ve lme mahkum dnya, insann
ykseklerde uan ruhunu coturucu lkleriyle yabanc, uyumaz bir durumdadr, yleyse bu anlamlar insann iine nereden
dt? nsan ruhunun derinliklerinde kaynayp duran bu aknlk verici bilinmeyense! pnarlarn kayna nerededir? Bu
tutumu susuzluklardan tr bitkin dm olan bu ruh, iinde su ba kanmalanndan baka bir eyin bulunmad bu lde,
kurtulmu, evinin yolunu armtr. Bylece ktmserlik, kayg, bakaldn ve ka sevgisi ta batan bu byk toprak
tutuklusunun zne karm, duyuncunun derinliklerinde "zdrap" yer etmitir. te saklanan kendisinden insanla srekli bir
paralellii olan nesnel olmayan ilgin albeni domutun
Din, irfan, sanat:
Din, "varla bulam" bir insann kendini anndnp topraklan Tann'ya geri dnmeye; bylece de "dnya"^
(9) "Dnya* ile "uhra* birer nitelik durumundadr; belirti, komu ki coraf blgenin adlar deildir. Aalk, iren,
nemsiz; tinellik, ycelik ile anlamll yitirmi, samala bulam ne varsa 'dnya*; gzel, iyi, kalc, doruluk, anlamllk,
ycelik ile stnlk dolu ne varsa 'uhra'dr. Yakn, elimizin altnda, urackta "kirli" olan ne varsa 'dnya1; daha stn, daha
uzak, daha yce, "deerli" ne varsa da 'uhra'dr.
376

olarak bildii doa ve yaam grerek "kutsa"(I0)yp "uh ra"ya dntrmeye ynelik bir uradr. Durkheim'in de deyimiyle,
kutluluk dine zg olup onun zsel zelliidir.
rfan da kii doasnn tutumalarnn tecellisidir; burada kii, kendini yabana buluyor, evrendeki btn varlklar olan
yabanalarla da ev arkada. Bir kafeste tutsak kalm bir ahindir; bitkince kaplar ve duvarlan dvp duruyor, umak iin
sabrszlanyor, alt yurdunun havasnda tutsaklnn z durumunda olan "kendisi kendi varln nm olan varln da
onadan kaldrmaya alyor.
Sanal ise var olann kendisini doyuramayarak, varl kendi karsnda bir hi, souk, iren, Sanrc'n deyimiyle de, aptalca,
anlamsz, ruhsuz, duygusuz grerek kendisi aalar iinde, aa eken, ykseklerde uan; anlam, duygu ve bitme zelliklerini
zerinde bulunduran; byk bir dnr gnl olarak acsz, duygusuz, aalk toplumsal ynlar arasnda tutuklu, kendisi
dnda kalan bakalannn tmyle kendini yalnz, bu yer, gk ile iindekilere yaban c bulan bir ruhun tecellisidir.

te yaam ve varlkta byiesine uzak bir grn yansra byle aa duygulardan kaynaklanan sanat, onu btnleme ura
veriyor, "var olan, "olmas gereken"e yaklatrmaya, sonu olarak da bu dnyaya, kendisinde olmayan eyler balamaya
alyor.
Din ile irfan, insana yadelden yurda klavuzluk ederek "gerek"en alkoyup "doru"ya yaklatrdklar yerde
(10) "Kutluluk* kavram 'sacr6\ niin yaamsal gemiinin ilk gnlerinden balayarak kii ruhu ile dncesinde ortaya km,
onu srekli kendi arkasnda srklemitir?
377

sanalla yol aymmna gelirler. Din ile irfan, burada sabrszlanrlar da felsefeleri ka olur, o bir yerlere, bu da 'burada
olmayan her yere"! Oysa sanat, kalma felsefesidir, dolaysyla burasnn kalnacak yer olmadn bildii iin, evinden,
yurdundan, oradaki yaamndan bir "grnt", bir deyile de bir "an'yla, buray onun gibi ssleyerek, o "allm grnmeyen
gzel yurd'a, onun dil, sesler, biimler ve renklerinin sanatsal yaraulanyla bu "grnen yabanc irenle yknmeye alyor.
te burada sanat, Aristo'nun dedii gibi betimleme (drame) oluyor. Ancak deyiinin tersine doa betimlemesi deil, doay
onun gibi sslemek iin doatesini betimleme oluyor. Sanat da dinadam ya da arif gibi bu dnyann ehresini kendine
yabana bulur. Ancak bu ikisinin tersine bir tand olmad iin ak ve gzelliin kendisinden bittii o "gizli latife'nin
klavuzluuyla bir yaratclk gcyle, her durumda kendini onunla yaayarak olma zorunda grd bu yabanann yzne
tanklktan bir boya vurarak "tutukevini kendi ev"i gibi sslemeye alyor. Dolaysyla, sanat, Tannsal yaratcln
tecellisi olan bu oluum srecinde, bu dnyada duyumsad eksikliklerin giderilerek bylece kendisi iin yaplmam olan bu
saray ierisindeki bkknlklar ve sknt lann azaltp,yabana ynlara karmaya dayanma ynnde insann yaratalk
gdsnn tecellisi oluyor.^11)
(11) Burada, sana konusunda sz konusu olup henz bir yere ulaamam olan iki zlmez sorun aydnlanr: Bir "sanaln
iletisi ile sanatnn sorumluluu* sorunu; yani, byle bir ileti ile bir sorumluluk var m? Varsa nedir? Bir bakas ise 'sanat,
sanal iin mi, toplum iin mi?* Sanata ilikin byle bir anlay, yalnz bu soruna ak bir yant vermez; tersine sanal iin
sanaitn dilsiz anlam ile 'toplum iin sanat'tan karlan karmakark anlaylar, deiik, kart aklamalar ile alglamalar
aa karr.
378

Zenaat da, sanat gibi insan yaratclnn tecellisidir; ancak sanatn tersine o, yabanclk, ac ile "var olan'dan honutsuzluk
duygusundan kaynaklanmyor; tersine ona daha ok yakn olup, daha ok almak oluyor; onun istedii zgrlk deil, daha ok
tutsaklk oluyor. Sanat, insan doada olmalayan eylerle yzyze getirmek isterken; zenaat, onu doada olan eylerle daha ok
iie yapmaya alyor.
Yine de her sanat, cn aa aamalar: yknm ve temsilde, zellikle en stn trleri: mzik ve iirde ycel dike arlar
da bile dnyasal eksikliklerden dolay "inleyen" bir insann "kaygriannn tecellisi ya da onlan "btnlemesi
dorultusunda^12) yaratlarnn bir gstergesidir. Dolaysyla din ve irfan, bu tutukevinden kmaya bir "kapdr, sanat ise bir
"pencere".
Genellikle gzellik sanaun z, kamu olarak bilinir, sanatn amac gzellikleri gstermektir denir. Bu sz tmden gerek d
olmasa da ki gerek ddr en azndan kukuludur; bununla birlikte yzeysel; oysa gzellik de bu dnyada gzellikten yoksun
olan sanatnn yaratt sanatsal bir yapttr. Bu gl gzel deil, gzelliini ortaya karacam; ressamn resmini, ozann
seviimini, vefaszln, mzisyenin de fstlsn ortaya karmas gibi.
Mclckut ismetin aartsnda, pnarbalannn byleyici mrlusnda, ileti getirici tan esintisinde, batn kankr mz gznde,
geceye ynelen gn ezgisinde, sessiz bahe sokaklarnn aydn geceyarlan sszlnda, akn hararetiyle bitkin dm bir
gz eiminde, glet ile ayn an kucaklamasnda, glmseyite, bakta, aynda, yel(12) Yani sanat iki i grr: Aklama,
yaratma.
379

lerin bat aartlarnn yksek dal balaryla gizemli oynam ve ekiiminde, gz eriminde, akta, bizi kendimizden kopanp
gtren her eyde tam o oranda derinlik, anlam, giz ve gzellik yattn, bunun da bir "et dved" grnmnde, geceden
kalm ezilmi et dolu o atlakta bile olduunu gereklen de bilmeyen kim?!
Dnyasnn byle olmasn istemesine karn byle olmayan, u zavall insandr. Kendini bu pis, dar, iren yoksulluk
"kulbe'sinde tutuklu grerek, onu sanaun kan drmacasyla kendisi gibi bir "yan tanr*ya yakr bir "kk biiminde ssleyen
de odur. Bu yzden sanat, btn trleri ile aamalarndan bu "yan toprakyan tannmn, bu "iki sonsuzluk btn" ve bu "iki
karun btn"nn kayglarnn yansmasdr!^) Ac, znt, ak , zlem, honutsuzluk ve aynlk, bir ucu bu maddenin, bu
murdann kokumu kirli bulanda, teki uu yaratl snrndan geerek, bu bunaltc dar kidrt duvar yer ve zaman
birbiri(13) Burada sanaln tarihsel sorunu, ya dinin ya da soyluluun hizmetinde olmann nedeni aklk kazanm oluyor. Din
ve sanatn birliktelii, o ikisinin dildalk, actdaltk ile soydalndan kaynaklanyor. Sanaun, soyluluun kucanda yetimesi
se tketici insanlarn bu dnyada olanlardan yararlanabildikleri oranda (bir saplant biiminde bile olsa) eksiklik
duyumsadklarndan tr oluyor. Sanat da byle bir duygudan douyor. Oysa bu dnyada olanlardan birounu elde
edemeyen, hep onu kazanma ura veren eli bo, emeki insanlar, dnyay varsl sanyor da dnyann yoksulluu yerine kendi
yoksulluunu duyumsuyor. Snflar ruhbilimi ile Amerikallar ile AvrupalIlarn emeklerinin Afrikallar ile Asyaltlann
emekleriyle, iiler ile kyllerin madd ya da reel dilek ile gereksinimlerinin de kentsoylar ile anapara clarn sanal ya da
idealist eilimleriyle karlatrlmas, soruna daha ok aklk kazandryor.
380

ne katarak, szcklerin kanat yakarak dlerin yan yoldan dnd yerlerde, sonsuzluun yksek gnde, meleku tun yksek
doruunda toz olur bir durumda olan byle ikilem bir yap gerektirir. Cennetten yere atlm olan Ademoullannn olu turum
kalemi sanat, pis, iren yeri, ona yaktnlm olan imdi de yakan barna cennete benzetmeye alyor; tpk o ilk
yaamnda olduu gibi, bir mahkumiyeti geirmekle bunu herkes sylemi olduu bu srgndeki yaamnda, iirle dnp
syleye, mzikle dinleye, raks ile gide, resim ile gre, benzetmenin gcyle doada gsz, halsiz ne varsa ruh fleye,
eretilemenin gcyle onda olmayan eyleri ona vere, kinayeyle, simgeyle bu dnyann cansz, gsz nesneleri olan
szcklere onlarda olmayp kendisinin istedii eyler kara, mecazn Mesihsi baparmayla l, dilsiz, apul, yabanc
komular olan varlklara yaam, dil, bilin, tanklk vere, bu etkenlerin stste ylmasyla olumu aptalca yerin ve gn
yzne lfet, anlam, duygu, yaknlk boyas vu ra.*1^
nk doann ehresinde, iinde bulunan her ey, hibir zaman kendi aalarn paylaacak birini aramaz da aclarn paylama
ile soyda gereksinimi, insan ruhunun en susuz gereksinimidir. Bir yaz gece yansnn yldz yadran dun, ak g, aa
ekmeyen erin iinde bir gktr. Tintorc'in ac eken koyu ruhu ise tutuk, aa eken bir gk istiyor; mavi deil, tersine san bir
gkyz! Bu dnyada da
(14) Sanal, deimez, belirli kalp ve kurallara balamak isteyen kimselerin uralarnn bo olduunun aa kt yer
burasdr ite: Sanat iin kural koymak, 'OzGImek1 ya da 'kzmak* iin belirli kural ve ilkeler dzenlemek kadar glntr.
381

ac ekmeyi artracak san bir gkyz yoktur. Tintoret, "Kalkta'nn zerinde sar bir gkyz yaratyor. Picas so'nun,
sanatn doaya yknme bandan kurtulmas ynndeki abalan, her sanatn, doasndaki isyann belirgin bir gstergesidir.
Kendi yce gereksinimleri karsnda doay eksik bulan, bundan dolay da aclar iinde kalan bir ruhun ektii aclann
tecellisidir. Sartre'n deyimiyle, Picas so, kibrit kutusu olmaktan kmakszn kanatl bir gece de olabilecek bir kibrit kutusu
yapmaya alyor/1 niin? nk doa, iki kart bir araya getirmeye g yetiremez, insan da bu g yctirmemeye tahamml
etmek istemez. stemsiz, duygusuz sabahn bilinsizce ykselii, btn var lklann kendisiyle birlikle dnp btn varl
duyumsamas gereken bir ozann ruhu iin yeterli deildir. Gz pek bir kahraman gibi birden ufkun arkasndan frlayarak
hanerini ekip gecenin kara boynunu bilerek gbee dek yrtp yarnn altnl cokun pnann bu sahrann dn geceye bulam
yzeyine aacak bir sabah ister. Doann byle bir sabah yoktur, o da yaratm oldu bylece:
knndan ekti hanerini...

Diyeceksiniz: Peki ya "Leonardo da Vinci"? Bayan "Monaliza"nn yznde bir glmseyi varm, ressam da doada olana
yknm. lgin dorusu, burada doann eksiklii daha aktr. Doa bir kadnn azna anlam dolu, sknt dolu, sevecen,
yumuak, gizemli bir zntye kan m bir glmseme konduruyor, ancak da Vinci, byle bir glmsemeyi bir bez ve birka
gram topraa balam! Doada olmayan da budur.
(15) Sartre, 'iir Nedir*. Farsaya evirisi benim. 196i, Paris. Hir mcnl, 1346, Mehet.
382

Bir kadn vcudunun ufak bir kusurunu, sz dolu bir bakn suskusunu, bir tapnan manevi ycelik ile kutluluunu bir avu
al ve boyaya balayan bir ressam, yaratclkta yenilik yapm olmuyor mu?
Kukusuz deiik aralklarda balk" ile Tanr ruhunun flemesi aras konaklardaki insanlar gibi sanatlar da yerden
ayrldka dosdoru bir aa ve zlemin tecelli alan olurlar da kim daha insansa onda daha ac olurlar.
Diyeceksiniz: "Peki, sanal dnyasnda "var olan"dan da aa yaptlar, sanal iin belirlediimiz yce ak izgisine karn
okunmuyor mu?T Okunuyor, tabii ki! Gereklen de bu yauplar aadr da var olanlara kar da bir stnlk deilse ki
eksiklikleri var burada kuralclann da deyimiyle anlamazlk kant konusundadr, kavram konusunda deil, kendini olduundan
daha ikrin, daha itici olacak bir biimde ssleyen kadn ve sanatn kandrmacalanyla gz, ka, glmseyii ile vcudunda
olmayan gzellikler yaratan kadn duyguama asndan birdir. te burada biz, sanatsal yaratclk ile eletirinin ii, alan olan
deerler, etkenler, etmenler, nitelik ile aamalarn belirlenmesi asndan baanbaarszlk adnda bir sorunla yzyzc geliriz.
Din, irfan, sanat aras yaknla tarih de tank olmutur. Sanatlar, bu dnyann en dinsel, en irfan varlklar oluyor. Din ile
irfann kucanda domu, bu iki memeden st emmilerdir. Her sanat bir miraur, ya da sanatnn onda "varlk" yk
hafifledike, Sidret'lMuhteha's yerden uzak olduu; doatesi" aydnlk, scaklk, kutluluk ve gzellii daha ok
duyumsad bir mira zlemidir. "Gerekler"in irkin yzn, sanatsal nlemlerle "dorularn gzcliikle383

riyle sslyor.^ Her sz doatesine dayanr, olmas gerekmesine karn olmayan eylerin aklamasdr, ite bu yzden
mslmanlarn kt tutumlarna karn mzik, slam gizemciliinin ardm brakmamtr. Dolaysyla Fars yazmkltr
asndan sz konusu olan irfann, gzn aar amaz kendini iirin kucana atmas, daha doru bir deyile de dili alr
almaz iirle konumasnn nedeni konusu aklk kazanm olur. Bu soyda iki acda birlikte, anlam dolu Dou tinellik
tarihinin en gzel, en coturucu olaydr. Yadel acsnn sabnn tard irfan, bu dnyann konuma dili olmad aka ortada
olan iirle, st alemin keskin tyl, yeni kanatl melekleri olan iirsel szcklerin yardmyla, Aim6 Csaire'in deyimiyle:
"Bu varln kysnda dnce dalgalannn apnma sesleri "olan ona zg mzikse! imlerle zlem eken ruhun bu srene in
sessiz sedasz hisanndan uuunu kolaylatryor.
(1 Sanatn 'gereklerden uzaklaarak 'genel yaygn us* beenisinden uzak durduka daha gzel, daha alc olmas bu
yzdendir. nk 'gerekler' eli bo olur, beyni bo; us da bu topraklarn yerlisi Sanatn iinde hep yabanclk duygusuna
kaplarak bu lkenin yerli egemeni usun buyruklarna boyun emedii topraklar. Bu yzden uslama yoluyla kendisine yklenen
balarn ykn hi tamam, bana mantktan bir dizgin takmak isleyen herkese bakaJdrm, her zinciri krmtr.
384

Bu kitap,
Sartre'n deyimiyle:
iir,
szcn Farsa anlamyla da
gazel,

yaral bir gsn


gs kanamalar ne lsel bir ruhun dank yakarmalar
Bu l.
benim dnyam Mugu gibi benim yreim*? de... benim yabanc kendim. benim tutumu ekinsiz yaantm... ozeie
benim yaam ykm*?/.
Bu varlk'n susuz, gizemli, eriyen, bekleyen, zlen... ldr.
Bu szlerin okuyucusunun, kendisini
'seslenilen' olarak dnmemesi gerekiyor.
Bu szler seslenilensizdir.
Onlarn grcs". araycs" olmas gerekiyor. Szckler ve kavramlar okumama$ gerekiyor.
*Cmlelemi',
*szcklemi anlamlar, duygulan *duyumsamas'.
'tatmas', 'koklamas' gerekiyor.
Bir mektub'u 'okuduu' gibi deil, bir 'serven'i 'grd'gibi... okumas gerekiyor.

You might also like