Professional Documents
Culture Documents
Necip Fazil Kisakurek - Tasavvuf Bahceleri
Necip Fazil Kisakurek - Tasavvuf Bahceleri
Takdim
rad Edicim, Kurtarcm ve Efendim Abdulhakm Arvas Hazretlerine ait, dndan
retici mahiyette bu son asrn en byk din eserini, en titiz sadakat, en derin dikkat ve en
keskin hayetle sadeletirirken, kendimden ekleyeceim biricik l, Byk Vel'nin
muazzez ruhaniyetine snmak ve affn dilemektir.
NSAN 1983
N.F.K.
Balang
Zahir ilimlerinin, mevzu genilii itibariyle tasavvuf ilmine nisbeti, bir damlann bir
deryaya kyas gibi olduu, baz tasavvuf byklerinin akladklar hususlardandr. Zira,
tasavvufun mevzuu, yerinde de bahs ve zikrolunaca gibi, mel olarak, Allahn Ztdr.
br ilimlerin, mevzu, ne kadar geni farzedilse de mmkint dairesi- olabilirler
leminden dar kamaz. vcup lemi- olmas gerekenler lemine nisbetle imkn
lemi- olabilirler leminin ne olduu, beyandan uzaktr. u halde, tasavvuf ilmi, zevk ve
vicdan olduundandr ki, anna lyk bir ekilde kalemlerin diliyle yazlmas ve insanlarn
diliyle ifadesi mmkn deildir. Bununla birlikte, ballar tarafndan pek ok kitap ve
risaleler telif ve tertip edilmek suretiyle, imkn nisbetinde izahna gayret sarf edilmi,
muazzam maksat ve meseleleri de onlarn sohbetleri esnasnda beyan ve izah oluna
gelmitir.
Bu hususta, deiik derecelerde olan tasavvuf adamlarnn, eitli mereplerde bulunan
byklerin her biri, muhtelif suretlerde kendi mizalarna gre beyanlarda bulunmulardr.
Bir ksm, belki byk bir ksm, kefe bal hakikatler ve ilhama dayal incelikler
zerinde, zeyli uzun, meli bir, ibaresi deiik kitaplar yazmlardr.
eyh-i Ekber, bu yolun ncsdr ki, rivayete gre, yazdklar beyz kitaptan byk bir
ksm bu mevzu zerinedir. Bu cmleden olarak, Fussul-Hikem, El- FthtulMekkiye, Et- Tedbrtl- lhiye, Et-Tenezzltl-Muvassalliyye, El-sr-u l
Makmil Esr, erh-u Halin-Naleyn, Tcur-Resil, Minhcl-Vesil,
Kitabl-Azame, Kitabl-Beyn, Kitabut-Tecelliyt, Mefthl-Gayb, ElEcvibetul-Msikke An Esiletil-Hkmit-Tirmiz, El-Msmert gibi kitaplar, bu
kuts yolun hakikatlerini beyan mevzuundadr. Bu ksmn felsefeyle mnasebeti vardr. u
kadar ki, felsefe, yalnz akla tbi olurken; bu ksm tasavvuf, eriat ve selim akl dairesinde,
ak bir kefe dayal ve shhatli bir zevke mutabktr.
Bu kitaplarn bir ksm da, tasavvuf adamlarnn derecelerini, keif yoluyla mertebelerinin
beyann ve kerametlerini, doum ve vefat tarihlerini, memleketlerini, irad havzalarn,
kimlerle ada bulunduklarn, hayat tarzlarn, mbarek mezar ve merkadlerini ve buna
benzer meseleleri ihtiva eden kitaplardr ki, bu adeta bir tasavvuf tarihi tekil eden bir ilim
koludur. Tezkiretl-Evliy, Tabakt- arn, Nefeht-l ns, Ravzatur-Riynn
Fil- Hikytis Slihn ve bunlar gibiler... Bu ksm tasavvuf kitaplarnn da tarihle
mnasebeti fazladr. Ancak bu kitaplar, Hads-i eriflerin ananeleri gibi, gvenilir ve
muteber rivayetilerin rivayetlerine dayal olmak zorundadr. Byle olan kitaplarn her
meselesinde, haber ve hads nakletmenin usl ve ananesine riayet olunmutur.
Bu kitaplardan bir ksm da, bu yola girme ve bu yola almann edepleri hususundadr ki,
stn vellik makamlarna ykselmeye ve byk insanlarn mertebelerine eriip, ilh
yaknlk menzillerine ve Seyr fillh-Allahta seyr, Seyr billh- Allah seyr, Seyr
minellah- Allahtan seyre ve dier kullar irada vesile olan faaliyetlere ve batn amellere
aittir. Tasavvufun z de budur. Havas ve avama faydal ve mhim olan da bu ksmdr.
Bunun bir yn de fkh kitaplarndaki ibadet ksmlarnn drtte bir kadaryla
mnasebetlidir. Gazalnin hys, Gavs- Azamn Gunyesi, mam Rabbnnin
Mektubt ve dier Ahmed vellerin kitap ve risaleleri gibi... Bu fakir ve ciz de ibu
risaleyi gsterdiimiz bu ksm zerine ina etmeyi uygun grmtr.
Bu kitaplarn bir blm de, vellerin kerametleri ve menkbeleri, baz husus kiilerin
faziletleri ve kemlleri hakknda telif ve tertip olunmu risalelerdir. Bu ksm risalelerin
faydalar, zikri geen ksmlara nazaran daha az olduu ve hususiyle bu risaleler,
ihlaslarnda ifrata kaanlarn ahs fikirlerinden kaynaklanm bulunduu iin, itibara deer
grlmemi ve bu yzden de risalemiz, bunlarn muhteviyatnn pek oundan uzak
tutulmutur. Bir ksm da virdler ve zikirler, dualar, hizipler ve bir takm isimlerin
hususiyetlerine ait olup, ancak, sahiplerine yararl; mrid ve sliklere faydas snrl, deta
zahir ibadetlerden kopmu ahslara mahsus olduundan, risalemiz, bunu da iine alm
deildir.
Dier bir ksm ise, Allah dostlarnn, byklerin sohbetleri ve tevecchleri esnasnda skt
ettikleri ve murakabeye daldklar zaman, lh tecell dairesinden yansma ve dklme
yoluyla aldklar ilimler ve lh marifetleridir ki, sz ve kalemle beyan kabil
olmadndan, ancak bu merep iin, sr ve hakikatlere ulatrc bir melekenin
kazanlmasna hizmet edegelmi bir haldir. Bu da ancak sahibine hccet tekil ettiinden
risalemiz bu bahsin de dnda kalmtr.
Krk seneyi akn bir zamandan beri, vakitlerimi tasavvuf ilminin nazar ve amel ynyle
megul olmaya tahsis etmi olduumdan, Allahn ltfuyle, bu sr ve hakikatlere bir nisbet
kazanmmdr.
-Allahtan baka kimse de, hi bir davran ve kuvvet yoktur!
Safa kelimesi, her lisanda vlen; ve zdd olan kedret- bulanklk ise knanan
hallerden saylmtr.
Rivyet edilmitir ki, Allahn Resl, mbarek peygamberlik simalarnda ak bir hzn
ve deiiklik eseri olduu halde, Sahabler meclisini ereflendirmiler ve Bu dnyann
safas gitti, kederi kald buyurmulardr. Bu Hads-i erifte tasavvuf, sfi, ve
mutasavvf kelimelerinin, safvetden geldiine bir remz ve iaret vardr. safv
kelimesinde f harfinin nce gelmesi, sfde ise sonra gelmi olmas, bu kelimelerin
deiik kklerden geldiini gsterirse de, tasavvuf kelimesinin oka kullanlmasndan,
fnin vden nce sylenmesinin kelimeye hafiflik kazandrmak iin olduu, yani bir
telaffuz galat bulunduu baz tasavvuf kitaplarnda zikredilmitir. Hatt, peygamberlerin
safvetle vasflanm olmalarndandr ki, Kuranda Istf, Estaf, Yestaf, Mustaf
kelimeleri, onlarn stn hallerini beynda zikredilmitir. Demek oluyor ki; tasavvuf
hakikatlerle vasflanmak, topyekn Resller ve Nebler boyunca grlm ve muteber
olagelmitir.
Her nebinin zamannda, eriat yrrlkte olduu, uyguland gibi, kendi mnev
hallerinin stn meziyetleriyle de donanmay, mmetinin sekinlerine feyizleriyle ifade
buyururlard. Mnev safvet, Risalet ve Nbvvetle balamtr. Tasavvuf, eriatlarn
mnev kymetlerini kazandrc ve onlar ulamay kolaylatrcdr.
stad Ebul Kasm dedi ki: Bu taife iin sf (sofi) tabiri, galip halde, oka kullanlm;
ve filan kimse sfidir, falan cemaat sfiyye ve mutasavvifedir, denilmitir. Yoksa bu isim
iin, bu mnda kullanlna dair Arapada herhangi bir iaret, bir kyas ve bir kelime
tremesi szkonusu deildir. Ak olan ey, bu ismin, yani sf isminin bu taifeye lakap
olarak kullanlmasdr.
Bazlar, kams giyenden bahsedilirken, tekamus denildii gibi, bu taife de sof-yn
elbise giydiklerinden onlardan bahsedilirken, sof denildii grn ileri srmlerdir.
Bu evrenin, yalnzca sof elbise giymedii biliniyorsa da, bu sebebin ileri srlmesi,
hkmn oklua bina edilmi olmasna gredir.
Gerekten, Kinatn Efendisi de; yetmi kadar peygamberin sof giydiklerini haber
vermilerdir. sa Paygamberin, softan elbise giydikleri malmdur. Hasan Basr; Ben,
Bedir Eshbndan yetmi kadaryla grtm ki, hepsinin de elbisesi softand. demitir.
Ebu Hureyre ve Feddal bin Ubeyd, Bedir Sahablerini anlatrken, btn elbiselerinin softan
olduunu sylemilerdir.
Bazlar ise, bu ismi ariflerin lh Huzurda saf olmalarna nisbet etmilerdir. Bunlar,
mn bakmndan tezlerinde doruysalar da; lgat bakmndan sf, safa nisbet
edilemez.
Bazlar da, sfyi Mescid-i Suffeye nisbet etmilerse de nisbetin, kaideye aykrlndan
dolay bu gr reddolunmutur.
Hlsa; sf kelimesi bir sebep ve mnasebet aranmakszn, kalp safsna, gnl, btn
yabanclardan arndrma ve lh zikirle ruhu donatmaya malik olanlara isim olarak
verilmitir. Bu stn taife ise, ehemmi takdim lsne riayetle, byle kyas ve kelime
itikakiyle megul olmaktan kanmlar ve kymetli vakitlerini, pek az faydas olan bu gibi
eylerle zayi etmemilerdir.
TASAVVUFUN TARF
Yine, Cneyd:
- Tasavvuf, itima ile zikir, istima (dinleme) ile vecd, ittiba ile ameldir. Yani, toplulukla
zikir, Kuran dinlemekle vecd ve Peygambere uymakla amel etmektr.
ibli, tasavvufu: her trl endie ve dnceden uzak, Allah ile olmaktr, eklinde tarif
etmitir.
Maruf Kerhi:
- Tasavvuf, sevgilinin kapsndan kovulunsa da orada yerlemektir.
Yine Maruf:
ibl:
- Sf, kalple halktan kopan ve srekli Hakkla olandr.
Yine ibl:
- Tasavvuf, yakc imek...
Cerir:
- Tasavvuf, hallerin murakabesi ve edep tavr...
Ebu Turb:
- Sf odur ki, hi bir eyden kederlenmez ve hereyde safa bulur.
Znnun Msr:
- Tasavvuf ehli, Allah hereye tercih eden, Allahn da onlar hereye tercih ettii
topluluk...
Ebu Yakup:
- Tasavvuf, yle bir haldir ki, btn beer sfatlar yok eder.
Ebu Hseyin:
- Tasavvuf, kalbe gelen nurlarn, lh mnlarn keyfiyetinden ibarettir; yoksa, Allah
anmann kemmiyeti deil...
itimghn, yani kendilerinin bulumalarna mahsus bir yerlerinin olup olmadn sorar;
buna da Hayr! cevabn alan Emir: yleyse, size bir yer yaptraym da orada
toplanrsnz! dedikten sonra, Remle denilen yerdeki hankh- tekkeyi ina ettirir.
te, gnl ve muhabbet ehline yaplan ilk tekke, bu bina olup ilk suf de bu zattr. O, btn
madde ve ruh ilimlerine vakft.
Dalar ine ile kazmak, kalplerden kibri kazmaktan daha kolaydr. ifadesi, onun
byk szlerinden... Fayda vermeyen ilimden Alllaha snrm. szn de dilinden hi
drmezdi.
Tasavvuf ilmi, slm faziletlerin, er ilimler ksmna aittir. Tasavvuf ehlinin yolu,
tedenberi, Sahab ve Tblerden olan mmetin byklerinin nezdinde hak ve hidayet
yoluydu. Bu bakmdan tasavvuf ehli, dier eriat ehlinden fazla olarak, bir baka ilimle de
imtiyaz kazandlar. Bu yzden eriat ilmi iki ksm oldu: Bir ksm; fakihler ve fetva ehline
mahsus ilim ki; ibadetler, detler ve muamelelerde olan umum hkmlerdir. Dier bir
ksm da, tasavvuf ehline mahsustur ve bu ksm ilim, nefs ile mcahede ve muhasebe
esnsnda, bu yolda, meydana gelen zevk ve vecd hallerinden, bir zevkten dier bir zevke
ykseli keyfiyetinde ve bunlara dair aralarnda dolaan stlahlarn erhi mevzuundaki
kelmdan ibarettir. Ne zaman, ilimler limlerin kafalarndan, gnllerinden satrlara
aktarlarak fkh, usl-i fkh, ilm-i kelm, tefsir ve sair ilimler telif ve tertip olununca, bu
yolun adamlar da kendi yollarnn edep llerini kaleme alarak, eserler telif etmilerdir.
Bazlar zhd ve takvaya; alacaklar veya terkedecekleri eyde Resule uymak yolunda nefs
muhasebesine dair kitaplar yazmlardr. Nitekim, Muhasib, Kitbur-Riye adl
eserinde bu usl gzetmitir.
Bazlar da tarkat edepleriyle, tarkat ehhlinin zevk, vecd ve hallerine dair kitaplar
yazmlardr. Nitekim, mam Kueyr Risalesini ve Shreverdi Avrif-ul Marifin bu
usl zerine kaleme almtr.
mam Gazal, hy- Ulmunda iki ksm bir araya toplam; kitabnda zhd ve takva ve
Peygambere tbilik hkmlerini sonra da tarkatin usl ve stlahlar da erh edip akla
kavuturmutur.
te bu beyanlara bal olarak, tasavvufun balangc, nbvvet ve risaletin balangcdr.
Tasavvuf, semv eriatlerin hakikatleriyle vasflanmaktan domutur. eriatlerden murad,
semv kitaplar ve lh Emir ve Yasaklardr ki, tasavvuf, her zaman, itikat mevzuu
hususlar sabit olan bu eriatlerin deiip yenilenmesiyle yenilenen amel hususlarnn da
tatbikini ve kolaylkla yerine gelmesini salayc bir vasftan ve vesileden ibarettir.
u halde, tasavvuf denilen sfat, nbvvet ve risaletle beraberdir.
Hakikatlar denizi olan ve pek ok incelikleri kuatan tasavvufun, byk bir meselesini
tekil eden Vahdet-i Vcud, Buda ve dier batl mezhep adamlarnn kendi akl ve
mezhepleri hkmnce bahsettikleri Vahdet-i Vcudtan mel itibariyle bsbtn
bakadr. nk, tasavvufun Vahdet-i Vcudu zevk bir hadise; dieri ise, akl vkadr.
Bunlarn arasndaki fark, ona, tam mns ve btn incelikleriyle vkf olanlar ve ancak o
stn makama ykselme imtiyazn kazananlar bilir. Akl ve zahir adamlar, bu zevk
ynnden mahrum ve mahup olduklar iin, yrttkleri akla gre, bu iki gr arasnda
bir mnasebet bulurlar.
TASAVVUFUN GAYES
Tasavvufun gayesi, kt ahlk ve madd-mnev dk vasflardan arnmak; iyi ahlk ve
stn vasflarla donanmaktr. yle ki:
Ben stn ahlk deerlerini tamamlamak iin gnderildim melindeki hadisin
iaretlerinden, en stn Peygamberin gnderilii ve peygamberliindeki gayenin, yksek
ahlk tamamlamak olduu anlalm oluyor.
Bu yola bal olan taifenin de maksatlarnn en yksei ve isteklerinin gaye noktas, her
eyde Peygambere tam anlamyla ittiba (uyma)dr. Zahirde ve batnda mahlkatn en
faziletlisi olan Allah Reslne hakikatiyle vris olmaktr. Demek ki, tasavvufun ve
dolaysiyle velyetin de gayesi bu olmak lzm gelir.
Biline ki, hakikat tr:
Birincisi; stn, tek, faal olan mutlak hakikattir ki, bu bizzat Vcibul Vcdtur. Bu da
bizzat Mevlnn hakikati...
kincisi, sfl, mnfail ve mukayyet hakikatlerdir ki, bunlar feyz ve tecell ile vacip
hakikatten bir ltuf olarak sunulan, varlk halinde kalmaya msteit hakikatlerdir. Bu da
kk lem olan insann dndaki lemlerin hakikatidir.
ncs; itlak (mutlak) ve takyit (baml olma), fiil ve infial, tesir ve teessr arasn
birletiren; bir ynyle mutlak, bir ynyle mukayyet, bir ynyle faal ve bir ynyle de
mnfail olan hakikattir. Bu da insann hakikati... te bu hakikat, balang itibariyle byk
balang; ve bu yola girdikten sonra da byk netice mertebesini haizdir. Bu hakikat,
byk lemin bir nshas ve btn hakikatlerin toplaycs olmak bakmndan lh hilfet
makamna istidat sahibi, kk lem olarak bilinen insandr ki, ilk hakikati itibariyle stn
vasflara, ikinci hakikati itibariyle de dk ahlka, sfl vasflara sahiptir.
Grld gibi, avamdan insanda, iki itibar vardr. Birinci itibarn yksek vasflar, bu
eit insanda, zayf ve rtktr. Hatt bazan avamlk o derece galip gelir ki, o insanda, iyi
ahlka sadece bir istidat baki kalr. nsan, avamlk derecesinden yava yava, ilh yaknlk
derecelerine ykseldike, ilk hakikati galip duruma ykselerek, dk vasflar ve iyi
ahlk eksilir; stn vasflar ve iyi ahlk da artar. te bu terakk derecelerine ulaldka,
avamlktan kurtulup; havaslk, yani sekinlik, stnlk o derece galip gelir ki, bu kez
insanda, kt ahlka yalnzca bir istidat baki kalr. Byk veller gibi... Bazan isitidat bile
kalmaz. Peygamberlerde olduu gibi...
kincisi ise, insann amurdan, topraktan yaratldn bildiren yetlerin iaretinden ortaya
kan hakikattir ki, unsurlar, lemin paralarndan olmas bakmndan bizzat, sfldir;
aa hakikattir.
Ulv ve sfl... bu iki zt hakikatten teekkl edici birlik heyetinin azasndan olan rhun,
letfetinden dolay, unsurlarn kesfetini almas zerine, szkonusu birlik heyetinin kt
ahlka meyli artar -ve o zt hakikatlerin birlii iinde malu ruhun icbndan olan- iyi
ahlka da meyli azalr. Heyetinde, zt hakikatleri birletiren insan, tasavvuf yoluna girip de,
ruhun hakikatine uygun zikirle megul olunca, kim bir eyi severse, onu oka anar ve
im bir eyi ok anarsa, onu daha ok sever lsne gre, Allah Lafz ve Tevhd
Kelimesinin alt ltifesi zerinde, hayl yoluyla gidip geliinden, lh ak ve muhabbet
hissine ykselir. Bu, ak ve muhabbeti artran lh zikir, Allahn emrinden olup insana
nefhedilmi bulunan ruha da kuvvet verir ki, bylece ruh, teekklne ald beer
alkanlklar terketmek sretiyle, unsurlarn, yni kesafetin gerei olan katlk ve iddet,
zayf der; bylece de ulv hakikat galip ve sfl hakikat bsbtn malp olur. yle ki,
avam, nasl kt ahlkn gerei olan ileri yapmaktan geri kalmazsa, kendisinde ulv
hakikatin galip geldii havas da, sekinleri de, ylece, iyi ahlkn gerei olan ileri
yapmaktan asla geri kalmazlar ve onlar tam bir mkemmellik ve kolaylk iinde vecdle
yaparlar. Yine o derece ki; nasl avamn, nefsini ancak zorlayarak, bir iyi ii yapmas
mmkn olabilirse, sekinler de ylece nefslerini cebrederek, ancak kt huylardan birini
ilemeye imkn ve istidat bulabilirler. Allahn ltuf ve inayetiyle ondan da mahfuz
kalrlar.
Hakikat olan ruhun galebesiyle, insann kazand, gzel ahlktan bazlarnn almetleri,
bn-i Hacer Heytemnin Zevacirinde yle anlatlmtr:
Bazlar gzel ahlkn almetlerini u ekilde belirttiler: Hays ok, ezas az; iyilii ok,
kelm az; ameli ok, bo ii az; sz doru hatas az olmak; yine iyi, sabrl, vakr,
efkatli olmak ve alayc, sc, lf tayc, gybet edici, aceleci, kinci, cimri ve haset
edici olmamak; gler yzl ve hassas olmak, Allah iin sevmek ve Allah iin fke duymak,
Allah yolunda her eye rza gstermek ve yerinde kzgn olmak... te bunlar, gzel
ahlktandr.
u kadar var ki, belirtilen gaye, bu yolun isteklileri ve yeni girenleri tabakasna ait olup
visale ermi, kemle kavumu ve daha yukar mertebelere erimi olanlarn bunlardan
baka olan yksek gayelerine, yerinde iaret olunacaktr.
TASAVVUFUN MEVZUU
Tasavvufun mevzuu, kef ve mahede yoluyla; belki, vecd ve vicdan yoluyla; Zt, lh
Sfatlar, olular, tecelliler; Allahn sim ve filleridir.
Kinatn Efendisi, vrisleri olan hakik limlere iki eit miras brakmlardr: Bir zhir
ilmi, dieri btn ilmidir.
Zhir ilmi, o faydal ilimdir ki, stn Sahbiler, onu en yce Peygamberin sz ve
davranlarndan almlardr. Tbiler zmresi, mtehidler ve salihlerin selefleri de o ilmi
aratrp, renmi onunla amel klm ve insanlar da ona memur etmilerdir. Bu ilmin
erevesi, Kitap, Snnet, Tefsir, haberler ve bunlarn dallar olan itikd ve fkh ilimlerdir.
Madenler ilmi, yer tabakalarn aratran ilim, nebatat ve hayvanat ilmi, sulara dair ve
azann faydalarna dair ilim, terih ilmi, tp ilmi, hesap ilmi, hendese ilmi, riyaziye ilmi ve
dier ilim ksmlar zahir ilimlerinden olan hikmetli ilimlerdir.
Bunlar, eriat ve nakil yoluyla alnm olmasalard bile beerin doru ve shhatli akl onlar
meydana karmaya kfi gelirdi.
Kinatn Efendisinin, bu gibi ilimlerde de tam anlamyla bir bilgi sahibi olduu,
ncekilerin ve sonrakilerin ilmi bana retildi sahih hadisiyle; yine Tabernnin rivyet
ettii, Allah, beni dnyann stne kaldrd; bylece ben onu ve kyamate kadar orada
olacaklar grdm, tpk u elimi grdm gibi... Yine Eb Davutun melen:
- Allahn Resl bir yerde bizimle birlikteydi ve Kyamete kadar ne olacaksa, hepsini
bize anlatt. haberiyle de sabittir.
Batn ilmine gelince; o, yle bir mnlar leminin marifetleridir ki, hi bir vasta
olmakszn gayb leminden, Makm- evedn- En yksek makamda, mahlkatn en
bilgini olan Peygamberler Peygamberinin yksek ruhlarna ilh bir ltuf olarak
sunulmutur.
Malm, yani mevzu, ne kadar erefli ve yksekse, ilim de o kadar yksektir. Bunun iindir
ki, batn limlerinin nasibi ve mevzuu olan ve Allahn Ztndan ibaret bulunan tasavvuf
ilmi,
zahir limlerinin nasibi olan akl ve nakl dier fenlerden daha erefli ve daha stndr.
Her ilmin, kitab, retmeni ve rencisi de o ilmin malmu, yani mevzuu derecesinde
erefli ve stndr. nsann, sonsuz hayat ve kurtuluuna vesile olan batn ilminin stad,
onun u snrl hayatna sebep olan ana-babasndan daha nce gelir. Bu farkllk, zahir
ilimlerinin baz snflarnda da geerlidir. Mesel, kelm ilminin kitab, hocas ve talebesi;
sarf ve nahiv kitabndan, onun hocas ve talebesinden rtbece daha ereflidir. Dierlerini de
buna gre kyas et...
NEFS
Lgatta, beden ve ruh; ve bir eyin varl, ayn, mnlarna gelir. Tasavvuf stlahnda ise,
nefsten, kulun irkin vasflar ve kt ahlk kastedilir.
Bu vasflarn bir ksm eriat emirlerine kar gelmek, onlara aykr davranmak gibi, kulun
kendi kazancyla olan eylerdir. Bir ksm da kulun, kt ahlk, irkin huylardr ki,
bunlar, knanm vasflar olarak onda bulunur. Bu ksm, sk bir gayret ve mcahede,
aralksz bir almayla yok edilebilir ve Allahn ltfuyla bunlarn yerine, iyi, gzel ahlk
ve yksek vasflar kazanlabilir.
te, onlarn ktlklerini Allah iyiliklere tedbil eder melindeki ilh ifade buna
iarettir.
Birinci ksm; eriatte tahrim ve tenzih bir nehy ile yasaklanm olan zina, arap ve
benzeri eylerdir ki, bunlar fkh kitaplarnda anlatlmtr.
Nefsin, kt ve irkin ahlka yuva olmak zere insan kalbna verilmi ltif bir ey olmas
da muhtemeldir. Ruhun, yksek ve iyi ahlkn merkezi olmak zere, insana verilmi erefli
bir ltife olmas gibi...
Bu ekildeki ruh ve nefs, her ikisi, insanda bir araya gelir. Gz, grme, kulak, iitme,
burun, koklama, az tatma mahalli olmas ve bunlarn her biri dierinden baka olmakla
beraber, iitici, grc, tadc, koklayc olarak, hepsinin bir insanda toplanm olmas
gibi; iyi-gzel vasflarn mahalli olan ruhla kt-irkin vasflarn mahalli olan nefs de
insanda birlemi ve insan bunlarla insan olmutur.
MUHALEFET- NEFS
Derin bir efkat rnei Peygamber'in mmetim adna en fazla korktuum ey, nefslerinin
hevlarna uymalardr. melindeki szleri bunu ifade eder. Zira nefsin hevsna uymak,
insan Hak'tan alkor ve uzaklatrr.
Bu yola yeni girenin, nefsinden raz ve honut olmas, nasl makul ve doru olur ki, Hazreti Yusuf, o stn makama ykseldii halde, ben nefsimi temize de karmyorum. nk
nefs gerekten ktl iddetle emreder! buyurmutur! Bu kelm, -Zeliha'nn da olsanefsin emmrelik vasfn ispata kfidir.
Bu stn irfan yoluna girenlerin her an ortada olan ktlklerden ve iki cihann da kaybna
sebep olacak tehlikeli eylerden kanmalar ve uyank olmalar, selim akl sahiplerince
yegne makbul yol ve biricik kurtulu istikametidir.
Hikem-i Atiyye sahibinin, nefsin tuzaklarndan bahseden bir eseri vardr. Orada der ki:
Nefs, edep aykrlna mahkm ve kul da edepli olmaya memurdur. Nefsin seciyesi
gerei, srekli sahibini isyan ve muhalefet meydanna ekme isteine kar, kul da onu,
kt isteklerinden dndrmeye ve yldrmaya cehdeder. Onun iin nefsin yularn salan
kimse, onun ktlklerine ortak olmu olur.
UBDYET
Ubdiyet (kulluk), ibdetten daha geni, daha kuatcdr. nce ibdet, sonra ubdiyet
denilmitir. Ubdiyet" ile ubdet lgat mnlar olarak bir; kulluk, itaat etmek ve alak
gnll olmak ifadelerinde mterektirler. bdet, mminlerin avamna, ubdiyet,
mminlerin sekinlerine ve ubdet de sekinlerin sekini olan yksek zatlara mahsustur.
Yine ibdet, ilm- yakn; ubdiyet ayn- yakn, ubdet ise hakk- yakn erbabna aittir. Buna
yakn bir ifadeyle, ibdet, mcahede adamlarnn, ubdiyet glklere gs geren yakn
erbabnn; ubdet de mahede ehlinin iidir.
Ubdiyet, Hakka tam bir yneli ve itaatla, kendinden sadr olan ibadetlere eksiklik
gzyle bakmak ve onlarn murakabesinden doan halleri, kaderin ifadesi olarak
grmektir. denilmitir.
Ubdiyetten daha erefli bir sfat ve mmine bunu tamaktan daha stn bir mertebe
yoktur. Allah, dnyada en erefli n olan Mira Gecesinde, Sevgilisi ve nsanolunun
Efendisini, ubdiyet vasfyla anarak:
Her trl eksiklikten arnm o Allahdr ki, kulunu gece yrtt... buyurmutur.
Yine:
- Allah kuluna vahyetti, vahyettiini... buyurmutur.
Eer ubdiyetten daha yksek bir vasf olsayd, Allah, Sevgilisini o en erefli vakit ve en
yce hal iinde onunla ydederdi.
Rabbine kulluk et ki, sana, yakn gelsin melindeki yetin srr da byktr. yle ki;
onda insann varabilecei en stn mertebe olan Yaknin kazanlmasnn, kulluk et
kelimesiyle ubdiyete bal olduuna dair bir iaret vardr.
Yedi snf insann, Allahn himayesinde tam bir istirahat ve emniyet iinde olduu ifade
edilmitir:
1- Adaletten baka, gayesi olmayan hkim...
2- Allaha kulluk ve itaatla yetien gen...
3- karken, tekrar mescide dnmek azmiyle kan ve kalbi daima mescidi arzulayan ve
ona bal kalan, hakiki mnsyla namaz tutkunu insan...
4- Allah yolunda sevimek gayesi etrafnda, toplanp dalan dostlar...
5- Kimsesiz, tenha yerlerde gz ya dkerek Allah ananlar...
6- Gzel ve uh bir kadnn, kendisini arzulayp visaline davet etmesine ramen, esrar ve
gizlilikler leminden hicap duyup-korkan ve bu daveti reddeden takva sahibi kiiler...
7- Sadaka verirken sa elinin verdiini, sol elinin bilmesini istemeyen, yani yapt iyilii
gizleyen ihsan sahibi kiiler...
RADE
rade, lgatte dilemektir. Tasavvuf stlahnda, bu yola yeni girenlerin balang halleridir
ki, ban Allaha varma gayesine adam olanlarn ilk menzilidir. Mrid, irade sahibidir,
derler. rade iin de deti terketmektir, dediler. yle ki, pek ok halde insanlar, gaflet
rade, iin yan ve gnln szlaydr ki, her korku ve zorluu hafifletip kolaylatrr.
denilmitir.
Cneyde:
- Salihlerin hikyelerinden mridlere ne fayda vardr? diye sorduklarnda, Cneyd:
- Mrid ilim siyasetini, murad da Hakka riayeti izleyendir. Mrid, yaya; murad da
uutadr ki, elbette yerde dolaan, havada uana yetiemez buyurmulardr.
STKAMET
Tasavvuf stlahnda ise; tahkik ehline gre, btn ahitlerde, hususiyle Allah ve Resulne
olan ahitlerde, yemek, imek, giyinmek gibi din ve dnya ilerinde lye riayetle, srat-
mstakime- doru yola smsk balanmaktr.
Allah, bir yet-i kerimesiyle, kendi rubbiyetini-ilahln ikrar ve vahdaniyetinibirliini tasdik ederek; Rabbimiz, btn noksan ve kusurlardan mnezzeh, an yce,
Allahtr! dedikten sonra; iman ve amellerinde, farzlar ed etmekte istikamet gsteren
kullarna, ahirette meleklerin geleceini ve onlara korku ve kaygdan emin, kavuacaklar
Hlsa, her ite istikamettin mhim olduu ve bilhassa Din ilerindeki ehemmiyeti, Drt
Byk Halifenin husus ifadelerinden de anlalr.
stikamet, yle yksek bir derecedir ki, btn makbul hedef ve gayelerin yerine gelmesi,
btn hayrl ilerin kemaliyle gereklemesi ona baldr. Hal ve gidiinde istikamet
olmayan mridin, btn almas bo, sarfettii btn gayretler faydaszdr. Yneldii
yolda doruluk admlaryla ilerlemeyen kimse iin, gaye yolunda terakki yoktur; ve o, en
kt, en baya, misl halinde aa grlmeye mahkmdur.
Yola yeni giren mrid iin, balangta istikamet, art ve elzem olurken; yolun banda
olanlarn muameltnn, her trl miskinlik ve kopukluktan azde olmas; ortada olanlarn,
bulunduklar yerleri kanksayp, hep orda kalmay tercih etmemesi ve nihayet yolun sonuna
varm olanlarn da vardklar hedeflerde araya perde girmemesi, istikamet
almetlerindendir.
stikametin derecesi vardr. Evvel dorultmak; yani, erilikleri gidermek, sonra ylece
kalmak ve skna varmak, en sonra da istikamet kazanmak, yani tam doruluu bulmak...
Birinci derecede, nefsin terbiye edilmesi; ikincide kalbin gzelliklerle donatlmas, nc
kademede ise, srlara erilmesi vardr.
Eer onlar doru yolda devam etseydiler, mutlaka onlara bol su verir, rzklandrrdk...
melindeki yette, su vermek lfznn mteadd fiil olarak gelmesi, devamllna
iarettir. Yine yette gelen istikamet kelimesindeki sin harfi, talep iindir ki, bundan
murat, tevhid zere ikameti istemek ve ilh ahitlere riayetle lleri muhafaza etmeye
devam etmekdir.
VAKT
Vakt, tasavvuf stlahnda yerine gre bir ok mnda kullanlr.
Tahkik ehline gre vakt, malm olmayan mevhm bir iin, meydan geli nn tayin eden,
gerekletirmeyi salayc bir hadiseden ibarettir.
Mesel, bir kimse, borcunu demeyi, ilkbahara balam olsa, ilkbaharn girmesi, yani
balangc, onun borcunu deme vadesi olmu oluyor. lkbahar da ite bu demeyi
gerekletirici hadisedir.
Bir insan, herhangi bir eyi elde etmek iin, her hangi eyle urarsa, o ey, onun vakti
olmu olur. Mesel; dnya ile urarsa, vakti dnya; ahiretle urarsa, vakti ahirettir.
Sevinte olann vakti sevin; hznde olann vakti hzndr. Hsl, bir insan zerinde olu
ve hallerden ne galip ve hkim olursa, o ey, o kimsenin vaktidir.
Bazan, vakit ile, insann iinde bulundu zaman murad edip, mazi ve istikbl aras olan
hal kastedilir.
Sof vaktin oludur derler... Bundan, mridin, iinde bulunduu zamann lzum ve
icaplarn iyi muhafaza ettii ve onlara dikkatle; ihtiyaca gre, yapaca ve mesul olaca
i istikametinde hareket ettii mns kastedilir.
Filn mrid vaktin hkmne tbidir derler... Bununla, iradesi olmayarak kendisine gayp
perdesinden ne alr, ne tecelli ederse, ona tbi olur, demek isterler... Bu sz, vg
makamnda sylenmi ve bununla, er hukuka aykr olmayan eyler kastedilmitir.
Yoksa, emirleri ihmal, yasaklar ve ktlkleri irtikp etmek gibi, er hkmleri
inemekle, bunlar takdire yklemek; ve nefsinden meydana kan gnahlara kaytszlkla,
(tolerans)lk zannna kaplmak, -mazallah- dinden kmaktr. Baz zndklarn, kendilerine
tasavvur ssn vermek iin gsterdikleri teslimiyet tavrlar, ite bu kabildendir.
Vakit, keskin kltr sznden murat; kl, kesici ve delip geici olduu gibi; vakit iin
de, Allahn o nda olmasn emir buyurduklar takdir ve kaznn mutlaka yerine gelecei,
onun hakimiyetinden kalamayaca ve artk kul iin sabr ve teslimiyetten baka, hi bir
are bulunmadn ifadeden ibarettir.
stad Ebul Kasm, vakit, insan havanda gibi der, ezer buyurdu. Yine stad, vaktin
insan u manzumede olduu gibi bin trl ez ve cef ile lrp incittiini buyururlard:
(Arapadan: )
Her geen gn, bir paran alr gider,
Kalbime bir hasret brakr, geer gider.
Yani vakit, insan, trl eit eza ve cef ile ezer, incitir. Bsbtn mahvedip yok etmez.
Eer bir defeda yok etse, ondan kurtulmu olarak insan, darlk ve skntdan da kurtulurdu.
MAKAM
Tasavvuf stlahnda, mridin, tarikat menzillerinden kazand mnev mertebesidir. u
kadar ki, bunun kazanlmasnda kiinin gayret ve cehdi, tesirin varl arttr.
Mesel; filan mrid, tevekkl veya hamd makamndadr, filan da fark ve cem
makamndadr. denilir. Hasl, her mridin makam, cehd ve gayretiyle kazand,
tevekkl ve benzeri mnlarn meydana gelmesinde yerlemi olduu mevki nisbetidir.
Slikin, kazand makam iyi muhafaza ederek, onun hkmlerini yerine getirmeden,
tamamlamadan baka makama gemekte acelecilik yapmamas ve bir makam, en ileri
hadde, keml haddine ulatrmadan stnde bulunan makama ykselmek iin sabrszlk
gstermemesi lzm gelir. Zira kanaati olmayan harsin tevekkl shhatli olmaz.
Tevekkl tam olmayan salikin teslimiyetinde shhat bulunmaz. Tpk tvbesi olmayann,
Hakka ynelip bir mride balanmas ve gnlden bal olmayann da amel hassasiyet
gstermesi doruluk ifade etmedii gibi...
Bir makamda menzillerin shhati, ancak o makama Allahn, srf kendi ltfuyla saliki
yerletirdiini, o makam sahibi salikin mahede etmesiyle olur. Ki bylece, salikin
menziller bins, salam bir temele oturmu olsun.
Tasavvuf ehlinin byklerinden Vast Hazretleri, Niabura teriflerinde, Eb Osmann
ballarndan bazlarna:
- eyhiniz size neyle emreder?
Diye sorunca onlar da:
- Taat ve ibadetlerimizde eksikliimizi grmekle!
Diye cevap verdiler. Bunun zerine Vast Hazretleri:
- Ya niin ibadetlerinizi hi grmemeyi emretmez?
Arifte meydana gelen kabz- darlk hali, bu yola yeni giren salikte grlen havf-korku,
bast- genilik hali de yine balangta vaki olan rec-mid menzilesindedir.
Korku, kalbin meyl ve arzu ettii sevilen bir eyin, elden kamas endiesinden veya kalbin
rkp ekindii, istemedii bir iin olaca dncesinden doar.
Rec ise, istenilen bir iin olmasn dilemekten veyahut saknlan, nefret edilen bir eyin
zevalini, ortadan kalkmasn beklemekten doar.
Grld gibi, her iki halin de, yani, havfn da recnn da bal olduu sebepler, istikble
dir ilerdir.
Kabz ve bast ise, salikin, iinde bulunduu anda meydana gelen mnya aittir.
Havf ve rec sahibinin kalp alkas, vadeli ve gelecekteki bir ie dayal iken, kabz ve bast
sahibi, halihazrda yklendii, altna girdii varidat sebebiyle, zamann esiri ve
mahkmudur. Kabz ve bast, salikin hallerinin deiiklii nisbetinde farkl, o nisbette
deiik olur.
Bazen, kalbe gelen kabz, yetersiz olunca, slikte, az ok uyanklk ve uur hali baki kalr.
Bazen de gelen kabzn kuvvet ve uurla alkas kesilmi olur. Bizler, ezelde, ey
kleliinden hr ve azde, kinat alkalarnn izlerinden gnl arnmlarz, demiler...
Kabz gerektiren artlarn en hafif ve en aas, azarlama ve muheze sebebi grlen veya
tekdir cezasn hak ettiini im eden bir mnev verimin, kalpte zuhur etmesiyle, salikin
iini darlk ve skntnn doldurmasdr. Bunun aksi olarak da, bir nevi ltufla rahatlk ve
bahtiyarlk mjdeleyen manev verimlerle de salikin kalbi, genilik ve feraha kavuur. Her
ahsn kabz bastna, bast da kabzna uygun ve denktir.
Bazen kabzn sebebi malm olmaz. Salik, kalbinde darlk ve sknt hisseder ve sebebini
idrakten ciz kalr. Bunun giderilmesinin en emin yolu, o kabz halinin gemesine kadar,
kalbin dizginini Hakka teslim etmek ve Onun rzasna balanmaktr. Bylece, Allah,
kabzeder ve basteder. lhi ferman zere, ok yakn bir srede kalpte genilik ve ferahlk
meydana gelir. ayet slik, kendi iradesiyle zorlua girip, kabz gidermeye urarsa, onu
arttrmak ve iddetlendirmekten baka bir ey yapm olmaz. Bir eyin zevl vdesi
girmeden, onu izaleye almak, ayrca bir edep hatas dourur ve edebe aykrlk korkusu
verir.
Bazen bast hali de, bu ekilde, bir gaflet annda kalbe tesadf etmi olur da slikte, ar bir
gnl ferahl ile glp oynamaya kar tabi bir meyl ve istek meydana getirir. Bu halde
olan salikin yapaca ey, tam bir sknet ve metanetle edebe riayettir. Zira bast sahibi,
dima byk bir tehlike zerindedir ki, bilhassa grnmez tuzaklardan tam dikkat ve
hassasiyetle saknmas, korunmas lzmdr.
HEYBET VE NS
Heybetin lgat mns, vahet duygusu, yani bir kimsenin hametinden korkup ekinme
hissidir. Onun mukabili olan ns de, lfet demektir ki; alkanlk halinden ibarettir.
Heybetin hakk gybet, yani huzurdan uzak kalmaktr ki; her heybete den gaiptir, yani
huzurda deildir. Heybette olanlar, gaipte bulunduklar farkllk nisbetinde, heybette de
farkl farkldrlar. Heybetin dereceleri, gaiplik zamannn uzunluu-ksal, eksikliitamaml nisbetindedir. Heybet makamnda bulunanlardan kiminin gaiplikte kalma sresi
uzun ve tam, kiminin ksa ve eksiktir.
nsn hakk, Hak ile uyank olmaktr. Her ns sahibi, uurlu ve uyank; fakt nsten
aldklar payn farkll nisbetinde birbirinden ayrdrlar. Yani, uur ve uyanklklar,
nslerinin dereceleri nisbetinde olup, bazlarnda eksik, bazlarnda fazladr. Uyanklk
halinden murad, mnev sarholuk halinin kalkmasyla aylmak, kendine gelmektir. ns
noktasnn en aa derecesini tasvirde yle denilmitir:
Cneyd :
- Salikin hali, yle bir dereceye ular ki; klla yarlsa ondan haberi olmaz. demitir.
Bu esrarl keyfiyet, bende tereddde sebep oldu. Fakat daha sonra, bu iin hakikati bana da
apak grnd.
ns ve heybet, salikin byk ve stn hallerinden ise de, hakikat ehli, bunlar, salikin
hallerinin yine de deimesini ifade ettiinden, kemlde eksik saymlardr. Zira, sabit bir
meknda karar kalm olanlarn hl ve almetleri; topyekn deiiklik ve fark renklerinden
temizlenmi ve arnmtr. Onlar, Mutlak Varlkta boulduklar ve yok olduklar iin, artk
kendilerine dost olmu, batanbaa saffet ve zarafetle kapl nefslerinde, ne heybet ve ns,
ne de uur ve his mevcuttur.
Vucd, lgatte, be hasseden birisiyle veyahut ehvet ve gazap kuvetiyle vayahut da akl
vastasyla bulmak demektir.
Allaha nisbet edilen vucd, mcerret ilim mnsnadr. Tasarruf ve iktidara da vucd
denir. Eer su bulamazlarsa... lh ifadesindeki vucd kknden gelen bulamazlarsa
lfz, suya muktedir olamazlarsa eklinde tefsir edilmitir.
Tecavud ise; vecdde, yani sevgi ve muhabbette kemle ermemi kimsenin, bir nevi
iradesiyle vecdi arzulamas, ona talip olmasdr.
Vecd sahibine vcid denilir, mtevcid-tevacdde olan denilmez. Zira, tevacud, vecd
sahiplii deil, vecd gsterii mnsnda kullanlr.
Bir gn, arklarn sylendii bir mecliste, bn-i Mesruk ve benzeri kiiler ellerinde
olmakszn otular, harekete geldiler. Ayn mecliste Cneydin, tam bir ciddiyet ve
sknet iinde halini olsuu gibi muhafaza ettiini grenler, ona:
- Efendimiz! Sizde zikrin gzel henklerinden hibir infial ve teessr grnmyor?
dediler.
Cneyd, onlara:
- Sen, dalar yerinde sabit grnsn , oysa onlar bulutun yrd gibi yryorlar.
yetiyle cevap verdi.
eyh-i Ekber, Fthatn 182. babnda; zikirden doan sema yani, gzel henklerin
tesiriyle meydana gelen hareketlerin, tabi, ruhn ve ilh hareketler olarak ksma
ayrldn ifade eder.
Kalp feyizleri, zikir ve virdlerin meyvesi olduundan, kalbinde vird ve zikri olmayan
salikin kalbi rtl ve srr kr kalr.
Salikin grnen, zahir amel ve gayreti, ibadetlerden tad alma ve zevk duymay temin ettii
gibi; grnmeyen, batn amelleri de salik iin bir vecd kaynadr. Kalb zevk ve tatllk,
ibadetin semerelerinden; vecd hali de batn amellerin neticelerindendir.
Hsl vecd; Allah cemlinin eriilmez nimeti ile coan, ilh srlarn kef yolunu aan
katksz ak arabndan sevin ve neeye boulmu ruhla, kalbin hayret ve heybet iinde
snesinin paralanm olmasdr. Mevzu ile alkal kaynaklarda vecd, zikir tatllnn
domas ve kalbe dolmasyla, ruhun, ak iddet ve hcumuna tahammlden ciz kalmas,
eklinde aklanmtr:
(Arapa beyt:)
Vucd, vecdin stnde olarak, onu getikten sonra hsl olur. Ve slik, Hakkn
Vcdunda topyekn beer sfatlardan tamamen syrldktan sonra ona ular. Zira hakikat
sultan ortaya knca, beeriyetin kalmas tasavvur edilemez.
Netice; tevcd, balang hali; vcd da iin son mertebesidir ki, vecd, bu ikisi arasnda
orta bir haldir.
Tevcd; slikin istiabn, yani alabildiince almasn; vecd istirakn, yani kendini veri
ve kendinden geiini; vcd da slikin istihlkini, yani Hakkn Vucdunda bitip
tkeniini belirtir.
Bu bahiste slikin halini; bir ahsn ilkin denizi grmesi, sonra gemiye binmesi, en son
olarak da denizde batp boulmas... eklinde misllendirebiliriz.
CEM VE FARK
Tat ve isyanlarda Allahn fiillerini mhede eden slik, tefrika, yani fark vasfn
tamaktadr. Taat ve isyanlarda kendi fiillerini gren slik ise, cem ile vasflanmtr.
Halkn isbat, tefrika babndan; Hakkn isbat da cem nimetindendir ve cem de, fark da
slike mutlak lzmdr. Tefrikas olmayan, yani fark ve ayrlk noktasn kaybeden slikin
kulluu; cemi olmayan slikin de marifeti muteber deildir. Fatiha sresindeki yalnz
sana kulluk ederiz yeti, fark makamna; ayn yetteki yalnz senden yardm dileriz
ifadesi de cem makamna iarettir.
Allaha kendi cehd ve gayretimle ibadet ediyorum diyen slik ile, bunu srf Allahn
esiz fazlndan bilen, buna itimat ve itikat eden; bundan dolay da tam bir acz ve kran
ifadesi iinde bulunan rif arasndaki fark, bsbtn beyan ve izah ihtiyacndan uzaktr.
CEMN CEM
Cemin cemi, cem makamnn stndedir. Topyekn nefs ve halk, Allahla kaim gren
slik, cem makamndadr. Halbuki mahededen gzleri kamap aknla ve nefsin
mahedesinden de dehete dm halde, hakikat sultannn her yan kaplamasyla ondan
baka hibir eyin varln hissetmeyen zat da cemin cemi makamndadr. Cemin cemi;
bsbtn tkenmek, yok olmaktr ki, hakikat hcumlarnn iddetinden, Allahtan baka
hereyden kesilmek ve Allahta fni olmak derecesinde Onu hissetmektir.
Bu mertebeden sonra bir makam, bir halet daha vardr ki; tasavvuf ehli, ona ikinci fark
tabir eder. Bu da fenaya ermi slikin, farzlar yerine getirirken istifar halinden uyanklk
ve uur haline gelmesidir ki, bylece er mkellefiyetlere ehil ve muhatap olarak, o
mkellefiyetleri yerine getirebilsin. Bu yzden, onun uyanklk ve uur haline geri
dnmesi, nefsin hazz iin deil, Allah iindir ve Ona dnmesi mnsndadr.
Bu halde, slik; nefsini, ilh marifet dairesinde grp dnr de kendini esiz ilh
kudretiyle yoktan var eden ve meydana karanann; fiil ve hallerini de mutlak ilim ve
iradesiyle tasarruf ve takdir edici olann, ancak Allah olduunu, aynyla mhede eder; ve
bir de Mutlak Bir olan Zat, masivadan, yani Ondan gayr olan hereyden alkaszlk
iinde, tam bir tenzih ve tecritle mlhaza eder.
FEN VE BEK
Tasavvuf ehli; fena tabiriyle, slikin kt vasflarnn suktuna, dmesine; beka tabiriyle
de iyi-gzel vasflarnn kyamna, canlanmasna iaret ederler.
Fiillerde, o filleri ileyen iradeye mliktir. Ahlk ise, tabi ve yaratltandr. Ahlkna
aykr bir deti itiyad edinen ve bunda devam edip gidenlerde, gittike malup olan eski
hal, galip olan halle deiir.
Dnya lsyle kt bilinen fiilleri brakanlara ehvetinden fni oldu, denir. eriat
yasaklarndan kanp onlardan yz evirenlere de rabetinden fni oldu, derler.
Gnahlara rabetinden fni olan, tvbesinden sadakatiyle baik kalr.
Kt vasflarn koparp atmaya alan slik iin, gizli dmanlk, kskanlk, cimrilik,
kzgnlk, bbrlenme, kendini beenme gibi felketlerden nefsini kurtarmaya muvaffak
olarak, kt ahlktan fni oldu denilir. Kt ahlktan fni olan da iyi, gzel, doru
vasflarla baki kalr.
Yine slik, hakikat sfatlaryla kuatlm olarak, Allahtan gayr herey demek olan
ayar-yabanclar leminden herhangi bir ayn, bir gayr, bir eser, bir resm, bir glge
mahede etse halktan fni ve Hakla baki olur.
Fen ve beknn pek ok ksm ve eitleri olup; kalbin fens, kalp ve ruh latifelerinin fen
ve bekas; srrn fen ve bekas, gizlisi ve gizlinin de gizlisi olann fen ve beklar vardr.
Bunlarn her birinin baka baka almetleri, eserleri ve tecellleri mevcuttur ki, btn
bunlar; zaman, mekn, yollar, ahslar, haller ve zikirlerin deimesiyle de deiik olurlar.
Nefsin fen ve bekasnn ardndan, insann vahdan keyfiyetine rz olan fennn etem- en
tamam, en ileri ve beknn da ekmel- en mkemmel derecelerine ulaan, o makamla
merref olan kmil insan, mkemmel ve ayrca da kullar irada ehliyet kazanm olur.
Dikenli bir aacn dikenlerini deta eliyle soymak kadar ileli olan bu makamn peisra,
ileri keml derecesine varm olan kmil zt, gavsiyet, kutbiyet, ferdiyet, kayymiyet,
hilfet ve imamet ereflerine ular; nbvvet ve velyet yolunun glgesinde, o yolun usl
ve inceliklerinden alnan payla, en yksek keml derecelerine nufz etmek, kendisine
myesser olur.
Fen ve bek sfatlarnn birbirine kar hallerdeki cereyan bu eklidedir ki, mesel
cehaletten fni olan, ilimle bak olur; btn grdklerinden fenya varan, Hakka
yneliiyle ve Onunla bak olur.
Nefs rabetlerden fni olan, zhd ve takva ile kendi emel ve arzularndan fni olan da ilh
murad ve dileklerle bki olur. Bylece, fendan sonra, artk feny grp dnmekten de
fani olmak mertebesine ykselmek mmkn ve myesser olur.
Fennn ikinci derecesi, slikin, Hakk mahedesiyle, Onun sfatlarndan fni olmasdr.
GIYBET VE HUZR
Gybet, tasavvuf stlahnda, kalbin, kendisine gelen mnlarla megul ve onlarla dalm
olarak, halkn srp giden hallerinden gfil ve alkasz olmasdr. Yani, o hallerde megul
olmaktan holanmamasdr.
Bazan da gybet, sevabn hatrlanmas ve cezann dnlmesi gibi, bir mnnn kalbe
tesiri sebebiyle, slikin, nefsini ve bakasn hissetmekten gfil olmas, yani
hissetmemesidir.
Huzr tabirinden, tasavvuf ehlinin kullannda Hak ile hazr olmak mns kastedilir. Orta
halli bir slikin Hak ile huzru, halktan gaybbetle, yani halktan ayrlmak ve birlikte
bulunmamakla olur.
Hak ile huzr, slikin kalbine Hak zikri galip ve batan baa onu kaplam olarak, slikin
Rabbin huzuruna km gibi olmasndan ibarettir.
Gybet hainde, mddetin, uzayp uzamamas bakmndan fark vardr ki, bazlarnn gybet
halleri uzun mddet sabit, bazlarnnki de yok olup gider.
SAHV VE SEKR
Tasavvuf ehli, slikin, gybet halinden sonra his ve uur haline geri dnmesine, sahv
derler. Sahvn mukabili sekrdir ki, kalbine doan feyzin iddeti yznden, slikin, eya
ve hadiseleri hissetmekten tecritle, gybetine, tasavvuf dilinde sekr denir.
Sekr ile gybet arasnda, fazlalk ve noksanlk bakmndan fark ve deiiklik vardr. Slik,
kendisini sekre gtrc hallerin, kalbini batanbaa kaplamamas halinde, tam sekre
ulaamaz; gybetle his ve uur dairesinde, binbir renk iinde tereddtte kalr. Bu halde olan
slik, gybet mertebesinden eksik olarak, kendinde hisse yol bulan, sekr gsterii iindeki
sliktir.
Bazen sekre gtrc haller; gl ve slikin kalbini batanbaa kaplayc olur ki, bu tam
sekr halidir ve gerek o ki, gybet mertebesinin de ilerisindedir. Netice olarak, sekr
sahibinin, kalbine gelen sekre gtrc halleri, gl ve kaplayc olursa, bu takdirde onun
gybeti, gybet makamndaki slikin halinden daha iddetli ve daha gl olur. Eer sekr
sahibinin kalbine gelen sekre gtrc halleri zayf ve kaplayc olmazsa, o takdirde de
gybet makamndaki slikin hali, bylesi sekr sahibinin halinden daha ileri ve gybet
ynnden daha tamdr.
Sekrin geli kayna, bazab rabet ve "rec-mit" bazan da "havf-korku" ve heybet sebebi
olan bir hususdur ki, kalp zerinde galip ve onu kaplayc olur.
Sekr, ancak, vecd ve aka ermi kiilere mahsus bir haldir ki, ne zaman kul, ceml vasfyla
kefe ulatrlrsa, o zaman meydana gelir ve sekri Hak ile olan slikin, sahv da Hak ile
olur.
Sekri, hazlarla karan slikin, sahv da hazla birlikte, ona karm olur.
Halinde doru ve istikamet zere olan slik, sekr annda sevinli ve halini gizleyici olur.
Sekr ile sahv, bir ynden, "fark" haline benzer ki; her ne vakit hakikat sultan meydana
ksa, slikin sfat, tkenmi ve yok olmu olur. Ne zaman Rabbi daa tecell edince, da
un ufak oldu ve Mus dehet iinde dp bayld lh ifadesiyle iaret buyurulduu
zere, ilh tecell srasnda Tur Da, btn salabet ve kuvvetine ramen paralanp
dalm ve Hazret-i Mus da rislet- peygamberlik mertebesinin ycelik ve stnlne
ramen, duyduu korkunun iddetinden dp baylmtr.
Slik, sekr halinde, hal ile mahede, sahv halinde de ilim ve uurla mahede eder. Yine
o, sekr halinde, kendi gayret ve zorlamas olmakszn mahfuz; sahv halinde ise, kendi
tasarruflaryla korunmutur.
ZEVK, RB VE RYY
Bu tabirler, tasavvuf dilinde geen stlahlarndandr ki, tasavvuf ehli, nimetlerinin manev
saadetlerine nil olduklar tecelllerin semereleri ve keiflerin neticelerini; yine apak ve
apansz meydana kan kalb verimleri bu tabirlerle ifade ederler.
Evvel zevk, yani tatmak... Sonra rb, yani imek... Daha sonra da riyy, yani kanp
susuzluu gidermek... Sliklerin yapp ilediklerinin safs, onlar iin zevk; manev
terakk derecelerini menzil menzil gemeleri, Rabban mnlar rb; nihayet, gayelerine
varmalaryla hararet ve susuzluklarn dindirmeleri de riyy ve daimi saf sebebidir.
Zevk sahibi, sekr gsterii iinde, rb sahibi sekr halinde, riyy sahibi de uyank ve uur
halindedir.
Slikin ak ve evki kuvvetli olunca; rb, daim ve kesintisiz olur. Bu bakmdan, bylesi
rb sahibi, daima Hak ile her bir hazzndan fni olarak, kalbine gelen hal mnlarndan
mteessir ve mevcut halinde de bir deime olmaz. Srr, berraklk ve parlaklk kazanan
slikin, merebi bulanmaz ve bozulmaz.
rb, yani mnev ikisi kendine gda olan slik, ondan ayrlmaya sabr ve tahamml
gsteremez, asla onsuz olamaz.
(Arapa beytler :)
Ak ve muhabbet arabn
Kadeh kadeh itim...
Ne hakikat meyhanesinin
arab tkendi;
Ne de ben susam gnln
Yanklndan kurtulabildim...
Tecell, gayblerin nurlarndan kalbe alan, kalbe kefettirilen... eklinde tarif edilmitir.
Setr de, bunun mukabili olarak, gayb nurlarnn alp meydana kmamas, rtl
kalmasdr.
Tarifte, gayb kelimesinin cemi- oul olarak gelmesinden anlalyor ki, kalbe gelen
tecelller sayszdr. Zira lh isimlerin herbirinde, deiik vecihleri bakmndan eitli
tecelller vardr.
Perdesinde, tecelller zuhr eden gayblar yedidir. Bunlara, mmehat- seba- yedi ana
derler.
Allah, slike Zt keyfiyetiyle tecell etmez. Onun ilh tecellsi, isim ve sfat
perdelerinden birinin versndan, tesinden gelir.
Balang noktasnn, zt ve sfatlardan birine bal olduunu dnmek bakmndan,
tecell iki ksma ayrlmtr. Birincisi, Zt tecelldir ki; bu da sfatlardan bir sfat kabul
edilmeyerek, mcerred Ztn, tecellnin balangc olarak alnmasndan ibarettir. kincisi,
sfatlarn tecellsidir ki, Ztdan ayr olarak, muayyen bir sfatn, tecell balangc
saylmasdr. Aralarndaki fark, itibardir.
Avam derecesindeki slikler, perde altnda karanlkta; ileri derecedeki sekinler de
kesintisiz tecellnin parltlar iindedir. - Allah, bir eye tecell ettii zaman, ona boyun
edirir hikmeti buna iarettir. Yani tecell, skn ve itminan vermekle hu ve tevaz
sebebi olur.
rtl kalan slik, uhut vasfyla kaim, tecell sahibi de daima hu vasfyla birliktedir.
Avam derecesindeki slike, rtl kalmak, ceza; yksek dereceli sekinlere de rahmettir.
Allah, sekin kullarna kef buyurduu, at eyi tekrar rtmezse; onlar, Hakikat
Sultannn nnde bsbtn tela ve dankla derler. Lkin Rahm-ok acyc ve
Raf- ok esirgeyici olan Hak, onlara nasl apak tecell eder, nimetlerini izhar ederse,
ylece de onlar rter ve gizler. ( mubd-hereyi balangta yaratc ve Muid-sonunda
kendine dndrc olan Allah tesbih ederim!..)
Bu erefli taifenin avamnn, saadetleri, tecellde; bellar tecellnin kesilmesiyle rtl
kalmakta iken; yksek derecedeki sekinleri de sakin bir saadetle okun bir sevin ve
nee, setr annda da huzur ve suknet iindedirler. O sandaki nedir, ey Mus!
melindeki, Mus Peygambere hitap eden yette, bu hale bir remz ve iaret vardr.
MUHZARA, MKEFE, MHEDE
Muhzara, mkefenin balangcdr ki, bundan murad, kalp huzurudur. Huzur, gybetin
mukabilidir. Bir kimsenin huzur hali, yaknlk, ve yaknlkta fenya ermektir. Kalbin
huzuru, bazan istidll yolundan tevatr ve brhanla hsl olur. Bu huzurla kalbi huzura eren
slik, her ne kadar zikir sultannn kalbini kaplamasna hazr ve amde ise de henz setrrt halinden kurtulabilmi deildir.
Mkefe, muhzaradan sonra meydana gelir. Slik, bu makamda, delil bulma
dncesinden ve sebep arama ihtiyacndan kurtulmutur ki; artk gayb nimetlerine
kavumu, zan ve phe hcumlarna da msait olmaktan kmtr.
ise de, sonunda zeval karanln bastrmasyla, bakmaya doymayan yal gz yine
hasretlere der. Yine levmi- parltlar bir an devam eden parldamalar mddetinde
sliki, yolundan alkor ve kendisiyle birlik klar. Gece, karanlk ordular hcum etmedike,
gndzn aydnl zuhur etmez. Bundandr ki, levmi ehli; kh rahat, kh sknt, kh
bast- genilik, kh kabz-darlk arasnda gizlenmi ve tereddde dm olur.
Tavli- doular evvelkilere nisbetle, uzun sre kalmas ve kesintisiz gelmesi
bakmndan, daha kuvvetlidir. Onun uzun sre kalmas ve devam etmesi, kalbe parltlar
sap onu aydnlatmaktan ziyade; slike g vermek, zulmeti gidermek ve nefsi, kabahati
altnda ezmekte faydal ve yardmc olur. Tevliin douu pek seri , bat hali ise, ufuk
boyu uzayp giden lt kuyruklar halinde, pek uzundur. Bazan ikr olan doular,
ounlukla gizli ve rtldr.
eyh-i Ekber, Fthtnda levih- zuhurlardan kastedilen eyi, yle ifade eder:
- Bir halden, bir hale ykselite meydana gelen srlara iaret edici eydir ki; bize gre,
madd bir uzuv olmaktan yara alm olmayan gz iin Zt nurlardan ve ilh vechin
klarndan parlayp yansyandr.
(Arapa beyt :)
BEVDH VE HCM
Bevdih lafz, lgatta, bir kimsenin nam ve nian yok olacak ekilde helka gitmesi
mnsndadr. Tasavvuf stlahnda ise, ilh bir nzl olarak, gayb leminden; kalbe
birdenbire bastran, anszn zuhr eden ilh vergiye denir.
Hkm ise, ya kalbin ferahdr, sahibini gldrr; yahut hzn ve kederidir, sahibini
alatr.
- Bir zaman gldm, bir zaman aladm. (bevdih halinden, azmet haline getiine iaret
olarak :) Ve imdi, ne glyor ne alyorum.
Hcm, lgatta, gelmek mnsnadr. Tasavvuf stlahnda ise, hi bir gayret ve zora
girmeksizin kalpte zuhur eden varid- ilh vergidir. yle bir vergi, yle bir mn ki,
vaktini karmakszn sahibinde bir teessr uyandrmaz. Bu hal sahibi, Allah tarafndan
memur edilmi olarak, pimanl annda, kard vaktin zaptna ve slahna sebep
aryor...
Kalbe zuhur eden bu ilh vergiler, ite o sebepten ibarettir. Bu mevzu Fthatta tafsilatl
olarak anlatlmtr.
Telvin ve temkin
Televvn, stlahta, halden hale gei; temekkn de bulunulan yere yerlemek ve orada
kalmaktr.
Telvin, hal sahiplerinin sfat; temkin ise, hakikat ve keml erbabnn sfatdr.
Slik, marifet yolunda seyrettii mddete, telvin sahibi olarak, halden hale, vasftan vasfa
geer ve menzillerden menzillere ger. Yolun gaye noktasna varnca da temekkn ve
karar kazanm olarak, temkin derecesine erer.
Telvin sahipleri, devaml terakk ve ilerlemede; temkin ehli de gayeye vardktan sonra
ittisl-ulama makamndadr. Ulama almeti ise, slikin bsbtn varlndan
vazgemesidir.
Fthtta, telvinin, eksik bir makam olduu tasavvuf ehli bir cemaattan naklen
zikredilmitir. Telvin sahibinin, kmil olduunu ve kemlde bulduunu syleyenler de
vardr.
Bu makam daha almak ve genie anlatlmak isterse de, rislemizin hacmi, bu tafsilta
msait deildir.
Kurb, bud:
Kurb derecelerinin ilki, taat ve ibadetlere yaknlamaktan ibarettir. Bud ise, mukaddes
eriat llerine kar alkaszlk ve aykrlk iinde, taat ve ibadetten uzaklamak; yani
hidayet ve hakikate ermekten uzak dmektir. Hidayet azndan hissesi olmayann, gerek
mnda zevk edebilmesi mmkn deildir.
Mukarrabin, yani ilh yaknla ermi olanlarn, kurb- yaknlka en byk vesileleri,
ilh farzlar, vecibeleri yerine getirmektir. Nafile ibadetler de sevgi makam iin bir
klavuzdur. lh sevgiye mazhar olan yksek zatlar, Hak ile grmek ve Hak ile iitmek
derecesi olan en son dereceye varmlardr.
Slikin, Allaha yaknl, evvel iman ve tasdik, sonra ihsanla gerekleir. hsan:
- hsan, sanki Onu gryormusun gibi Allaha kulluk yapmandr. Her ne kadar sen Onu
grmyorsan da, phesiz, O seni gryor.
Hadisiyle izah edilmitir. Yani ihsan, Allah grr gibi ibadetten ibarettir. Slik,
grmekten nasipli olmazsa da Allah onu grr ve slik, Onun kuatc ilminin mul
dairesinden dar kamaz.
Allahn kula yaknl, onun iin tahsis buyurduu eref, irfan, dnyev nimetler, uhrev
mahedeler ve manev ltuflardr. Hakkn, ilim ve kudretle yaklamas, btn kullarna;
ltuf ve nusretle yaklamas mmin kullarna hs olup, yine Hakkn az nce zikrettiimiz
ilh yaknlk hususlaryla yaklamas da izzet ve erefe mazhar olmu sekin dostlarna,
evliyasna mahsustur.
lh yaknlkla tahkke varm olanlarn, yaknlkta en ileri derecede olan, Allaha devaml
murakabede olan sliktir ki, Mevl, siz nerede iseniz, O sizinle beraberdir melindeki
yetiyle iaret buyurduu zere, ylesi dostlarn daima gzleyicidir.
Ne bir mahlk Onun Ztna bitiik, ne de bir yaratk Ondan ayrdr. Onun Zt kurbu ile
ulhiyet anna lyk olarak yakn olmas, mehul bir keyfiyettir. Bu keyfiyetin izah, zahir
ve batn ilimlerde mkemmel bir derinlie varm olan byk ilim-irfan sahibi zatlarn
ilmine, ilh bir ltuf olarak verilmitir.
kinci eit yaknlk, sfatlarla yaknlktr ki, bundan murat, ilm yaknlktr ve bu da lh
sfatlarda vacip ve sabittir. nc yaknlk, fildir ki, bundan murad, Allahn kullarndan
dilediine ltf ile fazldr. te ancak bu mnda yaknlk ile Allah vasfetmek, caiz ve
muteberdir.
ERAT VE HAKKAT
eriat, halkn mkellefiyetini; hakikat da halkn tasarrufunu belirtir. eriat Ona ibadet;
hakikat Onu mahededir. eriat emr ile kaim; hakikat kaza ve kaderi gsterici, hereyden
gizli ve hereyden aktr.
Yalnz sana ibadet ederiz melindeki yet, eriat llerinin korunmasna; yetin
devam olan ve yalnz senden yardm isteriz melindeki lh ifade de hakikatn ikrarna
iarettir. eriat, emr ile yaplmas gerekli klnd ynnden hakikat; hakikat da, Allahn
marifetini bilmekle memur klnmak bakmndan eriattr.
HAVTIR
Kalplere ve i dnyalara gelen hitaptan ibarettir. Havtr, melekler vastasyla gelir. Bazan
eytan onu kalplere atar; bazan da nefsin kendi bana szlerinden ibaret kalr.
Havtr, dorudan Allah katndan da gelebilir. Melekten olana ilham, nefsten olana
hevacis- nefsan hitaplar, eytandan olana vesvese, Allah tarfndan olana da Hak
hatr-Hakkn Hitab denilir. Bunlarn hepsi, nefsin kelm kabilindendir. Yani btn bu
hitaplar, nefs tarafndan duyulur.
Melek tarafndan olan hatr- hitabn doruluna almet, eriata uygun olmasdr.
eriatn zahirinden ahidi olmayan hatr, btldr. denilmitir. eytan tarafndan gelen
hatrlarn, yani hitaplarn ou, gnahlara, isyana davettir. Bazan eytan hatr, zahiniden,
bir taat ve ibadet gibi grnrse de, yine o, gizli bir gnaha, grnmez tuzaklardan gizli bir
isyana davettir.
Tahkik derecesine varm tasavvuf bykleri; giydii ve itii haram olan slikin, melekten
olan ilham ile eytandan olan vesvese arasndaki fark tehise kadir olamayaca grnde
birlemilerdir.
lham melei ile kalbe gelen hatraya, slik bazan uyabilir, bazan da uymayabilir. Allah
tarafndan ilham olunmu hitaba ise, slikin muhalefeti tasavvur olunamaz!
lm-i yakn, akl delillerle sabit olup, akl sahiplerine aittir. Hakk- yakn, kef ve
mahedeye dayal olup, beer sfatlarn silinmesi, yok olmasndan sonra; slikin ilmi,
mahedesi ve haliyle, Allahla birlikte olmasndan meydana gelen ilimdir.
Birinci yakn, zahir ehlinin ilmi; ikinci yakn, mmetin sekinlerinin ilmi; nc yakn de
sekinlerinin sekini olan Allah dostlarnn ilmidir. Bu ilim tarz, irfan yolunu ihtiva
eden seyr-i slk kitaplarnda tafsilatyla gsterilmitir.
VRD
Hatralar, yalnzca mnevi bir hitab iine alrken; vridat, yalnzca mnev hitab kuatc
deildir. Btn mnev hitaplarla birlikte, kalbe gelen mnlara da vridat denir. Hzn
vridi, kabz- sknt vridi, bast- ferahlk vridi gibi...
HD
hid, tasavvuf ehlinin kelmnda grlen bir tasavvuf stlahdr. Filan ilim ahidi, filan
vecd ahidi, filan hal ahididir derler. Bununla, slikin kalbinde hazr ve mevcut olarak;
kalbin onun mlhazasyla megul olduunu kastederler. Yani, kalbi kaplayan ilim ise, ilim
ahidi; vecd ise, vecd ahidi denir. Bir kimse, herhangi bir ahsa derin bir alka duysa, ite
bu alka duyulan sevgili kii, o kimsenin hididir.
TVBE
Tvbe, lgatte rc, geri dnmek mnsnadr. eri stlahta ise, yerilmi ve yasaklanm
olan eyleri ilemek, irtikp etmekten rc edip piman olmak ve hayatta kaldka bir daha
yapmamaya azmetmekten ibarettir.
Tvbe, tasavvuf yolundaki menzillerin balangc, hatt giri kapsdr. Tvbe, bu yolun
isteklisi olanlarn varacaklar ilk makamdr.
Ey mminler, hepiniz Allaha tvbe ile rc ediniz; umulur ki, kurtulua erersiniz!
melindeki yet, ile btn mmin kullara, tvbenin kurtulua gtrecei mjdelenmi ve
bir
yette, melen: phesiz Allah tvbe edenleri ve gnahlardan temizlenenleri sever
buyurulmutur.
Tvbe eden gen, yani henz olgunluk derecesine varmam olduu halde, gnahlarndan
tvbe edip dnen mminden, daha sevgili kimse olmadna, pek ok Hadiste ak
iaretler vardr. Tvbe sahibi, tvbesini bozar ve tekrar iradesi, nefsini yeniden tvbe
etmeye tevik eder, zorlarsa; bu durumda olanlarn, defalarca ahtini bozanlarn tvbesinden
dolay, mit kesmeleri doru olmaz. Hatt bunlardan hidayete mahzar olanlarn okluu,
en shhatli haberlerle malm ve sabittir. Ceza korkusu ile gnahtan dnen slik, yolun
banda olan slik, sevap dncesi ile gnahtan dnen, yolun ortasnda olan slik; sevap
rabeti ve ceza korkusundan kalbi uzak olarak, srf ilh emre riayet gayesiyle tvbe edip
dnen slik de yolun sonuna varm olan sliktir.
MCHEDE
Tasavvuf ehlinin, alkanlklar terk etmesine de mchede denir ki, bu neftsen emniyetin,
kolaylkla salanabilmesine yardm eden sebeblerdendir.
Bizim yolumuzda mchede edenleri, elbette onlar bizim yollarmza hidyet edeceiz.
phesiz Allah, iyilerle beraberdir melindeki yet, mukaddes eriata uygun hareket
edenlerin lh Zata vardrc yolda yryp, gerek gaye olan Rabban yaknlk
derecelerine ve sekin dostlar meclisine ulatrlacaklarn mjdelemitir.
Dn eriatla megul eden, ona balayan kimselerin Allah, sr, yani i lemlerini,
mhedesi ile ssleyip donatr. D hareketler, i bereketlerin sebebi ve dourucusudur.
Avamn hedefi, amelleri if etmek; sekinlerin maksad da amelleri ifa ile birlikte, halleri
de tasfiye etmek, safaya erdirmektir. Hallerin safs ise, er amellerin mnev
verimlerinden, kazanlarndandr. Avamn kanmas lzm gelen, nefs fetlerinden en
HALVET VE UZLET
Bunlarn mnalar birbirine yakndr. Halvet, tenha bir yerde btn yabanc dnce ve
kayglardan kurtulmu olarak msterih olmak; uzlet de, halktan ayrlmak ve btn lfet ve
alkanlklardan feragat semektir.
yle ki; yolun banda olan slike, balang halinde uzlet ve iin sonunda da Hak ile
nsiyette olabilmek iin halvet, istikamet yolunun gereklerindendir.
Slik iin en mhim olan hasletlerden birisi ve belki birincisi, kendisinde, halkn zerinde
herhangi bir ynden bir meziyet stnl grmeyip, gsterisiz ve yapmacksz olarak,
vicdan bir zevk halinde nefsini kk grmesidir ki, bylesi slik, uzletini de insanlar
kendi er ve zararndan selmette klmak niyetine bal olarak yapar. Yoksa bunun tersine
olarak, bir slik, uzletinde, halkn er ve zararlarndan kendi nefsinin selmeti itikadnda ve
dncesi iindeyse; bu itikat, yerilmi kt hasletlerin en zararllarndan olup, kibir ve
gururun kanlmaz sebebidir.
O da :
-Hayr deilim!Ben ancak bir kpek bekisiyim.Zira nefsim kuduz bir kpektir; ite onun
halka saldrmasndan korktuum iin halktan uzaklatm ki, bylece er ve
aldatmacasndan emin olaym! Hikmetlice cevabn vermi.
Halvet ve uzletin faziletleri hakknda nakle ve akla uygun pek ok eserler, hatralar varsa
da, bunlardan murat, avamn anlay gibi, slikin d varlnn halvet ve uzlette olmas
deildir. Halvet ve uzletin faziletlerinden murat, slikin, dnn halkla, iinin Hakla
olmasdr.
Uzletin hakikati, yerilmi kt hasletlere kar itidalde olmaktr; yoksa ev, yurt, cemiyetten
uzaklamak deildir. Onun iin arifin tarifinde, arif hem birlikte bulunan, hem ayr
olan denilmitir.Yani dyla halkla beraber, iiyle onlardan ayr demektir.
- Onlarn giydikleri elbiseyi giy ve yedikleri yemekten ye de; srrnla, yani kalbinle
onlardan ayrl ve Allahla ol..
TAKV
Lgatta, korunmak; yani zarar ve ziyandan saknmaktr. Tahkik ehline gre, Allaha taat ve
ibadetle azabndan ekinmek; yani cezay hakketmeye sebep olan ahlktan korunmaktr.
Haram aibesi, haram kokusu olan eyden saknmak, ksa mns ile tefsir edilmitir.
phesiz sizin en stnnz, Allah yannda en takv sahibi olannzdr. melindeki yet,
takv sahibi kullar iin bir mjdedir.
Takv ancak srf helldedir. Yoksa, zaten, haram ve pheli eyleri terk etmek din bir
vazifedir ki, bu takvdan saylmaz.
VERA
Haram olmasnda phe bulunan eylerden ve yakksz ilerden saknmaktr ki, pheleri
terk etmek olarak tefsir edilmitir. eriat hukukunda, tevilsiz ve pheden uzak bir ekilde,
hellna dair nakil ve delil getirecek derecede vukuf ve ilim sahibi olarak, phe ve
tevillerle aibeli duruma gelmi eylere tecavz etmemek, el uzatmamaktr.
nsann kendisine mhim ve gerekli, fayda getirici olmayan eyleri terk etmesi,
mslmanln gzelliklerindendir.
ZHD
Zhdn mns, bir eye meyli terketmektir. Tasavvuf stlahnda ise, ilh yasaklardan,
zevken ve vicdanen buz ve nefret edip yz evirmektir.
Zhd, ancak haramda olur. Hell, Allahn emriyle mbah klnm olduu iindir ki, ondan
zhde varmak, yani hellden yz evirmek caiz deildir. Ancak u kadar var ki, zhd
sahibi, helller, mbahlar dairesini darlatrabilir; ve bylesi, farzlardan ve snnetlerden
ibaret kalabilir. Yoksa zhd, ml kazanc ve mbah olan eyleri terketmek demek deildir.
Cneyd :
- Zhd, elin bo olduu eyden, kalbin de bo olmasdr, buyurdu.
SAMT
- Susan kurtuldu
- Susmak hikmettir.
ou zaman skt, gzel vasflardan olurken, bazen da konumak gzel almetlerden olur.
Hakk sylemekten susan, dilsiz eytan; Hakkn dnda skt eden, huzurda olmann
edebi iindedir. Btn hikmet sahibi bykler, skt ve tefekkrle hikmet kazanmlardr.
Bazan, olur ki, bir mecliste ince hikmetlerden, derin hakikatlerden bahsedip konuan zat,
birden elinde olmakszn skt eder, konuamaz. Bu keyfiyet, kendisinden daha bilgili,
daha ileri bir zatn o konuulan meclise girmesi, o toplulukta hazr bulunmasndandr.
Onun geliinden, konuan zatn haberi olmasa da, manevi tesirleri ve hal byklnn
gc makamndan doar ve belli olur. Bazen da yine, elde olmakszn, insann iradesi
dnda bir skt meydana gelir ki; bu, mecliste, o konuulanlar dinlemeye, onun
mahremiyetine ehil olmayan bir kimsenin bulunmu olmasndandr.
Anlalyor ki, konuann dili korunuyor. Bu yolun mridleri, bazen, mecliste, cereyan
eden konumalar dinlemeye ehil olmayan cisimlerin ve ruhlarn bulunmu olmas, skta
sebep olur. buyurmulardr.
Avamn sktu dil ile, ariflerin sktu kalp iledir. klarn sktu ise ak srlarndan
HAVF
Havf korku , ya irkin bir eyin ilenmesinden veya sevginin iddetinden saklanmakla
olur. ancak benden korkun, Rablerinden korkarlar, Rablerine korku ve mitle dua
ederler melindeki yetlerde de iret edildii gibi, korku, ancak Allahdan olur.
Havfn, yani korkunun derecesi vardr. Birincisi, imann art ve gerei olan, eer
inananlarsanz korkarsnz. melindeki yetin iaret buyurduu korkudur.
kincisi, ilmin gerektirdii korku olan hayettir : phesiz, kullarndan lim olanlar,
Allahdan hayet duyar ilh ifadesi buna iarettir.
Korkunun nc derecesi de; marifetin art olan heybettir : Allah, sizi kendisinden
sakndrr melindeki yet, ezel kudret sahibi Ztn sebebi olduu heybet ve azamete
iaret eder.
Korku iki ksmdr. Biri rehbet, dieri hayet tir. Rehbet sahibi olmak, ilh
yasaklamalardan korkup kamak, hayet sahibi olmak da topyekn mahlkat yaatp
besleyen Allaha snmaktr..
Korkan, gzlerinden ya boalan ve gzlerini silen deil, belki azab hak ettiren eyleri terk
edendir.
REC
Rec, emel ve temenn mnsnadr. Tasavvuf stlahnda ise, arzu edilen makbul ve
sevimli bir iin elde edilmesine kalbin balanmasdr. Eer rec, elde edilmesi mmkn
olan eyde olursa, ona tama- iddetli arzu ve tevekku - mit ve evkle bekleme; eer
bunun zdd olursa ona da yes - mitsizlik tabir edilmitir.
eit rec vardr. Birincisi, yaplan iyiliklerden bir eyin kabln rec etmek; ikincisi
gnahlardan tvbenin kabln rec etmektir. ncs de, yalanc recdr ki, er
yasaklar ilemekte srar ve devam ederek, rec ve mafiret talep etmektir
HZN
Hzn, sevincin zdddr. nsann kalbini, gaflet vadilerinde harap ve perian olmaktan
koruyan hzn, slikin vasflarndandr. Hzn olmayan slikin, senelerce katedemeyecei
batn mesafeleri, hzn sahibi slik, ksack bir mddetle, kolaylkla kateder.
Allah, hznl kalbi sever. Kinatn Efendisi, Allah Rasl, hznle i ie ve devaml
tefekkrde idi. Kadn erenlerin byklerinden Rbia-i Adeviye; ey hznm! demekle bu
mertebeyi arzu ediyordu. phesiz bu hznden murad, bahsettiimiz hzndr; yoksa
avam insannn hzn deil
C VE TERK- HD
- Akam, yemekte bir lokma eksiltmek, bana gre, geceyi ayakta, ibadetle geirmekten
daha makbuldr. er yasaklarn anahtar, tokluk; emirlerin anahtar da alktr.
oluk ocuk, aile meguliyeti hell ehvetin neticesidir. Buna kyasla haram ehvetin
neticesi de anlalr. Tasavvuf ehlinden n yemei alkanlk edinenlerin, her
defasnda dokuz lokmay gemeyecek ekilde yemeleri, istenilen mutedil ala aykr
deildir. Aln en ok yerilmi ve ktlenmi olan, agzl olmaktr.
HU VE TEVZ
- Hu, kalbin btn gizlileri bilen Mevl huzurunda klmesi, hakir olmasdr. Hu,
ilh heybet ve azametle kalbin dolup tamasnn ilk basamadr.Sratli yrmek bile
hua aykrdr.
HASED
Nimet sahibi bir kimseden, nimetin gitmesini, yok olmasn istemektir. Eer o kimse, sahip
olduu nimete hak kazanm biriyse, bu hased harap olur.
(Arapa beyt: )
Btn dmanlklar kaldrrsn aradan;
Lkin kurtulamazsn hasedi dmanndan
GIYBET
Gybet, kiinin din kardeini, irkin saylan bir eyle, gyabnda, ayplamak maksadyla
anmasdr. Hz. Msaya yle vahyolundu :
- Gybetten tvbe edipte sonra vefat eden kimse, Cennete girecek mminlerin en
sonuncusu; gybetinden tvbesiz genler de cehennem azabna deceklerin ilkidir.
- Mminin senden nasibi haslet olsun. yle ki, eer bir kimsenin, faydalanaca bir
eyle gnln ho etmeye gcn yetmezse, en azndan onun zararna kasdetme. Bu ekilde
onu memnun edemezsen, zntye ve teessre sebep olacak bir eyle onu kederlendirme.
Bir de onun methinde bulunmak istemiyorsan, bari zemmini, yerilmesini rev grme!..
Yani, yznden hay ve namus rtsn kaldrp atan haysz bir insan iin, gybet suu
yoktur.; onun gybeti olmaz! Zira, gybet mefhumunda, hakknda sylenilenleri irkin
kabul etme ve ayplanmak kasd vardr. Oysa bu hayszlar, aleyhlerinde sylenen ve kendi
hallerine denk den szlerden asla mteessir bile olmayp, iftihar ederler.
KANAAT
- Akll olan kimse, gzel rzkla kanaat eder. Gzel rzk da odur ki, ne dnya ne de
hirette kazanlmas ne yerilmi ve ktlenmi olsun
Kanaatkr insan o kimsedir ki, halka yardm ok; sknts, yani insanlara i yklemesi
azdr. Be haslet vardr ki, u be yerdedir: zzet ve eref: Allaha itaat ve boyun emekte.
Kklk ve dklk: syan ve itaatsizlikte. Heybet ve celal: Gece ibadette. lim ve
hikmet: Bo karnda. Zenginlik ve servet de: Helal kazanla yetinmek ve meru olmayan
kazantan ekinmekte...
TEVEKKL
Tevekkl, meru sebeplere tevessl ile, btn ileri Hakka smarlamak, Ona brakmaktr.
- alp kazanmay knayan, eriat ve snneti knam; ona itiraz eden de mana itiraz
etmi olur.
KR
YAKN
Yakn; bir ey hakknda, ilm bir delil getirmek suretiyle, o eyden pheyi yok edip
kaldrarak kesin bir bilgi ve itminan hsl etmektir. Btnn, paradan daha byk ve on
adedinin, adedinden daha ok olduuna kanaattan ibarettir.
SABIR
Sabr, tahkik ehlinin beyanna gre, Hakktan bakasna elem ve strap zahmetinden
ikyeti terk etmektir. Allaha ikyette bulunmak, sabra aykr deildir.
MURKABE
Cerir der ki :
- Kendisiyle Allah arasnda, takv ile murkabe etmeyen slik, kef ve mhedeye
ulaamaz!..
RIZA
Holanmak mnsnadr. Biline ki, byk mridler, rzay kendi merepleri erevesinde,
aklamlar, ona gre konumulardr
Hal, makam, srekli zevk gibi tasavvuf stlahlarnda grleri deiik olduu gibi, rzada
da ifade ve tabirleri farkldr. Rzada, slikin almasnn bir dahli olmad gr tercih
edilmitir. Bazlar rzann, balangta, kulun makamlarndan olup, slikin kazancyla
meydana geldiini; nihayette ise, rzann, srf mnev bir feyz olarak kalbe indiini
syleyerek, rza ile ilgili her iki gr de uzlatrma ve birletirme yolunu semilerdir.
Raz olmak, kendisinden raz olunmu olduktan sonra meydana gelir. Yani, Allahn
kulundan raz olmas, kulun, kendisinden raz olmu olmasndan sonradr.
UBDYET
Ubdiyet-kulluk, ibadetten daha tam, daha eksiksiz, daha kuatcdr. Bahsinde, nce
ibadet, sonra ubdiyet tarznda genie anlatlmtr.
STKMET
stikmet, lgatta doruluk mnsnadr. Istlah mns ise, tahkik ehline gre, btn
ahitlerde vefa gstermek; yemek, imek, giyinmek gibi, din ve dnya ilerinde ll, orta
bir hali gzeterek, devaml doru yolda olmaya itin etmektir.
HLS
SIDK
Kuranda melen, sadklarla beraber olunuz! buyurulmutur ki, bunun ifade ettii byk
mn, sadakat sahibi, doru kiilerle birlikte olmay emir ve tavsiyeden ibarettir. Slik,
sznde ve iinde sdk, yani doruluu itiyat ederek, daima doruyu aratrmaktan geri
kalmazsa, hakikat o ki, Allah katna sddk adyla kabul olunur. Slik, eer yalan huy
edinmi olarak, daima yalan aramaktan bo durmazsa, o da Allah katndan, yalanc olarak
kovulmu olur.
HRRYET
En byk hrriyet derecelerine gre mahlkata hizmet etmektir. Allah, Hazret-i Dvuda
vahiyle: Ne zaman bana talip birini grrsen, ona hizmet et! buyurmutur.
ZKR
Zikir, lgatte, hatrlamak mnsnadr. Istlahta ise, devaml Allah anarak, hatrlamaktan
ibarettir. Sz ve i, hareket ve davrannda eriat llerine uyan kimse, zkirzikredendir. Zikrullah- Allah anmaka devam ve hep onunla meguliyet, btn hayrl
ilerden daha stn ve daha kymetlidir. Hi kimse, zikirde devamsz olarak, Allaha
varamamtr.
Zikir ksmdr: Birincisi; kalbin katlmas ile beraber, dilin zikridir. Bunun mevki ve
itibar dktr. Zira gafilin sz, uyuyann sznden farkl deildir. kincisi; dilin
katlmas olmakszn, yalnz kalbin zikri. Bu zikir, yolun banda olan mrid iin en faydal
zikir ve gayeye erdirici en yakn yoldur. ncs de; kalb ve dilin birlikte zikridir ki, bu
zikir, en stndr ve nrun al nr- nur stne nurdur.
FTVVET
Ftvvetin asl, daima, bakasnn ilerini dzeltmeye almak ve faydasna komaktr. Bir
mmin kardeinin meru ihtiyacnda yardmnda bulunduka, Allah da onun yardmnda
bulunur. Ftvvetin kemli; Kinatn Efendisi, ceza gnn efaatcs O Allah Resulne
mahsustur ki; o gnde, herkesin nefsim! nefsim!.. diyerek kendi halleriyle megul ve
tel iinde olduklar o dehet nnda, mmetim! mmetim! niyazn, efat kaplarnn
anahtar yapacak ve kalplerin maher korkusuyla mthi bir strap iinde titredii o
vakitte, asla kendi mbarek nefislerinin alkas iinde olmayarak, mmetinin balar stne
himaye kanatlarn aacak ve btn maher arsasn ftvvet glgesinin muhafazasna
alacaklardr.
FERSET
Rey, zan ve idrkte dikkatle nazar edip isabet etmektir. ounlukla, deliller ve tecrbeler
vastasyla olur. Hakikat ehlinin stlahnda kermetlerden ve sevgiyle idrkin
eserlerindendir. yle ki, Allah, dostlarnn kalplerine onu verir de, onlar iin insanlarn
baz halleri malm olur. Almet sahibi, dzgn, intizaml kiiler, feraset sahipleri olarak
izah edilmitir. Mminin ferasetinden korkunuz. Zira o, Allahn nuru ile nazar eder
melindeki hikmet dolu peygamber kelm, buna iarettir.
eyh Hazretlerinin beyan udur: Feraset, kalbe doan bir hatra, bir dncedir ki, anszn
kalbe hcum ederek, kalpde ztlar ve muhalefetten yana ne varsa, hepsini siler, yok eder ve
kalbi batanbaa kaplam olarak ona hkmeder.
Ferset, iman kuvvetinden doar, kimin iman daha kuvvetli ise, o nisbette feraseti keskin
ve iddetli, yani isabetli ve doru olur.
AHLK-I HASENE
Ahlk- hasene, byk Peygamber ahlkna varis olmak demektir. O peygamber ki;
mminlerin en stn kimdir? diye sorulduunda: Ahlka onlarn en gzel olandr!
Gzel ahlk, kulluk menkbelerinin en faziletlisidir ki, insann cevherini meydana karr.
Gzel ahlkn almeti, eza ve cefaya katlanmak ve insanlarn ihtiyalarna meru olarak
yardmda bulunmaktr.
CD VE SEH
Allah; ihtiya halinde iken, dier muhtalar kendilerine tercih eden temiz ve sekin
kullarn Kurannda vmtr.
GAYRET
Hadis-i erifde, hi bir kimsenin Allahtan daha gayretli bir vasfa sahip olmad ifade
edilmi ve mel olarak, bir yette de phesiz Rabbim, grnen ve grnmeyen
ktlkleri haram kld buyurularak, zahir ve batn ktlklerin, ite bu gayretle haram
bilindii iret edilmitir.
ibl; gayret, iki ksmdr diyor: Birisi nefsler zerinde beer gayret ve dieri de
kalpler zerinde lh gayret
VELYET
Vel, btn hal ve iinin muradn Allahn zerine ald ve yardmnda bulunduu
kimsedir. O, salihlerin ilerini zerine alr, Uyann! Muhakkak ki Allah Dostlarna
hibir korku yoktur. melindeki yetler, buna iarettir.
Vel lafz, baka bir sigada da mbala mns ifade eder ki, o takdirde Allaha itaat ve
boyun emeyi zerine alan, kendisine lzm klan kimse demektir. yle ki, onun kalb
ball kesintisiz devam eder ve asla isyan ile bozulmaz. Velde bu iki vasfn bulunmas
lzmdr. Yine vel olan kimsenin, sonuna kadar ilh hukuku gzetmesi ve darda da rahatta
da Allah lfzn devaml zikretmesi lzmdr. Velyette, korunma; nbvette, masumiyet
gibidir. Nbvvet-Peygamberlikte masumiyet art olduu gibi velyet-vellikte de
mahfuziyet, yani korunma arttr. Bir velnin; er yasaklardan ve byk gnahlardan birikisini kasden, bile bile irtikp etmesi, ilemesiyle velyetten dmeyecei hususu,
Cneyd-i Baddnin aklamalarndan anlalmtr.
Vel; Allah tanyp bilen, taat ve ibadetlere devmla, haramlardan yz eviren ve ehvet
dknlnden saknan kimsedir izahyla ifade edilmitir.
DU
Allah, du ehli kullarna; ihtiyalarn, kendi sonsuz izzet ve ikram derghndan du ile
istemeleriyle emretmi ve dularn kabul ve icabetini vaadedip mjdelemitir.
Du hlis bir ibadettir. htiyalarn elde edilmesinde byk tesiri olduu, aklanan ve
iaret edilen hususlardandr.
eyh-i Ekber Muhyiddin bnl-Arab, Fuss adl kitabnda, duy geni bir ekilde
anlatmtr.
EDEB
Edebin hakikat, btn gzel hasletlerin bir araya gelmesidir. Edeb sahibi kimse, gzel
hasletlerin hepsini kendinde toplayan zattr.
Edep, hududa, llere riyet etmek demektir. Yani, Allaha kar, edep llerini
muhafaza etmek, haddi bilmektir. Avamn edebi, eriatn d llerine muvafk amelde;
sekin kullarn edebi de bununla birlikte, i dnyasn zikir nurlariyle aydnlatmak ve
Allahdan baka her eyi kalbinden atmaktadr.
SEFER
Seferin lgattaki mns malmdur. Tasavvuf stlahnda ise, sefer iki ekilde aklanr:
Birincisi, afk seyirdir ki; de ki: Dolan yeryznde, dolan da yalanclarn
akibetlerinin nasl olduuna bakn melindeki yetten anlald zere, afk seyir, arzn
her vdisini, her kesini dolap, grlen umran veya harap eserlerin, umranlk ve haraplk
sebeplerini tedkk ederek, mcibiyle amel etmekten ibarettir.
SOHBET
Arkadalk demektir. Tasavvuf stlahnda ise; slikin, kendinin stnde veya altnda olanla
veyahut akran ile birlikte olmas halidir ki, grld gibi ksmdr. Kendinin stnde
olanla birlikte olmasnn hakikati, o zata hizmettir. Altnda olanla sohbetinin gerei ise,
onun hallerinden bir noksan grdnde, onu ikaz etmek ve kusurundan haberdar
etmektir. Eit derecede olan sohbet arkadalarnn sohbetlerinin hakikati de, yabanclar
nazarnda ayplarn grmemektir.
Cevap vermiler:
- Ben, sizi honutluk ve muhabbet gz ile gryorum. Sizden, meru olarak grdm
her eyi gzel buldum ve hibir ayp ve kusurunuzu da grmedim. Eer, kendinizce, bir
pheniz varsa bakasndan sorunuz!
Arapa beyt:
Honutluk gz, hibir ayba ilimez;
Lkin honutsuz, bker btn dorular
TEVHD
Sizin ilhnz tek lhdr. bu ve benzeri meldeki yetlerde beyan edilmitir. Tevhidin
drt derecesi, vahdet-i vcud meselesinin giriinde anlatlacaktr. Tevhidin drdnc
derecesine, yani Tevhid-i lhye ulaan slikin, dnyadan g anndaki hallerine dair
birka sz:
yilik meleklerinin dolatraca kimseleri anlatan bir lh ifadede, onlarn o hallerine bir
iaret verilmitir. Yani, ruhlarn ho bir nefesle fed edip Mevllarna dnmeleri asla
onlara ar gelmez. Kinatn Efendisi, bir gn, son nefeslerini vermek zere vermek olan
bir gence sordular:
Bu mesele Fssun hikmetlerinde, bir ksm Risale-i Kueyriyede, bir ksm da Ravza-i
Riyhnde anlatlmtr.
MARFET
Allah gerek kadriyle takdir edemediler melindeki yet; Allah gerek marifetiyle
takdir edemediler eklinde tefsir edilmitir. limlerin dilinde marifet, ilimden ibarettir.
Her ilim marifet ve her marifet ilimdir. Tasavvuf stlahnda ise, marifet, lh isim ve
sfatlar bilip, Allaha kar sadk olarak btn kt ahlk ve kt neticelerini yok edip
hepsinden nefsini temizledikten sonra, ihls kapsndan hi ayrlmamak ve devaml kalple
itikfta bulunmak ve btn hallerde de Allaha sadakat ve doruluu vazife edinmektir.
Marifete ermekle, nefsin btn hatralar, vesvese ve vehimleri kesilmi olur. Marifet, d
dnya muhabbetine davet eden his ve dnceleri duymayan kiilerin sfatdr.
Tasavvuf byklerinin her biri, kalplerine gelen tulat- doulardan aldklarna ve iinde
bulunduklar hallerin mn ifadelerine gre, marifet meselesinde baka baka konumular
ve ksaca marifeti, sahip olduklar makamlara gre anlatmlardr.
lim, sknet ve rahatlk sebebi olduu gibi marifet de, istikrar ve huzur sebebidir. Marifeti
ykselen slikin istikrar ve huzuru da artar. Arifte almet; sevende, ikyet; kulda dva;
gezginde karar olmaz.
MUHABBET
Bir stn haldir ki, Allah, kuluna muhabbetle bakm ve muhabbetle mjdelemi ve bir
yette melen; Allah yaknda bir kavim getirecek ki, Allah onlar, onlar da Allah sever
buyurmutur. lm-i kelmda muhabbet kelimesinden uzun uzun bahsedilmitir.
Gizli bir niyet ve maksada bal olarak duyulan muhabbetin, o niyet ve maksadn ortadan
kalkmasyla birlikte yok olaca phesizdir.
stad Ebu'l-Kueyr'den rivyet edilmitir ki; her ayrln balangc muhalefettir. Tbi
olduu kiiye, hususiyle baland mridine muhalefette bulunanlar, maiyyet olmaktan
ve mensup olduklar tasavvuf yolundan uzak derler ve bu yoldaki btn alkalarndan
kesilerek, feyz nazarlarndan da tamamen mahrm kalrlar.
Bir velnin, bir mridin sohbetinde bulunup da, kalbiyle ona itiraz eden kimse, sohbet
akdini bozmu olur.
SEM
Ho henk ve gzel namelerden doan sem' ve ayn ekilde okunan iir ve gazelleri
dinlemek; nefsine hkim olan, onun isteklerine galip gelen ve her trl gayr meru
ilerden saknp uzak kalan kiiler iin mbahtr. Kinatn Efendisi Allah Resl'nn saadet
huzurlarnda iirler okunduu zerinde, hi bir ihtilf vaki olmadndan, iir dinleyen ve
okuyanlar hakknda hi bir men' ve inkr gelmemitir. Hussiyle, namesiz okunan
iirlerin dinlenilmesinin ciz olduu kesin ekilde ortaya knca, buna bir de nameyi
katmann; yani iiri bir name ve henkle okumann bu hkme aykr dmeyecei, bu
husustaki cevaz hkmn bozmayaca aktr. Dinleyenlerin daha ok taat ve ibadete
evklerini artran ve Allah'n, takv sahibi kullar iin vaad ettii ve hazrlad dereceleri
hatrlatan, her trl bayalk ve ktlklerden saknmay, arnmay telkin ile gnllere
saf veren iirlerin dinlenilmesi, makbul bir itir. Selefin bykleri, nameyle okunan
beytler dinlemilerdir.
Kalplerin, gzel ve ho seslerden zevk duyduu, ne'e ald ve zarif, ltif namelere kar
meyl ve itiyak iinde bulunduu, ifadeye ihtiya duyulmayacak derecede kesindir. St
ocuklarndan, atlara, develere, kulara kadar; ho ve henkli seslerin, gzel namelerin
hepsinde grlen tesir almetleri, kalbin bu mevzudaki hassasiyet ve teessrn ak ve
kat' ekilde gsteren birer delildir.
Hazret-i Davut, Zebur'u okuduklarnda; insanlar, cinler, kular ve hatt yrtc vahi
hayvanlar bile, o harikulde mbarek seslerinin tesiriyle ylesine kendilerinden geerlerdi
ki; bir keresinde onu dinleyenler arasnda drtyz kadarnn l dt dahi rivyet
edilmitir.
KERMET
Lgatte ikram demektir. Tasavvuf stlahnda ise kermet; slih bir m'minden det dnda
meydana gelen eylerdir.
Velden zuhr eden kermet, tbi olunan peygamberin mucizesidir. Kermet, ya kinat
iindeki madd olulara veyahut Rabban ilim ve marifetlere taallk eder. kinci ksm
kermet, daha yksektir. Bu ykseklikte kermete, asla sihir ve istidra bulaamaz.
Birinci ksm kermet, sihir ve istidrala karabilir. Bunun iin de, kermetin doruluk ve
meruluk ls, her dorunun mihengi olan eriat'tr. eriat caiz grrse, kermeti kabul
ederiz; eriat caiz grmez, o kabul etmezse, yine onun harikuldeliini tasdik etmekle
beraber, bir sihir veya istidra olduunu syleriz.
lim ve marifetlere dair olan kermet, daima dine faydal olduu iin, bir Kuran mucizesi
olmas kabilinden, sahibi, izharna memurdur.
Evliyann kermeti meselesi, Kelm ilminde btn tafsiltyla anlatlm olmakla beraber,
ayrca bu meseleyi eyh-i Ekber Muhyiddin Ekber bnl-Arab, Fthtn
yzseksendrdnc babnda genice izah etmitir.
Bu ikinci ksm kermette, pay olan, ancak Mukarrabn Melekler ile ehlullahtr. Bylesi
stn olan mnev kermet, riflerin ve sekin kullarn malmu, avamn mehuldr.
Hazret-i eyhin (Muhyiddin ibl-Arab) bu meselede vermi olduklar gayet nefis ve
mhim malmatn z, ite bundan ibarettir.
Slikin, Allah tarafndan kalbine gelen mjdeler ksmdr. Birinci ksm mjdeler; yolun
banda olan slike uykuda, yani ry halinde, kinci ksm mjdeler; yolun ortasnda olan
slike vkalar halinde, nc ksm mjdeler de yolun sonunda, gaye noktasna varm
olanlara mkefeler halinde gelir.
Rylarn ancak onda biri tevilsiz olarak doru, geri kalan onda dokuzu ise, tevil ve tabire
muhtatr. Bunlarda hata da muhtemeldir. Vkalarda, tabir ve tefsire gerek olmakszn
grlen doruluk yar yarya ise de, dier yars yine tabir ve tefsire muhtatr. Bununla
birlikte, hakikate aykr olarak zuhuru da muhtemeldir. Mkefelerde ortaya kan
mjdelere gelince, bunun, yzde doksan hak ve hakikatte muvafk; yzde onunun ise
hataya yakn olmas muhtemeldir.
Hata ihtimalinden bsbtn uzak ve arnm olan ancak vahydir. Bunun ksm ve
eitleri hkm kitaplarnda; vkalar ve mkefelerin eit ve ksmlar da geni tasavvuf
kitaplarnda aranmaldr.
(Byk Nak yolunda hususi olarak onbir kelime vardr ki bunlar Farisdir. Zira bu
yolun byklerinin ou Farstandr.)
H DERDEM
Slikin, her nefesini uur halinde ve uyank olarak almas... nsann nefesleri he sesi ile
girip kyorBu he, hviyetin, hesine iarettir. Demek ki, insan, her nefeste
zikredicidir; ancak bunun mns ve uurundan gafil olduu iin bu zikirden saylmaz ve
zikrin faydasn temin etmez. Bylesi zikir, uykudaki konumaya benzer. Uyuyann,
uykusunda konutuklar, nasl, mnsn dnmekten uzak olduu iin, hi bir kymet
ifade etmezse; zikir de uur halinde olmadka itibardan dktr.
Bu yola girmekten murad, her nefeste gerek ihsan sahibi Allahn Ztna iaret edici
teneffs heyi, mnsn srekli hatrda tutarak teneffs etmektir. Bu yola giren, bilhassa
iten gelen nefesinde huzur ve uur halini korumal, asla gaflete yol vermemelidir. Bir
nefesten dierine gei, gafletle deil, huzurla olmal ve nefesler, Allah hatrlamaktan bir
an bile uzak olmamaldr. Bu yolda nefesi muhafaza ve ona riayet etmeyi pek mhim
saymlar ve nefeste uur halini muhafaza etmeyeni de kayp bilmilerdir.
Allah lafzndaki son harf olan ha da bu hadr. Kelimenin bandaki Al eki, tarif
iin olan elif-lm ekidir. Yine kelimede, lm harfinin eddeli oluu, tazimi mbalal
klmak
iindir. te Allah isminin hakikat olan h, nefeslerde srp giden ve Onun ismine
iaret eden o hdr ki, onsuz hi bir ey hayata hak kazanamaz.
Akll talip odur ki, Hakk bildii nisbette, bu harf-i erfi teneffs ederken, Onun, lh
Ztn hviyetini de dnm olsun ve her nefes alp veriinde o yolu takip ederek, huzura
varma, yani Allahla olma gayesine erinceye kadar uurunda o Ztn hviyetini
muhafazaya gayret gstersin ki, bu nisbet, zahmetsiz olarak onun gnlne yerlemi, onun
tek dncesi olmu olsun; yle ki, artk o nisbeti, klfetsiz olarak gnlnden karmaya
muktedir olamasn.
Nazar ber kadem, slikin btn gidi gelilerinde; ehirde, sahrada, hasl her yerde
baknn ayaklar stnde olmasdr ki, bylece kalbi kt dncelerle perian ve harap
olmasn ve bakt eye dncesi, gnl taklp kalmasn.
Nazar ber kadem, slikin varlk mesafelerini katetmesi ve benliin son derece muhataral
geitlerini sratle gemesi, her nereye yetise, halde, slikin ayaklar o nazarn
mntehsna ynelir. Eer misafir ayan (haddini) aarsa onu tedip et! hikmeti buna
iarettir.
Sefer der vatan, slikin, kt ahlk ve beer tabiatnn sfatlarndan sefer etmesi; yani
beer sfatlardan melek sfatlara ve yine kt-irkin vasflardan iyi-gzel ahlka
gemesidir. ahsyla kt olan bir kimse, nereye gerse gsn, kt sfatlar ondan zail
olmaz; zira onlarn zail olmas, yok olmas ancak o kimsenin kt sfatlarndan gmesiyle
mmkndr; ancak bu ekilde onlardan kurtulur. te sefer bu seferdir!
Baz mritler; balangta seferi, nihayette ikameti; bazs her iki halde ikameti, bazs da
her iki halde de seferi mnasip grmlerdir. Hepsi de bu grlerinde makbul bir maksad
ve doru bir niyeti gzetmilerdir.
Nak Bykleri, mrid-i kmili buluncaya kadar seferi mnasip grmler ve ondan
sonra, o mridin hizmetinde devaml olarak bulunmak lzmdr, demilerdir. Eer onlar,
kendi vatanlarnda, byle kimseler bulsalar, seferi terkedip, onun hizmetinde meleke ve
basiret kazanmaya ve lh marifetlerini tamamlamaya alr, ona gayret sarfederler. Bu
melekenin kazanlmasndan sonra, ikamet ve sefer hakikatte eit ve ayn ey olur. Slik,
byklere nisbet melekesini elde ettikten sonra, her ne tarafa giderse gitsin, artk onun iin
bir mani yoktur. Soflerin yolunda, sefer der vatan, hakikatte be latifeden asllarna ve
asllarndan da asllarn aslna sefer etmektir.
yle buyurdular:
- Halvet der encmen!
O erkekler ki, onlar hibir ticaret ve hi bir al-veri, Allahn zikrinden geri
braktrmaz melindeki lh ifade, bu makama iarettir
Batn nisbeti, bu yolda yle meydana geliyor ki; gnl cemiyeti, halvetten daha ok halk
ile sohbettedir. bizim yolumuz sohbettir! buyurdular. Halvette hret ve hrette fet
vardr. Hayr, cemiyettededir ve cemiyet de sohbettedir. Sohbetin tesiriyle, sliklerin
birbirinde yok olmalar arttr.
YDKERD
Hatrlamak demektir. yle ki; mrid, nce kendi kalbini huzur halinde, mridin kalbi
karsnda tutmal, gzlerini ve azn kapayp dilini damana yaptrmal. Sonra nefesini
de gbeinin altnda hapsederek, tam bir tazim iinde kelime-i tevhdle Allah zikre
balamal ve zikri diliyle deil, kalbiyle yapmaldr. Habs-i nefes- nefesi hapsetmekinde
sabretmeli ve her bir nefeste kelime-i tevhdi kez sylemeli, t ki, zikrin tatll,
halveti ve eseri gnlne ulasn.
Zikirden murad, kalbin, devaml surette, Allahdan, muhabbet ve tazim vasfyla haberdar
olmas, agh olmas demektir. Zikrin znden ibaret olan bu haberdarlk ve aghlk, halkla
sohbette meydana gelir.
Kalbin hakikati, yle bir mdrikeden, idrak kutbundan ibarettir ki, her tarafa uzanr:
Dnyay ve dnya maslahatlarn o dnr, bir anda yerleri, gnlleri, btn lemi
dolamak, seyretmek, ona myesserdir. te, bylesi bir idrak kutbu olan kalbi, btn
dncelerden syrp, zikirle megul etmek, u yol iledir: Kelime-i tevhdin lsn,
haylen gbeinin altndan yukar ekiyormu gibi ba, aadan yukarya kaldrmak,
sonra lhe kelimesini aln sa yana evirmek suretiyle sylemeli ve ilellh kelimesini
de kalbe indirmeli ki, atei btn zaya ulasn ve btn vcudu sarsn.
BZKET
Zikirden ayrldktan sonra, zikirde uyankl muhafaza etmek iin, Allahm! Gayem
sensin ve arzum da senin rzandr! melindeki kelmla kalbi megul etmektir. Ta ki,
zikredenin zikri halis ve kalbi de masiv-d dnyadan ayrlm olsun.
NGHDAT
Kalbe gelen dnceleri, hatralar murkabe etmekten ibarettir. yle ki: ok defa
hatrndan masivy geirmemek suretiyle, kelime-i tevhdi geirmek...
Nighdat, bir slike bir saat vaya iki saat veya daha ok myesser olduu takdirde, artk
masiva-d dnya onun hatrna, dncesine yol bulamaz.
YDDAT
Daima Hakdan agh olmak, haberdar olmak demektir. Bazlar bunu gybette, yani gayb
halinde huzur diye ifade etmilerdir. Hsl, yddat, kalbin, Allah yd etmekle
kuvvetlenmesinden ibarettir.
VUKF-I ZAMN
Vukf- zamn ile slikin ii tamam olur ve slik gaye noktasnn srrna erer. Vukf-
zamn, her an halinden haberdar olmaktr ki, hali kr sebebi mi, yahut zr sebebi mi
bunu bilsin.
VUKF-I ADED
Zikirde adede riayet etmektir. Mesel zikir, nefy ve isbat zikrinin gnlk asgari haddi
binyz ve cell zikrinin asgar haddi de bebindir.
VUKUF-I KALB
Kalbin Hakkdan agh olmas, haberdar olmas demektir. yle ki; artk kalp, Ondan baka
hi bir ey dnemez. Buna uhd ve vusl de derler: Ne yana dnseler, Allahn vechini
bulurlar lh ifadesi de buna iarettir.
Tabir Farklar
SF, MUTESAVVIF, MELM, FAKR VE BENZER TABRLER VE
ARALARINDAK FARKLAR
Avarif adl kitabn, onuncu faslnda, tasavvuf adamlarnn dereceleri mertebe halinde
gsterilir. Birinci mertebe, tabaka- uly-yksek tabakadr ki, kmiller ve ermiler
tabakasdr. kinci mertebe, tabaka- vusta- orta tabakadr ki, keml yoluna girmi
olanlardr. nc mertebe de tabaka-i sfl- aa tabakadr ki, eksik makamlarda
kalm olanlardr.
Kmiller ve ermiler, yani marifet yolunda geyeye varm olanlar, sbk- ileri gemi
olanlardr.
Sabkn- ileri geenler, asl itibariyle sahbler, tbiler ve onlarn da tbileri; vris olmak
itibariyle de mtehitler, mfessirler, muhaddisler ve tasavvuf ehlinin bykleridir. Bu
derecede olanlar, Kinatn Efendisi Alah Reslne ittibalar, yani her hallerinde Ona
Melmlerle, sfler arasndaki fark, odur ki, lh inayet cezbesi, sfleri bsbtn o
hallerden koparp ayrm, halk ve benlik perdelerini, onlarn mahede nazarndan
kaldrmtr. Dolaysiyle onlar, taat ve ibadetlerinde, kendilerini de, halkn varln da
ortada grmezler. Onlar, insanlarn grmelerine ehemmiyet vermediklerinden, hallerini
rtmek ve ibadetlerini gizlemek gibi bir dnceyle megul olmazlar. Eer, vaktin
maslahatn, yani zamandan yararlanmay ibadeti gstermekle grrlerse, onu izhar eder,
gsterirler; eer gizlemekte grrlerse onu gizler, gstermezler. Onun iin, melmiler
muhlis-ihls kazanmaya alan sfiler de muhles-ihlsta devaml olan topluluklardr.
O ahiret yurdunu ananlarn, tam ihlsta olduklarn bildiren lh ifade, ite bu sflerin hal
ve vasflardr.
Zhitler: man ve yakn nuru ile lh emirler ve lh cemli mhede ederler ve eriatn
yasakladklarn da pek irkin bulurlar. Onlar, yalanc ve fni zevklere iltifat etmez, onlarn
sahte, ilitirme sslerinden yz evirir ve hakikat bk olan lh Cemle rabet ederler.
Bu zmrenin sfilerden fark odur ki, zhid kendi, nefsinin hazziyle Allhtan mahup ve
gfil kalr. Nasl kalmasn ki, cennet, nefsin haz makamdr. Orada nefslerin arzuladklar
eyler vardr melindeki lh ifade, buna en byk iarettir.
Sfiler ise, ezel Cemlin mahedesi ve ebed Ztn muhabbetiyle iki cihandan da kopuk
ve gfildirler. yle ki, onlar, lh yasaklardan yzevirdikleri gibi, ahiretten de sarfnazar
etmilerdir.
- Dnya, ahiret ehline haram, ahiret de dnya ehline... Allah ehline ise her ikisi de
haram!.. Hikmeti, ite bu mnya iarettir. Sfnin zhd makamndaki derecesi, zhidin
derecesinden daha yksektir.
Fakrler: Hakikatiyle zenginliin, Mutlak Mlik olan Allaha ait olduunu zevken ve
vicdanen bilenler... Onlar, her ne kadar, mecz mnda zengin olurlarsa olsunlar, keif
nazarlarnda, gerek kendilerini ve gerek kinat, meydana getirmekte, devaml klmakta,
g vermekte, yerince yerletirmekte; hasl, her hal ve anda, her an ve zamanda, her
mevki ve meknda Allaha tam bir ihtiyala muhta grdklerinden, cidden ve vicdanen
fakirlii, btn d dnya ve d varlklara; zenginlii de yalnz mutlak keml ve mlk
sahibi Allaha isnat ve tahsis ederler.
Marifet yolunda, fakir olarak tannan zt, kendi varln msivadan, yani, d dnya
varlndan bildii iin, ona fakir denmesi, kendi nefsinden kinayedir. Fakir denilince, baz
insanlar, byk vellerin, stn sahablerin hal ve mal fakirliini anlyorlarsa, bu
anladklar, bildikleri gibi bir fakirlik deildir. Byle olsayd, o byk peygamberlerle, o
stn sahabler, hatt o sahablerin nderleri ve reisleri olan Eb Bekir Sddk, Osman
Zinnreyn, Abdurrahman b. Avf ve benzerlerinin mal sahibi ve zengin olmamalar lzm
gelirdi. Yine, Din limlerinin rehberi bulunan Eb Hanife, ve tasavvuf ehlinin reisleri olan
Cneyd, Gavs-i Azam, Ubeydullah Ahrr gibi byklerin de zengin olmamalar gerekirdi.
Grlyor ki, bunlara, halk arasnda bilindii mnda fakir denemez. Onlar, lh Zttan
baka, kendilerini hibir eye mlik bilmeyip, daima Allaha muhta olduklarn zevken ve
vicdanen bildiklerinden, tabi olarak, kendilerine bu mnda fakir denir. Kef nazarnda,
varlk yokluk birdir.
Zira, varlkta bile varlndan faydalanabilmek iin, slik yine Hakka muhtatr.
Dolaysiyle kalblerine, Allah ile olmak, btn d dnya alkalarn kesmek ve gnl
huzuru iinde yaamak gayesi hkim olur.
Fakirin, melm ve sfden fark, o dur ki, fakir cennet talibidir ve nefsin hazzn ister.
Melm ve sf ise, Hak talibidirler ve Hakka yaknl isterler. Fakirin, sflik
makamnda, bir ileri vasf vardr ki, o da btn haller, ameller ve makamlar kendisinden
ayr grmesi, onlar sahiplenmesidir. Yani hi bir amel, hal ve makam kendisinde grmez
ve kendisine mahsus bilmez, o kadar ki, kendisini de grmez. Onun keif ve nazarnda ne
vcudu, ne zat, ne sfat vardr. O, kendisini mahv ve fenda fni bulur. Yine o, Hakik
varla nisbetle, mecz varlklar yok sayar.
Allah, baz dostlarn, izzet ve eref kubbesinin altnda, yabanc gzlerden gizlemek isterse,
onlarn zahirini, mal zenginlii ve ihtiyaszlkla rter ki, bylece, d dnyann insanlar,
onlar, d dnyaya arzulu ve Hakk bilmez ekilde grrler. Onlarn btn cemli, yani i
gzellikleri, gnl devletleri; gaflet ehli, sr yoksunu nmahremlerin gznden ite bu
sretle rtlm ve gizlenmi olur. Fakirliin ve zhdn hakikati olan bu keyfiyet, sfilerin
husus vasf ve hallerinin gereidir.
bidlere gelince; onlar, dim kulluk vazifelerine ve ayrca pek ok eit nafile ve ecirli
amellere sarlan, onlara devam edenlerdir. Onlarn en byk maksatlar, Ahiret sevbna
nail olmaktr. Dnyaya rabet iinde bile, suret ibadet mmkndr. Bir kimse pek ok ile
megul olduu halde ibdet edebilir.
Sflerin, mutbil olan benzerlerine gelince; onlar sof kyafetine brnp, ekillerine
girmi olanlardr ki, grnte bir olduklar soflerin, inanlar, halleri ve btn
amellerinden tamamiyle uzaktrlar. Onlar, boyunlarndaki eriat kemendini karm,
dizginsiz ve yularsz olarak, hereyi mbah grdkleri ibhat-mubahlk otlanda
otlarlar. er lleri gzetmez, eriat hkmlerine bal kalmaz ve hep d grn
kollarlar. Onlarn gzleri yalnzca kabuktadr ve kyafetine brndkleri soflerin gnl
halleri, amellerinden bsbtn uzak ve mahuptur.
MECZPLAR:
Onlarn keif nazarlarna akan o imek kesilince, gnllerine esen o rzgr da diner ve
nefsin sfatlar tekrar meydana kar ki, bylece, arzu, itiyak ve strap onlara geri dner.
Slik, bu halde, beer varlnn sfatlarndan syrlmak, madd varln kesretinden
kurtulmak ve fen deryasnda boulmak isterse de, bu hal, slikin makam olmadndan,
zaman zaman bu makama ular ve gnl de snrl olarak o makama vkf ve arzulu olur.
te bu halde olanlara meczup denildii gibi; gayelerin gayesine ermi vuslat ehlinin
muhik mteebbihleri, yani hak olan benzerleri de denilir.
badet ehlinin hak benzerleri, vakitlerini ibadete dalm olarak geiren ve fakat
kendilerinde tabiat sebeplerinin kalm olmas ve nefs arnmlnn kemle ermemi
olmas sebebiyle, her zaman amellerinde, ibadet ve taatlarnda bir kopukluk ve gecikme
grlebilenlerdir ki, henz ibadetlerin lezzet ve tatllndan haz almam olduklarndan,
glln ekerek, onu bir vazife bilerek ibadette bulunanlardr.
(Arapa dua)
(Allah, hepimizi gizli-ak btn riyakrlklardan saknsn. Topyekn bellardan koruyucu
olan Odur. Hataszlk ve doru yola sevk, Ona aittir. Btn hakikatlerin ipleri Onun
elindedir.)
Dostlarm, benim kubbemin altndadr; benden bakas onlar bilemez. kuts ifadesi,
onlarn hellerine bir remz ve iarettir.
kinci tabaka: Yksek mertebeye yerlemi bulunan istikamet ehlidir. Onlar, sekinlerin
de sekini olduklar halde, makamlarndan ltfen inerek avam iinde grnrler. yle ki,
zahir ehli, onlar kendi emsli olarak grr.
Onlarn fiilleri, szleri ve d halleri avama; i halleri de stn vasfl sekin zatlara lyk
ekilde meydana gelir. Mesel; bizim Allah katnda bir derecemiz yoktur. derler ki,
avam insanlar, bu szden, ar ktlk ve ilenmi pek ok gnahtan dolay Allah katnda
bir yer sahibi deilim. mnsn anlarlar. Oysa, onlarn hallerine vkf olan saffet ehli, bu
szlerden, tecellsine mazhar olduklar lh isimde fni olup, btn makamlardan geerek,
Allah katnda yaknn da yaknna erdikleri mnsn anlarlar.
Onlar, gayret ve muhabbet saikasiyle gnl hallerini, halkn idrkinden rtmek iin, d
yz limleri gibi, amellerini sevap iin yaptklarn gstererek, hakikat srlarn kef
ettiklerini ve kendilerinin marifet ve muhabbet ehli olduklarn ortaya atp iddia etmezler.
Yine onlar, mizah slplu ve taklit kokan szler sylemezler; tertemiz bir ifadeyle, zarif bir
ed ve ho szl olarak asla meclisi skmaz ve cemiyete ar gelmezler. Grnleri ve
anlattklar, gayet makul ve makbul olup tevazu ve oturakl bir ahlk iinde bulunurlar.
nc tabaka: yle bir taifedir ki, Allah, onlarn kalplerini Ztyla megul etmi,
gnlleri herkese, hatt kendilerine bile gizli braklmtr. lh Cemlin parltlarndan
onlarn i lemlerine bir nur doar ki, onlar hayran brakr ve bu hayranlk iinde kendi
makamlar ve hallerinin mahedesinde bile yanlmaya derler. Devaml lh Cemlin
mahedesinde hayretleri srer gider. Bununla birlikte yksek makam sahipleri
olduklarnda hit ve delilleri varolduuna da kanidirler.
Onlarn, ilerinde bilinmez bir ey var ki; onlar hep heyecan ve strapta brakmtr. Ne
olduklarn, nerede bulunduklarn bilmezler. Kalplerinde ak ve muhabbet atei
alevlenmitir. O atein ne olduunu, onu kimin yaktn, alevlendirdiini de bilmezler. Bu
tabaka, rtlm ve gizlenmi olan velyet- vellik ehlinin en ince ve en ltif derecesidir.
Bu ksm vellere; evliy-y mstehlikn- varlklar Hakkta tkenip yok olan veller
derler. Bunlar irda memur deillerdir. Yani mrit olmaya...
Hak, btn brhann ve peygamberlik delilini Kyamete kadar baki brakm, dostlarn da
o brhan ve delillerin gsterilmesine sebep ve vesile klmtr. Zamann son haddine kadar
lh delil ve iaretleri ve Peygamber hcceti onlarla izhar etmitir. lh nimet ve
ihsanlarn, ard arkas kesilmeksizin devam, onlarn kalp himmetlerinin bereketleriyle
meydana geliyor.
Allah katnn makbulleri ve mnev ilerin millerine Ahyr- fazilet ve keml sahibi
sekinler denir ki, bunlar da yz zat kabul edilir. Onlardan krkna ebdl- dnya ile
alkalarn kesenler ve Allaha balananlar denilmitir. Yedisi budeldr ki bunlar,
kutba ikinci derecede yakn olanlardr. , nkaba- nakblerdir ki, bunlar da Kutup
mridi birinci derece yaknlardr. Biri de tek bana Kutuptur. Bunlar birbirlerini tanr ve
bilirler. Btn ilerde birbirlerinin iznine muhtatrlar.
yet meli:
Bu Allahn bir lafzdr ki, onu dilediine verir...
Evliydan bazlar da Allah Resulne her ite be her eyde tam ittiba etmek suretiyle,
Onun ruhaniyetinin tasarrufuyla terbiye olunurlar. Bunlar, marifet yolunun ncleri deil
de din ilimlerinin bykleri ve btn mminlerin uyduklar mfessirler, muhaddisler,
fakhler, mtehitler ve marifet yolunda bulunan veller, sekin Allah dostlardr. eyh
Ebul Kasm- Grgan halkasndan olan Eb Sad, Ebul- Hayr onlardandr.
Marifet yolunda olanlarn mridi, hakikat srlarnn kifi, zahir ve btn ilimlerinin
toplaycs olan eyh Muhammed Paris Bin Mahmud el-Hfz el- Buhr Hazretleri, Kitb
Faslel-Hitbnda yle diyor:
Her zamanda, zamana mahsus bir kutup vardr ve onun kalbi, Allah Resulnn kalbi
zeredir.
Nak yolunun byklerinin hakikat olan beyanlarna gre, kutup iki ksmdr: Bir ksm,
kutbul irad- irad kutbudur ki, Mutlak ve Hakk Feyyazn kurtulu yoluna erdirmeye
ait feyz ve bereket ihsanna vasta olan ve slm lemi varolduka varolandr. Dieri de
kutb- medr- etrafnda dnlen kutupdr ki, lemin bekasyla mevcut, yani lemler
varolduka vardr.
rad kutbundan feyz ve bereket alma trldr. Birincisi; slikin hline mteveccihtir ki,
bu da kutup mridin, slikin bunu bilip, onun tevechne vkf olmas lzm gelmez.
kincisi; slikin, ona, yani irad kutbuna mteveccih olarak o mnev erginlik ve hidayet
nurundan feyz ve bereket almasdr ki, bunda da slikin, kutup mridin ahsn tanmas
gerekmez. ncs de; Allah ismini pek ok tekrar etmekle kalbi megul iken; lemi,
iinden, grnmez ekilde batanbaa kaplayan ilh feyz deryasnn kayna olan irad
kutbunun kalbinden szan muhabbet, slikin ihlsnca hsl olur ki, bunda slikin ve kutbun
birbirlerine vakf ve muttali olmalar, birbirlerini tanmalar lzm gelmez.
Ebdlin saysnn krk erkek, krk kadndan ibaret olduu ve amda bulunduklar
rivyetler arasndadr. Bu erkeklerden otuzunun kalbi Allah dostu brahim Halilin kalbi
zere; krk kadnn tamam ile, erkeklerden geri kalan onunun kalpleri de dier
peygamberlerin kalpleri zere olduu eklinde tefsir edilmitir.
Hakm Tirmiz rivyet eder ki; arz kresi, peygamberliin kesilmesinden dolay, Hakka
ikyet ve yalvarta bulundu. Cevap olarak: Yaknda, srtna arlaman iin krk sddk
gndereceim. Onlardan ne zaman biri lrse Allah onun yerine bir bakasn yerletirir.
lh fermanyla karlat.
Demek oluyor ki ebdl iki ksmdr. Bu iki ksmn almeti de odur ki, bu makama
ykselenler, ebdllie terakk ettikten sonra, artk ocuklar olmaz. Yksek kutupluk
makamna terakk eden ebdlin ocuunun olmas mmkndr. Kutupluk makamnda
bulunanlarn evld, ailesi, nesilleri, mal, mlk bulunur. nsanlar onu ekemezler. Onlar
inkr eder, kendilerine zahmet verirler. Zira bunlar, peygamberlerin en yetkin vrislerinden
ve hi bir peygamber benim grdm eziyeti grmedi melindeki Peygamber Sznn
srrna erenlerdendir. Bu erefli taife, peygamberlerin, halk Hakka davet etmelerinde
halifeleridir. Onlar, tam mnsiyle kimse bilmez. Onlarn her biri, beer sfatlarn kubbesi
altnda ilh srlardan yoksun ve gnl hallerine nmahrem olan avam halkn nazarndan ve
bilgisinden rtlm ve gizlenmilerdir. Hakikat mridlerini, ancak onlarn srlarndan,
feyz aldklar kadar tanyabilirler.
Kutuplarn, beeriyet halleri tpk bizim hallerimiz gibidir. Avamdan hi bir farklar yoktur.
Burada avamdan murat, o stn makama ykselmeden nceki hal ve davran sahibi
olmasdr. Herkes gibi yerler, ierler, evlenirler, ticaret, sanat ve ziraat ileriyle uralar
Byk ksm ders vermekle megul olurlar. oluk-ocuk, mal-mlk sahibi olurlar. Oysa
ebdl tabakasnda bulunan veller, oluk-ocuktan, aileden uzaktrlar. Yani, evlilik
mnasebetinde bulunmazlar. Peygamberin stn snnetine tam mnsyla, eksiksiz riayet
ederler.
Ebdl tabakasnda bulunan vellerin byk ksmnn kabirleri bile toprakst plnda
deildir. Ayrca kabirlerinde, hibir iaretleri yoktur. Yani, onlarn kabirleri, ounlukla,
herkes tarafndan bilinmez, onlardan birbirlerinin kabirlerini ziyaret edenler de vardr. Alverite bulunurlar, sokakta ve pazarlarda dolarlar. Yiyecek, iecek, il gibi eyleri
evlerine gtrmekten ekinmezler. Hastalar ziyarete gider, onlara beden yardmda
bulunurlar. Cenazelerde hazr olurlar. Kimseden yz evirmezler. oka hastalanrlar.
llar kullanr, hamamlara giderler.
Eb Bekr En-Nakka, Tefsrinde, Ali Rza bn-i Mus al-Kzmdan ve Muhammed Bin
smail en Neccrden Hzrn ld grn nakleder. Nakle gre, Neccrye
Hzrn yaayp yaamad sorulduunda, o da, yeryznde hi kimsenin bak
kalmayacan bildiren bir Hadisi ileri srp, ona dayanarak yaamadn sylemitir.
Ruhlarn mahedesi, kimi zaman misl suretler (mn suretleri) klnda olur. Zira
hereyin, misl lemi (kainatta mevcut topyekn eya ve hadiselerin deimez ltif
olularnn bulunduu mn lemi)nde bir sreti vardr. Hatt sadece nesnelerin deil,
mnlarn bile o lemde sretleri vardr ki, mnlar , o sretleriyle kef edilir. Ruhlarn
misl lemindeki bu mahedesi, kesinlikle vehim ve hayalden uzak, tamamiyle onlarn
dndadr.
Misl lemi, ehdet lemi-grnen bu lem gibi varolan bir lemdir. Ruhlar, bazan
beden halini alr da sretler gibi bu lemde, yani misl leminde ortaya karlar. Bazan
sretlerin tavassutu olmakszn, ruhu mahede etmek, rhn bir telk (karlama)
eklinde kabil olur. Bu da suf tifesinin byklerine ok vaki olmutur. Bu trl
mhedelerin ve karlamalarn varl; onlarn konumalarndan, bakmalarndan ve
birtakm sesler dinlemelerinden anlalm ve bylece sbit olmutur.
Shreverdnin Avriful- Marif adl eserinin birinci bahis, ikinci ksmnda yle
yazyor:
Tevhdin drt mertebesi vardr. Birncisi tevhd-i iman; ikincisi tevhd-i ilm, ncs
tevhd-i ml, drdncs tevhd-i lh...
Tevhd-i lm (lm Tevhd): Bu tevhid, batn ilminden kazanlmtr. Ona, ilm-i yakn
derler. O mertebede, tasavvuf yolunun balangcndaki slik, yaknen bilir ki, topyekn
varlk leminin sahibi olan Allahdan baka hakik Varlk ve Mutlak Messir yoktur. Btn
ztlar, sfatlar ve fiilleri fni ve yok bilir. Her bir zt, Mutlak Ztn Varlk Nurunun
parltsndan meydana gelmi bulur. Ve her bir sfat da Mutlak sfatn nurundan bir lt
olarak idrak eder. Yine bu tevhid mertebesindeki slik, her kimde ve her nede ilim, kudret,
irade, semi (iitme), basar (grme) bulsa; bunlarn, lh ilim, Kudret, rade, Semi ve
Basarn eserlerinden bir eser olduunu anlar ve hereyi bu kyas iinde kabul eder.
Tevhdin bu mertebesi, tasavvuf ve slk ehlinin tevhd mertebelerinin ilki olarak ortaya
kar. Bu mertebedeki tevhidin balangc, avamn tevhidinin son haddine bitiiktir. Bu
mertebeye benzer bir mertebe var ki, bu yolda geri kalanlar, slk ilminde ksr nazarlar
bunu, tevhid- ilmi sanrlar. Oysa, bu benzer, aldatc mertebenin bir kymeti yoktur ve
itibardan dktr. Bunun meydana gelii ise, baz keskin zekllarn felsefe kitaplarnn
mtealasyla ok megul olmalarndan ve sfilerin meclislerinde tevhitle alkal iittikleri
szlerden tevhdin mnsna dair bir iz, bir sretin zihinlerde ekillenmesinden olmaktadr
ki, byleleri, mnazara esnsnda, ou kez, tevhid ehlinden kendilerini bu hale brnm
gstererek tevhidden ok sz ederler.
lm tevhdin, hal tevhdle birlikte ortaya kmas, ancak, tamamiyle imtizakatklktan kurtulamayan slikte olur.
Onun mizac tesnmdendir Bir pnar ki, ondan, Allaha yaknlam olanlar ier
melindeki lh ifade, bu katk tevhid arabnn vasfdr.
Bu tevhd mertebesinin sahibi, ekseriya ruh bir zevk duyar ve lh bir nee, ve sevin
iinde kalr. Bu mertebede hal katk olduundan, bu imtiza vastasiyle, cereyan eden,
baz tabi det ve alkanlk karanlklarnn bir ksm kalkar. Bazen bu mertebedeki slik,
lh fiillerin rabtalar olan sebeplerin keif nazar taklr kalr. Bu sebepten, bu mertebede
olan, gizli irk kokusundan bsbtn arnm olmaz.
Tevhd-i Hal (hli Tevhd): Bu mertebede, tevhid ehli slikin, tabi det ve
alkanlklarnn kanlmaz vasf olan karanlktan hepsi, tevhd nurun douunda yoklua
karr. Beeriyet gerei, onlardan geride kalan kk bir para, bazen doan nur gneinin
parltlarnda sakldr.
Tevhid-i ilmnin menei murakabe olduu gibi, tevhid-i halnin menei de mahede
nurudur. Bu tevhid mertebesinde, ounlukla beeriyet alkanlklar sner. lm tevhidde
bu alkanlklarn byk ksm; hal tevhidde ise kk bir parasnn baki kalmasna
sebep; slikin bu fiilleri dzeltebilmesinin mmkn olmasdr. Bu bakmdan, tevhid sahibi,
hayatnda, tevhidin meydana gelmesi hususunda lykyla alamaz.
Varlklarn beer alkanlklar yoklua eren tevhid ehli slikin tevhid hali, hayatlarnda
srf tevhidin hakikatinden bir iz, zaman zaman akan bir imek gibi, bir aknt halinde
parldar. Parldar parldamaz da kaar gizlenir ve slikin beer varlnn det ve
alkanlklarndan geriye, kendisine kalan paralar, hemen ona dner gelir. Srf tevhdin
hakikatinden bir eser olan akntnn, parlts annda ise, gizli irkin geride kalan paralar
olan o beer det ve alkanlklar, tmyle kalkm, yok olmu olur.
te, insana, hal tevhidde bu mertebelerin tesinde bir mertebe mmkn deildir.
Tevhid-i lh (lh Tevhid): Allah, ezellerin ezelinde, -bakasnn tevhidiyle deilkendi kendine, vahdaniyet- birlik vasfyla ve ferdniyet-teklik sfatyla vasflanmt.
Allah vard ve Onunla birlikte hibir ey yoktu u n ezelde olduu gibidir ve sonsuz
kerre sonsuza dek bu vasf zerine olacaktr.
Herey yok olucudur, ancak onu vechi deil melindeki lh ifade de yokolmak
kelimesinin sm-i fail sigasnda, yani yokolucu eklinde gelmi olmasndan murad,
topyekn eyann varl Onun varlnda bugn bile yokolmakta olduuna iarettir.
Bu Tevhd-i lh, yle bir tevhddir ki, btn noksanlk vasfndan uzak ve arnmtr.
Mahlkatn tevhidi ise, kendi varlklarnn eksiklii sebebiyle eksiktir.
Onu hi bir ilim kuatamaz! O, vasfl olduu rahmet ve efkatinden dolay, klarn,
kendi Zt zerinde dnmekten menetmitir ki, vakitlerini bu muhal olan eyler
harcamasnlar
drakin dier ksm da, Onun Ztn tam uurla idraktir. Bu da stn, sekin insanlara,
belki, sekinlerin sekini olan yksek zatlara mahsus bir haldir.
eyh-i Ekber Muhyiddin-i Arab, Fssul Hikemin tevhid bahsinde der ki:
- Hakkn topyekn mahlkatta husus bir zuhuru vardr. Bu zuhurla O, her eyin
mefhmunda zahir ve her idrakten de btndr. Yani, Allahn her eyde husus bir zuhuru
vardr ki, her mefhumda tecell edicidir ve O, bu tecelllerin idrakinden de gizlidir. Zira,
Onun tecelllerini hakikatiyle anlamakta beer idraki cizdir.
Hakkn Ztn tasavvur, gizliliin en son haddinde ise de varlnn tasdiki, akln,
zuhurun en son haddindedir.
Cneyde sordular:
- Yaratcy isbata delil nedir?
Buyurdular:
- Sabahn mealeye ihtiyac yoktur!
Ak olan odur ki, Hakkn Ztnn zuhurundaki keml ve iddet, Onun gizlenmesine
sebep olmutur.
(Faris beyt:)
Ondan gayr yar, yar deil,
Onun visal gleninde diken bulunmaz.
Gizlidir, herkese Onun hakikati,
O ztnda gizli deildir ancak.
( An iinde yokluk hissedilmez. Zira, her nda yokluu bir varlk takip eder ve bunun,
byle uzun sre kesintisiz devam, her eyin varlkta srekli olduu zannn verir.)
Varlk birliine inanan Allah ehlinin szlerinden u anlalyor: Btn kinat tek bir vcut
belirtir; o da Allah'n vcudu... Allah'n vcudundan baka hibir eyin vcudu yoktur.
Eynn okluunda grnen her ey, varln tek zttan alr. phe yoktur ki, Allah, bu
kinatn ne kadar zerresi varsa, hepsine kendi varln ve birliini naketti. Onun iindir ki
kinatn topyekn zerreleri, o Zt'n varlk ve birliine kesin delletle iaret eder.
Zannedilmesin ki, kinatn bu zerrelerinden birisi balbana vardr veyahut hepsi birden
hakik varlk olarak mevcuttur. Bu eyann hibiri yokken, o, bir olan zt vard. Var
olan, ite o zttr ve ondan baka mevcut yoktur. lem denilen mahlklar da o zta ait
birlik ve varln iaretleridir.
Eya ve hadiselerin okluunda, btn kinat, bir nda var grnr; yle mthi bir
deime hz var ki, bu srat, bize her eyi var gsterir. Aradaki yokluk hissedilemez. Zira
her n, yokluun peini varlk, varln peini de yokluk takip edince, uzun bir mddet, her
eyde varln srekli olduu sanlr. Her n ve lhzada, varlk ve yokluktan biri gelip bir
gittii iin, ne gelenin geldii, ne de gidenin gittii anlalr. Var sanlan her eyin asl yok
olduundan, lh nurdan bir kvlcm olan ireti varl yine yokluk takip eder; bylece
grnrde varlk, bir k ve bir sel gibi akar gider veya bir kvlcm dairesi halinde dner,
durur. te btn lem, hakik varlk kvlcmlarnn dairesi iinde bir hayal glgesinden
ibarettir.
Biri var ki, banda da, sonunda da, varolan O'dur; O'ndan baka var yoktur. Bu dnya bir
varm, bir yokmu melindedir. Yani ezellerin ezelinde bir zt vard; ondan baka hibir
ey yoktu. O ztn bilgisinde, bu lemin byle olaca vard. Kendi vcudunun ile, o
zt, bu lemi var eyledi; btn mevcutlar, varlk ehresiyle apak ortaya kard ve
grnr kld. Yani o zt, yine her nda btn mevcutlar varlkla yokluk arasnda gezdirir,
varlkla yokluk arasnda sanatn gsterir. Ezellerin ezelinde yok olan yine yoktur; isterse
var gibi grnsn... Ezellerin ezelinde var olan zt, hereyi kucaklayc ve kendisinde helk
edici mnsyle, var olandr. Var ve bir olan O'dur. O, birliiyle ve snrsz kudretiyle her
eye kadirdir. O kudretinin yetkinliiyle kendi zll vcdunu (varlnn glgesini) sana ve
bana ve lemin her zerresine verdi. Bu sayede sen ve ben, senlik ve benlikle seilip
birbirimizden ayrlyor ve farkl oluyoruz. Derinden derine kavrayabilmek lzmdr ki, biz,
bylece, hayal vcut taayynyle (beliriiyle) baka baka grnler sahibi olmu
bulunuyoruz. Allah bu trl, ezel istidadmza gre herbirimize, kendisine doru yol
gsterdi.
Hereye yaratln verdi, sonra doru yolu gsterdi melindeki lh ifade, bu srra
iarettir. Evet; herbirimize, ezel istidadmz gereince, Allah, hidayet verip, kendi vcut
nuriyle kurtulu nurunu bahetti. Bu yzden, mutlak hikmet ve mnezzeh adaleti temsil
eden kaderden, herbirimiz iin honut ve raz olmak icap etti.
Bu mesele, bir akl ve uur ii deil, bir zevk ve vicdan iidir. Bu meseleyi sadece ve
vicdan ii olarak bildikten sonra, kendi varlna itina eden ve senlik, benlik dairesinde
Hakk'n varlndan baka bir varln olduu dncesine sahip olarak, hakik varlk
fikrinden uzak, o varln tahsiline alan, bo yere zahmete girmi olur. Byle bir
telkkinin sonu, her ide felket ve nedamet, sonunda da atei haketmektir. Kendi z
varln grp ona itimat edenin hali yamandr. Fakat, kendimizden o glge varl
nefyederek, silip yok ederek, var ve varl sahibine verecek, teslimiyet yoluna girecek,
yoklua brnecek ve bu hal iinde huzura kavuacak olursak, Hakk'n varl yle tecell
eder ki, o varlk tkenmez, geniliinin nihayeti bulunmaz ve hudutsuzluunun idrki
olmaz. Bu yle bir vahdet meydandr ki, onda iin okluundan zahmeti duyulmaz.
Mademki kendi varlmz grmedike bize hibir zahmet yoktur, o halde, Hakk'n mutlak
varl sayesinde rahat ve huzur iinde bak yaarz. te bundandr ki, tevhid mertebelerine
tam bir dikkatle riayeti tenbih etmek, vazgeilmez bir ihtiyatr.
bu ihtilf, akl cephesinin muhta bulunulan, zarur bir kesret (okluk) dolaysiyledir.
Onlarn, hakikatin ayn ve asl bakmndan, aralarnda hibir kesret yoktur. Her ismin
suretinde grnen birbirine benzeyen mteakip tecelller, hakikatte birdir. Byleyken,
taayynler perdesinde hakikatte bir olan tecelller, pek oktur. Tahkik ehlinin rifleri
nazarnda Vahdet-i Vcdu idrak, ancak grnen kesretin zmnnda ve btnnda sabit
olur. Ve bylece onlara mutlak varlk mertebeleri zuhur eder.
Bu noktada baz byklerin kurduklar akl mimaryi biraz tetkik etmek lzmdr.
Vahdet-i Vcd bahsinde derin nfuzu ve mazbut sistemi olan bykler arasnda,
evvel, vcudun vahdetinde ve mertebelerinde ihtilf vki olmutur.
Hak vcudunun en aa iki mertebesi kabul edilmitir: Birinci mertebe, zt mertebesidir
ki, onda sfat tasavvur olunamaz. T ki, birbirlerine mukabil ve muhalif olsun... Bu
mertebeye Zt, Ehadiyet, Lhut lemi, Taayynsz lem, Hviyetin gayb da
derler. Ancak zevk vasitasyle hissedilir. Hibir bakmdan lye, ibareye ve kaleme
smaz.
kinci mertebe, zt ile beraber btn sfatlarn yeridir. te o sfatlar, birbirine kar ve
muhalif grnr. Bu mertebeye de Hazret-i Vhidiyet denir. Ve bu mertebenin iki yz
vardr: Btn ve zahir yzler... Btn yze, Hazret-i Ulhiyet; zhir yze de Hazret-i
Rubbiyet ismi verilir.
Ayrca, vcut mertebelerinin zuhuru, , be, yedi ve daha ziyade olarak kitaplarda
yazldr. Byk Gavs Abdlkadir (Geyln) Hazretleri'nin torunlar eyh Abdlkerim
Hazretleri, teliflerinden vcud mertebelerine tahsis ettii rislede, varlk iin krk
mertebe beyan etmi ve sonunda yle demitir:
- Vcut mertebeleri saysz ve sonsuzdur.
Vcudun vahdeti, yani varln birlii, mertebelerin shhatiyle malm olur. Mertebeleri
bilmek, vcuddaki vahdeti zevk etmee, zevk yoliyle hissetmee baldr ve bu zevk,
Allah aknn bir semeresidir. Varlk mertebeleri, Bir olan varln, itibar ve cihet
vecihleridir. Gnein , gnein kendisinden ayr bir varlk olmad gibi, bu vecihler de
bir ve mutlak varlktan ayr birer varlk deildir. Her ne yana dnseler, Allah'n
vechini bulurlar melindeki lh ifade bu makama iarettir.
te, bu, bir olan varln mertebelerine erienlerden ilimce kuvvetli olanlar, ksmda
toplanrlar:
1- zmihll ehli...
Bunlar, bir olan varlktan gayri kendilerinde vcut vehmettiklerinden, o mevhum vcudu
yok etmee, izmihlle gtrmee alrlar.
2- n'idam ve fen ehli...
Bunlar, kendilerinde vehmettikleri vcudun izmihll ve fensn bask altnda tutup, tekrar
zuhura gelmemesine gayret sarfederler.
Birbirinin kademesinden ibaret olan bu iki snf, mutlak varln vecihlerini ve doru
mertebelerini tam mnsiyle bilmediklerinden, kendilerini zihnen ve ruhen muzmahilizmihlle ermi veya mn'adim- yok olmu ve fni klmak kaydna dm
olduklarndan, pek ou gizli irkten kurtulabilmi deillerdir. Bunlar, bir olan varln
vecihlerini, O bir olan varlktan baka vehmederler ki, bu vehimle gizli irke derler.
3- Mutlak vcdun vecihlerini doru bilenler ve ona gre kendilerini teslim edenler...
Bu stn zmrenin bilgisinde, btn eya bir ve mutlak vcdun vecihlerindendir. Nereye
dnseler, Allah'n vechini bulurlar melindeki yet, bunu ima eder. Bu halde insanda
bulunan cehil ve bilgisizlik vecihleri bile, bir olan varln vecihlerinden bir vecihtir.
Birinci ve ikinci snf tekil edenler, bu cehil ve bilgisizlik vechini, giderilmesi ve yok
edilmesi gerekli bir vecih kabul edip, cehil perdesinin izalesini, giderilmesini isterler ki,
bylece o bir olan varlk, ilimle tecell edici olsun. Her ne kadar, bu cehil ve bilgisizlik
vecihleri, husus bir vecih olarak taayyn etmekte, bir ve mutlak varla aykr grnyorsa
da, hakikatte, o mutlak varln dnda, ondan ayr bir varla sahip deildir. te onu, bir
ve mutlak varlktan ayr bir varlk grenler, bu bakmdan gizli irkten tamamiyle
kamamlardr.
Bilinmesi lzmdr ki, btn yasaklar, bir ve mutlak varln vecihleri olduundan, cehil
vechinin de zuhuruna sebeptirler. Cehil vechidir ki, gayriyeti-ayrl arttryor. Bu
itibarla, cehil ve gayriyet, bir ve mutlak varln kahr vechidir. Dolaysiyle, er' emirler
de, O bir olan varln ilim vechidir ki, o da gaybiyet vechini arttryor. Bu itibarla da
ilim, ilmin sebebleri ve gaybiyet, bir ve mutlak varln ltuf, afv ve mafiret vechidir.
Birincisi cezy, ikincisi de mkfat gerektirir.
Sliklere bu makamda lzm olan, cehil veya ilim vecihlerinden hangisinde olduklarn
bilmektir. Cehil vechinde iseler, vaziyetleri zulman mi, nuran midir? Eer ilim vechinde
bulunuyorlarsa, bu tecell, fiil, sfat veya zt midir? Bilinecek ve aratrlacak noktalar
bunlardr.
Bu takdirde, meydana be mertebe kyor:
1- Cehil vechinin zulman mertebesi...
2- Cehil vechinin nuran mertebesi...
3- Cehil vechinin fiil mertebesi...
4- lim vechinin sfat mertebesi...
5- lim vechinin zt mertebesi...
Bir de altnc bir mertebe vardr ki, btn vecihleri, vhit olan vcutta toplayarak hepsini
ayn vhid-birden bilip, hibir eyi ondan ayr grmemektir. te Cem' mertebesi budur.
Sonuncu ve yedinci mertebe ise, hakikati, Cem' mertebesi iinden grdkten sonra, tekrar
farka varp, ne tefrik ile Cem'e, ne de Cem' ile tefrika mni olmyacak bir anlaya
ykselmektir. Bu da Cem'l-Cem mertebesi... Ayrca bu mertebeye fark- sni: ikinci
fark ve fark ba'del - Cem-Cem'den sonraki fark da derler. lkin, bu mertebeleri tefrik
edip, vhit olan vcuda aykr bilmemeye fark dendii gibi...
te gerek rif, kmil ve mrit odur ki, fark makamn, Cem' makamiyle birletirmi ve i
leminde, cismi, fark etme ve ruhu da cemetme makamndadr. Byle bir ahs, ksa
akllara ve eksisk nefslere, lh kemallerden haber verip, onlar irada ehliyetli ve
salhiyetli olandr.
Cehlin hususiyetlerinden biri, vhit olan vcudun, vahdetini-birliini okluk leminde
grmektir ki, bu grnen eyann okluu sebebiyle, bylesi cehlin sahibi hakik
malmdan mahrum ve mahcup kalr. (Bylesi cehilden Allah'a snrm!)
lim sahibi ise, grnen eyann kertesinde vahdet-i vcudu ispat eder.
lemine ayniyet tecell eden, ilim ve tevhid ehlidir. Bu makamda lim veya chil
olduunu bilmen gerekirse, sylediklerine ve hayal ettiklerine itibar etme. Yani,
szlerindeki gzelliklere ve hayalinde gzel ve irkin grdn eylere nazar etme.
indeki tecell, gayriyet ile midir, ayniyet ile midir, ona dikkat et. gayriyet ile ise,
btn kitaplar ezberleyip yutmu olsan, hakikatte lim deilsin. Eer "ayniyet" ile ise,
mm de olsan hakikatte limsin, Rabbn lim... Sen Rabbim, ilmimi arttr! dusn
dilinden hi drme.
Btn tecelller, kalp aynanda nefs-i ntkana yansyan ve kef olunan mn sretleridir
ki, henz zihinde dnmeye ve lisan ile dta ifadeye gemeden evvel, onlara bakmalsn,
ayniyet ile mi, gayriyet ile mi tecelldedir? Gayriyet ile tecellde ise, nefsine (ruhuna)
aykr ve Hakk'n gayr grnr. Ondan, sana gayriyet hasl olduundan, kesret ve fitneye
der, vahdet-i vcd zevkini bulamazsn. Eer ayniyet ile tecellde ise, nefsine (ruhuna)
aykr gelmez ve Hakk'n gayr grnmez. Ondan sana saffet ve muhabbet hasl olur ki, bu
muhabbet sebebiyle, kesret ve vahetten kurtulup vahdet-i vcd zevkine erersin. Artk
btn sr ve ilimler sana kefolur.
indeki tecell, gayriyet ile olan kimse vhid olan vcdun vahdetini, yani birliini bu
tecell iinde tasdik etse, cehil sebepleriyle vasfl olduundan, zndkla dmesinden
korkulur. Zira cehil sebepleri varken, vahdet-i vcddan bahsetmek, byk tehlikedir.
Yine, iinde gayriyet ile tecell bulunan kimse, bu halde iken, varlk birdir, birden fazla
deildir eklinde vahdet-i vcdu ifade edip tasdik eder ve ilim sebepleriyle vasfl
olarak, devaml marifetullah yolunda terakkide grnrse, mit edilir ki, bylesi kimse,
gizli irkten kurtulmu olarak tevhid ehli ve vahdet-i vcd srrna ermilerden olur.
Daha nce ifade edildii gibi, muzmahil ve mn'adim olanlar, zan ve vehim sahipleridir ki,
bunlar gizli irkten tamamiyle kurtulabilmi deillerdir.
Allah talibi olan kimsenin, i leminde ayniyet ile tecell olmu olsa, Hakk'n fiilleri ona
hak grnr; yani, her grdn Hakk'n fiili bilir. yle ki, kendi iindeki tecelller ve
topyekn eyay zahir ve batn, zevk ve vicdan olarak Allah'n fillerinden ve onlara
Hakk' mahede eder. te bu mertebeye tevhid-i ef'l- fillerin birlii derler.
Bu mertebeye varan slik, ayniyet ile tecell iinde, btnn oka zikirle ltifletirir ve bu
letfetin kemaliyle kesif cisimlerin hasselerini idrakten ciz kalrsa, yani sfatlardan mn
denizine gay olup dalsa ve o anda Hakk' ancak ilimle bilmi olsa, O'nun nruyla tevhid-i
sfat- sfatlarn birlii mertebesine ermi olur. Bundan sonra, o slikin btn cephesi,
ayniyette daha ziyade ltif olup, bu letfetin kemliyle yle bir gayeye ular ki, onun zahir
hasseleri, idrakten ve akl da kendi diresine girenleri bilmekten geri kalr. te slik, bu
halde zevk ve vicdannda Hakk' Hak ile bulsa, tevhd-i zt'a- Zt birliine ermi olur.
Bilinmesi gerekir ki, nefsni ve eytan hatralar, dnceler zulman cehil mertebesinde
melek hatralar da nurn cehil mertebesindedir. Kalb hatralar, fillerin tevhidi ve
Hakkan hatralar da sfatlarn tevhidi mertebesindedir. Zt tevhdinde hi bir hatra ve
dnce bulunmaz. Selm hidayette olana!..
VAHDET- VCD'A GR
Vcut, her keml ve hayrn menbadr. Adem, yani yokluk da her noksan ve errin
kayna... Vcut, mutlak mnsiyle yalnz Allah iin sabit; adem de mmkn ifade
eden Masiv- Mahlklar lemine mahsus bir nasib olduundan, btn hayr ve keml,
Hakka, btn er ve noksan da mmkne aittir. Mmkne vcut isbat etmek, hayr ve
kemli ona tahsis eylemek, hakikatte onu Allah'a ortak saymak olur. Keza mmkn
Allah'n ayn; sfatlar ve fiilleri de Allah'n sfat ve fiillerinden ayn sanmak, en byk edep
hatasdr ve Allah'n isimleri ve sfatlarnda ilhada (kfr) gitmektir.
Zhir limleri, mmkne vcut isnat etmiler, mmknn varln mutlak vcudun
fertlerinden saymlardr. Nihayet, Alllah'n vcudu iin evl ve akdem- en evvel ve en
nce demilerdir. Bu mn bile, vcuttan doan kemller ve faziletler babnda
mmknn Allah'a ortakln gerektirir ki, tamamiyle yanltr. Allah, btn bunlardan
mnezzeh ve ycelmitir.
Kibriya benim d giysim, azamet de i... melindeki bir Hdis-i Kuts'de bu incelie,
namtenahi derin bir ed ile temas edilmitir. Eer, zhir limleri bu incelii tansalard,
hibir sretle mmkn iin vcut aramazlard; Allah'a mahsus hayr ve kemli, yalnz
sahibinde grrlerdi. ( Ey Rabbimiz, eer unutur ve yanlrsak bizi azarlama! )
Tasavvuf ehli ve bilhassa bunlarn son nesilleri, yine mmkn vacipin ayn bilmiler
ve onun sfat ve fillerini Allah'n sfat ve filleriyle bir tutmulardr. Bu zatlar, vcut
irkinden mnezzeh ve ikilikten uzak kalmlarsa da mevcut olmayana vcut bierler ve
noksan keml kabul ederler.
Derler ki:
Hibir eyde er ve noksan, zt deildir; nisb ve izafdir. Nasl ki, zehir dardan insana
nisbetle erdir, hayat yok eder; fakat bizzat vcudunda zehir tayan canllar iin devadr,
hayata yardmcdr. Bunlarn, bu ide uyduklar ey, kef ve mahedeleridir ki,
kendilerine gsterildii kadarna varabilmilerdir. (Allah'm, bize hakk hak gsterip
uymay ve btl da btl gsterip ondan saknmay nasibet!
Son derece girift olan bu meselede, nce, son devir tasavvuf ehlinin kendisine uyduklar
eyh-i Ekber Muhyiddin Arab'nin eriat'n zahirine aykr grnen mezhebini beyan edip,
daha sonra Mceddid-i Elf-i Sn - kinci bin ylnn yenileyicisi Ahmed Fark-
Serhendi (mam Rabbn) Hazretlerinin eriat'a uygun olan ak kef ve sahih ilhamn
yazmak gerektir. Ki, bylece, iki mezhep arasndaki fark, tam mnsiyle grnsn ve
"vahdet-i vct" gibi en ince ve en mhim mesele zerindeki ana grler birbirine
karmasn.
VAHDET- VCD
eyh-i Ekber ballar diyorlar ki:
- simler ve sfatlar, birbirinin ayn olduu gibi, Allah'n Ztnn da ayndrlar. Mesel ilim
ve kudret, hem zatn, hem de birbirinin ayndr. O makamda, say ve okluk, isim ve resim
olmayp, herhangi bir farkllk ve belirlilik de yoktur. Btn isimler, sfatlar, olular ve
itibarlar; Allah'n ilminde icml ve tafsil olarak birbirlerinden ayrlm ve belirlilik
kazanmlardr.
Bu iddiann sahipleri, icmal temayze, yani btn bu isimler, sfatlar, olular ve itibarlarn
icmal olarak birbirlerinden ayrlp belirlilik kazanmasna taayyn-i evvel, tafsil
temayze de taayyn-i sn ismini verirler. Yani birinci ve ikinci beliriler... Birince
belirie vahdet adn verip, onu peygamberin hakikati olarak tanrlar. kinci belirie ise,
"vhidiyet" deyip, onu da br mmknlerin hakikati itibar ederler. Mmknlere ait
btn bu hakikatleri ayn- sbite mefhumu iinde toplarlar.
Bu iki ilm belirii (vahdet ve vhidiyet), vaciplik mertebeisinde grr ve derler ki:
- Bu ayn, d vcuttan hibir koku almamtr. D lemde mcerred ehdiyetten baka
hi bir mevcut yoktur. Olan, vcudun aksediinden ve varln hayal zuhurundan baka
ey deildir. Tpk, bir kimsenin aynaya yansyan vcudu ve hayal zuhuru gibi... te
aynadaki o akis iin, hayl olmaktan baka bir varlk sbit deildir. Zira aynaya herhangi
bir vcut hull etmi deildir. Aynann yznde herhangi bir nak yoktur. O nak
hayaldedir, fakat aynann yznde sanlr. te vehim ve hayalle idrak olunan bu nak,
Allah'n yle bir sanatdr ki, onunla yakn hasl oluyor ve artk hayl kalksa da o
kalkmyor. Ahirette tahakkuk edecek ebed sevap ve azap da ite, bunun zerine terettp
ediyor.
Allah'n o sanat ki, hereyi mkemmellie ve yakne erdirdi. melindeki lh ifade buna
iaretitir.
Onlara gre, d lemde grnen bu okluk ksmdr: Ruh, misl ve cisman
taayynler, belirile ki, cisman beliriler bu grnen leme, ehadet lemine taallk eder.
te bu belirie taayynat- hriciyye-haric beliriler derler ve bu taaayynleri
imkn olabilirlik mertebesinde isbat ederler.
Yine onlar, nzl mertebeleri olan tenezzlt- hamseye- be tenezzl mertebesine,
hazart- hams derler. Zira, ilimde ve d lemde Allah'n varlndan ve Zt'nn ayn
olan isim ve sfatlarndan gayr hibir eyi sabit ve var grmezler. Yine ilm sreti de,
sreti olduu eyin bir benzeri ve misl kabul etmez, onun ayn bilirler. Tpk bunun gibi,
varln zahir aynasnda grnen ayn- sbitenin aksetmi sretini, o aynn ayn
tasavvur ederler; benzeri olduunu kabul etmezler. Nihayet bu hal iinde, aresiz ittihadbirlik hkmne varmlar ve herey O'dur! demilerdir.
te Vahdet-i Vct gibi en nazik bir dvada, eyh-i Ekber'in mezhebi, hlsa olarak
budur. eyh bu ilmi, velliin son mertebesine ve son gelenine mahsus kabul edip Fussl-Hikem adl eserinde der ki:
- Nebliin son mertebesi ve son geleni, bu ilmi, velliin son mertebesinden ve son
geleninden alr!
Baz Fuss tefsircileri, bu mnnn yorumunda ok zorlanmlardr.
Hsl, eyh'ten evvel gelen tasavvuf ehlinden hibir fert, bu ilim ve srra ait dudaklarn
amam ve bu meseleyi, bu lisan ve bu slpla anlatan olmamtr. Vak, mnevi
sarholuk nlarnda, onlardan tevhid ve ittihada dair szler zuhur edip ene'l-Hak ve
sbhan gibi szler zuhur etmise de, Allah'la kul arasndaki ittihat eklini bu tarzda
beyan ve izah eden grlmemi ve bu suretle tevhidin kayna onlara kapal kalmtr.
eyh, bu tifenin ilk senedini ve son vesikasn tekil etmitir. Bununla beraber, bu
meselede pek ok incelikler gizli kalm ve en girift esrr dmleri zlememitir.
Nihayet mam- Rabban Hazretleri zuhur buyurmular; ve hakknda ciltler dolusu
yazld ve neredildii halde, en ince noktalar ve esrar dmleri gizli kalan bu etrefil
dvay, t kknden halletmee muvaffak omulardr. Bu derecede azm bir dvay hal ve
fasletmek, ancak mam- Rabban apnda bir bye nasip olmutur.
Bir yet meli:
Hakk, Allah syler ve doru yola o erdirir.
vardr. Tpk, bir kimsenin glgesi, mecaz olarak, o kimsenin ayn ve ztdr, demek,
doru olmad gibi...
Bir sul:"
- eyh- i Ekber ve taraftarlar da lemi Hakk'n glgesi bilirler. yle ise, mam- Rabban
Hazretlerinin yolundan fark nedir?
Cevap:
- Onlar, o glgenin varln vehimden ayr kabul etmezler ve onun iin haric vcutttan
bir koku mmkn grmezler. Zll (glgeyi), asl zerine haml edip-etmemenin ls,
zlln haric vcutta isbat edilip-edilmemesidir. Onlar, zll iin bir haric vcut ispat
etmediler ve zll (glgeyi) asl zerine hamlettiler.
mam- Rabban'ye gelince; O, zlln, haric vcudu olduunu, yani glge varln, d
varlk leminde mevcut olduunu kabul eder ve asla zll, aslna hamletmez.
Zll varlktan asl varl nefyetmekte ve glge varl isbatta her ikisi de mterek ve
mttefik olmakla birlikte, mam- Rabban, zll vucudu harite isbat eder, eyh-i Ekber ve
taraftarlar ise, onu vehimde tahayyyl ederler ve harite mcerret ehdiyetten gayr,
hibir eyi mevcut kabul etmezler. Yine, snnet ve cemaat ehlinin grleri olarak da
harite vcutlar sabit olan subt sfatlardan, yalnzca, ilmin vcudunu isbet ederler ve
onun dndakilerin haric vcutlarn sabit grmezler.
Zahir limleri, her iki grn de dnda kalmay tercih etmilerdir. Bu meselede, hak,
ly hi bir noktasndan amayarak her tarafn hakkn vermi olan mam- Rabban'ye
nasib olmutur. Eer onlar da o zll varl harite bulsalard, lemin haric varln inkr
etmez, vehm ve hayalle kalmazlard. Yine lh sfatlarn haric vucudunu da inkr
etmezlerdi. Eer zahir limleri de bu srra erselerdi, asla mmkn varlkta asl varl
isbata kalkmazlar ve zll vcut grn mdafaa ederlerdi.
mam- Rabban'nin baz mektuplarnda (mmkne vcut demek, hakikat yoluyladr,
mecaz deil) eklinde yazm olmalar, bu tahkike aykr deildir. Zira, mmknn
harite zll vcutla mevcut olmas, hakikat yoluyladr; yoksa onlarn zannettikleri gibi
vehim ve hayal yoluyla deildir.
Bir sul:
- Ftht- Mekkiyye'nin sahibi eyh-i Ekber, ayn-i sbiteye vcudla adem, yani
varlkla yokluk arasnda berzahlar, diyor. Bu gre gre, adem- yokluk, mmkn
hakikatlere girmi oluyor. Byle olunca yukardaki tahkikle eyh-i Ekber'in bu sz
arasnda ne fark vardr?
Cevap:
- Onun berzah demesi, u itibarladr: lm sretlerin iki yz vardr. Bir yz, varlk
ynndedir ve ilm sbt vastasiyledir. Dier yz de yokluk tarafnadr ve haric yokluk
vastasiyledir. Zira ona gre, ayn, haric vcut kokusunu hi duymamtr. Yine o tahkikte
grlen adem- yokluk fikri, mmkn hakikattir ki, ayn ekilde, baz byklerin ifade ve
Enniyye: Kulun btn varlnn kendisine nisbet edildii hakikat Benlik Ruhum,
Nefsim, kalbim, elim, denmesi gibi
Umen: lerinde olandan, dlarnda hibir iz grnmeyenler...
nzic: Allah dostlar vellerin arpc menkbelerinin tesiriyle kalbin Allaha doru
hareketi Kalb rpn...
nsd-i Cem: Cemden sonra fark hali
Evtd: Kutuba ikinci derecede yakn olan bdelnn stndeki drt zt
Eimme-i Esm (nde gelen isimler): Allahn yedi ismi, Hayy; lim, Mrd, Kdir, Sem,
Basir, Mtekellim
Babul Ebvab (kaplarn kaps): Tvbe
Brika: Hakktan gelen parlt
Btl: Haktan baka Ondan baka olan da yokluk Yani hakikatte Hakktan bakas
yok; yani btl
Bdel (bediller): Kutba nc derecede yakn olan ebdlin stndeki Yedi zt
Berzah: ki ey arasndaki perde
Berzah- Cami (toplayc berzah) : Taayyn-i evvel( ilk beliri Zuhur mertebelerinin
ilki Hakikat-i Muhammediye Vahdet makam)
Bast: Kalp makamnda rec- mit mesabesindeki hal Yani, gizlilik makamnda
Hakkn zahir ve Batn olarak kulunu ferahlatmas Gnl genilii
Basret: Eyann hakikatini gsteren Zt Nru ile aydnlanm kalbin gc
Bakara (sr): Neftsen kinaye
Beytl Mukaddes: Yabanclardan temiz kalp
Beytl- Hikme: hlsn kaplad kalp.
Beytl-Mahrem: Yetkin insan kalbi.
Beytl- zze: Hakta fenya ermi halde cem makamna ulaan kalp
Cezb: Kulun lh ltuf sebeplerine yaklatrlmas
Ceres: Kalbe gelen ksa hitap.
Cil: Ztn zuhuru
Vechul-Hak: Bir eyin hak ls Yani hi bir ey onsuz hakikat deil (onsuz hibir
eyin hakikati yok)
Veche-i inye: Cezb ve slk
Veche-i cem-i bid: Hazret-i ulhiyyet
Verk: lemin kalbi olan kll nefs Levh-i Mahfuz ve Kitb- Mbn
Vasf- Zt ll-Hak: Cemin birlii ve Zt vcb (Mutlak Bir ve Vcib Zt vasf)
Verul-lbs: Hazret-i Ahadiyet makamnda hak
Vasf- zt lil-halk: Mmkn ve muhta zt vasf
Vasl: Btn zahirleri ve batnlar birletiren hakk birlik
Vaslul-fasl: Birlikte okluk zuhru
Vaslul-vasl: Nuzl (ini)den sonra uru (ykseli, var)
Vefa bil-ahd: Ezeldeki, Rubbiyeti ikrar ahdine vef
Vef yahfazu anit-teferruk (Ayr dmekten koruyan vefa): Ubdiyetten (kulluk)
amamak.
Vakt: inde bulunduun hl
Vakt-i dim: ki makam arasndaki duru
Vukf- sdk: Hakkn muradna vukf
Vel: Hakkn velyetinde, Onun kefletinde olan
Velyet: Kulun fenda Hakla kyam
Zcir: Kalbin vizi
Zaman- maz: aran an