Professional Documents
Culture Documents
Osmanlı Musikisi Ve Pisagor
Osmanlı Musikisi Ve Pisagor
(a definitive
melody-type)
type) has a fundamental role in this model.
model According to this new conception, the
area of tone and melody is classified into four classes, including makam (maqam,
melody-type), vze (voice/sound), be
be (branch), and terkib (compound). Its
1
ztrk, O. M.
extremely remarkable that these concepts are associated with horoscopes, planets, fourelements and time, with regard to esoteric nature of model. In terms of conceptual
meaning and functions, these concepts are analyzed here for the first time with
hermeneutical approach. In light of findings, its determined that these concepts are
composed of representation of the Pythagorean conception of the harmony/music of the
spheres, in point of esoteric symbolism.
Keywords : Makam (maqam, melody-type), esoteric tradition, harmony/music of the
spheres, Pythagorean tradition.
GR
15. yzyl, Osmanl musiki kltrnde yeni bir nazar anlayn ortaya k
bakmndan byk nem arzeder. Bu yzyl musiki nazariyesinin yeni nitelii,
makam kavramnn yaygn ekildeki kullanmndan ve daha da nemlisi makamvze-be-terkib (MAT) eklindeki drtl snflandrmadan kaynaklanr. 2 Model,
makamlarn tarif edilme biimleri ve bu tariflerde bir ezgisel hareket belirtmek zere
kullanld grlen gz (balang), seyir (gidi) ve karar (biti) kavramlaryla,
yeni bir anlay ortaya koymas bakmndan dikkat ekici zellikler sergiler. Bu
anlayn ifadelendirilmesinde kullanlan zgn dil, kulland szck ve ifade
biimleriyle, belirtilen yeni anlayn btnlkl bir nazar model olarak
alglanmasnda temel bir gsterge meydana getirir. Bu nitelikleriyle de bu yeni model,
nazariye bakmndan kendinden nceki Devir/Daire/edd Modelinden (DDM) ok
nemli baz farklar sergiler (Tablo 1).
Tablo 1: Birbirine zt iki anlay temsilen DDM ve BMMye zg dil ve terimlerin karlatrlmas.
DDM Terminolojisi
(temelde Arapaya dayal)
BMM Terminolojisi
(temelde Farsa ve Trkeye dayal)
2 Bu yeni nazariye anlayn Popescu-Judetz (2004) Anadolu okulu olarak anarken, Agayeva ve Uslu
(2008) da Trk kolu edvarlar olarak adlandrmaktadr.
ztrk, O. M.
inisiyasyon ve irad sreci iinde renilebilir. Bu nedenle ezoterik cemaatler, darya kapal (hermetic),
kendi i rgtlenme ve hiyerarilerine sahip zel gruplardan oluur. Bu gruplara ancak uygun grlenler,
belli bir inisiyasyon sreci sonunda ye olarak alnrlar. Ezoterik geleneklerde grup iinde verilen eitim,
tmyle gizli ve sr kltrne dayal bir eitimdir. Trkedeki isel/irek anlamna gelen btn
szc, zahir x btn (d/grnen x i/gizli) ayrm temelinde ezoterik szcyle eanlamldr. Bu
nedenle buradaki kullanmda bu iki szck, belirtilen balamda ou kez birbiri yerine kullanlmtr. bkz.
Kl, 2011.
5
Konunun mzikolojik yn hakkndaki eitli deerlendirmeler iin bkz. Oransay (1966), Durmaz (1991),
Can (2001, 2002), Popescu-Judetz (2002, 2010a, 2010b), Uslu (2009).
6 Gnmzde yaygn olarak krelerin uyumu/musikisi eklinde bilinen bu Pisagorcu kavram, kinattaki
uyum, birlik ve dzeni simgeleyen bir kavramdr. Buradaki kre, ayn zamanda lem, felek ve
gk anlamlarna gelir. Bu nedenle kavram Trkede lemlerin uyumu/musikisi, feleklerin
uyumu/musikisi, gklerin uyumu/musikisi eklinde de ifade edilebilir. Bilindii gibi antik dnyada
kinatn, i ie gemi kreler/felekler/lemler/gklerden olutuuna inanlyordu. Musiki ise, ayn zamanda
harmonia olarak uyum demekti.
ztrk, O. M.
Pisagor ve Pisagorculuk konular hakknda kapsaml almalar iin bkz. Guthrie (1987, 2011), Kingsley
(2002); mzikte Pisagorcu gelenek konusunda ise bkz. Godwin (1993), James (1993).
8
Hermes-dris zdeliinin slam kaynaklar itibariyle derinlemesine bir incelemesi iin bkz. Kl (2010);
farkl kltrlerde karlalan Hermes ve hermetik kltr kavramlar iin bkz. zbudun (2003).
9
Rislelerin Ayrnt Yaynlar tarafndan yaplan Trke evirisinde (ed. B. Snmez) Hermes
Trismegistusun III. Hermes olarak evrilmi olmas, evirinin baz ksmlarnn gvenilirlii konusunda
eitli soru iaretlerinin domasna yol amtr. Bu nedenle rislelerle ilgili buradaki alntlarda, Shiloah
(1979) ve Wright (2010) esas alnarak, eviriler tarafmdan yaplmtr.
10
Kuran- Kerim, 19, 57
11
Cbir ibn-i Hayyan (721-815): slam bilim tarihinde kimyann babas olarak bilinen, hermetik
klliyatla derin balar bulunan ve ayn zamanda gizli ilimlerden simyayla yakndan ilgilenmi Harranl
(Sabi) hermetik ve kimyac. bkz. Khya (1995).
12
Harranllar: ou zaman Sabilerle eanlama gelecek ekilde kullanld grlr. Hermes Trimegistusu
peygamberleri olarak gren ve Hermetik gelenein en gl takipileri olan topluluk. bkz. Sarkavak (1997),
Gndz (2006).
13
Btn kaynaklarn ayrt edici zelliklerinden birini, musikinin, aritmetik, geometri ve astronominin yan
sra tp alanyla da ilikilendirmi olmas oluturur. Konunun bu ynne aada deinilecektir.
14
Neoplatonizm (Yeni Platonculuk): Akademinin kapatlmasndan sonra (M.S. 529), Platoncu felsefe
anlaynn Plotinos tarafndan baz Aristocu fikirlerle uzlatrlarak yeniden yorumlanmasyla gelime
ztrk, O. M.
gsteren felsefe akm; bir bakma ezoterik Platonculuk. skenderiye merkezli olarak gelime gsteren bu
akm, ezoterik ve hermetik gelenekler zerinde byk etkiye sahip olmutur (Hanerliolu, 2006).
15
Neopisagorizm (Yeni Pisagorculuk): Pisagorculuun Platonculukla birlikte yorumlanmas erevesinde
say sembolizmine, tanrsal vahye ve ruh-beden ztlna dayal, M.S. 1.-2. yy.larda gelime gsteren felsefe
akm (Arslan, 2012).
ait perde, aralk, cins, vb. unsur veya ltlerde deil ama tamamen zdeletirildii
burlar, seyyareler, drt unsur ve zaman bileenlerinden kurulu hermetik sembolizmle
balantl olduu gayet aktr. MAT snflandrmasndaki her bir kategori, sadece
kozmosu oluturan unsurlar temsil etme zellii tar; bu amala gelitirilmitir. erik
ve kategorileri bakmndan bu sembolik snflandrma, Pisagorcu felsefede lemdeki
ilh dzeni simgeleyen krelerin uyumu/musikisi anlaynn, Osmanl kltrndeki
ve sf gelenekteki bir yansmasndan baka bir ey de deildir. Yukarda deinildii gibi
krelerin uyumu/musikisi anlay, Pisagorcu gelenee gre tm lemin, uyumlu
musikisel oranlara gre yaratlm ve dzenlenmi olduu ilkesine dayanr (Haar, 1980;
Godwin, 1993). Buradaki musiki kavram dnyev manada bilinen musiki olmayp,
kinattaki dzene ait (cosmological), uyum (harmony) ve birlik (unity) esasl bir
simgeden ibarettir. Bu temel anlay, Batlamyusun (2. yy.) Harmonics adl eserinde,
musiki alannn kozmik uyum (cosmic harmony) ve fiziksel uyum (physical
harmony) olmak zere ikiye ayrlarak aklannda etkili olmu (Haar, 1980; Barker,
2001); 5. yy.da ise Boethiusun De musica adl nemli eserinde yer alan l
snflandrmada musica mundana16 (kinatn musikisi) adyla yer almtr (Randel,
1978; Haar, 1980; Godwin, 1993). Musica mundana, tanr (makrokozmos), insan
(mikrokozmos) ve lem (kozmos) arasndaki kusursuz ilikiyi ve bir anlamda yukarda
olan, aadaki gibidir vecizesini temsil eder. Bu hermetik mottonun slam kltrdeki
tipik yansmas ise Allah, insan kendi suretinde yaratt17 ifadesinde grlr. Felsef ve
inansal adan byk deer atfedilen uyum ve birlik kavramlarnn, Rnesans
hmanistleri zerindeki derin etkisi de bu dnem sanatlar ve bilim insanlarnn
eserlerinde son derece baskn bir karakter tar (Berghaus,1992; Castelli, 2013). Bu
dnemde felsefe, sanat ve bilim alanlarnda ne kan Avrupal isimlerin neredeyse tm,
hermetizmle, antik hermetik metinlerle (hermetik klliyat, corpus hermeticum)
yakndan ilgili ve balantldr. yle ki nl astronom Kepler, Harmonices Mundi (1619)
(Evrensel Uyum veya Dnya Dzeni) adl eserinde, gezegenlerin hareketleri
esnasnda kardklar bu uyumlu namelerin notalarn verir (Godwin, 1993: 234).
Bylece gezegen hareketlerine ilikin nc yasann kifi olup, modern bilimin
kurucular arasnda yer alma onurunu tayan Keplerin de, aslnda astronomi/astroloji ile
musiki arasndaki antik hermetik balant fikrinden uzak kalamad ortaya kar. Kald
ki Yeniden-dou dneminin bizzat kendisinin, antik hermetik metinlere en youn
ilginin gsterildii bir dnem olmas ynyle Avrupa tarihinin ok zel bir blmn
oluturduu da ayrca bilinen bir gerektir (Yates, 1991; Castelli, 2013).
16
Kimi zaman musica universalis olarak da anld grlen musica mundana dnda snflamann dier
kategorilerini musica humana (insanda ruh ve beden arasndaki uyumu temsil eden isel musiki) ve
musica instrumentalis (sazende ve hanendeler tarafndan icra edilen musiki) oluturur (Godwin, 1993:
86).
17
Bu ifade, Buhr (Itk, 20) ve Mslim (Bir, 112) tarafndan nakledilen hadisler yoluyla slam kltrne
girmitir. nk Kuran- Kerimde, Hibir ey Ona denk ve benzer deildir (hls suresi, 4) ve Onun
benzeri yoktur (ur suresi, 11) eklinde ak ifadeler yer almasna ramen bu anlayn zellikle sf
gelenekte bir temel ta halinde oluu, konunun dinler-st balam asndan ok dikkat ekicidir.
ztrk, O. M.
18
Deiik dnem, kii ve kltrlere ilikin tm bu ifadelerin, Delphi Tapnann giriinde yazan u cmleyle
balantl olduu grlr: Kendini bil, bu yolla Tanrlar lemini de bilirsin.
10
19
Buradaki kadim ekleri, Uak, Nev ve Bselikin Safiyddin tarafndan verilen aralk yaplarn
belirtmek iin kullanlmtr. Belirtilen makam adlar gnmzde tmyle farkl bir aralk yapsna sahip
olduklarndan, bu ayrmn yaplmas bir zorunluluk dourmaktadr. Kald ki Osmanl makam kltrnde, pek
ok makam asndan, kkleri olaslkla 17. yy.da bulunan nemli bir muhteva deiim ve dnm
yaand anlalmaktadr. Bu konuda nazar dzlemdeki kaynak yetersizliine karn Ali Ufk ve
Kantemirolu nota koleksiyonlarndan yansyan eser ierikleri, yeterince ak bir tarihsel kant
oluturmaktadr.
20
Gltekin Oransayn orijinali Almanca olan doktora tezine dayal olarak kitaplatrd bu kaynaa ait
(yine Oransay tarafndan yaplm) ders notlar eklindeki Trke evirileri okuma olana salayan deerli
hocam Prof. Erturul Bayraktarkatala burada kranlarm sunmay bir bor bilirim. Bu vesileyle, yazld
dnem itibariyle nc niteliklere sahip bu deerli almann Trke olarak yaynlanmasnn, lkemiz
mzikoloji evreleri asndan byk nem tayacan zellikle vurgulamak isterim.
11
ztrk, O. M.
ZIT
TEZAHR:
DEVRCLER
ve
12
21
Mealer ve Mealik: slam kltrnde Farab, bn-i Sina ve bn-i Rd gibi isimlerin almalaryla
tannan ve Aristoculuk temelinde gelime gsteren bilim ve felsefe anlayna verilen isimdir. Mea ad,
Aristonun ders yapma tarzn nitelemek zere yryen anlamna gelen Yunanca peripatetik sznn
Arapa evirisinden gelmektedir.
13
ztrk, O. M.
22
14
24
15
ztrk, O. M.
29
Porphyry gibi baz kaynaklar, akusmatikilerin, yzeysel bir eitimden getiklerini belirtmekteydiler.
Onlara gre matematikiler, Pisagorculuun gerek temsilcileriydiler. bkz. Guthrie (1987: 123-135).
30
Sembol/simge kavramnn mistik bir analizi iin bkz. Cassirer (2011); kltrel ve iletiimsel boyut ve
ilevleri iin bkz. Fontana (1994).
16
ekil 1: DDMye zg Buselik dairesi ile BMM temsilcilerinden Krehirli Yusuf'a ait "vzeler" dairesinin
karlatrlmas. Soldaki daire (a) "quadrivium"un, sadaki (b) ise ezoterik Pisagorculuun tipik unsurlarn
iermektedir.
ztrk, O. M.
31
Drtl snflandrmalarla ilgili daha ayrntl bilgi iin bkz. Snmez (ed. 2012: 154-156).
18
HbAn astrolojik balamda evc terimi iin ycelmen, kart olan haziz iin ise inmen
terimlerini kullanm olmas, tarihsel Trke kullanm bakmndan son derece dikkat ekicidir.
19
ztrk, O. M.
Zodyak zerinde 30 derece mesafedeki her alan, burlara ait hneleri; yani
burlarn yerlerini belirler (Hoskin, 1997; Encausse, 1999). Bu yerler ayn zamanda
burlarn evleri, hneleri ve makamlardr. Bur ile hne/ev/makam zdeliinin
musiki nazariyatndaki yansmasnn on iki makam kavramn oluturduu gayet
aktr. Bu ifade, zodyak dairesindeki on iki ev/hne/makam/mevki/mahal/yer
demektir. Bylece aslnda hepsi de benzer anlamlara sahip eitli szcklerin, birbirleri
yerine kullanlabildikleri grlr. Ancak terimleme srecinde makam szcnn,
20
Makam
Bur
Unsur
Tabiat
Rast
Hamel (Ko)
Ate
Scak ve kuru
Irak
Sevr (Boa)
Toprak
Souk ve kuru
Isfahan
Cevza (kizler)
Hava
Scak ve nemli
Zirefkend-i Kek
Seretan (Yenge)
Su
Souk ve nemli
Bzrg
Esed (Aslan)
Ate
Scak ve kuru
Zengle
Snble (Baak)
Toprak
Souk ve kuru
Rehv
Mizan (Terazi)
Hava
Scak ve nemli
Hseyn
Akreb (Akrep)
Su
Souk ve nemli
Hicaz
Kavs (Yay)
Ate
Scak ve kuru
Bselik
Cedi (Olak)
Toprak
Souk ve kuru
Nev
Delv (Kova)
Hava
Scak ve nemli
Uak
Hut (Balk)
Su
Souk ve nemli
Burada makam szc asndan bir noktaya daha dikkat ekilmesinde yarar
vardr. Bilindii gibi makam szc, ayn zamanda dinsel ve zellikle de btn
anlamdaki yce ve ilh nitelikteki yer ve hllerin ifade edilmesinde de
kullanlr. Bu durum, zellikle btn gelenek mensuplarnn, szcn yaygn ekilde
kullanlmas srecinin ncleri olduunu da aka ortaya karr. Nitekim zellikle sf
kltr iinde yazlm ok sayda eserde, makam szcne ulv bir anlam verildii
grlmektedir.33
33 Bu erevede drt kap, krk makam, hller ve makamlar, makam- brahim, makam- Mahmud,
vb. ifadeler, makam szcnn dinsel, inansal ve zellikle de tasavvuf balamdaki kullanmlarnn tipik
rneklerini oluturur. Ayrca bkz. Oransay, 1990 (ed. Durmaz ve Dalolu).
21
ztrk, O. M.
22
kutupsall iinde ele alma ve anlama eilimindedir. Oysa makam, yaln olarak
gz, seyir ve karar kavram ve ilevleri etrafnda varlk gsterir. Bu balamda
btn gelenek mensuplarnn, makamlar, ezgiyle ilgili olarak ve deien saylarda
perdelerden oluan asllar halinde anlam ve aklam olmalar son derece anlaml
grnr (ztrk, 2012b, 2012c, 2012d, 2013). Nitekim halk musikisi derlemelerinde yle
rneklerle karlalr ki mesel ezginin btn sadece perde iinde gelime gsterir.
Btn nazariyeye gre perde, makam oluumu asndan aka yeterlilik tayan
temel bir ezgisel birliktir ve halk geleneinde bu anlaya uyan saysz rnekle
karlalmas bu adan dikkat ekicidir. BMMde Irak, Segh[- Kadim]35, Rehv[-yi
Kadim], Bestenigr[- Kadim], Kek[-i Kadim], argh- Rekb, Zavil-i Segh gibi
MATlerin, -perde iinde tarif edilmi olmalar son derece manidardr. Oysa
DDMde devirler, mutlaka oktav aral iinde, sekiz veya dokuz perde ierecek
ekilde dzenlenmek zorunda idiler. Nitekim geleneksel makam kavramn yeni bir
nazariye iinde aklamak zere 20. yy.da yzlerini Avrupaya eviren modern
teorisyenlerin, DDM ile tonalite arasnda bir tr yaknlk kurmalarnda, bu etkenin
ok nemli bir rol oynad anlalyor. Bu teorisyenler, dneme damgasn vuran
Avrupa pozitivizmden gl ekilde etkilenmi bak alaryla bu yoldan, gelenek ile
moderlik arasnda kolaylkla bir sentez kurabileceklerini varsaymlardr. Gelenei
temsilen Osmanl nazariye kaynaklarndan ziyade Safiyddine ynelmiler; bu
kaynaktan devir oluturucu birimler olarak grdkleri muhtelif drtl ve belileri
seerek, bunlar makam dizilerinin oluum ve aklamasnda kullanmlardr. Bu
sayede ortaya kan geleneksel makam dizilerinin, ayn zamanda tpk Avrupa
nazariyesinde olduu gibi tonal fonksiyonlara sahip diziler olarak ele alnmalarnn
mmkn olabileceini dnmlerdir.36
Makam kavramnn musikide kazand teknik anlamn geliiminde tarihsel
adan nemli srecin bir arada gelime gsterdii tespit edilebilmektedir. Kavramsal
adan bu sreler burada, perdeleme, makamlama ve terkibleme olarak
adlandrlmtr.
Perdeleme: Geleneksel perde dizgesinde yer alan seslerin, isimlendirilmesi
veya isim sahibi olmasyla ilgili sreci tanmlar. Osmanl 15. yzyl kaynaklar, GPDde
yer alan perdelerin bir ksmn tamam, bir ksmn ise nim olarak ikiye ayrmtr. Bu
niteliksel ayrm, perde-makam ilikisinin anlalmasnda temel bir nem tar. nk
perdeleme srecinde perdelerin adlandrlmasnn, ncelikle tamam perdelerle ilikili
olduu grlr. simlendirme bakmndan kimi zaman perdelerin yer ve konumlarn
belirleyen sra-saysal adlar aldklar grlrken, ou zaman da ilikili olduklar
35
Burada eitli makam adlar sonuna eklenen kadim taks, ilgili makamn 18. yy. ncesi durumuna
ilikin bir atf iermektedir. Musiki nazariyat ve zellikle makam kltr asndan 18. yy. bariz bir deiim
yzyl olmu ve bu srete, pek ok makam asndan ak bir cedid x kadim kartl ortaya kmtr.
Konunun bu ynleriyle de kapsaml almalara ihtiya duyduu bir gerektir. Ancak bu tr deiimleri
eitli ynleriyle ele alan almalar asndan bkz. Oransay (1966), Ylmaz (2001), Durmaz (1993), ztrk
(2008, 2009), Can (2011).
36
Bu anlayn nde gelen temsilcileri ve sahip olduklar anlay asndan bkz. Ezgi (1940), Karadeniz
(1984), Yekta (1986), Arel (1993).
23
ztrk, O. M.
makam veya dzenlere bal kalnarak adlandrldklar grlr. Son derece dinamik bir
halde gelime gsteren bu sre, eitli dnemler ve hatta kaynaklar bakmndan dikkat
ekici farkllklar sunar. Sadece 15. yzylda bile bu srete nemli deiimler yaand;
bir bakma srecin yzyl boyunca ilemeye devam ettii grlr. Srecin en dikkat
ekici ynn ise, kaynaklarda izlenen yntem ve tercihler bakmndan ezamanl
farkllklar iermesi oluturur. Tipik bir rnek olmas bakmndan 1441de yazd
Kitbl-Edvrda (KE) HbAnn, perdelerin adlandrlmasnda farkl yntem
kulland grlr. Bunlardan ilkini, sekizlide yer alan sekiz tamam perde iin, sralan
ve konumlarn ifade eden sra-saysal adlandrma oluturur (Oransay, 1966; Atalay,
1989; ztrk, 2012b): Yekgh (birinci yer), Dgh (ikinci yer), Segh (nc
yer), argh (drdnc yer), Pengh (beinci), egh (altnc yer), Heftgh
(yedinci yer), Hetgh (sekizinci yer). Feldman (1996)n da iaret etmi olduu gibi bu
adlandrma tarz, eski Acem makam/perde dizgesinin bir rndr ve buna ilikin ok
nemli bir tanklk, 18. yy.da TKAin rislesinde yer alr: Bizim rast dediimiz Acem
yegh der, ikinci vurubuna dgh deriz ki Acemde dgh derler. nc vurubuna
segh deriz ki Acemde segh derler. O drdnc vurubuna argh deriz ki Acemde
argh derler. Beinci vurubuna neva deriz ki Acem pengh derler, altnc vurubuna
hseyni deriz ki Acem egh der, yedinci vurubuna evi deriz ki Acem heftgh der,
sekizinci vurubuna gerdaniye deriz ki Acem hatgah der (Popescu-Judetz, 2002: 101).
Dier yntem, sra-saysal sralantaki ilk drt ismin asl olarak
nitelendirildii asllar veya drt-be yntemidir (ztrk, 2012b, 2012c, 2013). Bu
yntemde dizge iinde yer alan tamam ve nim perdelerin tm, drt asl perdeye gre
snflandrlm, ilikilendirilmi ve birlik fikri zerinden de trdeletirilmi
olur. Bu yntem, esas olarak Pisagorculukta drt-esas simgeleyen tetraktys
temelindeki uyum ve birlik anlaynn, tipik bir uyarlamas grnmndedir. Drtperde esasl adlandrmada her bir be ad, GPD iinde, kendi snflarna mensup
birok perdeyi ima edebilir. rnein Yekgh ifadesi, bugn anlald gibi tek bir
perde iin kullanlmaz; aksine Yekgh, GPDdeki Rast, argh, Pengh ve Gerdaniye
(Tiz argh, Tiz Pengh, Nerm argh) gibi trde veya soyda perdelerin tmn
ifade etme zellii tar. Baka bir ifadeyle GPD iinde trdelik bakmndan ok
sayda be bulunur. Bu beler, asllara tabi durumdadr. Nitekim KY ve HbAda
Yekgh Isfahan evi, Segh Kek evi, Dgh Nhft evi gibi tipik rnekleri
grlen bu yntem, dnemin dier btn kaynaklarnda da varln gsterir. Bu
yntemin, Bizansta ve Karolenj dnemi Enchiriadis (Holladay, 1977; Phillips, 1984;
Erickson ve Palisca, 1995; Boynton, 1999) metinlerinde kullanlan drt farkl
tetrakorddaki Protus, Deuterus, Tritus, Tetrardus snflaryla ve ayrca Arezzolu
Guidonun solmilemede gelitirdii A la mi re yntemiyle (Russo, 1997; Christensen,
2002; Mengozzi, 2010) nemli benzerlikler tamas ise karlatrmal nazariye tarihi
almalar bakmndan ok dikkat ekicidir (ztrk, 2012b, 2012c).
belere dayal yntemin adlandrma asndan sahip olduu ok nemli bir
soruna da burada iaret etmek gerekir. Perde asndan kullanlan be adnn
gnmzde olduu gibi tek bir perde olarak anlalmas durumunun, tarihsel kaynaklarda
24
MAT iin bu yntemle verilen tariflerin neredeyse tamamnn yanl anlalmasna yol
aaca kesindir. 37 nk bu drt be, kendi yerleri anlamnda sahip olduklar
makamlardan farkl konumlardaki perdeler iin de kullanlabilir durumdadr ve bu
nedenle, belirtilen kaynaklardaki perde-ad temelli tariflerin, hangi perdeyi ima ettii
anlamnda, ok dikkatli bir gzle yorumlanmas gerekir.
Dikkat ekici bir baka yntem ise perdelere, makamlama sreciyle
ezamanl olarak, perdenin makama zg ezgi ekirdeklerine merkez oluturma veya
ilgili makam tarafndan kullanlma ynyle verilen isimlerdir. rnein Muhayyer, aslnda
Tiz Dgh perdesidir ve Muhayyer ekirdekli ezgiler, seyirlerine bu perdeyi merkez
alarak balarlar. Bu makamsal gz zellii, tam perdeler arasnda Tiz Dgh
perdesinin Muhayyer olarak da anlmasn salamtr. KY, HbA gibi kaynaklara
bakldnda ayn perdenin, Hicaz-Dzeninde yer alan Nhft [Nhft-i Kadim]
terkibinin gz olarak kullanldnda, bu kez Nhft perdesi olarak anld grlr.
Bu olgu, burada balamsal adlandrma olarak nitelendirilen ve makam-perde ilikisi
asndan yaamsal nem tayan bir zelliin mevcudiyetini aa karr. Bu
uygulamalarda makam ad, makamsal hareketin balangcn oluturan merkezdeki
perdeye (gz perdesi) isim olarak verilmi olmaktadr ki makam anlay ve ayrm
asndan son derece temel nitelikteki bu ltn, sonraki dnemlerde ayrt edici olma
vasfn nemli lde kaybedecei grlr. Makam ve gz perdesi arasndaki bu
somut iliki, sra-saysal adlandrmada egh olarak anlan altnc tam perdenin,
Rast-Dzeninde (tam perdeler dzeni) Hseyn; Hicaz-Dzeninde ise Uzzl olarak
adlandrlmasnda da grlr. Bylece, adlandrma asndan:
(i) gz ve karar merkezlenilerine dayal merkez perdeler yntemi;
(ii) drt-asl perde veya drt-be yntemi;
(iii) tam perdeler baznda sra-saysal yntem;
(iv) makam tarafndan kullanla dayal (nim perdeler iin de geerli olan)
balamsal yntem;
(v) GPDnin makama gre ayarlanna bal dzensel yntem olmak zere
be farkl yntemin kullanld tespit edilmektedir. Aadaki ekil, GPDye temel
oluturan on be tam perdenin adlandrln, belirtilen yntemler asndan
karlatrmal olarak gstermektedir (ekil 3):
ekil 3: BMMye gre geleneksel perde dizgesinde yer alan tam perdelerin farkl yntemlerle
adlandrlmasyla ilgili karlatrmalar (aklama iin metne baknz).
37
25
ztrk, O. M.
18. yy.da bu anlay deiecek ve makamsal balam asndan Uzzl perdesi, Hicaz perdesinin yerini
alacaktr.
26
olduunu kukuya yer brakmayacak ekilde ortaya koyar. rnein Kantemire gre
Bselik perdesi, Niabur ve Rehv-yi atik perdeleriyle hemen hemen ayn konumdadr
(ed. Tura, 2001; Wright, 1992, 2001). TKA ise u ifadeleriyle konuyu tm plakl ile
gzler nne serer: Dahi ziyade adlar vardr bu buselik perdenin amma onlar komadk
niin dersen buselik lafz ou vardr Niabur buselik karar etti, amma niaburdur
ismi, nice ki bir perdenin adna saba dendi, hicaz dendi, nikriz dendi, hzzam dendi
(Popescu-Judetz, 2002: 99).
20. yy.da perde adlarnn standartlatrlmas anlay, geleneksel anlamda
makam-perde ilikilerinin ok temel baz ynleri bakmndan yitirilmesine yol amtr.
Yukardaki rneklere bakldnda her eyden nce anlalmas gereken husus,
makamlarn GPDdeki konumlanlarnn, perde adlandrmasnda oynad temel roldr.
Bylece aslnda ayn perdenin, kullanld makama gre adlandrld olgusu ortaya
kyor ki ite bu nitelik, makam, perde ve makamsal ezgi arasndaki ilikilerin
anlalmas bakmndan tam anlamyla bir anahtar durumundadr. Perde adlarndaki
standartlatrmann, tarihsel aratrmalar bakmndan yol at en nemli problem ise,
tarihsel metinlerde rastlanan isimlerin, gnmzdekilerle ayn olduklar zannna yol
am olmasdr. Bu alanda yaplan eitli almalarda, belirtilen farkl yntemlerin
doru anlalmamasndan kaynaklanan ok nemli yorumlama hatalaryla karlald;
bugn gemile bir tutmann ise tarih bilimini ve tarihsel metodolojiyi aka hie
saymak anlamna geldii grlmektedir. Bu nedenle perde-makam ilikisi, adlandrmada
izlenen yntemler asndan byk nem arz eden bir konu olarak anlalmal ve zellikle
de tarihsel metinlerde yer verilen isimlere, bu adan byk bir dikkat ve zenle
yaklalmaldr. Konunun nemine, TKAdeki u alntyla dikkat ekmek, vurgulama
bakmndan yeterince anlaml olacaktr: her bir perdenin baka baka ad <var
perde> var ki bir ad var, perde var ki be alt ad var ite grr ki bir perdenin ka ad
olur. alt trl be icra olmasndan, alt trl ad oldu (Popescu-Judetz, 2002: 9899).
Seyyrelerin/Gk Cisimlerinin Temsili: Yedi vze
Pisagorculua zg krelerin uyumu/musikisi anlay asndan Osmanl
btn kaynaklarndaki en tipik konuyu kukusuz ki vzeler oluturur. vze, Farsa
vz kelimesinden gelmekte olup ses/sad demektir. Farhat (1990: 3)a gre Acem
musiki tarihinde Hsrevn olarak adlandrlan makam dizgesi, yedi temel makama
sahipti. Bu makamlar hakknda ayrntl bilgiler mevcut deilse de, Osmanl 18. yy.nda
Ny Osman Dede (ed. Kalpakl ve ev. Erguner, 2014), bu yedi makaml dizgeye
Acemlerin heftgne (yedi perde) dediklerini belirtir. Ayrca yukarda verildii zere
TKA da, Acem kltrndeki temel perde/makam adlandrma dizgesine yine 18. yy.
itibariyle tanklk etmitir (Popescu-Judetz, 2002). Bylece vz veya vzenin,
Farsada, yedi ana perdeye iaret ettii aklk kazanm olur ki yedi seyyre ve onlar
tarafndan karlan sesler bakmndan bu husus, byk nem arzeder.
vze ile temsil edilen sad, aslnda dnyev olmaktan ziyade ilh bir
nitelik tar. Bilindii gibi tasavvuf geleneindeki sem kavram, bu ilah sesleri
duyma
hassas
ve
vasfyla
dorudan
ilgilidir.
Sem
etmek,
27
ztrk, O. M.
39
Burada geen vze teriminin, ses, sad anlamna geldii; MAT snflamasnda ikinci temel
kategoriyi oluturduu; eski Acem snflamasnda, Yekghtan Heftgha dek sralanan yedi ana perdeyi
meydana getirdii ve o dnemlerde perdenin, ayn zamanda makam demek olduuna zellikle ok
dikkat etmek gerekmektedir.
28
Pisagorcu gelenekten slam kltrne szan ilah sesleri duyma hassassn, sflerce
nasl benimsenip slam bir boyut kazandn da aklamaktadr. Uluda (1999)a gre:
Sfler kendilerini bu konuda [sem] tenkit etmek bahis konusu olunca, sem
kelimesindeki geni uml ve elastikiyetten faydalanarak bu tabir ile Allahtan ve
Resulnden sem- kastettiklerini sk sk ifade etmilerdir. Kuran dinlemekle musiki
dinlemeyi ayn isim altnda toplamakla hem musikiye din bir renk vererek onu Kuran
dinlemekle bir tutmular, hem de muhaliflerinin yerme ve ktlemelerinden kurtulmaya
gayret etmilerdir. Tenkit edildiklerinde: Bizim semamz Allah ve Resulndenir, sahabe
de byle sem ederdi demek suretiyle hem kendilerini mdafaa etmi, hem de
muhaliflerini artm oluyorlard (Uluda, 1999: 231-232).
Temelde hangi grn altnda olursa olsun hermetik gelenekte ve slam
kltrnde ekillenen btn cemaatlerde, ilah seslerin temsili, seyyareler ve onlarn
hareketleriyle ilikilendirilmitir. Nitekim Mevlev sem da gezegenler ve yldzlarn
gne evresindeki dnlerine (nder, 1998: 120-122) benzetilir. Seyyarelerin
dnleri esnasnda kardklar vzlar, ancak Pisagor gibi bilge, hakm, arif
veya hikmet sahibi kiilerce duyulabilir. Ahmedolu krullha gre bu ilmi evvel
tasnif iden hakm-i ilah Fisagoresdr ki akirdlerine eydrmi ki Ben bu namelerin
bazsn felekler hareketinden iidrem, andan ki ben eydrem (Bardak, 2008: , 2011:
9; irinova, 2008: 147; Kamilolu, 2007: 43). Nitekim hvn- Sf Rislelerinde de
benzer olarak u ifade yer alr:
Denilir ki hakm Pisagor, ruh cevherinin safiyeti ve kalp gznn aklyla
lemlerin ve seyyarelerin hareketlerinden kan nameleri iitmeye muktedirdi ve stn
nitelikteki dnce gcyle de musikinin temel ilkelerini ve perdeler arasndaki ilikileri
idrak edip ortaya kard. O, bu ilimden sz eden ve bu srr reten bilgelerin ilki olmu
ve onun ardndan da Nikomakus, Batlamyus, klid ve dier bilgeler gelmitir (Shiloah,
1993: III: 38; Wright, 2010: 121).
Tasavvuf kltrnde semnn kaynana ilikin olarak ileri srlen
nazariyerlerden birinin Fisagorese ait oluu (Uluda, 1999), burada dile getirilen
hermetik ba asndan son derece nemlidir. Bu konuda slam kltrnde ve Osmanl
kaynaklarnda grlen atflarn okluk ve skl, meselenin salt slam ve Osmanl kltr
iinden grlemeyeceini ve konunun ok daha umll olduunu gsterir. Uluda
(1999), Ktip elebiden alntyla, Fisagores hakkndaki nazariyeyi yle aktarr40:
Musikinin mucidi Sleyman (A.S.)n talebelerinden Fisagordur. Bir ahs
Fisagora gn st ste ryasnda yle demiti: Kalk, falan denizin sahiline git, orada
garib (orijinal) bir ilim tahsil edeceksin. O da kalkp oraya gitmi, fakat orada kimseyi
bulamam, bu ryann zahiri manasnn kastedilmediine hkmetmi ve burada
demircileri toplayp tenaspl ve ahenkli bir ekilde ekileri vurmalarn emretmi,
kendisi de bu sesler zerinde derin derin dnmeye balam, sonra dnte sesler
arasndaki nisbetlerin nevileri zerinde dnm, uzun dnce, ilh feyz ve Rabban
ilham eseri olarak gayesine varm, bir alet yapm, zerine ibriim balam, sonra
40
29
ztrk, O. M.
tevhide dair inad ettii iirleri [mnact] sylemee balam, halk ahretle ilgili ilere
tevik eden ilhler okumu, bu ekilde birok kimsenin dnyadan el-etek ekip ahret
ileri ile megul olmasn temin etmi. Ondan sonra bu adet hkema arasnda aziz
olmutu. Fisagor ksa sre iinde, saf bir cevhere sahip olduu iin riyazt ilminde
muhakkik bir hkim olmu, ruhlarn yurduna, ufuklar geni olan semalara vasl olmutu.
Feleklerin hareketlerinden hsl olan cazib (ehiyye) nameleri ve gzel besteler
iitiyorum, bu terennmler muhayyileme ve hafzama yerlemitir diyen Fisagor buna
dayanarak bu ilmin kaidelerini ortaya koymutur (Uluda, 1999: 347-348).41
Bu hikyenin Ortaa Avrupasnda da aynen bilindiinin ve Franchino
Gaffurio (1492, Theorica musice, liber primus) gibi dnemin eitli teorisyenlerince
izime dntrldnn grlmesi (Christensen, 2002), konunun yukarda belirtilen
dinler-st mahiyeti asndan nemli olsa gerektir. Bilindii gibi Ktip elebi (16091657), 17. yzyln en nemli bilim adamdr. Corafya, tarih, bibliyografya gibi
alanlarda yapt ok deerli almalar yannda Kefz-Znn ve Cihnnm gibi
nemli eserlerin de sahibi olan Ktip elebinin, musikinin kkenine ilikin bilgi
kaynan Pisagora dayandrmas elbette sz edilen hermetik gelenein gc ve
binlerce yllk etkinlii bakmndan son derece dikkat ekicidir. yle ki esasen bu kltr,
Osmanldaki varln 19. yzyln sonlarna dek srdrmeye de devam edebilmitir.
Konumuz olan 15. yzyla dnldnde, Osmanl btn kaynaklarnda
vzelerin seyyarelerle ilikilendirilmi olma sebebi, bu noktada btn plaklyla
ortaya km oluyor. vzeler, bugne dek konuya deinen eitli kaynaklardaki kstl
veya yetersiz ifadelerden de gayet iyi bir ekilde anlalaca zere, musikinin teknik
ltleri zerinden aklanabilecek veya anlalabilecek bir konu deildir. Cumhuriyet
dneminin temel kaynaklar arasnda yer alan Suphi Ezginin Nazar Ameli Trk Msksi
adl eserinde yer alan u ifadelerin, belirtilen yaklam asndan tipik bir rnek olarak
deerlendirilmesi mmkndr:
vze ismi sekiz, be, alt sesten husule gelenlere konulmutur; misal olarak
bu mellifler [eski nazariyeciler] bizim bu gnk rast dizimizi gerdaniye namile vzeler
arasnda yazmlardr; mlayim ve mstakil olan bu diziyi on iki makamlar srasnda
sylemeypte vzeler arasnda bahsedilerinden onlarn indinde makam ile vzenin
hususiyetleri olmad anlalyor (Ezgi, 1940: IV: 189).42
Bu sra d deerlendirme, szde musikisel ltlerle tarih alanna
yaklamaya kalkmann, konuyu anlama ekseninden nasl uzak kalnmasna yol
atn gstermesi bakmndan elbette ok nemli bir rnek tekil eder. Ayrca bu
yarglayc slubun, genelde Cumhuriyet dnemi boyunca Trk musikisi tarihine
ynelik kaynaklara model oluturduu da bir gerektir. 43 Eski kaynaklarda felsef
41
Mevln hakknda anlatlan Kuyumcu Selahaddinin eki seslerini duyarak vecde gelip sem etmesiyle
ilgili hikyenin tamamen bir Fisagores uyarlamas olduu aktr.
42
Modern Trk musikisinin kurucularndan Suphi Ezginin sadece bu ifadesi bile, modernleme
izgisindeki bu nazariyatlarn, makam konusunu geleneksellik balamnda kavramaktan ne kadar uzak
olduklarnn; meseleye nasl nyargl ve kstl bir ereveden yaklatklarnn tipik bir rnei
durumundadr. Bu dar grlln gnmz makam nazariyesine yn vermi olmas ise her bakmdan
dndrcdr.
43
Ezginin tarihsel kaynaklara ynelik inanlmas g yarglamalar iin bkz. Ezgi (1940: 189-196).
30
anlamda kinatn temsili ilevini stlenmi olan vze konusunu sadece dizi olarak
ele alma dar-grll, bu s ltn kanlmaz sonucu olarak ak bir
anlayszln domasna yol amtr. Bu erevede Kutlu (2000)un, vzeler
konusundaki yakn tarihli u deerlendirmesi de dikkat ekicidir:
vzeler, bir makam nitelii tamazlar. Lahn yaplar makamlara gre eksik
ve dar bir ematik ekil gsterir. sistemci okul bestekrlar, vzeleri makamlar gibi
bal bana beste yaplabilecek seviye ve nitelikte grmler, dnce ve grlerinde
genilie yer vermilerdir vzelerin bir blmnn dizileri incelenecek olursa
anlalmas g, kk dizilerin varl grlr (Kutlu, 2000: 39, 41).
Bu deerlendirmelerin, Trkiyede zellikle vze, be ve terkib kategorileri
asndan tam anlamyla bir bilgi kirlilii dourduu bir gerektir. Konunun anlalma
dzlemi ylesine slatrlmtr ki, tmyle felsef ve sembolik bir balama sahip olan
bu konularn, son derece basit ve dizi-temelli bir yaklamla izahnn mmkn
olabilecei sanlmaktadr. Buradaki zmlemede ortaya konulduu zere vzeler,
musikinin teknik gereksinimleri veya unsurlarna zg nazar bir konu olarak ortaya
kmamlard. Bu kategori, tmyle krelerin musikisi olarak adlandrlan kkl bir
inan felsefesinin ve buna bal ok gl bir sembolizmin rnyd. Ancak bugne dek
hep musiki-iinde kalnarak anlalmaya alld iin, bu kategorinin nazariye
alannda neden mevcut olduu bile bir trl anlalamad. Mzikolojik literatrde
rastlanan krk-dkk ve yaktrma deerlendirmelerin de, vzeleri ikincil diziler
(Feldman, 1996; Kutlu, 2000) olarak grmekten te bir aklama ortaya koyamad
grlmektedir.
Krelerin musikisi anlay bakmndan vzelerle ilgili en dikkat ekici hususu,
vzelerin makamlardan doduklarna ilikin tarihsel anlay oluturur. Aslnda yine
sadece teknik ltlerle yaklaldnda makam birleimleri asndan ounlukla
anlamsz ve ilikisiz grnen bu aklamann, ancak antik kaynaklardan bu yana
astrolojinin temel bir konusunu oluturan burlarn evleri/hneleri/makamlar olarak ele
alndklarnda anlam kazandklar grlr ki konunun bu yn, buradaki zmlemenin
de temel referanslarndan birini oluturur (Tablo 3).
Astrolojide her bir bur, kendine ait bir ev/hneye sahiptir (Hoskin, 1997;
Encausse, 1999). Ancak burlar, dier burlara ait ev/hnelerde en yksek
(evc/ycelmen) (exaltation) ve en alak (hadid/inmen) (depression) konumlara sahip
olurlar (Nasr, 1975: 186). te burlarn en yksek ve en alak konumlarnn gerekletii
bu hneler, btn nazariyede makam birlemeleri olarak aklanan vzelerin de izahn
oluturur. Aslnda sembolizm ve bunun zmlenmesi bakmndan aradaki iliki ve
yntem gayet aktr. Musikide vzelerin doumunu salayan makam adlarnn yerine
ilgili bur adlar, vzelerin yerine de ilgili seyyare adlar yazldnda, Batlamyusun 2.
yy.da yazm olduu Tetrabiblosdan bu yana yazl kaynaklarda aktarlagelen kadim
bir astrolojik ilkenin musiki nazariyesindeki karl tm boyutlaryla aa kar. Bu
astrolojik bilginin, hvn- Sf (ed. Snmez, 2012) tarafndan, rislelerde aynen
aktarlm ve gezegen evleri balyla ele alnm olmas, artc olmasa gerektir.
31
ztrk, O. M.
Batlamyusun (2. yy.) astrolojiyle ilgili Tetrabiblos adl, drt kitaptan oluan
eserinde yer alan balklar, hvn ve hvndan be yzyl sonra ise Hzr b. Abdullahda
aynen yer alr. Bu nedenle Tetrabiblosta gezegen evleri (houses of the planets)
balyla yer alan konunun, tm ieriiyle Osmanl btn kaynaklarnda da yer alyor
olmas, elbette hermetik gelenein g ve etkinlii bakmndan hayranlk uyandrcdr.
Batlamyusa gre gezegenlerin hkmettikleri evler (Clark, 2006: 29), Tablo 4te
gsterilmitir.
Tablo 3: BMMde vzeler, seyyareler, makamlar, unsurlar ve tabiatlar.
vze
Seyyare/Gk Cismi
Makam
Unsur
Tabiat
Gevet
Zuhal (Satrn)
Isfahan ve Rehv
Toprak
Souk ve kuru
Nevrz
Mteri (Jpiter)
Zengle ve Hicaz
Ate (Yay)
Su (Balk)
Scak ve kuru
Souk ve nemli
Selmek
Merih (Mars)
Isfahan ve Rast
Ate (Ko)
Su (Balk)
Scak ve kuru
Souk ve nemli
ehnaz
ems (Gne)
Bzrg ve Zirefkend
Ate
Scak ve kuru
Gerdaniye
Kamer (Ay)
Rast ve Hseyn
Hava
Scak ve nemli
Mye
Utarid (Merkr)
Uak-Nev-Bselik
kark
deiken
Hisar
Zhre (Vens)
Bzrg ve Zirefkend
Ate (Terazi)
Toprak (Boa)
Scak ve kuru
Souk ve kuru
Gk cismi
Bur(lar) ve evleri
Gne
Aslan (Leo)
Ay
Yenge (Cancer)
Satrn
Jpiter
Mars
Vens
Merkr
vze
Olutuu Makamlar
Gevet
Hseyn ve Rehv
Nevrz
Hicaz ve Rehv
Selmek
Zengle ve Bzrg
ehnaz
Hicaz ve Kek
Hisar
Rast ve Bzrg
Gerdaniye
Hseyn ve Rast
Mye
Irak ve Rast
32
Ayn bilgi, hvn- Sfnn astrolojiyle ilgili rislesinde, yine ayn ekil ve
srada yer alr (Snmez, 2012: 87). Nihayet 15. yy. Osmanl btn nazariyecilerine
gelindiinde, -15. yy. sonlar itibariyle- Kadzde Tirev rneinden hareketle, makam ve
vze ilikisinin Tablo 5'teki gibi akland grlr.
Kukusuz szl aktarma dayal btn gelenekte, belirtilen astrolojik bur
adlarnn makam karlklar anlamnda zaman iinde eitli karklklara yol at
grlmektedir. Baka bir ifadeyle burada verilen makam-vze ilikisi, yine musikinin
somut gereksinimlerinin bir rn olmadndan, sonuta bilgi aktarm silsilesinde,
kanlmaz farkllklar gelimitir. Ancak meselenin aslnn astrolojik bilgi ve ilikiye
dayal olduu bir gerektir. Nitekim BMMye bal nazariyecilerin, vzeler konusunda
grnte farkl bilgiler aktarmalarnn sebebi de budur. Aadaki ekil, z olarak
konunun astrolojik balamndan hareketle oluturulmutur (ekil 4).44
44
33
ztrk, O. M.
beler
Say/Sra
Yaratl
Unsur
Yekgh
1/birinci
Tanr
Toprak
Dgh
2/ikinci
Akl
Su
Segh
3/nc
Ruh
Hava
argh
4/drdnc
Madde
Ate
Tabiat
Souk ve
kuru
Souk ve
nemli
Scak ve
nemli
Scak ve
kuru
Geometri
Gezegen
As
Nokta
120o
izgi
60o
Yzey
90o
Cisim
180o-0o
edilen] drt emirdr ki drt ansra [unsura] nisbet etdiler [karlk getirdiler]
(Kalender, 1982: 98; Peken, 2002: 54).
Bu son derece deerli aklama, be konusunun teknik yn ile sembolik
yn arasndaki ayrm mkemmel ekilde ortaya karmaktadr. Buna gre teknik adan
be, bir makamn ierdii perdeler bakmdan ayrlabildii ksmlardr. Btn
nazariyecilerin simgesel snflamasna gre ise benin ilikili olduu konular, yukardaki
tabloda gsterilmitir.
Btn kaynaklarda Yekgh/Rast perdesiyle birlikte ezgisel bakmdan drt
perdeyle ilikili olarak aklanan Rast makam, hareket itibariyle kc-inici bir makam
konturuna sahiptir. Rast makamnn ezgisel hareketi iinde kc ve inici olarak srasyla
Rast (/Yekgh), Dgh, Segh ve argh perdeleri yer alr. Bylece Rastn bizzat
kendisi balanlan noktay gstermek zere ksmlarna ayrlmak istendiinde srasyla
Dgh, Segh ve argh beleri elde edilir (ekil 5).
ekil 5: Ezgisel hareket ve bu hareketin ksmlar anlamnda Rast makam ile Yekgh, Dgh, Segh ve
argh belerinin karlatrlmas.
ztrk, O. M.
ifadeleri son derece dikkat ekicidir. Bu yapsal aynla karn aralarndaki fark, ezgisel
hareketleri sebebiyle ortaya kar. Buna gre Rast makam kc-inici tarzda
devinirken, argh besi sadece inici olarak hareket eder. Baka bir ifadeyle Rast
makamnn gz ve karar Rast perdesi iken, argh besinin gz argh, karar ise
Rast perdesi olmaktadr. te bu tipik rnek bile DDM ile BMM arasndaki niteliksel
ayrm ok net biimde ortaya karr. DDM asndan bakldnda Rast ve argh
drtlleri arasnda hibir fark yoktur 45 ; ikisi de ayn perde ve aralklar ierirler. Bu
ynyle DDMnin, ayr zellikteki ezgisel hareketleri, aralk-dizi temelli
indirgeme mant nedeniyle aynlatrd aktr. Oysa BMM, ayn perde ieriine
sahip ezgisel birliklerin, makamsal hareket veya ezgisel davran/slup/revi/tarz/eda
asndan nasl farkllaabildiklerini incelikli bir ayrmla ortaya koyar. nk BMM, esas
olarak uygulamaya ve zellikle de harekete odakldr. BMMdeki MAT tariflerinin
tamam ezgisel hareketin balang (gz), gidi (seyir) ve bitiinin (karar)
aklanmasna dayaldr. Bu ynyle de BMM, makam asndan izgisel nitelikte bir
hareket tarifi ortaya koyar ki makamn temel ilevlerinden biri olan hafza ve
hatrlama asndan bu izgisel nitelik, ayrca byk nem arz eder.
Tarihsel kaynaklara bakldnda, be konusunun birka bakmdan
deerlendirilebildii grlmektedir. rnein bu kaynaklarn bir ksm, beleri, bir
btnn paralar olarak anladklar gibi, ilgili btne eklenen paralarla elde edilen yeni
bileimleri de be olarak kabul etmilerdir. Bu durum zellikle Maragal
snflandrmasndaki 24-be anlayna bal DDM kaynaklarnda aka grlr. Bu
anlaya gre rnein inici karakterdeki argh drtlsne tiz taraftan bir tanini
eklendiinde -ki bu yeni eklenen aralk bu dizgede Dgh besi demektir- ve
makamsal harekete de eklenen bu perdeden balandnda, inici karakterdeki Pengh[-
Asl] besi elde edilmi olmaktadr. Bu ikinci model, aslnda usl (asllar) ile
frnun (ferler), yani esas ile kollarnn ekleme yoluyla elde edilen yeni
birleimleri demektir ki bu birleimler sebebiyle bunlara ayn zamanda neden terkib
denildii de bylece ortaya km olmaktadr. Bu nokta nazar adan son derece
nemlidir. nk bu yoldan be kavramnn; (i) makamlarn ksmlar ve (ii) bu
ksmlarn, ayn veya farkl makamlara eklemlenmeleri suretiyle ortaya kan yeni bileim
veya karmlar olduklar aklk kazanmaktadr. Bu yzden makam nazariye tarihinde
gerek farkl modeller iinde ve gerekse de nazariyecilerin bak alar dorultusunda,
be ve terkib konularnn birbirleriyle e-anlam ve ileve sahip olacak ekilde
kavrandklar grlyor. Konunun terkib ile ilgili yn, ilgili balk altnda ayrntl
olarak ele alnacaktr.
Btn gelenekte be konusu drt asl olarak anlalmas sebebiyle ayr ve
zgn bir kategori olarak ekillenmitir. lkesel olarak her terkib bir bedir; ancak her
be, bir terkib deildir ve olamaz. Bu temel zellii nedeniyle btn kaynaklarda
rnein Pengh, bir be olarak deil, bir terkib olarak yer almtr. Oysa DDM,
Pengh, oluumu asndan bir be olarak grr ve yle deerlendirir. te bu
temel ayrm, makam ile ksmlar veya makama yaplan eklemeler balamnda
45
Nitekim 20. yy.n modernlemeci teorisyenlerinin de makam ayrmnda diziyi esas almalar, ezgisel
hareket ltnn ayrt edici niteliinin, bu teorisyenlerce fark edilememi olduunu gstermektedir.
36
ekil 6: DDMde be kavramnn Hicaz Devri rnei zerinden oluum ve ierik bakmndan
zmlenmesi.
ztrk, O. M.
biri olduu iin bedir. te bu srete be ile terkibin kavramsal olarak i-ie
bulunduu ve birbirinin yerine kullanlabildii, ancak zaman iinde giderek birbirinden
ayrtrld anlalmaktadr. Yazl kaynaklarn bir ksmnda be olarak yer alan bir
isim, bir dierinde terkib kategorisinde yer alabiliyor. Bu belirsizlik, zellikle 14.-16.
yy. kaynaklarndan aka takip edilebiliyor. 18. yy.a gelindiinde ise tamamen makamterkib (ed. Tura, 2006) veya makam-be (Popescu-Judetz, 2000b, 2002) esasl bir
snflandrma anlaynn egemenlii ile karlalyor. Bu durum her eyden nce
belirtilen kategorizasyonun gereklemesinde, sembolik temsilin nemini yitirdiini ve
musikinin kendi iinde gelime gsteren teknik ltleri ile bilme asndan duyulan
kesinlik ihtiyacnn daha belirleyici bir konuma geldiini aka gstermektedir. Baka
bir deyile musikisel ihtiya ve gereklilikler, MAT eklindeki btn temsilin, mzisyen
evrelerindeki egemenliini yitirmeye baladn ve daha teknik ltler zerinden
yaplan yaln bir makam-terkib (Abdlbk Nsr Dedede); makam-be (Tanbur
Kk Artinde ve Marmarinosta) ve hatta tmyle makam (Him Beyde) eklindeki
bir alglamann gelitiini ortaya koymaktadr. Srece dikkatle bakldnda rnein
Maragal dizgesinde bir ksm terkiblerden oluan 24 be yer alrken, Osmanl btn
kaynaklarnda da bir ksm belerden oluan 30, 48, 53, 56 -ve hatta Hzr bin
Abdullahta kendi gelitirdii garib terkibler yoluyla 200 civarnda- terkibe yer
verilebildii grlyor.
Zamann Temsili: Terkibde Nihayet Yoktur46
Terkiblerin Pisagorcu kozmolojide zaman unsurunu temsil ettiine yukarda
deinilmiti. Bu erevede btn nazariyecilerin terkibleri zamanla ilikilendirmi
olmalar dikkat ekicidir. nk Pisagorcu dncede zaman konusu, duraan fiziksel
dnyann hareket halinde olmasn salar; sonsuzluktan gelip, sonsuzlua gider
(Berghaus, 1992). BMMde deiik dnemlerde, temelde ay ve gnein hareketlerine
baklarak zaman lmede kullanlan farkl birimlerin, terkibler iin snrlayc saylar
olarak verildii grlr. rnein 24 saate karlk 24 terkib, 30 gne karlk 30 terkib, 48
saate karlk 48 terkib veya 52 haftaya karlk 52 terkib, vb. Ancak zamanla, terkiblerin
saysal bakmdan snflandrlamayaca grlerek bu snrlamalar bir kenera
braklmtr. Bylece terkibler, periyodik zamana ilikin sembolik anlamlarn sre
iinde kaybetmiler; buna karlk, musikinin teknik ynnde nemli bir unsur haline
gelmiler ve bir bakma da astrolojideki bur ve gezegen ilikileri ile simyaya zg
karm konularna benzer ekilde ele alnmaya balanmlardr. Konunun bu ynne
ilikin dikkat ekici bir aklama, Tanburi Kk Artinde yer alr:
Beyaz boya krmz boya renkleri kendilerine mahsusdur, beyaza krmz
denmez, krmzya beyaz denmez. Bunlarn ikisi bir tarz da olsa ikisini bir yere
kardrrsan pembe zuhur eder. Aslndan ikisi, biri birinden ayr iken pembe ismi
youdu, ikisi bir yere gelmesi iin pembe zuhur etti. Ya bu boyann ikisini, n,
drdn bir yere kartrrsan trl ve trl renkler zuhur eder. Ann gibi bizim ube47
dediimiz de yedi aazenin ve yedi nimin diki ve pesi biri birlerine karmalar iin ube
46
47
38
zuhur eder. Bir nim karr hicaz olur, iki nim karr pengh olur, nim karr uri
olur (Popescu-Judetz, 2002: 27).
BMMde yeni bir terkib yapma, Osmanl btn kaynaklarnda stadla
ait bir pye olarak alglanp, takdirle karlanan ve hatta tevik edilen bir nitelik tar.
Bu anlamda yeni terkibler yapabilmek, stadln ayrt edici vasflarndan birini oluturur.
KYun u szleri, bu adan son derece anlamldr: bundan sonra teakkl idesin kend
fehm ve idrkinden [kendi anlay ve kavraynla dnp akl edesin] iki perdeyi, y iki
vzeyi, y iki beyi birbirine cem idp [birletirip], flan perdeye, flan vzeye, flan
be diy ad viresin, t stdlar katnda makbl olasun (ed. ztrk, 2014: 44).
stadlarn, farkl ezgisel unsurlar birbiriyle birletirmek, birbirine eklemek
veya kartrmak suretiyle, hi kullanlmam nev icad terkibler meydana
getirebilmesinin, stadlklarnn bir gerei olduu, btn kaynaklarda eitli ekillerde
ifade edilmitir. Bu balamda HbAn, kendi buluu olarak ortaya koyduu ve nce
makamlarla vzelerin, sonra da vzelerle makamlarn birletirilmesine dayal garib
terkibler, bu yaklamn tipik bir rneini oluturur.48
Yukarda da deinildii gibi terkibler, Osmanl btn kaynaklarnda makam,
vze ve belerin birleim veya karmlar olarak izah etmilerdir (ekil 7).
Maragalnn 24 be olarak sayd ve ilerinden bir ksmnn aslnda birletirmelerle
elde edilmi terkibler halinde olduu grlen birleik ezgi oluturucu perde birlikleri,
btn kaynaklarda dorudan terkib olarak anlr. nk btn nazariyeciler iin be,
drt unsur ve drt tabiat/karakter demektir ve bu belerin, DDMdeki be anlayyla
bir ilikisi yoktur.
Terkib, bir keif alandr. Doas gerei bileimsel veya karmsaldr. Bu
nedenle bir kartrma, birletirme veya kattrmann rndr. Terkibler,
kendilerini oluturan para/ksm veya bileenlere ayrtrlabilir zelliktedir. Ayrca
her terkib, oluumunda yer alan asl bileenler asndan ayn zamanda bir kol/dal,
yani bir be olma vasf tar.
z olarak ele alndnda terkib unsurunun, GPDnin yaratc ekilde
kullanlmas anlay ve ihtiyacna karlk verdii grlr. Herhangi bir perdesel
merkezde gelien bir ezgisel koza, bir dier merkez ve kozayla eklemlenerek, eser
asndan nihai kararn gerekleecei merkeze ular ve bylece terkib ezgisi de
tamamlanm olur. 15.-16. yy. kaynaklarnn terkibleri, genelde bir makamsal tr
(makam, vze, be) olarak balayp, baka bir makamsal tr halinde karar etme olarak
aklam olmalar, bu tespitle birebir rtr. Gelenekte, perdeleme ve
makamlamann yannda bir de terkibleme olarak adlandrlacak bir srecin daha
48
Gerek ztuna (1987) ve gerekse Kutlu (2000)un terkib meydana getirmekle ilgili bu geleneksel
uygulamay, makam furyas olarak deerlendirmelerine yol aan bak alar, konunun nem ve ilevinin
bu yazarlarca gerei gibi anlalamam olduunu ak bir ekilde gstermektedir. ztuna, padiah II.
Muradn yzlerce mrekkep makam yaptrp, her tr terkibi tecrbe ettirmi olduunu ifade eder (1987:
76). Kaynaa baklrsa Padiah, HbAdan bir edvar yazmasn istemi, ama zel olarak yeni terkibler
yaplsn eklinde bir buyruu olmamtr. Dolaysyla tarihilii yannda, Arel okuluna bal bir olan
ztunann, HbA tarafndan gelitirilen terkibler konusunda II. Muradla ilgili olarak vard bu yarg,
tarih fikri ynnden dikkat ekicidir.
39
ztrk, O. M.
ekil 7: BMM'de "terkib" yapmak, ilkesel olarak makam, vze ve belerin birbirlerine
kartrlmas veya eklemlenmesi mantna dayandrlmtr. ekil, DDMdeki yapsal mantkla da
karlatrlmas asndan Hicaz Makam rneinde, ilgili terkiblerin nasl dzenlendii ve oluturulduuna
ilikin bir model iermektedir. Bu izimde, DDMdeki tanini ve mcenneb aralklarn singeleyen t ve
cler, BMMde tam perde ve buuk perdeye karlk olarak alnmtr.
40
Dier terkib ynteminde esasen ayn merkez perde etrafnda perdesel dzen
deitirme yoluyla bileimsel ezgiler gelitirildii grlr. Bu yntemde nce bir
perde dzeni iindeki perdesel merkez ve ekirdekler kullanlrken sonra perdesel dzen
deiimiyle ayn merkezlerde bu kez yeni dzene zg ezgi ekirdeklerinin kullanld
grlr. Bu zmlemedeki perdesel dzen kavram, esasen makamsal balamn bir
rn olarak anlalmaldr. rnein tam perde dzeninde Nevrz olarak balayan ezgi,
sonrasnda Hicaz-Dzenine zg Uzzl veya Bzrg-Dzenine zg Sab ezgi
ekirdei ile karar eder. Makamsal ezgilerde dzen deiimi eklinde ortaya kan
perdesel kullanmn, btn kaynaklarda Isfahan olarak adlandrlm olmas ise ok
dikkat ekicidir (ztrk, 2008, 2010). Sonraki yzyllarda bu durumun, tmyle perde ve
makamsal balama endekslendii ve entonasyon deiimlerinin, makamsal ezgi
kesitlerinin belirlenmesinde, -musikide teknik bakmdan ihtiya duyulan ltler
sebebiyle- daha belirleyici bir rol oynad grlr. rnein nceki dnemlerde Segh
perdesiyle aklanan Pengh, Niabur, Rehv ve hatta Hicaz gibi makamlarn, sonraki
dnemlerde Bselik veya Krd perdeleri zerinden tarif edilmeleri, bu tespitin tipik
rneini oluturur. Nitekim Isfahann terkibsel ieriinde de entonasyon etkeni giderek
g kazanm ve bu yoldan Niabur ezgi ekirdekleri de Isfahan bnyesine dhil
olmulardr. Baka bir deyile nceki kaynaklarda Hicaz balam iinde gelien bir
ezgisel ekirdek, sonraki kaynaklarda icra estetii asndan Niabur entonasyonuna sahip
hale gelmitir.
Gnmz makam pratii byk apta terkibleme srecinin bir rndr. Bu
srete 18. yzyl ok nemli deiim ve dnmlere sahne olur (ztuna, 1987; Aksu,
1988; Baer, 1996). Ancak bestecilik ve yeni bir makamsal ezgi anlaynn geliimi
asndan Sultan III. Selim dneminin ok zel bir nem tad da bir gerektir. Kendisi
de usta bir neyzen, tanbur ve bestekr olan Sultan III. Selimin yeni terkibler gelitirdii
ve bu terkiblerden eserler meydana getirdii ve hatta getirilmesini tevik ettii
bilinmektedir (Aksu, 1988; Baer, 1996). Bu srete, makamsal ezgi anlay bakmndan
terkiblemeye zel bir nem verildii grlr. Sultan III. Selim, Suzdilr, Pesendde,
evkefz (Ko, 2011) gibi bizzat kendisi tarafndan gelitirilen terkiblerde, bu yeni
anlayn tipik rneklerini vermitir. Bylece ortaya yeni bir makam kavray kt gibi,
bestecilik ve eser bakmndan da yeni bir ezgi anlay da elik etmi; bu anlay,
patronaj anlamnda yeni bir beeni ve takdir kltr dourmutur. Henz eitli
boyutlaryla incelenmemi olsa da eldeki mevcut bilgiler, III. Selim dneminin gnmz
pratiinin geliiminde byk bir rol oynadn gstermektedir. Bu srete bariz olarak
gzlenen husus, ezgilerin sk ve ok sayda terkib ihtiva edecek bir anlayla
meydana getirilmeleridir. Ali Ufk (Cevher, 1995, 2003) ve Kantemirolu (ed. Wright,
1992, 2001; ed. Tura, 2001) nota koleksiyonlarna bakldnda, bu yeni anlaya ait
ezgilerde gzlenen terkib younluu dikkat ekicidir. Bylece bir makam olarak balayp
baka bir makam eklinde bitme anlayna dayal temel terkib yapma stratejisinin,
makamsal ezgi eklemlenmelerinde daha ok sayda terkiblemeye yer vermeye doru
dnem estetii bakmndan nemli bir deiime urad anlalyor.
41
ztrk, O. M.
SONU
Osmanl 15. yzyl, makam kavram ve snflandrmas asndan btn
karakterde yeni bir nazar anlayn ortaya kt bir yzyldr. Ancak Osmanl kltr
asndan bu yeni model, aslnda kkl bir hermetik anlay ve sembolizmin sadece
yeni bir tezhrnden ibarettir. Nitekim yeni modelin dayandrld makam-vzeube-terkib (MAT) eklindeki drtl snflandrma, sahip olduu simgesel ilikiler
nedeniyle ilkesel dzeyde tarihte bilinen en etkili hermetik rgtlenmelerden birini
oluturan Pisagorcu gelenek ve anlayla ak bir balant iindedir. Burada btn
makam modeli (BMM) olarak adlandrlan bu yeni modelin temelinde hareket esasl bir
makam anlay yer almaktadr. Model, btn karakteri nedeniyle derin bir
sembolizmle ykldr. Osmanl btn geleneinin kaynanda, slam kltr iinde
gelien ezoterik akm ve anlaylarn nemli bir yeri bulunmaktadr. Kndden balayarak
gelien Neoplatonist ve Neopisagorcu karakterdeki ezoterik kltrn, BMM
nazariyecileri zerindeki derin etkileri, zellikle MAT snflamas zerinden aklkla
belirlenebilmektedir. Bu snflandrma, tamamen, Pisagorculua zg krelerin
uyumu/musikisi anlaynn Osmanl musiki nazariyesindeki temsilidir. Osmanl btn
geleneine bal musiki nazariyatlar, gerek makam anlaylar, gerek tarif etme
sluplar ve gerekse de snflandrma tarzlaryla kesin olarak, kendilerinden nceki
DDMyi takip etmemilerdir. Nitekim iki model arasnda dil ve terminoloji
bakmlarndan ok ciddi farklar vardr. DDMnin temelde Arapa, BMMnin ise Farsa
ve Trke temelinde ekillenmi olmas; birinin yapya, dierinin ise harekete odakl
oluu, iki model arasndaki ayrmlarn temelini meydana getirmektedir. DDMye bal
nazariyeciler iin Oryantalistlerce kullanlan sistemci okul nitelemesi, Eski Yunandaki
iki oktav esasl systema teleion meizondan kaynaklanmtr. Gerek DDM ve gerekse
BMMde, on be perde ve iki sekizli esasl bu perde dizgesi, nazariyenin dayandrld
temel dizge olma vasfn gnmze dek korumutur. Osmanl BMM nazariyecileri,
kendilerinden nceki modelin statik aralk ve dizi-temelli soyut anlaylarna karlk
hareket esasl ve ezgi-temelli somut bir anlay ortaya koymulardr. Bu nedenle
DDM ve BMM, ezgi alannda olup bitenlerin izah anlamnda birbirine zt iki nazar
model oluturmaktadr. BMMye temel oluturan makam kavray, kesin surette ilevsel
perdeler arasnda gelien ezgisel harekete odakldr. Bu nedenle DDMnin ezgi oluumu
asndan belirsiz nitelii, makam kavraynn somutlatrc ynyle ortadan
kaldrlm; bu sayede ezgi alannda meydana gelen karakteristik izgiler, makamsal
tarif ve snflandrma yoluyla belirgin tarzda aklanr olmutur. BMMdeki makam
anlaynn geliiminde, burada perdeleme, makamlama ve terkibleme olarak
adlandrlan nemli sre etkili olmutur. Makam, bu kaynaklarda, tannabilen ezgi
izgileri veya tipik bir ezgisel davran olarak anlalmtr. Kavramsal ve ilevsel adan
makam, BMMde; (i) makam karakteri tayan ezgileri snflandrc bir model; (ii)
gz-seyir-karar ilikileri temelinde benzer belirliliklere sahip yeni besteler asndan
oluturucu bir ilke ve (iii) mevcut repertuarn hatrlanmasna yardmc konturlar
anlamnda da zel bir hafza teknii olarak deerlendirilmitir.
42
KAYNAKA
Abdlbki Nsr Dede. 2006. Tetkik Tahkik [1794]. ed. Y. Tura. stanbul: Pan
Yaynclk.
Agayeva, Suraya ve R. Uslu. 2008. Ruhperver: Bir XVII. Yzyl Mzik Teorisi Kitab.
Ankara: rn Yaynlar.
Aksu, F. Adile. 1988. Abdlbki Nsr Dede ve Tedkik Tahkik, YLT, Marmara
niversitesi, stanbul: Trkiye.
Ali Ufk. 2003. Hz Mecmua-i Sz Sz. (ed. H. Cevher). zmir: Meta Basm.
Anderson, Warren D. 1994. Music and Musicians in Ancient Greece. Ithaca: Cornell
University Press.
Arel, H. Sadettin. 1969. Trk Musikisi Kimindir. stanbul: Milli Eitim Basmevi.
Arsoy, Mithat. 1988. Seydnin El-Matl Adl eseri zerine Bir alma, YLT,
Marmara niversitesi, stanbul: Trkiye.
Arslan, Fazl. 2007. Urmiyeli Safiyddin ve erefiyye Adl Eseri. Ankara: ADK Yaynlar.
Arslan, Ahmet. 2012. lka Felsefe Tarihi 5. stanbul. Bilgi niversitesi Yaynlar.
Atalay, Adnan. 1989. Geleneksel Trk Sanat Msksinde Perde Dizgeleri, YLT,
Dokuz Eyll niversitesi, zmir: Trkiye.
Bardak, Murat. 1986. Maragal Abdlkdir ve Cmil-Elhn Adl Eseri, stanbul: Pan
Yaynclk.
------------------. 2008. The Treatise of Ahmedogli krullah and Theory of Oriental
Music in the 15th Century. Boston: Harvard University Press. [Trke evirisi:
2011. Ahmedolu krullah. ev. M. Bardak. stanbul: Pan Yaynclk.]
Barker, Andrew. 1984. Greek Musical Writings II: Harmonic and Acoustic Theory. Port
Chester: Cambridge University Press.
------------------. 2006. Scientific Method in Ptolemys Harmonics. Port Chester:
Cambridge University Press.
Baer, F. Adile. 1996. Trk Msksinde Abdlbki Nsr Dede (17651821), DT,
Marmara niversitesi, stanbul: Trkiye.
Berghaus, Gnter. 1992. Neoplatonic and Pythagorean Notions of World Harmony and
Unity and Their Influence on Renaissance Dance Theory, The Journal of the
Society for Dance Research, 10 (2), 4370.
Boynton, Susan. 1999. The Sources and Significance of the Orpheus Myth in Musica
Enchiriadis and Regino of Prms Epistola de harmonica institutione, Early
Music History, 18, 4774.
Can, Cihat M. 2001. XV. Yzyl Trk Msksi Nazariyat, DT, Marmara niversitesi,
stanbul: Trkiye.
43
ztrk, O. M.
------------------. 2002. Eski Grek Drt Unsur Nazariyesi ve Trke Msk Yazmalarnda
Etkisi, GGEF Dergisi, 22 (2): 133-143.
Can, Nee. 2004. Osmanl Dnemi Trke Mzik Yazmalarnda nl Trk Bilgini
Frb, GGEF Dergisi, 24 (2): 203-215.
Cassirer, Ernst. 2011. Sembol Kavramnn Doas. ev. Milay Kktrk. Ankara: Hece
Yaynlar.
Castelli, Patrizia. 2013. Rnesans Estetii. Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar.
Cevher, Hakan. 1995. Ali Ufk Bey ve Hz Mecmua-i Sz Sz (Transkripsiyon,
nceleme), DT, Ege niversitesi, zmir: Trkiye.
------------------. 2004a. Kitb- Edvr. zmir: Can Basmevi.
------------------. 2004b. Ruhperver. zmir: Sade Matbaaclk.
Ceyhan, Adem. 1997. Bedr-i Dildn Muradnmesi I-II. stanbul: MEB Yaynlar.
Christensen, Thomas, ed. 2002. The Cambridge History of Western Music Theory.
Cambridge: Cambridge University Press.
Clark, Peter, J. ed. Cladius Ptolemy: Tetrabiblos. Londra: Davis and Dickson.
Copenhaver, Brian P. 1992. Hermetica. Cambridge: Cambridge University Press.
elik, Binnaz B. 2001. Hzr bin Abdullahn Kitbl Edvrnda Makamlar DT,
Marmara niversitesi, stanbul: Trkiye.
etinkaya, Yaln. 1995. hvn- Sfda Msk Dncesi. stanbul: nsan Yaynlar.
Dorusz, Nilgn. 2007. Yusuf Krehrnin Mzik Teorisi, DT, T, stanbul:
Trkiye.
------------------. 2012a. Yusuf Krehrnin Mzik Teorisi. Krehir: T.C. Krehir Valilii
Yayn.
------------------. 2012b. Msk Risleleri. stanbul: Biksad Yaynlar.
Durmaz, Serhat. 1991. Son ki Yzylda Geleneksel Trk Sanat Musikisinin Makam
Daarndaki Deimeler, DT, Dokuz Eyll niversitesi, zmir: Trkiye.
Durmaz, Serhat ve Yavuz Dalolu ed. 1990. Gltekin Oransay Derlemesi I: Belleten Trk
K Aratrmalar, zmir: DD Yayn.
Encausse, Gerard. 1999. nisiyeler iin Astroloji: Batl Gizemci Gelenein Astrolojik
Srlar. ev. Ercan Arsoy. zmir: Ege Meta Yaynlar.
Erickson, Raymond ve C. Palisca. 1995. Musica Enchiriadis and Scolica Enchiriadis.
London: Yale University Press.
Ezgi, Suphi. 1940. Nazar Amel Trk Msksi IV. stanbul: Hsnitabiat Matbaas.
Fallahzadeh, Mehrdad. 2005. Persian Writings on Music: A Study of Persian Musical
Literature from 1000 to 1500 AD. Upsala: Upsala Universitet Press.
Farmer, Henry G. 1925. The Influence of Music from Arabic Sources, Proceedings of
the Musical Association, 52: 89-124.
44
Fazlolu, hsan. 2011. Osmanl Corafyasnda lm Hayatn Teekkl ve Davud elKayser, bn Arab Gelenei ve Davud el-Kayser. ed. T. Ko: 17-43. stanbul:
nsan Yaynlar.
Fontana, David. 1994. The Secret Language of Symbols. San Francisco: Chronicle Books.
Godwin, Joscelyn. 1993. The Harmony of the Spheres: A Sourcebook of the Pythagorean
Tradition in Music. Rochester: Inner Traditions.
Guthrie, Kenneth S. 1987. The Pythagorean Sourcebook and Library. Michigan: Phanes
Press.
------------------. 2011. Yunan Felsefe Tarihi 1: Sokrates ncesi lk Filozoflar ve
Pythagoraslar. ev. E. Aka. stanbul: Kabalc Yaynevi.
Gndz, inasi. 2006. Sabiler. Ankara: Vadi Yaynlar.
Haar, James. 1980. Music of the Spheres. The New Grove Dictionary of Music and
Musicians 12. ed. S. Sadie: 835-836. Londra: MacMillan.
Hagel, Stefan. 2010. Ancient Greek Music: A New Technical History. Cambridge:
Cambridge University Press.
Hanerliolu, Orhan. 2006. Felsefe Szl. Ankara: Remzi Kitabevi.
Heninger, S. K. Jr. 1961. Some Renaissance Versions of the Pythagorean Tetrad.
Studies in the Renaissance, 8: 735.
Holladay, Richard Le. 1977. The Musica Enchiriadis and Scholia Enchiriadis: A
Translation and Commentary, DT, Ohio State University, Ohio: ABD.
Hoskin, Michael, ed. 1997. The Cambridge Illustrated History of Astronomy. Cambridge:
Cambrdige University Press.
bn Arab. 2011. Nefsini Bilen Rabbini Bilir. stanbul: Hayy Kitap.
Ilnitchi, Gabriela. 1997. Aribo's De Musica: Music Theory in the Cross-Current of
Medieval Learning, DT, New York niversitesi, New York: ABD.
bn Sina. 2004. Msk [11. Yy.]. ev. A. H. Turabi. stanbul: Litera Yaynclk.
hsanolu, Ekmeleddin. 2003. Osmanl Msk Literatr Tarihi. stanbul. IRCICA
Yayn.
James, Jamie. 1993. The Music of the Spheres. New York: Grove Press.
Khya, Esin. 1995. Modern Kimyann Kurucusu Cabir b. Hayyan. Ankara: TDV
Yaynlar.
Kalender, Ruhi. 1982. XV. Yzylda Msk Kuram (Nazariyat) ve Zeynl-Elhn fi
lmit-Telif vel-Evzn, DT, Ankara niversitesi, Ankara: Trkiye.
Kamilolu, Ramazan. 1998. ehri Krehr el-Mevlev Yusuf ibn Nizameddin ibn Yusuf
Rumnin Risle-i Musikisinin Transkribe ve Deerlendirilmesi YLT, nn
niversitesi, Malatya: Trkiye.
------------------. 2007. Ahmedolu krullh ve Edvr- Msk Adl Eseri DT,
Ankara niversitesi, Ankara: Trkiye.
45
ztrk, O. M.
zbudun, Sibel. 2003. Hermesten drise: Bir Dinsel Gelenein Dnm Dinamikleri.
Ankara: topya Yaynlar.
zimi, Sadreddin. 1989. Hzr bin Abdullah ve Kitbl-Edvr YLT, Marmara
niversitesi, stanbul: Trkiye.
ztuna, Ylmaz. 1987. Trk Msksi: Teknik ve Tarih. stanbul: TPV Yayn.
ztrk, Okan Murat. 2008. Bzrg Makam: Geleneksel Trk Musikisinde Btncl
Kuram htiyac in Analitik Bir Model. Trk Musikisinde Uygulama-Kuram
Sorunlar ve zmleri Uluslararas arl Kongre Bildiriler Kitab: 89-137.
stanbul: Kltr A Yaynlar.
------------------. 2010. Isfahan Cinsi Balamnda Geleneksel Teoriye Analitik ve
Btncl Bak. zmir Ulusal Musiki Sempozyumu Bildiriler Kitab. ed. U. Bora:
279-294. zmir.
------------------. 2011. Osmanl Musiki Kltrnde Teorinin Temsili Nitelii Porte
Akademik, 1 (2): 283-292.
------------------. 2012a. Trk Musikisinde Yeni Bir Paradigma htiyac Porte
Akademik, 4: 24-59.
------------------. 2012b. 15. Yzyl Osmanl Musikisinde be Kavram ve Hermetik
Gelenek Dou Bat Dergisi, 62: 115-140.
------------------. 2012c. The Concept of be (Branch) as a Tetrachordal Classification
Method in the 15th Century Ottoman Makam Theory. Maqam: Historical
Traces and Present Practice in Southern European Music (baskda). Cambridge:
Cambridge Scholars Publishing.
------------------. 2012d. Hzr bin Abdullahta Saz Dzenleri ve Yanstt Ses Sistemi
zerine Tespitler. Porte Akademik, 3 (2): 109-128.
------------------. 2013. Reconstruction of the 15th Century Ottoman Makam Theory,
Bildiri, 42. World Conference of the ICTM, angay: in.
Pacholczyk, Jozef. 1996. Music and Astronomy in the Muslim World, Leonardo, 129
(2): 145-150.
Peken, Ahmet. 2002. Zeynl-Elhn simli Eserin Metin ve Szlk almas (Ldikli
Mehmed elebi), YLT, stanbul niversitesi, stanbul: Trkiye.
Randel, Don M. 1978. Harvard Concise Dictionary of Music. Cambridge: The Belknap
Press.
Phillips, Nancy C. 1984. Musica and Scolica Enchriadis: The Literary, Theoretical and
Musical Sources, DT, New York niversitesi, New York: ABD.
Pingree, David. 1973. The Greek Influence on Early Islamic Mathematical Astronomy,
Journal of American Oriental Studies, 93 (1), 3243.
Popescu-Judetz, Eugenia. 2000a. Dimitrie Cantemir. stanbul: Pan Yaynclk.
------------------. 2000b. Sources Of 18th Century Music. stanbul: Pan Yaynclk.
47
ztrk, O. M.
49