SAYI: 22 7 Haziran 2007 2 YTL (kdv dahil)

TÜRKÝYE’NÝN
MANZARASI
2 BARAN
BARAN’dan...
Selâm ile...
Kapaktaki resmin delalet ettiði mânâ Bolu
Cezaevi’ndeki “yumurtasýzlar çetesi”nden mül-
hem, Türkiye tablosudur.
Bildiðiniz gibi Bolu Cezaevi’ndeki “yumur-
tasýzlar çetesi” baþý-kýçý daðýtmýþ bir pozisyonda
iþledikleri suçu birbirlerine atma telaþý içine gir-
miþlerdir.
Özellikle Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecin-
den itibâren bütün kurum ve kuruluþlarýyla
Türkiye, ne yapacaðýný bilmez þaþkýn ördek mis-
âlini arz etmektedir.
Baþý-kýçý daðýlmýþ kurum ve kuruluþlar ayný
kapak resminde olduðu gibi, organlarýn fonksiy-
onlarýný icra edemez görünümündedir.
Bahsettiðimiz bu husus, düzeni oluþturan
hukuk, siyaset ve ordu baþta olmak üzere bütün
kurum ve kuruluþlarda ayniyle vâkidir.
Ordu her fýrsatta “Kuzey Irak’a girmemiz
gerek, bunun için siyasî irade emir vermeli.”
derken, siyaset de “kardeþim, bana müracaat
ettin de ben yok mu dedim” havasýnda ordunun
gönderdiði ateþten topu, tekrar onun kucaðýna
gönderiyor.
Ýktidar mücadelesiyle baþlayan süreç, ateþten
çemberin içine doðru ülkeyi götürmektedir.
Tesbit etmemiz gereken hakikat þudur:
Bölgedeki tüm halklar tarafýndan sevilmeyen
iki unsur vardýr; biri kemalistler, diðeri ise
Amerika... Gelinen noktada ise, kemalistlerle
Amerika’nýn karþý karþýya gelmesi söz konusu...
En son iki Amerikan F-16’sýnýn sýnýrý ihlâl
ederek, dört dakika süreyle ülke içinde kalmasý
gerginliði iyice arttýrdý. Bir F-16 için dört
dakikanýn ne kadar uzun bir süre olduðunu bilen-
ler bilir... Bizce, bizim de sevmediðimiz baþ
nefret kutbuna baðlý unsurlarýn birbirini
yemesinin hiç bir mahsuru yok. Fakat bazý
hakikatleri de tekrarlamadan geçemeyeceðiz:
Milletinin moral deðerleriyle barýþýk
olmayan bir ordu, uzun soluklu bir savaþ
veremez. Millet düþmanlýðýný had safhaya çýkar-
Aylýk 33.
Sayý
Çýktý!
Ýdare
Yeri:
Yahya Kahya
Mah. Neva Sk.
No:2 K:2 D:3
Kasýmpaþa/
Beyoðlu
Ýstanbul
Tel-Faks:
0212
256 73 87
Aylýk’a Günün
24 saati:
0537
263 76 55 ve
0554
730 16 55
numaralý
telefonlardan
ulaþabilirsiniz.
mýþ, savaþ çýðýrtkanlýðý yapan bazý çevreler bu
Kâim ve Dâim
oluþturmak... Hesabýný sevsinler!
hususu hesab ediyorlar mý? Bölgede istenmeyen unsurlar kemalistler ve
Ayrýca, “þehidlik kurumu”nun aþýndýrýldýðý Amerika demiþtik. Dolayýsýyla yukarýda yap-
bir ordu askerini hangi motivasyonla savaþtýra- týðýmýz diðer izahlarý da göz önüne alarak, þunu
cak? Laiklikle mi? bilmemiz gerekir:
Herkes laik olma ihtimâli içinde ola- Kötülüðün kaynaðý Amerika’yla savaþmak
bilirken, sadece bir þahýs ve bir kurum laik isteniliyorsa eðer, baþka bir kötülüðün kaynaðý
olamaz; o da asker ve ordudur. Hani þu sýkça ile bu iþe yeltenmek milleti o kadar da
tekrar edilen “ordumuzun laikliðin yýlmaz ilgilendirmeyecektir. Ayrýca baþka bir kötülüðün
savunucusu” olduðu durum... kaynaðý ile, kötülüðün kaynaðýna diklenmek hiç
Bir kere askerliðin kendisi dünyevî bir sorunu çözmeyeceði gibi, daha da derin-
deðildir ki, ordu laik olsun! Askerlik öyle bir leþtirecektir.
meslektir ki, belki de hiç bir meslekte Türkiye’nin baþý-kýçý daðýtmýþ bu manzarasý-
olmadýðý þekliyle, karþýlýðý öbür dünyaya na mukâbil, açýkçasý Türkiye’ye tarihî misy-
havale edilmiþtir. “Þehidlik ve Gazilik” onunu ihtâr eden hâdiseler, ülkeyi bir Ýslâm
mefhumlarý bu dünyadan size neyi ifâde ediy- Devrimi’ne zorlamaktadýr...
or? Öz be öz Ýslâm’ýn malý olan bu iki Bu devrim sürecinde zaiyatýn fazlalýðý veya
kavram doðrudan doðruya öte dünyayý iþaret azlýðý doðrudan doðruya bir takým gücü elinde
etmektedir. Dolayýsýyla, özellikle Doðu tutan Ýslâm dýþý unsurlarýn müsbet mânâda
toplumlarýnda askerlik; “bu dünya için deðil, dönüþümlerini ne derece gerçekleþtirebilecekler-
öbür dünya için” yapýlýr. Altýný çizdiðimiz bu ine baðlýdýr.
husus, beþ yaþýndaki çocuklarýn Kur’ân oku- ***
masýndan rahatsýz olan eblehlere ve meydan- Bu sayýmýzda, Sorgun’daki son durumla birlikte
larda “Þeriata geçit yok!” diye höyküren gündeme dair çalýþmalarý okuyabilirsiniz...
kokonalara hediyemiz olsun!.. Sorgun hâdiselerinin patlak verdiði günden bu
Dikkat ediliyorsa, “seçim süreci”nde olduðu- güne, öz verili çalýþmalarýyla yaþanan hâdiseleri bize
âný ânýna bildirmeye çalýþan Sorgun’daki
muz þu günlerde neredeyse hiç kimse seçimlerin
Gönüldaþlarýmýza ve muhabirlerimize teþekkürü bir
yapýlacaðýndan emin deðil. Herkes, nereden ve borç biliriz. Ayrýca bu Gönüldaþlarýmýzýn ve muhabir-
nasýl patlyacaðýný pek kestiremediði bir savaþ
beklentisi içinde...
lerimizin çalýþmalarýnýn bütün Gönüldaþlarýmýza
örnek olmasýný temenni ediyorruz.
27 Nisan Muhtýrasý’nýn ardýndan, saðý ve solu Ýntikam hissiniz daim olsun!..
tek çatý altýnda toplamaya yeltenen þeyimin
toplum mühendisleri, DYP ve ANAP arasýnda DÜZELTME
yaþanan son kýzýl-kýyametten sonra þaþkýna 19. sayýmýzda yayýnladýðýmýz SESAR röpor-
tajýnýn takdim kýsmýndaki “TSK için strateji
döndüler. CHP ve DSP birlikteliðinin ise ne
olduðu belli deðil... geliþtirdiðini iddia eden SESAR...” paragrafýnda-
Tayyip Kanadýna baktýðýmýzda görünen; ki ifâde tarzý, SESAR’ýn yetkilileri tarafýndan
muhafazakâr ve Ýslâmcý bilinen bütün isimlerin böyle bir iddialarýnýn olmadýðý ve bu ifâdenin
düzeltilmesi gerektiðini dergimize
tasfiyesi...
Tayyib’in küçük hesabý, bir dahaki hükümet bildirmiþlerdir. SESAR’ýn TSK ile resmî bir
iliþkisi yoktur, bu yanlýþlýktan dolyý okuyucu-
döneminde ordunun ve laiklerin sesini çýkara-
larýmýzdan ve SESAR’dan özür dileriz...
mayacaklarý insanlardan müteþekkil bir vitrin
BARAN
Tarihte Bu Ay...
TÝ: 17 Haziran 656
*
Fatih’in Kýrým’ý fethi: 6 Haziran
1457
Hz. Ebu Bekir’in Halife oluþu: 9
Haziran 632
Sultan Ahmet’te Ayasofya göstesi-
risi: 12 Haziran Cuma 1991
Ayasofya’da ilk Cuma namazý: 1 Erzurumlu Ýbrahi Hakký Efen-
di’nin vefatý: 22 Haziran 1780
Haziran 1453
“Yeþil sarýklý ulu hocalar” ile çelik Hz. Ali’nin Halife oluþu: 23 Hazi-
miðferli yiðit gaziler birlikte saf tuttu. ran 656
Saflar sýktý; ama yer ile gök arasýnda- * gümrük þirketi aslýnda OYAK'ýn taþeron
ki boþluklarý meleklerin doldurduðu ÞEHÝDLERÝMÝZ
rivayet edilir. Mehmet Baydur: 3 Haziran 1978
* (Ankara)
HZ. PEYGAMBER S.A.V. Ýsmail Mekik: 10 Haziran 1978
EFENDÝMÝZ’ÝN VEFATI: 8 Hazi- Celil Yýldýrým: 15 Haziran 1978
ran 632 (Ankara)
Alemlerin övüncü, Mevlâsýna ka- Mustafa Baþal: 22 Haziran 1979
vuþtu. Biz O’nu göremedik; fakat çok (Ýstanbul)
iyi biliyoruz ki, O’ndan sonra hiçbir Mustafa Güneþ. 22 Haziran 1979
þey eskisi gibi olmadý. (Ýstanbul)
Þeyh Said: 29 Haziran 1925.
* lanan adam"ý bu yasak tetikledi.
HZ. OSMAN R.A.’IN ÞEHADE-
1- Ömer Faruk Gez... Be-
nim "salak sinyal", "yamuk
Naciye" gibi isimlerle andý-
ðým bu sümük, Sivas Davasý
sanýklarýnýn arasýna karýþýp,
pisliðiyle temayüz etmiþ ve
MÜRTED olduðu bilinen
bir tip. Bunu bana, avukatým
Ahmet Güvenli, Nisan ayýn-
da söyledi. Bu da, benim on-
lar hakkýnda 2 senedir Avu-
katlarým'a, yakýnlarýma an-
lattýklarýmý teyid ediyor.
2- Salak sinyal'den baþla-
yarak, hepsinin durumunu
özetleyen cümle þudur:
Özellikle evli olanlarý, ka-
dýnlarý karþýsýnda düþtükleri
"kadýn" durumlarýndan ve
aþaðýlýk duygularýndan ötü-
Orada Neler Oluyor
PKK'nýn bir tren hattýna döþediði
bombanýn patlamasý üzerine raydan çý-
kan vagonlarýn içinde bulunana cepha-
ne, kirli iliþkiler aðýný gündeme getirdi.
Amerika menþeili olan fakat Ameri-
ka'nýn can düþmaný Ýran'dan yüklenerek
Suriye'ye gitmekte olan silâhlar hakkýn-
da, mide bulandýrýcý iddialar gündeme
geldi.
Pornocu basýna göre, Hizbullah'a
gitmekte olan bu silâhlarýn istihbaratýný
PKK'ya Amerika verdi ve PKK bu sev-
kýyatýn engellenmesinde taþeron olarak
kullanýldý. Kulaða "hoþ" gelen bir
komplo teorisi… Silâhlarý veren Ameri-
ka, engelleyen de kendisi. Türkiye de
bu mücadelenin arenasý. Bilâ gibi þeriat
düþmaný ve hâliyle kökten laik zihniyet-
tekiler, bir takým yandaþlarýný kollaya-
lým derlerken, ilelebet yaþatacaklarýný
bangýr bangýr baðýrdýklarý TC'nin mânâ
da sin-kaf edilmesine çanak tutmaktalar
ki, kendileri için fena… Bu silâhlarla il-
gili konulan haber yasaðý bile, Bilâ'nýn
saptýrmasýný baltalamaya yetti. Ýþte, "kýl-
Ýþin bir diðer yönü de, seçim kanunu
BARAN 3
Sinyal Muhabbetleri
Salih Mirzabeyoðlu
rü, müthiþ bir kadýn düþma- soru soruyorum, beni alâka- ve "bu ne böyle?" diyor-
nýdýrlar. Ve kendi karýlarýn- dar eden birþey yok! muþ... Bizim yumurtasýzlar
dan benim aðzýmla intikam da o kafayý bozan soydan!
almaktadýrlar. 6- Bu imkâný kim temin Bu hâllerine bakmadan da,
etti? "Çavelâ!"... Kime þan- en büyük mafya olmaya çý-
3- Evlilerin hukuki duru- taj yaptý? "Albay'a"... De- kan sümükler!
mu nedir? Kadýn kadýna mek ki onu Albay becermiþ!
iliþkinin kanunî durumu bel- "Aynen!"... diyor. Bu "Salak * Bu sayýda yayýnlamaya
li olduðuna göre, bu hilkat Sinyal"de böyle konuþacak baþladýðýmýz "sinyal mu-
garibelerinin durumu? Hem cüret var mý? Besbelli ki, habbetleri", önümüzdeki
yumurtasýz, hem homosek- "Genelkurmay Özel Birlik" sayýlarda da yayýnlanmaya
süel olduklarýna göre? devam edecektir.
diye iþe baþlayanlarýn arka-
sýnda, basit bir "düdük öttü-
4- "Salak sinyal", ilk 6 rebilme" imtiyazýndan baþ-
aydan sonra "bu iþ bize bü- ka, hiçbir güç kalmadýðý
yük geldi!" diyen Sedat ve belli!
Binnoþ için "o iki salak iþi
berbat etti!" diyor. Ýþin hoþ 7- Daha önce söyledikle-
tarafý, hilkat garibeleri hak- rime ters mi düþüyorum?
kýnda öðrendiklerimin % Hayýr! Bunlarýn arkasýnda-
90'ý bu salak sinyal vesile- kiler çekildiler!
siyle.
8- PKK hükümlülerinden
5- Bunlarýn Cezaevi'nde- biri, baþka bir Cezaevi'nde
ki durumu nedir? "Yardýmcý iken bir arkadaþlarýnýn duru-
hizmet" diye gezinenleri, er- munu anlatmýþtý: Kafayý bi-
kekler tuvaletine mi gidiyor, raz bozmuþ bu kiþi, edep ye-
kadýnlar tuvaletine mi? Ben rine bakýp bakýp gülüyormuþ
EYLEMLER...
Eylemler
dolayýsýyla görevinden ayrýlan Ulaþtýr- jandarma komutanlýðýna ait lojmanlarýnýn
ma Bakaný Binali Yýldýrým'ýn yaptýðý
Türkiye
bitiþiðindeki ormanlýk alan bir kiþi
açýklama. Neymiþ, sýnýrdan geçen yük-
ler, örnekleme yöntemiyle aranýrmýþ…
Komünist Partisi
tarafýndan yakýldý. Þahsýn lojmanlara yak-
laþýk 50 metre mesafedeki ormanlýk alan-
(TKP) Samsun il
Yersen! binasýna 10 gün
da yakmaya çalýþtýðý 5 ayrý ateþ, çevredeki
vatandaþlar tarafýndan büyümeden
Sýnýrda, hangi konteynýrlarýn açýlýp içerisinde ikinci kez
söndürüldü. Kaçan zanlý A.Y.'nin yaka-
aranmasý gerektiðini, hangilerinin "ör- yapýlan molotof kok-
landýðý sýrada elindeki Türk bayraðýný
nekleme dýþý kalmasý" gerektiðini, MÜ- teylli saldýrý, partilil- aðaca astýðý ve yerde oturmuþ þekilde
SÝAD'çýlarýn daðýttýðý binlerce dolarlýk er tarafýndan yapýlan olduðu öðrenilirken, yaklaþýk 8 yýldýr
rüþvet belirler. Kurtlar Vadisi'nin "Deve eylemle kýnandý. Marmaris'te bir seyahat acentesinde
Muðla'nýn
Tuncay"ýndan, gümrüklerde o kadar bol çalýþtýðý öðrenildi.
Marmaris ilçesinde
var ki! Olmazsa, sistem iþlemez.
Þimdi, gelelim ihbarnameye, baka-
lým ilgilenen olacak mý:
Ýhbar ediyorum! Bu olayýn Anka- Asýlsýz Ýhbar...
ra'da müþavirlerle, OYAK'la baðý var. O
Ýzmir seferini yapan yolcu trenin-
de bomba bulunduðu ihbarý üzerine
þirketidir. Cesareti olan ve bu memleket
tren, Manisa'nýn Ahmetli ilçesinde
adýna sorumluluk hisseden, bu olayýn
durdurularak arandý. Trenin tüm va-
peþine düþer. Gerçek budur. Bu çaðda
gonlarýnda yapýlan aramada herhangi
kimse bu trene öküzün trene baktýðý gibi
bir patlayýcý madde bulunmazken ih-
bakmayacaktýr. Trende Susurluk'u göre- çevresinde bulunan vatandaþlar polis
barýn asýlsýz olduðu anlaþýldý.
rek, yýllarýn çeteleþmiþ devlet yapýsýn- ekipleri tarafýndan olay yerinden
Ankara'da Baþbakanlýk Merkez
dan hesap sorulmalýdýr. Bu olmazsa yani uzaklaþtýrýlýrken paketi incelemesi
Binasý yanýnda bulunan dolmuþ du-
öküzün trene bakmasý gibi bu trene ba- için durum bomba imha ekiplerine
raklarýnda þüpheli bir çantanýn bulun-
kýlýrsa Susurluk, Þemdinli, Atabeyler gi- bildirildi. Bomba imha ekipleri paketi
duðunun ihbarýný alan polis ekipleri
bi onlarca çete, kene gibi çoðalýp Ana- fünye ile patlatarak etkisiz hale getir-
olay yerine gelerek çevrede geniþ gü-
dolu halklarýnýn kanýný emmeye devam di. Patlatýlan çantanýn içerisinden bir
venlik önlemleri aldý. Baþbakanlýk ve
edecektir. bayana ait özel eþyalar çýktý.
4 BARAN BARAN 5
sýz Türkiye ve Türkler için mücadelem minde Üniversiteden atýlacaðýmý, ve kaçmasýna neden olmuþlardýr. Uður

Telegram’ýn Belgeleri Emniyetin Elinde -5-

F Tipi Cezaevi’nden...
tamamladýðý andan itibaren siteniz
Ümit Sayýn’ýn bilgisayarýnda-
“hacklendi”, “baský”, “sansür” bahanesi
ki bilgi ve belgeler emniyetin
ile kapatýlacak ve diðer tarikatçý kardeþ-
eline geçip, “kirlitezgah” isimli
lerinizle beraber bu Millet’in kanýný
internet sitesi tarafýndan deþifre
iliðini yeni paylaþým planlarý
edildikten sonra,
çerçevesinde emmeye devam ede-
Ümit Sayýn tarafýndan panik
ceksiniz. (Bkz: Ulusalihanet sitesi mac-
halinde aþaðýda sunduðumuz
erasý)
yazýlar yayýnlandý.
O yüzden Hodri Meydan...yayýnlayýn
04.04.2007 tarihinde Ümit
þu Kýrmýzý Mason localarýnýn listesini
Sayýn’ýn da yazý yazdýðý
de Millet bu topraklarý saran þebekeler-
www.açikistihbarat.com adlý
den bir tanesini daha net bir þekilde
internet sitesinde yayýnlanan ve
görsün...
muhtemelen Ümit Sayýn tarafýn-
Sonra hýzýnýzý alamayýp Fetullah baþta
dan yazýlan yazýyý hiçbir
olmak üzere diðer tarikat þebekelerinin
deðiþiklik yapmadan yayýnlýy-
listesini bile yayýnlarsýnýz siz...
oruz. (Vurgulamalar yazý
Yoksa yanýlýyor muyuz?
sahibine aittir. H.A.)
10.04.2007 TARÝHÝNDE
( geçen sayýdan devam...)
“AÇIKÝSTÝHBARAT” ÝSÝMLÝ
ÝNTERNET SÝTESÝNDE YAYIN-
Sitemiz yazarlarýndan Doç. Dr.
LANAN YAZI
Ümit Sayýn’ýn bilgisayarýna hakkýnda
10.04.2007 tarihinde “açýkistih-
açýlan bir dava çerçevesinde el koyan
barat” isimli sitede Ümit Sayýn imza-
resmi makamlar ellerindeki bilgisayar
sýyla yayýnlanan bu yazýyý hiçbir
verilerine yeteri kadar sahip çýkamamýþ
deðiþiklik yapmadan yayýnlýyoruz.
olacaklar ki; Ümit Sayýn’ýn özel bil-
Vurgulamalar Ümit Sayýn’a aittir.H.A.
gisayar kayýtlarý www.kirlitezgah.com
Varoluþunu ‘Kirli Tezgahlarla,
adresinden servis edilmeye baþlandý.
Dezinformasyonlarla ve Pis
Türkiye’ye yönelik komplolarý deþifre
Entrikalarla’ sürdürebilen bazý þeriatçý
etmede önemli bir rol üstlenen ve en
ve radikal dinci cemaatler beni saldýrýl-
son HaberTürk’te çýktýðý programla
masý gereken bir boy hedefi olarak gös-
Emniyeti fazlasý ile rahatsýz eden Ümit
terip, kiþilik haklarýma, özel yaþantýma
Sayýn bu sitede yayýnlanan metinlerle
ve akademik kiþiliðime aðýr hakaretler
ilgili kendi açýklamasýný yapacak ve
yaðdýran ve aðýr dezinformasyon yapan
gerekli yasal iþlemleri baþlatacaktýr.
bir web sitesi hazýrlamýþlardýr.
Bu sitenin arkasýndaki resmi yetkililer
Demek ki, bazý yazýlarým ve kitaplarým
bir de hayra vesile olup Türkiye’deki
CIA , BOP , ABD , Mossad , Ýsrail,
masonlarýn en güncel listelerinden bir
Avrupa Birliði, Nato, gibi yapýlarýn ve
tanesini yayýnlamýþlar fakat nedense
Emperyalistlerin planlarýný ve ‘kirli tez-
ellerinde daha fazlasý olmasýna raðmen
gahlarýný’ fazlasýyla bozmuþ!
listeyi “mavi localarla” sýnýrlý tut-
Hocaefendilere, Türkiye’yi BOP harita-
muþlar. Ve “üzerimize gelmeyin , yoksa
larýna babalar gibi pazarlayanlara ,
kýrmýzý localarý da yayýnlarýz” demek-
mütarakecilere, liboþlara, küreselleþme-
teler. Biz bunu tehdit deðil; Masonlara
cilere, AB-D ‘cilere , yabancý istihbarat
“buyrun gelin pazarlýk edelim” çaðrýsý
servislerine, masonik gizli örgütlere,
olarak görüyoruz.
verdiðimiz KALICI RAHATSIZLIK-
Mason cephesinde de, Fetullah
TAN dolayý özür dilemeyeceðiz ne
Cephesinde de iþlerin karýþtýðý bir
yazýk ki! Onlarýn böylesine rahatsýz
dönemde Kirli Tezgahcýlar ayný
olmasý, bizim deþifrasyonlarýmýzýn
UlusalÝhanet gibi gündemin en makbul
gücünü ve vatansever, milliyetçi
köþesine kuruyor tezgahý.
çizgide ne kadar doðru olduðunu
Kendilerini tebrik ediyoruz.
göstermektedir!
Masonlarla tarikatlar tepiþirken keyifle
Bir yazýmýzda, kendilerine ‘ Buyrun,
seyreden bizler; olur da , Kirli Tezgah
gelin vurun!’ demiþtik.
açtýðý tezgahtan sonuç alýr , pazarlýk
Gücümüzü ve etkinliðimizi ancak bizi
masasýndan istediðini alarak kalkabilir
vurarak engelleyebilirler! Türkiye’yi
ve dolayýsý ile bu Mason listeleri yayýn-
savunma konusundaki kararlýlýðýmýz
dan kalkabilir diye bu listeleri aþaðýda
kesindir! Bu konudaki daha detaylý
dikkatinize sunuyoruz.
açýklamalarým internetteki yazýlarda ve
Kendini seçilmiþ zanneden zannetmekle
kitaplarýmda sürecektir. Hakkýmda Kirli
kalmayýp Millet’in ve Devlet’in altýný
bir Tezgah Yapan bu sitede yazýlan pek
oyan dinamiklere hizmet eden ne kadar
çok olgunun gerçekle ilgisi olmadýðý
tarikat, Soros, v.s. çocuðu varsa
gibi, sitedeki pek çok olgu alçakça
babamýzýn oðlu olsa deþifre etmeye
çarpýtýlmýþ ve bir kara propoganda ve
devam edeceðiz.
psikolojik harekat unsuru haline getir-
KirliTezgah’la kendileri gibi tarikatçý
ilmiþtir.
olan mason kardeþlerine tezgah açan
Bu eylemin yapýlmasýnda emeði geçen
resmi arkadaþlara çaðrýmýz ise þudur:
bazý gizli servislerin olduðuna dair
Býrakýn bu ‘üzerimize gelmeyin’ yoksa
elimde net kanýtlar mevcuttur. Ayrýca
açýklarýz’ sahnelerini.
bilgilerin bazýlarý da Amerika’dan
Siz emir almadan tek bir satýr fazla
servis edilmiþtir!
yazamaz, tek bir satýr çýkaramazsýnýz.
1) Site benim 30. derecede Mason
Patronlarýnýz arka planda pazarlýklarý
ve TSK’nin içine süzülerek iç savaþ
ölünceye dek sürecektir. masonlarla uðraþmamamý söyledi (bu Mumcu’nun dosyasýný da tekrar aça-
Masonlar ve masonik gizli örgütler diyaloðun üstelik þahidi de var)! Kemal caðýz, tüm Uður Mumcu dostlarýndan
hakkýnda yaratýlan dev mitlere ve Alemdaroðlu yönetimi bir operasyonla ve ailesinden destek bekliyoruz
efsanelere pek çok insan inanýyor. Bu yok edildikten bir süre sonra, bir çok Onlar ki, þeriatçý bir çetenin üyeleri-
masonlarýn ve masonik gizli örgütlerin bahaneler bulunup evime polis baskýný ni kurtarmak için polislere ‘iþkence
Hayati Avcý de iþine geliyor. Sanýldýklarý k yapýlmaya baþlandý. Bundan bir aþama yapmýþtýr’ raporlarý vermiþlerdir..
adar güçlü deðiller ama fanatik olarak sonra kaderimin Necip Hablemitoðlu Onlar ki, Türkiye’de bulunan bir
çýkartmaya çalýþan bir ajan olarak
bir insanla da uðraþabilirler. Masonlarýn ile ayný olacaðýný bilmeme raðmen çok toplu mezarýn Ermeni mezarý
göstermektedir. Mason Derneðine
benim yaþantýma inanýlmaz zararlarý mücadeleyi sürdürdüm. Beni korumasý olduðunu kanýtlamaya çalýþmaktadýrlar.
1990’da kýsa süreli girdim, ama daha
olduðunu söyleyebilirim. Ýki kez gereken ve bu tehtidleri bilen polis, Onlar ki, yurtdýþýnda katýldýklarý
sonra dünya görüþümle, ilkelerimle ve
üniversiteden atýlma teþebbüsünün benden bilgi aldýktan sonra, bilgisa- kongrelerde Ermeni, Helen, Rum
vatan sevgimle büyük çeliþkiler
altýnda masonlarýn beni akademik sis- yarlarýma el koyuyordu. Pontus, Kürt, Süryani, Yunan soykýrýmý
içerdiðini düþündüðüm için devam
temden tasviye etme giriþimleri yadsý- 5) Bu saldýrýlarla paralel olarak yaptýðýmýzý iddia etmektedirler. Yeni
etmedim. 1993’den sonra bu cemiyetle,
namaz. Evrim Teorisi hakkýnda yazdýðým Ceza Kanununda soykýrým toprak
bir kaç yazýþmanýn dýþýnda hiç bir ilgim
Ama sandýðýnýz kadar da güçlü yazýlar nedeniyle bir vakýf bana ve talebini de getirmektedir!
olmadýðý gibi, Masonluk hakkýndaki Ümit Sayýn
deðiller! Öncelikle þunu biliniz ki, öðretim üyesi dostlarýma saldýrmaya Onlar ki, Türkiye’yi parçalamayý
düþüncelerim ve tepkilerim gerek
Mavi localara girenlerin % 30’u mason- baþladý (1998-2006 arasýnda). Bu kiþil- amaçlamaktadýrlar! sýkýn sonunda! Uður Mumcu’ya, Necip
yazdýðým makalelerde ve kitaplarda,
luktan ayrýlýr ve bir daha masonlukla er bizlere bir sürü tazminat davasý Onlar ki, Türk Silahlý Kuvvetlerini Hablemitoðlu’na, Ýhsan Güven’e yap-
gerekse yazacaðým kitaplarda ve
uðraþmaz, aksine çoðu onlara karþýdýr. açtýlar, savcýlýklara þikayet ettiler ve ve Türk Polisini iþkenceci göstermek týðýnýz gibi!
romanlarda ele alýnmaktadýr.
Geri kalanlarýn % 40’ý da sadece çýkar sahte suçlar uydurdular. Var olmayan istemektedirler. Unutmayýn ki, Tüm Ulus Uyanýyor
2) Türk Silahlý Kuvvetlerine herhan-
diskimdeki bilgiler Arizona’dan yayýn iliþkileri ve sosyal ortam için mason- web sitelerinin içindeki olmayan ve Onlar ki, PKK ile uzlaþmak ve ve Zamanýnýz daralýyor!
gi bir sýzma giriþimim olmamýþtýr.
yapan bir sitenin sayfalarýnda nasýl dez- luða girer: Geri kalan % 30, Kýrmýzý bizim yazmadýðýmýz yazýlar nedeniyle ‘Ovada Siyaset Yapmak’ için Aydýnlar Unutmayýn ki, artýk süreniz pek
Sadece bazý subay dostlarým vardýr,
informe edilerek gerek bana, gerekse localara devam eder ve Skoç ritinde soruþturmalar geçirdik. Savcýlar ve Dilekçesi hazýrlamýþlar ve ona imza fazla kalmýyor!
bazý askeri merkezlerde bazý konuþ-
Türk Silahlý Kuvvetlerine karþý bir yükselerek, daha sonra tehlikeli diðer hakimler bu mantýk dýþý belgeleri cid- koymuþlardýr. Unutmayýn ki, artýk o kazanlar sizin
malar yaptým. Türkiye’yi bekleyen
psikolojik savaþ unsuru haline getir- yan mason örgütlere geçer! diye aldý. Onlar ki, Üniversitelerdeki etnik için kaynamaya baþlýyor!
tehlikeler konusunda bazý komutan-
ilmiþtir? TÜM KAMUOYUNA BU ‘Masonluktan çýkýlmaz miti bir 6) Aðustos 2005’te uydurma bir örgütlenmeyi desteklemektedirler. Unutmayýn ki, Cehennem, sizin için
larýmla yazýþtým. Site hakkýmda aðýr
SUÇU DUYURUP, SAVCILARI yalandýr’, masonlukta böyle bir beyin nedenle evime polis baskýný yapýldý, 11 Onlar ki, Þemdinli’deki kitapçýya daha yeni baþlýyor!
karalama kampanyasý ve dezinformasy-
GÖREVE ÇAÐIRIRIM. yýkama mekanizmasý yoktur; Eylül 2001 saldýrýsýný deþifre ettikten 5 gidip, PKK’yý destekleyerek çiçek koy- Dç.Dr.Ümit SAYIN
on yapmaktadýr. Sitede bana ait
8) Sitede adý geçen Mason listeleri Masonluktan çýkýlýr! ay sonra bilgisayarlarýma el kondu, muþlardýr.
olmayan bazý yazýlar veya görüþler ben-
bende hiç bir zaman mevcut olmadýðý Masonlar onlarýn sistemini hakkýmda hakaret nedeniyle 2 yýl hapis Onlar ki, bir kýsmý benim üniversit- NOT: Ümit Sayýn, bilgisayarýnýn
immiþ gibi sunulmaktadýr. Özel yaþantý-
gibi, sanki hard diskimden çýkmýþ gibi eleþtirdiðim, Yahudiliðin dünya cezasý istemiyle dava açýldý! eden atýlmamdan büyük mutluluk duya- emniyetin eline geçmesinden ve bun-
ma aðýr bir saldýrý söz konusudur. Bu
lanse edilmektedir . Hard disklerime hakimiyetini kabul etmediðim, ve 7) Temmuz 2006’da terörizm, caklardýr. larýn ifþa edilmesinden sonra bir panik
durum ise Türk Ceza Kanununda ve
baþka hangi bilgilerin ilave edildiði onlara karþý Türkçülüðü, Atatürk bölücülük ve yüz kýzartýcý suçtan (böyle Acaba sadece masonlar mýydý ben- hali içerisinde yazdýðý bu yazýlarda, bil-
Uluslararasý Hukukta aðýr bir suç oluþ-
veya ne gibi dezinformasyonlara yol Milliyetçiliðini savunduðum için yaþan- bir suçum olmadýðý halde bir den rahatsýzlýk duyan? gisayarýnda yer alan bilgilerin ifþa
turmaktadýr.
açacak iþlemlerin yapýldýðý meçhuldur. tým boyunca çok zarar verdiler bana, Engizisyon Soruþturmasýnda CADI ilan Tabii ki hayýr, ama benden ve yap- edilmesinden Fetullahçý polisleri
3) Benim üzerimden Türk Silahlý
Türk Hukuku ‘cürüm iþlemek için çete aþaðýda yazacaklarýmýn geliþmesinde edildim! O soruþturma metnini zamaný makta olduðum deþifrasyonlardan sorumlu görmektedir ki Ümit Sayýn’ýn
Kuvvetleri veya baþka kurumlarýn, bu
kurmak’ kapsamýna giren bu eylemin büyük ölçüde paylarý olduðunu kabul gelince heryerde yayýnlayacaðým!) rahatsýzlýk duyan emperyal odaklarla ve bu düþüncesine biz de katýlmaktayýz.
karanlýk, Türkiye düþmaný odaklar
failini mutlaka yakalayýp ve cezalandýr- etmek zorundayým (aþaðýdaki isimler, Üniversiteden tekrar atýlarak, tüm yabancý derin odaklarla baðlantýlý kiþil- Ümit Sayýn’la ilgili bu mevzularýn özel-
tarafýndan yýpratýlmasý amaçlanmak-
malýdýr. localarý ve belgeleriyle bir süre sonra Kamu Yönetiminden uzaklaþtýrýlmak er ve masonik gizli örgütler, beni likle Zaman Gazetesi tarafýndan iþlen-
tadýr. Yakýn bir gelecekte, basýn organ-
Kitaplarýmda ve TV programlarýmda yayýnlanabilir): istedim. YÖK bu talebi delil yetersi- üniversiteden atýp, beþparasýz býrakýp, miþ olmasý da bu düþünceyi
larýnda baþka bilgilerin de çarpýtýlarak,
bahsettiðim DERÝN ÇETELER artýk 1) 1993’te Diyarbarkýr’a sürüldüm. zliði nedeniyle reddetti. Öðrendim ki bu hapislere attýrýp, hayatýmý zehir ettikten kuvetlendirmektedir. Zaten polisin
dezinformasyona uðratýlarak benim
ortaya çýkarýlmalý, cezalandýrýlmalý ve Ýþsiz ve maaþsýz kalýverdim. Üniversite- iþleri yapan kiþilerin baþýndaki kiþi, sonra, beynime sevgili Necip’e yaptýk- elinde olan bilgilerin baþkalarý tarafýn-
üzerimden devletin kurumlarýna ve
bizlere, Türk Silahlý Kuvvetlerine ve den uzaklaþtýrdýlar. Ben de çareyi üniversitede güç kazanabilmek için larý gibi bir kurþun sýkmaktan büyük dan deþifre edilmesi de imkânsýzdýr.
Türk Silahlý Kuvvetlerine saldýrýlmasý
Devletin Kurumlarýna zarar verilmesi Türkiye’yi terketmekte ve ABD’ye git- daha yeni mason olmuþtu. Ekim zevk duyacaklardý! Bizi asýl ilgilendiren husus
olasýlýðý çok güçlüdür! Bu kurumlarý
kesinlikle önlenmelidir. Yoksa Türkiye mekte buldum. Bu aþamada mason Ý.T. 2006’da Üst düzey masonlar veya diðer Þunu unutmasýnlar! Ben ya da biz, Fetullahçýlarla Ulusalcý gözükenler
önlem almaya davet ediyorum...
ciddi bir KAOSA doðru sürüklenecek- , O.A., C.D., S. B., T.A. nýn ve yöneticiler bu dönem boyunca sürekli yokedilsek bile, Peþimize taktýklarý arasýndaki çekiþmelerden ziyade Ümit
4) Site ile ilgili yasal iþlemler ve suç
tir. V.Ö.’nün aktif etkilerini unutmam uyardýlar, son olarak da iþyerindeki hukuk sisteminin elemanlarý, tetikçileri, Sayýn’ýn “telegram”la alakalý ilgisi ve
duyurularý baþlatýlmýþtýr.
9) Konu hakkýnda çok daha detaylý mümkün deðildir. odama gelen 30. derecedeki mason katilleri, ülkeye ihanet edenler bu ülke bilgisidir. Ümit Sayýn, yazmýþ olduðu
5) Asýl önemli olan soru þudur:
makalelerim, bilgilendirmelerim ve 2) 2002’de tekrar Türkiye’ye Prof. Ý.T. yine yukarýdan haberler getir- Atatürkçü, Milliyetçi ve Türkçü çizgiye yazýlarýnda, emniyet tarafýndan servis
29 Aðustos 2005 tarihinde Ceza
yorumlarým sürecektir. geldim, geldiðimin altýncý ayýnda, o miþ, beni araþtýrma iþini üstlenmiþti. geldiðinde bir bir hesap vereceklerdir! edilen ve bilgisayarýnda yer alan bilgi-
Muhakemeleri kanuna uygun olmayan
10) Türk Kamuoyunu, Hukuk zaman Skoç Riti ve 28. derecedeki Benim sonumun gelmesinden hepsi Bugün Kubilay’ýn kafasýný kesenlerin lerin çarpýtýldýðýný, doðru olmadýðýný,
bir biçimde, bir nöbetçi mahkemenin
Sistemini, Savcýlarý, Hakimleri, Türk üstadý muhterem E. C., S. E. ve E.E. büyük bir mutluluk duyacaklardý, bel- torunlarý çok üst mevkilerde olabilirler, kendisine Fetullahçý ve masonlar
verdiði kararla evime baskýn yapan
Silahlý Kuvvetlerini, Üniversiteleri, tarafýndan uyarýldým. Üniversitede uslu liydi! Bu arada yine mason olan Doç. ama bilmelidirler ki, içimizde daha ne tarafýndan tezgah kurulduðunu söylese
polis, bir rektör hakkýnda internette
Akademik Çevreleri, yukarýda tarif durmam önerildi. Masonlar aleyhine hiç G.O. bir Adli Kurumdaki önemli bir Mustafa Kemaller, ne Kubilaylar mev- de bizzat kendi yazdýklarý bunlarýn
dolaþmakta olan elektronik postanýn
ettiðim kirli tezgahla ve hileli dezinfor- bir yazý yazmamam söylendi. 2003 raporda deontoloji ilkelerini ihlal cuttur. O Mustafa Kemal’in sessiz birçoðunun doðruluðunu teyit etmekte-
bilgisayarýmda olup olmadýðýný aramak
masyonlarla hakkýmda geliþmesi olasý Þubatý’ýnda Teori Dergisinde onlarý ederek benimle ilgili ciddi sorunlar askerleri sizin bir gün daraðacýnýzý dir. Sözgelimi, þu an mason olmadýðýný
için evimdeki tüm hard disklerimi ve
daha büyük komplolarýn yakýn bir gele- eleþtiren ‘Dünyayý Yöneten Masonik çýkarýyordu. Bu sitede, Mason olmadýðý kuracaklardýr! iddia etse de 93’e kadar iliþkisi bulun-
bilgisayarlarýmý söküp götürmüþtür.
cekte yapýlabileceði konusunda Gizli Güçler’ baþlýklý bir makale halde Prof. Kemal Alemdaroðlu’na Evet Masonlar Size Sesleniyorum! duðunu, o tarihten sonra da yazýþmalar
6) Tutanakla alýnan hard diskler
uyarýrým, önlem alýnmasý gerektiðini yazdým. Daha sonraki televizyon pro- mason diyen, þu kritik dönemlerde Evet Masonlarýn attýðý kemiklerle yaptýðýný itiraf etmektedir ki; bu itirafý,
hakkýnda savcýlýk bazý iþlemler yürüt-
tekrarlarým. gramlarýmdan çok rahatsýz olduklarýný, Alemdaroðlu’na saldýran kiþilere beslenen omurgasýz yumuþakçalar, önceki sayýlarda yayýnladýðýmýz ve
müþ ve açýlan bir soruþturma hakkýnda
Bu komplolar, Türkiye düþmanlarý onlara Ulusal Kanalda yapmýþ olduðum gereken cevaplar verilecek, tüm yanýt- sürüngenler size sesleniyorum! Ümit Sayýn’ýn mason derneðinde yap-
takipsizlik kararý vermiþtir. Benim gön-
tarafýndan bugün bana yapýlmaktadýr. ‘Gizli Örgütlerle Ýlgili’ bir programý lar burada ve diðer köþe yazdýðým sitel- Evet, Küresel Elitin ve týðý konuþmanýn doðruluðunu göster-
dermediðim bahsi geçen elektronik
Yarýn size yapýlacaktýr! izlettirdiðim K. Lion grubundaki kon- erde yayýnlanacaktýr. Özellikle Prof. Emperyalizmin uþaðý olan Þeriatçý mektedir. Ümit Sayýn, tamamý çarpýtma
postadan kaynaklanan bir hakaret
feransta ifade ettiler defalarca, bazýlarý Kemal Alemdaroðlu’na SAHTE BÝR sözde müslümanlar size sesleniyorum! ve dezinformasyon dediði belge ve
davasý sürmektedir. Bu zaman zarfýnda
ÜMÝT SAYIN’IN BÝR BAÞKA toplantýyý terketti. ÝNTÝAL soruþturmasý ve cezasý veren Evet! Yabancý Derin Devletlerin konuþmalarýn hangisinin yanlýþ
hard disklerim uzun süre Emniyet
YAZISI: KÝM KORKAR 3) 2003’te, hem masonlar, hem þeri- ama PKK sempatizanlarýyla, DHPK-C yerli iþbirlikçisi hamamböcekleri size olduðunu bir türlü açýklayamamaktadýr.
Teþkilatýnda kalmýþtýr , daha sonra da
MASONLARDAN: atçý örgütler tarafýndan defalarca ve DEV-YOL militanlarýyla ile bir sesleniyorum! Kendisini “ulusalcý” olarak niteleyen ve
Adli Emanete teslim edilmiþtir.
GELÝN VURUN HADÝ! uyarýldým, tehtid edildim (kim kimin zaman baðlantý kurmuþ, Türk Silahlý Evet! Kafkesk Ortaçað ÝBDA-C tarafýndan öldürülen emekli
Devletin korumasý altýnda olan hard
Çok uzun süredir bu sitelerde uzantýsý belli deðildi!). Masonik güçler Kuvvetlerini iþkenceci göstermek Mahkemelerinin soruþturmacý zan- binbaþý Ýhsan Güven’i de bu çerçevede
disklerim adý geçen siteyi hazýrlayan-
masonlarla ilgili bazý yayýnlar yapýlýyor, mütareke basýnýný kullanarak beni isteyen, Türk Silahlý Kuvvetleri aley- goçlarý size sesleniyorum! sahiplenen Ümit Sayýn’ýn þunu da izah
larýn eline nasýl geçmiþtir? Bu büyük bir
yazýlar yazýlýyor. Bir çok mitler ÝBDA-C gibi örgütlerin önüne bir yem hinde bir çok Avrupa Birliði projesi Evet! Engizisyonun Para-fesörleri etmesi gerekir: Kendisini tanrý olarak
suçtur ! Eðer bu mümkünse, hiç kims-
yaratýlýyor. Masonik gizli örgütlen- gibi koydular . Bir çok ölüm tehditi alan Profesörler hakkýndaki bilgilerin size sesleniyorum! gören, gerilerini amacý dýþýnda kullanan
enin, bu ülkede hiç bir güvenliði artýk
meleri 1989 yýlýndan beri araþtýrýyorum aldým, halen alýyorum. 3 kere fiziki de yayýnlanmasý yakýndýr! Buyrun, Atýn beni üniversiteden! ve aralarýnda þarkýcý Çelik Eriþçi’nin de
kalmamýþtýr. Konu hakkýnda suç duyu-
. Bu konuda bildiklerimin çoðunu saldýrýya uðradým, dizim bir süre sakat Onlar ki, Uður Mumcu’nun katil Kurduðunuz entrikalarla, buyrun bulunduðu homoseksüel taraftarlarýna,
rularý ve yasal iþlemler sürmektedir.
henüz yayýnlamadým. Þu dönemde aðýr kaldý. zanlýsýna, hastayý görmeden, sahte atýn beni hapislere! “birbirlerimize kromozomlarýmýzý
7) Emniyet teþkilatýndan veya Adli
saldýrýlar altýndayým, Þeriatçý odaklar- 4) 2004’te, bir baþbakana rüyasýnda ‘Posttravmatik Stres Bozukluðu Buyrun, Atýn beni uydurduðunuz geçirerek hepimiz tanrýlaþacaðýz” diy-
Emanetten hangi güçle bu cemaat veya
dan veya baþka yapýlardan ölüm tehdit- gördüðü þeyhi anlatan ve mektuplar Sendromu ve iþkence görmüþtür’ rapor- Ortaçað Engizisyon nedenlerinizle, erek toplu seks yaptýran bir manyak
kiþiler hard disklerimi alýp, kopyalaya-
leri bile alýyorum. Tüm hukuk sistemini yazan Skoç Ritinin üyesi 32. derecede- larý vererek, Sadettin Tantan’ýn yürüt- kurun cadý ateþlerinizi! Kaynatýn entri- olan Ýhsan Güven’in ulusalcýlýðý nasýl
bilmiþtir? Sadece bir elektronik
ve bazý savcýlarý üzerime salmýþ durum- ki T.U. beni ve bir arkadaþýmý uyararak tüðü UMUT operasyonunu bloke ka dolu Cadý Kazanlarýnýzý! bir ulusalcýlýktýr? Yoksa “ulusalcýlýk”
postanýn bilgisayarýmda olup olmadýðý-
dalar. Ama emperyalizme karþý, baðým- Kemal Alemdaroðlu yönetiminin biti- etmiþler, katillerin serbest býrakýlmasýna Buyrun, Gelin beynime bir kurþun tam da böyle bir þey midir?
na bakýlmasý gerekirken, tüm hard
6 BARAN
Ýç Savaþ Sürecinde Türkiye
Köpek yetiþtirenler iyi bililer ki, köpekler, büyümeye baþladýktan bir süre sonra sahibi ile “efendilik” müca-
delesine giriþir. Doberman, Bulldog gibi vahþî köpeklerde hayatlarý boyunca sadece bir defa, Alman kurdu,
fino gibi diðer köpeklerde ise her sene tekrar eden bu hadisede;
köpek, sahibine karþý efendilik taslamaya kalkar.
S on haftalarda, basýndaki belli
baþlý köþe yazarlarý en çok,
“Türkiye’de bir Ýslamcý-Batýcý laik sa-
vaþý”nýn ne zaman çýkacaðý ve bunun
getireceði sonuçlarý tartýþmaya baþladý.
Hem de bu yazarlarýn çoðunluðu en li-
beral kesimden gelen yazar-çizer taký-
mý. Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Meh-
met Barlas, Yasemin Çongar vs. gibi
Batý’nýn ve özellikle de ABD’nin sözcü-
lüðünü yapan takýmdan çýkmasý iþin en
ilgi çekici yönü. BD-ÝBDA fikir çizgisi-
nin yýllardýr ifade ettiði “Müslüman
Anadolu- Ýþgalci Batýcýlar” savaþý, artýk
fiilî olarak gerçekleþme þartýyla, en
uyuþmacý ve diyalogçu kesimler de dahi
ifade edilir hâle geldi.
Köpek yetiþtirenler iyi bilirler ki,
köpekler, büyümeye baþladýktan bir sü-
re sonra sahibi ile “efendilik” mücadele-
sine giriþir. Doberman, Bulldog gibi
vahþî köpeklerde hayatlarý boyunca sa-
dece bir defa, Alman kurdu, fino gibi di-
ðer köpeklerde ise her sene tekrar eden
bu hadisede; köpek, sahibine karþý efen-
dilik taslamaya kalkar. Köpek sahibinin
burada yapmasý gereken, bu isyanýn pat-
layacaðý âný hissetmek ve köpeðe asla
teslim olmamaktýr. Teslim olursa, vahþî
köpekler sahibini de parçalar, diðerleri
ise ýsýrýr ve emir dinlemez hâle gelir. Fi-
no türleri ise çok çabuk yola getirilir.
Vahþî köpekleri tekrar kontrol altýna al-
mak saatler süren bir mücadele gerekti-
rir. Çünkü acý hissetmemeye baþlayan
köpeði, boynundaki ana sinir damarla-
rýndan en az 1-2 saat dövmek gerekir ki,
vahþî köpek yola gelsin. Diðerlerinde
ise 20 dakika dövmeniz, elinizi kaptýr-
madan köpeðin çenesini mengeneye al-
manýz yeterlidir, yani 20 dakikada tes-
lim alýrsýnýz.
Bunu anlatmaktan kastýmýz, 85 yýl-
dýr Batý’ya köpeklik yapan vahþî Batýcý
laiklerin, týpký doberman, bulldog gibi
köpeklerin, efendilerine karþý hesaplan-
mayan isyan giriþimleri ve neticesinin
ne olacaðýdýr. AKP gibi fino türleri is
her zaman yola getirilebilecek, süs kö-
peði cinsindendirler. Doberman türü
vahþî köpeklere benzeyen Batýcýlarýn
hem kendisine karþý kudurma aþamasýna
geldiðini gören ABD ve Batý Türki-
ye’deki kanaat önderleri vasýtasýyla teh-
dit mesajlarýný yollamaya baþladý. Bu
mesajlardan en önemlisi, bu sözleri ya-
zacaðý kendisinin bile aklýna gelmeyen
Ahmet Altan’ýn aþaðýdaki sözleridir:
“Bu ordunun bölünmesi ve ciddi bir iç
savaþ anlamýna gelir. Ýkincisi, cumhuri-
yet tarihinde hiç rastlanmamýþ baþka
bir ihtimalin ortaya çýkmasý. Ordu hep
silahlarýný solculara, demokratlara,
Kürtlere, Alevilere doðrulttu. Bunlar,
azýnlýkta olan gruplar. Ama bu kez dar-
be olursa silahlar Sünni dindarlara dö-
necek. Yani orduyu oluþturan neferlerin
ailelerine. Annelerine, babalarýna, kar-
deþlerine, amcaoðullarýna, arkadaþlarý-
na. Neferler, diðer darbelerde olduðu
gibi cuntacý generallerin emirlerini din-
leyecekler mi? Yasadýþý bir hareketin
parçasý olup silahlarýný ailelerine çevi-
recekler mi? Cuntacýlar ve hukukun dý-
þýna savrulan adli bürokrasi, gözü dön-
müþlüðü darbeye kadar götürür mü, bil-
miyorum. Ama götürürlerse bu kez Tür-
kiye büyük ve kanlý bir iç savaþ yaþar.
Çok kanlý günlerden geçeriz. Türki-
ye’yi dünyadan koparmaya çalýþan cun-
tacýlarýn, hukuka hiç aldýrmayan hukuk-
çularýn bu ihtimalleri de düþünmesi ge-
rekiyor. Darbe çýðýrtkanlýðý yapan, ken-
di iktidarýný cuntacýlarýn gölgesinde
arayan, siyaseti çýðrýndan çýkaran poli-
tikacýlar da hesaplarýný iyi yapsýnlar.
Bu seferki darbe eskilerine benzemez.
Hiç kimse güvencede olmaz. Uma-
rým yasa dýþýna çýkan cuntacýlar, huku-
ku hiçe sayan hukukçular ve darbe me-
raklýsý politikacýlar hayatýn gerçeklerini
çok zorlamazlar.
Çünkü Türkiye’yi tutuþturacak bir
yangýnýn kimi yakacaðý artýk hiç belli
olmaz.
Buradaki bulldoglar, 28 Þubatçý ka-
týksýz Ýslâm düþmaný çetelerdir. Batý’nýn
ve Ýsrail’in düne kadar Müslüman Ana-
dolu ahalisine karþý havlattýðý ve bugün
kendisine karþý havlamaya baþladýðý için
itlafa hazýrlandýðý köpeklerdir bunlar.
27 Nisan sanal darbe süreciyle bir-
likte tarihî kýrýlma ânlarýndan birini ya-
þayan Türkiye, Batý tarafýndan, kendi çý-
karlarý hesabýna bugüne kadar hep erte-
lenen, “Müslüman-iþgalci Batýcý” iç sa-
vaþýný, artýk bütün çabalara raðmen da-
ha fazla öteleyemeyecek ve bu kanlý sü-
reci yaþayacaktýr. Gerek Cengiz Çan-
dar’ýn gerek,
Yasemin Çon-
gar’ýn ve ge-
rekse Mehmet
Barlas’ýn yazý-
larýnda açýkça görülen hakikat, Batý’nýn
ve özellikle de ABD’nin bu iç savaþ sü-
recini engelleyemeyeceðidir. Düne ka-
dar uþaklýðýný yaptýðý efendisi Batý’dan
umudunu kesen, Batýcý Dobermanlar,
yönlerini kapitalist sürecin birer piyonu
hâline gelmiþ Rusya ve Çin’e çevirerek
kendilerine garanti aramaktalar. Ancak,
daha önce, yazarýmýz Abdullah Kira-
cý’nýn ve sonra da Neþe Düzel’le yap-
týðý röportajda Yasemin Çongar’ýn
belirttiði gibi, 400 milyar dolarlýk bir
borç bataðý içerisinde yüzen ve küre-
sel sermayeye entegre edilmiþ TC’de,
ABD ile savaþmayý göze almadan dar-
be yapacak kesimlerin ilk cezalandý-
rýlacaklarý saha ekonomi sahasý ola-
caktýr. Ýslâm’a savaþ açarak ABD’ye
dayýlanmaya kalkanlarýn varacaklarý yer
ise adetâ bir cehennem olacaktýr. Ýþte bu
cehennemi Ahmed Altan yukarýda yaz-
dýðýmýz gibi kýsaca özetlemiþ. ABD,
Batý ve AKP’ye deðil de AKP üzerin-
den Ýslâm’a savaþ açýp, düzenledikleri
mitinglerde, dibine kadar Batý hayat tar-
zýnýn içine düþmüþ aþüftelerin yýrtýk
donlarýný sergilercesine, Þeriat düþman-
lýðý yapmýþ olmalarý onlarý fenâ hâlde
býrakacaktýr. Ve bu sefer, düne kadar
yaltaklandýklarý efendileri Batý’nýn, iste-
meden de olsa küresel plânlarýný bozma
giriþiminde bulunduklarý için, Batý tara-
fýndan da þiddetle cezalandýrýlacaklar-
dýr. Ezici çoðunluðu Sünnî Müslüman
olan Anadolu ahalisi, hain AKP üzerin-
den bu savaþýn hazýrlýklarýný yapmakta-
dýr. 22 Temmuz seçimleri ve ardýndan
yaþanacak C. Baþkanlýðý seçimleri, en
Oðuzhan Gözcü
baþta hain korkak AKP’yi cezalandýra-
cak, ardýndan iki ateþ arasýnda kalan
AKP’nin saf dýþý býrakýlmasýyla birlikte,
desteði çekilmiþ Batýcý iþbirlikçilerin
hesabý görülecektir. Özellikle ordu içe-
risinde örgütlü bulunan, Suyun Öte ya-
nýndakiler ( Dönmeler ve Balkan
Alevîleri) Ovacýlar (Sünnî Anadolu
Türk ve Kürtleri) ve Daðýn Öte yanýnda-
kiler (Kafkas Kökenliler) arasýndaki
cepheleþme de þiddetini giderek arttýr-
maktadýr. Hususiyetle, Suyun öte yanýn-
dakiler arasýndaki iç çatýþma ve buna
ilaveten, düne kadar konjuktür gereði
bunlara destek veren Kafkas kökenlile-
rin ibreyi tekrar Ýslâm’a çevirmiþ olma-
larý sebebiyle, ordu içerisindeki katýksýz
Ýslâm düþmaný, 28 Þubatçý Batýcý- laik-
lerin tasfiyesi çok daha kolay olacaktýr.
Bu mânâda TSK, halkýna Ýslâm’la barýþ-
týðý güvenin vererek ancak, ABD ve Ba-
tý’yý karþýsýna alýp, Kerkük’e, Musul’a
ve hattâ Baðdat’a müdahale edebilir.
Ancak o zaman küresel kapitalist iþgalin
zincirlerini çok rahat kýrabilir. Ancak o
zaman Ýncirlik, Diyarbakýr Pirinçlik,
Mardin ve Ankara Güvercinlik birer
millet üsleri hâline getirilebilir.
Önümüzdeki süreçte yaþanmasý
kuvvetle muhtemel olan bu iç savaþ sü-
recinde “ister ordu içerisinde, ister iþ
âleminde, isterse bürokraside” olsun
kendisine müslümaným diyen herkesin
yapmasý gereken þey, Ne AKP taraftar-
lýðý ve ne de AKP üzerinden Ýslâm’a sa-
vaþ açan Batýcý laiklerin saflarý olamaz.
Ruþen Çakýr basbas baðýrýp duruyor,
“Mahalle’nin Baskýsý” hepimizi boða-
cak diye ve sayýyor. Sorgun, Malatya,
Trabzon, Danýþtay… 10 yýl önce sýrf
Ýslâmî renginden dolayý düþürdükleri
Erbakan’dan özür dileyen TSK’nýn
emekli generalleri, iþin vahametinin ne
olduðunu ve çözümün de nerede oldu-
ðunu idrak etmeye baþlamýþ olmalýlar.
Ýþin çözümü ne mi?
Çözüm gerçekten istendiðinde,
bunun bir adým öte olduðu muhakkak ki
görülecektir...
BARAN
ABD Ýle Hangi “Hayat Tarzý” Savaþacak
Cepheye Emin Çö-
laþan’la, Bekir Coþ-
kun’la, Reha Muh-
tar’la gitmeyi düþü-
nüyorsa söyleyecek
söz yok. Tando-
ðan’daki kalabalýðý
hatýrlamakta fayda
var. Kokonalar res-
mi geçidi… Cicili bi-
cili giyinmiþler, iki
dirhem bir çekirdek,
ABD’ye hayýr þeri-
ata bilmem ne pikni-
ði yapmýþlardý. Bir-
de ABD’nin iþgal et-
tiði ülkelerdeki dire-
niþi hatýrlayýnýz.
Nihayet ‘muhteþem gerçekle’ Diðer yandan,siyasi þabalaklýða
karþý karþýya kalmýþ durumdalar. bakýnýz; ABD uçaklarý sýnýrlarýmýzý
Farkýnda olmadýklarý ama, burunlarý dört dakikalýðýna ihlal etmiþ, Tay-
sürte sürte,canlarý yana yana farkýn- yip’te açýklama yapmýþ;’ bir daha
da olmalarý –belki-mümkün olacak olursa gereðini yaparýz’!.. Yok ya-
olan ‘muhteþem gerçek’, yönetmek- hu!!! A anasýnýn çocuðu demezlermi
te olduklarý organizasyonun (siste- adama, Ýncirlik Amarika’nýn hangi
min) yüzyýlýn en harika yalaný ol- eyaletine baðlý? Veyahut, ABD’nin
duðudur. Baþbakanlarý var. Tay- silah ithali ve ihracý için altý liman
yip.Nam-ý diðer yürüyen takýmelbi- yedi havaalanýný kulanýma açan ge-
se. Bakanlarý var. Diplomasileri,ma- nelgeyi kimin dýþiþleri yayýnladý?..
liyesi, ordusu,polisi filan… Ciddi Üzerinde durmaya bile gerek
ciddi ‘var’ olduklarýný sanan bu kiþi yok. Malzeme bu…
ve kurumlarýn, týpký sistemin kuru- Bir diðer malzemede, DTP eþ-
luþ hikayesi gibi yalandan olduklarý- baþkaný Aysel Tuðluk. Batan ge-
ný anlamalarý için, ABD’nin bahane miye tayfa olma gayretinde Kürtçü
olmasý iþin –bence- eðlenceli yaný… siyasetin iflasýný ve teslimini ilan et-
Büyükanýt’ýn þahsýnda TSK’nýn, miþ.’ Kurtarýcý motif, tarihsel im-
ABD ile savaþ arzusu artýk saklana- ge M. Kemal… O bir mucizedir,
mayacak ölçüde netleþmiþtir.’ ölümsüzdür, uluslaþmada da te-
PKK’ya destek veren müttefik’ ve mel direktir.’ Aysel Tuðluk, kürtçü
hemen ardýndan ‘teröre destek ve- sivil siyasetin varmýþ olduðu son
ren teröristtir’ cümlesi ile birlikte nokta olarak bir iflasý ilan etmiþtir.
K.Irak’a bir harekat yapýlmasý zaru- Bir dünya görüþünden yoksunluk,
retini ifadeyle,oraya girildiðinde ilkel bir kinle ABD karþýtý olmak tek
Barzani ve ABD’ye birþeyler ya- baþýna mümkün olamayýnca adamý
pýlmasý gerektiði, Büyükanýt’tan böyle kestirmeden Kemalist yapabi-
kaydettiðim son cümleler. TSK’nýn liyormuþ demek ki…
ABD ile bir savaþý göze aldýðý ar- Bu þehrazat psikolojisinin (ýr-
týk þüphe götürmez bir hakikattýr. zýna geçen adama sonradan aþýk
Bunda,ABD’nin Kemalizmin tasfi- olan kadýn psikolojisi) son zaman-
yesi sürecine yoðun desteði, yani it- larda iyice yaygýnlaþmakta olduðu-
tihatçý-kemalist elitlerin saltanatýnýn nu bilmem farkediyormusunuz?
artýk son buluyor olmasý, K.Irak’ta- Dönelim Büyükanýt’a. ABD’ye
ki naylon devletin, naylon baþkaný posta koyarken –þimdilik-samimi-
Barzani üzerinden sýnýrlarýn yeniden yetine inandýðýmýz Büyükanýt,bu
çiziliyor olmasý gibi birçok sebep davranýþýnýn güç aldýðý bir ayak ola-
öne sürülebilir. Saydýðýmýz ve saya- rak, taze Kemalist Kürtçü sivil siya-
madýðýmýz tüm bu sebepleri paran- seti, diðer bir ayak olarakta Tando-
tez içine alýp kenara koyarak ifade ðan’daki ABD karþýtý slogan atan
etmem gerekirse, Büyükanýt’ýn þah- Cumhuriyetçi kitleyi görüyorsa, ser-
sýnda TSK’yý, ABD düþmanlýðýnda mayeyi çoktan kediye yüklemiþ ol-
samimi bir heyecan içinde gözlem- duðunu rahatlýkla söyleyebilirim.
lediðimi söyleyebilirim. Bu çerçe- Cepheye Emin Çölaþan’la, Bekir
vede, TSK’nýn ABD düþmanlýðýný, Coþkun’la, Reha Muhtar’la git-
ABD düþmanlýðý tanýmýný týrnak içi- meyi düþünüyorsa söyleyecek söz
ne almak kaydýyla desteklediðimide yok. Tandoðan’daki kalabalýðý hatýr-
söyleyebilirim. Bu desteðin,’yarýnýn lamakta fayda var. Kokonalar resmi
sýrrý’içinde mütalaa edilmesi gerek- geçidi… Cicili bicili giyinmiþler, iki
tiðini ayrýca izaha lüzum görmüyo- dirhem bir çekirdek, ABD’ye hayýr
rum. Buraya mim koyalým. þeriata bilmem ne pikniði yapmýþlar-
Hasan Kapar
dý. Birde ABD’nin iþgal ettiði ülke-
lerdeki direniþi hatýrlayýnýz. Afga-
nistan’ý, Irak’ý, Somoli’yi…Müs-
lüman savaþçýlarýn,vücutlarýna
baðladýklarý patlayýcýlarla ABD
üslerine yaptýklarý saldýrýlarý!...
Bu kokonalar (Emin de dahil)
býrakýnýz ABD ile savaþmayý,bu gö-
rüntüleri izlemeye bile dayanabilir-
lermi acaba?
Aysel Tuðluk þahsýnda Kürtçü
sivil siyasete gelince, þu kadar kayýp
verdikleri davalarýný bir dakikada
satan zümreden zaten bir cacýk ol-
maz.Muhtemel bir savaþta bunlara
güvenen adamdansa hiçbir cacýk ol-
maz!..
Tabi,bu arada bir sivri zekalý çý-
kýpta, bizim ordumuz var, halký bu
iþe neden karýþtýrýyorsun derse, Star
gazetesinden Fatih Böhürler’in
yazýsýndan, teknik birkaç ayrýntýyý
alýntýlamak zorundayým.’Ama ki-
min dost,kimin düþman olduðunu
siz belirlemiyorsunuz. Bunu sizin
adýnýza ABD belirliyor. Elektro-
nik sistem yazýlýmlarý onlarýn elin-
de. Ve o bölüme bir Türk subayý
ya da mühendisi giremiyor. Bu
nun anlamý þu: Diyelim Türk Or-
dusu Kuzey Irak operasyonu baþ-
lattý. Birlikler bir direniþle karþý-
laþtý ve hava desteði istedi. Bir
Türk F-16 filosu bölgeye ulaþtý.
Tam o sýrada Amarikan savaþ
uçaklarý ortaya çýktý.Ve Muavenet
Zýrhlýsý olayýndaki gibi yanlýþlýk-
la(!) ateþ açtýlar. Türk F-16 ‘larý
da koruma amaçlý karþýlýk ver-
mek istediler. Pilotlar hedefe kit-
lenmek istiyor. Düðmeye basýyor-
lar; ama nafile.Hedefe kilitlenemi-
yorlar. Sistem çalýþmýyor. Manuel
kullanýma geçip ateþe karþýlýk ve-
recekler. Ateþleme sistemleri do-
nup kalmýþ. Çünkü uçaktaki elek-
tronik sistemler yanlýþlýkla(!) ateþ
açan uçaklarý ‘dost’görüyorlar.
(…..)Maç baþlamadan bitiyor.
Birlikler tank desteði istiyor. Geç
ve güçte olsa tanklar bölgeye ula-
þýyor. Koordinatlar telsizle bildiri-
lebilirse bildiriliyor. Sonra? Son-
rasý acýklý. Sistem çöküveriyor. Si-
lahlar çalýþmýyor. Hedefe giden
tanklar kendileri hedef oluyor.
Elektronik sistemli herþey savaþ
aracý niteliðinden taþýma aracý ni-
teliðine geçiyor.’
Evet, beyler bayanlar.Malesef
hakikat bu!..ABD ile girilecek bir
savaþ tabi ki cephe savaþý olmaya-
caktýr.Afganistan’daki, Irak’taki,So-
mali’deki gibi bir savaþ olacaktýr!..
Hangi hayat tarzýnýn bu savaþý yürü-
tebileceðini anlayabilmek için, fera-
set sahibi olmanýn gerekmediðide
bir bedahettir…
Sanýrým, mevcut sistemin, ne-
den, yüzyýlýn harika bir yalaný oldu-
ðu gerçeði anlaþýlmýþtýr…
7
Sistematik Kriz
Mevlüt Koç
Ç ocukluðumda mahallenin iskele meyda-
nýný aydýnlatan, Ýstanbul’un havagazý ile
aydýnlatýldýðý yýllardan kalan bir havagazý
lâmbasý vardý. Zamanla buna elektrik baðlandý,
direðine de dört tane ampul takýldý. Fakat, rah-
metli Talât yaþadýðý sürece bu iþe bir türlü akýl
erdiremedi. Talât, Ýkbâl hanýmýn oðluydu, içkiyi
de fazla severdi. Gündüzden baþlar, hava kararýp
sokak lambalarý yanýnca, Talât’ta kafayý bulmuþ
olurdu. Kayýkhaneden çýkar, ampullerin takýldýðý
havagazý lambasýný sanki yeni görüyormuþçasý-
na karþýsýna geçer, uzun uzun direði seyrettikten
sonra, bu iþe hiç aklýnýn ermediðini gösteren ha-
fif bir dudak bükme, baþ eðme iþaretiyle artýk
aþina olduðumuz meþhur tekerlemesini patlatýr-
dý: “Bir direkte dört lâmba, tatbik tatbik üstüne”
Bu artýk Talât’ýn eve gideceðinin iþaretidir. Talât
bir iskele bir sancak, yalpa yapa yapa yokuþa sa-
rardý. Yerleþiklik kayboldu, artýk hatýra da oluþ-
muyor. Ýnsanlar boktan sebeplerle bir yerlere
baðlanýp, boktan sebeplerle de kopabiliyorlar.
Darbe ve darbecilikte bizde artýk gelenek ha-
line geldi. Darbe üstüne darbe yiyoruz. En son
verilen muhtýrayla da yenisinin yolda olduðunun
müjdesini (!) aldýk. Fakat, rahmetli Talât gibi be-
nimde aklým bu iþin gerekçesine pek ermedi.
Yoldakinin gerekçesi þu: ‘‘Rejim bugüne kadar
hiç olmadýðý kadar tehdit altýnda.’’Bunun mü-
sebbibi olarak ta AKP iktidarý gösteriliyor. Eðer,
rejimi koruyup kollama görevini kendine vazife
görenler, AKP iktidarýnýn bu koruyup kollama
görevini kendilerinden çok daha iyi yaptýðýný
görmüyorlarsa veya görmek istemiyorlarsa bu
iþin içinde baþka bir iþ var demektir. Devletin
içine çöreklenmiþ oligarþik yapý, babasýnýn malý
gibi kullanmaya alýþtýðý güç ve iktidarý kaybet-
menin paniði içinde, bir taraftan Ýslam’a olan ki-
nini her vesile ile kusarken, bir taraftan da siste-
mini üzerine kurduðu kurumlarý yýkma pahasýna
her türlü kanunsuzluðu, hukuksuzluðu meþru
gösterme sahtekârlýðý içindedir. Oysa bunlarýn
sorgulamalarý gereken husus, halka raðmen da-
yatýlan bu sistem oturmamýþsa, halk bunu be-
nimsememiþse bu sistemi kuranlar, gücü elinde
bulunduranlar bu halka ‘‘entelektüel ve moral
önderlik’’ yapamamýþlar demektir. Bunu sorgu-
lasýnlar belki bir þeyler kafalarýna dank eder.
Geliþmiþ ülkelerde finanslaþmýþ kapitâli yö-
neten ve yönlendirenlerin görevini, bizim gibi
ülkelerde sivil ve askeri bürokrasi üstlenmiþ du-
rumda. Onu da beceremeyip her seferinde elleri-
ne yüzlerine bulaþtýrýyorlar. Burnumuzun dibin-
de orta doðunun toptan iþgâli, dünyanýn yeniden
þekillendirilmesi konuþulur ve bunun pratiði ya-
pýlýrken hiçbir politika üretemeyip, laik, demok-
ratik, sosyal hukuk devletine sýrf hanýmý baþör-
tülü bir cumhurbaþkaný seçtirmemek için topye-
kun seferberlik ilân etmek baþka türlü nasýl açýk-
lanabilinir ki?
Þimdilerde bütün bu ittifâklar, iltihâklar, mi-
tingler ve muhtýralarla yapýlmaya çalýþýlan þu:
Hem ekonomik, hem siyasal sistemi toptan felce
uðrama tehlikesiyle karþý karþýya býrakmak, bu-
nun yaydýðý korkuyla halký kýskývrak yakalamak
ve bedeli ne olursa olsun yönetimi en kolay çýkýþ
yolunu gösterenlere teslim etmek. Yani tam fa-
þistçe bir çözüm.
Yanýlmýyorsam H.Bülent Kahraman yazmýþ-
tý. Bizim bir türlü batýlýlaþamamamýzýn temelin-
de yatan saik þu olsa gerek: “Batý geleneðin için-
den moderni çýkardý; bizse modernin içinden ge-
lenek çýkarmak’’ derdindeyiz.
8 BARAN
Bütün ‘Bunlar’ýn Olduðu Bir Ülkede Sizce Hukuk Var mýdýr?
Y azýnýn sonunda da soracaðýmýz
soru baþlýktakinin ayný: “Bütün
‘bunlar’ýn olduðu bir ülkede sizce hukuk
var mýdýr?’
‘Bunlar’ dediðimiz hadiseler ise, bu
ülkede 2007 yýlýnýn son bir iki ayýnda
gerçekleþenlerden derlediðimiz küçük bir
bölüm.... ‘Bunlar’ bu ülkede her gün o
kadar çok oluyor ki; artýk alýþtýk, olaðan
iþler, sýradan hadiselermiþ gibi algýlýy-
oruz... Halbuki ‘bunlar’dan yalnýzca bir
tanesi yüzünden Pakistan’da halk, üç aydýr
sokaklarda düzenin koruyucularýyla
çatýþýyor. Önce bu iyi/emsâl haberi göre-
lim:
Pakistan Halký Diktatör
Müþerrrefin Görevden Aldýðý
Baþyargýcý Savunmak Ýçin Çatýþýyor: 27
Ölü, 100 Yaralý
Pakistan’da Devlet Baþkaný Pervez
Müþerref’in görevden aldýðý Yüksek
Mahkeme Baþyargýcý Ýftihar Çavdri’nin
yandaþlarýyla Müþerref’in hükümetini
destekleyenler arasýnda çýkan çatýþmalarda
ölü sayýsý 27’ye, yaralý sayýsý 100’e çýktý.
Pakistan’da gerilim giderek yükseliy-
or
Karaçi Emniyet Müdürlüðü’nün açýk-
lamasýna göre, Yüksek Mahkeme’nin 9
Mart’ta Müþerref tarafýndan azledilen baþ-
yargýcý Çavdri’nin, yandaþlarýný selamla-
mak üzere Karaçi havalimanýna gelmesin-
den sonra çýkan çatýþmalar giderek
yayýldý.
Çatýþmalarda, pompalý tüfeklerle
tabancalar da kullanýldý.
Çavdri Pakistan Devlet Baþkaný
General Müþerref’in 1999 yýlýndan beri
Genelkurmay Baþkaný olarak hüküm
sürmesine karþý çýkýyordu.
Çavdri’nin yerine, mevcut düzene karþý
olmayan devlet adamlarýndan Rana
Bagvandas’ýn Yüksek Mahkeme
Baþyargýcý olarak atanmasýndan sonra,
Pakistan Halk Partisi ve Ýslami Cemaat
partisinin Müþerref hükümetine tepkileri
arttý.
Umman Denizi kýyýsýndaki güney
limaný ve ülkenin en büyük ticaret
merkezi Karaçi kentine takviye 15 bin
polisle jandarma gönderildi.
Devlet Baþkaný Müþerref’in yandaþlarý
“Müttehid Kavmi Hareketi” partisi adýna
hareket ediyor.
“AAj” özel televizyonu, Müttehid par-
tisi yandaþlarýnca yaðmalandý.
***
Gelelim kötü haberlere, hergün
yaþadýðýmýz için artýk kanýksadýðýmýz,
bize normal/olaðan/sýradan hadiselermiþ
gibi gelenlere:
Hukuk paspasa döndü ama
Danýþtay’ýn tek derdi irtica
* landý. Valilik, sorumlulara çeþitli idari
Baro dediðin çaký gibi olmalý, tekmil
vermeli, selâm çakmalý, her daim esas
duruþ göstermeli
Genelkurmay’ýn bildirisinin endiþe ve
korku yarattýðý gerekçesiyle Milli
Savunma Bakanlýðý’na tazminat davasý
açtý. Görevinden azledildi.
Avukat Kemal Vuraldoðan,
Genelkurmay Baþkanlýðý’nýn 27 Nisan’da
yayýnladýðý basýn açýklamasýnýn endiþe ve
korku yarattýðý gerekçesiyle Milli
Savunma Bakanlýðý’na tazminat davasý
açmasýnýn ardýndan Ankara Barosu
avukatlýðý görevinden azledildi.
Avukat Kemal Vuraldoðan, yazýlý
açýklamasýnda Ankara Barosu Yönetim
Kurulu’nun 2 Mayýs 2007 tarihli kararýy-
la, Kasým 2004’ten bu yana yürüttüðü
Baro vekilliðinden azledildiðini bildirdi.
Vuraldoðan, kararda “Baromuz yöneti-
minin bilgisi ve onayý dýþýnda
Genelkurmay’a izafeten Milli Savunma
Bakanlýðý’na tazminat davasý açmasý,
davayý basýna bildirmesi suretiyle reklam
yasaðýna aykýrý davranmasý ve bu suretle
oluþan güven bunalýmý nedeniyle vekalet
iliþkisinin feshine, vekilin azline oy bir-
liðiyle karar verildi.” ifadesine yer ver-
ildiðini belirtti. Kararýn avukat baðýmsý-
zlýðý ile hak arama özgürlüðüne zarar
vereceðini belirten Vuraldoðan, þunlarý
kaydetti: “Anayasa madde 36 uyarýnca,
‘Herkes, meþru vasýta ve yollardan fay-
dalanmak suretiyle yargý mercileri önünde
davacý veya davalý olarak iddia ve savun-
ma ile adil yargýlanma hakkýna sahiptir.’
Ben de bir vatandaþ olarak muhtýra
nedeniyle yaþadýðým üzüntü, endiþe ve
korku nedeniyle tazminat davasý açtým.
Vatandaþ Vuraldoðan sýfatýyla dava
açmadan önce Ankara Barosu
Baþkanlýðýnýn veya bir baþka müvekkilim-
in onayýný alma zorunluluðum bulunma-
maktadýr.”
Vuraldoðan, Baro yönetiminin
kararýnda yer alan “reklam yasaðýna
aykýrý” davrandýðý yönündeki ifadeyi de
eleþtirdi. Dava dilekçesinde ya da basýn
açýklamasýnda mesleðini açýklamadýðýný
kaydeden Avukat Vuraldoðan, “Türkiye
siyasal yaþamýndaki muhtýra sayýsý ve
muhtýralara karþý yargý yoluna baþvurulma
olasýlýðý gözetildiðinde, basýnla pay-
laþtýðým dava dilekçesi nedeniyle iþ elde
etmemim mümkün olmadýðý, açýklamama
konu olayda olduðu gibi, aksine mevcut
iþleri kaybetme olasýlýðýnýn daha yüksek
olduðu görülecektir” dedi. Hak aradýðý
için görevinden azledildiðini öne süren
Vuraldoðan, Baro yönetiminin kararýyla,
avukatlýk mesleðinin baðýmsýzlýðýnýn
zedelendiðini de savundu. 09.05.2007
*AKP, Denizli’de Peygamberimizi
anan memurlarý cezalandýrdý
Denizli’de “Kutlu Doðum Haftasý”
etkinlikleriyle ilgili soruþturma tamam-
cezalar uyguladý, ayrýca ön inceleme
baþlattý.
Denizli Valiliði’nden yapýlan açýkla-
maya göre, il merkezindeki etkinlikler
nedeniyle Vali Yardýmcýsý Mustafa
Güney’e “Yazýlý Uyarý”, Ýl Müftüsü
Mehmet Köse’ye de “Uyarma” cezasý ver-
ildi.
Valilik, Tavas’a baðlý Nikfer beldesin-
deki etkinlikler dolayýsýyla da, Ýlçe
Müftüsü ile Ýlköðretim Okulu Müdürü’ne
idari cezalar uygulayarak görev yerlerini
deðiþtirdi.
Açýklamada, Vali Yardýmcýsý, Ýl
Müftüsü, Tavas ilçe Müftüsü ve Nikfer
Ýlköðretim Müdürü hakkýnda ön inceleme
baþlatýldýðý da belirtildi. 23.05.2007
* Mehmet Selim, amcasý Hasan ve kuzeni
Seda Sayan, kendisi için ‘kaþarlan-
mýþ’ diye yazan gazeteciye açtýðý tazminat
davasýný kaybetti, mahkeme bu sözlerde
‘hakaret’ unsuru görmedi
Seda Sayan, kendisi için “Oðlu yaþýn-
daki sevgilisiyle birlikte, Kadýrgalý lakaplý
halkýn kaþarlanmýþ gözdesi” diyen gazete-
ciye tazminat davasý açtý. Ama mahkeme
bu sözlerde ‘hakaret’ görmedi. 21.03.2007
Yargýtay, Akit gazetesine “Kara
Zekeriya” baþlýklý yazýsý için verilen
beraat kararýný bozdu! Prof. Dr. Zekeriya
Beyaz’a hakaret gerekçesiyle mahkumiyet
kararý istendi
Marmara Üniversitesi Ýlahiyat
Fakültesi eski Dekaný Prof. Dr. Zekeriya
Beyaz hakkýnda Akit Gazetesi’nde Cafer
Þengör imzasýyla yayýnlanan, “Kara
Zekeriya’nýn dikkatine” baþlýklý yazý
nedeniyle açýlan davada, “kara” nitelemesi
hakaret sayýldý. Þengör’ün beraatý
Yargýtay’dan döndü. 20.03.2007
* yürüten Bolu Jandarma Tugayý’na baðlý
Gözaltýnda kaybolan babasýnýn
kurþunlanan cesedini, 13 yýl sonra toplu
mezarda buldu
Diyarbakýr’ýn Kulp Ýlçesi’ne baðlý
Baðcýlar Köyü yakýnlarýndaki Düzpelit
Mezrasý Kevrokok kesiminde bulunan
toplu mezardaki 8 cesetten 1’inin 24
Mayýs 1994 tarihinde bölgede operasyon
düzenleyen askerler tarafýndan gözaltýna
alýndýðý öne sürülen ve oðlu Adnan
Orhan tarafýndan 13 yýldýr aranan
Mehmet Selim Orhan’a ait olduðu DNA
testiyle ortaya çýkarýldý.
Kendisi 12 yaþýndayken gözaltýna alý-
nan babasý Mehmet Selim Orhan’ýn cese-
dini yýllar sonra bulan Adnan Orhan,
“Babam, amcam ve kuzenim askerler
tarafýndan gözaltýna alýndýktan sonra bir
daha kendilerinden haber alamadýk. 14 yýl
sonra babamýn kurþanlandýktan sonra
yakýlmýþ cesedini bulabildim” dedi.
Adnan Orhan’ýn baþvurusu üzerine Avrupa
Ýnsan Haklarý Mahkemesi (AÝHM)
Türkiye’yi 2003 yýlýnda ‘Yaþam hakkýný
ihlal’ suçundan mahkum etmiþti.
Diyarbakýr ÝHD binasýnda ÝHD Genel
Baþkan Yardýmcýsý Reyhan Yalçýndað ile
ÝHD bölge temsilcisi Mehdi Perinçek, 24
Mayýs 1994 tarihinde Diyarbakýr’ýn Kulp
Ýlçesi’ne baðlý Baðcýlar Köyü yakýnlarýn-
daki Düzpelit Mezrasý Kevrokok
Mevkii’nde ortaya çýkarýlan toplu mezarla
ilgili basýn toplantýsý düzenledi. ÝHD
Genel Baþkan Yardýmcýsý Avukat Reyhan
Yalçýndað, 13 yýl öncenin bölgede ‘kural-
sýz ve her türlü insan haklarý ihlallerinin
pervasýzca yaþandýðý çatýþmalý yýllar’
olduðunu söyledi. Yalçýndað, þöyle devam
etti:
“Adnan Orhan o tarihte 12 yaþýnda
bir çocuk idi. Kulp’un Çaðlayan Köyü
Deveboyu Mezrasý’nda ailesi ile birlikte
yaþýyordu. 24 Mayýs 1994 tarihinde babasý
Cezayir mezralarýna gelen askerler tarafýn-
dan gözaltýna alýnýyor. Adnan, gözden
kayboluncaya kadar bakýyor babasýnýn
arkasýndan. Ancak, babasý son bir kez
dahi olsa yüreðinin bir parçasý olan 12
yaþýndaki oðluna bakamýyor. Adnan 13 yýl
Av. Harun Yüksel
boyunca babasýna veya cesedine kavuþ-
mak için çabalýyor. Kulp Cumhuriyet
Savcýlýðý 2003 yýlýnda Baðcýlar Köyü
Düzpelit Mezrasý Kevrokok Mevkii’nde
12 Haziran 1994 tarihinde defnedilen
kurþunlanmýþ ve yakýlmýþ 8 cesedin kim-
lik tespiti için fek’i kebir iþlemi yapýyor.
Cesetlerin DNA profili tespit ediliyor. Bir
gazetede bu konuyla ilgili 2005 yýlýnda
çýkan haber Adnan’a umut veriyor.
Adnan, cumhuriyet savcýlýðýna baþvuruyor
ve DNA örneklerinin alýnarak rapor
düzenlenmesini talep diyor. 24 Mayýs
2007 tarihinde Cumhuriyet Savcýlýðý
tarafýndan düzenlenen raporda 8 cesetten
birinin yüzde 99.99 ihtimalle Adnan’ýn
babasý Mehmet Selim Orhan’a ait
olduðu tespit ediliyor. Cesetlerden ikisi
içinde yakýnlarý kan örnekleri verdi.
Ancak kalan 5 cesetle ilgili henüz kimse
baþvuruda bulunmadý. Diðer 5 cesedin de
kimlik tespiti için o dönemde o bölgede
yakýnlarý kaybolanlarýn baþvuruda bulun-
masýnýistiyoruz.”
ASKERLERYARGILANSIN
ÝHD Genel Baþkan Yardýmcýsý
Reyhan Yalçýndað, 17- 31 Mayýs’taki
‘Kayýplar Haftasý’na denk gelen bir tarihte
kaybedildiði günün 14’üncü
yýldönümünde kayýp M.Selim Orhan’ýn
gözaltýna alýndýktan sonra öldürülüp, ken-
disiyle ayný kaderi paylaþan 7 kiþiyle ayný
toplu mezara gömüldüðünün ortaya çýkart-
týklarýný belirterek, þu iddialarda bulundu:
“Tarih, coðrafya ve faillerin adresleri
oldukça tanýdýk. 1994’te operasyon
askerlerce gözaltýna alýnan köylülerin,
gözaltýna alýndýktan sonra öldürüldük-
lerinin açýða çýktýðý yüzlerce vakadan
sadece biri. O dönem ÝHD DÝyarbakýr
þubesine baþvuran Orhan ailesi her hangi
bir sonuç alamayýnca dosya AÝHM’e
taþýnmýþ ve Türkiye mahkum edilmiþti.
Cumhuriyet savcýlýðýna fail olan askerler
hakkýnda gerekli adli soruþturmanýn
baþlatýlmasý için baþvurmamýza raðmen þu
ana kadar derdest olan dosyalar, aradan
geçen zamana raðmen herhangi bir
geliþme göstermemiþ ve sürümcemede
býrakýlmýþtýr. Bu vaka içinde yapýlmasý
gereken sorumlular hakkýnda derhal adil
yargýlamý sürecinin iþletilmesidir.”
BÖLGEDE 5 BÝN KAYIP VAR
Sivillere karþý iþlenen zorla kaybe-
dilme ve yaþam hakký ihlalinin insanlýða
karþý iþlenmiþ suç olduðunu söyleyen
Reyhan Yalçýndað, “Zorla kaybedilen
bir insanýn yakýný olmanýn kendisi 24
saate yayýlan pisikolojik iþkence altýn-
dadýr. Devlet, 1990’lý yýllarda gözaltýna
alýndýktan sonra kendisinden bir daha
haber alýnmayan yaklaþýk 5 bin insanýn
ailesine ve tüm yurttaþlarýmýza karþý
sorumludur. Failler hak ettikleri cezaya
çarptýrýlana kadar tüm sürecin ulusal ve
uluslararasý manada takipçisi olacaðýz”
dedi. Babasý, amcasý ve kuzenine ait
fotoðrafla basýn toplantýsýna katýlan
Adnan Orhan ise, babasý gözaltýna
alýndýðý zaman kendisinin 12 yaþýnda
olduðunu anlatýrken þunlarý söyledi:
“O zaman 12 yaþýndaydým. O günden
bugüne hiç yýlmadým ve bir þekilde sonu-
ca varmak için çaba sarf ettim.
Cumhuriyet savcýlýðýna, Kulp Ýlçe
Jandarma Komutanlýðý’na baþvurdum ama
sonuç alamadým. Aradan yýllar geçtikten
sonra Baðcýlar Köyü yakýnlarýnda bulunan
cesetlerin kimlik tespiti için DNA testine
baþvurduk. Cumhuriyet savcýlýðýndan
bana gönderilen raporda cesetlerden
birinin babama ait olduðu söylendi.
Suçsuz sivil insanlarý öldürüp cesetlerine
iþkence yapan failleri tarih affetmeyecek-
tir. Bütün hukuki mücadeleme devam ede-
BARAN 9
ceðim. Faillerin ortaya çýkarýlýp yargýlan- dava açýlmasýna yer olmadýðýna karar ver- olmaktan çýkmakta, (Ahmet Ýyimaya’nýn
masýný istiyoruz. Çünkü bu insanlar suç- miþ, 8 kiþiden sadece Güryel ve kullandýðý tabiri kullanalým) “hukuk bozu-
suz yere götürülüp kurþunlandý ve Demirörs’ü Disiplin Kurulu’na sevk cu” bir güce dönüþmektedir. Meclis,
yakýldý.” etmiþti. Kurul, Güryel için “meslekten Anayasa’ya göre halkýn kendisine verdiði
Diyarbakýr’daki “Cezaevi katliamýý” çekilmeye davet”, Demirörs için “kýna- yetkiyi kullanamamakta ve cumhur-
Davasý: Yargýtay, 62 güvenlik görevlisine ma” cezasý vermiþti. Güryel, bu nedenle baþkaný seçememektedir. Yargý
5’er yýl mahkumiyet kararýný bozdu. emekliye ayrýlmak zorunda kalmýþtý. demokrasiyi, bilhassa Anayasa’nýn 102.
Yargýtay, 1996 yýlýnda Diyarbakýr E Skandal nedeniyle devam eden maddesindeki çoðunluk prensibini içeren
Tipi Cezaevi’nde 10 tutuklunun öldüðü davalarýn kesin mahkûmiyetle sonuçlan- demokrasiyi kilitlemiþtir. Bu hukuk
olaylarla ilgili 62 güvenlik görevlisine
verilen 5’er yýllýk mahkumiyet kararýný,
masý, dosyada adý geçen üyelerin
yargýlanamamýþ olmasýný tartýþma konusu
dýþýlýðý aþmanýn yegane yolu, konuyu
Meclis’in vekâlet aldýðý halka götürmek,
“eksik soruþturma” gerekçesiyle bozdu. yapabilecek. * yani cumhurbaþkanýný halka seçtirmektir.
Yüksek mahkeme, Diyarbakýr 3’üncü F tipinde kitap deðiþ tokuþu da 367’nin mucidi olan Sabih Kanadoðlu’nýn
Aðýr Ceza Mahkemesi’nin kararýna karþý yasak! þu sýralarda savunduðu gibi, cumhur-
yapýlan temyiz istemini sonuçlandýrdý. Radikal - Ankara - Cezaevlerindeki F baþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesine de
Yargýtay 1’inci Ceza Dairesi, tipi yasaklara bir yenisi daha eklendi, yargýdan bir engel getirilirse, siyasal sis-
Diyarbakýr E Tipi Cezaevi’nde 1996 ‘sakýncasýz’ olduðu için cezaevine sokul- temin bütünüyle rutin dýþýna teslim
yýlýnda çýkan olaylarda 10 tutuklunun masýna izin verilen kitaplarýn mahkûmlar olduðunu, demokratik hukuk devletine
ölümü, 24 tutuklunun yaralanmasýyla arasýnda deðiþtirilmesi yasaklandý. veda ettiðimizi kabul etmemiz gerekecek.
ilgili 62 güvenlik görevlisine verilen 5’er Mahkûmlar arasýnda kitap alýþveriþini Hukuk kimi korur?
yýllýk mahkumiyet kararýný, “eksik soruþ- yasaklayan karar, ‘Tüzükte böyle bir Anayasa Hukuku’nda baþlangýç bilgisi
turma” gerekçesiyle bozdu. yasak yok’ diyen mahkemelerden döndü içinde, “Yargýç Baðýmsýzlýðý” ile “Yargý
Daire, dönemin Diyarbakýr ama Yargýtay’a takýldý. Baðýmsýzlýðý”, “Yargýç Devleti” ile
Cumhuriyet Baþsavcýsý ile Cezaevi Konunun yaklaþan seçim nedeniyle “Hukuk Devleti” arasýndaki farklý yerlerde
savcýsýnýn beyanlarýna baþvurulmadýðýný görevden ayrýlan Adalet Bakaný Cemil anlatýlýr. Hukuk devleti, yargýçlarýn ege-
kaydetti. 17.05.2007 Çiçek’in isteði üzerine gündeme geldiði men olduðu devlet deðil, hukukun egemen
öðrenildi. Adalet Bakanlýðý Kocaeli 1 olduðu devlettir. Bu fark bize, hukukun
Atabeyler grubu çete deðilmiþ No’lu F Tipi Cezaevi’ndeki tutuklu- egemen olmasý gereken ilk yerin
Çok sayýda patlayýcý ve krokilerle ele hükümlerin okuduklarý kitaplarý aralarýnda yargýçlarýn dünyasý olduðunu da hatýrlat-
geçirilen Atabeyler Grubu ne darbeci ne deðiþtirme talepleriyle ilgili olarak maktadýr. Yargý baðýmsýzlýðýnýn arkasýna
men veya tamamen engellemeye kalkýþ-
de çete sayýldý. Savcý, Baþbakan’ýn ‘ihanet mahkemelerin verdiði karara itiraz etti. sýðýnarak, yargý kararlarýnýn eleþtirilmesine
mak amacýyla anlaþmak’ suçlamasý
çetesi’ dediði asker ve polis sanýklar için Yargýtay 9. Ceza Dairesi de, F tipinde karþý çýkmak hukuk devletini istismar
hakkýnda ‘yeterli delil elde edilmediðini’
sadece silah ve patlayýcý bulundurmaktan kitap deðiþimine izin veren mahkemeler etmek demektir. Siyasî ve taraflý bir karar
belirterek beraat istedi. 31/05/2007
ceza istedi yerine, bakanlýða destek verdi. elbette eleþtirilecektir, eleþtirilmelidir.
*
Radikal - Ankara - Sanýklarý arasýnda 29/05/2007 Yargý baðýmsýzlýðýný pekiþtirecek olan þey,
VAN REKTÖRÜ DE SIYIRDI:
bir yüzbaþý, iki emniyet müdürü, iki ast- * yargýçlarýn baðýmsýzlýðý deðil, bu eleþtiril-
YAÞASIN ADALET!
subay olan, Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn Bütün bu olup bitenleri doðru anla- er olacaktýr. Yargýçlar, baský altýnda karar
Dosyanýn, Nöbetçi Aðýr Ceza
‘ihanet çetesi’ olarak nitelendirdiði mak bakýmýndan Prof. Dr. Mümtazer vermeye zorlandýklarý zaman, onlara yol
Mahkemesi’ne gönderilmesi kararlaþtýrýldý.
‘Atabeyler Grubu’ davasýnda savcý, Türköne’den çok isabetli bir yorum (*) gösteren, baskýya direnmelerini saðlaya-
Van 3. Aðýr Ceza Mahkemesi,
“Darbe giriþimi de, çete de yok” dedi. (Anayasa Mahkemesi, 367 kararý ile cak olan þey de iþte bu eleþtirilerdir. 27
Yüzüncü Yýl Üniversitesi eski Rektörü
Savcý, sanýklara yalnýzca patlayýcý madde kendi itibarýna zarar verdi. Anayasa Nisan Bildirisi ve CHP liderinin tehditleri,
Yücel Aþkýn ve þimdiki rektör Hasan
ve silah bulundurmaktan ceza talep etti. Mahkemesi Baþkaný, 367 sorununun dava Anayasa Mahkemesi’nin “367 kararý”
Ceylan’ýn da aralarýnda bulunduðu 10
Atabeyler Grubu operasyonu, konusu yapýlmamasýný arzu ettiklerini, üzerinde koyu bir gölge olarak durmak-
sanýðýn yargýlandýðý davada, görevsizlik
Danýþtay’a yönelik silahlý saldýrýnýn hemen çünkü konunun “hukukî” deðil, “siyasî” tadýr. Genelkurmay Baþkanlýðý 27 Nisan
kararý verdi.
ardýndan gündeme gelmiþti. Çok sayýda bir sorun olduðunu vurgulamýþtý. Bu söz, Bildirisi ile, Anayasa’nýn 138. maddesine
Van 3. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde
patlayýcý madde ve bazý krokilerle mahkemenin vereceði kararýn da “siyasî” göre açýkça suç iþlemiþtir. Þayet Anayasa
görülen duruþmaya, tutuksuz yargýlanan
yakalanan, ilk aþamada Danýþtay olayýyla bir karar olacaðý anlamýna geliyordu. Mahkemesi, tarafsýzlýðýný ve baðýmsý-
10 sanýk katýldý.
da iliþkilendirilen sanýklarýn, suikast de “Siyasî karar vermek” ise taraf olmak zlýðýný kanýtlamak istiyorsa, bu bildiri
Savcý Sezgin Kanmaz, sanýklarýn
dahil önemli eylemler hazýrlýðýnda olduðu demektir. Konunun siyasî olduðunu ileri hakkýnda suç duyurusunda bulunmalýdýr.
beraatini istedi ve dosyanýn görevsizlik
öne sürüldü. Baþbakan Erdoðan da sürmek, baþvuruyu daha baþýnda görevsiz- Mahkeme kararýndan sonra konuþan
kararý verilerek Yükseköðretim Kurulu’na
yakalanan grubu ‘ihanet çetesi’ olarak lik kararý ile reddetmeyi gerektirirdi. Baþbakan ile, doðrudan Anayasa
gönderilmesini talep etti.
gösterdi. Tersine Mahkeme, siyasî, yani taraflý bir Mahkemesi’nde görülmekte olan bir dava
Sanýk avukatlarý da müvekkillerinin
Haklarýnda hem aðýr cezada, hem karar vererek kendi tarafsýzlýðýný tartýþma hakkýnda telkinde ve baskýda bulunan
beraatini istedi. Müdahil avukatlar ise esas
askeri mahkemede dava açýlan sanýklar, konusu haline getirdi. Anayasa kuralý tesis Genelkurmay Baþkanlýðý’ný yan yana
hakkýndaki mütalaya itiraz etti.
çete kurma, darbe hazýrlýðý, ‘Türkiye etmek, hukuka aykýrý idi. 102. maddede koyup karþýlaþtýralým. Þu soruyu sormak
Mahkeme heyeti dosyanýn, Van
Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini kýs- yer alan, cumhurbaþkanlýðý seçiminin hakkýmýz deðil mi: Anayasa Mahkemesi
Nöbetçi Aðýr Ceza Mahkemesi’ne gönder-
men veya tamamen engellemeye kalkýþ- sürecin nihayetinde salt çoðunlukla Baþkaný, çarþamba günü yaptýðý açýkla-
ilmesini kararlaþtýrdý.
mak amacýyla anlaþmak’la suçlandý. seçilmesini engelleyen bir kural tesis mayý çok daha önce Genelkurmay
Sanýklar hakkýnda, “suç iþlemek için
Ancak sanýklar ilk duruþmada tahliye etmek Anayasa’ya aykýrý idi. Anayasa Baþkaný’na karþý neden yapmadý?
örgüt kurmak, haksýz ekonomik çýkar
edilmiþti. Mahkemesi kararý sonrasýnda cumhur- Hukukun egemenliði, sadece hak ve
saðlamak amacýyla manevi cebir ve
‘Askeri ve zararsýz’ baþkanýnýn sadece 1/3’ün azýnlýk oyuyla adalet duygusunun egemenliði deðildir.
tehditle ihaleye fesat karýþtýrmak,
Ankara 11. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde seçilebilir hale gelmesi, demokrasinin de Bir devlet ve toplum, hukuk ile dengede
kiþisel verileri hukuka aykýrý toplamak”
dün yapýlan duruþmada da savcý Salim ortadan kaldýrýlarak bir azýnlýk rejimine durur. Devletin toplum üzerindeki nüfûzu
gibi suçlamalar bulunuyor. 24.05.2007
Demirci, esas hakkýndaki mütalaasýný dönüþtürüldüðünü gösteriyor. Öyle ya, ve itibarý, sahip olduðu silahlý güçten deðil
Görevi kötüye kullanan özdelaik kor-
açýkladý. 366 milletvekiline sahip çoðunluk artýk hukuktan kaynaklanýr. Medeniyet demek
generalin cezasý ertelendi
Mütalaada, dava sonrasý ordudan ihraç cumhurbaþkaný seçemeyecek. Onun yerine hukuk sahibi olmak demektir. Hukukun
3’üncü Kolordu Komutaný
edilen sanýk yüzbaþý Murat Eren, sanýk çoðunluðu genel seçime gitmekle tehdit üstünlüðü, bütün kurumlarýn ve kiþilerin
Korgeneral Ethem Erdaðý, “görevi
iþadamý Yunis Akkaya ile astsubay Yasin eden 184, istediði kiþiyi empoze ederek üzerinde hukukun egemen olduðunu
kötüye kullanmak”tan 11 ay 25 gün
Yaman’ýn evlerinde bulunan patlayýcý seçtirebilecek. Bu yüzden Anayasa anlatýr. Bir ülkenin güvenliði, çok etkili
hapis, 213 YTL adli para ve 2 ay 28 gün
madde ve mühimmatla ilgili Mahkemesi kararý, bir 367 rakamýný deðil, bir silahlý güçle deðil, hukuka baðlý bir
memuriyetten men cezasýna mahkum
Genelkurmay’ýn kriminal inceleme raporu- demokrasinin en temel prensibi olan silahlý güçle saðlanabilir. Hukuk, korun-
edildi.
nun mahkemeye ulaþtýðýný bildirdi. çoðunluðun yönetmesi prensibi yerine, masý gereken her þey için bir müeyyide
Cezalar paraya çevrilerek ertelendi.
Raporda ‘patlayýcýlar ile mühimmatlarýn azýnlýðýn çoðunluk üzerinde tahakkümünü, getirir. Bir ülkeyi, rejimi, kurumlarý ve tek
Elazýð’daki 8’inci Kolordu
bir kýsmýnýn piyasadan saðlandýðý, bir kýs- yani oligarþiyi getirerek sistemi temel- tek insanlarý baþka bir þey deðil hukukun
Komutanlýðý inþaat ihalesine iliþkin
mýnýn askeri malzeme olduðu, askeri olan- lerinden yýkmýþ oluyor. 367 kararý, özünde kendisi korur. Herkes hukuka riayet ettiði,
Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ndeki
larýn mevcut durumuyla tehlikesi bulun- azýnlýðý çoðunluk üzerinde hakim kýlarak, hukuk devletine katkýda bulunduðu zaman
davanýn dünkü (10.05.2007) duruþmasýna
mayan, düzenek haline getirilmemiþ ve demokrasiye hukuk dýþý bir darbe vurduðu devlet de, halk da korunmuþ olacaktýr.
Korgeneral Erdaðý katýlmadý.
kendine uygun silahla kullanýlmadýklarý için “rutin dýþý” bir karar ve bir “anayasal Devlet de ancak hukukla korunur.)
Mahkeme Baþkaný Albay Turgay
sürece tehlikeli olmayan maddeler olduðu’ suç” niteliðinde. ***
Çaðlar, Korgeneral Erdaðý’nýn “görevi
bilgisi yer aldý. Þemdinli’deki “rutin dýþýlýk” ile ‘Bunlar’ý okuduktan sonra, araya fazla
kötüye kullanmaktan” suçlu bulunduðunu
Savcý, patlayýcý maddelerin bir kýs- Anayasa Mahkemesi’nin “367 kelâm sokmadan ve doðrudan doðruya
açýkladý.
mýnýn da sanýklar Murat Eren ile Erkut kararý”ndaki “rutin dýþýlýk” arasýnda özde ferasetinize havale ederek baþlýkta sor-
Korgeneral Erdaðý 11 ay 25 gün hapis,
Taþ tarafýndan askeri operasyonlardan hiçbir fark yok. Devlet görevlilerinin duðumuz soruyu yeniden sormanýn vak-
213 YTL adli para ve 2 ay 28 gün
veya arkadaþlarýndan saðladýklarýný, bun- adam öldürerek suç iþlemesi ile tidir:
memuriyetten men cezasýna mahkum edil-
larýn kayda tabi olmayan malzemeler yargýçlarýn azýnlýðýn çoðunluk üzerindeki “Bütün ‘bunlar’ýn olduðu bir ülkede
di. Cezalar paraya çevrilerek ertelendi.
olduðunu belirtti. Mütalaada sanýk Murat tahakkümünü tesis ederek anayasal suç sizce hukuk var mýdýr?”
Eren’in her aþamada çeliþkili ifadeler iþlemesi ayný sonuca, demokratik hukuk Cevabý “vardýr” olanlar böyle
8 YARGITAY ÜYESÝ SUÇLANDI
verdiði, sanýklarýn eylemlerinin ‘suç iþle- devletinin temellerinden sarsýlmasýna yol “hukuku” alsýnlar baþlarýna çalsýnlar...
AMA KURTULDU
mek amacýyla örgüt kurmak’ suçunu oluþ- açar. Devletin güvenlik görevlileri, Cevabý “yoktur” olanlara ise ikinci ve
Neþter-2 davasýný açan Savcý Ömer
turmadýðý savunuldu. iþledikleri suçlara karþýlýk koruma görür- son sorumuz þudur:
Süha Aldan, bazý konuþmalarý telefon
Delil yetersizliði lerse, suç iþlemeye devam ederler. “Öyleyse bu durumun gereði nedir?”
dinlemelerine takýlan 8 Yargýtay üyesinin
Savcý Demirci, sanýklar Yunus “Çoðunluðun yönetmesi prensibi”ne aykýrý (*) Bir bölümünü iktibas ettiðimiz
yargýyý etkilediklerini iddia ederek
Akkaya, Murat Eren, Yasin Yaman, Yakup olarak “azýnlýðýn tahakkümü”ne fýrsat Sayýn Türköne’nin ‘Rutin dýþýna çýkan
dosyalarýný Yargýtay’a gönderdi.
Yayla, Erkut Taþ, Suat Kýy, Ýsmail Binici, tanýyan bir hukuk dýþýlýk, kararý veren yargý’ baþlýklý makalesi 03 Haziran 2007,
Ancak Yargýtay Baþkanlar Kurulu,
Mehmet Karatepe, Cemal Hasan Özdeþ ve yüksek mahkeme olduðu için, rutin Pazar tarihli Zaman Gazetesinde yayýnlan-
Yargýtay üyelerinin telefonlarýnýn izin
Mustafa Raþit Çavdar’a atýlý ‘Türkiye dýþýlýðý doðrudan rutine dönüþtürür. mýþtýr.
almadan dinlendiði iddiasýyla haklarýnda
Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini kýs- Anayasa Mahkemesi, bir hukuk mercii
10
Her Çaðýn Hususi Bir Mânâsý Vardýr
B iliyoruz ki her çað öncekinden farklý; bazý temel
özellikler her çaðda ayný olsa da yeni çaðýn es-
kisinde olmayan yeni meseleleri ve yeni ihtiyaçlarý var-
dýr, hâliyle yeni çözümleri de…
Çözüm gerektiren yeni meseleler; fikrî, siyasî, idarî,
askerî, sýnaî vs. her alanda yeni bir yapýlanmaya ihtiyaç
hissettirir. Bundan dolayý geçmiþ çaðlarý taklid, sadece
komik olur ve hayattan kopuk bir mânâ arzeder.
Çaðýmýzýn hususî mânâsý nedir? Çaðýmýzýn ihtiyacý-
icabý nedir? Vaktin zarureti nedir?
Büyük düþünce ve aksiyon adamlarýnýn cevaplama-
sý ve çözmesi gereken sual budur. Çaða damgasýný vu-
racak fikirci ve aksiyoncuya iþaretler bu hayatî sual.
Bu çaðda “ulema” sýnýfý kalmadý ki bu suali cevap-
lasýn!
Hangi “þuur süzgeci” ile neyin “eðitimi” söz konusu
olsun ki ulema olsun! Önce filtreleme süzgeci yani
Ýslâm’a muhatap anlayýþ…
Ortalýktaki reformist sapýklar yahut kuru kabuk bil-
gi tekrarcýlarýyla bu meseleler çözülmez.
Zaten þuurlarýn-anlayýþlarýn bozulduðu yerde önce
Ýslâma muhatap anlayýþ yerli yerine oturacak, sonra
Ýslâmi ilimler ona paralel geliþecek.
Ýslâma muhatap anlaýyýþý yenileyecek mütefekkir ve
aksiyoncunun iki sahayý doldurmasý gerekiyor, diyalek-
tik ve ahlâk…
Bu yüzyýl Ýslâm diyalektiði nasýldýr, özellikler, ihti-
yaçlar, fikirde, fiilde, sanatta hasýlý her alanda iþin terti-
bi, batý-doðu âlemleri muhasebesi, mahsup sýrlarý, tarih
muhasebemiz, kurtuluþ reçetemiz?
Bütün bunlar furu-u fýkýh meseleleri deðil, dolayý-
sýyla kitaplarda bulunamaz. Nakilci ilmiye(!) sýnýfýnýn
iþi deðil.
Ve ahlâk… Kendisinden doðduðu fikri daha ileriye
götürür. “Ahlâk, anlayýþtan doðar ve anlayýþý tamamlar”
diyor ÝBDA Mimarý. Anlayýþ olmayýnca ahlâk da ol-
maz.
Neyin ahlâký? Hemen þu meseleye geçebiliriz. Sa-
vaþ ahlâký? Savaþý da yöneten yenileyici? Ýslâm ordula-
rýnýn önünde, fikirleriyle, yüreðiyle ve gerekirse bile-
ðiyle onlarý yöneten ve yürüten…
Ýslâm binasýný çaðýmýzda yeniden kuran ve o binaya
zararlý unsurlarý –içte ve dýþta- gösteren, iþaretleyen ki-
þi. Ýslâm Ýhtilalinin “nasýl”ýný ve “niçin”ini iþaretleyen
kiþi, kurtarýcý olacaktýr. Mütefekkirlik yanýnda Kuman-
danlýk vasfý da görülüyor.
Ýmam-ý Gazali Hazretleri “siyaset sanatlarýn en þe-
reflisidir” diyor, “Din ve siyaset ikizdir, birbirlerinden
ayrýlmazlar. Ýslâm temelini siyaset korur ve bunu fýkýh-
la yapar” diyor.
BARAN
Teknoloji çaðý deniyor, uzay çaðý deniyor.
Bilgi çaðý deniyor, telekomünikasyon-haberleþme çaðý deniyor…
“Mekanik insan” deniyor. “Robot insan” veya “insan robot” diye eleþtiriliyor.
“Homo economicus” diye eleþtiriyor insan…
“Ahir zaman” deniyor, “kýyamet çaðý” deniyor ve kýyametlerden bahsediliyor.
Dünya, þimdiye kadar pek görmediði hareketi ve deðiþimi yaþýyor.
“Sisteme baðlý siyaset” diyor sistem kurucusu Salih
Mirzabeyoðlu. Fýkýh ise, fehm-anlayýþ demek, Ýslâma
muhatap anlayýþ ve bunun üstün siyaset þartý.
Çaðýmýzýn hususiyetlerine zahiren biraz bakalým:
Teknoloji çaðý deniyor, uzay çaðý deniyor.
Bilgi çaðý deniyor, telekomünikasyon-haberleþme
çaðý deniyor…
“Mekanik insan” deniyor. “Robot insan” veya “in-
san robot” diye eleþtiriliyor.
“Homo economicus” diye eleþtiriyor insan…
“Ahir zaman” deniyor, “kýyamet çaðý” deniyor ve
kýyametlerden bahsediliyor.
Dünya, þimdiye kadar pek görmediði hareketi ve de-
ðiþimi yaþýyor. Her þeyin dengesinin bozulduðundan
bahsediliyor.
Dünya, global bir köy oldu, deniyor. Teknolojinin de
etkisiyle her þey iç içe; öyle ki, Pekin’deki kelebeðin
kanat çýrpmasý New York’taki fýrtýnaya yol açabiliyor,
“Kelebek etkisi”
Sömürü, adaletsizlik dünyanýn her tarafýnda. Dünya-
da bir nizam yok, adalet yok!
Siyasî ve iktisadî rejimler birbiri ardý sýra yýkýlýyor.
Devrimler kýtalar çapýnda oluyor.
“Kelebek Etkisi”nde olduðu gibi dünya etkileþime
son derece açýk; fakat bir o kadar da kör, saðýr, topal,
kopuk ve ayrýk…
Çaðýmýzda uzmanlaþma var, bütüne aykýrý bir ilim-
leþme var. Uzmanlaþma, bütünleþmenin zýddýna
tekâmül ediyor devamlý. Asýl kaybedilmiþ, teferruatta
derinleþiliyor veya teferruatta boðulunuyor.
“Ýçtimai iliþkilerin karmaþýklýðý ve her zamandan
daha çok birbirini etkileyici olmasý” (Ýdeolocya ve Ýhti-
lal S.M.), kýsmî istek ve sonuçlarla þartlara çözüm sunu-
lamamasý, ideolocyayý zorunlu kýlýyor; sistem çapýnda-
ki dünya görüþüyle hayatýn bütün cephelerini toparla-
mak. Daðýlmýþlýða ve karmaþýklýða çözüm olmak.
Zaten çözüm teþebbüsleri de bu minvalde olmuþ, fa-
kat iþi daha da daðýtmýþlar; “Mutlak Fikrin Gerekliliði-
Bütün Fikrin Gerekliliði” davasýnýn eksikliðinden, tü-
mevarým zafiyetiyle malul olmalarýndan dolayý çözüm
olmamýþtýr.
Demek ki, “Bütün Fikrin Gerekliliði” þartýný da ye-
rine getiren, sistem çapýndaki bir fikir manzumesi çö-
züm olabilir.
“Yenilikçi sistemimiz ÝBDA” diyoruz, ÝBDA’nýn
çaðýn ihtiyacýna binaen hususî mânâsýný vurgulamak
için.
ÝBDA yenilikçi ve yenileyici vasfýyla ortaya çýkar-
ken –zaten lügat mânâlarýnda da açýk- bize düþen de,
bunu tekerleme olarak söylemek deðil, ondan aldýðýmýz
payla eþya ve hadiselerde her ân parýldatmak. Tekrar
deðil, tahkim etmek, taklid deðil, tahkik etmek; duya-
rak, düþünerek, yaþayarak.
Eðer ufuk açýcý ve bir aksiyona tohum saçýcý ola-
mazsak, bunlarý ifade ederken bile eleþtirdiðimiz duru-
ma düþeriz. Bu yazý bile bu açýdan deðerlendirilmeli;
tebliðden ziyade telkin þartý, yahut telkinle alýnaný tah-
kike getirme þartý ile ölçülmeli.
Ýslama muhatap anlayýþý yenileyerek zamanýný bü-
tünleyen Üstad Necip Fazýl’ýn mânâ ve misyonu yete-
rince anlaþýlmamýþ iken “aradýðý ve bulduðu genç” Sa-
lih Mirzabeyoðlu tarafýndan bu mânâ ve misyon açýk
edilmiþtir. Üstad ve Kumandanýmýzýn ilm-i ledün sahibi
olduðunu da belirtelim. Salih Mirzabeyoðlu’nun Arap-
Kâzým Gökbayrak
ça ve Farsça’nýn etimolojisine derin vukufiyeti eserle-
rinde görülüyor. Çaðýn yenileyicisi iki mütefekkir ve
aksiyon adamý; çaðýn ihtiyacýna binaen yepyeni bir dün-
ya görüþü ve yepyeni çözümlerle…
“Her çaðýn hususî bir mânâsý vardýr” hikmetine bi-
naen, yaþadýðý çaðýnýn hakimi Yavuz Sultan Selim’den
“Devir” baþlýklý þu kýssayý, çaðýmýzda Ýslâm Ýhtilal-Ýn-
kýlabý’nýn hem aracýnýn hem de gayesinin ideolocya ol-
duðunu tekrardan vurgulayarak, aþaðýda iktibas edelim:
Yavuz Sultan Selim, Mýsýr’ý aldýðýnda esir düþen ku-
mandanlardan Kurtbay’ý huzuruna getirir:
-Kurtbay, yiðitlik ve cesaretine hayran oldum. Ordu-
ma yaptýðýný da biliyorum. Ama senin cesaretin neye
yaradý? Sonunda kaybettiniz. Ol þecaat kandedür? Dedi.
Kurtbay ise:
-Hünkarým! Allah’a þükür, þecaat ve cesaretim bâki-
dir. Lakin memleketimizi siz kendi bahadýrlýðýnýzla al-
madýnýz. Bize ne yaptý ise ölüm saçan o menfur toplarý-
nýz yaptý. Onlar memleketimizin kaybýna sebep oldu.
Dedikten sonra þöyle ilave etti:
-Sultan Kansu zamanýnda bir Berberi, Venedik’ten
top getirip Mýsýr’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet,
Peygamberin “Kýlýnç ve ok kullanýnýz” emr-i þerifine
aykýrý görerek bu toplarý almadý.
O zaman adam, “yaþayan görecektir ki, bu memle-
ket, bu toplara sahip olan bir millet tarafýndan elinizden
alýnacaktýr” diye baðýrmýþtý. Görünen o ki Berberi haklý
imiþ.”
Dedi. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim þöyle dedi:
-Kudret ve kuvvet Cenab-ý Hakk’ýndýr, amenna.
Kur’an ve Sünnete bu kadar baðlý iken neden Allah
Resûlü’nün “Silaha ayný silahla karþýlýk veriniz!” þek-
lindeki emr-i þerifini yerine getirmediniz? 900 sene geç-
ti. O zaman kýlýnç ve ok devri idi. Þimdi top devridir.
“Her çað, doðru yolda mýyým kaygýsýný duyacak…”
Böyle diyor bu kaygýnýn sahibi ÝBDA Mimarý, son ese-
ri “Madde Nedir?” de…
Ehl-i Sünnet’in Kur’an ve Sünnet Anlayýþý
Ýktibas
T arih boyunca olduðu gibi günümüz-
de de yüce dinimizin iki temel kay-
naðý olan Kur’an ve Sünnet konusunda bir-
birinden farklý yaklaþýmlar bulunduðunu
biliyor, görüyoruz. Dönemini kapatýp tarihe
mal olmuþ fikrî ve itikadî cereyanlar hak-
kýnda çok fazla kafa karýþýklýðý yaþamýyo-
ruz. Mutezile denince, Mürcie denince ya
da Haricîlik denince neden bahsedildiðini
biliyoruz. Ulemamýzýn her türlü takdirin
üstündeki çalýþmalarý sayesinde, bunlar ve
benzeri bid’at yöneliþlerini adýný ilk duydu-
ðumuzda bilincimizdeki bir mekanizma
harekete geçiyor ve bizde “yanlýþ” bir þey-
den bahsedildiði kanaati hemen uyanýveri-
yor.
Meselâ “Metezile” dendiðinde Kur’an
ve Sünneti akla uydurmaya çalýþan bir kitle
aklýmýza geliyor. Bu fýrka, akýl izah edeme-
dikleri Hadisleri inkâr, âyetleri de tevil edi-
yordu. Hatta Hadis-i Þeriflerin büyük bir
çoðunluðunu, “içine hata, yalan, eksiklik,
fazlalýk karýþmýþ olabilir” gerekçesiyle red-
dediyordu.
“Haricîlik” dendiðinde, “Hakem olma-
sý” sebebiyle Sahabenin (Allah hepsinden
razý olsun) büyük bir kýsmýnýn dinden çýk-
týðýný iddia eden, dolayýsýyla onlar tarafýn-
dan nakledilmiþ rivâyetleri kabul etmeyen,
kýlýcýndan kan damlayan kitleyi hatýrlýyo-
ruz.
Mürcie dendiðinde, “Mü’min” vasfýný
kazanmýþ bir kimse ne kadar günah iþlerse
iþlesin kendisine hiçbir zararý olmaz deme-
leri geliyor aklýmýza..
Bu fýrkalarý burada zikretmediðimiz
benzerlerini ortaya çýkaran çok çeþitli dinî,
siyasî... faktörler bunlarýn marifetiyle çok
boyutlu fitne ve kargaþalar vardýr. Kelâm
tarihi kaynaklarýmýz bunlardan uzun uzadý-
ya bahseder.
BÝNAYI ÝÇTEN ÇÖKERTMEK
Ancak günümüzde durum biraz farklý.
Yukarýda adýný zikrettiðim fýrkalarla ayný
þeyleri savunan, hatta zaman zaman onlar-
dan bile daha ileri giden insanlarla yada
onlarýn fikirleriyle hemen hergün karþýlaþý-
yoruz. Buna raðmen onlar hakkýnda bilin-
cimizde hiçbir filitreleme mekanizmasý ha-
reket geçmiyor.
Bunun en önemli sebebi, o insanlarýn
zaman zaman bizimle ayný dili konuþmasý,
bazý durumlarda dünyaya ayný pencereden
bakmasý, yer yer ayný hassasiyetleri paylaþ-
masýdýr. Mesela Müslümanlarýn-beraberli-
ði, dünyada Ýslâm hakkýnda oluþturulmaya
çalýþýlan çarpýk ve haksýz imaj, günümüz
dünyasýnda Müslümanlarýn karþýlaþtýðý ki-
mi haksýz muameleler ve daha pek çok hu-
susta bizim gibi yazmalarý, konuþmalarý,
düþünmeleri... Sýrf bu yüzden onlarýn me-
sela itikâdî sahada Ehl-i Sünnet’e aykýrý dü-
þünceler benimseyip yaymasýný ya hiç gör-
müyorlar ya da “büyütülmemesi gereken
þeyler” olarak deðerlendirebiliyoruz!
Oysa yukarda adýný andýðýmý fýrkalarýn
mensuplarý için de ayný þey söz konusuydu.
Hatta onlar, dinî hassasiyet, takvâ ve daha
birçok bakýmdan bugünkülerden çok daha
ileri idiler. Ancak itikâdî çizgi her þeyin
önünde geldiði için biz onlarý bu sahadaki
sapmalarý ile anýyoruz.
Nasýl ki tarihte kalmýþ bu fýrkalarýn
Kur’an ve Sünnet’e bakýþý Ehl-i Sünnet’in-
kinden faklýydý; ayný þey, günümüzde mü-
þahede edilen sapmalar için de geçerlidir.
Þu farkla ki, geçmiþte Ehl-i Sünnet Müslü-
manlar neye nasýl inanacaklarýnýn þuurunda
idiler. Bugün ise bu þuurun ne yazýk ki
önemli ölçüde zayýfladýðýný söylemek du-
rumundayýz.
Ýþte bu sebeple Kur’an ve Sünnet anla-
yýþý noktasýnda Ehl-i Sünnet’e ait olaný di-
ðerlerinden ayýran temel özelliklerin neler
olduðunu bilmek ve bunlarýn gerekçelerine
BARAN
vakýf olmak hayati önem arzetmektedir. Bu
yazýda bu meseleyi netleþtirmeye çalýþaca-
ðýz.
HALÝ HAZIR DURUM
Kimilerine göre Kur’an, okuma yazma-
sý olan herkesin mealini okumak suretiyle
anlayabileceði, hakkýyla idrak edebileceði
bir kitaptýr. Onu anlayabilmek için baþkala-
rýnýn aracýlýðýna, hele de içinden çýkýl-
maz(!) kaide ve teorilere hiç gerek yoktur.
Allah Teâla Kur’an’da tek tek her insana
hitap etmekte, fert fert bizleri muhatap al-
maktadýr. Eðer o yüce mesajý anlamak için
bir takým aracýlara ihtiyaç bulunsaydý, o za-
man Allah Teâla’nýn Kur’an’da “Ey insan-
lar!” diye baþlayan hitaplarda bulunmasý-
nýn bir anlamý olmazdý!
Kimilerine göre ulemâmýz bir çok nok-
tada Kur’an’ý yanlýþ anlamýþ, ondan yanlýþ
hükümler çýkartmýþtýr. Bizler bugün o yan-
lýþlýklarý devam ettirmek zorunda deðiliz;
yeni bir Kur’an anlayýþý geliþtirerek bu
yanlýþ anlamalardan kurtulabiliriz, kurtul-
malýyýz!
Yine kimilerine göre Ýslâm’ýn tek kay-
naðý Kur’an’dýr. Allah Teâla’nýn bizden ne
istediðini öðrenmek için sadece Kur’an’a
bakmak yeterlidir. Baþka din kaynaðý ara-
mak ve kabul etmek, bizzat Kur’an’a ayký-
rýdýr!
Sünnet konusuna geldiðimizde de du-
rum çok farklý deðildir. Bazýlarý Sünnet’in
Kur’an’da açýkça yer almayan hususlarda
hüküm getiremeyeceðini söylerken, baþka
bazýlarý Sünnet’i bize nakleden en önemli
vasýta olan Hadis-i Þerif’lerin güvenilmez
olduðunu, dolayýsýyla dinde delil olamaya-
caklarýný ileri sürmektedir.
Bütün bu vâveylanýn aslýnda bir tek se-
bebi vardý: Yaþadýðýmýz zaman diliminde
(modern çaðýn) deðer yargýlarýnýn birer
itikâd ilkesi hâline getirilmiþ olmasý ve
bunlara aykýrýlýk teþkil eden hususlarýn,
Kur’an ve Sünnet’te yer almýþ olsalar dahi
reddedilmesi gerektiði düþüncesi!..
* mýna itiraz edildiði görülmektedir. Oysa
EHL-Ý SÜNNET
YAKLAÞIMININ 3 ADIMI
Ehl-i Sünnet’in Kur’an ve Sünnet’e ba-
kýþýný ve dini yaþama tarzýný baþlýklar ha-
linde zikrederek diðerlerinden farklarýna
kýsaca deðinecek olursak þunlarý söyleyebi-
liriz:
1. ÝMAN VE TESLÝMÝYET
Kur’an ve Sünnet’te yer alan hususlar
arasýnda anlayamadýklarýmýz, izah edeme-
diklerimiz olsa bile, biz onlarýn hepsinin
hak olduðunu kabul ederiz. Zira bizim an-
layýþýmýzýn Kur’an ve Sünnet’in ihtiva etti-
ði bütün hususlarý bütün boyutlarýyla ihata
ve idrak edememesi normaldir.
Asr-ý Saadet’te bir grup sahabî mescit-
te oturmuþ bazý meseleler müzakere edi-
yordu. Bir ara seslerini karþýlýklý olarak
yükselttiler. Bunun üzerine Efendimiz s.a.v
onlarýn yanýna çýktý ve þöyle buyurdu: “Ya-
vaþ olun! Sizden öncekiler, peygamberle-
riyle ihtilafa düþmek ve kitaplarýnýn bir kýs-
mýný diðer kýsmýyla vuruþturmak suretiyle
iþte böyle helak oldular. Kur’an, bir kýsmý
diðer bir kýsmýný tekzip eden (yalanlayan)
bir kitap olarak deðil, bir kýsmý diðer bir
kýsmýný tasdik eden bir kitap olarak indiril-
di. Onda yer alan ayetlerden anladýklarý-
nýzla amel edin, anlamadýklarýnýzý ise bi-
lenlere götürün.” (Ahmed b. Hanbel, Ab-
dürrezzâk, Taberânî)
Bir gün Hz. Ömer r.a Abese Suresi’ni
okuyordu. “Ve fâkiheten ve ebbâ” (Meyve-
ler ve çayýrlar yetiþtirmekteyiz.) ayetine
geldi. Biraz durdu ve þöyle dedi: “Burada-
ki “Fâkiheten”in ne olduðunu biliyoruz.
Acaba “ebbâ” nedir? Sonra þöyle devam et-
ti; “Ey Ömer! Ýþte bu, tekellüftür.” (Taberî,
Câmi’u’l-Beyân, 12-451, Ýbn Kesîr,
Tefsîru’l Kur’âni’l-Azîm, 1-6)
Hz. Ömer r.a. gibi dirayet ve ilim sahi-
bi büyük bir sahabinin bile Kur’an’da anla-
madýðý yer olunca, bizlerin idrakine sýðma-
yan ayetlerin bulunmasý elbette normaldir.
Sünnet konusuna intikal ettiðimizde ise
durum biraz daha karmaþýk bir hal almak-
tadýr. Hadis-i Þeriflerle ilgili olarak günü-
müzde birçok noktada þüpheler uyandýrýl-
dýðý malum. Hadislerin uydurulmuþ olabi-
leceði, tek kiþiler vasýtasýyla nakledilen ri-
vayetlerin içine eksiltme-artýrma, yanlýþlýk
ve hata karýþma ihtimalinin bulunduðu gibi
söylemlerle bu þüpheler özellikle gençleri-
mizin zihnine zerk edilmektedir.
Efendimiz s.a.v., “Dikkat edin! Bana
Kur’an ve onunla beraber onun bir benze-
ri verildi” buyurmuþtur. (Ebû Davud, Ah-
med b. Hanbel) Son derece uyanýk bir zi-
hinle okumamýz gereken bu Nebevî uyarý
bize þunu söylüyor; Bu aziz dinin kâmil bir
þekilde anlaþýlmasý ve yaþanmasý,
Kur’an’la birlikte Sünnet’in de rehber edi-
nilmesine baðlýdýr.
Sünnet’in Kur’an’la iliþkisi þu üç nok-
tada gerçekleþmektedir:
*Sünnet Kur’an’ý teyit edici hükümler
getirir.
“Ey iman edenler! Mallarýnýzý aranýz-
da haksýz sebeplerle yemeyin. (Ancak) kar-
þýlýklý rýzaya binaen yapýlan ticaret olursa
baþka” (Nisa, 29) ayeti ile Efendimiz
s.a.v.’in þu hadisi bir örnektir: “Bir müslü-
manýn malý, kendi gönül rýzasý olmadan
(baþkasýna) helal deðildir.” Bu hadisin,
mezkûr ayetin getirdiði hükmü farklý bir
þekilde ifade ve bu þekliyle teyit ettiði açýk-
týr.
* Sünnet Kur’an’da mücmel (kapalý)
þekilde yer alan bazý ayetleri açýklar,
umumî hüküm getirenlerin hükmünü daral-
týr, tefsire ihtiyaç bulunan ayetleri tefsir
eder.
*Kur’an’da bulunmayan hükümler ge-
tirir. Günümüzde Sünnet’in en fazla bu kýs-
Sünnet’in bu kýsmý, kemiyet olarak diðer
iki kýsmýndan fazla olmasa da, az deðildir.
(Abdülfettâh Ebû Gudde, Lemehât, 23)
Sünnet’i bize nakleden en önemli kay-
nak da hadis-i þeriflerdir. Özellikle
ulemâmýzýn itirazsýz kabul ve gereðince
amel ettiði hadisler, isterse tek kiþiler vasý-
tasýyla rivayet edilmiþ olsun, bizler için ka-
bul edilmesi gerekli din kaynaklarýdýr. Ýs-
terse onlar içinde aklýmýzla, mantýðýmýzla
açýklayamadýklarýmýz yahut günümüz anla-
yýþýyla çeliþki arz edenler olsun!
Þurasýný asla hatýrdan çýkarmamak du-
rumundayýz; Hadisleri hayatýmýzdan çýkar-
mak isteyenler, bu aziz dinin büyük bir kýs-
mýný Efendimiz s.a.v.’in rehberliðinden ko-
parýp, kendi akýl ve hevalarýna uydurmak,
yani “Peygambersiz bir din” oluþturmak is-
tiyorlar. Zira hadislerin böyle sebeplerle
reddedilmesi durumunda, “Eðer bir husus-
ta anlaþmazlýða düþerseniz –Allah’a ve
ahirete gerçekten inanýyorsanýz- onu Al-
lah’a ve Rasûl’e götürün” (Nisa, 59) aye-
tinde ve benzerlerinde yer alan “Peygam-
ber’e itaat” emri iptal edilmiþ olacaktýr. Bu
noktaya çok dikkat edilmelidir! Zira Ehl-i
Kitap da kendi kitaplarýný ve dinlerini bu
þekilde tahrif etmiþtir.
2. SELEF-Ý SALÝHÝN’E ÝTTÝBA
Dinin herhangi bir hükmünün anlaþýl-
masýnda olsun, hakkýnda nass bulunmayan
meselelerde nasýl davranýlacaðý konusunda
olsun, genel olarak Ýslâmî adap ve yaþantý-
da olsun Ehl-i Sünnet’i diðerlerinden ayý-
ran önemli noktalardan bir diðeri de, Se-
lef’e ittibadýr. Efendimiz s.a.v., “Ýnsanlarýn
en hayýrlý nesli, benim dönemimde yaþa-
yanlardýr. Sonra onlarý izleyenler, sonra
11
Ebubekir Sifil
onlarýn arkasýndan gelenlerdir.” Buyur-
muþtur. (Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ahmed
b. Hanbel...)
Bu ve benzeri hadislerden hareketle
Ehl-i Sünnet, “Selef” kavramýna ayrý bir
önem atfetmiþtir. Selef, Sahabe, Tabiûn ve
Tebe-i Tabiin’i anlatan bir tabirdir. Din’in
ilk kaynaðýna, yani Efendimiz s.a.v.’in ya-
þadýðý döneme en yakýn kuþaklar onlar ol-
duðu için herhangi bir meselede onlarýn tu-
tum ve davranýþý ümmet için ayrý bir ehem-
miyeti haizdir.
Selef’e uymanýn, Selef’e uyanlarýn yo-
lunu izlemekle olacaðý aþikârdýr. Selef’in
yolunu izleyenleri izleyerek Selef’e ittiba
ettiðimizde, hayatý Kur’an ve Sünnet is-
tikâmetinde yaþamanýn en emin ve biricik
yolunu da izlemiþ oluyoruz.
“Âdâtu’s-Sâdât sâdâtu’l-âdât” diye bir
söz vardýr. Yani büyük insanlarýn adetleri,
uymaya layýk adetlerin en baþýnda gelir.
Ehl-i Sünnet de, Sahabe baþta olmak üzere
Selef-i Salihin’in sadece itikat ve ibadette-
ki çizgisine deðil, ayný zamanda adet ve gi-
daþatýna da ittiba etmeyi bir alamet-i farika
olarak benimsemiþtir. Bu cümleden olarak
Ýmam Ahmed b. Hanbel þöyle demiþtir;
“Bizim nazarýmýzda Sünnet’in aslý, Allah
Rasulü s.a.v’in sahabesinin üzerinde bu-
lunduðu yola uymaktýr.”
3. TEVAKKUF
Ehl-i Sünnet alimler, alken izah edeme-
dikleri veya yaþadýklarý dönemin bilimsel
verileriyle ters düþer gibi görünen bir
Kur’an ayeti veya bir hadis-i þerif söz ko-
nusu olduðunda ne yaparlardý?
Söz konusu olan bir ayet ise, bugünün
“çok bilmiþ” aydýnlarý, “bu ayet tarihseldir;
tarihte yaþamýþ insanlara hitap etmektedir,
bizimle ilgisi yoktur” der geçer. Yahut onu
olmadýk tevillerle izah etmeye çalýþýr. Eðer
bir hadis ise, zaten ne yapacaðý bellidir; o
rivayet “uydurma” olarak damgalanýp tari-
hin çöplüðüne atýlýr!
Oysa ulemamýzda gördüðümüz tavýr,
böyle durumlarda “tevakkuf”tur! Yani, ben
bu ayeti veya hadisi þu anki bilgi biriki-
mimle izah edemiyorsam, bu –hâþâ- onda-
ki bir eksiklikten deðil, bendeki yetersizlik-
tendir. Ben þimdilik bu konuda susmayý,
hüküm vermemeyi tercih ediyorum. Belki
ilerde Allah Tealâ bana onun açýklamasýný
yapma imkaný bahþeder.
Nitekim hanýmýna yaklaþmamaya ye-
min eden kimsenin ne yapacaðý konusunda
Bakara, 226-227 ayetlerinin iki þekilde an-
laþýlmaya müsait olmasý sebebiyle Sahabe,
kesin hüküm vermekten geri durmuþ, yani
tevakkuf etmiþtir. (Kurtubî, el-Câmi’ li
Ahkâmi’l Kur’ân, 3-74)
Ayný þekilde, hadislerde haber verildiði
için kabir azabýnýn hak olduðunu söyleyen
ulemamýz, kabir azabýnýn mahiyeti, kabirde
ruhun cesede kalýcý olarak girmesi suretiy-
le mi, yoksa ruhsuz cesette acý hissi yaratýl-
masý suretiyle mi olacaðý gibi hususlarda
tevakkuf etmiþtir. (Ali el Karî, Minahu’r-
Ravdi’l-Ezher, 294)
NETÝCE
Zikrettiðimiz hususlar, Ehl-i Sünnet
çizgiyi yansýtan tavrýn hülasasýdýr. Toplum-
da çoðu zaman farkýna varmadýðýmýz bir
þekilde, muhtelif isim ve söylemler vasýta-
sýyla çok çeþitli bid’at tavýrlar yaygýnlaþtý-
rýlmaktadýr. Bunlarýn doðrudan doðruya iti-
kada kadar uzanan boyutlara sahip olduðu-
nu hatýrdan çýkarmamak durumundayýz!
(Semerkand. Aylýk Tasavvufî dergi. Ha -
ziran 2007. Sayý 102)
***

LAÝKLÝK
HIRSIZLIK
YÖK Baþkaný Prof. Dr. Erdoðan Teziç’in 2001 ve
2002 yýllarýnda Galatasaray Üniversitesi Rektörü olduðu
dönemde birçok usulsüz uygulamaya imza attýðý ortaya
çýktý.
Maliye Bakanlýðý’nýn 2 Temmuz 2003 tarihinde hazýrla-
dýðý inceleme raporu Yükseköðretim Kurulu (YÖK) Baþ-
kaný Erdoðan Teziç hakkýnda müthiþ gerçekleri su yüzüne
çýkardý. Teziç’in Galatasaray Üniversitesi Rektörü olduðu
dönemde Galatasaray Eðitim Vakfý’yla olan mali iliþkile-
rinde usulsüzlük yaptýðý belirlendi. Ýþte rapordaki gerçek-
ler:
*Rektörlük ile Turkcell A.Þ. arasýnda 2002’de usulsüz
bir kira sözleþmesi yapýldý. Þirket her yýl Galatasaray
Eðitim Vakfý’na 8 bin 500 dolar baðýþ yaptý. Bütçeye
kaydedilmesi gerekli tutarlar vakfa aktarýldý. Kam-
püsteki bazý þirketlerce yerleþtirilen ATM cihazlarýndan
kira alýnmadý. Stant kuran firmalardan tahsil edilen kira-
lar da Galatasaray Eðitim Vakfý’na aktarýldý.
*Galatasaray Ýlköðretim Okulu ve Galatasaray Lise-
si’ne kayýt yaptýran, kuraya katýlan öðrencilerden
usulsüz bir þekilde baðýþ adý altýnda kayýt ücreti alýn-
dý. Ýlkokul ve lise hazýrlýk kayýtlarý için sadece 2002-
2003 eðitim öðretim döneminde vakfa toplam olarak 1
milyon 9 bin 677 YTL para aktarýldý. Raporun hazýrlan-
dýðý tarihten son üç eðitim-öðretim döneminde vakýf tara-
fýndan kayýt parasý olarak toplam 1 milyon 880 bin 863
YTL 50 Ykr baðýþ toplandý.
*Galatasaray Üniversitesi’ne kayýt yaptýran lisans ve yük-
sek lisans öðrencilerinden 2001 yýlýnda toplanan 27 bin
901 bin YTL 55 Ykr, 2002 yýlýnda ise 83 bin 120 YTL
92 Ykr olmak üzere toplam 111 bin 22 YTL 48 Ykr para
tahsilatý yapýldý. Üniversitede düzenlenen yabancý dil
kurslarýndan saðlanan ücretler döner sermaye yerine
Galatasaray Eðitim Vakfý’na aktarýldý. Vakýf tarafýn-
dan kursa katýlan öðrencilerden 2000, 2001 ve 2002 yýl-
larýnda toplam 106 bin 836 YTL 50 Ykr ve 2002 yýlýnda
toplam 307 bin 317 YTL 25 Ykr alýndý.
3 MÝLYON TL’LÝK
KAMU KAYNAGI
NEREYE GÝTTÝ?
Çeþitli kuruluþlarca üniversiteye yapýlan þartlý baðýþlarýn
Galatasaray Eðitim Vakfý’na aktarýlmasý da raporda bildi-
rilen usulsüzlükler arasýnda. 2000-2002 arasýnda yaklaþýk
3 milyon YTL’ye yakýn kamu kaynaðý usulsüz bir þekil-
de vakfa aktarýldý.
Hatýrlanacaðý üzere, bunlar Van’daki hýrsýz rektöre de sa-
hip çýkmýþlar ve “rektöre sahip çýkmak, laikliðe sahip
çýkmaktýr!” diye nara atmýþlardý. En baþtaki adamýn hali
bu olduktan sonra, tabiî ki laiklik isteyecekler ve þeriat-
tan nefret edecekler.
Þeriat gelsin de bu hýrsýzlarýn elini mi kessin?
Hadi o zaman, yaþasýn laiklik!
BORÇLANMA
TEHDÝT OLMAYA
BAÞLADI
Son üç yýldýr bankalardan çekilen kredilerle konuttan
otoya, beyaz eþyadan lüks tüketime kadar pek çok alanda
tam bir harcama çýlgýnlýðýna kapýlan vatandaþlara Merkez
Bankasý’ndan uyarý geldi. Banka halkýn borcunun 73.6
milyar YTL ile gelirinin % 25’ine ulaþtýðýný ve rekor kýr-
dýðýný açýkladý.
Rapora göre ihtiyaç kredilerindeki artýþta tüketicilerin
kredi kartý borçlarýný kapatmak amacýyla söz konusu kre-
dilere yönelmelerinin de etkili olduðunun düþünüldüðü
ifade edildi.
Batý hayat tarzýnýn bir uzantýsý olarak, hazza dayalý ya-
þam, tüketimi körükler; lüksü, sefahatý körükler. Bu da
ancak borçlanmayla olabilecek bir þey. Bankalar, kredi
kartlarýyla, tüketici kredileriyle tüketimi körüklemekteler.
Bir bankanýn asli görevi olan halkýn tasarruflarýný üretime
sevk etmenin tam tersi bu tüketimi körükleyici hâl, elbet
bir yerde yine patlayacak. Bu manzara, asýl itibariyle,
Türkiye’ye giydirilen deli göleðinin bir parçasýndan iba-
ret. Ve, bütünde olduðu gibi, parçada da dikiþler tutmu-
yor. Bu gün bizzat Batý, sistem krizi içerisinde… Ameri-
ka’da da tüketici kredileri tehlikede, mortgage tehlikede;
hem de sistemi saracak bir tehlike çaný çaldýrýr derece-
de…
Bütün sistem, vahþi sömürü üzerine kurulu ve Al-
lah’ýn izniyle Müslümanlar, savaþarak sömürüye müsa-
ade etmiyorlar. Belki bu kaynaklar kendilerine yâr oluyor
ama -þimdilik-, düþmana da gülzâr olmuyor. Batý, sömü-
remezse yaþayamaz. Ýþte, debelenmeleri bundan; sömüre-
miyor. Irak’ta bataða battý, Afganistan’da battý. Ýsrail dip-
siz kuyu… “Savaþý güçlüler deðil, dayanýklýlar kazanýr!”
Bakalým ne kadar dayanabilecek Batý?
Merkez Bankasý her ne kadar ikâz eder gibi yapsa da
buradaki iþbirlikçiler, bu manzaradan ders almak yerine,
borçla tüketimi teþvik etmeye devam ediyorlar. Her saha-
daki Batýcýlýklarýnýn iktisattaki görüntüsü…
Birlik-beraberlik edebiyatýna karnýmýz tok, bu balon
patladýðýnda, biz size siper olmayacaðýz.
DEPREMLER
OLUYOR!..
28 Mayýs
Van ve Marmara’da orta þiddetli depremler…
29 Mayýs
Denizli’de 3.5 büyüklüðünde meydana gelen deprem-
de can ve mal kaybý olmadý.
Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Dep-
rem Araþtýrma Enstitüsü’nden alýnan bilgiye göre Ço-
rum’un Bayat ilçesinde 3.3 büyüklüðünde bir deprem
meydana geldi.
2 Haziran
Van’da, 21.23 sýralarýnda 4.1 büyüklüðünde hafif þid-
dette bir deprem meydana geldi.
Uzun bir aradan sonra, Uzakdoðu’da da büyük çaplý
depremler yaþandý.
SU AKINCILARI
TAARRUZDA
Aðrý’nýn Doðubayazýt ilçesinde yaðýþlar nedeniyle
meydana selde, 1 köprü yýkýldý, 3 evi de su bastý.
Birecik’de 1 saat süreyle etkili olan þiddetli yaðýþ ço-
ðu iþyerinin ve evlerin su altýnda kalmasýna neden oldu.
Gaziantep’in Þehitkamil ilçesi Bilek köyünde, saða-
nak yaðýþ sonrasý sel meydana geldi. Selde, 2 kiþinin
kaybolduðu bildirildi.
Bitlis’te 2 ve Gaziantep’te 1 kiþinin sel felaketi nede-
niyle hayatýný kaybettiðini açýklandý.
Haftanýn Panoramasý
Aðrý, daha ilk selin enkazýný temizleyemeden ikinci
sele teslim oldu. 5 kiþinin öldüðü, 3 kiþinin ise kayboldu-
ðu bildirildi.
TOZ BULUTU
Þýrnak ve Mardin’de toz bulutu hayatý durma
noktasýna getirirken, görüþ mesafesi 150 metreye ka-
dar düþtü. Suriye ve Basra çölünden gelen toz bulutu,
Þýrnak merkez ve ilçelerinde görüþ alanýný 150 metreye
kadar düþürdü. Ýki hafta süreyle, Þýrnak baþta olmak üze-
re Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nin birçok kentini etkisi
altýna alan toz bulutu hayatý olumsuz etkiledi.
HAYVANLAR DA
BÝR GARÝP
Kadýköy’de ‘karga’ alarmý: Onlarca kiþi kargalarýn
saldýrýsýna uðradý... Yaralananlar var.
Çanakkale Boðazý’ný denizanasý bastý: Çanakkale Bo-
ðazý yaz mevsimiyle birlikte denizanalarýnýn istilasýna
uðradý. Deniz yüzeyindeki yüzlerce denizanasý tedirginli-
ðe yol açtý.
Türkiye’de olaðanüstü arý ölümleri var: Porto Riko
Üniversitesi Öðretim Üyesi Doç. Dr. Tuðrul Giray, bu yýl
Türkiye’de olaðan üstü arý ölümleri olduðunu, arý hasta-
lýklarýnýn da bu ölümleri açýklamadýðýný bildirdi.
Ýstanbul’da kene istilasý: Son günlerde Türkiye’nin
farklý illerinde ölümlere neden olan kene, Ýstanbul’u da
istila etti. Kemerburgaz’ýn Göktürk köyünde bir sokaðý
iþgal eden keneler vatandaþlarda paniðe neden oldu.
BÝZÝM
ÇOCUKLARIMIZ
ÖLMEYE DEVAM
EDÝYOR
Balýkesir’in Susurluk ilçesinde, serinlemek için girdi-
ði gölette kaybolan ikiz kardeþ, ölü bulundu.
Alýnan bilgiye göre, ilçenin Söve köyünde okul çýký-
þýnda girdikleri gölette kaybolan ilköðretim okulu öðren-
cisi Alican ve Aykut Keyifsiz’in (8) cesetleri, Balýkesir
Belediyesi’ne ait arama-kurtarma ve sivil savunma ekip-
lerindeki dalgýçlar tarafýndan çýkarýldý. Ýkiz kardeþin ce-
nazelerinin, yarýn köy mezarlýðýnda topraða verileceði
öðrenildi.
Rögarlarda kaybolan, göletlerde boðulan, niye hep bizim
çocuklarýmýz?
Bu kaçýncý hadise?
Laik rektör ve YÖK Baþkaný hýrsýzlýk yapar, baþbaka-
nýn oðlu çürük alýp askerden kaytarýr ama gemi alarak ar-
matör olur, bakanlarýn evlatlarýndan kimi otel kapar, kimi
likit yumurta yapar, kimi þöyle, kimi böyle… Onlarýn ço-
cuklarýnýn adý hep bu tür al takke ver külâh iþlerinde aný-
lýrken, bir tek bizim çocuklarýmýzýn baþýna böyle þeyler
gelir ve onlar bu durum karþýsýnda “teessüflerini” bildirir.
Kendi çocuklarýnýn týrnaðýna taþ deðmemesi için yol-
larýnda çakýl taþý bile býrakmayanlar, vatandaþýn çocuðu
isterse boðulsun, isterse gebersin. Onlarýn evladý bir tane,
ama vatandaþýn çok!
LAÝK KEMALÝST REJÝMÝN
TECAVÜZCÜLERÝ, SAPIKLARI
Manisa’da, bir ilköðretim okulunda görevli 21 yaþýn-
daki hizmetlinin, 4 yaþýnda bir çocuða tecavüz ettiði id-
dia edildi. Çocuðun durumu babasýna söylemesi üzerine
zanlý hakkýnda þikâyette bulunuldu.
Olay sonrasýnda zanlýnýn adliyeye sevki sýrasýnda ço-
cuðun yakýnlarýndan bir grup zanlýyý linç etmek istedi.
Polis öfkeli kalabalýðý engellemekte zorlandý. Zanlý, ekip
arabasýyla adliye önünden uzaklaþtýrýldý.
Okul yetkililerinin iki ay önce M.Y.’nin psikolojik so-
runlarý olduðu gerekçesiyle okuldan alýnmasý için yetkili
makamlara dilekçe verdikleri belirtildi.
Kaymakam Sadettin Kalkan, olayýn son derece üzücü ol-
duðunu belirterek “Bu olayla karþý karþýya kalan aile için
çok zor bir durum. Sorumlu tüm yönetici ve vatandaþla-
rýn bu aileye sahip çýkmasý, maðdur evladýmýzýn topluma
kazandýrýlmasý gerekir. Bu suçu iþleyen þahsý açýða aldýk.
Yetkili merciler gerekli iþlemi yapacak. Temennimiz,
böyle bir olayýn hiçbir yerde hiç bir zaman olmamasýdýr”
dedi.
Dikkat ettiniz zannedersem, polis, yine tecavüzcü sa-
pýðý kurtarýyor, kaçýrýyor.
Sonra, okul idaresi adam hakkýnda dilekçe vermiþ,
ama görevden almamýþlar. Kaymakam da gayet piþkin,
‘bu suçu iþleyen þahsý açýða aldýk’ açýklamasý yapýyor.
‘Yetkililer gerekli iþlemleri yapacaklar’ filân diyor. ‘Bir
daha böyle bir hadise yaþanmamasýný temenni ediyor’…
Laik rejimin idarecesinden ne bekleyeceksin ki?
Sonra, bir baþka tecavüz vakasý da Çorum’da yaþandý.
Çorum Yetiþtirme Yurdu yetkilileri tarafýndan 15 ya-
þýndaki A.Ý.’nin yaklaþýk 20 gündür kayýp olduðunun bil-
dirilmesi üzerine harekete geçen Çorum Emniyet Müdür-
lüðü ekipleri, kayýp A.Ý.’yi buldu. A.Ý.’ye tecavüz ettikle-
ri ve fuhþa zorladýklarý iddiasýyla gözaltýna alýnan 7 kiþi-
den 5’i tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 2 kiþi ise
tutuksuz yargýlanmak üzere serbest býrakýldý. Çok sayýda
kiþinin tecavüzüne uðrayan A.Ý. ise mahkeme kararýyla
koruma altýna alýnarak Yetiþtirme Yurdu’na teslim edildi.
Yine gözünüzden kaçmamýþtýr ki, baþýna ne geldiyse
zaten Yetiþtirme Yurdundayken gelen A.Ý., nasýl oluyorsa
kotuma altýna alýndýðý hâlde tekrar yetiþtirme yurduna
gönderiliyor.
KÖKTEN LAÝK
REJÝMÝN UMUDU
GAY VE
LEZBÝYENLER
Turizm adý altýnda ülkenin bir bölümünü tam yaban-
cýlaþmýþ bölgeler hâline getiren Laik Kemalist rejim, tu-
rizm gelirlerini artýrabilmek yolunda umudunu gay ve
lezbiyenlere baðladý.
Karýsýný da alýp Türk bayraðý altýnda gay ve lezbiyen-
lere servis yapmasý beklenen imânsýz Müslüman Tayyib,
herhâlde kalabalýðý gördükçe coþuyordur. Ýþte, Tayyip’i
coþturan sahneler:
*Dünyanýn en büyük lezbiyen kulübü olduðu belirti-
len Olivia’nýn üyelerinden oluþan bin kiþilik grup, Ay-
dýn’ýn Kuþadasý ilçesine geldi. Kuþadasý’na 2001 yýlýnda
alýnmayan eþcinsellerin, bu defa ilçeye giriþlerinde sorun
çýkmadý. (Dikkat, Tayyip’den önce alýnmamýþlar, Tay-
yib’le beraber alýnýyolar!) Gruptakiler, tur otobüsleriyle
önce Efes ve Meryemana Evi’ni ziyaret ettiler, daha son-
ra çarþýya gittiler. Gemideki erkek personelin geçici ola-
rak görevden alýnarak, yerine kadýn personelin getirildiði-
ni, Efes ve Meryemana Evi ziyaretleri için de kadýn reh-
ber istediðini bildirdi. Turizm acentesinden Mert Kava-
foðlu da “Turizm, turistle yapýlýr. Ülkemize gelen turistin
kim olduðu veya cinsel eðiliminin ne olduðu bizi ilgilen-
dirmez” dedi.
* Antalya Kemer’de gay ve lezbiyen oteli açýlýyor. Tem-
muz ayýnda müþteri kabul etmeye baþlayacak otele 18
yaþýndan küçükler giremeyecek. (Ne de önemli bir tedbir
ama!) Otel Genel Müdürü Faruk Ok, 170 kiþilik otelin,
gay ve lezbiyenlere hizmet vereceðini, konuklarýn özel
yaþamý dýþýnda, otelin çevreden fark edilecek bir özelliði-
nin bulunmadýðýný ifade etti. Otel personelinin de gay ve
lezbiyenlerden oluþacaðýný kaydeden Ok, Türkiye pazarý-
na ve uluslararasý alandaki müþterilere hitap edeceklerini
söyledi.
olarak hrýstiyan Gürcistan'a hediye etmiþlerdir.)
*Tekirdað’da bar sahibi (Sibel Kýran) bir kadýnla (!) ,
barda çalýþmakta olan (nazlý Can) konsomatris-þarkýcý ev-
Müslümanlarý üzerinde uyguladýðý, hrýstiyan terörizmi ve
Ýslâm topraðý Acara'yý hrýstiyanlaþtýrma çabalarý,
lendi… Tekirdað Cumhuriyet Baþsavcýlýðý yetkilileri,
Türk Medeni Kanunu’nu hükümlerine göre ayný cinsiyet-
Anadolu Müslümanlarý tarafýndan dikkatle takip ediliyor.
Bir de buna AB ve ABD'den alýnan siyasî destek ve
ten olanlarýn birbirleri ile evlilik yapmasýnýn mümkün ol-
Batý'nýn uþaðý AKP hükümetinin göz yummasý neticesi
madýðýný göz önünde bulundurarak gazetelerde yer alan
meydaný boþ bulduklarýný sanan Misyonerler ardý ardýna
haberler üzerine harekete geçti. Savcýlýk yetkilileri, evli-
gelen bu eylemler neticesinde neye uðradýklarýný þaþýrýy-
or.
MALATYA
Malatya’da, biri Alman uyruklu 3 misyonere haddinin
bildirildiði Zirve Yayýnevi, olaydan sonra ilk kez açýldý.
Ýstanbul’dan gelen þirket yetkilisi Hamza Özant, öldürü-
len Necati Aydýn’ýn eþi Þemsa Aydýn ile yayýnevi çalýþan-
larý ve polis ekipleri, yayýnevine gelerek mühürlü olan ya-
yýnevini açtý.
Öte yandan, 18 Nisan 2007 tarihinde yayýnevinde bý-
çakla öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske’nin topra-
ða verildiði Kiltepe’deki Ermeni Mezarlýðý, 24 saat polis
ekiplerince korunmaya alýndý. Bir polis aracý, mezarlýðýn
lik akdi yapýlmýþ ise bunun iptali için dava açýlmasý yolu-
önünde sabit noktada bekliyor.
na gidelebileceðini belirterek, “Akit yapýldý mý yoksa sa-
PAPAZ SON ANDA KURTULDU
dece kýna ve düðün yapýlýp eðlence düzeyinde mi kaldý.
Diyarbakýr Kilisesi ruhani önderi Ahmet Güvener’e
Bu taraflarýn ifadeleri alýndýktan sonra ortaya çýkacak.
yönelik eylem hazýrlýðýnda olduklarý iddiasýyla 6 kiþi gö-
Durum tespit edildikten sonra gerekli hukuksal iþlemler
zaltýna alýndý.
yapýlacak” diye konuþtu.
Diyarbakýr Emniyet Müdürlüðü ekipleri, kilise ruhani
Sen neden bahsediyorsun savcým ya?
önderi Güvener’in, Malatya’da bir yayýnevinde iþlenen ci-
Mesele kala kala “akit”e kaldý öyle mi?
nayetler sonrasýnda yaptýðý “tehdit ediliyorum” açýklama-
Bu ülkede en tepeden baþlayarak herkes, para gelsin
larýnýn ardýndan, kent genelinde geniþ çaplý araþtýrma baþ-
diye turizmi canlandýrmanýn, gay ve lezbiyenlere hizmet
lattý. Soruþturma kapsamýnda, Güvener’e yönelik eylem
etmenin derdine düþmüþ, savcý da lezbiyenler akit yapmýþ
mý yapmamýþ mý ona bakacakmýþ. Ýyi, hadi bak o zaman.
hazýrlýðýnda olduklarý iddiasýyla 6 kiþi gözaltýna alýndý.
Gözaltýna alýnan zanlýlardan 2’sinin sürekli kiliseye
Bak bakalým, batýcý hayat tarzýndan, laiklikten, radikal
Batýcýlýktan baþka ne bulacaksýn?
gidip gelen kiþiler olduðu bildirildi. Zanlýlarýn, Emniyet
Müdürlüðündeki sorgulamalarýnýn ardýndan savcýlýða
sevk edileceði öðrenildi.
MÝSYONERLERE ‘TEHDÝT EDÝLÝYORUM’
Güvener, bir süre önce AA muhabirine yaptýðý açýkla-
ANADOLU DAYAÐI mada, bazý kiþiler tarafýndan sürekli hedef gösterildikleri-
ni belirterek, þöyle demiþti:
Anadolu bir uyandý, pir uyandý. Önce Trabzon, ardýn-
“Malatya’da katledilen arkadaþlarýmýz da öyleydi. Sü-
dan Malatya ve þimdi de Artvin. Tabii bu arada, buraya
rekli yapýlan yanlý haberler bizi hedef gösteriyor. Ne be-
yazamadýðýmýz Adana, Ýstanbul, Samsun vs. gibi bir çok
nim ne de yanýmdaki kiþilerin can güvenliði var. Ben teh-
eylem daha… Artvin'de misyonerlik yapmak gayesi ile
dit ediliyorum. Gerek yüz yüze, gerek posta kutumda sü-
gelen 3 Gürcü papaz, Müslüman Artvin halký tarafýndan
güzel bir meydan dayaðý ile karþýlandý. Acara Gürcü
rekli tehdit alýyorum. ‘Ya burayý sevecek ya da terk ede-
ceksiniz’ þeklinde tehdit alýyoruz. Biz buranýn evlatlarý-
Müslümanlarýnýn yoðun olarak yaþadýðý Artvin'de,
yýz ve memleketimizi seviyoruz.”
Gürcistan devletinin Acara ( Lozan'a göre yarý yarýya
REHN: ‘MALATYA ÝÇÝN TAM SORUÞTURMA
Türk topraðý sayýlmýþ ama hain TC yöneticileri orayý fiîli
ADÝL YARGILAMA BEKLENÝYOR’
AB Komisyonu’nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli
Rehn, Avrupa Parlamentosu üyelerinin Malatya’daki mis-
yoner (salyangoz tüccarý) temizliði ile ilgili soru önerge-
lerini yanýtlarken Türkiye’de hoþgörü ortamýnýn oluþtu-
rulmasý gerektiðini bildirdi.
AB Komisyonu’nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli
Rehn, Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin Malatya
kitabevi cinayeti konusundaki soru önergelerini ‘Komis-
yon, þimdi polis soruþturmasýnýn tam, adli sürecin de ta-
rafsýz bir þekilde icra edilmesini ummaktadýr’ diye yanýt-
ladý.
Rehn, bir kâfir olarak kâfirliðini yapýyor…
Ýktidardaki imânsýz Müslümanlar, Almanya’da Mus-
tafa Fiþenkçi ölümüne dövüldü, siz ne yapmaktasýnýz?
14 BARAN BARAN 15

Mustafa Saka mim.saka@googlemail.com DÝLEMMÂ...

“Batý” dediðimiz teslisden, üçlemeden, üçgenden,
üç genden ikisi, “Yunan Aklý” ile “Roma Nizâmý”
arasýnda korelasyon kuran, Batý’yý modifiye eden
Atinalý Plutarkhos’dur.
Korelasyon: Ýliþki, alâka, bað.
Modifikasyon: Modifiye etme; kýsmî deðiþiklik;
ayar çekme; tarz belirleme.
Ve mod, modül, model, modem, moda, modern;
kardeþ kelimeler...
Plutarkhos, Hz. Ýsa’dan sonraki ilk asrýn ikinci
yarýsýnda yaþadý. Ammonios’un Akademya’sýnda öð-
renim gördü. Roma ile münasebeti kavaslýkla oldu.
Roma’da, kral tarafýndan taltif edildi. Anadolu’yu ve
Mýsýr’ý gezdi. Yunan’da kendi akademyasýný kurdu.
Ýsmini bugüne dek yaþatan eserlerinin en önemlisi
“Paralel Hayatlar”dýr; “Vii Paralelli”.
Kendinden baþkasýný “yabancý” gören Roma’dan
ve Yunan’dan, Büyük Ýskender ile Sezar gibi, Solon
ile Publicola gibi mühim þahsiyetlerin “paralel hayat-
lar”ýný anlatan bu eser, Roma ile Yunan’ýn ayný ha-
murun ekmeði olduðunu gösterecek; ve Batý, Hristi-
yanlýk ile de modifiye edilerek “Batý” olacaktýr: «Yu-
nan Aklý - Roma Nizâmý - Hristiyan Ahlâký = Batý.»
(N.F.K)
Bu Batý’nýn Amerikan sürümü ise WASP olacak-
týr. “Beyaz - Anglosakson - Protestan” olmayanlar
insan sayýlmayacak, yaban görülecek, mutasyona uð-
ratýlacak, medenîleþtirilecek ve yok edilecektir.
Batý Emperyalizmi iki kýtada baþardý bunu; Ame-
rika’da Kýzýlderililer, Afrika’da Zenciler... Bu iki ba-
þarýdan aldýklarý haz ve hýzla bize yöneldiler; tam iki
yüz yýldýr genlerimizi deðiþtirmeye, Ýslâm ile olan
“paralel hayatlar”ýmýzý karartmaya, bizi mutasyona
uðratmaya, yok etmeye çalýþýyorlar. Ýslâm coðrafya-
sýndaki kaosun ve kanýn sebebi budur.
Ýslâm coðrafyasýný, Ýslâm’ý ve müslümanlarý ko-
rumakla deðil, bilâkis emperyalizmin çýkarlarýný ko-
ruyup kollamakla, mutasyona uðramamýza yardýmcý
olmakla muvazzaf sözde millî ordulara mukâbil, öz-
de millî ordular bugün hýzla teþekkül hâlindeler...
Batý’da, Batý’nýn saðduyusu ve vicdaný olan ger-
çek aydýnlar bunu görüyor, Ýslâm coðrafyasýndaki
Paralel Hayatlar
kaos ve kanýn Batý’yý boðmak üzere olduðunu haber
veriyorlar. Doðu ile Batý’nýn, dünyanýn “Paralel Ha-
yatlar” yaþadýðýný, Ýslâm coðrafyasýna düþürdükleri
ateþin Avrupa’yý yakýp kavuracaðýný söylüyorlar.
Aþaðýdaki deðerlendirmeler bana deðil, iþte bu
saðduyulu ve vicdan sahibi Batýlý aydýnlara aittir;
modifiye ederek sunuyorum.
Avrupalý siyasetçiler, müslüman azýnlýklarý nasýl
entegre edeceklerinden önce, asýl Avrupa’daki ýrkçý-
lýk ve Ýslamofobinin ne kadar yaygýn olduðunu gör-
meleri gerek. Lâiklik ve hoþgörü çaðý bütün Avru-
pa’da sonsuza dek devam edecek sanýlýyordu. Fakat
dýþlayýcý dinî ve etnik önyargýlar bütün Avrupa’da
hortluyor.
Kuzey Afrika’daki Fransýz sömürgeciliði 1960’larda
son buldu, Britanya korumasý altýndaki Ortadoðu’da
ise 1971’de bitti. Daha doðrusu bitmedi, postmodern
emperyalizme dönüþtü. Yani antik dönemden deðil,
taze bir tarihten ve bugünden söz ediyoruz. Avrupa
hükümetleri, AB geniþlemesi ile liberal demokrasiyi
yayma çabalarýnýn kendilerini sevdirdiðini sanýyor.
Ama Ortadoðu’daki derin Amerikan karþýtlýðýnýn Av-
rupa’ya duyulan öfkeden daha güçlü ve belirgin ol-
masý, Avrupa’yý bölgedeki kimlik çatýþmalarýnýn dý-
þýnda tutmaya yetmeyecek. Ortadoðu’daki kimlik sa-
vaþý ve Batý karþýtlýðý, Avrupa’daki ýrk ve mezhep
gerilimlerini de körükleyecek.
Eski Osmanlý topraklarýnda patlak verecek kimlik
savaþý, bölgeyi tamamýyla yutup Avrupa’ya da yayý-
lacak.
Devletler veya süpergüç bloklarý arasý bir savaþ
olmayacak bu; bir kimlik savaþý olacak. Dünya ça-
pýnda bir iç savaþ olacak. Kýtalar veya ülkeler arasýn-
daki jeo-stratejik fay hatlarýnda nizâmî ordular mev-
zilenmeyecek. Ülkeler, þehirler ve mahalleler kimlik-
lere göre bölünecek. Avrupa devletleri bir müddet da-
ha ayakta kalabilecek; ama liberal demokrasilerini,
sosyal devlet yapýlarýný ve zenginliklerini kaybetme
pahasýna. Ertuðrul Özkök gibi lüx yerleþim bölgele-
rinde oturanlar, yaþam tarzlarýndan kýsma pahasýna
özel güvenlik ekipleri ile belki kýsa bir müddet koru-
nabilecekler; sonra kaçacak yerleri olmayacak.
Batý ile müttefik hükümetlere meydan okuyan
militan Ýslâmcýlarýn tezleri güçlenecek, güçleri katla-
nacak. Ortadoðu’da bazý devletler çözülecek. Türki-
ye, sýnýrýn Irak tarafýndaki Kürtleri dizginlemek için
Irak’a müdâhil olacak. Türkiye çözülecek. Türki-
ye’nin çözülmesi, diðer domino taþlarýný etkileyecek.
Böyle bir ortamda, yabancý yardým örgütleri, býrakýn
bölgede bir faaliyet sürdürebilmeyi, kendi elemanla-
rýnýn güvenliðini bile saðlayamaz hale gelecek.
Batý’nýn, geri çekilmekten baþka bir seçeneði kal-
mayacak. Fakat bu geç kalýnmýþ bir geri çekilme ola-
cak; askerlerini nereye konuþlandýracaklarýný bileme-
yecekler, çünkü ortada belli cephe hatlarý olmayacak.
Nasýl; “Meþâhir-i hukemâdan Plûtark”ýn “Muvâzî
Hayatlarý”na benziyor mu?
(Not: Uður Yaman’ýn, mezkur kitap vesilesiyle ve
ayný baþlýkla kaleme aldýðý dikkate deðer bir makale-
si var; okumanýzý tavsiye ederim: http://www.geociti-
es.com/uguryamanupto/makugur24.htm)
Sorgun’da Son Durum
SORGUN’UN SUSURLUK’U
Sorgun’da yaþanan isyanýn, ayaklan-
manýn, gavatlarýn evlerinin ateþe verileme-
sinin, Sorgunlunun kendi hayat tarzýna sa-
hip çýkmasýnýn üzerinden geçen günler,
Sorgun’u daha da bir kývamlandýrýyor.
Sorgun’un bu günlere gelmesi küçük
birkaç hadiseden ibaret deðil. Sadece bir-
iki gavatýn çýkýp da Sorgunluya sövmesi
ile mahdut deðil hadisenin arka plâný. Sor-
gun, yýllardýr biriktirdiði bir irini patlattý
adeta. Demek bu irinin patlatýlmasý için,
yýllar geçmesi gerekiyormuþ…
Bundan üç sene önce… 5 polis toplu
seks yaparken yakalandý… Sorgun çalka-
lanmaya baþladý. Vatandaþýn namus ve
emniyetinden mesul olanlar böyle yapar-
sa?.. Polisler sürüldü ve böylece dosya ka-
patýlmýþ oldu. Ama Sorgunlunun zihni
kaydetti olan biteni. Zihinleri de kapata-
mazlardý ya!
Bundan iki sene önce… E 88 Yozgat-
Sorgun Karayolu… Bu yolda bir kaza ol-
du… 3 Komiser ile 1 gavat ve 1 fahiþe ka-
zada öldü. Sorgun’lu bu olaya “Sorgun’un
Susurluðu” dedi. Evet, zihinler kapatýla-
mamýþtý. Hafýza haznesi bir kez daha açýl-
dý ve oraya yazýldý yazýlmasý gerekenler…
POLÝSÝN ÝCRAATLARI:
GAVATLARA YOL AÇIN!
Gavatlar, þeker fabrikasýnýn önünde,
yük getiren kamyonlara açýktan kadýn ser-
visi yapýyorlar. Güvenlik (!) Güçleri (GG)
rüþvetini alýyor; ses çýkarmýyor. Yoksa bu
aleni iþ nasýl devam eder gider? Güvenli-
ðin gücü paraya yetmiyor, genelevlerden
alýnan vergilerden kendilerine verilen, ma-
aþlarýnýn içindeki pay demek ki karýnlarýný
Baran Haber Merkezi
Mustafa Varlýk, Hakan Torun, Hasan Ýlgi
ve Mithat Þahin..
AHALÝ, AKINCILARIN
YANINDA! “GELÝYORLAR!”
Tutuklanmalardan dolayý halk çok rahat-
sýz… Gavatlar icra-i sanat eylerken ses çý-
karmayanlar, müslümanca yaþama hakkýný
kullanan Sorgun ahalisini hedef almasý,
Müslümanlarý rejimin gerçek yüzüyle bir
kez daha karþý karþýya býrakmýþ bulunu-
yor. Bunun yanýnda, özellikle esnaf baþta
olmak üzere, tüm Sorgunlu, yaþadýklarý il-
çenin pisliklerden temizlenmesine önayak
olan gönüldaþlara tebriklerini sunuyorlar.
Bu olayý duyan bilen kim varsa gönüldaþ-
larýmýzý tebrik etmeye geliyor.
“Elinize saðlýk! Sorgunun izzetini þe-
refini kurtardýnýz!” diyerek, Akýncýlara sa-
hip çýkýyor, Akýncýlar etrafýnda kenetleni-
yor Sorgun’un Müslüman ahalisi… Hangi
partiyi tutarsa tutsun, hangi siyasî görüþte
olursa olsun, Üstad’ýn, “Geliyorlar!” hita-
býna eþ bir zaviyede, Sorgunlu Akýncýlar
geliyor.
Ýþte, geçtiðimiz sayýmýzda bütünlenmiþ
hâliyle, “Gençliðin Üstad’a Cevabý” ola-
rak yayýnladýðýmýz, Üstad’ýn “GELÝYOR-
LAR!” haykýrýþý:
“Akýncý Güç’ü, Ülkücüsü, Süleyman-
cýsý, Nurcusu, Birlikçisi, þu veya bu der-
nekçisi bir arada, bütün Allah diyenleri
Büyük Doðu bayraðý altýnda dâvetli ilân
ederek…
Geliyorlar!”
POLÝS VE LAÝKLER TAKÝPTE
Tutuksuz yargýlanmak üzere serbest
býrakýlan gönüldaþlarýmýz için adli takibat
kararý verilmiþ olduðundan, kendileri her
yorumlara bir bak istersen, halkýn yorum-
larýna, bak bakalým nasýl destekliyor Müs-
lüman Anadolu Ahalisi, Sorgun’un Akýn-
cýlarýný… Hatta bazý ihbarlarda bile bulu-
nuyor halkýmýz ki, Akýncýlar gereðini yap-
sýn diye. Ýþte bunlardan birkaç örnek:
“Muzaffer ATA tarafýndan 21 Mayýs
2007 09:38 tarihinde
Objektif Görev yapýlmalý
Ankara Çevre yolunda Baðlum köprüsü
ile havalimaný köprüsü arasýnda gündüz
özellekle sabah saatlerende kadýnlar ara-
balar oto stop yaparak arabanýn içinde ale-
nen fuhuþ yapýyorlar defalarca Jandarmaya
ibar yaptýk deðiþen bir þey olmadý Jandar-
ma görevlisi telefonda: yasalarýn yetersiz-
liði nedeniyle bir þey yapamýyoruz türün-
den þeyler söylüyor. Fakat bun bir savsak-
lamadan baþka bir þey deðil. Bu konuda
güvenlik güçleremez görevini objektif ola-
rak yapmalýdýr.”
“Yusuf ismail tarafýndan 21 Mayýs
2007 08:35 tarihinde
Fuhuþ un boyutu
Gaziantep te Amerikan hastanesinin etrafý
fuhuþ yapan evlerle dolu , evlere girip çý-
kan gençler sürü sürü. Anlayamadýðým ta-
raf orda polis noktasý var.”
Allah’ýn adýyla
yakmak...
Galeyan Cumhuriyeti!
Þimdi Yozgat’a ne olacak?
Hiçbir þey olmayacak mý?
Unutmalý mýyýz? Akýl almaz nor-
“erdem can tarafýndan 21 Mayýs 2007
09:01 tarihinde
Ülkemiz vergi kaybýna uðruyo...
Yapmayýn ahali Ülkemiz vergi kaybýna
uðruyor sonra. Vergilendirilmiþ kazanç
kutsaldýr demiyor muyuz; eee ohlade nedir
öyle ayaklanýp ateþe vermeler filan, yoksa
siz yatýrým istemiyor musunuz? Matild
Manukyana madalya verdiniz ama.
Ýþin acý tarafý bir yana, bir kaç yerde daha
böyle karþý çýkmalar olursa sosyal kokuþ-
maya yol açan bu sektör biter veya en
azýndan böyle pervasýz olmaz. Hem yakýn-
da seçim var herkes kendi vekiline bu ko-
nuda ne yapacaðýný sorsun ve alacaðý tutu-
ma göre oyunu versin derim ben.”
“Hadi oradan tarafýndan 22 Mayýs
2007 13:50 tarihinde sayýn bay Mehmet
Aksu, Mehmet Aksu kardeþim banazlýk ve
yobazlýk senin düþüncen demeki sizin gö-
zünüzün içine baka baka sizin bütün ka-
dýnlarýnýzý kýzlarýnýzý pazarlýyacagým dese
sesiniz çýkmayacak kusura bakma ama o
kiþiler haketiklerini bulmuþ kadýn tacirleri
bey efendi sýfatýna girerse böyle olur pen-
cere geniþ istedigin gibi bak”
Anladýn mý Ahsen?
Baran olarak biz de takipteyiz!
atmadan sadece dursalardý...
Onlar, insan yakmaya çalýþan bu “güruh”
kadar þefkate mazhar olurlar mýydý?
Ya da hepsini geçin kendinizi düþünün:
Gidip herhangi bir karakolun önünde tek
baþýnýza herhangi bir þey için hesap sor-
maya kalkýþsanýz size bu kadar iyi

Þeytan’dan Laik’e Namaz Düþmanlýðý

doyurmuyor… Devlet kendileri ya, doðru-
dan kendileri vergilendiriyor gavatlarý…
G.G’lerin arabalarýnýn benzini bittiðin-
de, benzin gavatlar tarafýndan saðlanýyor.
Av. Güven Yýlmaz Malûm, devlet devriye arabalarýna benzini
ölçülü koyuyor. Hani herkes kendi özel
gün polise imza vermek ve þehir dýþýna çý-
kacaklarý zaman da adli mercileri bundan
haberdar etmek mecburiyetindeler. Kýsa-
casý gönüldaþlarýmýz takip altýnda.
Bu takibat bir tarafa, laikler de gözle-
rini Sorgun’a dikmiþ vaziyette. Kuduru-
malleþme/normalleþtirme mekanizmasýný
yine iþletilip yine mi hiçbir þey olmamýþ
gibi yapacaðýz?
Yozgat’ýn Sorgun ilçesinde yüzlerce kiþi,
fuhuþ yapýlýyor iddiasýyla beþ evi ve bir
arabayý yaktý. Yaklaþýk elli kiþi gözaltýna
alýndýðý için, vandal bir kalabalýk kay-
davranýlýr mýydý?
Yozgat’ta olanlar bir hukuk devletinde vic-
dan sahibi olan insanlarýn kaldýramayacaðý
cinsten þeyler. Orta Anadolu’da yýllardýr
gördüðümüz, kabullenilen ve muktedir
çevrelerce övülen siyasi ve toplumsal
atmosferin sonucu bu. ÝBDA-C iþaret-

L aikler, köþeye sýkýþtýklarýnda
“laiklik dinsizlik deðildir” tera-
neleri okurken en küçük fýrsatta kendi-
lerini yalanlayan hamleler yapmaya
devam etmekteler. Toplasanýz bir mil-
yonu geçmeyecek olan bu güruh, bu-
günlerde de okulda kýlýnan namaz ve-
silesi ile Ýslam’a salya sümük saldýr-
makta… “Kargadan baþka kuþ, Aka-
retler’den baþka yokuþ” bilmeyen bu
güruha ne desek boþ. Kalpleri mühür-
lenmiþ insanlar topluluðu…
Yok efendim “okullarda dinsel eði-
tim yapýlamazmýþ, bu yasalara aykýrý
imiþ” tarzýnda bir sürü seçme saçma-
lar…Öncelikle bunlara sormak lazým
hangi yasa ile okullarda namaz yasak-
mýþ? Böyle bir yasal düzenleme olma-
masý bir yana tam tersi din derslerinde
öðrencilere namaz kýlýnmasýnýn öðre-
tilmesi mevzuat gereði…Bu olay beni
yýllar öncesine geri götürdü.Sene 1975
ilkokulda öðrenciyim. Din dersinde
konu namaz…Ben o zamanlar öðleden
önce okula öðleden sonra camiye gidi-
yorum…Yani az çok namaz nasýl kýlý-
nýr biliyorum…Din dersine de Okul
müdürü (yaþýyorsa Allah selamet ver-
sin ölmüþ ise Allah Rahmet Eylesin)
giriyor. Ve dersimizin konusu namaz.
Müdür “namaz kýlmasýný bilen var
mý?” diye sorunca ben el kaldýrýyorum.
Ve Müdür beni sýranýn üstüne çýkarta-
rak sýnýfýn önünde örnek bir namaz kýl-
mamý istiyor. Böylece sýnýfa namaz na-
sýl kýlýnýr gösteriyorum. Velhasýl bu
uygulama AKP iktidarýndan önce açýk
ve net bir þekilde mevcut idi. Laik gü-
ruh ise bu uygulamayý, ayetleri yarým
yamalak ders kitaplarýna geçiren AKP
iktidarýna mal etmeye çalýþmak ile
AKP’nin ekmeðine yað sürdüðünün
farkýnda bile deðil…Bir yandan okul-
larda düzenlenen uyuþturucu ve sex
partilerini gazete ve mecmualarýnda sý-
radan bir haber olarak yayýnlarlarken
diðer yandan namaz kýlan birkaç gence
ait ele geçirilen fotoðrafla “laiklik el-
den gidiyor” diye va veylâ kopartýyor-
lar. Çünkü namaz kýlan fuhuþ yapmaz,
çünkü namaz kýlan þarapçý deðildir,
çünkü namaz kýlan mayo giyip ortalar-
da et sergilemez, çünkü namaz, laik
hayat tarzýna aykýrý bir eylem biçimi-
dir.
Aslýnda bir an kendimi laiklerin ye-
rine koyuyorum da, hiç de haksýz de-
ðiller...Çünkü namaz Ýslam dininin di-
reði…Öncesi ile sonrasý ile tam bir ni-
zam ve intizam abidesi…Bir kere Ýçki-
li iken namaza yaklaþmamak gereki-
yormuþ. Bu iþ zaten baþtan ters…Þarap
kültürü ile yoðunlaþmýþ biri olarak be-
ni þarabýmdan ayýracak her þeye karþý-
yým(!) Hem; öncesinde hadesten-gözle
görülmeyen pisliklerden ve necasetten-
gözle görülen pisliklerden temizlen-
mek gerekiyormuþ …Pisliðe bulaþmýþ
bir fert ve toplum için bundan daha kö-
tü ve vahim bir þey düþünebiliyor mu-
sunuz (!). Devam ediyoruz. Setr-ül Av-
ret-Örtülmesi gereken yerleri örtmek-
miþ…Erkek için diz kapaðý ile göbeði
arasý, kadýn için ise el, yüz ve ayaklarý
hariç diðer yerler…Yâ bunlar, namaz
kýlacaðýz o yüzden kapanýyoruz derler,
ondan sonra sokaða da böyle çýkarlar,
hastaneye de böyle giderler, çocuklarý-
ný okula, askere gönderirken de böyle
giyinirler ve üstelik bir de astar isteyip
bu halde okumaya da kalkarlar(!) Daha
fazla dayanamayacaðým artýk ye-
terrrr…(!) Ben “býrakýn bunlar evden
camiye, camiden eve gitsin” diyen Ýn-
gilize de karþýyým kardeþimmm... Ha-
zýr Ýstanbul’a geldiklerinde bunlarý yok
etmek varken bir de namaz kýlmalarýna
izin vermiþ…Zaten baþýmýza ne gel-
diyse bu Ýngilizlerin merhameti yüzün-
den geldi(!)
Aslýnda bu laik hezeyanýn temeli-
nin nereye dayandýðý malum…Allah
Resulü (S.A.V) buyuruyor; “Þeytan in-
saný Allâh’a secde ederken gördüðün-
de hemen bir kenâra çekilir. Eyvahlar
olsun. Âdemoðlu secde ile emr olu-
nunca hemen secde etti ve ona cennet
var. Ben ise secde ile emr olundum, is-
yan ettim ve bana ateþ hak oldu.” der.
Biraz da iðneyi kendimize batýra-
lým. “Namaz bütün kötülüklerden alý-
koyar.” Amenna ve saddakna…Peki
hem namaz kýlýp hem gýybet ediyor-
sak, hem namaz kýlýp hem yalan söylü-
yorsak, hem namaz kýlýp hem terazi de
hile yapýyorsak, hem namaz kýlýp hem
faiz yiyorsak, hem namaz kýlýp hem
þeriata karþýyýz diyorsak…Kendimizi
namaz kýlýyoruz diye kandýrdýðýmýz
kesin…Bu vesile ile bizler de namazý
Üstad’ýn tabiriyle “vergi memuruna
borç ödeme” olarak deðil de “Sevgili-
ye kavuþulan ân” haline getirebilecek
iman ve samimiyete sahip olmanýn çi-
lesini çekmeliyiz.
Allah Resulü karþýsýnda sorguya
çekilen þeytan’ýn namazdan ve namaz
kýlanlardan niçin nefret ettiðinin itirafý-
nýn da bulunduðu Muhyiddîn-i Arabî
Hz’nin “Þeytanýn Hileleri” adlý risale-
sini, þeytana ve o’nun þeytandan beter
taifesine olan nefretimizi her daim taze
tutmamýz için sürekli yanýmýzda bu-
lundurmalý ve okumalýyýz.
“Namaz sancýma ilaç, yanýk yerime
merhem/ Onsuz ebedi hayat benim ol-
sa istemem” NFK
iþini görmesin diye. Ýþin aslý parasýzlýk-
tan…
Olaylardan sonra görevden alýnan Sor-
gun Emniyet Müdürü Aydoðan Asar’ýn
makam odasýnýn “MAMA” tarafýndan dö-
þendiði söyleniyor. Þayialar ayyuka çýký-
yor.
Sorgun Bulduk Oteli’nde geçtiðimiz
bir yýl içinde polis baskýný neticesinde dý-
þarýdan gelen pazarlamacýlar toplu seks
yaparken yakalanmasýna binaen kapatýlan
otel her nasýlsa daha sonra tekrar açýlýyor.
Bütün bunlar, bilinenler… Ve hepsi hafý-
zalara nakþediliyor…
HEDEF MÜSLÜMANLAR:
9 TUTUKLAMA
Gavatlara ses çýkarmayan, göz yuman,
rüþvet alan polis, Sorgunlunun isyaný kar-
þýsýnda öyle bir cevval davranýyor, öyle bir
hýzlý hareket etmeye baþlýyor ki… Peze-
venklere göz yuman polis gitti, Müslü-
manlara arslan kesilen polis geldi.
Ýlk gün 15-20 sivil polis gönüldaþlarýn
evini basýyor. Arananlar belli. Bulduklarý
da oluyor, bulamadýklarý da… Ýlk anda 44
gönüldaþ gözaltýna alýnýyor.
Olaylarýn videokaset çözümleri yapýla-
rak olaylara karýþanlar ifadeye çaðýrýlýyor.
Nihayetinde 9 gönüldaþýmýz tutuklanarak
Yozgat E Tipi Cezaevi’ne gönderiliyor.
Tutuklanan gönüldaþlarýn isimleri þöy-
le:
Murat Gençoðlu, Burhan Özgül, Yah-
ya Güneþgör, Ahmet Parlak, Kadir Aktaþ,
yorlar. Nasýl kudurmasýnlar, yýllardýr ense-
sinde boza piþirdikleri Müslümanlar, bir
kez daha, hem de bunca baskýya aldýrma-
dan ayaklandýlar ve hayat tarzlarýný koru-
mak için laik düzene, fahiþeleþmeye, ga-
vatlaþmaya isyan ettiler. Ýþte, buna bozu-
lan laiklerden Ankara Barosu Baþkaný Ah-
sen Coþar, 4 Haziran tarihinde bakýn neler
demiþ: “Yozgat’ýn Sorgun ilçesinde fuhuþ
yaptýrdýðý ileri sürülen bir kiþinin dövül-
mesi ve beþ evin yakýlmasýyla süren olay-
lar, þiddetin ve hukuk tanýmazlýðýn ulaþtýðý
boyutlarý somut olarak göstermektedir. Ne
fuhuþu savunuyor ve ne de ahlaklý olmayý
reddediyoruz. Sadece ve sadece, kendi iyi-
leri ile doðrularýný baþkalarýna zorla kabul
ettirmenin peþinde olan ahlakçýlýðý ve yine
nedeni her ne olursa olsun þiddeti ve hu-
kuk tanýmazlýðý reddediyor, herkesi, hepi-
mizin ortak güvencesi olan hukukun çizdi-
ði sýnýrlarýn içinde kalmaya davet ediyo-
ruz!”
Ýyi güzel de, Müslümanlara zorla Batý-
cý hayat tarzýný kabullenmeleri dayatýlýr-
ken niye sesiniz çýkmýyor Ahsen haným?
Sizin bize silâh doðrultmanýz, þiddet uy-
gulamanýz haklý da, bizimkisi mi haksýz?
Müslümanlarýn hak ölçüsü inançlarýndan
gelir, meþruiyet dinlerinden gelir. Ya siz
laikler meþruiyeti nerde bulmaktasýnýz?
“Halk”ta mý? Ýþte, orada ayaklanan halkýn
ta kendisi deðil mi? Çocuðu, yaþlýsý, kadý-
ný, erkeði ile bütün bir halk deðil miydi
ayaklanan? Ýnternet sitelerinde yayýnlanan
makamlýðýn önünde gece toplandý.
Gözaltýna alýnan “yoldaþlarýnýn” salýver-
ilmesini istediler. ÝBDA-C iþaretleriyle
kurt iþaretleri yapan eller birbirine karýþýy-
ordu. Baðýrýyorlardý:
“Ya Allah bismillah Allahu ekber!”
Polisten molisten korkusu olmayan,
devletten falan da çekinmeyen, “medeni
cesareti” son derece fazla, son derece
“cesaretlendirilmiþ” bir güruhtular. Beþ evi
yakýp küçücük ilçede ellerinde ateþlerle
cadý avýna çýkacak kadar cesurdular.
“Sünni ve sapýna kadar Türk” olduklarý
için sarsýlmaz bir iktidarlarý, bu yüzden de
sonsuz yakma, yok etme, yýkma, üstüne
üstlük de kaymakamlýk basma haklarý
vardý.
Peki ne oldu þimdi? Bu insanlar ve Sorgun
ilçesindeki bu güruh hakkýnda ne yapýla-
biliyor? “Kendileri gözaltýnda, fikirleri
iktidarda” olduðu için mi bu kadar þefkati-
ni gösteriyor emniyet kuvvetleri? Öyle
deðilse eðer, ben de bir kez olsun o “jener-
ik sorusu”nu sormak isterim:
Nerede bu devlet?
Nerede bu insanlar?
Nerede bu devlet?
Düþünün, þimdi 300 Alevi kalkýp
Sünnilerin gittiði bir gazinoyu yaksaydý,
diyelim ki Tunceli’de...
Düþünün, 200 Kürt, Diyarbakýr’a baðlý bir
ilçede kaymakamlýðýn önüne gelip “Biji
Apo” diye baðýrýp gözaltýna alýnan
arkadaþlarýnýn býrakýlmasýný isteselerdi...
Düþünün, DÝSK’e baðlý 400 iþçi valiliðin
önüne gidip 1 Mayýs mitinginde dövülen
arkadaþlarýnýn hesabýný sorsaydý...
Düþünün, Ankara’da 100 öðrenci
Emniyet’in önüne gidip slogan bile
leriyle kurt iþaretlerinin birbirine karýþtýðý,
böylece “yiðidin harman olduðu” bir baþka
memleket orasý. Ve sonuç, kadýn yakmak
için ava çýkan katiller!
Galeyan diye açýklanmaz
Hafife alýndýkça aðýrlaþan sorunlar bunlar.
Gündem histerisi içinde boðulduðumuzda
görmediðimiz, görmeyince de gözümüzün
daha yakýnýnda biten ve nihayetinde bir
gün sizin veya benim evimin de yakýlmasý-
na neden olabilecek sorunlar...
Ne fahiþeliði onayladýðýmýz için, ne paray-
la seks yapmak zorunda býrakýlan yoksul
kadýnlarýn düþtükleri bu durumu savun-
duðumuz için... Ýnsan olduðumuz için ve
insan gibi yaþamak istediðimiz için bu
sorularý unutmamamýz ve unutturmamýz
gerekiyor.
Allah’ýn adýyla çok insan yakýldý, çok bina
yýkýldý bu memlekette. Maraþ, Çorum,
Sivas derken þimdi Yozgat’ta Allah’ýn
adýyla yangýnlar çýkarmaya giden güruhlar
var. Her zamanki gibi “galeyana gelen
halk” deniyor haberlerde. Burasý bir
“Galeyan Cumhuriyeti” mi? Sözünü
ettiðim bütün katliamlar “galeyan” ile
açýklandý þimdiye dek.
Ve þimdi, eðer bir daha ellerinde ateþle
insan avýna çýkanlarýn olmamasý isteniyor-
sa, bu kez “galeyan” denen muammanýn
cezalandýrýlmasý gerekiyor. Osmanlý’dan
kalma bu kavramla bir hukuk devleti tesis
edilemeyeceðini hem Sorgunlulara hem de
bütün Türkiye’ye göstermek gerekiyor.
Yoksa, siz de ben de biliyorum ki bir gün
onlar bize günümüzü gösterecekler...
1 Haziran 2007 Milliyet
Ece Temelkuran
16
Baþörtülü Kadýnýn Ýffet Mücadelesi -II-
M odern kadýn giyimiyle, kuþamýy-
la, iþiyle, edindiði kariyeriyle!,
iliþkileriyle þehvet ve tüketim aracý olma
dýþýnda hürriyet adýna topluma esir olmuþ
durumda. Modernleþtikçe kalabalýklar ta-
rafýndan takdirle karþýlanan, ancak bir o
kadarda kalabalýklarýn malý olan kadýn.
Modern kadýn; memur, 15 metre kare için
25 yýl çalýþmak ve hergün ayný iþi yapmak,
kendi çocuðunun bakýmýný baþkasýna yap-
týran, baþkasýnýn çocuðuna kendi bakan
modern kadýn. Kreþ, iþ, eþ yükü altýnda
ömür tüketen, bu fedakârlýðýna karþý par-
çalanmýþ veya sevgisiz yürütülen aileler,
anasýz babasýz büyüyen çocuklar, tüm gün
mesaisinde ise yaþam biçimi olmayan bir
mekanik kurgunun parçasý. Kadýnlýk ruh
ve ahlakýna yabacýlaþtýkça erkekleþen, gi-
yimiyle, düþünme ve karar verme biçimiy-
le rollerini deðiþtiren modern kadýn tatmin
edilemez bir hýrs ve öfkesi zapt edilemez
bir kin sahibi olarak kendi ruh mizacýný da
bozmakta. Çalýþýyor olmasý, parayla tanýþ-
masý ve tüketim malzemelerinin bir çoðu-
nun onun makyajýna, giyimine, ev eþyasý
þeklinde hayranlýðýna hitap etmesi yüzün-
den ekonominin, tüketime dayalý ekono-
minin, baþ aktörleridir. Sermaye sahipleri-
nin kadýný ucuz iþ gücü olarak kullanmasý
ve iþyerlerinde tecavüz, birlikte yaþama ve
tacizler ile baþ baþa býrakmasý ise ayrý bir
durum.
Modern kadýn ötekini unutmaya çalý-
þýr, ayaklarýnýn üstünde durmalýdýr, oku-
muþtur, ya da okuyacaktýr. Memurlaþacak-
týr. Bir iþi olacaktýr onun, takdir görecektir,
ilgi görecektir o. Öteki onun için annesi gi-
bi olmaktýr. Öteki olmayacaktýr o. Mo-
dernleþtikçe kadýn olmaktan uzaklaþan,
yaþlandýðý zaman aksi gibi olgunlaþacak
ve bunca çirkefe, koþuþturmaya manasýz
bir gözle bakacak ve piþmanlýðýný yansýta-
caktýr.
Kadýnda mana bir yönüyle derinliðine,
erkekte ise geniþliðine. Biri cemiyeti fetih
ve imara memurken diðeri imar edenleri
imara memur, gayelerin gayesine perde
aralayýcý vazife sahibi. Kadýn manasýný-ör-
tüsünü korumak, korurken insanca yaþa-
mak, yaþarken Allah'ýn rýzasýný kazanmak
gibi bir yolda ilerlerken dinsizlerle (laik),
Müslüman kimlikli papazlarla, abi kýlýklý,
korkak ve hainlerle, koltuðunu kaptýrmak
istemeyen Müslümanlarýn içine sýzmýþ be-
yinsizlerle karþýlaþýr. Bu karþýlaþma grev
kýrýcýlýk, örtünmeyi teferruata çekici þirret-
lik, okumak ve çalýþmak gibi dünyevi çý-
BARAN
karcýlýk gibi þeytani vesvese ve oyunlarla
kadýný kuþatmaya çalýþmakta. Erkek fatih
rolünde ve manasýna uygun fetih içerikli
fikir ve aksiyon gösterebildiðinde muaz-
zam mana âlemleri bedahet halinde zuhur
etmekte. Týpký 1987'de bir grup ÝBDA
baðlýsý gencin Beyazýt meydanýnda baþlat-
týðý ve dalga dalga bütün Anadolu'ya yayý-
lan açlýk grevleri gibi. Ki o günde yine pa-
paz kýlýklý hoca efendiler Ýslam'da açlýk
grevi yoktur. Ýslam'da protesto yoktur." gi-
bi hezeyanlar kusmuþlardý. Ýlerleyen za-
manlarda yükselen örtünme-iffet-namus
mücadelesi çeþitli ahmak soydan abi, prof,
hoca, gazete, dergi türevli cehli iffet tara-
fýndan iðdiþ edilmiþ, dumura uðratýlmýþ
ve zaman içinde protestocularýn, direnen-
lerin, iffetsizliðe karþý örtüsüyle dimdik
duranlarýn sayýsý azaltýlmýþtýr. Oysa kadý-
nýn Ýffet-namus mücadelesi okumak, çalýþ-
mak, kamusal alana girmek gibi bir gaye
taþýmamaktaydý. Batýnýn ve bizdeki fuhuþ
sever güruhun anladýðý, fakat dost zannedi-
len, hain ve ahmak tabiatlý, Müslüman ký-
lýklý cehli iffet'in anlamadýðý þey bunun, if-
fetli kalmak ve çocuklarýna iffetli bir gele-
cek býrakmak savaþý olduðu gerçeðiydi.
Çocuklarýnýn fahiþeleþmesine göz yumma-
yan anne, iffet ve onur mücadelesi için
meydanlardaydý. Þahsýný her gün taciz
eden fuhuþ sever medya, iktidar ve aydýn-
lara karþý namusunu korumak için mey-
danlardaydý. Meydanlardaydý ama yüre-
ðinde taþýdýðý fetih ruhuna sahip erkek sa-
yýsý çok azdý. Zindanlar onlarla doluydu.
'Kamusal alan'lar ise kadýnlaþmýþ, kullanýl-
mýþ cehli namus kimselerle doluydu. Ka-
pýlarý kapatanlar dün ayný safta namaz kýl-
dýðý kimselerdi, ekmek diyordu, iþ diyor-
du, ötede ise birileri Allah diyordu, namus
diyordu, örtüm diyordu. Beri ki tercihini
Allah'ýn emrini uygulatmamak için ekmek
diyordu, ekmeði veren de Allah'tý ama. Bir
baþkasý Allah falan tanýmam diyordu. Al-
lah'ýnda onu tanýmayacaðý gün elbette ya-
kýndý. Gün ilerliyordu. Mücadelede pasif-
lik küfrün ömrünü uzamasýný ve iffetli ka-
dýn sayýsýnýn azalmasýný saðlýyordu. Mü-
cadelede ihanet yeni þekil ve simalar doðu-
ruyordu ve iffetli kadýnýn çocuklarý iffetsiz
insanlara benzesin diye her gün eðitime ta-
bi tutuluyor, yasaða tabi tutuluyor, nefsini
cezbedici eþya ve hadislere sürükleniyor-
du. Ýffetli kadýn dur durak bilmeden direni-
yordu. Uþaklar deðiþiyor uþaklýk eskimi-
yordu. Ýffetli kadýnýn karþýsýna bu defa ni-
düðü belirsiz giysiler içerisinde dini þah-
sýnda çirkinleþtiren, örtüyü iðdiþ eden, çýp-
lak üstü çýplaklar çýkarýlýyordu. Öfke ve
merhamet karýþýmý bir ses yürekleri yangýn
yerine çeviriyordu. Bütün çekiciliðiyle ka-
dýn daracýk kumaþlarýn içine hapsedilmiþ
cesediyle, baþýna geçirdiði örtüsüyle, çir-
kini bile çirkinleþtiren özel bir hal taþýyor-
du. Bir temsil vardý ortada, ancak bu tem-
sil iffetli kadýn temsili deðildi, namuslu
kadýn temsili deðildi. Bir sembol vardý or-
tada ve sembol bütün güzellikleriyle gö-
rünmek isterdi muhatabýnda. Oysa blucin
üzeri-baþý sarma, batýnýn, batýlýlaþmýþ hai-
nin Anadolu kadýnýný dumura uðratma,
zihni fesada uðratma faaliyetlerinden bi-
riydi.
Er yürek… Meydan yerinde direnen
kadýna eþ ve destek olabilen, evinde ki can
yoldaþýna, cemiyet meydanýn bütün alan-
larýný bir hayâ ve fikir manzumesi olarak
açma istidat ve cesarete sahip er yürek.
Eþini, kýzýný meydan meydan dolaþtýrýp ar-
kasýna saklanarak "eylem" üreten, eylem-
sizlik üzere bulunan fikir kaçkýnýna inat,
muazzam bir huruç hareketiyle kadýnýn if-
fetini sembolize eden baþörtüsü bayraklaþ-
týrýp, gündemleþtirip, düþmanlarýný korku-
tucu ve sindirici fikir ve aksiyon hamlesiy-
le görünmesini bilen er yürek. Kadýn iffe-
tini, iffetinin sembolünü muhafaza etmek
için bu er yüreklilerin safýnda yer almalýy-
dý. Korku engel oldu misali bir hata yaký-
þýk almazdý. Hata; mezhebi meþrebi bozuk
dernek, þahýs, partilerde haklarýný savuna-
caklarýný, bir sonuca ulaþacaklarýný zanne-
dip, heveslerinin, heyecanlarýnýn, ümitleri-
nin tükenmesine seyirci kalmalarýydý. Er-
keklerin müteahhit, kadýnlarýn sekreterleþ-
tiði bir partinin profilinde kendi sýkýntýlarý-
na çözüm aramalarýydý hata. Papaz kýlýklý
bir melunun fitne-fesat dolu sözleri arasýn-
da; kadýn, iffetsiz-örtüsüz kalýnca, baþörtü-
sünü üç kuruþ için açýnca, emir ve yasak-
larý yapýp etmeyi bir takým yönetmeliklere
feda etmeyi önemsiz bir þeymiþ, normal
bir þeymiþ gibi algýlayýnca ve bütün bunla-
rý yapýp ettikten sonrada gözü yaþlý bu
mýymýntý tarafýndan günahlara aðlar misa-
li hem zani yaþar hem namusluyum der,
hem sarhoþtur hem içki içmem der, hem
Allah'a haindir hem mübarek zat de. Tera-
zinin kefeleri belli. Ýslam dinini Protestan-
Sezai kýrlangýç
laþtýrmak isteyen zihniyet kadýný, örtülü ve
iffetli kadýný ruhbanlaþtýrarak, rahibeleþtir-
mek ve cemiyet meydanýndan tecrid etmek
peþindeydi. Bu çerçevede "ateþte olsa yürü
ki ateþe kalmayasýn yiðidim, evleri koru ki
evimi koruyasýn" sesini yükselten kadýn,
hedefi, zoru, ve muhafaza edilmesi gere-
ken yeri iþaretlemekteydi. Renk deðiþti.
Kazançlý çýkanlar iffetliler oldu. Ýffetini
kaybetmek pahasýna nefsine, papaz kýlýklý
hoca efendilere, iþbirlikçi korkak ve hain-
lere itimat ve itaat eden güruhun kazançla-
rý üç beþ kuruþ ve bir makam misali elde
ettiklerinin her gün sýkýntýsýný çekmek ve
beraber ahretlerine taþýdýklarý sýkýntý kaldý.
Oysa iffetini ve örtüsünü sabredip muhafa-
za edenler bu samimiyet ve sadakatlerinin
mükâfatýný elbet alacak.
Günah Müslüman için. Günah, tövbe
eden için af kapýsý açýk hata ve eksiklik.
Günah, günahta ýsrar eden için fýsk kayna-
ðý ve varacaðý nokta dini hafife alma ve
küfür. Günah, tövbe etmekle güzelleþen
ruhi manevra. Güzele doðru gidiþte çirkine
bulaþmanýn ve temizlenme þeklinde ayýk-
lanmanýn resm ediliþi.
Müslüman kadýn iffet mücadelesini,
baþörtü özelinde, sesi daha yüksek çýkacak
þekilde yükseltmeli ve bayraklaþtýrdýðý ba-
þörtüsü-namus ifadesini içimizdeki beyin-
sizlerin, dýþýmýzdaki Allahsýzlarýn merha-
met ve lütuflarýna býrakmadan en gür seda
ile haykýrmalýdýr. Þuurlaþtýkça yükselecek
bu bayrak, korkaða sabrý kaçýþ gibi göste-
recek, samimiyle sahteyi birbirinden ayý-
racak, ahmakla yola çýkýlmayacaðýný beda-
het halinde gösterecek ve zalimin yüzüne
güçlü bir yumruk olarak inecektir. Bu
yumruk bazen alkýþlanacak bir baskýn ola-
cak, bazen gýpta edilecek bir direniþ ola-
cak, bazen kan pahasý can pahasý bir müca-
dele olacak. Ýffeti için canýný dahi feda et-
me þuuruna ermeyenler, batýl yolda dahi
olsalar bile namuslarý için nelere yapabile-
ceklerini gösterenlere bakýp utanmalý de-
ðiller mi? Fedakârlýk taarruz haline geçe-
bilmektir. Savunma her zaman baþtan ka-
yýptýr. Örtüsüzlük iffetsizliðe atýlan en bü-
yük adýmdýr.Vesselam.
"YALNIZ ÝMAN VE FÝKÝR,
NE SEVGÝLÝ NE KARDEÞ”
BARAN 17
Ýman-Ýslâm-Þeriat-Tasavvuf-Cihad
“Zulme Karþý Tek Baþýna Olsan da Yürüyeceksin!”
Mustafa Kemal ile oynanamaz mý? mal’den, Ýslam’ýn þearine ve hilâfetinin
Yani Ýslam dininin semadan nazil hukukuna taarruz tarzýnda aykýrý hare-
olmasýndan daha önemli olmak üzere ketler ve fena alâmetler görülmeye
bu adam da gökten zenbil ile mi inmiþ- baþladýðý dakikadan itibaren bu herife
ti? karþý Ýslam dininin icap ettiði vaziyeti
Ýzmir’i fethetmiþ imiþ, fethetmeye takýnsaydý þimdiki gibi iþ iþten geçme-
yetiþmeyeydi! Çünkü onu bir Ýslam fa- den, Türkiye’nin dini ve Ýslam âlemi-
tihinin takip ettiði fikir ve gaye ile fet- nin hilâfeti hâk ile yeksan edilmeden
hetmedi. Þark’ta Müslümanlýðý yýk- vazifelerini idrak ve ifa etmiþ olurlar-
mak ve Avrupalýlýk mefkuresini mu- dý…
zaffer kýlmak için fethetti…. (“es-Seyfü’l-Meslûl Fevka Rikâb-ý
A’dâyi’l-Ýslâm fi Ankara” (Ankara’da-
*** ki Ýslam düþmanlarýnýn ense kökünde-
....Eðer Ýslam âlemi ve Ýslam ule- ki, kýnýndan sýyrýlmýþ kýlýç) Risale-
masý, ta iptidasýndan yanlýþlýkla Ýslam si’nden)
kahramaný sandýklarý Mustafa Ke- (Devam edecek)
TASAVVUFUN Ceset ve ruh. Ruh için Kur’ân-ý Ke-
rim’de:
Þeyhülislam Mustafa Sabri *** GAYESÝ “Rabbin meleklere: Ben, balçýktan,
...Müslümanlýk iddia eden adamlar-
Efendi’den Seçmeler Tasavvuf, dünyanýn süsünden yüz iþlenebilen kara topraktan bir insan ya-
Ýþte Mustafa Kemal!... dan þimdi belki öyleleri vardýr ki Mus- çevirmek, insanlarýn meyledegeldiði ratacaðým. Onu yapýp ruhumdan üfledi-
Ýlk baþta, Ýstanbul’daki tâbi olduðu tafa Kemal’in böyle ölçüsüz sözlerle geçici lezzetlerden korunmak, halk ile ðimde ona ;ecdeye kapanýn, demiþti”
hükümetten aldýðý resmî memuriyetten Allah’ý beðenmediðini çok görmez de beraber, Hakk’a yönelmektir. “Sana ruhun ne olduðunu soruyor-
baþka, Padiþah’ýn verdiði hususî fer- bizim Mustafa Kemal’in sözlerini be- Tasavvufun gayesi Hakk’ýn rýzâsýný lar, de ki: Ruh, Rabbimin buyruðundan
ðenmeyerek tenkit ediþimizi çok görür. kazanmak için nefisleri temizlemekten, ibarettir. Bu hususta size pek az bilgi
manla Anadolu’da kuvvet ve nüfuz ka-
Yani Allah’tan korkmaz da Mustafa güzel ahlâk sahibi olmaya çalýþmaktan, verilmiþtir” buyurulmuþtur.
zandýktan sonra emanete hiyanet etti ve
Kemal’den korkar. Biz de öyle müslü- kýsaca Allah ve Resûlünün ahlâkiyle Ýnsanýn ikinci hakikati olan anâsýr
kendi namýna harekete baþladý. Yani
manlarýn hem aklýna hem de müslü- ahlâklanmaktan ibarettir. ve eczâ için ise:
Padiþah’ý aldattý. Tâbi olduðu hüküme- Önceleri tasavvufun zuhûrunden
manlýðýna þaþarýz... “Allah’ýn katýnda Ýsa’nýn durumu -
ti aldattý. Onlarý da ayaðýnýn altýna aldý. maksat, ahlâký güzelleþtirmek, nefsi
...Týpký hilâfet meselesinde olduðu kendisini topraktan yaratýp sonra (ol)
Þimdi hiç sýkýlmadan o Padiþah’tan terbiye etmek, yani nefsi dine râm, dini
gibi baþta din kuvvetinden de istifade demesiyle olmuþ olan- Âdem’in duru-
kaptýðý hükümet ve devletin baþýna nefs için vicdan kýlmak, nefsi dinin
ve yardým saðlamaya sýcak bakýlmýþ ve mu gibidir.”
geçmiþ oturuyor. Ve hiyaneti, Padi- hükmü altýna sokmak, sâlih ameller ve “Allah, (Ýblis’e): Sana emrettiðim
þah’a ve sâir, aldattýðý adamlara atfedi- ardýndan bir saðdan geri hareketle
güzel ahlâk ile süslenmekti. halde, seni secdeden alýkoyan nedir?
yor... Türk’ün dini, þeriatý, ulemasý kýlýçtan Hazret-i Peygamber Efendimiz (Ýblis): Beni ateþten, onu çamurdan ya-
...Ýþte memleketin dinini, hilâfetini, geçirilmeye baþlanmýþtýr. Türk milleti hâtemü’l-enbiyâ olarak gönderilmeleri- rattýn, ben ondan üstünüm, cevabýný
hanedanýný, tarihini ve hatta aile hayat bu kahpelikleri unutursa dünyanýn en nin sebebini kendileri bizzat þöyle bu- verdi” meâlindeki âyetler vârid olmuþ-
ve âdabýný çiðnerken, bu adamýn mem- aþaðý milletidir… yurmuþlardýr: “Ben mekârim-i ahlâký tur.
leketten ve ahaliden aldýðý bu en büyük *** tamamlamak için gönderildim.”
....Herif yaptýðý iþleri Ýslam âlemine Binâenaleyh tasavvufun ulaþmak iste-
þeyler mukabilinde onlara gösterdiði Þimdi latîf olan ruh, kesif olan be-
ve Ýslam ulemâsýna hiç sormuyor, lakin diði gaye, ahlâkýn kemâl mertebesine
tavizler nedir diye araþtýracak olursa- dene girince anâsýrýn ruh üzerinde yap-
onlar Ýslam dininden ziyade bir türedi- varmak için her hususta Peygamberi-
nýz, daraðaçlarýndan baþka mühim ve týðý te’sirler, ruhun safvet-i asliyyesine
nin hareketlerine tâbi imiþler gibi arka- mizin gittiði ve gösterdiði yoldan yü-
müsbet bir þey bulabilir misiniz? .... halel getirdiðinden ve insanýn kemâli
...Onun için diyoruz ki Mustafa Ke- sýndan te’vil yetiþtirmeye çalýþmaktan, rüyüp, iç ve dýþ olgunluðu itibariyle in- ancak, ruhun safvetini muhafaza ile
mal sayesinde memleketin bütün var- bir defa da “Dur bakalým, ne yapýyor- sanlýðýn kemâline en güzel örnek olan mümkün olacaðýndan, ruhun, cismin
sun?” demeye vakit bulamýyordu. Fahr-i Kâinat’ýn hakikî vârisi olmaktýr. üzerine galibiyetini te’min için alýnan
lýklarý yýkýlmýþ, dümdüz olmuþ ve ora-
Ýslâm’ýn hükümet ve hilâfetini heri- Ceset ve Ruh tedbirler, tasavvufun gayesini teþkil et-
da yükselmiþ görünen ne varsa daraða-
fin istediði þekle sokmak için böyle Ýnsan iki hakikatten müteþekkildir: miþtir.
cýndan ibaret bulunmuþtur. Estaðfirul-
lah, evet, daraðaçlarý ile beraber eller çapraþýk te’viller bulmaya hacet ve za-
yukarý kalkmýþ, hatta ayaklarda!... ruret nereden hasýl olmuþtu?
Hazýrlayan: Abdülkadir Coþkun abdulkadircoskun2002@yahoo.com
Yoksa Ýslam dini ile oynanabilir de
lýk, her þeyin hak ve keyfiyetini kývamlayan ve bü- fün eder. Bu kanun, Allah’ýn, kendisine ve kýl þaþ-
“VECDÝMÝN PENCERESÝNDEN” tün gerçekleri yerli yerine oturtan, ikinci binin yeni- maz yolda itikattan gayrýna olan tavrý... Sabit etra-
leyicisi Ýmam-ý Rabbâni ve yolundakiler... Derken, fýnda ebedî yeni, yalnýz Ýslâmda...
BEDAHET bu dâvanýn ne büsbütün akýlla, ne de büsbütün akýl-
Allah Resûlünün saadet sýz olabileceðinden gafil, günümüze kadar sýzmýþ VARLIK
devrinde her þey bedahet saðlý ve sollu man kafalar, kuru akýlcý sözde Müslü- Nakþilerin,o, gaipler âlemi fâtihlerinin bir sözü
halindeydi ve bedahet öl- manlar, sahte mütefekkirler, ahmak reformcular ve var: “Bihûdî iman, Bâhudî küfr est - kendinden geç-
çüsüne baðlý... O devirde baþlarýnda Vahhabilik kuluçkasý Ýbn-Teymiyye... Ýl- miþ olmak iman, kendinde olmak küfür...”
herkes bir nur huzmesi le de akýl, ille de akýl!.. Kelâmý, idrak fezasýnýn bu noktasýna çýkarabil-
içinde kendinden geçmiþ Gören þeyin göz olmadýðýný, gözde Allahýn nuru yu- mek kime vergi?..
ve teslim olmuþtur. O de- valandýðýný ve her þeyin, Batý felsefesinin bile bu- Mümin misin, yum gözünü, sil ruhundaki dýþ
virde hiç kimsede “kýyl-ü ka- gün yaklaþtýðý bedahet duygusuna baðlý bulunduðu- dünyadan bütün çizgileri; boþluða, yokluða, hiçliðe
al – fikir dedikodusu” ve âkýl te- nu anlamayanlara yazýklar olsun!.. dal!.. O’ndan baþka hiçbir þeyin var olmadýðý mut-
laþý yoktu. Bütün bunlar sonradan geldi; nur gölge- Bedahet anlaþýlmadýkça hiçbirþey anlaþýlmaz. lak varlýðý bulmuþ olursun!..
lendi ve aklýn zulmet arabasý yaðýz atlarýný sürmeye
baþladý. Aklý akýlla yenecek ve ilerisine geçecek akýl ÝTÝKAT
Gazâli’ye kadar gelmedi. Peþinden aklý büsbütün if- Hiç bir itikadýn içinde bir mevsimden fazla barý-
las ettirecek kadar donduran Þeyh-i Ekber’e karþý- nýlamaz. Ýtikatlar mutlaka posalaþýr, çürür ve teaf- Ýmân ve Ýslâm Atlasý’ndan...
18 BARAN BARAN 19
F Tipi Cezaevi’nden...

ÝSLÂM DÜNYASI Niçin Cezaevindeyiz?...

inþâ ettiði, bir süre sonra kendisini kuþatacak olan duvarla-
ABD ve Ýngiliz ra, bazý iþbirlikçi Filistinlilere raðmen kendisini bekleyen
akýbetten kurtulamayacaðýný iyice anlamýþ olacak ki, vah-
Generalleri þetinin nerelere varacaðýnýn iþaretlerinin veriyor:
Münafýk Fettoþ’un Biricik Dostu Hahamdan heze-
Konuþtu: yanlar:
Batý Þeria’nýn kuzeyindeki “Yatsahar” Yahudi yerleþim
Zaferi Rüyamýzda merkezinde dinî dersler veren Ýsrailli haham Yusuf Falai,
“Lahba” adlý dergide yazdýðý “Savaþýn Yollarý” baþlýklý
bile Göremeyiz! yazýsýnda “topraklarýmýzda hiçbir Filistinlinin kalmamasý
için kaçmak isteyenlerin bölgeyi terk etmesi saðlanmalý,
kaçmayýp kalanlarýn ise tümü öldürülmeli, özellikle de 13
yaþ üstünde olan tüm Filistinliler öldürülmeli. Çünkü an-
cak bu þekilde onlarýn nesline son verilebilir” ifadelerine
yer verdi.
Bu sözler, hâlâ Yahudiye insan gözüyle bakan ahmak
sürüsüne ithaf edilir.
Taliban Ýkaz Etti: Büyük Saldýrýlarýmýz Olacak,
Herkes Canýný Kurtarsýn!
Afganistan Ýslâm Emirliðine baðlý Taliban Kuvvetleri,
“yaz aylarýnda iþgalci Haçlý-Siyonist güçlere karþý büyük
saldýrýlar düzenleyeceklerinin ve bütün sivil halkýn kendi-
lerinin bu saldýrýlara göre hazýrlamasý gerektiðini ifade etti.
Bu arda Ýngiliz Savunma Bakanlýðý resmî verilerine göre,
Mehmed Þakir Bilmez
MAYIS AYI
IRAK Ýslâm aleminde vuku bulan hadiselerin
CÝHAD RAPORU nereye varacaðýný ve mahiyetini göster-
mekteyken… Bunlara kulaklarýný týka-
yan, mütefekkiri fikirlerinden dolayý
mahkum eden Ýslâm düþmaný zihniyet,
Ýbda cenahýndan gelen hiçbir harekete ta-
hammül edememekte ve Ýbda fikir ve ak-
siyonunu Müslüman halkýn nazarýnda
gizleme çabasýna girmektedir. Bu da
Ýslâm Ýnkýlabý’nýn hangi mihrak tarafýn-
dan yapýlacaðýný halka ilandan baþka bir
þeye yaramamakla neticelenmiþtir. Bu-
Hazýrlayan: Abdulkadir COÞKUN gün ÝBDA her kesimden halk tabakasý-
abdulkadircoskun2002@yahoo.com nýn tek umudu olmuþtur.
Protesto gösterisinde söylenen “Þiiler
ÝMHA EDÝLEN ASKERLER bu ümmetin Yahudileridir” sözünü
HAÇLI ASKERÝ: 897
halký kin ve düþmanlýða tahrik gerekçesi
IRAK ORDUSU ASKERÝ: 765
POLÝS: 613 ile tutuklanmamýza kýlýf diye gösterenler,
BEDÝR (ÐADR) TUGAYI ASKERÝ: 239 bu halkýn Yahudi ve emperyalistlere olan
MEHDÝ (DECCAL) ORDUSU ASKERÝ: düþmanlýðýný biliyorlar; bundan dolayý
576 da þii sapýklarý Yahudilere benzetmemizi
ÝSTÝHBARATÇI: 106
kin ve düþmanlýða tahrik olarak görüyor-
HÜKÜMET MENSUBU: 12
LOJÝSTÝK DESTEKÇÝ: 40 Gönüldaþýmýz Þakir Bilmez (en saðda), gösteride pankart açarken.... lar da neden her fýrsatta “yahudinin þeyi-
PEÞMERGE: 24 ni öpen”, her zaman emperyalistler ve
týynetini muvazaacý ve korkak mizaçla-
rýnda temsil eden bu Ehl-i Sünnet velce-
maat iddiacýlarýný, tashihi itikat ve ehli
sünnet þuuru olmadan hiçbir ibadetin Al-
lah katýnda makbul olamayacaðý itikadî
ölçüsüne binaen köklerine kibrit suyu dö-
külüp temizlenmesi gereken birinci düþ-
man olarak addediyoruz. Köþelerinde þi-
ayý ve sözde devrimlerini yere göðe sýð-
dýramayan, Müslümanlara tecavüz eden
Þiilere verilen cezayý alenen kýnayan bu
tavuk mizaçlý hainleri Yavuz Sultan Se-
lim Han’ýn Çaldýran’daki hassasiyeti ile
kümeslerine göndermek itikadî ve fiili
bir zaruret olarak tecelli etmiþtir.
Ýçinde bulunduðumuz zaman ve ya-
þanýlan hadiseler gün ýþýðý gibi göster-
miþtir ki” Ehl-i sünnet velcemaat-Kurtu-
luþ Yolu” hakikatlerini deðiþen zaman ve
mekân þartlarýna nisbetle billurlaþtýran,
“Ýslâm’a muhatap anlayýþ” davasýný ika-
me eden, etrafýnda toplanýlmasý gereken
biricik kurtuluþ yolu BD-ÝBDA fikir ve
aksiyon hareketidir. Zira bugün gerek

ABD ordunsun emekli Kurmay generallerinden

ve 1. Irak Savaþý komutanlarýndan Gen.
Ricardo Sanchez, ABD’nin savaþý kesinlikle kazanamaya-
Taliban Güçleri en az 600 iþgalci askeri öldürdü ve bunun
6o kadarý Ýngiliz. Taliban Kuvvetleri 3 gün öncede bir Hi-
nook helikopteri düþürdü ve içindeki 7 iþgalciyi öldürdü.
YÜKSEK RÜTBELÝ: 3

ÝMHA EDÝLEN ASKERÝ ARAÇLAR

caðýný ve askerleri bir ân önce Irak’tan çekmesi gerektiðini
söyledi. Sanchez’in görüþüne katýlan Ýngiliz emekli gene-
rallerinden Sir Michael Rose da, ABD müttefikleri için
Irak’ta bir zafer kazanmanýn mümkün olmadýðýný ve
Irak’tan ne kadar çabuk çýkýlýrsa, o kadar az zararlý oluna-
caðýný ifade etti. Generalleri bu noktaya getiren þey ise,
resmî rakamlara göre günde en az 10 coninin öldüðü, ülke-
yi birbirine baðlayan otoyol köprülerinin birer birer havaya
uçurulduðu, Felluce’de onlarca mücahidin bir ABD üssünü
kuþatýp saatlerce çatýþmaya baþladýðý, ve bunun gibi daha
nice dehþet verici hadiselerin yaþandýðý bir savaþ manzara-
sýndan çýkardýklarý netice.
Tabii buna bir d,e Domuzlar diktatoryasý BM’nn
ABD’yi “Ekonomin Çöküyor, hesabýný iyi yap!” ikazý da
etki ediyor.
40. Yýlýnda
Filistin Mücadelesi
Somali: Ýþbirlikçi baþbakanýn evine feda eylemi, 7 ölü
Baþbakan kayýplarda.
Lübnan: Fetih El Ýslam Mücahidlerine, bir baþka Fi-
listinli direniþ grubu olan Cünd el Þam örgütünden destek.
Lübnan Birliklerine saldýran Cünd el Þam Lübnan askerle-
rinden birini öldürürken birkaç tanesini de yaraladý.
Ahmed-i Necad ve
Dick Cheney Gizlice buluþtu
Rus Ýstihbarat servisi FSB’nin aktardýðý bilgilere göre,
10-14 Mayýs arasý Irak ve Körfez Bölgesine bir gezi dü-
zenleyen ABD Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney ile Ýran
Cumhurbaþkaný Ahmed Ýnecad, Birleþik Arab Emirlikle-
ri’nde gizlice buluþtu. 13 Mayýs’ta gerçekleþtirilen bu giz-
li buluþma, ABD yönetimindeki Ýsrail-Yahudi lobisini fenâ
hâlde kýzdýrdý.
Bu görüþmeyle birlikte, Irak’ta ABD-Ýran Dýþiþleir bü-
rokratlarý da 27 yýldan sonra ilk defa resmî olarak bir ara-
ya geldi. Ahmed Ýnecad ve Cheney’nin, ABD’nin Irak’tan
çekilmesi süreci ve Ýran’ýn bölgedeki nüfuzu üzerine ko-
nuþtuklarý bildirildi. Ceheney’nin Körfez’de bulunduðu
esnada, ABD Dýþiþleir Bakaný Condolezza Rice da Mos-
kova’da bulunmaktaydý. Rice hem esmekte olan soðuk sa-
vaþ rüzgârlarý için Putin Moskova’sýný ikna etmeye ve
hem de buna delil olarak, ýrak’tan çekileceklerinin söyle-
meye gitti. Rus analizler, ABD Savaþ Liderlerinin, Ýsrail’e
karþý bir “Birleþik cephe” kurduklarýný ve ABD’yi bataklý-
ða sürükleyen Ýsrail’e raðmen bu bataktan kurtulmayý de-
nediklerini söylüyor.
Bilindiði gibi, daha önce defalarca, gerek Bush ve ge-
rekse diðer üst ABD’li yetkililer, Irak’ý, Ýsrail’in güvenli-
ði için iþgâl ettiklerini itiraf etmiþlerdi.
HAMR: 447
HAMVEE: 7
MAYIN ARAYICI: 153
ZIRHLI KRUVAZÖR: 80
ZIRHLI KROVÖZER: 116
TANK: 24
YAKIT TANKI: 15
ASKERÝ KAMYON: 66
ASKER NAKÝL ARACI: 55
4 KÝÞÝLÝK DEVRÝYE ARACI: 161
2 KÝÞÝLÝK DEVRÝYE ARACI: 73
DÝÐER ÝMHA EDÝLENLER: 108
ÝMHA EDÝLEN UÇAN ASKERÝ ARAÇ-
LAR:
BLACK HOCK: 2
APACHE: 7
SOBRA KOBRA: 2
CASUS UÇAK: 6
NAKÝL UÇAÐI: 5
HELÝKOPTER: 15
DÝÐER UÇAKLAR: 9
Not: Bu rapor gün gün direniþ videolarýnýn,
bildirilerin ve yazýlý-görsel basýnda çýkan mu-
kavemet haberlerinin takip edilmesi sonucu ha-
zýrlanmýþtýr. Burada yer alan rakamlar Irak’ta
savaþan adý aþaðýda yazýlan gruplarýn operas-
yonlarýndan oluþmaktadýr:
Irak Ýslam Devleti (El-Kâide’nin öncülüðünde-
ki Mücahidlerin Þura Meclisi) (Grubun bildiri-
lerini yayýnlayan site: www.w-n-n.com)
Irak Ýslam Ordusu ( Resmi sitesi: www.iaisi-
te.org)
Mücahidler Ordusu (Resmi sitesi: www.nas-
runminallah.net)
Fatihler Ordusu (Grubun bildirilerini yayýnla-
yan site: www.w-n-n.com, www.alhanein.com)
Râþidin Ordusu (Resmi sitesi: www.theislam-
sun.com)
Ensar es-Sünne Grubu (Grubun bildirilerini ya-
yýnlayan site: www.w-n-n.com, www.alhane-
in.com)
Selahaddin Eyyubi Tugaylarý (Resmi sitesi:
www.jaamiiraq.com)
1920 Devrim Tugaylarý (Resmi sitesi: www.ka-
taeb20.net)
Adil Kýsas Tugaylarý (Grubun bildirilerini ya-
yýnlayan site: www.w-n-n.com)
Çok kýymetli gönüldaþlarým;
Sizleri, zaman ve mekan þartlarýndan
münezzeh iman kardeþliði duygularýyla,
lüman ahalisinin anti-emperyalist, anti-
siyonist duygularýna tercüman olmak ve
intikamýnýn takipçisi olduðumuzu bütün
Yahudilerle iþbirliði içinde olanlar hak-
kýnda soruþturma ve tutuklama yapmý-
Ýslâm aleminde gerek batýda vuku bulan
hadiseler bir laboratuar tahlili katiyetiyle
yorlar. Halkýn huzur ve refahýný tesis et- bundan yýllar önce vaktin sahibi, Mehdi
birbirlerine kenetlenmiþ binalar gibi dim- dünyaya duyurmak amacý ile bulunduðu-
mekle mükellef olan adalet sistemi… Salih Mirzabeyoðlu tarafýndan yapýlan
dik duran gönüldaþlara mahsus bir se- muz Ýran konsolosluðu önünde TC kol-
Halkýn hassasiyetlerini bu kadar iyi bili- teþhis, tespit ve tedavilerini doðrulamak-
lamla, hürmetle selamlýyorum… luk kuvvetlerinin gayri hukukî bir mu- yorlarsa neden halkýn düþman olarak gör- tadýr. Bunlarý gözleri ile gördükleri halde
Evvela Baran dergisi ile gerçekleþtir- amelesi ile gözaltýna alýnýp tutuklanmak- düðü yahudi, sebatayist kuruluþlara mü- onu ve ortaya koyduðu fikrini görmez-
diðiniz yeni zuhurunuzu tebrik ediyo- la müþerref olduk. Zira Allah’ýn inayeti dahale etmiyor? likten gelenleri temsil ettikleri küfür (ha-
rum. Kadir-i Mutlak zattan bu zuhurunu- ve büyüklerimizin himmeti ile kemiyet Bizleri asýl öfkelendiren, ne olduðunu kikati örtme) mizaçlarý göz önünde bu-
zu Ýslâm Ýhtilal ve Ýnkýlabý yolunda yeni hesabý ile en küçük çaptaki eylemlerimi- ve ne olmadýðýný gayet iyi bildiðimiz lundurulursa anlamak zor olmasa gerek.
zuhurlara vesile kýlmasýný niyaz ediyo- zin bile keyfiyet olarak yüz binlerce ba- Ýslâm düþmanlýðýndan baþka hiçbir poli- Onlar hallerinin en güzel izahlarýný
rum. þýboþ insanýn protestolarýndan daha bü- tikasý olmayan, politikasýzlýk politikasýy- Kitab-ý Mübindeki þu ayetle bulurlar:
Hepinizin malumu olduðu üzere; yük tesir icra ettiðini düþmaný korku ve la hangi kayaya toslayacaðý malum olan “Allah onlarýn kalplerini ve kulak-
üçüncü dünya devletleri içerisinde, Müs- paniðe sevkettiðine þahit olduk. Bunu
lüman bir lider sýfatý ile bir ilki gerçek- baðlýsý bulunduðumuz BD-ÝBDA fikir ve
rejimin hukuksuz muamelelerinden ziya- larýný mühürlemiþtir. Gözlerinin üze-
de Ýslâmcý geçinen Ýslâm’ýn teknesinden rinde bir perde vardýr. Onlar büyük
leþtirip emperyalizme meydan okuyan aksiyon hareketinin Anadolu’dan baþla- ekmek yiyen münafýklardýr. Þehid Sad- bir azaba uðrayacaktýr. Yüreklerinde
“emperyalizmin tekerine çomak so- yarak bütün dünyada anti-emperyalist dam Hüseyin’e dil uzatan, kafir Þiileri kýskançlýk ve bozgunculuk hastalýðý
kan” büyük Ýslâm Fedaisi Saddam Hü- Ýslâmcý mücadelenin bayraktarlýðýný yap- masum olarak gösteren bu sütü bozuk ta- vardýr.” (Bakara 10)
seyin’in Hýristiyan-Yahudi emperyalist- masýna baðlýyoruz. Ýbda Mimarý’nýn
ifesi Mahza, yalnýz küfür olan Þiiliði Ýntikam hislerimizin daim olmasý du-
ler ve iþbirlikçileri sapýk Þiiler tarafýndan bundan seneler evvel ortaya koyduðu teþ- Ýslâm’ýn hak mezhebiymiþ gibi yuttur- asý ile…
idam edilmesini kýnamak, Anadolu Müs- his ve tespitleri Irak savaþý dahil bütün
maya çalýþmaktadýr. Yahudi Ýbni Sebe Saðlýk ve selametle kalýnýz…
Amerika Irak’tan Asker Çekme Plânýný Ýran’a Sundu... Ýran’dan Onay Bekliyor
dýr.
Aþaðýda yazdýðýmýz flaþ haber, Direniþ taraftarý siteler
tarafýndan bize gönderilen bir habere dayanmakta-
Irak’ta faaliyet gösteren baþta ABD olmak üzere diðer
Batýlý ülke Petrol ve diðer þirketlerine çekilme süresince gü-
venlik garantisi verilecek. Çekilme bittikten sonra da bu þir-
ordusuna býrakmayý ve kendisi Basra Körfezi’nden Irak’ý de-
netim altýnda tutmayý istiyor. Böylece Ýran’ý ve Irak’a destek
veren diðer ülkeleri de abluka altýna almýþ olacak. Ancak bu
Geçtiðimiz Mart ayýda Dubai’de, CIA üst düzey yetkili- ketler güvenli bir þekilde çalýþmaya devam edecek. strateji de çok çabuk çökmeye mahkûm. Çünkü karadan 250
si ile Ýran istihbaratý Savama’nýn üst düzey yetkilisi Makro Bu süreçle birlikte, Ýran, ABD ile 30 yýldýr kesik olan bin asker ve onca uçakla kontrol edemediðin direniþi, deni-
Polo otelinde buluþtu. Yoðun bir Þiî nüfusunu sahip ve dün- resmî diplomatik iliþkisini tekrar baþlatacak. zin ortasýndan nasýl kontrol edeceksin.
ya kapitalizminin körfezdeki ileri karakolu görevini yürüten Bu plâný ve ne kadar uygulanabileceðini ise þöyle yo- Yine Irak’ý hem de Þiî Ýran ile anlaþarak terk ederse,
Dubaî, zengin Arap ve Farisî Þiî sermayesinin merkezi ola- rumlayabiliriz. Ýran’ýn bölgedeki nüfuzunu nasýl kýracaksýn? Sünnî toprakla-
rak kabul edilir. CIA yetkilisi, Ýranlý meslektaþýndan, CIA CIA, ABD ordusunun arttýrýlan bütün önlemlere raðmen rýný iþgâl ederek bu kadar palazlandýrdýðýn Ýran’ý hem de Ýs-
patronlarý için Ýran Ýstihbarat üst düzey yetkililerinden bir çok aðýr kayýp vermeye devam edeceðini anladý. Nitekim bu- rail’in korkularýný nasýl gidereceksin? Çekilmeyle birlikte,
randevu almasý talebinde bulundu. Randevu talebi kýsa bir nu Kongre’den geçirttiði ek 120 milyar Dolarlýk savaþ büt- Kürtleri nasýl ikna edeceksin? Eðer Kürt bölgesindeki üsler-
süre sonra kabul edildi. çesi konuþmasýnda da “Aðustos’ta çok büyük zayiat bekli- de askerlerini toplayýp oradan çekilmeyi düþünüyorsan buna
Ýran son zamanlarda, Iraktaki ajanlarýnýn ABD tarafýn- yoruz” diye, açýkça itiraf etti. Anlaþmanýn gizli olarak yapýl- TC’yi asýl ikna edeceksin?
dan kaçýrýlmasýndan çekindiði için güvenlik açýndan toplan- masý ve duyurulmamasý ise, öncelikle ABD’nin küresel çap- Peki Ýran bu anlaþmaya büsbütün yanaþacak mý? Bizce
tý yeri olarak “Kiþ” Adasýný seçti. Bir ay sonra yani Nisan taki prestijini korumak. Çünkü ABD, yenildiðini resmen iti- hayýr. Belki de sadece Bush’u aðýr bir bedel karþýlýðýnda fe-
ayý ortalarýnda CIA üst düzey yetkilileri ile Ýran istihbaratý raf etmeden gizlice ve anlaþmaya dayalý olarak kaçmak isti- laketten kurtaracak. ( Nükleer silah edinme konusu gibi)
üst düzey yetkilileri, Kiþ adasýndaki “ÞAYAN” Otelinde giz- yor Irak’tan. Yine baþta Ýngiltere olmak üzere kuyruðuna Ýran’ýn ABD ile kuracaðý diplomatik iliþki konusundaki
lice buluþtu. Bu toplantýda, CIA, Ýranlýlara, bazý tekliflerde taktýðý yalaka devletleri paniklemiþ bir þekilde ortada býraka- güvenceyi ise Demokrat parti lideri ve Kongre Baþkaný Nen-
bulundu. Bu teklife göre : cak. Peki Buna en baþta Ýsrail izin verir mi? Ýþte bu zurnanýn si Pilosi Suriye ziyaretinde verdi: “Bush’un iþini bitirin!” Bu
ABD ordusu bu yýlsonuna kadar Irak’tan çekilme plâný- zýrt dediði yer. Ýsrail uðruna Irak çöllerine batmýþ olan ABD, da, ABD devleti içerisindeki dengeleri Bush aleyhine döndü-
ný açýklayacak. artýk Ýsrail’i dinlemeye pek niyetli deðil gibi görünüyor. Ya- ðünü gösteriyor. Yani Bush’un iþinin bitirilmesi için, ABD

F ilistin mücahidlerinin 40 yýl önce baþlattýklarý dire-

niþ mücadelesi, onca vahþete, onca ihanete, onca sa-
týlmýþlýða raðmen dipdiri olarak devam ediyor. Ýþgalci Ýsra-
Asâibu’l Iraki’l-Cihadiyye (Resmi sitesi:
www.iraqiasaeb.org)
Nakþibendi Tarikatý Baðlýlarý Ordusu: (Resmi
sitesi: www.alnakshabandia-army.com)
il’in 2. Ýntifada’nýn baþladýðý son 5 yýlda, 1500’ü çocuk Ýslâmî Direniþ Hareketi-Irak’ýn HAMAS’ý
5000 müslümaný katletmesi bile bu direniþin cesaretini ký- (Grubun bildirilerini yayýnlayan site: www.al-
ramadý, aksine daha da ateþledi. Ve; Köþeye sýkýþan Ýsrail, hanein.com)
Ýran bu plâna destek verdiði takdirde, çekilme hazýrlýkla-
rý hemen baþlayacak ve mevcut operasyonlarýna son verecek
“Gizli” çekilme plâný sona erene kadar, sayýsý kademeli
olarak azaltýlacak ABD ordusunda, rotasyona tabii askerler-
den sadece yarýsý Irak’a gelecek ve en son bunlar çekilecek.
Irak’ýn güneyinde mevzilenmiþ olan Þiî lider Mukteda
Sadr’a baðlý Mehdi ordusu, Irak meclisinden geçirilecek bir
yasa ile Irak ordu birlikleri olarak kabul edilecek.
ni, ABD’deki Protestan çoðunluk, Evanjelist-Yahudi ittifaký-
na çomak sokarak, bir üçlü iç savaþý baþlatmýþ durumda.
Kezâ, iþbirlikçi Kürtler paçasýna yapýþmýþ bir hâlde “bizi bý-
ordusunda aðýr bir zayiatýn Demokrat parti tarafýndan göze
alýnmýþ durumda. Demokrat parti’nin hedefi, aðýr zayiatla
geri çekilme zaruretinin artacaðý, savaþlarýn sona erdirilme-
rakma!” diye. Talabanî’nin güyâ zayýflamak için Washing- si(!) ile birlikte, ABD’ni çökmüþ olan ekonomisinin tekrar
ton’a gitmesi, Kürtlerin korku ve þüphelerini apaçýk belli toparlanmaya ihtiyacý olduðu düþüncesidir.
ediyor. Bir de buna TSK’nýn Ýran’la ittifak hâlinde kuzey
Irak’a müdahalesini düþünecek olursak. ABD, Irak’ý bölge-
deki iþbirlikçi rejimlerin askerlerinden müteþekkil bir BM Fazýl Duygun- Dilmurat
20
Cümleten herkese ve muhatabý-
ma selam olsun;
Yaþadýðým çaðda kadýn olmanýn
nekadar zor bir mesuliyet olduðu
kanaatini taþýyan ve çalýþma hay-
atýnýn kadýnlara faydadan çok zarar
getirdiðine inanan yine çalýþan bir
kadýným. Bu haleti ruhiye ile karal-
adýðým yazýmý size postalamak
geldi içimden fakat duyduðuma
göre bir yazýnýn ciddiye alýnabilme-
si için iyi bir referansa ihtiyacý var-
mýþ. Benim herhangi bir referansým
yok, eðer okur, bir kýymet biçers-
eniz yayýnlarsýnýz, yok eðer edebî
veya akademik bulmazsanýz bu
kardeþiniz bir sýkýntýsýný sizinle pay-
laþmýþ olur, bu da bana yeter...
Þimdiden hepinize teþekkür
ederim.
Selametle
AKP’DEN POLÝSE
SINIRSIZ HAKLAR
AKP’nin demokratikleþme mavalý,
nihayetinde Ankara’da patlayan bom-
ba ile beraber berhava oldu ve çýkarý-
lan yeni yasa ile polise kimi yerde sý-
nýrsýz haklar tanýndý.
Polisin ve askerin, “elimizde yetki
yok ki baþ edelim” sýzlanmalarý karþý-
sýnda, elinde yetki olmadýðý hâlde po-
lisin vatandaþa nasýl davrandýðý baþör-
tüsü gösterilerinde kullandýðý cop ve
biber gazý ile ortada olduðu hâlde,
þimdi polise istediði yetkiler verildi.
Elinde yetkisi olmayan polisin,
ÝBDA’cýlarýn evini nasýl bastýðý, bacý-
larýmýzýn yüzüne nasýl tükürdüðünü
unutmuþ deðiliz.
FÝÞLEMEDE SINIRSIZ
HÜRRÝYET
Çýkartýlan yeni kanunla, polis, fiþle-
mek için her türlü vesileyi kullana-
cak. Pasaport, ehliyet almak isteyen-
ler hemen fiþlenecek, parmak izleri
alýnacak ve bu fiþler 80 yýl saklana-
cak. 12 Eylül’ün fiþlerini silmekle
övünüyorlardý ya, demek mesele her-
kesin fiþli olmamasýndaymýþ… Bu
mantýða göre, herkes þüpheli, yani ay-
rýmcýlýðý ortadan kaldýrmýþ oluyorlar.
Polis, keyfince, istediðini durdu-
rup kimlik sorabilecek, resmi gözaltý
olmadan alýkoyabilecek. Eskiden, pe-
þimizde gezen polisler, selâm verdik-
lerimizi çevirir, ayaküstü sorgularlar,
diþ geçirebiliyorsa fýrçalardý… Þimdi
ise hemen ayaküstü fiþleme yapabile-
cek.
Polisin zor kullanma yetkileri de artý-
rýldý. Yani, yargýsýz infazlarýn yeniden
BARAN
Ýþte Kadýn...
K adýn-erkek iliþkilerinin iyice laç-
kalaþtýðý ahlaki çöküþ ve yozlaþ-
manýn hakim olduðu günümüzde, kadý-
nýn ailedeki ve toplumdaki deðerini, ça-
lýþma hayatýnda yer almasý ile ölçülendi-
ren zihniyetlere bir mana veremiyorum.
Özellikle de kadýnlarýn çalýþma hayatýn-
da bizde varýz, ekonomik özgürlüðümü-
zü elde edeceðiz ve kendi ayaklarýmýz
üzerinde duracaðýz çýrpýnýþlarýna...
Tam da burada, kendi kazdýðý kuyu-
ya, yine kendisi düþen insan portresini
rahatlýkla seyredebilmemiz mümkün!
Acaba kadýn, çalýþmayan/çalýþama-
yan, ailevi sorumluluklarýný yerine getir-
meyen/getiremeyen eþlerin bu hallerine
sebep kendi masum isteklerini görüyor-
lar mýdýr?
Birçok alanda iþe kabullerde, kadýn-
larýn erkeklere nazaran öncelikle tercih
edilmeleri yine ayný alanda çalýþabilecek
erkeði iþsiz býrakmaktadýr. Türkiye’de
15-49 yaþ gurubuna dahil kadýnlarýn or-
talama çocuk doðurma sayýsýnýn 2,43 ol-
duðu da göz önüne alýnýrsa, bir erkeðin
iþsiz kalmasý akabinde en az beþ kiþilik
bir ailenin yoksulluðun pençesine düþ-
mesine ve ileride ise parçalanmýþ ailele-
re, anne-baba ilgi ve eðitiminden yoksun
yetiþecek, daha doðru bir ifade ile yetiþe-
meyecek, çocuklarýn varlýðýna sebep ol-
yaygýnlaþmasý iþten bile deðil. 1 Ma-
yýs günü, Ýstanbul’da uygulanan ola-
ðanüstü hâl rejimi, bu yetkilerle daha
da kolay tatbik imkâný bulmuþ olacak.
“ASACAKSIN GEREKÝRSE”
Kanun TBMM’de komisyonda gö-
rüþülürken, AKP’li Mehmet Yýlmaz-
can, “dur” ihtarýnýn, duyulabilecek þe-
kilde yapýlmasýna tepki göstererek,
“Dur denilmesi bile lüzumsuz” dedi.
Yýlmazcan’ýn bu tavrý karþýsýnda,
CHP’liler, “Doðrudan asalým o za-
man” deyince, Yýlmazcan, kendisinin
ve temsil ettiði “pýrtý”nýn, Tayyib’in
gerçek yüzünü ortaya koydu: “Asa-
caksýn gerekirse”…
AKP’nin, yýllarýn küfür ocaðý
CHP zihniyetinden, CHP’nin bu mil-
letin ensesinde boza piþiren sapýk zih-
niyetinden, “Sallandýrsan bir ikisini,
ortada bir þey kalmaz!” katil mantý-
ðýndan ne farký var?
Ýnandýðý gibi yaþayamayan, yaþadýðý
gibi inanmaya baþlarmýþ ya, o he-
sap… AKP, iktidarda geçen süre içe-
risinde, demokrasi þampiyonluðuna
oynamaktan, en faþist yasalarý çýkar-
ma noktasýna geldi iþte. Türban’a dair
verdikleri “namus ve þeref sözü”nü
tutmayanlar, þimdi türban hakký için
sokaklara dökülecek, Batýcý laik hayat
tarzýna karþý sokaklara dökülecek
Müslüman Anadolu Ahalisi karþýsýna
polisi çýkartmaya hazýrlanýyorlar.
Ýþte AKP’nin macerasý, tam demokra-
tikleþme ve iþkenceye sýfýr tolerans-
tan, görülmemiþ faþist uygulamalara
ve “asacaksýn gerekirse” zihniyetine.
Sen kimi asýyorsun?
Sen kimsin a cumhuriyet çocuðu?
maktadýr.
Nisa süresi 34. ayette Allah (C.C)
þöyle buyurmaktadýr : ‘Allah’ýn insanlar-
dan bir kýsmýný diðerine üstün kýlmasý se-
bebiyle ve mallarýndan harcama yaptýk-
larý için erkekler kadýnlarýn yöneticisi ve
koruyucusudurlar.’’ Öyleyse geçimi sað-
layamayan erkek, kadýnýn ne kadar kolla-
yýcýsý olabilir.
Bir diðer taraftan, batýlý hayat tarzý-
nýn hýzla sosyal hayatýmýza nüfuz etmesi
sonucu, kaybedilen ahlaki deðerler neti-
cesinde, dinin emri yaþayýþ usulünden de
uzaklaþýldýðý için, çalýþma çevresi kadýn
için yeterince güven ortamýný oluþtura-
mamaktadýr. Gerek sözel gerekse fiziki
tacize uðrayan kadýn, ya bu çirkefin içine
iyice çekilmiþ olacak ya da adalet meka-
nizmasýnýn da iþlemez olduðu günümüz-
de, hukuki manada da hakkýný arayama-
dýðýndan, depresyon gibi ruh saðlýðýný et-
kileyen rahatsýzlýklarla cebelleþecektir.
Kadýnýn ekonomik baðýmlýlýktan kur-
tulma gibi masum görülebilecek bu iste-
ðinden fýrtýnalar mý kopardýk? Öyleyse
bir de istatistiklere bakalým, Türkiye Ýs-
tatistik Kurumu verilerine göre, Türki-
ye’de 2005 yýlý itibariyle boþanma sayýsý
95.895 ve kaba boþanma oraný ise
%01,33 ve yine istatistiklere baktýðýmýz-
da 1990 ile 2004 yýllarý arasýnda boþan-
Þemdinli’de suçüstü yakalanan çe-
teyi çözmenize kim mani oldu?
Amerika ve Yahudi’nin þeyini ya-
layarak koltuðu kotaran sizler; þimdi
balkona çýkýnca, Ýmam hatip önlerin-
de, Cuma namazlarý çýkýþlarýnda yaþa-
nanlarý unutarak, Müslüman Anadolu
Ahalisi’ne karþý, tam bir cumhuriyet
Okuyucu’dan...
Suna Coþkun
ma oranýnda %245 oranýnda artýþ olduðu
gözlemlenmektedir. Boþanmalarda ana
sebep ise öncelikli olarak eþlerin iþsizliði
gösterilmektedir. Biz buna birde çalýþma
stresi altýnda olumsuz etkilenen kadýnda-
ki tahammülsüzlüðü de ekleyebiliriz.
Kumandan Mirzabeyoðlu ise Münþeat’ta
þöyle der: “Ýtaat etmeli kadýn ve sathili-
ðine bir derinlik bulmalý. Son tecritte þu-
dur iþin aslý, itaatin zevkine eren hiçbir
zaman itaat edilen olmak istemez! Ýtaat-
tir ibadetin aslýda!”
Sonuç olarak ise, mevcut çürümüþlük
içerisinde, erkeðin ve kadýnýn rollerini
kaybettiði bu toplumda, kadýnýn deðer
arayýþý içerisinde oluþu ve potansiyelini
kullanma çabasý elbette hoþ karþýlanabi-
lir. Ýþin özü ise bu deðeri ve potansiyeli
tam manasý ile nerede ne nasýl arayacaðý
ve kullanacaðýdýr ki bu baðlamda adres
gayet açýktýr.
Ýslam dininin kadýna verdiði deðeri
düþündüðümüzde, Ýslam kurallarýnýn
esas alýndýðý bir sistemde, kadýn gerek
içtimai hayatta gerek aile ve gerekse ik-
tisadi hayatta layýk olduðu yeri ve rolü
bulacaktýr.
Öyleyse:
HAKÝMÝYET ÝSLAMIN OLANA
KADAR, SECDE YALNIZ ALLAH’A
YAPILANA KADAR!...
çocuðu edasýyla, “asacaksýn, sallandý-
racaksýn!” diye efelenmektesiniz öyle
mi?
Göreceðiz, Muntakim olan Al-
lah’ýn intikamý mý yaman, yoksa o
koltuklar mý, sýrtýnýzý dayadýðýnýz
Amerika ve Ýsrail mi?
500 SENELÝK TÜRK-KÜRT ÝTTÝFAKINI
BOZMAYA ÇALIÞIYORLAR*
Ýktibas
T ürklerin Anadolu’ya giriþinin
kapýsý olan Malazgirt zaferi,
eðer Kürtlerin verdiði destek olmasaydý,
þüphesiz bambaþka bir mecrada geliþe-
cek, belki de tarihin tüm seyri deðiþe-
cekti. Kader, Türklerle Kürtleri çok kri-
tik dönemeçlerde, zorlu geçitlerde bir
araya getirmiþtir. Emevî ve Abbasîler-
den sonra bayraðý devralacak olan Ýslâm
devletinin ilk oluþum safhalarýnda Türk-
ler ve Kürtleri bir arada görüyoruz. Bi-
zim inancýmýza göre ‘ilahî ibdada rast
gelelik yoktur.’ Tarihin göreceði en bü-
yük -ve belki de en son- devrimin, ayak
seslerini duyduðumuz þu günlerde bu
kardeþlik ruhunun yeniden ihya edilece-
ðinden ve Ýslâm’ýn yeniden dünyaya ha-
kim kýlýnmasý davasýnda, bu iki kavmin
el ele verip Anadolu kýtasý büyüklüðün-
deki dava taþýný gediðine koymaya dav-
ranacaðý günü ümit etmek için yeterli
gerekçemiz vardýr.
Haçlý seferleri; Abbasilerden sonra
paramparça olan ve giderek küçülen,
çeþitli sosyal, kültürel, ilmi (ve itikadî;
beþ yüzden fazla itikat ve amel mezhebi
türemiþti), ekonomik sahalarda tam bir
kaosa düþen Ýslâm medeniyetinin, yeni-
den toparlanma ve güçlenme devresine
girdiðinde, üzerine saldýrýp, aman ve fýr-
sat vermeden bu hamleyi boðmayý
amaçlýyordu. Birkaç çarpýþmadan sonra
çabuk çözülen ve iþgalciyle anlaþma yo-
luna giden Araplara karþýn, Türkler ve
Kürtler, sonuna kadar bu haçlý domuzla-
rýna direnmiþler, onlarýn Ýslâm toprakla-
rýnda attýklarý her adýmý pahalýya ödet-
miþlerdir. Batýnýn hiçbir hümanist yal-
dýzla sývayamadýðý bu cýlk Türk nefreti
aslýnda Ýslâm nefretidir ve Kürtlerin de
en ‘ihmal edilen’ ve ‘en son ele alýnan’
Müslüman kavim olmalarýnýn altýnda
yatan sebeplerden en önemlisi de bu
‘suç ortaklýðý’dýr…
Yavuz Sultan Selim zamaný bu yol-
daþlýk ve omuzdaþlýk iliþkisinin tam
olarak þekillendiði ve akitleþtiði bir dö-
Dalaksýz Mürted Ahmet Hakan’a Kurtuluþ Reçetesi
Kendini adamdan saydýrmak için
her türlü þaklabanlýðý yaptýn, yapmaya
hazýrsýn biliyoruz. Artýk iþi öyle arsýzlý-
ða vurdun ki yakýnda kimlerin altýna
yattýðýný Küçük Ýskender vari bir þekilde
yazarsýn. Kadýn kýyafetleri giyerek yap-
týðýn fantezileri de duymayan kalmadý
gerçi ve sen bundan bile zevk alýyorsun-
dur fantezi hesabý!
Senin gibi bir böcek hakkýnda yaz-
mak zulmüne maruz kalýyoruz ya, sýkýn-
tý bu. Alem ..t olmuþ. Hep haþere dol-
durduðu için piyasayý, bize de çilemiz
(!) deyip, onlarý ezmek düþüyor.
Ahmet Hakan; düzenli olarak lâkabý
deðiþen ve aldýðý lâkablarla müsemma
olan bir böcek. Ýlk ‘Dalaksýz’la baþladý.
Sonra ‘yalaka’, ‘dönme’, ‘döner dön-
me’, ‘gerçekten dönme’, ‘arsýz’, ‘mür-
ted’… Bu dalaksýz mürted köþesinde
BARAN
nemdir Öcalan’ýn kastettiði tarih muh-
temelen budur.. Ýdris-i Bitlisî önderli-
ðinde deðiþik Kürt aþiretleri Osmanlýya
gönüllü olarak baðlanmýþlardýr. Dikkat!
Gönüllü olarak, fetihle veya zor kulla-
narak deðil… Zaten, gaza mefkuresi
üzerine kurulmuþ olan Osmanlý, bu tip
ittifak yahut katýlýmlara, tam da bu ci-
hadîlik karakteri yüzünden her zaman
açýk ve müsait olmuþ, her türlü kavim
ve zümre taassubundan olabildiðince
uzak kalmýþtýr. Savaþ þartlarý herkesi
eþitler; ve savaþçýlar arasýnda, barýþ za-
manýndaki farklarýn hiçbiri görünmez.
Yaralar herkesin canýný acýtýr, herkesin
kaný kýrmýzýdýr. Herkes öfkelenir, herkes
korkar herkes bitlenir…
Dar ül harb’e yani batýya karþý yapý-
lan her seferde, Devleti Aliyyeyi arka-
dan vuran hain ve iþbirlikçi ve de Ya-
vuz’un soydaþý Safevî Türklerine karþý,
Türkler ve Kürtler birlikte savaþmýþlar-
dýr.Yine bu safevi –þii ihanetinin beþinci
kolu olarak faaliyet gösteren ve arala-
rýnda Kürtlerin de bulunduðu, çoðunlu-
ðu Türkmen alevi aþiretlerin hakkýndan
Kürtler gelmiþtir. Devam eden dönemde
Þiilik maskesine bürünmüþ Fars emper-
yalizmine Kürdistan daðlarýndan geçit
vermemiþlerdir. Yeri gelmiþken belirt-
mekte fayda var, özellikle doðu Anado-
lu veya þimdilerde moda olan deyiþle
kuzey Kürdistan, coðrafi þartlarý baký-
mýndan, her türlü saldýrý için bir çeþit
serbest bölge gibi zorlu ve tehlikeli bir
geçit, ziraate ve artý deðerin oluþmasýna
engel, oluþsa bile korunmasý, üretilme-
sinden pahalýya patlayan, bölge insanla-
rýnýn her zaman ve þartta, bir ‘uç beyli-
ði’, bir ‘akýncý bölgesi-hakimiyet alaný’
psikolojisinde yaþamlarýný sürdürmesini
gerektiren vasýflara haiz ve konmaya,
yerleþmeye, kökleþmeye karþý müthiþ
dezavantajlara sahip, bunun yanýnda her
zorlukta olduðu gibi oralarda yaþamayý
becerenlere muazzam bir ruh ve irade
kuvveti verebilen bir yerdir.
‘Þeriat gelirse ne yapacaðým?’ diyerek
bir yazý kaleme alýp;
«Þeriat gelirse ben, Teþvikiye Hüs-
rev Gerede Caddesinde E. Özkök ile
birlikte oluþturduðumuz bir sokak bari-
katýndayýz. Ancak iþler sarpa sarýp mu-
kavemetimiz kýrýlma noktasýna gelmiþ.
Ýþte tam bu anda sinematografik bir öz-
veri hareketi çekerek E. Özkök’e ‘Abi
sen git, ben onlarý oyalarým’ diyece-
ðim» demiþ.
‘Vay sen ne delikanlýymýþsýn’ deme-
mizi mi bekliyorsun?.. Oðlum bu yazýy-
la ‘delikanlý’ lakabý alamazsýn kimse-
den. Yalaka lâkabýn pekiþirken bir de
beyinsiz lâkabý eklersin kendine. Birin-
cisi E. Özkök abin senin gibi kendisi
için canýný verecek yalakalar var diye
burada mý kalýr sanýyorsun?.. O ve onun
gibi milletin sýrtýndan servet yapanlarý,
21
Cemil Þahin/
sahin_cemil@mynet.com
Gene ayný þekilde Ruslara ve ermeni
çetelerine karþý mücadele edenler onlar-
dýr. Ermenilerle olan birkaç çatýþma yü-
zünden, Avrupa devletlerinin nasýl bir
ýsrarla Mutki aþireti reisi Hacý Musa
Beyi istediklerini ve buna karþýlýk ola-
rak Hacý Musa Bey’i vermemek için Ýs-
tanbul’da ne çapta bir diplomatik köþe
kapmaca oynandýðýný Ahmed Cevdet
Paþa ‘Tezakir’ adlý eserinde uzun uzun
anlatýr. Son zamanlara kadar, birinci
dünya savaþýndaki tüm cephelerde, Ça-
nakkale’den Arap isyanlarýnýn bastýrýl-
masýna ve Kurtuluþ Savaþýna kadar,
Kürtler daima gönüldaþlýk ve omuzdaþ-
lýk iliþkisinin gereðini yerine getirmiþ-
ler, ufak tefek pürüzlere aldýrmayýp, sa-
vaþçýlýk ahlakýnýn en basit ve en temel
düsturu olan; ‘ne olursa olsun arkada- Kumandan Salih Mirzabeyoðlu’nun þa-
þýný býrakma!’ ilkesine sadýk kalmýþlar- hýslarýnda heykelleþmiþtir. Bunun yolu
dýr. yöntemi; Ýslâm ve onun tatbik sistemi
Tanzimatla baþlayan son yüzelli yýl- olarak da Büyük Doðu-Ýbda’dýr.
lýk dönemde bu akit giderek bozulmuþ ‘Arka-daþ’; Türkçe bir kelimedir.
ve cumhuriyetle beraber tümüyle inkar Sýrtlarýný birbirine vererek, yüzlerini
edilmiþ, bir avuç Yahudi ve dönmenin
düþmana çeviren en az iki kiþiye telmih
iktidarý gasbetmesiyle netice olarak, gö-
vardýr. Kelimenin mücadele ve kavga
rünüþte Türk tarafýnýn lehine-ýrkçý ve fa- durumlarýna iþaret ettiði gayet açýktýr.
þist teorisyenlerine kadar içlerinde bir
Dolayýsýyla Türkler ve Kürtleri tarih bo-
tane bile Türk yoktur. -bu büyük kardeþ- yunca, küffara karþý birbirinin sýrtýný
liðin ve güç birliðinin ikinci aktörü olan kollamýþ, gazî arkadaþlar olarak tarif
Kürtlerin toptan saf dýþý edilerek, Ýslâm etmek, yerinde bir yaklaþým olacaktýr.
aleyhine baþka politik kombinasyonlara Türkler ve Kürtler bu kelimenin hakkýný
itilmesi noktasýna kadar gelmiþtir. ‘Sü- tam vermiþ iki kavimdir. Ve biz, ‘bay-
merler Türktü, Kürttü; Zerdüþtlük ber- rak düþtüðü yerden kalkar’ hikmeti mu-
duþluk’, ývýr zývýr dangalakça tartýþma- cibince eþiðinde bulunduðumuz Ýslâm
lar ve Kuzey Irak’taki açýk iþbirlikçi yö-
Ýnkýlabýnda en büyük payýn bu iki kav-
netimin ‘reel politik’i, bu sürecin netice- min üzerine düþeceðine inanýyoruz. Tür-
lerindendir.
kü de, Kürdü de, Arabý da birbirlerinin
Yazýmýza baþlýk yaptýðýmýz sözün- suratlarýna bakýp ‘gözünün üstünde ka-
den baþka, Abdullah Öcalan, ‘..Biz bir
þýn var’ tarzýnda malayani ve tuzaklan-
hata yaptýysak siz bin tane yaptýnýz. Ge- mýþ itiþ kakýþlarý býrakýp, omuz omuza,
lin bu oyunu bozalým. Yeniden bir arada sýrt sýrta verip, yüzlerini düþmana çe-
yaþamanýn yolunu bulalým…’ mealinde- virmelidirler. Bu kahpe kuþatmayý an-
ki fikirlerini muhtelif makalelerinde ve cak böyle bozabiliriz.
Ýmralý görüþmelerinde sýk sýk serdedi- Kurtuluþumuz buna baðlýdýr.
yor. ‘Birlik’ ve ‘bir arada olma’nýn en *Abdullah Öcalan
mükemmel örneði Üstad Necip Fazýl ve (Aylýk Dergisi 33.Sayý)
kaçacaklarý birinci ve yedek olarak ikin-
ci ülkelerde evlerini alýp, yatýrýmlarýný
yaptýlar seneler öncesinden. Yani en hýz-
lýsýndan tüymeye bakacaklar. Eh bu ka-
dar uyanýk olmadýðý için senin gibi ap-
tallarý kullanma makamýnda E. Özkök
duruyor. Ama kurtulabilecekler mi kaç-
týklarý yerde onu hesap edemiyorlar.
Ýkincisi biz geldiðimiz zaman çýbanbaþ-
larý tüyme çabasýnda olacak, gerideki
bir kýsým beyinsiz de zaten yanlarýndaki
Müslümanlar eliyle telef edileceði için
Anadolu’da bize dikilecek kimse olma-
yacaktýr. Üçüncüsü ki senin için çok dir. Laikler de seni kansýz bir hain oldu-
önemli, bu yazýyý kes cebinde iyi muha- ðu için ezecektir. Ýþte o zaman bu yazýyý
faza et. Çünkü kurtuluþ reçeten bu yazý. çýkarýr ve ‘bakýn ben sizdenim, ben þeri-
Senin gibi bir böceði bizim ezmemize at düþmanýyým, iþte ispatý’ diyerek gös-
gerek kalmadan gerek laik ve þeriat düþ- terir merhamet dilenirsin. Belki onlar-
dan olursun!
maný olanlar ezecektir. Herkes bilir ki
hain her yerde hain ve her zaman hain- Tayyar Ýmamoðlu
22 BARAN BARAN 23

Kültür-Sanat
Kültür-Sanat
Hazýrlayan: Yavuz Arslan /tiyatrobitti@hotmail.com
Kültür-Sanat
“Osmanlý Mimarisinden Bir Kesit”
Redd-i Miras
g i
Ser

Y apý-Endüstri
Merkezi tara-
Doðan Kuban’ýn yarým yüzyýl sü-
ren araþtýrma ve yazýlarýna dayanan
Baki Aytemiz fýndan düzenlenen Ce- yorumlarýnýn belgelendiði kitap, Türk
mal Emden’in “Os- ve Ýslam mimarlýk tarihinin genel bir
Biz Osmanlý’nýn artýk pörsümüþ kurumlarýna bu ölü mirasa va- manlý Mimarisinden deðerlendirmesiyle Osmanlý dönemin-
rislik iddiasýnda deðiliz. Bizim veraset iddiamýz, Osmanlý’nýn da Bir Kesit” adlý fotoð- de inþa edilen kent çevresi ve mimar-
ruhunu beslediði kaynaða; o kaynaktan alacaðýmýz ilhâmlarla raf sergisi, Doðan Ku- lýðýn dünya mimarlýðý içinde karþýlaþ-
yepyeni bir medeniyet inþâ etme derdindeyiz. ban’ýn YEM Yayýn ta- týrmalý bir panoramasýný, bu alanda ile onu inþa eden kültür orta- mimaride de kötü bir Batý
Doðan Kuban rafýndan hazýrlanan yapýlmýþ en son çalýþma ve bulgularýn mý arasýndaki baðlarý, þimdi- taklitçisi” olduðunu söyle-

Ý þlerine geldiði yerde, Osmanlý
Mirasýný devraldýklarýný söyleyen
laikler, bu meseleyi özellikle uluslar
arasý politika konusunda gündeme ge-
tiriler. TC Osmanlý’nýn devamýymýþ
da, köklü bir devlet geleneðine sahip-
miþ de filân…
Yalan!..
TC, Osmanlý mirasýný reddederek
iþe baþladý ve Osmanlý’dan devraldýðý
kurumlar, esas itibariyle de zaten ruh-
larýný kaybetmiþlerdi. Sahiplendikleri
miras, olsa olsa bu ruhsuz ve artýk ne
idüðünü bilmez hâle gelmiþ kurumlar-
dýr.
Biz Osmanlý’nýn artýk pörsümüþ
kurumlarýna bu ölü mirasa varislik id-
diasýnda deðiliz. Bizim veraset iddi-
amýz, Osmanlý’nýn da ruhunu beslediði
kaynaða; o kaynaktan alacaðýmýz
ilhâmlarla yepyeni bir medeniyet inþâ
etme derdindeyiz. Osmanlý’ya gerçek
mânâda verasetin ancak bu þekilde ola-
caðýnýn iddiacýsý ve ispatçýsý olma da-
vasý üzerindeyiz. Siz Osmanlý’yý Os-
manlý yapan ruhu besleyen kaynaða
düþmanlýk yapýn, o ruhu reddedin, o
“Ýbnelik Sanat Deðildir!”
“AAmerikalý fotoðraf sanatçýsý Spencer
Tunick, Hollandalýlarý da soydu.
Kültürel etkinliði düzenleyen Dream
Amsterdam vakfýndan yapýlan açýklamada,
gece yarýsý bir araya gelen ve gönüllü soyu-
nan Hollandalý kadýn ve erkeklerin “nü”
fotoðraflarýnýn 4 farklý yerde çekildiði be-
lirtildi.
ruhu öldürmek için Batýlýlarýn yüzyýl-
lardýr dýþtan toslayarak yapamadýðýný,
bizi içeriden vurarak gerçekleþtirin,
sonra da Osmanlý’ya varislik iddiasýn-
da bulunun…
Ýþte, Osmanlý ruhunu pýrýldatan bir
manzara; anlatýcýdan dinleyelim:
Bir Mimar Sinan eseri olan Þehza-
debaþý Camiî’nin 1990’lý yýllarda de-
vam eden restorasyonunu yapan firma
yetkililerinden bir inþaat mühendisi,
caminin restorasyonu sýrasýnda yaþa-
dýklarý bir olayý tv’de þöyle anlatmýþtý:
“Cami bahçesini çevreleyen havale
duvarýnda bulunan kapýlarýn üzerinde-
ki kemerleri oluþturan taþlarda yer yer
çürümeler vardý. Restorasyon progra-
mýnda bu kemerlerin yenilenmesi de
yer alýyordu. Biz inþaat fakültesinde
teorik olarak kemerlerin nasýl inþaat
edildiðini öðrenmiþtik fakat taþ kemer
inþaasý ile ilgili pratiðimiz yoktu. Ke-
merleri nasýl restore edeceðimiz konu-
sunda ustalarla toplantý yaptýk. Sonuç
olarak kemeri alttan yalayan bir tahta
kalýp çakacaktýk. Daha sonra kemeri
yavaþ yavaþ söküp yapým teknikleri ile
bildiði kaydedildi.
Tunick’in fotoðraflarý,
Amsterdam’da gerçek bo-
yutlarýyla 23 Haziran’dan
Aðustos ayý sonuna kadar
görülebilecek.
Brooklynli (New York) sanatçý, Lon-
dra’dan Viyana’ya, Buenos Aires’ten Buf-
ilgili notlar alacaktýk ve yeniden ya-
parken bu notlardan faydalanacaktýk.
Kalýbý söktük.
Sökmeye kemerin kilit taþýndan
baþladýk. Taþý yerinden çýkardýðýmýzda
hayretle iki taþýn birleþme noktasýnda
olan silindirik bir boþluða yerleþtiril-
miþ bir cam þiþeye rastladýk. Þiþenin
içinde dürülmüþ beyaz bir kaðýt vardý.
Þiþeyi açýp kaðýda baktýk. Osmanlýca
bir þeyler yazýyordu. Hemen bir uzman
bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve
Mimar Sinan tarafýndan yazýlmýþtý.
Þunlarý söylüyordu:
“Bu kemeri oluþturan taþlarýn ömrü
yaklaþýk 400 senedir. Bu müddet zar-
fýnda bu taþlar çürümüþ olacaðýndan
siz bu kemeri yenilemek isteyeceksi-
niz. Büyük bir ihtimalle yapý teknikle-
ri de deðiþeceðinden bu kemeri nasýl
yeniden inþaa edeceðinizi bilemeye-
ceksiniz. Ýþte bu mektubu ben size, bu
kemeri nasýl inþa edeceðinizi anlatmak
i yor. Maddi deðerler yüceldikçe, bireylerin ben-
g
için yazýyorum.” Koca Sinan mektu-
bunda böyle baþladýktan sonra o keme-
ri inþa ettikleri taþlarý Anadolu’nun ne-
resinden getirttiklerini söyleyerek
izahlarýna devam ediyor ve ayrýntýlý bir
biçimde kemerin inþaasýný anlatýyor-
du.”
Bu mektup bir insanýn, yaptýðý iþin
kalýcý olmasý için gösterebileceði çaba-
nýn insan üstü bir örneðidir. Bu mektu-
bun ihtiþamý, modern çaðýn insanlarý-
nýn bile zorlanacaðý taþýn ömrünü bil-
mesi, yapý tekniðinin deðiþeceðini bil-
mesi, 400 sene dayanacak kaðýt ve mü-
rekkep kullanmasý gibi yüksek bilgi
seviyesinden gelmektedir. Þüphesiz bu
yüksek bilgiler de o koca mimarýn eri-
þilmez özelliklerindendir. Ancak eriþil-
mesi gerçekten zor olan bu bilgilerden
çok daha muhteþem olan 400 sene son-
raya çözüm üreten sorumluluk duygu-
sudur .
“Osmanlý Mimarisi” kitabýndan seçki- verilerini de dikkate alarak sunuyor. ye kadar alýþýlmýþ olan yak- yen Kuban, “Osmanlý mi-
ler içeriyor. Mimarlýk Tarihi yazýnýna iliþkin laþýmlardan farklý ve ayrýntýlý marîsine gerekli ilginin olma-
Topkapý Sarayý’nda gerçekleþtirilecek genel bir deðerlendirme ile baþlayan biçimde ele alýyor. dýðýný” belirtti.
olan sergide Osmanlý mimarisinin, çalýþma, Erken Osmanlý Döne- Kuban, geçtiðimiz günlerde bir tv Osmanlý tarih, kültür ve sana-
birbirini izleyen fakat birbirinden be- mi’nden, Cumhuriyet’e dek Osman- kanalýna verdiði mülakatta: “T.C’nin týna iliþkin önyargýlarý kaldýrmayý
lirgin çizgilerle ayrýlan tasarým aþa- lý’nýn mimari mirasýný inceliyor. Ku- “özgün” bir mimarîsinin olmadýðýný, amaçladýðýný söyleyen Kuban’ýn “Os-
malarýný simgeleyen önemli yapýlarý ban, bu çalýþmasýnda yalnýzca sanat halen Osmanlý’nýn mirasýný yediðini manlý Mimarisinden Bir Kesit” adlý
kronolojik bir düzende, Cemal Em-
ve mimarlýk tarihi çerçevesinde kal- ama bunun üzerine yeni olarak hiçbir fotoðraf sergisi, 24 Haziran 2007 tari-
den’in fotoðraflarý ve Kuban’ýn yo- mayýp, mimarlýk tarihi ile tarih ara-
þey koyamadýðýný” söyledi. “T’C’nin hine kadar görülebilecek.
rumlarý eþliðinde sunuluyor. sýndaki iliþkileri de irdeliyor. Mimari
ns
“Modern Çað, Ýnsaný Maddeleþtiriyor”
ra
nfe
Ko
Ü m-
ra-
niye Beledi-
cilleþtiði ve kendi çýkarlarýna yönelik hesap-
lar yaptýðý gözleniyor. Aile bireyleri arasýn-
daki baðlar zarar görüyor. Zamanla anne-
coðrafyayý ve mekâný öldürüyor. Fikirler akýyor
ama insan akmýyor. Burada önemli bir nokta
daha var. Küreselleþmeyi yönlendirenler ‘bizim
yesi’nin düzen- baba deðersiz hale geliyor. Elbette ki istediðimiz þeyler aksýn’ diyorlar. Bunun bir
lediði ‘Küresel- bu sürecin önemli unsurlarýn- sonucu olarak da, fakir ülkelerdeki halklar bu
leþmenin Ruh dan biri de medya alanýndaki iletiþim türünden asla gerektiði gibi faydalana-
Halleri’ konulu yozlaþma ve medyanýn bu küre- mýyor. Diðer bir deyimle ‘akamýyorlar’. Sö-
konferansta ko- selleþme sürecine yaptýðý katkýlar- mürgeleþme artýk eskisi gibi sadece top tüfekle
Doç.Dr.Kemal Sayar nuþan Doç Dr. dýr. Maalesef TV, radyo ve gaze- olmuyor. Basýn, bankacýlýk, toprak v.s gibi yol-
Kemal Sayar, telerde bu topraðýn hikâyeleri an- larla da sömürgeleþtirme yapýlabiliyor. Kürsel-
küreselleþme kavramýnýn dünü ve bugünü üze- latýlmýyor.” leþme rüzgârý Batý’dan Doðu’ya doðru esiyor.
rine çeþitli tespitlerde bulundu. Küreselleþme kapitalizmin dünyayý ele geçir-
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde “Kullan- at” Mantýðý Yaygýnlaþýyor mesidir.”
düzenlenen konferansta konuþan Sayar, küre- Küreselleþmenin tüke-
selleþmenin insaný tüketim varlýðýna dönüþtür- tim hastalýðýna neden olduðu-
Çizgi Dili Yavuz Arslan
düðünü söyledi. ‘Modern Çað, insaný hep da-
ha fazlasýný istemeye itiyor’ diyen Sayar, söz-
nu söyleyen Doç. Dr. Kemal
Sayar, bu hastalýðýn da ‘kullan
lerine þöyle devam etti: at’ mantýðýný doðurduðunu söy-
“Modern çað, insaný maddeleþtiriyor. Tüke- ledi. Doç. Dr. Sayar, internet ile-
tim kimliðini yaygýnlaþtýrýyor. Oysa ruhun ger- tiþimine de deðindiði konuþma-
çek özgürlüðü, daha fazlasýný isteme arzusunu sýnda þunlarý söyledi:
frenlemekle mümkündür. Küreselleþme rüzgârý “Ýnternet insan iliþkilerinde
en çok gençleri etkiliyor. yozlaþmayý hýzlandýrýcý bir
Gençlerin kafasýný boþaltýyorlar. Maddeci faktör olarak çýkýyor karþýmý-
anlayýþ dayanýþma duygusunu ortadan kaldýrý- za. Kýz erkek, erkek kýz olarak
tanýtýyor kendisini. Ýnternet,

Açýklamada, 2000 kadýn ve erkeðin çýp-
lak olarak Amsterdam’ýn tarihi merkezinde
bulunan bir köprü üzerinde verdikleri po-
zun en ilgi çekici poz olduðu, burada sanat-
çýnýn ten rengi üzerinde oynamalar yaptýðý,
fotoðraflardan birinde insanlarýn açýk ten-
den koyu tene doðru dizildiklerinin görüle-
Bir bina dolusu teþhirci ibne ve sürtüðün “etkin-
lik” çerçevesinde anadan üryan poz verdiði
bir “sanat eseri” (!).
falo’ya kadar binlerce çýplak çektiði çalýþ-
malarýyla ünlenmiþti. Ancak sanatçýnýn
Meksika’nýn baþkenti Mexico City’de geçen
ay 18 binden fazla çýplak Meksikalýyla yap-
týðý çekimler diðer kentlerdeki çalýþmalarý-
ný geride býrakmýþtý.”
Haber, Suudi Arabistan’ýn “porno
yayýný” yaptýðý gerekçesiyle ulaþýmýný en-
gellediði Hürriyet gazetesi’nin internet
sitesinden…
Çýplaklýðý alenileþtirip, bu iðrençliði
“bir sanat” eseri diye yayýnlayan Batýlý
domuzlar, bütün çabalarýný ibneleþmeye
adamaya devam ediyorlar…
Anlaþýlacaðý üzere, T.C’deki kuyruk-
çularý da bunlarý çarþaf çarfaþ yayýnla-
yarak, üzerlerine düþen “ibne kardeþli-
ði”nin gereðini yerine getirmeyi ihmâl et-
miyorlar…
“Savaþ ve Zafer”
Ser
Resim ve Çocuk Haftanýn Fotoðrafý / Pala-cop ve taifesi Memuruslar...
Yaþlarý 5-16 arasýnda deðiþen Alara ARKAN, Aslýhan DU-
RAN, Bahar MARANGOZ, Baran GÜLMEZ, Burak KORK-
MAZ, Cankat ÇELÝK, Kadir Erdem MARANGOZ, Onur Cem
ZOR, Özge ÇETÝN, Salih ÇETÝN, Selin ÞENCAN, Þule Kork-
maz ve Ziþan Duran bir yýllýk emeklerini izleyicilerin beðenisine
sundular.
Sergi karakalem, suluboya, guvaþ, akrilik, yaðlýboya, kolaj,
enstalasyon tekniklerinden oluþan 70 eserden oluþuyor.
Derslerinden arta kalan zamanlarýný deðerlendiren öðrenciler,
yapýtlarýnýn beðeni ve takdir toplamasýndan çok mutlu oldular.
Resim Derslerini çok sevdiklerini söyleyen öðrenciler, çalýþ-
malarýnýn kendilerine her bakýmdan fayda saðladýðýnýn farkýnda
olduklarýný, örneðin, nesnelerin rengini ve þeklini daha iyi algýla-
dýklarýný, kendilerine olan güvenlerinin arttýðýný ve güzel zaman
geçirdiklerini belirttiler.
Antalya Kaleiçi Vakfý Sanat Galerisinde yapýlan sergi, 7
Haziran’da sona eriyor...
 BARAN BARAN
BLOK
Þükrü Sak sukrusak@gmail.com
NOT

“Aðýrlaþtýrýlmýþ Demokrasi” “Ahýrlaþtýrýlamayan Meclis”

Geçenlerde Afganistan’daki kukla
parlamento ile ilgili olarak bir millet-
vekili;
“Meclis ahýrdan daha kötü!” de-
miþti.. Bunu söyler söylemez de bir
“devlet sýrrý”ný ifþa etmiþ gibi anýnda
görevinden azledildi. Milletkevili’nin
ismi; Malalay Joya...
Bu haberi okuyunca bir gülme kri-
zine tutuldum...
Ýþbirlikçi yönetimler nerede olursa
olsun, hep ayný tepkiyi gösteriyorlar...
Ne demiþti ki Malalay Joya?.. Da
anýnda hemen azledildi...
Söylediði þuydu:
“Bir ahýr çok daha iyidir. Hiç de-
ðilse orada yük taþýyan bir eþek ve
süt veren inek bulunur. Parlamento
bir ahýrdan daha kötü durumda...”
Öyle ya, ordakiler ne bir eþek gibi
yük taþýyor, ne de bir inek gibi süt veri-
yorlardý?..
Malalay Joya’nýn suçu;
-“Siz ne iþ yaparsýnýz, neye yararsý-
nýz?” diye sormaktan ibaretti..
Ayný soru buradaki parlemento için
de sorulabilir...
Hatta sormaya hiç gerek yok, sade-
ce son bir hatalýk icraatlarýna bakmak
yeter...
Buradaki meclis –yasama görevi
yapýyor ya- bakýn nasýl “yasadýklarý-
na”...
Ýslâm’dan ve kendi deðerlerinden
Batýcý hainler tarafýndan zorla koparý-
lan Türkiye, 17 aylýk bebeklere teca-
vüzlerin yaþandýðý bir ülke haline geti-
rildi...
Bu iþte en büyük pay CHP’nin...
Gazetelere; “Allah’tan ve ahlâktan
bahsetmek yasaktýr!” diye tamim gön-
derenler bunlar...
Bütün bunlar bir yana...
Bu tür azgýnlýk ve sapkýnlýklar üze-
rine CHP Ýzmir Milletvekili Canan
Arýtman; “Bebek tecavüzlerinin aðýr-
laþtýrýlmýþ müebbet hapisle cezalan-
dýrýlmasýný öngören yasa teklifi” ha-
zýrlýyor...
Fakat meclis bunu bir türlü gün-
deme almýyor...
Arýtman:
“Adalet Bakaný ve Meclis Adalet
Komisyonu Baþkaný Köksal Toptan’la
defalarca yaptýðý görüþmelere raðmen,
bebek tecavüzcülerine aðýrlaþtýrýlmýþ
müebbet hapis cezasý öngören teklifini
Meclis Genel Kurulu’nun gündemine
getirmeyi baþaramadýðýný” söylüyor...
Arýtman, CHP’li...
Katledilen, tecavüze uðrayan, öldü-
rülen bebekler, halkýn bebekleri...
“Bebek tecavüzlerinin aðýrlaþtýrýl-
mýþ müebbet hapisle cezalandýrýlmasý-
ný öngören yasa teklifi Meclis’te bekle-
yen CHP Ýzmir Milletvekili Canan
Arýtman, isyan etti.”
Diyor...
Arýtman Ýsyan ediyor...
Fakat, “ýlýmlý Ýslâmcý AKP” hiç
oralý olmuyor...
Buna hiç oralý olmayan ayný AKP
iki günde, polise “iþkence ve yargýsýz
infaz” yetkisi veren yasayý hazýrlayýp
Hesap Ortada
Geçen Cuma günü Hürriyet’de
Yalçýn Doðan yazdý...
Yazýlanlara bakýlacak olursa;
Amerika’nýn bir “Ilýmlý Türkiye”
formülü varmýþ.
Okuyalým:
“Birkaç hafta önce Bonn. Orta
Doðu ve Irak konulu bir toplantý.
Toplantýda söz alan bir Amerikalý
askeri yetkili, sözü Ýslâm’a kaydýrý-
yor:
“Dünyada 1.3 milyar Müslü-
man var. Bunlarýn yüzde biri, ra-
dikal Ýslâm olsa 13 milyon eder. Bu
13 milyon radikal Ýslâmcý bizim
düþmanýmýzdýr!”
Toplantýya katýlanlar; bu adam ne
diyor demeye kalmadan, Amerikalý
müthiþ formülünü açýklýyor:
“Radikal Ýslâma karþý, Ilýmlý
Müslümanlarý kullanacaðýz. Bu-
“yasalaþtýrýveriyor...”
Bu meclis “yasama” görevi yapý-
yor...
“Yasa” yapýyor...
“Allahsýzlýk” böyle bir þey...
Minicik bebeklere tecavüz edip öl-
düren azgýn ve sapýklarý; müebbet ha-
pis cezasýyla cezalandýrmak istemi-
yor...
Onlar yalnýzca “fikir adamlarýný”,
“aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet” hapisle ce-
zalandýrýyorlar...
nun baþýnda da, Atatürk’ün Tür-
kiyesi geliyor.”
Yalçýn Doðan þaþýrmýþ vaziyet-
te...
Bunlar efendilerinden duymaya
pek alýþýk olmadýðý sözler...
Devamýný da okuyalým:
“Toplantýya katýlanlardan biri de,
CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Onur
Öymen. Amerikalýya itiraz ediyor:
“Ilýmlý Ýslâmla radikal Ýslâm ayrý-
mýný hangi ölçüye göre yapýyorsu-
nuz, bilmiyorum. Ancak, daha ýlýmlý
Ýslâm olan Afganistan ve Ýran’ýn du-
rumu bugün belli. Irak, kendi içinde
parçalanmýþ. Ilýmlý ile radikal,
Irak’ta birbirine karýþmýþ, birbiriyle
savaþýyor.
Türkiye ise laik ve demokratik
bir ülke. Laiklik çýkarsa, ýlýmlý-radi-
kal gibi ayýrýmlara gitmeye kalkarsa-
nýz, Türkiye’de demokrasi tehlikeye
düþer. Bunlar çok kötü senaryolar.
(...) Amerikalý askeri yetkili yerine
oturuyor ama, toplantýdaki sözleri
orada kalacak gibi görünmüyor...”
Ne kadar garip ve zavallý bir du-
rum, görüyorsunuz deðil mi?..
Bu bayaðýlýða dikkat çekemeyen,
“aydýnlar” da “Galile etkisi”ne sýðýný-
yorlar... “Demokrasi”yi idealize edi-
yorlar...
On yedi aylýk bebeklere tecavüz su-
çunu, “aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet ha-
pisle” cezalandýrmayý “demokrasiye
aykýrý” buluyorlar...
Halbuki realite bu...
Çýplak gerçek bu...
Laiklik ve demokrasi iþte bu...
Halkýn “seçmesi” dedikleri bu...
Ayný sapýk kolun “medya uzantýsý”
günlerdir; okulda namaz kýlan çocuk-
lara saldýrmak ve görevlileri suçlamak-
ispiyonlamakla meþgul...
“Hayvanlaþma-ibneleþme” süreci
böyle iþliyor...
Ýþin biraz farkýnda olanlar, çarkla-
rýn nasýl döndüðünü bilenler de “Gali-
le etkisine” sýðýnýyorlar...
Hele, Cumhurbaþkanlýðý etrafýnda
dönen son siyasî geliþmeler, bize bir
kere daha Afganlý kadýn milletvekili-
nin sözünü hatýrlatýyor...
Orada hiç olmazsa eþekler ve inek-
ler var ve bir iþe yarýyorlar....
Laikliðin esamisi bile okunmu-
yor...
Amerikalýlar “Müslümanlarla
nasýl savaþacaklarýný?” anlatýyor-
lar... Bu savaþta kimleri maþa olarak
kullanacaklarýný söylüyorlar...
Bunlar da kalkmýþ;
“Ee bizim laiklik ne olacak o za-
man?” diye soruyorlar...
Çoluk çocuðun namazýyla, ilahi-
siyle uðraþmaya alýþmýþlar tabii...
Ýþte laiklik böyle bir þey...

Sahibi ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Bünyamin Eser „ Genel Yayýn Koordinatörü: Ali Osman Zor „ Yayýn Yönetmeni: Þükrü Sak „
Yayýn Kurulu: Harun Yüksel, Kâzým Albayrak, Nazif Keskin, Mevlüt Koç, Sadettin Ustaosmanoðlu „ Haber Müdürü: Fa-
zýl Duygun „ Hukuk Danýþmaný: Av. Ahmet Arslan „ Ýdare Yeri:Emekyemez Mah. Gümüþgerdan Sk. No: 6/4 Þiþhane-
Beyoðlu / ÝSTANBUL Tel: (0212) 361 44 18 „ Abone Bedeli: 3 Aylýk: 25 YTL 6 Aylýk: 50 YTL Yurtdýþý: 3 Ay-
lýk: 60 Euro 6 Aylýk: 120 Euro Posta Çeki Hesabý: Bünyamin Eser: 5321074 (on line tercih
HAFTALIK SÝYASÝ DERGÝ ediniz) Banka Hesap No: Bünyamin Eser Akbank Kasýmpaþa Þb. 0057387-3 „ Teknik Hazýrlýk:
Sayý:22 7 Haziran 2007 Baran „ Baský: Kuþak Ofset Himayei Etfal Sk. Yýldýrým Han No:1171-2 Caðaloðlu-ÝSTANBUL Tel:
BÝZE YAZIN: (0212) 527 41 03 „ Daðýtým: Merkez Daðýtým „ Yayýn Türü: Yaygýn Süreli „ Baský Tarihi:
barandergisi@gmail.com 6 Haziran 2007