Download as doc
Download as doc
You are on page 1of 2

İZLENİM -1

Otobüs İstanbul sınırlarından girdi. Çörek otlu diyet bisküvi ve


sevmediğim marka poşet çay eşliğinde kahvaltı yaptım koltuğumda.
Normalde sevmediğim tatlar neden güzel geldi dersiniz, İstanbul
yüzünden mi?

*****

Yıllar öncesini hatırlıyorum. Tam 5 yıl önceydi… “İstanbul’un buralarını


bile seviyorum demişti” Emel Hoca… Haklı mı ne? Ben de mi kapıldım o
büyüye?

*****
OGS gişeleri önündeki boş şeritlerde güvercinler dolaşıyor.
Ankara’dakiler de sırnaşıktır ama bunlar bildiğin aç gözlü. Küçücük bir
kırıntı bulmak uğruna, araç gelmesinden bile korkmuyorlar yolda. Kuşlar
mesaj veriyor sanki…”Hırslı olmak gerek. İstediklerimizin peşinden
sonuna dek koşmak gerek. Ona ulaşıncaya kadar pes etmemek, sonra
da onu kimseye kaptırmamak gerek.” diyorlar.

*****

İstanbul caddeleri, İstanbul binaları… Anadolu yakası…

Yine 5 yıl öncesi aklıma geliyor. Kadıköy’ü anımsıyor, heyecanlanıyorum.


Şükrü Saraçoğlu stadını ilk gördüğüm an, nasıl da duygulanıp,
ağlamıştım.

*****

Köprü altlarından geçiyoruz. Ne kadar da çok…

Ataşehir…..

Merhaba İstanbul! Karmaşık caddelerinle, betonarme yığınları arasında


boy göstermeye çalışan yeşilciklerinle, sen de bir şehirsin işte!

**

Bir köşeden baktım sana İstanbul. Önce, kenara atılmış bir köpek leşi
gördüm. 10 metre ilerisinde de ekmek yığınları arasında ziyafet çeken
güvercinleri.
Hayat kavgası sensin İstanbul, hayatın kendisi sensin!

Dar ve karanlık yolların, büyük ve modern binaların var.

***

Yarım saattir aynı yolda dönüyor otobüs. Yeter sıkıldım. Haydi, boğaz
görelim artık!

Çamlıca’yı gördüm karşıda. Unutmamışım. Murat Ağabey hala orda


oturuyor mu?

Asya kıtasının tadını çıkaralım. Az sonra Avrupa’dayız.

Kiralar daha ucuzmuş Anadolu yakasında. Binaları gördükçe Avrupa


özentiliğinden mi acaba diye düşünüyorum.

****

Avrupa yakasında ipler kopuyor. İnsan hiçbir şey düşünemez, hayal


edemez hale geliyor. Hayalin kendisi İstanbul. Ne gerek var ki başka
şeyler düşünmeye? O tarihi binaları gördükçe ya Bizans ya da Osmanlı
canlanıyor gözünde. Bilincini denetleyemiyorsun. Her şey birbirine
karışıyor. Hayalle gerçeğin birleşimindesin.

****

Beşiktaş’da kahvaltı yapıyorum. İskeleye karşı, çift kaşarlı tost yiyip, bir
fincan çay içiyorum. Sürekli iskeleden akan insan seline bakıyorum.
İşlerine gitmek için bir kıtadan diğerine yolculuk yapan insanlar
görüyorum, çeşit çeşit.

En önemlisi boğaz… Boğaz, martılar, vapurlar… Bu manzaraya sırtını


dönen İstanbullular.

Ben dönmüyorum, dönemiyorum. Telefonuma gelen mesajla irkiliyorum.


Kalkıyorum masadan. Kıyı boyunca yürüyorum.

PINAR ODABAŞI

You might also like