Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Artık biliniyor ki tarih boyunca kadın-erkek farketmeksizin atık her iki cinstede güzel görünme arzusu

mevcuttur.Güzellik hayatımızda bu kadar önem arzetmişse birazda kozmetik sektörüne bakmak


gereklidir.Nedir bu sektör? Ne kadar gerekli ne kadar faydalıdır?

Deodorantlar, parfümler, nemlendiriciler, rujlar, şampuanlar, tıraş losyonları, saç boyaları, kremler,
kırışıklık gidericiler ve isteğe göre çok değişik markalardaki kozmetik ürünler,güzelleşmek ve kendini
daha iyi hissetmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunun, temel ihtiyaç maddeleriyle kıyaslandığında
çok yüksek bir maddî karşılığı vardır. Türkiye gibi bir ülkede onlarca temel ihtiyaç maddesi için para
yetiştirmeye çalışan insanlar, harcamalarının yüzde üçüne yakın miktarını kozmetiğe ayırmaktadır.

Konuyla alakalı cevaplandırılması gereken en önemli soru; "Kozmetiklerin sağlık açısından bedeli nedir?"
sorusudur. Kozmetiklerde kullanılan 2 bin 983 kimyevî madde üzerinde yapılan araştırma sonucunda,
bunların 884ünün toksik (zehirli) olduğu belirlendi. Bu maddelerden yüksek derecede
zehirlenmelere,tümörlere, üreme bozukluğuna, mutasyona ve deri ve göz rahatsızlıklarına sebep olduğu
açıklandı. Bu arada, kozmetik ürünlerin mesane ve lösemi kanseri gibi hastalıklara yol açabileceği, saç
boyası kullanan kadınların bu hastalıklara yakalanma risklerinin, kullanmayanlara oranla % 70 daha fazla
olduğu kaydedildi. Öte yandan, parfümlerdeki kimyevi maddelerin, sinir sistemi bozukluğu, nefes
düzensizliği ve alerjik reaksiyonlara yol açtığı tespit edilmişitir.Pudra olarak kullanılan hem bebeklerde
hemde bayanların kullandığı maddenin kireç olduğu bilinmektedir.Allıklarda bulunan asbest denen madde
ise tamamen kansorejendir. Hem üretici ,hem tüketici ise halinden gayet memnun durumda.Çünkü işin
sonucunda üretici için pazar,para,güç mevcutken;tüketici içinse beğenilme,mutlu olma arzusu var içinde.

Yıllarca reklamı yapılan,o kadar para harcanan kırışıklık kremlerinin içinde yer alan maddelerin gerçekten
de işe yarayıp yaramadığı test edildi.Bu araştırmayı geçtiğimiz yıllarda ocak ayında ABD'deki Consumer
Reports (Tüketici Raporları) dergisi bir araştırma başlatıyor. Consumer Reports'un cevabını aradığı soru
ise; "250 dolarlık bir krem, gerçekten de 20 dolarlık bir kremden üstün mü?"
12 hafta boyunca denekler, yüzlerinin bir tarafına ürünü, diğer tarafına ise, herkesin ortak kullandığı ve
sadece kontrol amaçlı, kırışıklık giderici iddiası olmayan bir nemlendirici sürdüler. Testin sonucunda;
bayanların yüzlerindeki değişimler yarı yarıya idi bunlar da temelde çok küçük ilerlemelerdi. Bazı ürünler
bazı deneklerde aynı ürünü kullanan diğer deneklere oranla çok daha iyi sonuçlar verdi. Kremler her
bayanda farklı reaksiyon göstermişti. Ucuz olan markaların etkileri pahalı olanlara göre daha fazlaydı.
Ancak düştükleri not ise gerçeği ortaya koyucu nitelikte olup ''Doğruyu söylemek gerekirse kullandığınız
hiçbir ürün sizi 30 yaşındaymışsınız gibi gösteremeyecektir.'' şeklindeydi.

İşin kısası siz siz olun onca reklam giderini ancak kremlerin satışından karşılayacak büyük firmalara
vereceğinize ,doğal ürünlere yönelip hem ekonomik,kanserojen etkisi olmayan, hem de doğadan
kopmadan karşılayabilirsiniz.Peki bu kadar konuştun verin birkaç küçük örnek derseniz,

-Rendelenmiş elma suyu çok iyi bir kırıışklık önleyicidir.


-Demlenmiş ve soğutulmuş yeşil çayla göz altlarına yapacağız kompres çok iyi bir göz altı
destekleyicisidir.
-Doğal kaymak iyi bir kırışıklık açıcıdır.
-Toniğe onca para mı sayıyorsunuz demlenmiş papatya suyu çok iyi bir toniktir.Ayrıca yüzünüzdeki
tüyleride sararttığı için istenmeyen tüylerinizi kamufle eder.Doğal gül suyu mükemmel bir
toniktir.Erkekler içinde tıraş sonrası için cildinizi rahatlatır,yumuşatır.
-Siyah noktalarınızdan mı şikayet ediyorsunuz bir kaşık yoğurt,bir kaşık limon suyunu karıştırın 15 dk.
bekletin iyi bir cilt rengi açıcı,siyah nokta gidericidir.Yoğurt yok derseniz biraz tuz,biraz çay şekeri,biraz da
zeytinyağını karıştırın cildinize masajla yedirin hem cildiniz yenilensin hemde nemlensin.......

İsterseniz o kadar çok alternatif var ki zaten amaç sadece paradan tasarrufta değil şu açıdan
bakarsanız ,siz hem onca para döküp sağlığınızdan oluyorsunuz,hem bu firmalara para kazandırıyorsunuz
hem de iyileştirici bir faydasını görmüyorsunuz.Sadece kendinizi iyi hissederek mutlu olmaya
çalışıyorsunuz.

Sizcede bu işte bir tuhaflık yok mu???

Müge Gülşah Ercan

You might also like