aaaa_Layout 1 11.05.
2011 11:28 Page 1
11 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA FİYATI: 60 KR.
Gümrük kapılarında
ilk oylar kullanıldı
 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimi
için gümrük kapılarında oy kullanma işlemi
başladı. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) be-
lirlediği seçim takvimine göre, Yurtdışı Seçmen
Kütüğü'ne kayıtlı 2 milyon 568 bin 977 seçmen,
25 gümrük kapısında kurulan sandıklarda oy
vermeye başladı. 8’de
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’ndan
tazminat kazandı
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
TBMM'de partisinin grup toplantısında yap-
tığı konuşmada, ''kişilik haklarına saldırıda
bulunduğu'' iddiasıyla CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı davada,
7 Bin lira manevi tazminat kazandı. 9’da
“Libya’ya müdahale
işleri daha da karıştırdı”
 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konfer-
ansı için İstanbul’a gelen İran Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad, ''Batılılar, özellikle ABD ve
Nato'nun Libya'ya müdahalesi durumu düzelt-
meyecek, halkın isteklerine ulaşmasını en-
gelleyecek. Libya'daki müdahale işleri daha
fazla karıştırdı” dedi. 9’da
Ülkücüler Meclis’e
giremezse vebal
MHP’nindir
 BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu,
“MHP ile birleşme teklifinde bulunduk.
Ama bu konuda herhangi bir sonuç ala-
madık. Herkesin kabul edeceği Türk
dünyasının tanınmış bir ismi aracılığıyla
bir araya gelip birleşmeyi konuşalım dedik
ama Sayın Bahçeli olumlu karşılamadı.
Eğer ülkücüler meclis dışı kalırsa bunun
vebali MHP yönetimindedir. Biz üzerimize
düşeni yaptık'' diye yanıtladı. 9’da
Çok yakın Onur bir
demokrasi bütündür,
tarihi bölünemez
11 Prof. Dr. EROL GÖKA 11
Başkent Doğalgaz
ihalesi iptal edildi
 Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.'nin
yüzde 80 oranındaki hissesinin özelleştirme
işlemi iptal edildi. Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek “Maalesef sürecin böyle bitmesini
istemezdik. Bu sene içinde tekrar ihaleye
çıkacağız” dedi. 9’da
MHP'de kaset depremi ADD’ye
 CHP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi,
Kışlahan Meydanı’ndaki mülklerinden ikisini
Hedef 1 Milyon başvuru
 MHP’deki kaset depremi sürüyor. Özel hayatına ilişkin Atatürkçü Düşünce Derneği’ne 25 yıl süreyle  Endonezya’dan Kanada’ya 22 sivil toplum kuruluşunun
görüntüleri internete düşen Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan bedava tahsis etti. ADD, tek oda fiyatının dahi 250 li- organize ettiği ve 100’den fazla ülkeden katılımcının yer bulacağı
radan başladığı yerde, belediyeye çeyrek
Yardımcısı Bülent Didinmez ve Milletvekili adayı İhsan Barutçu
MHP'den istifa etti. 9’da
bina yüzyıl boyunca bir kuruş ödemeyecek. 8’de
2. Özgürlük Filosu yeni Gazze yolculuğu için gün sayıyor. İnternet
üzerinden yapılan ön katılım başvuruları için hedef 1 Milyon. 9’da
Antalya’da açılan iş garantili, maaşlı ve sigortalı kursa hiç başvuran çıkmadı
BURASI TüRKiYE!
Türkiye, işsizlik sorunuyla boğuşan ve dünyanın en genç nüfusunu barındıran ülkelerden biri olmasına
rağmen, açılan meslek kurslarına kimsenin rağbet göstermemesi ilgi çekici olarak yorumlanıyor.
GÜNLÜK 15 LİRA HARÇLIK VERİLİYOR
 Türkiye İş Kurumu Antalya Müdürlüğü'nün,
aralarında adli takip elemanı, tıbbi sekreterlik,
kasiyerlik gibi 8 branşta açtığı istihdam edilebilirlik
kursuna başvuru olmadı. Kamu kaynaklarından
finanse edilen, genel sağlık sigortasının ödeneceği
ve ayrıca kursiyerlere günlük 15 lira harçlık da
verileceği kurslara başvuru olmadığı için kurslar
şimdilik ertelendi.
SEYMAN: “İŞ BEĞENMEMEZLİK VAR”
 Valiliğe ve değişik kurumlara çok sayıda
kişinin iş için başvurmasına rağmen, bu kurslara
ilginin az olmasını anlayamadıklarını ifade
eden Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Seyman,
''Verilecek kurslarda adli takip elemanı, tıbbi
sekreterlik, kasiyerlik, doğrama tezgahı operatörü,
hasta refakatçisi gibi branşlar var ama bu kurslara
maalesef başvuru yok. Verilen işi beğenmeyenler
var. Bir yanda işsizlik var bir yanda iş beğen-
memezlik var'' diye konuştu. 9’da
ESMA ESED REST CEKTi
Medyanın sadece “fotojenik” görüntüsüyle ön plana çıkardığı Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in
eşi Esma Esed, kocasına ve Baas rejimine rest çekerek üç çocuğuyla birlikte Londra’ya gitti.
ÜÇ ÇOCUĞUYLA ÜLKEYİ TERK ETTİ
 Suriye lideri Beşer Esed’in eşi Esma
Esed’in, rejim eliyle ülkede gerçekleştirilen
katliamlara son verilmesi için eşi ve akrabalarını
HAS PARTi’NiN
sürekli uyardığı ve sokaklardaki isyana kulak
verilmesi yönünde telkinlerde bulunduğu biliniy-
ordu. Esma Esed, kocasına ve Baas rejimine
rest çekerek üç çocuğuyla birlikte Londra’ya
gitti. Medyanın yansıttığının aksine, Esma Hanım’ı
asıl şimdi tanımaya başlıyoruz galiba.
SURiYE’DE TRAJEDi BÜYÜYOR
Suriye de 7 haftadır devam eden gösterilerin
Doğu mitingleri devam ediyor
 Halkın Sesi Parti-
sonunda Suriye İnsan Hakları Komitesi, 8 bin
si’nin miting programına
insanın gözaltına alındığını ve 800 kişinin hayatını
Doğu illeriyle devam ede-
kaybettiğini açıkladı. 6’da
ceği bildirildi. Geçtiğimiz
hafta meydanlara inen ve
birçok Doğu ve Güneydoğu
ilinde miting düzenleyen
YÖK Başkanı Ziya HAS Parti Lideri Numan
Kurtulmuş, bu hafta 6 ilde
daha düzenlenecek miting-
Özcan’dan acı itiraf lere katılacak. 13 Mayıs
Cuma günü sırasıyla Siirt,
 Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bitlis ve Muş’ta seçmene
Ziya Özcan, “Bir zamanlar YÖK’te ismi Arapça yazılan hitap edecek olan Kurtul-
hiçbir üniversitenin diplomasına denklik verilmemiş.
Malezya Üniversitesi benim gidip 2 yıl çalıştığım bir okul.
muş, bir gün sonra Elazığ
ve Bingöl’de halkla bulu- Hapse düşenler iki kat
Türkiye olarak üniversitenin kurucusuyuz. Ama maalesef şacak. Kurtulmuş, 15 Mayıs
kendi açtığımız bir üniversiteye denklik vermemekle Pazar günü saat 12:30’da arttı, bu mu istikrar?
karşı karşıyayız. Yani bunun bir izahı yok” dedi. 8’de Diyarbakır’da da bir miting  AK Parti'nin "İs-
düzenleyecek. 9’da tikrar sürsün, Türkiye
büyüsün" sloganını
eleştiren Kılıçdaroğlu,
“2002'de hapiste yaklaşık
Siyonist Yeniden 60 bin kişi vardı. Şimdi
bu rakam 123 bine çıktı.
Başörtüsü işgal ve yola İstikrar sürsün diyorlar
ve bıyık buldozer düşmek değil mi? İşte istikrarları
bu” diye konuştu. 8’de
iBRAHiM TENEKECi 13 BERAT DEMiRCi 13 GÜRKAN BiÇEN 11 ALi EMRE
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 2

2 11 Mayıs 2011 Çarşamba haber

Kafkasya Notları-2

iSLAMi EGiTiM SART

Çoğunluğu Müslüman olan
bu bölgenin caddelerinde
 Bölge insanı tarafından farklı oku-
nan bu iki savaşın tek ortak noktası, bu sa-
vaşlar süresince bölgede yoğunlaşan “veh-
habilik” ya da onların ifadesi ile “vakha-
gede, bu ve benzeri yönelimlerin ortak adı
“vakhabizm” yani “vehhabilik”tir. Kaldı ki
bundan tamamen bağımsız olarak, rejimi
eleştiren ya da rejim karşıtı olduğu düşünü-
udi bölgesindeki oluşum veya akıma denk
düşmemekte, bilakis daha geniş bir yelpaze-
yi içermektedir. Kafkasya’da biraz daha kar-
maşık bir durum söz konusu. Çok kısa bir
liğiyle çarpışınca, bölge halkı (daha önce ol-
duğu gibi) bir ateş çemberi içinde kalacağın-
dan korkuyor.

yürürken veya evlerine
misafir olduğunuzda
kendinizi henüz örtünme ve
içki ayetlerinin inmediği,
İslam’ın ilk döneminde
hissediyorsunuz.
bizm” akımı. Burada en başından şunun
altını önemle çizmek ve okura bir uyarıda
bulunmak gerekiyor:
Türkiye’de “selefî”, “radikal” ve “Veh-
habi” olarak nitelendirilen ve hem sosyolo-
jik hem de siyasî anlamda birbirinden fark-
lı görüş ve oluşumlara karşılık gelen bu
kavramların, Kafkasya’da böylesine ince bir
ayara tabi tutulduğu söylenemez. Bu böl-
len herhangi bir Müslümanın da “vakhabis-
t” olarak yaftalanması ve böylece kolaylık-
la Rusya’nın “tehdit” tanımı içerisine giren-
lerin süratle ortadan kaldırılması Rus yöne-
timinin işine gelmektedir.
BURADAKİ VAHHABİLİK BAŞKA
Yani kullanacağımız “vehhabi’lik” keli-
mesi siyasî ve sosyolojik olarak yalnızca Su-
biçimde söylersek, Çeçen mücadelesini o-
luşturan İslamî motivasyonun şu an büyük
ölçüde, savaş sırasında bölgeye yerleşen “-
vakhabist”ler tarafından sağlandığı düşünü-
lüyor. Öte yandan “vakhabizm”in bölgede
yayılması, toplumsal hayata nüfuzu ve ta-
kındığı uzlaşmaz tutumu, Putin’in ‘ulusal sı-
nırlar içinde istikrar’ hedefine ulaşmak için
ortaya koyduğu vahşilik derecesindeki sert-
RUSLARI İKNA ETMEK ZOR
Bu sebeple bölgede İslam adına olsun ya
da olmasın, yaptığınız tüm faaliyetlerde “-
vakhabizm”le bağlantınızın olmadığına hem
resmî makamları hem de insanları ikna et-
meniz gerekiyor. İşte tam da bu noktada
havaalanında, Rus polis memurunun yü-
zündeki ifade ve maruz kaldığımız mua-
mele daha anlaşılır hale geliyor.

Kafkasya ve iMAMI AZAM

“Vahhabizm” iSLAM ENSTiTüSü
 Nalçık’ta bulunan Kuzey Kafkasya İmamı
Azam İslam Enstitüsü, yakın zaman önce üni-
versite olarak kabul edilmiş ve bu sayede Tür-
kiye ile Rus hükümeti arasındaki anlaşmadan
faydalanarak YÖK’ten denklik kazanmış. Şu
anda bu üniversiteden mezun olan gençlerden
bazıları, Türkiye’deki muhtelif üniversitelerin
ilahiyat bölümlerinde yüksek lisans yapıyorlar.
Bu anlamda ben eminim ki ziyaretimiz süresince
bize söylenenlerin bir kısmı, bu politikayla ve
dolayısıyla Rus yönetimi ile ters düşmemek
korkusuyla söylendi.

HALK KİMLERDEN ÇEKİNİYOR

Rus hükümetini karşısına alarak kendi sosyal
ve siyasal nüfuzunu kaybetmemek için doğrudan
ve açıkça “işbirlikçilik” yapanlar olduğu gibi,
Elbrus Yardımlaşma Derneği Başkanı Yusuf Taş, olaya bölge halkının en temel düzeyde insanî ve
Nalçık’taki yetimhanede bulunan çocuklarla. İslamî ihtiyaçları açısından bakarak “maslahat
gözetme” prensibinden yola çıkanlar da var.
 Halkın geniş kesimi İslam deyince Çünkü İslam, Sovyetler ve Rusya yönetimleri al-
gerçekten sadece bölgede yaşadığı kendi tında kendi kültürel kodlarını neredeyse kaybe-
tecrübesini, yani yüz yüze kaldığı derek ‘Ruslaşma’ noktasına gelen bölge için aynı
“vakhabizm” hadisesini anlıyor. Üstelik zamanda kendini korumanın bir yolu. Ancak
bu tecrübe sadece Rus devleti eliyle bütün bunların, bu açıklıkta hele de bizim gibi
oluşan siyasî tecrübe değil; kişisel olarak bölgeye dışarıdan gelmiş kimselere doğrudan
bu akımın karşısında yer alanlar da var. ifade edilmesi mümkün değil. Çünkü insanlar
Bölgedeki sıradan bir vatandaştan duy- “vakhabist” olmanız kadar, Rus istihbarat servi-
duğum şu cümle, halkın bu konudaki sinden olmanızdan da korkuyorlar.
algı ve psikolojisi hakkında fikir veriyor:
“Biz İslam’a susamıştık. Suyu görünce
koştuk; ama su zehirli çıktı.”

İLMİHAL BİLMEDEN SİYASET

Durumu bölge gerçekleri üzerinden
ele aldığınızda şu çok açık bir biçimde
görülüyor: İster Kafkasya’daki “vakhabizm”
olsun ister Türkiye’deki “selefîlik”,
radikallik” vs açısından olsun, ortaya net
siyasî hedefler koyan hangi oluşum ve
yönelim açısından bakarsanız bakın, mev-
cut haliyle bölge bu tarz bir siyasî yoğun-
luğu ve külfeti kaldıracak zihnî, itikadî ve
amelî donanımdan yoksun. Daha açık
bir ifade ile henüz İslam’ın beş temel
şartını, haram ve helalleri tam olarak
bilmeyen ve anlamayan bir toplumun,
görece çok üst seviyede yer alan bu siyasî
hedefleri gerçekleştirmesinin beklenmesi
kanaatimce çok gerçekçi değil.

AĞIR BEDELLER

Kafkasya’da ‘Has Türk’ Olmak

Çoğunluğu Müslüman olan bu böl-
genin caddelerinde yürürken, insanların
evlerinde misafir olduğunuzda bir zaman
tünelinden geçerek, kendinizi henüz örtün-
me ve içki ayetlerinin inmediği, İslam’ın
ilk döneminde hissettirecek kadar İslam’ın
temelsiz ve toplumsal yaşantıdan uzak
olduğunu görürken, herhangi bir zihniyet
yahut oluşumun, ne kadar haklı olursa
olsunlar, bu insanlardan, ağır bedeller
ödeyerek oldukça üst perdede yer alan
siyasî bir hedefi/hedefleri elde etmelerini
istemeleri hiç gerçekçi görünmüyor.
İMAM’A ŞARAP İKRAMI
Burada “İslami çalışmalarda yöntem”
üzerine yürütülen kadim bir tartışmayı
yeniden başlatmak niyetinde değilim. An-
cak ziyaret ettiğimiz yetimhanedeki çocuk-
ların çok ciddi bir miktarının gayrı meşru
ilişki sonucu terk edilen çocuklar olduğunu
bizzat öğrendiğinizde, bayram sabahı
evine ziyarete gelen ‘imam efendi’ye, en
samimi duygularla yıllardır özenle sakladığı
şarabı ikram eden, beş vakit na-
mazında amcaların hikayelerini
birinci ağızdan dinlediğinizde
şapkanızı önünüze koyup bun-
ları düşünüyorsunuz.
Yazı ve fotoğraflar: Muttalip TüTüNCü
 Türkiye bu topraklarda fazlasıyla bi-
liniyor. Hatta bana göre haddinden fazla
biliniyor. Bunda en büyük pay, Sovyetler
Birliği’nin yıkılmasından sonra Türkiye’den
bölgeye gelen, yani aslî vatanlarına dönen
Çerkezler’e ait. Burada bir anekdot düş-
mekte fayda var. Türkiye’de bu bölgeden
gelen herkese ayrım yapmaksızın Çerkez
deniyor. Ama aslında içlerinde Balkarlar,
Karaçaylar, Adigeler vs de var.
TÜRKİYE’Yİ İYİ TANIYORLAR
Kafkasya’da ise bu ayrım çok net. Türki-
ye’den gelen bu insanların çok ciddi bir
kısmı da Kayseri’den gelmişler. Çoklukları-
nı şöyle izah edebilirim sanırım: burada
dokuz günde tanıdığım kadar Kayseriliyi,
Türkiye’de tanımadım. Aslında yabancılık
da çekmiyorsunuz bu sayede. Ama yaban-
cılık çekmemenizin bir nedeni daha var: A-
hıska Türkleri. Bölgede oldukça fazlalar ve
Türkiye’den geldiğinizi galiba gözünüzden
anlayabiliyorlar. Örneğin, Nalçık Merkez
Camii’nin fotoğraflarını çekerken camide
görevli olan Ömer amcamız bir anda yanı-
ma gelip, “Türk müsün, Türkiye’den mi gel-
din?” deyiverebiliyor. ‘Evet’ cevabınız he-
men bir başka soruyla pekiştiriliyor: ‘Has
Türk müsün?’ Türkiye’den gelmişseniz, o-
nun ifadesi ile bir “has Türk” ya da “temiz
Türk”seniz, Ömer amcanın merdiven altın-
daki bekçi kulübesinde bir çay içmeye hak
kazanıyorsunuz, üstelik evinden azık ola-
rak getirdiği mısır ekmeğinden de ikram e-
diyor.
TEMİZ TÜRK; ‘OSMANLI TÜRK’Ü
Krassnodar yolunda uğradığımız, Ahıska
Türklerinin yaşadığı bir köy olan Mirni’de
de bu “has Türk” ve “temiz Türk” kavramla-
rına mazhar oluyorum. Bu kavramı biraz
yokluyorum, cevap geliyor: saf, Rumluk,
Çerkezlik vs bulaşmamış, halis “Osmanlı
Türkü” demekmiş. Hele benim gibi yanınız-
da iki Çerkez varsa, bir “Türk karındaş” ola-
rak öne çıkıyor, epey el üstünde tutuluyor-
sunuz. Artık bir hayli yaygın hale gelen uy-
du yayını sayesinde ‘asıl vatanları’ olan Tür-
kiye’nin bu insanlarca çarpıcı biçimde ya-
kından takip edildiğini görüyorum.
ELBRUS DERNEĞİ’NİN YETİMHANELERİ
Bunun dışında medrese ve yetimhane
ziyaretleri yaptık. Sayıları çok olmayan med-
reseler, Elbrus Derneği’nin katkılarıyla Tür-
kiye’den giden nakdî yardım sayesinde a-
yakta duruyor. Bu medreselerde temel İsla-
mî bilgilerden Hadis, Fıkıh, Siyer ve Arapça
gibi sistematik ulûmu şer’iyye derslerine ka-
dar pek çok ders veriliyor. Ziyaret ettiğimiz
medreselere devam eden öğrencilerin yaş
aralıkları dikkatimi çeken diğer bir husus.
“Yediden yetmişe” derler ya, o manzarayı
tam olarak bu medreselerde görmek müm-
kün. Aynı sırada oturan 810 yaşlarında bir
kız çocuğu, 1820 yaşlarında genç bir ba-
yan ve en az 60 yaşlarında bir teyze… Ger-
çekten ilginç ve bir o kadar da hoş bir man-
zaraydı. Çektiğim fotoğraflarla da bu man-
zarayı kaydettim. Ve son olarak Nartan böl-
gesinde bulunan 207 nüfuslu yetimhane,
Kabardey’deki tek yetimhane. Rus, Kabar-
dey, Balkar, Çerkez...
SAĞLIKLI VE MUTLU YETİMLER
İçlerinde hepsinden var. Temiz bir ye-
timhane, çocuklar mutlu ve sağlıklı görü-
nüyorlar. Ancak müdürle yaptığımız görüş-
mede temizlik malzemeleri konusunda ek-
sikleri olduğunu öğrendik. Olabildiğince bu
eksikler giderildi ve yetimhaneye özel bir
de mini kurban organizasyonu gerçekleştir-
dik. Çocukların keyifleri gözlerinden oku-
nuyordu. Elanora, önce “kesmeyin, günah”
diye çocuk ruhuyla bizi uyarsa da ayrılma
vaktimiz geldiğinde Saşa’yı kolunun altına
almış vaziyette gülümserken, bu iki sarışın
minik ekibimize el sallıyordu.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 3
iSTANBUL 9/8 ESKİŞEHİR 12 / 3
ANKARA 11 / 1 GAZİANTEP 11 / 4
İZMİR 13 / 9 BOLU 9/4
ADANA 17 / 9 KAYSERİ 11 / 2
ANTALYA 17 / 9 KOCAELİ 8/7
BURSA 9/7 KONYA 13 / 1
D.BAKIR
ERZURUM
11 / 4
4 / -1
SAKARYA 11 / 8
SAMSUN 16 / 11
Hakimden eroinman kıza nasihat:
Yarın seni
cinayetten
yargılamayalım
“Uyuşturucu ticareti yaptığı" iddiasıyla
hakkında dava açılan eroin bağımlısı 17
yaşındaki genç kıza hakim, "Kendini kurtar,
gelecekte seni cinayetten yargılamayalım"
diyerek nasihatte bulundu.
 Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
uyuşturucu ticaretinden tutuksuz yargılanan
Leyla K. (17), duruşmada satıcı değil içici ol-
duğunu söyledi. Leyla K., "Günde 4-5 içimlik
eroin kullanıyorum. Küçük yaşlarda başla-
mıştım. Bir kere tedavi gördüm fakat kurtul-
mayı başaramadım" dedi. Mahkeme başka-
nının sorusu üzerine günde 20 liralık eroin
parasını annesinden aldığını söyleyen Leyla
K., "Annem emekli ve aynı zamanda kafede
çalışıyor. Beni kurtarmak için her yolu denedi
ama olmuyor" diye konuştu. Genç kızın bu il-
letten kurtulması için mahkeme olarak yar-
dımcı olabileceklerini söyleyen mahkeme
başkanı Sabahattin Aras, "Melek gibi yüzün
ne hale gelmiş kızım. Gözlerinin altı ne
olmuş? Hiç aynaya bakmıyor musun? Zengin
arkadaş kurbanı olmuşsun. Arkadaşlarını iyi
seç. Gerçek hayatın ne olduğunu henüz bil-
miyorsun. Gün gelir eroin parası bulmak için
adam öldürecek hale gelirsin. Seni cinayetten
yargılamak zorunda kalırız. Bir an önce
tedaviye başlayacaksın" diyerek nasihatte
bulundu. "Bu işi kesin bitireceğine dair bana
söz veriyor musun?" diyerek genç kızdan
söz alan mahkeme başkanı, uyuşturucu ti-
careti yaptığı iddiasıyla yargılanan genç kızın
delil niteliği taşıyan malzeme olmaması ne-
deniyle beraatine karar verdi. Mahkeme
heyeti, genç kızın uyuşturucuyla ilgili göreceği
tedavinin denetlenmesine de karar verdi.
İnegöl’de uyuşturucu
çetesine darbe
 Bursa'nın İnegöl ilçesinde, uyuşturucu
satıcılarına yönelik yapılan operasyonda 35 kişi,
gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, İnegöl İlçe
Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yaklaşık 6 ay süren
takip ve çalışmaların ardından uyuşturucu satı-
cılarına yönelik operasyon yaptı. Sabahın erken
saatlerinde Yenice ve Sinanbey mahallelerinde,
30 eve eş zamanlı düzenlenen operasyonda,
sokak satıcısı oldukları belirtilen 35 kişi gözaltına
alındı. Zanlıların, gruplar halinde adliyeye sevk
edildikleri, devam eden soruşturma kapsamında
gözaltı sayısının artabileceği bildirildi.
Gümrük operasyonunda
66 kişi gözaltına alındı
 Gümrüklerde 'naylon fatura ve yolsuzluk'
soruşturması kapsamında gözaltına alınan
4'ü kadın 66 şüpheli sağlık kontrolü için has-
taneye sevk edildi. Gümrüklerde 'naylon fatura
ve yolsuzluk' soruşturması kapsamında İs-
tanbul, Artvin, Kocaeli, İzmir ve Bursa'da ger-
çekleştirilen operasyonlarda 4'ü kadın 66
kişi gözaltına alınmıştı. Sürdürülen soruşturma
kapsamanda gözaltına alınan 66 kişi, Çevik
Kuvvet otobüslerine bindirilerek Haseki Eğitim
ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Ço-
ğunluğu gümrük memuru olan 66 şüpheli,
sağlık kontrolünün ardından Mali Suçlarla Mü-
cadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi.
3
8 CEMÂZİL-ÂHIR 1432
MEKKE 29 / 23
İSTANBUL 3.58 5.44 13.08 17.00 20.19 21.55 12.11
MOSKOVA 2 / -1
ANKARA 3.48 5.31 12.52 16.43 20.01 21.35 12.13
NEW YORK 3 / -2
İZMİR 4.18 5.57 13.15 17.03 20.20 21.50 12.08
BERLİN 3/1
ADANA 3.52 5.28 12.42 16.287 19.44 21.12 12.14
LONDRA -1 / -1 BURSA 4.02 5.46 13.07 16.58 20.16 21.51 12.10
PARİS -1 / -1 TRABZON 3.16 5.01 12.25 16.17 19.36 21.12 12.17
ROMA
OSLO
-1 / -1
-2 / -5
GÜNDEM DİYARBAKIR 3.28
ERZURUM 3.15
5.06
4.58
12.23
12.18
16.10 19.27
16.09 19.27
20.56
21.01
12.17
12.18 11 Mayıs 2011 Çarşamba
Oğrenci otobüsü
şarampole devrildi
İzmir'in Seferihisar ilçesinde Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerini taşıyan otobüsün şarampole devrilmesi sonucu meydana gelen ve
2 kişinin hayatını kaybettiği kazada, 51 kişi de yaralandı. Kazada hayatını kaybeden Pakize Ecem Korkmaz son yolculuğuna uğurlandı
 Kazanın ardından Dokuz Eylül Üniversitesi,
İzmir, Atatürk, Tepecik Eğitim ve Araştırma hasta-
neleriyle Seferihisar Devlet Hastanesine toplam 51
yaralının kaldırıldığı tespit edildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesine kaldırılan
yaralılardan Emre Eyioğlu'nun (5) kolunun koptuğu,
hayati tehlikesinin bulunduğu ve ameliyata alındığı
öğrenildi.
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Seferihisar İlçe
Jandarma Komutanlığı ekiplerince, kazada ölen 2
kişinin Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi olduğunun
belirlendiği, ancak kimlik tespit çalışmalarının
sürdüğü belirtildi.
Otobüstekilerin, üniversitenin düzenlediği bir et-
kinlikten dönen öğrencilerle üniversite personeli ve
İzmir'deki kazada ölen Pakize Ecem Korkmaz, Yalıspor'da futbol oynuyordu.
aileleri olduğu öğrenildi.
Doğanbey-Seferihisar karayolu Ömür beldesi
mevkisinde 35 S 01226 plakalı otobüs şarampole
Pakize Ecem Korkmaz toprağa verildi devrilmiş, kazada camdan fırlayarak otobüsün altında
kalan 2 kişi yaşamını yitirmiş, çok sayıda kişi de ya-
 İzmir'in Seferihisar ilçesinde Öğle namazından sonra kılınan ce- ralanmıştı.
meydana gelen trafik kazasında naze namazının ardından Pakize Otobüste ağırlıklı olarak BESYO öğrencilerinin
hayatını kaybeden Pakize Ecem Ecem Korkmaz, Doğançay mezarlı- bulunduğu ayrıca DEÜ personeli ve aileleri, diğer
Kokmaz (22) son yolculuğuna uğur- ğında toprağa verildi. Kazada ya- bölümlerden öğrencilerin de şenliklere katıldığı be-
landı. Baba Mustafa Korkmaz, kızının ralanan 5 öğrencinin tedavisinin lirtildi.
spora çok düşkün olduğunu ileride devam ettiği öğrenilirken hafif şe- Otobüste yer alanların, DEÜ'nün Ürkmez'deki
Spor Bakanlığına kadar yükselmek kilde yaralanan diğer öğrencilerin kampında düzenlenen bahar şenlikleri kapanışı ve
amacında olduğunu dile getirdi. ise taburcu edildiği bildirildi. Rektörlük Kupası Ödül Töreni etkinliğinden döndükleri
öğrenildi.
Istanbul’da DHKP-C operasyonu Elektrik
direğinde
BEYOĞLU VE ŞİŞLİ İLÇELERİNDE DÜZENLENEN OPERASYONDA GRUP YORUM’UN 3 ÜYESİ GÖZALTINA ALINDI
 İstanbul'un Beyoğlu ve Şişli ilçelerinde dü-
zenlenen operasyonda, terör örgütü DHKP/C üyesi
can pazarı
oldukları iddiasıyla 36 kişi gözaltına alındı.  Gaziantep'te, çalıştığı elek-
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden alınan trik direğinde akıma kapılarak bay-
izinle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gınlık geçiren ve direkte asılı kalan
Şişli Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Mektep Sokak vatandaşı kurtarmak için çevredeki
ile Beyoğlu Piyalepaşa Mahallesi Piyalepaşa Cad- vatandaşlar seferber olurken, yaralı
desi'ndeki 3 dernek ve kültür merkezine operasyon şahıs itfaiye ekiplerinin yardımıyla
düzenlendi. kurtarılarak hastaneye kaldırıldı.
Operasyonun yapıldığı sırada içerde bulunanlar, Şahinbey ilçesine bağlı Kızılhisar
polise direnerek çeşitli sloganlar attı. Bina kapılarının Köyü yolu üzerinde bulunan bir
açılmaması üzerine önce camları kırarak içeriye elektrik direğine çıkan elektrik us-
göz yaşartıcı gaz atan polis, ardından da ''koçbaşı'' tası Hakkı D., akıma kapılarak bay-
olarak bilinen aletle kapıları kırarak içeri girdi. gınlık geçirdi. Hakkı D.'nin baygınlık
Operasyonda, 34 kişi gözaltına alındı. Ayrıca geçirdiğini gören çevredeki vatan-
önceden belirlenen 2 evde de 2 kişi yakalandı. daşlardan bazıları yaralı şahsın
''DHKP/C terör örgütü üyesi olmak''la suçlanan
bu kişiler arasında müzik grubu ''Grup Yorum''un
düşmemesi için elektrik direğine
çıkarak onu tutmaya çalıştı. Olay
3 üyesinin de bulunduğu öğrenildi.
Polis, operasyon düzenlediği 4 adreste bulduğu
yerine gelen itfaiye ekiplerinin yar-
dımıyla güçlükle direkten indirilen
bazı doküman ve belgelere el koydu. Ayrıca, bir şahıs, ambulansla Gaziantep Üni-
derneğin bina girişinde asılı olan kırmızı bez versitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
parçası da polis tarafından indirildi. kaldırıldı. Görgü şahitleri, direğe
çıkan elektrik ustası Hakkı D.'nin
AVUKAT AÇIKLAMA YAPTI Bu yerlere polis gündüz vakti de gelip arama kolu indirdiği sırada akıma kapıl-
Operasyonun yapıldığı yere gelen avukat Taylan yapabilirdi ama 02.00 sıralarında geldi. Gözaltına dığını gördüklerini belirterek, "Bir
Tanay, operasyonun gece başlatılmasını eleştirerek, alınanların yasa dışı DHKP/C örgütü ile bağlantısı anda oldu. Akıma kapılınca bay-
şöyle konuştu: olduğu gerekçe gösteriliyor. Bununla ilgili gizlilik gınlık geçirdi ve direkte asılı kaldı.
''3 ayrı yerde faaliyet gösteren kültür merkezi kararı olduğu söyleniyor. Bu baskının hiçbir hukuksal Biz de hemen düşmesin diye direğe
ile dernekler yasal kurumlardır. Kültür merkezinde dayanağı yoktur. Bir mahkeme hakiminin verdiği çıktık. Dakikalarca elimle tuttuğum
Grup Yorum'un 3 üyesi de gözaltına alındı. Bunlar kararla bu aramaların yapılması baskının haklılığını için gücüm kalmadı. Sonra itfaiye
için arama kararı bulunmamaktadır. Grup Yorum, göstermez.'' ekiplerinin gelmesiyle zor da olsa
verdiği konserlerde onbinlerce kişiyi meydanlara Olay yeri inceleme ekiplerinin operasyon yapılan direkten indirdik" diye konuştu.
toplamıştır. Gözaltına alınmalarını anlamak mümkün yerlerdeki çalışmaları sürerken, gözaltına alınanlar Olaylı ilgili soruşturma sürüyor.
Avukat Taylan Tanay
değildir. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 4

4 11 Mayıs 2011 Çarşamba ekonomi

Bakkallara Verimli Tedarik Sistemi getirileceğini belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’e göre: Manda üretimi yüzde 59.6 azaldı
Mart ayında manda eti üretimindeki yüzde
59.6’lık azalma dikkat çekti. Böylece 2010 yılı-

BAKKALLAR,
nın Mart ayında 414 ton olan manda eti üretimi
167 tona geriledi. Manda eti üretimi Mart ayında
Şubat ayına göre ise yüzde 2 bin 358 artış gös-
terdi.
Koyun eti üretimi Mart ayında geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 39.1, bir önceki aya
göre ise yüzde 11.6 azalış gösterdi. Böylece

MARKETLERLE
2010 yılının mart ayında 10 bin 64 ton ve bu
yılın Şubat ayında 6 bin 929 ton olan koyun eti
üretimi Mart ayı itibariyle 6 bin 124 ton olarak
gerçekleşti.
Keçi eti üretimi ise söz konusu dönemde
geçen yılın Mart ayına göre yüzde 22.1 azalarak
bin 394 ton olarak gerçekleşti. Keçi eti üretimi
Mart’ta bir önceki aya göre ise yüzde 2.5 azalış

YARISACAK
gösterdi.

 Sanayi ve Ticaret Bakanı
Nihat Ergün, Verimli Tedarik Sis-
temi ile küçük esnafın internet
üzerinden kolay ve hızlı bir şe-
kilde doğrudan mal sipariş etme-
sinin mümkün olacağını belirte-
rek, ''Böylece tedarik zincirindeki
halka sayısı azalacak ve küçük es-
Akgiray’dan, Çorumlulara
Borsa kursu
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Verimli Tedarik Sistemi ile küçük esnafın internet üzerinden kolay ve hızlı bir  Sermaye Piyasası
Kurulu Başkanı Prof. Dr.
şekilde doğrudan mal sipariş etmesinin mümkün olacağını belirterek, ''Böylece tedarik zincirindeki halka sayısı Vedat Akgiray’ın borsa
turları devam ediyor. Ak-
azalacak ve küçük esnaf, büyük grosmarketlerle yarışabilir hale gelecektir'' giray, bugün Çorum’da
ağırlıklı olarak KOBİ’le-
kapsamlı bir yol haritası oluştur- mali işler, finans, bilgi yönetimi rin katılacağı konferansta

‘BAKKALLAR TEK BİR ÇATI

duklarını söyledi. gibi alanlarda destekliyoruz'' diye ‘İşletmeler ve Sermaye
naf, büyük grosmarketlerle yarı- konuştu. Piyasası' konulu bir su-
şabilir hale gelecektir'' dedi. Bu yol haritasının temel işaret-
lerinden birinin de, esnaf ve sanat- Esnaf ve sanatkarların değişim num yapacak. Çorum Ti-

ALTINDA TOPLANAClaAKhız’lı bir şekilde

Ergün, Çırağan Sarayı'nda Teda ve dönüşüm süreçlerine yönelik caret ve Sanayi Odası'nda yapılacak toplantı
Global Ticaret A.Ş. tarafından dü- karların işbirliği ve ortaklıklar yoluyla
bu alanlarda sunacakları projelere, saat 14.00’te başlayacak.
zenlenen ''Bakkallar Marketler Ya- sinerji oluşturmalarını sağlamak ol-
150 bin liraya kadar geri ödemesiz Akgiray, daha önce Ankara’da ev hanım-
duğuna işaret eden Ergün, Türki- ve kaliteli ma
Tedarik
şayacak'' temalı Verimli Tedarik
ye'deki işletmelerin en önemli so-
destek verdiklerini anımsatan Er- Nihat Ergün, Verimli ulaşmakta yaşadıkları sık
ıntılar ge- larına borsa semineri vermiş, ardından İstanbul’da
Sisteminin tanıtıldığı basın top- gün, ''İşbirliği-Güçbirliği Destek ba kk all arın ve
runlarının başında küçük ölçekte Sistemi Projesi ile liyor. Mevcut sis tem de , esnafın da gençlerle bir araya gelmişti.
lantısında, insanların üretim, tü- Programı'' ile, esnaf ve sanatkar- bir ça tı altında
üretim yapılması geldiğini ifade etti. yöresel marketlerin özellikle fiyat, kalite ve çeşitlilik
ketim ve ticaret alışkanlıklarının ların ortak tedarik, tasarım, pa- şek ild e güç-
toplanmasının ve bu konusunda büyük ma rke tle rle re-
her geçen gün daha farklı özellikler Ergün, ''Bu sorunu aşmak için, zarlama, laboratuvar, imalat, lo- lerini artırmasının he de fle nd iğini
kabet edebilme şan sı ka lm ıyo r. Türk Kızılayı ikinci el hurda
kazandığını, daha karmaşık bir küçük işletmelerin altyapı, tedarik jistik ve hizmet sunumu gibi ko- nü iste diği
belirtti. Mesela bir bakka l, ürü
yapıya büründüğünü kaydetti.
Ekonomik hayatta yaşanan deği-
sistemi, laboratuvar veya pazar
araştırması gibi faaliyetlerini or-
nularda hazırlayacakları projelere
250 bin lira geri ödemesiz, 500
''Kazan-kazan'' anlayışı
r ala
üzerine
fiyatta tedarik edeb
n tüm
ilse bil e, bu nu n araç satacak
kurulu bu projede ye ak ta zo rla nıy or.
şimden en çok etkilenenlerin, esnaf taklık anlayışıyla yürütmeleri son bin lira geri ödemeli destek sağla- lay ısıy la sürekliliğini sağlam
Türki-  Bu arada Türk Kızılayı
kesimlerin ve do Verimli Tedarik Sistem
i ile küçük
Genel Müdürlüğü, Ankara
ve sanatkarlar ile KOBİ'ler olduğunu derece faydalı olacaktır. Geçti- dıklarını anlattı. çla rı ola cağını
ye'nin, önemli kazan esnafın internet üz eri nd en kolay Etimesgut'ta bulunan Afet
dile getiren Bakan Ergün, ilk bakışta ğimiz yıl, KOSGEB destek prog- Bakan Ergün, TEDA Global'in şun lar ı ka ydet-
dile getiren Ergün, ve hızlı bir şekild e do ğru dan mal Yönetimi Müdürlüğündeki 2.
insanı tedirgin eden bu sürecin, doğru ramlarında radikal bir değişikliğe yürüttüğü ortak tedarik sistemine ün ola caktır.
ti: mü mk el, hurda ve ekonomik ömrünü tamamlamış
imza attık, destek içeriklerini kap- ilişkin bu projeyi de, bu açıdan zın mo- sipariş etmesi
okunduğu ve doğru yönetildiği tak- ''Bugün küçük esnafımı arik zin cir ind ek i halka araçların satışı için ihale açtı.
dirde, herkese büyük avantajlar sağ- samlı bir şekilde değiştirdik, proje son derece önemsediklerine de- endeciyle Böylece ted
dern ve organize perak cak ve kü çü k esn af, İhale, 22 Mayıs 2011 tarihinde saat 9.30'da
odaklı bir sisteme geçiş yaptık. ğinerek, tüm esnaf ve sanatkarlar de ciddi sayısı azala
layabileceğini anlattı. rekabet etmesinin önün smarketl erle ya rış ab ilir açık artırma ile Türk Kızılayı Genel Müdürlü-
Ergün, bakanlık olarak, Esnaf KOBİ Proje Destek Programı ile gibi projeye dahil olan bakkal- engellerin büyük gro
engeller bulunuyor. Bu hale ge lecek tir.'' ğünde gerçekleştirilecek.
esnaf ve sanatkarlarımızı, üretim, ların da KOSGEB'in bu destek- rin ucuz
ve Sanatkarlar Strateji Belgesi ve başında küçük işletmele Satışta muhammen bedeli 5 bin lira ve (5
Eylem Planı'nı hazırladıklarını ve yönetim-organizasyon, pazarla- lerinden yararlanabileceklerini
bin dahil) altında olan araçlar için 500 lira, 5
tarihte ilk defa esnaf kesimi için ma, dış ticaret, insan kaynakları, belirtti.
bin lira ile 15 bin lira (15 bin dahil) arası olan
araçlar için bin lira, 15 bin lira üzerinde olan
araçlar içinse bin 500 lira teminat bedeli yatırı-
lacak.

MEB’den 2 firmaya Pegasus Adana-Bodrum Söz konusu ihaleye katılmak isteyenler şart-
nameyi Ankara'da Genel Müdürlükten, İstan-

ihale yasağı bul'da İstanbul Müdürlüğünden temin edebile-

uçuşlarına başlıyor
cekler.
İstekliler araçlara ait listeyi, www.kizilay.
 Milli Eğitim Bakanlığı org.tr./ihale ilanları adresinden görebilecekler.
(MEB) ile Türkiye İş Kurumu Ge-
nel Müdürlüğü İdari ve Mali İşler
Daire Başkanlığı, 4734 Sayılı
Kamu İhale ve 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre
2 firmaya ihalelere katılma yasağı getirdi.
Yasaklara ilişkin duyurular, Resmi Gazetenin bugünkü
sayısında yayımlandı. Duyurulara göre, Türkiye İş Ku-
rumu Adıyaman İl Müdürlüğü tarafından yapılan ihaleye
katılan, ''Mehmet Emin Çetiner'' ihalelerden men
edildi. Şanlıurfa Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı
Mehmet Emin Çetiner, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa
göre 1 yıl süreyle ihalelere giremeyecek.
Öte yandan MEB, ''Şakir Cecen''e ceza verdi. Ga-
ziantep Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün iha-
lesine katılan ve Gaziantep'te bulunan Şakir Cecen,
BİSİAD’dan iş adamlarına
2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre 1 yıl süreyle
bakanlık ihalelerinden men edildi. (a.a.)
Karadeniz gezisi
Pegasus Havayolları'nın, Haziran ayından itibaren Adana-Bodrum arasında karşılıklı sefer düzenleyeceği  Bitlis Sanayici ve İş Adamları Derneği
bildirildi. Pegasus Havayolları'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, şirketin yurtiçi ve yurtdışı (BİSİAD), iş adamları için Bayburt, Gümüşhane,
hatlardaki büyüme stratejisi kapsamında, Haziran ayından itibaren haftada 3 gün Adana-Bodrum Trabzon ve Rize illerini kapsayan bir gezi dü-
arasında karşılıklı sefer gerçekleştirilecek. Pazartesi, perşembe ve pazar günleri Adana'dan saat zenledi. Bayburt ilinde Bayburt kalesi, Gümüş-
Uğurlu Belediyesi itfaiyeci alacak 19.55'te, Bodrum'dan ise 21.45'te yapılacak seferlerin biletleri ise vergiler dahil 69,99 TL'den başlayan hane’de Karaca Mağarası, Trabzon’da Sümela
Manastırı ve Uzungöl, Rize'de Rize Kalesi gibi
 Trakya Kalkınma Ajansı personel, Şanlıurfa fiyatlarla satışa sunuldu.
yerleri ziyaret eden heyet, bu illerdeki işadam-
Uğurlu Belediyesi ise itfaiye eri alacak. Uğurlu Belediye larıyla tanışma imkanı buldu.
Başkanlığı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kap- BİSİAD Başkanı Cesim Akıllı, bu tür gezilerde
samında istihdam edilmek üzere, sözlü sınavla erkek işadamlarının tecrübe paylaşımı yaptığını, bir-
veya bayan 1 itfaiye eri alacak. Adaylarda yüksek okul
birlerinin tecrübelerinden istifade ettiklerini söy-

Ihracatçı 200 bin kişi

mezunu olmaları şartı aranacak. Sınav, 31 Mayıs 2011
tarihinde saat 10.00'da Uğurlu Belediyesinde gerçek- ledi. Akıllı, gezilerin bundan sonra da devam
leştirilecek. Sınava çağrılacak adayların listesi 16 Mayıs edeceğini belirtti.
2011 tarihinden itibaren belediyenin ilan panosunda İşadamı Ali Ulvi Değerli, geziden çok memnun
duyurulacak. Başvurular, 12-13 Mayıs 2011 tarihleri kaldıklarını, gezi yaptıkları illerde işadamları
arasında saat 16.30'a kadar Uğurlu Belediyesi Yazı ile tanışma fırsatı bulduklarını söyledi.

İşleri Müdürlüğüne şahsen yapılacak. Posta ve internet
yoluyla yapılan müracaatlar kabul edilmeyecek.
Bir ons altın: 1.516 dolar
 Altının onsu uluslararası pi-
yasalarda 1.516,87 dolar düzeyinde
seyrediyor. İstanbul Menkul Kıymet-
ler Borsası Tahvil ve Bono Piyasası
Kesin Alım Satım Pazarında işlem
gören gösterge kağıdı 20 Şubat 2013
vadeli tahvilin, bugün valörlü işlem-
lerinin saat 12.00 itibarıyla basit getirisi yüzde 8,59,
bileşik getirisi yüzde 8,32 seviyesinde bulunuyor. Ulus-
lararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4364, sterlin-
dolar paritesi 1,6374, yen-dolar paritesi ise 80,72 dü-
zeyinde seyrediyor.
istihdam edecek
 İhracatçı firmalar, sene sonuna
kadar 200 bin kişiyi daha istihdam et-
meyi öngörüyor. İlk çeyrek beklentileri
bağlamında firmaların 80-90 bin kişiye
iş verebileceği tahmin ediliyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Baş-
kanı Mehmet Büyükekşi, 2011'in ilk üç
ayını içeren İhracatçı Eğilim Anketi'ni
kamuoyu ile paylaştı. İhracatçıların ya-
tırımdan istihdama, yeni sektörlerden
karlılıklarına kadar pek çok değerlen-
dirmelerinin yer aldığı ankete toplam
531 firma katıldı.
Anketi cevaplayanlara göre senenin
ilk çeyreğinde ortalama 174 kişi istihdam
edildi. Bunların 140'ı mavi yakalı, 30'u
beyaz yakalı iken; 4'ü Ar-Ge persone-
linden oluştu. 2011 Ocak-Şubat-Mart
aylarında istihdam edilen ortalama yeni
çalışan sayısı ise 19 kişi arttı. Bu dönemde
firmaların yüzde 49'u eleman sayısını
artırdı; yüzde 3,6'sı sabit tuttu, yüzde
19,4'ü de azalttı.
İhracatçıların istihdam beklentileri so-
rulan Büyükekşi, "Umut ediyoruz sene
sonuna kadar 200 bin kişi istihdam edi-
lecek. İlk çeyrek için 100 bin ya da 80-
90 bin civarında istihdam söz konusu
olabilir." dedi.
Gazetecilerin "Seçime gidiyoruz ve
ihracatçıların ekonomiye dair tahminleri
olumlu. Sizce taşlar yerine oturdu mu?"
sorusuna TİM Başkanı Büyükekşi, şu
karşılığı verdi:
"İhracatçıların seçimle ilgili bir kaygısı
yok. En önemlisi istikrarsızlık kaygısı
yok, herkes kendi işi ile lgileniyor. 'Seçim
olsun da ondan sonra kararımı veririm,
ondan sonra yatırım yaparım ya da yap-
mam.' diye bir durum yok, ortada. Siya-
setten uzak ekonomi yönetimi ihracatçı
bakımından önemli. Eskiden dünya eko-
nomisinde ve ülkemizde görülen en ufak
sıkıntıda borsa tepe taklak olurdu. Şu
anda ekonomiye güven olduğu için böyle
bir etki söz konusu değil."
Kırmızı et üretimi yüzde 12.6
oranında azaldı
 Toplam kırmızı et üretimi Mart ayında
bir önceki aya göre yüzde 5 oranında artarken,
geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12.6 oranında
azalarak 50 bin 637 ton olarak gerçekleşti. Mart
ayında sığır, manda, koyun ve keçi eti üretimi
geçen yılın aynı dönemine göre azalış gösterdi.
Mart ayında manda etinin geçen yılın aynı dö-
nemine göre yüzde 59.6 azalırken bir önceki
aya göre yüzde 2 bin 358 artması dikkat çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı
Kırmızı Et Üretim İstatistiklerini açıkladı. TÜİK
tarafından yayımlanan kırmızı et üretim istatistikleri
2010 yılına kadar; mezbahalarda kayıt altına
alınan büyükbaş-küçükbaş hayvan kesimleri ile
derisi Türk Hava Kurumu’na ulaşan kurban deri-
lerinden elde edilen verilere dayanmakta idi.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 5

EKONOMi
DÜN: DÜN: DÖVİZ / ALTIN BAROMETRESİ
DOLAR

ALTIN
1.5540 76,60
Ö.GÜN: Ö.GÜN: DÖVİZ ALTIN
1.5440 73,79 ALIŞ SATIŞ ALIŞ SATIŞ
ABD DOLARI 1,5540 1,5620 GRAM ALTIN 75,1710 77,6000
DÜN: DÜN: EURO 2,2300 2,2420 ÇEYREK ALTIN 122,3200 128,5000
EURO

İMKB
2,230 68,074 STERLİN 2,5320 2,5670 YARIM ALTIN 244,6500 257,0000
Ö.GÜN: Ö.GÜN: S.ARAB.RİYALI 0,4120 0,4220 TAM ALTIN 487,3000 514,0000
2,240 68,530 JAPON YENİ 0,0192 0,0194 REŞAT ALTIN 496,0800 522,0000

11 Mayıs 2011 Çarşamba

5
Benzine 10 kuruşluk indirim
 Akaryakıt firmaları hampetrolün aril fi-
yatındaki 10 dolarlık düşüşü pompaya yansıttı.
Şirketler, dün gece yarısından itibaren 95 Ok-
tan kurşunsuz benzinin litre fiyatında 10 kuruş
indirime gitti. Motorinde ise 8 kuruşluk indirim
250 BiN KiSi PARASINI
BANKADA UNUTTU
yapıldı. İstanbul'da bir litre benzin 4,30'dan
4,20 lira civarına geriledi. Arabalarına temel
gibi 50 TL’lik benzin koyduran bazı vatan-
daşlar: “Buna da şükür” diyorlar.

Balıkesir-Ankara uçak Ciments Francais’den Afyon

seferleri 24 Mayıs'ta
 Balıkesir-Ankara uçak seferleri, 4 yıl
ardan sonra yeniden başlıyor. Şehir merke-
zinde bulunan Balıkesir Havaalanı'na ilk uçuş,
24 Mayıs 2011 Salı günü olacak. Seferler,
THY Anadolu Jet ile Bora Jet firmalarının ko-
ordinesiyle Bora Jet’e ait küçük uçaklarla ya-
pılacak. Salı, perşembe ve cumartesi günleri
planlanan uçuşların biletleri, Bora Jet internet
sitesinden alınabiliyor. Bilet ücretleri ise pro-
mosyon 89, ekonomik 109 lira olarak açık-
landı.
UÇUŞ PROGRAMI
Kalkış Varış
Salı Ankara -Balıkesir 13.45 15.10
Balıkesir - Ankara 15.40 17.00
Perşembe Ankara-Balıkesir 13.45 15.10
Balıkesir-Ankara 15.40 17.00
Cumartesi Ankara-Balıkesir 13.45 15.10
Balıkesir-Ankara
Almanya, ihracatta rekor kırdı
 Almanya'nın mart ayı ihracatı ve
ithalatı rekor kırdı. Ülkenin ihracatı mart
ayında şubat ayına göre yüzde 7,3 artarak
98,3 milyar Euro'ya ulaştı. Merkezi Wiesba-
den'da bulunan Federal İstatistik Dairesinin
açıkladığı verilere göre, ihracat geçen yılın
mart ayına göre ise yüzde 15,8 oranında artış
kaydetti. Almanya'nın mart ayında ithalatı
önceki aya göre yüzde 3,1 artarak 79,4 milyar
Euro oldu. Geçen
Hesap sahiplerinin, bankalardaki hesapları üzerinde son 10 yıldır işlem
yapmadığı için zaman aşımına uğrayan paralarını geri alabilmek için 4 günleri
kaldı. Hesap sahipleri bankalarda unuttukları paraları 15 Mayıs’a kadar
bankalara müracaat ederek almazsa paralar TMSF’nin hesabına geçecek.
 Hesap sahiplerinin, bankalardaki
hesapları üzerinde son 10 yıldır işlem yap-
madığı için zaman aşımına uğrayan para-
larını geri alabilmek için 4 günleri kaldı.
Hesap sahipleri bankalarda unuttukları pa-
raları 15 Mayıs’a kadar bankalara müra-
caat ederek almazsa paralar Tasarruf Mev-
duatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) hesabına
geçecek.
5411 Sayılı Bankalar Kanununa göre,
bankalarda mevduat, katılım fonu, emanet
ve alacaklardan hak sahibine, en son işlem
tarihinden itibaren 10 yıl içinde aranmayan
paralar zaman aşımına tabi tutuluyor. Ban-
kalar bu çerçevede, zaman aşımına uğrayan
mevduat, emanet ve alacakların listesini
Şubat ayı başından itibaren internet sitele-
rinde yayımlamaya başladı.
3 ay süreyle ilanda kalan listelerde adı
bulunanların, 15 Mayıs 2011 tarihine kadar
söz konusu hesaplar için başvuruda bu-
lunmaması halinde zaman aşımına uğramış
mevduat bakiyeleri, emanet ve alacaklar,
TMSF’ye devredilecek. 15 Mayıs’ın Pazar
gününe denk gelmesi üzerine yetkililer,
bankada parasını unutanların ellerini çabuk
tutarak 13 Mayıs Cuma gününe kadar iş-
lemlerini bitirmeleri konusunda hesap sa-
hiplerini uyardı.
250 BİN HESAP SAHİBİ BANKADA
PARASINI UNUTTU
20 bankada 10 yıldır işlem görmeyerek
zaman aşımına uğrayan hesap sayısı bu
yıl 249 bin 455’e ulaştı. En fazla mevduat
unutulan banka Yapı Kredi Bankası (2
Ekim 2006 tarihi itibariyle Yapı Kredi ile
birleşen Koçbank bünyesindeki hesaplar
da bulunuyor) oldu. Bu bankada, 140 bin
294 hesap “zaman aşımına” tabi bulunuyor.
Unutulan hesaplar sıralamasında Yapı
Kredi Bankasını 39 bin 629 hesapla İş
Bankası, 17 bin 362 hesapla Ziraat Bankası,
16 bin 635 hesapla Garanti Bankası, 11
bin 945 hesapla Citibank takip ediyor. Fi-
nansbank’ta unutulan 7 bin 510, Halk-
bank’ta 6 bin 712, Vakıfbank’ta 5 bin 990,
Akbank’ta bin 568, Türkiye Finans’ta 566,
Şekerbank’ta 245, Türk Ekonomi Banka-
sında 139, Adabank’ta 11, ING Bank’ta
Çimento açıklaması
 Ciments Français S.A., Afyon Çimen-
to'nun mevcut hisselerinin yüzde 51'ini oluş-
turan Borsada işlem görmeyen statüdeki his-
selerinin Borsada işlem gören statüye
dönüşmesi için Merkezi Kayıt Kuruluşu'na
(MKK) başvurmayı kararlaştırdığını duyurdu.
SON 3 YILDA 73 MİLYON
Ciments Français, Afyon Çimento'da sahip
olduğu hisseleri borsada ve/veya blok satış
TL BANKALARDA yoluyla finansal veya stratejik yatırımcılara
UNUTULDU satabileceğini de bildirdi.
Afyon Çimento Sanayi T.A.Ş.
unu-
Son 3 yılda bankalarda ile ilgili olarak Ciments Français
ray ara k,
tulup zaman aşımına uğ S.A.'dan gelen ve Kamuyu Ay-
73 mi l-
kamulaştırılan para tutarı dınlatma Platformu'nda (KAP)
yıl ınd a
yon TL’yi geçti. 2010 yayımlanan yazıda, konuya iliş-
37 mi l-
TMSF’ye devredilen para kin bilgi verildi.
mına uğ-
yon TL oldu. Zaman aşı Yazıda, Ciments Francais'ın Afyon Çimento
dö viz de
rayan hesaplar içinde Sanayii Türk A.Ş.'de sahip olduğu ve Afyon
Ya pılan
önemli bir tutara ulaştı. Çimento'nun mevcut hisselerinin yüzde 51'ini
üç yılda
hesaplamalara göre son oluşturan Borsada işlem görmeyen statüdeki
kla şık 9
Amerikan Doları’nda ya
mi lyo nluk hisselerinin Borsada işlem gören statüye dö-
milyon, Euro’da ise 7.5 nüşmesi için Merkezi Kayıt Kuruluşu'na (MKK)
bir miktar Fon’a geçti. başvuruda bulunmak üzere bugün itibariyle
gerekli işlemlere başlama kararı aldığı belirti-
lerek, ''Ciments Français, Afyon Çimento'da
sahip olduğu hisseleri borsada ve/veya blok
359, Denizbank’ta 14, Türk Arap Bankası’nda
satış yoluyla finansal veya stratejik yatırımcılara
47, Tekstilbank’ta 37, HSBC’de 51, Albaraka
satabilir'' denildi.
Türk’te ise 79 hesap zaman aşımına tabi
bulunuyor. (ANKA)
İslam Kalkınma Bankası’ndan
Tacikistan’a kredi

Pamuk, buğday ve mısır

yılın aynı ayına
göre ithalat yüzde
16,9 arttı. İhracat  İslam Kalkınma Ban-
ile ithalat arasın- kası (İKB) ile Tacikistan ara-
daki fark ise 15,2 sında kredi anlaşması imza-
milyar Euro olarak landı. İslam Kalkınma
Bankası söz konusu kredi

kayıtlara geçti.
Ocak'tan mart ayı-
na kadarki üç aylık sürede ise ihracat yaklaşık
yüzde 20 artarak 261 milyar Euro'ya yükseldi.
Almanya'da hem ithalat hem ihracat verilerin
tutulmaya başlandığı 1950 yılından bu yana
en yüksek seviyeye çıktı. İhracattaki bir önceki
rekor, 2008 yılı nisan ayında 88,8 milyar
Euro ile kaydedildi. İthalattaki aylık rekor
74,1 milyar Euro ile geçen yıl kasım ayında
gerçekleşmişti. Almanya halen dünyanın en
büyük ikinci ihracatçısı konumunda bulunuyor.
Baharatlar da icralık oldu
 Bursa'da 199 çuval baharat, Mudanya'da
4 inek, İzmir'de 4 bin 104 adet küllük icra
yoluyla satılacak. ''icramatik.com''dan aldığımız
bilgiye göre, Bursa 9. İcra Müdürlüğü, bir borçtan
dolayı hacizli bulunan, değeri 2 bin 200-8 bin
700 lira arasında değişen fiyatlarla toplam 199
çuval pul biber, toz biber, kuru nane, soya
ununu ''pazarlık suretiyle'' satacak. Bağlarbaşı
Mahallesi Bulduk Sokak No: 9 Bursa adresinde,
yarın, 10.30-10.40 saatleri arasında yapılacak
satış, peşin para ile olacak.
Mudanya İcra Müdürlüğü de toplam 22 bin
lira muhammen bedelle 4 adet ineği açık artırma
usulüyle satışa çıkaracak. Birinci açık artırma
25 Mayıs 2011 tarihinde, 09.30-09.40 saatleri
maliyetleri belirlendi
Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, Ziraat Odasınca yapılan
çalışmada, pamuğun kilo maliyetinin 1,53, buğdayın 50 kuruş, mı-
sırın ise 49 kuruş olarak tespit edildiğini söyledi. Tezcan, maliyet-
lerdeki tırmanışta, akaryakıt ve Ortadoğu'daki olaylar nedeniyle
artan gübre fiyatlarının etkili olduğunu kaydetti.
 Çukurova çiftçisinin ürün deseninde ilk sıralarda yer alan
pamuk, buğday ve mısırda dekar ve kilogram başına maliyetler
belirlendi. Ceyhan Ziraat Odasınca yapılan çalışmada, pamuğun
kilo maliyeti 1,53, buğdayın 50 kuruş, mısırın ise 49 kuruş olarak
tespit edildi.
Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, yaptığı açıklamada,
coğrafi konumu, toprak ve iklim özellikleri nedeniyle hemen
hemen her ürünün yetişebildiği Çukurova'da bu ekim sezonunda
ürün desenini ağırlıklı olarak pamuk, mısır ve buğdayın oluştur-
duğunu bildirdi.
Tezcan, oda olarak ürün bazında yaptıkları maliyet tespitinde,
hem üreticilere hem de ülkeyi yönetenlere mesaj vermek istediklerini
belirterek, ''Bu çalışmada maliyetleri kalem kalem çıkarıp, dekara
ve kilogram başına maliyetin yanı sıra yine dekar başına ortalama
verimi de tespit ettik. Maliyetlerdeki tırmanışta, akaryakıt ve Or-
tadoğu'daki olaylar nedeniyle artan gübre fiyatları etkili oldu''
dedi.
Tarımın doğa ile savaştan farksız olduğunu, özenle ekilen
ürünlerin bir yağmur, dolu ya da başka bir doğa olayı ile heba
olabileceğini vurgulayan Tezcan, ''bu nedenle, çok zor ve riskli
bir faaliyet gerçekleştiren üreticilerin desteklenmesi ve korunmasının
Siyasi gündem suyun önüne geçti
büyük önem taşıdığını'' ifade etti.
Tezcan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılan açıklamaya
göre, mısır için kilogram başına 4 kuruş, buğday için 5 kuruş des-
tekleme primi verileceğini, pamuktaki destekleme fiyatının ise
açıklanmadığını belirterek, ''Pamuk primi hasat döneminde oluşan
fiyatlara göre kilo başına 42 kuruştan fazla olmamak koşuluyla
açıklanacak. Mısırın kaderini Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO)
vereceği fiyat belirleyecek. Buğdayın kilosunu ise desteklemeyle
birlikte 60 kuruştan aşağı elden çıkaramayız'' diye konuştu.
anlaşması kapsamında Tacikistan’a 18,7 mil-
yon dolar kredi kullandıracak.
Tacikistan Maliye Bakanlığı’nda yapılan
açıklamada, söz konusu kredi anlaşması, Ma-
liye Bakanı Safarali Najimiddinov ve İKB böl-
gesel ofisi direktörü Hişam Taleb Maaroufi
arasında imzalandı. İKB tarafından sağlanan
kredi, Şagon-Zigar karayolu inşaatı için kul-
lanılacak.
İslam Kalkınma Bankası, kredi miktarını
Tacikistan’a 25 yıl süreyle 7 yıl ödemesiz dö-
nem dahil olamk üzere yüzde 2.5’i geçmeyen
bir faiz oranı ile veriyor.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, bu projenin
ülkede ekonomik kalkınmayı teşvik edeceği,
yoksulluğun azaltılması ve halkının refahının
geliştirilmesine katkıda bulunacağı belirtildi.
Kredi, yapımına 2003 yılında başlanan
karayolunun son etabı için kullanılacak. 34
kilometre uzunluğundaki karayolu Penc neh-
rinin kıyısındaki dağlık alandaki ulaşılması
zor bölgeden geçiyor.
Projenin tamamlanmasıyla Tacikistan’ın
batısı ile doğu bölgesi arasındaki ulaşımı ko-
laylaştıracak. Bu proje ayrıca, Tacikistan’ı Çin
ve Pakistan ile de birleştirecek.
YIL: 1 11 MAYIS 2011
SAYI: 3 ÇARŞAMBA
İmtiyaz Sahibi
Akif GÜRDOĞAN
Zemin Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. adına
Genel Yayın Yönetmeni
Reklam
Ekrem KIZILTAŞ

arasında Çekrice köyü Mudanya adresinde, satış
gerçekleşmediği takdirde ikinci açık artırma 30
Mayıs 2011 tarihinde aynı yer ve saatlerde ya-
pılacak.
İzmir 3. İcra Müdürlüğü, 8 bin lira bedelle, 4
bin 104 adet porselen küllüğü açık artırma yoluyla
satacak. Birinci artırma 3 Haziran 2011 günü,
12.20-12.25 saatleri arasında 560. sokak no:
12/A İzmir adresinde yapılacak. Satış gerçekleş-
mediği takdirde aynı yer ve saatte, 8 Haziran
20011 tarihinde ikinci artırma düzenlenecek.
Bu arada, Yalova Çiftlikköy ilçesi Kılıç
köyü Ova mevkisindeki tarla ile Şakşak mev-
kisindeki tarla, meyve-sebze soğuk hava de-
polama tesisleri, bu gayrimenkullere dahil bi-
nalar ve makine parkı 6 milyon 658 bin 596
lira muhammen bedelle satışa çıkarıldı.
Yazıişleri Müdürü
Ahmet Zeki GAYBERİ
 2. İstanbul Uluslararası Su Foru- foruma haber anlamında pek ilgi gösteril- Mehmet BAYLAR
Sorumlu Yazıişleri Müdürü
mu, seçim atmosferine giren Türkiye'nin medi. 2 bine yakın ulusal, bölgesel ve
siyasi gündemi içinde kayboldu. Foruma, yerel gazete ile dergide çıkan haberleri
İnternet Selami ÇALIŞKAN
Murat HAZİNE
100 farklı ülkeden aralarında bakan, be- tek tek inceleyen şirket, su konusunda Düşünce-Analiz
lediye başkanı ile dünyada su konusunda dünyamız açısından hayati önem taşıyan Yönetim Yeri İbrahim TENEKECİ
uzman 150 konuşmacının yer aldığı bine kritik konuların masaya yatırıldığı 2. İs- Seyit Nizam Mh. Şehit Kültür Sanat
yakını yabancı toplam 3 binden fazla ki- tanbul Uluslararası Su Forumu'nun yazılı Erkan Alyanak Sk.
No: 2 Kat: 4 Osman TOPRAK
şinin katıldı. Elli aşkın televizyon kanalını basında sadece 34 habere konu olduğunu Zeytinburnu-İstanbul Aile-Toplum
kapsayan araştırmaya göre forum hakkında belirledi. Bu haberlerin 13'ü ulusal gaze- Tel: 0 (212) 665 22 11
Yusuf GENÇ
ekranda toplam 18 haber yer aldı. Bu ha- telerde çıkarken, 21'i bölgesel ve yerel Fax: 0 (212) 665 03 79
berlerin toplamı 40 dakika 20 saniye basında yer aldı. info@dunyayayenisoz.com Spor
sürdü. Su forumu İstanbul’da devam ederken, Ali YÜKSEL
Interpress’in yaptığı araştırmaya göre 3- suyumuzun satılmasına karşı çıkan duyarlı
5 Mayıs tarihleri arasında 100 farklı ülkeden, vatandaşların “Su hayattır, satılamaz” dö-
Baskı: İhlâs Gazetecilik A.Ş. Yenibosna-İstanbul
Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli
aralarında bakan, belediye başkanı ile dün- cının da yer aldığı bine yakını yabancı vizlerini taşıdıkları protestoları da devam BU GAZETE BASIN MESLEK İLKELERİNE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR
yada su konusunda uzman 150 konuşma- toplam 3 binden fazla kişinin katıldığı ediyor.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 6
6 11 Mayıs 2011 Çarşamba
SURiYE’DE TRAJEDi BUYUYOR
Suriye de 7 haftadır devam eden gösterilerin sonunda Suriye İnsan Hakları Komitesi, 8 bin insanın gözaltına alındığını ve 800 kişinin hayatını kaybettiğini
açıklarken, tüm kentlerin asker ve polisin kontrolü altında olduğu, halkın ise artık reform istemeyip biran önce Baas rejiminin gitmesini istediği kaydedildi.
“Avrupa’nın
Çin’iyiz”
Türkiye’yi “Avrupa’nın Çin’i” olarak niteleyen İtalyan gazetesi
La Repubblica, yaptığı haberinde, “Dokuma sektörünün
gücü ve yeniden kavuşulan istikrar sayesinde Türkiye, en
fazla büyüme potansiyeline sahip ülke” diye yazdı
 Türk ekonomisi yabancı basında tar-
tışılmaya devam ediyor. İtalyan La Repubblica
gazetesinin haftalık ekonomi eki Affari&Fi-
nanza, Türkiye’nin Avrupa’nın Çin’i olduğunu
belirterek, “Dokuma sektörünün gücü ve ye-
niden kavuşulan istikrar sayesinde Türkiye,
en fazla büyüme potansiyeline sahip ülke”
yorumunu yaptı. AB Haber’e göre, İtalyan La
Repubblica gazetesinin haftalık ekonomi eki
Affari&Finanza Türk ekonomisine ilişkin de-
ğerlendirmesinde, “Türkiye diye yazılıyor,
‘Avrupa’nın Çin’i’ diye okunuyor. Atatürk’ün
ve “Doğu Kapısı”nın ekonomik yükselişinin
çekici sektörlerinden birisi olan ‘denim’ adlı
yerel altının vatanına İtalyan şirketlerin bakışı
böyle” şeklinde yazdı. Gazete, lüks ticareti
yapan işletmelerin uluslararası hâle getiril-
mesini konu alan üç foruma dikkat çekerek
yükselmekte olan piyasaların şirketleri ile
bazı Batılı markaların ticari işlemlerini yürüten
Capecchi-Piacentini-Valero adlı hukuk bü-
rosundan Avukat Fiammetta Capecchi tara-
fından Milano İl İdaresi ile birlikte hazırlanan
bir dizi toplantı düzenlendiğini belirtti.
“TÜRKİYE AYRICALIKLI VARIŞ NOKTASI”
Avukat Capecchi, “Şu an itibarıyla Türkiye,
özellikle sahip olduğu yüksek düzey üretkenlik,
pamuk ve jarse hacmi nedeniyle pek çok İtal-
yan ve Batılı moda şirketlerinin ayrıcalıklı
varış noktası durumunda” diyerek şöyle devam
etti: “Ayrıca Batı için olduğu kadar Çin için
de önemli bir hammadde deposu olarak gö-
rülmeye başlıyor. Türk ekonomisinin iyileş-
mesinin itici gücü, ülkeyi yeni küresel müca-
delelerin etkisindeki Batı ile ‘gotha fashion’
(elit moda) yatırımlarının zaten bir süredir
mıknatısı durumundaki Doğu arasında köprü
hâline getiren özelleştirme sürecidir.” Capecchi,
İstanbul’un “bilgece” yeniden doğuşunun da
etkisi olduğunu belirterek, “2010’da “Avrupa
Kültür Başkenti” seçilen bu etkileyici şehir,
onu 60’lı yılların Swinging London’a benzer
kılan gençlerin coşkusu sayesinde de büyülü
bir an yaşamakta. Bu durum ona “Doğu’nun
Londra’sı” takma adını getirdi” dedi. (ANKA)
Afganistan’da
direnişçiler
polise saldırdı
 Afganistan’ın kuzeydoğusunda yüz-
lerce direnişçinin, polise karşı büyük çaplı
saldırı başlattığı bildirildi. Nuristan vilayetinin
emniyet müdürü General Şemsül Rahman
Zahit, direnişçilerin bu sabah başlattıkları
saldırıda, Parun kenti yakınında yedek polis
birliklerine ev sahipliği yapan bir üs çevre-
sindeki kontrol noktalarının hedef alındığını
söyledi.  Zahit, saldırı düzenleyen direnişçi
sayısının 400 civarında olduğunu ifade ederek,
çatışmaların sürdüğünü kaydetti. Vali sözcüsü
Muhammed Zarin de vilayette büyük bir
saldırı düzenlendiğini doğrulayarak, vatan-
daşların polise yardım ettiğini söyledi Pakistan
sınırı yakınındaki dağlık Nuristan vilayetinde
çok az sayıda NATO ve Afgan askerinin bu-
lunduğu belirtiliyor.
 Suriye de 7 haftadır devam eden gös-
terilerin sonunda Suriye İnsan Hakları Komi-
tesi, 8 bin insanın gözaltına alındığını ve
800 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Suriye de yaşananların dünya kamuoyuna
gerçek manada yansıtılamadığının vurgulan-
dığı açıklamada, Suriye’de tüm kentlerin
asker ve polisin kontrolü altında olduğu bil-
dirildi. Gösterilerin başladığı ve yoğun olarak
devam ettiği Deraa kentinin dünya ile ilişkisi
kesilmiş vaziyette. Gece evlere baskınlar dü-
zenleyen askerlerin, 15 yaş üstü erkekleri
gözaltına aldığı, okulların hapishane haline
dönüştürüldüğü, yaralıların evlerde tedavi
Afgan polisinin altı aylık dönemlerle Türkiye’de eğitilmesine ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Mutabakat çerçevesinde
polislerin tüm masrafları Türkiye hükümeti tarafından karşılanırken Afgan polislere kişi başı aylık 64 dolar maaş ödenecek.
 Türkiye ile Afganistan arasında im-
zalanan mutabakat çerçevesinde Afgan po-
lisine Türkiye’de eğitim verilecek.
“Afgan Ulusal Polisinin Eğitilmesi ve
Kapasitesinin Geliştirilmesi Hususunda Tür-
kiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İş-
birliği Yapılmasına Dair Mutabakat Muhtı-
rası”nın onaylanmasına ilişkin Bakanlar
Riyad’daki Türkçe dil kursu ilk mezunlarını verdi
 Suudi Arabistan’ın başkenti Ri-
yad’da, akademisyenler, gazeteciler ve
yerel halkın talebi üzerine 27 Kasım
2010’da açılan Türkçe Dil Kursu, ilk me-
zunlarını verdi. Riyad Kültür ve Tanıtma
Müşaviri Doç. Dr. Salih Özer, konuyla
ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’de tatil-
lerini geçiren ve geçirmeyi planlayan Suudi
vatandaşların, Türk turizm sektörü ve yerel
halkla daha rahat temas edebilmek için
böyle bir kursa yoğun talepte bulunduğunu
belirtti. Türkiye’de yatırım yapmak isteyen
Suudi işadamlarının da, Türk işadamlarıyla
doğrudan Türkçe olarak temas etme ama-
edildiği ve Deraa’da gıda probleminin had
safhaya ulaştığı haberleri geliyor.
TEK ÇÖZÜM BEŞŞAR’IN GİTMESİ
Geçtiğimiz Cuma namazı sonrasında Ban-
yas liman şehri de denizden ve karadan ab-
lukaya alınarak saldırı başlatıldı. Şehrin
telefon ve elektrik bağlantıları kesildi. Çok
sayıda yaralı ve ölü olduğu yönünde haberler
geliyor. Suriye Baas yönetimi muhalefetin
reform taleplerini ciddiye almazken, Beşşar
Esad yönetiminin reformları yapmak konu-
sunda inisiyatif almadığı kaydediliyor. Suri-
ye’de haftalardır devam eden rejim muhalifi
Kurulu kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü
sayısında yayımlandı. Mutabakat muhtırası
çerçevesinde 500’er Afgan polisine altı
aylık dönemler ile teorik ve pratik polislik
eğitimi verilecek.
KİŞİ BAŞI 64 DOLAR MAAŞ
Afgan polislerin, eğiticilerinin ve tercü-
manlarının Türkiye’deki ulaşım, barınma,
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da geçen yıl
açılan Türkçe kursu ilk mezunlarını verdi. Türkçe’ye
yönelen Arapların bölge ülkelerinde ilgiyle takip
edilen Türk dizilerini orjinal şekilde izlemek istediği
için böyle bir talepte bulundukları belirtildi
cıyla bu kursa yönelik taleplerinin olduğunu
kaydeden Özer, “Körfez’de ve özellikle
Arabistan’da yoğun şekilde izlenen Türk
dizilerini orijinal dilinde izlemeyi düşü-
nenlerden de Türk diline yönelik talepleri
var. Kısacası Türk kültürünü ve sosyal ya-
gösterilerde her geçen gün kayıplar, polis
kurşunları ile yaralanan ve ölen insanların
sayısı artıyor. Türkiye, İran ve Mısır’ın, Suri-
ye’deki kan kaybının önlenmesi noktasında
gerekli ağırlığı koyamadığı belirtilirken, Suriye
halkının da diktatöründen kurtulma müca-
delesine saygı gösterilmesi isteniyor. Suriye
İnsan Hakları Komitesi’nden yapılan açıkla-
mada, Suriye’de insanların artık rejimin reform
yapmasını değil devrilmesini istediği vurgu-
lanarak, “Halkın taleplerine iktidarları uğruna
ses vermeyen yönetimler, trajediler yaşan-
masına neden olmaktadır. Suriye de tek
çözüm Beşşar’ın gitmesidir” denildi.
Afgan
polisi
Türkiye’de
eğitilecek
iaşe, giyecek, haberleşme, özel sağlık si-
gortası, kırtasiye ve eğitim materyalleri gi-
derleri Türkiye tarafından karşılanacak.
Türkiye, eğitime ilişkin silah, mühimmat
ve teçhizat giderleri ile eğitim kapsamında
yapılacak hizmet alım giderlerini de üstle-
necek. Türkiye tarafından ayrıca, Afgan
polislere her ay kişi başına 64 ABD doları
ücret verilecek.
dış haber
şamını yakından takip etmek isteyen Araplar
açısından Riyad’daki Türkçe dil kursları,
birçok açıdan büyük fırsat teşkil etmektedir”
dedi. Özer, Riyad Kültür ve Tanıtma ofi-
sinde yapılan kurslarda okutman olarak
King Saud Üniversitesi Türkoloji bölümü
hocalarının görev yaptığını, kurs materyali
olarak da Türkiye’den getirtilen TÖMER’in
yabancılar için Türkçe ders kitapları ve
CD’lerinin kullanıldığını bildirdi. İlk me-
zunlara, Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi
Ahmet Muhtar Gün’ün ve basın mensup-
larının da katılımıyla yapılan bir törenle
katılım belgeleri teslim edildi.
Shawarzenegger,
25 yıllık
eşinden ayrıldı
 Hollywood’un ünlü aktörü
ve Califronia eyaletinin eski Valisi
Arnold Schwarzenegger ile Kennedy
ailesinden olan eşi Maria Shriver bo-
şanma yolunda. İkili, 25 yıllık evlilik
hayatlarını bitirmeye yönelik attıkları
adımları yayınladıkları basın bülteni
ile ilan etti. Schwarzenegger’in gerek
siyasette gerekse Hollywood kariye-
rinde önemli role sahip olan Maria
Shriver’ın kocasının valilik makamını
bu yılın başında bırakmasından sonra
evinden ayrıldığı öğrenildi. ‘‘İki tarafın
ortak kararı’’ olarak basına bildirilen
çiftin ayrılık durumları, ‘‘Bu profes-
yonel geçiş dönemi, her ikimizin çok
iyi bir zamanda ortak almış olduğu
karardır.’’ denildi. Maria Shriver ‘‘Bun-
dan sonra belli bir süre ayrı olarak
yaşamamızın, ilişkimizin geleceği
adına daha iyi olduğuna inandık.’’
İfadeleri kullanıldı. Çift 1986 yılında
dünya evine girmişti.
Tek kadın
cumhurbaşkanı
Gueiler öldü
 Bolivya’nın tarihindeki tek
kadın cumhurbaşkanı Lidia Gueiler,
89 yaşında öldü. Gueiler’in torunu
Luis Eduardo Siles, Bolivya’da yayın
yapan Fides radyosuna yaptığı açık-
lamada, haftalardan beri hasta olan
büyükannesinin öldüğünü belirtti,
ancak ölüm nedeni hakkında bir
açıklamada bulunmadı.Gueiler,
1979-1980 yıllarında, Bolivya’da
yapılan iki darbe arasında 8 ay ka-
dar cumhurbaşkanlığı yapmıştı.
Kanlı bir halk ayaklanmasıyla
devrilen darbeci askeri lider Orge-
neral Busch’un yerine, 1979 yılında
anayasa uyarınca, Bolivya Kongresi
lideri olduğu için cumhurbaşkanlığı
görevini üstlenen Gueiler, ülkeyi
seçimlere götürmüş, ancak hiçbir
adayın cumhurbaşkanlığı seçiminin
ilk turunda gerekli çoğunluğu elde
edememesi üzerine, anayasa gereği
ülkenin cumhurbaşkanı olmuştu.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 7
dış haber
Yüz binler Tahrir’den
Gazze’ye akacak
Milyonlarca Filistinli mültecinin vatanlarına dönebilmesi için yeni bir girişim başlatıldı. Yüz binlerce kişi, İsrail’in kuruluş yıldönümü 15 Mayıs’ta
Gazze’ye doğru harekete geçecek. Uluslar arası barış eylemcilerinin de destek verdiği eylemin başlangıç noktası çok tanıdık: Tahrir Meydanı. .
 Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması
ve İsrail tarafından topraklarından kovulan mil-
yonlarca Filistinlinin vatanlarına dönmesini sağla-
mak amacıyla yüz binlerce kişi İsrail’in kuruluş
yıldönümü olan 15 Mayıs’ta Mısır’ın farklı kentle-
rinden Gazze’ye doğru harekete geçecek. Mısır’daki
pek çok sivil inisiyatifin yanı sıra uluslararası akti-
vistlerin de destek verdiği ‘Milyonların Yürüyüşü’ne
Ortadoğu’daki demokrasi mücadelesinin sembolü
haline gelen Tahrir Meydanı’ndan start verilecek.
Facebook ve diğer sosyal paylaşım siteleri üzerinden
ve yüz yüze görüşmelerle halkı yürüyüşe davet
eden gruplar açtıkları internet sitelerine de ‘2011
Geri Dönüş Yürüyüşü’, ‘Filistinli Mülteciler Devrimi’,
‘3. Filistin intifadası’ gibi isimler veriyor.   Ancak
Facebook’un bu tür çağrılara engel olmak amacıyla
İsrail hükümetinin talebi doğrultusunda bazı ad-
resleri kapattığı öne sürülüyor.
AMAÇ FİLİSTİNLİLERİN DÖNEBİLMESİ
Mısır’daki yürüyüşü Kifaye ve Hepimiz Dire-
nişçiyiz adlı grupların başını çektiği pek çok de-
mokrasi yanlısı inisiyatif organize ediyor. Orga-
nizatörler, Kahire’den yola çıkacak otobüslerle
Gazze’ye yürüyüşün başlayacağını ve konvoyun
diğer şehirlerden katılımlarla yüz binleri bulacağını
belirtiyor. Organizatörler aynı gün akşam Gazze
sınırına varmayı, ertesi gün de Gazze’deki gösteri
ve protestolarda yer almayı planladıklarını da
ifade ediyor. Yürüyüş günü, Kahire’deki İsrail
Büyükelçiliği önünde de gösteri yapılması plan-
lanıyor. Yürüyüşü organize edenler, Refah Sınır
Kapısı’nın artık tamamen açılmasını, Mısır’ın İs-
rail’e verdiği gazı derhal kesmesini, ABD’ye
gümrüksüz ihracat için İsrail’den mal alınmasını
mecburi kılan Nitelikli Sanayi Bölgelerinin kal-
dırılmasını ve Mısır hapishanelerindeki Filistin-
lilerin serbest bırakılmasını da talep ediyor.
Ancak yürüyüşün temel amacının mülteci duru-
mundaki Filistinlilerin vatanlarına dönmesini
sağlamak olduğunu belirten organizatörler, başarılı
olmaları durumunda daha sonra benzer organi-
zasyonlar yaparak İsrail üzerinde baskı oluştur-
maya çalışacaklarının altını çiziyor.
MISIR OLAYLARINDA İSRAİL PARMAĞI VAR
Bu arada Mısır’da son dönemde meydana
gelen olaylarda İsrail’in de parmağı bulunduğunu
iddia eden organizatörler, Tel Aviv hükümetinin
Mısır’ı kaosa sürükleyerek güçlü bir şekilde geri
dönüş yapmasını engellemeye çalıştığını öne sü-
rüyor. Bazı organizatörler ise Mısır’ın güçlenmesi
ve demokrasi konusunda bölge ülkelerine örnek
olmasını istemeyen bazı kardeş Arap ülkelerinin
de bulunduğunu, meydana gelen son olayların
da bunun bir delili olduğunu ileri sürüyor.
Libyalı göçmen
gemisi battı
 Avrupa’ya gitmek isteyen 600 Libyalı
göçmeni taşıyan bir geminin batmasının
ardından yüzlerce kişinin boğulduğundan
endişe ediliyor. BBC’nin haberine göre,
Birleşmiş Milletler Mülteciler yüksek Ko-
miserliği, ikisi bebek olmak üzere 16 cesedin
bulunduğunu bildirdi. BMMYK Akdeniz’deki
tüm gemilerden, çok kötü koşullarda yol-
culuk eden göçmen gemilerine yardım et-
meye hazır olmalarını istedi. NATO, deniz
kuvvetlerinin, mahsur kalan bir başka göç-
men gemisindekilerin ölmelerine göz yum-
dukları iddialarını reddetti. NATO yetkilileri
mürettebatın akıntıya kapılan geminin du-
rumundan haberdar olmadıklarını savundu.
MECRASINDAKİ EN KÖTÜ KAZA
Guardian gazetesi askeri helikopterlerin
gemiyi farketmelerine rağmen 72 kişiden
61’inin açlık ve susuzluktan öldüklerini
yazdı. BMMYK, İtalya’nın Lampedusa ada-
sına gelen göçmenlerin, yaklaşık 600 kişiyi
taşıyan geminin Trablus kıyılarından ay-
rıldıktan kısa bir süre battığını gördüklerini
söylüyor. Bir Birleşmiş Milletler Sözcüsüne
göre görgü tanıkları, geminin libya sahil-
lerine yakın bir noktada parçalanarak bat-
tığını ve birçok kişinin öldüğü söyledi.
BM mülteci örgütü, son kazanın Kuzey
Afrika’dan Avrupa’ya göçmen taşıyan ge-
milerin yaşadığı kazalar arasında en kötüsü
olduğunu belirtiyor.
11 Mayıs 2011 Çarşamba 7
AP Sosyalist grubu:
“Türkiye ile ilişkiler
canlandırılmalı”
Geçtiğimiz hafta yapılan AP Sosyalist grup
büro toplantısında sosyalist parlamenterler,
Türkiye-AB müzakere sürecinin geldiği nok-
tadan duydukları rahatsızlıkları dile getirirken
grubun sürecin önünü açacak yeni inisiyatif-
ler alması gerektiğini vurguladılar.
 Avrupa Parlamentosu’nda(AP) en
fazla koltuğa sahip ikinci grubu olan Sosya-
listlerin, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden
canlandırılmasını istediği bildirildi. ABHaber’e
göre, geçtiğimiz hafta yapılan AP Sosyalist
grup büro toplantısında sosyalist parlamen-
terler, Türkiye-AB müzakere sürecinin geldiği
noktadan duydukları rahatsızlıkları dile ge-
tirerek, grubun sürecin önünü açacak yeni
inisiyatifler alması gerektiğinin altını çizdiler.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin AB karar ve
kurallarını hiçe sayarak tek taraflı siyasi mü-
dahaleleri sonucu çöken AB-Türkiye müza-
kere sürecinin geldiği durumdan rahatsız
olan AP’li Sosyalistlerin, grubun yeni inisi-
yatifler almasını istediği belirtiliyor.
AB’NİN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR
Ankara-Brüksel arasındaki ilişkilerin ye-
niden canlandırılmasının, özellikle Akdeniz
ve Orta Doğu’daki barışa katkı konulması
açısından önemli olduğunu vurgulayan Sos-
yalist parlamenterler, gelinen durumdan iki
tarafında zarar gördüğünü ortaya koydular.
Büro toplantısında AB’nin Türkiye Türkiye’nin
de AB’ye ihtiyacı olduğuna dikkati çeken
Sosyalist parlamenterler Avrupa Komisyo-
nu’nda bu süreçte inisiyatifler alması gerektiği
düşüncesini ileri sürdüler. (ANKA)
“Usame ölse de
yağmaya devam”
NATO Genel Sekreteri Rasmussen, bin Ladin’in ölümünün, NATO’nun uyguladığı
Afganistan stratejisini değiştirmeyeceğini söyledi. Rasmussen, Afganistan’ın tekrar İsyancılar
terör operasyonlarının merkezi olabileceğini iddia etti
 NATO Genel Sekreteri Anders Fogh
Rasmussen, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in
olduğuna işaret etti. Rasmussen, askeri yet-
kililerin, NATO güçlerinin Taliban’ın, Hel-
Kaddafi güçlerini
ölümünün, NATO’nun Afganistan stratejisini
değiştirmeyeceğini söyledi. ABD’nin NATO
mand ve Kandahar’daki güçlü kalelerini
hedef aldığı bu dönemde saldırıların artmasını geri püskürtüyor
içindeki rolünü vurgulamak amacıyla beklediğini kaydetti.
 İki aydır Kaddafi
ABD’deki 4 kenti kapsayan gezisi çerçeve-
sinde Atlanta kentinde bulunan Rasmussen,
İLERLEME KAYDEDİYORUZ ordusu tarafından kuşatma
altında bulundurulan Mis-
NATO güçlerinin Afganistan’ın ‘’tekrar terör ‘’En önemli mesaj, şiddet yanlısı aşırılığın
rata şehrinde muhaliflerin
operasyonlarının merkezi haline dönmeme- bir geleceğinin bulunmadığıdır’’ diye konuşan
saldırılarıyla Kaddafi güç-
sini’’ garanti altına almak zorunda olduğunu, Rasmussen, sözlerine şöyle devam etti:
lerinin geri püskürtüldüğü
bu nedenle Bin Ladin’in ölümünün, ittifakın
Afganistan stratejisini değiştirmeyeceğini be-
lirtti. Bin Ladin’in ölümünü, ‘’Afganistan
üzerinde dolaylı etkisi bulunan önemli bir
‘’İlerleme kaydediyoruz ve Taliban her
yerde baskı altında. Tabii ki karşı saldırıda
bulunacak. Bu yüzden yakın gelecekte daha
fazla çatışma göreceğiz. Ancak bölgeleri te-
bildirildi. BBC’nin haberine
göre Birleşmiş Milletler’in
(BM) insani yardımdan so-
darbe’’ olarak değerlendiren Rasmussen, an-
cak bunun, Afganistan’daki direnişçilerin
moralini bozduğunu söylemek için erken
mizlemek, bu bölgeleri elde tutmak ve te-
mizlediğimiz bölgelere daha iyi bir yönetimi
götürmek stratejimizin bir parçasıdır.’’
rumlu yetkilisi Valerie
Amos, Misrata kentindeki
isyancı güçlerin, Albay Kad-
dafi’ye bağlı askerleri kentin çevresinden
dışarı püskürttüklerini söyledi.
İSYANCILARIN MORALLERİ YÜKSEK
ABD, 21 Mayıs’ta “Kıyamet” bekliyor
Amos, BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı
konuşmada Misrata’da halkın içecek su ve
gıda sıkıntısı çektiğini belirterek, Libya’ya
uygulanan yaptırımlar ve devam eden çatış-
manın toplu etkisinin ülkeyi felce uğrattığını
 ABD’de on binlerce kişi 21 Mayıs
belirtti. İsyancılar ise Misrata’nın halen ku-
günü kıyamet kopacağını düşünerek işle-
şatma altında olduğunu, fakat kentten batıya
rinden istifa etti. İşi gücü bırakarak kiliselere
yaklaşık 30km ilerlemeyi başardıklarını bil-
dua etmeye koşan ABD’lilerin Hıristiyan
dirdi. İsyancıların bir sözcüsü morallerinin
bir zümreye mensup olduğu öğrenildi. Bu
çok yüksek olduğunu kaydetti.
zümreye mensup olmayanların da “tedbi-
ren” kiliselerde Ahiret Günü için dua et-
tikleri öğrenildi. 21 Mayıs’ta kıyamet ko-
pacağını iddia eden on binlerce Amerikan
vatandaşı işlerini güçlerini bırakıp kiliselere
Pakistan’da polise
dua etmeye koştu. ABD’de bir Hristiyan
zümreye mensup olduğu öğrenilen kişilerin bombalı saldırı
“nasılsa kıyamet kopacak” diyerek işle-  Pakistan’ın kuzeybatısındaki Novşera’da
rinden istifa ettikleri ve Ahiret Günü duası polise yönelik bombalı saldırıda biri kadın iki
yaptıkları bildirildi. polis hayatını kaybetti. Novşera polis şefi, hü-
kümet binası girişinde uzaktan kumandalı dü-
AHİRET DUASI BAŞLATTILAR zenekle gerçekleştirilen patlamada 8 kişinin
Açık Gazete’nin haberine göre, 21 de yaralandığını söyledi. Öte yandan, Pakistan
Mayıs Cumartesi günü sabahı dünyanın ordusunun Afganistan sınırı yakınlarındaki
depremler, volkanik patlamalar, tsunami, Aşağı Dir bölgesinde yürüttüğü operasyonlarda
hortum ve fırtınalarla sarsılacağını, Ok- 3 Taliban militanının öldüğü bildirildi. Ordu,
yanusların karaları işgal edip ortalığı Âhiret zamanı için duaya ve tövbeye “Sıradan Hıristiyanlar” “ne olur ne olmaz” operasyonlarda çok sayıda silah ve patlayıcı
birbirine katacağına inanan Hıristiyan başladı. Âhiret hazırlığı yapan Hıristi- diyerek kiliseleri doldurup dua etmeden maddenin ele geçirildiğini açıkladı.
bir zümre, ABD’de işi gücü bırakıp yanlara tam olarak inanmasalar da öteki geçmedi.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 8
8 11 Mayıs 2011 Çarşamba
YÖK Başkanı
Özcan’dan
acı itiraf:
Kendi açtığımız
üniversiteye
denklik veremedik
 Ardahan Üniversitesi (ARÜ)
ve Yunus Emre Enstitüsü tarafından or-
taklaşa düzenlenen kongreye, Türkiye,
İran, Gürcistan, Azerbaycan, Nahçıvan
ve Rusya’ya bağlı Dağıstan Özerk Cum-
huriyeti’nden 21 üniversite rektörü ka-
tıldı. Kafkasya Üniversiteler Birliği’nin
2009 yılında 7 üniversite rektörünün
kurucu üyeliğiyle Ardahan’da kurul-
duğunu hatırlatan ARÜ Rektörü Prof.
Dr. Ramazan Korkmaz, birliğin üye
sayısının 21’e ulaşmasının önemsenmesi
gerektiğini belirtti. “Amacımız, bu böl-
gede üniversitelerin araştırma projelerini
birleştirmektir.” diyen Rektör Korkmaz,
“Biz bugün akademik bir açılım yaptık.
Bunun arkasını diğer unsurlar tamam-
layacak. Üniversiteler kendi aralarında
bilimsel bilgi ve birikimi paylaşacaklar.
Öğrenci ve öğretim elemanı sirkülas-
yonunu sağlayacaklar. Ama her şeyden
en önemlisi, sınırlar aşılacak. Önce
Kafkasya, daha sonra dünyaya açıla-
cağız.” diye konuştu.
DENKLİK SORUNU
Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Sami Özcan, kongrede denklikle
ilgili sorunları dile getirdi. Denklik
probleminin çözülmesini istedi. YÖK
Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan,
Hapse düşenler
2 kat arttı,
bu mu istikrar?
 CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, seçim mitingleri kapsa-
mında Muğla’da seçmenlere seslendi.
Kılıçdaroğlu, miting alanına kurulan
sahneye mevcut milletvekilleri ve 12
haziran seçimlerinde aday olan mil-
letvekilleri ile birlikte çıktı. AK Parti’nin
“İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” slo-
ganını da eleştiren Kılıçdaroğlu, 8 yıllık
AK Parti iktidarını icraatlarını rakamlarla
açıkladı: “Bir slogan bulmuşlar, ‘İstikrar
sürsün, Türkiye büyüsün’ diye. 12 mil-
yon 715 bin yoksul oluşturdular. Hadi
istikrar sürsün de görelim. 2 milyon
715 bin yoksula bir yılda 815 bin kişi
eklediler. Bu istikrar değil. 2,5 aylık
Kübra annesinin kucağında açlıktan
ölünce siz istikrar sürsün diyebilir mi-
siniz? Çok uzağa gerek yok. Muğla’da
annesi dersane taksidini ödeyemeyerek
hapse giren çocuk intihar etmedi mi?
2002’de hapiste yaklaşık 60 bin kişi
vardı. Nisan 2011’de ise bu rakam 60
binden 123 bine çıktı. İstikrar sürsün
2. Ergenekon
Davası’nda 117. duruşma
 İkinci Ergenekon davasının
117. duruşması dün yapıldı. İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza
İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan
salonda görülen davanın bugünkü du-
ruşmasına, gazeteciler Tuncay Özkan
ve Mustafa Balbay’ın da aralarında bu-
lunduğu tutuklu 18 sanık katıldı. Tutuklu
sanıklardan eski Başkent Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih
Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Er-
söz, Ersin Gönenci, Mustafa Dönmez
ve İbrahim Özcan ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, Odatv’ye yönelik operas-
yonun ardından ‘’Ergenekon’’ soruşturması
kapsamında tutuklanan bu davanın tu-
tuksuz sanığı Yalçın Küçük de hazır bu-
lundu. Duruşmada çapraz sorgusuna
devam edilen tutuklu sanıklardan Fatma
konuyla ilgili talebi ilginç bir örnekle
cevapladı. Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan,
“YÖK’te öyle bir gelenek var ki, onun
yıkılması zaman alacak.” dedi. Özcan,
şunları kaydetti: “Eğer biz yurt dışında
üniversite okuyanlara denklik vermez-
sek, onlar da bizim diplomalarımızı
denk kabul etmezse, o zaman bir öğ-
renci alışverişinden bahsetmek mümkün
olmaz ve yolu kapatırsınız. Biz mümkün
olduğunca açmak istiyoruz. Fakat
YÖK’te yıllardan gelen öyle bir gelenek
var ki, o gelenekleri de öyle çok kısa
sürede yıkmak kolay değil. Bir zamanlar
YÖK’te ismi Arapça yazılan hiçbir üni-
versitenin diplomasına denklik veril-
memiş. Yani şimdi bunun üniversitenin
başarılarıyla alakalı bir durum değil.
Bu başka şeylerle alakalı bir durum.
Öylesine kökleşmiş teamüller var ki
YÖK’te, onları yıkmak çok zor oluyor.
Malezya Üniversitesi benim gidip 2
yıl çalıştığım bir okul. Türkiye ülke
olarak üniversitenin kurucusu üyesinden
bir tanesidir. Ama Malezya Üniversi-
tesi’nden alınan diplomalara biz denklik
vermedik. Yani maalesef kendi açtığımız
bir üniversiteye denklik vermemekle
karşı karşıyayız. Yani bunun bir izahı
yok. Nasıl izah edebilirsiniz? Biz üni-
versitenin kurucu üyesiyiz.” dedi.
diyorlar değil mi? İşte istikrarları bu.
Hapistekilerin çoğunun yatma nedeni
kredi kartı, icra borcu, elektrik borcu.
8 yılda, 49 cezaevi yerine 49 fabrika
yapsalardı en azından binlerce kişi iş
bulurdu. İstikrar sürsün diyorlar işte
onların istikrarı bu. Aldatanlar ve Kan-
dıranlar Partisi.”
ÖSYM BAŞKANINA
BİR ÇAĞRI DAHA
ÖSYM Başkanı Prof. Ali
Demir’in istifa etmemesini de sert
dille eleştiren Kılıçdaroğlu, “1,7 mil-
yon çocuğun umuduyla oynadılar.
Bu işi yapan adam o koltukta otur-
maya devam ediyor. Bin defa söyle-
dim! Ar damarın çatlamadıysa o kol-
tuktan in! Önce ‘şifre yok, sonra seh-
ven oldu, sonra şifre var, kopya çe-
keni bulamıyoruz’ dediler. Şifre var-
sa kopya vardır. Sen kalkıp millete
yalan söylüyorsun. Bir de pişkin piş-
kin o koltukta oturuyorsun” dedi.
Cengiz, sanıklardan İbrahim Şahin ile
Fahri Kepek’i yüz yüze tanıştırmadığını
söyleyince üye hakim Sedat Sami Haşı-
loğlu, bunun savcılık beyanında olduğunu
hatırlattı. Cengiz de ‘’O ifadeyi kabul et-
miyorum’’ dedi.
Haşıloğlu’nun ‘’S1 yapılanması’’ ile
ilgili İbrahim Şahin’le yaptığı görüşmeye
ilişkin savcılık beyanında bunu tiyatro
oyunu için yazdığını söylediğini, ancak
dünkü oturumda da S1 ile Türk İntikam
Tugayının (TİT) aynı işlevi göreceği yo-
rumunu yaptığını kaydetti.
Cengiz ise kendisiyle görüşen MİT’çi-
lerin TİT’ten söz ettiklerini belirterek,
‘’Ben Semih Tufan Gülaltay’ın kitabını
da okumadım. TİT’in askerin, polisin in-
tikamını aldığını söylediler. ‘İbrahim Şa-
hin’e görev verilirse S1 ile de aynı intikamı
alacağız’ dediler’’ diye konuştu.
Antalya Belediyesi, şehrin en gözde mülkünü bedelsiz olarak 25 yıllığına Atatürkçü Düşünce Derneği’ne tahsis etti
ADD’YE BELEŞ BiNA
eh ir Be led iyesi, Kışlahan Mey-
1 2
CHP’l i An ta lya Bü yü kş
nd ak i mü lklerind en ikisin i Atat ürkçü Düşünce
danı’
i (A DD )’n e 25 yıl sü re yle tahs is etti. ADD, tek
Dern eğ
atının dahi 25 0 lira dan ba şla dığı ye rde, belediyeye
oda fiy
çeyrek yüzyıl boyunca bir kuruş öd
 Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Mayıs
ayı olağan meclis toplantısı yapıldı. CHP’li belediye
başkanları Süleyman Evcilmen ile Muhittin Böcek
ve MHP’li Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın
katılmadığı toplantı, 2. İdare Mahkemesi’nin 40
kırmızı otobüsün işletme hakkıyla ilgili aldığı yü-
rütme kararının gerginliğiyle başladı. İşletme hak-
kının yeniden ele alınmasıyla ilgili karar, ulaşım
ve plan bütçe komisyonlarına havale edilince sa-
londa hazır bulunan esnaf sessiz şekilde meclisi
terk etti.
Meclisin aldığı önemli kararlardan birisi de
ADD’ye yer tahsis edilmesi oldu. Milli Egemenlik
Caddesi’ndeki mevcut binasının yetersiz olduğunu
düşünen ADD, kamu yararına dernek statüsünde
olduğu gerekçesiyle Büyükşehir Belediyesi’nden
kendisine yer tahsis edilmesini talep etti. Talep
bugün yapılan meclis toplantısında 9. madde olarak
görüşüldü. Tahsis kararı, AK Parti’nin itirazına
ilk oylar kullanıldı
Gazeteci Enver Durmuş’u
Hakk’a uğurladık
 Önceki gün hayatını
kaybeden İhlas Haber Ajan-
sı’nın (İHA) eski muhabir-
lerinden Enver Durmuş, dün
İstanbul’da son yolculuğuna
dualarla uğurlandı. Enver
Durmuş’un naaşı Şirinevler
Ulu Cami’de öğle namazını müteakip kılınan
cenaze namazının ardından Kirazlı Mezarlı-
ğı’nda toprağa verildi. Cenazeye Enver Dur-
muş’un ailesinin yanı sıra, çok sayıda gazeteci
arkadaşı katıldı.
Tahsis ka rarına
lar ına
zanım
Ba şk an ı İbrah im
şube
diğ ini sö yledi. De rne k, günd e 10 0 bin in üzerinde insanın
terme
emeyecek
kulland ığı bö lge de bu lun an mü lk için
karşın MHP’nin CHP grubuna destek vermesiyle
meclisten geçirildi. Böylece mülkiyeti Büyükşehir
Belediyesi’ne ait olan Tahılpazarı Mahallesi 404
Sokak Sarılar İşhanı’ndaki 13 ve 14 numaralı ba-
ğımsız bölümler 25 yıl süreyle hiçbir ücret alın-
maksızın ADD’ye tahsis edildi. Dernek, şehrin en
merkezi noktasında bulunan, günde yüz binin üze-
rinde insanın kullandığı bölgede bulunan mülk
için tek kuruş ödemeyecek. Civarda, tek odadan
oluşan ofislerin kira bedeli 250 TL’den başlıyor.
25 YILLIĞINA BEDELSİZ MÜLK
AK Parti grup sözcüsü Murtaza Tamyürek, be-
delsiz olarak 25 yıl süreyle tahsis yapılmasını doğru
bulmadıklarını ifade ederek “Kiraya verdiğimiz
yerleri bile az bulup, bize zimmet çıkaran denetçiler
25 yıllığına bedelsiz verdiğimiz yerden de mutlaka
zimmet çıkaracaktır” dedi. Büyükşehir Belediye
Başkanı Mustafa Akaydın ise kamu yararına çalışan
 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimi için
gümrük kapılarında oy kullanma işlemi başladı. Yüksek
Seçim Kurulu’nun (YSK) belirlediği seçim takvimine göre,
Yurtdışı Seçmen Kütüğü’ne kayıtlı 2 milyon 568 bin 977
seçmen, 25 gümrük kapısında kurulan sandıklarda oy
vermeye başladı. Seçmenlerin oy kullanabilmesi için
Türkiye Cumhuriyeti pasaportu dışında herhangi bir
kimlik belgesi kabul edilmeyecek.
PASAPORTA “OY KULLANILMIŞTIR” DAMGASI
Gümrük kapılarında Yurtdışı Seçmen Kütüğüne kayıtlı
olan vatandaşlar oy kullanabilecek. Seçmenler kütüğe
kayıtlı olup olmadıklarını YSK’nın ‘’www.ysk.gov.tr’’ in-
ternet adresinin Yurtdışı Seçmen Sorgulama bölümünden
kontrol edebilecek. Oy kullanılabilmesi için pasaportlarda
ülkeye ‘’giriş’’ veya ülkeden ‘’ÇIKIŞ’’ yapıldığını gösteren
damgaların bulunması gerekecek. Oy verme işlemi ta-
mamlandıktan sonra Sandık Kurulu Başkanı pasaportun
ilgili yerine ‘’Oy kullanmıştır’’ damgası vuracak.
haber
veren MH P’l ile r, AD D’nin rejimin ka-
de ste k
sa hip çık an bir de rne k old uğ unu savunurken,
Daş, ge nç ler in de rne klerine ilgi gös-
tek ku ruş ödemeyecek
derneklerin yasal olarak buna hakkı olduğunu söy-
ledi. Tahsis kararına destek veren MHP ise ADD’nin
rejimin kazanımlarına sahip çıkan bir dernek ol-
duğunu savundu. MHP sözcüsü Mustafa Reşat Ok-
tay, “Bakanlar Kurulu kararıyla kendini kamu
yararına çalışan bir dernek olarak tescil ettirmiş
olan bir kurumun, Antalya’da kullanması gereken
bir binanın, Büyükşehir Belediyesi mülkü için
istekte bulanmasını MHP grubu olarak olumlu kar-
şılıyoruz. Burada küçük de olsa bir bedel kurulabi-
lirdi. Düşüncemiz bu tahsisin verilmesi noktasın-
dadır” diye konuştu. Belediye mülkü CHP ve MHP
oylarıyla ADD’ye bedelsiz olarak tahsis edildi.
Antalya’da 2 bin 500 civarında üyesi bulunduğu
ifade edilen ADD’nin Şube Başkanı İbrahim Daş,
Milli Egemenlik Caddesi’ndeki binanın hem yetersiz
hem de sapa kalması sebebiyle böyle bir talepte
bulunduklarını söyledi. Daş, gençlerin derneklerine
ilgi göstermediğini dile getirdi.
Gül: Danıştay’ın
sorunları
çözülmeli
Cumhurbaşkanı Abdul-
lah Gül, Danıştay’ın
143’ncü Kuruluş Yıl-
dönümü ile Danıştay
ve İdari Yargı Günü
dolayısıyla yayımladığı
mesajda, Danıştay’ın
sorunlarının ivedilikle
çözümlenmesi gerek-
tiğini söyledi
 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Da-
nıştay’ın 143’ncü Kuruluş Yıldönümü ile
Danıştay ve İdari Yargı Günü dolayısıyla
yayımladığı mesajda, 1868 yılında Şurayı
Devlet adıyla kurulan Danıştay’ımızın
143’ncü Kuruluş Yıldönümü ile Danıştay ve
İdari Yargı Gününü kutlandığını belirterek
şöyle dedi: “1982 Anayasasına göre, Cum-
huriyetimizin değiştirilemez temel nitelikleri
arasında olan hukuk devleti ilkesi, idarenin
hukuka bağlı olarak görev yapmasını ve
temel hak ve hürriyetlerin teminat altına
alınmasını gerektirmektedir.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI GÜÇLENDİRİLMELİ
Bu bakımdan Danıştaya ve diğer idarî
yargı mercilerimize esaslı işlevler yüklenmiştir.
Bunların en iyi şekilde yerine getirilebilmesi
için yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güç-
lendirilmesi zorunludur.
Bununla birlikte, Yüksek Mahkemelerimiz
arasında önemli bir yeri bulunan Danıştay,
Anayasanın 155’inci maddesine göre idarî
mahkemelerce verilen karar ve hükümlerin
temyiz mercii olarak görev yaptığı gibi, belli
davalara da ilk derece mahkemesi olarak
baktığından son derece ağır bir iş yükü
altında bulunmaktadır.”
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 9
Haber
Iş garantili kursa başvuran çıkmadı
Türkiye İş Kurumu Antalya
Müdürlüğü'nün, aralarında adli takip
elemanı, tıbbi sekreterlik, kasiyerlik gibi
8 branşta açtığı istihdam edilebilirlik
kursuna başvuru olmadı. Antalya Vali
Yardımcısı Mehmet Seyman, genel sağlık
sigortasının ödeneceği ve ayrıca
kursiyerlere günlük 15 lira harçlık verilen
kurslara çok az sayıda başvuru olduğunu
belirterek, ''Bir yanda işsizlik var bir
yanda iş beğenmemezlik'' diye konuştu.
Libya’ya müdahale
işleri karıştırdı
4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı için İstanbul’a gelen İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, “Batılılar, özellikle ABD ve Nato'nun Libya’ya
müdahalesi durumu düzeltmeyecek, halkın isteklerine ulaşmasını engelleyecek. Libya'daki müdahale işleri daha fazla karıştırdı” dedi
 İran Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad, Batılılar ,özellikle ABD
ve NATO'nun Libya'ya müdahalesinin
durumu düzeltmeyeceğini belirterek,
''Halkın isteklerine ulaşmasını engelle-
yecek. Libya'daki müdahale işleri daha
fazla karıştırdı. İnsanlar ölüyor. Kim
füze atıyorsa olan halka oluyor'' dedi.
4. Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş
Ülkeler Konferansı için İstanbul'a gelen
Ahmedinejad, Conrad Otel'de düzen-
lediği basın toplantısında, bugün, in-
sanlığın sorununun güvenlikten sonra
fakirlik ve gelişmiş ile az gelişmiş ülkeler
arasındaki farkların olduğunu vurgula-
yarak, 1 milyardan fazla insanın fakirlik
içinde yaşadığını anlattı.
Dünyada fakirlikten ölen çocuk sa-
yısının her geçen gün arttığını dile getiren
Ahmedinejad, ''4. zirve bu açık arayı
ortadan kaldırmak için programlar bul-
mak için yapıldı. Burada görüşlerimizi
belirttik. Umuyoruz ki bu zirve iyi neti-
celer içersin. Dünyadaki sorunların en
büyük nedeni, idare biçimden kaynak-
lanıyor'' diye konuştu.
Dünyayı belirli bir kesimin idare et-
tiğini belirten Ahmedinejad, ''Hakim
paradır. Dünyadaki parasal ilişkiler,
Amerika'nın hazinesi bizim nasıl yaşa-
yacağımızı belirliyor. Onlar karar alıyor.
Döviz eşitliğini değiştiriyorlar. Onlar
ekonomilerini, başkalarının cebinden,
Başkent doğalgaz
ihalesi iptal
 Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.'nin yüzde
80 oranındaki hissesinin özelleştirme işlemi iptal
edildi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan (ÖİB)
yapılan yazılı açıklamada, İhale Şartnamesi uyarınca
Çankaya Doğalgaz Dağıtım A.Ş ile ÖİB arasında
imzalanması gereken Hisse Satış Sözleşmesi, MME-
KA Makine İthalat Pazarlama ve Ticaret A.Ş'nin,
ihale şartnamesinde belirtilen yükümlülüklerini
yerine getirememesi nedeniyle imzalanamadığı
kaydedildi. Açıklamada, söz konusu şirketin ÖİB'ye
verdiği ve özelleştirme tarihinde bugüne kadar
alınan en yüksek teminat olarak kayda geçen 92
milyon 600 bin dolar geçici ve ek geçici teminatları
irat kaydedilerek, ihalenin iptal edildiği bildirildi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise “Maalesef
sürecin böyle bitmesini istemezdik. Bu sene içinde
tekrar ihaleye çıkacağız” dedi.
 Türkiye İş Kurumu Antalya Müdürlü-
ğü'nün, aralarında adli takip elemanı, tıbbi
sekreterlik, kasiyerlik gibi 8 branşta açtığı
istihdam edilebilirlik kursuna ilgi olmadı.
Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Seyman,
sektörlerin eleman ihtiyacını karşılamak ve
iş arayanları vasıflı eleman haline getirmek
üzere Türkiye İş Kurumu tarafından istihdam
edilebilirlik kursu açmak için proje geliştiril-
diğini anlattı.
Yaklaşık 800 kişinin eğitim göreceği 12
branş için ihaleye çıkıldığını belirten Seyman,
ihalede 8 firmanın 8 dalda toplam 414 kişiyi
istihdam edilebilir hale getirmek için kurs
verme işini aldığını kaydetti.
Kamu kaynaklarından finanse edilen,
parasından yönetiyorlar. Dünyadaki eko-
nomik ilişkiler sadece bir kaç ülkenin
yararına programlanmıştır. Güvensizlik
ve fakirliğin önlenmesi için adil bir yö-
netim dünyaya hakim olsun'' ifadelerini
kullandı.
''Ortadoğu'daki halk ayaklanmalarını
nasıl değerlendiriyorsunuz? '' sorusu
üzerine Ahmedinejad, bütün milletlerin
özgürlük hakkına ve özgür seçme hak-
kına sahip olduklarını kaydetti. Milletlerin
sağlıklı ortamlarda kendi haklarını elde
etmesi gerektiğini vurgulayan Ahmedi-
nejad, şunları söyledi:
''Batılılar, özellikle ABD ve NA-
TO'nun müdahalesi durumu düzeltme-
yecek, halkın isteklerine ulaşmasını en-
gelleyecek. Libya'daki müdahale işleri
daha fazla karıştırdı. İnsanlar ölüyor.
Kim füze atıyorsa olan halka oluyor.
(BM Genel Sekreterine) Keşke siz NA-
TO'nun müdahalesini engelleseydiniz,
dünyada zulmedenler bu işe karıştı.
Halbuki bağımsız bir grubu göndersey-
diniz, halkın özgürlüğü için daha iyi
olacaktı. Bütün hükümetlerin halklarıyla
dayanışma içinde olması gerekiyor. İran,
Irak ve Türkiye'nin yardım etmesi gere-
kiyor. Barışçıl yollarla giderilsin. Ölen
her kişi, sorunları daha da karıştıracaktır.
Yabancıların müdahalesi herkesin za-
rarına, halklar karşı çıkmalı. Onların
müdahalesine zemin hazırlamamalılar.''
Ulkücüler Meclise giremezse
sorumlusu MHP’dir
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, “MHP ile birleşme teklifinde bulunduk. Ama herhangi bir sonuç alamadık. Sayın
Bahçeli olumlu karşılamadı. Eğer ülkücüler meclis dışı kalırsa bunun vebali MHP yönetimindedir'' diye konuştu.
Hedef 1 Milyon başvuru
 Gazze’de devam eden hukuksuz İsrail ablukası nedeniyle dünya
bir kez daha ayakta. Endonezya’dan Kanada’ya 22 sivil toplum kuruluşunun
organize ettiği ve 100’den fazla ülkeden katılımcının yer bulacağı 2.
Özgürlük Filosu yeni Gazze yolculuğu için gün sayıyor. İnternet üzerinden
yapılan ön katılım başvuruları için hedef 1 Milyon. Filoda yer almak için
müracaat edenlerin sadece Türkiye’den değil İslam dünyasından ve
dünyanın değişik coğrafyalarından birçok insan olduğu belirtildi.
genel sağlık sigortasının ödeneceği ve ayrıca yanda işsizlik var bir yanda iş beğenmemezlik
kursiyerlere günlük 15 lira harçlık verileceği var'' diye konuştu.
kurslara çok az sayıda başvuru olduğunu Aralarında temizlik ve güvenlik alanlarında
bildiren Seyman, ''Maalesef işsizleri meslek faaliyet gösteren 3 büyük firmanın da, temizlik
sahibi yapacak bu kurslara yeterli kursiyer ve güvenlik elemanı ihtiyacını karşılamak
bulamıyoruz'' dedi. için Türkiye İş Kurumu'na başvurduğunu bil-
Valiliğe ve değişik kurumlara çok sayıda diren Seyman, sözlerini şöyle sürdürdü:
kişinin iş için başvurmasına rağmen, bu kurs- ''Bir firma 180-200 temizlik elemanı ih-
lara ilginin az olmasını anlayamadıklarını tiyacı olduğunu söyleyip eleman yönlendi-
ifade eden Seyman, ''Verilecek kurslarda rilmesini istemiş, stant kurmuşlar ama maa-
adli takip elemanı, tıbbi sekreterlik, kasiyerlik, lesef yeterli aday bulamıyorlar. Herhangi bir
doğrama tezgahı operatörü, hasta refakatçisi kursa tabi tutulmadan istihdam edilecek ça-
gibi branşlar var ama bu kurslara maalesef lışan bulamıyoruz. Bir güvenlik firması da
başvuru yok. İş koşullarını beğenmeyenler, güvenlik görevlisi olarak 90 kişi aradığını
verilen işi beğenmeyenler var. Turizmde iş
bulurum diye düşünüp, gelmeyenler var. Bir
belirterek eleman istemiş ama maalesef bu-
raya da yeterli başvuru yok.''
 BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, MHP'li bazı
parti yöneticilerinin internette yayınlanan görüntülerine
ilişkin, ''Ahlaki terör bölücü terör kadar tehlikelidir''
değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın Topçu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe-
li'nin kaset skandalları hakkında ''Okyanus ötesi'' söz-
lerine ilişkin bir soruya da, ''Bunlar muvazenesiz açık-
lamalar, çok sıkıntılı günler yaşıyor; belli ki ölçüsünü,
muvazenesini kaybetmiş durumda. Talihsiz açıklamalar
bunlar, insaf diyorum'' dedi.
MHP'YE BİRLEŞME ÇAĞRISI
Bir gazetecinin, ''Ülkücüler neden ittifak yapmadı?''
sorusunu da Topçu, ''Türkiye'nin bölücü terör ve beka
gibi çok önemli sorunları bulunmaktadır. Türkiye'nin
ve Türk milletinin milliyetçilere ihtiyacı var. Ben mil-
liyetçilerin olmadığı bir meclis istemem. Bunu gönlüm
kabul etmez. Ülkenin içinde bulunduğu durumu gö-
rerek, MHP ile birleşme teklifinde bulunduk. Ama bu
konuda herhangi bir sonuç alamadık. Herkesin kabul
edeceği Türk dünyasının tanınmış bir ismi aracılığıyla
biraraya gelip birleşmeyi konuşalım dedik ama Sayın
Bahçeli olumlu karşılamadı. Eğer ülkücüler meclis
dışı kalırsa bunun vebali MHP yönetimindedir. Biz
üzerimize düşeni yaptık'' diye yanıtladı.
11 Mayıs 2011 Çarşamba 9
Has Parti’nin Doğu
mitingleri devam ediyor
 HABER MERKEZİ - Halkın Sesi Parti-
si’nin (Has Parti) miting programlarına doğu
illeriyle devam edeceği bildirildi. Geçtiğimiz
hafta meydanlara inen ve birçok doğu ve gü-
neydoğu ilinde miting düzenleyen Has Parti
Lideri Numan Kurtulmuş, bu hafta 6 ilde
miting düzenleyecek. 13 Mayıs Cuma günü
sırasıyla Siirt, Bitlis ve Muş’ta seçmene hitap
edecek olan Kurtulmuş, bir gün sonra Elazığ
ve Bingöl’de halkla buluşacak. Kurtulmuş’un
program çerçevesinde birçok açılış yapacağı
ve illerde sivil toplum örgütleriyle de bir araya
geleceği öğrenildi. Kurtulmuş’un 15 Mayıs
Pazar günü saat 12:30’da Diyarbakır’da da
bir büyük bir miting düzenleyeceği belirtildi.
Kavgadan bıkan
bize gelsin
 Has Parti Yozgat Milletvekili adayları
Dr. Kazım Arslan ve Hasan Özdemir, Kadışehri
ve Saraykent ilçelerinde pazaryeri ve esnaf zi-
yaretlerinde bulundu. Akdağmadeni, Kadışehri,
Saraykent ve Merkez İlçe başkanlarının da
katıldığı ziyaretler esnasında, ilçe esnaflarının
ve halkının yoğun bir ilgisiyle karşılaşan HAS
Parti heyeti, HAS Parti'nin seçim programı ve
hedefleri hakkında açıklamalarda bulundu ve
seçimlerde destek istedi. Arslan, ziyaretlerle
ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: "Ön
yargısı ve siyasi tutuculuğu olmayan herkes
kabul etmektedir ki, 8 yıllık Ak Parti iktidarı
döneminde, Yozgat' a ciddi manada bir yatırım
yapılmamış, Yozgat geriye gitmiştir. Hal böyle
iken, istikrar masalıyla, bölünmeme aldatma-
casıyla, İstanbul' un Boğaz'ıyla oy toplama
telaşındadırlar. Ancak hemşerilerimiz bu al-
datmacanın farkındadırlar. Yozgat' in meselesi
İstanbul' un Boğaz"ı değil Yozgatlının boğazıdır.
Bizler Yozgat için HAS' tayız, Türkiye için HAS'
tayız. Has Parti'mizin Türkiye siyasetine getirmiş
olduğu seviyeli üslubu birlikte devam ettirmek
isteyen, kavgadan, küfürden bıkan herkesi
birlikte siyaset yapmaya davet ediyoruz."
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’ndan
tazminat kazandı
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı
konuşmada, ''kişilik haklarına saldırıda bu-
lunduğu'' iddiasıyla CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı davada,
7 bin lira manevi tazminat kazandı. Ankara
5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen da-
vanın karar duruşmasına, Erdoğan'ın avukatı
Muammer Cemaloğlu ile Kılıçdaroğlu'nun
avukatı Mutluhan Karagözoğlu katıldı. Dilek-
çede, Kılıçdaroğlu'nun, konuşmasında, ''...İn-
sanda biraz utanma olur, insanda biraz
ahlak olur, insanda biraz insana saygı olur,
insanda biraz onur olur... Kim samimi, kim
dürüst, kim omurgalı? Eğer verdiğin sözün
arkasında durmuyorsan sayın başbakan sana
omurgasız derler, kusura bakma...'' şeklinde
ifadeler kullandığı anımsatılmıştı.
MHP’de kaset depremi
 MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent
Didinmez ve milletvekili adayı İhsan Barutçu
istifa etti. Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilat-
lardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bü-
lent Didinmez, kaset skandalının ardından
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İstifa
et” talebine, yaptığı açıklamayla istifa etme-
yeceğini söyleyerek "“Özelimde yaşadıklarımda
başkalarına verilen bir zarar söz konusu ol-
madığı gibi hiçbir kişinin ya da kurumun me-
rakını ve ilgisini gerektirecek kamusal bir
yönü de yok. Buradaki sorumluluğum sadece
aile fertlerine karşıdır. Aile hayatı hukukiliğini
sürdürmeye devam ediyor olsa da bazı za-
manlarda fiili varlığından bahsetmek mümkün
olmuyor. Bilinmelidir ki, keser döner sap
döner, bir gün gelir hesap döner. İstifa etme-
yeceğim" demişti.
KPSS başvuruları
başladı
 KPSS, lisans düzeyinde, sadece A
Grubu ve öğretmenlik kadroları için, il mer-
kezleri ile Lefkoşa'da, 9 Temmuz Cumartesi
sabah ve öğleden sonra, 10 Temmuz Pazar
sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört
oturumda yapılacak. 2011-KPSS sonuçları
B Grubu kadrolar için kullanılmayacak. Bu
nedenle, 2011-KPSS'ye sadece A Grubu ve
öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen li-
sans mezunları ile bir lisans programından
mezun olabilecek durumdaki adaylar girecek.
2011-KPSS'ye başvuru işlemleri, 25 Mayıs
2011 tarihine kadar yapılabilecek.
Başvuru merkezleri ÖSYM'nin
“http://www.osym.gov.tr” internet adresinde
yayımlanacak. 2011-KPSS Kılavuzu'nda baş-
vurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme
ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alacak. Sınava
başvuracak adayların bu kılavuzu dikkatle
incelemeleri gerekiyor.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 10
10 11 Mayıs 2011 Çarşamba
Ahmet Edip
Başaran
aedipbasaran@dunyayayenisoz.com
Mehmet Âkifler Mehmet Âkif’le buluştu
İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü, Mehmet Âkif yılı çerçevesinde genç nesli, Mehmet Âkif’le buluşturmaya çeşitli etkinliklerle devam ediyor
EKREM AYTAR
 İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü
2010-2011 eğitim öğretim yılını “Mehmet
Âkif Ersoy Yılı” ilan etti. Bu yıl dolayısı ile
yıl içerisinde çeşitli etkinlikler
düzenlendi. Bu etkinlik-
lerden biri de Edirne
Kapı Şehitliği’ndeki
Mehmet Âkif Er-
soy’un kabri başında
“Mehmet Âkifler
Mehmet Âkif Er-
soy’la” buluşuyor is-
miyle gerçekleşti.
İstanbul Milli Eği-
tim Müdürlüğünün or-
ganizasyonu ile, İstanbul
ilindeki tüm okullarda ismi
Mehmet Âkif olan öğrenci ve öğretmenler
Mehmet Âkif Ersoy’un kabri başında buluştu.
Programa gelen tüm öğrenciler üzerinde
Mehmet Âkif yazılı tişörtleri giydi. Programa
Alemin seyyahı Evliya Çelebi
 Eseri hazırlayan isim, Kurum’un başkanı,
Şükrü Halûk Akalın. Akalın, resmiyetin ve cid-
diyetin kalıplarına girmeden, akademik sınır-
larda gezinmeden herkesin rahatlıkla okuya-
bileceği üslûpla Evliya’yı ve eserini anlatmış.
Seyyâh-ı Âlem Evliya Çelebi adıyla neşredilen
çalışma, Dil Kurumu’ndan Evliya’ya bir armağan
olarak da kabul edilebilir.
96 sayfalık bu eser, kuşe kâğıda, resimlerle,
minyatürlerle süslenerek hazırlanmış.
400 yıl sonra yeniden gündeme gelen,
büyük bir ilgiye mazhar olan Evliya Çelebi,
bizim coğrafyamızın en renkli simalarından
biridir. Şayet onda bu neşe olmasaydı, seyyahlık
vazifesini hakkıyla yapamaz, her yurdun, her
iklimin türlü, çeşitli insan tipleriyle sohbetlerde
Yeniden Kaf ve Rengi
Ahmet Murat’ın, ilk baskısı Ocak 1999’da yapılan Kaf ve Rengi kitabı on iki yıl sonra yeniden yayımlanma imkânı buldu.
K af ve Rengi, Kış Bilgisi ve Bir Şair Bi-
sikletle kitaplarıyla Türk şiirindeki
yerini iyice sağlamlaştıran Ahmet Murat şii-
rinde çok önemli bir merhaleyi teşkil ediyor.
Çünkü ilk kitaplar bir şair için ulaşmak için
çaba sarf edeceği menzil hakkında çok
önemli ipuçları vermesi açısından her zaman
dikkate değer bulunmuştur. Kaf ve Rengi
bu bağlamda Murat şiirinin “iç coğrafya”sını
ele verir.
Kaf ve Rengi’nde plastik, yapay bir dün-
yadan ziyade doğal ve hikemî bir dünyanın
şiirine adım atarız. Hem kelimeler hem
de imge coğrafyası bağlamında sahici bir
dünyadır bu. Tabiat, bu dünyanın ana de-
korunu teşkil eder. Tabiat dedik ama
Murat şiirinde tabiat algısı işlevsiz bir
“tabiat sevgisi” sıradanlığından çok uzak-
tır. Şehrin gürültüsünden kaçmak için
kendini piknik alanlarına atan kentli bir
insan huzursuzluğunda dışlaşan psiko-
lojik çıkmaz değildir bu.
O, daha çok yaradılışı ve kâinattaki
kusursuz dengeyi, düzeni tabiatla ge-
rekçelendirir. Tabiatın sunduğu kavrayış
imkânlarını, bir insanın sunduğu iç
imkânlardan ayırt etmez. Bu sebepten
olsa gerek tabiattan söz açarken bir
insandan söz eder gibi konuşur: “bir at koşup
İstanbul valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul
Merkezi’nde oynanacak Mehmet Âkif isimli
Milli Eğitim müdürü Muammer Yıldız, Eyüp
tiyatroya herkesi davet etti.
Kaymakamı Osman Kaymak, ilçe milli
eğitim müdürleri, öğretmenler ve vatandaşlar
ile sona erdi.
katıldı.
Evliya Çelebi üzerine yayınlara son dönemde her gün bir yenisi ekleniyor. O dünyayı keşfetmiş,
şimdi biz de onu keşfediyoruz. Türk Dil Kurumu Evliya’nın mizacına, üslûbuna, neşesine yakışır
bir tarzda güzel bir çalışma yayınlandı.
bulunup onların dünyalarını, âdetlerini, gele-
neklerini, dillerini ve yaşama kültürlerini kayda
geçiremezdi.
Yedi iklim, on sekiz padişahlık, otuz ülke,
iki yüz elli yedi şehir gezen Evliya Çelebi,
yetmişi aşkın ömrünün elli birini seyahatlerde,
bir diyardan bir başka diyara uzanan yollarda,
farklı şehirlerde, değişik ülkelerde geçirmiştir.
O sadece şehir şehir dolaşan bir seyyah
değildir. Çok iyi bir dinî öğrenim görmüştür.
İyi bir hafızdır ve zafer ezanlarının müezzinidir.
Fetihle İslâm’a kavuşan beldelerde zafer ezan-
larını okumak ona nasip olmuştur. Sesinin gü-
zelliğiyle musıkîye yönelmiştir. Pek çok ma-
kamda sayısız şarkı bilmekte, bugün çoğu kay-
bolmuş, unutulmuş sazları çalmaktadır.
SEYAHATNAME ABARTILI
BİR ESER MİDİR?
Çelebi’nin eserine dair dillendirilen eleşti-
rilerin başında, abartı hatta “palavra” meselesi
gelmektedir.
Bu mesele, pek çok akademisyenin dahi
izahta zorlandığı, ancak görmezden geldiği
bir meseledir. Evliya’nın hayatını ve eserini
yıkmaya yönelik bu eleştiriye verilecek cevap
son derece önemlidir.
Şükrü Halûk Akalın, bu soruyu sormuş ve
son derece emin ve rahat bir üslûpla cevabını
vermiştir: “Seyahatname’de gerçek ve doğru
bilgi çoğunluktadır. Abartılı anlatımlar varsa
bunlar Evliya Çelebi’nin gözlem ve hayal gü-
cünü, bakış açısını, üslûbunu ortaya koyan
ve ayrıca incelenmesi gereken bölümlerdir.
Olağanüstü birtakım olayların yer aldığı bö-
lümler, aslında Evliya Çelebi’nin gittiği her
bölgedeki halkın kendisine anlattıklarından
oluşmaktadır. Evliya Çelebi bu durumlarda
ulaşırken yıkık bir köprüye, / kimsesiz kalırken
yağmuru ve karı yağmış gök, (Derin]; “yazın
düzenlediği duygular, yaz göğünün uçakları”
(Derin); “oysa keçilerini güderken otlar”(İyi
Geceler)
Ahmet Murat, yeryüzüne ilk kez gelmiş bir
insanın çevresine bakışındaki şaşkınlığa ve
gördüğü her şeyi taze bir dimağla anlama/kav-
rama cehdine daha yakın durur. “ilk insanlardan
birinin gözleridir / gök geometrisiyle çarpı-
şırken gözlerim” (Teodise) Şaşkınlık diyorum
ama tam olarak şaşırmış bir şair portresi
sunmaz bize Murat. Âlem-i ervâhta başlayan,
dünyaya gelişle bambaşka bir veçheye bü-
rünen insanın serüveninde aslında her
şey yerli yerindedir. Murat’ın başarısı
bu yerli yerindeliği ustalıklı bir şiirsel
gerilimle okura aktarabilmesinde
saklıdır.
Kaf ve Rengi’nde aşk imgesi, te-
matik bir izlek olarak takip edildi-
ğinde ilahî olana doğru
evrilir. Şeyh, vird, yakarış
gibi kelimeler tasavvufî
bir arınma ve tazelik ceh-
dini anıştırır. Burada sa-
nırım dikkat edilmesi ge-
reken nokta Murat’ın ‘alı-
şılmış’ ve ‘alıştırılmış’ bir
Vali Hüseyin Avni Mut-
lu yaptığı konuşmada Meh-
met Âkif Ersoy’un çile ve
mücadele ile geçen hayatını
anlattı. Kurtuluş Savaşı’nın
hangi ruh ile kazanıldığına
vurgu yaptı. Sonra da, “Siz-
ler adı Mehmet Âkif olan
gençler, ülkemizin geleceği
için Mehmet Âkif Ersoy’u
örnek alarak, sizler de birer
Mehmet Âkif Ersoy olun”
dedi.
Sanatçı Ahmet Yenilmez
de Mehmet Akif Ersoy’la
ilgili hazırladığı tiyatronun
kostümü ile programa ka-
tıldı. Fatih Ali Emiri Kültür
Program Kuran-ı Kerim okunması ve dua
‘darbımeseldir’, ‘böyle anlatırlar ama ben gör-
medim’ diyerek açıklama getirir. Ünlü ro-
mancımız ve edebiyat araştırmacımız Ahmet
Hamdi Tanpınar; “Ben Evliya Çelebi’yi tenkit
etmek için değil, ona inanmak için okurum.
Ve bu yüzden de daima kârlı çıkarım” diyerek
yaklaşımını ortaya koymuştur. Divan-ı Lügâ-
ti’t-Türk, Kutadgu Bilig ve Seyahatname gibi
Türk dilinin anıtsal eserleri üzerine yetkin ve
ilgi çekici çalışmalar yapan Robert Dankoff
ise, Seyahatname’yi, akla yakın bir gerçeklikle
harikalar ve mucizeler aşkı arasında salınan
Osmanlı zihniyetinin edebî düzlemdeki mu-
azzam bir örneği olarak görür.”
VİZESİZ OTUZ ÜLKE
Devletin vizeleri kaldırmak için ciddi ça-
lışmalar yaptığı ülkeler, Evliya Çelebi zamanında
bizim topraklarımız, şehirlerimiz idi.
Bugün devlet yeni bir model geliştirecekse,
Evliya’nın seyahatlerini örnek alarak en azından
bu ülkelerle bütün vizeleri kaldırabilir.
Gezdiğini kaydettiği coğrafyada bugün şu
ülkeler yer almaktadır: Arnavutluk, Avusturya,
Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bul-
garistan, Çek Cumhuriyeti, Ermenistan, Filistin,
Gürcistan, Hırvatistan, Irak, İran, İsrail, Karadağ,
Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Po-
lonya, Romanya, Rusya, Slovakya, Sudan,
Suudi Arabistan, Suriye, Ukrayna, Ürdün, Yu-
nanistan ve Türkiye.
Şükrü Halûk Akalın, Seyyâh-ı Âlem Evliya
Çelebi’sinde rahat ve anlaşılır örnekler vererek,
Evliya’nın üslûbunu da yansıtmıştır. Erzurum’un
soğuğu, Adanalıların şiir okuyarak sıcaktan
kaçması, Trabzon’da hamsinin adının konul-
ması, Ankara kalesi, Konya, Hezarfen Ahmet
Çelebi, Lagari Hasan Çelebi gibi başlıklarla
Suavi Kemal
aşk algısından farklı bir analojiyle yola çık-
masıdır: “ve aşk: içimin çalışkanı, habire ona-
randır / benim köpükten ve yanıktan zırhımı.”
(Teodise)
Aşk bir bağışlanma umudunun ve bir yaşama
sevincinin yakıtıdır bu yüzden. Murat, bu
umut ve heyecan içre dergâhın kapısında bek-
leşen bir müridin dudaklarından dökülebilecek
olan şu dizeleri söyler: “ki tüm terkedilmiş
virdlerden özür dileriz, / edeple içilmemiş
kadınlardan, sulardan biz. / bir sabah somunu
gibi sıcacık olacak / tüm yakarışların kapısında
bölünsün ağzımız.” (Mahmuza Övgü)
“kusursuz su, senden ve nelerden / geçince
yorgun, soyunduk girdik toprağa” Kaf ve
Rengi’ndeki en çarpıcı dizeler Eşik baş-
lıklı şiirin bu ilk dizeleridir belki de.
Murat, rahme inen ilk tohumu, doğumu,
hayatın yorduğu insan olma hâllerimizi
ve ölümü bu harikulâde iki dizeyle
anlatıp bitirmiştir. Hem de geriye hiçbir
şey bırakmadan.
Göğü, tabiatı ve insanı karışlarıyla ölçüp
biçen, detay ustası bir şairin dünyasına
dalmak için Kaf ve Rengi biçilmiş
kaftan. Çünkü “ekmek bölerler tüm
buğdaylar ısınır” (Isı)
(Kaf ve Rengi, Profil Yayınları,
Şubat 2011)
Not defterinden
 Mehmet Âkif konuşuluyor
Önemli etkinliklere imza atan Türkiye
Yazarlar Birliği İstanbul şubesinde bugün
Abdurrahman Şen saat 18.30’da Mehmet
Âkif Ersoy’u anlatacak.
Tel: 0 212 527 75 17
 İbni- Arabî metafiziği
İbn-i Arabî üzerine yaptığı kıymetli çalış-
malarla gündemimize İbn-i Arabî’yi ye-
niden getiren Ekrem Demirli, Atatürk Ki-
taplığında saat 18.30’da İbn-i Arabî Me-
tafiziğine Giriş çerçevesinde onun fikir-
lerini ve metafizik yönünü ele alıyor.
Tel: 0 212 249 09 45
 Film gösterimi
Ümraniye Atakent Kültür Merkezinde
saat 19.00’da Mahsun Kırmızıgül’ün yö-
netmenliğini yaptığı “New York’ta Beş
Minare” filmi gösterilecek. Filmleriyle
geniş bir ilgi uyandıran Mahsun Kırmızıgül,
siyasî meseleleri sanat cephesinden iş-
leyen çalışmalarıyla dikkatleri çekiyor.
Tel: 0 216 328 23 37
seçmeler yapılmış Seyahatname’den.
Gördüğü rüyada şefaat dileyecekken seyahat
isteyen ve dünyayı dolaşan Evliya Çelebi’nin
ebedî hayata giden son yolculuğunda çok sev-
diği Peygamberimizin şefaatine nail olması
duasıyla, Evliya kuluna şefaat ya Resulallah,
diyoruz.
Seyyâh-ı Âlem Evliya Çelebi, Şükrü Halûk
Akalın,
Türk Dil Kurumu yayınları
Tel: 0 312 457 52 00
kültürvesanat
skemal@dunyayayenisoz.com
Kadın Sultanlar
2 003’te televizyonlarımızda arzı endam eden ve
neyse ki tutmayan Gülben Ergen’li Hürrem Sultan’ın
kaba oryantalizminin yerine 2011 model “Muhteşem
Yüzyıl”ın nispeten daha incelikli “oryantalizmi” geldi
diye mutluluk duyanlardan değilim. Niçin mi?
Batı sanat tarihinde önemli bir yer tutan Oryantalist
resimlerde doğunun kadınlarına bir nesne olarak fazlaca
rastlarız. Binbirgece masallarından tabloları çağrıştıran
bu resimlerde haremdeki kadın; evlat, ana, kızkardeş,
kısaca “özne” kadın olarak değil, zihinleri süsleyen
estetik bir “nesne” olarak teşhir edilir. O figürlerin öz-
lemleri, hırsları, zevkleri, korkuları, hırsları, erdemleri
yoktur. Çünkü oryantalist ressam zihnindeki kadını
değil dişiyi resmetmektedir. Sanki “insan” olmak,
yani bir “özne”ye sahip olmak, batıya mahsus bir ay-
rıcalıktır da, doğulu varlıklara da bu “nesne” rolü
uygun görülmüştür.
Peki, “kadın” niçin nesneleştirilmiştir? Çünkü nesne-
leştirmek insanın özünden, kimliğinden soyutlayarak
eşyaya dönüştürmektir. Kadının nesneleştirilmesi ile
onun hayatın, tarihin, toplumun dışına itilen ve böylece
sömürgeci zihinin “kurtarmak”, “demokrasi getirmek”
gibi yaftalar altında istediği biçimi verebileceği, “öz-
gürleştirmek” bahanesiyle tahakküm altında tutabileceği
zemini mümkün kılar. Çünkü Edward Said’in de işaret
ettiği gibi bu “doğunun doğululaştırılması” bir başka
ifade ile “ötekileştirilmesi” sürecidir. Söz konusu öte-
kileştirme süreci ise oryantalist resim geleneği ile baş-
lamış ve bitmiş değildir, halen bütün güncelliği ve
şiddetiyle devam etmektedir.
Sibel Eraslan’ın bir Endülüs sultanı dışında hep
Osmanlı sultanlarının portrelerini bir araya getirdiği
ve yeni baskısı Timaş Yayınları’ndan çıkan “tam adıyla
“Osmanlı Sarayında Kadın Sultanlar” adlı çalışmasını
ise “nesneleştirilen” kadınlara itibarlarını, özneliklerini
iade etmenin, özneliklerini tanımanın bir tecrübesi
olarak okumak mümkün.
“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” iktidar mücadelesinin
pahasını açıklayan bir sözdür. Devletin başına talip
olduğu için başını feda eden ademoğulları ile doludur
tarih. Kadın sultanlar ise devlete talip olanlardan çok
devletin talip olduklarıdır. Kâh aşktır bu talebin arka
planında duran kâh siyaset. Aşk ile Holifera iken
Nilüfer olanda vardır, siyaseten ona kuma olan Asporça
ile Theodora da… Devlet kuşu, her konduğuna ayrı
bir cilvesini göstermiştir. Çiçek Sultan evladı Cem
Sultanın baht rüzgârları önünde savrulmasına şahit
olarak, Kahire’de garip bir halde iken son nefesini
vermiş, Endülüs’ün son emiresi Aişe Sultan ise devlet
kuşunun düşüşüne tanıklık etmek zorunda kalmıştır.
Eraslan’ın yazarak dokuduğu ve dokunduğu her
hayattan, her kadın sultandan bir büyük tablonun par-
çaları çıkmakta. Bazılarının isimleri konusunda bile
tarihçilerin aralarında ihtilafa düştüğü Kadın Sultanlar,
Eraslan’ın kaleminde ete kemiğe olmasa da, kâğıda
ve hikâyeye bürünüyor ve hasretleriyle, aşklarıyla,
hüzünleriyle; sözün özü kaderleri ve kederleriyle gö-
rünüyorlar.
İlk padişahın eşi Malhun Hatun’dan son padişahın eşi
Nevzad Hanım’a ve son Halife’nin eşi Dürrişehvar
Sultan’a uzanan bu kırık çizgiler topluluğunda yer
alan kadın sultanlar, sadece kuruluşa, yükselişe, du-
raklamaya ve çöküşe şahitlik etmemişler elbette…
Çünkü kadın sultanlar öncelikle birer evlattır, eştir,
anadır… Kimi zaman başrolünde kimi zaman da fi-
gürasyonunda yer aldıkları iktidar çatışmaları onları
bazen yükseltmiş bazen de susturmuştur.
Yani “ya devlet başa ya kuzgun leşe” sözü sadece
tahta oturan erkekler için geçerli değildir. Sadece leş
olma pahasına devlete talip olan erkekler ya evlat
yada koca olarak bu savaşta rol aldıkları halde tarih
sadece onların marifetiyle yapılan bir şeymiş gibi
takdim edilmekte ve öylece ezberlenmekte, Hürrem
Sultan ise diğer kadın sultanlar arasından “negatif” bir
örnek bulunsun diye adeta bir cadı gibi önplana geti-
rilmektedir. Sibel Eraslan’ın da belirttiği gibidir mevzuu:
“Tarihçiler hep onun siyasi ihtirasından bahsettiler.
Kimse onun sultana olan derin aşkı ve sadakatinden,
kocasını vatanı bildiğinden söz etmedi. Korsanlar ta-
rafından küçük yaşta bir esir olarak getirildiği Saray’ında
bir melikeden çok kocasına ve çocuklarına sadık klasik
anne rolünden kimse söz etmedi.” Yani tarih söz ettik-
lerinden ziyade susup geçtikleri ile kendini elevermekte,
bu yüzden de kendisini yazan zihnin ne menem bir
şey olduğunu görmezden geldiklerinde deşifre etmek
kabil olmaktadır. Bu deşifre işlemi ise bize olmuş,
bitmiş, geride kalmış olaylar ve insanların değil bugün
içinde bir akvaryumdaki balıklar gibi yer aldığımız
“şimdi”nin bize ezberletilenlerden farklı okunabileceğini
ve yazılabileceğini gösterir.
Sibel Eraslan, kitabının önsözünde “Tarih; elinde eski
fotoğtaflarla dolu can sıkıcı kutusuyla gezinen ihtiyar
bir adam değildir. Bana sorarsanız çok çocuklu bir
ailede güç bela da olsa, nihayet herkes yattıktan sonra
odalarda dolaşan, ılık bir havadır o… Pek bir şey ya-
pamaz bir günü daha geride bırakmış insanoğlunun
saatlerini sabaha kurmaktan başka.” diyor. Esasen
onun “pek bir şey değil” olarak gördüğü hiç de az de-
ğildir. Çünkü bu kitabın konusunu teşkil eden seçilmiş
tarih sahnelerini okuma ile gerçekleşen unutulmuş,
unutturulmuş, es geçilmiş yada masallaştırılmış, efsa-
neleştirilmiş kadınların birer insan olduğunu hatırlatmak
gibi özel bir işlevi gerçekleştirmekte.
“Balık ve Tango” adlı hikâye kitabı ile tanıdığımız
Sibel Eraslan, “Kadın Sultanlar” ile portre türünde
yetkin metinlere imza atıyor ve hikayenin nefesinin
her şeye olduğu gibi tarihe de canlılık getirdiği ortaya
koyuyor. Timaş Yayınları’ndan çıkan eser “özne”
kadın portrelerine ulaşmak isteyenlerin kütüphanelerinde
yer almalı.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 11

düşünce 11 Mayıs 2011 Çarşamba 11

Prof. Dr.
Erol Göka
egoka@dunyayayenisoz.com
M odern liberal demokrasi anlayışının birçok
savunucusu olduğu kadar eleştireni de hep
oldu. Eleştirilerden kastımız “halk demokrasisi”,
“İslam demokrasisi” gibi başlıkların arkasına
sığınılarak yapılanlar değil. En sağlam liberal
demokrasi eleştirileri, bir siyaset felsefesi olarak
demokrasiye en çok inanan kimseler tarafından
“radikal demokrasi”, “güçlü demokrasi” gibi
adlar altında yapıldı.
Liberal demokrasi hakkında bildiğimiz en geçerli
eleştiri, demokrasinin temel birimi olan “özgür
yurttaş” ile liberal kapitalizmin temel birimi
olan “birey” ve “çıkarlar” arasında derin bir
uyuşmazlık olduğudur. Bu derin uyuşmazlığın
giderilmesi için, ABD kökenli cemaatçi (komü-
niteryen) teoriler türetildi ama onlar da derde
deva olamadı.
Gerçekten de demokrasiyi “halkın kendi kendini
yönetmesi” olarak tanımlayıp, “kendi kendini
yönetme” üzerine birazcık kafa yorduğumuzda,
liberal demokrasilerin vazgeçilmezi olarak sunulan
birçok durumun aslında demokrasiyle taban
tabana zıt olduğunu görürüz. Bu nedenle siyaset
felsefesini demokrasi üzerine kuran ve önerdiği
sisteme “güçlü demokrasi” adını veren Benjamin
Barber, liberal demokrasiye “cılız demokrasi”
der ve liberal demokrasinin dayanağı olan temsil,
mahremiyet, bireycilik ve haklar gibi kavramların
katılımı ve yurttaşlığı yok ettiğini savunur. “Eğer
demokrasi çıkarlarımıza göre yönetilmekten zi-
yade kendi kendimizi yönetme hakkını gerekti-
riyorsa, o zaman liberal demokratik kurumlar
demokratik olmaktan uzaktır” diyen Barber,
Amerikan toplumundaki demokrasinin düşman-
larını ve faaliyetlerini ise şöyle saptar: “Düşmanlar
demokrasiyi, özelcilik kılığına girmiş umursa-
Çok kısa, çok yakın demokrasi tarihi
mazlıkla, hakimiyet kılığına girmiş kibirle, bi-
reycilik kılığına girmiş sorumsuzlukla, hak sap-
lantısı kılığına girmiş bencillikle, uzmanlara
boyun eğmek kılığına girmiş pasiflikle, üretkenlik
kılığına girmiş hırsla tüketerek, yavaş yavaş
içten kemirmiştir. Demokrasiyi yurttaşlıktan
daha karlı yüzlerce tür etkinlik, özgürlükten
daha ucuz binlerce baştan çıkarıcı kazanç mah-
vetmektedir.”
Liberal demokrasinin bir başka demokrat eleş-
tirmeni Samuel Bowles ise, geride bıraktığımız
20. yüzyıl sona ererken demokratların, iktidarları
daha denetlenir ve bireyleri daha özgür kılma
mücadelelerinde belli başlı üç meydan okuma
ile karşı karşıya oldukları düşüncesindedir. Bun-
lardan “birincisi küreseldir: Uluslararası libe-
ralleşme süreci ve genişleyen ekonomik enteg-
rasyon sermayeye düşük maliyetle coğrafi hare-
ketlilik ve güçlü ekonomik faillere –özellikle
bankalar ve belli başlı korporasyonlara- artan
bir pazarlık etme gücü sağlarken, demokratik
ulus-devlet özerkliğini ve etkililiğini nasıl koru-
yabilir?
İkinci meydan okuma içeriden gelir: Demokratik
hakların ve yönetimin yeni biçimleri her toplumu
oluşturan mikro-ekonomik kurumların –ister
aile, ister yöre, isterse işyeri olsun- çoğunun ka-
rakteristiği olan yabancılaşmaya ve gücün kötüye
kullanımına seslenebilir mi?
Üçüncü meydan okuma doğal çevremizle ve
gelecek kuşaklarla ilgilidir. Ulus-devlet düzeyinde
ve uygulanabilir uluslararası kurumlarda iş gören
demokratik süreçler çevresel yıkım sürecini
tersine çevirmeye ve kabul edilebilir bir ekolojik
denge yaratmaya yeterli politikaları hayata ge-
çirebilir mi?”
Demokratlar, liberal demokrasiye böylesine ciddi
eleştiriler yöneltiyorken, geçen on yılda ABD’de
Neoconların işbaşı yapması ve Irak işgaliyle
birlikte “ithal demokrasi” kavramı gündeme
Yeniden yola düşmek...
B u evi, çölün kaderini değiştiren, yılgınlığı
ve unutulmuşluğu içinden söküp atan
onurlu ve çalışkan kadınlar kurmuştu. Yeniden
kurabilirsin. Kurabiliriz.
Bu çatıyı; denizlerin, okyanusların omzundan
dünyaya bakan ve gözleri evreni tarazlayan
yiğit ve coşkulu adamlar genişletmişti. O
şimdi boylu boyunca üstümüze çöktü. O en-
kazın altından bir diriliş çıngısı üretebilir, düş-
tüğü yerde yekinen bir kardelene
yol açabilirsin. Açabiliriz.
Bu Kitab’ı, çölün bir yetimi ulaş-
tırıp yaymıştı evrene. Öksüz,
geldi, liberal demokrasi eleştirileri ütopik bulu-
narak gündemden düştüler. “İslami terörizm”
adında bir umacı bulundu ve bu umacıyla savaşma
kisvesine bürünülerek Amerikan tipi demokrasinin
korunması ve dünya çapında yayılması çabasına
girişildi. Amaç, ABD liberal demokrasi impara-
torluğunun dünyada geçerli tek siyasal sistem
halini alması ve bu sistemin korunması ve ya-
yılmasıydı ve bu amaca yönelik her eylem mu-
bahtı. Oldukça kafa karıştırıcı eylemler gündeme
geldiğinde cevap hazırdı: Neoconlar iyi hoştular
ama biraz deliydiler. Kah doğrudan işgal kah
sözüm ona “devrim” adı verilen sembol renklerle
parlamentoların feshi yoluna gidilerek bir ithal
demokrasi dalgası yaratıldı.
Entelektüel dünyanın kadastrosunu yapanlar,
muhalif düşüncenin bırakın sahiplerinin sesini
kısmayı, üretilmemesi için bile her türlü önlemi
alıyorlardı. Huntington’un “üçüncü demokrasi
dalgası” ve “medeniyetler çatışması”, Fukuya-
ma’nın “tarihin sonu” ve biyoteknolojinin belir-
leyeceği “insan ötesi gelecek” tezleri üretildi.
Önceleri yalnızca seziyorduk şu zamanlarda
daha iyi anlıyoruz, meğer “fark”ı öne çıkararak,
insanlığı ortak ideallerde birleştiren değerleri
ayakta tutan ve geliştiren “büyük anlatı”lara
savaş açan ve “her şey olur bu hayatta!” anlayışını
yayan postmodern teoriler, Amerikan liberal de-
mokratik imparatorluğunun aydın muhalefeti ol-
madan yayılabilmesi için akademideki kaleleri
yıkan koçbaşlarıymış.
O sıralarda liberal demokrasiyi yaygınlaştırmak
adına ABD çıkarlarını garantiye almaktan başka
bir işe yaramayan işgallere, “devrim” tiyatrolarına,
dünyanın dört bir yanında giderek daha çok ya-
yılan ABD üslerine karşı çıkamıyordunuz. Aksi
halde, zinhar demokrasi düşmanı olurdunuz ve
safınız “El-Kaide” teröristlerinin yanıydı. Bu
nedenle “halkın kendi kendini yönetmesi” adı
altında tezgahlanan “Pentagon kurgulu ithal de-
bütün odalarında koşuşturan o güzel çocuğu
düşün, Ali’yi. Minyatür cennetler biriktiren,
arkadaşlığın en güzel örneklerine kucak açan
Erkam’ın evini düşün. Ebubekir’i, Ebuzer’i.
Medine’yi nerdeyse tek başına dönüştüren
Mus’ab’ı düşün. Necaşi’nin hayranlıkla din-
lediği Cafer’i. Düşün; bire on, bire yüz, bire
bin vermişti hani başaklar.
Ardına bakıp hayıflanma. Dizini dövmeyi,
ağıtlar yakmayı bırak. Elini taşın
altına koy. Koyalım.
Çölün ortasında, kavurucu sı-
caklar altında duruyor gibi gö-
aemre@dunyayayenisoz.com
mokrasi” girişimlerini sessizce izlemek zorunda
kalıyordunuz.
Obama’nın seçilmesi, daha ziyade ABD’deki
Neocon deliliğine karşı mücadele ve ekonomik
göstergeler açısından ele alındı ama aslında dev-
ranın böyle dönmeyeceğinin, ithal demokrasilerle
Amerikan İmparatorluğunun kurulup ayakta ka-
lamayacağının anlaşıldığının simgesiydi. Ulus-
lararası ilişkileri sağlıklı olarak okuyabilenler,
Obama’nın neyi simgelediğini biliyorlardı ama
doğrusu, Neoconların “ithal demokrasi” anlayı-
şının karşısına nasıl bir alternatif önerildiğini
anlamakta zorlanıyorlardı. Kuzey Afrika ve Or-
tadoğu’da birkaç aydır yaşanan olaylarla birlikte
perde de aralanmaya başladı.
Obama, sadece ABD ekonomisinde değil tüm
dünyada; sadece ABD ekonomipolitiğinde değil
dünya ekonomipolitiğinde bir değişimi temsil
etmektedir. Zengin Kuzey- yoksul Güney ayrımı
eskisi gibi uçurumlaşarak devam edemez. Atılacak
ilk adım, Güney’in artan yoksulluğunu habire
zenginleşen despotik iktidarların sırtına yüklemek,
Wikileaks belgeleriyle buna dayanak sağlamak
ve onlara karşı halk hareketlerini desteklemektir.
ABD’nin büyük yatırımlar yaptığı “Genişletilmiş
Ortadoğu Projesi” şüphesiz devam edecektir
ama bir yağma ekonomisine imkan sağlayan li-
beral demokrasiler artık amaç değildir. Yeni bir
demokrasi dili, liberal demokrasinin eleştirilerek
demokrasinin derinleştirilmesi, dünya sisteminin
daha çıkarınadır. Daha doğrusu, öyle bir yere
gelinmiştir ki, eğer liberal politikaların açtığı
delikler kapatılamazsa, sadece Güney’in yoksulları
değil Kuzey’in varsılları da aynı gemide batıp
gidecektir. Bu yüzden İMF’nin, Dünya Banka-
sı’nın başına adeta taş düşmüş “yoksullukla mü-
cadele”yi temel hedefleri arasına almışlardır.
Herkes, tüm ilgililer, şimdiden liberal demokrasi
eleştirilerine ve yoksulluğa karşı sosyal politikalara
çalışmaya başlamalıdır.
korkusu değil. Yola yanlış yerden düşmeyi
bırak artık. Yola yanlış yoldaşlarla koyulmayı
bırak. İkide bir faturayı yola çıkarmayı bırak.
Yolun ortasına yatmayı bırak. Yolun üstündeki
engereklere yalvarmayı bırak. Bırakalım.
İçin yansa da sen suyu üret. Suyu ilet. Gövden
yaralarla dolu olsa da sen başkalarının acılarını,
dertlerini sağalt. Efkârın, efganın dünyayı
tutsa da yakınmayı bırak. Başkasını dinle.
Dinleyelim.
Ayak bağı olma, ayağa kalk. Merhamet azığın
olsun. Bilgi ve bilinç katığın. Eşini sev. Ço-
cuğunu sev. Kardeşlerini sev. İnancın, üzerinde
İbrahim
Tenekeci
i_tenekeci@yahoo.com
Onur bir bütündür,
bölünemez...
K adim dostum Tarık Tufan, son kitabını bana,
“Allah, yeniden başlayanların yardımcısıdır”
diyerek imzaladı. Bu sözün bendeki karşılığı
çok büyük oldu. O gün ve sonraki günler, güler
yüzlü bir ciddiyet eşliğinde yaşadım durdum.
Allah, Tarık kardeşimizden razı olsun.
Dünya bilgileri bir yerde biter ve kalbî olan
devreye girer. Ateş yakmaz mı? Yakar. Fakat
Hazreti İbrahim’i yakmadı. Bıçak kesmez mi?
Keser. Fakat Hazreti İsmail’i kesmedi. Kalbî
olan işte budur.
Bazı şeyler söylenmez, anlaşılır. Bunu da kalbî
olana ilave edebiliriz.
Bir hanım şairimiz “En ağır sınavdan en saf
olan geçer” diyor. Unutulmaya yüz tutmuş
bir atasözümüz de şunu: “Elmanın alı taş ça-
ğırır.”
Ağır bir sınavdan geçtik ve şimdi buradayız. Bir
yanda “Eşyayı dahi incitme” diye nasihat eden
medeniyetimiz, bir yanda da birbirini incitme
yarışında olan Müslümanlar… Ancak “Gül ey
saf çelişki” diyebiliriz.
Hazreti Ali, o kıymetli vasiyetinde, kardeşlerini
şu şekilde uyarıyor: “Size Allah’tan korkmanızı
tavsiye ederim. Dünya sizi istese bile, sizin
dünyayı istememenizi tavsiye ederim. Dünyaya
ait bir şeye ulaşamadığınız veya onu kaybet-
tiğiniz zaman sakın üzülmeyin.”
İbrahim Ethem, koskoca tahtı bırakıp ekin bekçiliği
yapmış. Demek ki bundan…
Evet…
İki insan karşılıklı olarak konuşabilir, dertleşebilir,
iş yapabilir, kavga edebilir; fakat namaz kılamaz!
Namazın kılınması için, iki kişiden birinin diğerine
sırtını dönmesi gerekir. Böyle bir şeyin birinci
şartı ise itimattır. İtimat, kalbî olan demektir.
Batılılar, “İnsan insanın kurdudur” diyor. Di-
nimiz ise şunu: “Mümin müminin kardeşidir.”
Birbirimizin kurdu mu olacağız, kardeşi mi?
Bana kalırsa bütün mesele bu!
Bunu açıkça yazıyorum, çünkü Sadi’nin şu sözü
her daim aklımda: “İnsanı iki şey yıkar: Susması
gerekirken konuşmak, konuşması gerekirken sus-
mak…”
Kabul ediyorum, dünyanın güzelliği ve im-
kânları, birçoğumuzu zayıf düşürdü. Bunu
aşmanın en kolay yolu ise dünyaya yabancı

hüzünlü ve yalnız bir adam oku-
muştu. Bir çoban sırtını sıvaz-
lamıştı, içlerine onulmaz dertler
düşmüş insanların. Akrabalarının
evinde büyüyen, saçları doğru
dürüst okşanmayan, geceleri uzak
yıldızlara bakarak ve bacaklarını
Ali
karnına çekerek içli içli ağlayan Emre
bir adam âlemlere rahmet olmuş,
ayet ayet bir insanlık iklimi do-
kumuştu. Onun çağrısına yeniden kulak vere-
bilirsin. Verebiliriz.
Bu mektebin öğrencileri, bütün dünya onları
küçümserken ‘ufuk insanlar’ olmuştu: Sümey-
ye’yi düşün, İslam’ın ilk şehidi olan o fedakâr
anneyi. Ammar’ı düşün. İnancından başka
sermayesi yoktu. Şehid oğlu şehidi, Ammar’ı
düşün. Hatice’yi hatırla, Fatıma’yı, Zeynep’i.
Üstünde kırbaçlar şaklayan Bilal’i. İslam evinin
Müslim Türk milletinin durduğu yer...
Coşkun
koyuyor. Burada General Franco’nun, “bana
yüz elli bin kişilik bir uyku tulumu yapın” sö-
mcoskun@dunyayayenisoz.com
zünü anımsamak, Türkiye’deki büyük çoğun-
luğun bugün geldiği yeri görmek açısından
rünse de o ev üşüyor şimdi.
Kimsesizlikten üşüyor. İlgisiz-
likten, sevgisizlikten üşüyor. İha-
net yüzünden üşüyor, gaflet yü-
zünden.
O Kitab’ın başına yeniden otu-
rabilirsin. Oturabiliriz. O rahle-
den, o sofradan riyayı, cehaleti,
korkuyu, dönekliği kov. Kovalım.
Suyun başını tutup onu kirle-
tenleri safımızda tutma. Tutmayalım. Ya bahçe
ol, ya başak, ya da bahçıvan. Isırgan otlarının
arasında oynamayı, kendini zehirlemeyi bırak.
Bırakalım.
Evini onar. Eğnini düzelt, temizle. Pislikten,
kötülükten, sümsüklükten, tembellikten hicret
et. Dilini arındır. Dimağını genişlet. Dudak
bükmeyi bırak. Damağından haramı eksilt.
Unutma ki yolu bunca uzatan sadece düşman
limlere karşı mazlumların sahipsiz olmadığını
haykırmaktır.
Batı emperyalizmi bugüne kadar insanlığa
hep acı ve gözyaşı verdi. Çıkarları için insanlığı
ateşten bir gömlek gibi durmasın. Onurlu ol.
Kula kulluk edenin, şerefi yoktur, unutma.
Unutmayalım.
Hadi, sırtını sıvazlayacak, beraber ağlayacak
bir dost bulalım. Suyumuzu, çorbamızı pay-
laşacak bir yoksul. Bize dua edecek bir yâran.
Bir yetimin başını okşayalım birlikte. Taşları
tencerede kaynatan bir anne arayalım. Telör-
gülerin ardını gözyaşına boğan bir tutsağa do-
kunalım. Selamı yaygınlaştıralım birlikte. Bir
kardeşimize mektup yazalım. Bir kitap alalım
bir yetime. Bir güvercin uçuralım. Müzdelifede
koşuşturan bir ayak da biz olalım, kötülüğü
gerileten bir el. Dilimiz çözülsün, göğsümüz
genişlesin.
Bu evi; bizim bilincimiz, sevgimiz, direncimiz
yeniden ısıtsın, yeniden ışıtsın.
Öyle güzel yaşayalım ki ölüm bile arkamızdan
bakakalsın.
olarak yaşıyor. İslam dünyasında yaşananların
toplumun belli bir kesiminde karşılıksız kalması,
bir anlam ifade etmiyor olması meşakkatli bir
yolumuzun olduğunu da ortaya koyuyor. Bu,
olmak veya kalmaktır. (Yabancı, kimsesizdir.)
‘Dikili bir ağacım olsun’ diye yola çıkanların,
sonradan bir ormana bile razı olmadıklarını
gördük, görüyoruz. Aman dikkat!
Paramız yabancıya gitmesin gerekçesiyle hep
tanıdıklardan alış veriş yaptık. Sonuçta onlar da
birer yabancıya dönüştü. İşte böyle bir şey!
Mehmet Kaplan, Büyük Türkiye Rüyası isimli
eserinin ‘Din ve Ahlak’ başlıklı yazısında, “Bir-
birine yalan söyleyen ve birbirini aldatan insanlar
haydut çetesi bile kuramaz” diyor.
Bir bunu, bir de şunu hatırlatalım: İstanbul’un
fethi gecikince, Sultan Mehmet, askerlerine şu
konuşmayı yapar: “Ordunun içinde haram yemiş,
harama bulaşmış olanlar varsa, para vereceğim,
lütfen çıksınlar, ayrılıp gitsinler. Darılmayacağım,
takibat yaptırmayacağım.”
Tarık Tufan’ın kulaklarını çınlatarak tekrar başa
dönelim: Allah yeniden başlayanların yardımcı-
sıdır.
Ve sözü, Esat Coşan Hoca Efendiye teslim
edelim: “Asıl akıllılık, asıl tedbir, asıl hüner,
asıl iş; Allah’la beraber olabilmek, O’nun rı-
zasını kazanmaya çalışmak, O’nun buyruğu
yönünde hareket etmeye, O’nun dinini des-
teklemeye, yaymaya, koruyup kollamaya,
üstün getirmeye çalışmaktır.”

B ir toplumu oluşturan bireyler, ortak bir

amaç noktasında birleşerek bir hedefe
doğru yürüme iradesini gösteremiyorsa ortada
önemsenmesi gereken bir sorun var demektir.
Söz konusu olan Türk milleti ise diken üstünde
olmamızı gerektiren sebepleri irdelemek ka-
çınılmaz oluyor.
Üzerinde yaşadığımız topraklar bize ‘sıradan
insanların’ yaşadığı yer hissini veriyorsa, yeni
bir medeniyet iddiası taşıyanların işinin hiç
de kolay olmadığı aşikârdır. Yaşadığı hayatı
ciddiye almayan, dünyayı bir oyun ve eğlen-
ceden ibaret sayanların giderek ağırlık kazandığı
bir toplumsal yapının gittikçe irtifa kaybettiğini
görmek şaşırtıcı olmasa gerek. Türkiye’nin
kaderi istikametinde kafa yormayan, düşünme
noktasında bir girişimde bulunmayan yığınların,
mesela bir futbol karşılaşmasını günlerce gün-
demlerinde tutuyor olmaları, toplumun nasıl
bir paranoyayla karşı karşıya olduğunu ortaya
sanırım bir fikir verebilir.
Yaşadığımız topraklar üzerinde ‘sıradan in-
sanlar’ olarak yaşamaya rıza gösteriyorsak,
burasını Türklerin vatanı olarak görmekte zor-
lanabiliriz. Adına Türkiye dediğimiz bu coğ-
rafya, üzerinde rahat bir şekilde ve endişeye
kapılmadan yaşama lüksünü bize bahşetmiyor.
Aksine, diken üstünde bulunmayı bir zorunluluk
olarak görmeyi öğütlüyor. Bugün dünya üze-
rinde acı, gözyaşı, zulüm varsa; haksızlık,
adaletsizlik varsa ve de bütün bunlara Müslü-
manlar maruz kalıyorsa, inanın bu topraklar
üzerinde yaşamanın neye karşılık geldiğini
bilmediğimizden kaynaklanıyor. Yaşadığımız
bu topraklarda yaklaşık altı asır Osmanlı
Devleti hüküm sürdü ve dünyaya hak ve adalet
dağıttı. Her zaman mazlumun yanında, zalimin
karşısında yer aldı. Şimdi ortada böyle bir ha-
kikat varken kendimizi bundan soyutlayamayız.
Tarih bizi bir göreve çağırıyor. Bu görev, za-
sömürdü, sömürüyor. Son zamanlarda İslam
ülkelerinde yaşananlar bu gerçeği daha net
olarak ortaya koyuyor. Yıllarca iktidarda
tuttuğu diktatörler eliyle Müslümanların kay-
naklarını bir ahtapot gibi sömüren Batı, bununla
yetinmeyerek bir kardeş kavgasını besleyerek
fiili işgallere ortam hazırlıyor. Tam da bu nok-
tada Türkiye’nin önemi ortaya çıkıyor. Ortada
bir zulüm düzeni varsa ve de özellikle bundan
İslam dünyası zarar görüyorsa, Müslüman
coğrafyanın hamisi olan Türk milletinin sil-
kinerek ayağa kalkması kaçınılmazdır. İslam
dünyasını toparlayacak, liderlik yapacak ve
Batı dünyasının karşısına dikilerek geçmişte
olduğu gibi yaptıklarının hesabını soracak
ülke Türkiye’den başkası olamaz. Türkiye’nin
tarihi birikimi bu role soyunmasını gerektir-
mektedir.
Türk toplumunu oluşturan bireyler Türkiye’nin
üstlenmesi gereken sorumluluktan habersiz
aynı zamanda toplumun değerlerinden, ideal-
lerinden nedenli uzaklaştığını da gösteriyor.
Geleceğe dair bir kaygı taşımayan, hayatı gü-
nübirlik olarak yaşayan insanlardan oluşan
bir toplumun, üzerinde yaşadığı toprakları
vatan olarak algılaması oldukça zordur. Bu
topraklar bu yükü taşıyamaz. Bu toprakların
1071’de yüklendiği manayı üzerinde yaşanlar
kavramadığı zaman, Müslümanların başına
gelecekler sır değil. Batı emperyalizminin
İslam dünyasına karşı işlediği zulümler, nelerin
olacağını ortaya koyuyor.
Süleyman Çobanoğlu, “Bölünmüş ve parça-
lanmış bir milletiz. Kendi parçalarımızı top-
lamak için kapı kapı dolaşıyoruz” derken,
toplum olarak geldiğimiz yere de işaret etmiş
oluyor. Dolayısıyla ortak duyguları zedelenmiş
millet olarak, yeniden yaşadığımız toprakların
sesini ve soluğunu yüreğimizde hissettiğimiz
zaman, taze bir başlangıç yapmış olacağız.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 12

12 11 Mayıs 2011 Çarşamba ailevetoplum

ÇOCUK L A R I M I Z A
Dr. Ünzile Girişgin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
ugirisgin@hotmail.com

Başta Müslüman anne babalar olmak üzere

İslam toplumlarının yetişen neslin sağlıklı bir

E Ğ İ T İ M
beden ve ruh halinin olması yanında sağlıklı

CİNSE L
ve dengeli bir cinsel yaşamlarının olması yö-
nünde sorumluluk alması ve gayret etmesi
gerekmektedir.
21. Yüzyıla girerken en çok dikkatimizi
çeken sosyal sorunları sıralamak istersek şu
başlıklarla karşı karşıya kalırız:
TRAKYA

E K L İ ?
 Kaliteli, donanımlı insan yetiştirebilme

NEDEN G E R
güçlüğü

ması
 İslam ahlakının yeni nesle aktarılama-

 Modernizmin dayattığı maddeye karşı

TAVASI
Malzemeler:
zayıf duruşumuz
 Yarım kg koyun kuşbaşı
 Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet
 1 adet kuru soğan
ve cinsel istismar
 3 adet orta boy domates
 Cinsel sapmalarda artış, cinsel yasaklara
 2 adet sivri biber
karşı duyarsızlık
 1 adet havuç
 Doğal yaşamın bozulması ve sağlıksız
 1 çay bardağı sıvıyağ
yaşam koşulları
 1 çorba kaşığı domates salçası
 Beslenme bozuklukları
 Yarım tatlı kaşığı karabiber
 Tüm dünyada ekonomik buhran ve gelir
 1 tatlı kaşığı tuz
adaletsizliği
Üzeri için
 Tabi afetlerde artış ve toplu ölümler
 1 kase yoğurt
 Kadınların doğurganlıklarının en asgari
 2 adet yumurta
seviyeye indirilmesi ve bunun getireceği sağlık
 2 çorba kaşığı un
riskleri yanında sosyolojik riskler…
 Yarım çay kaşığı tuz
Cinsel eğitim alanı İslami camiada en az
 1 su bardağı rende kaşar
gündeme gelen konu. Toplumsal çürümenin
Hazırlanışı:
kendisini en bariz hissettirdiği alan cinsel ya-
 Tencereye sıvıyağ konur… Isınınca
şam alanındayken pek çoğumuz görmezden
ince kıyılmış soğan ve kuşbaşı et birlikte
gelmeye ve konunun üzerine dokunmadan
atılır.
yaşamaya devam ediyoruz. Müslümanların
 Et sulanmaya başlayınca tavla zarı
çok ciddi cinsel sorunları var ama bu sorunlarla
şeklinde doğranmış havuç eklenir. 5'er
baş etme gayretleri çok zayıf kalıyor.
dakika arayla ince doğranmış sivri biber
CİNSEL SORUNLARI ve domates katılır.
 Domates sulanmaya başlayınca sal-
TESPİT ETMEK… ça, tuz ve karabiber ilave edilir. Tence-
renin kapağı kapatılır, 20 dakika pişiri-
 Evlilik öncesi cinsel birliktelikler artmış,
lir.
evlenme yaşı gecikmiştir. Bekâr ve dul kadın
 Pişirilen etli karışım uygun büyük-
sayısı yüksektir.
lükte bir fırın kabına aktarılır. Buharının
 Toplumun her katma-
çıkması beklenir.
nında zina normal bir eği-
 Bu arada üst malzeme hazırlanır.
lim sayılmaya başlanmış
Yoğurt, yumurta, un ve tuz pürüzüz bir
 Cinsel yolla
kıvam alana kadar çırpılır.
bulaşan her tür-
 Daha sonra etli karışımın üzerine
lü hastalıkta ar-
dökülür. En son rende kaşar serpilir.
tış izlenmekte-
 Trakya tavası önceden ısıtılmış 180
dir.
derece fırında kaşarlar kızarana kadar
 Evlilikte kadın  Küçük çocukla- şiddet, cinsel sapkın davranışlar, cinsel yolla Engel olamadığımız hallerde de cezai müey- pişirilir.
ve erkek arasın- rın internete kolay bulaşan hastalık riski oranını düşürmeye yö- yideleri ağırlaştırmalıyız.  Kare kare keserek, sıcak olarak ser-
daki cinsel erişmesi kimlik bu- nelik daha kalıcı çözümler ve suçlulara karşı Çocuk cinsel eğitimi hakkında bilinçlen- vise sunulur.
uyum bozul- nalımlarını, ahlaki daha caydırıcı hükümler oluşturmasına hizmet dirilmiş anne babalar, öğretmenler okulda, Not: Trakya tavasına arzuya göre ha-
muş erkeklerin yozlaşmayı, toplum- etmesidir. Ailelerimizi, eğitimcileri, hukuk- servislerde, apartmanlarda, parklarda, spor vuç eklenmeyebilir.
cinsel beklenti- sal suçlarda artışı da be- çuları, siyaset adamlarını, yerel yönetimleri, salonlarında, yüzme havuzlarında çalışanların
leri çok yükselmiştir. raberinde getirmiştir. sosyal hizmetler kurumunu, Aileyi Koruma işe alımları sırasında çok geniş sabıka kaydı
 Pornografi sektörü  Kadınlarımız annelik- Bakanlığımızı uyarma ve veri toplama görevi ve olumlu tavsiye yazılarını araştıracaklardır.
insanların ruh ve beden ten ve Yaratıcıya kul üstlenmesidir. Ailelerimiz çocuk cinsel eğitiminin din
sağlığını hiçe sayarak olma gayesinden uzak- ve ahlak eğitimi ile paralel yürütülmesi ge-
en ücra yerleşim mer- laşmış kadın bedeni sa-
NEDEN ÖNEMSİYORUZ? rektiğini bu farklı gibi görünen eğitim içerik-
kezlerini bile etkisi al- dece güzel ve çekici Çocuklarımızın beden ve ruh sağlığı kadar lerinin aslında birbirini tamamladığını fark
tına almıştır. olabildikçe değerli hale cinsel sağlıkları da anne babalar ve toplum edeceklerdir.
 Kadınlarımız getirilmiştir. Ka- için çok önemlidir. Çocuklarımızı cinsel yolla Medyanın çocuk cinsel eğitimine olan
hızla değişen er- dın bedeni üze- bulaşan hastalıklar hakkında bilgilendirmeli, katkıları ve vazgeçilmez değeri fark edile-
keklere cinsel rindeki annelik kız çocuklarımızı kürtajdan, kürtaj yaptırmayı cektir.
açıdan yetişe- ve neslin devam zorunlu hale getirecek istenmeyen gebelik- Gazetemizde başlatmış olduğumuz ‘Çocuk
memektedirler. yetenekleri yok lerden korumak zorundayız. Cinsel Eğitimi’ yazı serisi de ailelerimizi ve
Kendisini geliştir- edilmiştir. Çocuklarımızın cinsel duygu ve arzularının toplumumuzu bilgilendirmek adına inşallah
meye açık enerjik kadın Cinsel eğitim prog- kapitalist sistem tarafından kötüye kullanımının bir başlangıç teşkil edecektir.
sayısı azdır. Boşanmaların ramlarının en büyük ka- önüne geçmek zorundayız. Tüm ailelerimize ve yetişen neslimize fay-
pek çoğu cinsel problem- zanımı cinsel istismar, Pornografi bağımlılarının çocuk ve genç- dalı olması dileğiyle, haftaya görüşmek üzere
lerden kaynaklanmaktadır. cinsel sömürge, cinsel lerimize zarar vermesine engel olabilmeliyiz. Allah’a emanet olunuz.

Adını andığımızda serinliyoruz!

Şeytandan, şeytanlaşmışlardan, nefisten ve bütün sıkıntılardan, rahmeti her şeyi kuşatan Allah’a sığınarak bir işe başlamak, başlarken kazanmaktır. Görünen sonucu ne olursa
olsun kazanmaktır. Allah’ın adı ile başlanan bir işin sonu, ateşe atılmak bile olsa ondan acı çekmemek, belki de acıdan da haz almaktır…
Aciz ve ölümlü, korkularla kuşatılmış bir in-
sanın, kudreti sınırsız, her dilediğini yapan, hi-
mayesine gireni koruyan Allah’a sığınması,
O’nun adı ile başlaması ve bitirmesi kulluğun
görülebileceği en açık amellerdendir.
Çünkü Müslüman yasak bir işe “Allah’ın
adı” ile başlayamaz. Allah’ın adı ile başlanabi-
lecek bir iş mubah olan iştir. Bu açıdan
Besmele, ölçüleri aşmamanın teminatıdır.
İçki içerken, çalınmış veya gasp edilmiş bir
şeyi yerken, yasak bir işi yapmaya başlarken
besmele çekmek, bunları meşru sayma anlamı
taşıyacağından haramdır.
Çünkü besmele bir Kur’an ayetidir. Söylen-
mesi, yazılması ibadettir, dünyada da ahirette
de kazançtır.
BESMELE BEREKETİN ANAHTARIDIR
Besmelesiz başlanan bir iş, görüntüsü ne
olursa olsun güdüktür. O iş Rahman’ın rahme-
tinden kopuktur.
Besmele ile başlamak bir metottur
Kur’an, besmele ile başlıyor. Peygamber
efendimiz her hayırlı işe besmele ile başlardı.
Besmele bir yoldur. Kuran’ın ve peygamberin
yoludur.
Besmele işleyen medeniyetin kimin adına
kurulduğunu ve yürüdüğünü gösterir. O’nun
adı ile başlamak ve yapmaktır besmele. O’nun
rahman ve rahim isminin tecellisini beklemek,
O’nun kudretine sığınmak, hem dünya hem de
ahiret saadetini elde etmeye çalışmaktır.
KULAK VERENLER İÇİN
NEBİ’DEN ÜÇ ÖĞÜT!
1) “Biriniz yemek yerken besmele çeksin.
Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi
unutursa, hatırladığı anda 'baştan sona bis-
millah' desin”
2) “Kişi evine girerken ve yemek yerken
besmele çekerse, şeytan adam- Adam son lokmaya kadar besmele Kuşeyri şöyle buyurdu; “Öyleyse evinize
larına, "Burada ne geceleyebilir çekmedi. Son lokmayı ağzına gö- her girişte “Besmele okuyun!” Cemaattekiler,
ne de yemek yiyebilirsiniz" der. türürken ‘bismillahi evvelehû ve bunun hikmeti nedir? dediler.
Eğer o kimse eve girerken bes- âhirehû’ (baştan sona bismillah) Eve girerken Besmele okunursa, şeytan;
mele çekmezse, şeytan adamla- dedi. Bunun üzerine Resulullah sal- “Bu eve girmeme imkân yok” der ve geri
rına, "Geceyi geçirecek bir yer lallahu aleyhi vesellem güldü ve dönüp gider, buyurdu.
buldunuz" der. O şahıs yemek şöyle buyurdu: “Şeytan onunla bir- Daha sonra İmam Kuşeyri, etrafındakilere
yerken besmele çekmezse, şeytan likte yemek yiyordu. Adam besmele tekrar sordu: “Evinize bereketin girmesini ister
kendi adamlarına, ‘Hem barınacak çekince, şeytan yediklerini kustu.” misiniz?”
yer hem de yiyecek yemek bul- “İmam-ı Kuşeyrî” hazretleri, bir Etrafındakiler; “Tabii efendim, çok isteriz”
dunuz’ der.” gün ‘Besmele’ okumanın önemini dediler.
3) Sahabi Ümeyye İbn Mahşî anlatırken: “Şeytanın evinize gir- “Öyleyse eve her girdiğinizde “üç ihlâs-ı
radıyallahu anh şöyle dedi: ‘Resulullah sallallahu memesini ister misiniz?” diye sordu cemaate. şerif” okuyun! Evinize bereket geldiğini göre-
aleyhi vesellemin yanında birisi yemek yiyordu. Cemaat hep birlikte; “Ebette isteriz, dediler” ceksiniz.”
ŞEYTANIN ZARAR
VEREMEYECEĞİ ÇOCUK
Besmele ne demektir?
Buhari’nin, İbn Abbas radıyallahu anh’dan
rivayetinde Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve-
sellem şöyle buyurmuşlardır: “Şayet sizden
Besmele, Kur’an’da, 114 defa tekrarlanan bir ayettir. Son dönemlerde Türkçeye çevirmek
için üzerinde türlü uğraşların oynandığı bir ayet… Türkçesi; “Rahman ve Rahim olan birisi eşine yaklaşmak istediğinde: ‘Bismillah.
Allah’ın adıyla” demektir. Allah’ın isimlerinden olan, Rahman ve Rahim’i de Türkçeye çe- Ey Allah'ım! Beni şeytandan, şeytanı da bize
virmeye uğraşanlar var. Besmeleyi anlamanın en sağlıklı yolu, Allah’ın ‘Rahman’ ve ihsan ettiğin (çocuk) tan uzaklaştır’ desin.
‘Rahim’ isimlerini iyi öğrenmekten geçiyor. Kısaca belirtmek gerekirse; Sonra aralarındaki bu yakınlıktan onlara bir
Er-Rahman: Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden. çocuk takdir edilir veya hükmedilirse; Şeytan
Er-Rahîm: Ahirette, sadece müminlere acıyan, merhamet eden. o çocuğa ebediyen zarar veremez.”
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 13
analiz
O rtaçağ Judo-Christian efsanelerinden bir
tanesi, bugün dahi birçok fantastik edebiyat
eserine, çizgi romana ve bilgisayar oyununa
konu olan ilgi çekici bir karakter taşır: Go-
lem… Efsaneye göre, topraktan yapılan insan
benzeri bir nesnenin alnına Yahudi hahamları
İbrani dilindeki “Hayat” (Emet) kelimesini
yazar ve Talmud’tan kutsal sözleri okurdu.
Böylelikle hayat bulan bu nesne, sahibine sadık
bir köleye dönüşür, onun her istediğini yapardı.
Avrupa’da Yahudi halkına yönelik saldırıların
yükselişe geçtiği bir dönemde Prag Maharal’ı
olarak da bilinen meşhur Yahudi haham Judah
Loew ben Bezalel’in böyle bir Golem yaptığı,
bununla Yahudi halkını saldırılardan koruduğu
ve zamanla bu Golem’in önüne geleni yakıp
yıkarak çevreye dehşet saldığı anlatılır.
Yirminci yüzyıl, Tevrat’tan kutsal sözler
okumaya gerek kalmadan, çelik, hidrolik ve
petrolün gücüyle hayat bulan ve bu canlılığı
“Yahudi yerleşimciler” güvende olsunlar diye,
Filistinlilerin evlerini yerle bir etmek için kul-
lanan yeni bir Golem yarattı: Buldozer… Si-
yonist işgalin bir yüzü, ellerindeki ağır silahlarla
tüm Filistin‘i dolduran ve keyfe keder insan
öldüren Siyonist askerler ise, işgalin diğer yüzü
bu askerlerin himayesinde evleri, sokakları,
mahalleleri ve hatta Cenin’de olduğu gibi
kampları yıkıp yerle bir eden “buldozer”dir.
SİYONİSTLERİN İTİRAFLARI
Yaklaşık bir yüz yıl evvel, İngiliz mandasının
başladığı dönemde, Filistin’deki Yahudi nüfusu
ve bu nüfusun toprağa oranı cüzi bir rakama
tekabül ediyordu. Ülkenin hâkim halkı Araplar
ve Araplar arasında da Müslümanlar idi. Siyo-
nistler tüm dünyaya, “Topraksız bir halka
halksız bir toprak” yalanını söyleseler, Golda
Siyonist işgalin bir yüzü, ellerindeki ağır silahlarla tüm Filis-
tin‘i dolduran ve keyfe keder insan öldüren Siyonist askerler
ise, işgalin diğer yüzü bu askerlerin himayesinde evleri, so-
kakları, mahalleleri ve hatta Cenin’de olduğu gibi kampları
yıkıp yerle bir eden “buldozer”dir.
BULDOZER
Maier ısrarla, “Orada Filistinliler yoktu. Onlar
asla var olmadılar” demiş olsa da, Moshe
Dayan, 1969’daki bir röportajında; “Yahudi
köyleri Arap köylerinin yerinde inşa edildi.
(…) Mahlul’un yerinde Nahlal zuhur eder;
Cibta’nın yerinde Kibbutz Gvat; Huneyfis’in
yerinde Kibbutz Sarid ve Tal al-Şuman’ın ye-
rinde Kefar Yehushua. Bu ülkede inşa edilen
tek bir yer yoktur ki eskiden Arap halkına
sahip olmasın” diyerek, Siyonizm’in elde ettiği
başarıyı göstermek için bile olsa, hakikati itiraf
ediyordu. Siyonizm’e Karşı Yahudi
Perspektifleri Konferansında bir
tebliğ sunan akademisyen Uri Da-
vis, “Kendimi Filistin Yahudi’si
olarak tanımlıyorum. Aslında te-
sadüfen bir Filistin Yahudi’si ol-
dum. 1943’te Kudüs’te Filistin
diye adlandırılan bir ülkede doğ-
dum ve doğum belgemin başlı-
ğında ‘Filistin Hükümeti’ yazı-
yordu” derken, Moshe Dayan’ın
GÜRKAN
söylediği hakikate, Siyonistlerden BİÇEN
evvel orada olan Filistin’e işaret
ediyordu.
Hakikat bu olsa da, Golda Maier’in sözlerini
haklı çıkarmak için askerlerin gölgesinde iler-
leyen buldozerler, durup dinlenmeksizin yıkıma
devam ediyordu. Yıkılan her ev, yok edilen
her köy 1917’de Kudüs’ün askeri valisi Sir
Ronald Storrs’un bahsettiği; “Potansiyel düşman
Arap denizinde küçük sadık Yahudi platosu”
yaratmaya hizmet ettiğinden, yıkımlar ve bu
yıkımlara eşlik eden vahşet sahneleri Batı ta-
rafından sessizlikle karşılandı. Hatta sessizliğin
ötesinde, Emperyalist projelerin ürünü Siyonist
çetenin yıkımı sürdürebilmesini temin edecek
teknik destek de sağlandı. Yıkımın simgesi
haline gelen ve uluslararası boykot kampanya-
larında adı sıkça geçen Caterpilar marka iş
makineleri ve buldozerler, Batı’nın, “Küçük
sadık Yahudi platosu”nu kurabilmek adına sağ-
ladığı desteklerden sadece bir tanesidir.
Caterpiların yıkıcı gücü, Siyonist çete as-
kerlerinin dudak uçuklatan Vandallığıyla bir-
leştiğinde, insanlık inanılmaz dramlara şahit
oldu. Bir buldozerin darbeleriyle yıkılan evinin
altında kalan felçli Cemal Feyid bunlardan sa-
dece bir tanesiydi. Siyonist askerlerin kahkahaları
arasında can veren Feyid’in evi,
kız kardeşinin gözleri önünde yı-
kılmıştı. Geriye bir enkaz, bir şehit
gbicen@dunyayayenisoz.com
ve Feyid’i kurtarmak isteyen ka-
dınlara bağıran askerin insanlık
onurunu hiçe sayan sözleri kal-
mıştı…
Michel Warschawski, buldozeri
ile Cenin kampını üç gün boyunca
durmaksızın yıkıp yok eden Siyonist
bir askerin, Moşe Nissim’in Yediot
Aharonot gazetesine verdiği rö-
portajı nakleder. Bu röportajda Si-
yonist asker salim aklı ve vicdanı ürperten bir
neşe içinde şöyle der: “Ben her şeyi silip kazımak
istiyordum. Subaylar bana bir evi yıkma emri
verdiklerinde başka evlerin de duvarlarını yıkma
fırsatı buluyordum. Üç gün boyunca buldozer
kullandım, ezdim geçtim. Duvarlarını indirmeye
başladığımızda evlerin içinde bir sürü insan
vardı. O evlerde bazı insanların öldüğüne eminim,
ama çoğunlukla geceleri çalıştığımız için o toz
toprak içinde onları ayırt etmek zaten zordu.
Evlerin çöktüğünü görmekten keyif alıyordum.
Yaptıklarımız beni tatmin etti, gerçekten keyif
aldım. Harika günlerdi. Askerler beni görmeye
gelip tebrik ediyorlardı.”
KATLİAM VE KÖY YIKIMLARI
Filistin’i öncelikle Müslüman ve Hıristiyan
Arap mirasından ve sonra tüm geçmişinden
arındırarak “Yahudi Devleti”nin geçmişteki
ve gelecekteki toprakları haline çevirmek
için Siyonistler, yıkımlara eşlik eden “yerle-
şimler” ile demografik yapıyı da değiştir-
mektedirler. 1948’de nüfusun yaklaşık yüzde
yetmişini oluşturan Araplara bırakılan yüzde
kırk dört oranındaki verimsiz alan “Arap
Bölgesi” olarak ilan edilmişse de, 1967 Sa-
vaşı’nın ardından bu topraklara da beş yüz
bin Siyonist yerleştirilmiştir. Siyonist yapı
işgal, katliam, yıkım ve yerleşim denkleminde
yürüttüğü yayılmacı politikada büyük oranda
başarılı olmuştur. Bu politikanın en basit ne-
ticesi, şartlar değişmediği müddetçe, bağımsız,
egemen ve toprak bütünlüğü olan bir Filistin
Devleti’nin kurulmasının imkânsız hale gel-
mesidir. Bu durumun sürdürülebilir halde
olması Siyonist yapının şu anki politikalarının
amacı dâhilindedir.
Siyonist yapının, dünya’nın sessiz kalmaya
devam ederek, sürdürdüğü katliam ve köy yı-
kımları listesine bakıldığında; her gün öldürdüğü
birer ikişer Filistinlinin dışında dokuz bin
civarında insanı topluca katlettiği ve on binler-
cesini de yaraladığı görülür. Ne var ki, tüm bu
yıkım ve katliamlar bizi tarihe ve tevhit müca-
delesinin aziz peygamberine bağlıyor. Filistinliler,
Hz. Musa’nın (as) çölde yetişen evlatlarıdır. Si-
yonistler, buldozerlerden Golemleri Filistin hal-
kının üzerine sürse de, “köleliğe hayır” diyen
bu halk elbet bir gün galip gelecek ve işte o
gün, peygamberlerin öğretisinden yüz çevirenleri,
Golemlerin bile kurtaramayacağı ispatlanmış
olacaktır.
11 Mayıs 2011 Çarşamba 13
Berat
Demirci
bdemirci@dunyayayenisoz.com
Başörtüsü ve bıyık
1 2 Eylül’den hıl-hışır vaziyette çıktığımızda,
bıyık zayiatı da başlamıştı. Yakın çevremden
“konuşan bıyıklar”a sahip pekçok simanın önce
ucun ucun ricat eden, sonra kökten usturaya
teslim olan bıyıklarını hatırlıyorum. İlk kestikle-
rinde günyüzü görmemiş üst dudakları tavuğun
derisine benziyordu. Elleriyle üst dudaklarını ör-
terek, perişan vaziyette merhametimize sığını-
yorlardı. O zamanlar “Anlıyorum yoldaşlar kork-
mayın!” diyemedim, işte şimdi bütün salahiyetimle
diyorum: Bıyık örfidir; biçimi ise şahsî tercihlerle
alakalıdır. Yeni nesil hep matruş gördüğü için bı-
yıkkesenler zümresinin eski halini tasavvur ede-
mezler; usturadan çift perdah yemiş ağız nahiyeleri
tavuğun derisine benziyordu, bendeniz bıyıkal-
tından gülüp geçmiştim. Örfîdir dedim ama yine
de harici etkilerle Türk erkeklerinin bıyıklarına
kıymaları zoruma gidiyor. Prezantabl filan olmak
uğruna, değer mi be yahu! Türkiye’de hangi ge-
rekçeyle olursa olsun, her türlü tercih hakkı bas-
kıdan kurtulursa, bıyık zayiatı emin olun durabilir.
Laf aramızda her çeşit “nizamî” bıyıktan oldum
olası hazzetmem; bıyık her surata gitmez, her
surata da aynı tip bıyık gitmez.
Efendim eksik olmasınlar “Avrupalı İnsan”lar,
insan hakları çerçevesinde bıyığın serbest, ba-
şörtüsünün yasak oluşunu dile getirmişlerdir.
Dile getirişleri ve mukayeseleri enteresan: Ba-
şörtülü milletvekili adayı yokmuş ama bıyıklı
çokmuş. Çokmuş da ne kadarmış. Yeni nesil mil-
letvekillerine bir bakın; göreceksiniz ki bıyıksız
mebus adayı sayısı hızla artıyor. Avrupalı İnsan,
gidişat hakkında geçmişten bugüne doğru fikir
yürütecek donelerden(!) mahrum. Hani şimdi
bizim adaylar mesajı ters anlarlarsa, o akıllarına
gelmiyor. Başbakan dâhil, bir sabah herkes
bıyığını kesemez mi? Kesebilir ve bu mantıken
tutarsız başörtüsü-bıyık mukayesesi anında düşer.
Terakki yolunda Avrupa’ya, bittabi AB’ye daha
yakınlaşmış oluruz.
Başörtüsüne engeller sürerken, bıyıkları yülünmüş
beyazımtırak muhafazakâr taifesi, daha bir hareket
serbestîsine kavuşmaktadır. Düşününüz erkek bı-
yıksız ve alenen yakışıklı, kadın başörtülü; bu
çiftin her mahalde hüsn-ü kabul görme ihtimalleri
zayıf. Bıyıksızlar, ikinci hamlede koro halinde
“Başörtüsü teferruattır!” deyiverip, muhafaza-
kârlıklarının üzerinden bir kat yumoş geçirerek,
“mufoş” haline gelebilirler; gelenler de vardır.
Eş durumundan otomatikman her mahalde duçar
oldukları baskıdan da kurtulurlar. Eş durumu
deyip geçmeyin; 28 Şubat’ta fişleme faaliyetine
dayanak olsun diye güzide bir kurumumuzun
personeli eşli ve içkili yemeğe davet edilmişti.
Bazıları katılmadı ama davetlilerin en uyanığı
başörtüsüz bir kadını ikna ederek, bir yemekliğine
eşim diye takdim etmiş, vaziyeti güya kurtarmıştı.
Kurtaramaz; çünkü yedekte başka fişleme baha-
neleri mutlaka vardı. Haa, personelden biri de
garsona para yedirerek sodasına vişne suyu koy-
durmuş, fişçinin duyacağı sesle garsondan “fişne
likörü” rica etmişti.
Benim bıyıklarım… İki kişi hariç olumsuz görüş
bildiren olmadı. “Tembelliğimden uzamışlardı,
ben de yukarı doğru kıvırdım!” filan demeyeceğim,
canım öyle istedi. Çok önceleri kısa bir müddet
böyle bıyıklarım olmuştu; ama “nizamî bıyıklılar”
zümresine zaten hiç girememiştim. Bendeniz,
iki defa bıyık kestim; ilkinde çok gençtim ve
itiraz görmemiştim; ikincisinde çocukların aklı
yetiyordu, isyan ettiler. Yüzüme ilk bakan okkalı
bir burun görür; bazen muziplik olsun diye çak-
tırmadan yakın fotoğrafımı çeken muzip arkadaşlar
da mutlaka vardır; mücessem bir burun ve burnun
gölgesinde kaybolan diğer yüz müştemilatı…
Böyle burun altına, böyle bıyık gider, değil mi?
Ne yapayım kudretten böyleyim; “mufoş” olmaya
elverişli bir yüze sahip değilim. Bıyıklarımı
kessem de, “fişne likörü” söylesem de kurtaramam.
Bıyık demişken, Sivas’a ve Sivas mebus adaylarına
temas etmezsek, yazı tamamlanmaz. Malumu-
nuzdur, “gezdiği Sivas, içtiği kepenek suyu” bir
taşralıyım. İstatistik veriler bile doğrular, numunelik
bir muhafazakâr şehirdir, Sivas; Türkiye’nin gi-
dişatını ortayayla rüzgârının esiminden anlaya-
bilirsiniz. İktidar partisi örnekleminde: Bıyıksız
aday sayısı 4; bıyıklı 1… Yürekli Türk müteşeb-
bisine hâlâ örnek teşkil eden, merhum Nuri De-
mirağ’ın kıymetli torunları hilkaten bıyıksızdır.
Ama olsun, Mesude Nursuna hocahanımı Salih
Memecan’a pek de yakışan sakal ve bıyık eş du-
rumundan kurtarır; onu saymazsak skor 3-1 bı-
yıksızlar lehinedir.
Haydi, hızlı sanalcılar iş başına! Sivas’ın durumu
Türkiye’yi bir defa daha yansıtıyor mu anlayalım?
İnternet âleminin görsellerini bir tarayın; özellikle
Orta Anadolu şehirlerinin özelde iktidar, genelde
tüm partilerin mebus adaylarında durum nasıldır,
bir anlayalım. Varsayımım doğru ise, üzerine
sosyolojik görüşler inşa edebiliriz. Şöyle sonuçlar
çıkabilir mesela, iktidar olmakla bıyıksızlık ara-
sında doğru orantı vardır; ya tekmil partilerde
geçmişe oranla bıyıksız sayısı artmıştır. Anlamlı
bağlar kuramazsak, şimdilik yanılmış olurum,
bıyık sosyolojisini ertelerim; Ama vazgeçmem,
gidişat konusunda ısrarlıyım.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 14
14 11 Mayıs 2011 Çarşamba
AVRUPA’NIN EN
HEYECANLI LiGi
Avrupa'nın önde gelen Almanya ve İtalya liglerinde şampiyonların adı belli olurken, İspanya, Fransa ve İngiltere
liglerinde de şampiyon adayları büyük ölçüde belli oldu. Spor Toto Süper Lig’de ise Fenerbahçe ve Trabzonspor,
şampiyonluk mücadelesini son 2 haftaya bırakırken, ligde heyacan da bütün hızıyla sürüyor.
“Konya’nın düşmesinden
ben sorumlu değilim”
 Konyaspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, 25
yıldır teknik direktörlük yaptığını, görevli olduğu takım-
ları ''yoktan var etmeye'' çalıştığını belirterek, ''Hiç
kimse kalkıp bana aynı sezonda çalıştırdığı iki takımı
küme düşüren teknik adam demesin'' dedi. Yılmaz
Vural, Konyaspor’un küme düşmesinden kendisinin
sorumlu tutulamayacağını söyledi.
Play-Off maçlarının
kura çekimi yapıldı
 Spor Toto 2. Lig'den Bank Asya 1. Lig'e yüks-
elecek üçüncü takımın belirleneceği play-off
maçlarının kuraları çekildi. 15 Mayıs Pazar: 17.00 Yeni
Malatya-Adana Demir, 20.30 Bandırma-Beypazarı
Şeker, 16 Mayıs Pazartesi: 17.00 Sakarya-Konya Torku
Şeker, 20.30 Eyüp-Bugsaş, 18  Mayıs Çarşamba:,
19.00 Yarı final karşılaşması (Pazar gününün galipleri),
19 Mayıs Perşembe: 19.00 Yarı final karşılaşması
(Pazartesi galipleri), 22 Mayıs Pazar: 19.00 Final
“R.Madrid’de oynamak
hedef değil, düş”
 Real Madrid'in gelecek sezon için ilk transferi
olan Türk futbolcu Nuri Şahin, ''Real Madrid'te oyna-
mak bir düş, hedef değil. Hedef kazanmak'' dedi.
Nuri, ''Madrid gibi bir kulübe sıçramaya hazırım. Bir
arzumu gerçekleştirdim ama şimdi yeni bir hedef
var. Kazanmak'' şeklinde konuştu. 
Göztepe’nin
şampiyonluk öyküsü
 Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup'ta şampiyon olarak
2011-2012 sezonunda Bank Asya 1. Lig'de yer almaya
hak kazanan Göztepe'de sezon boyunca 27 futbolcu
görev yaparken, İzzet Kaya 32 maçta ilk 11'de yer aldı.
Futbol direktörü Ali Gültiken ve teknik direktör Özcan
Kızıltan idaresinde sezona başlayan Göztepe, ligin ilk
devresinin son haftasında en yakın rakibi Bandırmas-
por'u yenerek devreyi lider tamamladı. Sezon boyunca
16 haftayı lider tamamlayan Göztepe, sezon boyunca
22 galibiyet, 8 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı.  Gözgeç hazır bulundu.
spor@dunyayayenisoz.com spor
HAFTANIN ARDINDAN
 Spor Toto Süper Lig'de 32. hafta maçları
tamamlanırken, deplasmanda Kardemir Kara-
bükspor'u 1-0 yenen Fenerbahçe, 76 puan ve
averajla liderliğini sürdürdü. Sarı-lacivertliler,
sıkıntılı anlar yaşadığı ve ilk yarısı 0-0 berabere
biten karşılaşmanın 66. dakikasında Lugano'nun
golüyle karşılaşmadan 1-0 galip ayrılarak,
puanını 76'ya çıkardı ve bu haftayı da averajla
liderlik koltuğunda geçti.
TRABZONSPOR TAKİBİNİ SÜRDÜRÜYOR
Şampiyonluğun bir diğer adayı Trabzonspor
ise deplasmanda Bucaspor ile karşı karşıya
geldi. Bordo-mavililer, 21. dakikada Burak'ın
attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde tamamladı. 87.
dakikada Abdulkadir'in attığı gole, bir dakika
sonra Umut ile karşılık veren Trabzonspor, kar-
şılaşmadan 2-1 galip ayrıldı. Bu sonuçla puanını
76'a yükselten bordo-mavililer, haftayı averajla
 Süper Lig'de şampiyonluk mü- 2. sırada geçti ve takibini sürdürdü. Sahasında
FRANSA’DA LILLE VE MARSİLYA Trabzonspor'a 2-1 yenilen Bucaspor, Konyaspor
cadelesi veren F.Bahçe ve Trabzonspor,
76'ar puanla yarışı ligin son haftalarına Fransa Birinci Futbol Ligi'nde de ve Kasımpaşa'nın ardından lige veda eden
taşırken, sarı-lacivertliler averajla zir- (Ligue 1) Lille, ligin bitimine 4 hafta üçüncü takım oldu. Günün diğer maçlarında
vedeki yerini koruyor. Avrupa'nın önde kala takipçisi Marsilya'nın 4 puan ise Gençlerbirliği, sahasında konuk ettiği Kon-
gelen liglerinden İspanya Birinci Futbol önünde yer alarak, şampiyonluğun en yaspor'u 2-1 yenerken, Sivasspor, sahasında
Ligi'nde (La Liga) 35. hafta sonunda güçlü adayı olarak mücadelesini sür- Ankaragücü ile 1-1 berabere kaldı.
Barcelona, sezonun bitimine 3 hafta dürüyor. Marsilya, hafta sonu oynanan
karşılaşmada, Lyon'a 3-2 mağlup olarak KARAR YARIN VERİLECEK
kala şampiyonluğunu büyük ölçüde
garantiledi. Barcelona 91 puanla ligin şampiyonluk yarışında büyük bir yara Bursaspor-Beşiktaş maçı ise maçtan önce
zirvesinde yer alırken, en yakın takipçisi aldı. Almanya Birinci Futbol Ligi'nde yaşanan olaylar nedeniyle iptal edildi. Bu kar-
Real Madrid ise 83 puanla ikinci sırada (Bundesliga) ise  Borussia Dortmund şılaşmayla ilgili kararı Türkiye Futbol Federas-
bulunuyor. Barcelona, kalan 3 haftada
1 puan alması durumunda La Liga'yı
(72 puan), şampiyonluğunu geçen hafta
ilan ederken, en yakın takipçisi Bayer
yonu (TFF) Yönetim Kurulu, yarın olağanüstü
yapacağı toplantıda verecek. 32. haftanın son
maçında Galatasaray ile Kasımpaşa karşı karşıya
şampiyon olarak tamamlayacak. Leverkusen ise 33. hafta sonunda 65
puanda bulunuyor. geldi. Türk Telekom Arena'daki maçta Gala-
İTALYA’DA MİLAN GARANTİLEDİ tasaray, rakibini 3-1 yenerek, yeni stadındaki
F.BAHÇE VE TRABZON’UN 2. galibiyetini elde etti. Sarı-kırmızılılar, Türk
İtalya Seri A'da ise Milan 78 puanla
Telekom Arena'da en son Bucaspor'u 1-0'lık
sezonun bitimine 2 hafta kala şampiyon- KALAN MAÇLARI skorla yenmişti.
luğunu ilan etti. 72 puana sahip İnter ise
Şampiyonluk yarışında Avrupa lig-
rakibine karşı ikili averajının kötü olma- GOL KRALLIĞINDA ALEX ZİRVEDE
lerinin ''en heyecanlı'' maçlarına sahne
sından dolayı Milan'ın şampiyonluğunu
olan Süper Lig'de ise şampiyonluk mü- Gol krallığı yarışmasında ise Fenerbahçeli
kabul etmek zorunda kaldı. İngiltere Pre-
cadelesi veren Fenerbahçe ve Trab- Alex 22 golle ilk sıradaki yerini korudu. Bucas-
mier League'de ise Manchester United,
zonspor'un kalan iki maçları ise şöyle: por'a attığı golle 18 gole ulaşan Trabzonsporlu
pazar günü sahasında en yakın takipçisi
FENERBAHÇE Burak 2. sırada yer alırken, bu futbolcuyu 15
Chelsea'yi 2-1 yenerek ligin bitimine 2
golle Fenerbahçeli Niang takip etti.
hafta kala şampiyonluk yolunda büyük
bir avantaj elde etti. Manchester 76 puanla
ipi göğüslemeye çalışırken, Chelsea ise
Fenerbahçe-Ankaragücü: (İçeride)
Sivasspor-Fenerbahçe: (Deplasman) SPOR TOTO SÜPER LİGDE GEÇEN HAFTA
70 puanla ikinci sırada yer alıyor. Manc-
hester, kalan 2 maçta 1 puanla alması ha-
TRABZONSPOR
Trabzonspor-Belediyespor: (İçeride)
Ligde alınan sonuçlar, gelecek haftanın prog-
ramı ve puan durumu ise şöyle:
linde mutlu sona ulaşan taraf olacak. Karabük-Trabzonspor: (Deplasman) Eskişehirspor-Kayserispor..........................(1-2)
Belediyespor-M.Park Antalyaspor.............(1-1)
Gaziantepspor-Manisaspor .......................(1-0)
Gelmeleriyle gitmeleri bir oldu
Bursaspor-Beşiktaş ..................................(İptal)
Gençlerbirliği-Konyaspor..........................(2-1)
Sivasspor-Ankaragücü ..............................(1-1)
Karabükspor-Fenerbahçe ..........................(0-1)
Bucaspor-Trabzonspor..............................(1-2)
Bank Asya 1. Lig'de geçen sezon gösterdikleri başarının ardından bu sezon Spor Toto Süper Lig'de mücadele eden Bucaspor ile Konyaspor 1 Galatasaray-Kasımpaşa.............................(3-1)
sezonun ardından tekrar Bank Asya 1. Lig'e düştü. Son 20 sezonda 21 takım, 24 kere Süper Lig'e yükseldikleri yıl lige veda ettiler. SÜPER LİG’DE HAFTANIN “EN”LERİ
 Bank Asya 1. Lig'de 2009-2010  1991-1992 sezonundan bu yana HAFTANIN TAKIMI: Kayserispor
sezonunda normal sezonu 2. sırada ta- Sakaryaspor'un 3, Adana Demirspor'un HAFTANIN T.DREKTÖRÜ: Şota Arveladze (Kayseri)
mamladıktan sonra doğrudan Süper Lig'e ise 2 kez yükseldikleri sezon lige veda HAFTANIN FUTBOLCUSU: Ömer (Kayseri)
yükselen Bucaspor ile İstanbul'daki Yük- ettiği Süper  Lig'de  Altay, Antalyaspor, HAFTANIN HAKEM: Mete Kalkavan (G.Birliği-Konya)
selme Grubu maçları sonrasında Süper Bucaspor, Karabükspor, Diyarbakırspor,
HAFTANIN ONBR: Volkan (F.Bahçe), Servet (Galata-
Lig'e çıkan Konyaspor, bu sezon Süper Eskişehirspor, Göztepe, Karşıyaka, Kasım-
saray), Lugano (F.Bahçe), Giray (Trabzon), Sedat (Sivas),
Lig'deki mücadele bitmeden lige veda paşa, Kayserispor, Kocaelispor, Konyaspor,
Oktay (G.Birliği), Abdullah (Kayseri), Olcan (G.Antep),
eden takımlar oldular. Lige 31. haftada Petrol Ofisi, Samsunspor, Sarıyer, Siirt
Burak (Trabzon), Yasin (G.Birliği), Ömer (Kayseri)
Kasımpaşa beraberliği ile veda eden Jet-Pa, Şekerspor, Vanspor, Zeytinburnuspor
Konyaspor'un ardından Bucaspor da takımları da birer kez çıktıkları yılda
32. haftada Trabzonspor'a mağlup olarak ligden düştü. Süper Lig'de 2000-2001 se-
ligden düştü. Özellikle ligin ilk devresinde zonundan bu yana çıktıkları yıl lige veda
başarılı sonuçlar alan geçen sezon Bank eden takımlar şöyle: 2010-2011 Bucaspor,
Asya 1. Lig şampiyonu Kardemir Kara- Konyaspor, 2009-2010 Diyarbakırspor,
bükspor ise 32. haftayı averajla 10. 2008-2009 Kocaelispor, 2007-2008 Ka-
sırada tamamladı. Bucaspor ve Kon-
yaspor'un lige veda etmesiyle son 20
sımpaşa, 2006-2007 Antalyaspor, Sakar-
yaspor, 2005-2006 -, 2004-2005 Sakar-
sezonda 21 takım 24 kere Süper Lig'e yaspor, 2003-2004 -2002-2003 Altay, 2001-
çıktıkları yılda ligden düşmüş oldu. 2002 -, 2000-2001 Siirt Jet-Pa.
Burak Yılmaz’ın büyük yükselişi
Spor Toto Süper Lig'de hafta sonu sahasında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile karşılaşacak Trabzonspor'da, Burak Yılmaz bir gol
daha atarsa Süper Lig’de geçmiş dört sezondaki toplam gol sayısına bir sezonda ulaşmış olacak. Spor Toto Süper Lig Puan Cetveli
 Ligde 18 golle gol krallığında TAKIMLAR O G B M A Y P Av
Avrupa Şampiyonası ikinci sırada yer alan ve attığı gollerle
adeta bordo-mavili takıma hayat veren
1
2
Fenerbahçe
Trabzonspor
32
32
24
23
4
7
4
2
74
62
31
22
76 43
76 40
3 Bursaspor 31 15 10 6 46 26 55 20
Ankara’da yapılacak Burak Yılmaz, futbol kariyerindeki en
parlak günlerini yaşıyor. Ligde bundan
4 Gaziantepspor 32 16 7 9 42 32 55 10
5 Kayserispor 32 14 8 10 42 39 50 3
 Türkiye Boks Federasyonu, 14- önceki 4 sezonda toplam 19 gol kayde- 6 Beşiktaş 31 13 8 10 47 35 47 12
25 Haziran tarihleri arasında Ankara'da den Burak, bu sezon geride kalan son 2 7 Eskişehirspor 32 11 11 10 36 37 44 -1
yapılacak 39. Avrupa Büyük Erkekler haftada İstanbul Büyükşehir Belediyespor 8 Ankaragücü 32 10 11 11 50 53 41 -3
Boks Şampiyonası'nın ''Ev Sahibi Şehir
Sözleşmesi'', Fransa'nın başkenti Pa-
veya Kardemir Karabükspor maçında
bir gol atması halinde, geçmiş 4 sezonda
9
10
Belediyespor
Karabük
32
32
12
11
5
8
15
13
39
44
42
48
41 -3
41 -4
ris'te, Avrupa Boks Konfederasyonu
(EUBC) Başkanı Humbert Furgoni ile
ulaştığı toplam gol sayısına ulaşmış ve
büyük bir başarı göstermiş olacak.
11
12
Gençlerbirliği
Galatasaray
32
32
10
12
10
4
12
16
41
36
47
44
40 -6
40 -8
13 Manisaspor 32 12 3 17 45 50 39 -5
Uluslararası Amatör Boks Birliği (AIBA), 14 Antalyaspor 32 9 12 11 37 44 39 -7
EUBC İcra Kurulu Üyesi ve Türkiye Boks YATTARA, ARABİSTAN YOLCUSU 15 Sivasspor 32 8 10 14 39 52 34 -13
Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç ara- 16 Bucaspor 32 6 7 19 32 58 25 -26
Trabzonspor'da bu yıl 8. sezonunu ge-
sında imzalandı. EUBC'nin Paris'teki 17 Konyaspor 32 4 11 17 27 46 23 -19
ofisinde 6 Mayıs tarihinde yapılan
çiren ve sezon sonunda sözleşmesi bi- 18 Kasımpaşa 32 5 8 19 31 64 23 -33
tecek İbrahima Yattara, bordo-mavili ta-
toplantı ve imza törenine EUBC'yi tem-
silen, EUBC Başkanı Humbert Furgoni kımdan ayrılmaya hazırlanıyor. İbrahima ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI: Bugün: 20.00 Beşiktaş-Belediye
Yattara'nın, Suudi Arabistan'ın Al Shabab 33. HAFTA: Cuma: 20.00 Antalya-Karabük, Cumartesi: 16.00
ile EUBC İcra Direktörü Natalia Kozhina
takımı ile anlaştığı ve 2 yıllık ön protokol Manisa-Buca, Konya-Sivas, 20.00 G.Birliği-G.Saray, Pazar:
katılırken, Türkiye Boks Federasyonunu
imzaladığı öğrenildi. Kulüp genel sekreteri 16.00 Kasımpaşa-Bursa, Kayseri-G.Antep, 20.00 Trabzon-
temsilen de federasyon başkanı Eyüp
Hasan Yener, Yattara'nın 31 Mayıs'ta Belediye, F.Bahçe-A.Gücü, Pazartesi: 20.00 Beşiktaş-Eskişehir
sözleşmesinin biteceğini belirtti.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 15

SPOR
 Ziraat Türkiye Kupası finalinde bugün İstanbul  Ziraat Türkiye Kupası finalinde bugün Beşiktaş
Büyükşehir Belediyespor ile karşılaşacak Beşiktaş, ile karşılaşacak İstanbul Büyükşehir Belediyespor, aynı
Beşiktaş 2 aynı zamanda kasasını da doldurdu. Kupaya bu Belediyespor zamanda yüklü bir gelirin de sahibi oldu. Kupaya bu
sezon play-off aşamasından katılan siyah-beyazlılar, sezon play-off aşamasından katılan lacivert-turunculu-
milyon dolar finale yükselene kadarki performansıyla 2 milyon kasasını lar, finale yükselene kadarki performansıyla 1 milyon
75 bin doları hak ederken, bu miktara bugün finalde 825 bin doları hak ederken, bu miktara finalde
kazandı şampiyon olursa 1 milyon 600 bin, ikinci olursa 1 doldurdu şampiyon olursa 1 milyon 600 bin, ikinci olursa 1 milyon
milyon dolar daha ekleyecek. dolar daha ekleyecek.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

15

KUPA SAHiBiNi ARIYOR

Ziraat Türkiye Kupası’nda final karşılaşması bu akşam oynanacak. Saat 20.00’de başlayacak olan maçı TRT 1 naklen yayınlarken, müsabakayı Yunus Yıldırım yönetecek. Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Kadir Has Stadı’nda kupanın 49. sahibi, ya daha önce sekiz kez mutlu sona ulaşan Beşiktaş olacak ya da ilk kez finale yükselme başarısı gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyespor.
EKSİKLER “CAN” SIKIYOR
 Futbolda bu sezon Ziraat Ban-
kası'nın sponsorluğunda düzenlenen
49. Türkiye Kupası, Beşiktaş ile İstanbul
Havutçu’nun altıncı kupa arzusu
Büyükşehir Belediyespor takımları ara-  Beşiktaş'ın, Ziraat Türkiye Kupası finalinde Belediyespor ile ya-  41 yaşındaki Tayfur Havutçu, futbolculuk döneminde 1997 yılında
sında bugün Kayseri Büyükşehir Be- pacağı bugünkü final maçı, siyah-beyazlıların ''çiçeği burnunda'' teknik Kocaeli, 1998 ve 2006 yıllarında Beşiktaş'ta, yardımcı antrenör olarak da
lediyesi Kadir Has Stadı'nda yapılacak direktörü Tayfur Havutçu için ayrı bir önem taşıyor. Schuster'in ayrılmasının 2007 ve 2009 yıllarında siyah-beyazlı takımla Türkiye Kupası şampiyon-
final maçıyla sahibini bulacak. Beşik- ardından takımın başına geçen genç teknik adam, bugünkü finalde ku- luğu gördü. Havutçu, siyah-beyazlı takımın 9 Mayıs 2007 tarihinde
taş'ta cezalı olan İbrahim Toraman'ın paya uzanması durumunda, hem takımına Avrupa biletini aldıracak, hem İzmir'de Erciyesspor'u 1-0 yenerek kazandığı finalde Jean Tigana'nın,
yanı sıra, sakatlıkları süren Ersan Gü- de futbolculuk ve yardımcı antrenörlük kariyerinde daha önce 5 kez 13 Mayıs 2009 tarihinde de yine İzmir'de bu kez ezeli rakibi Fener-
lüm, Nihat Kahveci, Matteo Ferrari, yaşadığı kupa şampiyonluğu keyfini, teknik direktör olarak ilk kez tadacak. bahçe'yi 4-2 yendiği finalde Denizli'nin yardımcısı olarak kupayı kaldırdı.
Mert Nobre ve Hakan Arıkan final
maçında forma giyemeyecek. Sakatlığı
nedeniyle henüz antrenmanlara baş-
layamayan Fabian Ernst'in durumu
ise maç saati netlik kazanacak. 
İstanbul  Büyükşehir  Belediyespor'da
ise sakatlığı bulunan Ali Güzeldal ile
Beşiktaş'tan kiralık olarak alınan
Filip  Holosko,  Ziraat Türkiye Kupası
finalinde oynayamayacak.

AVRUPA’YA ÇIKIŞ BİLETİ

Ziraat Türkiye Kupası'nda bugün yapı-
lacak final maçı sonunda kupayı kaza-
nacak ekip, aynı zamanda Türkiye'yi
gelecek sezon UEFA Avrupa Ligi'nde
temsil edecek 3 takımdan biri olacak.
Kupa finalistleri Beşiktaş ile İstanbul
Büyükşehir Belediyespor, kupayı ka-
zanmaları durumunda yeni sezonda

Saat 20.00
play-off aşamasından itibaren UEFA
Avrupa Ligi'nde mücadele edecek. Play-
off turunu geçmeleri durumunda ise
gruplara kalma hakkını kazanacak.
Beşiktaş, eğer kupayı kazanamazsa,
çok büyük olasılıkla, 10 sezon sonra
Avrupa kuplarında mücadele ede-
meyecek.
TRT 1

Beşiktaş’ın golleri
YABANCILARDAN
Beşiktaş’ın Ziraat Türkiye Kupası’ndaki gollerini Bobo (4), Almeida (4), Guti (3), Simao (3), Nobre (2),
Quaresma (2), Fernandes (2), Aurelio, Fink, Sivok ve Hilbert kaydetti.
 Ziraat Türkiye Kupası finalinde bugün Belediyespor
ile karşılaşacak Beşiktaş'ın bu sezon kupada oynadığı
maçlarda bütün gollerini yabancı futbolcuları attı. Kupada
bu sezon şimdiye dek oynadığı 9 maçta toplam 24 kez
fileleri havalandıran siyah-beyazlıların gollerinin tamamı
yabancılardan geldi. Brezilya asıllı Nobre ve Aurelio ile
devre arasında yolların ayrıldığı Fink, kupanın golcüleri
arasında yer aldı. ''Kara Kartallar''ın gollerini Bobo (4),
Almeida (4), Guti (3), Simao (3), Nobre (2), Quaresma
(2), Fernandes (2), Aurelio, Fink, Sivok ve Hilbert kaydetti.
Bobo ve Almeida, 4'er golle, finale yükselen Beşiktaş'ın
kupadaki en golcü isimleri olarak ön plana çıktı.

DOKUZ MAÇTA YEDİ GALİBİYET

Beşiktaş, Ziraat Türkiye Kupası'nda bu sezon finale
yükselene kadar oynadığı 9 maçtan 7'sini kazanırken,
1'ini yitirdi, 1'inde de berabere kaldı. Kupadaki tek ye-
nilgisini, (B) Grubu'ndaki ilk hafta maçında, deplasmanda
Bank Asya 1. Lig ekibi Gaziantep B. Belediyespor'a 1-0
yenilerek alan siyah-beyazlılar, daha sonraki 7 maçtan
6'sını kazandı, 1'inde berabere kaldı.
aaaa_Layout 1 11.05.2011 11:28 Page 16

Hüznün bitkisinden görsel şölen Tokat’ta mayısta kar yağdı

 Tokat'ın Başçiftlik ilçesinde yüksek kesimlere kar yağdı.
Alınan bilgiye göre, ilçenin yüksek kesimlerinde kar yağışı,
 Doğu ve Güneydoğu Ana
dolu bölgelerinin
öğle saatlerine kadar etkisini sürdürdü. Kar yağışı dolayısıyla
bazı kesimlerinde yetişen ve halk arasında,
lale, doğayı
yüksek kesimlerde etraf beyaz bir örtüye büründü. Yağışın et-
''ağlayan gelin'' olarak da anıla n ters
sad ece 15-20 gün kisiyle ilçe merkezinde de hava sıcaklığı düştü. Soğuk hava,
süsledi. İlkbahar mevsiminde bölgede yaşayan yaban ördekleri ve diğer yabani kuşları
, kırm ızı ve sarı ren-
çiçek açan ters lale, turuncu olumsuz yönde etkiledi.
yor. Dağ lık böl-
kleriyle, eşsiz bir güzellik sunu
a da aça n ters lale,
gelerin yanı sıra, mezarlıklard
i bek liyor . Ter s laley e
yerli ve yabancı ziyaretçilerin
ünc ü Yıl Üniv ersit esi
yönelik araştırma yapan Yüz
çe Bitki-
(YYÜ) Gevaş Meslek Yüksek Okulu Bah
Doç . Dr. Şevket
leri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.
Bitlis , Muş , Bing öl,
Alp, bu bitkinin Van, Hakkari,
araş 'ın baz ı kes-
Tunceli, Elazığ ve Kahramanm
imlerinde yetiştiğini söyledi.

11 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA

iSTANBUL UNiVERSiTESi’NDEN İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Ana
Tokat'ın Başçiftlik ilçesinde
yüksek kesimlere kar yağdı.

DUNYADA iLK İNSANCIL BİR YÖNTEM

 Kimyasal madde verilerek gerçekleşti-
rilen bu yöntem sayesinde, özellikle büyük-
şehirlerin önemli sorunu olan kontrolsüz
kedi popülasyonunun üremesi, erkek kontrol
altına alındığı için çok hızlı bir şekilde de-
netim altına alınıyor. Son derece insancıl
olan bu yöntemle, testis içerisine yapılan
tek bir enjeksiyonla hayvanlar tamamen kı-
sırlaştırılabiliyor. Cerrahi operasyon yapıl-
madığı için de yara iyileşmesi gibi bir bekleme
sürecine gerek kalmıyor ve erkek kediler
barınaklarda bekletilmeden hemen yaşam
ortamlarına geri dönebiliyor. Çalışma, 2010
yılı Nisan ayında ABD’nin Teksas kentindeki
Uluslararası Kedi ve Köpeklerin Cerrahi Ol-
mayan Yöntemlerle Kısırlaştırılması Tek-
nikleri Sempozyumu’na da sunuldu.
Bilim Dalı’nda geliştiren bir yöntem, Türkiye’de ve dünyada ilk kez kullanılıyor.
Yöntem ile erkek kediler cerrahi bir operasyon yapılmadan kısırlaştırılabiliyor.
BELEDİYELERE DESTEĞE HAZIRIZ
 Konuyla ilgili olarak açıklamalarda
bulunan Proje Koordinatörü Prof. Dr. Alper
Baran, yöntemin son derece insancıl oldu-
ğunu ve hayvanlara kesinlikle zarar verme-
diğini ifade etti. Proje Koordinatörü Prof.
Dr. Alper Baran şöyle konuştu: “Bundan
sonraki çalışmalarımızda öncelikle İstan-
bul’daki hayvan barınaklarına gelen erkek
kedilerin, geliştirilen kimyasal madde ve kı-
sırlaştırma tekniği ile kısırlaştırılmalarını
amaçlamaktayız. Daha sonraki aşamada ise
erkek köpeklerde de bu tekniği kullanarak
büyükşehirlerdeki barınaklarda mevcut köpek
nüfusunun kontrol altına alınması amaçlan-
maktadır. Bilindiği gibi barınaklar hızla dol-
makta ve birçok hayvan için yaşam alanı sı-
kıntısı çekilmektedir.”
Havalar ısınmıyor
Hava sıcaklığı mevsim normalleri altında seyretmeye devam edecek, ya-
ğışlar hafta boyunca aralıklarla etkisini sürdürecek.
 Halen kuzey bölgelerde
aralıklarla devam eden yağışlara
ilave olarak, hafta ortasından
itibaren yurdun güney ve batı
kesimleri yeni bir yağışlı hava-
nın etkisine girecek. Hava sı-
caklığı özellikle kuzey, iç ve
batı kesimlerde mevsim nor-
mallerinin 4 ila 6 derece altında
seyretmeye devam edecek.Ya-
pılan son değerlendirmelere
göre; Orta ve Doğu Karadeniz,
İç Anadolu'nun kuzeydoğusu,
Doğu Anadolu'nun kuzey ve
Çalışma, 2010 yılı Nisan ayında ABD’nin Teksas kentindeki
Uluslararası Kedi ve Köpeklerin Cerrahi Olmayan Yöntemlerle batısı sağanak şeklinde yağış
Kısırlaştırılması Teknikleri Sempozyumu’na da sunuldu. geçişleri bekleniyor.
 Çarşamba günü; Mar-
mara'nın güney ve doğusu,
Ege, Batı Akdeniz, İç Anado-
lu'nun kuzey ve batısı, Kara-
deniz, Doğu Anadolu'nun ku-
zeyi ile Edirne, Kırklareli ve
Tekirdağ çevreleri aralıklı ya-
ğışlı geçecek. Sağanak ve gök
gürültülü sağanak şeklinde gö-
rülecek yağışların; Muğla, Ay-
dın, Denizli, Uşak, Kütahya,
Eskişehir, Bilecik, Bolu, Çan-
kırı, Çorum, Karabük, Afyon'un
kuzey kesimleri ile Ankara'nın
kuzey ve batısında kuvvetli
olacağı tahmin ediliyor.

Beyşehir Gölü’nden
MUJDELi HABER
Beyşehir Gölü, son 30
yılın en yüksek su
seviyesine
ulaştı. Beyşehir Gölü
 Gölde, kuraklık nedeniyle kıyılarımızdaki otlar da su altında
Havzası Belediyeler geçtiğimiz yıllarda su seviyesinde kalmaya başladı. Suyun altında
Birliği ve Beyşehir azalma yaşandığını anımsatan Taş- kalan kamışlar, çürüyor ve bir
Belediye Başkanı İzzet çı, ''Türkiye yağışlı periyota girince daha yenisi gelmiyor. Oluşan yük-
Taşcı, gazetecilere Beyşehir Gölü de bundan olumlu sek dalgalar da göl yüzeyini pırıl
etkilendi. Beyşehir Gölü'nde, son pırıl bir hale getirmeye başladı''
yaptığı açıklamada, 30 yılın en yüksek su seviyesine diye konuştu. Gölde su seviyesinin
Beyşehir Gölü'nde su ulaştık. Beyşehir Gölü'nün gele- yükselmesinin ardından, kıyılarda
seviyesinin 1123.50 kota ceğiyle ilgili kaygılarımız ortadan bozulmalar meydana geldiğini
ulaştığını, önümüzdeki yıl kalktı. Göl, kurtuldu'' dedi. Bey- dile getiren Taşcı, konuyla ilgili
şehir Gölü'nde su seviyesinin yük- Çevre ve Orman Bakanı Veysel
bu seviyenin 1124 kota selmesiyle kirliliğin ve otlanmanın Eroğlu'na, geçtiğimiz günlerde
çıkmasını beklediklerini da ortadan kalktığını ifade eden yaptığı Konya ziyaretinde bir dos-
söyledi. Taşcı, ''Su seviyesi yükseldikçe, ya sunduğunu belirtti.