Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 11

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.

txt BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD / SLEYMAN DAL BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZ'N TENKD Sleyman Dal NDEKLER Faiz zerine slm Hukuku'nda Faiz Baycelik Devleti'nde Kredileme ve Finansman Meselesi FAZ ZERNE 20. yy iktisatlarndan Robert Heilbroner, "tefecilik aa yukar servet kadar kadm, tefeci ise dnyann en eski sevimsiz tipi olsa gerek" der... Faizin, tarihin hangi devrinde ortaya ktn gsterir belgelerden henz yoksunuz. Bununla birlikte insanlar arasnda dnlemenin insanlk kadar eski olaca varsaymndan hareketle, din ve ahlak llerin balaycln yitirdii veya amacndan saptrld her gemi zaman toplumunda faizin, yani verilen dnten istenen karlksz fazlann varolduu iddia edilebilir... Bilindii kadaryla ilk bankalar tapnaklard; rahipler de ilk bankaclar... Mezopotamya'nn Uruk ehrindeki Kzl Mabed (M.. 3400-3200) rneinde olduu gibi insanlar hrsz, zorba ve dmanlara kar mallarn gvence altna almak iin onlar mabetlere emanet brakyorlard. Ayrca gnahlarn kefareti olarak veya Allah rzasn kazanmak iin insanlarn mabedlere mal balar da olduka bir yekn tutuyordu. Rahipler mabede ait veya emanet braklm bu mallar reticilere veya ihtiya sahiplerine faizsiz olarak dn veriyorlard. Ancak zamanla dini lleri tahrip ve tahrif eden rahipler verdikleri dn karlnda bir fazlalk istemeye baladlar. iftiye bir hayvan dn m verdiler; bir sene sonra o hayvanla birlikte yavrusunu da istiyorlard. Buradaki "yavru" faiz denilen fazlalkt... nsanlar lanetlenmekten korktuklar iin mabetten aldklar dnc faiziyle birlikte iade etmekten imtina etmezlerdi. Oysa insanlar arasndaki dnlemede ayn hassasiyet grlmezdi. Bunun iin bor verenler, bor alandan eini, ocuklarn veya varsa klesini rehin alrlard. Bu asalak snfn rehinelerden faydalanmak veya el koymak iin ou zaman faiz oranlarn denemeyecek nisbetlere kard vaki idi. Prof. Feridun Ergin'e gre faiz meselesi, devletin ekonomiye ilk mdahale konularndan biri olmutu. Bunun bilinen en eski rnei Hammurab Kanunlardr. Milattan 2200 yl nce Babil Kral Hammurabi tarafndan yazlan kanunlarda alacakl-borlu ilikisi dzenlenmi, karlkl haklar gvenceye balanmt. Borlunun kiisel sorumluluu esas tutulmu, rehin braklan ocuklar, eler ve klelerin alacakl yannda altrlabilecekleri sre en fazla yl ile snrlandrlm, bu kiilerin ktye kullanlmas halinde tazminat denmesi hkme balanmt. Kanun'a gre, "bir kimse ki, borcu var ve eer iklim deiiklikleri topran ykar ve rekoltesini mahveder veya susuzluk o yl mahsul almasna engel olursa, szkonusu ylda, borlu alacakllarna ne borcunu ne de faizlerini derdi." Mazeretsiz olarak gnnde deme yapmayan borlulara uygulanan cezalar ise olduka ard. Ceza nisbeti dn alnan eyin iki katna kadar kabiliyordu... Faiz oran Smerlerde arpa iin te bir, gm iin bete bir idi. Hammurabi Kanunlar'nda en yksek faiz oran olarak Smerlilerin bu oranlar kabul edilmiti... Smerlerde uygulanan faize "sibtu" deniliyordu. Sbt: Evlat, oul, yavru, kabiledeki boylarn her biri... Kur'an- Kerim'in bize bildirdiine gre faiz Yahudilere de yasak klnmt... Muharref Tevrat'ta faizle dn vermeye dair esas hkm grlr. Birincisi k kitabnn 22. bab 25. cmlesindedir ki, yoksula Sayfa 1

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt verilen dnten faiz istemeyi yasaklar. kinci olarak Levililer'in 25. bab, 35-37. cmlelerinde faiz yasa daha ayrntl tekrarlanr: "Eer kardein yoksul derse ona yardm edeceksin, hatta ger olsa dahi (...) Ondan faiz ve kr alma." Burada szkonusu edilen "ger", rken yahudi olmayan ama onlarn dini ve sosyal tora-eriat'lerine uyan kiidir. Nihayet Tesniye'nin 23. bab ve 19-20. cmlelerinde faiz yasana hukuk bir ekil verilir... Ama kardelere uygulanmas yasaklanan faizli dn verme usuln , yabancya (nokri), kavme katlmam olana uygulamalarna izin verilmiti... Zamanla bu meruiyetten tabi meslekleri olan tefecilii icra imkann gren Yahudiler, kardelerine faizli dn verecekleri zaman araya nc ahs olarak bir yabanc koyuyorlard. Yani bir yahudi baka bir yahudiye faizli dn verecei zaman, dn nce iki tarafn anlat bir yabancya, o da gerekten dn alacak olan yahudiye veriyor, deme zaman geldiinde borlu olan faizi de ekleyip o yabancya, o yabanc da asl alacaklya iade ediyordu. Tipik bir "hile-i er'iye" rnei... ok gemeden bu dolambal usulleri de tepeleyen yahudinin tefecilii messeseletirdii grlr... Hz. Sleyman'dan sonraki asrlarda zengin ve soylu yahudiler lks iindeki hayatlarn devam ettirmek iin fakirleri mtemadiyen eziyor ve smryorlard. Bunun iin ellerinde her trl vasta vard; eraftan olduklar iin kanun koyucu da kendileriydi, yneticiler de, yarglar da... Hereylerini aldklar fakirlere faizle bor veriyorlar, sonra borcunu deyemeyenlerin topraklarn alyorlar, o da yoksa borlunun kendisini, eini, ocuklarn kle gibi satyorlard... Toplumdaki huzursuzluklar zerine M.. 9. yy'da baz tedbirler alnma gerei duyuldu. Tevrat'n k kitabna eklenen bu tedbirlere gre, borcu yznden kle edinilen kimse ayet Musevi ise alt sene hizmetten sonra serbest braklacakt. Yedi ylda bir topraklarn geliri fakirlere verilecekti... Adeta tefecilikle zdeleen bu lanetli kavim sonraki yzyllarda gelen peygamberin tlerini de dinlemez ve o gnden bugne tefeciliin dnyaya yaylmasnda kendisinin nemli pay olduunu iddia edenleri haksz karmaz. Tefecilik eski Yunan'da kklemiti. M.. 4. yy'da dn alanlar korumak iin faiz hadlerine bir st snr konmutu ki, % 12 idi. Yz yl sonra bu had % 20'ye karlmt. Bununla birlikte deniz ar ticaretle itigal eden tccarlara verilen dnlerin faizine snr konmamt. u kadar var ki, eer gemi batarsa dn veren ne faizini ne de anaparasn talep edebiliyordu... Eflatun faizi mahkum eder. Aristo ise nefretle karlar: "Faizden, hereyden nce ve en yerinde sebeplerle nefret edilir. Parann doal nesnesinden deil, bizzat parann kendinden kr salar faiz. Para, faizle oalmas iin deil, bir mbadele arac olmak zere icat edildi. Bu faiz (tokos: rn, dl, evlat) terimi ki, paradan para domas demektir; ocuk babaya benzediinden faize uygulanabilir." Oysa para Aristo'ya gre yumurta vermeyen tavuk gibidir, ksrdr. Onu evlat sahibi baba gibi telakki etmek parann tabiatna aykrdr. Hasl, "para dourmaz"... Roma'da M.. 342 ylnda "les genucia" kanunuyla faizin yasaklanmas ie yaramad. Cumhuriyet devrinin sonlarnda kanun faiz oranlarnn st snrn belirledi. En ok faiz haddi aylk % 1, yllk % 12 idi. Justinian devrinde % 6'ya indirildi. Fakat uygulamada bu nisbetler daima alr, baz hallerde % 48'e kt olurdu. Hristiyan kanonistleri (canon: kanun: eriat) faiz yasa konusunda Aristo ile mutabktlar. 11. ve 12. yy'a kadar faiz hakkndaki yorumlar Aziz Ambroise (340-397), Aziz Jerme (331-420) ve Aziz Augustin'in (354-430) grlerine sadkt: Para mbadele aracdr. Ksr ve verimsizdir. dn veren verdiinden fazlasn talep edemez. Buna karlk dn alan da dn vereni zarara sokmamak iin aldn zamannda vermeli. Verdiinden fazlasn talep eden faizciler, o lanetliler, tvbe etmedike kilisenin kutsamasndan mahrum kalrlar ve ldklerinde takdis edilmi topraklara gmlemezler... Sayfa 2

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt Eski Hint'te faiz nisbeti snf tabakasna gre deiebiliyordu. Mukaddes kitaplar (Manou - Dahroma - astra) faiz fiyatn kabul etmekle yetinmiyor, bundan te emirler koyarak baz snf tabakalarndan yksek faiz istenilmesi gerektiini belirtiyordu. Brahmanlkta mmtaz snf tabakalar iin faiz oran % 24-36, ii tabakalar iin % 36, iftiler ve dier aa gruplar iin % 60 ngrlyordu. Willy Dourant'a gre eski in'de faiz oranlar Roma ve Yunan'daki cari oranlardan yksek deildi. slmla ereflenmeden nce faiz Araplar arasnda da yaygnd. Fahr-i Raz'ye gre Cahiliyye Dnemi Araplar, her ay belli miktar faiz karlnda bor verirler, vade dolduunda eer borlu deyemeyecekse faiz miktarnn arttrlmas karlnda vade yeniden uzatlrd. Bu ilem devam ettike bor ve faiz artk denemeyecek miktara ular ve ou zaman olduu gibi atmalara sebeb olurdu... Bor vadeli sattan doar ve zamannda denmez ise yine ayn usule bavurulurdu. Bu hususa slam Hukuku'nda Faiz meselesinde yeniden deineceiz. Hristiyan dnyasnda kilisenin olumsuz tavrna ramen sregelen faizli ilemler nihayet 12. yy'dan itibaren aleniyet kazanr. Bunda hi phesiz Yahudilerin nemli bir rol vard. Yahudileri para ticaretine zorlayan sebep onlarn merepleriyle birlikte Ortaa Avrupas'nda kendilerine gayr-menkul edinmeleri ve baz mesleklere girmelerinin yasaklanmas da etkili olmutu. Yahudilerden baka ou zengin talyan ailelerden oluan Lombardlar ve asker-dini bir tarikat olan Temple valyeleri de kredi ticaretiyle itigal ediyorlard. 12.yy'a kadar Hristiyan dnyas ticareti ho grmedii gibi faiz, kira ve ortaklktan elde edilen kr da ayn kategoride deerlendiriyor ve hepsini haram sayyordu. Onlara gre bir eyay bir bedel (kira) mukabilinde bir sre bakasnn kullanmna vermekle, paray bir bedel (faiz) mukabilinde dn vermek veya kra ortak olma ve zarara katlanma artyla tccara iletmesi iin para vermek ayn eydi... lk olarak Papa 3. Innocent (1160-1216) kr ile faizi tefrik etti ve "bir tccara iletmesi iin para vermi kimsenin kazantan belli bir pay alabileceine" cevaz verdi. Burada zarar sermaye sahibi yani dn veren stleniyordu. Zaten 10.yy'da doan ve daha sonra gittike yaygnlaan Commenda'lar (ki, slam Hukuku'nda ngrlen mudarebe irketinin taklidi idiler) bu ekilde iliyordu. Commenda'da A, B'ye sermayeyi genellikle d ticaret ii iin dn veriyor, B i seyahatini tamamlayp geri dndnde A'ya hesap veriyordu. Zarar var ise tamamn A ykleniyor, kr var ise nceden belirlenen nisbette paylalyordu. Eer B de bir miktar sermaye koymu ise paylam sermaye miktarna gre oluyordu. Kira ve faizi tefrik eden ise Aziz Thomas d'Aquin (1225-1274) idi... Aquin nce mallar "kullanmla tketilen" ve "kullanmla tketilmeyen" mallar olmak zere ikiye ayrmt. Kullanmla zat tketilmeyen at, ev ve aralarn dn verilmesi halinde dn verenin fazladan bir bedel isteyebileceini, bunun faiz deil verilen eyin "kullanm bedeli" olduunu ileri srmt ki, bu bugnk ifadeyle kira idi. Ama yiyecek maddesi ve para gibi kullanlnca tketilen eylerden ilaveten bir fazlalk talep edilemezdi. nk bu faizdi. Bu trden mallar kullanlnca tketilen cinsten olduu iin mislinden fazlasn talep etmek ayn mal iki kez satmak gibiydi ki, bu adalete uygun olamazd. Papa'nn ve Aquin'in "faiz-kira va kr" birbirinden tefrik ederken, slam Hukuku'nun tesiri altnda kaldklar o kadar sarihtir ki ispattan azadedir. Ortaan sonlarna doru faizi merulatrma, hak edilmi gelirler kategorisine dahil etme abalar da artmt. "Hak edilmi gelir"; ne demek bu? Srf insanlar vicdan azab ekmeden faiz alp versinler diye... Sayfa 3

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt Hukukular ve din adamlar bunun iin iki delil ileri sryorlard. Birincisi "kazantan fedakarlk veya zarara urama" deliliydi ki, buna gre dn veren ayet dn vermeyip de parasn kendi iletse idi bir kr-kazan elde edecekti. Oysa dn verdii takdirde o kazan-krdan mahrum kalacak veya baka bir deyile dn sresince parasn iletemediinden o kr nisbetinde zarar szkonusu olacakt. te faiz bu zararn tazmini veya o kazantan feragatin bedelidir... kinci ise "kaybetme riski"dir. Bu delil dn verenin geri alamama riski dolaysyla bir bedel istemeye hakk olduu dncesine dayanyordu... kinci delil esasnda Papa 3. Innocent'in ortaklk krn meru sayan grnden karlmt. Papa'ya gre bir kii parasn iletmesi iin bir tccara dn verdiinde (ortaklk demek daha doru olurdu) faaliyet krndan pay alabilirdi. Ama tccar zarar ettiinde bir kr talep edemedii gibi zarar nisbetinde anaparann eksilmesine de raz olurdu. Bu kr meru klan "risk unsurudur" ki, ileride ele alacaz. Oysa bu teoride "kaybetme riski" bir delil olarak ileri srlmesine ramen gerekte dn veren iin bir risk szkonusu deildir. dn veren, dn alann kr-zarar etmesine bakmakszn, her halukrda anaparasyla birlikte faizini de almaktadr... Birinci delil ise dn verenin "ayet dn vermeyip de sermayeyi kendisi iletse idi kr elde edecekti" varsaymna dayanmaktadr ki, i dnyasnda kr elde etmek kadar zararn da her zaman szkonusu olmas gerei bu delili geersiz klmaya yeter. 16. yy'n balarnda faizli ilemlerin yaygnlamasna mukabil kanonistlerin faiz konusunda kesin bir yargya varmak yerine kaamakl yorumlara tevessl etmeleri i evrelerinde honutsuzlua sebep oluyordu... Onlar honut etme grevini Alman din adam Johann Eck (1486-1543) stlenir. Faizi kerih gren Luther'in muhalifi Eck, mukavele ile alan kredilere faiz uygulanmasnn gnah saylmayacan ileri sryordu. Ona gre ortaklk anlamalarnn biimi olabilirdi. Birincisi: Ortaklar sermaye paylar nisbetinde kr veya zarara katlabilirlerdi. kincisi: Krn byk pay ile zarar sorumluluu ii yneten ortaa ait olabilirdi. Bu iki alternatif yannda ayn derecede meru bir ncs daha vard ki, maktu bir kr pay zerinde anlap sonradan elde edilecek btn kr veya zararn br ortaa kalmasdr. Bu ortaklkta maktu kr pay faize tekabul etmekte... evreleri Eck'in teorisini memnuniyetle karlad. Vatikan'n kar kmasna ramen ayn teori Katolik leminin faiz hakkndaki itihad olarak kabul grmeye balad... Eck'in aslnda meru olan ve faizli ilemle hi alakas bulunmayan ilk iki ortakl, nc ortakl merulatrmak iin basamak niyetine kulland gayet ak. Bir kere onun ortaklk dedii nc alternatif gerekte bir ortaklk szlemesi deil dn (borlu-alacakl) ilikisidir; ilk ikisiyle ne hukuk ne de iktisad ynden benzerlii bulunmaktadr. lk ikisi sermaye ortakldr. Dnem sonunda nimet veya klfetin taraflar yani ortaklar arasndaki dalmnda eitlik szkonusudur; kr veya zarar her ortaa sermaye payna gre datlmaktadr. Buradaki kr faaliyet boyunca retilen ve topluma sunulan hizmet veya maln meru karldr. Ama her teebbs iinde risk faktr de tadndan zarar etmek ve hatta iflas durumunda ana sermayenin tamamen sfrlanmas da mevzubahistir. Oysa nc alternatifte taraflardan dn veren her halukrda kazanrken ve ana sermayesini asla kaybetmezken dn alan taraf, kazanma ihtimaliyle birlikte kaybetme riskini de stlenmektedir. Bir baka husus ise ilk iki ortaklkta kr/zarar paylam dnem sonunda olduu iin taraflarn karlkl maduriyeti bahis konusu deilken nc ortaklkta dn verenin ald pay yani faiz balangta belirlenmekte ki, dnem sonunda dn alan faiz miktarndan az kazandnda kendisi, fazla kazandnda ise dn veren hakszla uramaktadr. dn messesesi acil bir ihtiyaca binaen ortaya kan rzi bir durumdur. Kiilerin (ve son asrlarda irketlerin) gelirleriyle harcamalarnn e Sayfa 4

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt zamanl olmamasndan kaynaklanmaktadr. Kiilerin dn ihtiyacn (ki bu ihtiyalar umumiyetle hayatn idamesi iin zarur ihtiyalardr) karlamak iin slam "karz hasen" messesesini tesis etmitir. irketlerin rz fon ihtiyalarn nasl karlayacaklarn "Baycelik Devletinde Kredileme" balkl incelemede ele alacaz. Mademki dnleme rzi bir durumdur, o halde irketler ilerini yrtmek ve geniletmek, mteebbisler ise yeni yatrmlarda bulunabilmek iin lazm gelen fon ihtiyacn nasl temin edecekler?.. Kapitalist dnya ortaklkla birlikte Eck'in nerdii nc alternatifi o derece benimsemi ve kurumlatrmtr ki bugn toplum adeta dn veren tasarrufular ve dn talep eden yatrmclar diye ikiye blnmtr. Byle bir yaplanmada, yukarda belirtildii zere, hakszla uramak taraflardan biri iin her zaman vakidir. Hem bu hakszl nlemenin hem de orta ve uzun vadeli fon ihtiyacn karlayabilmenin yolu taraflara nimet ve klfetin eit dalmna imkan veren sermaye ortaklklar ve bununla birlikte slam'n ngrd emek-sermaye ortakl (mudarebe)dir. J. Eck ve aada ele alacamz Calvin vesilesiyle onlarn ada Thomas More'u hatrlamann yeri: "sa'nn usta szcleri, insanlarn kt alkanlklarn Hristiyanla uydurmaktan kandklarn grnce, ncil'i insanlarn kt alkanlklarna gre eip bktler. Bu ustaca manevra nereye gtrd onlar? nsanlarn vicdan rahatlyla ktlk edebilmelerini salam oldular!" O kt alkanlklardan biriydi faizcilik... Reformist Calvin (1509-1564) ticaret burjuvazisinin palazland devrede bym bir hukuku idi. nceleri faizin serbest braklmasn pek ho grmyordu. Ama meslekta Charles Dumoulin (1500-1566) faiz ve riba'y ayrarak bir oldu bitti halinde faizi meru kabul edince Calvin, ya onu afaroz etmek veya grn kabullenmek ikileminde kalmt. O Calvinizmi zayf drebilir endiesiyle aforozu gze alamad ve hazrlad gnahlar listesine, gya unutmu grnerek faizi dahil etmedi. Riba ise haramd... Ona gre faiz retim iin verilen dnten istenen bedeldi; riba ise tketim dncnden istenen fazlalk. Ama faiz belli bir haddi atnda riba saylyordu... Zamanla faizin meruluunu alenen savunan Calvin'in dayand delil Aziz T. Aquin'in asr nce birbirinden tefrik ettii faiz ile kira'y yeniden birbirine kartrmasndan ibaretti. Calvin gayet masumane bir ekilde cevab iinde u soruyu yneltiyordu: "Hi bir geliri olmayan bir tarlann mal sahibi tarafndan bir bedel karl icara verilmesini kabul ettikten sonra para sahibi bir kimsenin parasndan bir fayda salamasna neden msaade etmeyelim?"... Calvin'in faizi meru saymasndan sonra Calvinistlerin beii olan Cenevre medeni kanunu faizi yasallatrd. John Knox skoya'da ve 8. Henry ngiltere'de faiz yasan kaldrdlar... Calvin'den 50 yl sonra Calvinist liderlerden Claudius Salmosius ise faizin nndeki btn engelleri kaldrd. Faiz ile kirann ayn kategoride deerlendirilmesi aslnda bir yanlsamadan ibarettir. Sosyalistler bu ikiliye kr da dahil ederler ve emek kstasna gre her n de gayrmeru bulurlar. Kapitalistler ise sermayenin geliri kstasna nisbetle meru sayarlar. Kapitalist cephede yer alan ve rastgele setiimiz Prof. Zeyyat Hatipolu yle demektedir: "urasn herkes kesinlikle bilmeli ki faiz, kira, dividant, byk lde krlarn hepsi ayn eydir. Yani faizdir. Eer haram diye bir ey var ise (ki yoktur), bu, btn bu gelirleri kapsayan kapital geliridir. Faizin haram olup olmad tartlabilecek dzeyde bir problemdir. Fakat faize haram derken kiray, dividant, krlar haram kabul etmemenin hi bir anlam yoktur." "Kapitalin geliri" mterekliinde faiz, kira va kr ayn kategoride deerlendirerek her n de meru saymak "cinsel iliki" mterekliinde Sayfa 5

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt nikahl beraberlikle zinay ve tecavz bir saymak gibi bir mantk yanlsamas veya oyunudur. Son tecritte faiz, kira ve kr kapitalin geliri olsa da mahiyet itibariyle birbirinden farkldr. Kr, kapitali ileten mteebbisin istihsalden ald paydr ve onu meru klan risk faktrdr. Risk iktisadi faaliyetin ayrlmaz bir parasdr. Her an deien piyasa koullar, tabi afetler, yangnlar, teknik arzalar, devletin olumsuz mdahaleleri ve deien dnya konjonktr... Prof. Bowley'e gre iktisadi hayatta rol oynayan faktrler o kadar oktur ki yz milyarlarla ifade edilebilir. Hesap ve tahmin teknii ne kadar ileri giderse gitsin mteebbisin faaliyeti nceden bilinmesine imkan bulunmayan veya ngrlmekle beraber tedbir alnamayan ihtimallerle yzyzedir. Bu ihtimaller her zaman zararlara ve kayplara yol aabilmektedir. Mteebbis bu riski gze alarak kapitali iletmekte ve dnem sonunda kr veya zarar elde etmektedir. Teebbsn ferd deil de birok ortakl olmas durumunda ortaklarn sermaye paylarna gre kr-zarar paylalmaktadr. Dolaysyla "dividant", kr ifade edebilecei gibi zarar da ifade edebilir. Kr-zarar veya dividant, risk arttka byr... Oysa faiz geliri byle deildir. Kapital sahibi riske girmemekte ve dn alann ne derecede kr-zarar ettiine bakmadan daha dnem banda dn verdii kapitaline belli bir kr (faiz) istemektedir... Hlasa, mteebbis kr (yavru) elde etme midiyle ve icabnda krla birlikte sermaye (inek)den de mahrum kalma riskini gze alarak sermayesini iletirken (ineine bakarken), sermayesini (ineini) dn veren ribahor daha domam yavrusunu (faizini) talep etmektedir. Onu inein lebilecei veya yavrunun domayabilecei hi ilgilendirmemektedir. Kiraya gelince o satlan-devredilen hazr bir menfaatin bedelidir. Bu bakmdan ancak kendisi tketilmeden kullanana muayyen bir menfaat salayan mallar kiraya verilebilir. Tketim eyas tketilmeden kendisinden faydalanlmas szkonusu olamayacandan kiraya verilemez. Para da yledir. Buna mukabil ev, tarla, araba, makina, alet ve baz hayvanlarn zatndan gayr bir menfaati vardr. Birine oturulur, birine binilir, birinde retim yaplr. te kira bu tr mallardaki muayyen ve hazr menfaatin bakasna devredilmesinin karldr. Burada da risk szkonusudur. Kiracnn kusuru olmadan kiraya verilebilen mallar telef olabilir veya onlardaki menfaat zail olabilir. Ev yklabilir, yanabilir veya ksmen zarar grebilir, tarla su basknna urayabilir, araba bozulabilir, makina arzalanabilir, hayvan sakatlanabilir veya lebilir. Byle bir durumda mal sahibi hem kira gelirinden mahrum kalr hem de kapitali eksilmi veya tamamen telef olmu olabilir. rnein bir aylna kiraya verilen bir araba daha ilk gn kiralayann kusuru olmakszn kazaya maruz kalr ve paralanrsa araba sahibi ne arabasn aynen talep edebilir ne de kalan 29 gnn kirasn. ayet kiray batan alm ise kiracya geri vermek zorundadr. nk artk ortada mal sahibi iin devredilebilecek bir menfaat, kirac iin de faydalanlabilecek bir menfaat kalmamtr. Oysa ayn mallar faizli dn verilseydi o mallarn dn alana bir menfaat salayp salamadna ve icabnda telef olabileceine baklmakszn hem maln kendisi hem de faizi alnacakt. Dolaysyla "faiz kapitalin kirasdr" denilemez. Grld gibi kr ve kira geliri riskin ve kar tarafa devredilen hazr bir menfaatin eit karl iken faiz, riske girmeyen kapitalin dn alana salayaca hazr ve muayyen deil muhtemel menfaatin bedelidir ki onu haksz klan da bu yndr. Umumi bir kaide olarak denilebilir ki kapitalin gelirini meru klan risk unsurudur. Kapitali ister sahibi iletsin ister bakalar, risk kapital zerinedir. Bu yzden kapital, gelir getirmek yle dursun tamamen batabilir de. Kapitalin riske sokulmamas iletilmeden bekletilmesi gibidir ki, iletilmeyen kapitalin gelirinden sz edilemez. Dolaysyla Sayfa 6

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt faiz, riskten kanan kapitale denen haksz bir bedeldir; nk dn verilen kapital iin risk yoktur. Hristiyan reformistlerin (ve 20 yy'da slm reformistlerinin) retim iin verilen dnten istenen bedeli "faiz" olarak vasflandrp merulatrmalar ama buna mukabil belli bir faiz haddinin zerini ve tketim dncnden alnan faizi "riba" sayp lanetlemeleri tam bir samalktr... "Belli bir nisbet" veya "ar faiz" nedir? % 3 m, % 10 mu, % 50 mi?.. Faiz haddinin srekli deitii piyasalarda bugn faiz haddi % 10 iken ve bunun st riba saylrken yarn % 5'e dtnde ncekilere ne diyeceiz? Faizci mi, ribahor mu?.. Gerekte faizle riba arasndaki fark homoseksel ile ibne arasndaki olmayan fark gibidir veya Proudhon'un dedii gibi faiz yasal hrszlk, riba (tefecilik) ise yasad hrszlktr. Charles Dumoulin'in ve Calvin'in faiz ve riba'y birbirinden ayrmasndan sonra Besold (. 1638) bu fikri daha da gelitirmeye alr. Besold tefecilikle (riba) tesirli bir ekilde mcadele edebilmek iin dk nisbette ve snrl miktarda faizle dn verilmenin kabul edilmesini nerir. Besold'un nerisi, zinay kknden kazmak gerekirken gya onunla mcadele iin genelevler almasn teklif etme pezevenkliinden farkszdr. Dumoulin'in haleflerinden Bacon ise faizi merulatrmak iin yle der: "nsanlar iin dn alma veyahut da dn vermenin zarur bir ihtiya olmas ve yine insan denen mahlkun kat yrekli olmas dolaysyla dn vermeye yanamamas, baka bir are olmamas hali ile birleince faize msaade edilmesi bir mecburiyet halini almaktadr." Bacon'un toplumu; kat yrekli ve bencil insanlar (iktisat ilmindeki homo economicus'lar) topluluu... Bacon'un muhakemesi; bu insanlar ktlklerin elinden kurtarmak yerine ktlklerin kucana oturtmann pi mant. Ayn mantkla dnn Sparta'snda hrszlk, bugnn birok toplumunda ise bata faizcilik, fuhu, kumar olmak zere nice ktlk serbest braklr. 17. yy'dan itibaren dinin ve ahlaki deerlerin balaycl kalmad gibi Hristiyanlk da dnyevileme srecine girmiti... lk iktisadi ekol saylan Merkantilizm (1500-1700), faizi kapitalin kiras sayarak iin iinden syrlr ve daha ziyade faiz haddinin nasl belirlendii ve retime etkisinin nasl olaca gibi meseleleri ele alr. Merkantilistlere gre para (altn ve gm) stou arttka kredi hacmi de genileyecek, bu ise faiz haddini drecekti. Dk faiz haddinin retim maliyetini dreceini ve bylece piyasalarda yabanclara kar gl duruma geileceini grmlerdi. Child, Locke, Clupper, Mun ve Monley byle dnyorlard. Ama iin gerei, Merkantilistlerin dk faiz haddini bir hakkaniyet icab veya lkenin menfaatleri adna deil de avukatln stlendikleri ticaret burjuvazisinin menfaatleri dk faizli kredi temininden yana olduu iin mdafaa ediyorlard. Onca abaya ramen faiz haddini dk seviyede tutmaya muvaffak olamadlar. Fizyokratlar ve Turgot (1727-1781) faizi merulatrmak iin "nemalandrma teorisi"ni kurmulard. Onlara gre dn alnan para tarm ilerinde kullanlacaksa, ancak o zaman, faiz meru olur. nk sadece toprak verimlidir. Buna mukabil ticaret ve sanayi sektr retken olmad, tarmsal rnleri dntrmekten te herhangi bir hasla meydana getirmedii iin bu sektrlerde faiz gayrmerudur... Onlara gre ticaret ve sanayi sektrnn ksrl, o sektrdeki mteebbislerin ve sermayenin zaafiyetinden deil bizatihi sektrlerin kendine has zelliindendir. Tarm sektrnn retken olmas da bu sektrdeki sermaye ve mteebbislerin maharetinden deil bizatihi topran kendinden kaynaklanmaktadr. Ksaca, retkenlik vasf topraa aittir... Sayfa 7

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt Mademki retkenlik vasf toprandr ve bundan dolay topra ileten mteebbis topran sahibine rant-kira demektedir, ayrca sermaye sahibine niin faiz desin?.. Kimi Klasik iktisatlara gre insanlar tasarruf yaparken bir zahmete, gelirini harcamama klfetine katlanmaktadrlar ki, faiz bu zahmetin bedelidir. "Tasarruf zahmeti teorisi" olarak bilinen bu gr, faiz denmedii takdirde kimsenin tasarruf zahmetine katlanmayacan ve dolaysyla sermayenin terakm etmeyeceini iddia eder. Bu teorinin bir baka versiyonu emek teorisidir; J. Mill, C. Seneuil ve P. Cauwes gibi baz iktisatlar ve iadamlarnca gelitirilmitir. Emek teorisine gre faiz tasarruf abas-emeinin bedeli, sermaye oluturma hizmetinin cretidir. A. Smith'in (1723-1790) sk sk tekrarlad, bir eyi elde etmenin reel maliyetinin, "onu elde etmek iin gerekli ura ve sknt" olduu fikrini, N. William Senior (1790-1864) kapitale uyarlar ve mehur "msak teorisi"ni gelitirir. i emek sarfederek nasl crete hak kazanrsa kapitalist de kapitalini harcamayp biriktirme abas gstererek faize hak kazanr... Senior'a gre imsak (ictinab - perhizkarlk), "mallar gelecek yerine bugn tketmek iin varolan istein, tercihin yenilmesidir." Faiz imsakta bulunmann veya tketimin salayaca haz ve tatminden tasarruf halinde vazgemenin bedelidir. Tasarrufta bulunma fedakarlnn, bu yksek zverinin creti de denebilir. Faiz oran fedakarln derecesiyle mtenasiptir; ksa vadeli dnlerde dk, uzun vadelilerde yksektir... msak teorisi daha sonra Avusturya Okulu tarafndan gelitirilen "zaman tercihi teorisi" ile "dolambal retim teorisi"ne temel olacak, sveli iktisat Gustav Cassel (1866-1945) ve A. Marshall (1842-1924) tarafndan makyajlanp "bekleme teorisi" ad altnda sunulacak ve nihayet J. M. Keynes'e (1883-1946) "likidite tercihi teorisi"ni tedai ettirecektir... Faiz: Tasarruf zahmetinin creti, perhizkarln dl, fedakarln karl, beklemenin eciri... Emekinin aln teriyle kapitalistin ya balam gbek terini ayn hizada deerlendirme yzszl. Kapitaliste oturduu yerde ter ve yelpazelenme hakk isteme utanmazl. Bu yzszlk ve utanmazl Alman sosyalisti F. Lassalle (1825-1864) ve Karl Marx (1818-1883) istihza ile karlamlar, fedakarlk(!) yaparak tasarrufta bulunabilmenin ancak kapital sahipleri iin mmkn olduunu, asgari geinme seviyesinde cret gelirine sahip emekilerin bundan zorunlu olarak yoksun kalacaklarn belirterek iddetle eletirmilerdi... "Sermayenin geliri (faizi) bir ictinap cretidir." diyen Senior'a, Lassalle'in u istihza dolu harika cevab yeter: "Aman ne gzel ne emsalsiz bir vecize... Hint fakiri ve din ulular gibi riyazete dalm Avrupa'nn milyonerlerini, herbirini bir direin yanbanda tek ayaklar zerinde, elimsiz vcudlar salnrcasna, incecik kollaryla bir tabak uzatarak kendi imsak ve perhizkarlk-ictinaplarnn bedelini (faizini) halktan dilenir vaziyette tahayyl ediyorum da... Milyoner ilekeler... Bylesine "a"larn tekil ettikleri bir kalabalk ortasnda da hepsinden daha yksek bir yere km ba zahit ve riyazeti (perhizkar) Baron Rothschild!.." (Rothschild'lar zenginliiyle mehur bir Alman ailesi). Tasarruflarn faize duyarl olduunu, faiz haddi arttka tasarruflarn da artacan iddia eden ve faizi bu ynyle merulatrmaya alan ribahorlara haddini Lord Keynes bildirir. Bat ilim evresi, tasarruflarn faize deil de gelire duyarl olduunu nasl ki Keynes'ten rendiyse, tasarruf (ve tketim) meylinin de "hayat tarzna" nisbetle belirlendiini, toplumun deer yarglar deitike meyillerin de deieceini bda Fikriyat'ndan renecektir. Klasik iktisat ekolnn iki nemli ismi, Smith ve D. Ricardo (1772-1823) faizi, istihsal iin dn alan borlunun salad kra karlk alacaklya dedii bir tazminat olarak telakki ederler. Ricardo yle der: Sayfa 8

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt "dncn kullanlmasyla ne zaman ok kazanlrsa o zaman kullanma bedeli olarak da ok verilir." Faizin meruiyetini byle aklayan onlar faizin gerekliliine de bir baka delil getirirler ki, bu mehur "faizin tasarruflar tevik edecei" varsaymdr. Marshall da bu delile snr ve "faiz haddindeki ykseliin tasarruf arzusunu ykseltmesi aa yukar evrensel bir kaidedir" der... Bu iddiaya yukarda deinmitik... "dncn kullanlmasna mukabil faiz verilir. ayet ok kazanlrsa kullanma bedeli olarak da ok verilir"... Ya kazanlamaz ve zarar edilirse? Ya anasermaye tamamen sfrlarsa?.. Onlar bu ihtimalleri hi dnmediler veya dnmek istemediler... "Sermayenin verimlilii teorisi"... J. B. Say (1759-1839) tarafndan kurulan bu teori, J. H. von Thnen (1783-1850), J. M. Lauderdole (1759-1839) ve H. C. Carey (1793-1879) tarafndan gelitirilir. Alman Tarihi Ekol kurucusu Wilhelm Roscher (1817-1894) ile daha sonra Psikolojik Ekol'den Friedrich von Wieser (1851-1926) de teoriye itirak edecektir... Teorinin z u: Sermaye, emek, toprak ve teebbs gibi ayr bir retim faktrdr. Zira sermaye emek yerine ikame edilebilmekte, retime dahiliyle bir katma deer meydana getirmektedir. Sermaye, onsuz giriilen retim hareketlerinde elde edilenden daha fazla miktarda emtiann retiminde kullanlma gcne sahiptir; onsuz retilen emtiadan daha stn deerde emtiann retilmesine imkan verir. te sermayeli retim, sermayesiz retime nazaran daha verimli olduu ve bu verimlilik de sarmayeden kaynakland iin faiz sermayenin meru hakkdr... Bu teori dahil, faizi merulatrmak iin sermayenin verimliliini veya retkenliini delil gsteren her gr kazann douracana inanan ve ama leceine ihtimal vermeyen Nasreddin Hoca'nn komusundan farksz bir tavr iinde deildir. Zira bu teoriler, dn sermayenin kazan getireceini dnmekte, buna mukabil zarar edeceini hatta tmyle batabileceini dikkate almamaktadrlar. Dr. smail zsoy hakl olarak byle tenkid eder... Ayn tenkidler "sermayenin marjinal verimlilii teorisi" iin de geerlidir... "Sermayenin marjinal verimlilii teorisi"ni gelitiren Marjinalistlere gre faiz haddini belirleyen dn alnan sermayenin marjinal verimidir, yani sermayenin nihai biriminin toplam haslaya ilave katksdr... Faiz haddinin nasl teekkl ettii bizi ilgilendirmemekle birlikte faiz haddinin, yatrmlarn sadece en verimli sahalara yaplmasnda ba rol oynad iddiasna cevap vermek gerekir. Bilhassa Cassel ve Henderson tarafndan savunulan bu gre gre faiz haddi, sermaye projelerinin elendii bir kalbur vazifesi grmekte ve ancak onunladr ki en fazla nisbette fayda salayan projeler seilmektedir. "Fayda salayan projeler"... Toplum iin deil sermayedarlar iin... Prof. qbal Kureshi u rnei verir: "Bir hususi sermayedar dnelim ki, projesi hem likr iml eden bir fabrika ve hem de fakir halka ucuz evler iml etmek olsun. Piyasada likr teebbsnn % 6 ve ev teebbsnn % 5 kr getirdiini dnrsek bu mteebbis, toplum bakmndan halk evsizlikten kurtarmak gibi iinde insan gaye ve faydalar olmasna ramen, ev imli projesini terk edecek ve kendisi iin daha faydal olan ve fakat halkn zerinde zararl neticeleri olabilecek olan likr imli iine atlacaktr." Faiz haddinin altnda getirisi olan hibir alana, toplum iin hayat nemde olsa bile yatrm yaplmayacak, buna mukabil zaten kt olan kaynaklar getirisi yksek olan lks mallar retimine ynelecektir. Dolaysyla faiz haddi, sermayedarlar lehine kaynaklarn verimli alanlara ynelmesinde olumlu rol oynuyorsa da bu rol kaynak dalmn bozduu iin toplumun aleyhinedir. msak teorisinin daha da gelitirilmi hali "zaman tercihi teorisi"dir. "Aciyo faiz teorisi" veya "Avusturya faiz teorisi" de denir. Teori Schumpeter'in "Burjuva Marx" diye vasflandrd Bhm-Bawerk (1851-1914) ile nsiyet halindedir. Teoriye gre insanlar, iyimser ve zaman ufuklarnn snrl olmasndan dolay, gelecekte gelir durumlarnn daha iyi olacan veya ihtiyalarnn daha az olacan varsayarlar. kinci olarak, yaayp yaamayacaklar belirsiz olduu iin, insanlar bugn Sayfa 9

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt varolan mallar, gelecekteki mallara tercih ederler. Demek oluyor ki bugnk mal ile gelecekteki ayn miktar mal arasnda, bugnk mal lehine bir zaman tercihi (aciyo) vardr ki, bu tercih mezkur psikolojik sebeplerden doan faiz ile deiebilir. Yani faiz beklenen zamann bedelidir. nsanlar dnyann her yerinde ve her dneminde ayn psikolojiye sahip olduklar iin de faiz evrensel bir gelir kategorisidir. Teorinin, faizi smr olarak telakki eden Marx'a cevab budur... yle deil yle de denilebilirdi: nsanlar gelecek hakknda karamsar olduklar iin gelecek korkusuna kaplrlar. Dolaysyla mevcut ihtiyalarn karlanmasndan te bir harcama yapmaktan kanrlar. Hatrlarna, ileride muhta duruma debilecekleri, bir gn gelip ihtiyarlayacaklar gelir. Ve ocuklar; onlara iyi bir istikbal hazrlama kaygsn srekli tarlar. Btn bunlardan dolay mmkn olduunca az harcarlar, ellerine ne geerse gelecek iin biriktirmek isterler. Onlar iin zaman tercihi gelecekten yanadr. Hatta onlar kazasz-belasz gelecek zamana aktarabilmek iin tasarruflarn emin bir kii veya kuruma emanet ederler ve bunun iin onlara bir muhafaza creti bile derler... "Zaman tercihi teorisi"nin varsaymnn aksine insan psikolojisi byle de olabilir. Veyahut da B. Russel'in iddia ettii gibi servet biriktirmek, ahs itibar ve itima mevki kazanma arzusundan da kaynaklanabilir. nsan psikolojisine dair her gr belli bir zaman ve yerdeki insanlarn psikolojisini doru tesbit edebilir ama hibiri asla evrensellik iddiasnda bulunamaz-bulunmamaldr. nsanlarn mala-mlke, retime, tketime, tasarrufa, kra veya faize alkas inanlarnn, ahlk, moral ve kltrel deerlerin etkisindedir ve toplumdan topluma hatta ayrntlara inilecek olursa insandan insana deiiklik gsterir. Bir hind mistiine maln kendisi bir ey ifade etmiyor ki onu bugn veya yarn tketmek, kr peinde komak veya faiz ilgilendirsin. Bir komnist zel mlkiyete inanmyor ki onun alt unsurlarna alaka duysun. Bir m'minin retimden, ticaretten, dnten asl amac bakalarna-kardelerine hizmetken, nasl olur da faizle kardelerini smrmeyi dleyebilir... Belli bir dnemde belli bir toplumun davran kurallarn evrensel sayma hatas Batl ilmin hastaldr. Bhm-Bawerk de Marx ve Freud gibi o hastal kapanlardandr... Bugnn yarna veya yarnn bugne tercih edilmesi hayat tarzna bal olmakla birlikte Bhm-Bawerk de tamamen haksz deildir. Zaruri ihtiyalarn gidermekte zorlanan yoksullar iin bugnn yarna tercih edilmesi gerekten evrensel bir kaidedir. Onlar iin hali hazrdaki emtia, ayn miktardaki mstakbel emtiadan daha kymetlidir. O derece kymetlidir ki hibir faiz haddi bu yoksullarn zaman tercihini deitiremez. Ayda 40 milyon lira kazanan bir iiyi hangi faiz haddi maann bir ksmn tasarruf etmeye ikna edebilir?.. htiya tesi geliri ve serveti olanlara gelince, onlar zaten faiz sebebiyle deil Keynes'in ispatlad gibi gelir art ve bizim iddia ettiimiz gibi hayat tarz meselesine bal olarak tasarruf ederler. Tasarruf, yarnn bugne tercih edilmesi deil midir? u halde faiz, zaman tercihini yenmenin bir vesilesi deil, zaten yenilmi bulunan bu tercihten doan tasarrufu deerlendirmenin bir yoludur; alternatiflerden sadece biridir. Bunun ise haksz bir gelir olduunu iddia ediyoruz... Bertil Ohlin ve D. H. Robertson'un "dn verilebilir fonlar teorisi" ve J. M. Keynes'in "likidite tercihi teorisi" faizin niin dendii sorusuna cevap aramak yerine faiz hadlerinin nasl teekkl ettiine dairdir ki burada ele alnmayacaktr. Grld gibi son 6 asrdr faizi merulatrmaya dair gelitirilen teorilerin hibiri u basit sorunun cevabn verememitir: "Faiz niin denir?.." Gayr meru bir gelir olmasndan te faiz ahlak, itima ve iktisad Sayfa 10

BAYCELK DEVLET'NDE KREDLEME VE FAZN TENKD - SLEYMAN DAL.txt birok soruna yol amaktadr. Biz burada iktisad ynne bakacaz: Birinci olarak faiz bir maliyet unsuru olarak mteebbis tarafndan retilen mal ve hizmetin fiyatna yanstlmaktadr. Bylece nc kiiler yani tketiciler taraf olmadklar bir dn ilikisinin klfetine katlanmaktadrlar. Tketicilerin toplam harcamalar iinde dolayl yoldan denen faizin payn tesbit amal bir aratrma herhalde ilgin olurdu. kinci olarak kk ve orta lekli firmalar, esnaflar ve zanaatkrlar faiz yk altnda ezilmekte ve ou zaman da iflas etmektedirler. Buna karlk faiz yznden servet ve mlkiyet belli bir aznln, tekelci sermayenin elinde toplanmaktadr. Bat iktisat tarihi bu srecin tarihidir. 20. yy airlerinden Ezra Pound faizin yol at bu sreci yle iirletirir: "Faiz yznden tandan alkonur yontucu Dokumac tezghndan koparlr faizle Pazara gelmez olur yn Kendi budayn yemez kyl Krleip eline batar inesi kzn Birbiri ardnca susturulur tezghlar Onbinler peinden onbinlerin nsan ve kalemini paslandrr faiz Zanaatkr yok eder, zanaat ykarak Ana rahminde ldrr ocuu faiz Ve ksa keser arayn gen adamn Genleri kocaltr faiz; nifak sokar Gelinle gvey arasna" nc olarak sermayenin baz ellerde temerkzn salayan faiz, lkenin tamam gznnde tutulduunda sermaye birikiminin nndeki en byk engeldir. Sermaye birikimi daha ok yatrm ve retimle mmkndr. Faiz haddi ona bir snr izerek mill gelirin dolaysyla sermaye birikiminin artmasna engel olur. yle ki faiz haddinin % 5 olduu bir durumda hibir sermayedar bu haddin altnda gelir getirecek alanlara yatrm yapmaz. Bu ise hem mill geliri hem istihdam hacmini olumsuz ynde etkiler. Faiz haddi % 4, % 3, % 2'ye dtke bu oranlarn zerinde gelir getirecek alanlara yatrm yaplr ve nihayet faizin sfr olduu durumda yatrm ve istihdam hacmi daha da ykselir. Bu yzden Keynes sfr faizi savunur ve hatta daha da ileri giderek yatrma sevk iin tl sermayenin vergilendirilmesini nerir. Keynes'in nerisi bizdeki zekata tekbl ediyor. Drdncs faiz iktisad buhranlarn yegne sebebidir. Kapitalist sistemlerde her 7 veya her 10 ylda periyodik olarak grlen buhranlarda faizin roln bir baka yazda inceleyeceiz. Nihayet faiz, mlkiyetin belli ellerde toplanmasna imkn salar.

Free Web Hosting by FortuneCity

Sayfa 11

You might also like