Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 44

ULUSLARARASI LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALz

Yrd. Do. Dr. Mustafa AYDIN.

Uluslararas ilikiler teorisi uluslararas olaylarn neden meydana geldikleri gibi olduklarn aklamaya alr. Teorisyenlerin byk ounluu egemen devletler arasndaki ilikiler hakknda speklasyonlarda bulunurlar. Bunlarn amac devletler arasndaki karlkl politik etkileim kalplarn bulmak ve anlamaktr.! Bazlar"ise daha da ileri giderek bu etkileim kalplarndan gemiteki olaylar aklayabilecek ve gelecekteki olaylar ngrmelerine olanak salayabilecek genel prensipiere ulamaya alrlar.2 Fakat bu aba, daha en bandan, aklanmas umulan olaylar btnnn tanmlanmasn yapmak ve snrlarn izmekle balayan bir dizi kavramsal ve metodolojik problemi de beraberinde getirir. Bu erevede, bu makale uluslararas ilikilere ve onun teorisine ilgi duyanlara konuyu bir para olsun tantmay amalamaktadr. Buradan hareketle, bu makalenin temel ura a) konunun bir tanmn vermek ve akademik bir disiplin olarak sosyal bilimler iindeki yerini aratrmak; b) uluslararas ilikiler almalarnda kuanlan metodlar ve yaklamlar belirlemek; ve son olarak da c) akademik bir disiplin olarak geliiminin olduka genel bir tarihini vermek ve bunun uluslararas ilikilerin ele aln ekilleri z~rinde~ etkilerini belirlemek, olacaktr.

Uluslararas

likiler Nedir?

Uluslararas ilikilerin, genelolarak, devletler ile dier uluslararas ve uluslarst aktrlerin davranlarnn tanmlanmas, aklanmas ve tahmin edilmesi ile urat sylenebilir. Bir szlk bunu "politika biliminin, ulusal dzeydeki politik birimler arasndaki i1ikilerle ilgilenen ve zeikle d politikalar, d politika ile ilgili hkmet organlarnn organizasyonu ve ileyii ile d politikalar belirleyen corafya ve ekonomi

A.. Siyasal Bilgiler Fak1esi,retim yesi: ID. Puchala, International Politics Today (New York: Mead, 1971), s. . 2 K. N. Waltz, Theory or International Politics (New York: Random House, ss. -3.

979),

72

MUSTAFA AYDIN

gibi faktrlerle u~raan dal" olarak tanmlyor.3 Bu olduka makul bir tanm, tabii hemen kendini gsteren nemli problemi saymazsak! lk olarak, me~in, Uluslararas Af )rgt hangi kategoriye sokulabilir? Ya da okuluslu irketler veya IRA hangi ba~lamda ele alnabilir? Bunlarn hibirisi "ulusal politik birimler" veya "hkmetler" olmad gibi, hkmetlerce de temsil edilemezler. GrUnd~ kadaryla szl~n tanmlamasnn dnda braklmlar, fakat uluslar arasndaki ilikilerle alakasz olduklar da sylenemez. kinci sorun, "d" politika kararlarn "i" politika kararlarndan ayrt etmenin, szlk tanmnn ima eUi~ kadar kolay olup olmad~dr. Dnsel dzeyde, bu sorunun devletlerin snrlar iinde yaplan politikann devletler arasndaki ilikilerden niteliksel oIafak farkl olup olmad~ konusunda d~mlendii grlyor. Aslnda bu uluslararas ilikilerden ok politikann tanm ile ilgili bir mesele. E~er politikann, temelolarak, hkmetlerle alakal oldu~unu ve otorite iin yasal bir yaplanma gerektiini dUnyorsanz, o zaman uluslararas ilikiler de tek tek devletlerin tesinde meydana gelen farkl bir takm eylerden oluuyor demektir. Bu nedenle, uluslararas ilikileri sadece politikann biraz farkl bir uzants, farkl bir mekanda kendine yer bulan bir altdal olarak grenler gcn elde edilmesi, pazarlk veya gcn kullanlmas gibi politik faaliyetlerin her iki alanda da benzer olan ynlerini vurgularlar. Ancak, uluslararas ilikiler dnyadaki sosyal gruplarn en by olan uluslararas toplum ile i1gilenir ve dier sosyal gruplardan farkl olarak, bu toplumu yneten nihai bir otorite yoktur. Bir dnya devleti kurmak iin yaplan pekok giriim sonusuz kaldndan, haa, dnyada kUrallar koyup yasalar yapacak, sonra da bunlar uygulayacak merkezi bir g yok. Bu nedenle, ayr bir uluslararas ilikiler disiplini fikrini savunanlar, devlet snrlar ierisindeki politikann yasalarla ynetilen otoriter doasndan farkl olarak, uluslararas sistemin anarik doasn vurgularlar. Bu erevede, uluslararas toplum ile ilgili almalar da, anarik bir toplumdaki insan davranlarn inceledikleri lde, politik almalardan ayrlrlar. Ulusal ve uluslararas toplumlar arasndaki bu farklln en ateli savunucular byk lde hkmetlerin kendileri olmulardr. nk bu kendi halklar zerindeki kontrollerini salamlatran devlet gcne ve egemenlik ideolojisine destek olur. Bu nokta aslnda, uluslararas ilikiler almalarnn nemli bir ikileminin de balangcn oluturur. nk, uluslararas ilikiler, ounlukla egemenliin ayn anda varl ve yokluu paradoks u ile u~ramak zorunda kalr. Devletlerin iindeki ilikilere uygulandnda, egemenlik toplumda mutlak ve nihai bir otoritenin varl inancn . ierir. Devletleraras ilikilere uygulandnda ise, bu inancn antitezini ortaya koyar. Bir baka ifade ile, uluslararas arenada biraraya gelen topluluklarn zerinde ve tesinde mutlak bir otorite yoktur. Bylc olunca, uluslararas ilikiler almalar bir taraftan bu durumun denge bozucu anormallii ile baa kmaya urarken, dier taraftan da egemenliin uluslararas arenaya uygulanmasnn bir sonucu olarak ortaya kan anarik ortamn vazgeilmez unsurlar olan sava-bar ve anari-dzen ikilemlerine taklp kalr, srekli bunlara aklama getirmeye alr. Meseleye daha geni bir perspektiften bakarsak, BM, liberal ya da muhafazakar partiler veya seimler gibi kurumlar incelediimiz srece, i dzen ile uluslararasn 3Webster's Third New International Dictlonary (Springfield: G & C Meriam

Co., 1968), s. 1181.

ULUSLARARAs

ILtKLERDE YAKLAM, TEORt VE ANALZ

73

birbirinden ve uluslararas ilikileri de politikadan ayn ve farkl gnne eiliminde oluruz. Fakat eer pazarlk, ekonomik gelime, gcn kullanm gibi sreleri inceliyorsanz, o zaman bu farkllklar ortadan kaybolur. Ayn ekilde, greli olarak daha sabit ve dengeli ulus-devletleri incelemek, i ve d arenalar arasndaki fark vurgulayc bir etki yapar. Fakat, bir kere Yugoslavya, Somali veya eski Sovyetler Birlii ve hatta Avrupa Birlii gibi daha deiken konular inceliyorsanz, neyin dahili, neyin harici ya da uluslararas olduu konusu karmaklar ve aralarndaki aynm hzla kaybolur. rnein, Avrupa Birlii uluslararas ilikilerin bir konusu mudur? Eer yle ise Ingiltere gibi baz yelerinin eitli egemenlik haklarn bu rgte devretmekte gsterdikleri direnci i politik analizler yapmadan aklayabilir misiniz? Ya da, Somali'de Somali vatandalarnn alktan veya kendi aralarndaki atmalardan lmeleri sadece Somali hkmetini ilgilendirir, dolaysyla politika veya ekonomi bilimlerinin bir meselesidir ii diyeceiz? Eer yle ise, ABD'nin ve BM gcnn orada ne ileri vardr? Grld zere aradaki aynm ok belirgin deiL. Bu da uluslararas ilikiler almalarnda ksaca "snr problemi" diye adlandrlan sorunla birlikte yaamay renmemiz gerektii anlamna gelir. Snr problemi ise bizi yukardaki tanmn nc sorunlu yn olan szln uluslararas ilikileri "politika biliminin bir dal" olarak tanmlamasna ramen alann disiplinleraras bir erevede sadece politik deil, ayn. zamanda, ekonomik ve dier insani ilikileri de kapsar durumda olmas problemine getiriyor. Burada, uluslararas ilikiler disiplinin belirli snrlar olmadn sylemeye almyorum, sadece tanmlanmas dier disiplinlerden daha zor olan snrlara sahip olduunu ifade ediyorum. Fakat, gerek u ki, yllardr devam eden aratnnalar, tartmalar ve teorileme abalarndan sonra bile uluslararas ilikiler akademisyenleri arasnda hala disiplinin erevesi, aktrleri ve ierii gibi pek ok temel konu zerinde bir anlay birlii salanm deiL.Disiplinin tarihi, zellikle, uluslararas ilikilerin kendi bana bir akademik disiplin olarak kabul edilip edilemeyecei ve eer kabul edilebilirse onu dier sosyal bilimlerden neyin ayrtettii, konularndaki ciddi tartmalarla doludur.4 Zaten uluslararas ilikilerin mstakil bir disiplin olarak tannmasnn gecikmesinin nedenlerinden biri de, daha en bandan beri bu alann kendine zg aratnna metodlar olan pek ok dier alandan alntlar yapmas ve onlar kullanmaszerine yaplan bu tartmalardr.5 Ancak yine de, eer uluslararas ilikiler hakknda bir anlay gelitinnek istiyorsak, ncelikle baz snrlar belirlememiz ve ie yarar bir tanmlama yapmamz gerektii de aktr. Bu nedenle, szlk tanmna alternatif olabilecek, kabul edilebilir bir tanmlama, "uluslararas ilikiler, tek tek devletlerin etki alan"larnn tesindeki btn insani ilikiler ve etkileimler ile bunlar belirleyen faktrleri anlama abasdr" olabilir.6
4Rosenau, uluslararas ilikiler'deki "snr" sorununun, yllar boyunca, akademisyenler arasnda en az gerek snrlarn uluslar arasnda neden olduklar kadar ciddi tarmalara sebebiyet verdiini vurguluyor. Bkz. J. N. Rosenau (der.), International Politics and Foreign Policy (New York: Free Press), 1969, s. . 5Quincy Wright, bir aratrmasnda, uluslararas ilikiler disiplinine katkda bulunan bir dzineden fazla alandan bahsetmektedir. Bkz. The Study of International Relatlons (New York: Appleton. 1955), s. 15. O zamandan beri, modeloluturma, davran analizi, ekoloji, gvenlik almalar, karlarmal politika, alan almalar, sosyal psikoloji, simulasyon gibi uluslararas ilikiler analizlerine katkda bulunan daha baka alanlarnda ortaya kmasyla birlikte bu saynn rahatlkla ikiye katland sylenebilir. 6Buradakine uluslararas benzer bir uluslararas ilikiler tanmlamas yapan Pearson/Rochester etkileimlerin taraflar ve alabilecei ekilleri kapsayan bir tablo'da yapm:

74

MUSTAFA AYDIN

11- Uluslararas

tlikilerde

Metod

ve Analiz

Aratrmaclarn, ilzerinde almaya karar verdikleri herhangi bir konuyu aklayabilmeleri iin, h~r eyden nce araunnalar asndan nelerin nemli olduu ve nelere bakmalar gerektii konularnda bir anlaylarnn olmas gerekir. Aksi halde aratrma ya pek ok aynntyla iinden klmaz bir hal alr, ya da pek ok nemli mesel e gzden kanlabilir. Buna engelolacak ve aratrmacya hangi konulara bakmas gerektiini syleyecek olan ise teoridir. Uluslararas ilikiler disiplininde alan akademisyenler teoriyle ilgili daha ileri sorular cevaplamaya gemeden nce, disiplinin "ele ald alann geniliinden hareketle, ilk olarak kendilerine aratrma abalarnn odak noktasnn nerede olmas gerektiini sormaldrlar. Dier bir ifade ile, analizei, daha batan, analizini oturtaca temeller ve analizini srdrecei dzey hakknda baz seimler yapmak zorundadr. Bu soru uluslararas ilikilerde ilk defa Kenneth Waltz tarafndan 1950'lerde aka tartmaya ald. Waltz'un savan nedenleri zerine yapt almasnda, ortaya koyduu analiz dzeyleri mikro dzeyden makroya doru; birey, devlet ve toplum ile uluslararas sistem idi.7 Bu analiz dzeyleri halen geerliliklerini koruyorlars'a da, uluslararas ilikiler almalarnn bugn geldii seviye ve uzmanlama dzeyi gznne alnarak, bu sralamaya belki birtakm eklemeler de yaplabilir. Bu durumda alternatif bir analiz dzeyleri listesi yine mikrodan makroya olmak zere; bireyler, ulusal-ulusalt gruplar (rn: politik partiler, basn, kar gruplar, vb.), ulus-devletler, uluslar-st veya tesi gruplar (ok uluslu irketler, hkmetler-d rgtler), devletleraras grup ve rgtler ile uluslararas sistem eklinde 0labilif.8 Analiz dzeyi konusu nemlidir. nk, belirli bir analiz dzeyinin seimi, deiik dzeylerin deiik aktrleri ve sreleri vurgulamak eiliminde olmalar nedeniyle, sonuta aratrmacnn neyi grp neyi grmeyeceini de, yani yaplan analizin karekterini ve sonularn da, belirler.9 rnein, en geni aratrma alan olan uluslararas sisteme odaklannak olduka dzenli, allmas kolay ve ayn zamanda da kapsaml bir model salar. Ancak bu analiz dzeyi bir taraftan sistemin onu meydana

a) devlet - devlet; b) devlet - devlet d aktr; c) devlet d aktr - devlet d aktr. Bkz. F. S. Pearson ve J. M. Rochester, International Relatlons: The Global Condltlon In the Late Twentleth Century, 2. Bask (New York: Random House, 1988), s. 12, Tablo 1.1. " 7K. Waltz, Man, the State and War (New York: Columbia University Press. 1959). Uluslararas ilikilerdeki analiz dzeyi meselesine ikili bir ayrm (ulusal devlet ve uluslararas sistem) getiren dier nemli bir alma iin bkz. J. D. Singer. "The Level of Analysis Problem in International Relations". K. Knorr ve S. Verba (der.). The International System; Theoretcal Essays (Princeton: Princeton University Press, 1961), ss. 77-92. 8Benzer dzenlemeler iin bkz. J. E. Dougherty ve R. L. Pfaltzgraff, Contendlng Theorles of International Relatlons; A_ Comprehenslve Survey (New York: Harper Collins, 1990), ss. 22-25; P. R. Viotti ve M. V. Kauppi, International Relations Theory: ;Realism, Pluralism, Globalism. 2. Bask (New York: MacMillan, 1993), s. 14. 9 Singer, op. clt., s. 78.

ULUSLARARASI

tUKtt..ERDE

YAKLAM, YEORt VE ANALtZ

75

getiren paralan zerindeki etkilerini vurgularken, dier taraftan btn aktrlerin birbirine benzedii basitletirilmi bir uluslararas ilikiler imajna neden olur. te yandan, analizde ulus-devletler zerinde younlamak ise, bir taraftan bizim her bir aktr ve durumun kendine zg karakterlerini grmemizi salarken, dier taraftan farkllklarn ar vurgulanmas yoluyla teorisyenlerin aradklan genel kalplann grlmesine engel olabilir. Uluslararas ilikiler almalar analiz dzeyinden bamsz olarak, disiplinin cevap bulmaya alt sorularn eitliliinden kaynaklanan birtakm sorunlarla da uramak durumundadr. Savalar neden kar? Neden milliyetilik midir? Veya ideoloji mi? Ya da bir dnya hkmetinin olmamas m? Yoksa insanlar genetik olarak saldrgan m? Eer bana ulalamyorsa, dengeye nasl ulalabilir? Neden dnyann eitli blgeleri arasnda bu kadar byksosyal ve ekonomik eitsizlikler var? Bunlar uluslararas ilikiler disiplininin cevap bulmaya alt sorulardan sadece bir ksmn oluturuyor. zerinde aratrma yaplan konularn eitlilii ve karmaklna baknca, uluslaras ilikilerin "nasl" allaca konusundaki grlerin okluu da artc olmuyor. Olas yaklamlar tarih ve politika biliminin olduka tesine geerek ekonomi, psikoloji, sosyal psikoloji ve antropolojiyi de ieriyor. Btn bunlar olduka gz korkutucu olduu iin pek ok uzman uluslararas ilikiler disiplininin sadece Trk d politikas veya Birlemi Milletler'in almas ya da bir kriz annda karar-verme srecinin incelenmesi gibi, belirli bir yn zerinde younlamay tercih ediyorlar. Aratrmaclann odak noktalarnn darl ise disiplindeki teorileme abalanna sekte vuruyor. te yandan, aratrma konular ne kadar dar ya da geni olursa olsun, akademisyenler konularna belirli bak alarndan yaklarlar. Bazlar (normatif anaiizciler) moral deerlerin aratrmada merkezi roloynamas gerektiini ileri srerler. Byk bir ksm ise, ampirik aratrma yaparken kiisel deerlerin etkilerini azaltmaya alrlar veya en azndan bunu iddia ederler. Yine de, kiisel ve tarihsel tecrbeler, alnan eitimin yaps ve benzeri etkiler uzmanlarn uluslararas ilikileri nasl yorumlayacaklarn belirler. Dier bir ifade ile, her ne kadar idealolan objektif ve deerlerden bamsz bir aratrma yapmaksa da herkesin almas belirli bir doktrin, dnya gr, ideoloji, paradigma veya perspektiften etkilenir.lO Buna bal olarak, uluslararas ilikilerdeki deiik perspektifler de doalolarak tartma doururlar. Bu erevede, 1930'larda realistler ve idealistler, uluslararas politikann doas ve bar deiim olasl zerinde tarttlar. i960'larda ise disiplindeki tartmalann odak noktas uluslararas ilikiler almalannda takip edilmesi gereken uygun metodoloji konusuna kayd. i970'lerde Marksizm'den ve tarihsel sosyolojik teoriden hareket eden dialektik yaklamlar tartma konusu oldu; i980'lere gelindiinde ise, eletirel teori perspektifinin ortaya atlmasyla birlikte, tartma uluslararas ilikilerdeki sosyal bilim almalannn byk bir ksmnn temelini oluturan epistemolojik/ontolojik varsaymlar zerinde yaplmaya baland. Bu makale, uluslararas ilikilerin "nasl" allmas gerektii sorunu ile teorisyenlerin imdiye kadar bu soruya verdikleri cevaplan ve aralanndaki tartmalan incelerken, meseleyi iki farkl adan ele alacaktr: alternatif metodolojiler ve alternatif paradigmalar. Her ne kadar uluslararas ilikilerde metodoloji ve paradigma konulannda
lOM. Weber, Methodology ss. 81 ve 84. of the Social Sclences (New York: Free Press, 1949),

76

.MUSTAFA AYDIN

yaplan tartmalar byk lde iie gemise de. konunun daha anlalabilir bir ekilde sunulmas byle bir keyfi aynm zorunlu klmaktadr. Bu ba~lamda "nasl" sorusuna verilen cevaplar incelemeye gemeden nce, araUrmacnn uluslararas ilikiler hakknda benimsedi~i yaklamn kritik neme haiz oldu~unu bir kere daha belirtmekte fayda var. Her bir yaklam, dnya politikas hakknda aktrler, meseleler ve srelerle ilgili olarak, arabrmac aka fark etsin veya etmesin, belirli varsaymlar ierir. Bu da, aratrmacy belirli sorular sormaya, belirli tipteki cevaplar aramaya, hipotezlerin ve teorilerin kurulmas ve test edilmelerinde belirli metodolojik aralar kullanmaya iter. Yaklamlarn avantaj analitik abalara belirli bir dzen getirmeleri ve daha baa klabilir yapmalardr. Potansiyel dezavantaj ise, di~er alternatif bak as ve anlaylarn gzard edilmesi olasldr. a. Alternatif Aratrma Metodlar

Uluslararas ilikiler alanndaki yaklamlarn eitliliinin arkasnda bilim felsefesine (yani uluslararas ilikilerin gerek karakteri nedir, onu en iyi nasl alrz ve gerekte neler onun ura alann oluturur konusu) ilikin balangc uluslararas ilikilerin mstakil bir disiplin olarak ortaya kmaya balad yllara kadar uzanan ciddi bir tartma bulunmaktadr. Uluslararas ilikileri "nasl" alnz sorusunun ilk ayan oluturan metodoloji konusunda tartan taraflarn byk ksm zaman zaman "bilim" nvanna sahip kmaya alU iin tartmann genelolarak, uluslararas ilikilerin ne lde "bilimsel" allabilecei Uzerine olduu sylenebilir.11 20. yzylda disiplinde gelime olmamasnn nedeninin dnya politikasnn yeterince bilimsel bir ekilde allmamas olduunu syleyen ilk dnrler realistler olmutur. E. H. Carr, "topyac idealistlere", arzular gereklerle kartrdklar iddiasyla saldrd ve gerek bilimin ilk nce "eylerin" aslnda naslolduklarn anlamaya almas gerekti~ini syledi.12 Care'n almas uluslararas ilikileri sadece normatif olmaktan kartp esas olarak ampirik yapmaya yardm etti. Daha sonraki realistler, rnein Morgenthau, uluslararas politika bitiminin sadece tarihsel ve normatif de~i1, fakat genel ve teorik olmas gerektiini de vurguladlar. Bylelikle, realist metodoloji bir taraftan uluslararas ilikiler disiplinin snrlarn zorlar ve onu hukuk, tarih ve politikadan giderek uzaklatnrken, te yandan 1930'Iara kadar normatif ve betimleyici olan metodolojisinede ampirik ve aklayc bir karakter kazandrd. Realistler pozitif bilimin genel prensiplerinin uluslararas ilikilere uygulanmasn salamlarsa da, i960'Iarda yntem konusunda kendilerinden daha sistemli dnen akademisyenlerin meydan okumalaryla karlatklarnda "bilimsel" metodun kendisine en fazla direnenler de yine onlar olmutur. Bu direnme de disiplinde "gelenekiler" ile "davransa1clar" 1960'Iarda kar karya getiren ve esas

11 J. A. Vasquez (der.), Classlcs of International Relatlons, 2. Bask (Englewood CliCfs: Prentice Hall. 1990), s. 68. Metodolojik meselelerin aratrld iyi bir alma iin bkz. K. Knorr ve J. N. Rosenau (der.), Contendng Approaches to International Politics (Princeton: Princeton University Press, 1969). Ayrca hem metedolojik hem de paradigmatik konular ieren bir incelenme iin bkz. Dougherty IPC a1t7.graff, op. clt. 12E. H. Carr, The Twenty Years' Crlsls, 1919-1939 (London: MacMillan, 1939).

ULUSLARARASI

tUKaERDE

YAKLAM, TEORt VE ANALtZ

77

itibariyle sosyal bilimler felsefesi zerine farkl grlerin ortaya konduu atmann odak noktas olmutur.l3 Kavramsal dzeyde olduu gibi metodolojik adan da uluslararas ilikiler disiplini 1960'lara kadar geleneki okulun etkisi alunda idi. Bunlara gre "bilgi" ancak olaylara ilk elden katlmc gzlem ve pratik tecrbeyle veya ikinci elden, sadece diplomasi tarihi almalar ve devlet adamlarnn anlar, uluslararas hukuk antlamalar ve felsefi eserler gibi yazl kaynaklardan zmseme yoluyla ulalabilecek bir eydi. Ancak i960'lara gelindiinde geleneki metodoloji, aralarnda "ar Deutsch, Da vid Singer, James Rosenau ve Morton Kaplan'n da bulunduu davransalclar .tarafndan eletirilmeye baland.14 Davransalc ekoln hedefi uluslararas ilikiler disiplinini (bu arada daha geni erevede de tm sosyal bilimleri) daha "bilimsel" yapmaku. Bu amala doa bilimlerinden dn aldklar daha titiz ve denenmi yntemlerle btncl bir bilgi daarc oluturmaya alular.15 Kullandklar aralar veri tabanar, saysal analiz teknikleri ve bilgisayarlard. Geleneki okul tarih, hukuk, felsefe ve dier geleneksel sosyal bilim ve onlarn aratrma metodlarnn greli faydalarn vurgularken, davransalc okul deikenlerin saysallatnlmalarnn, formel hipotez testinin ve arzi modeloluturmann taraftaryd ve eer bilimsel bilgi sadece gzlem ve saysal verinin tasnifi ile elde edilebilecekse, uluslararas ilikiler almalarnn da bir ekilde bu nicel zmlerneyi kullanmas gerektiini varsayd. Nicel zmlemenin amac analizde daha fazla kesinlie ulamaktr. Bunu elde etmek iin kavramlar, ki bunlar deikenler (variables) olarak tanmlanrlar, llebilir olmaldrlar. Uluslararas ilikiler hakknda bu eit saysal veriler toplandnda, bunlar olduka karmak sorular cevaplamak amacyla, eitli istatistik teknikleri kullanlarak analiz edilebilirler. Kantitatif yaklamlara birka rnek vermek gerekirse; ok kullanlan bir aratrma ynelimi devletlerin corafi byklk, GSMH, kii bana den gelir, nfusun bykl, kullanlan enerji miktar, gelir dalm gibi belirli ulusal karakterlerini belirli d politika davranlaryla alakalandrmaya almak

13Buradaki davransalcl (behaviourailsm), sosyal bilimlerdeki daha farkl bir tartmann taraf olan ve "sosyal bilim almalar resmi kurumlarla deil fakat bireysel insan davranlar ile megulolmaldr" grn savunan Chicago Okulu ile zdelemi davranlk (behavlourlsm) ile kartrmamak lazmdr. 14K. W. Deutsch, Nationalism and Social. Communlcatlon (New York: Wiley, 1953); J. N. Rosenau, Llnkages Politics (New York: Free Press, 1969); D. Singer, 'The Behavioural Science Approach to International Relations: Payoff and Prospect", SAIS Review, C: ID, Yaz 1966, ss. 12-20; M. Kaplan, "The Greate Debate: Traditionalism vs. Science in International Relations", World Politics, C: 19, 1966, ss. 1-20; ve M. Kaplan, System and Process In International Politics (New York: Wiley, 1957). 15 Deutsch gibi baz davranlar hem "kantitatif" hem de "kalitatif" analizlerin kullanlmasn isterken, Singer'n ban ektii bir grup ise geleneksel yaklamlara ynelttikleri eletirilerinde ve kantitatif tekniklerin kullanlmas konusunda daha kararlydlar. Bkz., rnein, K. W. Deutsch, 'Toward an Inventory of Basic Trends and Patterns in Comparative and International Politics", American Potical Sclence Review, C. 54, Mart 1960, ss. 34-57; Singer, Ibld.; J. N. Rosenau, The Scientific Study of Foreign pocy (New York: Free Press, 1971). Geleneksel akdemisyenlerin bu konudaki endielerini yanstan bir alma iin bkz. H. Bul1, "International Theory: The Case for the Classical Approach", Knorr/Rosenau, op. cit., ss. 20-38.

78

MUST AFA AYDIN

olmutur. Kantitatif analizin dier nemli bir alanda uluslararas oluumlarn allmasdr. Bu erevede devletler arasndaki etkileimleri kaydedip analiz ederek, rnein, hangi aktrlerin ne tr olaylarda daha (veya en) aktif olduklan renilebilir. Veya uluslararas sistem belirli bir dnemde baskn olarak bar m, yoksa iddet mi ieriyor, ya da uluslarst rgtler dnya politikasnn gnlk faaliyetlerinde ne kadar nemli gibi sorular cevaplanabilir. Son olarak simlasyon'u da vurgulamamz art. Sosyal bilimlerin konularnn genellilde izole edilemedii ve laboratuvar koullarnda incelenemedii yaygn olarak bilinen bir gerek. Tabii, bu uluslararas ilikiler iin de geerli. Hi kimse sadece sonularn grmek iin sava kartamaz! Fakat gnmzdeki bilgisayar teknolojisi nemli uluslararas politik, sosyal, ekonomik ve evresel konularda olduka karmak modeller kurabilmekte ve aratrmaya olanak tanmakta. Geri bunlar hibir zaman gerei tam ikame edemezse de, yine de geree en yakn yere bizi tayabilir. Her ne kadar 1960'lardaki hzlar azalmsa da, geleneki-davransalc tartmas bugn de eitli metodolojik meseleler ve uluslararas ilikiler disiplininin fen bilimlerinin "bilimsellik" dzeyine ne kadar yaklaabiiecei konulan zerinde hala devam 'etmekte. Davransalclar kendi metodlarnn, nihai balamda, uluslararas ilikilerin sorularn yksek oranh ~esinlik ve gven ile cevaplamalarna ve hatta eitli uluslararas oluumlar nceden tahmin etmelerine olanak salayacana inanyorlar. Aklamalarn bir ka anekdot ile gsterilmek yerine sistematik olarak aratrlp test edilecek ekilde oluturulmad srece disiplinin "bilgisinin" iyi bir ekilde sunulmu fikirler olmaktan teyegeemeyeceini sylyorlar. Gelenekiler ise uusararas sistemin karmaklklar ve toplumsal meseleleri saysal verilere dkmenin snrlarnn en iyi ihtimalle bilgiye dayal mantkl tahminlere olanak verecek dzeyde olduunu iddia ediyorlar. Belirgin fikir ayrlnn devam ediyor olmasna ramen, iki taraf arasnda uzun zamandr bir atekes ilan edilmi gibi. Her iki taraf da ilim veya bilgi zerinde tekele sahip olmadnn ve "bilimin" ya da "bilimselliin" uluslararas ilikilerde hala emekleme dneminde olduunun bilincindeler. Ayrca, iki taraf arasnda belirginleen kutuplamann disipline yarardan ok zarar verdiinin ve her iki grubun da arzulad disiplinde bir bilgi birikimi salama hedefine ulamay daha da zorlatrdnn anlalmas da taraflar arasndaki atekesi cesaretlendirici bir roloynamtr. Bu arada geleneksel-davransal tartmasndan gelien ve byk lde onunla kesien, ancak yine de ondan bamsz yanlar olan dier bir metodoloji tartmas da pozitivist-anti-positivist ve yakn zamanlarda da post-positivist tartmasdr. Positivistler, objektif, deer yarglarndan uzak, bir gereklie inanr ve bilgiye ilikin, rasyonalizm ile materyalizme dayanan, dominant Bat yaklamn kabul ederler. Ayrca almann objesi ile sjesi arasnda ayrm yaparlar. Dier bir deyile, uluslararas ilikilerin "gerekleri", "gerek" dnyada objektif kafal bilim adamlar tarafndan kefedilmeyi beklemektedirler. Bu "gerekleri" toparlayan bilim adamlar daha sonra bunlar dnyann nasl ilediine dair mulak olmayan "doru" ve "bilimsel" aklamalar formle etmek iin kullanacaklardr. Buna bal olarak, pozitivistler kullandklar dilin tarif ettikleri dnyay kusursuz ekilde temsil ettiine inanrlar. Aynca bilgi iin evrensel kurallar olduunu ve bilgiye ulamada benzer aratrma tekniklerinin hem doa bilimlerinde hem de sosyal bilimlerde kullanlabileceini kabul ederler. Anti-pozitivistIer ise doa olaylarnn sosyal gelimelerden farkl olduklann ve bu nedenle sosyal bilimler iin daha farkl aratrma metodlarna ihtiyacmz olduunu ileri srerler. Bunlara gre,

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEORI VE ANALZ

79

kullanlan kelime ve kavramlar anlamlan aklamann aynlmaz bir paras olduundan, davranlan aklayabilmek iin bunlann isel nedenlerini anlamak zorundayz. Ancak, ada uluslararas ilikiler almalar uzun zaman sosyal bilimlerde meydana gelen davransaIc devrimin etkisi altnda kalm ve positivistampirik mantk ve metodolojiyi benimsemilerdir. Bu tUr almalann geerli ve kesin aratrma prosedUrieri, genellemelerin ispatn istemeleri ve dier disiplinlerden gelen kavramlar kullanmalar pek ok yarar salamtr. Fakat, insan davranlarnn aklanmasnda birey hareketinin dsal-maddesel nedenlerini vurguladklar oranda, amalar ve deerler zaman zaman yetersiz ilgi grm ve bu nedenle ampirik aratrmalar belirli baz eksiklikler de gstermitir. .

950'lerde

ncelikle, uzun yllar devam eden kantitatif aratrmalardan sonra, aratrmaclar kendi alanarnda ok az bilgi birikimi olduunu farkettiler. Baka bir deyile, almalar ve aratrmalar, doa bilimlerinde olduu gibi, daha nceki aratrmalarn bulgulan ve kavramsal ereveleri zerine kurularak bilginin az ok sUrekli ilerlemesi salanamad. Aynca, her ne kadar hangi verinin uluslararas ilikiler iin nemli olduunu saptamak ok kolaysa da elde edilecek verinin ne anlama geldii konusunda fikir birliine ulamak olduka zordur. eitli sosyaloluumlar deiik ekillerde yorumlanabilir ve farkl iki akademisyen uluslararas ilikilerdeki belli bir trende bakp tamamen zt sonulara ulaabilirler. te yandan, uluslararas ilikilerin davransalc/positivist almalar nce belirli bir statkoyu "gereklik" olarak kabul edip sonra da deiiklik iin olaslklar aratrmaktansa, bu statkonun eitli zelliklerini incelerneyi tercih ederek olduka muhafazakar olma eilimindedirler. Her ne kadar bu tr eksiklikler statik yerie daha dinamik modeller kullanarak ve uluslararas sistemdeki deiim srecini aratrarak alabilirse de, daha nemli bir problem ortada duruyor. Davransalclk ve positivizm ne olmas gerektii veya potansiyelolarak ne olabileceinin yerine ne olduunun aklanmas zerine younlayor. Standart cevap bu tr sorulann filozoflara braklmas gerektii olabilir, ancak btn sosyal hayatn temelinde bu tUr deerlerin seimi ve savunulmas vardr. Dolaysyla normatif deer yarglan da ne olduunun tanmlanmas ve anlatlmasnda nemlidir. Aynca, yakn zamanlara kadar positivist ve davransaIc yaklamlar olduka "aktr merkezli" idiler ve uluslararas ilikilerdeki yapsal sorunlar gzden karma eilimindeydiler. Bu arandaki literatrn byk ksm, sanki bunlar kendiliklerinden oluan otonom varlklarm gibi, herbir devletin (veya dier aktrlerin) hareketleri, rolleri ve zeIlikleri zerinde younlam ve uluslararas sistemdeki karlann dalm kalbnn yeleri zerindeki etkisini anlamakta zayf kalmtr. rnein, aktrler zerinde younlama baz devletlerin fakir, bazlarnnsa zengin olduu gereini ortaya karabilir. Fakat daha yap-merkezli bak as belirli devletlerin zengin dierlerininse fakir olduklar tarihsel sreci irdeler ve bu farklln devamn salayan ada yapy aklar. Bu tr sorunlardan yola kan post-positivist dnrler ise Bat ampirik biliminin egemenliini reddederek, bilgi toplamann pek ok yolu ve mant olduunu ileri srdler. Daha sonra da ele alacam z gibi, bunlar sosyal dnyann objektif olarak "orada" olmadn, fakat onun iinde hareket edenlerec kurulduunu ve ilgililerin bak alanna bal olararak eitli yorumlarnn olduunu ne srdler. Dolaysyla, rnein,

80

MUSTAFA AYDIN

bir uluslararas kriz, her ne kadar olaylar herkes iin aynysa da, ilgili farkl taraflar iin farkl anlamlar ~yabilir. Post-positivistler, ayrca, her meselede politik endielerin bulunduunu ileri srerler. Uluslararas ilikiler disiplini iinde bile, rnein, beyaz, erkek ve gelimi lkelerden gelen akademisyenlerin teorileri, beyaz-olmayan, kadn ve nc Dnya'dan gelen akademisyenlerin grlerinden daha etkilidir. Son olarak bu adan bakldnda dil, gereklii temsil eder olarak grlmez, fakat daha ok bizim "gereklik" olarak algladklanmzn yaratcs olarak kabul edilir. Bir tecrbeyi yanstmak iin dilde pekok yol ve ayn konuda pekok olas sylem vardr ve bunlarn hepsi de aka grlmeyen politik imalar ~lrlar.16 Bu nedenle ideal postpozitivist dnyada uluslararas ilikiler, eitli kltrlerin temsilcilerinin dnyadaki farkl bilme ve anlama yollaryla sylemini zenginletirdikleri, kozmopolit bir disiplindir. Uluslararas ilikilerdeki bu metodoloji tartmalannn yukandaki iki tartma ile olduka yakndan balantl olan dier bir aya da empirisist'ler ile conventionist'ler arasndaki gr aynldr. Ampirik analiz nce gzlem yapmay, olaylan kaydetmeyi ve daha sonra da bunlan aklamay savunur. Buna gre, ne kadar ok veri toplarsak, sonuta ulaacamz bilgide o kadar byk olur. Burada bilimsel aklamann yntemi kmlatiftir, yani tmevanm geerlidir. Kavramlarnn sosyal bilimlere uyarlanmasnda Thomas Kuhn'un ban ektii konvensiyonel analiz ise, gzlemin teoriye dayanmas gerektiini ve gzleme balamadan nce bir varsayma (Kuhn'a gre bunu belirleyen paradigmadr) sahip olmamz gerektiini ileri srer. 17 Buna gre btn gzlemler ayn zamanda aklama/tanmlama'lardr ve bir olay nasl tanmladmz dayandmz paradigma tarafndan belirlenir. Yine buna gre, uluslararas ilikilerin geleneksel paradigmas uluslararas ilikilerin ampirik dnya ile tamamiyle rtmesi gerekmiyen basitletirilmi bir modelini salamtr. Burada metodoloji tartmas, paradigma tartmas ile iie geiyor ve eer geleneksel paradigma ampirik dnya ile badamyorsa, o zaman yeni paradigmalara ihtiya vardr varsaym ortaya kyor. b. Alternatif Paradigmalar

Metodlar gelitirme veya deitirme gayretleri uluslararas ilikiler teorisinde kmlatif bymenin salanamam olmasna verilen karlklardan biridir.18 kincisi ise akademisyenlerce ortaya konulan aklamalann yanlln ileri srmek ve bunlann dnya hakkndaki grlerinin doruluunu sorgulamaktr. i970'lere gelindiinde 16Bu tartmalar zerine daha fazla bilgi iin bkz. R. Cox, "Social Forces, Sates and World Ordcr", Mil1ennium, C: 10 (2), Yaz 1981, ss. 126-155; M. Foucault, The Archaelogy of Knowledge (New York: Free Press, 1976); ve J. Lapid, "The Third Debate: On the Prospects of International Theory in a Post-Pozitivist Era", International Studies, C: 33 (3), Eylu 1989. 17T. S. Kuhn, The Structure of Scientrc Revolutlons (London: Chicago University Press, 1970). Trkesi: N. Kuya (ev.), Blmsel DevrimIerin Yaps, 4. Bask (stanbul: Alan yaynclk, 1995). 18 Uluslararas ilikilerde bir genel teorinin oluturularnamasn 'eletiren ve bunun nedenlerini aratran bir alma iin bkz. M. Wight. "Why Is There No International Relations Theory?", H. Butterfield ve M. Wight (der.), Diplomatic Investlgatlons: Essays \n the Theory of International Politics (London: Aen Unwin, 1966), ss. 17-34.

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALZ

81

disiplinde metod tartmasnn tesine geen yeni bir atma douran bu bak asna gre, problem uluslararas ilikilerin zel metod ihtiyac deil, fakat aklamalar oluturmak iin kullanlan kavramlar ve inanlarn akademisyenleri yanl yola sevketmesidir. Bu durumu dzeltmek iin gerekli olan, dnyaya yeni ve daha doru bak alarnn, yani paradigmalarn bulunmasdr. Paradigmalar uluslararas ilikilerin teorileri deildirler. 19 Belirli teorilerin iinden gelitirilcbilecei, uluslararas ilikiler zerine, genel bak alarn temsil ederler. Elbette bir paradigmann varsaymlar herhangi bir teorinin paras haline gelebilir (rn: geleneksel paradigmann rasyonel devlet varsaymnn realist teoride ana aktr olarak karmza kmas gibi). Fakat, bunlar ounlukla akademisyenlerin araurmalarna bir teorinin oluturulmas aamasnda belirli analizleri vurgulayarak ve bir hipotezin test edilmesinde nelerin delil kabul edilebileceini belirleyerek yardmc olurlar. Bu erevede, kavrama sosyal bilim aratrmalar asndan daha spesifk bir anlam kazandran Thomas Kuho'a gre paradigma "bilimsel bilginin kmUlatif bymesi iin temeloluturan ve belli bir zaman diliminde alannda genel kabul gren yaklam, model ve teoridir" .20 Buna insann belirli bir oluum zerine sahip olduu dnceleri ekillendirmcsine yardmc olan entellektel ereve de denilebilir. Bu adan paradigma sadece belirli bir alandaki eitli konularn ele aln ekli deildir, ayn zamanda, deiik paradigmalar farkl gereklik modelleri veya dlya grleri sunarlar ve dolaysyla dikkatin baz eyler zerinde younlaurlrken dierlerinden uzaklatnlmasna neden olurlar.

19Kuhn ve dier bilim felsefecilerinin "paradigma" eriminden ne anladklar konusunda bkz. Kuhn, op. clt.; J. Stephens, "The Kuhnian Paradigm and Poliical Inquiry", American Journal of Pollttcal Sclence, C: 17, 1973, ss. 467-488; T. B all, "From Paradigms to Research Programs", American Journal of Polltlcal Sclence, C: 20, 1976, ss. 151-177; A. F. Chalmers, What Is This Thlng Called Sclence, 2. Bask (Milton Keynes: Open university Press, 1982); ve R. J. Bemstein, T h e Restructurlng of Social and Polltlcal Theory (London: Mehuen, 1979), 1 ve 2. bumler. 20Kuhn, op. clt., s. viii. Khun'a gre herhangi bir alandaki bilimsel aratrma sUrekli olarak "normal" ve "devrimci" bilim dnemleri arasndaki deiimlere tank olur. Normal bilim dneminde gerekletirilebilecek teori, kullanlacak aratrma metodlar, yaplacak deneyler v.b. hakknda tck bir bak asnn egemenlii sz konusudur. Bilim adamlar aratrma alanlarn sadece bu belirli ekillerde grrler ve baka alternaifler fazla dUnlmez. Fakat bir sre sonra bu genel kabul grm olan paradigma sorgulanmaya balanr ';e dolaysyla devrimci deiim sreci balam olur. Bu srete eski paradigmann yerine geebilecek eitli alematifler ortaya atlr. Bu birbiriyle atan ve yaran paradigmalar deerlendirecek kesin kurallar yoksa da, genel kabul. sonunda bir alternatifin etrafnda oparlanr ve bu gr yeni bir normal bilim dnemini eemenlii altna alacak olan paradigma haline gelir. Tek bir egemen teorik perspektifin yokluunda, Kuhn'un anmlad ekli ile paradigmann genelde politika bilimine ve zelolarak da uluslararas ilikilere uygulanmas eili pheler uyandmr. Ancak bu terim genellikle poliika biliminde - ve uluslararas ilikilerde - ki analizlerde ounlukla ayn anda var olarak birbirleriyle yaran ve zaman zaman birinin daha ok ne kt teoriden geni yaklamlar, perspektifleri tanmlamakla kullanlabilir. Bu kullanm iki veya daha fazla genel yaklamn aralarndaki farklarn birbirleriyle anlaml diyaloga engelolacak boyutlarda olduunu ve bir paradigmann etkisinde kalan teorilerin birbirleriyle olan benzerliklerinin farkllklarndan daha bUyk olduunu ima eder.

82

MUSTAFA AYDIN

Daha fazla ileri gitmeden, 20. Yzylda uluslararas ilikiler disiplinini etkisi altna alm olan yaklamlara bakarsak, bunlar biraz zorlarnayla da olsa, Rosenau'nun uluslararas politika yaklamlarn devlet-merkezli, ok-merkezli ve global-merkezli olarak ele almasndan da esinlenerek, st-kategoriye indirgeyebiliriz: geleneksel, plralist ve 'globalist paradigmalar.21 Bu tr herhangi bir snflandrmann elbette bir takm zaaflar olacakur; hi bir kategoriye tam olarak uymayan baz nemli teoriler bulunabilir. rnein, yukarda szn ettiimiz, davransalc okul kendi bana bir yaklam (hatta paradigma) olarak kabul edilebilir. Ancak burada ama disiplinin genel sylemi iinde kendine yer bulan hereyi kapsamak deil, fakat snrlayc bir bak asyla uluslararas ilikiler yaklamlarnn kategorisel bir incelemesini yapmakur. Bu yzylda uluslararas ilikilerde dnceyi ekillendiren bu paradigmalara ve aralarndaki atmalara ksaca bakacak olursak, geleneksel paradigma uluslararas ilikileri rasyonel insan dncesinin bir rn olarak grr ve devleti de uluslararas ilikilerdeki temel aktr olarak ele alr. Aynca ve belki de daha nemli olarak, devlet analitik adan birletirici-btnsel bir aktr olarak grlr. Buradan hareketle geleneksel paradigma devlet egemenlii ve onun uzanus olan uluslararas anari kavramlar etrafnda odaklar. Daha yksek bir otorite tanmayan egemen devletler uluslararas doa halindedirler (state of nature). Bundan kaynaklanan gvenlik ikilemi onlar karlkl mcadele ve auma artlarnda yaamaya zorlar. Burada geleneksel paradigmay anlatmak iin kullandmz terimler genellikle "mgem" kavramlardr. Daha sonra da greceimiz zere, devlet ii egemenlik kavram 16. yzyla kadar formle edilmemiti ve bunun uluslararas ereveye-uyarlanmas da ancak bundan sonraki iki yzyl iinde olmutur.22 Geleneksel paradigmann biraraya getirdii egemenlik ve uluslararas anari kavramlar, uluslararas ilikilerin daha sonra ele alacamz birbiriyle alakal klasik teorisine

21 Bkz. J. N. Rosenau, "Order and Disorder in the Study of World Politics", R. Maghmori ve B. Ramberg (der.), GlobalismVersus Reallsm: International Relations' Third Debate (Boulder: Westview, 1982), ss. 1-7. Pek ok akademisyen uluslararas ilikiler teorisinin II. Dnya Sava sonras geliimi iin benzer bir 3-ayakl ayrm nermilerdir. Bkz. Waltz, Man, State and War; R. D. McKinlay ve R. Little, Global Problems and World Order (Wisconsin: University of Wisconsin Press, 1986); Viotti/Kauppi, op. cil. Bizim buradaki kategorilerimizde zellikle H. Bull, T h e Anarchlcal Soclety: A Study of Order In World Politics (New York: COl!1mbia University Press, 1977); Banks, M., "The Inter-paradigm Debate", M. Light ve A. J. R. Groom (der.), International Relatlons: A Handbook of Current Theory (London: Pinter, 1985), ss. 7-27; S. Gill ve D. Law, The Global PoitiCal Economy (Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1981); ve M. Wight, International Theory: The Three Tradltlons (Leichester: Leichester University Press, 1991)'in tartmalarndan faydalanlmtr. Wight uluslararas ilikiler teorilerini incelerken realist gelenek, rasyonalist bak as ve devrimci yaklam eklinde paradigma kullanrken, MacKinlaylLittle, dnya dzenini aklarken liberal, sosyalist ve realist modelleri kullanyorlar. te yandan Waltz'un uluslararas etkileimleri tanmlarken kulland 1, 2 ve 3. imajlan srasyla devrimci-globalist, rasyonalist-plralist ve realis-geleneki paradigmalar yanstr. Bu makalede, paradigmalarla ilgili aklamalarmda aynca ViottilKauppi'nin "Uluslararas Ilikilerin Alternatif Grntleri" adl tablosundan faydalandm. Bkz. op. cit., s. 12, Tablo 1.1. 22F. H. Hinsley, 'The Concept of Sovereignty and the Relations Between Farrell ve A. P. Smith (der.), Theory and Reality Jn International (New York: Columbia University Press, 1967), ss. 58-64. States", J. C. Relations

ULUSLARARASI LKLERDE YAKLAM, TEORI VE ANALz

83

temeloluturmulardr: g dengesi, ortaklaa gvenlik ve dnya devleti teorileri. Modem uluslararas ilikiler disiplininde geleneksel paradigmadan yola kan nemli dnce akmlar ise, byk lde bu klasik teorilerden etkilenen, idealizm ve realizm olmutur.23 Bunlardan realist okul uluslararas ilikiler disiplininde II. Dnya Sava sonrasnda o kadar dominant hale gelmitir ki pekok aratrmac realizmi de kendi bana bir paradigma olarak veya geleneksel paradigmann kendisi olarak grme eilimindedir.24 Bu anlamda realist paradigma da uluslararas meselelerin hiyerarisi iinde ulusal gvenliin genellikle listenin en stnde olduunu varsayar ve devletlerin egemenliklerinin kar karya geldii uluslararas arenada atmann kanlmaz ve devaml olduunu ileri srer. Dolaysyla askeri konularn dnya politikasna hkmettiini ve gcn anahtar kavram olduunu da ifade eder. Bu durumda, gelenekselrealist paradigmann ana ura konusu gcn devletler arasndaki atmalar zmede kullanlp kuanlamayaca, daha dorusu nasl kuanlacadr. Geleneksel-realist paradigma dnyay Waltz'un "nc imaj" adn verdii ekilde grr.25 Devletler arasndaki ilikilerle, devletlerin i yaplanmalar ya da devlet iindeki birey ve gruplardan ok, uluslararas sistem dzeyinde ilgilenir. nsann doasyla (Waltz'un . imaj) ya da toplumun yapsyla (Waltz'un 2. imaj) ilgili nem1elere dayanan uluslararas ilikiler varsaymlar bu nedenle ounlukla geleneksel paradigmann ilgi alan dnda kalr. Temel varsaymlar bu ekilde zetlenebilecek olan geleneksel paradigma 1945 ncesi teorik dnceyi egemenlii altna almtr ve hatta byk lde 950'lerin ortalarna kadar da etkili olmutur. Her ne kadar bu tarihten sonra da geleneksel paradigmadan etkilenen uluslararas ilikiler teorileri ortaya atlmsa da,26 geleneksel paradigmann 1950 ve %O'lardaki eletirilerinden devleti btncl bir aktr olarak deil fakat bakanlklar, kar gruplar, yneticiler, memurlar ve benzeri daha kk paralarn karlkl bamllndan oluan bir sistem olarak gren pluralist paradigma domutur.27 Bu paradigmaya gre, bir devletin beyanndan bahsettiimizde gerekte devlet (veya daha doru bir ifade ile onun hkmeti) adna beyanda bulunan bireylerden bahsediyoruzdur. Bu erevede, plralist paradigmaya gre, devleti oluturan eitli paralar analitik olarak daha kk paralara ayrlabilir ve aralarndaki karmak etkileim incelenebilir.

23 A. Lijphart "The Structures of the Theoretical Revolution in International Relations", International Studies Quarterly, C: 18, 1974, s. 54'e gre, her ne kadar Morgenthau yakl~mn uluslararas ilikilere yeni bir bak as olarak sunuyorsa da, ortaya koyduu ekli ilc realizm, sadece geleneksel g politikas yaklam ilc g dengesi teorisinin rafine edilmi hali ile yeniden sunulmasdr ve idealist-realist tartmas da sadece geleneksel paradigmann iindeki bir fikir aynln temsil eder. kisi arasndaki fark g dengesi teorisi ile dnya devleti, dnya toplumu ve ortakl~a gUvenlik teorileri arasndaki farklla benzer bir yapdadr. Burada ad geen teorilerin ksa bir aklamas iin bu makalenin 17-19 sayfalanna baknz. 24T. L. Knutsen, A History of International Relatlons Theory (Manchester: Manchester University Press, 1992), s. 235. 25Waltz, Man, State and War. 26rnein Bkz. R. Aron " What is a Theory in International Relations", Farrcl/Smith, op. clt., ss. 1-22; R. Aron, "The Anarchical Drder of Power", S. H. Hoffman (dcr.), Condltlons of World Order (Boston: Houghton Mifflin, 1968); ve S. H. Hoffman, "International Systems and International Law", Knorr/Verba, op. clt., ss. 205-237. 27Knutsen, op. clt., s. 235, bunu transaksiyonel paradigma olarak adlandryor.

84

MUSTAFA AYDIN

te yandan, plralist paradigma, devletlerin uluslararas politikann nemli aktrleri olduu gereini kabul etmekle beraber, bunlann uluslararas politikadaki egemenliinin, dier etkili aktrlerin ortaya k ilc birlikte, knldn ve bu devlet-d aktrlerin de ulusararas ilikiler analizlerinde gz ard edilemeyeceklerini de savunur. Temelolarak, uluslararas politikann askeri-gvenlik konularnn hakimiyeti altnda olduu fikrini reddeder ve enformasyon, iletiim, refah gibi sosyal ve ekonomik meselelerle de ilgilenir. Bu nedenle, plralistler iin yerel, ulusal ve uluslararas. dzeylerde ok eitli kamusal ve zel aktrlerin karlkl etkileim halinde bulunduklan karmak bir sre olarak grdkleri uluslararas politikann ajandas olduka genitir. Btn bu farkl etkileimleri ortak bir perspektife sokmaya yardm eden kavram ise "pazarlk"tr. Global dzeyde var olan bu karlkl karmak bamllk anda, herbir aktr (ki bu devletlerin yansra uluslararas rgtleri, ok ulus lu irketleri vb'.ni kapsar) atma ve ibirliinin birarada bulunduu bir pazarlk sreci vastas ilc kendi karlann ilerletmeye ve kazanlarn maksimuma ulatrmaya alr. Pekok plralist insan etkileimlerinin hz ve kapsam geniledike ve karlkl bamllk ann karmakl arttka uluslararas atmann da azalacan ileri srer. Dier taraftan, yine geleneksel-realist paradigmaya kar karak kendisine disiplinde yer bulmu olan globalist paradigma ise geleneksel-realist paradigmann hibir zaman gereklik ile tamamiyle rtmediini ve zellikle iinde yaadmz karlkl bamllk anda ada gelimeleri yorumlamak ta yetersiz kaldn ileri srer. I97I'de Keohane/Nye'n Transnational Relations and World Politics kitabyla temeli atlan globalist paradigma uluslararas ilikiler analizine balama noktas olarak devletler ve dier varlklann ierisinde karlkl etkileirnde bulunduklan global ereveyi alr.28 Devletlerin da ynelik davranlarn anlayabilmek iin, ncelikle, sistemin yapsnn belirli aktrleri belirli ekillerde davranmalar iin nasl artlandrdn veya yatknlatrdn anlamamz gerektiini vurgular. Uluslararas ilikilere tarihsel perspektiften bakmann sadece faydal deil, ayn zamanda zorunlu da olduunu varsayar ve uluslararas sistemi ekillendirmi olan geni apl, uzun vadeli, gleri tarihsel erevelerinde aratrarak sistemin temel dinamiklerini ve dolaysyla sistemi u anda oluturan paralannn karlkl etkileimlerini anlamann mmkn olduunu ne srer. Devletler ile uluslararas rgtler ve dier aktrlerin nemini yadsmamakla birlikte, globalist analizlerin odak noktas bunlann ve dier faktrlerin nasl baz devletler, snf veya elitlerce, kapitalist sistem aracl ile, dierlerinin zaranna faydalanmak iin dominasyon mekanizmas olarak kullanlddr. Globalistler, uluslararas sistemin dinamiklerini aklamak szkonusu olduunda realist ve plralistlerden daha ok oranda ekonomik fakrierin nemini vurgularlar. "High politics / low politics" aynmn reddederler ve sadece sava ve bar meseleleriyle deil, ayn zamanda, rnein, uluslararas hava gvenlii gibi daha dar kapsaml konularla da ilgilenirler. Bu nedenle, realistlerin dnyas byk oranda askerler, diplomatlar ve d politika yapclarndan oluurken, globalistlerinkinde ok uluslu irket yneticileri, uluslartesi sendika liderleri de yer bulurlar. Ksaca globalistler uluslararas ilikiler almalannda geleneksel paradigmaclardan daha geni bir aktr grubunu ve aratrma konulann ele almay tercih ederler.

28R.

O. Keohane ve J. S. Nye. (der.), Transnational Relatlons Politics (Cambridge. Mass.: Harward University Press. 1971).

and

World

ULUSLARARASI

LKLERDE

YAKLAM, TEOR VE ANALZ

85

Globalist paradigma, uluslararas sistemi temelolarak ekonomik ifadelelerle alglar; yani, znde kapitalist olan ve merkez ile evre denilen iki ana snf veya blgeden oluan bir sistem. Sistemin merkezindeki devletler zengin, evredekiler fakirdir. tki blge arasndaki iliki merkezdekileri zenginletirecek, evredekileri daha da fakirletirecek bir ekilde ileyen global igc dalmnca ynlendirilmektedir; Bu nedenle, uluslararas sistemin temel zelIii smrye olanak salamasdr. Zenginlerin zenginliinin (ve tabii ki fakirlerin fakirliinin) nedeni kaynaklarn evreden merkeze aktarlmasdr ve globalist paradigmaya gre refah ile fakirliin global dalmndaki adaletsizlik, uluslararas sistemin kendisi kadar eskidir. Bu nedenle globalist teorisyenlerin nihai hedefi dnyann smrlm ve fakirletirilmi topraklarnn kurtarlmasdr. Fakat, bu smrnn dinamikleri igcnn global paylamnn bir paras olduundan, sistem deitirilemez veya refonne edilemez. Bu nedenle dnya adaleti ve zgrl iin btn sistem paralarna aynmal ve tamamen yenilenmelidir. Dolaysyla, globalizm znde bir devrimci deiim teorisidir. Bu adan bakldnda bazlarnn ayn bir paradigma olarak snflandrdklar Marksizm de pekala globalist paradigann iinde ele alnabilir. Entelektel kkenleri Karl Marx'a dayanan Marksist perspektif veya paradigma, . ok genelolarak, kapitalist ekonomik sistemlerin ii snfn smren iveren-ynetici snfn ortaya kardn ve snf aynm ile bireysel mlkiyetin dnya apnda bir ii devrimi ile ortadan kaldolmasyla birlikte ulusal hkmetlere ve ulus-devletlere artk ihtiya kalmayacan ileri s:.er. Bu aamadan sonra herkesin ayrcalklarna deil, ihtiyalanna gre varlk elde edecei uyum iinde yaayan global bir komnist toplum oluacakt. Ne var ki kapitalizm Marx'n tahmin ettiinden daha uzun yaad ve bu da daha sonraki Marksistlerin teoriye yeni aynntlar eklernelerine yol at. Bunlar, kapitalist devletlerin kendi lkelerindeki snflararas tansiyonu dier daha az gelimi lkeleri smrerek ortadan kaldrdn ve ekonomik ykmdan da ucuz yabanc igcn kullanarak ve yabanc pazarlar ele geirerek kurtulduklarn ne srdler. Marksistler de globalistler gibi okuluslu irketlerin ve el it gruplarn uluslarst ibirliinin yaylma eilimlerine dikkat ektiler, fakat globalisterin aksine bunun zararl ynlerini vurguladlar. Buna gre gelimi kapitalist devletlerin askeri liderleri ve iadamlar daha az gelimi lkelerdeki benzerleriyle iliki halinde idiler. Bu erevede Marksistler uluslararas ilikileri ulusal hkmetler veya ulus-devletler aras bir yarmadan ok, zengin ile fakir snflar aras bir mcadele olarak grdler. Marksist teorinin uluslararas ilikilere bu alternatif bak as dominant teoriden olduka nemli bir aynla iaret eder ve bu haliyle, ilerde de ele alacamz gibi, 1970'lerden itibaren ortaya kan pekok yaklamda etkisini gsterir. Bylece ksaca zetlediimiz paradigmalarn, bireylerin dnya grlerini yaplandnnalarndaki nemini aklda tutarak, deiik insanlar ve kltrlerin kendi farkl tarihsel ve bireysel tecrbelerine dayanarak rettikleri, olaylara baklarn farkllatran deiik merceklere sahip olmalarndan dolay genellikle uluslararas ilikilerin farkl ve ounlukla atan yorumlarnn bulunduunu anlamak nemlidir. rnein, smrgecilik tecrbesinden gemi pekok Afrikal veya Asyal insann dnyaya bakna bir Amerikaldan ok daha farkl varsaymlarla balamas doaldr. Amerikallar uluslararas ilikileri reaIist ve belki de idealist yaklamlarn erevesinden gnneye hazr iken, daha azgelimi bir lkeden gelen bir gzlemcinin olaylar daha ok Marksist paradigma asndan gnneye meyilli olmas beklenebilir.

"

86
111Geliimi Uluslararas

MUSTAFAAYDIN

likiler

ahmalarlOlD

ve

YaklamlarlOlO

Uluslararas ilikiler-disiplininin a. Tarihsel Yaklam

kkleri hakknda iki ayn gr gelitirilebilir:

Bu yaklam, disiplinin kklerini eski Yunanda M.. 4. Yzylda Peleponnez Savalar hakknda yazan Thucydides'e [M. 460-400] kadar takip eder.29 Thucydides tarihi olduu anda, olduu gibi yazyordu ve yazdklarnn gelecekte dikkate alnacan umuyordu. Konuturduu Atinah komutanlardan birinin "Komular arasndaki dmanlk bamszln aynlmaz parasdr" ifadesi uluslararas ilikilerde daha sonra gelitirilecek olan egemenlik ve anarik uluslararas ortam kavramlannn ilkel kklerine iaret eder.30 Thucydides'le birlikte ayn dnemlerde yazan Mencius ve Kautilya gibi dnrler de bal olduklar yneticilere, kontrol ettikleri devletin tesindeki politikalarnn ynetimi ile ilgili tavsiyelerde bulunmulard.3l Daha sonralar Bat politik dncesinin hemen hemen btn byk ustalarnn, Aristoteles, Augustinus, Machiavelli, Hobbcs, Locke, Kant ve dierlerinin, hep bu konuyla ilgili sylcyecek bireyleri olmutur. Ancak, bu dnemin en byk zellii, bu dnrlerin uluslararas politikaya ne kadar az dikkat sarfctmi olduklardr. Onlarn esas ilgi alanlar hep i politik dinamikler olmutur. Fakat, yine de daha sonralar disiplinin temelcrini oluturacak birtakm sylemler de bu dnemde ortaya kmaya balamt. Bu dnemde disipline nemli katklarda bulunan ilk dnrler Guicciardini ve Machiavelli gibi talyan tarihiler ilc Vitoria gibi tberyah hukukulard. "Devlct" ve "cgemenlik" gibi kavramlar ilk olarak bu dnrlerin eserlerinde daha sonra gelitirilecek olan ilkel tanmlarn buldular. 17. Yzyla gelindiinde bu erevede devam edcn tartmalar, birtakm temel hukuki ve tarihsel kavramlarn daha geni ve aklayc sekler ereve ve dnce sistemlerine uyarlanmaya balamasyla yeni bir soluk buldu. rnein, Jean Bodin, egemenliin tanmlanmas ile egemcn aktrler arasndaki etkileimler zcrine tartmalar balatt. Bu etkileimin nemli bir zelliinin, katkda bulunan taraflar zerinde herhangi bir nihai otoritenin olmamas ve dolaysyla hibir hukuki aracnn aralarndaki mcadeleye hakemlik ctmek zere mdahalede bulunamayaca olduunu grd. Bu ncdenlc, bu tr bir ortamda, sistemin devam iin prensierin szlerini tutmalar art oluyordu. Bir src sonra Bodin'in bu gzlemlerinden pacta su nt servanda prcnsibi olarak szedilmeye balandnda ise "egemcnlik" kavramnn olduka kesin bir tanmlanmas yaplm oluyordu. Benzcr ekilde, Thomas szleme" kavram ercvesinde Hobbes prensler arasndaki ilikileri "toplumsal ele ald ve alakal bir kavram olan szleme ncesi

29Bkz.

Knusen,

op. cit.

30 Aktaran Lijphart, op. clt., ss- 43-44. 31 Uluslararas ilikilerle ilgili ilk temel kavramlarn olumaya balad bu dnemle ilgili daha fazla bilgi iin bkz. Knutsen, op. clt., 1 ve 2. bUmler; Lijphart, op. clt., ve A. Lijphart (deL), World Politics: The Wrltlngs of Theorists and Practltloners, Classical and Modern (Boston: Allyn and Bacon, 1971).

ULUSLARARAs

tLKLERDE YAKLAM, TEORt VE ANALZ

87

anarik doal hal (state of nature) kavramn ilk defa devletler aras ilikilere uyarlad. Egemen otoriteye sahip krallar ve ahslar, "bamszlklarndan dolay, srekli devam eden kskanlklar ve sava durumu demek olan, gladyatrlerin konumuna benzer bir doal hal iindedirler".32 Bu uyarlama o zamandan beri uluslararas ilikiler tartmalarnn merkezinde yer alacak kadar nemli bir kavramsal bulutu. Bu arada, Jean-Jacques Rousseau devletlerin anarik uluslararas doal halinden kaynaklanan gvenlik ikilemini vurgulad Sava Hali adl kitabnda "Devletler, dierleri kendilerinden gl olduka, kendilerini zayf hissederler. Gvenlik ve korunma igds kendisini komularndan daha gl hale getirmesini talep eder. Gcn, dierlerinin zararna olma durumu hari. kullanamaz, arUramaz veya salamlatramaz" diyordu.33 Hobbes ve Rousseau'nun izdii kasvetli devletler aras ilikiler figrnden hareket eden Spinoza ve Purendorff gibi birtakm sosyal teorisyenler de uluslararas politikann karamsar, die di, gze gz imaj zerine yorumlarda bulunurlarken, William Pen, Duc de Sally, Abbe Saint-Pierre, Jeremy Betham gibileri de egemen prensler aras ilikilerin deil, fakat insanlararas ahenk ve ibirliinin egemen olduu iyimser bir uluslararas ilikiler figr iziyorlard. Bu balamda, rnein Emeric Cruce, uluslararas etkileimi aralarnda ibirlii ve ahenk bulunan rasyonel bireyler, rnein kendi karlar peinde koan tccarlar aras ilikiler olarak ele almaktayd. Bu arada birksm Yzyl teorisyeni ise Habbes'un karamsarl ile Crucc'nin 7. iyimserlii arasnda bir orta yolu tercih etmekteydiler. rnein, Hugo Grotius uluslararasetkileimlerin temelde anarik olduunu, fakat mantk, ortak karlar ve bar ilikiler alkanl zerine kurulu bir uluslararas hukuk kodunun oluturolmasyla bunU,nolduka dzenlenebileceini sylyordu. Devletler aras etkileimle ilgili bu temel grler ertesi yzylda da, her ne kadar dnemin gerekleri ve entelektel kavramlar ile bezenseler de, ounlukla benzer temalarla tartlmaya devam edildi. Bu dnemdeki uluslararas ilikilerle ilgili teorileri en iyi yanstan ve uzun sre uluslararas ilikiler dnn egemenlii altnda tutan gr, geleneksel g dengesi argmanlarndan olumaktayd. G dengesi kuram en nemli, en etkili ve en fazla sayda dnr etrafnda toplam olan klasik teoridir. G dengesi teorisi ayn zamanda, uluslararas ilikilerin en st dzeyde teorik gelimeyi gsteren klasik dndr. tk versiyonlar ikili-denge zerinde dururken, daha sonraki versiyonlar oklu-den~e kavramn getirdiler ve bir sre sonra da "dengeleyici" kavram kullanlmaya baland. 4 Bu teori, doa halinin mutlaka sava hali demek olmadn gsterme abas olarak grlebilir. Buna gre, devletlerin gvenlik ikilemlerince zorlandklar g mcadelesi kanlmaz atma yerine aralarnda genel bir dengeye (equilibrium) yol ama eilimindedir. G dengesinin yansra, bu dnemde uluslararas ilikilere farkl alardan bakan baz dnrler ise uluslararas anari yi nlemenin yolu olarak dnya devletini grdler. Dnya devleti teorisi, geleneksel paradigmann uluslararas ilikiler doa halindedir nermesinden hareketle, eer anari uluslararas atmann nedeni ise, istenmeyen bu 32 Aktaran Lijphart, World Politics, s. 53. 33bld., s. 44. 34E. B. Hass, "The Balance of Power: Prescription, Politics, C. 5, Temmuz 1953, s. 458.

Concept, or Propaganda?",

World

88

MUST AFA AYDIN

durumdan kurtulmann yolu aumaya neden olan eitli egemenlik odaklarn ortadan kaldracak ve dnya apnda tek bir egemen varlk kuracak olan, devletler aras bir toplumsal szlemenin yaplmasdr, sonucuna varr. Bu teorinin en mkemmel rnci Dante'nin monarik dnya devletinde grIcbilir.35 Dante burada tmdengelim metoduyla bUtn uluslararas aumalar dolayl veya dolaysz olarak kararlaryla zecek bir yargca, ki bu nihai analizde dnyann monark veya imparatorudur, ihtiya olduunu sylyor. Her ne kadar Dantctnin fikirleri klasik yazarlarn ou tarafndan, hatta toplumsal szlemeye inananlarca bile kabul edilmemi, potansiyelolarak kiisel zgrlklerle badamayacak kadar gl (Erasmus ve Kant) veya etkili bir kontrol iin ok geni ve hantal (Grotius) olarak deerlendirilmi ve bu nedenle de geliememise de, Bull'un da ifade ettii gibi, "Egemen devletler sistemi konusundaki rahatszlk duygusu Bat dUnUnn temelinde olduu iin, dnya devleti kavram uluslararas ilikilerin neredeyse btn teorik araurmalarnda, geri planda da olsa, yerini almtr.36 Bu dnemde gelien, daha nce belirttiimiz gibi, geleneksel paradigmaya dayanan ncU teori ise anarik uluslanras sistemde dzen ve bar sorununu ele alrken g dengesi kavramnn dengeye yol aan otomatik "grnmez el" kavramn reddcder ve devletlerin saldrgana kar ortak tavr almak iin resmi anlamaya varmalar gerektiini ileri srer. Dolaysyla ya saldrgan saldrdan vazgeecektir ya da kar koyamyaca kadar bUyk bir g tarafndan cezalandnlacaktr. tk belirgin rneklerini William Penn'in yazlar ilc Kant'n "sonsuz bar" plannda bulabileceimiz ortaklaa gvenlik teorisi uzun zaman g dengesi kavramnn glgesinde kald ve ancak . Dnya Sava'ndan sonra Woodrow Wilson'n idealizminin ortaya ikartt Milletler Cemiyeti'yle, sonuta baarl olmu olsun veya olmasn, uygulamadaki ilk gerek ansn elde etti. Bu U klasik teori de uluslararas ilikilerin geleneksel paradigmasna dayanr, dolaysyla ortak yanlar ztlklarndan ok daha fazladr. Hatta Claude g dengesi, ortaklaa gvenlik ve dnya devletini merkezi g ve otoritenin minimumdan maksimuma uzanan bir srecin birbirini takip eden noktalar olarak algllar.37 Bu dnemde geleneksel paradigmann bir lde dnda kalm, daha az etkili olmu birtakm teoriler de vardr. rnein, esas itibariyle klasik uluslararas hukukularn yazlarnda ortaya konan dnya toplumu teorisi, ortak bir moral ve hukuki normlar erevesinin varln vurgular ve dnyay snrl da olsa belirli dcerler zerinde konsensusa ulam devletler topluluu olarak grr.38 Bu kavramsal yapdan iki ayn dnce okulu belirdi. Daha etkili olan uluslararas anari kavramnn bir bakas ilc deitirilmesini deil, fakat sadece tadilatn gerektiriyordu. PufendorfTun da aralarnda bulunduu bu gr savunanlar hem devlet egemenlii hem de uluslararas doa hali imajn aka kabul etmekteydiler. Fakat, bunlar iin uluslararas ilikiler plak bir g mcadelesi deildi ve ahlaki ve hukuki
35Bkz. Lijphart, World Politics, s. 64. 36H. Bull, "Society and Anarchy in International Relations", Butterfield/Wight, op. clt., s. 36. 371. 1. Claude, Ir., Power and International Relatlons (New York: Random House, 1962), s. 9. 38M. Wight, "Western Values in International Relations", Butterfield/Wigh, op. dt., ss. 89-131.

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALZ

89

normlarla yumuatlmt. Bunlarn uluslararas anari gr de Hobbes'un srekli sava halinden ok Locke'un greli bar ve dzenli doa halini andnyordu.39 Dnya toplumu kavramna dayanan ikinci dnce okulu ise uluslararas hukukun Grotius'a kadar uzanan geleneinde ifadesini bulmutur. Grotius'un grleri uluslararas normatif konsensusu, Locke'un tanmlad ekilde bile olsa, doa hali imajn bertaraf edecek kadar gl ve yaygn olarak grd iin geleneksel paradigmadan nemli bir aynl temsil eder. Fakat her ne kadar geleneksel paradigmann merkezinde bulunan ulusal ile uluslararas politika arasndaki nitelik fark kavramn reddediyorsa da, onun uluslararas toplumda savan rolyle ilgili analiz ve tavsiyeleri geleneksel paradigmann teorilerinden birinin (ortaklaa gvenlik) temel retilerini yanstr. Grotius'un hakl sava (just war) retisi savan hakl nedenlerinin sadece meru mdafaa, cezalandrma ve mlkiyetin geri kazanlmas olduunu ifade eder. Bu aynen ortaklaa gvenlikte olduu gibi, iki eit sava olduu anlamna gelir: hukuka ay kn savalar ve hukuku uygulamaya alan savalar. Bir silahl atmann taraflarndan birisi hakl nedene sahip ise, dier btn devletler onun yardmna gelme hakkna sahiptirler. Hatta tarafsz devletler bile kesin tarafszl salamak zorunda deildirler; hakl taraf lehine aynm yapmaldrlar.40 Grotius'un grleri ile ortaklaa gvenlik teorisi arasndaki temel farklla gelince, Grotius'a gre devletler bir mlecavize kar ortak yaptnmda bulunma hakkna sahiptirler, fakat tarafsz da kalabilirler. Ortaklaa gvenlik ise ortak zorlama hareketlerine katlmay grev sayar ve tarafszln her eidin i devre d brakr. Yine de bu iki teori, paradigmatik kkenlerinin farkl olmasna ramen, benzer sonulara ularlar. Uluslararas ilikilerle ilgili 19. Yzyl speklasyonlar ise insan topluluklarnn "gelime" ve "evrim"ini vurguladklar lde daha ncekilerden aynlyorlard. Fakat, uluslararas ilikiler almalarndaki esas nemli srama 1900'ler civarnda modernlikten adala gei aamasnda ortaya kt. Ancak bu pek de belirgin bir kopma eklinde olmad ve uluslararas ilikiler almalar i. Dnya Sava'ndan sonra akademik bir disiplin olarak ortaya ktnda, hala i9. Yzyl teorilerinin temel kavramlarnca ynlendirilmekteydi. tk balarda Aydnlanma'nn iyimser ve idealist etkileri belirgin iken, II. Dnya Sava'ndan sonra bu g teorilerinin kat duvarlaryla ekillenir hale geldi. 1950'ler ve 6O'lar ise "modernleme" ve "gelime" gibi 19. Yzyl kavramlaryla yumuatlm gevek bir realist bak as grd. Fakat, sava sonras tartmalar giderek i6. Yzyl andran, paralanm ve eitli prensipler arasnda blnm bir atmosferin hakimolduu bir disiplinde yaplmaya baland. Bu arada, paralel bir gelime, uluslararas ilikilerin siyasi tarih disipliniyle birlikte ele alnmasyd. Aslnda, ok eski zamanlardan beri akademisyenler ve devlet adamlar bugn anlayabilmek iin gemii renmeye almlardr. Modem siyasi tarih de nemli diplomatik olaylarn meydana geldii belirli dnemlerin ayrntl anlatm yoluyla ulusal ama, g dengesi gibi daha ok uluslararas ilikilerin konusu olan kavramlarn altnda yatan gerekleri ortaya karmaya almtr. Fakat, her ne kadar bu

39Her ne kadar Lock da Hobbes gibi devletleraras ilikileri "doa hali" kavram aklarsa da, ondan farkl olarak bunun srekli bir sava hali olduunu dnmez. 40H. Bull, "The Grotian ss. 51-73. Conception of International Society", Butterfield/Wight,

ilc

Ibld.,

90
i

MUSTAFA AYDIN

dnem disiplinin geliimi iinde nemli ve gerekli bir basamaksa da, daha sonralar uluslararas politikann anlalabilmesi iin tarihsel oryantasyonun tek bana yeterli kavramsal ereveleri gelitiremedii anlald. Yine de uluslararas ilikiler 20. Yzylda ayr bir akademik disiplin olarak ortaya ktnda, siyasi tarihin etkileri aka grlyordu ve ilk uluslararas politika krss 1919'da ngiltere'de Wales niversitesi'nde kurulduunda, krsnn bana getirilen ilk iki kiinin, Prof. Zimmern ve Prof. Webster'n nemli tarihiler olmalar da herhalde bir rastlant deildi.41 i970'lerden beri ise uluslararas ilikiler birbiriyle yaran ve saylar giderek ,artan yaklamlar arasnda, deyim yerinde ise, tamamen atomlarna ayrlm durumda. i980'ler boyunca ve zellikle Souk Sava'n sona ermesinden sonra da disiplin her zamankinden daha fazla knlgan ve paralanm bir ekilde nereye gittii belli olmayan bir yne doru geliimine veya deiimine devam ediyor. Ancak, disiplinin bu dnemlerdeki geliiminin, tarihin derinliklerine fazla uzanmayan, modem bir yaklamla incelemesinde fayda olduu inancndaym. b. Modern Yaklam

Disiplinin kkleri hakkndaki bu ikinci gr, uluslararas ilikiler almalarnn temellerini i Dnya Sava'na kadar takip eder. Bu dnemi herbirinde uluslararas ilikiler almalarnda yeni bir ana trendin yakaland eitli safhalara ayrabiliriz;

dealizm (-1919-1940),

rn: Mitrany: A Working rn: Morgenthau:

Peace System;

2. Realizm (-1930'lar-1960'lar), 3. Davransaklk 4. Paralanma/Yaran (-1960'lar),

Politics Among Nations; of Connict;

rn: Shelling: Strategy

Paradigmalarn Douu (-1970'ler); of Decision; Power And Economy; of

D Politika Analizi, rn: Allison: Essence

Uluslaras Ilikilerin Ekonomi Politii, rn: Keohane/Nye: Interdependence; Neo-Realizm Nations; Wallerstein: The Capitalist World

ve Dierleri (-1975- ....), rn: Tucker: The Inequality Waltz: Theory of International Politics;

5. Positivizm-Sonras

ada Uluslararas Ilikiler (-1980- .....); Power and World Order;

Eletirel Teori, rn: Cox: Production,

Postmodern Uluslararas 1ikiler Okumalar, rn: Ashley/Walker: Speaking The Language of Exile; Derian/Shapiro: Relations;

International/lntertextual

41 adal! uluslararas ilikilerde siyasi larih yaklamyla yaplan nemli bir alma iin bkz. A. J. P. Taylor, The Orlglns of the Second World War (London: Pcnguin Books. 1964).

- ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALZ

91

Feminist Yaklamlar, Relations;

rn: Tickner: Gender

in International

Bar ve Gvenlik almalar,

rn: Galtung: Essays in Peace Research.

Bu safhalar disiplindeki kesin ayrmlar gstermiyor, nk hakim olan yaklamlarn herbiri bu safhalardan daha uzun sre birbirlerine paralelolarak gelimeye devam devam etmilerdir. Her biri vurgulad~ konular ve olaylar aklamakta kullandklar aralar ile analiz metodlar vastalaryla di~erlerinden ayrlr. Disiplinle ilgili farkl sorular sorup, farkl sonulara ularlar. Ama yine de herbiri ayr ayr uluslararas ilikiler disiplinine katkda bulunmaya devam etmektedirler. unu unutmamak lazm ki, uluslararas ilikiler disiplini nceden belirlenmi bir konu-btnl erevesinde srekli toplanan bilgilerin biraraya gelmesiyle byyen, gelien bir bilim dal deiL. Daha ok, ayn anda birbirinden farkl konularn, birbirinden daha farkl aklamalarnn srekli bir auma ve ekime iinde olduklar bir alan. Benzer ekilde, dnya politikas ve komu disiplinlerdeki ynelimler daha nce hem kullanl hem de entelektel olarak geerli grlen yaklamlar geersiz kldnda, temel yeniden gzden geirmelere tank olmu bir alan. Bu nedenle uluslararas ilikiler teorisini gemiten ekirdek olarak alp olgunlua eriinceye kadar geirdii safhalar aklayc bir prensipler dizisi halinde sunamayz. Yaplabilecek olan, gemi gzlemcilerin uluslararas politikann doas ve mantn anlamak iin kullandklar farkl ve dank yoIlarve metodlar gzler nne sermek. Bizim temsili safhalarmzn da byle bir amatan te bir hedefi yok . .1. dealist Dnya Gr

Uluslararas ilikilerin akademik bir disiplin olarak ortaya k Milletler Cemiyeti'nin kuruluuyla ayn zamana rastlar. Yeni rgtn eski usl uluslararas politikay ortadan kaldrarak uluslararas ilikileri tamamen deitirmesi ve devaml bar yaratacak artlar hazrlamas bekleniyordu. Dnemin akademisyenlerinin de bu arzulardan etkilenmemesi olanakszd. Uluslararas ilikilerin bir akademik disiplin olarak douunu deerlendirirken kesinlikle unutulmamas_ gereken ey, bu disiplinin dnya politikasn anlamak ve dolaysyla gelecek savalar nlemek iin kontrol yollar bulma arzusundan kaynaklanddr. Bu nedenle ilk uluslararas ilikiler krssn kurmak zere Wales niversitesi'ne verilen bavuru mektubunda yeni disiplinin amacnn, "Milletler Cemiyeti projesi tarafndan vurgulanan hukuk, politika, etik ve ekonomi ilc ilgili problemlerin aratrlmas ve farkl medeniyetler arasndaki anlayn gelitirilmesine katkda bulunulmas" olarak belirtilmesi hi aruc deildi. Atlantik'in teki yakasnda ise, Amerikan liberal uluslararasclk geleneinden gelen .grlerin, o sralarda bu grubun ban eken Woodrow Wilson'n Milletler Cemiyeti fikirleriyle kaynamas sonucu ortaya kan ve daha sonralar idealistler olarak adlandrlacak olan bir grup dnr de, ayn sralarda, uluslararas ilikilerin dier pekok gzlemci si gibi, milletler arasndaki aUmay en aza indirgeme, ibirliini ise en st seviyeye kartma ilc megul olmaktaydlar. dealistleri dierlerinden ayran, ulus!araras hukuk ve uluslararas rgtler gibi uluslararas ilikilerin hukuki-resmi ynleri ilc insan haklar gibi moral ynleri zerinde dikkatlerini younlatrma

92

MUSTAFA AYDIN

eilimleriydi.42 Idealistler, i. Dnya Sava'nn hatalarmart bu tr bir ykmn yeniden yaanmamas iin neler yaplmas gerektiini rendiklerini syleyerek ne ktlar. Onlara gre, hukuka sayg, ortak evrensel deerler ve Milletler Cemiyeti gibi uluslararas rgtlerin gelimesine dayanan yeni bir dnya dzenikurulmalyd. Aa yukar iki sava aras dnemi kapsayan, uluslararas ilikilerin bamsz bir disiplin olarak ortaya kt bu ilk dnemlerde, akademisyenler, grld zere, olduka iyimserdiler ve gerekten de 1919'da Wales niversitesi'ne verilen mektuptaki szlerine sadk kaldlar. Dnyann gerekte nasl olduundan ok, nasl olmas gerektiiyle ilgilenecek ve ikisi arasndaki fark hem teoride hem de pratikte ayramayacak kadar ahlak, devletlere neler yapmalan gerektiini syleyecek ve yaptklarn k9yduklar kurallar erevesinde deerlendirecek kadar hukuku ve dier bilim dallarndan yeni ve farkl bir btn oluturmak zere dn aldklar kavramlar konusunda olduka eklektik idiler. Fakat II. Dnya Sava'n ngrme ve engellemedeki baarszlklar idealistlerin sonunu hazrlad ve i945'den hemen sonra realist yaklamn uluslararas ilikilere uygulanmasnn yolunu at. 2. Realist Yaklam

i930'Iardan itibaren gelime gsteren dnyadaki politik kannaa, diktatrlerin eitli lkelerde hzla ynetimi ele geirmeleri ve Milletler Cemiyeti'nin uluslararas gelimeler karsndaki etkisizlii, genelolarak dnrler ve zellikle de uluslararas i1ikilerle ilgilenenler arasnda umutsuzluk ve sinisizm duygular yaratmt. Sistemden duyulan hayal knkl zellikle Amerikal dnrler arasnda gze arpmaktayd. Yaygn olan kan idealist reformcularn inanlarnda yanlm olduklar ynndeydi. Bireyler ne mkemmeldiler, ne de mkemmelletirilebilirlerdi ve ahlakn uluslararas ilikiler aratrma ve uygulamalarnda herhangi bir rol olamazd. rgtler ise sava tehdidi tamamen ortadan kaldnlmadan reforme edilemezlerdi. Genellikle askeri gle zdeletirilen "g" ulus-devletlerin aralarndaki ilikilerde tek mutlaklk olarak grlmeye balanmt. Bu balamda g politikalarnn da amoral veya irrasyonel deil, fakat kanlmaz olduklar kabul edilmekteydi. . Akademik evrede ise, idealistler kendi fikirlerinin iki sava aras dnemde tamamiyle uygulanmadn ve dolaysyla test edilmediklerini savunurlarken, E. H. Carr. test edildiklerini, fakat Avrupa'nn tamamn ve dnyann yarsn ineyip geen ordulara kar duramadklarn sylyordu.43 . Her ne kadar realizmin entelektel kkenIeri 16. Yzylda Prens'i yazan Machiavelli'ye kadar uzatlabilirse ve her ne kadar Carr idealistlere saldrnn ncln yapmsa da, uluslararas ilikilerde II. Dnya Sava'ndan sonra beliren realist dnceye en byk entelekltiel destek, daha sonralar realist okulun babas olarak da anlacak olan Hans J. Morgenthau'nun i948'de yaynlanan ve uluslararas ilikilere daha kavramsal bir yaklam getiren kitab Politics Among Nations'dan

42 Pearson/Rochester. op. clt. 43Carr, op. cit.

ULUSLARARAs

tLlKILERDE

YAKLAM, TEORt VE ANALZ

93

geldi.44 Burada Morgenthau, insan davranlarnn ve dolaysyla devletlerin davranlarnn aklanmasnda gce ulama mcadelesinin nemini vurgulamaktayd. Daha sonralar Henry Kissinger, George Kennan ve Kenneth Waltz gibi ABD kkenli yazarlarn Morgenthau'ya destek olduklar realist okul da, en az idealistler kadar, aumalarn nlenmesi sorunuyla ilgiliydi.45 Fakat, realistler, uluslararas ilikileri neredeyse tamamiyle ulus-devletler arasndaki g ve kar mcadelesi olarak grdklerinden dolay, uluslararas hukuk ve rgtlerin etkisi ve mmkn olan uluslararas ibirliinin ap konularnda daha az iyimserdiler. Bir realist iin btn lkelerin nihai hedefi dman ve anarik ortamda gvenliini salamakur. Bu nedenle btn politikalar ulusal gvenlii salayacak g hesaplaryla belirlenir. Durumlarndan memnun olan devletler d politikalarnda statkoyu korumaya alrlarken, memnun olmayanlar ise yaylmac d politika izlerIer. Real-politiin gereklerine bal olarak ittifaklar yaplr ve bozulur, dostluklar kurulur veya eski dostlar reddedilebilir. Bu arada Atlantik'in Avrupa yakasndaki paralel bir akmn yeleri ise (bunlar daha sonralar ngiliz Okulu olarak anldlar) zellikle uluslararas sistemin ne kadar anarik olduunu ve merkezi bir kural koyucu olmadn vurguluyorlard.46 Ancak bunlar uluslararas ilikileri dorudan kaos olarak deil, fakat bir eit "toplum", yani belirli teamllere gre etkileim iinde olan devletler grubu olarak grdler. Bu teamller, diplomasi, uluslararas hukuk, g dengesi, byk glerin etkileri ve belki de en tarUmal olarak "sava"n kendisi idi. Realistlerin uluslararas hukuk ve rgtler gibi konulardan ok askeri strateji, ulusal gcn elemanlar, diplomasi ve devlet ynetiminin dier aralar ile ulusal karlarn doas zerinde younlamalar, tarihsel perspektiften baktmzda, pek de arhCI deiL. Bunlar II. Dnya Sava'ndan kendi derslerini aldklarn sylyorlard. Buna gre gelecekteki savalar nlemenin yolu resmi-hukuki yaplanmalar veya ahlaki kurallara dayanmak deil, olassaldrganlan caydracak bir g dengesine veya dnyann polisliini yapmaya arzulu olan bir gler uyumuna (concert or powers) dayanmaku. Bu fikirlerin akademik evrede ekicilii o kadar fazlayd ki, uluslararas ilikilerin 945'den sonra akademik bir disiplin olarak giderek belirginlemesiyle birlikte, realizm bu alann tek deilse bile dominant yaklam haline geldi. Aslnda araurmaclar daha sonralar Morgenthau'nun klasik realizmine ikinci defa baktklarnda, bu "realizmin" znde insan drlleri hakknda karamsarlk ve siniklikten baka bir eyolmadn
44H. J. Morgenthau, PolitIcs' Among Nations (New York: Alfred Knopf. 1948). Trkesi: B. Oran ve O. Oskay (ev.), Uluslararas Poltka (Ankara: Trk Siyasi Ilimler Dernei, 1970). 45 A. H. Kissinger, A World Restored (Boston: Houghton Mifnin, 1957) ve American Foreign Policy: Three Essays (New York: W. W. Norton, 1969); Wa1tz, Theory of International Politics; G. F. Kennan, American Diplomacy, 1900-1950 (Chicago University Press, 1951). 46F. Northedge, The International Politlcal System (London: Faber & Faber, 1976); Bull, Anarchical Society; A. James, Soverelgn Statehood (London: Allen & Unwin, 1986); MacKinlay/Little. op. clt.; M. Donelan. Elements of International Polltical Theory (Oxford: Clarendon, 1990); J. Mayal, Nationalism and International Society (Cambridge: Cambridge University Press, 1990); A. Watson, The Evolution of International Society (London: Routledge, 1992); ve Wight, International Theory.

94

MUSTAFA AYDIN

grdler. Buradan hareketle politik realizmi de devlet dndaki aktrlerin nemini yadsmas, askeri g ile zdeletirdii g kavramyla an meguliyeti, devletlerin giderek artan karlkl bamlln gzden karmas ve dnyay sadece benzer ulusdevletlerden oluan homojen bir yapda grm olmas alarndan eletirdiler. Ancak yine de, zellikle Souk Savan belirgin ekilde hissedildii 950'Icr boyunca, bunlarn hi biri sorgulanmad ve o gnk ortamda g teorileri uluslararas ilikilerin aklanmasnda olduka doal grldler. . Bu arada, realist dncenin uluslararas ilikiler disiplinine belki de en nemli katks, Morgenthau'nun metodoloji olarak uluslararas ilikileri kurumlar veya olaylardan ok kavramlar araclyla incelemenin ncln yapmasdr. Morgenthau, ncelikle, siyasi tarihin ve gncelolaylarn tanmlanmasna ve anlatlmasna' dayanan aratrmay reddetti. Bunun yerine tarihten, realistlerin "kanunlar" dedikleri genel kalplar elde etmeye alan bir aratrma ekli oluturdu. Bundan sonra aratrmalar olaylarn naslortaya kunn anlatlmasndan ok, niin byle olduklannn aklanmas zerinde odaklatlar. Benzer ekilde, Carr da disiplinin politika tavsiyeleri yapmak iin kullanlmasndan nce uluslararas politikann temel kanunlarn anlamas ve aklamas gerektiini ileri srerek normatif ve hukuksal analizi de disiplinin pcriferisine itti. Onlarn balatt bu sre uluslararas ilikileri geleneksel alanlar olan tarih, hukuk ve felsefeden daha da uzaklatrrken, devletlerin eitli davranlarnn nedenlerinin aratrlmasnda sosyoloji, ekonomi ve psikoloji gibi dier ,:osyal bilimiere yaklatrmtr. 3. Davransalc Bakaldr

960'larn balarndan itibaren rcalizmin baskn konumuna kar meydan okuyan dnrler ortaya kmaya balad.47 Yukarda da ifade ettiimiz gibi, eitli akademisyenler, zellikle, realizmin "Uluslararas sistem g iin mcadele eden . devletlerden oluur" fikrini sorgulamaya baladlar. Bunlar tek bir politik aktre odaklanmay ve devletin btncl-rasyonel bir aktr olduu varsaymn sorguladlar. G konusunda sabit fikirli davranldn ve uluslararas politikaya etkide bulunan gvenlikd eitli faktrlerin ar basitletirildiini savundular. Bir ksm akademisyen de realist varsaymlar test edildike, bunlar destekleyecek ok az sistematik delilin ortaya kmas ve bunlarn gerisindeki manun ounlukla mulak ve kesinlikten uzak olarak belirmesi konusunda endielerini belirttiler. Btn bu eletirilerin sonucunda, zellikle davransalc (behaviouralist) okul, sosyal bilimlerin dier dallarnda da olduu gibi, ortodoks uluslararas ilikiler yaklamlarna hem meodolojik hem de kavramsal dzeyde alternatif olarak belirdi.
Takip eden tartmann, daha nce de ifade ettiimiz gibi, zellikle metodolojik ksm olduka sert ve acmaszd. Aslnda tartma realistleri de ayor,davransale yaklamn toptan gelenekiler diye adlandrd realist ve idealistlerin metodolojisine yneliyordu. Tartmadil, temsilcilerinin byk ksmn Amerikal akademisyenlerin oluturduu "bilimsel-davransalc" uluslararas ilikiler okulu gelenekilerin ortodoks aratrma tekniklerinden uzaklap, yeni llebilir ve gzlemlenebilir deikenleri

47 Realist varsaymlann -olduka ayrntl ve kuvvetli bir eleiirisi "What's the Matter wih Realism". Review of International Ekim 1990.

iin bkz. J. Roscnberg. Studies, C. 16 (3),

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALZ

95

incelemeye ynelirken,48 ziine daha sadk kalan ngiliz okulu ise Amerikan politik bilimcilerin yanllkla "bilimsel" diye adlandrdklar, aslnda "pespaye" yaklamlarna kar kanaat ve tarihi veri kabul ederek yerini korudu.49 Davransalc-geleneki tartmasnn ayrntlarna burada tekrar girmeyeceim, ancak unu sylemek yeterlidir ki davransalc ataktan realizm byk darbe alarak kt ve yklmadysa da uluslararas ilikiler disiplinindeki tck egemen dnce sistemi olma konumunu dierleriyle paylamak zorunluluuyla kar karya geldi. Bu arada, uluslararas ilikilerde geleneksel paradigmaya meydan okuyan davransalc yaklamn, uzun vadede, "emli adan baarsz olduunu da vurgulamak gerekir. ncelikle, realizm ve daha sonraki varyant neo-realizm uluslararas ilikilerin akademik ve siyasa-balantl (policy-related) almalarnda egemen yaklam olarak kald. Gerekten de neredeyse dier btn yaklamlar u ya da bu ekilde basite realizmin eletirileriydiler veya onun eletirilerinden yola karak gelitirilen yaklamlard. kinci olarak, davransalclk tarafndan ortaya atlan teorik meydan okumann kendisi; yani "devlet" in bilim-ncesi (pre-scientifie) almalarn ve dier konvensiyonel tarihsel kavramlar yeni bilimsel teorilerle deitirme iddias da, yeterince ileri gtrlemedi. nk devletle ilgili alternatif bir teori gelitirilemedi. Son olarak, veri toplamann gcne dayanarak yeni teorik sonular ortaya kartlaca sznn de hibir zaman yerine getirilemediini vurgulamak gerekir. 4. Paralanma Uluslararas likiler ve Yeni Paradigmalarn Douu: 1970'lerden Beri

1960'larda davransalc ekoln geleneksel yaklama bakaldrs balayan srete realist paradigmann uluslararas ilikiler disiplinindeki tekelci rol 1970'lere doI:,'l1l nce plralist ve sonra da globalist paradigmalarca sarsld. Bu srecin sonucunda uluslararas ilikiler aratrmalarnn 1970'lerde giderek daha fazla global bamllk (dependeney) ve/veya karlkl bamllk (interde-pendeney) kavramlaryla ve bunlarn dnya politikas zerindeki etkilerinin aratrlmasyla ilgilenmeye baladklarn gryoruz. Buna bal olarak, uluslararas ilikilerde devletin rol, uluslararas ibirliinin doas ve belki de en nemlisi, global ajandada ekonomik ve sosyal nceliklerin diplomatik ve askeri nceliklere gre greli konumlar yeniden incelenmeye paland. Bu yeni dnce tarz zamanla kanlmaz olarak politika ve ekonomi ilikisinin dnya politikasndaki yerinin yeniden deerlendirilmesine yol at. Buradan hareketle, daha sonraki dier transnasyonal ve. sistemsc\ teoriler hakkndaki almalarn da katksyla uluslararas ilikiler disiplini iinde nemli alt-disiplinler geliti. Bunlardan iki
48K. W. Deutsch, Nationalism and Social Communicatlon (Cambridge, Mass.: MIT Press, 1953); ve J. N. Rosenau (cd.), Linkage Politics: Esssays on the Conver~ence of National and International Systems (New York: Free press, 1969)'da geleneksel devletten devlete ilikileri by-pass eden toplumlararas gayr resm ilikiler zerinde younlarken, M. Kaplan, System and Process In International Politics (New York: Wiley, 1957)'de uluslararas sistemIerIc ilgili daha "bilimsel" teoriler gelitirdi. 491ki okul arasndaki tartma Knorr!Rosenau, op. dt.'le balad. Ayrca bu konuda Rosenau ve Northedge arasnda yaplan ateli tartma iin bkz. Millenium, C. 5 (1), 1976.

96 tanesi zel dikkat gerektirecek ilikilerin ekonomi-politii.

MUSTAFAAYDIN

kadar nemlidir:

d politika analizi ve uluslararas

--o

D Politika

Analizi

D politika analizi ve zellikle d politika kt ve kararlarn belirleyen faktrlerin aratrlmas konusu (yani karar-verme kuramnn uluslararas ilikilere uygulanmas), olduka iddial ve pekok adan realizmin temel prensiplerine baarl bir meydan okuma abasyd.50 D politikann nasl yapldn aratrrken, realizmin devletin btncl bir aktr olduu, gciln maksimize etmek veya ulusal karn savunmak iin rasyonel hareket ettii, d politikalann lkelerin i karakterleri ve dinamiklerinin bir sonucu olmasndan ok sisteme ynelmi tepkiler olarak ortaya kt gibi baz merkezi varsaymlaon reddeder. Bunlarn yerine, d politika analizi, d politika yapm srecinin kompozisyonunu nce brokratik ve bireysel paralanmlk ve devletin iindeki rekabet baznda, daha sonra da devlet iindeki kanun yapclar, basn, kamuoyu, ideoloji gibi daha geni faktrlerin girdileri baznda inceler. Bunu yaparken de, devletlerin bu ekilde belirlenen d politikalannn, aralaondaki nemli farkllklara ramen, "gzlemciye belli genellemeler yapma olana salayan yeterli dzeyde benzer ve dolaysyla karlatrlabilir davran kalplarna sahip olduu" varsaymndan yola kar.5 zamana kadar, realizm lkelerin i dinamiklerinin d politikalarn oluturulmasndaki nemini yadsyordu. Bu nedenle farkl illkelerin deiik yasal, tarihsel ve sosyal kurumlannn d politikann yaplmasn ve uygulanmasn nasl etkiledikleri aratnlmyordu. Bu yeni yaklam sayesinde hem bu tr almalann hem de buradan hareketle karlatrlmal d politika analizi almalannn yolu alm oldu. Sonuta, realist teorinin, "devletlerin ulusal karlann hesaplayarak her an glerini artrmaya alan rasyonel aktrler olarak ele alnabilecei" varsaymnn, lkelerin d politika analizini yaparken yetersiz ve ounlukla da yanltc olduu ortaya kt. Grld zere, d poitika analizinin rcalizme en nemli meydan okumas, realizmin, devletlerin i yaplanna ve oradaki deiikliklere atf yapmadan kendine zg birimler olarak ele alnabilecekleri iddiasna yneliktir. Kullanlan temel varsaym, d politikann znde karar-vericiler olarak adlandrlabilecek bir grup insan tarafndan alnan bir seri karar olduudur. Bundan hareketle, d politika davranlaonn dsal bir uyancya karlk olarak kendiliklerinden ortaya kmadklao, aksine devlet iinde tanmlanabilir ve tannabilir bir mekanizma tarafndan retildii sonucuna ulalabilir. Bu yaklamn benimsenmesi, d politika analizini kanlmaz olarak kiilerin veya daha tipik olarak nceden belirlenmi bir erevede hareket eden ve hangi davrann seileceine karar veren bir grubun davranlann aklama abasna doru ynJendirir. Bylece aratrmann ana hedefi artk, normalde kuramsal bir varlk olan fakat geleneksel analizeilerce kendisine neredeyse insancl meziyetler atfedilen devlet olmaktan kar ve devlet adna karar vererek tanm gerei "devletin kendisi" haline gelen bireylerin davranlan olur. Sonu olarak da,

50F. Halliday, RethlnkIng

Inter~at1onal

RelatIons

(London: MacMillan, 1994), 's.

3.
5 B. White, "Analysing Foreign Policy: Problems and Approaches", M. Clarke ve B. White (der.), UnderstandIng ForeIgn PolIcy: The ForeIgn PolIcy Systems Approach (Aldershot: Gower, 1989), s. 5

ULUSLARARASI

tLKLERDE YAKLAM, TEORt VE ANALZ

97

devletlerin d politika davranlarn uluslararas ortam asndan aklamak yerine, Synder ve arkadalarnn ileri srdIderi gibi, bunlar en iyi ekilde karar-vericilerin alglamalaryla aklamak dncesine varlr.52 D politika analizinin gstermeye alt sadece i faktrleri analizin iine almann d politika yapmnn ve onun irrasyonelliklerinin daha inandnc bir yorumunu salad deildi. Ayn zamanda, bir lkenin i evresi ve srecinin d faktrlerden (devletin kendisi bunlarn aktif katlmcs olsun veya olmasn) nasl etkilendiinin gsterilmesinin de gerekli olduunu anlatmaya alyordu. Bu zellikle ekonomik sreler iin geerliydi. rnein, dnya petrol fiyatlannn artmas, devletler ne yapmay seerlcrse sesinler, btn devletleri yle ya da byle etkilemiti. Toplumlar, devletler aras (inter-state) olmaktan ok transnasyonal ekilde etkileim iinde idiler ve bu balarn d politika zerinde etkileri vard. Bu tr d etki ve meydan okumalarla karlanca devletler, duruma bal olarak, bunlar boa kartmaya veya zmseyerek kendilerini bunlara uydurmaya alyorlard. Doalolarak d politikann i kaynaklannn vurgulanmas, daha nce ifade edildii zere, d faktrlerin ulusal politikaya etkileri zerinde younlama eiliminde olan geleneksel analizden nemli bir aynl temsil etmekteydi. Ancak, gelenekilerin eitli kuramsal kavramlarnn davransaklarca reddedilmesinden doan d politika analizi ne yazk ki devletin kendisini aklayabilecek bir teoriye dnemedi. Onun da kendi limitleri vard: kararlara ynelik dar ve fetiist bir ilgi ve i evreye ynelik sosyolojik adan saf bir yaklam. Bu nedenle, daha en banda "d" ve "politika" gibi temel terimlerin tanmlanmas sorunuyla balayan bir dizi kavramsal ve ampirik problemi de beraberinde getiren d politika analizi, devletin i ve d~ rolleriyle birlikte kapsaml ve btncl bir analizine varma ansn deerlendiremedi. Fakat yine de, bu sorular gndeme getirmesi ve i-d ilikisini yeni bir k altnda incelemeyi mmkn klm olmas d politika analizinin baarlar olarak kabul edilebilir. D politika analizinin at yoldan benzer erevelerden faydalanan ve toplumlarla devletlerin nasl giderek artan oranda balantl olduklarnn aklanmasnda karlkl bamllk kavramn kullanan yeni bir yaklam da bu sralarda ortaya kmaya balad. ._, Politi~i Karlkl Ba~mllk ve Uluslararas . likilerin Ekonomi

1970'lerden beri karlkl bamllk alannda yazlanlar i ve d balantlarn farkna varmann frsatlarn ve tuzaklann gayet iyi gsterir: bir taraftan aralarndaki balanty aratrmay salayacak bir ereve salarken, te yandan sklkla bu ilikinin fazlasyla basitletirilmesine ve artk hereyin karlkl-baml olduu iddias gibi bir kolaycla yol aar. . Karlkl bamllk, ilk defa ekonomi disiplinine bal olarak ortaya atlmt. Buna gre, iki devletin gleri aa yukar eitse ve karlkl etkileimleri herbirini dierinin hareketlerine kar nemli oranda hassas yapacak dzeyde ise, o iki devletin ekonomileri karlkl-baml demekti. Yani karlkl balant hassasiyet retiyordu ve

52R. Synder, v.d., Foreign

pocy Declslon-Maklng (New York: Free Press, 1962).

98

MUSTAFA AYDIN

dolaysyla herbir tarafn neler yapabilecei zerinde snrlmalar oluturuyordu. Kken itibariyle bu, pratikte devletler arasnda artan ticaretin bar da glendirecei fikrinin ifadesi idi ve i. Dnya Sava'ndan nce iitilmeye balanmt. 1970'lerde gl bir teori olarak te~ar ortaya kmas ise dnyadaki baz ekonomik gelimelere (dolardaki d, petrol fiyatlarndaki ani art) ve Vietnam savann Amerikan kamuoyundaki politik yanklarna bir karlk idi. Dnyann devlet-merkezli, strateji-eilimli realist grnm gemi zamanlar iin geerli olmu olsa bile, eski bariyerlerin ykld ve ekonomik ve politik glerin devlete giderek daha az nem verdikleri bu modem ada, artk geerli olamazd. zellikle Robert Keohane ve Joseph Nye'n al~alannda ortaya atlan bu yeni ekliyle karlkl-bamllk nemli varsayma dayanmaktayd: 1) Devlet uluslararas ilikilerdeki baskn konumunu okuluslu irketler gibi "devlet-d" aktrlere ve glere kaybediyor; 2) Artk, uluslararas dzeyde askeri ve stratejik meselelerin tepede "high politics"i, dier ekonomik ve refah meselelerininse daha aada "lo w politics"i oluturduu hiyerarik bir dzen geerli deil; 3) Askeri g uluslararas ilikilerdeki greli nemini kaybediyor.53 Ancak, o gnden beri karlkl bamllk teorisi pekok adan eletiriidi. Waltz bu teorinin tarihsel perspektiften yoksun olduunu ve karlkl-bamlln, pek ok adan, daha nceki yarda daha nemli oranda yaandn ileri srd ve "giderek artan karlkl-bamllk" fikrini atmann kkrtcs olarak grd.54 Benzer ekilde, Northedge veBull devletlerin nfuslar zerindeki kontroerini kaybetmelerinin veya uluslararas ilikileri ynlendirme sorumluluundan vazgemelerinin doru veya arzu edilebilir olduu grne kar ktlar. Btn bu "global meseleler" ve "evrensel mterekler"e ramen, bar, alk, ekolojik denge gibi meseleleri zmede sorumluluu alan, iyi veya kt, htla devletler idi. Bireyler hala kendilerini devletleriyle tanmlyorlar ve gvenlik, temsil ve refah fonksiyonlarn yerine getirmesini hala devletten bekliyorl~d. te yandan, Marksist eilimli akademisyenlecde karlkl-bamlln, en iyi ihtimalle, sadece kk bir grup gelimi Bat lkeleri iin geerli olduuna ve bunun Kuzey-Gney ilikilerine uygulanmasnn emperyalist sistemin biraraya getirdii g ve refahn yansmalarn iinde sakladna iaret ettiler. Karlkl bamllk fikri ayn zamanda 1970'lerin ikinci yarsnda ve 1980'Ierin banda uluslararas ilikilerdeki g politikalarna dnden de etkilendi. Hem DouBat, hem de nc Dnya erevesinde askeri gcn nemini kaybettii gzlemi artk daha az belirgindi. Uluslararas ilikiler tekrar ve olduka gelenekselolarak yeniden genelde devletler ve zeikle de byk gler etrafnda younlam gibiydi. Aynca devletin gcn ve merkeziliini kaybetmesinin de i sava durumlarnda (Lbnan, Sri Lanka) olsun, arzu edilmeyen transnasyonal srelerin (terrizm, evre kirlilii gibi) bymesinde olsun, pekok durumda karlkl-bamllk teorisini savunanlarn ima etttii gibi olumlu deil, olumsuz bir yapda ortaya kt da grld. Devlet-d aktrler de, eitli transnasyonal toplumsal hareketler gibi, o kadar da halim selim oluumlar deildiler; nasl ki ilk grup Oxfam, Bandaid ve Amnesty

53 Keohane/Nye, op. clt. 54K. Wa\tz, "The Myth of National Interdependence", C. Kindelberger International Cooperation (Cambridge, Mass.: MIT Press, 1970).

(deL),

The

ULUSLARARASI

lLtKtt..ERDE YAKLAM, TEORI VE ANALZ

99

International'a ek olarak fanatik dinsel mezhepleri ieriyorsa, ikinci grup da Mafya'y da iine alyordu.

ve rk genlik

hareketlerini

Ancak, burada vurgulanmas gereken, ekonomi ile politikann uluslararas ilikiler kavramnn aynlmaz ve vazgeilmez ikiz paralan olarak grlmeye balanm olmas ve uluslararas ekonomi-politikann ayn bir alt disiplin olarak belirmesidir. Bu gelimelere bal olarak ortaya kan bir dier yenilik de, dnya politikasndaki btn karlkl etkileim iindeki paralann meydana getirdii bir uluslararas sistem ka'Vramnn ortaya kmasyla, genel sistemler teorisi'nin uluslararas ilikiler alanna uygulanmasyd. Bu tr almalar, uluslararas politik sistemin bir btn olarak karekterinin, refah ve kaynaklann uluslararas sistemdeki genel dalmnn, sistemin balca aktrlerinin bloklar halinde gruplama eilimlerinin ve belli bir zaman dilimindeki global atma risklerinin incelenmesi gibi alanlann kapsn at. '-. Neo.Realizm ve Dierleri

Her ne kadar 1970'ler uluslararas ilikiler alannda ok eitli aklama ve teorileme abalarna tank olduysa da bunlar arasnda bir anlay birliine ulamak mmkn olmad. zellikle uluslararas sistemin doas hakknda yaygn bir anlamazlk vard. Uluslararas sistem neleri ierir ve nasl alr? Bu sorulara cevap bulmaya alan davransalc atak sonras ada yaklamlara bakacak olursak; ounlukla uluslararas ilikilere konservatif bak asn tekrar vurgulayan neo-realizm, yelpazenin teki ucundaki marksist.tabanl dnya sistemi analizleri ve bu ikisinin arasnda bir yerlerde bulunabilecek olan liberal kurumsallama yaklamlarnn ne ktklarn grrz. Bunlarn aralarndaki temel farkllk ise esas olarak uluslararas sistemin nimetlerinin datmnda ekonomik ve politik faktrlerin greli nemi konusunda farkllaan grlerden kaynaklanmaktadr. Realizme ynelik eletirilerden hareket eden neo-realistler ,SS bir taraftan uluslarara" ekonomi-politiin endieleriyle ilgilenirken, bir yandan da, genel analizde, devlet ve askeri-politik meseleleri n nccliini tekrar kurmaya ~ltlar. rnein, Staphen Krasner, nc Dnya lkelerinin "yeni uluslararas ekonomik dzeni"nin genel kabul grmemi olmasnn altnda bu devletlerin ekonomik zayflklarnn deil, fakat devlet olarak zayflklannn ve uluslararas sistemdeki hakim glerin karlanyla elien prensipleri savunmalarnn yattn 'ne srd.St> Ayrca nc Dnya lkelerinin dnya ekonomisinin baz kurumlarn ve uygulamalarn deitirme abalarnda zaten fakirlikten deil, fakat uluslararas karar-vermede daha ok g ve etki sahibi olma endiesinden kaynaklandn vurgulad. Benzer ekilde, Robert Tucker, uluslararas sistemin devamnn salanmasnda byk glerin ve askeri kuvvetin devam eden nemini vurgulad ve nc Dnya devletlerinin geri kalmln kendi ilerinden kaynaklanan politik ve e~onomik faktrlere balad.S7

55 Neo-realizmin genel bir incelemesi ve eletirisi iin bkz. R. O. Keohane Neoreallsm and Its erlties (New York: Columbia University Press, 1986). 56 S. Krasner.Struetural L1berallsm (Berkeley, 57R. Tucker, The Conret: The Third World CA: University of Califomia Press. 1985). of Nations (London:Martin Robertson, Agalnst 1977).

(cd.). Global

Inequaty

100

MUSTAFA AYDIN

Bu arada, neo,realizmin merkezi kavramlar en ak ekilde 1970'lerin sonuna doru baslan iki almada ortaya kondu: Hedley BuH, The Anarchical Society ve Kenneth Waltz, Theory of International Politics.S8 Her ikisi de bir taraftan nceki yirmi yln eletirilerinin haklln kabul ederken, dier taraftan da bunlar liruneye altlar. Dolaysyla, tekrar, uluslararas sistemde devletin merkeziliini ve devlet-d aktrlerin gcnn ve rollerinin ikincilliini vurguladlar. Ayn zamanda, dier transnasyonal faaliyetler gibi, ekonomik srecin de gvenlik ve devamlln salayacak dzenlemeler getirmek iin devletlere ihtiya olduunu ne srdler. Karlkl bamlln artt iddialarna kar olduka pheci davrandlar ve iyi ya da kt, uluslararas ilikilerin ynetilmesinde byk glerin devam eden nemini vurguladlar. te yandan, yine Kenneth Waltz ile birlikte Robert Gilpin, gcn sistemdeki dalm zerinde younlaarak ve sistemin bu g dalm ile tanmlanan genel yapsnn politik ktlar nasl etkilediini aratrmak yoluyla klasik realizmin snrlarn amaya altlar.S9 almalarnn ortaya koyduu sonu, gcn sistemde her zaman eit olmayan bir ekilde dalm olduu, kendi ulusal karlarn en ste karmak isteyen gl devletlerin karlkl etkileimlerinin uluslararas ilikilerin herhangi belirli bir zamandaki karakterini ve yapsn belirledii idi. Buna gre, g dalm deitiinde, sistem de deiirdi. Bu yaklama gre, uluslararas ilikilerdeki en nemli tarihsel g, en gl devletin btn sistem zerinde kendi politik hakimiyetini kurmas, srdrmesi ve korumas yolundaki arzusudur - ki bu durumun ad hegemonya (hegemony) idi. Grld zere, neo-realistler, ekonomik sorunlarn ve artan karlkl bamlln dnya politikasndaki nemini kabul ederler, ancak ayn zamanda herbir devletin eitli politikalarnn, greli gcn maksimuma ulatrma arzusu tarafndan belirlendiini de ne srerler. Neo-realizm, bu ekilde realizmin eletirilerine geleneksel retilerini tekrar vurgulayarak karlk verirken, dier teorisyenler uluslararas ilikiler analizini kurulu ortodoksiden daha da uzaklara gtrdler. rnein, Dnya Sistemi teorisi neo-realistler tarafndan ortaya atlan politika ve ekonomi arasndaki nedensel balanty tersine evirerek sunar. Bu yaklam, Marksizmin ekonomik determinizm anlayn kullanarak, devleti uluslararas politik sistemin deil, fakat dinamikleri dnya politikasndaki deiimlere neden olan dnya kapitalist ekonomisinin bir aktr olarak tanmlar. Bu erevede, bir devletin en nemli amac sermayenin kendi ulusal ekonomisinde toplanmasn zendirmektir ve gcn eitli ynleri de bu amaca ulamak iin kullanlacak aralardr. Aralarndaki kavramsal farkllklara ramen neo-realizm ile dnya sistemi teorisi arasnda pekok paralellik var. Dnya sistemi teorisyenleri de hegemonya fikrini vurguluyorlar, fakat bunlarn hegemonyas ncelikle tarm, endstri ve ticarce ekonomik hakimiyet kuruyor. Ayrca her iki yaklam da hegemonyann tarihselolarak ok ksa srdn ve atma ile dzensizliin anarik uluslararas sistemin kaltsal paralar olduu konusunda anlar1ar. Zaten, 1980'lerin ikinci yarsnda, bu ikisi arasnda bir yerlere koyulabilecek, en nemli temsilcileri ABD'de Robert Keohane ve Staphen Krasner ile ngiltere'de Susan Strange olan, neo-realizmin olduka

58Bull, Anarchlcal Soclety; Waltz, Theory of International Politics. S9R. Gilpin, War and Change In World Politics (Cambridge: Cambridge University Press, 1981).

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEORt VE ANALz

101

kapsaml ve uluslararas ekonomi-politik yaklam da belirdi. 60

analizle ba kuran yann vurgulayan bir dier

Kurumsallama akmn savunanlar ise devletlerin, eer giderek daha ok karlkl baml hale gelen uluslararas sistem iinde kendi ulusal karlarn gerekten en st dzeye kartmak istiyorlarsa, buna ynelik politikalarn dier devletlerle koordine etmeleri gerei zerinde duruyorlar. Her ne kadar ilk kurumsaamaclar resmi uluslararas rgtleri politika koordinasyonu iin en uygun yaklam olarak desteklemilerse de, daha yeni almalar global gndemdeki meselelerin olduka farkl ilgi alanlan olduunu, herbirinin deiik aktrler ierdiini ve konularna zg farkl zm yollan gerektirdiini ortaya koydular. Btn sorunlarn ortak tek bir politik forumda zmlenmesi yerine, imdilerde, eitli uluslararas rej imlerin olduunu/olmas gerektiini vurguluyorlar. Bu rejimler prensipler, normlar, kuraar ve okyanuslar veya para meseleleri gibi belirli alanlarla ilgili olarak yaplacak ortak hareketler ve alnacak ortak tedbirler iin karar-verme prosedrlerini de ieren ibirlii dzenlemeleridir. Bunlann bir ksm tamamen kurumsallam olabilirken (rn: GA dier bir ksm da devletler arasndaki centilmenlik anlamalanndan teye gememi olabilir. Nco-realist ve dnya sistemi teorisyenlerinden farkl olarak kurumsaamaclar karlkl bamlln devletleri, ulusal karlarn daha etkili ve etkin bir ekilde gelitirmek iin, birlikte almaya zorladn ve nerede bir konuda artan karlkl bamllk varsa, orada devletler arasnda daha gelimi koektif karar-verme prosedrlerinin ortaya kacan ileri sryorlar. Neo-realistler buna etkili uluslararas rejim alannn sadece uluslararas sistemdeki etkin bir eemenin gayretleri vastasyla kurulabileceini, dolaysyla rejim sistemlerinin eemenin karlarn yanstacan ve sistemdeki nder gcn etkisi azaldnda rejimin etkisinin de azalacan ileri srerek karlk veriyorlar. Uluslararas ilikilerin nasl alglanmas gerektii konusundaki geleneksel paradigmaya temelden meydan okuyan ve karlkl-bamllk ve uluslararas sistem yaklamlanyla ayn zamanda ortaya kp gelien bir dier yaklam da Dnya Dzeni almalar bal altnda toplanabilir. amzda politik olsun, sosyal, ekonomik veya evreselolsun srp giden krizlere bir zm bulmak amacyla bir ksm araurmac 1970'lerin ortalarndan itibaren uluslararas politik sistemin bizim bildiimiz ekli ile insanln imdiki ve gelecekteki ihtiyalarn karlama yetisi olup olmadn sorgulamaya baladlar. Bu "dnya dzeni" teorisyenleri - Richard Faik, John B urton, Robert Johansen, Samuel Kim, Saul Mendlovitz - analizlerine bireysel refahn gelitirilmesi iin iddetin azaltlmas, ekolojiye uygun gelime, kararvermeye katlma, en geni anlamnda kendini gelitirme gibi minumum vazgeilmezler olarak kabul ettikleri bir takm deerlerle baladlar. Varolan dnya dzeninin bu deerlerin gerekletirilmesi yolundaki engellemelerini veya desteklerini deerlendirdiler ve bu deerlerin uygulanmasnn en st dzeye kartlabilmesi iin varolan sistemin ne ekillerde deitirilmesi gerektiini aratrdlar.

m,

60S. Strange, States and Markets: An Introduction to International Polltlcal Economy (London: Pinter, 1989); Keohane, op. clt. ve Hegemony: Cooperatlon and Dlscord In the World Polltlcal Economy (Princeton: Princeton University Press, 1987); Krasner, op. clt.

02

MUSTAFA AYDIN

rnein, John Burton, Dnya Toplumu (World Society) ve dier almalaryla bireysel ihtiyalar ve bu tr ihtiyalarca oluturulan konu-spesifik balant sistemlerine dayanan bir uluslararas ilikiler teorisi gelitirdi.61 Burton ncelikle akademisyenlerin izdii dnya tablosunun gerekten iinde yaadmz dnyann karmakln yanstp yanstmadn sorgulamaya balad. Burton'a gre uluslararas ilikiler, esas olarak devletler arasndaki ilikileric ilgilenen dominant devlet-merkezli "bilardo topu" modelinin aksine, devletlerin kendi paralarn kontrol ettiini veya uluslararas arenadaki en nemli etkileimlerin merkezi olduklarn varsaymayan bir "dnya toplumu a" modeliyle anlalabilirdi. Buna gre uluslardras sistem konuspesifik etkileimlerin bir a idi ve bunun iinde devlet gc ve askeri kuvvetin spesifik yaplar ayn ve nemli, fakat tek ya da hakim olmayan bir roloynuyordu. Bilardo topu modeli devletlerin ihtiya ve karlarna bakarken, Burton bireylerin ihtiyalarna ve bu ihtiyalann karlanmamasnn nasl su, terr ve savaa yol aabileceini inceledi. Egemen gr, gc dnyann merkezine oturtuyor ve bask ve zorlamay nihai aralar olarak gryordu. Burton ise gc sadece varolabilecek deiik ilikilerden biri olarak grd ve bireyler aras atmalarn zm tekniklerinin toplumun nemli sorunlarna zmler retmek iin kuIlanllabileceini ileri srd. Sonuta, rettii politikalarn pek de iyi almyor olmasndan da hareketle, dominant grn dnyann doru modelini sunamad grne vard. Burton geleneksel uluslararas ilikiler teorisinin temel ald bilim ncesi insan doas grne meydan okumada davransak sosyal bilimi kuIlanarak dnya politikasnn yeni bir anlayna ulat. Bylece kk gruplar ve bireysel araclk yoluyla atmalarn zm konusundaki zel vurgusuyla Burton'un almas devlet-merkezli uluslararas ilikiler grn, sadece bir alternatif analiz deil, fakat politikayaalternatif bir yaklam reterek de krm oluyordu. Paralel bir almada ise Richard Faik, Dnya "Dzeni ModeIleri Projesi (The World Order Models Project) ile uluslararas dzeyde devlet gcne kar kan ve yine insan ihtiyalar ve transnasyonal, devlet-d, etkileimlere dayanan bir alternatifler teorisi gelitirmi bulunuyor. Her ne kadar dnya dzeni teorisyenleri ilk balarda uluslararas ilikiler disiplininin ortodoks teorisyenlerince pek ciddiye alnmamlarsa da, Souk Savan sona ermesi ve dier gncel gelimeler insanlarn ilgisini dnya dzeninin niteliine ekti. Yirmi yl kadar nce dnya dzencileri tantfndan ortaya atlan deerlerin benzerleri bugnlerde giderek dala belirgin olarak global gndeme oturuyorlar. rnein, 972'de Stockholm'de ve 992'de Rio de Janciro'da toplanan BM evre ve Gelime konferansar, ayn ekilde i976'da Vancouver'da toplanan ve Haziran 1996'da stanbul'da yaplan nsan Yerleimleri (Habitat) toplantlar. Ama ayn: insanlarn yaam standartlarn ykseltmek. Bu arada Marksizm ile uluslararas ilikiler analizlerinin gelien ilikisi de 1970 ve i980'lerde dier bir ortodoks olmayan gelimeye iaret ediyordu. Daha nce de ifade ettiimiz gibi, Marksizmin uluslararas ilikilere girii azgelimilik balamnda idi ve genellikle de bu alanla snrl kalmt. Nihai zaferinin bilinen ekilleriyle ulusal ve uluslararas politikalar ortadan kaldrdca evrensel ploretarya snfnn farazi birliini temel alan klasik Marksist dnce prensipte kozmopolitti. Bu nedenle, Marksizmin sadece gelimeyle ilgili alternatif grleri az da olsa vurgulanrken, savan nedenleri,
61 J. Buron, World Soclety (Cambridge: Cambridge Unive~sity Press, 1972). Burton'un eletirisi iin bkz. C. Hill, "Implications of the World Society Perspective for National Foreign Policies", M. Banks (ed.), Conflict In World Society: A New Perspective on International Relations (Brighton: Wheatsheaf, 1984).

ULUSLARARASI

ILtKll-ERDE YAKLAM, TEORI VE ANALIZ

o3

snflann rol, ideolojinin karakteri gibi uluslararas ilikilerin merkezi meseleleriyle daha alakal olan kavramlan uluslararas ilikiler analizine hemen hi uygulanmamt. Bir baka ifade ile, alternatif bir gndemin (Kuzey-Gney ilikileri ve smrnn uluslararas yaps) nemini vurgularken Marksizm uluslararas ilikilerin ana alanlarn greli olarak dokunulmam brakmt. Tabii uluslararas ilikilerin dier sosyal bilimlereoranla Marksizmden daha ok yaltlm olmasnda, kukusuz ki alann entelektel geliiminin ounlukla Marksizmin byk oranda uzak kald Amerikan akademik evrelerinde olmasnn byk etkisi olmutur. Ancak, i980'lere gelindiinde bu durum deimeye balad. Uluslararas ekonomipolitik yazm iinde giderek artan oranda; uluslararaslaan pazarn ve yeni yaplann neden ve sonulannn analizinde Marksist kavramlarn uyguland grld. Bu erevede, d politika analizi almalannda hem brokratik ve yasal faktrlerin politika ktlann nasl etkiledikleri, hem de bunlarn bizzat kendilerinin nasl ilgili lkedeki daha geni tarihsel, sosyal ve snfsal meseleler de dahilolmak zere ekonomik faktrlerce ekillendirildiinin analizini yapmak mmkn hale geldi. Bu arada, kendisi de Marksizmle. eletirel olarak ilgilenen tarihsel sosyolojik aratrmalann uluslararas mcadele ve devlet formasyonu konular erevesinde giderek gelien literatr de, zellikle d neden-i neden ilikileri ve devletlerin dnya sistemiyle hangi ekillerde etkileim iinde olduklar konularnda nemli sonular olan almalar retmekte.62 Bu literatr, realizm ile Marksizm arasndaki tartmann byk ksmnn "devlet" konusu etrafnda younlam olmasna ramen bunun birbirinden olduka farkl iki "devet" kavramn ierdiinin olduka seyrek olarak anlaldn vurgulayarak, realizmin, belki de en derinden benimsedii ve gzard edilmi yan olan, devletin uluslararas hukuk ve politika bilimlerinden dn alnan yasal-topraksal (Iegalterritorial) tanmn kullanmasn tartmaya at. Sunulan alternatif devlet tanm ise Marksizm ve Weberci sosyolojiden dn alnan, devletin idari-cebri (administrativecoercive) bir varlk olarak grld ve bir btn olarak olduka farkl sorulann (ki bu ulusal ve uluslaras ortamn nasl karlkl etkileim iinde olduklan, devletlerin ve bireylerin deien ilikisinin ve devletin refahtaki rol ile neyin meru hkmeti oluturup oluturmadna dair deien uluslararas standartlar gibi tartmal meseleleri ieriyor) analiz edilmesine olanak salayan allCrnatifbir kavramdr. 5. Pozitivizm-Sonras ada Uluslararas "Ve Postmodern Uluslararas likiler63 likiler: Eletirel

Teori

20. Yzyln son eyreine girilirken, uluslararas dncede normatif etie tekrar bir dn yaanmakta olduu gze arpmaktaydi: Bu, aslnda, 1950'lerin pozitivistampirik sosyal bilimlerinin gnn problem ve meselelerini anlama ve zmlemede
62Tarihscl s~syoloji ile uluslararas ilikiler arasndaki bu etkileirnin rnekleri iin bkz. J. Hall, Powers and L1bertles (London: Pelican, 1986); M. Mann, The Sources or Social Power, Clt i (Cambridge: Cambridge University Press, 1988); ve M. Mann (der.), The RIse and Decllne or the Natlon State (Oxford: Basil Blackwell, 1990). 63Bu makalede, eletirel teori ve postmodern yaklamlarla ilgili eitli kavramlardan bahsedilirken, bunlarn Trke karlklar zerinde henz bir anlay birliktelii olumadndan, kavram kargaasndan kanmak amacyla zaman zaman sadece ngilizceleri kullanlmtr.

104

MUSTAFA AYDIN

yetersiz kald, hatta yanl formlasyonlar ortaya att fikrine bir karlkt. 64 Pozitivist-ampirik sosyal bilimlere ynelik phenin en son vard noktada ise eletirel teori ile postmodernizm vard. Bu arada, komnist Sovyet sisteminin yklmasndan sonra, zerinde yaplan ideolojik g mcadelesinin yknden kurtulan Marksizm'in, bir anlamda, sosyal bilimlerce yeniden kef ve uluslararas ilikiler teorisyenlerince belki de ilk defa bu kadar ciddi olarak ele alnmasnn da uluslararas ilikilerde eletirel teori ve daha sonra da postmodern okumalarn yolunu at sylenebilir. "Eletirel Teori" ve "post-modernizm"in olduka mulak ifadeler kullanan ve birbiriyle neredeyse zt eyler syleyen ok eitli trleri olduu iin, bunlar belli gruplara ayrmak ve tanmlayarak anlatmak olduka zor.65 Zaten, zellikle postmodern yazarlar, bu tr bir tanmlanmaya ve kategorilctirilmeye direnerek buna engelolacak bir yazm stili kullanyorlar.66 Ayrca, bu tr dnceler, sylemin, normalolarak, dikkati ekmeyecek ekilde kalmasna 'izin verilen ynlerini gndeme getirmeye altklarndan, dzlemsel anlatm yntemi ile ortaya konulamazlar. Bu tr yaznn tipik teknii, rnein, bilineni bilinmeyene dndrme veya bunun tersini gerekletirme olarak alglanabilecek olan defamiliarisation' ierir ve varolan teorilere ynelttikleri eletiriler epey "derine" gittiinden bunlaranlamak, tanmlamak ve eletirrnek ~lduka zordur. Ancak yine de, eletirel teornn ve postmodernizmin btn eitlerinin deconstruction, semiotics, genalogy, feminist psycho-analytic theory, intertextualism ve bunlarn eitli varyasyonlarnn - ortak bir yn var: Uluslararas ilikiler disiplinini kendi farkl kavram ve retoriiyle ayr bir sylem olarak ele almay reddetmeleri, uluslararas ilikileri daha geni bir ereveye oturtmaya duyulan ihtiyac belirtmeleri ve Aydnlanma sonras Bat dnnn kriz iinde olduunu dnmeleri. nyarg, gelenek ve mutlak otoritenin Aydnlanmayla birlikte yerini zgrlk, rasyonel otonomi, mantn gc, bilimsel bilginin kullanlmas ve insann kendisi iin

64C. Brown, International Relatlons Theory: New Normative Approaches (New York, London: Harvester, 1992), s. 195. 65rnein, Cox eletirel teoriyi varolan dzenden ayr duran ve onu eletiren teori olarak tanmlyor. Hoffman ise Cox'u onaylamakla birlikte eletirel teoriyi daha ok Jrgen Habermas'n Frankfurt Okulu'yla alfkalandryor. Benzer ekilde Coker posnodern'i geni olarak periyodik anlamnda kullanrken Der Derian ve Shapiro postmodern yaklam Ilterary theory ve anti-analitik felsefe ile alakalandryor. Ashley postmodernizmi poststructurazmle ayn anlamda kullanrken, Der Dcrian postmodern yerine ge-modem terimini kullanyor. Bkz. R. K. Ashley, "Living on Borderlines: Man, Poststructuralism and War", J. Der Derian ve M. Shapiro (der.), Internatlonal/Intertextual Relatlons: Postmodern Readings of World Politics (Massachusettes: Legxington Books, 1989); C. Coker, "Postmodernity and the End of the Cold War: Has War Been Disinvented?", Review of International Studies, C. 18 (3), 1992, ss. 189-198; Cox, op. clt.; R. Cox, Productlon Power and World Order: Social Forces in the Makng of History (New York: Columbia University Press, 1987); J. Der Derian, Antldlplomacy: Spies, Terror, Speed and War (Oxford: Blackwell, 1992); M. Hoffman, "Critical Theory and the Inter-Paradigm Debate", MlIlennlum, C. 16 (2), 1987, ss. 231-249. 66 A. Groom ve M. Light (der.), Contemporary International to Theory (London, New York: Pinter_Pub., 1994), s. 56. Relatlons: A Gulde

ULUSLARARAs

ll.tKll.ERDE

YAKLAM, TEORt VE ANALZ

105

dUnme arzusuna brakt gr iki yzyl boyunca radikal ve ilerici dncenin (bu ister liberalizm, isterse Marksizm veya sosyal demokrasi olsun) kayna olmu ve onu gelitirmiti. Aynca, bu kuramsal tavr, zamanla "modernity" dediimiz kavram oluturan deiikliklerin de vazgeilmez paras haline gelmiti. Fakat, bu "rasyonel deiim projesinin" kendisi rasyonelolarak aklanabilir miydi? Bu somdan hareketle, rnein, Marx ve Darwin, zgrleme ve gelimenin en nemli eserlerini vererek Aydnlanmay yayarlarken, Nietzsche, aa yukan ayn zamanda, Aydnlanmann eletirisini ortaya koyuyordu. Nietzsche ve onun izinden ilerleyen Heidegger 19. ve 20. Yzylda hakim olan dnce sisteminin (pozitif ve ampirik analizle birlikte ortaya konan Aydnlanmann rasyonel dncesi) insanl ykma gtrdn ve Aydnlanmann zgrl salamaktan ok dehumanization'a yol atn ne srdler. Bu durum karsnda yakn zamanda iki tipik reaksiyon ortaya kt: 1) Aydnlanma'nn eski usullerle savunulamayacan grseler de bundan vazgernek istemeyenler (eletirel teori). Bunlar kendilerini Kant ve onun devam olan dnrlerle ilikilendirerek "eletiri" ve "teori" retmeyi istiyorlar; 2) Aydnlanmay, Urettii sylemleri ve rasyonellikle bilim hakknda ortaya att monolog anlatm terketmeyi ve bu temeller olmadan yaayp dnmeyi isteyenler (post-modernizm). Bunlar "modern"i Aydnlanmann "modernity"sinin ksa versiyonu olarak ele alp, teori retme arzusu eski dzenin bir paras olduundan, "teori" kelimesinden kanyorlar.

--o

Eletirel

Teori

ve Uluslararas

likiler

Eletirel teorinin amac sosyal bilimlerdeki pozitivist yaklamlara meydan okuyup alternatifler sunarak sosyal ve politik teoriyi yeniden kurgulamaktr. En nemli eletirel teorisyen, kken olarak Marksist eilimli Frankfurt Sosyal Aratrmalar Enstitsyle ad zdelemi olan Jrgen Habermas'tr.67 Zaman iinde hem Marksizmin hem de "Frankfurt Okulu"nun tesine geen Habermas'a gre btn "bilgi" insan ihtiya/kar/ilgi'since oluturulur/belirlenir ve toplumda bilgi-oluturucu kar/ilgi (knowledge-constitutive interest) ile bunlara cevap veren eit bilim vardr:68 1) pozitif ampirik-analatik bilimlerin karlad, toplum ile onun materyal erevesinin etkileiminden kaynaklanan insann iinde yaad ortam ngrme ve kontrol etme arzusu; 2) tarihsel-yorumsamac (hermeneutic) bilimlerin karlad insan doasnn dnce rn yapsndan kaynaklanan ve insan davranlannn sadece niyetlerinin anlalmas/yommlanmas ile anlalabilecei fikrinden hareketle anlamn anlalmas iin duyulan ilgi ve ihtiya; 3) eletirel teorinin karlad, Habermas'n bir g ve dominasyon mahalli olarak tanmlad toplumun insan davranlann anlamaktan te bunlan deitirme arzusundan hareketle dominasyondan kurtulma, zgrleme ve rasyonel otonomiye ulama ile bamsz olma konusundaki kar/ilgi. Bu ncs hem statko-merkezli pozitivist sosyal bilimden, hem de apolitik hermeneutic'ten bir ka yolu vaat eder gzkt iin olduka etkili oldu ve pekok yazar tarafndan da uluslararas ilikilere uyarlanmaya alld. Her ne kadar Habermas'n

67 Habermas hakknda bkz. Bersein, op. cU. ve R. Berstein (dcr.), Habermas and Modernlty (Cambridge: Polity, 1985), T. MacCarthy, The Crltlcal Theory of Jurgen Habermas (London: Hutchinson, 1978).

681. Habennas,
Beacon,

Knowledge 1972).

and

Human

Interests,

ev.

J. Shapiro (London, Boston:

106

MUST AFA AYDIN

fikirlerinin uluslararas ilikiler aanndaki en geni kullanmn. bunlar uluslararas ilikilerdeki paradigmalar aras tartmayla alakalandrarak eletirel teorinin uluslararas ilikilerdeki yeni aama (beIkide drdnc paradigma) olduunu ileri sren Hoffman yapt ise de.69 Habermas'a sadece geerken aufta bulunan ve byk lde Gramsci'den 70 etkilenen Robert Cox'un almalat daha ok yank uyandrmtr. Habermas'n l ayrmn ikiye indiren Cox. dnyay olduu gibi ele alan "problem-zc teori" ile kendi kendini gelitiren ve deiime adanm "eletirel teori" arasnda aynm yaparak. dnya politikasnn alternatif bir grn gelitirmeye alt. Onun yaklam. o sralarda uluslararas ilikilerin devlet-merkezli dominant modeline alternatif bir model gelitirmeye alan Burton'un yaklamndan olduka farklyd ve Marx ve Gramsci'de temellerini bulan politik-ekonomi yaklamn kullanarak realizme bir alternatif salamasnn yansra. hem gelenekileri hem de davransalclar etkilemi olan bilim ve teorinin pozitivist aklamalarna da meydan okuyordu. Teorinin objektif ve deerden arnm olduu grn ok basitletirilmi bulan Cox'a gre teori her zaman bir amaca hizmet eder ve belirli bir grubun, ki bu genellikle elit gruplardr. problemlerinin zmne yneliktir. Her ne kadar Cox iyi bir bilimsel teorinin objektif olmas gerektiini ve akademisyenlerin delilleri yaratmamalar veya tarihsel kaytlar sapurmamalar gerektiini sorgulamyorsa da. teorinin statko kltrnden domas. onu ekillendirmesi ve korumas anlamnda objektif olmadn da gsterir. Problem-zc teorilerin aksine. Cox. dnya politikasnn, varolan uygulamalar ve "gereklii" veri olarak almayan. fakat ne tr alternatif dzenler olasdr ve deiim nasl meydana getirebilir sorularn soran. bir eletirel teorisini istiyor. Eletirel teori. yaplarn naslortaya ktn ve davranlar belirlediini aklamaya alr. Ancak bunu realizrnin aksine, insanlarn deitirerneyecei kanunlar ortaya kartmak iin de. fakat bu yaplar altnda ezilenleri (kendilerini ilgilendirmeyen savalarda len askerler. ihtiyalarna nem vermeyen brokratik kurumlara vergilerini aktan vatandalar v.b.) serbest brakmak ve zgrlklerine kavuturmak iin yapyor. Bu ekildeki bir yaklam aka etii ve normatif analizi tekrar uluslararas ilikiler teorisinin iine sokarak, devleti ynetenlerin "teorinin hizmet ettii varsaylan ulusal gvenlik ve millli kar gibi deerleri" tanmlamalarna izin vermektense. ezilen grup ve insanlarn sorunlarn ilgi merkezi yaparak bunlara kendisi alternatif bir anlay getirmeye alyor. Ancak. program beyanlarnn tesine geip gerek teorik almaya gelindiinde. eletirel uluslararas ilikiler teorilerinin genellikle daha geni kapsaml "ilerici" sosyal dnce literatr ile birleen ve ounlukla neo-Marksist bamllk teorisi ile Lenin'in emperyalizm teorisinin hayal krkl yaratacak kadar konvansiyonel bir karm
69 Hoffman, Critlcal Theory. Elqtirel teoriyi uluslararas ilikilerdeki drdnc paradigma olarak gren bir dier teorisyen de Andrew Linklater idi. Bkz. Beyond Realism and Marxism: Critlcal Theory and International Relatlons (Basingstoke. New York: MacMi11lan. 1990) ve "The Question of the Next Stage in International Relations Theory: A Critical-Theoretical Po int of View". Mennium, C. 21 (1). Bahar 1992. ss. 77-98. 70R. Co x, "Gramsci, Hegemony and International Relations", Millennium, C. 12 (2). Yaz 1983, ss. 162-175; Social Forees, States and World Order; Production, Power and World Order; ve "Postcript 1985", Keohane, Neorealism and Its Crltics.

ULUSLARARASI

LKLERDE

YAKLAM, TEORI VE ANALz

107

olduklan grlr. Gerekten de hcm Cox hem de Linklater'n almalar, her ne kadar pozitivizmin bir lde tesindc iseler de, pek Marksizmin tesine geememilerdir.71 Ayrca Habermas'n bir "doruluk teorisi" gelitirmeye ynelik daha yeni almalar da onu rasyonellik vurgulamasnda iyice Kant ve Hegel'in izinden "modernity" kavramnn alanna sokuyor. Sonuta, Habcrmas giderek daha ok Aydnlanmann politik ideallerinin ve deerlerinin yeniden vurgulanmasna yneliyor. Bu durumda, Habermas'n eletirel teorisi hem Aydnlanmann kozmopolit idealini savunmak, hem de modem dnyaya eletirel bir gzle bakan daha karmak bir teori kavramyla almak isteyenlerin nemli kaynaklarndan birisi haline geliyor. Ancak, eletirel teori tartmalar, ne kadar deerli olursa olsun, uluslararas ilikiler teorisine yeni bir fikir katmyor. Sadece eletiri alternatif yok. Alternatif uzun vadede postmodern reaksiyondan gelecek gibi .

-. Postmodernizm

ve Uluslararas

likiler

Teorisi

Postmodern dnce birrnek btncl bir teori fikrini reddeuii iin, postmodern dnrleri snflandrmak eletirel coriden de daha zordur ve Habermas'n eletirel teoride oynad rol oynayacak bir dnr de yoktur.n Amerika'da Richard Ashley ve William Connolly gibi figrler etrafnda toplanm, kendi aralarnda iletiim kurup yazlar yazan bir grup "postmodernist akademisyen" varsa da, bunlarn entelektilel anlamda bir' "okul" oluturduklarn sylemek olduka zor.73 Ayrca, postmodern yazarlarn Habermas gibi temelleri yeniden yaratmaya ya da kefetmeye almak yerine temeller olmadan dnmeye ve yaamaya almalar onlar Kant ve Hegel'in ortaya koyduu teorik alann dna gtryor. Bu nedenle, Anglo-Amerikan geleneinden yetienler iin postmodernizmin insan sjesinin kayboluu gibi kavramlar ile yap zmleme (deconstruction), sili altnda yazma (writing under erasure) ve tarihi soybilimle (genalogy) deitirmek gibi yntemlerini izlemek zor ve bu pozisyonlardan ortaya kan politikalar anlamaksa her zaman kolay deiL. Fakat, bu alandan son zamanlarda olduka nemli oranda uluslararas ilikilcr teorisi yazn geldii iin en azndan bunlar anlamaya almak lazm, Lapid'in "nc tartma" ile ilgili yazlar ve Der Derian ile Shapiro'nun . International/IntertextuaJ'da yazdklar tantc makaleler postmodern almann

71 Hoffman,

Crltlcal

Theory.

72Postmodern yaklamlarn metodolojik bir eletirisi iin bkz. J. A. Vasquez, "The PostPositivist Debate: Reconstructing Scientific Inquiry and International Relations Theory Af ter Enlightenment's Fall", K. Booth ve S. Smith (der.), International Polltlcal Theory Today (Cambridge: Polity, 1994). Bu okulun ortaya kyla ilgili bir alma iin bkz. M. Hoffman, "Restructuring, Reconstruction, Reinscription and Rearticulation: Four Voices in Critical International Theory", Mllenlum, C. 16 (2), 1987. 73R. K. Ashley, "Geopolitics of Gcopolitical Space: Toward a Critical Social Theory of International Politics", Alternatlves, C: 12, Ekim 1987, ss. 403-434; ilc "Untying the Sovereign State: A Double Reading of the Anarchy Problematique", Mlllennlum, C: 17 (2), Yaz 1988, ss. 227-262; R. K. Ashley ve R. B. J. Walker (der.), "Spcaking the Language of Exile: Dissident Thought in International Studies", International Studies Quarterly, special issue, C. 34 (3), Eyll 1990; W. E. Collonny, Identlty/Dlfference: Democratlc Negotlatlons of Polltical Paradox (Ithaca: Comcil University Press, 1991); Der Derian/Shapiro, op. clt.

108

MUSTAFA AYDIN

naslolmas gerektii veya naslolabilecei hakknda bir fikir verebilir.74 Fakat posunodern yazn hakknda bugne kadarki en ak iki program ifadesi Ashley ve Walker'n birlikte bir saysn edite ettikleri International Studies Quarterly'daki makaleleri olmutur.75 Program beyanatlarnn tesine getiimizde ise uluslararas ilikilerdeki en nemli posunodern yaznn reten kii, Foucault'dan etkilendii almas On Diplomacy ilc bu alandaki tamamiyle posunodem ilk ve hala da en iyi almay yapan Der Derian'dr.76 Daha yeni bir almasnda Baudrillard'o simulasyon ve gerek-tesi (hyperreaI) kavram ile Virilio'nun hz vc politika fikirlerini Antidiplomacy'de biraraya getiren Der Derian'n yansra Shapiro'nun benzer post-yapsalc kaynaklardan hareketle temsil eune krizinin nemli bir analizini rettii ve edebiyat ile politik mdahale ilikisi zerinde younlaan almalar bu alandaki satrbalarn oluturur.77 Ancak, btn bunlar okumak pozitivist eitim geleneinden gelenlcr iin olduka rahatszlk verici bir tecrbe olabilir. nk, bu almalar yazarlarnca zellikle geleneksel akademisyenleri rahatsz edecck, onlarn oryantasyonlarn ve dengelerini bozacak ve geleneksel dncelere uyumlatrma \abalarna direnecek ekilde tasarlaruyorlar. Yine de, ok genel bir anlama abasna giriirsek, basit bir ifade ile postmodernizm'in iki iddias var: 1) Sosyal bilimlerin herhangi bir alan veya tarih hakknda bir fikre sahip olmamza yardm cden tek bir rasyonellik veya tarihsel anlatm yoktur; 2) Sosyal bilimlerin grnte aklc ve kurala uygun kategorileri ve dier ifade formlar, politik hayat konusunu rasyonel yaklamlarn ifade ettiinden daha karmak ve belirsiz yapan kimlikler ve anlamlar eitliliini gizler. Bu sonulara ularken, posunodem yaklamlar "bilgi", "doru", "gerek" ve "anlamn" nasloluturulduunu sorguluyorlar ve Batnn rasyonellik ve pozitivizm hakkndaki varsaymlarn reddederek yukardaki kavramlarn doada var olmadklarn, fakat geleneksel ve kltrelolarak toplumda oluturulduklarn ileri sryorlar. Posunodemizmin toplumun ve gcn oluumunda "sylemin" roln en geni anlamnda (kelimeler, anlamlar, semboller, kimlikler, iletiim ekilleri) vurgulamasnn uluslararas

74y. Lapid, op. cit. ve "Quo V~dis International


'Next Stage' of International Theory",

Relations? Further Reflections on The Ml11ennium, C. 18 (1), Bahar 1989, ss. 77-88.

75 Ashley/Walker, op. dt. Ashley'in ilk almalar olduka konvensiyonel almalard ve daha ok neo-realizme ynelik sert ataklaryla tannmt. Bkz. "The Powerty of Neorealism", InternationalOrganizations, C. 38 (2), 1984, ss. 225-86. Tamamiyle postmodern ilk almas L1vlng on Borderlines'dr. Walker'in geliimi de benzer olmutur. n"ceki almalar Dnya Dzeni Modelleri Projesinden kaynaklanmt ve aka modernist ve postmodernden ok eletirel idi. Fakat daha "sonraki realizm ve egemenlik eletirileri ilc politik teori - uluslararas teori ilikisini aratrd almalar giderek daha postmodern oldu. 76 J. Der Derian, On D1plomacy: A Genealogy of Western Estrangement (Oxford: Blackwell, 1987); "Introducing Philosophical Traditions in International Relations", Mennium, C: 17 (2), Yaz 1988, ss. 89-193; ve "The Boundaries of Knowledge and Power in International Relations", Der Derian/Shapiro, op. clt., ss. 3-

10.
77Der Derian, Antldiplomacy; M. J. Shapiro, "Strategic Discourse/Oiscursive Strategy: The Representation of 'Seeurity Policy' in the Video Age", Ashley/Walker, op. dt., ss. 327-340.

ULUSLARARASI

LKLERDE YAKLAM, TEOR VE ANALZ

109

ilikiler iin nemli yansmalar olabilecei aktr.18 Ancak, postmodernizmin uluslararas ilikilere uygulanmasnn disiplini gelitinnek biryana kafalar kartracak pekok tartlr katky da beraberinde getirdii de bir gerektir. te yandan, eletirel teorinin ve postmodernizmin imdiye kadar fazla bir eletirisinin yaplmam ve daha ok birbirlerini eletinni olmalarnn nedeni belki de ne demeye altklarnn kullandklar "dil" nedeniyle ounlukla anlalamam olmasdr.79 Postmodernizme yneltilebilecek ilk eletiri, bu tr yaklamlarn uluslararas ilikilere uyarlanmas ve tartlmasnn, bu konuda sosyal bilimierde devam eden daha geni tartmadan neredeyse tamamiyle ayr yaplm olmas, yani postmodernizmi savunanlarn kendilerine yneltilen eletirilere genellikle cevap vermemeleri ya da bunlar dikkate almamalardr. Yneltilen dier eletirilere bakacak olursak, genelolarak, ounlukla uygulanabilir moral prensipleri reddetmesi nedeniyle postmodernizmin temelindeki amoralizmin; tarihselolaylar veya dnemlere elle tutulur aklamalar getirmekteki yetersizliinin; toplumdaki ideolojik veya sylemsel (discoursive) faktrlerin roln an vurgulamasnn; btn bunlarn dier daha maddi retim sreci, sosyal ilikiler ve gnlk hayatla olan ilikisini gzard etmesinin; btn yaklamn, bir anlamda dnyann yeni bir tarihsel dneme girdiine dair gereklii tartlr bir iddiay ima eden, "post-modernity" denen birey zerine oturuyor olmasnn ve bunun daha ok bir feti gibi kullanlmasnn; ve tarihin veya kavramlarn temel analizi baarsz gibi grndke bu yazarlarn tekrar tekrar anlalmalann zorlatracak ebedi-stilistik aralar kullanmalarnn vurgulandn grrz.80 Halliday'in ifadesi ile, bunlar byk bir zevkle yeni epistemoloji ekilleri (hermeneuties, dialeeties, c10usure vb.) ortaya atyorlar; fakat bunu yaparken ne genelde bilim felsefesinin problemlerini zmlyorlar ne de uluslararas ilikilerin teorilemesine katkda bulunuyorlar.81 Bu balamda, postmodernizm genellikle muhafazakarlkla sulanyor. nk, ounlukla varolan teoriyi zayflatmaktan te bir hedefi reddederek aslnda dnyay olduu gibi brakyorlar.82
78Postmodern bak asnn gnilmzn uluslararas olaylarna yapabilecei katklara k tuabilecek almalar iin bkz. J. Der Derian, "SIN: International Theory, Balkanisation and the New World Grder", Millennium, C. 20 (3), K 1991, ss. 485-506; C. Norris, Postmodernism, Intellectuals and the Gulf War (London: Lawrence and . Wishart, 1992). 79Bu alanda Spegele'nin Ashley'i eletirisi nc bir alma. Bkz. R. D. Speegcle, "Richard Ashley's Discourse for Inernational Relations", Millennium, C: 21 (2), 1992, ss. 147-182. N. J. Rengger ve M. HoCfman (der.), Beyond the Inter-Paradlgm Debate: Critica i Theory and International Relatlons (Hempstead: Harvester, 1995) ise eletirel teori ve postmodern analizlerin savunucularna ve eletirilerine birlikte yer veren ilk alma. Aynca postmodernizmin olduka kapsaml iki eletirisi iin bkz.' P. Dews, Logics of Disintegration (London:Verso, 1986); E. Gellner, Post-modernism, Reason and Rellgion (London: Routledge, 1992). 80Der Derian/Shapiro, op. cU., ss. ix-x; ve Halliday, op. cit., ss. 37-45. 81 rnein Ashley uluslararas ilikilerin post-structural ve postmodern bir teorisini retmeyi reddediyor. Kendi ifadesi ile amac "modernUy" rejiminin iinde ya da dnda olmayan bir bak asndan post.structuralist olmayan teorilerde bulunan aykrlklan ve elikileri ortaya karmaktr. Bkz. Ashley, L1ving on Borderlines. 82Brown, op. cit., s. 218. rnein Ashley'in Waltz'u deconstruction'nn realist dncenin uluslararas ilikilerin ada teorik sylemindeki egemenliine ne etkisi olaca, olabilecei, hatta olmas umulduunu grmek olduka zor. Alternatif teoriler

MUSTAFA AYDIN

Ancak btn bu eletirilere ramen, postmodern uluslararas ilikiler almalarnn son zamanlarda uluslararas ilikilere eitli alternatif bak alar reten pekok almaya kaynaklk ederek disipline bir dinamizm kazandrdn da ifade eunek zorundayz. rnein, gvenlik almalar giderek posunodern uluslararas ilikilerin nemli uygulama alanlarndan birisi haline geliyor. ncln Der Dcrian'n Antidiplomacy'si ile Shapiro'nun Strategic Discourse'unun yapt bu alandaki en ilgin alma CampelI'in Amerikan kimliinin oluturulmasnda d ve gvenlik politikalarnn yapc roln inceledii Writing Security kitabdr.83 Politikann oluturulmasnda genellikle "dier"in rolne odaklanan gvenlik almalarnda postmodern yaklamlarn kimlik ve farkllk konularndaki almalarnn ne kadar nemli sonular dourabilecei ortadadr. Ayrca Bakhtin'in "dialogism" (monolog anlatmn, hibirine ayrcalkl bir statnn verilmedii farkl bak alarnn ayn anda var olmas ile deitirilmesi) kavramn kullanan Todorov'un uluslararas ilikiler yaznnda giderek nem kazanan bir konu olan kltrler atmas alannda yapt almas da uluslararas ilikilerde olduka nemli yeni bir bak asna iaret ediyor.84 Hatta imdiden BatllBatl olmayan ilikileri konusunda yaplan en iyi almalarn byk ksm postmodern formlasyonlarla dolu.85 Aydnlanmann ulat varsaylan en nemli doruk, dncesinin evrensellii ile kendisini ve dier dnce alanlarn kendi ayrcalkl ifadeleriyle anlayabilme iddias idi. Postmodernizmin bu iddiay terketmesi ve "farkl fakat eit" kategorisini kabul etmesiyle birlikte dier kltrlerle gerek bir dialoga girmek artk daha mmkn gibi gzkyor. te yandan, insan benliinin postmodern sunumu bizi Batl dnce sisteminde yerlemi olan egemen ve rasyonel insan varsaymnn dndaki kendi doamz yeniden dnmeye zorlayarak ada teorinin Batl ve cinsiyetykl doasnn tesine geen bir politik dzene giden yolu aabilir gzkyor. rnein, Purfit bir kii ile dieri arasndaki fark bugnk "ben" ilc on yl nceki veya on yl sonraki "ben" arasndaki farktan daha nemli deildir, diyor.86 Bu grn genel kabul grmesi halinde ok eitli etnik ve kltrel meseleleri ele al eklimizde ne tr nemli deiiklikler olabilecei herhalde olduka aktr ve daha fazla yoruma ihtiya gstermez.

balamnda d~nme konusundaki iseksizlik gerekte durumu aynen Ashley'in yazd andaki gibi brakyor. 830er Oerian, AnHdlplomacy; Shapiro, Strateglc Dlscourse; O. Campell,"GI~bal Inscription: How Foreign Policy Constitutes the United States", AlternaHves, C: 15 (3), Yaz 1990, ss. 263-286 ve Writing Securlty: United States Foreign Policyand The Politics of IdenUty (Mancheser: Manchester University Press, 1992). Burada Campell bir devletin uluslararas ili~ki1eroi i yapsnn bir fonksiyonudur , ~eklindeki geleneksel gr~ tersine eviren postmodern egemenlik ve mdahale al~malar yapyor. 84T. Todorov, The Conquest of Amerl~a (New York: Harpcr Collins, 1985). 850rnein bkz. J. Piscatori, .. The Rushdie Affair and the Politics International Affairs, C. 66' (4), Ekim 1990, ss. 767-789. 860. Purrit, Reasons and Persons (Oxford: O. Univ. Press, 1984). of Ambiguity",

ULUSLARARASI

tUKh..ERDE

YAKLAM, TEOR't VE ANALZ

III

""o

Uluslararas

tlikil~rde

Feminist

Yaklamlar

zellikle 1980'lerde tekrar uluslararas ilikiler disiplininde kendisine yer bulmaya balayan yukarda ksaca deindiimiz dnya politikasnn doas hakkndaki tartmann bu alana belki de en nemli katks, uluslararas ilikiler almalarnda farkl "seslerin" duyulmaya balam olmasdr. Bunlar arasnda daha yakn zamanlarda ortaya kan dier bir nemli eletirel akm, feminizmden etkilenen yaklamlardr. 1980'lerin ortalarna kadar, disiplinin, sosyal bilimlerin dier btn alanlarndan daha fazla oranda cinsiyet konularna aldrmaz olduu grlyordu. Bu durum konvansiyonel olarak "erkek" alan olarak grlen "yksek politikay" oluturan uluslararas gvenlik ve devlet ynetimi gibi alanlar ile aile hayat, bireyleraras ilikiler ve yerel meseleler gibi "kadn" alan olan konular arasndaki aynmn genel kabul grmesinden kaynaklanmaktayd. Ancak, bu karlkl aldnnazlk/ilgisizlik ayn anda ortaya kan iki farkl srecin nnde deiti. Birincisi politika alanndan geliyor: eitli uluslararas politika meselelerinde cinsiyet konular son yllarda ne kmaya balad. Bunlar, gelime srecinde kadn, kadnla ilgili uluslararas hukuk meseleleri ve AB politikalar ile uluslararas sosyo-ekonomik gelimenin kadn ve erkek zerindeki deien etkilerini (bunlarn arasnda g ve yapsal dzenleme politikalar da var) iermekte. kinci olarak, gittike artan feminist yazn disiplinin ortodoks dnrlerine uluslararas ilikilerin konvensiyonel akademisyenliinin ve pratiinin, gelenekselolarak, erkek kavramlarn ve nceliklerini ne derece vurguladn, kadnlarn temel endielerini ne derece gzard ettiini ve onlarn sregiden ezilmiliklerine ne derecede katkda bulunduunu deerlendirmeleri gerektiini vurgulayarak meydan okur hale geldi. Kadnlarn sava ve nkleer silahlar kart hareketlerdeki yaygn katlm da bu konuyu cinsiyet-merkezli tartmann dier bir noktas haline getirdi. Feminist yazarlar ayrca ulusal kar, gvenlik, g, insan haklar gibi uluslararas ilikilerin merkezi kavramlarn da incelemeye ve bu konularn cinsiyetten bamsz (gender-neutral) olduklar grnn ne kadar doru olduunu aratrmaya baladlar. Btn bu kavramlar ortodoks literatrde cinsiyetten bamsz ya da tarafsz olarak sunuluyorlardI. Ancak feministlerin incelemeleri gsterdi ki bunlar hep zmni olarak cinsi manalara sahiptirler. zellikle 1980'lerin ikinci yarsnda nem kazanmaya balayan feminizm zerine olan literatr nemli bak as ortaya koyuyor: liberalizm, radikal feminizm, sosyal yapllanma.87 Liberalizm WolIstonecraft bu perspektiflerin tarafndan yazImi en olan eskisi. Temelleri 1792'de Mary A Vindication of the Rights of

87Bkz. C. Enloe, Bananas, Beaches and Bases: Makng Feminist Sense of International Politics (Berkeley: University of Califomia Press, 1989); ve T h e . Mornlng Arter: Sexual Politics at the End of the Cold War (Berkeley: University of Califomia Press, 1993); K. Grant ve R. Newland, Gender and International Relatlons (Bloomington: Indiana University Press, 1991); J. A. Tickner, Gender In International Relations (New York: Columbia University Press, 1992); S.- V. Peterson. (dcr.), Gendered States: Feminist (Re)Vlslons of International Relatlons Theory (Boulder: Lynne, 1992).

112

MUSTAFAAYDIN

Women kitabna kadar uzatlabilir. Bir liberal feministin temel endiesi erkek-baskn 88 toplumda kadn iin eit haklar ve olanaklara ulamakur. Radikal feminizm ise Bat toplumlannda 9601arda ne kt. Avrupa'da renci radikalizmi atmosferinin. ABD'nde ise kiisel haklar hareketlerinin bir paras olarak geliti. Radikal feminizm gelenekselolarak iki ana akma bllinmtr. Birincisi. reform hareketi olarak tanmlanmakta ve temelolarak eit haklar alma ve kadna kar yaplan ayrmcla son vermeyle ilgilenmekte. Dieri ise iinde radikal' ve devrimci akmlan da barndran kadnlara zgrlk eAilimi olarak tanmlanabilir ve daha radikal bir sosyal deiim programna ulamay hedefler. Dier feminist perspektif. yani sosyal yaplanma. olduka karmak bir etkileim sreci iinde. postmodernizm ve post-structuralizm 'in eitli fikirlerini benimsemitir. Bu yaklam zellikle kimlik ve "farkllk" ile ilgilenir. Sadece kadn ve erkek arasndaki veya gruplar arasndaki atmay deil. fakat belirli bir grubun kendi iindekOiatmalann da anlamaya alr. Bu yaklam zellikle nc Dnya'dan - ki sosyal yaplanmaclar bunu politik olarak doru dillerinde "global gney" olarak adlandryorlar - gelen feministler ile Bat'daki beyaz-olmayan feministler arasnda ok revata. Dier bak alannn aksine, bu perspektif sadece cinsiyete deil fakat ayn zamanda rk ve snfa dayal basknn da kabul edilemezliini ele alr.89 Ancak. hereyin tesinde, bireysel ve sosyal haklar vurgulayan btn dier teorilerde olduu gibi. feminizm de konvensiyonel uluslararas ilikiler pratiinin en merkezi kavramn. yani egemenliin yceliini sorguluyor. rnein. pek ok lkede bamsz devletlerin kurulmas bir taraftan kadnlarn erkekler karsndaki konumlannn gerilemesine yol aarken. der taraftan egemenlik ve milliyeti kimlik gibi kavramlar da bu konulann ortaya au lmasna ve meruiyet tannmasna engelolmak iin kullanlmtr. Bu da. milliyetilik ve onun uzants olan egemen devletin varsaylan otoritesi ile feminizmin hem pratik hem de teoride atmas iin nemli oranda neden olduunu gsteriyor. __ Uluslararas Gvenlik ve atmalarn Bar zm

Kavramsal ve metodolojik dzeydeki btn bu gelimelerin yansra. zellikle Souk Sava sonras dnya ayn zamanda ban ve atmalarn zm (Pea ce and Conflict Resolution PCR) almalarndaki hzl gelimeye "de tank oldu ve olmakta. PCR almalar ilk olarak II. Dnya Sava'ndan hemen sonra gndeme gelen kritik sosyal problemlere bir karlk olarak ortaya kt ve Vietnam savandan sonra 90 global problemlere yeni yaklamlar sunma ihtiyac hissedildiinde hzla gc1iti. Bu

lagger ve P. Rothenburg. Feminist Frameworks: Alternatlve Theoretleal Accounts of Relatlons Between Women and Men (New York: MeGraw-Hill, 1984); Enloe, Ibld. 89B. Hooks, Feminist Theory - From Margln to Center (Boston, MA: South End Press. 1984j. 90R. Paenueeo, "CAPS: Part of National Trend in Peaee Studies", Capital Area Association for Peace Studies Chronlcle, C. I, Nisan 1990; C. Rank, "The InterdiseipIianary Challenge of Peaee 'Studies", D. C. Thomas ve M. T. Klare (der.), Peace and World Order Studies: A Currlculum Gulde (Boulder: Westview Press, 1989).
88A.

ULUSLARARASI

lLtKn.ERDE

YAKLAM, TEORt VE ANALz

13

"

balamda PCR almalar uluslararas ilikileri tamamlyordu. Fakat PCR ile uluslararas ilikilerin daha geleneksel g ve ulusal gvenlik yaklamlan arasnda nemli farkllklar var. PCR, geleneksel g kavram ve ulusal gvenlik almalanndan hareket eunekle birlikte, onlann olduka tesine de geer. Bir yandan askeri tehditlere kar savunma ihtiyacnn ulusal gvenlik endieleri iin meru olduunu kabul ederken, te yandan alk, fakirlik ve smrnn iddeti besleyen nedenler olduunu ve dolaysyla. hem ulusal hem de global gvenlik iin en nemli tehlikeyi oluturduklann ileri srer. PCR genelolarak global sistemin tamamnn gvenlii ile ilgilenir. Bugnk karlklbaml dnyada bir devlet iin arzulanan daha fazla gvenlik, ayn zamanda, btn devletler iin daha fazla gvenlii gerektirir. Dolaysyla ortak karlann varln art koan ortak gvenlik kavram gvenliin btn devletler iin arunasna olanak salar. Bu nedenle sistemin bir btn olarak korunmas ulusal politikaiin bir ncelik haline gelir. PCR almalar ban faaliyetler/iddet ieren faaliyetler aynmnn bireyden gruba, oradan da global dzeye tm alanlann kapsar ve esas vurgusu belirli devletler arasndaki ilikilerden ok grupsal ve global dzeydedir. Her ne kadar PCR ve uluslararas ilikiler ortak alma gerektiren disiplinler iseler de, PCR daha ok eitli potansiyel alternatif dnya dzeni sistemlerini inceler. Uluslararas ilikiler politika ve kltr ayn ayn ele alrken, PCR politikay kltrel bir faaliyet ve dnya politikasn da kar IkI kltrel iletiim olarak kabul eder. atma ve deiimi alakadar ettii kadar ile ekonomi, politika, ideoloji, kltr ve teknik ile yerel, ulusal ve global dzeylerdeki sosyal sistemlerin incelenmesini bnyesinde toplar. Dolaysyla PCR'nin bak as uluslararas ilikilerden daha geni bir sosyal bilim ile doal ve fizik bilimleri yelpazesini ' birletirir. Son ve biraz da tartmal olarak PCR deer ykldr, yani bar (iddet iermeyen atma zm) iddet ve savaa tercih eder ve sosyo-ekonomik adalet ile ekolojik denge sorunlann daha rahatlkla ama edinebilir.91 Bu adan PCR sava, iddet ve sistemli basknn nedenlerini analiz eden, atma ve deiimin adaleti gelitirecek ve iddeti azatacak ekilde kullanlmas yollarn aratran disiplinleraras bir akademik alandr.

v.

Sonu:

Uluslararas

likiler

Teorisi

(mi?)

Uluslararas ilikiler teori ve yaklamlan buradaki genel zetten de grdmz zere, 1970'lerin ortalanndan itibaren neredeyse saylamayacak kadar 'ok farkl yaklamlar arasndaki atmalara tank olmutur. Biz bu makalede btn bu yaklamlan ana balk (paradigma) altnda topladk: Geleneksel-realist, plralistrasyonalist ve globalist-devrimci. Daha geni bir aratrma bu sayy ok rahatlkla ikiye hatta e katlayabilir.92' Ancak, zellikle postmodern yaklamlarn uluslararas ilikilerde giderek nem kazanmas ve Souk Sava'n sona ermesinden sonra uluslararas ilikiler teorisinin dnya politikasnn karmaas karsnda henz tatmin edici bir aklama getirememi olmas, disiplinin geleceini giderek daha da belirsizletiriyor. Bir taraftan "teorilemeyi reddeden" ve varolan teorileri yerle bir etmeye alan posunodernizmin saldinlan, te taraftan giderek artan disiplinleraras almalar ile "snr

91C. M. Stephenson, 'The Evolution of Peace Studies".Thomas/Klarc, Ibld., ss. 11-12. 92rn: Dogherty/Pfaltzgraff, op. c1t., bir dzineden fazla yaklam belirliyor. Bir dieri yirmidrt'ten fazla yaklam sralam durumda. Bkz. V. Kubalkova ve A. A. Cruikshank, Marxlsm-Lenlnlsm and Theory of International Relatlons (London: Routledge and Kegan Paul, 1980)

114

MUSTAFA AYDIN

problemi"nin yerini "snrn korunmas" problemine brakmas sonucu artk disiplinin teorileememesinden deil, fakat varln srdrp srdremiyeceinden endie duymak gerekiyor. Zaten, uluslararas ilikiler aratrmalar da 20. Yzyln sonuna yaklarken artk sadece dnya politikasnn nasl grlmesi veya ne ekilde allmas gerektiini deil, fakat disiplinin esas amacn ve varolma nedenini de tartyorlar. Ayn zamanda, uluslararas ilikiler akademisyenleri, "modernity"yi gerein ortaya karlmasnn tek yolu olarak deil fakat pek ok olas ve keyfi yaam ekillerinden birisi olan basit bir kltrel form olarak gren post-modernist yaklamlardan etkileniyorlar. Artk eitU yazarlarca bu dnyada nasl yaadmzn ruhani, doal ya da bilimselolsun tek bir kanunla nceden belirlenmedii fakat tarihin, yani bugnn yaplarn ve kltrn reten eitli karar ve davranlarn, bir sonucu olduu ileri srlyor. Dnyay ve "gereklii" nasl grdmz sorusuna verilecek cevabn gelitireceimiz metod ve teoriler ile gerei aratrmamzda bakacamz objektifler zerinde kkl etkileri olduu iin bu abuk sona erecek bir tartma deiL. Bu almann da ortaya koyduu gibi uluslararas ilikiler tcorisyenleri disiplinin ksa tarihi iinde uluslararas politika hakknda farkl grlere sahip olmulardr. Bunun yansra, konuya "doru" yaklamn naslolmas gerektii, bireysel ve rgtsel gruplamalarn etkileimleriyle ilgili temel kavramlarn varl veya yokluu ve benzeri pek ok konuda da farkl inanlara sahip oldular ve olmaktalar. Buradan hareketle, btn uluslararas ilikiler teorisyenlerinin, zellikle de poststructural ve postmodern yazarlarn yaptklar tek nemli eyin, disiplinin grnte sonsuz tarihsel yorumlarn ve yaklamlarn reterek renci iin uluslararas ilikilerin bir btn olarak allmasn derece derece zorlatrmak olduu sylenebilic93 Eer uluslararas ilikiler teori ve analizinin bu ksa aratrmasndan uluslararas ilikilerdeki teorileme almalarnn ya sonu olmayan ya da en azndan henz tamamlanmam bir aba olduu gr ortaya kyor ise, o zaman okuyucu iin alnacak tek "gerek" ders daha fazla tcorileme iin bir davet olmaldr...

93imdiden poststructuralizm ve postmodernizmin de "tesinde" olduunu iddia eden yazlarn uluslararas literatrde belirmeye baladn sylemek herhalde ilgin olacaktr. rnein. ale Waever Ingiliz Uluslararas almalar Topluluunun Aralk 1989'daki yllk toplantsnda "Tradition and Transgression in International Relations: A PostAshleyan Position" balkl bir sunum yapt.

You might also like