Download as txt, pdf, or txt
Download as txt, pdf, or txt
You are on page 1of 218

TARAYAN: YAAR MUTLU TRK YAZARLARI Bu kitap, stanbul'da Can Yaynlan'nda dizildi, efik Basmevi'nde basld.

(1991) Orhan Pamuk KARA KTAP ROMAN CAN YAYINLARI LTD.T Babli Cadde No: 19, kat:2, Caalolu, stanbul Tel. 5286113, 5135188 1. basm: 2. basm: 3. basm: 4. b asm: 5. basm: 6. basm: 7. basm: 8. basm: 9. basm: 10. basm: 11. basm: Mart 1990 Mart 0 Nisan 1990 Mays 1990 Haziran 1990 Temmuz 1990 Ekim 1990 Ocak 1991 Ocak 1991 Mar t 1991 Mays 1991 Ayln'a Orhan Pamuk / Can Yaynlan Ltd.ti.(1990) "bn Arabi'nin gerek b r vaka olarak anlattna gre, abdaldan olup ruhlar tarafndan gklere karlan bir arkada asnda dnyay evreleyen KafDa'na varm, da da bir ylann evrelediini gm. Bugn onun da etrafnda byle bir ylan olmad malmdur." slam Ansiklopedisi BRNC KISIM BR LK GRDNDE Epigraf kullanmayn, nk vaznn iindeki esrar ldrr! Adli Byle lecck rar, esrar satan yalanc peygamberi ldr! Bahti Yatan bandan ucuna kadar uzanan mavi da yorgann engebeleri, glgeli vadileri ve mavi yumuak tepeleriyle rtl tatl ve lk karanl yzkoyun uzanm uyuyordu. Dardan k sabahnn ilk sesleri geliyordu: Tek tk geen ara otobsler, poaacyla ibirlii eden salepinin kaldrma konup kalkan gmleri ve dolmu dd. Odada, lacivert perdelerin soldurduu kuruni bir k vard. Uyku mahmurluuyl yorgandan dar uzanan bana bakt: Rya'nn enesi yastn kutyne gmlmt. Alnnn iten harika eyleri insana korkuyla merak ettiren gerek d bir yan vard. "Hafza," diye y zmt bir ke yazsnda Cell, "bir bahedir." "Rya'nn baheleri, Rya'nn baheleri..." lip, "dnme, dnme, kskanrsn!" Ama Galip karsnn alnna bakarak dnd. Uykunun huz l bahesinin stleri, akasyalar, amal glleri ve gnei altnda gezinmek isterdi imdi. ratlardan utanla korkarak: Sen de mi buradaydn, merhaba! Bilip bekledii tatsz anlar k adar, beklemedii erkek glgelerini de merak ve acyla grerek: Afedersiniz kardeim, siz karmla nerede rastlam ya da tanmtnz? yl nce sizin evinizde, Aladdhrin dkkn rgisinin iinde, birlikte gittiiniz ortaokul binasnda, elele

tututuunuz sinemann giriinde... Hayr, belki de Rya'nn hafzas bu kadar kalabalk ve a di; belki de hafzann karanlk bahesinin, gne den tek kesinde, imdi Rya'yla Galip b ezintisine kmlard. Rya'lar stanbul'a tandktan alt ay sonra, ikisi birlikte, Galip' akulak olmulard. O zamanlar, bazan Galip'in annesi bazan Rya'nn gzel annesi Suzan yen ge, bazan ikisi birden Galiple R-ya'y ellerinden tutup, parke yollarda titreyen ot obslerle Bebek'e ya da Tarabya'ya sandal gezintisine karrlard. O yllarda mikroplar nl ilalar deil: Boaz'in temiz havasnn ocuklarn kabakulana iyi geleceine inanlrd. Sa urgun olurdu, sandal beyaz, ayn kayk hep dostane. Anneler ve yengeler sandaln kna otu lard, srt inip kalkan sandalcnn arkasna gizlenen Rya'yla Galip sandaln burnuna, yanya Sandaldan denize uzanan ve birbirine benzeyen ayaklarnn ve ince bileklerinin altnd an ar ar deniz akard; yosunlar, yedi renkli mazot lekeleri, kk ve yar saydam aklta Cell'in yazs var m diye baktklar okunakl gazete paralar. Galip, Rya'yi ilk grdn lmadan alt ay nce, yemek masasnn zerine yerletirilen tabureye oturmu, berbere salarn riyordu. O zamanlar, uzun boylu Douglas bykl berber, haftann be gn eve gelir, Dedeyi t ederdi. Bu, Arabn ve Aladdin'in dkknnn nnde kahve kuyruklarnn uzad, naylon orap anbul'daki 56 model Chevrolet'lerin gittike oald, Galip'in ilkokula balad ve Milliy tesinin ikinci sayfasnda haftada be kere Selim Kamaz adyla yazan Cell'in yazlarn dikk e okuduu zamand, ama okuma yazmay rendii zaman deil; nk okuma yazmay iki yl nce : Yemek masasnn kesine otururlard; Babaanne, en byk sihiri, harflerin birbirine nasl ulacan hrltl sesiyle duyurduktan sonra, aznn kenarndan eksik etmedii Bafra sigara dumandan torunun gzleri sulanr, alfabenin iindeki olaanst byklkteki at da mavileip d. Altnda at olduu yazan iri at, topal sucunun ve hrsz eskicinin arabalarnn kemikli at arndan bykt. Galip o zamanlar bu salkl alfabe atnm zerine, resmin zerine dkld an sihirli eczadan dkmeyi dnyordu, ama sonralar, ilkokula ikinci snftan balamasna i medikleri iin, bir de okulda, ayn atl alfabeyle okuma yazma renirken bu isteini sama b lacakt. 10 O zamanlar Dede, nar rengi ienin iindeki o sihirli sz verdii gibi sokaktan getirebilseydi, Galip svy Birinci I Sava'nn zeplinleri, toplan ve amurlu lleriyle do ki ve tozlu 'Illustration' mecmualarnn, Melih Amcann Paris'ten ve Fas'tan yollad kartp ostallarn ve Vasf in Dnya gazetesinden resmini kestii yavrusunu emziren orangutann ve CelFin gazetelerden kestii tuhaf insan yzlerinin zerine dkmek isterdi. Ama artk Dede sokaa da kmyordu, berbere gitmek iin bile; btn gn evdeydi. Gene de, sokaa kp dkk eki gibi giyinirdi: Pazarlar uzayan sakal gibi kuruni renkli, geni yakal, eski bir ngi liz ceketi, dklen pantolon, kol dmeleri ve Babann dedii gibi, kaytan bir memur gravat. Anne "gravat" demez, "kravat" derdi: Eskiden Annenin ailesi daha zengin olduu iin. Sonra, Anneyle Baba, Dededen her geen gn bir tanesi daha yklan boyas dklm eski ahap en szeder gibi szederlerdi; biraz sonra dedeyi unutup sesleri birbirlerine doru ykse lmeye balarsa Galip'e dnerlerdi: "k yukar git oyna sen haydi." "Asansrle mi kaym?" " ana asansre binmesin!" "Tek bana asansre binme!" "Vasfla oynayaym m?" "Hayr, kzyo mazd. Vasf sar ve dilsizdi, ama benim yerlerde srnrken 'gizli geit' oynadm ve yat n geerek, maarann ucuna, apartman karanlnn dibine ular gibi ve dman siperlerine ka kedi sessizliiyle ilerleyen bir asker gibi ulatm ve kendisiyle alay etmediimi anlard ma sonra gelen Rya hari, tekiler bilmezdi bunu. Bazan Vasfla birlikte uzun uzun penc erelerden dar tramvay yoluna bakardk. Beton apartmann beton cumbasnn bir penceresi dn bir ucu olan Camiye, bir penceresi de teki ucu olan kz lisesine bakyordu; arada ka rakol, iri kestane aac, ke ve Aladdin'in vzr vzr ileyen dkkn vard. Dkkna giri gelip geen arabalar birbirimize gsterirken Vasf

birden heyecanlanp ryasnda eytanla bouur gibi hrltl korkun bir ses karnca, ben rdm. O zaman, az arkamzda, Babaanneyle karlkl iki baca gibi sigara tttrp radyoyu din ek tek baca ksa koltuunda oturan Dede, "Vasf gene Galip'i korkuttu," derdi, kendisini dinlemeyen Babaanneye ve meraktan ok alkanlkla sorard: "Ka araba saydnz bakaym?" Am ge, 11 Packard, DeSoto ve yeni Chevrolet'lerin saysna ilikin verdiim bilgileri dinle mezlerdi bile. Babaanneyle Dede, sabahtan akama kadar ak duran ve Trk kpeklerine benz emeyen bol tyl ve huzurlu bir kpek biblosunun zerinde uyuduu radyodaki alaturka ve al afranga mzii, haberleri ve banka, kolonya ve milli piyango reklamlarn dinlerlerken sr ekli konuurlard. ou zaman, hi dinmedii iin altklar bir di arsndan sz eder gib alardan ikayet ederlerdi, hl brakamadklar iin suu birbirlerine atarak, biri boulur g meye balarsa, teki, nce zafer ve neeyle, sonra endie ve fkeyle hakl olduunu iln eder ma birazdan, birinden biri iyice sinirlenirdi: "Bir sigaram var zaten, ilime alla hakma!" Sonra, gazeteden okuduu eyi eklerdi: "Sinirlere iyi geliyormu!" Belki o zama n, biraz susarlard, ama koridordaki duvar saatinin tiktaklarnn duyulduu bu sessizlik ler ok srmezdi. Ellerine yeniden .aldklar gazeteleri hrdatrlarken ve leden sonra be arlarken konuurlard ve apartmandakiler akam yemeine ve birlikte radyo dinlemeye geld ikleri zamanlar da ve gazetede Cell'in ke yazsn okuduktan sonra da: "Yazsnn altna k zasn atmasna izin verselerdi," derdi Dede, "belki akln bana toplard." "Koca adam," di i ekerdi Babaanne ve her zaman sorduu u soruyu ilk defa soruyormu gibi yznde ilen bir rak ifadesi, sorard: "Yazsnn altna kendi adn koymasna izin vermedikleri iin mi yle yoksa yle kt yazd iin mi yazsnn altna kendi adn koymasna izin vermiyorlar?" "H i Dede, ikisinden birinin zaman zaman sarld teselliye sarlarak, "altna imzasn atmasn n vermedikleri iin bizi rezil ettiini pek az kimse anlyor." "Kimse anlamyor," derdi o zaman Babaanne, Galip'in pek de iten olmadn anlayabilecei bir edayla. "O yazlarnda den szettiini kim sylyor ki?" O zaman, sonralar Cell'in her hafta okuyucularndan yzle mektup ald gnlerde, baz iddialara gre ha-ylgc kuruduu iin, baz iddialara gre is e politika yapmaktan vakit bulamad iin, baz iddialara greyse de, basit bir tembellikte n birazck deitirip bu sefer kendi tantanal adyla yeniden yaymlayaca o yazlardan biri aha nceden yzlerce kere tekrarlad bir cmleyi bkknlk ve belli belirsiz bir 12 sahteli gusuyla tekrarlayan ikinci snf tiyatro oyuncusu gibi deinerek, "Apartman yazsnda bizi m apartmandan szettiini kim bilmiyor ki allahakma!" derdi Dede ve Babaanne de susar d. O zamanlar Dede, sonralar daha sk grecei o ryadan yeni yeni szetmeye balamt. B erine tekrarladklar hikyeler gibi, Dedenin zaman zaman gzleri parlayarak anlatt ryas ydi; lacivert bir yamur ryada hi durmadan yad iin Dedenin salar ve sakallar srekl Babaanne, ryann hikyesini sabrla dinledikten sonra, "Berber birazdan gelir," derdi, ama Dede berberden szedilirken sevinmezdi. "ok konuuyor, ok soruyor!" Mavi ryann ve b erberin sznden sonra, Galip, Dedenin bir iki kere, zayflayan bir nefesle yle dediini d e iitmiti: "Baka bir yerde, baka bir tane yaptracaktk. Uursuz* kt bu apartman." ok kat kat sattklar ehrikalp Apartmanndan bir bakasna tandktan ve binaya, evredeki be aka binalara olduu gibi, kk konfeksiyoncular, gizli gizli krtaj yapan kadn doktorlar sigortac yazhaneleri yerletikten sonra, Aladdin'in dkknnn nnden her geiinde Galip rkin ve karanlk yzne bakarak Dede'nin bu sz neden sylemi olabileceini merak etmiti. rupa ve Afrika'dan, sonra da zmir'den stanbul'a ve apartmana dnmesi yllar alan Melih Amcay berberin her trata, meraktan ok az alkanlyla Dedeye sorduunu, (Efendim, b

olan Afrika'dan ne zaman dnyor?) ve Dedenin de, bu sorudan ve konudan holanmadn bildi Galip, Dedenin aklndaki uursuzluun en byk ve en tuhaf olunun eski kars ve ilk olunu gn brakarak yurtdna gidii ve yeni kars ve yeni kzyla (Rya) dn ile ilgili oldu dan sezerdi. Apartman yaptrmaya baladklarnda Melih Amca buraday-m daha, Cell'in Galip yllar sonra anlatt gibi, ekerci Hac Bekir'in dkkn ve lokumlaryla rekabet edemedii a-anne'nin kaynatt ayva, incir ve vine reellerini raflarna dizdikleri kavanozlarda sat abileceklerini bildikleri iin, nce pastaneye, daha sonra lokantaya evirdikleri Sirk eci'deki ekerci dkknndan ve Karaky'deki 'Beyaz Eczane' den gelen babas ve kardeleriyle bulumak iin, o zamanlar daha otuzuna basmam olan Me13 lih Amca da, iinde avukatlktan o kavga ettii ve eski dava dosyalarnn sayfalarna kurun kalemle gemi ve ssz ada resimler izdii yazhanesinden akamstleri kp, Nianta' ndaki inaat yerine gelir, ceket ve kr arn svayp paydos saatine doru geveyen inaat iilerini kztrmak iin ie giriir-mi renmek, kestane ekerini paketleyecek yaldzl kt sipari etmek, Franszlarla birlikte ve balonlu bir banyo sabunu imalthanesi amak ve Avrupa ve Amerika'da, o sralarda bi r salgna yakalanm gibi ardarda ifls eden fabrikalarn makinelerini ve Hle Hala iin kuyr klu bir piyanoyu ucuza kapatmak ve sar Vasf iyi bir kulak ve beyin doktoruna gsterme k iin birisinin Fransa ve Almanya'ya gitmesi gerektiini Melih Amca bu sralarda sylem eye balam. ki yl sonra, Vasf ile Melih Amca, daha sonralar Galip'in, Babaannenin kutul rnn birinde gl suyu kokan fotorafn grd ve Cell'in sekiz yl sonra Vasf in gazete e Karadeniz'de bir serseri mayna arparak battn okuduu bir Romen vapuruyla (Tristana) M rsilya'ya gittiklerinde, apartman bitmi, ama iine girilmemi-mi daha. Bir yl sonra, Va sf tek bana trenle Sirkeci'ye dndnde hl sar ve dilsizmi "tabii" (bu son kelimeyi, Galip'in yllarca srrn ve nedenini zemedii bir vurguyla Hle Hala sylerdi,) ama kuca yl sonra byk byk byk byk torunlaryla hl arkadalk edecei ve ilk zamanlar ban nlar heyecandan nefesi tkanr gibi, kimi zamanlar da hznle gzlerinden yalar akarak seyr edecei Japon balklaryla dolu sk skya tuttuu bir akvaryum varm. O sralarda, Cell i sonralar bir Ermeniye satlan nc katta oturuyorlarm, ama Paris sokaklarndaki ticari a gezilerine devam edebilsin diye, Melih Amcaya para yollamak gerektii iin, bir ara sandk odas olarak kullanlan ve daha sonralar yarm bir daireye evrilen o kk ve ierle kp yerlemiler ki, kendi daireleri kiraya verilsin. Melih Amcann Paris'ten yollad e ve pasta tarifleriyle sabun ve kolonya formlleri ve bunlar yiyen ve kullanan arti st ve balerinlerin resimleriyle dolu mektuplarla, iinden naneli di macunu, kestane ekeri, likrl ikolata rnekleri ve oyuncak itfaiye ve gemici apkas kan paketler seyre e baladnda annesi, Cell'i 14 alp baba evine dnmeyi tasarlyormu. Bu karara varp, Cel likte apartmandan kp, vakflarda kk bir memurluu olan babasyla annesinin Aksaray'daki evine dnmeye karar verebilmesi iin, dnya sava kmas ve arkasndan, Melih Amcann Binga onlara zerinde tuhaf bir cami minaresiyle uan grld bir kartpostal yollamas gerekmi , memlekete dn yollarnn maynlandm yazan bu kahverengi beyaz kartpostaldan ve savata ra gittii Fas'tan, baka siyah beyaz kartpostallar da yollam. Bylece, Babaanneyle Dede , Melih Amcann Marake'te tant bir Trk kzyla evlendiini, gelinin Mu-hammed'in soyun ni, yani bir seyyide olduunu, kadnn ok gzel olduunu, sonralar silah tccarlarnn ve c ayn bar kadnlarna vurulduu bir Amerikan filmine de mekn olan kolonyal otelin elle re nklendirilmi resmi zerinde gzken bir karpostaldan renmiler. (ok sonralar, otelin iki at balkonlarnda dalgalanan bayraklarn lkelerini kard yllardan da ok sonralar, bu k a bir daha baktnda, Galip,

bir an Cell'in 'Beyolu Haydutlar' hikyelerinde kulland slpla dnerek, Rya'nn 'il eknn, bu kremal pasta renkli otelin odalarndan biri olduuna karar vermiti.) Bu kartpos taldan alt ay sonra, zmir'den gelen kart ise, Melih Amcann yolladna inanamamlar bir iye'ye dnmez artk, diye dnyorlarm; yeni karsyla birlikte Hristiyan olduklar, Kenya birtakm misyonere katlp, orada, aslanlarn boynuzlu geyikleri avlad bir vadide Hil irletiren bir mezhebin kilisesini kurduklar yolunda dedikodular varm. Gelinin zmir'de ki akrabalarn tanyan bir meraklnn getirdii haber ise, Melih Amcann sava srasnda Kuz ka'da evirdii karanlk iler (silah ticareti, bir krala rvet, vs) sonunda milyoner olduu yolundaym, gzellii dillere destan karsnn nazna daya-namad iin, onu mehur etmeye ywood'a gidecek-lermi, gelinin resimleri imdiden Arap-Fransz dergilerinde ya-ymlanyor mu vs. Oysa, Melih Amca, apartmanda haftalarca kat kat dolaan ve gerekliinden emin o lmak iin kalplndan phelenilen paralar gibi, oras buras trnak ularyla kaznarak hr ostalda, vatan hasretine dayanamayp yataklara dtn, Trkiye'ye dnmeye bylece karar ve ini yazyormu. 15 "imdi" iyilermi, zmir'de incir ve ttn tccarl yapan kaynpederinin i ve modern bir mli anlayla ele alyormu. Ksa bir sre sonra, Arap sandan da kark b llad kart ise, belki de ileride btn aileyi sessiz bir savaa srkleyecek hisse sorunlar n, her katta baka trl yorumlanm, ama sonralar Galip'in de okuduu gibi, ok da fazla do bal olmayan bir dille, yaknda stanbul'a dnmek istediini belirtiyormu Melih Amca, bir d , bir kz olduunu, ama adna karar veremediini. Rya'nn adn, Galip, likr takmlarnn nasnn kenarna, Babaannenin ilitirdii bu kartpostallardan birinde okumutu ilk. ri aynay kinci bir ereve gibi saran ve zaman zaman Dedeyi fkelendiren bu kilise, kpr, deniz, k ule, gemi, cami, l, piramit, otel, park ve hayvan grntleri arasna Rya'nn zmir'de ek eklik ve ocukluk resimleri de ilitirilmiti. O zamanlar Galip, kendi yanda olduu sylene amcasnn kz (yeni kelime ile kuzin) Rya'dan ok, Rya'nn iinde yatt cibinliin insa tucu ve uykulu maaras ve siyah beyaz maaray eliyle aralayarak iindeki kzn gsterirken raya hznle bakan Seyyide Suzan yengesiyle ilgilenirdi. Rya'nn fotoraflar elden ele dol arken, apartmandaki erkekler kadar kadnlar da, bir an dalgn bir sessizlie gmen eyin b ellik olduunu daha sonralar anlamt. O zamanlar, daha ok, Melih Amcalarn stanbul'a ne an gelecekleri ve hangi katta kalacaklar konuulurdu. nk bir avukatla yeniden evlenen annesi, her doktorun baka bir adla adlandrd bir hastalktan gen yata lnce, Cell, Ak i rmcekli evde barnamaz olmu, babaannesinin de sraryla, yeniden apartmana dnm, at lemiti. Daha sonralar takma adla ilk ke yazlarn yazaca gazete iin futbol malarn okusu almaya alyor, Beyolu'nun arka sokaklanndaki bar, pavyon ve kerhane kabadaylarnn rarengiz ve sanatkrane cinayetlerini ballandrarak anlatyor, kara karelerin saysnn ak k areleri her seferinde getii bulmacalar hazrlyor, gerektiinde, afyonlu arabn sarholuu aylamad iin tefrikasn aksatan stadn yerine pehlivan tefrikasn srdryor, zaman za n Kiiliinizi Okuyoruz', 'Ryalarnz Yorumluyoruz', 'Yznz, Kii16 liginiz', 'Bugnk Bu raba ve tandklarna ve bir iddiaya gre de, sevgililerine zel selmlar yollamaya ilk bu b ur kesinde balamt) ve 'ster nan, ster nanma' kelerine yazyor ve artan vakitlerd dii sinemalarda grd en son Amerikan filmlerini eletiriyor ve at katnda tek bana ya m ederse, bu alkanlkla gazetecilikten kazand parayla evlenebilecei bile syleniyordu. alar, bir sabah, tramvay yolunun yllanm parke talarnn anlamsz bir asfaltla rtlverd , Galip, Dedenin uursuzluk dedii eyin, belki de, apartmandaki bu tuhaf skklkla, yersi kle ya da buna yakn belirsiz ve korkutucu bir

eyle ilgili olduunu da dnmt. Melih Amca, sanki yollad kartlarn ciddiye alnmamas ermek iin, gzel kars, gzel kz ve bavul ve sandklaryla bir akam stanbul'a dnp apa ince, tabii ki, Cell'in yaad atkatna yerlemiti. Okula ge kald o bahar sabahnda la ge kaldn grd. Kim olduunu karamad mavi sal gzel bir kzla, alfabenin son s uzaklaan bir belediye otobsndeydiler. Uyandnda, yalnz kendisinin okula deil, babasn ge kaldn anlad. zerine gnn bir saatlik gnei vuran ve rts mavi beyaz bir satran valt masasnda Anne ile Baba, apartman araln ele geiren farelerden ya da hizmeti Esma hortlak ve cinlerinden szeder gibi, dn akam at katna yerleenlerden szediyor-lard. G neden okula ge kaldn-ve ge kald iin gitmekten utandn dnmek istemedii gibi, a dnmek istemiyordu. Her eyin her zaman tekrarland Babaanneyle Dedenin katna kt, a , pek de mutlu gzkmeyen Dedeyi tra ederken atdakileri soruyordu. Bfenin aynasna ilit i kartpostallar dalmt, orada burada, yabanc ve tuhaf nesneler vard; sonralar tiryaki aca yeni bir koku da. Birden, iinde bir eziklik, korku ve zlem uyand: Kartpostallarn g r renkli lkeler nasld acaba? Fotoraflarn grd gzel yenge nasld? Byyp erkek ol ireceini syleyince babaannesi pek sevindi, ama berber, gevezelerin ou gibi anlayszd; ip'i Dedenin koltuuna deil, yemek masasnn stne koyduu tabureye oturttu. stelik, Dede1 en zp balad beyaz rt ok bykt, boynunu boacak gibi skt yetmiyormu gibi, bir altna kadar da uzanyordu. ok sonra, birbirlerini bu ilk grlerinden Galip'in hesabyla 1 yl, 19 ay, 19 gn sonra evlendikten de ok sonra, baz sabahlar Galip yannda uyuyan kars yasta gmlm ban grdnde, Rya'nn zerindeki yorgann mavisiyle, berberin Dededen sinin kendisine ayn huzursuzluu verdiini dnm, ama bu konuda karsna bir ey sylemem e Rya'nn byle belirsiz bir nedenle yorgan klflarm deitirmeyeceini bildii iin. Gali nin kapnn altndan atlm olacan dnerek ty gibi hafif olmaya alm dikkatli harek t, ama ayaklar onu kapya deil helaya gtrd, sonra da mutfaa. aydanlk mutfakta deild odasndaysa demlii bulabildi. Bakr kllk azna kadar sigara iz.maritleriyle dolu olduun e. Rya yeni bir polisiye roman okuyarak ya da okumayarak sabaha kadar oturmutu. ayd anl helada buldu: Yeterli su basnc olmad iin scak su, 'ofben' dedikleri o korkutuc ne, bir ikincisini hl almadklar aydanlkla stlyordu. Sevimeden nce, kimi zaman, Ba ede gibi, Babayla Anne gibi uslu uslu ve sabrsz, su strlard. Ama, "Brak u sigaray"yl yan kavgalarnn birinde nankrlkle sulanan Babaanne, Dedeye, bir sabah olsun yataktan o ndan sonra kmadn sylemiti. Vasf seyrediyordu. Galip dinliyor, Babaannenin ne demek i m dnyordu. Sonralar, Cell bu konuda da bireyler yazmt, ama Babaannenin demek istedi a deil: "Yalnz gnei zerine dourmamak," diye yazmt "ve yalaktan kr karanlkta kalkma dnlarn erkeklerden nce yataktan kmalar da bir kyl alkanldr." Babaanneyle Dedeni n kalk alkanlklarm da (yorgann zerindeki sigara klleri, di frasyla ayn bardakla er, lm ilnlarna acele acele gz gezdiren alkn baklar) pek deitirmeden okuyucularn yaznn sonu blmn okuduktan sonra, "Demek biz kylymz!" demiti Babaanne. "Kyl olm u anlasn diye sabahlar ona mercimek orbas iirmeliymiiz!" demiti Dede. Galip fincanlar alarken, temiz atal bak, tabak ararken ve pastrma kokan buzdolabndan plastik yiyecekl ere benzeyen beyaz peynir ve zeytini karrken ve aydanlkla stt suyla tra olurken, ak bir grlt yapmay dnyordu, ama kmad o grlt. Demlenmemi ayn iip, bayat ekm

di-limleriyle kekikli zeytinleri masada yerken kapnn altndan alp tabann yanna uzatt kokulu gazetenin uykulu kelimelerini okuyup baka eyler dnd: Akam Cell'e ya da Konak S masna gidebilirlerdi. Cell'in ke yazsna bir gz att, akam sinemadan dndkten sonra o rar verdi, gz okumakta srar ettii iin yaznn bir cmlesini okuduktan sonra, gazeteyi ma zerinde ak brakp kalkt, paltosunu giydi, kacakt, ieri gitti. Elleri paltosunun tt k ve kullanlm biletlerle dolu ceplerinde, bir sre karsn dikkatle, saygyla, sessizce s etti. Dnp, hafife kapsn ekerek evden kt. Yeni paspaslanm merdivenler slak toz ve u. Darda Niantarbacalarnn kmr ve mazot dumanyla karartt souk ve amurlu bir hav ar bulutlarn soua fleye fleye, yerlere dklm p ynlarnn arasndan yryp dolm r kaldrmda ceketini, yakalarm kaldrarak palto niyetine giyen bir ihtiyar, peynirliyi k maldan ayrarak satcdan poaasn seiyordu. Galip, birden bir kou kuyruktan frlad, k kap iinde kuran gazeteciye parasn verdi, ald Milliyet'i katlayp koltuunun altna sk sinde, Cell'in alayc bir sesle, gekince bir kadn okuyucusunu taklit ettiini iitmiti: " h Cell Bey, ke yazlarnz o kadar ok seviyoruz ki, bazan ben ve Muharrem sabrszlktan tane Milliyet alyoruz!" Taklitten sonra, hep birlikte Galip, Rya ve Cell glerlerdi. o k sonra, tp tp balayan pis bir yamurla iyice slandktan, bir iti kakla dolmua bindik lak kuma ve, sigara kokan dolmuta bir sohbetin almayacan anladktan sonra, Galip, gaze i gerek bir tiryaki gibi, yalnzca ikinci sayfadaki ke yazsnn okunaca kkle getir le ve keyifle katlad, bir an pencereden dar dalgnlkla bakp Cell'in bugnk ke yazs 18 19 KNC BLM BOAZ'IN SULARI EKLD ZAMAN "Hibir ey hayat kadar artc olamaz. sularnn ekilmekte olduunu fark ettiniz mi? San' myorum. Bayram enliine km ocukla heyecanyla birbirimizi ldrdmz bugnlerde hangimiz bir ey okuyup dnyadan haberdar olu Ke yazarlarmz bile, dirsekleti-imiz vapur iskelelerinde, kucak kucaa yuvarlandmz lklarnda, harflerin tir tir titredii dolmu koltuklarnda yarm yamalak okuyoruz. Ben hab eri bir Fransz jeoloji dergisinde okudum. Karadeniz snyor, Akdeniz souyormu. Bu yzden sneyerek yaylan deniz sahanlklarnn dibindeki muazzam maaralara deniz sular boalmaya, a n tektonik kprdanmalar sonucu da Cebelitark, anakkale ve stanbul boazlarnn taban yu balam. Boaz kysnda konutuumuz son balklardan biri, eskiden demirlemek iin bir mi cir att sularda imdi teknesinin karaya oturduunu syleyerek sordu: Babakanmz bu konuy gilenmiyor mu hi? Bilmiyorum. Bildiim giderek artan bir hzla ilerledii aklanan bu geli enin yakn gelecekteki sonulardr. Besbelli, ksa bir zaman sonra, bir zamanlar 'Boaz' de diimiz o cennet yer, kara bir amurla sval kalyon lelerinin, parlak dilerini gsteren ha aletler gibi parlad bir zifiri batakla dnecek. Scak bir yaz sonunda ise, bu batakl abay sulayan alakgnll bir derenin tabam gibi yer yer kuruyup amurlaacan, hatt binl borudan elleler gibi grl grl akan lmlarn sulad yamalarda otlarn ve papatyalar tmek zor deil. Kz Kulesi'nin bir tepenin stnde korkutucu gerek bir kule gibi ykselecei bu derin ve vahi vadide yeni bir hayat balayacak. Ellerinde ceza fileri oradan oray a koan belediye memurlar20 nm baklar arasnda, eskiden 'Boazii' denen bu boluun amu ulmaya balayacak yeni mahallelerden szediyorum: Gecekondulardan, sala, bar, pavyon

ve elence yerlerinden, atl : karncal lunaparklardan, kumarhanelerden, camilerden, de rvi , tekkeleri ve Marksist fraksiyon yuvalarndan ve kapka plstik atlyeleriyle naylon ap imalthanelerinden... Bu kyametimsi , kargaann iinde irketi Hayriye'den kalma yan ya tm gemi lele-riyle gazoz kapa ve deniz anas tarlalar grlecek. Sularn bir anda ekil e karaya oturmu Amerikan transatlantik-leriyle yosunlu on stunlar arasnda ak azlary h ncesinden kalma bilinmeyen tanrlara yalvaran Kelt ve Likyal iskeletleri olacak. M idyeyle kapl Bizans hazineleri, gm ve teneke atal baklar ve bin yllk arap flar e sivri burunlu kadrga leleri arasnda ykselecek bu medeniyetin antik ocak ve lambala rn yakacak enerjiyi uskuru bir batakla saplanm khne bir Romen petrol tankerinden alaca hayl edebiliyorum. Ama asl hazrlkl olmamz gereken ey, btn stanbul'un koyu yeil l uluyaca bu lanet ukurda, tarih ncesinin yeraltndan fokurdayan zehirli gazlar, kuruyan bataklklar, yunus, kalkan ve kl leleri, ve yeni cennetlerini kefeden fare ordular ie nde kacak yepyeni bir salgn hastaldr. Biliyorum ve uyaryorum: O gn, dikenlitellerle tinaya alnacak bu hastalkl blgede olup biten felketler hepimizin iine ileyecek. Bir za anlar, Boaz'n ipek sularn gm gibi ldatan mehtab seyrettiimiz balkonlardan gmlem lacele yaklan llerden kan mavimsi dumann aydnln seyredeceiz artk. Boaz kylar llerinin bayltc serinliini koklayarak rak itiimiz masalarda ryen llerin genzimizi e kark kekre kokusunun tadn alacaz. Balklarn sra sra dizildii o rhtmlarda Bo rnn huzur veren arklarn deil, bin yl sren genel aramalarn korkusuyla denize dklm ri, paslanm pala ve tabanca ve tfekleri ele geirip lm korkusuyla birbirine girenlerin haykrlar duyulacak. Bir zamanlar deniz kysndaki kylerinde yaayan stanbullular, aka e yorgun argn dnerlerken yosun kokusunu duymak iin otobs pencerelerini fayrap amayaca klar; tam tersi, rm l ve 21 amur kokusu szmasn diye alevlerle aydnlanan aadaki rettikleri belediye otobslerinin pencere kenarlarna gazete ve kuma paralar sktracakl aloncu ve kt helvaclarla birlikte toplatunz ky kahvelerinde, bundan sonra, donanma eil, merakl ocuklarn kurcalayp kendileriyle birlikte havaya uurduklar maynlarn kan k bakacaz. Ekmek paralarn, frtnal denizin kumsallara getirip att Bizans mangrlar ve kutularn toplamakla kazanan lodosular, bir zamanlar sel sularnn ky kylerindeki ahap rden kopartp Boaz'in derinliklerine yd kahve deirmenlerinden, kular yosun tutmu gu tlerden ve midyelerin zrhyla kaplanm kara piyanolardan karacaklar artk. te o gnleri de ben, dikenli teller iinden, bu yeni cehennemin iine kara bir Cadillac' bulmak iin bir geceyars szleceim. Kara Cadillac, bundan otuz yl nce ben, bir acemi muhabirken se enlerini izlediim ve patronu olduu bir batakhanenin giriindeki iki stanbul resmine h ayran olduum bir Beyolu haydu-tunun ("gangster" demeye dilim varmyor) caka arabasyd. Arabann stanbul'da birer ei o zamanlarn demiryolu zengini Dadelen ile ttn kral Maruft ard. Son saatlerini bir hafta tefrika ederek hikye ettiimiz ve biz gazetecilerin ef saneletirdii haydu-tumuz bir geceyars polis tarafndan sktrlnca, sevgilisiyle, bir e esrar sarholuundan, bir iddiaya gre de bilerek atn uuruma sren ekiya gibi Aknt Bu n Cadillac'yla birlikte Boaz'n karanlk sularna umutu. Dalglarn deniz dibi akntsn yp bulamadklar, gazetelerin ve okuyucularn da ksa bir sre sonra unuttuklar Cadillac' ede bulacam ben imdiden kestirebiliyorum. Orada, eskiden 'Boaz' demlen yeni vadinin d erinliklerinde, iine yengelerin yuva yaptklar yedi yzyllk ayakkab ve izme tekleri ve kemikleri ve bilinmeyen sevgiliye yazlm ak mektuplaryla dolu ielerin iaret ettii a ir uurumun aalarnda, elmaslar, kpeler, gazoz kapaklar ve altn bileziklerin par-lad midye ormanlaryla kapl yamalarn gerisinde bir yerde, rm bir mavna leinin iine alel ulmu eroin

laboratuarnn ve kaak sucukularn kestikleri beygir ve eeklerin' kova kova kanyla sulad r istiridye ve deniz minareli kumluun 22 1 az tesinde olacak. Eskiden 'Sahil Yolu' denilen, imdiyse daha ok bir da yoluna benzeyen asfalttan geen arabalarn kornalarn din eyerek indiim le kokulu bu karanln sessizliinde arabay ararken, ilerin-* de bouldukl lardaki iki bklm.durumlarn hl koruyan saray kumpaslarnn ve halarna ve asalarna s -: pazlannn bileklerine glle bal iskeletlerine rastlayacam. Tophane rhtmndan anakka sker gnderen Glcemal vapurunu torpillemek isterken, uskuru balk alarna, burnu da yosun u kayalara arptktan sonra deniz dibine ken ngiliz denizaltsmn soba borusu gibi kullan periskobundan kan mavimsi dumanlar grnce, oksijensizlikten az ak kalm ngiliz isk temizlendii ve kadifeyle kapl albay koltuunda in porselenleriy-le akam ayn artk Liv l tezghlarnda imal edilmi yeni yu-' valarna huzurla alan vatandalarmzn itiini anl ln iinde, daha tede Kayzer Wilhelm'e bal bir zrhlnn pasl apas olacak; sedeflemi ekran bana gz krpacak. Yamalanm bir Ceneviz hazinesinin artklarn, az amurla tkan r topu, yklp kaybolmu baz devlet ve kavimlerin midyeyle kapl tasvir ve putlaryla burun t duran pirin bir avizenin patlak ampullerini greceim. Gittike aalara inerek, amur v alar iinde yrrken, zincirli kreklerinin banda sabrla oturup yldzlan gzleyen kle is ni seyredeceim. Yosun aalarndan sarkan gerdanlk. Gzlk ve emsiyelere dikkat etmeyecei ki, ama inatla hl ayakta dikilen muhteem at iskeletlerine btn silah, zrh ve takm ve ta lavatla-ryla binen Hal valyelerine bir an dikkat ve korkuyla bakacam. zeri midyelerle pl sembol ve silahlaryla Hal iskeletlerinin hemen yanbalarnda duran Kara Cadillac' be diklerini o zaman korkuyla anlayacam. Nereden geldii anlalamayan fosforlu bir kla ara bir belli belirsiz aydnlanan Kara Cadillac'a ar ar, korkuyla, yan-bandaki Hal muhaf izin alr gibi saygyla yaklaacam. Cadillac'm kapsnn kulplarn zorlayacam ama, bata niz kestaneleriyle kapl ara bana geit vermeyecek, skm ve yeilimsi pencereleri yerler hi oynamayacak. O zaman, cebimden tkenmez kalemimi karp sapyla camlardan 23 birini ka playan fstki yeil yosun tabakasn yava yava kazyacam. Geceyars, bu korkun ve by mi yaknca arabann Hal zrhlar gibi hl parlayan gzelim direksiyonunun, nikelajl saya ve saatlerinin madeni nda haydutla sevgilisinin bilezikli ince kollaryla ve yzkl pa aryla birbirlerine sarlarak n koltukta pen iskeletlerini greceim. Yalnz i ie geen ri deil, kafataslar da lmsz bir ple birbirine kaynam olacak. O zaman, kibritimi bi kmadan gerisin geriye ehrin klarna dnerken, felket anlarnda lm karlamann en mut lduunu dnerek uzak bir sevgiliye acyla sesleneceim: Canm, gzelim, kederlim, felketle an gelip att, gel bana, nerede olursan ol, ister sigara dumanyla dolu bir yazhanede, ister amar kokan bir evin soanl mutfanda, ister dank mavi bir yatak odasnda, nered ol, vakit tamam, gel bana; yaklaan korkun felketi unutmak iin perdeleri ekili yar kar anlk bir odann sessizliinde btn gcmzle birbirimize sarlarak lm beklemenin zaman NC BLM RYA'YA SELM SYLE "Dedem bu toplulua aile adm veriyordu." Rilke Karsnn k ecei gnn sabahnda, koltuunun y altnda az nce okuduu gazete, Galip, Babli yokuundak ine kan han merdivenlerini trmanrken, yllar nce, R-ya'yla kabakulak olduklar zaman an erinin onlar gtrd o sandal gezilerinin birinde, Boaz'm derinliklerine drd yeil du. Ayn gnn gecesinde ise, Rya'-nn kendisini

terkederken brakt mektubu incelerken, masann stnde duran ve mektubun yazld yeil t ya den tkenmezin bir ei olduunu hatrlayacakt. Suya den kalemi, Cell, yirmi drt yl ok sevdiini grnce kullansn diye bir haftalna vermiti. Kaybolduunu renince de, sa ize dt yeri sorup cevabn dinledikten sonra, "Kayp saylmaz!" demiti Cell. "Boaz'm yoruz nk." Galip, yazhanesine girerken ayrntlarn yeni okuduu "o felket gn"nde, Ce adillac'in camndaki fstki yosunlan kazyaca tkenmezin cebinden karaca bir baka tk nk, yllarn, yzyllarn tesinden gelen ayrntlarn bulumas -tpk ngrd o amur s paralaryla, Olimpos Gazozunun kapaklarnn bulumas gibi- Cell'in her frsatta yazlarn yifle kulland bir izlekti. Tabii, son grmelerinin birinde ileri srd gibi, hafzas ememise, "Hafzann bahesi oraklamaya balaynca," demiti o son akamlarn birinde Cell de kalan son aalarn ve gllerin zerine efkatle titrer. Kuruyup gitmesinler diye, sabaht an akama kadar onlar sulayp okuyorum: Hatrlyorum, hatrlyorum ki unutmayaym!" Melih A aris'e gittikten ve Vasf kucanda akvaryumla geri dndkten bir yl sonra, Babayla Dedenin , Melih Amcann Babli'deki avukatlk yazhanesine gidip bir at arabasna ykledik25 leri e ar ve dosyalar Nianta'na karp apartmann atkat-na yerletirdiklerini Galip, Cell' aha sonralar, Melih Amca yeni ve gzel kars ve Rya'yla Magrip'ten dndkten, zmir'deki k ederiyle giritii kuru incir iini batrdktan ve ailenin ilerini de batrmasn diye ekerc eczac dkknlarna sokulmadktan sonra, yeniden avukatlk yapmaya karar verince, mterileri etkiler diye bu eyalar yeni yazhanesine tatm. Yllar sonra, gemii alayla ve fkeyle n birinde, Cell'in, Galip ile Rya'ya anlattna gre, bu i iin gelen ve buzdolab ve piy amak gibi ince ilerde uzmanlaan hamallardan biri, eyalar yirmi iki yl nce atkatma y n ayn ha-malm; yllar onun yalnzca kafasn kabaklarm. Vasfn bir bardak su verip di tii bu hamaldan yirmi bir yl sonra, Melih Amca, Galip'in babasna gre, mvekki-lerinin dmanlaryla deil, dpedz mvekkilleriyle boutuu iin;,Galip'in annesine gre elden aya p, bunayp kanunlar ve dava tutanaklarn ve itihat ciltlerini lokanta listeleri ve vapu r tarifeleriyle kartrd iin; Rya'ya greyse, kzyla yeeni arasnda olacaklar, sevgi zamandan kestirdii iin; avukatlk yazhanesini o gnlerde daha damad deil de, yalnzca ye olan Galip'e brakmaya raz olmu, yazhaneyle birlikte eski eyalar da Galip'e byle gemit Neden nl olduklar kadar, adlar da unutulmu baz Batl hukukularn plak bal portrel cesinin hukuk mektebinin hocalarnn fesli resimleri; davallar ve davaclar ve hkimleri an lm dava dosyalar; bir zamanlar, akamlar, zerinde Cell'in alt ve sabahlar an tronu kopye ettii yazhane ve bu yazhanenin kesinde bir iletiim aracndan ok, ar hant rsuz bir sava arac gibi duran iri kara telefon. Telefonun arada bir kendi kendine a lan zili, uyarmaktan ok korkuturdu; zift rengindeki ahizesi kk bir halter gibi ard, nu aras evrilince KarakyKadky vapur iskelesinin eski turnikeleri gibi melodiyle gcrdanara sylenir, kimi zaman evirenin istedii deil, kendi istedii yeri balard. Evin numarasn ikten hemen sonra, Rya telefonu anca Galip ard: "Uyandn m?" Rya'nn kendi hafzasn hesinde deil de, herkesin bildik dnyasnda gezin26 meinden memnundu. Telefonun durduu m asay, dank oday, Rya'nn duruunu gznn nne getiriyordu: "Masann zerine brakt elenceli bir eyler yazm." "Okumadm," dedi Rya. "Saat ka?" "Ge yattn deil mi?" dedi "Kahvaltn kendin yapmsn," dedi Rya. "Seni uyandrmaya kyamadm," dedi Galip, "Ryanda dun?" "Ger ce ge saat

koridorda bir karafatma grdm," dedi Rya. Karade-nizde grlen serseri bir maynn yerini g micilere duyuran radyodaki sesin alkanlyla, ama telala da ekledi: "Mutfak kapsyla kor rdaki kalorifer arasnda... Saat ikide... ri birey..." Bir sessizlik oldu. "Bir taks iye atlayp hemen geleyim mi?" dedi Galip. "Perdeler ekiliyken ev korkun oluyor," de di Rya. "Akam sinemaya gidelim mi?" dedi Galip, "Konak'a. Dnte de Cell'e urarz." Rya di. "Uykum var." "Uyu," dedi Galip. kisi de sustular. Galip, telefonu kapamadan nc e, Rya'nn belli belirsiz bir daha esnediini duydu. Sonraki gnlerde, bu telefon konuma sn defalarca yeniden, yeniden hatrlamak zorunda kaldnda, Galip, yalnz bu belirsiz esne iin deil, konutuklar szlerin de ne kadarn iittiine ka-- rar veremez olacakt. Rya'n rini, hep deitirerek ve kukuyla hatrlad iin "Sanki konutuum Rya deil de bir ba-k e o bakasnn kendisini aldattm kuruyordu. Baka bir zaman da, Rya'nn sylediklerini i sylediini, ama o telefon konumasndan sonra, Rya'nn deil, yava yava kendisinin bir b duunu dnecekti. Yanl iittiini ya da hatrladn sand eyi yeni kiiliiyle yenid in de, bir bakasnn sesi olarak dinlendii o gnlerde Galip, bir telefon hattnn iki ucund ki iki kiinin birbirleriyle konutuka kendilerinden bambaka iki kiiye dnebileceklerini iyi anlayacakt nk. lk balarda ise, daha basit bir akl yrtmeyle, her eyin eski telef zndan kaynaklandn dnmt: Hantal ara btn gn alm, btn gn kullanlmt nk sahibiyle.mahkemelik olan bir kirac arad. Sonra, yanl bir numara. skender telefon ede ne kadar iki kere daha "yanl bir numara" arad. Bir kere de, "Cell Bey'in akrabas olduu nuzu" bilen, onun telefon nu27 marasm soran biri. Siyasete bulam olunu hapisten kurta rmak isteyen bir baba ile hakime verilecek rvetin neden karardan nce verilmesi gere ktiini soran bir demir tccarndan sonra arayan skender de Cell'e ulamak istiyordu. sken er, Galip'in lise arkada olduu ve o yllardan beri hi grmedikleri iin, nce, geride k yldan hzla sz etti, Rya'yla evlendii iin onu kutlad, bir oklar gibi, "zaten sonunda lacan bildiini" syledi. imdi bir reklm irketinde yapmcyd. Cell'i, Trkiye zerine BBC tele-vizyonculanyla grtrmek istiyordu: "Trkiye'nin durumu zerine, Cell gibi her e bulam otuz yllk bir ke yazaryla kamerann karsnda grmek istiyorlar!" skender t ikaclar, i adamlar ve sendikaclarla grtklerini, ama en ilgin Cell'i bulduklar iin mek istediklerini gereksiz ayrntlarla anlatyordu: "Merak etme!" dedi Galip, "ben on u sana hemen bulurum." Cell'e telefon etmek iin bir bahane bulduu iin sevinliydi. "Ga zetedekiler iki gndr beni ekiyorlar galiba!" dedi skender. "Seni onun iin aradm. ki gn Cell bir trl gazetede olmuyor. Bireyler dnyor galiba." Cell ba-zan -be gnlk sre ni ve telefonunu herkesten saklad, stanbul'un bilinmeyen bir yerindeki gizli evlerin den birine kendini kapatrd, ama Galip'in onu bulacandan kukusu yoktu hi; "Merak etme," dedi bir daha. "Ben onu sana hemen bulurum!" Akama kadar bulamad. Gn boyunca evine ve Milliyet gazetesine her telefon ediinde Galip, telefonu Cell anca sesini deitirip onunla bir bakasnn kimliiyle konumann hayllerini kurdu. (Hep birlikte, -Rya, Cell, G turup baz okuyucular ve hayranlar radyo tiyatrosundan kma seslerle taklit ettikleri a kamlarda kard sesle Galip, "Bugnk yaznzn zel anlamn tabii ki kavradm kardeim! gazeteye her telefon ediinde ayn sekreter ayn cevab verdi: "Cell Bey daha gelmedi." Gn boyunca, telefonla bouurken,.Galip yalnzca bir kere sesiyle karsndakini artabilmeni rd. Akamst ge saatlerdeydi, Cell'in yerini bilir diye telefon ettii Hle Hala onu aka eine ard. " Galip'le Rya da gelecek!" deyince Galip, halasnn, seslerini gene kartr

sini Cell sandn anlad. "Ne farkeder," dedi Hle Hala, yanln anladktan sonra, "hepi efasz evlatlarmsnz, hepiniz aynsnz! Sana da telefon edecektim." Koltuklara sivri trna rn geiriyor diye kara kedisi Kmr azarlad sesle Galip'i arayp sormad iin azarlad emeine gelirken Aladdin'in dkknna urayp Vasf in Japon balklan iin yem almasn syl Avrupa yemden bakasn yemiyorlar-m, Aladdin de, tandktan bakasna vermiyormu. "Bugn z mu?" diye sordu Galip. "Kimin?" dedi halas alkanlk olmu bir inatla, "Aladdin'in mi? Hayr; Milliyet'i, amcan bilmecelerini zsn, Vasf da maka-syla kesip oyalansn diye alyo ; Cell'in yazsn okuyup da olumuzun ne hallere dtn grp dertlenelim diye deil." " kam iin siz arayp arn!" dedi Galip. "Benim fazla vaktim olmayacak." "Unutma!'i dedi H Hala, Galip'e verdii grevi ve yemek saatini hatrlatarak. Sonra, bu akraba toplantlarnn deimeyen yemek listesi gibi deimeyen kadrosunu da, gnlerdir beklenen bir futbol mann Jinen oyuncularn dinleyicileri itahlandrmak iin ar ar okuyan radyo spikeri gibi sayd en, Suzan Yen-.. - gen, Melih Amcan, gelirse Cell ile tabii baban; Kmrle Vasf ve Hle Halan." Takmlar noktalamak iin att ksrkl kahkahay atmamt ama: "Senin iin puf b n sonra telefonu kapatmt. Kapanr kapanmaz yeniden alan telefona bo bo bakarken , Galip Hle Halann son anda bozulan evlilik tasarsn hatrlad, ama nedense, damat adaynn az a gelen tuhaf adn ha-, trlayamad. Akln tembellie altrmamak iin, "Dilimin ucundaki elene kadar telefonu amayacam!" diye dnd. Telefon yedi kere aldktan sonra sustu. Az yeniden alma-1 ya baladnda Galip, Rya'lar stanbul'a gelmeden bir yl nce, tuhaf adl adaynn, amcas ve abisiyle Hle Halay istemek iin yapt o ziyareti dnyordu. Telefo u. Bir daha aldnda hava iyice kararmt, yazhanedeki eyalar be-lirsizlemiti. Galip a ordu, ama adamn o gn giydii tuhaf ayakkablar korkuyla dnyordu. Adamn suratnda bir rd. "Arap m bunlar?" demiti Dede. "Hle, bu 29 Arapla sahiden evlenmek mi istiyorsun? Seni nereden tanm?" Rastlantyla! Akam yediye doru Galip, boalan handan kmadan nce, mek isteyen bir mvekkilinin dosyasna sokak lambalarnn nda bakarak tuhaf ad buldu. N uuna yrrken dnyann hibir bellee smayacak kadar geni olduunu dnd, bir saat sonr na doru yrrken de, insann anlam rastlantlardan kardn... Bir dairesinde Hle Halay a Hanmla birlikte, bir dairesinde Melih Amcann Suzan Yengeyle (daha nceleri de Rya'y la) birlikte oturduklar apartman, Nianta'nda bir arka sokaktayd. Karakolun kesinden, A ddin'in dkknndan ve ana-caddeden sokak aada, be dakikalk bir uzaklkta olduu iin "arka sokak" demezlerdi belki, ama bu iki dairede st ste yaayanlar iin, Nianta'nn me zi, amurlu tarladan ve kuyulu bostandan Arnavut kaldrml yola ve daha sonra parke tal s okaa dnn uzaktan, fazla ilgi duymadan izledikleri bu sokak, ya da bundan daha ilgin bu madklar teki sokaklar olamazd hi. Yalnzca corafi dnyalarnn deil, ruhsal dnyalarn ni dzenleyerek akllarndaki merkezi kuran anacaddedeki ehrikalp Apartmannn dairelerini tek tek satmak zorunda kaldklar ve Hle Halann deyiiyle "btn Nian-ta'a hakim" o binad t kira dairelerine gireceklerini aka sezdikleri o gnlerde de, akllarndaki corafi sime nin mutsuz ve cra bir kesindeki bu yknt apartmana ilk yerletikleri gnlerde de, belki biraz da balarna gelen felketi abartarak birbirlerini sulayabilmek gibi karlmamas ge en bir frsattan yararlanabilmek iin, dillerinden "arka sokak" szn eksik etmemilerdi hi lmnden yl nce, ehrikalp Apartmanndan arka sokaktaki dairesine tand gn, Mehme ) yeni dairesinde sokaa bakan pencereye gre yeni bir a, radyoyu tayan ar sehpaya gre eski (br evdeki gibi) ayla yerletirilmi tek baca ksa koltuuna oturduktan sonra, bir o gn eyalarn ykledikleri at

arabasnn bir deri bir kemik atndan ald ilhamla yle demiti: "Haydi bakalm, attan ini iyoruz, hayrl olsun!" Sonra, zerine elii rgsyle uyuyan biblo kpein oktan yerletiri yu amt. On sekiz yl nceydi bu. Ama, ieki, kuru yemii ve Alad30 din'in dkkn d rini indirdii akamn saat sekizinde, araba egzosu, kalorifer kurumu, kkrt ve linyit ko kusu ve tozla rl pis bir havann iine belli belirsiz bir sulu kar yaarken, Galip apartm ann eski klarn grdnde, her zamanki gibi bu binaya ve katlara ilikin anlarnn yal olmad duygusuna kapld. Sokan genilii, apartmann ad (iinde ok fazla o ve u harfl u ad telaffuz etmekten hibiri holanmazd,) ya da yeri deildi nemli olan; sanki, zaman d r gemiten beri apartman dairelerinde alt alta st ste oturuyorlard. Apartmann hep ayn k kan, (Ce-ll'in fkeyle karlanan bir yazsndaki zmlemeye gre, kokunun forml: Apartma la slak ta, kf, kzarm . ya ve soan kokusunun karm) merdivenlerini karken Galip, e bir bir grecei kk sahnelere ve grntlere, birok kereler yeniden okuduu bir kitabn alkanlk ve sabrszlkla eviren bir okuyucu gibi acele acele gz atyordu. Saat sekiz old e, Melih Amcay st kattan kendi eliyle indirdii gazeteleri az nce st katta okumam gibi a da belki, "alt katta ayn haber st kattakinden baka bir anlama gelebilir," diye ya da "Vasf unlar makaslayp paralamaya balamadan nce son bir gz ataym," diye, Dedenin koltuuna oturmu yeniden okurken greceim. Amcamn hzla kprdanan ayann ucunda btn g allanan talihsiz terliin hibir zaman durdurulamayacak bir sinir ve sabrszlkla bana ocu kluumdaki gibi "canm sklyor, bir ey yapmal, canm sklyor, bir ey yap-/nah," diye a iini dneceim. Hle Halann, puf breklerini kimse karmadan gnl rahatlyla kzartab kovalad Esma Hanmn, aznda eski Yeni Harman sigarasnn yerini tutamayan filtresiz Bafr sofray kurarken, sanki sorusunun cevabn bilmiyormu gibi ve kendi bilmedii cevab tekil r bilebilirlermi gibi, "Bu akam ka kiiyiz?" diye ortaya sorduunu iiteceim. Babaanneyle Dede gibi aralarna radyoyu ve karlarna annemle babam alarak oturan Suzan Yengeyle Mel ih Amcann, bu soru zerine bir sre sustuklarn, sonra, suzan Yengenin Esma Hanma dnp bi mutla, "Cell bu akam geliyor mu, Esma Hanm?" diye sorduunu ve Melih Amcann alkanlkla, kln bana toplayamayacak, toplayamayacak," de31 diini ve yeenini Melih Amcaya savunabil menin ve aabeyinden daha sorumlu ve dengeli bir kk karde olabilmenin zevki ve gururu iin, Cell'in gazetedeki son yazlarndan birini okuduunu keyifle iln ettiini iiteceim. a, yeenini aabeyine kar korumann zevkine, bir de, benim nmde bilgilik taslamann zevk kleyebilmek iin, babam, CelFin bu okuduu ve filanca yurt sorunumuzu ya da hayat mes elesini konu alan yazs zerine, iit-seydi herkesten nce Cell'in alay edecei birka vg rinde bir de 'yapc' eletiri sz sylediini ve annemin de (Anne bari sen karma!) ban , (nk o da Melih Amcann fkesine kar Cell'i "aslnda iyidir ama..." yaklamyla savun grev bilir,) babama katlacan grnce, ben de kendimi tutamayacak ve Cell'in yazlarnda aldm tatlan ve kardm anlamlar hibir zaman karmadklarn ve karamayacaklarn dunuz mu?" diye bo yere soracam. O zaman, Melih Amca, belki de o srada, gazetenin Ce ll'in yazs basl sayfasn elinde ak tutmasna ramen, "Bugn gnlerden nedir?" ya da " m yazdryorlar? Okumadm!" dediini, babamn da "Babakana kar o kaba dili kullanmasn a lmuyorum!" ve annemin de, "Ama fikirlerine sayg duymasa da, bir yazarn kiiliine sayg duymalyd," diyerek Babakana m, babama m, Cell'e mi hak verdii belli olmayan mulak bir e sylediini ve o srada, bu belirsizlikten cesaret alan Suzan Yengenin, belki de, "-lm szlk ve dinsizlik ve ttn konusunda dndkleri Franszla-r hatrlatyor!" diyerek gene konusunu aacan iiteceim. Bylece, hl sofray ka kiilik kuracana karar verememi a rtsn, byk ve

temiz bir araf yataa serer gibi, nce bir ucundan tutup, teki ucunu havaya atp, sonra i ucun, ne gzel, yava yava dmesini aznda sigara seyreden Esma Hanmla Melih Amca aras , "Sigaran, bak, astmm azdryor Esma Hanm!" "Azdryorsa, Melih Bey, nce kendin sigaray tartmasnn yeniden alevlendiini grnce odadan kacam. Mutfakta, hamur, erimi beyaz arm ya kokan bir duman iinde, tek bana sihirli bir iksir retmek iin kazan kaynatan b , (salar yalanmasn diye ba rtldr) brek kzartan Hle Hala, karlnda benden 32 elki bir pck alabilmek iin, rvet verir gibi, "Kimseye gsterme!" diyerek azma cayr c n breklerden birini abucak sktracak ve "Scak m?" diye soracak, ama ben gzlerimden ac akarken "Scak!" bile diyemeyeceim. Oradan kp girdiim ve Dedeyle Babaannenin, eteklerin de bizim Rya ile Babaanneden resim, aritmetik ve okuma dersleri aldmz mavi yorgana sa rlarak uykusuzluk gecelerini geirdikleri ve onlarn lmnden sonra Vasf m sevgili Japon b lklaryla birlikte yerletii odada Vasfla Rya'y greceim. Birlikte balklara bakyor ol a da Vasf in gazete ve dergi kesikleri kol-leksiyonuna. O zaman, ben de onlara ka tlacam ve her zamanki gibi, sanki Vasf in sar ve dilsiz olduu ortaya kmasn diye, bi e bir sre aramzda hibir ey konumayacaz ve daha sonra, tpk ocukluumuzda yaptmz irdiimiz - el kol hareketlerinin diliyle, Vasf a, televizyonda en son grdmz eski filml rden birinin bir sahnesini canlandracaz ve belki ikimiz de bu haftalarda byle canlan drlacak bir sahne grmediimiz iin Vasf her seferinde heyecanlandran 'Operadaki Hay-l n bir sahneyi, sanki yeni grmz gibi ayrntlaryla oynayacaz. Biraz sonra, herkesten da layl olan Vasf bize yan dnd ya da sevgili balklarna yaklat iin Rya'yla birbir zaman, ben, bu sabahtan beri grmediim ve dn geceden beri yzyze konumadm sana, "Nas ye soracam, ve sen de, her zamanki gibi, "Hi, iyiyim!" diyeceksin ve ben, bir an du rup, bu szn kasdediimi ve kasdedilmemi armlarn dikkatle dneceim ve dncemin efer, belki, sanki bir gn yapacan sylediin polisiye evirisine hl balayamadn ve ir trl okuyamadm eski polisiye romanlarn sayfalarn evirerek pineklediini bilmiyormu "Bugn ne yaptn?" diye soracam sana, "Rya, bugn ne yaptn?" Bir baka yazsnda ise Cel sokaklardaki apartmanlarn merdivenlerinin ounun uyku, sarmsak, kf, kire, kmr ve kzar tuunu yazarak bu sefer baka bir forml ileri srmt. Kapnn zilini almadan nce Galip, re telefon edenin o olup olmadn Rya'ya soracam!" diye dnd. 33 Kapy Hle Hala at nerede peki?" "Gelmedi mi?" dedi Galip. "Siz ona telefon etmemi miydiniz?" "Ettim , ama telefonu kimse amad," dedi Hle Hala. "Ben de sen haber vermisindir, dedim." "B elki de yukarda babasndadr," dedi Galip. "Amcanlar oktan aa indiler," dedi Hle Hala. an sustuiar. "Evdedir," dedi sonra Galip. "Ben bir kou eve gidip getireyim." "Te lefonunuz cevap vermiyordu," dedi Hle Hala, ama Galip merdivenleri gerisin geri i niyordu. "Peki, ama abuk ol!" dedi Hle Hala. "Esma Hanm senin breklerini kzartyor." Su lu kar savuran souk rzgr, dokuz yllk paltosunun (Cell iin bir baka yaz konusu) etek havalandrrken, Galip hzl hzl yrd. Anacaddeye kmaz da, karanlk arka sokak boyunca, llarn, hl alan gzlkl terzinin, kapc dairelerinin ve Coca-Cola ve naylon orap iln lerlerse, amcalarnn ve halalarnn oturduu apartmandan kendi apartmanlarna on iki dakika da varlabileceini eskiden hesaplamt. Hesab pek de yanl deilmi. Ayn sokaklardan ve rdan (ayn dizinin zerinde ayn kuma beklerken terzi ineye yeni iplik geiriyordu) yryer geri dndnde, aradan yirmi alt dakika gemiti. Kapy aan Suzan Yengeye ve sonra hep bi sofraya otururlarken, tekilere de, Galip,

Rya'nn tp hastalandn, ok fazla antibiyotik ald iin (ekmecelerde ne bulduysa y uyuyakaldn, telefonlarn bazlarn duymasna ramen, yorgunluktan kalkp amadn, uy ve hasta yatandan herkese selmlarn yolladn syledi. Szlerinin sofradakilerin oun asta yatanda yatan zavall Rya!) uyandracan bilmesine ramen, hemen u dilsel konunun hmin etmiti: Eczanelerimizde satlan antibiyotiklerin, penisilinlerin, ksrk uruplar ve astillerin, damar aan ya da ar kesen grip illarnn ve kadayfn kayma gibi, bunlarla yutulmas gereken vitaminlerin adlar, 34 aralarna bol bol sesli harf sokuturularak Trke letirilmi telffuzlar ve kullan usulleriyle birlikte saylp dkld. Baka bir zaman ol atc telffuz ve amatr tp leninden Galip, iyi J?ir iirin tadn kartabilirdi, ama akl atanda ya-' tan Rya'nn grnts vard; ne kadar saf, ne kadar yapay olduuna sonralar d eremedii bir grnt. Hasta Rya'nn ayann yorgandan dar kmas ya da firketelerinin gerek grntlerdi de, szgelimi salarnn yasta yaylmas ya da baucundaki ila kutular e kitaplardan oluan karklk baka bir yerden, -Rya'nn taklit ettii bir filmden ya da A 'den ald fstklar yer gibi yutarak okuduu kt evrilmi bir romandan- renilerek takl di. Galip, daha sonra sorulan 'efkat' sorularna ksa cevaplar verirken de, Rya'nn bu s af grntleriyle, re-- nilmi grntleri arasnda bir ayrm yapmaya en azndan, sonralar i renmek istedii dedektif romanlarndaki dedektifler gibi zen gsterdi. Evet, imdi, (onl r hep birlikte sofraya otururken) Rya uyuyor olmalyd; hayr, a deildi, Suzan Yengenin z ahmet edip, gidip orba yapmasna gerek yoktu; az sarmsak, antas da tabakhane kokan o do toru da istememiti; evet diiye bu ay da gitmemiti; doru Rya son zamanlarda ok az soka , hep evde drt duvar arasnda oturuyordu; hayr, bugn hi sokaa kmamt; siz onu sokakt mek ki bir ara kmt, ama Galip'e sylememiti; hayr sylemiti; siz onu nerede grdnz? manifaturacya, mor dme almaya, Caminin nnden geerek, tabii sylemiti, bu soukta, byl ordu da; sigara da iiyordu; bir paket; evet, surat bembeyazd; a, hayr, Galip kendi s uratnn da ne kadar beyaz olduunu bilmiyordu; Rya ile bu salksz hayata ne zaman son ver ceklerini de. Palto. Dme. aydanlk. Sonralar, bu aile soruturmasndan sonra, aklna niye kelimenin geldiine Galip' fazla kafa yormayacakt. Cell barok bir fkeyle kaleme alnm yazsnda, akln derinliklerindeki karanlk noktalarn bizlerde deil, daha ok, taklit etme i bir trl renemediimiz, anlalmaz Bat Dnyasnn tantanal roman ve film kahramanlarn sralarda, Elizabeth Taylor'un Montgomery Clift'in karanlk noktasna bir trl ulaamad ' az Birdenbire' filmini grmt Cell.) Daha nceleriyse, ksaltlm evirilerinden okuduu ayrntlarla bezeli baz psikoloji kitaplarnn etkisiyle, sefil hayatmz dahil her eyi bu almaz ve korkutucu karanlk noktalarla aklayan yazlar yazdn, Galip, onun kendi hayat ve ktphanesini kurduunu rendiinde anlayacakt. Galip lf deitirmek iin, "Cell'in b e sze balayacakt; alkanlndan korkarak, birden aklna gelen teki eyi syledi: Hle H in'in dkknna gitmeyi unuttum!". Esma Hanmn beii iinde turu'-cu bir bebek getirir gibi kkatle getirdii kabak tatlsnn zerine, ekerci dkknndan yadigr havanla dvlm ceviz eyrek yzyl nce, kann ince sapyla, azna vurulduunda, bu havann an gibi nlad -n! "Zan-go gibi dn-dn kafa iirmeyin sununla!" Allahm, yutkunmak zor geliyor! Ceviz i herkese yetecek kadar" deildi, Hle Hala, mor kse elden ele dolarken srasn ustalkla s akmt, (Canm ekmiyor), ama sonra, bo ksenin dibine de

bir gz att. Birden, yalnz bu eksikliin deil, btn paraszlklarnn sorumlusu olarak g cari dmanlarna verip veritirdi: Karakola ikyet edecekmi onu. Oysa karakoldan hepsi koy lacivert bir hayaletten korkar gibi korkarlard. Cell, bilinaltmzdaki karanlk noktann arakol olduunu yazd yazdan sonra, karakoldan gelen bir polisin getirdii bir yazyla sav ifade vermeye arlmt. Telefon ald, Galip'in babas en ciddi tavryla at. Karakoldan yorlar, diye dnd Galip. Babas telefonla konuurken eyalara da (bir teselli olarak duvar kd ehri-kalp Apartmanndakinin aynsyd: Sarmaklar arasnda yere dklen yeil dmel a da, (Melih Amca bir ksrk buhranna yakalanmt, sar Vasf da, sanki telefon konumas , Galip'in annesinin salar en sonunda boyana boyana gzel Suzan Yengenin salaryla ayn r enk olmutu) ayn bo baklarla bakt iin, Galip de, herkes gibi telefon konumasnn duy leyerek, duyulmayan yarsnda kimin konutuunu karmaya alt. 36 "Burada yok efendim, ge fendim, siz kimsiniz?" diyordu babas. "Teekkr ederim... Ben amcasym ne yazk ki bu akam aramzda deil..." "Rya'y arayan biri," diye dnmt Galip. "Cell'i arayan biri," dedi fonu kapadktan sonra. Memnundu: "Yal bir kadn, bir hayran, bir hanmefendi, gazetedeki yazsn ok sevmi, Cell'le konumak istiyormu, adresini, telefonunu sordu." "Hangi yazs sordu Galip. "Biliyor musun.Hle," dedi babas, "ok tuhaf; kadncazn sesi senin sesine b nziyordu ok!" "Sesimin yal bir kadnn sesine benzemesinden tabii bir ey olamaz!" dedi H e Hala. Akcier rengindeki boynu kaz boynu gibi uzad birden: "Ama benim sesim katiy yen yle deildir!" "Nasl deildir?" "O hanmefendi dediin sabah da telefon etti," dedi Hl Hala. "Bir hanmefendiden ok, bir hanmefendi sesi karmaya alan bir cadalozun sesiydi nikisi. Hatta kocam bir kadnn sesini karmaya alan bir erkein sesi sanki." Galip'in rdu: Yal hanmefendi bu telefonu nereden bulmutu? Hle bunu sormu muydu?.. "Hayr," dedi e Hala, "gerek duymadm. Pehlivan tefrikas yazar gibi kirli amarlarmz gazetesinde tefr ettii gnden beri, artk Cell'in hibir eyine amayacam iin, belki de, diye dndm, e alay ettii yazlarnn birinin sonuna, merakl okuyucular daha da elenebilsinler diye te efon numaramz da eklemitir. Zaten rahmetli annemle babamn onun yznden ne kadar zldkl dndke artk anlyorum ki, Cell'de beni artacak tek ey, telefon numaramz elensin arna vermesi deil, onca yldr bizden neden nefret ettiini renmek olurdu." "Komnist old n nefret ediyor," dedi Melih Amca, ksrn yendii iin zaferle sigarasn yakarak. "O zam e ameleleri, ne de bu milleti kandrabilecekleri akllarna dank edince komnistler aske rleri kandrarak Bolevik ihtillini Yenieri usul bir isyanla sahnelemek istiyorlard. O d a, kan ve kin kokan ke yazlaryla bu hayle alet oldu." 37 "Hayr," dedi Hle Hala. "Bu ka ar da deil." "Bana Rya syledi, biliyorum," dedi Melih Amca. Bir kahkaha att, ama ksrme di. "Bu askeri darbeden sonra kurulacak Alaturka Bolevik Yenieri nizamnda hariciye vekili ya da Paris sefiri olacaksn diye verilen sze kand iin, evde kendi kendine Frans ca almaya balam. Bu hi tutmayacak ihtill duas, genliinde it kopukla dp kail t le re-nemeyen olumun hi olmazsa Franszcasna yarayacak diye bata sevinmedim bile deil. a ii aztnca Rya'nn onu grmesine izin vermedim."' "Hibir zaman byle bir ey olmad ki, " dedi Suzan Yenge. "Rya ile Cell hep birbirlerini grdler, aradlar, deil vey karde, de gibi de sevdiler." "Oklu oldu, ama ben ge kalmtm," dedi Melih Amca. "Trk, milletini ve ordusunu kandramaynca kzkardeini kandrd. Rya byle anarist oldu. Galip

olum onu o etecilerin arasndan, o fare yuvasndan ekip karmasayd Rya imdi evinde yat deil, kimbilir nerede olurdu?" Bir an, hep birlikte yatanda yatan zavall hasta Rya'yi hayl ettiklerini dndnde Galip, trnaklarna bakyordu ve Melih Amca, her iki ayda teye yeni bir ey ekleyecek mi acaba, diye dnyordu. "Belki de o zaman, Rya hapiste olur du, nk Cell kadar ihtiyatl da deildir," dedi Melih Amca ve listesinin heyecanna kapla ve "Allah korusun"lara aldrmadan sayd: "O zaman, Rya belki Celle birlikte o haydutla rn arasna karrd. Beyolu gangsterlerinin, eroin imalatlarnn, pavyon kabadaylarnn Ruslarn, rportaj bahanesiyle aralarna girdii btn o sefih takmn arasna karrd zava z-larnn peinden ta stanbul'a gelen ngilizlerin, gre tefrikalarna ve greilere merak llerin, hamam lemine katlan Amerikal karlarn, dolandrclarn, bir Avrupa lkesinde de lik, orospuluk bile yapamayacak film yldzlarmzn, itaatsizlik ve zimmetten ordudan kov ulma subaylarn, frengiden sesleri atlam erkeksi arkclarn, kendini sosyete kadn diy n kenar mahalle dilberlerinin arasnda aramak zorunda kalrdk kzmz. Syle ona steropira alsn." 38 "Efendim?" dedi Galip. "Gribe kar en iyi antibiyotiktir. Bekozim Fort il e birlikte. Alt saatte bir. Saat ka? Uyanm mdr?" Suzan Yenge, Rya'nn, herhalde, u an uduunu syledi. Galip, hepsinin ayn anda dnd eyi, yatanda uyuyan Rya'y dnd. abaanneye ramen, Dededen kalma kt bir alkanlkla, yalnz sofra rts deil, yemekten so larna azlarn sildikleri lekeli bir peete olarak da kullanlan talihsiz sofra rtsn d areketlerle topluyordu. "Yok, ben CelFime bu evde lf ettirmem. Cell'im byk adam oldu. " Melih Amcaya gre, elli be yandaki olu da, ite tam bu dncede olduu iin yetmi be ramyor, stanbul'da hangi apartman dairesinde kaldn kimseye sylemiyor, yalnz babas de leden kimse, -her zaman onu ilk affeden Hle Halas bile- kendine ulaamasn diye, numar asn herkesten saklad telefonlarn bir de fiten ekiyordu. Galip, Melih Amcann gzleri den deil, alkanlktan da olsa, birka sahte gzyann belireceini dnerek korktu. Ama uu baka bir ey geldi bana: Melih Amca, gene eski bir alkanlkla, aralarndaki yirmi ik arkn grmezlikten gelerek, Cell gibi deil, asl Galip gibi bir olu olmasn hep istedii daha tekrarlad; Galip gibi akl banda, olgun, sakin... Yirmi iki yl nce, (demek ki Cell o zaman kendi yandayken) boyunun utan verici bir hzla att ve elinin kolunun daha utan rici sakarlklar yapt yllarda, bu sz ilk iitip gerekleebileceini hayl ettiinde Ga Anne ve Babayla yenen ve herkesin yemek masasn dik alarla evreleyen duvarlarn dndak suz bir noktaya bakt o renksiz ve yavan akam yemeklerinden (Anne: lenki zeytinyaldan m, vereyim mi? Galip: Nnnnh, istemem; Anne: Sen? Baba: Ben ne?") kurtulup Suzan Ye nge, Melih Amca ve Rya'yla birlikte her akam yemek sofrasna oturabileceini kurmutu. A klna gelen ve ban dndren baka eyler de vard sonra: Pazar sabahlan Rya'yla oynamak ( eit, Grmedim) iin yukar kata ktnda, arada bir de olsa, mavi geceliiyle grd gze nesi 39 oluyordu (daha iyi); avukatlk ve Afrika hikyelerine bayld Melih Amca, baba (da ha iyi); ayn yata olduklarna gre Rya da, ikiz karde; (burada, akl korkutucu sonular erken kararszlkla duralyordu). Sofra toplandnda, Galip, BBC den televizyoncularn Ce-l aradklarn, ama bulamadklarn syledi; ama bu sz bekledii gibi Cell'in adreslerini ve n numaralarn herkesten saklad ve saylar hakknda eitli sylentilerin dolat stan ki apartman dairelerinin yerleri ve nasl bulunabileceklerine ilikin dedikodular yen iden alevlendirmedi. Birisi sylemiti, kar yayordu: Bylece, sofradan kalkp, her zamanki koltuklarna gmlmeden nce, ellerinin tersiyle araladklar perdelerin

souk karanl arasndan, hafif kar tutmu arka sokaa baktlar. Sessiz, temiz kar. (Cell'i yucularyla "eski Ramazan akamlan" zlemini paylamaktan ok, alay etmek iin kulland bir enin tekrar!) Galip kendi odasna ekilen Vasfh peinden gitti. Vasl byk yatan kenar Galip karsna. Vasf beyaz salarnda gezdirdii elini omuzlarna sarktt: Rya? Galip g att ve boulurcasna ksrr gibi yapt: ksrkl hasta! Sonra ellerini birletirerek yapt slad: Yatyor. Vasl, yatann altndan, byk bir karton kulu kard: Elli ylda biriktir dergi kesiklerinden bir seki, belki de en iyileri. Galip onun yanna oturdu. Sanki Vasf in br yannda da Rya oturuyormu gibi, sanki onun gsterdiklerine birlikte glyorla , kutudan geliigzel ektikleri resimlere baktlar: Yirmi yl nce, tra kremi reklam iin am, sonra da., kornerden gelen topa kafayla vurduktan sonra beyin kanamasndan lm nl b futbolcunun sabunlu glmseyii; askeri darbeden sonra Irak lideri Kasm'in kanl niformas nde dinlenen ls; nl ili Meydan Cinayeti'nin temsili bir resmi (Aldatldn yirmi y liinde anlayan kskan albay, gnlerdir izini srd apkn gazeteciyi arabadaki gen kars kurunlayacaktr, derdi Rya, radyo tiyatrosu taklidi sesiyle); babakan Menderes kurba nlk deveyi balarken, arkada muhabir Cell, deveyle birlikte baka bir yere bakyor. Galip eve dnmek iin tam kalkacakt ki, Vasf in kutu40 dan el alkanlyla ektii Cell'in iki arpt: 'Aladdin'in Dkkn' ve 'Cellat ve Alayan Yz'. Uykusuz geecek gece iin okuma ha asftan dn almak iin ok fazla 'mim' yapmasna gerek kalmad. Esma Hanmn getirdii kahv mesini anlayla karladlar: Demek ki, "karm evde hasta" ifadesi fazlasyla yzne sinmit eiin-deydi. Melih Amca bile, "Evet, gitsin, gitsin!" demiti; Hle Hala karl sokaktan dnen kedisi Kmre eilmiti; ierden bir daha seslendiler: "Gemi olsun de, gemi olsun d a selam syle, Rya'ya selam syle!" Galip dn yolunda, dkknnn kepengini indiren gzlk arlat. Kenarlarndan kk buz paralan sarkan sokak lambasnn nda selamlatlar ve " dedi terzi belki de ar kar sessizliini bozmak iin, "hanm evde bekliyor." "Souk," ded Galip de ona. Ayaklarnn altnda ezilen kar dinleyerek, sokan kesindeki apartmana ve a tmann st kesindeki yatak odasnn soluk baucu lambasnn gzkene kadar birlikte y karanlk. Salonun klar da, Galip evden karken brakt gibi kapalyd, koridordakilers girer girmez, ay iin ocaa su koydu, paltosunu, ceketini karp ast, yatak odasna girip luk lambann nda slak oraplarn deitirdi. Sonra, yemek masasna oturup, Rya'nn ke en yazp brakt mektubu bir daha okudu. Masann zerinde duran yeil tkenmezle yazlm m dndan da ksaym: On dokuz kelime. 41 DRDNC BLM ALADDN'N DKKNI "Bir kusurum var e kmaktr." Biron Paa Ben 'pitoreks' bir yazarm. Szlklere baktm ama, pek de zemedim menin anlamn; ben yalnzca havasn seviyorum. Hep baka eyleri anlatmay dledim: Atl s puslu bir sabah karanlk bir ovann iki ucunda birbirlerine saldrmak zere hazrlanan yz cesinin ordularn, k geceleri meyhanelerde birbirlerine ak hikyeleri anlatan mutsuzlar, karanlk ehirlerin iinde bir esrarn peinde kaybolan klarn bitip tkenmeyen maceralar dledim hep, ama Allah bana baka trl hikyeler anlatmam gereken bu keyle siz okurlarm yalnzca. Karlkl idare ediyoruz. Hafzamn bahesi kurumaya balamasayd belki hi de ik ktm bu durumdan, ama elime kalemi her almda gzlerimin nnde gene benden bireyler bekle siz okurlarmn yzleri ve orak bir bahede hepsi bir bir benden kaanamla-rmm izleri canl nyor. Hatra yerine, onun yalnzca bir iziyle

karlamak, sizi brakp gitmi ve hi dnmeyecek sevgilinin koltuun zerinde brakt izi aya benziyor. Aladdine konumaya byle karar verdim. Gazetede kendisinden szedeceimi, am a nce bir grme yapmak istediimi renince kara gzlerini aarak dedi ki: "Abi, imdi bu eyhime mi olacak?" Olmayacam anlattm. Nianta'ndaki dkknnn hayatmzda tuttuu yeri satt binlerce, on binlerce eit maln hepimizin hafzalarnda nasl renk renk, koku koku nl kaldn anlattm. Evlerinde, yataklarnda hasta yatan ocuklarn kendilerine Aladdin'i hediye, oyuncak (kurun asker) ya da kitap (Krmz Sal ocuk) ya da resimli roman (Kinova nn dirildii on yedinci says) almaya giden annelerinin dnn nasl sabrszlkla bekled ttm. evrede42 ki okullarda, son zilin almasn bekleyen binlerce rencinin, hayalilerinde ktan aldrdklar o zilden sonra, o dkkna hayllerinde nasl girip iinden futbolcu (Galat yl Metin), grei (Hamit Kaplan) ya da film artisti resmi (Jerry Lewis) kan gofretlerden aldklarn anlattm. Akam Sanat Okulu'na gitmeden nce, trnaklarndaki soluk ojeyi karm ir ie aseton alan kzlarn, yllar sonra, yavan bir evliliin yavan bir mutfanda ocuklar orunlar arasnda, mutsuzlukla ilk genlik aklarn hatrladklarnda, Aladdin'in dkkmn n masal gibi hayl ettiklerini anlattm. oktan bizim eve gelmi karlkl oturmutuk. Aladd dan yllar nce aldm yeil bir tkenmez kalemle, kt evrilmi bir polisiye romann hiky kinci hikyenin sonunda, kitab hediye ettiim ve ok sevdiim kahraman, hayatnn sonuna k r o polisiye romanlar okumaktan baka hibir ey yapmamaya mahkm olmutu. Tarihimizi, btn 'nun tarihini deitirecek bir kumpas, bir hkmet darbesini planlayan yurtsever subaylar la gazetecilerin ikisinin, ilk tarihi toplantlarndan nce, Aladdin'in dkknnda nasl bul larm anlattm. Bir akam vakti, bu tarihi buluma gerekleirken, tavana doru ykselen kita e kutu kuleleriyle kapl tezghnn arkasnda Aladdin'in hibir eyden habersiz, ertesi saba ade edecei gazeteleri ve dergileri, parmaklarn tkrkleyerek, saydn anlattm. Vitrini nndeki kestane aacnn iri gvdesine sararak sergiledii dergilerde poz veren yerli ve ya anc plak kadnlarn, kaldrmlardan dalgn dalgn geen yalnz erkeklerin o gece grecekle tpk Binbir Gece Masallarndaki o hi doymayan esir kzlar ve Padiah karlar gibi fing at rn anlattm. Konu Binbir Gece Masallarndan ald iin, adm tayan hikyenin, aslnda irinde anlatlmadn ama Antoine Galland tarafndan kitap iki yz elli yl nce Batda ilk en, sayfalarn arasna el abukluu marifet sktrlverdi-ini anlattm. Aslnda, hikyeyi at'n deil, ama onun Harina dedii bir Hristiyann anlattn anlattm. Ama aslnda, Hanna' na Diyab adl Halepli bir alim olduunu ve hikyesinin bir Trk hikyesi olduunu, byk bir imalle stanbul'da getiini ve bunun da iindeki kahve ayrntsndan anlald43 n anlatt insann artk hibir zaman hikyenin asl hangisidir, hayatm asl hangisidir anlayamayacan ttm. nk, aslnda, her eyi unuttuumu, her eyi unuttuumu, her eyi unuttuumu anlattm. utsuz, huysuz ve yalnz olduumu ve lmek istediimi anlattm. nk aslnda, Nianta Meyda afiinin grlts ve radyodan insan kederle gzyalarna boan bir mzik geliyordu. nk a rm boyunca hikye anlattktan sonra, lmeden nce Aladdin'den unuttuum her eyin, dkkann lonya ielerinin, damga pullarnn, kibritlerin zerlerindeki resimlerin, naylon oraplarn, kartpostallarn, artist resimlerinin, seksoloji yllklarnn, firketelerin ve namaz kitap larnn hikyelerini bir bir dinlemek istediimi anlattm. Hayli hikyeler iine dm bt bi, Al-addin'de dnyann snrlarn zorlayan gerek d bir yan ve kurallarn zorlayan ya rd. Basnn dkknna gsterdii ilgiden memnun olduunu aklad. Otuz yldr, gnde on dr ki dkknnda alyor, pazar leden sonralar, herkes radyodaki futbol man dinlerken,

saat iki buuk ile drt buuk arasnda evinde uyuyordu. Asl adnn baka bir ey olduunu, a mterilerinin bilmediini anlatt. Yalnzca Hrriyet Gazetesi okuduunu anlatt. Dkknnda uluma olamayacan, nk tam karsmda Tevikiye Karakolunun bulunduunu ve siyasetle de i iini anlatt. Dergileri tkrkleyerek sayd da doru deildi; dkknnn bir efsane ya da da. Bu tr yanlglardan ikyetiydi: Baz yoksul ihtiyarlar vitrinindeki oyuncak plastik sa tleri gerek saat sanp ucuzluuna aarak heyecanla ieri dalyorlard. Salonda at yar al ya da kendi elleriyle setikleri Milli Piyangodan gene bir ey kmaynca fkeye kaplan baz bu oyunlar Aladdin iml ediyor sanp grlt karyorlard. Naylon orab kaan kadn d?. tadan btn derisi pul pul dklen ocuun anas da, okuduu gazetenin siyasi grlerini be r da, imalaty deil yalnzca bir arac olan Aladdin'i suluyordu. inden kahve deil, ka ayakkab boyas kan paketten Aladdin sorumlu deildi. uh sesli Emel Sayn'm ilk ar-* k sarsla sarsla boalp akarak transistorlu radyoyu 44 kapkara bir svyla berbat eden yerl i pilden Aladdin sorumlu deildi. Nereye gidersen git hep kuzeyi gstereceine, hep Tevi kiye Karakolunu gsteren pusuladan Aladdin sorumlu deildi. inden hlyal ii kzn ak v ektubu kan Bafra paketinden de Aladdin sorumlu deildi, ama paketi aan badanac ra mu a etekleri zil alarak koa koa gelmi, elini perek Aladdin'den nikh ahidi olmasn iste adn ve adresini sormutu. Dkkn bir zamanlar stanbul'un "en iyi" denilen bir semtin-deyd , ama mterileri her zaman, her zaman artrd onu. Sra diye bir ey olduunu hl rene ere ayordu, rendii halde bekleyemeyenlere dayanamayp baryordu. Otobsn keden her askeri heyecanyla, "bilet, bilet, aman abuk bilet" diye bararak dkkna dald, etraf bileti satmaktan vazgemiti. Milli Piyango seerken kavgaya tutuan krk yllk kar-kocala bir paket sabun almak iin oluz eidini koklayan boyal kadnlar, ddk almadan nce btn b yu tek tek ttren emekli subaylar grmt, ama almt artk, aldrmyordu. En son says toromann eski saylarndan biri yok diye sylenen ev kadnna, posta pulu almadan ence arka sn yalayarak zamknn tadna bakan iman beyefendiye ve krepondan yapma karanfili kokmuyor diye ertesi gn fkeyle geri getiren kasap karsna aldrmyordu arlk. Dileriyle trnaklar mutu bu dkkn. Yllarca eski Teksas ve Tommiksleri kendi eliyle ciltlemi, sabahlar btn uyurken dkknn ap sprm, gazete ve dergileri kapya ve kestane aacna mandallam, e vitrinine yerletirmi, istiyorlar diye, en tuhaf mallar (mknatsl aynas yaklatrlnca cak balerinleri, renkli ayakkab balarn, gzlerinde mavi ampuller yanan aldan kk A lerini, Hollanda deirmeni eklinde kalemtralar, Kiralk Ev ve Bismillahirrahmanirrahim l evhalarn, iinden birden yze numaral ku resimleri kan am aromal ikletleri, yalnzca an pembe tavla zarlarn, Tarzan ve Barbaros kartmalarn, futbol takmlarnn rengindeki k talar kendi de mavi renkte birini on yl giymiti-, bir ucu ayakkab ekecei br ucu gazoz aaca olan demir aletleri) mterilerine sunabilmek iin yllarca btn stanbul'u kar k mi, en akla hayle smaz isteklerde bile, (Glsuyu kokulu o mavi mrekkeplerden var m sizd ? Acaba ark syleyen yzklerden bulunur mu?) "yok" dememi; sorulduuna gre bir rnei va dnd iin, "Yarn getiririz!" deyip, defterine not alm, ertesi gn de, ehrin iinde aya kan yolcu gibi, dkkn dkkn sorup, arayp bulmutu. nanlmayacak llerde satan fot a da resimli kovboy hikayeleriyle ya da bo suratl yerli artist resimleriyle yorulm adan para kazand dnemler de olmutu; kahvenin, sigarann karaborsaya dp rahatnn kat , yavan gnleri de. Dkknndan baktnda, kaldrmdan

akan insanlarn hi de "yle, yle..." olduunu anlayamazdn, ama "bir... bir...-ne bileyim" idi insanlar. Bir bakyordun, hepsi ayr bir havada gzken o kalabalk, hep birlikte bi r mzikli sigara kutusu merakna kaplyor, derken Japonya'dan gelen kk parmam bykl mleri kap kap kapyorlar, ertesi ay ise hepsini unutup tabanca biimindeki akmaklardan ir almaya balyorlard ki, Alad-din yetitiremiyordu. Sonra, bir plastik azlk modas ba millet itii sigarann iren ziftini sapk bir bilim adam zev-kiyle seyrederek alt ay say azlk kullanyor, derken, onu brakp sacs solcusu, dinsizi dindar Aladdin'den boy bo enk tebih alp her yerde ekmeye balyor, bu frtna dinip Al-addin elinde kalan tebihler e edemeden, bir rya modas kyor, herkes ryalar yorumlayan kk kitap alabilmek ii yordu. Bir Amerikan filmi gelir, btn genler kara gzlk alrd, bir gazete haberi kar b r dudak kremi, btn erkekler imamlara yakr takkelerden isterdi, ama ou zaman, istekler i anlalmayan bir ekilde bir veba gibi yaylrd. Niye binlerce, on binlerce kii ayn and yolarnm, kaloriferlerinin stne, arabalarnn arka camnn nne, odalarna, i masalarna, tahta yelkenlileri yerletirmeye balamt? Anne ocuk, kadn erkek, ihtiyar gen herkesin ayn resmi, gznden kocaman bir damla ya akan mahzun ve Avrupal suratl ocuk resmini anl az bir istekle alp duvarlara, kaplara asmasn nasl anlamak gerekiyordu? Bu millet, bu insanlar 46 bir... bir... "tuhaf diye Aladdin'in bulamad kelimeyi ben yetitirdim, "an lalmaz" diye, "hatta korkutucu" diye, nk kelimeleri bulmak Aladdin'in deil benim isimd . Bir sre karlkl sustuk. Daha sonra, yllardr srekli satt selloidden yaplm, ba latrken, iinden vine likr ve bir vine kan ie biimindeki o eski ikolatalar anlat a iin en iyi ve en ucuz tay stanbul'da nerede bulabileceini anlatrken, Aladdin'in m iyle arasnda kendisinin de bulamayaca kelimelerle anlatlabilecek bir ba olduunu anladm Babaannesiyle dkkna gelip o zilli emberlerden alan kk kz da, Fransz dergisini kapp r kesine ekilip sayfalar iindeki plak kadnla kala gz arasnda sevimeye teebbs ede elikanly da seviyordu. Hollywood yldzlarnn inanlmaz hayatlarnn hikye edildii roman evde okuyup, ertesi sabah "Bu bende varm!" diye iade etmek isteyen gzlkl banka memure sini de seviyordu, Kuran okuyan kz posterinin resimsiz bir gazeteye sarlmasn zellikle rica eden ihtiyar da. Ama gene de ihtiyatl bir sevgiydi bu: Moda dergilerinin iind eki patronlar harita gibi ap dkknn ortasnda kuma kesmeye kalkan ana kz, oyuncak t dkkndan kmadan nce savaa tututururken birbirleriyle derek kran ocuklar belki bi kalem eklinde el feneri, ya da kuru-kafal anahtarlk soran insanlarn kendisine hi bil medii, hi anlayamad bir alemden sanki iaretler yollad duygusuna kaplyordu. Karl b ip renci devleri iin kullanlan "K Manzarasn deil, srarla "Yaz Manzaras"n isteyen dam hangi esrarn belirlisini tayordu? Bir gece, lam dkkn kapamak zereyken ieri giren karanlk kii, hazr elbiseler giyen, kollarn aa yukar kaldran boy boy bebekleri, can eri tutan doktorlar gibi dikkat, efkat ve alkanlkla ellerine almlar, pembe yaratklarn erini ap kapaylarn bylenmi gibi seyretmiler, bir ie rakyla birlikte bir bebei p ddin'in tylerini rperten karanln iinde kaybolmulard. Buna benzer bir ok olaydan sonr geldii gibi, imdilerde de Aladdin ryalarnda dkknnda kutular ve plastik torbalar iin tt bebekleri gryor, geceleri dkknn kapadktan sonra, bebeklerin ar ar gzlerini uzadn hayl ediyordu. Acaba bu neyin iareti diye soracakt belki de bana, ama fazla kon uunu, kendi dertleriyle dnyay fazla igal ettiini birden hissediveren vatandalarmzn k siz ve hznl sessizlie

kaptrmt kendini. Bu sefer, sessizliin uzun bir sre bozulmayacan bilerek karlkl s a, evden zr diler gibi bir havayla karken Alad-din, artk benim daha iyi bileceimi, art benim istediim gibi yazacam syledi: Bir gn belki o bebeklerden ve ryalarmzdan sz a r yaz yazabilirim, sevgili okurlarm. 48 BENC BLM OCUKLUK BU "insan terkederken bir se gsterir. Bunu syler. Karsndakine ce\-ap verme hakk tanr. yle durup dururken gidilmez ok ocukluk bu." Marcel Proust On dokuz kelimelik terk mektubunu Rya, Galip'in her zaman telefonun yanbanda durmasn istedii yeil tkenmez kalemle yazmt, kalemi ortal sonraki aratrmalarnda evde de bulamad iin Galip, Rya'nm, mektubu kapdan kmadan so zdna karar verdi: Mektubu yazdktan sonra Rya, kalemi belki lzm olur diye son anda el asna atm olmalyd; nk krk yln tekinde, birisine zene bezene mektup yazmaya kalkt Rya hibir zaman bitirmez, bi-tirse zarfa koymaz, koysa postalamazd) severek kulland i dolmakalemi her zamanki yerinde duruyordu: Yatak odasndaki ekmecenin iinde. Mektub un zerine yazld defter kdnn hangi defterden koparldn anlamak iin Galip, aral harcad. Gecenin eitli saatlerinde, Rya'nm, Cell'in d zerine, kendi gemiinin kk eski dolabn ekmeceleri iinden kard defterlerin sayfalarn mektubun kadyla karl inin alt kurutan hesapland ilkokul aritmetik defleri; din dersinde zorla tutulmu ve ar ka sayfalarna skntyla gamal halar, a hocann karikatr izilmi dua defteri; kenarl erinin izildii ve baz uluslararas film yldzlarnn, yakkl yerli sporcularn, pop a r edebiyat defteri (Hsn- Ak imtihanda gelebilir). ok sonra, her seferinde ayn kolaylkl a hayl krkl uyandran ekmece ilerinde, ayn armlara bombo el eden kutu diplerin ve hibir eyin deimediine Galip'i inandrmak ister gibi ayn kokuyla kokan Rya'-nn elbi plerinde yapt son bir aratrmadan ve sabah ezanndan az sonra, gz yeniden eski dolaba t a Galip geliigzel uzatt elinin altnda mektup kdnn kopartld defteri buldu. 49 D falarndaki resimlere ve yazlara (27 Mays askeri darbesini ordumuz, iktidar ormanlarmz tahrip ettii iin yapmt; hidrann kesiti Babaannenin bfesinde duran mavi vazoya benziyor u,) dikkat etmedii defterin ortalarnda bir sayfa, acmasz bir tella yrtlmt. Bu acm btn gece toplad teki kk ayrntlar gibi, birbirlerinin zerine domino talar gibi y ardan baka hibir sonucu olmayan bir ayrnt... arm: Yllar nce, ortaokuldayken, Rya' ayr sralarda oturduklar zaman elence ve sabrla katlandklar gudubet Tarih hocas, "K !" diyerek birdenbire hazrlksz yakalad snfn imtihan korkusuyla brnd sessizlikte tella yrtlan sayfalarn hrtsn iitmeye dayanamazd hi: "Defterlerinizi yrtmayn!" e, "dosya kd isterim! Bu milletin defterini yrtan, maln tahrip eden Trk deildir, soy r, sfr vereceim!" Verirdi de. Kk bir bulgu: Anlalmaz aralklarla alan buzdolab mo bozduu geceyars sessizliinde, kimbilir kanc kere kartrd elbise dolabnn dibind yanna almad nefti renkli topuklu ayakkablarnn arasnda, Galip, eviri bir polisiye rom Evin iinde yzlercesi olduu iin ilgilenmeyecekti, ama dolap diplerinde, ekmece kelerin e bulup dokunduu her eyi kartrmaya bir gecede alan eli, zerinde iri gzl, kk hain d bu kara kitabn sayfalarn kendiliinden evirince, iinde iyi kda basl bir dergid esim buldu: plak ve yakkl bir erkek. Galip bir igdyle erkein bykln kendisinin klik organna' bakarken, "Aladdin'den ald bir yabanc dergiden kesmitir!" diye dnd.

arm: Rya, Galip'in polisiye romanlara katlanamad iin elini srmediini bilirdi. ng giliz, imanlarn tam iman, sulu ve kurbanlar da dahil olmak zere geri kalan btn zne elerin de, ya birer ipucuna benzedii ya da yazar onlara zorla ipucu taklidi yaptrd iin , kendilerine benzeye-medikleri bu yapay dnyada Galip vakit geiremezdi bir trl. (Vak it geiriyorum ite! derdi Rya, polisiye romanla birlikte, Aladdin'in dkknndan ald f en). Galip bir 50 keresinde, Rya'ya, yazarn da katilin kim olduunu bilmedii bir poli siye romann yazlrsa okunabileceini sylemiti. Bylece, nesneler ve kahramanlar her eyin rknda olan yazarn zoruyla ipular ve sahte ipular kisvesine brnmeden, hi olmazsa, pol yazarnn hayllerini deil, hayatta olduklar eyleri taklit ederek kitapta durabilirlerdi . Galip'ten daha iyi bir roman okuyucusu olan Rya, byle bir romanda ayrnt bolluuna na sl bir snr getirileceini sormutu. nk ayrntlar bu romanlarda hep bir amaca iaret ed yrntlar: Rya evden kmadan nce, zerinde iri bir karafatmayla kk hamambcei resmi korkuttuu bcek ilacn, helaya, mutfaa ve koridora bol bol skmt. (Hl kokuyordu). 'El fben' dedikleri eyi su stmak iin evirmiti, (belki dalgnlkla, nk perembe apartmand , Milliyet gazetesini biraz okumu, (buruturmu) bilmecesini de, sonra yanna ald kurun emle biraz zmt: Trbe, ara, kamer, zor; taksim, ramiz, esrar, dinle. Kahvalt etmiti ( eyaz peynir, ekmek);'bulaklar ykamamt. Yatak odasnda iki, salonda drt sigara imiti lnzca klk elbiselerinin bazlarn, cildini bozduunu syledii makyaj malzemesinin bir k klerini, en son okuduu romanlar, uur getireceine inand ve ekmecesinin kulpuna takt rl, tek taks inci gerdanl, arkas aynal sa frasn alm ve salar rengindeki pa hibir zaman kmadklar bir seyahatte lzm olur diye babasndan ald orta boy eski bavul Amcann Magrib'ten getirdii) koymu olmalyd. Dolaplarn ounu kapam (kapaklarn tekmel ecelerini itmi, ortalktaki vr zvr eyasn yerlerine koymu, terk mektubunu da, hibir eirmeden bir kerede yazmt: p tenekesi ve kllklerde yrtp atlm bir msvette yoktu. tubu da denemezdi buna. Rya geri dneceini belirtmedii gibi, dnmeyeceini de belirtmemit . Galip'ten deil de evden ayrlyordu sanki. Galip'c ise, okur okumaz kabul ettii kelim elik bir su ortakl neriyordu: "Annemleri idare edersin!" Evden ayrl nedenini aka G e ykmad iin hem sevindiriciydi bu su ortakl, hem de, ne olursa olsun, Rya ile bir o Bu ortakln karlnda, Rya'nn Ga51 lip'e verdii sz de kelimelikti: "Sana haber ve ece vermedi. Btn gece, su ve kalorifer borular eitli inlemeler, gurlamalar ve i ekmele le ttler. Kar aralklarla yad. Bozac geti gitti, bir daha gelmedi. Rya'nn yeil imzas p saatlerce baktlar. Evin iindeki nesneler ve glgeler yeni kiiliklere brnd-ler; ev b r ev oldu. "Demek ki, yldr tavandan sarkan lamba rmcee benziyormu!" demek geliyordu ip'in iinden. Uyumak istedi, belki de iyi bir rya greceine inand iin, ama uyuyamad. e, dzenli aralklarla, nceki btn aratrmalar silbatan edip (Elbise dolabnn dibindeki akm myd; bakmt; galiba bakmt; galiba bakmamt; hayr bakmamt ve imdi her eye atrmalara girdi. Bu umutsuz aratrmalarn ortasnda bir yerde, elinde Rya'nn eski bir ke inin anlarla kaynaan tokasn ya da oktan kaybolmu bir kara gzln bo klfn tutarke tsuzca amasz olduunu anladnda (ne kadar inanlmazd o kitaptan kma dedektifler, ne ka mserdi o dedektifin kulana ipularn fsldayan yazar!) elinde o an her ne tutuyorsa onu, ir mzenin envanterini karan dikkatli aratrmac gibi, ilk ald yere, titizlikle braky ykudagezerin dsel admlaryla bacaklar onu kendiliinden mutfaa gtryor, buzdolabn a

ey almadan bir kartrdktan sonra, salondaki sevgili koltuuna gidip az sonra gene ayn ar ma trenine balamak zere oturuyordu. . yllk evlilikleri boyunca, karsnda sabrsz v turan Rya'nn bacaklarn sallayarak, salarn ekitirerek, arada bir derinden derine i hrsla ve zevkle sayfalarm evirerek polisiye romanlar okuyuunu seyrettii bu koltukta, terkedil-dii gece tek bana otururken, Galip'in aklnda hep ayn grnt vard. Lise ylla dudann stnde Galip'ten nce tyler kan ve Galip'ten nce sigara imeye balayan sivilc a, masalarnda pervasz hamambceklerinin dalgn dalgn gezindii muhallebicilere ve pastaha nelere Rya'nn gidiine tank olduunda ya da bundan yl sonra, bir cumartesi leden son arn katna kt zaman (Sizde mavi etiket var m diye gelmitim!) annesinin dknt tuvale aynann banda boyanrken 52 Rya'nn sabrszca bacaklarn salladn ve saatine baktn sonra, bu sefer hi gremedii solgun ve yorgun Rya'nn, evresindekilerce ok mert ve feda ar bulunan ve daha o zamandan 'Emein afa' dergisinde kendi imzasyla ilk siyasi 'tahli lleri' yaymlanan gen bir siyasiyle, yalnzca siyasi olmayan bir evlilik yaptn rendii e ykselen deersizlik, yenilgi ve yalnzlk duygusunun grntleri (Yzm asimetrik, elim sa ar siliim, sesim g kar!) deildi, hayr, Galip'in aklndaki. Yalnzca, hayatn bir pa da bir elenceyi kardnn resmi vard Galip'in btn gece gzlerinin nnde: Kar yaarke beyaz kaldrma vuran . Rya'lar en st kata tandktan bir buuk yl sonra, yani ilkok cuma akamyd; hava kararrken Nianta Meydanndan k akamnn araba ve tramvay grltl rde birlikte kefedip kurallarn saptadklar 'Sessiz Geit' ve 'Ben Grmedim' oyunlarn ka kefettikleri yeni bir oyunu oynamaya balamlard: 'Yok Oldum!' kisinden biri, apartmanda ki amcalarn, babaannelerin dairelerinden birine girip bir keye saklanp 'yok oluyor', teki de onu bulana kadar aryordu. Olduka basit oyun, karanlk odalarda k yakmay yasak hibir sreyle kstl olmad iin, taraflarn sabrna ve hayl gcne sesleniyordu. Yok o e geldiinde, Galip, iki gn nce bir yaratclk annda, dikkatini eken Babaannenin yatak o daki dolabn stne (nce koltuun koluna, sonra dikkatle arkalna basarak) kp gizlenmi isini burada hibir zaman bulamayacandan emin, karanlkta onun haylini kurmutu. Haylinde kendisini arayan Rya'nn yerine kendini koymutu ki, yokluunun aclarn Rya nasl hissedi aha iyi bir anlayabilsin! Rya alamakl olmalyd; Rya yalnzlktan sklm olmalyd; aa arka odada gizlendii yerden kmas iin Galip'e gzyalaryla Rya yalvaryor olmalyd! o uun sonsuzluu kadar uzun sren bir bekleyiten sonra, Galip, sabrszlkla ve asl kendisin sabrszla yenildiini dnmeden birden dolabn stnden inip gzlerini soluk lambalarn isi, apartmanda Rya'y aramaya balamt. Btn katlara inip ktktan 53 sonra, tuhaf ve h bir duyguyla ve bir yenilgi havasyla Babaanneye sorduunda, "Aa stn ban toz iinde senin " demiti karsnda oturan Babaanne. "Neredeydin? Seni aradlar!" Dede de: "Cell geldi," d iye eklemiti. "Rya ile Cell Aladdin'in dkknna gittiler!" Hemen pencereye komutu Gali k, lacivert, karanlk pencereye: Kar yayordu darda; insan dar aran ar ve ackl Aladdin'in dkknnn iinden, oyuncaklar, resimli dergiler, toplar, yo-yolar, renkli iel ve tanklar arasndan, darya Rya'nn teni renginde bir k szyor, kaldrmlardaki tutmu lli belirsiz yansyordu. Uzun sren gece boyunca, Galip, bu yirmi drt yllk grnty her h , yirmi drt yl nce kapld sabrszl, kay-nayarak birdenbire taan bir tencere-stn ti: Kard hayat parac neredeydi? Evliliklerinin ilk gnlerinde, yllar nceki ortak h anelerini ve ocukluklarnn anlarn daha da canl tutmak heyecanyla, Hle Halann dairesi kendi yeni mutluluk yuvasnn

duvarna heves ve gayretkelikle ast sarkal duvar saatinin, yllarca Babaanneyle Dedenin ridorunda sonsuzluk vaktini bekleyen sonsuz ve alayc tiklaklarn ieriden iitiyordu imdi . yllk evlilik hayatlar boyunca, belirsiz bir yerdeki bilinmeyen bir hayatn nee ve e cesini karmaktan ikyeti gzken hep Rya olmutu, Galip deil. Galip sabahlar ie gider lmularda, otobslerde karanlk yzl, kimliksiz dn kalabal iersinde sahipsiz dirsekle arla bouarak eve dnerdi. Gn boyunca, her seferinde Rya'nn dudak bkt bahaneler bulup den eve bir iki kere telefon eder, akam evin scaklna dndnde kllklerdeki sigaralar cinsinden, eyalarn, nesnelerin duruundan ve eve girmi bir yenisinden, yznn teninden R 'nn o gn ne yaptn pek de fazla yanlmadan, aa yukar, karrd. Ya an bir mutlulu ya da ar bir kuku annda, dn akam yapmay kurduu gibi, Batl filmlerindeki kocalar t k, karsna o gn evde ne yaptn, ne yaptn, aka soracak olsa, Batl ya da Doulu h n belirsiz ve kaygan bir blgeye girmenin huzursuzluunu duyarlard ikisi de. statistik lerin ve brokratik smfla54 malarn 'ev kadn' diye adlandrd o anonim kiinin, (Galip'i hibir zaman benzetemedii o deterjanl ve ocuklu kadnn) hayatnda byle gizli, esrarl v gan bir blge olduunu Galip, evlendikten sonra kefetmiti. Tpk Rya'nn hafzasnn derin eki anlalmaz blgeler gibi, bu gizli, kaygan blgenin esrarl bitkiler ve korkutucu iekle le kaynaan bahesinin kendisine btnyle kapal olduunu bilirdi Galip. Btn sabun ve dete reklmlarnn, fotoromanlarn, yabanc dergilerden evrilmi en son haberlerin ve ou radyo amlarnn ve gazetelerin renkli eklerinin ortak konusu ve hedefiydi bu yasak blge, am a onlardan ok daha tede, onlardan ok daha esrarengiz ve gizliydi de. Bazan, szgelii, koridordaki kaloriferin zerindeki bakr sahann yanna kt makasnn neden ve nasl konmu eini belirsiz bir ilhamla dndnde ya da Rya'nn hl sk sk grtn bildii, ama dna bir pazar gezintisinde birlikte rastgel-diklerinde, Galip, kendisine yasak ol an o kaygan ve ipeksi blgeyle ilgili bir ipucuna, o yasak blgeden kma esrarl bir beli rtiye rastlam gibi bir an arr ve yaraltna itilmi yaygn bir tarikatn artk kendini g en esraryla yzyze gelmi gibi duraklard. Korkutucu olan ey, tpk yasaklanm bir tarika ibi, esrarn 'ev kadn' denen o kimliksiz kiilerin hepsine bulamas, ama onlarn byle bir ar, gizli trenleri, paylatklar bir sular, sevinleri ve tarihleri yokmu gibi davranma elik de bunu, bir ey gizleme isteiyle deil, btn itenlikleriyle yapmalaryd. Hadm edil em aalarnn kilit stne kilit vurarak sakladklar o sr gibi, hem ekici hem de iticiydi e: Varl herkes tarafndan bilindii iin, bir kbus gibi dehet verici deildi belki, ama zaman tarif edilip adlandrlmad iin esrarl ve yzyllardr kuaktan kuaa gemesine ra bir gurur, gven ve zafer kayna olamad iin de bu esrar acklyd. Bir ailenin btn y izleyen bir uursuzluk gibi bir tr lanet olduunu dnrd bazan Galip bu blgenin, ama ev ek, ocuk sahibi olarak ya da anlalmaz nedenle birdenbire almay brakarak birok kadn steiyle bu esrarl lanete dndne tank olduu iin de, tarikat srrnn bir ekimi olduu ki, bu lanetten kurtulmak, baka . ' 55 birisi olmak kararyla, nice emeklerle bir i bulup almaya balayan kadnlarn bazlarnda geride braktklar o gizli trenlere, sih ibir zaman anlayamayaca ipeksi ya da karanlk blgelere dnme isteinin belirtilerini grd Bazan, yapt samasapan bir akaya ya da kelime oyununa Rya, kendisini artacak kadar g a sincap rengindeki salarnn karanlk ormannda beceriksiz ellerinin gezinmesini ayn neey e karladnda, yani, btn resimli dergilerle onlardan renilmi trenlerin, btn gemi ca arasndaki ryams yaknlk anlarnn birinde, birden Galip'in iinden karsna o esrarl in bir soru sormak gelir, btn amarlarn, bulaklarn, polisiye

romanlarn ve gezintilerin dnda, (ocuklarnn olmayacan doktor sylemi, bir ite al istek gstermemiti) bugn evde, asl "o" saatte, ne yaptn sormak isterdi; ama sorudan so , aralarnda alacak uzaklk o kadar korkutucu ve sorunun hedefledii bilgi aralarndaki or tak dilin kelimelerine o kadar yabancyd ki, hibir ey soramaz, yalnzca kollarnda tuttuu Rya'ya, bir an bo, bombo bakard. "Gene bo bakyorsun!" derdi Rya. "Yzn kt gibi bey Rya, annesinin daha ta ocukluunda Galip'e syledii cmleleri neeyle tekrarlayarak. Sabah ezanndan sonra, salondaki koltuunda Galip ksa bir sre uyuklad. Ryasnda bir akvaryumun enmez kalem yeili svsnda Japon balklar ar ar salmrken Rya, Galip ve Vasf bir yan ar, daha sonra, sar ve dilsiz olann Vasf deil, Galip olduu anlalyordu, ama ok da ke iyorlard: Nasl olsa. yaknda her ey yoluna girecekti. Uyandktan sonra Galip, masaya ot urdu ve aa yukar on dokuz-yirmi saat nce, Rya'nn yaptn tahmin ettii gibi, masann d. Elinin altnda -tpk Rya gibi- kt bulamaynca, -Rya'nn terk mektubunun arkasna b k dnd kiilerden ve meknlardan oluan bir listeyi yazmaya balad. Yazdka uzayan ve e Galip'te polisiye roman kahramanlarn taklit ettii duygusu uyandran sinir bozucu bi r listeydi bu. Rya'nn eski sevgilileri, lisedeki 'matrak' kz arkadalar, arada bir adn nd dostlar, eski 'siyasi' yaknlar ve Galip'in Rya'y buluncaya kadar hibir ey farket ye 56 karar verdii ortak arkadalarnn adlar kendilerini oluturan sesli sessiz harflerin yuvarlaklar, inileri, klar, yzleri ve gittike daha anlaml, ift anlaml gzken bi emi dedektif Galip'e neeyle el sallayp, haince gz krpp, sahte ipular yol-luyorlard. nekeleri kamyonun kenarlarna vura vura boaltan pler getikten sonra, Galip listeyi daha fazla uzatmamak iin, yeil tkenmez kalemiyle birlikte bugn giyecei ceketinin i cebine s Ortalk bir kar mavisiyle aydnlanrken, evdeki btn lambalar sndrd. Merakl kapc pir diye, p tenekesini, iini son bir kere daha gzden geirdikten sonra, dar kard. ay d inesine yeni bir jilet takp tra oldu, temiz, ama tlenmemi amar ve gmlek giydi, bt ekidzen verdi. Giyinirken, kapcnn kapnn altndan att ve ayn ierken okuduu Mil ll, yllar nce, karanlk kenar mahallelerde, bir geceyars karlat bir 'gz'-den sze yllar nce bir kere daha yaymlanan yazy okumutu, ama gene ayn 'gz'n dehetini hisset de. Telefon ayn anda almaya balad. "Ryadr!" diye dnd Galip; ahizeye yetiene kadar a birlikte gidecekleri sinemay bile dnmt: Konak. Ahizedeki umut krc sese, Suzan Yen vap verirken, hi duraklamad: Evet, Rya'nn atei dmt, btn gece de ok iyi uyumu, G latt bir rya bile grmt. Tabii annesiyle konumak isterdi; bir dakika! "Rya!" diye se Galip koridora doru, "Rya, annen telefonda!" Rya'nn esneyerek yataktan kalktn, tembel mbel gerinerek terliklerini arandn gzlerinin nne getirdi; sonra, hemen aklnn sinemas bir bobin takt: Merakl koca Galip, karsn telefona armak iin koridordan ieri gidiyo u yatakta tekrar ml ml uyurken buluyor. Bu ikinci filmi daha iyi canlandrabilmek, Suza Yengeye inandrc bir atmosfer sunabilmek iin, koridorda aa yukar yryerek 'efekt' bi Telefona dnd. "Uyumu Suzan Yenge, gzleri ateten apak iindeydi, suratn ykayp yata e uyumu!" "Bol bol portakal suyu isin!" dedi Suzan Yenge, en iyi ve en ucuz skmalk k an portakalnn Nianta'nda nerede bulunabileceini dikkatle anlatarak. "Akam belki Konak 7 Sinemasna gideceiz!" dedi Galip gven duygusuyla. "tmesin gene!" dedi Suzan Yenge, so nra belki de her eye fazla kartn dnerek, konuyu bir an bambaka yere evirdi: "Bili sesin gerekten telefonda Cell'inkine ok benziyor. Yoksa sen de mi ttn? Dikkat et Rya' mikrop kapma!" Telefonlar karlkl ayn sayg, sevgi ve sessizlikle, sanki Rya'y uyand dar, ahizeleri incitmekten ekinerek yavaa kapadlar.

Telefonu kapadktan hemen sonra Cell'in eski yazsn yeniden okumaya baladnda, az nce yazdaki 'gz'n baklar ve dncelerinin dumanlar arasnda, Galip, birden karar veriver tabii ki, eski kocasna dnmtr!" Bu apak gerei, btn gece baka hayllerle bulandrar Ayn kararllkla telefona gidip Cell'i arad. Btn bu akl karkln ve sonucunu ona a "imdi ben onlar aramaya kyorum. Eski kocasyla birlikte Rya'y bulduumda -ki bu ok va az- onu eve dnmeye ikna edemem diye korkuyorum. Rya'y en iyi sen kandrmay bilirsin. E ve dnmesi, ("bana" diyecekti, ama kelime kmamt azndan,) eve dnmesi iin ona ne diyey akin ol nce!" diyecekti Cell itenlikle. "Rya ne zaman gitti? Sakin ol! Biraz birlikt e dnelim. Bana, gazeteye gel." Ama Cell evinde de, gazetede de yoktu henz. Evden karke Galip telefonu ak brakmay dledi, ama brakmad. "aldrdm, aldrdm megul kt!" d elefonu iyi kapamam," derim, "bilirsiniz, dalgndr, her eyi unutur." i 58 ALTINCI BLM B D USTA'NIN EVLTLARI "...zaman d havay titreten i ekmeler." Dante Stunlarmz her k snftan, her cinsten insanmzn sorunlarna pervaszca atmzdan beri okuyucularmzdan alyoruz. Kendi gereklerinin en sonunda dile gelebildiini gren baz okuyucularmz, bazan nlar yazacak sabr bile gsteremiyorlar da, koarak matbaamza gelip, bize kana kana hikye lerini anlatyorlar. Bazlar da, anlattklar inanlmayacak vakalardan, korkun ayrntlarda ya dtmz grdklerinde, hikyelerini ve kendi hayatlarn kantlamak iin bizi alma uzun imdiye kadar hi yazlmam, ilgilenilmemi amurlu ve esrarl karanlklarna ekiyorla de mankenciliin yeraltna itilmi korkun tarihinden ite byle haberdar olduk. Korkuluk gi bi gbre ve ky kokan 'folklorik' bir ayrnt bir yana, 'mankencilik' denen zenaatten to plumumuz yzyllardr haberdar bile deildi. Bu ie ilk girien usta, mankenciliimizin piri, Ab-dlhamit'in emri ve zamann ehzadesi Osman Cellettin Efendi'nin ilgisiyle alan Bahriy e Mzesine gereken mankenleri hazrlayan Bedii Usta olmutur. Mankenciliimizin gizli ta rihini yapan da Bedii Ustadr. yz yl nce Akdeniz'de talyan ve spanyol gemilerine kk levendlerimizin ve civan yiitlerimizin palabyklar ve btn hametleriyle, bu ilk mzeye y etirildiini ve saltanat kayklar ve kadrgalar arasnda dikildiini gren mzenin ilk ziya ri, tanklarn anlattna gre, hayretler iinde kalmlar. Bedii Usta, bu ilk harikalarnda e olarak aa, al, balmumu, ceylan, deve ve koyun derisi ve insan sa ve sakal kullanm. ir sanatkrane baaryla gerekletirilen bu mucizevi yaratklarla karlatnda zamann da kaplm: Allann yaratklarn bu kadar mkemmel taklit etmek, Allahla bir eit boy lm 9 mankenler mzeden kaldrlm, kadrgalar arama korkuluklar yerletirilmi. Bitmemi batl mizde rneklerini binlerce kere grdmz bu yasaklk zihniyeti, Bedii Usta'nn iinde bir vlenen 'zenaat ateini' sndrmemi. Bir yandan evinde yeni mankenler yaparken, bir yand an da "evltlarm" dedii eserlerini yeniden mzeye sokabilmek ya da ayr yerde sergileyeb ilmek iin yetkililerle anlamaya alm. Baarszla uraynca yneticilere ve devlete k deil. Evinin kk bir atlye haline getirdii bodrum katnda manken retimine devam etmi. alar, hem mahalledeki komularn "byclk, sapklk ve zndklk" sulamalarndan saknmak alabalklaan "evltlaryla" alakgnll bir Mslman evine sa-mad iin, eski stanbul' yakasnda bir eve tanm. Ziyaretimin beni de gtrd Kuledibi'ndeki bu tuhaf evde, titi nan ve tutkuyla devam ederken, oluna da kendi kendine rendii mesleini retmi. Yirmi y bir almadan sonra, Cumhuriyetimizin ilk

yllarndaki o heyecanl Batclk dalgas iinde, beyefendiler balarndaki fesleri karp giyerlerken ve hanmefendiler araflarn atp ayaklarna topuklu iskarpinler geirirlerken, yolu caddesindeki o nl giyim kuam dkknlar vitrinlerine manken yerletirmeye balamla n getirtilen o ilk mankenleri grnce, Bedii Usta yllardr bekledii zafer gnnn geldiini yeraltndaki atlyesinden caddeye frlam. Ama 'Beyolu' denen bu gsterili alveri ve e sinde lmne kadar kendisini yeniden yeraltndaki hayatn karanlna ilecek yeni bir hayl rlam. Gtrd rnekleri gren, atlyesine, mahzenine gelen btn o 'bonmare' sahipler , kostm, orap, palto, apka satan btn o hazr giyimciler ve vitrinciler tek tek geri evi miler onu. Yapt mankenler ve elbiselerin modellerinin retildii Batl lkelerin insanl , bizim insanlarmza ben-ziyorlarm. "Mteri," demi dkknclardan biri, "sokakta her gn cesini grd o bykl, arpk bacakl, kara kuru vatandalardan birinin srtndaki paltoyu bilinmeyen 60 bir diyardan gelen yeni ve 'gzel' bir insann giydii ceketi srtna geirme k ister ki, bu ceketle birlikte kendi de deitiine, baka biri olabildiine inanabilsin. " Bu ilerde pimi bir vitrinci, Bedii Usta'nn eserlerini hayranlkla karladktan sonra, yazk ki ekmek paras iin vitrinlerine bu "gerek Trkleri, bu gerek vatandalar" koyamaya m: Trkler artk "Trk" deil, baka bir ey olmak istiyorlarm nk. Bu yzden klk ky tmiler, sakallarn tra etmiler, dillerini ve harflerim deitirmiler. Daha veciz konum bir dkkn sahibi, mterilerinin bir elbiseyi deil, aslnda bir hayli satn aldklarn a eyi giyen "tekiler" gibi olabilme hayaliymi asl satn almak istedikleri. Bedii Usta b u yeni hayle uygun decek mankenler yapmay denememi bile. Avrupa'dan ithal edilen ve t uhaf durular ve di macunu glmseyileri srekli deien o mankenlerle rekabet edemeyecei kndaym. Bylece kendi atlyesinin karanlnda brakt kendi gerek hayllerine dnm. yerli ve korkun hayllerin ete kemie brnd ve hepsi birer sanat aheseri olan yz elli la yeni manken yapm. Gazetemize kadar gelip beni babasnn yeraltndaki atlyesine gtren bana bu mankenleri tek tek gsteriyor ve bizleri "bizler" yapan "zmzn" bu tuhaf ve to zlu eserlerin iine gmldn sylyordu. Kule dibindeki amurlu bir yokutan, arpk merdi bir kaldrmdan geerek indiimiz souk ve karanlk bir evin bodrumundaydk. Drt bir yanmz anmaya alan, sanki bireyler yaparak yaamak isteyen mankenlerin o dondurulmu yaamyla d oluydu. Yar karanlk mahzende, glgeler iinde birbirlerine ve bize bakan yzlerce anlaml gz ve yz vard. Bazlar oturmutu, bazlar bireyler anlatyor, bir ksm yiyor, bir ksm a ediyor, bir ksm ise bana o anda dayanlmaz gelen bir 'varolula' dardaki hayata sanki eydan okuyordu. Her ey apak ortadayd: bu mankenlerde, deil Beyolu ve Mahmutpaa'nn vit lerinde, Galata kprs'nn kalabalnda bile hissedemeyeceimiz bir canllk vard. Bu kp fese manken kalabalnn teninden k gibi hayat f-kryordu. Bylenmitim. Yanbamdak 61 korkuyla, tutkuyla yaklatm, ondaki canllktan yararlanmak, bu gerekliin, bu dn e etmek iin uzanarak, bu nesneye (yal bir amca, kendi vatanda dertlerine gmlmt) ula ediimi, ona dokunduumu hatrlyorum. Sert ten, oda gibi korkun ve souktu. "Her eyden nc babam bizi biz yapan hareketlere dikkat etmemiz gerektiini sylerdi!" diye gururla aklad mankencinin olu. Babasyla birlikte, uzun ve yorucu alma saatlerinden sonra Kule i'nin karanlklarndan yeryzne karlar, Taksim'deki pezevenkler kahvesinin manzara gren m salarndan birine otu-. rup aylarn smarlarlar ve meydandaki kalabaln 'jestlerini'gzle ermi. Babas o yllarda, bir milletin 'hayat tarzn,' tarihini,

teknolojisini, kltrn, sanat ve edebiyatn deitirebileceini anlarm, ama jestlerini d eine asla ihtimal vermezmi. Bunlar anlatrken, olu, bana sigarasn yakan bir ofrn dur ayrntlar aklyor, bir Beyolu kabadaysnn kollarnn nasl ve neden yana ak durduun yan yrdn belirtiyor, hepimiz gibi azn kocaman kocaman aarak glen bir leblebici r timi ekiyordu. Elinde file, caddede tek bana yryen kadnn nne bakndaki o dehetin t, vatandalarmzn ehirlerimizde yrrken neden hep yere ve krlarda yrrken neden hep g ... Kendilerini harekete geirecek sonsuzluk saatinin dolmasn bekleyen btn o mankenler in jestlerine, durularna, durula-rndaki 'bizden'olan o eye kimbilir ka kere dnp yenid yeniden dikkatimi ekti. stelik, bu harika yaratklarn, pekl gzel elbiseler giyip sergi eyebilecek yetenekte olduunu da kavryordunuz. Ama gene de, bu mankenlerde, bu zava ll yaratklarda, insan dardaki aydnlk hayata iten bir ey vard. Nasl sylesem, sanki t, korkun, ac, karanlk bir yan! "Sonralar, babam artk gnlk hareketleri de gzlemez old deyince olu, bu korkun eyi sezdiimi dnmtm. Benim "jest" diye anlatmaya altm un silmekten kahkaha atmaya, yan bakmaktan yrmeye, el skmaktan ie amaya kadar uzanan b o gnlk hareketlerin de deitiini, safln kaybettiini baba oul yava yava fark etme evenkler kahve62 sinden kalabalklar seyrederken, nceleri, kendileri ve benzerlerind en baka taklit edecek bir ey gremeyen sokaktaki insann kimi taklit ettiini, kimi rnek alarak deitiini karamamlar bir trl. "nsanlarmzn en nemli hazinesi" dedikleri je tta yaptklar kk vcut hareketleri, sanki gizli ve grlmez bir 'efin' komutuyla ar a larak deiiyor, yok oluyor, yerlerine nereden rnek alnd bilinmeyen birtakm yeni hareke r geiyormu. Sonralar, baba bir dizi ocuk mankeni zerinde alrken anlamlar her eyi: las filmler yznden!" diye bard olu. Batdan kutu kutu getirilen, sinemalarda saatlerce natlan o lanet olas filmler yznden sokaktaki insanmzn jestleri safln kaybetmeye ba rkedilemeyen bir hzla, insanlarmz kendi hareketlerini bir yana brakp, baka insanlarn h reketlerini benimsemeye, taklit etmeye balamlar. Babasnn, bu yeni, yapmackl hareketler , bu anlalmaz jestlere duyduu fkenin haklln gstermek iin oulun sayp dkt ayr orum: Filmlerden renilmi btn o kahkahalarn, pencere amaktan kap arpmaya, ay fincan n, ceket giymeye kadar varan btn o renilmi ve yersiz jestlerin, ba sallaylarn, kibar in, fke anlarnn, gz krpmalarn, yumruk atmalarn, fldr fldr oynayan o kalarn, o g aba ocuksuluumuzu ldren o kibarlklarn ya da sertliklerin hepsini bir bir anlatt. Babas safln kaybetmi bu melez hareketleri grmek bile istemiyormu artk. Bu yeni ve dzmece h tlerden etkilenip kendi "evltlarnn" safln bozmaktan korktuu iin atlyesinden dar ermi: Evinin mahzenine kapanrken, "bilinmesi gereken anlamn ve esrarn zn" zaten oktan andn iln etmi. Bedii Usta'nn hayatnn son on be ylnda yapt eserlere bakarken b k olduunu kendi gerek kimliini yllar sonra renen bir 'vahi ocuun' dehetiyle sezdim: akan, benim hayatma doru ilerleyen, beni temsil eden bu amca, teyze, arkada, akraba , tamdk, bakkal, ii mankenleri arasnda benim benzerlerim vard, hatta kendim de vardm o yenik umuzsuz karanlk iinde. Birou kuruni bir tozla kapl bu vatanda mankenleri (arala da Beyolu gangsterleri de vard, diki di63 ken kzlar da, nl zengin Cevdet Bey de vard, nsiklopedist Sela-hattin Bey de, itfaiyeciler de vard, benzersiz cceler de, ihtiya r dilenciler de, gebe kadnlar da) soluk lambalarn abartt korkun glgeleriyle birlikte b na kaybettikleri saflklar yznden ac eken tanrlar, bir bakasnn yerinde olamadklar ni yiyip bitiren ilekeleri, birbirleriyle sevierek yatamadklar iin birbirlerini ldren tsuzlar hatrlatyordu. Onlar da,

benim gibi, bizler gibi, ilerine rastlantyla dtkleri belirsiz bir varoluun anlamn cen te kalm kadar uzak bir gemite bir gn sanki kefetmiler, ama sonra unutmulard bu sihir lam. Unuttuumuz bu hatra iin ac ekiyorduk; belimiz bklmt, ama gene de kendimiz olm niyorduk. Jestlerimize, bizi biz yapan eylere, burnumuzu siliimize, bamz kaymza, a sinen mutsuzluk ve yenilgi duygusu, aslnda, kendimiz olmakta direnmenin bir cez asyd da. Bedii Usta'y anlatan olu, "Babam vitrinlere bir gn kendi mankenlerini koyaca klarna her zaman inand!" derken, "Babam insanmzn bir gn bakalarn taklit etmeyecek ka utlu olabileceinden umudu kesmedi hi!" derken, ben, bu manken kalabalnn da benimle bir likte, bir an nce bu kapal ve kfl mahzenden yeryzne kp gne altnda bakalarna bak lit ederek, bir bakas olmaya alarak bizim gibi mutlulukla yaamaya can attklarn dn stek, sonra rendim, hi gereklememi de deil! Tuhaflklarla ilgi ekmeye merakl bir dk belki de ucuza dreceini bildiinden, bir iki 'mal' alm atlyeden. Ama durular ve jes e vitrinlerin te tarafndaki mterilere, kaldrmdan akp geen kalabala o kadar benziyor lp sergiledii mankenler, o kadar alelade ve p kadar sahici ve o kadar "biz-den"mile r ki, kimse ilgilenmemi onlarla. Bunun zerine, pinti dkknc testeresiyle para para etmi nlar; jestleri anlamlandran btnlk kaybolunca, kollar, bacaklar, ayaklar kk dkknn k , Beyolu kalabalna emsiye, eldiven, izme, ayakkab sergilemek iin yllarca kullanlm KAF DAININ HARFLER "Bir ismin bir anlam m olmal?" Lewis Carroll Uykusuz geen geceden s onra, sokaa admn attnda Galip, karn sandndan da ok yadn, Nianta'nn tekd atc aydnlndan anlad. Kald-rmlardaki kalabalk, apartman saaklarndan sarkan yar sa zlardan haberli deil gibiydi. Galip, Nianta Meydanndaki Bankas'na girip ("s Bankas Rya meydandaki tozu, duman, araba egzoslarn ve bacalardan fkran kirli mavi sisi her h trlaynda) Rya'mn son on gnde ortak hesaplarndan nemli bir para ekmediini, banka bin loriferlerin yan-madm ve yzlerini korkutucu bir ekilde boyam memure kzlardan birine, li Piyango ekiliinde kk bir ikramiye kt iin herkesin sevinli olduunu rendi. Vi knlarnn, ayc raklarnn girdii pasajlarn, Rya'yla birlikte gittikleri ili Terakki ve dallarndan buzlar sarkan hayletimsi kestane aalarnn altndan yryerek Alad-din'in di. Banda, dokuz yl nce bir yazsnda Ce-ll'in szn ettii mavi kakuleta, Aladdin bur rdu. "Aladdin, gemi olsun, hasta msn?" "ttm." Galip, Ry'nm eski kocasnn bir zama tar ya da dman olduu sol siyas dergilerden, adlarn tek tek dikkatle telffuz ederek, tane istedi. Aladdin yznde ocuksu, korkulu, kukulu, ama hibir zaman da dmanca olamay k bir ifade, bu dergileri yalnzca niversite rencilerinin okuduunu syledi. "Sen ne yapa caksn?" "Ben bilmecelerini zeceim!" dedi Galip. akadan anladn gsteren bir kahkaha a onra: "Bunlarda da hi bilmece olmaz be abi!" dedi Aladdin, bir bilmece tiryakisinin kederiyle. "u ikisi yeni kt, ister misin?" 65 "Peki," dedi Galip. plak kadn dergisi a an bir ihtiyar gibi fsldad sonra: "Hepsini bir gazeteye sarversene!" Eminn otobsndeyk kucandaki paketin tuhaf bir ekilde arlatn hissetti, ayn tuhaflkla baka bir duygu disini gzetledii duygusuna da kapld. Otobsn iindeki kalabalktan birinin gz deildi algal bir denizde sallanan atanada sallanr gibi dalgalanan yolcular karl sokaklara v e kalabalklara bakyorlard, dalgnlkla. Galip,

Aladdin'in siyas dergileri eski bir Milliyet gazetesine sardn, katlanm gazetenin ke fotorafndan Cell'in kendisine baktn o zaman farketti. Yadrgatc olan ey, yllardr fotoraftan Cell'in kendisine bugn bambaka bir bakla bak-masyd. "Seni biliyorum ve he etliyorum!" diyen bir bakla , bakyordu Cell. Galip, ruhunu okuyan bu 'gz'n zerine parm oydu, ama varln, uzun otobs yolculuu boyunca sanki parmann altnda da hep hissetti. e varr varmaz Cell'i arad, ama yoktu. Paket kdn dikkatle bir keye kaldrarak sol de dikkatle okumaya balad. Dergiler, Galip'e, uzun zamandr unuttuu bir heyecan, gerili m ve beklenti duygusunu ve umudunu kestii ve ne zaman kestiini de bilmedii bir kurt ulu, zafer ve kyamet gnnn anlarn hatrlatt nce. Sonra, arada Rya'nn terk mektubun arn yazd eski arkadalarna telefonlar ettii uzunca bir sreden sonra, kayp anlar Ga duvarlar ve kahve baheleri arasndaki yazlk sinemalarda ocukluunda grd filmler kada ve inanlmaz gzkt. O siyah beyaz Ye-ilam filmlerini seyrettii zaman, hikyelerin kurulu ki isyan ettirici bir nedensellik eksiklii yznden Galip, ya olaylar bsbtn anlayamad da zengin ve acmasz babalar, iyiler iyisi yoksullar, ahlar, uaklar, dilenciler ve ku yruklu arabalarla kurulmu ve yle niyet edilmedii halde masala dnm bir dnyaya buyur e ni pheyle dnr, (Ayn plaka numaral De Soto'yu nceki filmde de grdn sylerdi Rya dudak bkerken ve gzya dken yan sandalyedeki seyirciye aarken, evet evet, ite tam bu a dikkat - birdenbire, hi anlayamad bir hokus pokus sonucu, kendisini de perdedeki a ckl ve solgun iyilerin, aclar iindeki kararl ve fedakr kahra1 manlarn kederlerini gzy la paylarken bulurdu. Rya'y eski kocasyla birlikte bulduunda kk sol fraksiyonlarn b s siyah beyaz siyasi dnyasndan biraz daha haberli olmak istedii iin Galip, btn politik dergileri biriktiren eski bir arkadana telefon etti. "Hl dergi biriktiriyorsun, deil mi?" dedi Galip gvenle. "Ba dertte bir mvekkilimi savunabilmek iin senin arivinde bira z alabilir miyim?" "Tabii," dedi Saim her zamanki iyi niyetiyle ve 'arivi' iin aranma ktan memnun. Galip'i akam saat sek*iz buukta bekliyordu. Galip hava kararana kadar yazhanede alt. Birka kere Cell'i arad, bulamad. Cell Bey'in ya "henz" gelmediini i" ktn syleyen sekreterle her konumasndan sonra, Melih Amcadan kalma raflarn zerin azete parasndan Cell'in 'gz'nn kendisini gzetledii duygusuna kapld. Kapalar'dak arlar arasnda kan kavgann hikyesini, birbirlerinin szn kesen ar iman bir ana o anann antas ila kutularyla doluydu) ve emeklilik yl yanl hesapland iin devleti d eyen kara gzlkl bir trafik polisine, tmarhanede geirdii iki yln yrrlkteki yasalara tten saylamayacan anlatmaya a^ hrken de Cell'in varln odann iinde hissetti. Ry ek arad. Her telefonda yeni ve deiik bahaneler buluyordu. Lise arkada Macide'ye bir d ava iin arayaca Gl'n telefonunu sordu. Macide'nin sevmedii gzel isimli Gl'n ise, Gl tahanesinde nc ve drdnc ocuklarn nceki gn dourduunu, Hsn ve Ak ad verilen s neye koarsa saat ile be arasnda bebek odasnn penceresinden grebileceini zengin evin r hizmetisinden rendi. Figen, Rya'dan dn ald 'Ne Yapmah'y (ernievski'ninki) ve R er'leri geri getirecekti ve Rya'ya gemi olsun diyordu. Behiye'nin ise hayr. Galip ya nl-yordu Emniyet Mdrl Narkotik ube'de alan bir amcas ve evet, Galip yamlmyordu, a'dan haberli olduuna ilikin hibir belirti yoktu. Semih'in ard ey ise, Galip'in yer bu tekstil imalthanesinden nasl haberli olduuydu: 66 67 Evet, orada birtakm mhendis ve teknisyenle birlikte, ilk Trk fermuarn gerekletirmek iin hummal bir almaya girmi ma hayr, gazetelere geen en son makara kaaklndan haberli olmad iin Galip'e hukuki

veremiyor, yalnzca R-ya'ya en iten (Galip'in inand) selmlarn yolluyordu. Sesini dei baka kiiliklere brnerek aradklarnda da Galip, Rya'nn izine rastlayamad. ngiltere'd -ncesinin Tp Ansiklopedilerini getirerek kap kap pazarlayan Sleyman, kendisini acele telefona aran okul md/ne, bir yanllk olduunu, deil ortaokula giden Rya adnda bir madn sylerken btnyle itendi. Ayn ekilde, babasnn mavnasyla Karadeniz'den kmr emasnda, iine ryalarn yazd rya defterini unutmu olamayacan, nk aylardr ne si byle bir defteri olduunu sylerken de ve asansr ithalts Asm da, Rya apartma-" nnda tan sorumlu olamayacaklarn, nk ayn adl soka ve apartman ilk duyduunu anlatrken de mesini hibir tela ve sululuk duygusuna kaplmadan, itenliin btn saflyla kullanmla babasnn Kimya laboratu-vannda fare zehiri reten ve geceleri lmn simyasndan sze-den r yazan Tark ise, Hukuk Fakltesi rencilerinin iirle-rindeki rya ve ryann esrar temal ne bir konuma yapmak istemelerini sevinle karlad ve onlar, bu akam Taksim'de-ki eski p zevenkler kahvesinin nnde bekleyeceini syledi. Kemal ve Blent ise, Anadolu gezisindey diler: Biri Singer Diki Makinelerinin karaca bir yllk iin, elli yl nce Atatrk'le g r ve alklar arasnda bir vals yaptktan sonra hemen pedall makinesine oturup Bat usul bi pantolonu tkr tkr diken zmirli bir terzi kadnn anlar peinden gitmiti. teki, Avru Baba' dedikleri bin yllk amcann uyluk kemiinden yontulmu sihirli tavla zarlarn satabi mek iin ky ky, kahve kahve btn Dou Anadoluyu karyla dolayordu. Listesinde teki adl nun karl ve yamurlu gnlerde daha da younlaan yanllklar ve belirsizlikler dumannda ka ii gibi, Galip, siyasi dergilerin akama kadar okuduu sayfalar iinde, fraksiyon deitire lerin, itiraf edenlerin, ikence edilen ve ldrlenlerin, hapse mahkm olanlarn, kim vurdu ya gidenlerin 68 1 ve cenazesi kalkanlarn, yazsna cevap verilenlerin, gnderme yaplanl arn ve mektubu yaynlananlarn, karikatr izen ve iir yazan ve yaz ileri kadrolarnda a lar ve takma adlar arasnda Rya'nn eski kocasnn ad ya da takma adna rastlayamad. Hav ken oturduu koltuunda kederli, hareketsiz kalakald. Pencerenin nnde merakl bir karga y an yan kendisine bakyordu; caddeden cuma akam kalabalnn grlts geliyordu. Galip a ici bir uykunun iine gmld. ok sonra uyandnda oda karanlkt ama, pencerenin nndeki 'in gazeteden bakan 'gz' gibi zerinde hissetti. Karanlkta ar ar ekmeceleri kapad, e la bulduu paltosunu giydi, yazhaneden kt. Karanlk han koridorlarnn btn lambalar s leri ykyordu. Karla kapl Galata Kprsnden geerken souu hissetti: Boaz ynnden sert ordu. Karaky'de, mermer masal bir muhallebicide, birbirlerini yanstan aynalara yan dnerek ehriyeli tavuk orbas iti, sahanda yumurta yedi. Muhallebicinin aynasz tek duvar da Pan American takvimlerinden ve kartpostallardan ilhamla yaplm dalk bir manzara res mi vard: am aalar arasndan, aynams bir gln arkasnda gzken ve doruklar beyaza boy lhamn veren Kartpostal Alpleri'nden ok, Galip'le Rya'nn ocukluklarnda sk sk gittikle f Da'na benziyordu. Tnelden Bcyolu'na karken Galip, vagonda hi tanmad bir ihtiyarl nceki nl Tnel kazas zerine tartmaya tututu: Vagonlar onlar eken halat koptuu ii layp duvarlar, cam ereveyi krp geerek gemi azya alm mutlu aygrlarn neesiyle Kara milerdi, yoksa makinist sarho olduu iin mi? Sarho makinist kimliksiz ihtiyarn Trabzonl u hemehrisiymi. Cihangir sokaklarnda kimsecikler yoktu. Bodrum katnda bir kahvehaned e toplaan ofrlerin ve kapclarn seyrettii televizyon programn Galip'e kapy nee ve Saim'le kars da seyrediyorlarm.

'Geride Braktklarmz' adl programda, Osmanllarn "bir zamanlar Balkanlar'da yaptrdklar i Yugoslavlarm, Arnavut69 larn, Yunanllarn ellerine den eski camilerden emelerden ve k rvansaraylardan alamakl bir dille szediliyordu. Galip, futbol man seyre gelen komu oc ibi oturtulduu, yaylan oktan arm rokoko taklidi bir koltuktan televizyondaki ackl ca erine bakarken, Saim'le kars onu oktan unutmu gibiydiler. Resimleri hl manav dkknlar an rahmetli ve Olimpiyat madalyal bir greiye benziyordu Saim; kars da, tombul ve sevim li bir fareye. Odada toz rengi eski bir masa, toz rengi bir lamba vard; duvarda y aldzl ereve iinde Saim'den ok karsna (ad Remziye miydi diye dnyordu Galip yorgun yen bir dedenin resmi aslyd: Sigorta takvimi, banka kll, likr takmlar, vazolu, gm ahve fincanl bfe ve iki duvar toz ve kt ve dergi, dergi ve dergilerle kaplayan ve Gali p'in bu eve geli nedeni olan 'ktphane-ariv'. Alayc niversite arkadalar arasnda, on y ile "devrimimizin arivi" diye bilinen bu ktphaneyi Saim, kendisinden baklenmeyecek bir itiraf annda dedii gibi, "kararszlk" yznden kurmutu. O zamanki deyile, "iki snf " deil, ama siyasi fraksiyonlar arasnda seim yapmaktan korkan birinin kararszlyd bu. larda Saim, btn siyasi toplantlara, 'forumlara' katlr, niversiteler ve kantinler arasn a koturur, herkesi dinler, 'her gr, her siyaseti' takip eder, ok fazla sormaktan ekind iin de, teksir edilmi bildiriler, propaganda brorleri, el ilanlar da dahil olmak zere her eit sol yayn bir yolunu bulup (Afcder-sin, tasfiyecilerin Teknik niversitede dn d attklar bildiri var m sende?) edinir ve deli gibi okurdu. Vakti her eyi okumaya yetmed ii ve hl bir 'siyasal izgi' konusunda karar veremedii bir ara, okuyamadklarn biriktir e balam olmalyd. Daha sonraki yllarda, okumak ve bir karara varmak nemini yitirmi, gi ke dallanp budaklanarak genileyen bu 'belge' rman bo yere akmadan bir yerde toplayaca ir baraj kurmak (bu benzetme inaat mhendisi olan Saim'in kendisinindi) tek ama olmu, Saim de, hayatnn geri kalan ksmn bu amaca cmerte vermiti. Televizyon program bittik alet kapatldktan, hl hatr sorulduktan sonraki sessizlikte, kar koca soran gzlerle bakt lar iin Galip hemen hikyesine girdi: Savunmasn zerine ald bir 70 niversite rencis ir siyasi cinayetten sulanyordu. Hayr, ortada bir l yok deildi; beceriksiz gencin be iksizce dzenledii bir banka soygununun sonunda, bankayla kendilerini bekleyen alnt ta ksi arasnda koan tell genlerden biri, yoldan geen alveri kalabal iindeki kc tiyle yere den kadncaz ban kaldrma vurunca hemen olay yerinde oluvermi. ("Bak ite m'in kars.) Olay srasnda, yalnzca, 'iyi aileden' gelen sessiz bir ocuk, tabancasyla ya alanm. Fazlasyla hayranlk ve sayg duyduu teki arkadalarnn adlarn polisten tabii k istemi, daha artcs ikenceye ramen bunu baarm da; ama daha kts, Galip'in sonrad , sorumlusu olmad ninenin lmn sessizliiyle de stlenmek durumunda kalm. Nineye arp aan Mehmet Ylmaz adl arkeoloji rencisi ise, olaydan hafta sonra, mraniye arkalarnda ni bir gecekondu semtinde, bir fabrika duvarna ifreli yazlar yazarken kimlii belirsi z kiilerin yaylm ateiyle ldrlm. yi aileden gelen ocuun gerek suluyu aklamas b da; ama polis, len Mehmet Ylmaz'in gerek Mehmet Ylmaz olduuna inanmad gibi, soygunu d eyen rgtn ileri gelenleri de, hi beklenmedik bir ekilde, Mehmet Ylmaz'm aralarnda yaa ta, yaymladklar dergide yazlarna eski kararllyla devam ettiini ileri srmler. "i tan ok, zengin ve iyi niyetli babasnn isteiyle bu davaya bakan Galip, 1) Mehmet Ylmaz 'in eski Mehmet Ylmaz olmadn kantlamak iin makalelerine bakmak istiyordu. 2) len Mehm Ymaz'n yerine onun imzasyla kimin yazdn takma adlardan karmak istiyordu. 3) Saim'in rsnn anladklar gibi, bu tuhaf durum Rya'nn eski kocasnn da bir zamanlar yneticisi o enlendii iin, bu

siyasi fraksiyonun son alt aylk tarihine bir gz atmak istiyordu. 4) llerin yerine yaz yazan hayalet yazarlarn ve takma adlarn ve kayp kiilerin esrarna iyice girmek niyetin deydi. Saim'i de heyecanlandran arat-rmaya hemen baladlar. lk iki saatte, Galip'in adn d (Rukiye) kadnn getirdii aylar ier, kek dilimlerini attrrken, yalnzca makale y ve takma adlarna baktlar. Daha sonra, bunu itiraflarn, 71 llerin, dergi alanlarnn ryla genilettiler: Ksa bir sre iersinde lm ilnlar, tehditler, itiraflar, bombalar, d yanllar, iirler ve sloganlarla kurulmu ve daha yaanrken unutulmaya balanm yar gizl nn sihiriyle balar dnmt. Takma ad olduunu gizlemeyen takma adlar buldular, bu takma a rdan retilmi baka adlar, bu baka adlarn blnmesinden remi baka adlar buldular. Akros kusursuz olmayan harf oyunlarn ve ne kadarna niyet edilmi, ne kadarnn rastlant olduun amadklar yar saydam ifreleri zdler. Saim'le Galip'in oturduu masann bir ucuna da Ruk turmutu. Haksz yere cinayetle sulanan bir delikanly kurtarmak iin ya da kayp bir kadn ini aramak iin yaplan bir aratrmadan ok, odada, ylba akam radyo dinlerken tombala y alonda At Yar' oynayanlarn o biraz sabrsz ve biraz da alkanlk olmu hzn vard. A dan darda attrmaya balayan kar gzkyordu. Tpk, yeni ve parlak bir renciyi kefet arla olgunlamasna tank olau sabrl bir retmenin heyecanyla, takma adlarn servenlerin iler arasndaki zigzaglarn, inilerini ve klarn gururla izledikten sonra, birinden bi utuklandm, ikenceye yatrldn, mahkm olduunu, kaybolduunu ya da dergilerin birinde lerinde, kimlii belirsiz kiilerin kurunlaryla ldrlm olduunu rendikleri zaman, ara anndan onlar uzaklatran bir hznle bir sre susuyorlar, sonra, yeni bir kelime oyunu, ye i bir rastlant ya da tuhaflkla karlatklarnda yeniden yazlarn hayatna dnyorlard. rgilerde okuduklar adlarn ve kahramanlarn bir ou hayli olduu gibi, bu adlarn dzenled i kimi gsteriler, toplantlar, gizli genel kurullar, yeralt parti kongreleri, banka soygunlar da hi gereklememiti. Ar bir rnek olarak Dou Anadoluda, Erzincan ile Kemah ki Kk eruh kasabasndaki yirmi yl nceki bir halk isyannn hikyesini okudu: Dergilerin n ayrntl bir ekilde tarihini verdii bu isyan srasnda geici bir hkmet kurulmu, zer resmi bulunan pembe bir pul baslm, bana bir vazo den kaymakam lm, 72 batan aa gnlk gazete km, gz doktorlar ve eczaneler alara bedava gzlk datm, ilkokulun bulunmu ve kasabay uygarla balayacak bir kpr tam yaplrken, Atatrk hkmet kuvvet kasaba camiinin toprak zeminini rten ayak kokulu kilimleri inekler yiyip bitirme den nce, olaya el koyup, isyanclar meydandaki nar aalarnda sallandrmlard. Oysa Sa lerin ve haritalarn iindeki esrar iaret ederek gsterdii gibi, eruh diye bir kasaba hi mad gibi, bu kasabann tarihinde bir efsane kuu gibi ykselen isyann mirass olduunu n adlar da takmayd. Bu takma adlarn redifli, kafiyeli iirine gmldkleri bir ara, Mehmet Ylmaz'a ilikin bir ipucuna rastladlarsa da, (Galip'in anlatt tarihte mraniye'de ilen bir siyasi cinayetten szediliyordu,) kopuk kopuk eski yerli filmleri seyreder gib i okuduklar birok hikye ve haberde olduu gibi, olaylarn sonucunu derginin ondan sonra ki saylarnda hi bulamadlar. Bu ara, Galip masadan kalkt, eve, Rya'ya telefon etti ve b elki gece ge saatlere kadar Saim'dc alacan, beklememesini, uyumasn syledi efkatli . Telefon odann br uundayd. Saim'le- kars da Rya'ya selm sylediler: Tabii ki, Rya Takma adlar bulma, deifre etme ve harflerinden bir yenisini yaratma oyununa iyice daldklar bir sra, Saim'in kars rtle-bilecek btn alanlar kt,

gazete, dergi ve bildiri ynlaryla kaplanm odada iki erkei yalnz brakp yatt. Saat g n gemiti; stanbul'un zerinde byl bir kar sessizlii vard. Sigara duman kokan nivers nlerinde, yamurlu grev adrlarnda ve cra tren istasyonlarnda datlm ve hepsi ayn so sir makinesiyle oaltld iin yanyana getirilmi ilgi ekici bir kolleksiyonun, ("ok eks etersiz!" demiti Sa-im her zamanki alakgnlllyle,) dizgi ve iml hatalarndan Galip ta , Saim bir kolleksiyoncu gururuyla ona "ok nadir" dedii bir paray ierideki bir odadan getirip gsterdi: "An-ti-bn-Zerhani ya da Tasavvuf Yolcusunun Yere Basan Ayaklan." Galip, ciltli kitabn daktiloda oaltlm sayfalarn dikkatle eviriyordu. "Orta boy bir haritasnda ad gzkmeyen bir Kayseri kasabasndan bir arkada!" dedi Saim. "Kk bir tekk in eyhi olan babasndan ocukluunda din ve tasavvuf eitimi alm. Yllar sonra ise, Lenin' Hegel okurken yapt eyi taklit ederek on nc yzyl Arap mutasavvfu bn Zerhani'nin 'K kmetleri' adl kitabn okurken, sayfa kenarlarna 'materyalist' notlar alm. Bu notlar ger ksiz ve uzun parantezlerle destekleyerek temize ekmi. Sonra, kendi notlarna, sanki bir bakasnn esrar anlalamayan, anlam zlemeyen dncele-riymi gibi, uzunca bir a m. Btn bunlar da, gene baka birilerinin yazlanym gibi, kendi yazd bir 'yaynlayan ya getirerek daktilo etmi. Basma da, otuz sayfada, kendi dini ve devrimci hayat h ikyesinin efsanelerini eklemi. Bu efsanelerde ilgin olan ey ise, Batllarn 'pantheism' edikleri tasavvuf felsefesi ile, yazarn eyh babasna tepkiyle gelitirdii bir tr 'felsef i eyaclk' arasndaki kuvvetli ilikiyi, yazarn bir akamzeri kasaba mezarlnda gezinir efettiini anlatmas. Yllar nce, koyunlarn otlad ve hayaletlerin uyukla-d mezarlkt yirmi yl sonra -biliyorsun Trk kargalar iki yz yldan fazla yaar- bu sefer biraz daha i ri serviler arasnda grnce anlam 'yksek dnce' denen o uucu, kanatl ve arsz hayvan lar ne olursa olsun gvdesinin ve kanatlarnn hep, hep ayn kaldn. Ciltli kapakta grl gay kendi resmetmi. lmszlk isteyen her Trk'n, hem kendi kendisinin Johnson'u, hem Bos Pi, hem Goethe'si, hem de Eckermann' olmak zorunda kalacan kantlyor bu kitap. Alt kopy daktilo edilmi. Sanmam ki, Milli stihba- rat Tekilt'nn arivinde bundan bir tane ols " Odada, iki erkei, kapa kargal kitabn yazarna, bir tara kasabasnda evi ile babadan k a kk bir nalbur dkkn arasnda geen bir hayata, bu kederli, silik, sessiz hayatn hayl yan bir nc kiinin hayaleti vard sanki. "Btn harflerin, btn kelimelerin, btn o kur nin ve ikence ve rezalet anlarnn ve bu hayllerin ve anlarn sevinci ve kederiyle kaleme alnm, btn yazlarn anlatt tek bir hikye var!" demek geliyordu Galip'in iinden. San hikyeyi yllardr denizden a eken bir balknn sabryla toplad kt, gazete, dergi bir yerde yakalamt, yakaladn da biliyordu, ama istifleyip dzenledii malzeme iersin btn 74 plaklyla ele geiremedii gibi hikyeye anahtar olacak kelimeyi de kaybetmiti. maz'n adna drt yl ncesinin bir dergisinde rastgeldiklerinde, Galip bunun bir rastlant olduunu syleyip, evine dnmeyi dnyordu, ama Saim, dergilerinde -dergilerim diyordu art hibir eyin rastlant olamayacan syleyerek durdurdu onu. Ondan sonraki iki saat iinde, anst bir aba harcayarak, bir dergiden brne srayarak, gzlerini projektngibi aarak, az'n nce Ahmet Ylmaz'a evrildiini kefetti; kapanda bir kuyunun gzkt ve tavuklar v ynaan bir dergide Ahmet Ylmaz, Mete akmaz olmutu. Metin akmaz ve Ferit akmaz'in da ayn kii olduunu kefetmekte zorlanmad Saim; bu arada imza da kuramsal yazlardan vazgeip d onlarndaki anma trenlerinde saz ve sigara duman eliinde sylenen trklerin gftekr ol burada da fazla durmamt: Bir dnem, kendi -

dndaki herkesin polis olduunu kantlayan bir imzaya dnm, daha sonra da, ngiliz akad rinin sapklklarn deifre eden hrsl ve asabi matematiksel bir iktisatya. Ama bu karanl utsuz kalplar da onun fazla sabredebilecei yerler deildi. Saim, parmaklarnn ucuna bas arak gittii yatak odasndan getirdii bir baka dergi kollesiyonunun. yl iki ay nceki s a, eliyle koymu gibi buluverdi kahramann: Ad, Ali Harikalke olmutu bu sefer ve gelecek gzel gnlerde krallara ve kralielere hi gerek kalmayaca iin satran kurallarnn da de li adl ocuklarn iyi beslendikleri iin boy pos atacaklarn ve mutluluun neesiyle duvarl Trk usul bada kurup oturan ve yzlerinde ad yazlan yumurtalarn bilmeceler zeceini . br sayda Ali Harikalke'--nin bu yaznn evirmeni olduunu anladlar. Asl yazar Arnavu atematik profesryd. Ama, Galip'i asl artan ey, Arnavut profesrn hayat hikyesinin y nn eski kocasnn hibir takma adn arkasna gizlenmeyen prl prl imzasna rastgelmek old y hayat kadar artc olamaz!" dedi gururla Saim, bu aknlk ve sessizlik annda. "Yaz h den parmaklarnn ucuna basarak ieri gitti ve tepeleme dergiyle dolu iki byk Sana kutus u getirdi: "Arnavutlukla ilikisi 75 olan bir fraksiyonun dergileri bunlar. Yllarm ve rerek zdm tuhaf bir esrar aradn eyle ilgili grdm, iin sana anlatacam." Yenid iin gerekli grd baz dergileri kutudan, baz kitaplar raflardan indirip masann zerine "Alt yl nceydi," diye anlatmaya balad, "bir cumartesi leden sonra, Arnavutluk Emek Pa tisi ve nderi Enver Hoca'nn yolundan gidenlerin kard dergilerden (birbirlerine amansz dman olan bu dergiler taneydi o zaman) birinin, Halkn Eme-i'nin en son saysn ilgimi k bir ey var m diye kartrrken bir fotoraf ve yaz arpt gzme: rgte en son katlma bir trenden szediliyordu. Hayr, her trl ko-' mnist faaliyetin yasak olduu lkemizde M sist bir rgte iirler okuyarak, sazlar alarak katlanlardan szedilmesi deildi dikkatimi en; ayakta kalmak iin bydklerini duyurmak zorunda kalan btn kk sol rgtlerin dergil ikeyi gze alarak, her saylarnda buna benzer yazlar yaymlyorlard. Dikkatimi eken ey, Hoca ve Mao posterlerini, iir syleyenleri ve kutsal bir i yapar gibi tutkuyla siga ra ien kalabal gsteren siyah beyaz fotorafn altnda, salondaki 'on iki' stuna dikkat si oldu nce. Daha da tuhaf, rportajda yazld gibi, rgte katlan takma adlarn hep Has , Ali gibi Alevi adlarndan ve daha sonra kefedeceim gibi, Bektai Babalarnn adlarndan s lmesiydi. Bektailiin Arnavutluk'ta bir zamanlar ne kadar gl olduunu bilmeseydim, belki bu inanlmaz esrar ruhum bile duymazd, ama olaylarn ve yazlarn zerine gittim; drt yl rmadan, Bektailik, Yenieri Ordusu, Hurufilik ve Arnavutluk Komnizmi zerine kitaplar okudum ve yz elli yllk bir tarihi kumpas zdm." "Sen de biliyorsun tabii!" diyerek yedi yz yllk Bektailik tarihini, ta Hac Bekta Veli'den balayarak anlatmaya koyuldu Sa-im. T rikatn alevi, tasavvufi ve amanistik kayna': i armdan, Osmanl Devletinin kurulu ve yk seliiyle olan ilikisinden ve temelini tekil ettii merkezi Yenieri Ordusunun devrim ve isyan geleneklerinden szetti. Her Yenieri askerinin bir Bektai olduu dnlrse, tarika gizli tutulan esrarnn stanbul tarihine 76 damgasn nasl vurduu anlalrd hemen. Bekt nbul'dan ilk srlmeleri de Yenieriler yzndendi: Batnn yeni askeri yntemlerini benimsey yen isyanc ordunun klalar, Padiah II. Mahmut emriyle 1826'da topa tutulurken Yenierile rin ruhsal birliini salayan tekkeler kapatlm, Bektai Babalar da stanbul'dan srlmt birinci initen yirmi yl sonra, Bektailer tekrar stanbul'a dnmtler; ama bu sefer Nak i tarikatnn kisve-siyle. Atatrk'n, Cumhuriyet'ten sonra btn tarikat faaliyetlerini yas aklayaca zamana kadar, seksen yl boyunca, Bektailer d dnyaya kendilerini Naki olarak

gstermiler, ama kendi aralarnda srlarn daha derine gmerek, Bektai olarak yaamlard sann zerindeki bir ngiliz Seyahatnamesinin sayfalarndaki bir Bektai ayininin gereklikt en ok seyyah ressamn hayllerini yanstan gravrne bakyor, on iki stunu sayyordu tek te ektailerin nc gelileri," dedi Saim, "Cumhuriyetten elli yl sonra oldu: Bu sefer Nakib ilik tarikatyla deil, Marksizm Leninizmin kisvesiyle..." Bir sessizlikten sonra de rgilerden, , brorlerden, kitaplardan, kesip saklad yazlardan, fotoraf ve gravrlerden ler vererek heyecanla sayp dkt; tarikatta da, siyasi rgtte de yaplan, yazlan, yaanan ey birbirinin tpatp aynyd: Kabul trenlerinin btn ayrntlar; kabulden nceki ile v t dnemleri; bu dnemde gen heveslinin ektii aclar; tarikatn ya da rgtn gemite kalm llerine gsterilen sayg ve bunun ifade yollan; yol kelimesine verilen kutsal anlam; kelimeleri ve szleri ne olursa birlik ve beraberlik ruhu iin tekrar; zikir; ayn yol u paylaan ariflerin birbirlerini byklarndan, sakallarndan, hatta baklarndan tanmalar lerde alnan sazlar ve sylenen iirlerin vezin ve kafiyeleri vs. vs. "Hepsinden nemlisi , eer btn bunlar birer rastlantysa," dedi Saim, "btn bunlar Tanrnn bana yazyla yapt kay-sa eer, gene de Bektailerin Hurufilerden devraldklar harf ve kelime oyunlarnn rgt rgilerinde de hibir pheye yer brakmayacak ekilde tekrarlandn grmemek iin kr olmam " Uzak mahallelerden gelen beki ddklerinden baka hibir eyin duyulmad bir sessizlikte m, kefettii harf oyunlar77 m, ikinci anlamlar birbirleriyle karlatrarak Galip'e dua o gibi ar ar okumaya balad. ok sonra Galip'in, uykuyla uyanklk arasnda, Rya'nm haya gemi mutlu gnlerin anlar arasnda gidip geldii bir saatte Saim, "konunun z ve en ar edii eye girdi. Hayr, bu siyasi rgte katlan genler Bektai olduklarn bilmiyorlard; iin orta kademe parti yneticileriyle Arnavutluk'taki baz Bektai eyhleri arasnda yaplm zli bir anlamayla dzenlendiinden byk bir ounluun, belki de -be kiiden baka hi k yoktu; hayr, rgte katlarak gnlk alkanlklarn, hayatlarn tepeden trnaa deitire akr genlerin, trenler, ayinler, birlikte yenen yemekler, yryler srasnda ekilen foto rnavutluk'taki baz Bektai Babalar tarafndan tarikatlarnn bir uzants olarak deerlendi akllarnn kesinden bile gemiyordu. "nce bunun korkun bir kumpas, inanlmaz bir sr ol u genlerin irkin bir ekilde aldatldklarm dnmtm saflkla," dedi Saim. "yle ki, s on be yldr ilk defa bir buluumu btn ayrntlaryla kantlayan bir yazy kaleme alp ya hemen de kararmdan caydm." Boaz'-dan geen karanlk bir tankerin yaan karn iinden gelen iltisini, ehrin btn pencerelerini hafif hafif titreterek geiini dinlerken ekledi: "nk aadmz hayatn bir bakasnn d olduunu kantlamann hibir eyi deitirmeyeceini b n gemez bir Dou Anadolu dana yerleerek iki yz yl kendilerini Kaf Da'na gtrecek yol ln yapan Zeriban airetinin hikyesini anlatt sonra Saim. Hibir zaman kmayacaklar Ka yolculuk dncesinin, yz yirmi yl nceki bir rya kitabndan alnm olmas ya da bu ge ibi tayan eyhlerinin zaten Kaf Da'na hi gitmemek iin Osmanlyla anlam olmas neyi d Kk Anadolu kasabalarndaki sinemalar pazar leden sonralar dolduran erlere, seyrettikl tarihi filmdeki yiit Trk savasna zehirli arab iirmeye alan perdedeki fitneci ve zn, gerek hayatta slama bal alakgnll bir oyuncu olduunu anlatmak, bu insanlarn tek i olan f78 kelerinin tadn karmaktan baka bir sonu verir miydi? Sabaha doru, Galip, ot uu divann zerinde uyuklarken, Saim, byk bir ihtimalle, Arnavutluk'ta, yzyl bandan ka eyaz bir ko-lonyal otelin, ryalar hatrlatan bo salonunda, baz parti ileri gelenleriyl e buluan yal Bektai eyhlerinin

kendilerine gsterilen Trk genlerinin fotoraflarna gzyalaryla bakarken, trenlerde tar srlarndan deil, cokulu Marksist Leninist zmlemelerden szedildiini de bilmediklerini . Yzyllardr aradklar altn, hibir zaman bulamayacaklarn bilememeleri de simyaclarn eil, varlk nedeniydi nk. Modern illzyonist, istedii kadar seyircisine yapt iin bir lduunu sylesin, onu heyecanla izleyen seyirci, bir an olsun, bir hileyle deil, bir byyle karlatn sanabildii iin mutlu oluyordu. Bir ok gen, hayatlarnn bir dnemi , bir hikye--. nin, birlikte okuduklar bir kitabn etkisiyle ak oluyorlar, ayn heyecanl a sevgilileriyle evleniyorlar ve hayatlarnn geri kalann da aklarnn arkasnda yatan bu samay hibir zaman anlamadan, mutlulukla yayorlard. Kars sabah kahvalts iin masann dergileri toplar, sofray kurarken, Saim, kapnn altndan atlm gnn gazetelerini okurken arn, btn yazlarn hayattan deil, srf yaz olduklar iin, en sonunda, birer dten sz de, hibir eyi deitirmeyeceini syledi. SEKIZINCT BOLUM SLAHRLER "Ona dmanlarn Sayd." Yalya Kemal'le Sohbetler Cenazesi yirmi yl nce korktuu ve olu/iki yl nce yazd oldu tam: skdar'daki kk ve zel bir dknler evinden biri hademe br kou, arkada arlak yllarnda elinden tuttuu imdi emekli bir gazeteci, lnn hayat ve eserinden habers iki akn akraba, banda tll ve padiah sorgucu benzeri bir ineli apkayla tuhaf bir kok am efendi, ben ve-tabutun iindeki ceset yazarla birlikle hepimiz dokuz kiiydik. Ta butun mezara indirilii dnk kar frtnasnn lam ortasna rastgeldii iin.imam dua fasln rine abuk abuk toprak attk. Sonra, nasl oldu bilmem, bir anda hepimiz daldk. Kskl d nden baka tramvay bekleyen yoktu. Bu yakaya geince Beyolu'na ktm, Elhamra'da Edward G. Robinson'un bir filmi, Tenceredeki Kadn' oynuyordu, girdim, bayla bayla seyrettim. Edward G. Robinson'u hep severim! Filmde baarsz bir memur, baarsz bir amatr ressamd, a akn etkileyebilmek iin klk ve kiilik deitirerek bir milyarder ss veriyordu kendi evgilisi Joan Bennett de onu alda-tyormu. Aldatld, zld, kahroldu; biz de kederle seyre tik. Rahmetliyle ilk tantmda (bu ikinci paragrafa da birincisi gibi onun yazlarnda sk tekrarlad bu kelimelerle balayaym,) ilk tantmda o yetmiinde bir ke yazaryd, be ir ahbabm grmeye Bakrky'e gidecektim. Sirkeci'de banliy trenine binmek zereydim ki, bi de ne greyim! Peron kenarndaki lokantann masalarnn birinde, onunla birlikte ocukluk v e ilk genliimin br iki efsane ke yazar, nlerinde rak bardaklar, oturuyorlar. art yllerimin Kal" Da-'nda yaayan yetmi ksur yandaki bu ihtiyara, Sirkeci tren istasyo kalabal ve hrgr iinde rastgelmek deil, btn yaz hayatlar boyunca birbirlerine nefr t etmi 80 . " bu kalemoru, yirmi yl sonra gene Baba Duma'nn meyhanesinde toplanp i ahrler gibi ayn masada rak ierken grmekti. padiah, bir halife ve cumhurbakan e arm yzyllk yaz hayatlar boyunca, kavgac kalemor, zaman zaman doru da olan baka b a birlikte, birbirlerini dinsizlik, jntrklk, frenklik, milliyetilik, masonluk, Kemal istlik, cumhuriyetilik, vatan hainlii, padiahlk, batclk, tarikatlk, edebi hrszl k, Yahudilik, Araplk, Ermenilik, homoseksellik, dneklik, eriatlk, komnistlik, Amerika ve en son olarak da gnn moda konusu egzistansiyalist-likle sulamlard. (O ara biri 'en byk egzistansiyalist'in bn Arabi olduunu, Batdakilerin yedi yz yl sonra, yalnzca onda rpp taklit ettiklerini yazmt.) Bir sre dikkatle, kalemoru seyrettikten sonra, ii n drtye uyarak masalarna gidip kendimi onlara tanttm, ne de eit oranda olmasna dikk ek hayranlk szleri syledim. Okuyucularm anlasnlar isterim: Heyecanlydm, tutkuluydum, g ntim, yaratcydm, parlaktm, baarlydm ve kendimi beenmekle gvenmek, ar iyi

niyetle kurnazlk arasnda gidip gelen bir kararszlkla da bocalyordum. iei burnunda bir azar heyecanyla yaamama ramen, o gn onlardan daha ok okunduumdan, daha ok okuyucu mek u aldmdan, tabii ki, daha iyi yazdmdan ve en azndan ilk ikisinin onlar tarafndan da a bilindiinden itenlikle emin olmasaydm mesleimin bu byk ustasna yaklamaya bile ces emezdim. Bu yzden bana burun kvrdklarnda bunu bir zafer iareti olarak grdm sevinle. baarl bir ke yazar deil de, hayranlk szleri syleyen sradan bir okur olsaydm, tab ok daha iyi davranacaklard. nce masalarna oturtmadlar, bekledim; oturtunca garson gi bi mutfaa yolladlar, gittim; haftalk bir dergiyi grmek istediler, gazeteciye kotum ge tirdim; birinin portakaln soydum, brnn yere drd peetesini ondan nce davranp al tam istedikleri gibi, ezile bzle, efendim, ne yazk ki Franszca bilmediimi, ama akamla r elimde szlk, 'Fleurs de Mal'i skmeye altm syledim. Cehaletim zaferimi daha da ma ok fazla ezilip bzldm iin sularm hafifliyordu. 81 Yllar sonra, gen gazetecileri endim de ayn eyi yaptmda, benimle hi ilgilenmez gzkp kendi aralarnda syleirlerken , beni etkilemek istediklerini daha iyi anlayacaktm.,Sessiz ve saygl onlar dinliyord um: O gnlerde gazete manetlerinden inmeyen bir Alman atom bilimcisi hangi gerekeler le slam dinini kabul etmek zorunda kalmt? Trk ke yazarlnn piri Ahmet Mithat Elendi avgasnda kendisini yenen Lastik Sait Beyi bir gece karanlk bir sokakta sktrp dvdnd ututuklar polemii brakmas iin sz alm myd? Bergson bir mistik miydi, yoksa bir mate i? Dnyann iine esrarla gizlenmi bir 'ikinci lem' olduunun kanl neydi? Kurann yirmi a resinin son ayetlerinde inanmadklar ve yapmadklar eyleri inanp yaparm gibi syledikle azat": knan airler kimlerdi? Ayn balamda. Andre (ide gerekten bir homoseksel iniydi, oksa bu konunun ilgi ekeceini bildii iin. tpk Arap airi Ebu Novvaz gibi kadnlara dk alde kendini teki trl m gsteriyordu? Jules Verne. 'nat Kahraman' adl romannn al ane Meydan ve I.Mahmut (emesini anlatrken Melling'in bir gravrnden yararland iin mi mt, yoksa tasviri Lamartine'in 'Voyage en Orient'ndan olduu gibi yrtt iin mi? Eek len kadnn hikyesini Mevlana "Mesnevi'sinin beinci cildine kssas iin mi almt, hiss ? Bu soruyu kibarca, dikkatlice tartrlarken gzlen bana da kayd, beyaz kalar bana sor tler yollad iin. ben de dncemi syledim: Hikye oraya, btn hikyeler gibi kendisi i hissenin tul perdesiyle rtlmek istenmiti. Dn cenazesine giliim sordu: "Olum siz yazla lk iin mi kaleme alyorsunuz, elencesi iin mi?" Her konuda kesin bir dncem olduunu k iin, aklma gelen ilk cevaba sarldm: "Elencesi iin-elendim." dedim. Holanmadlar, "(ie iz. mesleinizin basndasnz," dediler. "Size biraz nasihat edelim!" Hemen hevesle yeli mden frladm. "Elendim, tlerinizi yazmak isterdim!" dedim ve heyecanla bir kou kasaya g idip lokanta sahibinden bir deste kt aklm. Bu uzun pazar sohbetinde, bir yznde lokanta nn ad basl bu ktlarn teki yzne onlardan aldm mineli bir dolmakalemin yeil mre 2 zerine tleri siz okurlarmla paylamak istiyorum. Biliyorum, bugn de oktan unu dlarn sabrszlkla merak eden birka okurum vardr; yaznn burasna kadar adlarn gizlem lemorun adlarn -en azndan- kulaklarna fsldamam bekliyorlardr onlar, ama bunu yapmaya ezarlarnda huzurla uyusunlar diye deil, bu bilgiyi hak eden okurla, hak etmeyeni b irbirinden ayrmak iin. Bu amala, l ke yazarlarnn her birini bir Osmanl padiahnn land mahlasla anacam. Mahlaslarn hangi padiahlarn olduunu karabilenler, bu air pa ryla ustalarmn adlar arasnda bir koutluk olduunu dnrlerse, bu hi de nemli olmaya rler belki. Ama asl muamma, stadlann oynad gurur satrancnn t hamleleriyle kurulmu izlidir. Bu esrarn gzelliini hl anlayamadm iin, tpk

satran grand masterlerinin anlayamadklar hamlelerini dergilerin satran kelerinde yorum layan talihsiz yeteneksizler gibi. ben de ustalarmn tlerinin arasna naizane yorumlarm acizane dncelerimi parantezler iinde yerletirdim. A: Adli. O k gn zerinde ngiliz k zde pahal her kumaa ngiliz dendii iin byle yazyorum.) krem renm bir kostm, koyu bir k at vard. Uzun boylu, bakml .ve taral beyaz, bykl. Bastonu var. Paras olmayan bir ngi entilmeni grnmnde ama, para olmadan bir centilmen olmak mmkn mdr bilmiyorum. B: Baht vat gevemi ve yz gibi arplm. Lekeli, ti 1 -sz eski bir ceket var zerinde. inde ebindeki saatinin kstei gzkyor. iman, pasakl. Akla, "tek dostum!" dedii ve bu tek t stlua ihanet edip kalp sektesinden onu ldrecek sigaralardan biri var hep elinde. C: Cemali. Ksa boylu, asabi. Temiz ve intizaml olma gayreti emekli retmen kyafetini giz leyemiyor. Posta datclarnn solmu ceketleri, pantolonlar ve alt kaln lastikli Siimer akkablar. Kaln gzlkl, ileri miyop, 'saldrgan' denebilecek bir irkinlii var. te ust e benim ackl yorumlarm: l.C: Yalnzca okuma keyfi iin yazmak ke yazarm ak denizde pu s/, brakr. 2.B: Ama ke yazar ne E/.erp'lur ne de Mevlna. Hisse hep kssadan kar, ks en deil. 3.C: Okuyucunun zeksna gre deil, kendi zekna gre yaz. 4.A: Pusula hikyedir. C'ye aikr gnderme) 5..C: Tarihimi/in ve mezarlklarmzn esrarna girmeden ne bi/den s/e mmkndr ne de Do-u'dan. 6.B: Dou-Bat konusunda anahtar Sakall Arifin u sznde gizlidi ya giden sessiz gemide Batya bakan ah siz talihsizler!' (Sakall Arif, gerek bir kiiy i taklitle B'nin yaratt bir ke kahramanyd.) 7.A-B-C: Kendine atasz, deyim, fkra, la ra, zdeyi gldesteleri edin. 8.C: Konunu setikten sonra yazn talandracak uygun zdeyi zsn, zdeyii ser tikten sonra bu tacn altna gidecek uygun konuyu ararsn. M.A: lk cmle lmadan yaz masasna oturma. 10.C: Samimi bir inancn olsun. 1 l.A: Samimi bir inancn y oksa da. okuyucunun samimi bir inancn olduuna inanc olsun. 12.E: Okuyucu elediin pan ayra gitmek isleyen bir ocuktur. 13.C: Okuyucu. Mham-med'e kfredeni affetmez, Allah d a fel eder. (11."in. kendisine bir satama olduunu sezdii iin. A'nn Muhammed'in evlilik ve i hayatna ilikin bir yazyla aznn kenarndaki belli belirsiz felce telmih yapyor.) : Cceleri sev, okuyucu da sever. (13.C'yc C'nin ksa boyuna imayla cevap.) 1.5.B: skd ar'daki esrarengiz cceler evi, mesela, iyi bir konudur. O.C: Gre de iyi bir konudur, ama sporu iin yapldnda ve yazldnda. (15.'in kendisine satama olduunu sanp gre cl yznden B'nin olancl sylentisine gnderme yapyor.) 17.A: Okuyucu geim sknt evli. drt ocuklu bir aile babasdr. 18.C: Okuyucu kedi gibi nankrdr. 19. B: Akll bir van olan kedi nankr deildir; yalnzca kpekleri seven yazarlara gvenilmeyeceim bilir. 20 .A: Kediyle kpekle deil, memleket meseleleriyle ilgilen. 21.B: Konsolosluklarn adre slerini ren. (kinci Dnya Sava srasnda C'nin Alman. A'nn da ngiliz konsolosluunca b ilikin sylentiye telmih.) 22.B: Polemie gir. ama karndakinin cann yakabilecek-sen. 23 A: Polemie gir. ama patronu yanna ekebileceksen. 24.C: Polemie gir, ama paltonu yanna alabileceksen (B'nin Kurtulu Sava'na katlmayp igal stanbul'unda kalmasn aklayan kna dayanamam!" szne telmih) 25.B: Oku84 yucu mektuplarn cevaplandr; mektup yazan yo kendi kendine yazp cevaplandr. 26.C: Pirimiz stadmz chrazattr; unutma, onun gibi sen e, 'hayat' denen olaylarn arasna be on sayfalk hikyeler sktryorsun yalnzca. 27.B: ma severek oku, ok ama skntyla okuyandan daha okumu gzkrsn. 28.B: Girgin ol, adam ta hatran olsun da, adam lnce arka-. sndan yaz yazarsn.29.A: lm yazsn rahmetle balay le bitirme. 30.A-B-C: !ju cmlelerden saknabildiince sakn: a) Rahmetli daha nceki gn sa b) Bizim meslek nankrdr, yazlarm/ ertesi gn

unutulur, c) Dn akam radyoda li-lanca program dinlediniz mi? d) Yllar nasl da geiyor! e) Rahmetli sa olayd acaba bu rezalete ne derdi? f) Bunu Avrupa'da byle yapmyorlar, g) Ekmek ulan sene nce u kadard, h) Sonra bu olay bana unu da hatrlatt. 31.C: 'Sonra' kelimesi zaten sanat bilmeyen acemi yazarlar iindir. 32.B: Bir ke yazsnda sanat olan n e varsa ke yazs deildir, ke yazs ne varsa sanal deildir. 33.C: Sanat hevesini iiri le sndrenin aklna iltifat etme. (B'nin airliine ine) 34.C: Kolay yaz. kolay okunursun. 35.C: Zor yaz, kolay okunursun. 30.B: Zor yazarsan lser olursun. (Burada, birini n tekine syledii ilk tatl szden sonra hep birlikte gldler, gltler.) 38.B: Bir an la. 39.C: htiyarla ki, iyi bir sonbahar yazs ya/abilesin! (Gene birbirlerine sevgiy le glmsediler) 4().A: U byk lema, labii ki, lm, ak ve mziktir. 4l.A: Ama ak nedir b a karar vermi olmak gerekir. 42.B: Ak ara. (Okuyucularma btn bu tler arasna uzun se ler, durgunluklar, suskunluklar girdiini hatrlataym.) 43.C: Ak sakla, nk sen yazarsn B: Ak aramaktr. 45.C: Saklan ki bir srrn olduuna hkmetsinler. 46.A: Bir srrn olduun dir ki. kadnlar seni sevsinler. 47.C: Her kadn bir aynadr. (Burada yeni ie ald iin rak ikram elliler) 48.B: Bizleri iyi hatrla. (Hatrlayacan, tabii, elendim, dedim ve di kkatli okuyucularmn anlayaca gibi birok yazm onlar ve hikyelerini hatrlayarak yazd Sokaa k, yzlere bak. ite sana bir konu. 50.C: Tarihi srlarn olduunu sezdir; ama ne ya i onlar yazamyorsun. (Bu noktada C bir hikye anlatt; baka bir yazmda nakledeceim sevgi isine "ben senim" diyen akn hikyesi ve ben ilk defa, yarm asrdr birbirlerine haka85 re eden bu yazar sevgiyle ayn masaya oturtan srrn varln hissettim.) 51.A: Btn dny duunu da unutma. 52. B: Bu millet paalarn, ocukluunu, annelerini ok sever, sen de sev. 53.A: Epigraf kullanmayn nk yaznn iindeki esrar ldrr. 54.B: Byle lecekse, ldr rar, esrar satan yalanc peygamberi ldr. 55.C: Epigraf kullanacaksan ne yazarlar, ne k ahramanlar bize benzeyen Bat'nn kitaplarndan alma, okumadn kitaplardan hi alma, nk n yapt ite tam budur. 56.A: Unutma, sen hem eytansn hem melek, hem Deccal'sin hem de O . nk okurlar btnyle kt ve btnyle iyi birinden sklrlar hep. 57.B: Ama okur, Decc O gibi gzktn anladnda, kurtarc sandnn Deccal olduunu, kandrldn dehetl okakta vallahi vuruverir! 58.A: Evet, onun iin esrar sakla: sakn salma meslek srrn. 59 .C: Srrn aktr unutma. Aktr anahtar kelime. 60. B: Hayr, anahtar kelime yzmzde yazar e dinle. 61.A: Aktr, aktr, aktr, ak!.. 62.B: ntihalden de korkma; nk bizim kt kan ve yazmamzn btn srr, btn srrmz lasavvufi aynamzda gizlidir. Mcvlana'nn Ressamlar bilir misin? O da hikyeyi bakalarndan almtr, ama kendisi... (Bilirim, efendim, demiti .) 63.C: Bir gn yalandnda, insan kendisi olabilir mi diye sorduunda, bu esrar anlayp amadn da soracaksn kendine, unutma! (Unutmadm) 64.B: Eski otobsleri, alakalem yazlm r, sabredenleri ve anlayanlar kadar anlayamayanlar da unutma! stasyonun bir yerinde n, belki de lokantann iinden, aktan, aclardan, hayatn boluundan dem vuran bir ark du ordu; bu noktada beni unuttular ve kendilerinin birer yal ve bykl eh-razat olduunu hat ayarak birbirlerine dostlukla, kardelikle, kederle hikyeler anlatmaya baladlar. te baz ar: Hayatnn tek tutkusu Muhammed'in yedi kat gkte yapt gezintiyi yazmak olan, ama yll sonra, Dantc'nin bunun benzerini yaptn renince kederlenen ballsz ke yazarnn gln ukluunda bostanlarda kzkardeiyle birlikte karga kovalayan lgn ve sapk padiahn hikye kanca dlerini kaybeden yazarn hikyesi; kendini hem Albertine hem de Proust sanmaya bal yan okurun hikyesi; kyafet deitirerek Falih Sultan Mehmet olan ke yazarnn hikyesi, v . S( DOKUZUNCU BLM BRS BEN TAKP EDYOR "Gh kar yayordu, gh karanlk." eyh Galip

Arivci arkada Saim'in evinden ktktan sonra, sabah, Cihangir'in eski sokaklarndan, basa akl dar kaldrmlarndan Ka-raky'e inerken grd eski bir koltuu, Galip, uursuz bir kb kalan tek bir ayrnty hatrlar gibi, btn o gn boyunca yeniden yeniden hatrlayacakt. Bi anlar, CelPin stanbul'daki afyon ve esrar trafiinin izlerini srmek iin gezindii Tophan e arkalarndaki dik yokularn birinde, duvar ktlarnn, muamba kaplamaclarnn, karto e marangoz dkknlarnn birinin kapal kepenglerinin nne braklmt koltuk. Kollarnn v oturulacak yerinin derisi yara gibi yrtlm ve bu derinin iinden, karn yarlm bir svar n barsaklar gibi, pasl yaylar umutsuzca dar fkrmt. Galip, Karaky'e vardnda, k meydann boluunun (saat sekizi gemesine ramen) herkesin iaretlerini okuduu bir felket ilikili olduunu dnmek zereydi. Sanki yaklamakta olan bu felket yznden, sefere kma purlar birbirlerine balanm, iskeleler tenhala-m, Galata kprs zerindeki seyyar satc toraflar, yank suratl dilenciler de, son gnlerini dinlenerek geirmeye karar vermilerd Kprnn korkuluklarna yaslanarak bulank suya bakarken, bir zamanlar kprnn bu kesinde ocuklarn Hristiyan turistlerin Halic'e att paralar dalp kardklarn hatrlad Gali z'n sularnn ekilecei gn anlatt yazsnda yllar sonra, kendilerinden bambaka eyle paralardan CelPin neden szetmediini merak etti. Handaki yazhanesine kp, masasnda Cel yeni ke yazsn okumaya balad. Cell'in yazs yeni deildi aslnda, yllarca nce bir nmt. Bu, Cell'in uzun zamandr ga87 zeteye yeni yaz gndermediinin ak bir iareti old aka bir eyin gizli bir iareti de olabilirdi. Yaznn ortasndaki, "kendiniz olmakta glk r musunuz?" sorusu da, CelPin yazsnn bu soruyu soran berber kahraman da, belki yaznn i deki niyet edilmi gibi gzken anlamlara deil, yaz dndaki dnyaya yerlemi baka gizli iaret ediyorlard. Bir zamanlar, Cell'in bu konuda kendisine bireyler anlattn hatrly lip: "insanlarn ou," demiti Cell, "nesnelerin esas zelliklerini, srf bu zellikler bur arnn dibinde olduu iin farketmiyorlar da, kenarda kede kalan, byle olduu iin dikkatl eken ikincil zellikleri grp tanyorlar. Bu yzden yazlarmda, onlara gstermek istedii apak gstermiyor, yazmn bir kesine sktrr gibi yapyorum. Anlam sakladm bu k bii, benimkisi ocuk kandrr gibi bir saklarnaca, ama orada bulduklar eye ocuk gibi heme n inanverdikleri iin byle yapyorum. Ve en kts, yaznn geri kalan byk ksmna yerle bindeki o apak anlamla, birazck sabr ve zeka isteyen gizli ve rastlantsal anlamlar da farkedilmeden gazete bir kenara atlveriyor" Galip, gazeteyi bir kenara atverip iind en gelen bir drtye uyarak CelPi grmeye Milliyet Gazetesine gitti. Hafta sonlarnda, te nhayken Cell'in gazeteye daha ok indiini bildii iin onu odasnda tek bana bulacan k du. Yokuu karken Ce-ll'e yalnzca Rya'nn hafif hasta olduunu sylemeyi kuruyordu. Kar ini terketttii iin aresiz kalan bir mterisinin hikyesini anlatacakt sonra ona. Ne derd acaba Cell byle bir hikye iin? leri yolunda, drst, alkan, akl banda, ll, i ars btn tarihimize ve geleneklerimize aykr olarak birdenbire kocasn terkediyordu. Ney iareti olabilirdi byle bir ey? Hangi gizli sakl anlamn gstergesi? Hangi kyametin alame i? Galip'in hikye edecei ayrntlar dikkatle dinledikten sonra Cell anlatrd; Cell anla a anlamlanr, burnumuzun ta dibindeki 'gizli' gerekler daha nce bildiimiz, ama bildiim izi bilmediimiz zengin bir hikyenin artc paralar haline dnr, bylece, hayat da, abilir olurdu. ran Konsolosluunun bahesindeki slak aalarn parlayan dallarna bakarken ip, kendi dnyasnda deil, Cell'in 1 anlatt dnyada yaamak istediini dnd.

Cell'i odasnda gremedi. Masasnn zeri derli topluydu, kllk botu, ay fincan yoktu. G daya her giriinde oturduu mor koltua geip bekledi. Az sonra ieri odalarn birinden Cell in kahkahasn duyacakm gibi bir inan vard iinde. Bu inancn kaybettiinde ok ey hat R-ya'ya ak olacak bir snf arkadayla birlikte, radyodan naklen yaynlanacak bir bilgi y davetiyesini almak bahanesiyle, evden habersiz, gazeteye ilk gidilerini. (Dn yolund a, "Matbaay da gezdirirdi, ama vakti yoktu," demiti Galip utanarak. "Masann zerindek i kadn resimlerini grdn m?" demiti okul arkada) Rya'yla birlikte gazeteye ilk gelile CelPin onlara matbaay gezdirdiini, ("Siz de mi gazeteci olmak istiyorsunuz kk hanm?" iye sormutu yal makinist Rya'ya ve Rya ayn soruyu Galip'e sormutu dn yolunda) ve bu ndisinin hayl edemedii harika hikyelerin ve hayatlarn kurguland ktlar ve dlerle d bir Gece odas olarak dlediini... Bu ktlarn ve hikyelerin yenilerini bulmak, unutmak, mak iin aceleyle CelPin masasn kartrmaya balad zaman, Galip'in bulduklar: Almam r, kalemler, gazete kesikleri (kskan bir kocann yllar sonra iledii cinayetin yeil bir nmezle iaretlenmi haberi), yabanc dergilerden kesilmi surat resimleri, portreler, Ce lPin elyazsyla kt paralarna yazlm baz notlar (Unutma: ehzadenin hikyesi), bo m tler, irkin bir kravat, amanizm, Hurufilik ve hafza gelitirmek zerine ilkel halk kita plar, bir ie uyku hap, damar aan ilalar, dmeler, durmu bir kol saati, makas, alm mektubundan kan fotoraflar (Birinde CelPle salar dklm bir subay vard; bir kr kahv yal grei ve sevimli bir kangal kpekle birlikte kameraya bakyorlard), boyal kalemler, klar, sigara azlklar ve renk renk tkenmezler... zerinde, 'Kullanlanlar' ve 'Yedekler' azan iki dosyay, masann zerindeki sumenin iinde buldu. 'Kullanlanlar' dosyasnda CelPin son alt gnde gazetede yaymlanm yazlarnn daktilola-ryla, yaymlanmam bir pazar yaz azs, yarnki gazetede yaymlanaca iin imdiden dizilip, resimlenip dosyaya 88 89 geri d lyd. 'Yedekler' dosyasnda yalnzca yaz bulabildi. Yazlarn de yllarca nce yaym le, pazartesi yaymlanacak drdnc bir yaz, u anda gazetenin alt katlarnda dizgicinin mas snda durduuna gre, dosyadaki yedekler gazeteye perembeye kadar yetecekti. Cell'in, hi kimseye haber vermeden bir yolculua ya da tatile kt anlamna gelebilir miydi bu? Ama s bul dna hi kmazd Cell. Galip, Cell'i sormak iin yaz ilerinin geni odasna girdi, nce iki kiinin sohbet ettii bir masaya gtrd. Biri, herkesin bildii takma adyla 'Neati yllarca nce Cell'le iddetli bir kalem kavgasna giren fkeli bir ihtiyard. imdi ayn ga e CelPinkinden daha nemsiz ve daha az okunan bir kede fkeli bir ahlklkla hatra yaz u. "Cell Bey gnlerdir yok!" dedi tpk yazsnn kesindeki fotorafnda grlen buldog k suratla. "Siz onun nesi oluyorsunuz?" kinci gazeteci, Cell Beyi neden aradn sorduu zam n, Galip, onun kim olduunu belleinin kark dosyalar iinde bulmak zereydi. Magazin sayf kara gzlkl, kl yutmaz Sherlock Holmes'iydi bu adam: Osmanl hanmefendisi edasyla nazlan n nice film yldzmzn u kadar yl nce Beyolu'nun hangi arka sokandaki lks madamn ev Fransa'nn tara kasabalarnda cambazlk yaparken stanbul'a Arjantinli aristokrat diye ge tirilen 'vedet antz'n aslnda Cezayir'li Mslman olduunu bilirdi. "Demek arkabassnz," agazin yazar. "Ben, rahmetli annesinden baka Cell Bey'in hibir yakn yoktur diye biliri m." "Oo," dedi polemiki ihtiyar yazar. "O akrabalar olmasa Cell Efendi bugn olduu yer de olur muydu hi! Elinden tutan bir enitesi vard mesel. Ona yaz yazmay reten, sonra i et ettii bu dindar adamdr. Kumkap'daki bir eski

sabun fabrikasnda gizli ayinlerini srdren bir Naki tekkesine mensuptu bu enite. Birta km zincirlerin, zeytin preslerinin, mumlarn, kalplarn da kullanld ayinlerden sonra, b ekkeciler hakknda Milli stihbarat Tekilatna her hafta oturup kendisi bir ihbar rapor u yazard. Askerlere ihbar ettii tarikat mridlerinin, aslnda devlete zararl 90 eyler ya pmadn kantlamak isterdi bu adam. hbar raporlarn, yazya merakl kaynbirader okusun, biyat zevki alsn diye, Cell'e gsterirdi. Cell'in sonralar esen bir rzgrla dncelerin fer de sola doru deitirdii yllarda acmaszca kulland bu raporlarn slubu da Attar'd asani'den, bn Arabi'den, Bottfolio evirilerinden dorudan alnm tebihler ve kinayelerle okunmutu. Sonralar, Cell'in tebihlerinde -hep ayn beylik bululara dayanr ya onlar- biz gemi kltrmze balayan yenilik kprleri bulanlar, bu pastiche'lerin mucidinin bir bak u nereden bilecekler? Cell'in varln unutturmak istedii on parmanda on marifet enite ir hezarfen-di de: Berberlere kolaylk aynal bir makas iml etmiti; nice ocuumuzun gelec eini karartan o.vahim hatalara frsat brakmayacak bir snnet arac gelitirmiti; yal ip e zincir, sandalye yerine de kaygan bir zemin kullanld iin ac ektirmeyen bir daraac etmiti. Sevgili ablasyla enitesinin efkatine ihtiya duyduu yllarda, Cell de bu bulul r nan ster nanma' kesinde cokuyla tantrd." "Kusura bakma, ama tam tersi!" diye kar zin yazar. 'ster nan ster nanma' kesini hazrlad yllarda tamamen yalnzd Cell Be an iittiim deil, bizzat tank olduum bir sahneyi anlataym." Sonralar baarya ulaacak lu genlerin yoksulluk ve yalnzlk yllarnn anlatld Yeilam filmlerinden kma bir sa ylba gecesine doru, yoksul mahallesindeki yoksul evlerinde, iei burnunda gazeteci gen ll, annesine ailenin zengin kanadnn Nianta' ndaki evine ylba elencesi iin arl a, amcalarnn, halalarnn neeli kzlar ve azgn oullaryla grltl ve elenceli bir ge kimbilir, ehrin iinde baka hangi elencelere koacaktr. Olunun mutluluunu hayl etmekt tlu terzi annenin ise, ona bir mjdesi vardr: Rahmetli babasnn eski ceketini bu gece iin gizlice kltp onarmtr. Cell, zerine tam oturan ceketi giyerken (annenin gzlerin iren sahne: "Tam babana benze-din!") mutlu anne, olunun gazeteci arkadann da bu etenc ele-re arl olduunu iiterek rahatlar. Hikyemizin tan bu gazete1 ci, Cell'le birlikt evin souk ve karanlk merdiven91 lerinden amurlu sokaa ktnda, ne zengin akrabalarn, kimsenin yoksul CelPi ylba elencesine ardn renir. stelik, mum nda terzil liyat masraflarn karlamak iin Cell'in gazetede gece nbetine kalmas gerekmektedir. Hik izleyen sessizlikten sonra, Galip'in baz ayrntlarn Cell'in hayatna uymad yolundaki ne aldrmadlar pek. Evet, tabii, baz akrabalarn ya da baz tarihlerin uzakl konusunda y labilirlerdi; Cell Bey'in babas yaadna gre, (E-min misiniz efendim bundan?) babayla de eyi, ya da ablayla halay birbirine kartrm olabilirlerdi, ama bu yanlglar da yle pek bytmeye niyetleri yoktu anlalan. Galip'i masalarna oturttuktan, bir sigara ikram etti kten ve cevabn dinlemedikleri bir soru sorduktan sonra (Siz onun tam neyi oluyorum demitiniz?) hayli bir satran tahtasna yerletirdikleri talar anlarnn torbasndan bi ya koyuldular. Ailesinin bitip tkenmeyen sevgisinin iine o kadar gmlmt ki Cell, beled dertlerinden baka yazabilecek btn konularn yasakland o umutsuzluk gnlerinde, her pen esinden baka bir hlamur aacnn grld o byk konaktaki ocukluk gnlerini yle bir h yucularn ne sansrclerin anlayabildii bir yazy hemen dktrmesine yeterdi. Hayr gazetec dnda insanlarla ilikisi o kadar snrlyd ki Cell'in, kalabalk bir toplantya gitmek z ld zamanlarda yannda jestlerinden szlerine, kyafetinden yediklerine kadar hep eyini ta lit edebilecei gvenilir bir arkada bulunsun isterdi hep.

Hi de yle deil; grevi, bulmacalarla kadn kesinin 'Nasi-hatlar'm hazrlamak olan gen etecilik heveslisinin, ylda, yalnz lkesinin deil, Balkanlar ve Orta Dou'nun en ok ok n kesine yerleip gnl rahatlyla saa sola iftira etmeye balamas onu hak etmedii bir oruyan gl hsm ve akrabalarnn desteinden baka ne ile aklanabilirdi? Bat Uygarln an 'doum gn' treni, bu insancl adet bizde de yerlesin diye, ileri grl bir devlet b ki olunun doum gnnde, zerinde sekiz adet mum yanan kremal ve ilekli bir pasta yaptrp 2 un arkadalarn, piyano tngrdatan levanten bir kokonay ve gazetecileri arp dzenle tli 'doum gn partisi'ni, Cell'in ke yazsnda, acmasz ve anlaysz bir alayclkla y snn nedeni, sanld gibi, ideolojik, politik ya da estetik deil, Cell'in hayatnda hib n byle bir baba sevgisini, hatta herhangi bir sevgiyi grmediini acyla farketmesiydi. imdi, hibir kede bulunamamas, brakt adreslerin ve telefon numaralarnn yanl ya d sevgilerine karlk veremedii yakn akrabalarna, uzak akrabalarna -btn insanlara- duydu f ve anlalmaz bir nefret yzndendi. (Galip, Cell'i nerede bulabileceini sormutu.) Hayr rin ulalmaz bir kesine saklanp kendi kendisini btn insanlktan srgn etmesinin nedeni ki, bambakayd: Doduundan beri bann evresini bir uursuzluk hlesi gibi saran o amans duygusundan, insanlara sokulamama hastalndan kurtulamayacan anlamt artk; hastala kveren aresiz hasta gibi, kimbilir hangi cra odada, kaamayaca umutsuz bir yalnzln k kendini tevekklle brakmt. Galip, bu cra odann semtinden, "Avrupal" bir televizyon tak ll Bey'i aradndan szediyordu... "Zaten, Cell Bey'in iine yaknda son verilecek!" diye e-miki ke yazar Neati szn kesti. "On gndr yeni yaz yolla-myor. Yedek diye brakt temize ekilmi yirmi yllk yazlar olduunun herkes farknda!" Galip'in bekledii ve istedi bi magazin yazan bu szlere kar kt: Yazlar her zamakinden daha byk bir ilgiyle okunuy telefonlar srekli alyor, postadan Cell Bey'e her gn en azndan yirmi mektup kyordu. ," dedi polemiki yazar, "orospulardan, pezevenklerden, terristlerden, hedonistlerd en, uyuturucu tccarlaryla vd eski gangsterlerden ald teklif mektuplar onlar." "Giz ap okuyor musun?" dedi magazin yazar. "Senin gibi!" dedi polemiki yazar. kisi de, al elerinden memnun satranlar gibi, sandalyelerinde yle bir doruldular. Polemiki yazar ce etinin derin cebinden kk bir kutu kard. Az sonra yok edecei bir nesneyi seyircisine g ren hokkabaz titizliiyle, kutuyu Galip'e gs93 terdi. "Akrabam dediiniz Cell Beyle ar tk bizim tek ortak noktamz bu grdnz mide ilacdr. Midedeki asit salglanmasn hemen tane almaz msnz?" Galip nereden balayp nereye uzandn kestiremedii, ama katlmak ist una girmek iin, beyaz haplardan bir tane alp yuttu. "Oyunumuzu sevdiniz mi?" dedi ihtiyar ke yazar, glmseyerek. "Kurallarn kartmaya alyorum," dedi Galip kukuyla. unuz benim?" "Okurum." "Gazeteyi elinize alnca, nce beni mi, okursunuz Cell'i mi?" "Cell bey akrabam olur." "Yalnzca bu yzden mi onu ilk okuyorsunuz?" dedi ihtiyar ya zar. "Akrabalk gzel bir yazdan daha kuvvetli bir ba mdr?" "CelPin yazlar da gzeldir Galip. "Herkes yazabilir onlar, anlamyor musunuz?" dedi ihtiyar ke yazar. "stelik ke zs denemeyecek kadar da uzundur bir ou. Hikye zentileri. Sanat

sslemeleri. Bo laflar. Birka beylik hilesi var, o kadar. Hatralardan, hep baldan tat l ho eyler gibi szedilecek. kide bir paradoks yakalanacak. Divari airlerinin 'tecahl- iP dedii bilmezlikten gelme oyununa bavurulacak. Olmam eyler olmu gibi, olmu eyler ol ibi anlatlacak. Btn bunlar skmezse yaznn boluu hayranlarnn gzellik sand o tumtu zlenecek. Onun kadar herkesin bir hayat, anlar, gemii var. Herkes onun kadar oyun oyn ayabilir. Siz de. Bir hikye anlatn bana!" "Nasl bir hikye?" "Aklnza ne geliyorsa: Bir hikye."' "ok sevdii gzel kars kam birgn bir adamn," dedi Galip. "O da onu aramaya neresine gitse karsnn izine rastlyormu, ama kendisine deil..." "Evet?" "Bu kadar." "Ha yr, hayr, daha devam olmal!" dedi ihtiyar ke yazar. "ehirde bulduu izlerde ne okuyor dam? Kars gerekten g94 zel mi? Kime kam?" "ehirde bulduu izlerde kendi gemiini oku dam. Gzel karsyla kendi gemiinin izlerini. Kime katn da bilmiyormu ya da bilmek is nk gittii her yerde karsyla kendi gemiinin izlerine rastladka, karsnn kat a i gemiinde bir yerde olmas gerektiini dnyormu." "Konu gzel," dedi ihtiyar ke yaza dedii gibi, len ya da kaybolan gzel kadn! Ama bir hikayeci daha kararl olmal. Kararszl arn gsteren yazara okuyucu gvenmez nk. CelPin hileleriyle biz bitirelim hikyeyi... H r: ehir adamn tatl anlaryla kaynasn. slp: Ssl szlerin iine gmlen bu anlardaki n. Tecahl- arif: Adam karsnn kat kiiyi bilemiyormu gibi yapsn. Paradoks: Bylece, adamn kendisiymi. Nasl? Gryorsunuz ya, siz de yazabilirsiniz o yazlar. Herkes yazabili ." "Ama yalnzca Cell yazyor," dedi (Salip. . "Tamam! Bundan byle siz de yazarsnz!" ded i ihtiyar yazar, konuyu kapatan bir havayla. "Onu aryorsanz yazlarna bakn," dedi maga zin yazar. "Yazlarnn iinde bir yerdedir o. Yazlar saa sola yollanm haberlerle dolud kk haberlerle. Anlyor musunuz?" Cevap olarak, Galip, ocukluklarnda CelPin, kendisine, azlarndaki paragraflarn ilk ve son kelimeleriyle kurduu cmleleri gsterdiini syledi. S ve basn savcsn atlatmak iin dzenledii h^arf oyunlarn, cmlelerin ilk ve son heceleri t zincirleri, btn byk harflerin oluturduu cmleleri, "halamz" kzdracak kelime oy ledi. Magazin yazar sordu: "Halanz evde kalm bir kadn myd?" "Hi evlenmemitir," dedi . Cell Bey'in bir kat meselesi yznden babasyla kavgal olduu doru muydu? Galip, bunun', "ok eski" bir mesele olduunu syledi. Avukat olan bir amcasnn dava tutanaklarn, itihat ve kanunlar, lokanta listeleri ve vapur tarifeleriyle kartrd doru muydu? Galip'e gre ler gibi, her ey gibi, bu da bir hikye ola95 bilirdi. "Anlyor musun, delikanl," dedi yal yazar ho olmayan bir sesle, "bunlar ona Cell Bey anlatmamtr. Bu mnlar, hafiye ufilie merakl arkadamz, Cell Bey'in yazlar iinden, Cell'in onlar gizledii harfler yle kuyu kazar gibi, her birini tek tek kendisi bulup karmtr." Magazin yazar bu oyunla rn belki bir anlam olduunu, belki esrardan sesler getirdiini, esrarla derin ilikisi yz den, Cell Bey'i, belki teki yazarlardan daha yukar ykselttiini syledi; ama u gerek de a hatrlatlmalyd: "Burnu byyen gazetecinin cenazesi ya ianeyle kaldrlr, ya belediyeyl

"Belki de, Allah korusun, lmtr," dedi ihtiyar gazeteci. "O-yunumuzu sevmiyor musunuz ?" "Hafzasn kaybettii de, hikye mi, gerek mi?" dedi magazin yazar. "Hem hikye, hem ge " dedi Galip. "ehrin iindeki adreslerini gizli tuttuu o evler?" "Onlar da yle." "Bel ki de o evlerin birinde tek bana bunalarak can ekiiyor-dur," dedi ke yazar. "Biliyor m sunuz, kendisi bu tr tahmin oyunlarna da baylr." "yle olsayd, yanma kendine yakn hisse tii birini arrd," dedi magazin yazar. "Yoktur yle biri," dedi ihtiyar ke yazar. "K knlk hissetmemitir o." "Delikanl bu grte deildir herhalde," dedi magazin yazar. "Biz a adnz bile sylemediniz." Galip syledi. "Syleyin, o zaman, Galip Bey," dedi magazin ya 'zar, "Cell Beyin, kimbilir hangi buhranla kapand bir evde, en azndan, edebi srlarn siyetini verecek kadar kendini yakn hissettii birileri vardr, deil mi? O kadar yalnz biri deildir nk." Galip dnd. "O kadar yalnz biri deildir," dedi sonra endieyle. "K " diye sordu magazin yazar. "Sizi 9" m? 96 "Kzkardeini," dedi Galip, hi dnmeden. "Ke nden yirmi ya kk bir vey kzkardei vardr, onu. arrd." Sonra dnd. Karn yrtl trlad sonra. Daha da dnyordu. "Belki de artk, oyunumuzun mantn anlamaya balams r ke yazar. "Sonular karp tadna da var-yorsunuzdur artk. O yzden ekinmeden syley ilerin sonu ktdr zaten. Esterabadl Fazlallah, ki Hurufiliin kurucusudur, bir kpek gibi ldrlm, ayaklarna ip balanarak cesedi ar pazar srndrlmtiir. Alt yz yl nce rya yorumuyla baladn biliyor muydunuz? Mesleini bir gazetede deil, ehir dndaki ma ediyordu..." "Bu tr benzetmelerle bir insan ne kadar anlalabilir, bir hayatn srlarna n e kadar nfuz edilebilir ki?" dedi magazin yazar. "Otuz yl geiyor, Amerikallardan takli t 'yldz' dediimiz o zavall artistlerimizin olmayan srlarna girmeye alyorum. rendi arn ift yaratldn syleyenler yanlyorlar. Kimse kimseye benzemez. Her fkara kzmz r. Bizim her yldzmz, gkte bir tane, yapayalnz, benzersiz bir fakir yldzcktr." ' "Ho daki asl hari," dedi ihtiyar ke yazar. "Cell Bey'in taklidi olduu asllarndan szetmi size? Az nce saydklarmdan baka, Dante'den, Dostoyevski'den, Mevlna'dan, eyh Galip'ten de hep bireyler yrtmtr." "Her hayat banzersizdir!" dedi magazin yazar. "Her hikye ba r ei olmad iin hikyedir. Her yazar, tek bana fakir bir yazardr." "Katlmyorum!" ded ke yazar. "Pek sevildii sylenen o 'Boaz'in Sular ekildii Zaman' yazsn ele alalm erinin, Mehdi'nin zuhurundan nceki ykm gnlerinin anlatld binlerce yllk kitaplardan, dan, kyamet surelerinden, bni Haldun'dan, Ebu Horasani'den yrtme deil mi o? stne bir d baya bir gangster hikyesi eklemi. Hibir sanat deeri yok. Dar bir kesim tarafndan heye anla karlanmasnn, isterik kadnlarn o gn yzlerce kere telefon etmesinin sebebi, yazda tlan samalklar deil tabii. Harflerin iine sizin bizim deil, ellerinde formlleri olan m dlerin anlayabildii gizli me97 sajlar var. Memleketin drt bir yanna dalm, yars orosp rs olanc olan bu mridler, bu mesajlar emir telkki ettikleri iin, sabah akam gazeteye fon ediyorlar ki, bu samalklar yazyor diye eyhleri Cell Efendiyi kap

nne koyuvermeyelim. Zaten gazetenin nnde onu bekleyen bir iki kii vardr her zaman. Siz in de, Galip Bey, onlardan biri olmadnz nasl anlayacaz?" "Galip Beyi sevdik!" dedi ma in yazar. "Onda kendi genliimizden bireyler grdk. Ona bu kadar sr verecek kadar kanm nad. te buradan anlayacaz. Bir zamanlarn nl yldz Samiye Samim hanmefendinin, huzu son gnlerinde bana dedii gibi: Kskanlk denen illet... Ne oldu delikanl kalkyor mu/ "Ga ip Bey olum, madem gidiyorsun, u soruma cevap ver:" dedi ihtiyar ke yazar. "ngiliz tel evizyoncular niye Cell'le konumak istiyorlar da benimle deil?" "Sizden daha iyi yaz d iin," dedi Galip. Masadan kalkm merdivenlerin ald sessiz koridora kyordu. ht en hibir ey kaybetmeyen gl bir sesle arkasndan bardn duydu: " Yutturduum hapn m sahiden inandn m?" Galip sokaa inince evreye dikkatle bakt. Kar kaldrmda, bir zamanl am hatip liseli genleri, dine kfrediyor diye, Ce-ll'in yazsyla birlikte btn sayfay ya ar kede, bir portakal-cyla kabak kafal bir adam bo bo dikiliyorlard. Cell'i bekleyen e yoktu grnrde. Karya geip bir portakal ald. Portakal soyup yerken birisi tarafndan edildii duygusuna kapld. Ca-alolu Meydanndan yazhanesine doru dnyordu, bu duyguya anda kapldn kartamad: Yokutan ar ar inerken, kitap dkknlarnn vitrinlerine bu kadar gerek olduunu da kartamad. Ensesinin arkasnda varln belli belirsiz sezdire gz' vard sanki, o kadar. nnden her geiinde yavalad kitap vitrinlerinin birinde bi e karlanca ne kadar sevdiini o an anlad bir yaknn grm gibi heyecanland. Rya'n olisiye romanlarn bir ounu basan yayneviydi buras. Kitaplarn stnde sk sk grd ha rininden gelip geen cumartesi kalabalna ve Galip'e sa98 brla bakyordu. Galip dkkna gi Rya'nn okumadn sand eski ciltlerden tane ve bu hafta kt ilan edilen 'Kadn tletti. st raflara aslm irice bir kartonun zerinde yle yazyordu: "Trkiye'de Hibir S 'ya Ulaamad. Polisiyelerimizin Numaras Kalitelerinin Garantisidir." Dkknda yaynevinin 'Edebi Ak Romanlar' ve 'Bayku Mizah Romanlar Serisi'nden baka kitaplar da satld iin lik zerine bir kitap sordu. Kapnn nne yerletirdii koltuktan, hem soluk yzl bir delik anda durduu tezgh, hem de amurlu kaldrmdan geen kalabal seyredebilen irice bir ih dii cevab verdi: "Bizde yoktur. Hasis smail'in dkknna sor!" Sonra ekledi: "Kendisi de Hurufi olan ehzade Osman elalettin Efendi'nin Franszcadan evirdii polisiyelerin msvett eleri gemiti bir zamanlar elime. Nasl ldrldn bilir misiniz?" Dar knca Galip h t, ama dikkatini ekecek bir ey gremedi: Paltosu bol kk ocuuyla birlikte bir sandvi inine bakan bartl bir kadn, ayn yeil oraplar giyen iki renci kz ve kar kaldrm en kahverengi paltolu bir ihtiyar. Ama yazhanesine doru yrmeye balar balamaz, ensenind e ayn 'gz'n bakn hissetti. Daha nce hi takip edilmemi, daha nce takip edildii duy i kaplmam olduu iin, Galip'in bu konudaki bilgisi, grd filmlerle ve Rya'nn okudu manlarn sahneleriyle snrlyd. ok az polisiye roman okumasna ramen Galip bu romanlar ha a sk sk atp tutard: lk ve son blmn birbirinin tpatp ayn olduu bir roman kurulabil rek sonu hikyenin iine gizlendii iin grnen bir 'son'u olmayan bir hikye yazlmalyd; snda geen bir roman dlenme-liydi vs. Rya'nn dudak bkt bu tasarlar kurarken Galip gn baka bir kii olabileceini hayl ederdi. Han kapsna bitiik bir girintiye yerleen ke acakl dilencinin iki gznn ikisinin de kr olduunu sannca Galip, iine iyice girdii kb 'nn yokluu kadar, uykusuzlukla da ilgili olduuna karar verdi. Odasna girince

masasna oturacana pencereyi ap aa bakt: Kaldmmlardaki btn hareketi ksa bir sre g a oturduunda, telefon yerine eli kendiliin99 den kt dosyasna uzand. Temiz bir kt a dnmeden zerine yazd: "Rya'nn bulunabilecei yerler. Eski kocasnn evi. Amcam-'"rn 'nun evi. Politik bir ev. Yar politik bir ev. inde iirden szedilen bir ev. inde her e n szedilen bir ev. Nianta'nda baka bir ev. Herhangi bir ev. Bir ev." Yazarak iyi dnem ne karar vererek kalemi brakt. Kalemi yeniden eline alnca "Eski kocasnn evi" hari her yi karalad, ve yle yazd: "Rya ile Cell'in bulunabilecei yerler. Rya ile Cell, Cell' evinde. Rya ile Cell bir otel odasnda. Rya ile Cell sinemaya gidiyorlar. Rya ile Cell? Rya ile Cell?" Ktlara yazdka kendini haylini kurduu polisiye romanlarn kahramanlar iyor, bylece, Rya'y, olmak istedii yeni insan ve yeni bir dnyay hatrlatan bir kapnn klatn hissediyordu. Bu kapdan grlen dnya, takip edilme duygusunun huzurla karland kip edildiine inanyorsa insan, en azndan, masasna oturup, kaybolan baka bir kiiyi bulm asna yarayacak ipularn alt alta yazabilecek biri olabileceine de inanabilmeliydi. Ded ektif romanlarnn kahramanlarna benzeyen o kii olmadn biliyordu Galip, ama o kiiye be ne, 'onun gibi' olabildiine inanmak, evresindeki eyalarn ve hikyelerin basksn biraz o n hafifletiyordu. ok sonra, salar ' alacak bir simetriyle ortadan ikiye ayrlarak taran arson ocuk lokantadan smarlad yemei getirdiinde, Galip, bo ktlar ipulanyla doldu ndi dnyasn, polisiye romanlarn dnyasna o kadar yaklatrmt ki, kirli tepsinin zerin pilavla havu salatas ona her zaman yedii eyler gibi deil, nne ilk defa konan bambaka ecekler olarak gzktYemein ortasnda alan telefonu, bekledii bir telefonu cevaplandraca iri gibi amt: Yanl numara. Yemeini bitirdikten, tepsiyi kaldrdktan sonra ayn rahatl a'ndaki evi arad. Telefonu uzun uzun aldrrken yorgun dnd evde yatandan kalkan Ry du ama telefonu kimse amaynca armad. Hle Halasnn numarasn evirdi. Rya'mn hastal telefonlarna meraktan evlerine kadar gelen teyzenin kapdan dnne ilikin sorularna hal aha da bakalarn eklemesin diye Galip bir nefes100 te anlatt: Telefonlar bozulduu iin h ber verememilerdi; Rya'nn hastal daha o geceden gemiti, turp gibiydi imdi, hibir e zerinde mor paltosu az ilerideki 56 Chevrolet taksinin iinde hayatndan memnun Gali p'i bekliyordu; birlikle zmir'e gidiyorlard, ar hasta olan eski bir arkadalarn grmeye apur birazdan kalkacakt, Galip yol zerindeki bir bakkaldan telefon ediyordu; bu ka labalkta telefonunu kullandran bakkala teekkr ediyordu; allahsmarladk Hala, llahsmarl Hle Hala gene de sordu ama: Kapy iyi ekmiler miydi, Rya yeil yn kazan alm myd tiinde Galip, insann ayak basmad bir kentin haritasna baka baka ne kadar deiebilecei rak ediyordu. Saim, sabah Galip gittikten sonra arivinde aratrmalarna devam etmi, yar arl olabilecek baz ipular bulmutu: Ninenin lmnden sorumlu Mehmet Ylmaz, evet, hl s mi, ama bir ara sandklar gibi Ahmet Kaar ya da Haldun Kara adlaryla deil, takma ad kok mayan Muammer Ergener adyla ehirde bir hayalet gibi geziniyormu. Btnyle 'kart gr' r dergide bu ada rastlaynca armam Saim; ard ey ayn dergide Salih Glba imzas biimde eletiren kiinin de ayn slubu kullanmas ve ayn iml halalarn yapmasym. Bu Rya'nn ilk kocasnn ad ve soyadyla kafiyeli olduu ve ayn sessiz harflerle kurulduunu onra 'Emein Saati' adl kk bir eitim dergisinin eski saylarnda, bu defa onu yaz iler ak grnce Saim derginin ehir dndaki ynetim yerinin adresini Galip iin alm: 'Gntepe , Refet Bey Sok., No 13. Sinanpaa Bakrky.'

Telefonu kapadktan sonra Gntepe mahallesinin haritasn ehir Rehberinde bulunca Galip h ayrete dt, ama kendisini tepeden trnaa deitirmesini istedii aknlk deildi bu. Mah nce ilk evlendiinde Rya'nn iiler arasnda 'alma' yapmak iin kocasyla yerletii k nde kurulduu kra tepeyi btnyle kaplyordu. Haritadan anlaldna gre, imdi her biri a kahramannn adn ta-iyan sokaklarla blnmt tepe. Bir kenarda kk bir parkn yei naresi, ortada Atatrk heykelinin kk drtgeniyle iaretlenmi bir alan vard. Galip'in hay en son ku101 raca lkeydi buras. Yeniden gazeteye telefon edip Cell Beyin "henz" gelme diini rendikten sonra Galip, skender'i arad. Ona, CelPi bulduunu, ngiliz televizyoncu kendisiyle grme yapmak istediklerini sylediini, CelFin de bu fikre pek fazla kar k ara megul olduunu anlatrken telefona ok da uzakta olmayan bir kz ocuunun aladn i der, ngilizlerin stanbul'da en azndan alt gn daha kalacaklarn syledi. Cell hakknda erdi, bekleyeceklerinden emindi; Galip isterse onlar Pera Palas'tan kendi arayabi lirdi. Yemek tepsisini kaps nne brakp handan ktktan sonra, Galip yokuu inerken g iye kadar hi hissetmedii bir solukluk sezdi. Sanki kl rengi bir kar yaacak, bu da cu martesi kalabalnca olaan karlanacakt. Belki de buna almak iin, herkes amurlu kald karak yryordu. Kolunun altndaki polisiye romanlarn kendisine huzur verdiini anlad. San ki, bu tr romanlar uzak ve sihirli lkelerde yazld ve yabanc dil reten liselerde bal imlerine devam etmedikleri iin piman olan mutsuz ev kadnlar tarafndan 'dilimize' evril dikleri iin herkes her zamanki hayatna devam edebiliyor, Lan girilerinde akmak doldu ran soluk giysili satclar, rengi atm eski elbiseleri hatrlatan kambur adamlar ve dolm u durann sessiz yolcular da her zamanki hayatlarnn iinde soluk alp Verebiliyorlard. e bindii otobsten Harbiye'de indiinde Galip, Konak Sinemasnn nndeki kalabal grd. en sonra 2.45 matinesinin kalabalyd. Yirmi be yl nce, Rya ve baka baz okul arkadal ikte Galip de bu 'matine' iin ayn pardesl, sivilceli renci kalabal iinde, imdiki g kaplanm merdivenleri iner, kk lambalarla aydnlatlm 'gelecek hafta'nn resimlerine b a'nn kimlerle konutuunu sessiz bir sabrla gzlerdi. Bir nceki 'seans' bir trl bitmezdi zaman, kaplar almaz, Rya'yla yan yana oturacaklar ve klarn snecei an bir trl gel bilet olduunu renince,, Galip bir zgrlk duygusuna kapld. Sinem un r, ii, az nce b baln nefesiyle scak ve havaszd. klar snp reklmlar balaynca Galip uyuyakalacan maz koltuunda doruldu. Gzel, ok gzel bir kadn vard perdede, gzel olduu kadar dertliy . Sonra geni ve sakin bir rmak grd, sonra bir iftlik evi, yeillikler iinde bir Amerika iftlii. Sonra, dertli gzel kz Galip'in daha nce hibir filmde grmedii orta yal bir konumaya balad. Konutuklar kadar ar ve sakin hareketlerinden ve yzlerinden hayatlarn lerle dolu olduunu anlyordu Galip. Anlamaktan te, biliyordu. Hayat dertlerle doluyd u, aclarla, biri bitince br gelen, brne alrken bir yenisi bastran ve yzlerimizi b nzeten derin aclarla. Birdenbire de gelseler, bu aclarn oktan beri yolda olduunu bili yorduk biz, onlara kendimizi hazrlamtk, ama gene de dert, bir kbus gibi zerimize knc tr yalnzla kaplyorduk; baka insanlarla paylatmz sandmz zaman mutlu olacam yalnzlk. Galip bir an kendi derdiyle perdedeki kadnn derdinin bir olduunu hissetti; ya da dert yoktu da ortak bir dnya vard: ok fazla bireyler beklenilmeyen, ama hibir z aman da kslmeyen, anlam ve anlamszl snrl, insan alakgnllle aran yerli yer edike, kadn bir kuyudan su ekerken, eski bir Ford kamyonetle yolculuk ederken, kucana ald kk bir ocuu konua konua yatana yatrrken Galip kendini seyreder gibi onu ya

hissediyordu kendine. inde ona sarlma istei uyandran ey, kadnn gzellii, doall y den hali deil, kadnla ayn dnyada yaadna duyduu derin inant: Ona sarlabilirse bu i kumral kadn da paylaacakt. Galip'e filmi tek bana seyrediyormu, grdklerini kendinden a kimse grmyormu gibi geliyordu. Biraz sonra, ortasndan geni bir asfalt yol geen scak entte bir kavga knca ve hareketli hzl, kuvvetli ve 'kiilikli' bir erkek olaylar srkl balaynca, Galip, kadnla paylat ortakln biteceini hissetti. Alt yazlar kelime kel yordu, azna kadar dolu sinemadaki insan kprtsn hissediyordu. Yerinden kalkt, erken anlkta, ar ar yaan karn altnda eve dnd. ok sonra, damal mavi yorgann zerinde ya uyanklk arasnda Rya'ya ald polisiye romanlar sinemada unuttuunu anlad. 103 ONUNCU yatnn o de\>ir faaliyetinde yazd yazlarnn miktar yevmiye be sahifeden aa dmemi ref Bu anlatacam vaka bir k gecesi bamdan geti. Karamsar bir zamammd: Gazeteciliin i zor yllarn atlatmtm, ama biraz olsun tutunabilmek iin yaptklarm meslee giriteki o tan kurutmutu. Souk k gecelerinde, "Sonunda ayakta kalabildim!" derken kendime, iimin boalm olduunu da bilirdim. O k, btn hayatm boyunca beni takip edecek bir uykusuzluk alna da yakalandm iin, hafta ilerinde, baz gnler gece sekreteriyle birlikte ge saa ar gazetede kalr, sabahlar gnlk kargaa ve kalabalk iinde yazamayacam baz yazlar h amanlar, Avrupa gazete ve dergilerinde de pek moda olan 'ster nan ster nanma' kesi bu gece aljmala-r iin biilmi kaftand. Daha nceden orasndan burasndan kesilerek delik d mi Avrupa gazetelerinin birini aar, 'ster nanma' kesindeki resimleri bir sre dikkatle nceler, (herhangi bir yabanc dili renmeyi gereksiz, hatta hayl gcm iin zararl bulmuu hep) ve resmin ilham ettiklerini bir tr sanat cokusuyla hemen kaleme alrdm. O k gecesi , bir Fransz Gazetesinde (Illustration) grdm tuhaf suratl bir ucubenin (gznn biri a i yukarda) resmine bir an baktktan sonra 'tepegz'ler zerine bir rpda bir-eyler izikt m: Dede Korkut'ta gen kzlar korkutan, Ho-meros'un destannda Siklop adl hain yaratklara dnen, Buha-ri'nin Peygamberler Tarihi' nde Deccal'in ta kendisi olan,- Binbir Gece Masallar'nda vezirlerin haremine giren, Dante'nin Cennet'inde bana pek tandk gelen sevgili Beatrice'i ile bulumadan nce, zerinde mor bir elbiseyle yle bir gzkveren, Me Celalettin'in Mesnevi'sinde kervanlarn yolunu kesen ve pek sevdiim Vathek'te de b ir zenci kadn klna brnen bu gzpek ya104 ratn gemiini zetledikten sonra, alnn bir kuyu gibi duran bu tuhaf ve tek gzn neye benzediini, neden bizleri irkilttiini, ondan neden korkmanz ve saknmanz gerektiini yazm, bir heyecan dalgasyla kalemimin ucun geliveren iki hikyecii de, ksa 'monografime' ekleyivermitim: Hali kysndaki yoksul ma lelerden birinde yaayan ve geceleri amurlu, mazotlu o bulank suya girerek kimbilir nereye gittii sylenen Tepegz'le onunla bulutuu, ya da onun kendisi olduu sylenen ve ge eyarlan bandan kalpan karnca Pera'nn lks kerhanelerinde nice kz korkudan baylta diyorlarm ona-Tepegz. Bu tr konulara baylan ressama yazy ksa bir notla (Byk izme ktktan sonra, geceyarsm biraz gee gazeteden km, souk ve bo evime hemen dnmek istem eski stanbul sokaklarnda yrmeye karar vermitim. Kendimden, her zamanki gibi memnun dei ldim, ama yazmdan ve hikyemden memnundum. Bu kk yaz zaferimi uzun bir yryle hayl e elki hi gemeyen bir hastalk gibi zerime sinen mutsuzluk duygusundan biraz olsun kurt ulurum sanyordum. Birbirlerini dzensiz erilerle kesen ve gittike darlaarak ka-ranlklaa ara sokaklarda yrdm. Cumbalar eilerek birbirine yaklam karanlk evlerin kr karanlk eri arasnda kendi ayak seslerimi dinleyerek yrdm. Kpek

etelerinin, uykulu bekilerle esrarkelerin ve hayaletlerin bile artk adm atmaktan ekind ii o btnyle unutulmu sokaklarda yrdm. Bir yerlerden bir gzn beni seyrettii duygusu e pek telalanmadm. Az nce izitirdiim yazyla ilgili bir yanlsama duygusu olmal bu, di m, nk sandm gibi ne dar sokaa sarkan arpk cumbann yan penceresinde, ne de bo arsad ln iinde beni gzetleyen bir gz vard. Beni gzetlediini sezdiim ey, belli belirsiz b nem vermek istemedim. Ama beki ddklerinden ve uzak mahallelerde uluyarak birbirleri ne saldran kpek srlerinden baka, hibir eyin ii-tilmedii uzun sessizliklerde bu gzet uygusu ar ar ykselerek yle bir younlat ki, bir sre sonra, yokmu gibi davranarak bu kdan kurtulamayacam anladm. Her eyi gren ve her yerde beni bulan bir gz, artk hi sa nmadan gzetliyordu beni! Hayr, uydurduum hikyelerin kahramanlaryla hibir ilgisi yoktu; onlar gibi korkutucu, irkin ya da gln deildi; yabanc ve souk da deildi; hatt, evet, bir eydi: Gz beni tanyordu, ben de onu. Uzun zamandr birbirimizden haberliydik, ama birbirimizin bu kadar aka farkna varmamz iin, o geceyars hissettiim o zel duygu, y uum o zel sokak ve o sokaktaki grntnn iddeti gerekmiti. stanbul'u iyi tanmayan okuy bir ey ifade etmeyecei iin, Hali srtlarndaki bu sokan adn vermeyeceim. Bamdan g ik deneyden otuz yl sonra, bir ounun hl yerlerinde durduunu grdm karanlk ve ahap cumba glgelerinden, n arpk dallarn kestii soluk bir sokak lambasndan oluan parke kak dnn, yeter! Kaldrmlar kirli ve dard. Kk bir mahalle camiinin duvar, hi sonu g ir karanla doru uzanyordu. Sokan, duvarn -perspektifin- uzand karanlk noktada, bu ne diyebilirdim ki?) gz de beni bekliyordu. Artk anlalmtr sanyorum: yle kt bir ey eyim, beni korkutmak, bomak, baklamak, ldrmek iin deil; sonralar dndm gibi, dah atan bu 'metafizik deney'e bir an nce gireyim diye, bana yardm etmek iin bekliyordu 'gz' beni. t yoktu. lk anda, btn bu deneyin, gazetecilik mesleinin benden alp gtrd , iimin boluuyla ilgili bir ey olduunu hemen sezdim. nsan en gerek kbuslar yorgunken ma kbus deildi, daha kesin, berrak ve neredeyse matematiksel bir duyguydu. "imin bom bo olduunu biliyorum." Byle dnmtm. Durup cami duvarna yaslannca da yle: "imin or!" Ne dndm biliyordu, imdiye kadar neler yaptm biliyordu, ama bunlar bile neml bir eye, hem de ok ak olan baka bir eye iaret ediyordu 'gz'. Ben onu yaratmtm, o d u dnce, kimi zaman insanm kaleminin ucuna geliveren sama bir kelime gibi, aklmn ucunda n bir an geip gidecek sandm, ama kald orada. Bylece ben de dncenin at kapdan, -ta ikten bolua den o ngiliz tavan gibi- yeni bir leme girdim. Balangta, bu 'gz' ben ki, beni grsn ye gzlesin diye. Onun bak iinden kmak istemiyordum. Ken106 dimi bu ba , bu baktan oluturmutum ve bu baktan honuttum. Her an gzlendiimin bilincinde olduum oluyordum nk. Sanki bu gz beni grmese ben de varolmayacaktm. Bu yle ak bir gerekti kendimin yarattn da unutup beni var eden bu gze kran duyuyordum. Onun buyruklarna uy istiyordum! Bylece daha ho bir 'varoluun' iine girecektim, ama zordu bunu yapmak, te yandan ac veren bir ey deildi bu zorluk, hayatn biimiydi, doal karlanmas gereken ra ir eydi. Bu yzden cami duvarna yaslanrken iine dtm dnce alemi, bir kbus gibi de anma' kesinde tuhaflklarm zetlediim o varolmayan ressamlarn yapt resimler gibi anl grntlerle rlm bir tr mutluluktu. Bu mutluluk bahesinin orta yerinde kendimi grdm, arna geceyars yaslanm, kendi dncemi seyrediyordum. Dncemin ya da haylin, yanlsam e derseniz deyin- ortasnda grdm eyin benim bir benzerim deil, kendim olduunu da hemen ladm. O

zaman bakmn, az nce grdm o 'gz'n bak olduunu hissettim. Demek ki imdi ben, az kendimi dardan seyrediyordum. Ama tuhaf ve yabanc bir duygu deildi bu, korkun bir ey i deildi. Kendimi dardan grr grmez hatrlam ve anlamtm zaten kendimi dardan g lardr, kendimi dardan grrken kendime ekidzen veriyordum. Kendimi dardan grrken, yerli yerinde," diyordum; kendimi dardan grrken, "Yeterince benzemiyo-rum," diyordum, "benzemek istediim eye yeterince benzemiyo-rum." Ya da "Benziyorum, ama daha gayr et etmeliyim," diyordum yllardr ve sonradan yeniden kendimi dardan grerek, "Evet, benz emek istediim eye benzedim sonunda!" diyordum mutlulukla, "evet benzedim ve ben O oldum!" Kimdi bu 'O'? Harikalar alemindeki gezimin bu noktasnda, benzemek istediim bu 'O'nun bana neden grndn anladm nce. Uzun gece yry srasnda O'na benzemek is r eyi taklit etmediim iin. Yanl anlalmasn, insann taklit etmeden, bir bakas olmak yaayabileceini sanmyorum, ama o akam yorgunluktan iimin boluundan ben107 deki istek o kadar dmt ki, yllardr buyruklarna uyduum O'nunla ilk defa 'eit' olmutuk. O'ndan ko un beni ard hayl alemine ekinmeden giriime bakarak da anlayabilirdiniz bu 'grece' e nun bak altndaydm, ama o gzel k akamnda zgrdm de. Kendi iradem ve zaferimle dei ve yenilgimle elde ettiim bir duygu da olsa, bu zgrlk ve eitlik duygusu, O'nunla ara mda senli benli bir yaknln kapsn amt. (Bu samimiyet slbumdan da anlalyordur.) arak, O bana srlarn ayor, ben de O'nu anlyordum. Evet, kendi kendime konuuyordum tabii ama btn bu tr konumalar kendi iimize gmdmz ikinci, sonra nc kiiyle fsldaar nedir ki? Dikkatli okurlarm kelimeler arasndaki yer deitirmelerden oktan anlamlardr z n, ama ben gene de yazaym: 'O', tabii ki, 'gz'd. Olmak istediim kiiydi gz. Ben nce 'g eil, O'nu yaratmtm, olmak istediim kiiyi. Olmak istediim 'O' da kendinden bana uzanan korkun, boucu bak salvermiti zerime. zgrlm kstlayan 'gz', her eyimi grp n hi ayrlmayan lanet olas bir gne gibi tepemde aslp kalmt. Szlerime kanp ikyet akn. 'Gz'n bana sunduu prl prl manzaradan honuttum. Bu geometrik ve tertemiz manzara ho yan da buydu ya zaten) kendimi dardan seyrederken O'nu kendimin yarattn hemen anl a nasl yarattm ancak belli belirsiz sezinleyebiliyordum. Baz ipular, O'nu kendi hayat lzemem ve anlarmdan kardm gsteriyordu. Taklit etmek istediim O'nda ocukluumda oku mli roman kahramanlarna, baz yabanc dergilerde resimlerini grdm dnr 'yazar'larm, v kiilerin ktphanelerinin, alma masalarnn ya da 'derin ve anlaml' dncelerini gelit sal meknlarn nnde fotoraflara verdikleri pozlarn etkisi vard. Tabii ki onlar gibi ol stemitim, ama ne kadar? Bu metafizik corafyada O'nu kendi gemiimin hangi ayrntlarndan aptma ilikin baka baz umut. krc ipular da grdm: Annemin hayranlkla szn etti Batllaarak kendini memleketini kurtarmaya adam bir paann glgesi, batan sona 108 . okunmu bir kitaptaki kahramann hayli, bizleri sessizli-iyle cezalandran bir retmen, a nesine babasna "siz" diyen ve her gn baka bir temiz orap giyecek kadar zengin bir snf arkada, ehzadeba ve Beyolu sinemalarnda gsterilmi yabanc filmlerin akll, baarl amanlar, onlarn iki bardaklarn tutular, kadnlarn, gzel kadnlarn karsnda yle r iinde kararl olabilmeleri, nl yazarlar, filozoflar, alimler, kaifler ve mucitlerin an siklopediler ve kitap nszlerinde okuduum hayat hikyeleri, baz askerler, gece uyu-yama d iin btn ehri sel felketinden koruyan hikye kahramanlar... Btn bu kiiler geceya uvarna yaslanrken iine girdiim harikalar leminde, bir haritann orasndan burasndan ban l eden tandk meknla* gibi

bana bir bir gzktler. Yllardr iinde yaad soka mahalleyi mrnde ilk defa harita i nasl arrsa, ayn ocuksu heyecanla ardm nce. Sonra, haritaya ilk defa bakan ayn btn bir mr alacak binalarn, sokaklarn, parklarn, evlerin kendi anlaryla ykl btn sl birer kk izgiyle, noktayla iaretlenip geitirildiklerini, koca haritay kaplayan t ve iaretlerin yannda ne kadar kk, nemsiz ve anlamsz olduunu grp nasl hayal krkl tatszln tadn aldm. Btn bu anlar ve anlam kiilerle kurmutum ben O'nu. O'nun t i benim bakma dnen 'gz'n baknda, tek tek grerek hatrladm btn bu kalabalkta nin ruhu vard. Bu bakn iinden imdi, kendimi ve btn hayatm gryordum. Bu bakla g u sayede kendime ekidzen vermekten memnun, O'nu taklit ederek, O'na taklitle ulamay a alarak, bir gn O olacama, en azndan O'nun gibi olabileceime inanarak yaayp gidiyo yr, bu umutla birlikte deil, bu umut, bir bakas, O olma umudu iin yayordum. Okuyucular bu 'metafizik deney'in bir eit uyan, 'gereklere gzleri a' trnden retici bir vaka inler. Cami duvarna yaslanrken iine girdiim harikalar leminde her ey, su ve gnahtan, ve cezadan arnm prl prl bir geometriyle parlyordu. Bir keresinde, bir ryamda ayn so n perspektifin uzand 109 ve ayn gece laciverdiyle kapl gkte asl parlak dolunayn a ir saat kadranna dntn grmtm. Grdm manzara, ite o ryadaki gibi ak, berrak ya doya seyretmek ve apak gzken elenceli eitlemeleri bir bir iaret edip saymak geliyo . Bunu yapmadm da deil: zerinde ta oynayan laciver-dimsi bir mermerin zerindeki tala uruu hakknda yorum yapar gibi, "Cami duvarna yaslanan ben, O olmak istiyor," diyord um kendi kendime. Kskand 'O'na ulamak istiyor bu adam. 'O' ise kendisini taklit eden 'ben'in uydurduu bir ey olduunu bilmezlikten geliyor. Bunun iin zaten 'gz'n baknda o var. 'O'cami duvarna yaslanan adam kendine ulasn diye 'gz' yarattn da unutmu gibi, belli belirsiz gerein farknda duvara yaslanan adam. Bir hamle yapp eer, 'O'na ular da, 'O'olursa, o zaman, 'gz' hem amazda ya da tam anlamyla bolukta kalacak, hem de ... v s. vs. Kendimi dardan seyrederken dnyordum bunlar. Sonra, dardan seyrettiim 'ben' r boyunca, duvar bitince birbirlerini tekrarlayan cumbal ahap evler, bo arsalar, emele r, kepengleri indirilmi dkknlar ve mezarlk boyunca kendi evine ve yatana doru yrmeye Kalabalk bir caddede yzlere ve insan lekelerine baka baka yrrken bir dkkn vitrininde ya da bir dizi mankenin arkasndaki geni aynada kendimizi grr de, nasl bir an arrsak, imi dardan seyrederken de srekli ayn hayrete kaplyordum. Ama tpk bir ryadaki gibi d ettiim bu kiinin 'ben, kendim' olmasnda pek alacak bir yan olmadn da biliyordum. a kiiye duyduum inanlmayacak kadar yumuak, tatl, sevgi dolu o yaknlkt. Ne kadar krlga adar ackl, ne kadar zavall, ne kadar aresiz ve kederli olduunu seziyordum: Bir tek o kiinin gzkt gibi olmadm biliyor, bir baba, hatta bir tanr gibi bu dokunakl ocuu, zavall ve iyi yarat korumak, kanatlarmn altna almak istiyordum. O ise uzun uzun yrd nra (Ne dnyordu, niye kederliydi, niye o kadar yorgun ve ylgn?) anacaddeye kt. Arada lambas yanmayan muhallebicilerin, bakkallarn vitrinlerine bakyordu dalgnlkla. Ellerin i ceplerine sokmutu. Daha sonra ba da nne 110 dt. ehzadeba'ndan Unkapam'na kadar y tk geen aralarn, bo taksilerin hibiriyle ilgilenmeyerek yrd. Belki paras da yoktu. n kprsnden geerken bir an Halic'e bakt, kprnn altndan geecek bir rmorkrn ince u lkta zor seilen bir tayfann ektii iple indiriliyordu. ihane yokuunu karken yoldan i sarhola bir iki kelime konutu, stikll Caddesinin iyi aydnlatlm vitrinleriyle biri ha

ilgilenmedi: Bir gm dkknnn vitrinini uzun uzun seyretti. Ne vard aklnda? Endieyle , sevgiyle seyrederek merak ediyordum. Taksim'de bir bfeden sigara ve kibrit ald, hznl vatandalarmzda sk sk grdmz o ar hareketlerle paketi at, sigarasn yakt duman! Her eyi biliyordum, her eyi tanyordum, her eyi yaam grp geirmitim, ama ilk hayatla bir insanla karlam gibi korkuyla endieleniyordum. "Dikkat et, ocuk!" demek gel yordu iimden; her soka geiinde, her admn atnda izlediim bu kiinin bana bir kt r, olabilecek bir felketin izlerini sokakta, karanlk apartman cephelerinde, lambal ar snm pencerelerde gryordum. kr, bana bir ey gelmeden Nianta'ndaki bir apartm kapsndan ieri girdi! at katndaki dairesine girdiinde anlamak ve are bulmak istediim leriyle birlikte uyur sanyordum. Hayr, bir koltua oturup sigara ierek gazete kartrd b sre. Sonra eski eyalarnn, krk dkk masasnn, soluk perdelerin, ktlarnn, kitaplar rden masasna oturdu, gcrdayan sandalyesinin stnde kprdand ve kapt bir dolmakalemle ine bireyler yazmak iin eildi. Hemen yanbandaydm; karmakark masasnn zerindey-dim dan seyrediyordum onu: ocuksu bir dikkatle, sevdii bir filmi seyreden birinin huzu rlu keyfiyle, ama ie dnm baklarla yazyordu. Sevgili olunun kendisi iin yazd ilk m eme almn bir baba gururla nasl seyrederse, onu yle seyrediyordum. Cmlelerin sonuna do dudaklarnn kenarlarn hafife bzyor, kelimelerle birlikte gz de kdn zerin111 de t iyordu. Bir sayfay doldurmak zere olduunu grnce yazdklarn okudum ve derin bir acyla dim. Tanmak iin can attm kendi ruhunun szlerini deil, benim u okuduunuz cmlelerimi ca. Bu onun dnyas deil, benim dnyam, onun kelimeleri deil, imdi her birinin acele acel e zerinden getiiniz (biraz yava ltfen) benim kelime-lerimdi. Kar koymak, ona, kendi ke imelerini yazmasn sylemek istedim, ama tpk bir ryadaki gibi onu seyretmekten baka bir gelmiyordu elimden: Cmleler, kelimeler herbiri bana biraz daha ac vererek birbirl erini izlediler. Yeni bir paragrafn banda bir an durdu bir sre. Bana bakt, sanki beni grd, sanki gz gze geldik. Hani eski kitaplarda, dergilerde ilham perisiyle yazarn ta tl tatl sohbet ettikleri sahneler vardr; akac ressamlar yaznn kenarna kalemi boyundak evimli kk ilham pericii ile dalgn yazarn birbirlerine glmseyen resimlerini izerler. sedik birbirimize. Bu anlayl baktan sonra her eyin aydnlanacan tabii ki iyimserlikl dim. Gerei anlayacak ve o, ok merak ettiim kendi dnyasnn hikyelerini yazacak, ben de ifle onun kendisi olabilmesinin kantlarn okuyacaktm. Hayr, hi de olmad byle bir ey. n bana yeniden mutlulukla glmsedikten sonra, sanki aydnlanmas gereken ey aydnlanm, sa bir dama problemini zm gibi heyecanla duraklad ve benim dnyamda her eyi anlalmaz bi anlkta brakan son kelimeleri de yazd. 112 ON BRNC BLM HAFIZAMIZI SNEMADA KAYBETTK " cuun yalnz gzn deil, akln da bozar." Ulunay Galip, uyanr uyanmaz karn yeniden yad de bunu uykusunda farketmiti; nk ehrin grltsn rtvc-ren kar sessizliini, uyanr u pencereden dar bakarken unuttuu ryasnda da duymutu. Hava kararal ok oluyordu. Galip n bir trl stamad suyla ykandktan sonra giyindi. Bir kt kalem alp masaya oturdu, ir sre alt. Tra olduktan ok sonra, Rya'nn kendisine yaktrd ve bir ei de Cel le kaln kaba paltosunu giyip sokaa kt. Kar dinmi, park edilmi arabalarn zerinde, kal a drt parmak birikmiti. Cumartesi akam ellerinde paketlerle alveriten dnenler, yeni y almaya baladklar bir gezegenin yumuak yzeyine basar gibi dikkatle yryorlard.

Nianta Meydanna geldiinde, anacaddenin ak olmasna sevindi. Geceleri bir bakkaln giri rleen gazetecinin tezghndan, plak kadn ve rezalet dergileri arasndan ertesi gnn Mill ini ald. Kar kaldrmdaki lokantaya girip yoldan geenlerin gremeyecei bir keye yerle es orbasyla zgara kfte smarlad. Yemeini beklerken, gazeteyi masann zerine yerletiri n pazar yazsn dikkatle okudu. Yllarca nce yazlm yazy, bir de bu sabah gazetede okud ll'in hafza zerine kurduu baz cmlelerini tek tek hatrlyordu. Kahvesini ierken, yazy etler koydu. Lokantadan ktktan sonra kendisini Bakrky'e, Sinan Paa'ya gtrecek bir tak buldu. . Uzun yolculuk srasnda Galip, stanbul'u deil bambaka bir ehri grd duygusuna okuunun Dolma-bahe'ye ulat yerde, belediye otobs birbirine bindirmi, evrelerini sarmt. Dolmu ve otobs duraklar 113 bombotu. ehrin zerine kar, bir tr eziklik duygu inmi, lambalar daha solmu, geceleri ehri ehir yapan hareket durmu, kaplar kapal, kal r bo bir ortaa gecesi geri gelmiti. Cami kubbelerinin, ardiyelerin, gecekondularn zeri de kar, beyaz deil, maviydi. Aksaray civarnda mor dudakl, mavi suratl orospular, surl arn nnde tahta merdivenle kayan genleri, garajlarn knda yolcular korkulu gzlerle eri denetleyen polis arabalarnn mavi lmbalarn grdler. htiyar ofr, Halic'in donduu nanlmaz bir ka ilikin uzak ve inanlmaz bir hikye anlatt: Galip 59 model Plymouth'un i 'in pazar yazsn rakamlar, iaretler, harflerle doldurdu, ama hibir sonuca ulaamad. of a fazla gidemeyeceini syledii iin Sinan Paa'da arabadan inip yrd. Gntepe Mahallesi a deye hatrladndan da yaknm. ki katl, gecekondudan bozma perdeleri ekili beton evler in klar sndrlm dkknlar arasndaki yol, hafif bir yokuu ktktan sonra, birdenbir ah ehir Rehben'nde kk dikdrtgenini grd Atatrk bst (heykel deil) ortadayd. Harit gvenerek duvarlarna siyasal sloganlar yazlm byke caminin yanndaki sokaktan girdi. K rinin soba borular pencerelerinin ortasndan kan, kimilerinin balkonlar hafife ne eilm evler iinde Rya'y dnmek bile istemiyordu, ama on yl nce buraya gene bir geceya-ns g de, dnmek bile istemedii eyi, evin ak pencerelerine sessizce yaklanca grm, ve hem scak Austos akamnda, Rya, zerinde basmadan kolsuz bir elbise, st kt ymlaryla d anda, arada bir sann bir llesiyle dndre dndre oynayarak alyor, srt Galip'e d arnn hemen stndeki plak ampuln evresinde, az sqnra lecek bir pervane, gittike dzen n dairelerini iziyordu. Karyla kocann aralarnda bir tabak incir ve sivrisinekler iin bir spray vard. Galip ay fincannn iindeki kan ngrtsn, yaknlardaki allar ii atrlyordu, ama yars karla kapl bir elektrik direine aslm 'Refet Bey Soka' levhasn vin yerletii keye ilikin hibir ey uyanmad. 114 Bir ucunda ocuklarn kartopu oynad bir lambann irice bir sinema afindeki, gzleri karalanarak kr edilmi zelliksiz bir kad dnlatt soka boydan boya iki kere yrd. Btn evler iki katl olduu, ve hibirinin ka ilk yrynde gnl rahatlyla tanmazlktan geldii pencereyi, on yl nce tutmaktan ek s-vasz ve yavan duvarlar ikinci sefer istemeye istemeye hatrlad. Yukar bir kat klm ir duvar yaplmt. Topran yerini beton almt. Alt kat kapkaranlkt. Ayr bir girii ol ekili perdeleri arasndan szan televizyonun mavimsi yla, duvardan sokaa bir namlu gi anan soba borusunun ucundan tten kkrt sars linyit dumanlan, geceyars kapy alacak ta irine burada scak bir a, scak bir ocak ve televizyona alk alk bakan scak insanlar bula can mjdeliyordu. Galip, karla kapl merdivenleri ihtiyatla karken, bitiik evin bahesi bir kpek uursuz uursuz havlad. "Rya'yla ok fazla konumayacam!" diyordu

kendi kendine Galip, ama bunu kendi kendine mi, hayalindeki eski kocaya m dediinde n emin deildi pek. Ondan, 'terk mektubu'nda aklamad sebepleri aklamasn rica edecek, bir an nce eve gelip btn eyalarn kitaplarn, sigaralarn, orap teklerini, bo il lerini, miyop gzlklerinin klflarn, yars srlm ikolatalar, -tokalarn, ocukluk an alp gitmesini isteyecekti. "Seni hatrlatan her ey beni dayanamayacam kadar zyor." T bii bunu, o herifin nnde sylemeyecei iin. en iyisi, hemen Rya'y 'akl banda insanlar oturup konuacaklar bir yere gitmeye ikna etmekti. Bir kere o yere gidilince ve bata ki 'a-kl' sz konusu olunca, Rya'y baka eylere de ikna etmek pekla mmknd, ama erkek ri dnda gidilecek o yeri bu mahallede nasl bulacakt? Kapnn zilini oktan almt. nc ne kap!), sonra ayn aikr geree dikkati eken ve kars, yirmi be yllk sevgilisi, otu a uzaktan yakndan hibir benzerlii olamayacak bir kadnn sesini duyunca Galip, Rya'y bur da bulacan dnmekle ne kadar aptallk ettiini anlad. Bir an kap svmay dnd, a i koca'y tand, ama o Galip'i deil. Orta yalarda, orta boydayd; haylini kurduu gibiydi 115 bir daha kurmayaca biri gibiydi de. Galip gzlerini dardaki tehlikeli dnyann karan altrmaya alan eski kocaya, kendisini hatrlayabilmesi iin yeterli zaman tanrken, nc rnn, sonra bir ocuun, sonra ikinci ocuun merakl balan ieriden teker teker uzand: 'K ?" Baba, sorunun beklenmedik yantn bulmu, bir anlk aknlk geiriyordu; Galip bunun ev den buradan kaabilmek iin tek frsat olduuna karar vererek bir solukla anlatt: Geceyars rahatsz ettii iin ok zr diliyordu, ok skk bir durumdayd; baka bir zaman dostluk yla), gelecei bu eve, imdi ok acil bir sorun iin, bir kii, belki de bir ad hakknda bil gi almak iin gelmiti. Savunmasn stne ald bir niversite rencisi, ilemedii bir ci du. Hayr, ortada bir l yok deildi, ama takma adla bir hayalet gibi ehirde gezdii sylen n asl katil, bir zamanlar... Hikyesini bitirebildiinde Galip ieri alnm, kard ayak e ayaklarna kk gelen birer terlik verilmi, ayn demlendii sylenerek eline bir fincan tututurulmutu. Galip konuyu toparlamak iin, sz konusu kiinin adn, (bir rastlantya ye ermemek iin yepyeni bir ad icat etmiti) bir kere daha tekrar ettikten sonra, Rya'nn eski kocas anlatmaya balad. O anlattka, Galip hikyelerin zerine uyku gibi keceini, snn gittike zorlaacan hissediyordu. Bir ara dinlemekle Rya'ya ilikin bireyler, hi az ipular renebileceini dnerek kendisini avutmaya altn hatrlayacakt daha so iyat ncesi baylmakta olan bir hastann kendini avutmasna benziyordu daha ok. saat sonr , hibir zaman almayacan sand sokak kapsna yaklaabildiinde, eski kocann, hibir n sel sular gibi alayan hikyelerinden unlar renmiti: ok ey bildiimizi sanyor, am iyorduk. Dou Avrupa ve Amerika'daki Yahudilerin ounun Kafkaslar ve Volga arasnda bin yl nce hkm sren Yahudi Hazar Devleti ahalisinden geldiini biliyorduk mesel. Hazarlar slnda Yahudilie geen Trkler olduunu da biliyorduk. Ama bilmediimiz ey, Yahudilerin Tr lmas kadar, Trklerin de Yahudi olduuydu. Karde olan bu iki kavmin, yirmi yzyl boyunca, g116 lerle, birbirlerine kavuamadan, ama hep birbirlerine teet geerek, gizli bir mzii ritmiyle birbirleriyle dans eder gibi, birbirlerine mahkm umutsuz ikizler gibi d algalanmalarn izlemek ne kadar, ne kadar ilginti. Harita ieriden gelince Galip bir tr masal gibi iine girdii o dalgnlktan birden uyanp ayaa kalkm, scakta geveyen gvdes et ettirmi ve masann zerine yaylan masal gezegeninde yeil renkli bir tkenmezle iaretle mi oklara hayretle bakmt. Tarihin simetrilerle konutuu tartmasz bir gerek olduuna iz mutluluumuz kadar uzun srecek bir mutsuzlua hazrlanmalydk vs.

nce Boazlarda bir devlet kurulacakt. Bu sefer bin yl nce yapld gibi, yeni lkeye yen lar yerletirmeyeceklerdi ama; yalnzca eski insanlar, kendilerine hizmet edebilecek 'yeni insan' yapacaklard. Bu amala, hafzalarmz zeceklerini, bizi gemisiz, tarihsiz, d zavalllara evireceklerini tahmin etmek iin bni Haldun okumaya bile gerek yoktu. Haf armz tahrip etmek iiri, Beyolu'nun arka sokaklarndaki, Boaz tepelerindeki karanlk mis er okullarnda, Trk ocuklarna eflatun renkli baz (rengin adna dikkat edin demiti kocas kkatle dinleyen anne) svlar iirildii biliniyordu. Sonralar, bu pervasz yntem Batnn ' cl kanat' tarafndan kimyasal sakncalarndan dolay fazla tehlikeli bulunmu, daha lml, un vadeli zm olan 'sinema-mzik' yntemine bavurulmutu. konlardan km o gzel kadn e orglarnn gl simetrik mziiyle, ilhileri hatrlatan o grnt tekrarlary-la, gz al uak ve giyecek manzaralaryla, sinema ynteminin misyonerlerin Latin Amerika ve Afrik a'da denedii yntemlerden ok daha kktenci ve sonu alc olduundan kuku yoktu. (Galip da den de kurulduu anlalan bu uzun cmlelerin baka kimler tarafndan dinlenildiini merak et i: Mahalle komular? ortaklan? Kimliksiz dolmu yolcular? Kaynvalide?) stanbul'da ilk emalarn ehzadeba'nda, Beyolu'nda faaliyete balad gnlerde yzlerce kii dpedz kr onlarnda kendilerine yaplan korkun eyi sezerek isyan edenlerin umutsuz lklar polisle deli doktorlar tarafndan susturulmutu. Ayn iten tepkiyi bugn gsteren ocuk117 lan, yen tlerle krlemi gzlerine yalnzca birer sigorta gzl takmakla yattrabiliyorlard art kolay avutulmayacak olanlar kyordu her zaman. ki mahalle uzakta, on alt yanda bir deli anly, bir geceyans reklm afilerine umutsuzca kurun skarken grm, hemen anlamt. Bi benzin tenekeleri, sinema giriinde yakalandnda kendisini tartaklayanlardan gzlerini geri istemiti; evet eski grntleri grebilen gzlerini... Malatyal bir oban ocuunun, b ada sinemalara ahtrldm, sonra evine dn yolunu, btn bildiklerini ve btn hafzasn ler yazmt, acaba Galip okumu muydu? Beyaz perdenin stnde grdkleri sokaklar, giysiler dnlar istedikleri iin artk eski hayatlarna geri dnemeyip sersefil olanlarn hikyelerin nlatmaya gnler yetmezdi. Kendilerini sinemada grdkleri o kiilerin yerine koyanlar is e saylamayacak kadar ok olduu iin onlara 'hasta' ya da 'sulu' denmiyordu, hatta yeni efendilerimiz onlar ilerine ortak ediyorlard. Hepimiz kr olmutuk, hepimiz, hepimiz... Rya'nn eski kocas, ev sahibi imdi soruyordu: stanbul'un kyle sinemalarn ykselii luu bu devletin hibir grevlisi gerekten grmemi miydi? Soruyordu: lkemizde sinemalarla erhanelerin hep ayn sokaklarda almas bir rastlant myd? Soruyordu: Sinemalar neden o ka ar, o kadar karanlk, hep kapkaranlkt? Burada, bu evde, on yl nce Rya Hanm ile btn i leriyle inandklar bir dava iin takma adlarla, sahte kimliklerle yaamaya almlard, (G aklarna bakyordu arada bir). Hi gitmedikleri bir lkeden gelen ve hi gitmedikleri bir l kenin diliyle yazlm bildirileri, o uzak lkelerin diline benzetmeye alarak 'dilimize' riyorlar, hi grmedikleri insanlardan rendikleri siyasi kehanetleri, bu yeni dille ya zp hi gremeyecekleri insanlara duyurmak iin daktilo ve teksir ediyorlard. Aslnda yalnz a bir bakas olmak istiyorlard tabii. Yeni tandklar birinin, takma adlarn ciddiye ald rinde ne kadar da sevinirlerdi! Bazan ikisinden biri, pil fabrikasndaki saatlerin yorgunluunu, yazlacak yazlar, zarflanacak bildirileri unutur, elindeki yeni kimlie d akikalarca bakar, bakard. Genlik heyecan ve iyim-serliiyle "Deitim!" demekten, "Artk b mbaka biriyim!" de118 mekten yle holanrlard ki, birbirlerine bu sz syletecek frsatla atrlard. Yeni kimlikleri sayesinde dnyada imdiye kadar okuyamadklar anlamlar okuyorlar d: Dnya batan sona okunabilecek yepyeni bir ansiklopediydi; okuduka ansiklopedi de d eiirdi, onlar da; yle ki, batan sona okuyup bitirdikten sonra, geri dnp ansiklopedi-dn ay birinci ciltten yeniden

okumaya balar, sayfalarn arasnda, kancs olduunu unuttuklar yeni kimliklerinin sarho endilerinden geerlerdi. (Ev sahibi teki szleri gibi ilk defa kullanmad bu ansiklopedi benzetmesinin sayfalar arasnda kaybolmuken, Galip, bfenin bir gznde saklanan ve bir ga zetenin fasikl fasikl datt Bilgi Hazinesi'nin ciltlerini grd.) Oysa imdi, yllar so 'onlar' tarafndan dzenlenmi bir tr avuntu olduunu anlamt: Bir bakas olduktan sonra aha bir bakas, bir daha bir daha bakas ola ola, ilk kimliimizin mutluluuna geri dnebil ceimizi sanmak bo bir iyimserlikti. Yolun ortasnda bir yerde, artk anlamlandrama-dklar iaretler, mektuplar, bildiriler, resimler, suratlar, tabancalar arasnda kar-koca yo llarn kaybettiklerini anlamlard. O zaman, bu ev kra bir tepenin zerinde, tek banayd m, Rya,.kk antasna birka eya tktrp daha gvenli bulduu eski evine, ailesinin ya , bazan eski bir ocuk dergisindeki 'Hnzr Tavan' hatrlatan ve kelimelerinin iddetine ka dka oturduu koltuktan kalkp aa yukar yryen ve Galip"e uykulu bir ba-dnmesi veren 'onlarn' oyunlarn boa karmak iin her eyin bana, ta balangca dnmemiz gerektiine i ite. Galip Bey gryordu: Evi tam bir 'kk burjuvann' ya da 'orta snftan birinin' ya eleneksel vatandamzn' eviydi. zerine iekli basmadan klflar geirilmi eski koltuklar kumatan perdeleri, kenarlar kelebekli emaye tabaklan, iinde bayram misafirlerine karl an ekerlikli, hibir zaman kullanlmayan likr takmlarnn sakland irkin bir 'bfe'leri olmu, pestil gibi bir hallar vard. Karsnn Rya gibi okumu, yle aman aman bir kadn o yordu: Annesi gibiydi, sadeydi, basitti, kendi halindeydi, (Kadn, Galip'in srrn zemedi bir anlamla nce ona, sonra kocasna glmsedi) amcasnn kzyd. ocuklar da kendi gibiyd lsayd, hi de119 imeseydi, kendi babasnn kuraca hayatt bu. Bu hayat bilinle seip, rak iki bin yllk bir kumpas boa karyor, bir bakas olmay reddediyor, kendi 'z' kiml niyordu. Galip Beyin odada rastlantsal olarak grd her ey de bu amaca gre dzenlenmiti ar saati, bu tr bir eve byle tkr-dayan bir duvar saati gerektii iin zellikle seilmit e evlerde, bu saatlerde hep ak durduu iin, televizyon bir sokak lambas gibi srekli ak klm, zerindeki el ii rg, bu tr ailelerin televizyonlarnn zerinde bu tr rtler du . Masann zerindeki danklk, kuponlar kesildikten sonra atl athverilmi eski gazetele lik ikolata kutusundan bozma diki kutusunun kenarndaki reel damlas, hatta, dorudan ken disinin yapmad eyler, kula andran kulpunu ocuklarn krd bir fincan, korkutucu sob tulan amarlar, her ey, inceden dnlm bir tasarnn sonucuydu. Bazan, karsyla, ocu leri, masalarda sandalyelerde oturu ekillerini, bir an durup, film seyreder gibi s eyreder, szlerinin, hareketlerinin, tam byle ailelerdeki gibi olduunu far-kederek k eyiflenirdi. Mutluluk, insann bilinle, istedii hayat yaamasysa, mutluydu da. stelik, b mutluluk araclyla, iki bin yllk bir tarihi kumpas da boa kard iin daha da mutl sz bir kapan cmlesi olarak grmek isteyen Galip, onca ay kahveye ramen zerinde bir ba issi, karn yeniden baladn syleyerek, kalkp kapya doru sendeleyerek yrd. Ev sahib uvara asl paltosu arasna girerek devam etti: Btn bu kn balad stanbul'a geri d iin zlyordu. stanbul bir mihenk tayd: Deil orada, i yaamak, oraya adm atmak bile b iyet, bir yenilgiydi. Kori kun ehir, ilk balarda yalnzca karanlk sinemalarda grdmz kaynayordu imdi. Umutsuz kalabalklar, eski arabalar, ar ar suya gmlen kprler, ten k deik asfalt, anlalmaz iri iri harfler, okunmayan afiler, anlamsz yrtk panolar, boyal r akm duvar yazlar, ie ve sigara resimleri, ezansz minareler, ta ynlar, toz, am n beklenebilecek hibir ey yoktu. Yeni bir dirili 120

bir gn gerekleecekse eer -ki ev sahibi kendisi gibi btn hayatlaryla direnen bakalarn n da emindi- bunun buralarda, kendi z cevherimizi hl koruduu iin "beton gecekondu" di ye kmsenen bu mahallelerde balayacandan emindi. Byle bir mahallenin kurucusu, yol ac la iftihar ediyor, Galip'i buraya, bu hayata davet ediyordu, hem de imdi. Bu gece burada kalabilirdi, hi olmazsa tartrlard... Galip paltosunu giymi, sessiz anne ve dal gn ocuklarla veda-lam, kapy am kyordu. Ev sahibi, dardaki kara bir an dikkatle leyi ekli Galip'in de houna giden bir kelimeyi heceledi: "Be-yaz". Yalnzca beyazlar giyen bir eyh tanmt, ama onu tandktan sonra bembeyaz bir rya grmt. Bembeyaz ryad ir Cadillac'in arka koltuunda Muhammed ile birlikteydiler. nde surat gzkmeyen ofr ve b yaz elbiseler iinde Muhammed'in iki torunu kk Hasan ile Hseyin vard. Beyaz Cadillac af iler, reklmlar, sinemalar, kerhanelerle dolu Beyolu'ndan geerken torunlar arkaya, de delerine dnp, yzlerini ekitiyorlard. Galip karla kapl merdivenleri inecekti, ev sahibi devam etti: Hayr ryalara da, yine de gereinden fazla nem vermiyordu. Yalnzca baz kuts al iaretleri okumay renmiti o kadar. rendiklerinden Galip Bey de, Rya da yararlansn di. Bakalar yararlanyordu nk: yl nce, politik hayatnn en hareretli gnlerinde, t lad baz politik zmlemelerini, "dnya tahlillerini" imdi kelimesi kelimesine Babakan' uymak zevk oluyordu. Tabii, "adamlarn" lkede kan en kk dergiyi bile izleyen, gereinde kar ileten geni bir istihbarat rgtleri vard. Geenlerde Cell Salik'in bir yazsna gz n da ayn kanallardan ayn yazlara ulatn anlamt, ama umutsuz bir vakayd o: Bitmi b l bir zmn satld kede bo yere aryordu. Bu iki vakada ise, ilgin olan bazlarn psn bile almadklar bir inanlnn dncelerinin, hangi yollardan geerek, babakanlarc ca kullanlmasryd. Kimsenin okumad o fraksiyon dergisindeki yazdan baz ifadeleri, hatta baz cmleleri bu iki muhteremin olduu 121 gibi nasl aldklarn tek tek kelimeleriyle kan may, bu pervasz fikir hrszln basna aklamay dnmt bir ara, ama artlar henz di. Daha sabrla beklemek gerektiini, kapsnn bir gn bu insanlarca da alnacan da ad ordu. Galip Bey'in, hi de inandrc olmayan bir takma ad bahanesiyle, karl bir gece bu uzak semte kadar gelmesi de bunun iaretiydi: Bu iaretleri iyi okuduunu Galip Bey'in bilmesini istiyor ve Galip en sonunda karl sokaa indiinde ona son sorularn sessizce soruyordu: Galip Bey, tarihimizi bu yeni grle okuyabilir miydi? Yollar kartrmadan anac ddeye kadar tek bana yryemezse ev sahibi yannda gelebilir miydi? Ayn yoldan Galip yeni den ne zaman ziyarete gelebilirdi? Peki, Rya'ya ok selm syleyebilir miydi? 122 ON KNC P "bnii Rd'n anti-mnemonicler va da hafzay zayflatan eyler snflandrmasna gaze a uygun bir ekilde eklenebilirse..." Coleridge Tam bir hafta nce, birisi sana selm syledi. "Tabii ki sylerim selmn," dedim, ama arabaya binene kadar da unutmuum. Selm d selm syleyen adam. zlyor da deilim hani buna. Bana kalrsa, akll bir koca, karsna btn erkeklerin selmn unutmaldr. nk ne olur ne olmaz. Hele karnz ev kadnysa: a kkaln ve akraba evresinin dnda, ev kadn denen talihsiz kii zaten o bktrc kocasnd de grmez hayatnda. O zaman, biri ona selm sylerse dnr o ince kiiyi,, buna vakti de o Gerekten de incedir ya bu kiiler. Eskiden byle bir gelenek mi vard Al-lahakna? nce ki r olsa olsa kimliksiz, belirsiz bir hareme sayg yollard o gzel eski zamanlarda. Esk i tramvaylar daha iyiydi.

Evlenmediimi, hi evlenmediimi, gazeteci olduum iin hi evlenemeyeceimi bilen okurlarm cmleden balayarak bir artmaca verdiimi anlamlardr. Kimdi bu seslendiim "sen"? Ho-k s! Yal ke yazarnz yava yava kaybettii hafzasndan szedecek; benimle birlikte bahe rini koklamaya buyurun siz de gelin, anlarsnz. Ama fazla sokulmayn, iki adm tede duru n bakalm, da ok da aman aman bir ey olmayan yaz numaramz, hilelerimiz anlalmadan raha ahat yapalm. yle bir otuz yl nce, gazeteciliimin ilk yllarnda Beyolu muhabiriyken ka olar haber yakalamaya alrdm. Pavyonlarda, esrar tccarlar, Beyolu gangsterleri aras bir cinayet, intiharla biten bir ak hikyesi var m diye bakar, otel otel gezer, stanb ul'a nl bir yabanc geldi mi, ya da nl bir yabanc diye okurlarna sunabileceim ilgi ek ir Batl ehrimize urad m diye, ayda bir, bir iki buukluk toka ettiim ktiplerden T2'; efterlerini alr okurdum. O zamanlar dnya imdiki gibi nllerle dolup tamyordu; hibiri g ezdi stanbul'a. Kendi lkelerinde hi tannmadklar halde, gazetemde nl diye tanttklar etedeki resimlerini grdklerinde, sonucu hep vefaszlk olan bir aknla kaplmlardr. , onun iin gazetemde ngrdm an ve hrete yllar sonra gerekten lkesinde ulat da: a dn ehrimizdeydi, diye ben haberi getikten yirmi yl sonra, gerekten nl bir Fransz -v gzistansiyalist- modacs oldu, ama bana bir teekkr yok; Batl nankrd. Vasfsz nller ngsterlerle (imdi bunlara Mafya deniyor) uratm o gnlerin birinde, ilgin bir haber ola ecek ihtiyar bir eczacyla tantm. Bu adam, benim imdi ektiim uykusuzluk ve hafza kayb alklarnn ikisine de yakalanmt. Bu iki hastaln yan yana gelmesindeki korkun yan, bir ykusuzluk sonucu fazla zaman) tekini (hafza eksikleri) kapatacanz sanrken, tam tersi o masdr bunun: Uykusuzluk gecelerinde, tpk benim gibi, anlar ihtiyardan yle bir kayorm bir trl gemeyen zamann ve gecenin ortasnda, kimliksiz, kiiliksiz, kokusuz, renksiz bir dnyada, o zamanlar yabanc dergilerden eviri yazlarda sz ok edilen "Ay'n teki yznd lnz olduunu sanyormu adam. htiyar, hastaln benim gibi yaz yazarak tedavi edeceine, nin laboraluvarnda bir ila icat etmiti. Benimle birlikte, bir de, bir akam gazetesin den esrarke bir muhabirin katld iki kiilik (eczacyla birlikte ediyorduk) basn topl kamuoyuna tantt pembe renkli svsn iesinden bir bardaa gsterile doldurup doldurup , gerekten yllardr arad uykusuna kavumutu da. Uykusu kadar hafzasnn cennet anlar u, ihtiyar eczac hi uyanmad iin, bir Trk, en sonunda bir ey icat etti heyecanna kap uoyu bunu hi renemedi. Karanlk bir gn, sanrm iki gn sonra, gittiimiz cenazesinde, k istedii eyin ne olduunu dnmtm hep. Hl da dnrm: Hafzamzn, biz yalandka ir yk hayvan gibi att arlklar en sevmedii vkler midir, en arlan m, yoksa en kola 4 stanbul'un en gzel kelerindeki kk odalarda tl perdeler arasndan szlen gne uunu ben unuttum. Giedeki soluk Rum kzna k olarak deliren bilet karaborsacsnn, hang ann kapsnda altn unuttum. Gazeteniz iin ryalarnz yorumlarken, benimle ayn ry cularmn adlarn ve onlara mektupla yolladm esrar oktan unuttum. Yllar sonra, ke ya zamana yeniden bakarken, geceyars uykusuzluk iinde tutunacak bir dal ararken, aklna s tanbul sokaklarnda geirdii korkun bir gn geliyor: Bir keresinde btn gvdemi, btn ruh una kadar kaplayan bir pme isteine kaplmtm. Eski sinemalarn birinde, bir cumartesi nra, belki sinemadan da eski bir Amerikan dedektif filmini (Kzl Fener) seyrederken pek de uzun olmayan bir pme sahnesi grmtm. Siyah beyaz filmlerdeki teki pme sahne fark olmayan ve bizim sansrcler tarafndan drt saniyeden fazlas kesilmi sradan bir p siydi, ama nasl oldu bilmiyorum, bir kadnla ayn ekilde, dudaklarn onun dudaklarna bast rak, evet, btn gcmle bastrarak

pme istei yle bir ekilde ykseldi ki iimde, mutsuzluktan tkanacak gibi oldum. Yirmi d ydm, ama daha kimseyle dudaktan pmemitim. Hayr, kerhanelerde kadnlarla yatmam deild ma o kadnlar hi pmedikleri gibi, ben de istemezdim onlarn dudaklarn pmeyiCaddeye k tmemiti; ehrin bir yerinde bir yerde, benimle pmek isteyen bir kadn beni bekliyormu gi i bir sabrszlk ve tel vard zerimde. Tnele kadar koturur gibi yrdm, sonra geris asaray'a dndm ve umutsuzca, karanlkta bir ey aranr gibi, bir yzn ansn, bir glm ini karmaya altm hatrlyorum. pebileceim hibir tandk, hibir akraba yoktu; b u hi yoktu; sevgilim olabilecek bir kimseyi tanmyordum ki hi! Sanki kalabalk ehir bomb o gibiydi. Ama, gene de, Taksim'e gelir gelmez, bir otobse binmi buldum kendimi. An a tarafmdan uzak bir akraba ailesi, babam bizi terkettii yllarda bize ilgi gstermiti; benden iki ya kk ve o 125 zamanlar birka kere dokuz ta oynadm bir kzlar vard. Bi a, ta Fndkzade'deki evlerine varp kaplarn aldmda, pmeyi hayl ettiim kzn oktan Bugn ikisi de rahmetli olan anneyle baba beni ieri buyur ettiler. Biraz armlar, yllar nra neden geldiimi anlayamamlard. undan bundan konuarak (gazeteci olmam bile ilgilerin i ekmiyordu: Dedikoduculuk gibi aalk bir meslekti bu onlar iin), radyodaki futbol man leyerek ay itik, simit yedik. Akam yemeine de kalmam bekliyorlard iyi niyetle, ama bir den bireyler mrldanarak kendimi dar attm. Dar ktmda, souk havay hissettiimd e alev alev yanyordu hl: Sanki tenim buz gibi, ama etim ve kanm alevler iinde olduu ii , derin, dayanlmaz bir huzursuzluk duyuyordum. Eminn'nden vapura binip Kadky'e getim. Mahallesindeki pken bir kzn (yani evlenmeden nce pen bir kzn) maceralarn anlatan adam vard. Fenerbahe'ye onun evine yrrken, o kz olmasa bile, arkadam onun gibi baka r, diye dnyordum. Arkadamn bir zamanlar oturduu yerde, karanlk ahap konaklar ve ser vresinde drt dndm, ama evini bulamadm. Bugn oktan hepsi yklm o ahap yaplar arasn dnlk pencerelere bakyor ve evlenmeden nce pen kzn orada oturduunu hayl ediyordum. e pecek kz orada!" diye dnyordum bir pencereye bakarak. Aramzda ok bir uzaklk yokt he duvar, kap, ahap merdivenler, ama ulaamyordum ona; pemiyordum; herkesin bildii o tuhaf, inanlmaz ve rya kadar yabanc ve sihirli ey, o korkutucu ve ekici ey o an ne ka dar yakn ve ne kadar da uzakt! Yeniden Avrupa yakasna dnerken, vapurda grdm kadnlard rini zorla ya da bir an bir yanllk olmu gibi yaparak psem ne olur diye dndm hatr ce eleyip sk dokuyacak gibi olmadm halde, evremde yle bir yz- gre-miyordum. Hayatmn mlerinde de stanbul kalabalklar iersinde soluk alp verirken umutsuzluk ve acyla ehrin o, bombo olduu duygusuna kapldm zamanlar olmutur, ama hibir zaman bu duyguyu o gnk tle hissetmemitim. zeri nemle kapl kaldrmlarda uzun uzun yrdm. Bu bo, bombo ehire elde etmek iin, baka bir zaman, an ve hretle gelecektim elbette. O anda ise, ke yazar nnesiyle oturduu evine gidip, zavall Rastignac' Trke evirisinden anlatan Balzac'tan ba a hibir tesellisi yoktu. Ama kitaplar, o zamanlar, kendi keyfim iin deil, tam bir Trk gibi, ilerde bana yarar olacak eyler diye grev duygusuyla okurdum. lerde yarar olaca k ey ise imdiyi hi mi hi kurtarmaz! Bylece, odama kapandktan az sonra, sabrszlk iin anyonun aynasna baktm, insann hi olmazsa kendisini pebilecei-ni dndm, aynaya yuncular gzmn nne getirdiimi hatrlyorum. Zaten o oyuncularn dudaklar hi gitmiyorl oan Bennett, Dan Duryca). Ama kendimi bile deil, en fazla aynay pecektim; dar ktm. A masaya oturmu, kimbilir hangi uzak akrabann zengin akrabasndan ald patronlar ve ifon uma kesikleri arasnda, bir dn iin gece elbisesi yetitiriyordu.

Ona bireyler anlatmaya baladm. lerde yapacam eyleri, baarlarm, hayllerimi art r olmalyd bunlar, ama annem kendini vererek beni dinlemiyordu. Anladm ki, ne anlatrs am anlataym, nemli deildi; nemli olan bir cumartesi akam evde annemle oturup yrenlik e memdi. Bir fke duymaya baladm. Salar o akam nedense bakml ve taralyd, dudaklarna b rsiz bir boya srmt; kiremit krmzs rengini hl hatrladm bir dudak boyas. Annemin enimkine benzetilen azna bakarken kalakalmm. "Tuhaf tuhaf ne bakyorsun yle bana?" dedi korkuyla. Uzun bir sessizlik oldu. Anneme doru yrdm, ama iki adm sonra da durdum; bac aklarm titriyordu. Daha fazla yaklamadan, btn gcmle barmaya balamm. Ne sylediim orum imdi; ama hemen, aramzda sk sk kan o korkun kavgalardan biri balamt. Komular yor korkusu bir anda ikimizin de yreinden kmt. nsann karsndakine her eyi syleyi lk anlarndan biriydi: Byle durumlarda bir fincan krlr ya da soba devrilivere-cekmi gib olur. Zorlukla kendimi evden dar attmda, ifon kumalarn, 126 127 makaralarn ve itha inelerin (ilk Trk toplu inesi 1976'da Atl firmasnca retilmitir) arasnda annem alyo ceyars-na kadar ehrin sokaklarnda dolatm durdum. Sleymaniye Ca-miinin avlusuna girdim, Atatrk Kprsnden getim, Beyolu'na ktm. Sanki ben, ben deildim; sanki bir eit fke hu beni izliyordu; sanki olmam gereken kii peimdeydi. Beyolu'nda bir muhallebiciye oturmutum; srf kalabalk iersinde olmak iin; ama cumartesi akamnn o sonsuzluk saatini durmaya alan benim gibi biriyle gz gze gelirim diye kimseye de bakmyordum: Benim gibi olanlar, birbirlerini hemen tanr ve kmserler nk. Az sonra, bir kar-koca bana yaklat am bireyler anlatmaya balad. Anlarmn arasndaki bu beyaz sal hayalet kimdi? Fenerbah evini bir trl bulamadm eski arkadam. Evlenmi, Devlet Demir Yollar'nda alyormu, lam, o yllar da ok iyi hatrlyormu. Yllar sonra rastladnz eski bir arkadanz, y abna, kendi gemiini ilgin gsterebilmek iin, sizi ok ilgin buluyormu, ortak ne anlar arnz varm gibi yaparak sizi artr ya, o da yle yapt bana, ama ben armadm. Yalnz da ilgin klan o role, benim onun gemite brakt sefil ve ackl hayata hl devam etti rmedim. ekersiz, su muhallebimi kaklarken, oktan evlendiimi, ok iyi para kazandm, s ni evde beklediini, Chevrolet arabam Taksim'e brakp, senin nazn zerine buraya sana tav ukgs almaya geldiimi, Nianta'nda oturduumuzu, onlar arabamla yolum zerinde bir yere leceimi itiraf ettim: Teekkr etti, hl Fenerbahe'de oturuyormu nk. Merakl olduu i ne, sonra, senin "iyi bir aileden" olduunu renince de, iyi ailelere olan yaknln kars lamak iin soruturdu: Frsat karmadm ve seni hatrlamas gerektiini syledim. Memnuniye d. Sana derin sayglarn yollad. Elimde tavukgs paketi muhallebiciden karken nce onu ilmlerden renilmi kibar Batl havasyla karsn da ptm. Ne tuhaf okurlarsnz siz, ne s. 128 ON NC BLM BAK, KM GELD "ok eskiden rast/aacaktk." Trkn oray Rya'nn es sonra indii anacad-' dede, Galip kendini alacak hibir ara bulamad. Arada bir durduru lmaz bir kararllkla geen ehirler aras otobsleri hzlarn bile kesmiyorlard. Bakrky onuna kadar yrmeye karar verdi. Bakkallarn vitrin niyetine kullandklar o dknt buzdola rn hatrlatan tren istasyonuna varana kadar, kara bata ka yrrken, saysz kereler hayl ile bulumu, her zamanki gnlk hayatlarna dnmler, Rya'nn ok basit ve anlalr oldu edeni neredeyse unutulmu, ama hayllerinde yeniden balayan gnlk hayatta, eski kocayla karlamasn Rya'ya anlatamamt bir trl.

Yarm saat sonra kalkan trende bir ihtiyar, Galip'e, krk yl nce gene ayn soukluktaki bi r k gecesi yaad bir hikyeyi anlatt. Savan bize de bulamasn bekledikleri yokluk y 'da bir kyde blyle zor bir k geirmiti ihtiyar. Bir sabah gizli bir emir alnca, bt binip kyden ayrlmlar, btn bir gn sren uzun bir yolculuktan sonra stanbul'a yaklam e girmemilerdi: Hali tepelerinde geceyi beklemilerdi nce. ehirde hayat iyice durunca karanlk sokaklara inmiler, karartlm lambalarn soluk altnda, buzlu parke talarn ssizce srp Stlce'deki salhaneye hayvanlar teslim etmilerdi. htiyarn anlatt kanl k erini, atlarn bir bir devriliini yaylar, dar frlam koltuk gibi, i organlar dar ar kanl talara yaylveren hayvanlarn aknln, kasaplarn fkesini, srasn bekleye i admla ehirden sulu gibi kan askerlerin yzlerindeki ifadenin nasl birbirine benzedii dinlerken Galip, trenin grlts iersinde kelimeleri, heceleri zorlukla seiyordu. 129 Sir keci'de, istasyonun nnde hibir ara yoktu. Galip bir an, hana yryp geceyi yazhanesinde rmeyi dnd, ama U dn yapan bir taksinin kendisini almak iin duracan sezdi. Ama ara daha nce yananca, siyah beyaz filmlerden kma, eli antal, siyah beyaz bir adam kapsn irdi. Yolcusunu aldktan sonra, ofr Galip'in nnde de durdu, "beyefendiyle" birlikte on u Galatasaray'a brakabileceini syledi. Galip taksiye bindi. Galatasaray'da taksiden indiinde siyah beyaz filmlerden kma adamla hibir ey konumad iin pimand. Karaky alar yanan bo Boaz vapurlarna bakarken Galip, adama yle diyebileceini dnmt: "Bey eresinde yllar nce, gene byle karl bir gecede..." Sanki anlatmaya balasayd, balad r hikyesinin sonunu getirebilir, adam da onu bekledii ilgiyle dinleyebilirdi. Atlas Sinemasnn az ilerisindeki bir kadn ayakkabcsnn vitrinine (Rya'nn ayaklan otuz yedi adr) bakarken, kk ince bir adam Galip'e yaklat. Elinde kap kap dolaan havagaz tahsi tad deri taklidi plastik antalardan vard. "Yldzlar sever misin?" diye sordu. Ceket nuna kadar dmeleyerek palto niyetine giymiti. Galip, bulutsuz gecelerde, Taksim Mey danna teleskopunu kurup merakllara yz liraya yldzlar seyrettiren adamn bir meslektan tladn dnyordu ki, adam antasndan bir 'albm' kard. Galip adamn kendi eliyle ev l film yldzlarmzn iyi kda baslm inanlmaz fotoraflarn grd. Hayr tabii, foto afetlerini giyen, taklarn takan ve en nemlisi, pozlarn, durularn, sigara iilerini, yuvarlakln ya da pecek gibi ileri uzann taklit eden benzerlerinin fotoraflaryd. asna, gazete manetlerinden kesilmi arpc adyla, magazin dergilerinden alnm renkli bi f yaptrlm, evresine, yldzn benzerinin aslna benzemeye alt eitli 'ekici' lgilendiini grnce, antal ince adam, Galip'i Yeni Melek Sinemasna kan dar ve bo soka endi eliyle kartrsn diye albm uzatt. Tavanndan ince ipliklerle sark130 . ' " tlm r, bacaklar, eldivenler, emsiyeler, antalar, oraplar sergilenen tuhaf bir vitrinin nd alip, dans ederken ingene elbiseleri sonsuza kadar alan, yorgun yorgun bir sigara y akan Trkn oray'lan; muz soyan, apknca kameraya bakan, pervasz bir kahkaha atan Mjde Ar lar; gznde gzlk, kard sutyenini diken, bulak ykarken ne eilen ve sonra dertli Koyiit'leri dikkatle inceledi. Ayn dikkatle, kendisini inceleyen albm sahibi, yasak kitap okuyan rencisini yakalayan retmenin kararllyla albm birden Galip'in elinden b ede ekip antasna tktrd. "Gtreyim mi seni onlara?" "Neredeler?"

"Sen efendi adama benziyorsun, gel bakalm." Ara sokaklardan geerlerken, Galip srarl sorular zerine bir seim yapmak iin, Trkn oray'dan holandn syledi. "Kendisidir!" d m, sr verir gibi. "O da sevinecek, senden ok holanacak." Beyolu Karakolunun yannda, ze rinde 'Dostlar' yazan eski bir ta evin toz ve kuma kokan ilk katna girdiler. Yar kar anlk odada, diki makineleri ya da kuma yoktu, ama- nedense Galip'in iinden "Dostlar Terzihanesi" demek geldi. Yksek ve beyaz bir kapdan girdikleri l l ikinci oda, Galip' ezevenge para vermesi gerektiini hatrlatt. "Trkn!" dedi adam, paray cebine koyarken. " Trkn, bak zzet geldi seni aryor." Kt oynayan iki kadn glerek dnp Galip'e baktla r tiyatro sahnesini hatrlatan odada, borusu iyi ekmeyen sobal meknlara zg o uykulu hav aszlk, uykulu bir parfm kokusu ve yorucu bir 'yerli-pop' mziinin grlts vard. Bir di e bir yldza, ne de Rya'ya benzeyen bir kadn, Rya'nn polisiye roman okurken ald duru baca divann arkalnn stnde) uzanm bir mizah dergisini kartryordu. Mjde Ar'n eki Mjde Ar yazsndan anlalyordu. Garson klnda yal bir adam, televizyonda, stanbu dnya tarihi iindeki nemini tart-an ak oturumcular karsnda uyuyakalmt. Galip, sa ucinli gen bir kadn, adn unut131 tuu bir Amerikan yldzna benzetebildi, ama bu benzer yet edildiinden emin deil pek. teki kapdan giren bir adam, Mjde Ar' a yaklap, yaadkl re gazete manetlerinde okuyunca inananlar gibi, gmleinin zerindeki yazl adn ilk heces yutarak sarho ciddiyetiyle uzun uzun okudu. Leopar elbiseli kadnn Trkn oray olmas ger ktiini Galip, kendisine yaklamasndan ve yryndeki belli belirsiz bir ahenkten anlad. de en ok o benziyordu aslna: Upuzun sar salarnn hepsini sa omuzunun stnde toplamt ara iebilir miyim?" dedi hoa glmseyerek. Dudaklarna filtresiz bir sigara yerletirdi. " akar msnz?" Galip akmayla sigaray yaknca, kadnn bann evresinde inanlmaz younl . Mziin grltsnn ii-tilmedii o tuhaf sessizlikte, sisler iinden beliren bir azizenin iri kirpikli gzleri ve ba dumann iinden knca, Galip hayatnda ilk defa, Rya'dan ba dnla yatabileceim dnd. Kendisine "zzet Bey" diyen memur klkl bir adama paray verdi ta, dikkatlice denmi bir odaya ktklar zaman, kadn elindeki bitmemi sigaray bir Akba strp paketinden bir yenisini kard. "Bir sigara iebilir miyim?" dedi sonra ayn ses ve e ayla. Sigaray ayn pozla dudaklarnn kenarna yerletirmi ayn marur bakla hoa glms Ban gene ayn ekilde, gslerini gsterecek bir biimde, ho bir hareketle hayli bir a farkettiinde Galip, bu sigara yakma jestinin ve kadnn szlerinin, Trkn oray'n bir film en ktn, kendisinin de ayn filmdeki ba erkek oyuncu zzet Gnay olmas gerektiini anl aknca, kadnn ba evresinde gene ayn inanlmaz younluktaki duman birikti ve iri kirpikl kara gzler, bu sisin iinde ar ar belirdiler. Ancak stdyoda karlabilecek bu kadar d nasl karabiliyordu? "Niye susuyorsun?" dedi kadn glmseyerek. "Susmuyorum," dedi Galip . "Anasnn gz gibi gzkyorsun, ama saf msn yoksa?" dedi kadn yapmackl bir merak ve leyi ayn jestlerle bir daha syledi. plak omuzlarma kadar sarkan iri kpeleri 132 vard. Srt kalaya kadar ak leopar elbiseyi, pavyon kadnn oynayan Trkn oray'n, yirmi yl barol paylat 'Vesikal Yarim' filminde giydiini yuvarlak komodin aynasnn kenarlarn mi 'lobi' fotoraflarndan anladnda, Galip, kadmn azndan Trkn oray'n ayn filmde

syledii baka szleri de iitmiti: (Mahzun ve mark bir ocuk gibi boynunu bkerek, ene birletirdii ellerini birden aarak): "Uyunmaz ki imdi; iince de canm elenmek ister." ( omu ocuu iin meraklanan iyi teyze havasyla): "zzet, gel bende kal kpr kapanncaya kad (Birdenbire coarak): "Ksmet senin-leymi, bugneymi!" (Hanmefendi gibi): "Tantmza m , tantmza memnun oldum, tantmza memnun oldum..." Galip kapnn yanndaki sandalye mdeki aslma olduka benzeyen yuvarlak komodinin taburesine oturmu, boyal uzun sar sala rn taryordu. Aynann kenarnda bu sahnenin de fotoraf vard. Kadnn srt aslndan gze ada grd Galip'e bakt. "ok eskiden rastlaacaktk..." "ok eskiden de rastlatk," dedi dnn aynadaki yzne bakarak. "Okuldayken ayn sralarda oturmazdk, ama scak bahar gnleri ta uzun tartmalardan sonra pencere aldnda, hemen arkasndaki kara tahtann karasndan camn iinde yansyan yzn imdiki gibi seyrederdim." "Hmm... ok eskiden rastlaacaktk." iden rastlatk," dedi Galip. "lk rastlatmzda bacaklarn o kadar ince, o kadar narin g a, onlarn krlvereceinden korkmutun. Tenin sanki ocukken daha sertti de, bydke, ort sonra renklenerek inanlmaz bir incelikle yumuad. Evin iinde oynamaktan kudurduumuz sca k yaz gnlerinde, bizi bir plaja gtrmlerse eer, dn yolunda, ellerimizde Tarabya'dan a urmalarla yrrken, sivri trnaklarmzla kollarmza, zerindeki tuzu kazyarak harfler yaza e kollarnn zerindeki kk tyleri severdim. Gne yan-yla pembeleen bacaklarn sever aftan bir ey almak iin uzandnda yzne dklveren salarn sever133 dim.'.." "ok eski " "Annenden alp giydiin askl mayonun srtnda brakt ask izlerini, sinirlendiin zama dalgn ekitirmeni, filtresiz sigara ierken ortanca ve ba parmaklarnla dilinin ucundaki ttn parasn yakalayn, film seyrederken azn an, kitap okurken elinin altndaki lebileri ve fndklar farknda olmadan yeyiini, anahtarlarn kaybediini, miyopluunu kabu ediin gzlerini ksn severdim. Gzlerini ksp uzaktaki bir noktaya bakarken baka bir y ni, baka birey dndn anlaynca seni endieyle severdim. Aklnn iindekilerin bildii da bilmediim kadarn korkuyla korkuyla severdim, Allahm!" Galip, Trkn oray'm aynadaki y e belli belirsiz bir endie grerek sustu. Kadn komodinin yanbandaki yataa uzand. "Hadi l," dedi. "Hibir ey iin demez, hibir ey iin, anlyor musun?" Ama Galip kararszlkla o du. "Trkn oray'-n sevmiyor musun yoksa?" diye ekledi kadn, Galip'in gerek mi, oyun mu lduunu tam karamad bir kskanlkla. "Seviyorum." "Gzlerimi krptrm da severdin Fstk gibi Maallah'da plaj merdivenlerinden iniimi, 'Vesikal Yarim'de sigara yakm, 'B Gibi Kz'da azlkla sigara iiimi severdin deil mi?" "Severdim." "Hadi canm, gel o zaman "Daha konualm." "Ne?" Galip dnyordu. "Adn ne senin, ne i yaparsn?" "Avukatm." "Bir vard," dedi kadn. "Btn param ald, ama kocamn elinden stme yapt arabay alamad. A nladn m benim, imdi bir orospunun elinde: tfaiye krmzs renginde 56 Chevrolet. Bana ar m geri getiremiyorsa ben avukattan ne anladm? Kocamn elinden bana arabam alabilir mi sin?"

134 "Alrm," dedi Galip. "Alr msn?" dedi kadn umutla. "Ahrsn. Alrsn, ben de seninle e rim. Beni bu hayattan kurtarrsn. Yani film hayatndan. Artistlikten bktm. Bu geri zekl illet artiste sanat deil, orospu diye bakyor. Artist deilim ben, sanatym, anlyor mus "Tabii..." "Evlenir misin benimle?" dedi kadn neeyle. "Evlenirsen arabamla gezeriz . Evlenir misin? Ama beni sevmen gerek." "Evlenirim." ' "Ha^r hayr sen sor bana... Evlenir misin diye sor." "Trkn, benimle evlenir misin?" "yle deil! ten, hissederek so r, filmlerdeki gibi! nce ayaa kalk, bu soruyu hi kimse otururken sormaz." Galip, sti kll Marn syleyecekmi gibi ayaa kalkt: "Trkn! Benimle, benimle, evlenir misin?" "Ama kire deilim," dedi kadn. "Bamdan bir kaza geti benim." "Ata binerken mi, trabzandan ka yarken mi?" "Hayr, t yaparken. Glyorsun, ama ben daha dn duydum Padiahmzn senin boy urulmasn emrettiini. Evli misin?" "Evliyim." "Evliler de hep beni bulur zaten!" ded i kadn, 'Vesikal Yarim' filminden kma bir havayla. "Ama nemli deil. nemli olan Devlet emir Yollar. Sence bu yl hangi takm ampiyon olacak? Sence bu gidiat nereye? Sence ask erler ne zaman bu anariye dur diyecek? Biliyor musun, salarn kestirsen daha iyi olur ." "Kiiliimle ilgili eyler syleme," dedi Galip. "Ayptr." "Ama ne dedim imdi ben?" dedi kadn yapmack bir aknlkla, gzlerini kocaman kocaman ap Trkn oray gibi krptrara sen arabam kurtarr msn, dedim. Hayr, arabam kurtarrsan benimle evlenir misin, dedim. P akasn vereyim: 34 CG 19 Mays 1919. Samsun'dan yola kt btn Anadolu'yu kurtard. 56 Che t." "Bana Chevrolet'yi anlat!" dedi Galip. "yi ama, birazdan kapya vururlar. Vizit a bitiyor." 135 "Trkesi ziyaret." "Efendim?" "Para nemli deil," dedi Galip. "Bence d e," dedi kadn. "56 Chevrolet'im trnaklarmn krm-zsyd, aynen bu renkte. Biri krlm Chevrolet'im de bir yere arpmtr. Kocam olacak o rezil, o orospuya hediye etmeden nce buraya hergn arabamla gelirdim. Ama imdi yalnzca yollarda gryorum onu, yani arabay. B azan Taksim Meydann dnerken gryorum, iinde baka bir ofr oluyor, bazan Karaky iskele olcu beklerken, gene baka bir ofr. Kan arabaya dkn, her gn boyatyor. Bir gn bakyoru . rolet'im kestane rengi olmu, ertesi gn bu sefer nikelajlar, lambalar taklm ve stl k hve renginde. Ertesi gn ieklerle bezenmi, nne bebek oturtulmu pembe bir gelin arabas, rken, bir hafta sonra bir bakyorum, karalara boyanm, iinde de alt tane kara bykl poli olmu mu sana bir polis arabas? zerinde 'polis' bile yazyor, yanlmak mmkn deil. Tabii, r seferinde plaka numaralar da deitiriliyor ki, anlamayaym." "Tabii." "Tabii," dedi kadn. "Polisler de, ofrler de karnn krklar, ama benim boynuzlu kocam dnyay m gry i yle terketti gitti. Seni hi yle brakp gittiler mi? Bugn ayn ka?" "On ikisi." "Vaki geiyor. Sen de beni bak hl konuturuyorsun. Yoksa zel bir ey mi istiyorsun. Syle, seni sevdim, kibar adamsn, ne olacak. ok paran var m imdi yannda, gerekten zengin misin? Yo ksa zzet gibi bir manav m? Hayr, bir avukat. Bana bir bilmece sor bakalm avukat bey. .. Peki, ben sana soraym: Padiahla Boaz Kprs arasnda ne fark vardr?" "Bilmiyorum." "A kle, Muhammed arasnda?" "Bilmiyorum." j

"ok kolay teslim oluyorsun!" dedi kadn. Kendini seyrettiL komodin aynasndan kalkp, Ga lip'in kulana cevaplar kkrdayaf rak fsldad. Sonra kollarn Galip'in boynuna dolad. lim," diye mrldand. "Kaf D'na gidelim. Birbirimizin olalm! 136 Baka birer insan olal beni, al beni, al beni." Ayn oyun havas iinde ptler. Rya'y hatrlatan bir ey var m ? Yoktu, ama Galip hayatndan da memnundu. Yataa devrildiklerinde kadn Rya'y hatrlatan bir ey yapt, ama tam Rya gibi de yapmamt bunu. Rya dilini aznn iine sokunca, her s karsnn bir anda, bambaka biri olduunu dnerek kayglanrd Galip. Trkn oray'n tak en daha byk ve daha ar dilini, Galip'in aznn iine bir eit zafer duygusuyla, ama tat ka yapar gibi sokunca, kollarnn arasndaki kadnn deil, Galip, kendisinin bambaka biri o duunu hissetti ve ok da heyecanland. Kadnn bir oyun duygusuyla iteklemesiyle, yerli f ilmlerdeki o hi gereki olmayan pme sahnelerinde olduu gibi, alt alta st ste, nce bi , sonra br ste karak, dnerek, byk yatan bir ucundan br ucuna yuvarlandlar. "Ba dn orada olmayan bir hayli taklit ederek ve ba gerekten dnm gibi yaparak. Galip yata cundan aynada kendilerini grebildiklerini anlaynca, bu tatl yuvarlanma sahnesine ne den gerek duyulduunu anlad. Kadn kendini ve Galip'i soyarken, aynadaki grnty seyrediyo du zevkle. Daha sonra, ikisi birlikte, sanki bir nc kiiyi seyreder gibi ve jimnastik yarmasnda zorunlu hareketleri yapan yarmacy deerlendiren jri yeleri gibi, belki onl iraz daha neeyle, kadnn hnerlerini aynada gzlerini do-yura doyura tek tek seyrettiler . Daha sonra, Galip'in aynaya baka-mad bir an, "kimiz bir baka biri olduk," dedi kadn, yatan sessiz yaylaryla yaylanrken. "Kimim ben, kimim ben, kimim ben?" diye sordu, a ma Galip iitmek isteyecei cevab vermedi ona: Kendini koyuvermiti. Kadnn, "ki kere iki t," dediini, "Dinle, dinle, dinle!" diye mrldandn, ve belli belirsiz bir padiahtan, z ll ehzadesinden, bir masal syler gibi, bir ryay anlatr gibi misli gemi zaman kullana ettiini iitti. "Ben sensem, sen de ben," dedi daha sonra giyinirlerken kadn, "ne kar bundan, sen ben olmusun ben de sen!" Kurnaz bir bakla glmsyordu. "Trkn oray'n sevd Sevdim." "Kurtar o zaman beni bu hayattan, kurtar beni, kar beni buradan, al beni, baka bir yere gidelim, kaalm, evlenelim, yeni 137 bir hayata balayalm." Hangi oyunun , hangi filmin parasyd bu? Galip kararsz kald. Belki de, kadnn istedii de buydu. Gali evli olduuna inanmadn syledi; evli erkekleri iyi tanrm nk. Evlenirlerse, 56 Chev lip kurtarmay baarrsa, birlikte Boaz gezintisine kacaklar, Emirgn'da kt helvas ala arabya'da denize bakacaklar, Bykdere'de yemek yiyeceklerdi. "Bykdere'yi sevmem," ded i Galip. "O zaman bouna bekliyorsun O'nu." dedi kadn. "Hibir zaman gelmeyecek O." " Acelem yok!" "Benim var," dedi kadn inatlkla. "Gelince O'nu tanyamamaktan korkuyorum. O'nu herkesten sonra grmekten korkuyorum. Sona kalmaktan korkuyorum." "O kim?" d iye sordu Galip. Kadn esrarl bir ekilde glmsedi. "Sen hi film seyretmiyor musun, oyunu n kurallarn bilmiyor musun? Byle eyleri azndan karanlar bu memlekette sa koyarlar m mak istiyorum." Esrarengiz bir ekilde yok olan, byk bir ihtimalle ldrlp cesedi Boaz'a an bir arkadann hikyesini anlatrken, birisi kapy vurmaya balad. Kadn sustu. Galip o ken kadn arkasndan fsldad: "Hepimiz O'nu bekliyoruz, hepimiz, hepimiz O'nu bekliyoruz ." ON DRDNC BLM HEPMZ ONU BEKLYORUZ "Esrarl eyleri dehetli smerim." Dostoyevski

Hepimiz O'nu bekliyoruz. Hepimiz yzyllardr O'nu bekliyoruz. Bazlarmz, Galata kprs z i kalabalktan bunalp Halic'in kuruni mavi sularna kederle bakarken; bazlarmz, Sur-dibi ndeki iki gz oday bir trl stmayan sobaya odun atarken; bazlarmz, Cihangir'in arka so Rum apartmannn o hi bitmeyen merdivenlerini karken; bazlarmz cra bir Anadolu kasaba meyhanede arkadalarla buluma saati gelsin diye, stanbul gazetesindeki bulmacay zerken; bazlarmz da, o gazetede sz edilen ve resmi baslan uaklara binmeyi, aydnlk salonlara eyi, gzel gvdelere sarlabilmeyi hayl ederken, O'nu bekliyoruz. Ellerimizde yz kere ok unmu gazetelerden katlanm kese ktlar, en ucuz plastikle yapld iin, iindeki elmal bir kokuyla kokutan plastik torbalar, avu ilerimizde ve parmaklarmzda morumsu izler brakan pazar fileleri, amurlu kaldrmlarda hznle yrrken de O'nu bekliyoruz. Cumartesi mlar ieleri ve camlan kran erkeklerle, dnya gzeli kadnlarn doyum olmaz maceralarn s miz sinemalardan, yalnzlk duygusunu arttran orospularla yattmz kerhanelerin sokandan lantlarmz var diye acmasz arkadalarmzn bizimle alay ettii meyhanelerden ve grltc yuyamad iin radyolarndaki tiyatroyu bile tadn kararak dinleyemediimiz komu evinden hepimiz O'nu bekliyoruz. Bazlarmz O'nun arsz ocuklarn sapanlaryla sokak lambalarn k ka mahallelerin karanlk kelerinde ilk grneceini sylyor, bazlar da Milli Piyango, Sp , plak kadnl dergi, oyuncak, ttn, prezervatif ve her trl vr zvr satan gnahkrlar de, ama nerede ilk grnrse grnsn, ister kk ocuklarn gnde on iki saat kyma yourdu ister binlerce gzn tek 138 139 bir istein bakyla yanarak tek bir gze dnt sinema melek kadar gnahsz obanlarn mezarlklardaki servilerin bysne kapld yeil tepelerde O'nu ilk gren talihlinin hemen tanyacan ve sonsuzluk kadar uzun ve bir gz krpma kadar ksa sren bekleyiin sona erip, kurtulu vaktinin geldiinin hemen anlalacan sylyor h n bu konuda yalnzca harfleri okumasn bilenler iin ak ('El sra' Suresinin 97. ayeti, 'E -Zmer' Suresinin Allah'n Kuran' "birbirine benzer ve ift inzal" ettiini syleyen 23. ay eti vs.) Kuran'n misinden yz elli yl sonra yazan Kudsl Mutah-har bn Tahir'in 'Balan rih' adl kitabna greyse, bu konudaki tek kant, Muhammed'in "ad, grn ya da ii benim n birinin yol gsterecei" yolundaki szleri ya da bu ve benzeri hadislere kaynaklk ede n br tanklarn ahitlikleri. Bundan gene yz elli yl sonra, iilerin Samarra'daki Haki Trbesinin yer altndaki mahzeninde, O'nun zuhur etmesinin trenlerle beklendiini bn Ba tuta'nn 'Seyahatname'sinde ksaca deindiini biliyoruz. Otuz yl sonra ise, Firuz ah'in k ibine yazdrdna gre, Delhi'nin sar ve tozlu sokaklarnda, O'nu ifa edecei harflerin es birlikte bekleyen binlerce mutsuz varm. Yine ayn yllarda, bni Haldun'un O'nun ortaya kyla ilgili hadisleri ar ii kaynaklarndan ayklayarak tek tek ele ald 'Mukaddim a noktann yeniden zerinde durulduunu biliyoruz: O'nunla birlikte Deccal'in, Seylan'n ya da frenklerin anlay ve diliyle sylersek Anti-Christ'in grlecei ve o kyamet ve kurt lu gnnde O'nun Deccal'i ldrecei. artc olan ey ise, cra bir Anadolu kasabasndaki ir hayli bana yazan deerli okurum Mehmet Ylmaz'-dan, ondan yedi yz yl nce, bu hayli ku up 'Ankay Mugrib'inde yazan bn Arabi'ye, bizden bin yz on bir yl nce, O'nun kurtardkla rn peine takp stanbul'u Hristyanlardan feth edeceini ryasnda gren filozof El Kindi' sonralar gerekleen bu ryann bir arka sokanda, Beyolu'ndaki bir manifaturac dkknnd , dmeler ve naylon oraplar arasnda, O'nun dn kuran tezghtar kza kadar, herkesin by ken ve beklerken O'nun yzn bir trl hayl edememesi. 140 Oysa Deccal'i ok iyi hayl edeb yoruz: Buhari'nin 'Enbiya'sna gre, Deccal tek gzl ve kzl saldr, 'Hacc'ma gre, yzn olduu

yazldr; Tayalisi'ye gre kaln boyunlu olan Deccal, ondan bin yl sonra, stanbul'da hayl ran Hoca Nizamettin Efendi'nin 'Tevhid'ine gre ise krmz gzl ve kemiklidir. Benim ilk g azetecilik yllarmda Anadolu'da ok okunan Karagz gazetesindeyse, bir Trk cengverinin se rvenlerinin anlatld izgi romanda, Deccal, ylk ve arpk azl izilirdi. Henz fethe opolis'in dilberleriyle sevien cengveri-mizin, inanlmaz hileleriyle boutuu (bazlarn ma ben nerirdim) Deccal, geni alnh, iri burunlu ve bykszd. Deccal'in hayl gcmz bu ketlendirmesine karlk, hfcpimizin bekledii kurtarcy, O'nu btn renkleriyle canlandra ek yazarmz Doktor Ferit Kemal'in eseri 'Le Grand Pacha'y Franszca yazp, ancak 187O'te Paris'te yaymlayabilmesini bazlarmz edebiyatmz iin bir kayp olarak gryorlar. O'nu iiyle tasvir eden bu tek eseri, 'Le Grand Pacha'y Franszca yazld iin Trk edebiyatn s olarak grmemek ne kadar yanlsa, 'adrvan' ya da 'Byk Dou' gibi Doucu dergilerde, b r eziklik duygusuyla, Rus romancs Dostoyevski'nin 'Karamazov Kardeler'indeki Byk Engi zitr paracnn bu kk risaleden yrtldn ileri srmeleri de o kadar ackldr. Do 'ya yrtlm eserler efsanesi, bana hep u dncemi hatrlatr: Dnya dediimiz ryalar l zerin aknl iinde kapsndan girverdiimiz bir evse eer, edebiyatlar da, almak iste dalarna aslm duvar saatlerine benzerler. imdi: 1. Bu dler evinin odalarndaki tkrth n birinin doru ya da yanl olduunu sylemek samadr. 2. Odalardaki saatlerden birinin b be saat ileri olduunu sylemek de samadr, nk ayn saatin yedi saat geri olduu sonucu mantkla karlabilir. 3. Saatlerden biri dokuzu otuz be geceyi gsterdikten her hangi bir sre sonra, evdeki baka bir saatin dokuzu otuz be ge-eyi gstermesinden, ikinci saatin birincisini taklit ettiini sonucunu karmak da samadr. 141 Says iki yz aan mutasavv ap yazan bn Arabi, bn Rd'n Kurtuba'daki cenazesinde bulunmadan bir yl nce Fas'tayd ve ran'in yukarda szn ettiim (dizgici imdi stunun stndeysek "yukarda" deil "aada" resi'nde anlatlan, Muhammed'in bir gece Kuds'e gtrlp oradan merdivenle (Arapas Mira) Cenneti, Cehennemi iyi bir seyretmesi hikyesinden (ryasndan) ilhamla bir kitap yazyo rdu. imdi, bn Arabi'nin rehberi eliinde gn yedi katn nasl dolatn, oralarda gr mberlerle neler syletiklerini anlatna ya da bu kitab tam 35 yanda (1198) yazna bak dl bu ryalardan kma kzn doru, Beatri-ce'in yanl; ya da bn Arabi'ni doru, Dante'nin a 'Ki-tab al sra ile Makam al Asra'nn doru, 'Divina Commedia'nn yanl olduuna hkmetmek emin szn ettiim birinci cins samala rnektir. Endlsl filozof bn Tufeyl'in ssz ad oay, nesneleri kendisine emziren bir geyii, denizi, lm, gkleri ve 'ilahi gerekleri' t rak, orada tek bana yllarca yaayn ta on birinci yzylda kaleme almasna bakp, Hayy Robinson Cruzoe'dan alt yz yl ileri olduuna karar vermek; ya da ikincisinin eyalar ve aralar daha ayrntyla anlatmasna bakp bn Tufeyl'in Daniel De Foe'dan alt yzyl geri o lemek de ikinci cins samala rnektir. nc Mustafa devri eyhlislmlarndan Hac Veliyy 61 yl Mart aynda, bir cuma akam evine gelip yaz odasndaki muhteem dolab gren geveze stunun, "Hoca Efendi, dolabn da akln kadar karkm!" yolundaki saygsz ve mnasebetsiz ani bir ilhama kaplp, hem aklnda, hem de ceviz dolabnda her eyin yerli yerinde olduun u, ikisini birbirine benzeterek kantlayan uzun bir mesnevi yazmaya balam. Bu eserde, iki kapakl, drt gzl ve on iki ekmeceli Ermeni ii o ahane dolapta olduu gibi, aklmz e, saatleri, mekn, saylar, ktlar ve bugn 'nedensellik', 'varlk', 'zorunluluk' dedi vr zvr saklayan on iki gz olduunu Alman Filozof Kant'in saf akln on iki kategorisini lad o

nl eserini yaymlayndan yirmi yl nce gstermesine bakp, Almann onu taklit ettii son da nc cins samala 142 rnektir. Doktor Ferit Kemal, hepimizin bekledii byk kurtarc llyla resmederken, yz yl sonra soydalarnn kendisine bu trden samalklarla yaklaac btn hayat kendisini bir ryann sessizliine brakan bir ilgisizlik ve unutulu halesiyle liydi zaten. Bugn, onun hibir fotorafta gremediimiz yzn, bir ryadagezerin hayletims dleyebiliyorum ancak: Bir esrarketi. Kendisi gibi, Paris'teki birok hastasn afyonke e tiini Abdurrahman erefin 'Yeni Osmanl'lar ve Hrriyet' adl kltc almasndan kart , Dostoyevski'nin ikinci Avrupa yolculuundan bir yl nce- belli belirsiz bir isyan v e hrriyet duygusu yznden Paris'e gitmi, Avrupa'da yaymlanan Hrriyet ve Muhbir gazetele rinde bir iki makalesi km, ama Jntrkler sarayla uzlap tek tek stanbul'a dnerlerken, s'te kalm. Baka bir iz yok. Kitabnn nsznde Baudelaire'in 'Paradis Artifici-els'inden tiine gre, benim ok sevdiim De Quincey'den haberliydi belki; belki de, afyonla deney lere de girmiti; ama O'nu anlatt sayfalarda bu deneylerin deil, tam tersi, bugn bizim ihtiyacmz olan kuvvetli bir mantn izleri grlyor. Bu yazy, bu mant tartmak, sil n yurtsever subaylarna 'Le Grand Pacha'daki kar durulmaz dnceleri tantmak iin yazyor ma bu mant anlamak iin, nce kitabn havasna girmek gerekiyor. Mavi ciltli, 1861'de Pari 'de yaymc Poulet-Malassis tarafndan kalnca bir saman kda baslm bir kitap dnn. Y t sayfa. Bir Fransz ressama (De Tennielle) izdirilmi, o zamann stanbul'undan ok, bugn binal, kaldrml, parke kapl stanbul sokaklarna benzeyen, o zamanki ta hcrelerden ve i ikence aletlerinden ok, bugnk beton fare deliklerini ve askl, manyetolu ikence aletler ni hatrlatan evrelerin, eyalarn ve glgelerin resimlerini dnn. Kitap, bir geceyars, n arka sokaklarndan birini tasvirle alyor. Bekilerin kaldrmlar den bastonlarndan v hallelerde birbirleriyle bouan kpek etelerinin ulumalarndan baka hibir ses yok. Ahap erin kafeslerle kapl pencerelerinden hibir k szmyor. Bir soba borusundan kan belli 1 lirsiz bir duman, damlarn, kubbelerin stne inmi incecik sise karyor. Bu derin sessizli iinde, bo kaldrmlarda yryen ayak sesleri duyuluyor. Herkes bir mjde gibi duyuyor bu t haf, yeni, beklenmedik ayak seslerini; hrka zerine hrka giyip souk yataklarna girmeye hazrlananlar da, kat kat yorganlar altmda rya grenler de. Ertesi gn ise, gecenin ka svetinden uzak gneli bir enliktir. Herkes O'nu tanm, herkes O'nun O olduunu anlam, h karamsarlk zamanlarnda hi bitmeyeceini sand aclarla ykl sonsuzluk saatinin dolduu Bu bayram havas iinde dnen atlkarncalar, baran eski dmanlar, elma ekeri ve macun y klar, birlikte akalaan kadnlar ve erkekler, alp oynayanlar arasndadr O. Gzel gnlere zaferden zafere koturaca mutsuzlar arasnda yryen stn bir Kurtarc'dan ok, kardele en bir aabeydir O. Ama, bir kukunun glgesi de vardr yznde; bir dncenin, bir sezginin zaman, sokaklarda byle dnceli yrrken O, Grand Pacha'mn adamlar O'nu yakalayp ehrin t rli souk zindanlarndan birine tkarlar. Geceyars, elinde bir kandil Grand Pacha O'nu hc resinde ziyarete gelir, btn gece konuur. Kimdi Grand Pacha? Buna yazar gibi, ben de , okuyucunun kendi zgrlyle karar vermesini istediim iin, bu ok kendine zg kiinin a Trkeye eviremiyorum. Paa olmasna bakp bir byk devlet adam, bir byk asker ya da by angi bir asker olduunu dnebiliriz. Szlerindeki mantn doruluuna bakp, ayn zamanda ya da bizde ok grlen ve kendinden ok devleti, milleti dnen kiilerde hissettiimiz bi ilgelie erimi yce bir kii olduunu da dnebiliriz. Btn gece o

zindan hcresinde Grand Pacha anlatacak, O dinleyecektir. te Grand Pacha'nn O'nu sust uran ve ikna eden mant ve szleri: -1. Herkes gibi ben de hemen senin O olduunu anladm (diye szlerine balar Grand Pacha). Bunu anlamam iin yzlerce, binlerce yldr yapld gi flerin, rakkamlarn srlarna, gkteki ya da Kuran' daki belirtilere, senin hakknda yazlm hanetlere bavurmama gerek kalmad hi. Kalabaln yzndeki sevinci ve zafer heyecann gr senin O olduunu. imdi, 144 aclar ve kederi unutturman, kaybettikleri umudu vermeni, o nlar zaferden zafere koturman bekliyorlar senden, ama sen bunlar verebilecek misin o nlara? Yzyllarca nce Muhammed mutsuzlara umut verebilmiti, nk klcyla zaferden zafer utu onlar. Oysa, bugn imanmz ne olursa olsun, slmn dmanlarnn silhlar bizimkiler r askeri baar imkn yok! Kendilerini 'O' diye tantan dzmece Mehdi'lerin Hindistan'da, A frika'da ngilizlere, Franszlara bir sre kk sktrmelerinden sonra, ezilip yok olmalarnda , daha byk ykmlara yol amalarndan da belli deil mi bu? (Bu sayfalardan, yalnzca slm ou'nun Bat nnde byk apl bir zafer kazanmasnn da artk bir hayl olduunu gsteren a karlatrmalar var: Grand Pacha, Bat'nn zenginlik dzeyiyle Dou'nun sefaletini gereki yasetinin yapaca gibi drste karlatryor ve O, bir arlatan deil, gerekten O oldu arartc resmi sessizce ve hznle onaylyor.) 2. Ama bu iler acs sefalet, mutsuzlara bir er umudu verilemeyecei anlamna gelmez tabii (diye devam ediyor Grand Pacha szlerine , vakit geceyarsn ok gemiken). Yalnzca 'd' dmanlarmza kar sava aamayz. Ama in, aclarmzn kayna iimizdeki gnahkrlar, tefeciler, kan iiciler, zalimler ya da yle halde sureti haktan gzkenler olmasn sakn? Mutsuz kardelerine bir zaferin ve mutluluun umudunu yalnzca iimizdeki dmana kar aacan savala verebileceini sen de gryorsun d n, bu savan kahraman askerlerle, gazilerle deil, muhbirlerle, celltlarla, polisle, ik encecilerle birlikte verilecek bir sava olduunu da gryorsun demektir. Umutsuzlara se faletin sorumlusu olan bir sulu gstermeli ki, onun bann ezilmesiyle cennetin yeryzne i eceine inanabilsinler. Bizim son yz yldr yaptmz da yalnzca budur. Kardelerimize lmek iin aralarndaki sulular gsteriyoruz onlara. Onlar da, ekmek kadar umut da istedi kleri iin inanyorlar. Sulularn aralarnda en zeki ve en drst olanlar, her eyin bu man apldn grdkleri iin, cezalar infaz edilmeden nce, varsa eer, kk sularn bire o mutsuz kardeleri hi olmazsa biraz daha umutlanabilsinler. Bazlarn af bile ediyoruz, a ramza katlp sulu avna k145 yorlar. Kuran gibi, umut da, yalnz vicdani hayatmz de vi hayatmz da ayakta tutuyor: Umudu ve zgrl, ekmei beklediimiz yerden bekleriz nk beklenilen btn bu g ileri baarabilecek kadar kararl, kalabalklar iinden sulular g p karabilecek kadar adil ve pek istemeden de olsa, onlar ikenceden geirebilecek kadar , btn bu ilerin stesinden gelebilecek kadar gl olduunu biliyorum: nk O'sun sen. Am la ne kadar oyalayabileceksin bu kalabalklar? Bir sre sonra, ilerin dzelrhediini grece ler. Ellerindeki ekmek bymedii iin senden aldklar umut da tkenmeye balayacak. O zaman itaba ve her iki dnyaya olan inanlarn kaybetmeye balayacaklar gene; kendilerini, bir gn nce yaadklar derin karamsarla, ahlkszla, ruhsal sefalete kaptracaklar. En kt ye, senden nefret etmeye balayacaklar. Muhbirler senin celltlarna ve alkan ikenceciler ne seve seve teslim ettikleri sulular iin vicdan azab duymaya balayacaklar; polisler ve gardiyanlar yaptklar ikencelerin anlamszlndan yle bir yorulacaklar ki, ne en son mler oyalayacak onlar, ne de senin onlara vermeye altn umut; daraaalarndan salkm s ibi sallandrhveren talihsizlerin bou bouna kurban edildiine karar verecekler. O kyamet gnnde, artk ne sana, ne senin onlara

anlattn hikyelere inanacaklarn gryorsundur. Ama daha ktsn de gryorsundur: Hep b klar bir hikye kalmaynca, hepsi tek tek kendi hikyesine inanmaya balayacak, herkesin kendi hikyesi olacak, herkes kendi hikyesini anlatmak isteyecek. Kalabalk ehirlerin kirli sokaklarnda, bir trl ekidzen verilemeyen amurlu meydanlarnda, milyonlarca sefil, balarnn evresinde bir mutsuzluk halesi tar gibi tadklar kendi hikayeleriyle uykudag gibi hznle gezinecekler. O zaman onlarn gznde sen O deil, Deccal olacaksn artk, Decc de sen! Bu sefer senin deil Deccal'in. O'nun hikyelerine inanmak isteyecekler. Zaf erle geri dnen ben ya da benim gibi biri olacak Deccal. O da bu mutsuzlara senin yllardan beri onlar kandrdn, umut deil, onlara yalan aladn, aslnda O deil Dec . Belki buna da gerek kalmayacak, ya Deccal'in kendisi ya da yllardr senin kendisi ni kandrdna karar vermi 146 bir mutsuz, bir geceyars, karanlk bir sokakta tabancasn arn senm bir zamanlar kurun ilemez sanlan lml gvdene boaltverecek. Bylece, yllar t verdiin ve yllarca onlar kand.rd.,n iin, artk alp sevmeye baladn amurlu sokak birinde, bir gece ln bulacaklar 147 ON BENC BLM KARLI GECENN AK HKYELER "siz g hikye arayanlar" Mevlna Sirkeci'den Galatasaray'a gelirken takside yanma oturduu si yah beyaz filmlerden km adam yeniden grdnde, Galip, Trkn oray benzerinin odasnda yolu Karakolunun nndeydi, nereye gideceine karar veremiyordu, mavi yanp snen bir bas keyi dnp kaldrma yananca bir an duraklad. Arabann aceleyle alan arka kapsn adam hemen tand: ki polisin arasndayd, zerindeki o siyah beyaz filmlere yakr hava k gecenin lacivert ve sulu renklerine uygun bir canllk gelmiti yzne. Dudann kenarnda olun cephesini her trl baskna kar l l aydnlatan lambalarn parlak nn yansd ilmiyordu. Takside sk skya sarld i adam antas polislerin birinin elindeydi, suun rin tevekklyle nne bakarak yryordu, ama hayatndan da fazlasyla memnun gibiydi. Karako d merdivenlerinin nnde Galip'i grnce, bir an, tuhaf ve korkutucu bir keyifle bakt: " akamlar beyefendi!" "yi akamlar!" dedi Galip kararszlkla. "Kim o?" diye sordu polisle rden biri Galip'i iaret ederek. Adam iterek karakoldan ieri soktuklar iin, Galip konum ann devamn iitemedi. Anacaddeye ktnda, saat biri geiyordu; karla kapl kaldrmlard er vard. "ngiliz Konsolosluu'nun bahesine paralel sokaklardan birinde," diye dnyordu ip, "yalnz Anadolu'dan para yemeye gelen hacaalarn deil, okumu yazmlarn da gittii s adar ak bir yer varm!" Bu bilgileri, byle yerlerden alayc bir dil kullanyormu gibi ya ak sz eden sanat dergilerinden Rya edinirdi. Tokatlyan Oteli' nin eski binasnn nnde, G lip, sken148 der'le karlat. Nefesinden bol bol rak itii anlalyordu: C'den gelen te u takmm Pera Palas'tan alm, "bir bin bir gece stanbul'u yaptrmak" iin onlar gezdirmi nekelerini kartran kpekler, esrar ve hal tccarlar, gbekli gbek danszleri, pavyon ka vs.), arka sokaklarn birinde de bir pavyona gtrm. Eli antah tuhaf bir adam anlalmayan r kelime yznden kavga karm orada, onlarla deil, bakalaryla, polisler gelip, adam ya mler, bir bakas da pencereden trmanp kam, bu kargaadan sonra da masalarna evreden ar da oturmu ve bylece, isterse imdi Ga-lip'in de katlabilecei elenceli bir gece bala lip filtresiz sigara arayan skenderle Beyolu'nda aa yukar yrdkten sonra, kapsmda 'G yazan pavyona gitti. Galip'i nee, ilgisizlik ve grltyle karladlar. ngiliz gazete-. arasndaki gzel bir kadn, hikyesini anlatyordu. Fasl heyeti susmu,

numarasna balayan hokkabaz, kutularn iinden kutular, o kutularn iinden baka kutular du. Yardmcs kzn bacaklar arpkt, gbeinin biraz altnda 'sezaryen' ameliyatnn diki ip kadnn herhangi bir ocuu deil, yalnzca elindeki uykulu tavan dourabileceini dn r'dan yrtme 'kaybolan radyo' numarasndan sonra, kutulardan gene kutular kmaya balaynca pavyonda ilgi dald. Masann teki ucunda oturan ngiliz kadnn anlattklarn skender T u. Galip bam kard hikyenin anlamn kadnn anlaml yznden okuyabileceine iyimserl di. Hikyenin geri kalan ksmndan, bir kadnn (hikyeyi anlatan kadnn kendisi diye dnd ndisini dokuz yandan beri tanyan ve seven bir erkei apak bir geree, bir dalgcn geti Bizans parasnn zerindeki belirli bir anlama inandrmak istedii, ama kadna duyduu sevgi en baka bir ey gremeyen erkein gzlerinin, birlikte tank olduklar bu sihi-re kapand, , aknn heyecanyla iirler yazabildii anlalyordu. "Bylece dalgcn denizin dibinde bu paras yznden, amca ocuklar en sonunda evlenebilmiler.Ama parann zerinde grd yzn hayat btnyle deiirken, erkek hi bir ey anlayamam," dedi kadnn dediklerini Trke Bu yzden, kadn mrnn so149 nuna kadar tek basma kulede yaam. (Galip kadnn erkei ter dnd.) Hikyenin sonunun geldii anlalnca uzun masada oturanlarn takndklar d 'insan saygl 'insancl' sessizlik Galip'e sama gzkt. Gzel bir kadn, budala bir erkei terket herkesin kendisi gibi sevinmesini istemiyordu belki, ama 'gzel kadnn' gzellii yannda, yarsn dinledii hikyenin trajik (byle gsterili kelimeleri izleyen o yapmackl ve bud essizlie brnmlerdi nk) ve ackl sonu glnt. Hikyesini bitirdiinde Galip anlatc nayakm olduuna karar vermek istedi. Bundan sonraki hikyeye balayan uzun boylu adamn, adn urada burada daha nceleri iittii bir yazar olduunu Galip, skender'in sznden an adam anlatacaklarnn gene bir yazara ilikin olduunu syleyerek dinleyicilerini bu yazarn kimliini kendisininkiyle kartrmamalar iin uyard. Yazar bunu, biraz utanan, biraz da s fradakilerle yaknlk kurmak ister bir tavrla sylerken, tuhaf bir ekilde glmsedii iin, p yazarn niyeti konusunda kararsz kalmt. Yazarn anlattna gre, uzun yllar, kendi ev di bana, hi kimseye gstermedii, gsterse de kimsenin yaymlamayaca romanlar, hikyeler adam. Saplantyla bal olduu iine (o zamanlar i de deilmi) kendini o kadar vermi ki, y yazar iin bir tr alkanhk olmu: nsanlar sevmedii ya da hayatlarna itirazlar olduu i pal kap ardndaki yaz masasndan bir trl ayrlamad iin insan iine kamyormu. Mas a yasaya, yazarn 'toplumsal hayat' alkanlklar yle krelmi ki, krk yln tekinde, insa kalabalk iine girdiinde arp bir keye ekilir, masasnn basma dnecei saatleri bek hergn on drt saatten fazla zaman geirdikten sonra, sabaha doru gnn ilk ezan sesleri e rin minarelerinde ve tepelerinde birbiri arkasndan duyulurken, yazar yatana girer, onca ylda bir kere, o da rastlantyla grebildii sevgilisini dlermi, ama bu kadn, herk szn ettii cinsten bir 'ak'la ya da 'cinsellik' duygusuyla deil, yalnzca yalnzln te lecek dsel bir yoldalk zlemiyle hayl edermi. 'Ak' yalnzca kitaplardan anlayabildii llik konusun15 da ise fazla heyecanl olmadn syleyen yazar, dledii bu olaanst gz sonra evlenmi de. Tpk o sralarda yaymlanan kitaplar gibi, hayatnda fazla bir deiikli mam bu evlilik. Gene gnde on drt saati yalnz bana masasnda oturarak geiriyormu yaza hikyelerindeki cmleleri sabrla, ar ar yeniden kuruyor, yeni hikyeler iin ayrntlar atlerce masasnn zerindeki bo ktlara bakyormu. Hayatndaki tek deiiklik, sabaha do a, sessizce uyuyan gzel ve sessiz karsnn grd ryalarla, kendisinin sabah ezann dinl lkla

kurduu dler arasnda hissettii koutlukmu. Karsnn yannda uzanp hayl kurarken artk riyle karsnnkiler arasnda bir iliki var gibi geliyormu. Tpk nefes alp verilerinde f lmadan kurulan ve alakgnll bir mziin ini klarn hatrlatan ahenk gibi. Yazar . ye nunmu, uzun yalnzlk yllarndan sonra, baka birisinin yannda uyumak ona zor gelmiyormu, l kadnn nefesini dinleyerek hayl kurmaktan, ryalarnn birbirine kartna inanmaktan h ir k gn kars, zerinde fazla durulabilecek bir bahane gstermeden kendisini terkedince, zar iin zor gnler balam. Sabah ezann dinleyerek yatt yatanda eskisi gibi d kura liliinden nce ve evlilii srasnda kolaylkla kurup huzuruyla uyuduu hayller, istedii ' ' ya da 'parlaklk' dzeyine bir trl kamyormu. stedii gibi yazamad bir romandaki g inde srr ortaya kmayan, yazar korkulu kmaz sokaklara srkleyen bir yetersizlik, bir k lk varm. Karsnn kendisini terk ettii ilk gnlerde yazarn r-yalarndaki bu dklk i, her zaman sabah ezanlaryla uyuyabilen yazar, ilk kularn aalarda tmesinden, martlar eceleri hep birlikte toplatklar ehrin damlarn terk etmesinden, p kamyonuyla ilk beled otobsnn gemesinden ok sonra bile, uyuyamyormu. Daha da kts, dlerindeki ve uykusu sikliin yazarn yazd sayfalarda da kendisini gstermesiymi. Yirmi kere yeniden yazsa da, en basit cmleye bile istedii canll veremediini gryormu yazar. Btn dnyasn saran mek iin yazar ok emek vermi, kendini yeni bir sk dzene sokmu, eski dle151 rinin ahen bulabilmek iin onlar tek tek hatrlamaya zorlam kendini. Haftalar sonra, gene sabah ez anlaryla huzurla uyuduu bir uykunun hemen arkasndan, uykuda yrr gibi kalkp bana oturd az masasnda istedii canllk ve gzellikte cmleler yazmaya balaynca buhrandan ktn lmek iin, farknda olmadan kefettii tuhaf bir hileye bavurduunu da. Karsnn terkettii tedii dleri kuramad iin yazar, nce kendi eski halini dlyormu, yatam kimseyle pa i hibir gzel kadnn ryalaryla karmayan kendi eski halini. Gemite brakt o kiili ar younlukla dlyormu ki, sonunda haylini kurduu o kiinin yerine geiyor ve bylece on erini kurmaya balayarak huzurla uyuyabiliyormu. Ksa bir sre sonra .da bu ikili hayat a ahtf iin. hayl kurmak ya da yazabilmek amacyla kendisirfi zorlamasna bile gerek kalm m. Ayn sigaralarla kll doldurarak, ayn fincanla kahveler ierek bir bakas olup yaz akta, ayn saatlerde, kendi gemiinin hayaletine brnerek huzurla uyuyai biliyormu. Bir g kars, gene zerinde fazla durulabilecek bir bahane gstermeden kendisine (eve demimi ka dn) geri dndnde yazar iin gene alamad zor bir dnem balam. lk terkedildii gn lirsizlik yeniden btn hayatna sinmi nk. Uraa uraa uyuduu uykularndan kbuslarla mliiyle de, yeni kimliiyle de bir huzur bulamadan, ikisi arasnda evinin yolunu arm bi arho gibi bou bouna dolanyormu. Bu uykusuzluk sabahlarnn birinde, yatandan kalkp, e astk, yaz masasyla ktlarnn durduu kalorifer ve toz kokan odaya gitmi yazar, oradaki bzerek uzannca, hemen derin bir uykuya dalm. O sabahtan sonra, sessiz ve esrarl kars nnda, onun anlalmaz ryalaryla deil, hep orada, yaz masasyla ktlarnn yanbanda anmaz, uykuyla uyanklk arasnda, yaz masasna oturup dlerinin devam gibi gzken hikye zurla devam edebiliyormu, ama imdi korktuu baka bir derdi varm. Kars kendisini terk e den nce, birbirlerinin yerine geen, birbirlerinin benzeri iki adam zerine, sonralar okuyucular152 nn 'tarihi' dedii bir kitap yazmm. Huzurla uyuyabilmek, yazabilmek iin, ki kiiliinin hayaletine brndnde yazar, bu hikyeyi yazan kii oluyor,

kendi geleceini de, bu hayaletin geleceini de yaayamad iin ayn heyecanla eski 'benzer hikyesini' yeniden yazarken buluyormu kendini! Her eyin her eyi taklit ettii, btn hik lerin ve insanlarn kendilerinden baka eylerin taklidi ve asl olduu ve btn hikyelerin hikyelere ald bu dnya, yazara bir sre sonra, o kadar gerek gzkmee balam ki, b gerekle yazlan hikyelere kimsenin kanmayacam dnerek, kendisinin yazmaktan, okuyucular anmaktan holanaca gerekd bir dnyaya girmeye karar vermi. Bu amala, gzel ve esrarl essizce uyurken, yazar, geceyarlar ehrin karanlk sokaklarnda, lambalar krk arka mahal erinde, Bizans'tan kalma yeralt dehlizlerinde, esrarke ve gariban kahvelerinde, me yhane ve pavyonlarnda geziniyormu. imdiye kadar grdkleri, ona 'ehrimizdeki' hayatn hay edilmi bir dnya kadar gerek olduunu retmi: Bu, lemin bir kitap olduunu, tabii ki, do rmu. Bu hayat okumaktan, ehrin ona her an sunduu yeni sayfalar iinde rastlad yzlere, lere, hikyelere baka baka her gn saatlerce yryp ke ke srtmekten o kadar holamyormu uyuyan gzel karsna ve yarda brakt hikyesine hi geri dnememekten korkuyormu imdi ln, hikyenin kendisinden ok, hikye anlatmann zerinde durduu iin, yazarn hikyesi s karland. Galip, herkesin bir 'nedensiz terkedilme' hatras olduu iin, yazarn karsnn n terkettiinin zellikle merak edildiini dnd. Bundan sonraki hikyeye balayan konsomat adn, anlatacaklarnn gerek olduunu birka kere tekrarlayp "turist arkadalarmzn" da, oktadan haberli klndklarndan zellikle emin olmak istedi: nk hikyesinin yalnz Trkiy btn dnyaya ibret olmasn istiyordu. Yakn tarihte, gene bu pavyonda balyordu hikye. ocuu, yllar sonra, ayn pavyonda karlap ocukluk aklarnn yeniden alevlendirmiler. ris, erkek de kabaday (yani pezevenk, dedi kadn 'turistlere' dnerek,) olduu iin byle d urumlarda beklenilecei 153 gibi aralarnda erkein kz vurmasna yol aacak bir 'namus' dur mu da yokmu. O zamanlar pavyon da memleket gibi st limanm, genler birbirlerini sokakl arda kurunlamaz, perler, bayramlarda birbirlerine bomba deil, ekerli paket yollarlar m. Kzla olan da mutluymular. Kzn babas aniden ld iin, ayn evde yaar, ama ayr , drt gzle evlenecekleri gn beklerlermi. O gn geldiinde, kadn yannda btn Beyolu'n risleri, boyanp sslenir, kokular srnrken, erkek dn tra olduktan sonra kt anac bir kadnn ana yakalanm. Bir anda akln bandan alan kadn, onu Pera Palas'daki odasn ya doya da sevitikten sonra srrn aklam: ran ah'yla ngiliz Kraliesi'nin piiymi disini bir zevk gecesinden sonra yzst brakan annesiyle babasndan intikam alacak bir by plann paras olarak Trkiye'ye gelmi. Kabadaymzdan bir yars Milli Emni-yet'te bir yar Polis Tekilt'nda olan bir haritay elde etmesini istiyormu. Tutkunun alevleriyle yana n delikanl izin isteyip dnn yaplaca pavyona komu; davetliler dalmm, ama kz b mu, sonra bir "milli dava"mn peine dtn sylemi. Nikhlarn ertelemiler, btn pavy szlerine, randevuculara, Sulukuleli ingenelere haber salp stanbul batakhanelerine den polisleri tek tek elden geirtmiler. Sonunda, iki parasn da elde edip haritay birletird klerinde, kz, amcaolunun stanbul'un btn alkan kadnlar gibi, kendisine de oyun oynad giliz Kraliesinin kzna ak olduunu anlam. Sol gsne saklad haritayla birlikte, en hlaksz erkeklerin gittii Kuledi-bindeki bir kerhanenin bir odasna kendini kederle sr gn edip gizlenmi. Amcaolu, cadaloz prensesin emriyle stanbul'u kar kar aramaa balam a, aratan deil, aradn, herhangi bir kadn deil, ak, prensesi deil, ocukluunun am lam. En sonunda bulduu Kuledibindeki kerhanede, bir dikiz aynasndan seyrettii ocukluk aknn,

papyon kravat takan bir zengine kar "safln korumak" iin ne numaralar yapt154 n gr urtarm. Kabadaynn yrei yanarak (yan plak sevgilisinin kaval aln) seyrettii deli acdan koskoca bir et beni km, bir daha da kaybolmam. Aklarnn ayn nianndan kzn altnda varm. Polisle birlikte Pera Palas' basp cadaloz kadn yakaladklarnda ise, erke an prensesin ekmecelerinden tek tek kandrp siyasi kolleksiyonuna katt onbinerce masum elikanlnn eitli pozlarda ekilmi rlplak resimleri km. Ayrca, bu geni politik evizyonda anaristlerle birlikte sergilenen kitaplardan yzlercesi, orak ekili bildiri lerle son ibne padiahn vasiyeti ve zerine Bizans Ha ilenmi Trkiye'yi blme planlar d olis, memlekete anariyi, tpk frengi bels gibi, bu kadnn soktuunu ok iyi biliyormu b e, ama kadmn fotoraflar arasnda nice polisimizin de eli oplu, anadan doma resmi kt gazetelere gemeden rtbas edilmi. Yalnzca, amca ocuklarnn dn haberinin bir fotoraf te yaymlanmasna izin verilmi. Bir kesinden hikayecimizin bizzat kendisinin de, zerinde yakas tilki krknden k paltosu ve u anda da takt inci kpeleriyle gzkt bu foto onsomatris antasndan kard ve masada elden ele dolatrlmasn syledi. Daha sonra, hik eler, hatta yer yer glmsemelerle karlandn gren kadn, fkelenerek, anlattklarnn g ip ieri seslendi: Prensesin kurbanlaryla birlikte nice edepsiz fotorafn eken fotoraf uradayd. Pavyon kadm masaya yaklaan kuruni sal fotorafya, "misafirlerimizin" iyi bir kyesi karlnda hem fotoraf ektireceklerini, hem de bolca bahi brakacaklarn syley hikyeye balad: Bundan en azndan otuz yl nce, kk stdyosuna urayan bir uak, fotor yolu zerindeki evlerden birine arm. Zengin elenceleri iin daha uygun onca meslekta 'pavyon fotorafs' diye bilinen kendisinin neden arandn merak ederek gittii bu evde, afmz karlayan gen, gzel ve dul bir kadn, ona bir 'i' teklifi yapm: Yklce bir pa Beyolu pavyonlarnda ektii yzlerce fotorafn birer kopyasn sabah kendisine brakmasn 55 fotorafya. Fotoraf, biraz da meraktan kabul ettii bu iin arkasnda bir 'ak hikye u sezerek, kumral sal, ehla gzl kadnn elinden geldiince yakndan izlemeye karar vermi i yln sonunda, kadnn daha nceden tand ya da resmini grd belirli bir erkei arama ah elden geirdii yzlerce fotorafn iinden arada bir seip baka pozlarn, bytlm fo eklerin yzleri de, yalar da birbirini hi tutmuyormu. Daha sonraki yllarda, biraz ibirl nin verdii yaknlk, biraz da srdaln verdii gvenle, kadn, fotorafya almaya bal anlamsz bakllarn, bu ifadesiz yzlerin fotoraflarm bou bouna bana getirme!" diyormu nlam, hibir harf gremiyorum onlarda!" Belli belirsiz bir anlam okuyabildii (bu kelim eyi srarla kullanyormu kadn,) bir suratn br fotoraflar ise, her seferinde kadn hay o zaman hep unu sylermi: "Hznllerin, mahzunlarn gittii pavyonlar ve meyhanelerde bt amz bu kadarsa, o i yerlerinde, o dkkn tezghlarnda, o memur masalarnda ne kadar, ne bo bakyorlardr allahm?" kisini de umutlandracak bir-iki 'vaka'ya da hi rastlamam de i ama: Bir keresinde, sonradan kuyumcu olduunu rendikleri ihtiyar bir adamn kr kr de uzun uzun durduu bir anlam okumu kadn, ama ok eski ve ok dur-gunmu bu anlam. Alnnn ve gz altlarndaki harf zenginlii, hep kendini tekrar eden ve bugne hi k tutmayan kapa r anlamn son nakaratlarym yalnzca. Yaadklar gne iaret eden, gerilimli harflerle kp rata yl sonra rastladklar sra, muhasebeci

olduunu rendikleri bu adamn fotoraflarm bytp frtnal suratyla heyecanlandklar g ranlk bir sabah, kadn, fotorafya bu muhasebecinin gazetelerde kan koskoca bir fotoraf rmi: "Zimmetine Yirmi Milyon Geirdi." Sululuun, kural diiliin heyecan bitince, geveye uhasebecinin, bykl polisler arasndan okuyuculara huzurla bakan yz, knalar srlm kur koyununki kadar bomu artk. Tabii ki sofrada oturanlar, asl akn fotorafyla kadm ara15 ki ak olduunu aralarnda fsldaarak, ka gz iaretleriyle anlaarak oktan karar vermil ak hikyesi'nin sonunda, bambaka bir kahraman vard: Serin bir yaz sabah, elindeki kala balk bir pavyon masasnn fotorafnda, anlamsz suratlar arasnda prl prl parldayan o , kadn, on bir yldr srdrd aratrmalarnn hi de boa gitmediine hemen karar vermi yonda grld iin bu harika ve gen yzn, rahatlkla ekilip bytlen fotoraflarnda o anlam okunuyormu: Ak imi bu anlam. Sonralar, Karagmrk'te kk bir dkknda saat tamir ikleri otuz yandaki bu adamn, temiz ve ak suratnda kelimenin 'yeni' harfi o kadar okunuyormu ki, kadn bu harflerin hibirini gremeyen fotorafya kr olduunu sylemi fk sonraki gnleri de, grcye kacak bir gelin gibi titreyerek, yenilgiye mahkm olduunu da batan bilen bir k gibi peinen aclar ekerek ve kk bir umut grd zamanlarda luk ihtimllerini kl krk yaran bir titizlikle hayl ederek geirmi. Bir haftada, saatini li bahane ve hilelerle ekilmi yzlerce fotoraf kadnn salonunun her kesine aslm. Fo kndan, daha ayrntl fotoraflar ektii bir akamdan sonra, inanlmaz yzl saat tamircisi ndan aya kesilince, kadn deliler gibi olmu. Fotorafy saatinin peinden Karagmrk'e knnda da, mahallelinin gsterdii evinde de yokmu adam. Bir hafta sonra, yeniden gittiin de dkkn, 'devren satlk'm, ev de boaltlm. Bundan sonra, fotorafnn artk yalnzca aflarla kadn ilgilenmez olmu, saatinin dnda en ilgin yzlere bile gznn ucuyla olsun Erken gelen o rzgrl sonbahar sabahlarnn birinde, elinde kadn ilgilendirebilecek ilgin ir 'para', kapsn ald zaman, apartmann her zaman merakl kapcs, hanmefendinin adr an bir baka yere tandn zevkle sylediinde, fotoraf kederle hikyesinin bittiini s kuraca kendi hikyesi balyormu belki de. Ama hikyenin asl sonunu, yllar sonra, dalgn kuduu bir gazetenin manetinden karm: 'Suratna Kezzap Att!' 157 r Kezzap atan kskan ad, ne surat, ne de ya ili'deki hammefendininkini tutuyormu; suratna kezzap atlan ko saat tamircisi deil, haberin k yeri olan bir Orta Anadolu kasabasnda Cumhuriyet Savcs Dahas, gazetedeki ayrntlarn hibiri yllardr haylini kurduu kadnla, gzel saatinin tutmuyormu, ama daha 'kezzap' kelimesini grr grmez fotorafmz bu iftin 'onlar' olduu i; onlarn yllardr birlikte olduunu, kendisini kullanarak birlikte katklarn, kendisi kimbilir hangi mutsuz erkei aradan karmak iin bu oyuna bavurduklarn anlam. O gn ald ezalet gazetesinde saatinin tamamen eriyerek anlamdan ve harflerden btn btn kurtulan mutlu yzn grnce ne kadar hakl olduunu da anlam. Fotoraf zellikle yabanc gazetec nlatt hikyesinin takdir ve ilgiyle karlandn grnce zaferini talandracak son bir sr verir gibi aklad: Ayn rezalet gazetesi, surat erimi ayn yz, Ortadou'da yllard savam son kurbann resmi olarak (yllar sonra bir kere daha) bastktan sonra, altna u an laml cmleyi yazm: "Ak iin imi diyorlar yleyse her ey" Masadakiler neeyle, hep birli orafya poz verdiler. Aralarnda Galip'in uzaktan tand bir iki gazeteci ve reklamc, g kafal bir adam, sofraya ucundan katlm birka yabana da vard. Sofrada, bir geceliine

bir han, ya da fazla nemli olmayan bir kazay paylaan insanlar arasndaki o rastlantsal dostluk ve merak duygusu olumutu. Pavyon iyice boalp sessizlemi, sahne klar da okt p pavyonu Trkn oray'n pavyon kadnn oynad 'Vesikal Yarim'in ekildii yere benzetin ard yal garsona sordu. Belki de, o srada herkesin kendisine dnmesinden, belki de, isafiri olduu teki hikyelerin heyecanyla yal garson da, ksa bir hikye anlatt: Hayr, e deil, ama burada bu pavyonda ekilen ve Rya sinemasnda gsterildii hafta, kendisinin d e on drt kere kendisini seyrettii eski bir filme ilikindi hikyesi. Prodktrle birlikte, filmde oynayan gzel kadn da ondan bir iki sahnede gzkmesini isteyince garson memnun iyetle kabul etmi. ki ay sonra sey158 rettii filmde gzken surat ve elleri garsonun ken di surat ve el-leriymi, ama baka bir sahnedeki srt, omuzlar ve ensesi kendisinin deilm ve filmi her seyrediinde bu garsonu hem korkutuyor, hem de tuhaf bir zevkle rperyor mu. Dahas azndan bir bakasnn, stelik baka filmlerde de sk sk iitecei bir bakas rmu bir trl. Filmi seyreden ya-knlarysa bu tyler rpertici, akl kartrc ryams ye n kadar ilgilenmemiler, ne film hilesi denen eyi, ne de asl nemli gerei, bir kk hile nsann bir bakasn kendisi, kendisini de bir bakas olarak gsterebileceini anlamlar. G ft film gsterdikleri yaz haftalarnda Beyolu sinemalar kendisinin bir an gzkt o filmi trlar diye yllarca bou bouna beklemi. Filmi bir daha grebilseymi, kendi genli-iyle k l, yaknlarnn anlamad, ama bu sekin sofradakilerin anlayaca teki 'malm' nedenden ye hayata balayabileceine inamyormu. Yal garsonun arkasndan teki 'malm neden'in ne oldu nusunda sofrada uzun uzun konuuldu. ouna gre tabii ki, ak idi bu neden; garson kendin e ya da kendinde grd dnyaya, ya da 'sinema sanat'na kt. Pavyon kadn ise, garsonun er gibi 'ibne' olduunu syleyerek konuyu balad: rlplak soyunup aynada kendine ktlk mutfakta gen komileri sktrrken yakalanmt. Galip'in gznn srd kabak kafal iht orumuzu yapan greiler hakkndaki bu "temelsiz nyargsna kar kp bir zamanlar zellik k yakndan takip ettii bu mstesna insanlarn rnek aile hayatlarna ilikin gzlemlerini sa ya balad. skender de ayn srada ihtiyarn kim olduunu Galip'e anlatt: ngiliz gazetecil gnlk programlarn yapp iki ayan bir pabuca sokmaya alt o tell gnlerde skend belki de Galip'e telefon ettii o gnn akamnda- Pera Palas'in lobisinde karlam bu kab yarla. Adam ona Cell Beyle tantn, kendisinin de kiisel bir iin onu aradn syl tlm. Sonraki gnlerde urada burada karsna karak, yalnzca Cell'i bulmak iin deil, fek ilerden de geni evresi sayesinde -emekli askerdi- ona ve ngiliz gazetecilere yar dm etmi.. 159 at pat ngizcesiyle bir iki kelime sylemekten pek holanyor-mu. Besbelli akitlerinde yararl eyler yapmak isteyen, dostlua merakl ve stanbul'u da iyi tanyan bir emekliymi. htiyar Trakyal greilerden sonra, asl hikyenin sras geldiini syleyerek sini anlatt: Hikyeden ok bir soruydu aslnda bu: Gn ortasnda gne tutulduu iin kendil e dnen koyun srsn ala kapatp evine dnen ihtiyar bir oban, ok sevdii karsn yata kararszlk geirdikten sonra, eline geirdii bakla ikisini de ldryordu. Teslim oldukta , kad nnde kendisi savunurken karsn ve sevgilisini deil, kendi yatanda grd, hi n, obann ileri srd mantk ok yalnd: Yllardr akla birlikte yaad, inand, tan sna imkn olmadna gre, 'kendisi'de, yataktaki "kadn" da aslnda baka biriydiler. oban e, gnein de verdii olaanst iarete gvenerek

hemen inanmt. Bir anda brnd ve hatrlad o baka kiiliin suunun cezasn ekmeye anda ldrd kadnla erkein de, evine girip kendi yatann nimetlerinden hayaszca isti hrsz olarak grlmesini istiyordu. Cezasn, ne olursa olsun, ektikten sonra, gnein tutu den beri gremedii karsn aramaya yollara decek, onu bulduktan sonra da, kaybettii kend iiliini, belki de karsnn yardmyla aramaya balayacakt. Kad, obana ne ceza vermiti li albayn sorusuna masadakilerin verdii cevaplar dinlerken Galip, bu hikyeyi ve soru yu bir baka yerde okuduunu, ya da dinlediini dnyordu, ama o yerin neresi olduunu hat amyordu bir trl. Fotorafnn banyodan getirip masadakilere datt fotoraflardan biri eyi ve kabak kafal adam nereden hatrladn karacan sand bir an; o an sanki kendisi da kim olduunu syleyeverecek ve bir anda tpk fotorafnn hikyesindeki suratlar gibi, a or okunan yzlerden birinin de esrar zlecekti. Galip, sras gelince, kadnn oban affe ektiini sylerken, emekli askerin yzndeki anlamn srrn zdn hissetti: Sanki hikye adnda bir kiiydi emekli asker, hikyesini bitirdiinde 160 bir baka kii. Hikyeyi anlat na ne olmutu, hikyesini anlatrken onu deitiren ey neydi? Anlatma sras kendisine gelin Galip, yllar nce, bir baka ke yazarndan dinlediini syleyerek yal ve yalnz bir gaz ak hikyesini anlatmaya balad. Btn hayatn Babli gazetelerine, dergilere eviriler ya son filmler ve oyunlar zerine yazlar yazarak geirmimi bu adam. Kadnlardan ok, kadnla lbiselerine ve taklarna ilgi duyduu iin hi evlenmemi* Beyolu'nun bir arka sokandaki dal kk dairesinde, kendinden de yal ve yalnz gzken tekir kedisiyle birlikte yapayaln Olaysz geen hayatnda tek sarsnt, Marcel Pro-ust'un gemi zamann peine dt o okuma kitabn mrnn sonuna doru okumaya balamasym. Yal gazeteci, kitab o kadar ok sevmi len herkese ondan szetmi, ama deil kendisi gibi ne emekler vererek o ciltleri Fransz ca okuyup sevecek birini bulmak, heyecann bile paylaacak kimseye bile rastlayamam. Bu nun zerine iine kapanm ve kimbilir ka kere okuduu ciltlerdeki hikyeleri, sahneleri bir bir kendine anlatmaya balam. Gn boyunca ne zaman bir skntyla karlasa, duygusuz, inc yoksun, hrsl ve bylelerinin hep olduu gibi 'kltrsz' kiilerin kabalklarna ve acmas zaman katlanmak zorunda kalsa, "Zaten, imdi burada deilim ben!" diye dnyormu. "imdi b evimde, yatak odamdaym ve ierdeki odada uyuyan ya da uyanmakta olan Albertine'imi n ne yaptn dlyorum ya da uyandktan sonra Albertine'in evin iinde gezinirken kard tl ayak seslerini dinliyorum keyifle, sevinle!" Sokaklarda, mutsuzlukla yrrken, tpk Pr oust'un romanndaki anlatcnn yapt gibi, evinde kendisini bekleyen gen ve gzel bir kad nu, bir zamanlar tanmay bile mutluluk sayaca Albertine adl bu kadnn kendisini bekledi ve beklerken de Albertine'in neler yaptn hayl ediyormu. Sobas bir trl iyi yanmayan i al kendi evine dndndeyse, ihtiyar gazeteci, Albertine'in Pro-ust'u terkettii teki cilt eki sayfalan kederle hatrlar, bo evin hznn iinde hisseder, bir zamanlar burada Alberti ne ile glerek konutuklar eyleri, onun kendisini ancak zili aldktan sonra zyaret etme sabah kahvaltlarn, kendi bitip tkenmeyen ks161 kanlk nbetlerini, birlikte kacaklar yolculuunun hayllerini tek tek, sanki kendisi hem Proust hem de kapatmas Albertine imi gibi, gzlerinden hzn ve mutluluk yalar akana kadar hatrlarm. Tekir kedisiyle ev geirdii pazar sabahlar, kaba saba hikyeler yaymlayan gazeteye fkelendiinde, merakl ko rn, anlaysz uzak akrabalarm ve sivri dilli terbiyesiz ocuklarn syledikleri o alayc s hatrladnda, kendi eski ekmecesinin gznde bir yzk bulmu gibi yapar, bunun hizmetis 'n gl aacndan masann ekmecesinde bulduu ve Albertine'in unuttuu yzk olduunu dn metiye dnerek: "Hayr, Franoise,"

dermi tekir kedinin iitebilecei kadar yksek sesle konuarak, "Albertine bunu unutmad, y a geri yollamamz da bouna olur, nk nasl olsa pek yakn zamanda eve dnecek Albertine." se Albertine'i tanmad, kimse Proust'u bilmedii iin bu kadar sefil ve ackl bizim lkem iye dnrd ihtiyar gazeteci. Bir gn Proust'u ve Albertine'i anlayacak birileri bu lkede evet belki o zaman sokaklardaki bykl ve yoksul insanlar daha iyi bir hayat yaamaya balayacaklar, belki o zaman, ilk kskanlk annda birbirlerini baklayacaklarna, Proust g sevgililerinin haylini gzlerinin nnde nasl canlandrdklar zerine hayllere dalacakla u yazm kabul edildikleri iin gazetelerde altrlan btn o yazarlar, evirmenler de Pr lar, Albertine'i tanmadklar ihtiyar gazetecinin Proust'u okuduunu bilmedikleri, onun Proust ve Albertine'nin bizzat kendisi olduunu anlamadklar iin bu kadar kt ve anlays Ama hikyede alacak yan, yal ve yalnz gazetecinin kendini bir roman kahraman ya da ya sanmas deilmi; nk kimsenin okumad bir Bat eserini akla seven her Trk, bir sre so nzca, ok severek okuduuna deil, onu yazdna da itenlikle inanmaya balarm. Daha sonr vresindeki insanlar, yalnz bu kitab okumadklar iin deil, kendisinin yazd gibi bir k zamadklar iin de kmsermi. te bu yzden, artc olan ey ihtiyar gazetecinin ylla a da Albertine sanmas deil, yllarca herkesten saklad bu srrm bir gn gen bir ke ya 2 Belki de ihtiyar gazeteci, bu gen ke yazarna ok zel bir sevgi duyduu iin ona alab oust ve Albertine'i andran bir gzellik varm bu delikanl ke yazarnda: Badem bykl, s asik yapl, gzel kalal, uzun kirpikli ve Proust ve Albertine gibi de esmer ve ksaca boy luymu; teninin bir Pakistanly hatrlatan yumuack ipeksi derisi prl prl parlarm. Am de bu kadarm ite: Avrupa edebiyat zevki Paul de Kock ve Pitigrilli'den te gemeyen gen ve gzel ke yazar, ihtiyar gazetecinin srlarnn ve aknn hikyesini dinleyince, nce k glm, sonra da bu ilgin hikyeyi bir ke yazsnda yazacan sylemi. Yapt hatay a , her eyi unutmas iin gen ve gzel meslektana yalvarm, ama hl glen teki, oral ol azeteci evine dndnde, bir anda, btn - dnyasnn ykldn anlam: Bo ^inde artk n ormu, ne de Albertine ile geirdikleri gzel zamanlan, ne de Albertine'nin nereye git tiini. stanbul'da yalnzca ve yalnzca kendisinin bildii, yaad o olaanst ve byl r kayna olan ve kimsenin kirletemedii o yce ak, pek yaknda yzbinlerce anlaysz okura anlatlacak, yllardr tapnd Albertine'in sanki rzna geilecekmi. htiyar gazeteci, e nn hrszlklaryla, en son radyo programlarnn kusurlarndan baka hibir ey okuyamayan b rlarn, daha sonra p tenekesinin altna koyacaklar ya da zerinde balk ayklayacaklar k rinde, Albertine'in adnn, o ok sevdii, lrcesine kskand, kendisini terke-dince mutsu ykld ve Balbec'te ilk grd zaman bisiklete biniini hi mi hi unutamad sevgili A dn greceini dndke yalnzca lmek istiyormu. Bu yzden, son bir cesaret ve kararll < tenli gen ke yazarna telefon etmi ve ona bu ifa bulmaz ve zel ak, bu insanlk du esiz ve snrsz kskanln "yalnzca ve yalnzca" kendisinin anlayacan syleyerek, Pro tine'den hibir ke yazsnda, hibir zaman szetme-sini yalvararak istemi. Bir cesaretle d klemi: "Hem siz zaten Marcel Proust'un o eserini okumadnz bile!" "Kimin, hangi eser ini?" diye sormu, "niye?" diye sormu konuyu ve ihtiyar gazeteci163 nin akn oktan unutm u olan gen ke yazar. htiyar, her eyi gene anlatm ve gen ve acmasz ke yazan gene glp, evet, evet, ite bu hikyeyi yazmas gerektiini sylemi sevinle. Hatta belki de iht konunun yazlmasn istediini dnd iin de.

Yazm da. Bir hikyeye benzeyen o ke yazsnda ihtiyar ke yazar u dinlediiniz hikyed tlyormu: Tuhaf bir Bat romannn kahramanna k olan ve kendisini hem yazar hem kahram anbullu, yalnz ve ackl bir ihtiyar olarak. Hikyedeki ihtiyar gazetecinin de, gerek ih tiyar gazeteci gibi bir tekir kedisi varm. Ke yazsndaki ihtiyar gazeteci de, bir ke y a anlatlan hikyede kendisiyle alay edildiini grnce sarshyormu. O anlatlan hikyenin i hikyede de ihtiyar gazeteci, Proust'un ve Albertine'in adlarm gazetede grnce lmek is tiyormu. Hikyenin iindeki hikyenin iindeki, hikyenin iindeki yalnz gazeteciler, Prous ar ve Albertine'ler ihtiyar yazarn hayatnn son mutsuz gecelerinin kbuslarmda dipsizl ik ve sonsuzluk kuyularndan birer birer ortaya kmlar. Geceyarlarmda kbuslarla uyand tiyar gazetecinin, kimse bilmedii iin hayalleriyle mutlu olabilecei bir ak da yokmu ar tk. Acmasz ke yazsnn yaymlanmasndan gn sonra, bir sabah kaps krlarak ald usundan szan dumanla ihtiyar gazetecinin uykusunda sessizce ld anlalm. Tekir kedisi dr am, ama gene de efendisini yemeye cesaret edememi. Btn tek hikyeler gibi, Galip'i att hikyede de onca hznne ramen dinleyicileri birbirlerine balayarak neelen-dirmiti rnda yabanc gazetecilerin de olduu birka kii masalardan kalkp gzkmeyen bir radyonun m e konsomatrislerle birlikte pavyon boalana kadar oynadlar, elendiler, gldler. 164 ON ALTINCI BLM KENDM OLMALIYIM "Neeli va da hznl ya da dalgn ya da dnceli ya da kibar tiyorsan, bu durumlar tek tek btn a'vrmt-lanyla ovnaman gerekivordu valnzca." Patrici a Highsrtith Yirmi alt yl nce, bir k gecesi bamdan geen bir metafizik deneyi, yllar hatrlayarak bir ke yazmda, bu stunlarda ksaca anlatmtm. Bundan on bir ya da on iki y iyi kartamyorum, (Ne yazk ki hafzamn iyice zayflad bugnlerde bu gibi durumlarda ba zli arivim' elimin altnda deil!) yazdm bu uzunca yazdan sonra, okuyucularmdan bir y aldm. Her zaman olduu gibi, bekledikleri, altklar trden bir yaz yazmadm iin fke er zamanki gibi yurt sorunlarndan szetmiyordum, niye her zamanki gibi yamurlu stanbu l sokaklarnn hznn anlatmyordum?) okuyucularm arasnda, baka 'ok nemli bir konuda' b n grte olduunu 'sezen' bir okuyucumun mektubu da vard. Ksa bir sre sonra beni ziyaret ecek, ve ortak anlama noktalarmz olarak grd baz 'zel' ve 'derin' konularda bana soru oracakt. Berber olduunu yazan (bu da tuhaft) bu okuyucumun mektubunu unutmak zereydi m ki, bir leden sonra kendisi gerekten kageldi. Sayfalarn balanma vaktiydi, yar kalm bitirip aaya yollamak zereydik, hi vaktim yoktu. stelik, berberin, dertlerini uzun uzu n anlatacan, bu biip tkenmez dertlere stunlarmda niye yeterince yer veremeyeceimi sor k beni sktracan da dnyordum. Bamdan savmak iin baka bir zaman gelmesini syled yazdn hatrlatt bana, zaten 'baka bir zamana' da vakti olmadn syledi; hemen cevapl iki soru soracakm, ayak st bile cevap verebilirmiim. Berberin konuya dorudan doruya g rmesinden holandm iin sorular hemen sormasn syledim. "Kendiniz olmakta glk ekiyo uhaf bir eyin, bir elencenin, sonradan hep birlikte glne165 cek bir akann yaklatn i iin masann bana kk bir kalabalk toplanmt: Aabeylik ettiim gen gazeteciler, a dren iman ve grltc bir futbol yazar..: Bylece, soruya cevap olarak, byle durumlarda beklenilen o 'zeki' akalardan birini yaptm. BerberJ)u akay istedii bir cevap gibi di kkatle dinledikten sonra ikinci sorusunu sordu. "nsann yalnzca kendisi olabilmesini n bir yolu var mdr acaba?" Kendi merakn doyurmak iin deil de, szcln ettii bir ba araclk eder gibi sormutu bu sefer. Besbelli, soruyu daha nceden hazrlayp ezberlemiti. k akamn etkisi hl havadayd, glmeleri iiten

bakalar da gelmiti, byle bir durumda 'insann kendisi olabilmesi' zerine ontolojik bir nutuk atmak yerine, heyecanla beklenen ve ta gedie oturtacak ikinci akay patlatmaktan daha doal ne olabilir? stelik, bu ikinci akayla, birinci akann etkisi de artyor, her y yokluumda da anlatlacak k bir hikye haline dnyordu. Bugn de hatrlamadm bu iki , berber: "Zaten anlamtm!" deyip gitti. Milletimiz ift anlaml szlere ancak ikinci anla mda bir tr hakaret ya da aalama olduu srece ilgi gsterdii iin berberin alnganlyl m bile. Hatta diyebilirim ki, bir genel helada ke yazarnz tanyp, pantolonunu ilikleyen adama, hayatn anlamn ya da Allaha inanp inanmadn soran heyecanl okuyucular kmser onu. Fakat aradan zaman getike... Bu yarm kalm cmleden sonra, kstahlmdan piman ol berin sorusunun ne kadar yerinde olduunu hep dndm, hatta bir gece ryamda onu grp s gular ve kbuslarla uyandm yazaca1 m sanan okuyucularm, anlalan beni hl tanmam re hari,, hi dnmedim bile, O dndm "bir kerede" de, dncem berberin kendisinden y anmadan, yllar nce dndm bir dncenin devamyd aklma gelen. Hatta ilk bata buna ukluumdan beri zaman zaman aklma taklan bir nakarat, birden kulaklarmn dibinde, hayr, aklmn, ruhumun derinliklerinde bir yerde yemden tekrara balamt: "Kendim olmalym, kend ol166 malym, kendim olmalym..." Kalabalk iinde, akrabalar ve i 'arkadalar' arasnda bir gnden1 sonra, geceyars yatama girmeden nce evimin br odasndaki eski koltua otur larm sehpaya uzatm, sigara ierek tavana bakyordum. Btn gn grdm insanlarn bitip grltleri, istekleri sanki birleip bir tek ses olmu da kulamn dibinde tatsz ve yoruc ba ars gibi, dahas sinsi bir di ars gibi nlyordu. 'Dnce' demekten ekindiim bu nlamaya kar, -nasl desem- sanki bir tr 'kar ses' olarak balad nce. Kalabaln grltsnden beni kurtarmak iin, kendi i sesime, kendi mutluluk ve huzuruma, hatta kokuma gmleyim diye bana k yolunu hatrlatyordu. "Kendin olmalsn, kendin olmalsn, kendin ceyars btn kalabalktan ve onlarn, (cuma vaazn veren imamn, retmenlerin, halamn, b , politikaclarn, hepsinin) 'hayat' diyerek iine iyice gmlmemi, gmlmemizi istedikleri o iren kargaann amurundan uzakta oturmaktan ne kadar memnun olduumu o zaman sezdim! Onla rn tatsz ve yavan masallarnn deil de, kendi hayllerimin bahesinde gezinmekten yle mem dum ki, koltuktan sehpaya doru uzanan ince bacaklarma, zavall ayaklarma bile' sevgiy le bakyor, dumann tavana flediim sigaray azma gtrp getiren beceriksiz ve irkin el le szyordum. Krk yln tekinde kendim olabilmitim! Krk yln tekinde kendim olabildiim unda kendimi sevebilmitim! te, bu mutluluk annda 'nakarat' da renk deitirdi. Cami duva r boyunca yrrken her tata ayn kelimeyi tekrarlayan mahallenin budalas gibi ya da treni n penceresinden bir bir bir telgraf direklerini sayan ihtiyar yolcu gibi, nakara t ayn kelimeleri tekrarlayacana, yalnz beni deil, hiddeti ve sabrszlyla iinde otur im eski ve zavall oday da kaplayarak btn 'gereklii' saran bir tr iddet haline dnt e artk bu sefer 'nakarat' deil, mutlu bir fkeyle ben kendim tekrarlyordum: Kendim ol malym, diye tekrarlyordum, onlara hi aldrmadan onlarn seslerine, kokularna, isteklerin , sevgilerine ve nefretlerine aldrmadan kendim olmalym ben, kendim olmalym, diye 167 tekrarlyordum, sehpann zerinde memnun duran ayaklanma ve tavana doru flediim sigara du manna bakarak; nk kendim olamazsam onlarn olmam istedikleri biri oluyorum ve onlarn ol am istedikleri o insana hi katlanamyorum ve onlarn olmam istedikleri o dayanlmaz kii o acama hibir ey olmayaym ya da hi olmayaym daha iyi, diye dnyordum, nk genliim

amcamlarn ve halamlarn evine gidince "Ne yazk ki gazetecilik yapyor, ama ok alyor ve lrsa inallah bir gn baarl olacak," diye baktklar kii oluyordum ve o kii olmaktan n yllarca altktan sonra bu sefer, bir katnda yeni karsyla babamn da oturduu o apart n, koca adam, gidince, "ok alt ve yllar sonra biraz olsun baarl oldu," diye grdkle yordum ve daha kts, ben de kendimi baka trl gremediim iin, bu hi sevemediim kiili ine irkin bir deri gibi yapyor ve biraz sonra, onlarla birlikteyken ben kendimin deil bu kiinin szlerini sylerken yakalyordum kendimi ve akam eve dndmde olmak istemedii nin szlerini nasl sylediimi kendime ikence etmek iin bir bir hatrlyor ve "bu haftaki n yazmda bu konuya deindim", "en son Pazar yazmda bu meseleyi ele aldm", "yarnki yazmd a unu da sylyorum", "Bu Sal, uzun yazda unu da deiyorum" gibi baya szleri, mutsuzlu lacak gibi oluncaya kadar tekrarlyordum ki, en sonunda biraz kendim olabileyim. Btn hayatm bu tr kt hatralarla doluydu. Ayaklarm uzatarak oturduum koltukta kendim olabi nin tadn daha da karabilmek iin kendim olamadm zamanlar bir bir hatrladm. Askerli e silh 'arkadalarm' benim yle biri olduuma karar verdiler diye, btn askerliimi 'en zo urumda aka yapmaktan vazgemeyen biri' olarak geirdiimi hatrladm. Vakit geirmekten ok in bir karanlkta yalnz bama oturmak iin gittiim kt filmlerin 'be dakika aralarnda s n isiz gsz kalabaln baklarndan beni 'ok anlaml iler yapmaya aday deerli bir gen e karar verdiim iin 'ok anlaml, hatta ulvi dncelere boulmu bir dalgn' gibi davrand r askeri darbenin hazrlk planlarna ve iktidar ele geireceimiz gnlerin hayllerine gm larda, askeri darbe bir gecikir de, milletimin ektii skntlar daha da uzar korkusuyla, geceleri uyuyamayacak kadar milletini seven biriymiim gibi davrandm hatrladm. Kimsele e gzkmeden gizlice gittiim randevuevlerinde, orospular ylelerine daha iyi davranyorla r diye, yakn gemite bamdan korkun ve umutsuz bir ak maceras gemi bir umutsuz gibi y . Kaldrm deitirecek vaktim yoksa, polis karakollarnn nnden iyi uslu bir vatanda gibi e alarak getiimi hatrladm. Srf, ylba gecesi denilen o korkun geceyi tek bama ge olmad iin gittiim babaannelerimin evinde, herkese katlmak iin tombala oynarken ok e ormu gibi yaptm hatrladm. Houma giden kadnlarn yannda kendim gibi olmayp da onlar gider diye, kimine evlilikten, hayat mcadelesinden baka bir ey dnmeyen biri gibi, kim ine memleketin kurtuluundan baka hibir eye vakit ayrmamaya kararl biri gibi, kimine de lkemizdeki yaygn duyarszlktan ve anlayszlktan bkm duygulu biri gibi hatta baya zli air' gibi gzkmeye altm hatrladm. Sonra, (evet, en sonunda) iki ayda bir gitti e asl kendim olamadm, taklit ettiim btn bu kiilerin toplam olan kendimi taklit etti adm. Oysa kendimi koyvermeye giderdim ben bu berbere. (Yazmn bandakinden baka bir berb er tabii!) Ama berberle birlikte kesilecek salara, bu salar tayan kafaya, omuzlara, gv deye, ay-'nann iine, bakmaya baladmz zaman, hemen anlardm bu kol-. tukta oturan ve ay iinde seyrettiimiz kiinin 'ben' deil de, bir bakas olduunu. Berberin "nden ne kadar caz?" derken elinde tuttuu bu kafa, bu kafay tayan boyun, omuzlar ve gvde benim deil ke yazar Cell Beyindi. Benimse hi ilgim bile yoktu bu adamla. O kadar ak seik bir ge i ki bu, berber de farkedecek sanrdm, ama o hi oral olmazd. stelik, ben deil de, 'ke r' olduumu daha fazla hissettirmek ister gibi, bir ke yazarna sorulacak sorulan sorar d bana: "Harp ksa imdi biz Yunanllar yener miyiz?", "Babakann karsnn orospu olduu "Pahall manavlar m karyor?" gibi. Nereden geldiini bir trl karamadm anlalma m kendimin cevap vermeme izin vermez, benim yeri169

me, aynada benim de tuhaf bir aknlkla seyrettiim ke yazar, her zamanki ukal havasyl er mrldanrd: "Bar iyi eydir!", "Adam asmakla fiyatlarn dmeyeceini bilmek lazm!" g bildiini sanan, bilmedii zaman da bilmediini bilen, kendi eksiklik ve fazlalklarna h ogryle bakmay da ukalca renmi bu ke yazarndan nefret ediyordum! Her sorusuyla beni ke yazar Cell Bey" yapan berberden de nefret ederdim! Bana tuhaf sorular sormaya gaz eteye gelen berberi de ite kt anlarmn bu noktasnda hatrladm. O noktada, gecenin ge inde, beni ben yapan kendi koltuumda, ayaklarm sehpaya uzatarak oturmu, kulaklarmn dib inde bana kt anlarm hatrlatan o eski nakaratn yeni fkesini dinlerken, "Evet, berber e di!" diyordum kendi kendime, "insann kendisi olmasna bir trl izin vermezler, insan bra kmazlar kendisi olsun diye, hibir zaman brakmazlar." Ama nakaratn vezni ve fkesiyle sylediim bu szler, beni yalnzca iine girmek istediim huzura daha da fazla gmyordu. O an btn bu hikyede, berberin ziyaretinde ve baka bir berber araclyla tazelenen ansnd yazlarmda da anlattm ve ancak pek sadk okurlarmn farkedecei bir dzen, bir anjam, ha desem 'esrarl bir simetri' olduuna hkmettim. Geleceime dnk bir iaretti bu: Uzun bir g hatta akamn ardndan insann yalnz bana kalp, kendi koltuuna oturup kendisi olabilmes ar sren uzun ve maceral bir yolculuktan sonra yolcunun kendi evine dnmesine benziyo r. 170 ON YEDNC BLM BEN TANIDINIZ MI? 'Yine imdi o zamanlara don irca-i nazar ettike nlkta yryen bir izdiham sezinler gibi oluyorum." .. Hikye anlatanlar pavyondan knc en dalmam, hafif hafif attran karn altnda ne olduunu kestiremedikleri yeni bir ele liyor, bir yangna ya da bir cinayete tank olduktan sonra, bir ikincisi de patlak v erir diye olay yerinde aklanlar gibi, birbirlerinin yzne bakyorlard. Kafasna kocaman b r ftr apkay oktan geirmi kabak adam, "yle herkese ak bir yer deil, skender Bey," d kalabal kaldramazlar. Yalnzca ngilizleri gtrmek istiyorum. Memleketimizin bu yanndan bret alsnlar." Galip'e dnd. "Siz de gelebilirsiniz tabii..." tekiler gibi atlatamadkl ar iin, son anda onlara katlan iki kiiyi, antikaclk yapan bir kadnla, fra bykl or mar da aralarna alarak Tepebama doru yrdler. Amerikan Konsolosluunun nnden geerler Beyin Nianta ve ili'deki evlerine gittiniz mi?" diye sordu ftr apkal adam. "Ne iin? i Galip, adamn pek de anlaml bulmad yzne yakndan bakarak. "skender Bey, sizin Cell n yeeni olduunuzu syledi. Onu aramyor musunuz? ngilizlere memleketimizin meselelerini anlatmas iyi olmaz myd? Bakn, dnya da artk bize ilgi gsteriyor," "Tabii," dedi Galip. "Sizde adresleri var myd?" diye sordu ftr apkal adam. "Yok," dedi Galip, "kimseye ver mez." "O evlere kadnlarla kapand doru mu?" "Hayr," dedi Galip. "Kusura bakmayn," dedi dam. "Dedikodu ite. Neler sylemiyorlar ki! nsanlarn az torba deil ki bzesi-niz. Hele Bey gibi gerekten bir efsaneyseniz! Kendisini tanrm." "yle mi?" "yle. Bir keresinde beni Nianta'ndaki evlerinden birine armt." "Neredeydi?" diye sordu Galip. "oktan y s. O iki katl, ta evde bana, bir akamst yalnzlktan ikyet ettiydi. stediim zaman k amam sylemiti." "Ama kendisi istiyor yalnz olmay," dedi Galip. "Onu iyi tanmyorsunuz b lki," dedi adam. "imden gelen bir ses benden yar171 dim beklediini sylyor bana. Adres ini hi mi bilmiyorsunuz?" "Hi," dedi Galip. "Ama herkesin onda kendinden bir para b ulmas bouna deildir." "Mstesna bir kiilik!" dedi ftr apkal adam durumu zetleyerek. B Cell'in son yazlarndan sz etmeye baladlar. Tnel'e kan sokaklarn birinde, kenar maha iitilecek cinsten bir beki dd duyulunca hepsi dnp dar sokan mor bir neon lambann a aldrmlarna baktlar: Galata Kulesine alan sokaklardan birine girdiklerinde, Galip'e, yo lun iki tarafndaki yaplarn st katlar, ar ar kapanan bir sinema perdesi gibi, birbirl yaklayorlarm gibi geldi.

Kule'nin tepesinde, ertesi gn yaacak kar iaret eden krmz lambalar yanyordu. Saat gece ikisiydi, yaknlarda bir yerde bir dkknn ke-pengi grltyle indirildi. Kulenin evresind olandktan sonra, Galip'in daha nce hi grmedii ara sokaklardan birine girip, buz tutmu karanlk kaldrmlarda yrdler. Ftr apkal adam, iki katl kk bir evin eski kapsn v ci katta bir lamba yand, alan bir pencereden mavimsi bir ba uzand. "Kapy a, benim," d ftr apkal adam. "ngiliz misafirlerimiz var." Dnp mahcup, utanga, ngilizlere glmsed . zerinde, 'Merih Manken Atlyesi' yazan kapy, soluk yzl, otuz yalarnda, trasz biri uydu. Bacaklarnda kara bir pantolon, zerinde mavi ubuklu bir pijama gmlei vard. Misafi rlerinin her birinin elini gizli bir davann kardeleriy-mi gibi esrarengiz bir bakla t ek tek sktktan sonra, kutular, kalplar, tenekeler ve eitli vcut paralaryla dolu ve bo kokan l l bir odaya ald onlar. Bir keden kard brorleri datrken, tekdze b semiz, Balkanlar ve Orta Dou'nun en eski manken-cilik kuruluudur. Yz yllk tarihimizde n soma, bugn vardmz aama, ayn zamanda, sanayileme ve modernleme konusunda Trkiye'ni relere ulatnn bir gstergesidir. Bugn artk, yalnz kollarn, bacaklarn, kalalarn, y mizde yaplmas deil..." "Cebbar Bey," dedi kabak kafal adam skntyla, "arkadalarmz bu sizin rehberliinizde aa katlar, yer altn, mut172 suzlar, tarihimizi, bizi biz yapan grmeye geldiler." Rehber, fkeli bir hareketle dmeyi evirince geni odadaki yzlerce kol, bacak, kafa, gvde, bir anda sessiz bir karanln iinde kalrken, bir merdivene alan k anl aydnlatan plak bir ampul yand. Hep birlikte demir merdivenleri iniyorlard, aad m kokusu gelince, Galip bir an duraklad. Cebbar Bey, artc bir rahatlkla Galip'e yakla Aradn burada bulacaksn, korkma!" dedi ok bilmi bir havayla. "Beni O yollad, yanl yo dolanman, kaybolman hi istemiyor." Bakalarna da sylyor muydu bu anlam belirsiz szler rdivenlerden ilk odaya indiklerinde grdkleri mankenleri, "Babamn ilk eserleri," diy e tantt rehber. Ondan sonraki odada baz osmanl denizcilerinin, korsanlarn, ktiplerin, bir yer sofrasnn evresinde bada kurarak oturan kyllerin plak bir ampuln nda g bakarken, rehber gene belirsiz bireyler mrldand. Bir baka odadaki amarc bir kadnn parlm zndn, elinde i aletleriyle bir celladn mankenlerini grdklerinde, Galip ilk d rin szlerini anlayabildi. "Yz yl nce, bu ilk odalarda grdnz ilk eserlerini yaratt n aklnda herkesin aklnda olmas gereken u basit dnceden fazlas yoktu: Dkkn vitrinler rgilenen mankenler bizim insanlarmz rnek alnarak yaplmal, diye dnmt dedem. Ama ik lanan uluslararas ve tarihi bir kumpasn mutsuz kurbanlar onu engellediler." Merdive nlerden indike, birbirlerine basamaklarla alan kaplardan getike, tavanndan sular damla an ve iinde bir elektrik kordonuyla ona bal plak ampullerin bir amar ipi gibi doland da yzlerce manken grdler. Otuz yllk genel kurmay bakanl srasnda milletinin hep d ii etmesinden korktuu iin, lkenin btn kprlerini havaya uurmay, Ruslara iaret olmas arelerini ykmay ve dmann eline geerse yolunu kaybedecei bir labirente dnsn diye s ltp bir hayalet ehir ilan etmeyi dnen Mareal Fevzi akmak'in, birbirleriyle evlene evle e, ana, baba, kz, dede, amca hepsi birbirlerinin tpatp ayns olan Konyal kyllerin, kap dolaarak, farknda olmadan, bizi 173 biz yapan btn o eski eyalar toplayan eskicilerin m ankenlerini grdler. Ne kendileri, ne baka biri olabildikleri iin oynadklar filmlerde k endileri olamayan film kahramanlarn ya da dpedz kendilerini en iyi canlandrabilen nl T artistlerinin ve oyuncularnn ve Bat'nm bilim ve sanatn Dou'ya tamak iin btn mrl 'adaptasyona' veren ackl aknlarn

ve stanbul'un kargack burgack sokaklarndan, Berlin'deki hlamurlu, Paris'deki gibi yldz biiminde ve kprl bulvarlar aabilmek iin, btn mrnce haritalar zerinde elde byte ar emekli Paalarmzn Batllar gibi tasmalarla gezdirecei kpeklerini strabilecekleri drmlar dledikten sonra, hayllerinin hibirini gerekletiremeden lp mezar kaybolan ha lerin ve ikencede yeni uluslararas deerlere deil, milli ve geleneksel yntemlere bal ka mak istedikleri iin erken emekli edilen istihbarat grevlilerinin ve omuzlarnda srk, m ahalle aralarnda boza, palamut bal, ve yourt satan seyyar satclarn mankenlerini grd hberin, "Dedemin balad, babamn gelitirdii ve benim de devraldm bir dizi," diyerek t Manzaralar" arasnda, balar omuzlarnn arasnda kaybolan isizleri, dama ya da tavla oyn en yaadklar yzyl ve kendi kimliklerini mutlulukla unutabilen talihlileri, ellerinde ay bardaklarn tutarken ve ucuz sigaralar ierken kaybettikleri varolu nedenini hatrlamaya lr gibi sonsuzdaki bir noktaya bakan, kendi i dncelerine ekilen ya da oraya da ekile kleri iin oyun ktlarn, zarlar ya da birbirlerini hrpalayan vatandalar grdler. "De n karsmdaki uluslararas glerin ne kadar byk olduunu sezmiti artk," diye anlatyordu "Milletimizin kendisi olabilmesini istemeyen tarihi gler, bizi en kymetli hazinemiz olan gnlk hayatmzn hareketlerinden, jestlerimizden mahrum brakmak istedikleri iin, de emi Beyolu'ndan, dkknlardan, stikll Caddesinden, vitrinlerden kovdular. Babam, lm de dedemle birlikte gelecek olarak bir tek yeraltnn evet yeraltnm, kendisine brakldn a stanbul'un btn tarihi boyunca, her zaman bir yeralt ehri olduunu daha bilmiyordu. Bun u nce hayattan, sonra da mankenlerini yerletirecek yeni odalar atka amurun iinde, kar dehlizlerden rendi." Yeraltndaki bu dehlizlere ulaan merdivenleri inerlerken, artk od a bile denemeyecek amurlu maaralardan, sahanlklardan geerlerken, yzlerce umutsuzun ma nkenini grdler. plak ampullerin altndaki mankenler, kimi zaman Galip'e, unutulmu duranda hibir zaman gelmeyecek bir otobs beklerken zerleri yzyllarn toz ve amuruyla an sabrl vatan-' dalan, kimi zaman, stanbul sokaklarnda yrrken duyduu bir yanlsamay suzlarn birbirleriyle karde olduu duygusunu hatrlatyordu. Ellerinde torbalar, tombalac ar grd. Alayc ve asabi niversite rencilerini grd. Fstk dkknlarnn raklarn nlar grd. Bat bilim ve sanatnn Dou'dan yrtldn kantlamak iin Dante okuyanlar n bir baka dnyaya verilmi iaret olduunu kantlamak iin harita izenlerin ve yksek geri attna arparak, hep birlikte mavi elektrikli bir aknla kaplp, iki yzyl ncesinin g lamaya balayan imam hatip liseli rencilerin mankenlerini grd. amurla kapl odalarda sr nan mankenlerin sahtekrlar, kendileri olamayanlar, gnahkrlar, bakalarnn yerine geenler gibi takmlara ayrldn grd. Mutsuz evlileri, huzursuz lleri, mezarndan kan ehitle alnlarna harfler yazlm esrarengiz kiileri, bu harflerin srlarn ortaya atm bilgeler ilgelerin halifeliini yapan gnmz nllerini bile grd. Bir kede, amzn nl Trk y Cell'i zerinde yirmi yl nce giydii yamurlukla gsteren bir manken de vard. Rehber, bi amanlar babasnn ok umutlar-besledii bu yazarn ondan ald harflerin esrarn kt amal ndini ucuz zaferler iin sattn syledi geerken. Yirmi yl nce, Cell'in rehberin babas i zerine yazd bir yaz erevelettirilmi ve idam hkm gibi mankeninin boynuna aslmt t gibi, belediyeden izin alnmad iin kaak kazlan amurlu odalarn duvarlarndan sza yakan kf kokusunu cierlerinde hissederken Galip, rehberin babasnn karlat saysz i sonra, nasl btn umutlarn Anadolu yolculuklarnda toplad harflerin esrarna verdiini u esrar mankenlerinin, mutsuzlarnn

175 L yzlerine kazrken, ayn gnlerde, stanbul'u stanbul yapan yeralt dehlizlerinin bir ir kendisine aldn anlatyordu. Galip, Cell'in iman, kocaman gvdeli, yumuak bakl karsnda uzunca bir sre hi kprdamadan kald. "Senin yznden kendim olamadm hi!" dem den, "senin yznden beni sen yapan btn o hikyelere inandm." Cell'in mankenini, babasn ekilmi bir fotorafn yllar sonra ilgiyle inceleyen oul gibi, dikktle uzun uzun seyret zerindeki pantolon kumann uzak bir akrabann Sirkeci'deki dkknndan indirimle alnd ndisini ngiliz polisiye romanlarnn kahramanlarna benzettii iin Cell'in ok sevdiini, ceplerinin kenarlarndaki skklerin ellerini bastrarak sk sk ceplerin iine soktuu iin dudan ve adem elmasnn zerindeki jilet kesiklerini son yllarda gremediini, ceketinin c ndeki dolma kalemi Cell'in bugn hl kullandm hatrlad. Onu seviyordu ve ondan korkuyor ell'in yerinde olmak istiyordu ve Cell'den kayordu: Onu aryordu ve unutmak istiyordu. Sanki hayatnn deifre edemedii anlamn, Cell'in bildii, ama kendisinde gizledii bir s nn iindeki ikinci lemin esrarn, akayla balayarak bir kbusa dnm bir oyunun k Cell'in ceketini, yakasna yapr gibi tuttu. Uzaktan, rehberin artk alkanlk kadar hey da tayan sesi duyuluyordu. "Babam, harfler araclyla yzlerine, artk sokaklarmzda, ev de, toplumumuzun hibir yerinde grlemeyecek anlamlar yerletirdii mankenlerini yle bir h la yaratyordu ki, onlar iin yeraltnda atmz odalarda yeterince yer bulamyorduk. Bu y izi tarihin yeraltna balayan dehlizleri tam ayn sralarda bulmamz bir rastlantyla akla az. Artk tarihimizin yeraltnda hkm sreceini, yeraltndaki hayatn yer stndeki knt et olduunu, ular birer birer evimize alan dehlizlerin, iskeletlerle kaynaan yeralt yol arnn, ancak bizim yarattmz gerek vatanda yzleriyle hayat ve anlam bulacak tarihi fr olduunu babam ok iyi gryordu." Galip yakasn braknca, Cell'in mankeni, kurun bir ask ayaklarnn stnde saa sola ar ar salland. Galip bu tuhaf, dehet verici ve gln g mayaca176 ' n dnerek bir iki adm geriledi, bir sigara yakt. teki ziyaretilerle birl irgn iskeletler kadar mankenlerle de kpr kpr kaynaacak" yeralt ehrinin azna inmek g du hi iinden. Bylece, rehber, 'misafirlerine', Halic'in te yakasnda, bundan bin yz a nce, Attil'nn saldrsndan korkan Bizans-llarca alp, bir ucu ta bu yakaya ulam de rken ve bu azdan elde bir lamba ieri girerseniz, greceiniz iskeletlerin ve bu iskelet lerin bekilik ettii ve bundan alt yz yetmi be yl nce, Latin istilaclarndan saklanm in ve rmcek alarndan gzkmeyen masalarla sandalyelerin hikyesini fkeyle anlatrken reh Galip bu grntlerin ve hikyelerin iaret ettii bir bilmeceyi ok eskiden Cell'in yazlar nde okuduunu dnyordu. Rehber, babasnn, yeralt dnyasna inii, mutlak bir kn zor arak grdn anlatrken, Bizantion da, Buzos da, Nova Roma da, Romani de, Tsarg-rad da, Mi klagard da, Kostantinopolis de, Cospoli de, stin-Polin de yeraltna doru kanlmaz bir zo runluluk sonucu kazlan her dehlizden, her derin tnelden sonra yer stnde inanlmaz alt s t olularn gerekletiini, yeralt uygarlnn kendisini oraya iten yeryznden intikamn aldn fkeyle anlatrken rehber, Galip, bir yazsnda Cell'in, apartman katlarndan yeral larnn bir uzants gibi szettiini hatrlyordu. Rehber, hikyesinin fkesiyle, yeraltnm lduu o muazzam ykma, kar konulamayacak o kyamete katlmak iin, babasnn btn dehlizl iskeletler ve rmceklerle kapl hazinelerle kaynaan btn yeralt yollarn mankenleriyle d mak istediini anlatrken, bu muazzam ykm leninin hayalleriyle babasnn hayatna yeni bi am verdiini anlatrken ve kendisinin de, yzlerini harflerin esraryla doldurduu eserler iyle bu yolda ilerlediini

heyecanla anlatrken rehber, Galip rehberin her sabah herkesten nce bir Milliyet alp , Cell'in yazsn hrsla, kskanlkla, nefretle ve ayn fkeyle okuduuna inanmak zereydi bbasi kuatmasndan korkuya kaplp yeraltna inen Bizansllarla, Hal istilasndan kaan Ya in birbirlerine sarlarak lmszle-en iskeletlerini seyretmeye tahamml olanlarn, tavanla n altn gerdanlklarla bileziklerin sarkt bu inananlmaz dehlize girebileceklerini sylerk n, Galip, rehberin Cell'in en son yazlar177 L n dikktle okuduunu anlamt. Rehber, Biz r, bundan yedi yz yl nce ehirdeki alt bini akn talyan katlederken kaan Cenevizliler lfililerin, Pisallarn iskeletleriyle, bir Azak gemisiyle ehre giren vebadan kurtula nlarn alt yz yllk iskeletlerinin, ta Avarlarn muhasaras srasnda yeraltna indirilmi a, birbirlerine yaslanarak, oturup kyamet saatini sabrla beklediklerini anlatrken, Galip, Cell'deki sabrn kendisinde de olduunu dnyordu. Rehber, Bizans' yamalayan Osma an kamak iin, Ayasofya'dan Aya rini'ye uzanan, oradan Pantokra-tor'a alan ve daha son ra iine slamad iin, bir ucu ta bu yakaya varan dehlizlere, iki yz yl sonra IV. Mu ve ttn ve afyon yasandan kamak iin kendilerini atanlarn, zerlerine kar gibi inmi ipe ir toz tabakas iinde, ellerinde kahve deirmenleri, cezveleri, nargileleri, ubuklar, tt ve afyon keseleri ve fincanlaryla, bir gn kendilerine kurtulu yolunu gsterecek mank enleri beklediklerini anlatrken, Galip, ayn ipeksi toz tabakasnn bir gn Cell'in iskele tini de rteceini dnyordu. Rehber, Bizans'dan kovulan Yahudilerin snd dehlizlere, nra, saray kumpasnda baarszla uradktan sonra, yeraltna inmek zorunda kalan III. Ahme hzadesinin ve ondan yz yl sonra, sevgilisiyle haremden kaan Grc kznn iskeletlerinden , bugn sahte para basan matbaaclar ellerinde slak banknotlar, renk kontrol yaparken y a da bodrum katndaki kk tiyatroda soyunma odas olmad iin, bir kat aa inen Mslma i aynal masasnda, kaak kasaplardan ald bir f dolusu manda kanyla ellerini, dnyada ede grlmemi zgn bir krmzya boyarken ya da ihracat heyecanna kaplm gen kimyagerle lgar gemileriyle Amerika'ya sevk edecekleri nefis eroini damttklar camdan fanuslarn banda grebileceimizi sylerken rehber, Galip btn bunlar Cell'in yazlar kadar yznd leceini dnyordu. ok sonra, rehber 'misafirlerine' btn dehlizleri ve btn mankenleri ten ve babasnn ve kendisinin en byk d olduunu syledii eyi, scak bir yaz gn, yuk ir le scann iinde sinekler, pler ve toz bulutlar iersinde uyuklarken, aada, yer ve karanlk dehlizlerinde sabrl iskeletlerle, bizim insanlarmzn hayatiye178 tiyle kpr yaayan mankenlerin, hepbirlikte bir len, byk bir elence, yaam ve lm kutsayan ve za rihin ve yasalarn ve yasaklarn tesine geen bir enlik dzenleyeceklerini anlattktan ve b enlikte mutlulukla dans eden iskeletlerle mankenlerin krlan arap kaseleriyle fincan larn, mziin ve sessizliin ve iftleme takrtlarnn dehetini ve cokusunu, misafirler ikten ve rehberin hikyelerini bile anlatma gereini duymad yzlerce 'vatanda' mankeninin yzndeki acy grdkten sonra, dn yolunda, Galip dinledii btn hikyelerin, grd b ordu. Bacakla-rndaki halsizlik, ne ktklar yokuun dikliindendi, ne de uzun gnn yorgun n. nnden hi durmadan getikleri nemli odalarda plak ampullerin aydnlatt kaygan basam karsna kan kardelerinin yzlerindeki yorgunluu kendi gvdesinde hissediyordu. Bkk b erilmi beller, kamburlam srtlar, arplm bacaklar btn o vatanda dertleri ve hikye inin uzantlaryd. Btn yzlerin kendi yz, btn umutsuzluklarn kendi umutsuzluu olduu n, kendisine kpr kpr yaklaan o mankenlere hi bakmamak, onlarla gz gze gelmemek istiyo , ama kendi ikizinden uzaklaamayan biri gibi, gzlerini alamyordu da onlardan. Bir a ra Galip, tpk ilk genliinde Cell'in yazlarn okurken yapt gibi, grd dnyann ar

etkisinden syrlabilecei basit bir sr olduuna kendini inandrmak istedi; reetesi bulunur a inam zgr-letirecek bir esrar; ama tpk Cell'in yazlarn okurken hissettii gibi, bu o kadar fazla gmlm buldu ki kendini, esrar zmek iin kendini her zorlaynda, hafza ri gibi, aresizleip ocuklatn hissetti: Mankenlerin iaret ettii dnyann ne anlama g iyordu, burada bu yabanc insanlarla ne ii olduunu bilmiyordu, harflerin ve suratlarn anlamn ve kendi varoluunun srrn da bilmiyordu. stelik, yeryzne yaklatka, yukarl ki srlardan daha da uzaklat iin, burada grp rendiklerini de unutmaya baladn se larm birinde, rehberin zerinde durmad bir dizi 'sradan vatanda' mankeni grnce, onlarl yn yazgy paylatm, ayn eyleri dndn hissetti: Bir zamanlar, hepbirlikte, anlaml bilinmeyen bir ne179 denden, bu anlam, tipti hafzalar gibi kaybetmilerdi imdi. Bu an lam yeniden bulmaya her kalklarnda, hafzalarn rmcekli dehlizlerine her girilerinde k duklar iin, akllarnn kr karanlk sokaklarnda dn yolunu bulamadklar iin, hafzala dm yeni hayatn anahtarn hibir zaman bulamadklar iin evlerini, yurtlarn, gemil i kaybedenlerin o aresiz aclarna kaplyorlard. Bu evden uzakta kalma, yolunu kaybetme a cs yle iddetli, yle dayanlmazd ki, artk kayp anlam, ya da esrar, hatrlamaya bile alnzca sabretmek, sessizce, sonsuzluk zamannn dolmasn tevekklle beklemek en iyisiydi. Ama Galip, yeryzne yaklatka, bu boucu bekleyie katlanamayacan, aradn bulamadan an da seziyordu. Gemiini, belleini hayllerini kaybetmi biri olmaktansa, bir bakasn klidi olmak daha iyi deil miydi? Demir merdivenlerin eiine geldiinde, kendini Cell'in yerine koyarak btn mankenleri, onlar yaratan dnceyi kmsemek istedi: Sama bir dn la tekrarndan ibaretti her ey; kt bir karikatrd; souk bir akayd; hibir btnl ol udalalkt! te, kendi kendisinin karikatr olan rehber sanki bu dnceyi kantlamak iin, lmda resim yasa' denen eye inanmadn, 'dnce' denen eyin kendisinin zaten suretten lmadn, burada da bir suretler dizisi grdklerini anlatyordu. te, ilk girdikleri odaya larnda, rehber bu 'muazzam tasavvurun'ayakta kalabilmesi iin manken piyasasna da i y apmalar gerektiini aklyor, misafirlerinden yeil yardm sandna gnllerinden kopan bi rn rica ediyordu. Galip, yeil sanda bin lira attktan sonra, antikac kadnla gz gze g Beni tandnz m?" dedi kadn. Yznde ryalardan kma bak ve ocuksu ve oyuncu bir ifade nemin hikyelerinin hepsi doruymu." Gzleri yar karanlkta kedi gz gibi parlyordu. "Efe " dedi Galip utanla. "Hatrlayamadn," dedi kadn. "Orta okuldayken ayn snftaydk. Belks elks," dedi Galip, bir an btn snfta Rya'dan baka hi180 bir kz gznn nne getirem "Arabam var," dedi kadn. "Ben de Nianta'nda oturuyorum. Seni brakabilirim." Temiz ha vaya kan kalabalk ar ar dald. ngiliz gazeteciler Pera Palas'a gittiler, ftr apka itini Galip'e verdi, CelPe selam syledi ve Cihangir'in arka sokaklarna dald. skender bir taksiye bindi, fra bykl mimar da Belks ve Ga-lip'le yryordu. Atlas Sinemasn ge e, bir ara, sokan giriindeki satcdan tabakta pilav alp yediler. Taksim'e doru bir saat in buz tutmu vitrininde gzken saatlere, sihirli oyuncaklara bakar gibi baktlar. Gali p gecenin bulank laciverdiyle ayn renkteki yrtk bir film afiine ve oktan ldrlm esk kann bir fotoraf dkknnn vitrinindeki resmine bakarken, mimar onlar Sleymaniye Camii i nerdi: "Manken Cehennemi" dedii yerdekinden daha da ilgin bir ey gsterecekti onlara ; drt yz yllk cami ar ar yerinden oynuyormu! Belks'in, Talimhane'de bir arka sokakt basna binip, sessizce yola koyuldular. ki katl, karanlk korkun evlerin arasndan geerle ken

"korkun, korkun!" demek geldi Galip'in iinden. Hafif hafif kar yayor, btn ehir uyuyor Uzun bir yolculuktan sonra, camiye geldiklerinde mimar hikyesini anlatmt: Restorasy on ve tamiratnda alt iin caminin yeralt dehlizlerini biliyor, birka kuru karl imam tanyordu. Arabann motoru susunca Galip dar kmayacan, onlar bekleyeceini s donarsn!" dedi Belks. Galip, kadnn kendisiyle sizli bizli konumadna dikkt etti nce gzelliine ramen zerindeki ar paltosu ve o anda bana sard bartsyle, uzak bir t Bayram ziyaretlerine gittikleri o uzak teyzenin kard badem ezmeleri o kadar ekerli ol urdu ki, srarla tutulan bir ikincisini yemeden nce su imesi gerekirdi Galip'in. Rya niye gelmezdi bu bayram ziyaretlerine? "Gelmek istemiyorum!" dedi Galip kararl bi r sesle. "Niye ama?" dedi kadn. "Sonra minareye de karz." Mimara dnd. "Minareye kabil miyiz?" Bir an bir sessizlik oldu. ok da uzak olmayan bir yerde bir 181 kpek havla d, Galip kar altndaki ehrin uultusunu duydu. "Benim kalbim merdivenlere dayanmaz," d edi mimar, "Siz karsnz" Minareye kma dncesi houna gittii iin Galip arabadan indi. rin karla kapl aalan aydnlatt birinci avluyu geip caminin i avlusuna girdiler. Ta k rada birden, olduundan kk gzknce, cami, srlarn gizleyemeyen tandk bir yapya dn buzlam kar tabakas, yabanc saat reklmlanndaki ay yzeyi gibi karanlk ve ukur ukurdu bir ke yapt yerde mimar, madeni bir kapya takl asma kilidi igzarlkla kurcalamaya yandan da, zerinde kurulduu tepe ve kendi arlyla birlikte caminin yzyllardr, her y ntim Halic'e kaydn, aslnda, imdiye kadar ok daha hzla su kysna inmesi gerektiini, er arasnda dolaan ve srr hl anlalamayan "bu ta duvarlarn", bugn hl tekniini aa , bu kadar ince dnlp dengelenmi "su terazisinin" bundan drt yz yl nce hesaplanm " anzumesinin" caminin hareketini yavalattn anlatyordu. Kilitle birlikte kap karanlk bi ehlize aldnda Galip kadnn parlayan gzlerinde hayata bal bir merak grd. yle olaa tu belki Belks'm, ama insan onun ne yapacan merak ediyordu. "Batllar bu srr zemedil di mimar bir sarho gibi ve bir sarho gibi dehlize girdi. Galip darda kald. Kenarlar bu tutmu stunlarn glgeleri iinden imam ka-geldiinde Qalip dehlizden gelen sesleri dinli du. mam sabahn bu saatinde uyandrlmaktan ikyeti grnmyordu hi. Dehlizden gelen sesl kulak verdikten sonra, sordu: "Kadn turist midir?" "Hayr," dedi Galip, sakaln imam o lduundan yal gs- terdiini farkederek. "Sen de hoca msn?" dedi imam. "Hocaym." "Fikre gibi profesrsn!" "Evet." "Caminin yerinden oynad doru mu?" "Doru, Onun iin geldik." lah sizden raz olsun!" dedi imam. Kukulu bir hali vard. "Kadnn yannda ocuu var myd? " dedi Galip. "erde, derinde saklanan bir ocuk var." "Yzyllardr kayyormu cami," dedi ip gvensizlikle. "Onu biliyorum," dedi imam, "oraya girmek de yasaktr, ama bir tur ist kar ocuuyla girdi ieri, grdm. Sonra tek bana 182 kt. ocuk ieride kald." "Po " dedi Galip. "Gerek yok," dedi imam, "nk sonra ocuun da, karnn da resmi gazetelerde abe kralnn torunuymu ocuk. Onu oradan karsnlar artk." "ocuun suratnda ne vard?" Bak, gryor musun," dedi imam kukuyla, "sen de biliyorsun. ocuun gznn iine bakamyor yazyordu suratnda?" diye sordu Galip srarla. "Suratnda ok ey yazyordu," dedi imam ken ine olan gvenini yitirerek. "Sen surat okumay bilir misin?" dedi Galip. mam sustu. "Kaybettii bir yz yeniden bulabilmek iin insann yzn anlam peinden komas yeterli mi i Galip. "Artk orasn sen daha iyi bilirsin," dedi

imam kaygyla. "Cami ak m?" dedi Galip. "Kapsn yeni atm," dedi imam. "Birazdan sabah iin gelirler. Git." Caminin ii botu. Neon lambalar, bir denizin yzeyi gibi uzanan mor hallardan ok, plak duvarlar aydnlatyordu. Ga-lip'in orapl ayaklan buz kesti. Kubbey nlara, bann stndeki muazzam ta ktlesine etkilenmek isteyerek bakt; ama iinde kendi e nme isteinden baka bir ey uyanmad: Bir bekleyi duygusu, belli belirsiz bir ne olacak merak... Tpk rld talar gibi, caminin kendi varl kendine yeten, kapal, koskocaman duunu hissetti. Mekn ne bir yere aryordu insan, ne de baka bir yere gnderiyordu. Hi hibir eyin iareti olmad gibi, her ey her eyin iareti de olabilirdi. Bir an mavi bir oldu, sonra gvercin kanadna benzeyen bir eyin acele vurularn duydu, ama hemen sonra h er ey yeni bir anlam bekleyen o eski sessiz durgunluuna dnd. O zaman eyann, talarn ol gerekenden 'plak' olduunu dnd: Eyalar kendisini "bize bir anlam ver!" diyerek ary . Az sonra, fsldaarak yryen iki ihtiyar ar ar yaklap mihrabn hemen nne knce uymaz oldu. Belki de bu yzden, minareye karken Galip'in iinde, bana yeni bir ey gelece e ilikin bir beklenti yoktu hi. Mimar, Belks Hanm'n beklemeden yukar ktn syleyin merdivenleri kmaya balamt, ama ok gemeden, yreinin vurularn akaklarnda hissed aklar ve kalalarnda bir ar balaynca oturdu. Basamaklar aydnlatan plak 183 ampuller irini geince oturuyor, sonra gene kyordu. Yukarlarda bir yerde, kadnn ayak seslerini d uyunca hzland, ama ok sonra, ancak erefeye kt vakit yetiebildi ona. Kadnla birlikt ce, hibir ey konumadan uzun uzun karanlk iindeki stanbul'u, ehrin belli belirsiz kl kar seyrettiler. Galip karanln yava yava aralandn farkettiinde, ehrin kendisi, uz mayan yz gibi daha uzun bir sre gecenin iinde kalacakm gibi grnyordu. Daha sonra, so titrerken, baca dumanlarna, cami duvarlarna, beton ynlarna vuran n ehrin dndan aha oluumunu tamamlamakta olan bir gezegenin y-. zeyi gibi, zeri beton, ta, kiremit, ahap ve pleksiglas ve kubbeyle kapl inili kl ehir paracklar, sanki ar ar ara ln iinden esrarl yeraltnn alev rengi aydnl sza-cakt, ama bu belirsizlik saati de tek duvarlar, bacalar, damlar arasndan sigara ve banka reklmlarnn iri harfleri gzkmey e balaynca hemen yan balarndaki hoparlrden sabah ezann okuyan imamn madeni sesini du r. Merdivenleri inerken Belks, Rya'y sordu. Galip karsnn evde kendisini beklediini sy i; ona bugn tane polisiye roman almt; Rya geceleri polisiye roman okumay severdi. Be yeniden Rya'y sorduunda kadnn kiiliksiz Murat'-, na binmiler, fra bykl mimar he r zaman tenha Cihangir Caddesine brakmlar, Taksim'e kyorlard. Galip Rya'mn bir ite iye romanlar okuduunu, arada bir okuduu romanlardan birini de ar ar evirdiini syledi sim Meydannda dnerken kadn, Galip'e Rya'mn bu evirileri nasl yaptn sordu. Galip "ya yaptn syledi: Galip sabahlan yazhanesine gidiyor, Rya da kahvalt ettikleri masay top raya yerleiyordu, ama Rya'y o masada alrken bir kere grmedii gibi hayl de edemiyord bir soru zerine Galip, bir uykudagezerin dalgnlyla, baz sabahlar, Rya yatandan kalkm ce evden ktn syledi. Haftada bir kere ortak teyzelerine, halalarna akam yemeine git ni syledi, bazan, akamlar Konak Sinemasna gittiklerini syledi. "Biliyorum," dedi Belks . "Sizi sinemada grrdm. Sen haya184 tndan memnun, lobideki resimlere bakarken, kolun dan efkatle tuttuun karn balkona kan kapya kalabalkla birlikte gtrrken o, duvarlar rde ve kalabaln iinde kendisine baka bir dnyann kaplarn aacak bir yz arard. Sen r yerde, yzlerin gizli anlamn okuduunu anlardm."

Galip sustu. "Be dakikalk arada, sen hayatndan memnun iyi uslu bir koca gibi karn sev indirecek hindistan cevizli ikolatay ya da buzlu pengueni almak iin tahta kutusunun altna parayla vuran satcya el ederken ve ceplerinde bozuk para ararken, ben, sinem ann soluk klar altnda perdedeki hal sprgesi ya da portakal skaca reklmna mutsuz o reklmlarda bile kendisini baka bir lkeye gtrecek sihirli bir bildirinin izlerini a radn sezerdim." Galip susuyordu. "Geceyarsna doru insanlar, birbirlerinden ok, birbir inin pardes ve paltolarna yaslanarak Konak Sinemasndan karlarken, ben, sizin de kolko la girip nnze baka baka evinize yrdnz grrdm." "En sonunda," dedi Galip, belli be yle, "bir kere sinemada grmsn bizi." "Bir deil, on iki kere sinemada, altm kereden faz a sokakta, kere lokantada, alt kere dkknlarda grdm sizi. Eve dndmde, tpk ocukl anndaki kzn Rya deil, ben olduumu dnrdm." Bir sessizlik oldu. "Ortaokuldayken," di etti kadn, az nce szn ettii Konak Sinemasnn nnden arabasn srerken, "teneffslerd arka ceplerinden kardklar tarakla tarayan ve anahtarlklarn pantolonlarmdaki kemer halk larna asan olanlarn hikyelerine o glerken, ben, senin srann zerindeki kitaptan ban n, gzucuyla seyrettiinin Rya deil ben olduumu dnrdm. K sabahlar, yannda sen old up olmadna bakmadan kardan karya geerken grdm o neeli kzn Rya deil, kendim o den sonralar, yannzda sizleri glmseten bir amca, Taksim dolmularna doru yrdnz irlikte Beyolu'na benim de gtrldm hayal ederdim ben." "Ne kadar srd bu oyun?" dedi arabann radyosunu aarken. "Oyun deildi," dedi kadn, sokan nnden hi yavalamadan gee di. "Sizin sokaa sapmyorum." "Mzii hatrladm," dedi Galip, kendi evinin sokana uzak bi entin kartpostalna bakar gibi bakarken. "Bunu Trini Lopez sylerdi." Sokakta ve apa rtmanda Rya'nn eve dndne ilikin hibir belirti yoktu. Galip elleriyle bir ey yapmak i nce radyonun istasyon dmesini evirdi. Terbiyeli ve efkatli bir erkek sesi ahr-larmzdak tarla farelerinden korunmak iin alnacak nlemlerden szediyordu. "Hi evlenmedin mi?" d iye sordu Galip, araba Nianta'nn arka sokaklarna girerken. "Dulum," dedi Belks. "Kocam ld." "Seni okuldan hi hatrlamyorum," dedi Galip, nedensiz bir acmaszlkla. "Sana benz n baka bir yz geliyor aklma. ok sevimli, utanga bir Yahudi kzyd, Meri Tavai; babas larnn sahibiydi, ylbalarnda baz olanlar hatt hocalar, ondan, zerinde orap giyen kz akvimlerinden isterler, o da utana skla getirirdi." "Nihat'la evliliimizin ilk yllarn da mutluyduk," diye anlatt kadn bir sessizlikten sonra. "nceydi, sessizdi, ok da sig ara ierdi. Pazarlar gazeteleri kartrr, radyodan futbol man dinler, o sralarda eline bir flt almaya alrd. ok az ierdi, ama ou zaman en ackl sarholardan hznlyd arlarndan szetti. Meer yllardr beyninin bir kesinde kocaman bir uru sabrla bytyo z ocuklar vardr hani, avularn skp iine bir ey saklarlar da, ne kadar urasan ap v ar gibi beynindeki uru inatla korudu, en sonunda avucunu ap iindeki boncuu size veri rken nasl bir an glmser o veletler, beyin ameliyatna girerken yle memnun glmsedi bana, orada sessizce ld." Hle Halalarn evinden pek de uzak olmayan bir yerde, Ga-lip'in ok fazla gemedii, ama varln kendi soka gibi bildii bir kede, d grn ve kaps enzeyen bir apartmana girdiler.

"lmyle benden bir tr intikam aldn biliyordum," diye devam etti kadn eski asansrdeyk nim Rya'nn bir taklidi olduum kadar, kendisinin de, senin bir taklidin olmas gerektii ni anlamt. nk konya fazla kardm baz akamlar, kendimi tutamayp ona, Rya'dan v de ederdim." Bir sessizlikten sonra eve girip, kendi evindekine benzer eyalar ara sna oturunca Galip, zr diler gibi, "Nihat' bizim snftan hatrlyorum," dedi kaygyla. " benzer miydi sence?" Galip hafzasnn derinliklerinden bir-iki sahneyi zorlanarak bul up kard: Galip'le Nihat derse katlamayacaklarn bildiren veli imzal 'mazeret ktlarn e tutarken jimnastik hocas tarafndan lapaclkla sulanyorlar; Galip'le Nihat, scak bir b har gn le kokulu renci kenefinin musluklarna azlarn dayayarak su iiyorlar: imand , ard, yavat, pek parlak da deildi. Galip btn iyiniyetine ramen iyi hatrlayamad lk duyamad. "Evet," dedi Galip. "Nihat bana benzerdi biraz." "Hi benzemezdi," dedi Belks. Gzleri, Galip'in ona ilk dikkt ettii zamandaki gibi tehlikeli bir kla parlad b an. "Hi benzemediini biliyorum. Ama ayn snftaydk. Bana senin R-ya'ya baktn gibi bak im onu. le teneffslerinde, ben Rya ve teki olanlarla birlikte Sti Muhallebicisi'nde s ra ierken, onun kaldrmdan, aralarnda benim de olduumu bildii ierdeki neeli kalabala bir gzattn grrdm. Akamn erken bastrd ackl sonbahar akamlarnda, zerine apa aalara baktmda, onun da bu aalara bakarak senin Rya'y dndn gibi, beni dnece frasna oturduklarnda ak perdeler arasndan odaya parlak bir gne vuruyordu. "nsan snn ne kadar zor olduunu bilirim," dedi Belks, uzun zamandr hep ayn hikyeyi dnenler irdenbire konuya girerek. "Ama, bunu otuz yamdan sonra anladm. Ondan nce, sorun bana yalnzca bir bakas gibi olabilme 186 187 ya da basit bir kskanlk gibi gzkyordu. Gece n srtst uzandm yatamda uyuyamadan tavandaki glgeleri seyrederken o bakasnn yerind olmak isterdim ki, derimin iinden, eldiveninden kan bir el gibi syrlp kabileceime, srf bu isteimin iddetiyle o bakasnn derisine brnerek yeni bir hayata balyabilecei Bazan, bu teki insan dnmekten, kendi hayatm onun hayat gibi yaayamam aktan o kadar dim ki, bir sinema koltuunda otururken ya da kalabalk bir pazar yerinde kendi dnyal arna gmlm insanlar seyrederken gzlerimden yalar fkrrd." Kadn, kzarmaktan sertl minin zerinde yasz ban ya srermi gibi dalgn dalgn gezdiriyordu. "nsann niye ke baka birinin hayatn yaamak istediini onca yldan sonra da karamyorum," diye devam ett atta, niye u ya da bu insann deil de, Rya'nn yerinde olmak istediimi de ok aka syl leyebileceim ey, uzun yllar boyunca bunun gizli tutulmas gereken bir hastalk olduuna i nandmdr. Hastalmdan, bu hastala yakalanan ruhumdan, bu hastal tamaya mahkm gv ayatmn olmas gereken 'asl hayat'm bir taklidi olduunu, btn taklitler gibi utanlmas g n, ackl, zavall bir ey olduunu dnyordum. O zamanlar, bu mutsuzluktan kurtulabilmek i mden yalnzca 'aslm' daha ok taklit etmekten baka bir ey gelmezdi. Bir ara, okul, mahal le ya da evre deitirmeyi kurdum, ama sizlerden uzaklamann, yalnzca sizleri daha ok d n baka sonu vermeyeceini de biliyordum. Yamurlu bir sonbahar gn, leden sonra, hibir mak gelmeyince iimden, camlara vuran damlacklara bakarak saatlerce bir koltukta ot ururdum. Sizleri dnrdm; Rya ile Galip'i. Elimdeki ipularna bakarak Rya ile Galip'in a ne yaptn dnrdm, yle ki, bir-iki saat sonra karanlk odadaki koltukta oturan kiin Rya olduuna inanasm gelir, bu korkun dnceden mthi zevk de alrdm.

Kadn arada bir mutfaktan ay ya da kzarm ekmek getirirken uzak bir tandk hakknda ho b kye anlatr gibi rahata glmseyebildii iin, Galip anlatlanlar huzursuzluk duymadan din du. 188 1 "Kocam lnceye kadar srd bu hastalk. Hl da sryor belki, ama artk bir has yaamyorum onu. nsann kendisi olabilmesinin bir yolu olmadna kocamn lmnden sonraki pimanlk gnlerinden sonra karar verdim. O gnlerde ayn hastaln bir baka eidi olan yo nlk duygusuyla, yllardr Nihat'la yaadm eyleri, gene ayn ekilde, ama bu sefer yalnz olarak yaayabilmek isteiyle yanp tutuuyordum. Pimanln da, hayatmn geri kalann be i fark ettiim bir geceyars, u garip dnce geti aklmdan: Bylece hayatmn ilk yarsn stediim iin kendim olamadan, ikinci yarsn da kendim olamadm yllar iin piman olduu as olarak geirecektim. O kadar gln geldi ki bu dnce bana, gemiim ve geleceim olara e mutsuzluk bir anda herkesle paylatm ve zerinde pek fazla durmak istemediim bir yazgy dnverdi. Hi kimsenin kendisi olamayacan bir daha hi unutulmayacak kesin bir bilgi g mitim artk. Bir otobs duranda kuyruk olmu kalabalk iinde kendi dertlerine gmlm ol arn, hl yllar nce yerinde olmak istedii baz 'gerek' kiilerin hayaletlerini iinde ca nu bilirdim. Bir k sabah parka ocuunu gnelendirmeye karm o gl salkl anann, anann suretinin kurban olduunu bilirdim. Sinemalardan dalgn dalgn kan kederlilerin, ka abalk caddelerde, grltl kahvehanelerde kpr kpr kprdanan mutsuzlarn, yerine gemek asllarnn hayletleriyle sabah akam huzursuz edildiklerini bilirdim." Kahvalt sofrasnda igaralarn iiyorlard. Kadn anlattka, Galip odann gittike artan scaklyla birlikte, ir uykunun, insann ancak bir ryada farkna varabilecei bir susuzluk duygusu gibi ar a desini sardn hissetti. Kaloriferin yanbandaki bir divanda "biraz kestirmek" iin izin ediinde Belks ona "btn bunlarla ilikili" grd ehzadenin Hikyesini anlatmaya balad amanlar, hayatn en nemli sorununun insann kendisi olabilmesi ya da olamamas olduunu k efetmi bir ehzade yaamt, ama Galip hikyenin renklerini gznn nne canlandrmaya ba kiiye, sonra uyuyakalan bir kiiye dntn hissederek uyudu. 189 ON SEKZNC BLM APA ... bu eski konan manzaras, bende, bir insan yz etkisi brakrd." Nathaniel Hawthorne Y sonra, bir akamst o binay grmeye gittim. le saatlerinde ellerinde antalar, pasakl atl lise rencilerinin ititii ve akamlan ilerinden dnen kocalarn ve bir elenceden arnn yrd kaldrmlardan, o her zaman kalabalk sokaktan daha nceleri sk, pek sk ge zaman o binay, bir zamanlar benim iin ok ey ifade etmi o apartman yllar sonra yeniden mek iin deil. Bir k akamyd. Hava erkenden kararm, bacalardan kan duman dar caddeye r gece gibi inmiti. Binann yalnzca iki katnda k yanyordu: Ge saatlere kadar alan e yanan soluk, ruhsuz lambalar. Apartman cephesinin geri kalan kapkaranlkt. Karanlk dairelerin karanlk perdeleri ekilmiti; pencereler bir krn gzleri gibi bo ve korkutucuy u. Gemile kyaslandnda grdpm souk, tatsz ve sevimsiz bir grntyd. Bir zamanlar bu r ailenin, i ie, kucak kucaa, grlt patrt iinde yaadn bile dnemiyordu insan. ir cezas gibi sinen bu ykm ve kntden zevk aldm. Bu gnahlardan hibir zaman payma d lamadm iin bu duyguya kapldm, ykmdan bir intikam tad aldm biliyordum, ama akl srada: "Sonralar apartman aralna dnen o kuyunun saklad esrar ne oldu acaba, iinde likte kuyu ne oldu?"

Apartmann hemen yanbandaki kuyuyu dndm, bir zamanlar yalnzca bende deil, apartman k lduran gzel ocuklarda, kzlarda, yetikinlerde geceleri korkulu bir rperti uyandran o di psiz kuyuyu. Bir masal kuyusu gibi iinde yarasalar, zehirli ylanlar, akrepler, far eler kaynard. eyh Galip'in Hsn- Ak'nda anlatt ve Mevlna'nn Mesnevi'sinde hikye as olduunu bilirdim. Bazan iine sarktlan kovalarn ipi kesilirdi, bazan dipsizliin dibi de bir zebell olduunu sylerler190 di, apartman iriliinde bir zenci! ocuklar siz yaklam ayn, derlerdi. Bir keresinde kemerinden balanarak kuyudan ieri sarktlan kapc, karanlk r zamann sonsuzluunda yapt yerekimsiz yolculuktan cierlerini sonsuza kadar karartan bi sigara ziftiyle ve gzlerinde yalarla geri dnmt. Kuyu banda bekilik eden zehirli l ay yzl kars klna girdiini de bilirdim; kuyunun apartmanda yaayanlarn hafzalarn de yatan bir srla yakndan ilgili olduunu da. lerindeki srdan, sonsuza kadar gemite ka ayacak bir gnahtan korkar gibi korkarlard. Sonunda* utanlarnn stn toprakla rten are vanlar gibi, iindeki yaratklar, anlar ve esrarla birlikte kuyuyu unuttular. Bir sab ah, anlamsz insan yzleriyle kaynaan gece rengi bir kbustan uyandmda, kuyunun stnn man, ayn kbusumsu duyguyla, kuyu denen yerde, imdi tersine evrilmi bir kuyunun ykseldi ni korkuyla anladm. . Esrar ve lm pencerelerimize getiren bu yeni yerden yeni kelimel erle sz ediyorlard artk: Apartman aral, apartman karanl... Aslnda, apartmanda yaay sinti ve mutsuzlukla 'aralk' ya da 'karanlk' (dier stanbullularn dedii gibi aydnlk de demeye baladklar yeni yer, kuyudan nce apartman aral da deildi, karanlk da, nk ap yapldnda iki yannda bo arsalar vard, sonralar btn soka kirli bir duvar gibi kapla artmanlardan biri deil. Yandaki bo arsa, bir gn bir inaatya satlnca, apartmann camiy tramvay yoluna, kz lisesine, Aladdin'in dkknna ve bitiikteki kuyuya bakan mutfak pence releri, ince uzun ve ierlek koridorun pencereleri ve her katta baka amalarla kullanl an kk odann (sandk odas, hizmeti odas, ocuun odas, fakir misafirin odas, t odas yzenin odas) pencereleri yanda bitiik nizam yaplan yksek apartmann metre uzaktaki yen pencerelerine bakmaya balad. Bylece, pislikten renksizlemi beton duvarlar ve birbirl erine kendilerini ve alt katlar yanstan pencereler arasnda kuyu iinin sonsuzluunu hatr latan ksz, kprtsz ar bir hava olutu. Kendi neesiz, ar eski kokusunu ksa zamand gvercinler hemen kefettiler. nsan elinin erimedii ve 191 zamanla erimekten ekindii pe re nlerine, kendiliinden knlan denizliklere, beton kntlarna, yamur oluklarnn dirse itip tkenmeyen pisliklerini yarak kokularna, huzurlarna ve srekli artan nfuslarna uyg keler yaptlar. Yalnzca meteorolojik felaketlerin deil, baka baz belirsiz ktlklerin rcisi saylan kstah martlar da ara sra katlrd onlara, geceya-rlarmda yolunu ararak ranlk kuyunun kr pencerelerine arpan kara kargalar da... Bask tavanl ve havasz kapc d esinin dar bir hcre giriini andran kk demir kapsndan (bir zindan kaps gibi de gcr geilen karanln zemininde, bazan bu kanatl yaratklarn fareler tarafndan didik didik e mi leleri bulunurdu. Gbre bile demlemeyecek bir pislikle kapl bu iren zeminde baka ey de bulunurdu: Yamur oluklarndan st katlara kai farelerin alp aa attklar gverci buklan, iekli masa rtlerinin ve uykulu yatak araflarnn iinden nefti bolua dm t baklar, orap tekleri, toz bezleri, sigara izmaritleri, cam, ampul ve ayna krklar, pas l somya yaylar, plastik kirpikli gzlerini umutsuzluk ve inatla hl ap kapayan kolsuz pe be bebekler, kk paralara ayrlarak dikkatle yrtlm baz pheli dergi ve gazete sayfal toplar, kirli ocuk donlar, paralanm korkutucu fotoraflar... Arada bir, kapc, bir ucun tiksintiyle tuttuu bu nesnelerden birini kimlii tehis edilecek bir sulu gibi kat ka t dolatrrd, ama apartmanda yaayanlar

teki dnyann amurundan beklenmedik bir gnde kaplarna geri dnen bu pheli nesneleri sa mezlerdi: "Bizim deil," derlerdi. "Oraya m dm?" Oras, kamak isteyip de kaamadklar, isteyip de unutamadklar bir korku gibiydi; bulac ve irkin bir hastalktan szeder gibi erlerdi oradan: Apartman aral dikkt edilmezse boluun yuttuu bu zavall eyalarn talih e kazayla iine kendilerinin de debilecei bir irkefti; ilerine sinsice sokulmu bir kt asyd. Besbelli, durup durup hastalanan ocuklar gazetelerde hakknda ok yazlan o mikropl ar buradan alyorlard; erken yata szn ettikleri hortlak ve lm korkusunu da. Evi kimi bu korkular gibi saran tuhaf kokular da pencere aralklarndan ieri buradan giriyord u; talihsizlik ve uursuzlu192 un da buradan szd hayl edilebilirdi. stlerine boluun t ve ar duman gibi ken felket bulutlar da (iflslar, borlanmalar, evden kaan babalar ii aklar, boanmalar, ihanetler, kskanlklar, lmler) apartmandakilerin aklnda karanl e yakndan ilikiliydi: Unutmak istedikleri iin hafzalarnda sayfalar birbirine karan ki lar gibi. Ama kr ki, byle kitaplarn yasak sayfalarn kartrp hazineler bulan biriler aman: Elektrik masraf olmasn diye lambas yaklmayan koridorun karanlnda rperen ocukla ocuklar!) sk skya ekilmi perdelerin arasna girip alnlarn apartman aralnn kara merakla dayarlard; Dedenin katnda herkes iin yemek piirdii zamanlar, hizmeti kz, yeme ofraya koyduunu .flit kattakilere (yan apartmandaki-lere de) bara bara duyurmak iin ar al kullanr, en st kata srgn edilmi anayla oul bu yemeklere arlmadklar zamanlar, en dolaplar, pien yemekleri izlemek iin ak tuttuklar mutfak pencerelerinden arada bir gzatarlard; bir sar ve dilsiz, kimi geceler yal annesine yakalanana kadar karanln pe lerinden bakard; yamurlu gnlerde kk odasnda su oluklaryla birlikte dertlenen hizmeti oraya bakarak hayl kurard, daha sonraki yllarda ken bir ailenin tutunamayaca- katlara zaferle geri dnecek olan bir delikanl da. Grdkleri hazinelere biz de geliigzel bir gza alm: Sesleri iitilmeyen kzlarn ve kadnlarn buulanm mutfak camlarnda soluklaan gr odada namaz klan hayletimsi bir glgenin ar ar dorulup kalkan srt; yorgan almam resimli bir derginin yannda dinlenen yal bir kadn baca (ok beklerseniz, bir elin dergi in sayfalarn evireceini, baca tembel tembel kayacan da grrsnz); bir gn apartm o esrar kefetmek iin dipsiz kuyunun yanbana zaferle geri dnmeye karar vermi bir deli lnn souk pencere camlarna dayanm aln. (Ayn delikanl kar camda yansyan kendi grn zan alt kar katn penceresinde kendi gibi hayle dalan sihirli gzellikteki vey annesini grrd.) Bu grntlerin karanlkta sinmi gvercin balar ve gvdeleriyle erevelendiini ivert olduunu, kprdanan perdelerin, bir an yanp snen lambalarn ve aydn193 hk odalarn a sonra ayn grntlere ve pencerelere dnecek mutsuz ve sulu hafzalarda parlak turuncu bi iz braktn ekleyelim: Az yayoruz, az gryoruz, az biliyoruz; bari hayl edelim. yi p sevgili okuyucular. 194 ON DOKUZUNCU BOLUM EHR ARETLER "Bu saba/ uyandmda ayn kii n? Ayn kii deilsem soraym o zaman: Kimim Attahakna ben?" Lewis Carroll Galip uyand a bambaka bir kadn buldu. Bel-ks elbisesini deitirmi, zerine Galip'e yabanc bir yerde banc bir kadnla olduunu hatrlatan nefti bir etek giymiti. Yz ve salar da bambakayd ekin'de 55 Gn' filminde Ava Gardner'in yapt gibi arkada toplam, dudaklarn da filmin S rtechnirama krmzsyla boyamt. Galip kadnn bu yeni yzne bakarken, birden, insanlarn dr kendisini aldattklarn dnd.

Az sonra, Galip kadnn titizlikle bir askya asp dolaba kaldrd paltosunun cebinden gaze i karm, ayn titizlikle toplanm kahvalt masasna yaymt. Cell'in ke yazsn yeni daha nceden ald notlar, altn izdii kelime ve heceler Galip'e sama gzkt. Yaznn rflerin, iaretledikleri olmad o kadar ak bir gerekti ki, bir an Galip'e bu sr yokmu geldi: Sanki okuduu cmleler, ayn anda, hem kendilerini hem de baka eyleri gsteriyordu. yle ki, belleini kaybettii iin inanlmaz kefini insanla du-yuramayan kahramana iliki 'in Pazar yazsndaki her cmle, Galip'e herkesin anlad ve bildii baka bir insanlk duru ilikin baka bir hikyenin cmleleri gibi gzkt. Bu o kadar ak, gerekti ki, baz harfle eri, kelimeleri seip yazp yeniden dzenlemeye gerek bile yoktu hi. Yaznn iindeki o 'gz en', 'gizli' anlam karmak iin yaplmas gereken ey, yazy yalnzca bu inanla okumakt. eden tekine srarken, Rya'yla Cell'in gizlendii kenin yeri ve anlam kadar, Galip, hay ehrin btn srlarn okuyacana inanyordu, ama bam yazdan her kaldrnda, karsnd imserliini kaybediyordu. yimserliini kaybetmemek iin bir sre yalnzca yazy yeniden yen n okumay de195 nedi, ama kolaylkla okuyup bulacana inand o gizli anlam ak seik k ve dnyann esrarna ilikin bir bilgiye yaklatn mutlulukla hissediyor, ama bu srr, ar ecelemek istedii zaman, gznn nnde odann bir kesinden kendisini seyreden kadnn yz . Bir sre sonra, srra sezgi ve inanla deil, aklla yaklaabileceine karar vererek, kalem e yaznn kenarna yeni notlar almaya, bambaka hece ve kelimeleri iaretlemeye balad. Kend ni iine vermiti ki Belks masaya yaklat. "Cell Salik'in yazs," dedi. "Amcan olduunu b rdum. Yer altndaki mankeni, biliyor musun dn akam bana neden o kadar korkun gzkt?" "Bi iyorum," dedi Galip. "Ama amcam deil, amcamn olu" "Manken ona o kadar benzedii iin," dedi Belks. "Size rastlarm diye Nianta'na ktm zamanlarda size deil, ayn kyafetle ." "Yllar nceki yamurluu o onun," dedi Galip. "Eskiden ok giyerdi" "Hl giyip Nianta yalet gibi geziniyor" dedi Belks. "Kenarna aldn notlar nedir yle?" "Yazyla ilgili dei dedi Galip gazeteyi katlarken. "Kaybolan bir kutup kifine ilikin. Kaybolduu iin onun yerine bir bakas daha kayboluyor. kinci kaybolan kiinin esrarm derinletirdi-i birinci kaybolan ise, baka bir adla, unutulmu bir ehirde yaamaya devam ediyormu, ama ldrlm drlen takma adl bu kiinin..." Galip hikyesini bitirdiinde yeniden anlatmak zorunda kal acan anlad. Yeniden anlatrken, kendisini bu hikyeyi yeniden yeniden anlatmak zorunda b akan btn insanlara derin bir fke duyuyordu. "Herkes artk kendisi gibi olsun ve kimse nin de hikye anlatmasma gerek kalmasn!" demek geliyordu iinden. Hikyeyi ikinci defa anlatrken masadan kalkm, katlad gazeteyi tekrar eski paltosunun cebine koyuyordu. "Gid iyor musun?" dedi Belks ekine ekine. "Hikyemi bitirmedim," dedi Galip fkeyle. Hikyesin i bitirirken Galip'e kadnn suratmda bir maske varm gibi geliyordu. Supertechnirama kr mzsyla az boyanm o maskeyi kadmn suratndan ekerse altndan kacak yzn stnde b ama bu anlamn ne olmas gerektiini kestiremiyordu. Sanki ocukluunda canskntsna grtla gmld zamanlarda yapt gibi, kendi kendine "Ne in Varz?" oyunu oynuyordu. Oyunu oyna cukluunda yapt gibi baka bir eyle megul olup hikyesini anlatabiliyordu. Bir ara, Cel e hem hikye anlatt, hem de ayn anda baka eyler dnebildii iin kadnlarn ilgisini dnd, ama Belks kendisine Cell'den bir hikye dinleyen bir kadn gibi deil, yzndeki ayamayan biri gibi bakyordu imdi. "Rya hi merak etmez mi seni?" dedi Belks. "Etmez," dedi Galip. "Ka gece geceyarlar eve dndm. Kayp siyasiler, takma adla bor senedi dzenl n

sahtekrlar yznden; kiray demeden yok olan esrarengiz kiraclar, sahte kimlikle ikinci e vliliini yapan mutsuzlar yznden ka kere sabahlara kadar ben de kayboldum." "Ama vaki t leyi geti," dedi Belks. "Seni evde bekleyen Rya ben olsam, bir an nce telefon etmeni isterdim." "Telefon etmek istemiyorum." "Seni bekleyen ben olsaydm meraktan yataa derdim," diye devam ediyordu Belks. "Gzm pencerede, kulam telefonda olurdu. Benim mut uzluumu ve merakm bile bile aramadn dnerek daha da mutsuz olurdum. Hadi, telefon et urada olduunu syle, benim yanmda olduunu syle." Kadn ahizeyi bir oyuncak gibi yanna ge irince, Galip eve telefon etti. Kimse cevap vermedi. "Kimse yok." "Nerededir?" d edi kadn meraktan ok bir oyun duygusuyla. "Bilmiyorum," dedi Galip. Paltosunun ceb inden gazeteyi kard, yeniden masaya dnp Cell'in yazsn okumaya balad. Yazy yenide adar uzun bir sre okudu ki, kelimeler anlamlarn kaybedip yalnzca harflerden yaplm baz llere dntler. Daha sonra, Galip, bu yazy kendisinin de yazabileceini, Cell gibi yaz ileceini dnd. ok gemeden, dolaptan paltosunu karp giydi, gazeteyi dikktle katlayp bine koydu. 196 197 "Gidiyor musun?" dedi Belks. "Gitme." ok sonra bulabildii bir t aksinin pencerelerinden bu tamdk arka sokaa son defa bakarken Galip, gitmemesi iin s rar eden Belks'n suratn unutamamaktan korkuyordu; kadn aklnda baka bir yzle, baka bi eyle yer etsin istiyordu. Rya'nm okuduu polisiye romanlardaki gibi ofre, "Filanca ca ddeye ek!" demek gelmiti iinden, ama yalnzca Galata kprsne gideceini syledi. Yryer en pazar kalabalnn iinde yllardr arad ve aradnn imdi farkna vard bir srr Bir ryada olduu gibi derinden derine bu beklentinin bir yanlsama olduunu seziyor, a ma gene de birbirleriyle elien bu iki gerek Galip'i hi de rahatsz etmeden kafasnn iin kprdanyordu. ar iznine km erler, balk avlayanlar, vapura yetimek iin acele acele leler gryordu. Hepsi Galip'in zmekte olduu bu srrn iinde yayorlard, ama farkmda de z sonra, Galip bu srr znce kucanda ocuuyla bir pazar ziyaretine giden u babayla las kkabl olu, otobsn iindeki bartl ana kz, hayatlarn yllardr derinden derine beli rkna varacaklard. Kprnn zerinde, Marmara tarafndaki kaldrmdayd, insanlarn zerine balad: Suratlarndaki o kaybolup gitmi, yllanm, tkenmi ifade, sanki bylece, bir an a du. zerlerine zerlerine gelen kiinin kim olduuna yle bir bakarlarken, Galip de onlarn lerinin, yzlerinin iine bakyor ve srr orada okuyordu sanki. ounun paltolar ceketleri iydi, eski ve soluk. Yrrlerken bastklar kaldrm kadar btn dnyay da olaan karlyor yerlemi deildiler bu dnyaya. Dalgndlar, ama biraz kkrtlnca belleklerinin derinlikl endilerini gemite kalm derin bir anlama balayan bir merak, bir an suratlarnn maskelem adesi iinde beliriyordu. "Onlar huzursuz etmek isterdim!" diye dml Galip. "Onlara ehza enin hikyesini anlatabilmek isterdim!" Aklna gelen bu hikye yepyeniydi imdi, hikyeyi yaadn, hatrladn hissediyordu. Kprden geenlerin ounun ellerinde plastik torbala en kesekatlar, maden ya da plastik paracklar, gazeteler, paketler fkran torbalara il a gryormu gibi bakarken zerlerindeki yazlar dikktle okudu: Bir anda torbalarn zerind elimelerin, harflerin 'teki gerei', 'asl gerei' gsterecek iaretler olduunu hissetti utland. Ama yanndan geen her yzn anlamnn da bir anlk bir parlaklktan sonra sn-verm plastik torbalarn zerindeki kelimeler ve heceler de bir an yeni bir anlamla dktan son ra teker teker kayboluyorlar-d. Galip gene

de uzun bir sre onlar okudu: "Muhallebicisi... Ataky... Trksan... Yemileri... saatidi r... Saraylar..." Balk tutan bir ihtiyarn torbasnda harf deil, yalnzca bir leylek resm i grnce kelimeler kadar torbalarn zerindeki resimlerin de okunabileceini dnd. Bir to dnyaya umutla bakan neeli bir anne babayla biri kz biri erkek iki ocuun yzlerini grd ir baka torbada iki balk vard, ayakkab resimleri, Trkiye haritalar, bina siluetleri, s igara paketleri, kara kediler, horozlar, at nallar, minareler, baklavalar, aalar grd torbalarn zerinde. Besbelli, hepsi bir esrarn iaretleriydiler, ama hangi esrarn? Yeni Caminin nnde gvercinler iin ku yemi satan yal kadnn yanndaki torbada bir bayku re baykuun Rya'nn okuduu polisiye romanlarn zerindeki baykuun kendisi ya da kurnazca giz enen bir kardei olduunu anladnda, GaKp, her eyi gizli gizli dzenleyen bir 'el'in varl hissetti. te, ortaya karlmas, deifre edilmesi gereken bu 'el'in oyunlaryd, o gizli d, ama kendisi hari kimse metelik vermiyordu bu anlama. stelik grtlaklarna kadar bu a nlama, kaybettikleri bir srra gmlm olmalarna ramen! Galip, baykuu yakndan inceleyebi iin cadya benzeyen kadndan bir tabak dolusu dar alp gvercinlere att. Bir anda yemin e sinde grleyerek kapanan bir emsiye gibi kara ve irkin gvercin yn toplat. Plastik to indeki bayku, Rya'nn okuduu polisiye kitaplardaki baykuun ta kendisiydi! Galip kk kz ulara yem atmasn gurur ve mutlulukla seyreden bir anneyle babaya, bu baykuun, bu ak ge rein, br iaretlerin, herhangi bir iaretin, hibir eyin farkna varmadklar iin fke bir kuku krnts, belli belirsiz bir sezgi bile yoktu. Unutmulard. Kendisini evde bekler en Rya'nn 199 okuduunu kurduu polisiye romann kahramannn kendisi olduunu dledi. z n dm, kendisiyle, her eyi o ok gizli anlama iaret edecek bir ekilde ustalkla dzenley ne de kendisi sakl kalmay baaran o gizli el arasndayd. Plastik torbalarn zerlerindeki elimeler, harfler, resimler kadar, onlarn anlattklar, resmettikleri eylerin de birer iaret olduuna karar vermesi iin Sleymaniye Camiinin yaknndayken, bu caminin kk bonc la yaplm ereveli bir resmini tayan bir rak grmesi yetti. Resmin crtlak renkleri ca a gerekti. Yalnz yazlar, suratlar, resimler deil btn nesneler gizli 'el'in oynad oyu alarydlar. Bunu anlar anlamaz, karmakark sokaklarnda yrd Zindan Kap mahallesinin in farkedemedii zel bir anlam olduuna karar verdi: Bir bulmacann sonuna varan sabrl oy ncu gibi her eyin artk kolayca yerli yerine yerlemek zere olduunu hissediyordu. Mahal lenin derme atma dkknlarnda, eri br kaldrmlarnda grd bahe makaslarnn, yld z iaretlerinin, sala tenekelerinin, ucuz lokanta duvarndaki takvimlerin, zerine plek sigias harfler aslm bir Bizans kemerinin, kapal kepenglere takl ar kilitlerin de bu g i anlamn iaretleri olduunu seziyordu. sterse, tpk insan yzlerini okur gibi bu nesneler , iaretleri okuyabileceini hissediyordu. Bylece kerpetenin 'dikktin', bir kavanozdak i zeytinlerin 'sabrn', bir araba lastii ilanndaki mutlu ofrn de 'hedefe yaklamann' i eri olduunu anlayarak sabr ve dikkatle hedefine yaklatna karar verdi. Ama evresi, sk ok daha etin iaretlerle doluydu: Telefon kablolar, bir snneti ilan, trafik iaretleri ar sabunu paketleri, kulpsuz krekler, okunamayan siyasal sloganlar, buz paralan, ele ktrik numaralar, iaret oklar, yazsz kt paralar... Belki az sonra anlalacak gibiyd akarkt, yorucuydu, grltlyd her ey. Oysa Rya'nn okuduu polisiye romanlarn kahram onlara sunduu snrl saydaki ipucuyla evrilmi rahat ve huzurlu bir dnyada yayorlard. ama Ahi elebi Camii anlalabilir bir hikyenin iareti, bir teselli oldu: Yllar nce Cell ir ryada kendisini bu kk camide Muhammet ve baz evliyalarla birlikte grdn yazmt. iin gittii Kasmpaa'daki bir yorum200

cu, ona, hayatnn sonuna kadar yaz yazacan sylemiti. O kadar ok yazp hayl kuracakt den kmasa bile mrnn sonunda btn hayatn uzun bir yolculuk olarak hatrlayacakt. Gali nl bir Evliya elebi parasnn uyarlamas olduunu ok sonra anlamt. Halin nnden ge iye dnd Galip, "birinci okuyuumda bir anlama, ikinci okuyuumda bambaka bir anlama geli ordu hikye". nc drdnc okuyularda da Ce-ll'in ke yazsnn daha baka anlamlar ol Cell'in bu hikyeleri her seferinde baka bir eye iaret de etseler tpk ocuk dergilerind bulmacalar gibi, Galip'e birbirine alan kaplardan gee gee bir hedefe yaklat duygusu riyorlard. Galip, meyve sebze halinin karmakark sokaklarnda dalgn dalgn yrrken bir a Cell'in btn yazlarn yeniden okuyabilecei bir yerde olmak istedi. Halden ktnda bir Bo bir kaldrma geni. bir araf sermi, zerine sebze halinin inanlmaz uultusu ve kokus ibir sonuca ulaamadan aknlkla kan Galip'i byleyen bir dizi nesne sermiti: iki tane sei, eski plklar, bir ift kara ayakkab, bir lamba altl, krk bir kerpeten, kara bir t n, iki tane somya yay, sedef bir sigara azl, durmu bir duvar saati, beyaz Rus banknotl r, pirin bir musluk, srt oklu bir Yunan tanrasn -Diana?- canlandran bir biblo, bo b eski bir radyo, iki kap tokma, bir ekerlik. Hepsini tek tek kelimeleri telffuz edere k adlandrd, hepsini dikktle seyretti Galip. Nesneleri byleyici klan eyin aslnda kendi i deil sergileni ekilleri olduunu hissetti. Her sokak eskicisinin sergisinde grlebilec ek bu eyalar ihtiyar eskici, arafn zerine byk bir dama tahtasna yerletirir gibi dr sraya dizmiti. Snrl saydaki kareli dama tahtasndaki talar gibi, eyalarn aralarnda vard, birbirlerine deiniyorlard, ama durularndaki bu kesinlik ve basitlik, rastlantsa l deil sanki niyet edilmi bir eydi. yle ki, Galip'in aklna hemen yabanc dil reten kit arn kelime testi sayfas geldi: O sayfalarda da byle yan yana dizilmi on alt eyann resm ni grr sonra rendii yeni dilin kelimeleriyle bu eyalar adlandrrd. Ayn heyecanla: " k, telefon, ayakkab, kerpeten..." de201 mek geliyordu Galip'in iinden. Ama korkutu cu olan ey, nesnelerin bir de baka bir anlama iaret ettiklerini Galip'in ak seik hisse tmesiydi. Pirin muslua bakarken, bunun 'szlk egzersizi'nde olduu gibi, bir pirin muslu gsterdiini sanyor, ama sonra, musluun baka bir eye daha da iaret ettiini heyecanla s yordu. arafn zerindeki kara telefon, yabanc dil kitabnn sayfasndaki telefon resmi gib elefon kavramna, fie taklp kadran evrilirse bizi baka kiilerin sesine ulatracak o b araca iaret ettii kadar, Galip'in heyecanla tylerini rperten bir baka anlam da gsteriy rdu. kinci anlamlarn esrarl dnyasna nasl girebilir, esrar nasl kefedebilirdi? Bu le e olduunu mutlulukla hissediyor, ama ieri giren adm atamyordu bir trl. Rya'nm okuduu siye romanlarn sonunda dm zld zaman, rtlerin altndaki ikinci lem aydnlanr, am birinci dnya ilgisizliin karanlna brnrd. Geceyars az Alad-din'in dkknndan al Rya, "Katil hakarete urad iin intikam alan emekli albaym!" dediinde, Galip, ngiliz kmaklar, yemek masalar, porselen fincanlar ve tabancalarla kaynaan kitabn btn ayrntlar arsnn unuttuunu, yalnzca bu eyalarn ve kiilerin iaret ettii yeni ve gizli bir anlam lnda tutacan anlard. Ama, kt evrilmi o kitaplarn sonunda, dedektifle birlikte Rya' bir dnyaya sokan eyalar, imdi Galip'e yalnzca bu yeni dnyann umudunu vermekle yetiniyo rlard. Galip bu srra ulaabilmek iin esrarl nesneleri arafn zerine dizen eskicinin su dikktle bakt, sanki anlam ihtiyarn yznde okuyacakt. "Telefon ka para?" "Alc msn?" i, bir pazarln kapsn amak iin dikktle. Bu beklenmedik kimlik sorusu Galip'e artc r da beni baka eylerin iareti olarak gryorlar!" diye dnd bir an. Ama iine girmek

istediini dnya bu dnya deil, Cell'in yllarn vererek kurduu baka bir dnyayd. Ylla nesneleri bir bir adlandrarak, hikyeler anlatarak Cell'in, iine gizlendii bu dnyann du arlarn rdn ve anahtarn gizlediini hissetti. Eskicinin pazarlk heyecanyla bir an p yz gene eski durgunluuna dnmt. "Bu neye yarar?" dedi Galip, kk ve basit lamba altl "Masa aya," dedi eskici, "ama perde kornilerinin ucuna da takyorlar. Kap kulpu da ol ur." Atatrk kprsne ktnda, "Artk yalnzca yzlere bakacam," diye dnd Galip. K an parlayan ifadesi eviri resimli romanlarn byyen soru iaretleri gibi, bir an aklnn i e geniliyor, sonra, kaybolan yzle birlikte, soru da, arkasnda kk bir iz brakarak yokol yordu. Bir ara kprden gzken ehir manzarasyla yzlerin aklnda biriktirdii anlam arasn iliki kurar gibi olduysa da, yanltcyd bu. ehrin eskiliini, talihsizliini, yitip gitmi iamn, hznn ve acklln vatandalarnn yznde de grmek mmknd belki, ama bu ze ylalan bir yenilginin, bir tarihin ve su ortaklnn belirtisiydi. Rmorkrlerin arkalar tklar kpkl suda Halic'in souk ve kuruni mavisi korkutucu bir kahverengiye dnyordu. larnda bir ara sokaktaki bir kahveye girdiinde Galip yetmi yeni surat grmt. Bir mas turdu, grdklerinden memnundu. raktan ayn istedikten sonra alkanlkla paltosunun cebi zeteyi karp Cell'in yazsn yeniden yeniden okumaya balad. Kelimeler, cmleler ve harf e yeni deillerdi artk, ama Galip onlar okurken daha nce aklna hi gelmemi baz dncel ulandn hissediyordu: Bu dnceler Cell'in yazsndan kmyordu, kendi dnceleriydile haf bir ekilde onlar ieriyordu. Kendi dnceleriyle Cell'in dnceleri arasndaki bu ko ttii zaman, Galip, ocukluunda yerinde olmak istedii bir kiiyi iyice taklit edebildiine karar verdii zamanlardaki gibi, bir i huzuru duydu. Masann zerinde, koni eklinde kvrl ir kt paras vard. Yanndaki ay ekirdei kabuklarndan, bir seyyar satcnn Galip'ten ranlara bu koninin iinde ayekirdei satt anlalyordu. Galip kdn bir okul defterind nu kenarlarndan anlad. teki tarafndaki zenli bir ocuk yazsn okudu: "6 Kasm 1972. n v: Evimiz, 203 bahemiz. Evimizin bahesinde drt tane aa var. Bunlar 2 tane kavak aac, b r tane byk st bir tane kk st aac. Bahemizin duvarlarn babam talardan ve tell , yazn scaktan koruyan barnaktr. Ev bizi ktlklerden korur. Evimizin 1 kaps, 6 pencer 2 bacas var." Yaznn altnda kurukalemle boyal resimde Galip bahe iindeki evi, aalar mitler nce tek tek izilmi, sonra sabrszlkla krmzya karalanmt. Galip resimdeki kap ve baca saysnn yazdakileri doruladn grnce iindeki huzurun bydn hissetti. Bu yazmaya balad. izgiler arasna yazd kelimelerin, tpk ocuun yazd kelimeler gibi g baz olgulara iaret ettiinden bir kukusu yoktu hi. Sanki, uzun yllardr dilini ve kelime erini kaybetmiti de, bu,dev sayfas yznden onlar yeniden buluyordu. Kk harflerle yazd t alta dizerek sayfann dibine geldiinde, "Her ey bu kadar basitmi!" diye dnd Galip. " 'in benim gibi dndnden emin olmam iin, daha ok yz grmem gerek!" diye dnd. Kahve ni seyrederek ayn itikten sonra souk sokaa yeniden kt. Galatasaray Lisesinin arkasn kaklarn birinde, kendi kendine konuarak yryen bartl yal bir kadn grd. Bir bakkal in altndan eilerek kan kz ocuunun yznden, btn hayatlarn birbirine benzediini oku an lastik ayakkablarna baka baka yryen soluk elbiseli gen kzn yznde teln ne oldu d. Galip yeniden bir kahveye girip oturduktan sonra, cebinden ev devini karp. Cell'in ke yazsn okur gibi hzl hzl okumaya balad. Yazlarn okuya

okuya Cell'in hafzasn edinirse Cell'in nerede olduunu bulabileceini ok iyi biliyordu . Demek ki, bu hafzay edinmek iin nce Cell'in btn yazlarnn sakland yeri bulmas niden yeniden okuduu ev devinden Galip bu mzenin bir 'ev' olmas gerektiini oktan anlam "Bizi ktlklerden koruyacak bir yer." Ev devini okuduka nesneleri pervaszca adlandrabil n bir ocuun safln yle duydu ki iinde, Rya ile Cell'in kendisini bekledikleri bu 204 neresi olduunu hemen syleyivereceini sand. Kahve masasnda otururken bu heyecana her k aplnda, ev devinin arkasna yeni ipular yazmaktan fazlas da elinden gelmiyordu. Yenid kaa ktnda Galip bu ipularnn bazlarn elemi, bazlarn ne karmt: ehir d erde yaayamazd. Anadolu yakasnda olamazd, nk orasnn yeterince 'tarihi' olmadn s Cell birlikte bir arkadalarnn evine de snamazlard, nk yoktu byle arkadalar. Ry inde olamazd, nk yle bir yere Cell' le gidemezdi. Otel odalarnda, anlardan yoksun old ar ve karde de olsalar biri kadn biri erkek iki kii phe ekecei iin kalamazlard. Bun raki kahveye oturduunda, en azndan ynnn doru olduundan emindi. Beyolu'nun arkalarnda sim'e doru yryordu. Nianta'na, ili'ye, kendi gemiinin ta kalbine doru. Cell'in, b nbul sokaklarndaki atlardan uzun uzun szettiini hatrlad. Duvara aslm bir resimde Cel hakknda uzun uzun konutuu rahmetli bir greiyi grd. Resim siyah beyazd, eski Hayat de rinin bir ok manavn, berberin ve terzinin duvarlarn renklendiren orta sayfasndan kart velenmiti. Ellerini beline koyarak alakgnlllkle glmseyen Olimpiyat madalyal grein ki ifadesine bakarken, Galip, adamn bir trafik kazasnda ldn hatrlad. Bylece, on yed i bu trafik kazasyla greinin yzndeki alakgnll anlatm, daha nceleri sk sk olduu oturup birleti ve Galip ister istemez bu trafik kazasnn bir iaret olduunu dnd. Olgul hayalleri birbirleriyle birletirip bambaka hikyelerin iaretleri yapacak bu trden rast lant anlarna gerek vard demek ki. Kahveden kp arka sokaklarn birinden Taksim'e doru y "szgelimi," diye dnd Galip, "Hasmn Galip Sokann dar kaldrmna yanam u araban tna bakarken, babaannemin bana okuma yazma rettii gnlerde Alfabe'de grdm o iri atn rmak gereini duyuyorum. Altnda 'At' olduu yazl o iri alfabe at ise, bana o yllarda Te iye Caddesindeki apartmann en st katnda tek bana oturan Cell ve Cell'in kendine anlar ygun olarak dedii o 205 apartman katn hatrlatyor. Daha sonra ise, bu katm Cell'in ben hayatmda tuttuu yerin bir iareti olabileceini de dnyorum." Ama Cell o kat boaltal . Galip iaretleri yanl da yorumlayabileceini dnerek duraklad. Sezgilerinin kendisini tabileceine inanmaya balarsa ehirde kaybolacandan kukusu yoktu hi: Hikyelerdi kendisi ayakta tutan, bir krn elyordamyla bulup tand nesneler gibi sezgileriyle bulup kad- dr ehirde yzeylere burnunu srte srte dolarken iaretlerden bir hikye kurabildii iin alabilmiti. evresindeki dnyann ve insanlarn da hikyeler yznden ayakta durabildiinden usu yoktu. Yeni bir kahveye girip oturduunda Galip ayn iyimserlikle 'kendi durumun u' gzden geirebildi. pularn sralayan kelimeler, kdn arkasndaki ev devinin kelime it ve anlalr gzkt. Kahvenin uzak bir kesindeki siyah beyaz televizyon, karl bir saha tbol oynayanlar gsteriyordu. Oyun sahasnn kmrle izilmi izgileriyle, amura bulanm siyaht. plak masalarn zerinde kt oynayanlar dnda herkes bu kara futbol topuna bak ip kahveden ktnda arad srrn bu siyah beyaz futbol ma gibi yaln olduunu dnd. ve yzlere baka baka admlarnn kendisini gtrecei yere yrmekti. stanbul kahveyle doluy

iki yz metrede bir kahveye girerek insan btn ehri batan aa yryebilirdi. Taksim yak rdenbire kendini boalan bir sinemann kalabal iinde buldu. Dalgn dalgn nlerine bakara leri ceplerinde ya da kolkola yryerek merdivenlerden sokaa kan insanlarn yzleri yle b anlamla yklyd ki, Galip iinde yaad kendi kbusmsu hikyesinin bile nemli olmadn baln yznde bir hikyeye grtlaklarna kadar gmlebildikleri iin kendi mutsuzluklarn arn huzuru vard. Hem burada, bu sefil sokaktaydlar, hem de orada, iinde olmay hemen i steyiverdikleri o hikyenin iinde. ok daha nceden yenilgi ve aclarla boaltlm bellekle di, btn hzn ve hatray yattran derin bir hikyeyle doldurulmutu: "Baka biri oldukla iyorlar!" diye dnd Galip 206 zlemle. Kalabaln az nce seyrettii o filmi grp, o hik aybolup bir bakas olabilmek istedi bir an. Sokaklara dalan insanlarn sradan dkkn vitr erine baka baka bildik tamdk eyalarn o bezdirici dnyasna geri dndklerini gryordu. "K erini koyuveriyorlar!" diye dnd Galip. Oysa, bir bakas olabilmek iin, insan btn gc lyd. Taksim Meydanna ktnda Galip, iinde bu amala btn iradesini harekete geirebil rllk hissetti. "Ben bir bakasym!" dedi kendi kendine. Ho bir duyguydu bu, yalnz ayakla altndaki buzlu kaldrmlarn, Coca-Cola ve konserve ilanlaryla evrili btn meydann dei i kiiliinin de tepeden trnaa deitiini hissettiriyordu. Kararllkla bu cmleyi tek-rar krarlaya btn dnyann deitiine de inanabilirdi insan, ama o kadar ileri gitmeye gerek de yoktu: "Ben bir bakasym," dedi Galip kendi kendine. Adlandrmak istemedii bu baka kiini anlar ve kederiyle ykl bir mziin, iinde yeni bir hayat gibi ykseldiini keyifle hiss Btn hayatnn corafyasn belirleyen temel merkezlerden biri, Taksim Meydan, iri hindile ibi dolanan otobsleri ve dalgn stakozlar gibi ar ar hareket eden troleybsleri ve her an karanlkta kalmaya kararl belirsiz k-eleriyle bu mziin iinde ar ar deiti ve Ga fa adm att fakir dm umutsuz bir lkenin allanp pullanm 'modern' bir meydanna dn huriyet Heykeli de, hibir yere kmayan o geni Yunan merdivenleri ve Galip'in on yl nce cayr cayr yann zevkle seyrettii 'Opera' binas da, bylece, iareti olmak istedikleri nin gerek paralar haline dntler. Galip, otobs duraklarnn nndeki telal kalabal binen insanlarn arasnda ne esrarl bir yz grebildi, ne de rtler arkasndaki ikinci dn reti olabilecek plastik bir torba. Bylece, insanlarn yzlerini okumak iin kahvelere g irme gerei de duymadan, dorudan Harbiye zerinden Nianta'na yrd. ok sonra, arad y nandnda, o yol boyunca brnd kiilii hatrlamaya altnda kararsz kalacakt. "Da uuma btnyle inandramamtm!" diye dnecekti o zaman, Cell'in btn gemiini aydnla rler ve gazete kesikleri arasndayken. "Daha 207 o srada, kendimi bsbtn arkada brakamam " Ua geciktii iin, grmeyi haylinden bile geirmedii bir ehirde yarm bir gn geiren bi bakmt grdklerine: Atatrk heykeli lkenin gemiinde nemli bir asker olduuna, amur nlerindeki kalabalklar pazar leden sonralar can sklan insanlarn baka lkelerin d ndna, ellerinde baklar dkkn vitrinlerinden kaldrmlara bakan sandvii ve breki tez al ve hatralarn kllenmekte olduuna, bulvarn ortasndaki plak ve karanlk aalar da ak koyulaarak ken milli bir hzne iaret ediyordu. "Ne yaplr bu ehirde, bu caddede, bu sa e Allahm?" diye mrldan-mt Galip, ama bu seslenii, Cell'in kesip saklad eski bir ya biliyordu. Nianta'na geldiinde hava kararmt. K akamlan trafik tkandnda aralar tman bacalarndan kan dumanlarn biriktirdii koku dar kaldrmlara sinmiti. Galip tuhaf b kilde bu mahalleye zg bulduu bu

geniz yakan kokuyu huzurla iine ekti. Nianta'nn kesindeyken, bir baka kii olma iste kuvvetle iinde ykseldi ki, on binlerce defa grd apartman cephelerini, dkkn vitrinler , banka panolarn ve neondan harfleri bambaka ve yepyeni eyler olarak grebildiini sand. Yllardr yaad mahalleyi bambaka bir yer yapan hafiflik ve serven duygusu, sanki bir da hi terketmeyecekmi gibi Galip'in iine iledi. Karya geip evine doru yryeceine, saa ddesine sapt. Btn gvdesini kaplayan bu duygudan o kadar honuttu ve brnd kiiliin k uu imknlar o kadar ekiciydi ki, Galip uzun yllar ayn drt duvar arasnda yaadktan sonr taneden taburcu edilen bir hasta gibi gzlerini yeni grntlerle doyuruyordu. "Yllarca nn en getiim muhallebicinin vitrini iyi aydnlatlm bir kuyumcu vitrinine benziyormu meer! emek geliyordu iinden. "Cadde darack, kaldrmlar da eri brym meer!" ocukluunda ke e ruhunu arkada brakarak yepyeni birisi olan bu ikinci kiiyi dardan gzlerdi de, "imdi smanl Bankasnn nnden geiyor," diye dnd Galip ocukluunda brnd yeni bir kiili a annesi, 208 babas, dedesiyle oturduu, ehrikalp apartmannn nnden ban bile evirmed imdi ineci kadnn olunun kasada oturduu eczanenin nnde duraklayp vitrinine bakyor. rakol'un nnden hi korkmadan geiyor, imdi Singer diki makinelerinin arasndaki mankenler eski dostlara bakar gibi sevgiyle bakyor. imdi, kesin amal, kararl kiiler gibi bir es rarn, yllarca inceden inceye uralarak hazrlanm bir kumpasn kalbine doru yryor..." p ayn yolu bir kere daha gerisin geri yrdkten sonra, gene karya geip tek tk hlamur a reklm panolaryla balkonlarn altndan camiye kadar yrd. Sonra, ayn kaldrmlarda bir d e doru yrd. Her seferinde caddenin biraz daha aasndan ve yukarsndan dnerek, 'arat iletiyor, her seferinde, eski mutsuz kiilii yznden farkedemedii baz ayrntlar dikkat ip belleinin bir kesine yazyordu: Aladdin'in dkknnn vitrinine yl-, m eski gazet abancalar, ve naylon orap paketleri arasnda sustal bir ak vard, Tevikiye Caddesini gs mesi gereken 'mecburi istikamet!' iareti ehrikalp Apartmann gsteriyordu, alak cami duv arnn stne braklm kuru ekmekler soua ramen kflenmiti, kz lisesinin kapsnn ken larn baz kelimeleri ift anlamlyd, ak kalm bir dersanesinin duvarndaki fotora encere camlarnn arasndan gene ayn yere, ehrikalp Apartmanna bakyordu, tuhaf bir el i vitrinindeki gllerin goncalarna engelli ineler geirmiti. Yeni alm bir deri elbisec vitrinindeki gsterili mankenler de ehrikalp Apartmanna, bir zamanlar Cell'in, daha so nraki zamanlar annesi ve babasyla Rya'nn yaad o en st kata doru bakyorlard. Galip lerle birlikte apartmann en st katna uzun uzun bakt. Kendini, tpk o mankenler gibi, ba a lkelerde d-lenmi hayllerin ve hi okumad ama Rya'dan dinledii eviri polisiye rom az kahramanlarnn bir taklidi gibi hissettii zaman Cell ile Rya'nn orada, mankenlerin b aklaryla iaret ettikleri en st katta olabilecekleri dncesi Galip'e mantkl gzkt. kaar gibi ekilip Camiye doru yrd. 209 Ama bunu yapmak iin btn gcn kullanmas gere r sanki ehrikalp Apartmanndan uzaklamak istemiyor, bir an nce binadan ieri-girip, bild ik tandk merdivenlerden koa koa en st kata kp ierideki o yere, o karanlk ve korkulu a yetitirip ona bir ey gstermek istiyorlard. Bu grnty dnmek istemedi Galip. Btn vden uzaklatka kaldrmlarn, dkknlarn, reklm panolarndaki harflerin, trafik levhalar et ettikleri o eski anlamlarna geri dndklerini hissetti. Orada olduklarn anlar anlama z felket duygusuna ve korkuya sonuna kadar gmlmt. Alad-din'in dkknnn kesine geld yaklat iin mi, yoksa kedeki 'mecburi istikamet' iaretinin artk ehrikalp Apartmann i farkettii iin mi iindeki korkunun daha da ykseldiini

kartamad. yle bir yorgunluk ve akl karkl hissediyordu ki, birazck olsun dnebil turmas gerekiyordu. Tevikiye-Eminn dolmu durann kesindeki eski bfeye oturdu, brek i. Kendi gemiine, kaybetmekte olduu hafzasna bu kadar ba' olan Cell'in ocukluk ve ge larnda oturduu apartman dairesini yeniden kiralamasndan ya da satn almasndan doal ne o labilirdi? Bylece bir zamanlar kendisini oradan uzaklatranlar, imdi paraszlk yznden a sokaklarn birindeki tozlu bir apartmanda rrken, kendisi kovulduu yere zaferle geri dn m oluyordu. Bu zaferi, Rya dnda btn aileden saklamasn ve anacaddede yaamasna ram eye belli etmemesini de Galip tam CelPe gre buldu. Ondan sonraki dakikalarda Galip , dikkatini bfeye yeni giren bir aileye verdi: Pazar akamst sinemadan ktktan sonra ak yemeini bir bfede geitiren anne, baba, kz ve erkek ocuk. Anneyle baba Galip'in yanday . Baba paltosunun cebinden kard gazetesine dalyordu arada bir; anne ocuklarn alevlene avgalarn kagz iaretleriyle denetliyor, sonra kk antasyla masa arasnda srekli gidi , apkasndan tuhaf nesneler karan bir sihirbazn hz ve becerikliliiyle br ne eit ordu: Olann akan burnuna bir mendil, babann ak avucuna krmz bir hap, kzn salarna n yazsn okuyan babann sigarasna akmak, olann burnuna gene 210 ayn mendil vs. Galip b iyip ayn bitirdiinde babann da ortaokul ve liseden snf arkada olduunu hatrlamt. en gelen bir drtye uyarak bunu babaya sylerken adamn boynunda ve sa yananda korkutucu ir yank izi grd ve annenin de Rya'yla hep birlikte gittikleri ili Terakki Lisesinin ay n snfnn aaron ve becerikli rencisi olduunu hatrlad. Bykler konuurken ocuklar ylatklar hatrlama ve hatr sorma sreci boyunca tabii ki, benzer teki evliliin simetris tamamlayan Rya da sevgiyle anld. Galip ocuklar olmadn, Rya'nn imdi evde polisiye arak kendisini beklediini, akam birlikte Konak Sinemasna gideceklerini, kendisinin bilet almaktan dndn ve bugn yolda bir baka snf ar-' kadayla, Belks'la da karla kumral, orta boylu Belks. Yavan kar koca, hi kukuya yer brakmayan yavan bir kesinlik le belirttiler: "Bizim snfta Belks diye biri yoktu!" Arada bir eski okul yllklarnn cil li kapaklarn ayorlar, zel hatra ve hikayeleriyle birlikte herkesi tek tek anyorlarm; den ok emin-lermi. Galip bfeden soua kar kmaz hzl hzl Nianta Meydanna doru m 7.15'te Konak Sinemasna gideceklerine karar verdii iin koa koa sinemaya gitti; ama k aldrmlarda da sinemann giriinde de yoktular. Onlar beklerken dn leden sonra sinemada rettii kadnn fotorafn grd ve iinde yeniden o kadnn yerinde olma istei ykseldi. D ka, kaldrmlardan geen insanlarn yzlerini okuya okuya dnp dolap tekrar ehrikalp Apar rsna geldiinde ok vakit gemiti. Her akam saat sekizde, btn pencerelere vuran o mavi evizyon ehrikalp Apartman dnda caddenin btn yaplarnda prldyordu, talip apa e dikktle bakarken, en st katn balkon demirlerine balanm koyu lacivert bir bez parasn Otuz yl nce, burada btn aile hep birlikte otururlarken, ayn balkona aslan ayn renkteki lacivert bir bez, sakaya verilmi bir iaret anlamna gelirdi. At arabasna ykledii inko t nekelerde 211 su datan adam, bu mavi bezden hangi katlarda ime suyunun bittiini anla r, ona gre yukar su karrd. Galip de bezin bir iaret olduuna karar verdi, nasl okunac unda aklnda deiik dnceler belirdi: Kendisine Cell ile Rya'nn burada olduunu gstere t olabilirdi. Ce-ll'in kendi gemiinin baz ayrntlarna zlemle geri dndnn bir baka Sekiz buua doru kaldrmda dikildii yerden kendi evine dnd.

Bir zamanlar, hem de ok eski zamanlarda da deildi o zamanlar, Rya ile birlikte elle rinde gazete ve kitaplarla oturup sigara itikleri o eski salonun lambalar ve klar, kay bolmu bir cennetin gazetelere dm fotoraflar gibi dayanlmayacak kadar anlarla dolu ve nlmayacak kadar acklyd. Rya'nn eve dndne ya da uradna ilikin hibir iz ve beli Yuvaya dnen yorgun kocay hznle selmlayan ayn kokular ve glgeler. Galip, sessiz eyalar balarn hznl klar altnda brakp karanlk koridordan karanlk yatak odasna gitti. Pa damyla bulduu yatana kendini srtst att. Salon lambalarnn, koridordan szlen sokak dann tavannda ince yzl eytani glgelere dnmt. Galip yataktan kalktktan ok sonra kle biliyordu. Gazeteden televizyon programn okudu, evredeki sinemalarn hi deimeyen sa tlerini ve filmlerin adlarn rendi; Cell'in yazsna son bir kere daha gz att; buzdolab ilk belirtileri arasndan birka zeytinle beyaz peynir karp kuru ekmekle karnn doyurdu. a'nn dolabndan bulduu irice bir zarfa geliigzel gazete paralan sktrd, zerine Cel a ald. On'u eyrek gee evden km, ehrikalp Apartmannn karsnda, bu sefer biraz daha ye balamt. ok gemeden apartmann merdiven klar yand ve binann krk yllk kapcs ierden kard p tenekelerini iri kestane aacnn yanndaki byk bidona boaltmaya ba "smail efendi, merhaba. Bu zarf Cell'e brakmaya geldim." "Aa, Galip!" dedi adam esk i rencisini yllar sonra tanyan lise mdr gibi, sevinle ve kukuyla. "Ama Cell burada 12 "Biliyorum, biliyorum burada ama, ben de kimseye sylemiyorum," dedi Galip kara rl admlarla apartmandan ieri girerken. "Sakn baka kimseye de syleme. Bu zarf, aaya endiye brak, dedi bana!" Galip, krk yldr aym havagaz ve kzarm ya kokusuyla kokan mer lerden inip kapc dairesine girdi. smail'in kars Kamer, gene ayn koltukta oturmu, zeri bir zamanlar radyo duran sehpann zerindeki televizyona bakyordu. "Kamer, bak kim g eldi," dedi Galip. "Aa," dedi kadn. Ayaa kalkt, ptler. "Bizi unuttunuz." "Unutur muyuz " "Hepiniz kapnn nnden geiyorsunuz, ama bir uramyor-sunuz!" "Bunu Cell'e getirdim!" d Galip zarf gsterek. "smail mi syledi?" "Hayr, Cell kendi syledi," dedi Galip. "Ben bi iyorum burada olduunu, ama sakn kimseye sylemeyin." "Biz ne yapalm, sylemiyoruz." ded i kadn. "Bizi yle bir ten-bihledi ki." "Biliyorum," dedi Galip. "Yukardalar m imdi?" "Hi bilmiyoruz. Geceyarlan biz uyurken giriyor, uyurken kyor. Kendini deil sesini duy uyoruz. pn alyoruz, gazetesini brakyoruz. Bazan o gazeteler orada, kapnn altnda gn ikiyor." "Ben yukar kmayacam," dedi Galip. Zarf brakacak bir yer arar gibi kapc dair inceledi: zeri ayn damal mavi muamba kapl yemek masas, kaldrmdan geenlerin bacaklar rlu araba tekerleklerini rten ayn soluk perdeler; diki kutusu, t, ekerlik, havagaz oca sli kalorifer... Kaloriferin zerindeki rafn kenarna akl ivide, her zamanki yerinde, Ga ip anahtar grd. Kadn, kolluuna oturmutu. "Sana ay yapaym," dedi. "Otur u yatan ken gz televizyondayd. "Rya hanm ne yapyor? ocuunuz niye yok hl?" Kadnn artk bsbt annda, uzaktan da olsa Rya'y andran gen bir kz beliriverdi: Rengi anlalamayan salar i beyaz; baklar taknlm bir ocuksu213 hkla durgunlamt. Dudaklarm mutlulukla boyu ," dedi Galip, sessizce. "Rya hanm daha gzeldir," dedi Kamer hanm, ayn sessizlikle.

Saygyla, bir eit korkulu hayranlkla birlikte baktlar. Galip anahtar ividen becerikli b r hareketli kard, cebine, ipularryla dolu ev devinin yanna brakt. Kadn grmemiti. " e koyaym?" "Ver bana!" dedi kadn. Galip, smail Efendinin bo p tenekelerini brakmak ii partmana girdiini, sokak kapsna bakan kk pencereden grd. Asansr lambalar soluklat vizyondaki grnty bir an bozarak alnca kadnla vedalat. Merdivenleri kp sokak kap Kapy at ve ierde kalp grltyle kapad. Sessizce, geriye merdivene doru yryp, den heyecanla parmaklarnn ucuna basa basa iki kat kt. kinci kat ile nc katn arasnda turup, bo tenekeleri st katlara brakan smail Efendinin aa inmesini bekledi. Merdivenle i aydnlatan lambalar bir anda snd. "Otomatik!" diye mrldand Galip ocukluunun bu sihir ve uzak lkeleri artran kelimesini dnerek. Lambalar yeniden yand. Kapcnn bindii Galip merdivenleri ar ar kmaya balad. Bir zamanlar babas ve annesiyle oturduu kat ir avukatn pirin levhas vard. Babaanneyle Dedenin katnn kapsnda bir jinekologun levha bo bir p tenekesi grd. Cell'in kapsnn zerinde ne bir iaret, ne de ad vard. Galip buzunu getiren alkan bir tahsildarn el alkanlyla kapnn zilini ald. Zili ikinci k rdivenlerin snd. Kapnn altndan k szmyordu hi. Zili nc ve drdnc kere a anahtar aryor, anahtar bulduu zaman da eli zili srekli alyordu: "eride bir odaya g iyorlar!" diye dnd, "Salonda karlkl iki koltua oturmu sessizce bekliyorlar!" Anahta idin deliine uyduramad, yanl anahtar, diyecekti, ama tpk her eyi birbirine kartran lein, bir parlaklk anmda, kendi budalaln ve dnyann karmakark dzenini kefediverme tar kili214 din iine insan artan tuhaf bir simetri ve mutluluk duygusuyla oturdu. nce, kapnn karanhk bir daireye aldn farketti Galip, hemen sonra da, karanlk dairenin ii telefonun almaya baladn. 215 KNC KISIM 217 BRNC BLM HAYALET EV "Bo bir e\> ka ndini." Flaubert Telefon kap aldktan drt saniye sonra almaya balamt, ama Galip t ilmlerindeki o acmasz alarm zilleri gibi, zille kap arasnda mekanik bir iliki olduunu dnerek telland. Zil nc kere alarken, telefona yetimeye alan tell Cell'in e acan hayl ediyordu; drdnc kere alarken evde kimse olmadna karar verdi, beinci al elefonu ancak evin bo olmadna inanan biri bu kadar uzun aldrr diye dnmt. Altnc onbe yl nce girdii hayletimsi dairenin topografyasn hayl ederek, el yordamyla elekt lerini aryordu, bir eyaya arpnca ard: Kr karanlkta baka eyalara da arpa devire t otu. Bir trl eline gemeyen ahizeyi en sonunda bulduunda, gvdesi de kendiliinden bir ko tuk bulmu, oturmutu. "Alo?""Demek sonunda geldiniz!" dedi hi tanmad bir ses. "Evet." " ell Bey, ka gndr sizi aryorum. Gecenin bu saatinde rahatsz ettiim iin zr dilerim. S an nce grmem gerek." "Sesinizi karamadm." "Yllar nce, bir kere bir Cumhuriyet Bayram losunda karlamtk. Ben size kendimi tantmtm Cell Bey, ama byk bir ihtimalle bunu ksnz imdi. Daha sonraki yllarda, imdi unuttuum takma adlarla size iki mektup yazmtm: Sultan Abdlhamit'in lm arkasndaki

srr aydnlatabilecek bir iddiayd. bryse niversite rencilerinin sandk cinayeti diye ir kumpasyla ilgiliydi. in iinde, sonradan yoklara karan bir ajan olduunu ben size sez irmi, siz de derin zeknzla meseleyi aratrp anlam, ke yazlarnzla stne gitmitin i nmde bir baka dosya var." "Gazeteye brakn." "Uzun zamandr gazeteye gitmediinizi bili orum. stelik bu cil konuda gazetedekilere de ne kadar gvenebilirim bilmiyorum." "yi o zaman, kapcya brakn." "Adresinizi bilmiyorum. PTT'nin istihbarat servisi numaray ve rince adresi vermiyor. Bu tdlcfonu baka bir adla kaydettirmi olmalsnz. Rehberde Cell S alik adna hibir numara yok. Cel-lettin Rumi var, takma ad olmal." "Telefonumu veren adresimi vermedi mi size?" "Vermedi." "Kimden aldnz telefonumu?" "Ortak bir dostum uzdan. Bunu da sizi grnce anlatmak isterim. Gnlerdir sizi aryorum. Akla gelebilecek btn yollar denedim. Ailenizi aradm. Sizi ok seven halanzla grtm. Eski yazlarnzda ildiim stanbul'un baz kelerine, Kurtulu sokaklarna, Cihangir'e, Konak Sinemasna, size stlarm diye gittim. Bu arada Pera Palas'taki bir ngiliz televizyon takmnn sizinle grm istediini, onlarn da benim gibi sizi aradklarn rendim. Biliyor muydunuz?" "Dosyann ko u nedir?" "Telefonda aklamak istemiyorum. Adresinizi verin, saat ge deil, hemen geli rim. Nianta'nda deil mi?" "Evet", dedi Galip soukkanllkla, "Ama bu konular beni ilgile dirmiyor artk." "Nasl?" "Yazlarm dikkatle okusaydm bu eit konularla artk ilgilenmedi nlardn." "Hayr hayr, tam sizin ilgilenip yazacanz bir konu bu. ngiliz televizyonculara da aklarsnz. Adresini syle." "Kusura bakma," dedi Galip kendisini de artan bir neeyl debiyat heveslileriyle grmyorum artk." Telefonu huzurla kapad. Karanln iinde kendil za-nverince eli yanbandaki masa lambasnn anahtarn bulup evirdi. Turuncumsu soluk bir aydnlannca kapld a220 knlk ve korkuyu Galip daha sonralar "serap" diye anacakt. irmi be yl nce Cell bekr bir gazeteciyken burada oturduu zamanki gibiydi. Btn eyalar delerin, lambalarn yeri, renkleri, glgeleri ve kokular yirmi be yl nce olduunun tpks ki baz yeni eyalar, Galip'e oyun etmek, yaad eyrek yzyl yaamadna onu inandrmak taklidini yapyorlard. Ama Galip biraz daha dikkatle baknca eyann bir oyun oynamadn, uundan bu gne yaad zamann bir anda bir sihirle eriyip yokolduuna karar verecek gibi h ediyordu kendini. Tehlikeli karanln iinden birdenbire kveren eyalar yeni deildi. Onl enilik duygusunu veren by, Galip'in kendi anlaryla birlikte eskidiklerini, paralandkla rn, belki de yok olduklarn sand bu nesnelerin, en son grd ve unuttuu halleriyle y eniden karsna k-vermeleriydi. Sanki eski masalar, soluk perdeler, kirli kllkler, yorg koltuklar Galip'in hayat ve anlarnn onlara buyurduu hikyelere ve talihe boyun ememiler bir gnden sonra (Melih Amcalarn zmir'den gelip apartmana yerletikleri gn) kendileri iin dlenmi kadere bakaldrp, kendi zel dnyalarn gerekletirmenin yolunu aramlard k yl nce Cell burada annesiyle otururken, yirmi be yl nce yeni bir gazeteci olarak bu evde yaarken dzenlendii gibi dzenlendiini bir kere daha korkuyla anlad. Ayaklar aslan yana benzeyen ayn ceviz masann, ayn fstki perdeyle kapl pencereden uzakl, ayn Sm rtyle kapl (ayn azgn

tazlar, mor bir yaprak ormannda, zavall ceylanlar yirmi be yl sonra, hl ayn heyecanl alyorlard), koltuun arkalndaki ayn y-biryantin-sa lekesinin insan glgesine benzeye ozlu vitrindeki bakr taban iinden hep ayn dnyay seyreden, ngiliz filmlerinden kma s n sabr, kalorifer zerindeki bozuk saatlerin, fincanlarn ve trnak makasnn duruu, Galip' n onlar bu turuncu k iinde bir daha hatrlamamak zere brakt gibiydi. "Baz eyleri ayz, baz eyleri ise hatrlamadmz bile hatrlamayz, "Onlar yeniden bulmal!" diye ya rnn birinde. Galip, Rya'lar buraya tandktan ve Cell bu apartman dairesinden uzaklatr sonra, bu eyalarn yava yava yer de221 I I itirdiini, eskidiini, yenilendiini ve sonr alarda hibir iz brakmayacak bir bilinmezlie doru ekip gittiklerini de hatrlyordu. Tele on yeniden alnca, stnde hl paltoyla oturduu 'eski' koltuktan uzanp hi de yabanc olm izeyi aarken, bunu yaptn bile hi dnmeden Cell'in sesini taklit edebileceinden emin ondaki gene ayn sesti. Galip'in ricas zerine, kendini Cell Beye bu sefer anlaryla deil adyla tantt: Mahir kinci. Kelimeler Galip'te hibir kiiliin ve yzn armn yapmad caklar. Ordu iinde kk bir rgt. Dinci bir rgt, bir yeni tarikat. Mehdiye inanyorlar. n geldiine inanyorlar. Hem de senin yazlarndan yola karak." "Benim byle samalklarla iim olmad." "Oldu Cell Bey, oldu. imdi yazdn gibi, hafzan kaybettiin ya da reddetti trlamyor, hatrlamak da istemiyorsun. Eski yazlarna gz at, bir oku onlar, hatrlayacaks "Hatrlamayacam." "Hatrlayacaksn. nk tandm kadaryla sen byle bir askeri darbenin koltuunda rahat oturabilecek biri de deilsin." "Evet deilim. Hatta, ben bende deilim artk." "Hemen yanna geleceim. Sana gemiini, kaybettiin anlarn hatrlatacam. Sonun ana hak verip meseleye drt elle sarlacaksn." "Sarlmak da isterdim, ama gremeyeceim sen i." "Ben greceim:" "Adresimi bulabilirsen. Hi kmyorum sokaa." "Bak: stanbul telefon r erinde yz onbin abonenin numaras var. lk rakkam tahmin ettiim iin, hzla, saatte be maray gzden geirebileceimi biliyorum. En ge be gnde adresini ve pek merak ettiim takm dn bulacam demektir bu." "Bouna zahmet!" dedi Galip kendinden emin gzkmeye alarak. ara rehberde yoktur:" "Takma adlara baylrsn. Yllardr seni okuyorum, takma adlara, kk tekrlklara, bir bakasnn yerine geme numaralarna baylrsn. Numaran rehberden karma rece222 ine bir takma ad keyifle uydurmusundur sen. Sevdiin baz takma adlar, baz tahmi lerimi imdiden yokladm bile." "Nedir onlar?" Adam sayp dkt. Galip telefonu kapayp fite ektikten sonra, bir bir tekrarlad bu adlarn belleinde hibir iz ve arm brakmadan nlad. Paltosunun cebinden kard kda adlar alt alta yazd. Cell'in yazlarn kendis izleyip, daha iyi hatrlayan bir baka okuyucunun varl Galip'e bir an o kadar tuhaf ve artc geldi ki, gvdesi sanki gerekliini yitirdi. Bu dikkatli okuyucuya, itici de olsa ir kardelik duygusuyla balanabileceini de sezdi. Onunla karlkl oturup Cell'in eski ya dan szedebilseydi, imdi oturduu koltuk ve gerek d oda daha derin bir anlam kazanacakt aha Rya'lar buraya gelmeden nce, alt yandayken, Babaannenin katndan bir kaamak -Anneyl Baba pek istemezlerdi- bekr Cell'in katna kt zamanlar,

pazar leden sonralar radyodaki ma hep birlikte dinlerlerken, (Vasf da iitir gibi ban rd), nazl stadn yarda brakt pehlivan tefrikasnn devamn yazan Cell'in, aznda s a nasl kullandn hayranlkla seyrederken, Galip bu koltukta otururdu. Daha Cell bu daire en uzaklatrlmadan nce, Melih Amcalarla birlikte hep birlikte ayn katta otururlarken, souk k akamlar, Melih Amcann Afrika hikyelerini dinlemekten ok, Suzan Yengeyi ve onun dar inanlmaz olduunu yeni yeni kefettii gzel Rya'y seyretmek iin anne ve babann izni ukar kata ktnda, Melih Amcann hikayeleriyle ka gz iaretleriyle dalga geen Cell'in p, bu koltukta otururdu. Daha sonraki aylarda, Cell birdenbire ortalktan yok olduu ve Melih Amcayla Babann az kavgalar Babaanneyi hep alatt gnlerde, onlar Babaannenin mal, mlk, hisse ve kat kavgalar yaparlarken, birisi, "ocuklar yukar yollayn," dedii i burada, bu sessiz eyalar arasnda yalnz kaldklarnda, Rya bacaklarn bu koltuun kenar rktarak oturur, Galip onu saygyla seyrederdi. Yirmi be yl nceydi. Galip uzun bir sre k oltukta sessizce otururdu. Cell'in kendi ocukluk ve genliinin anlar iin yeniden yaratt hayalet dairenin teki odalarnda, Rya ile Cell'in imdi nerede gizlendi223 ine ilikin bi gi edinmek iin dikkatli bir aratrmaya giriti. ki saat sonra kayp karsnn izini arayan ki dedektiften ok, tiryakisi olduu bir konuda alan ilk mzeyi heyecan, sevgi, hayranlk ve saygyla gezen bir merakl gibi hayalet evin oda ve koridorlarnda gezindikten, mer akla dolaplarn kartrdktan sonra ilk aratrmalarndan kard sonular: Karanlkta te dii sehpann zerinde duran iki fincana baklrsa, Cell eve bakalarn da getiriyordu. Ama n fincanlar krldklar iin diplerindeki incecik telve tabakasn tadarak (Rya kahvesini h zaman ok ekerli ierdi), bir sonu karmak mmkn olmamt. Kapnn altndan atla atla zetelerinin en eskisinin tarihine gre, Cell, R-ya'nn kaybolduu gn bu daireye gelmiti. yn gnk gazetenin 'Boaz'in Sular ekildii Zaman' balkl yazsndaki dizgi yanllar y emle ve CelFin her zamanki fkeli yazsyla dzeltilmi olarak eski Remington daktilonun ya nna konmutu. Yatak odasndaki, sokak kapsnn yanbandaki dolaplarn iinde Cell'in bir en uzun bir sre iin ayrldn ya da ayrlmadn gsteren bir iz yoktu hi. Mavi ubuklu amuru taze ayakkabsna, bu mevsim sk sk giydii koyu lcivert paltosundan klk yelek v marna (eski yazlarnn birinde Cell, ocukluk ve genliini skntyla geirdikten sonra in olan erkeklerin bir ounun kullanamayacaklar kadar don ve atlet satn alma hastalna y kalandklarn yazmt), ve amar torbasndaki kirli oraplara kadar, ev, iten her an dn gnlk hayatna hemen balayabilecek birinin evi gibiydi. Eski evin dekorunun ne lde takli edildiini, yatak araf ya da havlu gibi ayrntlardan karmak gt belki, ama ieri oda de, besbelli, oturma odasnda uygulanan 'hayalet ev' ilkesine bal kalnmt. Bylece, Ry ukluunun odasndan geriye ayn ocuksu mavi duvarlarla, bir zamanlar Cell'in annesinin ze rini diki malzemeleriyle, Nianta ve ilili hanmefendilerin bir model ya da fotorafla b ikte braktklar Avrupa kumalarla ve elbise patronlaryla doldurduu yatan taklidinin isk ti kalmt. Kokular, bu kolayca anlalyordu, gemii tekrar etmek iin baz kelerde eski rlikte birikmi224 ' ' lerse eer, evrede her seferinde onlar tamamlayan grsel bir malz eme olduu iin byleydi. Galip, kokularn ancak onlar evreleyen nesnelerle varolabildiim, bir zamanlar Rya'nn yata olan o gzelim divana yaklat zaman koklad eski Puro sabun la, Melih Amcann kulland, artk hi satlmayan Yorgi Tomatis marka kolonya kokusunun kar anlamt. Aslnda odada, ne bir zamanlar Rya'ya zmir'den yollanan ye Beyolu'ndan ve Alaad in'in dkknndan alman renkli kitaplarn, bebeklerin, firketelerin, ekerlerin, kalemleri n ve boyama kitaplarnn yerletirildii

ekmece, ne de Rya'nn yatann evresinde ayn kokular kartacak sabunlar, Pe-Re-Ja mark i kolonya ieleri ve naneli ikletler vard. Cell'in bu eve ne kadar girip ktn ya da kadar yaadn da hayalet dekordan karmak gt. Oraya buraya geli- igzel konmu gibi rdeki Yeni Harman ve Gelincik izmaritlerinin saysnn, mutfak dolaplarmdaki tabaklarn temizliinin ya da yllar nce bu markann aleyhine yazd bir yazdaki fkeyle boynundan in a sklp kapa ak braklm pana tpnn azndaki di macununun tazeliinin de. hastal u mzenin srekli denetlenen demirba bir paras olduunu insan dnebilirdi. nsan, daha d gide" rek, lamba karpuzlarnn diplerindeki tozlarn, bu tozlardan szlerek soluk duvarl ara vuran glgelerin ve bu glgelerin yirmi be . yl nce iki stanbullu ocuun hayllerind ika ormanlarn, Orta Asya llerini ve halalarndan ve babaannelerinden dinleyecekleri ca d ve eytan hikyelerindeki sansarlarla kurtlarn hayaletlerini ve soluk lekelerini hatr latacak biimlerinin bile bu mzedeki esiz yeniden yaratmlarn bir paras olduunu da d . (Galip yutkunmakta zorluk ekerken dnmt.) Bu yzden, iyice kapanmam balkon kaplar uruyan su birikintilerinden, duvar kenarlarnda ipek gibi kvrlan kuruni toz topaklarnd an, eski kaloriferin scandan iyice gevemi parke paralarnn zerlerine basan ilk ayan evrek gcrtdan bu evde ne kadar yaanldm karmak da mmkn deildi. Mutfak kapsnn k einin eski zenginlerden Cevdet Beyin evinde tkrdayp saat balarn ayn neeli gonguyla d uunu Hale Halann sk sk gururla tekrarlad 225 gsterili duvar saati de, tpk lkenin ndeki ayn hastalkl ballkla dzenlenmi Atatrk mzelerinde olduu gibi lm saatini gs durulmutu sanki, ama gsterdii dokuz buuu be gee'nin hangi dokuz oluzbe'in ve lmn i aati olabilecei Galip'in aklna gelmedi. Gemiin hortlaks yk, evde yer kalmad iin bi e satlan ve adamn at arabasyla birlikte sallana sallana kimbilir hangi uzak diyarla ra unutulmaya giden zavall eyalarn hzn ve intikam duygusuyla zerine binip, onu iyice s ersemlettikten ok sonra, Galip evde 'yeni' olarak grd tek eyay, helayla mutfak arasnd uzun duvar boydan boya kaplayan karaaatan yaplma o caml dolab ve iindeki ktlar ka ridora dnd. ok da uzun srmeyen bir aratrmadan sonra, gene ayn hastalkl titizlikle d i raflarda unlar buldu: Gen muhabir Cell zamanndan kalma gazete haberlerinin ve rporta larnn kesikleri; Cell aleyhine ve lehine yazlm btn yazlarn kesikleri, Cell'in takm yaymlad btn ke yazlar ve fkralar; Cell'in kendi adyla yaymlad btn ke ya er nan ster nanma', 'Ryalarnz Yorumluyoruz', 'Tarihte Bugn', 'nanlmaz Vakalar', 'm uz', 'Yznz, Kiiliiniz', 'Bilmece Bulmaca' ve benzeri kelerin kesikleri; Cell'le yapl tajlarn kesikleri; eitli nedenlerle yaymlanmam ke yazlarnn msvetteleri; zel notl nca gazetelerden ayrp saklad onbinlerce gazete kesii ve fotoraf; ryalarn, haylleri lmamas gereken ayrntlar not ettii defterler; kuru yemi, kestane ekeri ve ayakkab kutu iinde saklanm binlerce okuyucu mektubu; Cell'in takma adla tamamn ya da yarsn yazd omanlarn kesikleri; Cell'in yazd yzlerce mektubun kopyalar; yzlerce tuhaf dergi, risa kitap, bror ve okul ve askerlik yll; gazete ve dergilerden kesilmi kutular dolusu ins n resmi; pornografik resimler; tuhaf hayvan ve bcek resimleri; Hurufilik ve harf ilimi zerine iki byk kutu dolusu yaz ve yayn; zerlerine iaretler, harfler, simgeler i mi eski otobs, futbol ma, sinema bileti koanlar; albme yaptrlm ve yaptrlmam derneklerinden alnm baar dlleri; dolamdan kalkm Trk ve arlk Rusyas 226 . paral es defterleri.

adres defterini bulur bulmaz Galip oturma odasndaki koltua dnp sayfalarn tek tek oku Krk dakika sren bir aratrmadan sonra defterdeki kiilerin Cell'in hayatnda bin dokuz y elliler ile altmlarn sonunda yer aldklarna, ou byk bir ihtimalle yklm evlerinin deitirilmi telefon numaralarnda Rya ile CelPi bulamayacana karar verdi. Caml dolabn daki vr zvrn iinde yapt ksa bir incelemeden sonra Mahir kinci'nin yolladn syl ilikin mektubu ve bu konudaki ke yazlarn bulmak iin yetmili yllarn banda Cell'i e yazd ke yazlarn okumaya balad. Gazetelere 'sandk cinayeti' diye geen politik ci alip, olaylara karanlarn bazlarn lise yllarndan tand iin ilgilenmiti. Cell ise eyin taklidi olduunu syledii lkemizde, ayn fraksiyon evresinde toplanm yaratc gen a varmadan bir Dostoyevski romanna (Ecinniler) btn ayrntlarna titizlikle bal kalarak lit ettikleri iin. Galip o dnemde yazlm okuyucu mektuplarn kartrrken Cell'in bu k ii bir-iki akam hatrlyordu. Unutulmas gereken ve unutulan gnesiz, souk, tatsz gnle : Rya, Galip'in sayg duymakla kmsemek arasnda bocaladka adn unuttuu o 'iyi ocuk'l Galip sonralar her seferinde kendisini piman ettiren merakna yenilip dedikodulara k ulak kabartt, aratrmalar yapt zamanlarda, gen evlilerin aile mutluluu ya da mutsuzl in ayrntlardan ok, son siyasi haberleri renebiliyordu... Bir k gecesi Vasf huzurla Ja balklarn (krmz wakinler, aile ii evliliklerle saak kuyruklar bozulmu watonailer) y n ve Hale Hala arada bir televizyona bir bak atarak Milliyet'teki bulmacay zerken, Ba baanne ierdeki souk odasnn souk tavanna bakarak oluvermiti. Cenazeye soluk bir palto v daha soluk bir bartsyle tek bana gelen Rya (bylesi daha iyi demiti kasaba kkenli d aka nefret eden Melih Amca, bylece, Galip'in gizli dncelerini de seslendirerek) hemen ortadan kaybolmutu. Cenazeden sonra, apartman katlarnda bulutuklar gecelerin birinde Cell, bu sandk cinayeti konusunda bir bilgisi olup olmadn Galip'e sormu, asl 227 mer ettii eyi renememiti: Galip'in tandm syledii bu siyasi genlerden herhangi biri Ru itabn okumu muydu acaba?" "nk btn cinayetler", demiti ayn gece Cell, "btn kitapl taklittir. Bu yzden kendi admla kitap yaymlamam." Ertesi gece, gene l evinde toplandk larnda, ge bir saatte, ikisi babaayken, "Ama gene de en kt cinayetlerde bile, en kt k plarda bulunmayan zgn bir yan vardr!" diye devam etmiti Cell. Galip'in daha sonraki yl larda tank olduka bir yolculuk tad alaca bir akl yrtmeyle Cell dncelerini derinle klar tek tek iniyordu. "Btnyle taklit olan, demek ki, cinayetler deil kitaplardr. En b ayldmz ey olan taklidin taklidiyle ilgili olduklar iin kitaplar anlatan cinayetlerle ayetleri anlatan kitaplar hepimizdeki ortak bir noktaya seslenir; nk insan, lobutu, kurbannn kafasna ancak kendisini bir bakasnn yerine koyabilirse indirebilir. (Kimse k endini katil olarak grmeye dayanamaz nk.) Yaratclk, ounlukla fkenin, her eyi unutt nin iindedir, ama fke bizi ancak daha nce bakalarndan rendiimiz yntemler araclyl rebilir: Baklar, tabancalar, zehirler, edebiyat teknikleri, roman biimleri, iir vezi nleri vs. 'Kendimde deildim hakim bey!' diyen 'Halk katili', bilinen u gerei ifade e der: Cinayet btn ayrntlar ve trenleriyle, bakalarndan, yani efsanelerden, hikyelerde ardan, gazetelerden, ksaca, edebiyattan renilen bir itir. En saf cinayet bile, mesel kskanlk yznden yanllkla ilenmi bir cinayet bile, farkna varlmadan yaplm bir ta taklit. Bu konuda bir yaz yazaym m, ne dersin?" Yazmamt. Geceyarsndan ok sonra, Gali aptan kard eski ke yazlarn okurken salon lambalar bir tiyatro perdesini aydnlatan ibi ar ar soldular nce, sonra buzdolabnn motoru dik ve amurlu bir yokuta vites dei i ve ykl bir kamyonun hznl yorgunluuyla inledi ve her yer kapkaranlk oldu. Elektrik ke ilmelerine alk btn stanbullular gibi Galip "imdi gelir" umuduyla kucanda gazete kesi yle dolu dosyalar, koltukta

uzun bir sre kprdamadan oturdu. Apartmann yllardr unuttuu kendi i seslerini, kalorife rdeki tkrty, duvarlarn sessizliini, parkelerin geriniini, musluklardaki ve su borular 228 ki iniltiyi, yerini unuttuu bir saatin bouk tiktaklarn, apartman aralndan gelen r tici uultuyu dinledi. Karanlkta elyorda-myla'Cell'in odasna girdiinde ok vakit gemit biselerini karrken, CelPin pijamalarn giyerken dn gece pavyonda rastlad ackl yaza kyesinde bir kahramann tekinin karanlk sessiz ve bo yatana uzanverdii geldi aklna. rdi, ama hemen uyuyamad. 229 KNC BLM UYUYAMIYOR MUSUNUZ? "Rinalarmz bir ikinci havam rard de Nerval Yatanza girdiniz. Tandnz eyalar arasnda kendi kokunuz ve anlarnzl battaniyeler arasna yerletiniz, banz yastnzn tandk yumuakln buldu, yania d n boynunuzu one ediniz, yastn serin yz yananz serinletti: Birazdan, birazdan uyuyac anln iinde hepsini, hepsini unutacaksnz. Hepsini unutacaksnz: Sizden stn olanlarn enmi o dncesizce szleri, budalalklar, yetitiremedii-niz ileri, anlayszl, ihan yanlar ve sulayacak olanlar, paraszlnz, hzla geen zaman, hi gemeyen zaman, kav yenilgilerinizi, zavalllnz, ackl halinizi, felketleri, felketlerin hepsini, hepsin dan unutacaksnz. Unutacanz iin memnunsunuz. Bekliyorsunuz. Sizinle birlikte evrenizdek eyalar karanln ya da yar karanln iindeki o alelade ve tamdk dolaplar, ekmeceler, ler, masalar, sehpalar, sandalyeler, kapal perdeler, karp attnz elbiseler, sigara pak niz, ceketinizin cebindeki kibritle el antanz, saatiniz; onlar da bekliyorlar. Beke rken tandk sesler duyuyorsunuz; mahalleden geen bir otomobilin bildik parke talarnn ve yol kenarndaki su birikintilerinin zerinden geiini, yaknlarda bir yerde kapanan bir sokak kapsn, eski buzdolabnn motorunu, ok uzakta havlayan kpekleri, taa deniz kysnd n sis ddn, muhallebicinin anszn kapanan kepengini. Uyku ve rya armlaryla, mutlu yasna alan anlarla dolu bu sesler, her eyin yolunda gittiine, birazdan onlar da evren eki eyalar ve sevgili yatanzla birlikte unutup baka bir leme gideceinizi size hatrlat Hazrsnz. 230 . \ Hazrsnz; sanki vcudunuzdan, sevgili bacaklarnz ve kalalarnzdan, yakndaki kollarnz ve ellerinizden de uzaklatnz. Hazrsnz ve hazr olduunuz iin o k sunuz ki, gvdenizin bu yakn uzantlarnn bile artk yardmna gerek duymuyor, gzleriniz k en yaknda onlar da unutacanz biliyorsunuz. - Kapanm gzlerinizin altnda, yumuack b ketiyle gzbebeklerinizin ktan iyice uzaklatn biliyorsunuz. Sanki tandk kokular ve ryla her eyin yolunda gittiini bilen gzbebekleriniz, imdi odadaki belli belirsiz d tike geveyerek huzura giren aklnzn iindeki bir n havai fiekler gibi aan renkleri ize: Mavi lekeler, mavi yldrmlar, mor dumanlar, mor kubbeler gryorsunuz; titreyen lac ivert renk dalgalarn, eflatun renkli alayanlarn glgelerini, yanarda azndan akan ergu lavlarn salmn, sessizce parlayan yldzlarn Prusya mavisini gryorsunuz. Renkler ve bi rbirlerini sessizce tekrarlayarak, bir kaybolup yine ortaya karak, yava yava deierek, unutulmu ve hi olmam baz sahneleri, baz anlar gsteriyorlar size, aklnzn iindeki ediyorsunuz. Ama uyuyamyorsunuz da. Bu gerei itiraf etmek iin ok erken deil mi daha? H uzurla uyuduunuz zamanlarda dndnz eyleri aklnza getirin: Hayr, bugn ne yaptn iinden geerek sizi uykunun unutuuna kavuturan o

tatl anlar dnn: te herkes sizin dnnz beklerken en sonunda geri geliyorsunuz ve hayr hi gelmiyorsunuz geri, antanzda en sevdiiniz eyler, karl telgraf direkleri aras n giden bir trendesiniz; aklnza gelen o gzel szleri, zekice cevaplar verince hepsi ha talarn anlyor, susuyor ve size gizli de olsa bir hayranlk duyuyorlar; sevdiiniz gzel g deye sarlyorsunuz, o gvde de size; unutamadnz baheye dnp dallardan olgun kirazlar t rsunuz; yaz geliyor, k geliyor, bahar geliyor; sabah geliyor, mavi bir sabah, gzel bir sabah, gneli bir sabah, yolunda, mutlu bir sabah... Ama hayr, uyuyamyorsunuz. O zaman benim gibi yapn: Kolunuzu bacanz onlar hi huzursuz etmeden usulca kprdatarak y hafife dnn, ba231 A nz yastn teki ucunu bulsun, yananz yastn serin bir kesi Bizans'tan Mool Hakan Hlg'ye gelin olarak yollanan Prenses Mariya Palaeologina'y dn n yaadnz bu ehirden, Konstantinopolis'ten ta ran'a Hl-g'yle evlenmeye yollanm, da rmadan Hlg lnce, yerine tahta geen olu Abaka ile evlenmi, ran'daki Mool saraynda o kocas ldrlnce sizin de stnde huzurla uyumak istediiniz bu tepelere geri dnmt. Pre 'yi iinizde iyice hissedene kadar onun yola kndaki hzn dnn, geri dnndeki, dn ki kilisede geen gnlerini dnn. Handan Sultan'in ccelerim dnn. I. Sultan Ahmet'in a evdii bu dostlarn mutlu edebilmek iin onlara skdar'da bir cceler evi yaptrm, yllar yaayan bu dostlar daha sonra gene Sultandan aldklar bir destekle kendilerini bilinm eyen bir lkeye, haritada bile yerini bulamadklar bir cennete gtrecek bir kalyon yapp, suya indirip stanbul'dan uzaklamlard. Yolculuk sabah dostlarndan ayrlan Handan Sultan kederiyle, ona kalyondan mendil sallayan ccelerin hznn, sanki siz de birazdan stanbul 'dan, ok sevdiklerinizden ayrlyormusunuz gibi dnn. Bunlar da uyutmazsa beni, sevgili rlarm, ben ssz bir ge-ceyars, ssz bir istasyonun peronunda aa yukar yryerek bir r treni bekleyen tedirgin adam dnrm; adamn nereye gideceine karar verdiimde ben o ad muumdur. Yedi yzyl nce, stanbul'u igal eden Greklerin ehre girmelerini salayacak Sili kap'daki geitte yeraltnda alanlar dnrm. Nesnelerin ikinci anlamlarn kefeden ad Dnyann iinde alan ikinci dnyay dler, her eyin ikinci anlam bana ar ar alrke lamlar arasnda nasl sarho olacam kurarm. Hafzasn kaybeden adamn mutlu aknln e brakldm dnrm; bir zamanlar milyonlarca insann yaad mahalleler, caddeler, ca r her ey, her ey bombotur ve ben o hayletimsi bo alanlarda yrdke gzyalaryla kendi endi ehrimi hatrlyor, ar ar kendi mahalleme, kendi evime, iinde uyumaya altm ya . Rosette ta zerindeki hi232 yeroglif zmek iin gece yatandan kalkp, uykudagezenleri kendi belleimin karanlk dehlizlerinde dolaan, kmaz sokaklara girip tkenmi anlarla ka Francois Cham-pollion olduumu dnrm. ki yasam denetlemek iin bir gece saraynda ky V. Murat olduumu dnr, klk deitirmi muhafzlarmla birlikteyken kimsenin bana zarar in gizli gveniyle camilerde, hl ak tek tk dkknlarda, gizli geitlerdeki miskinhaneler nekleyen kullarmn hayatn sevgiyle seyretmeye koyulurum. Sonra, geceyans, kap kap dola k on dokuzuncu yzylda en son Yenieri isyanlarndan birine hazrlk olsun diye, esnafa giz li bir ifrenin ilk ve son hecelerini fsldayan bir yorganc ra olmuumdur. Ya da yasakl tarikatn uykuya dalm meczuplarn yllar sren suskunluk ve uykudan uyandran medreseli b haberciyimdir. Hl uyuyamamsam sevgili okurlarm, anlarnn izini srerek kaybettii se n suretini arayan mutsuz k olur, ehrin her kapsn aar, afyon iilen her odada, hikye her mecliste, ark sylenen her evde kendi

gemiimin ve sevgilimin izlerini ararm. Bu uzun yolculuklarm srasnda hafzam ve hayl g oradan oraya srklenen benim hayllerim yorgun dp pes etmemise hl, en sonunda, uykuyla lk arasndaki o mutlu belirsizlik anlarnn birinde nme kan ilk tandk mekna, uzak bir vine ya da yakn bir akrabann bo kalm konana girer, belleimin unutulmu kelerini yok kaplar aa aa bulduum odalarn sonuncusuna girer, mumu sndrr yataa yatp, uzak, yaban nesneler arasnda uyurum. 233 NC BLM EMS TEBRZ'Y KM LDRD? "Ne kadar saman ara kap? Ne kadar zaman keden keye, sokak sokak?" Mevlna Galip uzun sren derin bir uykudan sabah huzurla uyandnda, tavandan sarkan altm yllk lamba, sararm bir kt rengiyle y nde Cell'in pijamas, Galip evdeki ak lambalar sndrd, kapnn altndan atlm Milliye masasna oturup okudu: Bugnk ke yazsnda cumartesi leden sonra gazeteye gittiinde ok l grnce ('kendiniz olmakta'y, 'kendimiz olmakta' olarak yazmlard), eli kendiliinden e uzanp yeil bir tkenmez kalem buldu ve yazy dzeltmeye balad. Yazy bitirdiinde Cel r sabah zerinde bu mavi ubuklu pijamayla bu masaya oturup ayn kalemle dzeltmeler yap arken sigara itii aklna geldi. inde her eyin yolunda gittiine ilikin bir inan vard. nu aldktan sonra zorlu bir gne gvenle balayacak biri gibi iyimserlikle kahvaltsn yapar en kendisiyle dopdoluydu ve sanki baka biri olmasna gerek de yoktu. Kahvesini hazrl adktan sonra, koridordaki dolaptan kard ke yazlar, mektuplar ve gazete kesikleriyle az kutular alma masasnn zerine yerletirdi. Btn dikkatini vererek inanla nndeki n sonunda bulacandan kukusu yoktu hi. Cell'in Galata Kprsnn dubalar iinde yaayan klarn vahi hayatna, yetimhanelerdeki kekeme ve canavar mdrlere, Galata Kulesinden suy a atlar gibi ge atlayan kanatl hezarfenlerin uu yarmasna, olancln tarihine ve g etini yapanlara ilikin ke yazlarn okurkerr Galip, yazlara gsterilmesi gereken sabr v kati kendinde buldu. stanbul'a ilk gelen T modeli Ford'un ofrln yapan Beiktal makin rn, stanbul'da neden her mahallede 234 mzikli saat kuleleri dikilmesi gerektiini, Bin bir Gece Masalla-r'ndaki harem kadnlaryla kle zencilerin bulutuu sahnelerin Msr'da ya lanmasnn tarihi anlamn, eski atl tramvaylara hareket halinde binebilmenin yararlarn ve papaanlarn neden stanbul'dan kap kargalarn geldiini ve bu yzden kar yalarnn bal Galip ayn iyi niyet ve gvenle okudu. Okuduka, bu yazlar ilk okuduu gnleri hatrlyor, a bir kt parasna notlar alyor, bazan bir cmleyi, bir paragraf ya da baz kelimeleri y n okuyor, bitirdii ke yazsn kutuya geri koyarken sevgiyle bir yenisini ekip kartyor e odann iine deil yalnz pencerelerin kenarlarna vuruyordu. Perdeler almt. Kar ap arkan buzlarn ucundan, pislik ve karla dolmu oluklarn kenarndan sular damlyordu. Kire mit krmzs ve kirli kar rengi bir damn geniyle, karanlk dileri arasndan linyit duman un bir bacann dikdrtgeni arasndan mavi ve parlak bir gk gzkyordu. Galip okumaktan yoru an gzlerini bu genle drtgen arasna diktiinde, mavilii hzl uularyla kesen kargalar kda evirdiinde Cell'in de yazlarn kaleme alrken yorulduunda ayn yere bakp ayn k rettiini anlyordu. ok sonra, gne artk kar apartmann perdeleri ekili karanlk pencer ururken Galip'in iyimserlii dalmaya balad. Eyalar, kelimeler, anlam, her ey hl yerli ndeydi belki, ama onlar birlikte tutan daha derin bir gerekliin ekip gittiini Galip o kuduka acyla hissediyordu. Cell'in Mehdiler, sahte peygamberler, dzmece padiahlar zeri ne yazdklarn okuyordu, Mevlna ve emsi Tebrizi ilikisi zerine, emsi Tebrizi'den sonra byk

airin' yaknlat kuyumcu Selhaddin ve onun lmnden sonra da yerini tutan elebi Hsame Cell'in yazdklarn okuyordu. inde biriken tatszlk duygusundan kmak iin 'ster nan e yazdklarn okuyor, Sultan brahim'in bavezirine bir beyit yazarak hakaret ettii iin bi eee balanarak btn stanbul'da dolatrlan air Figani'nin ve kzkardelerinin her biri ek istemeden her birinin lmn hazrlayan eyh Eflki'nin hikayesiyle oyalanamiyordu. te23 i kutudan kard mektuplar okurken, Cell'le ne kadar ok ve ne kadar deiik insanlarn ni, tpk ocukluundaki gibi hayretle gryor, ama para isteyenlerin, birbirlerini sulayanl rn, polemie girdii teki ke yazarlarnn karlarnn orospu olduunu aklayanlarn, giz paslaryla, blge tekel alm mdrlerinin yedii rvetleri ihbar edenlerin, aklarn ve nef iln edenlerin mektuplar Galip'in iinde biriken gvensizlik duygusunu beslemekten baka bir ie yaramyordu. Her eyin, masaya otururken aklndaki Cell imgesinin yava yava dei le ilgili olduunu biliyordu. Sabah eyalar ve nesneler anlalr bir dnyann uzantlaryken de, yllardr yazlarn okuduu, bilinmeyen yanlarn 'bilinmeyen yan' olarak uzaktan anlay nimsedii biriydi. leden sonra, alt kattaki jinekologun muayenehanesine asansrn durmad an hasta ve gebe kadn tamaya balad saatlerde Galip aklndaki bu Cell imgesinin tuhaf ilde daha 'eksik' bir imgeye dntn anladnda, oturduu masann, evresindekLeyalarn i hissetti., Eyalar artk srlar kolay kolay zlemeyecek bir dnyann hi de dost gzkme li iaretleriydiler. Bu deiimin Cell'in Mevlna zerine yazdklaryla yakndan balantl d iin, Galip konunun zerine gitmeye karar verdi. Ksa srede CelPin Mevlna zerine yaz epsini ortaya kard ve hzla okumaya balad. Cell'i gelmi gemi en etkili mutasavvf a y, ne on nc yzylda Konya'da Farsa yazlm iirlerdi, ne de ortaokul ahlk derslerinde mlere rnek olsun diye bu iirlerden seilen beylik msralar. Bir yn sradan yazarn kitab sayfasn ssleyen 'seme' inciler kadar, turistlerin ve kartpostal irketlerinin vazgeemed ikleri plak ayakl ve eteklikli Mevlevi ayinleri de Cell'in ilgisini ekmemiti hi. Yedi yl boyunca, hakknda on binlerce cilt erh yazlan Mevlna ve lmnden sonra yaylan tarika 'i, bir ke yazarnn kullanp yararlanmas gereken bir ilgi oda olarak heyecanlandrmt vlna'da Cell'i en ok ilgilendiren ey, hayatnn baz dnemlerinde baz erkeklerle kurduu l ve mistik' yaknlklarla bunlarn hikyelerine de yansyan esrar ve sonularyd. Konya'da sndan devrald eyhlik makamnda oturur236 ken yalnz mridlerinin deil, btn ehrin hay ii Mevlna, krk be yalarndayken ne bilgisi, ne deerleri, ne de hayata bak kendisinin nzeyen, emsi Tebrizi adl ehir ehir gezen bir derviin etkisi altna girmiti. Cell'e gr e an-lalamayacak bir davrant bu. Yedi yzyl boyunca yorumcularn bu ilikiyi 'anlalr ak iin yazdklar 'aklamalar' da bunun bir kantyd. ems'in kaybolmasndan ya da ldrl a Mevlna br mridlerinin isyanna ramen, bu sefer iyice bilgisiz, zelliksiz bir kuyumcuy kendine halife tayin etmiti. CelPe gre, herkesin kantlamaya alt gibi Tebrizli ems vvetli bir sufiyane cezbeye' sahip olmasnn deil, Mevlna'nn kendi ruhsal ve cinsel dur umunun belirtilerini gsteren bir baka iaretti bu seim. Nitekim, bu ikinci halifenin lm den sonra Mevlna'nn, kendine 'hemdem' olarak setii nc halife, ikincisini aratmayacak ar zelliksiz ve parlaklktan yoksundu. Cell'e gre, yzyllardr yapld gibi, 'anlalma yi 'anlalr' klmak iin eitli kulplar takmak, 'halifelerin' her birine tayamayacaklar emler yaktrmak, hele bazlarnn yaptklar gibi, onlarn Muhammed'in, Ali'nin soyundan ge erini kantlayacak sahte ecereler dzmek, Mevlna ile ilgili ok nemli bir zellii gzden Cell, Mevlna'nn eserine de yansdn syledii bu zellii Konya'da her yl

dzenlenen anma gnne rastlayan bir pazar yazsnda anlatmt. ocukluunda, dinle ilgili b gibi skc bulduu ve ya-ymlann yalnzca o yl karlan Mevlna pullar dizisi (on be tuzluklar mavi ve az bulunan altm kuruluklar yeil) yznden hatrlad bu yazy yirmi i yeniden okurken Galip evresindeki eyalarn deitiini bir daha hissetti. Cell'e gre, yor ularn kitaplarnn ba kelerine oturttuklar ve binlerce kere anlattklar gibi Mevlna'n dervi emsi Tebrizi'yi Konya'da grr grmez onu etkiledii ve ondan etkilendii bir gerekt Ama, sanld gibi, emsi Tebrizi'nin ortaya bir soru atmasyla balayan o nl 'diyalog'dan a Mevlna bu adamn bir bilge olduunu hemen anlad iin deildi bu. Aralarnda geen konu van tasavvuf kitaplarnda bile 237 binlerce rnei grlen sradan bir 'alakgnlllk mesel nyordu. Denildii kadar bir bilge kiiyse eer Mevlna, bu kadar sradan bir 'mesel'den etk ilenmez, olsa olsa etkilenmi gibi yapard. O da yle yapm, ems'de derin bir kiilikle, et ileyici bir ruhla karlam gibi davranmt. Cell'e gre krk be yalarndaki Mevlna'n n byle bir 'ruh' ile karlamaya, kendi suretini yznde grecei birisine ihtiyac vard ms'le karlar karlamaz kendisini arad kiinin bu olduuna inandrm, ems'i de ger lduuna inandrmas da tabii, hi de zor olmamt. 23 Ekim 1244'teki bu karlamadan hemen bir medrese hcresine kapanmlar, alt ay oradan hi kmamlard. Bir medrese hcresinde a aptklar, ne konutuklar sorusunu, Mevlevilerin ok az deindikleri bu ik' soruyu, Cell r okurlarn daha fazla fkelendirmemek iin yazsnda dikkatle bir kurcaladktan sonra, asl nusuna geiyordu. Mevlna btn hayat boyunca kendisini harekete geirecek, kendisini alevl endirecek bir ' teki'ni, kendi yzn ve ruhunu yanstacak bir aynay aramt. Hcrede yapt onutuklar eyler, bu yzden, tpk Mevlna'nn eserleri gibi, birden fazla kiinin klna in ya da tek kii klna girmi birden fazla kiinin ileri, szleri ve sesleriydi. evresi udala (ve vazgeemedii) mridlerinin hayranlna ve on nc yzylda bir Anadolu kentinde aya dayanabilmesi iin nk, airin her zaman dolabnda saklad tebdil-i kyafet aralar tuttuu, srasnda kiiliine brnerek ferahlayabilecei baka kimliklere ihtiyac vard. C rin istei kendi baka yazlarndan dn ald bir imgeyle pekitirmiti: "Tpk, budala bi klar, zalimler ve fakirler arasnda hkm srmeye dayanamayan bir padiahn geceleri giyip s okaklarda gezerek rahatlayabilmek iin dolabnda saklad kyl elbiseleri gibi." Galip'in b kledii gibi, dinine bal okurlarn lm tehditleriyle ve Cumhuriyeti lik okurlarn da teb ektuplaryla karlanan bu ke yazsndan bir ay sonra, Cell, gazete patronunun bir daha d sini rica ettii bu konuyu bir daha amt. '238 Yeni yazda Cell btn Mevlevilerin bildi mel olgularn zerinden geiyordu nce: Mevlna'nn ne id belirsiz bir dervie bu kadar ya mesini kskanan br mridler, ems'i sktrp lmle tehdit etmiler. Bunun zerine karl da (Dizgi hatalaryla dolu lise kitaplarn hatrlatan Cell'in bu kesin tarih tutkusunu G alip ok seviyordu) ems Konya'da kaybolmutu. Sevgilisinin ve brnebilecei ikinci kiilii ok olmasna dayanamayan Mevlna, bir mektuptan ems'in am'da olduunu anlaynca "akn" (Ce kelimeyi okuyucularn daha da phelendirmek iin, trnak iinde kullanyordu hep.) geri get mi, onu evlatlk kzlarndan biriyle de hemen evlendirtmiti. Ancak, bundan sonra ems'in e resindeki kskanlk emberi yeniden daralmaya balayacak, ok gemeden 1247 yl aralk ayn rembe gn, aralarnda Mevlna'nn olu Alaaddin de olan bir kalabalk tarafndan ems pusuy rak ldrlecek, ayn gece pis ve souk bir yamur yaarken cesedi Mevlna'nn evinin bitii r kuyuya atlacakt.

Yaznn ems'in cesedinin atld bu kuyuyu anlatan bundan sonraki satrlarnda Galip kendis i de yabanc gelmeyen bir eyler buldu. Cell'in kuyu, kuyuya atlan ceset, cesetin yalnzl hzn zerine yazdklar Galip'e yalnzca korkutucu ve tuhaf gelmekle kalmad, cesedin atld yzyllk kuyuyu bizzat kendi gzyle grd, talar, Horasan svay setii duygusuna kap uktan sonra, bir igdyle setii baka yazlara gz gezdirirken, ayn tarihlerde Cell'in b tman araln anlat ke yazsnda kuyuyu tasvir ederken kulland baz cmleleri olduu a da ayn slubu baaryla koruduunu kefetti. Daha sonra, Cell'in Hurufilik zerine yazdk ne girdikten sonra okusayd hi aldrmayaca bu kk oyuna nem vererek Galip masasnn ze de bu gzle okumaya balad. te o zaman Galip, Cell'in yazlarn okuduka evresindeki e n deitiini, neden btn masalar, perdeleri, lambalar, kllkleri, sandalyeleri, kalorife rindeki makas, vr zvr birbirine balayan o derin anlamn ve iyimserliin ekip gittiin 39 Cell, Mevlna'dan kendinden szeder gibi szediyor, kelimeler, cmleler arasnda ilk bak gze arpmayan sihirli bir yer deitirmeden yararlanarak, kendini Mevina'nn yerine koyuy ordu. Galip, Cell'in kendinden szettii baz yazlarda ve Mevlna'dan szcttii 'tarihi' ya da ayn cmleleri, paragraflar, bunlardan te, kederle rd ayn slubu kullandn bir k u yer deitirmeden emin oldu. Bu tuhaf oyunu korkutucu yapan ey, Cell'in zel defterler inde, yaymlanmam yaz msvettelerinde, tarih sohbetlerinde, eyh Galip zerine yazd den nde, rya yorumlarnda, stanbul hatralarnda ve birok ke yazsnda kaleme aldklaryla d iydi. Kendisini hep bir baka kii olarak gren krallarn, bir baka birisi olabilmek iin s raylarn yakan in mparatorlarnn, geceleri kyafet deitirip halk arasna karmay art line getirip, gnlerce saraydan ve devlet ilerinden uzak kalan padiahlarn hikyelerini 'ster nan ster nanma' kesinde Cell yzlerce kere anlatmt. Yar kalm an benzeri h defterde Cell'in kendini sradan ve sade bir yaz gn iinde srasyla Leibniz, nl zengin t Bey, Muhammed, gazete patronu, Anatole France, baarl bir ah, vaaz veren nl bir imam, Robinson Crusoe, Balzac ve zerleri utanla izilmi alt kii daha olarak grdn okudu Ga a'nn pullar ve afilerde grlen resimlerinin karikatrlerine bakt; zerinde Mevlna Cell bir sandukann beceriksizce izilmi resmine rastlad. Yaymlanmam bir ke yazs ise u du: "Mevina'nn en byk eseri denen Mesnevi batan sona bir alntdr!" Bu cmlenin arkas emik yorumcularn saygszlk korkusu ve gerek kaygs arasnda gidip gelen bir slupla gst ri benzerliklere abartlarak iaret edilmiti. Mesnevi'deki falanca hikye 'Kelile ve Di mne'den alnm, filanca hikye Attar'm 'Mantk-ut Tayr'ndan yrtlm, beriki anekdot oldu yla ve Mecnun'dan kaldrlm, tekisi 'Menkb- Evliya'dan arlmt. Galip hikyeleri y ayan listesi iinde 'Kssas- Enbiya'y, 'Binbir Gece Masallar'm ve bn Zer-hani'yi de grd u listenin sonuna Cell bakalarndan hikye yrtmek zerine Mevina'nn dncelerini eklem ava kararrken iinde daha da koyulaan karamsarlkla birlikte bu 240 dnceleri yalnzca Me 'nn dnceleri gibi deil, ayn zamanda kendisini Mevina'nn yerine koyan Cell'in dnce kudu. Cell'e gre kendileri olmaya uzun sre katlanamayan, ancak bir bakasnn kiiliine b ri zaman huzur bulan btn insanlar gibi Mevlna da, bir hikyeye baladnda ancak bir bak lattklarm syleyebiliyordu. Zaten bir bakas olmak iin yanp tutuan btn mutsuzlar iin atmak, kendi skc gvdeleri ve ruhlarndan kurtulabilmeleri iin kefedilen bir hileydi. Bi hikye anlatabilmek iin bir hikye anlatmak istiyordu. Tpk Binbir Gece Masallar gibi, b ir hikye bitmeden bir ikincisi balayan, o ikincisi bitmeden ncsne geilen, bitmeyen hi erin, tpk tketilemeyen, ama ksa bir

srede bklan insan kiilikleri gibi hep arkada brakld, tuhaf ve dzensiz bir 'kom-pozi Mesnevi. Galip, Mesnevi ciltlerini kartrrken mstehcen hikyelerin yanlarnn izildiin ayfalarn fkeli bir yeil kalemle soru iaretlerine, nlemlere, karalamaya varan dzeltmele re boulduunu grd. Mrekkep ve pislik iindeki bu sayfalarda anlatlan hikyeleri aceleyle uduktan sonra, ocukluunda, genliinde zgn ke yazs diye okuduu birok hikyeyi Cell n alarak amz stanbul'una uyarladn anlad. Galip, Cell'in nazire sanat zerine, tek u olduunu syleyerek saatlerce konutuu geceleri hatrlad: Rya, yolda aldklar pastalar Cell birok ke yazsn, belki de hepsini bakalarnn yardmyla yazdn syler, nemli mak' deil, daha nceden, binlerce zek tarafndan binlerce ylda yaratlm olan harikalar inden, bir ucundan deitirerek yepyeni bir ey syleyebilmek olduunu ekler, btn ke yaz arndan aldn ileri srerdi. Galip'in sinirlerini bozarak odadaki eyalarn, masann zeri rn gerekliine olan iyimser inancn iyice kaybettiren ey, yllarca Cell'indir diye belle baz hikyelerin bir bakasnn olduunu renmesi deil, ama bu gerein iaret ettii baka oldu. Tpk yirmi be yl nceki halini taklit eden bu ev ve bu oda gibi, stanbul'un bir ba a yerinde, gene ayn ekilde denmi 241 baka bir ev ve oda olabilecei geldi aklna. O oda ayn masada oturup hikye anlatan Cell'le onu neeyle dinleyen Rya yoksa eer, ayn masada oturan ve eski ke yazlar koleksiyonunu okuya okuya kaybettii karsnn izini bulabilece anan Galip benzeri bir bahtsz vard. Tpk nesnelerin, resimlerin, plastik torbalarn zerl erindeki simgelerin kendilerinden baka eylerin iaretleri olmas ve tpk Cell'in her yaz er okunuta baka anlama iaret etmesi gibi, kendi hayatnn da her dndnde baka bir an birbirini tren vagonlar gibi amanszca izleyen bu anlamlar arasnda kaybolabilccci de geldi aklna. Darda hava kararm, odann iinde rmceklerle kapl, ksz mah-zenlerdek hatrlatan o elle dokunulabilir lo k birikmiti. Galip, istemeden iine drld bu t bu hayletimsi lemden dar kabilmek iin yorgun gzlerle okumaya devam etmekten baka y adn anlayp masann zerindeki lambay yakt. Yarda brakt yerden, ems'in cesedinin a dnd bylece. Hikyenin devamnda air, 'dostunun, sevgilisinin' kaybndan kendinden gemi haldeydi. ems'in ldrldne, cesedinin kuyuya atldna bir trl inanmyor, dahas, ke indeki kuyuyu gstermek isteyenlere fkeleniyor, 'sevgilisini' baka yerlerde aramak ii n bahaneler uyduruyordu: Bundan nceki kayboluunda yapt gibi ems, am'a gitmi olamaz m vlna ite byle am'a gitmi, ehrin sokaklarnda sevgilisini byle aramaya balamt. ehi aa, her odaya girmi, her meyhaneye, her keye, her tan altna bakm, sevgilisinin eski arn, ortak tandklarn, sevdii meknlar, camileri, tekkeleri, her yeri bir bir yoklam bir sre sonra aramak bulmaktan daha nemli bir i olup kmt. Ke yazsnn bu noktasnd nanla arayann birbirleriyle yer deitirdii, bulmann deil hedefe doru yrmenin, kayp s in deil bahanesi olduu akn ne kt mistik ve panteist bir lemin afyon dumanlar, gl salar arasnda buluyordu kendini. airin byk ehrin sokaklarnda bandan geen eitli mac arikat yolcusunun gereklie kavumak, kemle ermek iin amas gereken mertebelere denk dt eriliyordu: Sevgili242 nin katnn anlald aknlk sahnesiyle onun peine dme, 'ne n dyorsa, sevgilinin eski dostlarnn ve dmanlarnn grld ve ayak bast kelerin aan eski eyalarnn incelendii sahneler 'ile'-nin eitli aamalarna denk dyordu. Ker sevgi iinde erimekse Hallac- Mansur'un lmnden sonra evinde bulunan ifreli mektuplar m isali takma adlar, edebi tuzaklar ve kelime oyunlaryla bezeli yazlarn cennet ve ceh neminde kaybolmak Attar'n da iaret

ettii esrar vadisinde kaybolmak demek oluyordu. Geceyars meyhanede her biri bir baka 'ak hikyesi' anlatan hikayeciler, Attar'n Mantk-l Tayr'mdan kmaysa, ehrin esrarla ka n sokaklar, dkknlar, pencereleri arasnda yrye yrye sarho olan airin Kaf Da'nda a olduunu anlamas da gene ayn kitaptan alnm bir fena-i mutlak (mutlak iinde erime) rne yordu vs. Cell'in uzun ke yazs br mutasavflarn arayanla aranann birlii zerine gs lu msralaryla sslenmi, am'da aylar sren aratrmalarndan yorgun den Mevlna'nn u nden nefret eden Cell'in dzyazsy-la eklenmiti: "Madem ki ben o'yum!" demi ehrin esrar kaybolduu gnlerin birinde air, "Niye artk aryorum ki yleyse?" Ke yazsnn bu doruk btn Mevlevilerin gururla tekrarlad u edebi gerekle bitiriyordu: Bu aamadan sonra, Me , o ara dktrd iirlerini, kendi adn deil, 'Divan- emsi Tebrizi' adn vererek topla gibi, bu ke yazsnn Galip'i daha ok ilgilendiren yan arama ve aratrmalarn polisiye m oldu. Cell burada, tasavvuf hikayeleriyle gnln ald dindar okuyucularn yeniden fk , lik ve cumhuriyeti okuyucularn ise keyiflendiren u sonuca ulayordu: "ems'i ldrten uya atlmasn isteyen tabii ki Mevlna'nn kendisidir!" Cell savn Beyolu ve adliye muhab yapt bin dokuz yz ellilerde yakndan tand Trk polis ve savcsnn sk sk kulland linin ldrlmesiyle bundan en ok yarar salayan kimsenin Mevlna olduunu, bu sayede srada ir hoca olmaktan en byk tasavvuf airi mertebesine ktn, sulamaya alm bir kasaba trlattktan sonra, o za243 man bu cinayeti herkesten ok onun istemi olacan belirtiyordu stemekle yaptrtmak arasndaki hristiyan romanlarna zg ince hukuki kpry de, sululuk un belirtileri ve acemi katillerin bilinen numaralar olan lme inanmamak, deli divan e olmak, gidip de kuyudaki cesede bakamamak gibi tuhaflklarla geiyor, hemen sonra Galip'i derin umutsuzluun iine iyice gmen teki konuyu ayordu: Cinayetten sonra sulunun m sokaklarnda aylar sren aratrmalar, btn ehri batan aa defalarca taramas, o zama i olabilirdi acaba? Galip, Cell'in bu konuya ke yazsnda gzktnden ok daha fazla bir rdiini defterlerin iindeki baz notlardan ve eski futbol ma (Trkiye:3Macaristan:l) ve s inema biletlerini (Tenceredeki Kadn', 'Eve Dn') saklad bir kutuda bulduu am haritas nlad. Haritada Mevlna'nn am'da yapt aratrmalar yeil bir tkenmez kalemle iaretlenm ildii ems'i aramadna gre, Mevlna ehirde baka bir ey yapyor olmalyd, ama neydi o urad her "ke iaretlenmi, ayak bast mahallelerin, hanlarn, kervansaraylarn, meyh r haritann arka tarafna yazlmt. Alt alta sralanan bu adlarn uzayp giden listedeki h nden, hecelerinden Cell bir anlam karmaya alm, gizli bir simetriyi aramt. Hava kar sonra Galip, Binbir Gece Masallar'n-daki polisiye hikyelere ('Civa Ali', 'Akll Hrsz' v s.) ilikin bir ke yazsn yaymlad tarihlerde, Cell'in eline geen vr zvr saklad aritasyla, stanbul Belediyesinin 1934 tarihli ehir Rehberi'ni de buldu. Bekledii gib i Binbir Gece Masallar'ndaki hikyeler Kahire haritasna yeil bir tkenmez kalemin izdii klarla iaretlenmiti. ehir Rehberi'nin baz sayfalarndaki haritalarda ise ayn kalemle ol masa bile, ayn yeille izil-mibaz oklar grd. Karmakark haritalar ierisinde, yeil o erini izlerken stanbul'da bir hafta sren kendi gezintilerinin haritasn da grr gibi old u. Bunun bir yanlsama olduuna kendini inandrmak iin, yeil okun kendisinin ayak basmad nlara, girmedii camilere, kmad yokulara uradn hatrlatt kendine, ama kendisi de ra uram, yakndaki camilere girmi, ayn tepelere kan yokular trmanmt: B244

tn stanbul, haritadan nasl gsterilirse gsterilsin, ayn yolculua km insanlarla kayn k ki! Bylece am, Kahire ve stanbul haritalarn yllar nce Cell'in Edgar Allen Poe'dan e lenerek yazd bir ke yazsnda ngrd gibi yan yana getirdi. Bunu yapabilmek iin Bele eri'nin ciltli sayfalarn, banyodan ald ve Cell'in sakallar zerinde gezindii tel tel ryla belli olan bir jiletle yrtmas gerekmiti. haritay yan yana getirince byklkleri birini tutmayan bu izgi ve iaret paracklaryla ne yapacan kestiremedi nce. Sonra, tp larnda Rya ile bir dergiden bir resim kopye ederken yaptklar gibi, onlar oturma odasnn caml kapsna st ste bastrp arkalarndan vuran lambann nda seyretti. Daha sonra Ce bir zamanlar ayn masann zerine yayd elbise patronlarna bakar gibi, haritalar masaya bir bilmeceyi tamamlayacak paralar olarak grmeye alt: st ste oturan haritalar iinde i belirsiz seebildii tek ey iyice yalanm bir ihtiyarn kr kr ve rastlantsal yz r uzun bir sre bakt ki, onu uzun bir zamandr tand duygusuna kapld. Tanklk duygus sessizlii Galip'e huzur verdi. Bu huzur sanki daha nceden yaanm, tasarlanm, bir bakas de ngrlm gven verici bir duyguydu. Galip itenlikle Cell'in kendisini ynlendirdiini anlamndan szettii bir yn yazs vard Cell'in, ama Galip'in aklna, Cell'in yabanc in yzlerine bakarken duyduu bir 'i huzuruna' ilikin baz cmleleri geliyordu. Cell'in ge iinde kaleme ald sinema yazlarn kutu-* dan karmaya byle karar verdi. Eski sinema ya ell, baz Amerikan yldzlarnn yzlerinden, mermer ve saydam heykellerden, bir gezegenin g eyen ipeksi tarafnn yzeyinden, uzak lkelerin ryalar hatrlatan hafif masallarndan sze ibi ac ve zlemle szediyor-du. Galip bu satrlar okurken, Cell'le aralarndaki ortak sevg noktasnn Rya'dan ve hikyelerden ok, belli belirsiz duyulan ho bir mzii hatrlatan bu n ahengi olduunu hissetti: Haritada, yzlerde, kelimelerde Cell'le birlikte bulduu eyi seviyor ve ondan korkuyordu da. Sinema yazlarnn iine bu mzii bul245 mak iin daha fazl girmek isterdi, a'ma ekindi, duraklad: Cell nl Trk oyuncularnn yzlerinden hi de ay szetmi-yordu: Trk oyuncularnn yzleri CelPe ifresiyle birlikte anlamlar da unutulup ka lmu yarm asrlk sava telgraflarn hatrlatyordu. Sabah kahvaltsn ederken, yaz masas gvdesini saran iyimserliin imdi neden ekip gittiini de artk ok iyi biliyordu: Sekiz s atlik bir okuma sonunda kafasndaki Cell imgesi btnyle deimi, bylece sanki kendisi de birisi olmutu. Sabah iyimserlikle dnyaya inanrken, sabrla alarak bu dnyann kendisind klad temel bir srr zvereceini saflkla dnrken, iinde baka biri olma zlemi yok lar kendinden uzaklatka ve tandn sand bu odadaki eyalarla yazlar bilinmedik bir snelerine ve kimliini karamad yzlerin haritalarna dntke Galip btn dnyay bu u den kurtulmak, bir bakas olmak istiyordu. Cell'in Mev-lna ve Mevlevilikle ilikisini ak ayabilecek son ipucunun peinden gitmek iin baz anlarndan szettii ke yazlarn okuma rde akam yemei vakti gelmi, pencerelerden Tevikiye Caddesine televizyonlarn mavi klar maya balamt. Cell Mevlevilie, yalnzca okuyucularnn anlalmaz bir ballk duygusuyl acaklarn bildii iin deil, vey babas bir Mevlevi olduu iin de ilgi duymutu. Annesini a'dan ve Kuzey Afrika'dan bir trl geri dnmeyen Melih-Amcadan ayrlmak zorunda kaldktan sonra, diki dikerek olunu ve kendisini geindiremedii iin evlendii bu adamn Yavuz Sult n'in arka sokaklarnda, Bizans'dan kalma bir sarncn yanban-daki bir Mevlevihaneye devam ettiini Galip, Cell'in laik bir fke ve Voltaire'ce bir mizahla tasvir ettii gizli b ir ayine giden "hm hm kambur bir avukat"in varlndan anlad. Bu vey babayla ayn at al erde para kazanmak iin Cell'in sinemalarda yer gstericilii yaptn, karanlk ve kalabal nlarda kan kavgalarda sk sk dayak atp dayak yediini, film aralarnda gazoz sattn,

gazoz satn arttrmak iin rekiyle anlap reklere tuz ve biber koydurttuunu okurken 246 1 yer gstericinin, kavgac seyircilerin, rekinin ve en sonunda, iyi bir okur gibi Cell'in de yerine koydu. Bylece Cell'in ehzadeba'ndaki sinemadaki iinden ayrldktan yanna girdii ciltinin tutkal ve kt kokan dkknnda geen gnlerini anlatan an yazs n bir cmle, Galip'e bir an kendi durumuna ilikin ok nceden dnlm bir ngr olarak g ilerine ackl ve vnlecek bir gemi icat eden btn yazarlarn kulland sradan cmlele "Elime ne geerse okurdum," diye yazmt Cell ve Cell hakknda eline ne geerse okuyan Gal Cell'in cilti dkkanndaki gnlerinden deil, kendisinden szetti-, ini anlamt. Geceya kadar Galip bu cmleyi her aklna getiriinde onu Cell'in o anda kendisinin ne yaptn bil in bir kant olarak grd. Bylece bir haftalk abasn kendisinin Cell ve Rya'nn izleri tii bir aratrma olarak deil, Cell'in (ve belki de Rya'nn) kendisi iin kurduklar bir n paras olarak grd. Bu dnce Cell'in insanlar kk tuzaklar, belirsizlikler ve yazl usulca ynetme isteine de denk dt iin, Galip, bu yaayan mzedeki aratrmalarnn ar l, Cell'in zgrlnn belirtileri olduunu dnyordu. Yalnzca bu boucu duyguya ve okum nin acsna dayanamad iin deil, mutfakta yiyecek bir ey bulamad iin de bir an nce yordu. Kapnn yanndaki dolaptan Cell'in koyu lacivert paltosunu karp giydi ki, kapc le kars Kamer hl uyumamlarsa uykulu gzlerle kapdan kn grecekleri bacaklar ve lar. Lambalar,yakmadan merdivenleri indi, kapc dairesinin sokak kapsna bakan alak penc eresinden hibir k szmadn grd. Anahtar olmad iin sokak kapsn btnyle ekm : Uzun zamandr dn-memeye alt telefondaki kiinin karanln bir kesinden kp ge mayacan sezdii bu adamn elinde yeni bir askeri darbenin hazrlklarn kantlayacak dosy daha korkun ve daha lmcl bir eyin olabileceini de hayl etti, ama sokakta kimsecikler oktu. Sokaklarda y247 rrken telefondaki bu sesin kendisini izlediini kurdu. Hayr, ke ndisini kendinden baka kimsenin yerine koymuyordu. "Her eyi olduu gibi gryorum," diye dnd karakolun nnden geerken. Ellerinde makineli tfekler, karakolun nnde nbet tuta r ona uykulu ve pheli baktlar. Galip duvarlarda grd afilerin, neon lambalar czrday anolarnn ve siyasal sloganlarn zerlerindeki harfleri okumamak iin nne baka baka yrd daki btn lokantalar ve bfeler kapalyd. ok sonra, hl eriyen kar sularnn yamur olukl rli sesler kararak akt kaldrmlardan, at kestanesi, servi ve nar aalarnn altndan lerini ve mahalle kahvelerinden gelen grlty dinleyerek uzun uzun yrdkten ve Kara-ky'd bir muhallebicide de karnn tka basa tavuk, orba ve ekmek kadayfyla doldurduktan sonra , bir manavdan meyve, bir bfeden ekmek peynir alp ehrikalp Apartmanna dnd. 248 DRDNC ANLATAMAYANLARIN HKYES '"Evet! (dedi keyiflenen okuyucu) ite bu zekice, ite bu deha; ite bunu anlyor re hayran oluyorum buna. Tan ayn eyi ben de yzlerce kere dnmtm.' , bu adan bana kendi zekm hatrlatt ve bu yzden ona hayranlk duyuyorum." Coleridge Hay biz farkna bile varmadan btn hayatmzn iine gmld esrar deifre eden en nemli yaz bul haritalar arasndaki inanlmaz benzerlikleri ortaya koyduum on alt yl drt ay nceki elemem deildir. (steyenler Darb-el Mstakim, bizim Kapalar ve Halili Hannn

ehrin iinde birer mim gibi duruu ve bu mimlerin hangi yz hatrlattn o yazmdan ren ayr, bir zamanlar gene ayn cinsten bir heyecanla kaleme sarlarak anlattm, zavall eyh mut'un, tarikatnn srlarn bir Frenk casusuna lmszlk karlnda satp, sonra piman lk hikyesi de deildir en 'en anlaml' hikyem. (eyhin, kendi yerine geerek, kendi lms k bir fedai bulabilmek iin, sava meydanlarnda kanlar iinde can ekien cengverleri nasl ndrmaya altn renmek isteyenler, o yazmdan okuyabilirler.) Bir zamanlar szn etti arnn, hafzasn kaybeden airlerin, sihirbazlarn, ift kimlikli arkc kadnlarn, iflah lerini hatrladka, bugn en nemli grdm konuyu hep atladm, ska getiimi ya da tuh onunun evresinde dolatm anlyorum. Ama yalnz ben deilim ki bunu yapan! Otuz yldr ya zdm kadar olmasa bile, ona yakn zaman okumaya verdim; ne Dou'dan ne Bat'dan bir yazar di anlatacam geree dikkat ektiini grdm hi. imdi, u yazacaklarm okuduka, anlatt gznzn nne getirin ltfen. (Zaten okumak yazarn harflerle anlatt eyleri akln sess bir bir resimlendirmekten baka nedir ki?) Aklnzn beyaz perdesinde Dou Anadolu ehirleri nin birinde bir attar dkkn canlandrn. Havann erkenden karard souk k leden sonra hareket olmad iin, dkknn raa brakan kar berber, emekli bir ihtiyar, berberin k riten ok, ahbaplk iin gelen mahalleden bir mteri, attarn dkknnda sobann evresinde gevezelik ediyorlar. Askerlik anlarn anlatyorlar, gazeteler kartrlyor, dedikodu edil arada bir gllyor da; ama en az anlatt, kendini en az dinletebildii iin, huzursuz o i var aralarnda: Berberin kardei. Onun da tekiler gibi anlatacak hikyeleri, akalar var aklnda; ama o kadar istemesine ramen, anlatmay, hikye etmeyi, parlak olabilmeyi bil miyor. Btn leden sonra, bir kere olsun bir hikye anlatmaya kalktnda brleri, farkna madan, onun szn kesiyorlar. imdi, sz kesildii, hikyesi yarda kald zaman berberin ald ifadeyi gznzn nne getirin ltfen. Batllam, ama pek de yle zenginleememi esinin evinde yaplan bir nian trenini dnn ltfen: Evi btnyle igal eden konuklardan lanan kzn odasnda, zerine paltolar ylm yatan evresinde bir ara, geliigzel topla sevimli bir gen kzla ona ilgi duyan iki erkek de var aralarnda: Biri yle pek yakkl ya fazla akll da deil, ama girgin ve geveze. Bu yzden, odadaki amcalarla birlikte gzel kz da onun hikyelerini dinliyor, ona dikkat ediyor. Geveze delikanldan daha akll ve d uyarl, ama kendisini din-letebilmeyi bilmeyen teki delikanlnn yzn dnn imdi ltfen r yl arayla, de evlenmi ve en kklerinin evliliinden iki ay sonra, annelerinin evind lanm kz-karde dnn ltfen. inde kocaman bir duvar saatinin tiktakla-nnn iitildi sz bir kanaryann tkrdad orta halli bir tccar ailesinin evinde, k leden sonrasnn n, her zaman neeli her zaman konukan en kk kzkarde, iki aylk evlilik deneyimini yle nlatyor, kimi durumlar, gln olaylar yle bir hikye ediyor ki, bu durumlar 250 yllard ramen, en byk ve en gzel abla, belki kendi hayatnda, belki kendi kocasnda bir eksikli k olduunu dnyor hznle. imdi de, bu hznl yz gzlerinizin nne getirin ltfen! D e birbirlerine benzemiyor mu bu yzlerin? Bu kiileri tpk derinden derine birbirlerine balayan o grnmez ba gibi, yzlerini de birbirine benzeten bir ey yok mu sizce? Sessizl erin, anlatmay bilmeyenlerin, kendini dinletemeyenlerin, nemli gzkmeyenlerin, dilsiz lerin, o iyi cevab hep olaydan sonra evde dnenlerin, insanlarn hikyelerini merak etmed ii o kiilerin yzleri dierlerinden daha anlaml, daha dolu deil mi?

Sanki anlatamadklar hikyelerin harfleriyle kaynayor bu yzler, sanki sessizliin, ezikli , hatta yenilginin iaretleri var onlarda. Kendi yznz de dnmtnz deil mi bu yzler ar kalabalz hepimiz, ne kadar acklyz hepimiz; ne kadar aresisiz oumuz! Ama sizleri g andrmak istemem: Ben sizlerden biri deilim. Eline kt kalem alp bir eyler dktrebilen, trdklerini de bakalarna iyi kt okutabilen kii, biraz olsun kurtulmu saylr bu hastal unun iin, belki de bu en nemli insanlk durumundan hakkyla sz edebilen bir yazara rast gelme-" dim hi. Artk elime kalemi her almda yalnzca bir tek konu olduunu anlyorum: Y mizin gizli iirine, baklarmzn korkun esrarna girmeye alacam artk, hazrlann. 2 LER "Genellikle yzlerdir farkettneden geti&mtiz." Lewis Carroll Sal sabah Galip zeri ke yazlaryla kapl masaya oturduunda bir nceki sabahki kadar iyimser deildi. Bir gnl sonra aklndaki Cell imgesi hi istemedii bir ekilde deimi, sanki bu yzden de aratrm fi belirsizlemi-ti. Ke yazlarn, koridordaki dolaptan kard notlarn okuyarak Cel dii yere ilikin baz varsaymlar kurmaktan baka bir aresi olmad iin masada oturup oku ir felaket karsnda yaplabilecek tek eyi yapabilmenin gnl rahatln hissediyordu. st ndan beri anlaryla mutlu olduu bu odada oturup Cell'in yazlarn okumak, Sirkeci'deki to lu yazhanede ev sahibinin saldrlarndan korunmak isteyen kiraclarn szlemeleriyle, birb erini kazklayan demir ve hal tccarlarnn dosyalarn okumaktan iyiydi. Bir felaket sonucu da olsa, daha ilgi ekici bir grevle daha iyi bir alma masasna verilmi bir memurun heye an vard iinde. Sabahn ikinci kahvesini ierken bu heyecanla elindeki btn ipularn yem n geirdi. Kapnn altndan atlan Milliyet gazetesindeki 'zrler ve Alaylar' balkl ke ce bir kere daha yaymlandn hatrladna gre, Cell pazar gn gazeteye yeni yaz verme de yaymlanan eski yazlarn altmcsyd. Yedekler dosyasnda da yalnzca bir gnlk yaz kal saat iinde Cell gazeteye yeni yaz yetitirmezse perembeden balayarak kesi bo kalacak a geliyordu bu. Otuz be yldr her sabah gne Cell'in yazsyla balad, Cell br ke ya da izin bahanesiyle kesini bir kere olsun terketmedii iin Galip gazetenin ikinci sayfasnda alabilecek bu boluu her dnnde yaklamakta olan bir felketin dehetini oaz'in sularnn ekilecei gn hatrlatyordu bu felket. 252 Ulaabilecei btn ipular an dairesine girdii akam fiten ektii telefonu gene fiine takt. Telefonda kendini Mahir inci olarak tantan o sesle konutuklarn gzden geirdi. Adamn 'sandk cinayeti' ve askeri rbe zerine syledikleri Galip'e, Cell'in baz eski ke yazlarn hatrlatt. Onlar kutul kkatle okudu ve Cell'in Mehdiler zerine baz yaz ve paragraflarn hatrlad. eitli yaz erpitirilen bu paracklarn tarihlerini ve izlerini bulmak o kadar ok vaktini ald ki, ma saya oturduunda btn bir gn alm kadar yorgundu. Altml yllarn banda Cell ke in kkrtcln yaparken, Mevlna yazlarnn gerekelerinden birini hatrlam olmalyd abul ettirmek isteyen bir ke yazar, okuyucularnn belleklerinde, her biri Karadeniz'in dibinde yzyllardr yatan kayp kalyon leleri gibi uyuyan o rk dnce ve an tortular yi bilmelidir! Bu amala Cell'in tarihi kaynaklardan derledii hikyeleri okurken, Gali p kendi belleinin tortularnn da harekete gemesini iyi bir okur gibi bekledi, ama yal nzca hayl gc canland. On ikinci imamn bir gn Kapahar sokaklarnda hileli terazi kul umculara dehet saacan okurken, Silhtar Tari-hi'nde hikye edilen ve babas tarafndan M iln edilen eyh olunun nasl Krt obanlaryla, demirci ustalarn peinden srkleyip kale rken ve ryasnda Muhammed'i Beyolu'nun irkefle kapl parke talarnn zerinden geen

st ak beyaz bir Cadillac'n arka koltuunda grdkten sonra, orospular, ingeneleri, yan eri, garibanlar, yurtsuzlar, sigarac ocuklar, ayakkab boyaclarn byk gangsterlerle ere kar ayaklandrmak zere kendini Mehdi iln eden bulak rann hikyesini okurken enklerini kendi hayatnn ve hayllerinin kiremit krmzs ve afak turuncusu renkleri olara nnde grd. Hayl gc kadar belleini harekete geiren hikyelere de rastlad: ehzadeli hlndan sonra kendini peygamber de iln eden dzmece Avc Mehmet'in hikyesini okurken Cel n kendi yerine ke yazlarn yazabilecek bir 'Sahte Cell' yetitirebilmek iin yaplmas g 53 leri tartt (Benim hafzam edinebilecek biri demiti merakla), bir akam Rya'nn her uykulu ve iyimser bakyla g-lmsediini hatrlad. Ayn anda Galip lmcl bir tuzaa al oyuna srklendiini hissederek korkmutu. Telefon defterinin iindeki ad ve adresleri tek tek telefon reh-berindeki ad ve adreslerle karlatrarak yeniden okudu. phesini eken bi ka numaray arad: Biri Lleli'deki bir plastik atlye-siydi; bulak leenleri, kovalar, a etleri yapyorlard; kalp rnei verilirse her renkte, her nesneden yzlercesini bir hafta iinde teslim edebilirlerdi. kinci telefonu bir ocuk at, evde babas, annesi ve ninesiyl e oturduklarn syledi, baba evde yoktu, anne telefonu kukuyla eline almadan nce ad anlm yan byk aabey sze karp tanmadklar kimselere adlarn vermediklerini syledi. "Kimsi ?" dedi dikkatli ve korkulu anne, "Yanl numara." Galip, Cell'in otobs ve sinema bile tlerinin zerine yazdklarn okumaya baladnda vakit leyi bulmutu. Dikkatli bir elya-z az filmler hakknda dncelerini, bazlarnn da oyuncularnn adlarn yazmt. Galip bu an izili olanlarndan bir anlam karmaya alt. Otobs biletlerinin zerinde de baz adla meler vard: Bir biletin zerine Ltin harflerinden oluan bir yz resmi izilmiti. (On be uluk bir bilet olduuna gre altml yllarn banda kesilmi olmalyd) Biletin zerindek eski sinema eletirilerini, ilk rportajlardan bazlarn, (nl Amerikan artisti Mary Marlov dn ehrimizdeydi!) bitirilmemi bulmaca taslaklarn, geliigzel setii baz okuyucu mekt Cell'in zerine yaz yazmay planlad baz Beyolu cinayetlerine ilikin gazete kesikleri u. Yalnzca kesici mutfak letlerinin kullanlmas, ilenme saatlerinin geceyars olmas ve ilin, maktuln ya da ikisinin de ar sarho olmas bakmndan deil, sert erkek duyarll ilere girenlerin sonu budur!" ahlaklna yaslanan bir slupla anlatldklar iin de cin ou birbirlerini taklit eder gibiydiler. 'stanbul'un Mstesna Keleri'ni (Cihangir, Taks im, Lleli, Kurtulu) anlatan baz gazete kesiklerinden Cell, bu cinayetleri yeniden an latt baz ke yazlarnda yararlanmt. Ayn kutudan kan 'Tarihimizde lkler' diye ba n Ga254 lip, Ltin harfleriyle Trkiye'de ilk kitab Maarif Ktphanesi sahibi Kasm Bey'in 1928 ylnda yaymladn hatrlad. Ayn adamn kard Saatli Maarif Takvimlerinin her g zerinde, Rya'nn sevdii yemek listelerinden, Atatrk'n, slm byklerinin ve Benjamin F ve Bottfolio gibi yabanc nllerin zdeyilerinden ve ho akalardan baka namaz saatlerini eren kadran resimleri olurdu. Galip saklanm baz takvim yapraklarnn zerinde bu akrepli yelkovanl kadranlar uzun bykl ya da uzun burunlu yuvarlak insan yzlerine eviren Cell' kalem rtularn grnce yeni bir ipucu bulduuna kendini inandrarak temiz bir kda not a olarak ekmek, beyaz peynir ve elma yerken ald notun kdn zerinde duruuna tuhaf bir il bakt. 'Altn Bcek,' 'Yedinci Harf adl eviri polisiye romanlarn zetlerinin yazld ve att ve Alman casuslarna ilikin kitaplardan derlenmi ifrelerin ve anahtarlarn kaydedild ii bir defterin son sayfalar zerinde titreye titreyc ilerleyen bir tkenmez kalemin y eil izini grd. Kahire, am ve stanbul haritalarnn zerinde ilerleyen yeil kalemlerin i benziyordu

belki bu izler, belki bir yze, bazan da ieklere, bazan ovada kvrlan incecik bir nehri n kvrmlarna. lk drt sayfann asimetrik ve anlamsz erilerinden sonra, Galip izgilerin ci sayfada zd. Bo sayfann orta yerine bir karnca braklm, tell hayvann beyaz say arsz yol hemen arkasndan gelen tkenmez kalemle iaretlenmiti. Beinci sayfann orta yerin e, yorgun karncann kararsz daireler izdii noktada defterin zerine kapanmasyla sabitle kurumu ls vard. Galip, hibir sonuca ulaamad iin cezalandrlan mutsuz karncann uhaf deneyin Cell'in Mevlna yazlaryla bir ilikisi olup olmadn anlamak iin aratrd drdnc cildinde Mevlna, msveddelerin zerinde yryen karncann hikyesini anlatmt: harflerinde nergisler ve zambaklar gryor, sonra kelime bahesini kalemin yarattn, sonra kalemi elin hareket ettirdiini, sonra eli akln hareket ettirdiini "Ve sonra", diye de eklemiti bir yazsnda Cell, "o akl da baka bir akln hareket ettirdiini," farkediyor Mutasavvf airin hayalleriyle Cell'in ryalar bylece bir kere daha birbirine 255 karm p, defterin tutulduu tarihle yazlar arasnda anlaml bir iliki kuracakt belki, ama defte rin son sayfalarnda yal-n?xa baz eski stanbul yangnlarnn yerleri, tarihleri ve yaktkl hap konak says yazlmt. Cell'in yzyl banda kap kap dolap kitap satan bir sahaf ikin bir yazsn okudu: Her gn vapurla stanbul'un bir baka semtindeki zengin konaklarna den sahaf ra, bohasndaki kitaplar harem kadnlarna, evden kamayan ihtiyarlara, ii rlara, hlyal ocuklara pazarlkla salyordu. Asl mterileri ise, Abdlhamit'in hafiyeleri denetledii yasa yznden, bakanlk binasndan ve konaklarndan baka hibir yere kamaya d. Sahaf rann, nazr paalara satt kitaplarn kelimeleri iine sktrd mesajlar urufi srlarn paalara ("okuyucularna" diye yazmt Cell) sezdire sezdire nasl retti alip, yava yava ve istedii gibi bir baka birisi olduunu dnd. Bu Hurufi srlarnn o bir cumartesi leyin Rya'ya hediye getirdii ve uzak denizlerde geen basitletirilmi bir Amerikan romannn sonundaki iaretler ve harflerin srr gibi ocuksu bir sr olduunu anlad sann okuya okuya baka biri olabileceini iyice biliyordu. Telefon bu srada ald, aldran bii ki gene ayn kiiydi. "Telefonunu fie takmana sevindim Cell Bey!" diye balad Galip'e orta yan zerinde birini hatrlatan sesiyle. "Her an en korkun gelimelerin beklendii bu lerde senin gibi birinin btn ehirden, btn lkeden kopabileceini dnmek bile istemiyor Rehberin kanc sayfasna geldin?" "ok alyorum ama sandmdan yava gidiyor. Saatlerce ca insan hi dnmedii eyleri dnyor. Rakamlarn iinde sihirli formller, simetrik dz r, kalplar, ekiller grmeye baladm. Hzm dryor bunlar." "Yzler de mi?" "Evet, ama n baz rakam dzenlemelerinden sonra kyor. Her zaman da konumuyor rakamlar, bazan susuyo rlar. Bazan drtlerin bana bir peyler fsldadn hissediyorum, ardarda gelmeye balyorlar ikier derken, simetrik bir e256 kilde hane deitiriyorlar; bir bakyorsun on alt olmular Derken ~ onlarn boalttklar yere yediler giriyor, onlar da ayn dzenin melodilerini fs rlar. Btn bunlarn sama rastlantlar olduunu dnmek istiyorum, ama 140 22 40'ta oturan Yldrmo-lu sana da 1402'deki Ankara savan, barbar Timur'un, zaferden sonra Yldrm'n haremine kattn hatrlatmaz myd? Bizim btn tarihimizle, btn stanbul'la kpr kpr lar greceim diye rehberin sayfalarn eviremiyor, sana yetiemiyorum, oysa en byk kumpa k senin durdurabileceini de biliyorum.

Onu harekete geiren oku senin yayn gerdii iin bu askeri darbeyi ancak sen durdurabil irsin Cell Bey!" "Neden?" "Geen konumamzda bo yere Mehdiye inandklarn, O'nu bekledikl ni sylemedim. Bir avu askerler, ama yllar nceki baz yazlarn okumular. nanarak okumu de, benim gibi. 1961'in ilk aylarnda yazdn baz yazlar hatrla, 'Byk Engizi-tr'e yaz Milli Piyango biletlerinin zerinde grdn aile resimlerindeki mutlulua (Anne rg ryor gazete okuyor -belki de senin yazn- oul yerde ders alyor, kediyle nine sobann banda yor. Herkes bu kadar mutluysa, benim ailem gibiyse btn aileler, neden piyango bile tleri o kadar satlyor?) bu mutlulua neden inanamadrn anlattn o ukal yaznn sonu b a yazlarna yeniden bak! Yerli filmlerle o sralarda neden o kadar alay ettin? O kada r insann iyi kt zevkle seyrettii ve bizim 'duygularmz' dile getiren o filmleri seyrede ken sen neden yalnzca evre dzenlemesini, yatak balarndaki komodinlerin zerinde duran k olonya ielerini, alnmayan rmcekli piyanolarn zerine dizilmi fotoraflar, aynalarn rilmi kartpostallar, aile radyolarnn zerinde uyuyan kpek biblolarn grdn?" "Bilmiyor h, biliyorsun! Bunlar sefaletimizin ve yklmzn iaretleri olarak gstermek iin. Apart arna atlan sefil nesnelerden, hep birlikte ayn apartmann ayr dairelerinde oturan aile lerden ve byle yaptklar iin evlenen amca ocuklarndan, ypranmasn diye kaplanan koltukl klflarndan da ayn ekilde szet257 tin: durdurulmaz bir ykmn, iine gmldmz srad gsterdin bunlar. Sonra ama, szm ona tarihi yazlarda, kurtuluun her zaman mmkn olabile i sezdiriyordun; en kt gnde bile, sefaletin iinden bizi kartacak birisi belirebilirdi. Daha nce, belki de yzyllarca nce yaam olan bir kurtarcnn yeniden dn, bir baka lii olacakt o kii, Mevlna Celleddin ya da eyh Galip ya da bir ke yazan olarak be yz bu sefer stanbul'a geri geliyor! Sen bunlardan szederken, kenar mahallelerde eme bal arnda su bekleyen kadnlarn hznnden ve eski tramvaylarn koltuk arkalarndaki ahaba kaz lklarndan szederken sen, yazdklarna inanan gen subaylar vard. nandklar bir Mehd geliiyle btn bu hznn ve sefaletin biteceini ve bir anda her eyin dzene konacan d inandrdn! Onlar tandn! Onlar iin yazdn!" "Ne istiyorsun peki imdi sen?" "Seni bir gr yeter." "Sebebi ne? Dosya mosya yok aslnda, deil mi?" "Seni bir greyim, hepsini an latacam:" "Adn da takma!" dedi Galip. "Seni grmek istiyorum!" dedi ses, "Seni seviyo rum!" diyen bir seslendirme sanatsnn hem yapmackl, hem de tuhaf bir ekilde ackl ve i lan sesiyle. "Seni grmek istiyorum. Grnce anlayacaksn neden grmek istediimi. Kimse ben im kadar tanyamaz seni, kimse. Geceleri kendi elinle piirdiin aylar, kahveleri, kalor iferin zerinde kuruttuun Maltepe sigaralarn ierek sabahlara kadar hayl kurduunu biliyo um. Yazlarn daktiloyla yazp yeil tkenmez kalemle dzelttiini ve kendinden ve hayatnda nun olmadn biliyorum. Sabahlara kadar odalarda aa yukar yrdn gecelerde hep bir b lmak istediini, ama yerinde olmak istediin bu bakasnn kimlii konusunda bir trl karar emediini de biliyorum." "ok yazdm bunlar" dedi Galip. "Baban sevmediini ve yeni karsy Afrika'dan dndkten sonra stn at katndan seni attn da biliyorum. Annenin yann biliyorum, ah kardeim benim! Yoksul bir Beyolu muhabiriyken ilgi ekmek iin 258 olma m cinayetler icat ettin! Hi ekilmemi Amerikan filmlerinin varolmayan yldzlaryla Pera as'ta grmeler yaptn! Bir Trk afyonkeinin itiraflarn yazabilmek iin afyon ektin! Tak yaymladn bir gre

tefrikasn bitirebilmek iin ktn Anadolu yolculuunda dayak yedin! Kendi hayatn 'ste nma' kesinde gzyalaryla anlattn, kimse anlamad bile! Ellerinin terlediini, iki kere t ik kazas geirdiini, hayatnda daha su geirmeyen ayakkab bulup giyemediini, yalnzlktan tuun halde hep yalnz kaldn da biliyorum. Minarelere kmaktan, pornografik yaynlardan, ddin'in dkknnda eelenmekten, vey kzkardeinle ahbaplk etmekten holanrsn. Benden ba bilir bunlar?" "Pek ok kii," dedi Galip. "Hepsi yazlarmdan renilebilir nk. Beni ger den grmek istediini syleyecek misin?" "Askeri darbe!" "Telefonu kapyorum..." "Yemin ediyorum!" dedi ses tel ve umutsuzlukla. "Bir grsem seni her eyi anlatacam." Galip tel efonu fiten ekti. Dn ilk grdnde aklna taklan bir yll koridordaki dolaptan alp, rgn buraya dnd zaman CelPin oturduu koltua oturdu. 1947 ylnn iyi ciltlenmi Harb O Atatrk'n, Cumhurbakannn, Genelkurmay Bakannn, btn ordu kumandanlarnn, Harbiye kum alarnn resimleri ve vecizeleri dnda cildin geri kalan btn rencilerin zenle ekilmi doluydu. Aralarna pelr kd konmu safyalar evirirken Galip telefon konumasndan sonr u ylla bakmak istediini tam bilmiyor, btn yzlerin, btn baklarn, tpk kafalarnda larndaki demirler gibi birbirine alacak kadar benzediini dnyordu. Bir an, sahaflarn rinde dknt ve ucuz kitaplar sergiledikleri tozlu kutulardan bulduu ve sayfalarndaki gm ngr rneklerini ve zerlerindeki figrleri ancak uzmanlarn birbirinden ayrabilecei eski b r nmismatik dergisini kartnyormu gibi hissetti kendini. Sokaklarda yrrken, vapur salon arnda otururken duyduu bir mziin iinde ykseldiini farketti: Yzlere bakmaktan holany 59 Sayfalan evirirken kmasn haftalarca bekledii bir resimli ocuk dergisinin matbaa mr ebi ve kt kokai yeni saysn kartrrken duyduu eyi hatrlyordu. Tabii, her ey kit iriyle ilgiliydi. Fotoraflarda sokaklarda yrrken grd yzlerin o bir an parlayan ifadel ni grmeye balad: Gzlerini yzler kadar anlamla da doyuruyordu sanki. Altml yllarn ba anan ve baarszlkla sonulanan askeri darbeleri tasarlayanlarn ou - kendilerini tehlike at-mayp gen darbecilere uzaktan gz krpan paalarn dnda- bu yllkta resimleri yaymla ylar arasndan km olmalyd. Ylln sayfalarna, bazan da bu sayfalarn zerine kapanan elPin yazp izitirdiklerinde askeri darbelerle ilgili bir ey yoktu ama. Baz yzlerin ze e tpk bir ocuun yapaca gibi byklar ve sakallar izilmiti, baz yzlerin elmack kemi lar hafife karalanarak glgelendirilmiti. Bazlarnn aln izgileri, zerinde anlamsz L in okunduu alnyazlarna dntrlm, bazlarnn gzalt torbalar O ve C harflerini tam ra evrilmi, bazlarna yldzlar, boynuzlar, gzlkler taklmt. Gen subaylarn ene kem eri, burun kemikleri iaretlenmi, kimi yzlerin zerine genilik ve uzunluk, burun ve dud ak, aln ve ene oranlarn aratran izgiler izilmiti. Baz fotoraflarn altnda ise, ba i fotoraflara gndermeler vard. Birok subay adaynn yzne sivilceler, et benleri, lekele Halep banlar, morluklar ve yank izleri eklenmiti. zerine hibir izgi ve harf ilitiril cek kadar parlak ve temiz olan bir yzn yanna u cmle yazlmt: "Rtulanm fotoraflar lip dolabn ayn kesinden kard baka baz yllklar da kartrrken ayn cmleyle ka nin, Tp Fakltesi profesrlerinin, elli ylnda meclise giren milletvekillerinin, Sivas-K ayseri tren hattnda grev alan mhendis ve yneticilerin, Bursa'y Gzelletirme Derneinin Kore Savana zmir Alsancak'tan gnll yazlanlarn fotoraflarnda da Cell'in ayn izgil lamalarn grd. Yzlerin ou ortadan izilen dik bir izgiyle ikiye blnm, bylece iki

harfler daha belirgin klnmak istenmiti. Galip bazan sayfalar hzl hzl eviriyor, bazan fotorafa uzun uzun bak260 yordu: Sanki glkle hatrlad bir any unutuun sonsuz uuru son anda kurtarr gibi, sanki karanlkta gtrld karanlk bir evin adresini sonradan ka i. Baz suratlar ilk anda gsterdikleri eylerden fazlasn daha sonra vermiyorlard; bazlar a durgun ve sakin yzeyleri iinden hi beklenmedik bir anda bir hikyeye balyorlard. Baz nkleri hatrlyordu Galip o zaman, yllar nce seyrettii bir yabanc filmde yle bir gzke n kzn hznl bakn; dinlemek istedii, ama her seferinde kard bir mziin radyodan ava kararrken Galip koridordaki dolaptan bulabildii btn yllklar, btn albmleri, gaze ergilerden kesilmi resimleri, uradan buradan toplanm fotoraflarla dolu btn kutular a sna getirmi sarho gibi kartryordu. Fotoraflarnn nerede, nasl, ne zaman ekildii h n yzler gryordu; gen kzlar, ftr apkal beyefendiler, bartl kadnlar, temiz suratl tip gitmi umutsuzlar. Fotoraflar nerede, nasl ekildii anlalan mutsuz suratlar gryor anlarn ve koruma polislerinin hogrl baklar arasnda Babakana dileke veren muhtarlar eyreden iki vatandamz; Beikta'ta Dereboyu'nda kan yangndan dengini ve ocuunu kurtar anne; Msrl Abdlvahap'n Elhamra'da oynayan filmine bilet almak iin kuyrukta bekleyen ka dnlar; zerinde esrarla yakalanan nl gbek dansz ve film yldz Beyolu Karakolunda pol snda; zimmetine para geirdii anlaldktan sonra yzndeki ifade birdenbire boalan muhase Kutulardan geliigzel ektii bu resimler kendi varolu ve saklan nedenlerini kendileri a rdular sanki: "Bir fotoraftan, bir insann yz ifadesinin sakland bir belgeden daha anla ml, daha doyurucu, daha merakl ne olabilir ki?" diye dnd Galip. Rtularla, beylik foto hileleriyle anlam ve ifadesinin derinlii sakatlanm en 'bo' yzlerin bile arkasnda anla e korkularla ykl bir hikye, gizlenmi bir sr, kelimelerle anlatlamayaca iin gzlere, baklara vurmu bir keder olduunu tuhaf bir hznle hissediyordu. Milli Piyangodan en byk ramiyeyi kazanan bir yorganc rann mutlu ve akn yzne bakarken, karsn baklayan e nc seilerek 261 bizi Avrupa'da 'en iyi ekilde temsil eden' gzellik kraliemizin foto arna bakarken Galip'in gzlerinden yalar akacakt. Baz yzlerde Cell'in yazlarnda okudu kederin izlerini grerek o yazlarn bu fotoraflara baklarak yazldna karar verdi: Fabri diyelerine bakan yoksul evlerinin bahelerine asl amarlarn anlatld bir yaz 57 kg. piyonumuzun yzne bakarak yazlm olmalyd; eri br Galata sokaklarnn aslnda yalnz duunu anlatan yaz, Atatrk'le yattn gururla ima eden yz on bir yandaki ses sanatm den yola klarak kaleme alnmt; Mekke'den dnerken trafik kazasna urayan hac otobsn ve l hac yzleri, Galip'e eski stanbul harita ve gravrleri zerine bir yazy hatrlatt a Cell baz haritalarn zerinde hazinelerin, baz Frenk gravrlerinde ise padiahmza suik apmak zere stanbul'a gelmi baz lgn dmanlarmzn iaretlendiini yazmt. Galip, Ce deki gizli apartman katnda haftalarca kimseyi grmeden oturduu gnlerin birinde kaleme ald bu yazyla, zerleri yeil kalemin izgileriyle iaretlenmi haritalar arasnda bir i uunu dnd. stanbul haritas zerindeki semtleri hecelemeye balad. Her kelime gnlk ha ar boyunca binlerce defa kullanld iin o kadar anyla yklyd ki tpk 'su' ya da 'ey'k ibi Galip'e artk hibir ey hatrlatmyordu. Hayatnda daha az yer tutan semt adlan ise, yk ek sesle tekrarlandklarnda hemen bir ey artryordu. Galip, Cell'in stanbul'un baz anlatt bir dizi yazsn hatrlad. Dolaptan kard bu yazlar 'stanbul'un Gizli Kalm ama Galip onlar okuduka stanbul'un gizli kelerinden ok Cell'in kk hikyecilikleriyl duunu grd. Baka zaman glmseyerek karlaaca

bu hayl krkl birden o kadar cann skt ki, fkeyle Cell'in btn yaz hayat boyunca bilinle kendisini de aldattn dnd. Fatih-Harbi-ye tramvayndaki kk kavgann, Feri bakkala yollanp bir daha hi geri dnmeyen bir ocuun ve Tophane'deki bir saati dkkannda tkrtl mziin anlatld bu yazlar okurken Galip kendi kendine, "Artk aldanmayacam, . Az sonra Cell'in, Harbiye'de, Feriky'de ya da Tophane'deki bir evde saklanabilec ei aklna ister istemez gelince, bir anda fkesini, kendisini bir tuzaa eken CelPe deil, Cell'in yazlarnda ipular gren aklna yneltti. Bylece srekli elence arayan bir ocuk eder gibi hikyesiz yaayamayan aklndan nefret etti. Bir anda, dnyada iaretlerin, ipular , ikinci ve nc anlamlarn, gizlerin, srlarn yeri olmadna karar verdi: Btn iaretle bulmak isteyen kendi aklnn ve hayllerinin kuruntularyd. Her eyann yalnzca o eya olar rolduu bir dnyada huzurla yaayabilme istei ykseldi iinde; o zaman ne yazlar, ne harfle , ne yzler, ne sokak lambalar, ne Cell'in masas, ne Melih Amcadan kalma u dolap, ne d e Rya'nn parmak izlerini, tayan bu makasla tkenmez kalem kendi dndaki bir srrn ph ti olacakt. Yeil tkenmez kalemin yalnzca bir yeil tkenmez kalem olaca ve kendisinin d aka birisi olmak istemeyecei bu leme nasl girebilirdi acaba? Seyrettii filmdeki uzak ve yabanc lkede yaadn hayl eden ocuk gibi Galip, bu lemde yaadna kendini inand sann zerindeki haritalara bakt: Bir an bir ihtiyar adamn aln krklklarla dolu yzn sonra hepsi birbirine karan padiah yzleri gznn nnde belirdi, bu grnty tandk b bir ehzadenin yz izledi, ama seene kadar o da kayboldu. Daha sonra Cell'in otuz ylda biriktirdii yz fotoraflarna, iinde yaamak istedii o yeni lemin grntleriymi gibi b dnerek koltua oturdu. Kutulardan geliigzel ektii fotoraflardaki yzlere zerlerinde da iaret grmemeye alarak bakmaya alt. Bylece her surat tpk nfus ya da ikametgh flar gibi, yalnzca burun, gzler, az ile kapl fiziksel bir nesnenin tarifi olarak gzkme e balad. Arada bir, elindeki sigorta karnesinde grd derin anlaml ve gzel bir kadn y cya dalan biri gibi, bir an kederlendiinde kendini toplayarak hemen baka bir resme, kendinden baka hibir acy ve hikyeyi gstermeyen baka bir yze bakyordu. Yzlerin hik de kendini kaptrmamak iin fotoraflarn altndaki yazlar ve Cell'in resimlerin kenarlar zerlerine yazd harfleri okumuyordu hi. Uzun bir sre, fotoraflara baktktan, 263 onlar nzca insan yzlerinin haritalar olarak grebilmek iin kendini zorladktan sonra, Nianta annda akam trafii birikirken gzlerinden yeniden, yeniden yalar akmaya baladnda Cell z ylda biriktirdii fotoraflarn yalnzca kk bir ksmn elden geirebilmiti. 264 ALTIN ALAYAN YZ "Alama, alama, ah ltfen a/ama." Halit Ziya Gzyalar iindeki bir erkek niye bizi? Alayan, bir kadn, gnlk hayatmzn sra d, ama duygulu ve ackl bir paras ol k ve sevgiyle benimseriz onu. Alayan bir erkek ise bir aresizlik duygusuyla doldur ur iimizi. Tpk dnyann sonuna gelir gibi ya yaplabilecek eylerin sonuna gelmitir bu ad -bir sevdiinin lmnde olduu gibi- ya da dnyasnda bizimkiyle uyumayan bir yan vardr; h uz edici, hatta dehet verici bir yan. Yz dediimiz ve tandmz sandmz haritada hi stgelmenin aknln ve dehetini hepimiz biliriz. Bu konuda, Naima'nn 'Tarih'inin VI. ci e ve Mehmet Halife'nin 'Tarihi Glmani'sinde anlatlan bir hikyeye, Edirneli Kadri'ni n 'Celltlar Tarihi'nde de rastgeldim. ok deil, yzyl nce bir bahar gecesi, dnemin en cellt Kara mer, atyla Erzurum Kalesine yaklayordu. On iki gn nce padiah karar ve Bo grevlendirilmesiyle eline tututurulan bir fermanla Erzurum Kalesine hkmeden Abdi Paa 'y idam etmeye yollanmt. O mevsimde sradan bir

yolcunun bir ayda alaca stanbul-Erzurum yolunu on iki gnde ald iin memnundu; bahar ge inin serinlii iinde yorgunluunu unutmutu, ama gene de grev ncesi hissetmedii bir durgu luk vard zerinde: Sanki iini hakkyla ve yzakyla yapmasn engelleyecek bir lanetin glg ya da bir kararszln kukusunu hissediyordu. i zordu zor olmasna: Hi tanmad ve g adamlaryla dolu konana tek bana girecek, ferman verecek, kendi sarslmaz varl ve g aa'ya ve evresine padiahn kararna kar kmann boluunu hissettirecek, kk bir ihti uu hissetmekte gecikirse, hi vakit geirmeden ve evresindekiler sua niyet etmeden onu hemen ld265 recekti. Bu ite ylesine deneyimliydi ki, hissettii kararszlk bu yzden ola d hi: Otuz yllk meslek hayatnda yirmiye yakn ehzade, iki sadrazam, alt vezir, yirmi l hrsz, sulu susuz, kadn, erkek, ocuk, ihtiyar, hristiyan, mslman alt yzn zerin mi, raklndan balayarak bugne kadar binlerce kiiyi ikenceden geirmiti. Bahar sabah irmeden nce bir su kysnda atndan indi ve kularn neeli cvltlar arasnda abdest ald in yolunda gitmesini Allahtan dilemek, dua etmek pek seyrek yapt bir iti. Ama her se ferinde olduu gibi Tanr bu alkan kulunun duasn kabul etti. Bylece her ey yolunda git uanda yal kemendiyle ve usturayla kazl kafasnda kzl keeden klahyla cellt grr lecekleri hemen anlad, ama kurald denebilecek hibir zorluk karmad. Belki de suunu bi n kaderine kendini oktan hazrlamt. nce, ferman, en azndan on kere ve her seferinde ay kkatle okudu. (Kurallara bal olanlarda grlen bir zellik.) Okuduu ferman gsterili bir la pp bana koydu. (Hl evresinde etki brakmay dnebilenlerde grlen ve Kara mer'i bir tepki.) Kuran okumak, namaz klmak istediini syledi. (Vakit kazanmak isteyenlerd e ve gerekten inananlarda grlen bir istek.) Namazn kldktan sonra, zerindeki kymetli taklar, yzkleri celltna kalmasn diye, "Beni hatrlarsnz," diyerek evresindeki adam Dnyaya sk sk bal olanlar ve celltna kin duyabilecek kadar yzeysel olanlarda grlen ) Ve bu tepkilerin bir ya da birkan deil, ama hepsini gsterenlerin ou gibi, boynuna ke ent geirilmeden nce, kfrler ederek boumaya da kalkt. Ama enesinin kenarna sk bir y ikten sonra kt ve lm beklemeye balad. Alyordu. Alamak da byle durumlarda kurbanla dan tepkilerden biriydi, ama Paa'nn alayan yznde yle bir ey grd ki cellt, otuz yll ayatnda ilk defa bir kararszlk geirdi. Bylece, hi yapmad bir eyi yapt: Bomadan n bir kuma rtt. Baka meslekdalarmda grd zaman eletirdii bir davrant bu; nk ii kusursuz yapabilmek iin bir celltn kurbannn gzlerine sonuna kadar bakabilmesi gerektii e inanrd. ldne emin olduktan sonra, hi vakit kaybetmeden lnn ban gvdesinden 'i sturayla ayrd ve yannda getirdii ii balla dolu kldan bir torbann iine sca scana aaryla yaptn kantlayabilmesi iin, stanbul'da onu tehis edeceklere kurbannn kelles madan gtrmeliydi nk. i balla dolu kldan torbaya dikkatlice yerletirirken, Paa'nn y yan bak, o anlalmaz ve dehet verici ifadeyi bir daha, hayretle grd ve mrnn pek de yan sonuna kadar hi unutamad. Hemen atna binip ehirden kt. Kurbannn gvdesi gzyala tacak kadar ackl bir cenaze treniyle gmlrken, cellt atnn terkisindeki kelleyle, olay nden en azndan iki gnlk uzaklkta olmay isterdi hep. Bylece, birbuuk gn sren srekli culuktan sonra, Kemah kalesine vard. Kervansarayda karnn doyurdu, torbasyla hcresine e kildi ve uzun bir uykuya yatt. Yarm gn sren deliksiz bir uykudan uyanrken, ryasnda oc uunun Edirne'sinde gryordu kendini: Annesinin, kaynata kaynata yalnz btn evi ve baheyi deil, btn mahalleyi mayho bir incir kokusuyla kokutarak yapt

incir reeliyle dolu, koskoca bir kavanoza yaklat zaman, incir diye grd o kk yeil alayan bir kellenin gzleri olduunu anlyordu nce; sonra yasak bir ey yapmaktan ok alay yzdeki o anlalmaz dehete tank olmann sululuk duygusuyla kavanozun kapan ayor ve i yetikin bir erkein hkrklar gelmeye balaynca, elini kolunu balayan bir aresizlikle . Ertesi gece, bir baka kervansarayda bir baka yataktaki uykusunun orta yerinde ke ndini ilk genliinin akamstlerinden birinde buldu: Hava kararmadan az nce, Edirne'nin iinde, ara sokaklarn birindeydi. Kim olduunu karamad iin bir arkadann uyars ze batan gnei, br ucunda ykselen soluk dolunayn beyaz yzn gryordu. Daha sonra, gne karardka ayn yusyuvarlak yz aydnlanarak belirginleiyor ve ok da gemeden l l pa nsan yz, alayan bir yz olduu anhlyordu. Hayr, Edirne 267 sokaklarn baka bir kenti luk verici, anlalmaz sokaklarna dntren ey, ayn yznn alayan bir yze dnmesin-d z yand. Ertesi sabah, cellt uykusunun orta yerinde kefettii bu gerein kendi anlaryla uunu dnd. Meslek hayat boyunca, binlerce erkein alayan yzn grmt, ama o yzleri korku ya da sululuk duygusuna srkleme-miti onu. Sanlann tersine, kurbanlar iin zlr irdi, ama bu duygu bir adalet, bir zorunluluk, bir geri dnlmezlik mantyla dengelenird i hemen. Kafalarn kestii, boduu, boyunlarn krd kurbanlarnn kendilerini lme gt konusunda celltlarndan her zaman daha bilgili olduklarn bilirdi nk. Gzyalaryla r iinde yalvara-rak, hkrarak, katlarak lme giden bir erkein grntsnde dayanlmayaca acak h,ibir ey yoktu..damlklardan tarihe, efsanelere geecek gsterili tavrlar, cesur s bekleyen baz budalalar gibi, cellt ne kmserdi alayan erkekleri, ne de hayatn rastlant l ve geri dnlmez acmaszln hi mi hi anlayamam baka eit budalalarn yaptklar g n bir acma duygusuna kaplrd onlar karsnda. Ryalarnda elini kolunu balayan ey neydi i ve prl prl bir sabah, atnn terkisinde kldan torba, kayalarla kapl derin uurumlar a n geerken, cellt, elini kolunu balayan tutukluun Erzurum'a girmeden nce duyduu kararsz la, ruhunda glgesini hissettii belli belirsiz o lanet duygusuyla ilgili olduunu dnd: B adan nce bir aba parasn kurbannn yzne rtmeye kendini zorlayan bir esrar grmt ku ereken yznde. Uzun gn boyunca cellt, artc biimleri olan sarp kayalklar (tencere g elkenli, ba yerine bir incir yerlemi bir aslan) her zamankinden daha yabanc ve daha a ve kayn aalan ve buz gibi derelerin kylarndaki tuhaf, ne tuhaf, akltalan arasndan n, terkisinde tad yzn ifadesini bir daha hi dnmedi. Daha artc olan dnyayd a defa farkettii yeni bir dnya. Btn aalarn uykusuz gecelerde hatralarnn arasnda kp lk glgelere benzediini yeni farkediyordu. Yee268 ren yamalarda koyun srlerini otlatan ahsz obanlarn omuzlarnn stnde balarn, bir bakasnn eyasn tar gibi tadklar inde kurulmu on evlik kk kylerin, cami kaplarnda sra sra dizilen bo ayakkablar ha anlyordu. Yarm gn sonra aralarndan geecei Batdaki mor dalarn ve onlarn tam stnde erden kma bulutlarn, dnyamn plak, rlplak bir yer olduuna iaret ettiini yeni gr n, nesnelerin, rkek hayvanlarn hatralar kadar eski, aresizlik kadar yaln ve kbuslar ka dar korkutucu bir lemin iaretleri olduunu imdi kavryordu. Batya doru ilerledike ve uz n glgeler anlam deitirdike, cellt, atlayan bir mlekten szan kan gibi, evresine esra retlerin, belirtilerin szdn hissetti.

Karardk kerken girdii kervansarayda, karnn doyurdu, ama torbayla bir hcreye kapanp uy mayacan anlad. Uykusunun orta yerinde, patlayan bir yaradan akacak irin gibi, ar ar y cak korkulu ryaya; bu ryada her gece, bir baka annn kyafetlerine brnerek alayacak o yze katlanamayacan biliyordu. Kervansaray kalabal iindeki insan yzlerine hayretle b k bir sre dinlendi ve yoluna devam etti. Gece souk ve sessizdi; rzgar yoktu, tek da l kprdamyordu ve yorgun at da kendi yolunu kendi buluyordu. Uzun bir sre hibir ey grm n ve eski mutlu gnlerinde olduu gibi, kafasm tedirgin edici hibir soruyla kurcalamad an yoluna devam etti: Daha sonralar, karanlk yznden diye dnecekti. nk bulutlar aras belirince aalar, glgeler, kayalar ar ar zlmez bir esrarn iaretlerine dntler. ezarlklar-daki ackl talard, ne yapayalnz serviler, ne de ssz gecedeki kurt ulumalar. korkulacak kadar artc yapan ey, sanki bir hikye anlatmaya kalkmasyd onun. Dnya, cel i bir ey sylemek istiyor, bir anlam iaret ediyor, ama bir ryadaki gibi bu sz dumanl bi belirsizlik iinde kayboluyordu. Sabaha doru cellt kulaklarnn dibinde hkrk seslerini ye balad. Gn aarrken, hkrk seslerinin, yeni kan rzgrn dallarda oynad bir oyu yorgunluk ve uykusuzluun sonucu olduuna hkmetti. leye doru terkisinde269 ki torbadan gelen hkrk sesleri yle belirginleti ki, tpk, bir ge-ceyars iyi kapanmam bir pence bozucu gcrtsn kesmek iin scak yatandan kan biri gibi, atndan indi, torbay terki eri gere gere iyice sktrd. Ama daha sonra, acmaszca yaan yamurun altnda yalnzca h eil, alayan yzn gzyalarn da hissedecekti teninin zerinde. Gne yeniden atnda d ifadesindeki bir srla ilikili olduunu anlad. Sanki eskiden, o pek bildik ve tandk gele n anlalabilir dnyay, yzlerin zerindeki sradan bir anlam, sradan bir ifade ayakta tutu du da, tpk tlsml bir kasenin, angrdayarak krlmasndan, sihirli ve billur bir srahin dan sonra, her eyin altst olmas gibi, alayan yzn zerinde o tuhaf ifadenin belirmesinde sonra, lemin anlam da, cellt korkulu bir yalnzla brakarak kaybolmutu. zerindeki s eleri gnete kururken, her eyin eski dzenine dnebilmesi iin, torbadaki ban yznde bir gibi tad ifadeyi deitirmesi gerektiini anlad. te yandan, meslek ahlk, kestikten s l dolu torbaya bastrd ba stanbul'a hi bozmadan, olduu gibi getirmesini de ona buyuru . At stnde uykusuz geen ve torbadan gelen bitip tkenmeyen hkrklarn sinir bozucu bir gecenin sabahnda, cellt dnyay o kadar deimi buldu ki, kendisinin kendisi olduuna ina kta zorluk ekti. nar ve am aalar, amurlu yollar, kendisini grenlerin dehetle kat i tanmad, bilmedii bir dnyadan kmaydlar. le vakti varln daha nce bilmedii b igdyle attrd yiyecekleri de tanmakta glk ekti. Kasaba dnda, atn dinlendir bir zamanlar gkyz sand eyin hi bilmedii, hi grmedii tuhaf ve mavi bir kubbe oldu batarken atna binip yoluna devam etti, ama daha alt gnlk yol vard nnde. Torbadaki hk ndirmezse, alayan yzn ifadesini deitirmezse, dnyasn o eski bildik dnyaya dntrece emi yapmazsa stanbul'a hi varamayacan anlamt artk. Hava karardktan sonra, havlayan ni iittii bir kyn kysnda bir kuyuya rastlaynca, atndan indi. Atnn terkisin270 den ndirdi, azn zd ve salarndan dikkatle tuttuu kelleyi baln iinden kard. Kuyudan larla, yeni domu bir bebei ykar gibi, kafay zenle ykad. Bir kuma parasyla salarn arnn deliklerine varncaya kadar kuruladktan sonra, dolunayn nda yzne bakt: Aly yn dayanlmaz, unutulmaz, aresizlik ifadesi vard zerinde.

Kafay kuyunun kenarna brakt, atnn terkisinden meslek aletlerini, iki zel ba, kenar r ikence ubuklarn alp dnd. nce, baklarla aznn kenarlarn, deriyi ve kemii kan iti. Uzun bir abadan sonra dudaklar iyice paralam, ama az belli belirsiz ve ylk da etmeyi baarmt. Sonra, daha ince bir ie giriip acyla kaslm gzleri amaya balad. bir abadan sonra glmseyii btn yze yayabildiinde, yorulmu gevemiti artk. Gene de, Abdi Paa'nn enesinin kenarna indirdii yumruun mor izini derinin stnde grnce sevindi i yoluna koyabilmenin ocuksu sevinciyle koarak aletlerini atnn terkisine yerletirdi. Geri dndnde brakt yerde ba yoktu. lk anda, glmseyen ban bir oyunu olarak grd dtn anlaynca, hi kararszlk geirmeden, en yakn eve kotu, kapy vurarak ierdekil r babayla, gen bir oulun emirlerine korkuyla uymalar iin, karlarnda cellt grmeleri Sabaha kadar, birlikte, pek de derin olmayan kuyunun dibinden kelleyi karmaya altla n, boma ipiyle belinden kuyuya sarkttklar oul, salarndan tuttuu kelleyle ve dehetle yeryzne dnd. Kafa para para olmutu, ama alamyordu artk. Cellt huzurla kafay kuru u torbaya bastrd ve ellerine birka kuru tututurduu babayla olunun kynden mutlulukla uzaklat. Gne doarken, kular aan bahar aalan arasnda cvldarken, cellt dnyann dik dnya olduunu, gkyz kadar geni bir sevin ve yaama heyecanyla anlad. Torbann ii ri duyulmuyordu artk. le olmadan, amla kapl tepelerin arasndaki bir gln kysnda at e gnlerdir bekledii derin ve deliksiz uykuya mutlulukla yatt. 271 Uyumadan nce, uzan d yerden sevinle kalkm, gl kysna yrm ve suyun aynasnda kendi yzn seyredip d u bir kere daha anlamt. Be gn sonra, stanbul'da, Abdi Paa'y iyi tanyan tanklar, kl karlan kellenin onun kellesi olmadn sylerlerken ve yzn glmseyen ifadesinin hi d adn anlatrlarken, cellt gln aynasnda huzurla seyrettii kendi mutlu yzn hatrlaya n ald bir rvet karlnda bir baka birinin, szgelimi, katlettii gnahsz bir oban oyup getirdii, sahtekrl anlalmasn diye de, yz hrpalayarak bozduu yolundaki sulam yaramayacan bildii iin cevaplamad. nk kendi kellesini gvdesinden ayracak celltn i grmt bile. Abdi Paa yerine gnahsz bir obann kafasnn kesildii sylentisi ise ok k ki, Erzurum'a yollanan ikinci cellt, konana kurulan Abdi Paa karlad ve hemen idam e rdi onu. Bylece, bazlarnn yzndeki harflere bakarak dzmece olduunu syledii Abdi Paa yl sren ve alt-bin beyz kelleye mal olan isyan hareketi balam oldu. 272 YEDNC BLM RARI VE ESRARIN KAYBI "Binlerce, bin/erce sr bilinecek O gizli viiz gsterince kend ini." Attar ehirde akam yemei vakti geldiinde, Nianta Meydannda trafik alp kedek i dd dindiinde, Galip o kadar uzun bir sredir fotoraflara bakyordu ki, vatanda yzle nde uyandrabilecei btn hzn, keder ve ac tkenmiti artk; gzlerinden ya akmyordu. Y andrabilecei nee, sevin ve heyecan da tkenmiti; sanki hayattan bir ey de beklemiyordu. Fotoraflara bakarken btn belleini, umutlarn ve geleceini yitirmi birinin kaytszl klnn bir kesinde kprdanarak, yava yava byyerek btn gvdesini saracaa benzeyen bi d. Mutfaktan getirdii peynirle, ekmei yerken, bayat ayn ierken bile, zerleri ekmek k a kaplanan resimlere bakt. ehirdeki kararl ve inanlmaz hareket dinmi, gecenin sesleri balamt. Buzdolabnn motorunu, sokan ta br ucunda indirilen bir dkkn kepengini, Al adan gelen bir kahkahay duyabiliyordu artk. Bazan, kaldrmlarda hzl hzl ilerleyen bir

topuklu ayakkabnn sesine dikkat ediyor, bazan bir fotoraftaki surata bir dehet ve ko rku ifadesiyle, kendisini de yoran bir hayretle bakarken sessizlii de unutuyordu. Harflerin srlar ile yzlerin anlam arasndaki ilikiyi ite bu srada dnmeye balad: aflar zerine izitir-diklerinin anlamn zmekten ok, Rya'nn okuduu polisiye romanlar rn taklit etme isteiyle. "Polis romanlarnn, eyalar iinde srekli ipular grebilen ka gibi olabilmek iin," diye dnyordu Galip yorgunlukla, "nsann evresindeki nesnelerin ke sinden bir sr sakladklarna inanvermesi yeter." Cell'in Hurufilikle ilgili kitaplar, ri saleleri, gazete ve dergi kesiklerini ve binlerce resimle fotoraf saklad kutuyu kori2 73 dordaki dolaptan karp almaya balad. Arap harflerinden yaplm yzler grd, gzle ardan, kalar zcierden ve riardan, burunlar eliflerden yaplm, Cell de eski alfabeyi re iyi niyetli bir rencinin titizliiyle harfleri teker teker iaretlemiti. Ta basks bir abn sayfalarnda vav'lardan ve cim'lerden yaplm alayan gzler grd, cim'in noktas sayf ne damlayan gzyayd. Eski ve r-tusuz bir siyah beyaz fotorafta kalardan, gzlerden, bu e dudaklardan ayn harflerin kolaylkla okunabildiini grd; fotorafn altna bir Bektai adn Cell okunakl harflerle yazmt. Harflerden yaplm 'Ah miner ak!' levhalar grd anan kadrgalar, gkten gz, bak ve dehet olarak inen yldrmlar, aalarn dallarna kar i ayr bir harf olan sakallar grd. Gzleri oyularak fotoraftan karlm soluk yzler gr kenarna bulam gnah izleri harflerle iaretlenmi masumlar grd, korkun geleceklerinin alnlarndaki krklar arasna sktrlm gnahkrlar grd. Beyaz idam gmleklerinin ve nden ayaklarnn ulaamad topraa bakan aslm haydutlarn ve babakanlarn dalgn ifades ema artistinin boyal gzlerinden orospuluunu okuyanlarn yollad soluk renkli resimleri v kendilerini padiahlara, paalara, Rudolph Valentino ile Mussolini'ye benzetenlerin benzerlerinin ve kendi fotoraflarnn zerine iaretledikleri harfleri grd. Ce-ll'in yaz yazda, Allah'n son iareti olan 'h' harfinin zel yer ve anlamlarn gstererek okuyucular yollad teblii deifre edenlerin, 'sabah', 'yz', 'gne' kelimeleriyle bir ay, bir hafta, r yl boyunca izdii simetrileri aklayanlarn, harflerle uramann puta tapmaktan fark o mak iin yazlm uzun okuyucu mektuplarnda, Cell'in kefettii gizli harf oyunlarnn iar grd. Hurufiliin kurucusu Esterabadl Fazlallah'n minyatrlerden kopya edilerek zerine Ar p ve Latin harfleri eklenmi resimlerini, Alaaddin'in dkknnda satlan gofretlerden ve a yakkab lastii sertliindeki boyal iklet paketlerinden kan futbolcularn ve sinema oyunc rnn resimlerinin zerine yazlm kelimeleri ve harfleri, okuyucularnn Cell'e yolladkla gnahkr ve eyh fotoraflarn grd. zerleri harflerle kay274 naan yzlerce, binlerce, o 'vatanda' resmi grd: Son altm ylda Anadolu'nun her yerinden, tozla kapl kk kentler zlan gneten topran atlad, klar kar yznden drt ay boyunca a kurtlardan baka ki balardan, mayna basan erkeklerin yarsnn topal gezdii Suriye snrndaki kaak kylerin dr yollarnn yaplmasn bekleyen da kylerinden, byk ehirlerdeki bar ve pavyonlardan, yerlemi salhanelerden, sigara ve esrar kaaklarnn kahveleriyle, ssz demiryolu istasyo 'mdriyet' odalarndan, sr celeplerinin geceledikleri otel salonlaryla, Sou-koluk'daki hanelerden, Cell'e yollanm binlerce vatanda resmi grd. Devlet dairelerinin, vilayet bi nalarnn, arzuhalci masalarnn yanbana kurulmu ayakl ve nazar boncuklu ipak mak ir arafn altna giren fotorafnn bir simyac ya da falc gibi eczal camlar, kara kapak alar ve krklerle uraarak altrd eski Leicaiarla ekilmi binlerce fotoraf grd. O atandalarn belli belirsiz bir lm korkusu ve lmszlk isteiyle rpertici bir zaman duyg apldn hissetmek g deildi.

Galip, bu derin istein yzlerde ve haritalarda iaretlerini tand ykm ve lm ve yenilg lukla ilgili olduunu hemen gryordu. Sanki mutluluk yllarn izleyen byk yenilgiden sonr patlayan bir yanardan sat kller ve toz, gemiin zerini olanca kalnlyla rtmt ybolmu esrarl anlamn ortaya karabilmek iin onlarn yzlere bulam iaretlerini Galip i gerekiyordu. Baz fotoraflarn Cell'in ellili yllarn banda bilmeceler, film eletiril e 'ster nan ster nanma' kesiyle birlikte sorumluluunu zerine ald 'Yznz Kiilii alarna yazlm bilgilerden anlalyordu; bazlarnn daha sonraki yllarda Cell'in ke y uymak iin (Okurlarmzn fotoraflarn grmek ve bazlarn da bu kede yaymlamak istiyor a, kutulardan kard ktlar, mektuplar ve fotoraf arkalarndaki yazlardan, Galip'in ok i tam olarak skemedii baz mektuplara cevap olarak yolland anlalyordu. Uzak bir gemi any hatrlar ya da ufukta belli belirsiz gzken uzak bir kara paras 275 ' zerinde bir kp parlayan bir yldrmn yeilimsi na bakar gibi, kameraya bakmlard; karanlk bir ta olan kendi geleceklerini alkn gzlerle seyreder gibi, kaybettikleri belleklerinin bir daha hi geri gelmeyeceinden kukusu olmayan unutkanlar gibi: Galip, bu yz ifadele rindeki sessizliin aklnn bir kesinde bydn hissederken, Cell'in yllardr btn bu ri, yzleri, baklar neden harflerle doldurmu olabileceini apak seziyor, ama bu nedeni di hayatn Cell'in ve Rya'nn hayatna balayan baa, bu hayalet evden kn ve kendi ge inin bir anahtar olarak kullanmak istedii zaman, tpk fotoraflarda grd suratlar gibi, an durgunlayor, olaylar birbirine balamas gereken akl, yalnzca harflerle yzler arasn anlamn sisleri iinde kayboluyordu. Yzlerce okuyaca ve yava yava iine girecei dehete byle yaklamaya balad. Tabasks kitaplardan, iml hatalaryla dolu risalelerden Hurufil rucusu ve peygamberi Fazlallah'n hayatn okudu. Horasan'da, Hazer Denizi yaknlarndaki Esterabad'da 1339'da domutu. On sekiz yandayken kendini tasavvufa vermi, hacca gitmi, yh Hasan adl birinin mridi olmutu. Azerbaycan'da, ran'da ehir ehir gezerek grgsn na briz'deki, irvan'daki, Baku'deki eyhlerle neler konutuklarn okurken Galip, kendi haya tna da, bu tr tabasks kitaplarn dedii gibi 'yeniden balamak' iin iinde kar konulm k duydu. Fazlallah'n kendi geleceine ve lmne ilikin sonradan gerekleen ngrleri, Ga mak istedii yeni hayat yaayacak herhangi birinin bandan geecek sradan olaylar gibi gz azlallah ilk rya yorumlaryla nlenmiti. Bir keresinde, ryasnda iki hdhd kuunu, kendis e Sleyman Peygamberi grm, kular aatan bakarken aacn altnda uyuyan Fazlallah ile Sl gamber'in ryalar birbirine karm, bylece, aataki iki ku da tek bir hdhd kuu olmu erinde, ryasnda ekildii maarada kendisini ziyarete gelecek bir dervii gryor, sonradan erekten kendisini ziyaret eden o dervi de. Fazlallah'a ryasnda onu grdn sylyordu: r kitabn sayfalarn birlikte evirdiklerinde harflerin iinde kendi yzlerini, birbirlerin e dnp baktklarnda ise yzlerinin iinde kitap276 taki harfleri gryorlard. Fazlallah'a s, varlk ile yokluk arasndaki ayrm izgi-siydi. Gayb leminden maddi leme geip, elle dok nulabilir olan her eyin kartaca bir ses vard nk: 'En sessiz' nesneleri bile birbirin ak bunu anlamaya yeterdi. Sesin en gelimi ekli ise tabii ki 'sz'd, 'kelm' denen yce e , 'kelime' denen sihirdi ve o da harflerden oluuyordu. Varln z, anlam ve Allahn yery mek olan harfleri ise insan yznde apak semek mmknd. Yzlerimizde doutan gelen iki k ik ve bir de sa izgisinden oluan yedi hat vard. Bu iaretlere, sonradan, ergenlikle bi rlikte, 'ge aan' burun izgisi de eklendiinde, harfler on drt ediyor, bu hatlarn hayli arl ile ondan daha iirsel olan gerek grnts de iki olarak hesaba

katlnca, Muhammed'in konutuu, Kuran'n dile geldii yirmi sekiz harfin hi de rastlant o d anlalyordu. Fazlallah'n konutuu ve nl kitab 'Cavidanname'yi yazd Farsa'daki mak iin salar ve ene altndaki hatt daha bir dikkatle inceleyip, ikiye ayrp, iki ayr olarak grmek gerektiini okuduunda Galip kutulardan bulup kard baz fotoraflardaki y salarn niye bin dokuzyz otuzlarn Amerikan filmlerinde briyantinli oyuncularn yapt gi ortadan ikiye ayrldn anlad. Her ey ok basit gzkyordu ve Galip bir anda bu ocuksu narak bir kere daha Cell'i harf oyunlarna eken eyin ne olduunu anladn hissetti. Tpk ikyesini yazd 'O' gibi, Fazlallah kendini bir kurtarc, bir peygamber, museviler'in bek ledii Mesih, hristi-yanlar'n gkten iniine hazrlandklar ve Muhammed'in mjdeledii Meh ak ilan etmi, sfahan'da kendisine inanan yedi kiiyi evresine topladktan sonra, dinini yaymaya balamt. Galip, Fazlallah'n ehir ehir gezerek dnyann anlamn ilk bakta te yer olmadn, srlarla kaynatn, bu srlara ulaabilmek iin harflerin esrarn bilmek ttiini okurken bir i huzuru duydu: Bekledii ve hep istedii gibi, kendi dnyasnn da srl a kaynat kolaylkla kantlanmt sanki. Galip duyduu i huzurunun, bu kantn basitlii nu da seziyordu: Dnyann srlarla kaynaan bir yer olduu doruysa, masann zerinde grd annn, klln, kitap aaca277 nn ve*hatta aacan yannda dalgn bir yenge gibi dinle iaret ettii ve bir paras olduu gizli dnyann varl gerekti. Rya bu dnyadayd. Gal ydi. Az sonra, harflerin srryla ieri girecekti. Bunun iin dikkatle biraz daha okumas gerekiyordu. Fazlal-lah'm hayatn ve lmn, yeniden okudu. Kendi lmn ryasnda grd gittiini anlad. Allaha deil, harflere, insanlara ve putlara tapyor, kendini Mehdi i lan ediyor ve Kuran'n gerek ve grnen anlamna deil gizli ve grnmez anlam dedii kendi ine iman ediyor diye zndklkla sulanm, yakalanm, yarglanm ve aslmt. Fazlallah' en sonra ran'da tutunmakta zorlanan Huruflerin Anadolu'ya geii, Fazlallah'n halifeler inden air Ncsim sayesinde olmutu. Fazlallah'n kitaplaryla Hurufilie ilikin elyazmalar nralar Hurufler arasnda efsanevi bir nitelik kazanacak yeil bir sanda ykleyen air, An lu'yu ehir ehir gezerek, rmceklerin uyuklad cra medreselerde, kertenkelelerin kaynat tekkelerinde yeni yandalar bulmu, yetitirdii halifelerine yalnz Kuran'n deil, dnyann larla kaynatn gstermek iin, ok sevdii satran oyunundan karlm kelime ve harf oy ms-rada, sevgilisinin yzndeki hatt ve beni harfle noktaya, bu harfle noktasn deniz di bindeki sngerle inciye, kendisini bu inci peinde len dalgca, lme istekle dalan bu dalg Tanrya koan a ve bylece, daireyi tamamlayarak, Tanry da sevgilisine benzeten air Ne alep'te tutuklanm, uzun uzun yarglanm, derisi yzlerek ldrlm, ls aslarak ehir nra, yedi paraya ayrlan cesedi ibret olsun diye kendine taraftar bulduu ve iirlerini n ezberlendii yedi ayr ehire gmlmt. Nesimi'nin etkisiyle Bektailer arasnda Osmanol hzla yaylan Hurufilik, stanbul'un fethinden on be yl sonra, Fatih Sultan Mehmet'i de heyecanlandrmt. Padiahn elinde Fazlallah'n risaleleri, dnyann esrarndan, harflerin sorulardan ve yeni yerletii sarayndan seyrettii Bizans'n srlarndan szettiini, elleri ir bir iaret ettii her bacann, her kubbenin, her aacn yer altndaki baka bir lemin esr nasl 278 ' anahtar olabileceini aratrdn evresindeki ulema renince, bir kumpas dz tana yaknlaabilen Hurufileri diri diri yaktrmlard. II. Dnya Savann banda, Erzurum Horasan'daki bir matbaada gizlice basld elyazsyla son sayfasna eklenmi bir nottan anl (ya da

yle anlalsn istenen) bir kk kitapta, Galip, Fatih'in olu II. Beyazt'a yaplan baar n sonra, boynu vurulan ve yaklan Hurufileri yanarken gsteren bir resim grd. Baka bir sayfada, Kanuni Sleyman'n srgn enirine boyun emedii iin yaklan Hurufiler de ayn ocu lerle ve ayn dehet ifadesiyle resmedilmilerdi. Dalgalanarak gvdeleri saran alevlerin iinde ayn 'Allah' kelimesinin ayn elifleri ve lam'lar gzkyor, daha da tuhaf, Arap ha eriyle cayr cayr yanan gvdelerin gzlerinden Latin alfabesinin O'lar Ular ve C'lerle bezenmi gzyalar fkryordu. Galip, 1928'deki 'Alfabe Devrimi', Arap harflerinden Latin flerine gei zerine ilk Hurufi yorumuna bu resimde rastlad, ama akl daha o sralarda z gereken srrn formlnde olduu iin grdn anlamlandramadan kutudan bulduklarn okuma Allah'n asl niteliinin bir 'gizli ha/ine', bir 'kanz-i mahfi', bir esrar olduuna ilik in sayfalarca yaz okudu. Btn sorun bu esrara ulaabilmenin yolunu bulmakt. Btn sorun bu esrarn dnyada yansdn anlamakt. Btn sorun esrarn,her yerde, her eyde, her nesnede, a grldn kavramakt. Dnya bir ipular deniziydi; her damlasnda arkasndaki esrara var z tad vard. Galip yorgun ve kzarm gzlerle okuduka bu denizin srlarna gireceini bili Belirtileri her yerde ve her eyde olduu iin, esrar da her yerde ve her eydeydi. Tpk ii lerdeki sevgilinin yz, inciler, gller, arap kadehleri, blbller, srma salar, geceler v levler gibi, Galip okuduka, evresindeki nesnelerin de hem kendilerinin, hem de yav a yava yaklat bu esrarn birer iareti olduklarn ok iyi gryordu. zerine lambann Rya'nn anlaryla kaynaan eski koltuklarn, duvarlardaki glgelerin, korkutucu telefon ah zesinin bu kadar anlam ve hikyeyle ykl olmas Galip'e ocukluunda bazan hissettii gibi, arkna varmadan bir oyuna girdii duygusunu verdi: Herkesin bir baka 279 kiiyi, her eyi n bir baka eyi taklit ettii bu korkutucu oyundan,, tpk ocukluundaki gibi bir bakas o irse kabileceine inand iin belli belirsiz bir gvensizlik duyarak ilerlemeye devam ett "Korkuyorsan, lambay yakaym," derdi Galip birlikte karanlkta oynadklar zamanlar Rya'nn da ayn korkuya kapldn anladnda. "Yakma," derdi oyunu ve korkuyu seven cesur Rya. Ga du. 17. yzyln banda baz Hurufiler, Anadolu'yu allak bullak eden Celli isyanlar sras ardan, kadlardan, haydutlardan, imamlardan kaan kyllerin boalttklar cra kylere yerle . Galip bu Hurufi kylerindeki mutlu ve anlaml hayat anlatan uzunca bir iirin dizeler ini skmeye alrken, Rya'yla geirdii kendi ocukluk gnlerinin mutluluk anlarn yenid ski ve uzak ve mutlu zamanlarda anlamla hareket birdi. O cennet alarda evlerimize doldurduumuz eyalarla o eyalara ilikin hayllerimiz hep birdi. O mutluluk yllarnda elim ze aldmz aletlerin ve eyalarn, hanerlerin ve kalemlerin yalnzca gvdelerimizin deil, da bir uzants olduunu herkes bilirdi. O zamanlar airler aa deyince herkes tastamam bi r aac haylinde canlandrabilir, iirin iindeki kelimenin ve aacn, hayatn ve bahenin i i ve aac iaret edebilmesi iin uzun uzun hner gsterip yapraklar ve dallar saymaya gere lmadn herkes bilirdi. Kelimelerle anlattklar eylerin birbirine ok yakn olduunu o za herkes o kadar bilirdi ki, dalar arasndaki o hayalet kye sis indii sabahlarda, kelim elerle aplattklar eyler birbirine karrd. O sisli sabahlarda uykularndan uyananlar ry a gereklii, iirlerle hayat ve adlarla insanlar da birbirlerinden ayramazlard. O zamanl r hikyelerle hayatlar O kadar gerekti ki, kimsenin aklna, hangisi hayatn asl, hangisi hikyenin asl diye sormak gelmezdi. Ryalar yaanr, hayatlar yorumlanrd. O zamanlar, her y gibi insanlarn yzleri de o kadar anlamlyd ki, okuma yazma bilmeyenler ve alfay meyv e, a'y apka ve elifi mertek sananlar bile, yzlerimizin zerlerindeki apak anlamn harfle ini kendiliinden okumaya balarlard. Galip, o uzak ve mutlu zamanlardaki insanlarn da ha zaman bile tanmadklar gnleri anlatmak iin, airin tasvir ettii aka-

280 mstlerinde ufuktaki portakal renkli gnein nasl hi kprdamadn ve cam ve kl reng ketsiz denizin zerinde esmeyen bir rzgarla yelkenlerini iiren kalyonlarn, yol almalarn a ramen, nasl hi yer deitirmediklerini okurken, bu denizin kysnda hibir zaman kaybol ak birer serap gibi ykselen bembeyaz camilerle onlardan da beyaz minarelerle karlatnda 17. yzyldan da gnmze kadar gizli kalm Hurufi hayl ve hayatnn stanbul'u da kucakla i beyaz minare-. ler arasnda ufka doru kanat rpan leyleklerin, ankalann, albatroslarn ve simurglarn gkte asl kalm gibi yzyllarca stanbul'un kubbeleri stnde nasl saln birbirini dik kesmeyen ve nasl kesecei de hi belli olmayan stanbul sokaklarndaki her gezintinin sonsuzlua yaplm bir bayram yolculuu gibi elenceli ve badndrc olduunu v ilerden sonra, yolcunun sokaklarda izdii erileri haritann zerinde parma ile izlediind d resimlerden kendi yznn zerindeki harflerin ve hayatnn esrarn nasl hemen kavray k ve mehtapl yaz gecelerinde kuyulara sarktlan kovalar, buz gibi su kadar esrarn ve yldzlarn iaretleriyle de geri dndnde, herkesin nasl sabahlara kadar iaretlerin anla anlamn iaretlerinden dem vuran iirler sylediini Galip okurken, hem su katlmam Hurufi altn ann bir zamanlar stanbul'da da yaandn, hem de Rya'yla kendi mutluluk yllar kaldn anlamt. Ama ksa srm olmalyd bu mutlu ve altn a. nk esrarn apak ol a da kartn, tpk hayalet kylerdeki Hurufiler gibi, bazlarnn anlam iyice gizlemek murtadan, boktan ve kldan yaptklar iksirlerden medet umduklarn, bazlarnn ise stanbul izli kelerindeki evlerinden gizlerini gmmek iin dehlizler kazdn okudu Galip. Dehlizci kadar talihli olamayan bazlarnn, Yenieri isyanna katldklar iin yakalanp asldklar nlarndaki yal ilmiin kravat gibi sktrmasyla bzlen yzlerinde harflerin biimsizle ar kenar mahallelcrdeki tekkelere ellerinde sazlar Hurufi srlarn fsldamaya giden kl bir anlayszlk duvar ile karlatklarn da okudu. Btn bu belirtiler cra ve hayalet bul'un da gizli kelerinde, esrarl sokakla281 nnda yaanan o altn an byk bir mutsuzlu intiye urad- -n doruluyordu. Kenarlarn farelerin kemirdii ve baz kelerinde camgb deki kfieklerinin ho bir kt ve nem kokusuyla at eski iir kitabnn son sayfasna u konudaki daha geni bilginin baka bir risalede ele alndn belirten bir nota rastlad. alenin son sayfalarna eklenmi yaymevi ve basmevi adresleri ve dizgi ve bask tarihleri ile yekahenk iirin son msralar arasna Horasanl dizgicinin kk puntolarla strd e gre, gene Erzurum yaknlarndaki Horasan'da ayn dizinin yedinci kitab olarak yaymlanan 'Esrar- Huruf ve Esrarn Kayb' adl bu eser, F.M.nc tarafndan kaleme alnm ve stan i Selim Kamaz; in vglerine de mazhar olmutu. Galip, kelime ve harf haylleri ve Rya'nn riyle dumanlanan bir uykusuzluk ve yorgunlukla Cell'in gazetecilie ilk balad yllar ha d. O gnlerde, CelPin harf ve kelime oyunlary-. la ilikisi 'Bugnk Falnz: ve 'ster n nma' kelerinde e-dost-akrabaya ve sevgililerine zel selmlar yollamaktan ileri gitmiyo rdu. Kt, dergi ve gazete tomarlar ierisinde risaleyi hrsla arad. Ortal iyice altst sonra, biraz da umutsuzlukla bakt kutulardan birinde, altml yllarn banda Cell'in lad eitli gazete kesikleri, yaymlanmam polemik yazlar ve baz tuhaf fotoraflar ara lduunda, saat ge-ceyarsn oktan gemi, ehrin sokaklarnda, skynetim dnemlerinde gec lan edildii zaman duyulan o umut krc ve rpertici sessizlik balamt. 'Esrar- Huruf ve Kayb', yaymland ya da yaymlanmak zere olduu ilan edilen bu eit birok 'eser' gibi, a ve baka bir ehirde yaymlanabilmiti ancak: 1962'de, Ga-lip'in o zamanlar bir matbaa s olduuna at Grdes'de, iki yz yirmi sayfalk bir kitap olarak. Sararm kapakta

kt klie ve mrekkeple baslm karanlk bir resim vard: ki yanna kestane aalar dizil uzluun kaybolan perspektifine gidiyordu. Kestane aalarnn her birinin arkasnda ise harf ler vard, tyler rpertici korkun harfler. lk bakta kitap, o yllarda 'idealist' subayla sk sk yaz282 lan "ki Yz Yldr Batya Neden Yetiemiyoruz?", "Acaba Nasl Kalknrz" t an birine benziyordu. Yazarn kendi parasyla cra bir Anadolu kasabasnda bastrlan o kita plardaki ithaflardan biri de vard banda: "Harb Okulu rencisi! Bu lkeyi kurtaracak olan sensin!" Ama, sayfalan evirmeye balaynca Galip, bambaka bir 'eser' karsnda olduunu a d. Koltuktan kalkt, CelTin masasna geti ve dirseklerini kitabn iki yanna koyup dikkatl okumaya balad. 'Esrar- Huruf ve Esrarn Kayb' ilk ikisinin bal kitabn adnda bulua luuyordu. Birinci blm, 'Esrar- Huruf, Hurufiliin kurucusu Fazlallah'n hayat hikayesiyl e alyordu. Hikyeye F.M.nc laik bir boyut eklemi, Fazlal-lah'n mutasavvf ya da mist , aklc, felsefeci, matematiki ve dilbilimci kiiliini ne karmt. Fazlallah bir peyga mehdi, bir ehit, bir aziz, bir evliya olduu kadar ve belki de bunlardan daha ok, i nce dnen bir filozof, bir dehayd; ama 'bize zg' bir kiiydi. Bu yzden Batl Oryantali yapt gibi, Fazlallah'n dncelerini Pantheism, Plotinusculuk, Pitagoras ya da Kabala et isiyle aklamaya kalkmak, btn mr boyunca kar olduu Bat dncesiyle Fazlallah' vurm deildi. Fazlallah su katlmam bir Douluydu. F.M.nc'ye gre, Dou ve Bat, dnyann i d: yi ile kt, ak ile kara, eytan ile melek gibi btnyle birbirinin tersi, reddi, kar u iki lemin, hayalperestlerin sand gibi, birbirleriyle uzlap bar iinde yaamalarna tu hi. ki lemden biri, her zaman stn gelmi, her zaman iki dnyadan biri efendi, teki k lmak zorunda kalmt. Bu bitip tkenmeyen ikizler savana rnek olsun diye, skender'in bir rbesiyle dm ("yani ifreyi" diyordu yazar) zd Gordium'dan (Krdm'den) Hal Sefer n Charlmagne'a yollad sihirli saatin zerindeki ift anlaml harf ve rakamlardan AnnibaPi n Alpleri geiine, Endls'teki islm zaferinden, (Kurtuba Camiinin stun says zerine bt yfa ayrlmt), kendisi de bir Hurufi olan Fatih Mehmet'in Bizans' ve stanbul'u ele geiri e, Hazer Devleti'nin knden Osmanllar'm nce Doppio (Beyaz Kale), sonra Venedik nnde y iye uramasna' kadar zel bir anlamla ykl bir dizi tarihsel 283 olay gzden geirilmiti. .nc'ye gre btn bu tarihsel gerekler, daha nceden Fazlallah'n eserlerinde st rtl tii nemli bir noktaya iaret ediyordu. Dou'nun ve Bat'nn birbirlerine stn geldikleri d er rastlantsal deil, mantksald. Bu lemlerden hangisi "o tarihsel dnemde" dnyay iinde kaynaan, ift anlaml, esrarl bir yer olarak grmeyi baarrsa o lem tekini yenip eziyor yay, basit, tek anlaml, esrar olmayan bir yer olarak grenler ise yenilgiye, bunun kanl az sonucu olan klelie mahkmdular. kinci blm, F.M.nc, esrarn kaybnn ayrntl bi Yunan felsefesindeki 'idea'y, ister Neo Platoncu hristiyanln Tanrsn, ister Hint Nirv sn, ister Attar'n Simurg kuunu, ister Mevlna'nn 'sevgilisi'sini, ister Hu-rufilerin 'G izli Hazine'sini, ister Kant'in 'noumena'sm, ister bir dedektif romanndaki sulu kiiy i anlatsn, esrar her seferinde dnyann iine gizlenmi bir 'merkez' anlamna geliyordu. De mek ki, diyordu F.M.nc, bir uygarln 'esrar' dncesini kaybetmesinden, dncesinin ' ksunlaarak dzenini kaybetmesini anlamak gerekiyor. Galip, sonraki sayfalarda Mevlna 'nn, 'sevgilisi' emsi Tebri-zi'yi neden ldrmek zorunda kaldna, bu lmle 'tesis ettii korumak iin neden am'a gittiine, bu ehirdeki gezintilerinin ve aratrmalarnn 'esrar' d i ayakta tutmaya neden yetmediine ve Mevlna'nn am'daki yryleri srasnda dncesinin olan 'merkezini' bulmak iin urad kelere ilikin anlamn zemedii satrlar okudu. Su rak bir

cinayet ilemenin ya da ortalktan srra kadem basar gibi kaybolmann kayp esrar yeniden k urmak iin iyi bir yntem olduunu sylyordu yazar. Daha sonra F.M.nc, Hurufilerin en n nusu olan 'harflerle yzler' ilikisine girmiti. Fazlallah'n 'Cavidanname'sin-de yapt gi i, gizlenen Tanrnn insan suratnda grldn belirtmi, uzun uzun insan yzndeki hatlar hatlarn Arap harfleriyle ilikisini kurmutu. Nesimi, Rafii, Misali, Badatl Ruhi ve Gl B aba gibi Huruf airlerinin dizelerinin uzun uzun tartld ocuksu sayfalardan sonra, bir kuruluyordu: 284 Mutluluk ve zafer alarnda, tpk iinde yaanlan dnya gibi, hepimizin nlamlyd. Bu anlam dnyann iinde esrar ve yzlerimizde harfler gren Hurufilere borluydu rufiliin kay-boluuyla, demek ki, dnyamzdaki esrar kadar, yzlerimizdeki harfler de kay bolmutu. Botu artk yzlerimiz, zerlerinden eskisi gibi bir ey okumaya olanak yoktu onla rn; kalarmz, gzlerimiz, burunlarmz, baklarmz ifadelerimiz, bo yzlerimiz anlamsz aynada kendi yzne bakmak geliyordu Galip'in iinden, ama dikkatle okudu. Trk, Arap ve Hint film yldzlarnn yzlerinde grlen ve Ay'n grnmeyen yzn dndrten tuhaf topo sanatnn insanlara yneldike korkutucu ve karanlk sonular vermesi de yzlerimizdeki bu bo kla ilgiliydi. stanbul'un, am'n ya da Kahire'nin sokaklarn dolduran insanlarn, geceyar ar mutsuzluktan inleyen hayaletler gibi birbirlerine benzemesi ve atk kal erkeklerin hep ayn byklar brakmas ve hep ayn bartsn takan kadnlarn amurlu kaldrmlarda y erine bakmalar bu boluk yzndendi. Demek ki, yaplmas gereken ey yzlerimizin zerindeki oluu yeniden anlamlandracak, yzlerimizin zerinde Latin harflerini grecek yeni bir dizg e kurmakt. Kitabn ikinci blm, bu iin 'Kef- Esrar' adl nc blmde yaplacan m kelimeleri iki anlamda kullanan ve onlarla ocuksu bir saflkla oynayan F.M.nc'y sevmi Cell'i hatrlatan bir yan vard onda. 285 SEKZNC BLM UZUN SREN BR SATRAN OYUNU "Han an zaman tebdil ederek Badat' gezer ve halknn kendisi ve idaresi hakknda ne dndn i. te bu akam da yine..." Binbir Gece Masallar Yakn tarihimizde, 'Demokrasiye Gei' di bilinen dnemlerden birinin karanlk' noktalarna k tutan bir mektup, adnn aklanmasn bir okurumun, hakl olarak aklanmasn istemedii rastlantlar, zorunluluklar ve ihanetlerl deli bir yoldan eline gemi. O zamanki diktatrmzn yurt dndaki oullarndan ya da k yazd anlalan mektubu, slubuna -Paa slubuna- hi dokunmadan kemde yaymlyorum: Cum kurucusunun ld oda bile o kadar scak ve boucuydu ki, alt hafta nce o austos gecesin alnz Atatrk'n ld dokuzu be geceyi gsteren ve rahmetli annemi artt iin sizleri saatin deil, Dol-mabahe Sarayndaki btn saatlerin, stanbul'daki btn saatlerin durduun rkun scaktan hareketin, dncenin, zamann kaskat kesildiini sanyordu insan. Boaz'a ba her zaman perdeleri dalgalanan pencerelerde tek bir kprt yoktu; yar karanlkta rhtm boy nca dizilen nbetiler, sanki benim emrim yznden deil, zaman durduu iin mankenler gibi h reketsiz kesilmilerdi. Yllardr yapmak isteyip de kararn veremediim eye girimenin zama duunu hissederek dolabmdaki kyl elbiselerini giydim. Sarayn artk hi kullanlmayan Hare apsndan dar szlrken kendimi cesaretlendirmek iin, benden nce, son be-yz ylda, bu anbul'un teki saraylarnn Topka-p'nn, Beylerbeyi'nin, Yldz'in arka kaplarndan karak i ehir hayatnn karanlklar iinde kaybolan nice padiahn sa-salim geri dndklerini hat ime. stanbul ne kadar deimi! Zrhl Chevrolet'in pencereleri yalnz kurun deil, ehrimi ili ehrimin gerek hayatn da 286

geirmezlermi meer. Saray duvarndan ayrldktan sonra, Kara-ky'e doru yrrken bir satc aldm kendime, ekeri fazlaca yaklmt. Ak kahvelerde tavla, kt oynayan, radyo dinleye rle konutum. Muhallebici dkknlarnda mteri bekleyen orospular, lokanta vitrinlerindeki ebaplar iaret ederek dilenen ocuklar grdm. Yats namazndan kan kalabalklara karma ularna girdim, arka mahallelerdeki baheli aile ayhanelerinde oturup herkesle birlik le ay itim, ekirdek yedim. ri parke talaryla kapl ara sokaklarn birinde, komu misafi en dnen bir gen anayla baba grdm: Bartl kadn, uyuklayan olunu omuzunda tayan koca sl bir ballkla yaslanmt bir bilsen. Gzlerim yaland. Hayr, vatandalarmn mutlulu iin kederlenmiyordum: Bu zgrlk ve hayl gecemde bile, vatandalarmn krk dkk, ama ge a tank olmak, bende gerein dna dtm duygusunu, ryalardan kma kederi ve korkuyu y irmiti. stanbul'a bakarak bu hayl ve korkudan kurtulnaya altm. Pastahane vitrinlerine karken, gece-son seferlerinden dnen gzel bacal ehir Hatlar vapurlarndan inen kalabalkl r seyrederken gzlerim gene, gene sulanyordu. Sokaa kma yasamn balayaca saat yakla a suyun serinliini hissederim diyeT Eminn'nde bir kaykya yanatm, elli kuru verip ben dire gezdire, kar kyya bir yere, Karaky'e ya da Kabata'a brakmasn syledim. "Sen akl eynirle mi yedin be adam!" dedi bana. "Bakan Paamzn her gece bu saatlerde motoruyla gezdiini, denizde kimi grrse yakalayp zindana attrdn bilmiyor musun?" zerine benim rimi bastklar iin dmanlarmn ne dedikodular kardklarn ok iyi bildiim o pembe ban deste karp karanlkta uzattm. "Sandalnla alrsak bana bu Bakan Paa'nn motorunu gst "u aputun altna gir ve sakn kprdama!" dedi paray kapt eliyle sandalnn baaltnda ederken. "Allah bizi korusun!" Kreklerini ekti. Ne yne gittik karanlk denizde, Boaz' a m, Halic'e mi; yoksa Marmara'ya m, bilemiyordum. Durgun deniz, karanlk ehir kadar sessizdi. Yattm yerden suyun zerindeki belli belirsiz, 287 ipince bir sisin kokusunu duyuyordum. Uzaktan yaklaan Vnoto-run grltsn iitince, "Geliyor ite!" diye fsldad ece gelir!" Sandalmz midyeyle kapl liman dubalarnn arkasna saklandnda, bir projektr i sorgular gibi, saa sola dnen, ehrin, sahilin, denizin, camilerin zerinde acmaszca ge zinen k huzmesinden gzlerimi alamadm. Ar ar yaklaan iri beyaz teknenin kendisini g kpetesinde, srtlarnda cankurtaran yelekleri ve silhlar bir dizi nbeti vard; daha yu kaptan kk ve bir kalabalk ve onlarn zerindeki bir ykseltide sahte Bakan Paa tek ba aranlkta, glgenin iinde olduu iin ilerleyen teknede onu zar zor seiyordum, ama karanl incecik sisin iinden, benim gibi giyindiini grebilmitim. Sandalcdan onu takip etmesi ni istedim, ama bouna: Sokaa kma yasann balamak zere olduunu, cann sokakta bulmad abata'a brakt. Tenha sokaklardan sessizce saraymza dndm. Gece onu dndm, benzerimi, y, ama kim olduunu ya da denizin ortasnda ne yaptn deil; onun araclyla kendimi d dndm. Onu daha iyi izleyebilmek iin, sabah, skynetim komutanlarndan, gece sokaa saat ileriye atlmasn istedim: Radyolardan benim bir konumamla birlikte hemen duyurd ular. e bir yumuama havas vermek iin tutuklularn bir ksmnn salverilmesini de emret ar. stanbul ertesi gece daha neeli miydi? Hayr! Bu, halkmn bitip tkenmez hznnn yzey aliflerimin iddia ettikleri gibi, siyasi baskdan deil, daha derin, daha vazgeilmez kaynaktan beslendiini kantlar. Ertesi gece, sigara iiyorlar, ekirdek ve dondurma yiy orlar ve kahve gene ayn dalgnlk ve hznle kahve radyolarndan benim yasak saatlerini aza ltan konumam dinliyorlard; ama ne kadar da gerektiler! Onlar arasndayken bir trl uyana ad iin gerek insanlar arama dnemeyen bir uykuda-gezerin aclarn hissediyordum. Emin edense, beni bekler buldum. Hemen denize aldk.

Rzgarl dalgal bir geceydi bu sefer: Sanki Bakan Paa, bir iaretten tedirgin olmu gibi g cikerek bizi bekletti. Kabata aklarnda, bu sefer baka bir dubann ardndan nce gemisini son288 ra Bakan Paa'nn kendisini seyrederken, onun gzel olduunu dndm; -eer bu iki yan yana gelirse- gzel ve gerek: Mmkn mdr bu? Kaptan kulesinde toplanm kalabaln z bul'a, insanlara ve sanki tarihe evirmiti gzlerinin projektrlerini. Ne gryordu? Sandal cnn cebine bir deste pembe banknot sktrdm, kreklere asld. Dalgalarla alkalana, sal aa'da, tersane yaknlarnda onlara yetitik ve ancak uzaktan seyredebildik: Aralarnda be nim Chevrolet'in de olduu siyah ve lacivert arabalara binip bir anda Galata'nn kar anlklarna doru kayboldular. Kayk ge kaldmzdan, yaklaan yasak saatinden szediyord zde uzun uzun sallandktan sonra, karaya ayak bastmda hissettiim 'gerekdlk' duygusun denge sorunu olduunu sandm nce; ama deildi. nk iyice ge kaldmz iin boalan sokak samla tenhalaan caddelerde yrrken ayn gerekdna dme duygusuna yle bir kapldm ki ak ryalarmda grebileceimi sandm bir grnt belirdi. Fndkl'dan Dolmabahe'ye doru srlerinden baka kimsecikler yoktu: Yirmi adm temde, arabasn acele acele iterken dnp na bakan bir msrc hari. Baklarndan benden korktuunu, benden katn anlyordum ve h eken eyin yol boyunca sra sra dizili iri kestane aalarnn arkasnda gizli olduunu syl tiyordum ona; ama bir ryadaki gibi syleyemiyordum bunu; ve bir ryadaki gibi, sylemek istediim eyi syleyemediim iin, korkuyor ya da korktuum iin syleyemiyordum. Korktuum , ben hzlandka ve ben hzlandm diye msrc hzlandka, yanmzdan ar ar akan aala olduunu bilmiyordum ve daha kts bu korkun grntnn bir rya olmadn da biliyordum. ayn korkularn bir daha tekrarlanmasn istemediim iin, gece sokaa kma saatinin iyice i e alnmasn ve tutuklularn bir ksmnn daha salverilmesini istedim. Bu konuda bir aklam yapmadm; radyodan eski konumalarmn birini yaymladlar. Bu sefer de ehrin sokaklarnda a tleri greceimi, hibir eyin hibir zaman deimeyeceini hayattan renmi ihti289 yarlar e biliyordum ve yanlmadm: Baz baheli yaz sinemalar gsteri saatlerini ileriye almlard adar. Pamuk helva yapan satclarn boyadan pembelemi elleri de ayn renkti, rehberleriyle de olsa, gece sokaa kmaya cesaret edebilen Batl turistlerin beyaz yzleri de. Eski yer inde kaykm beni bekler buldum. Hatta ayn eyi sahte Paa iin de syleyebilirim. Suya a sonra onunla karlatk. Hava ilk geceki gibi durgundu, ama o belli belirsiz sis yoktu . Denizin karanlk aynasnda minareleri, ehrin klarn grebildiim kadar, gene ayn yerd kknn stndeki ykseltide, Paa'y da grebiliyordum; Gerekti. stelik o aydnlk geced n yapaca gibi o da bizi grmt. Kaymz, onun peinden Kasmpaa iskelesine sokuldu. Us tlamtm ki, askerden ok pavyon kabadaysna benzeyen adamlar zerime atlp kollarmdan y Ne iim vard burada, bu saatte? Sokaa kma yasann balamasna daha vakit olduunu syl ; Sirkeci'de otelde kalan zavall bir kylydm ben, kyme dnmeden nce son gece bir sandal zintisine kmtm. Paa'nn yasandan haberim yoktu... Ama korkak sandalc her eyi anlatt a bize yaklaan Bakan Paalarna. 'Sivil' kyafetler iinde de olsa, Paa daha ok bana benz rdu, ben de, daha ok bir kylye. Bizleri bir daha dinledikten sonra emretti: Sandalc gidebilirdi, ben onunla gelecektim. Limandan karken zrhl Chevrolet'nin arka koltuunda ben ve Bakan Paa yalnzdk. Ses geirmez bir camla -benim Chevrolet'mde olmayan bir ayrn tayrlm n koltukta oturan ve araba kadar sessiz ve farkedilmez ofrn varl yalnzl u.

"kimiz de yllardr bugn bekliyorduk!" dedi Paa benimkine hi benzemediini sandm bir en, beklediimi bilerek, sen beklediini bilmeden bekliyorduk. Ama ikimiz de bilmiyo rduk byle karlaacamz." Yar tutkulu, yar yorgun bir sesle, en sonunda hikyesini anl in heyecanndan ok, onu en sonunda bitirebilmenin huzuruyla anlatyordu. Harbiye'de a yn snftaymz. Ayn hocalardan birlikte ayn dersleri almz. Ayn souk k gecelerinde e eitimine kar, ayn scak yaz gnlerinde ta klamzn musluklarna suyun gelmesini birl , izin gnlerinde, ok sevdiimiz stanbul'a birlikte gezmeye karmz. O zaman anlam her olduu gibi gelieceini; tam imdi olduu gibi olmasa da. O zaman, matematik dersinden en iyi notu almak, at taliminde hedefi on ikiden vurmak, arkadalarmza kendimizi daha ok sevdirmek ve en iyi sicille snf birincisi olmak iin biz ikimiz giz bir mcadele verirk en anlam benim ondan daha baarl olacam ve rahmetli annenin durmu saatlerine bakarken ayda benim oturacam. Bunun gerekten bir 'gizli' mcadele olmas gerektiini hatrlattm o arbiye yllarnda ne herhangi bir snf arkadamla bir yarma iinde olduumu -sizlere de s gibi- ne de kendisini bir arkada olarak hatrlayabildiimi syledim. Hi armad. 'Gizli' emizi ' de farketmeyecek kadar benim kendime gvendiimi, kendi sn-fmdaki ya da teki sn rdaki rencilerden, temenlerden, hatta yzbalardan daha o zamandan, ok ok ileride oldu ildii iin, o bu mcadeleden ekilmi zaten; benim arkamda silik bir taklit, baarnn ikinc bir glgesi olmak istemiyormu nk: 'Gerek' olmak istiyormu; bir glge deil. O bunlar n, ben benimkine pek de benzemediini yava yava anladm Chevrolet'nin pencerelerinden st nbul'un tenhalaan sokaklarn seyrediyor ve arada bir gzlerimi iki koltuk arasnda ayn du rumda kprdamadan duran bacaklarmza ve dizlerimize eviriyordum. Rastlantnn hesaplarnda ir yeri olmadn syledi, daha sonra. Yoksul milletimizin, krk yl sonra bir diktatre dah oyun eeceini ve stanbul'u ona teslim edeceini ve bu diktatrn bizim yalarmzda bir ask acan o zaman tahmin etmek iin khin olmaya gerek yokmu: Bu askerin "ben" olacam sonucu rmak iin de. Bylece, daha Harbiye'deyken, basit bir akl yrtmeyle btn gelecei gzlerin belirmi: Ya benim Bakan Paa olacam, gelecein hayletimsi stanbul'unda herkes gibi ger kle siliklik arasnda, imdiki zamann kahredicili-iyle gemi ve gelecein haylleri arasn dip gelen yar hayletimsi bir glge olacakm ya da hi olmazsa, gerek olabilmenin 291 I ye i bir yolunu aramaya verecekmi btn hayatm. Bu yolu bulmak iin, ordudan atlacak kadar b , ama hapse dmeyecek kadar kk bir su ilediini, Harbiye komutannn kyafetine girerek leri tefti ederken yakalanmay baardn anlattnda, bu silik renciyi ilk defa hatrla dktan sonra, hemen ticarete girmi. "Bizim lkede zengin olmann en kolay ey olduunu herk es bilir!" dedi gururla. Buna karn bu kadar ok yoksulumuzun olmasnn nedeni ise, insan larmza btn hayatlar boyunca zengin olmann deil, yoksul olmanm re-tilmesiymi. Bir se ten sonra ekledi: Gerek olmay, ona bylece, ben retmiim! "Sen!" dedi kelimenin zerinde urarak, "Yllarca bekledikten sonra, benden daha da az gerek olduunu bu'akam aknlkla g ! Zavall kyl!" Uzun, ok uzun bir sessizlik oldu. Yaverimin gerek bir Kayseri kyls ky diye vnerek dzd elbiseler iinde, gln olmaktan ok, gerek d olduumu, hi de is r ryann paras haline getirildiimi hissediyordum. Ayn sessizlikte, bu ryann arabann p elerinden ar ekilmi bir film gibi akan karanlk stanbul grntleriyle kurulduunu da an sokaklar, kaldrmlar, kimsesiz alanlar: Yasak saatim gene gelmi, ehir sanki boalmt. Ma snf arkadamn bana gsterdii eyin, benim yarattm bu rya ehirden baka bir ey olma : ri servi aalarnn

altnda klerek bsbtn kaybolmu ahap evlerin arasndan, mezarlklarla iice geerek ry e gelmi kenar mahallelerden getik. Birbirleriyle bouan kpek srlerine terkedilmi parke ph yokulardan indik, sokak lambalarnn aydnlatmaktan ok, karatt sert yokulardan kt baka bir yerde gremeyeceimi sandm kr emeli, ykk duvarl, krk bacal hayalet sok karanln iinde masal devleri gibi uyuklayan camileri tuhaf bir korkuyla seyrederken, yalnz saraymda deil, btn stanbul'da zamann durduuna beni inandran, havuzlar kurumu eri unutulmu ve saatleri durmu meydanlardan geerken, taklidimin nerek anlatt ticari da, iinde bulunduumuz duruma uygun diye anlatt hikyeleri de (Karsn yla yakalaya ikayesiyle Harun Resifin Binbir Gece'nin bi292 rinde kaybolduu hikaye) dinlemiyor dum. Benim ve senin soyadn tayan cadde, sabaha doru, br btn caddeler, sokaklar ve al gibi, gereklikten ok bir ryann uzantsyd. Mevlna'nn "resim yarmas hikyesi" dedi rdu ki, sabaha doru bu kendini beenmi adamn brakldn aklayan bildiriyi, sana orada rmzn perde arkasn sorduklar o bildiriyi kaleme alp radyolardan yaynlattm. Uykusuz ge sonra, yatamda uyumaya alrken gece bo alanlarn dolacan, durmu saatlerin kprday kahvelerde, kprlerde, sinema kaplarnda hayaletlerden ve ryalardan daha gerek bir haya t balayacan hayl ettim. Hayllerim ne kadar gerekleti de stanbul benim gerek olabile haritaya dnt, bilemem, ama zgrln, her zamanki gibi, ryalardan ok, dmanlarma il erlerimden anlyorum. Gene ayhanelerde, otel odalarnda, kpr altlarnda toplamp aleyhimiz e dmenler evirmeye balamlar; imdiden frsatlar geceyarlar saray duvarlarn anlam arla dolduruyorlarm; ama nemli deil bunlar: Artk padiahlarn kyafet deitirip halk ar ler ok geride, yalnzca kitaplarda kald. Geenlerde bu kitaplarn birinde, Hammer'in 'Os manl Tari-hi'nde, Yavuz Sultan Selim'in ehzadeliinde Tebriz'e gidip kyafet deitirdiini okudum. Gayet gzel satran oynad iin hreti yaylm, satran merakls ah smail tara eki bu gen saraya oyuna arlm. Uzun sren bir oyundan sonra Yavuz onu yenmi. Kendisini en adamn bir dervi deil, aldran seferinde Tebriz'i elinden alacak Osmanl mparatoru Yav z Sultan Selim olduunu ah smail yllar sonra anladnda, oynadklar oyunun hamlelerini h , diye dndm. Marur taklidim, oyunumuzun btn hamlelerini hatrlyordur. Ayrca, 'King a ' adl satran dergisinin abonesi bitmi olmal, yollamyorlar artk; sefarete senin hesabna para yolluyorum ki yenile. 293 DOKUZUNCU BLM KEF-L ESRAR "Yznn metnini erhider okunan si-u bb" Niyazi-i Msri 'Esrar- Huruf ve Esrarn Kayb'nm nc blmn okumaya balamada ine koyu bir kahve hazrlad. Uykusunu aar diye helaya gidip souk suyla yzn ykad, ama ni tuttu ve aynada yzne bakmad hi. Kahve fincamyla Cell'in alma masasna otururken, u amandr zm bekleyen bir matematik problemim zmeye hazrlanan bir lise rencisi gibi hev di. F.M.nc'ye gre, btn Dou'yu kurtaracak bir Mehdi'-nin zuhurunun Anadolu'dan, Trk t n beklendii gnlerde, Trke'nin 1928'den sonra dile geldii yirmi dokuz Latin harfinin i nsan yzndeki hatlarla temellendirilmesi, kaybolan esrarn yeniden kefi iin atlacak ilk admd. Bylece, unutulmu Huruf risalelerinden, Bektai nefeslerinden, Anadolu halk resiml erinden, su katlmam Huruf kylerindeki hayletimsi kalntlardan, tekke duvarlarna, paa arna izilmi figrlerden, binlerce hat levhasndan yola karak Arapa ve Farsa'dan Trke srasnda baz seslerin hangi 'deerlere' uradn rnekleriyle gstermi, sonra bu harfle baz kiilerin fotoraflarnda insan korkutan bir kesinlikle bulup iaretlemiti. Yazarn y ndeki kesin ve apak anlam okuyabilmek iin zerlerinde Latin harflerini grmeye bile gere k olmadn belirttii bu

kiilerin resimlerine bakarken Galip, Cell'in dolabndan kard fotoraflara bakarken his rpertiyi duydu. Altlarnda Fazlal-lah, iki halifesi, 'minyatrden kopye edilmi Mevlna portresi', 'O-limpiyat madalyal greimiz Hamit Kaplan' olduu yazl kt klieli fotoraf l sayfalan evirdikten sonra Cell'in 1950'lerin sonunda ekilmi bir fotorafyla yz yze ce korktu. brlerine yapld gibi, bu fotorafn zerine de, nasl yerle294 tirilip izil arla gsterilen baz harfler iaretlenmiti. Ce-ll'in otuzbe yalarnda ekilmi bu fotora burunda U harfini, gzlerin kenarnda Z harflerini ve yzn btnnde yan yatm bir H harfin alip hzla evirdii birka sayfadan sonra bu diziye Huruf eyhlerinin, nl imamlarn lp bir gezindikten sonra geri dnenlerin, Greta Garbo, Humphrey Bogart, Edward G.Rob inson ve Bette Davis gibi 'yzleri derin anlaml' Amerikan yldzlarnn, nl celltlarn ve genliinde maceralarn anlatt baz Beyolu haydutlarnn resim ve fotoraflarnn eklen erinde iaretleyerek temellendirdii her harfin iki anlam olduunu sylyordu yazar daha so nra: Yazdaki dz anlamla, yzden retilen gizli anlam. Her harfin bir kavrama iaret eden gizli bir anlam olduunu kabul ettiimize gre, diye akl yrtyordu daha sonra F.M.nc, den yaplm her kelimenin bir ikinci ve gizli anlam olmas da arttr. Ayn ekilde cmlele ragraflarn, ksaca btn yazlarn ikinci ve gizli anlamlan vard. Ama bu anlamlarn da en s nda gene baka cmlelerle, kelimelerle, yani harflerle yazld dnlrse, ikinci anlamdan rakinden daha sonrakinin 'yorumla' kefedilecei snrsz bir gizli anlamlar dizisi ortaya kyordu. Biri tekine, teki brne alarak bir ehri saran saysz sokaklarn ana ben er biri baka bir yze benzeyen haritalara. Demek ki esrar kendi bildi-ince ve elindek i cetvelle zmeye girien okurun, haritann sokaklarnda yrdke esrar kefeden, ama esra daha da yaylan ve yayldka da esrarn kendi yrd sokaklarda, setii yollarda, kt uluk ve hayatnda bulan yolcudan hibir fark yoktu. te, beklenilen Kurtarc, 'O' ya da Me di, okuyucularn, mutsuzlarn, hikye merakllarnn esrarn derinliklerine gmldke kaybol noktada 'zuhur' edecekti. Hayatn ve yaznn ortasnda, haritalarla yzlerin kesitii noktad , ehrin ve iaretlerin iinde Mehdi'den gereken iareti alan yolcu (tpk tasavvuf yolcusu gibi) elindeki harf anahtarlar ve ifrelerle yolunu bulmaya balayacakt. Tpk sokaklardak i, caddelerdeki iaret levhalaryla yolunu bulan yolcu gibi, diyordu F.M.nc, ocuksu bir evinle. Demek ki, sorun Mehdi'nin koyaca isaret295 leri hayatn ve yaznn iinde grebilm orunuydu. F.M.nc'ye gre bu sorunu zmek iin bizim bugnden kendimizi onun yerine koyma un nasl hareket edeceini ngrmemiz gerekiyordu: Yani, bir satran oyuncusu gibi gelecek hamleleri tahmin etmeliydik. Bu tahmini birlikte yapmak istediini syledii okuyucus undan, her zaman her durumda geni bir okuyucu kitlesine seslenebilecek bir kiiyi gz lerinin nnde canlandrmalarn rica ediyordu. "Szgelimi," diyordu hemen arkasndan, "bir k azarn dnelim." Her gn vapurlarda, otobslerde, dolmularda, kahve kelerinde ve berber a, yurdun drt bir yannda yzbinlerce kii tarafndan okunan bir ke yazar, Mchdi'nin yol rici gizli iaretlerini yayabilecek kiiye iyi bir rnekti. Esrar bilmeyenler iin bu ke y zarnn yazlarnn yalnzca tek bir anlam olacakt. Grnen dz anlam. Meh-di'yi bekleyenl en, formllerden haberli olanlar ise, harflerin ikinci anlamlarndan yola karak gizli anlam da okuyabileceklerdi. Szgelimi, Mehdi, "Kendimi dardan seyrederken dnyordum bu ." diye bir cmle koyarsa yazsnn iine, sradan okurlar bunun grnen anlamnn tuhaflm n esrarndan haberli olanlar, bu cmlenin bekledikleri zel tebli olduunu hemen anlayaca klar ve ellerindeki ifrelerle kendilerini yeni, yepyeni bir hayata ve yolculua karac ak servene atlacaklard.

nc blm bal, 'Kef-l Esrarla, demek ki, yalnzca, kaybolarak Dou'yu Bat nnde k yeniden kefedilmesi deil, Mehdi'nin yazlar iine gizledii bu cmlelerin bulunmas da anl rdu. F.M.nc, daha sonra Edgar Allen Poe'nun 'Gizli Yazlar zerine Bir ki Sz' adl maka de nerilen ifre formllerini tartarak gzden geirmi, bunlardan sras deitirilmi alf Hallac- Mansur'un ifreli mektuplarnda kulland ve Mehdi'nin yazlarnda kullanaca yn akn dtn belirtmi ve birdenbire kitabn son satrlarnda u nemli sonucu ilan etmiti formllerin balang noktas, her yolcunun kendi yznde okuyaca harflerdi. Yola kmak i eni lemi kurmak isteyen herkes, yzndeki harfleri grmeliydi nce. Okuyucunun elinde tut tuu bu alakgnll kitap, harf296 lerin her kiinin yznde nasl bulunacana bir rehberdi ulaacak ifrelere ve formllere ise yalnzca bir giri yaplmt. Bunlar yazlarn iine y bii ki yaknda bir gne gibi ykselecek Mehdi'nin ii olacakt. Galip, 'gne' kelimesiyle M a'nn ldrlen sevgilisi ems'in adnn da iaret edildiini anlad zaman, bitirdii kitab naya bakmak iin helaya yryordu. Belli belirsiz aklnda ldayan dnce, imdi ak seik deki anlam Cell oktan okumutur!" ocukluunda, ilk genliinde bir su iledii, bir bak duu, bir esrara bulatna inand zaman hissettii ve her eyin olup bittiine ve olup bi artk dzeltilemeyeceine ilikin bir felket duygusu vard iinde. "Artk baka birisi oldum " diye dnd Galip, hem oyun oynayan bir ocuk gibi, hem de geri dn olmayan bir yola i dnmt bunu. Saat oniki geiyordu; apartmanda, ehirde ancak bu saatlerde duyulabil ci sessizlik vard; sessizlikten ok bir sessizlik duygusu, nk belki yaknlardaki bir kaz an dairesinden, belki de ta uzaktaki byk bir geminin jeneratrnden gelen belli belirs iz bir vnlamay kulaklarnn iinde bir sz gibi iitebiliyordu. Vaktin oktan geldiine ka miti, ama gene de harekete gemeden nce kendini biraz daha tuttu. gndr unutmaya alt klna: Yeni bir yazsn yollamamsa eer, yarndan balayarak CelPin gazetedeki kesi bo rdr bir kere olsun yazsz kalmam o keyi bo olarak dnmek istemedi: Sanki yeni bir ya ile Cell, ehrin iinde gizli bir yerde aralarnda glp konuarak Galip'i artk beklemey di. Dolabn iinden geliigzel ektii eski ke yazlarndan birini okurken "Ben de yazabil nu!" diye dnd. Elinde bir reete varl artk: Hayr, gn nce, gazetede, yal ke ya i bu, baka bir eydi: "Btn yazlarn, her eyini biliyorum, okudum, okudum." Son kelimeyi redeyse yksek sesle mnldanmt. Dolaptan geliigzel ektii baka bir ke yazsn okuyo a denemezdi buna; kelimeleri iinden seslendirerek yaznn zerinden geiyordu, ama akl baz an kelimelerin, harflerin karmaya alt ikinci anlamlarna taklyor, ounlukla da oku daha ok yaklatn hissediyordu. nk bir bakasnn belleini ar ar edinmekten baka karsna geip yznn zerindeki harfleri okumak iin hazrd artk. Helaya girip aynada y n sonra her ey ok abuk oldu. ok sonra, aylar sonra gene bu evde, otuz yl ncesini kar ulmaz bir tutarllk ve sessizlikle taklit eden eyalar arasnda masaya yaz yazmak iin her oturuunda Galip, aynaya bakt o n sk sk hatrlayacak ve aklna hep ayn kelime gelece . Oysa bir oyun heyecanyla aynaya bakt ilk anda bu kelimenin artrabilecei korkuyu h miti. Bir boluk duygusu vard iinde ilk anda, bir unutkanlk, bir tepkisizlik. nk, ilk a, plak ampuln nda aynada grd yzne gazetelerde gre gre alt babakanlarn r gibi bakmt. Bir srr, gnlerdir peinden kotuu gizli bir oyunu zer gibi deil, giye ir paltoyu ya da sradan bir k sabahn benimser gibi bakmt kendi yzne; bir kader duyg sahiplendii eski bir emsiyeye grmeden bakar

gibi. "O zamanlar kendimle birlikte yaamaya o kadar alktm ki yzm farketmiyordum," diy ekti ok daha sonra. Ama ok srmemiti bu kaytszlk. Aynada grd yzne gnlerdir bakt deki yzlere bakar gibi bakabildii zaman, hemen harflerin glgelerini semeye balamt n ln hissettii ilk ey, kendi yzne st yazl bir kt parasna bakar gibi bakabilmes lere iaretler sunan bir levha gibi grebilmesiydi, ama ilk anda bunun zerinde de faz la durmamt, nk gzlerinin kalarnn arasnda bir kesinlikle beliren harfleri iyice se artk. ok gemeden harfler, Galip'e onlar daha nceden neden farkedeme-diini dndrtecek belirginlemitiler. Grdnn, fotoraflardaki yzlere iaretlenmi harflere fazlaca bakmak klanan bir yanlsama, bir gz alkanl, inanla oynanan yanlsama oyununun bir paras old i deildi, ama gzn aynadan kardktan sonra, aynaya yeniden her baknda, brakt yer : ocuk dergilerindeki bir bakta aacn dallar, bir bakta dallarn arasna gizlenmi hr lmece figrleri gibi bir gzkp bir kaybolmuyordu harfler; 298 1 orada Galip'in her sab ah dalgn dalgn tra ettii yzn topografyas iinde, gzlerin, kalarn, btn Hurufileri e-lif i yerletirdikleri burnun ve 'yz emberi' denilen yuvarlak yzeyin iindeydiler. Sa nki artk zor olan, harfleri okuyabilmek deil de okuyamamakt. Bunu yapmaya da almt Ga yznn zerindeki bu sinir bozucu maskeden kurtulabilmek iin, Hurufi resim ve edebiyatn g erdir elden geirirken ve dikkatle okurken, aklnn bir kesinde her zaman ihtiyatla hazr ettii o kmseyici dnceyi yardma arm, harfler ve yzlerle ilgili her eyi gln, eciliini harekete geirmek istemiti, ama yznn hatlar ve kvrmlar artk o kadar ak s baz harflere iaret ediyordu ki, aynann karsndan ekilememiti. Sonralar 'dehet' diyec ya bu srada kapld. Ama her ey o kadar abuk olmu, yznn zerindeki harfleri ve harfler ettii kelimeyi o kadar abuk grmt ki, sonralar yz, zerinde iaretler duran bir mask yoksa bu harflerin iaret ettii anlamn korkunluundan m, dehete kapldn ak seik Galip'in yllardr bilip de unutmak istedii, hatrlayp da hatrlamadn sand, renip erei, sonralar kaleme almak istedii zaman, bambaka kelimelerle hatrlayabilecei bir esr r gsteriyordu. Ama onlar hibir pheye yer brakmayacak bir kesinlikte yznde okur okuma r eyin basit ve anlalr olduunu da dnmt; grd eyi bildiini, armamas gerekt het' diyecei ey bu basit ve ak gerein artclyd; akln olaanst bir ldamay y fincann inanlmayacak bir nesne gibi alglayabildii zamanlarda gzn ayn fincan eskide uu gibi grebilmesindeki rktc yan gibi. Yznn zerindeki harflerin iaret ettii eyin deil, gerek olduuna karar verince Galip, aynann karsndan ekilip koridora kt. Sonra diyecei eyin suratnn bir maskeye, bir bakasnn yzne, bir iaret levhasna dnmesin nn gsterdii eyle ilgili olduunu sezmiti artk. nk en sonunda gzel oyunun kurallarn in yznde vard bu harfler. O kadar emindi ki bundan, bir avuntu ola299 rak bile grebi lirdi bunu, ama koridordaki dolabn raflarna bakarken, iinde yle derin bir ac ykseldi, Rya'y ve Cell'i yle bir zledi ki, ayakta durmakta glk ekti. Sanki gvdesi ve ruhu ke ilemedii gnah laryla brakp gidiyordu; sanki btn belleinde yalnzca yenilgi ve ykm ki herkesin unutmak isteyip mutlulukla unuttuu bir tarihin ve esrarn btn keder ve ans kendi belleine ve omuzlarna kalmt. Daha sonralar, aynaya baktktan sonra be dakika abuk olmutu her ey- neler yaptn her hatrlamak isteyiinde, koridordaki dolapla apart ralna bakan pencereler arasnda geirdii o dakikay

hatrlayacakt: 'Dehet'in iine girdikten sonra, nefes almakta glk ekerken, karanlkta b dan uzaklamak isterken, alnndan souk ter damlacklar birikirken. Bir an yeniden aynann karsna geip bir yarann zerini kaplayan kabuu kazr gibi yznn zerindeki o ince mask ileceini hayl etti, altndan kacak yzn zerindeki harfleri, tpk o alelade sokaklarda, duvar ilanlarnda, plastik torbalarda grp de okumad harfler ve iaretler gibi okumayaca ordu. Acy unutmak iin, dolaptan ekip kard bir yazy okumay denedi, ama artk biliy Cell'in yazd her eyi kendi yazm gibi biliyordu. Sonralar sk sk yapaca gibi, kr o bebeklerinin yerini mermerden deliklerin, aznn yerini bir frn aznn, burnunun yerini p anm cvata deliklerinin aldn hayl etti. Yzn her dnnde gzlerinin nnde belir endisinin de greceini bildiini btn bu oyuna birlikte girdiklerini anlyordu, ama bunlar o ilk dakikada ak seik dnp dnmediinden sonralar o kadar emin de olamayacakt. Al yamyormu, nefes almakta glk ekiyormu gibiydi; boazndan denetleyemedii bir ac inley ndiliinden pencerenin kulpuna uzand; oraya bakmak istiyordu, apartman aralna, 'karanlk ' denen o yere, bir zamanlar kuyunun olduu yere. Kim olduunu bilemedii birisini tak lit ettiini hissetti, bir ocuk gibi. Pencereyi am, gvdesini karanla uzatm, dirsckle ervaza yaslanrken yzn apartman aralnn o dipsiz kuyusuna uzatmt: Pis bir koku geliy an, yarm yzyl gekin bir 300 zamandan beri biriken gvercin pisliklerinin, atlm teber partman kirinin, ehir dumanlarnn, amurun, ziftin, umutsuzluun kokusu. Unutmak istedik leri eyleri buraya atarlard. Boluun geri dnlmez karanlna, apartmanda bir zamanlar ya rn hafzalarnda artk tortusu bile kalmam o anlarn iine, Cell'in yllarca sabrla rd yu ve esrar ve korku motifleriyle bezedii bu karanln iine atlamak geliyordu iinden, am a bir sarho gibi hatrlamaya alarak yalnzca karanla bakt. Rya'yla bu apartmanda gei cukluk yllarnn anlar bu kokuyla yakndan ilgiliydi, bir zamanlar kendisi olan o saf ocu da, iyi niyetli delikanl, karsyla mutlu olan koca, esrarn kenarnda yaayan sade vatand a da bu kokudan yaplmt. Cell ve Rya ile birlikte olma istei, iinde yle bir ykseldi geti iinden; sanki gvdesinin yars bir ryada olaca gibi gsterile gsterile kendisind rlp uzak ve karanlk bir yere gtrlyordu da, ancak sesini soluunu ykseltip barrsa b bilirdi. Ama yalnzca souk k gecesinin ve karn nemli souunu yznde hissederek dipsiz k bakt. Yzn karanln kr kuyusuna doru tuttuka iinde gnlerdir tek bana gezdirdii a lann anlaldn, daha sonralar yenilginin, sefaletin ve ykmn srr diyecei eyin ok ayrntlaryla hazrlayp bu tuzaa ektii kendi hayat gibi aa ktn hissediyordu. O reden yar beline kadar sarkp, aaya bir zamanlar dipsiz kuyunun olduu yere uzun uzun ba kt. Yznde, boynunda, alnnda sert souu iyice hissettikten ok sonra ieri ekildi, pence kapatt. Ondan sonras ak, anlalr ve aydnlkt. Ondan sonra, gn yana kadar yaptkla ladnda, yapt her eyi mantkl, gerekli ve yerinde bulacak ve onlar yaparken duyduu a likle de hatrlayacakt. Oturma odasna geip koltuklardan birine kendini brakp dinlendi. Cell'in masasnn zerine ekidzen verdi, ktlar, gazete kesiklerini, fotoraflar bir b , kutular da dolaptaki yerlerine geri koydu. Yalnz iki gndr bu evde kendi dattklarn daha nceden Cell'in de pasakllkla oraya buraya att teberiyi toplad, dolu kllkleri daklar fincanlar ykad, pencereleri hafife 301 ap evi havalandrd. Yzn ykad, kend hve daha hazrlad ve boaltp temizledii alma masasnn zerine Ce-ll'in eski ve ar R osunu yerletirip oturdu. Cell'in yllardr kulland dosya ktlar ekmecedeydi, karp e takt ve hemen yazmaya balad.

ki saate yakn bir sre masadan hi kalkmadan yazd. Her eyin yerli yerine oturduunu hisse erek, temiz ve bo kdn verdii bir heyecanla yazyordu. Daktilonun eski ve tandk bir m atarak hareket eden tularn vurduka, yazdklarn ok daha nceden bildiini ve dndn yavalamas, gerekli bir kelimeyi yerletirebilmek iin bir an dnmesi gerekiyordu belki, a a Cell'in dedii gibi, "zorlanmadan" ve cmlelerin ve dncelerin akna kendini brakarak u. lk yazya, "Aynaya baktm ve yzm okudum," szleriyle balad. kinciye "Ryamda en son dr olmak istediim kii olduumu grdm," diyerek ncye eski Beyolu hikyelerinden sz a ilkinden de kolayca ve daha da derin bir ac ve umutla yazd. Yazlarn Cell'in kesine tam istedii ve bekledii gibi yerleeceinden emindi. Ortaokul ve lise yllarnda okul defterle rinin son sayfalarnda binlerce kere taklit ettii Cell'in imzasyla yazy imzalad. Gn a, kenarlarna vurulan tenekelerin grlt-syle p kamyonu geerken Galip F.M.nc'nn ki n resmini inceledi. teki sayfalardaki silik ve soluk fotoraflardan birinin altnda k im olduu yazlmamt, kitabn yazarnn o olduunu dnd. F.M.nc'nn, eserinin basma kkatle okudu; 1962'deki baarsz askeri darbe giriimine bulatnda ka yanda olabilece d. Grevle Anadolu'ya ilk gittii zaman, demek ki temen rtbesindeyken, Hamit Kaplan'n ge nlik grelerini izleyebildiine gre, Cell'in yalarmda olmalyd. Galip, Harb Okulu yll 944, 45 ve 46 yllar mezunlarn tekrar tarad. 'Kef-l Esrar'daki kimlii belirsiz yzn g bilecek birka yzle karlat, ama kitaptaki fotorafta en belirgin zellik, kabak kafa, ge in fotoraflarnda subay kasketiyle rtlmt. Saat sekiz buukta Galip, zerinde paltosu, c nin i cebinde katlanm yaz, ie giden aceleci bir aile babas gibi hzla 302 ehrikalp nnn kapsndan kp kar kaldrma geti. Kimse grmemiti ya da gren arkasndan seslenm ydi; kaldrmlar kar, buz ve amurla kaplyd. ocukluunda her sabah dedeyi tra etmeye gel daha sonraki yllarda da Cell'le birlikte gittikleri Vens berberinin pasajna girip e n utaki dkkna, anahtarcya, Cell'in dairesinin anahtarn brakt. Kedeki gazeteciden M ld. Baz sabahlar Cell'in kahvalt ettii Sti Muhallebicisine girip kendine sahanda yumur a, kaymak, bal ve ay smarlad. Kahvaltsn ederken, Cell'in ke yazsn okurken, Rya'n if romanlarnn kahramanlarnn da, birok ipucu iine anlaml bir hikye yer-letirebildikle man, kendilerini imdi kendisinin hissettii gibi hissetmeleri gerektiini dnd. imdi esr ek anlaml bir anahtar bulduktan sonra, bu anahtarla yeni kaplar aacak dedektif gibi hissediyordu kendini. Cell'in gazetedeki yazs cumartesi gn Galip'in yedekler dosyasnd a grd son yazyd ve btn o yazlar gibi eskiden de yaymlanmt, ama Galip harflerin i e girimedi bile. Kahvaltsn ettikten sonra, dolmu kuyruunda beklerken bir zamanlar oldu kii ve o kiinin yakn zamana kadar yaad hayat geldi aklna: Sabahlar dolmuta gazete akam eve dnecei saati dnrd, evde, yatakta uyuyan karsn hayal ederdi. Gzlerinin k alar birikti. Dolmu Dolmabahe Saraynn nnden geerken, "Dnyann tepeden trnaa deit iin insann," diye dnd Galip, "kendisinin bir baka biri olduunu anlayvermesi demek ki iyormu." Dolmuun pencerelerinden seyrettii eskiden bildii stanbul deil, esrarn yeni a d ve sonralar zerine yazaca baka bir stanbul'du. Gazetede, yaz ileri mdr, 'serv oplantdayd. Galip, kapsn tklatp biraz bekledikten sonra Cell'in odasna girdi. erid erinde, eyalarla Galip'in son geliinden beri hibir deiiklik olmamt. Cell'in masasna acele acele ekmecelerini kartrd. Eski al kokteyli davetiyeleri, sol ve sa eitli ksiyonlardan yollanm bildiriler, geen geliinde grd gazete kesikleri, dmeler,

kravat, kol saati, bo mrekkep ieleri, illar ve geen geliinde dikkat etmedii kara 303 r... Kara gzlkleri gzne takp Cell'in odasndan kt. Yaz ilerinin geni odasna gird tiyar yazar Necati'yi masasnda alrken grd. Hemen yanbanda, geen geliinde magazin uu sandalye botu. Galip oraya geip oturdu. Bir sre sonra, "Hatrladnz m beni?" diye so ihtiyar adama. "Hatrladm! Siz de benim hafza bahemde bir ieksiniz," dedi Neati ban dan kaldrmadan. "Hafza bir bahedir, kimin szdr bu?" "Cell Salik'in." "Hayr Bottfolio' ," dedi ihtiyar ke yazar ban kaldrrken, "bn Zerhani'nin o klasik evirisinden. Cell dan her zamanki gibi yrtmtr. Sizin onun kara gzlklerini yrttnz gibi." "Gzlkler ip. "Demek ki insanlar gibi gzlkler de ift yaratlyor. Verin bakaym unu bana." Galip g eri karp verdi. htiyar bir an inceledikten sonra kara gzlkleri dikkatle gzne taknca n yazlarnda szn ettii 1950'lerin efsane haydutlarndan birine, Cadillac' ile kaybolan ino, kerhane ve pavyon patronuna benzedi. Esrarengiz bir glle Galip'e dnd. "Tevekkeli , arada bir dnyaya bir bakasnn gzlerinden bakabilmeyi bilmek gerek, demiler. Asl o zam n dnyann ve insanlarn esrarn kavramaya balarm insan. Anladnz m, kimin sz bu?" "F lip. "Hi ilgisi yok. O yalnzca budalann tekidir," dedi ihtiyar. "Bir zavall, gariban takmndan... Kimden iittin sen onun adn?" "Cell bana bu adn uzun yllar kulland tak an biri olduunu sylemiti." "Demek insan iyice bunaynca, yalnzca kendi gemiini ve yazl nkr etmekle kalmyor, bakalarn da kendisiymi gibi hatrlyor. Ama sanmam ki bizim akg ndimiz bu kadar bunasn. Bir hesab vardr, bile bile yalan sylemitir. F.M.nc, kanyla erekten yaam biridir. Yirmi be yl nce gazetemize bir sanak halinde okuyucu mektubu yo yan bir su304 bayd. Mektuplarn bir-ikisi ayp olmasn diye okuyucu stununda yaymlannca, anki kadrolu yazar gibi her gn fiyakayla gazeteye gelip gitmeye balad. Derken, aya bi rden kesildi, yirmi yl ortalkta gzkmedi. Bir hafta nce gene prl prl kabak kafasyla , gazeteye kadar beni grmeye gelmi, yazlarma hayran-m. Acklyd, almetlerin belirdii rdu." "Hangi almetler?" "Haydi, bilirsin bilirsin. Cell yoksa anlatmyor mu hi? Hani vakit tamam, almetler belirdi, haydi sokaa numaralar: Kyamet, ihtill, Dou'nun kurtuluu filan?" "nceki gn Cell'le bu konuda sizin kulanz nlattk." "Gizlendii yer neresiymi m." "erde yaz ilerinde toplandlar," dedi ihtiyar ke yazar. "Yeni yaz vermiyor diye a p nne koyacaklar senin Cell amcan. Syle ona, onun kesinde, ikinci sayfada yazmay ban cekler, ama reddedeceim." "nceki gn, 196O'l yllarn banda birlikte bulatnz o aske latrken, Cell de sizden hep sevgiyle szetti." "Yalan. Darbeye ihanet ettii iin benden de, hepimizden de nefret eder o," dedi ihtiyar ke yazar. Hi yadrgamad kara gzlkler tk eski Beyolu gangsterlerinden ok bir 'stad'a benzemiti. "Darbeyi satt. Tabii sana bu nlar byle anlatmam, her eyi kendisinin dzenlediini sylemitir, ama her zamanki gibi s Cell amcan, olaylara yalnzca baarya herkes inanmaya balaynca katld. Ondan nce, Anado drt bir yanna dalan o okuyucu alar kurulurken, piramitler, minareler, mason semboller i, tepegzler, esrarengiz pergeller, kertenkele resimleri, Seluklu kubbeleri, iaretl i Beyaz Rus banknotlar, kurt kafalar elden ele dolarken, Cell yalnzca artist resmi bir iktiren ocuklar gibi okuyucularnn resimlerini biriktiriyordu. Bir gn mankenler evi h ikyesini icat etti, baka bir gn karanlk gecelerde kendisini

dar sokaklarda izleyen bir 'gz'den szetmeye balad. Anladk ki o da aramza katlmak istiy r, raz olduk. Stunlarn davaya aar diyorduk, askerlerin bazlarn da belki o srkler di Ama ne srklemek! O sralarda etrafta bir sr meczup, anaforcu, senin F.M.nc cinsinden vard; ilk i, hemen 305 onlar kafakola ald. Sonra ifrelerinden, formllerinden, harf oy unlarndan yararland karanlk bir baka takmla iliki kurdu. Her birini yeni bir zafer ol k grd bu ilikilerinden sonra, bizlere gelir, ihtill gnnden sonra oturaca koltuk kon pazarlk ederdi. Pazarlk gcn artrmak iin, o sralar baz tarikat kalntlaryla, Mehdi' lerle ya da Fransa'da, Portekiz'de pinekleyen Osmanl ehzadelerinden haber aldklarn syl eyenlerle grtn ileri srd; hayli kiilerden sonralar bize gsterecei mektuplar ald ziyarete gelen paa ya da eyh torunlarnn kendisine srlarla dolu elyazmalar ve vasiyetl er braktklarn, geceyarlar tuhaf kiilerin gazeteye kendisini grmeye geldiklerini iddia ti. Hepsini kendi uydurmutu bu kiilerin. Ayn gnlerde, daha doru drst bir Franszcas o n bu adam, ihtillden sonra dileri bakan olaca sylentisini de yayd iin, bu balonla sndreyim dedim. O sralarda yazlarnda efsanevi bir karanlk adamn vasiyeti dedii birta ikyelerden szediyor, tarihimizle ilgili bilinmeyen bir gerei aa vuracak bir kumpasn p amberler, Mehdiler ve kyamet lakrdlaryla dolu zrvalarn kaleme alyordu. Oturdum bn Ze i'yi ve Bottfolio'yu da iin iine katarak kemde gerekleri gsteren bir yaz yazdm. Korka emen bizden koptu ve teki gruplara katld. Gen subaylarla daha sk ilikisi olan yeni dos larna, benim hayli dediim kiilerin yaadklarn kantlamak iin, geceleri kyafet deit nlarnn klna girdiini anlatrlar. Beyolu'nda bir gece bir sinemann kapsnda Mehdi ya ultan Mehmet olarak gzkm, filmin balamasn bekleyen akn kalabala, btn milletin k ayatlarn iine girmesi gerektiini vaaz ediyormu: Amerikan filmleri de yerli filmler k adar umutsuzmu; onlar artk taklit etme ansmz bile yokmu. Sinemadaki kalabal Yeila apmclar aleyhine kkrtmak, peinden srklemek istemi. Y.lm/ yazlarnda sk sk szn rdeki dkm .hap evlerde, stanbul'un amurlu sokaklarnda oturan 'sefil kuvtk burjuvalar , btn Trk milleti, imdi olduu gibi o sral.tKa da bir 'Kurtarc' bekliyordu. Askeri da lursa ekmein k u/layacana, gnahkarlar ikenceden geirilirse cennetin kaplarnn alac ki itenlik ve umutla inanyor306 I lard. Ama onun herkesi kendine balama merak yznden, llnden, darbeci takmlar birbirine dt, askeri darbe yatt, yola kan tanklar gece rad eil, gerisin geri klalarna gittiler. Sonu: Grdn gibi hl srnyoruz, Avrupallarda a bir oy veriyoruz ki, yabanc gazeteciler gelince artk onlara benzediimizi gnl rahatl syleyebile-lim. Bu demek deildir ki umutsuzuz ve hibir kurtulu yolu yok. Var bir ku rtulu yolu. ngiliz televizyoncular Cell Efendiyle, deil benimle konumak isteselerdi, onlara Dou'nun, daha onbin-lerce yl mutlulukla nasl Dou kalabileceinin srrn anlatrd p Bey olum, amcann olu Cell Bey sakat ve ackl bir insandr: Bizim kendimiz olabilmemiz n onun yapt gibi gardroplar-mzda peruklar, takma sakallar ve tarihi giysiler, tuhaf ky afetler saklamamza gerek yoktur hi. I. Mahmut her akam tebdil-i kyafet ederdi, ama n e giyerdi bilir misin? Padiah sarnn yerine bir fes, bir de baston; o kadar! yle Cell g bi her gece saatlerce makyaj yapmaya, farfaral tuhaf elbiseler ya da yrtk prtk dilenc i esvaplar edinmeye gerek yok hi. Bizim dnyamz bir btn dnyadr, paralanm bir dnya n iinde baka bir lem daha vardr, ama Batllarn dnyasnda olduu gibi grntlerin, dek ki gizli sakl bir dnya deildir ki bu, rtleri kaldrnca arkasndaki gerei zaferle gre m alakgnll lemimiz her yerdedir,, bir merkezi yoktur, haritalarda bulunmaz. Ama esrarm da budur ite bizim; nk bunu kavramak ok, ama ok zordur. ile gerektirir. Kendisinin es arn arad btn lem ve btn lemin de esrar arayan kendisi olduunu bilen ka

babayiidimiz var ki, soruyorum? Bu kemle erdii zaman ancak insan bir bakasnn yerine ge eyi, tebdil-i kyafeti hakeder. Cell amcanla paylatm tek bir duygu vardr: Ben de onun g bi, ne kendileri ne bir baka biri olabilen bizim o zavall film yldzlarmza acrm. stel yldzlarda kendilerini gren milletimize daha da ok acrm. Kurtulabilirdi bu millet, hat ta btn Dou, ama senin Cell amcan, amcann olu, onu kendi hrslar iin satt. imdi kend en korkarak, dolaplarda gizledii tuhaf kyafetleriyle birlikte btn bir milletten kayor. Niye sak-lanyormu?.." "Biliyorsunuz," dedi Galip, "her gn sokaklarda on onbe 307 si yasi cinayet ileniyor." "Siyasi deil, ruhani cinayet onlar. stelik sahte tarikatlar, sahte marksistler ve sahte faistler birbirine girdiyse Cell'e ne bunlardan. Kimse ilgilenmiyor bile artk onunla. Saklanarak lm kendi aryor ki, biz de onun vurulacak ka nemli biri olduuna inanalm. Demokrat Parti dneminde imdi rahmetli olan iyi, uslu ve korkak bir yazarmz vard; ilgi ekebilmek iin takma adla her gn basn savcsna kendini i eden mektup yazard ki hakknda bir dava alsn da dikkatleri eksin. Bu yetmiyormu gibi ih ar mektuplarn da bizlerin yazdn iddia ederdi. Anlyor musun? Cell Efendi de lkesiyle a olan gemiini de haf-zasyla birlikte kaybetti artk. Yeni yaz yazamamas bir rastlant r." "Beni buraya o yollad," dedi Galip. Ceketinin cebinden yazlar kard. "Yeni ke yaz zeteye brakmam istedi benden." "Ver bakaym." htiyar ke yazar gznden kara gzlklerin azy okurken Galip masann zerinde ak duran cildin Cha-teaubriant'm 'Mezar tesinden Anl m eski yaz bir evirisi olduunu grd. Yaz ilerinin alan kapsndan kan uzun boylu bi yazar iaret edip ard. "Cell Efendinin yeni yazlar," dedi ona. "Gene ayn hner merak yn..." "Aaya yollayalm, hemen dizdirsinler," dedi uzun boylu adam. "Biz de eski yazlar dan birini koyalm diyorduk." "Yeni yazlarn bir sre ben getireceim," dedi Galip. "Niye ortalkta yok?" dedi uzun boylu adam. "Bugnlerde arayan ok nk." "Geceleri ikisi birlikt tebdil-i kyafet ediyormu," dedi ihtiyar yazar, Galip'i burnuyla gstererek. Uzun bo ylu adam glmseyerek uzaklanca Galip'e dnd. "Hayletli arka sokaklara gidiyorsunuz deil , kirli ilere, tuhaf gizlerin, hortlaklarn, yz yirmi yllk llerin peinden ykk minare lere, viranelere, bo evlere, terkedilmi tekkelere, kalpazanlarla eroincilerin arasn a, tuhaf kyafetlerle, maskelerle, bu gzlklerle? Grmeyeli sen de ok deimisin nk Gal m. Yzn solmu, gzlerin 308 ukura kam, baka biri olmusun. stanbul geceleri bitmez... icdan azabndan uyku uyuyamayan bir hayalet... Efendim?" "Gzl alaym, gideyim efendim be n." 309 ONUNCU BLM KAHRAMANI BENMM "slpda ahsiyyet: Yaz yazmak, mutlaka yazlm yaz ekle balar. Bu tabii bir hldir. ocuklar da bakalarm takld ile sze balamazlar m?" Tah evlevi Aynaya baktm ve yzm okudum. Ayna sessiz bir denizdi, yzm de denizin yeil mrekk yle yazl soluk bir kt. "Canm, yzn kt gibi beyaz!" derdi annen, senin gzel annen, yengem, ben eskiden o kadar bo baktmda. Bo bakardm, nk yzmde yazl olandan bilmed o bakardm, nk seni braktm yerde bulamamaktan korkardm. Seni braktm yerde, eski sandalyeler, soluk lambalar, gazeteler, perdeler, sigaralar arasnda. Klar akam karan lk gibi erken gelirdi. Hava karard m, kaplar kapand m, lambalar yand m ben senin bizi apnn arkasnda oturduun keyi dnrdm: Kkken ayr katlarda, bykken ayn kapnn a , ayn damn ve bacamn altndaki akraba kzdan bahsettiimi anlayan okuyucu: Bunu okurken kendini benim yerime koy da iaretlerime dikkat

et; nk kendimden bahsettiimde biliyorum senden szettiimi ve senin hikyeni anlattmda biliyorsun kendi anlarm dile getirdiimi. Aynaya baktm ve yzm okudum. Yzm ryamda osetta tayd. Yzm kavuu dm bir mezar tayd. Yzm okuyucunun kendine bakt derid nden birlikte nefes alrdk: kimiz, sen ve ben; sigaralarmzn duman, senin yutar gibi oku uun romanlarla dolu oturma odasn doldururken; sndrlm mutfakta buzdolabnn moto erindeki lambamn bir kitap kapa rengindeki kartonundan tenin renginde bir k benim sulu parmaklanma ve senin Uzun bacaklarna derken. Okuduun kitaptaki becerikli ve kederli kahraman bendim; mermer talar, iri stunlar ve karanlk kayalar arasndan rehbe310 rim le birlikte yeraltndaki kpr kpr hayatn mahkumlarna koan ve yldzlarla kapl yedi kat lerinden kan yolcu bendim; uurumu aan kprnn teki ucundaki sevgilisine, "Ben senim!" d seslenen ve yazar onu kayrd iin sigara klln-deki zehir izlerini zen kl yutmaz d m... Sen sabrsz, sessizce sayfay evirirdin. Ak iin cinayetler iledim, atmla Frat Neh getim, piramitlere gmldm, kardinalleri ldrdm: "Canm, ne anlatyor o kitap yle?" Sen rkl ev kadn, ben akam o eve dnm kocaydm: "Hi." En son otobs, en bo otobs btn bo eerken koltuklarmz karlkl titrerdi. Sen elinde kapa kartondan kitap, ben elimde okuy zete, sorardm: "Kahraman ben olsam beni sever miydin?" "Samalama!" Gecenin acmasz ses sizlii diye yazard okuduun kitaplar, sessizliin acmaszl nedir bilirdim. Annesi hakl nk yzm hep beyaz kald: zerinde be harf. ri alfabe atnn zerinde at yazard, daim D bir dede. ki B bir baba. Franszca papa. Anne, amca, yenge akraba. Ne evresinde bi r ylan varm, ne de Kaf adnda bir da. Virgllerle koardm, noktalarla duraklar, nlemler ! Ne kadar artcyd kitaplarda, haritalarda dnya! Tommiks adl ranger Nevada'da yaard. s'n kahraman elik Bilek ite burada, Boston'da, Karaolan klcyla Orta Asya'da. Binbir s t, Konyak, Rodi, Yarasa. Alaaddin, ah Ala-addin, Teksas'n yz yirmi beincisi kt m? Du derdi elimizden dergileri kapp okuyan Babaanne, durun! O pis derginin says kmamsa, ben size bir hikye anlataym. Aznda sigara anlatrd. Biz ikimiz, senle ben, Kaf Da'na kar lmay koparr, fasulye srndan aaya iner, bacalardan girer, iz srerdik. Bizden sonra e zi Sherlock Holmes srerdi, sonra Pekos BilFin arkada Beyaz Ty, sonra da nce Memet'in dman Topal Ali. Okuyucu, ey okuyucu, sen de izliyor musun harflerimi? nk bilmiyormuum, hi haberim yokmu, ama yzm bir hari-taym. Sonra, diye sorardn sen, Babaannenin karsn ndalyeden, sonra Babaanne, yere demeyen bacaklarn sallarken, sonra? Sonra, ok sonra, yllar sonra, ben senin akam iten dnen yorgun kocan olduumda, antamdan Alaaddin'den ye ni aldm 311 dergiyi kardmda, <ucn o dergiyi kapp ayn sandalyeye oturduunda, bacakl - gene ayn kararllkla sallardn: Ben ayn bo bakla bakar, kendi kendime korkuyla sorard e var aklnda? Akln bana yasak o gizli bahesindeki gizli esrar ne? Senin omuzunun zer inden, uzun salarnn dkld yerden, renkli resimli dergiden, bacaklarn sallatan srr, deki o esrar zmeye alrdm: New York'ta gkdelenler, Paris'te atlan fiekler, yakkl rarl milyonerler. (Sayfay evir.) Yzme havuzlu uaklar, pembe kravatl sper-star-lar, evr nsel dehalar ve en yeni bildiriler. (Sayfay evir.) Hollywood'da gen yldzlar, bakaldran rkclar, uluslararas prensler ve prensesler. (Sayfay evir.) Yerli bir haber: ki airle irmen, okumann faydalar zerine syletiler. Ben esrar hl zememi olurdum, ama sen, da sayfadan ve saatten ve gece ge vakit a kpek srleri kapnn nnden getikten sonra, bilm itirmi olurdun. Smerlerde salk tanras: Bo; talya'da bir ova: Po; bir cetvel tr: Te; ta: Re; aadan yukarya akan rmak: Alfabe; harflerin ovasnda olmayan da: Kaf; sihirli ke ime: Dinle; akln tiyatrosu: Rya; yanda resmi grlen yakkl kahraman: Sen hep bilirsin, hi karamam. Gecenin

sessizliinde, ban dergiden kaldrdnda, yznn yars aydnlkta, yans karanlk ayna, zdm, bana m, bilmecenin ortasndaki yakkl ve nl kahramana m: "Acaba salarm m kes en, .gene bo, bombo bakardm ey okuyucu! Hibir zaman inandiramadim seni kahramansz bir dnyaya neden inandma. Hibir zaman inandiramadim seni o kahramanlar uyduran zavall yaz rlarn neden kahraman olmadklarna. Hibir zaman inandiramadim seni o dergilerde resiml eri kanlarn bizden baka bir soydan olduuna. Hibir zaman inandiramadim seni sradan bir ayata raz olman gerektiine. Hibir zaman inandiramadim seni, o sradan havatta benim d e bir yerim olmas gerektiine. 312 ON BRNC BLM KARDEM BENM Isak Dinesen Gznde kara lliyet binasndan ktktan sonra Galip yazhanesine doru deil, Kapahar'ya doru yrd. tan dkknlar arasndan ilerlerken, Nuruosmaniye Camii'nin avlusundan geerken uykusuzluu nu birdenbire yle hissetti ki, btn stanbul ona bambaka bir ehir olarak gzkt. Kapal grd deri antalar, lletandan pipolar ve kahve deirmenleri, insanlarn iinde binlerce a yasaya kendilerine benzettikleri bir ehrin nesnelerini deil, milyonlarca kiinin g eici olarak srgn edildii anlalmaz bir lkenin korkutucu iaretlerini artryordu. " diye dnd Galip, Kapalar'nn darmadank sokaklarnda kaybolurken, "yzmdeki harfler artk bsbtn kendim olacama iyimserlikle inanabilmem." Terlikiler Sokana girdiinde d hir deil, kendisi olduuna inanmak zereydi, ama yzndeki harfleri okuduktan sonra ehrin esrarn anladna yle karar vermiti ki, bu doru olamazd. Bir halc dkknnn vitrinin gelen bir drtyle, sergilenen hallar daha nceden grdn, kendi amurlu ayakkablar v leriyle yllarca onlara bastn, kap nnde kahvesini ierek pheyle kendisine bakan dikk yi tandn, dkknn kk ktlklar ve kk kazklanmalarla dolu tarihini ve toz k ldiini dnd. Ayn eyi, kuyumcu, antikac ve ayakkabc vitrinlerine bakarken de dnd. okak daha deitirdikten sonra, bakr ibriklerden kefeli terazilere kadar Kapalar'da sat btn eyay bildiini, mteri bekleyen btn tezghtarlar, sokaklarda yryen btn insan bul tandkt; ehrin Galip'ten gizli hibir esrar yoktu. Bu duygunun verdii huzurla sokakl rda ryada gezinir gibi yrd. Vitrinlerde grd vrzvr, sokaklarda karlat yzler ryalarndaki gibi artc, hem de hep birlikte grltyle yenen bir aile yemeindeki gibi uzur verici geldi. Il l kuyumcu vitrinlerinin nnden geerken, bu huzurun, yznn zer okuduu harflerin iaret ettii srla ilgili olduu aklna geliyordu, ama harfleri okudukta n sonra, gemiinde brakt o ackl ve talihsiz kiiyi dnmek istemiyordu hi. Dnyay e varsa, o da, insann kendi iinde barndrd, ikiz kardei gibi birlikte yaad bir ikinc lyd. siz tezghtarlarn kap nnde pinekledii Kavaflar Sokan getikten sonra kk n parlak renkli stanbul kartpostallarnda Galip ehir manzaralarn grnce iindeki o kiiy n arkada braktna karar verdi: Kartpostallar o kadar tandk, o kadar bayat ve basmakalp anbul grntleriyle doluydu ki, Galata Kprsne yanaan ehir Hatlar vapurlarnn, Topkap larnn, Kz Kulesinin, Boaz Kprsnn tandk ve baya grntlerine bakarken ehrin kend rar olamazm gibi geldi Galip'e. Ama, cam yeili vitrinleri birbirini yanstan Be-desten 'in dar sokaklarna girer girmez bu duygu kayboldu. "Birisi beni takip ediyor," di ye dnd korkuyla. evrede dikkatini ekebilecek pheli birisi yoktu, ama ar ar yakla z bir felket gibi duygu Galip'i hemen sard. Hzla yrd.

Kalpaklar Caddesine varnca saa sapt, cadde boyunca yryp ardan kt. Sahaflar ar geecekti, ama Elif Kitabevinin nndeyken dkknn yllardr olaan karlad ad Galip'e olarak gzkt. artc olan ey, Hurufilere gre btn harflerin ve bylece btn lemin n ve Allah'n adnn ilk harfi 'elifin dkknn ad olmas deil, kitap dkknnn stne e Latin harfleriyle yazlmasyd. Bunu bir iaret deil, sradan bir olgu gibi grmek isterken Galip'in gz eyh Muammer Efendi'nin dkknna takld. Bir zamanlar kenar mahallelerdeki a e yoksul dul314 larla ackl ve milyarder Amerikallarn dadand Zamani eyhinin kitap d lmas, eyh efendinin soukta evden kmak istemedii ya da ld gibi sradan bir gerein hrin iinde hl gizlenen bir esrarn iareti olarak gzkt. "Hl gryorsam ehrin iinde iye dnd, eski kitaplarn kap nlerine braktklar yn yn eviri polisiye romanla yrrken, "yzmdeki harflerin bana rettii eyi renememiim demektir." Ama bu deildi n ni aklna her getiriinde, admlar kendiliinden hzlanyor, ehir de bildik tandk iaretl nelerle kaynaan huzurlu bir keden, bilinmeyen tehlikeler ve gizlerle kaynaan korkulu bir leme dnyordu. Galip, hzl, daha hzl yrrse ancak peindeki glgeyi arkada brak rsuzluk veren esrar duygusunu unutabileceini anlad. Beyazt Meydanndan hzla adrclar Ca sine girdi, oradan, adn sevdii iin Semaver Sokaa sapt, ona paralel Nargile-ci Sokaktan aa Halic'e doru indi ve Havanc Sokaktan dnp yeniden yoku yukar kt. Plastik atly , bakrc dkknlar, anahtarclar grd. "Demek ki yeni hayatma balarken ilk nce bu dkk mm," diye dnd bir ocuk saflyla. Kovalar, leenler, boncuklar, parlak elbise pullan asker kyafetleri satan dkknlar grd. Bir hedef olarak ald Beyazt Kulesine doru yrd risin geri dnd, kamyonlar, portakal satclar, at arabalar, eski buzdolaplar, hamal arab lar, p ynlar ve niversitenin duvarlarna yazlm siyasal sloganlar arasndan Sleyma dar kt. Caminin avlusuna girdi, servi aalarnn altndan yryp ayakkablar amur iin tarafndan sokaa kt, birbirlerine yaslanan boyasz ahap evler arasndan yrd. Yknt in birinci kat pencerelerinden dar kan soba borularnn kr namlular gibi ya da paslanm koplar gibi ya da korkun top azlan gibi sokaa uzand geliyordu aklna, ama hibir eyi ey ile ilikilendirmemek iin 'gibi' kelimesini aklna bile getirmek istemiyordu. Deli kanl Sokaktan kmak iin sapt Cce emesi Sokann da adnn aklna takldn, bir i arke kapl sokaklarn, iaretlerin tuzaklaryla kaynat315 gna karar vererek asfalta, ehza a Caddesine kt. Simitiler, ay ien minibs ofrleri ve ellerinde lahmacunlar, sinema ere bakan niversite rencileri grd: film birden. Filmlerin ikisi Bruce Lee'nin oynad e filmiydi, ncsnn yrtk afilerinde ve soluk resimlerinde Seluklu ubeyi Cneyt Arkn kleri dvyor, kadnlarla yatyordu. Film oyuncularnn lobi fotoraflarndaki turuncu yzler aha fazla bakarsa sanki kr olacakm gibi korkup uzaklat. ehzade Camiinin yanndan geerk aklna taklan ehzadenin hikyesini dnmemeye alt. Ama hl esrarl iaretlerle kayna r paslanm trafik iaretleriyle, arpk urpuk duvar yazlaryla, kirli lokantalarn ve ote pleksiglas panolaryla, 'Arabesk' denen arkclarn ve deterjan irketlerinin afileriyle. B bir g harcayp iaretlere akln takmamay basarsa bile, Bozdoan Kemeri boyunca yrrken, filmlerden kma kzl sakall Bizans papazlarn hayl ediyor ya da Vefa Bozacsnn yannd yllar nce bir bayram akam, itii likrlerle sarho olan Melih Amcann tuttuu taksilerle yi buraya boza imeye getirdiini

hatrlyor ve bu hayller de hemen gemiinde kalm bir esrarn iaretlen oluyordu. Atatrk oarak geerken, hzl, daha da hzl yrrse ehrin kendisine sunduu iaretleri, resimleri ri grmek istedii gibi, bir esrarn paras olarak deil, olduklar gibi greceine bir kere karar verdi. Hzla Tezghlar Sokana girdi, Keserciler Sokana geti ve uzun bir sre so arna bakmadan yrd. Ahap evler arasna bitiik nizam yaplm, balkon demirleri paslanm lar, uzun burunlu 1950 model kamyonlar, ocuklarn oynad araba tekerlekleri, erilmi elek rik direkleri, kazlp braklm kaldrmlar, p tenekelerini kartran kediler, pencerele bartl ihtiyar kadnlar, seyyar yourtular^ lmclar, yorganclar grd. Halclar Cad esine doru inerken birden sola dnd, iki kere kaldrm deitirdi ve bir bakkalda ayran ie n 'takip edilme' dncesini Rya'nn okuduu polisiye romanlardan rendiini dnd, ama a deki anlalmaz esrar karamad gibi bu dnceyi de kolayca kara316 T mayacan biliy Sokana sapt, ilk sapakta yeniden sola dnd, Okumu Adam Sokandayken koar adm yrmeye fik klar yanarken, minibsler arasndan koar adm Fevzi Paa caddesini geti. Sonra gird slanhane Soka olduunu levhadan anlaynca, bir an dehete kapld: Drt gn nce Galata Kp yrrken varln hissettii o gizli el, kendisi iin stanbul'un iine iaretler yerletir rln bildii esrar daha ok uzakta olmaly-". di. Kalabalk ardan, istavritler, vanosla lar satan balk dkknlarnn nnden geerek btn sokaklarn ald Fatih Camii avlusun secikler yoktu: Tek bana karda bir karga gibi yryen kara sakall, kara paltolu bir ada mdan baka. Kk mezarlk da botu. Fatih Trbesinin kaps kilitliydi; pencerelerden ieriy ken Galip, ehrin uultusunu dinledi. ardan gelen satclarn grlts, araba kornalar, kulun bahesinden gelen ocuk sesleri, eki sesleri, motor sesleri, avludaki aalara dolum serelerin, kargalarn barlar, geen minibslerin, motosikletlerin grlts, yaknlarda pencerelerin, kaplarn, inaatlarn, evlerin, sokaklarn, aalarn, parklarn, denizin, vap , mahallelerin, btn ehrin uultusu. Galip'in tozlu camlar arasndan sandukasn seyrederke yerinde olmak istedii adam, Fatih Mehmet, Galip'in doumundan be yz yl nce fethettii b ehrin esrarn, eline geen Hurufi risalelerinin yardmyla sezmi, her kapnn, her bacan sokan, her kprnn, her kemerin, her nar aacnn kendisinden baka bir eyin iareti ol eye girimiti. "Hurufi risaleleri ve Hurufiler bir kumpas sonucu yaklmasa-lard eer," d iye dnd Galip, Hattat zzet Sokandan Zeyrek'e doru yrrken, "ve ehrin esrarna erie h, fethettii Bizans sokaklarnda yrrken, ykk duvarlara, yzyllk nar aalarna, tozl arsalara benim gibi bakarken acaba neyi anlard?" Cibali ttn depolarnn eski ve korkutu cu binalarna vardnda Galip, yzndeki harfleri okuduundan beri bildii cevab kendi kend erdi: "lk defa grd ehri daha nceden binlerce kere gezmi gibi bilip tandn." Ama buydu ite: Hl yeni fethedilmi bir ehir gibiydi stanbul. amurlu sokaklarn, krk dkk duvarlarn, kuruni ve ackl aalarn, khne arabalarn, onlardan daha khne otobslerin, ine benzeyen btn o hznl yzlerin, bir deri bir kemik kpeklerin hibirini daha nceden g duygusuna kaplamyordu Galip. Varlndan emin olamad peindeki o kiiden kurtulamayaca sonra, Hali kysnda imalthaneler, bo sanayi tenekeleri, le tatilinde kfte ekmek yiyen da futbol oynayan tulumlu iiler ve harap Bizans kemerleri arasndan yrrken, ehri bildik tandk grntlerle kaynaan huzurlu bir yer olarak grme istei o kadar iinde ykseldi ki luunda yapt gibi, kendini bir bakas olarak, Fatih Sultan Mehmet olarak grmeye

alt. Uzun bir sre, kendisine ne lgnca, ne de gln gelen bu ocuksu haylle yrdkt arca nce fethin yldnm yznden kaleme ald ke yazsnda Konstan-tin'den gnmze bin 'da hkm sren yz yirmi drt hkmdar iinde, Fatih'in geceyarlar tebdil-i kyafet etme g yan tek padiah olduunu yazdn hatrlad. "Okuyucularmzn bazlarnn ok iyi bildii n azmt Cell, Galip'in parke yollarda titreyen Sirkeci-Eyp otobsnde kalabalkla birlikte lanrken hatrlad makalede. Unkapam'nda bindii Taksim otobsnde ise Galip peindeki kii disiyle birlikte, bu kadar ksa bir srede otobs deitirebilmesine at: Bak daha da ya sinde hissediyordu. Taksim'de bir kere daha otobs deitirdikten sonra yannda oturan i htiyar ile konuursa, bir baka kiiye dnebilecei, belki de bylece peindeki glgeden ku lecei aklna geldi. "Bu kar daha yaacak m acaba?" dedi Galip pencereden dar bakarak. "K mbilir?" dedi ihtiyar, belki daha da diyecekti, ama Galip onun szn kesti. "Bu kar n eyin iareti?" dedi Galip. "Bu kar neyin habercisi? Ulu Mevlna'nn anahtar hikyesini b ilir misiniz? Dn gece ryamda aynsn grmek nasiboldu. Her yer bembeyazd, kar beyaz, bu beyaz. Birden gsmn zerinde souk, buz gibi souk, keskin bir aryla uyandm. Kalbimin ir kar topu 318 var sandm, buz topu sandm, billur bir top sandm, deilmi: Kalbimin zeri nde air Mevlna'nn elmas anahtar varm. Elime aldm, yatamdan kalktm, odamn kapsn , at; ama baka bir odadaydm ve ierde yatanda uyuyan, bana benzeyen, ama ben olmayan bi i vard. O odann kapsn uyuyan adamn kalbinin zerindeki anahtarla ap, yerine elimdekin baka bir odaya girdim: O oda da yle; bana benzeyen, ama benden gzel suretler, yrekl eri yerinde anahtarlar... teki oda da, teki odaya alan beriki oda da yle. stelik baktm odalarda benden bakalar da var; benim gibi glgeler, benim gibi uyku-dagezer hayale tler, ellerinde anahtarlar. Her odada bir yatak, her yatakta benim gibi rya gren b ir adam! Anladm ki cennetteki ardaym. Burada ne al var ne de sat, ne para var ne de yalnzca suretler ve suratlar var. Hangisini beenirsen o surete giriyor, o surat yzne maske gibi geiriyor yeni hayatna balyorsun, ama benim aradm suret, biliyorum, binbir o ann en sonuncusunda, ki elime geirdiim en son anahtar kapsn amyor. O zaman anlyorum rinde kar soukluuyla grdm o ilk anahtarla aabilirmiim o kapy, ama o anahtar artk n kimin elindedir, terkettiim yatak ve oda binbir odadan hangisidir bilemiyorum ve bylece kahredici bir pimanlkla, gzyalaryla, teki umutsuzlarla birlikte kapdan kapya dan odaya anahtarn birini brakp birini alarak, uyuyan suretlerin her birine aarak anly orum ki ben, sonsuza kadar..." "Bak," dedi ihtiyar, "bak!" Galip, kara gzlklerinin arkasndan ihtiyarn parmann iaret ettii yere bakarak sustu. Radyoevinin hemen nnde b rd kaldrmda, evresinde barp aran bir iki kii ve aceleyle toplanan merakllar. Traf lk otobsn koltuklarnda oturanlar ve tutunma demirlerine aslanlar pencerelere doru uzan arak kanlar iindeki ly korkuyla, dehetle, sbssizce seyrettiler. Trafik alnca sessizli zun sre bozulmad. Galip, Konak Sinemasnn karsnda otobsten indi, Nianta'nn kesin arndan lakerda, tarama, dil, muz ve elma ald ve hzla ehrikalp Apartmanna doru yrd. B as olmak istemeyecek kadar bir bakas gibi hissediyordu kendini. nce kapc 319 dairesine indi: Kamer Hanmla kapc smail kk torunlaryla birlikte mavi muambayla rtl yemek m p'e yzyllar ncesi gibi gelecek kadar uzak bir aile mutluluu havas iinde, kymal patate iyorlard. "Afiyet olsun," dedi Galip. Bir sessizlikten sonra ekledi: "Ce-ll'e zarf brakmamsnz." "Kapsn aldk aldk, evde yoktu," dedi kapcnn kars. "Yukarda imd arf?"

"Cell yukarda m?" dedi smail Efendi. "kyorsan u elektrik faturasn da brakver." So m, televizyonun zerindeki faturalar miyop gzlerine bir bir yaklatryordu. Galip, cebin kard anahtar bir anda kaloriferin zerindeki rafn kenarna akl bo iviye ast. G aturay aldktan sonra kt. "Cell merak etmesin, kimseye sylemiyorum!" diye seslendi Kame Hanm, pheli bir neeyle. Galip, yllardr ilk defa ehrikalp Apartmannn eski asansrne tadn kard, makine ya ve ahap cils kokuyordu hl ve hl harekete geerken lumbago bi inliyordu. Rya ile bakp boy ltkleri ayna yerli yerindeydi, ama Galip harflerin deh ne yeniden kaplmaktan korktuu iin kendi yzne bakmad. Apartman dairesine girdikten sonr a paltosunu ve ceketini karp aabilmiti ki, telefon ald. Telefonu amadan nce, her ey lmak iin koa koa helaya gitti ve aynaya be saniye istekle, cesaretle, kararllkla bak ayr, rastlant deildi, harfler yerli yerindeydi, her ey, btn lem ve esrar. "Biliyorum, iye dnd Galip telefonu aarken, "biliyorum." Telefon edenin askeri darbenin mjdesini ye ren o ses olduunu da telefonu amadan biliyordu. "Alo." "Bu sefer adn ne olsun?" ded i Galip. "Takma adlar o kadar oald ki, kartryorum artk." "Akllca bir balang," de 'in ondan beklemedii bir gven vard zerinde. "Sen koy Cell Bey adm." "Mehmet." "Fatih M hmet gibi mi?" 320 "Evet." "yi. Ben Mehmet. Telefon defterinde adn bulamadm. Adresin i ver de geleyim." "Niye vereyim sana herkesten gizli tuttuum adresimi?" "Yaklaan kanl bir askeri darbenin kantlarn nl gazeteciye yetitirmek isteyen iyi niyetli ve sra bir vatandam ben de ondan." "Sradan vatanda olamayacak kadar ok ey biliyorsun hak-. k nda," dedi Galip. "Alt yl nce Kars tren istasyonunda bir vatandaa rastladm," dedi Meh met adl ses, "sradan bir vatandaa. Alveri iin Erzurum'a giden bir attard. Yolculuk ca hep senden szet-tik. Kendi adnla yaymladn ilk yazna Mevlna'nm Mesnevi'si-/ ne ba limenin 'birev'in Trkesiyle 'dinle' kelime-';; siyle balamandaki anlam biliyordu. Bin okuz yz elli alt temmuzunda yazdn bir yazda, hayat tefrika romanlara, tam bir yl sonr se bu sefer tefrika romanlar hayata benzetmendeki gizli simetriyi ve yararcl da biliy ordu, nk o bir ylda, stad bir ya-. zarn patrona kzp yarda brakt gre tefrikasn i de slubundan anlamt. Ayn yllarda, sokakta grdnz gzel kadnlara Avrupallar gibi erek bakn, nefretle, kalarnz atarak deil, diye baladn bir yazda, bu erkek bakla n kadna rnek diye, sevgi, hayranlk ve efkatle anlattn o gzel hanmn vey annen oldu yordu, bundan alt yl sonra, tozlu stanbul'da bir apartmanda yaayan byk ailelerle bir a kvaryumda yaayan talihsiz Japon balklarn alayla karlatrdn yazda szkonusu balkla mcann balklar, ailenin de kendi ailen olduunu da. Hayatnda deil stanbul'a gitmek, Erzu um'un batsna ayak basmam bu adam, senin adn vermediin btn akrabalarn, Nianta'nd eri, sokaklar, kedeki karakolu, karsndaki Alaaddin'in dkknn, Tevikiye Camiinin hav sunu, son baheleri, Sti Muhallebicisini, kaldrmlardaki kestane ve hlamur aalarn, Ka si eteklerindeki, iinde tpk Alaaddin'in dkkn gibi kokudan, ayakkab bana, ttnden i trl vrzvr satt kendi kk dkknnn iini bilir gibi biliyordu. Bir milli radyo 21 da, Istanbul Radyosundaki pana Dimacunu Onbir Soru Bilgi Ya-rmas'yla alay ettiin bi r yazdan yalnzca hafta sonra, seni susturmak iin, yarmada bin

iki yz liralk soruda seni sorduklarn da biliyordu, senden bekledii gibi bu kk rveti etmeyip, ilk yaznda okuyucularna Amerikan dimacunlarn kullanmamalarn, evde kendi temiz elleriyle yapacaklar naneli sabunla dilerini ovmalarn tlediini de. O yazda verdiin formlle, iyi niyetli attarmzn, sonralar bir bir dklecek dilerini yllarca parmaklar uunu tabii sen bilmezsin. Biz ise tren yolculuumuzun geri kalan ksmnda atlar ile, 'K onu: Ke Yazarmz Cell Salik!' balkl bir bilgi yarmas bile dzenledik. En byk kork asyonunu karmak olan bu adam yenerken zorlandm. Azndaki eksik dileri yaptracak paras yan, senin yazlarndan baka hayatta tek elencesi bahesindeki kafeslerde besledii eit ar sevmek ve ku hikyeleri anlatmak olan, erkenden km, evet sradan bir vatandad. Anl Bey, sradan vatanda da -sakn gene kmsemeye kalkma onlar - sradan vatanda da biliyor . Ama ben sradan vatandatan da daha iyi biliyorum. Bu yzden akama kadar konuacaz!" "k i dimacunu yazmdan drt ay sonra, bir yazmda," diye balad Galip, "konuya bir kere daha deindim. Nasl?" "Akam uykudan nce, gzel kk kzlarn ve olanlarn evdeki babalara, da ara, teyzelere, amcalara, vey aabeylere bir bir 'Allah rahatlk versin pc' verirken, g azlarndan kan naneli dimacunu kokusundan szetmitin. En hafif deyile gzel bir yaz d apon balklarndan szettiim baka rnekler?" "Alt yl nce lm ve sessizlii istediin b bir ay sonra bu sefer dzeni ve uyumu aradn sylediin bir yaznda balklar hatrladn. evlerimizdeki televizyonlar sk sk karlatrdn. Aile iinde evlene evlene Wakinlerin ba n felketler hakknda Ansiklopedi Britannica'dan yrtlm bilgiler verdin. Kim evirdi seni n, kzkardein mi, yeenin mi?" "Karakol?" "Laciverti, daya, karanl, nfus kdn, vat sl su borularn, kara ayakkablar, yldzsz geceleri, ask suratlar, metafizik bir harek k duygusunu, talihsizlii, Trk olduunu, damlarn aktn ve tabii lm hatrlatyordu san attar da biliyor muydu?" "Fazlasn." "Attarn sana sorduklar?" "Hayatnda hi tramvay grme i ve byk bir ihtimalle grmeyecek olan bu adam, bana ilk olarak, stanbul'daki atl tramv aylarla atszlar arasndaki koku farkn sordu. Ona at ve ter kokusu dnda asl deiiklii de bulunduunu syledim: Motor, ya ve elektrik kokusu. Bana elektriin stanbul'da kokup kokmadn sordu. Bunu yazmamtn, ama o yazndan bu sonucu karmt. Bana matbaadan km arifini sordu. Bin dokuz yz elli sekiz kindaki yazna gre cevap: Kinin, mahzen, kkrt ve rap kokusunun karm: Yani badndrc bir ey. Kars'a gnde gelen gazete yolda bu koku -mu. Attarn en zor sorusu ise leylk kokuuydu. Bu iee herhangi bir dikkat gsterdiini yamyordum. Ballanm anlar hatrlayan bir ihtiyar gibi gzleri glmseyerek anlatan attara yirmi be ylda kere gzetmisin bu iein kokusundan: Bir kere, tek bana yaayan ve ta rken evresini dehete boan tuhaf ehzadenin hikyesini anlatrken sevgilisinin leylk koktu u yazmsn. ki kere de, bunda bir tekrar var, byk bir ihtimalle yakn akrabalarnn birin cuundan ilhamla, sonbaharn o gneli ve hznl ilk gnlerinden birinde, yaz tatilinden son temiz bir nlkle ve salarnda prl prl bir kurdelayla ilkokuluna yeniden balayan kk yl salarnn, teki yl ise bann leylk koktuunu yazmsn. Bu gerek hayatn tekrar m en alan bir yazarn tekrar m?" Galip bir sre sessiz kald. "Hatrlamyorum,", dedi, sonra r ryadan uyanr gibi, "ehzade yazsn da dndm biliyorum, ama yazdm hatrlamyor u duygusundan baka mekn duygusu da iyiydi. Senin yazlarndan yola karak stanbul'u bir k kular maheri olarak hayl etmekten baka, ehrin, gezindiin, sevdi323

misinden ve tepegzlerden ilhamla kaleme aldn bir makalede sululuk duygusunun seni ylla rdr acmaszca izleyen 'gz'n anlatrken bu grme organnn 'alnn tam ortasnda karanlk ' durduunu yazman bir rastlant deil, bir zorunluluktu." Galip'in beyaz bir yakayla, ypranm bir ceketle ve hayletim-si bir yzle hayl ettii bu ses, btn bu cmleleri bir cokusuyla akldan m kuruyordu, yoksa bir yerden mi okuyordu? Galip dnd. Ses de, Galip'i sessizliini bir iaret gibi grp bir zafer kahkahas att. Sonra ehrin kimbilir hangi tep lerinin altndan ve Bizans paralar ve Osmanl kafataslaryla kaynaan hangi yeralt yollarn an geen ve pasl direkler ve nar ve kestane aalan arasna amar ipleri gibi gerilmi v i apartmanlarn yan duvarlarna kara sarmaklar gibi sarlm bir telefon telinin iki ucunu, tpk ayn annenin gbek ban paylar gibi, paylamann verdii kardelik duygusuyla sr v Cell'i ok seviyordu, Cell'i ok sayyordu, Cell'i ok tanyordu; CelPin de kukusu yoktu l mi bunlardan?" "Bilmem," dedi Galip. "O zaman, bu kara telefonlar karalm aradan," dedi ses. nk bu telefonlarn arada bir kendi kendine alan zili, uyarmaktan ok korkuturd u; nk zift rengindeki ahizeleri kk bir halter gibi ard, nk numaralan evrilince K r iskelesinin eski turnikeleri gibi melodiyle gcrdanarak sylenirdi, nk kimi zaman evir nin istedii deil, kendi istedii yeri balardv "Anladn m Cell Bey? Ver adresini hemen g yim." Galip harika rencisinin harikalarndan kararsz kalan retmen gibi, nce duraklad, ra, her cevapta kendi belleinin bahesinde aan ieklere, her soruda bellek bahesinin sn ve yava yava iine girdii tuzaa aarak sordu: "Naylon oraplar?" ""1958'de yazdn bir yl nce, yani ke yazlarn kendi adnla deil, uydurduun baz talihsiz adlarla yaymlam olduun gnlerde, almaktan ve yalnzlktan bunaldn scak bir yaz gnnde, mutsuzluunu den kamak iin girdiin bir Beyolu sinemasndaki (Rya) iki filmden birincisinin ortasndan balayarak seyrederken, Chicago gangsterlerinin ackl Beyolu dublaj alarmca Trkeletirilm 326 kahkahalar ve makineli tfek takrtlar ve ie ve cam angrtlar arasnda, yakndan in seni irkilttiini yazmtn: Az tende bir kadn uzun trnaklaryla naylon orabnn stn ayordu. Birinci film bitip klar yannca, iki sra nnde birbirleriyle arkadaa konuan anneyle, onbir yandaki akll uslu olunu grdn. Uzun uzun onlarn dostluklarn, birbirl asl dikkatle dinleyip konutuklarn seyrettin. ki yl sonra, yazacan ke yazsnda, iki eyrederken kulann hoparlrden fkran kl akrtlar ve deniz frtnalarnda deil, ya vrisineklerine yem olan bacaklarn zerinde gezinen uzun trnakl ve huzursuz elin kard aklnn da perdedeki korsanlarn kumpaslarnda deil, anne oul arasndaki dostlukta olduunu latacaktn. Bu yazdan oniki yl sonra yazdn bir yazda anlattn gibi, naylon arapl ya n hemen sonra, gazetenin patronu seni azarlamt: Evli ve ocuklu kadnlarda cinsellik bu lmann tehlikeli, ok tehlikeli bir davran olduunu, Trk okurunun bunu kaldramayacan, ir ke yazar olmak istiyorsan evli kadnlara ve slubuna dikkat etmen gerektiini bilmiyor muydun?" "slp? Ksa cevap ltfen." "slp senin iin hayatt. slp senin iin sesti. sl ndi. slp iinde yaattn asl kiiliindi, ama bir deil, iki deil, t bu kiilikler.. basit kiiliim dediin birinci sesin: Herkese gsterdiin, herkesle birlikte aile yemekl erinde sofraya oturttuun ve herkesle birlikte yemekten sonra sigara dumanlar arasnd a dedikodu yaptrttn ses. Gnlk hayata ilikin ayrntlar bu kiiye borlusun. kincisi, n kiiydi: Bu dnyada huzur bulamayan, bir baka dnyada yaayan ve bir baka dnyann sihiri bulanm hayranlk verici kiilerden yrttn bir maske. nce bir taklidi,

sonra kendisi olmak istediin bu 'kahraman'la fsldayarak syleme alkanln olmasayd, b nn, kulana fsldad kelime oyunlarn, bilmeceleri, alaylar, inelemeleri kendi aklna tlar syleyen bunaklar gibi tekrarlama alkanln olmasayd, gnlk hayata dayanamayp bir gibi bir keye ekilerek lm bekleyeceini yazmtn bir kere ve gzya.. . 327 laryla ok jektif slp, sbjektif slp' dediin bu iki kiiliin ulaamayaca lemlere gtrrd seni Karanlk kiilik; kara slup! Taklitle, maskeyle yetinemeyecek kadar mutsuz olduun gece lerde yazdklarm ben daha iyi bilirim, ama yaptklarn sen daha iyi bilirsin, kardeim ben im. Birbirimizi anlayacaz, birbirimizi bulacaz, birlikte tebdil-i kyafet edeceiz, bana adresini ver." "Adres?" "ehirler adreslerden, adresler harflerden, harfler yzlerd en oluur. 12 Ekim 1963 pazartesi, stanbul'un eh sevdiim kelerinden biri diye Kurtulu'u anlatyordun; eski adyla Tatavla; Ermeni mahallesi. Severek okumutum." "Okumak?" "B ir keresinde, tarih vermek gerekirse ubat 1962'de memleketi sefaletten kurtaracak bir askeri darbe iin hazrlk yaptn o asabi gnlerinin birinde, bir k akam, Beyolu' sokaklarnn birinde, gbek danszleriyle hokkabazlarn i tuttuu bir pavyondan bir bakasn bilir hangi tuhaf ama iin tanan yaldzl ereveli byk bir aynann souktan ya da baka nce atlayp, sonra gzlerinin nnde tuzla buz olduunu grm ve cam aynaya eviren ecza denmesinin bir rastlant olamayacan o an anlamtn. Bu ilham ann bir ke yazsnda anl demitin ki: Okumak aynann iine bakmaktr; aynann arkasndaki 'srr' bilenler teki taraf ler, harflerin srrndan haberdar olmayanlar ise bu dnya iinde kendi yzlerinin yavanlnd baka bir ey bulamazlar." "Neydi bu sr?" "Bu srrn ne olduunu senden baka bir tek ben bi iyorum. Telefonda anlatlamayacak bir ey olduunu sen de biliyorsun. Adresini ver." " Neydi bu sr?" "Bu srr elde etmek iin bir okurun sana btn mrn vermesini gerektiini d Ben bunu sana verdim. Bu srr sezinleyebilmek iin kendi adnla yazmadn yllarda dktrd bakalarnn yerine kaleme aldn tefrikalar, bilmeceleri, portreleri, politik ve duygusal rportajlarn, sobalar yanmayan devlet ktphanelerinde zerimde palto, kafamda apka ve 32 ! i elimde yn eldivenlerle titreyerek otururken senin yazdndan phelendiim her eyi oku . Otuz ksur yl boyunca, hi sektirmeden gnde ortalama sekiz ksur sayfa kardna gre, fa ya da yz otuz sayfalk yz cilt kitap eder. Yalnz bunun iin bu millet senin he ikmelidir." "Senin de; okuduun iin," dedi Galip. "Heykel?" "Anadolu yolculuklarmn bi rinde, adn unuttuum kk bir kasabada, ehir meydanndaki parkta otobsmn kalk saatin anma genten biri oturdu, konumaya baladk. nce Atatrk'n bu ackl kasabada yaplacak t ay terketmek olduunu iaret eder gibi parmayla otobs garajn gsteren heykelinden szet nra, benim sz oraya getirmemle, senin lkemizdeki saylar onbini aan Atatrk heykeli zer yazdn bir yazdan szettik. Bir maher gecesinde, gkyznn karanl imekler ve yld erinden oynarken btn, o korkun Atatrk heykellerinin canlanacaklarm yazmtn. Yazdna llerin kimileri gvercin pislikleriyle kapl Batl kyafetleriyle, kimileri mareal niforma ar ve madalyonlany-la, kimileri aha kalkm iri organl korkun aygrlaryla, kimileri de s ndir apkalar ve hayletimsi pelerinleriyle ar ar yerlerinden kprdanacaklar, yllardr de tozlu eski otobslerin, at arabalarnn ve sineklerin drt dnd ve elbiseleri ter kokan kerlerle naftalin kokan kz lisesi rencilerinin toplanp stikll Mar okuduu kurumu i nklerle kapl kaidelerinden inip karanla karacaklard. Maher gecesinde, yer sarslr, g

yarlrken, evlerinin kapal pencereleri arkasndan dardaki uultuyu dinleyecek zavall vat alarmzn, kenar mahallelerin kaldrmlarndak bu tuntan, bronzdan ve mermerden izme ve lerine nasl bir korkuyla kulak kesileceklerini anlattn yazy, yanmda oturan bu tutkulu elikanl da zamannda okumu ve o kadar comutu ki, hemen sana sabrszlkla o maher gnn geleceini soran bir mektup yazmt. Bylece syledii doruysa, ona ksa bir cevap yollayp lk bir fotorafn istemi, fotoraf aldktan sonra da ona 'o gnn geldiinin almeti olac ermitin. Hayr, delikanlya verdiin sr, 'o sr'de-ildi; nk havuzu kurumu, imleri yol yllar sren bir bekleyiten sonra hayl krklna urayan delikanl, kii329 sel olmas ge rn bana aklamt. Ona baz harflerin ikinci anlamlarn yazm ve yazlarnn birinde, b i de iaret olarak grmesini istemisin. O cmleyi okuyunca ifreli ke yazsn zecek ve rekete geecekti." "Cmle neydi?" "'Btn hayatm bu tr kt hatralarla doluydu.' Cmle buy Bunu o mu icat etmiti, sen mi ona yazmtn karamyorum, ama rastlant u ki, hafzann ge n hatta tamamen silindiinden szettiin u gnlerde o cmleyi, tpk baka cmleler gibi bug eniden yaymlanan eski bir yaznda okudum. Adresini ver, bunun ne anlama geldiini san a hemen anlataym." "Baka cmleler?" "Adresini ver! Adresini ver, nk baka cmleleri de, hikyeleri de merak etmediini biliyorum artk. Hibir eyi merak etmeyecek kadar bu lkede n umudu kestin. Nefretle saklandn o fare yuvasnda arkadaszlktan, yoldaszlktan, yaln dalarn gevemek zere. Adresini ver, sana senden aldklar imzal fotoraflar deitoku ed ip Lisesi rencileriyle, gen olanlara merakl gre hakemlerini sahaflarn hangi kesinde leceini syleyeyim. Adresini ver, sana haremindeki karlan Batl orospu klna sokturup 'un gizli bir kesinde onlarla buluan on sekiz Osmanl padiahnn bu iin zerindeyken yap erini gstereyim. Bolca elbise ve tak gerektiren bu hastala Paris'in lks terzihaneleri nde ve kerhanelerinde 'Trk illeti' dendiini biliyor muydun? Tebdil-i kyafet ederek s tanbul'un karanlk bir sokanda iftleen II. Mahmut'u gsteren bir gravrde padiahmzn r zerinde Napoleon'un Msr Seferinde giydii izmelerle ve en sevdii kars Bezmilem Val tan'in -ki hikyesini ok sevdiin ehzademizin babaannesi ve bir Osmanl gemisinin isim a nas olurpervaszca takt yakut ve elmasdan bir hala resmedildiini biliyor muydun?" "Ha? edi Galip bir eit neeyle ve karsn kendisini terk edeli beri, alt gn drt saattir ilk hayattan tat aldn hissederek. "Han bir biim olarak hill'in tersi, reddi ve 'negatifi' uunu kantlamak iin erken Msr geometrisinden, Arap cebirin330 den ve Sryani Neo Platonc uluundan dem vurduun satrlarnn yer ald 18 Ocak 1958 tarihli yaznn hemen altnda, 's sahnenin puro ineyen sert adam' olarak ok sevdiim Edward G. Robinson'un New Yorku elbi se desinatrlerinden Jane Adler ile evlendii haberi ve yeni evlileri bir han glgesinde gsteren bir fotorafn yaymlanmas, biliyorum, bir rastlant deildi. Adresini ver. Bu yaz n hemen bir hafta sonra ise, ocuklarmzn ha korkusu ve hill heyecanyla eitilmelerinin ikinlik yllarnda onlar Hollywood'un byl yzlerini deifre edememek gibi bir tutuklua l btn kadnlar da anne ya da teyze sanmak gibi bir cinsel kararszla srklediini iler kantlamak iin parasz yatl devlet okullarnda tarih derslerinde, Hal Seferlerinin okutu gnlerin gecelerinde yatakhanelere yaplacak basknlarda yataklarn slatan yzlerce renc unacan yazmtn. Bunlar bir ey deil, adresini ver, sana ktphanelerde yazlarn okuma n karlatm tara gazetelerinde grdm ha hikyelerinin hepsini getireyim. Boynundaki lkesinden geri dnen idamlk mahkm Cehennem'e yapt ksa yolculuk srasnda karlat es Postas, Kayseri

1962; ha biimindeki o malm harf yerine (.) yi kullanmamzn milli .rk .erbiyesine daha u ygun olacan bayazarmz Cumhurbakanmza bugn, .elgrafla bildirmitir. Yeil Konya, Kon adresini verirsen sana hemen yetitireceim daha niceleri... Yazlarnda malzeme olarak kullanrsn demiyorum, nk hayata malzeme olarak bakan ke yazarlarndan nefret ettiini b rum. imdi kutular iinde nmde duran malzemeyi hemen getiririm; birlikte okur, birlikt e gler, birlikte alarz. Hadi adresini ver bana, sana babalarndan ne kadar nefret ett iklerini konsomatrislerden baka kimseye anlatamadklar iin kekemelikleri bir tek pavy onlarda alan skenderunlu erkeklerin ehir gazetelerinde tefrika edilen hikyelerini get ireyim; adresini ver, okumas yazmas olmad ve deil Farsa, doru drst Trke konuamad z karde olduu iin mer Hayyam'n bilinmeyen iirlerini okuyan garsonun ak ve lm kehnet getireyim sana, adresini ver; belleini kaybedeceini anlaynca btn bildiklerini btn haya ve hatratn sahibi olduu gazetenin son sayfasnda lm gecesine kadaf tefri331 ka eden Ba burtlu gazeteci ve mrettibin ryalarn getireyim: Son ryada anlatlan geni bahenin solan eri, dklen yapraklar ve kuruyan kuyusu arasnda kendi hikyeni bulacan da biliyorum, ka m benim. Hafzan kurumaktan kurtarmak iin kan sulandran illar aldn, beynine kan git her gn saatlerce yatp ayaklarm duvara dayayarak o kr ve nankr kuyudan anlarn bir bir ektiini de biliyorum. Divannn veya yatann kenarndan sarkan kafan kpkrmz kesilmi 1957'de' diye kendini zorlayarak hatrlyorsun, '16 Mart 1957'de gazetedeki arkadala rla hep birlikte Vilyet kftecisinde karnmz doyururken onlara kskanln insana taktra skelerden sz etmitim!'Ve sonra biliyorum yeniden zorlanarak 'Evet, evet' diyorsun '1962 ylnn maysnda Kurtulu'un arka sokaklarmdaki bir evde inanlmaz bir le sevimesin an uyandmda, yanmda plak yatan kadna derisinin zerindeki iri benlerin vey annemin be ne benzediini sylemitim,' diyorsun, ama hemen sonra da 'insafsz' diye yazacan o pheye plyorsun, bunu ona m sylemitin, yoksa bir trl tam kapanmayan pencerelerinin arasndan ta arsnn o bitip tkenmeyen uultusu duyulan o ta evdeki beyaz tenli kadna m, yoksa kadar ok sevdii iin kocasnn ve ocuklarnn yanna ge dnmeyi gze alarak Cihangir Par akan tek odal evden kp taa Beyolu'ndan, daha sonralar bir yaznda yazacan gibi, o sr en marka bir sraria tutturduunu bile hatrlayamadn bir akma sana almaya giden bu resini ver, sana nikotin ve kt anlarla tkanm beyin damarlarn pn ii aarak bizi ka netin gnlk hayatna bir anda geri gtren en son Avrupa ilc Mnemonics'i getireyim. Eflatu renkli svdan her sabah ayna tarifesinde yazd gibi iki deil, yirmi damla damlatmaya b tan sonra, sonsuzlua kadar unuttuun ve unuttuunu da unuttuun birok ann tpk eski dola ardndan birdenbire kveren ocukluunun boyal kalemlerini, taraklarn ve eflatun renkli larn bulur gibi hatrlayacaksn. Adresini verirsen, hepimizin yznde bir harita gzktn italarn iinde yaadmz ehrin vazgeemediimiz kelerinin iaretleriyle kaynatn an n yazdn hatrlayacaksn. Adresini verirsen, Mevl332 na'nn nl ressamlar yarmas hik e anlatmak zorunda kaldn hatrlayacaksn. Adresini verirsen, hibir zaman umutsuz bir yal lk olamayacan, nk en yalnz zamanlarmzda bile bizlere hayllerimizdeki kadnlarn e ik bu haylleri kurduumuzu her zaman igdyle sezen o kadnlarn da bizi bekleyeceklerini, rayacaklarn ve hatta kimilerinin bulacaklarn yazdn o anlalmaz ke yazsn da neden Adresini ver, sana hatrlayamayacaklan-n da hatrlataym; kardeim benim; yaadn ve dl nnet ve Cehennemi imdi ar ar kaybediyorsun. Adresini ver, hemen yetiip hafzan unutuun psiz kuyusuna bsbtn gmlmeden seni kurtaraym. Her eyini biliyorum, btn yazlarn oku eniden kurmak ve btn lkenin zerinde gndzleri yrtc kartallar gibi, geceleri kurnaz ha ler gibi gezinen o sihirli yazlarn

yeniden yazabilmen iin benden baka kimseyi bulamazsn. Yanna gelince Anadolu'nun en cr a kylerinin kahvehanelerinde gen ocuklarn yreklerine ateler dren, dabalarndaki il eriyle rencilerinin gzlerinden sicim sicim yalar aktan, kk kasabalarn arka sokaklarm evlerinde fotoroman okuyarak lm bekleyen gen annelerde yaama heyecan uyandran o byl yemden balayacaksn. Adresini ver: Birlikte sabahlara kadar konuacaz ve kaybettiin gem n gibi, bu lkeye, bu insanlara sevgini de yeniden bulacaksn. Posta arabasnn ancak on be gnde bir urad karl da kasabalarndan sana mektuplar yazan umutsuzlar dn, nia hacca gitmeden, seimlerde oyunu kullanmadan nce sana mektup yazp akl soran aknlar d ya dersinde snfn en arkasndaki srada seni okuyan mutsuz rencileri, bir keye atlm meklilik gnn beklerken yazna gz atan ackl tahrirat memurlarn, senin yazlarn da olm r kahvede radyo programlarndan baka konuacak hibir hibir konu bulamayacak talihsizleri dn. Glge-liksiz otobs duraklarnda, kirli ve hznl sinemalarn bekleme salonlarnda, stasyonlarnda seni okuyanlar dn. Hepsi bir mucize bekliyorlar senden, hepsi! Onlara i stedikleri mu-cizeleri vermek zorundasn. Adresini ver, iki kii daha iyi yaparz bunu . Onlara kurtulu gnnn yaklatn yaz, onlara ellerinde 333 plastik bidonlar mahalle e nnde kuyruk olup suyun akmasn bekledikleri gnlerin yaknda sona ereceini yaz; evlerind n kaan liseli kzlarn Galata kerhanelerine dmeyip film yldz olabileceklerini yaz, pek da gerekleecek bir mucizeden sonra Milli Piyango biletlerinde bo olmayacan yaz, sarho ocalarn akam eve dndklerinde karlarn dvmeyeceklerini, o mucize gnnden sonra banliy ne bo vagonlar ekleneceini, bir gn btn ehir meydanlarnda Avrupa'dakiler gibi bandolar acan yaz; bir gn herkesin mehur ve kahraman olacan ve bir gn, yaknlarda bir gn, he as dahil istedii her kadnla yatmaktan baka, yatt kadn -sihirli bir ekilde-meleksi b re ve kzkarde olarak grmeye devam edebileceini yaz. Onlara yzyllardr bizi sefalete sr en tarihi bir esrar zen gizli belgelerin en sonunda ele geirildiini yaz; btn Anadolu'y a gibi saran bir inananlar rgtnn harekete gemek zere olduunu, bizi b sefil hayata m den uluslararas bir kumpas dzenleyen ibnelerin, papazlarn, bankaclarn ve orospularn ve onlarn yerli ibirlikilerinin kimler olduunun anlaldn yaz. Onlara dmanlarn gste e sefalet^ leri iin sulayabilecek birilerini bulmann rahatln hissedebilsinler; onlara u dmanlardan kurtulmak iin neler yapabileceklerini sezdir ki, mutsuzluk ve fkeden ti rtir titredikleri saatlerde, bir gn, byk bir i, bir byk i yapabileceklerini dleyebil r; onlara hayatlarmdaki btn sefaletin sorumlusunun bu iren dmanlar olduunu iyice anlat ki, kendi gnahlarm bakalarna yk-leyebilmenin i huzurunu duyabilsinler. Kardeim benim, haylleri, ok daha zor hikyeleri, en inanlmaz mucizeleri gerekletirebilecek bir kalemi n olduunu biliyorum. Btn bu ryalar belleinin o dipsiz kuyusundan ekip karacan hari lerle ve inanlmaz anlarnla kuracaksn. Karsl attarmz yllarca inanla senin ocukluunu aklarn hikyelerini okuya-bilmise eer, satr aralarndaki bu ryalar sezebildii iindir ryalarn geri ver. Bir zamanlar bu lkedeki talihsiz insanlarn srtlarnda rpermeler uya n, tylerini diken diken eden, hafzalarn allak bullak kartran ve onlara atlkarncah, s l eski bayram gnlerini hatrlatr gibi gelecek gzel gnleri sezdiren yazlar yazmtn. Ba sini ver, yeniden yazacaksn onla334 r. Bu lanet lkede senin gibilerinin elinden yaz maktan baka ne gelir ki? Yapabilecein baka bir ey olmad iin, yalnzca aresizlikten y rum. Ah, yllardr senin o aresizlik anlarn az m dndm: Manav dkknlarna aslan Paa rine bakar ilenirdin; arka mahallelerdeki kirli kahvelerde nemden hamurlam iskambill erle altmalt oynayan sert bakl ve ackl erkek kardelerini grr dertlenirdin. Sabahn cuz alveri etmek iin Et ve Balk Kurumunun nndeki

kuyrua yryen anayla oulu grdmde, Anadolu yolculuklarmda trenim sabahlar amele pazar ulduu kk alanlarn yanndan getiinde, pazar leden sonralar, aasz ve yeilliksiz rlar ve ocuklaryla oturup sigara ierek sonsuz sknt vaktinin dolmasn bekleyen babala kldnda, onlar hakknda senin ne dneceini dnrdm. Bu grdm manzaralar sen grs ve unutulmu lkeye tam denk den eski alma masana oturduunda, mrekkebi datan beyaz k masallarn yazacan bilirdim. Bann ktlarn zerine eildiini dnrdm, geceyars dan kalkp buzdolabn atn ve bir kere yazdn gibi, ak buzdolabnn iine doru hib den, hibir ey almadan yalnzca dalgnlkla baktn, sonra bir uy-kudagezer gibi evinin od a, masann evresinde dalgn dalgn gezindiini dnrdm. Ah kardeim, yalnzdn, acklyd everdim! Yazlarn okurken yllarca seni, hep seni dndm. Ne olur, adresini ver bana, hi zsa bir cevap ver. Sana Yalova vapurunda karlatm Harbiye rencilerinin yzlerine yap klere benzeyen harfleri nasl grdm ve vapurun kirli helasnda salam yapl rencilerle onlarn nasl da gzel ve ocuksu bir tela kapldn anlatrm. Ceplerinde senden ald kr piyangocunun, bir kadeh rakdan sonra onlar meyhane masalarnda bakalarna nasl okutt nu ve kelimeler arasndan senin ona rettiin esrar her seferinde sofradakilere nasl bir gururla iaret ettiini ve her sabah Milliyet Gazetesini bu esrar tamamlayacak cmleyi bulmak iin oluna nasl okuttuunu anlatrm sana. Mektuplarn zerinde Tevikiye Postahanes 335 damgas vard. Alo, dinliyor musun? Hi olmazsa bir cevap ver, orada olduunu syle. A llah'm! Nefes aln duyuyorum, senin nefes aln. Dinle: Daha nceden zene bezene hazr , bunlar dikkatle dinle: Eski Boaz vapurlarnn hznl dumanlar salveren ince bacalarnn eden o kadar narin ve krlgan gzktn anlatrken sen, beni seni anladm. Kadnlarn kad lerin erkeklerle dans ettii tara dnlerinde birdenbire neden nefes alamaz olduunu yazd seni anladm. Kenar mahallelerde, mezarlklarla iice gemi dknt ahap evlerin arasndan ni saran skntnn, geceyars odana dndnde neden gzyalarna dntn yazarken seni nmu TeksasTom-miks satt eski sinemalarda oynayan Herkll, Samsonlu, Roma Tarihli filmle rin bir yerinde, kle gzeli rolndeki nc snf bir Amerikan artistinin ince ve uzun baca a kederli yz perdede belirince, bizim erkeklerimizle kpr kpr kaynaan salondaki sessizl n seni kahrettiini, lmek istediini yazdnda da seni anladm. Nasl? Sen beni anlyor mus evap ver namussuz! Her yazarn btn mr boyunca bir kere olsun karlarsa kendisini mutlu edecei o inanlmaz okuyucuyum ben! Adresini ver, sana hayrann olan kz lisesi rencilerin in fotoraflarn getireyim. Yz yirmi yedi tane: Bazlarnn adresleri var, bazlarnn ise efterlerine yazlm hayranlk szleri. Otuz tanesi gzlkl, on biri di teli takyor, al gibi uzun, yirmi drt tanesi de sevdiin gibi at kuyruu sal. Hepsi seni seviyorlar, bayl orlar sana. Yemin ediyorum. Adresini ver, altml yllarn banda bir ke yaznda konuur rken "Dn akam radyoyu dinlediniz mi? Ben 'Sevenler ve Sevilenler' saatini dinlerke n hep bir ey dndm," dediinde dnlen o eyin kendilerini olduuna btn kalpleriyle i stesini getireyim sana. Tara ehirleri, memur evleri, subay karlar ve tutkulu ve asab i renciler kadar, sosyete evrelerinde de hayranlarnn olduunu biliyor muydun? Adresini verirsen yalnz o ackl sosyete balolarnda deil, kendi gerek zel hayatlarnda tebdil-i k t eden kadnlarmzn o kyafetlerle fotoraflarn da getirebilirim. Bizde zel hayat olmad iri romanlarda ve yabanc dergilerden yrtlm magazin haberlerinde rastladmz 'zel hay anlamn bile kavrayamadmz yazmtn bir kere hakl olarak, ama yksek topuklu izmeler skeleriyle ekilmi bu fotoraflar

grnce... Ah haydi, adresini ver bana, yalvaryorum: Sana yirmi yl boyunca biriktirdiim o inanlmaz vatanda yzleri koleksiyonumu da getiririm hemen: Birbirlerinin yzlerine kezzap atan kskan sevgililerin olaydan hemen sonra ekilmi fotoraflar var, suratlarnda rap harflerini boyayarak gizli ayin yaparken yakalanan akn mrtecilerin sakall ve saka lsz fotoraflar, yzleri napalmle yannca harflerden boalan Krt isyanclarnn ve tara k a sessizce aslan rz dmanlarnn infaz dosyalarndan ne rvetler vererek kartabildiim lar var. Yal ip boynu krarken karikatrlerindekinin tersine, dil dar kmyor hi. Yal fler daha ak seik okunuyor. Eski yazlarnn birinde eski infazlar ve celltlar neden te ettiini yazarken hangi gizli isteini dile getirdiini de biliyorum imdi. ifrelere, kel ime oyunlarna, gizli yazlara ne kadar merakl olduunu bildiim kadar, kayp esrar yeniden kurmak iin geceyarlar hangi kyafetlere brnerek aramza kartn da biliyorum. vey k onunla sabahlara kadar her eyle alay edebilmek iin, en saf, bizi biz yapacak en k atksz hikyeyi, syleyivermek iin, avukat kocasna ne oyunlar ettiinizi de biliyorum. Avu atlarla alay eden yazlarna cevap veren fkeli kadn okurlarna aslnda onlardan szetmedii sylerken ne kadar hakl olduunu da. Adresini ver artk. Ryalarnda fing atan kpeklerin, k fataslarnn, atlarn ve cadlarn neleri iaret ettiklerini de bir bir biliyorum; taksi of rinin dikiz aynalarnn kesine yaptrdklar kk kadn, tabanca, kurukafa, futbolcu, ba lerinin sana hangi ak yazlarn yazdrdn da. Onlar bandan savmak iin ackl hayranl rduun anahtar cmlelerin bir ksmn da biliyorum, bu cmlelerin yazld defterlerle, tari tlerini neden hi yanndan ayrmadn da..." ok sonra, telefonu sessizce kapayp fiten e onra Cell'in defterleri, eski kyafetleri, dolaplar ve yazlar arasnda kendi anlarn ar bir uykudagazer gibi bir aratrma yaptktan sonra, pijamalarn giyip yatt Cell'in yata ta Meydanndan gelen akam grltlerini dinleyerek uzun ve derin 337 bir uykuya dalarken G lip, uykunun en gzel yannn insann olduu kiiyle bir gn yerine geeceine inanmak istedi rasndaki gzyaartc uzakln unutulmas kadar, duyduklaryla hi duymadklarn, grdkle i ve bildikleriyle hi bilmediklerini huzurla birbirine kartrabilmesi olduunu bir kere daha anlad. 338 ON KNC BLM AYNAYA GRD HKYE "ir yerde olup ikisi clis Ayiieye gi is" eyh Galip Ryamda, en sonunda yllardr olmak istediim kii olduumu grdm. 'Rya' den tn tam orta yerinde, amurlu ehrin apartman orman iinde, karanlk sokaklarla daha karanl suratlar arasnda bir yerde. Mutsuzluun yorgunluuyla uyurken seninle karlatm. Bir bak iinin yerine geemesem bile, senin beni sevebileceini anlyormuum; kendi vesikalk fotora a bakarken duyduum tevekklle kendimi olduum gibi kabullenmem gerektiini anlyormuum; bi r baka kiinin yerinde olmak iin rpnmann boluunu anlyormuum: Belki bir ryada, belk e. Biz yrdke karanlk sokaklar ve zerimize zerimize sarkan korkun evler alyor; biz ve dkknlar anlamlanyormu. Ka yl nceydi, seninle ben, hayatta sk sk karlaacamz la ilk kefettiimizde? Bir bayram arifesinde, annelerimiz bizi bir elbisecinin ocuk blmne gtrdnde (o mutlu, gzel zamanlarda 'reyon'larmz kadn ve erkek diye birbirler mt daha), en skc din dersinden de daha skc dkknn yar karanlk bir kesinde kar asnn arasna rastlantyla girdiimizde, grntlerimizin klerek, klerek bi nirlerini oaldklarn grmtk.

Bundan iki yl sonra, Hayvan Dostlar Kulbne resimlerini yollayan tandklarla alay ederek ve 'Byk Mucitler' kesini de sessizlikle okuduumuz ocuk Haftas'nn son saysnn kapa e tuttuumuz dergiyi okuyan bir kzn resmedildiini farkedince, o kzn elinde lulluu dergi e dikkatle bakm ve resimlerin iice geerek oaldn anlamtk: Bizim tuttuumuz dergin ttuu derginin kapandaki kzn tut339 tuu derginin kapandaki kzn tuttuu derginin kapa giderek klen ayn krmz sal kzla ayn ocuk Haftas'y-m. Tpk, daha da boy attm da, piyasaya kan ve bizim katta yenmedii iin yalnzca pazar sabahlan sizin kahvalt masa nzda grdm zeytin ezmesi kavanozunda olduu gibi. Radyoda: "Oo, bakyorum havyar yiyorsun " "Hayr, Ender Zeytin Ezmesi." diye reklam yaplan kavanozun zerindeki ktta, anneli bab l, erkek ve kz ocuklu kusursuz ve mutlu bir ailenin kahvalt sofras resmedilmiti. Benim sana gstermemle, resmedilen o kahvalt masasnn zerinde de ayn kavanozun durduunu ve ik nci bir kavanoz olduunu ve zeytin ezmesi kavanozlarnn ve mutlu ailelerin gz onlar far kedemeye-ne kadar kldklerini grdnde, u anlatacam masaln ban biliyorduk ikimiz, Kzla olan akrabaymlar. Ayn apartmanda bymler, ayn merdivenleri karlar, ayn aslan okumlar attrr-larm. Derslerini birlikte alr, ayn hastalklara birlikte yakalanr, orkutmak iin birlikte saklamrlarm. Ayn yatay-mlar. Birlikte gittikleri okul da aynym malar da, dinledikleri radyo programlar da birmi, plklar da, okuduklar 'ocuk Haftas' d ergileri de, kitaplar da, kartrdklar dolaplarla iinden fesler, ipek rtleri ve izmele andklar da. Bir gn, hikyelerine bayldklar yetikin amca olunun apartmana yapt ziyar irinde, elinde grdkleri bir kitab kapp okumaya balamlar. Kzla olann eski kelimeleri turakl deyilerine, Farsa deyilerine nce alayla gldkleri, sklp kenara atp sonra bel ir ikence sahnesi, plak bir vcut ya da bir denizalt resmi vardr diye merakla sayfalarn irip en sonunda okumaya baladklar kitap pek de uzunmu. Ama balarnda bir yerde, kitabn ahramanlar arasnda geen yle bir ak sahnesi varm ki olan, kahramann yerinde olmak ist o kadar gzel anlatlm ki, olan kitaptaki gibi k olabilmek istemi. Bylece, daha sonr ta anlatlacan hayl edecei ak belirtilerini (yemek yerken sabrszlk, kzn yanna git ler icat etmek, susam olmaya ramen bir bardak suyu iememek) kendisinin de 340 gsterme ye baladn farkettiinde, olan birer ucundan tutarak kitabn sayfalarna birlikte baktk hirli anda kza k olduunu anlam. Birer ucundan tutarak okuduklar kitapta anlatlan hik mi peki? ok eski zamanlarda geen hikyede ayn airette domu bir kzla olann hikyesi ir l kysnda yaayan kzla olan, Hsn ile Ak, ayn gece domular, ayn hocadan ders al kenarnda gezinmiler ve birbirlerine k olmular. Yllar sonra, olan kz istettiinde ka i olandan Kalpler lkesi'ne gidip oradaki kimya'y getirmesini art komular. Yola kan o ne dertlerle karlam: Bir kuyuya dp boyal cadnn esiri olmu, bir baka kuyuda grd ve surattan sarho olmu, sevgilisine benziyor diye in padiahnn kzna kaplm, kuyulard re hapsolmu, takip edilmi, takip etmi, kla boumu, yollar alm, izler, iaretler pei harflerin srrna gmlm ve hikyeler anlatm, hikyeler dinlemi. Sonunda, klk deitir n gelen ve dertlerden kurtaran Shan ona demi ki: "Sen sevgilinsin, sevgilin de sen ; hl anlamadn m?" O zaman hatrlam olan ayn hocadan ders aldklar gnlerde birlikte urlarken kza nasl k olduunu. Birlikte okuduklar o kitapta ise Hrrem ah adl bir padi duu Cavid adl gzel bir delikanlnn hikyesi anlatlyormu, ama zavall akn padiahtan en anladn o hikyede de klarn birbirlerine baka bir ak hikyesini, nc ak hikyesi am. O ak

hikyesindeki klar da bir kitabn iinde bir ak hikyesini okuduklarnda birbirlerine , o kitaptaki klar da baka bir ak hikyesi okurlarken birbirlerine vuruluyorlarm. Bell erimizin baheleri gibi bu ak hikyelerinin birbirlerine nasl aldn ve btn kaplar balanan sonsuz bir hikyeler dizisi oluturduunu, ben elbiseci dkknna gitmemizden, ocuk ftas okumamzdan ve zeytin ezmesi kavanozuna bakmamzdan yllar sonra kefettiimde, sen ev imizden kam, ben de kendimi hikyelere ve kendi hikyeme vermitim. Kimi Arabistan lleri am'da, kimi Asya steplerinde Horasan'da, kimi Alpler'in eteklerinde Verona'da, k imi de Dicle ky341 smda Badat'ta geen bu ak hikyelerinin hepsi acklyd, hepsi hznl kunaklyd. Daha da dokunakls, btn hikyelerin kolayca aklda kalmas ve insann kendisin f, en ileke, en mutsuz kahraman yerine ayn kolaylkla koyabilmesiydi. Nasl sonulanacan madm bizim hikyemizi de bir gn birisi, belki de ben, kaleme alrsam, benim o ak hikyel ni okurken yaptm gibi, okuyucu kendini hemen kahramanlardan birinin yerine koyabili r mi, ya da hikyemiz akllarda kalabilir mi, bilmiyorum, ama byle kitaplarda kahrama nlar ve hikyeleri birbirinden ayran ve benzersiz klan u trden paralar hep olduu iin e bir hazrlk yapm olaym dedim: Birlikte gittiimiz bir misafirlikte, ar hayas sigara la-ryla mavilemi bir odada, senden adm tede oturan bir anlatcnn hikyesini dikkatl en, geceyars o 'ben burada deilim' ifadesi ar ar yznde belirdiinde seni severdim; t kle geen bir haftadan sonra, gmleklerinin, yeil kazaklarnn ve bir trl atmaya kyamad eceliklerinin arasnda bir kemeri istemeye istemeye ararken, ak kapsndan ierisi gzken aptaki inanlmaz karkl farkettiinde yznde beliren ylgnlk ifadesini severdim; bir olmaya karar verdiin ocukluk gnlerinde, Dedeyle birlikte masaya oturup aa izmeyi renm koyulduunda, Dedenin konu dna kan taklmalarna fkelenmeden gldnde seni severdim; u darda kalan mor paltonun zerine kapadnda ve imdi elinde tuttuun be lirann, imdi kenarndaki zgaraya doru kusursuz bir yay izerek ne gzel yuvarlandn grdnde yznd l severdim; severdim seni, prl prl bir nisan gn kk balkonumuza kp sabah ast ki gnein seni aldattn anladnda ve hemen sonra, arka arsadan gelen ocuk cvltlar barttnda seni severdim; birlikte gittiimiz bir filmi bir nc kiiye hikye ederken bel e hatrladklarnn benimkinden ne kadar farkl olduunu korkuyla anladmda seni severdim; dim seni; aile ii izdivalar ve akrabalar arasndaki evlilikler zerine bol resimli bir gazetede makale dktren profesrn incilerini bir keye ekilip bana sezdirmeden okuduunu ve ne okuduunu deil, ama okurken yalnz342 ca st dudann Tolstoy kahramanlar gibi hafi ktn grdmde seni severdim; asansr aynasnda kendine bir bakasna bakar gibi bak sonra hatrladn eyi tella antann iinde arayn severdim; biri yan yatm ince bir r bir kedi gibi yanyana durarak saatlerce seni bekleyen topuklu ayakkablarnn iine ac eleyle giriini ve saatler sonra, eve dndnde ayakkablar gene ayn amurlu ve asimetrik terketmeden nce kalalarnn, bacaklarnn ve ayaklarnn kendi kendilerine yaptklar hner tleri sey-retrneyi severdim; sigara klln tepeleme dolduran izmaritlere ve kara balarn utsuzca bkm yank kibritlere bakarken kederli dncelerin kimbilir nereye gittiinde seni verdim; severdim seni her zaman yrdmz sokaklarda, bir an, sanki gne o sabah batdan d i yepyeni bir k ve yepyeni bir keyle karlatmzda, sokaklar deil, seni severdim; a karlarn eridii ve stanbul'un zerindeki kir bulutlarnn temizlendii k gnnde, anten narelerin ve adalarn arkasndan bana gsterdiin Uluda' deil, ban omuzlarnn iine e i severdim; inko tenekelerle ykl ar arabay eken sucunun yorgun ve yal atna kederle verdim

seni; dilencilere para vermeyin, onlar aslnda ok zengin diyenlerle alay ettiinde ve herkes labirentimsi merdivenlerden kvrlarak sinemadan yeryzne ar ar karken, bir ke bulup bizi btn kalabalktan nce kaldrma kardn zamandaki mutlu gln grdmde s Takviminden bizi birlikte lme yaklatran bir yapra daha kopardktan sonra, en altta gn mei olarak nerilen etli nohut, pilav, turu ve kark kompostoyu, yaklatmz lmn bir ibi arbal ve hznl bir sesle okuman ve Kartal marka anu-vez tpnn nce rondelay na kadar eyirip alacan bana sabrla rettikten sonra, retici Msy Trellidis'in sayg severdim; k sabahlar yznn renginin ehrin zerindeki soluk beyaz gn renginde olduu uumuzda, caddenin rmandan akan arabalar arasndan, bir kaldrmdan teki kaldrma bir ko li geiini seyrettiim zamanki gibi, seni endieyle severdim; severdim seni, cami avlus unda, musalla tanda yatan tabuta ko343 nan kargaya dikkatle ve glmseyerek baktnda, rad o tiyatrosu taklidi sesinle annenle babann kavgalarn oynadnda seni severdim; ellerimin arasna dikkatle ban alp gzlerinde hayatmzn gittii yeri korkuyla grdmde seni se yannda, neden orada braktn anlayamadm yzn gnler sonra gene orada grdmde s ar ar uup havalann andran uzun bir sevimenin sonunda, arbal enlie kendi ak a senin de katldn anladmda seni severdim; dikine deil yanlamasna kestiin elmann i suz yldz bana gsterdiinde seni severdim; le vakti, yaz masamn zerinde oraya kadar n iini anlayamadm bir tel sam grdmde ve birlikte ktmz bir yolculukta, tk tk erine sarlan br eller arasnda yan yana duran ellerimizin birbirine ne kadar az benze diini kederle grdmde, seni kendi gvdemi tanr gibi, beni terkeden ruhumu arar gibi, bir baka kii olduumu ac ve sevinle anlar gibi severdim, severdim seni; nereye gittiini bil mediimiz bir trene bakarken yznde beliren esrarl ifadeyi ve bu kederli baknn tpatp akamst srlerle kargalarn lklar atarak lgn gibi uutuu bir saatte, elektrikler evimizin karanl ile darsnn aydnl yava yava yer deitirirken gene esrarl ve h lik ac ve kskanlkla severdim seni. i 344 ON NC BLM BR AKIL HASTASI DEL, YALNIZCA UNUM "Zarma mira! edindim zatm" Sleyman elebi aramba akam iki gnlk bir uykusuzlukta yatt uykudan Galip perembe sabahna doru uyand, ama tam uyanmak da denemezdi buna. Olu bitenleri ve aklndan geenleri, ok sonralar, yeniden bir bir anlamaya alt gnlerde ibi, yataktan kalkt sabahn drd ile sabah ezann dinleyip yeniden uykuya yatt yedisi srede, Cell'in yazlarnda sk sk szn ettii "uykuyla uyanklk arasndaki efsane lke rasndayd. Uzun bir uykusuzluk ve bitkinlikten sonra, yattklar derin uykunun orta yer inde uyananlarn, kendi yataklarndan baka yataklarda kalkan talihsiz ve yorgunlarn ou g ibi, iinde uyand yatan, odann, evin nerede olduunu, buraya nasl geldiini hatrlamak a hafzasnn bu byleyici aknlndan dar kmak iin de kendini ok da fazla zorlama tmadan nce onu brakt yerde, alma masasnn hemen yannda, Cell'in tebdil-i kyafet a uyu grnce hibir aknlk geirmeden iindeki tandk nesneleri bir bir dar kard: Me vuklar, kaftanlar, bastonlar, izmeler, lekeli ipek gmlekler, boy boy, renk renk tak ma sakallar, peruklar, cep saatleri, bo gzlk ereveleri, serpular, fesler, ipek kuaklar kamalar, Yenieri taklar, bileklikler ve tarihi film eken Trk sinemaclarna kyafet ve zat salayan Beyolu'ndaki nl Erol Beyin dkknndan alnabilecek baka bir yn

vr zvr. Hafzasnn kuytu bir kesine itilmi uzak bir any hatrlar gibi Cell'in bu k k geceleri Beyolu'nda geziini gzlerinin nnde canlandrmaya alt sonra. Ama tpk, az iinde kprdanan mavimsi damlar, alakgnll sokaklar ve hayletim345 si kiileri gibi, hneleri de, Galip'e "uykuyla uyanklk arasndaki lkenin" efsanelerinden biri olarak gzkt ne esrarl, ne gerek, ne anlalabilir, ne de bsbtn anlalmaz harikalar olarak. Ryasn , hem stanbul, hem de Kars Kalesinin eteklerinde yer alan bir mahallede bir adres aryor, aradn da, magazin gazetelerinin bilmecelerindeki kolay kelimeler gibi hi zorla nmadan buluveriyordu. Aklnda hl bu rya olduu iin Galip alma masasnn zerinde ii a u defteri grnce bir rastlant duygusuna kaplarak, becerikli ve gizli bir elin iaretler iyle ya da kendini ocuk gibi gizleyen oyuncu bir Tanr'nn izleriyle karlam gibi sevind Bu dnyada yaamaktan memnun, glmseyerek defterdeki adresleri ve karlarndaki cmleleri o u. Kimbilir ka tane hevesli ve hayran, Anadolunun ve stanbul'un drt bir yannda Cell'i n yazlarnda bu cmlelerle karlaacaklar gn bekliyorlard; belki de bazlar karlam ryalarn dumanlar arasndan Galip hatrlamaya alt: Daha nce, Cell'in yazlarnda ras u cmlelere, onlar yllarca nce okumu muydu? Baz cmleleri okuduunu hatrlamasa bile, Ce azndan defalarca iittiini biliyordu: "Harika olan harika yapan ey, onun sradanl ve olan sradan yapan ey, onun harikaldr" gibi. Baz cmleleri Cell'den okuduunu ve iit bile, baka bir yerde dikkat ettiini hatrlyordu: ki ocuun, Hsn ile Ak'm okul yllar h Galip'in iki yzyl nce yazlm u dizesi gibi: "Sr ahdr, ona ihtimam et." Bazlarn en, ne de baka bir yerden iitip okuduunu hatrlyordu, ama hem Cell'in yazlarnda, hem d aka bir yerde okumu gibi de bir yaknlk hissediyordu onlara. Beikta Serencebey'de otura n Fahrettin Dalkran'a bir gn iaret olacak u cmle gibi: "Biroklarnn retmenlerini kan alncaya kadar dvmeyi ya da daha basiti, babalarn keyifle ldrmeyi dledikleri o zgrl t gnnde, yllarca merakla bulumay bekledii kayp ikiz kardeinin kendisine yalnzca lm eceini hayl edebilecek kadar saduyu sahibi biri olduu iin, beyefendi, uzun zamandr ort alktan ekilmi, yerini 346 kimselerin bilmedii evinden ban dar karmaz olmutu hi. di? Gn mak zereyken Galip, bir igdyle telefonu yeniden fie takt, ykand, buzdolab kleriyle karnn doyurdu ve sabah ezanndan az sonra Cell'in yatana girip yatt. Uyumadan z nce, uykuyla uyanklk arasndaki lkede, hayllerden ok dlere daha yakn bir blgede R likte ocukluklarnda Boaz'da bir sandal gezintisine kmlard. Sandalda ne teyzeler vard anneler, ne de kayk: Rya'yla yapayalnz olmak Galip'e bir gvensizlik veriyordu. Uyand elefon alyordu. Galip telefona yetiene kadar arayann Rya deil, her zaman arayan ses ol acana karar vermiti. Bir kadn sesi duyunca duraklad. "Cell? Cell sen misin?" Pek de ge olmayan, tandk hi olmayan bir kadn sesiydi. "Evet." "Canm, canm, neredesin, nerelerdes in, gnlerdir seni, seni aryorum, aryorum, ah." Son hece uzayarak hkra, hkrklara v a dnt. "Sesinizi karamadm," dedi Galip. "Sesinizi," dedi kadn, Galip'in sesini taklit erek. "Sesinizi. Bana, sesinizi, diyor. Ben sesiniz olmuum." Bir sessizlikten son ra, kartlarna gvenen bir oyuncunun gveniyle ve yar srda, yar marur bir havayla akla Emine'yim." Kelime Galip'te hibir arm yapmad. "Evet." "Evet? Baka bir diyecein yok m Yllar sonra..." diye mrldand Galip.

"Canm, yllar sonra, yllar sonra nihayet. Gazetede yazn okurken bana seslendiini grnce sl oldum biliyor musun? Yirmi yldr bugn bekliyordum. Yirmi yldr beklediim o cmleyi o ca ne oldum biliyor musun? Btn dnyaya barmak, seslenmek istedim btn dnyaya. lgn gi kendimi zor tuttum, aladm. Biliyorsun, ihtill iine kart diye Mehmet'i emekli ettiler. Ama her sabah sokaa kyor, bir ileri vardr hep. Hemen arkasndan sokaa frladm. Koara a gittim, bi347 zim ara sokamza, ama hibir ey yoktu, hibir ey yoktu. Her ey deimi, hibir ey yerinde kalmam. Evimiz yerinde yoktu. Sokan ortasnda alamaya baladm. Acy k su verdiler. Hemen eve dndm, bavulumu yaptm, Mehmet eve dnmeden katm. Canm, Cellci le imdi seni nasl bulacam. Yedi gndr yollarda, otel odalarnda, utancm gizleyemedii rabalarn evlerinde snt gibi kalyorum. Ka kere gazeteye telefon ettim, "Bilmiyoruz," de iler. Akrabalarn aradm, onlar da yle. Bu telefona ettim, cevap veren yok. Birka kk e baka hibir ey almadm yanma, almak da istemiyorum. Mehmet deli gibi beni aryormu. Ona ibir eyi aklamadm ksa bir mektup braktm. Evi neden terket-tiimi bilmiyor. Kimse bi imseye sylemedim; hayatmn tek gururu olan sirrrm, akm, akmz kimseye amadm canm lacak? Korkuyorum. Artk yalnzm! Sorumluluklarm kalmad artk. Tombul tavann akam yeme mek iin, evine kocasna yetimek iin dnyor diye zlmeyeceksin artk. ocuklarm bydle 'da, br asker.'Btn hayatm, btn vaktimi, her eyimi sana vereceim. tlerini yapaca o yazlarn toplayacam; yastk klflarn deitireceim; o eyasz, dolapsz buluma yer gremedim seni; asl evini, eyalarm, kitaplarn o kadar merak ediyorum ki. Neredesin canm Nasl bulacam seni? Yaznda adresini neden ifrelemedin? Adresini ver. Sen de dndn, y hep sen de dndn deil mi? Yeniden, o tek odal ta evimizde, leden sonra, gne hlamur arasndan yzlerimize, ay bardaklarmza, birbirlerini tanyan ellerimize vururken biz yapa yalnz olacaz. Ama Cell, o ev yok artk; yklm, yok olmu, ne o Ermeniler, ne o eski d Bunu bilmiyor muydun? Oraya gidip alamam, alamam m istedin? Niye yazna bunu koymadn? H r eyi yazabilen sen, bunu da yazabilirdin. Konu artk benimle, yirmi yl sonra, konu! U tandn zaman gene ellerin terliyor mu, uyurken yznde o ocuksu bak beliriyor mu gene? S .. 'Canm' de bana... Nasl greceim seni?" "Hanmefendi," dedi Galip dikkatle, "hanmefend i, her eyi unuttum. Bir yanllk olmu, gnlerdir gazeteye yaz vermiyorum. 348 Onlar da ot z yl nceki yazlarm yeniden basyorlar. Anladnz m?" "Hayr." "Yazlarmda size, kimsey ya da cmle filan yollamak istemedim ben. Yaz yazmyorum artk. Gazetedekiler de es-*ki yazlarm yeniden yaymlyorlar. Otuz yl nceki bir yazmda varm demek ki o cmle." "Yal bard kadn. "Yalan! Beni seviyorsun. Beni ok sevdin. Yazlarnda hep beni anlattn. sta un en gzel kelerini anlatrken benimle sevitiin evin sokan anlattn, bizim Kurtulu'u im kk kemizi anlattn, sradan bir garsoniyeri deil. Baheden grdklerin bizim hlamur 'nn ay yzl gzeli derken, edebiyat yapmyor, senin ay yzln anlatyordun, beni... Kiraz larmdan da szettin, hill kalarmdan da, bunlar sana ben ilham ettim. Amerikallar Ay'a g ttiklerinde Ay yzeyindeki karaltlar diye yazdn eyin benim yanamdaki benler olduunu b rdum. Canm, bir daha sakn inkr etiie. 'Karanlk kuyularn korkutucu dipsizlii' de benim ara gzlerimdi, teekkr ederim, alamtm. 'O apartmana geri dndm!' dediin yer de tabii m iki katl evimizdi, ama yasak ve gizli akmz kimse anlamasn diye, oray Nianta'nda a asansrl bir apartman gibi anlatmak zorunda kaldn; biliyorum. nk biz, orada, Kurtulu'ta o evde seninle on sekiz yl nce bulutuk. Tam be kere. Ne olur inkr etme, beni sevdiini biliyorum."

"Hanmefendi, sizin de dediiniz gibi, her ey ok eskidendi..." dedi Galip. "Artk hibir e hatrlamyorum, her eyi bir bir unutuyorum." "Canm, Cell, Cellciim, bu sen olamazsn. orum. Seni orada zorla tutanlar, zorla konuturanlar ni var? Yalnz msn? Bir tek doruyu syle, beni yllardr sevdiini syle, yeter. On sekiz yl bekledim, bir o kadar daha bekler im. Bana bir kerecik, bir kerecik beni sevdiini syle. Peki, hi olmazsa beni o zaman sevdiini syle, o zaman sevmitim de, telefonu sonsuza kadar kapayacam." "Sevmitim." "C anm de bana..." 349 "Canm..." "Ah hayr, yle deil, iten syle!" "Hanmefendi, ltfen! Ge kalsn. Ben de yalandm, belki siz de gen deilsiniz artk. Ben hayllerinizdeki insan hi lim. Rica ediyorum, bu yaymclk hatasn, dikkatsizliin bize yapt bu souk akay bir a ." "Allahm? Ben ne olacam peki?" "Evinize, kocanza dnersiniz. Sizi seviyorsa affeder. Bir hikye uydurursunuz, sizi seviyorsa hemen inanr. Kocanz, sizi seven sadk kocanz k dan bir an nce evinize dnn." "On sekiz yl sonra seni bir kere daha greyim." "Ben on s ekiz yl nceki o adam deilim hanmefendi." "Hayr, o adamsn. Yazlarn okuyorum. Her eyi yorum. Seni ne ok, ne ok dndm. Syle bana: O kurtulu gn uzak deil, deil mi? O kurt de onu bekliyorum. 'O' sensin. Biliyorum. Daha pek ok kii biliyor. Btn esrar sende. Beyaz atn zerinde deil, beyaz Cadillac'la geleceksin. Herkes bu ryay gryor. Cell'ii ne ok sevdim. Bir kere olsun, hi olmazsa, uzaktan greyim: Bir parkta, Maka Parknda s ana uzaktan bir kere olsun bakabileyim. Saat bete Maka Parkna gel." . . "Hanmefendi, telefonu zr dileyerek kapatacam. Ondan nce, dnyadan elini eteini ekmi yal bir ada ve hibir zaman lyk olmadm sevginize snarak sizden bir ey rica edeceim. Ltfen bana lefonumu nereden buldunuz? Benim adreslerimden hibiri var m sizde? Benim iin ok nemli bunlar." "Sylersem seni bir kere olsun grmeme izin verecek misin?" Bir sessizlik oldu. "Vereceim", dedi Galip. Bir sessizlik daha oldu. "Once adresini sen ver ama ," dedi kadn kurnazca. "Bunca yldan sonra gvenmiyorum sana akas." Galip dnd. Telef ndan bir kadnn -hatta iki kadnn diye dnmt- yorgun bir buharl lokomotif gibi sinirl nefes al duyuluyor, daha arkadaki bir radyodan belli belirsiz bir mzik geliyordu; r adyo programlarnda 'Trk halk m350 zii' diye ilan edilen ve Galip'e aktan, terkediliten ve acdan ok, Babaanneyle Dedenin son yllarn ve son sigaralarn hatrlatan bir mzik. G uzak bir kesinde iri ve eski bir radyo duran oday, o odann teki ucunda elinde telefo n, ypranm bir koltukta oturan gz yal tknefes bir kadn hayl etmeye alt, ama gz yle Dedenin bir zamanlar oturup sigara itikleri iki kat aadaki o oda canland: Rya ile orada 'ben grmedim'oynarlardi. Bir sessizlikten sonra, "Adreslerin..." diye sze bal amt ki Galip, kadn btn gcyle bard: "Hayr, hayr syleme! O da dinliyor. O da bura ruyor beni. Cell, canm syleme adresini, seni bulup ldrecek. Ah, oh, ah!" Son inlemele rle birlikte kulana iyice bastrd ahizeden Galip, tuhaf, 'korkun, madeni grltler ii az tkrtlar; bir iti kak hayl etti. Derken, byk bir patrt duyuldu: Ya bir tabanca p ekitirilen ahize yere dmt. Hemen sonra bir sessizlik balad, ama tam bir sessizlik d di; Galip uzakta hl alan radyoda Behiye Aksoy'un 'apkn,

apkn, seni apkn'larn ve radyo kadar uzak bir kede alayan kadnn hkrklarn iit e ahize, yakndan onun soluk alverileri duyuluyordu, ama bir ey sylemiyordu o kii. Bu s s dzeni ok uzun srd. Radyoda yeni bir ark balad, nefes al veriler, kadnn tekdze . "Alo!" dedi Galip sinirleri iyice bozulunca. "Alo! alo?" "Benim, ben," dedi en sonunda bir erkek sesi; gnlerdir dinledii sesti, her zamanki ses. Olgunlukla, souk kanllkla, neredeyse Galip'i yattrr, tatsz bir konuyu kapatr gibi konumutu. "Emine d er eyi itiraf etli. Onu bulup eve getirdim. Cell Efendi, ireniyorum senden, senin c anna okuyacam!" Uzun ok uzun zamandr, sren bir oyunun hi kimseyi honut etmeyen tatsz cunu aklayan bir hakem gibi, tarafsz bir sesle ekledi: "Seni ldreceim!" Bir sessizlik oldu. "Bir de beni dinlesen," dedi Galip meslek alkanlyla. "Yaz yanllkla yaymland. yazmd." "Brak bunlar, brak," dedi Mehmet. Soyad neydi? "Demin 351 de dinledim, ok da inledim bu hikyeleri. Bunun iin ldrmeyeceim seni; bunun iin ayrca lm hak etsen de. iin ldreceim biliyor musun?" Ama Cell'den -ya da Galip'ten -bir cevap almak iin sormu yordu, cevab oktan'hazrlam olmalyd. Galip alkanlkla dinledi: "Bu miskin lkeyi adam skeri harekta ihanet ettiin iin deil, senin yznden rezil olan o yurtseverlik iine giri o gzpek subaylarla, srm srm srndrlen o mert insanlarla sonralar alay ettiin, st kkrttn bu maceraya, onlar kelle koltukta girerken ve sayg ve hayranlkla sana kaplar be plnlarn aarlarken sen oturduun koltukta rezil ve sinsi hayllere daldn iin, hatta ini kazanarak evlerine girdiin bu alakgnll yurtsever insanlarn arasnda hayllerini sin e uygulayabildiin iin de deil, - ksa keseceim - hepimizin bir ihtill -heyecanna kapld rde bir bunalm geiren zavall karm kandrdn iin de deil, hayr; hepimizi, btn bir zil hayllerini, samasapan kuruntularn, pervasz yalanlarn sevimli aklabanlklar, dokun celikler ve oturakl szler klna sokup he-. pimize, btn bir millete ve en bata da yll yllarca bana yutturabildiin iin ldreceim seni. Benim gzlerim ald artk. Bakalarn rtk. Hikyesini alayla dinlediin o attar var ya, senin bir glle unutacan bu adamn-da amm alacam. Senin izine rastlamak iin btn ehri kar kar gezdiim bu bir haftada yap tek eyin bu olduunu anladm. Bu milletin de, benim de btn rendiklerimizi unutmamz gere or nk. Btn yazarlarmz cenazelerini izleyen ilk sonbahardan sonra unutuun dipsiz kuyu ki sonsuz uykularna terkettiimiz de sen yazmtn." "Hepsine btn kalbimle katlyorum," d alip. "yice boalan hafzamda kalm son krntlardan da kurtulmak iin yazdm u son bir bu yaz iinden elimi eteimi btn btn ekeceimi de sana sylemi miydim? Bu vesileyle, sl bulduunu sorsam?" "Namussuz herif, sorumluluk nedir bilir misin sen, ballk nedir, drstlk nedir, fedakrlk nedir bilir misin? Okuyucularnla alay etmek ya da kandrlm bi lya elenceli bir iaret vermekten baka bir ey hatrlatyor mu bu kelimeler sana? Kar352 d ik nedir bilir misin sen?" CelPi savunmaktan ok, bu son soruyu sevdii iin "bilirim!" diyecekti Galip, ama telefonun ucundaki Mehmet -hangi Mehmet'ti bu Muhammed- ke ndini gayretkelikle youn ve iler acs bir svg saanana vermiti imdi. "Sus, yeter ar aha sonra, kfrleri tkendiinde. Bunu, odann bir kesinde hl alayan karsna syledii i sessizlikte anlad. Kadnn bir ey aklayan sesini ve radyonun kapatldn iitti. "Onu duunu bildiin iin aile ii aklar kmseyen ukala yazlar yazdn," diye devam etti Mehme syleyen ses. "Bu lkenin evlatlarnn yarsnn teyzelerinin oullaryla, br yarsnn da

kzlaryla evlendiklerini bildiin halde, akraba evlilikleriyle pervaszca alay eden rez il yazlar kaleme aldn. Hayr, Cell Efendi, ben hayatta baka bir kz tanma frsat bulama l, akrabalarm dnda btn kadnlardan korktuum iin deil, annemin, teyzelerim ve halalar arn kzlar dnda baka herhangi bir kadnn beni itenlikle sevebileceine, hatta bana sa ml edebileceine inanamadm iin deil, onu sevdiim iin evlendim bu kadnla. Sen ocuklu birlikte oynadn bir kz sevmek nedir, hi dnebilir misin? Sen, yalnzca bir kadn, h a tek bir kadn sevmek nedir, dnebilir misin? imdi senin iin alayan bu kadn ben elli im. Onu ocukluumdan beri seviyorum, anlyor musun, hl seviyorum. Sen hi sevmek nedir bi lir misin? Kendi gvdeni ryanda grr gibi, seni tamamlayan birine zlemle bakmak nedir, bilir misin? Ak nedir, bilir misin sen? Bu kelimeler, masallarna kanmaya oktan hazr o geri zekl okuyucularn iin yaplacak el abukluu marifet rezil bir yaz numaras iin m olmaktan baka bir ey olabildi mi senin iin hi? Sana acyorum, seni kmsyorum, senin i . Btn hayatn boyunca lflarla oynamaktan, kelimeleri evirip evirmekten baka bir ey yapa ildin mi? Cevap ver!" "Sevgili dostum," dedi Galip, "bu benim mesleimdi." "Mesleiy mi!" diye bard telefonun br ucundaki ses. "Aldattn, kandrdn, alaktn hepimizi! O ka ki sana, btn hayatmn bir sefaletler resmi geidi, bir budalalklar ve al353 danlar diz , bir kbuslar cehennemi ve zavalllklar^ kklkler ve bayalklarla kurulmu bir sradan olduunu bana acmaszca kantlayan tantanal bir yazn okuduktan sonra da hak verirdim san . stelik alaldm, kmsendiimi dneceime, byle yce dncelere ve keskin kaleme s r zamanlar ayn askeri darbenin deni-. ze indirildii anda batan gemisinde birlikte bulunmu olmaktan gurur da duyardm. Namussuz herif, o kadar hayrandm ki sana, hayatmd aki btn sefaletin sorurrilusu olarak korkaklm, yalnz benim deil, btn milletin korka de, neden korkak olduumu ne iin, hangi yanlmdan dolay korkakla altm acyla d rkak olduunu bildiim seni ise, bir cesaret ant olarak grrdm. yle tapardm ki sana, ar lerle hi mi hi ilgilenmediin iin herkesinkinden hibir fark olmayan sradan genlik anl da ocukluunun bir ksmn geirdiin eski bir apartmann kavrulmu soan kokan karanlk me ini, hatta hayletli ve cadl ryalarm ve sa-masapan metafizik tecrbelerini anlattn ya eki gizli sakl kerametleri kefetmek iin yzlerce kere okur, karma okutur, akam onunla b u yaz zerinde saatlerce konutuktan ^sonra, inanlacak tek eyin, orada iaret edilen gizl i anlam olduunu dnr ve hibir anlam olmayan o gizli anlam da anladma inandrrdm k zaman bu tr hayranlklara frsat vermek istemedim," diye sze girmiti Galip. "Yalan! Btn az hayaln boyunca benim gibilerini avlamaya altn. Onlara cevaplar yazdn, fotoraflarn in, el yazlarm inceledin, srlar, cmleler, sihirli kelimeler verir gibi yaptn..." "Hep si ihtill ii iindi. Kyamet gn iin, Mehdi'nin gelii, kurtulu saati iin hepsi..." "Ya Ya bu iten vazgetikten sonra?" "Eh bu sayede o okurlar da bir eye inanabiliyorlard en sonunda." "Sana inanyorlard ve sen de buna pek baylyordun... Dinle, o kadar hayra ndm ki ben de sana, parlak bir yazn okuduumda oturduum koltukta tepinirdim, gzlerimden yalar fkrrd, yerimde duramaz, odada, sokaklarda aa yukar yrr, seni dlerdim. Bu o kadar ok haylini kurar, o kadar ok dnrdm ki seni, bir noktadan sonra, sanki ikimiz sndaki kiilik izgisi hayllerimin sisleri ye dumanlar arasnda kaybolurdu. Hayr, hibir an o yazlar kendimin yazdn sanacak kadar kendimden gemezdim. Unutma ki bir akl hastas , yalnzca sadk bir okurunum ben. Ama, senin yazdn o parlak cmlelerin, o ince bulularn dncelerin yaratlmasnda, tuhaf bir ekilde, ilk anda kanitlanamayacak kadar karmak bir lla, sanki benim de bir paym varm gibi

gelirdi bana. Sanki ben olmasaydm, sen o harikalar yumurtlayamavacaktn. Hayr, yanl anl ama; yllarca benden yrttn, bir kere olsun iznimi alma gereini bile duymadan ardn szetmiyorum. Hurufiliin bana ilham ettiklerinden de, yaymlayabilmek iin ne skntlar e m kitabmn son ksmndaki keiflerimden de szetmiyorum hi. Onlar zaten senindi. Anlatmak i tediim, yalnzca ayn eyi birlikte dnm olmak duygusudur; senin baarnda sanki benim b duu duygusu. Anlyor musun?" "Anlyorum," dedi Galip, "buna benzer bir ey yazmtm da.." " vet, hem de aksi bir rastlantyla yeniden yaymlanan o malm yaznda, ama anlamyorsun; an lasaydn nk hemen bana katlrdn. Bunun iin ldreceim seni, ite bunun iin! Hibir za , anlam gibi gzktn iin, hibir zaman hibirimizin yannda olmadn halde, gece ryal ruhlarmza kstaha sokulmay baardn iin. O parlak yazlarda bir paym olduunu kendim k iin, yllar boyunca her yazn yutar gibi okuduktan sonra, anlattna benzer bir dncey le dostluk ettiimiz o mutlu yllarda birlikte dnm ya da konumu olduumuzu, olabilece lamaya alrdm. O kadar ok dnrdm ki bunu, o kadar ok hayl ederdim ki seni, bir hay n hakknda sylenen inanlmaz vgler sanki benim iin syleniyormu gibi gelirdi bana; sanki n de senin kadar nlydm. Senin esrarengiz ve gizli hayatn hakknda karlan dedikodular, ki benim de sradan biri olmadm, en azndan sendeki o tanrsal sihrin bir ksmnn bana d lard; sanki ben de senin kadar bir efsane idim. Heyecana kaplrdm; baka biri olurdum s e355 nin yznden. lk yllarda, ehir Hatlar vapurunda, ellerinde gazete iki vatandan sz ettiklerini iittiimde, "Ben Cell Salik'i tanyorum, hatta ok yakndan!" diye btn g k, onlarn aknlk ve hayranlklarndan zevk almak, seninle ortak srlarmzdan szetmek ge en. Daha sonraki yllarda, bu istek daha da iddetlendi, iki kiinin bir yerde senden szettik-lerini, seni okuduklarn grmeyeyim, hemen, "Beyler, Cell Sa-lik'e ok yaknsnz, a hatta ben Cell Salik'im!" demek isterdim. Bu dnce bana o kadar badndrc, o kadar sa irdi ki, syleyeceimi her dnmde kalbim kt kt atmaya balar, alnmda ter damlacklar yznde greceim hayranl dndke zevkten baylr gibi olurdum. Bu cmleyi bara ba ibir zaman sylemememin nedeni, onu sama ya da abartl bulmam deil, aklmdan geirmemin b yetmesiydi. Anlyor musun?" "Anlyorum." "Yazlarn, kendimi senin gibi zeki hissederek zaferle okurdum. Yalnzca seni deil, beni de alklyorlard, emindim bundan. Biz ikimiz bi rlikteydik nk, biz, o kalabalklardan ok daha baka bir yerdeydik. Seni ok iyi anlyordu Ben de senin gibi sinemalara, futbol malarna, fuarlara, panayrlara giden o kalabalkl ardan artk nefret ediyordum. Hibir zaman adam olmayacaklarn, her zaman ayn budalalklar edeceklerini, ayn masallara kanacaklarn,, en masum gzktkleri o iler acs, gz yaart zavalllk anlarnda bile yalnzca kurban deil, ayn zamanda sulu ya da en azndan su ort larn dnyordun/Kurtarc diye bekledikleri sahtekrlarndan da, en son babakanlarnn e larndan da, askeri darbelerinden de, demokrasilerinden de, ikencelerinden de, sine malarndan da bkmtn artk. Bunun iin' seviyordum seni. Yllarca, her yazndan sonra heye dndm gibi, "te bunun iin Cell Salik'i seviyorum," diyordum ve her seferinde yepyen eyecana kaplarak, gzlerimden yalar akarak seviyordum. Dn blbl gibi a-kyarak eski yaz sl bir bir hatrladm sana kantladmda, byle bir okurun olabileceini tahmin edebiliy "Belki, biraz..." "Dinle o zaman... Kendi ackl hayatmn cra bir noktasnda, 356 bu rezi l dnyamzn yavan ve sradan anlarnn birinde, parmam yontulmam bir hayvann kapad d mekli maama kk bir ek

salamak iin gerekli ktlar hazrlarken be para etmez bir herifin ukallklarna sabretm a kaldmda, yani sefaletimin tam orta yerinde, birden, bir cankurtaran simitine sarlr gibi u dnceye sarlrdm hemen: "Cell Salik ne yapard bu durumda? O ne derdi? Onun gibi anyor muyum acaba?" Son yirmi ylda bu son soru bende bir hastalk oldu. Bir akraba dnnd , havay bozmamak iin herkesle birlikte halay ekerken ya da vakit ldrmek iin gittiim ma alle kahvesinde kt oyununda altmaltda kazanp neeli kahkahalar atarken, birden gene d Cell Salik byle yapar myd?" Btn akamm rezil etmeye yeterdi bu, btn hayatm. Btn mdi ne yapard, Cell Salik imdi ne yapyordur, Cell Salik imdi ne dnyordur, diye sorm rdim. Ama yalnzca byle olmakla kalsayd gene iyiydi. Fazladan, kafama bir de u soru t aklrd: "Cell Salik benim hakkmda ne dnyordur acaba?" Yllar yl, senin bir kere ols lamayacana, dnmeyeceine, aklndan bile geirmeyeceine karar verecek kadar mantm i kle dnerdi: "Cell Salik beni bu halimde grse benim hakkmda ne dnrd acaba?" Sabah kah an sonra, zerimde hl pijamalar, sigara iiime tank olsayd Cell Salik ne derdi? Vapurda nndaki ksa etekli ve evli bayan rahatsz eden serseriye nasl ktm iitseydi Cell kesip ONKA marka klasrlerde sakladm bilseydi acaba Cell Salik ne hissederdi? Onun hakk daki dncelerimi, hayat hakkndaki btn dncelerimi renseydi acaba Cell Salik ne derd kuyucum ve dostum," dedi Galip, "syle bana, niye yllar yl bir kere olsun beni aramadn ?" "Hi dnmedim mi sanyorsun? Korkuyordum. Yanl anlama, yannda klmekten, byle duru a gibi kendimi tutamayp dalkavukluk etmekten, en sradan szlerini bile byk kerametler g bi hayranlkla karlamaktan ya da yle yapmam isteyeceini sanarak, senin hi de istemedii anl bir yerde kahkahalar atmaktan korkmuyorum. Tek tek binlerce defa hayl ettiim bu sahnelerin tesindeydim ben." 357 "O sahnelerin akla getireceinden de zekisin," ded i Galip, efkatle. "Seninle karlatktan, imdi sylediim cinsten hayranlk ve dalkavukluk ini btn itenliimle syledikten sonra, senin de benim de baka syleyecek, anlatacak hibi bulamayacamzdan korkuyordum." "Ama grdn gibi, hi de yle olmad," dedi Galip. "Tatl el kaynatyoruz, bak." Bir sessizlik oldu. "Seni ldreceim," dedi ses. "Seni ldreceim! S nin yznden hibir zaman kendim olamadm." "Hibir zaman kendisi olamaz insan." "ok yazmt nu, ama benim gibi hissedemezsin sen bunu, bu gerei benim kadar anlam olamazsn... 'Es rar' dediin ey, bunu anlamadan anlamand, anlamadan bu gerei yazman. nk insan bu gere i olamadan kefedemez. Kefederse de kendisi olamam demektir. kisi ayn anda doru olamaz. Paradoksu anlyor musun?" "Ben hem kendimim, hem de bir bakas," dedi Galip. "Hayr, btn yreinle inanarak sylemiyorsun," dedi telefonun br ucundaki adam. "Bu yzden leceksin i Yazlarnda yaptn gibi, inandryorsun, ama kendin inanmyorsun ve kendin inanmadn ii aaryorsun. Ama inandrabildikle-rin, senin inanmadan inandrabildiini anlaynca korkuya k aphyor-lar." "Korku?" "Esrar dediin o eyden, anlamyor musun, o belirsizlikten, yaz de nen sahtekarln oyunundan, harflerin karanlk yzlerinden korkuyorum. Yllarca, yazlarn en, hem orada, okuduum yerde, koltuumda ya da masamn banda, hem de bambaka bir yerde, hikyeleri anlatan yazarn yannda bir yerde olduumu duyardm. nanmayanlarca inandrldn dir biliyor musun sen? Seni inandranlarn aslnda inanamadklarm bilmek? Senin yznden ken im olamadm iin ikyet etmiyorum. Fakir ve ackl hayatm zenginleti, kendi bktrc

yavanlmn karanlndan kp sen oldum bylece, ama 'sen' dediim sihirli eyden de emin miyorum, ama bilmeden biliyordum. Bil358 mek denebilir mi buna? Otuz yllk karm yeme k masasna ksack bir mektup brakp hibir ey aklamadan kayplara kartnda nereye gi ama bunu bildiimi bilmiyormu-um. Bilmediim iin, ehir kazan ben kepe gezerken, seni de l onu aryordum. Ama onu ararken, gene farknda olmadan seni de aryordum, nk sokak sokak stanbul'un esrarn zmeye alrken, daha ilk gnden aklmda u korkun dnce de vard ken karmn beni terk ettiini renseydi Cell Salik ne derdi bu ie?" Bu durumun 'tam Cell lik'lik bir durum' olduuna karar vermitim. Her eyi sana anlatmak istiyor-, dum. Bu konunun yllardr arayp da bulamadm, tam seninle konuulacak konu olduunu dnyordum. o kadar kapldm ki, yllardr ilk defa seni aramaya cesaret ettim, ama bulamyordum, yok tun, hibir yerde yoktun. Biliyordum, ama bilmiyordum. Yllar boyunca, belki bir gn a rarm diye edindiim telefon numaralarn vard. Onlar aradm, yoktun. Akrabalarn aradm, s ek seven halan, sana tutkuyla bal vey anneni, -sana olan ilgisini emleyemeyen baban, a mcan, hepsi pek ilgililer seninle, ama sen yoktun. Milliyet Gazetesine gittim, or ada da yoktun. Gazetede seni arayan bakalar da vard, seni ngiliz televizyoncularla grt ek isteyen amcann olu, kzkardeinin kocas Calip. Bir igdyle onun peine takldm. Bu uykudagezer Cell'in yerini bilir diye dnyordum. O biliyordur, stelik bildiini de bili ordur diyordum kendime. stanbul'un iinde bir glge gibi onu takip ettim. O nde, ben b iraz uzakta, arkasnda, sokaklardan getik, ta hanlara, eski dkknlara, camdan pasajlara , kirli sinemalara girdik, Kapalar'y kar kar gezdik, kaldrmsz kenar mahallelere g den getik, karanlk kelere, stanbul'un bilinmeyen mahallelerine daldk, tozun, amurun, p sliin iine girdik. Hibir yere varmyorduk>e gene gidiyorduk. Btn stanbul'u tanyormu g orduk ve hibir yeri tanmyorduk. Onu kaybettim, yeniden buldum, gene kaybettim; gene buldum, sonra gene kaybettim, sonunda o beni sala bir pavyonda buldu. Orada, bir masann evresinde oturan kalabalk, hepimiz bir hikye anlattk. Hikye anlatmay severim b n, ama dinleyici bulamam. Bu sefer dinliyorlard. Anlattm hikyenin ortasnda, dinleyicil erimin merakl, sabrsz baklar, yzmden hi359 kyenin sonunu okumaya alrken, byle d lduu gibi, hikyemin sonunun yzmden anlalmasndan ben korkarken ve hikye ile bu dnce snda gidip gelirken karmn sana katn anladm. "Cell'e katn biliyormuum," diye d ldiimi bilmiyormuum. Aradm ey bu ruh durumu olmalyd. Kendi ruhuma alan bir kapdan bir leme en sonunda girmeyi baarmtm. Yllar sonra, ilk defa istediim gibi hem bir bak em de kendim olmay baarabilmitim. Bir yandan, "Bu hikyeyi bir ke yazarnda okumutum," e bir yalan atmak geliyordu iimden, bir yandan da, yllardr peinden kotuum bir huzura e n sonunda gmlebildiimi hissediyordum. stanbul'u sokak sokak gezerken, karmakark kaldr da, amurlu dkkn nlerinde yrrken, vatanda yzlerindeki kederi seyrederken, seni nerede abilirim diye eski yazlarn okurken, dehetle sezdiin bir duyguya benziyordu bu lanet o las huzur. Ama hikyemi bitirmi ve karmn nereye gittiini anlamtm artk. Daha nce,.hi n garsonun, fotorafnn, uzun boylu yazarn hikyesini dinlerken de az nce anladm eyin nucunu grmtm. Btn hayatm boyunca aldatlmtm, btn hayatm boyunca kandrlmtm! er sana bir ey ifade ediyor mu?" "Ediyor." , "Dinle o zaman. Yllardr 'esrar' diye b izleri peinden koturduun gerein u olduuna karar vardim; senin de bilmeden bil- J diin nlamadan yazdn gibi: Kimse kendisi olamaz bu lkede! Yenikler ve ezikler lkesinde varo lmak bir bakas olmaktr. Bir bakasym, o halde varm! Peki, yerinde olmak iin can att akas da sakn bir bakas olmasn? Aldatldm, kandrldm dediim ey budur. nk kendisi n karsn elinden almazd benim inandm ve okuduum kii. O gece-yars, o pavyonda, masan oturup hikye anlatan '; orospulara, garsonlara, fotoraflara,

aldatlm kocalara bararak demek isterdim ki: "Ey yenikler! Ey ezikler! Ey lanetliler! Ey unutulmular! Ey nemsizler! Korkmayn, kimse kendisi deildir, kimse! Yerinde olmak istediiniz krallar, mutlular, padiahlar, nller, yldzlar, zenginler de yle. Onlardan ku tulun! O zaman size sr diye verdikleri hikyeyi onlarn yokluuyla siz bulmu ola360 caksn . ldrn onlar! Kendi srrnz kendiniz kurun, kendi esrarnz kendiniz bulun! Anlyor mu i bir fke ve intikam duygusuyla deil, aldatlan kocalarn ou gibi, beni iine ektiin ye aya girmek istemediim iin ldreceim seni ben. Btn stanbul, btn harfler, yazlarna y iaretler ve yzler de gerek esrarna kavuacak o zaman. 'Cell Salik Vuruldu!' diye yazac ak gazeteler: 'Esrarengiz Cinayet'. Hibir zaman zlemeyecek 'Anlalmaz Cinayet.' Belki d yamzn hi olmayan anlam iyice kaybolacak, szn ettiin kyamet gnne, Mehdi'nin geliin kargaa olacak stanbul'da, ama benim iin, biroklar iin kaybolan esrarn kefi de bu olac nk bu iin arkasndaki srr kimse zemeyecek. Senin yardmnla bastrabildiim alakgn e senin de pek iyi anladn esrarn kefinden, yeniden kefinden baka ne olabilirdi ki bu?" "Hi de yle olmaz," dedi Galip. "Sen istediin kadar esrarl bir cinayet ile, onlar, o m utlular ve ezikler, budalalar ve unutulmular hemen elele verip bu ite bir esrar ol madn kantlayan bir hikye uydururlar. Uydurduklar hzla inanacaklar bu hikye benim l kumpasn renksiz bir paras ekline sokar hemen. Daha cenazem kaldrlmadan, herkes bunun milli btnlmz tehlikeye sokan bir kumpasn ya da yllardr sren bir ak ve kskanlk duuna karar verir hemen. Meer katil esrar kaaklaryla askeri darbecilerin bir aletiymi er herkes; meer cinayet Nakibendi tarikatyla, rgtlenmi ak lellallarnca ilettirilmi, n padiahn torunlaryla bayramz yakanlar dzenlemi bu kirli ii, meer demokrasimize ve etimize kastedenlerle en son Hal seferini hazrlayanlar da bu numarann iindeymiler!" "s anbul'un ortasnda, p ynlarnn zerzavat artklarnn, kpek leleriyle Milli Piyango bi a, amurlu bir kaldrmda, esrarengiz bir ekilde bulunan nl bir ke yazarnn cesedi... D de bir yerde, gemiimizde, hatralarmzn tortusu iinde, kelimelerin ve cmlelerin arasnd utuluun kysndaki bir esrarn hl aramzda tebdil gezdii bu esrar bulmamz gerektii, b e bundan baka nasl anlatlabilir?" "Otuz yllk yaz deneyimimle sylyorum," dedi Galip, " 1 bir ey hatrlamazlar, hibir ey. stelik beni bulup bu ii yadan kl eker gibi becerebi de kesin deil pek. Olsa olsa, pisi pisine yanl bir yerimden yaralarsn beni. Sonra, sen karakolda sk bir dayak yerken -ikenceden hi szetmeyeyim- ben, senin hi de istemedi n bir biimde, bir kahraman olur, gemi olsun ziyaretine gelen Babakan'm budalalklarna s abretmek zorunda kalrm. Emin ol, hi demez! Dnyann arkasnda eriemeyecekleri bir sr ol inanmak istemiyorlar artk." "Btn hayalmn bir aldan, souk bir aka olmadn kim kan "Ben!" dedi Galip. "Dinle..." "Birev? Hayr, istemiyorum..." "nan bana, ben de seni n kadar inanmtm." "nanaym!" diye istekle bard Mehmet. "Kendi hayatmn anlamn kurta naym, ama hayatlarnn kayp anlamn ellerine tututurduun ifrelerle hecelemeye alan y e olacak? Almanya'dan hi dnmeyecek ve onlar da hibir zaman oraya armayacak nianllar ken, senin onlara vaad ettiin cennet gnlerinde kullanacaklar mobilyalar, portakal skm a makinelerini, balk bal lambalar ve dantelli araflan ancak yazlarn sayesinde hayl e en hlyal bakireler ne olacak? Cennette yerleecekleri tapulu apartman dairelerinin p lanlarn senin yazlarnda rendikleri bir yntemle kendi yzlerinde grmeyi baaran emekli iletileri ve bu sefil lkeyi, hepimizi kurtaracak Mehdi'nin Arnavut kaldrml sokaklarda grnecei gnn ebced yntemiyle hesabn senin yazlarndan aldklar ilhamla yapabilen ka rlaryla havagaz tahsildarlar ve simitilerle eskiciler ve

dilenciler -gryorsun senin kelimelerinden kurtulamyorum hi- ve bizim Karsl anarmzla, a adklar efsanevi kuun kendileri olduunu senin sayende anlayacak okurlarn, ackl okurlar e olacak?" "Unut" dedi Galip, telefondaki sesin alkanlkla listeyi uzatmasndan korkar ak. "Unut onlar, unut hepsini, dnme onlar. Tebdil gezen son Osmanl padiahlarn dn. al olduklar iin belki hl saklad bir paras, altn ya da bir srr vardr diye ldr ence eden Beyolu haydutlarnn geleneksel yntemlerini dn, iki bin beyz ber- 362 ber rlarna 'Hayat', 'Ses', 'Pazar', 'Posta', '7 Gn', 'Yelpaze', 'Peri', 'Rev', 'Hafta' gibi dergilerden kesilerek aslm cami, dansz, kpr, Trkiye gzeli ve futbolcu resimlerin siyah beyaz orijinallerinin zerine frayla renk sren gazetedeki rtuularn g neden he mavisine ve amurlu topraklarmz niye hep ngiliz imeni yeiline boyadklarn dn. Dar. rkutucu apartman merdivenlerimizdeki binbir eit koku kaynan ve kokulardan oluan onbinl erce eit karm tasvir edebilecek yzbinlerce kelimeyi bulabilmek iin kartrlmas ger eri dn." "Ah, namussuz yazar seni!" "ngiltere'den Trkler'in ilk satnald buharl gemi Swift olmasndaki esrar dn. Kahve falna merakl olduu iin mr boyunca itii binlerce nin telvesini ve telvenin zerine ald fincanlarn resimlerini yapan ve faln syledikler e resimlerin kenarlarna gzel yazsyla yazarak yz sayfalk elyazmas bir eser brakan s ttatn simetri ve dzen tutkusunu dn." "Ama bu sefer kandramayacaksn beni." "ki bin be a ehrimizin bahelerine kazlm yz binlerce kuyu, apartman temeli yaplmak zere ta ve be doldu-rulunca, ilerindeki akreplerin, kurbaalarn, ekirgelerin boy boy, il il Likya, F rigya, Roma, Bizans, Osmanl altnlarnn, yakutlarn, elmaslarn, halarn, tasvirlerin, yas ikonlarn ve kitap ve risalelerin, define planlarnn ve faili mehul cinayetlere kurban gidenlerin talihsiz kafataslarnn..." . "Gene emsi Tebrizi'nin kuyuya atlan cesedi h a?" "...zerlerinde tayacaklar betonu, demirleri, apartman dairelerini, kaplar, yal ka aralan kirli trnak gibi kararm parkeleri, dertli analar, fkeli babalan, kaps kapanmaz dolaplar, kzkardeleri, vey kzkardeleri..." "emsi Tebrizi sen mi oluyorsun? Deccal sen isin? Mehdi?" "...vey kzkardele evli amcaolunu, hidrolik asansr, asansrdeki aynay..." vet, evet yazmtn btn bunlar." "...ocuklarn kefedip oynad gizli keleri, eyizlik , dedenin dedesinin am valisiyken inli bir tacirden ald ve hl kimsenin kyamad ipek Bana olta atyorsun deil mi?" "...hayatmzn btn esrarn dn. Eski celltlarn idamdan arnn ibret tanda sergilenecek kellelerini gvdeden ayrdklar keskin usturaya 'ifre' de inin srrn dn. Satran talarn bir byk Trk ailesine gre yeniden adlandran emekli iri 'baba', fili 'amca', at 'teyze' ve piyonlar 'ocuklar' diye deil, 'akallar' diye a dlandrmasndaki bilgelii dn." "Biliyor musun, bizlere ihanet ettikten sonra, onca ylda ir kere grdm seni, galiba, tuhaf bir Hurufi Fatih Sultan Mehmet kyafeti iinde..." "A lelade bir akam, evinde masaya oturup saatlerce Divan iirinden muammalar, gazetede n bilmeceler zen adamn sonsuz huzurunu dn. Masann zerindeki lambann aydnlatt k dnda odadaki her eyin, kllklerin, perdelerin, saatlerin, zamann, hatralarn, aclarn , aldatlmann, fkenin, yenilginin, ah yenilgilerimizin karanlkta kalacam dn. Harfleri dan saa ve yukardan aaya iaret ettikleri esrarl bolukta duyacan yerekimsizlik tad et deitirmenin o doyum olmaz tuzaklaryla karlatrlabileceini dn." "Bak dostum," de n br ucundaki ses, Galip'i artan ibilir bir havayla, "btn tuzaklar, btn oyunlar, ve ikizlerini unutalm

imdi; hepsini getik, hepsini atk. Evet, sana tuzak kurmutum, ama skmedi. Biliyorsun ya , aka gene syleyeyim. Telefon defterinde adn olmad gibi, ne bir askeri darbe vard, n bir dosya! Seni seviyoruz, hep seni dnyoruz, ikimiz de hayranz, sahiden hayranz sana. Btn hayatmz seninle geti, daha da geecek. imdi, unutulmas gereken her eyi unutalm. ne'yle sana gelelim. Hibir ey olmam gibi yaparz, hibir ey olmam gibi konuuruz. imd bi, gene saatlerce anlatrsn. Ne olur, evet de! nan bize, ne istersen yaparm, ne iste rsen getiririm!" Galip, uzun bir sre dnd. "Benim sendeki telefonlarm, adreslerimi ver! dedi sonra. "Vereyim hemen, ama unutamam onlar." 364 "Ver sen." Adam defteri get irmeye gittiinde telefonu kars ald. "nan ona," dedi fsldayan bir sesle. "Bu sefer ger en piman, samimi. Seni ok seviyor. Bir delilik yapacakt, oktan cayd. Ne yaparsa bana yapar artk; sana bir ey yapmaz, korkaktr, ben kefilim. Her eyi yoluna koyduu iin Allah a krediyorum. Akam senin o ok sevdiin mavi damal etekliimi giyeceim. Canm sen ne ist an, o da, ben de, ikimiz de, yapacaz; ne isti-': yorsan! Sana unu da syleyeyim: Senin gibi olabilmek iin o, : hem senin gibi Hurufi Fatih Sultan Mehmet kyafetlerini, he m de sizin btn ailenizin yznde grd harflerden..." Kocasnn ayak sesleri yaklanca s onu koca alnca, Galip, Cell'in br telefonlarn ve adreslerini, her birini defalarca tek rar ettirerek yanbamdaki raftan kard bir kitabn ('Kiilikler' La Bruyere) en son sayf ikkatle yazd. Daha nce tasarlad gibi, fikrini deitirdiini, onlarla grmek istemedi yranlarnn hibiri ile kaybedecek daha fazla vakti olmadn syleyecekti sonra onlara. Ama n anda cayd. Aklnda baka bir dnce vard. ok sonralar, o gece olup bitenleri doru-yan hatrladnda, "Galiba bir meraka kaplmtm," diye dnecekti. "Kar kocay uzaktan da o olsun grmek merakna. CelFle Rya'y bu telefon numaralan ve adreslerle bulduumda, onlara yalnzca bu inanlmaz hikyeyi, telefon konumalarn deil, kar kocann nasl gzktkleri ni, ne giydiklerini de anlatabilmek istiyordum belki de." "Evimin adresini verme yeceim," dedi. "Ama baka bir yerde buluabiliriz. Akam saat dokuzda, Nianta'nda, Alaadd n'in dkknnn nnde mesel." Bu kadar bile kar kocay o kadar mutlu etti ki, Galip telef cundaki teekkr havasndan huzursuz oldu. Akam gelirlerken yanlarnda bademli bir kek mi getirsinler isterdi Cell Bey, yoksa mr Pastanesinden petit fourlar m, yoksa uzun uz un oturup konuacaklarna gre, fndk, fstk ve byk bir ie konyak m? Yorgun koca: "F yonumu da getireceim, yz resimlerimi de, liseli kzlarn fotoraflarn da!" diye barp t korkutucu 365 bir kahkaha atnca, Galip, ak bir konyak iesinin kar koca arasnda uzun b r sredir durduunu anlad. Buluma yer ve saatini istekle tekrarlayarak telefonlar kapadl ar. 366 ON DRDNC BLM ESRARLI RESMLER "Esrarm Mesne\'i'clen aldm" eyh Galip 1952 yaz tam bir tarih vermek gerekirse, hazirann ilk cumartesisinde, yalnz stanbul'un ya d a Trkiye'nin deil, Balkanlar ve Orta Dou'nun en byk batakhanesi, Beyolu'nd kerhaneler okandan, ngiliz Konsolosluu'na kan dar sokaklarn birinde ald. Bu mutlu tarih, ayn lt aydr sren iddial bir resim yarmasnn da sonulanmasna denk dyordu. Daha sonraki llac' ile Boaz'n sularnda kaybolarak iyice efsaneleecek olan zamann en nl Beyolu hay iletmesinin giriindeki geni hole stanbul resimleri yaptrmak istemiti nk. Hayr, nl resimleri slm'n yasaklamalar yznden pek geri kaldmz bu sanat (resmi diyorum, oros desteklemek iin deil,

zevk sarayna stanbul'un ve Anadolu'nun drt bir yanndan gelecek sekin mterilerine mzik srar, iki ve kzlar kadar stanbul'un gzelliklerini sunabilmek iin yaptrmt. Ellerinde yeler, Batl kbik ressamlar taklit edip kyl kzlarmz baklava ekline sokan akademili , yalnzca bankalardan sipari kabul ettikleri iin haydutu-muzu geri evirince, o da tar a konaklarnn tavanlarn, yazlk sinemalarn duvarlarn, panayrlarda ylan yutanlarn ad abalaryla kamyonlar enlendiren ressamlara, tabelaclara, boyaclara haber salmt. Aylar ra ortaya kan iki zenaatkrn ikisi de, gerek sanatlar gibi, birbirlerinden daha iyi old klarn iddia edince, haydutumuz bankalardan ald bir ilhamla ortaya yklce bir para koyar k iki iddiac ressam arasnda 'En Gzel stanbul Resim Yarmas'm am, saraynn giriinde ar hrsl zenaatklara vermiti. Birbirlerini kukuyla karlayan ressamlar, daha ilk gnden rlarnn arasna kaln bir perde gerdirmilerdi. Yz seksen 367 gn sonra, zevk saraynn a fitilli kzl kadifeyle kapl yaldzl koltuklar, Grdes hallar, gm amdanlar, kristal atrk fotoraflar, porselen takmlar, sedef kakmal sehpalarla dolu giri holnde ayn yama e hl duruyordu. Batakhanenin ad, resmi kaytlarda Klasik Trk Sanatlarn Yaatma Kulb o etii iin, aralarnda valinin de resmen bulunduu sekin kalabaln iindeki patron, uval perdeyi ekince, konuklar bir duvarda 'ahane' bir stanbul resmi, teki duvarda, o res mi, gm amdanlarn nda, olduundan daha da parlak, daha da gzel, daha da ekici gst dler. Tabii ki dl aynay koyan ressama gitti. Ama yllar boyunca batakhaneye den mteri ou duvarlardaki inanlmaz grntlerle yle bir byleniyorlard ki, her iki eserden de ay lar alarak, bu aldklar tatlarn esrarn anlamak iin duvarlar arasnda aa yukar gidip serleri saatlerce seyrediyorlard da. Birinci duvardaki sefil ve hznl sokak kpei, kars i aynada, hem hznl hem kurnaz bir kpee dnyor, tekrar birinci duvardaki resme dnld er, aslnda, orada da kurnazln resmedildii, stelik kpekte insan kukulandran bir hare olduu seziliyor, derken aynaya dnp yeniden bakldnda, hareketin anlamn sezdirecek ba uhaf kprtlar ve belirtiler grlyor, ama bu sefer de iyice akl karan seyirci, bir kou n birinci duvara dnp asl resme bakmamak iin kendini g tutuyordu. Bir seferinde, hznl gezindii sokan ald meydandaki kr emenin, aynada akr akr aktn grmt yal ktn hatrlayan unutkan bir ihtiyarn telayla tekrar resme dndnde, emenin kuru old n aynaya dnp sularn daha da gr aktna tank olduktan sonra, buluunu 'zevk kadnlaryla istemi, ama resmin ve aynann bitip tkenmeyen oyunlarn oktan kanksam konsomatrisleri isizliiyle karlanca, kendi kapal hayatna, anlalamamakla gemi mrnn yalnzlna sarayda alan kadnlar, konuya bsbtn ilgisiz olma dklar gibi, i skntsyla birbirl ar anlatarak pi368 . nekledikleri karl k gecelerinde, resmin ve karsndaki aynann ; si li oyunlarn misafirlerinin kiilii konusunda elenceli bir mi-' henk ta olarak kullanrl Resimle aynadaki grnt arasndaki esrarl uyumazlklar hi farkedemeyen aceleci, duyars mterileri vard: Bunlar ya srekli kendi dertlerini anlatrlar ya > da birini dierinde dklar konsomatrislerden tek bir eyi, btn erkeklerin istedii o eyi bir an nce elde etm beklerlerdi yalnzca. Aynayla resmin oynamasn iyice farkedip, bunu '..; nemsemeyenler vard; felein emberinden gemi, hibir eyi umursamayan ve korkulmas gereken pervaszlard r. Ya da aresiz bir simetri hastalna yakalanm gibi, aynayla resim ara- sndaki tutars an nce dzeltilmesini ocuk gibi tutturarak, huzursuzluklaryla konsomatrislerin, garso nlarn, kabadaylarn ensesinde boza piirenler vard.

Bunlar, eli sk, hesapl kiilerdi; ne ierken dnyay unutabilirlerdi, ne de seviirken; he i bir dzene sokma saplantlar onlar baarsz bir dost ve baarsz bir k yapard yaln erinin aynann ve resimlerin cilvelerine altklar bir zamanda, parasnn gcnden ok koru natlarnn efkatiyle pavyonu sk sk ereflendiren Beyolu komiseri, birinci duvarda karanl ir sokakta eli tabancayla resmedilmi kabak kafal karanlk kiiyle, aynada gz gze geldiin e onun yllardr zmle-nememi nl 'ili Meydan Cinayeti'nin katilinin ta kendisi olduu ara aynay yerletiren sanatnn esrar bildiini ileri srp, kimlii konusunda soruturmay Kaldrmlardan akan kirli sularn kebalarndaki zgaralara bile ulaamadan buharlat s yap yap gecesinde, babasnn Mercedes'ini parkedilmez levhasnn nne brakan bir aaol bul'un bir kenar mahallesindeki hal dokuyan iyi ev kznn, yllardr arayp da bulamad g vgilisi olduuna hkmetmi, ama resmin kendisine dndnde, orada babasnn kylerinin birin n mutsuz ve renksiz kzlardan biriyle karlamt yalnzca. Daha sonraki yllarda, Cadillac r gibi Boazn akntsna srerek dnyann iindeki dier dnyay kefedecek patron iin ise, , ho rastlantlar ve dnyann iindeki esrar, ne resmin, ne de aynann birer oyunuydu; esra rdan 369 ve rakdan kafalar bulan mteriler mutsuzluun ve hznn bulutlarna ktklar bi larnn iindeki eski ve mutlu bir dnyay kefediyorlar, bu kayp cennetin esrarn bulmann sevinci iinde, hayallerindeki muammalar gzlerinin nndeki suretlerle kartryorlard. B gerekiliine ramen, nl hay-dutun, pazar sabahlan, yorgun anneleri kendilerini sinemaya gtrsn diye bekleyen pavyon kadnlarnn ocuklaryla birlikte, tpk gazetelerin pazar eki ilmeceyi zer gibi, 'ki Resim Arasndaki Yedi Fark Bulalm' oyununa neeyle katld da g lar, anlamlar, artc deiiklikler yedi deil, sonsuzdu. nk birinci duvardaki stanbul ne kadar teknik adan at arabas ya da panayr resimlerini hatrlatyorsa da, ruh asndan i karanlk ve rpertici gravrleri, konunun ele aln bakmndan da zengin bir freski ar eskin zerindeki iri bir ku, aynada efsanevi bir ku gibi ar ar kanat rpyor, eski ah arn boyasz cepheleri, aynada korkun yzlere dnyor, bayram yerleri, atlkarncalar ayna renkleniyor, btn o eski tramvaylar, at arabalar, minareler, kprler, katiller, muhall ebiciler, parklar, ky kahveleri, ehir hatlar vapurlar, yazlar, sandklar bambaka bir iaretleri olup kyorlard. Ressamn tatl bir akayla, kr bir dilencinin eline tututurd ara kitap, aynada ikiye ayrlm, iki anlaml, iki hikyeli bir kitaba dnyor, birinci duv dnde kitabn batan sona tek bir kitap olduu, esrarnn da iinde kaybolduu anlalyord ki eski eserlerinin anlaryla ressamn, birinci duvara krmz dudakl, baygn bakl, iri resmini izdii sinema yldzmz, aynada btn bir milletin yoksul dm iri gsl anasn ulutlu baklar, anann ana deil, yllardr yatlan evli kar olduunu dehet ve zevkle fark u. Ama sarayn ziyaretilerini asl dehete dren ey, ressamn eserinin her yerine kpr k ii o bitip tkenmeyecek gibi oalan insanlarn, kprleri dolduran korkun kalabalklarn a yzlerinde beliren yeni anlamlar, tuhaf iaretler, bilinmeyen dnyalard. Resme bakldnda ertli, kederli, sade bir vatanda olarak ya da hayatndan memnun alkan ve ftr apkal 370 r kii olarak grlen birinin yznn, aslnda aynada gzkt gibi bir haritann, bir esrar mu bir hikyenin izleriyle kaynatn sezmek, kadife koltuklar arasnda gidip gelen ve bir eri bir geri yrrken kendi grntsnn de aynann iine yerletiini anlayan kafas bulutlu retisinde, kendisinin de pek az sekin kiinin bildii bir srrn farkna varm biri olduu uyandrrd. Konsomatrislerin paa gibi

davrandklar bu kiilerin, resmin ve aynann arkasndaki srr zene kadar rahat durmadkla a, muammaya bir zm yaktrana kadar nice yolculuklar, servenleri, kavgalar gze aldkl bilinirdi. Yllar sonra, pavyon patronunun Boaz sularnn bilinmezlii iinde kaybolmasndan da yllar sonra, gzden den pavyona gelen Beyolu komiserinin de, bu huzursuz kiilerden b iri olduunu, yal konsomatrisler kederli yznden hemen anladlar. Eski ve nl 'ili Meyd eti'nin srrn zmek iin yeniden aynaya bakmak istiyormu bu adam. Ama bir hafta nce, kad da para meselesinden ok, isizlik ve i skntsndan kan bir kabaday kavgasnda iri ayn arn zerine an-grdayarak, para para inip krldn sylemiler ona. Bylece, emeklili cam krklar arasnda, ne faili bilinmeyen cinayeti, ne de aynann arkasndaki srr anlayab i. 371 ON BENC BLM hikAyec deil, hikye "Benim yaz yntemim, beni kim dinliyor diye aktan' ok,' yksek sesle dnmeye ve kendi keyiflerimi izleme\c davanr. De Quineey Telefo ndaki ses Aladdin'in dkknnn nndeki bulumann kararlatrlmasndan az nce Galip'e Ce on numarasn yazdrmt. Galip, Cell ile Rya'y bu telefonlardan birinde bulacandan o k di ki, gzlerinin nnde, Rya ve Cell'i yeniden grebilecei sokaklar, apartman daireleri v kap eikleri canlanyordu. Onlar grr grmez, Cell ile Rya'nn anlatacaklar gizlenme n i ilk cmlesinden balayarak btnyle mantkl ve hakl bulacan biliyordu. Cell ve Rya' rinden de emindi: "Galip, biz de seni ok aradk, ama evde de, yazhanede de yoktun. N erelerdeydin?" Galip saatlerdir oturduu koltuktan kalkt, Cell'in pijamalarn kard, yk a oldu, giyindi. Aynada yzne bakarken zerinde aka seebildii harfler ne esrarengiz bi pasn ya da delice bir oyunun uzants, ne de kendi, kimlii konusunda kukular uyandrabile cek bir grsel yanlsama olarak gzkt. Bir eini Silvana Mangano'nun kulland pembe Lux s ya da aynann nndeki eski tra ba gibi, harfler de gerek bir dnyann parasydlar. liyet gazetesinde, Cell'in kesinde yaymlanan kendi cmlelerini, bir bakasnn cmleleriy i okudu. Cell'in resminin altnda yaymlandna gre Cell'in cmleleri olmalyd bunlar. Galip bu kelimeleri kendisinin yazdn da biliyordu. Bu durum ona elikili deil, tam ters ne, anlalabilir dnyann bir uzants olarak gzkt. Elindeki adreslerin birindeki bir evd 'in kendi kesinde yaymlanan bir bakasnn yazsn okuyuunu hayl etti, ama Cell'in bu saldr ya da sahtekrlk olarak grmeyeceini tahmin edebiliyordu. Byk bir ihtimalle, yaz di eski bir yazs ol372 madiini bile karamayacakt. Ekmek, tarama, dil ve muzla karnn d rduktan sonra, gerek dnya ile olan balarn daha da salamlatrmak iin yarda brakt oymak istedi. Birlikte baz siyasi davalara baktklar bir avukat arkadan arad, cil bir culuk yznden gnlerdir stanbul dnda olduunu syledikten sonra, bir davada ilerin her gibi ar gittiini, bir baka siyasi davada ise kararn aklandn ve mvekkillerinin gi gt kuranlara yataklk etmekten altar yla mahkm olduklarn rendi. Az nce okuduu gaze bere, kejdisiyle hibir ilikisini kuramadan bir gz attn hatrlaynca fkelendi. Kime, ekeyle duyduunu ak seik karamad bir fkeydi bu. Yaplacak en doal ey buymu gibi on etti. "Rya karsa," diye dnd, "ona da ben bir oyun oynayaym." Sesini deitirip Gal ayan biri olduunu syleyecekti, ama telefon almad. skender'i arad. Ona Cell'i bulmak olduunu anlatacak, ngiliz televizyoncularnn daha ne kadar stanbul'da olacaklarn soraca t. "Bu son

geceleri," dedi skender. "Yarn sabah erkenden Londra'ya gidiyorlar." Galip, Cell'i bulmak zere olduunu anlatt. Cell de, nemli baz konularda aklama yapmak iin ngiliz t oncularla grmek istediini sylemiti; bu grmeye o da ok nem veriyordu. "O zaman, ben iin onlar kesin ayarlayaym," dedi skender. "Onlar da ok istiyorlar nk." Galip, "imdi urada," olduunu syleyerek ahizenin zerinden okuduu telefon numarasn skender'e verdi. H Halann numarasn evirdi, sesini deitirip kalnlatra-rak, Cell Beyi bugnk yazsnda isteyen sadk bir okuru ve hayran olduunu aklad. Dnyordu: Rya'dan ve kendisinden h adklar iin karakola gitmiler miydi? Yoksa hl zmir'den dnmelerini mi bekliyorlard? Ya a onlara urayp her eyi anlatm myd? Btn bu arada, Cell'-den hi ses km myd? H ada olmadn, gazeteden aranmasn syleyen arbal szleri, bu sorulara bir aklk geti hi. Saat ikiyi yirmi gee, Galip, 'Kiilikler'in son sayfasndaki yedi telefon numarasn b ir bir aramaya balad. 373 Bu yedi numarada hi tanmad ailelerin ve herkesin tand ge arn, kaba ve crlak sesli amcalarn, kebap dkknlarnn, telefonlarnn eski sahiplerini rak etmemi ukal emlkilerin, krk yldr ayn telefonun sahibi olduunu syleyen hanmefen rzinin ve akam eve ge dnen yeni evlilerin oturduunu anladnda saat sekiz olmutu. Telef arla bouurken bir ara karaaatan dolabn alt raflarnda, daha nceden kartrp ilgilenme artpostallarla dolu bir kutunun dibinde on tane fotoraf bulmutu. Bir Boaz gezintisi nde, Emirgn'daki nl nar aacnn altndaki kahvede, kravatl ceketli Melih Amca, genli benzeyen gzel Suzan Yenge ve Cell'in peine takt tuhaf bir arkada deilse, Emirgn Cam mam olabilecek biriyle birlikte, on bir yandaki Rya, Cell'in elinde olduu anlalan fot makinesine merakla bakyor... zerinde ilkokul ikiden e getii yaz giydii askl elbise, Vasf ile birlikte, Hle Halann iki aylk kedisi Kmr'e akvaryumdaki balklar gsterirken, Hanm, bir yandan aznda sigara olduu iin gzlerini ksarak onlara glyor, te yandan da ip girmediinden emin olamad fotoraf makinesinden korunmak iin eliyle bartsn dzelt vliliin birinci ylnda, annesini, amcalarn, halalarn pek arayp sormayan devrimci ve ba Rya, bfr k gn, eker Bayramnda hep birlikte yenen le yemeine tek bana da olsa ans yice doyurduktan sonra, zerine ken yorgunlukla uzand Babaannenin yatanda, tpk yedi r saat nce Galip'in onu en son grd durumda, bacaklarn karnna ekmi ve ban dikleme rak ml ml uyuyor... ehrikalp Apartmannn kapsnn nnde poz vermek iin dizilmi b Kamer Hanm, fotoraf makinesine bakarlarken, salar ,, kurdelal Rya, Cell'in kucandan, ktan lm olmas ,| gereken kaldrmdaki bir sokak kpeini seyrediyor... Suzan Yen- . ge, E Hanm ve Rya, kz lisesinden ta Aladdin'in dkknna kadar Tevikiye Caddesinin iki kaldr ca dizilmi kalabalkla birlikte, fotorafta arabasnn burnu kadar, kendisi de gzkmeyen De Gaulle'un geiini seyrediyorlar... Annesinin zeri pudralklar, Krem Pertev tpleri, gl su yu ve kolonya ieleri, 374 pompal parfmler, trpler ve sa tokalaryla kapl tuvalet masa uran Rya, aynann kanatlarn ap ksa sal ban arasna sokunca , be, dokuz, on yedi yor... Fotorafnn ekildiini bilmeyen on be yandaki Rya, yannda bir kse leblebi, ze dan kolsuz bir elbise, ak pencereden zerine gne vuran bir gazeteye eilmi, yznde Gali er zaman darda brakldn korkuyla sezdiren bir ifadeyle, bir yandan salarn ekitir n da silgisini srd kalemle bilmece zyor... Galip'in ona son doum gnnde ald Hiti taktna gre, en ok be ay nce, Galip'in saatlerdir iinde gezindii odada, Galip'in az utuu telefonun yanbanda, Galip'in imdi oturduu koltukta oturan Rya, mutlu bir kahkaha or... Yolculuklarda iyice alevlenen

anne-ba-ba kavgalar yznden kederlenen Rya, Galip'in nerede olduunu karamad bir kr a, surat asyor... Liseyi bitirdii yl gittii Kilyos Plajnda, arkasnda kpkl deniz, yan endisinin olmayan, ama kendisininmi gibi gzel kolunu selesine dayad bir bisiklet, zeri nde apandist ameliyatnn diki izlerini, bu izlerle gbek ukuru arasndaki mercimek bykl ki ikiz beni ve ipek teni zerinde kaburgalarnn belli belirsiz glgesini akta brakan bir bikini, elinde fotoraf bulank kt iin deil, Galip 'in gzyalarndan baln okuyam lmak istiyor, ama esrarn fotoraflara bakan kocasnn hibir zaman anlayamad bir keder v glmsyor. Galip, gzyalaryla esrarn iindeydi imdi. Sanki bildii, ama bildiini bilme rdeydi; daha nceden okuduu, ama okuduunu unuttuu iin heyecann hissettii bir kitabn s ar arasnda gibi. Hem duyduu felket ve yokluk duygusunu daha nceden hissetmi olduunu, h m de bu acnn insann hayatta bir kere hissedebilecei kadar gl olduunu biliyordu. Hem i hissettii aldatlm, yanlsamann ve kaybn acsn baka kimsenin bana gelmeyecek kadar uyor, hem de bunun bir bakasnn bir satran oyununu tasarlar gibi nceden hazrlad bir t nucu olduunu seziyordu. Rya'nn fotoraflarna damlayan gzyalarn silmiyor, burnundan ne lmakta zorlanyor, yerinden hi kprdamadan- koltukta oturuyordu. Dardan Nianta Meydan a akam375 nm sesleri geliyordu: Dolu otobslerin yorgun motorlarndan, trafik sktnda r krlemesine alnan arabalardan, kedeki sinirli polisin ddnden, pasaj girilerinde p set satan dkknlarn hoparlrlerinden ve kaldrmlar dolduran kalabalktan gelen sesler, ya pencereleri deil, odadaki eyalar da arada bir belli belirsiz trdatyordu. Odann iinde trtlara dikkat kesildiinde Galip, mobilyalarn ve eyalarn herkesin paylat gnn v i zel bir dnyalar ve zamanlar olduunu hatrlad. "Aldatlmak aldatlmaktr," dedi kendi . Bu sz o kadar ok tekrarlad ki, kelimeler anlamdan ve acdan arndlar da hibir eyi i meyen seslere ve harflere dntler. Hayl kurdu: Burada, bu odada deil de, cuma akam ken evlerinde Rya ile birlikteymiler, bir yerde karn doyurduktan sonra Konak Sinemasna g ideceklermi. Dnte gazetelerin meyhane basklarn alrlar, evde gazetelere ve ellerindeki taplara gmlrlerdi. Dledii baka bir hikyede ise birisi, hayalet yzl birisi, yle di yllardr senin kim olduunu biliyorum, ama sen beni tanmyorsun bile." Bunu syleyen hayl timsi adamn kim olduunu hatrladnda,, onun yllarca kendisini gzetlediini anlyordu. S amn Galip'i deil, Rya'y gzetledii anlalyordu. Bir zamanlar bir iki kere Rya ile Cel ice gzetlemi ve hi beklemedii bir ekilde korkmutu. "Sanki lmm de, benden sonra haya dn uzaktan acyla g-zetliyormuum. CelPin masasna oturup bu cmleyle balayan bir ke d ve Cell'in imzasyla imzalad. Birisinin kendisini gzetlediinden emindi; birisi deilse bile, en azndan bir gzn. Nianta Meydannda duyulan grltnn yerini yava yava bitii gelen bir televizyon uultusu alyordu. ki yanndaki duvarlar arasndan sekiz haberlerini n sinyal mziini iitince Galip btn stanbul'un yemek masalar evresinde toplandn ve iinin televizyona bakmakta olduunu anlad. inden otuzbir ekmek geldi. Daha sonra, hayl ttii o gzn srekli varlndan huzursuzluk duydu. Kendisi, yalnzca kendisi olabilmek iin detli bir istek duydu ki, odadaki eyay krp dkmek, kendini bu duruma drenleri ldrmek iinden. 376 Telefonu fiinden ekip pencereden atmay dlyordu ki, ara ald. skender'di elevizyoncularla grmt, ok heyecanlanmlard, bu akam Pera Palas'ta, otel odasnda e Cell'i bekliyorlard. Galip, Cell'i bulmu muydu? "Evet, evet, evet!" dedi Galip, ken di fkesine kendi de aarak. "Cell hazr. ok nemli baz aklamalar yapacak. Saat onda Pe s'ta olacaz."

Telefonu kapadktan sonra, korkuyla mutluluk, huzurla tel, intikam duygusuyla kardeli k sevinci arasnda gidip gelen bir heyecana kaptrd kendini. Defterler, ktlar,,eski yazl r,,gazete kesikleri arasnda acele acele bireyler arad, ama ne aradn kendi de bilmiyord . Yzndeki harflerin varln kantlayacak bir belirti? Ama harfler de, anlamlan da baka b kant gerektirmeyecek kadar aktlar. Anlataca hikyeleri semesine yarayacak bir mantk? endi fkesinden ve heyecanndan baka hibir eye inanacak gibi deildi. Esrarn gzelliini cek bir rnek? Bunun iin anlatmas, yalnzca hikyelerine inanarak anlatmas gerektiini bil yordu. Dolaplar kartrd, adres defterlerini hzla okudu, 'anahtar cmleler'i heceledi, ha italara bakt, aceleyle birini brakp brn alarak yz fotoraflarn seyretti. Kyafet de nu kartryordu ki, dokuza kala, bile bile ge kalmann kahredici pimanlk duygusuyla k den kt. Saat dokuzu iki gee, Aladdin'in dkknnn karsnda, teki kaldrmda, bir apa anlna girmiti, ama kar kaldrmda kabak kafal hikayeci ya da onun kars olabilecek ki . Verdikleri telefon numaralar yanl kt iin bir fke duyuyordu onlara: Kim kimi aldat im kime oyun ediyordu? Tk tk dolu vitrinden Aladdin'in iyi aydnlatlm dkknnn an ordu. Tavandan iplerle sarkan oyuncak tfekler, file iinde lastik toplar, orangutan ve Franke-tayn maskeleri, salon oyunu kutular, rak ve likr ieleri, vitrine mandallanm enkli magazin ve spor dergileri, kutular iindeki bebekler arasndan Galip, arada bi r Aladdin'in eilip kalkan gvdesini ve ban farkediyordu: ade iin sard gazeteleri sa da baka kimse yoktu. Gn boyu tezghta alan Al377 addin'in kars, evde, mutfakta kocas or olmalyd imdi. Dkkna biri girdi, Aladdin de tezghn arkasna geti, hemen arkasndan yreini oynatan yal bir kar koca girdi ieri. lk giren tuhaf kyafetli adamn ardndan ca, ellerinde iri bir ie, dar kp kolkola girdiler, ama Galip hemen anlad onlar olama endi dnyalarna fazlasyla gmlmlerdi nk. Daha sonra ieri giren yakas krkl paltolu Aladdin konumaya baladlar. Galip elinde olmadan ne konutuklarn hayl etti. Kaldrmn ydan tarafnda, ne cami ynnde, ne de Ihlamur'dan gelen sokakta dikkati eken biri vard i di: Dalgn insanlar, hzl hzl yryen paltosuz tezghtarlar, gecenin kuruni lciverdinde a kaybolmu yalnzlar. Bir an btn sokak ve kaldrmlar tenhalat, kar kaldrmda, vitrin makinesi sergilenen dkknn reklm panosunun czrdayan neon lambasn iittiini sand Gali lun nnde elinde makineli tfekle nbet tutan polisten baka kimsecikler yoktu. Alad-din'i n, gvdesine don lastikleri ve mandallarla renkli dergiler ast kestane aacnn karanlk v k dallarna bakarken bir .korku duydu. Gzetlendii, orada olduunun bilindii, tehlikede olduu duygusu. Bir grlt oldu; Ihlamur ynnden gelen 54 model bir Dodge araba ile Nianta doru kan Skoda marka eski bir belediye otobs kede az daha arpacaklard. Galip sk duran otobsn iindeki yolcularn toparlandklarn, dorulup yolun te tarafna baktklar luk i klar altnda, kendinden en fazla bir metre tede, olayla ilgilenmeyen yorgun bir y e gz gze geldi: Altm yalarnda, bitkin bir adam; gzleri bir tuhaft, acyla, kederle y nce bir yerde rastlam myd ona? Emekli bir avukat ya da lm bekleyen bir retmen? ki ki benzeri eyler dnerek, ehir hayatnn kendilerine tand bu rastlant anndan yararl ca birbirlerini seyrettiler. Otobs birden gazlaynca, belki de birbirlerini bir dah a hi grmemek zere kaybettiler. Mor eg-zos dumannn iinde Galip, bu arada kar kaldrmd areket balam olduunu farketti: Aladdin'in dkknnn nnde birbirlerinin sigaralarn y n iki gen grd; cuma akam sinemaya gitmeden nce, nc arkadalarn bekleyen iki 378 . Aladdin'in dkknnda bir kalabalk vard, dergilere bakan kiiyle bir beki. Keye ka itekledii arabasyla

koskoca bykl bir portakala gelmiti, ama uzun bir sredir oradayd da Galip mi farketmemi i? Aa kaldrmdan, cami tarafndan elinde paketleriyle bir ift yaklayordu, ama gen bab a bir de ocuk grd Galip. Ayn anda, hemen bitiiindeki kk pastahanenin yal sahibesi , dkknn i klarn sndrd, eski paltosuna sarnarak sokaa kt. Galip'e kibarca gl ayla tutup grltyle indirdi. Bir anda; kaldrmlar da, Aladdin'in dkkn da boalmt. K yukar mahallenin kendini nl bir futbolcu sanan delisi, zerinde sar lcivert niformas, r bebek arabasn ar ar iterek geldi geti; Pangalt'daki nci Sinemasnn giriinde, tek alip'in houna giden bir mzikle dnen bu bebek arabasnn iinde gazete satard. ok da kuvv i olmayan bir rzgar esti. Galip d. Saat dokuzu yirmi geiyordu. " kiinin daha gemesi eyeceim,"'diye dnd. Dkknnn iindeki Aladdin'i de, karakolun nnde olmas gereken p rdu imdi. Kar apartmanlarn birinin darack balkonunun kaps ald, Galip yanan bir siga nra adam sigaray atp ieri girdi. Kaldrmlarda, reklam panolarnn, neon lambalarnn made n yanstan belli belirsiz bir slaklk vard; kt paralan, pler, sigara izmaritle r... Galip bir an btn ocukluundan beri yaad ve deiimini btn ayrntlaryla gzled tsz gecenin karanlk lciverdi iinde bacalar gzken uzaktaki apartmanlar bir ocuk kitab simleri yaymlanan dinozorlar kadar kendine yabanc ve uzak buldu. Daha sonra, ocukluu nda olmak istedii, gznden 'x' nlar fkran adam gibi hissetti kendini: Dnyann iind am gryordu. Halcnn, lokantann, pastahanenin reklam panolarndaki harfler, vitrinler-de pastalar, ayrekleri, diki makineleri ve gazeteler, aslnda hep bu ikinci anlama iaret ediyorlard da, uykudagezerler gibi kaldrmlarda gezinen talihsizler bir zamanlar esr arn bildikleri bu lemin anlarn unuttuklar iin ellerinde kalan birinci anlamla kt kan ayorlard; ak, kardelii, kahramanl unutup filmlerde bu konulara ilikin grdkleriyl er gibi. Teviki379 ye Meydanna yryp taksiye bindi. Taksi, Aladdin'in dkknnn nnden ip, kabak kafal adamn da, tpk kendisinin yapt gibi, bir kede gizlendiini, Cell'i b hayl etti. Bunu hayl mi ediyordu, yoksa diki makinelerinin sergilendii vitrinin yannd a, makinelerle diki diken donuk mankenlerin, neon lambalaryla aydnlanan byl ve korkutu cu gvdelerin arasnda tuhaf kyafetli, korkutucu bir glge mi grmt; sanki bir an karam a Meydanna geldiinde taksiyi durdurup Milliyet gazetesinin akam kan meyhane basksn di yazsn, CelPin yazsn okur gibi, bir aknlk, oyun ve merak duygusuyla okurken, bir a kendi kesinde kendi resminin ve adnn altnda bir bakasnn yazsn okuyan CelPi hay ma onun tepkisinin ne olacan tam kestiremiyordu bir trl. inde, ona da, R-ya'ya da bir ykseldi; "Daha da greceksiniz!" demek istedi, ama aklndaki ey tam bir intikam myd, d d, karam-yordu. stelik, aklnn bir kesinde onlarla Pera Palas'ta karlamak gibi bir d. Taksi, Tarlaba'nn arpk urpuk sokaklarndan, karanlk otellerin ve azna kadar erke lu plak duvarl sefil kahvelerin nnden geerken btn stanbul'un bir ey beklediini his ip. Daha sonra, yolda grd arabalarn, otobslerin, kamyonlarn eskiliine, bunu ilk defa k ediyormu gibi at. Pera Palas'n girii scak ve aydnlkt. Sadaki geni salonda sken anlarn birine oturmu, baz turistlerle birlikte bir kalabal seyrediyordu: Otelin 19. yz sonu atmosferinden yararlanarak tarihi bir film eken yerli filmcileri. yi aydnlatlm s alonda bir elence, dostluk ve nee duygusu vard. "Cell yok, gelemedi," diye anlatmaya balad Galip, skender'e. "ok nemli bir ii kt. Bu esrarl i yznden de gizleniyor. yznden, kendi yerine benim konumam istedi. Anlatmam gereken hikyeyi btn ayrntlaryl orum. Onun yerine ben konuacam." "Adamlar raz olur mu buna, bilmem!"

"Onlara benim Cell Salik olduumu sylersin," dedi Galip, kendisini de artan bir fkeyle. "Neden?" 380 "nk nemli olan hikyedir, hikayeci deil. Anlatacak bir hikyemiz var imdi. Seni tanyor onlar," dedi skender. "O gece o pavyonda sen bir hikye bile anlattn." "T anyorlar?" dedi Galip, otururken. "Kelimeyi yanl kullanyorsun. Beni grdler, o kadar. s elik, bugn bir baka biriyim. O gn grdkleri o kiiyi de tanmyorlar, bugn grecekleri b Btn Trklerin birbirlerine benzediklerini de mutlaka dnyorlardr." "O gn grdkleri a eil, baka biri olduunu sylesek de," dedi skender, "hi olmazsa, Cell Salik diye daha ya irini bekledikleri kesindir." "Ne biliyorlar Cell hakknda?" dedi Galip. "Biri onla ra, u nl ke yazaryla da konuun, Trkiye programnz iin iyi olur, demitir. Onlar da rdr. Ama yan ya da suratnn nasl olduunu sormamlardr herhalde." Ayn anda, tarihi f keden bir kahkaha geldi Oturduklar divandan dnp baktlar. "Neye glyorlar?" dedi Galip. nlamadm," dedi skender, ama anlam gibi glmsyor--du. "Hibirimiz kendimiz deiliz," ded ip, bir sr verir gibi fsldayarak. "Hibirimiz kendimiz olamayz. Herkesin seni bir bakas olarak grebileceinden hi kukun yok mu senin? Kendin olduundan o kadar emin misin sen? Eminsen, kendin olduuna emin olduun o kiinin kim olduundan emin misin? Ne istiyor b u adamlar? Aradklar kii, akam yemeinden sonra televizyona bakan ngiliz seyircilerin, d ertleriyle dertlenecekleri, hznyle h-zunlenecekleri ve hikyelerinden etkilenecekleri bir yabanc deil mi? Tam bu duruma uygun bir hikyem var benim! Kimsenin yzm grmesine d gerek yok. ekimi, yzm karanlkta brakarak yapsnlar. Baskc hkmetten, siyasal cinaye e askeri darbecilerden korkan esrarengiz ve nl Trk gazeteci - en ilgin konu, mslman ol duumu da unutma- kimliinin saklanmasn isteyerek BBC'nin sorularn cevaplad. Bu daha da yi deil mi?" "yi," dedi skender. "Ben yukar telefon edeyim, bekliyorlar-dr." 381 Gali p, geni salonun br ucundaki film almasn izledi. zerinde madalyalar, kuaklar ve ni yeni bir niforma, fesli ve sakall bir Osmanl Paas, sevgili babasn dinleyen itaatkr k onuuyordu, ama yz ona deil, garsonlarn ve bellboylarn saygl bir sessizlikle izledikle lan kameraya dnkt. "Hibir yardm yok, hibir gcmz yok, hibir umut yok, hibir ey y erkes, btn dnya Trke dman!" diyordu Paa. "Allah bilir devlet bu kaleyi de gzden kar unda kald..." "Ama babacm, bakn, bizim daha hl..." diye kz sze balayarak elindeki babasndan ok seyirciye gsteriyordu, ama bunun ne olduunu Galip szlerden karamad. Kura lmadn anlad iin daha da merak ettii kitabn adn ayn sahnenin yeni bir tekrarnda ha sonra, eski asansrle yukar kp skender'in kendisini gtrd 212 numaral odaya gird bildii bir ad unuttuu zaman hissettii bir eksiklik duygusu vard iinde. Beyolu'ndaki p vyonda grd ngiliz gazeteci de odadaydlar. Erkekler, ellerinde rak bardaklar, kamer ma aralarn hazrlyorlard. Kadn, okuduu bir dergiden ban kaldrd. "nl gazetecimiz k, bizzat karnzda!" dedi skender, Galip'in iyi bir renci gibi annda Trkesini dnd izceyle. "ok memnun oldum!" dedi kadnla teki iki erkek, bir resimli romann ikizleri gibi ayn anda. "Fakat biz daha nce karlamam mydk?" dedi kadn sonra. "Fakat biz daha am mydk, diyor," dedi skender, Galip'e.

"Nerede?" dedi Galip, skender'e. skender de kadna, Galip'in "Nerede?" diye sorduunu syledi. . "O kulpte," dedi kadn. "Yllardr hi kulplere gitmedim, gitmem de," dedi Gal inanla. "Hatta hayatmda hi kulbe gittiimi de sanmyorum. Bu tr sosyal faaliyetleri, o en kalabalk yerleri, eserlerimi 382 kaleme almam iin gereken yalnzlma ve ruh salma rum. Yaz hayatmn korkun boyutlara varan iddeti, dnsel hayatmn inanlmaz younluu v nlmaz boyutlara varan siyasi cinayetler ve basklar, beni zaten bu tr hayattan alkor her zaman. te yandan, yalnz stanbul'un drt bir yannda deil, btn lkemde kendilerini C lik olarak gren, kendilerini Cell Salik olarak tantan ve bunu ok hakl ve yerinde bir istekle yapan vatandalarm olduunu da bilmiyor deilim. Hatta, kyafet deitirerek ehirde zindiim geceler, kenar mahalleler-deki sefalet yuvalarnda, karanlk, anlalmaz hayatmzn de, esrarn merkezinde bunlarn bazlaryla ben de korkuyla karlam, bana dehet verecek ben' olabilen bu mutsuzlarla dostluk bile kurmuumdur. ok byk lkedir stanbul, anlalmaz r lke." skender evirmeye balaynca Galip, ak pencereden Halic'i ve eski stanbul'un sol rm seyretti: Yavuz Sultan Selim Camiini de turistik bir ekilde aydnlatmak istemilerd i galiba, ama byle durumlarda olduu gibi, lambalarn bir ksm alnd iin, cami korku v tuhaf bir ta ktlesine, tek dili bir ihtiyarn karanlk azna dnmt. skender'in evi dn, mizah ve oyun duygusu eksik olmayan bir kibarlkla yanld iin zr diledi, Bay Salik gece orada bir hikye anlatan uzun boylu, gzlkl romancyla kartrdn syledi, ama ne ziyordu, ne de sylediine inandna. Bu tuhaf durumu ve Galip'i, ilgin bir Trk zellii g enimsemeye karar vermiti galiba; baka kltrle karlaan hogrl okumularn taknd o duyuyorum," havasna brnmt. Ktlarn hileli olduunu grmesine ramen, oyunu bozmayan ncu kadna sevgi duygu Galip. Rya'ya benzemiyor muydu biraz? Arkasna konan lambalar, hemen yanna yerletirilen kamera ve mikrofon ve kara elektrik kordonlar ile modern bir infaz sandalyesine benzeyen koltua oturduunda Galip'in huzursuz olduunu grdler. A damlardan biri, Galip'in eline bir bardak tututurup raky ve suyu isteine gre kibarca ve glmseyerek doldurdu. Kadn, ayn oyun duygusuyla -hep glmsyorlard zaten-kayt letin yle bir kaset takt ve gstericiye kala gz arasn383 da pornografik bir kaset takan biri gibi apknca dmeye basnca, kk ve tanabilir bir ekranda bu sekiz gn iinde kaydetti grntleri belirdi. Pornografik bir film seyreder gibi, belli belirsiz bir mizah duy gusuyla," ama bsbtn de ilgisiz ka-lamadan, sessizce seyrediyorlard: Krk kollarm ve ter dnm bacaklarn sergileyen neeli ve akrobatik bir dilenci; ateli bir siyasal miting ve itingten sonra deme veren ateli bir nder; tavla oynayan iki yal vatanda; meyhane ve pa vyon grntleri; vitri-niyle gururlanan bir halc; develeriyle yoku kan bir airet; puf uman salarak ilerleyen buharl tren; gecekondu mahallelerinde kameraya el sallayan ocuklar, manavn portakallarna bakan arafl kadnlar; siyasal bir cinayetin gazete kt m kurban ve artklar; at arabasyla kuyruklu bir piyano tayan ihtiyar bir hamal. "Tany ben bu hamal," dedi Galip birden. "Bizi, yirmi yl nce ehrikalp Apartmanndan arka soka tayan hamal bu!" Hepsi, bir oyun ve elence duygusuyla ve bir ciddiyetle, piyanoyla ykl arabasn eski bir apartmann n bahesine sokarken kameraya ayn oyun ve elence duygu ve ciddiyetle glmseyen ihtiyar hamala bakyordu. "ehzadenin piyanosu geri geldi," de di Galip. Bunu sylerken, kimin sesini yakaladm, kim olduunu karamyordu sanki, ama her n yolunda gittiinden emindi. "Bir zamanlar o apartmann olduu yerdeki av kasrnda bir e hzade yaard. O ehzadenin hikyesini anlatacam!"

ok ksa bir zaman iinde her eyi hazrladlar. skender, nl ke yazarnn nemli, ok n e vermek zere burada bulunduunu tekrarlad. Kadn bunu, son Osmanl padiahlarn, gizli T Komnist Partisini, Atatrk'n bilinmeyen ve esrarengiz mirasn, Trkiye'deki slamc hareke ve siyasal cinayetlerle bir askeri darbe ihtimalini kapsayan geni bir ereve iine ibil irlikle yerletirip dinleyicilerine heyecanla sundu. "Bir zamanlar, iinde bulunduumu z ehirde, hayatn en nemli sorununun insann kendisi olabilmesi ya da olamamas olduunu k efetmi bir ehzade yaamt," diye balad Galip, hikyesine. Hikyeyi anlatrken ehzaden bir1 hissediyor 384 . . du ki iinde, kendisini baka biri gibi gryordu. Kimdi bu kii? e hzadenin ocukluunu anlatrken, brnd bu yeni kiiliin, bir zamanlar olduu Galip adl hissetti. ehzade-' nin kitaplarla nasl boutuunu anlatrken, kendini ehzadenin boutuu aplarn yazarlar gibi grd. ehzadenin, kasrnda geirdii yalnzlk gnlerini anlatrken, denin hikyelerinin kahramanlar gibi grd. ehzadenin ktibine dncelerini nasl yazdrd dncelerin iindeki kiiydi sanki. ehzadenin hikyelerini Cell'in hikyelerini anlatr g atrken, kendini Cell'in anlatt bir hikyenin kahraman gibi hissetti. ehzadenin son ayl nlatrken, "Cell de bunu byle anlatrd," diye dnyor, bunu anlayamadklar iin otel od fke duyuyordu. yle bir fkeyle anlatyordu ki, ngilizler Trke anlar gibi dinliyorlard . ehzadenin son gnlerini anlatp bitirdiinde hi duraklamadan ayn hikyeye yeniden balad ir zamanlar iinde bulunduumuz ehirde, hayatn en nemli sorununun insann kendisi olabilm esi ya da olamamas olduunu kefetmi bir ehzade yaamt," dedi gene ayn inanla. Drt s hrikalp Apartmanna dndnde, bu cmleyi ilk syleyiiyle ikinci syleyii arasndaki fark lk syleyite sa olduunu, ikinci syleyite ise Tevikiye Karakolunun hemen karsnda Ala knnn az tesinde l olarak yattn ve cesedinin zerine gazetelerin rtlmekte olduunu ikinci kere anlatrken, birincisinde dikkat etmedii yerleri vurgulam, nc kere anlatrk e, hikyeyi her yeni anlatnda yeni bir insan olabileceini aka anlamt. "ehzade gibi ndim olabilmek iin anlatyorum," demek gelmiti iinden. Kendisini, kendisi olarak hiss etmesine izin vermeyenlere fke duyarak, ehrin ve hayatn iine girdii esrarn ancak byle, hikye anlatarak zleceine inanarak, hikyenin sonundaki lm ve beyazlk duygusunu iinde erek nc anlatn bitirdiinde bir sessizlik oldu. ngiliz gazeteciler ve skender, sk sonra usta bir oyuncuyu alklayan seyircilerin itenliiyle abuk abuk Galip'i alkladla 5 ON ALTINCI BLM EHZADENN HKYES "Bundan evvelki tramvaylar ne kadar iyiydi!" Ahmet Ras m Bir zamanlar, iinde bulunduumuz ehirde, hayatn en nemli sorununun insannn kendisi ol bilmesi ya da olamamas olduunu kefetmi bir ehzade yaamt. Kendi kefi btn hayatyd di kefi. Ksa hayatnn bu ksa ifadesini ehzadenin kendisi yazdrmt; hayatnn sonuna d hikyesini kaleme aldrmak iin bir ktip tuttuu zaman. ehzade sylyor, Ktip yazyordu. O ar, -yz yl nce- ehrimiz, sokaklarnda milyonlarca isizin akn tavuklar gibi gezindii, dan plerin, kpr altlarndan lmlarn akt, bacalarndan zift renginde kara dumanlarn rnda bekleyenlerin acmaszca dirsekletii bir yer deildi daha. O zamanlar, atl tramvayla o kadar yava giderdi ki, hareket ederken inip binebilirdiniz, Boaz vapurlar o kada r ar yol alrd ki, baz yolcular bir iskelede iner, hlamur, kestane ve nar aalarnn onua teki iskeleye kadar yrr, iskele kahvesinde bir ay itikten sonra, ancak yetien ayn apura binip yollarna devam ederlerdi. O zamanlar, ceviz ve kestane aalar kesilip zerl erine snnetilerin ve terzilerin el ilanlar yaptraca elektrik direklerine dntrlme n bittii yerde,

plkler ve zerleri elektrik ve telgraf direkleriyle kapl kel tepeler deil, kederli ve a cmasz padiahlarn avland aalklar, yeillikler ve korular balard. Daha sonra ehri parke tal yollarn ve apartman binalarnn yok edecei bu yeil tepelerin birindeki av kasr a, ehzade, yirmi iki yl ay yaamt. Yazdrmak, ehzade iin, kendisi olabilmenin bir y aun bir masada oturan Ktibine yazdrrken ancak kendisi olabildiine inanrd ehzade. Gn b nca kulaklarnn iinde iittii bakalarnn seslerinin, kasrnn odalarnda aa yukar y larnn hikyelerinin yksek duvarlarla ev386 rili bahesinde gezinirken bir trl etkisinde urtulamad bakalarnn dncelerinin hakkndan ancak Ktibine yazdrrken gelebilirdi. " abilmesi iin, iinde yalnzca kendi sesini, kendi hikyelerini, kendi dncesini bulabilmes gerekir!" derdi ehzade ve Ktip yazard. Ama, yazdrrken ehzadenin iinde yalnzca kendi ini duyduu anlamna da gelmezdi bu. Tam tersi, bir hikye anlatmaya ' balad zaman, bir b asnn hikyesini dndn; tam kendi dncesini gelitirecei srada, bir bakasnn sy di fkesine kaplmken, bir bakasnn fkesini de iinde duyduunu bilirdi ehzade. Ama ins duyduu bu seslere kar sesler karak, hikyelere kar baka hikyeler uydurarak, ehzaden e, "bakalarnn hrltlanyla boua boua," ancak kendi sesini yakalayabileceini de bilir ann, bu kavgann kendi lehine sonulanaca bir sava alan olduunu dnrd. ehzade, bu rle, hikyelerle, kelimelerle bouurken, kasrnn odalarnda aa yukar dolar, bir merdi r karken syledii cmleyi, kan merdivenin !;. balad yere inen teki merdivenden in onra ye-; niden, ilk merdivenden yukar karken ya da Ktibin masasnn tam karsndaki div turmuken ya da uzanmken yazdrd cmleyi Ktibine tekrarlattrrd. "Oku bakalm," derdi , efendisinin yazdrd son cmleleri tekdze bir sesle okurdu: "ehzade Osman Cellettin Ef i, bu topraklarda, bu lanetlenmi topraklarda, insann kendisinin olabilmesinin en ne mli sorun olduunu, bu sorun gereince zlmedike, hepimizin ykntya, yenilgiye, klelie uumuzu bilirdi. Kendisi olabilmenin bir yolunu bulamam btn kavimler klelie, btn soyl ysuzlua, btn milletler yoklua, hilie, hilie mahkmdur derdi, Osman Cellettin Efendi. iki deil kere yazlacak!" derdi ehzade, merdivenlerden aa inerken ya da yukar kar ktibin masasnn evresinde dnerken. Bunu yle bir sesle ve tavrla sylerdi ki, daha syl emez ocukluunda, ilk genliinde kendisine Franszca reten Fransz Fransuva Efendinin 'di ' dersinde ta387 1 knd tavrlar, att fkeli admlan, hatta kard retici sesi ta anda btn 'zihinsel faaliyetini durduran', 'hayl gcnn btn renklerini solduran' bir bu na kaplrd. Bu buhranlara alk olan Ktip, yllarn verdii deneyle kalemini elinden bra maske takar gibi geirdii donuk, anlamsz ve bo bir ifadeyle 'kendim olamyorum' nbetini n ve fkesinin bitmesini beklerdi. ehzade Osman Cellettin Efendinin ocukluk ve genlik yllarnn anlar elikiliydi. Ktip, Osmanl Hanedannn stanbul'daki saraylarnda, kasr arnda geen elenceli, neeli ve hareketli bir ocukluun ve genliin mutluluk sahnelerini zamanlar ok sk yazdn hatrlyordu, ama onlar eski defterlerde kalmt artk. "Annem N dn Efendi, en sevdii kars ve gzdesi olduu iin, babam Sultan Abdlmecit Han, otuz ocu en ok beni severdi," diye aklamt yllar nce bir seferinde ehzade ve: "Otuz ocuu ii ultan Abdlmecit Han en ok beni sevdii iin, ikinci kars annem Nurucihan Kadn Efendi, ha eminin gzdesiydi," demiti bir baka seferinde gene yllar nce bu mutluluk sahnelerini y azdrrken. Dolmabahe Saraynn harem dairesinin kaplarn aa kapa-ya, merdivenlerinden ik ier atlaya atlaya kendisini kovalayan aabeyi Reat'tan kaarken kk

ehzadenin kapy suratna kapad zenci harem aasnn bayldn yazmt Ktip. On drt be yandaki dangalak bir paaya verildii gnn gecesinde, sevimli kk kardeini kucana yalnzca ondan, ondan uzak decei iin zldn sylediini ve ehzadenin beyaz yakasnn m olduunu yazmt Ktip. Krm Harbi yznden stanbul'a gelen ngiliz ve Franszlar erefi r elencede annesinin izniyle on bir yandaki bir ngiliz kzyla dansetmek-ten baka iinde ndiferlerin, penguenlerin ve korsanlarn resmedildii bir kitabn sayfalarna ehzadenin g ene ayn kzla birlikte uzun uzun baktn yazmt Ktip. Babaannesi Bezmilen Sultann ad erilmesi yznden yaplan trende, ehzadenin tam iki okka gll ve fstkl lokumu yiyerek k adan sonra, aptal aabeyinin ensesine aplak vurduunu yazmt Ktip. Aabeyleri ve ablalar ep birlikte saray arabasyla git388 tikleri bir Beyolu maazasnda onca mendil, kolonya iesi, yelpaze, eldiven, emsiye ve apka dururken, tiyatro oyunlarnda kullanrz, diye al ala, tezghtar ocuun zerindeki nl kartp satn aldklar sarayda iitilince cezalan enin ocukluk ve ilk genliinde, her eyi, doktorlar, ngiliz Sefirini, pencerenin nnden gemileri, sadrazamlar, gcrdayan kaplarn ve harem aalarnn crlak seslerini, babasn, larn, yamurun pencerelere vuruunu, kitaplarda okuduklarn, babasnn cenazesi arkasndan nlar, dalgalar ve piyano hocas talyan Guateli Paay taklit ettiini yazmt Ktip ve e sonraki yllarda her anlatnda ayn ayrntlarla, ama fke ve nefret szleriyle hatrlayaca hep, pastalar, ekerler, aynalar, mzik kutular ve bol bol oyuncak ve bol bol kitap v e yediden yetmie dzinelerle kadn ve kz tarafndan kendisine verilen pcklerle, pckle kte dnlmesi gerektiini sylemiti. Daha sonra, bir ktip tutup kendi gemii ve dncel nlarda, bu mutluluk yllar iin, "ocukluumun mutluluk yllar ok uzun srd," diyecekti cukluumun budala mutluluu o kadar uzun srd ki, tam yirmi dokuz yana kadar budala ve mu tlu bir ocuk olarak yaadm. Tahta oturtaca bir ehzadeye yirmi dokuz yana kadar budala mutlu bir ocuk hayat srdrtebilen bir imparatorluk, tabii ki yklmaya dalmaya, yok olma mahkmdur." Yirmi dokuz yana kadar ehzade taht nbetinde beinci olan her ehzadenin yapac adar elenmi, kadnlarla sevimi, kitaplar okumu, mlk ve eya edinmi, mzik ve resimle y larak ilgilenip daha da yzeysel olarak askerlie merak sarm, evlenmi, ikisi erkek ocu ahibi olmu ve herkes gibi dostlar ve dmanlar edinmiti. Daha sonra, "Btn bu ykten, bu e lardan ve kadnlardan, dostlardan ve budala dncelerimden kurtulmak iin yirmi dokuz yama gelmem gerekiyormu demek," diye yazdracakt ehzade. Yirmi dokuz yandayken hi beklenmedi baz tarihi gelimeler sonucu bir anda taht nbetinde sras beincilikten, ncle kv ye gre, olaylarn "hi beklenmedik," olduunu budalalar sylerdi hep; nk dnceleri ve i dar ruhu da rm olan amcas Sultan Abdlaziz'in hasta olup lmesinden 389 ve onun yerine byk aabeyinin de ksa bir sre sonra delirmesi zerine tahttan indirilmesinden doal bir elime dnlemezdi. Bunu yazdrdktan sonra, kasrnn merdivenlerini karken, tahta oturan dlhamit'in de, en byk aabeyi kadar deli olduunu sylerdi ehzade ve teki kanattan merdi leri inerken de taht sras kendisinden nce olan ve bir baka konakta kendisi gibi taht a oturmay bekleyen teki ehzadenin de, br aabeylerinden daha da deli olduunu, belki de ininci kere yazdrr ve Ktip bu tehlikeli szleri, bininci kere yazdktan sonra, ehzadenin aabeylerinin neden delirdiklerine, neden delirmek zorunda olduklarna, Osmanl ehzade lerinin neden delirmekten baka bir ey yapamayacaklarna ilikin aklamalar yazard sabrl hayat boyunca bir imparatorluun tahtna oturmay bekleyerek yaayan herhangi biri delirm eye mahkmdu zaten; nk ayn dlerle bekleyen

aabeylerinin delirdiini gren herhangi biri, zaten delirmek-delirmemek amazna skaca rmek zorundayd ; nk insan delirmek istedii iin deil, delirmek istemedii ve bunu sorun tii iin delirirdi; nk atalarnn, byk bykbabalarnn tahta oturur oturmaz br karde k ldrdn, btn o bekleyi yllarnda bir kerecik olsun dnen her ehzade, delirmeden lerinden nc Mehmet'in, Padiah olur olmaz, aralarnda meme ocuklar da olan on dokuz kar i tek tek nasl idam ettirdiini herhangi bir tarih kitabndan okuyan ve tahtna oturaca d evletin tarihini bilmek zorunda olduu iin, kardelerini bir bir ldren padiahlarn hikye ini okumak zorunda olan her ehzade delirmeye mahkmdu; nk sonu zehirlenmek, boulmak, in tihar kisvesi verilerek ldrlmek olan dayanlmaz bekleyiin bir yerinde, delirmek "ben y artan ekiliyorum," anlamna gelecei iin, lm bekler gibi taht bekleyen btn ehzadel ka yolu ve en derin ve en gizli istekleriydi de; nk kendisini denetleyen Padiahn muh lerinden ve bu muhbir an delerek ehzadeye ulaan aalk politikaclarn kumpaslarndan dan ve btn o dayanlmaz taht hayllerinden kurtulabilmek iin iyi bir frsatt delirmek; tna oturmay dledii imparatorluun haritasna bir gz atan her ehzade, yakn bir zamanda uluunu zerine alaca ve ken390 di, evet, yalnzca kendi buyruklaryla ynetecei memleketl n ne kadar geni, ne kadar snrsz, ne kadar usuz bucaksz olduunu her kavraynda delili elmek zorundayd ve bu snrszlk duygusunu hissetmeyen her ehzade de bir gn btn sorumlu yklenecei imparatorluun bykln kavrayamad iin zaten deli saylmalyd. Sayp dkt am bu noktasnda "Ben," derdi ehzade Osman Cellettin Efendi, "Osmanl mparatorluu"nu yne en btn o budalalardan, lgnlardan, ahmaklardan daha akl banda biriysem bugn, bunun ne de ite bu lgnca snrszlk duygusudur! Bir gn omuzlarma alacam sorumluluun snrsz gszler, zavalllar gibi beni delirtmedi, hayr; tam tersine, bu duyguyu dikkatle dnmek ni kendime getirdi; bu duyguyu dikkatle, btn iradem ve kararllmla denetimim altna ald ben hayatn en nemli sorununun insann kendisi olabilmesi ya da olamamas olduunu kefetti m." Taht nbetinde beincilikten ncle kar kmaz kendini okumaya vermiti. Bir gn ta ucize olarak grmeyen her ehzadenin kendisini yetitirmesi gerektiini dnyor, bunun da o akla baarlacana iyimserlikle inanyordu. Hrsla okuduu, sayfalarn yutar gibi evirdii ptan ileriye dnk 'yararl dnceler' kard, bu dnceleri ksa bir zaman iinde gelec etinde gerekletirmenin hayllerini tutkuyla kurduu ve delirmemek iin sarld bu haylle abilmek, eski budala ve ocuksu hayatn hatrlatan her eyden bir an nce kurtulmak istedii iin, karsn, ocuklarn, eski eyalarn ve alkanlklarm Boaz kysndaki yalsnda b yaayaca kk bir av kasrna tanmt. Yz yl sonra, parkeyle kapl tramvay yollaryla, idiyle yaplm korkutucu ve karanlk apartmanlarla, kz ve erkek liseleri, bir karakol ve bir cami ve elbiseci, ieki, halc ve kuru temizlemeci dkknlaryla dolacak bir tepedeyd v kasr. ehzadenin kendini dardaki hayatn budalalklarndan korumak iin ve Padiahn da ikeli kardei daha sk gzaltnda tutabilmek iin rdrd duvarlarn arkasndan bir yzyl ara telefon kablolar sarlacak ve gvdesine plak kadn resimli dergiler mandallanacak iri kestane ve 391 nar aalan gzkrd. Yzyl sonra bile, tepeyi terketmeyecek lgn karga baka kasrda duyulan tek ses, rzgarn denize doru estii gnlerde, kar tepelerdeki kl elen talim ve mzik grltsyd. ehzade, kasrda geirdii ilk alt yln, hayatnn en mut falarca yazdrmt. "nk o dnem yalnzca okumutum," derdi ehzade. "nk yalnzca okudu um. nk o alt ylda yalnzca okuduum yazarlarn dnceleri ve sesleriyle yaamtm." Ve ndim de hi olamamtm, o alt yl boyunca." ehzade, bu alt mutlu yl ac ve zlemle her

"Ben, ben deildim ve belki bu yzden de mutluydum, ama bir Padiahn grevi mutlu olmak d eil kendisi olabilmektir!" diye yazdrr, sonra ktibinin defterlere belki binlerce ker e yazd teki cmleyi de sylerdi. "Yalnzca Padiahlarn deil, herkesin grevidir kendisi erkesin." "Hayatmn en byk kefi ve amac," dedii bu gerei, ehzade, o alt yln sonun e ak seik hissettiini yazdrmt: "O mutlu gecelerimde sk sk yaptm gibi, gene hayl a oturmu, bir devlet sorununu zmek iin hayalimdeki bir budalay fkeyle azarlyordum. Vol aire'in de dedii gibi, diye azarlamm ki, hayalimdeki bu budalay, birden iine dtm d sederek dondum. Haylimde otuz beinci padiah olarak Osmanl tahtna oturur olarak grdm en deildim de, sanki Voltaire idi, ben deildim de, sanki Voltaire'i taklit eden bi riydi bu kii. Milyonlarca ve milyonlarca kulun hayatna hkmedecek, haritada usuz buca ksz ve snrsz gzken memleketleri ynetecek padiahn kendisi deil de bir bakas olmas o anda farkettim." Daha sonraki fke buhranlarnda, ehzade, bu gerei ilk far-kettii an' a ilikin baka baz hikyeler de anlatmt, ama ktip, keif annn hep ayn sezgi evresin ordu. Milyonlarca kiinin hayatna hkmedecek bir padiahn aklnda bakalarnn cmlelerinin esi doru muydu? Bir gn dnyann en byk imparatorluklarndan birini ynetecek bir ehzaden lnzca, yalnzca kendi iradesiyle hareket etmesi gerekmez miydi? Kafasnda bakalarnn dn ini hi bitmeyen karabasan392 lar gibi gezdiren kii bir padiah m saylmalyd yoksa bir g mi? "Bir glge deil, gerek bir padiah bir bakas deil, kendim olmam gerektiini anladk onra; yalnz o alt yl boyunca deil, btn hayatm boyunca okuduum kitaplardan kurtulmam g ktiine karar verdim," derdi ehzade, hayatnn bundan sonraki on yln hikye etmeye balad r bakas deil, yalnzca kendim olabilmek iin, btn o kitaplardan, btn o yazarlardan, b elerden, btn o seslerden kurtulmak zorundaydm. Bu on ylm ald." Bylece, ehzade, ktib ndisini etkileyen kitaplardan nasl kurtulduunu tek tek yazdrmaya balard. ehzadenin, ka s-rndaki btn Voltaire ciltlerini yaktn, nk bu yazar okuduka, bu yazar hatrladk zeki, hazrcevap, dinsiz ve akac bir Fransz olduunu, ama kendisi olamadn yazard Kt enhauer ciltlerinin kasrdan uzaklatrldklarn, nk bu ciltler yznden ehzadenin kend rine saatlerce, gnlerce dnen biriyle zdeletirdiini ve en sonunda zdeletii bu kt gn Osmanl tahtna oturacak ehzade deil, Alman filozofun ta kendisi olduunu yazard Ktip er biri ne masraflar edilerek getirtilen Rousseau ciltleri de, ehzadeyi, kendini sust yakalamaya alan bir vahi kiiye dntrd iin paralanarak kasrdan uzaklat 'u, De Passet'yi, dnyann aklla anlalabilir bir yer olduunu hikye eden Morelli'yi ve bu un tam tersini yazan Brichot'yu da yaktrdm, nk onlar okuduka kendimi olmam gerektii g , gelecein bir padiah olarak deil, kendinden nceki dnrlerin sama gzlemlerini rt lemiki bir profesr olarak gryordum," derdi ehzade. Binbir Gece Masallarn yaktrmt, yznden kendini zdeletirdii tebdil gezen padiahlar, ehzadenin olmas gereken padiahla artk. 'Macbeth'i yaktrmt, nk onu her okuyuunda taht iin elini kana bulamaya hazr k ve iradesiz olarak gryordu kendini ve daha kts o kii olmaktan utanacana, iirsel bi ur da duyuyordu bundan. Mevlna'nm 'Mesnevi'sini kasrdan uzaklatrmt, nk bu darmad- eleri arasnda her dalnda, dank hikyele393 rin hayatn z olduuna iyimserlikle ina zdeletiriyordu kendini. "eyh Galip'i, onu okuduka kendimi hznl bir k olarak grd e aklard ehzade. "Bott-folio'yu ise onu okuduka kendimi Doulu olmak isteyen bir Batl rak grdm iin ve bn Zerhani'yi ise, onu okuduka kendimi Batl olmak isteyen bir Doulu grdm iin yaktrdm, nk ne Doulu, ne Batl, ne tutkulu, ne deli, ne macerac, ne de

km herhangi biri olarak grmek istiyordum kendimi." Bu szlerden sonra, Ktibin alt yl ca, nice deftere saysz kereler tekrarlaya tekrarlaya yazd o nakarat tutkuyla tekrarlar d ehzade: "Yalnzca kendim olmak istiyordum, yalnzca kendim olmak istiyordum, kendim olmak istiyordum yalnzca." Ama kolay bir i olmadn biliyordu bunun. Bir dizi kitaptan k urtulduktan ve bu kitaplarn yllarca anlatmaya devam ettii hikyelerin sesini en sonun da iitmez olduktan sonra, aklnn iindeki sessizlik o kadar dayanlmaz gelirdi ki ehzadey e, istemeye istemeye adamlarndan birini yeni kitaplar almaya ehire yollard. Paketle rinden karr karmaz yutar gibi okuduu bu kitaplarn yazarlaryla alay ederdi nce; sonra plar fkeyle ve trenle yakar, ama seslerini iinde hl duymaya devam ettii ve yazarlarn r istemez taklit ettii iin, onlardan ancak baka kitaplar okursa kurtulacana karar ver erek, iviyi ancak ivinin skeceini acyla hissederek, adamn gene onu drt gzle bekleyen u'nda-ki yabanc kitaplara, Babli'ye yollard. "ehzade Osman Cel-lettin Efendi, kendisi abilmeye karar verdikten sonra, kitaplarla tam n yl savamtr," diye yazmt bir gn Kt de, "'savamtr' deil, 'boumutur' yaz!" diye dzeltmiti. ehzade Osman Cellettin Efen taplarla, kitaplarn iinde duyurduu seslerle boutuktan sonra, ancak kendi hikyelerini, kendi sesini o kitaplarn sesine kar ykselterek kendisi olabileceini anlam ve kendine b r ktip tutmutu. "Bu on yl iinde, yalnz kitaplarla, hikyelerle deil, kendisini kendisi lmaktan alkoyduunu anlad her eyle boumutur ehzade Osman Cellettin Efendi," diye me in tepesinden bararak eklerdi ehzade ve Ktip binlerce kere tekrarlanmasna ramen, binbi rinci kere de, tpk birinci kere sylendii inan ve heyecanla dile getirilen bu cmleyi ve ayn kararllkla onu izleyen 394 teki cmleleri dikkatle yazard. ehzadenin bu on yl boy a yalnz kitaplarla deil, kitaplar kadar kendisini etkileyen evresindeki eyalarla da boutuunu yazmt Ktip. nk btn o mobilyalar, masalar, koltuklar, sehpalar, insana ge siz huzursuzluk ya da huzur vererek onu konu dna karyordu; nk btn o kllkler ve akld iin kendisini kendisi yapacak dnceyi younlatramyordu ehzade; nk duvarlar alardaki vazolar ve divanlarn zerindeki* pufpuf yastklar ehzadeyi hi istemedii ruh hal lerine ekiyordu; nk btn o saatler, kseler, kalemler ve eski sandalyeler ehzadeyi kend olmaktan alkoyan armlar ve anlarla yklyd. Ktip, ehzadenin kimini krarak, kimini ini de atarak gznn nnden uzaklatrd eyalardan baka, bu on yl boyunca, kendisini h ri yapan anlarla da boutuunu yazmt. "Gemiimde kalm, kk, nemsiz basit bir ayrn drmek isteyen acmasz bir katil gibi, anlalmaz bir intikam yllarca kovalam bir lgn en dncelerimin ve hayllerimin orta yerinde bulmak aklm bamdan alyor,1.' derdi ehzad nl tahtna oturduktan sonra milyonlarca, milyonlarca zavallnn hayatm dnmesi gereken bi iinin, dncesinin orta yerinde birdenbire ocukluunda yedii bir kse ilei ya da be pa bir harem aasnn samasapan bir szn bulmas dehet verici bir eydi. Kendisi olmas, yal dnceleriyle, kendi iradesi ve kararllnn sonularyla dopdolu olmas gereken bir padi alnzca padiah deil, herkes, kendisini kendisi olmaktan alkoyan anlarn geliigzel ve ke mziine kar koymalyd. "ehzade Osman Cellettin Efendi, dncelerinin ve kendi iradesi an anlaryla boumak iin kasrndaki btn koku kaynaklarn kurutmu, tand btn eyal i, mzik denen uyuturucu sanatla ve hi almad beyaz piyanosuyla iliki-'sini kesmi ve odalarn beyaza boyatmt," diye yazmt bir keresinde Ktip. "Ama hepsinden beteri, btn eyalardan ve kitaplardan daha ekilmez olan insanlardr," diye eklerdi ehzade, hl atmad divann zerine uzanp Ktibine yazdrdklarn okuttuktan sonra. eit eittiler: Olmadk n istenme395

dik zamanlarda kaplardan bacalardan girerler, iren dedikodular, be para etmez sylenti ler tarlard. yilik etmek isterlerken yalnzca insann huzurunu karrlard. Sevgileri, r olmaktan ok boucuydu. Bir dnceleri olduunu kantlamak iin konuurlard. lgin bir ki izi inandrabilmek iin hikyeler anlatrlard. Sizi sevdiklerini gstermek iin huzurunuzu k ard. Bunlar da nemli deildi belki, ama kendisi olmak iin can atan, yalnzca kendi dnce iyle babaa kalmak isteyen ehzade, bu budalalarn, bu gereksiz, tutkusuz, sradan dediko ducularn her ziyaretinden sonra, uzun bir sre kendisi olamadn hissederdi. "ehzade Osma Cellettin Efendi, bir insann kendisi olmasna en byk engelin evresindeki teki insanlar olduunu dnrd," diye yazmt bir seferinde Ktip. "nsanlarn en byk zevkinin, teki ne benzetmek," olduunu yazmt bir baka seferinde Ktip. ehzadenin en byk korkusunun, i e, tahta'oturduu gn, bu insanlarla iliki kurma zorunluluu olduunu da yazmt. "Ackl v ve zavall olanlara acd iin etkilenir insan," derdi ehzade. "Sradan ve zelliksiz ola an, biz de sonunda onlarla birlikte sradan ve zelliksiz olmaya baladmz iin etkileniri derdi ehzade. Bir kiilikleri olanlardan, saygy hak edenlerden de, farknda olmadan on lar taklit etmeye baladmz iin etkileniriz ve en tehlikelileri de aslnda bu sonuncular derdi ehzade. "Ama hepsini, hepsini evremden uzaklatrdm yaz! Btn bu mcadeleyi, ya iin deil, yalnz kendim olabilmek iin deil, milyonlarca insann kurtuluu iin verdiimi az!" nk, hi kimseden etkilenmemek iin verdii o 'inanlmaz varlk yokluk sava'nn on a lt eyalarla, sevdii kokularla, etkilendii kitaplarla boutuu gecelerin birinde, pen in 'Batllam' pancurlar arasndan geni baheyi kaplayan kar ve ayn seyrettii bi e olduu savan aslnda kendi sava deil, yklmakta olan Osmanl Devletine kaderleri bal arca talihsizin sava olduunu anlamt. Ktibinin, ehzadenin hayatnn son alt ylnda, nlerce defa defterlere yazd gibi, "kendileri olamayan btn kavimler, bir tekini taklit eden btn uygarlklar, bakalarnn hikayeleriyle mutlu olabilen btn milletler" yklmaya, 6 olmaya, unutulmaya mahkmdular nk. Bylece, kasrna ekilip tahta oturmay bekledii yl altncsnda, iinde duyduu hikyelere kar ancak ve ancak kendi hikyelerinin sesini ykse savaacan anlad gnlerde, kendine bir ktip tutmak zere olduu sralarda ehzade, on a ruhsal bir deney olarak yaad mcadelenin, aslnda "tarihsel bir lm kalm mcadelesi", binlerce ylda bir grlen bir kabuk dei-tirmedeitirmeme kavgasnn son aamas", "yzyl rihilerin hakl olarak bir dnm noktas olarak deerlendirecekleri bir geliimin en nemli ihsel dura" olduunu anlad. Karla kapl bahenin zerinde, sonsuzluk zamannn geniliini tuculuunu hatrlatarak ayn parlad geceden bir sre sonra, kendine tuttuu yal, sadk v ktibi her sabah divannn karsnda maun bir masaya oturtup ona kendi hikyesini, kendi ke ni anlatmaya balad gnlerde ehzade, hikyesin-deki bu "son derece nemli tarihsel boyutu slnda yllar yllar nce de kefetmi olduunu da hatrlayacakt: stanbul sokaklarnn, her olmayan bir yabanc lkenin hayli ehrini taklit ederek deitiini, kasrna kapanmadan nce i gzleriyle grmemi miydi? Bu sokaklar dolduran talihsizlerin ve mutsuzlarn kendi klk v kyafetlerini Batl gezginlerden grdklerine bakarak, ellerine geirdikleri yabanc fotor ar inceleyerek deitirdiklerini bilmiyor muydu? Geceleri, kenar mahallelerdeki kahve lerinde sobann evresinde toplanan hznllerin, birbirlerine babadan kalma kendi masalla rn anlatacaklarna, ikinci snf ke yazarlarnn kahramanlarnn adlarn mslmanlatra e Kristo'dan apartp yazdklar sprntleri gazetelerden birbirlerine okuduklarn kendisi d tmemi miydi? Dahas, kendisi de, bir zamanlar, vakti daha kolay geiriyor diye, bu re zillikleri kitap halinde yaymlayan Ermeni kitaplara ayan altrmam myd? Kasrna ka ve iradeyi gstermeden nce, btn bu mutsuzlar, ackllar ve talihsizlerle birlikte

srklendii sradanlm iinde, ehzade de, kendi yznn eski esrarl anlamnn, tpk bu m ibi, yava yava kaybolduunu aynaya her baknda hissetmez miydi? "Evet, hissederdi," diye yazard Ktip, bu sorularn her birinden sonra, ehzadenin byle yazlmasn istediini bild "E397 vet, ehzade yznn de deitiini hissederdi." Ktiple almaya baladklarnn -ya ehzade ikinci yl dolmadan, ehzade, ocukluunda taklit ettii cins cins vapurlarn kar n, yedii lokumlara, krk yedi yllk hayatnda grd btn kbuslardan okuduu btn kitap biselerinden en sevmediklerine, geirdii hastalklardan bildii hayvan trlerine ilikin he r eyi ktibine yazdrm ve sk sk tekrarlad deyile: "Her cmlesini, Ker kelimesini ke eerlendirerek," yapmt bunu. Her sabah Ktip maun masasnda, ehzade de bu masann kars anda ya da evresindeki yry alannda ya da bu yry alanndan yukar kata ykselen ya d aaya inen merdivenlerde yerini aldnda, ikisi de ehzade'nin yazdracak yeni bir hikye madn bilirlerdi belki. Ama ikisinin de aradklar bu sessizlikti. nk, "Ancak, anlataca r eyi kalmadnda insan kendisi olmaya iyice yaklam demektir," derdi ehzade. "Ancak, in anlatt eylerin tkendiine, btn hatralarn, kitaplarn, hikyelerin ve hafzann sust in sessizlii iinde duyduktan sonradr ki, kendi ruhunun derinliklerinden, kendi benl iinin sonsuz ve karanlk lbirentlerinden kendisini kendisi yapacak kendi gerek sesini n ykseliine tank olabilir." Dipsiz bir masal kuyusunun iinden, derinden bir yerden b u sesin ar ar ykseliini bekledikleri gnlerin birinde, ehzade o zamana kadar "en tehli i konu" diyerek pek az deindii kadnlar ve ak konusuna girdi. Alt aya yakn bir sre eski aklarn, ak saylamayacak ilikilerini, bir ikisi hari hepsini acyarak ve hznle hatrl laryla olan "yaknlamalarn," ve karsn anlatt. Bu tr yaknlamalarda korkun olan yan siz farkna bile varmadan, pek de fazla zellii olmayan sradan bir kadnn bile, insann d erinin byk bir ksmn igal edebilmesiydi. lk genlik yllarnda, evlilii srasnda, kar kysndaki yalda brakp kasrna yerletii ilk zamanlarda, yani ta otuz be yama kadar, " isi olmak", "hibir eyden etkilenmemek" gibi bir kefi ve amac olmad iin, ehzade bu du pek de aldrmazd. Hatta, "bu takliti ve 398 sefil toplum", bir kadnn, bir olann ya da b r Tanrnn akyla her eyi unutabilmenin, "akn iinde yok olup gitmenin" vnlecek, gurur k bir ey olduunu herkes gibi kendisine de rettii iin, o zamanlar sokaklardaki kalabalk arn yapt gibi, "-k olmak"tan gurur da duyard ehzade. Kasra kapandktan ve alt yl h kuduktan sonra, hayatn en nemli sorununun insann kendisi olmas ya da olmamas olduunu k efedince, ehzade kadnlar karsnda ihtiyatl olmas gerektiine karar vermiti hemen. Kad adan kendirf-de bir eksiklik duyduu doruydu. Ama yaklaaca her kadnn, dncelerinin sa aynan yalnzca kendisinden almak istedii hayllerinin orta yerine ar ar yerleecei d ir ara, mmkn olduu kadar ok kadnla yaknlaarak, ak denen zehirin panzehirini kanna ye ebileceini dnm, ama srf aka almak, akn sarholuunu kanksamak gibi faydac bir a ara pek ilgi duyamamt. Daha sonra, tand kadnlar iinde "en zelliksiz, en renksiz, en e en zararsz" olduunu yazdrd Leyla Hanm, bu zellikleri yznden ona k olamayaca mt en ok. "ehzade Osman Cellettin Efendi, ona k olamayacana inand iin korkusuz i aabilmiti," diye yazmt Ktip bir gece; nk geceleri de alyorlard artk. "Ama ko ldiim tek kadn olduu iin de hemen ona k oldum," diye eklemiti ehzade. "Hayatmn en lerinden biriydi."

ehzade ile Leyla Hanmn kasrda buluup kavga ettikleri gnleri yazmt Ktip: Paa babas arabas ve adamlaryla, yarm gnlk bir yolculuktan sonra Leyla Hanm kasra gelir, kendile ri iin kurulmu ve benzerlerini Fransz romanlarnda okuduklar bir sofrada, romanlardaki ince roman kahramanlar gibi iirden ve mzikten szederek yemek yerler ve yemekten hem en sonra, dn vakti geldii iin, yar ak kaplarn arkasndan kendilerini dinleyen ahl aclar kayglandran bir kavgaya tutuurlard. "Kavgalarmzn belirli bir nedeni yoktu," di r keresinde aklamt ehzade. "Yalnzca, onun yznden kendim olamadm iin, onun yznd ttii iin, onun yznden benliimin derinliklerinden 399 gelen o sesi artk iitemez olduum ona fke duyuyordum. Benim suum olup olmadn hibir zaman anlayamadm ve anlayamayaca sonucu lmesine kadar bu byle srp gitti." Leyla Hanmn lmnden sonra, zldn ve zg er zaman sessiz, her zaman saygl, her zaman sz dinler Ktip, alt yllk yaz hayat boyun yapmad bir eyi yaparak bu lm ve ak konusunu birka kere daha ap kurcalamay denemi konuya yalnz kendi istedii biimde, kendi istedii zamanlarda geri dnmt. Szgelimi, l lt ay nce bir gece, ehzade eer kendisi olmay baaramazsa, kasrda on be yldr verdii sonunda baarszla urarsa eer, stanbul'un sokaklarnn da artk "kendisi olamayan" tal ehrin sokaklarna dneceini anlatrken ve baka ehirlerin alanlarn, parklarn, kald bu alanlarda, parklarda, sokaklarda yryen talihsizlerin de, hibir zaman kendileri olamayacaklarn anlatrken ve yllarca ve yllarca, kasrnn bahesinden dar bir kere ols amasna ramen, sevgili stanbul'unun sokaklarn nasl bir bir tandn, her kaldrm, he her dkkn sanki her gn onlarn nnden geiyormu gibi nasl hayllerinde capcanl yaatt ceyars, her zamanki fkeli sesini brakp ksk ve hznl bir havayla, Leyla Hanmn her g asra geldii gnlerde, vaktinin ounu at arabasnn ehrin sokaklarnda ilerleyiini hayl e eirdiini yazdrmt. "ehzade Osman Cellettin Efendi, kendisi olmak iin savat bu gn al, br kara, iki atl arabann Kurueme'den kasrmza gelirken hangi sokaklardan getii yokulardan ktn hayl ederek geirir, her zamanki yemeklerinden ve kavgalarndan sonra al Leyla Hanm paa babasnn konana geri gtren arabann, ou zaman ayn yollardan ve yapt dn yolculuunu da gnn br yarsnda hayl ederdi," diye yazmt Ktip, her zam elyazsyla. Bir baka seferinde, lmnden yalnzca yz gn nce, iinde o gnlerde yeniden d bakalarnn seslerini, bakalarnn hikyelerini bastrabilmek iin, btn hayat boyun rak ya da olmadan iinde ikinci bir ruhu tar gibi tad kiilikleri tek tek fkeyle saya zade, her akam baka bir kyafete brnmek zorunda kalan mutsuz bir padiahn, elbise giyer ibi brnd bu kiiliklerden en ok, salar leylak kokan kadna k olan kiilii sevdii adenin kendisine yazdrd her satr, her cmleyi sonradan yeniden ve yeniden titizlikle ok duu iin ve alt yl boyunca yava yava ehzadenin btn hafzasn ve btn gemiini bt lendii ve edindii iin, Ktip, ba leylak kokan kadnn Leyla Hanm olduunu, nk ehzad ferinde, ba leylak kokulu bir kadn yznden kendisi olamayan ve hibir zaman kendi sululu u anlayamayaca bir kazadan y^ da yanllktan sonra kadn lnce de bu sefer leylak kokusun i unutamad iin> kendisi olamayan bir n hikyesini yazdrdn hatrlamt. Ktipl ehzadenin hastalk ncesi bir cokuyla dedii gibi, "youn bir alma, youn bir umut ve y inanla" gemiti.

ehzadenin btn gn yazdrd, yazdrdka ve kendi hikyelerini anlattka kendisini kendi iinde daha da gle duyduu gnlerdi bunlar. Gece ge saatlere kadar alrlar, ne kadar g olsun Ktip bahede bal duran arabasna binerek evine dner, sabah erkenden geri gelip ma un masasnda yerini alrd. Kendileri olamadklar iin yklp giden krallklarn, baka kav it ettikleri iin yok olan kavimlerin, kendi hayatlarn yaayamadklar iin uzak ve bilinme en diyarlarda unutulan halklarn hikyelerini anlatrd ehzade. lliryallar, gl kiilii kendileri olmay kendilerine retecek bir kral iki yzyl bulamadklar iin tarih sahnesin ilmilerdi. Babil'in k, sanld gibi Kral Nemrut'un Tanrya meydan okumas yznden de a btn gcn verirken, kendisini kendisi yapacak kaynaklar kurutmasmdand. Gebe Lapitya , yerleik bir dzene geip tam bir devlet kurmak zereyken, ticaret yapt Aytipalilerin b kaplarak kendini btnyle taklide vermi ve yok olmutu. Sasanilerin ykl Bizansllarn Yahudilerin bysne kaplan son hkmdar Kavaz, Arda-ir ve Yazdigird'in, Tebari'nin de ' 'inde yazd gibi, btn 401 mrleri boyunca tek bir gn kendileri olamamalar yzndendi. rdes'te, Susa etkisiyle yaplan ilk tapnaktan yalnzca elli yl sonra, koca Lidya yklm v arihin tiyatrosundan ekilip gitmiti. Byk bir Asya mparatorluu kurmak zereyken, btn h lgn bir hastala yakalanm gibi, Sarmatyallarn kyafetlerini giymeye, taklarn takmaya i sylemeye balaynca, yalnz hatralarn kaybettikleri iin deil, kendilerini kendileri y esrar da unuttuklar iin, Seherler bugn tarihilerin bile hatrlayamad bir soydu. "Mede r, Pafkiyonyallar, Keltler," diye yazdrrd ehzade, ve Ktip, "kendileri olamadklar iin ttiler," diye eklerdi efendisinden nce. "Skintiyallar, Kalmuklar, Misyahlar," derd i ehzade ve, "kendileri olamadklar iin yklp gittiler," diye eklerdi Ktip. Gece ge va kan ter iinde, almalarn ve lm ve ykl hikyelerini bitirdiklerinde, darda, yaz iinde bir crcrbceinin kararl sesini du-yarlad. ehzade, bahedeki nilferli ve kurbaa kestane yapraklarnn dkld rzgarl bir sonbahar gn tp yataa dtnde, bunu ik arda ehzade, eer bir gn kendisi olamazsa, eer bir gn kendisi olabilmenin gcyle Osmanl htna oturamazsa, stanbul'un soysuz-laacak sokaklarnda yaayacak aknlarn bandan gee e ediyor, "kendi hayatlarna bakalarnn gzleriyle bakacaklarn, kendi hikyeleri yerine b arnn masallarn dinleyeceklerini, kendi yzleri yerine bakalarnn yzleriyle bylenecek anlatyordu. Bahedeki aalardan toplanm hlamurlar kaynatarak itiler ve gece ge saate r. Ertesi gn Ktip divanda ateler iinde uzanan efendisinin zerine rtmek iin yukar kata r yorgan daha almaya ktnda, yllar boyunca btn masalar, sandalyeleri paralanm, bt ar yok edilmi kasrn bo, bombo olduunu tuhaf bir bylenmeyle farketti. Kasrn bo odala varlarnda, merdivenlerde ryalardan kma bir beyazlk vard. Bo bir odada, ehzadenin ocu an kalma, yllardr hi alnmam, btnyle unutulduu iin atlmam ve stanbul'da baka nway beyaz bir piyano vard. Btn anlarn solduunu, bellein donduunu ve btn seslerin, 02 rn, eyalarrn, ekilerek zamann durduunu insana hissettiren beyazl, kasrn pencerele n ieri, baka bir gezegene dklr gibi dklen bembeyaz kta da grd Ktip. Kucanda be r yorgan, merdivenlerden inerken ehzadenin zerinde uzand divann, yllardr zerinde al masasnn, beyaz ktlarnn, pencerelerin, kk ocuklarn oynad oyuncak evlerdeki gib gerekd olduunu hissetti. Yorgan zerine rterken iki gndr tra olmayan efendisinin s azladn grd. Baucunda yarm bardak suyla, beyaz haplar vard.

"Dn gece ryamda, uzak bir lkedeki gr ve karanlk ormann iinde beni bekleyen annemi grd diye yazdrd ehzade, uzand divandan. "ri ve kzl bir srahiden su dklyordu, ama boz ye yazdrd ehzade. "O zaman btn hayatm boyunca kendim olmakta srar ettiim iin, dayand m," diye yazdrd ehzade. "ehzade Osman Cellettin Efendi btn hayatn, kendi sesini ve h rini duyabilmek iin iindeki sessizlii beklemekle geirmitir," diye yazd Ktip. "Sessizli beklemek iin," diye tekrarlad ehzade. "stanbul'da saatler durmasn," diye yazdrd ehzad "Ryamda grdm saatlere baktmda," dedi ehzade, "hep bakalarnn hikyelerini anlatt vam etti Ktip. Bir sessizlik oldu. "Yalnzca kendileri olabildikleri iin ssz llerdeki t ar, insan aya dememi dalarn arasndaki kayalklar, hi kimsenin grmedii vadilerdeki ," diye g ve istekle yazdrd ehzade. "Ryamda, hatralarmn bahesinde gezinirken," diye r an. "Hibir ey," diye ekledi sonra. "Hibir ey," diye dikkatle yazd Ktip. Uzun, ok uzu bir sessizlik oldu. Daha sonra, Ktip masasndan kalkt, ehzadenin uzand divana yaklat katle efendisine bakp masasna sessizce geri dnd. "ehzade Osman Cellettin Efendi, bu cm esini yazdrdktan sonra 7 aban 1321 perembe gn, saat sabah eyrek gee, Tevikiye s kasrnda vefat etmitir," diye yazd sonra. Ayn el-yazsyla Ktip, yirmi yl sonra ise yl "ehzade Osman Cellettin Efendinin mrnn yetmedii tahta, yedi yl sonra, kklnde ens rduu aabeyi Mehmet Reat Efen403 di gemi ve onun zamamnda Byk Harbe giren Osmanl Devle yklmtr." Defteri, Cell Salik'e, Ktibin bir akrabas getirmi, bu yaz, ke yazarmz smda bulunmutur. 404 ON YEDNC BLM AMA, BUNLARI YAZAN BEN "Siz okuyanlar, hl yaayanlar asndasmz Ama bunlar yazan ben oktan yolumu alm olacam Glgeler lkesinin ilerinde." "Evet, evet, ben benim!" diye dnd Galip, ehzadenin hikyesini bitirdiinde. "Evet, benim ben!" Hikyeyi anlatt iin kendisi olabildiinden o kadar emindi ve en sonunda kendi olab ilmekten de o kadar honuttu ki, bir an nce ehrikalp Apartmanna gidip CelPin masasma o turup yeni ke yazlarn yazmak istiyordu. Otelden kp bindii takside ofr bir hikye a ad. nsann ancak hikye anlatarak kendisi olabileceini anlad iin Galip ofrn anlatt iyordu. Yz yl nce, scak bir yaz gn, Haydarpaa stasyonunu yapan Alman ve Trk mhendis aplarn serdikleri masalarnn banda alrlarken, az tede avlanan bir dalg, denizin d ra bulmu. Parann zerine bir kadn yz nakedil-mimi. Tuhaf bir yzm bu, byleyici bi esrarm, belki harflerden karrlar diye, bulduu eyi kara emsiyeler altnda alan Trk en birine gstermi, Gen mhendis, Bizans parasnn zerindeki yazdan deil, ama Bizans imp riesinin yzndeki byleyici anlatmadan yle bir etkilenmi ki, dalgc da artan bir hay bir korkuya kaplm. mparatorienin yznde, yalnzca, mhendisin ktlarna yazd Arap le ilikili bir ey deil, ayn zamanda, yllardr evlenmeyi kurduu kendi amca kznn sevgi latan bir yan da varm nk. Bu kz, tam bu ara bir bakasyla da evlendirilmek zereymi. Tevikiye Karakolu tarafnda yol kapal," dedi ofr, Galip'in sorusu zerine. "Gene birisin i vurmular." Galip taksiden inip Emlak Caddesini Tevikiye Caddesine balayan dar ve ksa sokaa girdi. Sokan caddeyle birletii yer405 de parketmi polis aralarnn yanp s oluk ve ackl bir neon rengiyle slak asfaltta yansyordu. Aladdin'in klar hl yanan d ydanda, Galip'in mr boyunca hi tank olmad ve ancak ryalarmda yadrgamayaca sihirli zlik vard. Trafik kesilmiti. Aalar kprdamyordu. Hi rzgr yoktu. Kk alanda yapay r lerle kurulu bir tiyatro sahnesinin havas vard. Vitrindeki

Singer diki makineleri arasndaki mankenler, polislerin ve grevlilerin arasna girecek gibiydiler. "Evet, ben de benim!" demek geldi Galip'in iinden. Merakllar ve polis ler arasnda bir fotorafnn fla gm mavisiyle parlaynca, ryalardan kma bir any h ii yirmi yllk bir anahtar bulur gibi, grmek istemedii bir yz tanr gibi Galip farkett nger makineleri sergilenen vitrininin iki adm tesinde, kaldrmda, beyaz bir leke yatyo rdu. Tek bir kii: Cell. zeri gazetelerle rtlmt. Rya nerede? Galip yaklat. Btn g yorgan gibi saran gazetelerin akta brakt ba, amurlu kirli kaldrma bir yasta yasl lanmt. Gzleri akt, ama bir d gryormu gibi dalgn, kendi dncelerinde kaybolmu vard yzde; yldzlan seyrediyormu gibi huzurlu da; hem dinleniyorum, hem hatrlyorum der gibi. Rya neredeydi? Bir oyun duygusuna kapld Galip, bir aka duygusuna, bir pimanlk du ygusuna. Kan izi yok. Cesedin Cell'in cesedi olduunu daha grmeden nasl anlamt? Biliyor musunuz, demek istedi, ben her eyi bildiimi bilmiyormuum. Bir kuyu vard aklnda, aklmda , aklmzda; bir dme, mor bir dme: Dolabn arkasmdan kan paralar, gazoz kapaklan, dme r seyrediyoruz, dallarn arasndaki yldzlan. Yorganm iyi rtn de meyeyim, havasnday nn iyi rtn de mesin. Galip d. "Ben, benim!" Ortalarndan ikiye alarak serilmi g illiyet' ve 'Tercman'dan olduunu anlad. Yedi renkli mazot lekeleri. CelPin yazs var m iye baktklar gazete paralar: me. Souktur. Kaps ak bir polis minibsndeki bir tel ir sesin, bakomiseri aradn iitti. Efendim, Rya nerede, nerede, nerede? Kedeki trafik alarnn bou bouna yanp snen 406 klar: Yeil. Krmz. Daha sonra, bir daha: Yeil. K damn vitrininde de. Yeil, krmz. Hatrlyorum, hatrlyorum, hatrlyorum, diyordu Cell. dkknnn kepenkleri inmiti, ama i klar akt. Bu bir upucu olabilir mi? Komiser bey, Galip, ilk Trk polisiye romann yazyorum, baknz bu da ilk ipucu: Iklar ak kalm. Y izmaritleri, kt paralan, pler. Galip gen bir polisi gzne kestirdi, yaklap sormaya y dokuz buukla on arasnda olmutu. Katilin kim olduu bilinmiyordu. Adamcaz hemen vurulu p dmt. Evet, nl bir gazeteciydi. Hayr, yannda kimse yoktu. lnn neden burada tutul is de bilmiyordu. Hayr, sigara imiyordu. Evet, polislik zor meslekti. Hayr, vurulan adamn yanmda baka kimse yoktu, memur emindi bundan; beyefendi bunu niye soruyordu ? Beyefendi ne i yapyordu? Beyefendi gece bu saatte burada ne aryordu? Beyefendi ki mliini gsterebilir miydi? Kimlii incelenirken Galip, altnda Cell'in cesedi yatan gaze teden yorgana bakt. Mankenli vitrinin neon lambalarnn gazetelerin zerine hafif pembe bir kla vurduu uzaktan daha iyi farke-diliyordu. Dnd: Memur bey, rahmetli bu tr k dikkat ederdi. Fotoraftaki de ben'im, benim yzmdeki yz de. Al bakalm. Rica ederim. Be n gideyim. Karm evde beni bekliyor da. Her eyi tereyadan kl eker gibi hallettim galib a. ehrikalp Apartmannn nnden hi durmadan ve Nianta Meydanndan da koar adm getikt nin sokana girmiti ki, yllardr ilk defa, bir sokak kpei, amur renkli soysuz bir hayva saldracakm gibi havlayarak Galip'e hrlad. Neyin iareti? Kaldrm deitirdi. Salonun ydu? Nasl dikkat etmemiti buna? Asansrde dnyordu. Evde kimse yoktu. Rya'nn eve bir a ip gittiine ilikin bir iz de yoktu hibir yerde. Dokunduu eyalar, kap kulplar, uraya b ya atlvermi makaslar, kaklar, bir zamanlar Rya'nn sigarasn bastrd kllkler, bir e oturup yemek yedikleri yemek masas, bir zamanlar karlkl oturduklar bo ve ackl kolt , evdeki her ey dayanlmayacak kadar zc, dayanlmayacak kadar hznlyd. Koar adm kend kaklarda uzun uzun yrd. Nianta'n ili'ye balayan 407

ve ocukluklarn Site Sinemasna giderken Rya ile birlikte hzl hzl heyecanla yrdkleri a p tenekelerini kartran kpeklerden baka hibir hareket yoktu. Bu kpekler zerine ka Ben ka yaz yazacam? Uzun bir yryten sonra caminin arka sokandan dolanarak Tevikiye n dnd ve bekledii gibi admlar kendisini krk be dakika nce CelPin cesedinin yatt k a kede kimsecikler yoktu. Cesetle birlikte polis arabalar, gazeteciler, kalabalk, he psi ekip gitmilerdi. Galip, diki makineleri sergilenen vitrinin nnde mankenlerin arasn dan dar vuran neon lambasnn nda, Cell'in cesedinin uzand kaldrmda da hibir i r titizlikle toplanm olmalyd. Karakolun nnde bir polis, her zamanki gece nbetini tutuy rdu. ehrikalp Apartmanna girdiinde, hi alk olmad bir yorgunluk hissetti. Gemii ka it eden Cell'in dairesi, Galip'e, yllar sren servenlerden ve savalardan sonra bir ask erin dnd evi kadar gz yaartc, artc ve tandk gzkt. Ne kadar da uzak kalmt aat bile olmamt. Gemi zaman uyku kadar ekiciydi. Susuz bir ocuk gibi, sulu bir ocuk ambalarn aydnlatt ke yazlarn, fotoraflar, esrar, Rya'y, arad eyleri ryala emeyeceini, su ileyeceini dnerek CelPin yatana yatp uyudu. Uyandnda yle dn cumartesi lesiydi. Yazhaneye, mahkemeye gidilmeyecek bir gn. Ayaklarna terliklerini g eirmeden yryp kapnn altndan atlan Milliyet'i ald: 'Cell Salik ldrld.' Haberi ma di. Cesedin, zerine gazeteler, rtlmeden nce ekilmi bir fotorafn yaymlamlard. Bt mlard. Babakandan ve teki ilgililer ve nllerden hemen demeler almlard. Galip'in 'E li yazsn 'son yazs' diyerek bir ereve iine koymulard. Cell'in, son zamanlarda eki torafn basmlard. nllere gre kurunlar demokrasiye, dnce zgrlne, bara ve bu n ' birok iyi eye sklmt. Katili yakalamak iin nlemler alnmt. Kt ve gazete kes saya oturmu sigara iiyordu. Uzun sre pijamalarla masada oturup sigara iti. Kapnn zili ldnda bir saattir hep ayn sigaray itii duygusuna kapld. Kamer Hanmm. Elinde anaht kapda grd Galip'e bir hortlaa bakar gibi bakt nce, sonra ieri girip telefonun yannd tua kendini zorlukla atp alamaya balad. Herkes, Galip de ld sanm. Herkes onlar gnl ak ediyormu. Sabah gazetelerde haberi okur okumaz Hle Halalara gitmek iin koa koa evd en km. Aladdin'in dkknnn nnden geerken ierde bir kalabalk grm. O zaman anlam unduunu. Aladdin sabah dkknn anca Rya'nn bebekler arasnda uyuyan cesediyle karla uyucu, batan beri anlatcyla kahramanlar, ke yazlaryla, olaylarn anlatld sayfalar -madan da olsa, titizlikle birbirinden ayrmaya altm kitabmn bu noktasnda, yani seni lki farkettiin onca iyi niyetli abadan sonra, izin ver de u satrlar dizgiciye yollama dan nce bir kere olsun araya gireyim. Hani kimi kitaplarda sayfalar vardr, yazarn hn eri yznden deil de, 'sanki kendiliinden' kurulmu hikyenin 'sanki kendiliinden' ak y ze yle bir ilerler ki, bir trl unutamayz onlar. O sayfalar, aklmzda, kalbimizde -ne d eniz deyin ite- meslek erbab yazarn kalemiyle harikalar yaratt sayfalar olarak deil, k ndi hayatmzdaki kimi cennet saatleri gibi, kimi cehennem saatleri gibi, her ikisi gibi ve daha ok her ikisi dnda, yllarca hatrlayacamz dokunakl, iler acs ve gz y mizde kalr. te, sonradan grme bir ke yazar deil de, meslek erbab, hner sahibi bir y saydm, imdi 'Rya ile Galip' adl eserimin akll ve duyarl okuyucularma yllarca elik e sayfalarndan birinde olduumuzu gvenle dnrdm. Ama yeteneklerim ve yazdklarm konusun olduum iin, bu gven yok bende. Bu yzden, hikyemin bu sayfalarnda okuyucuyu kendi anla la babaa brakabilmek isterdim. Bunun iin de yaplacak en iyi ey, dizgiciye bu sayfalar ara bir mrekkeple boyamasn nermek olacaktr. Hakkyla yazamayacam eyleri siz

hayl gcnzle kurun diye. Hikyemin kaldm yerinde iine girdiim kara dn rengini verm raki gnlerde bir uykudagezer gibi olaylarn iinde gezinirken aklmn iindeki sessizlii si e hep hatrlatmak iin. Bun408 409 dan sonraki sayfalar, kara sayfalar, bir uykudageze rin hatrladklar olarak grn artk. Kamer Hanm, Aladdin'in dkknndan, koa koa Hle H rada herkes alyor, Galip'i de ld sanyorlar-m. Kamer Hanm, onlara en sonunda CelPin s i: Ce-ll'in yllardr, Galip'le Rya'nn ise bir haftadr burada, ehrikalp Apartmannn en aki dairede saklandklarn sylemi.. Herkes Rya ile birlikte Galip'i de ld sanm gene. nra, Kamer Hanm buraya, ehrikalp Apartmanna dndnde, smail Efendi, ona, "k git, yuka k!" demi. Anahtar alp yukar kt zaman, kapy amadan hemen nce tuhaf bir korkuya ka onra bir inanca, Galip'in yaad inancna. Galip'in sk sk grd fstki yeilden bir et nlk vard zerinde. Daha sonra, zerinde mor ieklerin at ayn fstki yeil kumatan lann da giydiini, evine gittiinde Galip grd. Bu bir rastlant myd, yoksa dnyann da h leri gibi sihirli olduunu hatrlatan otuz be yl nceden kalma bir zorunluluk mu? Annesi ne, babasna, Melih Amcaya, Suzan Yengeye, kendisini gzyalaryla dinleyen herkese, be gn nce Rya ile zmir'den dndklerini, bu be gn boyunca kimi zaman geceleri de olmak zere, kitlerinin byk bir ounluunu Ce-ll'le birlikte ehrikalp Apartmannda geirdiklerini anl lip: Cell en st kat yllar nce satn alm, bunu herkesten saklamt. Kendisini,tehdit e erinden saklanyordu. leden sonra, ge saatlerde Galip, ayn aklamay, ifadesini almak is en MT grevlilerine ve savcya da verirken, telefondaki sesten de uzun uzun szetti. Am a, 'her eyi biliriz biz' havasyla kendisini dinleyen bu iki kiiyi kendi hikyesine eke medi. Ryalarndan kamayan ve o ryalara kimseyi ekemeyen birinin aresizliini hissetti. da uzun, derin bir sessizlik vard. Akama doru bir ara kendini Vasf in odasnda buldu. Belki de, evin, iinde alanlmayan tek odas olduu iin orada gemi zamanda kalm mutlu b hayatnn bozulmam izlerini grd: Aile iinde 'evlene evlene' soysuzlam Japon balklan m iinde huzurla salmyorlard. Hle Halann kedisi Kmr, halnn kenarna uzanm, dalgn d . Vasf ya410 tanm kenarna oturmu elindeki koca bir kt ynn inceliyordu. Ktlar, yucuya, yzlerce kiinin gnderdii basal telgraflaryd. Vasf in yznde, yatan gene ip'in arasna oturup, birlikte eski gazete kesiklerine baktklar zaman beliren o hayr et ve oyun ifadesini grd Galip. Hle Halann ve daha eskiden Babaannenin onlar iin hazrl ad akam yemeinden nce, burada bulutuklar zamanlarda grd o soluk, gsz k vard e plak ampuln, soluk ve eski eyalarla duvar ktlarnn amaz ve kesin bir bileimle ol uykulu k Ga-lip'e, Rya ile birlikte olduklar zamanlara ilikin o hzn, hi gemeyecek talk gibi zerine sinenkederi hatrlatt. Bu hzn ve keder iyi bir hatrayd imdi. Galip, turduu yerden kaldrd. Elektrikleri sndrd. Uyumadan nce alamak isteyen bir ocuk gibi yataa elbiseleriyle uzand ve on iki saat uyudu. Ertesi gn Tevikiye Camiinden kaldrlan cenazede, yaz ileri mdryle babaa kaldnda Galip, Cell'in daha yaymlanmam kutula uunu, son haftalarda gazeteye pek az yeni yaz yollamasna ramen durmadan altn, eski gerekletirdiini, yarm kalm baz yazlarn tamamladn, daha nceden hi ele almad la ok yeni eyler kaleme aldn anlatt. Yaz ileri mdr, tabii ki bu yazlar Cell'in stediini syledi. Galip'in, Cell'in kesinde yllarca srecek yazarlk hayat iin yol by . Kalabalk, Tevikiye Camiinden kp cenaze arabasnn bekledii Nianta Meydanna doru

ilerlerken, Galip, dkknnn kapsndan dalgn dalgn bakan Aladdin'i grd. Elinde bir gaz sarmak zere olduu kk bir bebek vard. Galip, Milliyet Gazetesine CelFin yeni yazlarn esinde, Rya'y ilk kez dlerinde bu bebekle birlikte grmeye balad: Cell'in yazlarn b ralarnda yal ke yazar Neati de olmak zere, dostlarnn ve dmanlarnn znt szler erini dinledikten sonra Cell'in odasna ekilmi, masann zerinde duran son be gnn gazet ni okumaya balamt. Eilimlerine gre, ke ya411 zarlarnn, cinayetin sorumluluunu Erme Trk mafyasnn (Beyolu haydutlar diye dzeltmek isterdi Galip, yeil bir tkenmezle), kom erin, sigara kaaklarnn, Rumlarn, slamclarn, lkclerin, Ruslarn, Nakibendilerin gz yal, ar vgl am paracklarnn ve tarihimizdeki benzeri cinayetlerin anlatld azetecinin, cinayetin nasl ilendiine ilikin aratrma yazs dikkatini ekti. Cenazeyle a Cumhuriyet gazetesinde yaymlanm yaz, ksayd, akt, ama belagattan ok da uzak bir sl am olduu iin, kahramanlar adlaryla deil, byk harfle balayan sfatlaryla anlmt: cuma akam saat yedide, ke yazarnn Nianta'ndaki evinden kmlar, Konak Sinemasna g Dn' adl film saat dokuzu yirmi be gecece bitmi, Ke Yazaryla, gen bir avukatla evli (burada Galip, hayatnda ilk defa, bir parantezin iinde de olsa, bir gazetede kendi adna rastgeldi), sinemadan kalabalkla birlikte kmlard. On gndr stanbul'u etkisi al kar dinmiti, ama hava souktu. Valikona Caddesini getikten sonra, Emlak Caddesine gir miler, oradan Tevikiye Caddesine kmlard. Tam karakolun nndelerken, saat dokuz otuz b onlar bulmutu. Emekli ordu mensuplarnda bulunan eski bir Krkkale tabancas kullanan kat il, kurunlar byk bir ihtimalle Ke Yazarna nianlam, ama iki kardein zerine skmt uk yapt iin, sklan yalnzca be kurundan Ke Yazarna, biri kzkardeine biri de isabet etmiti. Kurunlardan biri kalbine girdii iin, Ke Yazar hemen olay yerinde dp a kurun, ceketinin sol cebindeki mrekkepli kalemi paralam (bu rastlantsal simgeye btn zeteler heyecanla sarlmlard) bylece Ke Yazarnn beyaz gmlei kandan ok yeil mrekk ei ise sol cierinden ar yaral olarak yrm ve olay yerine kar karakol kadar yakn ol zeteci dkknna girmiti. evrede 'Aladdin'in dkkn' olarak bilmen bu dkkna kzkardein ap nasl girdiini, aacm kkn kendini siper eden Aladdin'in onu nasl gremediini, gaz bir sahnenin filmini geri sardrp yeniden yeniden seyreden bir de412 dektif gibi y eniden yeniden yazmt. Bu ar gsterimde lacivert klar altnda oynanan bir bale sahnesi as vard. Kzkar-de, dkkna ar ar giriyor, keye oyuncak bebekler arasna devrilip d den film hzlanyor, samalayordu: Kapamakta olduu dkknnn nndeki kestane aacna ast n dkknc, silh seslerinden tela kaplm, dkknna giren kzkardei farketmedii iin d direrek olay yerinden apar topar kaarak evine komutu. evrede 'Aladdin'in dkkn' diye b nen ttncnn lambalarnn sabaha kadar yanmasna ramen, ierde canekien gen kz, evre pan polis de, baka herhangi bir kimse de farketmemiti. Ayn ekilde, kar kaldrmdaki nb lisin deil mdahale etmek, vurulan bir ikinci kii olduunu fark bile edememesi ilgilil erce tuhaf karlanmt. Katil bilinmeyen bir yne kamt. Sabah ilgililere bavuran bir v ce, olaydan az nce, Aladdin'in dkknndan bir Milli Piyango bileti aldktan sonra, olay y erine yakn bir yerde zerinde tuhaf bir pelerin ve tarihi filmlere yakr tuhaf bir kyafe tle ("Sanki Fatih Sultan Mehmet," demiti), korkun grnl karanlk bir glgeyi grdn, rden olay renmeden nce, bunu karsna ve karsnn kzkardeine heyecanla anlattn bil ci, sabah, ls bebekler arasnda bulunan gen kz gibi bu ipucunun

da ilgisizliin ya da beceriksizliin kurban olmamasn dileyerek yazsn bitirmiti. O gec lip, ryasnda Rya'y, Aladdin'in dkknnda satlan bebekler arasnda grd. lmemiti. Ka erle birlikte hafif hafif nefes alp vererek Galip'i bekliyor, ona gz krpyordu, ama G alip dkkna ge kalmt, gidemiyordu bir trl oraya; yalnzca, uzaktan, ehrikalp Apartman esinden, Aladdin'in dkknndan karl kaldrma vuran vitrin klarn gzyalaryla seyred anda gneli bir sabah, babas Galip'e ili tapu dairesine miras ileri yznden Melih Amc uruya cevap geldiini, Cell'in Nianta'nn arka sokaklarnda bir yerde, bir baka dairesi uunun anlaldn syledi. Melih Amcayla Galip'in yanlarna kambur bir ilingiri alarak gi i apartman dairesi, Nianta'nn arkalarnda, Galip'in her 413 giriinde bir zamanlar zengi nlerin niye bu kadar sefil yerlerde oturduunu ya da bu kadar sefil yerlerde otura n kiilere o zamanlar neden zengin dendiini dnd parketa kapl, ukur ukur kaldrml nde, isten ve dumandan cepheleri kararm, boyalar onulmaz bir hastann derisi gibi yer yer dklm o drt katl binalarn birinde, en st kattayd. zerinde hibir ey yazmaya lidini ilingir hi zorlanmadan ap gitti. Arkada, iinde birer yatak olan darack iki yata k odas vard. nde, sokaa bakan pencereden gne alan ve ortasnda kocaman bir yemek masas an kk bir salon grdler; iki yannda birer koltuk duran masann zerinde en son cinayetle anlatan gazete kesikleri, fotoraflar, sinema ve spor dergileri, Galip'in ocukluunda n kalma 'Teksas', 'Tommiks' gibi resimli romanlarn yeni basmlar, polisiye romanlar, kt ve gazete ynlar duruyordu. Geni bir bakr kll tepeleme dolduran fstk kabukl ada oturduunu hi kukuya yer brakmayacak ekilde Galip'e kantlyordu. Cell'in odas olma ken yerde hafza ilc Mnemonics paketleri, damar aan illar ve aspirin ve kibrit kutular d Galip. Rya' nn odasnda, bir sandalyenin zerinde grdkleriyse karsnn evden giderken ek de fazla bir ey almadn hatrlatt: Makyaj malzemesinin bir ksm, terlikleri, uur ge e inand bo anahtarl ve arkas aynal sa fras. Bo ve duvarlar plak odadaki Thon duran bu nesnelere yle bir bakt ki Galip, bir anda bir yanlsamann bysnden syrlp e disine iaret ettii br anlam, dnyann iine gizlendii o unutulmu esrar kavrayverdii "Buraya birbirlerine hikye anlatmaya gelmilerdi," diye dnd, merdivenleri kt iin h e olan Melih Amcann yanna dndnde. Masann ucundaki dosya ktlarnn duru ekli, Ce-l i Rya'nn yazmaya baladn ve bu bir hafta boyunca, CelFin hep, imdi Melih Amcann otur aki koltukta, onu dinleyen Rya'nn da bo olannda oturduunu gsteriyordu. Daha sonra Mill iyet'teki yazlarnda yararlanaca CelFin hikyelerini Galip ceketinin cebine sokup, Melih Amcann pek de srar etmeden bekledii aklamay yapt. 414 Cell, uzun bir zaman nce nl kim Dr. Cole Rid-ge'in varln kefettii, ama ilcn bulamad korkun bir hafza hastal kesten gizlemek iin bu dairelere saklanyor, Rya ile Galip'ten srekli yardm istiyordu. Bu yzden, baz geceler Galip, baz geceler Rya burada kalr, gemiini bulsun ve yeniden k rsun diye Cell'in hikyelerini dinler, hatta yazarlard da. Darda kar yaarken Cell onlar saatlerce bitip tkenmeyen hikyelerini anlatrd. Melih Amca her eyi ok iyi anlam gibi, un bir sre sustu. Sonra alad. Bir sigara yakt. Hafif bir nefes darl sknts ekti. C anl fikirlere kapldn syledi. ehrikalp Apartmanndan atld, babas yeniden evlenince ndisine kt davranld diye btn aileden intikam almak gibi tuhaf bir tutkuya kaptrmt k Oysa babas, onu da en azndan Rya kadar sevmiti. imdi hibir evlad yoktu artk.-Hayr; vlad Galip'ti imdi.

Gzyalar. Sessizlik. Yabanc bir evin i sesleri. Galip, Melih Amcaya, bir an nce kedeki kkaldan raksn alp eve dnmesini sylemek istedi. Onun yerine, bir daha dnmeyecei ve s endileri sormak isteyen okurlarn atlarlarsa (bir paragraf) iyi edecekleri u soruyu sordu kendine: Hangi hikyeler, hangi anlar, hangi masallar hafza bahesinde aan hangi ieklerdi ki onlar, tadna, kokusuna, keyfine iyice varabilmek iin Cell'le Rya, Galip'i darda brakma zorunluluunu duymulard? Galip, hikye anlatmay bilmedii iin mj? Onlar enkli ve neeli olmad iin mi? Baz hikyeleri hi anlayamad iin mi? Ar hayranly ir hastalk gibi evresine yayd iflah olmaz hznden katklar iin mi? Rya'nn eski ve erin damlayan musluu altna, evde yapt gibi plastik bir yourt ksesi koyduunu grd Gal nn dayanlmaz anlarna katlanamad, btn eyalar korkun bir hznn alaryla neredeyse alip, yaz sonuna doru bir zamanlar Rya'yla oturduklar kira dairesini boaltp ehrikalp A partmanndaki Cell'in dairesine yerleti. Tpk, Rya'nn cesedine hi bakamad gibi, baba saa sola datt, kimilerini satt eyalar da gr415 mek istememiti hi. Ryalarnda i, R-ya'nn ilk evliliinden kp geldii gibi bir gn bir yerlerden gene kp geleceine okurlarken yarda kalm bir kitaba devam eder gibi hayatlarna devam edebileceklerine ilikin hibir hayl de gremiyordu artk. Scak yaz gnleri hi bitmeyecekmi gibi uzamt. a bir askeri darbe oldu. Politika denen irkefin amuruna batmam ihtiyatl yurtseverlerd en kurulu yeni hkmet gemite kalm siyasal cinayetlerin sulularn tek tek bulacan a ne, sansr yznden yazacak siyasi haber bulamayan gazeteler, lmnn birinci yldnmnde, Salik Cinayeti'riin bile zlemediini kibar ve uslu bir dilde hatrlattlar. Bir gazete, nedense Cell'in yazdi Milliyet deil de bir bakas, katilin bulunmasna yardmc olacak i a yklce bir para dl vereceini aklad. Bu parayla bir kamyon, kk bir un deirmeni y am bir aylk gelir getirecek bir bakkal dkkn satn alnabilirdi. 'Cell Salik Cinayeti'nin arkasndaki esrar aydnlatacak hareket ve heyecan ite byle balad. Tara ehirlerindeki s komutanlar da lmszlk konusunda ellerine geen bu son frsat karmamak iin kollarn s sarlmlard. slubumdan olup bitenleri gene benim anlatmaya baladm anlamsnzdr. O praklanan kestane aalaryla birlikte ben de kederli bir kiiden yava yava fkeli bir kii doru evriliyordum. Dnmekte olduum o fkeli kiinin ise, tara muhabirlerinin 'soruturma i tutuluyor' kaydyla stanbul'a getikleri haberlere fazla kulak ast yoktu. Bir hafta, d aha nceden, btn bir otobs dolusu futbolcu ve taraftar, giriindeki uurumun diplerinde e zilip ld iin adn iittii dalk bir kasabada katilin yakalandn okuyor, br hafta u ii yapmas iin uval dolusu para veren komu bir memleketin ufuklarna bir ky kasabasn em ve grev duygusuyla bakarken yakalanyordu. Bu ilk haberler, ihbarcla bile cesaret e demeyen vatandalar yreklendirdii, br meslektalarnn baarlarna imrenen skynetim evik ettii iin yaz balarnda bir 'katil yakaland' furyasdr balad. Emniyet grevliler me bavurmak', 'suluyu tehis ettir416 mek' iin beni, ite o sralarda, geceyarlar alp ndeki merkeze gtrmeye baladlar. Gece sokaa kma yasayla birlikte, saat on ikiden saba dar elektrik jeneratr belediyenin paras yetmedii iin durdurulan ve bylece kaak kasapla ihtiyar atlar hmla katlettii bir infaz havas ve sessiz ve korkutucu bir karanln hk e ve mezarlklarna bal o kk ve cra kasabalarda olduu gibi, btn lkenin hayat da b ilivermi gibi ak ve kara olarak ikiye blnmt. Geceyarsndan biraz sonra, en son ke ya yarar bir ilham ve yaratclkla kaleme

aldm alma masasnn dumanlan iinden ar ar kalkp ehrikalp Apartmannn kapsna, yksek duvarlarla evrili bir atoya benzeyen, Beikta srtla-rndaki MT binasna gtrecek abasn beklerdim. ehir ne kadar bo, hareketsiz ve karanlksa, ato da o kadar civcivli, h areketli ve kr kr aydnlk olurdu. Baklar hlyal, gzlerinin alt mosmor, sa ba d ikanllarn fotoraflarn gsterirlerdi. Kiminin gzleri, yllarca nce babasyla birlikte e p kpe su doldururken ierdeki eyalar baklarnn projektrleriyle hafzasna hemen kayded kara gzl olunu hatrlatrd, kimi birlikte gittiimiz sinemalardan birinin 'be dakika ara a, Rya buzlu penguenini tadn kara kara yerken, yanndaki amcasnn oluna hi mi hi a yaklaan,sivilceli, pervasz 'bir arkadan aabeysinin arkada'n; kimi evle okul arasnda iyi bilinen corafyann tarihinde kalm eski bir manifaturac dkknnn yar ak kapsnda balna uykulu gzlerle bakan yatmz bir tezghtan hatrlatrd; kimi de - en korkunlar hi kimseyi hatrlatmaz, hibir eyi artrmazd. Emniyet mdrlklerinin boyasz, kirli v rle lekelenmi duvarlar nnde fotorafya poz vermek zorunda braklan bu bo ve bo oldu kutucu yzlere bakarken anlarmn sisleri iinde, belli belirsiz bir glgeyi, kendini ne bt e ele veren, ne de bsbtn belirsiz kalan bir ifadeyi tam seer ya da tam seemez gibi ol duumda, yani durakladmda, bamda dikilen klyutmaz hafiyeler beni cesaretlendirir, foto taki hayaletimsi ifadenin kiilii konusunda kkrtc bilgiler 417 verirlerdi: Sivas'ta, bi lkc kahvesinde ihbar zerine yakalanmt bu delikanl, daha nceden drt cinayeti vard, tam kararmam tekisinin Enver Hocac bir dergide Cell'i boy hedefi gsteren uzun bir yaz tefrika edilmiti; ceketinin dmeleri kopuk olan Malatya'dan stanbul'a yollanyordu, bir retmendi, ama on be yl nce CelPin Mevlna zerine yazd bir yazs zerine, bu ulu d , Cell'in katledilmesi gerektiini dokuz yandaki rencilerine srarla anlatmt; orta ya abas grnml rkek kii bir sarhotu, Beyolu meyhanelerinin birinde lkemizdeki btn mik zlenmesi gerektii zerine uzun bir nutuk atm, yan masada oturan ve gazetenin verecei dl akl taklm bir baka vatanda da bu mikroplar arasnda Cell'in adnn da anldn syl rliine ihbar etmiti onu. Galip Bey tanyor muydu bu mahmur suratl sarhou, ryalarda kayb olup gitmi bu bezginleri, fkelileri, mutsuzlar tanyor muydu; resimleri bir bir nne kon an u hlyal ve sulu yzlerden herhangi birini son zamanlarda ya da son yllarda Cell'in y nnda grm myd Galip Bey? Yaz ortalarnda, yeni kan be bin liralklarn zerinde Mevl ni grdm gnlerde gazetelerde 'Fatih Mehmet nc' adl emekli bir albayn lm ilann d temmuz gnlerinde zorunlu gece ziyaretleri daha sklamaya, nme konan fotoraflar daha oa ya balad. Bana gsterilen fotoraflarda, Cell'in alakgnll koleksiyonunda grdklerimde daha kederli, daha korkun ve daha inanlmaz yzler grdm: Bisiklet tamircileri, arkeolo ji rencileri, overlokular, benzinci pompaclar, bakkal raklar, Yeil-am figranlar, ahipleri, dini risale yazarlar, otobs biletileri, park bekileri, pavyon kabadaylar, ge n muhasebeciler, ansiklopedi satclar... Hepsi ikenceden geirilmi, az ya da ok dvlp epsi belleklerinin derinliklerinde yatan ama yattn unuttuklar, unuttuklar iin de hi a adklar o kaybolmu esrar, o gizli bilgiyi unutmak, dipsiz bir kuyudan bir daha hi geri dnmeyecek ekilde unutarak kaybetmek ister gibi, yzlerindeki kederi ve korkuyu rten bir 'ben burada deilim' ifadesiyle, bir 'zaten ben bir baka kiiyim' ifadesiyle fotor af maki418 nesine bakmlard. Artk bana (ve okuyucularma) oktan sonulanm gzken eski a hangi tan yerine konmu olduuna, hi de farkna varmadan, ok nceden ngrlm

hangi hamleleri yaptma yeniden dnmek istemediim iin, fotoraflardaki yzlerde grdm szetmeyecektim hi. Ama atodaki ('kale'demem daha m yerinde olurdu acaba?) bitip tkenm eyen gecelerin birinde, bana gsterilen btn yzleri ayn kararllkla geri evirdiimde, so r kurmay albay olduunu reneceim bir MT grevlisi, "Harfleri," diye sordu bana, "harfler de gremiyor musunuz hi?" Profesyonel bir olgunlukla ekledi: "nsann bu lkede kendisi olmasnn ne kadar zor olduunu biz de biliyoruz. Ama siz de bize biraz yardm etseniz." Bir gece, Anadoludaki tarikat kalntlarnda, Mehdi inancnn nasl hl srdn, istihbar rn deil de, kendi karanlk ve tatsz ocukluk anlarm anlatr gibi dillendiren tombul bir ayn karsamalarm dinlemitim: Gizli Anadolu yolculuklarnda Cell, bu 'irticai kalntlar' iki kurmaya alm, Konya'nn kenar mahallelerindeki bir araba tamircisinde ya da Sivas'ta bir yorgancnn evinde birtakm uykudagezerlerle bulumay baarm, kyamet gnnn iaretle oyacan, ama beklemeleri gerektiini sylemiti onlara. Tepegzlerden, sular ekilmi Boa deitiren paalardan, padiahlardan szettii yazlar ite bu iaretlerle kaynayordu. > Bu en sonunda zebildiim aklayan alkan memurlardan biri, Cell'in 'p' balkl yazs arflerle kurulacak akrostilerin muammay zeceini btn ciddiyetiyle sylediinde, "biliyo " demek gelirdi iimden. Humeyni'nin kendi mcadele ve hayatn anlatt kitabnn adnn 'K olmasndaki anlam ve adamn Bursa' da srgn yllarnda ehrin karanlk sokaklarnda ekilm rn bana gsterdiklerinde de neyi iaret etmek istediklerini gayet iyi anlayarak, "bili yorum," demek isterdim. Ben de, onlar gibi, Cell'in Mevlna yazlarnn arkasndaki kayp ki i ve kayp esrar biliyordum. Cell'in kayp bir esrar 'tesis etmek' iin, onlarn deyiiyle idalar gevedii' ya da hafzasn kaybettii iin kendini ldrte-cek birini aradn gle de ya da Cell'in kara419 aatan dolabnn derinliklerinde bulduum fotoraflardaki t> kayp adeli, hznl, kederli kiilerden birine ok benzeyen bir yzle nme konmu fotoraflardan karlatmda da gene, "biliyordum," demek gelirdi iimden. Boaz sularnn ekilmesi zer vgililerinin, bir pme hayaliyle yazd yazda seslendii hayli karsnn, uyku ncesi d hramanlarn da kim olduklarn bildiimi sylemek isterdim. Cell'inv yazlarnn birinde sz inema giesindeki soluk yzl Rum kzma vurularak deliren bilet karaborsacsnn, aslnda ken erine bal bir sivil polis olduunu alayla hatrlattklarnda ve gecenin ge saatlerinde, ar mzdaki sihirli ayna yznden, biz onu grebildiimiz, ama o bizi gremedii iin daha da huz uzlaan sann dayaktan, ikenceden ve uykusuzluktan btnln, srlarn ve anlamn kayb ktktan sonra, onu da tanyamadm syleyince ben, aslnda, Cell'in yzler ve haritalar z dklarnn 'sradan bir numara' olduunu, bu ucuz yntemle kendisinden bir sr, bir emanet, b r ortaklk iareti bekleyen okurlarn aldatp mutlu ettiini bana akladklarnda, syledik anmamama ramen gene "biliyordum," demek gelirdi iimden. Belki de, bildiimi ya da bi lmediimi onlar da biliyorlard da, bir an nce ilerini bitirmek istedikleri, yalnz beni m deil, btn gazete okurlarnn, btn vatandalarn, akllarnn bir kesinde kprdanan en kurutmak istedikleri" iin, hayatlarmzn kara zifti ve boz tortusuyla rtlm esrar, C kayp ve kara esrarn bizler kefetmeden nce ldrmek istiyorlard. Bazan, hikyenin yeter uzadna inanan kl yutmaz haf-" yelerden biri? ilk defa karlatm kararl bir paa, ya tantm sska bir savc, btn ipularnn, ayrntlarn bilinmeyen anlamn bir sihirbaz tek tek zen o hi de inandrc olmayan dedektif gibi, drtba mamur bir hikye anlatmaya i. Rya'mn okuduu romanlarn son sayfalarn hatrlatan bu sahne geliirken, tpk bir okul s'nda jri yelii yapan retmenler gibi, parlak rencinin

incilerini sabr ve gururla dinleyen teki grevliler, nlerindeki Devlet Malzeme Ofisi balkl ktlara notlar alrlard: Katil, toplun; 4420 muzu 'destabilize' etmek isteyen d ollad bir piyondu; srlarnn alay konusu edildiini gren Bektai-Nakibendiler ve aruz v akrostili iirler yazan baz airlerle modern ozanlar, yani gnll Hurufiler, bizi kargaa bir eit kyamete doru iten bu kumpasta farknda olmadan d glerin temsilciliini stle Hayr, hibir politik yan yoktu bu cinayetin: ldrlen gazetecinin, yllardr modas gemi yla, kimsenin okuyamayaca bir uzunluk ve slupla kendi kafasna taklan politika d sama aleme aldn hatrlamak yeterdi bunu anlamak iin. Katil, kendisi hakknda Cell'in yazd aneleri alay sanan nl bir Beyolu haydutunun ya kendisi ya da onun tuttuu kiralk bir s ilhordu. Srf an olsun diye cinayeti stlenerek kendi kendilerini ihbar eden niversite cilerinin itiraflarnn ikenceyle geri aldrtld ya da camiden getirilen gnahszlarn it land gecelerin birinde, ocukluunu bir MT paa-syla 'eski stanbul'un ayn arka bahele cumbal sokaklarnda geirmi takma dili bir Divan Edebiyat profesr, Hurufilik ve eski ke e oyun ve sanatlar zerine yapt ve akalarla kesilen skc bir aklamadan sonra, benim ttm hikyemi de dinlemi ve kenar mahalle falclar gibi kurum kurum kurumlanarak olaylar h Galip'in, 'Hsn- Ak'ma da pek zorlanmadan pekl oturtulabileceini bile sylemiti. dl nyla, gazetelere ve emniyet tekilatna yazlan ihbar mektuplar o srada atodaki iki kiil bir kurul tarafndan inceleniyordu: Profesrn, iki yz yl nceki iir sorunlarna dikkat e debi buluunu dikkate almadlar. Katilin ihbar edilen bir berber olduuna o sralarda ka rar verdiler. Altm yalarnda, ince ve kck adam bana gsterdikten ve gene tehis edeme dktan sonra atodaki lgn lm, hayat, esrar ve iktidar enliklerine beni bir daha arma nu nce inkr eden, sonra itiraf eden, sonra gene inkr ve gene itiraf eden berberin h ikyesini gazeteler bir hafta sonra ayrntlaryla yaymladlar. Cell Salik, yllar nce ilk ak 'Kendim Olmalym' balkl bir yazsnda szetmiti bu adamdan: O yazda, ve sonraki bak berberin Gazeteye gelip kendisine, Dou ile ilgili, bizimle ve varoluumuzla ilgili derin bir esrar aydnlatacak sorular sorduunu, kendisinin de bu sorulara birer a421 kayla karlk verdiini yazmt. Berber, birer hakaret olarak kabul ettii ve bakalarnn duu bu akalarn nce bir yazda hatrlatldn, birka kere yeniden ele alndn fkeyl k yaznn gene ayn balkla yeniden yaymlanarak, kendisine ayn hakaretin yeniden edildiin en berber, evresindeki baz odaklarn- kkrtmasyla ke yazarndan intikam almaya karar v Polislerden ve gazetelerden rendii dille, iini 'bireysel terrizm' olarak niteleyen be rberin, varln inkr ettii kkrtc odaklarn kimler olduu ise hi anlalamad. Gazet ve zerindeki harflerden arnm yorgun ve hrpalanm yznn fotoraflarnn yaymlanmasn ibret olsun diye hzlandrlm bir davann ibret olsun diye hemen onaylanan karan gerei, b r sabah, stanbul'un sokaklarnda yalnzca skynetim yasana aldrmayan kederli kpek sr indii bir saatte, berberi astlar. O gnlerde bir yandan Kaf Da hakknda hatrlayabildiim bulabildiim hikyeler zerinde alyor, bir yandan da 'olaylar' aydnlatmak iin avukatl mde beni ziyaret edenlerin kuramlarm bir uyku sonras mahmurluuyla dinliyor, kimseye de pek yardm edemiyordum. Yazlarndan CelPin Deccal olduunu karan ve kendisi bu sonucu ryorsa katilin de kardn ve bylece CelPi ldrerek kendisini Mehdi'nin, yani O'nun ye uunu uzun uzun anlatp, cellt hikayeleriyle kaynaan gazete kesiklerindeki harfleri gst eren tutkulu imam hatip lisesi rencisini de byle dinledim, Cell'e tarihi kyafetler di kip sattn anlatan Nianta'ndaki terziyi de. Terzinin, Rya'nn kayplara kart karl rzi olduunu bile yllar nce grd bir filmi hayl meyl hatrlayan biri gibi zorlukla hat n tepkiyi, MT arivinin zenginlikleri hakknda

bilgilenmek ve gerek Mehmet Ylmaz'n en sonunda yakalanp susuz rencinin sahverildiini a mjdelemek isteyen Sa-im'e de gsterdim. Saim, cinayet nedeni olarak gsterilen yaznn balna dikkati ekerek 'Kendim Olmalym' sz zerine akl yrtrken, ben kendim olmakta amtm ki, bu kara kitaptan da, Galip'ten de uzaklayordum sanki. Bir dnem kendimi yalnz avukatla ve davalarma ver422 dim. Bir dnem ise, ilerimi gevettim, eski arkadalarm ar eni tantm kiilerle lokantalara, meyhanelere gittim. Bazan stanbul'un zerindeki bulutl inanlmayacak bir sarya ya da kl rengine dndn farkediyor, bazan da ehrin zerindeki g manki bildik tandk gk olduuna inandrmaya alyordum kendimi. Geceyarlar, CelPin o h rndan ikisini n, tpk verimli dnemlerinde CelPin yapt gibi bir rpda rahat rahat asadan kalkar, telefonun yanndaki koltua oturup bacaklarm sehpaya uzatr ve evremdeki e alarn ar ar baka bir dnyann, baka bir lemin eyalarna ve iaretlerine dnmesini hafzamn derinliklerindeki bir yerden, bir annn bir glge gibi kprdandn, hafza bah a baheye alan, oradan bir ikinci, nc bahelere alan kaplarndan geerek glgenin il tandk bildik sre boyunca sanki kendi kiiliimin kaplarnn da alp kapanarak, kendimi le bulaacak, o glgeyle mutlu olabilecek bir baka kiiye doru deitiimi hisseder, sonra aka kiinin sesiyle konumak zereyken yakalardm kendimi. Rya'nn anlaryla hazrlksz b karlamamak iin hayatm, pek de sk olmasa da, bir denetim altnda tutuyor, beklenmedik zaman ya da yerde zerime kmesinden korktuum hznden dikkatle kamyordum. Haftada iki kamlar Hle Halalara gittiimde, yemekten sonra, Vasf ile birlikte Japon balklarna yem v rir, ama onunla birlikte yatann kenarna oturup gsterecei gazete kesiklerine bakmazdm h (Gene de, CelPin resmi yerine Edward G. Robinson'unkinin basld gazetenin kesiiyle byl karlatm ve ikisinin ok uzak akrabalar gibi az da olsa birbirlerine benzediklerini byl e kefettim.) Vakit ge olduunda sanki hasta yatanda yatan Rya beni evde bek-liyormu gib daha da gecikmeden eve dnmemi babam ya da Su-zan Yenge bana sylediinde, "Evet," de rdim onlara, "sokaa kma saati balamadan bir an nce ben gideyim." Ama Aladdin'in dkkn geen ve bizim Rya ile her zaman yrdmz sokaklardan deil, eski evimize de, ehrikalp nna da yolu bsbtn uzatan arka sokaklardan yrr, Cell ile Rya'nn Konak Sinemasndan 3 ra yrdkleri sokaklara girmemek iin yolumu gene deitirir, bylece, stanbul'un tuhaf v aranlk ara sokaklar, lambalar, harfleri, bilmediim duvarlar, kr gzl korkun yzl apa kilmi karanlk perdeleri, cami avlular arasnda bulurdum kendimi. Btn bu karanlk ve l er arasnda yrmek beni ylesine baka biri yapard ki, sokaa kma yasann balamasndan lp Apartmannn kaldrmna vardmda, en st katn balkon demirlerine hl asl duran bez 'nn beni evde beklediinin bir iareti olarak okurdum kolaylkla. Bo ve karanlk sokaklard a yrdkten sonra Rya'nn benim iin ast iareti balkon demirinde grnce, evliliimizin geceyars, yllardr ahbaplk eden anlayl iki dost gibi birbirimizi inelemeden ve sohbet nn ilgisizliinin dipsiz kuyusuna hi drmeden ve birden aramzda bir ruh gibi beliriveren o derin sessizliin yaklatn da hi hissetmeden uzun uzun konutuklarmz hatrlardm. B amla, Rya'nn da kendi hayl gcnden ald bir tatla yetmi yanda birlikte geirecei ik. Yetmi yandayken, bir k gn, birlikte Beyolu'na kacaktk. Biriktirdiimiz para karlkl birer hediye alacaktk: Bir kazak ya da bir ift eldiven. zerimizde, sevip alt im kokumuzla kokan eski ve ar paltolarmz olacakt. Bir ey aramadan, konua konua ve bo trinlere bakacaktk. Nefretle kfr ederek, her eyin deimesinden yaknacak, eski elbiseler n, eski vitrinlerin ve eski insanlarn daha iyi ve gzel

olduundan dem vuracaktk. Bunlar yaparken, gelecekten bir ey bekleyemeyeceek kadar ih tiyar olduumuz iin byle davrandmz bilecektik; ama gene de byle davranacaktk. Nasl sl paketlendiine dikkatle bakarak bir kilo kestane ekeri alacaktk. Sonra Beyolu'nun a rka sokaklarmda bir yerde, daha nceden hi grmediimiz bir eski kitap bulacak ve aknl vinle birbirimizi kutlayacaktk. eride, Rya'nn hi okumad ya da okuduunu unuttuu uc romanlar olacakt. Biz romanlar seip eelenirken, kitap ynlar arasnda gezen yal bir yacak, anlayl kitap kadn da bize glmseyecek-ti. Ellerimizde ucuza aldmz iin bizi itap paketleri, 424 Rya'nn en azndan iki aylk polisiye roman ihtiyacn karlamann sevi e oradan kp girdiimiz muhallebicide aylarmz ierken, aramzda kk bir kavga kacak z iin, bizim gibi btn insanlarn basma geldii gibi, yetmi yama gelip btn hayatmz bildiimiz iin kavga edecektik. Eve dnnce paketleri aacak, elbiselerimizi hi ekinmeden acak ve kaslar zayflam beyaz ve yal gvdelerimizle bol kestane ekerli ve uruplu uzun evimeye verecektik kendimizi. Yal ve yorgun gvdelerimizin soluk rengi, altm yedi yl n ilk tantmz zamanlardaki ocuk tenlerimizin yar saydam krem aklnda olacakt. Hayl g imkinden parlak olan Rya, lgn sevimenin ortasnda durup sigara iip alayacamz da s u ben amtm, nk yetmi yanda artk baka hayatlar zlemeyecek bir hale geldiinde biliyordum. stanbul ise, okuyucularmn farkettii gibi, ayn sefaletiyle yaayacakt. Bazan Cell'in eski kutular iinde ya da yazhanemdeki eyalarn arasmda ya da Hle Halann evinde ir odada, tuhaf bir ekilde gzmden kat iin atlmam eski bir eyasma rastlyorum hl i elbisenin mor dmesi; bin dokuz yz altml yllarda Avrupa dergilerindeki becerikli ve s l kadnlarn yzlerinde grnmeye balayan ve ayn yllarda Rya'nm alt ay takp sonra att 'modern' gzlkler; birini salarna iki eliyle yerletirirken brn dudaklarnn kenarnda a firketeler; yllarca kayp diye hznlendii ve iine diki ineleriyle ipliklerini koyduu a vakvan kuyruktan kapa; Melih Amcamn avukatlk dosyalar arasmda kalm ve bir ansiklope en kopya edilerek hazrlanm Kaf Da'nda yaayan efsanevi Simurg kuuna ve onu arayanlarn enlerine ilikin edebiyat devi; Suzan Yengenin sa frasna takl kalm sa telleri; bana lmi bir sipari listesi (lakerda, 'Beyaz Perde' dergisi, akmak iin gaz, fndkl Bonibon latas); Dedeyle birlikte yaplm bir aa resmi; alfabedeki at; on dokuz yl nce kiralk b siklete binerken ayaklarnda grdm yeil oraplarn teki. Bu nesnelerden birini Nianta aki, apartman nlerindeki p tenekelerinden birine usulca, saygyla, titizlikle bra425 kp kamadan nce, onlar birka gn, bazan birka hafta, hatta -peki peki- bir iki ay kirli ce plerimde tar, onlardan acyla uzaklatktan sonra bile, tpk apartman karanlndan geri d r gibi, bir gn anlaryla birlikte bu hzn eyalarnn da bana tek tek geri geleceklerini d m. Bugn Rya'dan bana kalanlar ise yalnzca yazlar; bu kara, kapkara, karanlk sayfalar. Bazan bu sayfalardaki hikyelerden birini, szgelimi celltn hikyesini ya da Rya ile Gal ip adl masal Cell'in azndan ilk duyduumuz karl k gecesini hatrladmda, insann ke inin tek yolunun bir bakas olmas ya da bir bakasnn hikyelerinde kaybolmas yolundaki b baka hikyeyi hatrlyor, kara bir kitapta yanyana getirmek istediim bu hikyeler de bana, tpk bizim birbirlerine alan ak hikyelerimiz ve belleklerimiz gibi, bir nc, bir dr anbul'un sokaklarnda kaybolunca baka biri olan n hikayesiyle, yzndeki kayp anlam v ayan adamn hikyesini heyecanla hatrlatyor ve bylece eski, ok eski, ok ok eski hikyel eniden kaleme almaktan, ibaret yeni iime daha bir evkle sarlp kara kitabmn sonuna geli yorum. O sonda, Galip gazeteye yetitirmesi gereken ve aslnda kimsenin de artk pek a ldr etmedii Cell'in son yazsn yazyor.

Sonra, sabaha doru acyla Rya'y hatrlyor ve masadan kalkp uyanmakta olan ehrin karanl r. Rya'y hatrlyor ve masamdan kalkp ehrin karanlna bakyorum. Rya'y hatrlyor ve lna bakyoruz ve geceyarlar, uykuyla uyanklk arasnda mavi- damal yorgann zerinde R astladm sandm zaman kapldm keder ve heyecana kaplyoruz. nk hibir ey hayat k z hari. Evet tabii, tek teselli yaz hari. 1985-1989 EPGRAFLAR Sayfa 5: Multyiddin Ara bi maddesi. slm Ansiklopedisi, Ahmet Ate. Birinci Ksm 1. Blm: Gen Gazeteciye Nasihatl M.Balamir. 2. Blm: Kitap-al Zulmet, Obsari Libri'den (Bottfolio) Arapaya eviren: bn Z erhani. 3. Blm: Maite Laurids Brigge'nin Notlan, R.M.Rilke, eviren: Behet Necatigil. 4. Blm: Mazaret ve stihza, Biron Paa. 5. Blm: Albenine dispane, Marcel Proust. Kara K tap iin ev. Hr Yumer. 6. Blm: Dh'ina Commedia, Dante. 7. Blm: Through the Looking-Glas , Lewis Carroll. 8. Blm: Yahya Kemal'le Sohbetler, Sermet Sami Uysal. 9. Blm: Hsn-ii Ak, eyh Galip. 10. Blm: Ahmet Mithat Efendi maddesi, stanbul Ansiklopedisi. Vakanvis A bdurrahman eref. 11. Blm: Milliyet Gazetesi, 1 Haziran 1952, R.C.Ulunay. 12. Blm: Bio graphia Literaia, S.T.Coleridge. 13. Blm: Vesikal Yarim, Ltfi Akad. 14. Blm: Mektuplar Dostoyevski. 15. Blm: Mesnevi, Mevlna. 16. Blm: Talented Mr. Ripley, Patricia Highmit h. 17. Blm: Muharrir, air, Edip, Ahmet Rasim. 18. Blm: The House of the Seven Gables, Nathaniel Hawthorne. 19. Blm: Alice in Wonderland, Lewis Carroll. kinci Ksm 1. Blm: M dame Bovary G. Flaubert. 2. Blm: Aurelia, Gerard de Nerval. S. Blm: Divan-t emsi Tebr izi, Mevlna. 4. Blm: Essays On His Own Times, S.T.Coleridge. 5. Blm: Through the Look ing-Glass, Lewis Carroll. 6. Blm: Nemide, Halit Ziya Uaklgil. 7. Blm: Manttk-t Tayr, F ridddin Attar. 8. Blm: Binbir Gece Masallar. 9. Blm: Dh>an, Niyazi-i Msri. 10. Blm: addesi, Edebiyat Lgati, Tahir-l Mevlevi. 11. Blm: The Deluge At Norderney, Isak Dine sen. 12. Blm: Hsn-ii Ak, eyh Galip. 13. Blm: Vesiletn Necat, Sleyman elebi. 14. Bl h Galip. 15. Blm: Confessions of an English Opium-Eater, De Quincey. 16. Blm: Ekli Zam an, Ahmet Rasim. 17. Blm: Shadow-A Parable E.A.Poe. 426 NDEKLER BRNC KISIM 1. Blm: I LK GRDNDE........................... 9 2. Blm: BOAZTN SULARI EKLD ZAMAN....... .... 20 3. Blm: RYA'YA SELM SYLE............................................... 25 4. Blm: ALADDN'N DKKNI................................................ 42 5. Blm: OCU "................................................................. 49

6. Blm: BED USTA'NIN EVLTLARI.......................................: 59 7. Blm: KAF D NIN HARFLER .............................................. 65 8. Blm: SLAHRLER...... ...................................................80 9. Blm: BRS BEN TAKP EDYOR..... .................................. 87, 10. Blm: GZ................................. ............................................ ........ 104 11. Blm: HAFIZAMIZI SNEMA DA KAYBETTK......................... 113 12. Blm: P .................................. .............................................. ... 123 13. Blm: BAK, KM GELD........ ....................................................... 129 14. Blm: HEPMZ ONU BEKLYO RUZ........................................ 139 15. Blm: KARLI GECENN AK HKYELER...... ..................... 148 16. Blm: KENDM OLMALIYIM................................. ..................... 165 17. Blm: BEN TANIDINIZ MI?............................... ........................ 171 18. Blm: APARTMAN KARANLII............................ .................... 190 19. Blm: EHR ARETLER......................................... ................ 195 KNC KISIM 1. Blm: HAYALET EV.................................... ................................ 219 2. Blm: UYUYAMIYOR MUSUNUZ?.................. ......................... 230 3. Blm: EMS TEBRZ'Y KM LDRD?........................ 4. Blm: HKYE ANLATAMAYANLARIN HKYES............... 249 5. Blm: YZLERDEK BLMECELE ............................... 252 6. Blm: CELLT VE ALAYAN YZ....................... ................... 265 7. Blm: HARFLERN ESRARI VE ESRARIN KAYBI.................. 273 8. Blm: UZUN SREN BR SATRAN OYUNU......................... 286 9. Blm: KEF-L ESR ............................................................ 294 10. Blm: KAHRAMAN I BENMM................................................ 310 11. Blm: KARDEM BENM..... ................................................... 313 12. Blm: AYNAYA GRD HKYE...... .......................................... 339 13. Blm: YALNIZCA SADIK BR OKURUNUM ............................ 345 14. Blm: ESRARLI RESMLER.......................... .............................. 367 15. Blm: HKAYEC DEL, HKYE......................... ................ 372 16. Blm: EHZADENN HKYES ................."....................... ....... 386 17. Blm: AMA. BUNLARI YAZAN BEN.....,................................. .. 405 CEVDET BEY VE OULLARI Orhan Pamuk Edebiyat dnyasnn yeni yesini hayranlkla selml rum. Konur Ertop Cevdet Bey ve Oullar'n okuyorum bugnlerde. Orhan Pamuk'un roman, u so n birka yldr iyice durgunlaan romanclmzda, beni yeniden heyecanlandran ilk roman. B r. Fethi Naci

'Trkiye'de Roman ve Toplumsal Deime'yi yazdm yllarda yaynlansayd Cevdet Bey ve Oull duraksamadan en beendiim yirmi Trk roman arasna alrdm. Fethi Naci rneine kolay kolay lanmayacak bir 'a' roman... imdiden Trk romanna keba ayor. Selim leri nemsenip r roman. Atilla zknml SESSZ EV Orhan Pamuk nemli sorular soran deiik bir kitap - hem k asik, hem modern. Bana ehov'un 'Vine Bahesi'ni hatrlatyor. Nicole Zand (Le Monde) Orh an Pamuk, gerek bir romann belirtisi olan dilsel bir younlukla deiik alar ve perspekti lerden bir olaylar dizisi kuruyor: Renkler, topografya, imgeler, zengin ayrntlar.. . Abidin Dino (Le Monde Diplomatique) Sessiz Ev, Orhan Pamuk'un ikinci roman. lk r oman Cevdet Bey ve Oullar, Pamuk' hakl bir n salamt. Sessiz Ev, ok daha nemli bir k daha yetkin. Hilmi Yavuz Sessiz Ev, roman bilinle yazan bir romancnn bir biim denem esidir; nelerin anlatldnn deil, anlatlanlarn nasl anlatldnn birinci plana geti an Pamuk roman bildiini, bilgiyle, bilinle yazdn Sessiz Ev'de de gsteriyor. Fethi Nac rhan Pamuk, ikinci roman Sessiz Ev'de, yaam, bir olay rgs erevesinde yeni batan kuru insanlar bir ilikiler a ve tarihsel-toplumsal kesitleri iinde ruhsal dzlemde yorumluyo r, dahas, roman ya da yk kurma eyleminin anlamn soruturuyor. Fatma Akerson Orhan Pamuk 'un atmosfer yaratmay bilen, yaln, gsterisiz bir slbu var... Orhan Pamuk'un Sessiz Ev' i, yzyln getirdii yeni yazn tekniklerini, tarihsel olaylarn konu alan ou romanda gr bir sylevcilie kaplmadan olay rgs iine yedirebil-meyi bilmi, bunlardan bir roman ger yapabilmi bir alma. Serdar Rifat Krkolu BEYAZ KALE Orhan Pamuk Pamuk'un sorularla dol u, okuyucusuna ablonlar vermeyen ok boyutlu roman ilerde yeniden okunmak zere kitaplk raflarnda yerini alyor. ' Nokta Beyaz Kale, keyifle yazlm, keyifle okunan, edebiyatmz rastlamadm tatlar getiren benzersiz bir roman. Fethi Naci Orhan Pamuk, 17. yzyl Osma nl yaamna, kurumlarna, bakn dikkat ekici ayrntlarla yanstyor... ayr bir keyifle r Ertop Beyaz Kale, anlatm tekniinin uygulanmas asndan kusursuz bir roman. Selim leri k edebiyatna ve okuyucusuna edebiyat denen eyin ncelikle uydurmak ve kurmak olduunu bir kere daha hatrlatyor. Ustaca ve giderek derinleen bir duyarllk boyutunda. Fatih zg en Ne yazsa ilgiyle okunur. Cemal Sreya Orhan Pamuk KARA KTAP Kara Kitap edebiyatmzd a bir benzeri bulunmayan yeni, modern, srkleyici, tuhaf ve artc bir roman.

Galip, ocukluk ak, arkada, amcasnn kz, sevgilisi ve kayp kan-s Rya'y karl bir k ya balar. ocukluundan beri yazlarn hayranlkla okuduu yakn akrabas gazeteci Cell'in bu arayta ona iaretler yollayacak ve elik edecektir. Okuyucu, bir yandan her bacas, h er soka, her insan baka bir esrarl lemin iaretine dnen stanbul'da Galip'in aratr ri izlerken, bir yandan da bu aratrmalar deiik iaretler ve tuhaf hikyelerle tamamlayan Cell'in ke yaz I any I a ka-lar. Eski celltlarn hikyelerinden Boaz'n sula-nnn ine, klk deitiren paalardan kltr tarihimizden kalm esrarl cinayetlere, karl geceni erinden yzlerimizin zerindeki anlamn srianna, stanbul'un cra ve karanlk kelerinden g haf kiilerine, yakn tarihimizden gnlk hayatmzn unutulmu ve artc aynntlanna kada tnna, Galip'i hem kayp 'kansna, hem de hayatmzn iine gmld kayp esrara doru ekec dille yazlm ve okuyucunun dnp dnp yeniden okumak isteyecei hikyelerle Kurulmu bir a bir ak roman, bir ansiklopedik roman Kara Kitap. '.t Kapak resmi: SELM CEBEC ISBN 9 75.510.142-X

You might also like