Professional Documents
Culture Documents
Bölüm 2
Bölüm 2
Bölüm 2
90’larda, aşağı yukarı 160.000 aile işgallere katıldı. Bugün Brezilya’nın her tarafında
100.000 ailenin beraberinde 500 civarında kamp vardır.3
II. İŞGAL
Dünyanın dört bir yanındaki en yoksul kesimlerin görüntüleriyle tanınan dünyaca
meşhur Brezilyalı fotoğrafçı Sebastião Salgado bir MST işgalini aşağıdaki sözlerle
tanımlıyor:
“12.000 kişiden fazla olan topraksız insanların konvoyunu –bir başka deyişle,
Parana’da yeni bir kışın soğuk gecesinde yürüyen 3000 aileyi- görmek etkileyiciydi.
Köylülerin ordusu neredeyse tam bir sükunetle ilerledi. Yalnızca daha önce çok büyük
eforlar sarf etmiş göğüslerden gelen düzenli solumaları ve otoyola basan kısık ayak
seslerini duyabilirsiniz. Eğer nereye gittiklerini izleseydiniz, son varış noktalarının
Brezilya’daki tipik uçsuz bucaksız latifundialardan biri olan Giacometi çiftliği olduğunu
tahmin etmeniz zor olmazdı. Doğru bir şekilde kullanıldığında, 83.000 hektar [...] o
zamanlar bunun için yürüyen 12.000 insana uygun bir yaşam temin edebilirdi. [...] Söz
konusu yere şafakta vardılar. [...] Erkekler çiftliğin “sindiricileri” ile herhangi bir
karşılaşma için hazır bir şekilde, hayâl ürünü sınırın ön sıralarında yerlerini alırken,
çocuklar ve kadınlar insan dalgasının sonuna doğru gitti. [...] çiftliğin küçük ordusunun
karşılık vermeyeceğinin bilincinde olduklarından, öndeki erkekler kilidi kırdı ve çit
açılmaya başladı; içeri girdiler; onların arkasında bir nehir insan bir kere daha hareket
etmeye başladı, ve topraksız insanların bastırılmış haykırışı yeni bir günün ışığı gibi
yankılandı [...].4
1. İŞGAL ÇEŞİTLERİ
Bazı durumlarda, büyük toprak sahiplerinin arkasındaki destek çok güçlü olduğunda,
araziyi işgal etmek yerine, topraksız insanlar toplumun dikkatini çekmek için yol
kenarında kamp kurar. Bu yöntem bir bölgenin köylüleri başka bölgelerde toprak için
mücadele vermeyi reddettiğinde de kullanılır. Bazı yerlerde, MST yol kenarındaki bu
kampları köylü gruplarını örgütlemekte ve onların bilinçliliğini arttırmak için bir basamak
olarak kullanır. Başka durumlarda bunu arzu edilen rakama ulaşana kadar aileleri gruplara
ayırmaya başlamak için kullanır.
Ülkenin çeşitli yerleri ve bölgelerinde işgallere katılmış bazı MST üyeleri, militanlar
gibi şimdi yeni yerleşimler kurmak için yeni işgaller örgütleyerek bu deneyimlerin
bilinmesi için zamanlarını adamaktadır.
Her nasılsa, bir çiftliğe girdikleri an, hareketin önceden hesaba kattığı yolun
zirvesidir. MST’nin ilk yaptığı şey işgal edilecek toprağı belirtmektir ve –eğer kitlesel bir
işgal olacaksa- toprak edinmeyle ilgilenen ailelerin bulunabileceği civar kentleri,
kasabaları ve cemaatleri de belirtmelidir.9 Ve militanların aileleri işgal için söz verdirmeye
çalışarak gittikleri yerler buralardır.
1) Tabanda Toplantılar
Gelecek toplantı için ilkindeki her katılımcı başka komşuları davet etmelidir.
Dolayısıyla genelde eğer ilk toplantıda on kişi vardıysa, bir dahakinde 20, 30, 40 olacaktır
ve mücadeledeki yoldaşları arttırabilmeleri bu şekilde olur.
Dört ya da beş toplantıdan sonra –çeşitli cemaatlerde paralel bir şekilde
gerçekleştirilen- yeterince insan işgalle alâkadar olduğunda, bütün bu aileler birlikte
bölgesel bir toplantı yapılır.11
Çoğunlukla önceden yerleştirilmiş olan bir MST üyesi de davet edilir ve o kendi
deneyimlerini aktarır; ayrıca iyi-bilinen güvenilir liderlerden bazılarını davet edebilirler.
Toplantıda eylem için gün ve saate karar verirler.
Tarihi boyunca MST’nin başarılı bir şekilde örgütlediği sayısız toprak işgali ona
bunları nasıl uygulamaya koyacağı hakkında zengin bir pratik bilgi sağladı. Telkinlerini
aşağıdaki biçimde özetleyebiliriz:
Birincisi: işgal edilecek olan alan önceden teşhis edilmelidir. Toprağın fiziksel
koşulları hakkında bir çalışma yapılmalıdır: suyun varlığı, aile bahçeleri imkânı, dışsal
görünürlük, gelecekteki verimli koşullar vs. Olası engelleri önceden görmek ve en küçük
ayrıntıya kadar her şeyi garanti etmek esastır. İyi toprak seçimi, kampçılar toprağın
dağıtılmasını beklerken, daha iyi koşullar arayarak daha sonra bir başka yere geçilmesini
mümkün kılar.
Altıncısı: tam işgal anına kadar işgalin yeri ve tarihi çok gizli tutulmalıdır.
Harekete karşı olan insanlar tarafından bilinmesine meydan vermemek için sadece liderler
bu olguları bilmelidir.17 Hazırlık toplantılarının açık olduğunu hatırlamalıyız, dolayısıyla
katılmak isteyen herkes katılabilir. Bu anlamda güvenilir olmayan insanların, ya da sadece
“yoldaşlardan istifade etmekle ilgilenenlerin katılmasına meydan vermemek önemlidir. Bu
insanlar kolayca pes eder, ya da polis ve toprak sahipleri için ihbarcı olur.”18
Yedincisi: son olarak, gerekli olduğu sürece kamp yaparken ihtiyaç duyacakları
her şeyi önceden hazırlamalıdırlar: uzun bir süre dışarıya bağlı olmamayı temin etmek
için çadırlar, yiyecek, nakliyat vb. temin edilmelidir.20
4. YASAL SORUNLAR
Her ne zaman bir işgal olsa, yasal sorunlar olur. Eğer toprak hükümete aitse, davaya
karar vermesi gerekenin eyalet Federal Hâkimi olduğunu bilmek işgalciler açısından
önemlidir, diğer taraftan eğer toprak özel mülkse, karar veren vilayet hâkimidir. Eğer ihraç
emri bu iki kategoriden birine uymuyorsa, işgalin illegal olmasının nedeni budur.21
Eğer zorla çıkarılırlarsa, ihraca karar veren izin kâğıdı yetkisini kanıtlamalı ve mülk
sahibi tarafından uygulanan eylem tipini incelemelidirler: mülk sahibi ihraçları için yasal
bir belgeyle gelebilir (bu onların zaman kazanmasını sağlar), ya da hâkimden
topraklarının derhal geri verilmesini rica edebilir. Bu durumda hâkim iki farklı biçimde
harekete geçebilir: köylülerin polis eylemi aracılığıyla ihracına karar vermek ya da
ihraçtan önce toprak işgalcilerini toplantıya çağırmak.22 Kendisine anayasa tarafından
verilen hakka dayanarak, mülk sahibi “meşru müdafaa” içerisinde de harekete geçebilir.23
5. MÜZAKERE
1) Toplantılar (Audiencias)
Birincisi: “köylüler her zaman geniş gruplar içerisinde görüşür. Bazı toplantılara
MST’nin kitlesel müzakereler olarak adlandırdığı gerçek halk yığınları katılır.”25
İşgal sırasında müzakere aynı zamanda bir bilgi alanına dönüşür ve şu anda onların
dengi olarak görünen yetkililerden önce köylülerin tutumlarında bir değişimi gerekli kılar.
“Eğer toprağı olmayanlar geçmişte tepki göstermekten korkmuş olsaydı, şimdi de onların
tepkisinden korkan yetkililer olurdu ve bu onlara eşit şartlar verir.”27 Müzakereleri daha
lehte bir atmosfer içerisinde gerçekleştirmek için yerel şahıslar ve kurumlar arasında
(vekiller, sendikalar ve kiliseler) müttefikler aramak çok önemlidir.
Daha önce söylediğimiz gibi, işgal bir politik baskı biçimidir. Görüşmeye ivme
kazandırmayı amaçlar. Pratik “en iyi görüşmelerin işgallerin bir sonucu olarak olduğunu”
kanıtladı28 çünkü eğer “hükümetle görüşmekle başlarsanız, sadece görüşerek, sonuç olarak
hiçbir şey elde edemezsiniz.”
Kitle hareketinin genç bir lideri şöyle diyor: Tarım reformunu uygulamaya koymakta
hiçbir politik çıkarları yoktur. Daha sonra öğrendik: toprağı işgal edeceğiz ve baskı sarf
edeceğiz; eğer bizimle görüşmek isterlerse, iyidir, ya ayrılırız ya da teslim oluruz, aksi
takdirde orada kalırız.”29
İşgaller aynı zamanda var olan yasallığı sorgulamanın bir yoludur. Bunlar kanunların
egemen sınıfların yararlanması için yapıldığını ve bu yasal engeli insanlar tarafından sarf
edilen baskı ve diğer özel mücadele araçları yoluyla parçalamanın örgütlü hareketlere
bağlı olduğunu gösterir.31
Bu mücadele aracılığıyla MST bu işgallerde evden çıkarılma suçuna karşı bir dizi
yasa elde edebilmiştir: eğer topraklar faydasız ya da yeterince işlenmişse yasa artık bir
başkasının toprağını işgali cezalandırmayacaktı. Bu en zengin kesimlere fayda sağlayan
yasaların ancak örgüt ve insanların baskısıyla değiştirilebileceğini gösterir.32
Topraksız insanlar aşağıdaki biçimde düşünür: “yasa, toprağı toplayan, çok az üreten
ve milyonlarca insanı haysiyet içerisinde yaşamaktan alı koyan latifundiuma ait özel
mülkü korur.” Bu nedenle “bu adaletsiz bir yasadır. Ve hiçbir insan adaletsiz yasalara
boyun eğmeye zorlanamaz. Yüzyıllardır, bu yasalara karşı ve yaşamdan yana açık ve titiz
bir şekilde adaletsiz yasalara boyun eğmemek halk hareketleri mücadelesinin bir aracı
oldu.”33
Diğer yandan, Brezilya’da prestiji olan birçok avukat toprağın toplum için hiçbir
yarar sağlamadan tek elde yoğunlaşmasının sadece adaletsiz değil, aynı zamanda yasa dışı
olduğunu düşünür. “İşgallerin sadece haklı olmakla kalmadığı aynı zamanda yasal olduğu
fikrini savunurlar.”36
Avukatlara göre, bir hâkimin yapması gereken bir işgal olduğunda, işgal edilen alanın
teknik bir incelemesini istemektir ve eğer alanın bir latifundium olduğu doğrulanırsa,37
onun kamulaştırılması talep edilmelidir. Bundan sonra hükümet mülkiyet hakları
sahiplerini (Tarım Reformunun Mülkiyet Hakları, 20 yıl sonra ödenmesi gereken)
saptamak zorunda kalacaklar ve işçilerin üretmeye başlamasını ve toprağı toplum için
faydalı hale getirmelerini isteyeceklerdir.
1
İbrani takvimine göre, kutsal yılın on birinci, yılın beşinci ayı. (ç.n)
mühletinin uzatılması, böylece hükümetle görüşmek için daha fazla zaman kazanılması ve
en azından bu ailelerin durumuna geçici bir çözüm aranmasıdır.38
7. ÖZNEL ZAFERLER
İşgal aynı zamanda örgütlü isyanın ya da toplumsal sorgulamanın bir yoludur. Bir
latifindumu işgal eylemi topraksız insanların yaşamında muazzam bir değişimi gerekli
kılan açık bir itaatsizliği simgeler: İşgal, her zaman bir başkasına itaat etmelerini –patron,
baba, belediye başkanı olsun- ve kafalarını eğmelerini40 gerektiren geleneklerini parçalar,
köylünün yaşamındaki iki çok güçlü duyguyu ortadan kaldırır: bunlar korku ve
konformizmdir.41
Öte yandan, toprak için mücadele sermayeye, temellüke ve sömürüye karşı aralıksız
bir mücadeledir. “bu kapitalistler ya da toprak sahipleri tarafından dışlanmalarına karşı
topraksız işçilerin mücadelelerinde geliştirilen bir eylemdir.”42 Salete Caldart’a göre, işgal
aracılığıyla sınıf mücadelesi açıklık kazanır: Büyük toprak sahiplerinin alanını işgal
ettiklerinde kendilerini içinde buldukları mücadele, MST’ye bağlı kadın ve erkekler
açısından köylülerin sınıf bilinçliliğine katkıda bulunan bir deneyimdir: Telleri kesmeden
ve alana girmeden hemen önce, işçi çok açıkça çelişkiyi ve sınıf farkını görür –bir yanda,
verimsiz çok büyük toprak arazileri, kendisini destekleyen polisle birlikte kibirli bir
burjuvazi; diğer yanda bununla beraber örgütlü işçiler, topraksızlar.43
İşçiler açısından en küçük toprak arazisi olsa bile, her nasılsa, bilinmeyen
gerçekliklerini geride bırakarak, onu işgal etmek bu toplumsal koşullara karşı tepki
göstermenin bir yoludur. Harekete katıldıklarında, ikinci bir soyadı elde ederler:
Topraksızlar46
İşgal, köylü ailelerin eğer işgalin başarılı olmasını ve daha sonra hayatta kalabilmeyi
istiyorlarsa, diğerlerine katılmalarını ve şahsen örgütlü olmanın önemini anlamalarını
sağlar.47 Eğer kolektif olmak yerine, işgal bireysel olsaydı, köylüler “cani” ya da “suçlu”
olarak adlandırılırlardı, ancak örgütlü bir grup tepkisi olduğu için, genellikle toplum başka
bir tutum benimser.48
SONUÇ
Kısacası, toprak işgali Brezilya’nın toprak mücadelesinin en etkin aracı ola gelmiştir.
Bu köylü mücadelesinin görünmesini sağlar ve toplumu taraf olmaya zorlar. Aynı
zamanda, yoksula yardım eden yasalar olsa bile, bunların ancak bir toplumsal inisiyatif
bulunduğunda uygulamaya konduğunu kanıtlar. Brezilya’nın Anayasası toprağın
toplumsal işlevine göre oldukça ilerici olsa bile, sadece köylülerin toplumsal baskısı
işlenmemiş toprakları çalıştırmaya can atan küçük köylülere dağıtımlarını
hızlandırabilmiştir.49
Kamuoyunu MST’ye karşı kışkırtma çabaları kapsamında, medya bir kere daha MST
tarafından gerçekleştirilen işgalleri “istilalar” olarak ve bunlara katılan çiftçileri de
“istilacılar” olarak –ancak asla “işgalciler” olarak değil- tanımlar.50
“İstila” kelimesinin –bu hem hükümet hem de medyanın gözde kelimesidir- olumsuz
etkisi açıktır.51 “İstila etmek bir şeyi birisinden” zor eylemiyle almaktır. “İşgal etmek” boş
bir mekanı doldurmaktır, “bu durumda, topraklar toplumsal işlevlerine intibak etmez.”52
Farklılık işgal yasal olmasına rağmen, istilanın yasak olmasından kaynaklanır. “İstila”
kelimesi eğer toprağa ihtiyacı olmayan birisi bir başkasına ait bir araziyi gasp ederse
doğru bir şekilde kullanılmış olur. Bu ifade öyleyse sadece çok uluslu şirketlere karşı
kullanılabilir: Çok uluslu şirketler Brezilya’nın her yanında milyonlarca hektar toprağı
istila etmişlerdir.53
III. KAMP
İşgal aslında nispeten kısa bir süre devam eder: Toprağa girmek zaman alır. Toprak bir
kere işgal edildiğinde, aileler kamp kurar: şu meşhur siyah çadırları, geçici barınaklarını
hazırlarlar. Kamp işgal edilen toprakta, hükümetten ya da MST ile dayanışmayı düşünen
özel bir şahıstan devr alınan bir arazi üzerinde ya da son çare olarak, yol kenarında
kurulabilir.
MST tarihinde ilk büyük kamp Encruzilhada Natalino’da (1981) olandır. Topraksız
insanları mücadelelerinde seferber etmek için en önemli araç haline gelen bu örgütsel
yapı, bu ve bunu takip eden diğer kamplarla kendisini güçlendirmiştir.54
Kampın üç amacı vardır: tarım reformu için yetkililer üzerinde baskı yapmak, ki
böylece seferber olan köylülere toprak verilecektir; işgalcileri eğitmek ve onları seferber
etmek; ve toprak mücadelesinden kamuoyunu haberdar etmek.55
1. KAMP ÇEŞİTLERİ
Farklı kamp çeşitleri vardır, bunların arasında geçici ya da sürekli olanlar vardır, ve
bu ikinci kategori içerisinde açık olanlar vardır.
1) Geçici Kamplar
Geçici kamp, yetkililerin dikkatini çekmek, çalışmak ve izlenecek yola karar vermek
ve hükümete yeni istemler sunmak için geçici bir temelde kurulur. Mühletin sonu
geldiğinde ya da amaçlar elde edildiğinde kamp dağıtılır.56
1999’da, örneğin, MST bir dizi ihraçtan ve Parana Eyalet hükümetinin Quenrencia do
Norte bölgesinde kamp yapan köylülere yönelik çok şiddetli saldırılarını kınamak için
Curitiba Kent Merkezi’nin önünde, 100 günden fazla, kamp kurdu. Bu zorla
çıkarmalardan biri sırasında, 49 köylü haksız bir şekilde gözaltına alındı ve bazıları 70
günlüğüne cezaevine yollandı; diğerleri ise aşağı yukarı dört aylığına cezaevine yollandı.
“bu eyleme katılan topraksız köylülerden biri Paulo de Marck şöyle demektedir: “tek
suçları bir toprak parçası için mücadele etmeleriydi”.57 Kamp “öncelikle, haksız bir
şekilde hapsedilen yoldaşlarının özgürlüğünü ve askeri polisin, hükümetin ve devlet
güçlerinin Parana köylülerine eziyetlerine son verilmesini58; ikinci olarak, Parana
eyaletinde kamp yapan 9000’den fazla aileye toprak; ve üçüncü olarak, biz yerleşimcilerin
üretmek için ihtiyaç duyduğu kaynakların tayin edilmesini59” istemek için kurulmuştu.
Bu kampta eyaletin farklı bölgelerinden, toplam olarak yaklaşık 500 köylü kadın,
erkek ve çocuktan oluşan, her bölgeden 50 ya da 60 insan, aileler vardı. Hepsi bölgeler
tarafından düzenlenen, her grubun kendine ait kolektif mutfağının olduğu aynı
barakalarda yaşıyordu. Kampın duşu ve banyosu; uydurma depolar ve borularla aktarılan
su vasıtasıyla giyecekleri yıkamak için bir yeri; bir anaokulu ve insanların gündüz vakti
gittikleri politik eğitim için büyük bir salonu vardı. Ayrıca kamp içerisinde bir fırın inşa
ettiler: ekmeğin bir kısmı kampçılar içindi ve diğer kısmı gerekli malzemeleri satın
alabilmek için satılıyordu. Bir de üretimi kendi kullanımları için olan tamamen organik
sebze bahçesi vardı.
Gün boyunca, eğitim faaliyetleri, mutfak ve silip süpürme işinin yanı sıra, hükümetle
görüşmelere katılan topraksız köylülerden oluşan komisyonlar meydana getirilirdi. Mark
şunları diyor: “Eğer tencerenin altındaki ateşi yakmazsak, su asla kaynamayacaktır.
Hükümet işçilerin dilekçelerine ancak halk baskısı olursa yanıt verir.”
2) Sürekli Kamplar
Sürekli kamplar olarak adlandırılır çünkü kamp yapan ailelere bir çözüm bulunana
kadar devam eder ve politik momente bağlı olarak aylarca hatta yıllarca devam edebilir.60
1995’de MST bazı eyaletlerde kesintisiz açık kamplar deneyimine girişti. Bunu bu
şekilde adlandırdılar çünkü kamp yapan ailelerin orijinal sayısı onlara katılan yeni
grupların sonucunda artar. Bazı eyaletlerde açık oldukları dönem sınırlıdır – örneğin,
yaklaşık 30 gün- ve daha sonra kapanırlar çünkü yeni grupların sürekli artmasıyla en uzun
kamp yapan grubun olgunlaşmasını ve bilinçliliğini zayıflatabileceğine inanılır. Diğer
eyaletlerde halen bölgeye yerleştirilmek için mücadele veren aileler bulunduğu sürece
açık olurlar. Sonunda bir grup kampçı yerleştirildiğinde, yeni topraksız aileler kampta
onların yerini alır. Bu durumlarda kampları açık tutmak için izlenen ölçüt, aileleri zorla
çıkarmak için polis gücü kullanımını engellemenin bir yolu olarak, kampların kitlesel
olma zorunluluğudur.61
Hareket büyük toplantılar, eyalet toplantıları, ulusal kongreler, kitlesel dersler vb.
şeyler gerçekleştirmek zorunda olduğunda da kampları kullanır.62
Topraksız insanlar bir toprak parçasını işgal ettiklerinde, kendilerini işgalden önce aile
grupları içerisinde, hatta bazı durumlarda hazırlık niteliğinde mitingler yapıldığında
örgütlerler; diğer durumlarda işgalden sonra örgütlenirler. Bu aile grupları tabanda çalışan
MST militanlarının –bunlar kitle liderleridir- sorumluluğundadır.
Başlangıçta gruplar küçüktü, 8’den 10’a kadar, ancak daha sonraki pratikler, aynı
yerden geldikleri için birbirlerini tanıyan bu küçük ailelerden oluşan grupların en küçük
neden için kendi aralarında tartışmalara girdiğini, böylece geniş bir ufka sahip
mücadelelerini kaybettiklerini gösterdi. Bu nedenle, bu rakam bazı kamplarda halen
kullanılsa da, çoğunluğunda farklı yerlerden köylülerden oluşan 20 ile 30 arası aile vardır.
Bu onların sınırlı bir hakikat görüşünün ötesine geçmelerini ve iç meseleler üzerine aşırı
tartışmalardan sakınmalarını sağlar.
Bu aile grupları MST yapısının parçasıdır. Bu, hareketin kamplar içersinde tabandaki
örgütlenme tarzıdır ve yerleşimlerde devam etmelidir. Üyelik zorunludur. Bütün aileler
tabanda bir grubun parçası olmalıdır ve bir kampta yerine getirilmesi gereken bazı farklı
günlük işleri üstlenmelidir.
2) Faaliyet Bölümleri
Aile gruplarıyla ilk defa kamp örgütlemeye başladıklarında, topraksız köylüler aynı
zamanda yiyecek, sağlık, temizlik, eğitim, din, neşe, finansman, eğlence ve sporlar vb.
bağlantılı olan farklı komisyonlar ya da çalışma ekipleri yaratır. Bu gruplardaki
katılımcılar çoğunlukla zorunlu çalışmadan gönüllü çalışmaya geçmeye arzulu,
zamanlarını Harekete adamaya daha eğilimli olan insanlardan meydana gelir. Örneğin
bazı insanlar sağlıkla ilgili görevlerden sorumludur; diğerleri, eğitim, kontrol vs.
sorumludur. Bu görevlerin her biri için bundan sorumlu olacak bir kişiyi seçerler, ve o
kamptaki her ayrı faaliyet bölümünün parçası haline gelir. Kadınlar bu faaliyetlerin
çoğunluğunda önde gelir ve her gün hareket içerisinde daha fazla sorumluluk
üstlenmektedirler.
3) Genel Meclis
Kamp içerisinde en yüksek karar alma seviyesi kamp yapan ailelerden oluşan genel
meclistir.63
Ayrıca kamp içerisinde bir bütün olarak toplumla ilişkileri ve görüşme süreçlerini
yönlendirmenin yanı sıra bütün bölümlerdeki işi birleştirme misyonu olan genel
koordinasyon için bir sistem vardır. Bu koordinasyon aile gruplarının liderlerinden
(genellikle, her gruptan bir kadın ve bir erkek) oluşur. Eğer kamp çok genişse, daha küçük
bir komisyon seçerler böylece toplantılar daha düzgün olacaktır.
5) Örgütsel İlkeler
Kampın önderliği belli bir sayıda kampçıyı bunları yerine getirmek üzere rotasyon
temelinde seçerek kampın dışındaki bu hizmetleri örgütler, çünkü her zaman aynı anda
herkes için yeterli iş bulunmaz. İşçi kazancının %50 kadarını kampın fonuna verir. Her
hafta kazançları hakkında bir kamu raporu verilir, böylece bütün para tamamen şeffaf bir
biçimde kullanılır. Bu koşullara bağlı olarak, açık bir mecliste ya da aile gruplarının
toplantılarında yapılır.
Bazı durumlarda, güç bir ekonomik durum olduğunda, ailenin başı ailesinin geri
kalanı kampta kalırken kente çalışmaya gider. Bu Brezilya’nın özellikle Kuzey ve
Kuzeydoğu bölgelerinde meydana gelir. Bütün bu destek sayesinde, MST işgallerin
sayısını arttırabilmiş, direnişini yükseltmiş ve aynı zamanda birçok işgal
gerçekleştirebilmiştir.67
3. KOLEKTİF YAŞAM İÇİN ALAN VE ÖRGÜTLENME İÇİN OKUL
Kamp sosyalleşme için, kolektif yaşam açısından geniş bir alandır. Ve aynı zamanda,
örgütlenme için bir okuldur. Kamp yaşamında ilk elle tutulur olgu bu mekânın köylünün
bir grup içerisinde yaşamasını sağlamasından ötürü köylünün kişiliğine özgü izolasyonu
parçalamasıdır; öte yandan, bu koşullar altında kişisel ve aile bekasını sağlamanın tek
yolu budur.68
Kamptaki yaşam her kişiye beraberlerinde getirdikleri bireyciliği daha kolektif bir
davranışa dönüştürme imkânı verir. Dayanışma kampta görünen en temel değerlerden
biridir. Komşunuzla dayanışmanız pratik bir zorunluluk haline gelir: Yiyecek herkes için
yeterli değildir, baskı herkese karşı sergilenebilir, rüzgar birçok çadırı tahrip edebilir,
mücadeleyi terk etme tereddüt ve isteği herhangi bir zamanda içlerinden her birini ya da
birçoğunu etkileyebilir.
Ayrıca daha önce belirtilen malzemeleri kolektif bir biçimde kullanarak her bireyin
belli bir rol üstlendiği ve çalışmasını kolektif hizmete kattığı bir hayat örgütlenir.
Bu olgular topraksız insanlar arasında “onurlu bir yaşam için alternatif olarak”
ihraçlara direnmeyi, sivil itaatsizlik uygulama kararlılıklarını olgunlaştırdı. Köylüler
birçok defa şunu ifade etti: “Biz açlıktan ölmektense kavga ederek ölmeyi tercih ederiz.” 74
Bu kolektif bir politikadır, bir “mücadele aracıdır.”75
Ancak bu sadece daha az olumlu teknik koşullardan ötürü karşı karşıya gelmekten
sakınma meselesi değildir; hareket bundan çoğunlukla sakınır çünkü onların amacı şiddet
değil, toprağı ele geçirmektir. Gözlemlediğimiz kadarıyla, çok büyük mülklerini ellerinde
tutmak isteyen ve bu yüzden bunlar faydasız olduğunda geleneksel baskıcı özel birlikleri
kullanma gereksinimi duyan ya da kendilerine ait sözleşme altında paramiliter insanlar
oluşturanlar Brezilyalı büyük toprak sahipleridir.
Bazı toplu yürüyüşler, kasaba ve kentlerden geçerek, 500 kilometreden daha fazla yol
kat eder. Herhangi bir yerde uyur, halk mitingleri örgütler ve “halkı tarım reformunun
gerekliliği hakkında bilinçlendirerek ve onları mücadeleye katarak” gezileri boyunca
toplantı ve kutlamalara katılırlar. MST bir milyondan fazla insanı bu eylemlere
toplayabilmiştir.79
Açlık grevleri “yetkililer üzerinde sürekli bir baskı sürecine bağlı olan, kamuoyunun
hükümetin grevcilerin hayatını tehlikeye atmaktan kaçınmasını talep eden birçok fikir ve
hazırlık ile” sadece uç durumlarda kullanılan bir mücadele aracıdır. Bu sadece “artan
sayıda hayat tehlikede olduğunda ve onları kurtarmak için hiçbir şey yapılamadığında”
mazur görülür.82
6) Yeniden İşgal
NOTLAR:
1
João Pedro Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra en el Brasil, MST, São Paulo, 1999, s. 28.
2
Bazıları MST’nin “toprak için mücadele seçeneğini, belki de hiçbir başka eylemin olmadığı kadar,
gerçekleştiren, ki bu en güçlü özellikleridir, toprak işgalleri yoluyla doğduğunu” söyler. Roesli Salete Caldart,
Pedagogia do Movimento Sem Terra, Editora Vozes, 2000, S. 108.
3
Bu rakamlar başlangıç niteliğindeki MST çalışmalarındandır. “Kampların çoğunluğu MST tarafından
örgütlenir. Ancak toprak için mücadele eden sendika hareketine, CPT’ye ve diğer bölgesel topluluklara ve
kurumlara bağlı olan başka birçok kamp vardır. (Jornal dos Trabalhadores Rurais Sem Terra, yıl XIX, No.
206, Aralık 2000/Ocak 2001, s. 8-9).
4
Bu metin Salgado’nun “Terra,” 1996 raporuna aittir.
5
Ivanette Tonin, Röportaj Marta Harnecker, Havana, 16 Kasım 2001. Aşağıdaki bilgi onun tanıklığındandır.
6
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST no Brasil, Editora Vozes, Petrópolis, s. 291.
7
A.g.e.
8
Christiane Campos, Röportaj Marta Harnecker, Montreal, 20 Şubat 2001
9
Tabanda çalışma aynı mikro-bölgedeki bir veya birkaç belediyeyi, birkaç mikro-bölgedeki muhtelif
belediyeleri, ya da sınır bölgelerdeki birden fazla eyaleti de kapsayabilir. B. Mançano Fernandes, A Formação
do…, Yukarıda A.g.e S. 284.
10
Marcelo Enrique Batista, Kitlelerin Politik Hareketi MST’nin üyesi ve Latin Amerika Tıp Bilim Dalı Okulu
öğrencisi, Röportaj Natalia Alvarez, Havana, 7 Şubat 2001.
11
Tabandaki toplantılar “duruma bağlı olarak bir, üç, altı ay veya hatta yıllar” sürebilir. (B. Mançano Fernandes,
A Formação do..., Yukarıda A.g.e s. 284).
12
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra …, Yukarıda A.g.e s. 30.
13
700 hektardan asla daha küçük değil, ve Mato Grosso gibi bazı bölgelerde, 1500 hektardan daha az değildir.
14
Ivanette Tonin, Röportaj Marta Harnecker, age.
15
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, op. age. s. 29.
16
MST, Construindo o Caminho, São Paulo, Haziran 1986, s. 73.
17
Age.
18
A.g.e.
19
A.g.e.
20
A.g.e.
21
Yukarıda A.g.e S.78
22
Yukarıda A.g.e S.78-79
23
Yukarıda A.g.e S.79
24
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 28.
25
A.g.e.
26
Yukarıda A.g.e, S.28-29
27
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 122.
28
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e, s. 30.
29
Marcelo Enrique Batista, Röportaj Natalia Alvarez, Yukarıda A.g.e.
30
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 33.
31
Jose Maschio, Elektronik posta, 25 Ekim 2000 (doküman)
32
A.g.e.
33
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 30-31.
34
Yukarıda A.g.e S. 34
35
Yukarıda A.g.e S.33
36
Yukarıda A.g.e S.31
37
Latifundium terimi eski Roma’da büyük bir toprak parçası üzerinde tek bir mülk sahibinin kontrolünü tarif
etmek için kullanılırdı. Ancak “büyük yayılmanın” anlamı her ülkenin kendi gerçekliğine ve aynı ülke
içerisindeki yerel gerçekliklere göre değişiklik gösterir. Örneğin, Japonya’da, çok nüfuslu küçük bir yüzeye
karşın, eğer 100 alan hektardan daha genişse latifundium bir toprak mülkü olarak dikkate alınır. Fakat Brezilya
çok büyük ne var ki nüfussuz bir yüzeye sahiptir. Burada biz bir latifundiumun varlığını 1000 hektardan daha
fazla yer kapladığında dikkate alırız. Ancak Brezilya’da “her bölgenin farklı özelliklerinden ötürü, latifundium
kavramı bölgeye göre farklı boyutlara sahiptir. Rio Grande do Sul’da, örneğin, 500 hektardan daha fazla bir alan
bir latifundium olarak düşünülebilir. Fakat Amozon Eyaletlerinde, 1000 hektarı kaplayan bir mülk latifundium
olarak düşünülmeyecektir. Genellikle, Latifundia 5000 hektarın üzerindeki alanlardır ve Brezilya’da bir milyon
hektardan daha fazla toprağı olan mülk sahipleri vardır. (J. P. Stédile, “Latifundio: O Pecado Agráçrio
Brasileiro,” 1999, belge).
38
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra, Yukarıda A.g.e s. 31.
39
Yukarıda A.g.e S. 30-31
40
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 110.
41
“Toprağı işgal ettiklerinde boyun eğmemeyi, böylece ölümcül bir yazgıya karşı isyan etmeyi öğrenirler.”
(A.g.e).
42
B. Mançano Fernandes, A Formação do…, Yukarıda A.g.e s. 280.
43
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento..., Yukarıda A.g.e s. 111.
44
Yukarıda A.g.e S.108
45
Yukarıda A.g.e S.111
46
Yukarıda A.g.e S.109
47
Marta Harnecker, Construyendo una fuerza social antineoliberal, article in Vozes, Petropolis, 2000, s. 52.
48
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 109.
49
M. Harnecker, Construyendo…, Yukarıda A.g.e s. 52.
50
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 32-33.
51
A.g.e.
52
Gomes da Silva in R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 109.
53
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 33.
54
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 114.
55
A.g.e.
56
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 35.
57
Paulo de Marck, Röportaj Marta Harnecker, Curitiba, Eylül 1999
58
Paulo de Marck şöyle diyor: “Jaime Lerner’in mevcut hükümeti boyunca 15’den daha fazla yoldaş ölmüştü ve
çoğu işkence görmüş, diğerleri polis tarafından dövülmüş 250’den daha fazla gözaltına alınan vardı.”
59
Paulo de Marck, Röportaj Marta Harnecker, Yukarıda A.g.e
60
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 114. Bu tarz kamp “yapısal kamp” olarak da
adlandırılır çünkü MST’nin hakiki yapısının parçasıdır. Christiane Campos, Röportaj Marta Harnecker, Yukarıda
A.g.e.).
61
Ivanette Tonin, Röportaj Marta Harnecker, Yukarıda A.g.e
62
Yukarıda A.g.e
63
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 115.
64
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 39.
65
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento…, Yukarıda A.g.e s. 117.
66
Yukarıda A.g.e S.118
67
B. Mançano Fernandes, A Formação do..., Yukarıda A.g.e s. 294.
68
R. Salete Caldart, Pedagogia do Movimento..., Yukarıda A.g.e s. 116.
69
Age.
70
B. Mançano Fernandes, A Formação do..., Yukarıda A.g.e s. 296.
71
Age.
72
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 32.
73
Yukarıda A.g.e S.31
74
Yukarıda A.g.e S.31-32
75
Yukarıda A.g.e S. 32
76
B. Mançano Fernandes, A Formação do…, Yukarıda A.g.e s. 296.
77
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra, Yukarıda A.g.e s. 35.
78
Ivanette Tonin, Röportaj Marta Harnecker, Yukarıda A.g.e.
79
J. P. Stédile, Bu çalışmaya notlar, 4 Kasım 2001
80
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e s. 35-36.
81
Yukarıda A.g.e S. 36
82
A.g.e.
83
Natalia Alvarez’in Röporatajı Yukarıda A.g.e
84
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra…, Yukarıda A.g.e. s. 37.
85
A.g.e.
86
Yukarıda A.g.e S. 38