Professional Documents
Culture Documents
Diyarbakır Ilk Kürtçe Markasını Çorapta Yarattı
Diyarbakır Ilk Kürtçe Markasını Çorapta Yarattı
Terörün vurduğu Diyarbakır'da beş ay önce kurulan Diyar Aş, Kürtçe çorap anlamına gelen
'Gore' markasıyla dış dünyaya açıldı. Şirket, kentte yeni yatırımlar için düğmeye bastı.
Sürekli terör ve töre cinayetleri ile gündeme gelen Diyarbakır, sessiz sedasız büyük bir ekonomik ve
sosyal değişime imza atıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı yatırım hamlesi yabancı yatırımcıları
da kente çekmeye başladı. Kentteki ekonomik kalkınmanın en önemli dinamiğini ise
Belediyenin kurduğu Diyar AŞ oluşturuyor. Yaklaşık 5 ay önce kurulan Diyar AŞ ilk olarak beton boru,
mobilya üretimine başladı. Kısa sürede 2 milyon YTL ciro elde etti. Şimdi ise bazalt taş üretim tesisi,
toplu konut projesi, otopark, benzin istasyonları açmak ve 97 köye ulaşacak 60 otobüsten oluşan bir
toplu taşıma ağı kurmak için düğmeye bastı.
91 kişinin çalıştığı Diyar AŞ ile 2007 sonunda 7-8 milyon YTL ciro elde etmeyi, 250 kişiye istihdam
sağlamayı planladıklarını belirten Diyarbakır Büyükşehir Başkanı Osman Baydemir, "Diyarbakır
başarırsa Türkiye başarır, Diyarbakır kalkınırsa Türkiye kalkınır" diyor. Baydemir, yoksulluğin çatışmayı
getirdiğini, Doğuda Kürt sorununun bir önemli boyutunun da ekonomik olduğunu vurguluyor.
Beş şirketi aynı anda kurmak için düğmeye bastıklarını ancak engellere takıldıklarını söyleyen
Baydemir Diyar AŞ'nin öyküsünü şöyle anlatıyor: "Bakanlar Kurulu'ndan şirket kurmak için onayı aldık.
Başbakan'da takıldı. Başbakan Danışmanı Ömer Dinçer konuyu Başbakan'a iletmedi. Başbakandan
bu nedenle imza alamadık. Bize kuruluş sırasında, 'İstanbul'da belediye şirketi kurduk başardık ama
pişman olduk' dediler. Ben de 'Aynı hatayı yapmayı istiyorum' dedim." Osman Baydemir şirket kurma
krizini bir hayırseverin kendi şirketin bağışlamasıyla aştıklarını belirtiyor.
Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği (AB) fonlarından yararlanmak için de bir proje ofisi oluşturmuş.
"İngilizce bilen insanları bir araya getirdim. 18 saat mesai yapıyorlar" diyen Baydemir, 2.5 yılda,
Yenikapı Sokak projesi, 50 huneye 20 küçükbaş hayvanın dağıtılacağı Kırkkoyun Köyü kalkındırma
projesi ve Sümerbank projesi ile 10 milyon dolara yakın AB'den hibe aldıklarını söyledi. Sırada ise
üzerinde çalışılan kapari üretimine teşvik projesi var.
* Merkezi Yönetim güçlerini yerel yönetimle paylaşmalı dedim. Sözlerim, "Eyalet sistemi istiyor"
denilerek korkunç şekilde çarpıtıldı. Bölge fakir değil, potansiyeli var. Bunu kullanmak lazım. Petrol
geliri var. Petrolden elde edilen gelirin bir kısmı yerel hükümetlere aktarılmasın mı? Bunu 2003'te
Başbakan'a raporla da sundum.
* Türkiye'ye bir metropol yetmez. Her bölgenin kendi metropol kenti olmalı. Pozitif bir ayrımcılıkla
sorun çözülürse 6 İstanbul daha yaratırız. Bu sayede Batı'ya göçün önüne geçilir. Sanayi Vergisi'nin
yüzde 46'sı İstanbul'dan geliyor. Bir deprem olsa felaket olacak