Professional Documents
Culture Documents
Dua Ve Zikir
Dua Ve Zikir
Dua Ve Zikir
DUA VE ZİKİR
AHMED HULÛSİ
^ DUA VE ZİKİR
3
AHMED HULÛSİ ^
4
SORU İLMİN YARISIDIR.
Hz.MUHAMMED (a.s.)
İÇİNDEKİLER
SUNU ................................................................................ 8
GİRİŞ ............................................................................... 12
TEBAREKE..................................................................... 181
İKRA.............................................................................. 197
SUNU
Bak dostum;
Bil ki, bu kitap, sana hayatında verilen en değerli şeylerden 8
biridir!..
Bu kitap, sana Rabbinin seslenişi; sana açtığı özel kapıdır!..
Kim, olursan ol; işin, meşgalen ne olursa olsun; hangi dinden
olursan ol; bil ki...
Rabbin seni beklemektedir ve kapısı sana açıktır!..
Sorma, Rabbimin kapısı nerede diye; sende "O" kapı;
gönlünde!
Senden sana açılan bir kapının ardında!..
Bu kapı, DUA ve ZİKİR kapısıdır!.. Gönlünden Rabbine açılan
kapıdır!..
Rabbine yöneliş ve HÂCET kapısıdır!
Gökte ve ötende sandığın TANRI'nı terket; sonsuz-sınırsız
ALLÂH'a yönel; O'nun, her noktada ve zerrede mevcut
olduğunu fark et; ve O'nu GÖNLÜNDE bulmaya çalış!
Sonra iste O'ndan, ne istersen!.. Eşini, işini, aşını; ister
mevlânı, ister şifanı!..
^ DUA VE ZİKİR
Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey
DUA ve ZİKİR'dir.
***
Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcud olan ve
kendinden gayrının varlığı asla söz konusu olmayan ALLÂH,
SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR!
SEN, bilesin ki, yeryüzünde "HALİFE"sin!.. HALİFE olarak sana,
gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş yüce güçlerden haberin var
mı?..
DUA ile ZİKİR ile, o muhteşem BEYNİN ile, kendindeki
mekanizmayı harekete geçirebileceğinden haberin var mı?..
9
"EN GÜÇLÜ SİLAH" olarak sana bağışlanmış DUA
mekanizmasını biliyor musun?..
Fakir, garîp, nice kişiler DUA ve ZİKİR ile nice ZÂLİM
SULTANLARI helâk ettiler!..
Nice yoksullar, büyük zenginliklere hep DUA ve ZİKİR ile
eriştiler!..
Nice, dertli, sıkıntılı, hastalıklı, ezâ, çile çekenler, hep
kurtuluşu, selâmeti DUA ve ZİKİR'de buldular!..
Bil ki dostum...
SENDE, dünyanın en güçlü silahı olan DUA ve ZİKİR cihazı
mevcuttur.
BEYNİNDEKİ, GÖNLÜNDEKİ bu en güçlü silahı kullanmasını
öğrenerek; bu yaşadığın dünyanın ve ölüm ötesi yaşamın tüm
güzelliklerine erişebilirsin!..
AHMED HULÛSİ ^
Ahmed HULÛSİ
***
^ DUA VE ZİKİR
GİRİŞ
***
14
^ DUA VE ZİKİR
Orijinali:
Okunuşu:
15 Lâ ilâhe illâllah
Anlamı:
Tanrı yoktur, sadece ALLÂH !
İngilizcesi:
There is no GOD, only ALLÂH
AHMED HULÛSİ ^
NİÇİN DUA?
***
^ DUA VE ZİKİR
19
AHMED HULÛSİ ^
DUA NEDİR?
***
^ DUA VE ZİKİR
21
AHMED HULÛSİ ^
DUANIN ŞEKLİ
***
30
^ DUA VE ZİKİR
31
AHMED HULÛSİ ^
DUANIN YERİ
***
AHMED HULÛSİ ^
DUANIN ZAMANI
***
36
^ DUA VE ZİKİR
37
AHMED HULÛSİ ^
DUA VE KADER
***
48
^ DUA VE ZİKİR
49
AHMED HULÛSİ ^
ZİKİR HAKKINDA
***
"ŞEYTAN, ağzını Ademoğlunun kalbine koymuştur. O Allâh'ı
zikrettikçe şeytan çekilir. Gaflete düşüp zikri bırakınca
kalbini yutar!"
Bu hâdis-i şerîf teşbih yani benzetme yollu bir anlatımdır... Kişi
Allâh'ı zikrettikçe, Cinler ondan uzak dururlar ve ona vesvese
vererek düşüncelerini bulandıramazlar; ama zikir terkedilince,
cinler onun beynini istedikleri gibi etkileyerek hüküm altına
alırlar, mânâsınadır.
***
"Allâh'ın bir kula verdiği en faziletli şey, ona ZİKRİNİ ilham
etmesidir."
***
"Hiçbir sadaka Allâh'ı zikretmekten daha faziletli değildir."
***
^ DUA VE ZİKİR
***
AHMED HULÛSİ ^
65
AHMED HULÛSİ ^
***
71
AHMED HULÛSİ ^
10
***
75
AHMED HULÛSİ ^
11
***
78
^ DUA VE ZİKİR
79
AHMED HULÛSİ ^
12
13
87
Sonra bakar görür ki, her zerrede yüz gösteren "O"!..
“Ne yana dönersen vechullah karşındadır (Allah Esmâ’sının
açığa çıkışıyla karşı karşıyasın)!” (2.Bakara: 115)
Âyetinin "Sır"rını idrak eder; her yer ve her şey adı altında
hep O'nu sevmeye başlar. Kimseye kızmaz, küsmez; kimsenin
hakkını yemez; kimseye dil uzatmaz; kimseyi istemediği bir işe
zorlamaz; geçici değerlerle vakit harcamak yerine, kalıcı
hizmetlerle vaktini değerlendirip; hem fiilleriyle, hem diliyle,
hem bilinciyle hep sevdiğini zikreder hâle gelir.
Eskiden, İslâmiyet kendisine çok zor gelirken; şimdi kendisine
çok basit ve çok kolay geliverir!..
Zaten nedir ki…
Kelime-i şehâdeti dille tekrarlamak bir yana, hâliyle yaşamağa
başlamıştır. Farz olan beş vakit namaz!.. Nedir ki...
Sabah, velev ki kalktığında, elini yüzünü yıkarken, ayağını da
yıkayıp almış olur abdesti; ve alt tarafı, iki dakikadır, iki rekât
sabah namazı!..
AHMED HULÛSİ ^
***
91
AHMED HULÛSİ ^
14
İSTİĞFAR BÖLÜMÜ
Okunuşu:
İnnAllahe la yağfiru en yüşreke BiHİ ve yağfiru ma dune zâlike
limen yeşa'
Anlamı:
Muhakkak ki Allâh kendisine (âfakî-açık veya enfüsî-gizli) şirk
koşulmasını bağışlamaz. Bunun dûnundakileri (bundan daha
küçük suçları) dilediklerine bağışlar. (4.Nisa: 48)
***
^ DUA VE ZİKİR
ِ ﻁﻭﺍ ﻣِﻥ ﺭﱠ ﺣْ َﻣ ِﺔ ﱠ
ﷲ ُ ِﻳﻥ ﺃَﺳْ َﺭﻓُﻭﺍ َﻋﻠَﻰ ﺃَﻧﻔُﺳِ ِﻬ ْﻡ َﻻ َﺗ ْﻘ َﻧ
َ ِﻱ ﺍﻟﱠﺫ
َ ﻗُ ْﻝ َﻳﺎ ﻋِ َﺑﺎﺩ
ﻭﺏ َﺟ ِﻣﻳﻌً ﺎ ﺇِ ﱠﻧ ُﻪ ﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﻐﻔُﻭﺭُ ﺍﻟﺭﱠ ﺣِﻳ ُﻡ ﷲ َﻳ ْﻐﻔِﺭُ ﱡ
َ ﺍﻟﺫ ُﻧ َ ﺇِﻥﱠ ﱠ
Okunuşu:
Kul ya ıbadiyelleziyne esrefu alâ enfüsihim la taknetu min
rahmetillah* innAllahe yağfiruzzünube cemiy’a* inneHU
“HU”vel ĞafururRahıym;
93 Anlamı:
De ki: “Ey nefslerinin hakkını vermede israf etmiş kullarım
(nefsinin hakikatini yaşamak yerine ömrünü bedensellik
yolunda harcamış olan)! Allâh Rahmetinden ümit kesmeyin!
Muhakkak ki Allâh bütün suçları (tövbe edene) mağfiret
eder... Muhakkak ki O, Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (39.Zümer: 53)
***
Okunuşu:
Ve “HU”velleziy yakbelüt tevbete an ıbadiHİ ve ya'fu anis
seyyiati ve ya'lemu ma tefalun; ve yesteciybülleziyne amenu
ve amilus salihati ve yeziydühüm min fadliHİ
Anlamı:
O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve
yaptıklarınızı bilendir. İman edip imanın gereğini
uygulayanlara icabet eden ve kendi lütfuyla onlara
(nimetlerini) arttırandır!.. (42.Şura: 25-26) 94
***
Okunuşu:
Ya eyyuhelleziyne amenu tubu ilellahi tevbeten nesuha* ‘asa
Rabbuküm en yükeffire 'anküm seyyiatiküm ve yudhıleküm
cennatin tecriy min tahtihel'enharu,
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Ey iman edenler! Allâh’a özden ve kesin bir tövbe ile tövbe
edin! Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi sizden örter ve sizi
altından nehirler akan cennetlere dâhil eder. (66.Tahrîm: 8)
Bilgi:
Değerli okurlarım, Kur'ân-ı Kerîm'deki, Allâhu Teâlâ'nın
bağışlama sistemi ve bu sisteme bağlı olarak tövbe edilmesi
hususu yukarıda sıralamış olduğum dört âyeti kerîmede açık
seçik görülmektedir.
95
Bu âyeti kerîmelerden kesinlikle anlaşılan hususlar şunlardır:
1. Şirk yani TANRI’ya inanma suçu asla bağışlanmaz. Çünkü
Allâh vardır, TANRI YOKTUR!.. Tanrı kavramı, asla Allâh
isminin mânâsının karşılığı değildir. Olmayan "ŞEY =
TANRI"nın güçlerinin, seni bağışlaması da elbette söz konusu
olamaz!.. Bu sebeple, öncelikle ve acilen, Allâh isminin işaret
ettiği mânâyı öğrenmek ve yaşamımıza ona göre yön vermek
MECBURİYETİNDEYİZ.
Aksi hâlde, Allâh yanı sıra tanrı edinenlerden olma tehlikesi
bizim çok yakınımızdadır. Böyle bir riske girmek çok büyük
hatadır. Bu konuda tafsilatlı bilgi "Hazreti MUHAMMED'in
Açıkladığı ALLÂH" isimli kitabımızda mevcuttur.
2. Nefsimizin hakikatini bilememek dolayısıyla nefsimizin
hakkını edâ edememek durumunda yaşadığımız için haddi
aşanlardan olup, büyük kayıplarla yüz yüzeyiz.
Ama bu durumdan dolayı da asla umutsuz olmamalıyız. Çünkü
yapılan bütün yanlış hareketlerin bir bağışlanma yolu da
AHMED HULÛSİ ^
***
4. Tövbe, laf olsun diye, yaptım işte demek için; ya da biri yap,
şu kelimeleri tekrarla dedi, diye değil; nasuh olarak yapılmak
zorundadır. Yoksa oyun eğlence ve hatta alay gibi
değerlendirilebilir.
Nasuh tövbe nasıl anlaşılmalıdır?..
İnsanın, yaptığı işin gerçekten yanlış olduğunu fark edip idrak
etmesinden sonra, bu yapmaması gereken fiili işlemekten
dolayı büyük bir pişmanlık duyması ve bir daha o fiili asla
işlememeye karar vermesi ve bundan sonra Allâh’a karşı bu
kararını itiraf ederek bağışlanma dilemesi nasuh tövbesi olur.
Yanlış bir fiili yapmaktan dolayı özür dileme ise "istiğfar"dır.
***
Burada çok önemli olan ve kesinlikle idrak icap eden bir
hususa değinmeden geçmeyeceğim.
"Estağfirullah" yani "özür diliyorum Allâh’ım" sözcüğü asla,
^ DUA VE ZİKİR
*** 98
^ DUA VE ZİKİR
99
AHMED HULÛSİ ^
15
***
102
^ DUA VE ZİKİR
103
AHMED HULÛSİ ^
16
SEYYİDÜL İSTİĞFAR
ﺕ َﺧﻠَ ْﻘ َﺗﻧِﻰ َﻭ ﺃَ َﻧﺎ َﻋ ْﺑ ُﺩ َﻙ َﻭ ﺃَ َﻧﺎ َﻋﻠَﻰ َ ﺕ َﺭﺑﱢﻰ ﻵﺇِﻟ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﺃَ ْﻧ َ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ ﺃَ ْﻧ
104
ﺕُ ْﺻ َﻧﻌ َ ﺕ ﺍَﻋُﻭ ﺫُ ِﺑ َﻙ ﻣِﻥْ َﺷﺭﱢ َﻣﺎ ُ ِْﻙ َﻣﺎ ﺍﺳْ َﺗ َﻁﻌ َ ِﻙ َﻭ َﻭﻋْ ﺩ َ َﻋ ْﻬﺩ
ْ ِﻙ َﻋﻠَﻰﱠ َﻭ ﺃَﺑُﻭ ُء ِﺑ َﺫ ْﻧ ِﺑﻰ َﻓ
ِ ﺎﻏﻔِﺭْ ﻟِﻰ ُﺫ ُﻧ
ﻭﺑﻰ َﻓﺈِ ﱠﻧ ُﻪ ﻵ َ ﺃَﺑُﻭ ُء َﻝ َ◌ َﻙ ِﺑﻧِﻌْ َﻣﺗ
َ ِﻙ َﻳﺎﺍَﺭْ َﺣ َﻡ ﺍﻟﺭﱠ ﺍ ِﺣﻣ
ِﻳﻥ َ ﺕ ِﺑ َﺭﺣْ َﻣﺗ َ ﻭﺏ ﺍِﻵّ ﺍَ ْﻧ َﻳ ْﻐﻔِﺭُ ﱡ
َ ﺍﻟﺫ ُﻧ
Okunuşu:
Allahümme ente rabbiy lâ ilâhe illâ ente halâkteniy ve ene
abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü, eûzü bike
min şerri mâ sana’tü, ebûuleke binı’metike aleyye, ve ebûu
bizenbiy fağfir liy zünûbî, feinnehu lâ yağfirüzzünûbe illâ ente
birahmetike yâ erhamerrâhımiyn.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Allâh’ım! Rabbim sensin, TANRI yoktur. Yanlız sen varsın,
beni sen yarattın, şüphesiz senin kulunum ve gücüm yettiği
kadar sana verdiğim ahdü vaat üzere sâbitim. (Allâh’ım)
işlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım, bana ihsan
buyurduğun nimetini Zât-ı Ulûhiyetine itiraf ederim.
Günahımı da itiraf ederim. Binaenaleyh günahlarımı bağışla.
Çünkü günahları bağışlamak sana aittir.
Bilgi:
105
Muhammed Mustafa Efendimiz buyuruyor ki:
"Bu Seyyid-ül İstiğfar’ı kim inanarak ve idrak ederek,
karşılığını Allâh’tan bekleyerek; gündüz okursa ve gece
olmadan önce ölürse cennete gider. Ve gene, kim gece okur
da, sabah olmadan evvel ölürse o da cennet ehlinden olur."
Böyle bir değer elimize verilmişken, bunun değerini
bilmezsek, elbette başımıza geleceklere katlanmaktan başka
bir şey kalmaz geride.
***
ﺕ ِﺑ َﻙُ ﺕ َﺭﺑﱢﻰ َﻭ ﺃَ َﻧﺎ َﻋ ْﺑ ُﺩ َﻙ ﺍ َﻣ ْﻧ َ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ َﻝ َ◌ َﻙ ْﺍﻟ َﺣﻣْ ُﺩ ﻵﺇِﻟ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﺃَ ْﻧ
َ ْﺕ{ َﻋﻠَﻰ َﻋ ْﻬﺩ
ِﻙ َﻭ ُ ﺕ }ﺍَﻣْ َﺳﻳ ُ ْﺩﻳﻧِﻰ ِﺍ ﱢﻧﻰ ﺍَﺻْ َﺑﺣ ِ ﻣ ُْﺧﻠِﺻً ﺎ َﻝ َ◌ َﻙ ﻓِﻰ
َ ْﻙ ﻣِﻥْ َﺳﻲﱢ ِء َﻋ َﻣﻠِﻰ َﻭﺍَﺳْ َﺗ ْﻐﻔ
ِﺭُﻙ َ ﺕ ﺍَ ُﺗﻭﺏُ ِﺍﻟَﻳ ُ ِْﻙ َﻣﺎ ﺍﺳْ َﺗ َﻁﻌ َ َﻭﻋْ ﺩ
ﺕَ ﺏ ﺍﻟﱠﺗِﻰ ﻵ َﻳ ْﻐﻔِﺭ َﻫﺎ ِﺍﻻﱠ ﺃَ ْﻧ ِ ِﺑ ُﺫ ُﻧﻭ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Allahümme lekel hamdu lâ ilâhe illa ente rabbî ve ene abdûke
âmentü bike muhlisan leke fiydiynî inniy esbahtü (emseytü)
alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü etûbü ileyke min seyyii amelî
ve estağfirüke bizunûbilletiy lâ yağfirühâ illâ ente.
Bilgi:
"Vallahi de billahi de, her kim bu istiğfarı sabah akşam üçer
kere okursa, o mutlaka cennete girer!"
İşaretiyle bizi uyaran Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem 106
dikkat buyrula ki sözüne büyük bir yeminle başlıyor.
İşte bu sebepten dolayı, seyyid-ül istiğfardan sonra ikinci
sırada hemen bu istiğfara yer verdik. Sabah akşam üçer kere
okusak ne kaybımız olur ki?.. Ya kazancımız!..
***
َ َﻭﺏ ﺇِ ﱠﻻﺃ
ﻧﺕ َ ﺍﻟﺫ ُﻧ ُ ﻣْﺕ َﻧ ْﻔﺳِ ﻲ
ﻅ ْﻠﻣًﺎ َﻛ ِﺑﻳﺭً ﺍ َﻭ َﻻ َﻳ ْﻐﻔِﺭُ ﱡ ُ ََﺭﺏﱢ ﺇِﻥﱢﻱ َﻅﻠ
ُﻧﺕ ﺍﻝْ◌ُ َﻏﻔُﻭﺭَ َِﻙ َﻭﺭْ َﺣﻣْ ﻧِﻲِ ﺇِ ﱠﻧﻙ َﺃ
َ ﺎﻏﻔِﺭْ ﻟِﻲ َﻣ ْﻐﻔ َِﺭ ًﺓ ﻣِﻥْ ﻉْ ِ◌ﻧﺩ
ْ َﻓ
ﺍﻟﺭﱠ ﺣِﻳ ُﻡ
Okunuşu:
Rabbi inniy zalemtu nefsiy zulmen kebiyra, ve lâ yağfiruz
zunûbe illâ ente, fağfirliy mağfireten min indike, verhamniy,
inneke entel gafûrur rahîm.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Rabbim, nefsime büyük zulümde bulundum, (nefsimin
hakikatinin hakkını veremedim), bu suçumu da senden gayrı
bağışlayacak yoktur. İndînden gelen bir bağışlayıcılıkla beni
bağışla, merhamet et, şüphesiz ki sen bağışlayıcı ve
Rahîmsin.
Bilgi:
Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (Allâh razı olsun ondan) sordu Rasûl
(aleyhisselâm)’a:
107
- Ya Rasûlallah, namazdan çıkmadan evvel ne okuyayım?
Namazlarda, selâm vermeden evvel okuması için Efendimiz
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem de Hazreti Sıddîk'a bu
istiğfarı öğretti.
Hazreti Sıddîk da namazlarda selâm vermeden önce bu duayı
okudu.
-“Ebû Bekir'in imanı terazinin bir kefesine, bütün
müminlerin imanı da terazinin öbür kefesine konsa; Ebû
Bekir'in imanı ağır basar" buyuran Rasûlullah
(aleyhisselâm)’ın öğrettiği bu istiğfardaki incelik nedir acaba?
Bu istiğfarda geçen "min indike" yani "indînden" hitabı işin
"sır" noktasını meydana getirmektedir.
Tasavvufta, "mâiyyet sırrı" denilen hususa işaret eden "ind"
tâbiri Türkçe'ye "katından" diye çevrilmektedir ki bu asla
yeterli olmayıp; bilakis konunun inceliğini örtmektedir.
Zâhir vardır, bâtın vardır, ledünn vardır.
AHMED HULÛSİ ^
ﺕ ﺍَﻋْ ﻠَ ُﻡ َ ﺇﻏﻔِﺭْ ﻟِﻰ َﺧﻁِ ﻴﺌَﺗِﻰ َﻭ َﺟ ْﻬﻠِﻰ َﻭﺇِﺳْ َﺭﺍﻓِﻰ ﻓِﻰ ﺍَﻣْ ِﺭﻯ َﻭ َﻣﺎ ﺃَ ْﻧ ْ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
ﺊ َﻭ َﻋﻣْ ﺩِﻯ َﻭ ُﻛ ﱡﻝ َﺫﺍﻟ َِﻙ
ِ ﺇﻏﻔِﺭْ ﻟِﻰ َﻩ ْﺯﻟِﻰ َﻭ ِﺟ ﱢﺩﻯ َﻭ َﺧ َﻁْ ِﺑ ِﻪ ِﻣ ﱢﻧﻰ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
ﻋِ ْﻧﺩِﻯ
Okunuşu:
Allahümmağfirliy hatıyetiy ve cehliy ve israfı fiyemri; ve ma
ente â’lemu bihî minniy. Allahümmağfirliy hezliy ve ciddiy ve
hataiy ve amdiy ve küllü zâlike indiy.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Allâh’ım, hatalarımı, cehaletimi, emrinde haddi aşmamı
bağışla ve benden daha iyi bildiğin hatalarımı da. Allâh’ım,
lâtifeyle yaptığımı, ciddi olarak yaptığımı, bilmeyerek veya
kasten yaptığım yanlış hareketlerimi de bağışla. İtiraf
ediyorum ki bunların hepsi de bende mevcut!..
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem’in ashabından Ebû Musa
el Eşarî (r.a.), Efendimiz’in böyle istiğfar ettiğini bize
109
naklediyor.
“Bu yüzden Allâh senin geçmiş ve (fethe rağmen oluşacak)
gelecek tüm zenbini (bedenselliğinin doğal getirisi
perdeliliklerini) mağfiret eder (örter) ve sana olan nimetini
tamamlar; seni, hakikatini yaşama yolunda yürütür!”
(48.Fetih: 2) âyeti Kur'ân-ı Kerîm'in Fetih Sûresi’nde yer
alırken; gene de Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem
Efendimiz bu şekilde istiğfara devam ediyor. Acaba niçin?..
Bunu biraz düşünmemiz gerekmez mi?
Konunun derinliklerini bir yana bırakırsak, en azından, sınırlı
ve kusurlu varlıklar olarak, "halife" olmaya yakışmayan
davranışlar içindeyiz. Ve en tabii yaşantımız içinde dahi, yani
yukarıda sayılan hâllerde dahi, hakikatimizin hakkını edâ
edememekten dolayı nefsimize zulmetmekteyiz. Ve
unutmayalım ki, sadece dünyada bir takım çalışmalar yaparak
ölüm ötesi sonsuz yaşamın sonsuz güzelliklerini elde etme
imkânına sahip olabileceğiz.
Öyle ise, elden geldiğince, dünyada bırakıp gideceğimiz ve bir
AHMED HULÛSİ ^
ﺍَﺳْ َﺗ ْﻐﻔِﺭُ ﺍﷲَ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﻵﺇِﻟ َﻪ ِﺍﻻّ ﻫ َُﻭ ﺍ ْﻝ َﺣﻰﱡ ْﺍﻟ َﻕ َ◌ َ◌ﻳﱡﻭ ُﻡ َﻭ ﺍَ ُﺗﻭﺏُ ِﺍﻟَ ْﻳ ِﻪ
Okunuşu:
Estağfirullahelleziy lâ ilâhe illâ Hû el Hayyul Kayyum ve etubu
ileyh. 110
Anlamı:
Bağışlanma diliyorum. Allâh’tan ki, tanrı yoktur Hay ve
Kayyum olan sadece O vardır. Tövbem O’nadır!..
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Kim, ‘Tanrı yoktur Hay ve Kayyûm olan HÛ vardır.
Bağışlanmayı Allâh’tan dilerim, tövbem O’nadır’ derse,
savaştan kaçmış bile olsa günahları bağışlanır.”
Burada çok önemli olan husus ikidir. İstiğfarda "ismi â’zâm"
kullanılması ve bu tür istiğfarın büyük günahları dahi
affettireceği...
^ DUA VE ZİKİR
ْ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
ﺇﻏﻔِﺭْ ﻟِﻰ َﺫ ْﻧ ِﺑﻰ ُﻛﻠﱠ ُﻪ َﻭ ِﺩ ﱠﻗ ُﻪ َﻭ ِﺟﻠﱠ ُﻪ َﻭ ﺍَ ﱠﻭﻟَ ُﻪ َﻭ ﺁﺧ َِﺭﻩ َُ◌ َﻭﻋَﻼَ ِﻧ َﻳ َﺗ ُﻪ َﻭ
ُﺳِ ﺭﱠ ﻩ
Okunuşu:
Allahummağfirliy zenbiy küllehu ve dikkahu ve cillehu ve
evvelehu ve âhırehu ve alâ, niyyetehu ve sırrahu!..
Anlamı:
112
Allâh’ım, günahlarımın hepsini; eskilerini, yenilerini,
küçüğünü, büyüğünü, açıktan yaptıklarımı, kafamdan
geçirdiklerimi mağfiret et (bağışla).
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem Efendimiz’in en sık
okuduğu "istiğfar"lardan biridir bu yazmış olduğum.
İstiğfar yapılırken, ne derece geniş kapsamlı tutulmasına
örnek olması yönünden son derece dikkat çekicidir. Daha
önce de belirttiğim gibi, bu duaları sadece papağan gibi tekrar
etmekten kesinlikle kaçınmalı; Hazreti Rasûli Ekrem'in neye,
ne şekilde yaklaşım içinde olduğuna; hangi hususlara nasıl
önem verdiğine azamî dikkat göstermeliyiz.
Bu istiğfarın, namazlarda selâm vermeden önce okunmasında
büyük yarar görmekteyiz.
***
^ DUA VE ZİKİR
113
AHMED HULÛSİ ^
17
Okunuşu:
Allahumme inniy euzü bike en üşrike bike şey’en ve ene â'lem
ve estağfiruke limâ lâ â'lem, inneke entel âllâmul guyub.
Anlamı:
Bilgi:
"ŞİRKİ HAFÎ" denilen "GİZLİ ŞİRK" insanlar için en büyük
tehlikedir. Bir mânâsı ile de "RİYÂ"dır.
"Gizli şirk" denilmesinin sebebi; fiilde değil, düşüncede
Allâh'a ortak edilmesidir birinin veya bir şeyin!..
“Allah yanı sıra tanrıya (dışsal güce) yönelme!” (28.Kasas: 88)
âyeti ile;
“Kesinlikle, eğer şirk koşarsan, mutlaka yaptıkların boşa
gidecek; muhakkak hüsrana uğrayanlardan olacaksın!”
(39.Zümer: 65)
115
hükmü bize düşünsel ortak koşmanın vahametini idrak
ettiriyordur sanırım.
İslâm'da esas, yapılan işin "SIRF Allâh için" olmasıdır!..
Kişinin, Allâh için bir şey yapması yanı sıra, o şeyi yaparken,
etrafındakilerden de maddi ya da mânevî bir şey umması,
düşünmesi işte bu gizli şirk diye tanımlanan olguyu meydana
getirir.
Öyle ki...
Mesela, namaz kıldıran kişinin, namaz içinde tekbir alırken,
yani "ALLAHUEKBER" derken, sırf Allâh’ın EKBERİYETİNİ ifade
için değil de; sanki arkasındakilere oturuyorum veya
kalkıyorum işareti verir gibi, o niyetle, uzatıp-kısa tutarak
söylemesi dahi bir gizli şirk hükmü taşır.
Bir kitap yazarken, sırf Allâh için, Rasûlullah’a uymak ve ilmi
yayın emrine uymak için değil de; para kazanmak ya da
etrafındakilerden övgü almak, kendine bir pâye kazanmak için
yazılıyorsa, bu da gizli şirktir.
Kısacası, kıldan ince usturadan keskin bir köprüdür NİYET!..
AHMED HULÛSİ ^
***
^ DUA VE ZİKİR
117
AHMED HULÛSİ ^
18
Okunuşu:
Bismi’llâh’ir-Rahmân’ir-Rahîm.
Elhamdu lillahi rabbil âlemiyn, errahman-ir rahiym, mâliki
yevmid diyn, iyyake na’büdü ve iyyake nestaıyn, ihdinas
sıratal mustakıym, sıratalleziyne en’âmte aleyhim gayrıl
mağdubi aleyhim veladdâlliyn.
Anlamı:
120
(“B” işareti kapsamı itibarıyla) Esmâ’sıyla varlığımı yaratan
ismi Allâh olanın Rahmaniyeti ve Rahîmiyeti ile... “Hamd”
(Esmâ’sıyla yarattığı âlemleri her an dilediğince
değerlendirmek), âlemlerin Rabbi olan Allâh’a aittir...
Rahman ve Rahîm’dir (Rahmaniyetiyle Esmâ âlemini
meydana getiren ve Rahîmiyetiyle Esmâ âlemindeki mânâlar
ile her an âlemleri yaratandır). Din hükümlerinin
(Sünnetullah) yaşanmakta olduğu sürecin Mâlik-Melîk’idir.
Sadece sana kulluk ederiz ve bunun farkındalığı için
yardımını niyaz ederiz (El Esmâ ül Hüsnâ anlamlarını açığa
çıkarmak suretiyle tüm yaratılmışlar olarak sana kulluk
etmekteyiz ve bunun farkındalığına ermemiz için yardımını
isteriz). Bizi sırat-ı müstakime (Hakikate erdiren yola) hidâyet
et. Ki o yol in’amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan
Allâh Esmâ’sına iman edip onlardaki kuvveleri, şuurlu olarak
açığa çıkarma) yoluna... Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve
nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) ve
(Hakikatten-Vâhid-ül AHAD-üs Samed ALLÂH anlayışından)
saparak şirk koşanların yoluna değil.
^ DUA VE ZİKİR
***
121
AHMED HULÛSİ ^
19
ÂYET'EL KÜRSÎ
ﺕ ُﺧ ُﺫﻩُ ﺳِ َﻧ ٌﺔ َﻭﻻَ َﻧ ْﻭ ٌﻡ ﻟﱠ ُﻪ َﻣﺎ ﻓِﻲ َ ﷲُ ﻻَ ﺇِ َﻟـ َﻪ ﺇِﻻﱠ ﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﺣﻲﱡ ْﺍﻟ َﻘﻳﱡﻭ ُﻡ ﻻَ ْﺃ ّ 122
ﺽ َﻣﻥ َﺫﺍ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﻳ ْﺷ َﻔﻊُ ﻋِ ْﻧﺩَ ﻩُ ﺇِﻻﱠ ِﺑﺈِ ْﺫ ِﻧ ِﻪ َﻳﻌْ ﻠَ ُﻡ ِ ْﺕ َﻭ َﻣﺎ ﻓِﻲ ﺍﻷَﺭ ِ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ
ﻭﻥ ِﺑ َﺷﻲْ ٍء ﻣﱢﻥْ ﻋِ ْﻠ ِﻣ ِﻪ ﺇِﻻﱠ ِﺑ َﻣﺎ َ ِﻳﻁ ُ ِﻳﻬ ْﻡ َﻭ َﻣﺎ َﺧ ْﻠ َﻔ ُﻬ ْﻡ َﻭﻻَ ُﻳﺣِ َﻣﺎ َﺑﻳ َْﻥ ﺃَ ْﻳﺩ
ﻅ ُﻬ َﻣﺎ َﻭﻫ َُﻭ ُ ﺽ َﻭﻻَ َﻳﺅُ ﻭ ُﺩﻩُ ِﺣ ْﻔ َ ْﺕ َﻭﺍﻷَﺭ ِ َﺷﺎء َﻭﺳِ َﻊ ُﻛﺭْ ﺳِ ﱡﻳ ُﻪ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ
ْﺍﻟ َﻌﻠِﻲﱡ ْﺍﻟ َﻌﻅِ ﻳ ُﻡ
Okunuşu:
Allahu la ilahe illâ HU* elHayy’ül Kayyum* la te'huzuHU
sinetün vela nevm* leHU ma fiys Semavati ve ma fiyl Ard*
men zelleziy yeşfeu ındeHU illâ Bi iznih* ya'lemu ma beyne
eydiyhim ve ma halfehüm* ve la yuhıytune Bi şey’in min
ılmiHİ illâ Bi ma şa'* vesia Kürsiyyühüs Semavati vel Ard* ve la
yeuduhu hıfzuhüma* ve HUvel Alıyy’ül Azıym;
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Bilgi:
“Bakara Sûresi içinde bir âyet vardır ki, O, Kur’ân âyetlerinin
reisidir. O, bir evde okunduğu zaman, içeride şeytan varsa
mutlaka çıkar. Bu, Âyet’el Kürsî’dir!..”
Buyuruyor bir hadîs-î şerîf’te Hazreti Rasûl (aleyhisselâm).
***
Gene buyuruyor Hazreti Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem:
"Her şeyin bir zirvesi vardır. Kurân’ın zirvesi de Bakara
Sûresi’dir. Bakara Sûresi’nin içinde bir âyet vardır ki, o
Kur’ân âyetlerinin reisidir. Âyet’el Kürsî!.."
AHMED HULÛSİ ^
***
Bir gün Hazreti Rasûl (aleyhisselâm) yanında bulunan Ebû
Münzir’e şöyle sordu:
- Yanındaki Allâh’ın kitabında hangi âyet daha büyüktür
biliyor musun?
- Allahu lâ ilâhe illâ HU el hayyul kayyum, dedi.
Rasûlullah:
- Ey Ebû Münzir. İlim sana kutlu olsun!.. Buyurdu.
Bu hadîs-î şerîflerin dışında daha birçok hadîs-î şerîf vardır;
Âyet’el Kürsî’nin faziletinden bahseden; bunların önemli bir
124
kısmı da namazların farzlarının hemen akabinde okunmasını
tavsiye eder. Yani, farzı bitirip selâm verdikten hemen sonra!..
Ayrıca Âyet’el Kürsî’nin eve girildiğinde, evden çıkıldığında,
önemli bir işe başlanılmasında, uyumadan önce okunmasının
çok büyük faydalar hâsıl edeceği hakkında da pek çok haber
ulaşmıştır.
Günlük çeşitli tehlikelerden korunmak için sabahları, yedi defa
okunması, altısının altı yöne üflendikten sonra, yedincisinin
yutulması da tavsiyeler arasındadır.
Ruhaniyeti son derece güçlendirici bu âyetin kırk bin defa
okunmasının da çok büyük faydalar temin edeceğinden
bahsedilmiştir, bu işin önde gelen tecrübelilerince.
***
^ DUA VE ZİKİR
125
^ AHMED HULÛSİ
20
^
ÂMENER RASÛLÜ
ﻣَﻦ ﺑِﺎہ ّ
ﻠﻟِ ﺏﺎ ﺃُﻧﺰِﻝَ ﺇِﻟَﻴْ ِﻪ ﻣِﻦ ﺭﱠﺑﱢﻪِ ﻭَﺍﻟْﻤُ ْﺆ ِﻣﻨُ ﻮﻥَ ﻛُ ﱞﻞ ﺁ َ ﺁ َﻣﻦَ ﺍﻟ ﱠﺮﺳُﻮ ُﻝ ِ
126
ﻮﺍ َﺳ ِﻤﻌْﻨَﺎ ﻕ ﺑَﻴْﻦَ ﺃَ َﺣ ٍﺪ ﱢﻣﻦ ﺭﱡ ُﺳﻠِ ِﻪ َﻭﻗَﺎﻟُ ْ َﻭ َﻣﻶﺋِ َﻜﺘِ ِﻪ َﻭ ُﻛﺘُﺒِ ِﻪ َﻭ ُﺭ ُﺳﻠِ ِﻪ ﻻَ ﻧُﻔَﺮﱢ ُ
ﷲُ ﻧَ ْﻔﺴًﺎ ﺇِﻻﱠ ُﻭ ْﺳ َﻌﻬَﺎ ﻒ ّ ﺼﻴ ُﺮﻻَ ﻳُ َﻜﻠﱢ ُ َﻭﺃَﻁَﻌْﻨَﺎ ُﻏ ْﻔ َﺮﺍﻧَﻚَ َﺭﺑﱠﻨَﺎ َﻭﺇِﻟَﻴْﻚَ ﺍﻟ َْﻤ ِ
ﺍﺧﺬْﻧَﺎ ﺇِﻥ ﻧﱠ ِﺴﻴﻨَﺎ ﺃَﻭْ
ﺖ َﺭﺑﱠﻨَﺎ ﻻَ ﺗُﺆَ ِ ﺖ َﻭ َﻋﻠَﻴْﻬَﺎ َﻣﺎ ﺍﻛْ ﺘَ َﺴﺒَ ْ ﻟَﻬَﺎ َﻣﺎ َﻛ َﺴﺒَ ْ
ﺃَ ْﺧﻄَﺄْﻧَﺎ َﺭﺑﱠﻨَﺎ َﻭﻻَ ﺗَﺤ ِْﻤﻞْ َﻋﻠَﻴْﻨَﺎ ﺇِﺻْ ﺮًﺍ َﻛ َﻤﺎ َﺣ َﻤ ْﻠﺘَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﺍﻟﱠ ِﺬﻳﻦَ ِﻣﻦ ﻗَ ْﺒﻠِﻨَﺎ
ﻒ َﻋﻨﱠﺎ َﻭﺍ ْﻏﻔِﺮْ ﻟَﻨَﺎ َﻭﺍﺭْ َﺣﻤْﻨَﺎ َﺭﺑﱠﻨَﺎ َﻭﻻَ ﺗُ َﺤﻤﱢ ﻠْﻨَﺎ َﻣﺎ ﻻَ ﻁَﺎﻗَﺔَ َﻧﻝَﺎ ﺑِ ِﻪ َﻭﺍ ْﻋ ُ
ﺼﺮْﻧَﺎ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻟﻘَﻮْ ِﻡ ْﺍﻟ َﻜﺎﻓِ ِﺮﻳﻦَ ﺃَﻧﺖَ َﻣﻮْ ﻻَﻧَﺎ ﻓَﺎﻧ ُ
Okunuşu:
*Amener Resulü Bi ma ünzile ileyhi min Rabbihi vel mu'minun
küllün amene Billahi ve MelaiketiHİ ve KütübiHİ ve RusuliHİ, la
nuferriku beyne ehadin min RusuliHİ, ve kalu semi'na ve
;eta'na ğufraneke Rabbena ve ileykel masıyr
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Er Rasûl (Hz.Muhammed a.s.) Rabbinden (varlığını oluşturan
Allâh’ın Esmâ bileşiminden) kendisine (şuuruna) inzâl olana
127 (boyutsal bir geçiş yapan bilgiye) iman etmiştir. Iman edenler
de!.. Hepsi iman etti (“B” harfinin işaret ettiği anlam
doğrultusunda) nefslerini oluşturan hakikatlerinin Allâh
Esmâ’sı olduğuna, meleklerine (nefslerinin aslı olan Esmâ
kuvvelerine), Kitaplarına (inzâl olan bilgilerine), Rasûllerine…
Onun Rasûlleri arasında (irsâl olmaları konusunda) hiçbir
ayırım yapmayız... “Algıladık ve itaat ettik, mağfiretini isteriz
Rabbimiz; dönüşümüz sanadır” dediler.
Bilgi:
Hazreti Âli ve Hazreti Ömer’den gelen bir rivayette şöyle
buyrulmuştur:
“Akıllı bir insanın bu âyetleri okumadan uyuması asla
mümkün olmaz.”
Müslim ve Tırmızî isimli hadis kitaplarında mevcuttur ki;
Hazreti Rasûl (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur:
“Allâhu Teâlâ sûre-i Bakara’yı iki âyetle sona erdirdi ki,
bunları Arş’ın altındaki hazinesinden ihsan buyurdu. Bunları
öğreniniz, kadınlarınıza, çocuklarınıza öğretiniz. Hem
Kurân’dır, hem namazda okunur, hem de duadır.”
128
Bu âyet okunduktan sonra “amin” kelimesinin ilave edilmesi
hakkında da bazı hadîs-î şerîfler mevcuttur.
Diğer taraftan bir başka hadîs-î şerîfte de bu âyetlerle ilgili
olarak şöyle buyurulmaktadır:
“Her kim sûre-i Bakara’nın son iki âyetini okursa, bu ona,
gecenin âfetlerinden şeytanların şerrlerinden korunmak için
yeterli olur!..”
Hiç değilse günde bir defa bu âyetleri okumak muhakkak ki,
bize çok faydalı olacaktır.
***
َﷲُ ﺃَ ﱠﻧ ُﻪ ﻻَ ﺇِﻟَـ َﻪ ﺇِﻻﱠ ﻫ َُﻭ َﻭ ْﺍﻟ َﻣﻼَ ِﺋ َﻛ ُﺔ َﻭﺃ ُ ْﻭﻟُﻭ ْﺍ ْﺍﻟﻌ ِْﻠ ِﻡ َﻗﺂ ِﺋ َﻣﺎ ً ِﺑ ْﺎﻟﻘِﺳْ ﻁِ ﻻ
ّ ََﺷ ِﻬﺩ
ﻳﺯ ْﺍﻟ َﺣﻛِﻳ ُﻡ
ُ ﺇِﻟَـ َﻪ ﺇِﻻﱠ ﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﻌ ِﺯ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
ŞehidAllahu enneHU la ilâhe illâ HUve, vel Melaiketü ve ülül
ılmi kaimen Bil kıst* la ilâhe illâ HUvel Aziyz’ül Hakiym;
Anlamı:
Allâh şehâdet eder, kendisidir “HÛ”; tanrı yoktur; sadece
“HÛ”! Esmâ’sının kuvveleri olanlar (melâike) ve Ulül İlm de
(ilim açığa çıkardığı mahaller) bu hakikatin Hak oluşuna
şehâdet eder, Adl’i kaîm kılarlar. Tanrı yoktur, sadece “HÛ”;
Azîz, Hakîm’dir. (3.Âl-i İmrân: 18)
129
***
ﻧﺯﻉُ ْﺍﻟﻣ ُْﻠ َﻙ ِﻣﻣﱠﻥ ِ ﺵ ﺍء َﻭ َﺗ َ ﻗُ ِﻝ ﺍﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ َﻣﺎﻟ َِﻙ ْﺍﻟﻣ ُْﻠﻙِ ُﺗ ْﺅﺗِﻲ ْﺍﻟﻣ ُْﻠ َﻙ َﻣﻥ َﺗ
ِﻙ ْﺍﻟ َﺧﻳْﺭُ ﺇِ ﱠﻧ َﻙ َﻋﻠَ َﻰ ُﻛ ﱢﻝَ َﺗ َﺷﺎء َﻭ ُﺗﻌ ﱡِﺯ َﻣﻥ َﺗ َﺷﺎء َﻭ ُﺗ ِﺫ ﱡﻝ َﻣﻥ َﺗ َﺷﺎء ِﺑ َﻳﺩ
ﺎﺭ ﻓِﻲ ﺍﻟﻠﱠﻳ ِْﻝ َﻭ ُﺗ ْﺧ ِﺭ ُﺝ ِ َﺷﻲْ ٍء َﻗ ِﺩﻳﺭٌ ُﺗﻭﻟِ ُﺞ ﺍﻟﻠﱠ ْﻳ َﻝ ﻓِﻲ ْﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ
َ ﺎﺭ َﻭ ُﺗﻭﻟِ ُﺞ ﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ
ﺕ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﺣﻲﱢ َﻭ َﺗﺭْ ُﺯ ُﻕ َﻣﻥ َﺗ َﺷﺎء ِﺑ َﻐﻳ ِْﺭ َ ﺕ َﻭ ُﺗ ْﺧ ِﺭ ُﺝ ﺍﻟَ َﻣﻲﱠِ ْﺍﻟ َﺣﻲﱠ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﻣ ﱢﻳ
ﺏ
ٍ ﺣ َِﺳﺎ
Okunuşu:
Kulillahumme malikel mülki tü'til mülke men teşau ve tenziul
mülke mimmen teşa'* ve tuızzü men teşau ve tüzillü men
teşa'* Bi yediKEl hayr* inneKE alâ külli şey'in Kadiyr; Tulicül
leyle fiynnehari ve tulicün nehara fiyl leyl* ve tuhricül hayye
minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy* ve terzüku
men teşau Bi ğayri hısab;
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
De ki: “Mülkün Mâlik’i olan Allâh’ım... Mülkü dilediğine
verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın. Dilediğini azîz
edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir.
Kesinlikle Sen her şeye Kâdîr’sin. Geceyi gündüze
dönüştürürsün, gündüzü geceye dönüştürürsün. Diriyi
ölüden çıkartırsın, ölüyü diriden çıkartırsın. Dilediğine
hesapsız rızık (yaşam gıdası) verirsin.” (Âl-i İmrân: 26-27)
Bilgi:
130
Bu üç âyeti kerîmenin hassalarından birkaçı için şöyle der bazı
evliyaullah: Beş vakit namazından sonra bir kimse Fâtiha,
Âyet’el Kürsî, Âl-i İmrân’ın on sekiz, yirmi altı ve yirmi yedinci
âyetlerini okursa şu beş şeyden emin olur: 1. Cenâb-ı Allâh o
kimseyi sırât-ı müstakimden ayırmaz.
2. Her türlü kaza belâ
ve musîbetlerden muhafaza olur.
3. İmansız ölmez.
4. Rızık
sıkıntısı çekmez.
5. Bulunduğu topluluklarda hatırı sayılır bir
kişiliğe sahip olur.
***
ُﺻﻭﱢ ﺭُ ﻟَ ُﻪ ْﺍﻷَﺱْ َﻣﺎء ْﺍﻟﺣُ ﺳْ َﻧﻰ ﻳ َُﺳ ﱢﺑ ُﺢ ﻟَ ُﻪ َﻣﺎ ﻓِﻲ َ ﺎﺭﺉُ ْﺍﻟﻣ ِ ْﺍﻟ َﺧﺎﻟ ُِﻕ ْﺍﻟ َﺑ
ﻳﺯ ْﺍﻟ َﺣﻛِﻳ ُﻡ
ُ ﺽ َﻭﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﻌ ِﺯ ِ ْﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭ ِ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ
Okunuşu:
Lev enzelna hazelKur'âne 'alâ cebelin leraeytehu haşi'an
mutesaddi'an min haşyetillah* ve tilkel'emsalu nadribuha
linNasi le'allehüm yetefekkerun; HuvAllahulleziy la ilahe illâ
HU* 'Alimulğaybi veşşehadeti, HuverRahmanurRahıym;
HuvAllahulleziy la ilahe illâ HU* el Melik’ül Kuddûs’üs
Selâm’ul Mu'min’ul Müheymin’ul Aziyz’ul Cebbar’ul
131 Mütekebbir* SubhanAllahi 'amma yüşrikûn; HuvAllahul
Halik’ul Bâri’ül Musavviru leHUl' Esma’ül Hüsna* yüsebbihu
leHU ma fiysSemavati vel’Ardı, Ve “HU”vel'Aziyz’ul Hakiym;
Anlamı:
Eğer şu Kurân’ı (bildirdiği gerçeği) bir dağın (benlik sahibi
bilinç-ego-eniyet) üzerine inzâl etseydik, elbette onu Allâh
(ismiyle işaret edilen’in) haşyetinden (muhteşem azamet
karşısında benliğinin hiçliğini fark ederek) huşû ederek,
çatlayıp paramparça olduğu hâlde görürdün! İşte bu
MİSALLERİ (sembolik anlatımları) insanlara tefekkür etsinler
diye veriyoruz! “HÛ” Allâh, tanrı yok, sadece “HÛ”! Gayb ve
şehâdeti daimî bilendir! “HÛ”, er-Rahman (tüm El Esmâ
özelliklerini mündemiç olan) er-Rahîm’dir (tüm El Esmâ
özelliklerini açığa çıkaran-o özelliklerle Efâl âlemini seyrinde
yaşamakta olan). “HÛ” Allâh, tanrı yok, sadece “HÛ”!
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Hazreti Rasûl bu âyetlerin faziletini şöyle anlatıyor:
“Sûre-i Haşr’ın âhirini gecede veya gündüzde okuyan
kimsenin, vâdesi tamam olup da ölecek olsa, gündüz ölürse,
gündüz okunması sebebiyle, gece ölürse, gece okunması
sebebiyle cennete dâhil olur.” (Ki bu âyetler: Hüvallahülleziy
lâ ilâhe illâhu kelâmıyla başlayan kısımdır.)
İşte bir başka hadîs-î şerîf meâli daha:
“Her kim sabahleyin üç kere ‘Eûzü billâhis semiy’ıl alîmi
^ DUA VE ZİKİR
***
133
AHMED HULÛSİ ^
21
VE MEN YETTEKILLÂHE
ِ َﻳ َﺗ َﻭ ﱠﻛ ْﻝ َﻋﻠَﻰ ﱠ
ﷲ َﻓﻬ َُﻭ َﺣﺳْ ُﺑ ُﻪ
Okunuşu:
Ve men yettekıllahe yec'al lehu mahreca; yerzukhu min haysü
la yahtesib* ve men yetevekkel 'alellahi feHUve hasbüh*
Anlamı:
Kim Allâh’tan korunursa, ona bir çıkış yeri oluşturur. Ona
ummadığı bir taraftan yaşam gıdası verir! Kim Allâh’a
tevekkül ederse, O, ona yeter! (65.Talâk: 2-3)
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Ebû Zerr’i Gıfârî (r.a.), Efendimiz Rasûlullah (aleyhisselâm)’ın
şöyle buyurduğunu nakletmiş bizlere:
“Şüphesiz bir âyet biliyorum ki, insanlar buna sarılsaydı,
onlara yeterdi.”
Ve İbn-i Abbas (r.a.) da açıklamasını naklediyor Rasûlullah
sallâllahu aleyhi vesellem’in:
“(Âyeti okuduktan sonra) hem dünyanın şüphe ve
sıkıntılarından, hem ölümün sıkıntılarından hem de kıyamet
gününün sıkıntılarının şiddetinden kurtuluştur bu âyetle
amel etmek.”
135
Bizim çok tespitlerimiz olmuştur bu âyeti kerîmenin faydaları
hakkında.
Sıkıntıda olan, işsiz kalan, tehlikeli durumlarla karşılaşan
kişiler şayet günde bin defa veya daha fazla olarak bu âyeti
kerîmeyi okurlarsa, en kısa zamanda selâmete çıkarlar.
İşsiz, borçlu, aile içi sorunları olan ve hatta kendilerine büyü
yapıldığını zanneden kişilere kesinlikle bu âyeti okuyarak
istifade etmelerini tavsiye ederiz.
***
^ AHMED HULÛSİ
22
^
YÂ-SÎN
136
ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ِﺡ ِﻳﻡ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
ِﻳﻥ }َ {3ﻋﻠَﻰ ِﻳﻡ } {2ﺇِ ﱠﻧ َﻙ ﻟَﻣ َِﻥ ْﺍﻟﻣُﺭْ َﺳﻠ َ ﻳﺱ }َ {1ﻭ ْﺍﻟﻘُﺭْ ِ ْ
ﺁﻥ ﺍﻟ َﺣﻛ ِ
ِﻳﻡ } {5ﻟِ ُﺗﻧﺫ َِﺭ َﻗ ْﻭﻣًﺎ ﻣﱠﺎ ﻳﺯ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ﻧﺯﻳ َﻝ ْﺍﻟ َﻌ ِﺯ ِ ﺻِ َﺭﺍﻁٍ ﻣﱡﺳْ َﺗﻘ ٍِﻳﻡ }َ {4ﺗ ِ
ﻭﻥ } {6ﻟَ َﻘ ْﺩ َﺣ ﱠﻕ ْﺍﻟ َﻘ ْﻭ ُﻝ َﻋﻠَﻰ ﺃَ ْﻛ َﺛ ِﺭ ِﻫ ْﻡ َﻓ ُﻬ ْﻡ َﻻ ﺃُﻧﺫ َِﺭ ﺁ َﺑﺎﺅُ ُﻫ ْﻡ َﻓ ُﻬ ْﻡ َﻏﺎ ِﻓﻠُ َ
َ
ﺎﻥ َﻓﻬُﻡ ﻭﻥ } {7ﺇِ ﱠﻧﺎ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﻓِﻲ ﺃَﻋْ َﻧﺎﻗ ِِﻬ ْﻡ ﺃَ ْﻏﻼَﻻً َﻓ ِﻬ َﻲ ﺇِﻟَﻰ ﺍﻷ ْﺫ َﻗ ِ ﻳ ُْﺅ ِﻣ ُﻧ َ
ِﻳﻬ ْﻡ َﺳ ًّﺩﺍ َﻭﻣِﻥْ َﺧ ْﻠﻔ ِِﻬ ْﻡ َﺳ ًّﺩﺍْﻥ ﺃَ ْﻳﺩ ِ ﻭﻥ }َ {8ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﻣِﻥ َﺑﻳ ِ ﱡﻣ ْﻘ َﻣﺣُ َ
ﻭﻥ }َ {9ﻭ َﺳ َﻭﺍء َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ ﺃَﺃَ َﻧﺫﺭْ َﺗ ُﻪ ْﻡ ﺃَ ْﻡ ﻟَ ْﻡ َﻓﺄ َ ْﻏ َﺷ ْﻳ َﻧﺎ ُﻫ ْﻡ َﻓ ُﻬ ْﻡ ﻻَ ُﻳﺑْﺻِ ﺭُ َ
ﺍﻟﺫ ْﻛ َﺭ َﻭ َﺧﺷِ َﻲ ﻭﻥ } {10ﺇِ ﱠﻧ َﻣﺎ ُﺗﻧﺫِﺭُ َﻣ ِﻥ ﺍ ﱠﺗ َﺑ َﻊ ﱢ ُﺗﻧﺫِﺭْ ُﻫ ْﻡ ﻻَ ﻳ ُْﺅ ِﻣ ُﻧ َ
ﺏ َﻓ َﺑ ﱢﺷﺭْ ﻩُ ِﺑ َﻣ ْﻐﻔ َِﺭ ٍﺓ َﻭﺃَﺟْ ٍﺭ َﻛ ِﺭ ٍﻳﻡ } {11ﺇِ ﱠﻧﺎ َﻧﺣْ ﻥُ ُﻧﺣْ ِﻳﻲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﻥ ِﺑ ْﺎﻟ َﻐ ْﻳ ِ
ﺻ ْﻳ َﻧﺎﻩُ ﻓِﻲ ﺇِ َﻣ ٍﺎﻡ َ ﺎﺭ ُﻫ ْﻡ َﻭ ُﻛ ﱠﻝ َﺷﻲْ ٍء ﺃﺡْ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭ َﺗﻰ َﻭ َﻧ ْﻛ ُﺗﺏُ َﻣﺎ َﻗ ﱠﺩﻣُﻭﺍ َﻭﺁ َﺛ َ
ﺎﺏ ْﺍﻟ َﻘﺭْ َﻳ ِﺔ ﺇِ ْﺫ َﺟﺎء َﻫﺎ ﻳﻥ }َ {12ﻭﺍﺿْ ِﺭﺏْ ﻟَﻬُﻡ ﱠﻣ َﺛﻼً ﺃَﺻْ َﺣ َ ﻣ ُِﺑ ٍ
ﺙْﻥ َﻓ َﻛ ﱠﺫﺑُﻭ ُﻫ َﻣﺎ َﻓ َﻌ ﱠﺯ ْﺯ َﻧﺎ ِﺑ َﺛﺎﻟِ ٍﻭﻥ } {13ﺇِ ْﺫ ﺃَﺭْ َﺳ ْﻠ َﻧﺎ ﺇِﻟَﻳ ِْﻬ ُﻡ ْﺍﺛ َﻧﻳ ِ ْﺍﻟﻣُﺭْ َﺳﻠُ َ
ﻭﻥ }َ {14ﻗﺎﻟُﻭﺍ َﻣﺎ ﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ ﺇِﻻﱠ َﺑ َﺷﺭٌ ﻣ ْﱢﺛﻠُ َﻧﺎ َﻭ َﻣﺎ َﻓ َﻘﺎﻟُﻭﺍ ﺇِ ﱠﻧﺎ ﺇِﻟَ ْﻳ ُﻛﻡ ﻣﱡﺭْ َﺳﻠُ َ
^ DUA VE ZİKİR
ُﻭﻥ }َ {15ﻗﺎﻟُﻭﺍ َﺭ ﱡﺑ َﻧﺎ َﻳﻌْ ﻠَ ُﻡ ﻧﺯ َﻝ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ﻣﻥ ﻣِﻥ َﺷﻲْ ٍء ﺇِﻥْ ﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ ﺇِﻻﱠ َﺗ ْﻛ ِﺫﺑ َ ﺃَ َ
ﻭﻥ }َ {16ﻭ َﻣﺎ َﻋﻠَ ْﻳ َﻧﺎ ﺇِﻻﱠ ْﺍﻟ َﺑﻼَ ُﻍ ْﺍﻟﻣ ُِﺑﻳﻥُ }{17 ﺇِ ﱠﻧﺎ ﺇِﻟَ ْﻳ ُﻛ ْﻡ ﻟَﻣُﺭْ َﺳﻠُ َ
َﻗﺎﻟُﻭﺍ ﺇِ ﱠﻧﺎ َﺗ َﻁﻳﱠﺭْ َﻧﺎ ِﺑ ُﻛ ْﻡ ﻟَﺋِﻥ ﻟﱠ ْﻡ َﺗﻧ َﺗﻬُﻭﺍ ﻟَ َﻧﺭْ ﺟُ َﻣ ﱠﻧ ُﻛ ْﻡ َﻭﻟَ َﻳ َﻣ ﱠﺳ ﱠﻧ ُﻛﻡ ﱢﻣ ﱠﻧﺎ َﻋ َﺫﺍﺏٌ
ﻭﻥﺃَﻟِﻳ ٌﻡ }َ {18ﻗﺎﻟُﻭﺍ َﻁﺎﺋِﺭُ ُﻛ ْﻡ َﻣ َﻌ ُﻛ ْﻡ ﺃَﺋِﻥ ُﺫ ﱢﻛﺭْ ُﺗﻡ َﺑ ْﻝ ﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ َﻗ ْﻭ ٌﻡ ﻣﱡﺳْ ِﺭﻓُ َ
ﺻﻰ ْﺍﻟ َﻣﺩِﻳ َﻧ ِﺔ َﺭﺟُ ٌﻝ َﻳﺳْ َﻌﻰ َﻗﺎ َﻝ َﻳﺎ َﻗ ْﻭ ِﻡ ﺍ ﱠﺗ ِﺑﻌُﻭﺍ }َ {19ﻭ َﺟﺎء ﻣِﻥْ ﺃَ ْﻗ َ
ﻭﻥ }{21 ِﻳﻥ } {20ﺍ ﱠﺗ ِﺑﻌُﻭﺍ َﻣﻥ ﻻﱠ َﻳﺳْ ﺄَﻟُ ُﻛ ْﻡ ﺃَﺟْ ﺭً ﺍ َﻭﻫُﻡ ﱡﻣ ْﻬ َﺗ ُﺩ َ ْﺍﻟﻣُﺭْ َﺳﻠ َ
ُﻭﻥ } {22ﺃَﺃَ ﱠﺗﺧ ُِﺫ ﻣِﻥ َﻭ َﻣﺎ ﻟِﻲ ﻻَ ﺃَﻋْ ُﺑ ُﺩ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﻓ َﻁ َﺭﻧِﻲ َﻭﺇِﻟَ ْﻳ ِﻪ ُﺗﺭْ َﺟﻌ َ
ﺎﻋ ُﺗ ُﻬ ْﻡ َﺷ ْﻳ ًﺋﺎ َﻭﻻَ ُﺩﻭ ِﻧ ِﻪ ﺁﻟِ َﻬ ًﺔ ﺇِﻥ ﻳ ُِﺭ ْﺩ ِﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﻥ ِﺑﺿُﺭﱟ ﻻﱠ ُﺗ ْﻐ ِﻥ َﻋ ﱢﻧﻲ َﺷ َﻔ َ
ﻧﺕ ِﺑ َﺭ ﱢﺑ ُﻛ ْﻡ ﻳﻥ } {24ﺇِ ﱢﻧﻲ ﺁ َﻣ ُ ﺿﻼَ ٍﻝ ﻣ ِﱡﺑ ٍ ﻭﻥ } {23ﺇِ ﱢﻧﻲ ﺇِ ًﺫﺍ ﻟﱠﻔِﻲ َ ﻳُﻧﻘ ُِﺫ ِ
ْﺕ َﻗ ْﻭﻣِﻲ َﻳﻌْ ﻠَﻣ َ ُﻭﻥ } {25ﻗِﻳ َﻝ ْﺍﺩ ُﺧ ِﻝ ْﺍﻟ َﺟ ﱠﻧ َﺔ َﻗﺎ َﻝ َﻳﺎ ﻟَﻳ َ َﻓﺎﺳْ َﻣﻌ ِ
137
ُﻭﻥ
}َ {27ﻭ َﻣﺎ }ِ {26ﺑ َﻣﺎ َﻏ َﻔ َﺭ ﻟِﻲ َﺭﺑﱢﻲ َﻭ َﺟ َﻌﻠَﻧِﻲ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟﻣ ُْﻛ َﺭﻣ َ
ِﻳﻥ
ِﻳﻥ
ُﻧﺯﻟ َﻧﺯ ْﻟ َﻧﺎ َﻋﻠَﻰ َﻗ ْﻭ ِﻣ ِﻪ ﻣِﻥ َﺑﻌْ ِﺩ ِﻩ ﻣِﻥْ ﺟُ ﻧ ٍﺩ ﻣ َﱢﻥ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎء َﻭ َﻣﺎ ُﻛ ﱠﻧﺎ ﻣ ِ ﺃَ َ
ﻭﻥ }َ {29ﻳﺎ ﺻﻳ َْﺣ ًﺔ َﻭﺍﺣِﺩَ ًﺓ َﻓﺈِ َﺫﺍ ُﻫ ْﻡ َﺧﺎ ِﻣ ُﺩ َ ﺕ ﺇِﻻﱠ َ } {28ﺇِﻥ َﻛﺎ َﻧ ْ
ْ
ُﻭﻝ ﺇِﻻﱠ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ ِﺑ ِﻪ َﻳﺳْ َﺗﻬ ِْﺯ ُﺋﻭﻥ ِﻳﻬﻡ ﻣﱢﻥ ﺭﱠ ﺳ ٍ َﺣﺳْ َﺭ ًﺓ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻟ ِﻌ َﺑﺎ ِﺩ َﻣﺎ َﻳﺄﺗ ِ
ﻭﻥ ﺃَ ﱠﻧ ُﻬ ْﻡ ﺇِﻟَﻳ ِْﻬ ْﻡ ﻻَ} {30ﺃَﻟَ ْﻡ َﻳ َﺭ ْﻭﺍ َﻛ ْﻡ ﺃَﻫْ َﻝ ْﻛ َﻧﺎ َﻗ ْﺑﻠَﻬُﻡ ﻣﱢﻥْ ْﺍﻟﻘُﺭُ ِ
ﻭﻥ }َ {32ﻭﺁ َﻳ ٌﺔ ﺿﺭُ َ ُﻭﻥ }َ {31ﻭﺇِﻥ ُﻛ ﱞﻝ ﻟﱠﻣّﺎ َﺟ ِﻣﻳﻊٌ ﻟﱠﺩَ ْﻳ َﻧﺎ ﻣُﺣْ َ َﻳﺭْ ِﺟﻌ َ
ﻟﱠ ُﻬ ُﻡ ْﺍﻷَﺭْ ﺽُ ْﺍﻟ َﻣ ْﻳ َﺗ ُﺔ ﺃَﺣْ َﻳ ْﻳ َﻧﺎ َﻫﺎ َﻭﺃَ ْﺧ َﺭﺟْ َﻧﺎ ِﻣ ْﻧ َﻬﺎ َﺣ ًّﺑﺎ َﻓ ِﻣ ْﻧ ُﻪ َﻳﺄْ ُﻛﻠُ َ
ﻭﻥ
ﺏ َﻭ َﻓﺟﱠ ﺭْ َﻧﺎ ﻓِﻳ َﻬﺎ ﻣِﻥْ ِﻳﻝ َﻭﺃَﻋْ َﻧﺎ ٍ ﺕ ﻣِﻥ ﱠﻧﺧ ٍ }َ {33ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﻓِﻳ َﻪ ﺍ َﺟ ﱠﻧﺎ ٍ
ِﻳﻬ ْﻡ ﺃَ َﻓ َﻼ َﻳ ْﺷ ُﻛﺭُ َ ْ
ﻭﻥ ُﻭﻥ } {34ﻟِ َﻳﺄ ُﻛﻠُﻭﺍ ﻣِﻥ َﺛ َﻣ ِﺭ ِﻩ َﻭ َﻣﺎ َﻋ ِﻣﻠَ ْﺗ ُﻪ ﺃَ ْﻳﺩ ِ ْﺍﻟ ُﻌﻳ ِ
ﺕ ْﺍﻷَﺭْ ﺽُ َﻭﻣِﻥْ ﺍﺝ ُﻛﻠﱠ َﻬﺎ ِﻣﻣﱠﺎ ُﺗ ِﻧﺑ ُ ﺎﻥ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺧﻠَ َﻕ ْﺍﻷَ ْﺯ َﻭ َ }ُ {35ﺳﺑ َْﺣ َ
ﺎﺭ ُﻭﻥ }َ {36ﻭﺁ َﻳ ٌﺔ ﻟﱠ ُﻬ ْﻡ ﺍﻟﻠﱠ ْﻳ ُﻝ َﻧﺳْ ﻠَ ُﺦ ِﻣ ْﻧ ُﻪ ﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ َ ﺃَﻧﻔُﺳِ ِﻬ ْﻡ َﻭ ِﻣﻣﱠﺎ َﻻ َﻳﻌْ ﻠَﻣ َ
ُﻭﻥ }َ {37ﻭﺍﻟ ﱠﺷﻣْ ﺱُ َﺗﺟْ ِﺭﻱ ﻟِﻣُﺳْ َﺗ َﻘﺭﱟ ﻟﱠ َﻬﺎ َﺫﻟ َِﻙ َﺗ ْﻘﺩِﻳﺭُ ﱡﻅﻠِﻣ َ َﻓﺈِ َﺫﺍ ﻫُﻡ ﻣ ْ
ﺎﺯ َﻝ َﺣ ﱠﺗﻰ َﻋﺎﺩَ َﻛ ْﺎﻟﻌُﺭْ ﺟُ ِ
ﻭﻥ ﻳﺯ ْﺍﻟ َﻌﻠ ِِﻳﻡ }َ {38ﻭ ْﺍﻟ َﻘ َﻣ َﺭ َﻗﺩﱠﺭْ َﻧﺎﻩُ َﻣ َﻧ ِ ْﺍﻟ َﻌ ِﺯ ِ
^ AHMED HULÛSİ
ِﻳﻡ }َ {39ﻻ ﺍﻟ ﱠﺷﻣْ ﺱُ َﻳﻧ َﺑﻐِﻲ ﻟَ َﻬﺎ ﺃَﻥ ُﺗ ْﺩ ِﺭ َﻙ ْﺍﻟ َﻘ َﻣ َﺭ َﻭ َﻻ ﺍﻟﻠﱠ ْﻳ ُﻝ ﺍ َْﻗﻝﺩ ِ
ﻭﻥ }َ {40ﻭﺁ َﻳ ٌﺔ ﻟﱠ ُﻬ ْﻡ ﺃَ ﱠﻧﺎ َﺣ َﻣ ْﻠ َﻧﺎ ﺎﺭ َﻭ ُﻛ ﱞﻝ ﻓِﻲ َﻓﻠَﻙٍ َﻳﺳْ َﺑﺣُ َ َﺳ ِﺎﺑ ُﻕ ﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ ِ
ﻭﻥ }َ {41ﻭ َﺧﻠَ ْﻘ َﻧﺎ ﻟَﻬُﻡ ﻣﱢﻥ ﻣ ْﱢﺛﻠِ ِﻪ َﻣﺎ ُﺫﺭﱢ ﱠﻳ َﺗ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻲ ْﺍﻟﻔُ ْﻠﻙِ ْﺍﻟ َﻣ ْﺷﺣُ ِ
ﻳﺦ ﻟَ ُﻬ ْﻡ َﻭ َﻻ ُﻫ ْﻡ ﻳُﻧ َﻘ ُﺫ َ
ﻭﻥ ﺻ ِﺭ َ ُﻭﻥ }َ {42ﻭﺇِﻥ ﱠﻧ َﺷﺄْ ُﻧ ْﻐ ِﺭ ْﻗ ُﻬ ْﻡ َﻓ َﻼ َ َﻳﺭْ َﻛﺑ َ
ِﻳﻥ }َ {44ﻭﺇِ َﺫﺍ ﻗِﻳ َﻝ ﻟَ ُﻬ ُﻡ ﺍ ﱠﺗﻘُﻭﺍ } {43ﺇِ ﱠﻻ َﺭﺣْ َﻣ ًﺔ ﱢﻣ ﱠﻧﺎ َﻭ َﻣ َﺗﺎﻋً ﺎ ﺇِﻟَﻰ ﺣ ٍ
ْ َﻣﺎ َﺑﻳ َْﻥ ﺃَ ْﻳﺩِﻳ ُﻛ ْﻡ َﻭ َﻣﺎ َﺧ ْﻠ َﻔ ُﻛ ْﻡ ﻟَ َﻌﻠﱠ ُﻛ ْﻡ ُﺗﺭْ َﺣﻣ َ
ِﻳﻬﻡ ﻣﱢﻥْ ُﻭﻥ }َ {45ﻭ َﻣﺎ َﺗﺄﺗ ِ
ﻳﻥ }َ {46ﻭﺇِ َﺫﺍ ﻗِﻳ َﻝ ﻟَ ُﻬ ْﻡ ﺕ َﺭﺑ ِﱢﻬ ْﻡ ﺇِ ﱠﻻ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻋ ْﻧ َﻬﺎ ﻣُﻌْ ِﺭﺿِ َ ﺁ َﻳ ٍﺔ ﻣﱢﻥْ ﺁ َﻳﺎ ِ
ِﻳﻥ ﺁ َﻣ ُﻧﻭﺍ ﺃَ ُﻧ ْﻁ ِﻌ ُﻡ َﻣﻥ ﻟﱠ ْﻭ ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ ﻟِﻠﱠﺫ َﷲُ َﻗﺎ َﻝ ﺍﻟﱠﺫ َ ﺃَﻧ ِﻔﻘُﻭﺍ ِﻣﻣﱠﺎ َﺭ َﺯ َﻗ ُﻛ ْﻡ ﱠ
ﻭﻥ َﻣ َﺗﻰ ﻳﻥ }َ {47ﻭ َﻳﻘُﻭﻟُ َ ﺿ َﻼ ٍﻝ ﻣ ِﱡﺑ ٍ ﷲُ ﺃَ ْﻁ َﻌ َﻣ ُﻪ ﺇِﻥْ ﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ ﺇِ ﱠﻻ ﻓِﻲ َ َﻳ َﺷﺎء ﱠ
138
ﺻﻳ َْﺣ ًﺔ َﻭﺍﺣِﺩَ ًﺓ ﻭﻥ ﺇِ ﱠﻻ َ ﻧﻅﺭُ َ ِﻳﻥ }َ {48ﻣﺎ َﻳ ُ ﺻﺎ ِﺩﻗ َ َﻫ َﺫﺍ ْﺍﻟ َﻭﻋْ ُﺩ ﺇِﻥ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ َ
ُﻭﻥ َﺗ ْﻭﺻِ َﻳ ًﺔ َﻭ َﻻ ﺇِﻟَﻰ ُﻭﻥ }َ {49ﻓ َﻼ َﻳﺳْ َﺗﻁِ ﻳﻌ َ ﺻﻣ َ َﺗﺄْ ُﺧ ُﺫ ُﻫ ْﻡ َﻭ ُﻫ ْﻡ َﻳ ِﺧ ﱢ
ﺙ ﺇِﻟَﻰ ﱡﻭﺭ َﻓﺈِ َﺫﺍ ﻫُﻡ ﻣ َﱢﻥ ْﺍﻷَﺟْ ﺩَ ﺍ ِ ُﻭﻥ }َ {50ﻭ ُﻧﻔ َِﺦ ﻓِﻲ ﺍﻟﺻ ِ ﺃَﻫْ ﻠ ِِﻬ ْﻡ َﻳﺭْ ِﺟﻌ َ
ﻭﻥ }َ {51ﻗﺎﻟُﻭﺍ َﻳﺎ َﻭ ْﻳﻠَ َﻧﺎ َﻣﻥ َﺑ َﻌ َﺛ َﻧﺎ ﻣِﻥ ﻣﱠﺭْ َﻗ ِﺩ َﻧﺎ َﻫ َﺫﺍ َﻣﺎ َﺭﺑ ِﱢﻬ ْﻡ ﻳَﻧﺳِ ﻠُ َ
ﺻﻳ َْﺣ ًﺔ ﺕ ﺇِ ﱠﻻ َ ﻭﻥ } {52ﺇِﻥ َﻛﺎ َﻧ ْ ﺻﺩَ َﻕ ْﺍﻟﻣُﺭْ َﺳﻠُ َ َﻭ َﻋﺩَ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﻥُ َﻭ َ
ﻑ َﻳ ْﻭ َﻡ َﻻ ُﺗ ْﻅﻠَ ُﻡ َﻧ ْﻔﺱٌ ﻭﻥ }ْ َ {53ﺍﻟ ﺿﺭُ َ َﻭﺍﺣِﺩَ ًﺓ َﻓﺈِ َﺫﺍ ُﻫ ْﻡ َﺟ ِﻣﻳﻊٌ ﻟﱠﺩَ ْﻳ َﻧﺎ ﻣُﺣْ َ
ﺎﺏ ْﺍﻟ َﺟ ﱠﻧ ِﺔ ﻭﻥ } {54ﺇِﻥﱠ ﺃَﺻْ َﺣ َ َﺷ ْﻳ ًﺋﺎ َﻭ َﻻ ُﺗﺟْ َﺯ ْﻭ َﻥ ﺇِ ﱠﻻ َﻣﺎ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ َﺗﻌْ َﻣﻠُ َ
ُﻭﻥ }ُ {55ﻫ ْﻡ َﻭﺃَ ْﺯ َﻭﺍﺟُ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻲ ﻅِ َﻼ ٍﻝ َﻋﻠَﻰ ﺷ ُﻐ ٍﻝ َﻓﺎ ِﻛﻬ َ ْﺍﻟ َﻳ ْﻭ َﻡ ﻓِﻲ ُ
ُﻭﻥ }{57 ﻭﻥ } {56ﻟَ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﻓﺎ ِﻛ َﻬ ٌﺔ َﻭﻟَ ُﻪ ﻡ ﻣﱠﺎ َﻳ ﱠﺩﻋ َ ْﺍﻷَ َﺭﺍﺋِﻙِ ُﻣ ﱠﺗﻛِﺅُ َ
ُﻭﻥ ﺎﺯﻭﺍ ْﺍﻟ َﻳ ْﻭ َﻡ ﺃَ ﱡﻳ َﻬﺎ ْﺍﻟﻣُﺟْ ِﺭﻣ َ ِﻳﻡ }َ {58ﻭﺍﻣْ َﺗ ُ َﺳ َﻼ ٌﻡ َﻗ ْﻭﻻ ﻣِﻥ ﺭﱠ ﺏﱟ ﺭﱠ ﺣ ٍ
ً
ﺎﻥ ﺇِ ﱠﻧ ُﻪ ﻟَ ُﻛ ْﻡ
ْﻁ َ} {59ﺃَﻟَ ْﻡ ﺃَﻋْ َﻬ ْﺩ ﺇِﻟَ ْﻳ ُﻛ ْﻡ َﻳﺎ َﺑﻧِﻲ ﺁﺩَ َﻡ ﺃَﻥ ﱠﻻ َﺗﻌْ ُﺑ ُﺩﻭﺍ ﺍﻟ ﱠﺷﻳ َ
ﺍﻁ ﻣﱡﺳْ َﺗﻘِﻳ ٌﻡ }َ {61ﻭﻟَ َﻘ ْﺩ ﺹ َﺭ ٌ َﻋ ُﺩ ﱞﻭ ﻣ ِﱡﺑﻳﻥٌ }َ {60ﻭﺃَﻥْ ﺍﻋْ ُﺑ ُﺩﻭﻧِﻲ َﻫ َﺫﺍ ِ
ﻭﻥ }َ {62ﻫ ِﺫ ِﻩ َﺟ َﻬ ﱠﻧ ُﻡ ﺍﻟﱠﺗِﻲ ﺿ ﱠﻝ ﻣِﻧ ُﻛ ْﻡ ِﺟ ِﺑ ًّﻼ َﻛﺛِﻳﺭﺍً ﺃَ َﻓﻠَ ْﻡ َﺗ ُﻛﻭ ُﻧﻭﺍ َﺗﻌْ ِﻘﻠُ َ ﺃَ َ
^ DUA VE ZİKİR
ﻭﻥ }{64 ﻭﻥ } {63ﺍﺻْ ﻠَ ْﻭ َﻫﺎ ْﺍﻟ َﻳ ْﻭ َﻡ ِﺑ َﻣﺎ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ َﺗ ْﻛﻔُﺭُ َ ﻭﻋ ُﺩ َُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ ُﺗ َ
ِﻳﻬ ْﻡ َﻭ َﺗ ْﺷ َﻬ ُﺩ ﺃَﺭْ ﺟُ ﻠُ ُﻬ ْﻡ ِﺑ َﻣﺎ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ ْﺍﻟ َﻳ ْﻭ َﻡ َﻧ ْﺧ ِﺗ ُﻡ َﻋﻠَﻰ ﺃَ ْﻓ َﻭﺍﻫ ِِﻬ ْﻡ َﻭ ُﺗ َﻛﻠﱢﻣ َُﻥﺍ ﺃَ ْﻳﺩ ِ
ﺍﻁُﻭﻥ }َ {65ﻭﻟَ ْﻭ َﻧ َﺷﺎء ﻟَ َﻁ َﻣﺳْ َﻧﺎ َﻋﻠَﻰ ﺃَﻋْ ُﻳﻧ ِِﻬ ْﻡ َﻓﺎﺳْ َﺗ َﺑﻘُﻭﺍ ﺍﻟﺻ َﱢﺭ َ َﻳ ْﻛﺳِ ﺑ َ
ﻭﻥ }َ {66ﻭﻟَ ْﻭ َﻧ َﺷﺎء ﻟَ َﻣ َﺳ ْﺧ َﻧﺎ ُﻫ ْﻡ َﻋﻠَﻰ َﻣ َﻛﺎ َﻧﺗ ِِﻬ ْﻡ َﻓ َﻣﺎ َﻓﺄ َ ﱠﻧﻰ ُﻳﺑْﺻِ ﺭُ َ
ﻭﻥ }َ {67ﻭ َﻣﻥْ ُﻧ َﻌﻣﱢﺭْ ﻩُ ُﻧ َﻧ ﱢﻛﺳْ ُﻪ ﻓِﻲ ﺍﺳْ َﺗ َﻁﺎﻋُﻭﺍ ﻣُﺿِ ًّﻳﺎ َﻭ َﻻ َﻳﺭْ ِﺟﻊُ َ
ﻭﻥ }َ {68ﻭ َﻣﺎ َﻋﻠﱠﻣْ َﻧﺎﻩُ ﺍﻟ ﱢﺷﻌْ َﺭ َﻭ َﻣﺎ َﻳﻧ َﺑﻐِﻲ ﻟَ ُﻪ ﺇِﻥْ ﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﺧ ْﻠ ِﻕ ﺃَ َﻓ َﻼ َﻳﻌْ ِﻘﻠُ َ
ﺎﻥ َﺣ ًّﻳﺎ َﻭ َﻳﺣ ﱠِﻕ ْﺍﻟ َﻘ ْﻭ ُﻝ َﻋﻠَﻰ ﺇِ ﱠﻻ ﺫ ِْﻛﺭٌ َﻭﻗُﺭْ ﺁﻥٌ ﻣ ِﱡﺑﻳﻥٌ } {69ﻟِﻳُﻧﺫ َِﺭ َﻣﻥ َﻛ َ
ﺕ ﺃَ ْﻳﺩِﻳ َﻧﺎ ﺃَ ْﻧ َﻌﺎﻣًﺎ ﻳﻥ } {70ﺃَ َﻭﻟَ ْﻡ َﻳ َﺭ ْﻭﺍ ﺃَ ﱠﻧﺎ َﺧﻠَ ْﻘ َﻧﺎ ﻟَ ُﻬ ْﻡ ِﻣﻣﱠﺎ َﻋ ِﻣﻠَ ْ ْﺍﻟ َﻛﺎﻓ ِِﺭ َ
ﻭﻥ ﻭﻥ }َ {71ﻭ َﺫﻟﱠ ْﻠ َﻧﺎ َﻫﺎ ﻟَ ُﻬ ْﻡ َﻓ ِﻣ ْﻧ َﻬﺎ َﺭ ُﻛﻭ ُﺑ ُﻬ ْﻡ َﻭ ِﻣ ْﻧ َﻬﺎ َﻳﺄْ ُﻛﻠُ َ َﻓ ُﻬ ْﻡ ﻟَ َﻬﺎ َﻣﺎﻟِ ُﻛ َ
ﻭﻥ }َ {73ﻭﺍ ﱠﺗ َﺧ ُﺫﻭﺍ ﺎﺭﺏُ ﺃَ َﻓ َﻼ َﻳ ْﺷ ُﻛﺭُ َ }َ {72ﻭﻟَ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﻣ َﻧﺎﻓِﻊُ َﻭ َﻣ َﺷ ِ
139
ُﻭﻥ َﻧﺻْ َﺭ ُﻫ ْﻡ ﻭﻥ }َ {74ﻻ َﻳﺳْ َﺗﻁِ ﻳﻌ َ ُﻧﺻﺭُ َ ﷲ ﺁﻟِ َﻬ ًﺔ ﻟَ َﻌﻠﱠ ُﻬ ْﻡ ﻳ َ ﻣِﻥ ُﺩﻭ ِﻥ ﱠ ِ
ﻧﻙ َﻗ ْﻭﻟُ ُﻬ ْﻡ ﺇِ ﱠﻧﺎ َﻧﻌْ ﻠَ ُﻡ َﻣﺎ
ﻭﻥ }َ {75ﻓ َﻼ َﻳﺣْ ُﺯ َ ﺿﺭُ َ َﻭ ُﻫ ْﻡ ﻟَ ُﻬ ْﻡ ﺟُ ﻧ ٌﺩ ﻣﱡﺣْ َ
ﻧﺳﺎﻥُ ﺃَ ﱠﻧﺎ َﺧﻠَ ْﻘ َﻧﺎﻩُ ﻣِﻥ ﱡﻧ ْﻁ َﻔ ٍﺔ ﺍﻹ َ َ
ﻭﻥ } {76ﺃ َﻭﻟَ ْﻡ َﻳ َﺭ ْ ِ ﻭﻥ َﻭ َﻣﺎ ﻳُﻌْ ِﻠ ُﻧ َ ﻳُﺳِ ﺭﱡ َ
ﺏ ﻟَ َﻧﺎ َﻣ َﺛ ًﻼ َﻭ َﻧﺳِ َﻲ َﺧ ْﻠ َﻘ ُﻪ َﻗﺎ َﻝ ﺿ َﺭ َ ﻑﺫﺍ ﻫ َُﻭ َﺧﺻِ ﻳ ٌﻡ ﻣ ِﱡﺑﻳﻥٌ }َ {77ﻭ َ ﺇِ َ َ
ِﻲ َﺭﻣِﻳ ٌﻡ } {78ﻗُ ْﻝ ﻳُﺣْ ِﻳﻳ َﻬﺎ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﺃَﻧ َﺷﺄ َ َﻫﺎ ﺃَ ﱠﻭ َﻝ ِﻅﺎ َﻡ َﻭﻫ َ َﻣﻥْ ﻳُﺣْ ِﻳﻲ ْﺍﻟﻌ َ
َﻣﺭﱠ ٍﺓ َﻭﻫ َُﻭ ِﺑ ُﻛ ﱢﻝ َﺧ ْﻠ ٍﻕ َﻋﻠِﻳ ٌﻡ } {79ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺟ َﻌ َﻝ ﻟَ ُﻛﻡ ﻣ َﱢﻥ ﺍﻟ ﱠﺷ َﺟ ِﺭ
ْﺱ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺧﻠَ َﻕ ﻭﻥ } {80ﺃَ َﻭﻟَﻳ َ ﺽ ِﺭ َﻧﺎﺭً ﺍ َﻓﺈِ َﺫﺍ ﺃَﻧ ُﺗﻡ ﱢﻣ ْﻧ ُﻪ ُﺗﻭ ِﻗ ُﺩ َ ْﺍﻷَ ْﺧ َ
ﺽ ِﺑ َﻘﺎﺩ ٍِﺭ َﻋﻠَﻰ ﺃَﻥْ َﻳ ْﺧﻠُ َﻕ ﻣ ِْﺛﻠَﻬُﻡ َﺑﻠَﻰ َﻭﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﺧ ﱠﻼ ُﻕ ﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭْ َ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ ِ
ْﺍﻟ َﻌﻠِﻳ ُﻡ } {81ﺇِ ﱠﻧ َﻣﺎ ﺃَﻣْ ﺭُ ﻩُ ﺇِ َﺫﺍ ﺃَ َﺭﺍﺩَ َﺷ ْﻳ ًﺋﺎ ﺃَﻥْ َﻳﻘُﻭ َﻝ ﻟَ ُﻪ ُﻛﻥْ َﻓ َﻳ ُﻛﻭﻥُ
ﻭﺕ ُﻛ ﱢﻝ َﺷﻲْ ٍء َﻭﺇِﻟَ ْﻳ ِﻪ ُﺗﺭْ َﺟﻌ َ
ُﻭﻥ ﺎﻥ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ِﺑ َﻳ ِﺩ ِﻩ َﻣﻠَ ُﻛ ُ }َ {82ﻓ ُﺳﺑ َْﺣ َ
}{83
Okunuşu:
AHMED HULÛSİ ^
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
143
AHMED HULÛSİ ^
144
Anlamı:
1-) Yâ Siiin (Ey Muhammed)!
2-) Ve Kur’ân-ı Hakîm (ve bildirdiği Hikmet dolu Kur’ân)!
3-) Kesinlikle sen Rasûllerdensin.
4-) Sırat-ı müstakim üzeresin.
5-) Azîz ve Rahîm’in sende tafsilâtlı olarak açığa çıkardığı ilim
ile!
6-) Ataları uyarılmamış, bu yüzden (hakikatlerinden,
Sünnetullah’tan) kozalı olarak yaşayan bir toplumu uyarman
için.
7-) Andolsun ki onların çoğunluğuna o söz (Cehennem,
insanların ve cinlerin çoğuyla dolacaktır; sözü) Hak olmuştur!
Bu sebeple onlar iman etmezler!
8-) Muhakkak ki biz onların boyunlarında, çenelerine kadar
dayanmış boyunduruklar (şartlanma ve değer yargıları)
^ DUA VE ZİKİR
145 12-) Kesinlikle biz, evet yalnız biz ölüleri diriltiriz! Onların
yaptıklarını ve meydana getirdikleri eserleri yazarız! Biz her
şeyi İmam-ı Mubîn’de (beyinlerinde ve ruhlarında) ihsa ettik
(tüm özellikleriyle kaydettik)!
13-) Onlara o şehir halkını örnek ver... Hani oraya Rasûller
gelmişti.
14-) Hani onlara iki (Rasûl) irsâl ettik de o ikisini de
yalanladılar... Bunun üzerine bir üçüncüsü ile güçlendirdik
de: “Doğrusu biz size irsâl olunanlarız” dediler.
15-) Dediler ki: “Siz bizim gibi bir beşerden başka bir şey
değilsiniz... Rahman da hiçbir şey inzâl etmedi... Siz ancak
yalan söylüyorsunuz.”
16-) (Rasûller) dediler ki: “Rabbimiz biliyor ki, gerçekten biz
size irsâl olunanlarız.”
17-) “Bize ait olan sadece apaçık tebliğdir.”
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Yâsîn Sûresi’ni okumanın faydaları hakkında birçok Rasûlullah
buyruğu mevcuttur ki, size bunlardan sadece birkaçını
nakletmek istiyorum:
“Gece yatmadan evvel Yâsîn okumayı âdet edinen kişi, gece
öldüğü takdirde ŞEHÎD olarak ölür.”
AHMED HULÛSİ ^
***
^ DUA VE ZİKİR
23
^
FETİH SÛRESİ
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
153
ﷲُ َﻣﺎ َﺗ َﻘ ﱠﺩ َﻡ ﻣِﻥ َﺫ ِﻧﺑ َﻙ َﻭ َﻣﺎ ﺇِ ﱠﻧﺎ َﻓ َﺗﺣْ َﻧﺎ ﻟَ َﻙ َﻓ ْﺗﺣً ﺎ ﻣ ِﱡﺑﻳ ًﻧﺎ } {1ﻟِ َﻳ ْﻐﻔ َِﺭ ﻟَ َﻙ ﱠ
ﺍﻁﺎ ﻣﱡﺳْ َﺗﻘِﻳﻣًﺎ }َ {2ﻭ َﻳﻧﺻ َُﺭ َﻙ ْﻙ َﻭ َﻳ ْﻬ ِﺩ َﻳ َﻙ ﺻِ َﺭ ً َﺗﺄ َ ﱠﺧ َﺭ َﻭ ُﻳ ِﺗ ﱠﻡ ﻧِﻌْ َﻣ َﺗ ُﻪ َﻋﻠَﻳ َ
ﺏ ْﺍﻟﻣ ُْﺅ ِﻣﻧ َ
ِﻳﻥ ﻧﺯ َﻝ ﺍﻟ ﱠﺳﻛِﻳ َﻧ َﺔ ﻓِﻲ ﻗُﻠُﻭ ِ ﻳﺯﺍ } {3ﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﺃَ َ ﷲُ َﻧﺻْ ﺭً ﺍ َﻋ ِﺯ ً ﱠ
ﺽ َﻭ َﻛ َ
ﺎﻥ ﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭْ ِ ﻟ ﺟُ ُﻧﻭ ُﺩ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ ِ ﻳَﺯْﺩَﺍﺩُﻭﺍ ﺇِﻳﻣَﺎﻧًﺎ ﻣﱠﻊَ ﺇِﻳﻣَﺎﻧِﻬِﻡْ ﻭَہﻠ ِ ﱠ ِ
ﺕ َﺗﺟْ ِﺭﻱ ﺕ َﺟ ﱠﻧﺎ ٍ ِﻳﻥ َﻭﺍ ْﻝﻣ ُْﺅ ِﻣ َﻧﺎ ِ ﷲُ َﻋﻠِﻳﻣًﺎ َﺣﻛِﻳﻣًﺎ } {4ﻟِﻳ ُْﺩ ِﺧ َﻝ ْﺍﻟﻣ ُْﺅ ِﻣﻧ َ ﱠ
ﺎﻥ َﺫﻟ َِﻙِﻳﻥ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﻭ ُﻳ َﻛ ﱢﻔ َﺭ َﻋ ْﻧ ُﻬ ْﻡ َﺳ ﱢﻳ َﺋﺎﺗ ِِﻬ ْﻡ َﻭ َﻛ َ ﻣِﻥ َﺗﺣْ ِﺗ َﻬﺎ ْﺍﻷَ ْﻧ َﻬﺎﺭُ َﺧﺎﻟِﺩ َ
ِﻳﻥ َﻭ ْﺍﻟ ُﻣ َﻧﺎ ِﻓ َﻘﺎ ِ
ﺕ ﺏ ْﺍﻟ ُﻣ َﻧﺎ ِﻓﻘ َ }َ {5ﻭﻳ َُﻌ ﱢﺫ َ ﷲ َﻓ ْﻭ ًﺯﺍ َﻋﻅِ ﻳﻣًﺎ ﻋِ ﻧﺩَ ﱠ ِ
ﷲ َﻅﻥﱠ ﺍﻟﺳ ْﱠﻭ ِء َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ ﺩَ ﺍﺋ َِﺭﺓُ ﺏ ﱠِ ﻳﻥ ِ ﺍﻟﻅﺎ ﱢﻧ َﺕ ﱠ ِﻳﻥ َﻭ ْﺍﻟ ُﻣ ْﺷ ِﺭ َﻛﺎ َِﻭ ْﺍﻟ ُﻣ ْﺷ ِﺭﻛ َ
ﺎءﺕ ﻣَﺻِ ﻳﺭً ﺍ ﷲُ َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ َﻭﻟَ َﻌ َﻧ ُﻬ ْﻡ َﻭﺃَ َﻋ ﱠﺩ ﻟَ ُﻬ ْﻡ َﺟ َﻬ ﱠﻧ َﻡ َﻭ َﺳ ْ ﺏ ﱠ ﺍﻟﺳ ْﱠﻭ ِء َﻭ َﻏﺿِ َ
ﻳﺯﺍ َﺣﻛِﻳﻣًﺎ }{7 ﷲُ َﻋ ِﺯ ً ﺎﻥ ﱠ ﺽ َﻭ َﻛ َ ﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭْ ِ ﻟ ﺟُ ُﻧﻭ ُﺩ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ ِ } {6ہﻠ ِ ﱠ ِ
ﱠِ
ﺗُﺅْﻣِﻧُﻭﺍ ﺑِﺎہﻠﻟ َﻭ َﺭﺳُﻭﻟِ ِﻪ ﺎﻙ َﺷﺎﻫ ًِﺩﺍ َﻭ ُﻣ َﺑ ﱢﺷﺭً ﺍ َﻭ َﻧ ِﺫﻳﺭً ﺍ }{8 ﺇِ ﱠﻧﺎ ﺃَﺭْ َﺳ ْﻠ َﻧ َ
} {9ﺇِﻥﱠ ﺍﻟﱠﺫ َ
ِﻳﻥ َﻭ ُﺗ َﻌ ﱢﺯﺭُ ﻭﻩُ َﻭ ُﺗ َﻭ ﱢﻗﺭُ ﻭﻩُ َﻭ ُﺗ َﺳﺑﱢﺣُ ﻭﻩُ ﺑ ُْﻛ َﺭ ًﺓ َﻭﺃَﺻِ ً
ﻳﻼ
^ AHMED HULÛSİ
ﺙ ﻙُ ﺙ َﻓﺈِ ﱠﻧ َﻣﺎ َﻳﻧ ُ ِﻳﻬ ْﻡ َﻓ َﻣﻥ ﱠﻧ َﻛ َ ﷲ َﻓ ْﻭ َﻕ ﺃَ ْﻳﺩ ِ ﷲ َﻳ ُﺩ ﱠ ِ ُﻭﻥ ﱠ َُﻳ َﺑ ِﺎﻳﻌُﻭ َﻧ َﻙ ﺇِ ﱠﻧ َﻣﺎ ُﻳ َﺑ ِﺎﻳﻌ َ
ﷲ َﻓ َﺳﻳ ُْﺅﺗِﻳ ِﻪ ﺃَﺟْ ﺭً ﺍ َﻋﻅِ ﻳﻣًﺎ َﻋﻠَﻰ َﻧ ْﻔﺳِ ِﻪ َﻭ َﻣﻥْ ﺃَ ْﻭ َﻓﻰ ِﺑ َﻣﺎ َﻋﺎ َﻫﺩَ َﻋﻠَ ْﻳ ُﻪ ﱠ َ
ﺏ َﺷ َﻐﻠَ ْﺗ َﻧﺎ ﺃَﻣْ َﻭﺍﻟُ َﻧﺎ َﻭﺃَﻫْ ﻠُﻭ َﻧﺎ ﻭﻥ ﻣ َِﻥ ْﺍﻷَﻋْ َﺭﺍ ِ }َ {10ﺳ َﻳﻘُﻭ ُﻝ ﻟَ َﻙ ْﺍﻟﻣ َُﺧﻠﱠﻔُ َ
ﻙ ﻟَ ُﻛﻡ ﺏ ْﻡ ﻗُ ْﻝ َﻓ َﻣﻥ َﻳﻣْ ﻠِ ُ ْﺱ ﻓِﻲ ﻗُﻠُﻭ ِﻫ ﻭﻥ ِﺑﺄ َ ْﻟﺳِ َﻧﺗ ِِﻬﻡ ﻣﱠﺎ ﻟَﻳ َ َﻓﺎﺳْ َﺗ ْﻐﻔِﺭْ ﻟَ َﻧﺎ َﻳﻘُﻭﻟُ َ
ﷲُ ِﺑ َﻣﺎ ﺎﻥ ﱠ ﺿ ًّﺭﺍ ﺃَ ْﻭ ﺃَ َﺭﺍﺩَ ِﺑ ُﻛ ْﻡ َﻧ ْﻔﻌً ﺎ َﺑ ْﻝ َﻛ َ ﷲ َﺷ ْﻳ ًﺋﺎ ﺇِﻥْ ﺃَ َﺭﺍﺩَ ِﺑ ُﻛ ْﻡ َ ﻣ َﱢﻥ ﱠ ِ
ﻭﻥ ِﺏ ﺍﻟﺭﱠ ﺳُﻭ ُﻝ َﻭ ْﺍﻟﻣ ُْﺅ ِﻣ ُﻧ َ ﻭﻥ َﺧ ِﺑﻳﺭً ﺍ }َ {11ﺑ ْﻝ َﻅ َﻧﻧ ُﺗ ْﻡ ﺃَﻥ ﻟﱠﻥ َﻳﻧ َﻘﻠ َ َﺗﻌْ َﻣﻠُ َ
ﻭﺑ ُﻛ ْﻡ َﻭ َﻅ َﻧﻧ ُﺗ ْﻡ َﻅﻥﱠ ﺍﻟﺳ ْﱠﻭ ِء َﻭ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ ِﻳﻬ ْﻡ ﺃَ َﺑ ًﺩﺍ َﻭ ُﺯﻳ َﱢﻥ َﺫﻟ َِﻙ ﻓِﻲ ﻗُﻠُ ِ ﺇِﻟَﻰ ﺃَﻫْ ﻠ ِ
ﻥ ﻟﱠﻡْ ﻳُﺅْﻣِﻥ ﺑِﺎہﻠﻟ َﻭ َﺭﺳُﻭﻟِ ِﻪ َﻓﺈِ ﱠﻧﺎ ﺃَﻋْ َﺗ ْﺩ َﻧﺎ
ﱠِ َﻗ ْﻭﻣًﺎ ﺑُﻭﺭً ﺍ }َ {12ﻣ
ﺽ َﻳ ْﻐﻔِﺭُ ﻟِ َﻣﻥ ﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭْ ِ ﻙ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ ِ ﻟ ﻣ ُْﻠ ُ ﻳﻥ َﺳ ِﻌﻳﺭً ﺍ } {13ہﻠ ِ ﱠ ِ ﻟ ِْﻠ َﻛﺎﻓ ِِﺭ َ
ﺎﻥ ﱠ َﻳ َﺷﺎء َﻭﻳ َُﻌ ﱢﺫﺏُ َﻣﻥ َﻳ َﺷﺎء َﻭ َﻛ َ
154
ﷲُ َﻏﻔُﻭﺭً ﺍ ﺭﱠ ﺣِﻳﻣًﺎ }َ {14ﺳ َﻳﻘُﻭ ُﻝ
ﻭﻥﺍﻧﻁﻠَ ْﻘ ُﺗ ْﻡ ﺇِﻟَﻰ َﻣ َﻐﺎ ِﻧ َﻡ ﻟِ َﺗﺄْ ُﺧ ُﺫﻭ َﻫﺎ َﺫﺭُ ﻭ َﻧﺎ َﻧ ﱠﺗ ِﺑﻌْ ُﻛ ْﻡ ﻳ ُِﺭﻳ ُﺩ َ ﻭﻥ ﺇِ َﺫﺍ َ ْﺍﻟﻣ َُﺧﻠﱠﻔُ َ
ﻭﻥ ﷲُ ﻣِﻥ َﻗ ْﺑ ُﻝ َﻓ َﺳ َﻳ ُﻕﻭﻟُ َ ﷲ ﻗُﻝ ﻟﱠﻥ َﺗ ﱠﺗ ِﺑﻌُﻭ َﻧﺎ َﻛ َﺫﻟِ ُﻛ ْﻡ َﻗﺎ َﻝ ﱠ ﺃَﻥ ُﻳ َﺑ ﱢﺩﻟُﻭﺍ َﻛ َﻼ َﻡ ﱠ ِ
ِﻳﻥِﻳﻼ } {15ﻗُﻝ ﻟﱢ ْﻠﻣ َُﺧﻠﱠﻔ َ ُﻭﻥ ﺇِ ﱠﻻ َﻗﻠ ً َﺑ ْﻝ َﺗﺣْ ُﺳ ُﺩﻭ َﻧ َﻧﺎ َﺑ ْﻝ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻻ َﻳ ْﻔ َﻘﻬ َ
ﺱ َﺷﺩِﻳ ٍﺩ ُﺗ َﻘﺎ ِﺗﻠُﻭ َﻧ ُﻬ ْﻡ ﺃَ ْﻭ ْ ُ ﻣ َِﻥ ْﺍﻷَﻋْ َﺭﺍ ِ
ﺏ َﺳ ُﺗ ْﺩ َﻋ ْﻭ َﻥ ﺇِﻟَﻰ َﻗ ْﻭ ٍﻡ ﺃ ْﻭﻟِﻲ َﺑﺄ ٍ
ﷲُ ﺃَﺟْ ﺭً ﺍ َﺣ َﺳ ًﻧﺎ َﻭﺇِﻥ َﺗ َﺗ َﻭﻟﱠ ْﻭﺍ َﻛ َﻣﺎ َﺗ َﻭﻟﱠ ْﻳ ُﺗﻡ ُﻭﻥ َﻓﺈِﻥ ُﺗﻁِ ﻳﻌُﻭﺍ ﻳ ُْﺅ ِﺗ ُﻛ ُﻡ ﱠ ﻳُﺳْ ﻠِﻣ َ
ْﺱ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻷَﻋْ َﻣﻰ َﺣ َﺭ ٌﺝ َﻭ َﻻ ﻣﱢﻥ َﻗ ْﺑ ُﻝ ﻳ َُﻌ ﱢﺫ ْﺑ ُﻛ ْﻡ َﻋ َﺫﺍﺑًﺎ ﺃَﻟِﻳﻣًﺎ } {16ﻟَﻳ َ
ﷲَ ﻳﺽ َﺣ َﺭ ٌﺝ َﻭ َﻣﻥ ﻳُﻁِ ﻊ ﱠ
ِ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻷَﻋْ َﺭ ِﺝ َﺣ َﺭ ٌﺝ َﻭ َﻻ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻟ َﻣ ِﺭ ِ
ﺕ َﺗﺟْ ِﺭﻱ ﻣِﻥ َﺗﺣْ ِﺗ َﻬﺎ ْﺍﻷَﻥْ َﻫﺎﺭُ َﻭ َﻣﻥ َﻳ َﺗ َﻭ ﱠﻝ ﻳ َُﻌ ﱢﺫ ْﺑ ُﻪ َﻭ َﺭﺳُﻭﻟَ ُﻪ ﻳ ُْﺩﺧ ِْﻠ ُﻪ َﺟ ﱠﻧﺎ ٍ
ﺕ ِﻳﻥ ﺇِ ْﺫ ُﻳ َﺑ ِﺎﻳﻌُﻭ َﻧ َﻙ َﺗﺣْ َ ﷲُ َﻋ ِﻥ ْﺍﻟﻣ ُْﺅ ِﻣﻧ َ َﻋ َﺫﺍﺑًﺎ ﺃَﻟِﻳﻣًﺎ } {17ﻟَ َﻘ ْﺩ َﺭﺿِ َﻲ ﱠ
ﻧﺯ َﻝ ﺍﻟ ﱠﺳﻛِﻳ َﻧ َﺔ َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ َﻭﺃَ َﺛﺎ َﺑ ُﻬ ْﻡ َﻓ ْﺗﺣً ﺎ ﻭﺑ ِﻬ ْﻡ َﻓﺄ َ َ
ﺍﻟ ﱠﺷ َﺟ َﺭ ِﺓ َﻓ َﻌﻠِ َﻡ َﻣﺎ ﻓِﻲ ﻗُﻠُ ِ
ﻳﺯﺍ َﺣﻛِﻳﻣًﺎ ﷲُ َﻋ ِﺯ ً ﺎﻥ ﱠ ِﻳﺭ ًﺓ َﻳﺄْ ُﺧ ُﺫﻭ َﻧ َﻬﺎ َﻭ َﻛ َ َﻗ ِﺭﻳﺑًﺎ }َ {18ﻭ َﻣ َﻐﺎ ِﻧ َﻡ َﻛﺛ َ
ِﻳﺭ ًﺓ َﺗﺄْ ُﺧ ُﺫﻭ َﻧ َﻬﺎ َﻓ َﻌﺟﱠ َﻝ ﻟَ ُﻛ ْﻡ َﻫ ِﺫ ِﻩ َﻭ َﻛﻑﱠ ﷲُ َﻣ َﻐﺎ ِﻧ َﻡ َﻛﺛ َ }َ {19ﻭ َﻋﺩَ ُﻛ ُﻡ ﱠ
ِﻳﻥ َﻭ َﻳ ْﻬ ِﺩ َﻳ ُﻛ ْﻡ ﺻِ َﺭ ً ﻭﻥ ﺁ َﻳ ًﺔ ﻟﱢ ْﻠﻣ ُْﺅ ِﻣﻧ َ ﺎﺱ َﻋﻧ ُﻛ ْﻡ َﻭﻟِ َﺗ ُﻛ َ ﺃَ ْﻳﺩ َ
ﺍﻁﺎ ﻣﱡﺳْ َﺗﻘِﻳﻣًﺎ ِﻱ ﺍﻟ ﱠﻧ ِ
^ DUA VE ZİKİR
ﷲُ َﻋﻠَﻰ ﺎﻥ ﱠ ﷲُ ِﺑ َﻬﺎ َﻭ َﻛ َ ﺎﻁ ﱠ }َ {20ﻭﺃ ُ ْﺧ َﺭﻯ ﻟَ ْﻡ َﺗ ْﻘﺩِﺭُ ﻭﺍ َﻋﻠَ ْﻳ َﻬﺎ َﻗ ْﺩ ﺃَ َﺣ َ
ﺎﺭ ُﺛ ﱠﻡ َﻻ ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ ﻟَ َﻭﻟﱠﻭُ ﺍ ْﺍﻷَ ْﺩ َﺑ َ ُﻛ ﱢﻝ َﺷﻲْ ٍء َﻗ ِﺩﻳﺭً ﺍ }َ {21ﻭﻟَ ْﻭ َﻗﺎ َﺗﻠَ ُﻛ ُﻡ ﺍﻟﱠﺫ َ
ﺕ ﻣِﻥ َﻕ ْﺑ ُﻝ ﷲ ﺍﻟﱠﺗِﻲ َﻗ ْﺩ َﺧﻠَ ْ ﻭﻥ َﻭﻟِ ًّﻳﺎ َﻭ َﻻ َﻧﺻِ ﻳﺭً ﺍ }ُ {22ﺳ ﱠﻧ َﺔ ﱠ ِ َﻳ ِﺟ ُﺩ َ
ِﻳﻼ }َ {23ﻭﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﻛﻑﱠ ﺃَ ْﻳ ِﺩ َﻳ ُﻬ ْﻡ َﻋﻧ ُﻛ ْﻡ ﷲ َﺗ ْﺑﺩ ً َﻭﻟَﻥ َﺗ ِﺟﺩَ ﻟِ ُﺳ ﱠﻧ ِﺔ ﱠ ِ
ﷲُ ِﺑ َﻣﺎ ﺎﻥ ﱠ َﻭﺃَ ْﻳ ِﺩ َﻳ ُﻛ ْﻡ َﻋ ْﻧﻬُﻡ ِﺑ َﺑ ْﻁ ِﻥ َﻣ ﱠﻛ َﺔ ﻣِﻥ َﺑﻌْ ِﺩ ﺃَﻥْ ﺃَ ْﻅ َﻔ َﺭ ُﻛ ْﻡ َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ َﻭ َﻛ َ
ﻙ ْﻡ َﻋ ِﻥ ْﺍﻟ َﻣﺳْ ِﺟ ِﺩ ﺻ ﱡﺩﻭ ُ ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ َﻭ َ ﻭﻥ ﺑَﺻِ ﻳﺭً ﺍ }ُ {24ﻫ ُﻡ ﺍﻟﱠﺫ َ َﺗﻌْ َﻣﻠُ َ
ﻭﻥ ﻱ َﻣﻌْ ُﻛﻭ ًﻓﺎ ﺃَﻥ َﻳ ْﺑﻠُ َﻎ َﻣ ِﺣﻠﱠ ُﻪ َﻭﻟَ ْﻭ َﻻ ِﺭ َﺟﺎ ٌﻝ ﻣ ْﱡﺅ ِﻣ ُﻧ َ ْﺍﻟ َﺣ َﺭ ِﺍﻡ َﻭ ْﺍﻟ َﻬ ْﺩ َ
ﺎﺕ ﻟﱠ ْﻡ َﺗﻌْ ﻠَﻣُﻭ ُﻫ ْﻡ ﺃَﻥ َﺗ َﻁﺅُ ﻭ ُﻫ ْﻡ َﻓ ُﺗﺻِ ﻳ َﺑ ُﻛﻡ ﱢﻣ ْﻧﻬُﻡ ﻣ َﱠﻌﺭﱠ ﺓٌ َﻭﻧ َِﺳﺎء ﻣ ْﱡﺅ ِﻣ َﻧ ٌ
ِﻳﻥﺵ ﺍء ﻟَ ْﻭ َﺗ َﺯ ﱠﻳﻠُﻭﺍ ﻟَ َﻌ ﱠﺫ ْﺑ َﻧﺎ ﺍﻟﱠﺫ َ ﷲُ ﻓِﻲ َﺭﺣْ َﻣ ِﺗ ِﻪ َﻣﻥ َﻳ َ ِﺑ َﻐﻳ ِْﺭ ﻋِ ْﻠﻡ ﻟِﻳ ُْﺩ ِﺧ َﻝ ﱠ
ٍ
155
ﻭﺑ ِﻬ ُﻡ ُ ُ
ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ ﻓِﻲ ﻗﻠ ِ ﱠ ْ َ
َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ ِﻣﻧ ُﻬ ْﻡ َﻋﺫﺍﺑًﺎ ﺃﻟِﻳﻣًﺎ } {25ﺇِﺫ َﺟ َﻌ َﻝ ﺍﻟﺫ َ َ ْ
ﷲُ َﺳﻛِﻳ َﻧ َﺗ ُﻪ َﻋﻠَﻰ َﺭﺳُﻭﻟِ ِﻪ َﻭ َﻋﻠَﻰ ﻧﺯ َﻝ ﱠ ْﺍﻟ َﺣ ِﻣ ﱠﻳ َﺔ َﺣ ِﻣ ﱠﻳ َﺔ ْﺍﻟ َﺟﺎ ِﻫﻠِ ﱠﻳ ِﺔ َﻓﺄ َ َ
ﷲُ ﺎﻥ ﱠ ِﻳﻥ َﻭﺃَ ْﻟ َﺯ َﻣ ُﻬ ْﻡ َﻙﻟِ َﻣ َﺔ ﺍﻟ ﱠﺗ ْﻘ َﻭﻯ َﻭ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ ﺃَ َﺣ ﱠﻕ ِﺑ َﻬﺎ َﻭﺃَﻫْ ﻠَ َﻬﺎ َﻭ َﻛ َ ْﺍﻟﻣ ُْﺅ ِﻣﻧ َ
ﷲُ َﺭﺳُﻭﻟَ ُﻪ ﺍﻟﺭﱡ ْﺅ َﻳﺎ ِﺑ ْﺎﻟ َﺣ ﱢﻕ ﺻﺩَ َﻕ ﱠ ِﺑ ُﻛ ﱢﻝ َﺷﻲْ ٍء َﻋﻠِﻳﻣًﺎ } {26ﻟَ َﻘ ْﺩ َ
ﻭﺳ ُﻛ ْﻡ
ِﻳﻥ ﺭُ ﺅُ َ ِﻳﻥ ﻣ َُﺣﻠﱢﻘ َ ﷲُ ﺁ ِﻣﻧ َ ﻟَ َﺗ ْﺩ ُﺧﻠُﻥﱠ ْﺍﻟ َﻣﺳْ ِﺟﺩَ ْﺍﻟ َﺣ َﺭﺍ َﻡ ﺇِﻥ َﺷﺎء ﱠ
ﻭﻥ َﺫﻟ َِﻙ َﻓ ْﺗﺣً ﺎ ﻭﻥ َﻓ َﻌﻠِ َﻡ َﻣﺎ ﻟَ ْﻡ َﺗﻌْ ﻠَﻣُﻭﺍ َﻓ َﺟ َﻌ َﻝ ﻣِﻥ ُﺩ ِ ﻳﻥ َﻻ َﺗ َﺧﺎﻓُ َ َﻭ ُﻣ َﻘﺻ ِﱢﺭ َ
ِﻳﻥ ْﺍﻟ َﺣ ﱢﻕ ﻟِﻳ ُْﻅ ِﻬ َﺭ ُﻩ َﻗ ِﺭﻳﺑًﺎ } {27ﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﺃَﺭْ َﺳ َﻝ َﺭﺳُﻭﻟَ ُﻪ ِﺑ ْﺎﻟﻬُﺩَ ﻯ َﻭﺩ ِ
ﻳﻥﷲ َﻭﺍﻟﱠ ِﺫ َ ﻰ ﺑِﺎہﻠﻟ َﺷ ِﻬ ًﻳﺩﺍ } {28ﻣ َﱡﺣ ﱠﻣ ٌﺩ ﺭﱠ ﺳُﻭ ُﻝ ﱠ ِ ﱠِ ﻰ ﺍﻟﺩﱢﻳﻥِ ﻛُﻠﱢﻪِ ﻭَﻛ َﻔ
َ َﻠ
َ
ﺎﺭ ﺭُ َﺣ َﻣﺎء َﺑ ْﻳ َﻧ ُﻬ ْﻡ َﺗ َﺭﺍ ُﻫ ْﻡ ﺭُ ﱠﻛﻌً ﺎ ﺳُﺟﱠ ًﺩﺍ َﻳ ْﺑ َﺗ ُﻐ َ
ﻭﻥ َﻣ َﻌ ُﻪ ﺃﺷِ ﱠﺩﺍء َﻋﻠَﻰ ْﺍﻟ ُﻛ ﱠﻔ ِ
ﷲ َﻭ ِﺭﺿْ َﻭﺍ ًﻧﺎ ﺳِ ﻳ َﻣﺎ ُﻫ ْﻡ ﻓِﻲ ﻭُ ﺟُ ﻭﻫ ِِﻬﻡ ﻣﱢﻥْ ﺃَ َﺛ ِﺭ ﺍﻟﺳﱡﺟُ ﻭ ِﺩ َﻓﺿْ ًﻼ ﻣ َﱢﻥ ﱠ ِ
ﻳﻝ َﻛ َﺯﺭْ ٍﻉ ﺃَ ْﺧ َﺭ َﺝ َﺷ ْﻁﺄ َ ُ ﻩ ﺍﻹﻧ ِﺟ ِ َﺫﻟ َِﻙ َﻣ َﺛﻠُ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻲ ﺍﻟ ﱠﺗ ْﻭ َﺭﺍ ِﺓ َﻭ َﻣ َﺛﻠُ ُﻬ ْﻡ ﻓِﻲ ْ ِ
ِﻳﻅ ِﺑ ِﻬ ُﻡ ﺍﻉ ﻟِ َﻳﻐ َ ﺍﻟﺯﺭﱠ َ ﺂﺯ َﺭﻩُ َﻓﺎﺳْ َﺗ ْﻐﻠَ َﻅ َﻓﺎﺳْ َﺗ َﻭﻯ َﻋﻠَﻰ ﺳُﻭ ِﻗ ِﻪ ﻳُﻌْ ِﺟﺏُ ﱡ َﻓ َ
ﺕ ِﻣ ْﻧﻬُﻡ ﻣ ْﱠﻐﻔ َِﺭ ًﺓ ِﻳﻥ ﺁ َﻣ ُﻧﻭﺍ َﻭ َﻋ ِﻣﻠُﻭﺍ ﺍﻟﺻﱠﺎﻟ َِﺣﺎ ِ ﷲُ ﺍﻟﱠﺫ َ ﺎﺭ َﻭ َﻋﺩَ ﱠ ْﺍﻟ ُﻛ ﱠﻔ َ
َﻭﺃَﺟْ ﺭً ﺍ َﻋﻅِ ﻳﻣًﺎ }{29
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) İnna fetahna leke fethan mübiyna; 2-) Liyağfire lekellahu
ma tekaddeme min zenbike ve ma teahhare ve yütimme
nımeteHU aleyke ve yehdiyeke sıraten müstekıyma; 3-) Ve
yensurekellahu nasren Aziyza; 4-) “HU”velleziy enzeles
sekiynete fiy kulubil mu'miniyne liyezdadu iymanen mea
imanihim* ve lillâhi cünudüs Semavati vel'Ard* ve kânAllahu
Aliymen Hakiyma; 5-) Liyüdhılel mu'miniyne velmu'minati
cennatin tecriy min tahtihel'enharü halidiyne fiyha ve 156
yükeffire anhüm seyyiatihim ve kâne zâlike ındAllahi fevzen
azıyma; 6-) Ve yuazzibel münafikıyne velmünafikati
velmüşrikiyne velmüşrikatiz zanniyne billâhi zannessev’*
aleyhim dairetüssev’* ve ğadıbAllahu aleyhim ve leanehüm ve
eadde lehüm cehennem* ve saet masıyra; 7-) Ve lillâhi
cünudüs Semavati vel’Ard* ve kânAllahu Aziyzen Hakiyma; 8-)
İnna erselnake şahiden ve mübeşşiran ve neziyra; 9-)
Litu’minu billâhi ve RasûliHİ ve tuazziruhu ve tüvekkıruh* ve
tüsebbihuHU bükreten ve asıyla; 10-) İnnelleziyne
yübayiuneke innema yübayiunAllah* yedullahi fevka
eydiyhim* femen nekese feinnema yenküsü alâ nefsih*
vemen evfa Bima ahede aleyhullahe feseyu’tiyhi ecren
azıyma; 11-) Seyekulü lekel muhallefune minel’arabi şeğelet
Anlamı:
1-) Kesinlikle sana öyle bir fetih (açıklık) verdik ki, (o) Feth-i
Mubîn’dir (apaçık açıklık-hakikati müşahede)!
2-) Bu yüzden Allâh senin geçmiş ve (fethe rağmen oluşacak)
gelecek tüm zenbini (bedenselliğinin doğal getirisi
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
özelliklerine sahiptirler.
FETH-i nûranîde dahi benzer özellikler meydana gelir!.. Ancak
bir farkla ki, bu zevât kısa sürede bu yaşama adapte olduktan
sonra gelişmelerine devam ederler, FETH’in üçüncü
derecesinde Hazreti Rasûlullah ile ve sair peygamber ve evliyâ
ile buluşurlar ve berzah âleminin çeşitli sırlarını agâh olurlar.
Bundan sonra da ricâli gayb arasında yerlerini alırlar.
FETH-İ MÜBÎN odur ki, gelen kişi bu FETHİ kaldırabilir. Bu ne
demektir?..
Kişiye FETH geldiği zaman, yani fizik - biyolojik beden
bağından kurtulduğu zaman, bu yaşam şeklini hazmedemeyip
kendini içinde bulunduğu boyutun şartlarına kaptırabildiği
166
gibi, buna güç yetiremeyip bedenden tümüyle de kopabilirler;
ki bu da onun mutlak mânâda ölümü tadışına yol açabilir.
FETH geldikten sonra, mutlak mânâda ölüm gelmediği
takdirde, o kişi beyin aracılığıyla gücünü arttırmaya, ilmini çok
daha üst seviyeye yükseltmeye devam eder yani ilerleme
devam eder. FETH’in arkasından ölümün gelişi ise onu
bulunduğu yerde sınırlar.
Evet, bu konunun daha fazla açıklanmasına bu kitabın
müsaadesi yoktur. Bu sebeple biz, şimdi yukarıdaki âyeti
kerîmelerin işaretinden anladıklarımıza dönelim.
"Kesinlikle sana öyle bir FETH verdik ki"...
Kişide bu FETH’in oluşması onun hiçbir çalışmasına bağlı
olmaksızın tamamıyla Allâh tarafındandır. Allâh vergisidir ki,
"bu kesin ve apaçık bir FETH’e eriştir". Böylece sen artık
berzah âleminin bir ferdi olarak dünyada yaşarsın her şeyin
içyüzünü ve hikmetini bilirsin, dolayısıyla bundan sonra
senden hiçbir "zenb" meydana gelmez. O gerçekler içinde
yaşayan bir Ferd olarak, "Allâh senin geçmiş ve gelecek tüm
zenbini mağfiret eder". "Ebrârın güzellikleri, mukarreblerin
^ DUA VE ZİKİR
***
AHMED HULÛSİ ^
168
^ DUA VE ZİKİR
24
^
İZÂ VÂKIA
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
169
ِﺿ ٌﺔ ﺭﱠ ﺍﻓ َِﻌ ٌﺔ ْﺱ ﻟ َِﻭ ْﻗ َﻌ ِﺗ َﻬﺎ َﻛﺎ ِﺫ َﺑ ٌﺔ }َ {2ﺧﺎﻓ َ ﺕ ْﺍﻟ َﻭﺍﻗ َِﻌ ُﺔ } {1ﻟَﻳ َ ﺇِ َﺫﺍ َﻭ َﻗ َﻌ ِ
ﺕ ﺎﻥ ْ ﺕ ْﺍﻟ ِﺟ َﺑﺎ ُﻝ َﺑ ًّﺳﺎ }َ {5ﻓ َﻛ َ ﺕ ْﺍﻷَﺭْ ﺽُ َﺭ ًّﺟﺎ }َ {4ﻭ ُﺑ ﱠﺳ ِ } {3ﺇِ َﺫﺍ ﺭُ ﺟﱠ ِ
َﻫ َﺑﺎء ﻣﱡﻧ َﺑ ًّﺛﺎ }َ {6ﻭ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ ﺃَ ْﺯ َﻭﺍﺟً ﺎ َﺛ َﻼ َﺛ ًﺔ }َ {7ﻓﺄَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻣ ْﻳ َﻣ َﻧ ِﺔ َﻣﺎ
ﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻣ ْﻳ َﻣ َﻧ ِﺔ }َ {8ﻭﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻣ ْﺷﺄ َ َﻣ ِﺔ َﻣﺎ ﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻣ ْﺷﺄ َ َﻣ ِﺔ
ُﻭﻥ } {11ﻓِﻲ ِﻙ ْﺍﻟ ُﻣ َﻘﺭﱠ ﺑ َﻭﻥ } {10ﺃ ُ ْﻭﻟَﺋ َ ﱠﺎﺑﻘُ َ ﻭﻥ ﺍﻟﺳ ِ ﱠﺎﺑﻘُ َ
}َ {9ﻭﺍﻟﺳ ِ
ﻳﻥِﻳﻥ }َ {13ﻭ َﻗﻠِﻳ ٌﻝ ﻣ َﱢﻥ ْﺍﻵﺧ ِِﺭ َ ِﻳﻡ }ُ {12ﺛﻠﱠ ٌﺔ ﻣ َﱢﻥ ْﺍﻷَ ﱠﻭﻟ َ ﺕ ﺍﻟ ﱠﻧﻌ ِ َﺟ ﱠﻧﺎ ِ
ِﻳﻥ }{16 ِﻳﻥ َﻋﻠَ ْﻳ َﻬﺎ ُﻣ َﺗ َﻘ ِﺎﺑﻠ َ
}َ {14ﻋﻠَﻰ ﺳُﺭُ ٍﺭ ﻣ ْﱠﻭﺿُﻭ َﻧ ٍﺔ }ُ {15ﻣ ﱠﺗ ِﻛﺋ َ
ْ ﻭﻥ }ِ {17ﺑﺄ َ ْﻛ َﻭﺍ ٍ َ ﻁﻭﻑُ َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ ِﻭ ْﻟﺩَ ﺍﻥٌ ﻣ َﱡﺧﻠﱠ ُﺩ َ َﻳ ُ
ﺱ ﻣﱢﻥ ﻳﻕ َﻭ َﻛﺄ ٍ ﺎﺭ َ ﺏ َﻭﺃ َﺑ ِ
ﻭﻥ }َ {19ﻭ َﻓﺎ ِﻛ َﻬ ٍﺔ ﱢﻣﻣﱠﺎ ُﻧﺯﻓُ َُﻭﻥ َﻋ ْﻧ َﻬﺎ َﻭ َﻻ ﻳ ُِﺻ ﱠﺩﻋ َ ِﻳﻥ }َ {18ﻻ ﻳ َ ﱠﻣﻌ ٍ
ُﻭﻥ }َ {21ﻭﺣُ ﻭﺭٌ ﻋِ ﻳﻥٌ ﻭﻥ }َ {20ﻭﻟَﺣْ ِﻡ َﻁﻳ ٍْﺭ ﱢﻣﻣﱠﺎ َﻳ ْﺷ َﺗﻬ َ َﻳ َﺗ َﺧﻳﱠﺭُ َ
ﻭﻥ }َ {23ﺟ َﺯﺍء ِﺑ َﻣﺎ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻳﻌْ َﻣﻠُ َ
ﻭﻥ ﺎﻝ ﺍﻟﻠﱡ ْﺅﻟُ ِﺅ ْﺍﻟ َﻣ ْﻛ ُﻧ ِ}َ {22ﻛﺄَﻣْ َﺛ ِ
ِﻳﻼ َﺳ َﻼﻣًﺎ ُﻭﻥ ﻓِﻳ َﻬﺎ ﻟَ ْﻎ ًﻭﺍ َﻭ َﻻ َﺗﺄْﺛِﻳﻣًﺎ } {25ﺇِ ﱠﻻ ﻗ ً }َ {24ﻻ َﻳﺳْ َﻣﻌ َ
^ AHMED HULÛSİ
ِﻳﻥ } {27ﻓِﻲ ِﻳﻥ َﻣﺎ ﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻳﻣ ِ َﺳ َﻼﻣًﺎ }َ {26ﻭﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ْﺍﻟ َﻳﻣ ِ
ﺳِ ْﺩ ٍﺭ ﻣ ْﱠﺧﺿُﻭ ٍﺩ }َ {28ﻭ َﻁ ْﻠ ٍﺢ ﻣﱠﻧﺿُﻭ ٍﺩ }َ {29ﻭﻅِ ﱟﻝ ﻣﱠﻣْ ُﺩﻭ ٍﺩ }{30
ﻭﻋ ٍﺔ َﻭ َﻻ ﻁ َ ِﻳﺭ ٍﺓ } {32ﱠﻻ َﻣ ْﻘ ُ ﺏ }َ {31ﻭ َﻓﺎ ِﻛ َﻬ ٍﺔ َﻛﺛ َ َﻭ َﻣﺎء ﻣﱠﺳْ ُﻛﻭ ٍ
ﻭﻋ ٍﺔ } {34ﺇِ ﱠﻧﺎ ﺃَﻧ َﺷﺄْ َﻧﺎﻫُﻥﱠ ﺇِﻧ َﺷﺎء ﺵ ﻣﱠﺭْ ﻓُ َ ﻭﻋ ٍﺔ }َ {33ﻭﻓُﺭُ ٍ َﻣﻣْ ُﻧ َ
ﺏ }َ {35ﻓ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎﻫُﻥﱠ ﺃَ ْﺑ َﻛﺎﺭً ﺍ } {36ﻋُﺭُ ﺑًﺎ ﺃَ ْﺗ َﺭﺍﺑًﺎ } {37ﱢﻷَﺻْ َﺣﺎ ِ
ﻳﻥ }{40 ِﻳﻥ }َ {39ﻭ ُﺛﻠﱠ ٌﺔ ﻣ َﱢﻥ ْﺍﻵﺧ ِِﺭ َ ِﻳﻥ }ُ {38ﺛﻠﱠ ٌﺔ ﻣ َﱢﻥ ْﺍﻷَ ﱠﻭﻟ َ ْﺍﻟ َﻳﻣ ِ
ِﻳﻡ
ُﻭﻡ َﻭ َﺣﻣ ٍ ﺎﻝ } {41ﻓِﻲ َﺳﻣ ٍ ﺎﻝ َﻣﺎ ﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ﺍﻟ ﱢﺷ َﻣ ِ َﻭﺃَﺻْ َﺣﺎﺏُ ﺍﻟﺵﱢ َﻣ ِ
ﺎﺭ ٍﺩ َﻭ َﻻ َﻛ ِﺭ ٍﻳﻡ } {44ﺇِ ﱠﻧ ُﻬ ْﻡ ُﻭﻡ } {43ﱠﻻ َﺑ ِ }َ {42ﻭﻅِ ﱟﻝ ﻣﱢﻥ َﻳﺣْ ﻣ ٍ
ﺙﻭﻥ َﻋﻠَﻰ ْﺍﻟﺣِﻧ ِ ِﻳﻥ }َ {45ﻭ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ ﻳُﺻِ ﺭﱡ َ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻗ ْﺑ َﻝ َﺫﻟ َِﻙ ُﻣ ْﺗ َﺭﻓ َ 170
ﻭﻥ ﺃَﺋ َِﺫﺍ ِﻡ ْﺗ َﻧﺎ َﻭ ُﻛ ﱠﻧﺎ ُﺗ َﺭﺍﺑًﺎ َﻭﻋِ َﻅﺎﻣًﺎ ﺃَ ِﺋ ﱠﻧﺎ ْﺍﻟ َﻌﻅِ ِﻳﻡ }َ {46ﻭ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻳﻘُﻭﻟُ َ
ﻭﻥ } {48ﻗُ ْﻝ ﺇِﻥﱠ ْﺍﻷَ ﱠﻭﻟ َ
ِﻳﻥ ﻭﻥ } {47ﺃَ َﻭ ﺁ َﺑﺎﺅُ َﻧﺎ ْﺍﻷَ ﱠﻭﻟُ َ ُﻭﺛ َ ﻟَ َﻣ ْﺑﻌ ُ
ﻭﻡ }ُ {50ﺛ ﱠﻡ ﺕ َﻳ ْﻭ ٍﻡ ﻣﱠﻌْ ﻠُ ٍ ُﻭﻥ ﺇِﻟَﻰ ﻣِﻳ َﻘﺎ ِ ﻳﻥ } {49ﻟَ َﻣﺟْ ﻣُﻭﻋ َ َﻭ ْﺍﻵﺧ ِِﺭ َ
ﻭﻥ ﻣِﻥ َﺷ َﺟ ٍﺭ ﻣﱢﻥ َﺯ ﱡﻗ ٍ
ﻭﻡ ُﻭﻥ }َ {51ﻵ ِﻛﻠُ َ ﻭﻥ ْﺍﻟ ُﻣ َﻛ ﱢﺫﺑ َ ﺇِ ﱠﻧ ُﻛ ْﻡ ﺃَ ﱡﻳ َﻬﺎ ﺍﻟﺿﱠﺎﻟﱡ َ
ْ ﻭﻥ ِﻣ ْﻧ َﻬﺎ ْﺍﻟﺑ ُ
ُﻭﻥ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ ﻣ َِﻥ ﺍﻟ َﺣﻣ ِ
ِﻳﻡ ﺎﺭﺑ َ ﻭﻥ }َ {53ﻓ َﺷ ِ ُﻁ َ }َ {52ﻓ َﻣﺎﻟِﺅُ َ
ﻳﻥ }{56 ﺏ ْﺍﻟ ِﻬ ِﻳﻡ }َ {55ﻫ َﺫﺍ ُﻧ ُﺯﻟُ ُﻬ ْﻡ َﻳ ْﻭ َﻡ ﺍﻟ ﱢﺩ ِ ﺷﺭْ َ ُﻭﻥ ُ ﺎﺭﺑ َ }َ {54ﻓ َﺷ ِ
ﻭﻥ }{58 ﻭﻥ } {57ﺃَ َﻓ َﺭﺃَ ْﻳ ُﺗﻡ ﱠﻡ ﺍ ُﺗﻣْ ُﻧ َ ﺻ ﱢﺩﻗُ َ َﻧﺣْ ﻥُ َﺧﻠَ ْﻘ َﻧﺎ ُﻛ ْﻡ َﻓﻠَ ْﻭ َﻻ ُﺗ َ
ﺕ ﻭﻥ }َ {59ﻧﺣْ ﻥُ َﻗﺩﱠﺭْ َﻧﺎ َﺑ ْﻳ َﻧ ُﻛ ُﻡ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭ َ ﺃَﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ َﺗ ْﺧﻠُﻘُﻭ َﻧ ُﻪ ﺃَ ْﻡ َﻧﺣْ ﻥُ ْﺍﻟ َﺧﺎﻟِﻘُ َ
ِﻳﻥ }َ {60ﻋﻠَﻰ ﺃَﻥ ﱡﻧ َﺑ ﱢﺩ َﻝ ﺃَﻣْ َﺛﺎﻟَ ُﻛ ْﻡ َﻭ ُﻧﻧﺷِ َﺋ ُﻛ ْﻡ ﻓِﻲ َﻣﺎ َﻭ َﻣﺎ َﻧﺣْ ﻥُ ِﺑ َﻣﺳْ ﺑُﻭﻗ َ
ﻭﻥ }{62 ُﻭﻥ }َ {61ﻭﻟَ َﻘ ْﺩ َﻋﻠِﻣْ ُﺗ ُﻡ ﺍﻟ ﱠﻧ ْﺷﺄ َ َﺓ ﺍ ْﻷُﻭﻟَﻰ َﻓﻠَ ْﻭ َﻻ َﺗﺫ ﱠﻛﺭُ َ َﻻ َﺗﻌْ ﻠَﻣ َ
ُﻭﻥﺍﺭﻋ َ ﺍﻟﺯ ِﻭﻥ } {63ﺃَﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ َﺗ ْﺯ َﺭﻋُﻭ َﻧ ُﻪ ﺃَ ْﻡ َﻧﺣْ ﻥُ ﱠ ﺃَ َﻓ َﺭﺃَ ْﻳ ُﺗﻡ ﻣﱠﺎ َﺗﺣْ ﺭُ ُﺛ َ
} {65ﺇِ ﱠﻧﺎ } {64ﻟَ ْﻭ َﻧ َﺷﺎء ﻟَ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﻩُ ﺣُ َﻁﺎﻣًﺎ َﻓ َﻅ ْﻠ ُﺗ ْﻡ َﺗ َﻔ ﱠﻛﻬ َ
ُﻭﻥ
ُﻭﻥ } {67ﺃَ َﻓ َﺭﺃَ ُﻱْﺗ ُﻡ ْﺍﻟ َﻣﺎء ﺍﻟﱠﺫِﻱ ُﻭﻥ }َ {66ﺑ ْﻝ َﻧﺣْ ﻥُ َﻣﺣْ ﺭُ ﻭﻣ َ ﻟَﻣ ُْﻐ َﺭﻣ َ
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
AHMED HULÛSİ ^
177
54-) Onun üstüne yakıcı sudan içeceksiniz.
55-) Hastalığı dolayısıyla suya doymak bilmeyen develer gibi
içeceksiniz onu.
56-) Din (sistemin Sünnetullah’ın gerçekliğinin fark edildiği)
gününde, onların nüzûlü (onlarda açığa çıkacak olan) işte
budur!
57-) Biz, yarattık sizi! Tasdik etmeyecek misiniz?
58-) Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
59-) Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratanlar biz miyiz?
60-) Aranızda ölümü biz takdir ettik ve bizim önümüze
geçilmez!
61-) Size bedel olarak benzerlerinizi (yeni bedenlerinizi)
getirelim ve sizi bilemeyeceğiniz şekilde
(yeniden) inşa edelim diye (ölümü takdir ettik).
62-) Andolsun ki ilk neş’eti (yaratışı) bildiniz... Peki derin
düşünmeniz gerekmez mi?
AHMED HULÛSİ ^
179
85-) Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat görmezsiniz.
86-) Eğer siz yaptıklarınızın sonucunu yaşamayacaksanız;
87-) Eğer sözünüzde sadıksanız, onu (ölümü) geri çevirsenize
(Sünnetullah yoksa yapın bunu)!
88-) (Herkes ölümü tadacaktır) ama, mukarrebûndan (kurb
ehli) ise;
89-) Ravh (Rahmanî tecelli ile yaşam), Reyhan (Esmâ
tecellileri seyri) ve Nimetler Cenneti vardır.
90-) Eğer Ashab-ı yemîn’den ise;
91-) (Eğer öyle ise): “Ashab-ı yemîn’den senin için bir Selâm
var” (denilir).
92-) Eğer (o can) sapık inançlı (hakikati) yalanlayıcılardansa;
93-) (İşte ona) başından aşağı kaynar sular dökülür!
94-) Cahîm’in (yakıcı şartlar) ateşine maruz kalır!
95-) Muhakkak ki bu Hakk-el Yakîn’dir (bilfiil yaşanacak
gerçek)!
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Hazreti Rasûlullah (aleyhisselâm) bu sûreyle alâkalı olarak
şöyle buyurmuştur:
“Her gece Sûre-i Vakıa’yı okuyan kişiye ebediyen fakirlik
isabet etmez.”
Eskiden pek çok kimse akşam ile yatsı arasında, Yâsîn, Feth,
Vâkıa, Tebareke ve Amme okumayı âdet edinmişti. Bunun o
kadar çok faydası vardır ki benim bunları anlatmam asla
mümkün değildir. 180
Dileriz ki, bir yarım saatinizi akşamları bu dört sûreyi okumaya
ayırasınız. Günün kendinize harcadığınız 24 saatinden bir
yarım saatiyle, ölüm ötesi yaşama hazırlık yapasınız,
ruhaniyetinizi güçlendiresiniz. Allâh, hepimize bunu
kolaylaştıra.
^ DUA VE ZİKİR
25
^
TEBAREKE
ﻙ َﻭﻫ َُﻭ َﻋﻠَﻰ ُﻛ ﱢﻝ َﺷﻲْ ٍء َﻗ ِﺩﻳﺭٌ } {1ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺧ َﻠ َﻕ ﺎﺭ َﻙ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ِﺑ َﻳ ِﺩ ِﻩ ْﺍﻟﻣ ُْﻠ ُ َﺗ َﺑ َ
ﻳﺯ ْﺍﻟ َﻐﻔُﻭﺭُ}{2 ﺕ َﻭﺍ ْﻝ َﺣ َﻳﺎ َﺓ ﻟِ َﻳ ْﺑﻠُ َﻭ ُﻛ ْﻡ ﺃَ ﱡﻳ ُﻛ ْﻡ ﺃَﺣْ َﺳﻥُ َﻋ َﻣ ًﻼ َﻭﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﻌ ِﺯ ُ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭ َ
ﺕ ﻁِ َﺑﺎ ًﻗﺎ ﻣﱠﺎ َﺗ َﺭﻯ ﻓِﻲ َﺧ ْﻠ ِﻕ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣ ِﻥ ﻣِﻥ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺧﻠَ َﻕ َﺳﺑ َْﻊ َﺳ َﻣ َﺎﻭﺍ ٍ
ﺻ َﺭ ﻭﺭ }ُ {3ﺛ ﱠﻡ ﺍﺭْ ِﺟ ِﻊ ْﺍﻟ َﺑ َ ﻁ ٍ ﺻ َﺭ َﻫ ْﻝ َﺗ َﺭﻯ ﻣِﻥ ﻓُ ُ ﺕ َﻓﺎﺭْ ِﺟ ِﻊ ْﺍﻟ َﺑ َ َﺗ َﻔﺎﻭُ ٍ
}َ {4ﻭﻟَ َﻘ ْﺩ َﺯ ﱠﻳ ﱠﻧﺎ ﺻﺭُ َﺧﺎﺳِ ﺄ ً َﻭﻫ َُﻭ َﺣﺳِ ﻳﺭٌ ْﻙ ْﺍﻟ َﺑ َْﻥ َﻳﻧ َﻘﻠِﺏْ ﺇِﻟَﻳ َ َﻛﺭﱠ َﺗﻳ ِ
ﻳﻥ َﻭﺃَﻋْ َﺗ ْﺩ َﻧﺎ ﻟَ ُﻬ ْﻡ ﻳﺢ َﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ َﻫﺎ ﺭُ ﺟُ ﻭﻣًﺎ ﻟﱢﻠ ﱠﺷﻳَﺎﻁِ ِ ﺻ ِﺎﺑ َ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎء ﺍﻟ ﱡﺩ ْﻧ َﻳﺎ ِﺑ َﻣ َ
ﺱ ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ ِﺑ َﺭﺑ ِﱢﻬ ْﻡ َﻋ َﺫﺍﺏُ َﺟ َﻬ ﱠﻧ َﻡ َﻭ ِﺑ ْﺋ َ ِﻳﺭ }َ {5ﻭﻟِﻠﱠﺫ َ ﺍﺏ ﺍﻟ ﱠﺳﻌ ِ َﻋ َﺫ َ
ِﻲ َﺗﻔُﻭﺭُ }{7 ﺍ ْﻟﻣَﺻِ ﻳﺭُ } {6ﺇِ َﺫﺍ ﺃ ُ ْﻟﻘُﻭﺍ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﺳ ِﻣﻌُﻭﺍ ﻟَ َﻬﺎ َﺷ ِﻬﻳ ًﻘﺎ َﻭﻫ َ
َﺗ َﻛﺎ ُﺩ َﺗ َﻣﻳ ُﱠﺯ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﻐﻳْﻅِ ُﻛﻠﱠ َﻣﺎ ﺃ ُ ْﻟﻘ َِﻲ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﻓ ْﻭ ٌﺝ َﺳﺄَﻟَ ُﻬ ْﻡ َﺧ َﺯ َﻧ ُﺗ َﻬﺎ ﺃَﻟَ ْﻡ َﻳﺄْ ِﺗ ُﻛ ْﻡ
ﷲُ ﻣِﻥ َﻧ ِﺫﻳﺭٌ }َ {8ﻗﺎﻟُﻭﺍ َﺑﻠَﻰ َﻗ ْﺩ َﺟﺎء َﻧﺎ َﻧ ِﺫﻳﺭٌ َﻓ َﻛ ﱠﺫ ْﺑ َﻧﺎ َﻭﻗُ ْﻠ َﻧﺎ َﻡ ﺍ َﻧ ﱠﺯ َﻝ ﱠ
ﻳﺭ }َ {9ﻭ َﻗﺎﻟُﻭﺍ ﻟَ ْﻭ ُﻛ ﱠﻧﺎ َﻧﺳْ َﻣﻊُ ﺃَ ْﻭ ﺿ َﻼ ٍﻝ َﻛ ِﺑ ٍ َﺷﻲْ ٍء ﺇِﻥْ ﺃَﻧ ُﺗ ْﻡ ﺇِ ﱠﻻ ﻓِﻲ َ
ِﻳﺭ }َ {10ﻓﺎﻋْ َﺗ َﺭﻓُﻭﺍ ِﺑ َﺫ ِﻧﺑ ِﻬ ْﻡ َﻓﺳُﺣْ ًﻘﺎ ﺏ ﺍﻟ ﱠﺳﻌ ِ َﻧﻌْ ِﻘ ُﻝ َﻣﺎ ُﻛ ﱠﻧﺎ ﻓِﻲ ﺃَﺻْ َﺣﺎ ِ
^ AHMED HULÛSİ
ﺏ ﻟَﻬُﻡ ِﻳﻥ َﻳ ْﺧ َﺷ ْﻭ َﻥ َﺭﺏﱠ ﻫُﻡ ِﺑ ْﺎﻟ َﻐ ْﻳ ِ ِﻳﺭ } {11ﺇِﻥﱠ ﺍﻟﱠﺫ َ ﺏ ﺍﻟ ﱠﺳﻌ ِ ﱢﻷَﺻْ َﺣﺎ ِ
ﻣ ْﱠﻐﻔ َِﺭﺓٌ َﻭﺃَﺟْ ﺭٌ َﻛ ِﺑﻳﺭٌ }َ {12ﻭﺃَﺳِ ﺭﱡ ﻭﺍ َﻗ ْﻭﻟَ ُﻛ ْﻡ ﺃَ ِﻭ ﺍﺟْ َﻬﺭُ ﻭﺍ ِﺑ ِﻪ ﺇِ ﱠﻧ ُﻪ َﻋﻠِﻳ ٌﻡ
ﻭﺭ } {13ﺃَ َﻻ َﻳﻌْ ﻠَ ُﻡ َﻣﻥْ َﺧﻠَ َﻕ َﻭﻫ َُﻭ ﺍﻟﻠﱠﻁِ ﻳﻑُ ْﺍﻟ َﺧ ِﺑﻳﺭُ ﺻ ُﺩ ِﺕ ﺍﻟ ﱡ ِﺑ َﺫﺍ ِ
ﻓِﻲ َﻣ َﻧﺎﻛ ِِﺑ َﻬﺎ ﺷﻭﺍ ﻭﻻ َﻓﺎﻣْ ُﺽ َﺫﻟُ ً } {14ﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺟ َﻌ َﻝ ﻟَ ُﻛ ُﻡ ْﺍﻷَﺭْ َ
ﺷﻭﺭُ } {15ﺃَﺃَﻣِﻧ ُﺗﻡ ﻣﱠﻥ ﻓِﻲ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎء ﺃَﻥ َﻭ ُﻛﻠُﻭﺍ ﻣِﻥ ﺭﱢ ْﺯ ِﻗ ِﻪ َﻭﺇِﻟَ ْﻳ ِﻪ ﺍﻟ ﱡﻧ ُ
} {16ﺃَ ْﻡ ﺃَﻣِﻧ ُﺗﻡ ﻣﱠﻥ ﻓِﻲ ِﻲ َﺗﻣُﻭﺭُ ﺽ َﻓﺈِ َﺫﺍ ﻫ َ ﻑ ِﺑ ُﻛ ُﻡ ﺍﻷَﺭْ َ َﻳ ْﺧﺳِ َ
ِﻳﺭ }َ {17ﻭﻟَ َﻘ ْﺩ ْﻑ َﻧﺫ ِ ُﻭﻥ َﻛﻳ َﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎء ﺃَﻥ ﻳُﺭْ ﺳِ َﻝ َﻋﻠَ ْﻳ ُﻛ ْﻡ َﺣﺎﺻِ ﺑًﺎ َﻓ َﺳ َﺗﻌْ ﻠَﻣ َ
} {18ﺃَ َﻭﻟَ ْﻡ َﻳ َﺭ ْﻭﺍ ﺇِﻟَﻰ ِﻳﺭﺎﻥ َﻧﻛ ِ ْﻑ َﻛ َ ِﻳﻥ ﻣِﻥ َﻗ ْﺑﻠ ِِﻬ ْﻡ َﻓ َﻛﻳ َ ﺏ ﺍﻟﱠﺫ َ َﻛ ﱠﺫ َ
ﺕ َﻭ َﻳ ْﻘ ِﺑﺿْ َﻥ َﻣﺎ ﻳُﻣْ ﺳِ ُﻛﻬُﻥﱠ ﺇِ ﱠﻻ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﻥُ ﺇِ ﱠﻧ ُﻪ ِﺑ ُﻛ ﱢﻝ ﺻﺎ ﱠﻓﺎ ٍ ﺍﻟﻁﻳ ِْﺭ َﻓ ْﻭ َﻗ ُﻬ ْﻡ َ ﱠ
182
ﻭﻥَﺷﻲْ ٍء ﺑَﺻِ ﻳﺭٌ } {19ﺃَﻣﱠﻥْ َﻫ َﺫﺍ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﻫ َُﻭ ﺟُ ﻧ ٌﺩ ﻟﱠ ُﻛ ْﻡ َﻳﻧﺻُﺭُ ُﻛﻡ ﻣﱢﻥ ُﺩ ِ
} {20ﺃَﻣﱠﻥْ َﻫ َﺫﺍ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﻭﻥ ﺇِ ﱠﻻ ﻓِﻲ ُﻏﺭُ ٍ
ﻭﺭ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣ ِﻥ ﺇِ ِﻥ ْﺍﻟ َﻛﺎﻓِﺭُ َ
ﻭﺭ } {21ﺃَ َﻓ َﻣﻥ َﻳﺭْ ُﺯﻗُ ُﻛ ْﻡ ﺇِﻥْ ﺃَﻣْ َﺳ َﻙ ِﺭ ْﺯ َﻗ ُﻪ َﺑﻝ ﻟﱠﺟﱡ ﻭﺍ ﻓِﻲ ُﻋ ُﺗﻭﱟ َﻭ ُﻧﻔُ ٍ
َﻳﻣْ ﺷِ ﻲ ُﻣ ِﻛ ًّﺑﺎ َﻋﻠَﻰ َﻭﺟْ ِﻬ ِﻪ ﺃَﻫْ ﺩَ ﻯ ﺃَﻣﱠﻥ َﻳﻣْ ﺷِ ﻲ َﺳ ِﻭ ًّﻳﺎ َﻋﻠَﻰ ﺻِ َﺭﺍﻁٍ
ﺎﺭْﺻ َ ﱡﻡ ﺳْ َﺗﻘ ٍِﻳﻡ } {22ﻗُ ْﻝ ﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ﺃَﻧ َﺷﺄ َ ُﻛ ْﻡ َﻭ َﺟ َﻌ َﻝ ﻟَ ُﻛ ُﻡ ﺍﻟﺳﱠﻣْ َﻊ َﻭ ْﺍﻷَﺑ َ
ﺽ ﻭﻥ } {23ﻗُ ْﻝ ﻫ َُﻭ ﺍﻟﱠﺫِﻱ َﺫ َﺭﺃَ ُﻛ ْﻡ ﻓِﻲ ْﺍﻷَﺭْ ِ ِﻳﻼ ﻣﱠﺎ َﺗ ْﺷ ُﻛﺭُ َ َﻭ ْﺍﻷَ ْﻓﺋِﺩَ َﺓ َﻗﻠ ً
ِﻳﻥﺻﺎ ِﺩﻗ َ ﻭﻥ َﻣ َﺗﻰ َﻫ َﺫﺍ ْﺍﻟ َﻭﻋْ ُﺩ ﺇِﻥ ُﻛﻧ ُﺗ ْﻡ َ ﻭﻥ }َ {24ﻭ َﻳﻘُﻭﻟُ َ َﻭﺇِﻟَ ْﻳ ِﻪ ُﺗﺣْ َﺷﺭُ َ
}َ {26ﻓﻠَﻣﱠﺎ ﷲ َﻭﺇِ ﱠﻧ َﻣﺎ ﺃَ َﻧﺎ َﻧ ِﺫﻳﺭٌ ﻣ ِﱡﺑﻳﻥٌ} {25ﻗُ ْﻝ ﺇِ ﱠﻧ َﻣﺎ ْﺍﻟﻌ ِْﻠ ُﻡ ﻋِ ﻧﺩَ ﱠ ِ
ِﻳﻥ َﻛ َﻔﺭُ ﻭﺍ َﻭﻗِﻳ َﻝ َﻫ َﺫﺍ ﺍﻟﱠﺫِﻱ ُﻛﻧ ُﺗﻡ ِﺑ ِﻪ ﺕ ﻭُ ﺟُ ﻭﻩُ ﺍﻟﱠﺫ َ َﺭﺃَ ْﻭﻩُ ُﺯ ْﻟ َﻔ ًﺔ ﺳِ ﻳ َﺋ ْ
ﻱ ﺃَ ْﻭ َﺭ ِﺣ َﻣ َﻧﺎ َﻓ َﻣﻥ ﷲُ َﻭ َﻣﻥ ﻣ ِﱠﻊ َ ُﻭﻥ } {27ﻗُ ْﻝ ﺃَ َﺭﺃَ ْﻳ ُﺗ ْﻡ ﺇِﻥْ ﺃَﻫْ ﻠَ َﻛﻧ َِﻲ ﱠ َﺗ ﱠﺩﻋ َ
ﺏ ﺃَﻟ ٍِﻳﻡ } {28ﻗُ ْﻝ ﻫ َُﻭ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﻥُ ﺁ َﻣ ﱠﻧﺎ ِﺑ ِﻪ ﻳﻥ ﻣِﻥْ َﻋ َﺫﺍ ٍ ُﻳ ِﺟﻳﺭُ ْﺍﻟ َﻛﺎﻓ ِِﺭ َ
} {29ﻗُ ْﻝ ﺿ َﻼ ٍﻝ ﻣ ِﱡﺑ ٍ
ﻳﻥ ُﻭﻥ َﻣﻥْ ﻫ َُﻭ ﻓِﻲ َ َﻭ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ َﺗ َﻭ ﱠﻛ ْﻠ َﻧﺎ َﻓ َﺳ َﺗﻌْ ﻠَﻣ َ
ْ
ِﻳﻥ }{30 ﺃَ َﺭﺃَ ْﻳ ُﺗ ْﻡ ﺇِﻥْ ﺃَﺻْ َﺑ َﺢ َﻣﺎﺅُ ُﻛ ْﻡ َﻏ ْﻭﺭً ﺍ َﻓ َﻣﻥ َﻳﺄﺗِﻳ ُﻛﻡ ِﺑ َﻣﺎء ﱠﻣﻌ ٍ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Tebarekelleziy BiyediHİlMülkü, ve HUve 'alâ külli şey'in
Kadiyr; 2-) Elleziy halekalmevte velhayate liyebluveküm
eyyüküm ahsenu 'amela* ve “HU”vel'AziyzulĞafur; 3-) Elleziy
haleka seb'a Semavatin tıbaka* ma tera fiy halkırRahmani min
tefavut* ferci'ılbasare hel tera min futur; 4-) Sümmerci'ıl
basare kerrateyni yenkalib ileykelbasaru hasien ve huve
hasiyr; 5-) Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha ve
ce'alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a'tedna lehüm
'azâbesse'ıyr; 6-) Ve lilleziyne keferu BiRabbihim 'azâbu
183 cehennem* ve bi'selmasıyr; 7-) İza ülku fiyha semi'u leha
şehiykan ve hiye tefur; 8-) Tekâdu temeyyezu minelğayz*
küllema ülkıye fiyha fevcun seelehüm hazenetuha elem
yeti'küm neziyr; 9-) Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna
ve kulna ma nezzelellahu min şey'* in entüm illâ fiy dalalin
kebiyr; 10-) Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna fiy
ashabisse'ıyr; 11-) Fa'terefu Bizenbihim* fesuhkan
liashabisse'ıyr; 12-) İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm bilğaybi
lehüm mağfiretun ve ecrun kebiyr; 13-) Ve esirru kavleküm
evicheru Bih* inneHU 'Aliymun BiZâtissudur; 14-) Ela ya'lemu
men haleka, ve “HU”vel Latıyful Habiyr; 15-) “HU”velleziy
ce'ale lekümül'Arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kûlu min
rizkıh* ve ileyHİnnuşur; 16-) Eemintüm men fiysSemai en
yahsife Bikümül'Arda feiza hiye temur; 17-) Em emintüm men
fiysSemai en yursile 'aleyküm hasiba* feseta'lemune keyfe
neziyr; 18-) Ve lekad kezzebelleziyne min kablihim fekeyfe
kâne nekiyr; 19-) Evelem yerav ilettayri fevkahüm saffatin ve
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
1-) Mülk (fiiller boyutu) elinde olan (onu her an dilediğince
tedbir eden) ne yücedir! O, her şeye Kâdîr’dir.
2-) Ortaya koyacaklarınız itibarıyla hanginizin daha
mükemmel olduğunu yaşatmak için ölümü ve hayatı yaratan
“HÛ”dur! O, Azîz’dir, Gafûr’dur.
3-) Semâları yedi boyut (hâlinde) yaratan “HÛ”dur!
Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin! Hadi
^ DUA VE ZİKİR
23-) De ki: “Sizi inşa eden ve sizin için algılama kuvvesi, idrak
kuvvesi (basîret) ve FUADLAR (Esmâ mânâ özelliklerini şuura
yansıtıcılar-kalp nöronları) oluşturan “HÛ”dur! Ne kadar az
şükrediyorsunuz (değerlendiriyorsunuz)!”
24-) De ki: “Sizi, arzda yaratıp yayan “HÛ”dur! O’na haşr
olunacaksınız!”
25-) Derler ki: “Eğer sözünüzde sadıksanız, bu tehdidiniz ne
zaman (gerçekleşecek)?”
26-) De ki: “O’nun bilgisi Allâh indîndedir! Şüphesiz ki ben
apaçık uyarıcıyım!”
Bilgi:
Seyyidimiz, Rasûlümüz, Muhammed Mustafa Efendimiz
AHMED HULÛSİ ^
189
***
AHMED HULÛSİ ^
190
^ DUA VE ZİKİR
26
^
)AMME (NEBE
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺳْ
ﺏ ِﻡ ِ
191
ﻭﻥﻭﻥ }َ {1ﻋ ِﻥ ﺍﻟ ﱠﻧ َﺑﺈِ ْﺍﻟ َﻌﻅِ ِﻳﻡ } {2ﺍﻟﱠﺫِﻱ ُﻫ ْﻡ ﻓِﻳ ِﻪ ﻣ ُْﺧ َﺗﻠِﻔُ َ َﻋ ﱠﻡ َﻳ َﺗ َﺳﺎءﻟُ َ
ﺽُﻭﻥ } {5ﺃَﻟَ ْﻡ َﻧﺟْ َﻌ ِﻝ ْﺍﻷَﺭْ َ ُﻭﻥ }ُ {4ﺛ ﱠﻡ َﻛ ﱠﻼ َﺳ َﻳﻌْ ﻠَﻣ َ }َ {3ﻛ ﱠﻼ َﺳ َﻳﻌْ ﻠَﻣ َ
ﻕﺎ ُﻛ ْﻡ ﺃَ ْﺯ َﻭﺍﺟً ﺎ }َ {8ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ِﻣ َﻬ ًﺎﺩﺍ }َ {6ﻭ ْﺍﻟ ِﺟ َﺑﺎ َﻝ ﺃَ ْﻭ َﺗ ًﺎﺩﺍ }َ {7ﻭ َﺧﻠَ ْ َﻧ
ﺎﺭ َﻣ َﻌﺎ ًﺷﺎ َﻧ ْﻭ َﻣ ُﻛ ْﻡ ُﺳ َﺑﺎ ًﺗﺎ }َ {9ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﺍﻟﻠﱠ ْﻳ َﻝ ﻟِ َﺑﺎﺳً ﺎ }َ {10ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ َ
}َ {11ﻭ َﺑ َﻧ ْﻳ َﻧﺎ َﻓ ْﻭ َﻗ ُﻛ ْﻡ َﺳﺑْﻌً ﺎ ﺷِ ﺩَ ًﺍﺩﺍ }َ {12ﻭ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﺳِ َﺭﺍﺟً ﺎ َﻭﻫﱠﺎﺟً ﺎ
ﺕ َﻣﺎء َﺛ ﱠﺞ ﺍﺟً ﺎ } {14ﻟِ ُﻧ ْﺧ ِﺭ َﺝ ِﺑ ِﻪ َﺣ ًّﺑﺎ }َ {13ﻭﺃَ َ
ﻧﺯ ْﻟ َﻧﺎ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟﻣُﻌْ ﺻِ َﺭﺍ ِ
ﺎﻥ ﻣِﻳ َﻘﺎ ًﺗﺎﺕ ﺃَ ْﻟ َﻔﺎ ًﻓﺎ } {16ﺇِﻥﱠ َﻳ ْﻭ َﻡ ْﺍﻟ َﻔﺻْ ِﻝ َﻛ َ َﻭ َﻧ َﺑﺎ ًﺗﺎ }َ {15ﻭ َﺟ ﱠﻧﺎ ٍ
}َ {18ﻭﻓُﺗ َِﺣ ِ
ﺕ ﻭﻥ ﺃَ ْﻓ َﻭﺍﺟً ﺎ ﱡﻭﺭ َﻓ َﺗﺄْ ُﺗ َ
}َ {17ﻳ ْﻭ َﻡ ﻳُﻧ َﻔ ُﺦ ﻓِﻲ ﺍﻟﺻ ِ
ﺕ َﺳ َﺭﺍﺑًﺎ }{20 ﺕ ْﺍﻟ ِﺟ َﺑﺎ ُﻝ َﻓ َﻛﺎ َﻧ ْ ﺕ ﺃَﺑ َْﻭﺍﺑًﺎ }َ {19ﻭ ُﺳﻳ َﱢﺭ ِ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎء َﻓ َﻛﺎ َﻧ ْ
ِﻳﻥ ﻓِﻳ َﻬﺎ ﻳﻥ َﻣﺂﺑًﺎ }َ {22ﻻ ِﺑﺛ َ ﺻ ًﺎﺩﺍ } {21ﻟ ِْﻠ ﱠﻁﺎﻏِ َ ﺕ ﻣِﺭْ َ ﺇِﻥﱠ َﺟ َﻬ ﱠﻧ َﻡ َﻛﺎ َﻧ ْ
ﻭﻥ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﺑﺭْ ًﺩﺍ َﻭ َﻻ َﺷ َﺭﺍﺑًﺎ } {24ﺇِ ﱠﻻ َﺣﻣِﻳﻣًﺎ ﺃَﺣْ َﻘﺎﺑًﺎ } {23ﱠﻻ َﻳ ُﺫﻭﻗُ َ
ﻭﻥ ﺣ َِﺳﺎ ﺑًﺎ َﻭ َﻏﺳﱠﺎ ًﻗﺎ }َ {25ﺟ َﺯﺍء ِﻭ َﻓﺎ ًﻗﺎ } {26ﺇِ ﱠﻧ ُﻬ ْﻡ َﻛﺎ ُﻧﻭﺍ َﻻ َﻳﺭْ ﺟُ َ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Amme yetesaelun; 2-) AninNebeil'Azıym; 3-) Elleziy hüm
fiyhi muhtelifun; 4-) Kella seya'lemun; 5-) Sümme kella
seya'lemun; 6-) Elem nec'alil'Arda mihada;7-) Velcibale
evtada;8-) Ve haleknaküm ezvaca; 9-) Ve ce'alna nevmeküm
sübata; 10-) Ve ce'alnelleyle libasa; 11-) Ve ce'alnennehare
me'aşa; 12-) Ve beneyna fevkaküm seb'an şidada; 13-) Ve
ce'alna siracen vehhaca;14-) Ve enzelna minelmu'sırati maen
seccaca;15-) Linuhrice Bihi habben ve nebata;
16-) Ve cennatin elfafa; 17-) İnne yevmelfasli kâne miykata;
18-) Yevme yunfehu fiysSuri fete'tune efvaca;19-) Ve
futihatisSemau fekânet ebvaba; 20-) Ve suyyiretilcibalu
fekânet seraba;21-) İnne cehenneme kânet mirsada;
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
1-) Neyi sorguluyorlar?
2-) Azametli Haberi mi (ölüm sonrasında yaşamın devamı)?
3-) Ki o konuda anlaşmazlık içindedirler!
4-) Hayır (düşündükleri gibi değil), yakında (vefat edince)
bilecekler!
5-) Yine hayır (düşündükleri gibi değil), yakında bilecekler!
6-) Biz arzı (bedeni) bir beşik (içinde gelişeceğiniz geçici
kullanım aracı) yapmadık mı?
7-) Dağları (bedendeki organları) da birer kazık!
AHMED HULÛSİ ^
***
196
^ DUA VE ZİKİR
27
İKRA
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Ikra' Bismi Rabbikelleziy halak; 2-) Halekal'İnsane min
'alak; 3-) Ikra' ve Rabbükel'Ekrem; 4-) Elleziy 'alleme bilKalem;
5-) Allemel'İnsane ma lem ya'lem;
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
1-) Yaratan Rabbinin ismi (ile işaret ettiği hakikatin olan
kuvveler) ile OKU!
2-) İnsanı Alak’tan (kan pıhtısı; genlerden) yarattı.
3-) Oku! (Çünkü) Rabbin Ekrem’dir!
4-) O ki, (O Rabbanî özellikleri ve genetiğini) Kalem olarak
öğretti (programladı)!
5-) (Yani) insana bilmediğini talim etti.
198
Bilgi:
Dinin derinliklerindeki "SIR"lara ermeyi dileyenlere günde 313
defa okumalarını tavsiye ediyoruz!..
"OKU"nun anlamı nedir; okunacak olan nedir; nasıl
"OKU"nur; bütün bu soruların cevabını inşâAllah yakında
yayına vereceğimiz "Hazreti MUHAMMED NEYİ ‘OKU’DU"
isimli kitabımızda tafsilâtıyla açıklamaya çalışacağız. Ama
şimdiden bilin ki, "OKU"nan nesne bildiğimiz yazı ile yazılmış
bir metin değildi!.. Öyleyse neydi?..
Olay, yazılı bir metin okuma olayı değilse; "ÜMMÎ" olmaktan
mânâ nedir ve kimler "ÜMMÎ"dir?..
Neyse, dediğimiz gibi, biz bunları yerine bırakalım; ve tekrar
edelim; Rabbin indîndeki gerçeği "OKU"mak arzusuna sahip
olanlar, Alak Sûresi’nin bu ilk beş âyetini her gün 313 defa
okumayı alışkanlık etmeliler.
***
^ DUA VE ZİKİR
28
İNŞİRÂH
{ ﺍﻟﱠﺫِﻱ2} ﻧﻙ ِﻭ ْﺯ َﺭ َﻙ َ ﺿﻌْ َﻧﺎ َﻋ َ { َﻭ َﻭ1} ﺻ ْﺩ َﺭ َﻙ َ ﺃَﻟَ ْﻡ َﻧ ْﺷ َﺭﺡْ ﻟَ َﻙ
{ َﻓﺈِﻥﱠ َﻣ َﻊ ْﺍﻟﻌُﺳْ ِﺭ ﻳُﺳْ ﺭً ﺍ4} { َﻭ َﺭ َﻓﻌْ َﻧﺎ ﻟَ َﻙ ﺫ ِْﻛ َﺭ َﻙ3} ﺽ َﻅﻬ َْﺭ َﻙ َ ﺃَﻧ َﻘ
{ َﻭﺇِﻟَﻰ7} ْﺎﻧﺻﺏ َ ﺕ َﻓ َ { َﻓﺈِ َﺫﺍ َﻓ َﺭ ْﻏ6} { ﺇِﻥﱠ َﻣ َﻊ ْﺍﻟﻌُﺳْ ِﺭ ﻳُﺳْ ﺭً ﺍ5}
{8} ْﱢﻙ َﻓﺎﺭْ َﻏﺏ َ َﺭﺑ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Elem neşrah leke sadrek; 2-) Ve vada'na 'anke vizrek; 3-)
Elleziy enkada zahrek; 4-) Ve refa'na leke zikrek; 5-) Feinne
me'al’usri yüsra; 6-) İnne me'al'usri yüsra; 7-) Feiza ferağte
fensab; 8-) Ve ila Rabbike ferğab;
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
1-) Senin göğsünü açmadık mı (darlığını genişletmedik mi)?
2-) (Hakikati açarak beşeriyet) yükünü senden almadık mı?
3-) Ki o(nun ağırlığı), senin belini çatırdatmıştı!
4-) Senin zikrini (hatırladığın hakikatini yaşatarak)
yüceltmedik mi?
5-) Bu yüzdendir ki, kesinlikle zorlukla beraber bir kolaylık
vardır.
6-) Evet, kesinlikle her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
200
7-) (İşlerinden) kurtulunca, (esas işinle) yorul!
8-) Rabbini değerlendir!
Bilgi:
Maneviyatta ilerlemek isteyenler, bu sûreyi her gün 70 defa
okumayı ihmal etmesinler.
Aldıkları yüksek seviyeli ilmi; karşılaştıkları yüksek
müşahedeleri, değerli keşifleri hazmetmek isteyenler günde
yetmiş defa bu sûreyi okumaya devam etsinler.
İçi sıkılanlar, başı daralanlar, bunalımda olanlar selâmete
çıkmak istiyorlarsa, günde yetmiş defa bu sûreyi okumaya
devam etsinler.
Her biri de görecek ki; bu sûreye devam, onları kesinlikle
muratlarına erdirecektir.
***
^ DUA VE ZİKİR
29
201
***
202
^ DUA VE ZİKİR
30
^
İZÂ ZÜLZİLET
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
203
ﺕ ْﺍﻷَﺭْ ﺽُ ﺃَ ْﺛ َﻘﺎﻟَ َﻬﺎ }{2 ﺕ ْﺍﻷَﺭْ ﺽُ ِﺯ ْﻟ َﺯﺍﻟَ َﻬﺎ }َ {1ﻭﺃَ ْﺧ َﺭ َﺟ ِ ﺇِ َﺫﺍ ُﺯ ْﻟ ِﺯﻟَ ِ
ﺎﺭ َﻫﺎ }ِ {4ﺑﺄَﻥﱠ َﺭﺑ َ
ﱠﻙ ﺙ ﺃَ ْﺧ َﺑ َ
ﻧﺳﺎﻥُ َﻣﺎ ﻟَ َﻬﺎ }َ {3ﻳ ْﻭ َﻣ ِﺋ ٍﺫ ُﺗ َﺣ ﱢﺩ ُ َﻭ َﻗﺎ َﻝ ْ ِ
ﺍﻹ َ
ﺃَ ْﻭ َﺣﻰ ﻟَ َﻬﺎ }َ {5ﻳ ْﻭ َﻣ ِﺋ ٍﺫ َﻳﺻْ ُﺩﺭُ ﺍﻟ ﱠﻧﺎﺱُ ﺃَ ْﺷ َﺗﺎ ًﺗﺎ ﻟﱢﻳ َُﺭ ْﻭﺍ ﺃَﻋْ َﻣﺎﻟَ ُﻬ ْﻡ }{6
َﻓ َﻣﻥ َﻳﻌْ َﻣ ْﻝ ﻣ ِْﺛ َﻘﺎ َﻝ َﺫﺭﱠ ٍﺓ َﺧﻳْﺭً ﺍ َﻳ َﺭﻩُ }َ {7ﻭ َﻣﻥ َﻳﻌْ َﻣ ْﻝ ﻣ ِْﺛ َﻘﺎ َﻝ َﺫﺭﱠ ٍﺓ َﺷ ًّﺭﺍ
َﻳ َﺭﻩُ }{8
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
;1-) İza zülziletil Ardu zilzaleha; 2-) Ve ahrecetilArdu eskaleha
3-) Ve kalel İnsanu ma leha; 4-) Yevmeizin tühaddisü
ahbareha; 5-) Bienne Rabbeke evha leha; 6-) Yevmeizin
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
1-) Arz (beden), şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldığında;
2-) Arz, ağırlıklarını dışarı çıkardığında,
3-) İnsan (bilinç, bedene bakarak): “Buna ne oluyor?” diyerek
(panik yaşadığında),
204
4-) İşte o süreçte haberlerini söyler.
5-) Rabbinden ona vahiy ile.
6-) O gün insanlar, gruplar hâlinde çıkar ki çalışmalarının
sonucunu görsünler!
7-) Kim bir zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görür.
8-) Kim de bir zerre ağırlığınca bir şerr yaparsa, onu görür.
Bilgi:
Zelzele (Zilzâl) Sûresi’nin ilk okunduğu anda anlaşılan en zâhir
mânâsı yukarıda ifade ettiğimizdir. Ancak ne var ki, bu sûrede
sadece bu mânânın anlatıldığını sanmak, sadece yedide biri su
üstünde görülen buzdağını, gördüğünden ibaret zannetmek
gafletine benzer!..
Bu hususa bir misal oluşturması için bu sûrenin iki ayrı
mânâsından daha açıklayabileceğimiz ölçüler içinde söz
^ DUA VE ZİKİR
Her neyse, yanına gittim, elini öptüm; bana sordu, "Sana bir
görev versem, yapar mısın?”
Serde o yaşın civanlığı var ki, sanki dağları delmeğe hazırım.
“Elbette yaparım” demiştim. Ama hiçbir şey de bilmiyorum,
henüz. Bana şunu teklif etti o Zât.
“Ne kadar zamanda yapabilirsen, yüz bin İHLÂS çek ve
ondan sonra yanıma gel!..”
Ne çare ki, bir hafta sonra, o Zât’ın ölüm ötesi yaşama
intikâlini öğrendim. Ama gene de verdiğim sözü tutup yirmi
gün içinde yüz bin "İHLÂS" okumayı tamamladım.
209
Umarım, Allâh, okumuş olduğum bu İHLÂS’lar hürmetine beni
bağışlar ve bu sûrenin sırrına erdirir.
Dolayısıyladır ki, fakir, tüm mümin kardeşlerine imkânları
nispetinde bu çalışmayı tavsiye eder. Allâh kolaylaştıra!..
***
Evet, bakın Hazreti Rasûlullah ashabıyla bu konuda ne
konuşmuş. Ebû Hureyre (r.a.) naklediyor:
“Toplanın, size Kurân’ın üçte birini okuyacağım, buyurdu
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem.
Bunun üzerine toplanıldı. Sonra Rasûlullah evinden çıkıp,
‘Kul hu Vallahu Ahad’ sûresini okudu.
Sonra tekrar evine girdi.
Bunun üzerine birbirimize; semâdan bir haber geldi herhâlde
ki, evine girdi; diye konuştuk yeni bir vahiy geliyor sandık.
Sonra Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem evinden çıktı ve
buyurdu ki:
AHMED HULÛSİ ^
211 ***
AHMED HULÛSİ ^
212
^ DUA VE ZİKİR
31
^
KUL EUZÜLER
213
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
ُﻭﺫ ِﺑ َﺭﺏﱢ ْﺍﻟ َﻔﻠَ ِﻕ } {1ﻣِﻥ َﺷﺭﱢ َﻣﺎ َﺧ َﻠ َﻕ }َ {2ﻭﻣِﻥ َﺷﺭﱢ َﻏﺎﺳِ ٍﻕﻗُ ْﻝ ﺃَﻋ ُ
ﺕ ﻓِﻲ ْﺍﻟ ُﻌ َﻘ ِﺩ }َ {4ﻭﻣِﻥ َﺷﺭﱢ َﺣﺎﺳِ ٍﺩ
ﺏ }َ {3ﻭﻣِﻥ َﺷﺭﱢ ﺍﻟ ﱠﻧ ﱠﻔﺎ َﺛﺎ ِﺇِ َﺫﺍ َﻭ َﻗ َ
ﺇِ َﺫﺍ َﺣ َﺳﺩَ }{5
ِﻳﻡ ﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ ِ
ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ ِ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Kul e'uzü BiRabbil felak; 2-) Min şerri ma halak; 3-) Ve min
şerri ğasikın iza vekab; 4-) Ve min şerrin neffasati fiyl'ukad; 5-)
Ve min şerri hasidin iza hased;
Anlamı:
1-) De ki: “Sığınırım Felâk’ın (karanlığı yarıp aydınlığa 214
kavuşturan nûrun) Rabbine”
2-) “Yarattığı halkının şerrinden”
3-) “Karanlığı çöken gecenin şerrinden”
4-) “Düğümlere üfüren kadınların şerrinden”
5-) “Haset ettiğinde, haset edicinin şerrinden!”
***
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Kul e'uzü BirabbinNas; 2-) Melikin Nas; 3-) İlahin Nas; 4-)
Min şerril vesvasil hannas; 5-) Elleziy yüvesvisü fiy sudurin
Nas; 6-) Minel cinneti ven Nas;
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
1-) De ki: “Sığınırım Nas’ın Rabbine”
2-) “Nas’ın Melîki’ne”
3-) “Nas’ın İlâhı’na”
4-) “El Vesvas’il Hannas’ın (sinip sinip geri dönen, insanı
bedenselliğe düşüren vesvese kuvvesi) şerrinden”
5-) “O ki, insanların içlerinde vesvese üretir.”
6-) “Cinlerden ve insanlardan!”
215
Bilgi:
Bu iki sure; BÜYÜ’ye, sihire, manyetizmaya ve kişinin iradesini
zorlayan dış etkenlere karşı en önemli silahlardandır.
Efendimiz’e yapılan büyüye karşı Cenâb-ı Hak tarafından nâzil
olmuş iki sûredir.
Her gün kırk bir defa veya her namazdan sonra yedi defa
okunmasında çok büyük fayda vardır.
Hemen herkesin bildiği "KUL EUZÜ"ler hakkındaki Rasûlullah
sallâllahu aleyhi vesellem’in bazı tavsiyelerini de sizlere
duyurmadan geçemeyeceğim.
Ukbe b. Amir (r.a.) naklediyor:
-Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
“Bu gece inzâl olan, benzerleri hiç görülmemiş bir kısım
âyetleri biliyor musun?.. Onlar, Kul euzü birabbil felâk ve kul
euzü birabbin nas sûreleridir.”
AHMED HULÛSİ ^
32
َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ ﺁﺗ َﺍِﻥ ﻓِﻲ ﺍﻟ ﱡﺩ ْﻧ َﻳﺎ َﺣ َﺳ َﻧ ًﺔ َﻭﻓِﻲ ﺍﻵﺧ َِﺭ ِﺓ َﺣ َﺳ َﻧ ًﺔ َﻭ ِﻗ َﻧﺎ َﻋ َﺫ َﺍﻟ
ِ ﺍﺏ ﱠﻧ
ﺎﺭ
Okunuşu:
Rabbena atine fiyddünya haseneten ve fiyl ahırati haseneten
vekına azaben nar;
Anlamı:
“Rabbimiz, bize dünyada da hasene (Esmâ’nın güzelliklerini
yaşamayı) ver, sonsuz gelecek sürecinde de hasene
(nefsimizdeki Esmâ’nın güzellikleri) ver; (ayrı düşmenin)
ateşinden bizi koru!” (2.Bakara: 201)
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem’in pek çok duasında bu
âyete yer verdiğini Enes radıyallâhu anh naklediyor bize.
Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm dünya ve âhiret güzelliklerini
dileyip; dolayısı ile ateş azabına yol açacak şeylerden
korunmayı, talep etmeyi öğretiyor bize bu dua.
***
َ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ ﻻَ ُﺗ ِﺯ ْﻍ ﻗُﻠُﻭ َﺑ َﻧﺎ َﺑﻌْ ﺩَ ﺇِ ْﺫ َﻫﺩَ ْﻳ َﺗ َﻧﺎ َﻭ َﻫﺏْ ﻟَ َﻧﺎ ﻣِﻥ ﻟﱠ ُﺩ
ﻧﻙ َﺭﺣْ َﻣ ًﺔ ﺇِﻥﱠ َﻙ
َ َﺃ
ُﻧﺕ ْﺍﻟ َﻭﻫﱠﺎﺏ 218
Okunuşu:
Rabbena la tuzığ kulubena ba'de iz hedeytena ve heb lena
min ledünKE rahmeten, inneKE entel Vehhab;
Anlamı:
Rabbimiz, bize hidâyet ettikten (hakikati gösterip idrak
ettirdikten) sonra şuurumuzu (nefsaniyete-egoya) döndürme
ve bize ledünnünden bir rahmet bağışla. Muhakkak sen
Vahhab’sın. (3.Âl-i İmrân: 8)
Bilgi:
"Mü’min’in kalbi Rahman’ın iki parmağı arasındadır"
hadisinin işaret ettiği şekilde, kalplerimiz yani bilincimiz her
^ DUA VE ZİKİR
219 ﺎﺭ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ ﺇِ ﱠﻧ َﻙ َﻣﻥ ِ ﺍﺏ ﺍﻟ ﱠﻧ َ ﺕ َﻫﺫﺍ ﺑَﺎﻁِ ﻼً ُﺳﺑ َْﺣﺎ َﻧ َﻙ َﻓ ِﻘ َﻧﺎ َﻋ َﺫ َ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ َﻣﺎ َﺧﻠَ ْﻘ
ﺎﺭ ﺭﱠ ﱠﺑ َﻧﺎ ﺇِ ﱠﻧ َﻧﺎ َﺳﻣِﻌْ َﻧﺎ ٍ ﻧﺻ َ َِﻳﻥ ﻣِﻥْ ﺃ َ ِﻠﻅﺎ ِﻟﻣ ﺎﺭ َﻓ َﻘ ْﺩ ﺃَ ْﺧ َﺯ ْﻳ َﺗ ُﻪ َﻭ َﻣﺎ ﻟ ﱠ
َ ُﺗ ْﺩﺧ ِِﻝ ﺍﻟ ﱠﻧ
ﺎﻏﻔِﺭْ ﻟَ َﻧﺎ ُﺫ ُﻧﻭ َﺑ َﻧﺎْ ﺎﻥ ﺃَﻥْ ﺁ ِﻣ ُﻧﻭ ْﺍ ِﺑ َﺭ ﱢﺑ ُﻛ ْﻡ َﻓﺂ َﻣ ﱠﻧﺎ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ َﻓ
ِ ِﻺﻳ َﻣ ِ ُﻣ َﻧﺎ ِﺩﻳًﺎ ُﻳ َﻧﺎﺩِﻱ ﻟ
ﺍﺭ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ َﻭﺁ ِﺗ َﻧﺎ َﻣﺎ َﻭ َﻋﺩ ﱠﺗ َﻧﺎ َﻋﻠَﻰ ِ َﻭ َﻛ ﱢﻔﺭْ َﻋ ﱠﻧﺎ َﺳ ﱢﻳ َﺋﺎ ِﺗ َﻧﺎ َﻭ َﺗ َﻭ ﱠﻓ َﻧﺎ َﻣ َﻊ ﺍﻷﺑ َْﺭ
َ ﺭُ ُﺳﻠ َِﻙ َﻭﻻَ ُﺗ ْﺧ ِﺯ َﻧﺎ َﻳ ْﻭ َﻡ ْﺍﻟ ِﻘ َﻳﺎ َﻣ ِﺔ ﺇِ ﱠﻧ َﻙ ﻻَ ُﺗ ْﺧﻠِﻑُ ْﺍﻟﻣ
َِﻳﻌﺎﺩ
Okunuşu:
Rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneKE fekına azaben
nar; Rabbena inneKE men tüdhılinnare fekad ahzeytehu, ve
ma lizzalimiyne min ensar; Rabbena innena semi'na
münadiyen yünadiy lil iymani en aminu Bi Rabbiküm fe
amenna* Rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna
seyyiatina ve teveffena maal’ ebrar; Rabbena ve atina ma
veadtena alâ RusuliKE ve la tuhzina yevmel kıyameti, inneKE
la tuhlifül miy’ad;
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
“Rabbimiz, bunları boş yere yaratmadın! Subhan’sın (yersiz
ve anlamsız bir şey yaratmaktan münezzeh, her an yeni bir
şey yaratma hâlinde olansın)! (Açığa çıkardıklarını
değerlendirmemenin getireceği pişmanlıktan) yanmadan bizi
koru (derler). Rabbimiz, sen kimi ateşe atarsan onu
muhakkak aşağılamış olursun. Nefsine zulmedenlere hiçbir
yardımcı (kurtarıcı) olmaz! Rabbimiz, gerçekten biz
‘Hakikatinizi Esmâ’sıyla oluşturan Rabbinize iman edin’ diye
imana davet edeni duyduk ve hemen iman ettik. Rabbimiz,
suçlarımızı bağışla, yanlışlarımızı sil; sana ermiş kullarınla
birlikte olarak yanına al. Rabbimiz, bize, Rasûllerine 220
vadettiğini ver ve kıyamet sürecinde bizi rezil duruma
düşürme! Muhakkak ki vaadinden dönmeyensin sen.” (3.Âl-i
İmrân: 191-192-193-194)
Bilgi:
Burada da Allâhu Teâlâ bizlere en kıymetli dua şekillerini
öğretiyor.
Ayrıca, bu şekilde dua edildiği takdirde, bu duaya icabet
edileceği de daha sonraki âyette kesinlikle ifade edilmiştir.
Artık Cenâb-ı Hak tarafından icabet sözü verilmiş bir duaya da
devam edemiyorsak, elbette diyecek bir şey kalmaz.
***
^ DUA VE ZİKİR
َ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ َﻅﻠَﻣْ َﻧﺎ ﺃَﻧﻔُ َﺳ َﻧﺎ َﻭﺇِﻥ ﻟﱠ ْﻡ َﺗ ْﻐﻔِﺭْ ﻟَ َﻧﺎ َﻭ َﺗﺭْ َﺣﻣْ َﻧﺎ ﻟَ َﻧ ُﻛﻭ َﻧﻥﱠ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﺧﺎﺳِ ِﺭ
ﻳﻥ
Okunuşu:
Kala Rabbena zalemna enfüsena ve in lem tağfir lena ve
terhamna lenekûnenne minel hasiriyn;
Anlamı:
Dediler ki: “Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi
221 bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana
uğrayanlardan oluruz.” (7.A’raf: 23)
Bilgi:
Hazreti Adem ve Havva cennet hayatı yaşarken,
kaderlerindeki o bilinen hikmetli hatayı yaptıktan sonra,
kendilerinden sâdır olan bu fiilin üzüntüsü içinde, yukarıda
ifade olunan biçimde bağışlanma talep ettiler.
Ve bu duaları kabul olunarak, bir süre dünyada yaşadıktan
sonra, yeniden cennet yaşamına dönme imkânına ulaştılar.
İşte Kur’ân-ı Kerîm’deki bu dua bize, "nefse zulmetmek"
hâlinde ne yapmamız gerektiğini öğretiyor. Hayatı nefsine
zulmetmekle, yani "nefs"inde mevcut olan sonsuz kemâlin
hakkını yerine getirememek suretiyle ona eziyet etmekle
geçen bizlere de bu duaya devamdan başka bir şey kalmıyor.
***
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
HasbiyAllahu, lâ ilâhe illâ HUve, aleyhi tevekkeltü ve HUve
Rabbül arşil azîym;
Anlamı:
222
“Allâh bana yeter! Tanrı yoktur sadece ‘HÛ’! O’na tevekkül
ettim... Arş-ı Azîm’in Rabbi ‘HÛ’dur!” (9.Tevbe: 129)
Bilgi:
Başınız haksız yere derde girdiği zaman bu âyeti günde beş
yüz veya bin kere okumaya devam ederseniz, inşâAllah kısa
zamanda selâmete çıkarsınız.
Bu âyetteki duayı ilk okuyan İbrahim peygamberdir.
İbrahim (aleyhisselâm) Nemrud tarafından yakalattırılıp,
mancınıkla ateş dağının içine fırlatıldığı zaman, havadayken
Cebrâil isimli melek gelir ve sorar:
-Yâ İbrahim senin için ne yapmamı istersin?
İbrahim (aleyhisselâm) cevap verir:
-Allâh’a güvendim. O bana yeter. Tanrı yoktur O vardır! Ben
O’na bağlanıp, işimi ona bıraktım. Ki O arş’ın azîm rabbidir.
^ DUA VE ZİKİR
***
Okunuşu:
Rabbi inniy euzü BiKE en es'eleKE ma leyse liy Bihi ‘ılm* ve illâ
tağfirliy ve terhamniy ekün minelhasiriyn;
224
Anlamı:
“Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim)
şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve
bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.” (11.
Hud: 47)
Bilgi:
Nuh (aleyhisselâm) kavmini uyarmış, ama kendisini
dinlememişlerdi. O da aldığı emri ilâhî üzerine bir gemi yaptı
ve hayvanlardan birer çift ile yakınlarını gemiye davet etti. Ne
çare ki oğlu ona inanmamış ve gemiye de binmemişti.
Tufan başladıktan sonra, seller üzerinde gemi yüzerken,
dalgaların arasında boğulmak üzere olan oğlunu gördü ve
onun kurtulması için ısrarla rabbine dua etti. Ama ne çare ki
^ DUA VE ZİKİR
َ َﺭ ﱠﺑ َﻧﺎ َﻫﺏْ ﻟَ َﻧﺎ ﻣِﻥْ ﺃَ ْﺯ َﻭﺍ ِﺟ َﻧﺎ َﻭ ُﺫﺭﱢ ﻳﱠﺎ ِﺗ َﻧﺎ ﻗُﺭﱠ َﺓ ﺃَﻋْ ﻳ ٍُﻥ َﻭﺍﺟْ َﻌ ْﻠ َﻧﺎ ﻟ ِْﻠ ُﻣ ﱠﺗﻘ
ِﻳﻥ
ﺇِ َﻣﺎﻣًﺎ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Rabbena heb lena min ezvacina va zürriyyatina kurrete
a'yunin vec'alna lil müttekıyne imama;
Anlamı:
“Rabbimiz... Eşlerimizden (veya bedenlerimizden) ve
evlatlarımızdan (bedenî çalışmalarımızın semeresinden) göz
aydınlığı (cennet yaşamını) oluşturacakları bize ihsan et; bizi,
226
korunmak isteyenlere uyulası önder kıl” (25.Furkan: 74)
Bilgi:
Evlat isteyen ana - babalara Cenâb-ı Hakk’ın öğrettiği bir dua
bu. Hayırlı evladı olsun isteyenler, şayet bu duaya
namazlarından sonra devam ederken çocukları olursa, umulur
sâlih bir nesil sahibi olurlar.
***
Okunuşu:
Rabbic'alniy mukıymes Salâti ve min zürriyyetiy, Rabbena ve
tekabbel dua'; Rabbenağfir liy ve li valideyye ve lil mu'miniyne
yevme yekumül hısab;
Anlamı:
"Rabbim, salâtı ikameyi (Esmâ hakikatine yönelişin getirisini)
yaşayanlardan kıl, beni ve zürriyetimden de (ikame edenler
yarat)! Rabbimiz; duamı gerçekleştir." (Dikkat: İbrahim a.s.
gibi bir Zât, salâtın ikamesini-yaşantısını talep ediyor; bu ne
227 anlam taşır, derin düşünmek gerekir. A.H.) "Rabbimiz, yaşam
muhasebesinin ortaya serildiği süreçte, beni, ana-babamı ve
iman edenleri mağfiret eyle!" (14.İbrahim: 40-41)
Bilgi:
İbrahim (aleyhisselâm)’ın Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan bu duası
NAMAZ ile ilgili tek duadır.
NAMAZI ikâme etmeyi hedef alan bu dua, namazın hakikatine
yönelmek isteyenlere özellikle tavsiye olunur.
Namaz vardır kılınır.
Namaz vardır ikâme olunur.
Namaz vardır içinden hiç çıkılmaz, daimîdir.
Biz namaz konusuna Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin yazmış
olduğu “Risâle-i Gavsîye” isimli eserin şerhi olan "GAVSÎYE
AÇIKLAMASI" isimli kitabımızda; ve "8" numaralı "İslâm"
kasetinde ve çok geniş olarak da "TEMEL ESASLAR"
AHMED HULÛSİ ^
ٍ ﺏ َﻭ َﻋ َﺫﺍ
ﺏ ٍ ْْﻁﺎﻥُ ِﺑ ُﻧﺻَ َﺭ ﱠﺑ ُﻪ ﺃَ ﱢﻧﻲ َﻣ ﱠﺳﻧ َِﻲ ﺍﻟ ﱠﺷﻳ
ُﻭﺫ ِﺑ َﻙ َﺭﺏﱢ ﺃَﻥ
ُ ﺕ ﺍﻟ ﱠﺷﻳَﺎﻁِ ﻳﻥ َﻭﺃَﻋ ِ ُﻭﺫ ِﺑ َﻙ ﻣِﻥْ َﻫ َﻣ َﺯﺍُ ﺭﱠ ﺏﱢ ﺃَﻋ 228
ﱠﺎﺭ ٍﺩ
ِ ﺎﻥ ﻣ َ ﻭﻥ َﻭ ِﺣ ْﻔ ًﻅﺎ ﻣﱢﻥ ُﻛ ﱢﻝ َﺷﻳ
ٍ ْﻁ ِ َُﻳﺣْ ﺿُﺭ
Okunuşu:
Rabbi enniy messeniyeş şeytanu Bi nusbin ve azâb; Rabbi
euzü BiKE min hemezatiş şeyatıyn; Ve euzü BiKE Rabbi en
yahdurun; Ve hıfzan min külli şeytanin marid;
Anlamı:
“Muhakkak ki şeytan (beden olma fikri) bana bitkinlik ve
azap yaşattı. Rabbim! (Dışsal ve içsel) şeytanların
vesveselerinden sana (varlığımdaki koruyucu Esmâ’na)
sığınırım. Ve sana (varlığımdaki koruyucu Esmâ’na) sığınırım
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
ŞEYTANLARA yani CİNLERE KARŞI OKUNACAK EN TESİRLİ
DUALAR. CİNLERİN her türlü zarar veren tesirlerine karşı
Kur’ân-ı Kerîm’de bulunan bir iki dua âyeti, beraberce
okunduğu zaman son derece tesirli olmaktadır. “Sâd”
Sûresi’nin 41. âyeti olan kısmı, Eyyûb (aleyhisselâm)
229 okumuştur. "Muminun" Sûresi’nin 97 ve 98. âyetleri olan
kısmı ise Cenâb-ı Hak tarafından Rasûlullah sallâllahu aleyhi
vesellem’e öğretilmiştir.
CİNLER tarafından kandırılmış bulunan herkes bu duaya
devam hâlinde çok büyük faydalar görür.
MEDYUMLAR, RUHLARLA, UZAYLILARLA GÖRÜŞTÜKLERİNİ
SANANLAR; KENDİNİ EVLİYA, ŞEYH veya MEHDİ zannedenler
bu dualara şayet bir süre devam ederlerse, o zannı oluşturan
tüm veriler kesiliverir.
***
***
Okunuşu:
Lâ ilâhe illâ ente subhaneKE inniy küntü minez zâlimiyn;
AHMED HULÛSİ ^
Anlamı:
“Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan El
Esmâ mânâların)! Senin (Esmâ mânâlarını açığa çıkaran olarak
bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben nefsime
zulmettim.” (21.Enbiyâ: 87)
Bilgi:
Bakın bu hususta Rasûl (aleyhisselâm) ne buyuruyor:
232
"Zün Nun (Yûnus (aleyhisselâm)) balığın karnında iken "Lâ
ilâhe illâ ente Subhaneke inniy küntü minez zalîmîn" diye
dua ederdi. Bir şey hakkında bunu okuyan müslüman yoktur
ki, Allâh onun duasını kabul etmesin."
Yunûs (aleyhisselâm) Kur’ân-ı Kerîm’in “Enbiyâ” Sûresi’nin 87.
âyetinde belirtilen şekilde, bu duaya devam ederek, yaptığı
bir yanlıştan dolayı bağışlandı. Sonra da o devir şartlarına göre
yüz bin kişiden fazla olan büyük bir topluluğa hidâyet
ulaştırdı.
Dünya şartları ve şartlanmaları içinde, âdeta balık karnında
boğulmak üzere olan insan gibi, sıkıntı içinde olanlara çok
büyük ferahlık ve kurtuluş getirecek olan bir tespihdir, duadır
bu âyet.
İleride tavsiyemiz olan çeşitli zikir formülleri içinde de yer alan
bu duaya günde 300 defa çekmek suretiyle devam edenler
çok büyük fayda görürler. Kesinlikle devam edin.
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Rabbişrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy;
Anlamı:
“Rabbim, şuuruma genişlik ver (bunları hazmedebileyim ve
233
gereğini uygulayabileyim). İşimi bana kolaylaştır.” (20.Tâ ha:
25-26)
Bilgi:
Musa (aleyhisselâm)’ın duasının bir kısmıdır yukarıdaki bölüm.
Yapılan çalışmalara göre görülmüştür ki, günde 300 defa
çekenlerde bir süre sonra iç sıkılmaları, daralmalar ortadan
kalkmakta, daha hazımlı olunmakta ve işler yoluna
girmektedir.
Yanısıra “Elem neşrah leke sadrek” âyeti de 300 defa
okunursa, tesiri çok daha kısa zamanda da görülebilir. İç
sıkıntılarından yakınan, içe kapanık, huzursuz, bunalımlı
kişilere bu formül yanısıra “Bâsıt” ismi de 1800 kere çekilmek
sûretiyle bir üçlü tertip şeklinde tavsiye edilir.
***
AHMED HULÛSİ ^
َﻑ ﻟَ ُﻪ ﺇِﻻﱠ ﻫ َُﻭ َﻭﺇِﻥ ﻳ ُِﺭ ْﺩ َﻙ ِﺑ َﺧﻳ ٍْﺭ َﻓﻼَ ِﷲُ ِﺑﺿُﺭﱟ َﻓﻼَ َﻛﺎﺷ ّ َﻭﺇِﻥ َﻳﻣْ َﺳﺳْ َﻙ
ُﺻﻳﺏُ ِﺑ ِﻪ َﻣﻥ َﻳ َﺷﺎء ﻣِﻥْ ﻋِ َﺑﺎ ِﺩ ِﻩ َﻭﻫ َُﻭ ْﺍﻟ َﻐﻔُﻭﺭُ ﺍﻟﺭﱠ ﺣِﻳ ُﻡ
َ َﺭﺁ ﱠﺩ ﻟِ َﻔﺿْ ﻠِ ِﻪ ﻳ
Okunuşu:
Ve in yemseskellahu Bidurrin fela kâşife lehu illâ HU* ve in
yüridke Bihayrin fela radde li fadliHİ, yusıybu Bihi men yeşau
min ıbadiHİ, ve “HU”vel Ğafurur Rahîym;
234
Anlamı:
Allâh sende bir sıkıntı açığa çıkarırsa, onu O’ndan başka
kaldıracak yoktur! Eğer sende bir hayır irade ederse, O’nun
lütfunu geri çevirecek de yoktur! O, lütfunu kullarından
dilediğine nasip eder... O Gafûr’dur, Rahîm’dir. (10.Yûnus:
107)
Bilgi:
“Yûnus” Sûresi’nin 107. âyeti olan bu metin, iç sıkıntısına
düşenler, bir derdi sıkıntısı olanlar tarafından günde yüz defa
okunursa büyük yarar sağlar. Kısa sürede Allâh o dertlerinden,
sıkıntılarından selâmete çıkartır.
Kime böyle Allâh’a yönelmek kolaylaştırılırsa, sıkıntıdan
kurtulmak da ona yakındır elbet!..
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Rabbirhamhüma kema Rabbeyaniy sağıyra;
Anlamı:
“Rabbim... Merhamet et onlara (anne ve babama), küçükken
beni terbiye ettikleri gibi.” (17.İsrâ: 24)
235
Bilgi:
İnsan üzerindeki en büyük hak anne ve baba hakkıdır.
Dünyada varoluş vesilesi olan anne - baba hakkının bir evlat
tarafından ödenebilmesi çok güçtür.
Ama bu âyeti kerîmede onlar için yapabileceğimiz dilde çok
kolay fakat mânâda çok değerli bir duayı öğretiyor Cenâb-ı
Hak bize. Şayet ana - babamızın hakkını bir nebze olsun
ödeme sorumluluğunu haiz bir vicdanımız varsa, dualarımızda
mutlaka şu dört kelimeye de yer verelim.
***
ﻣْﺕ َﻋﻠَﻲﱠ َﻭ َﻋﻠَﻰ َﻭﺍﻟِﺩَ ﻱﱠ َ َﺭﺏﱢ ﺃَ ْﻭ ِﺯﻋْ ﻧِﻲ ﺃَﻥْ ﺃَ ْﺷ ُﻛ َﺭ ﻧِﻌْ َﻣ َﺗ َﻙ ﺍﻟﱠﺗِﻲ ﺃَ ْﻧ َﻌ
ُ ﺿﺎﻩُ َﻭﺃَﺻْ ﻠِﺢْ ِﻝﻱ ﻓِﻲ ُﺫﺭﱢ ﱠﻳﺗِﻲ ﺇِ ﱢﻧﻲ ُﺗﺑ
َ ْﺕ ﺇِﻟَﻳ
ْﻙ َ ْﺻﺎﻟِﺣً ﺎ َﺗﺭ َ َﻭﺃَﻥْ ﺃَﻋْ َﻣ َﻝ
َ◌ ِﻳﻥَ َﻭﺇِ ﱢﻧﻲ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟﻣُﺳْ ﻠِﻣ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Rabbi evzı'niy en eşküre nı'metekelletiy en'amte aleyye ve alâ
valideyye ve en a'mele salihan terdahu ve aslıh liy fiy
zürriyyetiy* inniy tübtü ileyke ve inniy minel müslimiyn;
Anlamı:
“Rabbim... Bana ve ana-babama lütfun olan nimetlere
şükretmemi, razı olacağın yararlı fiiller yapmamı nasip et. 236
Benim zürriyetime de salâhı nasip et... Ben sana tövbe ettim
ve muhakkak ki ben Müslimlerdenim!” (46.Ahkaf: 15)
Bilgi:
Yukarıdaki duayı ihtiva eden Âyeti Kerîme’nin inzâline sebep
Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (r.a.)’tır.
Ailesinin de müminlerden olması yolunda bu şekilde yaptığı
dua Cenâb-ı Hak tarafından kabul olmuş ve bu durum, iş bu
âyet ile de tasdik olmuştur...
Aynı duaya biz de devam edersek, ailemizin ve neslimizin
kurtuluşu için çok hayırlı bir iş yapmış oluruz... Namaz
ardından yapılan dualar içinde bu duanın da yer almasını
özellikle tavsiye ederiz.
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
İnne rabbiy yebsutur rızka limen yeşâu ve yakdıru leh ve ente
hayrur razıkîyn.
Anlamı:
Muhakkak ki Rabbin dilediğine, yaşam gıdasını (rızkı)
237 genişletir veya daraltır! Sen rızıklandıranların en
hayırlısısın.” (17.İsrâ: 30; 5.Maide: 114)
Bilgi:
Daha önce metnini verdiğimiz “Âl-i İmrân” Sûresi’nin 26- 27.
âyetleri olan “Allahümme malikel mülk” duasıyla birlikte bu
duaya devam edilirse, rızık sıkıntısı çekenler çok fayda
görürler. Bu duanın günde üç yüz defa okunması tavsiye
olunur...
***
ﺭﱠ ﺏﱢ ﺃَ ْﺩﺧ ِْﻠﻧِﻲ ﻣ ُْﺩ َﺧ َﻝ ﺻِ ْﺩ ٍﻕ َﻭﺃَ ْﺧ ِﺭﺟْ ﻧِﻲ ﻣ ُْﺧ َﺭ َﺝ ﺻِ ْﺩ ٍﻕ َﻭﺍﺟْ َﻌﻝ ﻟﱢﻲ
ﻧﻙ ﺳ ُْﻠ َﻁﺎ ًﻧﺎ ﱠﻧﺻِ ﻳﺭً ﺍ
َ ﻣِﻥ ﻟﱠ ُﺩ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Rabbi edhılniy müdhale sıdkın ve ahricniy muhrace sıdkın
vec'al liy min ledünke sultanen nasıyra;
Anlamı:
Rabbim, girdiğim yere sıdk hâlinde girdir ve çıktığım yerden
sıdk ile çıkart; ledünnünden zafere erdirici bir kudret oluştur
bende! (17.İsrâ: 80)
238
Bilgi:
Kur’ân-ı Kerîm’deki çok önemli dualardan biridir bu... Girişilen
işe sıdk ile girmeyi, o işten sıdk üzere tamamlanmış olarak ve
o işte başarıya ulaşmak için özel ilahî güçle donanmayı talep
etmeyi öğretiyor Cenab-ı Hak bizlere...
Sıdk; sadakat, doğruluk, teslimiyet, iyi niyet, güvenirlilik gibi
kavramları içine alan bir kelimedir. Hazreti Ebû Bekir’e
“sıddîk” denilmesi de işte bu özelliklerin hepsinin onda
mevcut olması dolayısıyladır. Bütün bu özelliklerle bezenmiş
bir işe girişmek veya bir ortama girmek, elbetteki başarılı
olmanın birinci basamağıdır. İkinci basamak ise, ilâhi güçle
destekli olmaktır ki, bunun ne kadar önemli olduğunu ehli
bilir...
Allâh, yolunda çalıştığımız sürece indînden bir güçle bizi
desteklesin ve başarıdan başarıya koştursun!..
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Rabbena atina min ledünKE rahmeten ve heyyi' lena min
emrina raşeda;
Anlamı:
239 “Rabbimiz (hakikatimiz olan Esmâ bileşimimiz) bize
ledünnünden (aslın olan mutlak El Esmâ mertebesinden açığa
çıkan özel bir kuvve ile) bir rahmet (lütfunla oluşacak bir
nimet) ver ve bize (bu) işte bir kemâl hâli oluştur.” (18.Kehf:
10)
Bilgi:
Bu âyette de Cenâb-ı Hak bize, işlerimizde başarılı olmamız
için DUA etmemiz gerekliliğini öğretiyor... Ayrıca, başarı
niyazında bulunurken, Allâh’ın “İNDÎNDEN” yani ZÂTÎ
rahmetinden talep etmemiz yolunda uyarıda bulunuyor...
Öyle ise bu işareti iyi değerlendirip, ”İNDÎNDEN” diyerek talep
edelim, ZÂTÎ sıfatlarıyla alâkalı konularda, İlim, Rahmet,
Kudret gibi...
***
AHMED HULÛSİ ^
ِﻳﻥ
َ ﺍﺭﺛ َ ََﺭﺏﱢ َﻻ َﺗ َﺫﺭْ ﻧِﻲ َﻓﺭْ ًﺩﺍ َﻭﺃ
ِ ﻧﺕ َﺧﻳْﺭُ ْﺍﻟ َﻭ
Okunuşu:
Rabbi la tezerniy ferden ve ente hayrul varisiyn;
Anlamı:
“Rabbim... Beni hayatta tek başıma bırakma (bir vâris ihsan
et)! Sen vârislerin en hayırlısısın” (21.Enbiyâ: 89)
240
Bilgi:
Zekeriya (aleyhisselâm) ihtiyarlamış ve buna rağmen hâlâ bir
çocuğu olmamıştı...
Bunun üzerine yukarıda naklettiğimiz şekilde dua etti
Rabbine...
Ve duası kabul edilerek Yahya ismini koyduğu bir oğula
kavuştu...
Bu, İsâ (aleyhisselâm)’ın gelişini müjdeleyen Yahya
(aleyhisselâm) idi...
Çocuğu olmayıp da ısrarla çocuk isteyenlerin, bu duaya
devamları çok faydalı olur... Gece yarısından sonra birkaç
gece, ileride tarif ettiğim,”Hâcet namazı” kılınır, ardından da
bin defa bu duaya devam edilirse, umarım Allâhu Teâlâ bir
kolaylık ihsan eder.
***
^ DUA VE ZİKİR
241
AHMED HULÛSİ ^
33
RASÛLULLAH’A SALÂVATLAR
Okunuşu:
İnnAllahe ve MelaiketeHU yusallune alen Nebiy* ya
eyyühelleziyne amenu sallu aleyhi ve sellimu tesliyma;
Anlamı:
Muhakkak ki Allâh ve melekleri, Nebi’ye salât eder... Ey
iman edenler, siz de O’na salât (yönelin) edin ve teslimiyet
ile selâm verin! (33.Ahzab: 56)
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Efendimiz, Rasûlümüz, basîretimizin nûru, Allâh’ın habibine
salâvat getirmemiz yukarıdaki âyeti kerîme ile bize
emrolunuyor...
Niçin bu böyle?..
Buyuruyor ki Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem:
“İNSANLARA ŞÜKRETMEYEN HAK’KA ŞÜKRETMİŞ OLMAZ”
İşte bu açıklama, tasavvufun en derinliklerine ait bir gerçeği
bizim basîretimiz önüne sermekte; şayet biraz olsun kalp
gözümüzü örten perdelerden kurtulmuş isek!..
243 “ALLÂH MUHSİNLERE İHSAN EDİCİDİR”
Âyetinin inceliğine vakıf olursak, anlarız ki, herhangi bir ihsan
ediciden o şeyi bize ihsan eden Allâh’tır!.. Ve bize o şeyi ihsan
eden Allâh’a şükür de; ancak, ihsan ettiği mahale şükretmekle
mümkündür!.. Aksi hâlde biz, gerçek verene değil;
hayalimizde yarattığımız TANRI’ya şükretmiş oluruz!..
Allâh, mutlak gerçeği bize göstermek ve idrak ettirmek için
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem ile bize ihsanda
bulunduğuna göre; Rasûl-u Ekrem’e şükür Allâh’a şükür
olacaktır!..
Bu kitap, bu işin derinliklerini göstermek için yazılmadığından;
görevi sadece gerçek ve tek kapı olan DUA ve ZİKİR kapısını
tanıtmak olduğundan; biz dönelim konumuza...
İşte bu yüzdendir ki, biz, Rasûlullah (aleyhisselâm)’a şükürle
emrolunduk Kur’ân-ı Kerîm âyeti ile; yani Rabbimiz olan
âlemlerin Rabbi Allâh emri ile... Ve işte, Rasûlullah dahi, bu
emir dolayısıyla, şükredilenin kim olduğunun bilgisiyle,
AHMED HULÛSİ ^
َﺟ َﺯﺍﷲُ َﻋ ﱠﻧﺎ َﺳﻳﱢﺩَ َﻧﺎ ﻣ َُﺣﻣ ًﱠﺩﺍ َﻣﺎ ﻫ َُﻭ ﺍَﻫْ ﻠُ ُﻪ
Okunuşu:
CezAllahu anna seyyidenâ Muhammeden ma huve ehluh
247
Anlamı:
Allâh’ım, Efendimiz Muhammed’e lâyık olduğu şekilde
ihsanda bulun bizim tarafımızdan, biz O’nu
değerlendirmekten âciziz...
Bilgi:
Bu salâvatı bize öğreten Bizâtihi Hazreti Rasûl
(aleyhisselâm)... Hadîs-î şerîfte buyuruyor ki:
“Her kim bu şekilde derse, yetmiş melek, bin sabah ona ecir
yazar”
***
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabül ervahi vel melâiketi
vel kevni; Allahümme salli alâ men huve imamul enbiyâi vel
mürseliyn; Allahumme salli alâ men huve imamu ehlil Cenneti
ibâdillahil mü’miniyn.
248
Anlamı:
Bütün ruhların, melâikenin ve var olanların mihrabı olan o
Yüce Ruh’a salât eyle Allâh’ım; bütün Nebilerin ve Rasûllerin
imamı olan o Zât’a salât eyle Allâh’ım; Allâh’ın kulu bütün
Cennet ehlinin önderi olan Zât’a salât eyle Allâh’ım...
Bilgi:
Bundan üç yüz sene evvel zamanın “GAVS”ı olan Seyyid
Abdülaziz Ed Debbağ, bu manevî görevi dolayısıyla, bütün
“DİVAN” toplantılarına da katılırdı.
İşte bu toplantılardan birinde, Rasûlullah sallâllahu aleyhi
vesellem’in kızı olan Hazreti Fâtıma radıyallahu anha ile
arasında gelişen olayı şöyle anlatıyor:
^ DUA VE ZİKİR
ْ ﺿﺎ َﻗ
ﺕ َ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
َ ﺻ ﱢﻝ َﻋﻠَﻰ َﺳ ﱢﻳ ِﺩ َﻧﺎ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َﻭ َﻋﻠَﻰ ﺁَ ِﻝ َﺳ ﱢﻳ ِﺩ َﻧﺎ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َﻗ ْﺩ
ِﺣِﻳﻠَﺗِﻰ ﺍَ ْﺩ ِﺭ ْﻛﻧِﻰ َﻳﺎ َﺭﺳُﻭ َﻝ ﺍﷲ
Okunuşu:
Allahümme salli alâ seyyidina Muhamedin ve alâ âli seyyidina
Muhammed kad dâkat hiyletiy edrikniy Yâ Rasûlâllah.
Anlamı:
250
Allâh’ım Efendim Muhammed’e ve O’nun ehline salât eyle...
Çok sıkıntım var, bana yardım et yâ RasûlAllah...
Bilgi:
Birçok sıkıntıları olan nice insan beş vakit namazdan sonra yüz
yirmi beş defa bu salâvat-ı şerîfeye devam etmek suretiyle
sıkıntılarından azat olmuşlar... Muhakkak ki Rasûlullah’tan,
O’nun ruhaniyetinden yardım istemek çok güzel... O’na
yüzümüz olmasa bile, dünyada ve âhirette O’ndan başka kime
sığınıp, şefaat talep edeceğiz ki!..
***
Okunuşu:
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidina Muhammedin
adede halkıke ve rıdâe nefsike ve zinete arşıke ve midade
kelimatik...
Anlamı:
Allâh’ım, Efendimiz Muhammed’e halkettiklerinin adedince,
sen razı olana kadar ve arşının ağırlığınca ve kelimelerin
adedince selâm ve bereket ihsan eyle!..
251
Bilgi:
Bu şekilde tespih yapılmasını Hazreti Rasûl (aleyhisselâm)
eşine öğretmişti... Aynı kelimeler ile Rasûllulâh’a salâvat
yapılırsa bunun ne kadar büyük kazançlar getireceğini hiç
kimse tahmin edemez... Hiç değilse günde yüz defa
çekebilsek!..
***
ﻭﺭﺍ ِﻧ ﱠﻳ ِﺔَ ﺻ ﱢﻝ َﻋﻠَﻰ َﺳ ﱢﻳ ِﺩ َﻧﺎ َﻭ َﻣ ْﻭﻻَ َﻧﺎ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َﺷ َﺟ َﺭ ِﺓ ﺍﻻَﺻْ ِﻝ ﺍﻟ ﱡﻧ َ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
ِﺿ ِﻝ ْﺍﻟ َﺧﻠِﻳ َﻘ ِﺔ ﺍﻻِ ْﻧ َﺳﺎ ِﻧ ﱠﻳ ِﺔ َﻭﺍَ ْﺷ َﺭﻑ َ َﻭﻟَﻣْ َﻌ ِﺔ ْﺍﻟ َﻘﺑ
َ ْﺿ ِﺔ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﺎ ِﻧ ﱠﻳ ِﺔ َﻭﺍَ ْﻓ
ُ ْ َ
ِ ﻟﻬ ﱠﻳ ِﺔ َﻭ َﺧ َﺯﺍ ِء ِﻥ ﺍﻟ ُﻌﻠ
ﻭﻡ ِ ﺍﻹ
ِ ﺍﺭ ِ ﺍﻟﺻ َﱡﻭ ِﺭ ْﺍﻟ ِﺟﺳْ َﻣﺎ ِﻧ ﱠﻳ ِﺔ َﻭ َﻣ ْﻧ َﺑ ِﻊ ﺍﻷﺳْ َﺭ
ْﺿ ِﺔ ﺍﻷَﺻْ ﻠِ ﱠﻳ ِﺔ َﻭﺍﻟﺭﱡ ْﺗ َﺑ ِﺔ ْﺍﻟ َﻌﻠ ِﺓِﻲﱠ َﻭ ْﺍﻟ َﺑﻬ َْﺟ ِﺔ َ ﺏ ْﺍﻟ َﻘﺑ ِ ﺻﺎ ِﺣَ ﺍﻹﺻْ ﻁِ َﻔﺎ ِء ﱠﻳ ِﺔ ِ
ﺻ ﱢﻝ َ ْ َ
َ ﺕ ﻟ َِﻭﺍ ِء ِﻩ ﻓ ُﻬ ْﻡ ِﻣﻧ ُﻪ َﻭ ِﺍﻟ ْﻳ ِﻪ َﻭ َ
َ ْﱡﻭﻥ ﺗﺣ ﱠ
َ ﺕ ﺍﻟﻧ ِﺑﻳ ْ
ِ ﺍﻟ ﱠﺳ ِﻧ ﱠﻳ ِﺔ َﻣﻥْ ِﺍﻧﺩَ َﺭ َﺟ
ﺕﺕ َﻭﺍَ َﻣ ﱠ َ ﺕ َﻭ َﺭ َﺯ ْﻗ َ ﺎﺧﻠَ ْﻘ
َ ﺻﺣْ ِﺑ ِﻪ َﻋﺩَﺩَ َﻣ َ َﻭ َﺳﻠﱢ ْﻡ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ َﻭ َﻋﻠَﻰ ﺁﻟِ ِﻪ َﻭ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Allahümme salli alâ seyyidina ve mevlâna Muhammed’in
şeceretil aslin nuraniyyeti ve lem’âtil kabzatir rahmaniyyeti ve
efdalil haliykatil insaniyyeti ve eşrefis suveril cismaniyyeti ve
menbâil esrâril ilâhiyeti ve hazainil ulûmil ıstıfaiyyeti, sahibil
kabdatil asliyyeti ver rütbetil âliyyeti, vel behcetis seniyyeti
men in derecat; en nebiyyûne tahte livâihi fehüm minhü ve
252
ileyhi ve salli ve sellim aleyhi ve alâ âlihi vesahbihi adede mâ
halakte ve razakte ve emette ve ahyeyte ilâ yevmin teb’asu
men efneyte ve salli ve sellim aleyhi ve aleyhim tesliymen
kesiyra.
Bilgi:
Zamanının en önde gelen evliyaullahından olan Seyyid
Ahmed Bedevî Hazretlerinin tertiplemiş olduğu bu salâvat-ı
şerîfenin şöyle bir olayı vardır...
Bir zâtı muhterem, Efendimiz’e salâvatları ihtiva eden “Delâili
Hayrât” isimli kitabı tam on dört kere okumuş, bir gün
içinde... Ve o huzur veren yorgunluk ile uykuya dalmış!..
Rüyasında Efendimiz (aleyhisselâm)’ı görmüş ve kendisine
şöyle denilmiş:
“On dört kere Delâili okuyacağına bir kere bu salâvatı
okusaydın, sana kâfi gelirdi!..”
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin bahri envarike ve
ma’deni esrârike, ve lisâni hüccetike ve arûsi memleketike ve
imamı hazretike ve tırazi mülkike ve hazâini rahmetike ve
tariyki şeriâtikel mütelezzizi bitevhidike insani aynil vücûdi ves
sebebi fiy külli mevcudin ayni â’yani halkıkel mütekaddimi
min nuri zıyâike; salâten tedûmu bidevamike ve tebkâ
bibekâike, lâ münteha lehâ dûne ilmike, salâten turdıyke ve
turdiyhi ve terda biha anna yâ Rabbel âlemiyn.
Bilgi:
Ruhaniyet kazanmak isteyenlere bu salâvatı önemle tavsiye
ederiz. Zira, bu salâvat-ı şerîfeye Bâtın âleminin sultanı
AHMED HULÛSİ ^
ﺻﻼَ ًﺓ َﻛﺎ ِﻣﻠَ ًﺔ َﻭ َﺳﻠﱢ ْﻡ َﺳﻼَﻣًﺎ َﺗﺂ ًّﻡ َﻋﻠَﻰ َﺳ ﱢﻳ ِﺩ َﻧﺎ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ ﺍﻝ َﱠ◌ﺫِﻯ َ ﺻ ﱢﻝ َ ﺃَﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ
ﺿﻰ ِﺑ ِﻪ ْﺍﻟ َﺣ َﻭﺁ ِء ُﺝ َﻭ ُﺗ َﻧﺎ ُﻝ ِﺑ ِﻪ َ َﺗ ْﻧ َﺣ ﱡﻝ ِﺑ ِﻪ ْﺍﻟ ُﻌ َﻘ ُﺩ َﻭ َﺗ ْﻧ َﻔ ِﺭ ُﺝ ِﺑ ِﻪ ْﺍﻟ ُﻛ َﺭﺏُ َﻭ ُﺗ ْﻘ
ﺍﻟﺭﱠ َﻏﺂ ِءﺏُ َﻭﺣُ ﺳْ ﻥُ ْﺍﻟ َﺧ َﻭﺍﺗ ِِﻡ َﻭﻳُﺳْ َﺗﺳْ َﻘﻰ ْﺍﻟ َﻐ َﻣﺎ ُﻡ ِﺑ َﻭﺟْ ِﻬ ِﻪ ْﺍﻟ َﻛ ِﺭ ِﻳﻡ َﻭ َﻋﻠَﻰ
ٍ ُﺱ ِﺑ َﻌﺩَ ِﺩ ُﻛ ﱢﻝ َﻣﻌْ ﻠ
ﻭﻡ ﻟَ َﻙ ٍ ﺻﺣْ ِﺑ ِﻪ ﻓِﻰ ُﻛ ﱢﻝ ﻟَﻣْ َﺣ ٍﺔ َﻭ َﻧ َﻔ َ ﺁَﻟِ ِﻪ َﻭ
254
Okunuşu:
Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen
alâ seyyidina Muhammedinilleziy tenhalü bihil ukadu ve
tenfericü bihil kürebü ve tukda bihil havâicü ve tunalü bihir
reğaibu ve hüsnül havâtimi ve yüsteskâl ğamamü bivechihil
keriym ve alâ âlihi ve sahbihi fiy külli lemhatin ve nefesin
biadedi külli ma’lumin lek.
Bilgi:
Halkımız arasında çok bilinen bu salâvat-ı şerîfeyi yeni
öğrenmek isteyenler için buraya dahil ettim. Zor işleri, dertleri
^ DUA VE ZİKİR
ﺕ ﻣ َُﺣﻣ ًﱠﺩﺍِ ﺻﻼَ ِﺓ ْﺍﻟ َﻕ َ◌ﺁ ِء َﻣ ِﺔ ﺁﺃ َ◌ﻟﻠّ ُﻬ ﱠﻡ َﺭﺏﱠ َﻫﺎ ِﺫ ِﻩ ﺍﻟﺩﱠﻋْ َﻭ ِﺓ ﺍﻟ ﱠﺗﺂ ﱠﻣ ِﺔ َﻭﺍﻟ ﱠ
ُﻭﺩﺍ ﺍﻟﱠﺫِﻯً ِﻳﻌ َﺔ َﻭﺍﺑ َْﻌ ْﺛ ُﻪ َﻣ َﻘﺎﻣًﺎ َﻣﺣْ ﻣ
َ ْﺍﻟ َﻭﺳِ ﻳﻠَ َﺔ َﻭ ْﺍﻟ َﻔﺿِ ﻳﻠَ َﺔ َﻭﺍﻟ ﱠﺩ َﺭ َﺟ َﺔ ﺍﻟﺭﱠ ﻓ
َ َﻭ َﻋ ْﺩ َﺗ ُﻪ ِﺍ ﱠﻧ َﻙ ﻻَ ُﺗ ْﺧﻠِﻑُ ْﺍﻟﻣ
َِﻳﻌﺎﺩ
255
Okunuşu:
Allahümme rabbe hazihid da’vetit tâmmeti, ves salâtil
kaimeti, âti Muhammedanil vesiylete vel faziylete ved
derecater refiy’ate veb’ashu makamen mahmuda, elleziy
veattehu inneke lâ tuhliful miy’ad...
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
“Her kim konuşmadan ezanı dinler ve kelimelerini tekrarlar,
sonra da ardından bu duayı okursa, âhirette o kişiye
şefaatim farz olur.”
Muhakkak ki her mümin, hele hele büyük günah sahipleri
Rasûlullah şefaatine çok ihtiyaç duyacaklar... Öğrenip de
devam etsek ezan okundukça!..
***
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Allahumme salli alâ Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve
İbrahiyme ve Musa ve İsa ve ma beynehum minen nebiyyiyne
vel mürseliyn, salâvâtullâhi ve selâmuhu âleyhim ecmaıyn.
256
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem’in öğrettiği bu salâvatı
Hazreti Ayşe radıyallahu anha naklediyor: ”Her kim gece
uyumadan evvel bu salâvatı okursa, yeryüzüne gelmiş
geçmiş ne kadar Nebi ve Rasûl varsa, hepsi de ona şefaatçi
olurlar âhirette.”
Kim gelmiş geçmiş bütün Nebi ve Rasûllerin şefaatini istemez
ki... Öyle ise, geceleri yatmadan önce bir kerecik
okuyuverelim...
***
^ DUA VE ZİKİR
257
AHMED HULÛSİ ^
34
RASÛLULLAH ALEYHİSSELÂM’DAN
ÜÇ AÇIKLAMA
258
259
Ve üçüncü açıklama...
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem bir adamın dua ettiğini
işitti ki, şöyle diyordu:
- Allâh’ım, senden nimetin tamamını isterim!..
Sordular:
- Nedir nimetin tamamı ki?..
Adam cevap verdi:
- Ben bir duada bulundum... Ve bu dua sebebiyle hayır
beklerim... (Nimet nasıl tamam olur bilemiyorum.)
Açıkladı Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem:
- Nimetin tamam olması, Cehennem’den kurtuluş ve
Cennet’e giriştir!..”
Umarım bu üç hususu iyi anlar, gereğini de ona göre yaşarız.
AHMED HULÛSİ ^
35
TESPİH BAHSİ
Bilgi:
Evrende var olarak algılanan ve algılanamayan her ne var ise,
sadece ALLÂH’I TESPİH ETMESİ için yaratılmıştır... İyi veya
kötü, güzel ya da çirkin, mükemmel veya mükemmel kabul
edilmeyen her ne var ise!..
***
Bu ön bilgiden sonra şimdi de yukarıdaki vurgulamanın ifade
ettiği anlamı kavramaya çalışalım...
^ DUA VE ZİKİR
261 Bir başka ifade ile; biz neyle tavsif edersek edelim, her şey,
kendisini meydana getiren ismin mânâsını ortaya koymak
suretiyle kulluğunu ifa etmektedir ki, bu da onların tespihleri
olmaktadır.
Tespih, işte bu anlamda olmak üzere zorunlu olarak yerine
gelmektedir ki, birinci şeklidir!.. İkinci şekli ise, ihtiyarîdir!..
Yani...
***
Kişi, taklidî veya tahkikî şekilde tespih eder Allâh’ı!..
Taklidî tespih, kişinin kendisine yapılan tavsiyelere uyarak,
çeşitli kelimeleri tekrar etmek suretiyle, yaptıklarının bilincine
ermeden yapılandır...
Bu şekil, kişiye hiç farkında olmadan büyük bir ruh gücü temin
eder ve ölüm ötesi yaşamın değişik aşamalarında çok büyük
yarar sağlar... Kabir âleminde, haşr yerinde, sırattan geçerken
ve Cennet’te!..
***
AHMED HULÛSİ ^
ِ ّ ﺎﻥ
ﷲ َﻭ ِﺑ َﺣﻣْ ِﺩ ِﻩ َ ُﺳﺑ َْﺣ
Okunuşu:
SubhanAllahi ve bihamdihi
Bilgi:
Bu tespih ile ilgili iki hadîs-î şerîf nakledeceğim sizlere:
“Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
- Her kim günde yüz kere “subhanAllahi ve bihamdihi”
derse; günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile, mahvolur
ve bağışlanır...”
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve
zinete arşıhi ve midade kelimatihi...
Anlamı:
Allâh’ı; halkettiklerinin sayısı, razı olacağı, arşının ağırlığı ve
kelimelerinin adedince, kendi hamdiyle tespih ederim.
Bilgi:
Bu şekilde tespih etmenin ne fayda sağladığını da aşağıdaki
hadîs-î şerîfte öğrenelim:
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
SubhanAllahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illAllahu vallahu ekber
vela havle vala kuvvete illa billahil aliyyil azîym.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Allâh’ım tespihimle tenzih ediyorum... Hamd (mutlak
değerlendirme), Allâh’a aittir... Ve tanrı yoktur; ancak
Allâh... Ve Allâh Ekber’dir (nisbeten olan büyüklüklerden
berîdir)... Havl ve kuvvet ancak Âliyy ve Azîm olan (bi-) Allâh
iledir.
Bilgi:
Okunuşu:
Lâ ilâhe illAllahu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül
hamdu ve huve alâ külli şey’in kâdîr.
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Ebû Ayyâş ez Zurakî (r.a.) naklediyor...
“Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
- Kim sabahleyin, Lâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerike leh,
lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kâdîr,
derse; o kimse için İsmail (a.s.)’ın evladından bir köle azat
etmiş kadar sevap alır... O kimsenin on hatası silinir, on
derece terfi eder ve o gün akşama kadar o kimse şeytandan
korunmuş olur!..
- Akşamleyin de bu zikri okuyunca, ertesi günün sabahına 266
kadar anılan şeylerin bir mislini kazanır!..”
***
Okunuşu:
Lâ ilâhe illâllâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül
hamdü, yuhyi ve yumiytü ve huve hayyun lâ yemutü ebeden
biyedihil hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadiyr.
Bilgi:
“Kim bu şekilde Allâh’ı tespih ederse ve bunu sırf Allâh’ı
böyle bildiği için yaparsa, Allâh onu naim Cennetine koyar”
buyruluyor, Rasûllulâh sallâllahu aleyhi vesellem tarafından.
^ DUA VE ZİKİR
***
267
ﺎﻥ ﺍﷲِ ْﺍﻟ َﻌﻅِ ِﻳﻡ ﺍَﺳْ َﺗ ْﻐﻔِﺭُ ﺍﷲَ َﻭ ﺍَ ُﺗﻭﺏُ ِﺍﻟَ ْﻳ ِﻪ
َ ﺎﻥ ﺍﷲِ َﻭ ِﺑ َﺣﻣْ ِﺩ ِﻩ ُﺳﺑ َْﺣ
َ ُﺳﺑ َْﺣ
Okunuşu:
SubhanAllahi ve bihamdihi subhanAllahil aziym, estağfirullahe
ve etübu ileyh.
Bilgi:
İbni Abbâs radıyallahu anh, Rasûlullah sallâllahu aleyhi
vesellem’in şöyle buyurduğunu nakletti:
“Kim, Allâh’ı hamdıyla tespih ederim, Azîm Allâh’ı tenzih
ederim, bağışlanma diler O’na dönerim, derse; bu hemen
amel defterine yazılır ve arşa bağlanır... Okuduğu bu tespih
kıyamet gününde O Allâh huzuruna çıkana kadar mühürlü
AHMED HULÛSİ ^
َ ﻟَ َﻙ ْﺍﻟ َﺣﻣْ ُﺩ َﻛ َﻣﺎ َﻳ ْﻧ َﺑﻐِﻰ ﻟ َِﺟﻼَ ِﻝ َﻭﺟْ ِﻬ َﻙ َﻭﻟ َِﻌﻅِ ِﻳﻡ ﺳ ُْﻠ َﻁﺎﻧ
ِﻙ
Okunuşu: 268
Bilgi:
İbn Ömer radıyallahu anh naklediyor, Rasûl-i Ekrem’den:
“Allâhu Teâlâ’nın kullarından biri:
- Yâ Rabbi, Vech-i Celâlinin ve saltanat-ı azametinin
gerektirdiği biçimde hamd sana aittir... dedi...
Bu sözlerin ecrinin nasıl yazılabileceğini yazıcı melekler
bilemediler... Hemen semâya çıkıp,
- Ey Rabbimiz, kulun bir söz söyledi, ne yazacağımızı
bilemiyoruz...
Allâh, ne dediğini bildiği hâlde, meleklere sordu:
- Kulum ne dedi?.. Melekler:
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Lâ ilâhe illAllahu vahdehu lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül
hamdü ve huve alâ külli şeyin kadiyr. Elhamdülillahi ve
subhanallahi ve lâ ilâhe illAllahu vallahu ekber, ve lâ havle ve
lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîym.
Bilgi:
Rasûlullahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
AHMED HULÛSİ ^
“Her kim gecenin bir kısmında, yatakta bir taraftan bir tarafa
dönerken, kendine gelir de, bu tespihi söylerse, sonra
istiğfar ederse, bağışlanır, dua ederse duasına icabet olunur;
kalkar abdest alıp iki rekât namaz kılarsa o namazı makbul
olur...”
Bildiğimiz kadarıyla, birçok kişi gece uykudan uyandığı anda
bu tespihi yapmış ve ardından dua etmişlerdir ki, dualarına en
kısa sürede icabet edilmiştir... Sıkıntısı olanlara tavsiye edilir.
Şu ana kadar bizzat çeşitli hadislerden size nakletmiş olduğum
tespihlerden başka, özel bazı tespihleri daha ilave etmek
istiyorum ki bunların da imkân bulunduğu takdirde hiç değilse
yüzer defa okunması son derece faydalı olur... 270
1. Subhane zil mülki vel melekût.
(Mülk ve melekûtun
sahibini tespih ederim.)
2. Subhanel Melikil Hayyilleziy lâ yemût.
(Ölmeyen, diri
Melîki tespih ederim.)
3. Subhane zil İzzeti vel Ceberût.
(İzzet ve ceberût sahibini
tespih ederim.)
4. Subhanel Melikil Kuddûsi Rabbil melâiketi ver
ruh.
(Melîk, Kuddûs, melâikenin ve ruhun Rabbini tespih
ederim.)
5. Subhane halikın nûr ve bihamdihi
(Nûr’un Halîk’ini O’nun
hamdi ile tespih ederim.)
6. Subhane Rabbi külli şeyin.
(Herşeyin Rabbini tespih
ederim.)
^ DUA VE ZİKİR
271
AHMED HULÛSİ ^
36
Rabb...
Allahu Lâ ilâhe illâ HU, el Ahad us Samed’ulleziy lem yelid ve
lem yûled ve lem yekûn lehû kûfuven ahad.
Hannân-el Mennân Bedî’üs semâvâti ve’l arz Zül Celâli vel
ikrâm.
Evet, şimdi biz önce İsm-i Â’zâm olduğu hakkında çok kuvvetli
işaretler olan iki duayı yazıp, sonra da kendi fikrimizi beyan
edelim... Şüphesiz ki gerçeği bilen Allâh’tır!..
***
َ ﺕ ﺍﷲُ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﻵَ ِﺍﻟَ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﺍَ ْﻧ
ﺕ َ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ِﺍ ﱢﻧﻰ ﺍَﺳْ ﺄَﻟُ َﻙ ِﺑﺎ َ ِ◌ ﱢﻧﻰ ﺍَ ْﺷ َﻬ ُﺩ ﺍَ ﱠﻧ َﻙ ﺍَ ْﻧ
ﺻ َﻣ ُﺩ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﻟَ ْﻡ َﻳﻠ ِْﺩ َﻭﻟَ ْﻡ ﻳُﻭﻟَ ْﺩ َﻭﻟَ ْﻡ َﻳ ُﻛﻥْ ﻟَ ُﻪ ُﻛﻔُ ًﻭﺍ ﺍَ َﺣ ٌﺩ ْﺍﻟ َﻭﺍ ِﺣ ُﺩ ْﺍﻷَ َﺣ ُﺩ ﺍﻟ ﱠ
274
Okunuşu:
Allahümme innî es’elüke bienniy eşhedü enneke
entellahülleziy lâ ilâhe illa entel vâhıdül ahaddüssamedülleziy
lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehu küfüven ehad.
Anlamı:
Allâh’ım, muhakkak ki şu (bilinç, iman) olarak istiyorum;
şehâdet ediyorum ki ilâh yok, sen (O) Allâh’sın ki ancak
Vâhid ül Ahad (bir tek), Samed, doğurmamış, doğmamış ve
dengi-misli olmayan sen varsın.
***
^ DUA VE ZİKİR
ﺽ َﻳﺎ َﺫﺍ
ِ ْﺕ َﻭﺍﻻَﺭ َ ﺕ َﻳﺎ َﺡ ﱠﻧﺎﻥُ َﻳﺎ َﻣ ﱠﻧﺎﻥُ َﻳﺎ َﺑﺩ
ِ ِﻳﻊ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﻭﺍ َ ﻵَ ِﺍﻟَ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﺍَ ْﻧ
ِ ْﺍﻟ َﺟﻼَ ِﻝ َﻭ
ﺍﻹ ْﻛ َﺭ ِﺍﻡ
Okunuşu:
Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannân yâ Mennân Ya Bedies semâvati
vel ardı Zel Celâl-i vel ikrâm.
Bilgi:
279
***
AHMED HULÛSİ ^
37
“Esmâ ül Hüsnâ” diye bilinen Allâh’ın isimleri bizler için son 280
derece önemli anahtarlardır. Bu anahtarları kullanarak Allâh’ı
tanıma kapısından içeri girebiliriz.
İnsanın “HALİFETULLAH” olması, bu yüce isimlerin
mânâlarının kendisinden aşikâr olması dolayısıyladır...
Hatta daha derinlemesine bir ifade ile, İnsan bu Allâh
isimleriyle kaîm ve daim varlıktır!.. Ve hatta tüm mevcudat bu
Allâh isimlerinin mânâlarının sûretler hâlinde algılanışından
başka bir şey değildir!..
İşte bu sebepledir ki, âlemlerin Rabbi olan Allâh’ı tanımak,
ona karşı marifet elde etmek istiyorsak, bu isimleri öğrenmek,
mânâlarını kavramak mecburiyetindeyiz ...
Kâinat ismi altında düşündüğümüz her şeyin ve dolayısıyla
insanın; Allâh isimlerinin, Allâh isimlerinin mânâlarının terkibi
olduğundan geniş bir şekilde “İNSAN ve SIRLARI” isimli
kitabımızda bahsetmiştik. O sebeple burada bu mevzuya daha
fazla temas etmeyeceğiz. Arzu edenler, oradan bu hususu
derinlemesine tetkik edebilirler...
^ DUA VE ZİKİR
***
281
^ AHMED HULÛSİ
38
^
ESMÂ ÜL HÜSNÂ
﴿ﺻ ﱠﻝ ﺍﷲُ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ َﻋﻥْ ﺍَ ِﺑﻰ ﻫ َُﺭﻳ َْﺭ َﺓ َﺭﺿِ َﻰ ﺍﷲُ َﻋ ْﻧ ُﻪَ :ﻗﺎ َﻝ َﺭﺳُﻭ ُﻝ ﺍﷲِ َ
ﺻﺎ َﻫﺎ ﺩَ َﺧ َﻝ ْﺍﻟ َﺟ ﱠﻧ َﺔ: ِﻳﻥ ﺍِﺳْ ﻣًﺎ َﻣﻥْ ﺍَﺣْ َ َﻭ َﺳﻠﱠ َﻡ﴾ ﺍِﻥﱠ ﷲِ ﺗِﺳْ َﻌ ًﺔ َﻭ ﺗِﺳْ ﻌ َ 282
ﻙ ﺍَ ْﻟﻘُ ﱡﺩﻭﺱُ ﻫ َُﻭﺍﷲُ ﺍ ﱠﻝﺫِﻯ ﻵَ َ◌ ِﺍ ﻟَ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﻫ َُﻭ ﺍَﻟﺭﱠ ﺣْ ﻣﻥُ ﺍَﻟﺭﱠ ﺣِﻳ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﻣﻠِ ُ
ﺎﺭﺉُ ﻳﺯ ﺍَ ْﻟ َﺟﺑﱠﺎﺭُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ َﺗ َﻛﺑﱢﺭُ ﺍَ ْﻟ َﺧﺎﻟ ُِﻕ ﺍَ ْﻟ َﺑ ِ
ﺍَﻟ ﱠﺳﻼَ ُﻡ ﺍَ ْﻟﻣ ُْﺅﻣِﻥُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ َﻬ ْﻳﻣِﻥُ ﺍَ ْﻟ َﻌ ِﺯ ُ
ﺕ ُﺡ ﺍَ ْﻟ َﻌﻠِﻳ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﻘ ِﺎﺑﺽُ ﺍﻕ ﺍَ ْﻟ َﻔ ﺍ ﱠ
ُﺻﻭﱢ ﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻐ ﱠﻔﺎﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻘﻬﱠﺎﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻭﻫﱠﺎﺏُ ﺍَﻟﺭﱠ ﱠﺯ ُ ﺍَ ْﻟﻣ َ
ﻁ ﺍَ ْﻟ َﺧﺎﻓِﺽُ ﺍَﻟﺭﱠ ﺍﻓِﻊُ ﺍَ ْﻟ ُﻣﻌ ﱡِﺯ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ِﺫ ﱡﻝ ﺍَﻟ ﱠﺳﻣِﻳﻊُ ﺍَ ْﻟﺑَﺻِ ﻳﺭُ ﺍَ ْﻟ َﺣ َﻛ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﻌ ْﺩ ُﻝ ﺍَ ْﻟﺑَﺎﺳِ ُ
ﺍَﻟﻠﱠﻁِ ﻳﻑُ ﺍَ ْﻟ َﺧ ِﺑﻳﺭُ ﺍَ ْﻟ َﺣﻠِﻳ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﻌﻅِ ﻳ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﻐﻔُﻭﺭُ ﺍَﻟ ﱠﺷ ُﻛﻭﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻌﻠِﻰﱡ ﺍَ ْﻟ َﻛ ِﺑﻳﺭُ ﺍَ ْﻟ َﺣﻔ ُ
ِﻳﻅ
ﻟﺣﻛِﻳ ُﻡ ِﻳﺕ ﺍَ ْﻟ َﺣﺳِ ﻳﺏُ ﺍَ ْﻟ َﺟﻠِﻳ ُﻝ ﺍَ ْﻟ َﻛ ِﺭﻳ ُﻡ ﺍَﻟﺭﱠ ﻗِﻳﺏُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ِﺟﻳﺏُ ﺍَ ْﻟ َﻭﺍﺳِ ﻊُ ﺍَ َ ﺍَ ْﻟ ُﻣﻘ ُ
ﺙ ﺍَﻟ ﱠﺷ ِﻬﻳ ُﺩ ﺍَ ْﻟ َﺣ ﱡﻕ ﺍَ ْﻟ َﻭﻛِﻳ ُﻝ ﺍَ ْﻟ َﻘ ِﻭﻯﱡ ﺍَ ْﻟ َﻣﺗِﻳﻥُ ﺍَ ْﻟ َﻭﻟِﻰﱡ ﺍَ ْﻟ َﻭ ُﺩﻭ ُﺩ ﺍَ ْﻟ َﻣ ِﺟﻳ ُﺩ ﺍَ ْﻟﺑَﺎﻋِ ُ
ِﻳﺕ ﺍَ ْﻟ َﺣﻰﱡ ﺍَ ْﻟ َﻘﻳﱡﻭ ُﻡ ﺍَ ْﻟ َﺣﻣِﻳ ُﺩ ﺍَ ْﻟﻣُﺣْ ﺻِ ﻰ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ْﺑﺩِﺉُ ﺍَ ْﻟ ُﻣﻌِﻳ ُﺩ ﺍَ ْﻟﻣُﺣْ ﻲِ ﺍَ ْﻟ ُﻡ ﻣ ُ
ﺻ َﻣ ُﺩ ﺍَ ْﻟ َﻘﺎﺩِﺭُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ْﻘ َﺗﺩِﺭُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ َﻘ ﱢﺩ ُﻡ ﺍَ ْﻟﻣ َُﺅ ﱢﺧﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻭﺍ ِﺟ ُﺩ ﺍَ ْﻟ َﻣﺎ ِﺟ ُﺩ ﺍَ ْﻟ َﻭﺍ ِﺣ ُﺩ ﺍَﻻَ َﺣ ُﺩ ﺍَﻟ ﱠ
ﻟﻅﺎﻫِﺭُ ﺍَ ْﻟﺑَﺎﻁِ ﻥُ ﺍَ ْﻟ َﻭﺍﻟِﻰ ﺍَ ْﻟ ُﻣ َﺗ َﻌﺎﻟِﻰ ﺍَ ْﻟ َﺑﺭﱡ ﺍَﻟ ﱠﺗ ﱠﻭﺍﺏُ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ْﻧ َﺗ ِﻘ ُﻡ ﺍَﻻَ ﱠﻭ ُﻝ ﺍَﻻَﺧِﺭُ ﺍَ ﱠ
ﻁ ﺍَ ْﻟ َﺟﺎﻣِﻊُ ﻭﻟ َﺟﻼَ ِﻝ َﻭﺍﻟﻺ ْﻛ َﺭﺍﻡ ﺍَ ْﻟ ُﻣ ْﻘﺳِ ُ ﻙ ْﺍﻟﻣ ُْﻠﻙِ ُﺫ ْ ﺍَ ْﻟ َﻊﻓُ ﱡﻭ ﺍَﻟﺭﱠ ﺅُ ﻑُ َﻣﺎﻟِ ُ
ِ ِ
ﺍَ ْﻟ َﻐﻧِﻰﱡ ﺍَ ْﻟﻣ ُْﻐﻧِﻰ ﺍَ ْﻟ َﻣﺎﻧِﻊُ ﺍَﻟﺿﱠﺎﺭﱡ ﺍَﻟ ﱠﻧﺎﻓِﻊُ ﺍَﻟ ﱡﻧﻭﺭُ ﺍَ ْﻟ َﻬﺎﺩِﻯ ﺍَ ْﻟ َﺑﺩِﻳﻊُ ﺍَ ْﻟ َﺑﺎﻗِﻰ
﴿ﺟ ﱠﻝ َﺟﻼَﻟُﻪُ﴾ ﺻﺑُﻭﺭُ َ ﺙ ﺍَﻟﺭﱠ ﺷِ ﻳ ُﺩ ﺍَﻟ ﱠ ﺍﺭ ُ ﺍَ ْﻟ َﻭ ِ
^ DUA VE ZİKİR
***
^ DUA VE ZİKİR
301
AHMED HULÛSİ ^
39
303
***
"İNSAN ve SIRLARI" isimli kitabımızda ayrıntılı olarak izah
ettiğimiz üzere; İNSAN, gerçeği itibarıyla bir İSİMLER
TERKİBİDİR!..
Her insanda, Allâh ismiyle toplu olarak işaret edilen isimlerin
tümü, yani bildiğimiz ve bilemediğimiz pek çok Allâh ismi bir
terkip oluşturur... İşte bu terkibe, biz insan deriz!.. Allâh, bu
Esmâ terkibine "insan" adını takmıştır...
İnsanın Rabbi, kendi varlığını meydana getiren bu "Allâh"
isimlerinin işaret ettiği ilâhî güçtür!..
Her insanın yapısının bir diğerinden farklı olması, her birinin
terkibindeki "Allâh" isimlerinin farklı güçlerde olmasındandır.
Şimdi siz; "ALLÂH" ismini zikrettiğiniz zaman; bu ismin
zikrinden doğan güç, terkibinizdeki bütün isimleri eşit oranda
güçlendirir... Bunun da neticesinde tüm özellikleriniz aynı
seviyede gelişir...
"ALLÂH İSİMLERİ" zikri ise, yapınızı meydana getiren isimler
terkibi içinde, belirli isimlerin mânâlarını güçlendirmeye
AHMED HULÛSİ ^
yöneliktir...
Mesela, "ALLÂH"ın "İRADE" sıfatının adı olan "MÜRÎD" ismini
zikrettiğiniz zaman; terkibinizdeki bu ismin mânâsı güçlenir;
beyninizdeki "İRADE" fonksiyonu daha kapsamlı olarak
faaliyete geçer ve eskiden iradeniz zayıf olduğu için
başaramadığınız birçok şeyi rahatlıkla başarabilirsiniz.
Ya da "HAKÎM" ismini zikretmeniz, sizin bir süre sonra, her
şeyin hikmetini, sebebini, neyin niçin olduğunu anlamanıza
yol açar. Eskiden bağlantısız sandığınız, gereksiz olduğunu
düşündüğünüz pek çok şeyin aslında bir sistem içinde
birbiriyle bağlantılı olarak yer aldığını idrak edersiniz.
Yani, "ALLÂH" ismi zikri; fizikteki bileşik kaplar sistemindeki 304
gibi, bütün isimleri eşit oranda yükseltirken; "İSİMLER" zikri
ise sadece kendi cinsinden olan terkibinizdeki mânâyı
güçlendirir. Ve bu yüzden de kişide çok kısa sürede önemli
gelişmeleri fark edilir hâle getirir.
İşte bu sebepledir ki, biz, kendinde kısa süre içinde gelişme
görmeyi arzu edenlere, "İSİMLER" zikri tavsiye ederiz.
***
Bizim tavsiye ettiğimiz zikirlerin, herhangi bir tarikat zikri ile
alâkası asla yoktur!..
Tarikatsız ya da hangi tarikattan olursa olsun; kişi bu zikirleri
yaptığı zaman, birkaç ay içinde neticelerini görmeye başlar!..
***
Şunu kesinlikle belirtelim ki... Allâh adıyla işaret edilen, asla,
dışarıda ötelerde bir yerde olup, fizik beden ya da ruh ile
yanına gidilecek bir varlık olmayıp; kendi özünde hissedilmesi
zorunlu olan, sonra da her zerrede varlığı algılanabilen
^ DUA VE ZİKİR
***
^ DUA VE ZİKİR
yarayan isimdir.
***
"REŞİYD" ismi insanda "RÜŞD" hâlinin oluşmasını sağlar.
Fizik bedende "rüşd" bir tanımlamaya göre, "buluğ" ile başlar;
çünkü o zaman cinsiyet hormonları faaliyete geçerek zihinsel
fonksiyonlarda "aklı" güçlendirir ve aynı zamanda da cinsiyet
hormonları beynin biyokimyasını etkileyerek, "günah"
dediğimiz "negatif yüklü ışınsal enerjinin" ruha yani bir tür
hologramik ışınsal bedene yüklenmesini sağlar. Bir diğer
tanımlamaya göre de, sebebi her ne hikmetse, 18 yaşında
başlar!..
314
Olgunluğun tabanı, insanın ölüm ötesi yaşam olabileceği
ihtimalini düşünerek, hayatına ona göre yön vermesi, bu
konuda araştırmalar yapmasıyla başlar!..
İşte "REŞİYD" ismi bu en alt sınırdan başlayıp, "İlâhî sıfatlarla
tahakkuk etme" hâli olan "FETİH" hâline kadar devam eder.
Ondan sonra bir başka şekilde hükmünü icrâ eder.
***
"HAKİYM" ismine gelince... İnkârın daima kökeninde, idrak
edememe vardır!.. Sebebi hikmetini bilemediğin,
anlayamadığın şeyi inkâr edersin. Oysa, bilsen o şeyin neden
öyle olduğunu, neyin neyi nasıl meydana getirdiğini, ne
yapılırsa, nasıl neyi meydana getireceğini, bütün
değerlendirmen bir anda değişiverir!..
İşte bu isim, kişide oluşların hikmetine erme kapasitesini
genişleten, her şeyin ne sebeple oluştuğunu, neye yönelik
olarak konduğunu fark ettiren isimdir.
***
^ DUA VE ZİKİR
317
AHMED HULÛSİ ^
40
TESPİH NAMAZI
41
RASÛLULLAH'IN ÖĞRETTİĞİ
ÇOK ÖZEL DUALAR
320
Okunuşu:
Allahumme eğınniy alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetik.
Anlamı:
Allâh’ım; seni zikretmemi, sana şükretmemi ve güzel bir
şekilde kulluk etmemi arttır, kolaylaştır.
Bilgi:
Bize göre çok değerli olan bu duayı bütün zikir formüllerimizin
ilk sırasında yerleştiririz. Bu duayı bize Rasûlullah sallâllahu
aleyhi vesellem Muâz bin Cebel vasıtasıyla öğretiyor.
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Allahumme elhımniy rüşdiy ve eızniy şerre nefsiy.
Anlamı:
Allâh'ım; bana rüşdümü İLHAM et, nefsimin şerr olacak
davranışlarından sana sığınırım.
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
İmrân bin Husayn radıyallahu anh müslüman olduktan sonra
gelip Rasûlullah sallâllahu aleyhi veselleme sordu.
“Müslüman olursam bana (çok faydalı olacak) iki kelime
öğreteceğini vadetmiştin yâ Rasûlullah..?
- Şöyle dua et yâ Husayn. Allâh'ım bana rüşdümü ilham et,
nefsimin şer olacak davranışlarından sana sığınırım."
İşte bu hadîs-î şerîfteki işaret üzere, biz genellikle günlük
zikirler arasında günde üç yüz defa bu duanın yapılmasını çok
faydalı buluruz ve dostlarımıza tavsiye ederiz!..
*** 322
Okunuşu:
Allahumme inniy es’elûke hubbeke ve hubbe men
yuhıbbuke.
Anlamı:
Allâh'ım; senden aşkını, seni sevenleri sevmeyi dilerim.
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Ebû Derda Hazreti Rasûlullah'ın Hazreti Davud için;
“İnsanların en çok ibadet edeniydi” dedikten sonra şöyle
anlatıyor:
Davud'un duasında sözü şuydu:
“Allâh'ım senden seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi, senin
sevgini ulaştıracak ameli sevmeyi dilerim. Allâh'ım, sevgini
bana nefsimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevgili kıl!..
Keza yukarıda görülen dua da başta gördüğünüz
tavsiyelerimiz, dua listemiz içinde yer alan bir duadır. Daha ne
323
diyelim ki!..
***
ُ ﴿ﺻ ﱠﻝ ﺍ
ﷲ َ ﱡﻙ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َ ﺍ َ◌ﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ِﺍ ﱠﻧﺎ َﻧﺳْ ﺄَﻟُ َﻙ ﻣِﻥْ َﺧﻳ ِْﺭ َﻣﺎ َﺳﺄَﻟَ َﻙ ِﻣ ْﻧ ُﻪ َﻧ ِﺑﻳ
﴿ﺻ ﱠﻝ َ ُﻭﺫ ِﺑ َﻙ ﻣِﻥْ َﺷﺭﱢ َﻣﺎﺍﺳْ َﺗ َﻌ َﺎﺫ ِﻣ ْﻧ ُﻪ َﻧ ِﺑﻳ
َ ﱡﻙ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ ُ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ َﻭ َﺳﻠﱠ َﻡ﴾ َﻭ َﻧﻌ
َ ﺍﷲُ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ َﻭ َﺳﻠﱠ َﻡ﴾ َﻭﺍَ ْﻧ
ٌﺕ ﻣُﺳْ َﺗ َﻌﺎﻥ
Okunuşu:
Allahumme inna neseluke min hayri ma seeleke minhu
nebiyyuke Muhammed sallâllahu aleyhi vesellem ve neuzü
bike min şerri ma esteaze minhu nebiyyuke sallâllahu aleyhi
vesellem ve ente MÜSTEAN!..
Anlamı:
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Ebû Umame radıyallahu anh anlatıyor:
“Bir gün Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem uzun bir dua etti
ki, bundan hiçbir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine dedik:
324
- Yâ Rasûlullah öyle uzun bir dua ile dua ettiniz ki, biz bundan
bir şey ezberleyemedik..?
Bunun üzerine buyurdu ki, Rasûlullah sallâllahu aleyhi
vesellem:
- Size bütün bu duayı toplayan bir şey göstereyim mi?.. Şöyle
dua edersiniz:
"Allâh'ım Rasûlün Muhammed'in hayırdan dilediklerinin
aynısını ben de dilerim; Rasûlün Muhammed'in şerrden
sığındığı şeylerden biz de sana sığınıyoruz. Yardım istenecek
sensin. Varış sanadır. Kuvvet ve kudret ancak Allâh iledir."
Bütün istekleri ve de sığınılacak şeyleri içine alan en özlü
duayı yukarıdaki şekilde yine Efendimiz Rasûlullah sallâllahu
aleyhi vesellem bize öğretiyor. Artık bu duayı da etmeyene
diyecek söz yok!..
***
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Yâ mukallibel kulûb sebbit kalbiy alâ diynike.
Anlamı:
Ey kalpleri dilediği tarafa döndüren, kalbimi dinin üzere
sâbitle!..
325
Bilgi:
Ümmü Seleme radıyallahu anha’ya soruldu:
“Ey müminlerin annesi, senin yanında olduğu zaman Rasûlün
en çok duası ne idi?..
Efendimiz'in kutlu zevcesi Ümmü Seleme radıyallahu anha
anlattı:
- Rasûl-i Ekrem'in en çok yaptığı dua şu idi:
Ey kalpleri çeviren, kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!..
Bunun üzerine sordum:
- Senin duanın en çoğu, neden, Ey kalpleri çeviren kalbimi
dinin üzerine sâbit kıl, duasıdır?..
Rasûl-i Ekrem buyurdu ki:
- Yâ Ümmü Seleme, gerçek şu ki, kalbi Allâh’ın iki parmağı
arasında olmayan insan yoktur. Dilediğini sebât ettirir,
AHMED HULÛSİ ^
dilediğini de kaydırır."
Yükselen burcu ya da ayı, ikizler, yay, başak ve balık olanlara
bu dua kesinlikle tavsiye edilir.
***
Okunuşu:
Allahumme innâ nec’âluke fiy nuhurihim ve neuzü bike min 326
şurûrihim.
Anlamı:
Allâh’ım; senin, onların karşısına çıkmanı ister; onların
şerrlerinden sana sığınırız.
Bilgi:
Efendimiz, Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem’in öğretmekte
olduğu bu dua son derece önemli ve üzerinde dikkatle
durulması zorunlu bir niyazdır!.. Niçin bu böyle?
İnsanın, karşılaştığı tehlikeli olaylara ya da kişilere karşı, kendi
beşerî imkânları ile mücadele vermesi son derece doğaldır.
Allâh’tan yardım isteyip O’na yönelmesi de doğaldır. Ancak bu
duada bir incelik vardır ki, ona çok dikkat etmek
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Allahumme ahricniy min zulûmatil vehmi ve ekrimniy binûril
fehmi.
Anlamı:
Allâh’ım VEHİM karanlığından beni çıkart ve nûrunla anlayış
ikrâm et!..
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Tasavvuf yolundakilerin bileceği gibi, insan için en büyük belâ
"VEHİM" hükmü altında kalmaktır. Allâh’tan insanı ayrı
düşüren en büyük perde "VEHİM" perdesidir.
"VEHİM" perdesi kalkıp, Allâh Nûru ile anlayış ikrâm olan kişi
derhâl Allâh’a erer, YAKÎN sahiplerinden olur!.. Bunun, ne
derece büyük bir nimet olduğunu, ancak bu nimete ermişler
bilebilir!..
Şayet, dünyada yaşarken "VEHİM"den kurtulup "YAKÎN"e
ermek istiyorsanız, mutlaka, en az günde yüz defa bu duaya
devam ediniz.
328
***
Okunuşu:
Rabbiy zidniy ilmen ve fehmen ve iymanen ve yakıynen
sadıka.
Anlamı:
Rabbim; ilmimi, anlayışımı, imanımı ve sıdk üzere yakînimi
çoğalt!
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Bu dua çok önemli bir kaç hususu içine alan geniş kapsamlı bir
metindir.
Kur’ân-ı Kerîm’de Rasûlullah (aleyhisselâm)’a emir verilmiştir,
ilmimi arttır diye dua et, şeklinde.
Hadîs-î şerîflerde ise anlayışın, imanın ve sıdk üzere yakînin
artması talep edilmektedir.
İmanın artması çok önemlidir. Çünkü, iman ne derece artarsa,
beşer şartlanmasıyla bloke olmuş aklın kavrayıp kabul
edemediği şeyler o nispette iman yollu kabullenilmeye
başlanır ve neticesinde de o şeylere vukuf meydana gelir. Bu
329 konuda "AKIL ve İMAN" isimli ses kasetimizde çok tafsilâtlı
bilgi vardır. Nereye kadar akılla ve nereden sonra imanla
gidileceği hususunu oradan tetkik edebilirsiniz.
Yakîn’e gelince.
Bir "yakîn" vardır ki sonunda "küfür" yani gerçeği örtmek
vardır.
Bir "yakîn" vardır ki, neticesi "sıdk" üzere "vuslat"tır!..
"Yakîn", kişide "Allâh BÂKÎ"dir hükmünün yaşanmasıdır!..
Allâh kolaylaştıra!..
Hiç değilse günde yüz defa bu duaya devam edenler çok
büyük faydalarını birkaç ay içinde görürler.
***
Okunuşu:
EnzellAllahu aleykel Kitabe vel Hıkmete ve allemeke ma lem
tekün ta'lem.
Anlamı:
Allâh sana Kitabı (Hakikat bilgisini) ve Hikmeti (Din ilmini,
Sünnetullah marifetini) inzâl etmiş (Esmâ boyutundan
bilincine ulaştırmış) ve bilmediğini sana öğretmiştir. (4.Nisa:
113)
330
Bilgi:
Rasûl-i Ekrem Efendimiz (aleyhisselâm)’a gelen bu âyeti şayet
günde üç yüz defa okumaya devam edersek, ilim ve sistemi
kavrama yeteneğimizin şaşılacak ölçüde gelişmeye başladığını
hayretle fark ederiz.
***
Okunuşu:
Allemel’İnsane ma lem ya’lem.
Anlamı:
(Yani) insana bilmediğini talim etti. (96.Alak: 5)
Bilgi:
^ DUA VE ZİKİR
َﻧﺕ َﺗ ْﺩ ِﺭﻱ َﻣﺎ ْﺍﻟ ِﻛ َﺗﺎﺏُ َﻭﻻ َ ْﻙ ﺭُ ﻭﺣﺎ ً ﻣِﻥْ ﺃَﻣْ ِﺭ َﻧﺎ َﻣﺎ ُﻛ َﻭ َﻛ َﺫﻟ َِﻙ ﺃَ ْﻭ َﺣﻳ َﺁ
َ ْﻥ ﺇِ َﻟﻳ
ﺍﻹﻳ َﻣﺎﻥُ َﻭﻟَﻛِﻥ َﺟ َﻌ ْﻠ َﻧﺎﻩُ ُﻧﻭﺭﺍً َﻧ ْﻬﺩِﻱ ِﺑ ِﻪ َﻣﻥْ َﻧ َﺷﺎء ﻣِﻥْ ﻋِ َﺑﺎ ِﺩ َﻧﺎ َﻭﺇِ ﱠﻧ َﻙ ِْ
ﻟَ َﺗ ْﻬﺩِﻱ ﺇِﻟَﻰ ﺻِ َﺭﺍﻁٍ ﻣُﺳْ َﺗﻘ ٍِﻳﻡ
331 Okunuşu:
Ve kezâlike evhayna ileyke ruhan min emriNA* ma künte
tedriy melKitabu ve lel iymanü ve lâkin cealnahu nuren
nehdiy Bihi men neşau min ıbadiNA* ve inneke le tehdiy ila
sıratın müstekıym;
Anlamı:
Böylece sana hükmümüzden ruh (Esmâ mânâlarını şuurunda
hissetmeyi) vahyettik... Sen, Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsi
nedir, iman neyedir bilmezdin! Ne var ki, biz Onu (ruhu),
kendisiyle hakikate erdirdiğimiz nûr (ilim) olarak meydana
getirdik, kullarımızdan dilediğimize! Muhakkak ki sen de
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Ruhaniyetin güçlenmesi, basîretin keskinleşmesi, verilenlerin
daha iyi değerlendirilebilmesi ve çevreye daha yararlı
olunabilmesi için okunması tavsiye edilen bir âyettir, bu
yazdığımız âyet.
Şartları elverişli olanın, bir yetiştirici kontrolünde, elinden
geliyorsa oruçlu olarak günde bin defa olmak üzere, kırk veya
seksen gün devam etmesi tavsiye olunmaktadır. Biz,
zamanında hayli nimetine kavuştuk. Dileyene tavsiyemizdir. 332
***
Anlamı:
Nitekim, içinizden (hakikati dillendirmek üzere) Rasûl irsâl
ettik (açığa çıkardık), âyetlerimizi (varlığın hakikati oluşumuza
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Bakara Sûresi’nin bu âyetini yukarıda vermiş olduğum âyeti
kerîme ile birlikte bana öğreten, Abdülkerîm el Ciylî
Hazretleridir. Bunlara devam ile sayısız faydalar hasıl oldu.
"KİTABI OKU"mada, hikmete ermede, hiç aklıma gelmeyecek
olan şeylerin sırlarına ermemde Takdir-i Hüda ile âyetlere
333 devam etmenin çok büyük faydalarını gördüm!..
Biz fanîyiz, kısa bir süre sonra aranızdan ayrılır gideriz; ama
isteriz ki biz de nicelerinin hayra, hikmete ermesine vesile
olalım, ardımızdan üç İhlâs bir Fâtiha ile "Allâh razı olsun"
diyenlerimiz olsun!
Bu sebeple, çok istifade ettiğim bu âyetleri burada sizlere
açıklıyorum. Arzu edenler bu âyetlere günde yüz defa devam
ederler!.. Veya daha alâsı, önce birini günde bin defa ve
oruçlu olarak kırk veya seksen gün devam ederler; sonra onu
günde yüz defaya düşürüp ikincisini gene günde bin defa
olarak kırk veya seksen gün yaparlar; sonra da her ikisine
günde yüzer defa olarak devam ederler.
Kesinlikle bilelim ki bu âyetler Kur’ân-ı Kerîm’deki en değerli
mücevherlerden ikisidir!..
Allâh kolaylaştıra!..
***
AHMED HULÛSİ ^
42
***
Eğer talebiniz, sıkıntıdan kurtulmak değil de daha başka ise, o
takdirde, yukarıda yazdığım âyeti kerîme yerine, yine 19’ar
harfli olan, konusuna göre, şu âyeti kerîmeleri okuyabilirsiniz:
İlim için:
Yuallimuhül Kitabe vel Hikmete;
“Kitabı (hakikat bilgisini), Hikmeti (Allâh Esmâ’sının âlemlerde
oluşturduğu sistem ve düzenin çalışmasını) talim edecek
(varlığına nakşedecek-programlayacak).” (3.Âl-i İmrân: 48)
Fetih için:
İnna fetahna leke fethan mübiyna;
AHMED HULÛSİ ^
“Kesinlikle sana öyle bir fetih (açıklık) verdik ki, (o) Feth-i
Mubîn’dir (apaçık açıklık-hakikati müşahede)!” (48.Fetih: 1)
İnnAllahe “HÛ”velĞaniyyulHamiyd;
“Muhakkak ki Allâh Ganî’dir, Hamîd’dir.” (57.Hadîd: 24)
(60.Mümtehine: 6)
43
ﺵ ْﺍﻟ َﻌﻅِ ِﻳﻡ ِ ْﺎﻥ ﺍﷲِ َﺭﺏﱢ ْﺍﻟ َﻌﺭ َ ُﺳﺑ َْﺣ
َ ﻟ َﺭﺏﱢ ْﺍﻟ َﻌﺎﻟَ ِﻡ
ﻳﻥ ِ ِ ْﺍﻟ َﺣﻣْ ُﺩ
ِﻙ َﻭ ْﺍﻟ َﻐﻧِﻳ َﻣ َﺔ ﻣِﻥْ ُﻛ ﱢﻝ ِﺑﺭﱟ
َ ِﻙ َﻭ َﻋ َﺯﺁﺇِ ِ◌ ِﻡ َﻣ ْﻐﻔ َِﺭﺗ َ ﺕ َﺭﺣْ َﻣﺗ ِ ﺍَﺳْ ﺄَﻟُ َﻙ ﻣُﻭ ِﺟ َﺑﺎ
َﻭﺍﻟ ﱠﺳﻼَ َﻣ َﺔ ﻣِﻥْ ُﻛ ﱢﻝ ﺍ ِْﺛ ٍﻡ ﻻَ َﺗﺩَ ﻉْ ﻟِﻰ َﺫ ْﻧﺑًﺎ ِﺍﻻﱠ َﻏ َﻔﺭْ َﺗ ُﻪ َﻭﻻَ َﻫ ًّﻣﺎ ِﺍﻻﱠ َﻓﺭﱠ ﺟْ َﺗ ُﻪ
*ِﻳﻥ َ ﺍﻟﺭﺍ ِﺣﻣ َ ِﻰ ﻟَ َﻙ ِﺭﺿً ﺎ ِﺍﻻﱠ َﻗ
َ ﺿ ْﻳ َﺗ َﻬﺎ َﻳﺎﺍَﺭْ َﺣ َﻡ َ ﺎﺟ ًﺔ ﻫ َ َﻭﻻَ َﺣ
Okunuşu:
Lâ ilâhe illAllah’ul Halîm’ül Kerîm, subhanAllah’i rabb’el ârşıl
âzîm, velhamdulillâhi rabbil âlemiyn; es’elüke mûcibâti
rahmetik, ve azâimi mağfiretik, velganiymete min külli birr,
ves selâmete min külli ism, lâ tedâ’liy zenben illâ gaferteh,
velâ hemmen illâ ferrecteh, ve lâ hâceten hiye leke rızân illâ
kadayteha yâ erhamer rahimiyn.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Tanrı yoktur. Halîm ve Kerîm olan Allâh vardır; Azîm olan
Arşın Rabbi Allâh’ı tenzîh ederim. Hamd, âlemlerin Rabbi
olan Allâh’a aittir. Yâ Rabbi, beni, rahmet ve merhametinin
gerektirdiklerine ve her iyi olana mazhar kıl; her günahtan
selâmete çıkar; affetmediğin günah, kurtarmadığın dert
kalmasın. Amin ey merhametli Rahîm.
Bilgi:
HÂCET namazı diye bilinen, kişinin bir ihtiyacını, bir sıkıntısını,
339
bir derdini Allâh'a arzedip, kurtuluş istemesi için önerilen
namaz hakkında bakın Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem
Efendimiz ne buyuruyor:
“Allâh'tan veya insanoğullarından birinden bir hâceti
(ihtiyacı) olan kimse, hakkıyla abdest aldıktan sonra, iki
rekât namaz kılsın; bundan sonra İSTİĞFARDA bulunsun ve
Allâh Rasûlü üzerine salâvat getirip şu şekilde dua etsin..."
Ve yukarıda naklettiğimiz duayı tavsiye ediyor Efendimiz...
Başı dertte, sıkıntıda, belâda olan, şayet belirtilen şekilde
namazı edâ eder, arkasından yukarıdaki duayı okur ve
arkasından da daha önce yazmış olduğumuz Talâk
Sûresi’ndeki:
“Ve men yettekıllahe yec'al lehu mahreca; yerzukhu min
haysü la yahtesib* ve men yetevekkel 'alellahi feHUve
hasbüh” âyetini bin defa tekrar ederse, Allâh’a en büyük
ilticada bulunmuş olur.
Ayrıca bu âyete, belirtilen sayıda devam etmek suretiyle,
AHMED HULÛSİ ^
341
AHMED HULÛSİ ^
44
İSTİHÂRE NAMAZI
ﺕ َﺗﻌْ ﻠَ ُﻡ ﺃَﻥﱠ َﻫ َﺫﺍ ْﺍﻷَﻣْ َﺭ َﺧﻳْﺭٌ ﻟِﻲ ﻓِﻲ ﺩِﻳﻧِﻲ َ ﺏ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ﺇِﻥْ ُﻛ ْﻧ ِ ْﺍﻟ ُﻐﻳُﻭ
ُ َ
ﺎﺭﻙْ ﻟِﻲ ﻓِﻳ ِﻪ ِ َﻭ َﻣ َﻌﺎﺷِ ﻲ َﻭ َﻋﺎ ِﻗ َﺑ ِﺔ ﺃﻣْ ِﺭﻱ َﻓﺎ ْﻗ ُﺩﺭْ ﻩُ ﻟِﻲ َﻭ َﻳﺳﱢﺭْ ﻩُ ﻟِﻲ ﺛ ﱠﻡ َﺑ
ﺕ َﺗﻌْ ﻠَ ُﻡ ﺃَﻥﱠ َﻫ َﺫﺍ ْﺍﻷَﻣْ َﺭ َﺷﺭﱞ ﻟِﻲ ﻓِﻲ ﺩِﻳﻧِﻲ َﻭ َﻣ َﻌﺎﺷِ ﻲ َﻭ َﻋﺎ ِﻗ َﺑ ِﺔ َ َﻭﺇِﻥْ ُﻛ ْﻧ
َ ْﺙ َﻛ
ﺎﻥ ُ ﺃَﻣْ ِﺭﻱ َﻓﺎﺻْ ِﺭ ْﻓ ُﻪ َﻋ ﱢﻧﻲ َﻭﺍﺻْ ِﺭ ْﻓﻧِﻲ َﻋ ْﻧ ُﻪ َﻭﺍ ْﻗ ُﺩﺭْ ﻟِﻲ ْﺍﻟ َﺧﻳ َْﺭ َﺣﻳ
َ ُﺛ ﱠﻡ ﺃَﺭْ ﺿِ ﻧِﻲ ِﺑ ِﻪ* ) َﻗﺎ َﻝ َﻭﻳ َُﺳﻣﱢﻰ َﺣ
.(ﺎﺟ َﺗ ُﻪ
Okunuşu:
Allahümme inniy estehıyrüke biılmike estakdirüke bikudretike
ve es’elüke min fadlikel azıym. Feinneke takdirü ve lâ akdirü
ve talemü ve lâ a'lemü ve ente allâmül guyûb. Allahümme in
künte ta’lemü enne hâzel emre hayrün liy fîy diynî ve meâşiy
ve âkıbeti emriy fakdürhu liy ve yessirhü liy fiyhi. Ve in künte
ta'lemü enne hâzel emre şerrün liy fiy diynî ve meâşî ve
âkıbeti emriy feasrifhü anniy veasrifnî ahnü vakdür lilhayre
haysü kâne sümme ardınî bihi.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Allâh'ım; ilminle bana hakkımda hayır olanı bildirmeni niyaz
ederim. Gücün yettiği için bana güç vermeni isterim. Hayırlı
olan tarafın bana açıklanması için, senin o büyük fazl-ı
kereminden dilerim. Çünkü sen güçlüsün, bense güçsüzüm.
Sen bilensin, ben bilemem. Gaybın bütün sırlarını bilen
sensin.
Allâh’ım; eğer... (işini söylersin)... benim dinim, hayatım,
âhiretim için işimin sonucunun hayırlı olduğu bilgin
içindeyse, bu işi bana kolaylaştır ve nasip et. Allâh’ım; eğer...
(işini söylersin)... benim dinim, hayatım, âhiretim için işimin
343 sonucunun hayırsız olduğu bilgin içindeyse, beni o işten
soğut ve uzaklaştır ve nasip etme.
Bilgi:
"İstihâre" İslâmiyette çok önemli bir husustur!.. Yapılacak bir
işte gaybı bilen Allâh’tan danışmak, bütün inananlar için son
derece önemli bir imkândır.
Bu yüzdendir ki Rasûlullah (aleyhisselâm)’a inanan yakın
sahabesi şöyle derdi:
“Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem bize tüm işlerimizde
istihâreyi tavsiye ederdi!.."
Hazreti Rasûlullah (aleyhisselâm)'ın tavsiye ettiği "istihâreyi"
bize Hazreti Ebû Bekir, İbn Mes’ûd, Ebû Eyyûb el-Ensarî, Ebû
Saîd el Hudrî, Sâ’d bin Ebî Vakkas, Abdullah bin Abbas, Ebû
Hureyre gibi birçok önde gelen ashâb-ı Rasûl nakletmekte.
Evet nedir bu nakil?.. Ne buyuruyor Rasûlullah (aleyhisselâm):
AHMED HULÛSİ ^
345
Öyle ise Allâh’a soran, kesinlikle bilelim ki, asla pişman
olmaz!..
***
AHMED HULÛSİ ^
45
BELÂLARDAN MUHAFAZA
ُﻭﺫ ِﺑ َﻙ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﻛ َﺳ ِﻝ َﻭ ْﺍﻟ َﻬ َﺭ ِﻡ َﻭ ْﺍﻟ َﻣﺄْ َﺛ ِﻡ َﻭ ْﺍﻟ َﻣ ْﻐ َﺭ ِﻡ َﻭﻣِﻥْ ِﻓ ْﺗ َﻧ ِﺔ ُ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ِﺍ ﱢﻧﻰ ﺍَﻋ 346
ﺎﺭ َﻭ ﻣِﻥْ َﺷﺭﱢ ِﻓ ْﺗ َﻧ ِﺔ ِ ﺏ ﺍﻟ ﱠﻧ ِ ﺎﺭ َﻭ َﻋ َﺫﺍ ِ ﺏ ْﺍﻟ َﻘﺑ ِْﺭ َﻭﻣِﻥْ ِﻓ ْﺗ َﻧ ِﺔ ﺍﻟ ﱠﻧ ِ ْﺍﻟ َﻘﺑ ِْﺭ َﻭ َﻋ َﺫﺍ
ْ ُ ْ ُ ْ
ِ ِﺍﻟ ِﻐ َﻧﻰ َﻭﺍَﻋُﻭﺫ ِﺑ َﻙ ﻣِﻥْ ِﻓ ْﺗ َﻧ ِﺔ ﺍﻟ َﻘﺑ ِْﺭ َﻭﺍَﻋُﻭﺫ ِﺑ َﻙ ﻣِﻥْ ِﻓ ْﺗ َﻧ ِﺔ ﺍﻟﻣَﺳ
ﻳﺦ
ﺎﻯ ِﺑ َﻣﺎ ِء ﱠ
ﺍﻟﺛ ْﻠ ِﺞ َﻭ ْﺍﻟ َﺑ َﺭ ِﺩ َﻭ َﻧ ﱢﻕ َﻗ ْﻠ ِﺑﻰ َ ﺍﻏﺳِ ْﻝ َﻋ ﱢﻧﻰ َﺧ َﻁﺎ َﻳ ْ ﺎﻝ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡِ ﺍﻟ ﱠﺩﺟﱠ
ْﻥ َﻭ ﺑَﺎﻋِ ْﺩ َﺑ ْﻳﻧِﻰِ ﺽ ﻣ َِﻥ ﺍﻟ ﱠﺩﻳ َ ﺏ ْﺍﻷَ ْﺑ َﻳ َ ﺍﻟﺛ ْﻭ ْﺕ ﱠ َ ﻣ َِﻥ ْﺍﻟ َﺧ َﻁﺎ َﻳﺎ َﻛ َﻣﺎ َﻧ ﱠﻘﻳ
ِ ﺕ َﺑﻳ َْﻥ ْﺍﻟ َﻣ ْﺷ ِﺭ ِﻕ َﻭ ْﺍﻟ َﻣ ْﻐ ِﺭ
ﺏ َ ﺎﻯ َﻛ َﻣﺎ َﺑ
َ ﺎﻋ ْﺩ َ َﻭ َﺑﻳ َْﻥ َﺧ َﻁﺎ َﻳ
Okunuşu:
Allahumme inniy euzübike minel keseli vel heremi vel
me'semi vel mağremi ve min fitnetil kabri ve azabil kabri ve
min fitnetin nari ve azabin nari ve min şerri fitnetil gınâ ve
euzü bike min fitnetil fakri ve euzü bike min fitnetil mesihid
deccâli. Allahummeğsil anniy hatayaye bimâisselci vel beredi
ve nekkı kalbiy minel hataya kemâ nekkaytes sevbel ebyaza
mineddeyni ve bâıd beyni ve beyne hatayâye kemâ bâatte
beynel maşrıkı vel mağrıb.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Allâh'ım; tembellikten, bunamadan, günahtan, ödleklikten,
kabir azabından, zenginlik imtihanından ve şerrinden,
fakirlik imtihanı ve şerrinden sana sığınırım.
Allâh’ım; Deccal’in şerrinden sana sığınırım.
Allâh'ım; günahlarımın kirini el değmemiş kar suyu ile yıka,
kalbimi günahlardan arındır; benimle günahlarımın arasını
doğu ile batı kadar uzak eyle.
347 Bilgi:
Hazreti Ayşe radıyallahu anha’nın bize nakletmiş olduğu bu
duayı yapan Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem, insan için
çok büyük tehlike arz eden olayları son derece özetle bize
bildirmekte ve bunlardan Allâh’a sığınmamızı öğütlemektedir.
Tembellik, insanlık kavramının işlevini ortadan kaldıran bir tür
hastalıktır. Bunaklık, gene son yıllarda teşhis edilen ve insan
şuurunu ortadan kaldıran, insanlık fonksiyonlarını yaşayamaz
hâle getiren berbat bir hastalıktır. Ödleklik, fikri aksiyona
dönmekten kesen, insana ilerleme yolunu kapatan büyük bir
belâdır.
Diri diri, tüm zihnî fonksiyonları yerinde, şuurlu ve çevresini
algılar bir hâlde kabre konan insanın ilk an dehşetini ve içinde
bulunduğu yeni boyutun varlıklarıyla temasını düşünebiliyor
musunuz?.. O ne korku verici, şok edici bir ortam ve yaşam
biçimidir!..
Ya sonrasında o ortama hazır değilseniz, o içinde
bulunacağınız yerin ve şartların size vereceği dehşetengiz
AHMED HULÛSİ ^
ﺻﺎ ِﺩ ًﻗﺎ َﻭ َﻗ ْﻠﺑًﺎ َﺧﺎﺷِ ﻌً ﺎ َﻭﻟ َِﺳﺎ ًﻧﺎ َﺫﺍ ِﻛﺭً ﺍ َ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ﺍﺭْ ُﺯ ْﻗ َﻧﺎ ﺍِﻳ َﻣﺎ ًﻧﺎ ﺩَ ﺁﺇِﻣًﺎ َﻭ َﻳﻘِﻳ ًﻧﺎ
ِﻳﻌ ًﺔ َﻭ َﺗ ْﻭ َﺑ ًﺔ
َ َﻭ َﻋ َﻣﻼً َﻣ ْﻘﺑُﻭﻻً َﻭ ِﺭ ْﺯ ًﻗﺎ َﻭﺍﺳِ ﻌً ﺎ َﻭﻋِ ْﻠﻣًﺎ َﻧﺎ ِﻓﻌً ﺎ َﻭﺩَ َﺭ َﺟ ًﺔ َﺭﻓ
ﺕ َﻭﺍَﻣْ ًﻧﺎ ِ ﺍﺣ ًﺔ ﻋِ ْﻧﺩَ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭ
ِ ﺕ َﻭ َﻣ ْﻐﻔ َِﺭ ًﺓ َﺑﻌْ ﺩَ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭ َ ﺕ َﻭ َﺭ ِ ُﻭﺣ ًﺔ َﻗﺏْ َﻝ ْﺍﻟ َﻣ ْﻭَ َﻧﺻ
ﺏ ْﺍﻟ َﻘﺑ ِْﺭ ِ ﻣِﻥْ َﻋ َﺫﺍ
Okunuşu:
Allahum merzukna iymanan dâimen ve yakînen sâdıkan ve
kalben hâşian ve lisânen zâkiren ve âmelen makbulen ve
rızkan vâsian ve ilmen nâfian ve dereceten refî’âten ve
tevbeten nasûhaten kablelmevti ve raheten indel mevti ve 352
mağfireten bâ’del mevti ve emnen min azâbil kabri.
Anlamı:
Allâh’ım, daimî iman hâliyle, sıdk üzere yakîni; korkan değil,
haşyet duyan bir kalbi; sürekli zikir hâlinde olmayı; makbul
çalışmalar yapmayı; çok kapsamlı bir rızkı; bana sonsuza dek
faydalı olacak ilmi; yüksek derecelerin kemâlini; ölüm
öncesinde ve akabinde nasuh tövbesi içinde olmayı; ölüm
akabinde bağışlanmayı ve kabir azabından emin olmayı bana
ihsan et.
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem’in bize öğretmiş olduğu
bundan evvelki ve bu dua, hayatımızın bütün safhaları ile ilgili,
tasavvur ve hayal edemeyeceğiniz kadar geniş alanı
^ DUA VE ZİKİR
ﺕ ﺍَﻣْ ِﺭﻯ ُ ْْﻙ َﻭ َﻓ ﱠﻭﺿ َ ْﺕ َﻭﺟْ ِﻬﻰ ِﺍﻟَﻳ ُ ْﻙ َﻭ َﻭﺟﱠ ﻬ َ ﻣْﺕ َﻧ ْﻔﺳِ ﻰ ِﺍﻟَﻳُ َﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ ﺍَﺳْ ﻠ
َ ْﻙ ﻻَ َﻣ ْﻠ َﺟﺄ َ َﻭﻻَ َﻣ ْﻧ َﺟﺄ َ ْﻙ َﺭ ْﻏ َﺑ ًﺔ َﻭ َﺭﻫْ َﺑ ًﺔ ِﺍﻟَﻳ
َ ﺕ َﻅﻬ ِْﺭﻯ ِﺍﻟَﻳ ُ ْْﻙ َﻭﺍَ ْﻟ َﺟﺄ
َ ِﺍﻟَﻳ
ﺕَ ﱠﻙ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﺍَﺭْ َﺳ ْﻠ َ ﺕ َﻭ َﻧ ِﺑﻳ َ ﺕ ِﺑ ِﻛ َﺗ ِﺎﺑ َﻙ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﺍَ ْﻧ َﺯ ْﻟ َ ِﻣ ْﻧ َﻙ ِﺍﻻﱠ ِﺍﻟَﻳ
ُ ْﻙ َءﺍ َﻣ ْﻧ
Okunuşu:
Allahumme eslemtü nefsiy ileyk ve veccehtü vechiy ileyk ve
fevvedtu emriy ileyk ve elce’tü zahriy ileyk, rağbeten ve
rehbeten ileyk, lâ melcee ve lâ mencee minke illâ ileyk,
amentü bikitabikelleziy enzelte ve nebiyyikelleziy erselte.
AHMED HULÛSİ ^
Bilgi:
Berâ Bin Azib radıyallahu anh anlatıyor, Buharî naklediyor,
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem’in gece yatağa yattığı 354
zaman uyumadan önce okuduğu bu duayı bize…
Böylece Allâh’a yönelen kişi için Rasûlullah (aleyhisselâm)
şöyle diyor:
"Bir kimse bu duayı yapar da sonra o gece içinde ölürse, o
kimse İslâm fıtratı üzerine ölümü tatmış olur."
***
^ DUA VE ZİKİR
355
^ AHMED HULÛSİ
46
^
356
ﺍﺱ !ﺍﻥﻱ َﻉ َﻝﻯ ﺍﻟﻥﱠ ِ ﺕﻱ َﻭ َﻩ َﻭ ِﺕﻱ َﻭ ِﻕ ﱠَﺓﻝ ِﺡﻳ َﻝ ِﻑ ُ ﱠﻕﻭ ِ ﺽﻉْ َ ْﻙ ﺍَﺵْﻛﻭُ ﺍ َ ﺍَﻟ ﱠﻩُﻝ ﱠﻡ ِﺍﻟَﻳ َ
ﺕ ﺍَ َ◌ﺭْ َﺣ ُﻡ ِﺑﻰ ﺕ َﺭﺏﱡ ْﺍﻟﻣُﺳْ َﺗﺿْ َﻌﻔ َ
ِﻳﻥ ،ﺍَ ْﻧ َ ِﻳﻥ! ﺍَ ْﻧ َ
َﻳﺎ ﺍَ َ◌ﺭْ َﺣ َﻡ ﺍﻟﺭﱠ ﺍ ِﺣﻣ َ
ﺏ َﻣﻠﱠ ْﻛ َﺗ ُﻪ ِﻳﻕ َﻗ ِﺭﻳ ٍ ﺻﺩ ٍ ﺏﻳ ٍﺩ َﻳ َﺗ َﺟ ﱠﻬ ُﻣﻧِﻰ ﺍَ ْﻭ ِﺍﻟَﻰ َ ﻣِﻥْ ﺍَﻥْ َﺗ ِﻛﻠَﻧِﻰ ِﺍﻟَﻰ َﻋ ُﺩﻭﱟ َﻋِ
ﺎﻥ َﻋﻠَﻰﱠ َﻓﻼَﺍ ُ َﺑﺎﻟِﻰَ .ﻏﻳ َْﺭ ﺍَﻥﱠ َﻋﺎ ِﻓ َﻳ َﺗ َﻙ ﺍَ ْﻭ َﺳﻊُ ﺍَﻣْ ِﺭﻯ .ﺍِﻥْ ﻟَ ْﻡ َﺗ ُﻛﻥْ َﻏﺿْ َﺑ َ
ﺻﻠُ َﺢ َﻋﻠَ ْﻳ ِﻪ ﺕ ﻟَ ُﻪ ﱡ
ﺍﻟﻅﻠُ َﻣ ُ ﻭﺭ َﻭﺟْ ِﻬ َﻙ ﺍﻟﱠﺫِﻯ ﺍَ ْﺷ َﺭ َﻗ ْ ُ
ﺎﺕ َﻭ َ ﻟِﻰ .ﺍَﻋُﻭﺫ ِﺑ ُﻧ ِ
ﻁ َﻙ، ُﻙ ﺍَ ْﻭ َﻳ ِﺣ ﱠﻝ َﻋﻠَﻲﱠ َﺳ َﺧ ُ ﺿﺑ َﺍَﻣْ ﺭُ ﺍﻟ ﱡﺩ ْﻧ َﻳﺎ َﻭ ْﺍﻷَﺧ َِﺭ ِﺓ ﺍَﻥْ َﻳ ْﻧ ِﺯ َﻝ ِﺑﻰ َﻏ َ
ﺿﻰَ ،ﻭﻻَ َﺣ ْﻭ َﻝ َﻭﻻَ ﻗُ ﱠﻭ َﺓ ِﺍﻻﱠ ِﺑ َﻙ* َﻭﻟَ َﻙ ْﺍﻟ ُﻌ ْﺗ َﺑﻰ َﺣ ﱠﺗﻰ َﺗﺭْ َ
Okunuşu:
Allahumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve
hevâniy alennâs; Yâ Erhamerrahimiyn, ente Rabbül
müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin
bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu
emrî. İn lem tekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı
Allâh’ım; kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu,
halk nazarında hor hakîr hâle düştüğümü görüyorsun. Yâ
Erhamer Rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbi sensin.
Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düşmanın eline beni
357 terketmeyecek, hatta himayemi ellerine verdiğin akrabadan
bir dosta bile beni bırakmayacak kadar Rahîmsin.
Allâh’ım; bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim eziyet ve
belâlara hiç aldırış etmem. Ancak şu da var ki, koruma sahan
bunları da çektirmeyecek kadar geniştir. Allâh’ım, gazabına
maruz kalmaktan, yahut rızasızlığından, senin bütün zulmeti
pırıl pırıl aydınlatan, dünya ve âhiret hâllerinin yegâne
selâmete çıkartıcısı olan NÛR-u Vechine sığınırım. Allâh’ım
rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvet ancak
seninledir.
Bilgi:
Efendimiz Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem, görev alışının
ilk zamanlarında, gerçeği tebliğ etmek üzere Taif şehrine
gitmişti.
Taif halkına elinden geldiğince gerçekleri göstermek için
gayret sarfetti. Ama onlardan aldığı cevap sadece hakaret
AHMED HULÛSİ ^
ِﻙَ ِﻙ ﻣِﻥْ ُﻋﻘُﻭ َﺑﺗ َ ﺎﻙ ﻣِﻥْ َﺳ َﺧﻁِ َﻙ َﻭ ِﺑﻣ َُﻌﺎ َﻓﺎﺗ َ ﺿ ُ ﺍَﻟ ﱠﻩُﻝ ﱠﻡ ِﺍ ﱢﻧﻰ ﺍَﻋ
َ ُﻭﺫ ِﺑ ِﺭ
ْﺕ َﻋﻠَﻰ َﻧ ْﻔﺳِ َﻙَ ﺕ َﻛ َﻣﺎ ﺍَ ْﺛ َﻧﻳ َ ﺹﻯ َﺛ َﻧﺂ ًء َﻋﻠَﻳ
َ ْﻙ ﺍَ ْﻧ ُ َﻭﺍَﻋ
ِ ُْﻭﺫ ِﺑ َﻙ ِﻣ ْﻧ َﻙ ﻵَﺍُﺣ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Allahumme inniy euzü birızake min sehatike ve bimuafatike
min ukubetike ve euzü bike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke
ente kemâ esneyte alâ nefsik.
Anlamı:
Hoşnutsuzluğundan rızana; cezalandırmandan bağışlamana;
SENDEN SANA sığınırım!.. Senin kendine olan senân gibi
senâ etmekten âczimi itiraf ederim.
359
Bilgi:
Mevcut kaynaklardan Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem
Efendimiz’in bu duayı, gece namazında, secdede yaptığını
öğreniyoruz.
Bu harika bir duadır.
Hele son iki bölüm tasavvufun hakikat ve Marifeti Billah
mertebelerine işaret etmektedir, ehli için değerlendirilmesi
zorunlu olan bir husustur. Ehli için uyarıyorum; bu hususlara
çok dikkat ederek, Efendimiz (aleyhisselâm)’ın bize öğretmek
istediğini iyi anlamalıyız.
***
AHMED HULÛSİ ^
47
Okunuşu:
Allahümmekfiniy bihelâlike an haramike ve agniniy bifadlike
ammen sivâk
Anlamı:
Allâh’ım, haramından (beri) helal (rızık) ile bana yet (kâfi gel)
ve beni lütfunla gayrına muhtaç olmayacak zengin kıl.
Bilgi:
Rasûlullah sallâllahu aleyhi vesellem bu duayı öğretirken şöyle
buyurmuştur:
“Bir kimsenin dağ kadar borcu olsa, bu duaya devam etse,
^ DUA VE ZİKİR
ٍ ﺍَﻟ ﱠﻩُﻝ ﱠﻡ َﺭﺣْ َﻣ َﺗ َﻙ ﺍَﺭْ ﺟُ ﻭ َﻓﻼَ َﺗﻛ ِْﻠﻧِﻰ ِﺍﻟَﻰ َﻧ ْﻔﺳِ ﻰ َﻁﺭْ َﻓ َﺔ َﻋﻳ
ْﻥ َﻭﺍَﺻْ ﻠِﺢْ ﻟِﻰ
َﺷﺄْﻧِﻰ ُﻟﱠ
َ ﻙ ُﻪ ﻵَ ِﺍﻟَ َﻪ ِﺍﻻﱠ ﺍَ ْﻧ
ﺕ
Okunuşu:
361
Allahumme rahmeteke ercû, felâ tekilniy ilâ nefsiy tarfete
aynin, ve aslıhliy şa’niy küllehu, lâ ilâhe illâ ente.
Anlamı:
Allâh’ım rahmetini umuyorum, beni göz kırpması kadar bile
nefsime terketme, her anımı düzelt, Tanrı yok ancak sen
varsın!..
Bilgi:
"Sıkıntıda, zarurette kalan insanların devam etmesi gereken
duadır bu" buyurarak bize tavsiye eden, Rasûlullah sallâllahu
aleyhi vesellem.
Sıkıntısı, derdi, borcu, sorunu olan insanlara bu duayı tavsiye
ederiz. Günde hiç olmazsa 40 defa devam edilebilir.
AHMED HULÛSİ ^
48
َﻭﻻَ َﻓﺎ ِﺟﺭٌ ﻣِﻥْ َﺷﺭﱢ َﻣﺎ َﻳ ْﻧ ِﺯ ُﻝ ﻣ َِﻥ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣﺎ ِء َﻭ َﻣﺎ َﻳﻌْ ﺭُ ُﺝ ﻓِﻳ َﻬﺎ َﻭ ﻣِﻥْ َﺷﺭﱢ
ِ ﺽ َﻭ َﻣﺎ َﻳ ْﺧﺭُ ُﺝ ِﻣ ْﻧ َﻬﺎ َﻭﻣِﻥْ ِﻓ َﺗ ِﻥ ﺍﻟﻠﱠﻳ ِْﻝ َﻭﺍﻟ ﱠﻧ َﻬ
ﺎﺭ ِﺍﻻﱠ ِ َْﻣﺎ َﺫ َﺭﺃَ ﻓِﻰ ْﺍﻟﻸَﺭ
! ُﺎﺭ ًﻗﺎ َﻳ ْﻁﺭُ ُﻕ ِﺑ َﺧﻳ ٍْﺭ َﻳﺎ َﺭﺣْ َﻣﺎﻥ
ِ َﻁ
Okunuşu:
Euzü bivechillâhil kerîm ve kelimâtillâhit tâmmatilletiy lâ
yucaviz hünne berrün velâ fâcirün min şerri mâ yenzilu mines
semâi ve mâ yâ’rücü fiyha ve min şerri mâ zeree fil ardı ve
mâyahrücü minha ve min fitenil leyli ven nehari illâ târikan
yatruku bihayrin yâ Rahman.
^ DUA VE ZİKİR
Anlamı:
Sığınırım Kerîm Allâh vechine ve O'nun kelimelerinin tama-
mına ki, iyi kötü hiçbir şey onları tecavüz edemez... Semâdan
inenin ve semâya yükselenin şerrinden, arzda üreyenin ve
arzdan çıkanın şerrinden, gecenin ve gündüzün
fitnelerinden, hayırla olan müstesna, geceleyin kapıyı
çalanın şerrinden, ya RAHMAN!..
Bilgi:
364
َ
ِ ﺍﻟﻺ ْﻛ َﺭ ِﺍﻡ ﺍَﺳْ ﺄﻟُ َﻙ ﺍَﻥْ ُﺗﺣْ ِﻳﻲ َﻗ ْﻠ ِﺑﻰ ِﺑ ُﻧ
ﻭﺭ ِ ﺎﺣﻰﱡ َﻳﺎ َﻗﻳﱡﻭ ُﻡ َﻳﺎ َﺫﺍ ْﻟ َﺟﻼَ ِﻝ َﻭ َ َﻳ
ﺽِ ْﺕ َﻭ ْﺍﻷَﺭ ِ ِﻳﻊ ﺍﻟ ﱠﺳ َﻣ َﻭﺍ َ َﻣﻌْ ِﺭ َﻓﺗ
َ ِﻙ ﺍَ َﺑ ًﺩﺍ َﻳﺎ ﺍَﷲُ َﻳﺎ ﺍَﷲُ َﻳﺎ َﺑﺩ
Okunuşu:
Yâ Hayyu Yâ Kayyum Yâ Zel Celâli vel İkrâm es’eluke en tuhyi
kalbiy binuri mâ’rifetike ebeden Yâ Allah Yâ Allah Yâ Allah Yâ
Bedî’es semâvâti vel ard.
Anlamı:
Mutlak diri ve kendisiyle kaîm yüce Zât’ıyla ikrâm edici!..
Dilerim senden ebeden marifet nûruyla kalbimi diriltmeni!..
Yâ Allâh! Ey gökleri ve yeri bir örneği olmaksızın meydana
getiren!
^ DUA VE ZİKİR
Bilgi:
Sabah namazının farzını kılmadan önce kırk defa okuyup buna
kırk gün devam edenler, faydasını derhâl kendilerinde fark
etmeye başlarlar.
Kalbin marifet nûruyla diriltilmesi demek şudur: İslâm
terminolojisinde "şuur" ya da bugünkü deyimiyle "bilinç",
"kalp" kelimesiyle, "gönül" kelimesiyle tanımlanır. Bilincin
dirilmesi ise ancak marifet nûruyla mümkündür. "Marifet
nûru" nedir?..
İnsan, "iman nûru" ile bilincin sınırlarını aşar, "marifet nûru"
ile de bilincin sınırları dışında yer alan gerçekleri
365 değerlendirebilecek kapasiteyi elde eder!..
Allâh tüm yaşamımız boyunca, kesintisiz olarak, bir an bile
"iman nûru"ndan ve "marifet nûru"ndan mahrum
bırakmasın.
Zira, "iman nûru"ndan mahrum olan bloke olmuş bir bilinçle
"kör" yaşar; ve "marifet nûru"ndan mahrum olan da,
bilincinin sınırları ötesindeki gerçekleri asla düşünemez ve
değerlendiremez. Bu yüzdendir ki, her vesile ile Allâh’tan
"iman nûru" ve "marifet nûru" istemeliyiz ve bunun sonsuza
dek kesintisiz bir şekilde bağışlanmasını niyaz etmeliyiz.
***
َﺭﺏﱠ ِﺍ ّﻧﻰ َﻣ ْﻐﻠُﻭﺏٌ َﻓﺎﻧ َﺗﺻِ ﺭْ َﻭﺍﺟْ ﺑُﺭْ َﻗ ْﻠ ِﺑﻰ ْﺍﻟ ُﻣ ْﻧ َﻛﺳِ ﺭْ َﻭﺍﺟْ َﻣﻊْ َﺷﻣْ ﻠِﻰ
ُﺕ ﺍﻟﺭﱠ ﺣْ َﻣﺎﻥُ ْﺍﻟ ُﻣ ْﻘ َﺗﺩِﺭُ ﺍ ِْﻛ ِﻔﻧِﻰ َﻳﺎ َﻛﺎﻓِﻰ َﻓﺄ َ َﻧﺎ ْﺍﻟ َﻊ ْﺑ ُﺩ ْﺍﻟ ُﻣ ْﻔ َﺗﻘِﺭ
َ ْﺍﻟ ُﻣ ﱠﺩﺛِﺭْ ِﺍ ﱠﻧ َﻙ ﺍَ ْﻧ
ﻅ ْﻠ ٌﻡ َﻋﻅِ ﻳ ٌﻡ َﻭ َﻣﺎ ُ ََﻭ َﻛ َﻔﻰ ِﺑﺎﷲِ َﻭﻟِ ًّﻳﺎ َﻭ َﻛ َﻔﻰ ِﺑﺎﷲِ َﻧﺻِ ﻳﺭً ﺍ ﺇِﻥﱠ ﺍﻟ ﱢﺷﺭْ َﻙ ﻟ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Rabbiy inniy mağlubun fantasır, vecbür kalbil münkesir,
vec'mâ şemlil müddesir, inneke enter rahmanül muktedir;
ikfiniy yâ Kâfi fe enel abdul muftekir ve kefâ billahil veliyyen
ve kefâ billahil nasıyra; inneş şirke lezûlmün azîm. Ve mAllahu
yuriydu zulmen lil ibad. Fekutia dabirul kavmilleziyne zalemu,
velhamdulillahi rabbil alemiyn.
366
Anlamı:
Rabbim, yenildim; behemehâl yardım et, nusretinle
muzaffer eyle. Kırılmış kalbimi birleştir-bütünleştir-tekleştir.
Parçalanan birliğimi cem eyle. Zira sen, evet sen kesinlikle
Muktedir Rahman’sın. Bana yet, ey Kâfi. Zira ben senin
hiçbir şeyi olmayan kulunum. Velî olarak Allâh yeter, Nasîr
olarak Allâh yeter. Kesinlikle şirk Azîm bir zulümdür ve Allâh,
kulları için zulüm dilemez. Zulmeden topluluğun arkası
kesilmiştir; âlemlerin Rabbi olan Allâh’a HAMD olsun.
Bilgi:
Gavs-ı Â'zâm Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin öğretmiş
olduğu bu duayı teberrüken hazırlamış olduğumuz bu kitaba
ekliyoruz.
^ DUA VE ZİKİR
367
AHMED HULÛSİ ^
49
SÜBHANEKE 368
Okunuşu:
Subhanekellahümme ve Bi-Hamdike ve tebarekesmüke ve
teâla ceddüke (ve celle senâüke) ve la ilahe ğayrüke.
Anlamı:
Allâh’ım; Hamdinle subhansın! Senin ismin mübarektir!..
Senin şânın Âliy’dir!.. (Senin senân ihsa edilemez, yücedir!)
Senin gayrın Ulûhiyet sahibi de yoktur.
^ DUA VE ZİKİR
ET-TEHİYYATU
Okunuşu:
Ettehiyyatu lillahi vassalevatu vattayyibatu, es Selamu aleyke
369 eyyuhennebiyyu ve rahmetullahi ve berakatuhu, es Selamu
aleyna ve a’la i’badillahissalihiyn, eşhedu en la ilahe illallahu,
ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Rasuluhu.
Anlamı:
Bütün ta’zimler, dua ve talepler ile en temiz ibadetler Allâh
için olup, O’nun Ulûhiyet hükmüncedir. Ey Nebi! Selâm,
Allâh’ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun! Selâm,
bizim ve Allâh’ın sâlih kullarının üzerine de olsun!.. Şahidim
ki; Tanrı yoktur, sadece Allâh vardır!.. Ve yine şahidim ki,
Hazreti Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür!..
***
ْﺕ َﻋﻠَﻰ ِﺍﺑ َْﺭﺍﻫِﻳ َﻡ َ ﺻ ﱢﻝ َﻋﻠَﻰ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َﻭ َﻋﻠَﻰ ﺁَ ِﻝ ﻣ َُﺣ ﱠﻣ ٍﺩ َﻛ َﻣﺎ
َ ﺻﻠﱠﻳ َ ﺍَﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻡ
*َﻭ َﻋﻠَﻰ ﺁَ ِﻝ ِﺍﺑ َْﺭﺍﻫِﻳ َﻡ ِﺍ ﱠﻧ َﻙ َﺣﻣِﻳ ٌﺩ َﻣ ِﺟﻳ ٌﺩ
Okunuşu:
Allahümme salli a’la Muhammedin ve a’la âli Muhammedin, 370
kema salleyte a’la İbrahime ve a’la âli İbrahim, inneke
Hamiydun Meciyd.
Allahümme barik a’la Muhammedin ve a’la âli Muhammedin,
kema barekte a’la İbrahime ve a’la âli İbrahim, inneke
Hamiydun Meciyd.
Anlamı:
Allâh’ım; İbrahim’e ve Âl-i İbrahim’e salât ettiğin gibi,
Muhammed’e ve Âl-i Muhammed’e de salât et!.. Muhakkak
ki sen Hamîd ve Mecîd’sin.
Allâh’ım; İbrahim’i ve Âl-i İbrahim’i mübarek kıldığın gibi,
Muhammed’i ve Âl-i Muhammed’i de mübarek kıl!..
Muhakkak ki sen Hamîd ve Mecîd’sin.
ASR SÛRESİ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Vel asri, 2-) İnnel İnsane le fiy husrin, 3-) İllelleziyne amenu
371
ve amilus salihati ve tevasav bil Hakkı ve tevasav Bis Sabr;
Anlamı:
1-) Yemin ederim O Asra (içinde akıp giden insan ömrüne) ki,
2-) Muhakkak ki insan, hüsran içindedir!
3-) Ancak (hakikatlerine) iman edip imanın gereğini uygu-
layanlar, birbirlerine Hak olarak tavsiye edenler ve
birbirlerine Sabrı tavsiye edenler hariç!
***
FİL SÛRESİ
AHMED HULÛSİ ^
ِﻳﻡ
ِ ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣِ ْﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ
{ ﺃَﻟَ ْﻡ َﻳﺟْ َﻌ ْﻝ َﻛﻳْﺩَ ُﻫ ْﻡ ﻓِﻲ1} ِﻳﻝ
ِ ﺏ ْﺍﻟﻔ ِ ﱡﻙ ِﺑﺄَﺻْ َﺣﺎ َ ﺃَﻟَ ْﻡ َﺗ َﺭ َﻛﻳ
َ ْﻑ َﻓ َﻌ َﻝ َﺭﺑ
ﺎﺭ ٍﺓ ﻣﱢﻥ
َ ِﻳﻬﻡ ِﺑﺣ َِﺟ ِ { َﺗﺭْ ﻣ3} { َﻭﺃَﺭْ َﺳ َﻝ َﻋﻠَﻳ ِْﻬ ْﻡ َﻁﻳْﺭً ﺍ ﺃَ َﺑ ِﺎﺑﻳ َﻝ2} ِﻳﻝ ٍ َﺗﺿْ ﻠ
ٍ { َﻓ َﺟ َﻌﻠَ ُﻬ ْﻡ َﻛ َﻌﺻْ ﻑٍ ﻣﱠﺄْ ُﻛ4} ﻳﻝ
{5} ﻭﻝ ٍ ﺳِ ﺟﱢ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm 372
1-) Elem tera keyfe feale Rabbüke Bi ashabil fiyl; 2-) Elem
yec'al keydehüm fiy tadliyl; 3-) Ve ersele aleyhim tayren
ebabiyl; 4-) Termiyhim Bi hıcaretin min sicciyl; 5-) Fecealehüm
keasfin me'kûl;
Anlamı:
1-) Görmedin mi Rabbin nasıl yaptı, ashab-ı fil’e?
2-) Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3-) İrsâl etti üzerlerine tayrân ebabil’i (Ebabil kuşları).
4-) Atıyorlardı onlara, kurumuş çamurdan taşlarını.
5-) Nihayet onları yenmiş ekin yaprağı gibi kıldı.
***
KUREYŞ SÛRESİ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
373 1-) Li iylafi Kureyşin, 2-) İylafihim rıhleteş şitai vas sayf; 3-)
Felya'budu Rabbe hazelBeyt; 4-) Elleziy at'amehüm min cuın
ve amenehüm min havf;
Anlamı:
1-) Kureyş’in ülfet ve hürmete mazhariyeti için,
2-) Kış ve yaz seferinde rahat ve ülfetleri için.
3-) Bu Beyt’in Rabbine (tevhid ehli olarak) kulluk etsinler!
4-) O ki, onları açlıktan doyurdu ve korkudan emin etti.
***
MAUN SÛRESİ
AHMED HULÛSİ ^
ِﻳﻡ
ِ ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ْﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ
ْ ﱠ َ
{2} { َﻓﺫﻟ َِﻙ ﺍﻟﺫِﻱ َﻳ ُﺩﻉﱡ ﺍﻟ َﻳﺗِﻳ َﻡ1} ﻳﻥ ﱢ ﱠ
ِ ْﺕ ﺍﻟﺫِﻱ ُﻳ َﻛﺫﺏُ ِﺑﺎﻟ ﱢﺩ َ ﺃَ َﺭﺃَﻳ
َ { ﺍﻟﱠﺫ4} ﻳﻥ
ِﻳﻥ َ ُﺻﻠﱢ َ { َﻓ َﻭ ْﻳ ٌﻝ ﻟﱢ ْﻠﻣ3} ِﻳﻥِ َﻭ َﻻ َﻳﺣُﺽﱡ َﻋﻠَﻰ َﻁ َﻌ ِﺎﻡ ﺍ ْﻟﻣِﺳْ ﻛ
َ { َﻭ َﻳﻣْ َﻧﻌ6} ﻭﻥ
ُﻭﻥ َ ُِﻳﻥ ُﻫ ْﻡ ﻳ َُﺭﺍﺅ َ { ﺍﻟﱠﺫ5} ُﻭﻥ َ ﺻ َﻼﺗ ِِﻬ ْﻡ َﺳﺎﻫَ ُﻫ ْﻡ َﻋﻥ
{7} ُﻭﻥ َ ْﺍﻟ َﻣﺎﻋ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Eraeytelleziy yükezzibü Bid diyn; 2-) Fezâlikelleziy
yedu'ğğul yetiym; 3-) Ve la yehuddu alâ taamil miskiyn; 4-) 374
Feveylün lil musalliyn; 5-) Elleziyne hüm an Salâtihim sahun;
6-) Elleziyne hüm yuraun; 7-) Ve yemneunel maun;
Anlamı:
1-) Gördün mü dinini (Sünnetullah’ı) yalanlayan şu kimseyi?
2-) İşte o, yetimi azarlayıp iter-kakar,
3-) Yoksulları doyurmaya teşvik etmez (cimri, bencil)!
4-) Vay hâline o (âdet olmuş) namaz kılanlara ki;
5-) Onlar, (iman edenin mi’râcı olan) salâtlarından
kozalıdırlar (gâfildirler)!
6-) Onlar gösteriş yapanların ta kendileridirler!
7-) Hayrı da engellerler!
KEVSER SÛRESİ
^ DUA VE ZİKİR
ِﻳﻡ
ِ ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ْﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ
{ ﺇِﻥﱠ َﺷﺎ ِﻧ َﺋ َﻙ ﻫ َُﻭ2} ْﱢﻙ َﻭﺍ ْﻧ َﺣﺭ
َ ﺻ ﱢﻝ ﻟ َِﺭﺑ َ ﺇِ ﱠﻧﺎ ﺃَﻋْ َﻁ ْﻳ َﻧ
َ { َﻓ1} ﺎﻙ ْﺍﻟ َﻛ ْﻭ َﺛ َﺭ
{3} ُْﺍﻷَ ْﺑ َﺗﺭ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) İnna a'taynakel Kevser; 2-) Fe salli li Rabbike venhar; 3-)
İnne şanieke hüvel'ebter;
375
Anlamı:
1-) Muhakkak ki biz verdik sana O Kevser’i!
2-) O hâlde Rabbin için salât yaşa ve (benlik) kurbanı kes!
3-) Muhakkak ki sana hıncı olan var ya, asıl odur ebter (soyu
kesik)!
***
KÂFİRUN SÛRESİ
AHMED HULÛSİ ^
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Kul ya eyyühel kafirun; 2-) La a'budu ma ta'budun; 3-) Ve
la entüm abidune ma a'bud; 4-) Ve la ene abidün ma
abedtüm; 5-) Ve la entüm abidune ma a'bud; 6-) Leküm 376
diynüküm ve liye diyn;
Anlamı:
1-) De ki: “Ey hakikat bilgisini inkâr edenler!”
2-) “Sizin tapındığınıza ben tapınmam!”
3-) “Siz de benim ibadet ettiğime abidler (ibadet eden kullar)
değilsiniz.”
4-) “Sizin tapındıklarınıza ben abid (ibadet eden kul)
değilim.”
5-) “Siz de benim kulluk ettiğime abidler (kullar) değilsiniz.”
6-) “Sizin din (anlayışınız) size, benim din (anlayışım)
banadır!”
NASR SÛRESİ
^ DUA VE ZİKİR
ِﻳﻡ
ِ ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ْﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ
ِ ِﺑﺳْ ِﻡ
ِ ِﻳﻥ ﱠ
ﷲ َ ُﺎﺱ َﻳ ْﺩ ُﺧﻠ
ِ ﻭﻥ ﻓِﻲ ﺩ َ ْﺕ ﺍﻟ ﱠﻧ َ { َﻭ َﺭﺃَﻳ1} ﷲ َﻭ ْﺍﻟ َﻔ ْﺗ ُﺢ ِ ﺇِ َﺫﺍ َﺟﺎء َﻧﺻْ ﺭُ ﱠ
َ { َﻓ َﺳﺏﱢﺡْ ِﺑ َﺣﻣْ ِﺩ َﺭﺑ2} ﺃَ ْﻓ َﻭﺍﺟً ﺎ
َ ﱢﻙ َﻭﺍﺳْ َﺗ ْﻐﻔِﺭْ ﻩُ ﺇِ ﱠﻧ ُﻪ َﻛ
{3} ﺎﻥ َﺗ ﱠﻭﺍﺑًﺎ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) İza cae nasrullahi velfeth; 2-) Ve raeytenNase yedhulune
fiy diynillahi efvaca; 3-) Fesebbıh BiHamdi Rabbike
vestağfirHU, inneHU kâne Tevvaba;
377
Anlamı:
1-) Nasrullah (Allâh nusreti) ve el Feth (mutlak açıklık-şuur
bakışı) geldiğinde,
2-) İnsanları öbek öbek Allâh’ın dinine girer hâlde
gördüğünde,
3-) Rabbinin Hamdi olarak tespih et ve O’ndan mağfiret dile!
Muhakkak ki O, Tevvab’dır.
***
TEBBET SÛRESİ
AHMED HULÛSİ ^
ِﻳﻡ
ِ ﻣﻥ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ْﷲ ﺍﻟﺭﱠ ﺣ ِ ِﺑﺳْ ِﻡ
ُ ْ َ
َ { َﻣﺎ ﺃ ْﻏ َﻧﻰ َﻋﻧ ُﻪ َﻣﺎﻟ ُﻪ َﻭ َﻣﺎ َﻛ َﺳ1} ﺏ َﻭ َﺗﺏﱠ
{2} ﺏ َ َ ْ َﺗﺑ
ٍ ﱠﺕ َﻳﺩَ ﺍ ﺃ ِﺑﻲ ﻟ َﻬ
{4} ﺏ َ
ِ { َﻭﺍﻣْ َﺭﺃ ُﺗ ُﻪ َﺣﻣﱠﺎﻟَ َﺔ ْﺍﻟ َﺣ َﻁ3} ﺏ َ َﺳ َﻳﺻْ ﻠَﻰ َﻧﺎﺭً ﺍ َﺫ
ٍ ﺍﺕ ﻟَ َﻬ
{5} ﻓِﻲ ِﺟﻳ ِﺩ َﻫﺎ َﺣ ْﺑ ٌﻝ ﻣﱢﻥ ﻣ َﱠﺳ ٍﺩ
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Tebbet yeda ebiy lehebin ve tebbe, 2-) Ma ağna 'anhü
malühu ve ma keseb; 3-) Seyasla naren zate leheb; 4-)
Vemraetüh* hammaletel hatab; 5-) Fiy ciydiha hablün min 378
mesed;
Anlamı:
1-) Ebu Leheb’in elleri kurusun... Kurudu da!
2-) Ne zenginliği ve ne de kazandığı ona fayda vermedi!
3-) Alevli bir ateşe maruz kalacaktır (o)!
4-) Onun karısı da... Odun hamalı olarak!
5-) Boynunda hurma lifinden bir ip olduğu hâlde!
***
İHLÂS SÛRESİ
^ DUA VE ZİKİR
Okunuşu:
Bismillah’ir-Rahman’ir-Rahîm
1-) Kul HUvAllahu Ehad; 2-) Allahus Samed; 3-) Lem yelid ve
lem yuled; 4-) Ve lem yekün leHU küfüven ehad;
379
Anlamı:
1-) De ki: “HÛ Allâh EHAD’dır!”
2-) “Allâh SAMED’dir (Som, çokluk kavramı düşünülemeyen;
gayrı kavramından berî);”
3-) Doğurmamış ve doğurulmamıştır;
4-) O’na hiçbir küfuv (denk) olmadı!”
***
AHMED HULÛSİ ^
50
VEDA
381
AHMED HULÛSİ
22 Eylül 1991
ANTALYA
***