Kapitalizm Ve ŞizofreniGilles Deleuze

You might also like

Download as txt, pdf, or txt
Download as txt, pdf, or txt
You are on page 1of 53

Gilles Deleuze-Felix Guattarj/Kapitalizm ve Sizofreni I Kapitalizm ve Sizofreni I Gilles Deleuze-Felix Guattarj KAPITALIZM VESIZ0FRENI1 GOCEBEBILIMI INCELEMESI: SAVAS MAKINASI

GILLES DELEUZE FELIX GUATTARI BIN YAYLA Turkcesi: Ali Akay BAGLAM Baglam Yaynlar / 29 Inceleme - Arastrma / 9 Birinci Basm : Temmuz 1990 ISBN: 975-7696-10-2 975-7696-11-0 Capitalisme et Schizoprenie Mille Plateaux'dan 'TraitG de Nomadologie' adl bolumun cevir isi. (Edition de Minuit, 1980) Kapak : Siyah Kalem, Gocebe Kampndan detay CEVIRENIN ONS OZU Gilles Deleuze'un, Felix Guattarj ile yaptg Kapitalizm ve Sizofreni calsmasnn bir bo urkceye cevirmek istedik. Deleuze'un gocebe zihniyetinin, orneklerle sunuldugu bu calsmada, devletlerle sa-vas makinas ara sndaki iliski gosterilmistir. Savas makinas adnn belirtt gibi savas degil, savasmamay icerir. Onemli gibi duran savas makinasnm merkezkac kuvvet hz ile olan iliskisidir: Agrlk merkezi, gravitas, devletin tozudur. Bu devletin hz bi nden dolay degil, ama onun hareketin en hzlsnn purtuklu olan bu mekanda bir noktadan bas bir noktaya giderek, gorece bir deri degistirmesi karakteri haline gelmek icin, kayga n mekan isgal eden devingenin saltk durumunda olmaktan ckmasna ih tiyac oldugun* dandr. leritas savas makinasnm kaygan mekan katetmesidir. Devletlerin ise purtuklu mekanlar k urduklar dogrudur. Deleuze ve Guattari icin kaygan mekan go oyunudur. Taslar arasnda bir hiyerarsi yoktur. Halbuki satranc oyununda her piyonun yeri ve oyun bicimi belli ol dugu gibi, vezirin, atn yonleri de onceden belirlenmistir. Devletler savas makinasnm dsar dadr ve savas makinasn kendilerine cekerler. Ondan bir ordu, polis, asker, isci olusturma ya calsrlar. Gocebebilimi adn verdikleri bilim gocebelerin bulusudur ve devletler bunlar lanmslardr. Tpk gocebe dusunurleri olan bilim adamlarnn devlet memuru konumuna indirili etin amaclan icin calstrlmalar gibi bir seydir bu: Is gucunu yerlesiklestirmek, saptamak vinimini kurallastrmak, ona kanal ve su yollan ayrmak, orgut anlamnda loncalar olusturm ak ve gerisi icin, zoraki, emek gucunu cagrmak bu yerlerde (angarya) veya yoksullarn rcin den (yardmseverlik atolyelerinde) ise almak-bu daima bedenin gocebeligini ve cete serse rilerini yenmeyi kendine hedef edinen devletin ilk islerinden biri olmustur. Deleuz e ve Guattari devletlerin ideolojileriyle karstrlmamas gereken nooloji'yi sunarlar. No oloji dusuncenin imgesine verilen addr. Dusuncenin ta rihi olarak arastrlmasdr. Nooloji' ve cabukluguna kars ideoloji agr ve merkezidir. Dusunurler arasndan en hareket-illerinden etzsche kars dusuncelerini sunan filozoftur. Deleuze ve Guattari'nin ilk olarak 1972' de yaymlanan L'Anti -Oedipe (AntiOidipus) kitab, 1968 sonrasnn Marx, Freud ikilisinin (Marcuse) yeniden duzenlenmesi olmustur. Ama Deleuze bu kitapta ne Marx' Marx, ne de Freud'u Freud olarak ele alr. Aralarna bir gocebe dusunuru katar: Nietzsche. Marx ve Fr eud, Nietzsche'nin baks acsndan okunmaya girisilir. Ve zaten Guattari, Lacan ile kopan psikanalistlerden biridir, Deleuze ise 1962'den beri Nietzsche'ci bir dusunurdur (G. Deleuze, Nietzsche et la philosophie, P.U.F., Paris 1962). Yaptgmz ceviri, birinci ci ldinin ad Anti-Oidipus olan Kapitalizm ve Sizofreni'nin ikinci cildi olan Mille Plat eauoc (Bin yayla) kitabndan bir bolumu icerir: Gocebebilimi incelemesi. Kapitalizm ve Si zofreni arasndaki bag sudur: Psikanaliz de Kapitalizm de bunalmlarn sistemidir. Bunalm lar sayesinde yasarlar. Luc-rece'in demis oldugu gibi, Iktidarlarn hastalkl kisilere ihti yaclar vardr ki, bunlar hastalklarn saglkl kisilere gecirebilsinler soylemi Kapitaliz Psikanaliz icin de gecerlidir. Yani Kapitalizm bunalmlar ve c eliskileri sonucu yklacak tr tezi burada bir duvara toslar (kar yuzdelerinin dusus egilimi). Asla kimse celiskiden ol medi. Deleuze ve Guattari icin kapitalizm celiskilerinden yklmaz, tersine celiski ve bu nalmlar sayesinde kendini yeniler ve asar. Bunalmlar sayesinde yasamn surdurur. Tpk ps izin de bunalml insanlara gereksinimi olmas gibidir bu. Sistemin dsnda kalan ise sizofrenidir. Deleuze ve Guattari Gocebebilmi ince lemesi bolumunde gocebe -bilminin evrimsel olmadgn, epistemolojik olarak (Clastres) goste rler. Bu Kuhn'un paradigmalar veya Foucauit'nun episteme'sine benzetilebilir. Aral arnda hiyerarsi yoktur, ne de evrimsellik vardr .Clastres' - dan yola ckarak devletin savas makinasnn dsnda oldugu epistemolojik olarak goster ilir. Savas makinas gocebeler usudur ve askeri kurumlardan farkldr. Bu tarihi olarak sorunlastrlr ve incelenir. Savas kinas bir gocebe varlgn gerektirir ve gocebelerin nu -marasal bir orgutlenme bicimi vard ylayc say gocebelerin orgutlenme bicimidir. Bu fethedilen kaygan mekann dogasndan kayna Boylece say ozne haline gelir. Say ne hesaplama, ne de olcme aracdr, o bir yer degist acdr. Devletlerin geometrileri vardr. Bu geometri kulelerle, kalelerle purtuklu mekan o rtaya ckarr. Onlar, yuzler ve binler sisteminin, onbas, yuzbas, binbass gocebelerin bul ozkrlarda Cengiz Han kendi buyuk bilesimini olusturdugu zaman, soydaslarn numaralayarak or gutler ve soydas grubun savasclar sifrelerle ve s eflere tabii tutulurlar {onluklar, yuzl

ukler, binlikler). Devletin saylar, saylayc say degildir; onlarn ritimleri resmi gecit imleridir. Gocebebiliminin yersiz-yurdsuzlasmaiarnn eylemine kars devletlerin yerineyurd una sokma, kodlama mekanizmalar vardr. En ozgun, cagdas filozoflardan biri olarak tannan G. Deleuze'un Turk diline aktarlmasnda baz zorluklar ortaya ckmaktadr. Foucault fgibi D eleuze ve Guattari de dilbiliminin ve sozdiziminin baskc etkisinden uzaklasan sizofren ik bir yaz y ortaya atarlar: cunku sizofrenler .kapitalist sistemin dsnda duran ve siste boyun egmeyenlerdir; buradan sizofrenlerin devrimci olduklar gibi bir sey alglanmama ldr, cunku onlar da belirli cizgileri izleyebilirler. Sizofrenlerin gocebebilimi ve kaygan mekanlarla baglar, yaratc olduklarnda ortaya ckabilecektir. Aynca Deleuze'un dostu, F. Chatelet'nin ansna 1987'de College International de Philosophie'de yaptg konusmann metni de bu yl (1988) Minuit Yaynlannca yaymland. Bu metnin Turkcesini de ortaya ckarp, goce miyle birlestirdik. Cunku bu kadar ksa ve ozgun bir metnin tek basna yaynlanma zorlugu bas terecekti. Boylece yukardaki metinle gocebebiliminin (ilgisini de gostermek istedik, iki metin de ayn dusuncenin (Tekil dusu ncenin) yanstlmasdr. Ve ikisi de gocebe dusunces ridir. Chatelet de Deleuze ile ayn Universitede derslerini verdi ve iFoucault ile birlikte Paris VIII Vincennes Universitesinin Felsefe bolumunun kurulusunda on planda r ol ald. Foucault'nun daha sonra Paris Vlll'i brakmasna karsn Deleuze ve Chatelet bu Un iversiteyi hic bir zaman terk etmediler (*). Ali Akay, Paris, 27 Kasm 1988 (*) Bu universitenin tarihinde bir ykm ve bir goc soz konusudur. Ilk olarak 1968 sonras Vincennes Ormanlarnda kurulan universi te 1980 ylmda Paris Belediye Baskan J. Chirac'm arzusuyla belediyenin alan olarak hu kuki bir konuma sahip oldugundan, buldozerlerle ve balyoz darbeleriyle bir kac saat te ykld. Universite Saint -Denis banliyosune goc etmek zorunda kald. Bu uzun yuruyus un in konumunu ve ismini de degistirdi. Buna ragmen eski Vincennes'liler hala ona Sa -in tDenis'deki Vincennes Universitesi adn vermekteler. Kapakta nicin 'Siyah Kalem"? Dele uze ve Guattari'nin ortak olarak yazdklar kitaplarda onemli olan 'yazar'n ortadan ka ldrlmas, anonimann on plana ckmasdr. Kimin neyi yazdg belli olmadan, ozne, yazar olm ey olmadan bir ozneisellik surecine girebilmek, bu iste M.S. Ipsiroglu'nun Siyah Kalem re ssamlar adn verdigi kimligi belli olmayan bir sanatclar grubunu belirtmesinden gelmekt . Gocebe kampnn gocebebilimiyle bir munasebeti oldugu kadar, Siyah Kalem ressamlarnn an igi de Deleuze ve Guattari'nin dusuncesine tam oturmaktadr. Deleuze ve Guattari'nin ke ndilerine 'ustad' diyemeyecekleri, her turlu iktidardan kacmalar gibi siyah kalemlerin de kendilerine 'ustad* diyecekleri dusunulemez. (1) Ostad Mehmet Siyah Kalem adnn da eri yapann imzasn tasmaktan cok, tek bir ustann eserleri olmadg n da belirtir Ipsi ve Guattari de Proust'un anlatan kisi olarak yazarlktan kurtuldugunu belirtirler; Pr oust'un kitabnda da, zaman unsuru onemliyse, bu, her gercegin aslnda bir zaman gercegi olmasndan dolaydr. Iste burada Proust "filozofi ile bir iliskiye girer." (2) Yaznn bir h oldugu gibi dilbiliminin ve sozdiziminin bir ideolojisi vardr. Onemli olan dili bozm ak, dili maynlamak, kendi dilinde yabanc olmaksa, biz de Turkcemizin bozuklugunun ya da hvoi-muslugunun tartsmalarna girmektense, hzl bir sekilde dilimizi kat-edip, ondan yaban bir dil olusturmaya calstgmzda ancak dilin altnda, onun asknlg altnda ezilmeden kend anlarmz olusturabiliriz. Ali Akay (1) M.S. Ipsiroglu, Islamda Resim, Turkiye Is Bankas Ku y., Sanat dizisi: 14, 1973, s. 63. (2) G. Deleuze, Proust et les signes P.U.F. 19 64, s. 115, Arastrma, yani Gecmis Zaman Pesinde. 8 Chatelet'nin ansna: Perudes'den Verdi'ye Francois Chatelet'nin felsefesi. (*) G. D eleuze Chatelet daima kendini bir uscu olarak tanmlamstr, ama hangi usculuk? Marx'a, Hegel'e ve Platon'a basvururdurur. Her seyden once, ve buna ragmen Chatelet A ristocudur, oyleyse onu bir Aziz Thomas'dan ayran nedir? Suphesiz tanry itme bicimi, ve her turlu ask nlk. Butun asknlklar, obur dunyaya duyulan butun inanclar, o bunlara ise kanlar* adn verir. Ondan daha once boyle sakin bir tanrtanmaz olmad, tabii ki Nietzsche haric. Sakin tanrtanmazlktan, Tanr'nn bir sorun olmamasn, Tanr'nn v arlgn veya, h un sorun olmadgn sanmayalm, tersine kazanlms kosullarn hakiki sorunlar dogurdugunu an ndan baska alcak gonulluluk yoktur. Asla felsefe boyle salt ickin bir alana daha kuvvetl e yerlesmedi. Bizim felsefe jargonumuzda, her turlu acklamann kaynag ve ustun bir gercek o arak konulan bir il(*) Bu metin F. Chatelefnin ansna yaplan bir kollokyumu kapatan k onusmann metnidir. (C.N.). keye asknlk deriz. Sozcuk hos ve gundelik. Baskasnn isine bur okanla r, kucuk veya buyuk bir grubun liderinden Amerika Birlesik Devletleri'in Cumhurba skanna kadar, psikiyatristten genel mudure kadar, bunlar asknlk darbeleriyle isgorurler, t k bir sokak sarapcsnn krmz sarap darbeleriyle is gormesi gibi bir sey. Ortacag Tanr s sel baslgndan ve gucunden bir sey kaybetmeden dagld: Bilim, isci snf, vatan, ilerleme,

iyet, demokrasi, sosyalizm - liste cok uzayabilir. Bunlar hep o Tanr'dan arta kala nlardr. Bu asknlklar onun yerini aldlar. (Orada halihazrda bekledigini soylemek yeterlid r). Onlar mahvetme ve orgutleme gorevlerini cig bir vahsetle yuruturler (Les annees de de molition, s. 263) (F. Chatelet'nin ykm yllar kitab). Ickinlik, ickinlik alan, Eylen -K iliskisinde belirir. Bu iki kavram yalnzca beraber varolabilirler, birbirlerinden ayrlamazlar. Chatelet, iste bu nedenden dolay Aristo'cudur. Ve oncelikle kuvvet icin bir hayranlk duyar: Insan kuvvetlidir, Insan maddedir... Politik iktidar beni kesinl ikle cekmemisti r. Kars-iktidar iktidarn karss, benim gozumde tuzaktr. Beni ilgilendiren vvettir, iktidar da iktidar yapan zaten budur. Halbuki kuvvet, kesinlikle soylemek gerekirse, her birisidir. Yapabildigimi yapmaktan - haber aldgm burada ve burada kuvv etin kaplmas mekanizmalarm anlamak ve maskesini indirmek icin, kuvvetimi belli etmek ten haz duyarm. Belki de kuvvet tadm gelistirmek, bunu benim icin de canl klmak ve etra fmda bir kuvveti uyandrmak ve uyank tutmak icin. Kuvvet, buna ozgurluk de den ir. CChron ique des idees perdues, s 218) (F. Chatelet, Kaybolan Yllarn Guncesi). 10 Nasl eyleme gecmek ve bu kuvvetin eylemi hangisidir? Eylem akldr. Anlayalm ki, akl bir yeti degil dir, ama bir surectir ve bir maddeyi bicimlendirmeyi veya kuvveti guclendirmeyi icerir. Akim bir cogullugu vardr; cunku maddeyi dusunmek icin hic bir motifimi oktur, ne de tek olan eylemimiz vardr. Herhangi bir coklukta, bir butunde, her sefer inde belli bir maddede insani iliskileri kurdugumuzda bir usculuk sureci yaratr ve t anmlarz. Eylemin kendisi, iliski olarak daima siyasidir. Bu sitede olabilir, ama be nim icimde, baska gruplarda, kucuk gruplarda da olabilir, sadece benim icimde de. Psik oloji veya tek kabul edilebilmen psikoloji bir siyasettir, cunku kendimle insani ili skiler, her zaman, lazmdr. Psikoloji degil, Idenin bir siyaseti vardr. Metafizik degil, varlgn siyaseti vardr. Bilim degil maddenin siyaseti, cunku insann kendisi maddeyle dolud ur. Hatta hastalk bile, yemlemedigi vakit, yonetilmesi gereke n bir seydir ve zorunlu olarak insani iliskileri buna yerlestirmek la-zjmdr. Ya da sesli bir madde : Gam veya bir gam (muzikte) bu madde oyle ki, kuvvetini gucellestirsin ve kendisi insani olsun d iye, insani iliskileri iceren bir usculuk surecidir. Marx bu anlamda duyu organlarn cozum lemekteydi ve onlarca insan -doga ickinligini gostermekteydi : kulak, sesli nesne muz ikal oldugu zaman insanilesir. Klglar ve klgy, insann eylemini veya olusunu iceren bir culuk surecinin butunudur bu. Bu acdan bir jenerik veya tarihi baks alsnca, bir insani bu r m yok mu bilemiyoruz. Salt bir kuvvetin, eylemden ayr oldugu bizi hayran brakacak insani bir madde var mdr? Bizde, bunun tersi olmadan, ozgurluk olamaz : Demin Chatelet k opmadan bahset mekteydi. Herhalde, bu, kuvvetin kapal bir eylemi, onu gerceklestirme ye kabil olan ey - 11 leme karst olmal. Akln tersi olmaktan cok onun bir oburyuzu, bir k a, bir yabanclasma, ama insani iliski yokmuscasma sanki, insani iliskinin kendisine ic k in veya iceriden bir iliski, insana ait bir insansz-lk : Insann insan yenmeye veya insa na yenilmeye calstg bir guc olan ozgurluk. Kuvvet pathos'tur, yani edilgenliktir, alglama ama alglama oncelikle darbe alma, darbe vurma kuvvetidir . - tuhaf bir dayankllk. Suphe siz her seferinde efendilerin eylemi olan hakimiyet sistemlerinin tarihi yaplabil ir; ama bu yedikleri tekmeler adna tekme atmak istah olmadan bir hictir. Spinoza'nn s oylemis oldugu gibi insanlar sanki ozgurluk icin mucadele eder miscesine hizmetkarlklar ici mucadele etmektedirler. Oyle ki, tekme atlsn veya yenilsin, iktidar insann dogal varlgn dilgenligi olmadan insann sosyal varlgnn eylemi olamaz. Chatelet'nin Claude Simon'da iz lerini buldugu toprak ve savas butunlugu. Yahut Marksizm ki, o asla tarihi insann eylemin i, onun cifti olmadan dogal varlgn edilgenliginden ayrmanustr : Akl ve ussuzlugu, bu Ma emasnn kendisi oldugu gibi, bizimkidir de... Insanlgn topragna bagl, effektif edilgenligin elesti risinin bilimi olmak ister. Insan ol oldugu icin olmez (yalanc oldugundan dolay da yalan soylemez) ne de sevgi oldugu icin as r : Insan olur, cunku hayvan yerine konulur; cunku oldurulur. Tarihi materyalizm bu olgular e anmsatr ve Marx Kapital'de belli bir donemde -ayrca cok belirgin bir donemde - edilg enligin olgusunu veren bir donemde yonden cozumleme mekanizmalarn saglayan yontemin belli ana hatlarn ortaya ckarmstr (Questions, Objections, s. 115) (F. Chatelet, Soru ve Itira ). 12 Chatelet'de daimi olarak, en azndan dunyann bir umitsizligi icin, muthis nezaket d olu Pathos'a ait degerler yok mudur? Eger insanlar kendi aralarnda birbirlerini ykma ugratyorlarsa, belki de kendi kendisinin kuyusunu kazmak yeglenebilir; hem de roman esk ve hatta guzel kosullarda. Fitzgerald Tum yasam tabii ki bir ykm surecidir diyordu. B tabii ki bir ickinlik belirtisidir: Insann kendisinin insanlk ds olan bir iliskisi. Ch t'nin tek roman olan 'Ykm Yllar' (Les annees de demolition) Fitzgeraldiyan bir ilhama, felaketin bir zerafetine eslik eder. Olunse bile, muzik gibi muhtesem bir ogede olumun den

emesini, arzunun yerine, yatrma koymak niye yaplmasn? Bu psikanalizin degil, ama siya setin ugrasdr. Bir kimseyi veya bir toplu lugu katedebile bu ykm vektorunu kayda almak ir, Atina veya Perikles. Perikies, Chatelet'nin ilk kitab olmustur. Chatelet'ye gore Pe rikles bir kahramann veya buyuk bir adamn imgesi olarak kalmstr : Edilgenliginde bile, a demokrasinin yok olmas olan Perikles'in kaybmda ve hatta bu suphe verici vektoru ta kip ettiginde bile... Pathos'un ikinci bir degeri daha vardr, nezaket. Basndan beri a kln bir eyleminin baslangc, insanlar aras iliskilerin bir eskizi olan gercekte olan Yun an nezaketi . Insan iliskileri bir olcuyle, siteyi degerlendiren mekann orgutuyle baslar, i nsanlar arasndaki geometrik olan, hiyerarsik olmayan tam bir mesafenin kurulmas san at, darbe vurmamak veya almamak icin, ne cok yakn ne de cok uzak olmak. Insanlarn birbi rleriyle kars]asmalarndan bir rit, isin icinde biraz sizofreni de olsa bir ickinlik riti yapmak. Vernant' -u ve Genet'nin bize hatrlatms olduklar, Eski Yunanllarn bize ogretmi lduklar gibi, kurulu bir merkeze civilenip kalmamak ve ozgur insanlarca gercek13 lesti rilen degis tokus edilebilen ve simetrik iliskiler kimilerini orgutleyebilmek icin insa nn kendisiyle birlikte bir merkezi tasyabilme kabiliyetine sahip olmak. Belki de dun yanm umitsiz durumundan kurtulmann yeterli yolu budur: Gitgide na zik insan says aza lmaktadr, halbuki en az iki nazik insan lazmdr ki bir iliski kurulabilsin. F. Chatelet'nin asr nezaketi de pat -hos'un ucuncu bir geri icin bir maskeydi ve buna scak bir iyi dileklilik ad verilebilir. Buna ragmen ha tta bu deger, bu kalite Chatelet'ye atfedilse bile, bu ad da uygun degildir : Ama b ir kalite veya bir degerden cok buna dusuncenin duzenlenmesi, eylemi denilebilir. Bu su nu icerir : Birinin kendinde veya kendisinin dsnda, usculuk surecini yerlestirmeye nasl kabil ol acagn bilmemek. Suphesiz neye ihtiyac vardr, ykmdan ckmak icin hangi yonteme ldr? Buyuk bir ihtimalle hepimiz bir ykm sureci icinde doguyoruz, ama hic bir sans kacr Mutlak akl diye bir sey veya tamamen bir usculuk yoktur. Kisilere gruplara, donemlere , yerlere gore cok degisik, ayrsk usculuk surecleri vardr. Bunlar olu dogmakta, kaymakta, ara saplanmaktadrlar, ama baska yerlerde yeniden ortaya ckarlar ve buralarda yeni olcul erle, yeni ritimlerle ve tavrlarla isler ler. Usculuk sureclerinin coklugu gerek episte molojik (Koyre, Bachelard, Canguilhem) gerekse sosyo -politik (Max Weber) cozumleme lerin nesnesi oldular. Ve Foucault son kitaplarnda bu coklugu yeni bir etik projesi ni olusturacak olar insan iliskilerinin cozumlemesine dogru yonlendirdi. Foucault, buna oz nelsellik surecleri adn vermekteydi: Insan kendi kendisiyle kurdugu iliskilerde yabanclas a veya ozgurlesme konumlarnda duran bir akim tarihi krklgn, yol degistirmelerini, sapma eriyordu. Ve bunun icin daimi bir ak14 Im mucizesini, her turlu sefil mucizeyi bulmak icin degil, ama sadece baskalarnn bambaska tarzlarda ve kosullarda onlar izleyecekleri bir suru usculasma sureclerinin belki de birincisini olusturan diagnostigi yapmak icin, F oucault eski Yunanllara kadar uzanmak zorunda kald. Foucault, Yunan sitesini yeni bir mekann orgutlemesi olarak degil, ama ozgur insanlar veya vatandaslar aras rakip olar ak tanmlanabilecek insani iliskiler olarak belirtiyordu (siyasette oldugu gibi, sevg ide, jimnastikte, hukukta...) : Bir oznelselligi ve usculugun uzantsnda ozgur insan, kend kendini, ancak ilkede, yonetmeye kabil oldugu zaman digerlerini yonetmeye kabildir. Kurucu eylem olarak niteleyemeyecegimiz, ama krk bir zincirde tekil bir olay olara k sunabilecegimiz tamamen Yunanl eylemi veya suru budur. Ve suphesiz Chatelet kendi hes abna bu nedenden dolay Yunan sitesinden yola ckmakta ve burada bir cks noktas bulmaktay Boylece Foucault ile cakst. Adalet fikri Chatelet'ye Yunan sitesini tanmlatyordu, sadece diger kavramlarla olan ayrmnda degil, (papaz, imparatorluk memuru) ama buna ait ola n uslasma surecinde ortaya ckan ve bunlara bagl oldugunda da (ornegin sans oyunlar). Sans oyunlar nasl bir akl eyleminde alnd, kim se bunu Chatelet'-den iyi termedi. Chatelet icin de uslasma tarihi ve siyasi bir surectir ve Atina'da ilk olarak basgosterdigi gibi kaybn da, yokolusunu da tanmstr; Perikles'den aynlan olaylar baska su rde, baska sekilde olay haline gelmislerdir. Atina ebedi bir akim olay degil, ama gecic i bir usculuk surecinin tekil bir olay olmakla daha buyuk bir paralellik kazanmstr. Huku ki olarak tek ve evrensel bir akl olarak dusundugumuzde Chatelet'nin burnunu sokmak adn metafizik bir neza ketsizlige duseriz. Bunun tes15 hisini Platon da yapmstr; ama aklda sadece ve sadece insani bir yeti, insann sonunun bir yetisini buldugumuzda hala teolo jik bir askmlk icindeyizdir. Sureclerin coklugu yerine sanki siddet soylemin icinde yuvasn urup, ona bir suru yonlendirme yaparms gibi siddete kars duran soylemin ikiligini dikeriz. Chatelet uzun sure Eric Weu'in derin etkisiyle, Hegel'ci ve Pla -ton'cu bir modeli takib ederek, soylem ve siddet karstlgna inand. Ama kendinin buldugu, tersine i nsana ha s bir insanlk disiligin konusuldugu soylem oldu : Kendi usculuk surecinde, bu sureci orta

ya koymak soyleme aittir ve bu baz motiflerin etkisi sadece bir olusumda ve baz olay larn yararna mumkundur. Tarihin dogusu (Naissance de Fhistoire), onun onemini yapan Chate let'nin Platon ve Hegel'den cok Tusidid'e yakn bir logos'un veya soylemin imgesini k urmasdr. Ve ikisini de evrensel akl doktrini itmektedir: ideal bir sitenin utopik ge reksinimini anmsatmak veya hukuki olarak evrensel bir devlet ki, bu hep demokratik oluslara kars cevrilmistir; bir sapmay isaret eden kainatn sonuna gereksinme, bir kered e hepsi icin uretilecek akim tum insanlk ds veya siddet darbesinde birlesecek akln temel abanclasmas. Bu ayn burnunu sokma, akla bir askm lga ve bu akln ahlaknn bozulmasna Flaton'dan beri digerini ciftlestirir. Chatelet uscu bir gorgulculuk (emprisme) veya cogul ve gorgulcu bir usculuk gelistirir. Gorgul adn verdigi oncelikle olumsuz bir bicimde iki e bagldr : Soy ut hic bir seyi acklamaz, acklanmas gereken soyuttur; evrensel hic olmam olan tekil, tekilliktir. Tekillik bireysel olan degildir, belli bir durumu icerendi r, olay, gizil, veya daha dogrusu gizi]Ilklerin belli bir maddeye yerlestirilmesidi r. Bir grubun, 16 bir kimsenin, bir toplumun siyasi haritasn cizmek birbirlerinden co k ayn seyler degildir : Onemli olan bir tekilligi, komsusununkine kadar, olay beraberl igi yaratmak amacyla, uzatmaktr, yani en dolu veya en zengin butune tasmaktr. Bu nu bir arihciymis gibi yapabiliriz: Ornegin Atina tarihi: Ama, ancak Perikles'in yapms oldugu islemi yeniden ele almasm bilirsek tarihci olabiliriz, b u kesismenin adna hakkyla Perikles denebilen, siyasetsiz yalnz ve sakl bekleyen tekil liklerin kesismesi olmadan tarihci olamayz. Bir birey herhangi biri de olsa bir tek illik alannn kendisidir. Bu tekillik alan uzatlabilecek ortak-bicimleri ortaya ckarmak icin komsusunda ve kendi uzerinde ele alndgnda ozel bir ad kazanabilir. Bunu Chatelet'nin k endisi soylemektedir : Kucuk burjuva bir egitim gordum; Hegel'den etkilendim, her du ygusal ruhu hasta edebilecek tarihi donemlerden birinde yasadm... Iste uc olgu, gorunuste h c alakasz gibi duruyor, ksaca cogul bir butun, bir kisi olmay gerektirmeyec ek bir seyin g enisletilmesi. Maddenin oneminden bagmsz bir sekilde gorgul veya simdiki zamann tarihi ad rilecek olan. Bu ne yasanms olan ki, bu kendinde tekilliklere haz duyar ve onlar yalnz bir sekilde ayn brakr, ne de evrensel de olanlar bogan ve onlardan basit anlar olusturan kavramdr. Bu en dolu gorunus bicimini uretmek icin atlan zarlarn islemidir, gizil icinde cok tekilligi belirleyen egri cizgidir, bir noktadan diger bir noktaya giden onca in sani iliskiyi oren genisleme eylemidir. Aktif olus veya gucu guncellestirmek buna denir: Ko nu olan yasamdan ve yasamm uzatlmasndan yola ckar, tpk akln ve onun surecinin olum uzer bir zaferi gibi, cunku bu yasanan simdiki zamandan baska tarihi bir olumsuzluk yoktur, kom suluklar orup, birlestiren yasamdan baskas yokSavas Makinas F. 2 17 tur. Chatelet buna kar r adn verir ve tum felsefesi bir karar felsefesidir, bir karar verme tekilligidir ve iletisim, icdusunme evrenselliklerine bunlarla kars ckar. Ister Atina'da isterse odamda ol sun, her turlu eylem Perikles'cidir ve Perikles'ci bir eylemden ortaya ckan, bir karardr . Cogul bir butun veya bir cogulluk gibi indirgene -mezcesine gorgulun agrlg ortaya cka na tarihi de denilebilir, ama tarihcinin yaptg anlamnda degil ki, bu nesnellik zorunlul ugu yuzunden mesafe koymak zorunda kalr, ama gecmis gibi kabul edilen bir nesnenin (ko nunun) simdiki zaman tarihi olarak kurulmasdr. Boylece, benim icin, bu icinde bulundugu m alan gorguldur ve bu yasanana tabii ki karsttr -temel olmayan bir dogallkla - ve baska b r kayta bagl olan kavramsala da karsttr. CChroni-que des idees perdues). Usculuk sureci ste boyle tanmlanr : Bir gucu guncellestirmek, aktif olustur, bir insani iliski kurmaktr, killikleri uzatmaktr, karar vermektir. Ksaca, Eylemde bulunmaktr. Butun bu anlatmlar e sdegerli midirler? Somutu anmsatan her filozof her zaman evrenselin soyutlamasnda dusun mektense, eylemde bulunmay yegledi. Evrensel asla ne kostu ne de yuzdu, ama kuru kum uzerinde yuzermis gibi hareket etti ve oldugu yerde kosarms gibi durdu, cunku sadece amacna ulasmak istedi. Bunun dsmda her sey yasamn ickinliginde atlayan tekil akln eylemidir, cun u kendine hareket edecek hareketlilikler verir. Boyle bir insann imgesini kurmak mumk un olsayd, evrensel bir devletin vatandas, siyasi olarak eylem yapmaya ihtiyac kalmazd, en azndan imgelemde hayali temsilini kurmak yeterli olurdu. (Questions objections, s, 18 271). Eylem, bu gucun kendisinin hareketidir. Hareket etme k, eylemi dusunmekti r, insani iliskiyi kurmaktr. Karar vermek hareket etmek istemek degildir, ama bu ha reketi yapmaktr. Her hareketin bir usculuk sureci olmadg dogrudur. Eger Chatelet derinden derine Aristo'cuysa, bu dogal eylem ve zoraki eylem arasndaki ayrma ornek tarihi bi r onem verdiginden dolaydr. Zoraki eylem daima yukardan gelir, bir sonuc veren bir askm lktan gelir, ona bir yol tayin eden soyut dusuncenin meditasyonundan gelir ve bunu el e almadan evvel dogru duz cizgilerle eylemi yeniden ortaya ckarmaktan bkmamaktan gelir : Ayrca Evrensel olarak kabul edilen bir Akl'a dansmaz m, hele hic bir sekilde, olumculce

oldugu kadar soyut olarak da yeniden baslanana kadar giden evreni etkileyen bir fe lakete bile girmeden. Tekillikleri ortaya ck aran dogal eylemin tersidir ve bu komsul uklar cogaltr, egmelerine ve donuslerine gore yarattg mekanda genisler, onceden belirli o n kesismelerle yonlenir, bireyselden kollektife ve kollektiften bireysele gider. K omsuluklarn kesfedilmesi, tekilliklerin yaylmas, karar akln eylemleridir. Eger akl dogal bir yeti olarak kabul edilirse, bu kendisinin tekil eylemlerde birbirine girmis yo llarn urunu olarak, oradan gelen genis bir mekan kurarak ilerleyen, kendi icine kapanan, baskalaryla karsan, p atlayan, kendini yok eden, genisleyen bir surec oldugundandr. CChr niqu des idees perdues, s. 237). Bana oyle geliyor ki, felaketler, buyuk uzuntuler nicel iksel ve niteliksel olarak zoraki eylemlerin dogal eylemler karssndaki galibiyetleri n anmdan it ibaren ortaya ckmaktadrlar. Iklim ve nufus hareketleriyle gocmek zorunda ka lan halklar, genelde, Pizarre, IL Urben, kesis Pierre gibi saygszlarca karar verilen y ol19 culuklardan, en azndan, daha az olumculdurler; 1789* da Fransa'daki devrimci eyl emler ve ahlaki ve fiziki sefaletinin dogurdugu baskaldrmalar, 19. yuzyldaki ulusal ve i sci mudahaleleri, 1905 ve Subat 1917 Rus mudahaleleri benim gozumde dogal eylemlerin tip leridir, bireyleri egik noktalar uzerine tasyan toplumlara ait goc bicimleri ti pleridir . Zorbalar saygsz guclerini buralara sokar dururlar ki, neseli ve guzel dinamikler snrlansn ve onlarn ellerine gecsin: Onlar zorlamak, kendi isl rine cevirmek, ve hatta mumkunse Devlet davas haline getirmek icin. Boylece de oldurmele r bas-gosterir ve kurumlar yeniden ortaya ckar, yani ksk ateste kymlar ve hizmetkarlast ollan kurulur. (Les annees de demolition, s. 225 -256). Francois Chatelet muzigin yaknn da yasad durdu. Muzigi surekli evinde dinleyen sesli bir varlk olmas fikrine kars cky k eylemin kendisidir. Onda iki karakter buluyordu: Muzik bize ne zaman ne de ebedi ligi verir, ama sadece eylemi uretir; Ne kavram, ne de yasanms dogrular, ama duygulu Akln eylemini olusturur. Suphesiz Wagner'den bahsetmiyord u, cunku Wagner asknlkla cok ugrasms raki eylemlere baglanms, Evrensel ve ykmn evrenselligine gonul vermisti. Soz konusu olan zart't ve Italyan Operasyd, Verdi'ydi. Chatelet'nin her seyden cok arzuladg Verdi'nin Pe kles uzerine yaptg opera olabilirdi. Muzik ona en muthis bir karar olarak gozukuyordu, dai ma yeniden alman ve yeniden ele alnacak oland. Ve Chatelet'nin muzik uzerine yazdg sayfa lar muthistir, cunku bunlar bize dusuncesinin kendine has sesliligini son anma kadar verm ektedi rler. Muzik sanatnn iki gorunumu vardr: Biri genelde ruha atfedilen eylemlerin mad diligini ortaya ckaran sesli molekullerin dans gibidir ve kendi sahnesi gibi 20 genisley en tum bedenin ustunde hareket eder; digeriy -se genelde psikolojiyle ifade edilen e tkileri dolaysz olarak ureten bu sesli maddede insani iliskilerin kurulmas gibidir. V erdi'de etkiyi belirleyen uyumlardaki vokal uyumlulugun kuvvetini icerir, halbuki melodi tum maddeyi tasyan eylemleri kazanan melodidir: Muzik bir siyasettir. Ruh o l madan ve asknlk olmadan, maddi ve bagntl muzik insann en uscu eylemidir. Muzik eylem ya e bize eylem yaptrr. Yaknlgmz saglar ve onu tekilliklerle doldurur. Bize akln temsil islevi degil, ama gucu guncellestirme islevi oldugunu hatrlatr, yani (sesli) bir maddede insani iliskileri kurmak. Bu operann tanmdr. Ayrca muzik sayesinde, sonunda, iki sozcugu rlikteligini anlayabiliriz, tarihi materyalizm. Muzigin bileskeni farkl duzeylerde ve der celerde genisleyerek bir yuzeydeymis gibi oldugunda eylemcilesir. Muzigin hic derin bir etkisi yoktur, sadece kaslar geren ve icorganlan titreten bir sey oldugunda maddi bir anlam vardr o kadar. Resmin duz yuzeyin bir teknigi olmadg, heykelin uc boyutlu bir meka teknigi olmadg gibi, muzik de zamann bir olculules-mesi veya oyunu degildir. Suphesiz, ak en zamann, hzlanan veya duraklayan bir olayn hissini verebilir. Ama bu sadece bir g orunustur. Kullandgm egretilemelerin hepsinin ortak bir hatas vardr: Bunlar muzigin etkisini temsiliyet alanna yerlestirirler. Halbuki muzik n sunar ne de bir seyi temsil eder, gorunuste bile bunu yapmaz: Yapaylgnda muzigin bedenin tum yuzeyini duygusal klma ozelligi vardr, hatta bedenin en derin ufak ksmlarn bile, sesli nicelikl er ve onl rn bilesiminin carpsmasn bile... Seyin, fikrin epistemolojik, insann ve dunyann antropo k, maddenin ve tinin varlkbilimsel farkl21 llk]alrn otesinde - klgsal iliskileri aydnla maya yaraya bilgilerin sistematik olmayan ve birlesik bir butunu11^11' niceliksel bi r fizigin projesini dusundum ^cjlum. Halbuki, bana oyle geliyor ki, koklerini ^cfr^e'de ^ u^an ve biraz da praxis olan, Aristo'nun an]adg anlamda, yani yarattgnn uzerinde degisti me taklit etmede, bir eser olarak, sanat n emegi, bu ^zgin ogeleri olan yapay gercekli kler uretir. Bu aras-tnnanm icinde, muzikal sanat su sekilde ayr durur: g^gisnda goruntuyl ilgili olan temsiliyeti dsarda kakarak ve boylece muhtekir - tasavvur tuzagm asa-rak ta nma gucu ve hazz olan guclere sahip olan oto-ma^Lar kurma isinde cok ileriye gider... Suph siz bu erdeme sahiptir : ince maddeyle hareke genelde ruha atfedilen eylemlerin m

addiligini hissj ^lmak. Guiseppe Verdi'nin kahramanlarnn birin -Cjj psikolojisine guc v e gerceklik veren budur. Ayn ne-denien dolay Moliere'in dahiyaniligi ona Mozart'n ver -gfa muzikal cumleleri onceden dusunemezdi: don Gio-vaEni icin Elvira'nm duydugu atesli a rzu, korku, ten -sej ihtiras, kin ki, icdusunsel ve bilimsel psikoloji tu -^g/anr vey a tumdengelir, muzik ise tekil konumlarm-cja onlar vareder (Chronique des idees perdes, s. 237 241). 22 KAPITALIZM VE SIZOFRENI BlN YAYLA Gocebebilimi Incelemesi : Savas Makina s BeHt I: Savas makinesi Devlet aygtnn dsndadr. Onerme I: Bu dsardalk oncelikle mit an, dram ve oyunlar tarafndan belirlenmistir. * Hint-Avrupa mitologialarnn cok kesin cozumlemelerinde Georges Dumezil politik egemen ligin veya hukumdarlgn iki basl oldugunu gosterdi : buyucu -kraln politik egemenligi, huk pazm politik egemenligi. Rex ve flamen, raj ve Brahman, Romulus ve Numa, Varuna v e Mitra, despot ve kanun yapc, baglayc ve organize edici (orgenleyici). Ve suphesiz bu i ki kutub terimi terimine, tpk koyu bir acklk, siddetli ve sakin, hzl ve agr korkun c v allastnl-ms, bag ve anlasma^ gibi vs. birbirlerinin karstdrlar (1). Fakat karstlkla lidir, cift olarak islem gorur, kendileri egemen bir birlik olusturur, ya da Birin bolunmesini alternatif olarak ifade ederle r, hem tamamlayc, hem de 'antitetik', biri digerine gerekli ve sonucta birbirlerine d usman, catsma mitologias olmadan : Planlar uzerindeki her ozel beti) Georges Dumezii, M i tfa-Varuna, Gallimard bag ve sozlesme uzerine) (bkz. s: 118-124). (Nexum ve mutun m, 25 lirtme mekanik olarak, digerinin uzerinde ayn ozel belirtmeye cagrr; ve onlarn ikisi birden islevin alann tuketirler. Onlar bir-iki de is goren, ikili ayrmlar dagtan ve ice lik ortam kuran bir devlet aygtnn en onemli ogeleridir. Devlet aygt ndan bir kerte yapa ikili eklemlenmedir. Savasn bu aygtn icinde olmadgna dikkat cekilecektir. Yahut devlet, avas tarafndan olusmayan, bir siddete sahiptir.- Devlet savasclar degil, polisi ve gardiy anlar kullanr, devletin silahlar yoktur, o ani buyusel kapmayla hareket eder; her cesit kavgay onleyerek yakalar ve baglar. Yahut devlet bir orduya sahip olur, ama bu ordu sa vasn hukuki bir butunlesmesini ve askeri bir islevin orgutlenmesini ongorur (2). Savas makin smm kendisine gelince, devle t aygtna indirgenemez, onun egemenliginin dsnda, onun huk ukundan once gelen bir seymis gibi durur. O dsardan gelir. Savas tanrs, Indra, Mitra'ya, Varuna'dan daha az karst degildir (3). Indra ne bir ucuncuyu olusturur ne de ikisinden bi rine indirgenebilir. O degisimin kuvveti ve geciciligin frlamas, suru, ar bir cesitlilik v olcusuzluk gibidir. Anlasmaya sadk kalmadg gibi bag da cozer. Olcuye kars bir ofke, ag uk, kamuya kars bir giz, egemenlige kars bir kuvvet, ayg ta kars bir makina degerini ta(2 ) Devlet, ilk kutubuna gore (Varuna, Ourana, Romulus) buyuse! bir basla isler, ani ka pma veya alma: kavga etmez ve savas makinas yoktur, devlet baglar ve hepsi o kadar. D iger kutubuna gore (JVIitra, Zeus, Numa) bir orduya sahip olur, ama onu hukuki ve ku rumsal kurallara sokarak, ki bunlar Devlet aygtnn tek bir ksmn olustururlar: boylece Ma s -Twaz, sadece bir savas tannsdr, ama savasrn hukukcu tannsidr. Dumezil, Mitra-Varuna, 113, 148'den alnt. {3} Dumezil, Heur et mafheur du guerrier (Savascnn Talihi ve Talihs izligi), P.U.F. 26 sr. O baska bir adaletin sahitidir; hatta bazen hic anlaslmayan bir v ahsetin adaleti, bazense taranmayan bir acmann (baglar cozmesine gore...) sahitidir (4). urumlar ara s ikili ayrlmalarda islem gorecegi yerde, her seyi bir olus iliskileri icinde yasadgna gore, kadnlarla ve hayvanlarla ozellikle baska iliskilerin sahitidir. Iliskilerin aberlesmesi kadar terimlerin ikiliklerini de gecip giden tum bir kadn-olus, savascnn hayvan-olusu vardr. Her bakmdan, savas ma -kias baska bir turdend ir dogaya sahiptir ve devlet aygtnn kokeninden ayrdr. Kastl bir ornek ele alp, devlet savas makinasn, oyun kavramlarna gore karslastrmak gerekebilir. Ilgili uzamdan ve ksm as iliskilerden ve baks acsndan satranc oyunu ve go oyunu. Satranc taslarnn oyunu bir d 'lilik yahut bir saray oyunudur; Cin imparatoru onu sarayda oynar. Satranc taslar ko dlanr, onlarn hareketlerinin, duruml arnn ve carpsmalarnn meydana geldigi ic ozellikle ic dogalar vardr. Bir piyon, piyon, bir piyade eri, piyade eri, bir atl, atl olarak ka lr; onlarn nicelikleri verilmistir. Her bir anlatm oznesi gibi goreceli bir erk tasr; ve bu goreceli erkler anlatm oznesinde, satranc oyuncusunun kendisi veya oyunun ic sekil leriyle tasarlanrlar. Buna karsm go oyununun piyonlar tane tanedir, pastildir, basi t aritmetik birimleridir ve ucuncu sahs veya kollektif anonimden baska islevleri yoktur: o iler ler, bu bir erkek, bir kadm, bir pire, bir fil olabilir. Go'nun piyonlar ozn elesmemis bir makinasal duzenlemenin ogeleridir; onlarn ic ozellikleri yoktur, sa(4) Sav ascnn rolu uzerine, hukuki bir sozlesme oldugu kadar buyusel olan baga kars ckan ve onu bkz. Mitra-Varma, s: 124-132. Ve Domezil'deki ofkenin cozumlenmesi icin de. 27 dece du rumlar vardr. Ayn sekilde iki skta da iliskiler cok degisik degil midirler? ic ortamlarn

ranc taslan aralarnda ikili - bir yonluluk iliskilerini saklarlar ve ayn sekilde hasmlann iyle de : islevleri yapsalc degildir. Halbuki bir Go piyonunun sadece bir ds ortam vardr ; yahut yldzlar burcuyla, belirsiz bulutlarla dssal iliskileri vardr. Ve bunlara gore, patlama, durum veya araya ka tma islemlerini yerine getirir. O tek basna, tum bir yldz lar burcunu essuremli olarak yok edebilir, halbuki satranc tas bunu basaramaz (yahut d a bunu artsuremli bir sekilde yapabilir). Satranc bir savastr, ama kurumlasms bir savas, kodlanms, ku -rallastrlms, bir cephe, geri gucleri, savaslaryla bir savastr. Ama kavga olmayan bir savas, ne geri gucleri, ne de cephesi olandr, hatta kavgaszdr o; bu go'nu n ozelligidir: tamamen salt bir strateji, halbuki satranc bir gostergebilimdir. Sonu nda, ikisinin mekan ayn degildir: satrancta kapal bir mekan dagtmak, yani bir noktadan d igerine gitmek, en az tasla en fazla mekan doldurmak soz konusudur. Go oyu -nundaysa , ack bir mekana yaylmak, mekan tutmak, herhangi bir noktadan ortaya, aniden f rlamak soz konusudur: hareket bir noktadan digerine dogru giden degil, vars, kalks olmayan, ne elli gectigi yeri, ne de ambar olan, surekli olusan bir seydir. Go'nun kaygan mekannn ka atrancn purtuklu mekan. Devletin satrancnn karst Go'nu Nomos'u, polise karsn namos. Yani satranc mekan kodlar ve kodtan ckarr (cizikli k , halbuki go baska turlu hareket eder; o mekan yerine yeniden koyar (territorialise) ve onu yersizyurdsuzlastrr (*). (Mekanda bir yurdtan (*} Yersizyurdsuzlasma, Deleuz e ve Guattari'nin bulduklar Franszca lugatfarda olmayan bir sozcuktur. Bu anlamda ozel b ir anlam tasr. (De -territoriaJisatJon) sozcugu Franszca territoire sozcugunden urer. Ama olusturmak, komsu bir yeryurd daha kurarak b u yeriyurdu saglamlastrmak, dusmannn yeriniyurdunu icten patlatp, onu yersizyurdsuzlastrmak, baska yere giderek, kendini yadsyara k, kendi kendini yersizyurdsuzlastrmak..) Baska bir adalet, baska bir eylem, baska bi r zaman-mekan. Amacsz, hesaba katmadan, hic bir ilgisi olmadan, sebepsiz tpk bir mukad derat gibi geliyorlar.... Baskente kadar nasl geldiklerini anlamann imkan yok, buna ragm en iste ordalar ve her sabah sanki saylar cogalmakta... 2 Luc de Heusch bizi ayn semaya gonderen bir Ba ntu mitosunu ortaya ckartt: Nkongolo, y erli imparator, buyuk islerin yapmnn orgutleyicisi, kamunun ve polisin insan, uvey kzkar erini avc Mbidi'ye veriyor ve o ona yardm ediyor ve sonra basn alp gidiyor; gizin insa n Mbidi'nin oglu marnlamayacak bir seklide dsardan geri gelmek icin, bir orduyla ve ist erse yeni bir devlet kurmak pahasna, Nkongolo'yu oldurmek icin, babasnn yanna geliyor (5 ). Buyusel - despot bir devlet ve hukuki bir orduyu iceren, hukuki territoire ulke, degil dir; Orta Asya Turklerinde ve Mogolianndaki yurd anlamn tasr, cunku ozellikle gocebe hal m bicimini anlatmak ister. Gocebelerin cadrlarn kurduklar yeri brakp, baska bir yere ca urmalar islemidir. Yurt sozcugu ulusal Devlet anlamna geldiginden, sozcugun sonuna (d) harf konuldugunda, bu ilk anlamn kaybeder. Hem yer hem de yurd anlam icin yersizyurdsuzias-m a sozcugunu kullandk. (5) Luc de Heusch, Le Rol ivre ou Torigine de I'Eiat (Sarhos Kral v eya Devletin Kaynag), bu kitapta Luc de Heusch, Mbidi'nin ve oglunun gizli hareketl erine karsn Nkongoio'nun hareketlerinin kamu karakteri uzerinde srarla duruyor: biri halkn onunde yemek yer halbuki digerleri yemek esnasnda gizlenirler. Savas makinasmn gi zlilikle olan esas iliskisini hem ilke, hem de sonuc acsndan inceleyecegiz: casusluk, stratejik, diplomasi; yorum yapanlar sk sk bu baga isaret ettiler. bir devlet arasnda, d rdan gelen bir savas maki -nasnn sessiz fskrmas diye bir sey vardr. Devletin baks ac ada mnm orijinalligi ve onun ayrkslg zorunlu olarak olumsuz bir sekilde gozukur: aptallk, clgnlk, bicimsizlik, gayri mesruluk, gunah, zorbalk... Dumezil tAvrupa geleneginde savascnn uc gunahn inceler: krala kars, papaza kars, devletin yap ars (ya kadnlarn ve erkeklerin ulestirilmesini tehlikeye sokan cinsel kars ckma, ya da d let tarafndan kurumlastrlan kanunlarn savas yasalarna ihaneti) (6). Savasc, askeri isle il olmak uzere her seye ihanet etmek durumund adr ya da hic bir sey anlamamaktadr. Bur juva tarihcileri ve Sovyetler Birligi tarihcilerinin bu olumsuz gelenegi surdurup, Ceng iz Han'n hic bir sey anlamadgn ackladklar olmustur : Devletci gorunguden hic bir sey gorungusunden hic bir sey anlamyor. Soylemesi kolay. Aslnda savas makinasnm devlet aygt ran dsardanlg her yerde ortaya ckar; ama dusunmesi kolay gibi gozukmuyor. Maki -nanm ayg ldugunu soylemek yeterli degildir, savas makinasnn kendisinin salt bir dsandanlk bicimi o dugunu dusunebilmek gerekmektedir, halbuki devlet aygt, genellikle model olarak aldgmz b iceridenlik bicimi olusturur; buna gore onu bu sekilde dusunme alskanlgn ediniriz: Herse ilast-ran, baz durumlarda, savas makinasmn ds gucunun kendisinin devlet aygtnn baslar eya digeriyle karsmaya dogru gitmesidir. Bazen devletin bu -yusel siddetiyle bazen ise devletin askeri kurumuyla karsr. Ornegin savas makinas gizi ve hz bulmus - (6) Dumezii, the et Epopee (Mitos ve Destan), Gallimard ilf s: 17 -19; Hint tanrs indra'nn, Iskand

inav kahramann, Starcatherus'un, Yunan kahraman Heracles'in durumlarnda gorulen uc gunah incelemesi. 30 tur; fakat buna ragmen devlete ait goreceli olarak ikincil belli b ir giz ve belli bir hz da vardr. Oyleyse savas kuvvetiyle beraber bu iki kutbun dina mik iliskisiyle, politik egemenligin iki kutbu arasnda yapsal iliskiyi ozdestirmeye var an buyuk bir tehlike vardr. Dumezil Roma krallarnn cizgilerini zikreder: Romu-lus-Numa iliskisi her ikisinin de yasal oldugu egemenlik tipleri arasndaki almasayla ve degisi klikle uzun bir seriyi yeniden titretir, ama ayrca kotu bir kral ile iliskiyi, Tulus, Hostilius, muhtesem Tarquin, yasal, merak verici kimse olarak savascnn basgostermesini yeniden uretir (7). Shakespeare'in krallar da anmsa -tabilinir : siddet, cinayetler ve ahlakszlklar bile devlet cizgisinin iyi krallara sahip olmasn onleyememistir; ama bu ada tuhaf bir kimse kayarak gelir, basndan beri niyetinin savas makinasn yeniden bulm ak ve cizgisini kabul ettirmek oldugunu haber veren Ucuncu Richard (sekilsiz, kalles ve hain, clevlet iktidarnn isgalinden apayr bir gizli amactan bahsetmekte ve kadnlarla bas bir tip iliskiye girmektedir) . Ksaca, her seferinde devletin baskasnn cizgisiyle savasn kuvvetinin basgostermesi karstrlr ve savas makinasn olums lamaktan oteye gidilmez; cunku devletin kendisi dsardanlktan baska bir sey degildir. Ama d danlk ortamna yeniden yerlestirilen savas makinasn baska bir turden, baska bir dogadan, bir kokten gelmis oldugu gozukur. Devletin sanki iki basnn arasnda, iki eklemlenmenin ara snda yerini alms ve birinden digerine gecmek icin ona ihtiyac varms gibi gorunur. Ama dos u olarak ikisinin arasnda gecici de olsa, siddet - (7) Dumezii, Mltra-Varuna, s: 136. Dumezii ekonomik degisiklikleri tutabilecek kahramann nedenlerini ve tehlikesini inc eler, ss: 153 -159. le gelip, annda, indirgenemez oldugunu koyar. Devletin kendisi ni n savas makinas yoktur; onu yalnzca askeri kurum seklinde ele gecirir ve bu ona sor un ckarr durur. Devletlerin askeri kurumlarna kars kuskulan buradan gelmektedir; cunku bu skeri kurum dsardan gelen bir savas makinasnn mirasdr. Saltk savas akmn bir Fikir g a politikalarnn gereklerine gore devletlerin ksmi olarak elde etmeleri ve saltk savasa nazaran onlarn asag yukan iyi yoneticiler olduklarn, Clausewitz, bu genel durumda, hiss er. Siyaset egemenliginin iki kutbu arasnda sksms kalms olan savasc aslms, mahkum edi ksiz, kendi kendine dondurdugu kendi ofkesine indirilmis gibi durur. Herakles'in ailesi nden Achille, ardndan Ajax eski devlet adam Agamemntn'a kars bagmszlklarn soyleyecek a sahiptirler; ama ilk modern devlet adam, dogmakta olan modern devletin adam Ulysse 'e kars hic bir sey yapamazlar. Kullanmlarn degistirmek ve devletin hukukuna boyun egdirm k icin Achille'in silahlarn ele alan Ulysse olmustur, kendisine kars gun ah isleyen, aya klar altna aldg tanrca tarafndan mahkum edilen, Ajax olmamstr (8). Ayn zamanda, hem a mahkum edilmis savas insannn bu durumunu Kieist'ten daha iyi gosteren olmamstr. Cunku, Pe esilee'de, Achille basndan beri kuvvett en yoksundur.- adaletleri ve dinleri, askla r sadece savasc biciminde orgutlenmis savas makinas, devletsiz kadm-haik Amazonlarn taraf ecmistir. Iskitlerden gelen Amazonlar, Yunan ve Tru - (8) Ajax ve Sophokies tragedia s uzenne, Jean Starobinski'nin incelemesine bkz. Uc Ofke, Gauimard. Starobinski Devlet savas sorunlarn acklar ve anlatr. 32 vah, iki devlet arasndan yldrm gibi gecip frl . Onlerine gelen her seyi yerle bir ederler. Achil-le kendisinin benzeriyle, Penth esilee'yle, k ars karsya gelin Ve anlam tam belli olmayan savasta, Achille savas Biakin asyla birlesmekten veya Penthesilee'y ask olmaktan kendini alamaz, yani hem Agamem-non'a, hem de Ulysee'e ihanet eder. Buna ragmen hala Yunan devletin in mensubudur, cunku Penthe sileu de onunla birlikte, kendi halknn ortak yasasn cignemede n savasn tutkulu iliskisine giremez; bu suru yasasna gore, dusmann secmek ve onunla kar lmek veya ikili ayrmlar yapmak yasaktr. Kle -ist tum eseri boyunca bir savas makinasnn turkusunu soyler ve devlet aygtn, daha basmdan beri kaybedilmis kavgada, savas makinasn ssna yerlestirir. Suphesiz Arminius ordularla ve ittifaklarla Imparatorluk duzeniyle ili skiyi kesen Germen savas makinasn haber verir ve sonsuza dek R oma Devleti'nin karssna dikilir. Ama Hamburg prensi sadece bir dus icinde yasamaktadr ve devletin yasasma uym adan zafer kazandg icin mahkum edilmistir. Kohlhaas'a gelince, onun savas makinas haydut luktan oteye gecmez. Devlet yukseldikce secenekte (alternatifte) kalmak, boyle bir mak inann yazgs mdr : yahut devlet aygtnn disiplini altna alnms ve onun askeri organ k, yahut da kendisine srtn donerek ikili bir intihar makinas olus, yalnz bir erkek veya bir kadn icin bir yazg mdr? Devlet uzerine dusunurlerden Goethe ve Hegel, Kleist'i bir c navarms gibi gormektedirler; ve Kleist daha basmdan kaybetmis durumdadr. Ama, buna ragm en nicin en tuhaf modem zaman andan yanadr? Cunku eserin ogeleri, hz, giz ve Savas Makina s F. 3 33 etkidir de ondan (9). Ve giz, onda, iceridenlik biciminde alnan bir icerik degildir, tersine onun kendisi bicim olur ve daima kendisinin dsnda dsandanlk bicimiyle o

desir. Ayn sekilde duygular mancngn gucunu, olaganustu bir hz onlara ileten s alt bir d tamnda siddetli olarak izdusurulmus olmak icin bir oznenin iceridenliginden kopanlmslard kin, bunlar duygu degildir, fakat etkidir. Bu etkiler o olcude savascnn kadn -olusu, hayv anolusudur (ay, kopekler). Etkiler bedeni ok gibi gecerler-, bunlar savas silahlandr. Etkinin yersizyursuzlasma hz. Ruyalar bile (Hamburg prensinin, Penthesilee'nin ruyala n) savas makinasna ait olan ds zincirlenmeler, dalbudak sarmalar ve ara istasyon sis temi tarafndan dsandan -lasmstrlar. Atlan yuzukler. Kleistln edebiyatta bulmus oldugu he egemen olan bu dsandanlk ogesi, ki Kleist bunun ilk bulucusudur, zamana yeni bir rit im, sonsuz katatoniler ve baygnlklar surekliligi ve hzlandrmalar yahut gurultusuz gok par r verecektir. Katatoni, bu benim icin cok kuvvetli bir etkidir ve gurultusuz gok panlts, tkinin gucu beni alp goturur. Ben, olmek pahasna da olsa, hareketleri ve heyecanl duygula oznesizlestirilmis bir kimseden baska bir sey degilim. Kleist'in kis isel formulu iste bu dur : hic bir iceridenlik, oznelligi kalmayan dondurulmus katatoniler ve clgn konusmalar. Kleist'de cok Dogu bulunur : biteviye kmldamayan, ama belli edilmek uzere cok hzl bir hareket yapan Japon gurescisi. Go oyuncusu. Modern sanatta gorulen bir cok sey Kleist'den gelmedir. G oethe ve Hegel, Kleist'e gore ihtiyar bunaklardr. Tam savas makinasmn yok oldugu, dev let tarafndan yenilgiye ugratldg anda savas (9) Kleist uzerine yaynlanmams bir inceleme e Mathieu Cani -ere'in analiz ettigi temalar. 34 makinas indirgenemezliginin en yukse k noktasnn sahitligini yapar, galip gelen devletin yasallgn supheye dusuren devrimci vey l guclere sahip olan, yaratmaya, olmeye, sevmeye, dusunmeye yarayan ma-kinalarda yaylmak ta mdr ? Savas makinas, ayn hareket icinde mahkum edilmis, alnmstr ve o yeni bicimlere sekil degistirir, dsardanlgn, indir - genemezligini olumlu klar : Batl devlet adamn usunurun indirgemekten eksik etmedigi bu saf dsardanlk ortamm genisletmek? Sorun I: Devle ygtnn olusumuna sovmek imkan var mdr? (yahut onun bir gruptaki esdegerine) Onerme II: S akinasmm dsardanhg ayn zamanda etnoloji tarafndan da ger-ceklenmistir (Pierre Clastres' nsna sayg) Parca parca ilkel toplumlar sk sk devletsiz toplumlar gibi tanmladlar, yan duran iktidar organlarnn olmadg toplumlar. Fakat devlet aygtnn olusmasn mumkun ve ka iyasi farkllasmalarn duzeyine veya ekonomik gelisme derecesine, b u toplumlarca, erisil medigi sonucuna varld : boylece de ilkeller bu kadar karsk bir aygt anlamadlar den 'n tezlerinin ilk onemi evrimci bir konutu (postulat) krmasdr. O devletin meydana get irilen ekonomik bir gelismenin urunu oldugu tezine supheyle bakmakla kalmaz, ayn zamanda anlayamadklar bu canavarn meydana cksn ongormek ve ona sovmek gibi gizil endisesi olm ilkel toplumlarn, gercekten boyle mi olduklarn sorgular. Bir devlet aygtnn olusumuna s ek, boyle 35 bir olusumu olanaksz klmak onlarn ack bilincini assa da, bir takm ilkel sos al mekanizmalarn nesnesi olacaktr, suphesiz ilkel toplumlarn sefleri var mdr. Ama devlet seflerin varlgyla tanmlanamaz, iktidar organlarnn saklanmas veya sureklili giyle tanm Devletin endisesi, oyleyse, kendine saklamaktr. Bir sefin devlet adam olabilmesi icin ozel kurumlarn varlg gereklidir, ama bir sefin devlet adam olmasm onlemek icin yaygn or mekanizmalara da ihtiyac yok degildir. Sovucu veya ko ruyucu mekanizmalar sefligin icind edir ve sosyal bedenden ayr bir aygtta kristallesmesini onlemektedirler. Clastres, grubun arzularnn onsezisinden baska kural o lmayan, inandrmadan baska arac olmayan, prestijinden baska kurumlasms bir ordusu olmaya n sefin durumunu betimler : sef bir iktidar adamndan cok bir yldza, veya bir lidere be nzer ve her zaman yandaslar tarafndan terkedilme, yadsnma tehlikesi tasr. Ama, dahas, C lastres ilkel savasc toplumlarda devletin olusumuna kars yonlendirilen en emin mekanizm a olarak sefi gosterir: Yani savas grubun parcalanmasm ve bolunmesini onler ve savasn kend isi, iktidarsz prestij dolu bir olume ve yalnzlga surukleyen basarlarnn birikimi sureci mstr (10). Boylece Clastres en onemli onermeyi ters yuz ederek, Dogal hukuktan yana oldu gunu soyleyebilir: Ayn sekilde, Hobbes da devletin savasa kars oldugunu gormustur. Savas de ete karsdr ve devleti olanaksz klar. Savasn bir doga (10) Pierre Clastres, La societe co tre TEtat (Devlete Karsr To plum), Mintit; siddetin kazbilimi ve vahsi savascnn talihs Libre I ve H'de, Payot Yaynevi. Bu son metinde Ciastres ilkel toplumdaki savascnn aln y azsnn portresini yapar ve iktidarn yogunlasmasn onleyen mekanizmay cozumler. (Ayn se s potlatch kavramnda zenginliginin yogunlasmasn onleyen mekanizmay gosterir). 36 durumu ugu sonucuna varlmaz, ama tersine devleti onleyen ve ona soven sosyal bir durum oldu gu gosterilir. Ilkel savas devletten ortaya ckmadg gibi, devl eti de uretmez. Hele devlet tarafndan hic mi hic acklanamaz : basarszlg cezalandrmak icin bile degil, degis tokust n uzak olan savas degis tokusu kstlayandr, ittifak cercevesinde onlar tutandr; bu onla tin bir ogesi olmalarn ve gruplarn birlesmesini onler. Bu tezin onemi oncelikle kollektif

yasaklama mekanizmalar uzerine dikkat cekmesidir. Bu mekanizmalar ince, kurnazca o labilir ve mikro -mekanizmalar gibi islev gorebilirler. Baz suru ve topluluk gorunguleri nde gorulebili r bu. Ornegin, Bogota'nn ufak cocuklarnn cetesi uzerine yazsnda, Jacques ier, liderin saglam bir iktidar kuramn onleyen uc arac sayar : cetenin uyeleri toplanrlar ve ortak calma crpma eylemlerini ortak bir ganimette surdururler; ama sonra birbirleri nden ayrlrlar ve yemek yemek, uyumak icin birlikte kalmazlar, ayrca ve ozellikle ceten in her ferdi bir, iki veya uc uyeyle eslesmistir, oyle ki, sefle ckan bir anlasmazlk srasm bunlar tek baslarna gitmezler, ittifak halinde olduklarm da beraberinde suruklerler, bunlarn gidisi tum ceteyi tkayabilir. Sonucta yaygn bir yas snn vardr ve buna gore cete plar on bes yasma dogru zorunlu olarak, oradan kalkp gitmek uzere ceteyi terk etmek zorunda kalacaklardr (11). (11) Jacques Meunier, Les gamins de Bogota (Bogota Picleri), Lattes Vay., s. 159. ("aynlmaya santaj") s. 177 : iht iyaca gore, diger cocuk-iar karsk utandrma ve sessizlik oyunlaryla, onun ceteyi terk etm zorunda oldugu fikrine inandrrlar onu. Meunier eski ufaklgn al n yazsmn ne olcude uzl nde oldugunun altn cizer : sadece saglk yuzunden degil, ama mafia icine de pek iyi girem . Mafia 37 Bu mekanizmalar anlayabilmek icin suruden veya ceteden daha az orgutlenen ve kstl sosyal bir bicim ortaya ckaran evrimci baks acsndan vazgecmek gerekir. Hayvan su e bile, seflik (sistem) en kuvvetli olan onermeyen, ama ickin iliskilerin bir dokusu yararna kalc iktidarlarn yerlestirilmesini yasaklayan karsk bir mekanizmadr (12). Insa en gelismislerinde sosyallik bicimine kars kibarlar alemine mensup bicim karst olarak bilir. Kibarlar alemine mensup kumeler cetelere yakndr ve sosyal gruplarda oldugu gibi iktidar merkezlerine gonderme yapmaktan cok, prestij yaymayla yururluge gi rerler. (P roust sosyal degerler ve kibarlar alemi degerleri arasndaki bu ilintisizligi gostermi stir). Eugane Sue, hem kibarlar alemine mensup hem dandy, ki ya-salclar Orleans ail esiyle gorusmesi yuzunden ona sitem ediyorlard, soyle soyler. - Aileye katlmyorum, suruye rum. Suruler, ceteler iktidar organlar yogunlasan agacvari tiplere karsn, koksap tipleri g plardr. Genelde, bu yuzden, ceteler, haydut ceteleri yahut kibarlar alemi ceteleri de dahil olmak uzere, tum devlet aygtndan bicimsel olarak farkl olan yahut merkezi toplu mlarda yapsallasarak esdegeri olan savas makinasmm degisime ugramasdr. Disiplinin savas ma inasna has oldugu soylenmeyecek suphesiz : disiplin devletin onlar kendine edindiginde ortaya ckan ordularn zorunlu karakteridir, fakat savas makinas, daha iyi oldugunu soyle yemeyecegimiz baska kurallara uyar. Bunlar, bir kere daha, devletin oluscocuk icin cok merkezilesmis, cok hiyerarsiklesmis, cok fazla iktidar organlar ozerine egilmistir (s. 178). Cocuk ceteleri uzerine Amado'nun romanna bkz. Capfaines des Sables (Kumlarn Kaptanlar), Gallimard. (12) Bkz. I.S. Bernstein, La dominance sociafe chez ies primates, (Ilkell erde Sosyal Basknlk) Rechersche No. 91, Temmuz 1978. 38 masn celiskiye sokan savascnn e em li disiplinsizligini, hiyerarsinin sorgulanmasn, terk etmeye deggin surekli bir sant aj canlandrrlar. Buna ragmen bu tezin bizi tatmin etmemesini saglayan nedir? Devletin ne uretim iliskilerinin gelismesiyle ne de politik guclerin farkllasmasyla ack lanabilece gini gosteren Clastres' izliyoruz. Ilgili kamu islevlerinin orgutlenmesini, artk -urunun olusmasm buyuk bayndrlk in girisimini olanakl klan, tersine devlettir. Yonetilenler ve yonetenler ayrmn olanakl an da odur. Onun ongorduguyle, isterse diyalektige basvursun, devletin nasl acklanacagn p oremiyoruz. Anlaslana gore, devlet aniden, Imparatorluk biciminde meydana ckvermistir ve g elisimci ogelere gonderimde bulunmaz. Devletin yerinde bas-gosterivermesi tpk bir ustun ye tenek darbesi gibi olan Athena'nn dogusudur. Bir savas makinasnm devlete kars yonlendiri ldigini, ya olusumunu basndan beri sovmus oldugu gizil devletlere kars ya da ykmlarn on cel devletlere kars yonlendirildigini gosterdiginde Clastres'i yeniden izliyoruz. Aslnd a, savas makinas, suphesiz, ilkel toplumlarn vahsi duzenlemelerinden cok gocebe barbar duzenlemelerinde gerceklesmistir. Her halukarda savasn bir devlet uretmesi yahut da gali plerin, yendiklerine yeni bir kanunu zorunlu kldg bir savasn sonucu olan devletin ureti lmesi, savas rnakinasnn guncel veya gelecekteki devlet bicimine kars yonlendirildigine gor e, tamamen bir kenara atlmaldr. Devleti anlamak icin politik ve ekonomik guclerin geli smesi, onun savasn bir sonucu olmasndan daha tatmin edici degildir. Buradan itibaren Pierre Clastres kopma'y kazyor : ilkel denilen devlete kars toplumlarla, canavanms de nilen devletli toplumlar arasnda, 39 onlarn nasl olustuklarn gormek olanaksz hale geliy or. Clastres tpk La Boetie'de oldugu gibi, istekli bir hizmetkarlk sorunuyla yanp tutus or : mutebcssiu ve istenc ds savastan ortaya ckmayan bir hizmetkarlg insanlar nasl arz r veya istediler? Hani devlete kars bir mekanizmalar vard : oyleyse, nicin ve nasl devl et olustu? Nicin devlet bu zaferi kazand? Pierre Clastres, sorunu genislete genislete

, sorunu cozme yollarn kaybetti (13). O ilkel toplumlardan kendi kendine yeterli bir butun, bir uknun (hipostaz) (*) yapmaya dogru gitmek teydi. (Bu nokta uzerine cok sra r ediyordu). Bicimsel dsardanlktan gercek bir bagmszlk olusturuyordu. Bu nedenle de evr kalmaktayd ve kendini doga durumuna bagl hissediyordu. Fakat, bu doga durumu salt bi r kavram olacagna, Clastres'a gore, ta mamen sosyal bir gercege baglyd ve bir evrim, bir gelisim olacagna, an bir degisinim (mutasyon) oluyordu. Cunku, bir yandan devlet oius - (f ) Clastres, (Devlete Kars Toplum), s. 170. Devletin basgosterme -si Uygarlar ve Vahsil er arasndaki buyuk topolojk paylasmay oius-turdu. Onun otesinden sonrasndaki silinmeyen kopmayr (kesintiyi) tamamen degistirerek kayda gecirdi, cunku zaman Tarih olmaya baslad. Bu basgostermeyi anlamak icin Clastres oncelikle demografik bir ogeyi anmsatt fakat ekonomik determinizmin yerine demografik bir determinizm getirmeye kalkmay dusunmeden..., ve ayn sekilde savasc akinanm olaylara bagl zvanadan ckmas (?), veyahut hic beklenmeyen bir bicimde once sefle ars olan, sonra baska turlu korkunc bir iktidar uret ecek olan bir sekilde peygamberligin dolaysz rolu. Fakat, Clastres'in bu soruna vermis oldugu cozumlerden daha iyisini on -y arglamak, tabii ki, olanakszdr. Peygamberligin olaylara bagl rolu uzerine, Heiene Ciastr es'in kitabna basvurulur. La terre sans mal, le pro-phetisme tupi guarani. (Acsz Toprak , Tupi Guarani Peygamberligi) Seuii Yay. (*) Ayrks kisi: Ornegin Tann'nn uc uknumu vardrr Tannbifminde (C.N.) *f 40 mus olarak ansdn frlyor, diger yandan is<? devlete kars toplu lar devlete sovmek ve ortaya ckmasna engel olmak icin cok kesin mekanizmalara s^hip ol u -yordular. Bu iki onermenin gecerli olduguna inanyoruz, fakat birbirlerine zincirl enmelerinde bata var. Cok eski bir sema vardr: <- Klanlardan Imparatorluklara ... Ama hic bir sey bu yonde bir evrimisi varlgn bize gostermi3ror; cunku ceteler ve klanla Impa atorluk-Krallklardan az orgutlu degillerdir. Oyleyse iki terim arasndaki kesintiyi kazya rak, yani cetelere kendi kendilerine yeterlilik ve devletten daha canava-rms veya m ucizevi bir sekil vererek, evrim varsaymyla ilgi kesilmez. Devletin daima varoldugu, onun mukemmel ve cok iyi bicimlenmis oldugu soylenmeli. Kazbilimcile** Yeni buluslar yap tkca, bircok Imparatorluk buluypri&r. Ur devletinin varsaym dogrulanms gibi go zukuyor, t insanlgn en eski zamanlarna kadar gidiyor. Ilkel toplumlarn buyuk Imparatorluk devletl iyle iliskide olup, iyi denetlenmemis alanlarda ve cevrede yasadklarn dusunemiyoruz. Fakat en onen^isi, bunun tam tersi olan varsaymdr : yani devleti* kendisi daima dsansyla ili ski halindeydi ve bu iliskinin dsnda onu dusunebilmek mumkun degildir. Devitin yasalar, bu arn hepsi veya hicbiri degildir (Devletli toplumlar veya devletsiz toplumlar) ama dsa rsnn ve icerisinin toplumlar va rdr. Devlet egemenlik demektir. Ama egemenlik icine ald uzerinde yerel olarak kendine edindigi olcude hukum surebilin Hem evrensel devlet yoktur , hem de devletlerin ds&r*81 ds politikaya indirgenemez, yani devletler aras iliskilere indirgenemez. Ds&rs ayn anda iki yonde durur : devletlere nazaran cok genis bir ozerklik sahibi olan ve belli bir anda tu# oecumene'e (evrensel -dini anlam41 da-) daglms olan buyuk dunyasal makinalar (ornegin buyuk ticaret sirketleri tipindeki orgutler, yahut sanayilesmis yaplar, hem de mesihcilik, peygam -bercilik vb. gibi hareketler, Islamiye t, Hristiyanlk gi-~bi dini olusumlar); ama ayn zamanda cetelerin, kenarda kalanlarn, d evletin iktidar organlarna kars parca parca toplumlarn haklarn dogrulamaya devam eden az larn yerel mekanizmalar. Cagdas dunya bu iki yonde, ozellikle gelismekte olan imgeleri, b ugun, hem evrenseldinsel dunyevi makinalarn yannda, hem de Mac Luhan'n betimlemis oldu gu yeni klanc bir toplumun yeni-ilkelliginde bize sunar. Bu yonler, her zaman oldugu gibi tum sosyal alanlarda yok degildir. Hem de ksmi olarak bunlar birbirlerine bile kansabilirler, ornegin bir ticari orgut bircok isinde ve yolunun bir bolumunde, bir korsan yahut yagma cetesidir; yahut dinsel bir olusum ceteler tarafndan isler. Burada ortaya cka n, dunyasal orgutlerden daha az onemli olmayan cetelerin devlete indirgenemez bir bici m sunmalardr ve bu dsardanlk bicimi yaygn ve cok bicimli, zorunlu olarak bir savas maki bicimi gibi ortaya ckar. Bu yasadan cok degisik bir nomostur. Devlet-bicimi iceridenlik b icimi olarak daima kamu bilgisine hitap ederek, rahatca kutuplarnn snrnda tannabilen de siklikler suresince kendisine ozdes ve kendi kendini yeniden uretmeye yatkndr. (Maske t akms bir devlet mumkun degildir) . Ama savas makinasmm dsardanik bicimi kendi degismeleri varolmasn ongorur. Savas makina -s hem sanayici buluslarda, dini yaratclklarda, teknolo buluslarda, devlet tarafndan ikincil olarak edinilmeye braklan tum ak mlarda ve akslarda varlgn gosterir. Imparatorluklar buyuk makinalan, krallklar ve ceteleri devlete ozdes e degisken 42 savas makinalarn, iceridenligi ve dsardanlg, bagmszlk terimlerinde deg irleriyle ilgili surekli bir alanda, rekabet ve birliktelik varolma terimlerinde dusunmek lazmdr. Ayn alan iceridenligini devletlerde gosterdigi gibi, devlete kars dikile

ya devletlerden kurtulanlarmdakindeki dsardanlg da betimler. Onerme III: Savas makinasmn dsardan lg bir gocebe veya aznlk biliminin varlgn ve surekliligini hissettirmeye tarafndan da gosterilmistir. Hem tarihini izlemenin cok guc oldugu hem de snflamann zor o dugu bir bilim islemi veya bilim cinsi vardr. Bunlar geleneksel kabullenmeleri surdur en teknikler degildir. Ama tarih tarafndan kurulan yasal veya kraliyetci anlamnda bil imler de degildir. Mic -hel Serres'in yeni bir kitabmda gostermis oldugu gibi, bunun izini hem Lucrece'den Demokritos'a atom fiziginde hem de Arsimet geometrisinde bul abiliriz (14). Boylece ayrksn, bir bilimin karakteri sunlardr : 1 2 Akskanlklar ozel bir sok gibi kabul edecek katlarn bir kuram yerine, oncelikle, bil n hidrolik bir modeli vardr; yani antik atom kuram akmlarndan ayn tutulamaz; akm gercegin kendisidir veya dopdolu dayanagdr. 2 2 Sabit olana, ozdese, ebedilige, oturakllga karst olan bir ayrsklk ve olus modelidir n (14) Michel Serres, La naissunce de la physique dans le tevte de Lucrece Fleuves et turibulences, Minuit yaynlan. Birbirini izleyen uc noktay ilk ortaya ckaran Serres 'dir, dorduncusu, bize digerleri ile zincirlenmis gibi gelmektedir. 43 kendisini bir m odel yapmak ve bir kopyann ikinci karakterini olusturmamak icin paradokstur; Platon, Timee'de bu olaslg anmsatmaktayd, ama o buyuk bir bilimin adna, bunu dslamak ve ona so cin yapmaktayd. Halbuki, tersine atomculukta atomun meshur aclm boyle ayrsk bir modeli icinde olusta veya geciste sunmaktayd Clina -men en ufak bir ac olarak bir egik ve duz ciz i, egik ve teget arasnda bir anlam tasmakta ve atomun ilk hareketinin egigini olusturmak tadr. Clinamen, atomun en ufak acda duz cizgiden ayrlmasdr, Bu bir gecistir veya en azn bir tuketme, tuketici paradoksal bir modeldir. Bir noktadan digerine en yakn yol oldugu anmlanan duz cizgili Arsimet geometrisinde olan prediferansiyel hesap da bir egrinin uzunlugunu tanmlamann amacndan baska bir sey degildir. 3 2 Srmal (maden krg) veya laminaryal (de niz yosunlu) aksta bir duz cizgiden onun par ne dogru gidilemez artk, ama egrili aclmdan (sapmadan) , egri b|r plan uzerinde hava cevr intisinin (kasrga) ve sarmallarn olusumuna dogru gidilir; En kucuk ac icin en buyuk eginim urba veya Turbo'dan yeni atom surulerinden veya cetelerinden buyuk hava cev -rintisi o rganlarna. Model kat ve cizgisel seyler icin kapal bir mekanda daglma yerine, akm -seyle n ack bir mekanda kendilerinin dagttklar hava cevrintisel bir modeldir. Purtuklu mekanla m etreli) kaygan mekan (topolojik veya projektif, vektoryel) arasndaki fark budur : birinde hesap yaplmadan mekan isgal edilir, digerinde ise isgal etmek icin hesap yapl 15). (15) Muzigin mekan zamann i>u sekilde ayran Boulez'dir : purtukiil 44 4 2 Sonunda model problematiktir (sorunsaldr). Teorematik degildir : izdusumler, katlm alar, kesip ckarmalar, ksmlar, bunlara gelen etkilerin islevlerine gore, sekiller kabul edilirler. Bir cinsten turlere ne belirli ayrmlarla, ne tumdengelimle, ne de ozelli klerinin ortaya cktg degismez ozlerle gidilir, bir soruna onu sartlandran ve cozmeye cal alarla gidilir. Burada gecisin her turlu sekil degistirmesi, baska bir maddeye donusmesi soz konusudur, en azndan her seklin, bu ozden cok, daha guzel olan bir olay belirleyen islemleri vardr : bir kare dordullemeden bagmsz varolama up birimleriyle olculmeden bir kup olamaz, dogrultulmadan bir duz cizgi varolamaz. Halbu ki teorem akllarn duzeyindedir, sorun etkileyicidir ve degisimcilerden a yr tutulamaz, bu bilimde yaratma ve uretmedir. Gabriel Marcel'in soylemis oldugunun tersine probl em bir engel degildir, problem engelin aslmasdr, onceden yaplan bir atlmdr, yani b akinasdr. Problem ogenin bir parcasn en mumkun olana indirgedigi ve teorem -ogenin ye koydugu zaman buyuk bilimin engellemeye calstg hareket olur (16). mekanda olcu hem kurall de kuralds olabilir, bu her zaman bel -ii olabilir, halbuki kaygan mekan icin kesinti veya fark istenilen her yerde yaplabilir. Penser la musique d'aujourd'hui (Bugun Muz igi Dusunmek), Gonthier, s. 95-107. (16) Eski Yunan geometrisi bu iki kutbun karstlg tara fndan gecilmistir, bunlar teorematik ve problematiktir ve birincisinin zaferiyle ce -iiski sona ermistir. Eukleides (Oklid)'in ogelerinin birinci kitab uzerine yorumlarnda (D esclee de Brouwer'in yeni basm) Proclus iki kutub arasndaki fark inceler ve Speusipp e -Menechme karstlgyia bunu susler. Matematik bu siddet tarafndan gecilmekten eksik olmay acaktr ve ornegin belitsel oge probiematik akmla kars karsya gelecektir, sezgisel* veya ki, bunlar butun teorematigin ve belitseliigin (ak -siyomatigin) cok degisik problemlerin hesabnn degerini verirler: Bkz. 45 Bu Arsirnet bilimi yahut bilimin bu tip anlays ozell ikle savas makinasma bagldr : problemata'larn kendileri t savas makinalardr ve bunlar eg k planlardan gecislerden, en azmdan izdusumlerden ve hava cevrintilerinde ayn tutulamazl ar. Savas makinasnm devlet aygtn sollayan bir soyut bilgiden cok degisik bicimde bir soyu

t bilgide, izdusumunde oldugu soylenecektir. Gocebe bicimli tum bilimin dsardarlkc olara , imparatoiukcu veya kraliyetci bilimlerden cok farkl oldugu soylenecektir. Dahas, bu goce be bilim devlet biliminin kosullar ve zorlamalar tarafndan yasaklanacak, yahut torese l olarak kars cklacak, yolu kapanacaktr. Roma Devleti tarafndan yenilgiye ugratlan Ar ir sembol olacaktr (17). Formalizasyon tarzmca bu iki bilim arasndaki fark go-cebebi liminin buluslarn egemenlikci bicimiyle baskya alan devletin bilimi olmasdr, devlet bili mi, gocebebi-limden kendine edinebildigini alkoyar, gerisini gayet kstl bir recete halin e sokar ve bunda gercek bilimsel bir konum brakmaz veya en b asit sekliyle gocebilimi ni yasaklar, baskya alr, yani gocebebiliminin -bilgini iki ates arasnda, onu esinlendir en ve doyuran savas makinasmm atesiyle akl duzenini ona zorla kabul ettiren devletin atesi arasnda kalmstr sanki. Muhen dis denilen kisi (ve ozellikle askeri muhendis) cesitli degerleriyle bu durumu gosterir . O kadar ki, en onemlisi, gocebebilimin devlet bilimi uzerinde bir bask uygulad - Bou lignard, Le dedin des absolus mathematice -logiques (Mantk-Ma-tematik Saltklarn Cokusu) Ed. d'enseignement Superieur. (17) Vrilio, L'insecuite du territoire (Alann Guvensi zligi], s, 120. : Arsimet ile yaratc serbest arastrma olan geometrinin devrinin nasl tam amlanms oldugunu biliyoruz. (...) Bir Romal askerin kilcj gelenek denilen ipi kesip a tt. Boylece, geometrik yaratclg yok ederek, Roma Devleti Bat'nn geometrik emperyalizmi urdu. 46 g ve tersine, devlet biliminin gocebebiliminin verilerini degistirip, kendine edindigi snrlardaki sorunlar bunlardr. Kamp sanat icin, egik planl ar ve izdusumleri her emde harekete geciren kastrametrasyon icin dogrudur bu: devlet gocebebiliminin yerini b elirleyerek, kontrol ederek, oldukca kstlayarak olculu (metrik) ve sivil kurallara boyu n egmeden ve sosyal alan boyunca savas makina^ma sonuclarn gelistirmesini yasaklamadan , savas makinasnm bu boyutunu kendine edinemez (bu acdan Vauban (*), Arsimet'in yenid en ele alnmas gibidir ve Arsimet'inkine benzer bir yenilgiye ugrar). Daha ustun oldugu soylenen kraliyetci bilimin analitik geometr iden pratik bir bagmllk yapmak istedigi iz dusumcu ve betimleyici geometri icin de dogrudur bu (Poncelet ve Monge'un bilgin olarak cok yanl durumlar da buradan gelir) (18). Diferansiyel hesap icin de dogrudur bu: dif eransiyel hesap uzun zaman boyunca bilimsellik ds bir konum tasd. Onu gotik bir hipotez olarak sucladlar, kraliyetci bilim onda uysal bir uzlasma degeri yahut iyi kurulmus bi r yapnt degeri tanmaktan oteye gitmedi. Devletin buyuk matematikcileri ona daha kapal bir konum vermeye calstlar, ama tam anlamyla surekli degisim, gecis, sonsuzcasna kucuk, ayr kavramlan(*) Sebastien Le Prestre de Vauban (1633 -1707) yllan arasnda yasams Fransz m aresalidir. Fransz snrlarnn bir cogunun saglamiast-nlmasna calsms bir genel komiserd amus'a seferler duzenlemistir (1607 ve 1692). XIV. Louis'nin politikasn elestirmesi y uzunden kraln saygsn yitirmistir. (C. N.). (18) Monge ve ozellikle Poncelet ile duygusal veya uzamsal purtulku mekan temsiliyetinin snrlan aslmstr; ama soyut bir sembollulugun k ne dogru olmaktan cok trans - uzamc veya trans sezgisel (sureklilik) bir hayalgucune d ogru aslmstr. Poncelet uzenne Brunschvieg' -in yorumlarna dayanlacaktr. (Matematik Fels nin Devreleri, U.U.F. ) 47 n, yani gocebe ve dinamik tum kavramlar elemek sartyla buna giristiler ve sra saylar ic llanlan or-dinal ve statik sivil kurallar ona zorla kabul ettirdiler (bu acdan Carno t'nun tam belli olmayan konumu) . Bu hidrolik model icin de dogrud ur: cunku suphesiz d evletin kendisinin hidrolik (su muhendisligi) bir bilime ihtiyac vardr (bir imparato rlukta hidrolik calsmalarm onemini kapsayan Wittfogel'in tezleri uzerine yeniden donme ye gerek yoktur). Bir hareketin bir noktadan baska bir noktaya gitmesini, mekann k endisinin purtuklu ve olculu olmasn, akskann katya bagl olmasn ve akmn paralel lami yururluge girmesini zorla kabul ettiren, hava cevintisini engelleyen kylara, kanallara, su yollarna hidrolik gucu buyruk altna almak ihtiyac olan devlet olduguna gore bu cok de gisik bir bicimde olmaktadr. Halbuki, savas makinasnn ve gocebebiliminin hidrolik modeli kaygan bir mekanda hava cevrintile -riyle yaylmay, mekan tutan bir hareket uretmeyi, bir noktadan digerine dogru giden yerel harekette oldugu gibi yapacagna, ayn anda tum n oktalar etki altna almay icerir. (19) Demokrit, Menechome, Arsi -net, Vauban, Desargue s, Bernoulli, Monge, Carnot, Pocelet, Perronet vb.: bu bilginlerin ozel konumlarnn an laslmas icin her seferinde bir hayat hikayesi gereklidir. Devletin bilimi onlan bas k altna almadan, (19) Michel Serres, a.g.e., s, 105. Bu acdan Alembert -Bernoulii ka r-srtlgm inceler; genelde iki mekan modeli arasndaki fark onemli degildir: Akdeniz havzas nda su eksiktir ve iktidan elinde bulunduran da, ak-calayan da zorunlu akm kabul et meyen bu hava cevrintisi olduguna gore, Clinamen'in ozgurluk gibi duran ve akcaiamamn oz gibi duran fiziki dunyas bu yuzdendir. Bilimsel kuramla anlaslmaz; sularn fati-hiyle a

nlaslmaz (...) askeri makinann ve dalgal cisimlerin ustas : Arsimet'in buyuk kisiligi bu n gelmektedir. 48 kstlamadan politik veya sosyal gorunuslerini bask altna almadan kullan amaz. Kaygan mekan, deniz savas makiasnm ozel konumlu bi r sorunudur. 'Fleet in being ' sorunu, Virilio'- nun gostermis oldugu gibi, denizin ustunde konulur; yani etkisi h erhangi bir noktadan fskrabilen kasr-gams bir hareketle ack mekan isgal etmek gorevi bu . Bu bakmdan, ritim uzerine, kavramn ortaya cks noktas uzerine yaplan yeni incelemeler e ye -terliymis gibi gorunmezler. Cunku bizce ritimin dalgalarn hareketiyle hic bir ilgi si olmadg ve daha ozel olarak duzenliligi olculu bir hareketin bicimini belirledigi soyle 20) Halbuki, ritim v e olcu asla birbirlerine kanstnlmamstr. Ve eger atomcu Demokrit kesi nkes ritmi bicim anlammda kullanan biriyse atom bicimlerinin oncelikle, yer (magnae res), deniz, hava gibi kaygan mekanlarn calkantlarnn en kesin sartlarnda olusturdugunu unutmamak gerekir. Kylarn arasmdaki rmagn aksna veya purtuklu bir mekann bicimine gon lunan duzenli, olculu bir ritim vardr; ama bir akmn akskanlgna gonderimde bulunan, yani addenin kaygan bir mekann bicimine gonderen olcusuz bir ritim de vardr. Bu iki bilim ara snda, bu devlet bilimi ve savas makinasnn gocebebilimi arasndaki bu karstlk veya daha d su bu snrda kalan gerilim, baz degisik anlarda ve seviyelerde bulunur. Anne Querrien' in calsmalar bu iki an bulmak icin c ok yararldr, biri 12. (20) Bkz. Benveniste, Problem de Hnguistique generale (Gene! Dilbilimin Sorunlar), dilbilimsel anlamnda ritim kav ram, s: 324, 375. Sk sk bu metin oldugu gibi kabul edilmistir. Bunun anlam bizce tuhaft , cunku hidrolik sorununun onemini dusunmeden atomculuk ve Demokrit'i anmsar ve cunku ritim den bedensel bicimin ikincil derecede ozellesenini ortaya ckartmstr. Savas Makinas F. 4 uzylda gotik kiliselerin yaplmasyla, digeriyse 18. ve 19. yuzyllarda koprulerin kurulmas a ilgilidir. (21) Ksaca gotik, roman kiliselerinden daha yuksek ve daha uzun kilis eler insa etmek istencinden ayrlamaz bu. Daima daha uzaklara, daha yukseklere... Am a bu fark sadece nicelik fark degildir; nitelik farkn da belirtir : madde -bicim stat ik iliskisi, atac-guc dinamik iliskisine dogru kayar. Tastan yakalamaya musait itim gucler ini meydana getirmek icin, daha uzun ve daha yuksek kubbeler insa etmek icin ise yara r olan yuksekliktir. Kubbe artk bir bicim degil, ama taslanl surekli degiskenliginin bir ci zgisi olmustur. Bu sanki gotik kaygan bir mekann, roman ise ksmi bir purtuklu mekann isg al edilmesi gibidir (ki orada kubbe paralel ayak direklerinin yan yana koyulusun a bagldr), Oysa taslarm boyu bir taraftan duzlem snr olarak y erde bile isleyen bir izdu planndan, diger taraf-tansa oylumlu taslarn degisiklige sokulmasnn veya birbirini izleyen yaklasklgn serisinden (dik ac seklinde yontma) ayr tutulamaz. Calsmay oturtmak icin, Oklid'in teorematik bilimi dusunulur : saylar ve denklemler, oylumlar (hacimleri) ve yuze yleri orgutieyebilen aklc bir bicim olur... Fakat, destana gore, Bernard de Clairvaux, orada, cabukca vazgecer, tpk cok zormus gibi, ve mateolojiden cok na -tegrafi olan aznl mi ola rak tanmlanan, betimle -yici ve izdusumcu, Arsimedci islevsel bir geometrinin ozel ligini savunur. Onun yoldas, duvarc - papaz, Tru-val Grain once ogrenmeye baslayan birini cizmesine olanak veren islevsel hareketin bir mantgn, sonra ise (2!) Anne Ouerrien, D evenir fonctionnaire ou Ie travai! de TEtat (Memur Oimak veya Devietin Isi), Cerfi; Ann e Ouerrien'in yaynlanmams calsmalarna ve bu kitaba basvuruyoruz. 50 mekanda icice girmekte olan oylumlar kesmeyi ve cizginin sayy itmesin i saglamay anmsatr (22). Temsil edilmez, dogrulanr ve yol katedilir. Bu bilimin karakte rlerini belirleyen denklemlerin yoklugundan cok onlarn rastlatsallklarnn degisik rolle mas bu yuzdendir. Maddeyi orgutleyen tamamen muhtesem sekillerin yerine denklemler en ufak niteliksel bir hesapta, arac tarafndan itilmis olarak, urerler. Tum bu Arsimet geom etrisi en buyuk anlatma sahip olur, ama ayrca 17. yuzyldaki sasrtc bir matematikci olan rgues ile ve onun gecici duragyla karslaslr. Kendine benzeyen bircok insanlarda oldugu gi i Desargues da cok az yazmstr; halbuki yasamnda cok onemli eylemlerde etkin olmustur ve d aima olay -sorunlar uzerine toplanms projeler, musveddeler, taslaklar brakmstr: Karanl dersi, taslarn kesilisi projesinin musveddesi, bir planla bir koni (huni) nin karslasma ylarna zarar projesi musveddesi... Oysa Desargues Paris Parlamentosunca mahkum edil mistir, ona kraln sekreteri kars ckmstr; onun perspektif pratikleri yasaklanmstr (23). yet bilimi veya devlet bilimi taslarn boylarn, panolarca bicimin, saynn ve olcunun sabit delinin onceligini olusturan sartlarda kabul edebilir ve kendine cekebilir, (bu panol ar, taslar dik acyla yontmann tersidir). Kraliyet bilimi perspektifi sadece statik o larak, onun tum gezingen ve oristik (arastrmann kurallarn ortaya ckaran) yetkinligini ka an merkezi bir kara delige boyun eg(22) Bkz. Raouf Verges, Les iflumines de Tart Ro yal (Buyuk Kraliyetci Sanatn Ustalar), Julliard. (23) Desergues, Oeuvres (Eserleri), E d. Leiber (Michel Charles'n Desargues ile sureklilik tasyan, Monge ve Poncelet'nm mode

rn geometrinin kurucusu olmas uzerine yazms oldugu metni). 51 direrek kabul eder ve ke ndine ceker. Fakat Desargues seruveni veya olay, gotik ustalarn craklarnn ortaklasa basl a gelenin aynsdr; cunku Kilise, Imparatorluk biciminde, bu gocebebiliminin hareketini cidd i bir sekilde denetlemek ihtiyacn duymakla kalmaz, insaatlar denetim altna almay, santiy eleri yonetmeyi, nesneleri ve insaat yerlerini kendisi secmek ihtimamn Temple tarikat sovalyelerine brakr; ama dahas, laik devlet kraliyetci biciminde sovalyelerin kendilerine srtn doner, craklarn kompanyon sisteminin her turlu motifini ki, bunlardan biri bu az a islevci geometrinin yasaklanmasn icerir, mahkum eder. Anne Querrien 18. yuzylda koprule r konusunda, ayn hikayenin bir yanksn buldugu zaman haksz mdr? Is bolumu devlet normla edindigine gore, suphesiz sartlar cok degismistir. Ama kopruler ve yollarn hareketlerinin tumunde yollar tamamen merkezilestirilmis bir yonetim in isidir, halbuki kopruler ortak dinamik ve etken bir deneyimin maddesi olmakta de vam etmistir. Trudaine evinde ozgur, genel tuhaf toplantlar duzenlemekteydi. Perronet D ogudan edinilmis yumusak bir modelden esinlenmekteydi : kopru akarsuyun gidisine onlem koymalyd veya onu tkamak zorundayd. Bu koprunun agrlgna, duzenli ve kaln kemer ayakla lu mekanna kars kemer ayaklarnn sureksizligini ve incelemesini, kubbeni n indirilmesini, butundeki surekli degisikligi ve hafifligi savunmaktayd. Fakat bu girisim hemen ilkeci k arstlklarla carpst ve sk sk yaplan bir uygulamaya gore Perronet'yi okulun muduru yapan onun deneyine tac giydirmedigine gore, bu deneyi yasaklamaktayd. Tum kopruler ve yollar okulunun tarihi ki bize nasl bu eski ve yolcu bicimin yerini Madenler 52 Okuluna, k amu calsmalarna braktgn, ve ayn zamanda, yaptklar calsmalarn gittikce normallestig O halde soruna gel elim: kollektif bir beden nedir? Ve suphesiz bu devletin buyuk b edenleri (cisimleri) bir taraftan bir islemin veya bir iktidarn monopolunde hazr ola n, diger tarafta ise temsilcilerini yerel olarak dagtan hiyerarsik ve farkllasms organiz madr. Onlarn aile ile ozel bir iliskileri vardr, cunku iki uca aile modelini ve devlet m odelini ulastrrlar ve kendileri buyuk ailenin gorevlileri, hizmetcileri, ciftcileri veya hyalar gibi yasarlar. Boyle olmakla beraber, bu bedenin cogunda bir semaya uymayan v e eyleme giren bir sey vardr. Bu sadece ozelliklerinin korunmas demek degildir. Ayn zam anda devlete baska modeller de sunar, kars ckar; baska bir dinamizm, gocebe bir ihtiras, savas makinas olarak ortaya ckmak cok karikaturumsu hatta cok sekilsizlestirilmis bir tutu m olur. Ornegin cok eski bir lobi sorunu, etkili cevresi olan bir grup, devlete kars t avr tam belli olmayan ve devletin kendi etkisine almak istedigi sorunlar vardr ve s onucu ne olursa olsun, devletin kendine gore onceden hareket ettirm ek istedigi bir savas makinas vardr (25). Nasl bir bedenin tini organizmann ruhuna indirgenemez, bir beden de bir organizmaya indirgenemedi Anne Ouerrien, s. 26-27 : Devlet iflas ed en deneyin uzerine mi kurulur? (...) Devlet santiye halinde degil, onun santiyeleri h areket halinde olmaldr. Bir ekip sosyal olarak insa etmek icin degil, islevlerini yeri ne getirmek icin yaplr : bu baks acsndan alacak olursak devlet sadece devletin istekleri ni yerine getirmek maasllara yahut devletin emirlerinin mod elini yerine getirmek zorunda olanlara insa etmek cagrsnda bulunur. (25) Colbert lobisinin sorunu uzerine bkz. Dessert ve Journet, An -nales Dergisi, Kasm 1975. 53 mektedir. Tin daha mukemmel bir sey degildir, o ucucudur halbu ki ruh agrdr, bir agrlk merkezidir. Bedenin tininin ve askeri kokunun anmsatlmas m ge emli olan askeri olan degil, fakat onun uzaktan gelen gocebe kokudur. ibn Haldun gocebe sav s makinasm soyle tanmlamst: aileler veya soysop ve bedenin tini. Savas makinas a ilelerl devletinki ile olan iliskisinden cok degisik bir iliskiye girer. Aile, ona destek ol acag yerde cetenin yonunu tayin eder, oyle ki bir soykotugu bir aileden digerine gore, herha gi bir ailenin elverisliligine gore, belli bir anda, en fazla ^agnatik dansmay gerceklest irmeyi basarandr. Bir devlet organizmas icinde yerini belirleyen ailenin kamusal urunu degildir; bunun tersidir gecerli olan, buna bir savas bedeninde unlu olmay bekleyen so ykutugune deggin hareketliligin veya dansmann gizli er demi veya kuvveti denir (26). Orad a ne organik bir ik-udarn tekeline, ne de yerel bir temsiliyete gonderim - (26) Ibn Haldun, La Muqaddima, Hachette. Bu eserin en onemli temalarndan biri bedenin tininin sosyolojik sorunu ve onun anlamnn belirsizligidi r. Ibn Haldun bedevilige (budun ola rak degil de yasam bicimi olarak) kars yerlesmeyi veya sehirlesmeyi koyar. Bu karstlgn tu eri arasnda kamusal ve gizli arasndaki ters iliski vardr : devletin sehirlisinin rekl amna kars savas makinasmm bir gizliligi vardr, ama ilk skta, dayansma gizli unden orta albuki diger skta gizlilik yerini unun zorunluluguna brakr. Ikinci olarak, bedevilik soys op -lann ve onlarn soykutugunun hem saltklgn hem de degisikligini oynat*; halbuki sehirl teri soysoptan salt olmayan hem de sabit ve kat olan bir sey ortaya ckarr : bir kutubt

an digerine dogru dayansmann yonu degisiklige ugrar. Ucuncu olarak ve ozellikle, bedevi soy r ^bir beden tini olustururlar ve ona sanki yeni bir boyutmus gibi istirak ederler : b una Assabya veya Istirak denir. Ve oradan arap sosyalizminin ad ortaya ckacaktr. (Ibn H aldun klan sefinin iktidarszlg, devlet kurmaya zorunlu olmamas uzerine srar eder). Hal sehirlilik bedenin tininde bir iktidar boyu tu olusturur ve onu otokrasiye verir. 5 4 de bulunan vardr, fakat gocebe bir mekanda kasr -gams bir bedenin kuvvetine gonderen bir sey vardr. Ve suphesiz modern bir devletin buyuk cisimlerini arap kabileleriymis g ibi kabul etmek cok zordur. Bir bilini, bir teknik kurmak gibi yahut muzik yapmak gibi yahut da yarglamak gibi, kiliseler, kopruler insa etmek gibi belirli duzenlemele rde, bazen hic beklenmedik bicimlerde savas makinasna esdeger kollektif bedenlerin dai ma aznlklar veya puskulleri oldugunu soylemek istiyoruz... Bir yuzbas alay gerekliliklerini subaylar alay tarafndan veya assubaylar orgutunce degerlendi ir. Bir organizma gibi devletin kendi bedenleriyle sorunlar oldugu ve bu bedenleri n, ayrcalklar isteyerek, onlara ragmen, tasan bir seye aclmak zorunda kaldg ksa bir dev i an, deney yapan bir atls devri hep ckagelmektedir. Her seferinde kutub -larm ve egil imlerin hareketlerinin, dogalarnn incelenmek zorunda kalnan karsk bir konumu vardr. Ani en, sanki noterler alay, Araplarn icinde veya Hintlilerin icinde ilerlermis gibi duru r, sonra yeniden oradan ckp, yeniden orgutlenirler.- sonunda ne olacag belli olmayan bi r operakomik. (Orada Polis bizimle... diye bagrrlar bile.) Husserl tam belli olmayan morfolojik tozlere s eslenen bir foto-geometrinin varlgndan bahseder, yani gocebeler v eya yersizyurtsuzlar. Bu tozler duygun seylerden ayrldklar gibi imparatorlukcu, kraliy etci veya idealist tozlerden de ayrlrlar. Proto -geometrinin kendisi olan bu tozleri isleyecek bilim evsiz ve yurt-suzluk anlamn tasyarak belirlenmez : ne duygun seyler gi bi dogru ne de ideal tozler gibi dogru olabilir, fakat dogrusuz ve buna ragmen sert o labilir (rastlantya gore degil, ozunde dogru olmayan). Daire organik, ideal, sabit bir ozdur, ama yuvarlak tam belli olma - 55 yan, akskm, hem daireden hem de yuvarlaklasms se ylerden ayr bir oze sahiptir o (bir vazo, bir tekerlek, gunes...) Teorematik bir seki l sabit bir ozdur, ama onun degisiklikleri, sekilsizlikleri, artp ve kesilip ckartmalar, tum degisirlikleri, botanikte semsiye denilen cicek durumu, yuvarlak tuzluk veya mercime k seklinde, belirsiz ve boyle olmasna ragmen kesin, sorunsal sekiller olustururlar. Be lirsiz ozlerin seylerden bedensellik olan bir seyden daha fazla bir belirli lik mey dana getirdikleri ve bedenin tinini bile icerdikleri soylenecektir (27). Fakat nici n Husserl orada bir cesit arac, bir protogeometri gormektedir ve salt bir bilim gorme mektedir? Her gecis tamamen belirsiz olana ait oldugu halde nicin snrda olan bir gecisin salt ozune bagl kalmak zorundadr? Orada bicimsel olarak birbirinden farkl iki bilimin kavramlar vardr ve varlk -bilimsel olarak da belirsiz veya gocebe bilimin icerigini kra liyetci bir bilimin kendine almasndan vazgecemedigi tek ve ayn eylemler birbirlerinin icine gecmis olarak vardr, ve yine orada gocebe bir bilim kraliyetci bilimin icerigini k acrr durur. Hatta surekli hareket halindeki bir snrdan baska bir seye bel baglamaz. Husse de (ve de tersi olarak, yuvarlagn dairenin semas olmas sekliyle Kant'da) gocebebilimm (2 Husseri'in bellibasl metinleri idees I Fikirler I, s. 74, Galiimarcl Yay. ve L'origin e de la geometrie Geometrinin Kokudur, P.U.F. (Der -rida'nm cok onemli yorumuyla s, 125138). Sorun belirsizdir ve buna ragmen kesin olarak bir bilimin sorunu oldugundan Salinon denilen seyi yorumlayan Michel Serres'in formulune gonderimde bulunuyoruz: O serttir, dogrusuzdur. Dogru olmayan dogru kesin olamaz. Bu sadece metrik bir dogru olabilir ( Fizigin ortaya cks, s. 29). Bachelard'n kitab bilimde yaratclgn rolunu ve dogrusuziu olusturan yol ve yontemin incelemesinin en onemlisi olarak kalacaktr: Asag yukar) bilgin in uzerine deneme, Vrin Yaynevi. 56 indirgenemezliginin cok dogru bir deger bicilme siiii arkna varlmaktadr, ama ayn zamanda bir devlet adamnn veya devletin yannda yer alan kis in ya -sallgnu onceligi ve kraliyetci bilimi olusturann endisesi gorulur. Ne zaman bu onc bagl kalnsa go - cebebilimden bilimustu, bilimds veya bilimoncesi bir bekinme meydana gel . Ve ozellikle gocebebilimi pratik veya basit bir teknik olmadg, ama icinde iliskilerin s rununun konuldugu ve kraliyetci bilimin baks acsndan bambaska bir sekilde cozuldugu bilims r alana kayldgna gore, pratik-bilim, teknikbilin iliskileri pek anlaslamaz. Devlet ideal daireleri uretir ve yenidenuretir durur, ama yuvarlak yapmak icin bir savas makinasna ihtiyac vardr. Boyun egmek zorunda kaldg basky ve icinde tutundugu birbiri icine gecm eri anlamak icin gocebebiliminin kendine ozgu karakterlerini belirlemek gereklidir. G ocebebiliminin emekle iliskisi kraliyetci bilimin iliskilerine sahip degildir. Bu is bol umunun daha azyapldgndan dolay degil, baska oldugundan dolaydr. Devletin da ima kompan

a, gocebe bedenlerle veya demirci, tahtac, duvarc vb. tipindeki yollara deggin bedenl erle sorunlar oldugu bilinen bir seydir. Is gucunu yerlesiklestirmek, saptamak, is akmnn imini kurallastrmak, ona kanal ye su yollar ayrmak, orgut anlamnda loncalar olusturmak v e gerisi icin, zoraki emek gucunu cagrmak bu yerlerde (angarya) veya yoksullarn icinden ( yardmseverlik atolyelerinde) ise almak bu daima bedenin gocebeligini ve cete serseriligi ni yenmeyi kendine hedef edinen de vletin ilk islerinden biri olmustur. Eger gotik ornegine donersek bu kompanyonian orada veya burada kil - 57 se nsa ederken, devletin isi e gelmeyen etken ve edilgen (hareketlilik ve grev) bir kuvvete sahip olarak, sant iylerde calsarak, ne kadar sk yo lculuk ettiklerini anmsatmak yeter. Devletin bunlara verdigi yant ise, santiyelerin islerini yonetmek ve yonetenler ve yonetilenler farkllg e kopya edilmis kuramsaln ve pratigin, el iscisinin ve kafa iscisinin en buyuk ayrmnn hep i isbolumunun tum bolgelerine gecirmek olmustur. Kraliyetci bilimlerde oldugu kadar go - cebe bilimlerinde de bir plan m varlg soz konusudur; ama bu ayn sekilde yaplmaz. Gotik kompanyo-nun topragnn planna karsn, santiye dsndaki mimarn kagt ustunde yapt g olcu Bilesim veya dayankllk planma karsn olusumun orgutlenmesinin bir baska plan vardr. Dor ri-len taslarn boylarna karsn yeniden uretmeye yarayan bir modelin fskrmasn iceren pan oyu vardr. Yalnzca nitelikli bir emege ihtiyac duyuldugu soylenmeyecek : Emegin nitelik sizligine, nitelikten yoksunluguna ihtiyac vardr. Devlet munevverlerine veya kavramal arna bir erk brakmaz, tersine onlardan kendine sk skya bagl, dusten baska bir yerde oz olm ayan, ama devletin emirlerini yerine getirmekten veya onlar yeniden uretmekte n baska bir sey yapmayanlarn butun kuvvetini cekip almaya yeten bir organ olusturur. Am a bu politik ve gocebe ihtiraslarn degerlendiren, devletin kendisinin dogurdugu munevver lerin bedeniyle devletin hala zorluklarla karslasmas da onlenemez. Her seye ragmen, eger d evlet surekli olarak gocebe ve aznlk bilimlerini bask altna alrsa, belirsiz ozlere, cizg in islcvci geometrisine kars gelirse, bunun nedeni ne bilimlerin mukemmel veya gercek olan iceriklerinden, ne de alstrlan veya buyu -sel karakterleri yuzundendir, ama devlet in normlar58 kars ckan isbolumunu icerdigi icindir. Farkllk dssal degildir: Bir bilimin ilim kavramnn sosyal alann orgutlenmesin e katls bicimi ve ozellikle bir isbolumu bicimi ya sokma bicimi bu bilimin kendisinin bir bolumunu olusturmaktadr. Kra -liyetci bilim bi cimi icin hazrlanms bir madde ve de madde icin orgutlenmis bir bicimi iceren hylemorphi -q (hilemorfik) bir modelden ayr tutulamaz; bu semailin once yonetilen -yoneten, sonra e l iscisi-kafa iscisi halinde bolunen toplumdan, yasamdan veya teknikten cok, nasl ortaya cktg, sk sk gosterildi. Bunun karakterlerini veren, tum maddenin icerigin yannda yer al her turlu bicimin anlatmn yannda yer almasdr. Gocebebilimin anlatmn ve icerigin birles iden kendisini daha yakn hissetmesi ve bu iki terimin hem bicim hem madde olmas dah a dogru gozukmektedir. Iste bu yuzden dolay gocebebilim icin, madde asla hazrlanmamstr, y agdasklas -mamstr; o sadece tekillikler tasr. (Bu tekillikler icerigin bicimini olusturur . Ve anlatm daha bicimsel degildir, fakat yerinde cizgilerden de ayrlamamaktadr (bu ye rindelik anlatmn maddesini olusturmakt adr). Gorecegimiz gibi, bu bambaska bir semadr. Da yanagn ve suslemelerin dinamik bir sekilde zincirlenmesinin diyalektik madde -bicimin yerini aldg gocebe sanatnn genel karakteri dusunuldugunde bu konuma ait bir fikir edineb teyiz. Boylece sanat oldugu kadar teknik olarak kendini gosteren bir bilim acsndan is bolumu tamamyle gecerlidir, ama bunu madde -bi-Cim ikiliginden almaz (ikili - tekyonluluk lerin rastlas-malarvla bile olsa). Daha dogrusu maddenin tekilliklerinin birlesmesiy le anlatm cizgil erinin birlesmesi oasgosterir ve zoraki veya dogal birlesmeler duzeyin - 59 de, bu, yerini alr (28). Bu baska bir emek ve emek etrafnda sosyal alann orgutudur Platon'un Timee adl kitabnda yapms oldugu gibi ki bilimsel modeli karstrmamak gerekmekte dir (29) Birine compars digerine dispars denmektedir, compars kraliyetci bilimden odunc alnms yasal veya cogrulanms modeldirler. Kanunlarn arastrmasn, sabitleri ortaya sabitler sadece degiskealer aras iliskiler bile olsa, icermektedir (denklemler) Degisk enin degismez bir bicimi degismezin degisir bir maddesi; hilemorfik semay kuran budur. Am a dispars, bir gocebebiliminin ogesi olarak maddebicimden cok alet-guce gonderimde bulun ur. Tam olarak degiskenlerden sabitleri ckarmak konu degil, ama degiskenlerin kendileri ni surekli degiskenlik durumuna koymaktr onemli olan Eger hala denklem kaldysa, bunlar a rtk eksiksiz olanlardr, denk olmayanlardr, cebir bicimine indirgeneme-yen degisik denk lemlerdir ve bunlar kendi hesaplarna degiskenin d uygusal sezgisinden ayr tutulamazl ar. (28) Gilbert Simondon bu hilemorfik serranm ve onun sosyal olaslk -larmn elestiris ini ve cozumlemesini cok ileriye goturmustur : (emir verdigi zaman : bicim, oyleyse, anlatl ienin duzenindedir, *bicim emir vere n insana, kendisini dusunene ve etken bicimde anla tmak zorunda olduklarna esdegerdir). Bu bicim-nadde semasna Simondan dinamik bir semayla

kars ckar, madde bir sistemin enerji sartlarna veya tekillik guclerine bagldr. Bilim -te iliskilerinin, burada, bambaska bir kavram ortaya ckar. (Bkz. Lfr,dvdu et sa genese psy co -biologique (Fiziko-Biyolojik Olusum ve Birey), P.U.F., s. 42 -56. (29) Platof i, Timee'deki metninde ksa br sure Olus'un yeniden uretilmelerin veya kopmalarn sadece kacnlmaz karakterleri oldugunu dusunmekle kalmyor, onun kendisinin tek bicim ve ozdes ile ansan bir model oldugunu da dusunuyor. Bu hipotezi sadece ortaya ckarmak icin anmsyor ve e r Olus bir modelse sad3Ce modelin esi ve kopyas, model ve yeniden uretilmesi ortadan kakmak zorunda kalacag glb'i yeniden uretim ve model kavramlarnn kendileri anlamlarn k aybedeceklerdir. 60 Genel bir bicim, olusturacaklar yerde maddenin tekilliklerini y akalarlar veya belirlerler. Olaylarla veya vakalarla bireysellesmeleri i sleve koy arlar ve bicimin ve maddenin bileskeni gibi nesne lerle isleve girmezler; belirsiz ozl er vakalardan baska bir sey degildir. Bu bakmdan nomos ve logos arasnda nomos ve kanun arasnda, kanunun hala cok ahlakl bir tad arkas oldugu anlamna gelen bir stlk vardr. Her seye ragmen bu yasal modelin gucleri, guclerin oyununu bilmediginden dolay egildir bu. Bu compars'a deggin bagdask mekanda cok iyi izlenebilir. Bagdask mekan kesinl ikle kaygan mekan degildir; tam tersine purtuk-lu bir mekann bicimidir. Binann ayaklannn mekandr. O bedenlerin dususuyle, maddenin paralel parcalara, bolunup dagtlmasyla, akm nar-yac P) aksyla purtukludur. Bagmsz bir boyut kuran, heryerde iletisime girmeye yetkin diger boyutlarda bicimlenebilen, her yonde mekan purtuklu klabilen paralel dikeylikler bunlardr ve oradan itibaren mekan bagdask klarlar. iki noktann yatay mesafesi icin bir k s bicimi olusturur. Bu anlamda evrensel cekim iki beden arasnda ikili -tekyanllk cagrsm llayan tum kanunun kanunu olacaktr; her ne zaman bilim yeni bir alan bulacak olur, bunu agrlk alan bicimi uzerine bicimlendirmeye calsacaktr. Kimya bile agrlgn kavram ir ozumlenebilisinin sayesinde kraliyetci bir bilim halin e gelecektir. Oklidci mekan paralellerin meshur konutuna bagldr, ama paraleller oncelikle evrensel yer cekimine ba gldrlar ve bu mekan dolduracak sanlan bir cismin tum ogeleri uzerine agrlgn isledigi g olarn besin olarak yararlandklar ; kurutulmusunu hekimlerin baz yollan genisletmekte k ullandklar bir deniz yosunu (C.N.). 61 re bagldr. Cismi dondurdukleri vakit (agrlk merk veyahut ortak yonleri degistirildigi vakit degismez kalai paralellerin tum bu guclerinin s onucunun uygu -lanma noktas budur. Ksacas yercekiminin gucu la-minaryac, purtuklu, bagdas merkezilesmis bir mekann taban olarak gozukmektedir; bu kesinkes olculu ad verilen cokluk r, buyuklukleri durumlara nazaran bagmsz olan ve noktalar ve birimler saye sinde ifade edilen agacvarilikleri kosullar (bir nokta-dan digerine giden hareket). Bilim adamla r sadece metafizik (fizikotesi) bir endise yuzunden degil, ama ayrca bilimsel bir endise yuzunden 19. yuzylda tum guclerin agrlk guclerine indirgenebilecegin! veya daha dogrusu o vrensel bir deger veren (tum degiskenler icin sabit bir iliski), ikili bir tekyonluluk ve ren (her seferinde ikiden fazla olmayan...) cekim bicimine indirgenebilinip indirg enemeyecegini kendi kendilerine sormaktaydlar. Bu tum bil imin iceridenlik bicimidir. No*nos veya dispars bambaskadr. Eger ona kars ckmak icin gitmedikleri dogruysa ve bir o kadar oradan da gelmiyorlarsa, ona bagl degilseler, ama degiskenlik etkilerinin daima ek olaylarnn sahidiyse-ler, diger guclerin agrlgn yakaladklarndan veya cekime kars c degildir. Her seferinde, nesne veya bicim kavramndan cok daha onemli bir kavram yapan kosullarda, bir alan bilime acldgnda, bu alan oncelikle yer cekimine ve cekim guclerinin odeline, hatta onlara kars ckmasa bile, indirgenemez bir alan olarak dogrulanr. Bu ala n bir fazlay veya bir arts dogrular ve kendisini bu artsa, bu mesafeye yerlestirir. K sin bir ilerleme yaptgnda, bu her zaman baglarn agrlklarnn gucune baska tip bir baglam rek, ornegin kimyasal 62 denklemler karakterini degistiren elektiriklere ek getirere k gerceklesir (30). Ama hzn en basit ozenli incelemelerinin daha o zamandan dikey dusus i le egrili hareket arasndaki farkllga karstgna veya daha genel olarak duz cizgiyle egri aki farkllga cii -namenin farkllk bicimlerinde veya en ufak mesafede, en ufak artsa ka kat cekilecektir. Kaygan alan iste bu en ufak mesafenin oldugu alandr: Ve sadece son suza dek komsu noktalar a rasnda ve komsulugun birlestirme yolunun her turlu belirli yo ldan bagmsz oldugu bir bagdasklg vardr. Bu degme, ufak harekteli degme, Oklid'in purtuk ldugu gibi, gorselden daha dokunsal veya elle yaplan bir mekandr. Kaygan mekann ne su yolu ne de kanallar vardr. Bir alan ki, o kaygan mekan ayrsktr, coklugun degisik bir ti yle birlesmistir: Mekan hesaplamadan ve sadece onun uzerinde giderek seyredilebilinen mekan isgal eden koksapsal, merkezinden kopmus, olcusuz cokluklar. Bu nlar kendilerinin d aki mekann bir noktas tarafndan gozlenen izlemeye yant vermezler: boylece seslerin vey a renklerin sistemi Oklidci mekann tersidir. Gravitas veya celeri - tast agr ve hzl, agr hzllg kars karsya getirdigimizde orad a niceliksel bir karstlk hatta mitolojik bir y

orulmemelidir (her ne kadar Du - (30) Yani, durum tabii ki daha da karmasktr ve agrlk tek basat modelin karakteri degildir: Scaklk agrlga eklenir (kimyada yanma agrlga bagldr ada bile termik alann ne olcude agrlk merkezi alanndan ayrldg veya tersine ona eklendi lmek bambaska bir sorundur. Tipik bir ornegi Monge verir: ozel hr fizigin ugrastg bedeni nlerinin etkisine elektrigi, sg, scaklg getirmekle baslar, diger yanda genel fizik eng , agrlkla, yer degistirmeyle ugrasmaktayd. Monge cok daha sonra butun bu alanlar genel fi baglamstr. (Anne Ouerrien) 63 mezil bu karstlgn mitolojik onemini gosterdiyse de ve oze e devlet aygtnn dogal aguig nn islevine gore, devlet aygtma gore olsa bile). Hzn g ketin sadece soyut karakterinde olmasa da ve agrlk veya dusus cizgisinde cok az da olsa a yrlan bir degiskende canlandg dogru olsa da, karstlk hem bilimsel hem de nicelikseldir. vas ve hzl hareketin niceliksel dereceleri degildir, ama nitelikli hareketin iki ayr tipidir; hatta bir incinin hz ve ikincinin gecikmesi ne olursa olsun. Braklan ve hz ne olursa olsun dusen bir bedenden, onun ozellikle bir hz oldugu soy-lenmeyecektir, ama agrlk kanununa gore son suza dek dusen bir yavaslk soz konusu olacaktr. Agr mekan purtuklu klan ve bir noktadan ne dogru giden iaminayac bir hareket olacaktr; ama hzllk, cabukluk, en aza indirilen bi hareket icin ve o hareketten itibaren kaygan bir mekana yerlesen, kaygan mekann ken disini cizen kasrgams bir durum edinecek bir hareket icin kullanlacaklardr. Bu mekanda akm -madde paralel ksmlara bolunmez ve hareket noktalar aras tek -ikiyonlu iliskilerde glanmaya ke adini brakmaz artk. Bu anlamda, agrlk -cabukluk, agr-hafif, hzl-yavas, ni l karstlklar niceliksellesen belirli bir bilimsel rolu oynamaz, ama bilime ortak -ya-yc bir kosulun ve iki modelin karsmn ve ayrmn kurallayan ve onlarn alternatiflerinin, bi eri arasndaki basatlgn belli bir rolunu oynar. Karsmlar ve bileskeleri ne olursa olsun, rnatif terimlerinde Michel Serres en iyi formulu sunar: Biri yollarn genel kuram, dige ri dalgann tumdenci bir kuram olarak, fizik iki bilime indirgenir (31). (31) Michel Serres, s. 65. 84 Bu iki tip biimi veya bilimsel girisimi birbirlerine karst olarak kaymak gerekir: Biri yenidenuretmeyi , digeriyse izlemeyi icermektedir. Biri yenidenure -timindeki yinelemeninki ve yeniden yinelemeninki, digeriyse yollara deggin olanm ki olmaldr, bu yollara deggin, seyyar bilimlerin tumudur herhalde. Yola deggin olan kola yca teknigin bir kosuluna veya bilimin dogrulanmasna indirgenir. Ama bu aslmda oyle o lmaz : izlemek yeniden uretmekle ayn sey degildir; ve yenidenuretmek icin asla izleme yaplmaz. Tumdengelimin, tumevarmn, yenidenuretmenin ulkusu her zaman ve her yerde kraliye tci bilime dahil olmustur ve kanun'un kesin sabit bicimi serbestlestiren onca degis-ke nmis gibi duran zamann ve yerin ayrmlaryla ugrasr: Eger ayn kosullar saglanrsa yahut de gorunguler ve degisik kosullar arasndaki ayn sabit iliski kurulursa, ayn gorungulerin urem icin pur-tuklu ve merkezi agrlkc bir mekan yeterlidir. Yenidenuretmek, yenidenuretilenin d a, sabit bir gorus noktasnn surekliligini icerir: Kynn uzerindeki aksa bakmak. Ama izle idenuretimin ulkusunden baska bir seydir. Daha iyi bir sey degil, ama baska bir seydir. Bi r maddenin veya daha dogrusu bir aletin t ekilliklerinin araysnda ve bir bicimin icadnda olmadgmzda, cabukluk alanna girmek icin agrlk merkezinin gucunden kurtuldugumuzda; bel yondeki iaminaryal bir akmn aksn seyretmeyi braktgmzda ve kasrgams bir akm tarafndan almp goturuldugumuzde; degiskenler sabitlikleri cekip alacagmz yerde, ekli degisimine atldgmzda, hep izlemek zorunda kalrz. Ve bu topragn yonuyle ayn degil modele gore, bir alanda, bir gorus noktas uzerinde sabit iliskilerin tumun e gore, yenide n ye - rimiziyurdumuzu buluruz, ama seyyar bir modele go - Savas Makinas-F. 5 65 re ise yersizyurdsuzlasma sureci alann kendisine yaylr ve onu olusturur. Ilk bitkine don ve orada, bu noktadan itibaren dere gibi suyun alcsnn nasl oldugun u dikkatlice izle. Ya gmur tahl tanelerini uzaga tasms olsa gerek. Suyun kazdg cukuru izle, boylece aksn yon eyse, bu yonde senin bitkinden en uzakta olann ara. Bunlarn ikisinin arasnda meydana gelen bitkiler senindir. Daha sonra (...) yeriniyurdunu genisletebilirsin ... (32 ) O kadar kaza gibi (sorun) yaylan tekilliklerin oldugu vektorun alanndaki akm izlemeyi ceren yola deggin, seyyar bilimler vardr. Ornegin: Nicin ilkel madenbilimi, asag yukar goc e konum tasyan demir cilerle iletisimde olan, zorunlu olarak seyyar bir bicimdir? Bu orneklere, her seye ragmen kanallar sayesinde bir noktadan digerine gitmenin soz kon usu oldugu ve akm parcalar halinde kesilebilir oldugu (hatta bunlar tekil noktalar o lsalar bile) soylenerek kars cklabilir. Ama seyyar girisimlerin ve sureclerin zorunlu ola rak pur -tuklu bir mekana gonderildigi, onlar modellerinden alan kraliyetci bir bilim t arafndan sekillendirildigi ve maddelerin kraliyetci bilim modellerine indirildigi ve o nun modelinin sadece uygulaaml bilim veya teknik ad altnda brakldg olcude bu dogr lda, kaygan bir mekan, bir vektor alan, olcusuz bir cokluk daima cevrilebilir ve zorunlu

olarak bir comparsda cevrilebilir klnacaktr: Temel islemle, her kaygan mekann bir nokt sna teget degerek gecen yeterli boyutlarn saysma sahip olan Oklidc bir mekan konur ve yen den konur ve bu temel islemle yolun el yordamyla aranp taranmasnda onu izle(32) Castan eda, Pherbe du diabie et la petite fumee, Seyt ann Otu ve Kucuk Duman, s. 160. 66 meye devam etmek yerine, yenidenuretimin purtuklu ve bagdaslk mekanna dalmas gibi, coklugu goz une alarak, iki vektorun paralelligi yeniden ortaya sokulur (33). Bu logos'un veya k anunun nomos uzerinde gostermis oldugu zaferdir, ama iste, islemin karsklg yenmesi gerekl lan direnisin sahitidir. Her seferinde seyyar surecin ve girisimin kendi modellerine basvuruldugunda, noktalar tekikiyonlulugun dsladklar tum tekilliklerin konumlarn yenide rlar, akm ve ktorlerin paralelligini dslayan kasrgams ve egrili sekilli havasn bulur, kaygan mekan bagdask ve purtuklu olmay k vermeyen degme ozelliklerini yeniden kazanr. Kraliyetci yenidenuretilen bilimlerde iceridenliklesmeye kendini brakmayan yola deg gin veya seyyar bilimlerin akmyla, bir a km her zaman varolmustur. Ve devletin bilimadamlarnn mucadele etmekten, veya onlar ken di bunyelerine almaktan ve-yg, onlarla ittifaka girmekten bkmayanlann seyyar bir b ilgin tipi vardr; boylelikle ona teknigin veya bilimin yasal sisteminde aznlk bir yer onerilir. Bu seyyar bilimlerin usds, giz, buyu dolu girisimlerle daha icli dsl oldugunda olay degildir. Kullanlamayacak kadar eskidigi vakit boyle bir duruma girerler. Ve ayrc a, kraliyetci bilimler bir suru papazlk ve buyu isleriyle kapldr. Bu iki modelin yarsnda ortaya ckan gocebe veya seyyar bilimlerin bilimi ne bir iktidar els gecirmek icin ne de ozerk bir gelis - (33) Albert Lautman ackca Riemann'm mekanlarnn, ornegin nasl Oklidci b kesismeyi kabul ettigini, oyle ki, sabit olarak iki komsu vektorun paralelliginin tanmla nabilecegini gosterdi; oradan itibaren fau cokluk uzerinde el yordamyla bir coklugun ar anp taranmas yerine, boyutlarn saysnn yeterli oldugu Oklidci bir meka nda dolmas gibi luk dikkate alnr. Bkz., Les schemas de structure Yapnn Semalar, Hermann Yay., s. 23 -2 43-47. 67 me icin yaptklar seydir. Boyle bir seye olanaklar bile olmaz, cunku tum islemle ni sezginin ve insaatn duygusallk kosullarna, maddenin akmn izlemeye, kaygan mekan ciz , ve tamir etmeye snrlamslardr. Her sey gercegin kendisiyle karsan dalgalanmalarn nesne nin bolgesinde alnr. Inceligi, kesinligi ne olursa olsun, yaknlasms bilgisi kendisini c ceg i sorunlardan cok sorun ckaran duygusal ve sezgisel degerlere bagl klar. - Problemat ik onun tek modeli olur. Kraliyetci bilime onun belitsel ve teo -rematik iktidarna ait olansa, butun islemleri sezgisel kosullardan koparp, onlardan gercek ozunlu kavramla r veya kategoriler yapmaktr. Ve bu nedenden dolay, bu bilimde yersizyurdsuzlasma, kav ramsal aygtna, yeniden bir yerineyurduna donmeyi icermektedir. Bu kategorik, su goturm ez aygt olmakszn farkllk islemleri bir gorungunun evrimini takip etmek zorunda kalacakt ahas, deneyler ack havada yaplarak, insaatlar yerde kurularak, sabit modellerde onlar yukselterek, koordinatlar ele gecirilemez. Bu titizliklerden bazlar guvenlik terimlerin e cevrilir: 12. yuzyln sonunda Orleans ve Beauvais Ki liseleri cokerler ve denetim hes aplar seyyar bilimin insaatlar uzerine islemesinde gucluk ortaya ckar. Ama, guvenlik, siya al ulkuymus gibi, kuramsal devlet normlarnn parcalarn olustursa da, baska bir sey soz kon olmustur. Tum girisimlerine ragmen, seyyar bilimler hesap olanaklarn cabucack asarlar. - Yenidenuretimin mekann tasan ek mek nn icine yerlesirler,- bu bakmdan dolay hemencecik aclamayacak derecede buyuk gucluklerle rslasrlar ve bunlar, canllkla, bir islem sayesinde cozmeye calsrlar. Sorunun cozumleri an bir takm eylemlerden olusmas lazmdr sanki. Halbuki kraliyetci bilimden baska bilimin ozerk88 ligini veya kavramlarnn aygtn tammlayacak kadar olculu kuvvete sahip bilim yoktu (deneysel bilim de dahil o lmak uzere). Seyyar mekanlar bagdasklk me -kanyla ciftlestirme k zorunlulugu buradan dogmustur, onsuz fizik kanunlar mekann ozel noktalarna bagl kalmak zorunda kalacaktr. Ama soz konusu olan bir ceviriden cok bir kurulustur: Bu nedenden dolay seyyar bilimlerin savunduklar bu kurulus ve onu sunma olanaklar ortada yoktur. Bu iki bilimin birbirlerini etkiledikleri alanda seyyar bilimler sorunlar bulmak la yetinir; bu ki cozumu bilimds ve ortak eylemlerin tumune gonderecektir, ama bunun bilim sel coz umu tersine kraliyetci bilime ve onun sorunu olan kendi teorematik aygtndan ve i s orgutlerinden gecirerek, onceden degistirmesinin bicimine bagldr. Bu tpk, biraz Bergson i akim, sadece sezginin koydugu sorunlar bicimsel olarak cozmeye bilimsel olanag olan a kl ve sezgi gibidir, fakat onu yalnzca maddeyi takip edebilecek bir insanlgn niteliks el eylemlerine brakmakla yetinmesi gibidir... (34) Sorun II : Dusunceyi devlet model inden ckarmann bir yolu var mdr? Onerme IV: Savas makinasmn dsa rdanlg sonunda Noolo afndan tankland. Cok fazla bicimci olarak yarglanan dusuncelerin iceriginin elestirildigi ur. Ama, soru, oncelikle bi(34) Bergson'a gore aki-sezgi iliskileri cok karsktr ve daimi

r ic -lidslhk iliskisi icindedir. Ayrca Bouigand'n temasma gonderimde bulunacaktr: Pro gene! sentez matematigin iki ogesi ikililigini belli bir karstkla etki alanna girerek g ireceklerdir ki, orada genel sentez her seferinde kategorileri sabitlestirir; kateg oriler olmadan sorunun genel bir cozumu olmaz. Bkz. Le dedin des absolus mat* hmatico -Iogiques (Mantksal Matematik Mutlakhgm Cokusu). t } Dusuncenin imgesinin arastrlmasdr cimin kendisinin sorunudur. Dusuncenin devlet aygtnn modelinden odunc alnms oldugu ve bu e uygun oldugu soylenir ve bunun sonuclar, yollar, su yollarn, kanallar, organlar, tum organon'u sabit-lestirdigi soylenir. Demek ki tum dusunceyi kaplayan nooloji biliminin oz el nesnesi olacak ve dusuncede devl et-bicimini olusturacak dusuncenin bir imgesi vardr. Iste boylece bir imge tam olarak egemenligin iki kutbuna gonderimde bulunan iki basa s ahiptir: Buyulu bir kapma meydana getirerek, iliskiyle veya bagllkla, bir kurulusun etki nligini olusturarak meydana gelen dogrudusunmenin bir Imperium'u (muthos) (*); ve bir k urulusun cezasn tasyarak hukuki ve yasal bir orgut olusturarak sozlesme veya anlasmayla ha ket ederek meydana glen ozgur tinlerin bir Cumhuriyeti (logos). Bu iki bas birbirle riyle dusuncenin klasik imgesinde titresimsel girisimde bulunanlardr : Prensinin ustun bi r varlk olacag tinlerin bir Cumhuriyeti. Ve eger bu iki bas titresimdeyseler, aralarnda bir suru arac ve tefeci oldugundan dolay ve birinin digerini hazrladgndan dolay dige ri irinciyi kullanmasndan ve kendisine saklamasmdan dolaydr ve birbirlerini tamamlayc ve birbirlerine karst olduklarndan dolay degildir bu. Ama birinden digerine gecmek icin ba mbaska bir dogaya sahip bir olayn meydana gelmesi, ikisinin arasn da ve dsardan olusan, genin dsnda saklanan bir olay olmas da dslanamaz (35). Ama, imgeye bagl kalnarak, her s erinde (*) Kurulus soylencesi (C.N.). (35) Marcel Detienne, Les Maitres de verite da ns la Grece archaique, (Eski Yunan'da Gercegin Sah ibi Efendiler), Maspero M. Deti enne dusuncenin bu iki kutbunu acklga ckarmstr. Bunlar Dumezil'e gore egemenligin gorunu Despotun veya ihtiyar deniz kurdunun bu-yusei-dinsel sozu, sitenin diyaiogunun -sozu. Yun an dusuncesinin en 70 bize gercegin bir impeium'undan ve tinlerin bir Cumhuriyetinden bahsedildiginde bunun basit bir egretileme olmadg cok dogrudur. Bu dusuncenin katman olara k, iceridenlik bicimi veya ilkesi olarak kurulus kosuludur. Orada dusuncenin ne kazanms o ldugu gorulur: Kend isinde asla olmayan bir agrlk, devlet dahil olmak uzere, her seyin ke ndi cezasyla veya yetkenligiyle varolma havasn olusturan bir merkez. Ama devlet burad a karsz degildir. Devlet bicimi, aslnda, dusuncenin icinde gelisecek cok ozlu bir sey kazan um bir rzayla yaplan sozlesme. Yalnzca dusunce hukuki anlamda evrensel bir devlet yapsn edebilir, yani devleti evrensel hukuka yukseltmek. Boylece sanki egemen bey dunyada tektir ve tum evrenselligi kapsamaktadr ve guncel ve gelecekteki oznele rle isini gorm ekten baska yapacak bir seyi kalmamstr. Artk ne dsarda kalan kuvvetli orgutlere ne yaban elere ihtiyac kalr: Dogal duruma gonderimde bulunan bas -kaldran oznelerle devletin ken di bicimine gonderimde bulunan ve onunla sozlesme halindeki ozneler arasnda tek ilkesi bolmek olan devlet kalmstr. Eger dusunce icin devlet uzerine dayanmak ilgincse, devlet ici dusunceye dayanmak ve ondan evrensel, tek bicimin cezasn almak daha az ilginc degildir. Devletlerin ozelligi basit bir olgudan daha fazla bir seydir; ve gelecekte olabilecek ahlakszlklar yahut basarszlklar icin de bu ayn sey o cunku hukuki olarak modern devlet bir insan toplulugunun aklc ve uscu oronemli kisileri (s ir, bilge, fizikci, filozof, sofist) bu kutuplara gore yerlerini almakla kalmazlar , ayrca Detienne bu evrimi veya gecisi emniyete aian savasclarn ozgul iki grubu arasna da unu sokmaktadr. 71 gutlenmesi olarak tanmlanacaktr: Insan toplulugunun yalnz aMaki veya ice dayanan ozelligi vardr (Bir halkn tini) ve ayn zamanda bu insan toplulugunun orgutu ev rensel bir uyumlulugu kapsar (Mutlak tin). Devlet dusunceye bir iceridenlik bicimi ver ir, ama dusunce de bu iceridenlige evrensel bir bicim verir: Dun-yasa] bir orgutun amac ozg ve ozgul devle tlerin iceririnde uscu bireylerin gonlunu hos etmektir. Us ile devlet aras mda tuhaf bir als -veris uretimidir bu; ama usun gerceklestirilmesi, hukuk devletiyle olgu devletinin, usun olusu olmas gibi, karstgma gore bu de - gis-tokus analitik bir onerm dir (36). Modern ad verilen felsefede ve aklc, modern ad verilen devlette, her sey ozn enin ve yarg organnn etrafmda donmektedir Ozne ile yarg arasndaki aynm, dusuncenin de> ozdesligini dusunmesi durumunda, devlet gerceklestirmek zorundadr. Hep kabul ediniz, cunku k abul edip boyun egdikce efendi olacaksnz; cunku yalnzca, salt akla boyun egecek, yani ken di kendinizi kabul Edeceksiniz... Felsefenin kurulus rolunu kendine gosterdiginden be ri yerlesik iktidarlan sukranla and ve ke>ndi yetiler inin ogretisini devlet iktidarnn o rganlarna gecirdi durdu. Ortak sagduyuyu cogito'nun mer(36) ifesmi politik felsefede canl kalan sagc bir Hegel'cilik vardr ve bu devletin ve dusuncenin yazgsn saglamlastr e, Bilgelik ve Tiriinhk, Gallim ard Yaynevi ve Eric Weil Hege! ve Devlet: Politik

Felseft, Vrin Yaynevi, bunun yeni temsilcileridir. Hegel'den Max We-ber'e M ve mode rn devlet iliskileri uzerine, hem teknik -aklc hem de Insani-aklc olarak, tum bir dusunce elisti. Eger zaten en eski devletlerde bile varolan bu aklclgn, yoneticilerin kendilerin in optimum'u olduguna kars cklrsa, Hegel'cilerin herkesin en aza indirgedigi bir istirak lmakszn bu aklc-usun varolamayacag seklinde yant vardr. Ama borunun asl -aklc-usun na zorunlu olarak us vermek ictin, devletten ctkarhp ckarlmadgdr. 72 kezi olan tum ye birligi saltlga tasnms devletin sozlesmesidir. Bu ozellikle Hegel'cilik tarafndan gercek irilmis ve yerinden de alnms olan Kant'in buy uk elestiri islemi olmustur. Kant kotu kull r islevci bir sukranla anmak icin elestiri yapmaktan bkmad, filozofun bir devlet memuru veya bir kamu profesoru olmasnda saslacak bir sey yoktur. D evlet bicimi dusuncenin bir imgesiyle esinlendiginde n beri hersey belli kurallar icine girdi. Bunun rovans icin. Ve suphesiz, bu bicimin degisikliklere ugramasna gore, imgenin ke disi degisik cercevelere burunmustur: Daima filozof olarak gosterilmedi ve cizilmedi ve hep boyle cizilmeyecek. Buyulu bir islevden aklc bir isleve gidilir. Sair eski imparatorlukcu devlete nazaran imgenin terbiyecisi rolunu tasmstr (37). Modern devletlerde, ornegin Durk heim ve onun ogrencileri (yandaslar) sosyologlar, filozoflarn, yerini almstr (Cumhuriyet e dusuncenin la ik bir modelini vermek istediklerinde) . Bugun de psikanaliz Cogitat io universalis rolunde, kanunun dusuncesiymis gibi, yine buyusel bir donusle bu rolu ustlenm istir. Ve onunla daha nice yarsanlar ve gorev ustlenmek isteyenler vardr. Ideolojiyle k arstrlmamas gereken nooloji, iste, dusuncenin imgesinin ve onun tarihiliginin arastrlma bakma, bunun hic bir oneminin olmadg ve dusuncenin gulmek icin agrlgndan baska, bir ag lir. Ama o da zaten bunu istemektedir Y En az bizden daha iyi dusundugune gore ve herzam an yeni memurlarn dogurduguna gore ve insanlar dusunceyi ne kadar az ciddiye alrlarsa o k adar devletin (37) Attik sairin egemenligin memuru olarak rolu uzerine bkz. Du -mezil, Servius et la Fortune (Servius (kral) ve Talih) s. 64 ve bkz. De-tienne, a.g.e., s. 17. 73* istedigi sekilde dusuneceklerine gore, dusunce kendisini ciddiye almamanz dusle Sonucta hangi devlet adam bu mumkunu olmayan kucuk seyi, bir dusunce adam olmay, duslemed buki nooloji kars dusuncelerle karslasr ve bunlarn eylemleri siddet doludur, sureksiz goz er, tarih boyunca hareketli varolmak. Bunlar kamu profesorune kars, ozel bir dusunurun eyl emleridir: Kierkegaard, Nietzsche veya hatta Chestov... Oturduklar her yerde, ola n, bozkr veya coldur. Imgeleri ykarlar. Belki Nietzsche'nin Egitimci Schopenhauer dusuncen in imgesine kars ve onun devletle olan iliskisine kars verilen en buyuk elestiri degil mi dir? Herseye ragmen ozel dusunur anlatmn bu iceridenligi uzerinde pahallandgna gore, h usu olann Dsarsnn bir dusuncesi olduguna gore, o tatmin edici bir anlatm degildir (38 dsarsyla ani bir iliskiye koymak, ksaca dusunceden bir savas makinas ortaya ckarmak yon Nietzsche' - den beri kesin olarak incelenebilen tuhaf bir girisimdir (vecize, or negin, atasozlerinden cok farkldr, cunku harflerin cumhuriyetinde atasozleri devletin org anik bir eylemi veya hukumdarn yargs gibidir, ama vecize dsardan gelen yeni bir gucun an mn , onu kullanacak veya onu isgal etmek zorunda olan son bir gucu surekli bekler). Baska bir nedenden dolay da ozel dusunur pek iy bir ifade degildir: Cunku eger bu kars-dusuncenin salt bir yalnzlga sahit oldugu dogru ols bu cok dolu bir yalnzlktr, tpk colde oldugu gibi simdiden ipini gelecek olan bir halka b - (38) Foucault'nun cozumlemesine bkz. Maurice Blanchot ve dusuncenin dsandanlk bicimi uzer ine: La pensee du dehors, (Dsarsnn Dusuncesi), Critique dergisi, Haziran says, 1966, Pa . 74 layan, anmsayan, ve bu halkn gelmesini bekleyen, su anda eksikligini duysa da, sadece bu halkla varolabi-len bir tekbasmalktr bu... Bu son gucun bizde eksikligi, bizi tasmakta olan halkn yuzundendir. Bu populer dayanag aramaktayz... Dus uncenin tumu simd kabiledir, devletin karstdr. Ve dusunce icin bu tip bir dsardanlk bicimi iceridenlik b simetrik degildir. En azndan iceridenlik odaklan arasndaki farkta veya iki kutup ara snda simetri yoktur. Ama dusuncenin dsardanlk bicimi-guc ona daima d-sandan gelmektedir son guc n. kuvvettir-devlet aygtndan esinlenmis imgeye karst olacak bambaska bir imge de gildir. Tersine, bu imgeyi ve onun kopyalarn, modeli ve yenidenuretimlerini, dusunceyi bir adalete, dogru ve gercek modeline bagl klan hertur-lu olanag mahveden bir guctur (kart yen gercek, Kantc dogru, Hegelci adalet vb.). Cogitatio Universalis'in purtuklu mekannn y temidir ve bir noktadan digerine izlenmesi gereken bir yolu cizer. Ama dsandanlk bicimi dusunceyi oyle kaygan bir mekana yerlestirir ki, onu hic hesaplamadan isgal etmesini b ilir ve onun icin yonteme, kabul edilebilecek bir yeni -^denuretime olanak yoktur, ama yalnzca yollara, in-termezzilere, yeniden aclmalara ihtiyac vardr. Dusunce tpk bir v pir gibidir, onun ne imgesi, ne modeli, ne de yaplacak bir kopyas vardr. Zen'in kay gan mekannda ok bir noktadan digerine dogru gitmez, ama herhangi bir noktaya gonderi

lmek uzere olan bir noktada toplanacaktr ve oku atanla hedef arasnda yer degisikligi y apacaktr. Savas makinasmn sorunu yol ustundeki konaklama hanlarnn sorunudur; isterse kucu imkanlarla olsun ve onun abide veya, mimarilik sorunu yoktur. Model bir sehrin y erine nobet degistiren seyyar bir halk. Doga insanlkta felsefeyi bir ok 75 gibi frlatr, nisan almaz, ama okun bir yere saplanmasndan medet umar. Boylece, binlerce defa hat a yapar ve onda bir gucenme yaratr (...) sanatclar ve filozoflar imkanlar dahilinde a maclarnn bilgeligi icin mukemmel birer kant olustursalar da dogann sonucuna kars birer k ar. Herkesi esit klmak zorunda kalsalar da kucucuk bir ksm etkilerler, boylece de etkilen en bu kucuk ksm sanatclarn ve filozoflarn cephanelerine koyduklar guce yant vermez... (39) Dusunc cekten bir pathos Cbiranti-logos ve bir anti-muthos) oldugu anlamda, iclendirici, oz ellikle, iki metinin varlgn dusunuyoruz. Dusuncenin merkezi bir ykmndan baslayarak isle alette, yalnzca anlatm cizgilerini ortaya ckararak, salt bir dsardanlkta, cevresel olar evrensellestiri-lemeyen tekilliklerin islevlerine ve iceridenlestirileme -yen kosull ara gore, dusuncenin bicim kurmaktaki olanakszlgnda yasayabilecegini anlattg Jacques Ri 'e yazms oldugu mektuplarda Artaud'nun metni. Ve ikinci olarak da Kleist'n metni, kon usmakta olan gelisen dusuncelerin kurulmas uzerine : Kleist bu metinde kavramn bir deneti m arac olarak, sozun, dilin denetimi, ayrca etkilerin denetimi, hal ve sartlarn, ustelik de rastlantnn denetiminin, merkezi iceri den-ligini ele vermistir. Onlara dusunceyi bi r surec ve bir dava olarak kars ckarr, tuhaf bir anti -platoncu diyalog; orada birinin bilmeden soyledigi, digerinin de daha anlamadan nobet degistirmis oldugu kz kardesinin ve erkek kardesinin bir antidiyalo gu : Kleist buna Gemut dusuncesi der, bu tpk bir generalin savas makinasnda yapmas gereken y ontemdir; yahut da (39) Nietzsche, Schopenbauer educateur (Egitimci SchopenhauerJ. s. 7. 76 elektrik dolu salt bir siddetin bedenin icine yerlesmesi gibidir. E klemlen meyen sesleri karstryorum, gereksiz yerlerde kosuntular (Apposition: Belirten durumda olmak uzere bir isme baska bir ismin kosulmas) da kullanyorum. Zaman kazanmak ve sonra belki de beklemek veya vazgecmek. Dilin denetimine ihtiyac duymamak, kendi dilind e bir yabanc olmak ve sozu kendine cekmek ve dunyaya anlaslmaz bir sey getirmis olmak ici unu yapmak. Iste dsardanlk bicimi, kz ve erkek kardesler aras iliski, dusunurun kadn -o usunce-olusu bu sekilde yaplmaldr: Gemut kendisini denetlemeye brakmaz ve bir savas makin m kurar? Bir bakanlk olarak kabul edilmis olmak yerine bir halka hitap eden bir dusunc e, bir teorem veya toz -dusunce yerine bir sorundusunce, bir vaka, bir imge kurmak yeri ne, duraklarla isleyen o lmak, ic bir bicimde kabul edilmek yerine ds guclerle alnan bir dusunce. Ne zaman bir dusunur ok atmaya kalksa, orada bir devlet adam, belli bir neticey abitlestirmek isteyen, paylama ve nasihatlar veren bir devlet adamnn imgesi veya gol gesinin bulunmas bir rastlant mdr? Jacques Riviere, Artaud'ya yant vermekte cekinmiyor : Calsnz, calsnz, isler duzelecek, bir yonteme ulasacaksnz ve hukuken (co -gitatio un dusundugunuzu ifade etmeyi basaracaksnz. Riviere bir devlet adam de gil, ama bir hukuk dev indeki gri ustunlugu veya harfler cumhuriyetinde kendini gizli bir prens olarak ifade eden N.R.F. CNouvell e Revue Francaise, Gallimard Yay. edebiyat bolumu) de son adam da degil. Ama isin daha kotusune daha gelmedik: Onlara deger bicen, bir suru kopyas ckarlp baska yere konanlar v yapay kekemelikler icin, digerinden cok daha tuzaga dusurucu kopyas cekilecek bir modelden esinlenmek ve Ar77 taud'nun ve Kleist'in sonucta bir ant haline koyulmas, bunlarn i cinde en beteridir. Dusuncenin klasik imgesi ve zihinsel mekann pur -tuklenmesi belli bir evrensellik ister. Gercekte iki evrensellik le islemini surdurur; heryeri kaplayan ufak veya varlgn son kurulusu olan butunluk, bizim icin Varlg ikna eden ilke olarak Ozne ) Imperim ve Cumhuriyet. Birinden digerine, purtuklu, zihinsel bir mekanda yerini bulan gercek ve hakikat cinsleri, Oznenin ve Varlgn ikili gorus acs bakmndan Evrensel bir y olanlar iste bunlardr. Bundan boyle baska turlu hareket eden, bu tip bir imgeyi iten gocebe dusunceyi ralamak (karakterize etmek), kolaylasr. Yani gocebe dusunce evrensel bir s lde dusunen bir ozne ihtiyacn duymaz, tersine tekil bir rkn arzusunu duyar; ve butunleyic bir kume uzerine kurulmaz, tersine deni z veya bozkr veya col gibi kaygan mekanda, u fuksuz bir ortamda kendisini yayar. Ortam olarak tanmlanan kaygan mekan ve kabile ola rak tanmlanan rk arasnda kurulan tam, eksiksiz, baska tip budur. Icinde toplanan Varlgn fkunda evrensel bir ozne yerine, colde bir kabile. Ken -neth White yakn bir tarihte bu rk-kabile (ceteler, kendilerini cete sayanlar) ve ortam -mekan (Dogu, Dogu, Gobi Col u...) simetrik olmayan tamamlayclg uzerinde onemle durdu: White bu tuhaf bileskenin, cete erin ve Dogu'nun zifaf gecesi^ nasl tamamen gocebe bir dusunceden esinlendigini ve bunun

Ingiliz Edebiyatn da nasl beraberinde surukledigini ve Amerikan Edebiyatn da bu modele ore kuracagn gosterdi (41). (40) Jaspers'in Descartes (Alcan Yaynevi) ad altndaki bir me tni bu gorus acsn gelistirir ve sonuclarn kabul eder. (41) Kenneth VVhite, Le Nomadisme llectuel (Aydn Gocebeligi). 78 Bu sekilde sanki her gucun ve her yaratlann mumkun olan bir asaglklk tarafndan rastlanrms gibi ve bu girisimle birarada varolan derin cokanlamllg eleri gormemiz mumkundur. Cunku: bir rk temasn rkclga, basat ve kendi icinde toplayan f t da aristokratlga, mikro-fasizmdeki mezheplere ve folklora donusturmemek icin neler yap mal? Ve karate, zen, yoga gibi tum diger fasizmleri baska turlu harekete geciren Dogu kut bunun bir fantazma olmamas icin nasl davranmal? Fantazmalardan kurtulmak icin seyahat etmek suphesiz yeterli degildir ve tabii ki soyl encesel veya gercek bir gecmisi anarak rkclktan kurtulmak mumkun degildir. Ama orada, su v ya bu anda, su veya bu duzeyde, onlar kurtaran olgusal karsmlar ne olurlarsa olsunlar ayrsm olcutleri kolaydr. Irkkabile sadece maruz kaldg bir bask adna ve ezilen bir rk mumkundur: yalnzca asag, aznlk rk vardr, basat rk yoktur, bir rk ar olmasyla tanm ele gecirme sisteminin ona verdigi ar olmamakla tanmlanr. Pic ve kansk -kan rkn gercek ardr. Bu konu uzerine Rimbaud soylenecek olan soylemistir: Her zaman as ag rktan oldum ( ) Tum ebediligin asag rkna me-sub oldum, (...) iste armalasms plajn ustundeyim (...) b ir hayvanm, (...) cok uzaktan gelen bir rka mensubum, atalarn Iskandinavyalydlar. Ayn de, rk bulunmas gereken, Dogu ise taklit edilecek olan degildir: Dogu kaygan mekann ku rulmasyla vardr, tpk rkn onu kateden ve dolduran bir kabilenin kurulmasyla var olmas i. Cunku tum dusunce bir Butunun temsiliyeti ve bir Oznenin yuklemi degil bir olus, ikili bir olustur. Bu eserin Franszca'dan yaynlanmayan ikinci ksmnn ad Poetry and Tribedir. 79 t II: Savas makinas (Devlet aygtnn dsnda ve askeri kurumdan ayr olarak) gocebelerin ic u bakmdan, gocebe savas makinasnn uc konumu vardr, bir cografi - mekansal konum, bir arit etik veya cebiri konum, bir etkisel konum. Onerme V: Gocebe varolus zorunlu olarak m ekanda savas makinasnn kosullarn gerceklestirir. Gocebenin bir yurdu vardr, geleneksel b yolu izler, bir noktadan baska bir noktaya gider, noktalan hic unutmaz (su noktas, oturma, toplanma, vb. noktalar) . Ama sorun gocebe yasamnda sadece netice veya ilke olandr. Ilk olarak, noktalar yolu belirlese bile, onlar belirleyen yollara, yerlesikl erin tersine, bagl kalrlar. Su noktas terkedil mek uzere vardr ve her nokta bir konak yeridir ve sadece konak yeri olarak vardr. Bir yol daima iki nokta arasndadr, oyle k i, arasnda olan tum dayanag eline gecirir ve tam bir yon-mus gibi bir ozerklikten haz duy ar. Gocebenin yasam bir intermezzodur. Oturdugu yerin ogeleri bile onlar hareketlendiren yolun islevine gore dusunulmustur (42). Gocebe gocmen degildir; cunku gocmen bir noktadan ba noktaya gider, hatta bu ikinci nokta belirli olmasa da, daha once dusunulmemis olsa d a. Halbuki gocebe olgunun zorunlulugunun ve neticesi - (42) Anny Miiovanoff, La secon de peau du nomade (Gocebenin Ikinci Derisi) Nouvelles Litteraires, 27 Temmuz 1978: Lar baa gocebeleri, Sahra'nn kenarndakiler (Cezayir'de) genelde yol anlamna geien frkja sozcug u cadrn dayanak kazklarnn baglarn kuvvetlendirmeye yarayan orulmus ipleri belirlemek icin kullanrlar. (...) Oturma yeri bir yurda bagl degildir. Katettikleri m ekan ele gecirmeyi reddederek, gocebe isgal ettigi, gecici yeri bellemeyen, keci klndan ve y a yunden bir alan kurar. (...) Boylece, yumusak madde, yun gocebe yasamna butunlugu verir ...) Gocebe katettigi mekann figurunde degH, yollarnn temsiliyetinde durur. Mekan mekana akr. (...) Yunun cok bicimliligi. 80 nin durumuna gore bir nokta dan baska bir noktaya gi der : Ilkesel olarak, noktalar onun icin bir yolun ugrak yerleridir. Gocmenler bircok bakmlardan birbirleriyle karsabilirler veya ortak bir butun olusturabilirler,- onlarn co k farkl kosullar ve nedenleri yoktur (ornegin Muhammed'e, Medine'de istirak edenlerin hicri veya gocmenlik yeminiyle bedevi veya gocebe yemini arasnda bir secenekleri vard) ( 43). Ikinci olarak, gocebenin yolu istedigi kadar kosu yerini veya geleneksel yollan izlemis olsun, o, ksmlarn iletisiminin kurallarn kurarak, herkese payn dagtarak, insa kapal bir mekan dagtan yerlesik insann yolunun islevine sahip degildir. Gocebenin yolu ta tersidir, ack tanmlanmams, iletisifrsiz bir mekanda insanlar (yahut hayvanlar) dagtr kle onun dagtm, dagtm bicimi oldugundan dolay, no -mos sonunda kanunu belirler. Ama bu cok ozeldir, paylaslmayan mekanda ne snr vardr ne de bu mekan citle cevrilir. Nomos bugul bir butunun kavramdr: Bu anlamda tpk bir ulkenin arkas, bir dagn yamac veya bir sehri daki belirsiz bir ack alan gibi kanuna ve kente kars ckar (ya nomos, ya da polis (kent)) (44) Oyleyse ucuncu yerde cok bu|43) Bkz. W.M. Watt, Mahomet a Medine (Medine'de Muhamm ed), ;Payot Yaynevi, s. 107, 293. (44) E. Laroche, Histoire de la racine (Kokun Tari hi) Nem eski Yunanda, Klincksieck. Nem koku iki sozcuk birbirlerine bagl olsa da bolusum dagtm belirler. Krsal anlamnda hayvanlarn dagtm snrsz bir mekanda yaplr ve topr

anlk meslegi, Homer devrinde topragn bolusulmesiyle ilgili degildir; Solon devrinde tarm s orunu on plana cktgnda bambaska bir kelime hazinesiyle ifade edilir. Otlamak (Nemo) bolus ye gonderimde bulunmaz, ama orada veya burada yerlestirmek , hayvanlar ulestirmek an - Savas Makinas - F. S 81 yuk bir mekan fark vardr: Yerlesiklerin mekan duvarlarla, citl erle, citler arasndaki yollarla cevrilidir, mekan purtukludur, halbuki gocebenin mekan yal ca cizgilerle isaretlenmis kaygan mekandr. Colun seritleri bile taklit edilemeyen bir se s ckarp, birbirleri uzerinden kayarlar. Gocebenin dagtan yaptg yer kaygan mekandr, goce eder, oturur, bu mekan tutar ve gocebenin sadece bu sekilde bir yurd mevhumu vardr. Gocebeyi, ayrca, har eket ile tanmla mak da yanls m olacaktr. Toynbee gocebenin kmldamaz biri oldugunu onerdiginde aslnda ha unun yannda gocmen sekusizlesnus ve nankor ortam terk eder, gocebe gitmeyendir, gitmek iste eyendir, ormann geriye dogru cekildigi, istepin veya colun kesistigi bu kaygan mekana yaps ve bu meydan okumaya yant olarak gocebeligi bulur (45). Tabii ki gocebe kmldar, ama o ot urmustur, kmldadg zamanki kadar oturmamstr (Bedevi dort nala, egerinin ustunde diz -le e, tabanlar yukan bir sekilde coker, denge yigitligi marifeti). Gocebenin sonsuz bir sabr ardr ve beklemesini bilir. Kmldamazlk ve hz, katatoni (katlp kalma) ve acelecilik, du n surec, surec olarak durak, bu Kleist'm cizgileri tamamen gocefoe-ninkiierdir. Ayrca hz v hareketi de birbirinden ayrlamm tasr. Ve Solon'dan itibaren Nomos hukuk ve yasa iik eieri.ii belirlemeye baslayacaktr. (Thesmoi ve Dike), sonra yasalarla oziesecek-tir. D aha once, nomos'un yeri olarak etraf ve kanunlarla yonetilen sehir veya polis arasnda bir airnask vardr. Bu Ibn Haldun'da gorulen almasga benzer: Hadara yani sehirli ile nomos olarak Badiya arasnda (bu sehir degil, ama kasaba, bozkr, yayia, dag veya coi aniammr tasr 45} Toynbee, L'Histoire (Tarih), Galiimard, s s. 185-210: Snrlan asmak icin degil, ama or ada sabitlesmek ve kendisini iyi hissetmek icin i step atlrlar. 82 mak gerekir: Hareket cabuk olabilir, bu onun hz oldugunu gostermez; hz yavas olabilir veya kmldamaz olabilir, ama buna ragmen o hzdr. Hareket genisleyendir, hz siddetlendiriridir. Hareket tek olara k kabul edilen bir bedenin gorece karakterini belirler, ve bir noktadan diger bir noktaya gider; tersine hz indirgenmez ksmlarnn (atomlarn) cevrintisel (kasr -gams) bi ygan mekan dolduran veya isgal eden ve herhangi bir noktadan ortaya ckabilen bir bed enin mutlak karakterini olusturur. (Goreceli hareketsiz* ama yerinde siddet dolu bi r sekilde yaplan tinsel yolculuklar aldrabilmesi sasrtc olmamaldr: Bunlar gocebeligin rler). Ksaca, anlasma olarak sadece gocebenin bir mutlak hareketi, yani bir hz oldugu s oylenecektir; cevrintisel veya donum hareketi ozellikle onun savas makinasna aittir. Bu yonde gocebenin bir noktas, yolu olmadg gibi tabii ki bir alan olsa d a toprag yoktur. r gocebeye yersizyurdsuz denilirse, yeniden yerineyurduna donmenin gocmende oldugu gib i sonradan veya yerlesikte oldugu gibi baska bir yer uzerine yaplmad -gndandr (gercekte y rlesigin Devlet aygt, mulk rejimi gibi bir seyle olusa n toprakla bir bag vardr...) Goceb cin, tersine, toprakla olan iliski yersizyurdsuz-luktan gecer, oyle ki, onun yeniden yeriniyurdunu bulmas bile yersizy urdsuzlugu uzerinde yaplmaktadr. Burada topragn kendisi yersizyurdsuzlasr, oyle ki, goceb orada topragn bulur. Toprak toprak olmaktan ckar ve sadece bir dayanak, basit bir yer haline girer. Toprak: gorece ve tumel hareketinde yersiz-yurdsuzlasmaz, ama belli yerlerde yersizyurdsuzlasr, ormann cekildigi ve istepin ve colun ilerledigi yerde bile . Hubac gocebeligin iklimlerin evrensel degiskenlikleri ile acklanmayacagn (bu gocmenlige go im - 83 de bulunur), yerel iklimlerin yatagndan ckmalaryla acklanacagn soylediginde h Topragn uzerinde olusan, her sefer kemiren ve her yone dogru buyumeye yatkn kaygan mekan neredeyse, gocebe de oradadr. Gocebe buralarda yasar, gocebenin colu olusturmasndan cok co beyi olusturdugu anlamda, gocebe bu yerleri genisletir. Gocebe yersizyurdsuzlasmann bir v ektorudur. Yonu ve yonlend irilmesi surekli degisip duran yerel islemlerin serileriyle colu c e, bozkr da bozkra katar (47). Kum. colu sabit yerlerde oldugu gibi sadece vahalara sah ip olmakla kalmaz, yerel yagmurlarn durumunu inceler ve bu yolun yonlendirilmesinde ki degisiklikleri belirleyen hareketli ve gecici koksapsal (rhizomatique) bitkilere sahip olur (48). Kum colleri buzullarla ayn terimlerde betimlenir: Hic bir cizgi yeri ve gogu birbirinden ayramaz; ara -mesafe olmadg gibi ne bir perspektif, ne de cevre var dr, gorus sahas kstldr ve buna ragmen nesnelerin veya noktalarn uzerlerine dayanmayan, arlklarn ve iliski butunluklerinin uzerlerine dayanan muhtesem bir topoloji vardr. (Ruzgar kum veya karlarn dalgalanmalar, kum melodisi veya bozkrn krlmas, ikisinin de dokunma itelikleri); bu dokunsal veya daha dogrusu kapma (46) Bkz. Pierre Hubac, Les Nomade s (Gocebeler), La renaissance du livre, ss. 26-29 (Hubac gocebe ile gocmeni karstrsa bile ). (47? Deniz veya takmadalar gocebeleri uzerine J. Emperaire soyle yazar: Genelde bir

yol edinmezler, seyahat srasnda sralanms degisik etaplarn duzeninde bir kamp yerinden ba a kamp yerine, yanyana konulmus ve parcalanms bir sekilde yol alrlar. Her etapta katet me suresini ve onu belirleyen yonlendirmele rin srasyla degisikliklerinin tadna varrlar es nomodes de la mer (Deniz Gocebeleri, GaNimard, s. 225). (48) Thesiger, Le deser t des deserts, (Collerin Colu), Plon, s. 155 -171-225. 84 mekannda ve gorunenden cok isiti len vardr (49). Yonlerin farkll g ve degismesi koksap tipli bir haritac-kg yonlendiren mekanlarn esas cizgisidir. Gocebe, gocebe mekan snrszlastnlms degildir, yerel-lesmis y lesmistir. Ayn anda kstlayan ve kstlanan purtuklu mekandr, gorece olarak toptan olan mekandr: Sabit yonlerin baglandg yb birinin digerine gore yonlendirild igi, snrlara bolunebilen ve ortak bir sekilde meydana gelen parcalarnda kstlanmstr bu kstlayc olan (snr degil, ama torpu veya set) gelisimini onleyen veya frenleyen yahut k dsarya koyan, kendisinin icerdigi kaygan mekann butunudur. Etkisi altnda kalsa da goceb , bir noktadan baska bir noktaya, bir bolgeden baska bir bolgeye gecilen goreceli topt an mekana ait degildir. Gocebe mutlak yerelde, g osterilenin yerel oldugu mutlakta, v e cesitli yonlendirmeleri yerel islemlerin serisinde dogurdugu mutlaktadr: col, bozkr, buz ul, deniz. Bir yerde mutlak olan ortaya ckarmak dinin cok genel bir karakteri degil m idir (daha sonra onu yenidenureten imgeleri degil, ama bu ortaya cksn dalgasn ve yasall k uzere) ? Dinin kutsal yeri karanlk bir ncmos'u iten esas bir merkezdir. Dinin mu tlak olann kapsayan esas bir ufuktur, onun kendisi bir yerde ortaya cktgnda, toptan ola na saglam ve oturm us bir merkez vermesi yuzundendir. Tek tanrl dinlerde, okyanus, boz kr veya col gibi kaygan mekanlarn toptanc rollerine daha once dikkat cekilmis(49) Bkz. V Vilfred Thesiger'in kum colunun ve Edmund Carpenter'in (Eskimo, Toronto) buzullarn ik i muhtesem betimlemelerinde: Ruzgarlar ve isitilen, dokunsal nitelikler, gorme verile rinin ikincil karakteri, ozel-le, kraliyetci bilim olarak astronomiye olan ilgisiz likleri izlerin ve bir aznlk biliminin degisik nitelikleri. 85 tir. Ksaca, din mutlak 'a inanr. Dinin bu modeli ev-rensere tasmak, bir impeium teskil etmek kuvveti olsa bi le, bu anlamda, din devlet aygtnn bir parcasdr ve bu her iki sekilde de bag ve anlasm tifak sekillerinde isler. Halbuki gocebe icin soru bambaskadr ve baska bir sekilde ortaya konur; Yer gercekten kstl degildir; mutlak bu yerde ortaya ckmaz, ama kstlanmams yerle yerin veya mutlak olann cift olmas yonlendirilmis ve merkezilesti -rilmis bir evrenseld e veya bir butunde degil, ama yerel islemlerin sonsuz surekliligindedir. Bu baks acsnn ka durulursa gocebelerin din icin iyi bir alan olusturmadg gorulecektir; savasc insanda daim papaza kars yahut tanrya kars bir baskaldr vardr. Gocebelerin belirsiz ve kelimesi keli ne gezgin bir tektanrludan vardr ve seyyar atesle yetinirler. Gocebelerde mutlak'm bir a nlam vardr ama bu tekil bir tanrtanmazlktr. Gocebelerle ugrasms olan evrensel dinlerin , Muhammed ve nestoryen mezhep sapknlg ile hristiyanlkta - bu acdan hep so unlar olmu e dikkaf al bir ahlakszlk adn verdikleri seyle karslasmslardr. Gercekte bu dinler olg inin yoklugunda bile hukuk imparatorlugu devletinden, sabit bir sekilde yonlendirilmeden ayr tutulamazlar; onla r bir yerlesiklik ulkusuyle yanp tutusurlar ve gocmen ksmlara gocerlerden daha fazla sesle rler. Dogmakta olan muslumanlk bile hicir veya gocmen temalarn gocebe temasndan cok daha lana almstr ve berberi veya arap gocebelerini belli bir asl dinden ayrlmaya suruklemisler ir (Haricilik) (50). Herseye ragmen, din-gocebelik acsnda basit bir karstlk tamamlayc d r. Cunku tum evrensel (50) E.F. Gautier, Le passe'de I'Afrique du nord, Kuzey Afrika' nn Gecmisi, Payot Yay., s. 267-316. 86 (okumen) veya tinsel bir din devleti uzerine dusur ulen izdusumu egiliminin derinliklerinde bile tektanrl din ne puskulsuzdur ne de cesitli an lar tasr ve isterse imparatorluk devleti olsun, bir devletin ulkucu snrlarn bile tasar. bunu daha belirsiz bir alana sok mak icin, devletlerin bir dsarsna, orada bir degisimi n cok ozel bir intibak devresinin olanagna sahip oldugu icin, yapmaktadr. Bu savas makin asnm bir ogesi olan ve bu makinann motoru olan kutsal savas fikri dindir. Kraln devlet li kisisine, dinin di ni kisisine kars, peygamber bir savas makinas haline giren veya b oyle bir makinann yanndan gecen hareketi cizer. Islam'n ve Muhammed'in dininin bu sekild eki donusumunu yakaladklar ve gercek bir tin bedeni kurduklar sk sk soylenmistir: George ille'n formulune gore, dogmakta olan Islam askeri bir kuruma indirgenmis olan bir toplumd ur. Bu Bat'nn Islan^a kars duydugu antipatiyi dogrulamak icin kullandg taktiktir. Peyga er ise istedikleri kadar gocebe hayatm lanetlesinler; dini savas makinas istedigi kadar gocmen hareketini ve kurumunun ulkusunu kayrsnlar; genelde, din istedigi kadar dunyann me keziymis gibi kutsal topraklarn isgalinin yonunu kutsal savasla alan, tinsel hatta fizi ki yeniden yerineyurdunadon -meyle ozgul yersizyurdsuzlasmay odullendirsin; hacllar buna ragmen, tamamen hristiyan bir seruvene giristiler. Butun bunlara ragmen din bir savas ma

kinas haline geldigi zaman mutlak bir yersizyurdsuzlasma -Eun veya gocebeligin muhtesem bir yukunu hareketlendirir ve ozgurluge kavusturur. Gocmeni ona eslik eden bir gocebeyle vey a olus halindeki gizil bir gocebeyle sollar, sonunda da Devlet -bicimine kars mutlak d evlet dusuyle srtn doner (51). Ve bu ters yuz edilC51) Bu bakmdan Clastres'm yerli peygam berligi icin soyledigi belki 87 me, dinin tozunden cok duse aittir. Hacl seferleri tarihi yo lerin en saslacak degisikliklerinin birbirini izlemesiyle katedilmistir: Erisilmesi ger eken bir merkez olarak kutsal topraklara yonelmenin zarureti sk sk bir bahaneymis gi bi gorunmek tedir. Ama Hacl seferlerini salt yolundan dondurmesi gereken politik veya ticari ekonomik etkenleri veya acgozlulugu anmsatmak da hatal olacaktr. Hacl kri dinden bir savas makinas yapar yapmaz ayn anda buna ait gocebeligi kullanr ve yaratr . Bu kesin olarak tum degiskenleri ve etkenleri icinde tasyan degisen, kurulmus yonlerin d egisikligi hacl fikrinin kendisinin icerdigi seydir (52). Gocebe, gocmen ve yerlesik arasmda i ayn -mn gerekli oldugu kadar olgunun karstrlmasn da de genellestirilebilir: Bir yand ler, diger yanda ve onlara kars peygamberler. Ve Karailer beraberlerinde sasrtc yerlile ri getirebildigine gore, peygamberimsi makina gayet iyi islemektedir (...) Seflere ka rs peygamberlerin isyankar eylemleri, seylerin tuhaf bir se kilde donmesiyle ikinciler in sahip oldugundan sonsuza dek cok bir sekilde birincilerle olcustururler (Devlete Kars To plum, s. 185). (52) Paul Alphandery'nin klasik kitabnn en ilginc temalarndan biri. L a chretiente et Hdee des Croisades (Hristiyanlk ve Hacl Seferleri Fikri), Albin Miche l yaynevi, yollarn, duraklarn, yon degistirmelerin hepsinin degisikliklerinin nasl Hacl erlerinin bir parcas oldugunu gostermesidir: Bir Napolyon'un, 14. Louis'nin mutlak bi r edilgenlikte yuruyen bir diplomati k kabinesi, bir sefin arzusuna gore modem bir o rdu gibi canlandrdgmz Hacllarn ordusudur. Boyle bir ordu nereye gittigini bilir, yanls ogruldugunda, bunu bilerek yapar. Farkllklarn daha merakl bir tarihi Hacl ordusunun daha gercek ve baska bir imgesini kabul eder. Hacl ordusu ozgurce ve hatta bazen anarsi icind e canl bir ordudur (...) Bu ordu hic bir seyin rastlantya braklmadg, uygunluk karsmla riden degisiklige ugrar. Tpk diger hacl ordular gibi Konstantinopolis'in fet hinin nedeni gerekliligi ve dini bir karakteri oldugu kesindir (2. cild, s. 76) Alphandery kutsa l topragn ozgurluge kavusmas fikrinin yansra belli bir noktada kafire kars mucadele fikr rkenden olustugunu gostermektedir. 88 engellemez. Tersine yerine gore daha gerekli kl ar. Gocebeleri yenen yerlesiklerin genel davasn, yerlesiklerin beraberlerinde goturdukler i yerel gocebeligin solugunu ve gocmenleri sollamasn kale almadan, kabul edemeyiz (ozelli kle dinin yararna). Gocebe veya kaygan mekan i ki purtuklu mekan arasndadr: Agrlk dikeyl yle ormann mekan; genellesmis paralellikleriyle ve cevreyi sarmasyla tarm mekan, bagms e giren agacvariligi, agac ve odunu ormandan cekip ckarma sanat. Ama arasnda gelismesin , mumkun oldugu kadar ona bir iletisim rolunu veren veya tersine orman bir yandan kemir ip diger yandan da ekilmis topraklar kazanarak iceri giren bir kenar gibi, farkl ve ile tisimsiz bir gucu. dogrulayacak, onu snrlayan iki kenarn kaygan mekan tarafnd an denetle nmesi anlamna gelir. Gocebeler once odunculara ve dagclara srtlarm donerler, sonra ciftcilere dogru kosarlar. O da devlet-biciminin dsars veya diger yuzu gibi bir sey vardr -ama hangi anlamda? Bu gorel ve butuncu mekanda oldugu gibi, belli saydaki bu bicim bilestireni icerir: Orman - tarla acma; etrafn sarma - tarm; tann emegine bagl ve yerlesik gdaya bagl hayvanclk; ticari acdan kr - sehir ) iletisimi butunu. Tarihciler Bat'nm Dogu'ya kars zaferinin nedenlerini sorguladklarnda nelde Dogu'y gozden dusurucu su karakterleri sralarlar: Tarla acma yerine ormann ormansz ki odun elde etmek veya odun kesmek icin en buyuk guclukler burada ckmaktadr; tarla surme k ve agac dikmek yerine bahcecilik ve pirinc ekme tipi tarm kulturu; yerlesiklerin denetim nden buyuk bir ksmda kacan hayvanclk, oyle ki, bunlar hayvan gucunden ve et gda maddesin yoksun kalrlar; kr-sehir iliskisinin iletisiminde tutmayan ve oradan cok daha esnek b ir ticaretin or taya ckmas (53) devlet -bicimlnin Dogu'da olmas gibi bir sonuca, tabii ki varmayacagz. Tersine kacs vektorleriyle calslms degisik bileskeleri yakalamak ve bir k icin cok daha sk bir aygt gerekmektedir. Devletlerin hep ayn tip bileskeleri vardr; He gel'in politik felsefesinde bir gercek varsa, o da her devletin kendi icinde varlgnn en onemli momentlerini tasmasdr. Devletler yalnz insanlardan olusmazlar, odunlardan, tarla lardan, bahcelerden, meta yerini alan hayvanlardan da olusurla r. Tum devletlerde b ir bileske butunlugu vardr, fakat devletlerin ne ayn tip gelismeleri ne de ayn sekilde tes latlanma bicimleri vardr. Dogu'da bileskelerin birbirlerinden daha cok ayrlms, daha az y apsk olduklar gozlemlenir, bu da hepsini bir arada tutabilmek icu daha kmldamaz buyuk b cimi ortaya ckarmstr: Asyagil veya Afrikal despotik olusumlar surekli baskaldrmalarla,

n degisiklikleriyle doludur, ama bu bicimin kmldamaz olusunu bozmamaktadr. Tersine bile skelerin birbirler i icine gecmisligi Dogu'da devletbicimini, devrim yoluyla degistirmeyi mumkun klmstr. Devrim fikrinin kendisinin belirsiz oldugu dogrudur; Devletin (53) Dogu-B at kyaslamas Ortacag'dan beri (Kapitalizm nicin baska yerde degil de Bat'da ckt? sorusu gl olarak) cagdas tarihcilere guzel cozumler esinlendirdiler. Bkz. Fermand Braudel, Civilisa taon ma-terielle et Capitalisme (Maddi Uygarlk ve Kapitalizm), Armand Collm, s. 108-1 21; Pierre Chanu, L'Expression europeenne du XM au XV 2 siecle, P.U.F. s. 334-33 9 ('Nicin Avrupa'da da Cin'de degil'); Maurfce Lombard, Espaces et reseaoc du haut M oyen Age, Mouton Yay. bolum VII ve s. 219: Dogu'da ormanszlastrmak denilene Bat'da topra gn dinfendiriimesi ad verilir; egemen merkezlerin Dogu'dan Bat'ya dog ru kaymasnn en derin nedeni demek ol uyor ki cografi bir nedendir; orman ve ormann icindeki agacsz alanlar, vaha -co! gizliligi nden daha kuvvetli ckt. 90 degisikliklerine gonderimde bulundugu gibi bu Batl bir seyi o urur; ama devletin yklmasna , bir ykma izdusurdugu kadar da devrim Dogulu bir seydir de Yani Dogu'nun, Afrika'nn ve Amerika'nn buyuk imparatorluklar bileskeleri arasnda buyuk me afeler olan ve kaygan mekanlara giren mekanlarla kars karsya gelirler (nomos kr halin e gelme z ve kr sehirlerle iliski halinde degildir, hayvanclk gocebelerin ugrasdr vb.) : devletinin gocebe savas ma - kinasyla dolaysz yuzlesmesi soz konusudur. Bu savas makinas butunlestirme yolu uzerine kurulabilir ve yalnzca hanedan degisikligi, isyan ile hareket edecektir, halbuki gocebe olarak dusu ve koleligi kaldrmann dcgru oldugunu bulan gocebe sa s makinasdr. Batl varlklar kendi purtuklu mekanlarnda kendile - (54) Marx'n Asya'daki ik olusumlar uzerine yaptg incelemeler, Giucksmann'm cozumlemeleri tarafndan, Afrika icin ogrulanmstr. Gustom and Conflict in Africa (Afrika'da Gelenek ve Cekisme) Oxford; hem b icimsel bir degismezlik hem de surekli bir baskaldr. Devletin degisme fikri herhalde Bat sey. Ama diger fikir , devletin yklmas Dogu'ya ve gocebe savas makinasmn kosullarna g bulunmaktadr. Istendigi kadar iki fikir devrimin surekli etaplar olarak sunulsun, bu nlar cok degisiktirler ve cok zor uzaklasrlar, bunlar 19. yuzyldaki sosyalist ve anarsist akmlarn karstlklarnn sonucudur. Bat proletaryasnn kendisi iki turlu kabul edilmisti vlet aygtn degistirecek ve iktidar ele gecirecek, bu emek gucunun baks acsdr, ama hem n varlgna bir son vermek isteyecek veya arzula yacak, bu da gocebelik gucunun baks acsd bile proleteri sadece yabanclasms emek gucu olarak sunmakla kalmaz, ayn zamanda onu ye rsizyurdsuzlasms bir sekilde tanmlar. Bu son acdan proleter Bat dunyasnda gocebenin mira i gozukmektedir. Anarsistler Dogu'dan gelme bir gocebelik temalarn anmsamakla kalmazlar, ama ozellikle 19. yy burjuvazisi gocebeyi ve proleteri ayn kabul eder ve Paris'i goceb eler tarafndan isgal edilmis bir sehir dusunur. (Bkz. Louis Chevalier, Classes loborieuse s et classes dangereuses) (Calsan Snflar ve Tehlikeli Snflar), L.G.F. s. 602 -604. 91 rini daha emin hissederler ve oradan itibaren bileske^ lerini yerinde tutabilmek icin enlemlere sahip olurlar. Ve dolayl yoldan gocmenler davranslarn aldklar ve ya hare e gecirdikleri zaman sadece dolayl bir sekilde gocmenlerle yuzlesirler (55). Devletin en onemli gorevlerinden biri d e hukum surdugu alann mekann purtuklu hale getirmek veya kaygan mekanlar purtuklu mekann de bir iletisim aracyms g ibi kullanmaktr. Yalnzca gocebeligi yenmek degil, ama gocmenler enetlemek ve daha genel bir sekilde tum bir dsars uzerine dini evrenselligi kateden akm tumunun uzerine bir hukuk bolgesinin degerini vermektir; bu her devletin hayati ugrasdr. De vlet, aslnda, yapabildigi her yerde, her cesit akm uzerinde bir yakalama surecini, halk lar metalar veya ticareti, paray veya sermayeleri vb. kendilerinden ayr tutmaz. Daha s nesnelerin ve oznelerin gorece hareketlerini en ufak detaylaryla olcen, eylemi gorece lestiren, dolasmlar kurallast-ran, hzlar snrlayan, belli yonlere dogru giden sabit yol a m ihtiyac vardr? Paul Virilio devlet politikasnn iktidarnn polis oldugunu, polis yan arayollar denetimi ve kentin kaplarnn, gumr uklerinin ve ihsanlarnn baraj oldugunu, goc surulerinin iceri szma kuvvetine insanlar, hayvanlar, mulkler v<? kitlelerin kayp gidi sine filitre teskil ettigini gosterdiginde, Viriiio'nun tezinin onemi ortaya ckmaktadr (5 6). Agrlk merkezi, gravita s, devletin tozudur. (55) Bkz. Lucfen Musset, Les invasions, fe second assaui, (Isgaller Ikinci Hamle) P.ILF. Yaynevi. Ornegin Danimarkallarn uc ksm i, s. 135 -137 (56) Paui Virilio, Vitesse et Politique (Hz ve Siyaset), Edition Galiie e s. 21-22 ve devam. Dolasmn kurallastrldg ve uzerinde olustugu ds akmlardan bagms gibi belli bir mimari 92 Bu devletin hz bilmediginden dolay degil, ama onun hareketin e n hzlsnn purtuklu olan bu mekanda bir noktadan baska bir noktaya giderek gorece bir deri egistirmesi karakteri haline gelmek icin, kaygan mekan isgal eden devingenin saltk duru munda olmaktan ckmasna ihtiyac oldugundandr. Bu bakmdan, devlet hareketi boler, yeniden

toplayp degistirmekten veya hz kurallastrmaktan bkmaz; gozetle -yici, ikna edici veya yo larn bekcisi olarak devlet vardr: Bu acdan muhendisin rolu. Hz veya mutlak hareket kanun suz degildir, ama bunun kanunlar nomos'-un yasalardr, genislemekte olan kaygan mekann yasalard r, oray dolduran savas makinasmmkilerdir. Gocmenler savas makinas olusturup duru yorlarsa, hzn esanlamls olan mutlak hz bulduklar icindir bu. Ve ne zaman devlete kar eket olur, disiplinsizlik, isyan, gerilla veya devrim, birer eylem olarak, bir s avas makinasnm yeniden canlandg mekanda kaygan mekanms gibi duran veya bir kaygan mekann yeniden olusturulmasyla yeni gocebe bir gizil -ligin ortaya cktg soylenecektir. (Virilkr sokaga hakim olmak denen devrimci veya isyanc temann one mini anmsatr). Bu anl mda devletin yant tasknlga ugratacak her turlu tehlikeye kars mekan purtuklu klmak olu savas makinasna gorece bir hareket bicimi vermeden, onu kendine edinmemistir: Boyyaplan da gozard edemeyiz; ornegin hareketin kurulusunu uzansn ve cozumlenisini mumkun klan ku rcek degistiricilerdir. Bunu 'C mekanlar sayesinde basarrlar. Virilio burada as! sorunun kapatlmalar degil, denetim hareketi ve karayollar denetimi sorunu oldugu sonucuna v aryor. Foucault daha once denizin ustundeki hastahaneler ve hapishaneler uzerine yaptg coz umlemelerde bunun nasl hem islem hem de filitre vazifesi gordugunu gostermistir. Bkz. Surve ilfer et Pursir (Gozaltnda Tutmak ve Cezalandrmak) ss. 145 -147 93 lece, hareketi duze nleyen kale modeliyle gocebeleri yakalar; kasrgams mutlak eylemi krmak, oradaki goster i ve eylem budur. Tersine ne zaman bir devlet kendi ic mekanm veya komsu mekanlar pur tuklu klmazsa o zaman devleti kateden bu akmlar, zorunlu olarak, devlete kars yonlendiri mis, isyankar ve dusman kaygan bir mekanda bir savas makinas halini alrlar, (hatta orada diger devletler kendi purtuklu mekanlarn kaydrsalar bile). Bu 14. yy. sonuna dogru ve d enizcilikte ve gemi tekniklerindeki ustunluklerine ras-men Cin'in basma gelen seruvend i; kendi ticaret filolarnn buyuk deniz mekannda, kendisine kars korsanlarla yaplan ititf akta goruldu. Ticaret filolar Cin'e kars donduler. Boylece, Cin savas makinasyla olan tica in iliskisini kuvvetlendiren ticaretine buyu k bir kstlama getirmek ve buna hareketsi zlik politikasyla karslk vermekten baska bir sey yapamad (57). Durum soyledigimizden de d aha karsktr. Deniz belki de en ana kaygan mekan, hidrolik modeldir. Ama, deniz, ayn za manda tum kaygan mekanlar aras nda, sabit yollarla degismez yonleriyle, gorece eylemle rle, tum bir su yollar ve hidrolik hareketiyle, en erken pur -tuklu klnmaya ugraslan, yer e bagml olarak degistirilmeye calslan yerdir. Bat'nn egemenliginin nedenlerinden biri d lantik Okyanusunu ekleyerek, Akdeniz tekniklerini, Kuzey teknikleriyle birlestirm ek ve denizi Devlet aygtlarmca purtuklu klan kuvveti bulmasdr. Bu ugras hic beklenmedik b r sonuca ulasmstr : gorece hareketlerin coklugu, purtuklu mekanda, gorece hzlarn siddet l elmesi, mutlak bir ha(57) Cin ve Arap gemiciligi uzerine basarszlklarnn nedenleri ve bu orunun onemi icin Dogu-Bat dosyas. Bkz. irandei, ss. 305 -314 v@ Ckam, m* 288 -308 94 re ket veya kaygan bir mekann olusmasyla neticelendi. Virilio'nu n belirtmis oldugu gibi deniz bir noktadan digerine gidilen degil, ama herhangi bir noktadan tum bir mekan tutan fleet in being'in olustugu yer olacaktr: Mekan purtuklu klmak yerine surekli hareket eden yers izyurdsuzlasmanm vektoruyle isgal edilecektir bu deniz. Ve bu modern strateji yeni k aygan alan olan havaya, denizden getirilerek, iletisimi saglayacaktr^ ve ayrca da tum dunya bir deniz veya bir col olarak kabul edilecektir. ikna edici ve kapc devlet eylem i gorece klmakla kalmaz; ona mutlak hareketi de verir. Sadece kaygan olandan purtukl u olan mekana gitmekle kalmaz, kaygan mekan yeniden olusturur, purtuklii mekann uzerinde kayganlk olusturur. Bu yeni gocebeligin ayn zamanda devletier-aras sanayi, askeri, ener ji kansmlanndan gecen ve devle t aygtm asan orgute sahip dunyasal bir savas makinas oldug ogrudur. Bunu kaygan mekann ve dsardanlk biciminin dayanlmaz devrimci bir gonul egilimi adgn, tersine kurumlarn veya aJstrmalarn somut kosullarnda karslkl eylemleri takip cesins yon degistirdigini belirtmek icin soyluyoruz (ornegin topyekun bir savasn ve halk sav asnn yontemlerini almas budur) (58). (58} Virilio fleet in belng ve tarihi sonuclarn tan fleet irt being, herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde dusman vurabilen gorunmez bir d eniz filosunun surekli varlgdr (...) Bu yeni siddet fikri carpsmadan degil, ama cisimleri esitsiz niteliklerinden, beiH bir ogede fzin verilmis hareketlerin niceliklerinden, d inamik etkilerinin surekliliginin de netiminden dogmustur. (...) Soz konusu olan ktann katedil -mesi degil, bir sehirden digerine bir kydan baska bir kyya katedilme -dir; fleet in being zaman ve mekanda yonu beui olmayan bir yer degistirmeyi icad etmistir (...) st ratejik denizalt hic bir yere gitmek zorunda degildir, gorunmeyen bir yerden denizi tutmak la yetinir (...) mutfak dairesel yolculugun gerceklestirilmesi v durmak bilmez yolcu luk, 95 Onerme VI: Gocebenin varlg zorunlu olarak bi savas makinasnn numarasal ogelerini

mektedir, Onlar, yuzler, binlerce saysz miktarlar. - Tum ordular bu ondalk gruplarn kab ul etmektedirler, oyle ki, ne zaman bunlara rastlansa, orada askeri bir teskilatn onya rgsnn yaplmas mumkundur. Ordunun askerlerini yersizyurdsuzlastrma bicimi bu degil midir ular birimlerden, bolumlerden, boluklerden kurulmustur. Saylar bagdasm islev degisiklikleri e ugrayabilirler, bambaska stratejilere girebilirler, savas makinasyla bu say arasnda mutlaka bir ilinti vardr. Bu bir nicelik sorunu degil, ama teskilatlanma veya birlest irme sorunudur. Ordu numaral orgutlenme ilkesini kullanmadan olusamaz; ayn anda savas makinasn kendine ceker ve bunun ilkesini yenicunku ne kalks ne de vars vardr (...) Len usunmus oldugu gibi, strateji guclerin uygulanm noktasnn secimiyse, bu noktalarn, bugun, artk cografi stratejik dayanak noktalan olmadkl rn kabul etmek zorundayz, cunku her hangi bir noktadan nerede olursa olsun, baska bir n oktaya ulasmak, mumkundur bugun (...) Cografi yerelieme stratejik degerini kesin olarak k aybetmis gorunumundedir ve tersine bu deger vektorunun yerinin belli olmasna, surekli harek et halindeki bir vektore atfedilmistir. (Vitesse et politique, s. 132 -133) Virilio' nun metinleri bu acdan buyuk bir yenilik ve onem tasmaktadr. Bizim icin zorluk ckaran tek okta bize gore cok degisik olan uc hz Virilio'nun ayn sayms olmasdr: 1) devrimci veya g ar (isyan, gerilla); 2) devlet aygtnca ikna edilmis, kurallastrlms, elde edilmis hzlar rayollarnn denet imi); 3) evrensel silahlanma veya topyekun savasn dunyasal orgutlenmesi tarafndan eski haline konulan hzlar (fleet in being'den nukleer stratejiye). Virili o bu gruplar arasndaki karslkl iliski nedeniyle bir sayyor ve genelde hzn fasist bi ini ele veriyor. Bunlar her seye ragmen onun kendi analizleriyle bu ayrmlar mumkun klma ktadr. den ele alr. Insanlarn numaral orgutlenmeleri -bu tuhaf dusunce ozellikle gocebele ittir. Msr'da galip gelen, isgal eden gocebeler Hikoslardr; s ay ile orgutlenme sistemini ilk kullananlardr ve Musa topye-fcun gocte olan halkna bu sistemi uyguladg zaman, bu ka ynatas gocebe Jetho Queien'in nasihatlan uzerine, ogelerini saylar kitabnn betimledig ir savas makinasm olusturmak uzere harekete gecmistir: Logos'a kars bir nomos karstlgn den dolay. Yunan geometrisine Arap veya Hint aritmetigi ile kars cklr. Nomos oncelikle n maraldr, aritmetiktir: Bunu gocebelerin aritmetik veya cebir yaptklarndan dolay degil, a r itmetigin ve cebirin gocebe duramlu bir dunyada ortaya cktgndan dolay soylemekteyiz. Si ye kadar uc insan orgutu biliyoruz: Soydas, yerliyurdlu ve numaral orgutlenme bicimi. Soyd as orgutlenme, ilkel adn verdigimiz toplumlar tanmlamaya yarayan or gut bicimidir. Klan s daslg ozellikle eylem halindeldL kurulan veya sonuclara ve gorevlere gore degisebilen parca lardr. Ve suphesiz yeni soydas yaratlmalarnda veya soydas belirlenmelerinde saynn onemli ir rolu vardr. Topragn da. Cunku boy parcal an klan parcalarndan daha onemlidir. Fakat top ak bir kayt arac, bir say, soydaslarn dinamiginin oncelikle kaytl oldugu bir maddedir: ragn uzerine kayt edenler ve say ile bir cesit geodegie (Cografi belirleme) kuranlar soy ardr. Devletli toplumlardaysa her sey daha degisiktir. Sk sk yurd ilkesinin basat oldugu soylenir, topragm soydaslarla birleserek etken maddenin ogesi olacagma, nesne olmasndan dolay bir yersizyurdsuzlasmadan da bahsedilebilir. Mulkiyet kesinlikle insann toprakla y ersiz-yursuzlasma ilkesine girmesidir: Mulkiye t ya soydas Savas iliokmas - F. 7 97 toplulugunun tasarrufuna konulan devletin maln olu sturur, ya da yeni toplulugu olusturan ozel insanlarn mulku durumuna girer. Iki skta da (v e devletin iki kutbunu takip ederek) cografi belirlenmenin yerine gecen topragn ustkod lanmas gibi bir sey vardr. Suphesizdir ki, soydaslarn hala onemli bir konumu vardr ve say onlara gore gelismektedirler. Ama, ilk planda olusan yurdsal bir orgutlenme parcalarn, s oydaslarn, topragn ve saynn hepsinin onlar ustkodla-yan geometrik bir enginlikte veya as tronomi mekanndaki anlamndan alnmstr. Bu suphesiz modern devletlerde ve eski arkaik impa ratorluk devletlerinde ayn sey degildir. Yani eski devletler derinlemesine ve seviy elerde farkllasms mekanlarda ve tepede bir spa -tiumu sararlar, halbuki modern devletl er (Eski Yunan sitelerinden beri) bagdask bir extensioyu ickin bir merkezde esit parcala ra bolunebilir bir sekilde, onu ve arkas simetrik ve degisebilir ilis kilere gore gelistirm ektedirler. Ama geometrik ve astronomi modelleri birbirlerine sk fk olarak karsmakla k almazlar, ama salt olarak kabul edildikleri vakit bile, herbirinin politik genisl emede veya Imparatorluk mekannda ortaya ckan numaral kuvvete saylarn ve soydaslarn boyu egmelerini icerirler (59). Aritmetigin, saynn (59) Jean-Pierre Vernant ozellikle Yunan sitesiyle bagdask geometrisei enginlik iliskisini incelemistir (Yunanllarda Soylence ve Dusunce, cilt : 1,3. ksm). Sorun eski imparatorluklara nazaran veya klasik sitelerir o lusumlar oncesine nazaran daha karsktr. Ama Vernant'n Piatoncu site ulkusu uzerine one s ugu gibi, saynn mekana daha az boyun egmis olmas gibi bir sey yoktur. Neo-p!atoncu veya ptagorasc say ka vramlar bagdask enginlikten farkl bir tip astronomi - imparatorluk me

kanlarn kavramaktadrlar ve saynn bagmllgn korumaktadrlar: Bunlar, bu nedenle tam a maktan cok ulkusel saylardr. 98 daima devlet aygtlarnda belirley ici bir rolleri olmust Secim, saym ve nufus saym bilesimli uc islemle, imparatorluk burokrasilerinde bile bu boy e olmustur ve boyledir. En onemli neden modern devletin bicimleri sosyal teknigin ve matematik biliminin snrnda ortaya ckan hesaplamalarn tumunu kullanmadan gelismemistir (e n orgutlenmesi, demografik ve ekonomi - politik tabanda tum bir sosyal hesap vb.). Devletin bu aritmetik ogesi ozgun iktidarn herhangi bir maddenin islenmesinde bulur: Ha mmadde, islenmis nesnelerin ikinci maddes i veya insan nufusu tarafndan olusturulmus s on madde. Her zaman say maddeyi denetleyip ona hakim olmaya, eylemlerince degisimlerini denetlemeye yaramstr, yani devletin zaman -mekan cercevesine bagl-klmstr - ya imparatorluk mekanna ya modern devlet yaylmaclgna (60). Devletin olculmus buyuklukl yy baglayan yersiz-yurdsuzlasma veya yurt ilkesi (ustkodlama islemini goren gittikce olcuyu on plana ckaran) vardr. Gelismesinin tum etkilerini bulmus olsa bile, bir ozerklik veya bir bagmszlk sartlarn saynn orada bulabilecegine inanmamaktayz. Saylayc say, yani k orgutu ne ust bir soyutlama derecesi, ne de cok yuksek nicelikleri icerir. Yalnzca mumk unluk kosullarn olusturan gocebelige ve savas makinasm olusturan gerceklesme (60) Dumezil tik egemenligin en eski sekillerinde aritmetik ogenin rolu uzerinde duruyor. Hatta ond an egemenligin ucuncu kutbunu olusturmaya kadar goturuyor: bkz. Servius et la Fortune (Se rvius (Kral) ve Talih), Gallimard;' ve Le troisieme souvera in (Ucuncu Egemenlik), Ma isonneuve. Herseye ragmen bu aritmetik oge bir maddeyi orgutleme rolune sahiptir ve bu nedenle de iki ana kutuba, birini veya digerini maddeye bagl klar. 99 kosullarna gonder imde bulunur. Sorunu diger maddelerle iliskide, yuksek niceliklerin kullanmndaki devlet ordularnda koyacaktr, fakat savas makinas say -layc saylar ufak niteliksellikle i koyar. Aslnda, mekan bolusmek veya kendisine dagtmak yerine mekanda birseyleri dagttg an beri, bu saylar ortaya ckarlar. Say boylece ozne haline gelir. Saynn mekana nazaran b agmszlg soyutlama yapmaktan gelmez, ama kendisi hesaba katlmadan isgal edilen kaygan mek ann somut dogasndan kaynaklanr. Say ne hesaplama, ne de olcme aracdr, o bir yer degisti aracdr.- Onun kendisi kaygan mekanda yer degistirip ilerleyendir. Kaygan mekan, suphes iz, geometrik bir seydir; ama gormus oldugumuz gibi, azmlkc bir geometri ve islem goren bi r seydir. Say, kesinlikle, mekanm metreye deggin bagmsz olusundan cok dah a bagmszdr. S akinasnda krali-yetci bilim olan geometrinin daha az onemi vardr. (Bu geometrinin de vletin ordularnda ve yerlesiklerin kuvvetlendirilmesinde onemi vardr, ama buna ragmen generallere ac yenilgiler tattrrlar) (61). Say her seferinde kaygan bir mekan doldur dugunda ve orada purtuklu mekan olcmek yerine ozne olarak gelistirdiginde ilke haline geli r. Say devingen olarak isgal edendir. Purtuklu mekanda geometrisel tasmmaz mallar yeri ne kaygan mekanda tasnr olanlardr. Gocebe numaral birim seyyar bir artstr, ama hala ta rakterini tasyan cadr degildir: Ates yurt uzerinde basar kazanmstr. Saylayc say me tlara veya metreye deggin belirlemelere (61) Ciausevvitz geometrinin, taktikte ve stratejide, ikincil rolu uzerinde durur : De la guerre (Savas Uzerine), Minuit Yay. s. 225-226 Ge ometri ogesi. 100 bagl kalmamstr. Yalnzca cografi yonlerle dinamik bir iliski icindedir: ya boyutlu degil, yon belirleyici bir saydr. Gocebe orgutu erimez cesine aritmetik ve yon gostericidir; her yerde nicelik, onlar, yuzler ve her yerde yon, sag, sol: Numaral sef ayn zamanda sagm veya solun da sefidir (62). Saylayc say ritimlidir, ahenkli degildir. Ahenkli veya olculu degildir: Yalnzca devletin ordularnda ve disiplin icin ve resmi-gecit icin, ahenkli yuruyus yaplmaktadr; fakat numaral orgut olarak, her seferinde, col veya bo da yon degistirmenin duzenini yerine getirmek icin yonunu baska yerlerde bulur. Devlet bi cimlerinin ve ormanc soydaslar nn olaslklarn kaybettikleri yerlerde bulur. Colun doga aklit eden krk ritme gore, insann kurall gurultulerini, kulag kiriste olan yanltarak, . Tum Fremen'ler gibi bu yuruyusun sanatnda yetistirilir. O kadar sartlanmstr ki, bunu dus e bile artk gerek kalmaz ve ayaklar kendiliginden olculmez bir ritmi takip ederek hare ket eder gibi gozukur (63). Gocebe varolusunda ve savas makinasyla say sifre olmak icin sa aktan annr ve boylece, bedenin tinini olusturur ve gizliligi ve de gizli olann devamn y atr (strateji, casusluk, kurnazlk, pusu kurmak, diplomatik yollar vb.). (62) Savas makinasmda sayy ve yonu birbirlerine baglayan en derin ve en eski metinlerden birine baknz : Memoires hSstoriques de Sa -Ma-Tslen (Se-Ma-Ts'ien Hatralar), Editions Leroux (Bu kitap Hunlarm gocebe orgutleri uzerinedir). (63) Frank Herbert, Les enfants de dun e, (Kum Tepeleri Cocuklar) Laffont yaynevi., s. 223. Saylayc sayy tanmlamak icin Juli ste -va'nrt sundugu karakterlere gonderim yaplacaktr : duzenveris, cogu! ve olagan da kta, sk duzene yaknlasma vb. (Semeiotike, s. 293-297). 101 Sifreli, ritimli, yon duzenl

, ozerk, menkul, sa -yuayc] say: Savas makinas gocebe orgutunun gerekli sonucudur. (Musa b nun deneyimini tum sonuclan ne olursa olsun, yayacaktr). Insanlarn yalnzca numara olarak yersizyurdsuzlastklar, numaral orgutte yglms veya askeri toplumu ele vererek; bu cok c estirilmistir. Ama bu dogru olamaz. Korkunc luga korkuncluk, insanlarn numaral orgutu suphe z ki soydaslannnkinden veya devletlerinkinden daha korkunc degildir. Insanlar numarala ra sahip olarak kabul etmek, zorunlu olarak, yapraklar yolunan agaclar gibi veya modellestirilen ve kesilen geometri sekilleri gM kabul etmekten daha kotu bir sey degil dir. Dahas, numara olarak, istatistik ogesi olarak saynn kullanm devletin sayl saysn r, saylayc sayya ait degildir. Toplandrc dunya soydaslkla ve yurdlarla oldugu kadar n ma ile de islemini yurutur. Oyleyse sorun hangisinin iyi ve kotu oldugu degl, ama ozgunl ugunun sorunu olmaktadr. Numaral orgutun ozgunlugu gocebe varlk biciminden ve savasmakinas n gelir. Saylayc say hem soydaslarn kodlarna, hem de devl etin ustkodlamalar-na karst tmetik bilesim bir yandan secim yaparken, soydaslardan savas makinasma ve gocebelik al anna girenleri cekip alacaktr; diger yandan ise, onlar devlet aygtna kars yonlendirecek evlet aygtna bir cesit varlg ve makinay kars ckaracak, hem devletin yurdunu veya yersi uzlasmasn ve hem de soydaslarn yurdlarn kateden bir yersizyurdsuzlas-may cizecektir. Sa veya gocebe sayiayc saynn ilk karakteri sudur: O daima karmasktr, yani eklemlenmistir. eterinde saylarn karmasklg. Ve buradan itibaren saylanms say veya devlet saylar gib le bag102 dasklasms buyuk nicelikleri icermez, fakat kocaman -lgu etkisini incecik ekleml esinde uretir, yani ozgur bir mekanda ayrsklk dagt m tarafndan uretilir. Devlet ordula uyuk saylarla ugrastklar anda, bu ilkeyi brakmazlar (10 saysnn temelinin esas olmas Romal lejyon saylarla eklemlenmis bir saydr, oyle ki parcalar hareketli hale gelirler v e geometrik sekiller kmldarlar ve degismeye hazr olurlar. Karmakarsk veya eklemlenmis sa alnzca insanlar meydana getirmekle kalmaz, zorunlu olarak silahlara, hayvanlara ve tasma araclarna da ceki duzen verir. Temel aritmetik birim oyleyse duzenleme birimidi r : Ornegin ok-at-insan, Iskitlerin zaferini meydana getiren formule gore 1X1X1; ve for mul baz silahlarn duzenlendigi veya hayvanlara ve insanlara eklemlendigi olcude daha da k armasklasr, boylece iki atl ve iki kisilik at arabasnda, biri arabay kullanrken digeri tar, 2x1X2=1; yahut meshur iki kaysl kalkan, insan zincirlerini birbirine baglayan Ho plit reformu. Birim ne kadar kucuk olursa olsun eklemlenmistir. Saylayc say ayn anda bir cok temele bagldr. Ayrca ds aritmetik iliskileri veya bir kabilenin veya bir soydaslgn i arasmda savasclarn orann tanmlayan saydaki icerikleri, stoktakileri, yedekleri geri p nda bekleyenleri hayvanlarn ve insanlarn bakmn da hesaba katmak gerekir mi? Lojistik, stratejinin ic iliskilerine savas ma-kinasmdan daha az ait olmayan ds iliskiler sanatdr , yani savasclarn bilimlerinin bilesimlerinin arasnda -kilere aittir. Her ikisi de sav as saylarnn eklemlenme bilimini olustururlar. Her duzenleme bu stratejik gorunusu ve lojistik gorunusu t asr. Ama, saylayc saynn daha gizli ikinci bir karakteri vardr: Her yerde savas makinas af bir yant 103 surecini veya aritmetik ikilemeyi sanki simetrik ve esit olmayan ik i sra uzerinde isleme sokarms gibi sunar. Bir yandan soydaslar veya kab ileler nunaral olarak orgutlenmisler ve degistirilip yeniden duzenlenmislerdir,- numaral bilesim yeni il keyi degerli klmak icin soydaslar ust uste dizer. Ama diger yandan da sanki soydas-beden in yeni numaral bilesimi bedenin kendisinin numaral bir olusumu olmadan basarl olamazms ibi, insanlar her soydas gruptan ozel numaral bir beden olusturmak icin cekilip alnmslard . Bunun kazayla meydana gelmis bir gorungu olmadgn ,ama savas makinasnn esasn olustura erkligini sartlayan bir islem oldugunu sanyoruz: Saynn bedeninin karssnda saynn bir be bagl olmas gerekir, iki ek islemi takip ederek, saynn ikilesmesi gerekir. Say ozel bir eden kurmadan sosyal beden numarallasamaz. Bozkrlarda Cengiz Han kendi buyuk bilesimin i olusturdugu zaman, soydaslarn numaralayarak orgutler, ve her soydas grubun savasclar si ere ve seflere tabii tutulurlar (onluklar ve onbaslar, yuzlukler ve yuzbaslar, binlikler ve binbaslar) . Ama ayrca her aritmetik soydas grubundan kucuk b ir insan toplulugunu, kendi ozel koruyucu grubunu olusturmak uzere ceker alr, yani diplomatlar, mesajclar, k omiserler ve kurmaylarn dinamik bir olusumu vardr. Antrustion (64). Biri digeri olmad an olamaz: Ikincisinin daha buyuk bir kuvvet tasdg idii yersizyurdsuzlasma. Musa, Jahova'n kinden cok gocebelerin etkisinde kalarak buyuk col bilesimini kurdugunda, her kabileyi nu maralayarak sayar; ama aynca (64) Vfadimirstov, Le regime socaf cfes Mongols (Mogo IJann oo&yai Rejimi), Ma/sonneuve Yaynevi, Vladimirstov'un kullandg terimi an -turstions sakson rejiminden, kraln etrafmdakilerini trust Franklarda olustugu rejimden odunc almst 104 yeni doganlarn hukuki olarak Jahova'?a, o anda, bagl oldugu bir kanun kurar ve bu yeni doganlar daha kucuk oliuklarmdan, Saydaki rolleri >zel bir kabileye aktar acaktr,

Levitler kabilesine, ki bu Saynn bedenini veya kutsal sandgn ozel konrucularn olusturma adr ve kabileler arasmda Leviter yeni doganlardan deha az kalabalk olduguna gon, bu y edek ye -ni-doganlar kabileler tarafndan verile vergi seklinde yeniden satn alnacaklar dr. (Bu bizi lojistigin esas gorunusune getirir). Savas makinas tu ikili sra olmadan is go mez: Hem numaral bilesmin soydas orgutunun yerini almas gerekmekte, htm de devletin yurt sal orgutune sovmesi gerekmektecir. Savas ma -kinasnda bu ikili sray izleyerek onu iktidarn tanmlar : artk iktidar parcalara, merkezlere, merkez rin gelecekteki sesverislerine ve parkalarn ustkod-lanmalanna degil, ama saynn bu ic il skile rine, nicelikselden bagmsz olarak, bagldr. Kableler ve Musa'nn Levitteri arasnda, engiz'in noyalar ve an - trustion]ar arasmda iktidar mucadeeleri veya siddetli cekisme uradan ortaya ckmslrdr. Eski ozelliklerini edinmek isteyen soydaslarn protestolar artk egildir, ne de devlet orgutu cevresindeki bu mucadelenin onbicimienmesidir : bu savs makina sum kendine has ve onun ozel iktidarna ve sefin kuvvetinin ozel snrna has bir gerilimd Oyleyse numaral bilesim veya savlayc say bir cok is] emi icerir.- Kalks butunlugunun ari i-riiraesi (ssydaslar); cekip alman asag )utunler (onlarn, yuzlerin, binlerin kurulmas); t p anan butunle iletisim halindeki butunun yerine bir laskasnn konmas islemi (ozel kurmay b eni). Halbki gocebe varlgnda er buyuk orjinallik ve yenilik ceren islem bu sonuncusudur. O le bir noktada ki, svas makinas 105 devlet tarafndan edinilmediginde, ayn sorun devlet ordularnda yeniden olusacaktr. Aslnda, sosyal bedenin aritmetiklestirume sinin karsJdg endisinin aritmetik oldugu ozel ayrdedici bir bedenin olusumuysa, bu ozel bedeni bir cok sekilde duzeltmek mumkundur : 1 2 Bir soydasllkla veya hakimiyeti bu soydaslktan itibaren anlamlanan ayrcalkl bir kab leyle (levitlerle Musa'nn durumu budur) ; 2 2 Rehinelerin isine yarayan her soydasn temsilcileriyle (yeni -doganlar: Bu daha co k Asyagil durumun veya Cengiz Han'n durumudur) ; 3 2 Toplumun dsmda kalan tamamen ayr ogelerle, kolelerle, yabanclarla, veya baska dinden gelenlerle (bu da zaten Frank kolelerin durumudur ama ozellikle bu askeri kolelerin ozgul sosyolojik kategorisinden esinlenen Islam'n durumudur: Bozkrlarn veya Kafkaslarn k okunden ckp gelen koleler sultan tarafndan satm alnms Msr Memluklar veya hristi -yan dan gelme Osmanl yenicerilerinin durumu) (65). Gocebeler, cocuk kacranlar kokunde onemli konu degil mi? Ozellikle son durumda, savas makina-snda iktidarn belli ogesi olarak na sl ozel bedenin kurumlasmas daha iyi gozukmektedir. Yani savas makinasmm ve gocebe varlgn i seye ayn anda sovmesi gerekmektedir: Soydas aristokrasiye bir ge(65) Ilginc bir durum da Tuareg'lerde demircilerin ozel kurumu olacaktr, EnadenJer (Otekiler); bu Enaden lerin fcokeni ya Sudanl koleler ya da Sa hra'daki Yahudi kolonfannki, yahut da Sain t-Louis'nin savasclarndan gelenler olacaktr. Bkz. Rene Pottier, Tuareg'lerde sahral metal elsanatclan Metaller ve Uygarlklardan, 1945 -1946. 106 i IM ri donus, ama ayrca da, Imparatorluk memurlarnn olusma s. Her seyin karsmasn sagl tin kendisinin koleleri yuksek memur olarak kullanmay istemesi: Gorulecegi gibi, ayn ne denlerden dolay iki akm orduda birlesmis degildir, ama iki ayr kaynaktan itibaren kayn asmslardr. Cunku kolelerin, yabanclarn, kacrlp getirilenlerin kokunde gocebe olan ikti istokrasi mensuplarnn iktidarndan ve devlet memurununkilerden cok farkldr. Bunlar komis erler, yaymlayclar, diplomatlar, casuslar, strateji yapanlar, lojisyenler ve bazen d e demir cilerdir. Sultann kaprisiyle acklanamazlar bunlar. Tam tersine yalnzca nomos i le degerlenen bir sifrenin numaral bu ozel bedenin nesnel gerekliligi ve varlgyla mumkun o lan savasc sefin kaprisiyle acklanabilir. Hem boyle bir savas makinasna ait bir olus hem d e bir yersizyurdsuzlasma vardr: Ozel beden ve ozellikle ya-banc-kafirkole, inancl ve aske r olacak olan oldugu gibi devlete ve soydaslara nazaran yersizyurdsuzlas-ms bir durum da kalandr. Inancl olmas icin kafir dogmus olmas lazmdr; as ker olmas icin kole dogmus ir. Onlara ozel okullar ve kurumlar gerekir. Bu devletlerin kullanmaktan bkmadklar, kendi hesaplarna kullanacaklar, o kadar ki, onu tannmaz klan yahut kurmay burokratik bir bicimde onu yeniden kazanacag veya hut cok ozel bedenin tek-nokratik biciminde vey a devlete direndikleri kadar devlete hizmet vermeye devam eden bedenin tinleri bici minde veya hizmet ettikleri kadar devleti kazklayan komiserler gibi; bu savas maki nasmn kendine has bir bulusudur. Gocebelerin tarihi olmadg dogrudur, cunku onlarn sadece afyalar vardr. Gocebelerin yenilgisi oyledir ki, tarih devletlerin zaferiyle yazlr oldu ve tek 107 bir tarih meydana ckt. Boylece gocebelerin her turlu metafizik, politik, met alurjik veya teknol ojik bulustan arndg genellesmis bir elestiriye seyirci kalnd. Burjuv veya Sovyet tarihcileri olsun (Grousset veya Vladimiristov), tarihciler gocebeleri h ic bir seyden anlamayan, ne aldrmadklar tekniklerden, ne tarmdan, ne sehirden ne de ykt

ar yahut isgal ettikleri devletlerden bir sey anlayan, tpk zavall bir insani-yetmis gi bi kabul ettiler. Ama, eger cok kuvvetli bir metal teknikleri olmasayd savaslar nasl k azandklarn anlamak iyice guc olurdu: Gocebelerin tekniklerini, silahlarn ve politik nasi atlarm imparatorluk devletinden almalar fikri, her seye ragmen kabul edilecek gibi d egildir. Devlet-bicimine soven ^e soydaslarla ilgiyi kesen kendilerine has bilesimler i, ozgun mekanlar, etken karakterleriyle tanmlanan ve cahillikle tan mlanamayan bir savas makinasmn ve bir goce be orgutunun ad oldugundan ayr, devletleri, sehirleri nasl ykmaya kalktklarn anlamak c rdu. Tarih gocebeleri azletmekten baska bir sey yapmad. Bu savas makinasna tamamen aske ri bir ulam (askeri demokrasi ulam) ve gocebelige tamamen yerlesik bir ulam (kategori ) uygulamaya calst (feodalite ulam). Ama bu iki varsaym da bir yurt ilkesini ongorur. - Y a imparatorlukcu bir devlet savasclarna memuriyet topraklar dagtarak, savas makinasm ele eci rir (eleroi veya sahte malikaneler), ya da orduyu olusturan, mulkiyetler aras bagmllk iliskilerinin kendisi ozel olan bir mulkiyet haline girmistir (vasal-lk veya gercek m alikaneler). (.66). Her iki durumda da (66) Feodal karater askeri demokrasiden d aha az asken bir sistem degildir; ama bu iki sistem de herhangi bir devletle icice girmis bir orduyu ongorurler (yani feodalite icin Karoienj devri toprak reformu). Gry azndv (Guney Sibirya), Nagel Yaynevi, Askeri demokrasiye yone - 108 vazgecilen veya verilen topraklar kadar bu isten karl ckanlarn borclarnn tesbiti icin de say mulki ve buyruguna girmistir. Ve suphesiz gocebe savasclarn, ne denirse densin, buyuk buluslar yapt vergi ve toprak duzeyinde, gocebe orgutunun ve savas makinasmn bu sorunlar kestikleri dogr udur. Fakat, tamame^ sosyal bir ilkenin ozerkligini belirleyen menkul bir vergi siste mi ve bir yurt duzeni bulmuslardr. - Orada sistemler aras karsklk veya bilesiklik olabil r; ama gocebe sisteminin ozelligi orada yaylan ve yer degistiren saylarla toprag ve bu goc elerin ic iliskileriyle vergiyi snrlams olmasdr. (Ornekce Musa'da bile vergi, saynn oz ni ile numarasa! bedeni arasndaki iliski icinde ise karsmaktadr). Ksacas feodalite veya skeri demokrasi, gocebelerin numarasal bilesimini acklamaktan cok uzak olup, yerlesik re jimlerde ondan ne kaldgn gostermektedirler. Onerme VII: Gocebe varlg etki olarak savas mn silahlarna sahiptir. Kullanmlarna gore aletler ve silahlar her zaman ayr tutulabili rler (insanlar mahvetmek veya urunleri uretmek). Ama bu dssal ayrm teknik bir nesnenin ikincil uygulamalarn acklasa da, iki grup arasnda genel bir degisirlik kurmay engellemez , oyle ki, aletlerin ve silahlarn icsel ayrmn one surmek cok guc gibi durmaktadr. Leroihan'm tanmlams oldugu Urken, bozkrlarda gocebe feodalitesinden bahseden Vladimirstov'du r, fakat orgutun feodallesmesi parcalandg anda veya fethettikleri Imparatorlukla butunlesti anda, bu ortaya ckar. Ve Mogollarn, basnda, Isgal ettikleri yerlesiklerin topraklarnda d gru veya yanls malikanelerde orgutlendiklerini gostermektedir. 109 vurucu silahlar her iki taraf icin de gecerlidir. Caglar boyunca, tarm aletleriyle savas aletlerinin es olduklar herhalde dogrudur (67). Bir ekosistemden bahsetmek mumkund ur. Bu yalnzca is aletleri ve savas aletlerinin belirliliklerini degis -tokus ettikleri cks noktasnda bulunmaz: Ayn makinasal filom (*) her ikisini de kateder gozukmektedir. B una ragmen bu ayrl klar tam olarak icsel olmasa da, yani mantksal, kavramsal ve hatta birbirlerine cok yakn dursalar da, ic ayrlklarn varoldugunu sanyoruz. ilk yaklasmda si arn izdusumu ile ayrcalkl bir baglar vardr. Frlatlan veya frlayabilen her sey onceli htr ve esas an ileriye itildigi, ileri dogru frlatldg andr. Silah atsbilimidir; sor ndisi bir savas makinasma gonderimde bulunmaktadr. Bir alet ne kadar frlatlrsa ve frlat an bir mekanizma tasrsa, o kadar o al etin kendisi ya sadece benzetmeyle ya da giz il bir silah olarak is gormektedir. Ve de aletler baska amaclara kullandklar veya icler inde tasdklar frlatc mekanizmalar degerlendirir dururlar. Ats silahlarnn kesinkes k a, frlatlan veya frlatlms silahlar olarak digerlerinin arasnda bir cins olusturduklar dur; ama el silahlar bile elin ve kolun alete gore baska bir kullanmn gerektirir. Ters ine alet daha ice donuktur; Belli bir mesafedeki maddeyi bir denge durumuna getirmek v eya onu bir iceridenlik bicimine sokmak icin alet bu maddeyi hazrlar. Uzaktan har eket etmek her iki du - (67) J. F. Fuffer, L'infiuence de l'armement sur I'histoi re (Silahlanmann Tarihteki Etkisi), Payot yaynevi, s. 23. (*} Filom, botanikte kul lanlan bi r sozcuktur. Eski Yunan diiinden Bat! dillerine girmistir. Bitkilerin lifler ini belirler (Klck, fasulye klcg vb. gibi). Ayn zamanda bitkisel ve hayvansal sekilleri vrimsel serisidir. (C.NJ. 110 rum icin de soz konusudur, ama bir skta merkezkac dig er sktaysa merkezidir. Ordu hemen karslk verip puskurtmek icin, kacmak veya icad etmek durumu n dayken, aletin kullanlmak veya yenmek uzere orada oldugu soylenebilir (hemen yant v ermek savas maki nasnn yaratc ve acil etkenidir, boylece de savas ma knas ne niceliksel

r arttrmaya ne de korunman bir gosterise indirgenebilir). Ikinci olarak, aletlerin v e silahlarn yonsemevle (temayulen) (asag yukar) - hz ve hareketle ayn tin iliskileri yo . Silah -hz birlikteligi uzerinde jsrarla duran yine Paul Virilio'nun esas buldugu se y budur Y silah hz icad eder veya hzn bulusu silah icad et mistir. (Silahlarn frlatma akteri buradan gelir) Savas makinas hza has bir vektor ortaya ckarr o kadar ki, sadece ykm gucune degil, ama dromokra s n (nomos) ( ) olan ozel bir isme ihtiyac olur Diger avantajlar yannda bu fikir savas ve av arasnda yeni tp bir farkllk ortaya ckarr. Cunk vdan ortaya ckmadg kadar avn kendisinden de silahlarn varedilmedigi kesindir. - Ya silah -alet degisebilirligmin ve ayrmnn alannda gelisir, ya da daha onceden olus turulmus ve ay anms silahlar kendi amacna kul lanr. Virilio'nun soyledigi gibi, insan diger hemcinsi ne avcnn hayvanla iliskisi tipinde bir iliskiyi uyguladgnda savas ortaya ckmaz, ama tersin avlanan hayvann gucunu kendisine edindiginde savas iliski sinden baska bir iliski icinde h emcinsiyle iliskiye gir eliginde, ortaya ckar (artk av degil, dusman olur) Savas makinas c gocebelerin bir icad olmas sasrtc degildir. Hayvanclk ve hayvan egitimi ne u ( *) Dromokrasi hz bilimidir ve Paul Virl'o'nun yontemidir. (CN) (**) Sitenin yasal ar. (C.N.). 111 kel avla ne de yerlesiklerin hayvanlar evcillestirmele -riyle karslastrl ilinir, fakat kesinlikle frlatlan, ileriye dogru sallanan bir sisteme bagldr. Her sefe rinde bir siddetle islem gormek ya da her sefer icin bir siddet olusturmak yerine, savas makinas hayvan egitimiyle tum bir siddet tutumlulugu, yani bunu sonsuz ve kalc klmak ger ekcesini kurar. Kan aktmak, ani olum, siddetin sonsuza dek kullanmnn tersidir, yani sidd in tutumlulugudur (...) siddet tutumlulugu ne avcmmki ne de hayvan bakcsnmkidir, fakat avlanan hayvanlarn siddetininkidir. Ata binmede, kinetik enerjide, atom hz saklanr a ma proteinleri saklanmaz (motor ve atn eti degil) (...) Halbuki avda, avc sistemati k bir oldurme ile vahsi hayvansallgm hareketini durdurmay amaclar, hayvan egitimcisi onu saklamaya (baslar) ve egitim sayesinde, at binicisi harekete yon vererek ve h zna hz katarak harekete ortak olur. Teknolojik motor bu yonu gelistirecektir, ama ata binme savascnn ilk frlatma gucunu olusturur, ilk silah sistemidir (68). Hayvan-olusun savas mak snda olusu buradan kaynaklanmaktadr. Bu savas makinas, ata binmeden once ve at binicil iginden once var myd? sorusunu ortaya ckarr. Sorun bu da degil Sorun bagmsz veya ozgur lesen hz (68) Vinlio, Yolcunun Metapsikozu, Traverses no: 8. Herseye ragmen Virilio avda n savasa dolaysz bir gecisi gosteriyor: Disi hayvan kullanmas, tasma veya semer, avc sel bir duello iliskisine girmesini saglar. Ama Viriiio'nun kendisi, frlatc olarak hz v smay, hayvanclk olarak yer degistirmeyi bize ayr seylermis gibi verir. Ilk bak sta sava as tanmlanr, halbuki ikinci baks ortak alana gonderimde bulunur. At, ornegin, savasmak ic n ayaklarn yere basan insanlar yalnzca tasdgnda savas makinasna -ait olmaz. Savas mak yla degil eylemle tanmlanr. Isterse tasmann eylem uzerinde hareketi olsa bile. 112 vektorunun ortaya ckmas avas makinas tarafndan icerilmesi sorunudur; bu hz oncelikle avlanan hayvana gonderimde bulundugu avda olusmamakta -dr. Bu vektorun ata binmeye ihtiyac duymadan bir piyade o rdusu nda olusturuldugudur; dahas, ata binme varolabilir, ama ozgur vektorde basgosterme den tasma veya tasma arac olarak kalacaktr. Bunun yannda, her halukarda, savasc hayvand bir av modelinden cok motor fikrini odunc almstr. Av fikrini dusmanna uygulayarak genelles irmem, motor fikrini so -yutlastrarak onu kendi kendisine uygular. Iki kars ckma birden ayn anda meydana gelir. Birincisine gore, savas makinas hz kadar agrlk merkezi ve bir t ip agrlk tasr (agr ve hafif ayrm, korunma ve sald rma simetrisizligi, dinlenme ve geri arstlg). Fakat savaslarda o derece onemli olan, katlp kalmalar (katatoni) ve hareketsizl kler veya zamanlama gorungulerinin nasl, baz durumlarda salt bir hz bilesimine gonderimd bulunmasm gostermek kolay olacaktr. Ve diger durumlarda devlet aygtlarnn savas makinasn kendilerinin sahip ckmalarnn kosullarna, ozellikle kars guclerin dengelenebildikleri bir -tuklu mekan duzenleyerek gonderimde bulunurlar. Hzn bir frlatmada kursun veya havan t o pu mermisi, askeri ve silahn kendisini kmudamazlga mahkum eden bu frlatlann ozellikleri e soyutlandg da bas-gosterebilir (1914 savasndaki kmldattazlk boyle olmustur). Ama guc gelenmesi bir direnis gorungusudur, halbuki kars ataga ka lkmak bir aceleciligi veya denge yi bozan bir hz degisikligini icermektedir: Hz-vektoru uzerinde islemlerin tumunu yeniden t arlayacak olan tanktr ve yine tank silahlar ve inSavas Makinas - F. 8 113 sanlar sini len yerden ckararak harekete kaygan b ir mekan verecektir (69). Devrik itirazlar d aha da karsktr. - Hzn silahn bir ksmn olusturdugu gibi, aletin de bir ksmn olustu savas makinasna ait degildir. Ama, belki de niteliksel modeller aramak yerine, hare ketin niceliklerini ele almaya yatkn olundugundan mdr? Ulkucu iki motor modeli, emek ve serbest hareket modelidir. Emek direnislerle karslasan ana nedendir ve dsars uzerinde is

em gormekte tuketilmekte yahut etkisinde harcanmaktadr ve her an yenilenmek zorunda dr. Serbest hareket de ana nedendir, ama onun yenmek icin direnis hareketleri yoktu r ve hareketli bedenin kendisinin uzerinde is gorur, etkisinde tuketilmez ve iki an a rasnda yolunu surdurur (hareketli bir sureklilik fikri). Emekte onemli olan bir (agrl k tas) olarak kabul edilen bir beden uzerinde, agrlkla eylemini surduren neticeli bir gucun uygulama noktasnn goreceli yer degistirmesid Serbest harekette noktalanmams bir mekan mutlak olarak isgal etmek icin bedenin ogeler inin agrlktan (69) J. F. Fuller, L'inffuence de I'armement sur Ifistofre, s. 155. 191 4 savasnn once nasl ofansif bir savas olarak, topcu atesi uzerine kuruldugunu gosterir. Am bu kendi kendine karsr cevrilir ve hareketsizligi zorunlu klar. Savasa yeniden bir hz verme k toplan cogaltarak mumkun olabilir, cunku top mermilerinin actklar delikler savas me ydann cok kullansszlastryordu. Ingilizlerin ve general FuHer'in varms olduklar sonuc Bu tank iceriyordu : yer gemisi, tank toprak uzerinde kaygan veya denizci mekan yenid en olusturuyordu ve toprak ustu savasa gemi taktigi koyuyordu. Genel kuralda, cevab heme n yapstrmak ayn kimseden ayn kimseye dogru gitmiyordu : tank top atsma kars yant veriy misilli helikopter tankn atesine yant ver iyordu vs. is makinasnda icad edilenden cok farkl bir savas ma -kinas icadnn etkinligi burada yatar. 114 kurtulduklar bicim budur. Silahlar ve kullanmlar serbest hareket modeline gonderimde bulunur gibidirler, ama o kadar da aletler bir emek modelin e gonderimde bulunuyor gibi dururlar. Bir nok tadan diger bir noktaya duz cizgisel yer degistirme, aletin goreceli hareketini olustur ur ama kasrgams bir mekan isgal bicimi, silahn saltk hareketini olusturur. Sanki silah devingendi, oz-devingendi, halbuki alet olgunlasmst. Emek, vermis oldugumuz gercek veya anatanm kapsadg olcude emekle alet arasndaki bag kesinlikle kabul edilemez. Emegi belirl n alet degildir, dogru olan bunun tersidir. Alet emegi ongorur. Bunun dsnda, silahlar da tam belli ol arak nedenin yenilenmesini, bir etkinin icinde yoklusu veya harcans, dsa kars konulan bir carpsmay, ve gucun yer degistirmesini icerirler. Aletlerin karssnda onl rs ckjacak buyulu bir kuvveti silahlara odunc vermek de bosunadr: Silah ve alet kesinlikle yn alan tanmlayan ayn yasalara boyun egerler. Ama, her teknolojik ilke olan teknik bi r ogenin soyut kaldgn ongoren bir duzenlemeye gonderme yapmadkca belirsiz kaldgn goste ogeye nazaran birincil olan makinadr: Teknik ma kinann kendisinin belli ogeler butununde n olusmasn degil, sosyal veya kollektif makinann kendisini tanmlar, belli bir anda, te knik ogenin hangisi oldugunu, kullanmnn genislemesinin, anlaslmasnn vb. ne oldugunu bel ecek olan makinasal duzenle medir. Duzenlemeler araclgyla filom secenekte bulunur, nite ler ve hatta teknik ogeler bulur. Oyle ki, ongordukleri duzenlemeler ve bunlarda girdik leri sekiller tanmlanmadan once, aletlerden veya silahlardan bahsedilmez. Bu anlamd a silahlarn ve aletler in yalnzca dssal bir sekilde birbirlerinden ayrlamayacaklarn Ye buna ragmen icsel farkllk karakterlerinin 115 olmadgn soylemekteyiz. Onlann ic karakterleri vardr (ama oz karakterleri degil) (*) bunl ar icinde alnan birbiri ardna dizili duzenlem elere gonderimde bulunurlar. Serbest ha reket modelini gerceklestiren silahlarn icinde bulunanlar ve onlarn fiziki varlklan degi ldir; bu silahlarn bicimsel nedeni olan savas ma -knas duzenlemesidir. Ve diger yanda, e ek modelini gerceklestiren aletler degil, ama aletin bicimsel nedeni olarak emek maki nas duzenlemesi gerceklestirilir. Alet agrlk kosullanna bagl kaldg halde silahn hz n tutulamayacagn soyledigimizde, kendine has olan duzenlemede alet soyut olarak daha hzl e soyut olarak silah daha agr olsa da bu iki tip duzenlemede yalnzca bir aynm belirtmek istiyoruz. Alet esasen bir dogusa, bir yerdegisi-mine, bir gecis harcamasna ki, bunlarn hepsi yasalarn emekte bulurlar, bagldr; halbuki silah sadece zamanda ve mekanda guc gos terisini veya alstrmasn, serbest harekete bagl olarak, icerir. Silah gokten zembille inm z ve tabii ki uretimi, yer degistirmeyi, harcamay ve direnisi ongorur. Ama bu yon silahn ve aletin ortak noktalarna gonderimde bulunur. Silah n ozgunlugunu -bu ozgunluk sadece gucun disi kabul edildigi zaman belirir - mekanda ve zamanda sadece devingen saydan baska sna gonderimde bulunmadg zaman veya hz yerdegistirmeye eklendigi zaglan, icermez (70). So t olarak bir silah emek mode - (*) Ozunde ds kosullardan bir bagmszlk soz konusudur, icse olan belli bir denge kurmak zorundadr (C.N.) (70) Bu iki modeiin genel ayrm uzerine: e mek -serbest hareket, gucu kendinde saklayan gucutuketen guc, gercek-etki, bicimsel-etki kz. Martia! Gueroult'nun tebligi Dinamik ve Leibnizci metafizik Les Beiles Lettres, s. 55, 119 ve 222 -224. 116 une gonderimde bulunmaz, ama serbest hareket modeline gonderimde bulunur, emek kosullarnn, ayrca, tamamlanms oldugu ongorulur. Ksacas, guc ac , agrlk, yer degistirme, yukseklikagrlk sistemine bagldr. Silah, surekli hareketli - h ine bagldr. (Bu anlamda, hzn kendisinin bir silah sistemi oldugu soylenebilir). Genelde

ollektif ve makinasal duzenlemenin teknik oge uzerin deki birinciligi aletler icin ol dugu kadar silahlar icin de gecerlidir. Silahlar ve aletler birer sonuctur, sadece s onuctur. Sk sk bir savasn icinde bulundugu savas orgutunden bagmsz olamadg soylendi. O k silahlar yalnzca savas ma-kinasnn degisinimi olarak piyade askerler tarafndan varoldu: Bu sradaki tek bu duzenleme tarafndan yaratlan silah iki kollu bir kalkandr -, diger silahlar-sa, daha onceden va rdr, ama ayn dogaya, ayn isleme sahip olmadklar baska bagdasmlarda vard r (71). Heryer ah sistemini olusturan bir duzenlemedir. Mzrak ve klc, bronz devrinden beri varoldugu g ibi, ilk topcu silahlarn bir kenara brakan cekic ve orak ve bcag ve kargy uzatan at -i ep duzenlemeyle vardr. Uzengi, kendi sras geldiginde yeni bir in -san-at duzenlemesi or taya ckarr, yoni bir mzrak tipi ve yeni silahlar beraberinde getirir; ve dahas, bu at -uzengi-insan duzenlemesi degisiklige ugrar; ve gocebeligin genel kosullarna veya daha sonr a feodalite' -nin yerlesik silahlarna gore ayn etkileri gostermez. Halbuki alet icin d urum ayndr: Orada da hersey bir emek orgutune ve esya, hayvan ve insan arasndaki {71} Ma rcel Detienne, La phalange, problemes et controverses (Piyade, Sorunlar ve Kars Ckmal ar), Eski Yunanda savas sorunlar, Mouton Yay. Bir bakma teknik sosyal olann ve zihins erin icindedir. s. 134 117 degisik duzenlemelere bagldr. Boylece saban ozgun alet olarak y lnzca 'uzatlms* ack alanlarn hakim oldugu okuzun at tarafndan cekim hayvan olarak degi , topragn uclu almask ekime bagl olmaya basladg ve ekonominin ortaklasa yapldg bir bu mektedir. Daha once saban varolabilir, ama kara saban ile farkl karakterini belirl emeyen, ozgunlugunu ortaya ckarmayan baska duzenlemelerin kenanndadr (72). Duzenlemeler tut u vericidir, bunlara arzu bilesikleri denir. Arzunun dogal veya kendiliginden bir b elirlenmeyle hic bir ilgisi yoktur. Sadece makina -lasms, duzenlenmis, duzenlenmekte ol an arzu vardr. Usculuk, verimlilik gibi duzenleme kavramlar ortaya koydugu tutkularn dsn a degil, arzularn duzenlemeyi olusturduklar kadar, onun da arzular olusturdugu olcude, anc k varolabilirler. Detienne savas ma-kinas ile arzu arasmdaki degisinimden ve digerler inin tum bir tersyuz edilmesinden bagmsz olmayan Yunan piyadesini gosterdi. Bu insann a ttan indigi ve hayvan - insan iliskisinin yerini asker-vatandas, koylu-asker olayn hazrl ayacak olan piyade duzenlemesin - deki insan-insan iliskilerine braktg durumlardan bir idir: Savasn tum bir Eros'u degisiklige ugrar, atl binicinin hayvanla cinsellesen Eros'u, yerini grubun escinsel Eros'una brakr. Ve suphesizdir ki, devlet her (72) Uzengi ve s aban uzerine bkz. Lynn White Junior, Ortacag Teknolojisi ve Sosyal Degisimler, Mouton Yay. Bolum I ve II. Ayrca toprag kazmaya yarayan sopa, saban ve tarla capas, dinlendir ilmeye braklan tarlann zamanna, halknn yogunluguna gore degisen, srasyla ortak duzenlemelere bagldrlar. Bu Braudel'in su sekilde sonuclandrmasna olanak vermistir: Bu a ann aleti sonuctur, neden degildir. Braudel, Civilisatiort Materieile et Capitalisme (Maddi Uygarlk ve Kapitalizm) s. 128 118 seferinde savas makinasna el koydugunda, va tandasn egitimini, emekcinin olusumunu, askerin ogretimini yaknlastrmaya dogru yonelir. Am her duzenlemenin bir arzu duzenlemesi oldugu da dogrudur, soru kendilerince kabul e dilen emek ve savas duzenlemelerinin oncelikle degisik duzenlerin tutkularn harekete geci rdiklerini bilmektir. Tutkular duzenlemeye gore degisen arzu gerceklestirmeleridir: Bu ne ayn adalet, ne ayn vahset, ne de ayn acma bicimidir. Emek rejimi oznenin olusumunun bagl oldugu Bicimin gelisiminden ve orgutlenmesinden ayr tutulamaz. Bu emekci bicimi gibi ygunun tutku verici rejimidir. Duygu maddenin ve duzenlenisin bir degerlendirmesini , seklin bir anlamn ve onun gelismelerini, gucun bir tutumlulugunu ve yer degisikliklerin i, tum bir agrlg icerir. Ama, savas makinasnn rejimi etkilerin rejimidir, bunlar kendind i degiskenlige, ogeler aras hzlarn bilesimine ve hzlara gonderimde bulunmaktan baska bir yapmazlar. Etki heyecann baslamas, yant vermesidir, halbuki duygu her zaman direnen, geri kalan, yer degistiren bir heyecandr. Etkiler silahlarn frlatc oldugu kadar frla ar, halbuki duygular aletler gibi iclerine alcdrlar. Silahla etkici bir iliski mevcut tur, buna yalnzca soylenceler sahit olmakla kalmazlar, ama hareket sarklar, kibar ve sov alye romanlar da sahit olurlar. Silahlar birer etkidir; etkilerse birer silah. Bun a gore, mutlak hareketsizlik, salt katlp kalma hz -vekto-runun birer parcasdr ve hareket taslasmasn eylemin tas gibi olmasna bilestiren bu vektor uzerine tasnrlar. Sovalye eger rinde uyur ve bir ok gibi frlar. Bir savas makinasnn en yuksek hzyla askda kalmalar, b aylmalar, ani katlp kalmalar (katatoni) en iyi uyarlayan Kleist olmustur: Oyleyse 119 b ize teknik ogenin silah olusuna, ayn zamanda tutku ogenin etki -olusuna gozlemcilik yapm ak kalmstr (Penthesuee denklemi). Savasa deggin sanatlar daima hzl silahlar ve oncelikle mutlak) zihin hzn buyruk altma aldlar; ama boylece de bunlar hem askda kalan, hem de h areketsiz sanatlar oldular. Etki bu uclar kateder. Ayrca savasa deggin sanatlar (arts

nar -tiaux) bir devlet isiymis gibi bir kod dilemezler mi; ama yollar etkinin o ka dar da yoludurlar; bu yollar uzerinde silahlar kullanmak kadar, kullanmamak da ogren ilir; sanki etkinin kuvveti ve kulturu duzenlemenin gercek amacdr, silah ise sadece geci ci bir alettir Yapmamak, yapmamay ogrenmek savas makinasna aittir : savascnn yapma-mak, oznenin kullanmamas. Bir koddan ckartma hareketi savas makinasm kateder, halb uki ust-kodlama aleti bir emek orgutune ve devlete bagl klar, (aleti ogrenmeme diye bir se y yoktur, onun sadece yoklugu doldurulur). Savasa deggin sanatlarn agrlk merkezini ve o nun yer degistirme kurallarn anmsadklar dogrudur. Bu, yollarn sonucunun daha olusmams dan dolaydr. Ne kadar uzaktan birbirlerine girseler de o kadar, hala, devletin alan i cindedirler ve ortak alanda baska bir dogann mutlak hareketlerini cevirirler. Yoklukt a degil boslukta gerceklesenler, orada hic bir amacn olmadg boslugun kayganlgnda gercekl : Hucum, yant verme (puskurtme) ve dusunme kaybolan beden (73). Gostergeler ve aletler ara snda, dai - (73) Savasa deggin incelemeler yollarn hala agrlga boyun* egdigini anmsatrl ist'n Kuklalar Tiyatrosu herhalde Bat yaznmsn kendiliginden en Dogulu metnidir, buna be nzer bir hareket belirtir: Agrlk merkezinin duzcizgisel yerdegistirmesi daha mekaniktir v e agrlg tanmayan ve tini iceren daha giz dolu bir seye gonderir. 120 ma duzenlemeye gor esasl bir iliski vardr. Yani aleti tanmlayan emek modeli devlet aygtna aittir. Ilkel to plumun insannn yaptg isler cok kurallar ve bask altnda da olsa, gercekten soylemek gere e pek islemiyordu ve savascnn durumu da ayn sekildeydi. (Herkul'un basardg isler krala b gmeyi gerektiriyordu) Yurttan soyutlanp, nesne olarak t opraga tasndgnda teknik oge alet aline gelmektedir; ama ayn zamanda da im beden uzerine kaytlanmaya baslar ve hareket siz nesnel bir madde uzerine yaylr. Emek olmas icin yaplan isin devlet aygt tarafndan sin gostergebiliminin yaz tarafnda n kaplms olmas gerekir. Emegin orgutunun - }raz imle t-im duzenlemesinin kaynasmas buradan gecer. Silah icin durum bambaskadr, silah mucevher lerle esasl bir iliski icindedir. Mucevherler o kadar ikincil uygulamalara maruz kal mslardr ki, onlarn tam olarak ne olduklarn bilmiyoruz. Ama bizce mucevhercilik barbar a gocebe sanat olmustur denildiginde ve bu aznlk sanat eserlerini gordugumuzde bir seyleri uhumuzda kprdanmaya basladgn duyarz. Bu tokalar, bu altn ve gumus plakalar ve mucevher ilya olan kucuk nesneleri icerirler (sus esyalar), hem tasnmas kolaydr, hem de onlar km nesnelere aittirler. Bu plakalar kendileri hareketli ve kmldar olan nesneler uzeri nde salt hz gostergeleri cizimini olustururlar. Madde-bicim iliskisiyle olusmaz, ama to pragn sadece bir yer oldugu, hatta yerin bile olmadg, dayanagn bile devingen oldugu kadar motiflere sahip olduklar dayanak-motiflerle biryerden bir-yere giderler. Gumusten beyaz bir sl olusturarak, altn kzulast rarak, renklere s Altn kosum takmlarna, klcn klfna, savascnn kyafeti - 121 ne, silahn sapna aitt : Bir kere kullanlan seyi bile suslerler, ornegin okun ucunu bile suslerler. Harcanan guc ve emek ne olursa olsun, onlar salt devingenlige gonderilen harcama, direnme, ve agrlk kosullaryla emege gonderilmeyen ozgur hareketlerdir. Seyyar demirci kuyumculugu sil aha goturdugu gibi silah da kuyumcuya gider. Alun ve gumus bambaska islevlere sahip olurlar , ama silahlarla, onlara bagl anlatm ifadelerini madde olmayan savas makinasmn gocebe p ay olmadan, anlaslmazlar bunlar (tum savasn soylencesi gumusde varlgn surdurdugu kadar, bir ogedir de). Mucevherler silahlara esdeger olan hz -vektoru uzerine tasman etkilerdir. Kuyumculuk, mucevhercilik sus sanat hatta suslemek, hatta yazya hic bir sekilde boyun egmeyen soyutlama kuvveti olsalar bile, bir yaz yazmazlar. Yalnzca bir kuvvet baska turlu, duzenlenmistir. Yazya donersek, gocebelerin yazya iht iyaclar yoktur, dilleri fonet k suretini sunsalar da yerlesik komsu impara-torluklarmkini almaya bile ihtiyaclar y oktur (74). Kuyumculukta ki telkari isler ve altn renkli veya gumus renkli elbiseler ye tkinlikleriyle bir barbar kuyumculuk sanatdr (...) Iskit sanat yabanclara ayrlms ticare i hem bir kenara atan, hem de kullanan savasc ve gocebe ekonomiye bagl olarak dekoratif ve luks bir gorunuse dogru meyillenmistir. Barbaria - (74) Bkz. Paul Peiliot, Les Syste mes d'ecriture en usage chez les anc iens Mongols (Eski MogoIIarda Kullanlan Yaz Si stemleri), Asia Major, 1925. Mogollar Uygur yazsn Siriyak alfabesini kullanrlarms (Tibet liler Uygur yazsnn fonetik kuramn yapacaklardr); Mogollarn gizli tarihinden bize gelen i ceviriden biri Ci nceden cevirilmis, dige-riyse Cin karakterli fonetik (sesbilgisel) bir suretten cevrilmistir. 122 rn sahip olmaya veya kesin bir kod yaratmaya hic mi hic ihtiyaclar olmayacaktr, ornegin ne basit resimli bir ideografi ne de daha ileri ol an komsularnn k ullandklar yaz ile yarsmaya konulacak heceli bir yazya ihtiyaclar ola Isa'dan once dorduncu ve ucuncu yuzyla dogru Karadeniz'in Iskit sanat sekillerin bir semati nuna dogru yonelir ve ondan bir proto - yaz yapmaktan cok, duzcizgili bir susleme sanat olusturur (75). Mucevherler, suphesiz, metal plakalar veya hatta silahlar uzerine isle

nebilir, ama bu maddeler uzerinde varolan bir yaznn yazlmas anlamn tasmaktan oteye git En bulank olan runik (*) yaznn durumudur, cunku mensegi nde ozellikle mucevherlere, kuyu uluktaki telkari islere, kuyumculuk ogelerine ufak menkul nesnelere bagl oldugu soylenir. Ama kesinlikle runik yaznn ilk doneminde cok zayf bir iletisim gucu etkisiz bir kamu islevi vardr. Gizli karakteri yuzunden onun buyucu yazs oldugu soylendi. Aslnda ozellikle: 1) Uretim veya bagml olma markalar olan imzalar; 2) Sevgi ve savas mes ajlar tasyan duygusal etkili bir gostergebilimi soz konusudur. Yazdan cok suslu bir metin yazmak icin kullanlmstr, pek is e yaramayan bir bulus ve tam dogmams bir sekle sahiptir i yaznn vekilidir. Yaz degerini ikinci devrinde edinir; orada Isa'dan sonra dokuzuncu yuzylda Danimarka reformuyla antlardaki yazlar olarak belirir, bu devlet ve emekle olan iliskide ortaya ckar (76). (75) Georges Charrieres, L'art barbare scythe (Iskit Barbar Sanat), Ed. du Cercle d'art, s. 185 (*) Eski Germen ve Iskandinav harfleri ne deggin olan (C.N.). (76) Bkz. Lucien Musset, Introduction a la runologie (Runik Yazya Giris), Aubier. 123 I Aletlerin, silahlarn, imlerin, mucevherlerin her yerde, ortak bir alanda bulunma s fikrine kars caklabilir. Ama bu sorun degildir, her durumda bir koken aramak da sorun degildir. Soz konusu olan duzenlemelere tanklk etmektir yani farkllk belirt ilerini bu lmaktr, farkllk belirtilerine gore, bir oge sekilsel olarak bir duzenlemeye diger bir duz enlemeden daha, fazla attir. Hatta mimarinin ve mutfagn devlet aygtyla kaynasmakta ol dugu soylenecektir, halbuki muzik ve uyusturucunun gocebe savas makinas tarafna koyulan f arkllk belirtileri vardr (77). Silahlar ve aletlerinin aynmn belirleyen farkllk bir y mdir, en azndan bes acdan boyledir bu : anlam (frlatma - icine alma), vektor, (hzagrlk) el (eylem-ozgur emek), anlatm (im-mucevher), arzu duyan veya tutkulu mekan (etkiduyg u). Ve suphesiz devlet aygt, ordularn disipline sokarak, emegi temel bilim haline getir erek, yani kendi belirtilerini zorla kabul ettirerek, rejimleri tek sekle koymaya dogru yonelir. Fakat, silahlar ve aletler baska degisim duzenlemelerinde degillerse ba ska ittifak iliskilerine girmeleri de mumkundur. Savasc insan koylulerle veya iscilerle itti faka girebilir, ama ozellikle savas makinasn yeniden ortaya koymak emekciye, koyluye ve ya isciye aittir. Topun tarihinde Hus savaslar srasmda Zisca'nn tasnr top(77) Gocebe sav kinasnda bir mutfak ve bir mimari vardr, ama bu yerlesik bicimli seklinden ayran bir be lirti altnda gerceklesir. Ornegin Eskimo iglosu, Hun tahta saray, gocebe mimarisi cadrdan rtaya ckmstr. Yerlesik sanat uzerindeki etkisi kubbe ve yar -kubbelerden ve ozellikle tp drda oldugu gibi, cok bask baslayan bir mekann kurulmasndan ortaya ckmaktadr. Gocebe mutfagma gelince, bu oruc tutmay iceren bir mutfaktr. (Pas kalya gelene gocebedir). Ve bu belirtilere, bir savas makinasna aittir mutfak: Ornegin Yenicerileri n toplant merkezinde bir kazanlar, mutfakla ilgili rutbeleri, kulahlarnda tahta bir m utfak kasg vardr. 124 lan silahlandrp, okuz arabalaryla hare ket eden kuleler kurdugund oyluler onemli bir salma getirmislerdir. Kacak da olsa, asker-isci, silah-alet, duygu e tki kaynasmas devrimlerin ve halk savaslarnn onemli bir ann olusturur. Aletin emekten ba harekete gecen sizofrenik tad, silahn ise, onu bars durumunda sulh yapmaya geciren sizo frenik bir tad vardr. Bu hem karslk verme (puskurtme) hem de direnistir. Hersey cokanlaml Ama bu cokanlamllklarla Jun-ger yatay-tarihi olarak baskaldran bir yandan isciyi, diger ndan da ask eri beraberinde, hem bir silah anyonun ve bir alet anyorum denilen ortak bir kacs cizgisine tasyarak, onun bir portresini cizdiginde, Junger'in cozumlemelerinin ni eliklerini kaybetmis olduklann sanmyoruz : cizgi cizmek veya ayn anlama gelen cizgiyi g ecmek, asmak, naslsa cizgi ayrm cizgisini gecerek cizilebilmektedir (78). Suphesiz savas in sanmdan daha demode hic bir sey yoktur: Uzun zamandan beri baska bir kisilige burundu, o artk asker, iscinin kendisiyse bir suru kotu seruven yasad... Ama bu na ragmen, savas insa lan yeniden ortaya ckyorlar, hem de bir suru cokanlamllklar tasyarak: Bunlar siddetin is ramazlgn bilenlerdir, ama yeniden kurulmak uzere olan savas makinasyla bitisik komsu olan lar da bunlardr, devrimci ve etken puskurtm eleri yeniden yaratan savas makinasyla ko msu olanlardr. Emege inanmayan, ama yeniden kurulmak uzere olan emek makinasyla bitisi k komsu olan (78) Jonger, Traite du rebelle (Baskaldranm Incelenmesi), Bourgois Yay., Jonger kitabnda en net olarak nasyonal-sosyalizme kars ckyor ve Der Arbeiter'deki belirt ileri geilstiriyor: etken kacs olarak 'cizginin kavram ve bu eski asker ve modern iscini n figurlerinin arasndan geciyor, ikisini de baska bir duzenlemede, baska bir yazgya dogr u surukluyor (Junger'e atfedilmesine ragmen, Heidegger'in dusuncelerinde, cizgi kavram uzer ine hic bir ^ey kalmamstr). 125 isciler de yeniden ortaya ckyorlar. Teknolojik ozgurluk v tken direnis makinas. Eski soylenceleri veya eski bicimleri yeniden canlandryorlar, ya ta y tarihi bir duzenlemenin yeni sekildir onlar (ne tarihi, ne ebedi, ama vakitsiz g

elen) : seyyar isci ve gocebe savasc. Daha simdiden kara bir karikatur onlar solluyor, par al asker veya hareketli askeri egitmen ve teknokrat veya yaylaya ckan cozumleme yapan, C .I.A. ve I.B.M.. Ama yatay -tarihi bir bicim eski soylencelere kars kendisini korumas gerektigi kadar, onceden yaplms sekilsizliklere kars da kendini korumas gerekir. Soylenceyi yeniden feth etmek icin geriye donulmez, en uc tehlikenin icinde za man temel noktalarna kadar titrediginde, ona yeniden rastlanr. Savasa deggin sanatlar ve yeni teknikler sadece yeni bir tip savasc ve isci kitlelerini birlestirmek olanag ile degerlidirler. Silahn ve aletin ortak kacs cizgisi: Salt bir mumkun-luk, bir degisinim (mu asyon). Asag yukan dunyann duzenine ait olan denizalt, havac ve yeralt teknisyenleri ort ya ckarlar, ama yeni duzenlemeler icin baskalar tarafndan kullanmaya yarayan, ama buna ragmen edinilmesi kolay olan gizil eylemler ve bilgi yuklerini istenc ds olarak bulan ve toplayan bunlardr. Gerilla ve devlet aygt, emek ve bagmsz hareket arasnda odunc aln hep iki anlamda, cok degisik bir mucadele icin, yaplmslardr. Sorun III: Gocbeler silahlar asl icat ederler veya b ulurlar? Onerme VIII: Metalurjinin kendisi gocebelikle zorunl u olarak elbirligi eden bir akm olusturur. Teknolojik ogeleri (eger, uzengi, nallama, ko sum takm..) bakmndan, strateji veya bilesim bakmn126 dan, savunma ve saldrma silahlan dan savasclarn getirdikleri buluslar bozkr halklarnn sosyal, politik ve ekonomik rejimle rinden cok daha az tannmaktadr, ama buna ragmen gocebelerin izini yok edemez. Gocebeleri n bulduklan sey, silah -hayvan-insan ve ok-at-insan duzenlemeleridir. Ve bu hz duzen lemesinin ardnda, yeniliklerle meta caglan belirir. Bronzdan yaplms sap delikli Hykos'l an baltas, (Hititlerin) demirden klc kucuk atom bombalanyla kyas edile-bilinir. Bozkr larnn hemen hemen kesin bir donem sralamas, hafif ve a gr silah almasas (Iskit tipi, Sa t tipi) ve ortak sekilleri yaplabilir. Eritilmis celik, genelde egik ve guduk edilmis, e gik yonlu boy klc, yuzden ve ince uzun dovulmus demir klcn dinamik mekanndan baska bir amaktadr: Araplarn daha sonra edinecekleri Iran ve Hindistan'a bunu getiren Iskitler olmustur. Top'un icadyla, barut-lu topun hzlhgyla hakh ckmstr ve atesli silahlarn bu gocebelerin yaratc rolunun yokoldugu sonucuna varlr. Ama bu zorunlu olarak onlan kullan masn bilmenin hatas degildir: Gocebe gelenekleri canl kalan Turk ordusu buyuk bir atesli lah gucu ve yeni bir mekan gelistirmekle kalmazlar, ama daha karakteristik olarak h afif toplar arabalarn ve korsan gemilerinin hareketli olusumlanna cok daha yaksrlar. Ege r top gocebelerin bir snrn belirtiyorsa, onemli parasal bir yatrm gerektiginden ve bunu lnzca devlet aygt gibi bir seyin basarabilme olanagndan dolaydr, (ticari sehirler bile yeterli olamamslardr) . Ama beyaz silahlar ici n ve hatta top icin su veya bu teknolojik soyda daima bir gocebeye rastlandg hala gecerlidir (7 9). (79) Lynn White gocebelerin bulus gucune inanmasna ragmen, koku sasrtc olan genis tek k soyda bile bazen benzerlik kurar: Scak 127 Tabii ki her durum bir tartsma konusudu r: Ornegin uzengi uzerine buyuk tartsmalar (80). Aslnda oldugu gibi, neyin gocebelere, neyi iliskide bulunduklar, feth ettikleri, icinde eriyip gittikleri Imparatorluklara ait oldugunun ayrmn yapmak cok guctur. Buyuk Imparatorluk ordusu ve savas makinas arasnda o kaynasma veya araclk, sacak vardr ki, bazen seyler once gelebilirler. Klc ornegi tipikt e uzengiye karsm suphesizlik icindedir; Eger Iskitler klc yayanlarsa ve klc Hintlilere re ve Arapla ra ta-sdlarsa, ayn zamanda da ilk kurbandlar; ilk olarak Iskitler bunun a ltmda ezildiler; ilk olarak Ts'inlerin ve Han'larn Cin Imparatorlugu klc icad etti, yan i eritilmis celigin veya deneme potasnn tekelini elinde tutan Cin Imparatorlugu (81). Bu ornekte modern tarihcilerin ve kazbilimcileri -nin rastladklar guclukleri belirtmek icin bir neden var. Klc orneginde ki, bu ornekte olgular yeterince imparatorlukcu bir kokten bahsediyorlar, en iyi yorum yapan bile, zaten Iskitlerin klc yaratama yacaklarn eklem ekte eksik kalmyor. Cunku onlar zavall birer gocebeydiler ve deneme potasmdaki celik zor unlu olarak yerlesiklerden gelmeliydi. Ama resmi eski Cin hava ve turbinden gecirme M alezya'dan gelmistir (Ortacag Teknolojisi ve Sosyal Degisiklikler, Mouton Yaynevi, s. 112 -113): Boylece Orta-cag'n sonundan gecerek modern zamanlarn basna kadar, teknigin ve ilimin baz buyuk sekillerinden biri teknik bir etki zinciri Malezya'nn ormanlarna kada r gidebilir. Ikinci bir Malezya bulusu pistonun sup hesiz hava basnc ve uygulamalar uzer inde onemii bir etkisi olmustur. (80) Uzenginin ozellikle karsk sorunu icin, bkz. Lynn W hite, J. Bo -ium. (81) Bkz. Mazahri'nin mukemmel makalesi: Celik klca kars demir klc, 958. Yukardaki kars ckslarmz bu makalenin oneminden bir sey kaybetmesine yetmez. 128 an gore, nicin Imparatorluk ordusundan kacan askerler bu gizli srr Iskitlere ogretsinler? V e eger iskitler kullanmaya kabiliyetleri yoksa ve bundan hic bir sey anlamazlarsa gi zli srr vermek ne anlama gelebilir? Asker kacaklarnn srt kalnms. Bir sr ile atom bo z, eger yeniden uretmeye ve degisik kosullarda celik klc ortaya ckarmaya ve klc baska

ere gecirmeye yetenek yoksa, bir celik klc daha ya plamaz. Uretme, yayma tamamen bulus ci zgisine aittir; ona bir dirsek ckarlar. Ve dahas: Deneme potasndaki celik oncelikle ma dencilerin bulusu olmasna ragmen nicin onun zorunlu olarak im-paratorlukculann veya yerlesiklerin mulkunde oldugu soylenmektedir? Bu madencilerin zorunlu olarak devlet aygt tarafndan d enetlendigi ongorulur, ama teknolojik ozellikleri ve sosyal bir yasadslklar vardr onlar lar denetim altnda olsalar bile ne kendileri tan tamna gocebedirler, ne de bir devlet aygtna tam olarak bagldrlar. Srr ele veren asker kacaklar diye bir sey yoktur, fakat ldiren madenciler vardr. Ve bu insanlar celik kullanmn ve yaylmasn mumkun klmslardr ir ihanet sistemi. Sonunda tartsmalar bu derece guclestiren (kars cklan uzengi ornegin adar kesin celik klc orneginde de) gocebeler uzerine yalnzca onyarglar yuzunden degil, te ik gelisimin yeterince ozumlenememis bir kavram eksikligi olmasndandr. (Su veya bu goruse g ore teknolojik sure klilik veya gelisim ve onun degisik genislemesini kim tanmlar?) . S abit yasalar buldu diye, ornegin her yerde ve her zaman bir maddenin kaynama ss, maden ciligin bir bilim oldugunu soylemek hic bir ise yaramaz. Cunku madencilik ozellikle bir co k degisir cizgiden ayn tutuSavas Makinasf - F. 9 129 lamaz: Meteor taslarnn ve dogal kat ksz madenlerin degisirligi; minerallerin ve madeni orantlarn degisir-ligi; karsmlarn d dogal olmayan degisirligi; bir maden uzerinde gerceklestirilen islemlerin degisirligi; su v eya bu islemi mumkun klan veya su veya bu islemden tureyen niceliklerin degisirligi (ornegin Sumer'de artma derecelerine ve ortaya cktklar yerlere gore, aynlan ve saym yaplan 12 sidi) (82). Tum bu degisirlikler iki buy uk baslk altnda iki gruba ayrlabilir: Degisik duz i tekillikler veya zaman - mekansal vakalar ve degisim veya sekilsizlesme (sekil degist irme) sureci olarak oraya baglanan islemler; bu islemlere ve tekniklere uygun dusen, d egisik duzeyli anlatm belirtileri veya etkileyici nicelikler (katlk, agrlk, renk vb.). C ik klc ornegine donelim: Yuksek sda demirin erimesi olan birinci, tekilligin guncellesmes icerir; sonra ardarda karbonun azaltma islemine gonderimde bulunan ikinci bir teki llik; eritilmis celigin ic yapsndan sonuclanan kristallesmeyle cizilen dalgalarn oldugu ka ar resimlerin de cizilmesini pekistiren cila, kesme, sertlik olmakla kalmayan ve o nunla uyum saglayan anlatm belirtileri. Demirden yaplms klc bambaska tekilliklere gonder de bulunur, cunku demir klc dovulmustur, eritil-memistir, dokulmus ve suya batrlmstr ve mamstr, tek tek uretilmistir, seri halinde uretilmemistir; saplanmak yerine budagna gore, yandan, karssndan hucum ettigine gore, onlarn an latm belirlilikleri cok farkldr; hatta anlatm resimleri b ska (82) Henri Limet, Le travai! du metal au pays de Sumer au temos de la IH'e dyn astie d'Ur (Ucuncu Ur Hanedanlg Zamannda Sumerler UI -kesinde Metal'in Islenisi), Les Bell ettres, ss. 33-40. 130 sekilde, kakmalarla suslenerek elde edilmistir (83). Bircok v eya tek gosterilebilir anlatm cizgileri uzerinde tekillikleri yonestiren ve yonesen islem ler tarafndan uzatlabilinen tekillikler butunu onunde oldugu her sefer teknolojik bir ge lismeden veya makinasal bir fi-lom'dan bahsetmek mumkundur. Eger ayn seyde veya degisik m addelerde tekillikler veya islemler ay -' rna ugrarlarsa, iki farkl filom belirlemek gereklidir: Boylece ozellikle bcaktan turemis olan demir klc icin ve celik bcaktan turemi celik klc icin. Hor filomun teknik ogeye arzu iliskisini belirleyen belirtiler ve nicel ikleri, tekillikleri ve islemleri vardr (Celik klcn etkileri demir klcnkilerle ayn de ). Ama bir filomdan digerine uzatlabilinen tekillikler duzeyine yerlesmek ve ikisini birden bilestirmek mumkundur. En azndan tek filom -genetik ve makina -sal filom geli simi vardr; bunlar fikirsel olarak sureklidirler: devinim-madde akm, anlatm belirtiler i ve tekillik tasycs, surekli degisimdeki madde akm. Bu, islem goren ve anlatm dolu ak oldugu kadar dogaldr da: O tpk insann ve dogann birligi gibidir. Fakat ayn zamanda da, disini farkllastrmadan, (83) Mazaheri, bu anlamda celik klcn ve demir klcn iki ayr t jik gelisime gonderimde bulundugunu gosterir. Ozellikle celige taban tarznda su vermek D amas'tan gelmemistir (damassage), ama Yunanca veya Pers sozcugunden, elmas (diament) anlamna gelen, elmas kadar kat klan eritilmis celigin islemesini belirler ve bu celikte u retilen cizgileri seman madeninin kristallesmesiyle belirler (gercek da-mas hic bir zaman Roma Iktidar altnda kalmams olan merkezlerde yaplrd) Ama diger yanda, damasquina mas'dan gelmektedir ve Celige taban tarznda su vermeyi taklit eden, iste kle yaplan cizgiler 9ibi baska araclarla yaplms metal uzerindeki kakmalarla suslemeleri belirler 13 1 bolmeden, burada ve simdi, gerceklesemez. Dogal veya yapay olarak ayn yone dogru biciml enerek (dayankllk) -katman katman yglms, orgutlenmis, seci lmis-akmiar uzerinden alman erin ve tekilliklerin tumune duzenleme denecektir: Bu anlamda bir duzenleme gercek bi r bulustur. Duzenlemeler kulturleri ve hatta caglar olusturan cok genis butunlerle kumel

er. Duzenlemeler akm veya filo m'u daha az farkl bulmazlar, onu su duzeyde veya bu duze yde, bir o kadar degisik filom'a bolerler ve devinim -madde-nin fikirsel surekliligin e secilmis sureksizlikleri sokarlar. Ayn anda, duzenlemeler filom'u secik ayrlms parcalara b olerler ve makinasal filom hepsini boydan boya kateder, oyle ki, isterse birinden digerino gitmek yahut ikisinde birden varolma pahasna olsun. Boyle bir tekillik fil omun bogrune gomulur, ornegin karbonun kimyas onu secen, orgutleyen, bulan boyle bir duzenle tarafndan yuz eye ckarlacaktr ve bununla filomun butunu veya bir ksm, herhangi bir yer herhangi bir anda, gecebilecektir. Her seye ragmen cok degisik cesitli soylarn aynn yapl ktr: Bazlar filom -genetik degisik kulturlerin ve caglarn duzenlemeleri tara fmdan buyuk feleri atlayacaktr (agz tufeginden topa? degirmenden pervaneye? kazandan motore?) bazlary sa ontogenetik olanlar, bir duzenlemenin icindedirler ve degisik ogelerini birbirlerin e baglarlar, yahut dogas cok degisik bir duzenlemede, ama ay n cagn ve kulturunkunde, gene ir gecikmeyle bir ogeyi gecirebilirler (ornegin, tarm duzenlemelerinde yaygnlk kazanan at demir nal). Boylece bir duzenlemeden ckan, birinden diger bir duzenlemeye gecen, duzenle meyi beraberinde tasyan ve onu ds arya dogru acan, yeralt sistemi olan filomun gelisimci reaksiyonunun ve filom uzerindeki duzenle - 132 melerin secici eyleminin hatrda tutu lmas gerekmektedir. Hayati atlm? Leroi - Gourhan genelde biyolojik gelisim uzerinde te knik gelisimin modelini vere n teknolojik bir vitalizmde cok uzaklara gitmistir: An latm belirtileri ve tum bir tekillik dolu olan Evrensel meyil, onu farkllastran veya snl arn kran teknik ve ic ortamlar kateder, bu da herbiri tarafmdan bulunan, ortak klman, birlesen, secilen, aklda kalan belirtilere ve tekilliklere gore yaplr (84). Teknik duze nlemeleri yaratan degisim halinde makinasal bir filom vardr; halbuki duzenlemeler de gisik filomlar yaratrlar., Teknolojik bir cizgi onun bir filom uzerinde cizilmesine gor e veya duze nlemelerde kayda gecirilmesine gore cok degismektedir ve bu ikisi birbirle rinden ayr tutulamaz. Oyleyse, bu devinim-maddeyi, bu enerji-maddeyi, bu akm-maddey i bu duzenlemelere giren ve ckan degisiklik halindeki maddeyi nasl tanmlamal? Bu kat -ma nlktan ckms yersizyurdsuzlasms bir maddedir. Bize oyle geliyor ki, Husserl tam belli olma yan ve maddi ozlerin bolgesini, yani tam dogru olmayan seyyar ama buna ragmen kesin b olgeyi bulup, onlar sabit olculu ve bicimsel ozlerden ayrdgnda dusunceye kesin b ir adm Bu tam belli olmayan ozlerin bicimsel ozlerden, kurulmus seylerden daha az farkl olma dgn gorduk. Bunlar bugulu butunleri olustururlar. Ne farkedilen kurulan duygusal bir seyle ne de akli bicimsel ozle karsmayan bir bedensellik (84) Leroi-Gourhan, Milieu et techniques (Ortam ve Teknikler) Albin Michel, s. 356. Gilbert Simondon bilinen seriler uzerinde bir teknik cizginin mutlak kokler sorunu nu veya teknik bir ozun yaratlmas sorununu yeniden ele almstr: Teknik Nesnelerin Varlk B iciminden {Du model d? existence des objest technkjues), Aubier Yay. s. 41 ve devam. 133 (maddilik) ortaya ckarrlar. Bu bedenselligin iki karakteri vardr. - Bir yandan bu bedensellik gecislerden, en azndan durum degisikliklerinden, sekil bozma surec lerinden veya kendisi tam olarak dogru olmayan mekan -zamanlarda is gorerek calsan degisim surecle rinden, olay bicimlerinden, hareket eder gibi, ayr tutulamaz (izdusumu, katlma, kesip cka rma...), - diger yandan ise bedensellik degisik etkilerin bicimlerine gore (dayankllk, s ertlik, agrlk, renk...) uretilen art veya eksiye elverisli, ice dogru genisleyen veya anl atm niceliklerinden ayr tutulamaz. Oyleyse, kurulan sey - sekilsel oz seyden ortaya cka it ozler -ozel-likler yerlesik iliskisinde n ayr tutulan ve tam belli olmayan bedensel ozu olusturan etki -olaylann seyyar bir cifti vardr. Ve suphesiz ki, Husserl tam belli olmayan ozden, duygusal olanla ozsel olan arasnda biraz Kant'c bir semada oldugu gibi bir cesit 'ikisi ara-sndalk' yapmaya meyillidir. Yuvarlak sematik veya tam belli olma yan yuvarlakms, duyarl seyler ile dairenin kavramsal ozu arasndaki bir oz degil midir? Ge rcekte yuvarlak yalnzca etki-esik olarak (ne yass ne de sivri) ve de smr -surec olarak (yuvarlaklastrmak) duyarl seyler ve teknik ogeler boyunca vardr, degirmen tas, tekerlek, orna, ckrk, duy... Ama ozerk oldugu zaman ve seyler ve dusunceler arasnda once kendisi yay a, seyler ve dusunceler arasndaki iliskide yepyeni bir yenilik kurmak icin, ikisi a rasn da belirsiz bir ozdeslik yaptg olcude, arac olabilmektedir. Simondon'un onerdigi baz ayr Husserl'i ayrmlarna yaknlastrlabilinir, cunku Simondon bagdask olarak kabul edilen bi ve sabit bir bicimi varsayarak, bicim -maddenin teknolojik yetersizligini haber ve rir. Maddeyi su veya bu bicime bagl klan ve tersine bicimden ortaya ckms su esasl ozel13 i maddenin icinde gerceklestiren yasalar olduguna gore, bu modele butunlugunu saglayan yasan fikridir. Ama Simondon hilemor fik modelin gerceklesecek ve etken bircok nesneyi b ir kenarda braktgn gosterir. Bir yandan sekillenebilir veya sekillenmis maddeye devinim h

alindeki enerjiyi tum bir ozdekligi, bunlardan birinin icinden acklga kavusturan bicimler gibi olan ve sekli bozma sureciyle birlesen vakalar ve tekillikleri tasyan, geometrik olmaktan cok, topolojiyi eklemek gerekir: Ornegin tahta tellerin degisik burulmalar ve dalgalanmalar ki, bunlarn uzerinde kenarlar catlaya n islem duzenlenir. Diger yandan, bicimsel ozu n maddesinden ortaya ckan esasl ozelliklere yegin-lestirici (intensif) degisken etkileri eklemek gerekir ki, bunlar bazen islemin sonucudurlar, bazen ise tersine bunu mumkun klmaktadrlar: Ornegin asag yukar gozenekli v hem elastik, hem dayankl bir tahta. Her seye ragmen, soz konusu olan tahtay ve tahtann uzerinde olan bir maddeye bir bicimi zorunlu klmak yerine, islemleri ve bir maddesell igi izlemektir: Yasalara boyun egmis bir maddeden cok nomos'a sahip bir maddesellige hitap edilir. Maddeye o zelliklerini zorunlu olarak veren yeterli bir bicime degil, etkileri olusturan maddi anlatm belirtilerine hitap edilir. Tabii ki bu modelden yo la ckarsak bir modele bunu tercume etmek daima mumkundur: Boylece, maddeseliigin degisme g u sabit bir maddeye ve sabit bir bicime uygulayan yasalara tasmak mumkundur. Ama bu sab it noktalar ve degismez iliskileri ckarmak icin, surekli degisim durumlarndan degiskenleri parmay iceren sapma gerceklestirilmeden olmayacaktr. Oyleyse degiskenlerin dengesi bozul ur ve devinimmaddeye ickin olmaktan ckan denklemlerin dogas bile degisir (denklemsel ol mayanlar, eksiksiz olanlar). Boyle bir 135 tercumenin yasal olup olmadg soru degildir, cunku bu zaten sorudur ama asl soru orada kaybedilenin) hangi sevgi oldugu nu bilmek tir. Ksaca, hilemorfik modele Simondon'un yuzledigi maddenin ve bicimin herbirinin ke ndi bolgesinde, kosesinde tanmlanms iki terim olarak nasl birlestikleri belli olmayan ik i yarm zincirin uclar olarak bir dokum iliskisi altnda surekli olarak degisken cesitlenmen yakalanamadgm kabul etmek olmustur (85). Hilemorfik semann elestirisi arac ve orta bir yutun bolumunun, madde ve bicim arasndaki varlk uzerine enerji dolu ve molekuler uzerine, ni madde boyunca maddeselligini yayan tu m bir kendine has mekan, bicim boyunca bel irtilerini iten tum kendine has bir say uzerine kurulmustur. .. Daima su tanm uzerine d usunmeliyiz: Makinasal filom, bu yapay veya dogal maddeselliktir ve ikisi birden dev inim-akm degisiklik halinde, anlatm bel irtileri ve tekillikleri tasyan maddedir. Bund an cok tabii sonuclar ortaya ckmaktadr: Yani bu akm -madde sadece izlenebilir. Suphesiz y eniden yaplabilir olan izlemeyi iceren bir islemdir bu: Rendeleyen bir el sanatcs tahta y ve tahtann oluklarn yer degistirmeden izler. Ama bu izleme bicimi cok genel bir surecin cok ozel bir an'dr. Cunku el sanatcs baska bir bicimde-kini de izlemek zorundadr; yani nn bulundugu yere gidip, tahtay arayp, bulmak ve bulunan tahtann (85) Dokum-kalb cesitlenme iliskisi uzerine ve devinim -madde bir dokumun sakladg veya ve cesitlenme isleminin esasnn bicimi uzerine bkz. Simondon, s. 28 -50 (Dokum surekli degiske e surekli bir sekHde kalbn ortaya ckarmaktr, s. 42). Simondon hilemorfik semann erkini olojik isleme degil, ama bunun emegin sosyal modeline ait oldugunu cok iyi gostermekte dir (s. 47-50). 136 oluklarnn istenildigi gibi olmasn saglamak, aranan tahtay bulmak zo rundadr. Yahut da tahtay buldugu yerden, getirmek: Tuccar ters yonden gelerek yolun b ir ksmn ustlendigi icin el sanatcsmn kendisi tum yolu katetmek zorunda kalmaz. Ama el sa tcs madenleri arastrdg olcude bir butun olusturur ve maden arastrcsn, tuccar ve el l sanatcsn bir emekci haline koymak icin onu sakatlar. Oyleyse el sanatcsm makinasal f madde akm izleyen kisi olarak tanmlayabiliriz. O seyyar yolcudur. Maddenin akmn izleme k demek sey-yarlasmak demektir, yola deggin olmaktr. Bu eylem halindeki bir se zgid ir. Suphesiz arastrlan ve izlenen madde-akm degildir, ama ornegin pazarn kuruldugu ikinc ir yola dusmek diye bir sey vardr. Bununla beraber, bu akm maddenin akm olmasa bile izl enen, daima, bir akmdr. Ve ozellikle ikincil yola girmeler vardr: Bu kez zorunlu ola rak ortaya cksalar bile baska bir kosuldan ortaya ckanlar vardr. Ornegin, yaylaya ckan koylu, ister hayvan bakcs olsun, mevsimlere gore veya topragn veriminin azalmasna gore t raklarn degistirirler, ama orman yeni den olusana, toprak dinlenene, mevsim duzelene k adar, o terkettigi noktaya basmdan beri donmek uzere oncelikle bir yon cizildigine gore, bir alan akmn ikincil olarak izleyebilir. Seyyar yolcu bir akm izlemez, o dolambacl bir yol cizer ve artk bu dolambacl yolun akmn izlemeye baslar, isterse bu yol gittikce geni - leye dursun. Seyyar yolcu demek ki, sadece sonuc yolunda yola deggin bir kisidir veya tum toprak yolu veya kr yolu tukendiginde ve yonun o derece genisledigi ki, akmlar d olambacl yolun dsna ckmaya basladg zaman o yola deggin kisi haline gelir, ticaret akm ir vars ve kalks noktasna boyun egdikleri 137 olcude tuccar seyyar yolcu durumuna girer (g idip aramak -onu getirmekdsalm-dssatm, satmaksatn almak) . Birbirlerine karsmslklar olsun bir akm ile bir dolambacl yol arasmda buyuk fark vardr. Gocmen, gordugumuz gibi, ba bir seydir. Ve gocebe ne seyyar yolcu, ne yola deggin, ne de sonucta oyle olsa bile gocm

en olarak tanmlanr. Gocebenin birinci belirtmesi, gercekte, kaygan bir mekan tutmas ve feth etmesidir: Bu acdan dolay gocmen olarak tanmlanr (oz). Kaygan mekanlarda konulan zorunluluklarn sayesinde yola deggini veya seyyar yolculuk ve gocebelik arasn daki olgu karsmlar ne olursa olsun, uc skta ilk kavram ayn degildir (kaygan mekan, madde km-donme). Halbuki karsm yalnzca kendini urettigi ve o bicim altnda ve o duzende uretild aman sadece ayr kavramlardan itibaren bu karsm yarglayabiliriz. Ama, daha once gelen ici n de soruda n ayrldk: Nicin makinasal filom, madde - akm ve ozellikle madenidir veya metaliktir? Orada da yalnzca ayrm kavram madeni veya yola deggin kisi arasmda, birinc il ozel bag gostererek, bir yant verebilir (yersizyurdsuzlasma). Buna ragmen, anmsattgm kler Husserl'e ve Simondon'a gore metallere oldugu kadar tahtaya veya kile de aitt ir; ve dahas devinim halindeki maddeleri veya filomlar ortaya ckaran ot, su ve suru akm lar da yok mudur? Simdi bu sorulara yant vermek daha kolaylasmstr. Cunku h er sey sanki m al veya madde islemlerde veya baska maddelerde saklyms veya oniarm icine karsms baz seyl ilince yukseltip, bunu zorla kabul ettirirmiscesine olusmaktadr. Bunun dsnda her turlu isl em iki esik arasmdaymsca-sma yaplr, bunlardan biri islem icin hazrlanan maddeyi olusturur ; digeriyse sekli cisimlestirir (ornegin 138 kil ve dokum kalb). Hilemorf ik model burada n genel degerini ortaya ckarr, cunku bir islemin sonunu belirleyen cisimlesmis sekil, madde olarak, esiklerin birbiri a rdnalgn belirleyen sabit bir duzende, yeni bir isleme hizme t verir. Halbuki madencilikte islemler esikler arasnda dururlar. Oyle ki, enerji dol u bir mad-desellik hazrlanan maddeyi asar ve bir bicim degistirme veya nitelikli degisi klik bu bicimi de asar (86). Boylece demire su vermek seklin dokumunun otesinde maden dovm eye baglanr. Veya kalba dokme diye bir sey vardr, madenci bir bakma dokum kalbnn iceri slem gormektedir. Yahut da kalba dokulen veya eritilen celik ardarda bir karbonsuzlastrm a serisine maruz kalr. Ve bitirmek icin madenciligin yeniden eritmek ve kulce -bicimin i veren maddeyi yeniden kullanma olanag vardr : maddenin tarihi ne bir me -tayla ne bir stokla karsan cok ozel bir bicimden ayn tutulamaz; parann degeri de buradan gelmek tedir. Daha genel olarak, indirgenen madeni fikir hazrlanan maddeye nazaran bir mad deselligin ikili ozgurluge kavusmasn, bicimlenecek bir cisme nazaran bir degisikligi ifade der. Madencilikte oldugu kadar madde ve bicim asla daha sert olmadla r, ama buna ra gmen sekillerin ardarda gelmesinin yerini dolduracak (86) Simondon madeni sorunlar icin ozellikle bir cekicilik duymaz. Neticede, onun cozumlenmesi tarihi degildir ve elek tronik durumlara hitap etmeyi yegler. Ama tarihi olarak madencilikten gecmeyen elek tronik olamaz. Simondon'un madencilige duydugu sayg buradan gelir: Madencilik sadece huemorfik sema araclgyla dusunmeye braklmaz. Seklin ortaya ckmas go de bir anda degil, ama bircok surekli islemde yerine gelir; niteliks el degisimin sekli nin ortaya ckmas kesinlikle farkedilemez; demir dovme ve celige su verme aslnda seklin o rtaya cks ad verilene dek, biri once, digeri sonradr: dovme ve su verme nesnesini olustu ardr. (Birey, s. 59). 139 surekli bir gelismenin sekli budur; maddelerin degisikligini dolduracak surekli bir degisikligin maddesi budur. Eger madencilik muzikle gercek bir i liski halindeyse, bu yalnzca maden dovmenin gurultusu nedeniyle degil, ama iki sanat bird en kateden egilim yuzundendir, seklin surekli gelismesinin, ayn tutulan sekillerin otesi nde, maddenin surekli degisikliginin, degisik maddelerin otesinde degerlenmesi yuzundendir : Genisleyen bir kromatizm hem muzigi hem de madenciligi icinde tasr; muzisyenmadenci il k degistirendir (87). Ksaca metalin ve madenciligin gun yuzune ckardg maddeye has bir y bu boyle oldugundan, maddenin hayati konumudur, yani suphesiz bu her yerde varolan, a ma hilemorfik bir model tarafndan ayrlms, tannmaz klnms veyahut sakl olan veya yenide i kapatlms olan bu maddi dirim -selliktir. Madencilik madde-akmn dusuncesi veya bilincid ir ve metal bu bilincin karslkl baglantsdr. Pan -metalciligin ifade ettigi gibi, metali er maddede, madencilige ait her turlu maddede birlikte genislemesi diy e bir sey vardr . Sular, otlar, ormanlar, hayvanlar bile mineral ogelerle ve tuzla kapldrlar. Her sey metal degildir, ama her yerde metal vardr. Metal tum maddelerin tasycsdr. Makinasal fi m madencilige deggindir veya onun en azmdan metalik bir kafas vardr, bu kafa ise ara strc veya seyyardr. Ve dusunce tastan cok metal ile dogmaktadr: Madenciligin kendisi bir bilimidir, belirsiz veya madenin gorungubilimi bilimidir. Organik olmayan bir yasamn (8 7) Yalnzca soylenenlere onem verilm ekle kalnmamaldr, ama pozitif tarihe de onem verilm elidir: ornegin muzikal seklin gelismesinde bakrn rolu veya elektronik muzikte metalik s zdin olusumu (Richard Pinhas). 140 muhtesem fikri madenciligin sezgisi, bulusudur buradan Worringer bile tamamen bir barbar dusuncesi olusturuyordu (88). Metal ne bir sey, ne de bir organizmadr, ama organsz bir bedendir. Kuzeye deggin veya gotik cizgi, oncelikle bu bedeni saran metalik ve madeni bir cizgidir. Jung'un tahmin ettigi gibi

madenciligin simy a ile iliskisi metalin simgesel degeriyle ve onun organik bir ti n ile uyumlulugu uzerine oturmamst, fakat tum maddede bedensellige ickin kuvvet uzerine v e ona eslik eden bedenin tini uzerine oturmustur. Birinci ve ilk yola ckan el sanatcsdr. Ama el s an atcs (zanaatc) ne avcdr, ne tarmc koylu, ne de hayvan yetistiricisidir. Ne de ikincil zanaat isleriyle ugrasan comlekci, ne de sepetcidir. Bu zanaat mensubu salt uretkenlik olan madde -akm izleyen kisidir: Yani mineral olan ve hayvani ve d e bitkisel olmay an. Bu ne toprak adam ne de yeryuzunun insandr, o yerin altnn adamdr. Metal salt bir u nliktir oyle ki, metali izleyen aslnda nesne uretimidir. Gor -do Ghilde'n gostermis oldu gu gibi, madenci ilk uzmanlasms zanaatcdr ve boy lelikle bir sanat bedeni olusturur, (giz li cemaatlar, loncalar, kompanyonlar) (*). Madenci-zanaatc seyyardr, cunku yeraltmn mad de-akmn izler. Suphesiz madenci digeriyle iliski icindedir, yani yeraltndakilerle veya go yuzundekilerle. O (88) WWorringer gotik sanat geometrik ilkel fakat sonra canl klan ci iyle tanmlar. Yalnz bu hayat klasik dunyada oldugu gibi organik degildir (...) canl hale giren bu geometride, ki bu gotik mimarinin canl bir cebirini haber veren hareket in icinde dogal olmayan duygularmz srasyla zorlayan bu hareketin bir pratigi vardr (Go Sanat, s. 69 -70). (*) Kompanyon teskilat Fransa'daki zenaatc teskilatdr. Bir sehirden di rine yol katederek mesleklerini icra ederler (C.N.). 141 yerlesik tarm topluluklarnn koyluleriyle de bu topluluklar ust -kodlayan Imparatorlugun gokyuzune deggin memurlaryla il iski icindedir: Aslnda yasamak icin onlara ihtiyac vardr, gecinmek icin Imparatorlugun tar stokuna bagldr (89). Fakat emeginde, ormanclarla iliski icindedir ve ksmi olarak onlara b agldr : atolyesini orman yaknlarnda kurmak zorundadr ki, gerekli komuru saglayabilsin. K i mekannda yeralt kaygan mekannn yuzeyini, purtuklu mekann topragna bagladgna gore go skisi vardr: Imparat orluk icinde tarm yaplan alivyonlu vadilerde maden yoktur, colleri gecmek, daglara yaklasmak gerekir ve madenlerin denetimi sorunu daima gocebeler halknn sebeplenmesini saglar, her turlu maden kaygan mekanlarla ilintili bir kacs cizgisidir - petrol sorunlarnda, bugun, bunun esdegerleri bulunabilir. Tarih ve kazbilimi bu mad enlerin denetimi sorunu uzerine daima tuhafcasna bir sekilde olculu kalmslardr. Kuvvetli m den orgutune sahip olan Imparatorluklarda, madenin olmadg gorulur. Ortadogu'da bronz yapm k gerekli olan kalay eksikligi vardr. Bircok metal kulce halinde oraya cok uzaklardan getirilmistir. (Tpk Ispanya kalay gibi). Boyle karmask bir durum yalnzca kuvvetli bir Im ratorluk burokrasisini ve kurulan uzak ticaret sebekelerini ic ermekle kalmaz. Ayrca hareket halinde tum bir politikay da icerir ki orada devletler bir dsandanlgm (89) Bu Childe'in en onemli tezlerinden biridir. Tarih Oncesi Avrupa, (L'Europa pr ehistorique), Payot Yay.: Madenci gecimini tarm artgndan aian ilk u zmanlasms zanaatcdr ircinin, oyleyse, tarmla iliskisi yalnzca urettigi aletlerle degil, ama edindigi veya ga spettigi yiyeceklerledir de. Griaule'un degisik anlatmlarn incelemis oldugu dogan mitoloji si bu madencinin kabul ettigi veya torelerini caldg ve bunyesinde sakladg iliskiyi beli ilir. 142 mucadelesini versinler, orada bircok halklar savassnlar veyahut madenlerin denetimi icin soyle veya boyle gorunen bir seyler ayarlansn. (Odun komurunun toplanmas, at eler, tasmaclk). Sadece madeni arastrma yolculuklar ve savaslar vardr demekle yetinil ne de Cin snrndan Bat bolgelerine kadar gelen gocebelerin Avrasya atolyelerinin bir sen zini, ne de eski dunyann madencilik merkeziyle iliski halinde olan tarih -oncesinden b eri varolan gocebe halklarn anmsatmak yeterlidir (90). Kendilerinin kullandklar demirci erle, bu maden merkezleriyle gocebelerin ne tip bir iliski icinde olduklarn daha iyi b ilmek veya iliskide olduklar veyahut da kesinlikle madenle ugrasan onlarla komsularn i liskilerini saptamak gerekir. Altay'da ve Kafkasya*da durum nedir? Ispanya'da ve K uzey Afrika'da? Madenler bir akmn karsmnn veya kacsnn kokudur; bunlarn tarihte esde Hatta onlara sahip olan bir Imparatorluk tarafnd an gayet guzel bir sekilde denetle nseler bile (Cin Imparatorlugu'nun, Roma Imparatorlugumun durumu) , cok onemli, gizli b ir somuru ve ya barbarlar ve gocebe akmlaryla, ya da koylu baskaldrmalaryla (isyanlaryla denci eklemlenir. Mithoslarn incelenmesi ve hatta demircilerin konumu uzerine yapla n etnografik incelemeler bile bizi bu siyasi sorunlardan uzaklastrr. Bu bakmdan, mito lojilerin (soylencelerin) ve etnolojinin iyi bir yontemi diye bir sey yoktur. Sk sk d igerlerinin demirciye kars goste rmis olduklar tepkinin nasl oldugu sorulur : duyguya ai t, cokyonlu -luge ait her turlu yuzeysellige dusulur. Demircinin hem sayg gordugu hem irkild m de demircinin (90) Maurice Lombard, Les metaux dans l'ancien monde duVeau XI. sidcle Mouton yaynlar, (5 yy'dan II inci yy.'a Eski Dunya'da Madenler) s. 75, 255). 143 asaglanp hor gorulmesinden bahsedilir, gocebelerde hor gorulur ve yerlesiklerdeyse sayg orur (91). Ama nedenleri bu sekilde kabul edilmistir; demircinin icat ettigi (madeni

etki) etki tipi, yerlesiklerde ve gocebelerle ve kendisiyle girdigi simetrik olmayan iliski ve demircinin ozgullugu bu sekide kabul edilir. Demirci icin digerlerinin duygul arn arastrmadan evvel, demirciyi oncelikle kendisinin, oteki olarak ve oteki olmas ozelli giyle, gocebelerle ve yerlesiklerle degisik etkilesim iliskilerine giren biri olarak degerlendirmek gerekir. Gocebe ve yerlesik demirciler yoktur. Demirci seyyardr, yolcudur. Bu bakmdan ozellikle onemli olan demircinin otur dugu yerin bicimidir: Onun meka n ne yerlesik olann purtuklu, ne de gocebe olann kaygan me andr. Demircinin bir cadr olabilir; oralarda bir evi olabilir; bu yerlerde bir barnakt a otururmus gibi durur, tpk metalin kendisinin asag yukar yar -yeralt evi, bir delik ve bir maga rann seklinin oldugu gibidir. Onlar dogal olarak magara adam degillerdir, ihti yac ve sanat yuzunden magara adam olmuslardr (92). Elie Faure'un muhtesem bir metni Hin - (91) Demircinin sosyal konumu detayl bir cozumlemenin nesnesini olusturur, ozellikle Afrika icin: Bkz. W. Cline'in klasik arastrmas, Mining and Metalurgy in Negro Africa, (Kara Afrika'da Madencilik ve Metalcilik), General Series in Anthropology, 1937 . Ve Pierre Cle - ment, Le forgeron en Afrique nofre (Kara Afrika'da Demirci), Rev ue d e geopraphie humaine et d'ethnologie, 1948. Fakat bu arastrmalar pek netice ve rmediler, cunku anmsanan ilkeler farkl hor goren tepki, onayc, urkek oldugu kadar n elirsizdir ve P. Ciement' -in tablolarnn gosterdigi gibi birbirine karsrlar bunlar. (92) Bkz. Jules Bfoch, Les Tziganes (Cingeneler), P.U.F. s. 47 -54. J. Bloch kesinlik le magara adamnn oturdugu yere gore yerlesik -gocebe ayrmnn ikincil kaldgn gostermekt stan'n seyyar halklarnn mekan delerek ve bu deli klere uygun muhtesem sekillerin, yani organik olmayan hayatn dirimsel sekillerini dogurarak, onlarn cehennem trenlerini a nmsatr. Deniz kenarnda, daglarn esiginde, granitten bir sedde rastlarlar. Boylece hepsi anitin icine girerler, orada yasarlar, sevisirler, olurler, golge altnda dogarlar, uc veya dort yuzyl sonra dag asms olarak cok uzak yerlerden yeryuzune ckarlar. Onlarn ardndan us kayalar, her yonden kazlmslardr sanki, galeriler oyulmus yontulmus duvarlar, gunlerce karstr lms satafatllklar veya dogal ayak direkleri, hos veya korkunc onbinlerce figur k .) Burada insan hicligine ve gucune kavgasz boyun egilir. Sekilden belli bir ulkunun olum -lanmasm beklemezler. Sekilsizlikten brut olarak onu ceker alrlar, oyle ki onu sekilsiz arzularlar, kayann kazlarn ve golgenin cokertmelerini kullanrlar (93). Metalik Hindist . Daglar trmanmak yerine delmek, toprag purtuklu klmak yerine kazp arastrmak, mekan ka tmak yerine delmek; topraktan bir kasar peyniri olusturmak. Endiseli tum bir halkn is yan ettigi delikli mekan buyuterek ve tpk her tarafn maynlanms oldugu bir mekanda oldug i, herbiri deliginden ckar; Grev filminin imgesi (*). Kabil'in isareti yeraltnn dokunakl ve bedensel isaretidir, o hem yerlesigin mekannn purtuklu topragn he enin kaygan mekannn topragn, bunlarn hic birine taklmadan kateder; yola deggin olann s r isareti, madencinin hem tanm emekcisinden, hem de hayvan yetistiricisinden ayr ola n, madencinin iki(93) Elie Faure, Histofre de I'Aart, L'art medieval (Sanatn Tarih i, Ortacag) Le livre de poche, s. 38. { ) Eisenstein'in filmi (C.N.) Savas Makinas-F. 10 145 li ihaneti veya ikili hrszlg. Ta hin derinliklerinden hortlayan bu madenci halka Kabil'inkiler mi Quatiler mi dem eli, hangisinin adm saklamak lazmdr? Tarih oncesi Avrupa gocebelerin madenci bir kolund an ayrlms gibi duran bozkrlardan gelmis savas baltalar olan -halklar tarafndan katedilmi stir ve Andaluzya'-dan (*) ckms canak-vazolu halklar tarafmdan kat-edilen Kampaniform insanlar megalitik tarmdan kopmus bir koldur (94). Tuhaf halklar, dolikosefal ve b i - rekisefaller, tum Avrupa, birbirlerine karsmslardr, birbirlerine ogul vermislerdir. Bizim Avrupai mekanmz mekan olusturan, her yerinden bu mekan delik desik eden madenler i elinde bulunduranlar onlar mdr? Demirci, gocebelerde gocebe, yerlesiklerde yerlesik de gildir veya gocebelerde yar-gocebe, yerlesiklerde ya-ryerlesik degildir. Onun digerleriyle olan iliskisi kendi ic seyyarlgndan, belirsiz tozunden ortaya ckar, bunun tersinden degil. Kendi ozgullugunde seyyar olmasyla, delik desik bir mekan icat etmesiyle, zorunlu olar ak yerlesiklerle ve gocebelerle iliski halindedir (ve daha bircoklaryla, yaylaya ckan or man adamlaryl a...). Daha oncelikle kendisiyle ikili cift olusturur : bir melez, bir karsm, ikiz bir olusum. Griaule'un soyledigi gibi, dogon demirci bir salt olmayan degild ir, ama bir karsmdr ve karsms oldugu icin ds evlenmeler yapar, salt olanlarla evlenme larn nesli cok basitlestirilmistir, halbuki onun kendisi ikiz: (*) Guney Ispanya bolges i (C.ISI.) (94) Bu halklar ve onlarn gizleri icin Gordon Childe'm cozumlemelerine bakr nz. L'Europe prehistorique, (Bolum VII, Yatstrlms Avrupa-nn Savasclar, Tuccarlar, Mi ve bkz. L'Aube de la civilisati-on europeenne (Avrupa Uygarlgnn Belirtisi), Payot Yay. 146 bir nesil olusturmaktadr (95). Gordon Childe zorunlu olarak iki oldugunu gosteri

r, cunku iki kez varolur, bir kez Dogu Imparat orlugu'nun aygtmda braklan ve kaplan bir k mse olarak, ikinci kez ise cok daha hareketli ve ozgur bir kimse olarak Ege havzasm da varolur. Halbuki bir ksm digerinden her bir ksm kendi ozel baglamna getirerek ayr tu ak olanakszdr, imparatorlugun madencisi, isci cok uzaklarda da olsa maden arastrcs - madenciyi varsayar ve maden -arasurcs ona metali ge cek olan tuccara gonderimde bulunur. Dahas, metal her parcasmda islenmistir ve kulce-bici mi herbirini kateder: Ayr tutulmus parcalar taha yyul etmekten cok delikten delige bir galeri, bir degisiklik cizgisi olusturan hareketli atolyeler zinciri dusunmek gerekir. Madencinin gocebelerle ve yerlesiklerle tutturdugu iliski ayrca diger madencilerle olan iliskilerinden de gecmektedir (96). Bu melez madenci, alet ve silah yapcs ve hem yer lesiklerle hem de gocebelerle iletisim halinde olandr. Delik desik mekann kendisiyle, ka ygan mekanla ve purtuklu mekanla iletisime girer. Neticede, makinasal filom veya mad eni cizgi her turlu duzenlemeden gec er: madde-hareketten daha cok yersizyurdsuzlasms hic bir sey yoktur. Fakat, bu ayn sekilde olmaz ve iki iletisim arasnda bir simetri yoktu r. Estetik alannda Worringer (95) M. Griaule, ve G. Dieterlen, Le Renard pale (Sol uk Tilki} Institut d'<thnologie, s. 376. (96) Forbes'un kitab, Metallurgy in Antiqu ity (Antik Cag'da Madencilik) Brill Yay. Hem madenciligin degisik caglarn, hem de mineral cagnda madenci tiplerinin cozumlenmesini yapar: Madenci, maden-arastrmacs, sokup ckart mirci (blacksmith); metalci (vvhitesmith). Uzmanlasma demir cag ile daha da karsk bir h girer ve gocebe-seyyar-yerlesik ulestirmeleri hemezamanh (simultane) olarak cesitlenirl er. 147 soyut cizginin iki ayr anlatm oldugunu soyluyordu, biri barbar gotik, digeri kl asik organik. Burada filomun hem zamanl olarak iki degisik bag oldugu soylenmis olabilir : Daima gocebe mekanna bagl oldugu halde yerlesiklerin mekanyla bitisiktir. Gocebe duzenle lerinin ve savas makinas tarafmda, bu bir cesit atlamalaryla, geri donusleriyle, yeralt g ecisleriyle, saplaryla, dokulup baskalaryla birlesmeleriyle, cizgileriyle ve delikleriyle bir koksaptr. Fakat diger tarafta, yerlesik duzenlemeler ve devlet aygtlar filomu kapan bir isleme girerler, anlatm cizgile rini bir kodda veya bir sekilde alrlar, delikler i beraberce cnlatrlar, kacs cizgilerini yukseltirler, teknolojik islemi emek modeline uyd ururlar, bitismelere tum bir kavusmann agacvari rejimini zorla kabul ettirirler. Belit I II: Gocebe savas makinas seyyar madenciligin yola deggin olannn baglantl iceriginin bici i olan anlatm bicimi gibidir. JCERIK ------:------ .ANLATIM_________ Delikli mekan ( makinasal filom veya akm -madde) Seyyar Madencilik kaygan mekan Gocebe savas makinas On erme IX: Savasn nesnesi zorunlu olarak harp degildir ve savas zorunlu olarak savas makinasmn nesnesi degildir, hatta savas ve harp zorunlu olarak (baz kosul lar altnda) buradan ortaya cksalar bile. Ardarda uc soruna rastlayacagz: harp bir savas nesnesi midir? A ma dahas: Savas savas makinasnn 148 nesnesi midir? Ve sonucta, hangi olcude savas maki -nas devlet aygtnn 'nesnesi' olabilir? Ilk iki sorunun belirsizligi, su siz, nesne teriminden gelmektedir, ama ucuncuye nazaran bagmllklarn icerirler. Buna ragm bu sorunlar srasyla dikkate almak gerekir, hatta skk cogaltsak bile. Ilk soru harp sorun dur ve aslnda iki skkn ayrlmasn beraberinde getirir, harbin arandg ve savas makinas ozellikle kacnldg sk. Bu iki sk hucum ve mud afa ile kesinlikle kesismez. Ama gercekte k gerekirse (Foche ile yucelen bir kavrama gore) harbi nesne olarak alr gibi gorunen savastr, halbuki gerilla acklayc bir sekilde savasmamay sunmaktadr. Herseye ragmen sava m savas olarak ve topyekun savas olarak gelismesi hucumda oldugu kadar mudafada da harp kavramn sorun haline getirir : harp etmemek simsek hznn bir hucumunun hzn ifade ederm gorunmektedir, yahut da ani bir kars koymann ters -hzdr (97). Tersine diger yanda , ger llann gelis(97) Gerilla uzerine en onemli metinlerden biri T.E. Lawrence'mkidir (Les s ept pSJlers) (Yedi Dayanak Noktas), Payot Yaynevi. XXXIII. bolum ve gerilla bilimi, Br itannlca Ansiklopedisi. Gerilla bilimi Foche'-un tersi gibi sunulur ve harbetmemek kavramn gelistirir. Ama, har - betmemenin yalnzca gerillaya bagl olmayan bir tarihi v ardr: 1) Savas kuramnda, manevra ile harp arasnda geleneksel bir ayrm (Bkz. Raymond A Penser la guerre, Clausewitz (Savas Dusunmek, CIausewitz), Gallimard I. cilt, s. 1221 31; 2) Eylem savas harbin onemini ve rolunu sorun haline koyma bicimi (daha o zamandan Maresal Saxe ve Napolyon savaslarnda harp uzerine tartsma konusu olan soru); 3) Sonun da, daha yeni olarak, nukleer silahlar adna harbin elestirisi, bu dissuazif bir rol oy nar ve konvansiyonel guclerin yalnzca manevra veya test etme gucu kalr. Bkz. Harbetmeme De Gaulle'cu kavram ve Gay Brossolet, Harbetmeme uzerine bir deneme (Essal sur la non -bataille) Yakn zamanda harp kavram na geri donus taktik nukleer silahlarn gelismesi gibi teknik ogelerle acklanmakla da 149 mesi iceride ve dsarda dayanak noktas ile ilint olan harbin sekillerinde, sekillerini ve bir an icerir. Ve bu anlamda veya diger bir

anlamnda gerilla ve sa vasn birbirleririnden yontem aldklar dogrudur (ornegin yeryuzu ger lalarnn deniz savasmdan esindikleri sk sk soylendi). Ne hucumla, ne mudafaayla ve ne de s avas savasyla ve gerilla savasyla kesismeyen bir olcute gore, harp ve harbetmemenin savasn nesnesinin cifti oldugu soylenebilir. Bu nedenle so ruyu iterek, savasn kendisinin savas makinasmn nesnesi olup olmadg sorulur. Bu kesinlik le ack degildir. Savasn dusman guclerinin ele gecirilmesi veya yok edilmesini sundugu olcud ister harbederek ister harbetmeden) savas makinasmn nesnesi zorunlu olarak savas de gildir. (Ornegin capulculuk savasn ozel bir sekli olacag yerde baska bir nesne olmaldr). daha genel olarak gorduk ki, savas makinas gocebelerin bir bulusudur, cunku savas ma -kinas tozunde kaygan mekan bu mekan ile feth eden, bu mekann yerini degistiren ve insanlara bagl hale getirendir: iste tek gercek etken nesnesi budur (no-mos). Colu, bozkr bosaltmakt n cok, tersine buralar doldurmak gerekir. Eger savas zorunlu olarak burada ortaya ckyor sa, bu savas makinasmm pozitif nesneye kars ckan guclere (cizikli) sehirlere ve devletler e carptgndan dolaydr: Bundan boyle savas makinasmn dusman olarak devlet, sehir, kent ve tci gorungu vardr ve amac onlar yoketmektir. Savas makinas iste burada savas olur: Devlet guclerini yoket -mek, devlet-bicimini ykmak. Atilla'nn veya Cengiz Han'n seruveni olum lu ve olumsuz nesnelerin birbiri kalmaz, ama savasta (yahut harbetmemede) kesinli kle harbe verilen role bagl siyasi incelemeleri de icerir. 150 ardna gelmesini icerir. Aristo gibi konusmak gerekirse, savasn veya savas makinasmn ne kosulu, ne de nesnesi oldugu, ama ona eslik ettigi veya zorunlu olarak onu tamamladg soylenecektir-, Derrida gibi konusmak gerekirse, savasn, savas makinasnsm eki oldugu soylenecektir. Hatta bu ekin skntl dizilisinin acmlamasmda alndg bile vaki olabilir. Bu, ornegin, Musa'nn seruven gibi olacaktr: Msr devletinden ckp cole atlarak, gocebe yahudilerin eski gecmisinin es esiyle, gocebelerden gelen enistesinin orgutuyle bir savas makinas kurmaya baslamasdr. Bu avas makinas daha o zamandan beri, Dogrularn makinasdr, ama daha savas kendisine hedef e dinmemistir. Halbuki, Musa ufak ufak ve an an savasn bir m akinasnn zorunlu eki oldugu nun farkna vanr, cunku savas sehirleri, devletleri katetmek zorundadr; cunku oraya oncelikl e casuslar gondermek zorundadr (silahl inceleme), sonra belki de en uc noktalara bin melidir ( yoketmek icin yaplan savas). Oyleyse yahudi halk supheyi tanr ve fazla guclu ola amaktan cekinir, ama Musa da suphe eden ve boyle bir ekin acnlamasnm uzerine geri cekilir . Ve Josue savas ustune alr, Musa degil. Ve son olarak, Kant gibi konusmak gerekirse, s avasn savas makinasyla ilisk isi zorunludur, fakat ayn zamanda sentetiktir denilecektir (Sentez icin Yahova lazmdr). Oyleyse savas sorunu, srasyla geri itilir ve devlet aygt -savas makinas iliskisine boyun eger. Oncelikle savas yapanlar devletler degillerdir: Suphesiz, savas herhangi bir sidde t olarak, dogann evrenselliginde bulunan bir gorungu degildir. Fakat savas devletlerin a sl hedefi degildir, olan aslmda bunun tam tersidir. En eski devletlerin savas makin alarna sahip olmadklar gorulur ve bask bekinmeler uzerine kurulur (bu polis 151 ve gardi yanlar icerir). Kuvvetli olduklar halde eski devletlerin ani yokolmalarnm tuhaf nede nleri icinden, gocebe veya dsardan gelen bir savas makinas -nn ise karsmasnn varoldugu ni yaplabilir; bu gocebe savas makinas eski devletlere kars ckar ve onlar yokeder. Fakat evlet olay hemen anlayve -rir. Evrensel tarih acsndan en buyuk sorulardan biri su olacak tr: Devlet nasl savas makinasm kendine edinecektir, yani ondan amaclarna ve galibiyeti ne ve olculerine uygun bir sey meydana getirecektir? (aske -/ri kurum, veya ordu ad sa vas makinasnm kendisi degil, ordunun devlet tarafndan edinildigi sekle verilen addr). B oyle bir seyin paradoks dolu karakterini yakalamak icin savn tumunu gozden gecirmek gerek ecektir: 1) Savas makinas ilk hedefi savas bile olmayan, ona sadece ikinci hedefi e k veya sentetik olan, yani karssna ckan sehirleri ve devlet -bicimlerini yoket -mek, ykm ak icin belirlendigi anlamda, gocebelerin bir icaddr. 2) Devlet savas makinasn kendine ed indigi zaman, bu savas makinas islevini ve dogasm degistirir,-cunku artk gocebelere ve de i ykmaya ugrasanlara kars yon alacak veya devletler aras iliskileri, bir devletin diger b ir devleti ykmaya calstg ve ona amaclarn kabul ettirmeye calstg gibi tanmlayacaktr savas makinasnn tam devlet tarafndan edinildigi srada, savas makinas savas ilk ve dolay edef olarak almaya baslar ve analitik bir nesne halinde gozukmeye baslar (ve savas harb i (savasma) bir hedef olarak almaya yonelir). Ksaca, devlet aygt savas makinasnm kendin e edinmeye basla152 dgmdan itibaren, savas makinas savas hedeflemeye baslar ve savas devl etin amaclarna boyun eger. Bu el koyma (kendine edinme) islemi tarihi olarak o kadar cesitlidir k i, bircok sorun arasnda ayrm yapmak gerekir. Birincisi islemin olanakllgm i ir: Iste savasm, savas makinas icin ek nesne veya gocebe savas makinasmm sentetigi oldugund an dolay savas onun kendisi icin kararszlkla karslasr ve devlet aygt tersine savas el

ve boylece savas makina -sn gocebelere kars cevirir. Gocebenin kararszlg daima efsanev lde sunulmustur: Katedilen ve^ feth edilen topraklar ne yapmal? Onlar cole, bozkra veya otlaklara m terketmeli? Yahut dolaysz olarak onlar kullanmaya yetkin devlet aygtna m brakmak, isterse bunlar uzun bi r sure sonra, bu aygtn yeni hanedanlar haline gelseler bile? Vadesi asag yukar uzun vade li, cunku, ornegin Cengiz Han'a bagl olanlar isgal edilen imparatorluklarla ksm i olarak b utunlesirken, uzun zaman dayanmslardr ve Imparatorluk merkezlerine boyun egen bozkrlar bo yunca tum bir kaygan mekan ellerinde tutabilmislerdir. Bu Pax Mongolica'nn harikas ol mustur. Geriye devlet aygt tarafndan savas makinasna el koyusu n en guclu etkenlerinden b iri, feih edilen Imparatorluklarla gocebelerin butunlesmesi kalmstr: Gocebelerin boyun egdi leri kacnlmaz tehlike. Ama baska bir tehlike daha vardr, bu da savas makinasn ele gecird gi srada devleti tehdit eden tehlikedir ( Tum devletler bu tehlikenin agrlgn ve bu el ko manm beraberinde getirdiklerini hissederler). Timurlenk en uc ornek olacaktr, o Cen giz Han'n takipcisi degil, onun tam karst olmustur: Gocebelere kars donen muhtesem savas asn kuran Timurlenk'tir, ama oradan bu makin anm elde edilisinin bos bicimmis gibi var olan, ya153 rarsz ve bir o kadar da agr devlet aygtm dikmek zorunda kalan yine Timurl enk'tir (98). Savas makinasn gocebelere kars cevirmek en azmdan devlete, gocebelerin devle tlere kars cevirdikleri savas makinasmda oldugu kadar bir tehlike teskil edebilir, iki nci tip bir sorun savas makinasmn ele gecirilisinin somut kosullarn icerir: Ayn topraktan olanlar m paral askerler mi? Meslekten ordu mu veya askerlik yoklamas ordusu mu ? Ozel gucler mi veya milli askere alma m? Bu formullerin hepsinin ayn degeri olmadg gibi, rca aralarnda her turlu bilesim de mumkundur. En gecerli veya en genel ayrm belki de su ol caktr : sadece savas* makinasmn gruplasmas m veya daha dogr u soylemek gerekirse ele g mesi mi soz konusudur? Savas makinasmn devlet aygt tarafndan kaplmas aslnda iki yolda r, savasc toplumu hi -yerarsik gruplara ayrmak (dsardan gelen veya iceriden ortaya ckan) yahut tersine tum sivil toplum a ait kurallara gore olusturmak. Ve orada da bir for mulden digerine gecme ve baglama... Ucuncu tip sorun elde etme sekillerini icerir. Bu bakmd an, devlet aygtnn esas goruslerine bagl degisik verileri dikkate almak gerekir : alan, em k veya kamu isleri, vergi geliri konular. Askeri bir kurumun veya ordunun ortaya ckm as, zorunlu olarak savas makinasmn alanlasma -sn verir, yani cok cesitli sekillere burune en ic veya somurgeci topraklarn insan. Ama vergi rejimleri, bu arada, hem hizmetlerin d og asn hem de ordunun kendi bakmn saglamak icin, tersine, tum toplumun veya bir ksmnn boyun egdigi sivil vergi cesidini beli rlerler. Ve bu arada devletin bayndrlk isleri (98) Timurlenk ve Cengiz Han'n esas ayrm lar icin Bkz. Rene Gro usset, L'Empire des steppes (Bozkr Imparatorluklar), Payot Yaynl an, s. 495 -496. 154 bolumu, ordunun belirli bir rol oynamakla kalmadg, ama hem de kal eleriyle, stratejik iletisimleriyle, lojistik yapsyla, sanayii altyapsyla vb. (bu seki llerde muhendislerin isl emleri ve rolleri) bir rol oynadg alann yeniden duzenlenmesinin islemine gore yeniden orgutlenmedir (99). Bu savn tumunu Clausewitz'in formuluyle karslast a izin verilsin: Savas, siyaset iliskilerinin baska sekillerdeki surekliligidir. Ogele ri birbirlerine bagl yatay tarihi, tarihi, kuramsal ve pratik bir butunden ortaya ckan bu f ormul bilinmektedir: 1) Mutlak savas, kaytsz sartsz deneyde verilmeyen fikir olarak sa vasn salt bir kavram vardr (sosyal, ekonomik veya siyasi olarak incelem eksizin ve ba ska bir tanm olmadg varsaylan dusman yenmek veya yoketmek). 2) Veri olanlar, devletin a boyun egmis olan gercek savaslardr, devletin amaclar mutlak savasa nazaran iyi veya kot u ileticidirler, ve her ne olursa olsun bunun gerceklesmesini denemelerde sart haline tetirirler; 3) Hakiki savaslar iki kutub arasnda oynarlar, bunlann her ikisi de dev letin siyasetine bagldr : topyekun savasa dek gidebilen yoketme savas (yoketme (99) Bkz . Antik Dunyada Vergi ve Ordular (Armees et fiscalite dans le monde Antique), Editio ns C.N.R.S.: Bu kollokyum ozellikle vergi durumunu, ama digerlerini unutmamak uzere , incelemektedir. Askerlere veya ailelere toprak dagtm sorunu butun devletlerde vardr v e bunun onemli bir rolu icerdigi bilinir. Ozel bir sekilde, feodalitede bu malikanenin ana birimi olacaktr. Ama daha o zaman tum dunyada sahte malikanelerin temeli olmustur ve ozellikle Yunan uygarlgnda Cleros ve Clerouquie'nin sahte-malikaneieri. Bkz. Clair e Preux, L'aconomie royaie des Lagides (Lagit'lerde Kraliyet Iktisad), Bruxelles, s. 463. 155 bu amaclar tasr ve ilerleyerek kaytsz sartsz teriminden uclara dek yaknlasmay yillidirler; snrl savas daha az degildir, ama snrlanan kosullara daha yakn olarak yak sadece ordunun gozetiminin basitligine kadar gidebilir) (100). Ilk olarak, fikirsel ol arak Clausewitz'in olcutlerinden baska olcutlerin olanag sayesinde hakiki savaslarla; mutla k savas ayrm, bize cok onemliymis gibi gozukmektedir; salt fikir dusmann soyut bir sekilde

ok edilmesi olmayacak, fakat nesnesi savas olmayan bir savas makinasnn fikri olacaktr ve bu savasla ek veya gizil bir sekilde sentetik bir iliski saklayacaktr. Oyle ki, gocebe savas makinas, Clausewitz'de oldugu gibi, bize hakiki savasla r arasndan biri olarak g ozukmeyecek, tersine fikre uygun bir icerik, kendine has nesneleriyle nomos'un meka n ve kompozisyonuyla fikrin icad olacaktr. Halbuki, bu bir fikirdir ve salt fikir k avramn elde tutmak gerekir, isterse bu savas makinas gocebelerce gerceklestirilsin. Aslnd a fikir olarak, soyut olarak guncel olmayan ve gercek bir sey olan gocebelerdir ve bu bir cok nedenden dolay: Ilk olarak, cunku gormus oldugumuz gibi, olguda gocebeligin veriler gocmenligin, yola deggin olann, kavramn ar lgn pek bozmayan ama daima karsk veya cin lesimi olan nesneleri oraya sokan yolculugun verileriyle karsr; bunlar daha o zamanda n beri savas makinas uzerinde hareket etmektedirler. Ikinci olarak, hatta kavramn ara lgnda bile olsa, gocebe savas makinas zorunlu olarak devlet -bicimine, bu bicimi ykmaya k rs olarak gelisen ve icat edilen, savas(100) Clausewitz, De la guerre, (Savasa Dair) oz ellikle VII. kitap. Ve bu uc savm Raymond Aron tarafndan yorumu: Penser la guerre Cla -usewtz, !. cilt, ozellikle 'nicin ikinci cins savaslar', s. 139. 156 la ek olac ak sentetik bir iliskiyi gerceklestirir. Ama daha dogrusu kendi tarafnda devletin sav as makina-su kendine edinme frsatn ve bu tersyuz edilmis ma -kinann dolaysz nesnesi sa carpsma imkann bulmadan (buradan gocebenin devletle butunlesmesi daha basndan, devlete k rilen mucadeleden beri, gocebeligi kateden bir vektor olarak ortaya ckar) bu sentetik b ag veya ek nesneyi gerceklestiremez. Sorun, demek ki savasn ortaya ckar lmasndan cok, sa makinasnn ele gecirilmesidir. Devlet savas makinasn ele gecirdigi zaman onu kendi siyasi ellerine bagl klar ve ona savas denilen dolaysz nesneyi sunar. Uc baks acs bakmndan d gelismeye zorlayan da ayn tarihi meyildir: Kastlasma bicimlerini tam manasyla ele geci rme bicimlerine cevirmek, snrl savas topyekun savas bicimine cevirmek ve amacla nesnenin sndaki iliskiyi degistirmek. Halbuki devletin savasm topyekun savasa donusturen faktorler k italizme s k skya bagldr: Soz konusu olan sabit sermayenin yatrmn, arac-gerec-lerle e savas ekonomisine sokup, degisken sermayenin yatrmnysa ahlaki ve fiziki hem savas yap m de savasa maruz kalan halk haline getirmektir (101). Aslmda topyekun savas sadece yoketme savas degildir, fakat yoketme merkez olarak dusman (101) Ludendorff (Topyekun Savas), IFIammarion. Savasta ic politikaya ve halka gittikce daha fazla onem veren gelism yi dikkate alr; halbuki Clausewitz daha hala ordulara ve ds politikaya onem vermekteydi: Clausevvitz'in baz metinlerine karsn bu elestiri gen elde gercektir. Hatta bunlar ic politikadan ve halktan Ludendorffun anlaysndan bambask a bir anlam ckarsalar da, bu elestiriyi Lenin'de ve baz marksistlerde gormek mumkundur. B az yazarlar derinlemesine proletaryann askerikokunu ve ozellikle sanayide oldugu kadar d enizcilikte gosterdiler: Bunun icin bkz. P. Virilio, Vitesse et politique, s. 50-51 ; 86-87. 157 devleti veya dusman orduyu almakla kalmayp, tum halk ve ekonomisini aldgnda ortaya ckar. Bu ikili yatrmn sadece belli, snrl savasa ait kosullarda olusmas kapita limin topyekun savas gelistirmesini dayanlmaz klan karakteridir (102). Topyekun savasn de vletin siyasi emellerine boyun egdigi ve devlet aygt tarafndan savas makinasmn ele gecir ilmesini en yuksek derecedeki kosullarda gelistirdigi, oyleyse, dogru olacaktr. Ama ayn zamanda ele gecirilen savas makinasmn amac topyekun savas oldugu zaman ve bu duzeydeki b ir butunun tum kosullard a amac ve sonuc celiskisine kadar gidebilen yeni iliskilere girdi kleri de dogrudur. Clausewitz'in bazen devletlerin siyasi amaclarla sartlanms savasn to pyekun savas oldugunu, bazense kaytsz sartsz savas fikrini gerceklestirmeye dogru gittigin gosterdigi zaman ki, tereddut buradan kaynaklanmaktadr, aslnda sonuc tamamen siyasidir ve devlet tarafndan bu sekilde belirlenmistir, ama amacn kendisi snrsz olur, Ele gecirm e isleminin ters dondugu veya ona karst olabilen ve karst olarak kalabilen ksmlardan bask ir sey olmayan savas makinasm yeniden olusturann ve onu serbest brakmaya calsanlarn devl ler oldugu soylenecektir. Bir bakma, devletlerden meydana gelen bu dunyasal savas makin as ardarda iki figur sunar.-Once fasizminkini ki, o kend isinden baska hic bir amac olm ayan snrsz bir savas eylemini olusturur, fasizm taslaktan baska bir sey degildir ve fasizm -sonra(102) J.U. Nef'in gosterdigi gibi, snrl savasn buyuk doneminde (1640 -1740) topy avas belirlemesi gereken yatr m, birikim ve yogunlasma gorunguleri ortaya ckarlar: Bkz. uerre et le progres human (Savas ve Beseri Ilerleme), Ed. Alsatia, Napolyon savas kod - Jar topyekun savasn ogelerini hzlandran bir donum noktasdr, iletisim, yatrm, tasma k vb. 158 s figuru hayatta kalabilmenin veya terorun bars olarak kendisine dolayszcasna rs nesne olarak alan bir savas makinasnn figurudur. Simdi savas makina -s denetlemeyi, t g cepecevre sarmay arzulayan bir kaygan mekan yeniden duzenl er. Topyekun savasn kendisi

ndan daha korku verici bir bars bicimine dogru gidilerek, aslmstr. Savas makinas kendisi rine neticeyi, dunyasal duzeni alp, yuklenir ve devlet artk bu yeni makina tarafndan ele ge cirilen araclar veya nesnelerden ba ska bir sey degildir. Iste burada Clausewitz'in for mulu ters donmektedir, cunku siyasot savasn baska amaclarla bir devamn olusturur diyebilme n, su ya da bu anlamda sozcukler agza alnabilirmis gibi sozcukleri ters cevirmek yeterli d egildir; gercek harekete gore devletlerin savas makinasm ele gecirip, kendi amaclar icin kullandklarnda, neticeyi yuklenen, devletleri yeniden ele geciren ve gittikce siyasi islevleri kabullenen savas maki -nasn yeniden ortaya ckaran devletlerin gercek eylemler ini izlemek gerekir (103). Suphesiz bugunku durum umitsizdir. Dunyasal savas makinasnn tpk bir bilim-kurgu anlatmnda oldugu gibi, gittikce kuvvetlenen bir sekilde kuruldugunu gor duk; fasist olumden daha korku verici olabilen bir bars kendine nesne olar ak sundugunu gorduk. En korkunc yerel savaslar kendi parcalanyms gibi canlandrdgn veya canl kldg ne yeni bir devleti, ne de baska bir rejimi yeni bir dusman tipi olarak sectigini, a ma herhangi birinin bu yeni dusman olabilecegini gorduk; iki defa degil bir kez gafil av lanabilen kontr -ge(103) Bu fasizmin aslmas icin ve topyekun savas icin ve Clause -vvitz' n formulunun ters cevrilmesinin yeni noktas uzerine, Vriiio'nur* butun cozumlemelerine bkz. L'insGcurite du temtoire (Alann Guvensizligi), Ozellikle I. bolum. 159 rillanm ogelerini y ucelttigini gorduk... Buna ragmen devletin veya dunyann savas makinasmm kosullarm, yani sa bit sermaye (materyal ve zenginlikler) ve insani degisken sermayeyi, beklenmedik ka rs ckslarn olanaklarn, devrimci, halkc, aznlkc, degisinimci makinalan belirleyen be yatifleri yeniden yaratr dururlar. Herhangi bir dusmanm tanm bunun sahididir... cok bicim li, yonlendirici ve daima hazr (..) iktisadi, siyasi, torel, bozguncu du zenin vb... cagr ayan maddi baltalayc veya cok sekle burune -biien insani Kacak (104). Onemli olan ilk kuram sal oge olan savas makinasmm cok degisik anlam tasmasdr ve aslmda savas makinasnn savasl erece degisik baglar vardr. Savas makinas tek bicimde tanmlanamaz ve yukselen guclerin n liginden cok baska seyleri icermektedir. Savas makinasnn iki ayr kutbunu tanmlamaya cals irincisine gore savas makinas savas nesne olarak alr ve onu evrenin en uc snrlarna dek tabilen ykm cizgisini bicimlendirir. Halbuki burada alndg her bicimde, snrl savas, to vas, dunyasal orgutlenmede, savas makinasnn ongordugu tozu temsil etmez, ama yalnzca, kuvv e olursa olsun, devletlerin bu dunyasal parcalar elan duzeni du nyann ufkuymus gibi frla tp atsa da, bu makinay ele geciren devletlerin tum sartlarn temsil eder. Savas makinas en ufak niceliklerle kendine nesne olarak savas degil, ama yaratc kacs cizgisinin izini ve bu kaygan mekann kompozisy unu aldgnda diger kutub bize topyekunmus gibi gozukur. Bu ikinci kutbu izleyerek, savas bu makinayla (104) Guy Brosseiet, Essai sur la non-batailie, s. 15-16. BeiitseI kavr am olan herhangi bir dusman polis ve hukuk alannn, uluslararas hukukun, milli savunmann esmi veya gayr-resmi metinlerinden daha simdiden ozumlenmistir. 160 rastlasr, ama devlete kars ve devletler tarafndan ifade edilen dunyasal belite kars yonelen ek ve sentetik n esnesiyle de karslasr. Gocebelerde boyle bir savas makinasnm icadn bu ldugumuzu sandk. savas makinas daha basndan beri onu diger kutupla birlestiren iki tarafl olarak sunulu p, diger kutba dogru yonelse de bu sadece onun bu sekilde icad edilmis oldugunu tarihi olarak gostermenin endisesi yuzundendir. Fakat toze uygun olarak gizli olanlar gocebele r degildir: Artistik, bilimsel, ideolojik bir eylem belki de bir dayankllk plan, yani y aratc bir kacs cizgisini, kaygan bir yer degistirme mekann bir filomla bagntl olarak gizil bir savas makinas olabilir. Bu karakterler butununu tamamlayan gocebe degildir. B u butun savas makiasmn tozunu tanmladg srada, gocebeyi tanmlayandr. Eger gerilla, az lk savaslar ve devrimci mucadeleler bu toze uygunsalar, savas, tozu sadece ek oldugundan daha gerekli bir nesne olarak almalarndan dolaydr: En azndan organik olmayan yeni s osyal iliskiler olsa bile ayn anda baska bir sey yaratmak kosuluyla savas yapabilirler . Bu iki kutub arasnda, hatta ve ozellikle olum acsndan buyuk bir fark vardr: Ykm cizgi donup duran veyahut yaratc kacs cizgisi; parca parca olsa da, olusan veyahut egemenlik ve gutlenme plannda donen dayankllk plan ister iki cizgi veya iki plan arasndaki iletisini sun, isterse herbiri digeriyle beslenedursun, digerinden birseyleri odunc alsn daima goz e carpan sudur: Toprag kapamak ve cevrelemek icin en kotu dunyasal savas makinas kaygan bir mekan yeniden olusturur. Ama toprak kendine has yersizyurdsuzlasma kuvvetlerine, k acs cizgilerin e, yeni bir toprak icin yollarn kazan ve yasayan kaygan Savas Makinas - F. 11 161 mekanlara deger kazandrr. Soru niceliklerinki degil, ama iki kutba gore, iki ce sit savas makinasmda carpsan niceliklerin aclamayan karakterlerinin sorusudur. Makinay e le geciren ve savastan kendine is alann olusturur. ve nesne olusturan aygtlara kars savas

akinalar olusurlar: Egemenlik veya kapma aygtlarnn buyuk kesismelerine kars savas makinalar zincirlemelere onem verirler. 1 GILLES DELEUZE FELIX GUATTAR I KAPITALIZM VE SIZOFRENI 2 BIN YAYLA Kapma Aygt Bu kitapta yine Dumezil'in tezlerinden yola ckan Deleuze ve Guattari eski Hint - Avrupa mito logialarnda, eski Yunan sehir deviet -toplum iliskilerini devletin kapma aygt acsndan erler. Hep iki kutupluluk vardr ve hersey ikisinin arasnda gecer. Manc'c AsyagiU forma syonu yeniden gundemdedir. Devlet an -iambilimsel olarak imleyeni ve ust -kodlayam olusturur. Makina-sal bir hizmetcilestirme sistem! gecerlidir. Tarihi evrimcilik sor gulanr. Devleti yapan uretim bicimi degildir, tersine devlet uretimden bir bicim olustu rur. Devlet yaz sayesinde varolmaz; soz sayesinde, dil sayesinde varolur. Kendi ke ndine yeterlilik, bagmszlk, otarsi, ilkel komunlerin onceden varlg, etnologlarn dusunde bi r sey degildir. Cunku komunler, as* hnda, devletle birlikte vardr. Bu yuzden ekonomik bir evrimcilik olanakszdr: Avc -hayvan yetistirici-tanmcsanayici bir evrimin kollarn sturmazlar. Tum bu tartsmalar sosyal tarihe yeni bir boyut kazandrmakta ve yeni elesti rilere aclmaktadrlar. GILLES DELEUZE CLAIRE PARNET DIYALOGLAR Diyaloglar Debuze'un Cl aire Parnet ile gerceklestidigi anonim bir yazdr. Ikili olarak dusuncenin nasl ileriye got uldugunu gosteren bu kitapta diyalog iki kisi arasnda sahtedir. Deleuze Parnet'yi, Fou -c ault'yu, Guatrari'yi ve diger dostlarn, Parnet Deleuze'u anlatrken yazarlar ortadan ka lkarlar. Diyalog iki kisi arasnda degil, cizgiler arasnda, bolumler arasnda yahut ksmlar asndadr. Bellegi kaybetmek: bloklar ort aya ckarmak gerekir Bloklar anonimdir. Her za man simdiki zamanda isev gorur, bellek gecmise degil, simdiki zamana aittir. Bu bir olust ur Tarih unutulur, oluslarm sorunu cografyadr. Bir devrimci -olus, devrimin gecmisi veya geleceginden daha onemlidir. Eir kadm-olus veya bir hayvan -olus cinsiyetlerin ve t urlerin farkndan cok daha onemlidir... KAPITALIZM VE SIZOFRENI 1 GOCEBEBILIMI INCELEMESI: SA AKINASI GILLES DELEUZE FELIX GUATTARI Gocebebilimi Incelemesi'nde Deleuze ve Guattar devletlerin bir evrim sonucu ortaya ckmadklarn, onlarn zaten basndan beri varolduklarn Devleti) ve bunun yannda devlete kars olan toplumlarn da devletsiz toplumlar oldukl arn belirtirler Gocebenin hz ve noolojisi, devletlerin ideolojilerine ve agrlklarna ka ulur Aslnda gocebeler devletli toplumlardan geri olmadklar gibi, ayr bir islevleri, orgut lenme bicimlen vardr Devletin kamusal reklamna kars gocebelerin gizlen, devletin ise savas maknasn ele gecirdikten sonra ondan olusturdugu polisleri, ordusu ve iktidar vardr Bunlar dsardan olan savas maknasndan bir cerdenlk olustururlar Devlet egemenlik demekt savas maknasn icme aldg olcude hukum surebilir Devlet ideolojisini yuklenen kamu profes rine kars nooloji ozel dusunurlerin eylemidir Kierkegaard, Nietzsche "bozkr veya collerde" otururlar Onlar "dsarsnn dusuncesini1 ortaya ckarrlar, Foucault'nun Maurce Blanchot i emis oldugu gibi Dusunceden bir savas maknas ortaya ckarmak budur Burada dusunce bir vampi ibidir, onun ne imgesi, ne modeli, ne de yaplacak bir kopyas vardr Bu dusunce devletin "purtuklu mekanna" kars 'kaygan mekann" olusturulmasdr Oluslar, cokluklar, koksap, yers urdsuzlasma, herbr birer siddet

You might also like