Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 3

FUTURE TENSES (WILL AND GOING TO)

Future Tense Türkçe'deki gelecek zamanın ifadesidir. Türkçe'de olmayan "will" ve


"going to" farkları ilk öğrenirken biraz zor gelse de, örneklerle birlikte iyi
çalışıldığında gayet basit olduğu görülecektir.

"WILL" FUTURE TENSE TABLO

(+) (-) (?)


I will play I won't play Will I play?
You will play You won't play Will you play?
He will play He won't play Will he play?
She will play She won't play Will she play?
It will play It won't play Will it play?
We will play We won't play Will we play?
They will play They won't play Will they play?

"GOING TO" FUTURE TENSE TABLO

(+) (-) (?)


I'm going to play I'm not going to play Am I going to play?
You're going to play You aren't going to play Are you going to play?
He's going to play He isn't going to play Is he going to play?
She's going to play She isn't going to play Is she going to play?
It's going to play It isn't going to play Is it going to play?
We're going to play We aren't going to play Are we going to play?
They aren't going to
They're going to play Are they going to play
play

USE 1 "Will" to offer something


(Bir şey teklif etmek için)

"Will" often suggests that a speaker will do something voluntarily. A voluntary


action is one the speaker offers to do for someone else.

(Bir iş gönüllü olarak yapılacağı zaman "will" kullanılır. Bu gönüllü eylem konuşan
kişinin karşısındakine yaptığı tekliftir.)

EXAMPLES:

A: I'm really hungry. (Gerçekten çok açım.)


B: I'll make some sandwiches. (Sana biraz sandviç hazırlıyım.)

A: I'm so tired. I'm about to fall asleep. (Çok yorgunum. Uyumak üzereyim.)
B: I'll get you some coffee. (Sana biraz kahve getiriyim.)
A: The phone is ringing. (Telefon çalıyor.)
B: I'll get it. (Ben bakarım.)

USE 2 "Will" to Express a Promise


(Söz vermek için)

"Will" is usually used in promises.

("Will" genellikle söz verirken kullanılır.)

EXAMPLES

I will call you when I arrive. (Varınca seni ararım.)

I promise I will not tell him about the surprise party. (Söz veriyorum. Ona sürpriz
parti hakkında hiçbirşey söylemeyeceğim.)

USE 3 "Be going to" to Express a Plan


(Bir plandan bahsederken)

"Be going to" expresses that something is a plan.

("Be going to" yapılacak bir eylemin planlanmış olduğunu belirtir.

EXAMPLES

He is going to spend his vacation in Hawaii. (Tatilini Hawai'de geçirecek.)

We are going to meet each other tonight at 6:00 PM. (Bu gece 6'da buluşacağız.)

A: Who is going to make John's birthday cake. (John'un doğumgünü pastasını kim
yapacak?)
B: Sue is going to make John's birthday cake. (John'un doğungünü pastasını Sue
yapacak.)

USE 4 "Will" or "Be Going to" to Express a Prediction


(Tahmin yürütürken "Will" veya "Be going to")

Both "will" and "be going to" can express the idea of a general prediction about
the future.

"Will" ve "Going to" gelecekle ilgili tahminde bulunurken kullanılabilir. Eğen


tahminimizi destekleyen çok açık bir kanıt varsa "be going to" kalıbı tercih edilir.
Bazı durumlarda her iki kullanım da tercih edilebilir.

EXAMPLES:

The year 2003 will be a very interesting year. (2003 yılı çok ilginç bir yıl olacak.)
The year 2003 is going to be a very interesting year. (2003 yılı çok ilginç bir yıl
olacak.)

It will rain. (Yağmur yağacak)


It's going to rain. (Yağmur yağacak. Eğer gökyüzü kara bulutlarla doluysa ve
yağmurun yağacağı kesin gibiyse "going to" kullanılır.)

DİKKAT!

Özellikle "Will" Future Tense'li cümleleri Türkçeye farklı şekillerde çevrilebilir.


Aşağıdaki örneklere bakınız.

I will go to Italy. (İtalya'ya gideceğim.)


I will bring you an asprin. (Sana bir asprin getiriyim.)
I will open the door. (Kapıya ben bakarım.)

Kısaca söyleyen kişinin niyetine bağlı olarak anlam da değişir.

TIME EXPRESSIONS IN FUTURE TENSE

Time expressions zaman belirten ifadelerdir ve İngilizce'de her zaman için farklı
ifadeler kullanılır. Özellikle sınavlarda cümlenin hangi tense olduğunu anlamak için
time expression'ların bilinmesi çok önemlidir.

next year/month/week/saturday (gelecek yıl/ay/hafta/Cumartesi)


tomorrow (yarın)
soon (yakında)
in two minutes/four weeks (iki dakika/dört hafta içinde)

You might also like