Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Başarı İçin Sosyal Fobiyi Yenmek Şart

Birçok kez başarılı olmamızın önünü ”bilgisizliğimiz” ya da ”beceriksizliğimiz” değil,


insanlarla ilişki kurarken yaşadığımız korkular tıkar. Sosyal fobiye kapılır, aşırı korkular
duyarız. Elimiz ayağımıza dolaşır, böylece bildiğimizi bile unuturuz…

Üç insan, üç hikaye…
Birinci Hikâye: Genç hanım şirketteki odasındaydı. Bilgisayarında birazdan yapacağı
sunumu son kez gözden geçiriyordu. Haftalardır bu ana hazırlanmıştı. Sunumunun oldukça
renkli olduğundan emindi, yine de içini bir huzursuzluk kemiriyordu. Sıkıntısının ne
olduğunu söylemek pek kolay değildi ama sıkıntısı vardı. Bir kez daha boynundan yüzüne
doğru bir sıcak dalgasının geldiğini hissetti. Aslında odası çok da sıcak değildi. Ama o
terliyordu. Herhangi bir bilgi eksiği olmadığını da biliyordu ama korkunun ve huzursuzluğun
önüne geçemiyordu.

İkinci Hikâye: Üniversite son sınıftaydı. Sınavlarını başarıyla geçmişti. Bu son projeydi ve
grup olarak hazırladıkları ödevin bir bölümünü de onun sunması gerekiyordu. Bu projeden
alacağı not, ilk dönem notunun belirlenmesine sebep olacaktı. Proje eksiksizdi. Alacağı not
önemliydi. Bunu düşündükçe huzursuzluğu artıyordu. Her şeyi berbat edeceğini düşünüyordu.
Çevresindeki arkadaşlan arasında, kendisi kadar heyecanlı başka kimse de yoktu. Ne yazık ki
birazdan korktuğu basma gelecek, projede kendisinin anlatması gereken yere gelindiğinde
anfinin ortasında buz kestiğini, değil konuşmak hareket dahi edemediğini hissedecekti.
Üniversitedeki arkadaşlan arasındaki moda deyimle adeta “kal gelmişti”.

Üçüncü Hikâye: Başardı bir gazeteciydi. Yaptığı haberler, yazdığı yazılar daima takdir
toplamıştı, işinde deneyim sahibiydi. Saygı görüyor ve fikirlerine değer veriliyordu. Davet
edildiği televizyon programına katılma konusunda çok gönüllü olmasa da, bu isteği geri
çevirememişti. Stüdyodaki tüm konuklar sırayla söz alıyorlardı. Sıra ona gelmişti. Şimdi
elinde mikrofon, sunucunun sorusunu dinliyordu. Konu defalarca yazdığı ve oldukça da iyi
bildiği bir konuydu. Hatta o, bu konuda bilirkişi bile sayılabilirdi. Fakat dikkatini bir türlü
toparlayamıyor, düşüncelerini sıraya koyamıyordu. Rezil olacağı korkusu benliğini sarmıştı.
Elinin titremesini engellemeye çalışıyordu. Kopuk kopuk konuşuyordu. Bilgisini ve kendisini
ortaya koyamadan program bitmişti.

ORTAK NOKTA

Bu hikayelerdeki kişilerin tümünde, başkalarının gözü önünde herhangi bir eylemi


gerçekleştirmeye çalışırken duyulan sıkıntı var. Hepsi kaygılarına esir düşüyor. Hepsi aslında
gayet iyi bildikleri durumlardan başarısızlıkla çıkıyor. Bu durumun tek suçlusu onların
“sosyal fobisi”. Sosyal fobi, yaşamı oldukça olumsuz etkileyen bir süreç yaratır. Sosyal fobisi
olan kişiler, sürekli küçük duruma düşeceği korkusuyla yaşarlar. Tanımadıkları insanlar
karşısında korkulan artar. Hemen hepsi aslmda yaşadıkları korkunun anlamsız olduğunu
bilirler. Aşırı reaksiyon verdiklerinin farkındadırlar ama bunun önüne geçemezler. Sırf böyle
bir duruma düşmemek için çoğu kez geri planda kalırlar. Ne kadar kontrol etmeye çalışırlarsa
çalışsınlar, bedensel tepkilerine söz geçiremezler. Kalp çarpıntıları, nefes darlıkları,
terlemeler, mide ağrıları yaşarlar. Yaklaşık her on kişiden birinde gördüğümüz sosyal fobi,
tedavi edilmezse o kişiye hayatı zehir ediyor. Siz veya çevrenizden herhangi biri böyle bir
durum yaşıyorsa ona hemen iyi haberi verin. Artık sosyal fobinin tedavisi var, hem de oldukça
kolay. Günümüzün yan etki yaratmayan ilaç tedavileri, herkesin hak ettiği noktalara
gelebilmesinin önündeki lüzumsuz engelleri yok ediyor. Hepinize iyi ve sağlık dolu bir hafta
diliyorum.

You might also like