Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 465

BATI GZYLE RSALE- NUR'UN EHEMMYET

(ngiltere'nin Yorkshire ehrinde doan kran Vahide, Durham niversitesi arkiyat Aratrmalar Okulu Farsa-Trke blmn bitirdi. 1981'de Risale-i Nur tercmelerini okuduktan sonra slamiyeti kabul etmiti. Halen alma ve aratrmalarn Said Nursi, Nurculuk ve Risale-i Nur zerinde devam ettirmektedir.) Her ne kadar Bat dnyasnda yaayanlarn maddi ihtiyalar karlanm ve ounluk refah iinde yayorsa da, en temel ihtiyalar karlanmam durumdadr ve hatta daha da mzminlemitir. Kendisinin ve iinde yaad dnyann manasn anlamak, insann yaratl gerei ve en byk ihtiyacdr. lerlemenin muharrik gc olan bu ihtiya, bilhassa amzda kendisini aka ortaya karmaktadr. Herhangi bir zamandan ziyade bu an insan her eyin nedenini, niinini bilmek ve gayesini renmek istiyor. Gerekten de, kinatn ileyi tarzn ortaya karmak iin harcad gayretler, ilmin her dalnda ba dndrc ilerlemelerle karlk bulmutur. Bununla beraber, bu ilerlemelerin cereyan ettii Batdaki maddi gelime, dier sahalardaki gelimelerle dengelenebilmi deildir. Bat insan her ne kadar maddi kinatn srlarn ortaya karmakta muazzam baarlar elde etmi olsa da, baars bunun tesine geememitir. Maddeye daldka dalm, ancak sorularn en esasl ve en mhimlerine tatmin edici cevap bulmakta az kalmtr. "Kinat niin var? Varlklarn gayesi ne? Hayatn gayesi ne? nsann gayesi ne? nsan nereden geliyor; lmden sonra nereye gidecek?" eklindeki sorular hala cevapszdr. Bylece, her ne kadar Bat dnyasnda yaayanlarn maddi ihtiyalar karlanm ve ounluk refah iinde yayorsa da, en temel ihtiyalar karlanmam durumdadr ve hatta daha da mzminlemitir; nk ilim, kinattaki hayret verici dzeni, birlii ve ahengi her

gn daha da aka ortaya karmakta ve gayesizlik her geen gn daha da savunulmaz hale dmektedir. Bu temel sorulara tatmin edici cevap bulma hususundaki aczin kayna, semavi dinler yerine insan eliyle ""vcuda gelmi felsefeden ilham alan Bat medeniyetinin kknde yatmaktadr. lim Batda gelitii iin, dinden ayr ve farkl grlmtr. Hatta ilim ve dinin birbiriyle att sanlmtr. Bu yzden, Bat medeniyeti, gnmze kadar tahrif edilmeden gelen yegne semavi kitap olan Kur'an'n karsnda vaziyet alagelmitir. Bununla birlikte, gnmz Mslmanlarna en ziyade evk ve cesaret vermesi gereken bir husus vardr ki, o da, ilimdeki gelimelerin, Kur'an'n kinat ve iindekilerle ilgili beyanlarna ters dmek bir yana dursun, bu beyanlar tasdik etmesidir. Yani, Batnn kendi mal olarak grd ilim, Kur'an'daki vahiy neticesi olan bilgilerin doruluunu tasdik etmekte; Kur'an ise, ilim ile din arasnda hibir atmann bulunmadn gstererek, modern insann sorularna cevap getirmektedir. Allah'n insanla indirdii son kitap olan Kur'an, btn alardaki btn insanlara birden hitap eder. Kur'an, her an her seviye ve mertebesindeki insanlarn her birine ve ihtiyalarna, bilhassa ve dorudan doruya hitap eder. Daha nce belirtildii gibi, modern an belirgin zellii, aratrma ruhudur. nsan varlklarn hikmet ve gayelerini kefetmeye sevk eden bu ruh, maddi kinatn srlarn gn na karmakta onu bugn bile inanlmaz grnen bir seviyeye ulatrmtr. Her ada, slam dinini yenileyerek Kur'an'n mesajn anlatmak ve Kur'an'n bilhassa o aa bakan ynlerini aklamak zere, Allah bir mceddid gnderir. Risale-i Nur Mellifi Bedizzaman Said Nursi, bu modern ada byle bir yenileyici ve mceddiddir; her eyden nce varlklarn hikmet ve gayelerine dikkatleri ekmekte, Kur'an'n ada insana mesajn anlatmakta ve aklamaktadr.

Risale-i Nur, Kur'an'n hakiki bir tefsiridir; iman hakikatleriyle ilgili ayetlere, bilhassa ilim adna yneltilen hcumlara kar kaleme alnm yorumlar getirir. Bunu da, modern insann, "bilimsel dnce" ile ekillenmi anlayna hitap ederek yapar. Bunun iin de, Kur'an'n iradn Bat insanna aktarabilecek uygunlukta yegne eserdir. nk.. Kinat ve iindekileri incelerken bunu yle bir tarzda yapar ki, bunlar tek bir Yaratcnn mahlklar, Onun varlk ve birlik delilleri olarak grmenin, btn bu varlklar aklayabilecek yegne mantkl izah tarz olduunu ortaya koyar. Risale-i Nur aka gsterir ki, kinatn mahiyeti, dzeni, ahengi, birlii ve czlerinin birbirine olan bamll, felsefenin ve materyalizmin ileri srd eitli grler iin btn ihtimalleri kapatmaktadr; tabiat ve tesadf iddialar btnyle akl ve iman ddr. ster tabiat olsun, ister tabiat kanunlar ve kuvvetleri olsun, isterse sebepler olsun hibir eyin varlklarn yaratlmasna el kartramayacan ve Allah'a erik olamayacan Risale-i Nur ispat eder. Tabiat kanunlar olarak bilinen ve kinata nizamn veren eylerin maddi ve harici bir vcutlar yoktur; bunlar sadece ilim dairesinde vardrlar; kanundurlar, kuvvet deildirler. Kinattaki dzen lahi iradenin neticesi, tabiat kanunlar da bu iradenin tecellisidir. Bat insan, bir fikri kabul etmek iin delil ister. Risale-i Nur da btn bu meseleleri delillendirilmi fikirler halinde sunar; bir gr ileri srer, sonra bunu mantki delillerle ler, bier ve sonunda delile dayanan bir neticeye ular. *** Bu hakikatleri mantkl ve muhakemeli grlerle ispat ettikten baka, Risale-i Nur kinat ilim gzyle inceler ve okur. Fizik ilimlerinin btn nda baktnda, kinat tek bir Yaratcnn eseri ve Esma-i Hsnasnn aynas olarak gsterir. Her bir fennin, kinatn ileyiinin bir ynn tasvir ederek Yaratcsn belli

isimleriyle tanttn anlatr. nk her bir fennin kayna, lahi isimlerden birisidir; o fennin gelimesi, o ismin tecellilerini anlamak manasna gelir. Bylece, dinle atmak bir yana dursun, fenler Allah' tanmak iin birer vesile olur. Bu adan bakld zaman, felsefenin souk, karanlk ve manasz dnyas, yerini hikmet ve gaye ile aydnlanm bir kinata brakr. Risale-i Nur kinat bir kitaba benzetir; gkler, yer ve mevsimler bu kitabn sayfalar, gece ve gndz satrlar, yeryzndeki varlklar kelimeleri, meyveler harfleri, ekirdekler de noktalardr. Bir sayfada birok kitap, bir kelimede birok sayfa, bir nokta iinde de btn kitabn fihristi vardr. Bu geni, i ie mnasebetler ve birliklerle dolu, kompleks ve mkemmel kitap ylesine yazlmtr ki, her bir blm, hatta her bir harfi ve her bir noktas, onun tek Yaratcsn bildirir. Bu kitap insana hitap eder; kendisini tantmak isteyen Mellifine, insann bu kitab ve blmlerini okuyarak kinat apnda bir ibadet, muhabbet ve krle karlk vermesi iin yazlmtr. Onun iindir ki, bu kitabn gaye ve faydalarnn ou insana bakar. nsan ise, bu kitaptaki nizam kefedip varlklarn vazifelerini ve kinatn ileyiini ilimler vastasyla gstererek kinat apndaki bu kulluk vazifesine erimi olur. Bu hakikati daha amak iin, Risale-i Nur kinat bir aaca benzetir. Unsurlar bu aacn dallar, bitkiler yapraklar, hayvanlar iekleridir. nsan ise, Allah'n btn isimlerine bir ayna olarak yaratlm ekirdek hkmndeki kalbiyle birlikte, bu aacn meyvesidir. *** man rknlerini tek tek izah ederken, bunlarn birbirleriyle mnasebet halinde bulunduklarn ve her birinin ayn zamanda dierlerine de delil tekil ettiini, Bedizzaman Risale-i Nur'da gstermitir. Bylece, etrafmzdaki dnyada cereyan eden hadiseleri ve lahi fiilleri "okuduka" ve Allah'n varln ve

isimlerini tanyp onlara dair kesin bir iman elde ettike, gzlem, dnce ve tefekkr yoluyla, ldkten sonra dirilie ve ahiret hayatna da delile dayanan kesin bir iman elde etmek mmkn olur. Bu nurun nda bakldnda kinat yle canl ve manal bir hal alr ki! imdi, Bat insanna, zaten gzlemek zere eitildii kinat tpk Kur'an'n gsterdii ekilde okuduu takdirde o kinatn mana ve hikmetle canlanacan, mantkl bir imana vesile olacan ve bu suretle kendisini yokluk ve lm zulmatyla kararm bir manaszlktan kurtaracan anlatmaktan daha gzel bir ekilde Kur'an'a inanmaya armann yolu var mdr? Risale-i Nur'da batan sonra Bedizzaman kinatn nasl okunacan anlatr. Kinat, Mellifinden manal mesajlar tayan harfler olarak okumay retir. Okuyucu, bu srede, etrafndaki dnyadan srekli olarak dersler karr, srekli olarak Yaratcsna dair bilgisini arttrr ve iman esaslar hakkndaki imann ve kesin bilgisini takviye eder. Hair ve ahiret konularna devamla, Risale-i Nur, dnya ve ahiret, grnen ve grnmeyen alemleri bir arada inceleyerek, varlk alemine bir btnlk iinde, mantkl ve top yekn ekilde bir bak as sunar ve insan ile fiillerini bu tablo iine yerletirir. Bu da Bat insan iin byk ehemmiyet tayan bir noktadr. nk, kesret alemine, sebeplere ve tabiata bakan materyalist ve tabiat felsefenin tesiriyle, Batnn bak bu dnyaya ve bu dnya hayatna teksif edilmi ve Bat insan maddede boulmutur. Hatta Hristiyanla ve dier dinlere ynelenler bile kendilerini bundan kurtaramazlar. Yaratl itibaryla fanilikten elem duyan ve maddenin tesinde ebediyet arayan insan iin ise bu bak asnn neticeleri pek strapldr. Risale-i Nur, dnyay yzl olarak tasvir eder. Bir yz ilahi isimlere bakar; onlarn naklarn aksettiren bir aynadr. Fanilik, ayrlk ve yokluk bu yzde yer bulamaz; burada sadece yenilenme vardr. kinci yz ahirete ve ebediyet alemlerine bakar; onlar iin

bir tarla ve Cennet iin bir fidanlktr. Bu yz, ebedi mahsller ve meyveler yetitirir, ebediyete hizmet eder ve fani varlklar lmszletirir. Bu yzde de lm ve fanilik yoktur, sadece hayatn ve ebediyetin tecellileri vardr. nc yze gelince, bu da fani varlklara, yani, bize bakar. Bu yz, aalk gdlerin peinde koanlarn sevgilisidir; uyank ve uurlu olanlar iin ise bir ticaret ve imtihan yeridir. Herhangi bir sebeple ilk iki yz gremeyenlere dnya, ancak fanilik, lm ve ayrlk ifade eden bu strapl ve irkin yzn gsterir. Dnyann ilk iki yzne, onun Yaratcs hesabna baklr. Bu yzler, tabiat ve sebeplerin perdesi arkasnda veya tesinde grnr. nc yzde fanilik ve lm ifade eden devaml deiiklik ve yenilenmeler, bu defa birok manidar gayelere hizmet ederler. *** Varlklar yoklua gitmez, grnen dnyadan grlmeyen aleme geerler. Grnmeyen alemde ve Allah'n ilminde onlarn bir varl vardr; lahi ilim ve iradenin tecellisiyle bu grlen dnyada harici bir varla kavuurlar ve burada kaydedildikten sonra lahi ilim dairesine ve ahiret ve gayb alemlerine geerler. Varlklarn bu ekilde mtemadiyen akp gitmeleri ve gelip gemeleri, batan aa hikmetlerle, faydalarla, gaye ve maksatlarla doludur. Risalei Nur, hikmeti her eyi kuatan yaratcnn bu dnyay ilahi isimlerinin saysz naklarn snrl bir sahada sergileyecek ve sonsuz manalar ifade eden sonsuz mhrleri bir kck sayfaya sdracak bir ekilde yaratldn anlatr. Allah bu dnyay verimli bir tarla eklinde yaratm ve onu daima taze mahsul verecek bir ekilde ylesine hazrlamtr ki, kudretinin saysz mucizelerini her an eksin ve devirsin ve sonsuz rahmet hazinelerinden snrsz hediyeleri orada tehir etsin. Varlklarn akyla, Allah bu kck dnyada, ahiretin snrsz dnyalarna yaraacak genilikte mahsller yetitirir. Ayn ekilde, snrsz lahi kemalini, cemal ve celalinin snrsz tecellilerini ve

rububiyetinin snrsz azametini snrl bir zamanda ve snrl bir sahada bylece sergiler. *** Burada Risale-i Nur ile ilgili bir dier nemli noktaya geliyoruz ki, o da, Risale-i Nur'un bu derin meseleleri herkesin kendi seviyesine gre anlayabilecei bir ekilde izah etmesidir. Risale-i Nur, mukayese ve temsil yoluyla, uzak ve geni hakikatleri bir teleskop gibi yaklatrr. Btn meseleler uygun karlatrmalarla, misaller veya hikyelerle tasvir edilir; bylelikle eserlerdeki mantk ve muhakeme kolaylkla takip edilir ve varlan neticeler kolayca kavranr. Risale-i Nur'un slbu yumuak ve tesirlidir; kusursuz delilleriyle kesin bir ekilde ikna eder. Muhtevas hakikat, slbu hakikidir. slam dininin bylesine yanl tantld ve yanl anlald Batya gerekleri aktarabilmek iin bundan daha uygun bir vasta olamaz. slam' ve Kur'an' Risale-i Nur vastasyla tanyan kimse, her ikisini de mutlaka sevecektir. Btn bunlara ilave olarak, Risale-i Nur din ile felsefeyi, iman ile inanszl, hidayet ile dalaleti, eitli muhtevalar iinde ve eitli seviyelerde karlatrr ve her seferinde de gsterir ki, doruluk ve hakikat kadar hakiki menfaat, mutluluk ve terakki de sadece birincisindedir. Felsefe, hangi ekilde olursa olsun, insann yaratlnda bulunan sorulara cevap veremez ve ona gerek saadet sunamaz. nk felsefe bak asn dnya ile snrlam ve maddede boulmu, dnyay ve insan da manaszlk ve gayesizlie mahkm etmitir. Bu yzdendir ki, felsefenin varlk alemini dayandrd tabiat ve sebepler gibi mefhumlarn eliki ve rklklerini ortaya karan ve varlklarn yaratlndaki hikmetleri ve yce gayelere iaret ederek kinat ve insann yegne mantkl aklamasnn Tevhidde bulunduunu gsteren bir eserin, Bat insan iin, hi phesiz hayati ehemmiyeti vardr. Gerekten de, ilim ilerledike ve insanlar Bat felsefesinin elikilerini fark ettike, ilim ve dini bir araya getiren ve Kurann Tevhide dair mesajn laykyla aklayan

Risale-i Nurun ehemmiyeti de artacaktr. Her ne kadar Bat dnyasnda yaayanlarn maddi ihtiyalar karlanm ve ounluk refah iinde yayorsa da, en temel ihtiyalar karlanmam durumdadr ve hatta daha da mzminlemitir. Kendisinin ve iinde yaad dnyann manasn anlamak, insann yaratl gerei ve en byk ihtiyacdr. lerlemenin muharrik gc olan bu ihtiya, bilhassa amzda kendisini aka ortaya karmaktadr. Herhangi bir zamandan ziyade bu an insan her eyin nedenini, niinini bilmek ve gayesini renmek istiyor. Gerekten de, kinatn ileyi tarzn ortaya karmak iin harcad gayretler, ilmin her dalnda ba dndrc ilerlemelerle karlk bulmutur. Bununla beraber, bu ilerlemelerin cereyan ettii Batdaki maddi gelime, dier sahalardaki gelimelerle dengelenebilmi deildir. Bat insan her ne kadar maddi kinatn srlarn ortaya karmakta muazzam baarlar elde etmi olsa da, baars bunun tesine geememitir. Maddeye daldka dalm, ancak sorularn en esasl ve en mhimlerine tatmin edici cevap bulmakta az kalmtr. "Kinat niin var? Varlklarn gayesi ne? Hayatn gayesi ne? nsann gayesi ne? nsan nereden geliyor; lmden sonra nereye gidecek?" eklindeki sorular hala cevapszdr. Bylece, her ne kadar Bat dnyasnda yaayanlarn maddi ihtiyalar karlanm ve ounluk refah iinde yayorsa da, en temel ihtiyalar karlanmam durumdadr ve hatta daha da mzminlemitir; nk ilim, kinattaki hayret verici dzeni, birlii ve ahengi her gn daha da aka ortaya karmakta ve gayesizlik her geen gn daha da savunulmaz hale dmektedir. Bu temel sorulara tatmin edici cevap bulma hususundaki aczin kayna, semavi dinler yerine insan eliyle ""vcuda gelmi felsefeden ilham alan Bat medeniyetinin kknde yatmaktadr. lim Batda gelitii iin, dinden ayr ve farkl grlmtr. Hatta

ilim ve dinin birbiriyle att sanlmtr. Bu yzden, Bat medeniyeti, gnmze kadar tahrif edilmeden gelen yegne semavi kitap olan Kur'an'n karsnda vaziyet alagelmitir. Bununla birlikte, gnmz Mslmanlarna en ziyade evk ve cesaret vermesi gereken bir husus vardr ki, o da, ilimdeki gelimelerin, Kur'an'n kinat ve iindekilerle ilgili beyanlarna ters dmek bir yana dursun, bu beyanlar tasdik etmesidir. Yani, Batnn kendi mal olarak grd ilim, Kur'an'daki vahiy neticesi olan bilgilerin doruluunu tasdik etmekte; Kur'an ise, ilim ile din arasnda hibir atmann bulunmadn gstererek, modern insann sorularna cevap getirmektedir. Allah'n insanla indirdii son kitap olan Kur'an, btn alardaki btn insanlara birden hitap eder. Kur'an, her an her seviye ve mertebesindeki insanlarn her birine ve ihtiyalarna, bilhassa ve dorudan doruya hitap eder. Daha nce belirtildii gibi, modern an belirgin zellii, aratrma ruhudur. nsan varlklarn hikmet ve gayelerini kefetmeye sevk eden bu ruh, maddi kinatn srlarn gn na karmakta onu bugn bile inanlmaz grnen bir seviyeye ulatrmtr. Her ada, slam dinini yenileyerek Kur'an'n mesajn anlatmak ve Kur'an'n bilhassa o aa bakan ynlerini aklamak zere, Allah bir mceddid gnderir. Risale-i Nur Mellifi Bedizzaman Said Nursi, bu modern ada byle bir yenileyici ve mceddiddir; her eyden nce varlklarn hikmet ve gayelerine dikkatleri ekmekte, Kur'an'n ada insana mesajn anlatmakta ve aklamaktadr. Risale-i Nur, Kur'an'n hakiki bir tefsiridir; iman hakikatleriyle ilgili ayetlere, bilhassa ilim adna yneltilen hcumlara kar kaleme alnm yorumlar getirir. Bunu da, modern insann, "bilimsel dnce" ile ekillenmi anlayna hitap ederek yapar. Bunun iin de, Kur'an'n iradn Bat insanna aktarabilecek uygunlukta yegne eserdir. nk.. Kinat ve iindekileri incelerken bunu yle bir tarzda yapar ki, bunlar tek bir Yaratcnn mahlklar, Onun varlk ve birlik delilleri olarak grmenin, btn bu varlklar aklayabilecek yegne mantkl izah tarz olduunu ortaya koyar.

Risale-i Nur aka gsterir ki, kinatn mahiyeti, dzeni, ahengi, birlii ve czlerinin birbirine olan bamll, felsefenin ve materyalizmin ileri srd eitli grler iin btn ihtimalleri kapatmaktadr; tabiat ve tesadf iddialar btnyle akl ve iman ddr. ster tabiat olsun, ister tabiat kanunlar ve kuvvetleri olsun, isterse sebepler olsun hibir eyin varlklarn yaratlmasna el kartramayacan ve Allah'a erik olamayacan Risale-i Nur ispat eder. Tabiat kanunlar olarak bilinen ve kinata nizamn veren eylerin maddi ve harici bir vcutlar yoktur; bunlar sadece ilim dairesinde vardrlar; kanundurlar, kuvvet deildirler. Kinattaki dzen lahi iradenin neticesi, tabiat kanunlar da bu iradenin tecellisidir. Bat insan, bir fikri kabul etmek iin delil ister. Risale-i Nur da btn bu meseleleri delillendirilmi fikirler halinde sunar; bir gr ileri srer, sonra bunu mantki delillerle ler, bier ve sonunda delile dayanan bir neticeye ular. *** Bu hakikatleri mantkl ve muhakemeli grlerle ispat ettikten baka, Risale-i Nur kinat ilim gzyle inceler ve okur. Fizik ilimlerinin btn nda baktnda, kinat tek bir Yaratcnn eseri ve Esma-i Hsnasnn aynas olarak gsterir. Her bir fennin, kinatn ileyiinin bir ynn tasvir ederek Yaratcsn belli isimleriyle tanttn anlatr. nk her bir fennin kayna, lahi isimlerden birisidir; o fennin gelimesi, o ismin tecellilerini anlamak manasna gelir. Bylece, dinle atmak bir yana dursun, fenler Allah' tanmak iin birer vesile olur. Bu adan bakld zaman, felsefenin souk, karanlk ve manasz dnyas, yerini hikmet ve gaye ile aydnlanm bir kinata brakr. Risale-i Nur kinat bir kitaba benzetir; gkler, yer ve mevsimler bu kitabn sayfalar, gece ve gndz satrlar, yeryzndeki varlklar kelimeleri, meyveler harfleri, ekirdekler de noktalardr.

Bir sayfada birok kitap, bir kelimede birok sayfa, bir nokta iinde de btn kitabn fihristi vardr. Bu geni, i ie mnasebetler ve birliklerle dolu, kompleks ve mkemmel kitap ylesine yazlmtr ki, her bir blm, hatta her bir harfi ve her bir noktas, onun tek Yaratcsn bildirir. Bu kitap insana hitap eder; kendisini tantmak isteyen Mellifine, insann bu kitab ve blmlerini okuyarak kinat apnda bir ibadet, muhabbet ve krle karlk vermesi iin yazlmtr. Onun iindir ki, bu kitabn gaye ve faydalarnn ou insana bakar. nsan ise, bu kitaptaki nizam kefedip varlklarn vazifelerini ve kinatn ileyiini ilimler vastasyla gstererek kinat apndaki bu kulluk vazifesine erimi olur. Bu hakikati daha amak iin, Risale-i Nur kinat bir aaca benzetir. Unsurlar bu aacn dallar, bitkiler yapraklar, hayvanlar iekleridir. nsan ise, Allah'n btn isimlerine bir ayna olarak yaratlm ekirdek hkmndeki kalbiyle birlikte, bu aacn meyvesidir. *** man rknlerini tek tek izah ederken, bunlarn birbirleriyle mnasebet halinde bulunduklarn ve her birinin ayn zamanda dierlerine de delil tekil ettiini, Bedizzaman Risale-i Nur'da gstermitir. Bylece, etrafmzdaki dnyada cereyan eden hadiseleri ve lahi fiilleri "okuduka" ve Allah'n varln ve isimlerini tanyp onlara dair kesin bir iman elde ettike, gzlem, dnce ve tefekkr yoluyla, ldkten sonra dirilie ve ahiret hayatna da delile dayanan kesin bir iman elde etmek mmkn olur. Bu nurun nda bakldnda kinat yle canl ve manal bir hal alr ki! imdi, Bat insanna, zaten gzlemek zere eitildii kinat tpk Kur'an'n gsterdii ekilde okuduu takdirde o kinatn mana ve hikmetle canlanacan, mantkl bir imana vesile olacan ve bu suretle kendisini yokluk ve lm zulmatyla

kararm bir manaszlktan kurtaracan anlatmaktan daha gzel bir ekilde Kur'an'a inanmaya armann yolu var mdr? Risale-i Nur'da batan sonra Bedizzaman kinatn nasl okunacan anlatr. Kinat, Mellifinden manal mesajlar tayan harfler olarak okumay retir. Okuyucu, bu srede, etrafndaki dnyadan srekli olarak dersler karr, srekli olarak Yaratcsna dair bilgisini arttrr ve iman esaslar hakkndaki imann ve kesin bilgisini takviye eder. Hair ve ahiret konularna devamla, Risale-i Nur, dnya ve ahiret, grnen ve grnmeyen alemleri bir arada inceleyerek, varlk alemine bir btnlk iinde, mantkl ve top yekn ekilde bir bak as sunar ve insan ile fiillerini bu tablo iine yerletirir. Bu da Bat insan iin byk ehemmiyet tayan bir noktadr. nk, kesret alemine, sebeplere ve tabiata bakan materyalist ve tabiat felsefenin tesiriyle, Batnn bak bu dnyaya ve bu dnya hayatna teksif edilmi ve Bat insan maddede boulmutur. Hatta Hristiyanla ve dier dinlere ynelenler bile kendilerini bundan kurtaramazlar. Yaratl itibaryla fanilikten elem duyan ve maddenin tesinde ebediyet arayan insan iin ise bu bak asnn neticeleri pek strapldr. Risale-i Nur, dnyay yzl olarak tasvir eder. Bir yz ilahi isimlere bakar; onlarn naklarn aksettiren bir aynadr. Fanilik, ayrlk ve yokluk bu yzde yer bulamaz; burada sadece yenilenme vardr. kinci yz ahirete ve ebediyet alemlerine bakar; onlar iin bir tarla ve Cennet iin bir fidanlktr. Bu yz, ebedi mahsller ve meyveler yetitirir, ebediyete hizmet eder ve fani varlklar lmszletirir. Bu yzde de lm ve fanilik yoktur, sadece hayatn ve ebediyetin tecellileri vardr. nc yze gelince, bu da fani varlklara, yani, bize bakar. Bu yz, aalk gdlerin peinde koanlarn sevgilisidir; uyank ve uurlu olanlar iin ise bir ticaret ve imtihan yeridir. Herhangi bir sebeple ilk iki yz gremeyenlere dnya, ancak fanilik, lm ve ayrlk ifade eden bu strapl ve irkin yzn gsterir.

Dnyann ilk iki yzne, onun Yaratcs hesabna baklr. Bu yzler, tabiat ve sebeplerin perdesi arkasnda veya tesinde grnr. nc yzde fanilik ve lm ifade eden devaml deiiklik ve yenilenmeler, bu defa birok manidar gayelere hizmet ederler. *** Varlklar yoklua gitmez, grnen dnyadan grlmeyen aleme geerler. Grnmeyen alemde ve Allah'n ilminde onlarn bir varl vardr; lahi ilim ve iradenin tecellisiyle bu grlen dnyada harici bir varla kavuurlar ve burada kaydedildikten sonra lahi ilim dairesine ve ahiret ve gayb alemlerine geerler. Varlklarn bu ekilde mtemadiyen akp gitmeleri ve gelip gemeleri, batan aa hikmetlerle, faydalarla, gaye ve maksatlarla doludur. Risalei Nur, hikmeti her eyi kuatan yaratcnn bu dnyay ilahi isimlerinin saysz naklarn snrl bir sahada sergileyecek ve sonsuz manalar ifade eden sonsuz mhrleri bir kck sayfaya sdracak bir ekilde yaratldn anlatr. Allah bu dnyay verimli bir tarla eklinde yaratm ve onu daima taze mahsul verecek bir ekilde ylesine hazrlamtr ki, kudretinin saysz mucizelerini her an eksin ve devirsin ve sonsuz rahmet hazinelerinden snrsz hediyeleri orada tehir etsin. Varlklarn akyla, Allah bu kck dnyada, ahiretin snrsz dnyalarna yaraacak genilikte mahsller yetitirir. Ayn ekilde, snrsz lahi kemalini, cemal ve celalinin snrsz tecellilerini ve rububiyetinin snrsz azametini snrl bir zamanda ve snrl bir sahada bylece sergiler. *** Burada Risale-i Nur ile ilgili bir dier nemli noktaya geliyoruz ki, o da, Risale-i Nur'un bu derin meseleleri herkesin kendi seviyesine gre anlayabilecei bir ekilde izah etmesidir. Risale-i Nur, mukayese ve temsil yoluyla, uzak ve geni hakikatleri bir teleskop gibi yaklatrr. Btn meseleler uygun karlatrmalarla, misaller

veya hikyelerle tasvir edilir; bylelikle eserlerdeki mantk ve muhakeme kolaylkla takip edilir ve varlan neticeler kolayca kavranr. Risale-i Nur'un slbu yumuak ve tesirlidir; kusursuz delilleriyle kesin bir ekilde ikna eder. Muhtevas hakikat, slbu hakikidir. slam dininin bylesine yanl tantld ve yanl anlald Batya gerekleri aktarabilmek iin bundan daha uygun bir vasta olamaz. slam' ve Kur'an' Risale-i Nur vastasyla tanyan kimse, her ikisini de mutlaka sevecektir. Btn bunlara ilave olarak, Risale-i Nur din ile felsefeyi, iman ile inanszl, hidayet ile dalaleti, eitli muhtevalar iinde ve eitli seviyelerde karlatrr ve her seferinde de gsterir ki, doruluk ve hakikat kadar hakiki menfaat, mutluluk ve terakki de sadece birincisindedir. Felsefe, hangi ekilde olursa olsun, insann yaratlnda bulunan sorulara cevap veremez ve ona gerek saadet sunamaz. nk felsefe bak asn dnya ile snrlam ve maddede boulmu, dnyay ve insan da manaszlk ve gayesizlie mahkm etmitir. Bu yzdendir ki, felsefenin varlk alemini dayandrd tabiat ve sebepler gibi mefhumlarn eliki ve rklklerini ortaya karan ve varlklarn yaratlndaki hikmetleri ve yce gayelere iaret ederek kinat ve insann yegne mantkl aklamasnn Tevhidde bulunduunu gsteren bir eserin, Bat insan iin, hi phesiz hayati ehemmiyeti vardr. Gerekten de, ilim ilerledike ve insanlar Bat felsefesinin elikilerini fark ettike, ilim ve dini bir araya getiren ve Kurann Tevhide dair mesajn laykyla aklayan Risale-i Nurun ehemmiyeti de artacaktr.

Bedizzaman Muhakemat' neden yazd?


Ey benim u kitabma iman- nazar ile nazar eden zt, malmun olsun! Bu kitapla istediim hizmet budur: slmiyette olan tark- mstakimi gstermekle ehl-i tefrit olan ada-y dinin tekikatn red ve yzlerine vurmakla beraber; tark- mstakimin teki

canibini ve sadk- ahmak nvanna lyk olan ehl-i ifrat ve zahirperestlerin tevehhmlerini tard ve aslszln gstermek ve asl rehber-i hakikat ve lem-i slmiyetin ikbal ve istikbaline yol aan ve srat- mstakimde kemal-i mid-i zafer ile alan muhakkikn-i slm ve kl sddklara yardm etmek ve kuvvet vermektir. (Muhakemat) SORU: Bedizzaman Said Nursnin Muhakemt yazma maksadn izah ettii metni aklar msnz? CEVAP: Bedizzaman slmiyet gneinin gemite insanl aydnlatmasna sekiz perdenin engel olduunu 1911 ylnda amdaki Emeviye Camiinde verdii vaaznda aklamtr. Bu engellerin 5inin yabanclardan, 3nn ise Mslmanlardan kaynaklandn belirtmitir. Yabanclarn eski zamandaki cehaletleri, vahetleri, dinlerine taassuplar ve ruhn reisleri kr krne taklit etmeleri ilk drt engeldir. Beincisi ise papazlarn ve ruhan reislerin basklar ve riyasetleridir. Mslmanlardan kaynaklanan iki engel ise istibdat ile dinin gerei gibi yaanmamasndan kaynaklanan kt ahlkn varldr. Fakat Bedizzaman, sekizinci bir sebebi dier yedi sebepten ok daha byk bir engel olarak grmtr. Bu ise slmiyet hakikatlerinin bir ksm zahiri mnlarnn fenlerle uyumad ya da att vehmidir. Oysa gerekte slmiyet fenlerin ve btn ilimlerin ilham kayna ve mrididir. (Bkz: Muhakemat, s. 8; Hutbe-i amiye, s. 3435) Makaleden oluan Muhakemtn Birinci Makalesi, Bedizzamann ifadesiyle slmiyete saykal vurmann beyandr. slmiyet hakikatlerini elmas klca benzeten stad, amacnn o elmas klc parlatmak olduunu dile getirmitir. Birinci Makalede dnyann kresellii, kz ve balk stnde bulunmas, Kafda, sedd-i Zlkarneyn ve Cehennemin yerin altnda olmas gibi meseleler ele alnmtr. Corafyann en basit ve bilinen bir meselesi olan dnyann yuvarlakl gibi bir meselenin bile, zamannda bir ksm Mslmanlar tarafndan kabulde zorlanlmasna dikkat ekilmitir. Eski Said zamanna ait bu eserinde ksa, z bir ekilde bu konulara aklk getiren

Bedizzaman, daha sonra Yeni Said devrinde Risle-i Nurun 25. Sznde, fennin ilitii btn yetlerde aslnda Kurnn icaznn olduunu ok daha parlak bir surette gstermitir. Tenkit konusu yaplan noktalarn aslnda Kurnn mucize oluunun bir yn olduunu izah etmitir. Aslnda hakikati anlaldktan sonra, en inat bir filozofun bile slmiyet hakikatlerine teslim olmaya mecbur kaldn vurgulamtr. Bedizzamann Muhakematta ilk muhatab hasm- dindir. Bu muhatabnn zellikleri olarak zahirperest, nazar- sathi sahibi, ehl-i tefrit ve cemal-i slm grmeyen tabirlerini kullanmtr. kinci derecede ise dinin cahil dostlar diye tabir ettiklerine hitap etmitir. Bu gruptakileri ise ehl-i tefrit ve iyilik bilerek fenalk eden olarak nitelemitir. (Bkz: Muhkemt, s. 67) Bedizzaman eserinde ifrat ve tefritin ortasnda srat- mstakmi gstermek ve slmn parlak gelecei iin mitle alanlara yardmc ve destek olmak amacn tamtr. Dier taraftan da ehl-i tefritin phe ve vesveselerini yzlerine vurmak ile eh-i ifratn kuruntularnn ve vehimlerinin aslszln da gstermek istemitir. Bedizzaman tefriti ifrattan daha zararl grmtr. Fakat ifratn tefrite sebep olmas nedeniyle, ifratn daha fazla sulu olduunu da dile getirmitir. Yani, dinin cahil dostlar olan ifrat sahipleri bir ksm rk eylerin slmiyet hakikatlerine karmasna msamaha gstermilerdir. Bu ise insansz tefrit sahiplerinin haksz itirazlarna ve slmiyetin gerek kymetini takdir edememelerine yol amtr. Defineye dardan sahte, silik para karmas misali Kurn ve slm hakikatlerine karan rk eyler dolaysyla elmas deerindeki hakikatleri kymetsiz zannedilmilerdir. (Bkz: Muhakemat, s. 17) Bedizzaman, tefrit meylinin her eyi zahire dayandrmakla Zahiriyyun mesleini, ifratn ise her eye mecaz bakyla baktrdndan Batiniyyun mesleine yol atn belirtmitir. Ona gre tefrit ile ifrat krarak orta, istikametli yolu mantkla hikmet

gsterebilir. nk zaman deimitir ve her zamann bir hkm vardr. Eski hikmetin iyiliklerinin ve faydalarnn az olmas ve hurafelerinin ise ok fazla bulunmas dolaysyla slm limleri bu hikmeti yasaklamlard. Oysa yeni hikmetin madd adan pek ok iyilikleri ve faydalar bulunmaktadr. Ayrca Bedizzaman, yeni hikmetin bir ksm kk zararlarna ise ehvener olarak baklmas gerektiini vurgulamtr. (Bkz: Muhakemat, s. 2324) Sonu olarak, stad ocukluk yllarndan itibaren mesleinin esasnn, hem ifrat hem de tefritle slmiyet hakikatlerine srlen lekeleri temizlemek ve o elmas gibi hakikatlere saykal vurmak, cillamak olduunu dile getirmitir. nk o cahil dostun dman kadar zarar verdiini grmtr. Bu anlamdaki gayretine dair rnek olarak dnyann yuvarlaklyla ilgili dmanlarn itirazlarn ve dindarlarn vesveselerini ortadan kaldrmak iin abasn zikretmitir. stadn bu abasnn nemli bir sebebi de bu yaklamn medreselere de bulamasndan kaynaklanmtr. Medreselerin tekrar hayatiyet kazanmas iin slm ilimler ile fen ilimleri arasnda herhangi bir atmann olmadn ispat etmeye byk nem vermitir Bedizzaman. Medresetzzehra projesinde din ilimleri ile fen ilimlerinin beraber okutulmas yaklamn kabul etmesinin altnda yatan nemli sebeplerden biri de bu sr olsa gerektir. Risalehaber.com sitesinden alnmtr.

BEDZZAMAN RSALE- NURDUR


Geenlerde deerli bir dostum ile aramzda ilgin bir diyalog yaand. Sohbet esnasnda bana yle bir soru sordu yneltti: Bedizzaman Said Nursi'nin ok byk bir zat olduunu artk herkes kabul ediyor. Din dmanlarnn dnda hi kimse onu eletirmiyor. Hatta 20. yzyln mcedidi olduu konusunada kimse itiraz etmiyor. Ancak 20. yzyl bitti. 21.

yzyla girdik. Bu yzylda yeni bir eyler olmas gerekmiyor mu, sizler niin hala Risale-i Nur okuyorsunuz, Risale-i Nur' u ne zamana ve nereye kadar okuyacaksnz, 21. yzylda yeni bir alm, yeni bir oluum, yeni bir mceddid olmas gerekmiyor mu? Hibir parti, cemaat veya tarikata mensubiyetinin olmadn bildiim saduyu sahibi, mtevazi, sade ve kendi halinde bir hayat yaayan bu dostum, kafasndaki baz amazlara cevap aryordu. Sohbetimizde, Allah resul mehdi knyesi kullanan bir ahstan bahsetti. O ahsnda Risale-i Nur okuduundan, srekli Risale-i Nurdan kaynak gsterdii ve deliller getirdiinden, hatta ahir zamanda beklenen zatn Bedizzaman olmadn, Bedizzaman'n kendi ifadelerine dayanarak ispatladndan bahsetti. Arkada, szn ettii ahsn evrimcilerle yapt mcadeleyi, hazrlam olduklar islami internet sitelerinin tm dnyaya yayldn vs. anlatrken; bende zihnimde bir muhasebe yapmaya baladm. Ona en samimi duygularla cevap verebilmek iin kendi kendime sordum: Sahi ben niin Risale-i Nur okuyorum ve ne zamana kadar okuyacam? Kendime sormu olduum bu soruya, zihnimde ve kalbimde oluan cevab, btn samimiyetimle o dostuma aktardm: Risale-i Nur beni tatmin ediyor. Manen doyuruyor. Bana, ak, evk, heyecan ve feyiz veriyor. Manevi yaralarm tedavi ediyor. Risale-i Nuru ok okuduum zaman Allah' (C.C.) ve Resulullah' daha ok sevdiimi fark ediyorum, daha fazla Kuran okumaya balyorum. Risale-i Nuru okuduka haramlardan kanma ve kt alkanlklardan uzaklama konusunda daha dikkatli ve gayretli oluyorum. badetten daha fazla lezzet alyorum ve daha fazla ibadet ediyodum. Risale-i Nur benim manevi ihtiyalarm karlyor. Benim yeni bir aray ierisine girmek veya Risale-i Nur'u okumay brakmak iin hibir gerekem yok. Ne zamanki Risale-i Nur, sorularma cevap veremez, ihtiyalarm karlayamaz, manevi Yaralarma ila olamaz, bana evk ve feyiz veremez ksacas

beni aklen ve kalben tatmin edemez ve beni manen doyuramazsa;o zaman bende manen tatmin olacam yeni bir kaynak arayna girerim. Ama u anda byle bir ihtiya duymuyorum. Onun iin, u anda Risale-i Nur okumay brakp, dikkatimi, enerjimi ve zamanm baka bir yne sarfetmek iin hibir neden yok! dedim. Vermi olduum cevap, bana gre o andaki duygularmn ifadesi, sradan, sade ve basit bir cevapt. Fakat arkadamn ok houna gitti. ok nemli bir eyi kefetmi havasna girdi ve sohbeti bir hayli koyulatrdk. Ayrca, Bedizzaman Hazretleri ve Risale-i Nur hakknda teslim etmemiz gereken gerekler var: nsanlar davalar ve eserleri ile yaarlar. Bedizzaman Said Nursi, biyolojik olarak bedenen 1960 ylnda vefat etmesine ramen onun davas gibi byyor, eserleri tm dnyada hzla yaylyor. Talebelerinin says her geen gn katlanarak artyor. Vefatndan 47 yl sonrada insanlar O' na talebe olabilmeyi en byk eref kabul ediyor. Dnya genelinde btn ideolojiler, felsefi akmlar, dnce sistemleri bir bir yklp kaybolurken; Bedizzaman ve Risale-i Nura olan ilgi ve merak her geen gn artyor. Dnyann her yerinde onu anlamaya ve tanmaya ynelik sempozyumlar, konferanslar, paneller yaplyor. Hakknda yaplan akademik almalarn says her geen gn artyor. Dnyann eitli lkelerinde O'nunla ilgili pek ok eserler yaynlanyor. Risale-i Nur, her geen gn yeni yeni dnya dillerine tercme ediliyor, yeni lkelere, yeni milletlere ulayor. Bugn, Risale-i Nur krktan fazla farkl lisanlara tercme edilmi ve yaynlanm durumda. Kendi ana dilinde Risale-i Nuru tanyp okuyan insanlar, bu harika eserleri asli kaynandan, asl halinden okuyabilmek iin Trkiye'ye geliyor ve Trke reniyorlar. Binlerce internet sitesi Risale-i nur ile ilgili neriyat yapyor ve bu siteler dnyann her yerinden milyonlarca kii tarafndan ziyaret ediliyor.

Trkiye'de 14 yaynevi Risale-i Nuru basyor. Yaplan basklar srekli dalyor, satlyor ve insanlara ulayor. Sadece sz basm yaymn 2006'da yapm olduu kampanyada yaklak 10 bin takm Risale- i Nur klliyat Anadolu'ya dalm. Dnya genelinde on binlerce Risale-i Nur dersanesi var ve her geen gn yenileri alyor. Her gn dnyann her yerinde on binlerce Risale-i Nur dersi yaplyor. Cemaat halinde yaplan derslerin yan sra, insanlar ferdi olarak da okuyup istifade ediyorlar. Bedizzaman, her geen gn insanln hayatna daha fazla giriyor. Onun eserlerini artk sadece Anadolu insan veya sadece Mslmanlar deil, her lkede, her milletten ve her dine mensup insanlar okuyorlar ve istifade ettiklerini sylyorlar. Bir papaz, Mslman olmadn ancak Risale-i Nur okuyarak tevhid inancn pekitirdiini sylyor. Bir Alman, sorumlusunuz, bu eserleri bize niin daha nce ulatrmadnz, niin bizi daha nce inkar ve kfr karanlklarndan kurtarmadnz! diye sitem ediyor. Trk olmayan Mslman bir Arap, Pakistanl veya Endonezyal, Risale-i Nur sadece sizlerin yani Trklerin mal deil, Risale-i Nur btn alem-i islamn maldr diyor. Bir gazeteci yazar, Said Nursi, sadece Nurcularn stad deildir. O, bu lkenin yetitirdii mmtaz bir ahsiyettir, ortak bir deerdir, herkes ondan istifade etmelidir! diyor. Bedizzaman, byk bir alimdi. Fakat grevini yapt, fonksiyonunu bitirdi gitti. Artk devir bakasnn devri, yeni oluumlar devridir dncesini yaymaya alanlar bile, Risalei Nur kaynandan beslenme ve Bedizzaman' dan deliller getirme ihtiyac duyuyorlar. Risale-i Nur onlarn bile bavuru kayna. nk Risale-i Nur dipsiz bir derya, tkenmez bir ilim hazinesidir. nk eserler Kurann maldr. Kuran'n ahir zaman mucizesidir.! Baz evrelerin, Bedizzaman Said Nursi hazretlerine olan ilgi ve

merak yok etmeye; Risale-i Nur'a olan ynelii baka ynlere kanalize etmeye; ilgi ve merak, dikkatleri Bedizzaman ve Risalei Nur zerinden uzaklatrmaya altklarn hissediyoruz. Risale-i Nur'dan baz alntlar yaplarak Bedizzaman'n fonksiyonunun ve hizmet devrinin bittiinin ima edilmesi ve adeta bunun ispatlanmaya allmas vesilesiyle bizde, baz tespitlerimizi sizlerle paylamak istiyoruz. 1- Risale-i Nur, 130 para eserden mteekkil, 6000 sayfadan fazla byk bir klliyattr. Klliyat'n muhtevas incelendii zaman, Kuran- Kerim'de zikredilen tm konularn Kuran'da yer ald oranda; ayn konularn ayn oranda Risale-i Nur'da da izah edildii grlr. Yani Risale-i Nur, muhteva ve konularn zikredilme oranlar bakmndan yce kitabmz Kuran- Kerim ile paralellik arzeder. Kuranda yer alan tevhid , mbvvet, kitap, melaike, ahiret, kader, amel gibi konular Kuran'da zikredildii oranda Risale-i Nur' da da izah ve beyan edilmitir. 2- Baz konular, Klliyatn bir blmnde o blmn makamna uygun slup ve miktarda izah edilmitir. O konu, baka blmlerde de baka makamlara uygun ekilde farkl ynlerden izah edilmitir. Bir konunun, Klliyatn deiik blmlerinde farkl cihetlerden izah ve beyanlar vardr. Onun iin bir konuda Risale-i nur namna hkm verebilmek iin klliyatn tamamna vakf olunmas, klliyatn tamamnn bir btn olarak ele alnp deerlendirilmesi, farkl blmlerdeki deiik alardan yaplan izahlarn birlikte deerlendirilmesi ve tahlil edilmesi; yani deiik blmlerde yer alan karelerin salkl bir ekilde birletirilebilmesi gerekir. Aksi halde ben hafz deilim diyen Bektai gibi, Klliyatn bir yerinden cmbzla ekilen bir pasajn kifayetsiz malumatlarla deerlendirilmesi insanlar yanl sonuca gtrebilir. 2- Risale-i Nur, yle bir eserdir ki; ondan istifade edebilmek iin, hulusi kalp ile yaklamak ve ihtiyacm var istifade etmek

istiyorum niyetiyle okumak gerekir. Risale-i Nuru okuyanlar bilir: nsan okurken bazen kitap okuduunu unutur, sanki sohbet ediyormuasna kendisini diyalog havasna kaptrr, sanki stad anlatr, talebe dinler. Hakikat kaplar alr insann gnlne iman ve slam nurlar dolar, feyiz ve lezzet alr. Eserler, hem akla, hemde kalbe, ruha, duygulara, latifelere hitabeder ve her ynden doyurur, tatmin eder insan. Tenkit veya baka niyetlerle Klliyata bakan kii, ondan gerek manada istifade edemez. Feyiz kaplarn aamaz. Byleleri sadece ikna veya ilzam olur. 3- Bedizzaman Hazretleri, ahsn deil devaml Risale-i Nuru nazar dikkate vermitir. Nazarlar ahsndan ziyade eserlere evirmitir. Baki davalarn fani ahslar zerine bina edilemeyeceini her vesile ile anlatmtr. Kendi ahsna hrmet ve iltifat edilmesini ve ziyaretine gelinmesini istememi; ahsnn ziyaret edilmesi yerine Risale-i Nurun okunmasn, bunun ok daha fazla istifadeye medar olacan sylemitir. Bedizzaman Hazretleri, bu zamanda dinsizlik akmlarnn ok gl, etkili ve yetkili rgtler, cemiyetler, komiteler tarafndan, ok organize bir ekilde faaliyet gsterdikleri gereine dikkat ekerek; bylesine kapsaml ve dehetli bir dinsizlik cereyanna kar ferdi mcadele yrtlemeyeceini; bir ahsn dahi de olsa bu zamanda yetersiz kalacan ve ahsnn rtlebileceini; onun iin bu zamann cemaat zaman olduunu; Mslmanlarn cemaate nem vermeleri ve dinsizlik akmlarna kar cemaatin ahsi manevisine dayanarak mcadele etmeleri gerektiini belirtmektedir. Yani amzda fertlerin deil, cemaatlerin, cemiyetlerin, ahs manevilerin mcadeleleri yaanmaktadr. 4- Bedizzaman Hazretleri, hibir zaman Risale-i Nuru kendisine maletmemi, benim eserim, benim malm dememitir. Her zaman her vesile ile Risale-i Nurun Kuran'n mal olduunu, Kurann ahir zaman mucizesi olduunu; Kurann iman hakikatlerini ahir zaman insannn pheci ve inkarc idrakine uygun ekilde izah ve beyan

eden Kurann manevi bir tefsiri olduunu, eserlerdeki ifadelerin Kurann manas olduunu; kendisinin sadece Kuran hakikatlerini tebli eden, Kuran hakikatlerinin tehir edildii mcevher dkkannn bir dellal olduunu sylemektedir. Bedizzaman Hazretleri, kendisinin de Kurann ve Risale-i Nurun bir talebesi olduunu, kendisinin de eserleri dikkatle okuduunu ve her defasnda daha fazla istifade ettiini anlatmaktadr. 5- Risale-i Nurun mahiyeti, Bedizzaman Said Nursi hazretlerinin Tarihe-i Hayat'n da ok veciz ve gzel ifadelerle kapsaml bir ekilde anlatlmaktadr. Bedizzamann hizmetinde bulunan Nur Talebelerinin dilinden Risale-i Nur: Kur'nn hakikatlarn msbet ilim anlayna uygun bir tarzda izah ve isbat eden Risale-i Nur Klliyat, her insan iin en mhim mesele olan "Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gideceim? Vazifem nedir? Bu mevcudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve hakikatlar nedir?" gibi suallerin cevabn vzh ve kat' bir ekilde, ekici bir slb ve gzel bir ifade ile beyan edip ruh ve akllar tenvir ve tatmin ediyor. Risale-i Nur!.. Kur'an yetlerinin nurlu bir tefsiri... Batan baa man ve tevhid hakikatlaryla mberhen... Her snf halkn anlayna gre hazrlanm... Msbet ilimlerle mcehhez... Vesveseli bhecileri ikna ediyor... En avamdan en havassa kadar herkese hitab edip, en muannid feylesoflar dahi teslime mecburediyor... sbat ediyor!.. Akla gelen btn istifhamlar... Zerreden Gnee kadar man mertebelerini.. Vahdaniyet-i lhiyyeyi... Nbvvetin hakikatn... sbat ediyor!.. Arz ve Semavatn tabakatndan, melike ve ruh bahsinden, zamann hakikatndan, Hair ve hiretin vukuundan, Cennet ve Cehennemin varlndan, lmn mahiyet-i asliyesinden ebed saadet ve ekavetin menbana kadar... Akla gelen ve gelmeyen btn iman meseleleri en kat' delillerle aklen, mantken, ilmen isbat ediyor... Pozitif ilimlerin mevviki... Riyazi

meselelerden daha kat' delillerle akl ve kalbi ikna edip, meraklar izale edenbiraheser. "Risale-i Nur, yalnz cz' bir tahribat ve bir kk hneyi tamir etmiyor; belki klli bir tahribat ve slmiyeti iine alan ve dalar byklnde talar bulunan bir muhit kal'ay tamir ediyor. Ve yalnz hususi bir kalbi ve has bir vicdan slha almyor; belki bin seneden beri tedarik ve terakm eden mfsid letlerle dehetli rahnelenen kalb-i umumiyi ve efkr- mmeyi ve umumun ve bahusus avm- m'minnin istinadghlar olan slm esaslarn ve cereyanlarn ve eairlerin ksmen krlmasyla bozulmaya yz tutan vicdn- umumiyeyi, Kur'ann i'cazyla; ve geni yaralarn, Kur'ann ve mann illaryla tedavi etmeye alyor. Elbette byle kll ve dehetli rahnelere ve yaralara hakkalyakn derecesinde dalar kuvvetinde hccetler cihazlar ve binler tiryak hsiyetinde mcerreb illar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir. te bu zamanda, Kur'an- Mciz-l Beyann i'caz- mnevisinden kan Risale-i Nur, o vazifeyi grmekle beraber; mann hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkiafata medar olmutur ve olmaktadr!.." Risale-i Nur, taklid man tahkiki mana evirip -man kuvvetlendirip- iki cihann saadetini kazandrp, hsn- htimeyi netice verir. En byk dinsiz feylesoflar da ilzam etmitir. Risale-i Nurun bir hususiyeti de udur ki: Dier Mtekellimne muhalif olarak ehl-i dalletin menfiliklerini zikretmeden, yalnz msbeti ders vererek, yara yapmakszn tedavi etmesidir. Bu itibarla bu zamanda Risale-i Nur, vehim ve vesveseleri mahvediyor, akla gelen sualleri, istifhamlar; nefsi ilzam, kalbi ikna ederek cevablandryor. Risale-i Nur; hem akl, hem kalbi tenvir eder, nurlandrr; hem nefsi msahhar eder... 6- Risale-i Nur'daki man ve Kuran hakikatleri sadece belli bir

corafyaya, bir millete, bir sosyal snfa, bir cinsiyete, belli bir ya grubuna veya belirli bir zaman dilimine hitap etmiyor. Sadece belirli konularla snrl deil. Kurann bahsettii her konu Risale-i Nurda yer almaktadr. Her corafyadan, her milletten, her cinsiyetten, her sosyal snftan, her ya grubundaki insanlar her zaman Risale-i Nuru okuyup istifade edebilir. Eserler her yerdeki, herkesin, her zaman imani ve ahlaki ihtiyalarna cevap vermekte, genele hitap etmekte ve insanlarn imani ve ahlaki manevi hastalklarn, yaralarn tedavi etmektedir. Ksacas eserlerdeki hakikatler ve hizmet tm insanl kuatacak mahiyettedir. 7- Risale-i Nurun slubu, belagat, hizmet metodu, Eserlerden istifade edebilmek iin bir hoca, stad veya eyhe ihtiya brakmyor. Herkes ferdi olarak okuyup, renebilir ve istifade edebilir. Ayrca cemaat halinde yaplan Risale-i Nur derslerine katlarak istifade edebilir ve cemaatin feyzini alr. Herkesin stad Risale-i Nur klliyatdr ve herkes kendisinin hocasdr. 8- Bedizzaman Said Nursi Hazretleri, kendisine atfedilen Bedizzaman lakabnn aslnda Risale-i Nura ait olduunu; fakat Risale-i Nurun ahs manevisinin temsilcisi ve tercman olmas nedeniyle Bedizzaman lakabnn kendisi iin kullanldn belirtmektedir. Muhtelif lahikalarda Risale-i Nur'un mceddid-i din olduunu ve Risale-i Nurun bir ismininde Bedizzaman olduunu aka ifade etmektedir. Celcelutiye, Sryance bedi' demektir ve bedi' manasndadr. bareleri bedi' olan Risle-i Nur, Celcelutiye'de mhim bir mevki tutup ekser yerlerinde tereuhat grndnden, kasidenin ismi ona bakyor gibi verilmi. Hem imdi anlyorum ki; eskiden beri benim liyakatm olmad halde bana verilen Bedizzaman lkab benim deildi, belki Risle-i Nur'un manev bir ismi idi. Zhir bir tercmanna riyeten ve emaneten taklm. imdi o emanet isim, hakik sahibine iade edilmi. Demek, Sryance bedi' manasnda ve kasidede tekerrrne binaen kasideye verilen Celcelutiye ismi iar bir tarzda, bid'at

zamannda kan Bedilbeyan ve Bedizzaman olan Risle-i Nur'un hem ibare, hem mana, hem isim noktalaryla bedi'liine mnasebetdarln ihsas etmesine ve bu isim bir para ona da bakmasna ve bu ismin msemmasnda, Risle-i Nur ok yer igal ettii iin, hak kazanm olmasna.. tahmin ediyorum. (8.ua) Bu ifadelerden anlalaca zere; kendisine Bedizzaman lakab atfedilen Said Nursi Hazretleri, bedenen- biyolojik olarak vefat etmi olsada ; asl Bedizzaman olan Risale-i Nur, hayattadr. Risale-i Nur, her geen gn gibi yaylmakta ve inkiaf etmektedir. htiva ettii iman ve kuran hakikatleri ile insanl inanszlk bataklndan kurtarmakta ; Allah Resulnn snneti seniyyesini ferdi ve toplumsal hayatta ihya etme davasna ait hizmetleri hzla yrtmektedir. Btn bu tespitlerden u sonucu kartabiliriz: Alimler, Hz. Peygamberin (sav) varisleridir. Efendimiz (sav) Hatem-l Enbiya, yani Peygamberler zincirinin son ve en mkemmel halkasdr. Peygamberler zincirinin son ve en mkemmel halkas olan Ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed (sav) in varisleri ve davasnn hizmetkarlar olan alimlerin ve mceddidler zincirinin de bir son halkas vardr. Mceddidler zincirinin son halkas ise, ahir zaman mceddidi Bedizzaman Said Nursi Hazretleri ve Risale-i Nurun ahs manevisidir.

BENZEMEZLK
Her varln kendine mahsus bir zat, kaderin izdii bir zellikler dnyas ve icra ettii bir fiiller lemi vardr. Bu farkl mahiyetler ve onlarn grdkleri deiik iler, harika bir nizam iinde cereyan etmekte ve bunlarn tmnden kinattaki nizam ortaya kmakta ve bu lemin yaratlndaki lh maksatlar en mkemmel ekilde yerine getirilmektedir.

sterseniz, nce kinatn kk bir misli olan kendi varlmzda bu gerei ispat eden delillere yle bir gz atalm: nsann, kendisini baka varlklardan ve dier insanlardan ayran mstakil bir zat olduu gibi her bir organnn da yine mstakil zatlar vardr. Mesel, gz dediimiz zaman bal bana bir varlktan, ayr bir mahiyetten sz etmi oluruz. Gzn zat kulaa benzemedii gibi, onun fiili olan grme de, kulan fiili olan iitmeye benzemez. Gz ve kulak ayr birer mahiyete sahip olduklar gibi, onlarn fiilleri de birbirine benzemezler. Bu rneimizi bedenin btn organlar iin yaygnlatrabiliriz. Akcier ve karacier, mstakil ve ayr birer mahiyete sahiptirler. Bu farkl varlklarn ileri de birbirinden ok farkldr. Elle ayak, bbrekle pankreas, sinir sistemiyle kan dolam sistemleri, alyuvarla akyuvar da birbirlerinden farkl mahiyetlerdir ve bu deiik varlklarn ileri de birbirinden ayrdr, biri dierine benzemez. Ayn eyleri ruh dnyamz iin de syleyebiliriz. Aklla kalbin, hafzayla hayalin mahiyetleri de grevleri de birbirine benzemezler. Ancak, burada ok nemli bir fark da hatrlamamz gerekiyor. Organlarn mstakil zatlar olduu halde, ruha bal olan her ey tek bir ey gibidir. Zira, ruh terkip deildir. Ondaki latifelerin, duygularn mstakil ahsiyetleri yoktur. Yani, bir ameliyatla eli veya aya bedenden ayrabiliriz, ama akl ve hafzay ruhtan ayramayz. Ruh ve beden iki ayr mahiyettir. Birincisi misafir, ikincisi ise hane gibidir. Misafir ise elbette haneye benzemeyecektir. Ruh-beden ikilisinin farkl ilerine rnek olmak zere midemize bir gz atalm: Mide denilince aklmza gdalarn tlmesi gelir. Akln da kendine has bir tme ameliyesi vardr. Cmleleri incelemek, onlardan manalar karmak da bir eit tmedir. te midenin tmesi, akln anlamasna hi benzemez, aralarnda nemli bir muhalefet vardr. Bu muhalefet aklla mide arasnda da

aynen ve daha ileri derecede hkmeder. Yani, anlamak sindirmeye benzemedii gibi, akl da mideye benzemez. Onlardaki mahiyet farkll, fiiller ve sfatlar alemine de aksetmektedir. imdi kendi kk dairemizde zet olarak baktmz bu gerekleri, kinatn byk dairesine uygulamaya alalm. Gne atmosfere benzemedii gibi, k vermek de kan temizlemeye benzemez. Deniz karaya benzemedii gibi balklar da aslanlara benzemezler. Elma aac ceviz aacna benzemedii gibi, yaptklar iler ve bizlere sunduklar meyveler de birbirine benzemez. Ik saan gne, bal veren ar, ipek ren bcek, an ren rmcek, yzen balklar, uan kular, yryen insanlar, meyve veren aalar, kanmz temizleyen hava hep Allahn yaratmasyla varlk sahasna adm atmlardr ve bunlarn tm Hakkn mahlukudurlar. rneklerimizi elementlerden sistemlere kadar yaygnlatrabiliriz. Demek ki, zatlar ve mahiyetleri farkl alan varlklarn ileri de birbirine benzemiyor. O halde, btn bu varlklar yaratan, onlarn her birine ayr bir mahiyet veren ve o mahiyete uygun iler grdren Allahn ne zat, ne de fiilleri mahlukatnkine benzemeyecektir. Btn bu anlatlanlar bir bakma, Allahn Muhalefetn-lilhavdis sfatnn aklamas oluyor. Havdis, hdis olanlar, sonradan yaratlanlar, yokluktan kurtarlp varlk sahasna karlanlar demektir. Bu sfatn kdem

sfatyla yakn ilgisi vardr. Allah kadimdir; evveli yoktur, ezelidir. Her varlk, hadistir, sonradan yaratlmtr. Kdem sfat hudusa (hdis olmaya) benzemedii gibi, Kadm olan Allah, elbette hdis olan mahlukatna benzemeyecektir. Zira, sfatlarla zatlar arasnda da yakn bir ilgi vardr. Bu hakikat, Nur Klliyatnda u veciz cmle ile ders veriliyor: Vacib'l-Vcud, zatnda, mahiyetinde mmkine benzemedii gibi, ef'alinde de benzemiyor. Mesnev-i Nuriye, Zerre Allah, Vcib-l Vcud'dur. Yani, varl zatndandr, bakasnn var etmesiyle var olmamtr, ezel ve ebeddir. nsan ve btn mahlukat lemi ise mmkin grubuna girerler. Mmkin; olmas da olmamas da imkn dairesinde olan demektir. Varl zatndan olan Vacib-l Vcudun, zat da ileri de elbette yaratt varlklarn zatlarna ve ilerine benzemeyecektir. Bu hakikati lh isimler iin dndmzde u gerekler karmza kar: Rzk verenin zat ve fiilleri, rzklanan varlklarn zat ve sfatlarna, hayat verenin zat ve hayat, canl mahluklarn zatlarna ve hayatlarna, suret verenin zat ve sfatlar, suret verilenlerin zatlarna ve sfatlarna,, elbette benzemeyecektir. *** Allahn insan yaratmas, insanlarn bina yapmalarna hi benzemedii gibi, aa yaratmas da insanlarn aa resmi izmelerine benzemez. Allahn yaratt mahlukatn hepsi Bedizzaman hazretlerinin ifadesiyle mektubat- rabbandir. Biz de elimize kalemi alr ve nmzdeki kda insan ve aa kelimelerini yazarz, yahut bunlarn resimlerini izeriz. Ama bizim bu yazlarmz ve resimlerimiz hayatszdr. Bizim insanmzn akl

ve uurdan nasibi yoktur. Ve yine bizim aacmz meyve vermez. Allah da kinat kitabnda, kudret kalemiyle insan yazar, aa yazar. Ama bu yazlar Rabbandir, bir terbiyeden gemilerdir; birincisi fikirler retirken ikicisi meyveler verir. *** Allahn varlk alemini yaratmas ve onlardaki tasarrufu ve icraat, ne gnein eyay aydnlatmasna benzer, ne yer ekiminin eyay ekip tutmasna ve ne de insanlarn uydular yerden ynetmelerine. Bunlardan sonsuz derece farkldr. Ancak, bu misller iyi deerlendirildiinde u sonuca varlr: Allahn yaratt bu varlklar, Onun ihsanyla, Onun verdii kuvvet ve kudretle byle harika iler sergiliyor ve bu icraatlarn gayet kolay yapyorlar. Elbette Allah, btn eyay, bu misllerin ok tesinde bir mkemmellik ve kolaylkla yaratr, sevk ve idare eder. *** Konunun farkl bir boyutuna da ksaca deinelim: Allahn bir ismi Nurdur ve btn sfatlar ve isimleri nurandir. Onun mukaddes varl maddeden mnezzehtir. Btn madde lemi Allahn mahlukudur. Leyse ke mislihi eyn hkmnce, hibir ey Onun misli gibi deildir. Bu eylerden birisi de madde lemidir. Ve Allah, madd bir varlk olmaktan mnezzehtir. Btn ruhaniyat lemi de Onun mahlkudurlar. Ve Allah, btn ruhan varlklara benzemekten de mnezzehtir.

u umum envar ve btn nuraniyyat Onun envar- kudsiye-i Esmsnn bir kesif zlali ibaresinde gzelce ifade edildii gibi, btn nuran varlklar, kendilerinde tecelli eden lh isimlerin nurlar yannda koyu ve kat bir glge gibi kalmaktadr (Szler, On altnc Sz). Nuraniyat byle olursa, Allahn varlnn madde lemine benzemekten ne kadar uzak olduu ok daha iyi anlalr. Fizikiler, maddeyi enerjinin kesiflemi hali olarak tarif ederler. Enerji ise Allahn kudretinin bir tecellisidir. Kudret sfat nuran olduu gibi, enerji de bir derece nurandir. Onun kesiflemesiyle madde ortaya kmaktadr. Buna gre, enerji ne maddeye benzer, ne de madd varlklara. O enerjinin kayna olan kudret ise maddeye hi benzemez ve ondan mcerrettir. Bir insan fikren sapkla dse de maddeyi yaratcsna benzetmeye kalksa, fizik ilmine gre, bir aac, bir ta yahut bir canly ancak enerjiye benzetebilir. Enerjinin ise bu kadar ok ve farkl varlktan hibirine benzemeyecei aktr. Daha da ileri gitse, o enerjinin yaratld kudrete kadar gider ve eyay lh kudrete benzetme sapklna der. Bundan teye gidemez. Zira kudret, Allahn sfatlarndan sadece birisidir. Vcut ve beka, ilim ve irade gibi btn sfatlarn sahibi olan Cenb- Hakkn mahlukatla mnasebeti, stadn ifade ettii gibi sadece hallakyettir; onlar yaratm olmasdr. Onun ne ilminin, ne iradesinin, ne grme ve iitme sfatlarnn enerjiyle aklanmas mmkn olmad gibi, mukaddes Zatnn da yaratt hibir varla benzemeyecei btn akllarn ve vicdanlarn kabul edecekleri bir hakikattir.

BR DAKKA!

nsann, hususan mslmann tahassngh ve bir nevi cenneti ve kk bir dnyas aile hayatdr. Lemalar, nce hafzamz yle bir yoklayalm. Bilip de unuttuumuz yahut dikkate almadmz baz gereklerle yle bir yzleelim: nsanlarla iyi geinmek sadakadr. Hadis-i erif. Her ey ift yaratlm. Yer yz ve sema. Gece ve gndz. Dnya ve ahret. Eksi ve art ykl bulutlar. Ve daha niceleri. Bu iftlerin bir halkas da erkekler ve kadnlar. Erkekler de Allahn kulu, kadnlar da. Kar cinse yaptmz bir hakszlk, bir ynyle hukukullaha dokunuyor, Allahn bir kuluna zulmettiimiz iin. Dier ynyle kul hakkna giriyor, o kiiye hakszlk ettiimiz iin. Kula yaplan hakszl ancak kul affedebiliyor. Arafatta btn gnahlar affediliyor, ancak kul hakk ve kaza namaz hari. Bir ehit ok kiiye efaat edecek bir manevi makam kazanyor, ama kul hakkn inemise o veli kul da bunun hesabn vermek mecburiyetinde. Bir erkein hane halkna yapt btn harcamalar sadaka saylyor, bylece Cenab- Hak en cimri bir kulunu bile sadaka sevabndan hissedar ediyor. slm hukukunda, bir hanm, ocuuna bakmak mecburiyetinde deil. Ama onun kalbine yle bir efkat braklm ki, ocuunu canndan ok seviyor ve onun her ihtiyacn severek karlyor. O halde, Bu eri hkmn hikmeti ne olabilir? diye dndmzde karmza harika bir inayet ve hikmet tablosu kyor: Hanm, ocuuna yapt btn hizmetler iin sadaka

sevab alyor, koca da ocuuna cretsiz bakan hanmna kar bir minnet duygusu besliyor. Evliliin birinci hikmeti taraflarn birbirlerini haramlardan muhafaza etmeleridir. Onlar sizin iin bir rt, siz de onlar iin bir rt hkmndesiniz. ayeti bu gerei ders verir. kinci hikmeti ise, neslin devamdr. Bu ikinci hikmetin hkmettii ocuk sahibi ailelerde ayr bir rahmet cilvesi daha kendini gsterir: ocuunu imanl, salih amel ve takva sahibi, gzel ahlakla donanm bir ekilde yetitiren anne ve baba, farz- kifaye olan emr-i bil maruf ve nehyi anl mnker, yani doruyu ve gzeli emredip, yanllardan ve yasaklardan sakndrma grevinden bir hisse alrlar. Bu ise bata peygamberlerin, sonra onlar temsil eden byk alimlerin, daha sonra derecesine gre btn mminlerin nemli bir grevidir. ocuk terbiyesi bu ynyle bir peygamber grevidir, ocuklarn slami terbiye ile yetitiren ebeveyn bu byk ereften kmsenmeyecek bir pay alrlar. Zira, bir kiinin hidayeti iin bile peygamber gnderildiini biliyoruz. Nitekim Eyup aleyhissilamn drt mmeti, sa aleyhisselamn on bir havarisi olduun naklediliyor. Ve son bir hakikat: Allahn helal kldklar iinde en holanmad ey boanmaktr. Her ibadetine Allah rzas iin diyerek niyet eden bir kul, Allahn raz olmad byle bir eyi gnl rahatlyla nasl yapabilir?!.. Btn bu saydmz gereklerin karsna kan bir tek ey var: Hissine malup olmak, enaniyetine esir olmak, kibir afetine yakalanmak. Bedizzaman hazretlerinin u harika tespitini de hafzamzn derinliklerinden karp yle bir dnelim:

Sinek kanad gz stne braklsa bir da setreder, gstermez. Nedir o da? Yine o byk stadn Uhuvvet isalesindeki u ifadelerine bakalm: Kabe hrmetinde olan iman ve cebel-i uhut azametinde olan. Bu risale, Mminler birbirinin kardeidirler. ayet-i kerimesinin tefsiri sadedinde kaleme alnm. Aile hayatna bu noktada baktmzda kadn ve kocas bir ynyle birbirinin kardeidirler. man ve slamiyet yannda akl talar gibi kk ve nemsiz kalan geimsizlik sebeplerini, hislerine galip gelerek sinek kanad gibi basit grmee ve kar tarafa nefis ve eytana malup olduu iin acmaya onu kurtarmak iin aba gstermeye mecburdurlar. Bu ise ok byk bir emek gerektirmiyor, hislerine galip gelerek, pireyi deve yapmak yerine deveyi pire yapmaya zenmek yeterli oluyor. O kzgnlk annda insan, bir ynyle de, bir takva imtihan geiriyor. Bu noktaya da ksaca deinelim: Bilindii gibi, Bakara Suresinin ikinci ayetinde Kurann muttakiler iin bir hidayet olduu ifade edildikten sonra, takva sahiplerinin birinci sfat olarak gabya iman zikredilir. Daha sonra namazlarn klmalar ve zekatlarn vermeleri nazara verilir. Tefsir alimlerimiz, ayette geen namaz ifadesinin btn beden ibadetleri, zektn ise btn mal ibadetleri temsil ettiine dikkat ekerler. .. suresinde ise, muttakiler iin hazrlanan cennetin yarapnn yeden semaya kadar olduu beyan edildikten sonra muttakilerin sfatlar sralanr: Bunlardan birisi de kzdklarnda fkelerini yutmalar, kendilerine hakim olmalardr. Bir anlk bir kzgnlk, hissin akla bir an galip gelmesi nice cinayetlere sebep olmu, nice yuvalar ykmtr. ok basit bir sebeple hissine kaplarak aile yuvasn datmaya karar verenler, ncelikle bu messesenin nemini ve bykln unutan yahut bilmezlikten gelen kiilerdir. Bunun

iin ailenin nemi ve ne byk bir nimet olduu, ne azim bir lahi ihsan olduu konusunda gzden kaan baz hususlar ksaca nazara vermi yahut hatrlatm olduk. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. derler. Bu szde esas olan, insanlar yardmlamaya tevik etmektir. Konuya u ynyle de bakabiliriz. ki kii arasnda bir geimsizlik yaanyor ve bu bir kavgaya dnyorsa, burada her iki tarafn da belli oranlarda sorumluluu var demektir. Taraflardan birisi sabr ve anlay gsterse kavga kmayacaktr, zira bir elin sesi olmaz. Sabr konusu, Allah kelamnda defalarca vurgulanr ve byk nem tar. Nitekim, Asr suresinde, asra yemin edildikten sonra, muhakkak ki insan hsrandadr buyrulur. Daha sonra, mr sermayesini zayi ederek zarara den ve hsrana urayan kiilerden u zmre istisna edilir; bunlarn dnda herkesin zararda olduu nazara verilir. Bunlar, iman edip salih amel ileyenlerle, birbirlerine hakk ve sabr tavsiye edenlerdir. Bir baka ayet-i kerimede de Allah sabredenleri sever. buyrulur. Gel gr ki, Allahn sevdii bu sabr tavrn sergilemek isteyenlerin karsn iki byk dman birden dikilirler: Nefis ve eytan. Bu iki byk dmana galip gelerek, sabr yolunu tercih eden kullara ne mulu?.. Bedizzaman hazretleri sabr e ayrr: Taat stnde sabr, yani Allahn raz olduu izgide yrmekte sebat gstermek. Dieri, masiyete kar sabr, yani lahi rzaya ters dn her trle iten, halden uzak durmaya almak. ncs ise musibete kar sabrdr. Bu ise, yaknlarmzn lmelerinden, hastalklara, afetlere kadar her trl olumsuzluu

birer imtihan sorusu kabul ederek, hatta bunlara olumlu bakarak isyan ve itiraz yoluna girmeyip, sabr ve metanet gstermeye abalamak demektir. te her trl aile geimsizliini de bir musibet, bir imtihan vesilesi kabul edip sabr yolunu tutanlar byk sevaplara nail olurlar. ou zaman olduu gibi, bu sabrn dnyada da mkafatn grrler, kavgann yerini mutluluk ve huzur alr. Bu gibi hallerde, nefsine uyup kar tarafn zr dilemesini bekleyenler, nefislerini memnun ederken, kalb ve ruhlarn byk zarara uratrlar. nk, ksknlklerde ilk baran kazanmakta ve byk sevaba nail olmaktadr. Kabre gldnde, bu gerek btn plaklyla grlr, ama artk i iten gemi olur. Sabr imtihann kazanan bahtiyar zevatn banda peygamberler gelir. Konuyla yakn ilgisi olduu iin bir hususu da hatrlatarak yazmza son verelim: Bildiiniz gibi, bir Mslman erkek, ehl-i kitaptan bir kadnla, mesel bir Hristiyan ile evlenebilir. Kendisi Allahn bir olduuna inand halde ilah safsatasna inanan bir kii ile aile hayatn srdrebilir. Hanmn bu sapk inanc ne evlenmesine engel olmutur, ne de evliliklerini bozmalarna. Bir ailede bundan daha byk bir gr farkll olabilir mi?

BR MAN NKILABI OLARAK RSALE- NUR


(1955 ylnda ngiltere'nin Birmingham ehrinde dnyaya geldi. 1975 ylnda slam'la ereflendi. Yksek tahsilini Durham niversitesinde tamamlad. Arapa ve Farsa zerine ihtisas yapt. Daha sonra, ran'da Safeviler dneminde siyasi ve dini hareketler konusunda doktora

yapt. On yldan fazla bir sredir Risale-i Nur zerinde almaktadr.) Biz Mslmanlarn Batya neler sunabilecei, ngiltere'de doup bym birisi olarak bana sk sk sorulur. Buna cevap vermeden nce, kendim bir soru sormak isterim: Biz Allah'a inandmz iin mi Mslmanz, yoksa Mslman olduumuz iin mi Allah'a inanyoruz? Bu soru, on yl kadar nce, Rusya'nn Afganistan' igalini protesto iin Londra sokaklarnda yaplan bir gsteri srasnda aklma dt. Ondan yllarca nce resmen slamiyet'e girmitim ve bu, katldm ilk gsteri deildi. Afiler, pankartlar, barmalar, tezahrat- hepsi vard. "Ruslar defolun", "Brejnev'e lm" ve "Yaasn Afganistan Mslmanlar" gibi sloganlarn arasnda, kendi slami sloganlarmz da haykryorduk: Allahu Ekber ve La ilahe llllah. Gsterinin sonuna doru, kendisini slam'a ilgi duyan birisi olarak tantan bir gen yanma yaklat. Affedersiniz," dedi, "La lahe illallah ne demek?" Hi tereddt etmeden cevap verdim: "Allah'tan baka ilah yoktur." "Tercme etmenizi istemiyorum" dedi. "Bu szn gerekten ne manaya geldiini soruyorum." Kendisine cevap vermekte aciz kaldm fark edince, bunu uzun ve akn bir skt takip etti. Hi phesiz yle dnyorsunuz: "Bu ne biim bir Mslman ki, La ilahe illallah'n manasn bilmiyor?" Cevap vereyim: "Tipik bir Mslman." O akam cehaletim zerinde uzun uzun dndm. Bu cehaletimi ounlukla paylamak hibir fayda vermiyordu. Tam tersine, skntm daha da arttrmt. yleyse nasl Mslman oldum? Nasreddin Hocann

hikyesini duymusunuzdur. Bir arkada, bir gn kendisine uradnda, Hocay, koca bir sepet krmz biberin nnde otururken bulur. Bakar ki, gzleri kzarm ve imi, azndan kanlar akyor, gz yalar iinde..Ama biberleri yemekten de bir trl vazgemiyor. Sorar: "Niye kendine eziyet ediyorsun, Hoca?" Yeni bir biberi eline alp sran hoca, "nk," der, "sepetin iinde tatl biber aryorum." Ben de ayn durumdaydm. Fazladan bir ey, hayat yaanmaya deer klacak bir ey istiyordum. Hibir ideoloji veya alternatif hayat tarz, bu ihtiyac karlayamyordu. O ele avuca gelmez "bir ey" ise, her seferinde keyi dnnce beliriverecekmi gibi grnyor, fakat hibir zaman ortaya kmyordu. Nihayet ngiltere'den ayrlarak Ortadou'ya doru yola ktm. Bu uurlu bir tercih deildi; fakat tatl krmz biberi orada buldum. slam, baka hibir eye benzemez ekilde, bir mana ifade ediyordu. Devlet idaresi iin kanunlar vard, ekonomik bir sistemi vard, gnlk hayatn her ynn iine alan kaideleri vard. Hukukta eitlik getiriyordu, btn rklara birden hitap ediyordu, akt ve anlalmas kolayd. Ha, bir de Allah' vard. O zamana kadar kendisine belli belirsiz inandm tek bir Allah. Hepsi o kadar. "La ilahe illallah" dedim ve bu topluluun bir paras oldum. Hayatmda ilk defa bir mensubiyet hissini tadyordum. Mhtediler, yeni dinleri hakknda, az zamanda ok ey renebilmek iin pek heveslidirler. htidam takip eden birka yl iinde benim de ktphanem sratle geniledi. O kadar ok renilecek ey ve retmeye hazr o kadar ok kitap vard ki! slam tarihi zerine slam'n ekonomik sistemi zerine, slam'da devlet mefhumu zerine kitaplar, slam hukukuna dair saysz brorler ve, hepsinin de tesinde, slam ve devrim zerine yazlan, Mslmanlarn nasl ayaklanarak slami idareler kurmalar gerektiini

anlatan kitaplar.. 1979 balarnda ngiltere 'ye niversitedeki derslerim iin dndmde, slam' Batya tantmak iin artk hazrdm! "La ilahe illallah"n manasn renmek iin, bu kitaplara bavurdum. Yine hayal krklna uradm. Bu kitaplar slam'dan bahsediyordu, fakat Allah'tan bahsetmiyordu. Hayalinize hangi konu gelirse hepsi bu kitaplarda vard; ama asl mhim olan konu yoktu. niversite camindeki imama durumu anlattm. O da bir mazeret beyan ederek dnd, gitti. Derken, imamla konumam duyan bir karde yanma gelerek, "Bende La ilahe illallah tefsiri var," dedi. "stersen beraber okuyabiliriz." Bu tefsirin en fazla on veya yirmi sayfa olabileceini dnyordum. Meer 5 bin sayfann zerindeymi! Tahmin ettiiniz gibi, bu eserler, stad Bedizzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur Klliyatyd. nceleri, Risale-i Nur'u tasavvuf sandm ve mhimsemedim. O kardeim ise, bu hareketimin dar bir kafann tepkisi olduuna iaret etti. Eski kitaplarmn koltuk deneklii olmadka, kendimi cahil ve kaybolmu hissediyordum. Halbuki bu eserler tamamyla yeni bir lisan ve yeni bir bak demekti. Kardeim rahatszlm sezdi. "Merak etme," dedi. "Daha nce okuduun kitaplarn da hepsinin yeri var. Onlar cilt gibidir. Fakat bu (Ayet'lKbra'nn bir nshasn iaret ederek) meyvenin kendisidir." Bylece okumaya baladk- bu defa Allah'n adyla. Derken her ey yava yava yerine oturmaya balad. Hepimiz cahil doarz; kendimizi ve dnyay tanma arzusu ise iimizde vardr. "Ben kimim? Nereden geldim? Kendimi iinde bulduum bu yer neresidir? Buradaki vazifem nedir? Beni varlk alemine karan kim?" gibi sorular hepimiz kendimize gre cevaplandrrz, ya dorudan gzlemle, ya da bakalarnn ileri srd cevaplar kr krne benimsemek suretiyle. nsann hayatn nasl yaayaca ve

bu dnyada hangi kstaslara gre hareket edecei de, tamamyla bu cevaplara baldr. Ayet'l-Kbra ise, rehber eliinde bir kinat seyahatidir; onun yolcusu, ite bu sorulara cevap arar. Ayetl-Kbra, Allah'a iman pein olarak varsaymaz; yaratlmtan yola karak Yaratcya varr. Ve ispat eder ki, bu sorulara samim olarak cevap bulmak isteyen, mahlkat kendi grmek istedii veya hayal ettii gibi deil de olduu gibi gren kimse, kanlmaz bir surette "La ilahe illallah" neticesine gelecektir. nk baktnda nizam ve ahenk, gzellik ve l, adalet ve merhamet, rububiyet ve efkat grecek ve bu sfatlarn fanilik ve mahkmiyet, acz ve mahlukiyet iinde bulunan yaratlmlara ait olmadn grr, btn bu sfatlarn mutlak ve mkemmel bir surette bir Vacib'l-Vcudda mevcut olduunu anlar. Bylece kinat, yazarn anlatan bir kitap olarak grr. Tabiat Risalesinde Bedizzaman "La ilahe illallah" tefsirini daha da aar. Bu eserinde sebepler konusunu ele alr ki, bu materyalizmin temel tadr ve modern ilim bunun zerine kurulmutur. Sebeplere inanmak, "Bu tabidir, tabiat yapt, tesadfen oldu" gibi ifadelerin ortaya kmasn netice vermitir. Mantki delillerle sebepler efsanesini berhava eden Bedizzaman, bu inanca sarlanlarn kinat olduu gibi deil, kendi grmek istedikleri gibi grdklerini ortaya koyar. Tabiat Risalesinde, Bedizzaman, her seviyedeki btn yaratklarn birbirleriyle mtedahil daireler gibi i ie mnasebetler iinde bulunduklarn ve birbirlerine baml olduklarn gsterir. Yaratklar varlk alemine sanki hiten gelir gibi gelir; ve ksack hayatlar mddetince, her biri kendi hususi maksad, gaye ve vazifesi ile, ilahi sfatlarn ve Esma-i Hsnann saysz cilvelerini aksettiren birer ayna gibi vazife grr. Kendi vcutlar dndaki faktrlere tam ve kesin bamllklar, hibir pheye yer brakmayacak

ekilde gsterir ki, onlar ellerinde bulunan eyin sahibi deildir nerede kald, kendileri gibi, yahut kendilerinden daha byk varlklar mkemmel zelliklerle donatmak! Materyalistler ise eyay farkl grr, yoksa farkl eyler grmezler. Kinattaki dzen ve ahengi inkr edemezler; ancak bu dzen ve ahengin tesadf sonucu ortaya ktna inanmamz isterler. Bundan sonra inanmamz istedikleri ey ise, sebepler arasndaki mekanik mnasebetler ile kinatn varln devam ettirdii iddiasdr ki, bunun ne manaya geldiini materyalistlerin kendisi de bilmez. Onlara gre, kendileri yaratlm, aciz, cahil, fani ve babo sebepler, hi yoktan ortaya kan kanunlar araclyla, etrafmzda grp iittiimiz o harikulade ahenk ve muvazene iindeki sanat eserlerini icad etmektedirler Bedizzaman ise, tpk puthaneye giren brahim Aleyhisselam gibi, bu efsane ve hurafeleri paralayverir. Tekrar tekrar teyid eder: Her ey birbiriyle mnasebet iinde olduuna gre, iein tohumunu kim yaratmsa iei de o yaratacak. Birbirlerine baml olduklarna gre, iei kim yaratmsa aac O yaratacak. Birbirleriyle i ie mnasebetler iinde yaratldklarna gre, aac kim yaratmsa orman da O yaratacak, ilh. Bylece, tek bir zerreyi yaratabilmek iin, btn bir kinat yaratmak gerekir. Buna ise kr, aciz, fani, muhta, cahil ve gayesiz bir "sebebin" boyu yetimez. *** Maksadm Risale-i Nur'u zetlemek deil, Allah hakkndaki daha evvelki dncelerimin, Risale-i Nur'un tasvir ettii portrelerden ne kadar uzak dtn gstermekti. Bu eserleri okuduktan sonra, L ilhe illllah derken, Allah hakknda sylenebilecek her eyi sylemi olduumu dnmeye baladm. Risale-i Nur sayesinde anladm ki, evvelki dncemde Allah, manzaray tamamlamak iin ve

teselsln imknszln nlemek zere, yaratl hadisesinin bana neredeyse rasgele yerletirilmi bilinmeyen bir faktrd. O bir ilk Sebep idi; lk Muharrik idi; boluklar dolduran bir tanr idi. Adeta ngilizlerinki gibi bir "meruti kral idi. kendisine azami sayg gsterilmeli, fakat gnlk hayata karmasna da msaade edilmemeliydi! Ayet-i kerimeden ilham alan Risale-i Nur ise, Allah'n isim ve sfatlarnn birer aynas olan varlklarda Allah'n varlk ve birliini gsteren delillerin devaml deien yeni ekiller ve kompozisyonlarla her an gzlerimizin nne serildiini ve marifet, tasdik, teslim, muhabbet ve ubudiyeti netice verdiini gsteriyordu. Bylece, Risale-i Nur, kelimenin hakiki manasyla bir Mslman olmann ak bir vetire halinde gerekletiini de ortaya koyuyordu: tefekkrden ilme, ilimden tasdike, tasdikten iman veya itikada, itikattan da teslime var. Her yeni hareket, her yeni gn ise lahi hakikatin yeni bir cephesini ortaya kardna gre, bu vetire de devamllk arz etmektedir. slam'n d tezahrleri, yani ibadet ekilleri bir manada statiktir; halbuki iman, szn ettiim bu vetireye bal olarak, artma veya eksilmeye maruzdur. te, dikkatimizin byk ksmn teksif etmemiz gereken iman hakikati budur; slam'n hakikatleri ise bunu zaruri olarak takip edecektir. Bu yzdendir ki, Risale-i Nur'u tanmadan nce Mslmandm, fakat m'min deildim" diyebilirim. nk o zaman iman diye kabul ettiim ey, gerekte inkr etmenin imknszlndan baka bir ey deildi. Her ne kadar bana slam' tantan Bedizzaman deil idiyse de ki -bunu herkes yapabilirdi- o beni imanla tantrd. Taklitle deil, tahkik yoluyla elde edilen bir iman. imdi asl sorumuza dnelim: Mslmanlar olarak Batya sunabilecek neyimiz var? Cevap: Her eyimiz ve hibir

eyimiz. manmz ve slamiyetimiz var ki bunlar her eydir. Bir de slamiyet'i anlaymz ve yorumlaymz var ki, ou zaman sfra sfr, elde var sfr. Bana slam' tantan kitaplardan da aka anlalabilecei gibi, Baty dikkate alarak yazlm ne varsa, hemen hemen hepsi de masum bir kltr alverii seviyesinde kalmtr. Asl mesele olan iman ise, kanlmaz bir ekilde, ya bir dipnotu hacminde geitirilmi veya tamamyla ihmal edilmitir. *** Bununla beraber, uyanmaya balayan ve bugne kadar iinde yaadklar hayal dnyasnn farkna varanlar da vardr. te bunlara "ene" hastal gsterilmelidir. Bu hastalkla mall kimselere slam'n iktisat veya hukuk sisteminin en msavat veya en adil sistem olduunu anlatp durmann hibir faydas yoktur. Kanserden mustarip bir hastaya yeni bir ceket hediye ederek onu tedavi edemezsiniz. Onun muhta olduu ey, doru bir tehis, radikal bir ameliyat ve onu takip edecek srekli bir tedavidir. Risale-i Nur'da bunlarn hepsi vardr. Hatrlayacanz gibi, Risale-i Nur'u nceleri mistik bir eser diye reddetmitim. Ayn zamanda bakalarnn da bu eserleri byle vasflandrdn iitmitim. Gerek ise bunun tam tersidir; nk Said Nursi'nin nmze koyduu berrak tercihte hibir esrarengizlik yoktur: ya iman, ya da inkr; ya ebedi saadet, ya da ebedi felaket; ya kurtulu, ya helak hem bu dnyada, hem de ahirette. Risale-i Nur'un "inklp" olarak vasflandrldn da iitmitim. Geri buna itirak ederim; fakat kelimenin siyasi manasyla deil. Risale-i Nur'da byle bir eyin bahsi yoktur. Ama eminim ki, eer Bedizzaman btn laik idarelerin iddet yoluyla devrilmeleri gerektiini savunmu

olsayd, btn Bat niversitelerinde Risale-i Nur mecburi ders olarak okutulur ve Bedizzaman Bat dnyasnda her ev halknn tand bir isim haline gelirdi. nk arlk, hele bir de dini duygularla renklendirilmise, Batnn zayf noktasdr. Bat basn iin, uzak beldelerden birinde "Amerika'ya lm!" diye baran, ihtilal ve eriat isteyen binlerce fkeli Mslman'dan daha gzel, daha sevimli ve daha nefis hangi manzara vardr? Bat, artk slam' yanl tantmak iin zahmete girmek zorunda deildir. Bunu onlar adna biz yapyoruz; onlara ise sadece filme ekip gstermek kalyor. Amerika'nn "Byk eytan" olarak bilindii bir lkede, on yl kadar nce byle bir gsteri seyretmitim. Fakat dikkatimi ekti: Gstericilerin belki de yzde 75'i Levis blucinleri giyiyordu; dalan kalabaln ardnda kalan sigara izmaritleri ise ya Marlboro idi, ya da Winston. Bir el gya bizi Bat ile balayan balar koparyor; dier el ise o balar sktka skyor! Yine de "Yeteri kadar konutuk, artk hareket zamandr" deyip duruyoruz. Hatta bu sz Risale-i Nur hakknda dahi iitmiimdir. "Hep szden ibaret; hi aksiyon yok" demiti birisi. Fakat henz konumu ta deiliz. Sadece feryad- figan edip durduk, o kadar. Birbirimizle karde kardee, m'min m'mine, Mslman Mslman'a, Allah adna, Kur'an lisanyla ve kinat kitabnn diliyle konumadmz, sohbet etmediimiz iindir ki, hareket ettiimiz zaman yanl ekilde, yetkisiz ve disiplinsiz bir tarzda ve hakiki bir l veya referans noktasndan mahrum bir halde hareket ediyoruz. Sonunda da hibir kalc netice ortaya karamyoruz Bat ise bunu ok iyi anlyor. Hayr, Bedizzaman'n mdafaa ettii inklp Tahran, Kahire veya Cezayir sokaklarnda rtkanl yaplan

cinsten bir inklp deildir. Risale-i Nur'un inklb zihinlerde, kalplerde, ruhlarda ve nefislerde inklptr. Bu bir slam devrimi deil, iman inklbdr. Bu da iki seviyede gerekleir. Mslmanlar taklidi imandan tahkiki imana, inanmayanlar ise ene'nin kulluundan Allah'n kulluuna eritirecek ekilde tanzim edilmitir. Baty hkimiyeti altnda tutanlarn Risale-i Nur'dan dehet almalar bu yzdendir. Netice olarak, yllar sren aratrma ve mukayeselerim sonunda unu syleyebilirim ki, kinat olduu gibi gren, iman vakasn olduu gibi aksettiren, Kur'an' Peygamberimizin murad ettii gibi tefsir eden, modern insana musallat olmu son derece tehlikeli ve gerek hastalklar tehis ederek are sunan, kendi kendine yeterli ve mull yegne slami eser, Risale-i Nur'dur. Kur'an'n nuruyla kinat aydnlatan Risale-i Nur gibi bir eser grmezlikten gelinemez. nk ada insan kar karya bulunduu felaketten kurtaracak olan yalnz slamdr; slam'n gelecei ise, Risale-i Nur'a ve ona uyan ve ondan ilham alanlara baldr.

BZE BZDEN YAKIN


Yaknlk denilince insann aklna, ncelikle, mesafe yaknl gelir. Halbuki, gnlk hayatmzda yaknl daha farkl ekilleriyle de kullanrz; yakn akrabam, cana yakn, gelmesi yakn gibi. Btn meknlar yaratan Allah, mekndan mnezzeh olduuna gre, Onun bize yaknl, yahut bizim Onun yaknln talep etmemiz elbette mekn ve mesafe boyutunda dnlemez. nsan Sresinin ilk iki ayetinde yle buyrulur: nsann zerine uzun devirden yle bir zaman geti ki (o vakit) o,

anlmaya deer bir ey bile deildi. phe yok ki, biz insan birbiriyle kark bir damla sudan (nutfeden) yarattk. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu iitici, grc yaptk. te biz henz anlacak bir halde deilken, Allahn ilminde mevcut idik. Onun ilmi bize yaknd, biz ise henz ortada yoktuk. Sonra bizi kark bir nutfeden yaratt, nutfe halinde iken de biz Rabbimizi bilmekten ok uzaktk, o ise bize bizden daha yaknd. Bir sonraki kademede, ana rahminde dokuz aylk bir terbiyeden getik. Gzmz ve kulamz o karanlk lemde bedenimize yerletirildi. Dier btn organlarmz da bizim iin en faydal olacak biimde ve zellikte yaratldlar ve bedenimizin en uygun yerine konuldular. Rabbimiz btn bunlar yaratrken bize bizden yakn idi. Biz ise Onu bilmekten ve tanmaktan henz ok uzaktk. Dnyaya geldik, iman ile ereflendik, bizi yaratan ve ana rahminde terbiye eden Rabbimizi tanmaya baladk. Onun Rahmn ve Rahm olduunu, sfatlarnn sonsuz ve mutlak olduunu, mahlukatna benzemekten mnezzeh olduunu rendik. Bu imanmz ve marifetimiz bizi Rabbimize yaklatrd. Ama, Onun ztn bilmekten, sfatlarnn mahiyetini bilmekten yine sonsuz derece uzaktayz. Bu lemi ve iindeki her eyi yaratan Allah, bize bizden daha yakndr; zira biz henz ortada yokken bu muhteem ve harika lemi bizim iin ve bize gre yaratm bulunuyor. Biz ise Onun cemal ve kemalini hakkiyle idrakten ok uzaz. Her varl yokluktan kurtarp varlk alemine getiren Allahtr. Bu varlklarn hibiri ne zatyla, ne sfatlaryla Allahn zatna ve sfatlarna benzemezler. Zira, zatlar da mahluktur, sfatlar da. Hibir ey Onun misli gibi olmad ayetinin kati haberiyle, Allah hibir mahlukuna benzemez. yle ise, hibir varlk Onun zat ve sfatlarnn mahiyetini hakkyla bilemez. Bu noktada her varlk Ona sonsuz uzaktr. O ise, btn varlk aleminde lh sfatlaryla

icraatta bulunduu iin her eye kendi varlklarndan daha yakndr. Bu hakikatin kk bir misalini insanlarn eserlerinde de hayalen seyredebiliriz. Selimiye Sinann eseridir. Selimiyenin kendinden haberi yoktur, ama Sinan onu btn zellikleriyle bilir, zira o eseri planlayan ve yapan odur. Selimiye, Sinann mahiyetini bilmekten ok uzaktr, o ise eserine ok yakndr. Mimar ve eseri arasnda byle bir yaknlk ve uzaklk mnasebeti olursa, yaratc ile yaratlanlar arasnda bu hakikatin sonsuz derece ileri bir derecede hkmetmesi gerekmez mi? Cenb- Hakkn varl btn varlklardan ncedir, zira onlar yaratan Odur. Yine btn varlklar lm tattklarnda Onun mukaddes varl yine devam eder. Nur Klliyatnda Ve ymit bahsinde verilen o harika misali hatrlayalm. Akan bir rmakta kabarcklarn parlayp gitmelerinden u ders karlyordu: Kabarcklar parlamalaryla gnein varln, snp gitmeleriyle de onun devam ve bekasn ilan ediyorlard. te o parlayan ve snp giden kabarcklar gneten ok uzaktrlar, gne ise onlara k vermesi cihetiyle onlara kendilerinden daha yakndr. Nur Klliyatndan konumuzu aydnlatan bir hakikat dersi: Gne, kaydsz nuruyla ve maddesiz aksi cihetiyle; sana, senin ruhun penceresi ve onun yinesi olan gzbebeinden daha yakn olduu halde; sen, mukayyed ve maddede mahpus olduun iin ondan gayet uzaksn. Szler, On Altnc Sz Gnein maddesi kaytldr ve bize ulamaz; ama kaytszdr. te o kaytsz nur, gzbebeimize ular, onda aksini gsterir; grmemizi salar. Biz parmamz gzmze sokamadmza gre, gne, yla bize bizden daha yakn demektir. lh sfatlarn hcrelerimize, atomlarmza kadar icraatta bulunmas cihetiyle Allah bize bizden daha yakndr.

Mesnev-i Nuriyede insann ancak nebat cismaniyet ve hayvan nefis mertebelerini ap kalp ve ruhun derece-i hayatna girmekle bu geni dnyadan daha geni bir daire-i hayat, bir alem-i nur bulaca beyan edilir. nsann bitkilerle ortak olduu cihet, toraa atlan bir ekirdek gibi onun da ana rahminde benzer bir gelime gstermesi, oradaki gelimesini tamamladnda dnyaya gelmesi ve bymesini burada srdrmesidir. Hayvanlarla ortak ynleri ise yemesi, imesi, grmesi, iitmesi ve onlara benzer bir ekilde oalmasdr. nsann hayatta kald srece bu iki tip faaliyetten tamamen kopmas elbette dnlemez. Ancak bu faaliyetleri kalp ve ruha hizmet ettirmek insan Rabbine yaklatrrken, aksini yapmak, yani ruh ve kalbini cismine hizmet ettirmek insan Onun marifetinden ve rahmetinden uzaklatrr. Yani, insann bu iki alt kademeyi ap, onlardan geip kalp ve ruhun sahasnda dolamas, yemeyi, imeyi ve ehvan arzularn deil anlamay ve inanmay n plana kararak manen terakki etmesi onu Rabbine yaklatrr. lk iki cihette boulup kalan insanlarn kalpleri nefislerine, ruhlar cisimlerine malup olur ve bu gibi kimselerin Allaha yaknlk kazanmalar ok zordur. man ve kfr birbirinin zdddr. Birine yaknlamak insan dierinden uzaklatrr. Tevhid ve irk de birbirinin zdddr; ayn hkm bunlar iin de geerlidir. Keza, salih ameller insan Rabbine yaklatrrken, isyanlar Onun rahmetinden uzaklatrr. Bir hadis-i kutsinin ba ksmnn mealini naklederek konuyu noktalayalm:

Kulum bana en fazla farzlarla yaklar, sonra nafilelerle. Demek ki, Allaha yaklamann yolu farzlar tam olarak yerine getirmekle birlikte, snnetlere ve sair nafile ibadetlere de elden geldii kadar riayet etmekten geiyor. Bu yolun zdd olan gnahlar ve isyanlar insan Allahn rahmetinden uzaklatrr ve Ona yaknlk kazanmasna engel olurlar.

OCUK VE RSALE- NUR


Baz Latif Nkteleri ieren Yirmisekizinci Lemada, Lemalara derc edilmesindeki hikmetin ilk etapta pek kavranamad bir mektup vardr. efik adndaki bir talebesinin Bedizzamana yazm olduu bu mektup, ilk okuyuta, samimi duygularla yazlm scak ve safiyane bir mektup olmaktan ibaret gzkr insana. Nitekim, bu mektupla ilgili ahs tecrbem bu ekilde balam, ancak uzun bir zaman sonradr ki, bu mektup anlam ve derinliini bana amtr. ocuklara Risale-i Nuru ne ekilde takdim edeceini bilemeyenler iin, bu mektup, manidar ipular vermektedir. En ziyade dikkate deer yan, herhalde budur. Mektubun bilhassa son paragrafndan rendiimize gre, efik adl Nur talebesi yandan sekiz yana kadar ocuklar ile yeenlerine Risale-i Nur okumutur. Ama, mesel Bunlar Risale-i Nurdur. stad Bedizzaman Said Nurs bunlar yazmtr gibi bir girile deil! Hele hele, Gelin bakalm. imdi size Risale-i Nur okuyaym diye hi deil. Bilakis, kendisi Risale-i Nur okuyorken ocuklar bana

toplanp ne okuduunu sormular; o da Elmas, cevher, nur demitir. Bu cevapla meraklar uyanan ocuklar elmas, cevher, nuru anlamaya alrken, efik onlar sevmi, ay vermi, okumaya devam etmi, aradaki sorularna Bu, elmas, cevher, nurdur eklindeki merak uyandrc cevapla mukabele etmi, anlayamadklar yerleri onlarn anlayabilecei ekilde izah etmi ve en sonunda Nur, bunu okumaktr. Elmas, bu szleri yazmaktr. Cevher de, bu kitaptan aldnz imandr diye bir aklama getirmitir. Mektubun en son paragraf ise u ekildedir:

te Elmas, Cevher, Nur budur, dedim. Tasdik ettiler. Hepsi birden bana bakyorlard ve Bunu kim yazm? diyorlard. mdi, bu latif mektuptan alnacak bir dizi ders vardr. zellikle ocuklar(mz)a Risale-i Nuru nasl anlatabiliriz? sorusuyla hemhal olanlar iin! Birincisi, efikin (r.h.) kendisinin ev ortamnda Risale-i Nur okuyor oluudur. Demek, ocuklarmzn Risale-i Nur okumalarn istiyorsak, evvela onlarn bizi Risale-i Nur okurken grmeleri gerekmektedir. kincisi; babalarnn (veya daylarnn) ne okuduunu merak edip soranlara efikin dorudan Risale-i Nur okuyorum. Risale-i Nur ki, asrn tefsiridir. stad Bedizzaman Hazretleri yazmtr trnden bir cevap yerine, ocuklarn merakn daha da kamlayc latif bir cevab tercih etmesidir: Elmas, Cevher, Nur okuyorum.

ncs, bunun zerine merak edip bana toplanan ocuklar efikin sevmesi ve kendilerine ikramda

bulunmasdr. Demek, ocuumuzun Risale-i Nura muhatap olaca ortam, sevgi grd ve ikrama muhatap klnd bir ortam olmaldr. Drdncs, efikin Onuncu Sz gibi bir risaleyi okurken, ocuklarn anlayamadklar noktada sorduklar sorulara onlarn anlayabilecei ekilde izah getirmesidir. Demek, Risale-i Nuru ocuklara anlatmann en uygun yolu, onu ocuka anlatmaktr. Beincisi, efikin elmas, cevher ve nuru son derece latif bir biimde izah ettikten sonra, hl daha mellifin ismini vermemi olmas; bu cevabn, ancak en sonra gelmesidir. Demek, nce Bedizzamann ahsn nazara verip, te bu onun kitab. Hadi okuyun deme eklinde rneklerini oka grdm bir tarz deildir dorusu. Aslolan, muhatab nce Risaleyle tantrmak, ancak bundan sonrasnda gelen sorular dahilinde onun mellifini anlatmaktr. efikin mektubu, sonradan farkna vardm bylesi ftr, hakikatl ve smscak ller tamas itibaryla, sanrm, ocuuna veya ocuklara Risale-i Nuru anlatma ve aktarma gayreti tayan herkesin dikkatle ele almas gereken bir mektup hkmndedir.

Dava adamn bekleyen en tehlikeli iki dman: TEMBELLK VE TENPERVERLK


Bisikleti bilmeyenimiz yoktur. Belki oumuz iin bisiklete binmek ocukluk yllarnda kalm en byk zevk ve elence kaynaklarndan birisi olmutur. ki tekerlek zerinde gidersiniz. Pedal evirdike kh aheste aheste, kh hzlca hareket edersiniz. ki teker zerindesinizdir; ama pedallar sayesinde hzl veya yava

hareket edersiniz. Ve pedal evirdiiniz srece hareket edersiniz. Tembellik eder de pedal devre d brakrsanz, belli bir sre daha, ama azalan bir hzla yolunuza devam edersiniz. Bir sre sonra bisikletten inmek veya bisikletinizle birlikte dmek eklindeki iki seenekten birini tercih edersiniz. Eer bir yokua gelmiseniz bu iki seenek daha ksa bir sre iinde karnza dikiliverir. Hayatmz da aslnda bir bisiklet gibidir. Dengeli bir hayat iin hayatn pedallarna ll ve dengeli bir gayrete, almaya, abalamaya ihtiya vardr. Zorluklarla mcadeleye, sabr ve metanetle skntlara kar koymaya ihtiya vardr. Hayatmzdaki ini-klar Byme, gelime, terakki zorluklarla mcadelenin neticesidirler. zellikle insanlar zorluklarla yz yze geldike geliir, yeteneklerini gelitirirler. lerinde sakl hazineleri ancak skntlarla sarma-dola olduklar zaman kefedebilirler. Dnya zerinde srdmz hayat yolunda bazen yokularla, bazen inilerle, bazen de dzlklerle karlarz. Bazen keskin virajlar dikkatli ve dengeli olarak almamz gerekebilir. Bazen ok dikkatli ve dk tempolu hareket zarureti doabilir. Ama her halukrda hayat bisikletimizdeki pedallar nemini devam ettirir. zellikle de yolumuz bir yokua denk geldiinde. Hayat yolundaki bisiklet maceramz devam ederken, bu yolun hep dz, engebesiz, virajsz, tehlikesiz olmasn isteriz. Byle olunca da bisikletimizi byk bir keyifle sreriz. te bu rahatlk bize kazandrd lezzetli ve tatl nimetlerin yan sra, her an karlaacamz bir dizi tehlikeye de hamiledir. Hemen hatrlatalm, hayatmz sresince bizi bekleyen zorluklar sadece bela ve musibetler, hastalk veya afetlerden ibaret deildir. Bize Yce Rabbimiz tarafndan ltfedilen nimetler de derecesine gre birer imtihandr. Ve belki bu imtihanlar kaybetme riski, zorluklarnkine gre daha

yksek olabilir. rnein, byk skntlara, hastalk ve musibetlere sabr ve tevekklle kar koymu bir insan veya bir topluluu dnn. Onca skntnn ardndan bir rahmet ve ltf-u lah olarak gelen nimetler, zahmetlerin yerine gelen rahmetler, zorluklarn yerine gelen rahatlk ve kolaylklar, zillete sabrla katlanarak gelen izzet- ikramlar eer hakik krle mukabele edilmez, ihlsa halel veren tehlikelere kar dikkatli olunmaz ise hem dnyev, hem uhrev hayat tehlikeye drecek tablolar yaanabilir. te bu tehlikeli ve bir tr kl srtnda olan halete dikkat ekmek isteyen byk ztlar, kr imtihannn Sabr imtihanndan daha zor ve tehlikeli olduunu ifade etmilerdir. Tembel ve Tenperver miyiz? nsanolu ok ilgin ve artc zelliklere sahiptir. Dnya zerindeki canllar iinde, her ne kadar zorluklarla ve tehlikelerle dolu olursa olsun yaad ortama en ksa zamanda ve kolayca uyum salama zelliine sahiptir. Corafya farkll, iklim farkll, blge farkll gibi daha sralanabilecek pek ok farkla ramen, yeryznn hemen her yerinde insan unsuru yaayabilmektedir. Bu zelilik insann dndaki hibir canl iin geerli deildir. nsanlar iin ok nemli olan bu zellik ve potansiyel, ktye kullanlmas halinde ayn boyutta byk tehlikeleri peinde getirir. rnein ok almaya, kouturmaya ve zorluklarla mcadele etmeye alkn birisi, rahat ve kolay artlara kolayca alabilir, kendini kaptrabilir. rnein ok byk madd skntlar eken, belki yiyebilecei kuru bir dilim ekmei dahi bulamad badireleri atlatan, beklenmedik bela ve musibetlere dar olan bir kii, cann diine takarak alp abalar. Bu aba ve mcadele azminin semerelerini ksa veya uzun vadede grr. Rahat bir hayata nihayet ular. Belki daha nceden hayal bile edemeyecei imknlara ve nimetlere ular. te bu srecin balamasyla birlikte, rahatlk iinde zor bir imtihan dnemi de balayacaktr.

Tembellik ve tenperverlik, yani rahata dknlk, hayatmzn her ne blmnde olursa olsun, maynl bir tarlay andrr. Banza gelecek tehlikenin boyutunu bilemezsiniz. Tedbirli ve temkinli olunmad takdirde en dehetli gailelerden birisi her an kapnz alabilir. Bedizzaman'a gre tenperverlik ve meylrrahat, rahata ve keyfe dknlk btn meakketlerin, zorluklarn ve daha da ilerisi btn rezaletlerin yuvasdr. nsanlardaki himmet ve gayret zelliklerinin bir nevi ayana prangalar vurur. Bu gzel meziyetleri sefalet zindanna atar. (Mnazarat) Rahata, lkse, zenginlie, el stnde tutulmaya ve dier irili-ufakl nimetlere alan bir kii, kendisini baka bir mcadelenin iinde bulur: Rahat ve cafcafl hayatn devam ettirebilme. Elde ettii hayat standardn daha da ykselterek srdrebilme. Bu tablo, gerek ferdler seviyesinde, gerek toplum apnda benzer ekillerde kendini gsterir. Hatt slama hizmet gayretinde olan grup ve cemaatlar iin de ayn durumlarn geerli olduunu syleyebiliriz. nk insan unsurunun olduu her yerde, insan zaaflar benzer ekillerde kendini gsterir. Dolaysyla benzer neticeleri ortaya karr. Rahatla gelen zahmetler: Dnya hayatndaki hibir gelime, ilerleme srekli, devaml olmamtr. nk gelime orannda zorluklar azalm, rahata ulald lde hantallk, tembellik, vurdumduymazlk ba gstermitir. Rahatlk, atalet, duraanlk insanlardaki idealizmi, gayreti, himmeti trpleyen en azl dmanlar olmutur. Btn insanlk tarihi boyunca gzlemlenen bu deimez kanun, slam mmetinin de yakasn brakmamtr. Almaz zorluklarla, geilmez skntlarla, tehlikelerle, azl dmanlarla, fakr-u zaruretle yz yze geldike Mslmanlar gayrete gelmi, lahi bir

gce dayanmaktan aldklar manevi gle kendilerinin bile inanmakta glk ektikleri byk neticeler elde etmilerdir. Byk zaferlerle gelen gz alc zenginlikler, an ve hretler Mslmanlarn en gl dayanak noktalar olan ihls, gayreti, himmeti, azmi ve fedakarl alp gtrmtr. Ruhsuz bir bedene dnen Mslman toplumlar ksa zamanda kokumaya balam, ksa zamanda tarih mezarlndaki yerlerini almlardr. man ve Kur'an hadimleri DKKAT! slam'a ve Kur'an'a hizmet iddiasyla boy gsteren nice cemaat, grup ve hareketler vardr ki, belli bir madd yaplanmaya ve imknlara ulatktan sonra, bizzat kendi mensuplarn hayal krklna uratr. Nice gayretli, ihlsl, fedakr insanlar vardr ki, gerek kendi imknlaryla, gerekse iinde bulunduklar hizmet evresinin katklaryla ulatklar parlak sonular, zamanla, yanl ekilde kullanmlardr. Hem kendilerine, hem de evresine byk zararlar vermilerdir. Hizmet faaliyetlerini derinden etkileyen, hizmet iin bir araya gelenlerin amiplere ta kartrcasna blnmelerine, paralanmalarna sebep olan, sonuta gten ve takatten kesilmeyi netice veren bu hastaln elbette aresi, tedavisi vardr. nk her gecenin gndz olduu gibi, her dn bir de kalk vardr ve bu da yukarda yer verdiimiz kanunun bir gereidir. Ancak tam bu noktada hastaln tehisi tam ve doru olarak belirlenmelidir. Ta ki ona gre bir tedavi sreci balatlabilsin. te hastaln baz tipi gstergeleri: Dnyevi hayatn daha rahat, konforlu ve lks olabilmesi iin, iinde bulunduu hizmeti terk etmek, hatta hizmetin imkanlarn bu ynde kullanmak. Ehl-i dnyaya tasannu, tezelll ve riya ile yanamaya almak. Namert, himmetsiz, hamiyetsiz bir ksm ehl-i dnyaya dalkavukluk etmek.

Bu hasletler en byk darbeyi en bata iinde bulunulan hizmete indirecektir. Byle davranan kimseler ksa vadede bir eyler elde etseler de, bu hatlarnn cezasn fazlasyla ekerler. Yani maksatlarnn tersiyle karlk grrler. Bazen olur ki, dnyev imknlara var gcyle alan, ama hizmeti de terk etmek istemeyen baz kimseler, mala, paraya, pula olan dknlklerine hizmet klf bulmaya alrlar. O hrslarna bir nevi kutsallk ss verme gayretine girerler. Ehl-i dnyann atafatl grnlerine, glerine, byk irketlerine, madd gelirlerine olan hayranlklar, onlara yanamaya, bu uurda kendi davasndan bir ok tavizler vermeye yneltir. Ne var ki, ehli dnya, zellikle de din kartlar parasn, yardmn ucuza vermez, ok pahalya satarlar. Bir senelik dnyevi hayata bir nebzecik yardm etmeye karlk, hadsiz, snrsz ebedi hayat tahrip edecek eyler isterler. Bylesi korkun tehlikeleri dahi gze alabilen baz gafiller, o hrslaryla bu oyuna gelirler ve lah gazab zerlerine celb ederler. Tehis ve tedavi lah rza yerine dinsizlerin rzasna koanlar, bu yaptklarnn karln, maalesef, ok ar derler. Tabii kendileriyle birlikte nice fedakr insanlarn hamiyetlerini, halisane gayretlerini heba ederler. Temiz kalplerinde ok derin yaralar aarlar. Bu elim hastaln, iman ve Kur'an hizmetini yerle bir edecek bu illetin en tesirli ilac kanaat ve iktisattr. (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup) Kuds bir davaya hizmet edenler ne kadar byk bir azimle, ne kadar sk bir gayretle alrlarsa o kadar ok netice alrlar, muvaffak olurlar. Bu tempolu faaliyeti terk edip, tembellik gsterdiklerinde ise elde ettikleri byk sonular bir bir ellerinden karmaya, kaybetmeye balarlar. Bu hastaln yegane ilac, dava uruna alp abalamaya devam etmektir. dava insanlarnn vazifelerini kuds, hizmetlerini ulv grmeleri, her bir saatlerinin bir gn ibadet hkmne geebilecek bir kymette olduunu anlamalardr. (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup)

Bedizzaman, Mnazarat isimli risalesinde, tembellik ve tenperverlik hastaln, balantl olan dier hastalklar da dikkate olarak deerlendirir. Dorudan Kur'an'dan ald tedavi yntemlerini ve kullanlmas gerekli ilalar dikkatlere u ifadelerle sunar. Hayat bir faaliyet ve harekettir. evk ise matiyyesidir (bineidir). te, himmetiniz evke binip mbareze-i hayat (hayat mcadelesi) meydanna kt vakit, en evvel dman- edd (ok iddetli ve tehlikeli dman) olan yeis (mitsizlik) rastgelir. Kuvve-i mneviyesini krar. Siz o dmana kar La takne tu(midinizi kesmeyin. Zmer Sresi, 39:53.) klncn istimal ediniz. Sonra mzahemetsiz olan (zorluk ve sknt vermeyen) hakkn hizmetinin yerini zapteden meylttefevvuk (stn gelme ve yksek grnme meyli) istibdad hcuma balar. Himmetin bana vurur, atndan drttrr. Siz Kunu Lillahi(Allah iin yapnz) hakikatini o dmana gnderiniz. Sonra da ilel-i mteselsiledeki (sebepler dnyasnda dikkat edilmesi gerekli sebepler, basamaklar) terettb (belli bir sra ve sistemle olma) atlamakla mevve eden (kartran) aculiyet (acelecilik) kar, himmetin ayan kaydrr. Siz, sbiru vesabiru verabituyu (badette, musibette ve gnahtan kanmakta sabrl olun; sabr yarnda dmanlarnz geride brakn; her an cihada hazrlkl bulunun. l-i mrn Sresi, 3:200) siper ediniz. Sonra da, medeni-i bittab (meden yaratll) olduundan ebn-y cinsinin (ayn trden olanlarn, dier insanlarn) hukukunu muhafazaya ve hakkn onlar iinde aramaya mkellef olan insann mlini (emellerini, mitlerini) datan fikr-i infirad (kiisel menfaat dncesi) ve tasavvur-u ahs (kendi ahsn merkez yapma tasavvuru)

kar kar. Siz de, Hayrun nesi en feuhm ninnasi (nsanlarn en hayrls onlara faydal olandr. el-Acln, Kef'l-Haf, 2:463; el-Mnv, Feyz'l-Kadr, 3:481, no: 4044.) olan mcahid-i l-himmeti (yksek himmet sahibi mcahid) mbarezesine karnz. Sonra, bakasnn tekslnden (tembelliinden) grenek frsat bulup, hcum edip belini krar. Siz de, Vealallahi (legayrihi) felyetevekkell mtevekkilune (Tevekkl etmek isteyenler Allah'a gvensinler (bakalarna deil). brahim Sresi, 14:12.) olan hsn- hasni (sarslmaz kaleyi) himmete melce (snak) ediniz. Sonra da acz (acizlik, zayflk) ve nefsin itimatszlndan ne'et eden (ortaya kan) ve ii birbirine brakmak olan dman- gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de, La yedirrukum mendalle izehtedeytm (Siz doru yolda olduka, saptm olanlar size zarar veremez. Mide Sresi, 5:105.) olan hakikat-i hikay (yksek ve yce hakikat) zerine karnz. T, o dmann eli o himmetin dmenine (eteine) yetimesin. Sonra, Allah'n vazifesine mdahale eden dinsiz dman gelir; himmetin yzn tokatlar, gzn kr eder. Siz de Vessakim kema umirte (Emrolunduun gibi dos doru ol. r Sresi, 42:15.) Vele teteemmar ala seyyidike (Efendine efendi olmaya alma.) olan kr-ina ve vazifeinas olan hakikati gnderiniz. T onun haddini bildirsin.

Sonra, umum meakkatin (zorluklarn) anas ve umum rezaletin yuvas olan meylrrahat (rahatlk meyli) geliyor. Himmeti kaydeder (her tarafn balar), zindan- sefalete (sefillik zindanna) atar. Siz de, Veenleyse lilinsani ille me sea (nsan iin ancak altnn karl vardr. Necm Sresi, 53:39.) olan mchid-i licenab (yksek ahlakl

mcahid) o celld- sehhara (emredileni aynen yapan cellat) gnderiniz. Evet, size meakkatte (zorluk) byk rahat var. Zira, ftrat mteheyyi (heyecanl, aktif) olan insann rahat yalnz sa'y ve cidaldedir (alma ve mcadele etmededir). Son olarak, Bedizzaman'n Yirmi Dokuzuncu Mektup'ta dorudan Nur talebelerine ynelik ifade ettii gayet nemli ve hassas bir uyarya birlikte kulak verelim: Ey kardelerim, dikkat ediniz. Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvdir. Herbir saatiniz, bir gn ibadet hkmne geebilecek bir kymettedir. Biliniz ki, elinizden kamasn. Dr. Veli Srm ( www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr)

EBCED VE CFR
Ebced ve Cifr lminin Tarifi Ebced dzeni "Arap alfabesinin ilk tertibi; harflerin tad say deerlerine dayanan hesap sistemi" ( slm Ansiklopedisi, X/68.) eklinde tarif edilmektdir. Bu sistemin, brnce ve rmce'nin de etkisiyle Nabatce'den Arapaya gemi bulunduu ve Hz. Peygamber (a.s.m) devrinde de olduu gibi kullanld bilinmektedir. Ebced sisteminde yer alan harfler ve say deerlerini gsteren tablo :

Arapa, Eski Smi alfabesindeki harf srasnn say deerine

gre tertiplenmesinden meydana gelen birinci kelime. Bu tertip brni ve Sryni Alfabesindeki harfleri iine alr. bredeki kelimelerin sras ve harflerin rakam deerleri u suretle gsterilmektedir.(Ebced) (Hevvez) (Hutti) (Kelemen) (Sa'fes) (Kareet) (Sehaz) (Dazig)Bu sekiz kelime btn huruf-u hec denen yirmi sekiz harfi iine alm ve sra ile eliften gayn harfine kadar, birden bine kadar her harfte aadaki sra ile gsterildii gibi deerler verilmitir. Elif: 1, B: 2, Cim: 3, Dal: 4, He: 5, Vav: 6, Ze: 7, Ha: 8, T: 9, Y: 10, Kef: 20, Lm: 30, Mim: 40, Nun: 50, Sin: 60, Ayn: 70, Fe: 80, Sad: 90, Kaf: 100 R: 200, n: 300, Te: 400, Se: 500 H: 600, Zel: 700, Dad: 800, Z: 900, Gayn: 1000 imdiki Arabada alfabe bu sray tutmuyorsa da harflerin rakam gibi kullanld zaman, yine eski sraya uymak iin Ebced srasn da devam ettirmilerdir. Hem birbirine benzeyen harfler bu srada dizilmitir. Eskiden slmlarda matematik ve fizikte bu harflerin rakam yerine kullanldklarn biliyoruz. Ebced ve Cifr lminin Meruluuna Genel Bir Bak Kur'an- Kerim ve Hadislerin anlalmas hususunda ana gr olumutur. Birinci Gr: Kuran ve hadisin zahir ve sarih manasndan baka; batni, iari ve remzi manas yoktur, anlamak konusunda herkes msavidir. Kuran gayet basit ve sadedir. Herkes tarafndan anlalr. Mtehitlere, alimlere, mfessirlere, belagatlara lzum yoktur. Tebih ve temsil ifade eden ayet ve hadisler de zahiri zere anlalr, ayn ile tatbik edilir, derler. Bu gr hem Kurana, hem snnete, hem de akl ve manta aykr bir grtr. Bunun batllna iaret eden yzlerce ayet ve hadisler vardr. Batl zahiruyyun mezhebi buna rnek verilebilir. Bu gruba girenler genelde sosyal adan akli ve zihni melekeleri inkiaf etmemi bedevi ve mptedi kesimlerdir. Psikolojik olarak daima bir kar koyu, dik bal ve agresif bir hal iindelerdir. Tarihte harici ve vehhabi gelenei bu guruba

somut rnek tekil ederler. bni Teymiyyenin eserleri, tecsim ve tebih ile ilgili fikirleri meseleye k tutar. Zaten en u nokta olarak mcessime ve mebbihe (Allah cismaniletirmek ve mahlukata benzetme hareketi) meslei bu zahiriyyun mezhebinin bir sonucu olarak ortaya kmtr. Ebcet ve cifir ilminin meruluunu kabullenmekte zorlananlar, ekserisi bu gurupta olanlardr. Tarihte tasavvuf ve tarikat mesleini inkar edenler, iari ve manevi tefsirleri reddedenler, yine bunlardr. slam aleminin mehur alimleri bunlar kabili hitap grmeyip, fazla ciddiye almamlardr. Zaten bunlarn meslei iddet ve idraksizlik zerine gider. kinci Gr: Kuran ve hadisleri tamamen anlalmaz grp, hurufi ve batini manalar ile, zahir ve sarih manasn inciten ve anlalmasn belli zmrelere havale edip, avam insann nasibini tamamen ortadan kaldran batiniyyun mezhebidir. Bu mezhebe gre Kuran, tamamen bir muammadr, kimse onun hakikatini idrak edemez. Ayet ve hadislerin sarih ve zahir ifadeleri tamamen semboldr. Onun gerek manalar iaridir, deyip; emir ve yasaklar btnyle inkar etmilerdir. Mesela namaz iin; insann kalbi bir duas deyip, namaz klmamalardr. Bu mezhebin sapknl ve batll zahirdir. Batl Hurufilik akm buna rnek olarak verilebilir. Ebcet ve cifir ilmini sui istimal edip ifrata kaanlar ekseri bunlar olmutur. nc Gr: Kuran ve hadisin zahir ve sarih manas asl ve esas olmakla beraber, bunun yannda asl ve esasa uygun olan iari, remzi ve batini manalar da vardr, diyenlerdir. Asl ve esas manalar herkesin anlayaca sarih ve zahir manalardr. Ama iari ve batini manalar ilim ve kabiliyet ile idrak edilecek eylerdir. Onun iin Kuran ve hadis idrak bakmndan ok tabakalara ayrlan insanlarn hepsine hitap eder bir mahiyettedir. Hadis-i erifte varid olduu gibi, her yetin birer zhir ve btn ve her zhir ve btnn birer had

ve muttala ve her had ve muttalan ok cun ve gusunu vardr. bni Hibban, Sahih 1:146; el-Mnav Feyz'l-Kadr, 3:54. Ulm-u slmiye buna ahittir. Bu meratibin herbirinin birer derecesi, birer kymeti, birer makam vardr; temyiz lzmdr. Lkin tezahum yoktur.(Muhakemat) Bu hadisin de iaret ettii gibi, Kuran ayetleri sadece zahir manasndan ibaret deildir, onun ok manalar vardr. Bir ksm iari ,bir ksm remzi, bir ksm ebcet ve cifir ile anlalacak mahiyettedir. Burada, sadece uyulmas gereken; Kuran ve hadislere remzi ve iari mana verilirken, Kuran ve Hadisin sarih, zahiri ve genel hatlarna zarar verip, incitilmemesidir. Ehli snnet alimlerince yazlm yz binlerce lafzi, manevi ve iari tefsirler buna rnek olarak gsterilebilir. Kuran ve hadisleri en salkl ve istikametli anlayan ve sonraki nesillere aktaran bu orta yol olan ehli snnet ekoldr. Ebcet ve cifir ilminin istikamet zerine kullanlmasna kar kmamlardr. Birok ehli snnet alimleri de ebcet ve cifir ilmini eserlerinde kullanmtr. Deliller bahsinde rnekleri ile izah edilecektir. Kur'n'n her kelimesi ve kelimelerdeki her bir harf Allah'n ilim ve iradesiyle, bilhassa belli maksatlar ve manalarla seilmitir. Her harfin yerine gre zel bir vazifesi vardr. Allahn ilmi, ezeli ve ebedi olmasndan, onun kurmu olduu cmle ve kelimeler harf ve virglne kadar mana ve hikmet ierir. Fuzuli ve kr kelimeler bulunmaz, her yn ile manidardr. Ama bu etrafl ve geni manalar sradan ve avam insanlar her yn ile idrak edemezler. Ancak ehil olan zatlar, bu hikmet ve manalar tahric edebilirler. Kimi zatlar ilmi kuvveti ile, kimi zatlar kalbi kuvveti ile, kimileri de Allahn inayeti ile vehbi bir tarzda Kuran ve hadisin o geni ve ince manalarn keif ile tespit ediyorlar. nsanlarn hepsini anlay, idrak ve hissedi bakmndan ayn ve eit grmek ucuz komnist edebiyatdr. Hem ftrata hem sosyoloji ilmine hem de realiteye aykr bir

tutumdur. Onun iin Kuran ve hadisleri sadece zahiri lafzna indirgeyip, dier ince ve latif remzi manalarn ve onu anlamakta ehil olan mtehasss zatlar istihfaf edip inkar etmek, hamakat rneidir. Ebced ve Cifr lminin Meruluu ve delilleri Delillere Genel Bir Bak slam fkhnda genel bir kaide olan Eya da asl olan ibahattir hkm meselemizi gayet gzel izah edip akla kavuturuyor. Yani eya asl ve esas itibari ile helaldir, ta ki haram olduuna dair bir ayet ,bir hadis veya icma- mmet bulunmasn. Yani haramllna dair bir ayet bir hadis bir icma- mmet yoksa, her ey helaldir. Bu genel kaide nda bakldnda ebced ve cifir ilminin haram olduuna dair hibir delil olmadna gre, helal olduu sabit oluyor. ayet byle olmam olsa, bugn beeri ilimlerin hepsi haram olmas gerekirdi. mam Gazzali mantk ilmini slam ilimleri iine dahil etti diye bir ok cahil, kar kmt. Anck daha sonra slam ilimlerinin vazgeilmez bir alet ilmi oldu ve ok hizmet etti. slam ve Kur'an, gemi dinlerin ve kltrlerin olumlu ve hak olan ynlerini tasdik eder, olumsuz ve batl olan ynlerini ise tashih eder. Mutlak olarak gemii silip atmaz. Zira beeriyette tekaml ve terakm tedrici olarak geliir. Her dnem ve mekan bir katk salar. Sonraki dnemler de o katklara katk yaparak geliirler. Byle olunca, ebced ve cifir ilminin eski din ve medeniyetlerden slama intikal etmesi slamiyet ile elimez. nemli olan bu gibi ilimlerin slam ruhu ve z ile akp elimemesidir. Yani farkl medeniyet ve kltrlerden slama intikal eden her eye kt ve batl demek yanl bir tutumdur. Mesela alet ilimlerden olan mantk, matematik, vs gibi ilimler hep yabanc kkenli ilim dallardr. Ama imdi slami ilimler iinde vazgeilmez birer alet ilmidirler. Onun iin ebced ve

cifir ilminin Yahudi ve Hristiyan meneli olmasn hata ve yanl gibi lanse etmek, ilmi bir tutarszlktr. Sonuta Yahudilik ve Hristiyanlk imdiki hali ile muharref olabilir ama kken itibari ile onlar da semavi dinlerdi. mam Bni, ems-l Maarif adl eserinde bu ilmin aslnn Sleyman Aleyhisselm'n veziri ve celb ilmi limi Asaf bin Berhiya'ya dayandn kaydetmi. Ebced ve cifir ilmi bir alet ilmidir. Tarihiler, edebiyatlar, alimler, arifler tarafndan da kullanlp bir ekil verilmitir. Yoksa tarihte sadece bn-i Arabi hazretlerine has bir muamma, bir sr deildir. Gemite bu ilmin mutemet alimler tarafndan kullanlp hret bulmas bu ilmi acaiplikten kurtarr. slamda bir eyin meruluunun ve ya haramllnn usul ve tarz bellidir. Bunun dnda sylenen laflar laf gzaftr. Bir eyin haram olup yasaklanmas iin slamda u delilden biri ile yasaklanmas gerekir. Birinci olarak Kur'annn sarih ve muhkem bir ayeti ile yasaklanmasdr. ayet ayet mana bakmndan sarih ve muhkem deilse, yani yoruma ak ve itihada elverili ise, haramll der. Fihi nazarun olur. kinci olarak, Peygamber efendimizin sahih ve ak bir hadisi ile men edilmi olmas gerekir. Burada da manann ak, senedin sahih olmas gereklidir. Zira slamda haram ve helale konu olan ayet ve hadislerin muhkem olma art vardr. nc olarak, slam alimlerinin ittifak ile o eye haram demesi gerekir. Bu delil de derece bakmndan eriatta Ayet ve Hadisten sonra gelir. Bu delili destekleyen ayet ve hadisler fkh ve usul kitaplarnda teferruat ile beyan edilmi.

yle ise ebced ve cifir ilminin bu delilden hangisi ile ak ve net bir ekilde yasaklandn ebced ve cifir ilmini haram sayanlar gstermeleri gerekir. Zira mddei iddiasn ispat ile mkelleftir. Ama helal olan bir eyin ispat gerekmez. Yukarda da denildii gibi eyada asl olan helal olma halidir. yle ise Ebced ve cifir ilminin haramllna dair bir muhkem ayet ve hadis gsterilemiyorsa, helallii sabit olur. Kuran Asndan Ebced ve Cifir lmi Kuran- Kerim de ebced ve cifir ilmi haram ve helal noktasndan sarih ve zahir bir ekilde zikredilmemitir. Ama Hadis-i erifte varid olduu gibi, her yetin birer zhir ve btn ve her zhir ve btnn birer had ve muttala ve her had ve muttalan ok cun ve gusunu vardr. (bni Hibban, Sahih 1:146; el-Mnav Feyz'l-Kadr, 3:54.) Bu hadisten de anlalaca zere her mesele Kuranda sarih ve zahir bir ekilde ifade edilmemitir. Bazlar remzi, bazlar hafi, bazlar iari, bazlar da sarih ve zahir olarak beyan edilmitir. Biz kalkp sadece sarih ve zahiri l alp dier ince ve latif manalarn inkar edersek, bu, Kuran ve snnetin ruhuna ve zne aykr olur. Ayn zamanda slami ilimlerin ekserisini de inkar etmemiz gerekir. Zira ok ilimlerin meseleleri zahirperestlerin zannettii gibi sarih ve zahir olarak Kuran ve Hadiste gemiyor. Mezhepler, meslekler, merepler hepsi davasn ve fikirlerini Kuran ve snnetten istinbat ve istihrac etmilerdir. Bunlarn ekserisi de Kuran ve snnette hafi ve remzi olan fikir ve manalardr. Zaten itihat ve belagat avam insanlarn Kuran ve hadiste gremedikleri ince ve latif manalardan ibarettir. Bu ince ve latif manalar zaten ayetin kvrmlarnda drl olarak vard. Mtehit ve mceddidler ise ilmi ve manevi kuvveti ile o kvrmlar ap, avamn nazarna izhar ediyorlar. Yoksa Kuranda ve snnette olmayan eyleri hariten iine sokmuyorlar.

rtl ve hafi olan manalarn stn ilmi ile ayorlar. Bunu yaparken de Kuran ve hadisin sarih ve zahiri manasn incitmeden, krmadan yapyorlar. Yani bir usul ve metot dahilinde yapyorlar. Bu usul ve metodun ana hatlar yine Kuran ve Snnetten alnarak yaplyor. Dier bir husus Kuran insanlk iin mutlak zarar olan eyleri sarih ve zahir olarak haram klmtr. Sihir, by, kumar, fal gibi eyler sarih ve zahir olarak men edilmitir.Ama ebced ve cifir ilmi o dnemde bilinmesine karn, hakknda bir hkm verilmemitir. stelik ebced ve cifir ilmini Yahudilerin Mslmanlar aleyhinde kullanmasna ramen. Demek kemale ulam Kuran, aka ebced ve cifir ilmini men etmedi ise, helal olduu sabit olur. Ebced ve Cifir ilmini belki Kuran ve Snnetin sarih ve zahirinde gstermek mmkn olmayabilir ama remzi ve iari ynnde istihrac ve istinbat etmek pekala mmkndr ve caizdir. Bununla ilgili Abdulkadir Badllnn almasndan birka rnek verelim. Birincisi: Kur'an- Hakm'de, Rabb-i izzet btn hamet ve heybetiyle (En'am Sresi yet: 59) yani "Ya ve kuru ne ki varsa mutlaka Kitab- Mbn'de mevcuddur." diye ferman ediyor. O halde ve elbette Cifir ve Ebced ilminin esaslar da Kur'an'n iar ve remz mnalarnn perdeleri altnda bulunmaktadr denilse herhalde hata olmaz. nki "Kitab- Mbn" bir kavle gre Levh-i Mahfuz, dier kavle gre Kur'an- Kerim'dir. Hakikatta her iki kavlin neticesi de ayn kapya kar. Diyelim Kitab- Mbin'i biz Kur'an deil de, sadece Levh-i Mahfuz kabul ettik. O durumda, Levh-i Mahfuz'da Kur'an dahi mevcud olduundan yine netice bir olur.

Hem "Biz Allah-u Tel hibir eyi brakmadk, ill onu Kitab'da yazmz." En'am Sresi, yet:38) imdi bu yetteki "Kitab" lfz da, yine ya Kur'an'dr, yahutta Levh-i Mahfuz'dur. Netice olarak stteki yetin ayn mnasndadr. kincisi: Kur'an- Hakm bir ok yetlerinde, her eyin hesapl, kitapl olduunu, say ve adetlerinin malum ve muayyen bulunduunu ve saire, sk sk iln etmektedir. te biz de o yetlerden bazlarn buraya kaydetmek istiyoruz: Hem hereyi biz, mam- Mbn'de saymzdr." (Yasin Sresi yet: 12) Allah-u Tel; yere, yani topraa giren ve ondan kan, gklerden inen ve yerden gklere ykselen hereyi bilmektedir."(Hadid Sresi yet: 4) Hereyin hazinesi ancak bizim yanmzdadr. O hazinelerden indirdiimiz herey belli bir miktar dahilindedir." (Hicr Sresi yet: 21) Herey Allah'n yannda belli ve muayyen bir l iledir." (Ra'd Sresi yet: 9)" Ve daha bu mnadaki yetler oktur. Grld zere bu yetler saydan, adetten, miktardan ve llerden bahsediyorlar. Elbette bunlarn sarih mnalaryla Allah'n azametini, kudretini ve ltifliini iln ederek, imann takviyesine medar olma ciheti hereyin bandadr. Amma ayn zamanda lisan- hal malaryla da; insanlar l, miktar ve say hesablarna tevik edici bir hal gsteriyorlar gibidir. Elbette Cifir ve Ebced ilmini de manevi olarak irade etmilerdir denilebilir. ncs: Hadste ona iaret olduu gibi; Kur'an'daki

ondrt srenin balarndaki mukatta' harflerin eitli ve srl ve gizli mnalar olduu halde, Cifir ve Ebced hesaplaryla da bir vecih ile alkadar olduklar muhtemeldir. nki baz yksek limler o yolda kanaat izhar etmilerdir. leride rnekleri gelecektir. Drdncs: Eskidenberi Kur'an'n bu mukatta' harflerinden baka, sair kelimatndan ve harflerinden Ebced ve Cifr hesabla baz istihraclarn yaplm olmas ve ou zaman bu istihralarn mutabk ve doru kmas dahi, Kur'an'n kinat iine alan ilminin ve mnalarn denizleri iinde elbette u Ebced ve Cifir ilmi dahi mraat edilmi olduu anlalmakta ve husus ekilde hissedilmektedir. Yukardaki verilen rneklerden de anlalaca zere bir ok ayetin esas ve ruhunda aritmetik deerler nazara veriliyor. Ebcet ve Cifir ilminin de esas ve ruhu aritmetik deerlerdir. nemli olan bu ilmi Kurannn o esiz belagat ve icaz kvrmlarnda sakl olan deerlerin karlmasnda bir alet ve vasta olarak kullanmaktr.Said Nursi , bn-i Arabi, gibi slam alimlerinin yapt aslnda budur.Yoksa hariten ve Kuran ve Snnetin mal olmayan eyleri Kuran ve Snnete dahil etmek demek deildir. Kuran ve Snnette var olan gaybi deerleri baz vastalarla aa karp Kuran ve snnetin mucizeliini insanlarn nazarna izhar etmek en gzel ve ho bir hizmettir. Zira Kuran insanlarn yazd ruhsuz ve krl sradan bir kitap deildir. Allahn ezeli ve ebedi isimlerinden szlp gelen, her cmle ve kelimesi mucize ve z olan lahi bir kelamdr. Byle olunca Kuran btn zaman ve mekanlar iine alan ve o zaman ve mekanlara mesaj olan bir kitaptr. Kuran hakk ile bilemeyen ve anlayamayan nadanlar onu ve emir ve yasaklar bildiren sradan bir mecmua olarak gryor. mam- Azam nasl ilmi kuvveti ile bizim gibi avamlara gayb hkmnde olan Kuran ve Hadislerin derununda bulunan gizli ve iari hkmleri itihat vastas ile karp

bize bildiriyor. Zira avam insanlarn ilmi kuvveti olmad iin Kuran ve hadisin muhtevasnda var olan hafi ve iari hkmleri rasat edemiyor, gremiyor. Onlara gayb hkmnde kalyor. Ama ilmi ve istidatlar inkiaf etmi mtehitler ise rahatlkla o hafi ve iari ahkam grp karabiliyorlar. imdi biz kalkp, zahirde grnmeyen bu hkmler iin, nereden kt bu manlar, deyip inkar etsek, ne kadar cahillik olur. te aynen bunun gibi, manevi olarak terakki etmi, velayet makamlarna km baz zatlar, mam Azam gibi Kurann belagat kvrmlarnda sakl olan ve herkese grnmeyen, avama nispeten gaybi saylacak bir takm haberleri, baz alet ilimler vastas ile tahric ediyorlar ve insanlarn nazarlarna sunuyorlar. Dolays ile gayb kendi balarna, Allahtan bamsz olarak bilmi deiller. ayet Allah Kuran ve snnete o ahkam ve iari manalar koymasa idi, ne mam Azam ne de Said Nursi o ahkam ve manalar bilebilirlerdi. Ama baz nadan zahir hocalar bu incelii bilemedikleri iin itiraz edip hcum ediyorlar. te Risale-i Nurdaki ebcet ve cifir vastas ile verilen bir takm gaybi haberler bu nevdendir. Yani Kuran ayetlerinin kvrmlarnda drl bulunan hafi manalarn izharndan ibarettir. Ama herkes bu mevkii ve makama ulaamad iin hususiyet istiyor. Nasl ki bir doktor ile sradan bir adam insan gzn incelese ve baksa, doktor, ilmi mnasebeti ile gzn ok ince ve latif zelliklerini grr ve anlar, sradan adam ise gzn kaba hatlarn ancak bilir. Doktor o adama gzn inceliklerinden bahsetse, adam inat ve cahil ise, inkar eder. nsafl ve uurlu ise, o doktora tabi olur. te o sradan adam iin gzn ekseri ksm gaybi hkmndedir, doktor iin ise zahiri ve sarihtir.Kuran uzmanlar iin zahir ve sarih olan eyler bize kapal ve hafi olabilir. Bizim amzdan gayb hkmnde olan eyler onlar asndan zahir hkmndedir. Gayb konusu ayr bir makale konusu olduundan burada tebei olarak bahsedildi. Hadis Asndan Ebced ve Cifir lmi

Hadis kaynaklarnda tpk Kuran da olduu gibi sarih ve zahir olarak itiraz edenleri susturacak derecede bir netlik ve aklk yoktur. Ama meruluunu reddeden ve haramllna iaret eden en ufak bir emare de yoktur. Yani ebcet ve cifir ilmine mubah, hatta mstahsen nazar ile bakabiliriz. Kurann icazna olan hizmetinden dolay mstahsen snfna girer. Zira ok evliya ve alimler bu ilim ile Kurann latif ve srl icazlarn gsterip ilan etmiler.. Konuya girmeden nce baz hadis usul kaidelerine iaret etmekte fayda vardr. Zira ihtilaflarn ve idraksizliklerin ekserisi usul ilmini nazara almamaktan ileri geliyor. Onun iin usul esasa mukaddemdir denilmitir. tikat ve had cezalarna konu olmayan bir takm senedi zayf hadisler tergib ve terhib, amellere tevik, baz ilimlere itiyak verme noktasndan kullanlmasna slam alimleri olumlu bakmlardr. Bu yzden senedi zayf diye hadisleri inkar etmek doru deildir. Ama itikat ve hukuk gibi nemli konularda delil ve kaynak olamazlar. Ebced ve Cifir konusu itikat ve hukuk sahasna giren konular olmad iin, senedi zayf hadisler delil ve kaynak olabilirler. Hadisleri, mehur hadis alimlerine ve eserlerine nispet ederek, hadisin shhatine ve senedine karar vermek yanl olur. Zira mam Buharinin sahihinde de senedi zayf olan hadisler olabilecei gibi Buhari kadar hret bulmam hadis alimlerinin eserinde de sahih ve mtevatir hadisler bulunabilir. Senet ve shhat ls hrete bakmaz. Bu yzden ebcet ve cifir ile ilgili hadislerin mehur hadis eserlerinde olmamas shhatine zarar vernez. Baz mezhep imamlar, hususen Ahmet ibn-i Hambel senedi en zayf hadisi en kuvvetli rey ve itihada racih grr ve ona gre fetva verir. Hanefi mezhebi ise kuvvetli itihad, senedi zayf hadise tercih edebilir. Bu yzden ameli adan

farkl itihat ve mezhepler ortaya kmtr. Bu tip feri konularda ittifak aranmaz. Onun iin ebcet ve cifir ilmine kar kan makbul imamlar da olabilir ancak bu, ilmin batl olmasna kafi deildir. Zira ihtilafun aleyh bir konudur. zerinde ittifak lazm gelmez. Bununla ilgili yzlerce konu vardr zerinde ihtilaf olan. yle ise bir mezhep ya da bir alimi esas alp, hemen inkar ve batl damgasn vurmak ehli snnet kaidelerine uymaz. Tarihte az hkmler itibar grmemitir. Hatta bu az fikirler muteber alim ve sahabilere ait olsa bile. mam Azamn bir ok az fikirleri ehli snnet tarafndan kabul grmemitir. Bu yzden bizim l alacamz fikir sivri ve mfrit fikirler deil, genel kabul grm fikirler olmaldr. Tarihte ebcet ve cifir ilmini kabul etmeyen alimler aznlkta ve ekseri de az fikri ok olan mfrit alimlerdir. Hatta en ateli savunucularndan bazlar da ehli snnetin dnda olan alimlerdir. bn-i Teymiyye gibi. Bir tarafta mam Ali (r.a), Said Nursi, mam Gazali, mam Rabbani, bn-i Arabi, Mevlana gibi allameler, dier tarafta ise az hkmnde kalan birka sivri ve u dncelere sahip alimler. Hangi yol gvenli sizce. Hadis kaynaklarnda ebcet ve cifir ilmine kaynak olacak ve meruluunu ilan edecek mahiyette hadisler vardr. Yine AbdulKadir Badllnn almasndan birka rnek zerinde duralm. Birinci rnek: Ebcedi ve tefsirini reniniz! Veyl olsun chil lime!.. Elif, Allah ve lellah'tr. Yahud Allah isminden bir harftir. "Ba" Allah'n halk ve icaddr. "Cim", Allah'n behcetidir. "Dal" ise, Allah'n dinidir. Msned-l Firdevs 2/43 kinci rnek:

Yahud limlerinden Ebu Ysir bin Ahtab bir ksm yahud limleriyle birlikte, Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) yanndan getikleri bir srada, Resul-i Ekrem (A.S.M.) Fatiha Sresiyle, Bakara Sresinin ba olan .. yetini okuyordu. Ebu Ysir'in kardei Huyey bin Ahtab bunu iitti, kendi kardei Ebu Ysir'e dedi ki: "Biliyor musunuz, ben Muhammed'i dinledim, ona nazil olmu olan Kur'an'dan .. yi okuyordu." Yahudiler dediler: "Sen bizzat ondan bunu dinledin mi?" O dedi: "Evet, aynen dinledim." Bunun zerine, Huyey bin Ahtab ve Ebu Ysir, baz yahud limleriyle birlikte kalkp Resulullah'a geldiler, dediler: "Y Muhammed, sana nazil olmu olan yetlerden .. yi okuduunu hatrladn m?" Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Evet, hatrladm." Dediler: "Bu, sana Cebrail vastasyla Allah'tan geldi deil mi?" Dedi: "Evet aynen yle..." Yahudiler dediler: "Senden evvel gelmi Peygamberlerden hi birisinin mddeti ve mmetinin zaman seninkinden gayr bilinmemektedir. Bu yete gre, senin mmetinin mr ok azdr.." Ve Huyey bin Ahtab yanndaki yahudlere dnerek dedi ki: "Elif birdir, Lm otuzdur, Mim ise krkdr. Tamam yetmibir sene eder. yle ise, siz ey yahudler! mmetinin mr sadece yetmibir sene olan bir Peygamberin mmeti olur musunuz?" Sonra Peygamber'e dnerek dedi: "Y Muhammed! Senin yannda bu yetten baka bir ey var mdr?" Resul-i Ekrem (A.S.M.) dedi: "Evet vardr..."

Dedi: "Nedir?" Dedi:

Huyey bin Ahtab bunu hesaplaynca dedi ki: "Bu evvelkinden daha ar ve uzundur, yz altm bir sene eder." Huyey yine sordu: "Dahas var mdr?" Resul-i Ekrem (A.S.M.): "Evet var" dedi. Huyey: "O hangisidir?" dedi. Resul-i Ekrem (A.S.M.) kelimesini syleyince, Huyey: "A.. bu daha ar ve uzundur, ikiyz otuzbir sene eder." Yine Huyey Peygamber'e sordu: "Bundan baka da var mdr?" Resul-i Ekrem (A.S.M.): "Evet var" dedi ve yi okudu.

Yahud Huyey bunu duyunca daha da afallad, "Bu daha ar ve uzun ve ikiyz yetmibir sene eder." dedi. Huyey btn bunlar Peygamber'den duyunca: "Y Muhammed! Senin emrin, iin bizi artt. Bilemiyoruz, mddetin az mdr, yoksa ok mudur?" Ve kalktlar gittiler. Giderken yolda Ebu Ysir, kendi kardei Huyey'e ve beraberindeki yahud limlerine dedi ki: "Mmkndr; btn bu rakamlarn toplam Muhammed'e verilmi olsun. Bunlarn yeknu ise, yedi yz krk yldr." te bu rivayet, iki tarzda ve iki kanal ile gelmi. Birisi: Mehur bn-i shak'n tarihinde ve bu arada

Buhar'nin tarih kitabnda ve bn-i Cerir'in tefsir ve tarih kitaplarnda rivayet etmilerdir. kincisi: bn-l Menzer ve bn- Creyc kitaplarnda ayr bir kanaldan tahric etmilerdir. (Me'haz iin, baknz: Tefsir Ed-Drr-l Mensur mam- Suyut 2/22, Mukaddemet- bn-i Haldun sh: 332, Kitab-ut Teshil Li-Ulm-i Tenzil sh: 35, Tefsir-i bn-i Cerir 1/68-71, Tefsir-i bn-i Kesir 1/37) Her ne kadar bu rivayet ve haber dahi -bir ok mes'eleler gibi- hakknda kelm edilmi olsa da, sadece zaif hadsler snfndan olabilir. Hi kimse de buna mevzu'dur diyememi. O halde bu gibi makamlarda bir hccet saylr. Yukarda rnek olarak verilen her iki hadis de iari ve remzi olarak ebcet ve cifir ilminin meruluunu ilan ediyor. Buna benzer, itiraz edilmemi bir ok ey, bu gibi hadisler ile sabit olmulardr. Onlar meru klan kaynak ile bu kaynak arasnda hibir fark yoktur. Mesela amele, sevaba taalluk eden bir ok mesele bu gibi hadisler ile subut bulmutur. Onlar kabul edip bunlar reddetmek tutarszlktr. slam Alimleri Asndan Ebced ve Cifir lmi Ebced ve Cifir bir ilim daldr. Her alimin bu ilim dal ile megul olmas gerekmez. Nasl ki, tabiin dneminden balayarak farkl slami ilim dallar olumutur ve her bir alim bu dallardan birisi ile itigal edip o dalda uzman olmutur. Aynen bunun gibi, ebced ve cifir ilmi dalnda da uzmanlap, o alanda hizmet veren alimler de kmtr. Hatta bu branlama hareketi sahabeler iinde de grlen bir hadisedir. Mesela sahabeler iinde muhaddis, fakih, siyaset, harbiye gibi alanlarda parlayan sahabeler vardr. Peygamber efendimiz her bir sahabeyi istidad ynnde istihdam etmitir. Ebu Hureyre ve bn-i Mesut buna iki misal tekil eder. Bu yzden btn alimlerin ebcet ve cifir

ilmi ile itigal etme beklentisi abesle itigaldir. Dier bir husus, her ilim dal ve o ilim dalnda uzman olmu alimin sz ve reyi kendi uzman olduu ilmi sahada geerlidir. Mesela dnyaca mehur olmu bir mhendisin tpla ilgili bir fikri, tp sahasnda bir pratisyen doktora denk deildir. Hatta yz bin mhendis, tp alannda uzmanlk noktasnda basit bir pratisyen doktora msavi gelmezler. Aynen slami ilimlerde de bu kural geerlidir. Fkhta mtehit seviyesinde olan bir alim, hadis alannda mam Buhariye yetiemez, onun sz orada mam Buhari kadar itibar gremez. te ebcet ve cifir alannda veya ilm-i tasavvuf ve srda uzman olmayan alimlerin, tenkidi veya inkar pek bir ey ifade etmez. Her alimin sz kendi dalnda muteberdir. Mesela Said Nursi hadis alannda mam Buhari hazretlerine tabidir. Sahabeler iinde ebcet ve cifir ilmine vakf ve bu ilmi tedvin edip en ok kullanan sahabe mam Ali (ra) dr. . Nitekim, elde mevcud ve matbu' "El-Cefr-l Cami" eseri mam- Ali'nin szlerinden mteekkil olduu, yahutta onun hikmetli sz ve yazlanndan derlendii beyan edilmektedir. Bu eser Msr'da ve Beyrut'ta ayr ayr tab' edilmitir. Msr'daki Mekteb-l Klliyat El-Ezheriye tarafndan., ve Beyrut'ta El-Mektebet-l Hadse'de 1971 senesinde tab' edilmilerdir. Hazreti Ali (ra) bu ilimle uramas ve sahabelerin de bunu sukut ile tasdikleri, bu ilmin sahabeler asndan da meru olduunun vesikasdr. Sahabelerden sonra mam- Ca'fer-i Sdkn da bu ilimle itigal ettiine dair malumat tarihi vesikalar iinde bulunmaktadr. Bundan sonra ebcet ve cifir ilmini kabul edip eserlerinde beyan eden alimlerin isimlerini verelim. 1-bn-i Haldun Mukaddeme . mam- Ca'fer-i Sdk'tan Cifir

ve Ebced ilminin mes' elelerini nakleden kiinin Zeyd mezhebli olduunu, bununla beraber nakleden ztn bahsettii kitab kendisinin gremediini, ayrca da Muhyiddin-i Arabi'nin "Anka-u Marib" eserinden Cifir ve Ebced hesablaryla gsterdii tarihin tutmadn ve saire gibi tenkidlerde bulunmakla birlikte, Ehl-i Snnet VelCemaat ulemas yannda dahi Cifrin esas Hazret-i mam- Ali ve Ca'fer-i Sdk'tan geldiinin mehur olduunu da kaydetmektedir. (Bak: Mukaddemet- bn-i Haldun sh: 323-334) 2- Mehur mam- Abdullah El-Yafa "Mir'at-l Cinan" eserinde der ki: "mam- Ca'fer-i Sdk'in bir talebesi olan Cbir bin Hayyan, ondan ald bin yaprakl bir kitabda, beyz risale alp te'lif etmitir." (Mir'at-l Cinan 1/304) 3- mam- Celleddin-i Suyut, El-Hav Lil-Fetav Eseri 1/388'de, kendisinin tehecci harfleri (yani: Elif, be, te, se, cim gibi heca harfleri) hakknda bir risalesinin olduundan bahisle, bu mevzu'da tlibleri o esere havale eder. Ancak maalesef bu eser elimize gememitir. 4- Mehur "Edeb-d Dnya Ve-d Din" kitab sahibi Ebu-l Hasan El-Maverd kitabnn sh: 23'de Cifir ve Ebced hakknda u malumat vermektedir: Sahabeden Urve bin Zbeyr demitir ki: En evvel kendi isimlerini yazan kavimden; "Ebced, hevv ez, hutt, kelemen, sa'fas ve kareet" harfleriyle yazmlardr. 5- Nur-ul Ebsar kitab sh: 160'da bn-i Kuteybe Edeb-l Ktib eserinden naklen: "mam- Ca'fer-i Sdk'n yazd Cifir kitabnda, t kyamete kadar muhta olunan herey o kitapta mevcuddur." diye kaydetmektedir. 6- Mehur allme Kemleddin Muhammed bin Musa EdDmeyr Hayat-l Hayavan-l Kbra eseri 1/279'da, aynen Nur-ul Ebsar eserinin, bn-l Kuteybe'den naklettii

rivayeti kaydetmitir. 7- Az yukarda zaman zaman ondan bahsettiimiz ve sahife numaralarn verdiimiz eyh Ahmed El-Bn'nin ems-l Maarif-il Kbra adl eserinde: "Nakl-i sahih ile Cifir ve Ebced ilminin, Ca'fer-i Sdk'tan ulemaya intikal ettiini yazmaktadr. (Bak mezkr eser sh: 325 ve 363) 8- Eski Mekke Mftlerinden mehur allme Ahmed Zeyn Dehlan "El-Ftuhat-l slamiye" isimli eserinde Cifir ve Ebced ilminin mam- Ali ve Ca'fer-i Sdk'tan geldiini ve bu ilimle bir ok byk limlerin Kur'an'dan ve hadslerden srlar istihra ettiini yazmaktadr. (Bak: Ayn eser 1/296) 9- Mehur Kef-z Znn kitab, Cifir ve Ebced ilmi hakknda en geni bilgi veren bir eserdir. Bu kitab, Cifir ve Ebced ilmi erevesinde yazlm olan bir ok eserin isimlerini de vermitir. Bu mevzuda ezcmle yle der: "lm-l Cefri Vel-Cmia" adyla sylenen ilmin mahiyeti udur ki: Bu ilim ile, uyank ztlar levh-i kaza ve kaderde yazl olan hdisata icmalen vukufiyet peyda etmekten ibarettir. Ebced ve Cifirle megul olmu ztlarn isimleri ve itigal sahalar... Bu blmde, eer biz bu ilimle megul olmu btn limlerin isimlerini, knyelerini ve kitaplarnn isimlerini yazsak, belki bir cilt kitap tutabilir. O halde, sadece nmne iin bir ka isim verip geeceiz. u aratrmamzda yer yer kaydettiimiz gibi; bata mam- Ali (R.A.) bu iin stad, pri ve kaynadr. Onun matbu' olan El-Cefr-l Cami' eseri ve Celceltiye Kasidesi ve Ercze Kasidesi ve Cnnet-l Esma' eseri gibi bir ok kaside ve dualarnda, Hazret-i mam- Ali'nin hs olarak esrar- huruf ile megul olduunu gstermeye kfidir. Daha sonra, btn slm lemasnca kabul grm olan mam- Ca'fer-i Sdk'n bu ilimle hsseten itigal ettii hususudur. Daha

sonralar, eyh Muhyiddin-i Arab (K.S.) "Ftuhat- Mekkiye, Fss-ul Hikem, Anka-u Marib, Kitab-l Mim Ve-l Vav Ve-n Nun" gibi eserlerinde Cifir ve Ebcedin sahas dhilinde olan harflerin srlarndan, hasiyetlerinden ve sairesinden ok genie bahsetmektedir. Daha sonralar, mam- Gazal'ler, a'ran'ler, eyh Ahmedi Bun'ler, Bayezid-i Bistam'ler, mam- Rabban'ler, Davud bin mer El-Antak'ler ve saireler.. ksmen de olsa, bu ilimle itigal etmilerdir. Bunlar tek tek ele alp itigal sahalarndan, keif ve istihralarndan bahsetmek uzun olacaktr. Onun iin ksa kesip, eserlerine havale etmek istiyoruz. Ebced ve Cifir lmi Hususi mi Umumi mi? Ebcet ilmi bir alet ilmidir. Kuran ve Hadisin latif ve ince srlarn anlamakta bir aratr. Bu ilmi kullanmann baz zel artlar vardr. Nasl ki,ustalk ilmi olmadan alet ve edevatlar ie yaramaz. Alet ve edevat olmadan da ustalk eksik kalr. kisi bir birini tamamlayan eylerdir. Manevi kemalata ermeden, olgunlamadan, sadece harflerin rakamsal deerlerini renmek ve onunla bir takm haberler vermeye kalkmak sunilik ve arlatanlktr. Aletlerin bina yapmasn beklemek gibi bir hezeyandr. Onun iin ebcet ilminin arkasnda keskin ve mtefekkir bir nazar, mutmain olmu bir kalp, Allahn rza ve inayetini kazanm bir maneviyat ve slami ilimlere vukufiyet gereklidir. Yoksa herkesin elinde bir oyuncak deildir. Tarihte maalesef baz arlatanlar bu ilme ciddi zarar ve aibeler vermilerdir. Bu yzden baz nadan zahir hocalar da bu arlatanlara bakarak gerek ebcet statlarn o arlatanlarla ayn kefeye koymulardr. Bu yzden ebced ve cifir ilminin Kuran ve hadislere tatbiki hususi bir yoldur, bu yolda her nne gelen gidemez. Hurufilik Akm ve Ebced lmi

Bu gibi alet ilimler, kullanann amacna gre ekillenir. Bu ilimleri ayet hayrl ve gzel ilerde kullanrsan, hayrn ve gzel ilerin arac ve hizmetkar olur. erde ve irkin ilerde kullanrsan, bu kez de errin ve irkin ilerin bir arac ve hizmetkar olur. Nasl ki, Nkleer enerji ilmini insanl katletmek iin bombada da kullanld gibi, ayn ilmi insanlarn daralan enerji skntsnn giderilmesinde de kullanlabilir. Yani kullandn amaca gre ekillenir. Yine mantk ilmini hak ve dorunun ispatnda kullanrsan, mantk ilmi hakkn bir hizmetisi olur. Ama ayn mantk ilmini cerbezede kullanlrsan, bu sefer de batln hizmetisi olur. Ayn bu misallerdeki gibi, ebced ve cifir ilmi de bir alet ilimdir. Bu ilmi safsata ve batl bir yerde de kullanrsn, ayn ilmi hayrl ve gzel bir yerde de kullanrsn. Kullandn yere gre deer kazanrlar. Tarihte bu ilmi, Kurann ince ve latif manalarn anlamakta kullananlar olduu gibi, ayn ilmi, Kurann sarih ve zahir manasn incitmek ve inkar etmekte kullananlar da olmutur. Onun iin bir kesim ktde kullanabilir diye, bu gibi alet ilimleri yasaklamak kar yol deildir. Tpk yangna sebebiyet veriyor diye atein, adam ldrlyor diye ban yasaklanmasnn safsata olmas gibi. O zaman zm, o alet ilimleri hakta ve hayrda kullanarak, o gibi zararlar def etmek en makul yoldur. Tarihte sapkn Batinilik mezhebinin bir kolu olan Hurufilik akm bu alet ilmini kullanarak ok tahribat ve arlatanlklar yapmlardr. Kurannn sarih ve zahir manalarn incitmek ve inkar etmek yolunda bu ilmi kullanmlardr. Genelde bu ilim o sapknlarla anld iin, bir takm vukufiyetsiz zahir hocalar bu ilme hcum etmilerdir. Bu konuda Vehhabilik ve Batinilik iki ar utur. Vehhabiler zahirperest, Batinilik ise batnperest guruplardr. Vehhabiler sarih ve zahir manadan baka

mana kabul etmiyorlar. ari ve remzi btn manalar inkar ediyorlar. Batiniler ise, Kurann sarih ve zahir manasn inkar edip, sadece iari ve remzi manalar esas alyorlar. Her iki mezhep de batl ve bidat mezheplerdir. Ehli Snnet ise, sarih ve zahir manay esas almakla beraber, Kurann iari ve remzi manalarn da inkar etmezler. Bu alanda ok ehli snnet alimleri remzi ve iari arlkl tefsir ve eserler yazmlardr. Burada dikkat edilmesi gereken husus, Hurufilik akm ile ehli snnet dairesindeki remzi ve iari tefsirler yazan mfessirleri bir birine kartrmamaktr. Ehli snnet dairesinde olan tasavvuf kaynakl iari tefsirler ile Ehli snnetin dnda olan Hurufilik akm farkldrlar. Risale-i Nur ve Ebced lmi ncelikle unu ifade edelim ki, Risale-i Nur batan sona ebced ve cifir ilmi ile yazlm bir tefsir deildir. Ebced ve cifir ilmi ile yaplm yorumlar Risale-i Nurun genelinde ok az bir yer tutar. Risale-i Nurda srl, iari ve remzi yorumlardan ok, hikmet ve ilime dayal yorumlar hkmeder. Risale-i Nur Hakim ismine mazhar olmu bir tefsirdir. Hissiyattan ok, hikmet galiptir. Risale-i Nurun yazld dnemde materyalist felsefe insanln benliini sarmalam ve dinsizlik reva bulmu bir meta idi. Her ey ilim ve ispata dayanyordu. Byle bir ortamda Said Nursi hazretleri Risale-i Nurlarla Kuran ve hadisleri bu asrn ilcaatna gre yorumlama ihtiyac hissetti ve ona gre de yazd. Bir nevi Risale-i Nur, muktezay- hale mutabk bir tefsirdir. Risale-i Nurda bilhassa imana taalluk eden konularda, ispat ve akliyat ziyadesi ile tecelli etti. Byle bir tefsirin ok az bir yerinde, yine bir ihtiyaca binaen bir takm iari ve remzi yorumlarn yaplmas gayet makul ve gerekidir. Zira insan sadece akl ve beyinden ibaret bir varlk deildir.nsann kalp, ruh, vicdan, latifeler gibi ok hissiyatlar vardr. Bunlar da tevik ve hisse isterler. Byle karanlk ve inkarcln kol gezdii bir ortamda, talebelerini

tevik ve maneviyatlarn takviye iin, yine ehli snnete uygun bir tarzda bir takm iar ve remzi mjdeleri talebelerine bildirmesinde ne mahzur olabilir. Bu metot, mcadelede gerekli bir metottur. Her kumandan askerlerinin moralini yksek tutmak iin bir takm tedbirler alr. Bu peygamberimizin hayatnda da olan bir metottur. Osmanl yklm, hilafet kaldrlm, slami kurumlar yasaklanm, dnyada komnist rejim hzla yaylyor, dini semboller bile bir bir silinmeye allyor, baskc bir idarenin altnda slam alimleri ve aydnlar tek tek ya idam ya da srgn ve hapis ile sindirilmeye allyor. Mslman toplumuna bat medeniyeti zorla dikte ediliyor, klk kiyafetine kadar dzenlemeler yaplyor, apka giymeyen veya kar olanlar idam ediliyor. te bu baskc artlar altnda bir alim, davas iin mcadele ediyor. man ve Kuran hakikatlerine susam genlik onun etrafnda halkalanyor. Sknt, bask ve zulm had safhada. Byle bir ortamda o imanl genlii teskin ve tevik iin meru bir yolla yani ebced ve cifir ilmini kullanarak Kurandan bir takm iaretler ve mjdeler tahric etmesi neden yanl ve gayr makul olsun. El insaf. stat burada benliini okamak iin deil, zor artlar altnda hizmet eden talebelerinin evkini artrmak iin bu yola tevessl etmitir. Kuran gibi ezeli ve ebedi isimlerden szlp gelen ilahi bir kitap sadece asr- saadete bakmyor. Btn zamanlar ve mekanlar kuatp, her dneme hem umumi hem de zel hitap ediyor. nsanlk tarihinin en dehetli bir dnemi olan yirminci yz yl, elbette Kurann o esiz nazarndan hari kalamaz. Kurann hem muarzlara tehdit ve ikaz yapmas, hem de iman ile kendine balananlara tebir ile takdir yapmas hikmet ve efkatinin bir gereidir. te Said Nursinin ebced ve cifir ilmi ile yapt, Kuranda var olan bu tehdit ve tebirleri ilmi ile izhar etmekten ibarettir. Risale-i Nurdaki ebcet ile verilen gaybi haberlerin veya mjdelerin ayn ile doru kmas da iari bir delildir. Bunu grmezlikten

gelmek ilim ve insafla badamaz. Ebced ve Cifir lmine rnekler Cafer-i Sadk (r.a.) ve Muhiddin-i Arab (r.a.) gibi esrr- gaybiye ile uraan zatlar ve esrar- huruf ilmine alanlar, Bedizzaman Said Nursi (r.a) gibi alimler bu hesab- ebcediyi gayb bir dstur ve bir anahtar kabul etmilerdir.( Sikke-i Tasdik-i Gaybi) Hz. Ali ve ura Suresi Yorumu: zz b. Abdusselam'n bildirdiine gre: Hz. Ali, ura Suresinin banda yer alan "H-Mim-Ayn-Sin-Kaf" ifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasnda vuku bulan hadiseleri karmtr.( es-Suyut, el-tkan, II/14.; el-ls, I/102.) bn Kemal ve Enbiya Sresi Yorumu: "Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: yeryzne iyi kullarm vris olacaktr, diye yazmtk."(22) mealindeki yetten bn Kemal, Sultan Selim'in Msr'n Osmanl lkesine ilhak tarihini karmtr. yette Tevrat yerinde kullanlan "ez-Zikr" kelimesi, ebced hesab ile konunun dmn zen anahtar kelimedir. yette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanlmtr. Bu kelimenin ebced deeri (okunmayan lm hari) 921'dir. Msr'n fetih tarihi ise, hicr 922'dir. Demek ki yet ir mnsyla hicr 921'den sonra fethin gerekleeceini ifade etmitir.( lus, I/8; Badll, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynaklar, 956.) Celcelutiye Kasidesi Ebced Hesabna Gre Yazlmtr: Hazreti Ali Radyallah Anh'n en mehur Kaside-i Celcelutiyesi, batan nihyete kadar bir nevi hesab- ebcedi ve cifir ile te'lif edilmi ve yle de matbaalarda baslmtr.

( Nursi, Sikke-i Tasdik) Ahmed Ziyaeddin Gmhanev'nin kaleme ald mehur Mecmuatu'l-Ahzab adl eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmitir. "Bedetu bi bismillah" cmlesiyle balayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gsteren ve "Bunlar, yaratklar insanlar iin bir araya getirili ilimlerin srlar olup, Hz. Muhammed (a.s.m)'in amcasnn olu Ali'nin makalesidir" anlamna gelen: "Mekalu Aliyyin vebnu ammi Muhammedin ve sirru ulmin lil-halaiki cmmiat" beytiyle sona ermitir. Bedizzaman'n da iaret ettii gibi, kaside batan sona kadar ebced hesabn gsterir ekilde baslmtr.( . Gmhnev, Ahmed Ziyaeddin, Mecmatu'l-Ahzb (zel ksm), 499531.) Baz Tevafuk Tablolar ve Kelimelerin Aritmetik Deerleri Allah'n, sonsuz ilmiyle her eyi nasl kuattn ve her eyi nasl bir bir saydn gsteren tevafuk tablolarnn ve kelimelerin aritmetik deerlerinin, Kur'an nezdindeki deerini anlamak iin Kur'an'n kendisine bakmak yeterlidir. Konu le lgili Baz Misller: 1. Allahumme Malikel-mlk (Ali mran, 3/26) fadesi: a. Bu ayette sz konusu olan Allah ve Malik isimlerinin buraya kadar ki tekrar says: 319dur.( . Bu ayete kadar Allah ismi, 306, ayn kk harflerinden gelen lh kelimesi, 11, Malik kelimesi bir defa gemitir. Buna gre burada Allahumme kelimesi 319. sradadr.) b. Bu ifadenin ebced deeri de 319dur. c. Bu ifadenin yer ald ayet, Kurann 319. ayetidir.

Bu ayet-i celile, tevafuk lisanyla diyor ki: Mlkn maliki olan Allah, Kurann da sahibidir. Btn mlkn tek tek sayp bildii gibi, Kurann her tarafn da tek tek sayp biliyor. Bu ise, Kurann Ondan geldiini gsterir. 2. Allahn ehid ismi: a. Her eyi grp bilen anlamndaki Allahn bu isminin matematik deeri 319dur. b. Bu ismin, merfu (treli) ekliyle 9. tekrarn yapt ve Kurann genelinde en son getii Buruc Suresinin 9. ayeti, Kurann sondan 319. ayetidir. Bu tevafuk yle diyor: yi bilesiniz ki, ehid kelimesini byle harika bir tarzda yerine koyan Allah, her eye ahittir. 3. Hum blih: a. Biz, ulaacaklar bir mddete kadar onlardan azab kaldrnca, hemen szlerinden dnverdiler (Araf, 7/135) ayetinde yer alan ve onlarn ulaacaklar anlamna gelen hum blih cmlesinin ebced deeri, 1089dur. b. Btn Kuranda yalnz bir defa kullanlan bu cmlenin getii ayet, Kurann 1089. ayetidir. Sanki bu tevafuk diyor ki: yi bilinsin ki, siz Kuran okurken, nasl bu ayete ulatnz, onlar da aynen sz verdiimiz srelerine ulatlar; sonra cezaya arpldlar. Demek, zulm sz konusu deildir. 4. Gayb bilen Allah: a. Onlar bilmiyorlar m ki, Allah onlarn gizli tuttuklarn

da, fsltlarn da bilir. Ve phesiz Allah, gayblar (gizlilikleri) ok iyi bilendir mealindeki ayetin son cmlesinin asl metni ve ennellahe allamul-uybdur. Bu cmlenin matematik deeri, 1313tr. b. Bu cmlenin bulunduu ayet (Tevbe, 9/78), Kurann 1313. ayetidir. c. Cmlenin ebced deeri ile ayetin genel sras, 13 saysn gsterdii gibi, ayetin suredeki numaras da 78 olup 6x13tr. d. Ayet numarasnn gsterdii 78 rakam, hem aded, hem de Hakim kelimesinin matematik deeridir. Bu ise, burada hikmetli bir saysal tablonun gsterildiine iarettir. Bu tevafuk, ayette yer alan ve ennellahe allamul-uyb cmlesinin dedii gibi, Allahn btn srlar /gizlilikleri bilen, sonsuz bir ilim sahibi olduunu, Kurann ise, bu sonsuz ilim sahibinin kitab olduunu gstermektedir. Risaleti Tasdik Eden Baz Tevafuklar 1. nneke le mine'l-mrseln : Bilindii gibi, Hz. Muhammed (a.s.m) 611 tarihinde peygamber olarak gnderilmitir. Bunu ilan eden: "phesiz Sen gnderilmi peygamberlerdensin" mealindeki ayet, Kur'an'da iki yerde zikredilmitir (Bakara,2/252; Yasin, 36/3). Ayetin asl metni:nneke le mine'l-mrseln cmlenin harf says (okunmayan vasl hemzesi hari) 13tr. 13 harften meydana gelen bu cmlenin ebced deeri ise, 13'n 47 kat olan 611dir. Ayetin matematik deeri, anlamn teyid etmekte ve O'nun milad olarakpeygamber olduu tarihi vermektedir.

ayet okunmayan vasl elifi de saylsa, bu cmlenin ebced deeri, 612 olup 36x17dir. Manidr bir tevafuktur ki btn Kuranda, Hz. Peygamber (a.s.m)e hitap eden "phesiz Sen gnderilmi peygamberlerdensin" mealindeki ayet, yalnz sz konusu iki yerde gemitir. gnderilmi peygamberler tabiri, bu iki ayet arasnda, ebced deerlerine uygun olarak 17 defa tekrarlanmtr. 2. ABESE Kelimesi: Abese suresinin ilk iki ayetinin mealleri yledir: "A'mnn kendisine gelmesinden tr yzn ekitti ve arkasn dnd" te bu slupta bir harikalk vardr. nk cmlede kullanlan "Abese" fiili malum olmasna ramen faili zikr edilmemitir. Bu slup alageldiimiz ifade tarzlarnn dndadr. Ancak Kur'an- Hakim burada mucize bir belgeyi gstermitir. yle ki; aktan zikredilmeyen cmlenin faili, bizzat "Abese/Yzn ekitti" fiilinin ebced deerinin ierisindedir. Evet bu kelimenin ebced deeri 132 olup "Muhammed" isminin karldr. Yine kendisinden yz evrilmi kiinin de ismi verilmemi ancak, onu da, "elA'ma" kelimesinin ebced deerinde ifrelemitir. Evet bu kelimenin ebced deeri 143 tr. Sz konusu kimsenin ismi "Abdullah"n ebced deeri de 143 tr. Bu balamda grlen bu tevafuklar kr tesadf rzgrlarna havale etmek doru deildir. 3. "Eer seni vefat ettirirsek..: Kur'an'da Hz. Peygamber (a.s.m)'e hitaben "Eer seni vefat ettirirsek.." cmlesi defa zikredilmitir. Bunlardan ilki Yunus suresinin 46. ayetinde gemitir.

Ayetin meali "Eer onlar tehdit ettiimiz (azabn) bir ksmn sana (dnyada iken) gsterirsek (ne a'l); yok (onu gstermeden) eer seni vefat ettirirsek nihayet onlarn dn de bizedir. (O zaman onlara neler olacan greceksin.) Sonra Allah onlarn yapmakta olduklarna da ahittir." Ayette azabn bir ksmnn Hz. Peygamber (a.s.m)'e gsterilebilecei hususu vurgulanmtr. Mekke'de inen bu surede belirtilen azabn bir ksm Bedir savanda gereklemi ve Hz. Peygamber (a.s.m)'e gsterilmitir. Ayette ifade edilen Hz. Peygamber (a.s.m)'in vefat haberi de ok harika bir tarzda ihbar- gaybi nevinden sz konusu yaplmtr. yle ki: "Eer seni vefat ettirirsek" cmlesi, Kuranda defa gemektedir. Bu cmle aka, Hz. Peygamber (a.s.m)in vefatndan sz etmektedir. Getii sure ve ayet numaralar da, Hz. Peygamber (a.s.m)'in mr olan, 63' gsteriyor. Ayet ve Sure numaralar yledir: Yunus 10 /46, Ra'd 13/40 ve afir 40/77. Buna gre, ayet numaralarnn toplam: 163tr. Sure numaralarnn toplam ise, 63 tr. "Eer seni vefat ettirirsek" cmlesinin harf says, 9dur. 63 says ise, 9'un 7 katdr. Vefat haber veren bu cmlenin -harfleriyle beraber- ebced deeri, 632dir. Bu da Hz. Peygamber (a.s.m)'in, miladi vefat tarihidir. te tevafuk penceresinden gayb haberlerin aikar bir grnts! Son olarak btn bu rnekler de gsteriyor ki ebcet ve cifir ilmi Kurann aritmetik dilinin bir ilan, bir arac hkmndedir.Ebced ve Cifir ilmi Kurann ince ve gizli

kalm icazlarnn ifade edilmesinde ilim statlarnn bir alet ve edevat gibidir.Ebced ve cifir ilmi ehil olanlarn elinde Kurana bir hizmetkar hkmne geiyor. Ehli Snnet usulnn dna km birka bidat ehli hocalarn mesnetsiz tenkitleri bu hususta bir ey ifade etmez.Tarihte bu gibi hocalar hep var olmutur ve her zamanda var olacaklardr.

Edebiyat Dnyamzda Risale-i Nur ve Bedizzaman


Dnce ve fikir dnyamzn yaklak son seksen senesinde kendine yer bulmu Risale-i Nur Klliyat ve Bedizzaman Said Nurs edebiyatlarmz tarafndan da gerek alntlar yaplarak gerekse esinlenilerek yazlarnda yer verilmitir. Milyonlarca insan tarafndan okunan eserlerden bu ekilde istifade edilmemesi dnlemezdi zaten.

Ankara, Kurtulu. Dede Efendi Sokak... Yanmda Muhsin Demirel ve Muhammed zdemirle birlikte Rasim zdenreni evinde ziyaret ettik. zdenren, bizi kitap dolu bir salona buyur etti. Kitaplar olduka dzenli ve alml bir biimde dizilmi raflara. Rasim zdenren 69 yanda ve hl dupduru bir hafzaya sahip. Hocam, grmeyeli on yl oldu mu? eklindeki sorusuyla beni de artmt; nk ok iyi hatrlyordu. Sonradan ekledi, Sizin okulunuzu ziyaretimden sonra bir de Kzlayda grmtk diye. Ben de hatrlamtm, Kzlaydaki karlamamz. Ben, edebiyat dnyasnda Risale ve Bedizzaman konulu sohbet srasnda arplmlardaki Mor Sineklerde geen lm konusuna, orada risaleden yaplan alntlara deiniyorum. zdenren, yllar nce ekilmi ve Avrupada dl alm ok Sesli

Bir lmde geen lmle ilgili szlerin Mor Sinekler yksnden filme aktarldna iaret ediyor. Rasim Aabey, Zaman gazetesine yazd bir yazda Bedizzamann bakalar tarafndan deinilmeyen bir ynne iaret ettiini belirtiyor. Kitaplarna ynelip oradan Acemi Yolcuyu buluyor. Acemi YolcudakiSinek ve Burada Sinee Yer Yok balkl yazlarndan sz ediyor. Zaman zaman sze hatralar, esprileri ile Nur hizmetlerinin gbeinde yetimi bir insan olarak Muhsin Demirel katlyor. Kinat kitabndan, Eski Saidin Yeni Saide inklabndan, Bekir Berk, Sezai Karako ve Cemil Merile ilgili hatralarndan, Tanpnarn Edebiyat zerine Makalelerde Celcelutiyeye deinen yazsndan, Kurann neyi, nasl, hangi amala anlattndan vuzuhla bahsediyor. Vakit, gece yarsn gemi bulunuyor. Konuulanlarn hepsini yazmaya ne belleimiz yetiyor, ne de kayt cihazmz. Msaade alp ayrlyoruz. Rasim zdenren, her zamanki nezaketiyle uurluyor bizi.

Edebiyatlarmz ve Bedizzaman Risale-i Nur ve Bedizzaman Said Nurs, (en azndan) son seksen yldr, lkemizde ve lke dnda arln hissettirmektedir. Birok insan, ta kk yalardan itibaren risalelerden haberdar olmu, Bedizzaman adn duymutur. Dnce ve sanat dnyamzda da Risale-i Nur ksmen, snrl lde makes bulmutur. Birok fikir adam, risaleleri takdir etmi, birok edebiyat Bedizzamandan ve risalelerden vgyle sz etmitir. Ancak edebiyatlarn bu deinileri, takdirkr szleri ve yazdklar edeb eserler, topluca deerlendirilmemi, byle bir eser henz yaymlanmamtr. Ancak Trk edebiyatnda isim yapm, mfredatlara girmi, tannm edebiyatlarn Risale-i Nur ve Bedizzaman hakkndaki sz ve yorumlar, herkese bilinmeli,

bunlar derli toplu bir almayla ortaya konmaldr, diye dndk. Risale-i Nur, hl kefedilmeyi bekleyen mcevherlerle, estetik inceliklerle doludur. Peyami Safa, Yazarlar-Sanatlar-Mehurlar adl eserinde (tken Neriyat, stanbul, 1977) Risale-i Nur Klliyat hakknda fikir beyan edenlerin bu eserlerden bir tek sayfa bile okumadklarnn besbelli olduunu, evvela Risale-i Nur Klliyatnn din bakmndan ciddi bir tenkidini anlayabilmek iin asgari bir din bilgisi, Kelam, Tefsir, Fkh ve Hadis bilgisinin art olduunu, sonra halis Osmanlcay, hatta u Bedizzaman kelimesini bile tam anlayabilmek iin slm ve Trk tarihindeki Bedizzamanlarn hviyetleriyle birlikte dine, dile ve tarihe ait birok eyler bilmek gerektiini, bunlarn bir veya birka yazda hlasa ve izah edilemeyeceini vurguluyordu. Halide Nusret Zorlutuna, Nur adl yazsnda (Nurculuk, iek Yaynlar, Ankara, 1968) Nur Risalelerini batan baa fazilet, iyi ahlak ve alma telkin eden, Kuran- Kerimden, hadis-i eriflerden feyiz alm prl prl tler olarak nitelendiriyordu. Dirili dergisinin mimar, dirili neslinin ncs, byk air Sezai Karako, Diriliin 1960 Nisanndaki ilk saysnda Batan Bir Gne balyla Bedizzamann vefatn okuyucularna duyurur. Risale-i Nurun slamn birok konusunu gl kantlarla insana kabul ettirecek bir eser olduunu syleyen Sezai Karako, yazd iir, hikye, piyes ve dz yazlarnda Risale-i Nur estetiini pek ok yerde ince bir doku olarak eserlerine ilemitir. Bedizzamanla gren Necip Fazl Ksakrek ise Son Devrin DinMazlumlarnda Bedizzamana genie yer verir, Bir Zulm Numunesi ve Bir Gerek ahit balkl yazsnda Nazillideki bir terzinin, Mehmet Ouzun bana gelen feci olaydan sz eder. (Nurculuk, iek Yaynlar, Ankara, 1968) Cemil Meri, gerek Bu lke, gerekse Krk Ambarda ve ayrca eitli sohbetlerinde Risale-i Nuru takdir etmi, Said Nursyi de yakn tarihimizin tek mcahidi olarak ilan etmitir.

Tark Bura, Aydnlar Konuuyorda, Necmeddin ahinere verdii cevapta Said Nurs konusunda imdiye kadar yanldklarn, onu slamiyetten ayr bir bida hareketi zannettiklerini sylyor. Mnevver Ayal ise, yine Aydnlar Konuuyorda, Kanaatimce SaidNursnin gerekletirmesine alt gayesi; slamiyetten zerre kadar taviz vermeden btn manevi deerlerimizi muhafaza ederek dnyaya teknik ve mspet ilimlerde de ayak uydurabilmek iin fende, mspet ilimlerde, teknik bilgilerde de ilerlemek, dier medeni lkelerden geri kalmamak Bu hususta kendisinin adalar birok slamclar, Mehmet kif, Babanzade Ahmed Naim Beyler, Prens Said Halim Paa, hatta Pakistann byk airi kbal de bunu istiyorlard ve kendisi gibi Japonyay misal gsteriyorlard diyordu.

Kinata kitap gibi bakabilmek Ali olak, Karakalem dergisinin 7. saysnda (2007) bir soruya cevap verirken unlar sylyor: Bedizzamandan pek ok ey rendik ve ben de rendim. Kinata bir kitap gibi bakabilmeyi, kitab- kebir-i kinat gibi muhteem bir tabiri biz ondan rendik. Dolaysyla kinat, okunmay bekleyen, sonsuz bir kitap gibi nmzde duruyor ve yeryznde canl cansz ne varsa Allahn isimlerinin tecellisi olarak kendini gsteriyor. Dolaysyla kll bir baktan sonra Yunus Emrenin Yaratlan ho gr, Yaratandan tr szn de yedeimize alarak kinata bakarsak kinattaki her ey, kendi grnen varlnn tesinde derin anlamlar ieriyor. O zaman kinatta bulunan her eye, en sevimsiz olana bile baka bir gzle bakyorsunuz. O zaman onlar apayr bir sevgiyle seviyorsunuz. Onlarla konuulabileceini, dertleilebilineceini, onlarn da aslnn bir ruhunun olduunu, onlarn bile duyabileceini, hissedebileceini ve onlarn gznden okunacak ok hikmetlerin olduunu dnyorsunuz.

Hilmi Yavuz, Elif dergisinin 7. saysnda (2009) Suad Alkann bir sorusuna yle karlk verir: Tasavvuf meselesi ve genel olarak slam dncesinin geirdii istihaleyi vs. tetkik ederken kanlmaz olarak tabii Bedizzaman durandan gemek gerekiyordu. Bedizzamann birok kitabn okudum. zellikle sizi ilgilendiren, dorusunu sylemek gerekirse, beni de ilgilendirdi. Bedizzamann ok modern bir insan olduunu dndm. Gerek bilim konusundaki yaklam, gerek sanat konusundaki yaklamlarnn, ada demeyeceim, ok modern olduunu dnyorum ve bu da, aslnda bizim slam dncesinde gz ard edilmi olan bir meseledir. Erdem Bayazt, Mavera dergisinde (Yl: 1, Say: 3, ubat 1977) Bedizzaman Said Nurs ve Bilimsel Bir Yaklam balkl yazsyla Safa Mrselin Bedizzaman Said Nurs ve Devlet Felsefesi adl eserinin, Bedizzamann dncelerinin zmsenmesi asndan nemine iaret ediyordu. Mahmut Kaplan, ksz Kubbe adl iir kitabndaki lemesiyle (ksz Kubbe Bir Kilit, ksz Kubbe Bombo, ksz Kubbe) Bedizzamann Urfasna, yklm mezarna atf yapar. Nazan Bekirolu, Cmle Kaps adl kitabnda Bedizzamann hapishane hayatna, tarassut altndaki ilesine, ektii zorluklara vurgu yapar. Hseyin Su, Hecenin Dirili zel saysndaki Dirili Dncesi ve Yntemi balkl yazsnda Din hayatn yaatcs ve taycs, biimciliine, bilinsizliine karn avamca yntemiyle her zaman halk olmutur. Tasavvuf hareketleri halkn bu taycln ve yaatcln, biraz kitab, daha ok da ifah ve gnl diliyle ilkeletirip iselletirerek biraz daha st dzeyde srdrmtr. lim adam ilevi ise siyasal yap, akademik sre ve modern dnce ve alglarca, deta teslim alnp iselletirilmitir. Sleyman Hilmi Tunahan, tasavvuf geleneinin Kuran dilini yaatma ve srdrme boyutu olarak grrsek bireysel planda limlerin nokta direnilerinin ve abalarnn dnda, bir klliyat olarak kurumsal yapya/yaplara da dnen Risale-i Nur hareketi,

bu dnemin en etkili din dnce paradigmas olarak bugne dek ulamtrifadelerine yer vermitir. Risale-i Nurun estetik ve sanat boyutuna nemli katklardan birini de phesiz ki Kpr dergisi yapmtr. Kpr dergisi zel saysyla yeni ufuklar amtr (slam ve Sanat, Yaz, 1996, 55. Say; Gzellik Felsefesi: Estetik, Yaz, 2000, 71. Say; Seslerin Estetii: Mzik, Yaz, 2002, 79. Say). Bunlara Bir Medeniyet Dili Olarak Risale-i Nur (Bahar, 2008, 102. Say) saysn eklemek yerinde olacaktr.

Bedizzaman ve sinema Sadk Yalszuanlarn Dem, Mustafa Ulusoyun Aynalar Koridorunda Ak,Giderken Bana Bir eyler Syle, slam Yaar, Yavuz Bahadrolu, Halit Erturul, Selim Gndzalpn eitli romanlar, yine Mustafa Ulusoyun Ay Terapisi adl yk kitab, Risale-i Nurdan esinlenen ynleriyle ne kmaktadr. Harran niversitesi Kurucu Rektr Prof. Dr. Servet Armaan, Risale-i Nurun dil zellikleri zerinde deerli bir inceleme yapmtr: Risale-i Nurun Dil zellikleri, Nesil Yaynlar. Bu arada son zamanlarda Bedizzaman ve sinema ilikisi zerine birka yaz yazld. Ali Murat Gvenin Bedizzaman ile Sinemaya Gitmek (26.01.2007, Yeni afak) adl yazs, Ekrem Dumanlnn Sinemaya Farkl Yerden Bakmak adl kitabndaki Sinemada Akrep ve Yelkovan Amak, Erturul zkkn G 18de Bedizzaman Oturuyor (30.11.2009, Hrriyet) ve yine Ali Murat Gvenin Hem tarih yazma, hem de tarihe geme frsatn kardn yal adam (13.12.2009, Yeni afak) balkl yazs Sadk Yalszuanlarn Rya Sinemasndan sonra bizi yeni bir ufka aryor. Risale merkezli bir edebiyat ve estetik zerine youn bir alma yapan Sadk Yalszuanlar, bir derginin kendisine ynelttii Risale duyarlkl bir edebiyat dncesinden sz edilebilir mi? sorusuna

u cevab veriyordu: Sanrm, bu kayna merkeze alarak okumalar yapan ve eli kalem tutanlarn oluturaca bir edebiyattan sz edilebilir. Bu, henz oluma evresinde ama merkezli okumalarn ierdii amazlardan da hali deil. Bence, Bedizzamann yaamn konu alan ok sayda yk ve roman yazlabilir. Onun Erek Danda geirdii gnler bal bana bir roman konusudur. Kosturmadaki tutsaklk gnleri yle. Tutukevlerinde yaadklar yine yklere konu edilebilir. (Aksiyon, 12.01.2004, say: 475). Bu yazmzda bahsettiklerimiz deryadan bir katre. Edebiyat dnyamzda Risale ve Bedizzaman konusu hakknda yaptm daha kapsaml bir aratrma yaknda kitaplaacaktr. Konuyla ilgili daha detayl bilgiler bu almamdan alnabilir.

Zlf Livaneli ve Bedizzaman Edebiyatlarmzdan Zlf Livaneli ile ilgili olarak Zafer dergisinde (Kasm, 2007) yer alan bir pasaj yle: Sanatlar yalanp hatralarn yazmaya balaynca, haklarnda ilgin bilgilere de eriiyoruz. Livanelinin Sevdalm Hayat adl son kitab da bunlardan. Meer Zlf Livaneli, genliinde bir yaz tatili boyunca Said Nurs okumu. Kendisine Said Nursden bahseden arkadalar, eline onun bir kitabn, Asa-y Musay tututurmular nce. Kitabn slubunu ilgin ve ateli bulan Livaneli, kitapta bir edebiyat tad bulduunu itiraf ediyor. eriine gelince; okuduu Kader bahsini Bedizzamann sanki Balzacla, Kierkegardla, Camusla polemie giriyor gibi yazmas ve ok mantkl cevaplar vermesi karsnda hayran kaldn ifade eden Livaneli, o yaz tatili boyunca kendisine verilen dier Said Nurs kitaplarn da bekletmeden okumu. Peki sonra ne olmu da, Livaneli yolunu deitirmi? diye merak ediyorsanz, Livanelinin kitapta verdii cevap u: lk kez gittiim bir sohbette kitaplardan pasajlar okundu ama sonra yaplan

yorumlar ve konumalar itici geldi bana. Politik bir rgt olduklar izlenimini edindim. Livanelinin, doru ya da yanl, risalelerle yollar burada ayrlm. Acaba Livaneli, basit bir ilk izlenimi ve nyarglarn aabilseydi, bugn nasl bir Zlf Livaneli olurdu? nsan merak ediyor dorusu.

Hayat Aacnn Hazan Mevsimi!


htiyarlk, dnya hayatndan ahiret hayatna gemenin, dnyallardan syrlp nurani varllara yaknlamann, hatalardan kurtulup tecrbelerle bezenmenin, masivadan souyup Rahmana ynelmenin iaretlerini tayan bir sonun ve bir balangcn en grkemli andr. Bir meyvenin aata pitii halde, ondan asl istifade etmenin koparldktan sonra olduu bir vakadr. Ayn ekilde bir insan da genlikte pier, ama asl tecrbe meyvesinden yallkta istifade eder. Grnm itibariyle ihtiyarlk, hazan mevsimi gibi yaprak yaprak dkln, iek iek soluun iareti, hakikat itibariyle ise hametli bir varoluun ve diriliin gstergesidir. htiyarlk ile yallk terimlerinin birbirini tam olarak karlayamad kanaatindeyiz. nk yallk sadece yalanma ve lm beklemeyi ihtar ederken, ihtiyarlk ise tecrbe, uurlanma, ibadette ciddiyet, ahirete hazrlk manalarn iermektedir. Hadis-i erifte aile ierisinde ihtiyarlarn hali, mmeti ierisinde Nebiler gibidir buyurulmakla, ihtiyarlarn aile efradna doruyu, hakk, istikameti ve tm gzel duygular bildiren kudsi bir rehber konumunda olduu hatrlatlmaktadr. Bu bakmdan, bana beyaz kllar den iki ayr insann iki ayr his dnyas vardr: 1- M'min ve dnyay misafirhaneden ibaret bilen insanlar iin

beyaz kllar, ikaz edici ve lme ciddi hazrlanmann gerekliliini ihtar eden beyaz bir nur ve artmaz bir rehberdir. Ayrca salarn beyazlamas, zindandan kma vaktini srarla bekleyenlere zindan kapsnn aralanp darda bulunan nurlarn en evvel tepesinde belirmesi gibi, dnya zindannda bulunan ihtiyarlarn balarnda da ebedi saadet nurlarnn parlamasyla, bu zindandan kacann mjdelerini tayan bir dost gibidir. Allah'n dostu lakabyla mehur ve en byk peygamberlerden saylan Hazret-i brahim ( a.s ) bandaki beyaz kllarn Melekler katnda hrmet, ciddiyet, deerlilik ve olgunluk nian olduunu rendii zamanAllah'm vakarm arttr niyaznda bulunmutur. 2- Dalalet ve Gaflet ehli iin beyaz kllar, kezzap gibi yakc ve ac bir grnm arz etmektedir. nk her beyaz kl, bu gibi insanlara sevgilileri olan dnyadan gideceklerini ve azap yurduna doru bir adm daha yaklatklarn alayl bir ekilde fsldamaktadr. Bu nedenle baz kiiler iin banda beyaz kl grmek, en tehlikeli dmann en yaknnda fark etmek gibi korkutucu bir haldir. htiyarlarn bir cemiyet ierisinde, temel faydalar vardr:
1-Bereket direi olmalar:

Bedizzaman Said Nursi hazretleri, htiyarlam ve kendi kuvvetiyle maietini tedarik edemeyen insanlarn yznden, hem kendilerine ve hem de evrelerine ilahi bereketin bol bol indiini u arpc tespitlerle ortaya koymaktadr: Evet kinatn ehadetiyle, nihayet derecede Rahman, Rahm ve Latif ve Kerim olan Rabbimiz, ocuklar dnyaya gnderdii vakit, arkalarndan rzklarn gayet latif bir surette gnderip ve memeler musluundan azlarna aktt gibi; ocuk hkmne gelen ve ocuklardan daha ziyade merhamete lyk ve efkate muhta olan ihtiyarlarn rzklarn dahi, bereket suretinde gnderir. Onlarn iaelerini, tamahkar ve cimri insanlara ykletmez.

Allah'tr gerek rzk veren, g ve kuvvet sahibi olan ( Zariyat Suresi, 58 ) ve Rzkn tayamayan nice canllar vardr. Sizi de onlar da rzklandran Allah'tr (Ankebut suresi,60 ) yetlerinin ifade ettikleri hakikat, eitli zellikteki tm canllar lisan- hal ile barp, o gerei sylyorlar. Hatt deil yalnz ihtiyar akraba, belki insanlara arkada verilen ve rzklar insanlarn rzklar iinde gnderilen kedi gibi baz mahluklarn rzklar dahi, bereket suretinde geliyor. Bunu ispat eden ve kendim grdm bir misal: Benim yakn dostlarm bilirler ki; iki sene evvel hergn yarm ekmek, - o kyn ekmei kk idi - belirli bir tayinim vard ki, ok defa bana kfi gelmiyordu. Sonra drt kedi bana misafir geldiler. O ayn tayinim hem bana, hem onlara kfi geldi. ok kere de fazla kalrd. Ey insan! Madem canavar suretinde bir hayvan, insanlarn hanesine misafir geldii vakit berekete sebep oluyor; yle ise mahlukatn en mkerremi olan insan ve insanlarn en mkemmeli olan ehl-i iman ve ehl-i imann en ziyade hrmet ve merhamete layk olan hasta ihtiyarlar ve all ihtiyarlarn iinde efkat ve hizmet ve muhabbete en ziyade lyk ve mstahak bulunan akrabalar ve akrabalarn iinde dahi en hakik dost ve en sadk sevgili olan peder ve vlide, ihtiyarlk halinde bir hanede bulunsa, ne derece vesile-i bereket olduklarn sen kyas eyle. ( Mektubat, s: 262)
2-Rahmet-i lahiye'ye vasta olmalar:

Cenab- Hakkn engin ve zengin rahmeti kainatn tamamn kuatmtr. zellikle bu latif rahmet, rahmete daha layk ve mstahak olanlara, daha kolay ve abuk ular. Rahmete mazhar olanlarn banda ise yavrular, acizler, garipler ve masumlar gelmektedir. te yavrular hkmne gemi, kendi ihtiyacn gremeyecek kadar ok aciz duruma gelmi, btn sevdiklerinin ahirete gmesiyle yalnzlap fevkalade gariplemi ve masumiyet kesb etmi ihtiyarlar, elbette ilahi rahmete herkesten

ve her eyden daha ziyade layktrlar. Rahmete ermek isteyenlerin bu ihtiyarlara daha ok merhamet etmesi icap eder. Bu konuda Bedizzaman Hazretleri u tespitlerini kaydeder: Eer rahmet-i Rahman istersen, o Rahman'n vedialarna ve senin hanendeki emanetlerine rahmet et. hiret kardelerimden Mustafa avu isminde bir zt vard. Dininde, dnyasnda muvaffakiyetli gryordum. Srrn bilmezdim. Sonra anladm ki, o muvaffakiyetin sebebi: O zt ise, ihtiyar peder ve vlidelerinin haklarn anlam ve o hukuka tam riayet etmi ve onlarn yznden rahat ve rahmet bulmu. nallah hiretini de tamir etmi. Bahtiyar olmak isteyen ona benzemeli. ( Mektubat, s: 262)
3-Musibetlerin def' edilmesinde efaati olmalar:

Hadis-i erifte: "Aranzda beli bklm ihtiyarlarnz, otlayan hayvanlarnz ve emzirilen ocuklarnz olmasa idi, belalar sel gibi stnze dklecekti." ( Kef-l Hafa, 2/163) buyurulmakla, bir eve, millete, devlete veya mevkie inecek olan musibeti def'edecek sebeplerin banda, ihtiyarlarn varl gelmektedir. Bu nedenle ihtiyarlar sevmeli, saymal, onlara kt sz sylememeli, azarlamamal, hatta f bile denilmemelidir. nk, onlar Allah'n bir hediyesi ve emanetidir. Allah'n emanetine hrmet edenler, rahmete mazhar olacaklardr. O emanete gereken ihtimam ve merhameti gsteremeyenler ise, hem bu dnyada hem de ahirette rahmetten mahrum kalacaklardr. Kur'an- Kerimin muhtelif Ayet-i Kerimelerinde ve baz Hadis-i eriflerde anne ve babalara hrmetin Allah'a ve Resulne ( a.s.m ) hrmet anlamnda olduu ve onlar krmamak lazm geldii ifade edilmektedir. Bunlardan birka yle: Yce Rabb 'in yle emretti; Yalnz Allah'a ibadet edeceksiniz,

ana - babalarnza iyilik yapacaksnz. ayet bunlardan biri veya her ikisi senin yannda ihtiyarlarsa sakn onlara "f " dahi deme, yzlerine barma, onlara tatl sz syle. Onlara, merhamet belirtisi olarak tevazu kanadn a da, "Ya Rab, kklmde bana efkat gsterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et" de "(sra suresi, 23-24) Biz, insana, ana-babasna iyilikte bulunmay tavsiye ettik. zellikle de anasn tavsiye ederiz ki, o, kat kat zaafa derek ona hamile kalm, emzirmesi de tam iki sene srmtr. Binaenaleyh; bana ve ana - babana kret. " ( Lokman suresi, 14 ). Peygamber Efendimiz de (a.s.m) "kime iyilik yapaym?" diye defa soran bir sahabeye, defasnda da, "annene" cevabn verir. Sonra sorduunda ise, babasna iyilik yapmas gerektiini sylemitir. (Buhr, Edeb, 2; Mslim, Birr, 1). Sahabelerden Ebu'd-Derd (r.a) bildiriyor: Hz. Peygamber (a.s.m) bana dokuz nemli ey tavsiye etti. Bunlardan biri de; ana - baba da dahil olmak zere aile fertlerinin ihtiyalarn karlamaktr. (Buhr, Edeb'l-Mfred, 9) Yine Peygamberimiz (a.s.m), cihada katlmak isteyen bir sahabeyi, ihtiyalarndan dolay, ana - babasnn yanna gndermitir. (Buhr, Edebu'l - Mfred, 9). Bir gn Peygamberimiz (a.s.m) ashabna; "Size, byk gnahlarn en byn bildireyim mi?" diye defa sordu. defasnda da sahabeler "evet bildir, ey Allah'n Resul" dediler. Peygamber efendimiz ( a.s.m) ; "bunlar srasyla Allah'a ortak komak, ana babaya kar gelmek, haksz yere adam ldrmek ve yalan sylemek" olduunu belirtmitir. (Buhr, Edeb, 6). "Ana - babam alar hlde terk ederek, hicret etmek zere senin emrini almaya geldim" diyen bir sahabeye Peygamberimiz (a.s.m): "Onlara dn, nasl alattnsa onlar ylece gldr, sevindir" der ve henz Mslman dah olmayan ana - babasnn

yanna gnderir. Peygamberimiz (a.s.m) ok fkeli bir ekilde defa, "Yazklar olsun o kimseye " dediinde Ashab- Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'n Resul! " diye sorunca; "Ana - babas veya bunlardan birisi yannda ihtiyarlad hlde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimse" der. (Mslim, Birr, 9). Amr ibn l-s'n olu Hz. Abdullah (r.a) anlatyor: Bir adam peygamberimiz (a.s.m)'a gelerek cihada gitmek iin izin istedi. Peygamberimiz de ona; "Annen baban sa mdr?" diye sordu. Adam: "Evet", deyince Resulllah (a.s.m): "O hlde sen nce onlarn rzasn almaya al, " buyurarak ona bu grevini hatrlatt. (Tecrid-i Sarih Tercmesi, VIII, 377). Hz. Peygamber (a.s.m) ocuklarn ebeveynlerine kar sorumluluklarnn ne kadar byk olduunu yle dile getirmektedir: "ocuk, hi bir iyilikle babann hakkn deyemez. Ancak onu kle olmu bir vaziyette bulur da satn alarak hrriyetine kavuturursa hakkn der." (Buhr, Edeb'l-Mfred, 6) Hz. Breyt (r.a)'dan rivayet edilen bir Hads-i erifte; adamn biri K'be'yi tavaf ederken annesini omzunda tayarak tavaf ettirmi. Resulllah (a.s.m)'n yanna gelerek: " Annemin hakkn dedim mi?" diye sormu. Resulllah ( a.s.m) " Hayr, bu yaptn sana hamile iken alp verdii bir nefesin hakk bile deil." diyerek cevap vermilerdir. Yukarda geen ayetlerde de grld gibi, Cenab- Hak kendisine ibadetten hemen sonra ebeveyne iyilii emretmi, Peygamberimiz de (a.s.m): "Allah'n rzas, babann rzasnda, gazab da gazabndadr"(Buhr, Edeb'l-Mfred, 1; Tirmiz, Birr, 3) buyurmutur. yilik yapmada babadan nce gelen annenin durumu da, tabii ki byledir. Bu efkat dolu tasvirin, insanlar anne babalarna teekkre

ynelttii olduka aktr. Bu gibi ifadelerden de anlald gibi, eyann ve varlklarn hakiki makamn ve mertebesini Kur'an ortaya koyduu gibi, anne ve babalara nasl davranlmas gerektiini de en iyi slam dini tasvir etmektedir.

hlas- Tam veya Etem


hlas hak ve hakikata tercman olma niyet ve gayreti tayan k svarilerinin ktu ve suyu bir ihsan- ilahi olarak Hakk'a hizmet ayrcal ile erefyb talihlilerin her adm ba kana kana yudumlamak zorunda olduklar Rahman iksiridir. yle ki bu iksirden nasibini almam amel hayatdar gzken bir kadavra ehl-i amel ise gzel grnml bir acze-i emtdr. hlas Hakk'a hizmet vazifesinin gerek sahibi peygamber efendilerimizin en birinci vasf belki de ihlasa erdirilmi birer muhlas olmalar asndan ftr bir tavrlardr. Bu itibarla ihlasn renilebilecei en gzel kaynak ta onlardr. Bu manaya 950 senelik bir tebli maratonunda topu topu bir avu insana ancak kendini anlatabilmi Hazreti Nuh Efendimizin kameti ne de bl gzkmektedir! Evet ihlas tarih serveni boyunca en gzel rneklerini onlarda bulmu ve Kur'an'n her peygamber iin dt kayd- mterek olan Benim maddi-manevi cretim Allah'a aittir.' ve Rasulun vazifesi tebliden baka bir ey deildir.' beyanlar ile kamil bir tarifine ermitir. Yani daha ak ifadesi ile ihlas Hakk'a tercmanlk karsnda brakn maddi bir beklenti ierisine girmeyi manevi bir cret anlamna gelen teekkr ve saygy dahi beklememek hatta bu manevi cretin bir farkl boyutu olan hizmet arkadalarnn takdirlerinden dahi gemek; ve bir adm tesi itibariyle de anlattn hakikatin muhatab tarafndan kabuln bile amelinin asl yada tli bir maksad haline getirmemektir. hlas- tm veya etem ise eksii-gedii olmayan mkemmel ihlas manasna gelen -ihlasn tavsif edecek beyan bulmakta zorlandm iin adn basite anmak zorunda kaldm- stad Bedizzaman Hazretlerine ait bir tabirdir. Ahirzamanda iman ve

Kur'an'a hizmet eden ahs- maneviyi temsil erefi ile tebcil edilmi stad Hazretleri 20 ve 21. Lem'alarda zaman zaman bu tabire yer vermitir ve kanaatimce tabir birazdan okuyacanz ihlas tasnifi iin olduka msait bir st balk kabiliyetini haiz bulunmaktadr. Risaleler ierisinde bir ok yerde gemesi hasebiyle artk olduka mutaaref olan ve stadn 21. Lem'ada da sarahaten zikrettii bir gerek vardr ki ahirzamandaki iman ve Kur'an hizmeti bir ahs- manevi hizmetidir. Dolaysyla bu kervan ierisinde fert fert insan- kamillerin bulunmas yerine ki nice tasavvufi anlamda insan- kamillerin varl da bir gerek olmakla birlikte- fertlerin birer azalarn oluturduu insan- kamil ismine layk bir ahs- manevi sz konusudur. Burada bahsi edilen tabirlerin tasavvufi tabirler olmakla birlikte klasik tasavvuf literatrnn dnda bir ksm anlamlar yklendii tabii olarak grlmektedir zannederim. te bu manada stad Hazretlerinin zellikle 21. Lem'ada anlatt ihlas kavram da klasik tasavvufi anlamn dna taan bir mahiyet arzetmektedir. Daha ak konuacak olursak tasavvufi anlamda ihlas kiinin her amelinde Allah'n rzasn esas maksad yapmasdr ki insan- kamilin de en nemli vasfdr. Nitekim stadn da birinci dsturda ifade ettii Amelinizde rza-y lahi olmal.' kaidesi byle bir ihlas dile getirmektedir. Lakin geride kalan dstura ve 20. Lem'aya gz atldnda grlecektir ki stad Hazretleri bu dsturlarda bir insan- kamil ismine layk ahs- manevinin azalarn tekil eden fertlerin birbirleri arasndaki mnasebetlerini dzenlemekte ve bu manada klasik ihlas tanmnn dna taan bir tanmlamann ierisine girmektedir. te bu noktada -bundan sonra da daha rahat konuabilmek iin- bahsi geen tasnifi yapmak yerinde olacaktr. stadn birinci dsturunuz diye ifade edip bizim de ksaca Amelinizde rza-y lahi olmal.' tabiri ile zetlediimiz fert ile Zat- Bri arasndaki ilikiyi dzenleyen ihlas ferd ihlas bir insan kamil ismine layk ahs- manevinin azalar arasndaki ilikiyi dzenleyen sair dsturlar ise itima ihlastr. hlas- tm veya etem ise ite bu iki tr ihlas emsiyesi altnda toplayan tam ve kamil ihlas demektir. Bu noktadan ahirzamann peygamber varisleri ne sadece ferd ihlas ile yetinmeli ne de itima ihlasta bir kahraman

kesilip ferd ihlas unutmal bilakis her ikisi ile birden kanatlanp ihlas- tm'a ermelidir. imdi bu tasniflemeyi yaptktan sonra kamil manadaki resmini risalelere ve stadn hayatna havale ederek ferd ve itima ihlasn temel renklerini belirlemeye alalm: Ferd ihlasa ait kilit cmle udur: Bu hizmette dorudan doruya Cenab- Hakk'n rzasn asl maksat yapmak lazmdr.' Buradaki dorudan doruya ifadesi sanldnn tesinde derin manalar tar. Yani maksadnz rzay ilahi olarak belirleyin ve sakn ola bu maksada hizmet ederken araya -yine o maksada hizmet ettiini dndnz- tali maksatlar sokmayn demektir. Bu manada Ben falana gzelce anlatp meselemi beendireyim; sonra o beni ve meselemi kabul etsin ve bylelikle ben de rzay ilahiyi elde etmi olaym' demeyin; bilakis Rabbimin rzasn kazamak iin anlatmalym.' deyin ve anlatn; gerisi ile uramayn demektir. Ferd ihlasn bir dier boyutunu da 20. Lem'adaki u cmleler ok gzel zetler: Tevecch- ns istenilmez; belki verilir. Verilse de onunla holanlmaz. Holansa ihlas kaybeder riyaya girer. an- eref arzusu ile tevecch-i ns ise; cret ve mkafat deil. Belki ihlasszlk yznden gelen bir itab ve mcazattr.' Ferd ihlasla alakal olan bir dier husus ise buraya kadar ifade edilen dsturlara riayetle yaplm bir ameli dahi bir daha hortlamamacasna hilik gayyalarna gmmek kendi i dnyamzda dahi o ameli hatrlamamak hele hele amellerimizim envanterini tutup onunla zmn bir ekilde kardelerimize yukardan bakan hayali bir taht kurma gafletine hi dmemektir. Hatrdan dr edilmemesi gereken olduka nemli bir dier mesele de bugn dindar insanlar olarak kendi sosyal evremiz ierisinde din yaammz ile bir konum alyor oluumuz gereidir. Yani dostlarmz bizlere din hassasiyetlerimiz ve amellerimiz sebebi ile sayg ve sevgi duyar haldedirler. Bu da beraberinde hizmet gtrdmz insanlardan deil de beraberce hizmet ettiimiz insanlardan takdir grme arzusunu kamlamaktadr. Zira yaadmz sosyal hayat din motifleri youn olan bir hayattr ve biz farknda olsak ta olmasak ta din zelliklerimizle bu hayat ierisinde yer almakta ak ifadesi ile konum sahibi olmaktayz. Bu adan dikkat edilmesi gereken husus dostlarmzn takdirlerine ne

denli bel balamamz gerektii yada bu takdirlere ynelik bir beklentinin ihlasla ne lde att hususudur. tima ihlasa gelince o stad Hazretlerinin olduka derinlemesine zerinde durduu ve ahs- manevi ile dorudan alakadar olmas bakmndan stadn hususi ihtimamna mazhar olmu bir konudur ve tasavvufi anlamdaki ihlastan olduka farkldr. tima ihlasn ilk dsturu Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan kardelerinizi tenkit etmemek ve onlarn stnde fazilet fruluk nev'inden gbta damarlarn tahrik etmemektir.' Bu dsturun ardndan hepimizin bildii u rnek gelir: nki nasl insann bir eli dier eline rekabet etmez; bir gz bir gzn tenkit etmez; kalp ruhun aybn grmez belki biribirinin noksann ikmal eder kusurunu rter ihtiyacna yardm eder vazifesine muavenet eder; yoksa o vcud-u insann hayat sner ruhu kaar cismi de dalr. Hem nasl ki bir fabrikann arklar birbiriyle rekabetkarane uramaz birbirinin nne tekaddm edip tahakkm etmez biribirinin kusurunu grerek tenkit edip sa'ye evkini krp atalete uratmaz. Belki btn istidatlaryla biribirinin hareketini umumi maksada tevcih etmek iin yardm ederler hakiki bir tesand bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yrrler..' Aslnda oumuzun okurken pek te dikkat atfetmediimiz bu rnek bir kardeimizin gbta damarn tahrik etmemenin dsturlarn yada itima ihlas adna zerimize den sorumluluklar tek tek iaretlemektedir. rnein sadece yklemlerini sraladmzda karmza yle bir tablo kar: Rekabet etmez. Tenkit etmez. Aybn grmez. Bilakis noksann ikmal eder. Kusurunu rter. htiyacna yardm eder. Vazifesine muavenet eder. Birbirinin nne tekaddm edip tahakkm etmez. Tenkit edip sa'ye evkini krp atalete uratmaz. Belki btn istidatlaryla biribirinin hareketini umumi maksada tevcih etmek iin yardm ederler. Hakiki bir tesand bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yrrler.

imdi kabaca bu maddeler zerinde duracak olursak unlar sylememiz mmkndr: Ortada yaplacak bir hizmet varsa kardeler bunu yapma hususunda bu gzel ii ben yapaym ve sevabndan ben hissedar olaym dncesi ile dahi olsa sakl bir rekabete girip ortaya atlmamal belki sar hasleti ile bezenip kardeini kendi nefsine tercih etmelidir. Aksi takdirde nc dsturda ok net ifade edildii zere itima ihlasa zarar gelme ihtimali vardr. Bu durumda unu dnmek icab eder: 20. Lem'ann n esasnda gayet ak bir dille ifade edildii gibi Cenab- Hakk'n rzas ancak ihlas ile kazanlabilir. Yoksa muvaffakiyet ok i becerme halkn gznde olma ve fazlaca dinlenilir olma ile deil. Bu itibarla stadn ifadeleri ile diyecek olursak Kemmiyetin ehemmiyeti o kadar medar- nazar olmamal. nki bazen bir tek adamn irad bin adamn irad kadar Rzay lahiye medar olur.' Bunun tesinde kardeler birbirlerinin kusurunu rtmek iin yarmal noksann ikmale kardeini rahatsz etmeden- can atmal hele hele dierinin nne tekaddm ederek onun hizmet ve hareket sahasn daraltmamal tenkit ederek en nemli bir sermaye olan evki krmamal i yapma arzusunu yaralayp kardeinin tembelliine ve hizmetlerin yarm kalmas gibi bir zulme sebebiyet vermemeli bilakis bir kardein evkinde kendiliinden bir krlma varsa onu tatl bir dille ve hissettirmeksizin tekrar eski vedisine ulatrmal ve ittifakn hayr- mahz olduunu bilerek nefsinin aleyhine olan hususlarda hatta belki de hakl olduu konularda geri adm atmasn bilip ittifaktan yana olmaldr. Btn bunlar yaplrken de bu incelikleri bir faziletmi gibi alglayp kii kendini yapma ile yapmama arasnda muhayyer bir tercih ehli olarak grmemeli bilakis bunlar birer dev bilmelidir. Bu anlatlan hususlar emsallerin taknmalar gereken tavrlar olduu gibi nde grnenlerin de (nde grnme yada grnenler' tabiri Fethullah Glen Hocaefendinin ska kulland olma ile grnme farkn daima hatrda tutan ne eker-erbet bir tabirdir!) gbta damarn tahrik etmeme adna zerlerine den vazifeler vardr. Mesela onlarn takdirleri hakl yada haksz cemiyet ierisinde bir kymet ifade ediyorsa ayet onlar takdir hak eden

dostlarndan takdirlerini saknp cimrilik yapmamal yada sahiplendikleri kimseleri bakalarn muallakta brakacak lde sahiplenmemelidirler. Unutulmamal ki bu yolculukta kimse malik deildir; olsa olsa arada bulunan tevzi memurlar vardr ve bu memurlar gerek takdirlerinde gerekse de vazife tevzilerinde malikiyet duygusuna kaplmamal takdir ve tevzilerinde kimilerine cmert kimilerine de cimri davranmamaldr. Hakeza insanlar zerinde meru ortamlarda dahi- gelii gzel tenkit ve deerlendirmelerden de kanmal bu tr ifadelerinin arkadan gelenler tarafndan rasih bir hkm olarak alglanabileceinin farknda olmaldrlar. Ayrca kollektif uur ve birlikteliin en gzel yaand bir ortam olan meveretten hi bir zaman ayrlmamal ben ve bana tannan yetkinin meru snrlar yada hzl ve manevra kabiliyeti yksek mualece deyip ferd hareket ederek tevhid ruhunu zedelemekten de son derece saknmaldrlar. nde grnenlerin dikkat etmesi gereken bir dier husus ise tevzi srasnda insanlar kendi (nde grnenlerin kabiliyetlerini kastediyorum) bilgi tecrbe ve yetenekleri seviyesinden deerlendirip onlar yetersiz grme ve arlkl olarak daha becerili grdkleri yada sempatik ve iletiimini kolay bulduklar insanlarla i yapma eilimine kaplma ihtimalleridir. Bilgi tecrbe ve yetenek vs. elbetteki nemli kriterlerdir lakin tek geer ake deillerdir. Eer illaki bir geer akeden bahsedilecekse o tabii ki ihlas olacaktr ve ona da kimin sahip olduu hakk ile bilinemez. te yandan gaflet etmemek gerekir ki nde grnenlerin bir vazifesi de adeta yeni yrmeye balayan ocuu arkasndan daima onu tevik eden ve kollayan bir baba gibi ilerinde temiz duygular tayan fakat bunlar gerei gibi sosyalize edemeyen arkadalarn hizmete kanalize etmek onlarn noksanlarn ikmal etmek ve onlara da kervanda bir yer vermektir. Aksi halde bu hizmet bir hususi yetenekliler kulbne dner ki Allah'n rzasn hedefliyen bir kervana byle bir gmlek bimek byk bir zulm olur. Zira mslman cemiyet zenci kle Bilal ile o kleyi azatlyan saygn tccar Ebu Bekr'in radyallah anhum ecmein- ayn sofraya ayn saygnlk ile beraberce oturabildikleri bir cemiyettir ve mslman bir sosyal dzeni sair sekler sistemlerden ayran en belirgin zellik belki de budur.

Btn bunlardan sonra ayet bir hizmet eri bir kardei yada bir bynden itimai ihlas zaviyesinden bir zuhle maruz kalrsa o da kusurlar grmeme dsturuna bal kalmal bu zuhlde bir kasdn olmadn ynnde hsn- zan ile memur olduunu bilmeli ve bu zanna gnlden inanmal belki yerince ve usulnce baz hususlar ifade etmeli btn bu meselenin kendisi asndan bir imtihan olduunu bilerek hayr- mahz olan ittifaktan yana olmal ve meselenin zm adna dua etmelidir. Unutulmamaldr ki Cenab- Hakkn rzas mutlak manada bir i yapmada deil bilakis ihlasta yada ihlasla i yapmaktadr. Sonra Kur'an'n ifadesi ile arzullah genitir; hakeza hizmet kalemleri de genitir ve kii bir kardeine tebessm ve rfk ile muamele ederek dahi hizmet edebileceinin farknda ve uurunda olmaldr. Takdir toplayan ve beenilen deil bilakis ihlasl olan yada olmayan amel asldr. tima ihlasa ait ikinci bir dstur ise stad Hazretlerine ait yeni bir terminoloji ile kendisini ifade etmektedir: Fen fi-l-ihvn. stad Hazretleri tasavvuftaki fen fi--eyh ve fen fi-r-rasl tabirlerini alp kendi meslei olan halliye meslei ve hllet merebinde Fen fi-l-ihvn dsturuna inklab ettirmi ve hizmet erlerinin kardelerini eref beenilir olma makam takdir vg tevecch ve maddi menfaat konularnda kendilerine tercih etmeleri gerektiini; onlarn meziyetlerini adeta kendilerine ait bir meziyet gibi grerek onlarn faziletlerini kendi faziletleri olarak addetmelerini hatta bu fazilet ve meziyetler karsnda nasl kendileri bir fazilete mazhar olduklarnda Rabbilerine kr ile geriliyorlarsa ayn kr duygular ile ahlanp kardelerinin bu meziyetleri iin de Rabbilerine kr etmelerini ksacas kardelerinde fn olmalarn salklamtr. yleki byle bir fen yarnda her bir karde dierinde fni olup cem'iyyeten tefan srrna ererler ve stadn ifadeleri ile kendi hissiyat- nefsaniyelerini unutup kardelerinin meziyyat ve hissiyatlar ile fikren yaar hale gelirler. Bu tefan yolculuunda dikkat ekilmesi gereken bir dier nokta da stadn Hllet ise en yakn ve en fedkar arkada ve en gzel takdir edici yolda ve en civanmerd karde olmak iktiza eder.' dsturudur. Dikkat edilirse stad Hazretleri bu cmlede sadece takdir edici yolda deyip gememi bilakis en gzel kaydn

derek ifade etmitir. Bu belki de u demektir: Kardeleri mcerred manada yaptklar gzel amellerinden dolay vmenin her zaman iin ayan- takdir bir davran olduunu zannetmeyiniz. Zira bazen olur ki Rahman Rab kardeinizi bir gzel amele erdirip onu adeta sivri bir kurun kalem ucunu anmsatan ihlas dann en u noktasnda ayak parma ucunda arz- endam etme gzelliine mazhar klabilir. te bu gibi durumlarda onu vmek o nazik durumdaki kardeinize iddetli bir rzgar estirmek manasna gelebilir. Belki bu tr durumlar mahede ettiinizde bir sessiz kr ile gemek yada takdir duygularnz ayet menfaatdar olacaksa- gyabta ifade etmek dolaysyla takdir edici yolda deil belki en gzel takdir edici yolda olmak gerektir. hlas ve ihlas- tm ile alakadar btn bu hususlar gzden geirdikten sonra stad Hazretlerinin Bu Lem'a laakal her onbe gnde bir defa okunmal.' tembihinin ne kadar gereki olduunu hatrlatmaya gerek yoktur zannediyorum. Zira 20. Lem'aya serlevha yapt hadisin beyan ile Btn insanlar helak olmu onlar ierisinde ancak bilgi sahipleri kurtulmutur. Bilenler de helak olmu; lakin onlar ierisinde bildikleri ile amel eden bilgilerini pratize edenler kurtulmutur. Bildikleri ile amel edenler de helak olmu; ancak onlar ierisinde bildiklerini ihlas erevesinde hayata tayan kimseler kurtulmutur. Size son bir ey diyeyim mi ? hlasl olanlar da ihlasn tad incelikler gerei her zaman iin onu kaybetme ve dolaysyla da btn davay kaybetme gibi byk bir tehlike ile kar karyadrlar.' Bir hatm-i kelama vasl olacak olursak gelin benim de cevabn bilmediim bir azim suali vicdanlarmza tevcih ettirelim: Ahirzamann dehetli savlet ve bid'alar neticesi maneviyatlar travmal hale gelmi biz zedeli ruhlarn ahiret adna tadklar tek mit ve sermaye ierisinde bulunduumuzu dndmz ahs- manevi ve onun sevap havuzundan istifade ise; ve yine bu havuzdan istifade art itima ihlas dsturlar zaviyesinden yaamak ve kardelerde fn olmaksa; bu art yerine getirememek srlarn aa dkld o gnde havuzdan istifade edememek anlamna m gelir ? Eer yle ise o zaman halimiz nice olur!

RADEDEN VAZGEENLER
Nur Klliyatnda geen, Cz'-i ihtiyrden dahi vazgeip, iradei lhyeye iini brakma meselesi iki trl deerlendirilebilir; birisi bizlere gre, dieri Allahn sekin kullar olan byk mritlere gre. Biz irademizden yle vazgeebiliriz: Nefsimizin istekleri Allahn rza izgisine ters dtnde, irademizi nefis hesabna deil Allah namna kullandmz taktirde irademizden vazgemi oluruz. Kendi havl ve kuvvetinden teberri edip, Cenb- Hakk'n havl ve kuvvetine iltica etmeyi de benzer ekilde deerlendirebiliriz. La havle ve l kuvvete ill billah hkmnce, havl ve kuvvet ancak Allahndr. Her mahlukuna hayatn devam ettirmesi, rzkn bulup dmanlarndan korunmas iin gerekli kuvveti ihsan etmitir. Biz de g ve kuvvetimizi bu manada deerlendirmeli ve bunlar nefsimizin heveslerinde deil, Allahn raz olduu sahalarda kullanmalyz. O zaman, bu g ve kuvvetin bizim olmadn bilmemiz ve yerinde kullanmamz cihetiyle ondan teberri etmi oluruz. Czi iradesini rza istikametinde kullandktan sonra, Benim g ve kuvvetim ancak bu noktaya kadar gelebilir. tesi ancak Cenb- Hakk'n havl ve kuvvetiyle gerekleebilir. diyerek Allaha iltica eden insan tevekkln hakikatine ermi olur. stat hazretlerinin Yirmi nc Szdeki u ifadeleri konumuza aklk getirmekte ve czi iradeden vazgemenin onu enaniyet namna deil, Allahn emirleri istikametinde kullanmak olduunu aka ortaya koymaktadr. O cep fenerini yere arptm, krdm.

O cep feneri ise, hodbn ve bildiine itimad eden ve vahy-i semvyi dinlemeyen enniyet-i insaniyedir. Bizler de, Allahn inayetiyle, czi irademizden bu manada vazgeebilir, onu Kurann emrettii gibi kullanabiliriz. Bir ie teebbs ederken irademizi meru izgide tutup neticeyi Allahtan bekleyerek Ona tevekkl edebiliriz. stat gibi byk zatlarn iradeden vazgemeleri biraz daha farkldr. Kader Risalesinde manen terakki etmeyen avam iinde kaderin cay- istimali var.. denilerek bunun nasl olaca anlatlm, ancak manen terakki edenlerin kader anlaylarna temas edilmemitir. te o bahsedilmeyen ksm konumuzla yakndan ilgilidir. Cenb- Hakkn yaratt hangi varla baksak mam Gazzali hazretlerinin Daire-i imknda daha ahsen yoktur hkmn btn kalbimizle tasdik ederiz (Muhakemat, Birinci Makale) . Allah, gnei bylece yaratmay irade etmi ve yaratm; bundan daha mkemmel bir gne tasavvur edebilir miyiz? Onun yla yolumuzu grmemize yardm eden gzmz dnelim, bundan daha harika bir gz hayal edebilir miyiz? Ana rahminde geirdiimiz safhalar dnelim. O dokuz aylk dnemde her ey lh irade ile tanzim ediliyor ve sonunda her organ mkemmel bir bebek dnyaya geliyor. Her neye baksak Bu dnya hayatnda en mkemmeli ancak bu olabilir. hkmn rahatlkla veriyoruz. te o byk zatlar bu hakikati kemaliyle bildikleri ve kalplerine olanca berraklyla yerletirdikleri iin, btn ihtiyar fiillerinin de lh irade ile tanzim edilmesi iin Allaha yalvarmlar ve btn ilerinde Bizim uurumuzda mcahede edenlere gelince, elbette biz onlara yollarmz gsteririz . (Ankebt Sresi, 69) ayet-i kerimesine

mazhar olmak istemilerdir. Btn organlarn ve duygularn lh isimlerin bir tecelliler manzumesi olarak gren kimse, kendinde varlk namna bir ey bulamaz ki, enaniyete kaplsn; benim kuvvetim, benim ilmim, yahut benim malm, benim servetim diyebilsin Byle bir insan, bir i yapmay arzu ettiinde, lh ilham ve ikaz bekler. Yaptndan hasl olan neticeleri kendi nefsine vermez. lh ilhamla yapt ileri yine birer lh ihsan bilir. Hz. Mevlna bu bahtiyar kiilerin hallerini yle bir misl ile aklar: Denizde iki varlk dnnz. Birisi bir insan; kula atyor, yzerek sahile ulamak istiyor. Dieri ise bir tahta paras. Bu ikincinin btn hareketi denizdendir, kendinden deil. Fenafillah makamna ermekle kendi iradesini Hakkn iradesinde fani eden ve lh ilhamla hareket eden zatlarn da btn ileri Haktandr, kendi nefislerinden deil. Yine bu Hak dostlarndan brahim Hakk hazretleri Tefvizname isimli mehur manzumesine, Hak erleri hayr eyler, Zannetme ki gayr eyler, Arif an seyreyler. diye balar ve her ktay, Mevl grelim neyler, Neylerse gzel eyler. diyerek tamamlar. Tefviz, tevekkln daha ileri derecesidir. i, bir bakma,

tamamen Allahn hikmet ve rahmetine havale etmek demektir. Elbette ki, bu teslimiyet, kinatta cereyan eden lh kanunlara muhalefet ederek, ekmeden bime manasnda deildir. Nefsin terbiyesi, kalbin inkiaf, ruhun terakkisi ve hissiyatn ulvilemesi gibi konularda insann kendi aczini idrak ederek, Ben bunlar baarmaktan acizim, benim sahibim ve Rabbim olan Allah ne dilerse en iyisi odur.diyerek lh rahmet ve hikmete tam bir teslimiyet gstermesini ifade eder. Byle bir ruh, kendi iradesi dnda bana gelen bela ve musibetleri de rza ile karlar. Gece ve gndzn ayr ayr faydalar olduunu dnerek, cell tecellilerinin de ceml tecellileri gibi gzel olduuna btn kalbiyle inanr ve Kahrn da ho, ltfunda ho. diyebilme makamna erer. te stat Bedizzaman hazretlerinin Ben kaderin mahkumuyum. ve Kaderin her eyi gzeldir. gibi ifadelerini, sebepleri terk etme olarak deil, onun yksek makamnn bir neticesi olarak deerlendirmek gerekir. stat hazretleri, Krk sene hayatmda otuz sene tahsilimde yanlz drt kelime ile drt kelam rendim. buyuruyor ve bu drt kelamdan birincisini Ben nefsime malik deilim eklinde belirliyor. Ve devam ediyor: Malikim kinatn malikidir. Burada verilen temel mesaj udur: Kinat kimin ise ben de onunum. Ne gzm benim, ne kulam. Ne ruhumu ben elde etmiim, ne hafzam. O halde bunlarn tamamn emanet bilip, btnn kinat malikinin rzas dairesinde kullanmakla mkellefim. Gz benim ahs malm deil, Allahn mlk. yleyse, bu gzle dilediim eylere bakamam, baklarm helal dairesinde ve hikmet zere olmaldr. .. Biz de btn organlarmz ve sfatlarmz byle deerlendirmek

durumundayz. stat hazretleri insann czi iradesini de bu ekilde deerlendiriyor ve yle buyuruyor: Senin yolunda o cz'-i ihtiyrden vazgeiyorum ve enaniyyetimden teberri diyorum. Bu cmlede geen enaniyetten teberi ifadesi ok nemlidir. Demek ki, czi ihtayarden vazgemek, hibir ie teebbs etmeden Olacak neyse olur. deyip beklemek deil, arzu ettiklerimizi nefis ve enaniyete kaplmadan, sadece Allah namna ve Onun hesabna istemektir. te yandan, kendi irademize hi i dmeyen saysz iler de var. Bamza imtihan yollu gelen belalardan, evremizde ve tabiatta vuku bulan lh icraatlara kadar btn iler Allahn iradesiyle tayin ve yine Onun kudretiyle yaratlmaktadr. Bunlar hakknda bize den grev stat hazretleri gibi Kaderin her eyi gzeldir. Diyerek, bilemediimiz gizli hikmetler zerinde ileri geri konumayp, brahim Hakk Hazretleri gibi, Deme niin bu byle, Yerindedir ol yle Var sonunu seyreyle Mevla grelim neyler, Neylerse gzel eyler. Diyerek, stadn Pencerelerden seyret, ilerine girme. tavsiyesine aynen uymaktr. Kald ki, kaderin her eyinin gzel olduunun saysz rnekleriyle i ie yayoruz ve evremiz bu tecellilerle epeevre sarl. Sadeci iki rnek vermekle yetinelim:

Gzlerimizin eklini, yerini, saysn, bykln ve grevlerini Allah takdir etmitir. Bunlarn hepsi gzeldir. Yer kremizin de bykln, kara-deniz olarak taksimini, iki farkl hareketindeki dn hzlarn ve eimini de yine Allah takdir etmitir; bunlarn da hepsi gzeldir. Byle saysz gzellikleri grdkten sonra, aklmzn ermedii, hissimize ters den olaylarn da mutlaka bilemediimiz nice gzellikler tadna inanmamz, Allahn Alm, Hakm, Rahm ve dil olduuna imanmzn bir gereidir. Byle bir bak hakknda Peygamber Efendimiz yle buyururlar: Allaha hsn- zan ibadettir. Tevekkl konusunda yanl bir deerlendirmeye girmemek iin Yirmi nc Szdeki u tarifi yeniden hatrlayalm: Tevekkl, esbb btn btn reddetmek deildir. Belki, esbb dest-i kudretin perdesi bilip riyet ederek; esbba teebbs ise, bir nevi du-i fiil telkk ederek; msebbebt yalnz Cenb- Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibrettir. Szler, Yirmi nc Sz

R TEFSR, CFR LM VE BEDZZAMAN


1.1. Kurann En nemli Mucizelerinden Biri Lafzndaki Cmiiyyettir
Bilindii gibi Kuran- Kerimin btn ayetleri bize nakledili itibariyle mtevtirdir ve kesindir (lafzan kat); ancak manaya delaletleri asndan Kuran bir okyanus gibidir. Kuran, btn

asrlara ve btn insan tabakalarna hitap ettiinden kulland kelimelerin btn bu muhataplara ynelik manalar ve kinatla alakal btn ilimlere dair iaretleri kendisinde toplamas gerekir (lafzndaki camiiyyet). Nitekim Kurann kelimelerinin birden fazla manalarn Arapa limleri Arap Gramerinin temel bilimleri olan Sarf ve Nahiv ilimlerine gre; belgat1 limleri ise bu ilmin temel dallar olan mani2, beyan3 ve bedi4 ilimlerinin kanunlaryla aklamlardr. Bununla birlikte yukarda saylan Arapa ilimleri asndan doru ve belgat ilimleri kurallarna uygun olmak ve de slam dininin temel esaslar ile muhalif dmemek artyla, Kurandan alnan btn mana ve vecihler makbuldr. Bunun en byk delili, itihad derecesine ykselen mm- Azamlarn ve mm afiilerin; Kuran tefsir eden binlerce Fahreddin Rz ve Kurtubi gibi mfessirlerin; mm Gazali, mm Mtrid ve mm Eari gibi usuluddin tabir edilen Kelm limlerinin ve de Kuran nasl anlayacamza dair tefsir, tevil ve delalet kaidelerini inceleyen Pezdevi, mml-Haremeyn ve Molla Husrev gibi usulul-fkh allamelerinin Kurandan kardklar manalar bunun en byk delilleridirler.5 imdi Kurann lafzndaki camiiyyeti aklamas bakmndan iki noktay aklamak durumundayz.
1.1.1. Resulllahn Konuyla lgili Hadisi

Peygamber Efendimiz = Kuran yedi harf zerine indirilmitir. Kurann zahiri, batn, haddi, muttala vardr. hadisiyle Kurann mana zenginliine iaret eder. Bunu dier hadis ile de birletirirsek mana "Herbir yetin mana mertebelerinde bir zahiri, bir btn, bir haddi, bir muttala vardr. Bu drt tabakadan her birisinin (hadse "cn ve gusn" tabir edilen) fruat, iarat, dal ve budaklar vardr"6 eklini alr. Hadiste belirtilen zahir, batn, had, muttala ifadeleri hakknda baka yorumlar da vardr. Bedzzamana gre Kurann lafzlar yle bir tarzda vaz'edilmi ki, herbir kelmn, hatt herbir kelimenin, hatt herbir harfin, hatt bazan bir sktun ok vcuhu bulunuyor. Herbir muhatabna ayr ayr bir kapdan hissesini verir7

imidi bu kelimeleri teker teker aklayalm: Zahir: Ehl-i ilme gre ak olan manadr. Nitekim ou fkh ve tefsir kitaplarndaki manalar buna dhildir. Elbette ki Kurann muhkemat tabir edilen ve tevile ihtiya duymayan ayetleri de byledir. Bunu tilavet ve lafz ile ve hatta Kuranda zikredilen kssalarn zahiri nceki mmetlerin helakini haber vermek ile tevil edenler de vardr. Btn: Erbab- hakikatn muttali olduu srlar manasndr. Ancak bunu da Kuran anlama ve hatta Kuran kssalarnn bakalarna ibreti ifade etmesi olarak da deerlendirmilerdir. Hadd: Bunu helal ve haram yahut Kurann ulalabilecek nihai manalar ve srlar olarak aklayanlar olmutur. Bazlar ise Hadd-i muttala beraber kullanarak Kurann en derin ve zor manalarnn bile mutlaka bir izah vechi ve yolu olduuna iaret eder demilerdir. Muttala: Vaad ve vad gibi srlara iaret eder diyenler olduu gibi, Cenab- Hakkn yce kitabnda tenezzlat- ilahiye kabilinden kullarna olan tecellisi eklinde aklayanlar da olmutur. Bazlar da nzul- sa gibi ancak Allahn bildii srlar eklinde aklamlardr.8 cn ve gusn: Bu kelimeleri en gzel aklayan ise yine Bedzzaman olmutur: Bunlar hadse "cn ve gusn" tabir edilen fruat, iarat, dal ve budaklar manasnadr.9 Kuran zahiri ve batnyla bir btndr. Nasl ki lafz ve mana bir ve beraber mtalaa edilir; insan ceset ve ruhuyla mkemmel bir sistem oluturur. Onun gibi, Kurann zahir ve batn manalar da muazzam bir btnlk iindedir. Sadece zahire veya batna bakmakla Kuran hakkyla anlayamayz. Zerkenin ifadesiyle Zahiri iyi bilmeden batna ulalamaz. Ulatn syleyen, kapy gemeden evin ortasna ulatn iddia edene benzer.

Kurann sadece zahirine gre hkm vermek Zahirilik mezhebini, sadece batnna dikkat etmek Batnilik ekoln, zahiri kabulle beraber ince batni manalar grmeye almak da r Tefsir mektebini netice vermitir. Byk Mfessir Hamdi Yazr yle der:phe yok ki Kuran apak bir Arapa ile inmitir. Kurann dili, bilmece ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade deildir. Ve phe yok ki nasslarda asl olan, bir karine-i mnia olmadka, zahiri zere hamlolunmaktr. Bununla beraber, Kurann mml-Kitap olan muhkematnn yannda 'hafi, mkil, mcmel ve mteabihat; hakikat, mecaz, sarihi, kinayesi, istiaresi, temsili, tanssi, ms, belgatnn nkteleri, tarizleri, telmihleri remizleri' de vardr. Btn bunlarda en ak olan mana maksud olmakla beraber, mstetbeat- terakib denilen ve tli derecede matlup olan nice ifadeler de vardr... Herhalde zahirilikte ifrat etmek de, batnilikte ifrat etmek kadar zararldr. Eer Kurn'n tamam muhkem olsayd, bu sefer hem tasdik hem de amel yn ile Kurn'la snama hikmeti szkonusu olmazd. nk Kurn'n anlam aka ortada olacak olsayd fitneyi aramak ve Kurn'n tevili peinde gitmek maksad ile onu tahrif etmeye ve mtebihlere sarlmaya imkn bulunmazd. ayet btnyle mtebih olsayd, bu sefer Kurn'n btn insanlar iin apak ve bir hidayet olmas szkonusu olmazd. Gereince amel etmeye de imkn bulunmazd. zerine salam bir akde bina edilemezdi. Fakat yce Allah hikmetiyle onun bir ksm yetlerini muhkem olarak indirdi. Mtebih grlen yetlerin aklanmas iin bu muhkem yetlere bavurulur. Dier yetler ise kullara snav olmak zere mtebihtirler. Bylelikle imannda samimi olanlar ile kalblerinde erilik bulunanlar birbirinden ak bir ekilde ayrlm olur. mannda doru ve samimi olan bir kimse Kurn'n btnyle yce Allah tarafndan geldiini kesinlikle bilir. Allah tarafndan gelen hereyin hakkn ta kendisi olduunu, onda btl diye bir eyin ya da elikinin bulunmasnn imknsz olduunu kesin olarak bilir. nk yce Allah yle

buyurmaktadr: "nnden de, arkasndan da batl ona eriemez. (nk o) hikmeti sonsuz, her hamde lyk olan tarafndan indirilmedir." (Fussilet, 41/42); "Eer o Allah'tan bakasndan gelseydi elbette iinde birbirini tutmayan birok eyler bulurlard." (en-Nis, 4/82) Kalplerinde erilik bulunan kimseler ise, mtebihten hareketle muhkem buyruklar tahrif etmeye yeltenirler. Haberler hakknda phe uyandrmak iin hevlarna tabi olmaya, hkmlere kar byklenmeye kalkrlar. Bundan dolay akide ve amelleri itibariyle sapk kimselerin, ou zaman bu sapklklarna bu tr mtebih yetleri delil gsterdiklerini grrz.10
1.1.2. slam Nazar Hukuku (Usulul-Fkh) lmindeki Lafzn Manaya Delaleti le lgli Kurallar

Biz burada btn slami limler ve belgat ilimlerindeki Kurann manalarnn bu drt mertebesini ve de bu drt mertebenin de fruat, iarat, dal ve budaklarn aklama imknmz mevcut deildir. Fakat misal olmas asndan usulul-fkh ilmindeki delalet ekillerini zetleyeceiz. Kur'an- Kerim ve hadisi eriflerdeki er' naslardan hkmlerin nasl istinbt edildiini anlayabilmek iin limlerin, Arabann ifade tarzlarndan veya er' hkmler ve onlarn illetlerinden, eriatn esaslarndan ve naslardan anlalan kll esaslardan istifade ederek bir takm Kurandan hkm karma kurallarn bilmek gerekmektedir. Bunlar er' naslann anlalmasnda riayet edilen kaideler halindedir. nk lafzlar kapallk ve aklkta ayn derecede deildir. Onun iin lafzlarn manaya dellet yollan, mm, has ve mterekin mdll, tevil keyfiyeti; atfn mugyarat gerektirmesi; emrin vcub ifade etmesi, nehyin haram ve yasaa dellet etmesi gibi hususlarda bu dil kaidelerine mracaat edilir:
1.1.2.1. Birinci Kaide: Nassn er' Hkme Dellet Yollar

Hanefler lafzn manaya delalet yollarn drt ksma ayrmlardr. Bunlar: Nassn ibaresi, nassn iareti, nassn delaleti ve nassn

iktizasdr. "Nass" dan maksad, manas anlalan Kuran veya hadis lafzdr. 1.1.2.1.1. Nassn baresi "Nassn ibaresi" demek, szn kendisinden kastedilen manaya delalet etmesi demektir. Yani ister asl ister ikinci derecede kastedilmi olsun kelimeden hemen anlalveren manadr. er' naslardan her birinin ibaresinin delalet ettii bir mana vardr. Bu ya kelimeden bizzat kastedilen manadr -ki asl kastedilen budurveya asl olmayp tbi (ikinci derecede) olarak kastedilen bir mana olur. te buna "tebe mana11 denir. Bu ikisi arasndaki fark u misallerle ortaya kacaktr: "Allah al-verii helal faizi haram kld"12 ayet-i kerimesinin bir asl kastedilen manas vardr ki bu al verile faizi ayrmaktr. nk ayet-i kerime yine Kur'an- kerimin naklettiine gre "al-veri de faiz gibidir" diyen cahiliye insan ve Yahudilere cevap vermek iin nazil olmutur. Bu ayetin teb'an kastedilen baka bir manas daha vardr ki bununla asl kastedilen mana anlatlmak istenmektedir. te o "al-veriin helal faizin haram olduunu" ifade etmektedir. Her iki man da murad edilmitir. Ancak birinci mana asl ikinci mana tebe'dir. Kur'an- Kerm ve snnet-i erifede ter' iin varid olan naslarn ekseriyeti "ibrat'n-nas" yolu ile hkmlere delalet eder. Mesel "Akidleri tam ifa ediniz"13 ve "Satc ve mteri ayrlmadka muhayyerdirler" hadisi erifi bu kabildendir. Nassn ibaresinin delleti haric mnialardan tecerrd ettii zaman kat' hkm ifade eder. Buna gre eer nass tahsis edilmi mm ise dellet zann olur, kat' olmaz. 1.1.2.1.2. Nassn areti Bu szn ne asaleten ne teb'an maksud olmayan lakin szn bizzat ifade etmek iin sylendii manann yani lafzdan ilk anlalan manann lzm olan bir manaya dellet etmesidir. Ve nassn, szn siyakndan maksud olmayan, dorudan

kastedilmeyen bir manaya delleti, ibare ile deil iaretle olur. te bu mana iltizam yani nassdan ilk bakta anlalan asl hkm iin lzm olan bir manadr14. Mesel "Oru gecesinde kadnlarnza yaklamak size helal klnd"15 ayeti ibaresiyle ramazanda fecre kadar gecenin her cznde mnasebette bulunmann mubah olduuna, iaretiyle de oru halinde cnp olarak sabahlamann caiz olduuna dellet eder. nk fecre kadar mnasebetin mubah olmas kii cnp iken fecrin zerine domas demektir. te bu mana ayetin siyaknda maksud deildir, ancak bu, maksud olan mana iin ayrlmaz bir manadr. barenin delleti ile iaretin delleti tearuz ederse, ibaresiyle sabit olan hkm iaretiyyle sabit olan hkme tercih edilir, nk o daha kuvvetlidir. Mesel "Ksas size farz klnd"16 nass ibaresiyle amden ldrene ksasn farz olduuna dellet ederken "Amden adam ldrenin cezas cehennemde ebed kalmaktr"17 nass da iaretiyle uhrev ceza ile iktifa edilerek ksasn terkinin caiz olduuna dellet etmektedir. Ancak birinci hkm takdim edilerek ksas tatbik edilir. aretin delleti de ibarenin delleti gibi kat' hkm ifade eder. Bedzzaman bu nassn ibaresine manay-i sarh yani ak mana demekte ve bu kaideyi nassn iareti yani manay-i irsi ile birlikte yle kullanmaktadr: te o pek acib ve ok hazn halette iken, man ve Kurndan gelen bir mededle

yeti imddma yetiti ve gyet emniyetli ve selmetli bir gemi hkmne geti. Ruh, keml-i emniyetle ve srurla o yetin iine girdi. Evet, anladm ki: yetin manay sarihinden baka bir

manay rsi, beni teselli etti ki, sknet buldum ve sekinet verdi. Evet, nasl ki manay sarihi, Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselma der: Eer ehl-i dallet arka verip senin erat ve Snnetinden iraz edip Kurn dinlemeseler, merak etme! Ve de ki: Cenb- Hak bana kfidir. Ona tevekkl ediyorum. Sizin yerlerinize ittiba edecekleri yetitirir. Taht- saltanat hereyi muhittir. Ne siler, hududundan kaabilirler ve ne de istimdd edenler mededsiz kalrlar! yle de manay rsiyle der ki: Ey insan ve ey insann reisi ve mridi! Eer btn mevcdt seni brakp fen yolunda ademe giderse, eer zihayatlar senden mfarakat edip lm yolunda koarsa, eer insanlar seni terkedip mezaristana girerse, eer ehl-i gaflet ve dallet seni dinlemeyip zulmata derse, merak etme! De ki: Cenb- Hak bana kfidir. Mdem o var, herey var. Ve o halde, o gidenler ademe gitmediler. Onun baka memleketine gidiyorlar. Ve onlarn bedeline o Ar- Azm shibi, nihayetsiz cnd ve askerinden bakalarn gnderir. Ve mezaristana girenler mahvolmadlar, baka leme gidiyorlar. Onlarn bedeline baka vazifedarlar gnderir. Ve dallete denlere bedel, tark- hakk takib edecek mut kullarn gnderebilir. Mdem yledir, o hereye bedeldir. Btn eya, birtek tevecchne bedel olamaz! der.18 1.1.2.1.3. Nassn Delleti Bu, lafzn ibare veya iaret yolu ile deil de hkmn sebebi veya illeti yolu ile dellet etmesidir. Mesel, iki hdisenin hkmn illetinde ortak olmas veya nassn skt ettii meselenin hkm, sylediinden daha ak olmas ve bunun kyasa veya itihada ihtiya duymakszn lafzdan anlalmas gibi. Buna hitabn fahvas yani gaye ve maksad denir. mm afi bunu cel kyasdan sayar ve afilerce buna "mefhmu'l-muvafaka" denir. Bu dellete "nassn delleti" denir. nk bununla sabit olan hkm nassn ibaresi ve iaretinde olduu gibi sadece lafzdan anlalmaz bilakis bu dellet ancak hkmn ment ve illeti vastasyle anlalr.

Mesela: "Onlara "f bile deme onlar azarlama"19 ayet-i kerimesi ibaresi ile aka f demenin haram olduuna dellete eder. nk bu onlara eza vermektedir. Yine bu nass dellet tariki ile de onlara vurma, svp-sayma, a brakma gibi muamelelerin haram olduuna dellet etmektedir, zira bunlar "f" demekten daha ar eza verir. nk "f demenin nehyedilmesinden, ana-babaya bundan daha ok eza veren eylerin nehyedilmi olmas dil bakmndan pekl anlalmaktadr. O halde nassn skt getii meselnin hkm, sylediinden daha aktr. Zira illet birincisinde ikincisinden daha kuvvetlidir. Bedzzaman bu kural da Rislae-i Nur Klliyatnda kullanmakta ve buna tark-i evl tabr etmektedir. Bu ztlar bir fiilinde cem etmek, ancak kudreti hadsiz bir Sni-i Kadire mahsustur. Hlsa: Herbir fkra, tek bana htem-i Ehadiyeti izhara kfi olduu takdirde, fkralarn heyet-i itimyesi pek zhir bir tark-i evl ile htem-i Ehadiyeti gsterir.20 1.1.2.1.4. Nassn ktizas Szn er'an muteber olabilmesi iin takdir edilmesine ihtiya duyulan lafzdr. Bu dellete iktiza denilmitir, nk iktiza, taleb etmek ve istemek manasnadr, sz er'an doru ve sahih olmas iin o mukadder manay taleb eder. Bunun misali "mmetimden hata, nisyan, unutma ve ikrah kaldrlmtr" hadisi erifidir. Bu nass lafz ve ibaresiyle hata, unutma ve ikrahn bu mmetten kaldrldna dellet eder ki bu selim bir mana deildir, nk fiil olduktan sonra kalkmaz. O halde ibareyi dzeltmek iin mutlaka bir ey takdir etmek lazmdr ki ite bu "gnahn veya hkmn kalkmas"dr. Yani hatann, unutmann ve ikrahn vebali kaldrlmtr demektir. "Gnahn kalkmas" iktiza ile anlalmaktadr. Bedzzamann bu kaideyi tevhide dair bir meselede kullanmasna en gzel misal udur:

Eer Kadr-i Zlcelle verilmezse; o vakit, o ksedeki toprakta, herbir iek iin manev, ayr, tabi bir makinesi bulunmazsa, bu hal vcda gelemez. nk tohumlar ise nutfeler ve yumurtalar gibi, maddeleri birdir. Yni: Mvellid-l m, mvellid-l humuza, karbon, azotun intizamsz, ekilsiz, hamur gibi halitasndan ibaret olmakla beraber, hava, su, hararet, ziya dahi, herbiri basit ve uursuz ve hereye kar sel gibi bir tarzda gittiinden, o hadsiz ieklerin tekilleri ayr ayr ve gyet muntazam ve sanatl olarak o topraktan kmas, bilbedhe ve bizzarure iktiza ediyor ki; o ksede bulunan toprakta, manen Avrupa kadar, manev ve kk mikyasta matbaalar ve fabrikalar bulunsun. T ki, bu kadar hayatdar kumalar ve binler ayr ayr nakl mensuctlar dokuyabilsin.21
1.1.2.2. kinci Kaide: Mefhmu'l-Muhlefet

Nassn mefhumu iki eittir: Mefhmu'l-muvfakat ve mefhumu'lmuhalefet. Mefhmu'l-muvfakat: Hakknda hkm bulunan bir eyin hkmne delalet eden lafzn, illette mterek olduklar iin, hakknda hkm bulunmayan bir eyin hkmne de dellet etmesidir. Mesel, "onlara f bile deme" ayet-i kerimesinin onlara vurmann da ncelikle haram olmasna dellet etmesi gibi. Bunun hkm, bu mefhum ile amel etmenin vacib olmasdr. nk o, hkme mantuktan daha mnasibdir. Mesktn anh mantuka msavi olduu zaman da hkm ayndr. Yetimin maln haksz yere yemenin haram olmasna msv olan onun maln telef etmenin de haram olmas gibi. Bu eit mefhum ile nassn ibaresi ayndr. Mefhumu'l-muhalefet: Hkm ak meselenin artlarndan biri bulunmad iin Kelmn hakknda hkm sabit olan meselenin hkmnn, hakknda hkm bulunmayan meseleden nefyedildiine dellet etmesidir. Mesel: "Zina eden kadn ve zina eden erkek, her birine yzer sopa vurun"22 ayet-i kerimesi mehfumu'l-muhalefet'i ile bu saynn

yzden ne fazla ne eksik olmasnn caiz olmadna dellet eder. "Onlara seksen sopa vurun"23 ayet-i kerimesi mehfumu'lmuhalefeti ile seksenden az ve ok olamayacana dellet eder. Bedzzaman her iki metodu da ayetin izahnda kullanarak yle demektedir: Hem netice ve kibetlerine iaret eden u yet, mefhum-u muvafk ile yle ferman ediyor: Ehl-i dalletin lmesiyle, semvat ve zemin, onlarn stnde alamyorlar. Ve mefhum-u muhlif ile dellet ediyor ki: Ehl-i mnn dnyadan gitmesiyle, semvat ve zemin, onlarn stnde alyor. Yni: Ehli dallet, madem semvat ve arzn vazifelerini inkr ediyor. Mnalarn bilmiyor. Onlarn kymetlerini iskat ediyor. Snilerini tanmyor. Onlara kar bir hakaret, bir advet ettiinden elbette semvat ve zemin, onlara alamak deil, belki onlara nefrin eder, onlarn gebermesiyle memnun olurlar. Ve mefhum-u muhalif ile der: Semvat ve arz, ehl-i mnn lmesiyle alarlar. Zira ehl-i mn ise; (nki) semvat ve arzn vazifelerini bilir. Hakik hakikatlarn tasdik ediyor. Ve onlarn ifade ettikleri mnalar mn ile anlyor. Ne kadar gzel yaplmlar, ne kadar gzel hizmet ediyorlar. diyor. Ve onlara lyk kymeti veriyor ve ihtiram ediyor. Cenb- Hak hesabna onlara ve onlar yine olduklar esmya muhabbet ediyor. te bu sr iindir ki, semvat ve zemin, alar gibi ehl-i mnn zevaline mahzun oluyorlar.24
1.1.3. Risale-i Nur tibariyle Netice

Bedzzamana gre, Kurn- Mucizl-Beyn; yetlerini, cmlelerini yle bir ekilde nazmetmi ve vazetmitir ki, her cihetten ihtimal yollar bulunsun ki, muhtelif fehimler ve istiddlar, zevklerine gre hisselerini alabilsinler. Binenaleyh ulm-u Arabiyyenin kaidelerine muvafk ve belgatn prensiplerine uygun ve ilm-i usle mutabk olmak artiyle, mfessirlerin birbirine muhalif olan beynat ve ihtimalleri; zamanlara,

tabakalara ve fehimlere gre murad ve cizdir diye hkmedilebilir.25 te Bedzzaman Hazretleri Sikke-i Tasdik-i Gayb adl eserinde, Kurann btn bu zelliklerini gz nnde bulundurarak ve de slami ilimlerde mevcut olan yukardaki kurallara uyarak yle demektedir: "Kur'an hakknda nzil olan baz ayetler, fer' bir tabakadan ve bir mana-y rsiyle de Kur'an ile mnasebeti ok kuvvetli bir tefsirine bakmak, e'nine bir nakse deil, belki o lisan-l gaybdaki i'caz- manevsinin muktezasdr." Dikkat ederseniz Bedzzaman Kurann iaret ettii fer tabakalardan biri ve iaret manasyla Kuran Risale-i Nur gibi bir Kuran tefsirine iaret ediyor diyor.26 Buna en gzel misal Nur Ayetidir. Geliniz Bedzzamann konuyla alakal izahlarn dinleyelim: Risale-i Nur dorudan doruya Kur'n'n bhir bir brhan ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem'a-i i'caz- mnevsi ve o bahrin bir rehas ve o gnein bir u ve o mden-i ilm-i hakikattan mlhem ve feyzinden gelen bir tercme-i mneviyesi olduundan onun kymetini ve ehemmiyetini beyan etmek Kur'n'n erefine ve hesabna ve sensna getiinden, elbette Risale-i Nur'un meziyetini beyan etmeklii, hak iktiza eder ve hakikat ister, Kur'n izin verir. Benim gibi bir tercmann hissesi yalnz krdr. Hibir cihetle fahre, temeddhe, gurura hakk yoktur ve olamaz. Gelecek yetlerin irtna bu nokta-i nazarla bakmak gerektir. Yoksa beni kendini dnen biri olarak ittiham edenlere hakkm hell etmem. Tevfukla iretler eer mnsebat- mneviyeye dayanmazsa ehemmiyeti azdr. Eer mnsebet-i mneviyesi kuvvetli ise, bu onun bir ferdi, bir msadak hkmnde olsa ve mstesna bir liyakat bulunsa, o vakit tevfuk ehemmiyetlidir. Ve o Kelmdan bunun irdesine bir emre olur. Ve ondan o ferdin husus bir surette dhil olduuna ya remz, ya iaret, ya dellet hkmnde onu gsterir. te gelecek yt- Kur'niyenin Risale-i Nur'a iaretleri ve tevfuklar ekseriyet ile kuvvetli bir mnasebet-i

mneviyeye istinad ederler.. Evet bu gelecek yetler onnc asrn hirine ve ondrdnc asrn evveline cifirce bakyorlar ve Kur'n ve man hesabna bir hakikata iaret ediyorlar. Ve medar- teselli bir "Nur"dan haber veriyorlar. Ve o zamann dallet fitnesinden gelen pheleri izle edecek Kur'n bir brhan mjde veriyorlar. Ve o iaretlere ve remizlere tam mazhar ve o vazifeleri bihakkn grecek Risale-i Nur gibi bir tefsir-i Kur'n olacak. Hlbuki Risale-i Nur bu mezkr noktada ileri olduu, onu okuyanlarca phesiz olmasiyle dellet eder ki; o yetler bilhassa Risale-i Nur'a bakp ona iret ediyorlar. Mesela bunlardan biri yet-in-Nur'dur ki, bunun mnaca ok tabakalar ve ok vecihleri vardr. Ve o tabakalardan ve vecihlerden ir ve remz bir vechi mnaca ve cifirce nurlu bir tefsiri olan Risle-in-Nur ve Rislet-nNur'a drt - be cmlesiyle on cihetten bakyor. Ve o tabakalardan ve o vecihlerden bir tabaka ve bir perde dahi mu'cizane elektrikten haber veriyor.27

1.2. r Mana ve r Tefsir


r mn, bir Kelmn dorudan deil, iaret olarak ince anlamlar tamasdr. Mesela, katld toplantdan erken dnen birine, Niin erken dnd sorulduunda Hava souktu, fazla kalamadm dese bununla hem maddi havann soukluunu nazara verebilir, hem de toplantdaki uygunsuz ortama dikkat ekebilir. Fkh limleri kyas yoluyla baz neticelere varrlar. ari tefsir mensuplar da istihrac ettikleri manalarla ibret alrlar. Mesela, Ona (Kurana) ancak tertemiz olanlar dokunabilir28 ayeti iin Nasl ki Kurana ancak temiz beden dokunabilir. Onun gibi, Kurann manalarn da ancak mttaki insanlarn temiz kalbleri zevkedebilir sonucuna ulamak gzel bir r manadr. Keza, inde kpek ve cnp bulunan eve melekler girmez29 hadisinden kibir ve hasedle kirlenmi kalbe de iman hakikatlerinin feyzi girmez sonucuna varmak isabetli bir yorumdur.

Kur'n- Kerim, anlalmak ve amel olunmak iin geldiini aka bildirmektedir. "Biz, Kur'n' anlalp t alnmas iin kolaylatrdk. t alan yok mudur?"30 Bu itibarla, nzle balamasyla birlikte anlalmas iin almalara da balanm; bu yndeki faaliyetler, ilk zamanlarda "te'vil", daha sonra genellikle "tefsir" adyla anlmtr. lk mfessir ve semav orijinine en uygun yorumlar getiren Hz. Peygamber'e ve vahiy atmosferini yaamaya mazhar olan sahabeye dayanan rivyet arlkl tefsire, sonralar ounlukla bu rivyetlere aykr dmeyecek ekilde akl, tefekkr ve her sahada gelien ilimlerin daha bariz bir tarzda devreye girmesiyle diryet tefsiri katlmtr. Bylece, itima tefsir, lgav tefsir, edebi, hukuki, fenni ve daha baka tefsir eitleri ortaya kmtr. Bunun yannda, usl bakmndan daha farkl ve daha hususi bir bak asn yanstan r tefsir ad verilen almalar da yaplmtr. Bu faaliyetler, kesintisiz devam etmektedir. Gazzal'nin deyiiyle bu durum, "Kur'n'n kysz bir umman"31 olduunun bir gstergesidir. Klsik kaynaklarmzda r tefsir geni bir alana amil olarak grlmektedir.32 Sonralar bu tefsir, sf veya tasavvuf tefsir olarak grnmeye balamtr. Konu ile ilgili literatr incelediimizde, iri tefsirin, tasavvuf tefsire mnhasr olmayp, tasavvuf tefsiri de iine alan daha kapsaml bir faaliyet olduunu gryoruz. Iar tefsire dellet eden birok yet vardr. Yusuf (a.s.), hdiseleri ve ryalar tabir ilmini Allah'n kendisine rettiini ifade eder.33 Gzlerini kaybeden babasnn gzlerinin kendi gmlei ile alacan bildirmesi ve dedii gibi olmas34 yine bu ilmin cmlesindendir. Onun bu ilim kesinlik bildirir.35 Hz. Yakub'un, (a.s.) Filistin'den, Msr'da bulunan olu Yusuf'un kokusunu almasn imknsz grenlere: "Allah'tan aldm ilimle ben sizin bilmediinizi bilirim"36 dediini reniyoruz. Bu yet ve zellikle Kehf Sresi 78-82. yetlerinde, Hzr'n, Hz. Musa'ya verilenden baka bir bilgiye sahip olduunu anlatan kssa, Allah'n baz kullarna ltfettii bir kavray ve lednn bir ilim olduunu aka bildirmektedir. Kehf Sresindeki bu kssa, ak ve tatbikatl

olarak bu lemde ve hayatta bilinen ve kefedilen eylerin tesinde bilinmeyen pek ok ey olduunu ispatlamaktadr. Ayrca Kur'n, iaretten anlamay aka tevik etmektedir: "Kesinlikle bunda iaretten anlayanlar iin nice ibretler (yt) vardr."37 Bedzzaman Said Nurs, r tefsiri deerlendirirken, zahir gibi btn ve mecazda da ifrat tehlikeli grr: "Her eyi zahire hamledip zahirlerin yanl mezhebini ortaya karncaya kadar tefrit etmek ne kadar zararl ise, her eye mecaz gzyle baktrp sonunda btnlerin batl mezhebini sonu verecek kadar ifrat sevgisi daha zararldr"38. O, byle derken, tabi ki r ve remz mny reddetmez, bilkis kabul eder ve bu konuda u aklamalar da yapar: "Bir ile ok uraan kimse, genellikle baka alanlarda bilgisiz olur. Bundan dolay, madd alanda fazla yorulan, maneviyatta zayflar ve sathi olur. Sadece zahir tefsir ile iktifa eden Kur'n'n dern anlamlarna nfuz edemez ve yapt i noksan kalr. Sarih mn, ounlukla bir tanedir ve bellidir. Aksi takdirde bu mnnn belirlenmesinde limlerin byk ounluunun tasvibi gerekir. Ama sarih mnnn altnda gizli olan r ve remzi mn byle deildir. Iar mn bir btn olup her aa mahsus ksmlar vardr. Bu adan, r mn, Kur'n'n yetiyle veya sarahatiyle elimek yle dursun, bilkis O'nun icaz ve belgatine hizmet eder. Dolaysyla, bu nevi iaretlere itiraza sebep yoktur." Bedzzaman'n, li Imrn Sresi (3) 64. yetindeki "Y Ehle'lKitb" ifadesi hakknda u orijinal tesbiti r tefsire rnek tekil etmektedir: "Y ehle'l-Kitb lafz, Ya ehle'l-Mekteb mnsn dahi tazammun eder"39.Onun, kez Bakara Sresi'nin ilk yeti hakknda, "Elif Lm Mm lisn- hliyle hem muarazaya meydan okur, hem mu'ciz olduunu iln eder"40 ynndeki tespiti de bu kabildendir. Elmal Hamdi Yazr da u tesbitleri yapar: Kur'n'n lisan lgaz ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade deildir. phe yok ki nususta asl olan mni bir karine bulunmadka zahiri zere haml olunmaktr. Bununla beraber u da muhakkaktr ki Kur'n'n mm'l-Kitb olan muhkemtnn yannda haf, mkil, mcmel

ve mtebihat, hakikat, mecz, sarihi, kinyesi, istiaresi, temsili, tensisi, ims, belatinin nkteleri, trizleri, telmihleri, remizleri de vardr. Btn bunlarda en vazh olan mn maksut olmakla beraber mstetbet-i terkib (satr aras mnlar) denilen ve tli derecede matlup olan nice ifadeler de vardr. Usl ilminde malum olduu zere zhirin zhir olmas ayn zamanda te'vil, tensis, mecz ihtimallerini kesmi olmak lzm gelmeyecei cihetle o zahire mnafi ve mnakz olmayarak maiyetinde baz ihtimallerle tli derecede birok iaretlerin anlalp istinbat olunabilmesi, muhkemtn vuzuh ve beynna aykr olamayaca gibi, bilkis lisan arabiy mbn olmasnn levazmndandr. Bundan dolay Kur'n'da hi btn, remiz ve m yoktur, demek doru olmaz. Elif Lm Mm, Kf, Nn gibi sre balarnda gelen harfler ne srette tefsir edilirse edilsin remz olmaktan hli denemez. Fakat Kur'n, O'nu gerei gibi dnmyorlar m? Eer Kur'n Allah'tan bakasna ait olsayd, elbette iinde birok tutarszlklar bulurlard esas zere elikiden beri, son derecede beli bir kelm olduu iin, zhiri ve btn arasnda aykrlk ve elikiden mnezzehtir. Haddi amamak artyla ondan zaman zaman vehb ve zevk olarak alnan tult ve ilhamlara nihayet tasavvur olunamaz."41 ihab'n dedii gibi bu kabil gizli iaretlerin Kur'n'n mu'cizelerinden olmas uzak bir ihtimal olarak grlemez.42. Maamafih mteabihat vadisi demek olan bu gibi nktelerden muhkemata aykr mnlar kartmaa kalkmak, Hurflik sapklyla Btnlik karanlna srklenmek demek olaca, bunun ise Kur'n'n zulmetten nra gtren ak beyanna aykr olduu phesiz olmakla beraber muhkemata aykr olmayarak sezilen, duyulan parltlar, klar, ince ince irfanlar, zevkleri okayan remizler, mlar, klden ziyade hle ait olan ve ehlinden bakasna rtsn amayan hrikalar da ne kadar incelense o kadar faydal, o kadar gzel olur. Mesel Kur'n'n ba besmelenin (b)s ile balad, sonu da 'ns'n 'sn'i ile son bulduu dnlnce, bunun 'bes', yani yetiir, kfi, ite o kadar demek gibi olduu, bunun da 'Biz Kitap'ta hi bir eyi eksik brakmamzdr. Sonra, Rab'lerinin huzurunda toplanacaklardr' (En'm: 6/38) muhkem mefhmuna uygun olarak Kur'n'n baka

bir kitaba, dier bir delile ihtiya brakmayacak derecede din esaslarnn hepsini ieren, yeterli bir hidayet rehberi olduuna bir remiz, yani 'Kendilerine okunan kitab (Kur'n) sana indirmemiz onlara yetmedi mi? phesiz inanan bir toplum iin bunda bir rahmet ve t vardr' (Ankebt: 29/51) muhkem mnsna da iaret olmas gibi anlaylar bo deil, hotur.43 Makbul bir r tefsir iin u drt esasa dikkat ekilmitir: 1-Kurann zahir manalarna aykr olmamas. 2-Onu destekleyen eri bir delil olmas. 3-eran ve aklen reddedilmemesi. 4-Zahiri manann tamamen reddedilip, Bundan murat ancak bu r manadr denilmemesi. Konuyu baz rneklerle amakta yarar gryoruz: Allahn yardm ve fetih geldiinde insanlarn blk blk Allahn dinine gireceklerini haber veren Nasr Suresi nazil olduunda, artk Resululllahn (asm) dnyadaki grevinin bitmek zere olduunu hisseden Hz. mer (ra) alamaya balar. Keza, Hz. Peygamber mrnn sonlarna doru bir konumasnda Bir kul dnyada kalmakla Allaha dnmek hususunda muhayyer brakld. O, Allah katnda olan seti. deyince, Hz. Ebubekir gzyalarn tutamaz44. Hlbuki ayn hadisi duyan nice insan, o anda Hz. Ebubekirin hissettiini hissetmez. Hz. Ebubekir, Veda Haccnda nazil olan Bugn dininizi kemale erdirdim ve size olan nimetimi tamamladm.45 ayetini duyunca Kemalden sonra ancak noksan vardr der. Hz. Peygamberin vefatnn yaklatn hisseder ve alar.46 Sonu olarak, Bedzzamana gre, Bir tabakann mna-y irisinin klliyetindeki fertlerinin bu asrda tezhr eden ve mnasebeti pek kuvvetli bir ferdi Risalet-n-Nur olduunu, onu

okuyan herkes tasdik eder. Risalet-n-Nur'un Kur'n'dan baka me'haz yok, Kur'n'dan baka stad yok, Kur'n'dan baka mercii yoktur. Te'lif olduu vakit hibir kitab mellifinin yannda bulunmuyordu. Dorudan doruya Kur'n'n feyzinden mlhemdir. te Sikke-i Tasdik-i Gaybi adl risalede zikredilen otuz yetin bil'ittifak, tekellfsz, mnaca ve cifirce Resail-in-Nur'un bana parmak basmalar ve bata yet-in-Nur on parmakla ona iaret etmesi ve eskidenberi ulema ortasnda ve edibler mabeyninde mehur bir dstur ve hakikatl bir medar- istihracat ve hatt husus tarihlerde ve mezar talarnda ediplerin istimal ettikleri mruf bir kanun-u ilm iledir. Eer o kanuna tasannu karmazsa, iret-i gaybiye olabilir. Eer sun' ve kasd yaplsa, yalnz bir letfet, bir zerfet, bir cezlet olur.47 Bedzzaman hazretleri, hibir yerde bu ayet Risale-i Nur hakkndadr demiyor ve ahsn n plana karmyor; sadece yukardan beri izah ettiimiz ari tefsirin kurallarn kullanarak Kuran ayetlerinin iaret ettii klli manalarn yzlerce iari manalarndan birinin de Risale-i Nura iaret eylediini belirtiyor.

1.3. Cifir lmi ve Ebced Hesab


Cifir lmi ile alakal baz konularn vuzuha kavimasnda zaruret var. Geri bu konuda Dr. Niyazi Beki ve Abdlkadir Badll Aabey yeterince inceleme yapmlar. Biz onlarn almalarndan da istifade ederek biraz daha ayrntl konuyu irdeleyeceiz.
1.3.1. Cifir lmi Nedir?

Cifir veya cefer, Arapada stten kesilmi kuzu, olak; ii tala rlmemi geni kuyu manalarn ifade etmektedir. Istlahta ise, temeli ebced hesabna dayanan, harflerden ve ibarelerden gayb haberler karmada kullanlan husus bir ilimdir. Baz limlerin naklettiine bakllrsa, Cafer-i Sdk, Hz. Peygamberin al-i beytinin muhta olduklar btn gizli bilgiler bir kuzu ve olak (cefr) derisinin zerine yazlm ve bu sebepten bu ilme Arapada cefr ad verilmitir. Cifir ile megul olanlara cefr veya

ceffr denilir. Konuyla ilgili ve zellikle de Cafer-i Sdka isnad edilen kitaplara da El-Cefr vel-Cmia ad verilmektedir. Onu iin bu ilmin ad hem Kefu'z-Znn'da ve hem de benzer eserlerde bu ad ile anlmtr. bn Haldun bu ilmin bir disiplin olmaktan ziyade ahsi bir kabiliyet olduunu ifade etmektedir.48 Bir ksm kaynaklara gre ve genellikle de ehl-i beyt limlerine gre, Hz. Ali, Kurann baz srl manalarn Hz. Peygamberden renerek bunlar El-Cefr vel-Cmia ad verilen iki eserde kuzu veya olak derisi zerine yazmtr. Kyamete kadar meydana gelecek olaylarn srlarn dolu olan bu kitaplardaki rumuzlar ancak al-i beytten gelen limlerce zlebilecektir. Elimizde Hz. Aliye isnad edilen Kitabl-Cefr el-Cm ve Misbahun-Nur el-Lmiadl eser bulunmaktadr. 1287 Hicri ylnda baslan nshas da elimizde bulunmakatdr. Baz kaynaklar ise bu kitaplar kaleme alnn Hz. Ali deil onun torunu olan Cafer-i Sdk hazretlerinin olduunu ve bunun kaleme ald eserlerin ikiye ayrldn ifade etmilerdir: Birincisi; El-Cefrl-Ahmer yani krmz deri zerine yazlannda Hz. Muhammedin manevi silahlar mevcuttur. Ayn zamanda gelecee ait hadiselerin ifreleri de bu kitapta kayd edilmitir. kincisi; El-Cefrl-Ebyad yani beyaz deri zerine yazlandr ki, bunda ise eski peygamberlerin haberleri, ulema-i beni sraile ait bilgiler ve btn mukaddes kitap ve sahifelerle alakal malumat bulunmaktadr.49 Kefu'z-Znn'da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanlar olan mnev ilimlerde derinleen simalar iin birok esrarn anahtar hkmnde bulunduu ve Hz. Ali tarikiyle zellikle Ehl-i Beyte tevrs eden bir ilim olduu belirtilmitir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarnda da yer aldna dair rivyetlere iaret eden elebi, "Bu ilme, ancak hirzamanda gelecek olan Hz. Mehd, hakkyle vkf olur" diyen baz limlerin grlerine de yer vermitir.50 Bedzzamann dikkat eken ynlerinden birisi, eserlerinde cifir ilmine de yer vermesidir. Eskide ve gnmzde cifir ilmi hayli

tartlmtr ve tartlmaktadr. Bu konuda, u hususlara dikkat ekmekte fayda gryoruz: 1. Her ey bizim malumatmza mnhasr deildir. Bir ilmi bizim bilmeyiimiz, olmadna dellet etmez. Onlar, ilmen ihata etmedikleri ve tevili daha kendilerine gelmemi eyi yalanladlar ayetini unutmamak gerekiyor. (Yunus, 10/39) Kuran kelimelerinin istikbaldeki bir ksm olaylara iaretini, ok az mfessirin yazm olmas reddini gerektirmez. 2. Bu ilim, Kurann nzulnden nce de bilinmekteydi. Mesela, Yahudilerden bir topluluk, Hz. Peygamberden (Elif-Lm-Mm) eklinde huruf-u mukattaay duyunca, ebced hesabyla (harflerin rakam deeriyle), Onun mmetinin mrnn az olacana istidlalde bulunur. Hz. Peygamber, dier huruf-u mukattaalardan okur. Adamlar, her yeni huruf-u mukattaay duyunca akna dnp, Biz senin durumundan bir ey anlayamadk. deyip ayrlrlar.
1.3.2. Lehinde ve Aleyhindeki Grler

Baz ilim adamlar gayb bilmeyle alakal gene kaideyi zedeledii ve al-i beyte imtiyazl bir snf olarak bakmaya sebep olduu iin cifir ilminin aleyhinde konumulardr. Ancak Bedzzamann da dhil olduu ve bir ksmnn isimlerini zikredeceimiz alimler ise, suiistimal edilmemek artyla bunda bir saknca grmemilerdir. Bedzzamann ilm-i cifir hakkndaki u ifadeleri de ok nemlidir: lm-i cifir, merakl ve zevkli bir megale olduundan, vazife-i hakkiyeden alkoyup megul ediyor. Hatta ka defadr esrar- Kuraniyeye kar o anahtar ile baz srlar alyordu. Keml-i itiyak ve zevk ile mteveccih olduum vakit kapanyordu. Bunda iki hikmet buldum: Birisi: Gayb ancak Allah bilir' (Neml, 27/65)yasana kar hlaf- edebde bulunmak ihtimali var.

kincisi: Hakaik- esasiye-i imaniye ve Kuraniyenin berahin-i katiye ile mmete ders vermek hizmeti ise, ilm-i cifir gibi ulum-u hafiyenin yz derece fevkinde bir meziyet ve kymeti vardr. O vazife-i kudsiyede kat hccetler ve muhkem deliller, su-i istimale meydan vermiyorlar. Fakat cifir gibi, muhkem kaidelere merbut olmayan ulum-u hafiyede su-i istimal girip, arlatanlarn istifade etmeleri ihtimalidir.51 Grld gibi, cifir ilmi gizli ilimlerdendir. Az kiiye hitab etmektedir. man ve Kuran hakikatleri ise, herkese seslenmektedir. Hem herkesin onlara ihtiyac vardr. Bu gibi noktalardan dolay ve Gayb ancak Allah bilir yasana kar edebe aykr harekette bulunmamak iin Bedzzaman, bu ilmin ayrntlarn eserlerine yanstmamtr. Yanstt miktar, alt bin ksr sayfalk tefsirinin iinde az bir blm tekil etmektedir. Bunda asl maksad, o gnn ar artlar altnda hizmet eden talebelerine bir evk kayna olmasdr. Acaba cifir ilmi hakknda byk slam limleri ne demilerdir? Bunu da zetleyelim: A) slam Filozoflar: mm Gazali kalbin garip hallerini sayarken kiinin nefsi safvete ulamas artyla baz gayb srlara muttali olabileceini aklamaktadr. Bunu teyid eden bn-i Sina, fazilet kiiye baz gayb srlarn almasna muktedirdir diyerek destek veriyor. Burada Hz. Peygamberin eytanlar demoullarnn kalpleri evresinde versvese ile dolmasaydrlar, semann melekt lemindeki srlar onlara kef olunurdu hadisini hatrlamak gerekir. bn-i Haldun ise, manevi imtiyazlara sahip baz insanlarn henz vuku bulmadan kinat ile alakal olaylar haber verebildiklerini anlatmakatdr.52 B) Mfessirler ve Kelmclar: Mfessirler ve Kelmclara gre gayb bir srrn peygamberler eliyle kefedilmesi mucize ve evliya eliyle kefedilmesi ise kermettir. Meselenin temelini u ayetler tekil etmektedir: O btn grlmeyenleri bilir. Srlarna kimseyi muttali klmaz; Ancak, (bildirmeyi) diledii peygamber bunun dndadr. nk O, bunun nnden ve ardndan gzcler salar ki

bylece onlarn (peygamberlerin), Rablerinin gnderdiklerini hakkyla tebli ettiklerini bilsin. (Allah) onlarn nezdinde olup bitenleri epeevre kuatm ve her eyi bir bir saymtr (kaydetmitir).53 mm- Beydavi bu ayeti aklarken gaybn tam olarak ancak ve ancak Allah tarafndan bilinebilineceini ve ancak Allahn bidirmesi halinde Peygamberin de gaybdan haberdar olabileceini zikreder; ancak bu ayeti evliyann kerametlerini red sadedinde kullanmaz. Fahreddin Rz ise, buradaki gaybu kyametin kopmas manasnda husui bir mana ile anlar; bunun genel olmadn ve Allah isterse kullarna bildirebileceini kabul eder. Muhyiddin-i Arab Hazretleri Allah isterse evliyaya da gayb bildireceini ifade eder. Allame lusi Sadettin teftezaninin evliyann gabya muttali olmak yerine baz doru tahminlere mazhar olabilecei iddiasne cevap vererek, evliyann da Allah isterse gabya muttali olabileceini anlatr. Sahabeden baz ahsiyetlerin gabya muttali klnmalar bunun iin gzel bir misaldir. Mesela Hz. Ebubekir kz Aieye lm deinde iken Hamile olan hanmnn bir kz kardee hamile olduunu aklam ve mugayyebat- hamseden olmasna ramen kendisine bildirilmitir. Hz. merin Kadisiye Harbi mnasebetiyle syledii Ey Sariye! Daa kn talimat herkese kabul edilmektedir.54 Burada unu da hatrlatmalyz ki, gayb iki ksma ayrlabilir: Birincisi; kadere mteallk gaybdr ki, Allah kimseyi buna muttali klmaz; ancak baz muhlis kullarna iaretler ihsan eder, peygamberler ve onlarn miraslarna slamn muhafazas ve neri iin ihsanda bulunur. kincisi; cemal, celal, nur ve manevi zya ile alakal gayb ilerdir. Allah bu manadaki gaybi ileri muhlis kullarna aabilir.55 Ksaca Kuran- Kerim'de btn ilimler vardr. Bu ilimleri de herkes kendi kabiliyetine gre okuyabilir veya hissedebilir. Ancak bu ilimleri Kuran'dan okurken, benim anladm ilim kesin dorudur diyerek deil de, ben byle anlyorum, eklinde sylemek gerekir. nk bir gn bu anlad bilgiler yanl olursa H Kuran yanl olmu gibi alglanr. rnein Kuran- Kerim'de zerinde

ondokuz vardr." ayeti bulunmaktadr. Bu saydan hareketle Kuran'n baz srlarna ve ifrelerine ulamak mmkndr. Ancak bu bilgilere mutlak doru ve Kurann kesin iareti olarak bakmann baz sakncalar olacandan dikkatli olmak gerekir. Hi olmazsa: "Byle eyler anlamak mmkndr, fakat bunlar kesin ve deimez dorular olmayabilir. Hesaplamalarmzda hata edebiliriz, bu hatalar da bize aittir." demek gerekir. Ebced hesab da bunlardan biridir.
1.3.3. Ebced Hesab ne Demektir?

Konuyu Niyazi Beki Hocamzn makalesinden zetleyeceiz. Ebced dzeni "Arap alfabesinin ilk tertibi; harflerin tad say deerlerine dayanan hesap sistemi"56 eklinde tarif edilmektdir. Bu sistemin, brnce ve rmce'nin de etkisiyle Nabatce'den Arapaya gemi bulunduu ve Hz. Peygamber (a.s.m) devrinde de olduu gibi kullanld bilinmektedir. Ebced sisteminde yer alan harfler ve say deerlerini gsteren tablo:

Yirmi sekiz harften ibaret olan Arap alfabesi, Emev Halifesi Abdlmelik bin Mervan zamanna kadar Ebced tertibiyle okunur ve yazlrd. Abdlmelik bin Mervan zamannda Nasr bin Asm ile Yahy bin Yamer el-Udvnden kurulan bir ekip, Arap alfabesinin harf srasn deitirdi ve birbirine benzer harflerin ard arda sralanmas esasna dayal hurf-u hec denilen ve bu gn kullanlan alfbeyi oluturdu. Yaz dilinde bu alfabe kullanlmaya baland. Arap harflerinin ebced tertibine gre diziliinin Hazret-i deme (as) dayand rivyet edilir. Bu tertip ile alfabenin kullanld tarih sreci ierisinde, zamanla bu harflere saysal deerler verilmi; bu saysal deerler limler, edebiyatlar ve irler tarafndan makbul ve muteber karlanm ve kullanlmaya balanmtr. irler ve edipler, yazdklar manzum ve mensur

eserlerde ebced hesabn da kullanmlar ve harflere verdikleri rakamsal deerler ile nemli tarihleri kaydetmiler; zaman iinde bu usl yaygnlama ve gelime istidad gstermi; det Arap alfabesinin bir yan ilim dal olarak olgunlam ve adna da Ebced Hesab veya Cifir lmi denmitir. Ebced diziliine gre Arap alfabesi; elif, b, cim, dl, he, vav, ze, ha, t, y, kef, lm, mim, nn, sin, ayn, fe, sad, kaf, r, n, te, se, h, zel, dad, z, ayn eklindedir ve ebced ismini de bu diziliin ilk drt harfinden almtr. Bu alfabe kolay ezberlensin diye u forml ile de ifde edilmitir: Ebced, Hevvez, Hutt, Kelemen, Safes, Karaet, Sehaz, Daza. Bu dizilie gre Arap alfabesi saysal deer asndan e ayrlm; lk dokuz harfe hd yani birlerve birler basamandan deerler verilmi; ikinci dokuz harfe r yani onlar denmi ve onlar basamandan deerler verilmi; nc on harfe mit yani yzler denmi ve yzler basamandan deerler verilmitir.57 Ebced hesabnn menei hakknda farkl rivyetler vardr. slm ncesinde 22 harften meydana gelen ve "Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se'fas, Kareet" kelimelerinin says olan alt rakam gznnde bulundurularak, Medyen hkmdarlarndan alt kiinin ad, lh isimlerin alt anahtar, hafta gnlerinin ad v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen deiik rivayetler szkonusu edilmitir. Thir'l-Mevlev'ye gre, Arap ebcedinin bran ve Arm alfabesinden alndna phe yoktur. Arap edebiyatnn nl isimlerinden Mberred ve Srf gibi limlere gre de Arap ebcedi, yabanc mene'lidir.58

Baz msterikler tarafndan tertip edilen ve Msr'da tercme edilerek neredilen "Dairet'l-Mearifi'l-slmiyye"de belirtildiine gre, harflerin, rakamlara dellet etmek zere kullanlma gelenei, brn ve Armlerde de vard. Hemze'den, kaf'a kadar olan harflerin, birden yze, son dokuz harf de 200'den 1000'e kadar rakamlara delalet ediyordu. Kuranda Ebced hesabnn varln kabul eden Ebul-Aliye gibi limlerin grlerine yer veren Kad Beydv, onlarn dayandklar Ebcedle ilgili mehur hadisi kabul etmektedir. Ancak Hz.

Peygamber (a.s.m)in onlara kar gsterdii davrann, onlarn sylediklerini kabul ettii anlamna gelmeyeceini, aksine onlara kar gsterdii tebessm, onlarn cehaletine kar bir tepki olabileceini vurgulamaktadr. Bununla beraber, Kuranda Ebced hesabnn varln kabul edenlerin, kabul gerekelerini yle zetlemitir: Her ne kadar ebced hesab, yabanc kaynakl olsa da, Araplar dhil insanlar arasnda, o kadar mehur bir yere sahip olmutur ki, det, yabanc kkenli olan mikt, siccl, Kstas kelimeleri gibi artk arapalamtr. Onun iin onun gsterecei delletler, dier arapa ifadeler gibi makbuldur.59 bn Ar gibi baz limlerin bildirdiine gre, ebced hesab, kadim zamandan beri kullanlagelen bir sistemdir. Hz. Davud (a.s)'un kitabndaki baz neideler bu hesabn simgelerini tayor. Yine Romallarn bu sistemle rakamlar kullandklar bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romallar veyahut Yahdiler tarafndan getii tahmin edilmektedir. bn Ar, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivyet edilen hadsi anlatrken "Hz. Peygamber (a.s.m)'in onlara kar dier baz harfleri zikretmesi O'nun bu harfleri gerekten mmetin mr iin birer iaret kabul ettii anlamna gelmez" eklinde bir deerlendirme yapmtr. Ancak kendisi, hadsin shhati konusunda bir ey sylemedii gibi, ebced hesabn inkr ettiini gsteren bir ifadesi de szkonusu deildir.60 Hkim'in Mstedrek adl hadis kitabnn tahkikli nerini gerekletiren Yusuf Abdurrahman Maral, sz konusu kitap iin hazrlad fihristin mukaddemesinde "ebced" konusuna da deinmitir. O'na gre, slm ncesi dnemlerde Yahud ve Hristiyanlar tarafndan kullanlan ebced sistemi, slm'n zuhrundan itibaren yaklak bir asr kadar eserlerin tertibinde kullanlm daha sonra terkedilmitir. Fakat "ebced hesab", bir matemetik sistem olarak, tarih boyunca kullanlmaya devam etmitir. Daha nce 22 harfden olumu bu sisteme mslmanlarn ii ele almalar ile "peltek se, h, zel, dad, z, ayn " harfleri ilave edilmi ve say 28'e ulatrlmtr.61 Muhammed Hamidullah'n gr de u merkezdedir: Ayn 28 menzili gibi, arap alfabesi de 28 tanedir. Bunlar her biri belli bir

sayy gstermek suretiyle 1'den 1000'e kadar rakkamlar ifade eder. Sre balarnda bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yksek mnlar ifade etmektedir. Gzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asl ad olan Eb cd kelimesinin matematik deeri, 17dir. slamn ortaya kt srada, Mekkede yaz bilenlerin says da 17dir.62 Annemarie Schmmel'in bildirdiine gre, mselles ( haneli kare) diye bilinen, btn yatay ve dey satrlarda olduu gibi, apraz hatlarda da rakamlarnn toplam 15'i veren bir maharetli karenin slm gelenekte ok yaygn bir yeri vardr. Bu karenin, dier adyla Vefk'n bu deeri, semv kimliinden kaynaklanmaktadr. Bu (sihirli/maharetli) karede yer alan harfler, "B-T-D-keskin Z- H-C-V- elif-noktasz H harfleridir. Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced deerleri yazlan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz. Adem (a.s)'e vahiy olarak geldiine dair yaygn bir kanaat vardr. Karede yer aldklar ekilde; szkonusu dokuz harfin yukardaki sraya gre, er er ebced deerleri yledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15.63 Sz konusu meharetli kare, mm- Gazl tarafndan da kabul grm, bir tlsm olarak tesiri tecrbe ile sabit olduu ifade edilmitir.(16) yle ki, zamanla, Gazzalnin karesi (mselleslGazal) eklinde n yapmtr. Aslnda bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz. Ali tarafndan da, srl olarak kabul grdn gsteren ifadeleri vardr. Esrarl olduu bilinen Celceltiye kasidesinde, Hz. Ali Bi srr buduhin echezatn /betadin zehecin bi vahil-veh..diyerek, bu srl harfleri, dier bir ka harfle beraber, mnacatta kullanmtr.64
1.3.4. Ebced Hesab ve Hurufuluk (hrflik)

Baz kimseler, Ebced hesab gibi Esrar- hurufla ilgili r tefsir yorumlar ile, huruflik safasatasn birbirine kartrmtr. Bazlar da, bir tefsir metudunun kabul edilebilmesi iin, onun Hz. Peygamber (a.s.m) tarafndan kullanlm olmas gereinin varsaymndan hareketle, bu tr ir tefsir metotlarna, bu eit

yorumlara katlmama taraftardr. Onun iin bu konuyu, sorucevap eklindeki bir diyalogla aa kavuturmakta fayda vardr: slm inancn ortadan kaldrmak iin ortaya kan, btl btnliin bir kolu olan tarihdeki Hurflik ekolunun kurucusu saylan, Fazlullah adndaki ahsn doum tarihi, hicr 740'dr. Hlbuki slm literatrnde "Esrru ilmi'l-hurf" olarak geen ve harflerin srlarna dair yaplan ilm almalar ok nceden vard. Misl olarak harflerin esrar konusunda mehur olmu Muhyiddin bn Arab'nin lm tarihi hicr 638'dir. Hatta ondan daha nce bu konuda olduka fazla hret bulmu bn Berrecan'n lm tarihi, hicr 536'dr.65 Hurflik, 1394de idam edilen Fazlullah Esterbd tarafndan kurulan ve Btnliin kolu olan bir btl mezhepdir. 14. yzyln ikinci yarsnda ortaya km, 15. ve 16. asrlarda Anadolu ve Rumelide ciddi etkiler yapm ve hatta Ftih zamannda Saraya kadar girmeye almtr. Bunlarn en nemli btl inanlar, harflere baz manalar yklemenin yannda, hull inanc ve buna bal olarak mehdlik anlaydr. Bunlara gre, Fazlullah Allahn mazhardr; yani h Allah Fazlullahn bedeninde grntlenmektedir ve kyamet gnne yakn, Mslmanlar, Hristiyanlar ve Yahudileri kurtaracak Mehdi olduuna inanlmaktadr. Maalesef, bu grleriyle, Anadolu ve Rumelideki Bayrm Melmlerini, Kalenderleri, Bektaleri ve Kzlbal derinden etkilemitir. Hurfliin Anadoluda yaylmasna sebep Azer iri mdddin Nesm (. 1408)dir. Nesm, Anadoluda ok sayda halife yetitirdii gibi, kendisi de Hac Bayram Veli ile dahi grmeye almtr. Fazlullah- Esterbdnin halifelerinden biri, Edirnede iken gen Sultn Ftihi etkilemek iin Saraya yerleecek kadar ileri gitmitir. Bundan rahatsz olan ve Ftihin bunlar tanmamasndan korkan Veziriazam Mahmd Paa, hemen byk lim Mft Molla Fahreddin-i Acemyi devreye sokmu ve bu byk lim de bunlarn hull inancna sahip olduklarn bildiinden dolay, Padiah huzurunda bu meseleyi tartmak zere bir zemin hazrlamtr. Hurflerin gerekten hull inancna sahip olduklar

anlalnca, hemen tutuklanmlar ve haklarnda verilen idam edilerek yaklmalar fetvs hemen tatbik edilmitir. Bundan sonra 16. yzyl boyunca Anadolu ve Rumelide Hurflerin takibat devam etmitir. Netice itibariyle tamamen kt niyetlerle gen Padiaha sokulmak isteyen bu fitne ve dallet grubu, Allahn da yardmyla, en kk bir zarar vermeden Saraydan ve Osmanl akde dairesinden silinmitir. Ftihin onlar korumas diye bir eyin olmad yaplan izahlarla ortaya km bulunmaktadr. Hatta fetvy veren Molla Fahreddin-i Acemnin Ali Tsye olan u vasiyyeti her zaman iin bir ibret dersi olarak kalmtr: Avmn srtndan erat asasn eksik etme. unu da ifade edelim ki, Trkiyede belli evreler, srarla ve kastl olarak, btl bir mezhep olan Hurflik ile ilm-i cifiri birbirine kartrmaktadrlar. Hlbuki ikincisi bir ilimdir ve bn-i Keml ok ak bir ekilde bir Rislesinde bu fark aklamaktadr. Btn ilim tarihilerinin -zellikle Mslman limlerin- ilimlerin tasnifinde kendisinden bahsettikleri cifirve cmiailmi diye bir ilim vardr. Bu ilim, baz chiller tarafndan suiistimal edilmi olsa bile, tamamen inkr da mmkn deildir. Cifir, kaza levhas; cmia ise kader levhasdemektir. Ksaca Allah'n kader ve kazlevhlerinde olmu yahut olacak baz eyleri, yine Allah'n koyduu iaret ve gsterdii yollarla ortaya karma ilmine cifir ilmi denir. Bu ilmin Hurflik, nshaclk ve frklkle ilgisi yoktur. nk mm- Gazlve bn-i Keml gibi bu ilmi hakkyla bilen zatlar tarafndan da kullanlmtr. Hz. Ali'nin, bu ilmi Reslullah'dan rendii nakledilmektedir. Son asrda bu ilmi hakkyla kullananlardan biri de, Bedzzaman'dr. Kur'n, Beldetn Tayyibetn ifadesiyle stanbul'un fethine iaret ettii gibi, Mu'avvizeteynsresiyle de 1971 hdiselerine iaret etmitir. Birinciyi ilim, ikinciyi ilmin dnda kabul etmek, bir baka chilliktir. bn-i Keml bu ilmin ehemmiyetiniEr-Rislet'l-Mnre adl eserinde yle belirtmektedir: Byk evliylarn kerametleri de byledir. Mkil ve zor meselelerin istihrc gibi. Yani evliylar, Kur'nyetlerinden, hatta

her kelimesinden ve harfinden ve hatta Reslullah'n hadislerinden baz mhim ve mkil hakikatlar istihr etmilerdir. Bu onlara ilhm nuruyla myesser olur (sh.8)66.
1.3.5. Ebced Hesab ve Cifir lmi iler Alakal Baz Mahhas Deliller

Bu hesab- ebced, makbul ve umum bir dstur-u ilm ve bir kanun-u edeb olduuna deliller pek oktur. Burada yalnz drt be tanesini nmune iin beyan edeceiz.67
1.3.5.1. Hurf-u Mukattaa

Ir tefsirin ve ebced hesabnn kullanlnn youn olarak grld yerlerden biri Hurf-u Mukattaadr. Taber, Arap dili bilginlerinin Hurf-u Mukattaay sadece alfabe harflerinden ibaret grmelerini doru bulmayarak yle der: "Hurf-u Mukattaay, Bu Kitab'n btn harflerinde phe yoktur eklinde yorumlamak yanltr; nk bu, sahabe, tabin ve onlardan sonra gelen tefsir ve te'vil otoritelerinin grne aykrdr."68 Ibn Atiyye, ounluk limlerin (cumhur), sre balarnda yer alan Hurf-u Mukattaann bir takm mnlar ihtiva ettii grnde olduunu kaydeder69. Bedruddin ez-Zerke, de ayn gre meyledip der ki: Bu konuda farkl iki gr vardr: Birincisi: Bunlar, gizli bir ilim, kapal bir sr olup bilgisi Allah'a mahsustur. Fahreddin Rz, Kelmclarn bu gr kabul etmeyip yle dediklerini nakleder: "Allah'n Kitab'nda, insanlarn anlamad hususlarn bulunmas caiz olmaz; nk Allah Tel, Kur'n zerinde iyiden iyiye dnlmesini ve O'ndan ahkm istinbtn emretmitir." Ikincisi: Hurf-u Mukattaann murad bilinmektedir. Bu konuda, uzak veya yakn yirmiden fazla gr olmakla birlikte u gr, birincisini de kapsamakta ve onu aklamaktadr. "Allah'n her kitapta bir srr vardr. O'nun Kur'n'daki srr ise, baz srelerin banda gelen Hurf-u Mukattaadr". Ibn Fris yle der: Sanrm, bu sz syleyen unu kastetmitir: "O sr, Allah'tan ve ilimde ileri gidenlerden bakasnn bilemeyecei srlardandr."70 Hurf-u Mukattaann bir takm anlamlar ifade ettiini kaydeden limler,

aktr ki, r tefsire ve ebced hesabna de yol vermi olmaktadrlar. Allame lusi bu kaideye dayanarak ve zz ibn Abdsselamdan naklederek Hz. Alnin ayetinden Hz. Muaviyenin kendisine kar geleceini ve Ebll-Hakem Abdsselam ibn Bercan isimli alimin 583 hicri ylnda Kudsn fethedileceini ayetinden kardn nakletmektedir.71 te Bedzzaman hazretleri bu nemli konuyu yle zetlemektedir: Bir zaman Ben-srail limlerinden bir ksm huzur-u Peygamberde srelerin balarndaki gibi mukattaat- hurufiyeyi iittikleri vakit, hesab- cifr ile dediler: "Ya Muhammed ! Senin mmetinin mddeti azdr." Onlara mukabil dedi: "Az deil." Sair srelerin balarndaki mukattaat okudu ve ferman etti, "Daha var." Onlar sustular...72
1.3.5.2. Hz. Alinin Kaside-i Celceltiyesi ve Dier Eserler

Hazreti Ali Radyallah Anh'n en mehur Kaside-i Celcelutiyesi, batan nihyete kadar bir nevi hesab- ebcedi ve cifir ile te'lif edilmi ve yle de matbaalarda baslmtr. Ahmed Ziyaeddin Gmhanev'nin kaleme ald mehur Mecmuatu'l-Ahzab adl eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmitir. "Bedetu bi bismillah" cmlesiyle balayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gsteren ve "Bunlar, yaratklar insanlar iin bir araya getirili ilimlerin srlar olup, Hz. Muhammed (a.s.m)'in amcasnn olu Ali'nin makalesidir" anlamna gelen: "Mekalu Aliyyin vebnu ammi Muhammedin ve sirru ulmin lilhalaiki cmmiat" beytiyle sona ermitir. Bedzzaman'n da iaret ettii gibi, kaside batan sona kadar ebced hesabn gsterir ekilde baslmtr.73 Elimizde Hz. Aliye isnad edilen Kitabl-Cefr el-Cm ve Misbahun-Nur el-Lmiadl eser bulunmaktadr. 1287 Hicri ylnda baslan nshas da elimizde bulunmakatdr. Bu kitaplar dorudan cifir ve ebced hesabyla alakaldr. Ancak Bedzzaman bu

kitaplarn Hz. Aliye deil Cafer-i Sadka ait olduunu dndnden bundan bahsetmemitir.74 Bedzzaman da bu manay, Hazret-i Ali Radiyallahu Anh'n en mehur kaside-i Celceltiyesi, batan nihayete kadar bir nevi hesab- ebced ve cifir ile te'lif edilmi ve yle de matbaalarda baslm eklinde zetlemitir.75

1.3.5.3. Ebced Hesabn ve Cifir lmini Kullanan Baz slam Bykleri

Bu gurubu Bedzzaman Cafer-i Sdk Radyallah Anh ve Muhyiddin-i Arab (R.A.) gibi esrar- gaybiye ile uraan ztlar ve esrar- huruf ilmine alanlar, bu hesab- ebcedyi gayb bir dstur ve bir anahtar kabul etmiler eklinde zetlemitir. imdi baz limleri grelim: 1.3.5.3.1. mm Cafer-i Sdk ve Cifre Dair Eserleri Yukarda da izah ettiimiz gibi, baz limlerin naklettiine bakllrsa, Cafer-i Sdk, Hz. Peygamberin al-i beytinin muhta olduklar btn gizli bilgiler bir kuzu ve olak (cefr) derisinin zerine yazlm ve bu sebepten bu ilme Arapada cefr ad verilmitir. Cifir ile megul olanlara cefr veya ceffr denilir. Konuyla ilgili ve zellikle de Cafer-i Sdka isnad edilen kitaplara da El-Cefr vel-Cmia ad verilmektedir. Onu iin bu ilmin ad hem Kefu'z-Znn'da ve hem de benzer eserlerde bu ad ile anlmtr.76 El-Cefr vel-Cmia ad verilen bu eserlerde Ebced hesabnn btn hesaplama kurallar, harflerin rakalmlarla karl ve hulasa cifir ilmini ve ebced hesabn ilgilendiren btn ayrntlar bulunmaktadr.77 1.3.5.3.2. mm Muhyiddin Arabi ve Cifre Dair Eserleri Muhyiddin-i Arab Hazretleri, harflerle tarihi olaylar arasnda sk bir mnasebetin bulunduunu ifade ederek, harflerin srlarna vakf olan birinin gelecekte meydana gelecek olaylar Allahn izniyle kefedebileceini Kabul ve izah eylemektedir. Bu byk lim hem El-Ftht el-Mekkiyye adl eserinde ve hem de El-Kibrt el-Ahmer ves-Srr el-Ahdar ved-Drr el-Cevher78 adl kitabnda konuyla ilgili aklamalar yapmtr. El-Hallal diye mehur olan emseddin Muhammed ibn Slim (1335) El-Cefr el-Kebir adl eserinde bu konuyu incelemitir.79

1.3.5.3.3. Osmanl eyhlislam bn-i Kemlin Konuyla lfili Risalesi 1468-1543 yllar arasnda yaayan bn-i Keml'inasl ad emseddin Ahmed'dir. Keml Paa-zdediye de bilinir. Tokatl olan bu Osmanl limi, Paa olan dedesinin adna nisbet edilir. Yavuz zamannda Anadolu Kazaskeri ve Kanun'nin ilk yllarnda ise eyh-l slmolan bn-i Keml, din ilimlerin tamamnda ve

zellikle de fkh, tefsir, kelmve tarihte hakl bir hrete sahiptir. Sadece Osmanl lkesinde deil, btn slm leminde kabul grmtr..80 Bizim burada bahsedeceimiz eseri ise, Kur'nyetlerinden Yavuz'un Msr'fethedeceine dir iretler ihtiva eden ve dedikleri aynen vki olan bir baka Risle'sidir. Keml Paazde Ahmed Efendi, Enbiy Sresi'nin 105. yetini, cifirilmi kideleri erevesinde tahlil ederek, Yavuz'un Msr'fethedeceini, bunun kolay olacan ve gn ile yerini ayr ayr ortaya koymutur. bn-i Keml bu ilmin ehemmiyetini"Er-Rislet'l-Mnre" adl eserinde yle belirtmektedir: Byk evliylarn kerametleri de byledir. Mkil ve zor meselelerin istihrc gibi. Yani evliylar, Kur'nyetlerinden, hatta her kelimesinden ve harfinden ve hatta Reslullah'n hadislerinden baz mhim ve mkil hakikatlar istihr etmilerdir. Bu onlara ilhm nuruyla myesser olur (sh.8). bn-i Keml, byk ilm dehasyla Kurn'n Enbiya Sresi'ndeki 105. yetini, cifirilminin kidelerine gre tahlil ediyor ve bu yetten Msrlkesinin, hicretten 922 yl sonra, k (zemherir) gnlerinde fethedileceini, Msr ellerinden alnan kavmin kle diye bilindiklerini, fethedenlerin hr Osmanllarn olacan, banda da Selim isimli bir komutann bulunacan Kur'n'n iaretlerinden karyor ve Yavuz'a arzediyor. senelik Msr Seferinde Yavuz, bn-i Keml ile beraber, Kur'n'n verdii haberleri birlikte mhede ediyorlar. imdi biz de beraberce bu yeti grelim: "phesiz biz "zikr"den (yani Tevrat'danyahut baz hakikatlar ihtar ettikden) sonra Zebur'dayazdk ki yeryz, (fesadlardan alnr) ve versete, hilfete lyk salih kullarma verilir, onlara miras kalr"81. Bu yet, kinatta tekvin eratn kidelerinden olan "eslah kanunu" yahut "elyak kanunu"nu anlatmaktadr. Yani devam ve bekann srr, salhatve liykat kanununa baldr. Bozuklarn devam ve beka hakk yoktur. Olsa da muvakkattr. Msr'n Yavuz tarafndan fethinde de bu hakikat tecelli etmitir.82

Ksaca bu yetten bn Kemal, Sultan Selim'in Msr'n Osmanl lkesine ilhak tarihini karmtr. yette Tevrat yerinde kullanlan "ez-Zikr" kelimesi, ebced hesab ile konunun dmn zen anahtar kelimedir. yette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanlmtr. Bu kelimenin ebced deeri (okunmayan lm hari) 921'dir. Msr'n fetih tarihi ise, hicr 922'dir. Demek ki yet ir mnsyla hicr 921'den sonra fethin gerekleeceini ifade etmitir.

1.3.5.3.4. Dier limlerin stihralar Mesel, Osmanl ulemsndan Molla Cm, Sebe Sresinin 15. yetinde geen beldetn tayyibetn ibresinden ebced hesabna gre hicr 857, mild 1453 tarihini karm ve stanbulun Fethinin bu yetle de mjdelendiini haber vermitir83. Mehur mfessirlerden Alusnin tefsirinde kaydettii u olay da, konumuz asndan gzel bir rnektir: bn-i Hallikan tarihinde zikrediyor ki, Selahaddin-i Eyyub Halebi fethettiinde, Kd Muhyiddin gzel bir iirini okudu. Cmleleri arasnda, ehba kalay Safer aynda fethettin, Recebte de Kuds fetihle mbeersin ifadesi vard. Dedii gibi knca kendisine Bunu nerden bildin? diye soruldu. bnu Berrecann Rum Suresinin ba ksmn tefsirinden aldm. diye cevap verdi.84

1.3.5.4. Edebiyatlarn Ebced Hesabn Kullanmalar

Bedzzamana gre, Yksek edipler bu hesab, edeb bir kanun-u letfet kabul edip eski zamandan beri onu istimal etmiler. Hatt letfetin hatr iin irad ve sun' ve taklid olmamak lzm gelirken, sun' ve kasd bir surette o gayb anahtarlarn taklidini yapyorlar. Bu konuda yzlerce misl verilebilir. Ancak biz burada nmune olarak bir-iki misl vermekle yetineceiz: Krm Balkova Kalesi civarndaki bir camiin kitabesinde:"Hakk muradn heme ide at; "Kabbelallahu hayrekum" tarih ola." eklinde bir ifadeyle "Allah hayrnz kabul buyursun" anlamndaki son cmle ile mbedin 1068'de yapld gsterilmitir. Mihriman Sultan'n vefatna, "Hdise-i mevt" terimi ile tarih drlmtr. Bu tabirin ebced deeri 965 olup, onun vefat tarihidir. Ebced harflerinin aritmetik deerlerine gre kullanmlar edebiyat sahasnda olduu gibi, fizik, kimya gibi fen bilimleri sahasnda da kullanlmtr. Byk memurlarn tayin ve terf tarihlerinde, doum ve lm tarihlerini belirlemede yaygn bir ekilde kullanlmtr.85 Mesel stanbul'un Fetih tarihi iin Kur'n- Kerm'den "hern" kelimesi drlmtr. Bunlarn toplam (elif+gayn+ ra+vav+nun)=1+600+200+6+50=857kmaktadr ve bu tarih Hicri 857 (M. 1453) yl olan fetih tarihidir. Ayrca ir Fuzli, Kanun Sultan Sleyman'n Badat' fetih tarihi olan 941 H. yl iin; "Geldi burc-i evliyaya padiah- namdr" msran tarih dmtr. Yine Sultan Abdlmecid'in saltanata geiine de "Bir iki iki delik Abdlmecid oldu Melik" msras ile tarih dmlerdir. Kurn- Kerim inmeye baladnda Araplar arasnda Ebced hesab biliniyordu ve alfabe bilgisi olan irler ve edebiyatlar tarafndan da kullanlyordu. Arap lisannn belat, feshat ve edebiyat asndan en gelimi dneminde nzil olmaya balayan ve mucize ifdeleriyle irleri ve edebiyatlar hemen etkisi altna alan Kurn- Kerimin; bu lisan vahiy dili olarak kabul edip, bu lisann yan bir rn diyebileceimiz Cifir lmini reddetmesi dnlemezdi. Essen Cifir lmini reddetmesi iin geerli bir sebep de yoktu. Zra Kurn- Kerim prensip olarak, insanln

zararna kullanlmayan her birikime kaplarn aan bir lh Kitapt. Cifir lmi ise, Arap Lisannn binlerce yllk birikimini yanstan bir rn idi. Nitekim edebiyata, belgata, gzel ve irne sz sylemek sanat bakmndan ve bilhassa dpedz hakkati ifde etmesi asndan irlerin ve edebiyatlarn gerisinde asla kalmayan ve szyle-hakkatyla herbir iri, edebiyaty ve akl ehlini hayran brakan Kurn- Kermin, yetlerini Cifir ilmine gre muhtelif trihler veren birer anahtar hviyetinde donatmas, mucize oluunun da bir gerei idi. Bundan dolaydr ki, Peygamber Efendimizden (asm) gnmze kadar ehil limler tarafndan, Kurn- Kerimin yet ve kelimelerinden Cifir lmine gre bir takm tarihler karla gelmi ve baz hakikatlerin srlarna bu yol ile ulalabilmitir. Ancak, bu almay bu ilme vakf ehliyetli ulem yapabilir. Yoksa her nne gelenin bu ilme gre tarih karma giriiminde bulunmasnn yanl ve shhatsiz sonulara gtrecei aktr.86
1.3.6. Netice

Bedzzaman, cifri kulland yerlerde hi bir zaman yetin ak mns budur. dememitir. Syledii udur:Ayetin sarh manasnn altnda mteaddit tabakalar var. Bir tabakas da, r ve remz manadr. r mana da bir klldir; her asrda cziyatlar bulunur. Ve devam ediyor: te mdem bu tevfuk-u cifr ve ebced, bir kanun-u ilm ve bir dstur-u riyaz ve bir namus-u ftr ve bir usl- edeb ve bir anahtar- gayb oluyor. Elbette menba- ulm ve mden-i esrar ve ftratn tercman- yt- tekvniyesi ve edebiyatn mu'cize-i kbrs ve lisan-l-gayb olan Kur'n- Mu'cizl-Beyan, o kanun-u tevfukyi, irtnda istihdam, istimal etmesi i'caznn muktezasdr.87 Tekrar da olsa u hakikat buraya almak istiyoruz: Evvel; Reslullah'n da beynna gre, Kur'an yetlerinin zahir, btn, r, sarih ve remz ok mnlar ve her asra hitab eden hakikatlar vardr. "Her yetin dal var, buda var; her daln da

ba var, sonu var, etikleri var" eklindeki hadis, bu mnya iaret etmektedir. Zira Kur'n'n muhatab btn insanlardr. Kur'n, kinat kitabnn tercmesidir. Kinatn rengini deitiren her meseleyi vuzuha kavuturmutur. Hdiselerin satrlar altnda gizlenen hakikatlar ortaya karacak olan da yine Kur'n'dr. Dolaysyla slm ittihadn yakndan ilgilendiren Risale-i Nura da, stanbulun fethine de ve Msrfethine de herhalde iaret edecektir. Ancak sarhatdemiyoruz, iretdiyoruz. Bu ifadeye dikkat etmek gerekir. kincisi: Btn ilim tarihilerinin -zellikle mslman limlerinilimlerin tasnifinde kendisinden bahsettikleri "cifirve cmiailmi" diye bir ilim vardr. Bu ilim, baz chiller tarafndan suiistimal edilmi olsa bile, tamamen inkr da mmkn deildir. Cifir, kaza levhas; cmia ise kader levhasdemektir. Ksaca Allah'n kader ve kazlevhlerinde olmu yahut olacak baz eyleri, yine Allah'n koyduu iaret ve gsterdii yollarla ortaya karma ilmine cifir ilmi denir. Bu ilmin nshaclk ve frklkle ilgisi yoktur. nk mm- Gazlve bn-i Keml gibi bu ilmi hakkyla bilen zatlar tarafndan da kullanlmtr. Hz. Ali'nin, bu ilmi Reslullah'dan rendii nakledilmektedir. Son asrda bu ilmi hakkyla kullananlardan biri de, Bedzzaman'dr. Kur'n, "Beldetn Tayyibetn" ifadesiyle stanbul'un fethine iaret ettii gibi, Mu'avvizeteynsresiyle de 1971 hdiselerine iaret etmitir. Birinciyi ilim, ikinciyi ilmin dnda kabul etmek, bir baka chilliktir. Konuyu fazla uzatmak istemiyoruz88. ncs: bn-i Keml bu ilmin ehemmiyetini"Er-Rislet'lMnre" adl eserinde yle belirtmektedir: Byk evliylarn kerametleri de byledir. Mkil ve zor meselelerin istihrc gibi. Yani evliylar, Kur'nyetlerinden, hatta her kelimesinden ve harfinden ve hatta Reslullah'n hadislerinden baz mhim ve mkil hakikatlar istihr etmilerdir. Bu onlara ilhm nuruyla myesser olur (sh.8).

Prof.Dr. Ahmet Akgndz, Bilinmeyen Bir Dahi Bedizzaman Said Nursi, Hayat Yaynlar

KAYNAKLAR
1

Belgat: Bu ilme retorik de denmektedir. Retorik kelime anlam olarak gzel sz syleme, hitabet sanat belagat anlamna gelmektedir. Dili ikna etmek iin kullanan sanatlardan biridir. ana dal vardr: Maani, Beyan ve Bedi. 1- Kelmn belagat: Bir szn hem fasih (kusursuz) olmas, hem de durumun gereine (muktez-y hle) uygun olmasdr (Yni yerine ve adamna gre sz sylemektir). 2- Mtekellim (konuan kimse)'in belagat: Hangi gaye ile olursa olsun mtekellimin meramn (muktaza-i hle uygun) beli bir kelmla (ak-seik bir szle) aklayabildii bir kabiliyettir.
2

Man: Belgatn ubesinden biri. Lafzn muktez-y hl ve makama uygunluuna mahsus bir ilim addr. Bu ilim belgatn temelidir.
3

Beyn: Dncelerin, duygularn, hayallerin dou ve deerlerini, bunlarn anlatmnda tutulacak yollar konu edinen bir edebiyat bilgisi daldr ki, ana konular tebih, mecaz ve kinaye olan bir ilimdir
4

Bed': Mktezy hale (yerine ve adamna) uygun szlerin ssleme tarzlaryla ilgili bilgileri reten ilme Bed' ilmi denilir. Bu ssleme tarzlarnn bir ksm, mn ile ilgili gzelletirmeler olup bunlara manev gzelletirici san'atlar denilir. Bir ksm da lafzla ilgili ssleme san'atlandr. Bunlara da lafza ait ssleyici san'atlar denilir.
5 6

Bedzzaman Said Nursi, Sozler, 25. Sz, 2. ua, 1. Lema.

bn-i Hibban, El-Sahih, c. I, sh. 276; Taberani, Mucem, c. X, sh. 105 vd.; ikinci ksm ise bn-i Abbas tarikiyle bn-i Ebi Hatm tarafndan nakledilmitir.
7

Nursi, Sozler, 25. Sz, 2. ua, 1. Lema.

Mahmud Alusi, Ruhul-Man, c. I, sh. 7; Zekei, El-Burhan fi Ulum el-Kuran, c. II, sh. 169; Suyuti, el-tkan fi Ulum el-Kuran, 4/225-226.
9

Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 94-95. Muhammed b.Salih el-Useymin, Tefsir Usul, sh. 21. Abdlaziz el-Buhari, Kefii'l-Esrr. 1/67; Serahsi, Usul, 1/236. Kuran, Bakara: 2/275. Kuran, Maide: 5/1.

10 11 12 13 14

Sadeddin Teftezan, Et-Telvh ale't-Tevzh: 11130; Msellem's-Subt, 1/338.


15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

Kuran, Bakara: 2/187. Kuran, Bakara: 2/178. Kuran, Nisa: 4/93. Bedzzaman Said Nursi, Lemalar, Onbirinci Lema, sh. 51-52. Kuran, sra: 17/23. Bedzzaman Said Nursi, Mesnev-i Nriye, Lasiyyyemalar, 36. Bedzzaman Said Nursi, Nur emesi, sh. 84. Kuran, Nur: 24/2. Kuran, Nur: 24/4.

Bedzzaman Said Nursi, man ve Kfr Muvazeneleri, Otuzikinci Sz, sh. 174.
25 26

Bedzzaman Said Nursi, rt'l - cz, man Bilgayb, sh. 40. Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 94-95.

27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 69-71. Kuran, Vaka, 79. Ebu Davud, Sunen, Taharet, 89. Kuran, Kamer, 54/17, 22, 32, 40. Imam Gazali, Cevhiru'l-Kur'an, 15. Suyut, Itkan el-Ulum, 4/225. Kuran, Yusuf, 12/37. Kuran, Yusuf, 12/93-96. Taber, Camiu'l-Beyan, 7/220. Kuran, Yusuf, 12/96. Kuran, Hcr, 15/75. Bedzzaman, Muhekamt, 23. Bedzzaman, Risale-i Nur Klliyat, 1/183. Elmal Hamdi, Hak Dini Kurn Dili, 2/1170. Elmali Hamdi Yazir, Hak Dini Kurn Dili, 8/5614 Elmali Hamdi Yazir, Hak Dini Kurn Dili, 7/4564.

Elmali Hamdi Yazir,, Hak Dini, 9/6429; Muhammed elik, ari Tefsir ve Sahas, Yeni mit, Say: 62 Ekim - Kasm - Aralk 2003.
44 45 46 47

Buhari, El-Cami el-Sahih, Menakbul- Ensar, 45. Kuran, Maide, 3. Mahmud Alusi, Ruhul-Man, c. I, sh. 7-12. Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 94-95.

48

bn Haldun, Mukaddime, II, sh. 823, 828; Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, Dar al-Kitab el-Sufi, 1990, sh. 11 vd.; Kr. Metin Yurdagr, Cefr Maddesi, TDVA, c. VII, sh. 215 vd.
49

Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, Dar al-Kitab elSufi, 1990, sh. 13-14;
50 51

Ktib elebi, Kefuz-Znn, I/592.

Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 63, 101, 125; ular, s. 613.
52 53 54 55 56 57

Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, sh. 17-20. Kuran, Cin, 26-28. Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, sh. 25-29. Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, sh. 17-25. slm Ansiklopedisi, X/68.

Niyazi Beki, Ebced ve Cifir, http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=article&aid=556 (15.3.2010); Kr. http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=show_ qna&id=609.


58

bnun-Nedim, el-Fihrist, 6; Thiru'l-Mevlev, Edebiyat Lgat, 38; Cerraholu, smail, Tefsir Usul, 18; Yakt, smail, Trkslm Kltrnde Ebced Hesab ve Trih Drme, 23-29; Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, sh. 30-33.
59 60

El-Beydv, Envrut-Tenzl, I/37

bn r, Muhammed Tahir el-Cezair, et-Tahrir vet-Tenvr, I/208.


61

Marali, Yusuf Abdurrahman, Fihrisu Ahdsi'l-Mstedrek, 19.

62 63 64

Cerraholu, smail, Tefsir Usul, 20, 147. A. Schmmel, Saylarn Esrar (trc.Temelli, Mehmed ), 39.

Gazzal, Muhammed b. Muhammed, el-Munkzu mined-dell, 46, ekiliin bk. s. 50; Gmhanev, Ahmed Ziyaeddin, Mecmuatul-Ahzb (zel), 515.
65

Ed-Dvd, emsuddin Muhammed b. Ali, Tabaktu'l-Mfessirin, I/306; Badll, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynaklar, 956.
66

l, Knhl-Ahbr, c. V, sh. 182-183; Mecd Efendi, Hadk, c. I, sh. 82; Koca Mverrih Hseyin, Bedyiul-Vakayi, Moskova 1961, I, vrk. 153/b-154/a; Ocak, Zndklar ve Mlhidler, sh. 131135; Ktip elebi, Kef-z-Zunn, c. 1, sh. 591-592; Bedzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, stanbul 1960, muhtelif yerler; Akgndz, Belgeler Gerekleri Konuuyor, c. II, sh. 40-53; Pakaln, Mehmed Zeki, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl I-III, stanbul 1983, c. I, sh. 856-858.
67 68 69 70 71

Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 95 vd. Taberi, Camiu'l-Beyan, 1/125-126. bn Atiyye, el-Muharreru'l-Veciz, 1/82. Zerkei, el-Burhan f Ulmi'l-Kur'an, 1/174.

Alusi, Ruhul-Maani, c. I, sh. 102-103; El-Hallal emseddin Muhammed ibn Slim (1335) El-Cefr el-Kebir, sh. 22.
72 73

Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 95 vd.

Gmhnev, Ahmed Ziyaeddin, Mecmatu'l-Ahzb (zel ksm), 499-531.


74

Kr. Kitabl-Cefr el-Cm ve Misbahun-Nur el-Lmi, Cheetra Prabha Press, Bombay, Mirza Muhammed tarafndan baslmtr. Tamamen cifir ilmi ile alakaldr. Elimizde bir de 1261 hicri ylnda istinsah edilmi ve asli Hindsitanda bulunan bir yazma nsha

bulunmaktadr. Bir de iiler tarafndan makbul grlen ve Kitab- Ali denilen eserden de bahsetmek yerinde olur; Mustafa Kasr Ali, Kitbu Ali, Beyrut, Darus-Sekaleyn, 1995.
75 76

Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 95 vd.

bn Haldun, Mukaddime, II, sh. 823, 828; Seyyid Muhammed Mad Ebl-Azim, El-Cefr, Dar al-Kitab el-Sufi, 1990, sh. 11 vd. Kr. Metin Yurdagr, Cefr Maddesi, TDVA, c. VII, sh. 215 vd.
77

Kitabl-Cefr el-Cm ve Misbahun-Nur el-Lmi, Cheetra Prabha Press, Bombay; Sleymaniye Ktphanesi, Badatl Vehbi Efendi, Nr. 234; GAL, I, 39, 578; Suppl. I, 75, 798; Sleymaniye Ktphanesi, Crullah Efendi, Nr. 895; Fuat Sezgin, GAS, IV, 264, 268.
78 79

Dar el-Resul el-Ekrem, 2002.

El-Hallal emseddin Muhammed ibn Slim (1335) El-Cefr elKebir, sh. 18 vd.; Muhyiddin Arabi, El-Ftht el-Mekkiyye, c. I, sh. 231-361; c. II, 51-81; Alusi, Ruhul-Maani, c. I, sh. 101-102.
80

Sleymaniye Ktphanesi, Pertev Paa, No. 621 vrk. 31/a vd.; slm Ansiklopedisi, 6/561 vd.
81 82

Elmal, Hak Dini, 3373-3374.

Sleymaniye Ktphanesi, Esat Efendi, No. 3729, vrk. 136/a138/a.


83 84

Yazr M.H. Hak Dini, s. 3956.

bn-i Kesr, Tefsrl-Kuranil-Azm: 1/38; Taber, Cmi elBeyan, 1/71-72; Suyt, ed-Drrl-Mensr, 2/22.
85

Yakt, smail, Trk- slm Kltrnde Ebced Hesab ve Trih Drme, sh. 149, 172.
86

Niyazi Beki, Ebced ve Cifir, http://www.sorularlaislamiyet.com/index.phps=article&aid=556

(15.3.2010); Kr. http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=show_qna&id=6 09.


87 88

Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, sh. 95 vd.

Ktip elebi, Kef-z-Zunn, c. 1, sh. 591-592; Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gayb, 95vd.

KORKU DUYGUSU, PSKOLOJK SAVA VE KURAN HZMET (1)


Son gnlerde, millet olarak yeni bir irtica kampanyas ve psikolojik iddet dalgas ile kar karya bulunuyoruz. Artk lkemizde huzur, gven ve istikrar saland, iler iyiye doru gidiyor derken; her ne olduysa birden frtnalar esmeye, hava bulanmaya, memleketimizin semalarn kara bulutlar kaplamaya balad. Zihinler kart, gndem deiti. Huzur, gven ve istikrar havas, yerini belirsizlik, korku, endie, gvensizlik ve istikrarszla brakmaya balad. Son aylarda anari ve terr olaylarnda kayda deer bir art meydana geldi. Ekonomi negatif dalgalanmalarla yeni bir krizin sinyallerini verdi. Samzdan, solumuzdan, evremizden, her yerden vatan kurtarma iddiasnda ki eteler ortaya kmaya balad. Hatta Babakana suikast yaplaca iddialar dolamaya balad ortalkta. Derken Ana Muhalefet partisi Genel Bakan laiklik kart evrelere mesaj gndererek Cephede kazanlan Cumhuriyeti, sandkta kaybetmeyiz tr antidemokratik ve gerilim dolu beyanlarda bulundu. YK, din aleyhtar icraatlarnn ve hkmete kar olan fevri klarnn dozajn iyice artrd. Milliyeti-muhafazakar kimlie sahip niversite retim yeleri hakknda eitli gerekelerle soruturmalar balatld. Doktor ve yardmc doent statsnde ki pek ok retim yesinin hizmet

szlemeleri yenilenmedi. Dantay' a yaplan saldr, stanbul Fatih' teki smail Aa Camiinde meydana gelen cinayet olay , baz st dzey devlet yetkililerinin pe pee yaptklar irtica tehlikesi beyanatlar , ve baz medya kurulularnn youn biimde balattklar irtica kampanyas gibi pek ok gelimezihnimizde biz bu filmi daha nce defalarca seyrettik dncesini uyandryor. Tm bu gelimelerden; yaklaan Cumhurbakanl seimi ve milletvekili genel seimleri ncesinde, baz evrelerce ok kapsaml bir psikolojik sava saldrsnn balatld ve gn getike dozajnn artrlaca anlalyor. Bu gnlerde irtica' dan bahsetmek moda. Sac-solcu dindardinsiz, yetkili-yetkisiz, etkili-etkisiz herkes bir eyler sylyor. Ancak dikkat ediyoruz: halka uzak olanlar, halka ii dmeyecek olanlar, gcn, etkisini ve yetkisini halktan almayanlar irtica tehlikesinden sz ederken; halka yakn olanlar, halka ii decek olanlar, etki ve yetkisini halktan alanlar irtica tehlikesi yoktur, varsa gsterinde bizde grelim diyorlar. rtica konusu Trk halknn gndemini son 100 senedir srekli megul etmektedir. Tam yzyldr pek ok kii, kurulu veya gurup hakknda irticai faaliyette bulunduu, dini siyasete alet ettii veya laiklik kart eylemde bulunduu gerekeleri ile ilem yaplm; hapisler, srgnler, ikence ve eziyetler yaplm, insanlar madur edilmi, siyasi partiler kapatlm, ihtilaller yaplmKsacas sosyal hayatn her alann ve toplumun her kesimini etkileyecek tasarruflar yaplmtr. Ancak bu kadar tehlikeli grlen irticann ne olduu 100 senedir hala tanmlanamamtr. 1906 ylnda olduu gibi 2006 ylnda da hala irticay konuuyor, olup-olmadn tartyoruz. rticann ne olduunu, snrlarnn ne olduunu, hangi sz veya fiilin irtica saylp hangilerinin irtica saylmayaca bu gne kadar hala tanmlanmamtr. Hibir kanun maddesinde irtica somut su olarak yer almamamaktadr. Hukukun genel prensiplerine gre Kanun'un aka su saymad, kanunun aka tanmlayp

snrlarn belirlemedii bir sz veya eylemden dolay hi kimse sulanamayaca halde; bu gne kadar yaplan gayr- hukuki tasarruflarla pek ok kii veya grup thmet altnda braklm ve madur edilmitir. Acaba irticay tanmlayp, snrlarn belirlemek tam 100 senedir yaplamayacak kadar zor veya imkansz bir eymidir? Hayr, elbette zor veya imkansz deil. rtica tehlikesinden yaknanlar, irticann lkeyi tehdit ettiini, laikliin elden gittiini syleyenler, irtica kampanyalarn dzenleyen ve destek verenler; irticann tanmlanmasn, snrlarnn belirlenmesini ve kanun maddelerinde somut su olarak yer almasn kesinlikle istemiyorlar. Bundan sonra da asla istemeyecekler. nk, irticann kanunda aka tarif edilmesi ve snrlarnn belirlenmesi onu bir antaj aleti ve bask unsuru olmaktan karr. Maalesef lkemizde, irtica kampanyalar, halka kar bir psikolojik sava arac ve propaganda vastas olarak kullanlmaktadr. Yakn tarihimizi incelediimiz zaman; irtica tehlikesi, dini siyasete alet etmek, laiklik elden gidiyor vb. trdeki sylemlerin eitli g odaklar tarafndan srdrlen psikolojik savan planl birer propaganda kampanyas olduunu grrz. rtica kampanyalar , milletin ensesinde Demokles'in klnc gibi bir bask, tehdit ve sindirme vastas olarak kullanlmtr. Gerek Trkiye'yi kendi kontrolleri altna almak isteyen d g odaklar ; gerekse lke iinde ttihad ve Terakki Cemiyetinin iktidarndan bu yana gerek iktidar, saltanat , yani kamu gcn elinde bulunduran ve kendilerini stn vasfl insanlar olarak alglayan eliti bir gruh , kendi saltanatlarn , sahip olduklar g ve otoritelerini, devlet ve millet hayat zerinde ki etkinlik ve kontrol kabiliyetlerini srdrebilmek iin , eitli toplum kesimlerine kar planl ve kapsaml bir psikolojik sava yrtmekte ve manevi bask uygulamaktadr. rtica kampanyalar da ; insanlarn ftraten sahip olduklar korku duygular'' bask altna alnarak, sosyal ve siyasal hayat ynlendirme ve kontrol

etme amacna ynelik propaganda faaliyetleridir. PSKOLOJK SAVA Psikolojik sava; eitli bask veya ikna yntemleri kullanarak insanlarn ruh haline etki etmek suretiyle kontrol altna almak, pasifize etmek, ynlendirmek ve arzu edilen ynde komuoyu oluturarak fert veya toplum psikolojisini ekillendirmektir. Psikolojik savan hedefi, muhatap da korku, dehet, mitsizlik, gelecek kaygs, yorgunluk ve aresizlik duygular uyandrarak onu kendi etkisi altna almak ve kontrol etmektir. Psikolojik sava baka bir lkenin halkna kar yapabilecei gibi, lke iinde eitli sosyal gruplara, kitlelere hatta tm lke halkna karda yaplabilir. Psikolojik savan ama ve hedefleri genellikle unlardr: 1-Muhatabn siyasi, ekonomik, sosyal ve moral bakmndan zaaflar kullanlarak mcadele gcnn zayflatlmas, 2-Muhatabn dnce, heyecan , eilim ve davranlar zerine etki edilerek; direni ve mcadele azmini krmak, moralini bozarak manevi kntye uratmak ve korku duygusu uyandrarak mcadele cesaretini krmak. 3-Toplumda itaat duygularn arttrmak 4-Kamu oyunu yanltarak istenilen istikamete yneltmek, kamu oyu oluturmak 5-Halk ile ynetimin arasn aarak, kopukluk ve bunalm yaratmak, gvensizlik oluturmak,lkede istikrar ortamn bozmak, 6-Arzu edilen istikamete kltr, inan ve ahlak deiimini salamak Psikolojik savan silahlar: propaganda, eitim ve provakosyondur. Cephanesi: sz, yaz, resim, bror ve e-posta eklindeki bilgidir. Amac: insanlar ikna etmek ve onlar deitirmektir. Yntemi de; beyin ykama dr.

Propaganda; bir topluluun dncelerini, duygularn, davranlarn, tavr ve hareketlerini etki altnda tutmak ve onlar deitirmek amacyla yaynlanan bilgi, belge, doktrin ve grlerdir. Propaganda Trleri: 1-Beyaz Propaganda: kaynag belli olan ve aktan yaplan, dorulua nem veren ve effaf olan, gven salamaya ynelik propagandadr. 2-Gri propaganda:Kayna belli olmayan, doruluu ispatlanamayan, rivayetlere dayandrlan, yalan veya doruluu tespit edilemeyen, insanlar zerinde propaganda hissi uyandrmayan propaganda trdr. 3-Kara propaganda:Kaynak belirlidir, ancak baka kaynaklardan kyormu gibi gsterilir. Hile, entrika, yalan, iftira, fitne, fesat, sahte delil gibi unsurlar kullanlr. Gizlilik esas alnr. Gerekleri deitirmeyi, inanlar sarsmay ve kamu oyunu kartrmay ama alr. Dmanlk duygularn arttrr. Tesirli olmas ve geri tepmemesi iin kaynak gizli kalmaldr. 4-Silahl Propaganda: Terr rgtlerinin kullandklar yntemdir. 5-Karma Propaganda: karlar birbiriyle rten gruplar, propaganda trlerini birlikte kullanrlar. lke inde Uygulanan Psikolojik Sava Trleri : 1-Beinci Kol Faaliyetleri: Beinci kol faaliyetlerinde, lkenin gemiinde var olan manevi dinamikleri gzden drmek ve toplumu baka milletlerin kltrel deerlerine hayran brakmak amalanr. Toplumda aalk duygusu uyandrlr. Ahlak, inan, kahramanlk, vatanseverlik gibi deerler gzden drlr.Cinsel zgrlk, ilericilik, adalk gibi sloganlar ok sk kullanlr.Var olan elence kltr deitirilmeye allr.Baka toplumlar taklit balar. 2. Kontroll Gerilim Stratejisi: Toplumun bir kesimi pheli ve tehlikeli olarak etiketlenir. Gvenlik kuvvetleri bu kesimdeki kiileri filer. Daha sonra

provokasyon da dahil olmak zere eitli psikolojik sava yntemleri ile su ilettirilmeye allr. Kiinin temel hak ve hrriyetine kstlamalar getirilir, madur edilir. Madur tepki verince de bakn ite gryorsunuz, kamu dzenini bozuyor. Denilerek sulanr. 3. Fil Yntemi: Fil her gn ayn yoldan geermi. Fil avclar yola tuzak kurarak onu ukura drrler. Siyah elbise ile gelip fili iyice dverler. Birka gn sonra da beyaz elbise ile gelerek fili kurtarrlarm. Fil de artk avclar kurtarc olarak grrm. Yani buradaki yntem; toplumu bunalma sok, sonra kurtar ve kendine bala taktiidir. 4. Psikolojik Taciz (Mobbing): Sistematik ekilde bask yapmaktr. Aileden lke ynetimine kadar her yerde sistematik bask ile insanlar pasifize edilir ve kolay ynetilir hale getirilir. Sistemli yaplan psikolojik saldr, insanlarn ruh halini olumsuz ynde etkiler. Her an bana sevimsiz bir eylerin gelebilecei endiesi ile gvensizlik ve karamsarlk iinde yaamaya balar. TRKYE'DE PSKOLOJK SAVAIN TARH GELM Trk milleti, onuncu yzylda Mslman olduktan sonra ferdi ve toplumsal hayatta slami kurallar benimsemeyerek; hem milli kltrn, hemde toplum ve devlet hayatn Kur'an ve Snnet hkmlerine gre dizayn etti. Milli kimlik, slam potasnda eritilerek, adeta Trk ve Mslman kavramlar ayniletirildi. Trk ve Mslman kelimeleri ayn manaya gelir oldu. Modern Trkiye'nin Douu kitabnn yazar Bernard Levis, bu durumu yle ifade etmektedir: Ortaa Avrupa'snda yeni Mslman olan birisine falanca kii Trk olmu denirdi. slam lkesinde ise hangi Trk'e milliyetini sorsanz Mslmanm derdi. Trk milletinin sosyal, kltrel,

ekonomik yaam slam'a gre ekillenmi ve milli kimlii slam ile mezc olmutu. Ayrca ferdi hayatta Allahn Rzasn kazanabilme arzusu, hayatn en nemli gayesi olarak kabul edilirken; devlet hayatnda da 'l-i Kelimetullah yani Allahn isminin yeryzne yaylmas gayesi, milli hedef ve en nemli milli politika yaplmt. 1299 da St ve Domani yresinde kk bir beylik konumunda olan Osmanl, iyi tekilatlanmas, stn stratejiler gelitirmesi ve srekli byk hedefler peinde koturmas nedeniyle ok ksa srede byd, geliti, geniledi ve insanlk tarihinin en byk brokratik devletlerinden birisi haline geldi. Askeri i ve d gvenlik, salk, eitim, adalet, sosyal mnasebetler, iktisadi hayat vb. her alanda kurumsallaarak mkemmel ileyen bir tekilat yaps oluturuldu. Osmanl Devleti, millet kavramn da Mslmanlk zerine bina etti. Hangi soy veya rktan olursa olsun tm Mslmanlar Devletin asl vatanda kabul etti. Mslman olmayan ahali ise gayri mslim nvan ile aznlk olarak kabul edildi. slam Dini'ne hizmet ve 'l-i Kelimetullah amac daima canl tutuldu. Eitime ok nem verildi. Dnyann en disiplinli ve en iyi donanml ordusu kuruldu. Sosyal ve ekonomik hayat iyi dizayn edildi. Adaletin uygulanmasna ve yaygnlatrlmasna , ferdi hukukun korunmasna byk zen gsterildi Ve neticede muhteem Osmanl-slam medeniyeti vcuda geldi. Ancak 18.yy. dan itibaren muhteem Osmanl Medeniyetini vcuda getiren kurumsal yapnn ve ahlaki deerlerin yozlamaya baladn, Devletin bir duraklama ve gerileme srecine girdiini gryoruz. Bu dnem, Avrupa'nn Rnesans ve reform hareketlerinden sonra hzl bir sanayileme ve ekonomik gelime srecine girdii dnemdir. Ondokuzuncu yz yln sonlarna ve yirminci yz yln balarna gelindiinde ortaya kan manzara; Bata ngiltere, Fransa ve Almanya olmak zere Avrupa lkeleri ile Amerika ve Japonya

sanayi devrimini gerekletirmiler, ekonomik, teknolojik ve askeri alanda ok byk ilerlemeler salayarak kalknmlar ve gl bir Bat medeniyeti oluturmulardr. Osmanl Devleti dndaki btn slam lkeleri, eitli Avrupa devletlerinin hegomanyas altnda, smrge konumundadr. Osmanl Devleti ise; Avrupa'nn sanayileme srecinin dnda kalm; ilmi, teknolojik, ekonomik ve askeri gelimeleri yakalayamam; pe pee kaybedilen savalarla ordusu bitap, halk perian ve lkesi viran olmu bir haldedir. lkede yokluk, ktlk, alk ve sefalet vardr. Devlet d bor batanda rpnmaktadr. Ekonomik hayat iflas etmi, bitmi bir haldedir. Ordu yorgun, bitkin ve ok ilkel donanmldr. Eitim messeseleri yozlam, ilim-irfan retemez hale gelmitir. Adalet mekanizmas da yozlamalardan nasibini almtr. lkede huzur, gven ve istikrar kaybolmutur. Mslman ahalinin perianlna karn ; zellikle Yahudi ve Rum aznlklar her geen gn ekonomik ve siyasi ynden daha da glenmekte, kamuoyu ve Devlet ynetimi zerindeki etkinliklerini daha da arttrmaktadrlar. ok gete olsa Osmanl aydn lkeyi bekleyen kt akbeti grmt. Gerileme ve kn durdurulmas, iktisadi ve teknolojik kalknmann gerekletirilmesi amacyla farkl dnce akmlar ve cemiyetler ortaya kmaya balad. Herkes kendince k durduracak, kalknmay(terakkiyi) salayacak reeteler retmeye balad. ok eitli ve farkl olan bu dnce akmlarn iki genel grupta toplamak mmkndr. Birincisi; o dnemde slamclar olarak nitelendirilen, muhafazakar grup. Bunlar slamn iman ve ahlaki deerlerinden uzaklald iin yozlama olduunu ve lkenin geri kaldn; terakkinin de ancak slami deerlerin yaatlmas ile mmkn olabileceini ifade ediyorlard. kincisi ise; kendilerini Yenilikiler olarak tanmlayan, ok deiik fikirlere sahip olmakla birlikte Padiaha ve mevcut ynetime

muhalefet paydasnda bir araya gelen ve Jn Trkler olarak isimlendirilen gruplardr. Bu iki grup arasndaki en nemli tartmalardan birisi hamiyet konusunda idi. Yani k durdurmak ve kalknmay salamak iin insanlar hangi duygularla motive edilecek ve ilerlemeye sevk edilecekti. Derlenip-toparlanmann, ekonomik ve teknolojik kalknmann muharrik unsuru olarak dini duygular m yoksa milli duygular m tevik edilip kullanlacakt. Ksacas ; olay Din mi? Milliyet mi? tartmasna odaklamt. Jn Trkler, Avrupa kilisenin istibdadndan kurtuldu, fert, toplum ve devlet hayatnda seklerizmi tercih etti, ulus-devlet oldu, dinden uzaklat. Bylece geliti, ilerledi ve kalknd. Biz de dinin sosyal hayat ve devlet zerindeki etkinliini sona erdirir, sekler (laik) bir yaam tarzn seersek, Ulus-devlet kurup, insanlarn rki/milli duygularn kamlarsak geliir kalknrz. Bizi geri brakan dini kurallardan uzaklamalyz diyorlard. Yani devlet ve toplum hayatnda hamiyet-i milliyenin etkin olmasn istiyorlard. slam taraftar muhafazakar kesimler ise; hamiyet-i milliye lkenin paralanmasn daha da hzlandrr. Irklk blnmeye ve g kaybna yol aar. Bizi slam dini geri brakmad. Tam tersine slami deerlerden uzaklald iin yozlama ve gerileme oldu. slama uygun yaand dnemlerde devlet geliti, toplumun huzur, gven ve refah artt. Deiik rklara mensup insanlar ancak slam kardelii ile bir arada tutulabilir. Asya insan romantik ve duygusal olduu iin ancak dini duygular ile tevik ve motive edilebilir. Onun iin fert ve toplum hayatnn da kalknmann muharrik unsuru olarak hamiyet-i diniye etkin unsur olmaldr diyorlard. Jn Trklerin grleri de kendi ilerinde farkllklar tayordu: Batclar diye isimlendirilen bir kesim, Osmanl ve slam'a ait btn deerlerin terk edilerek tamamen Bat deerlerinin benimsenmesini, gnlk yaam, ferdi hayat ve sosyal ilikilerde de Batl deerlerin kabul edilmesini; ferdi ve toplumsal hayatta

tamamen sekler bir yaam tarznn uygulanmasn, dini deerlerin terk edilmesini istiyorlard. Trkler ise; dini deerlere bsbtn kar olmamakla birlikte, seklerizmi onlarda kabul ediyor ; fakat asl dnce olarak Trk rkna dayal bir devlet yaps oluturulmasn istiyorlard. Yunanlar, Bulgarlar, Srplar nasl ki isyan edip Osmanl hakimiyetinden kurtuldular ve kendi devletlerini kurdular,ayn ekilde Trkler de kendi milli devletlerini kurmalyd. Baz kesimler ise; dini tamamen terk etmeyelim , ancak adala engel olamayacak ekilde dini kurallar ve dini yaam yeniden dzenleyelim ,dinde reform yapalm diyorlard. Jn Trkler, ttihat ve Terakki Cemiyeti vastasyla 1913'e kadar ksmen; 1913 1918 arasnda ise tamamen Devlet ynetimine hakim oldular. 1908 ylndan sonra, Bedizzaman Said Nursi'nin de Osmanl fikir hayatna aktif olarak katldn gryoruz. Dounun kurtulu reetesi olarak grd Medreset-z Zehra projesini hayata geirmek amacyla geldii stanbul'da, ok aktif ve youn bir dnem yaar. stanbul'daki Dou kkenli vatandalar ve muhafazakr aydnlar zerinde byk bir nfuz ve tesir gc vardr. Merutiyetin ilann ve hrriyeti slam dini namna destekler. Milletin hrriyete sahip kmasn, korumasn ister. Ancak ona gre Merutiyet ve hrriyet Kur'an Hkmleri dairesinde ve er'i esaslara uygun olmaldr. Kur'ana uygun meru bir hrriyet ortam kalknmann en nemli unsurudur. lim erbab ile fikir mnazaralar yapar. eitli halk kesimleri ile sohbetler eder, gazetelerde makaleler yaynlar, camilerde ve meydanlarda nutuklar irad eder, devlet erkan ile grmeler yapar. k , kanayan yaray durduracak, slam Aleminin yeniden diriliini, terakkisini salayacak reeteler gsterir. Osmanl fikir hayatnda ok aktif ve etkili bir konumdadr. Beyanatlar ve makaleleri her kesim tarafndan dikkatle izlenir, ilgi alaka dourur, tesir meydana getirir. slama taraftar kesimler onun hizmetinden son derece memnun olunurken, dine kar olan

evreler ondan son derce rahatszdr. 31 Mart hadiseleri bahane edilerek, idam veya hapis edilmek istenir. eriat taraftar olduu sulamasyla muhakeme edildii mahkeme de, mahkeme heyetinin , Sen de eriat istemisin? sulamasna kar ; -eriatn bir hakikat bin ruhum olsa feda etmeye hazrm! Zira eriat, sebeb-i saadet ve adalet i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilalcilerin isteyii gibi deil cevabn verir. Mahkeme heyetinin ttihad- Muahmmediye Cemiyetine dahilmisin? Sorusuna da; -Maal iftihar! En kk efradndanm

cevabn verir ve muhakeme heyetine kar fikirlerini savunur. Hrriyet getirmek bahanesiyle iktidara gelen Jn Trkler ve ttihat ve Terakki Cemiyetinin , siyaseti dinsizlie alet ettiklerini ve memlekette istibdat nitelii tayan uygulamalar yaptklarn anlatr. dam edilmek iin gtrld mahkemeden beraat karar ile kar .Ama o yinede yaplan hukuk d zulm ve uygulamalara tepki sini dile getirerek zalimler iin yaasn cehennem !diye barr. Bedizzaman'a gre bizi geri brakan, kalknmamay engelleyen ve lkeyi k srecine gtren nemli toplumsal hastalmz vardr: Bunlar : Cehalet ; Zaruret, yani fakirlik ve tasarruf ve sermaye yetersizlii, yoksulluk ve isizlik ile ;nifak yani lkenin birlik ve btnlne ynelik i ve d fitne, fesat, nifak ve blclk teebbsleridir. lkeyi geri brakan bu dmana karda , sanat, yani kalifiye , nitelikli i gc ile retim yapmak ; marifet / eitim ; ve ittifak yani milleti vcuda getiren sosyal balar kuvvetlendirerek birlik ve btnln muhafaza edilmesi olmak zere msbet silahla mcadele etmeliyiz .(Divan- Harbi

rfi ) Bedizzaman Sait Nursi, Avrupa maddeten ilerleyip kalknrken , slam aleminin geri kal sebeplerini, Mslmanlarn sahip olduu alt tane hastala balar. Bu hastalklar; 1- Ye'sin, mitsizliin iimizde hayat bulup dirilmesi, 2-Sdkn (doruluun)hayat- timaiye-i Siyasiyede lmesi. (Yani sosyal ve siyasal hayatta drstln kaybolmas). 3-Adavete muhabbet.(Yani kin ve dmanlk duygularnn ferdi ve toplumsal hayatta yaygnlamas). 4-Ehl-i man birbirine balayan nurani rabtalar bilmemek. (Mslmanlar birbirine balayan en gl etken olan slam kardeliinin yerine rkln ikame edilmesi). 5-eit eit sari hastalklar gibi intiar eden ( yaylan) istibdat. (Yani ferdi ve toplumsal hayatta hrriyetin olmamas. nsanlarn bask ve zulm altnda ezilerek pasifize edilmesi, nemelazmc hale getirilmesi, dnen, aratran, reten fertler yerine; taat kltrnn hakim klnmas). 6-Menfaat-i ahsiyesine himmeti hasretmek. (Yani insanlarn sadece kendi ahsi menfaatlerini dnr, sadece kendi karlar peinde koar hale gelmesi ) Bedizzaman'a gre slam Aleminin bu alt hastalnn ilac ise Kur'an Eczanesinde mevcuttur. Bunlar; 1- El-emel Yani, rahmet-i ilahiyeden kuvvetli mit beslemek. (Karamsarla kaplmadan daima mitvar olmak). 2- slam lkelerinin, zelliklede Trkler ile Araplarn yeisi brakp tesand ve ittifak ierisinde birlikte hareket etmeleri. 3- Hayat- itimaiyemizin esas olan Sdk, doruluu iimizde ihya

edip onunla manevi hastalklarmz tedavi etmeliyiz. 4- Muhabbete muhabbet, husumete husumet. (Yani sevgi duygusunun fert ve toplum hayatnda yaygnlatrlmas; kin, adavet ve dmanlk duygularnn ise yok edilmesi.). 5- slam kardeliinin yaygnlatrlmas ve slam birliinin tesis edilmesi. Mslman lkelerin birlikte hareket edebilmeleri. 6- Meveret-i Seriye ve ura dr. (Yani istiare messesesinin yaygnlatrlmas ile ura/meclis sisteminin hayata geirilmesi). Bedizzaman Said Nursi, I.Dnya savanda Dou Anadolu da gnll milis albay olarak talebeleri ile birlikte Ermenilere ve Ruslara kar savar ve nemli baarlar elde eder. Ancak Bitlis'te Ruslarla girilen bir atmada yaralanarak esir der ve Rusya'ya gtrlr. Rusya'daki esir kampndan kaarak Almanya zerinden tekrar stanbul'a gelir. 1918 den sonra igal altndaki stanbul'da ngilizlere kar mcadele ederek ; halk, igale kar uyandrmaya alr. Daha sonra , Anadolu'daki milli mcadeleyi ve kurtulu savan destekler. Osmanl eyhlislamnn, milli mcadele aleyhindeki fetvalarnn er'an caiz ve geerli olamayacan ilmen ispat ve nerederek ; doabilecek yanllklar ve skntlar engeller. Kurtulu savann devam ettii yllarda , Avrupa devletlerinin slam Alemine ynelik politikalar da byk nem arz etmektedir. O yllar da btn slam lkeleri Avrupa devletlerinin smrgesi halindedir. Ancak slam Aleminde Trkiye'ye kar derin bir sevgi ve sempati vardr. nk ; Osmanl, bamsz kalan son slam lkesidir. Ayrca 1000 yldr slama bayraktarlk yapm, 'la-i Kelimetullah davasn omzunda tam; Mslmanlarn hamisi ve aabeyi roln oynamt. Avrupa devletleri, slam lkelerini kontrol altnda tutabilmek ve smrgelerini srdrebilmek iin u politikalar uygulamaya koymulard: 1- Mslmanlar dinden uzaklatrmak ; Kur'an a ve Hz. Peygambere yabanclatrmak suretiyle dini kimliklerini,slami uurlarn, direnme kabiliyetlerini yok etmek , slam kltr yerine

bir smrge-itaat kltr oluturmak. ngiltere Smrgeler Bakan, ngiliz Parlamentosunda yapt bir konumada, eline Kur'an- Kerim'i alarak ve gstererek; Bu Kur'an, Mslmanlarn elinde olduka biz onlara hakim olamayz. Ne yapp yapmamalyz, bu Kur'an' onlarn elinden kaldrmalyz (almalyz); yahut Mslmanlar Kur'an dan soutmalyz. diyordu. Batllar, bu gnde hala Kur'an' Mslmanlarn elinden alma, yahut Mslmanlar Kur'an dan soutma politikasn youn olarak uygulanmaktadr. Kur'an' Mslmanlarn elinden alamadlar ; ama Mslmanlar Kur'an dan soutmak iin her trl yolu denemeye, her eyi yapmaya devam ediyorlar. 2- Trkiye aleyhtar propagandalar ile , slam Aleminin Trk milletine ve Trkiye'ye kar duymu olduu derin sevgi ve saygy ldrerek ; hem Trkiye'yi uluslar aras alanda yalnzla itmek, hem de Trkiye'nin slam lkeleri zerindeki nfuzunu krmak ve tesir gcn yok etmek. 3- Trkiye'yi blmek, paralamak, zayflatmak, gc ve tesiri olmayan etkisiz bir konuma getirerek kontrol altna almak ve bir eit smrge yapmak. 4- Trk milletinin sahip olduu slam kltr ile Kur'an'a ve Hz. Peygamberin Snnet-i Seniyyesine olan balln, slam ahlakn dejenere ederek milli ve manevi deerlerini yozlatrmak. nsanlar kimliksizletirmek. Milletin sahip olduu tarihi misyonu yok etmek. slam Alemine lider olma ve 'la-i Kelimetullah gayesi iin mcadele etme uurunu ldrmek. Ksacas ; Mslman-Trk milletini, Hristiyan Bat dnyas iin bir tehdit unsuru olmaktan ebediyen karmak. Bunun iinde hem Trk milletine kar kapsaml bir psikolojik savan balatlmas, hem de Trkiye'deki aznlklar ile, dine souk bakan Sekler dnceye sahip akmlarn desteklenmesi ve glendirilmesi

yoluna gidilmitir. CUMHURYET DNEMNDE PSKOLOJK SAVA Kurtulu Savanda, btn millet tek yrek olmu, genciyle ihtiyaryla, kadnyla erkeiyle, kylsyle kentlisiyle, iisiyle tccaryla, cahiliyle aydnyla hep birlikte omuz omuza verilerek milli mcadele kazanlm ve milli istiklal korunmutu. 23 Nisan 1920' de kurulan Byk Millet Meclisi, lkenin ynetimini icra ediyordu. Birinci Meclisteki millet vekili profili, ok eitli ve zengin bir yap arz ediyordu. lkenin her yerinden, toplumun deiik kesimlerinden, deiik ekonomik dzeylerde ve deiik fikirlerde temsilciler bulunuyordu. Adeta Anadolu halknn yansmas gibiydi. Birinci Meclis 'de Esnaflar, iftiler, din grevlileri, alimler, komutanlar vs.deiik meslek mensuplar ve eitli dncelere sahip milletvekilleri mevcuttur. Meclis Bakanlna hakim olan ekip, ulusalc ve sekler bir dnya grne sahip idi. Jn Trk'lerin devam niteliindeki bu ekip, August Comte'nin pozitivist felsefesinin etkisinde idiler. Ve lkenin kalknmas iin dinin sosyal hayattaki tesirinin kaldrlarak, ferdi ve sosyal hayatta Avrupa kltrnn ve yaam tarznn benimsenmesi gerektiini dnyorlard. Ayrca dinde reform yaplarak ; sosyal, siyasal ve ekonomik hayata etkisi olmayan, ekil olarak da kiliselere benzeyen bir dini yaplanma arzu ediyorlard. Ancak Anadolu insannn slam'a olan ball ve Meclisin homojen yaps, balangta bu tr reformlar iin elverili deildi. Onun iin de tedrici olarak aama aama reformlarn (devrimlerin) hayata geirilmesi planland. Mustafa Kemal, Bedizzaman Said Nursi'nin cesaretini, ilmi kifayetini, muhafazakar aydnlar ile halk zerindeki nfuzunu; gerek I. Dnya Sava ve gerekse Milli Mcadele yllarnda yapm olduu kahramanlk dolu destans mcadelelerini ok iyi biliyordu. Onun iinde byle bir Deeri kendi yannda, kendi safnda ve kontrol altnda tutmak istiyordu. Bu nedenle Bedizzaman

defa Ankara'ya davet etti. Eski Van Valisi Tahir Paann da arac olmasyla nc davette, 1922 ylnda Bedizzaman Byk Millet Meclisinin resmi davetlisi ve konuu olarak stanbul'dan Ankara'ya gitti. Bedizzaman, Ankara'da Meclisin Resmi Ho geldin Merasimi ile ve milletvekillerinin alklar ile karlanr. Ancak, Ankara'da umduu ve bekledii havay bulamaz. Meclis 'te dine kar byk bir lakaytlk bulunduunu ve Batllamak, adalamak ve bahanesiyle eair-i slamiye'ye kar bir soukluk bulunduunu grr. zellikle de milletvekillerinin namaz ve dier ibadetlere kar olan lakaytlk ve duyarszlndan ok rahatsz olur, zlr. Bu nedenle; Meclisin dine lakayt kalmamas, eair-i slamiye'ye sahip klmas ve bilhassa namaza mdavim olmann lzum ve nemine dair bir beyanname nerederek btn milletvekillerine datr. Bu beyannameden sonra yaklak 60 milletvekili namaz klmaya balar. Mustafa Kemal, gerek neredilen beyannamenin muhtevasndan, gerekse 60' tan fazla milletvekilinin namaza balam olmasndan ok rahatsz olur. (Not: Beyanname metni Bedizzaman'n Tarihe-i Hayatndan okunabilir) Birgn mecliste milletvekillerinin arasnda Mustafa Kemal ile Bedizzaman arasnda u tartma geer: Mustafa Kemal, Sizin gibi kahraman bir hoca bize lazmdr. Sizi yksek fikirlerinizden istifade etmek iin buraya ardk. Geldiniz, en evvel namaza dair eyleri yazdnz, aramza ihtilaf verdiniz. der. Bu sz zerine Bedizzaman'da ; Paa Paa! slam'da imandan sonra en yksek hakikat namazdr. Namaz klmayan haindir. Hainin hkm merduddur der. Bunun zerine Mustafa Kemal Bedizzaman'n gnln almaya ynelik bir eyler syleyerek oradan ayrlr. Mustafa Kemal, Bedizzaman'a ok parlak teklifler sunarak Devlet

grevi almasn teklif eder. Milletvekillii, ark Umumi Vaizlii, Kk Tahsisi, yksek maa tahsisi gibi geri evrilmesi zor olan cazip imkanlar sunularak Devlet grevlisi olmas istenir. Bu tekliflerle aslnda herkesin bir fiyat vardr anlay ile Bedizzaman'n kontrol altna alnmas ve kullanlmas planlanyordu. Ancak hibir minnet ve tahakkm altna girmeyi ftraten kabullenemeyen Bedizzaman, btn bu parlak tekliflere hi itibar bile etmedi. nk O, daima minnet altnda yaamaktansa, zillet altnda lmeyi tercih ederim , ben ekmeksiz yaarm, fakat hrriyetsiz yaayamam diyordu. Bedizzaman Said Nursi, Ankara'ya yapm olduu bu ziyaret ve Meclisteki diyaloglar srasnda ok nemli tesbitlerde bulunur: Bir defa: Ankara'da, dine souk bakan ve dinin fert ve toplum hayatndaki tesirini kaldrmay planlayan, sekler zihniyete sahip ve halka Batnn hayat tarzn kabul ettirmeyi amalayan bir ekip mevcuttur. Ortada mthi bir siyasi deha mevcuttur. Bu ekip, faaliyetlerini planl, programl, tedricen ve ustaca yrtmektedir. Bu mthi siyasi dehaya kar siyasi yoldan mcadele ederek baa kmak mmkn deildir. Dier taraftan, dine kar olmayan, Batllama taraftar ve sekler zihniyet sahibi olmayan milletvekilleri ile asker sivil brokratlarda ise ; dine kar byk bir lakaytlk, ilgisizlik, duyarszlk ve basiretsizlik mevcuttur. Din aleyhine yaplacak tasarruflar fark edecek, gerekli tepkiyi gsterecek feraset ve basiret ehli hamiyetperverler bulunmamaktadr. Bedizzaman'n yapm olduu nc nemli tesbiti de udur: Anadolu insannn %99'u mslmandr. Ancak insanlar slami uurdan ve Kur'an hakikatlarndan uzak, taklidi bir imana sahiptir. Anne babasndan, evresinden grd iin, Mslman bir beldede doduu iin Mslmandr. man za'fiyeti vardr. Kur' an

ve snnet izgisinden uzaklalm, hurafelerle, israiliyat ve hikayelerle dolu, uursuz ve adeta gelenekselletirilmi bir dini hayat mevcuttur. slam'a tavassub derecesinde ballk, ama slami uurdan uzak bir hayat tarz mevcuttur. Ayrca toplumun basiret gz krlemi, duyarszlk ve nemelazmclk yaygnlam haldedir. En azl dmanlarn bile fark edemeyecek, gremeyecek haldedir. Byle bir m'min profilinin , akl ve bilim namna dini deerleri reddeden, inkarc pozitivist ve materyalist akmlar karsnda dinini savunabilmesi ve imann koruyabilmesi mmkn deildir. Ayrca kltrel dejenerasyonlara kar ahlaki yozlamadan korunmas da imkanszdr. Bedizzaman, bu yeni durum ve slam'a ynelik yeni tehditler karsnda ; yepyeni bir slami hizmet tarznn takip edilmesi gerektiini tespit eder. nce Mslmanlar uurlu, tahkiki iman sahibi birer m'min haline getirilmelidir. Dinsizlik tufan karsnda insanlarn ncelikle imanlar kurtarlmal ve kuvvetlendirilmeliydi. Fert, fert kalplere, gnllere Kur'an hakikatleri nakedilmeliydi. Bedizzaman bu tespitlerinden sonra, Ankara'dan Van'a dner. lerleyen yllarda nce Burdur'a, daha sonra da Isparta ve Barla nahiyesine srgn edilecektir. 1922'den sonra Ankara'da ok nemli gelimeler olur: Milletvekillii genel seimlerinde ok fazla sayda milletvekili adaynn kaca ve bu durumun seimleri ok zorlatraca gerekesi ile, Meclis Genel Kurulunda karar alnarak, Meclis Bakanna bir yetki verilir. Meclis Bakannn tasvibini alan, Bakan'n vetosundan geebilen aday adaylar ancak milletvekili aday olabilecektir. Meclis bakan sahip olduu bu yetkiye istinaden, aykr ses olabilecek, uyumsuzluk gsterebilecek, muhafazakar, dine taraftar tm aday adaylarn veto ederek, milletvekili seilmelerini nlemitir. Bylece 1923 ylnda yaplan genel seimlerde, Birinci

Meclisten ok farkl bir milletvekili profili ortaya kmtr. Batllama ve Seklerizm yanls milletvekillerinden oluan bir meclis yaps vcuda gelmitir. Bu ok nemli gelime ile Batllama yanls Seklerist ve pozitivist ekibin program ve devrimlerini hayata geirmek iin karlarnda hibir siyasal muhalefet kalmamtr. Geri kalan tek muhalefet halktr. Yrtlecek olan kapsaml bir psikolojik sava ile halkn muhalefeti de tedricen, yava yava krlacaktr. ok nemli bir takm gelimelerde, Lozan Antlamasnn grmeleri esnasnda yaanr. Merhum Necip Fazl Ksakrek' in Byk Dou Mecmuasnda aktard bilgilere gre; Lozan grmeleri srasnda smet nn bakanlnda ki Trk Delegrasyonu ile Lord Grzan bakanlnda ki ngiliz Delegasyonu arasnda baz gizli grmeler ve anlamalar yaplr. Trkiye'de ynetimi ele geiren CHP iktidar, Dinin millet zerinde ki tesirini ve belirleyici roln yok ederek ; Batllama ve sekler bir hayat tarznn yerletirilmesi iin gerekli icraatlar, reform ve devrimleri yapacak; buna karlk ngiltere'de Trkiye Cumhuriyeti' nin bamszlnn tannmas iin yardmc olacak ve Trkiye' yi destekleyecektir. ngiltere, bununla Trkiye' nin slam alemine tekrar lider olmasn engelledii gibi, slam lkelerini de Trkiye' den soutmay ve uzaklatrmay, artk Trkiye' yi bir tehdit unsuru olmaktan karmay amalyordu. Trkiye Cumhuriyeti Hkmeti ise , zaten yapmay planlad reform ve devrimler iin Avrupa Devletlerinin de tam tam desteini alm oluyordu. Bu gelimelerden sonra, islamdan uzaklalmas, dinin fert, toplum ve devlet hayat zerinde ki tesirinin ve belirleyici rolnn ortadan kaldrlmas , sekler yaam tarznn yerletirilmesi, ferdi ve toplumsal hayatn her alannn, her safhasnn Batl deerler ve hayat tarzlar ile tanzim edilmesi Devlet' in resmi politikas haline geldi. slam kurallarna uygun bir hayat tarzndan, Batl normlara uygun bir hayat tarzna geii salamak zere ; CHP iktidar

byk bir kltrel deiim program ve Psikolojik sava faaliyeti balatt. Bir taraftan Trk slam tarihinde ok radikal saylabilecek reform ve devrimler yaplrken ; dier taraftan ferdi ve toplumsal muhalefet odaklar bastrlma, sindirilme ve yok edilme yoluna gidildi. eyh Said ayaklanmas ve irtica tehlikesi gereke gsterilerek Takriri Skun Kanunu ilan edildi. Ve kurulan stiklal mahkemelerinde, CHP icraatlarna muhalefet edebilecek yzlerce binlerce alim, aydn ve eraftan insanlar idam edildi. lkeye ok byk bir korku havas yayld. ktidara kar en kk bir muhalefet, en kk bir eletiri bile idama kadar varan tepkilerle iddetle bastrld. Yani Takriri Skun Kanunu ile herkes susturuldu. Bu gelimelerle birlikte; Mustafa Kemal' a kar planland iddia edilen suikast teebbsnn desteklendii ve irticaya destek olduu gerekesi ile, Kazm Karabekir' in bakanln yapt Terakki Perver Cumhuriyet Frkas da 1925' te kapatld. Muhtelif tarihlerde karlan kanunlar ile, Hilafet kaldrld., eitimretim tek sistem altnda toplanarak medreseler kapatld, dini eitim ve dini yaynlar tamamen yasakland. Arap Alfabesi yasaklanarak Latin Alfabesi kabul edildi. Takvim, l ve tart aletleri Batya uygun olarak deitirildi. apka giymek zorunlu hale getirildi. Tekke ve Zafiyeler kapatld. Halk arasnda saygnlk ifade eden baz unvan ve lakaplarn kullanlmas baz kyafetlerin giyilmesi yasakland. Kadnlara seme ve seilme hakk verildi. Medeni Kanun, Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu gibi temel kanunlar Batdan alnd. Devlet'in dini slam dinidir. baresi anayasadan kartld. Laiklik Devletin temel ilkelerinden biri olarak (1937 de) Anayasaya girdivs. Ksacas gerek toplumsal hayatta, gerekse devlet tekilatnda tm messeseler yeniden yaplandrld. Ve bu yeni

yaplanma ierisinde dine hi yer verilmedi. nk artk din ve devlet ileri birbirinden ayrlacak din sadece vicdanlara barnacak, sosyal hayatta yer almayacakt. Tm bu gelimelere paralel olarak, eitim sistemi vastasyla dini deerlerden arnm, pozitivist deerlerle donatlm sekler zihniyete sahip bir nesil yetitirmek amacyla ok kapsaml bir kltrel deiim projesi uygulamaya konuldu. Din ile akl ve bilim birbirine zt ve kar kavramlarm gibi gsterilerek dinin yerine, pozitivist dnyevi deerler ikame edilmeye, dine yabanc bir nesil yetitirilmeye allyordu. Toplumsal Muhalefeti lmek iin 1930'larda kurdurulan Serbest Cumhuriyet frkasna, CHP zulmnden bunalm olan halk byk bir rabet gsterdi. Bunun zerine hemen Serbest Cumhuriyet Frkas da kapatld. CHP iktidarnn yapm olduu icraatlar, devrim ve reformlar ,halkn hsn kabuln grmedi. Ancak hkm sren bask ve zulm ortamnda halk sindirilmi, pasifize edilmi, korku ve endie ierisine itilmi ; tepkisizletirilerek gelimeleri kabullenmek zorunda braklmtr. nk en kk tepkiler bile ok iddetli bir ekilde cezalandrlm ve bastrlmtr. lkemizde bu gn hala var olan nemelazmclk, o zamanlarda ki bask ve istibdatn eseridir. Bir taraftan hkmet kltrel deiim projesi kapsamnda halka kar yrtt psikolojik sava srdrrken; dier taraftan da i ve d kaynakl dinsizlik akmlar ile Mason ve Kominist rgtler, Trk Milletini slam dininden uzaklatrmak ,milli ve manevi deerleri yok etmek ve ahlaki bozulmay gerekletirmek amacyla ok youn faaliyetler gsteriyorlard. Bu durum, Bedizzaman Said Nursinin Tarihe-i hayatnda yle anlatlmaktadr: Gizli dinsiz komiteleri, "slm eairleri birer birer kaldrarak slm ruhunu yok etmek, Kur'n' toplatp imha etmek" plnlarn gdyorlard. Buna muvaffak olunamayacan iblisane dnerek,

"Otuz sene sonra gelecek neslin kendi eliyle Kur'n' imha etmesini inta edecek bir pln yapalm" demiler ve bu pln tatbike koyulmulard. slmiyeti yok etmek iin, tarihte grlmemi bir tahribat ve tecavzat hkm srmtr. Evet, alt yz sene, belki Abbasler zamanndan beri, yani bin seneden beri Kur'n- Hakmin bir bayraktar olarak btn cihana kar meydan okuyan Trk milletini, bu vatan evltlarn, slmiyetten uzaklatrmak ve mahrum brakmak iin, Mslmanla ait her trl balarn koparlmasna allyor ve bilfiil de muvaffak olunuyordu. Bu vka cz' deil, kll ve umum idi. Milyonlarca insann, hususan genlerin ve milyonlar msumlarn, talebelerin iman ve itikadlaitikadlarna, dnyev ve uhrev felketlerine taallk eden ok geni ve mull bir hadise idi. Ve kyamete kadar gelip geecek Anadolu halknn ebed hayatlaryla alkadard. O zaman ve o senelerde, bin yllk parlak mzinin dellet ve ehadetiyle, Kur'n'n bayraktar olarak en yksek bir mevki-i mually ihraz etmi bulunan kahraman bir milletin hayatnda, slmiyet ve Kur'n aleyhinde dehetli tahavvller ve tahripler yaplyor ve cihann en namdar ordusunun bin senelik cihad- diniye ile geen parlak mzisi ve o mzide medfun muhterem ecdad, yeni nesillere ve mektepli talebelere unutturulmaya allyor ve mzi ile irtibatlar kesilerek birtakm maskeli ve sret parlak kelmlarla ifaltta bulunularak, komnizm rejimine zemin hazrlanyordu. slmiyetin hakikatinde mevcut madd-mnev en yksek terakk ve medeniyet umdeleri yerine, dinsiz felsefenin bataklndaki nursuz prensipler, edepsiz edip ve feylesoflarn fikir ve ideolojileri, gizli komnistler, farmasonlar, dinsizler tarafndan telkin ediliyor ve ok geni bir apta tedris ve talime allyordu. Bilhassa ngiliz, Fransz gibi slm dmanlarnn slm lemini maddeten ve mnen ypratmak, smrmek emellerinin banda, kahraman Trk milletinin din balardan uzaklatrlmas, rf-det, an'ane ve ahlk bakmndan tamamen slmiyete zt bir duruma getirilmek

plnlar vard ve bu plnlar maalesef tatbik sahasna konmutu. DNSZLK AKIMLARI VE PSKOLOJK DDETE KARI SVL DREN Gerek CHP iktidarnn, gerekse lkedeki dinsizlik komitalarnn yrtm olduu slam aleyhtar psikolojik savaa kar, ilk ve en nemli sivil direni Bedizzaman ve Risale-i Nur talebeleri tarafndan yaplr. Bedizzaman Hz., 1926' da Hkmet tarafndan nce Burdur' a daha sonrada Isparta ve Isparta' ya bal Barla nahiyesine srgn edilir. 1926-1927' li yllarda Bedizzamann kendisinin Yeni Said diye isimlendirdii, hayatnda , yeni bir dnem balar. Barla hayat ile birlikte Risale-i Nur klliyatnn telifi ve Risale-i Nur hizmeti balar. Risale-i Nur hizmeti Mslmanlar Kur'an dan uzaklatrmak, Kur'an unutturmak ve Kur'ana yabanclatrmak faaliyetlerine kar man kurtarma, tahkiki man yayma, Kur'ann Snmez ve sndrlmez bir gne olduunu ispatlama hizmetidir. Risale-i Nur, pozitivist ve metaryalist felsefenin yok sayd, inkar ettii dini deerleri alken ve mantken ispatlayan ; Kur'an daki iman hakikatlarn ahir zaman insannn inkarc ve pheci idrakine gre yeniden izah ve beyan eden ; Resulullah (sav) snnetini fert ve toplum hayatnda yeniden ihya etmeyi amalayan modern bir Kur'an tefsiridir. Risale-i Nur hizmeti, dinsizliin yaygnlatrlarak inancn yok edilmek istendii bir ada, insanlar inanszlk uurumundan ve ahlaki kntden kurtararak, cehennemden adam kurtarp, cennete adam kazandrmay amalayan man ve Kur'an hizmetidir. Risale-i Nur hizmetinin mahiyeti, Bedizzaman Said Nursi' nin Tarihe-i Hayat nda yle anlatlmaktadr:

Risale-i Nur eserleri, dinsizliin istilsna kar, yklmas gayr- kabil olan muazzam ve muhteem bir sed tekil etmitir. Risale-i Nur, maddiyunluk, tabiiyunluk gibi dine muarz felsefenin muhal, btl ve mmten olduunu, cerh edilmez burhanlarla, akl, mantk delillerle ispat ederek en dinsiz feylesoflar dahi ilzam etmitir. Kfr- mutlak malbiyete duar etmi, dinsizliin istilsn durdurmutur. Evet, Risale-i Nur, iman- tahkikyi bu vatanda neretmekle iman kuvvetlendirip, bu memleketteki dinsizlik ve imanszlk, dallet ve sefahete kar mukabemukabele ve mspet bir tarzda mcadele ederek bunlar malp etmitir. Byk ve kll ve umum mcahede-i diniyesinde muzaffer olmutur. Taife-i mcahidn olan Nur talebeleri, zam sadakat ve ittihaddan neet eden azm, mnev, makbul bir srla rahmet-i lhiyenin celbine ve tevecchne vesile olmutur. Bu ihlsl taife-i mcahidn, kk bir ekirdek gibi dar bir dairede iken, o ekirdekte lemi istil edecek bir ecere-i tubann mahiyeti bulunduu misill, on drdnc asr- Muhammedde (aleyhissalt vesselm) Kur'n'dan kan Risale-i Nur'un Anadolu'da tul ve intiar etmesiyle, neticede nevnema ederek lem-i slm ve insaniyete kadar genilemi ve daha da genileyecektir. te, Risale-i Nur, hem fevkalde ihls ve hem yalnz tevhid ve iman akidelerinin hizmetini esas- meslek ittihaz ederek bir kudsiyet kazanmas ve mahiyetinde btn hakaik-i Kur'niye ve slmiye mevcut bulunarak her taraf kaplayacak bir nur-u hakikat olmas dolaysyla, rahmet-i lhiye cnibinde, bu millet-i slmiyeyi, madd-mnev felket ve helket tehlikelerinden, bir sedd-i Kur'n ve nr-u iman olarak muhafazaya vesile olmutur. Risale-i Nur, iman ve Kur'n muhaliflerine kar mcadelesinde cebir ve mnazaa yolunu deil, ikna ve ispat yolunu ihtiyar etmitir. MAN VE KUR'AN HZMETKARLARINA KARI UYGULANAN BASKI

Trk Milletini slam dininden uzaklatrma projesi , beklenen sonucu vermedi. nk Trk milletinde slam dinine kar ftri bir taraftarlk vard. Onun iin CHP tek parti iktidarnn yapm olduu reform ve devrimler, halk arasnda hsn kabul grmedi ve taban bulamad. Batllama ve laikletirme abalarna kar halkn gstermi olduu pasif diren, sessiz kalma ve benimsememe hali, kamu gcn elinde bulunduranlar daha sert , daha radikal tedbirler uygulamaya yneltiyordu. Bedizzaman Said Nursi tarafndan balatlan Risale-i Nur hizmeti ise ; ok ksa srede Anadolu insanndan byk bir hsn kabul grd. Her trl dini yayn ve her trl slam i eitim yasak olmasna ramen; insanlar telif edilen Nur Risalelerini gizli gizli el yazs ile evlerinde, tarlalarnda, balarda, dalarda, gece yarlarnda yazarak oaltyor, kendileri okuyor ve sonra bakalarna okutuyorlard. 1950 ylna kadarki yasaklar dneminde, telif edilen Nur Risaleleri , el yazs ile tam 600.000 (evet yanl okumadnz tam altyzbin) nsha yazlp oaltlarak lkenin her kesine, her bucana ulatrlmt. Bu ulatrma iinde posta tekilatna gvenilmedii iin ; Nur Postaclar denilen gnll hizmetkarlar gnll kuryeler grev almt. yle ki, bir Risaleyi bir yerden bir yere ulatrmak iin bazen dalardan, bayrlardan gnlerce yayan yrnd olurdu. Bu gayreti ve bu hizmetleri merhum Ali Ulvi kurucu mann tekniine meydan okumas olarak tasvir etmitir. Dinsizlik komitalar zellikle, Tevhid inancn, ahiret hayatn, melekler, kader ve kaza gibi kafalarn rahat kartrlabilecei, phe tohumlarnn rahat ekilebilecei , hassas konular hedef alyor ve bu iman esaslarna saldryorlard. elle tutmadmz, gzle grmediimiz eye inanmayz din uyanklar tarafndan , halk uyutmak iin uydurulmu hurafelerdir. Din afyondur. Dini esaslar ,hayal mahsl metafizik deerlerdir. Muhammed uyank ve zeki birisiydi. Kur'an kendisi yazd. Melek diye bir ey olamaz. Kaderi insann kendisi yazar. Kader diye bir ey olamaz. Hair ve

ldkten sonra dirilmek imkanszdr, ahiret hayat, cennet, cehennem olmayacaktr. Allah Allah diye diye geri kaldk. Bizi geri brakan slam bizde brakacaz ve ada uygarlk dzeyine kacaz tr propagandalarla insanlar Kur'andan uzaklatrmaya, islamdan soutmaya ve dinsizlii yaygnlatrmaya alyorlard. Risale-i Nur ise, Kur'andaki iman esaslarn; kainatn tek bir ilah olduunu, Allah'n orta ve yardmclar bulunmadn, Kur'ann Allah'n kelam olduunu, meleklerin var olduunu, Hz Muhammed'in Allah'n kulu, Resul ve en stn insan olduunu, kaderin ve kazann olduunu, ldkten sonra dirilmenin ve harin hem mmkn olduunu hem de meydana geleceini, ahiret hayatnn olduunu, cennet ve cehennem hayatnn yaanacan ve ayrca Kitap ve snnetten tenkit konusu yaplan her hususun ne kadar byk hikmetler tayan mucizeler olduunu ilmen, aklen, mantken ve kalpleri tatmin edecek ekilde ispatlyordu. Onun iin Risale-i Nur'u okuyanlar imanlarn koruyor ve kuvvetlendiriyor, tahkiki iman sahibi oluyor ve Risale-i Nur'dan rendikleri iman hakikatlerini gizli de olsa evrelerine anlatyorlard. Okunan Nur Risaleleri, baka muhta insanlarnda okuyup istifade edebilmesi iin bakalarna da ulatrlyordu. Bu ekilde, ayn Hz. Musa dneminde veya slam'n ilk yllarndaki Darul Erkam'da olduu gibi ferdi baz alan, ferdan ferda gelien , evlerde icra edilen byk bir iman ve Kur'an hizmeti balamt. Anadolu 'da Risale-i Nur vastasyla yrtlen man ve Kur'an hizmeti , ok byk tesirler vcuda getirdi. Birincisi, yz binlerce insan Nur Risalelerini okuyor, imann kurtaryor ve kuvvetlendiriyordu. kincisi, Nur Risalelerini okuyanlar, Risale-i Nurdan rendikleri Kur'an hakikatlerini bata kendi aile fertleri olmak zere , evrelerindeki insanlara da anlatyorlard. Bu btn lke genelini bir okul haline dntren muazzam bir yaygn eitim sistemiydi.ncs, Risale-i Nur'u okumayanlar iinde, bu eserler bir kuvve-i maneviye kayna olmutu.

Anadolu'da, btn iman ve Kur'an esaslarn aklen, mantken, ilmen ispatlayan Risale-i Nur adnda eserlerin telif edildii yaylmt. Bu eserlerin mevcudiyeti insanlara bir dayanak noktas oluyordu. yle ki; meleklerin varln ispat edemeyen bir insan geri ben meleklerin varln ispat edemiyorum , ama Risale-i Nur'da bu konu ispatlanm diyerek imann muhafaza edebiliyordu. Ayrca birilerinin Kur'ana hizmet ettiini bilmek Mslman Trk milletini iten ie rahatlatyor, bsbtn mitlerin yok olmasn engelliyordu. Onun iin Anadolu insan Risale-i Nur hizmetini iten ie destekliyor ve manen alklyordu. te yandan aydnlanma felsefesi adyla ortaya kan ve btn Semavi, dini deerleri akl ve bilim adna reddeden, Semavi din mensuplarn aresiz brakarak, bir tufan gibi insanl kuatan, dinsizlii ve ahlakszl hzla yayan materyalist felsefe akmlar, Risale-i Nur Klliyatnn telifi ile ; ilim ve fikir cephesinde boularak ldrlmtr. Hair Risalesi olan Onuncu Sz telif edildii zaman, Bedizzaman talebelerine, kardelerim, kfrn beli krlmtr! demitir. nk dinsizlik komitelerinin en fazla propaganda yaptklar konular, Tevhid, Nbvvet ve Hair konular idi. Risale-i Nur inkarc felsefeyi fikir cephesinde ldrmtr. Saydmz bu nedenlerden dolay; tm faaliyetlerine ramen dinsizlik akmlar Anadolu'da tutunamam ve kominizm Trkiye'ye girememitir. Bedizzaman'n ifadesi ile Risale-i Nur dinsizlie ve kominizme kar bir Sedd-i Zlkarneyn (in Seddi) vazifesi grerek kominizmin Anadolu'ya girmesini engellemitir. Ahmet Faruk NZAMOLU (www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr.

KORKU DUYGUSU, PSKOLOJK SAVA VE KURAN HZMET (2)

RSALE- NUR TALEBELERNE KARI UYGULANAN PSKOLOJK DDET Psikolojik sava yoluyla Trkiye'de kltrel deiimi gerekletirmek, ve slam kltr yerine sekler kltr ile itaat kltr oluturmak isteyen, gerek devlet erkan gerekse dinsizlik komiteleri , Bedizzaman Said Nursi ve Risale-i Nur talebelerinin balatm olduu man ve Kur'an hizmetinden son derece rahatsz oldular. nk Risale-i Nur hizmeti planlarn bozuyor, dinden soutulmak istenen Milletin dinine balanmasna ve mukaddesatna sahip kmasna vesile oluyordu. Bu nedenle, Risale-i Nur hizmetini bastrmak ve yok etmek amacyla yeni tedbirler alma ve youn bir psikolojik iddet uygulama yoluna gidildi. Uygulanan tedbirler ve yrtlen kampanyalar iki genel hedefe ynelikti. Birincisi: yaplan propaganda ve karalama kampanyalar ile halk Bedizzaman 'dan ve Nur talebelerinden soutmak, uzaklatrmak, Risale-i Nur'a olan ilgiyi azaltmak, c gibi gstermek ; tehdit suretiyle diyalog ve yaknlamalara mani olmak ve sakncal insanlarm gibi lanse ederek Nur talebelerini toplum iinde yalnzlatrmak ; bir nevi karantina altna alarak hizmet ve hareket alann daraltmak, tecrit etmek. kincisi ise: dorudan Bedizzaman'n ahsna ve Nur talebelerine kar uygulanan bask, zulm ve pisikolojik iddet ile yldrmak, bezdirmek, sindirmek, karamsarlk alamak ve hizmetten vazgeirmeye almak. Hatta fiziki iddet ve kstlamalar ile hizmetten zorla alkoymak, ar bask ve tahrikler ile su ilemeye zorlamak amalar gdlyordu. Yakn tarihimize bir gz atarsak; dnden bu gne iman ve Kur'an hizmetini bastrmak ve yok etmek amacyla ok eitli yntemlerle srekli olarak psikolojik iddet uygulandn grrz. Psikolojik sava kapsamnda Bedizzaman Said Nursi ve Nur talebelerine kar yaplan balca bask ve iddet uygulamalar unlardr: 1-Srgn: Bedizzaman ' kendi memleketi dnda baka illerde

zorunlu ikamete tabi tutulmakla akraba ve dostlarndan , nfuz alanndan uzaklatrmak; yalnzlatrlarak insanlar ile diyalog imkanlar yok edilmek, tecrit edilmek amalanyordu. 2-Mahkemeler: Bedizzaman ve Nur Talebeleri aleyhinde mahkemelerde srekli davalar alyordu. Bununla , bir gereke uydurulup mahkum edilmeleri, hatta idam edilmeleri amalanyordu. Ancak somut su unsuru bulunmad iin mahkemelerde her defasnda beraat karar verilmesine ramen, srekli yeni davalar alyor; mutlaka bir ceza verilmesi ynnde mahkemelere bask yaplyordu. Bu davalarn bir amacda Nur Talebelerini korkutmak, usandrmak ve hizmetten uzaklatrmak idi. 3-Hapisler: eitli bahanelerle Bedizzaman ve Nur talebeleri tutuklanyor. Hapishaneye gnderiliyor. Dava sonulanncaya kadar aylarca hapiste kalmalar salanyordu. Bununla, halktan koparlmalar , hapis edilerek hizmetlerinin nlenmesi , bask ve ikence ile sindirerek, yldrarak hizmetten vazgeirilmesi; ve halka da Risale-i Nur ve Nur talebelerinin sakncal, tehlikeli kendilerinden uzak durulmas, bulalmamas gereken unsurlarm gibi gsterilmesi amalanyordu. 4-Takip, taciz ve basknlar: Bedizzaman ve Nur talebeleri bulunduklar ehirlerde emniyet ve istihbarat mensuplar tarafndan srekli takip edilir, ou zaman kapda polis veya beki bekletilir ve sk skta Risale-i Nur dersleri ile sohbetler, Nur dersaneleri baslarak orada bulunanlar gz altna alnr, karakollara gtrlr ve bir ekilde srekli taciz altnda bulundururlar. Bununla Nur talebelerini usandrmak, hizmetteki hareket alanlarn daraltmak, ders yapmalarna ve insanlarla iletiim kurmalarna engel olmak ve Risale-i Nuru daha yeni tanm olan zayf kiileri korkutarak hizmetten koparmak , Risalei Nur'dan uzaklatrmak amalanyordu. 5-Etiketleme: Nur Talebelerinin insanlarla diyalog kurmasn veya insanlarn onlara yaklamalarnn nn kesmek iin ; o nurcudur , o yledir, o byledir , o zaten yle yapar ,

aman ondan uzak dur, sana zarar gelmesin , o takip ediliyor, grme sende yanarsn tr propagandalar ile , Nur Talebeleri toplum ierisinde yalnzlatrlmaya ve etkisizletirilmeye allr. 6-Fileme: Nur Talebeleri , emniyet ve istihbarat birimlerince irtica kayd ile filenerek; srekli madur edilme, baz kamusal haklardan yoksun braklma endiesi ierisinde , psikolojik bask altnda tutulmaya allr. Bununla zellikle renci ve kamu grevlisi olan Nur talebeleri korkutularak , hizmetten ve Risale-i Nur'dan uzaklatrlmaya, iyerinde ve toplum iinde sindirilmeye allr. 7-Tehdit ve tecziye ile gzda verme: Kamu ve baz zel sektr kurulularnn personeli olarak grev yapan Nur talebeleri, amirleri veya patronlar tarafndan, Risale-i Nur okumamalar, hizmetten uzak durmalar, derslere, dersanelere ve sohbetlere gitmemeleri, Nur talebeleri ile grmemeleri ve hatta ibadetlerini aktan yapmamalar vb. hususlarda uyarlr, dikkatleri ekilir ve aksi halde balarna nelerin- nelerin gelecei , kendisine yazk olaca ynnde dorudan veya dolayl pek ok tehditler yaplr. Yaplan uyar ve tehditleri fazla ciddiye almayanlar hakknda da duruma gre soruturma alarak ceza verilir. Bu tr uygulamalar tam bir sindirme ve pasifize etme hareketedir. Bu ok ak bir psikolojik iddet uygulamasdr. Ve bu yntem ounlukla sonu verir. Zayf kiilikli insanlar, byle bir durumda hemen Risale-i Nur okumay , dersaneye ve derslere gitmeyi, ve dier Nur talebeleri ile irtibat keser. Ama gerek ve sadk Nur talebeleri , btn dnya zerine gelse korkmaz ve tehdit ve basklara hi ehemmiyet vermez. 8-Terfi Ettirmeme: zellikle, Kamu grevlisi olan Nur talebelerinin kurum iindeki ykselmeleri amirleri ve hiyerarik stleri tarafndan engellenir. Kariyer ve Liyakat olarak bir st greve veya kadroya terfi etme hakkn kazandklar halde, bu haklar kendilerine kullandrlmaz. Kararnameleri imzalanmaz.

Bununla nurcu olan ykselemez havas oluturularak ; hem Nur talebesi olan personel srekli bask ve endie iinde tutulur, hem de Nur talebesi ve dostlarnn Risale-i Nurdan, hizmetten ve derslerden uzaklatrlmas amalarn. Bu yntemde oka sonu veren bir psikolojik iddet yntemidir. 9-ten atma ve grevine son verme: Nadiren de , olsa Nur talebesi veya dindar olan baka baz personel irticac olduu, irticai faaliyette bulunduu gerekesiyle meslekten ihra edilir veya zorunlu emekliye ayrlr. Bu zellikle kolluk kuvvetlerinde sk yaanan bir durumdur. Bununla; grev den atlrm korkusu uyandrlarak , personelin dini yaantsndan uzaklatrlmas amalandrlmaktadr. Bu durum da , deil dindar olan, bazen ailesinde dindar fert bulunan personeller bile srekli korku ve endie ierisindedir. 10- yerinde yalnzlatrlma ve tecrit etme: Bir ok Nur talebesi ve dindar personel amirleri veya kendisi gibi dnmeyen baka mesai arkadalar tarafndan srekli olarak psikolojik iddete (mobbing) maruz braklr. Kendisiyle alay edilir, kmsenir, srekli eletirilir, srekli kusur aranr, baarlar gz ard edilir, gvenilmez birisi olduu havas yaylmaya allr. Bununla , dindar personelin benimsedii hayat ve hizmet tarzn terk etmesi, bastrlmas, sindirilmesi,depresyona sokulmas, sz dinlenirliinin ve gvenirliinin yok edilmesi ksacas , her ynden etkisizletirilmesi amalanr. Bu durum zaman zaman sert tartmalara ve kurum ii kavgalara yol aar. 11 - Tayin ve Grev Yerini Deitirmek: Kamu personeli olan Nur talebelerinin baka yntemlerle Risale-i Nur'dan ve hizmetten alkonulamamas zerine uygulanan bir yntemdir. Bununla , Nur talebesinin aile dzeninin bozulmas, mali klfet altna sokulmas, i yeri hususunda tedirgin edilerek konsantrasyonunun bozulmas, dikkat ve himmetini kendi ahsi sorunlarna sarfetmesi, iinde bulunduu dost ve hizmet evresinden uzaklatrlmas, tanma ve yeni bir evreye, yeni bir i ortamnda alma srecinde Risale-i

Nur ve hizmetten uzaklamas amalanr. Beklenmedik zamanlarda yaplan tayinler, Nur talebesi memur ve tm aile fertlerinin nemli maduriyetlerine yol aabilmektedir. Onun iin dindar personeller srekli tayin edilme ve srgn endiesi ve tanma korkusu iinde tutulmakta; bununla hizmet ve hareketleri kontrol edilmeye, bastrlmaya allmaktadr. 12 - Fazla i ve grev vererek megul etme: Baz amir ve patronlar, mahiyetlerinde alan Nur talebesi personeline ok fazla i ve ek grevler vererek, fazla mesai yaptrarak, personelin gecesini, gndzn, bayramn, tatilini, megul eder. Personel, youn i temposu ierisinde ne aile fert lerine, ne kitap okumaya ve nede hizmete ve derslere gitmeye zaman ayrabilir. Uyku, yemek ve wc dndaki zamanlar i ile geer. Ve ou zaman iine dt girdabn kendisi bile farkna varamaz. Baarl grnme ve aferin almann verdii haz ile yetinir. 13-Psikolojik savata ska uygulanan yntemlerden biride; maksatl ve yanl istihbarat raporlar ve yalan haberler ile mahkemelerin, Resmi makamlarn ve kamuoyunun yanltlmas ve yanl ynlendirilmesidir. 14-Kur'an hizmetkarlarna kar ok youn olarak kullanlan bir psikolojik sava yntemi de, basn, yayn, internet ve dier kitle iletiim aralar vastasyla yrtlen karalama, ktleme, sulama ve ypratma kampanyalardr. Bu tr propaganda kampanyalarnda bazen bir kii, bazen bir grup veya bazen de top yekn dini deerler hedef alnabilir. Mesela Bedizzaman Said Nursi ve Risale-i Nur aleyhinde gerek devlet grevlilerince, gerekse sivil g odaklarnca pek ok kitap ve makale yaynlanm ve bu yaynlarla Bedizzaman ktlenmeye allmtr.ok gl odaklar tarafndan yaplan bu yaynlar unutulup gittii halde, Risale-i Nur srekli daha ok parlamaktadr. 15- ok fazla kullanlan bir baka psikolojik sava yntemi de ; resim, mzik, tiyatro, sinema vb. Sanat eserleri yolu ile, sayg duyulan ahsiyetlere, eserlere ve manevi deerlere saldrarak;

alay etme, kk drme, ktleme ve karalama kampanyalardr. Bedizzaman Said Nursi ve Nur talebelerine kar yrtlen psikolojik savata ortaya atlan balca sulamalar ise unlardr: a) rticai faaliyette bulunmak b) Dini siyasete alet etmek c) Gizli cemiyet (rgt)kurmak d) Tarikatlk ve gizli ayin yapmak e) Laiklik kart faaliyette bulunmak f) Hkmete muhalefet etmek g) Reform ve devrimleri benimsememek h) Devletin temel nizamn dini esaslara dayandrmaya almak i) Emniyet ve asayii ihlal etmek/veya tehdit etmek j) ahsi nfuz elde etmeye almak k) ahsi menfaat elde etmeye almak l) Devletin resmi mercilerini tanmamamak Ancak, bu sulamalarn hi biri ispatlanamam; karalamaya ynelik birer propaganda malzemesi olmann tesine geememitir. Bedizzaman ve Nur talebeleri , bir taraftan bunlar ve benzeri sulamalarla mahkeme mahkeme dolatrlrken; dier taraftan da aleyhte propagandalar ile halk yanltmaya ve Nur talebeleri aleyhinde bir kamuoyu oluturulmaya alyordu. Trkiye genelinde Nurculuk hakknda alan 1500 den fazla davada mahkemeler beraat karar vermilerdir. Buna ramen ithamlar, sulamalar, aleyhte propagandalar hi bitmedi. Bugnde btn younluu ile devam etmektedir. Burada merak edilmesi gereken bir husus var: Btn bu bask, zulm, ikence, srgn, hapis, karalama kampanyalar ve ar tahrikler karsnda Bedizzaman Said Nursi ve Nur Talebelerinin tepkisi ne olmutur? Bylesine youn bir bask, psikolojik sava ve psikolojik iddet ortamnda Bedizzaman'n Kur'an hizmetinde takip ettii metodu ne olmutur? Risale-i Nur hizmetinin

metodolojik zellii nedir? Bedizzaman Said Nursi'nin iman ve Kur'n hizmetinde uygulad hizmet metodunun zelliklerini u ekilde zetleyebiliriz: Bedizzaman Said Nursi'ye gre hizmet yeri Anadolu'dur. Kendisine Trkler sizin kymetinizi bilmiyorlar , sizi Pakistan'a gtrelim. Diye teklifte bulunan Pakistanl Mslmanlara Hayr, yara burada balad, burada tedavi grecek. Trk milleti bin sene alem-i slam'n bayraktarln yapt. Bundan sonrada yapacak. Ben imdi eer Mekke'de, Medine'de olsaydm, hizmet iin buraya gelmeye kendimi mecbur bilirdim. Cevabn verir . Bedizzaman, onca bask, zulm, taciz ve provokasyonlara karn ; Risale-i Nur hizmetine ve Nur talebelerine ynelik bela, musibet, fitne, fesat ve dmanlklardan hizmetini ve talebelerini selametle muhafaza etmeyi, korumay baarmtr. eitli slam lkelerinde ortaya kan hvan- Mslmin vb. slami hizmet hareketleri ,Mslmanlarn ok byk maduriyetleri ile neticelenen muamelelerle yaralar alrken ; Risale-i Nur hizmeti, onca bask ve husumete ramen muhafaza olunmutur . Bunun iki nedeni vardr : Birincisi, Bedizzaman'a gre Nur talebeleri Cenab- Hakkn inayeti altnda hizmet etmektedirler , yani Allah(c.c.) Nur talebelerini korumaktadr kincisi ise , Risale-i nur hizmeti metodunun temel zellii olan Msbet hareket dsturudur. Risale-i Nur hizmet metodunun zellikleri ok ayrntl bir akma konusudur . Ancak konunun ehemmiyetine binaen biz burada balklar halinde ksaca deineceiz. 1-Bedizzaman'a gre Risale-i Nur hizmeti asayii muhafazay netice veren msbet iman hizmetidir . Talebelerine , provokasyonlara kar dikkatli ve uyank olmalarn , tahriklere kaplmamalarn ve asayii bozucu hareketlerden kanmalarn srarla tembihler . Nur talebelerinin memleketin emniyet ve asayiinin manevi bekileri olduklarn , asayii muhafaza ile grevli olduklarn syler . Onun iin , Nur talebeleri grev, boykot,

miting, gsteri yry, iddete dayal protesto, silahl direni vb. asayii bozucu ve anarik nitelikli mcadele yntemlerini kesinlikle kullanmazlar. 2-Msbet hareket tarznn bir gerei olarak Risale-i Nur hizmeti aksiyoner bir hizmettir. Nur talebeleri kendi davalarnn gzellikleri ile megul olurlar. Bakalarnn meslek ve merebinin pislikleriyle , ktlkleriyle , yanllaryla , kusurlaryla megul olmazlar . Derslerinde ve sohbetlerinde iman ve Kur'n hakikatlarndan konuur, slam'n gzelliklerinden sz ederler . Kendi davalarnn muhabbetiyle yaarlar . Bakalarn eletirmek, bakalarnn ktlerini konumakla zihinlerini megul etmezler, ve ok kymetli olan vakitlerini harcamazlar. Yani agresif veya reaksiyoner deildirler . evrelerine hep sevgi, efkat, merhamet, hogr, diyalog gibi ulvi seciyeler ve pozitif enerji yayarlar. 3-Yine msbet hareket tarznn bir gerei olarak ; kiilerle , olaylarla megul olunmaz . fikirlerle megul olunur . Hi kimse muhatap alnmaz veya hasm ilan edilmez . Gnahkara deil gnahlara kar olunur . Dman : nefis ve eytan ile dinsizlik ve ahlakszlk akmlardr. Bedizzaman Ben imann cereyanndaym , karmda imanszlk cereyan var . Baka cereyanlarla alakam yok demektedir . Nur talebeleri sevdiklerini Allah iin sevmekte ve buz ettiklerine de Allah iin buz etmekte , ahsi polemiklere girmemektedirler . 4-Msbet hareket tarznn baka bir tecellisi de ; devlet idarecilerinin yanl ve kusurlar ile uramak yerine , dorular anlatlmak cihetine gidilmitir . Bedizzaman ve Nur talebeleri gerek CHP dneminde , gerekse 1950'den sonra ki Demokrat Parti iktidar dneminde Cumhurbakan , Babakan ve bakanlara pek ok mektuplar yazmlar , onlar sulamak ve itham etmek yerine kendi dorularn anlatarak ikaz etme ve uyarma cihetine gitmilerdir .

5-siyaset yolu ile hizmet ve mcadele yntemi kesin bir ekilde reddedilmi , asla siyasete bulalmamtr. Hatta Bedizzaman , eytanlardan ve siyasetten Allah'a snrm diyerek siyaseti ve eytan birlikte zikretmitir . Siyasetteki tarafgirlik hastal ve siyasetle itigal edenin ihlas muhafaza edemeyecei gerei ve hangi siyasi dnceye mensup olursa olsun tm insanlarn man ve Kur'n hakikatlarna muhta olduu gerei , Risale-i Nur hizmetini siyasetten uzak tutmutur . 6-Bedizzaman , Baki davalar , fani ahslar zerine bina edilmez diyerek kendi ahsna hrmet ve iltifat istememi , ahsi kemalat ve manevi makam peinde olmam ; dikkatleri kendi ahsna deil , Risale-i Nur'a ve Risale-i Nur'un ahs manevisine yneltmitir. ahslarn , kusurlar ile rtlebileceini ancak Kur'n nuru ile Ar- Azam'a bal olan Kur'an hakikatlarnn asla malup edilemeyeceini anlatmtr . Onun iin Nur talebeleri , benlik , gurur , enaniyet gibi nefsin desiselerinden uzak durarak , kendilerini ahs manevinin bir ferdi kabul ederler . Bakasnn hizmetteki ihmali ve fturu , onlarn evkini krmaz , onlarn da ihmalkar davranmasna neden olmaz . ahs- manevi gerei Nur hizmetini kalc klmaktadr . 7-Risale-i Nur'da din ve ilimin bark olduu , dinsiz ilim olamayaca , btn hakiki ilimlerin kaynann marifetullah ilmi olduu ispatlanmtr . Onun iin Nur talebeleri devaml uzak grl , geni ufuklu , yeniliklere , deiime ve gelimeye ak , msbet manada ada deerlere uyumlu olmulardr . Mbalaasz olarak syleyebiliriz ki ; lkemizin en ok okuyan , en ok dnen ve en ok fikir reten kesimi Nur talebeleridir . 8-Risale-i Nur , akl ve kalbe birlikte hitap eden , hem akl hem de kalbi tatmin eden bir hizmet metodu ortaya koymaktadr . Onun iin Risale-i Nur'u tanyan ve okuyan bir Nur talebesi , mutmain olmakta ve artk asla Risale-i Nur'dan vazgememektedir . 9-Risale-i Nur hizmetinde eyh-mrit ilikisi ve benzeri bir hiyerarik yaplanma ile astlk-stlk ilikisi yoktur . Herkes talebedir , herkes Kur'n hizmetkardr , herkes karde ve ders

arkadadr . eyh , hoca vb . ahsa endeksli bir hizmet olmad iin , herkes kitabn okur , kendi birikimi , duygu dnyas ve kabiliyeti nisbetinde anlar hissesini , dersini alr . Bir meseleyi herkes tek tarzda anlayacak , alglayacak , herkes u ekilde dnecek , davranacak diye bir zorunluluk yoktur . Herkes kendince okur , anlar , dersini alr . Onun iin Risale-i Nur hizmetinde akl , idrak ve zihinler hrdr , artlanma ve bask altnda deildir . Bu nedenle de hangi ftratta , hangi duygu ve hislerde , hangi psikolojik yap ve anlayta olursa olsun herkes Risale-i Nur hizmetinin ahs manevisi iinde bir yer bulabilir . Bedizzaman bu durumu Kur'n'n Cadde-i Kbras olarak tasvir eder . Yani hizmet caddesi ok genitir . Herkes o caddede kendince yryecek bir yol bulabilir , darda kalmasna gerek kalmaz. 10-hlas dsturu : Risale-i Nur hizmetinin esas ihlastr . Hizmet ehli bir insan , yapt hizmetten dolay hi kimseden hibir cret veya karlk beklemez . Rza-i lahiden baka hibir maksat gzetilmez . Hatta cehennemden kurtulmak ve cenneti kazanmak bile ibadet ve hizmete maksat yaplmaz . Maksat sadece Rza-i lahi'yi kazanmak olduu iin , rekabet , bir birine kin ve adavet beslemek , husumet ve elme takma olmaz . Tesand ve tam bir ittifak olur . Tam bir ihlas ile yaplan ittifak neticesinde bugn sinerji olarak isimlendirdiimiz stn bir kuvvet ortaya kar . Adeta 3 kii 111 kii kuvvetine ular . Birde hizmet srf Allah rzas iin yapldndan engeller , musibetler veya bakalarnn kusuru , hizmete evki krmaz . 11-Uhuvvet : Risale-i Nur hizmetinde uhuvvete , slam kardeliine ok fazla nem verilir. Btn Mslmanlar karde kabul edilir . ou zaman hizmet kardeliindeki balar rsi kardelik balarndan daha kuvvetlidir . Bu durum insana btn dnyaya yaylm muazzam , byk bir ailenin ferdi olma duygusu verir . Gerekten de Muhammed mmetinin bir ferdi olma ok muhteem bir duygu . Uhuvvet dsturu , Kur'n hizmetkarlar arasnda muazzam bir ba vcuda getirir .

12-Risale-i Nur , kendi talebelerine sadakat , sebat , metanet , ecaat , muhabbet , efkat , merhamet , tesand , gayret , fedakarlk , evk ve kr- mutlak gibi ulvi seciyeler kazandrr. 13-stina dsturu : Bedizzaman , hayat boyunca bakalarndan hediye , ba , zekat , yardm vb. almam ; dost dman hi kimsenin minneti altna girmemitir . Risale-i Nur hizmetini tanmayan uursuz insanlardan hediye , ba ve yardm almaktan talebelerini de menetmitir . Onun iin Nur talebeleri , hizmetin finansman iin olur olmaz ekilde ba ve yardm toplamazlar . 14-Nur talebeleri , iman ve Kur'an hizmetini ister dnyevi olsun , ister uhrevi olsun hibir eye alet etmezler . Srf Rza-i lahi'yi gzeterek hizmet ederler . Hizmette baka maksatlar tayanlar ise , bir ekilde bunun manevi tokadn yerler . Risale-i Nur hizmet metodunun zelliklerini daha uzunu uzadya saymak mmkn . Bu konuyu baka bir almada daha ayrntl deerlendirebiliriz inallah . Msbet hareket tarzna sahip hizmet metodu nedeniyle her trl psikolojik savaa , bask ve iddete ramen Risale-i Nur hizmeti bastrlamam , sindirilememi ve yok edilememitir . Risale-i Nur hizmeti her geen gn daha fazla inkiaf etmekte ; btn dnya genelinde gibi yaylmaktadr . Bugn Risale-i Nur , krktan fazla dnya diline tercme edilmi olup , dnyann her yerinde , her kesinde youn olarak okunmaktadr . Kur'an ve Hadis ten sonra , insanlk tarihinde en ok okunan kitaplardr Risale-i Nur'lar . Gnmzde de , bir taraftan iman ve Kur'n hizmeti hzla inkiaf ederken , dier taraftan dinsizlik komitelerinin yapm olduu psikolojik sava btn iddet ve deheti ile devam etmektedir . Dinsizlik cephesi , yapm olduklar psikolojik sava ve

propaganda faaliyetlerinde , en fazla dindar insanlarn korku duygularn hedef almaktadrlar . nanan insanlarn korku damarn tahrik ederek onlar endie ve korku ierisine sokup , tedirgin ederek , sindirme , bastrma , itaat ettirme , kontrol altna alma ve pasifize etme yoluna gidilmektedirler . Yaadmz hayatn gerekleri de gstermitir ki ; dindar insanlarn en zayf , en hassas noktas korku damardr . Dinsizlik cephesi de , dindarlarn bu zayf noktasn , korku damarn istismar ederek onlar sindirmekte , bastrmakta , slami yaant ve hizmetten alkoymakta ve nemelazmcla srklemektedir . Mesela ; iddetli bir irtica kampanyas balasa ; pek ok dindar insan , hemen karsnn ban atrr , camiyi ve cemaati terk eder , dini ders ve sohbetlere katlmaz , mrteci olmadn - ada olduunu vurgulama ihtiyac duyar , byklarn keser , okuduu gazete ve dergiyi saklarvs. Utandm iin bunlar fazla saymak istemiyorum . Ancak daha yakn gemite yaadmz 28 ubat srecinde , aslan gibi ortalkta dolaan baz kimselerin , bask dneminde bir anda st dkm kedi gibi oluverdiklerini ok grdk . Daha neler , neler . Demek ki , bu korku damar ok tehlikeli bir damardr . Korku duygusu ok dikkatli kullanlmas gereken bir duygudur . KORKU DAMARI Laikletirme-Batllatrma srecinde , kltrel deiim projesi kapsamnda , Anadolu insanna kar srdrlen psikolojik savata; ikna yntemleri nden daha ziyade ; korku duygusuna ynelik propagandalara bavurulmutur. man ve Kur'an cephesinde, 1925 lerden sonra ilk ve 1950'lere kadar tek ve sonraki yllarda ise en etkin hizmet ekol olan Risalei Nur talebelerini; Bedizzamandan ve Risale-i Nur'dan soutmak, uzaklatrmak ve hizmetten alkoymak amacyla, nceki blmlerde izah edildii gibi, hapis, ikence, mahkemelerde dolatrma, fileme, tecziye vs. ok deiik psikolojik iddet uygulamalar yaplarak ; Risale-i Nur hizmeti bastrlmaya ve yok edilmeye allmtr.

Kendisi ile grmekten ekinen ve kendisinden uzaklaan baz kimseler hakknda Bedizzaman yle demektedir: Benim baz dostlarm, ehl-i dnya bana pheli baktklar iin, ehl-i dnyaya ho grnmek iin, benden zahiren teberi ediyorlar (ekiniyorlar) ; belki tenkid ediyorlar. Halbuki kurnaz ehl-i dnya, bunlarn teberrisini ve bana kar ictinablarn (kanmalarn), o ehl-i dnyaya sadakate deil, belki bir nevi riyaya, vicdanszlna hamledip, o dostlarma kar fena nazarla bakyorlar. Bende derim: Ey ahiret dostlarm! Benim Kur'an 'a hizmetkarlmdan teberi edip kamaynz. nk, inallah benden size zarar gelmez. Eer, faraza musibet gelse veya bana zulmedilse, siz benden teberi ile kurtulamazsnz. O hal ile msibete ve tokada daha ziyade istihkak kesbedersiniz. Hem ne var ki evhama dyorsunuz? (mektubat-16.mektub) nsi(insan) ve cini(cin) eytanlarn baz desise ve vesveseleri ile iman ve Kur'an hizmetkarlarn hizmetten alkoymaya, hizmetten uzaklatrmaya alacaklarna dikkat eken Bedizzaman, din dmanlarnn kullanaca en etkin yntemlerden birisininde korku damarnn kullanlmas olduunu belirtmektedir. nsanda en mhim ve esasl bir his, hiss-i havf (korku hissi) dir. Dessa zalimler bu korku damarndan ok istifade etmektedirler. Onunla, korkaklar gemlendiriyorlar. Ehl-i dnyann hafifiyeleri ve ehl-i dalaletin propagandaclar, avamn ve bilhassa ulemann bu damarlarndan ok istifade ediyorlar; korkutuyorlar, evhamlarn tahrik ediyorlarok ehemmiyetsiz evham ile, ok ehemmiyetli eyleri feda ettiriyorlar. Hatta bir sinek beni srmasn diyerek, ylann azna girer (mektubat/Yirmi dokuzuncu mektup) Bedizzaman' a gre korku duygusu , insann yaratlndan, fitratnda vardr. Korku duygusunu insann ftratndan karp atmak, korku duygusunu yok etmek mmkn deildir. Ancak, nemli olan korkusuz olmak deil; ftratmzda varolan, yaratcmzn kalbimize dercetmi, yerletirmi olduu korku

duygunun nasl kullanld ve nereye yonlendirildiidir. Bu konuda Bedizzaman; nsann havfa (korkuya) ve muhabbete (sevgiye) alet olacak iki cihaz, ftratnda derc olunmutur. Alakllihal, o muhabbet ve havf, ya halka (insanlara) veya halka (yaratcya) mteviccih olacak (ynelecek). Halbuki halktan havf ise elim bir beliyyedir. nk, sen ylelerden korkarsn ki, sana merhamet etmez veya senin istirhamn kabul etmez. u halde havf elim bir beladr. (szler/24.sz) Korkunun lgat anlam: tehlike annda duyulan endie, kayg, rknt ve dehet alma hali veya insann bana gelmesini istemedii bir eye kar duyduu endie ve tedirginlik hali olarak tanmlanmaktadr. Allah c.c insandaki korku duygusunu, hayat korumak amacyla yaratmtr. nsann kendi hayatn zorlatrmas, kendi hayatn zdrapl ve ekilmez bir hale getirmesi iin verilmemitir korku duygusu. Bu gerei Bedizzaman hazretleri yle ifade etmektedir: Cenab- Hak, havf damarn hfz- hayat (hayat korumak) iin vermi; hayat tahrip iin deil! Ve hayat, ar ve mkil ve elim ve azab yapmak iin vermemitir. Havf, iki, , drt ihtimalden bir olsa hatta be, alt ihtimalden bir olsa, ihtiyatkarane bir havf, meru olabilir.Fakat yirmi,otuz,krk ihtimalden bir ihtimal ile havf etmek; evhamdr, hayat azaba evirir! (mektubat/yirmi dokuzuncu mektub) Bedizzaman Hazretlerine gre, dier btn, duygu, his ve latifelerde olduu gibi korku duygusunun kullanlmasnda ve ynlendirilmesinde de , Peygamber Efendimizin (s.a.v) gzel ahlak esas ve rnek alnmaldr.Risale-i Nur'un deiik blmlerinde izah edildii zere ; Resulullah (s.a.v) Efendimizin ahlak Kur'an ahlak olup, Kur'an 'da Srat- mstakim yani itidal ve orta yol olarak tarif edilmitir. nsan ftratnda mevcut olan

tm kuvve lerin, duygu,his ve latifelerinin ifrat, tefrit ve vasat olmak zere mertebesi bulunmaktadr. Peygamber Efendimizin (s.a.v) gzel ahlak, ftrattaki kuvve ve duygularn vasat mertebesinde kullanlmasdr.Bu Kur'an'n srat- mustakim olarak tarif ettii; yaradl gayesine uygun olan ve Efendimizin (sav) gzel ahlakdr. Bedizzaman Said Nursi, iaret-l icaz isimli eserinde bu hakikati u ekilde izah etmektedir : Tagayyr, inklp ve felketlere mruz ve muhta u insan bedeninde iskn edilen ruhun yaayabilmesi iin kuvvet ihdas edilmitir. Bu kuvvetlerin, Birincisi, menfaatleri celp ve cezb iin kuvve-i eheviye-i behimiye, kincisi, zararl eyleri def iin kuvve-i sebuiye-i gadabiye, ncs, nef' ve zarar, iyi ve kty birbirinden temyiz iin kuvve-i akliye-i melekiyedir. Lkin, insandaki bu kuvvetlere, eriata bir had ve bir nihayet tayin edilmise de, ftraten tayin edilmemi olduundan, bu kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namyla mertebeye ayrlrlar. Mesel, kuvve-i eheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki, ne helle ve ne de harama ehveti, itihas yoktur. frat mertebesi fcurdur ki, namuslar ve rzlar pyimal etmek itihasnda olur. Vasat mertebesi ise iffettir ki, helline ehveti var, harama yoktur. htar: Kuvve-i eheviyenin yemek, imek, uyumak ve konumak gibi fruatnda da bu mertebe mevcuttur. Ve keza, kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi, cebanettir ki korkulmayan eylerden bile korkar. frat mertebesi tehevvrdr ki, ne madd ve ne mnev hibir eyden korkmaz. Btn istibdadlar, tahakkmler, zulmler bu mertebenin mahsuldr. Vasat mertebesi ise ecaattir ki, hukuk-u diniye ve dnyeviyesi iin cann feda eder, meru olmayan eylere karmaz. Burada ifade edildii gibi; korku duygusunun cebanet (ar korkaklk), tehevvr (hi bireyden korkmamak) ve ecaat olmak

zere mertebesi bulunmaktadr. Mslman ecaat sahibi olmaldr. Peygamber Efendimizin(s.a.v) gzel ahlak ve srat- mstakim, korkunun ecaat mertebesidir. ecaat, Allah'n insana dardan gelecek saldr ve tacizlere kar kendisini korumas iin vermi olduu gc, yerinde kullanmas, dini ve dnyevi hukukunu korumak iin gerektiinde lm gze alarak, cann bile feda ederek , haklarn korumas ancak meru olmayan eylere karmamasdr. Cebanet ise, secaatten mahrum bir ar korkaklk halidir. Peygamber Efendimiz (sav) byle bir korkaklktan Allah'a snrm buyurmutur. Korkak insan, hayatnda vehim,vesvese ve zanlarnn tesiriyle her eyden korkar ; hem dini hemde dnyevi haklarn savunacak cesareti gsteremez. Can, mal ve namusu tehlike altndadr. Haklarn koruyamaz. Karsna kan engellere, zorluklara ve glklere kar koyamaz ve hayatta baarl olamaz. Tehevvr, yani maddi veya manevi hibir eyden korkmamak, kendini hibir kayt ile snrl grmemek, hibir otoriteye kar itaat ve sayg duymamak , halk arasnda kullanlan deyim ile kendini sorumsuz, yularsz arslan sanmak da; korku duygusunun yanl anlalmasdr ve fert ve toplum hayat iin en byk tehlikedir. nk, btn anari, terr, zulm ve istibdatlarn temelinde tehevvr vardr. Ferdi ve ictimai hayatta insann en nemli sorunlarndan birisidir korku duygusunu nasl kullanaca ve nereye yneltecei hususu. Bedizzaman Hazretleri , korku duygusunun Cenab- Hakka yneltilmesi gerektiini syler : Bu havf ve muhabbeti yle birisine tevcih et ki, senin havfn lezzetli bir tezelll olsun, muhabbetin zilletsiz bir saadet olsun. Evet, Hlk- Zlcellinden havf etmek, Onun rahmetinin efkatine yol bulup iltica etmek demektir. Havf bir kamdr, Onun rahmetinin kucana atar. Malmdur ki, bir valide, mesel bir yavruyu korkutup sinesine celb ediyor. O korku, o yavruya gayet

lezzetlidir. nk efkat sinesine celb ediyor. Halbuki, btn validelerin efkatleri, rahmet-i lhiyenin bir lem'asdr. Demek havfullahta azm bir lezzet vardr.(szleryirmidrdnc sz). Burada; korkunun adeta bir kam gibi, insan Allah'n sonsuz rahmetine kavuturacak bir vasta olduu; insan, gelecee ynelik endie, kayg ve tedirginlii nedeniyle Allah'a snmaya, Allah'a iltica etmeye, Allah'a dayanmaya ve ondan himaye talep ederek Allah'n tevfik ve inayetini kazanmaya vesile olabilecei anlatlmaktadr.

Korku kavram Kur'an'da havf, hayet, rahbe, ittika gibi kelimelerle dile getirilir. Kavram ieren ayetler korkunun nedenini ve amacn da aklayc bir nitelik tar. Buna gre mminler yalnz Allah'tan, kyamet gnnn dehetinden, cehennem azabndan korkmaldr. (Bakara 2/212 ; Ali mran 3/175 ; Mide 5/57). Buna karlk sz gelimi, insanlardan (Azhab 33/37) dman eline gemekten (Taha 20/77), kafirlerin hile ve dzenlerinden (Taha 20/ 65-68), zetle Allah'tan baka hibir kimse ve nesneden korkulmamaldr (Nahl 16/51-52). Kurann ngrd bu korku, insan pasiflie, hareketsizlie itme amac gtmez. Tam tersine insan korkunun nedenlerini ortadan kaldracak tutum ve davranlara yneltmek amac tar. rnein Allah'n gazabna, cehennem azabna neden olacak davran ve eylemlerden sakndrr, Allah'n emirlerine uymaya ynlendirir. Bu yneli kiiyi yalnzca korkuya neden olacak eylemlerden uzaklatrmakta kalmayacak, ona gerek anlamda olgun ve iyi bir m'min olmann yollarn aacaktr. Korku ile balayan bu yneli, ittika ile srerek takva ile sonulanacaktr. (Ahmet zalp / www.sorularlaislamiyet.com) Bedizzaman Hazretleri, insandaki duygu, his ve latifelerin sonsuz ahiret hayatna ait ilere mteveccihen verildiine dikkat ekmektedir : nsann ftratndaki iddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehetli hrs ve inatl talep ve hkez edit hissiyatlar, umur-u uhreviyeyi kazanmak iin verilmitir.

O hissiyat iddetli bir surette fni umur-u dnyeviyeye tevcih etmek, fni ve krlacak ielere bki elmas fiyatlarn vermek demektir insanlar, insana verilen cihazat- mneviyeyi, eer nefsin ve dnyann hesabyla istimal etse ve dnyada ebed kalacak gibi gafilne davransa, ahlk- rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eer hafiflerini dnya umuruna ve iddetlilerini vezif-i uhreviyeye ve mneviyeye sarf etse, ahlk- hamdeye mene, hikmet ve hakikate muvafk olarak saadet-i dreyne medar olur.(mektubatdokuzuncu mektup) Korku duygusu, mspet anlamda kullanld takdirde; bir taraftan, Cenab- Hakkn Celal sfatlarndan Cemal sfatlarna iltica edecek, kabir azabndan, kyametin dehetinden, hair ve mahkem-i kbrann sknt ve iddetinden, sonsuz cehennem azabndan korkarak Rabbine iltica edecek, Allah'n emir ve yasaklarna uyarak kulluk vazifesini hakkyla yerine getirmi, cennet hayatna layk bir hal alm olacaktr. Dier taraftan da, dnya hayatna dair dnyevi ilerinde de , korku duygusunu itidalli bir ekilde kullanarak, pozitif veya negatif arlklara gitmeksizin cann, maln, namusunu, dini ve dnyevi haklarn koruyacaktr. Bu ekilde hem dnya hayatnda hem de sonsuz ahiret hayatnda mesut ve bahtiyar olacaktr. Bedizzaman Hazretleri saadet-i dareyne giden yolu yle tasvir etmektedir: Gryorum ki, u dnya hayatnda en bahtiyar odur ki, dnyay bir misafirhane-i asker telkki etsin ve yle de iz'an etsin ve ona gre hareket etsin. Ve o telkki ile, en byk mertebe olan mertebe-i rzy abuk elde edebilir. Krlacak ie pahasna daim bir elmasn fiyatn vermez; istikamet ve lezzetle hayatn geirir.Evet, dnyaya ait iler, krlmaya mahkm ieler hkmndedirBki umur-u uhreviye ise, gayet salam elmaslar kymetindedir.(mektubat dokuzuncu mektup) man ve Kur'an hizmetinde istihdam olunan Kur'an hizmetkarlar iin korku duygusunun nereye ve ne ekilde yneltilecei hususu , daha da fazla nem tamaktadr. nk ; Kur'ann iman

esaslarnn ve Resul (sav)nn Snnet-i Seniyyesinin yok edilmek istendii Ahir zamanda; Kur'ana talebe, hizmetkar ve fedai olmaya talip olmak, Kur'an hakikatlerini ve Peygamberimizin (asm) gzel ahlakn yaamak, yaymak ve baka insanlarn yaamasna da yardmc olmak davas , ok byk bir sorumluluk gerektirmektedir. slamn avu iindeki kora benzetildii, atarsan dininden olursun, tutarsan yanarsn, ac ekersin denildii Ahir Zamanda , Kur'ana talebe ve hizmetkar olanlar; Sadk, Sebatkar, metin, gayretli, fedakar, cesur, ecaat sahibi, hamiyetli, basiretli, ferasetli, efkatli, merhametli ve muhabbet sahibi olmaldr. Ruhunda, yce ulvi seciyeler tamaldr. hlas sahibi olmal ve Rza-i ilahiden baka maksad bulunmamaldr. Hizmetinden dolay baka kii, kurum veya mercilerden aferin beklememelidir. Bedizzaman Hazretleri, iman ve Kur'an hizmetinin Cenab- Hakkn bir ihsan olarak Nur talebelerinin omzuna konulduunu belirterek, Kur'an hizmetkarlarnn tam ihlas ierisinde hizmet etmelerini sylemektedir: Madem bu mthi zamanda ve dehetli dmanlar mukabilinde ve iddetli tazyikat karsnda ve savletli bid'alar, dalaletler ierisinde bizler gayet az ve zayf ve fakir ve kuvvetsiz olduumuz halde, gayet ar ve byk ve umumi ve kutsi bir vazife-i imaniye ve Hizmet-i Kur'aniye omzumuza hsan- lahi tarafndan konulmu. Elbette, herkesten ziyade, btn kuvvetimizle ihlas kazanmaya mecbur ve mkellefiz Ey kardelerim! Mhim ve byk bir umur-u hayriyenin ok muzr manileri olur. eytanlar o hizmetin hadimleriyle ok urar. Bu manilere ve bu eytanlara kar ihlas kuvvetine dayanmak gerekir Amelinizde Rza-y ilahi olmal. Eer O raz olsa btn dnya ksse ehemmiyeti yok. Eer O kabul etse btn halk reddetse tesiri yok (Lemalar / Yirmibirinci Lema) Bedizzaman Hazretleri, gizli din dmanlarnn , dindar insanlardaki korku damarn tahrik ederek onlar sindirmeye, bastrmaya, dini yaantdan ve hizmetten uzaklatrmaya ynelik

psikolojik iddet ve propaganda faaliyetlerine kar: insann, ancak imann kuvvetlendirmek suretiyle bu manevi tacizin tesirinden kurtulabileceine dikkat ekmektedir: Her hakiki hasenat gibi, cesaretin dahi menbai imandr, ububiyettir. Her seyyiat gibi cenabetin dahi menbai delalettir. Evet , tam mnevverl kalb bir abidi, kre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki onu korkutmaz (Szler / 3. Sz) Hem Allah'tan havf eden, bakalarnn kasavetli, belal havfndan kurtulur. (24. Sz) Bedizzaman Hazretleri , Tevhid inancnn insana en byk nokta-i istinad ve g kayna olarak byk bir manevi kuvvet kazandracan ; kainata ve hadiselere msbet bir bak as kazandracan u vecizeleri ile ifade etmektedir : LA LAHE LLALLAH da yle bir mjde var ki: Hadsiz hcta mptel, nihayetsiz a'dnn hcumuna hedef olan ruh-u insan u kelimede yle bir nokta-i istimdad bulur ki, btn hctn temin edecek bir hazine-i rahmet kapsn ona aar. Ve yle bir nokta-i istinad bulur ki, btn a'dsnn errinden emin edecek bir kudreti mutlakann sahibi olan kendi Mbudunu ve Hlkn bildirir ve tanttrr, sahibini gsterir, mliki kim olduunu ire eder. Ve o ire ile, kalbi vahet-i mutlakadan ve ruhu hzn- elmden kurtarp, ebed bir ferah, daim bir sruru temin eder. VAHDEHU ; u kelimede ifal, saadetli bir mjde vardr. yle ki: Kinatn ekser envyla alkadar ve o alkadarlk yznden perian ve kemeke iinde boulmak derecesine gelen ruh-u beer ve kalb-i insan ,vahdehu kelimesinde bir melce, bir halskr bulur ki, onu btn o kemeketen, o perianiyetten kurtarr. Yani VAHDEHU mnen der:Allah birdir. Baka eylere mracaat edip yorulma. Onlara tezelll edip minnet ekme. Onlara temelluk edip boyun eme. Onlarn arkasna dp zahmet ekme. Onlardan korkup titreme. nk Sultan- Kinat birOnun yannda, hereyin dizgini Onun elindedir. Herey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.dir. Hereyin anahtarOnun yannda, hereyin dizgini Onun elindedir. Herey Onun emriyle

halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun. (Mektubatyirminci mektup) Bedizzaman, Risale-i Nur talebelerinin Cenab- Hakkn inayeti ile hizmet ettiklerini; onun iin dinsizlik komitelerinin menfi propagandalarna itibar etmemelerini ve hizmette ftur gstermemelerini sylemektedir: Risale-i Nur'un akirtlerine inayet ve rahmet, nezaret ve himayet ederler (Kastamonu Lahikas) Kardelerim! Hi merak etmeyiniz. Kat'i kanaatim geldi. Bizler bir inayet altnda, gayet ehemmiyetli bir hizmette ve ihtiyar ve iktidarmz haricinde bir testi gaybi tarafndan istihdam ediliyoruz (Emirda Lahikas) Ehl-i dalaletin Kur'an hizmetkarlarnn korku damarn tahrik ederek onlar sindirmeye ve pasifize etmeye almalarna kar, Bedizzaman Hazretleri Nur talebelerine u dersi verir: te, ey kardelerim! Eer ehl-i ilhdn dalkavuklar sizi korkutmakla kuds cihad- mnevnizden vazgeirmek iin size hcum etseler, onlara deyiniz: "Biz hizb'l-Kur'n'z NNA NAHN NEZZELNEZZKRA VE NNE LEHU LE HAFZUNE srryla, Kur'n'n kalesindeyiz HASBUNALLAHU VE N'MEL VEKL etrafmzda evrilmi muhkem bir surdur. Binler ihtimalden bir ihtimalle u ksa hayat- fniyeye kk bir zarar gelmesi korkusundan, hayat ebediyemize yzde yz, binler zarar verecek bir yola bizi ihtiyarmzla sevk edemezsiniz."Hem madem bir zalim ve vicdansz bir adam, birisini yere atp ayayla onun ban kat' ezecek bir surette davransa, o yerdeki adameer o vah zalimin ayan pse, o zillet vastasyla kalbi bandan evvel ezilir, ruhu cesedinden evvel lr. Hem ba gider, hem izzet ve haysiyeti mahvolur. Hem o canavar, vicdansz zalime kar zaaf gstermekle, kendisini ezdirmeye tec eder. Eer aya altndaki mazlum adam, o zalimin yzne tkrse, kalbini ve ruhunu kurtarr, cesedi bir ehid-i mazlum olur. Evet, tkrn zalimlerin haysz yzlerineHem, ey kardelerim, ounuz askerlik etmisiniz. Etmeyenler de elbette iitmilerdir. itmeyenler de

benden iitsinler ki, en ziyade yaralananlar, siperini brakp kaanlardr. En az yara alanlar, siperinde sebat edenlerdir. (Mektubat yirmidokuzuncu mektup) Bedizzaman Said Nursi Hazretlerinin Sadk talebelerinden ve hizmetkarlarndan merhum Zbeyir GNDZALP aabey, Risale-i Nur talebelerinin tamalar gereken mcadele azmini ve cihad ruhunu yle dile getirmektedir: Denizler donanma, bulutlar ordu yadrsa, kara ldrsa bize saldrsa, bizi nurlardan, bizi bizden yine ayramayacak, bu hizmeti imaniye ebede kadar payidar olacaktr inallah Btn zulm ve ikencelere ramen azim ve iradesinden, sebat ve sadakatinden zerre kadar bir ey kaybetmeyen Bedizzaman, din dmanlaryla mcadelesinde btn mr boyunca devam etmi ve muzaffer olmutur. Biz bu beden ve bu canlar ancak ve ancak Allah yolunda cihat iin besleyeceiz. slam dini, ehamet ve hasamet ve gayret dinidir. Korkaklk ve meskenet islamiyette kabil-i te'lif deildir. Gerek ahsi derk ve mes'elelerimiz, gerekse din dmanlarnn taarruzlaryla griftar olduumuz skntlarmz biz Nur akirdlerinin canllk ve cevvaliyetini arttrr; mcadele-i diniye yolunda ihlas ve cesaret verir. Metanet ve selabetimizi ziyadeletirir. Binaenaleyh, ahsmza olan gaddar hcumlar affederiz. Fakat iman ve islamiyete taarruz edenleri asla affetmeyiz. Balca ve en byk hedefimiz ;Risale-i Nur'daki Kur'ani hakikatlerle, bu vatan ve millete hizmet etmektir. slami mcadelede ve mcadelemizde imani hakikatlerle hem kendimizi, hem dindalarmz tehiz etmektir. Cihad- diniye urunda ahsi rahatlklarmzdan feragat ederek mutlak bir fedakarla almaya devam edeceiz. Evet, izzetle lmeyi, esaret altnda zilletle yaamaya tercih edenleriz. man ve slamiyet yolunda, lzumunda can ve cananmz feda edeceiz. Fakat canmzn can olan hizmet-i nuriyeden ayrlmayacaz. Kolaylkla da canmz, o dinsizlere vermeyeceiz. Din

dmanlarn manen ldrnceye kadar, dinsizlik cereyanlarn datncaya kadar, onlarn manevi vcutlarn ortadan kaldrncaya kadar, onlarn manevi vcutlarn ortadan kaldrncaya kadar alacaz. Ekmeksiz yaayabiliriz, fakat hrriyetsiz yaayamayz. Tahkiki iman kuvvetinin kazandrd cesaret-i diniye ile, dinimize, milletimize reva grlen istibdat zincirlerini paralayacaz. Bu bizim en mukaddes bir vazife-i hayatmzdr. Mukaddesatmza alaka taarruz eden dinsiz teekkllerin dayand temelleri elmas gibi Kur'ani hakikatlarla tarumar edeceiz. Onlarn gizli ve aikar faaliyetlerini Nur-u Kur'an' okumak ve okutmakla akamete uratacaz. Zira ahirzamanda cihad- diniye, topla tfekle deil, ilm-i imanla olacak ve olmaktadr. Ahmet Faruk NZAMOLU ( www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr )

KKLERDEK BYK SANAT


Tefekkr, insanlarla meleklerin ve ruhanilerin ortak yanlardr. Yani insanlarn, hayvanlarla beslenme, grme, iitme, yrme, oalma gibi birok ynden ortak yanlar olduu gibi, ruhun ve kalbin gdas olan iman, marifet, tesbih, tekbir, hamd ve tefekkr gibi ulvi vazifeleri yerine getirmekte de meleklerle benzerlikleri vardr. Tefekkrn nemini u hadis-i erif en gzel ekilde nazara vermektedir: Bir saat tefekkr, bir sene (nafile) ibadetten hayrldr. Bilindii gibi bir buuk milyonu akn canl tr ierisinde insann en mmtaz vasf akl sahibi olmasdr. Hayvanlarn uurlar vardr, ama bu uur ok snrldr. Bununla, ihtiyalarn grr,

dmanlarndan korunur, yavrularna efkat ederler. Akl, sadece insanda bulunmaktadr. Bir hayvan da nefes alr, ama havann ne olduunu bilmez, nefes almakla kannn temizlendiini bilmez, kann ne olduunu da bilmez. Keza, bir hayvan da sabah olunca gzlerini aar ve rzkn aramak zere evreyi dolamaya balar, ama gndzn olmas iin dnyann saatlerce dndn bilmez. nsan, hem kendi vcuduna yerletirilen btn organlarn, hissiyatn ve duygularn grevlerini bilir, hem de bedenini kuatan havadan, ayaklarnn altndaki topraktan, yolunu gsteren gneten bitkilere, hayvanlara, madenlere kadar btn eyay tanr ve bilir. te bu geni bilgi, insann hem kendini, hem de kinat tefekkr etmesi ve btn bunlar onun hizmetine veren Rabbine kretmesi iindir. *** Allahn zat bilinmez. Gz mahluk olduu gibi grdkleri de mahluktur. Kulak mahluk olduu gibi iittikleri de mahluktur. Ayn ekilde, akl mahluk olduu iin dndkleri de mahluk olacaktr. Akl, Allahn zt hakknda ne dnse btn bunlar o akln eseri yahut rn olurlar. Tabiri caizse onlar da birer put hkmndedirler, u farkla ki mriklerin putlar talardan ve madenlerden, onunki ise yanl dncelerden yaplmtr. Allahn zt tefekkr edilemeyeceine gre, tefekkr emreden btn ayetler ve onu tevik eden btn hadis-i erifler, mahlukat lemini ibretle seyir ve temaa etmemiz iindir. Burada stat Bedizzaman hazretlerinin nemli bir tavsiyesini hatrlayalm: Nefs tefekkrde tafsiltl, fk tefekkrde ise icml yaparsan, vahdete takarrb edersin. Aksini yaptn takdirde, kesret fikrini datr. Evham seni havalandrr, enniyetin kalnlar. Gafletin

kuvvet bulur, tabiata kalb eder. te dallete isl eden kesret yolu budur. Mesnev-i Nuriye Nefs tefekkr denilince, insann hem bedenindeki btn organlar, hcreleri , atomlar, hem de ruhundaki kalb, akl, hafza, hissiyat gibi latifeleri Allahn birer eseri olarak dnmek ve Onun baha biilmez birer ihsan olarak deerlendirmek anlalr. nsan bu sahada istedii kadar tafsilata girebilir. Her bir organn ve grevlerini ok detayl olarak aratrabilir. Ancak, afak tefekkrde, yani d lemi dnrken bu kadar detaya girme ans yoktur. Semadaki her yldzn ve her sistemin yaratl hikmetlerini, kendi organlarnn grevlerini bilmesi katiyetinde idrak edemez. Ayn ekilde, btn hayvanlar lemini ancak icmal olarak, yani ana hatlaryla ve zet ekilde dnr; her hayvan trnn btn zelliklerini bilmesi imknszdr. Afak tefekkrde, ancak konusunda uzman olan kiiler, kendi sahalarnda, geni bilgi sahibi olabilirler. Onlar da baka bilim dallarnda yine icmal dnmeye mecbur kalrlar. te, bu afak tefekkrn bir boyutu da sinekler, bcekler, kelebekler, karancalar gibi kk varlklar zerinde dnmektir. Kk, nazik ve ince birer sanat mucizesi olan bu hayvanlarn da btn trlerini derinlemesine bilmemiz ve etraflca tefekkr etmemiz mmkn deildir. Bu vesileyle bir hatram nakletmek isterim. Yllar nceydi. Elimin zerinde kk bir siyahlk grdm. Kalorifer bacalarndan gelen bir is lekesi sandm. Silmek zere elimi uzattmda hareket etti. Anladm ki, benim is sandm ey kk bir bcekmi. Parmamn ucunu kendisine iyice yaklatrdmda yryn hzlandrd. O anda zihnimden u manalar hzla gemeye balad. Bu kk hayvanck benden katna gre bym, olgunlam demektir. Bunun bir de ocukluk, bebeklik dnemleri vard. O zamanlar ne kadar kckt. O bir nokta kadar bedene alt ayak, iki gz, mide ve dier organlar nasl yerletirilmiti. Bu yavrucuk

nerede domutu? Banda kimler durmu ve ona yardmc olmutu? Doum haberi yaknlarna duyurulmu muydu? O ok kk azna ve midesine uygun yiyecekler nasl hazrlanmt? Lokmalarn azna kim koymutu? Btn bu ve benzeri nice sorularn tek bir cevab vard: Onu yaratan ve terbiye eden Allah. Yine, bu siyah nokta ierisine grme, iitme, sevme ve korkma hisleri nasl yerletirilmiti? Benden katna gre hayatn seviyordu ve onun kaybolmasndan korkuyordu. te benim hayalimde canlandrmaya altm byle nice manalar, melekler leminden o canlnn tesbihatn temsille grevli olan melek yahut melekler onu srekli seyretmek suretiyle biliyor ve bu ince sanata ve bu hassas rahmete hayran oluyorlard. Bir rnek de soframzdaki yumurtadan verelim. Sonra, tefekkrmz, btn yumurtalar lemine, zellikle de balklar leminin o kck yumurtalarna temil edelim. Bilindii gibi, nutfeden yaratlan bir canl, ana rahminde iken annesinin d lemden edindii gdalarn kendisine bir trl ulamasyla o karanlk menzilde Allahn inayetiyle hayatn srdrr. O, sizi rahimlerde, diledii gibi tasvir eden (ekillendiren) dir. Ondan baka ilh yoktur. O, mutlak g sahibidir, hkm ve hikmet sahibidir. l-i mrn Sresi, 6 Ayet-i Kerimenin ak beyanyla o yavru adaynn imdadna lh rahmet ve inayet yetimekte, btn organlarn en gzel biimde, en faydal yerde ve en hikmetli byklkte yaratp yerletirmekte ve bunlarn tmnden meydana gelen bedenine de yine en gzel bir sureti vermektedir.

Ayn mana, bir baka ekliyle, btn yumurtalar lemi iin de geerlidir. Ancak, yumurtalarn bu noktada ok nemli bir farkll vardr. Yumurta iinde teekkle balayan civciv adaynn annesiyle hibir ilgisi kalmamtr. Ona hibir gda annesi vastasyla ulamaz. Sadece belli bir s seviyesi ve yine belli bir zaman gerekmektedir. Bu s, annesinin kulukaya yatmasyla salanabilecei gibi, bugn artk makinelerle de salanmaktadr. Bu gerekleri gz nne alarak, elimize aldmz bir yumurtaya nce u manada bir nazar edelim: Bu yumurta kulukaya konulsayd civciv olacakt. O halde, bir civcivde her ne varsa, u yediim yumurtada onlarn tmnn planlar var demektir. Bu yumuak svdan o sert kemikler nasl yaratld? Bu grmeyen maddeden, gz ve kulak nasl halk edildi? Bu hareketsiz cisim, yryen, koan, seven, korkan bir canl haline nasl geldi? Bu l varlktan o canly kim kard? phesiz Allah, taneyi ve ekirdei yarp filizlendirendir. lden diriyi karr. Diriden de ly karandr. (Enm Sresi, 95) ayetini bu yumurtada ve civcivde net ekilde grmyor muyuz? Canl tavuktan cansz yumurta ve cansz yumurtadan canl tavuk yaratan bir kudret hakknda, lm insanlar nasl diriltecek diye sorulur mu? te btn yumurtalar alemine bu nazarla bakmak bizim iin ancak hayal yoluyla gerekleebilir. Denizdeki ve karadaki saysz yumurtalar birlikte grmek, onlarn geirdii safhalar birlikte izlemek gibi bir kabiliyetten mahrumuz. te bu grevi melekler lemi yapmakta ve bu saysz hikmet ve rahmet tecellilerini hayranlkla seyir ve tefekkr etmekteler.

KLLYET KAZANMA

Nur Klliyatnda, insann klliyet kazanarak Allaha yaklamas konusunda ok nemli dersler ve mesajlar vardr. Allaha yaklama, kulun Allahn rzas dairesinde hareket etmesi, Onun marifeti, muhabbeti yolunda ilerlemesi ve Ondan uzaklamay netice veren isyanlardan, gnahlardan da hassasiyetle kanmas ile mmkn olur. Kulum bana en fazla farzlarla, sonra nafilelerle yaklar ... diye balayan hadis-i kutsde, yaklamann ilk ve en nemli admnn farzlar ilemek olduu nazara verilmektedir. Farzlar ileyen ve haramlardan hassasiyetle saknan bir kul, Allaha yaklama yoluna girmi demektir. Bu vadide daha fazla yol almas ise ubudiyetinde, tefekkrnde ve slma hizmetinde klliyet kazand lde olacaktr. Klliyet kazanma konusu, muhtelif risalelerde farkl ynleriyle nazara verilir. Yirmi nc Szn kinci Nktesinde geen u ifade de klliyet kesbetmekle ilgilidir: Evet hakik terakki ise, insana verilen kalb, sr, ruh, akl, hatt hayal ve sair kuvvelerin, hayat- ebediyeye yzlerini evirerek, her biri kendine lyk bir vazife-i ubudiyet ile megul olmaktadr. SZLER, Yirmi nc Sz Bu hakikat dersine Nur Klliyatndaki bir baka dersin nda bakmaya alalm: nsann bir ferdinde bir cemaat-i mkellefn bulunur. Buna gre, her insan tek bana ayr bir cemaat gibidir. Kalbinin, aklnn, hafzasnn, hayalinin ve hislerinden her birinin ayr bir grevi olduu gibi, gznn, kulann, elinin, ayann da yine mstakil grevleri vardr. Bunlarn her birinin kendi grevlerini

yerine getirmeleri onlarn ibadeti oluyor. Bunlarn ftr ibadetlerinin yannda bir de insann bu cihazlarn lahi rzaya uygun kullanmakla kazanaca sevaplar ve manevi dereceler vardr ki, bu ikincisi ok daha nemlidir. Zira, insanlarn manevi dereceleri bu ikinci sahada ortaya kmaktadr, birincisinde btn insanlar bir bakma eittirler. Kalbini ve akln iman ve marifetle zenginletiren, hafzasn ve hayalini gzelliklerle dolduran, hislerini mspet sahalarda kullanan, duygularn ve organlarn lh rza istikametinde altran bir insan, bunlarn her birinden ayr bir sevap, ayr bir feyiz ve yine ayr bir manevi derece kazanmakla kll bir ibadet yapm olur. Yani, btn madd ve manev duygularn ahiret ticareti iin birer sermaye olarak grp, onlarn tamamn en krl ve sevapl sahalarda kullanan kii, ubudiyette klliyet kazanm demektir. On Birinci Szn son ksmnda hayatn gayesi, zet olarak, dokuz emir halinde sralanr ve birincisinde yle buyrulur: Senin vcudunda konulan duygular terazileriyle, rahmet-i lhiyenin haznelerinde iddihar edilen nimetleri tartmaktr ve kll kretmektir. u kck insan gz, gneten aya, yldzlara, aalardan dalara, ovalara kadar her eyi tartabilmekte ve u bundan daha byk, bu ondan daha kl. diyebilmektedir. Ayn ekilde, insanolu kulayla da sesler alemine nazar etmekte, yamurun prtlarndan, derelerin akna, rzgrn uultusuna, blbln sesine kadar btn sesleri tartmakta ve Bu undan daha ince, o bundan daha gzel, bu ondan daha ho. diyebilmektedir. Duygular terazileri ifadesi, lh rahmet hazinelerindeki nimetlerin sadece dilimize hitap eden rzklarla snrl olmadn ders vermekte ve btn duygularmzla aldmz zevk ve lezzetleri de dikkate alarak krmz klliletirmemiz gerektiini ders vermektedir.

Bu birinci maddedeki kll kr dersine dier sekiz maddedeki ulv grevleri de ekleyen ve bunlar kalp ve ruh leminde uygulamaya koyan kii klliyet kazanmada byk mesafe alr. Keza, kinci uada Tevhid ve vahdette ceml-i lh ve keml-i Rabban tezahr eder. buyrulduktan sonra, gerek nimetleri, gerekse hadiseleri tek olarak dnmek ve deerlendirmek yerine, onlar birlikte nazara alarak tefekkrmz klliletirmemiz ders verilir. Bu konuda rnek olarak, rzk, ifa ve hidyetin her birinin kll manada dnlmesi zerinde durulur. Yine, yya ke nabd ve iyya ke nestein yetlerinin tefsirinde, ben yerine biz denilmesinin hikmetleri anlatlrken, kll manada ibadet etme ve yardm dileme dersi verilir. Namaz klan bir mminin biz derken, btn mminleri, madd, manev btn cihazlarn ve kinattaki btn varlklar niyet etmekle, ibadetini klliletirebileceine dikkat ekilir. Yirmi Drdnc Szde, Beinci Daln nc meyvesinde de yle buyrulur: eriat ve Snnet-i Seniyenin ahkmlar iinde cilveleri intiar eden Esm-i Hsnnn her bir isminin feyz-i tecellisine bir mazhar- cmi olmaya al. SZLER Cmlenin sonunda gelen al kelimesi, Allahn baz isimlerine almakla mazhar olabileceimizi ifade etmektedir. Sadece iki rnek verelim: nsann her bir organndaki ince hikmetler Allahn lim isminin birer tecellisidirler. Bu noktada btn insanlar ayndr, biri dierinden daha fazla bir feyze mazhar olmu deildir. Bir de insann ilim tahsil ederek lim ismine ayna olmas vardr ki, bu ikincisi insann iradesine ve gayretine braklmtr. Ve ancak almakla kazanlacaktr. kinci rnek:

Btn duygularnz ve organlarmz bize Allahn birer ikramdrlar. Bu ynyle hepimiz Kerm ismine ayna olmuuzdur. Bir de bizim bakalarna ikram etmekle, onlarn yardmna komakla bu lahi isimden alacamz feyiz vardr ki, al kelimesiyle bizden istenen ey, bu tecelliden nasiplenmektir. te yandan, insann himmetini ve gayretini dar bir dairede hapsetmeyip geni tutmasn ve yaymasn ders veren u cmle de kllyet kesbetmenin ayr bir ynn ifade eder: Bir adamn kymeti, himmeti nisbetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek bayla kk bir millettir. Tarihe- i Hayat

KURBANLARA ACIYANLAR
nsan, ou zaman kendi fikrini l alarak deerlendirmelerde bulunur ve yine ou zaman yanlr. Mesel, meleklerin ne ile beslendiklerini, hayatlarn nasl devam ettirdiklerini dndnde, onlar da sanki mideleri ve cierleri olan, gdasz ve havasz yaayamayan canllar zanneder. Onlarn nurdan varlklar olduunu nazara almaz. Kendi ruhunun da gdaya ve havaya muhta olmadan varln srdrdn hi dnmez. Ayn yanl kyas hayvanlarn kesiminde de karmza kyor. nsan, idama gtrlen bir insanla, kesime gtrlen bir hayvan arasndaki byk fark grmezlikten gelir. Ben kesimini bekleyen hayvanlarn aralarnda srdrdkleri ot kavgalarn ok seyretmiimdir. Bu konuda, Nur Klliyatnda u aklamalara yer verilir: Hatt kesilmek iin yatrlan bir hayvan, birey hissetmez. Yalnz bak kestii vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur. Demek en byk bir rahmet, bir efkat-i

lhiye, gayb bildirmemektedir ve baa gelen eyleri setretmektedir. Hususan msum hayvanlar hakknda daha mkemmeldir. ualar- Onbirinci ua Hayvanda akl olmad iin lm hi dnmez; dnyadan ayrlmak gibi bir problemi yoktur. Sadece kesime yakn bir eyler hisseder gibi olur. Cenb- Hak, sonsuz hikmetiyle hayvanlar lemini et yiyenler ve bitkiyle beslenenler olmak zere iki ksma ayrmtr. Btn hayvanlar ot yeselerdi, btn hayvanlarn cenazeleri ortada kalacakt. Bu faraziyeye gre, bcekler de et yemeyeceklerinden bir buuk milyonu aan hayvan trlerinin btn cenazeleri yeryznde akta braklacakt, yahut hepsi topraa gmleceklerdi ve orada ylece kalacaklard. lh hikmet, hayvanlarn bir ksmn dierlerine rzk yapmakla hem Rezzak ismini tecelli ettirmekte, hem de Kudds isminin tecellisiyle yeryznn temizlii ve nezafeti salanm olmaktadr. Konunun bir baka yn: Her canlnn kendine mahsus tespihi ve ibadeti vardr. Bu grevini yapan ve bu dnyadan gme zaman gelen bir canly bir baka hayvann paralayp yemesinden, yahut insanlarn yapt gibi kesip yemelerinden rahatszlk duyanlar unu unutuyorlar: Bir insann bir bakas tarafndan ldrlmesiyle bir hayvann kesilip yenilmesi arasnda yle nemli bir fark vardr: nsan, ldrlmeyip hayatta kalsayd u ibadetleri yapabilir, u hayrlar ileyebilir ve u ilimleri tahsil ederek kemale erebilirdi. Manev terakkisinde byk yol alabilirdi. Yahut, isyan yolundan dnerek slah olabilir. diye dnebiliriz. Ama, hayvanlar iin byle bir terakki ve tekml sz konusu deil. O hayvan, kesilip yenilmekle hem Rezzak isminin tecellisine bir vesile olur, hem de bir insann bedeninde hcre olmakla onun yapaca ibadetlerde bir

bakma hissedar olur. *** Kurban kesimine kar klmasnn mantn anlamak mmkn deildir. Zira, besicilik, tavukuluk, balklk ayr birer sektrdrler ve bir ok insan, geimini bu yollarla temin etmektedir. Kurbana kar olanlarn sektrlerin tmne kar olmalar gerekir. Madem ki, bu hayvanlar kesilecekler, kombinada kesilip kasaplarda satlmalaryla, kurban olarak kesilip yenilmeleri, yahut fakirlere datlmalar , hayvanlar asndan bir fark olduu dnlemez. O halde, burada esas olarak, hayvanlara acmak deil, kurban ibadetine kar kmak sz konusu oluyor. nsan ana rahminde, kuzuyu koyunun rahminde terbiye edip byten, her ikisine de layk olduklar organlar rahmetiyle takan, onlara grme ve iitme duygular veren, sindirim ve solunum sistemleri ihsan eden Allah, bu iki farkl misafirini dnyaya getirip, besleyip byttkten sonra bunlardan birinin dierine rzk olmasn dilemise buna kim, ne hakla kar kabilir?!.. Akl nimetiyle ve yeryznn halifesi olmakla ereflendirilen insann ne aac kesmesine, ne ata binmesine, ne arnn baln yemesine, ne koyunun stn imesine karmak kimseye dmez. Kurbana kar kanlarn, btn bunlara da kar kmalar gerekir. Vaktiyle yle ksa bir yaz kleme almtm: Ceylan iin aslan korkun bir mahluk, aslan iin ceylan gzel bir sofra. nsan bu iki farkl deerlendirmede ceylandan yana kar. Ne var

ki, bunu yaparken az nce kesip piirdii bir tavuu yemekle meguldr. Kurbanlarn dier hayvanlardan farkl olarak, ahrette cisimleriyle de cennette bulunacaklarna inanan bir insann, kurbanlara acmak yerine, kurban olarak kesilmeyen hayvanlara acmas gerekir. Zira bu ikinciler, dier btn canl trleri gibi ahirette sadece ruhen ve manen zevk alacaklar, beden zevkleri tadamayacaklardr. Niin byle oluyor diye bir soru sorma hakkna da sahip deiliz. Zira, bu ikinci snf hayvanlara acmamz halinde, bu defa, kurban olamayan dier hayvanlar karmza karlar. Bceklerden kartallara, sincaplardan balinalara kadar btn hayvan trleri de ahrette cismen dirilmek isterler. Btn bunlara verilecek tek cevabmz vardr: Bu icraatlar lh takdir ile byle tanzim edilmilerdir. Her varlk, stat hazretlerinin gzelce beyan ettii gibi, kendisine verilen vcut mertebesinin hakkn eda etmekle mkelleftir. ncelikle her varlk yokluktan kurtulmann sefasn srmeli, kendisine daha ileri mertebelerin verilmemesi sebebiyle kadere itiraz yoluna girmemelidir. Zaten insan dnda hibir canldan byle bir itiraz yahut soru gelmez, gelemez ve gelmemitir de. Mesel madenler diyemezler: "Niin nebt olmadk?" ekv edemezler; belki vcud-u madenye mazhar olduklar iin, haklar Ftrna krandr. Nebtat, "Niin hayvan olmadm?" deyip ekv edemez. Belki, vcut ile beraber, hayata mazhar olduu iin, hakk krandr. Hayvan ise, "Niin insan olmadm?" diye ikyet edemez. Belki, hayat ve vcut ile beraber, kymettar bir ruh cevheri ona verildii iin, onun stndeki hakk, krandr. Ve hkez, kyas et. Mektubat, Yirmi Drdnc Mektup Nurlarda geen iki nemli hakikati naklederek konuyu

noktalayalm: Mlk sahibi mlknde diledii gibi tasarruf eder. Allahn rahmetinden fazla rahmet edilmez.

Krt Sorununa zm Risale-i Nur'da


zm in Bedizzaman'a Kulak Verilmeli: Blclk bataklnn kknden kurtulabilme si ve blc terr sorununa kalc zm retebil- mesi iin devletin ve halkn Bedizzaman'a kulak vermesi ve Risale-i Nur'daki esaslara itibar edilerek yaylmas ferdi ve toplumsal hayata k tutmas gerektiini dnyoruz. nk Bedizzaman, lkemizde halkn ok byk kesimini tekil eden Trk-Krt ve Arap kkenli insanlarmzn itibar ettii, sayg ve hrmet gsterdii bir zattr. Zira Bedizzaman, neseben Hz.Hasan ve Hz.Hseyin soylarndan gelen bir seyyid yani Arap kkenli bir insandr. Ancak Bitlis'te krt nfusun youn olduu bir bir memlekette dnyaya gelmi ve krt gelenekleri ve hayat tarz ile yetimi, krt olarak nitelendirilmi ve kendisi bu nitelendirmeye itiraz etmeyerek krt kimliini benimsemitir. Bedizzaman'n hizmeti- nin ok byk bir ksm Trk Milletine olmu ve kendiside Trk Milletine ok byk bir muhabbet duymaktadr. Ksacas Bedizzaman hazretleri Krtler, Trkler ve Araplar iin sevilen, saylan, hrmet ve kendisine itibar edilen ortak bir isim ortak bir deerdir.Bedizzaman, hem Trkleri hem de Krtleri ok iyi tanmaktadr. Yani her iki milleti de tm zellikleri ile ok iyi tanyan mmtaz ahsiyetlerden birisidir. Onun iin Trkler ve Krtler arasnda meydana gelebilecek ihtilaf ve nifak konularn da, birlik ve beraberlii tesis edecek balar da en doru ekilde tespit ve tehis edebilecek bir zattr.

Bedizzaman, her milletten talebeleri olan, eserleri her milletten insanlar tarafndan okunup istifade edilen mmtaz bir ahsiyettir. Demek ki onun eserlerinde her milletten insana hitap eden ve tm insanlar ortak deerler etrafnda toplayabilen birletirici bir zellik var. Bedizzaman, hem Osmanl hem de Trkiye Cumhuriyeti idaresinde yaam sosyal ve kltrel deiimi yakndan takip etmi ve hadiselerin iinde yaam; sosyal ve siyasal hayattaki krlma noktalarnn canl ahidi olmu, her devrin ve tm gelimelerin sebep ve detaylarn bilen, gelimeleri doru okuyup zm reeteleri reten; yaad her devirde tehdit ve tehlikelere kar halk ve devleti uyaran ve yol gsteren mmtaz bir ahsiyet ve byk bir mtefekkirdir. Risale-i Nur'da rkla, blcle ve terrizme kar somut zm nerileri yer almaktadr. Terrle mcadele konusunda devlet her yolu denedii halde imdiye kadar Bedizzaman'n fikirlerine kulan tkad. Gneydou Anadolu'da baz eyhler bile PKK terr rgtne sempatizan veya desteki olduu halde; krt kkenli Risale-i Nur talebeleri asla blcle taviz vermediler ve terr rgtne sempatizan veya taraftar olmadlar. Devlete bal kalp birlik ve btnlmzn tesisi iin altlar. Bu gerei dikkate alan devlet kurumlarnn Bedizzaman'a kulak vermesi ve Risale-i Nur da ki zm nerilerine itibar etmesi gerekir. Terrle mcadele konusunda gerek Bedizza- man hazretlerinin hayatndan ve gerekse Risale-i Nur Klliyatndan tespit edebildiimiz baz hususlar paylamak istiyoruz: Bedizzaman Krt Devletine kardr: Mondros Mtarekesi sonras stanbul'un igal altnda olduu gnlerde devrin mehur gazeteci- lerinden birisi olan eyhlmuharririn namyla bilinen Konsolidi Asaf Bey, o gnlere ilikin bir hatrasn yle nakleder: Bir gn Divanyolu'ndaki matbaamzda oturur- ken odaya bir adam girdi. Kyafeti tuhafa idi. Banda klaha benzer bir ey vard. Bu

adam grnce Mevlanzade ayaa kalkt, beni gstererek: 'Efendim'dedi, 'Bamuharririmiz Konsolidi Asaf' Ve bana hitap ederek: 'Olum' dedi. Bu zat en byk din alimlerimizden Bedizzman Said Nursi'dir. Bende o zaman Bedizzaman'la konumaya baladm. Hakikaten yksek ilmi konumalar ile ok mstefit oldum. Bundan sonra, sk sk matbaamza geliyordu. Onunla konuuyorduk. Bazen birlikte dar kp ehir iinde gezdikleri- miz bile oluyordu. Bilmem ne kadar zaman sonra idi. Said Nursi stanbul'dan ayrlmt. Memleketine mi yoksa baka bir yere mi gitmiti, imdi hatrlamyorum. Almanya ve mttefikleri byk bir hezimete uramlard. Memleket paralanm, vatann her parasnda yeni hkmetler tremeye balamt. Ermenistan da bunlardan biridir. Mevlanzade Rfat Bey, bir gn bana dedi ki: Olum Ermenistan hkmeti kuruluyor. Onlarn Ermenistan kurmalarna karlk, impara- torluk daldna gre bizde Krdistan kuralm' Ben hayretle yzne baknca, o bana dedi ki: Ben vatan haini deilim. Onu ykanlarn Allah belasn versin. Birer hrsz gibi katlar. Filhakika bir Kuva-y Milliye var, ama mit pek zayf. Mu'cize devrinde deiliz. Ben bu ii Said Nursi'ye yazacam. nk onun nfuzu ok kuvvetlidir. Hatr ok saylr. Onun iin bu zata bir mektup yazp gndereceim. Ve ondan terik-i mesai isteyeceim. Mevlanzade mektubunu yazp gnderdi. Bundan on gn kadar gemiti, belki de on be gn, hatrlamyorum. Bir gn matbaamzda oturuyor- duk. Misafirlerimiz de vard. O zamanlar Bahriye Nazr olan Cakal Hamdi Paa ile Divan- Harb-i rfi Reisi nezdimizde idiler. uradan buradan konuuyorduk. Bu srada posta mvezzii odaya girdi ve bir mektup brakarak kp gitti. Rfat Bey mektubu okurken yzn ekitiyor, hiddetlendii aikar grlyordu. Rfat Bey mektubu okuduktan sonra bana frlatarak:

Oku da gr dedi. Bedizzaman benim tekliflerimi reddediyor. (Ben senin fikrine taraftar deilim) diyor. Mektubu gizli okumak ok ayp olacakt. Aikar olarak okumaya baladm. Cakal Hamdi Bey ile Divan- Harb-i rfi Reisi Mustafa Paa da dinliyorlard. Bedizzaman'n bu cevab mektubu aynen hatrmda olmamakla beraber, Bedizzaman bu mektubunda, Mevlanzade'nin Krdistan kurma teklifini reddediyor: Rfat Bey, Krdistan tekil etmek deil, Osmanl mparatorluunu ihya edelim. Bunu kabul edersen canm bile feda ederek alrm diyordu. Benim aikar olarak okuduum mektubu misafirlerimiz de dinledikten sonra Mustafa Paa, Mevlanzade'ye: 'Rfat Bey, sen yanl dnyorsun. Bedizzaman doru sylyor. Krdistan kurmak deil, Osmanl mparatorluunu yeniden kurmak lazmdr' dedi. Yine ayn dnemde Krt Teali Cemiyetinin reisi Abdlkadir'den gelen Krdistan kurma tekliflerine de Bedizzaman u cevab veriyordu: Allah Zlcelal Hazretleri, Kur'an Kerimde, 'yle bir kavim getireceim ki, onlar Allah' severler, Allah da onlar sever' diye buyurmutur. Ben de bu beyan- lahi karsnda dndm, bu kavmin bin yldan beri alem-i slamn bayraktar- ln yapan Trk milleti olduunu anladm. Bu kahraman millete hizmet yerine drt yz elli milyon hakiki Mslmann kardeliine bedel birka aklsz kavmiyeti kimsenin peinden gitmem. (Bilinmeyen Taraflaryla Bedizzaman Said Nursi/Necmeddin ahiner) Bedizzaman'n Blclere Tepkisi: Bedizzaman Hazretleri, bata eyh Said isyan olmak zere tm isyan ve blclk hareketlerinin karsnda olmu; hem isyanclarn teebbslerin- den vazgeirilmesi, hemde halkn isyanclara itibar etmemesi ve isyanlara katlmamas ynnde ok byk gayretler sarfetmitir. O nun eyh Said isyan ncesi kendisinden destek talep eden isyanclara verdii cevap ok arpc ve ibretlerle doludur. Necmeddin ahiner'in Bilinmeyen Taraflaryla Bedizzaman Said Nursi isimli kitabndan aynen aktaryoruz:

ark isyanndan bir mddet nce, Erek Danda Krt airet aalarndan ve Hamidiye Paalarndan Kr Hseyin Paa geldi. Bedizzamanla hususi grmek istedi ve ona hitaben: stadm, bu talebeleri kart. Sizinle mahrem greceklerim var dedi. Bedizzaman da, Hseyin Paa! Bunlar benim vcudumun azalar gibidir, ayr deiller dedi. Bunun zerine Hseyin Paa heybesini aarak bir mendil kard. Mendil altnla dolu idi. Bedizzamana, Bu minnetsiz olarak benim mal- mn zekatdr. Bunu kabul et, fakirlere, misafirlere ve talebelere sarfet. Bedizzaman ok hiddetlendi ve Paaya Paa! Sen hi alim ve hocalara sormadn m? Zekat, yerinden nakil olur mu? Senin kynde fakir akraban ve yaknlarn yok mu? Niin getirdin? diyerek reddetti. Bunun zerine Hseyin Paa: Sizinle bir maverem var. Askerim hazr, atlar hazr, silahlar ve cephaneler de hazr. Sizden emir bekliyoruz. Bedizzaman: Sen ne diyorsun? Ne yapacaksn? Kiminle harbedeceksin? Hseyin Paa: Mustafa Kemal'le. Bedizzaman: Mustafa Kemal'in askeri kim? Hseyin Paa: Ne diyeyim te askerdir. Bedizzaman: Askerler bu vatann evladdr. Senin ve benim akrabalarmdr. Kime vuracak- sn? Onlar kime vuracak? Dn, idrak et. Ahmed 'i Mehmed'e Hasan' Hseyin'e mi krdracaksn? Hseyin Paa: Byle bir hayattansa lmek daha iyidir. Bedizzaman: Ne olmu hayata. Sen hayatn- dan bezmisen, btn Mslmanlarn, btn zavalllarn gnah ne, onlardan ne istiyorsun? Hseyin Paa ard ve mtehayyir kald. Sonra Sen benim elimi ayam souttun. Ben imdi airetimin korkusundan evime gidemem. Btn airetler toplanmlar. Benden sz alacaklar. Ben imdi gidip, bu ekilde anlatsam, diyecekler: 'Hseyin korktu.' Be para ettin beni.

Bedizzaman: Kullar arasnda be para ol. Allah katnda makbul ol. Sonra Hseyin Paa dnd aresiz kyne gitti. Nifaka Kar ttifak: II. Merutiyetin ilanndan sonra, hkmete kar ayaklanmaya tevik edilen stanbul da ki krt kkenli hamallara, merutiyetin maliyetini ve hrriyetinin gzelliini anlatarak onarl yattran Bedizzaman, u tespitlerde bulunmutur: stibdat, zulm ve tahakkmdr. Merutiyet, adalet ve eriattr. Padiah peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceiz. Yoksa, peygambere tabii olmayp zulm edenler, padiahta olsalar haydutturlar. Bizim dmanmz cehalet, zaruret ihtilaftr. Bu dmana kar sanat, marifet, ittifak silahyla cihat edeceiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevk eden hakiki kardelerimiz Trklerle ve komularmzla dost olup el ele vereceiz. Zira husumette fenalk var. Husumete vaktimiz yoktur. Hkmetin iine karmayacaz. Zira hikmet-i hkmeti bilmiyoruz. (Divan- Harbi rfi) Bedizzaman hazretleri bu ifadelerinde, sosyal hayatmz tehdit eden cehalet, fakirlik, geri kalmlk ve nifak/ihtilaf illetlerine dikkat ekmekte; ve bu illete kar sanayi ve teknoloji, eitim ve ittifak silahlar ile mcadele edebilecei- mizi belirtmektedir. Yani doabilecek sosyal felaketlere kar reetemiz; sanayi ve teknolojik ilerlemenin salanmas, yoksulluk kskacnn krlarak maddi kalknmann salanmas, eitim yolu ile cehaletin yok edilmesi ve nifak tohumlar- nn imha edilerek birlik ve beraberliimizin korunmasdr. Bedizzaman birlik ve beraberliin yani itthadn nasl tesis edilebileceini de u szleri ile anlatmaktadr: ttihad, cehl ile olmaz. ttihad, imtizac- efkardr. mtizac- efkar marifetin ua- elektiriyle olur. (Mnazarat) Bu szleri ile Bedizzaman birlik ve beraberli- in ancak fikir ve duygu birlii ile salanabilece- ine; fikir ve duygu birliinin ise ancak eitim yoluyla gerekletirilebileceine dikkat ekmekte-

dir. Ayrca ttifak hdadadr, hevada ve heveste deil... szleri ile de meru zeminde ve meru dairede uzla ve birliin tesis edilmesi zorunlulu- una vurgu yapmaktadr. Yine Bu zamann en byk farz vazifesi ittihad- slam dr. Szleri ile de Mslmanlarn arasndaki birlik ve beraberliin korunmasnn nemini anlatmakta ve birlik ve beraberliin tesis edilmesini en byk farz yani en nemli dini vecibe olarak ifade etmektedir. Bedizzaman hazretleri, Kre-i zemin gibi ar ve alem-i slamiyet'e km olan mesaib ve devahiye kar nokta-i istinadmz: Muhabbet ile ittihad, marifet ile imtizac- efkar, uhuvvet ile teavn emreden nokta-i slamiyettir. (Snhat) szleri Mslmanlar arasnda birlik ve beraberliin sevgi/muhabbetin yaygnlatrlmas ile fikir ve duygu birliinin eitim ile, yardmlama ve dayanmann ise uhuvvet/kardelik duygularnn yaygnlamas ile gerekletirilebileceini ve bunlar da ancak slam Dininin salayabileceini belirtmektedir. Bedizzaman Said Nursi'nin milli birlik ve beraberliimizin tesisine verdii nemi ksaca aktarmaya altk. imdi de Risale-i nur Klliya- tnn muhtelif yerlerinde geen blc terr bataklnn kurutulmasna ynelik gr ve tavsiyelerini maddeler halinde ksaca zetlemeye alalm: 1-Irklk yerine mspet milliyetilik anlay: Etnik milliyetilik fikirlerinin Osmanl Devleti- ni blmek, paralamak ve ykmak amacyla bat dnyas tarafndan slam aleminin bnyesine nifak tohumlar olarak ekildiine, yani milliyetilik akmlarnn d kaynakl olduuna dikkat eken Bedizzaman, rkl esas alan etnik milliyetilik yerine Osmanl Milliyeti ve slam Milliyetilii kavramlarn ikame etmektedir. Bedizzaman millet kavramn tarif ederken: Dil, din, vatan mnasebatna baklacak. Eer bir ise, zaten kuvvetli bir millet; eer biri noksan olursa, tekrar milliyet dairesine dahildir. (Mektuba) lsn getirmektedir. Ona gre millet olmann en temel artlar din ve vatan birliidir. Bu nedenler Osmanl

lkesinde yaayan tm Mslmanlar din ve vatan birlii nedeniyle Osmanl Milleti olarak isimlendirmekte ve milliyetimizin esas slamiyet tir, demektedir. Zaten Osmanl Devletinde halk asli vatanda olan Mslmanlar ve aznlk statsne sahip gayr-i Mslimler olarak iki guruba ayrrd. Onun iin de tm Mslmanlar kendilerini Osmanl Devletinin demokratik yapsnda asli unsur olarak grrler ve herhangi bir rahatszlk duymazlard. Bedizzaman, slam Alemini byk bir airete ve Mslman milletleri de o slam Airetinde yer alan aile ve slalelere benzetmektedir. Cenab- Hakim insanlar farkl kavim ve milletlere mensup olarak yaratmasndaki hikmetleri izah ettii 26. Mektup isimli eserinde yle demektedir: Nasl ki bir ordu frkalara, frkalar alaylara, alaylar taburlara, blklere, t takmlara kadar tefrik edilir. T ki, her neferin muhtelif ve mteaddit mnasebt ve o mnasebta gre vazifeleri tannsn, bilinsin-t, o ordunun efradlar, dstur-u tevn altnda hakik bir vazife-i umumiye grsn ve hayat- itimaiyeleri a'dnn hcumundan masun kalsn. Yoksa, tefrik ve inksam, bir blk bir ble kar rekabet etsin, bir tabur bir tabura kar muhasamet etsin, bir frka bir frkann aksine hareket etsin deildir. Aynen yle de, heyet-i itimaiye-i slmiye byk bir ordudur; kabil ve tavife inksam edilmi. Fakat bin bir bir birler adedince cihet-i vahdetleri var: Hlklar bir, Rezzaklar bir, Peygamberleri bir kbleleri bir, kitaplar bir, vatanlar bir-bir, bir, bir, binler kadar bir, bir... te bu kadar bir birler uhuvveti, muhabbeti ve vahdeti iktiza ediyorlar. Demek, kabil ve tavife inksam, u yetin iln ettii gibi, terf iindir, tevn iindir; tenkr iin deil, tehsum iin deildir. 2- Hamiyet-i Diniye'nin canlandrlmas: Bedizzaman hazretleri her trl sosyal ve ekonomik sorunlarn zmnde anahtar rol hamiyeti diniyenin canlandrlmasna atfetmek- tedir. Buna delil olarak da:

Hem ekser enbiyann Asyada zuhuru, aleb-i hukemann Avrupada gelmesi, kader-i ezelnin bir remzi, bir iaretidir ki, Asya akvmn intibha getirecek, terakki ettirecek, idare ettirecek, din ve kalbdir. Felsefe ve hikmet ise din ve kalbe yardm etmeli, yerine gememeli... Hem ne vakit ehl-i slm dine cidd sahip olmularsa, o zamana nisbeten yksek terakki etmiler. Buna ahit, Avrupann en byk stad Endls devlet-i slmiyesidir. Hem ne vakit cemaat-i slmiye dine kar lkayt vaziyeti almlar; perian vaziyete derek tedenn etmiler. Yirmi Altnc Mektup / nc Mebhas Avrupay bir dkkan veya klaya, Asya'y ise bir mezra ve camii ye benzeten Bedizzaman hazretleri Asya insannn ancak dini, manevi duygularnn canlandrlmas ile uyanp harekete geirilebileceini belirtmektedir. Bu nedenle maddi ve manevi kalknmann, huzur gven ve esenliin temel art dini duygularn canlandrlmas ve ahlandrlmasdr. Bunun da en iyi yolu l-i Kelimetullah davasdr. Zira her Mslman ila-i kelimetullah ile mkelleftir. Bu zaman da da la-i Kelimetullah yapabilmenin en byk art maddeten kalknmaktr. te slam Aleminin maddeten kalknmasnn ve fakirlik ksr dngsn krp ykselmesinin motoru la-i Kelimetullah idealidir. Ayrca hamiyet duygular canlanan bir Mslman izzet-i islamiyenin muhafazasn bir grev bilecei gibi, cesaret, ecaat, fedakarlk, sebat, sadakat, muhabbet, efkat vb. islamiyetten kaynaklanan ulvi seciyelere sahip olacaktr. 3- Uhuvvet-i slamiyenin (slam Kardeliinin) Yaylmas: Tevhid-i mani, elbette tevhid-i kulubu ister. Ve vahdet-i itikat dahi vahdet-i itimaiyeyi iktiza eder. (Uhuvvet Risalesi) diyen Bedizzaman, inan birliinin gnl ve duygu birliini douracan, bunun da sosyal hayatta da birlik ve beraberlik ierisinde olmas gerektiini belirtmektedir. Bedizzaman slam kardeliinin nemini Uhuvvet Risalesinde u ifadelerle anlatmaktadr: Eer muhabbet, kendi esbabnn rhaniyeti ne gre bir kalbde

hakik bulunsa, o vakit advet mecaz olur, acmak suretine inklp eder. Evet, m'min, kardeini sever ve sevmeli. Fakat fenal iin yalnz acr. Tahakkmle deil, belki ltufla slahna alr. Onun iin, nass- hadisle, " gnden fazla m'min m'mine ksp kat- mkleme etmeyecek."1 Eer esbab- advet galebe alp, advet, hakikatiyle bir kalbde bulunsa, o vakit muhabbet mecaz olur, tasannu ve temellk suretine girer. Ey insafsz adam! imdi bak ki, m'min kardeine kin ve advet ne kadar zulmdr. nk nasl ki sen di, kk talar Kbeden daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud'dan daha byk desen, irkin bir aklszlk edersin. Aynen yle de, Kbe hrmetinde olan iman ve Cebel-i Uhud azametinde olan slmiyet gibi ok evsf- slmiye muhabbeti ve ittifak istedii halde, m'mine kar advete sebebiyet veren ve di talar hkmnde olan baz kusurt iman ve slmiyete tercih etmek, o derece insafszlk ve aklszlk ve pek byk bir zulm olduunu, akln varsa anlarsn. Evet, tevhid-i iman, elbette tevhid-i kulbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i itimaiyeyi iktiza eder. Evet, inkr edemezsin ki, sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama kar dostne bir rabta anlarsn; ve bir kumandann emri altnda beraber bulunduu- nuzdan, arkadane bir alka telkki edersin. Ve bir memlekette beraber bulunmakla, uhuvvet- krne bir mnasebet hissedersin. Halbuki, imann verdii nur ve uurla ve sana gsterdii ve bildirdii esm-i lhiye adedince vahdet alkalar ve ittifak rabtalar ve uhuvvet mnase- betleri var. Mesel, her ikinizin Hlknz bir, Mlikiniz bir, Mbudunuz bir, Rzknz bir-bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kbleniz bir-bir, bir, yze kadar bir, bir. Sonra kynz bir, devletiniz bir, memleketi- niz bir-ona kadar bir, bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifak, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettii ve kinat ve kreleri birbirine balayacak mnev zincirler bulunduklar halde, ikak ve nifka, kin ve advete sebebiyet veren rmcek a gibi ehemmiyetsiz ve sebatsz eyleri tercih edip m'mine kar hakik advet etmek ve

kin balamak, ne kadar o rabta-i vahdete bir hrmetsizlik ve o esbab- muhabbete kar bir istihfaf ve o mnasebt- uhuvvete kar ne derece bir zulm ve i'tisaf olduunu, kalbin lmemise, akln snmemise anlarsn. 4- Dmanlk Duygularnn Terk Edilerek Muhabbet, Sevgi Duygularnn Yaygnlatrlmas: Avrupa ilerlerken slam aleminin geri kalmas ve adeta skut etmesinin sebeplerini anlatan Bedizzaman, slam aleminin en nemli hastalk- larndan birinin de adavete muhabbet yani dmanlk ve husumet duygularnn itibar grp yaylmas olduunu sylemektedir. Ve yle demektedir: Muhabbete en layk ey muhabbettir ve husumete en layk sfat hurumettir. Yani hayat- itimaiye-i beeriyeyi temin eden ve saadete sevk eden muhabbet ve sevmek sfat en ziyade sevilmeye ve muhabbete layktr. Ve hayat- itimaiye-i beeriyeyi zir- zeber eden dmanlk ve adavet, her ey den ziyade nefrete ve adavete ve ondan ekilmee mstehak ve irkin ve muzr bir sfattr. (Hutbe-i amiye) 5- Birisinin Hatasyla Bakalarnn Sorumlu Tutulmamas ve Adalet-i Mahzann Uygulanmas: Adalet-i mahzann en byk dsturu... Bir masumun hayat, kan hatta umum beer iin olsa da heder olmaz. kisi nazar- kudrette bir olduu gibi, nazar- adalette de birdir... Hakkn k by olmaz... (Snhat) Yani bir kyn yolunda terristler mayn patlatt diye tm ky halk cezalandrlmayacak, o kyn hepsi terrist olup, tek bir tane bile masum bulunsa o masumun hakk muhafaza edilecek. Ailenin bir ferdi terr rgtne katld diye btn aile fertleri ve slalesi hain edilip cezalandrlmayacak.

nsanlar devletin adaletinden ve haklarnn korunacandan emin olacaklar, haksz ve hukuksuz muamelelere maruz braklmayaca hususunda devlete gvenecekler. 6- Hrriyet ve Demokratik Katlmn Salanmas: Bedizzaman hazretleri, Asya'nn ve Alem-i slam'n istikbalde terakkisinin birinci kaps, merutiyet-i merua ve eriat dairesindeki hrriyettir. Ve tali ve taht ve baht- slam'n anahtar da merutiyetteki uradr (divan- Harbi rfi) demektedir. Bedizzaman'a gre Mslmanlarn geri kalmalarndaki en nemli sebeplerden biride bulac hastalk gibi ferdi ve toplumsal hayatn her alann kuatm olan bask ve istibdattr. Hrriyetin tesisi ile beyinler zerindeki ipotek kalkacak, hr dnce ve hr teebbs geliecektir. Demokratik katlm ile de halk sosyal ve siyasal hayatta kendini ifade edebilme, kararlara katlma imkan bulacak ve aidiyet ve mensubiyet duygular geliecektir. 7- Her Trl Dnyevi Saadetin Asayie Bal Olduu: Bedizzaman Hazretleri, Mnazarat isimli eserinde her trl dnyevi saadetin esasnn asayiin muhafaza edilmesine bal olduunu belirtmektedir. Huzur, gven ve ekonomik refahn vcuda gelmesinin en nemli artlarndan biriside istikrar ortamnn mevcut olmasdr. stikrarn olmad yerde yatrmda olmaz, ticarette olmaz, ziraatta olmaz. Ekonomik refah dzeyi ykselti- lemez, huzur ve gven tesis edilemez. Bu gerekler, halka ok iyi anlatlmal, terrizme prim verilmesinin, yardm ve yataklk yaplmasnn kendi huzur, refah ve mutluluklarn yok edecei ve kendilerine zarar verecei ok iyi izah edilmeli; terrizmin toplumsal taban bulmas nlenmelidir. te yandan Devlette vatandann can ve mal gvenliini salamal, vatanda hakknn korundu- undan emin olmal ve kendini gvende hisset- melidir.

Huzur ve gven ortamnda blc terr toplumsal taban bulamayacaktr. 8-Krtlerin Huzur ve Saadetinin Trklerin Huzur ve Saadetine Bal Olduu: Bedizzaman Hazretleri, Hutbe-i amiye isimli eserinde: Krt gibi kk taifelerin menfaati ve saadet-i dnyeviyeleri ve uhreviyeleri sizin gibi byk ve muazzam taife olan Arab ve Trk gibi hakim statlara baldr.... demektedir. Ayrca Doudaki Krt airetleri ile sohbetlerinde syledii u ifadeler ok ilgintir: Emin olunuz biz Krtler bakalarna benzemiyoruz. Yakinen biliyoruz ki, itimai hayatmz Trklerin hayat ve saadetinden ne'et eder. (Mnazarat) Bedizzaman Hazretleri bugnde ok geerli olan bir geree dikkat ekmektedir: Krtler ve Trkler et ve trnak gibi birlemi ve ayrlamaz bir hale gelmitir. Aile hayatndan, ticaret hayatna kadar ferdi ve sosyal hayatn her alannda bu iki karde taife ayrlamaz bir birliktelik vcuda getirmilerdir. Birisinin ba veya dii ard zaman tekinin bundan ac ve sanc duymamas mmkn deildir. Birisi kargaa ve bunalm yaarken, dierinin huzur ve istikrara sahip olmas mmkn deildir. D gler, etnik Krtl Trkiye'ye kar bir koz ve antaj aleti olarak kullanyor. Bedizza- man u uyary yapyor: Trklerin ba belada iken, onlar sknt yaarken; sizler asla mesut ve rahat olamazsnz. Rahat ve huzur istiyorsanz, Trklerin huzur ve istikrarn muhafaza etmelisiniz! te bu gerekler halka ok iyi anlatlmal, birlik ve beraberliin nimetleri hatrlatlmaldr. 9-slami uur Getirilerek D Glerin Oyunlarnn Bozulmas: Bedizzaman, rklk ve blclk fitnesinin Mslmanlarn arasna zalim Avrupa devletleri tarafndan atldn belirtiyor.

Bugnde Ortadou'yu ve enerji kaynaklarn kontrol altna almak isteyen Amerika, Avrupa, srail, ran ve Rusya gibi devletler blc terr rgtn destekliyor ve himaye ediyorlar. Mslman olma uuru canlandrlarak; Mslman Krde Amerika veya srail'in eline tututurmu olduu silah Mslman Trk'e kar kullanmann slam'a ihanet ve gayrimslimlere hizmet olaca bilinci verilmelidir. Ermeni ile omuz omuza Mehmetie kurun skmann en byk ihanet olduu retilmelidir. 10-Eitim: Bedizzamana gre btn sorunlarn kaynan da cehalet yatmakta ve zm yolu eitimden gemektedir. Divan Harb-i rfi'de ki mdaafasn- da kulland szler ok nemlidir: Ben Vilayat- arkiyede airetlerin hal-i perianiyetini gryordum. Anladm ki: Dnyevi bir saadetimiz, bir cihetle fnun-u cedide-i medeniye ile olacak. O fnunda gayr- mteaffin bir mecras ulema ve bir menbada medreseler olmak lazmdr. T ulema-i din, fnun ile nsiyet peyda etsin. Zira, o vilayatta nim-bedevi vatandalarn zimam- ihtiyar ulema elindedir... Bu ifadelerinde Bedizzaman iki nemli hususa vurgu yapmaktadr. Birincisi Dou illerinin refah ve saadeti yeni medeniyet fenleri ile olacaktr. Fen ilimlerinin tahsili de ulema ve medreseler vastasyla olmal, din ve fen ilimleri nsiyet yaknlk peyda etmelidir. nk burada ikinci nemli husus geliyor: Douda yaayan halk alimlere ok byk sayg ve hrmet duymakta ve ihtiyarlar bir nevi ulemann elinde bulunmaktadr. Ulemann souk bakt bir gelimenin olmas adeta imkanszdr. Onun iin blgeye yenilikler alimler ve medreseler vastasyla girmelidir. Bedizzama'n arzu ettii ideal eitim sistemi, din ve fen ilimlerinin birlikte tedris edildii, Krte, Arapa ve Trke dillerin de eitim yapan, ilmi zerklie sahip eitim messeselerinin

vcuda getirilmesidir. Hayalindeki bu eitim modelini hayata geirebilmek iin Medresetzzehra projesini gelitirmi ve projeyi hayata geirebilmek iin ok byk mcadeleler vermitir. Eitim mfredatnda din ve fen ilimlerinin birlikte okutulmasnn gerekliliini Bedizzaman u cmleler ile aklamaktadr: Vicdann ziyas, ulum-u diniyedir. Akln nuru, fnunu medeniyedir. kisinin imtizacyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. ftirak ettikleri vakit; birincisin de taassup ikincisin de hile, phe tevelld eder. (Mnazarat) Fen ilimlerini yan sra din ilimleri de okutulsayd, Tp Fakltesi mezunu bir gen daa terrist tedavi etmeye gitmezdi. Mhendislik Fakltesi mezunu bire gen masum insanlar katletmek iin bomba dzenekler kurmazd. 11-Ekonomik Kalknma ve Refah Dzeyinin Ykselmesi: Bedizzaman, fakirlii slam aleminin temel dmanlarndan birisi olarak saymaktadr. Blgenin maddi ynden kalknmas iki ynl gayret ve teebbslere baldr. Birincisi: Devlet Dou ve Gneydou Anadolu Blgelerinde tm altyap yatrmlarn yapmal, Kamu hizmetlerinin sunumu ve altyap yatrmlar bakmndan lkenin dousu ile bats arasnda bir fark kalmamaldr. Halk, Devlet hizmetlerinden en st seviyede faydalandrlarak devlete olan gven ve itibar duygular artrlmaldr. Devlet ayrca zel sektr yatrmlar iin cazip tevik tedbirleri uygulamal ve pozitif ayrmclk yapmaldr. kincisi: Halk iine dt yeis, mitsizlik girdabndan kurtularak mit ve evk sahibi olmal; her eyi devletten beklemeyen, devlet yardmlarna gz dikip, devlet destei ile hayatn srdrmeye alan bir yaklam terk etmeli; alarak, reterek, aln teri ile kazanma ve geinme yolunu benimsemelidir. Kaaklk gibi legal ve ftri olmayan kazan yollarndan saknarak, emek, aln teri ve retime dayal ftri ve yasal ilerde almaldr.

Bedizzaman, bu konuya hayati nem atfetmektedir. Kurtulu reetesini yle saymakta- dr: -eriat dairesinde ittihad- kulub, -Muhabbet-i milliye, -Maarif (eitim) -Sa'yi insani ( insann almas, retmesi) -Terk-i sefahet (Divan Harbi rfi) Bedizzaman, Mnazarat isimli eserinde de ftri, doal ve meru geim kaynaklarnn sanat, ziraat, ticaret olduunu; ftri ve doal olmayan geim yollarnn ise memuriyet ve her eit imaret (yani yaplama, kaynaklar bina yapna sarf etme) olduunu belirtmektedir. Bugn Douda yaayan halkmzn en nemli ekonomik hastal; gayr- menkul teminine rabet etme, maa garanti olan bir ite alma arzusu ve devlet yardmlar ile geinmeye alma ve kaaklk gibi legal olmayan gayr- meru yollardan kazan temin etme eilimleridir. Bedizzaman insann i aleminde ve ferdi hayatnda da iktisat ve kanaat sahibi olma, israf ve tembellikten kanma gibi kiisel erdemleri srarla telkin ve tavsiye etmektedir. SONU: Bedizzaman Hazretlerinin blc terr bataklnn kurutulmasna ynelik fikir ve tavsiyeleri yukarda saymaya altmz hususlarla snrl deil. Biz Risale-i Nur deryasn- dan birka damlaya temas etmeye altk. Ayrntl malumat edinmek isteyen merakl ve dikkatli beyinleri Risale-i Nur Klliyatna havale ediyoruz. Sonu olarak; unu ifade etmek isteriz: Trkiye blc terr musibetinden ok ekti. ok kan akt, gz ya dkld, nice canlar yand, ocaklar snd. ok ok byk miktarda paralar sarf edildi. Yllarmz ve kaynaklarmz kaybettik.

Devlet ve millet, blc terr illetinden kurtulabilmek iin her yolu denedi ve her areye bavurdu. Artk, basiret ve feraset sahibi, lkesini, devletini ve milletini seven etkili ve yetkili evreler, Risale-i Nur'la tanmak ve barmak, Bedizzaman'a kulak vermek zorundadrlar. nk blc terr batakln kurutabilecek zm reeteleri Bedizzaman'da ve Risale-i Nur Klliyat'ndadr.

KUR'AN'IN BTN MESELELER AKL MDR?


nce akl olma meselesini akla kavuturmamz gerekiyor. Sahasnda yetkili kiilerce akl olan ve her akln kabul etmesi gereken nice meseleler var ki, o konunun dnda olanlarca zor anlalyor, bazen de inkr ediliyor. Mesel, sahasnn uzmanlarnca genler, atomlar yahut galaksiler hakknda verilen bilgilerin ounu aklmz almyor, ama bu gerekleri kabul etmeme gibi bir yanlla da dmyoruz. Kurann btn meseleleri akl midir? sorusuna da Evet. diye cevap veriyor ve ekliyoruz: u var ki, ondaki her meseleyi her akl idrak edemeyebilir. nce Kurann nazil olduu dnemdeki dnya efkrna ve inan yapsana bir gz atalm. O gn insanlarn hemen hepsi irk hastalna maruzdu. Bir yaratc olduuna herkes inanyor, ama kim olduu konusunda herkes irk yolunu tutuyor, Ona ortaklar kouyorlard. Arap yarmadasnda ve daha birok yerde putlara taplyordu. Bir ksm insanlar Sava nehrine, bir ksm gnee, bir ksm yldzlara, ayr bir blme de inee taparken, Yahudiler zeyr aleyhiselama, Hristiyanlar ise sa aleyhisselama ve annesi hazreti Meryeme uluhiyet isnat ediyorlard. nsanlar putlarn yarattna inanmak ne kadar akl d ise,

peygamberlere uluhiyet isnat etmek de o kadar akl ve mantktan uzakt. Bu inanlarn hepsi batl ve hepsi akl dyd. te byle bir ortamda Kuran- Hakm nazil oldu. Ve en byk dava olarak da tevhidi yani Allahn bir olduu gereini nazara verdi. Bir tarafta btn eitleriyle irk, te yanda Allahn bir olduu, btn hkmn ancak Ona ait olduu, kudretinin, iradesinin ve sair sfatlarnn sonsuz olduu, byle sfatlara ancak bir tek zatn sahip olabilecei hakikatine dayanan tevhid davas. Bu tablo akla tek uygun inancn tevhid inanc olduunu aka gstermektedir. limleri fizik ve metafiik olarak, baka bir ifadeyle maddeye dayal ve manevi ilimler olarak ikiye ayrdmzda, manevi ilimlerde akla uygun tek rehberin Kuran olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Zaten, Kurana inanmayanlar da baka bir alternatif ortaya koyamyor, sadece inanmamakla yetiniyorlar. Madde esasl fiziki ilimlere gelince, onlarla Kuran- Kerimin atmas zaten dnlemez. yle ki: Bu lem iin kitab- kinat tabiri kullanlmakta, bylece btn fen ilimlerinin lh hikmetin tercmanlar olduklarna iaret edilmektedir. Kur'n, u kitb- kebr-i kinatn bir tercme-i ezeliyesi.. Szler Kudret ve irade sfatndan gelen bu kinat kitab, atomlardan sistemlere kadar hikmetlerle dolu olduu gibi, kelam sfatndan gelen ve Kuran- Kerm de yine batan baa hep hikmet doludur. Kuran- Kerimin bir ismi de Kuran- Hakmdir. Hakm; hikmet sahibi, demektir. Hikmet hakknda bir ok tarifler yaplmtr. Bunlar ierisinde en

ok kullanlan iki tarif yledir: Eyann hakikatinden bahseden ilim Bir ii en doru ve faydal biimde yapmak. Bu tariflerin birincisine gre, bu kinatn niin yaratld, ne vazife grd, insanlarn bu dnyaya niin gnderildii, bu dnya hayatn tamamladktan sonra nereye gidecekleri gibi sorularn en doru cevaplar Kuran- Hkimdedir. Zira, Kuran, btn lemleri yaratp, kinat aacndan insan meyvesi szen ve dnya hayatn ahiret iin bir tarla yapan Allahn fermandr. kinci tarife gre, Kuran- Hakm, insanlara madd ve manev cihazlarn en faydal ekilde nasl kullanacaklarn, mr sermayelerini en krl biimde nasl deerlendireceklerini, yeme ve imeden, toplum hayat srmeye kadar her sahada insann nasl hareket edip nelere dikkat etmesi gerektiini en mkemmel ekilde ortaya koymutur. Nur Klliyatnda Kurann gayesi hakknda yle buyruluyor: Kurann vazife-i asliyyesi: Daire-i rububiyetin kemalat ve uunatn ve daire-i ubudiyetin vezaif ve ahvalini talim etmektir. Szler Bu iki temel konuda Kurann verdii btn dersleri akllar tereddtsz kabul ederler. Daire-i Rububiyet denilince, zetle Cenab- Hakkn zat, uunat, sfatlar, fiilleri ve isimleri anlalr. Bu konularda Kurana uymayan btn grler yanl, btn inanlar batldr. Daire-i ubudiyet, zetle, insann kulluk grevini ifade eder. Bu konuda da Kurann btn hkmleri akldir. u var ki, ibadete dair hkmler, nasl emredilmilerse ylece ilenir ve amel sahasna konulurlar. Taabbd denilen bu hkmlerde akl bir

deerlendirme yaplamaz. Mesela, Niin sabah namaznn farz iki rekat, akamn ki rekat olmu? veya Niin oru baka ayda deil de Ramazan aynda tutuluyor? gibi bir soru sorulamaz ve bu konunun akl delillerle ispatna kalklamaz. Demek ki, Kurann hibir hkm akla ters dmez. Yeterli bilgiyle donanm gerek bir akl, inat yahut ideolojik saplant yoluna girmedii taktirde Kurann hkmlerini tasdik eder. Ama, elbette ki, her akl Kurann her hkmnn hikmetini tam olarak kavrayamaz. Gerei bulmak isteyen ve delilleri nyargdan uzak olarak deerlendiren, ayrca konuya muhatap olacak seviyede bilgi donanmna sahip olan her akl, gerei bulur ve teslim olur.

MEHD GELM MDR?


Mehdi ile ilgili baz noktalar iyi bilinirse, bu konuda gelen rivayetler ve yaplan yorumlar daha iyi anlalr diye dnyoruz. yle ki: - Mehdi meselesi akideye dahil deildir. Yani, baz ehl-i iman mehdiyi inkar etse dinden km olmaz, onun feyzinden mahrum kalr, hizmetinden istifade edememi olur. - Mehdiyi ahs olarak belirlemek zordur. Hemen her hizip, kendi stadn veya eyhini mehdi grme temaylndedir. - Mehdi olmak ayr, kendini mehdi zannetmek ayrdr. Nitekim zaman zaman baz meczuplar kmakta ve kendilerini mehdi veya sa olarak takdim etmektedirler. Halbuki, mehdi kendisinin mehdiliine deil, slama davet eder. Bir peygamber "Ben Allah'n elisiyim, bana tabi olun." der. Ama mehdi, "Ben mehdiyim, bana uyun, yoksa kfre dersiniz." diyemez.

- Her asr, ehl-i iman mitsizlikten kurtaracak bir mehdi manasna muhtatr. Yani, mehdi manasndan her asrn bir eit hissesi vardr. - Bedizzaman Said Nursi, mehdi konusunda ok kymetli bilgiler verir. Bunlarn en mhimlerinden biri udur: Bu zaman ahs zaman deildir. Eski zamanda baz harika ahslar kmlar, kymettar hizmetlere vesile olmular. Ama bu zamanda kfr ahs- manevi olarak hcum etmektedir. Bu hcuma kar en byk ferdi mukavemet baarsz kalmaya mahkumdur. Onun iin bu klli hcuma mukabil bir ahs- manevi karmak gerekir. - Bedizzaman, mehdiyetin merhalesinden sz eder: 1. man, 2. Hayat, 3. eriat. Risale-i Nur, temelde iman hizmeti grmekle beraber, dier iki merhalenin de ncln yaptn syleyebiliriz. Hz. Peygamber (asm) slam davasnn temelinde yer alm, sonraki slami hizmetlerin de temelini atmtr. Benzeri bir durumun mehdiyyette olmasna bir engel sz konusu deildir. Yani, iman hizmeti dier iki hizmet alann etkileyecektir. Bununla beraber, hayatn geni dairelerinde hizmet edilirken sra d baz harika fertlerin eliyle bu hizmetlerin ifa edilmesi medar- bahs olabilir. "Melikin atyyelerini ancak matyyeleri tar." Bu kutsi hizmetlerin icrasnda elbette bir ksm maneviyat erleri istihdam edilecektir. "Her ormann kendine gre arslanlar olduu gibi, her meydann da ona mnasip erleri vardr."

- "Mehdi kimdir? Ne zaman gelecektir?" gibi sorular, bazan insan asl vazifelerinden alkoyabilmektedir. Bunun yerine dorudan aktif hizmetle meguliyet tercih edilmelidir. Hele hele mehdiyyet konusunu tartma alanna sokmaktan kanlmaldr. Nakledildiine gre, Said Nursi srgnde iken saf gnll bir zat, "Efendim, zlmeyin. Mehdi gelecek, her eyi dzeltecek" der. Said Nursi, u anlaml mukabelede bulunur: "Mehdi geldiinde seni vazife banda bulsun!.."

Mrid vaziyetini taknmak


Risale-i Nur mellifi, lhikalar ierisinde yer almayan, sonradan Latif Nktelerde yaynlanan bir mektubunda, dorudan Risale-i Nur ile iman iklimine girenler ile evvelce baka bir yoldan bu iklime girenler iin, ikili bir tahlilde bulunur. Risale ehlinin Bedizzamann baz ifadelerini yanl yorumlayarak sergiledikleri ya o, ya bu tutumunun aksine, o, mesel tasavvuf yoluyla, tarikat berzahyla, bir eyhin himmetiyle iman iklimine girenlerin tarikat ile Risale arasnda bir tercih mecburiyetinde olmadklarn beyan eder ilgili mektupta. Bilakis, bir yanda tarikat berzahnda seyr-i slk yaarken, beri yanda Risaleye kalblerini ve akllarn ak tutmalar nerisinde bulunur; ve Risale okumann mridlerini terk anlamna gelmediini, gelemeyeceini bildirir. Buna karlk, dorudan Risale-i Nur ile iman iklimine girenlerin, Risale dairesi dnda mrid aramalarn msaade etmez. Bununla birlikte, herkesin, bu arada Risale ehlinin de bir mrid ihtiyac olduunun farkndadr. Evet, Risale-i Nur yol gsterici bir eserdir, ama ruhu o eserle yorulmu birinin fiil rnekliine, tecrbesine itibar ederek insan daha kolay ve muhtemelen daha hzl yol alabilecektir.

lgili mektubun Nur Talebelerinin daire iinden bir mrid edinmelerine imkn tanyan muhtevasna mukabil, hlas Risalesi Risale mesleini hillet ile tarif ederken, Mesleimiz uhuvvettir. Karde kardee peder olamaz, mrid vaziyetini taknamaz der. Bir tarafta, Nur Talebelerinin Risale-i Nur dairesi iinden mridler edinmelerine msaade eden, hatta bunun ftr bir ihtiya olduuna dikkat eken bir mektup; beri tarafta, hlas Risalesiden mrid vaziyeti taknmay yasaklayan cmleler... Bu ikisi arasnda bir eliki olmadn ise, dikkatli her Risale okuyucusu sanrm zorlanmadan grebilir. nk, mrid edinmek baka eydir, mrid olmak daha baka eydir, mrid vaziyetini taknmak ok daha baka eydir. Grld zere, Bedizzaman, Risale dairesi iinde bir kiinin deil lider olarak ortaya kmak, mrid vaziyetini taknmasna dahi msaade etmemekte; bunu hlasn bir lazm olarak hillet srrna aykr grmektedir. Ama mrid vaziyetini taknmak ayr, mrid olarak grlmek ayrdr. Kendisi mrid vaziyetini taknmayan, kendisini Risale dairesi iinde iman kardelerini irad etme gibi bir makam bimeyen kii; buna mukabil ilmiyle, ahlkyla, tecrbesiyle, faziletiyle pekl bu iman kardelerine bir mrid olabilir, onlar tarafndan mrid edinilebilir. Ksacas, Risale dairesi iinde kimse kendini mrid olarak tayin etmez; kardelerince yle tayin olunabilir. Kendini mrid addetmez, ama mrid addolunabilir. Ne mutlu mrid vaziyetini taknmadan mrid olabilenlere...

MSBET HAREKET VE MEVERET

Mspet hareket, en ksa ifadesiyle yapc olmak, ortaya bir eser koymaktr. Menf hareket ise bunun zdd olup ykc olma manasna gelir. Menf, nefy edilmi, srlm demektir. Msbeti ortadan kaldrmaya yahut ona zarar vermeye ynelik her hareket menfdir. stad, mspet hareket mektubunun ilk cmlelerinde bize birka mesaj birden verir. Asayii muhafazay netice veren mspet iman hizmeti ifadesi ok nemlidir. Demek ki, mspet hareket, iman hizmetinin bizzat kendisidir ve bu hizmet asayii muhafazay netice vermektedir. man hizmeti mspet harekettir, nk bylece insanlarn kalplerine imann yerlemesine, kalplerde imann sabit olmasna allmaktadr. Bunun zdd, kfr yolundaki gayretlerdir. Bunlar menf harekettirler, nk bu almalarda kalplerden iman skp atmak, o en byk nuru sndrmek gayesi gdlmektedir. Yapt iman hizmetiyle, insanlarn kalplerini ve akllarn nurlandrmaya alan bir kii, elbette huzur ve gven ortamn bozucu davranlardan da hassasiyetle kanr. Nur hizmetinin tarihesi, bunun saysz rnekleriyle doludur. Ayn paragrafta vazife-i ilahiyeye karmamak da bir mspet hareket olarak takdim edilmitir. Zira, mspet neticelere ancak bylece ulalabilir; aksi halde insan yanl yollara girebilir, asayii bozucu davranlarda bulunabilir. Paragrafn sonunda, her trl skntlara sabr ve krle mukabele etmemiz ders verilir. Buna gre, sabr ve kr de birer mspet harekettirler. Bunlarn aksi sabrszlk ve krszlk olup birinde sabrn dierinde ise krn nefy edilmesi sz konusudur. Bu lye gre, btn hayrlar mspet, btn erler menfdirler. Her bir hayrda ortaya faydal bir sonu konulmakta, er ise bunu

ortadan kaldrmakta, yok etmektedir. O halde, ibadet mspet hareket, itaatszlk menf harekettir. Ahlkl yaamak mspet hareket, ahlkszlk ise menf harekettir. Adalet mspet, zulm menfdir; bu ikincisinde adaletin ortadan kaldrlmas sz konusudur. Ayn ekilde, muhabbet mspet, adavet menfdir; ittifak mspet, ihtilaf menfdir. rnekler oaltlabilir. Bir aklama: stad Mektubatta yle der: Biz kuds hizmetimizde daima msbet hareket ediyoruz. Fakat maatteessf, her bir emr-i hayrda bulunan manileri defetmek vazifesi bizi bazan menf harekete sevkediyor. te bunun iindir ki ehl-i nifakn hilekrane propagandasna kar, kardelerimi sabk nokta ile ikaz ediyorum. Onlara gelen hcumu defe alyorum., (Mektubat, 419) Bu cmle zerinde biraz durmak gerekiyor. stad, ehl-i nifakn propagandalarna kar Nur Talebelerini ikaz etmesini menf hareket olarak vasflandryor. Buradaki menf kelimesi, def-i er demektir. Savclarn aslsz isnatlarna kar mahkemede yaplan mdafaalar da bu gruba girer. Her iki halde de, mspet iman hizmetini engellemek isteyenlerin oyunlarnn bozulmasna allmtr.Yani burada bir hakszln nefy edilmesi sz konusudur. Nefy-i nefy ispattr. kaidesine gre menfyi nefyetmek de, netice itibariyle, bir mspet harekettir. stadn, msbet iman hizmetinde harcayaca vakti, def-i er iin

harcamasn, menf hareket olarak vasflandrmas bizim iin nemli bir mesajdr. Zamann ok iyi deerlendirilmesi, neticesiz tartmalarla, gereksiz siyasi yorumlarla yahut malyani eylerle mrn telef edilmemesi noktasnda byk bir ikazdr. stiare: stiareyi de mspet hareket grubunda saymak gerekir. Bunun zdd olan, mnferit hareketler ise menfdirler. nk bu ikincilerde, byk bir hayrn oradan kalkmas sz konusudur. Allahn rahmeti cemaat zerinedir. Cemaat namaz bunun ak bir rneidir. Cemaate itirak etmeyen bir kii, cemaat sevabn kendi amel defterinden adeta nefyetmi gibi olur. Yirmi yedi kat sevabn kayb ise menf bir sonutur. stadmz, meveret konusunda ok tahidat yapmtr. Mesela, Kastamonu Lahikasnda yle der: Meveret-i eriyye ile reylerinizi teetttten muhafaza ediniz. hlas Risalesinin dsturlarn her vakit gz nnde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilaf bu vakitte Risale-i Nura byk zarar verebilir. Hutbe-i amiyede geen u cmle, bu ifadelerin bir ynyle aklamas gibidir: Hakl ura ihlas ve tesand netice verdiinden, elif, yz onbir olduu gibi, ihlas ve tesand- hakiki ile adam yz adam kadar millete fayda verebilir. O halde, stadn hlas Risalesindeki elifin ittihat ettiklerinde yz on bir olmas misali, ittihadn nemini vurgulamas yannda meverete tevik ynyle de ok nemlidir. Mnferit dnen ve alan kiinin fikri isabetli de olsa, bu fikir tek bana kalan uzunca bir dik izgiyi andrr. Bu kii, fikirleri on yahut bir kymetinde olan iki arkadayla meveret iin bir araya geldiklerinde, ortaya kan yz on birlik sonuta her bir rakamn

kymeti, bir den yze kar. nk o tane bir rakamndan hangisini ekseniz geriye sadece on bir kalr. Demek ki, birler basamanda bulunan bir rakamn gerek hizmeti yzdr. Yzler basamanda bulanan bir rakam, arkadalaryla birlikte olmay brakp kenara ekildiinde, deeri yzden bire der. Ayn konuda geen, omuz omuza verme ifadesi de ok nemlidir. Cemaat namaznda olduu gibi, burada da araya boluklarn girmemesi gerekir. Aksi halde, rakam okunmaz olur. Aadaki ifadeler de meveretin nemi ve ittifakn lzumu noktasnda ok net mesajlar vermektedir: Mslmanlarn hayat- itimaiye-i slamiyedeki saadetlerinin anahtar meveret-i eriyyedir. Hutbe-i amiye Medar- niza bir mesele varsa, meveret ediniz. ok sk tutmaynz. Herkes bir merepde olmaz. Msamaha ile birbirine bakmak imdi elzemdir. Kastamonu Lahikas Hrmet ve Merhamet: Nur Klliyatnda itima hayatn iki mhim esasnn hrmet ve merhamet olduu defalarca nazara verilir. Bunlar sarslrsa, yahut ortadan kalkarsa yerini zulml ve zulmetli bir anari alr. man hizmetinin, bir vcudun azalar, yahut bir fabrikann arklar gibi yrmesi halinde bu hrmet ve merhamet hisleri de yerlerini bulurlar. Fakat, bir organn dier organlara, yahut bir arkn dierlerine hkmetmeye kalkmas durumunda hrmet zedelenir, bunun sonucu olarak merhamet de yara alr. Her ii uhdesinde tutmaya almak, bir organn btn vcuda hkmetme hevesine kaplmas gibidir. Bir organ her ii yapamayaca gibi, bir kii de her konuda mtehasss olamaz.

Vcudun azalar rnei ok ynyle hikmet doludur. Buradan alacamz ayr bir ders de u olabilir: Her ahs, bu iman ve Kuran hizmetinin bnyesi iinde bir yerde muhafaza edilmelidir. Mesel, beyin grevi yapamyor diye kiiyi hizmet d brakmak yerine, onu bu bnyede bir baka grevde altrmak gerekir. Bunu baarabilenlerin hizmetleri geniler ve ykselir. Aksi halde hizmet ok dar bir kalba sktrlm olur. Halbuki Bedizzaman, Nur hizmetinin dairesini geni tutmu, ana hatlaryla talebe, karde, dost diye ayrm, talebenin de yine birok ubeleri olduunu nazara vermitir. Talebe dairesinin bir ok ubeleri olmas gsteriyor ki, karde ve dost dairelerinin de yine birok ubelere olacaktr. Tek tip nur mensubu olmayacana bir rnek de yukarda deindiimiz fabrika misalinde vardr. atsndan, penceresine, motoruna, ivisine kadar nice eyler bir araya gelmi ve bir fabrika olmulardr. stidat ve kabiliyetler parmak izleri gibi farkllk gsterirler. Mesak ve mezak meselesi Nur dairesindeki farkl hizmet yollar iin de geerlidir. Kurandan, birbiriden fakl birok hak merepler kt gibi, Nur hizmetinde de temel esaslarda birlemi bir ok farkl hizmet telakkileri kabilir ve kmtr da. nemli olan, farkl organlarn ayn ruhun emrinde almalardr. Bu ruh, bir ahs- manevidir. man hizmetinin ruhu, ferid makamna mahzar olan ahs- manevidir. Her nur talebesi o ahs- manevinin bir azasdr. Ruhun o harika yaratl da meselemiz asndan ok nemlidir. Bilindii gibi ruh basittir, yani terkip deildir. Akl, hafza, hayal, sevgi, korku ve daha nice hissiyat, sanki ahs varlklarn bir ahs- manevi iinde eritmi ve tek bir varlk olarak ortaya kmlardr. ttifak, ama nasl?

Mazide, baz kiiler kendilerine, btn slam hizmet gruplarn birletirme ve aralarndaki farkllklar giderme gibi bir grev yklemilerdi. Bilmiyorlard ki, Mereblerde ittifak lazm olmad gibi caiz de deildir. Bunun gibi, Nur cemaati iindeki deiik hizmet tarzlarn birletirmeye almak da en azndan gereksiz ve sonu itibariyle bo bir teebbstr. Muhtalarn byk ounluuna henz ulaamadmz bir ortamda, byle eyleri medar- bahis yapmak, en azndan, zaman kaybdr. Muhabbet ve uhuvvet hislerine verecei zarar ise ok daha byktr. Bu tip tartmalarda, birlik ve beraberlik arsna herkesten mspet cevap gelir. Ama uygulamada, her meslek ve merep sahibi ister ki dierleri kendi etrafnda birlesinler. Halbuki, ittifak baka, iltihak daha bakadr. ttifak gayede olur. Vesilelerde ittifak inhisar zihniyetine yol aar; bu da stadn ifadesiyle hubb-u nefisten gelmektedir. Usul ve tarz farkllnn bir msbet ihtilaf olarak grlmesi ve rahmeti netice vereceinin mit edilmesi bize ok ey kazandracaktr. Farkl hizmet usullerinin bir problem kayna olmamasnn en gzel ve mcerrep yolu meverettir. Meveret, ortak atmosferdir. Herkes onun iinde yrr, koar ve uar; kimse dierinin hareketini tenkit etmez ve engellemez.

MUSBET RAHMAN BR HEDYEDR


Bilindii gibi insann hayattan zevk almasn azaltan nemli bir etken hastalk ve sair musibetlerdir. Bazen bu tr skntlara derecelerine gre giriftar olanlar intihar bile tercih edebiliyorlar. Bu nedenle ekser insana hitap eden bir mutluluk modelinde ya bu aksaklklar tamamen ortadan

kaldrmal veya bunlarla dahi mutlu olmann yolunu bulmal. Bedizzaman, oluturduu mutluluk modelinde, hastalk gibi musibetler iin yeni bir tanmlama yapmakta ve bu koullarda bile mutlu olmann yolunu anlatmaktadr. Onun mutluluk modelini hayata geiren bir Kur'n akirdi iin tesadfe dahi tesadf edilmediinden, musibetler baz hikmetler dahilinde afi-i Hakiki tarafndan insana gnderilen bir hediye, bir ihsan veya bir ikaz olarak telakki edilir. Geri Sonsuz Kudret sahibi olan Cenab- Hak isteseydi musibetsiz bir hayat, Cennette olaca gibi, insana ihsan edebilirdi. Ancak Bedizzaman'a gre bu dnyada cereyan eden hastalk gibi musibetlerin Allah'n isimlerine bakan yn var. Kainatn yaratlmasndaki maksatlardan biri Esma'y grmek ve gstermek olduundan musibetlerin bu gayeye ynelik neticeleri nemlidir. Bu anlamda Rezzak ismi al gerektirdii gibi afii ismi de hastalklar ister. Yani ancak hastaln varlnda onlar iyiletirerek afii olduunu gstermi olur. Bu noktaya iareten iyilemek fiilinin karl slami bir terim olarak ifa bulmaktr. nk ifa afii'yi hatrlatr. Bundandr ki, Bedizzaman'a gre, "Asl musibet ve muzr musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergh- lhiyeye iltica edip feryat etmek gerektir. Fakat din olmayan musibetler, hakikat noktasnda musibet deildirler. Bir ksm ihtar- Rahmndir. Nasl ki oban, gayrn tarlasna tecavz eden koyunlarna ta atp, onlar o tatan hissederler ki, zararl iten kurtarmak iin bir ihtardr, memnunne dnerler. yle de, ok zhir musibetler var ki, lh birer ihtar, birer ikazdr. Ve bir ksm keffret'z-znubdur. Ve bir ksm, gafleti datp, beer olan aczini ve zaafn bildirerek bir nevi huzur vermektir. Musibetin hastalk olan nev'i, sabkan getii gibi, o ksm, musibet deil, belki bir iltifat- Rabbndir, bir tathirdir. Rivayette vardr ki, "Ermi bir aac silkmekle nasl meyveleri dyor; stmann titremesinden gnahlar

yle dklyor." Bedizzaman hastaln ruhsal dnyadaki etkisi ve bu alandaki istidatlarnn inkiafna da vesile olduunu iddia eder: "Hayat musibetlerle, hastalklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemml eder, vazife-i hayatiyeyi yapar." Hastalkla hayatnn lezzetini kaybedenlere ise Bedizzaman hayatn, Kuran mesaja gre, manasn hatrlatarak teselli verir: "u dr- dnya, meydan- imtihandr ve dr- hizmettir. Lezzet ve cret ve mkfat yeri deildir. Madem dr- hizmettir ve mahall-i ubudiyettir. Hastalklar ve musibetler, din olmamak ve sabretmek artyla, o hizmete ve o ubudiyete ok muvafk oluyor ve kuvvet veriyor." Bedizzaman'a gre asl lezzet, cret ve mkafat yeri Kur'n akirdi iin Cennet olduundan bu noktadan buradaki skntlar ho karlar, ekva yerine kendisine kazandrd sevab dnerek kreder. nk "Eer sabretse, musibetin mkftn dnse, kretse, o vakit her bir saati bir gn ibadet hkmne geer. Ksack mr uzun bir mr olur. Hatt bir ksm var ki, bir dakikas bir gn ibadet hkmne geer." Musibetlerin bu derece sevapl olmasndaki asl sr insann firavunluunu krarak ona kulluunu hatrlatmas ve Rabb'inin dergahna acz ve fakrn vesile yaparak ilticaya mecbur etmesidir. Bedizzaman'n ifadesiyle "makine-i insaniyede yzer let var. Her birinin elemi ayr, lezzeti ayr, vazifesi ayr, mkft ayrdr... Musibetlerle, hastalklarla, lm ile, sair mheyyi ve muharrik rzalarla, o makinenin dier arklarn harekete getirir, tehyi eder. Mahiyet-i insaniyede mnderi olan acz ve zaaf ve fakr madenini ilettiriyor. Bir lisanla deil, belki her bir znn lisanyla bir iltica, bir istimdat vaziyetini verir." Ksacas kendisi de dahil olmak zere her eyi tesadfe ve

tabiata havale eden bir felsefe talebesi iin musibetler kt talihin bir neticesidir. Buna engel olacak bir kudrete snmak yerine daimi bir korku iinde birbirine bol anslar dilemekten baka are bulamaz. Kazara bir musibete denk geldiinde sabr yerine ekva eder, tatl dnya hayat ona aclar. Oysa Kur'n akirdi iin dini olmayan musibetler bir ihtar- Rahmani, bir ikaz, bir iltifat- Rabbani, bir hediye-i Rabbani veya gnahlarna kefarettir. Dolaysyla Kur'n akirdi musibete maruz kaldnda bile bu noktalar dndnden halinden memnundur, hayatndan lezzet alr ve Rabb'ine kreder. Bedizzaman, Hastalar Risalesi'nde Kuran'n hastalk gibi musibetlere yaklamndaki temel farkll esas alarak, hastalara teselli edici u mesajlar verir: Hastalk kazandrd sevaplarla mr sermayesini kazanl klar. Shhat belasyla gaflete denlere mukabil hastalkla ahiretini dnenler iin hastalk bir ihsan- ilahi, bir hediye-i Rabbanidir. Gemi skntl gnler gitmi ve yerlerine ruhunda elemin bitmesiyle lezzet izleri brakmlar. O halde gemi skntlarn dnp eseflenme belki sana sevap kazandrd iin kret. Dnya zevkini hastalk dolaysyla kaybettiini dnp strap ekme. Madem dnyann zevki ve lezzeti devam etmiyor. Onu kaybettiinden alama. Hastalk shhat nimetinin lezzetini tattrr. nk ancak hastalktan ifa bulanlar bu lezzeti tadabilir. Hastaln lmle neticeleneceinden endielenme. nk lm gerekte hayat klfetinden bir terhis, ubudiyetten bir

paydos, dost ve akrabaya kavuma vasta, hakiki vatana ve ebedi saadet yeri olan Cennete bir davettir. "En ziyade musibet ve meakkate giriftar olanlar, insanlarn en iyileri en kamilleridir." hadisin manasna mazhar olduun iin kret. afii-i Hakiki, yeryz eczahanesinde her derde bir deva halk etmitir. nsanlarn kefedip terkip ettii bu ilalar almak ve kullanmak merudur. Ancak tesiri ve ifaya dorudan doruya Cenab- Hak'tan bilmek gerektir. Hastalk nasl insanlarn efkatinin celbine vesiledir, aynen yle de Halk- Rahimin rahmetinin celbine vastadr. Bela vereni bulmak safay bulmaktr. Bedizzaman'n semavi hkmler zerine bina ettii mutluluk modelinde, Allah ile kul arasndaki irtibat lezzetleri artrd gibi elemleri dahi azaltc bir etki meydana getirir. Bana gelen hadiseleri, Kainatn tedbir ve idaresinde olduu gibi, tesadfi deil lahi bilen Kur'n akirdi iin bela yoktur. Oysa Allah' tanmayann "dnya dolusu bel banda vardr. Allah' tanyann dnyas nurla ve mnev srurla doludur; derecesine gre, iman kuvvetiyle hisseder. Bu imandan gelen mnev srur ve ifa ve lezzet altnda, cz' madd hastalklarn elemi erir, ezilir." Bu anlamda iman Kur'n akirdi'ni belay safaya evirecek u stratejilerle donatr: Birincisi; maddi musibetleri daima kk grmek ve onlar bytmemek. nk,"madd musibetleri byk grdke byr, kk grdke klr... Merak vastasyla o musibet cesetten geerek kalpte de kkleir, bir mnev musibeti dahi netice verir, ona istinad eder, devam eder. Ne vakit o merak, kazya rza ve tevekkl vastasyla izale etse, bir aacn kk kesilmesi gibi, madd musibet

hafiflee hafiflee, kk kesilmi aa gibi kurur, gider." kincisi; o musibetten daha beterini dnp kretmek. nk "derece-i hararet gibi, her musibette bir derece-i nimet vardr. Daha byn dnp, kkteki derece-i nimeti grp, Allah'a kretmeli." ncs; her eyin Cenab- Hak'tan geldiini bilerek sabretmek. Yani bela vereni doru tanmak. Bedizzaman'a gre insana musibetleri veren Rabb- Rahim ayn zamanda sabr kuvvetini de vermitir. Her kim sabr kuvvetini yerli yerinde kullansa, her musibet karsnda tahamml edebilir. Halinden ikayeti olanlar ounlukla gemi gnlerde ektii acy ve gelecekteki muhtemel skntlar dnr ve bundan byk bir elem alr. Oysa "gemi her bir gn, musibet ise zahmeti gitmi, rahat kalm; elemi gitmi, zevlindeki lezzet kalm; sknts gemi, sevab kalm. Bundan ekv deil, belki mtelezzizne kretmek lzm gelir. Onlara ksmek deil, bilkis muhabbet etmek gerektir. Onun o gemi fni mr, musibet vastasyla bki ve mes'ut bir nevi mr hkmne geer. Onlardaki lm vehimle dnp bir ksm sabrn onlara kar datmak divaneliktir. "Amma gelecek gnler ise, madem daha gelmemiler, ilerinde ekecei hastalk veya musibeti imdiden dnp sabrszlk gstermek, ekv etmek, ahmaklktr. 'Yarn, br gn a olacam, susuz olacam' diye bugn mtemadiyen su imek, ekmek yemek ne kadar ahmakasna bir divaneliktir. yle de, gelecek gnlerdeki, imdi adem olan musibet ve hastalklar dnp, imdiden onlardan mteellim olmak, sabrszlk gstermek, hibir mecburiyet olmadan kendi kendine zulmetmek yle bir belhettir ki, hakknda efkat ve merhamet liyakatini selb ediyor. Elhasl, nasl kr nimeti ziyadeletiriyor; yle de, ekv musibeti ziyadeletirir. Hem merhamete liyakati selb eder."

Bedizzaman'a gre musibetlere kar sabr, tevekkl ve teslimin bir neticesidir. Sabredenler, "Muhakkak ki Allah tevekkl edenleri sever." (l-i mrn Sresi, 3:159) "Muhakkak ki Allah sabredenleri sever." (l-i mrn Sresi, 3:146) ayetlerindeki sevgiye mazhar olur. Sabrszlk ise Allah'tan ikyeti tazammun eder. Onun fiillerini tenkit ve rahmetini itham ve hikmetini beenmemek manasna gelir.

RSALE- NUR CEVAP VERYOR


Risale-i Nur Klliyatndan Tarihe-i Hayat isimli risale nsz ile balar. Bu nsz Medne-i Mnevverede bulunan mhim bir lim tarafndan yazlmtr. (1) Bu mhim lim, Ali Ulvi Kurucudur. Muhterem bymz Ali Ulvi Kurucunun Risale-i Nur ve Bedizzaman Hazretlerinin ahsiyeti hakkndaki orjinal ve ilmi tespitleri Tarihe-i Hayatta nsz olarak yerini almtr. Biz de bu yazmzda zaman zaman gndemi tekil eden risaleler hakkndaki sorulara bu nszden pasajlarla cevap vereceiz. 1-Bedizzaman Hazretlerinin tefekkr sistemi nasldr? Cevap : "Btn semav kitaplarn ve bilumum peygamberlerin yegane davalar olan Hlk- Kainatn ulhiyet ve vahdaniyetini ilan; ve bu byk davay da ilm, mantk ve felsef delillerle ispat eylemektir. (2) 2-Tasavvuf hakikati ile Risale-i Nur hakikat esas ve kken itibaryla birbirine zt mdr? Cevap : Tarkatten maksat, ruhsatlarla deil, azmetlerle amel edip, ahlak- Peygamber ile ahlaklaarak, btn manev hastalklardan temizlenip Cenab- Hakkn rzasnda fan olmaktr. te bu ulv dereceyi kazanan kimseler, phesiz ki, ehl-i hakkattirler. Yani, tarkatten maksut ve matlup olan gyeye ermiler demektir. Fakat, bu yksek mertebeyi kazanmak, her

adama myesser olamayaca iin, byklerimiz, matlup olan hedefe kolaylkla erebilmek iin, muayyen kideler vaz eylemilerdir. Hulasa, tarkat eriat dairesinin iinde bir dairedir. Tarkatten den eriata der; fakat, maazallah, eriattan den, ebed hsranda kalr. Bedizzaman'n at nur yolu ile, hakki ve aibesiz tasavvuf arasnda cevher hibir ihtilaf yoktur. Her ikisi de rza-i Barye ve binnetice, Cennet-i alaya ve ddar- Mevla'ya gtren yollardr. (3) 3-Tasavvuf ile Risale-i Nur yolu arasnda ne gibi meziyet farkll vardr? Cevap: Risale-i Nur, tasavvuftaki murakabe dairesini Kur'an- Kerm yolu ile genileterek, ona bir de tefekkr vazifesini en mhim bir vird olarak ilave etmitir. Evet, insann gzne, gnlne bambaka ufuklar aan bu tefekkr sebebiyle, sadece kalbinin murakabesi ile megul olan bir salik, kalbi ve btn letaifi ile birlikte, zerrelerden krelere kadar btn kinat azamet ve ihtiam ile seyir ve temaa, murakabe ve mahede ederek, Cenab- Hakkn o lemlerde bin bir ekilde tecell etmekte olan Esma-i Hsnasn, sfat- ulyasn kemal-i vecd ile grerek, artk sonsuz bir mabedde olduunu aynelyakn, ilmelyakn ve hakkalyakn derecesinde hisseder. Risale-i Nur'un at man ve irfan ve Kur'an yolunu takip eden, ite byle muazzam ve muhteem bir mabede girer; ve herkes de, man ve irfan, feyiz ve ihlas nisbetinde feyizyab olur. (4) 4-Bedizzaman Hazretlerinin edebi cephesini nasl tanmlarsnz? Cevap : stad, o kymetli ve bereketli mrn, kulaklarda kalacak olan szlerin tanzm ve tertibi ile deil, bilakis, kalblerde, ruhlarda, vicdan ve fikirlerde kuds bir ideal halinde insanlkla beraber yaayacak olan din hissinin, man uurunun, ahlak ve fazlet mefhumunun asrlara, nesillere telkini ile megul olan bir dahdir. Artk, bu kadar ulv bir gyenin tahakkuku iin candan ve cihandan geen bir mcahid, pek tabidir ki, fan ekillerle megul olamaz.

Bununla beraber, stad, zevk incelii, gnl hassasiyeti, fikir derinlii ve hayal ykseklii bakmndan harikulade denecek derecede edeb bir kudret ve melekeyi haizdir. Ve bu sebeple, slp ve ifadesi, mevzua gre deiir. Mesela, ilm ve felsef mevzlarda mantk ve riyaz delillerle akl ikna ederken, gyet veciz terkipler kullanr. Fakat gnl mest edip, rhu ykseltecei anlarda, ifade o kadar berraklar ki, tarif edilemez. Mesela, semalardan, gnelerden, yldzlardan, mehtaplardan ve bilhassa bahar leminden ve Cenab- Hakkn o lemlerde tecell etmekte olan kudret ve azametini tasvir ederken, slp o kadar latf bir ekil alr ki; artk her tebih, en tatl renklerle erevelenmi bir levhay andrr ve her tasvir, harikalar harikas bir lemi canlandrr. te, bu hikmete mebndir ki, bir Nur Talebesi, Risale-i Nur klliyatn mtalaas ile, niversitenin herhangi bir fakltesine mensub da olsa, hissen, fikren, rhen, vicdanen ve hayalen tam manasyla tatmin edilmi oluyor. (5) 5- Risale-i Nurun mahiyetini ve hakikatn nasl zetlersiniz? Cevap : Risale-i Nur klliyat, Kur'an- Kerm'in cihanml bahesinden derilen bir gl demetidir. Binaenaleyh, onda o mbarek ve lah Bahenin nru, havas, ziyas ve kokusu vardr. (6) Sonu: Risale-i Nur, Bedizzaman Hazretlerinin vastasyla insanla hitap eden bir derstir. Bu ders Kurandan szlm bir hakikattir. Bu hakikat hibir hak meslek ve merebe zt deildir. Bu dersi dinleyen, Yce Kitabmz Kuran- Kerimin bu asra bakan bir hakikati ile karlar. Bu hakikat o kiiyi -Allahn izniyle- hidayet gnei ile buluturacak ve ebedi mutlulua tayacaktr. Kaynak: 1- Tarihe-i Hayat, s.9

23456-

Tarihe-i Hayat, Tarihe-i Hayat, Tarihe-i Hayat, Tarihe-i Hayat, A.g.e. a.g.y.

s.19 s. 1920 s. 20 s.21

Risale-i Nur Nshalarndaki Farkllklar ve Bedizzaman'n Tasarruflar


Risale-i Nur Klliyat, Bedizzaman Said Nursi Hazretleri hayattayken yazm, tashihi ve kitap haline gelmesi tamamlanm ve bizzat kendisinin onayyla yayna sunulmu eserlerdir. Zaman iinde farkl baz yaynevleri tarafndan orijinal nshalar esas alnp oaltlarak gnmze kadar gelmi, inallah istikbalde de Bedizzaman'n mjdeledii gelecek nesile bu ekilde ulatrlacaktr. Risale-i Nurlarda deiiklik yapld iddias zaman zaman baz vesilelerle dile getirilmektedir. Bu iddialar ilk defa stad'n eski eserlerinde yapt baz tasarruflarla gndeme getirmilerdi. stad Hazretleri hayattayken Eski Said diye isimlendirdii dnemde yazd eserlerini, yeniden nerettii zaman bu eserlerinde baz tasarruflarda bulunmu, zamann ihtiyacna ve artlara gre baz blmleri eklemi veya karmtr. Dolaysyla eski halleri ile stad'n tasarrufundan sonraki hallerini grp mukayese eden ahslar bu konuda pheye dmlerdi. stad'n orjinal el yazmas eserlerdeki tasarruflarnn, talebeleri tarafndan ilgililerin nazarna sunulmasndan sonra bu konudaki iddialar da byk oranda kesildi.1 Bugnlerde Risale-i Nurlar hakknda benzer iddialar yine gndeme getirilmeye allmaktadr. Bu defaki iddialar da ise, Risale-i Nur'da baz mektuplarn ayn yaynevinin farkl nshalarndaki kelime veya cmle farkllklar veya farkl yaynevlerinin kitaplar arasndaki baz ufak tefek farkllklar olarak karmza kmaktadr.

Risale-i Nurlarn basmn otuz yl akn bir sredir devam ettiren ve u an en yaygn okuyucu kitlesi bulunan Risale-i Nur Klliyatn nereden Envar Neriyat yayn sorumlularndan Ahmet zertan Bey'e bu farkllklarn nedenini sorduumuzda aldmz cevap zetle yle: Risale-i Nur eserlerinde genel olarak yaplan btn tasarruflar, bizzat stad tarafndan yaplmtr. Risale-i Nur'u basan btn yaynevleri de stad tarafndan tashih edilerek oaltlan nshalar esas alarak bu eserleri basmaktadrlar.

Risale-i Nur Eserlerinin Tashih ve Neir Aamalar


Envar Neriyat yetkilisi Ahmet zertan Bey'in Risale-i Nurlarn tashih ve neir safhalar ile verdii bilgileri aynen aaya alyoruz: Risale-i Nurlar ilk telif zaman olan 1920lerden, Bedizzaman Hazretlerinin vefat tarihi olan 1960a kadarki sre ierisinde nceleri elyazsyla binlerce nsha yazlm ve bylelikle neredilmitir. Bu yazlan nshalarn bir ksm, Hz. Bedizzaman tarafndan kontrol edilmi ve Tashihli Nsha nvann almtr. Malmdur ki; beeriyet muktezas olarak bu nshalar yazanlar tarafndan baz harf ve kelimelerde hatalar olmu, hatt tevafuklu kelimeler yznden bazen satr atlanmtr. Bedizzaman Hazretleri bu nshalar tashih ederken, manaya zarar veren yanllklar dzeltmi ve gerekli harf, kelime ve cmleleri yerine yazmtr. Bu ekildeki nshalar, az nce de bahsettiimiz gibi, yzlercedir. Bu tashihli nshalarla ilgili birka nokta: Bedizzaman Hazretlerinin bir nshada kaydettii bir not veya kelime, dier nshalarda bulunmayabilmektedir. Onun iin, u anda neredilen klliyatta bulunan bir kelime veya cmle, farkl bir yerdeki tashihli nshada bulunmayabilir. Fakat bu noktada u bilinmelidir ki: neredilen tashihli klliyattaki o ilve bizzat Hz. Bedizzaman tarafndan yaplmtr.

Yine tashihli nshalarda, bunun aksi de mevzubahistir. Mesel: Bedizzaman Hazretleri bir nshada baz kelime ve cmleleri karm, iptal etmitir. Fakat baka nshalarda o kelime ve cmleler aynen kalm olabilir. Tashihli nshalarda gze arpan nc bir husus da udur: El yazsyla yazlan nshalardaki noksanlar veya yanl yazlm kelimeleri dzeltirken, Bedizzaman Hazretleri manay dzeltecek bir kelime veya cmle yazar. Ta ki o ksmdaki mana yanll dzelsin. Fakat bu yazd kelimeler, dier nshalardaki (yani noksan veya yanl yazlmam dier nshalardaki) kelimelerle tpk tpksna olmayabilir. nki Hz. Bedizzaman, manay nazar- itibara alm ve tashihi ona gre yapmtr. Onun iin elinde herhangi bir tashihli nsha bulunan bir kimse, neredilen Klliyatt'aki herhangi bir yer, elindeki nshaya lafz olarak ayn aynna denk gelmedii zaman, dememeli ki, bu cmle yanltr. nk onun elinde bulunan nshadaki farkllk, hatt Bedizzaman Hazretlerinin elyazsyla yazd bir kelime veya cmle de olsa; asl itibariyle yazcnn yapt bir noksanlk veya yanllktan kaynaklanyordur. Bedizzaman Hazretlerinin Risale-i Nuru telif ve neir faaliyeti ve hizmeti byle el yazlaryla devam ederken, 1940'l senelerde baz talebeleri teksir makinesi alp bununla risaleleri oaltmak istemilerdi. Bu haber Bedizzaman Hazretleri tarafndan byk memnuniyetle karlanm ve bu vatan ve millet iin ok menfaatli bir hizmet olarak beyan buyurmulard. Evvel: Hsrevle bir ruh iki cesed ve kendisi, bahadr biraderiyle Nur hizmetinde ok ehemmiyetli mevki alan kahraman Rdnn acib bir el makinesini Nurlar iin celbine almas, ehemmiyetli bir ftuhat- Nuriyenin mukaddemesidir. nallah yine Nurlar, Nurcularn lyk elleriyle kalemleri gibi tab ve neredilecek; yabani ve lyk olmayanlara muhta olmayacak. Fakat hereyden evvel shhatl ve yanlsz ve gzel bir tarzda makine ile, mmkn ise evvel eski harfle yazlsa, sonra yeni harfle daha mnasibdir. Sizlerin isabetli tedbirinize havale ediyoruz.2

Kanaatm geliyor ki; bu sralarda biz Zlfikar ve As-y Musay pek ok teksir etmeye mecbur olduumuz hengmda ve temiz olmayan matbaaclar dahi ekinmeleri ayn zamanda bu acib makine kolayca elimize verilmesi, o iki mecmuann makbuliyetine bir iaret-i gaybiye ve inayet-i lahiyenin bir hrika ikramdr ve Nurlarn kerametidir." "Evet bir di mektubum iin Kim yazm? diye sekiz defa bana resmen sknt ve eziyet verildii ayn zamanda, sekizyz sahifeyi binbeyz nshaya ve bir milyon sahifelere karan o makine, elbette gaybdan imdadmza gelmi Nurcu ve bin kalemli bir ktibdir. Onun iin baz sahifeleri snk ksa, zarar yoktur. Parlak ksm, bize imdilik yeter. yi okunmayan ksm ayr yaplsn; sonra elmas kalemliler, herbiri bir-iki nshay slah etsin.3 Teksir makinesinde oaltlacak risaleler nce mumlu katlara yazlp Bedizzaman Hazretlerine gnderiliyordu. Aynen el yazlar gibi, Hazret-i stad onlar tashih edip tekrar iade ediyor ve ylece teksir makinesiyle oaltlyordu. Bylece o zamanda teksirle oaltlan risaleler de bu tashihli nshalar mesabesinde mevki almlardr. 1956 senesinden itibaren de Risale-i Nurun tamamnn yeni yazyla matbaalarda tabedilmesine teebbs edilmiti. Bedizzaman Hazretleri, yeni yazyla matbaada baslacak risaleye (mecmuaya) mehaz olacak kitab hazrlyor ve onu neredecek talebesine gnderiyordu. Bu mehaz kitap, Hatt- Kuran'la yazlm ve neredilecek/neredilmeyecek yerleri Hz. Bedizzaman tarafndan iaretlenmi bir kitapt. Matbaada baslacak risale, ona gre yeniyazya evriliyor ve nerine msaade edilen ksmlar yeni yazyla nerediliyordu. Yeni yazyla neir iinde Hz. Bedizzamann istihdam ettii nir talebeleri ve yine bu hizmette bilfiil alan ok kimseler halen hayattadrlar ve keyfiyetin byle olduunun canl hitlerdirler. Tashih ve neir faaliyeti, Hz. Bedizzamann salnda byle olmakla beraber; Hazret-i stadn vefatndan sonra da

vasiyetnameleri mcibince nasl yaplmas lzm geldii, bu hizmetkr ve nir talebeleri tarafndan yaknen bilinmekte ve ylece hareket etmeye gayret gsterilmektedir.4 Envar Neriyat yetkililerinin verdikleri bilgiler nda; bugn ortaya Risale-i Nurlarn deitirildii dorultusunda atlacak her iddiay, biz yine o dnemdeki orijinal nshalara mracaat ederek cevaplamaktayz. Envar Neriyat'ta, stad'n tasarruflarndan hari olarak, bir tasarruf 2005 basksnda yaplm, ancak bu baskdaki deiiklik sonraki basklarda geri alnarak eski haline dndrlm, mevcut btn klliyat nshalar ile ayn hale getirilmitir. Bu deiikliin yeri Tarihe-i Hayat'ta sayfa 630'da Eref Edip Fergan'n stad'la yapt rportajn son ksmnda gemektedir. Eski basklarda ...yirmi be milyon Trk cemiyetinin iman namna bir Said deil bin Said feda olsun. ibaresi, 2005 basksnda ...yirmi be milyon Trk cemiyetinin deil, yzlerce milyon btn slm cemiyetinin iman namna bir Said deil, bin Said feda olsun.eklinde deitirilmitir. Bu tasarrufun yaplma nedeni hakknda, Envar Neriyat yetkililerinden Ahmet zertan Beyin ifadeleri yle: Eref Edip Fergan'n stad'la yapt bu rportajn orijinal nshas bulunup oradaki orijinal ifade ile Tarihe-i Hayat'taki eski ifade deitirilip baskya sunulmutu. Ancak daha sonradan rportajdaki bu ibarenin dnda Tarihe-i Hayat'taki metinle farkllk arzeden daha baka ibareler de olduu anlalnca, bu tasarruflarn stad tarafndan yapld kanaatine varlarak yaplan deiiklik geri alnmtr.

Bedizzaman'n neriyatta varis olarak tayin ettii ahslarn5 bu ekilde Risale-i Nur'da tasarruf etme haklar var mdr?
stad Hazretleri, Risaleleri telif dneminde talebelerine gnderdii baz mektuplarda yazlan mektubun veya risalenin tasarrufuyla ilgili gibi baz konularda talebeleri ilemnasip grrseniz ... , ....havale ediyorum6 ifadeleriyle balayan veya biten pekok cmlesinde talebelerine baz konular havale etmitir. Bu verilen yetkilere nisbetle Hulusi Aabey Bazan verdiiniz salhiyetin manev kuvvetiyle namnza olarak bir harfin yerini deitiriyor veya kaldrabiliyorum.7 eklinde tasarruf yetkisini ne ekilde kullandn stad'a arzetmitir. Ancak merhum Hulusi Aabeyin ifadelerinden de anlald zere; stad'n talebeleri, kendilerine verilen tm yetkilere ramen stad'n miras brakt eserleri aynen muhafaza ederek yeni nesillere ulatrma abasnda olmulardr.

stad'a ait bir tashih rnei. Alt krmz izgili yerde stad anlam bozmayacak hatalar ve anlam bozacak hatalar tek tek ifade edip, anlam bozanlarn dorularnn ne olduunu syleyip dzeltilmesini istiyor: "Yalnz onikinci sahifesinin serveti, kuvveti yerinde sehven bir lm ziyade edip servetli, kuvvetli yazlm. O da zarar yok. Ondrdnc sahifenin onbeinci ve onyedinci satrlarnda muallim yerinde sehven mellim yazlm. Yirmidrdnc sahifenin yirmisekizinci satrnda yzer hikmetler yerinde sehven gzel hikmetler yazlm. Yirmialtnc sahifenin yirmibeinci satrnda zeminin yz bin milyarlar yerinde sehven zemin yznn milyarlar yazlm. Yirmiyedinci sahifenin dokuzuncu satrnda yeni hurufla yazlm, dorudur. zerine eski hurufla yerinde yazlm, sehivdir." {El yazmas bir lahika mektubu, Envar Neriyat Arivinden}

Risale-i Nur Hakknda Bu ddialar Ortaya

Atanlarn Amac Nedir?


Yukarda zikrettiimiz hususlar nda Risale-i Nurlarda kastl olarak tahrifat yaplamayaca, nsha farkllklarnn da yine bizzat mellif Bedizzaman tarafndan yapld ispat etmeye altk. Baz kimseler, grdkleri bir iki tashihli nsha ile u anda yeni yazyla neredilen Klliyat arasndaki farkllklar Risale-i Nurda tahrif yaplyor diye efkr- ammeye neretmekte ve saf zihinleri bulandrmaktadrlar. Buraya kadar zikrettiimiz hususlar, onlarn bu meselede ne kadar haksz olduklarn gstermektedir: Umum lem-i slmn, hatt btn beeriyetin ebed saadetlerinin anahtar olan iman ve Kuran hakikatlarnn renilmesine en messir vesile ve bu zamann bidat ve dalalet cereyanlarnn tahribatlarna kar en byk tamirci olan Risale-i Nur hakknda byle phe ve tereddtler vererek onlara itimad sarsmak ve Bedizzaman Hazretlerinin hayatndan beri bu hizmette istihdam ettii sdk nirlerini iftiralarla rtmeye almak; acaba kimlerin emellerine hizmet eder? Risale-i Nurun tashih ve neri konusunda eitli sualler, istifhamlar hatra gelebilir. yi niyet ve insafla bu konular sorulduunda, cevaplandrlmaya allmaktadr bundan sonra da allacaktr. Ayrca aadaki kaynaklara da baklabilir: Kastamonu Lahikas'nda ... ta ahirzamanda, hayatn geni dairesinde asl sahipleri... ifadesinden ... yani Mehdi ve akirtleri ... ibaresinin kaldrld iddia edilmektedir. Bu konuda ne dersiniz? Kastamonu Lahikas'nda ...faraza hakiki beklenen o zat dahi... ifadesinden ...ve bir asr sonra gelecek... ibaresinin kaldrld iddia edilmektedir. Bu konuda ne dersiniz?

Dipnotlar: 1. stadn bu tasarruflar ile ilgili kendi eliyle yapt dzeltmelerden rnekleri sitemizde HAZRET- STAD'IN TASHH VE TASARRUFLARI HAKKINDA isimli makalede bulabilirsiniz. 2. Envar Neriyat, Emirda Lahikas - I, S:168 3. Envar Neriyat, Emirda Lahikas - I: S:178 4. Trnak ierisindeki ifadeler Envar Neriyat yetkilisi, Ahmet zertan beyin ifadeleridir. 5. Bu ahslarn kimler olduu ile ilgili bk. Sz Basm-Yayn, Emirda Lahikas , 81. Mektup 6. rnek olarak baklabilir: Sz Basm-Yayn, Barla Lahikas 272. Mektup, Emirda Lahikas 1, 20. 26. 162. Mektuplar, Emirda Lahikas 2, 15. Mektup, Oneinci ua, Elhccet'z Zehra, 7. Sz Basm-Yayn, Barla Lahikas, 63. mektup

RSALE- NUR OKUMANIN NEM


Nur Klliyatn okumaya iki ynden bakmak gerekiyor: Birincisi ahsi kemalat yolunda ilerlemek, ikincisi iman ve Kuran hizmetine daha fazla itirak etmek. unu hemen belirtelim ki, bu iki cihet birbiriyle ok yakndan ilgilidir. Birincinin zaafa uramas halinde ikinci kkn sreklilii kaybolur. Bir mddet sonra o da terke urar. Yani, Hizmet ediyorum. diye ahsi okumalarn sekteye uratan, ibadetlerinde noksanlklar ba gsteren kiilerin hizmetleri devamllk arz etmez, geici bir sre parlamann ardndan sner gider. stadmz Ben cinleri ve insanlar ancak bana ibadet etmeleri iin

yarattm.(Zriyat, 56) ayet-i kerimesindeki ibadet lafzna marifet manas veriyor. Buna gre cinler ve insanlar iman ve marifet iin yaratlmlardr. Marifetullah sonsuz bir sahadr. Allahn zat bilinemeyeceine ve zatn tefekkr etmek irk olduuna gre Onun marifetinde terakki etmenin en salam ve ksa yolu, lahi isimlerin ve sfatlarn tecelligh olan mahlukat lemini mana-y harfiyle, yani Allah namna, Onun isimlerine ve sfatlarna ayna olmalar ynyle tefekkr etmekten geiyor. Bu noktada nmze iki yol alyor: Birisi, bu tefekkr ahsi kabiliyetimiz ve ilmimizle yapmamz. Dieri, ayn vazifeyi stadn eserlerini okuyarak, o derslerden istifade ile yerine getirmemiz. Buna gre, Risale-i Nuru okumann bir yn, bu tefekkrmz stadn nazaryla yapmamzdr. Marifetullahn yani Allah tanmann sonu olmadna en ak delil, Allah Resulnn (asm.) Mira mucizesiyle meratib-i kemalattaki seyr slukunu tamamlayp, btn mahlukat lemini gerilerde brakarak ryete mazhar olduunda Cenab- Hakka hitaben Seni noksan sfatlardan tenzih ederim. Ben seni hakkyla (tam bir marifet ile) tanyamadm. buyurmasdr. Fen sahasnda mtehasss ilim adamlarn yer yer dinliyoruz. Her biri kinat kitabnn bir blmn inceliyor, nceki ilim admlarnn ortaya koyduklar bilgilere yenilerini eklemeye alyor ve hepsi bir azdan Bu sahada alnacak daha ok yolumuz var. diyorlar. Demek ki, Allahn bir mahlukunu bile hakkyla tanmann sonu yok. Allahn ilim ve hikmetinin bir tek tecellisini anlamann sonu olmazsa, btn sfatlar sonsuz ve mutlak, btn esmas nihayet kemalde olan Allahn marifetinde ne kadar yol alnsa yine az olaca aka anlalmaz m?. Son nefesimize kadar bu vadide aralksz ilerlesek yine yolun ok az bir ksmn kat etmi olarak hayata gzlerimizi kapayacaz. stadmzdan bir tespit ve bir mjde:

Kat' ve ok tecrbelerle anlalm ki, iman kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkik yapmann en ksa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadr. Evet onbe sene yerine, onbe haftada Risale-i Nur o yolu kestirir, iman- hakikye sal eder." (Kastamonu Lahikas)

Nurlar okumann ikinci cephesi, iman ve Kuran hizmetinde daha ok almak ve bu hakikatleri muhta gnlere ve yaralanm akllara ulatrmak iin gayret gstermektir. nsan, Nurlar okuduka, ruhunda bu hakikatleri bakalarna da ulatrma arzusu uyanyor. Okuma azaldnda yahut terk edildiinde insann akl ve hayal dnyas baka eylere yneliyor ve idealinde sapmalar ba gsteriyor. Dnya meseleleri n plana kyor. Halbuki, Rabbimizin Kuranda beyan ettii gibi ahiret daha hayrl ve daha devamldr.(Al, 17) Bur nur talebesi, o baki lemdeki ebedi saadetin en byk vesilesini bulmutur. Bundan azami derecede istifade etmekle birlikte, Nur hizmetinin drt esasndan birisi olan efkat gereince bu gerekleri ve bu ilalar baka muhtalara da ulatrmakla mkelleftir. Komusu a iken kendi tok olan bizden deildir. (Yani, kmil mmin olamaz.) hadis-i erifine bu nazarla baktmzda, evremizin iman hakikatlerine, ahlk esaslarna, dorulua, iffete son derece muhta nice insanlarla adeta kaynatn grr, onlara hiddet etmek ve lanet okumak yerine kendilere ulamann ve onlar kurtarmann yollarn ararz. Szn burasnda, bir hususa da ksaca temas etmek istiyorum.

Risale-i Nur, -bu Anadolu memleketine- bellarn define ehemmiyetli bir vesiledir. Sadaka nasl bely defediyor, onun intiar ve okunmas kll bir sadaka nevinde semav

ve arz bellarn define ok emareler ve hadiselerle tebeyyn etmi. Emirda Lhikas,1

Baz kimseler bu ince hakikate itiraz edebiliyorlar. Halbuki, yle dnseler itirazlarnn yersiz olduunu grrler: Ehemmiyet noktasnda, insann midesi ruhundan ve kalbinden ne kadar gerilerde ise, bir muhtacn midesini doyurmak da kalbini tatmin etmekten o kadar geridir. Kiinin maddi ihtiyalarna yardmc olmak sadaka olursa ve insann mrn bereketlendirirse, muhta gnllere iman hakikatlerini ulatrmann ne kadar byk bir sadaka olduu rahatlkla anlalr. mr sermayesi elimizdeyken insanlarn kalp ve ruhlarna iman ve Kuran hakikatlerini ulatrmaya daha ok mesai harcayalm ve bylece sadaka sevabndan da, en verimli ve bereketli bir ekilde istifade etmeye alalm. Nurlar okumann, bir baka ciheti daha var. O da, nur talebelerinin ahs- manevisinden hasl olan yekn sevaba ve nura sahip olmak. stadn lamba misalini hatrlayalm: Ortak almayla bir lamba vcuda geliyor ve onun herkesin aynasna aynen aksediyor. Bilindii gibi, blnme maddiyat iin geerlidir; nur ve nuranlerde blnme olmaz. Okunan bir Fatiha milyonlarca kiiye balansa hepsine aynen ular. Cemaatle klnan namazdan hasl olan 27 kat sevapta da bir blnme sz konusu deildir, herkes cemaat sevabn yine 27 kat olarak alr. u var ki, ayn tecelliden herkesin istifadesi bir deildir. Aynalar bydke ve parladka, edinilen fayda da artar. te aynamz byten sebepleri stat hazretleri yle dile getiriyor:

Risale-i Nur dairesinde sadakat ve hizmet ve takva ve itinab- kebair derecesiyle o ulv ve kll ubudiyete sahib olur. Elbette bu byk kazanc karmamak iin takvada, ihlasta, sadakatta almak gerektir. Kastamonu Lahikas

Bu faktrlerin hepsi Risale-i Nurun okunmasyla yakndan ilgilidir. unu da nemle belirtelim ki, okumada devamllk esastr. Bir hadis-i erifte bildirildii gibi, Amelin hayrls az da olsa devaml olandr. Nurlar okuma konusunda da bu hadis-i erife ittiba ederek, her gn okuyabileceimiz asgar miktar belirlememiz ve en ar artlarda bile ondan asla vazgemememiz ok nemlidir. Tatillerde, zel okuma programlarnda bu rakam geici bir sre iin artrlr, artlar eskisine avdet ettiinde yine belirlenen o asgar miktar zerinden okumaya devam edilir. Bu konuda stad hazretlerinin yle bir tavsiyesi ve mjdesi var:

Hi olmazsa ileri ve vazifeleri olmad vakitlerde, be-on dakika dahi olsa Risale-i Nuru okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar megul olsalar, hakik talebe-i ulmun sevaplarna ve ereflerine mazhar olduklar gibi, ihls risalesinde yazlan be nevi ibadete de mazhar olurlar. Emirda Lhikas, 2

ahs- maneviye dahil olup ondan istifade etme hususunda nurlarda ok harika bir misal daha var: Bir kimse elindeki telefon makinesini bir kablo ile ana ebekeye balamakla btn dnyadaki dostlaryla rahatlkla grebilir. te biz de ders okumakla ve toplu derslere itirak etmekle dnya apndaki o muhteem hizmet ebekesine balanm oluyoruz. Okumay ve hizmeti brakmak o ban kopmasn ve o istifadenin

azalmasn yahut kaybolmasn netice verebilir. Risale-i Nuru okumann ok nemli bir yn de u ifadelerle dikkatimize sunuluyor:

ok emarelerle anlamz ki: Bu ulm-u imaniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmiiz. Mektubat

Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamann mhim, hakikatl bir alimi olabilir.Lemalar

Okumaktan maksat ilim elde etmek, ilimden gaye de amel etmek ve bakalarna faydal olmaktr. Nurlar daha iyi anlamamz ve bunun sonucu olarak da daha ok hizmet etmemiz konusunda stadn yle bir tavsiyesi var:

Nur kirtleri mmkn olduu kadar her yerde kck bir dershane-i Nuriye amak lazmdr. Geri herkes kendi kendine bir derece istifade eder, fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz. Emirda Lahikas, 1

Bu ifadelerde, zel okuma yannda karlkl mtalaa ve mzakerelerde bulunmaya ve birbirimizden istifade etmeye de tevik vardr. Kendisini bylece yetitiren bir nur talebesi, iman hakikatleri konusundaki btn sorulara rahatlkla cevap verebilir. nk bu sorularn cevaplar nur klliyatnda en gzel ve en tatminkar ekliyle mevcuttur. Onun grevi bunlar anlamak ve muhtalara anlatmaktr.

Bu zamann mhim, hakikatl bir alimi olabilir. ifadesinden aka anlald gibi, bu zamann -imana dair- sorularna nurlardaki hakikatleri bilmeksizin cevap vermek ok zordur; adeta mmkn deildir. nan zaafna urayan, pheler iinde bocalayan bir kiiyi zikir ve tespihle tedavi edemezsiniz; fetvalarla korkutarak, yahut menkibelerle zendirerek de kurtaramazsnz. Onun akln ve kalbini, ancak Risale-i Nurdaki hakikatlerle ikna ve tatmin edebilirsiniz. nk bu zaman, teslimiyetin krld, neden ve niinlerin meydan ald farkl bir zamandr.

Ehl-i velayetin amel ve ibadet ve slk ve riyazetle grd hakikatlar ve perdeler arkasnda mahede ettikleri hakaik-i imaniye, aynen onlar gibi Risale-i Nur ibadet yerinde, ilim iinde hakikata bir yol am; slk ve evrad yerinde, mantk brhanlarla ilm hccetler iinde hakikat-l hakaika yol am Emirda Lahikasi,1

Muhtalarn imann nurlarla kurtarma grevi bizim iin bir ihsan- ilahidir. stadmz itima ve siyas hizmetlerin iman hizmeti yannda ancak onuncu derecede kalacan beyan ediyor (Kastamonu Lahikas). Onun iin biz de iman hizmetinin deerini kendi i lemimizde daima birinci derecede tutmak durumundayz. Bunun yolu Nur Risalelerini srekli okumaktan ve nur hizmetiyle ilgimizi devam ettirmekten geer. Fiziki bir kaidedir. nsan bir cismin yannda ve yaknnda ise onu olduu gibi grebilir ve bilebilir; uzaklat cisimler ise nazarnda klrler. Bu fizik olay hizmet iin de geerlidir. Hizmetin iinde ve yaknnda bulunanlar onun nemini daha iyi kavrar, azametini daha iyi anlarlar. Hizmet ve okuma terk edildike iman hizmetinin mana ve ehemmiyeti nazarlardan saklanmaya balar. Bu ise bir nur talebesi iin ok nemli bir tehlikedir.

Risale-i Nur ve Genlik


Kavram olarak Genlik, blua erme neticesinde, biyolojik ve psikolojik bakmdan ocukluun sonu ile toplum hayatnda sorumluluk alma dnemi olan 12-25 arasnda kalan ya gurubudur [1] nsan hayatnn kritik aamalarndan birini oluturan "genlik dnemi" devaml tartma konusu olmu ve kuaklar arasnda "atmalara" neden olmutur. Her dnemin koullarna gre "genliin sorunlar" olmu ve tartlmtr. Gen, bedeni canl, ruhu diri; gnl paylama ak, hayattan beklentisi yksek insan demektir. Ergenlik dnemini am yetikinlik dnemine doru seyredendir. Gen insanda bulunan ve dilimizdeki "delikanllk" lafzyla ifade edilen canllk, heyecan onu retken klan en nemli zelliktir. Genlik, hayat yolculuunun en gzel, ayn zamanda en kritik devresidir. Gzeldir; nk bu devrede insan, g ve enerjisinin zirvesindedir. nnde uzun bir hayat vardr ve genlik, bu hayat verimli klmak iin saysz frsatlarla doludur. Genlik ayn zamanda ok kritik bir devredir. nk genlerin his dnyas olabildiine dalgal ve hareketlidir. Duygular bu dnemde bazen ylesine takn bir hale gelir ki, irade dizginini kullanabilmek adeta imkanszlar. Hislerin sevk ettii bir anlk zevkin tercihi, baz hallerde, insan hayat boyunca pimanlndan kurtulamayaca fiillere srkleyebilir.[2] Delikanllk anda, gencin kannn kaynad, yreinin kprdand, duygularn younlat ve heyecannn dorua kt "delidoluluk" dneminde gencin yaad hayat, sradan bir hayat deildir. Devaml "aray ve atmalarla" geen hareketli bir hayattr. Bu hareketli hayat ierisinde genler, gelecee "umutla ve gvenle" bakmak isterler. Yaad ortamda umut ve gveni bulamazsa veya bununla ilgili endieleri varsa, ite bu noktadan sonra gen, bata kendisi ve evresiyle atmaya balar. Hayatlarnn en kritik ve en problemli dnemlerini, ite bu

dnemlerde kendini gsterir. amzn genlii internetin, televizyonun, medyann ve farkllaan evresel faktrlerin etkisiyle ok kkl ve hzl bir deiim sreci iindedir. Yirminci yzyln ikinci yarsna kadar genlerin kiilikleri aile, okul ve evre ekseninde teekkl ediyordu. Arlkl biimde aile, ardndan okul ve onun ardndan sosyal evre genlerin ahsiyetlerini youruyordu. Gelien teknoloji bunlara bir drdnc unsur daha ekledi: grsel medya. Ad TV, radyo, bilgisayar ve internet eklinde sralanan bu ortam, genlerin kiiliklerinin oluum srecinde sonradan devreye girdi ama sratle ilk sraya yerleti. zellikle modernite anlay insanlar ok fazla etkisi altna almaktadr. evresel faktrlerden gerekli dini eitimi yeterli ekilde alamayan aray iindeki gen, ayaklar yere salam basmadndan hafif bir rzgr etkisiyle bile srklenip gitmeye meyillidir. Popler kltrn kt alkanlklar genlere ok cazip bir ekilde lanse edilip; zina, alkol, uyuturucu madde alma gibi unsurlar, arkada basks ve ortama ayak uydurma faktrleriyle kabul ettirilmeye allyor. En zayf olduklar dnemde bunlar gibi ikilemlere maruz kalan gence, gerekli kimseler doru anda yol gstermez ve evresindekilerden negatif etkilenmeye devam ederse, kt alkanlklar kazanarak, din ve ahlki deerlerini yeterince benimseyememiken kaybedebiliyor. Risale-i nurlarn mellifi Bedizzaman Said Nursi, hayatn ve mesaisini yalnzca iman zerine teksif etmi bir mtefekkir olarak, insann bu dnyada bulunu maksadnn ancak imanla gerekletiine inanyordu. man olmad takdirde, onun yerini tatminkar bir ekilde doldurabilecek hibir dnce veya sistem yoktu. mann yerine ikame edilmeye allan fikirlerin, insanlar gtrecei yer baboluk, burhan ve anariden baka bir ey olamazd. Nitekim; amz insannn iine dt buhranlar, inancn hayata gerek manada intikal etmeyiinin veya inanszlnn bir neticesi deil miydi? Bedizzaman, geniliinin meselelerine bu anlayla yaklat. Genler shhatli ve istikametli bir hayat kurabilmek iin, mutlaka inan sahibi olmalyd. nsan bu dnyaya, kainat yaratcsnn

takdir ettii vazife ve mesuliyetlerle gnderilmiti ve kendisine verilen mr mddeti iinde bu vazifeleri yerine getirmesi gerekiyordu. Hayatn manas burada idi. Bedizzaman yle diyordu insan bir yolcudur sabavetten (ocukluktan) genlie, genlikten ihtiyarla, ihtiyarlktan kabre, kabirden hare kadar yolculuu devam eder. Bu szde dile getirilen gerek bize, Peygamberimizin, gen Sahabilerinden Abdullah Bin mere yapt dnyada bir yolcuymu gibi yaa tavsiyesini hatrlatmaktadr. Bedizzamann bu gerek nda gelitirdii fikre gre, bir yolcu, seyahati esnasnda nasl bir an nce son duraa varmay arzu eder ve ara menzillerde oyalanmakszn yola devam ederse, insanda sonsuzlukta noktalanacak olan yolculuunu ayn idrak iinde yapmak zorundayd. Bu hakikatin bilhassa genlik devresinde kavranmas byk nem tamaktadr. nk bahusus gnmzde, bu manalar zihinde canl tutup, hayat ona gre yaamak, son derece zorlamtr. Yaadmz hayatn her geen gn giriftleen ok ynl alaka ve irtibatlari, haberleme teknolojisinin dnyay adeta kk bir ky haline getirmi olmas; ve kitle haberleme vastalaryla, her eyi dnya hayatndan ibaret gren bir zihniyetin yaygnlatrlmak istenmesi, gen dimalar darmadan etmekte, onlar yaratl maksatlar zerinde dnmekten alkoymaktadr. Bunun yan sra Allah ve ahireti dndrmemek iin her yola bavuruluyor olmas, insanlarn ve bilhassa genlerin manevi hayatn tehdit eden byk bir tehlike olma vasfn korumaktadr. Esasen, imann ve bu imanla filizlenen manevi deerlerin byle sistemli gayretlerle tahrip edilmek istenmesi , zaman iinde hayatn giderek monotonlap oraklat ve insanlar adeta robotlatrd yolundaki ikayetleri yaygn hale getirmitir. Gnmz toplumu byle bir burhann kskacndadr maddi hayatta kazanlan baarlar, ylan servetler, gsterili elenceler, bu bunalm gizlemeye kafi gelmemektedir. Stres, sknt ve eitli ruh

hastalklarnn, en ok duyulan ikayetler olmas, bunun ak iaretidir. Bu sknt ve buhranlar ise, u noktada, iki, kumar, sefahat alkanlklarn; sosyal huzuru bozan davranlarn artmasn; bir noktadan sonrada intihar ve cinayetleri netice vermektedir. Gemiin atolarn andran dayal deli evler, yemekleri soutan buzdolaplar, scak havay serinleten vantilatrler, amarlar ykayan makineler, tozlar yalayan sprgeler, souklar yenen elektrikli stclar, merdivenleri ksaltan asansrler, modern banyolar, mutfaklar, yatak odalar, televizyonlar, telefonlar, uaklar, hzl trenler, otomobiller, gemiler, fzeler ve daha neler neler Btn bunlar, insanlarn iini azaltmad, fakat kolaylatrd. Bylece insanlarn daha mutlu olmas beklenirdi, fakat o da olmad. nsana g veren manevi duygular zayflad, kiileri birbirine balayan manevi balar koptu, boanmalar oald, alkol tketimi artt, zina ve fuhu ortala dt, kanser ve AIDS gibi tedavisi en azndan imdilik imknsz grnen hastalklar tredi, i kazalar nne geilmez hale geldi, aresizlikler, ayrlklar, ihanetler, terkedilmilikler, yalnzlklar, umutsuzluklar, intiharlar, cinayetler, anari, terr ve bir o kadar mutsuzluk kurban insanlar... Btn bunlarn temelinde yatan hastalk, inansz bir madde medeniyeti kurmak, maddeyi ilahlatrmak ve insan gibi erefli bir varl da, makinenin bir paras olarak grmektir. Genliin temel probleminin; ruhunu ekillendiren i aleminde varl anlamlandran temel bir varln bulunmamas olduunu syleyebiliriz. Benliin tanm ve varln tanm karlkl iki ayna gibidir. Birbirine k tutar, birbirini aydnlatr, birbirini yanstr ve ruhta anlam boyutunu geniletirler. Varl anlamlandrmak iin ncelikle salam bir duru ve pozisyonu iyi belirlemi olmak arttr. Bu benlik tanmnn ilk ve beklide en nemli basamadr. Kimlik oluturmak ve bu kimlii salam esaslar zerine oturtmak

her alanda dalgalanmalarn ve frtnalarn sahnesi olan dnyada fert iin bir tutamak ayakta tutacak bir dayanak olacaktr. Toplumda gerek anlamda bir huzurun ve gvenliin salanmas iin Kuran ahlakyla ahlaklanm yani adaletli, doru szl, evresindeki kiilere kar saygl, efkat ve merhamet duygusuna sahip, doruyu yanltan ayrabilecek basirete sahip olan, Allah korkusu ile hareket eden bireylere ihtiya vardr. Dini btn genlerin yetimesi bu ihtiyac ortadan kaldrmaya yarayacak tek zmdr. GENLKTE AHLAK EROZYONLAR Gnmzde genlerin en byk problemlerinden biriside ahlaki problemlerdir. Biz genlerin hayatnda bir erozyon hkmnde olan ahlaki problemleri u ekilde maddelendirebiliriz: *Zina ve fuhu *Alkol ve uyuturucu *Haksz kazan hrszlk ve yalan a-) Zina ve fuhu: Nesli ve aile yapsn bozan en nemli faktrlerden biri fuhutur. Fuhu, ahlk kertmekte, psikolojik bozukluklara sebep olmakta ve eitli hastalklar oluturmaktadr. Genlii dejenere etmek isteyenlerin, en fazla bavurduklar ve bu maksatla tesir edebildikleri veya ellerinde tuttuklar kitle iletiim aralarn kullandklar vasta da fuhutur. b-)Alkol ve uyuturucu slm hukukunda ahkmn zerine oturduu esaslar veya gzettii hedefler, dini, akl, nefsi, nesli ve mal korumaktr. Dinimizin ok deer verdii ve korumaya alt akla zarar veren alkanlklarn banda alkol ve uyuturucu gelmektedir. Alkoll ikiler hem ferd hem de itima bir problemdir. Bunlar kullanan fertlerin yannda ve evresinde bulunanlar olumsuz etkilenir. Kur'n- Kerim'de "Ey iman edenler! arap, kumar, dikili taalar, fal ve ans oklar birer eytan ii pisliktir. Bunlardan uzak durursanz kurtulua erersiniz. eytan, iki ve kumar yoluyla ancak aranza dmanlk ve kin sokmak, sizi Allah' anmaktan ve

namazdan alkoymak ister. Artk bunlardan vazgetiniz deil mi?"[10] buyururken, Peygamberimiz de (s.a.s.), alkolle ilgili olarak, sarholuk veren her maddenin, ayrca ou sarholuk veren maddenin aznn da haram ve ikinin her ktln anahtar olduunu beyan buyurmutur.[11] Alkol ve uyuturucu madde bamls olan kiiler akln salkl kullanamaz, karar verme ve muhakeme yeteneini kaybeder. nsann psikolojini bozar, onu kavgac yapar ve kendine, canna ve malana zarar verir hale getirir. Bilhassa alkolikler, aileleri iin muzr hale gelirler. ki, ailelerin paralanmasna da yol aar. nsan geimsiz, kavgac, saldrgan, sua, kaza yapmaya ve cinayet ilemeye uygun hale getirir. Dolaysyla genler, alkol ve uyuturucudan katiyen uzak durmal, Allah'n emir ve yasaklarn gzetmelidir. Helal dairesi keyfe kafidir harama lzum yoktur szleri Bedizzamann biz genlere bu konuda gzel bir t olmaktadr.c-)Haksz kazan Hszlk ve Yalan nsanlk tarihi boyunca hemen her toplumda kamu dzenini bozan ve yz kzartc byk bir su olarak kabul edilen hrszlk, dinimizin nlemeye alt sosyal problemlerden biridir. Ahlk ve hukuk kurallarna aykr yollardan haksz kazan salanmasna sebep olan hrszlk, slm'n deer verdii, korumay hedefledii ve kutsal kabul ettii mal gvenliini ve meru yollardan gelir elde etmenin esas olduu dsturunun da ihllidir.Kur'n- Kerim'de "Aranzda birbirinizin mallarn hrszlk, kumar ve gasp gibi haksz yollarla yemeyin..." [12]buyrulur. Kul hakkn Allah bile affetmez. Bakasnn hakkn yemek ve almadan hell olmayan yollardan kazan salamak dinimizce haram klnmtr. Aln teri ile hell yollardan rzk kazanmak ve bunu da Allah'n raz olaca ekilde kullanmak en gzel bir davrantr. Gelerimiz bu ynde de eitilmeli, kendilerine kolay kazanma yollar gsterilmemeli ve her trl kumardan alkonmaldr. almann nemi anlatlmal ve almaya, aln teriyle kazanmaya, zorluklara almaya, hatta zorluklara talip olmaya zendirilmelidirler. Evet Bedizzaman risale-i nur eserlerinde bu ahlaki erozyonlar u ekilde ele almtr; Nev-i insann ten birisini tekil eden genler, hevesatlar galeyanda, hissiyata malp, cretkr akllarn her vakit bana

almayan o genler, hiret imann kaybetseler ve Cehennem azabn tahattur etmezlerse, hayat- itimaiyede, ehl-i namusun mal ve rz ve zayf ve ihtiyarlarn rahat ve haysiyeti tehlikede kalr. Baz, bir dakika lezzeti iin bir mesut hanenin saadetini mahveder ve bu gibi, hapiste drt be sene azap eker, canavar bir hayvan hkmne geer. Eer iman- hiret onun imdadna gelse, abuk akln bana alr. "Geri hkmet hafiyeleri beni grmyorlar ve ben onlardan saklanabilirim. Fakat Cehennem gibi bir zindan bulunan bir Padiah- Zlcellin melikeleri beni gryorlar ve fenalklarm kaydediyorlar. Ben babo deilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar ve zayf olacam" diye, birden, zulmen tecavz etmek istedii adamlara kar bir efkat, bir hrmet hissetmeye balar.[13] nsanlarn hayat- itimaiyesinin en kuvvetli medar olan genler, delikanllar, iddet-i galeyanda olan hissiyatlarn ve ifratkr bulunan nefis ve hevlarn tecavzattan ve zulmlerden ve tahribattan durduran ve hayat- itimaiyenin hsn- cereyann temin eden, yalnz Cehennem fikridir. Yoksa, Cehennem endiesi olmazsa, "El-hkm lil-galib" kaidesiyle, o sarho delikanllar, hevesatlar peinde bare zayflara, cizlere, dnyay cehenneme evireceklerdi ve yksek insaniyeti gayet sfl bir hayvaniyete dndreceklerdi.[14] Genlik damar akldan ziyde hissiyt dinler. His ve heves ise krdr, kbeti grmez; bir dirhem hazr lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini eker; ve bir saat sefhet keyfiyle, bir nmus meselesinde, binler gn hem hapsin, hem dmann endiesinden skntlarla mrnn saadeti mahvolur. Bunlara kyasen, bare genlerin ok vartalar var ki, en tatl hayatn, en ac ve acnacak bir hayata eviriyorlar. Ve bilhassa imlde koca bir devlet, genlik hevestn elde ederek, bu asr frtnalaryla sarsyor. nk, kbeti grmeyen kr hissiytla hareket eden genlere ehl-i nmusun gzel kzlarn ve karlarn ibhe eder. Belki, hamamlarnda erkek, kadn beraber plak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde, bu fuhiyt tevik eder.

Hem, serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarn hell eder ki, btn beer bu musbete kar titriyor. te bu asrda, slm ve Trk genleri, kahramanne davranp, iki cihetten hcum eden bu tehlikeye kar, Risle-i Nurun Meyve ve Genlik Rehberi gibi keskin klnlaryla mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa, o bare gen, hem dnya istikblini, hem mesud hayatn, hem hiretteki saadetini ve hayat- bkiyesini azablara, elemlere evirip mahveder. Ve s-i istiml ve sefhetle hastahnelere ve hayatn taknlklar ile hapishnelere der. Eyvahlar, esefler ile, ihtiyarlnda ok alayacak. Eer terbiye-i Kurniye ve Nurun hakikatleriyle kendini muhfaza eylese, tam bir kahraman gen ve mkemmel bir insan ve mesud bir Mslman ve sir zhayatlara, hayvanlara bir nevi sultan olur. Evet, bir gen, hapiste, yirmi drt saat her gnk mrnden tek bir saatini be farz namaza sarf etse ve ekser gnahlardan hapis mni olduu gibi, o musbete sebebiyet veren hatdan dahi tevbe edip sir zararl, elemli gnahlardan ekilse, hem hayatna, hem istikbline, hem vatanna, hem milletine, hem akrabsna byk bir faydas olmas gibi; o on, on be senelik fn genlikle, ebed parlak bir genlii kazanacan, bata Kurn- Mucizl-Beyn, btn ktb ve suhuf-u semviye kat haber verip mjde ediyorlar.[15] Ve yine bedizzaman asay musa adl eserinde genlere u ekilde tavsiyelerde bulunmutur; Genlik Rehberinde izah edildii gibi, genlik hi phe yok ki gidecek. Yaz gze ve ka yer vermesi ve gndz akama ve geceye deimesi katiyetinde, genlik dahi ihtiyarla ve lme deiecek. Eer o fni ve geici genliini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebed, bki bir genlii kazanacan btn semv fermanlar mjde veriyorlar. Eer sefahete sarf etse, nasl ki bir dakika hiddet yznden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasn ektirir; yle de, gayr- meru dairedeki genlik keyifleri ve lezzetleri, hiret mesuliyetinden ve kabir azabndan ve zevlinden gelen teessflerden ve gnahlardan ve dnyev mcazatlarndan baka, ayn lezzet iinde o lezzetten ziyade elemler olduunu akl banda her gen tecrbeyle tasdik eder.

Mesel, haram sevmekte, bir kskanlk elemi ve firak elemi ve mukabele grmemek elemi gibi ok rzalarla o cz lezzet zehirli bir bal hkmne geer. Ve o genliin suiistimliyle gelen hastalkla hastahanelere ve taknlklaryla hapishanelere ve kalb ve ruhun gdaszlk ve vazifesizliinden neet eden skntlarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana deceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor. Elbette, ekseriyetle genlerin genliinin suiistimalinden ve taknlklarndan ve gayr- meru keyiflerin cezas olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve alamalar ve esefler iiteceksin. Eer istikamet dairesinde gitse, genlik gayet irin ve gzel bir nimet-i lhiye ve tatl ve kuvvetli bir vasta-i hayrat olarak hirette gayet parlak ve bki bir genlik netice vereceini, bata Kurn olarak ok kat ytyla btn semv kitaplar ve fermanlar haber verip mjde ediyorlar. Madem hakikat budur. Ve madem hell dairesi keyfe kfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasn ektirir. Elbette, genlik nimetine bir kr olarak, o tatl nimeti iffetle, istikamette sarf etmek lzm ve elzemdir.[16] LETM ORGANLARI VE MEDYANIN GENLERE OLUMSUZ ETKS Medyann ve iletiim organlarnn insan zerindeki gc tartlmayacak bir gerektir. nsanlarn zamanlarnn byk bir blmnn televizyon, bilgisayar ve internet karsnda getiini dnrsek genlerimizin ne tr bir bombardman ile kar karya olduu anlalm olur. letiim aralarn hayatmzdan karmak mmkn olmadna gre onlar bilinli ve yararl bir biimde kullanmay genlere retmek gerekiyor. Bu da sabrla ve onlarn duygularna ve tercihlerine deer vererek alabilecek bir problemdir. Bu milletin ve bu vatann hayat- itimaiyesini anarlikten kurtarmak ve byk tehlikelerden halas etmek iin, be esas lazmdr ve zarridir: Birincisi merhamet, ikincisi hrmet, ncs emniyet, drdncs haram helali bilip haramdan ekinmek, beincisi serserilii brakp itaat etmektir.[17]

stadn toplum hayatn anarilikten kurtarmak iin gerekli olduunu syledii bu be esas genlerin zemininde sarsan ey medyadr. Yaynlanan iddet ierikli filmler genlerde merhamet duygusunu zedeliyor, hrmeti kaldryor, haram ve helali normal birer unsurmu gibi birbirini ayrd ettiremeyecek derecede genlerin akln eliyor ve genleri zendirerek serserilie srklyor. te biz genler medyadan kaynaklanan bu sarsntmz risalei nurlarn nda tamir etmeliyiz. BATILILAMA Genlerde gittike yaygnlaan ve genlii bo heveslerle gnahlara zendiren, onlar binevi dnyevi girdaplara sokan ciddi problemlerimizden biriside batllamadr. Bat kendi hayat standartlarn btn dnyaya yaymaya ve kendi deer yarglarn dayatarak tek tip global bir kltr oluturmaya ynelirken, hedef kitle olarak ounlukla genleri n plana karmakta ve onlarn nefis mcadelesinin merkezinde yer alan hazlara ynelik ruhunu istismar edebilmektedir. Oluturulan elence ortamlar, ehevi arzular galeyana getiren her trl aracn kullanlmas, dnceden uzaklatran btn oyalayc aralarn kullanlmas genlikte var olan gl bir benlik, acz ve fakrn hatrlatacak hastalk sknt ve lmlerle nispeten seyrek olarak yzlemesi ve kendinden uzak bilmesi, bunlar unutturma amacna yneliktir. Genlik ruh hali ise buna ok yatkn ve bu ynden aldatlmaya fazlas ile msaittir. cazibedar bir fitne terimi bu manay karlyor olmaldr. Bedizzaman bu probleme vurucu darbeyi u ekilde dile getiriyor; Ecnebilerin bir ksm, nasl kymettar malmz ve vatanlarmz bizden aldlar onun bedeline kk bir fiyat verdiler; aynen ylede, yksek ahlakmz ve yksek ahlakmzdan kan ve hayat ictimaiyeye temas eden seciyelerimizin bir ksmnda bizden aldlar, terakkilerine medar ettiler. Ve onun bedeli olarak bize verdikleri, sefihane ahlak- seyyieleridir ve sefihane seciyeleridir.[18]

Ey bu vatan genleri! Frenkleri taklide almaynz. y, Avrupann size ettikleri hadsiz zulm ve advetten sonra, hangi aklla onlarn sefahet ve btl efkrlarna ittib edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihne taklit edenler, ittib deil, belki uursuz olarak onlarn safna iltihak edip kendi kendinizi ve kardelerinizi idam ediyorsunuz. gh olunuz ki, siz ahlkszcasna ittib ettike, hamiyet dvsnda yalanclk ediyorsunuz. nk u surette ittibnz, milliyetinize kar bir istihfaftr ve millete bir istihzdr. [19] Acaba en ziyade kuvve-i mneviyeye ve teselliye ve metanete ihtiyacn hissetmi bu asrdaki beer, bu zamanda o kuvve-i mneviyeyi ve tesellyi ve saadeti temin eden ve slmiyet ve imandaki nokta-i istinad olan hakaik-i imaniyeyi brakp, garpllamak nvanyla, slmiyet milliyetinden istifade yerine, btn btn kuvve-i mneviyeyi krp ve teselliyi mahveden ve metanetini kran dallet ve sefahete ve yalanc politika ve siyasete dayanmak, ne kadar maslahat- beeriyeden ve menfaat-i insaniyeden uzak bir hareket olduunu, pek yakn bir zamanda intibaha gelmi, bata slm olarak, beer hissedecek. Dnyann mr kalmsa Kurnn hakaikine yapacak.[20] VURDUMDUYMAZLIK VE NEMELAZIMCILIK Gnmzde genlerde bir bulac hastalk haline gelmi olan genlerin evresiyle ve bil hassa olgun bykleriyle sorunlar yaamasnn en byk nedenlerinden biriside vurdumduymazlktr. Genleri hep ben ben diyerek bencilletirip etraflarna zarar vermelerine hakl haksz, doru yanl ayrmnn anlalamamasna fedakarlk kavramnn unutulmasna neden olan kavram vurdumduymazlk ve neme lazmclktr. Bu probleme de risale-i nur deryasndan u damlalarla bir yorum yapabiliriz; Bazlarmzdaki dikkatsizlikten ve ecneblerin zararl seciyelerini almamzdan, kuvvetli ve kuds slm milliyetimizle beraber, herkes "Nefs, nefs" demekle ve milletin menfaatini dnmemekle, menfaat-i ahsiyesini dnmekle, bin adam, bir adam hkmne sukut eder. Yani, kimin himmeti yalnz nefsi ise, o

insan deil. nk, insann ftrat medendir. Ebn-y cinsini mlhazaya mecburdur. Hayat- itimaiye ile hayat- ahsiyesi devam edebilir. [21]

GENLK NASIL DEER KAZANIR Genleri imana ve slami hayata heyecan ve akla donatmak gerekir. deal bir gence yakan, olgun ve yksek bir Mslman olmak iin, ilim ve imana almak, hayatn islamn yce prensiplerine gre yaayp, genlik gnlerini bou bouna kaybolmaktan kurtarmaktr. Talha ibn beydullah (ra)rivayet ediyor; Resulullah (a.s.m) Allah ibadete dkn genle meleklere kar iftihar ederek yle buyurur. kuluma bakn benim rzam iin nefsani isteklerini terk etmitir buyurdular. Ey gen kardeim ve zamanlarn hayhuylu, babo yaratklar gibi boluklar iinde geiren sersem nefsim! Bu yaa geldin. ocukluktan ktn. ocuklar varki sen onlardan gerisin sakall ocuk olmak bir insan iin maskaralk, irkinlik ve ktlk alametidir. Halbuki sana yakan, senin taze ve irin genliine yaraan hoplayp zplamay brakp olgun ve yksek bir Mslman namzedi olarak ilm-i imana almak, islamiyetin yce bilgisiyle bilgin olmaya gayret etmektir. Allaha ibadet ve itaat edip namaz ve ibadete sarlp, gzel genliini irkinlemekten, genlik gnlerini bou bouna ldrmekten kurtarmaktr. Kendini bir yokla. Ben seni gryorum ki, sende parlak ve ebedi bir istikbali kazanma kabiliyeti var. Bu istidat senin genlik ruhunun nurundan fkrarark, senin manevi ve maddi simanda ldamakta; gzlerinden, okumaya ve Allaha ibadete olan sevgi kvlcmlar parl parl parldamaktadr. Bu nurlar karartmamay, bu klar sndrmemeyi akln ve kalbin sana feryad- figanla ihtar ediyor. Ruhun, derinliklerinde oku!Allahn bahtiyar bir kulu, cemiyetin bir gl, islamiyetin blbl ol! diye lahi bir seda ile sana sesleniyor.bu sedaya kulak verip nur-u kuranla ilim ve irfan

sahibi olarak iki cihann saadetiyle mesut ol. Genleri imana ve slami hayata heyecan ve akala tehiz ve tazyin etmek gerekir. Genlerdeki istiklal, istikamet, ahlaki gzellik ve ykseklik, terakki ve tekaml, tefeyyz ve tekemml akn uyandrmak elzemdir. [22] Bedizzamann Genleri

Genlik, insan hayatnn en zor ve en problemli zaman dilimidir. Bu anlarda somut kavram dnemi olan ocukluktan, soyut kavram dnemine gei yaanr. nsann varl alglamaya ve sorgulamaya balad bu zaman, pek ok kiilerce zel bak ve dnce ekseninde irdelenmitir. Bunlar arasnda en nemlisi asrmzn sorunlara are reten kiisi olan Bedizzamandr. O, kendi zamanna kadar olan tm mutasavvflarn genlie bakndan farkl bir bak benimser. Onun, genlik anlaynda riyazetle gszlemi, nefsi ldrmekle benine dnm bir gen yoktur. Buna karlk, nefsini ldrmek yerine onu terbiye etmi, enerjik, dinamik, bakas iin fedakarlkla benini am bir gen vardr. O, dier mutasavvflarn etraflarnda oluturduklar yallar halkasn deitirip, etrafnda genlerden bir halka oluturmay baarmtr. Bu baars hi phesiz onun genlik anlayndan kaynaklanmaktadr. Bedizzaman, genci ncelikli olarak ahiret hayat iin hazrlarken, dnyadan kopuk bir sistem uygulamaz. timai hayatn ierisinde bir gen modelini benimser. Bu asrda bir gencin toplumdan soyutlanarak dinini yaamas mmkn deildir. Kendisinden ahiretini nasl kurtaracaklar konusunda yardm isteyen genlere ncelikle kabir gereini ders verir. Bu derste dikkat edilecek nemli bir nokta vardr. O, genlere lm var demez. Gen iin lm, mcerret bir kavramdr. Kabir ise somut bir kavramdr. O, gencin hem dnya hayatna bakar, hem ahiret hayatna. Bir

gencin 50 yl sonraki kabir hayatna baknda alarken, genliin 50 yl sonraki toplum hayatnda, eer doru eitim verilmezse, nasl bir anari tehlikesi oluturaca konusunda da ciddi endieler tar. Bedizzaman, imdiye dek alla gelmi cehennemle korkutma veya cennetle mjdeleme sisteminin dnda bir eitim anlayna sahiptir. Genlere o andaki gnahn iindeki cehennem acsn gsterirken, ayn zamanda imann iindeki cennet lezzetini de bu dnyada alglatmay salar. Onun genlere tavsiyelerinde mahhas bak nemli yer tutar. Somut dnyadan soyut dnyaya geme dneminde olan gence alglamasn kolaylatrmak iin somut rnekleri ders verir. Meru olmayan bir hayat izgisinin daha bu dnyada bile ne derece zc hadiselere sebebiyet verdiini rnekler. Bu konuda genlere kabristanlara, hastanelere ve hapishanelere sormalarn nerir. Buralar genlikte yaplan yanllarn ac ekilen sonu mekanlardr Bedizzaman, genlik psikolojisinde ok nemli bir hususu gz ard etmez ve srarla vurgular. nsann ilgin bir yan, her ya dneminin geeceini kabul ederken, genliin ise bitmeyecei evhamdr. Oysa ocuk iken bir an nce genlie ulamak iin yalarn bytenler, her nedense genlik yalarn sabitletirirler. Bedizzaman, "fanilik" kavramn sk sk vurgular ve genliin ok abuk geeceini ifade eder. Yanl geen genliin ihtiyarlkta ne derce pimanlk alaylarna ve zntlerine sebebiyet vereceinin altn nemle izer. Onun, genlik anlaynda "ihtiyar genler" modeli nemli yer tutar. Peygamberimizin "bahtiyar gen" olarak belirttii ihtiyar gibi ahiretini dnen gen sistemi ncelikle esas ald bir genlik anlaydr. Bedizzamann genlik anlayn alglayabilmek iin, ncelikle onun peygamberimizin genlerle olan iletiimine ve onlar istihdam ediindeki yntemine de bakmak gerekir. nk onun, genlerle olan ilikisi ve genlie eitim metodu peygamberi

sistemi rnek ve rehber edinmitir Bedizzzamann, genlerin eitimi konusunda zerinde durduu nemli bir husus da annelerdir. Ona gre gnmz annelerinin tercihinde ncelikli srann dnya hayat olmas, genlerin imani hayatlarndaki temel sarsntlarnn temel noktasn oluturmaktadr. Ahiret inanc verilmeyen genlerin toplumda bir "semi katil" (zehirli katil) gibi zarar vereceini vurgular. Genlerin enerji ve tecavze sebebiyet verebilen g ve kuvvet dnemlerini polis gcyle deil ancak her yerde gizli polisleri bulunan bir Allah inanc ile dizginlenebilecei zerinde srarla durur. Genlerin eitiminde be temel esas belirler: Hrmet merhamet, haramdan ekinmek, emniyet, serserilii brakp itaat etmek. Bedizzamana gre inancn kaybetmi bir gencin iki duru ekli vardr. Ya psikolojik bunalmla hayat unutmak iin sefahate meyledecei, ya da anarist olacadr. Bunun iin de vicdann iman ilimleri ile, akln nuru olan fen ilimlerini birlikte tahsil eden gen modelini ortaya koyar. Birka dil ile eitim veren idealindeki bu niversiteyi ilk douda kurmak istemesi de tespitlerinde ne derece isabetli olduunun gstergesidir. Bedzzaman, iman esaslarnn ciddi yalpalanmalar geirdii bir dnemde yaar. Genler ve 50 yl sonras toplum hayat iin ciddi endieler tayan Bedizzaman, genlere yol klavuzu mahiyetinde olan Genlik Rehberi isimli eserini kaleme alr. Dnemin ileriyi gremeyen idarecileri tarafndan bu eseri iin mahkemeye verilir. Bedizzaman yannda genellikle 30 yalarn gemeyen genleri istihdam eder. Bu genlerin ergenlik bunalmlarndan uzak olmas da nemli bir husustur. u an aileler tarafndan nasl memnun ve rahat ettirilecei konusunda acziyetin yaand bu dnemdeki pek ok gen, Bedizzaman ile en zor artlarda hapishaneleri paylamas, onun genleri eitimindeki gcnn gstergesidir. Onun genlerle iletiimindeki en nemli bir yn de genlere gsterdii ok byk efkatidir. Bu konuda gen talebesi Mehmet Frncya "Sana yetmi anne efkatindeyim." der.

Genlerin en enerjik dnemlerini "gentir" diyerek atl brakan, "gentir" diyerek her eyi mbah gren bir mantk, onlarn masum ruh dnyalarnn gnahlarla ilk karlamadaki bunalmlarn ve aclarn "ergenlik" olarak isimlendirmektedir. Bedizzamann etrafndaki genler, dnya ve ahireti omuzlarnda tayacak kadar gl, dingin ve problemsiz bir ruh hali ierisindeler. Hala onun eserlerini okuyan genlerin de ayn ruh halleriyle mcehhez olmalar, onun genlik anlaynn irdelenmesine ve eitim sistemimizin onun genlik modeline ne kadar ihtiyac olduunu gstermektedir. Sonu ve Deerlendirme Genlik problemleri, ok ynl ve her bir yn olduka derin ve kapsaml bir mesele olarak karmza kmaktadr. Dolaysyla bunlarn zm, olduka uzun ve youn almalar gerekli klmaktadr. Gnmz geliinin problemi ok, saymakla bitmez, ama are, her halkrda salam bir eitimden, bilhassa iyi bir risale-i nur eitiminden gemektedir. Bu verilebildii takdirde, en azndan problemlerin zm adna salam bir temel kurulmu olacak ve tali derecede kalan problemler ise, bu temel zerinde zlebilecektir. Gnmzde genlerimizin birtakm problemlere dmemeleri iin unlara dikkat etmeliyiz;- Genlere salam bir aile terbiyesi verilmeli ve kendilerine anlayla yaklalmal.- Ailede ve okulda doru bilgiler verilmeli ve bilgiler atmamal.- Genlere sorumluluk uuru verilmeli ve onlara rnek olunmal.- Genler sosyalleerek, insanlarla iyi mnasebet iinde bulunabilmeli.- Genler kt arkada grubundan uzak durmal ve iyi arkada edinmeli.Genlerin, hr ama ilm, sistematik ve belli deerler erevesinde dnme gcne, dnya grne sahip, insan haklarna saygl ve evre uuru yerlemi fertler olmalar salanmal *Gnl dnyalar duygu ve sevgi ile yourarak kulluk bilinci ile ahlak erdemlere ulatrlmal, *Genler gl bir irade ile nefislerine hkim kiilikler haline gelebilmelerini salayacak manevi eitim srecinden geirilmeli *Dzgn bir ibadet hayatn zendirmek ve bu tr bir hayatn

insann kendisine ve dier insanlara saygl olmay salayacak bir altyap oluturduunu anlatmak ve bunu fiilen gstermek, *Genlerdeki model insan tutkusu ve onlarla aynileme duygusundan yola karak onlarn dnyalarna uygun modeller sunulmaldr.

KAYNAKLAR Risale-i nur enstits Bizim aile aylk dergisi Altn prensipler Eitimci yazar nuriye eleen Doan, H. Z.,"niversite Genliinin Sorunlar", Uluslararas Terrizm ve Genlik Sempozyumu Bildirileri 24-26 Nisan 1985, Cumhuriyet niver Sivas. Hayta, Akif, Psiko-Soyal Uyum ve Dini Pratikler, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Uluda niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, 1993. Ahir zaman genlii mer Karata Genlerin problemleri Nuriye ELEEN zolu, Sleyman etin "Genlerin Kiilik Geliimine Nasl Yardmc Olabiliriz", Genliin Eitim Sorunlar, TED yayn, Ankara (DPT Raporu, 1983, 13) Fethul buhari [1] (DPT Raporu, 1983, 13) [2] Gelik rehberi 16 [3] Genlik rehberi 18 [4] Fethulbari149 [5] Szler236 [6] Lemalar s. 223 [7] (Rum Suresi, 44) [8] Genlik rehberi s. 151 [9] man ve kfr mvazeneleri s 157 [10] Maide 90-91 [11] bn mace edep (2:1119) [12] (Bakara, 2/188)

[13] ualar s.203 [14] ualar s 167 [15] Szler s.135 [16] Asay musa 26 [17] Tarihe-i hayat 273 [18] Hutbe-i amiye s.50 [19] Allah bizi ve sizi dosdoru yola iletsin.mesnevi-i nuriye143 [20] Hutbe-i amiye s.78 [21] Hutbe-i amiye s.64 [22] Altn prensipler Kaynak: GAZANTEP YENASYA Facebook grubundan alnmtr.

Risale-i Nur'da Kelami izgi (Kur'ani Kelam Metodu)


Kelam ilmi, zellikle Gazzl ve daha sonraki dnemlerde felsef konularn da iine girmesiyle terminoloji asndan felsef bir hviyet kazanarak daha ziyade yksek bir seviyeye hitap eder hale gelmitir. Bu durum, zellikle son dnemlerde halkn inanla alkal ihtiyalarn daha ok ilmihal seviyesinde yazlan eserlerden giderme yoluna sevk etmitir. 19. yzylda Pozitivizm, Materyalizm ve Darwinizm gibi felsef akmlarn yaym olduu inkarc fikirler karsnda klasik Kelm ilminin, en azndan bir tekml geirmesi gerektii ortaya kmtr. te Bedizzaman Said Nurs, denebilir ki modern fen ve felsefeden gelen btn phe ve inkr akmlarn kurutacak bir kelm izgiyi Risle-i Nur Klliyatnda ortaya koymutur. Baz renklerine aada temas edeceimiz bu izginin en nemli zelliklerinden biri, hem en st bilgi, tefekkr ve dnce seviyesindeki insanlar, hem de avam halk ayn anda doyurabilmesi, ayrca, akl kadar kalbe ve kalb kadar, vicdan gibi dier melekelere de hitap

edebilmesidir. Bu bakmdan, bu izgiye, bizzat Bedizzaman gibi, Kuran yrngeli bir kelm metodu diyebiliriz. Esasen Risale-i Nur Klliyat, gerek ele ald konular, gerekse bu konular ele al slubu itibariyle eitli ekillerde tarif ve tavsif edilegelmitir. En yaygn ekliyle, Risale-i Nur, Kuran tefsiri olarak kabul edilmektedir. Klliyatn eitli yerlerinde, mellifin bu anlamda beyanlar vardr. Yine mellifin kendi ifadelerinde, Risale-i Nur bir ilm-i kelam eseri olarak vasflandrlmaktadr. Risale-i Nur, batan sona tetkik edildiinde onun kendine has bir usulle deta yeni bir kelm metodu ortaya koyduu grlecektir. Bedizzaman, insan marifetullaha (Allah bilmeye) gtren yollar kelm, tasavvuf, felsefe ve Kuran olmak zere drt kategoride mtalaa etmektedir. Ona gre kelm ve tasavvuf, Kuran meneli olmasna ramen, daha sonralar iin iine insanlarn sadece akl ve fikr mlahazalarnn girmesiyle bir lde yetersiz kalmtr. Her meselede akl kendine rehber edinen felsefe ise, zaten phe ve tereddtlerle dolu bir yoldur. Btn bunlarn dnda bir de Kurann ortaya koyduu bir yol vardr ki, bu, Allaha ulamada en ksa ve en kolay olan yoldur. te kelm ilminin btn konularn ihtiva eden Risale-i Nur, akl ve kalb btnl iinde bu yolu takip etmekte ve her eyde Allah tanmaya bir pencere amaktadr. Klasik Kelm ile Kuran yol arasndaki fark Bedizzaman Said Nurs, byle daha ksa ve emniyetli bir yolu kelm, tasavvuf ve felsefenin ortaya koymu olduu yollara tercih etmitir. O, zellikle kelm ilmini zikrederek kelm ile Kuran yolunun arasndaki fark u misalle anlatmaktadr: Baz Szlerde, ulem-i ilm-i kelmn mesleiyle, Kurandan alnan minhc- hakiknin farklar hakknda yle bir temsil sylemiiz ki, mesel: Bir su getirmek iin bazlar kngn (su borusu) ile uzak yerden,

dalar altnda kazar, su getirir. Bir ksm da her yerde kuyu kazar, su karr. Birinci ksm ok zahmetlidir. Tkanr, kesilir. Fakat her yerde kuyular kazp su karmaya ehil olanlar; zahmetsiz, her bir yerde suyu bulduklar gibi... Aynen yle de: Ulem-i ilm-i kelm, esbab, nihyet-i lemde teselsl ve devrin muhaliyeti ile kesip, sonra Vcibl-Vcdun vcdunu onunla ispat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor. Amma Kuran- Hakmin minhc- hakiksi ise; her yerde suyu buluyor, karyor. Her bir yeti, birer s-y Musa gibi, nereye vursa b- hayat fkrtyor.

Risale-i Nur, ne baz kelmclar gibi yalnz akl kullanm, ne de tasavvufular gibi yalnz kalbin keif ve zevkiyle hareket etmitir. O, imann sadece ilimden ibaret olmayp, insann akl, ruh, kalb gibi sezi ve alglaylarnn da derecelerine gre imanda hisseleri bulunduu gereinden hareketle, akl, kalbi, ruhu ve insann dier melekelerini dikkate alarak hareket etmi; akldan kalbe, kalbden akla geerek rneklerle aklamalarda bulunan yepyeni bir yol takip etmi ve bu ekilde iman hakikatlerini ak bir ekilde gstermitir. Akldan hareketle yola kan ve Eski Yunan dncesinin tesirinde kalan bilhassa Mslman Meai filozoflara karlk Bedizzaman, Kuran kendisine rehber edinmitir. Bedizzamana gre Kuran, kll (btncl) bir yaklam a sahip olduu iin, bata tevhid gibi btn iman hakikatlar konusunda ksr yaklamlarn gremedii, kavrayamad ve anlayamad hakikatleri apak ortaya koymaktadr. Ayrca Kuran, tevhidi anlatrken btn yce lh hakikatlerin mahiyetine uygun bir slup kullanmtr. Ayn ekilde btn Esm-i Hsnann iktiza ettikleri hakikatleri, neticeleri, Esma-i Hsnann tecellilerini bnyesinde toplam ve bunlar arasndaki tenasb

muhazafa etmitir. Bedizzamana gre byle bir yntem, hibir beerin eserinde mevcut deildir. Kelmclarn, mutasavvflarn ve felsefecilerin usulleri, bu kll yntemin sadece bir yann grebilmekte ve bunlar, mereplerini bu tek yan zerine bina etmektedirler. Bu ise, neticede ifrat ve tefritlere, dolaysyla, bir hakikatten de yola ksalar, bir takm bidat, hatt dallet frkalarnn domasna yol aabilmektedir. Kuran slbu ve Risale-i Nur Said Nurs, bu dnce ve hareket tarzn, daha sonra da btn hayat boyunca devam ettirmi ve eserlerinin pek ok yerinde tekrar ederek, Risale-i Nurun sadece Kurana dayandn ve ilhamn ondan aldn belirtmitir. Risale-i Nur bu adan incelendiinde, gerekten de onun Kurann slubundaki zellikleri yanstt grlecektir. Bunlarn en nemlileri arasnda unlar saymak mmkndr: 1. Kurann, bata Allahn varl ve birlii olmak zere, iman hakikatlerini ispat, daha dorusu tesbit ve takdim ederken ortaya koymu olduu deliller mahhastr ve mevcut lem ile yaanan hayatn gerekleridir. Kuran, btn eya ve hadiselere yet, yani bata Allahn varl ve birlii olmak zere, iman hakikatlerinin delilleri, iaretleri olarak bakar. Risale-i Nur da, ayn yntemi izlemi ve daha ok tedell, yani Yaratcdan yaratlma uzanma ve iman hakikatleri arasndaki telzumu (birinin hepsini, yani birbirlerini gerektirmesi) nazara verme yoluyla, ana malzeme olarak kinat, eya ve hadiseleri kullanm, onlarn her birini, zihin ve kalbi tatmin eden saf bir su kayna olarak deerlendirmitir. 2. Batan sona kadar, ihtiva ettii hakikatlere akl ahit gsteren ve insanlar tefekkre davet eden ve taklitilii irkin temeli olarak grp kknden kesip atan Kurann bu tarzn Risale-i Nur da aynen benimsemitir. O kadar ki

Bedizzaman, tasavvuftaki seyr-i sluk (manevi terakki mertebelerinde seyahat) ve evradn (sk sk ve devaml okunan dua ve zikirler) kalbe ve ruha kazandrdn, mantk ve ilm deliller zerinde yryen ve tefekkr esas alan Kurana dayal Risale-i Nur metodunun fazlasyla kazandracan ifadeden ekinmez. Ona gre, seyr-i slk ve evrad yoluyla iman hakikatlerinde inkiaf, akl fazla tatmin etmedii ve gnmzde, hatt tabii olarak, akl da kalb gibi tatmin istedii iin, fen ve felsefeden gelen pheler karsnda malp olabilir. Fakat, iman hakikatlerinin akl kadar kalbi de doyurabilecek Kuran yrngeli tefekkr metoduyla inkiaf sayesinde, fen ve felsefenin ataca hibir phe inkra gtrc olamaz. 3. Kurann hitab evrenseldir. Bedizzaman Said Nurs de, bilhassa Barla devrinden itibaren kaleme ald Risale-i Nur Klliyatnda bu yolu semi ve kendisine muhatap olarak sekin bir zmreyi deil, btn zihin, hatt kalb seviyeleriyle btn insanl almtr. 4. Bir nceki (2.) maddede belirtilen zellik, Risale-i Nurun kelam ilmi ile ksmen paylat bir temel zellik olmakla birlikte, daha nce getii zere, kelm, felsefe boyutlu akl bir izgi izlemi olmasna mukabil, Risale-i Nur, hem iman hakikatleri, hem bu hakikatlerin kayna olan Esm-i Hsnnn tecellileri arasndaki tenasb muhafaza ettii gibi, akl delilleri mahhas kinat gerekleri zerine oturtmu ve deta gzlem temelli birer bilimsel veri olarak kullanmtr. Ayrca, kinat ve hadiselerde kl-kll, cz-cz mnasebetini ok iyi kefeden Bedizzamann bu konuda izledii metod ve yrd izgi de, klasik Kelmn ok ok tesindedir. Czden (paradan) kle (btne) ve czden (bir btn temsil eden para) ve kllye (czde

tecelli eden btn) ve ayrca tersi ynde seyahatler yapan Bedzzamann bu usl ve slbuna her hangi bir kelm eserinde genellikle rastlanmaz: Esma-i Hsnann her birisinin kendine mahsus yle kuds bir cemali var ki; bir tek cilvesi, koca bir lemi ve hadsiz bir nevi gzelletiriyor. Bir tek iekte bir ismin cilve-i cemalini grdn gibi, bahar dahi bir iektir ve Cennet dahi grlmedik bir iektir. Baharn tamamna bakabilirsen ve Cenneti iman gzyle grebilirsen bak gr. Cemal-i Sermednin derece-i hametini anla. O gzellie kar iman gzelliiyle ve ubudiyet cemali ile mukabele etsen, ok gzel bir mahluk olursun. Eer dalaletin hadsiz irkinliiyle ve isyann menfur kubhuyla mukabele edip karlasan, en irkin bir mahluk olmakla beraber, btn gzel mevcudatn manen menfurlar olursun. Bu ifadelerin, okunduu zaman insann iindeki bir potansiyeli harekete geiren bir g tad, gerek ifadenin kendisinden, gerekse Risale-i Nurun, kendisini okuyanlar zerinde hasl ettii tesirden rahata anlalmaktadr. Bu orijinal slubunda Risale-i Nura Kurann kaynaklk ettii aikardr. Ve bu slubun vicdanlar zerindeki tesiri, Kurann asrlar ve ktalar tesine uzanan icaznn bir terauh ve delilinden baka bir ey deildir. 5. Kuran, insana bir btn olarak hitap etmektedir. Onun hitabndan sadece akl veya kalb deil, insann btn varlk ve duygular birden feyiz almaktadr. Risale-i Nur da bu slubu benimsemitir. Mellif, Risale-i Nurdaki tefekkr bahislerinin tekrar tekrar okunduu halde usandrmamasn, yine Kurandan gelen bu zellie balar. 6. lemlere rahmet olarak gnderilen ve mminlere ok efkatli ve ok merhametli bir Peygamber (s.a.s.) vastasyla, yine mminlere bir rahmet olarak indirilen Kuran, daha ilk sayfasnda bize lemlerin Rabbini Rahman

ve Rahim isimleriyle tantmaktadr. lh rahmete her zamankinden muhta bir durumda olan bugnn insanna Risale-i Nurun Allah tantmasnda da ayn slup hakimdir. Yeis yerine mit vermeyi, rktmek yerine mjdelemeyi esas alan Risale-i Nur, Allah korkusunu dahi, bir yavrunun, annesinin efkat dolu sinesine snmasna benzetmektedir. Yine Kurandan geldiine hi phe olmayan bu zellik, Risale-i Nurun Rahman, Rahim ve Rauf isimlerine mazhariyetini gstermektedir. Buradan hareketle Bedizzamann kelam ilmine dair takip ettii metodun, bu alann geleneksel metodlarndan farkl bir yere sahip olduunu sylemek mmkndr. nk o, risalelerinde, okuyanlar meselenin en ince detaylarna kadar gtren, onlara btn kinat grebilecekleri gayet ince haritalar sunan ayrntl bir slub kullanmaktadr. Bu, eski kelm ilmi limlerinde ok fazla grlmeyen bir zelliktir. Materyalist medeniyetin hileli tuzaklarna dm, bylelikle akl ve kalbi dalm, bir ok menfi yollarla hayatlarna medeniyetin ktlkleri bulam olan slam dnyas kadar, btn insanlk, Bedizzaman Said Nursnin muhatabdr. O, havas-avam, byk-kk, kadn-erkek ayrt etmeden herkese hitap etmektedir. Bu adan, Bedizzamann uygulad metod, modern medeniyete de nasl yaklalmas gerektiini ve onunla mnasebetlerin ne getirip ne gtreceini bilmeyen insanlara retici mahiyette, gayet geni, ince ve ok boyutlu bir programa dayanmaktadr. Said Nurs, Kuran- Kerime tam mansyla dayanarak, kulland terimlerde de daha ok havassa hitap eden kelm ilminin meselelerini, bu asrda herkesin istifade edebilecei bir zenginlikle takdim etmitir. Bu takdimle kinat, ferdin etrafn saran ve hem enfs hem faki bir seyahatle btn srlarn seyyaha aan bir kitap haline

gelmitir. Seyyah, onda Yaratcsna dair en mkemmel delilleri bulur; btn kinatla hayret verici bir yaknlk, bir nsiyet kazanr ve yanl bir yol izlendii takdirde onu dallet, kfr, irk ve zulm karanlklarnn kayna gibi grebilecek olan nefsini, bu ukurlara dmekten korur. Risale-i Nur, kelm ile tasavvufu, akl ile kalbi, ayrca aksiyonu meczetmi bir okuldur. Risale-i Nurun, gnmzn ve hatt gelecein insannn nne at tefekkr ufkuyla kelm tarihinde bir r sahibi olarak, kendisine has bir isimle anlmaya herhalde liyakat vardr. nk onun getirdii Kurn kelm tarznda, bir kere kefedildikten sonra, insanlar dorudan doruya Kuran ile tantracak ve Kurann ne tkenmez bir hazine olduunu gsterecek bir istidat sakldr. Netice itibariyle, Risale-i Nurun dorudan doruya Kuran- Hakimden ald bu metod (Kurn kelam metodu), insan marifetullaha ulatran en ksa yoldur. Bu metod insan, ne sebepler perdesi iinde bomakta; ne de kinat inkra varan bir zorlamaya kap amaktadr. Risale-i Nurun bu Kurn metodunda, daim bir huzur ve kulluk uuru vardr. Fakat bu istidad kazanmak iin, yani mminin kendisini her yerde ve her zaman Allahn huzurunda hissetmesi iin, kinat hayale atmak veya aslnda yoktur diyerek mevcut yaratklar inkar etmek zorunda kalnmamaktadr. Yani Risale-i Nur, daim bir huzura kavumak iin, Vahdet-i Vcud ve Vahdet-i hud ehlinin de yolunu aan; emniyetli, selmetli, daha umum ve ksa bir yolu Kuranda bulmutur. Ksacas, Bedizzaman Said Nursnin kendi ifadeleriyle Kuran- Hakimden alnan marifet, huzur-u daimyi vermekle beraber, ne kinat mahkm-u adem (yoklua mahkm) eder, ne de nisyan- mutlakla (kesin bir unutmayla) hapseder. Belki babozukluktan karp, Cenab- Hak namna istihdam eder (kullanr). Her ey mirat- marifet (Allah bilme aynas) olur.

Ali Demirel ( Yeni mit Dergisi )

RSALE- NUR'UN TEFSRDEK YER


Bir eserin, genel olarak ilm ve zel olarak da slm literatrdeki yerini tesbit etmek iki ekilde olur. Birincisi: Eserin muhtevasna bakmak. kincisi: Mellifin kendi ifadesine bavurmak. Buna gre, Risale-i Nr klliyatnn slm literatrndeki gerek yerini de, bu iki yoldan ortaya koymak gerekir: 1. Risale-i Nur'un Muhtevas Risale-i Nur, muhteva itibariyle bir Kur'an tefsiri olarak mtalaa edilebilir. nk, rt'l-'cz adl eserde Fatiha sresi ile, Bakara sresinin 33. yetine kadar geen yetlerin tefsiri olduu gibi yaplmtr. Bu almamzn ilgili yerlerinde grlmekte olduu gibi, ad geen eser, sreler arasndaki mnasebetler dnda, klasik tefsirlerin btn metotlarnn kullanld, "Dirayet Tefsirler"i ierisinde yer alan bir nevi "ilm ve Edeb Tefsir"dir. Rislei Nur'un Szler, Mektbat, Lem'alar ve ualar gibi temel kaynaklar da, bir eit "konulu tefsir" olarak deerlendirilebilir. nk bu eserlerde, herhangi bir konunun belli bir yetin bal altnda ilenmesi, genellikle konu btnlne riyet edilmesi, lafzen olmasa da manen konunun birok yetin aklamas olarak ortaya konmas, "konulu tefsir"in yeni bir yaklam olarak deerlendirilebilir. Aslnda yeni bir tefsir biimi olarak ortaya kan "konulu tefsir"in, "konu ile ilgili yetlerin nzul srasna gre dizilip, deerlendirilmesi." eklindeki artlandrlma keyfiyeti, belli bir gr yanstmakta olup, bu iin baka ekillerde

olamayacan gstermez. Daha nceki limlerin "nsihmensh, aksm'l-Kur'an, emsl'l-Kur'an" gibi belli bir konuyu ele alan eserlerin, bir eit "konulu tefsir" olduu ortadadr. Muasr limlerden bazlarnn, "konulu tefsir"i, yukardaki tanm erevesinde grmeleriyle beraber; belli bir srenin ihtiva ettii hususlarn ilenmesini de "konulu tefsir" ksmnda mtalaa etmeleri bu tefsir trnn farkl ekillerde ilenebileciini gsteriyor. Aslnda bir btnlk ierisinde ilenen, "Kurn'da Kyamet Sahneleri", "Kur'an'da Ulhiyet", "Kur'an'da Tevhid", "Kur'an'n 'cz", "Kur'an'da lim" gibi konularn "Konulu Tefsir" ynnde deerlendirilmesinin de ilm bir saknca tamamas gerekir. Bunun gibi, Risale-i Nur'da belli yetlerin bal altnda bamsz olarak ilenen ve ayn zamanda konu ile ilgili metinleri verilmemi birok yetin izah erevesinde deerlendirilen ve Kur'an'n temel hedefi olarak bilinen, insanlarn dnya ve ahiret saadetini temin eden "hidyet mesaj"n mefhum olarak ders vermeyi amalayan "Hair", "Tevhid", "Nbvvet", "Kur'an'n i'cz" gibi konularn ileni tarzn bir "konulu tefsir" tarznda deerlendirmek mmkndr. Mesela: Dokuzuncu Sz "Namaz vakitlerinin hikmeti" konusu erevesinde deerlendirilmitir. "Haydi siz, akama ulatnzda (akam ve yats vaktinde), sabaha kavutuunuzda, gndzn sonunda ve le vaktine eritiinizde Allah' tesbih edin (namaz kln), ki gklerde ve yerde hamd ona mahsustur." mealindeki; yet balk olarak kullanlmtr. Bu szn fihristinde, ad geen yetle beraber "Be vakit namaz hakkndaki ytn gayet mhim bir srrn 'Be Nkte' ile tefsir.." eklindeki ifadeyle konu ile ilgili dier yetlerin de aklamasnn yapld belirtilmitir. Ad geen "Dokuzuncu Sz" ile

beraber 4. Sz, 11. Sz ve 21. Sz (birinci makam) 'n ortak konusu namazdr. Bunu "Kur'an'da namaz" adyla deerlendirmek mmkndr. Mesela: 19. Sz ile 19. Mektup "Hz. Muhammed (a.s)'in nbvveti" konusuna tahsis edilmitir. 19. Mektupta arlkl olarak hadislerin ilenmesi, konulu tefsir anlayna ters deildir. Bununla beraber, 19. szn konusu, fihristte, "Yasin sresinin (Hikmet dolu Kur'an'a yemin olsun ki, sen gnderilmi peygamberlerdensin) yetinin mealindeki yzer ytn en mhim hakikati olan Risalet-i Ahmediye (a.s)'yi ondrt reha namyla, ondrt kat' ve muhkem burhanlarla tefsir ve isbat ediyor." eklinde ifade edilmitir. Yine Onuncu Sz "Hair risalesi" adn tamaktadr ki, tamamyla hair konusunu ilemitir. Ayrca 15. szn zeyli ile 29. sz'de de hair konusu ilenmitir. Bu risaleyi de "Kur'an'da hair" balnda toplamak mmkndr. Nitekim 29. Szn fihristinde yle denilmiir: "De ki: Ruh, Rabbimin ermindendir." "Kyametin kopmas ise, gz ap kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir." "(nsanlar!) Sizin yaratlmanz ve diriltilmeniz, ancak tek bir kiinin yaratlmas ve diriltilmesi gibidir." yetlerinin mealindeki yzer ytn hair ve beka-i ruh ve melaikeye dair mhim hakikatini tefsir eder. Yirmibeinci Szn bir dier ad "Mucizat- Kur'aniye risalesi"dir. "De ki: Andolsun, bu Kur'an'n bir benzerini ortaya koymak zere insanlar, cinler bir araya gelseler, birbirine destek de olsalar, yine de onun benzerini yapamazlar." mealindeki yetin balnda yaplan aklamalarn hepsi "Kur'an'n i'caz" olarak deerlendirilmitir. 25. Szn fihristi, ad geen yetle balam ve ona atf yaplarak " .. yetinin hakikatim te'yid eden yzer ytn en mhim bir hakikati olan i'caz- Kur'anyi tefsir eder." ifadesine yer verilmitir.

Yine 26. Sz, "Kader" konusuna ayrlmtr. Balk olarak da "Her eyin hazineleri yalnz bizim yanmzdadr. Biz onu ancak belli bir lyle indiririz." "Biz her eyi apak bir kitapta sayp yazmzdr." mealindeki yetler yazlmtr. Bununla beraber, Risale-i Nur'un ifade tarzndaki orijinallii gibi, konular ilemede takip ettii metot da yeni bir yaklam olarak deerlendirilebilir. Nitekim baz limler, Risale-i Nur'u, Kelm ilminin konularn iledii iin onu, bir "Yeni ilm-i Kelm metodu" olarak deerlendirmilerdir. Buna gre Risale-i Nur, ister "lm-i Kelm", ister bir "Tefsir" olarak deerlendirilsin, onun kendine has bir metodunun olduunu kabul etmek gerekir. zetle denilebilir ki, Risale-i Nur, iman esaslarm szkonusu yapm yetleri aklayan, Kur'an'n manev konulu bir tefsiridir. Dier bir ifadeyle Risale-i Nur, (rt'l-'caz hari) ounlukla Kur'an'n lafzn tefsir etmeden, hidyet mesajn mefhum olarak asrn idrakine sunan, nev'i ahsna mnhasr Kur'an'n manev ve uhd bir tefsiridir. Evet, Risale-i Nur, Kur'an'n lafzn deil, dorudan doruya mesajn aktarmakla manev; Kur'an'n hakikatlerini gzle grnr misallerle ortaya koymakla da uhd bir tefsirdir. Mellifin aadaki grleri de bunu dorulamaktadr. Dier taraftan Risale-i Nur'un din hizmetinin yannda "Edeb vechesi"ni de olduka detayl bir ekilde inceleyen Semir Receb Muhammed de Risale-i Nur'u uhd bir tefsir olarak deerlendirmitir.

2. Risale-i Nur Hakknda Mellifin Grleri Risale-i Nur'un, bir tefsir olduu hususu, eserin mellifi Bedizzaman tarafndan srarla vurgulanmtr. Bir mellifin, yazd bir eseri niin ve nasl yazdn, eserinin kayna ve konusunun ne olduunu herkesten daha iyi

bilmesi kadar tabii bir ey olamaz. imdi mellifin btn srarna ramen, onun dncesinin aksine fikir beyan etmek, onun "tefsir olarak yazdm" dedii eserlerinin tefsirle ilgilerinin bulunmadn savunmak, en azndan ilm nezaket anlayna ters bir davran olur. Hele akranlar tarafndan "Bedizzaman" unvanna layk grlm bir allmenin tefsir, kelm, felsefe, fkh, hadis ilimlerini birbirinden ayramayacak durumda olduunu ma edecek szler sylemek, ne yazdn bilmemekle itham etmek, objektif ilim anlay ile badatrlamaz. Evet, Risale-i Nur hem tefsir, hem de kelm konularm ileyen bir eserdir. Bu iki hususun bir arada olmas son derece normaldir. Bunun anlam udur: Risale-i Nur, ounlukla, iman esaslarn konu alan yetleri aklayan, dier bir deyile Kur'an'n yetlerini, ilm-i kelm metodu ile ileyen bir tefsirdir. Demek ki, bir eserin, Kelm ilminin konular olan iman esaslarn ilemesi, onun bir tefsir kitab olmasna engel deildir. imdi Risale-i Nur'un, hem ilm-i Kelm konularm ileyen bir eser, hem de bir tefsir olduunu, bir ka madde halinde, bizzat eserin mellifi Bedizzaman'dan dinleyelim:

1. Risale-i Nur Manev Bir Tefsirdir Arzu edilen tefsir, insanlarn dnya ve ahiret hayatlarnda saadet yollarn gsteren tefsirdir. Mfessirler Kur'an'n eitli ynlerini ele alarak tefsir yapmlar, bunun neticesi olarak tefsirde eitli ynler meydana gelmitir. Tefsir almalar arlkl olarak kullanlan tefsir malzemesinin eidine gre zaman ierisinde limler tarafndan rivayet, dirayet, ilm, edeb, itima ve konulu tefsir gibi adlarla anlmaya balanmtr. Ayrca Kur'an'n lafzn filolojik tetkikler erevesinde aklayan tefsirlere lafz tefsir, bu tetkiklere girmeksizin Kur'an'n hidayet mesajn dorudan doruya aktaran

tefsirlere de manev tefsir adn vermek mmkndr. Nitekim bn Kayyim'e gre de tefsirler genel olarak e ayrlr". 1. Kur'an'n lafzlarnn aklamasn esas alan tefsir anlay (Lafz tefsir). 2. Kur'an'n vermek istedii mesaj esas alan tefsir anlay (Manev tefsir). 3. r tefsir. Gazzal'ye gre tefsir lafz ve manev olarak 2'ye ayrlr. Kur'an'n lafzlarn aklayan lafz tefsirler, Kur'an'n hakik mnlarnn anlalmasnda yetersiz kalr. Gazzal'ye gre;

(Attn zaman da sen atmadn, fakat Allah onu att.) yetinin zahir tefsir asndan hakik mnsn anlamak mmkn deildir. nk yetin zahir manas bir yandan "Sen attn" derken, dier yandan "sen atmadn" demektedir. Bu ise lafz tefsir asndan bir elikidir. Bu zahir eliki ancak yetin hakik mnsn anlamakla izah edilebilir. Snnette hem lafz, hem de manev tefsir rneklerini bulmak mmkndr. mam afi bu konuyu aklarken u grlere yer vermitir: Hz. Peygamber'in Kur'an' aklamas iki ekildedir: Birincisi: Kur'an'n naslarna yer vererek yaplan aklama. kincisi: Kur'an'da mcmel olarak ifade edilen hususlarda Kur'an lafzlarna yer vermeksizin Allah'n muradnn ne olduunu dorudan aktarmak. afi'ye gre Hz.Peygamber'in namaz, zekt ve haccn teferruat gibi aktan Kur'an'da bulunmayan konularla ilgili ortaya koyduu btn hkmler, O'nun Kur'an'dan istihra ettii hkmlerdir. Misal verecek olursak: Hz. Peygamber (a.s)'in "Kim de beni anmaktan yz evirirse, phesiz onun skntl bir hayat olacak ve biz onu kyamet gn kr olarak haredeceiz." yetinde geen "skntl bir hayat anlamndaki " " ifadesini, kabir azab olarak tefsir etmesi lafz tefsir

rneini tekil ettii gibi, hac, zekt ve namazn teferruat ile ilgili pekok konulardaki aklamalar da manev tefsir rneini tekil etmektedir. Bedizzaman da tefsirleri genel olarak lafz ve manev diye ikiye ayrmtr. O bu konuda unlar sylemektedir: "Risale-i Nur Kur'an'n ok kuvvetli, hakik bir tefsiridir." tekrar ile dediimden, baz dikkatsizler tam mnsn bilemediinden bir hakikati beyan etmeye bir ihtar aldm. O hakikat udur: "Tefsir iki ksmdr; Birisi: Malum tefsirlerdir ki, Kur'an'n ibaresini ve kelime ve cmlelerinin mnlarn beyan ve izah ve isbat ederler. kinci ksm tefsir ise: Kur'an'n iman olan hakikatlarn kuvvetli hccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir. Bu ksmn pek ok ehemmiyeti var. Zahir malum tefsirler, bu ksm bazen mcmel bir tarzda dercediyorlar. Fakat Risale-i Nur, dorudan doruya bu ikinci ksm esas tutmu, emsalsiz bir tarzda muannid feylesoflar susturan bir manev tefsirdir." Afyon mahkemesine hitaben sylenmi aada verilen szleri de, onun bu konudaki kanaatini aka ortaya koyuyor: Kur'an- Aziman'n hakk ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu asrda, bu vatanda ve bu millete, yirmi seneden beri tesirini gstermi Allah'n byk bir nimeti ve Kur'an'n snmez bir mucizesidir. Bedizzamann bu ifadesinden aka anlalyor ki, ona gre Risale-i Nur, lm-i Kelmn da konular olan iman esaslarn inceleyen, Kur'an'n emsalsiz hakik ve manev bir tefsiridir. fadede yer alan baz vurgular yle anlamak mmkndr: Risale-i Nur "emsalsizdir." nk ifade tarz, isbat ekli, konulara yaklam orijinaldir. "Kur'an'n h akik tefsiridir." nk Kur'an'n asl mesaj olan bata tevhid, nbvvet ve hair konularn esas almtr. "Manev bir tefsirdir." nk rt'l-'cz tefsiri dnda kalan Risalei Nur eserlerinin takip ettii metoda, genellikle yetlerin metinleri veya mealleri verilmeden, Kur'an'dan alnan

mesajlar dorudan aktarlmtr. 2.2. Risale-i Nur'un Konusu man Esaslardr Risale-i Nur'un, Kur'an'n manev ve hakik bir tefsiri olduunu syleyen Bedizzaman, konular itibariyle onun hakiki Kelm ilmi derslerini veren eserler olduunu, hatta mam- Rabbn'nin ok nceden ondan haber verip mjdelediim de ifade etmitir. Bir talebesine yazd cevabi mektubunda yle diyor: "Mektubunda ilm-i Kelm dersini benden almak arzu etmisiniz. Zaten o dersi alyorsunuz. Yazdnz umum szler, o nurlu ve hakik ilm-i Kelmn dersleridir. mam- Rabbn gibi baz kuts muhakkikler demiler ki: hir zamanda ilm-i Kelm yani ehl-i hak mezhebi olan mesil-i imaniye-i kelmiyeyi birisi yle bir surette beyan edecek ki, umum ehl-i kef ve tarikatn fevkinde, o nurlarn nerine sebebiyet verecektir. Hatta mam- Rabbn kendisini o ahs gibi grmtr. Senin u ciz ve fakir ve hi ender hi kardasn, bin derece haddimin fevkinde olarak kendimi o gelecek adam olduumu iddia edemem, hi bir cihette liykatim yoktur. Fakat o ileride gelecek acip ahsn bir hizmetkr ve ona yer hazr edecek bir dmdr ve o byk kumandann pidar bir neferi olduumu zannediyorum. Ve ondandr ki, sen de yazlan eylerden o acip kokusunu aldn." Risale-i Nur klliyatnn Kelm ilmine ait eserler olarak da kabul grmesinin sebebi, konularnn iman esaslar ile ilgili olmasndandr. Yukarda da ifade edildii gibi, Bedizzaman Risale-i Nur'u Kur'an'n manev bir tefsiri olarak grmekte ve ayn zamanda Kelm ilminin konularn ilediini de zellikle vurgulamaktadr. Bu konudaki ifadelerinden bazlar yledir: "mam- Rabbn Mceddid-i elf-i sni Ahmed-i Faruk (r.a.) demi:

Hakaik-i imaniyeden bir tek meselenin inkiaf ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve keramta mreccahtr. Hem btn tarikatlarn gayesi ve neticesi, hakik- imaniyenin inkiaf ve vuzuhudur. Madem yle bir tarikat kahraman byle hkmediyor; elbette hakik- imaniyeyi keml-i vuzuh ile beyan eden ve esrr- Kur'aniyeden tereuh eden Szler (Risale-i Nur), velayetten matlup olan neticeleri verebilir." Bedizzaman'n, yine mam- Rabbn ile ilgili aadaki szleri de, onun ok ak bir surette Risale-i Nur'u Kur'an'n manev bir tefsiri olarak deerlendirdiini gsteriyor. Mellif, mam- Rabbn'nin "Tevhid-i kble et" eklindeki tavsiyesini nazara alarak, Kur'an'dan baka, eserlere mracaat etmemesinin gerekesini anlatrken yle diyor: "Cenab- Hakk'n rahmetiyle, kalbime geldi ki: Bu muhtelif turuklarn ba ve bu cedvellerin menba' ve u seyyarelerin gnei, Kur'an- Hakm'dir. Hakik tevhid-i kble bunda olur. yle ise, en l mrid de ve en mukaddes stad da odur. Ona yaptm. Naks ve perian istidadm, elbette laykyla o mrid-i hakknin b- hayat hkmndeki feyzini massedip alamyor; fakat ehl-i kalb ve shib-i hlin derecatna gre o feyzi, o b- hayat yine onun feyziyle gsterebiliriz. Demek Kur'an'dan gelen o szler ve o nurlar, yalnz akl mesil-i ilmiye deil; belki, kalb, ruh, hl mesil-i imaniyedir. Ve pek yksek ve kymettar marif-i ilhiye hkmndedirler." Bedizzaman'a gre, zahirden hakikata gemek iki suretledir: Birincisi: Tarikat berzahna girip, seyr-u slk ile deiik mertebeleri katederek hakikata ulamaktr, ikincisi: Tarikat berzahna uramadan, ltf-u lh ile dorudan hakikata gemektir. Bu yol, sahabe ve tabine has, hakikata ok ksa bir zamanda ulatran ulv bir yoldur. Demek ki bu yolu takip eden ve Kur'an'n hakikatlerinin birer yansmas olarak ortaya kan Risale-i

Nur, byle bir zellie sahip olabilir ve sahiptir. Risale-i Nur'un Kur'an'n hakikatlerini yanstan bir ayna vazifesini grdn belirten mellif, u grlere yer vermitir: "Ben kendim; on deil, yz deil, binler defa mteaddit tecrbatmla kanaatim gelmi ki, Szler ve Kur'an'dan gelen nurlar, aklma ders verdii gibi, kalbime de iman hali telkin ediyor, ruhuma iman zevki veriyor ve hakeza... Hatt dnyev ilerimde keramet sahibi bir eyhin bir mridi, nasl eyhinden hctna dair meded ve himmet bekliyor; ben de Kur'an- Hakm'in kerametli esrarndan o hctm beklerken, mid etmediim ve ummadm bir tarzda bana ok defa hsl oluyor." Bedizzaman, Kastamonu Lahikasnda, medrese ehli ve hocalar ilgilendirdii gerekesiyle sz konusu yapt bir hususu anlatrken u grlere yer vermitir: Eski zamanlardan beri ekser yerlerde medrese hocalar iman hakikatlarn ve feyizlerini hep tekkelerde aramlar. Velayet meyvelerini onlarn elinden almak iin, bazen en byk bir medrese hocas, ok kk bir tekke eyhine boyun emi, elini pm ve ona tbi olmutur. Velayet feyizlerini oralarda aramtr. Halbuki medrese iinde hakikatin nurlarna giden bir yolun, iman esaslaryla ilgili ilimlerde daha safi, daha hlis bir hayat suyu emesinin bulunduunu; ilmin bizzat kendisinde, imann hakikatlarnda ve ehl-i snnetin ilm-i Kelmnda, tarikattan daha yksek ve daha tatl ve daha kuvvetli bir velayet yolunun varolduunu, Risale-i Nur, Kur'an- Muciz'lBeyann mucize-i mnevyesiyle am, gstermi; meydandadr. Bu sebeple herkesten ok, hocalarn nurlara komalar gerekirken, maateessf medrese ehlinin ou hl kendi medresesinden kan bu hayat suyu emesini ve bu ok deerli hazinesini tanmyor, aramyor, muhafaza edemiyor. Yine de Allah'a krler olsun ki, Szler mecmuas, hem hocalar hem de muallimleri nurlara ekti.

2.3. Risale-i Nur, Kur'an'dan Mlhemdir Bedizzaman'n, "Risale-i Nur'u zahiren benim eserim olmak haysiyetiyle sena etmiyorum. Belki yalnz Kur'an'n bir tefsiri ve Kur'an'dan mlhem bir tercmn- hakiksi ve imann hccetleri ve delll olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hatta bir ksm risaleleri ihtiyarsz yazdm gibi, Risale-i Nur'un ehemmiyetini yazmakta ihtiyarsz hkmndeyim." eklindeki ifadesi, Risale-i Nur'un Kur'an'dan mlhem manev bir tefsir olduu yolundaki kanaatini aka ortaya koyuyor. Buna gre denilebilir ki, ilenen konular sadece balk olarak kullanlm yetlerin aklamas deil, ayn zamanda metni verilmeyen ve fakat konu ile ilgili olan pek ok yetin de aklamasdr. "Manev bir elektrik olan Risale-i Nur dahi, ne arkn malmatndan, ulmundan; ve ne de garbn felsefe ve funnundan gelmi bir mal ve onlardan iktibas edilmi bir nur deildir. Belki, semav olan Kur'an'n ark ve garbn fevkindeki yksek mertebe-i arsinden iktibas edilmitir." eklindeki ifadesi de, onun bu konudaki kanaatini aka ortaya koymaktadr. Bedizzaman'a gre, Risale-i Nur'un Kur'an'dan mlhem olduunu gsteren deliller vardr. Bunlar muhtevann zenginlii, her seviyedeki insanlara hitabetmesi, stn ikna kabiliyetinin olmas, zellikle eserlerin telifi esnasnda Kur'an'dan baka, mellifin yannda herhangi bir kaynak eserin bulunmamasna ramen, allmn dnda bir sratle yazlm olmas gibi hususlar zikredilebilir. Mellife gre Risale-i nur'un muhtevas, kendi mellifinin hafsalasnn stnde bir genilie sahiptir. Bu ise, eserlerinin bir ilham eseri olduunun delilidir. Aadaki szleri bunu gstermektedir.

"Hem hakik-i imaniye ve Kur'aniye'de yle bir genilik var ki, en byk zek-i beeri ihata edemedii halde; benim gibi, zihni mevve, vaziyeti perian, mracaat edilecek kitap yokken, skntl ve sr'atle yazan bir adamda, o hakikn ekseriyet-i mutlakas dekaikiyle zuhuru; dorudan doruya Kur'an- Hakm'in i'caz- manevsinin eseri ve inyet-i Rabbaniyenin bir cilvesi ve kuvvetli bir iret-i gaybiyesidir." Risale-i Nur'un takip ettii slbun baka eserlerden farkl olduunu, kapsaml ifadelerle her kesime hitabedildiini ve Kur'an hakikatlerin, Kur'an'n slubuna uygun bir seyir takip ettiini ifade eden mellifin konu ile ilgili grleri yledir: Btn risalelerde, szkonusu olan btn derin hakikatler, verilen misaller vastasyla, en am ve mm olanlara kadar ders veriliyor. Hlbuki o hakikatlerin ounu, byk limler "tefhim edilmez", yani; "anlalamaz ve anlatlamaz" deyip, deil tm insanlara, belki yksek seviyedeki insanlara da bildiremiyorlar. Demek, Risale-i Nur'daki suhlet-i beyan, phesiz bir eser-i inayettir ve onun mellifinin hneri olamaz. Olsa olsa, Kur'an- Kerim'in manev i'cznn bir cilvesi, verdii temsillerin bir temessl ve bir yansmasdr.

Mellif, yukardaki grlerini desteklemek iin bir takm kyaslamalara da yer vermekte ve unlar sylemektedir: "Risale-i Nur eczalar, btn mhim hakaik- imaniye ve Kur'aniyeyi hatta en muannide kar dahi parlak bir

surette isbat, ok kuvvetli bir iaret-i gaybiye ve bir inyet-i lahiyedir. nk, hakik- imaniye ve Kur'aniye iinde yleleri var ki; en byk bir dah telakki edilen bn-i Sina, fehminde aczini itiraf etmi "Akl buna yol bulamaz!" demi. Onuncu Sz risalesi, o zatn dehasyla yetiemedii hakaik (Hair konusu), avamlara da, ocuklara da bildiriyor." Bedizzaman, bu konuda ikinci bir misali Sa'd- Teftezan'den vermi ve o zatn Telvih adl eserinde krkelli sayfalk "Mukaddemat- sn Aer" ismiyle bilinen bir blmde ancak ilim adamlarna bildirdii meseleleri, kendisinin kadere dir yazd 26. szde sadece iki sayfada, tamamyla hallettiini, srf limlere deil, herkese bildirecek ekilde akladn ifade etmi ve bunun lh bir inayetin eseri olduunu vurgulamtr. Bedizzaman, Risale-i Nur'daki ikna kabiliyeti, meseleleri ll bir tarzda karlatrp, gerekleri net bir ekilde ortaya koyabilmesi ve bu konuda ok byk baar gstermesi, ancak onun yegne stad olan Kur'an'n feyziyle mmkn olduu kanaatindedir. O, bir soruyu cevaplandrmak zere, slmiyet olmadan yalnz imanl olmann kurtulua vesile olamayacan anlatrken, yle der: "slamiyetsiz iman sebeb-i necat olmad gibi, imansz slmiyet de sebebi-i necat olamaz. nk iman bir izandr, hakk kabul ve tasdiktir, slm ise, hakka taraftar olmak, ona teslim olmak ve boyun emektir. Allah'a krler olsun ki, Kur'an'n manev icaznn feyziyle Risale-i Nur, slm ve Kur'an'n hakikatlarn yle bir tarzda ortaya koymutur ki, dinsiz bile onlar anlasa taraftar olur. Gayr- mslim anlasa, onlar tasdik eder. Gayr- mslim kald halde yine o gerekleri itiraf etmekten kendini alamaz." Mellifin, eserlerinde harika tesir gcnn olduuna dair kanaatini gsteren daha da arpc ifadeleri vardr. Bir mddet mahrem tutulup herkese gsterilmesi uygun

grlmeyen ve "Mahrem bir suale cevaptr." bal altnda ve bir "soru-cevap diyalou"nda yer alan bu ifadeler, aada olduu gibidir: "Benden sual ediyorsun: Neden senin Kur'an'dan yazdn szlerde bir kuvvet, bir tesir var ki, mfessirlerin ve ariflerin szlerinde nadiren bulunur. Bazen bir satrda, bir sahife kadar kuvvet var, bir sahifede bir kitap kadar tesir bulunuyor? "Elcevap: -Gzel bir cevaptr- eref, i'cz- Kur'an'a ait olduundan ve bana ait olmadndan, bila-perva derim: Ekseriyet itibariyle yledir. nk, yazlan szler (Nur risaleleri) tasavvur deil, tasdiktir; teslim deil, imandr; marifet deil, ehadettir, uhuddur; taklit deil, tahkikdir; iltizam deil, iz'andr; tasavvuf deil, hakikattir; dva deil, dva iinde burhandr." Bu ifadeleriyle Bedizzaman, Risale-i Nur'un, dorudan doruya Kur'an'n manev bir mu'cizesi olarak, uhd derecesinde Kur'an'n hakikatlerini delillerle isbat ettiini vurgulamtr. Mellif, Risale-i Nur'u, dier eserlerden bu kadar farkl klan sebepleri anlatrken de, onun Kur'an'dan mlhem kuvvetli bir tefsir olarak yce Allah'n bir ltf olduunu u ifadelerle beyan etmektedir: "Eski zamanda, esst- imaniye mahfuzdu, teslim kav idi. Teferruatta, ariflerin marifetleri, delilsiz de olsa beyanatlar makbul idi; kfi idi. Fakat, u zamanda dallet-i fenniye, elini, esasta ve erkna uzatm olduundan, her derde lyk devay ihsan eden Hakm-i Rahm olan Zt- Zlcell, Kur'an- Kerim'in en parlak mazhar- i'cazndan olan temsilatndan bir ulesini; acz ve zaafma, fakr ve ihtiyacma merhameten, hizmet-i Kur'an'a ait yazlarma ihsan etti. Felillahi'1-hamd, srr- temsil drbnyle en uzak hakikat, gayet yakn gsterildi. Hem srr- temsil cihet'l-vahdetiyle, en dank

meseleler toplattrld. Hem srr- temsil merdiveniyle en yksek hakaika kolaylkla yetitirildi. Hem srr- temsil penceresiyle, hakaik- gaybiyeye, esst- slmiyeye, uhda yakn bir yakn-i imaniye hsl oldu. Akl ile beraber, vehim ve hayl, hatt nefis ve hev teslime mecbur olduu gibi, eytan dahi teslim-i silaha mecbur oldu. Elhasl: Yazlarmda ne kadar gzellik ve tesir bulunsa, ancak temsilt- Kur'aniye'nin lemetndandr. Benim hissem; yalnz iddet-i ihtiyacmla taleptir ve gayet aczimle tazarruumdur. Dert benimdir, deva Kuranndr." Mellife gre, Risale-i Nur'un telif ekli de onun bir ilham eseri olduunu gsteriyor: Onun bu konuda "kardelerim ve arkadalarm" dedii, yannda bulunan btn talebelerini ve eserleri yazan mstensihleri ahit gstererek yapt aklamalarndan anlaldna gre: 19. Mektub'un be paras, bir ka gn zarfnda her gn iki- saatlik bir almayla, toplam oniki saatte hi bir kitaba mracaat edilmeden yazlmtr. zellikle ifade edildiine gre, "Resl-i Ekrem Aleyhissalt vesselam" ifadesinde tevafuk penceresinden ok ak bir nbvvet mhrn gsteren 19. Mektub'un en mhim bir paras olan "drdnc cz", -drt saatte, dada, yamur altnda, ezber yazlmtr. Yine 30. Sz gibi mhim ve dakik bir risale, alt saat iinde bir bada yazlmas gibi, en nemli szler ve risalelerin, mellifin en skntl ve hastalkl zamannda, en sr'atli bir tarzda yazlmas; mellif tarafndan, dorudan doruya Allah'n bir inayeti, bir ikram ve Kur'an'n da manev bir kerameti olarak telakki edilmitir. Bedizzaman, zellikle elli-altm kadar risalelerin telif tarzlarnn, Allah'n ilham ve ikramndan baka bir ekilde izah edilemeyeceini u szleriyle belirtmektedir: "Ellialtm risaleler yle bir tarzda ihsan edilmi ki, deil benim gibi az dnen ve zuhurata tebaiyet eden ve tedkikata vakit bulamayan bir insann; belki byk zeklardan

mrekkep bir ehl-i tedkikin sa'y ve gayretiyle yaplmayan bir tarzda telifleri, dorudan doruya bir eser-i inayet olduklarn gsteriyor." zet olarak denilebilir ki: Bedizzaman'a gre, Risale-i Nur'un telifindeki fevkalde sr'at ve suhulet; nshalarnn oaltlmas ileminde ve yazlmasnda gsterilen fevkalde itiyak ve kolaylk; okunmasnda dahi usandrmamas ve zevkle okunmas, Kur'an- Kerim'in bir kerametidir ki, Kur'an'n nurlar olan Nur risalelerinde kendini gstermitir. Bedizzaman, Risale-i Nur'u vmesini, kendi ahsn vmesi gibi deerlendiren ve ona itiraz edenlere verdii cevapta unlar sylemektedir: "Elli altm senelik hayat- ilmiyesi byle temeddhlere ihtiya brakmad gibi, ahir mrnde ahsnn temeddhden btn btn ekindii, yalnz hakaik-i imaniyenin beyannda yanl etmedii ve srf Kur'an'n feyzinden iktibas ettiine dair beyanat, byle hodfuruane bir surete evirmek byk bir iftiradr." Risale-i Nur'un Kur'an'dan mlhem olduunu gsteren delillerden biri de bu eserlerin deiik yerlerinde ifade edilen dncelerin, birden fazla yetin aklamas olarak deerlendirilmekle ortaya konulmasdr. Misal olarak 22. Sz'n birinci makam, u iki yetin bal altnda yazlmtr. "t alsnlar diye Allah, insanlara misaller getirir." "Bu misalleri insanlara dnsnler diye veriyoruz." Ad geen 22. Sz'n ikinci makamnda ise, "Allah her eyin yaratcsdr. O, her eye vekildir. Gklerin ve yerin anahtarlar (mutlak hkmranl) O'nundur." yeti gibi tevhidi ifade eden drt be yet balk olarak kullanlmtr. Birinci makamda 12 burhan; ikinci makamda ise, 12 lem'a ile tevhid akidesinin isbat cihetine gidilmitir. Dier taraftan 22. Sz'de balk olarak kullanlan yetlerin says

yediyi gemezken, bu szn fihristesinde, "Yirmi ikinci Sz, tevhid-i hakik hakkndaki yzer ytn mhim bir hakikatini -iki makam ile- tefsir eder." denilmektedir. Tahdis-i nimet kabilinden Allah'n kendisine yapt ikram ve yardm aklamasnn sebepleri zerinde dururken de mellif "nc sebep"i yle aklyor: "Szler (bu tabir, Risale-i Nurun tmne amildir.) hakknda tevazu' suretinde demiyorum; belki bir hakikati beyan etmek iin derim ki, szlerdeki hakaik ve kemlt, benim deil, Kur'an'ndr ve Kur'an'dan tereuh etmitir. Hatta Onuncu Sz, yzer yt- Kur'aniye'den szlm baz katarattr. Sair risaleler dahi umumen yledir. Madem ben yle biliyorum ve madem ben faniyim, gideceim; Elbette bak olacak bir ey ve bir eser, benimle balanmamak gerektir ve balanmamal. Evet lezzetli zm salkmlarnn hasiyetleri, kuru ubuunda aranlmaz. te ben yle bir kuru ubuk hkmndeyim." Bedizzaman, talebelerine yazd bir mektupta, Risale-i Nur'un hikmetini bildiren ve bir manev lemde karlkl soru-cevap eklinde cereyan eden bir konumadan bahsederken, zetle unlar sylemektedir: Biri sordu: Risale-i Nur'un iman ve tevhid iin byk tahidatlar ve kll tehizatlar gittike oalyor. Ve en muannid bir dinsizi susturmak iin yzde birisi kfi iken, neden bu derece hararetli daha yeni tahidatlar yapyor? Ona cevaben dediler: Risale-i Nur, yalnz bir cz' tahribat, bir kk haneyi tamir etmiyor; belki klli bir tahribat ve slmiyeti iine alan dalar byklnde talar bulunan ok byk ve geni bir kal'ay tamir ediyor. Yalnz hususi bir kalbi ve has bir vicdan slaha almyor. Aksine, bin seneden beri meydana getirilen ve biriktirilen mfsid aletler ile umum halk kitlesinin dehetli yaralanan kalb ve fikr hayatlarn zellikle avam- m'mininin istinatghlar olan slm

esaslar ve cereyanlar ve eirlerin krlmasyla, bozulmaya yz tutan kamu vicdann, Kur'an'n ve imann ilalar ile tedavi etmeye alyor. Elbette byle her taraf istila eden ok dehet verici manev hastalklar ve yaralar tedavi etmek iin, hakkalyakin derecesinde ve dalar kuvvetinde hccetler ve bin tiryak hasiyetinde mcerrep ilalar bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur'an- Mciz'1beyann i'caz- manevsinden kan Risale-i Nur, o vazifeyi grmekle beraber, imann hadsiz mertebelerinde terakki etmek isteyenler iin de bulunmaz bir rehberdir. Mellif, bir manev lemde cereyan ettiini syledii bu karlkl konumay aktarrken, "uzun bir mkleme cereyan etti. Ben de tamamen iittim, hadsiz krettim. Ksa kesiyorum." eklindeki bir cmle ile deerlendirmitir: Bedizzaman'n bir talebesine "bir sr" kaydyla kaleme ald bir yazsndan anlaldna gre, bir ksm ehl-i hakikat "Vedd" ismine mazhar olduklar gibi, kendisine de Kur'an'n hakikatlarna yapt dellallk hizmeti esnasnda, "Rahm" ve "Hakm" isimlerine medar bir vaziyet verilmitir. Ona gre btn Nur risaleleri, o mazhariyetin birer cilvesi olup "Allah hikmeti dilediine verir. Kime hikmet verilirse, phesiz ona pek ok hayr verilmi demektir." yetinin srrna mazhardrlar.

2.4. Risale-i Nur, Kurann Metodunu Kullanmtr Mellife gre Risale-i Nur Kur'an'n takip ettii irad ve tebli metodunun aynsn almtr. Gerek Kurann temel esaslar asndan gerekse onun irad, tebli, isbat ve ikna metodu asndan olsun, baka merepler gibi yeni metotlar ihdas etmeden, Kur'an'n yolunu olduu gibi takip etmitir. Mektbat adl eserinde, tasavvuf meslei ile, Risale-i Nur

merebini muvazene eden Bedizzaman'a gre, Risale-i Nur, gittii yolda Kur'an'a mahsus bir izgiyi takip ettii iin dier mereplerden daha farkl ve stn olduunu ortaya koymutur. Ancak u husus bilinmelidir ki, konunun burada muvazene ve mukayese edilmesinden maksat, herhangi bir tarafn stnln nazara vermek deil, aksine konumuzla ilgili olduu iin, btn hakikatlar ile Kur'an'dan beslendii iddia edilen Nur risalelerinin bu durumun, mellifi tarafndan nasl deerlendirildiinin objektif olarak gzler nne serilmesidir. Mellife gre, mam- Rabbn gibi bir tarikat kahramannn "iman hakikatlar ile ilgili bir meselenin aa kavumas, binlerce kef u keramete tercih edilir." eklindeki aklamas; iman esaslarn tahkiki bir surette ders veren Risale-i Nur mesleinin kymetini gsteriyor. Bedizzaman, mam- Rabbni'nin " Velayet ksmdr: Biri velyet-i sur ki, mehur velayettir, biri velyet-i vust, biri de velyet-i kbrdr. Velyet-i kbr, verasetti nbvvet yoluyla, tasavvuf berzahna girmeden dorudan doruya hakikata yol amaktr." eklindeki szlerini naklettikten sonra yle diyor: "Buna gre, Nak-i bend tarikatnn perdesi vardr: Birisi ve en birincisi ve en by, dorudan doruya imann hakikatlerine hizmettir ki, mam- Rabbn mrnn sonlarna doru bu yola slk etmitir. kincisi: Din farz ve vecibelere, snnet-i seniyyeye, tarikat perdesi altnda hizmettir. ncs, tasavvuf yoluyla kalbin hastalklarn tedavi etmeye almaktr. Bunlardan birincisi farz, ikincisi vacip, ncs, snnet hkmndedir. Madem hakikat byledir; ben tahmin ediyorum ki: Eer eyh Abdlkadir-i Geyln (r.a) ve h- Nak-i Bend (r.a) ve mam- Rabbn (r.a) gibi zatlar bu zamanda olsaydlar, btn himmetlerini, hakik-i imaniyenin ve akid-i slmiyenin takviyesine sarfedeceklerdi. nk Saadet-i ebediyenin medar onlardr. Onlarda kusur edilse, ekavet-i ebediyeye

sebebiyet verir. mansz cennet'e gidilmez, fakat tasavvufsuz cennete giden pek oktur. Ekmeksiz insan yaayamaz, fakat meyvesiz yaayabilir. Tasavvuf meyvedir. Hakaik- imaniye gdadr." Aadaki grleri, Bedizzaman'n, Risale-i Nur'un irad hususunda takip ettii metodun, Kur'an'a mahsus ok ksa bir yol ve hakikata pek abuk ulatran bir vasta olduu hakkndaki kanaatini gzel bir ekilde ortaya koymaktadr: Eskiden krk gnden tutun, ta krk seneye kadar bir seyr- slk ile ancak bir ksm iman hakikatlerine klabilirdi. imdi ise, Cenab- Hakk'n rahmetiyle, krk dakikada o hakikatlere klacak bir yol bulunsa; o yola kar lakayd kalmak, elbette akl kr deildir. te otz adet Szler'in, byle Kur'an bir yolu atn, onlar dikkatle okuyanlar hkmediyorlar. Madem hakikat budur; esrar- Kur'aniye'ye ait yazlan Szler, u zamann yaralarna en mnasip bir ila, bir merhem ve dinsizlik karanlklarna maruz kalan slm toplumlarna en yararl bir nur, bir k ve aydnlktr. Cenab- Hak, u zamanda, Kur'an i'caznn manev parltlarn yanstan Risale-i Nur'a, imdiki dallet zehirine kar bir panzehir hasiyetini vermi olduunu dnmekteyim. Bedizzaman'n: "Cihan harbinin meydana getirdii olumsuz hadiseler yznden olmasayd, rt'l-cz', Allah'n tevfiki ve izni ile altm cilt yazacaktm. nallah Risale-i Nur, tasavvur edilen o hrika tefsirin yerini tutacak." eklindeki aklamalar, onun, Risle-i Nur klliyatn da,"rat'l-cz" gibi, bir tefsir olarak deerlendirdiini gstermektedir. Ayrca gerek Szler mecmuasnn sonunda bulunan fihristin, ve gerekse, mstakil olarak neredilen Fihristler mecmuasnn balnn "yt- Kur'aniyye'nin bir nevi tefsiri olan Risalei Nur eczalarnn mcmel bir fihristesidir." eklinde olmas, Bedizzaman'n, kendi eserlerine hep birer tefsir nazar ile baktn gsteriyor.

2.5. Konu le lgili Bir Ka tiraz Ve Cevaplar Risale-i Nur'u inceleyen bir ehl-i vukuf, Bedizzaman'n, bazen "Bana bildirildi, hakikatten haber aldm. Bana byle denildi." eklindeki szlerini bir eit hodfuruluk olarak deerlendirmitir. Bedizzaman'n bunlara cevab ksaca yledir: "Bu gibi szler, kalbe gelen hatra ve husus ilham kabilinden olan eyler iin kullanlan tabirlerdir. Bunlarn neresinde haram vechi bulunur. Hususan, Kur'an'n baz nktelerinin fehm edilmesinde, Kur'an hakikatndan ihtiyarsz, ilham bir surette gelen mnlara "Hakikatten haber aldm, kalbime denildi" tabirleri tam yerindedir." "Evet, herkesin kalbinin bir kesinde bir lmme-i eytan ve vesveseci bulunduu gibi, bir lemme-i ilham ve melek bulunduuna, ehl-i hakikat ve diyanet ittifakla hkmetmiler. te herkes gibi benim kalbimde de bazen ihtiyarm haricinde ve fikrimin ok stnde bir hakikat hutur eder. Yani; Kur'an'dan manev bir canipten bir nevi ilham hkmnde, bir gzel nkte ifham edilir. Ben de bu tabirlerle, yazdmz hakikatlarn benim malm benim fikrimin mahsul olmadn ifade etmek istiyorum. Yoksa, Yeni Said zamannda ve nefsin errinden ve benliinden ok korkan ve belasn ok eken ahsma, byle bir mevki verdiimi veya vermek istediimi hi hatrlamyorum. Yalnz eskiden beri ehl-i hakikat arasnda cri olan stadna kar ar muhabetten ileri gelen ar hsn- zanlarn tadil etmek ve Allah'n nimetlerine kar da nankrlk etmemek niyetiyle unlar sylemiimdir: "Mcedditlik" vazifesi olabilir. Fakat benim deil, Risale-i Nur'undur. Belki bu zamn bakan Kur'an'n bir cilve-i hakikatidir. Risale-i Nur onu temsil eder. Ben neci oluyorum ki, onu dava edeyim."

Bedizzaman'a yaplan dier bir eletiri de onun slm limlerinin kitaplarna iltifat etmedii eklindedir. Meselenin Risale-i Nur'daki yansmas ise yledir: "Diyorlar: Said, yannda baka kitaplar bulundurmuyor. Demek onlar beenmiyor. Ve mam- Gazzl (r.a.)'yi de tam beenmiyor ki, eserlerini yanna almyor, ite bu acip, mnsz szlerle bir bulant veriyorlar. Bu nevi hileleri yapan, perde altnda ehl-i zndkadr. Fakat, saf-dil hocalar ve baz sofular vasta yapyorlar. Buna kar deriz ki: H, yzbin defa h!. Risale-i Nur ve akirtlerinin, Hccet'lslm mam- Gazzliyi; beni Hz. Ali ile balayan o yegne stadm beenmemek deil, belki yaptklar ey, btn kuvvetleriyle onlarn takip ettii meslei ehl-i dalletin hcumundan kurtarmak ve muhafaza etmektir. Fakat onlarn zamannda bu dehetli zndka hcumu erkan- imaniyeyi sarsmyordu. O muhakkik ve allame ve mctehid zatlarn asrlarna gre mnazara-i ilmiye ve diniyede istimal ettikleri silahlar hem ge elde edilir, hem bu zaman dmanlarna birden galebe edemediinden Risale-i Nur, Kur'an- mu'cizl-beyandan hem abuk, hem keskin, hem tam dmanlarn ban datacak silahlar bulduu iin, o mbarek ve kuds zatlarn tezghlarna mracaat etmiyor. nk umum onlarn mercileri ve menbalar ve stadlar olan Kur'an, Risale-i Nura tam mkemmel bir stad olmutur." Bedizzaman, Kastamonu'da iken, Risalelerin Kur'an'la olan balantsn tartan baz kimselere verdii cevapta, eserlerin kendi hneri olamayacan dile getirmitir. Uzun bir mektubun baz cmleleri aynen yledir: "Amma benim gibi ehemmiyetsiz bir adamn elinde byle ehemmiyetli bir eserin zuhur etmesini istirab ve istib'ad edip itiraz eden zt, eer buday tanesi kadar am ekirdeinden da gibi am aacn halkeylemek azamet ve kudret-i ilhyeye delil

olduunu dnse, elbette bizim gibi acz-i mutlak ve fakr- mutlakta ve byle ihtiyac- edd zamannda byle bir eserin zuhuru, vs'at-i rahmet-i ilhiyeye delildir demeye mecbur olur.

Bunu da ilaveten beyan ediyorum: Bu zamanda, gayet kuvvetli ve hakikatli milyonlar fedakrlar bulunan merebler, meslekler, bu dehetli dallet hcumuna kar zahiren malubiyete dtkleri halde; benim gibi yarm mm ve kimsesiz, mtemadiyen tarassud altnda, karakol karsnda ve mteaddid cihetlerle aleyhimde mthi propagandalar ve herkes onu tenkit etmek vaziyetinde bulunan bir adam, elbette dallete kar galibne mukavemet eden ve milyonlar efrad bulunan mesleklerden daha ileri, daha kuvvetli dayanan Risale-i Nur'a sahip deildir. O eser onun hneri olamaz. Ve onunla iftihar edemez. Belki, dorudan doruya Kur'an- Hakm'in bu zamanda bir mu'cize-i mnevyesi, rahmet-i ilhiye tarafndan ihsan edilmitir. O adam, binler arkadayla beraber o hediye-i Kur'aniye'ye el atmlar. Her naslsa birinci tercmanlk vazifesi ona dm. Onun fikri, ilmi ve zeksnn eseri olmadna delil: Risale-i Nur'un yle paralar var ki, baz alt saatte, baz iki saatte, baz bir saatte, baz krk dakikada, baz on dakikada yazlan risaleler var. Ben yeminle temin ediyorum ki, Eski Said'in kuvve-i hafzas beraber olmak artyla, o on dakikalk ii, on saatte fikrimle yapamyorum. O bir saatlik risaleyi, iki gn istidadmla, zihnimle yapamyorum. Ve o alt saatlik risale olan Otuzuncu Sz', ne ben, ne de en mudakkik dindar feylesoflar, alt gnde o tahkikat yapamaz. Ve hakeza.." Bedizzaman'n, Risale-i Nur'un Kur'an'dan mlhem olduu yolundaki kanaatini gsteren aadaki ifadeleri de bir belge mahiyetindedir: "Risalet'n-Nur, sair telifat gibi ulm

ve fnundan ve baka kitaplardan alnmam, Kur'an'dan baka me'haz yok, Kur'an'dan baka stad yok, Kur'an'dan baka mercii yoktur. Telif olduu vakit hi bir kitap mellifinin yannda bulunmuyordu. Dorudan doruya Kurann feyzinden mlhemdir ve sem-i Kur'anden ve ytnn ncumundan, yldzlarndan iniyor, nzul ediyor.

Dipnotlar, bkz. Badll, Tarihe, II/709. bkz. Badll, Tarihe, a.g.y.; Bedizzaman'n eserleri iin ayrca bkz. ahiner, a.g.e.; S. Recep, a.g.e.; el-ur, a.g.e. el-Vasf, a.g.e.; sm el-Hseyn, a.g.e. bkz. Muhammed Mahmud el-Hicz, el-Vahdet'lMevduiyyet fi'l-Kur'ni'l-Kerm, 402-403. bkz. Abdussettar Fethullah Said, el-Medhal ila Tefsri'lMevd, 24-25. Kr. Abdussettar, 26-27. er-Rm, 30/17-18. bkz. Szler, 830. bkz. Szler, 835-36. el-sr, 17/85. en-Nahl, 16/77. Lokman, 31/28. Szler, 840. Ad geen yerde "ve'l-mu'minne yu'minne billahi ve meliketih" eklindeki bir ifadeye yer verilmi, ancak Kur'an'da bu metinle herhangi bir yet bulunamamtr. Baka bir yetten iktibas edilmi olma ihtimali var, ancak bunun "yet" olarak ifade edilmi olmas buna imkan vermemektedir. Geriye bir tek ihtimal kalyor ki, o da "mene'r-reslu" yetinden alnm fakat, "yu'minn" kelimesi, "Klln mene" yerine bir sehiv olarak yazlm olduunu dnmekteyiz, (N. B.). el-sr, 17/88. bkz. Szler, 838. el-Hicr, 15/21.

Yasin, 36/12. bkz. Szler, 488. bkz. Muhsin Abdulhamid, Bedizzaman Said Nursi ve Risale-i Nur, (trc. Abdulaziz Hatip), 80-83. bkz. Nurun ilk Kaps, (Os.), 2; Mesnev-i Nuriye, 68, 235; Lem'alar, 104. bkz. S. Receb, 151. Cerraholu, smail, Tefsir Usl, 228. bkz. el-Kattan, Mebahis fi ulmi'l Kur'an, s. 357-58. Enfal, 8/17 Gazzali, hya, s. I/300. bkz. e-fi, er-Risle, 92. bkz. e-fi, 88, 176-177; es-Suyt, el-tkan, II/225. T-H, 20/124. el-Hkim, el-Mstedrek, M/381. kr. e-fi, a.g.y.; Suyt, el-tkan, H/25. ualar, 434-35. a.g.e., 317. Barla, 173. Mektbat, 330. a.g.e., 331. a.g.e., a.g.y. a.g.e., 331-332. Kastamonu Lahikas, 176. a.g.e., 611. Sikke-i Tasdik, 76. Mektbat, 348. a.g.e., a.g.y. a.g.e., 347. Szkonusu Telvih, Sadruera'nn eseri olan Tenkh'in erhidir, ilgili konu 298-330 sayfalar arasnda ilenmitir. Tenkih'te drt adet olan Mukaddeme, Telvih'te klara ayrlarak yaklak 12'ye karlmtr. Konu ilm olarak ilendiinden ancak st seviyedeki ilim adamlarna hitap eder. Mektbat, 347. a.g.e., 31.

a.g.e.,351. a.g.e., a.g.y. a.g.e., 348-349. a.g.e., 348. a.g.e., 334. Mdfaalar, 276-277. brahim, 14/25. el-Har, 21. ez-Zmer, 39/62-63. Szler, 836. Mektbat, 344. Kastamonu, 23-24. el-Bakara, 2/269. Mektbat, 18. Mektbat, 20. a.g.e., a.g.y. a.g.e., 20-21. Mektbat, 20-21. Barla, 141. Fihrist Risalesi, 4; Szler, 827. Mdfaalar, 129. a.g.e., 125. Kastamonu, 137. Kastamonu, 176-179. Sikke-i Tasdik, 95.

RSALE-i NUR, NASIL BR TEFSRDR?


Tefsir, Kuran- Kerimin lafzlarndan kastedilen manalar beer takati lsnde aklamak demektir. Kurann en yetkili mfessiri, Hz. Peygamberdir (s.a.v.). Sana da, ey Resulm, bu Zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara aklayasn (Nahl 44) ayeti bunu aka belirtir. Hz. Muhammedin (s.a.v.) Kuran hakknda mhim

grevi vard. Bunlarn birincisi tebli, ikincisi tebyin yani aklama, ncs ise tatbiktir. Hz. Peygamber Kurandaki mcmelleri aklam, mklleri gidermi, ok genel olan hkmleri snrlandrm (umumu tahsis etmi), sorular zerine cevap sadedinde bazen vahiy gelmi, bazen kendisi aklama yapm, ondaki hkmlerin nasl tatbik edileceini gstermitir. Ashab- Kiram, Kurann muayyen ayetlerinin aklanmasna ihtiya duyar, Hz. Peygamber Efendimizin aklamalaryla maksatlarna eriirlerdi. lerleyen asrlarda Mslmanlarn aklanmasna ihtiya duyduklar ayetlerin saylar artt. 2. ve 3. asrda yazlm tefsirlere bakarsak, sure ve sure iinde ayet sras gzetildiini, fakat ayetlerin ekserisi hakknda herhangi bir aklama veya rivayet yerletirilmediini grrz. Ancak Hicri 3. asrn sonlarnda btn ayetlerin tefsir edilmeye balandna ahit oluyoruz. Bu alanda elimizde olan ilk tefsir eseri Tabernin (. 310/923) tefsiridir. Bu tarz devam ederken baz tefsirciler, muayyen konular hakknda tefsir yapmay faydal bulmulardr. Zira aslnda her mfessirin 6666 ayeti yeniden tefsir etmesine ihtiya da yoktur. Mfessir, kendi zamannn ihtiyalarn gidermeye ncelik vermeli, kendi zamannn ihtiyalarna ihtimam gstermelidir. Bu konudaki ayetleri zellikle ve ayrntl olarak aklamaldr. Bunun dnda kalan pek geni alan, baka mfessirlerin eserlerine havale etmelidir.

Risale-i Nur, manevi bir tefsirdir


Din ilimlerin retiminin zayflad, insanlarn himmetlerinin ve din ilimlere ayrabildikleri zamann azald bir dnemde, ie en salam yerinden balamak

gerekiyordu. te stad Bedizzamann tefsiri, dinin temeli olan; Allah Tealann varl, birlii, sfatlar, melekler, kitaplar, nbvvet, vahiy, ahiret hayat gibi meselelerde, gl aklamalar yapmtr. Bunlar yaparken, dier tefsirlerdeki gibi farkl kraat vecihleri, esbab- nzul, irab, lgat vb. ynlerini aklamamtr. Bu konular nemsiz olduundan deil, bu hususta ayrntl aklamalarn bulunduu geni tefsirlere havale ettiinden tr byle yapmtr. Kurann tefsirini, balca ikiye ayrma gr mam Gazali, bn-i Kayyim ve Muhammed Abduh gibi zatlar tarafndan da vurgulanmtr. te Risale-i Nur, manev tefsir kabilindendir. Manev tefsir bazlarnn zannettii zere, iar tefsir demek olmayp, lafzdan ok, manay esas alan, manalar anlatmaya ynelen tefsir tarzdr. stad Bedizzaman Risale-i Nur, Kurann ok kuvvetli hakiki bir tefsiridir der, baz kimseler bunun ne manaya geldiini bilmediklerinden, stad, yle bir aklama yapma ihtiyac hisseder: Tefsir iki ksmdr: Birisi, malum tefsirlerdir ki Kurann ibaresini, kelime ve cmlelerinin manalarn beyan, izah ve ispat ederler. kinci ksm tefsir ise Kurann iman hakikatlerini kuvvetli hccetlerle beyan, ispat ve izah ederler. Bu ksmn pek ok ehemmiyeti var. Zahir malum tefsirler, bu ksm bazen mcmel (ok ksa) bir tarzda derc ediyorlar. Fakat Risale-i Nur, dorudan doruya bu ikinci ksm esas tutmu, emsalsiz bir tarzda muannit feylesoflar susturan bir manev tefsirdir. (ualar, s. 434) Bir misal verelim: Besmele-i erifeyi tefsir eden mutad tefsirler isim kelimesinin manalar, etimolojisi, ba edatnn ilevleri, Besmelenin sure balarndaki hkm, Fatihann bandaki besmeleyi namazlarda okumann hkm, Rahman ve Rahim isimlerinin anlamlar gibi konularda bilgi verirler. Bu bilgiler, bir evin binas durumundadr. Fakat o binadan tam yararlanabilmek iin evde bulunmas gereken eya ve

yiyecek gerekir ki bunlar da manev tefsir mesabesindedir. Risale-i Nur, Szler kitabnn Birinci Sz ve makam mnasebetiyle onun peine konulan bir parada, Besmelenin insana gerek kimliini verdiini, onu dnyada Yce Yaratcnn bir mfettii makamna ykselttiini, bu manev kablo ile insan sonsuz kudret sahibine balayarak ona muazzam bir enerji kayna ve ahs gcnden binlerce defa fazla bir g kazandrdn, kainat enlendiren ve btn yaratklar insana amade klan srrn rahmet olduunu; koyun, inek gibi hayvanlarn da Bismillah diyerek rahmet feyzinden bir st emesi hline geldiini, bahelerin Bismillah diyerek hadsiz sebze ve meyveleri iinde piirdiini, kinat dolduran o rahmete ulamann yolunun Rahmeten lil lemin olan Hz. Peygamberin (s.a.v.) terbiyesine girmek olduunu anlatr. Bu konuda verilebilecek ok sayda rneklerden biri de Birinci Lemadr. Hz. Yunusun (a.s) denizde balk tarafndan yutulmas zahir bir hadisedir. Bedizzaman, bu gerekten hareket ederek her birimizin ondan daha mkl durumda olduumuzu, baln onu yuttuu gibi nefs-i emmaremizin de bizi yutup ihtiraslarmza hapsettiini, dalgal dnya denizinde boulmamak iin, bal bir denizalt gemisi gibi bize hizmet ettirecek bir hle gelmemiz iin Hz. Yunus gibi tam bir teslimiyetle Yce Rabbimize snmamz gerektiini gzelce anlatarak bu kssay nasl okumamz lazm geldiini bildirir. Bu tarz tefsire duyulan ihtiyacn daha fazla olduu, ayrca geni kitlelerin bunu daha kolayca anladklarn sylemeye hacet yoktur.

Risale-i Nur, Kurandan mlhem midir?


Risale-i Nur Klliyatnn mellifi, eserini yazarken yannda

Kuran- Hakmden baka kaynak bulunmuyordu. Bazen bir konudaki ayetleri derinden derine tefekkr eder, onlar tekrar tekrar okur, her tekrarnda yeni yeni feyizler alr, sonra Kurandan mlhem olarak (ilham alarak) sratli bir ekilde o konuyu aklar, yanndaki talebelerine yazdrrd. Bu eserleri ahsnn mal olarak dnmediinden, fazileti Kurana rci olup Kuran hakikatlerine hizmet ettiinden, bunlarn ehemmiyetini belirtir, insanlarn bu eserleri dikkatli bir ekilde okumalarn tavsiye ederdi. O, bu konuda yle diyor: Manevi bir elektrik olan Risale-i Nur dahi, ne arkn malumatndan ve ne de Garpn felsefe ve fnunundan iktibas edilmi bir nur deildir. Daha dorusu, semavi olan Kurann ark ve Garpn fevkindeki yksek mertebesinden iktibas edilmitir. (Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 76) stada gre Risale-i Nurun Kurandan mlhem olduunun u gibi delilleri vardr: stn ikna kabiliyeti, farkl seviyedeki insanlara hitap edip herkesin kendi durumuna gre yararlanmasn salamas, muhtevasnn zenginlii, mellif deta bir yerden okuyormuasna sratle sylemesi, sylediinin yanndaki talebeler tarafndan hzla yazya geirilmesi, Klliyatn mellifinin havsalasnn ok tesinde bir genilie sahip olmas. Risale-i Nur, getirdii misaller ve dier baz zellikleriyle derin hakikatleri sade insanlara bile anlatr. Hlbuki o gerekleri, byk limler bile anlalmaz ve anlatlamaz deyip, deil geni kitleye, yksek seviyedeki insanlara bile anlatamazken, Risale-i Nur etkili ve duygulu bir ekilde anlatr. Demek, Risale-i Nurdaki (shulet-i beyan) kolay anlatm, phe yok ki ilah inayet eseridir ve onun mellifinin hneri olamaz. (Mektubat, s. 348) unu unutmayalm ki Kuran- Hakm, Allah Tealann bal arsna ve sair hayvanlara bile ilham ettiini, Allahn kelimelerinin tkenmek bilmediini bildirir. Kendisini Kurana veren bir mminin, onun tkenmek bilmeyen bed

manalarna mlhem olmasnda yadrganacak bir taraf bulunamaz. Sradan insanlarn bile, iradeleriyle olmayan baz durumlar hakknda kalbime dodu, iime dodu tabirlerini kullandklarn oka grrz.

Risale-i Nurun, Kuran anlayna getirdii yenilik


Risale-i Nurun zerinde durduu temel konulardan biri Kurann hakkaniyeti, yani gerein ta kendisi olmasdr. O, insanlara iyice temellendirilmi bir Kuran anlay vermeye byk zen gsterir. Kurann klasik tarifi yledir: Allah Teala tarafndan Hz. Muhammede (s.a.v.) vahyedilmi, tevatrle nakledilmi, Mushaflarda yazlm, tilavetiyle ibadet olunan, muciz kelamullahtr. Bu, Kuran hakknda belirleyici bir ereve izen mkemmel bir tariftir. Fakat Kurann ilevlerini ve ondan nasl yararlanmak gerektiini gstermek iin Bedizzaman, baka bir tarif daha yapar. Aslnda pek teksif (youn) olmakla beraber yine de uzun saylabilecek bu tarifinden baz cmleleri (sadeletirerek) verelim:

Kuran, btn lemlerin Rabbi sfatyla Allahn kelamdr. Kyamete kadar gelecek btn insanlara ynelttii ezel hutbesidir. Grnen lemde, grnmeyen gayb leminin lisandr. slam medeniyetinin gnei, temeli ve mimar projesidir. Uhrevi lemlerin mukaddes haritasdr. nsanln hakiki hikmeti (felsefesi) nsanl mutlulua gtren gerek mrididir.nsana hem hkm ve hukuk kitab, hem dua ve ibadet kitab, hem hikmet kitab, hem fikir kitab, hem zikir kitab, hem insann btn manevi ihtiyalarna merci olacak ok kitaplar ieren kapsaml bir kitab-

mukaddestir.(Szler, s. 383) Bir baka eserinde de, hangi ynnden baklrsa baklsn, Kurann btn insanla ebedi ufuklar aan mkemmel bir rehber olduunu yle temellendirir: Kurann alt yn de doruluunu gsterir: zerine oturduu zemin, delil stunlar zerine oturur. stnde mucize olduuna dair parltlar bulunur. Arkasn semavi vahyin gereklerine dayandrr. nnde gsterdii hedef, dnya ve ahiret mutluluudur. Sa tarafnda akl konuturup tasdikini alr. Sol tarafnda temiz kalplere ve vicdanlara hitap eder, ftratn ahitliini alr. (ualar, s. 134)

Bedizzamann tefsirde izledii usul


stad Bedizzaman hemen her bahsi, bir ayet-i kerime ile balatr. Bylece yazaca eylerin, o ayetin feyzinden baz katreler olduunu gsterir. Fakat ayetin mealini vermez. Dier tefsirlerin yapt tarzda aklamalara girimez. Onlar nemsiz grdnden deil, teki tefsirlerde zaten yapldndan tr onlara havale eder. Anlatrken akla hitap eden deliller gsterir, bazen misaller verir, bazen hikye zikreder. Kurandan baka kaynaa mracaat etmez. Yeri geldiinde hafzasndan ilgili hadis-i erifler nakleder. Bu, onun hayatnn son otuz be yln srgn ve hapislerde geirmesine verilebilir. Fakat bunun tesinde o, mam- Rabbannin (rh.a) Tevhid-i kble et! tavsiyesini tutmak iin byle yaptn yle anlatyor: Cenab- Hakkn rahmetiyle kalbime geldi ki btn tarikatlarn ba, btn gezegenlerin gnei, Kuran- Hakmdir. Hakiki tevhid-i kble bunda olur. Ona sarldm. Naks istidadm, elbette laykyla o mrid-i hakikiden en mkemmel ekilde istifade etmese de, yine de Kurann feyzini, yine onun feyziyle gsterebiliriz. Demek Kurandan gelen o szler ve o nurlar, yalnz birtakm ilm meseleler deil, ayn zamanda kalb, ruh, hl olan iman meselelerdir. Ve pek kymetli ilah irfan

hkmndedir. (Mektubat, s. 331) aratl-caz tefsirinde ise farkl bir usul takip etmitir. teki klasik tefsirler gibi sure ve ayet srasn gzeterek ayetleri aklam, ayetler iinde cmlelerin, cmleler iinde kelimelerin tam yerinde olduklarn, Kurann belagat inceliklerini, slup zelliklerini gstermekle beraber bilimsel tefsir ile sosyolojik tefsirin mkemmel rneklerini vermi, Kurann mucize olduunu eitli ynlerden ortaya koymutur. nsznde belirttii gibi, ona gre, fertler ne kadar lim de olsalar, Kurana mkemmel tefsir yapamazlar. Onun iin eitli alanlarda uzmanlarn tekil edecei yksek bir heyetin bu ii yapmas salanmaldr. Ancak, zorlayc artlar bu eserini devam ettirmesine mni olmu, bir numune olmak zere bir ciltlik tefsir elimizde kalmtr. (Bu konuda gzel bir kitaptan geni bilgi alnabilir: Dr. Niyazi Beki, Kuran limleri ve Tefsir Asndan Bedizzaman Said Nursinin Eserleri, stanbul 1999)

Bedizzaman, nasl bir hizmet ifa etmitir?


Bedizzaman Said Nurs, Mslmanlarn balca fikir ve maneviyat merkezleri olan medrese, mektep ve tekkenin ilevleri arasnda tam bir irtibat salamtr. Ona gre bunlardan her birinin kendilerine mahsus alanlar vardr. Fakat bir koordinasyon ile zaman zaman bir araya gelip mterek gayeye hizmet etmelidirler. Bunu, ayr odasnn ortadaki byk salona ald bir ev benzetmesi ile ifade eder. Kendisinin de ilk yetime ortam olan medresenin zahir, salam ilim lleri; okulun temsil ettii modern bilimler ve nc olarak da nefis terbiyesi ve kalbe ynelen maneviyat eitimi, ona gre vazgeilmez unsur olup ahenk iinde Mslman toplum iinde yerlerini

almalar gerekir. Fikir ncln yapt birok messeseler, okullar, yayn evleri, gazete, radyo, televizyon, kitap, dergi almalar ile onun temennilerinin gerekletiini syleyebiliriz. Allah Teala onu garik-i rahmet eylesin, Mslmanlar onun bylesi gzel iratlarn uygulamaya muvaffak buyursun. Dcane Cndiolu: Risale-i Nur, kendi suretiyle, kendi hakikatiyle muhterem ve muhteemdir Kur'an' tefsir faaliyetini bir 'ilim' haline getiren, Tefsir'i "lm-i Tefsir" olarak adlandrmamz mmkn klan en temel cihet, hi phesiz bu faaliyetin ncelikle 'tedvin' edilmi olmas, yani cihet-i vahdet-i zatiye ve araziyesine istinaden bir mevzuunun, maksadnn, mebadi ve mesailinin bulunmasdr. Gnmz Trkesiyle syleyecek olursak, bilgi'nin bilim haline gelmesi iin o bilginin tedvin edilip 'mdevven' hle gelmesi, bir usule, bir ynteme kavumas gerekir. Nitekim bir lm-i Usul-i Tefsir mevcut olduu iindir ki lm-i Tefsir de mevcuttur. Ne var ki nce faaliyet meydana gelir, sonra o faaliyet birtakm kaideler vastasyla bir usule kavuur. nce faaliyet, sonra kaide ve en nihayet usul. Evet, nce tefsir faaliyeti, tefsir teebbsleri meydana gelmi, muhtelif yorumlar ortaya km, daha sonra bu faaliyetleri bir kaide, bir usul altna almak zarureti ba gstermitir. Tefsir kitaplarnn 'dirayet', rivayet tariklerine istinaden ikiye ayrlmas ise tamamen itibaridir. Gnmzde geerli "tefsir kitaplar"nn tarihine ilikin "frkac" ablon, esas itibariyle Ignaz Goldziher'in bir marifeti olup ne yazk ki M.H. Zehebi tarafindan merulatrlm ve yaygnlatrlmtr: Fkhi Tefsir, Tasavvufi Tefsir, Felsefi Tefsir, vb.

mdi, herhangi bir metnin veya metinler mecmuasnn bir tefsir eseri olarak saylp saylmamas iin, o metinlerde yer alan satrlarn Kur'an- Kerim'e istinad veya temas ya da Kur'an' tefsir ediyor olmas kfi deildir. nk slam limlerinin btn eserleri u veya bu derecede zaten Kur'an tefekkrnn mahsuldr, pekala Kur'an ayetlerinin tesiriyledir. Mesela mam Gazali'nin 'hya's, Muhyiddin b. Arabi'nin 'Fsus'ul-Hikem'i, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 'Mesnevi'si de bu adan birer tefsir teebbsdr. Ama gerekte bu eserlerin hibiri "tefsir kitab" deildir. Yani bu eserler Tefsir lmi asndan tedkik edilebilir, mesela Mesnevi'den, Mesnevi'nin blmlerinden adeta bir tefsirden istifade edilebilir gibi istifade de edilebilir. Lakin iinde tefsir addedilebilecek pasajlarn bulunmas, Mesnevi'yi 'tefsir kitab' klmaz. Tpk baz hadis-i erifleri de erhediyor diye onun bir "Hadis erhi Kitab" kabul edilemeyecei gibi. Tefsir Usul itibariyle Kur'an- Kerim'in bir "mantuk"u, bir de "mefhum"u vardr. Bu nokta-i nazardan mesela "Mesnevii erif, Kur'an'n mantukundan ziyade mefhumunun tefsiridir" diyebiliriz. Ancak bir eserde, ayetlerin veya hadislerin mefhumuna dair tefsir ve erh teebbslerinin yer almas, o eseri -dikkat ediniz ltfen- "tefsir veya erh kitab" yapmaz. (Ayetlerin yorumuna 'tefsir', hadislerin yorumuna 'erh' denilmesinin bile bir hikmeti vardr.) Bedizzaman Said Nursi hazretlerinin asar- hasene-i muhalledesi "Resail" (Risaleler) ism-i erifiyle hretyab olmutur. stadmzn yazdklar birer risaledir ve "Risale" de esasen ism-i has olmayp ism-i cins'e delalet eder ve pek tabii ki 'Fsus' gibi, 'Mesnevi' gibi, 'Mektubat' gibi 'Risale/Resail' nevi de makbul ve muhterem bir yazm trdr. (Sibeveyh'in eserinin ad 'Kitab'd; mam afii'nin eserinin adysa 'Risale". Birer ism-i has yani.) Bir eserin tr belirlenirken sadece muhtevas deil, yazm tarz da

nazar- itibara alnr; alnmaldr. Hasl, benim nazarmda, Resail, Kur'an'n ksmen mantukunu ve cmleten mefhumunu tefsir eder amma o bir "tefsir kitab" deildir, olmasna da lzum ve ihtiya yoktur. O kendi suretiyle, kendi hakikatiyle muhterem ve muhteemdir. Bu makamda, suret maddeden, hakikat mecazdan stndr. Madde ve mecaza deil, suret ve hakikate itibar ise, hi phe yok ki ilim ve insafn anndandr. Bir eserin nev'inin ahsna/ferdine mnhasr olmas, gayet nadiren vaki olur bir keyfiyettir. 'Gne' bir nev'in addr. Birden fazla gne olmas mmkin ve caizdir. Lakin bu imkan ve cevaza ramen yine de hakikatte bir tek gne vardr. te bu yzdendir ki gneimizin nev'i, ahsna mnhasrdr. Gnei yldzlar listesinin arasna dahil etmeyi, onu yldzlardan bir yldz haline getirmeyi bazlar 'marifet' addedebilirler. Bendeniz edemem. Prof. Dr. Niyazi ktem Risale-i Nurlarda Allah'n kainat bir ayna olarak yaratmas anlay vardr Her eyden nce ben bir ilahiyat deilim ve Risale-i Nur Klliyatn da derinliine bilmiyorum. Bilebildiim kadaryla Said Nursi'nin slam ilahiyatna tefsir asndan katks olarak Allah'n kinat bir ayna olarak yaratmas anlay vardr. Bu yaklam aklla imann sentezi olarak da karmza gelmektedir. Allah-u Teala, kendinin aksi, aynas olarak bu evreni yaratarak kendini tanmak istemitir. nsana akl ve irade vererek de bu tr bir var oluu idrak edebilme olanan salamtr. drak sreci imtihan alan olarak tezahr eder. Akl bulandran gelerden kurtulabilmek iin nce imanla ie balanmal, imtihan alanna akl daha sonra dhil edilmelidir.

Ayna felsefesi, dier bir tasavvufi eilim olan Sudurfelsefesinden farkldr. Sudur'da fkran, kendini ortaya koyan tanr anlay vardr.Oysa Aynada yansma sz konusudur. Sudur mekni, Ayna bir anlamda mteal bir tasavvuf anlayn yanstr. Said Nursi'nin tefsirinde yukardaki hususlar vardr. Bu konumuyla Bedizzaman, 20. yzylda Trkiye corafyas asndan nemli bir dnce adamdr. Kaynak: Moral Dergisi, Say 48, Mart 2008

RSALE- NURDA TEFSR ANLAYII VE MNCT RSALES


Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (1) ayetinin mealinde aka belirtildii gibi Kurn- Kerimin gnderilmesinin ncelikli amac insanlarn ve cinlerin "kulluk bilinci"ne ulamalar ve bylece dnya ve ahiret mutluluuna erimelerini salamaktr. Bu amaca ulaabilmek iin emir ve yasaklara ihtiya vardr. Allah, bu emir ve yasaklar peygamberler aracl ile halka tebli ve talim etmitir. Yce Allahn terii iradesinin hayata gemesi insanlardaki iman, bilgi ve uurun ykselmesi iledir. Bu iman, bilgi ve uura erimemiz Kurn- Kermin ana hedeflerinin bilinmesi, bunlarn i lemimizde ve hayatmzda kkl bir ekilde yerlemesi ile mmkndr. Bu ana hedefler ise, Tevhit, Nbvvet, hiret, badet ve adaleti de kapsayarak istikametli bir hayata sahip olmaktr. Kur'an tefsirinin okunmasndan elde edilecek sonu, akl ve kalp dnyamz Kurn- Kerim'in bu esaslar zerine gre ekillendirip, imann gerektirdii yaanty hayata tayabilmek olmaldr. Kurn- Kerim Allahn ezel kelmdr. Allah kelm ise ebed,

ruhni ve uhrev leme ait yksek hakikatlerden bahseden kavramlar olduundan, anlalmas iin tefsir gereklidir. Tefsir terim olarak; Kurn- Kerim'in anlamlarn aklamak demektir. Genel olarak tefsr; insan gcnn yettii kadaryla Kur'n- Kerim'de Allah'n muradn aratran bir ilim olarak ifade edilmitir. (2) Tefsir iki ksmdr. Birisi, malm tefsirlerdir ki, Kur'n'n ibresini ve kelime ve cmlelerinin mnlarn beyn ve izh ve ispat ederler. kinci ksm tefsir ise, Kur'n'n mn olan hakkatlerini kuvvetli hccetlerle beyn ve ispat ve izh etmektir. Bu ksmn pek ok ehemmiyeti var. Zhir, mlum tefsirler bu ksm bazen mcmel bir tarzda dercediyorlar; fakat Risle-i Nur, dorudan doruya bu ikinci ksm esas tutmu, emslsiz bir tarzda, munnid feylesoflar susturan bir mnev tefsirdir. (3) Kurann tefsirini, balca ikiye ayrma gr mam Gazali, bn-i Kayyim ve Muhammed Abduh gibi zatlar tarafndan da vurgulanmtr. te Risale-i Nur, manev tefsir kabilindendir. Manev tefsir bazlarnn zannettii zere, iar tefsir demek olmayp, lafzdan ok, manay esas alan, manalar anlatmaya ynelen tefsir tarzdr. (4) Manevi bir tefsir olan Risale-i Nur, sadece iddia ile yetinmeyip; akli, mantki, ilmi, vicdani deliller ile iman hakikatlerini ispat ve izah eder. (5) Risale-i Nurlar ciddiyetle ve anlayarak okuyan kiinin iman taklitten tahkike doru giderek kkleir. Kurn- Kerim hem ilim, hem marifet, hem zikir, hem fikir, hem dua ve mnacat kitab olduu gibi btn insanlarn btn ihtiyalarna cevap veren bir kitab- mukaddestir. Risale-i Nur Kurnn manevi tam bir tefsiri olduu iin onu tam olarak aksettirmekte ve metot olarak da Kurn Metodunu uygulamaktadr. Bunun en gzel rneklerinden birisi Mnct Risalesidir. Mnacat szlkte dua ve yakar anlamna gelmektedir. Mnctlarn yazl gyesi Allah'a yakartr. Fakat Bedizzaman Hazretlerinin mnacatn incelediimizde bilinen mnacat anlayndan farkl olarak tevhit ve iman esaslar ile rglenmi

olduu dikkati eker. Bedizzaman Hazretleri nc u olan Mnct Risalesi iin Bakara Suresi 164. yetin bir nevi tefsiridir der. Tefsrin ana konusu ncelikle, insan ve insann hidyeti olmaldr. Mnacat risalesi de, en yksek mesele olan tevhit ve imandan etkili ve z olarak bahseder, bu tarz takip etmesinin sebebi dua ve zikir makamnda olmasndandr. Mnacat risalesi Allah'n varlnn zaruri oluu, olmamasnn imknsz olaca, birliine ve Allah'n her an her yerde her eyle ayn anda ilgilenip bir iin baka bir ie engel olamamasna iaret eder. Ayrca Cenb- Hakkn; terbiye ve idre ediciliinin ihtimn, byklk ve heybetini; kudretinin yceliini ve rahmetinin geniliini; kinattaki tm varlklara olan hkimiyetini; ilminin ve ilerindeki hikmetin usuz bucaksz kuatcln gayet veciz ifadeler ile izah eder, gsterir. Hare irt ve bilhassa hirdeki iddetli irt ok kuvvetlidir. Kinatn satrlarn dikkatle mtalaa et. Onlar sana Mele-i al'dan gnderilmi mektuplardr (6) diyen Bedizzaman Hazretlerinin Mnct Risalesinde dikkatimizi eken husus, her trl varln tesbihtn tek tek anp bu tesbihleri kapsaml ekilde Allah'a sunmasdr. Bylelikle, yeryznn halifesi olarak tm mevcudatn tesbihatn kendi hesabna Allah'a arz etmi olur. Kur'n- Kerim bir gerei direkt t eklinde anlatmaktansa, edeb metotlar kullanarak dile getirmeyi tercih etmektedir. Hikyede saf sanatn kullanld her trl tevik ve sergileme tekniklerine bavurulmaktadr. Bu husus iki bakmdan uyulmas gereken bir sanat hazinesidir: Birincisi, insana bu lh bak asnn gerisinden gz atmak. Bu bak, insan gereini Allah'n yaratt biimde temsil etmektedir. kincisi ise insanl hayra, fazilete, temizlie ynelten tte sanat slubunun kullanl eklidir. stenen bir t veya arzulanan bir ahlk davran, bir edeb hikye kalb ierisinde anlatlabilir ve bylece istenen maksat en gzel biimde gerekleir. Hikyede ana unsuru tekil eden t noktas aktan belirtilmez. Mcerret emirler ve

yasaklarla doabilecek skc hal ortadan kaldrlr. Emir ve yasaklara bir nev'i canllk kisvesi verilirse, etki sahas insan hissinde daha ok geniler ve ruhun derinliklerine daha ok sirayet eder. (7) Kur'an- Kerim'in manevi bir tefsiri olan Risale-i Nur'da edebi metotlar ve tasvirler ile kinat kitabndaki kudret ayetlerini okumu ve okutmutur. Mikro ve makro lemdeki tevhit delillerini Esm-i Hsn'nn tecellilerine dayanarak sistemli bir ekilde aklam; Cenab- Hakk'n birlii, hair ve iman hakikatlerini esmnn cilvelerinden hareketle delillendirmitir. Mnacat risalesinde de hitap ekilleri ve Esm-i Hsna arasnda edeb bir mnasebet vardr. rnek olarak mnacatta geen hitaplardan birka tanesini verelim: Mnacat Risalesi "Y lh ve y Rabb ! " hitab ile balar. Bu pasajda lh ve Rab isimlerine uygun olarak Cenab- Hakkn Ulhiyetine ve Rububiyetine ait tasarruflar dikkatlere sunulmutur. Risalenin balangta Allah'n Ulhiyetini ve Rububiyetini ilk nce ne srmesi dikkat ekicidir. Zira, kainat ei-benzeri olmayan tek ve yekta olan, her mevcutta her an kesintisiz tasarrufu olan Yce Allah yaratmtr. Sonraki hitap ise Ey Vcib'l-Vcd, Ey Vhid-i Ehaddir. Hitaplar arasnda bir mantk silsilesi takip eden Bedizzaman Hazretleri bu hitap ile de Ulhiyet Hakikatini kinatn dili ile anlatr. Bir sonraki hitap ise: "Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan ihtifa etmi olan Kadr-i Zlcell, ey Kdir-i Mutlak!"tir. Bu hitapla balayan pasajda Allah'n yceliinin akllarda ve kalplerde belirginlemesi iin azamet ve kudretini gsteren faaliyetler okuyucunun tefekkrne sunulmutur. Bu hitaplarla balayan mnacat risalesi bir mantk silsilesi takip ederek mevcudatn tesbihatn komprime bir ekilde zetler. Adeta ilim iinde zikir, zikir iinde bir marifet ile tevhit hakikati iman esaslarna dayal olarak okuyucuya sunulur.

Baz okuyucular tarafndan risalelerde geen cmlelerin uzun olduu sylenmektedir. Ancak unutulmamaldr ki kompleks fikirler, ancak kompleks ve uzun cmlelerle anlatlabilir. Bu yzden, Bedizzaman Hazretleri yle der: "Ksa cmlelerle syleyemiyorum, mulka oluyor. Zira u hakaik her tarafa derin kklerini attklarndan mesele uzunlayor. Suret-i meseleyi bozmak ve para para etmek ve hakikati incitmek istemiyorum. T hakikat mahsur kalp kamasn." (8) Sonu: amzn insan adeta ulvi hakikatlerden uzak kalm l bir ruh tamaktadr. Canl, aksiyoner bir inanc yaamak iin imann kalpte kklemesi arttr. Kalpte kklemeyip, sadece iki dudak arasnda telaffuz edilen iman ise taklitten teye geemez. nsanolunun Allah katndaki deerlendirilme ls kalbi ve amelidir. Kalp hidayet zerinde deilse yaplan amelin bir nemi yoktur. yleyse en nemli mesele imandr, iman hakikatlerini kendi dnyamza yerletirmek, hayatmza tamaktr. Kur'ann en nemli mesaj da imana davettir. Hi phesiz Risale-i Nurlar asrmzda; Kur`ann iman hakikatlerinin delilleri, izahdr. (9) Tefsir okumaktan elde edilecek sonu Kur'an'n mesajn anlamak ve Allah'a yaknlamaktr. Risale-i Nurlarda akli, mantki ve vicdani deliller ile imana dair meseleleri izah ve ispat ederek okuyucusunun kulluk bilincini ykseltir. Bu adan baktmzda ikinci ksm olarak ifade edilen manevi tefsirlerin en kuvvetli ve en kymetlisidir. (10) Kaynaka: 1-Zariyat-56 2-el-Beyum, 3/4 3-ualar; On Drdnc u s. 442 4- Prof. Dr. Suat Yldrm, Moral Dnyas Dergisinin Mart 2008 says 5- Kastamonu Lahikas s. 8

6- 24. Mektup Arabi ifadenin tercmesi 7- Seyit Kutup, 1979: 334 8- Muhakemt: 131 9- Kastamonu Lahikas s. 47 10- ualar, s. 368

RSALE- NURLAR NEDEN MCEDDDDR?


Neden asrmzn mceddidi Bedizzaman ve Risale-i Nur eserleridir? Bunun dini mdafaa, Kurn- Kerim hakikatlerini ispat ve Snnet-i Seniyyeyi ihya vazifelerinin yannda pek ok sebepleri vardr. Her ne kadar Bedizzaman Mceddid ve Mehdi unvann Risale-i Nurlara vermi olsa da bu hizmet ahsnn gayreti, mcadelesi ve kalbini safi bir ekilde yce Allaha tevecch ettirerek ilhama mazhar olacak hale getirmesi bakmndan ahsnn ve ahsiyetinin varln inkr itmek elbette mmkn deildir. Bedizzaman bir ekirdek olmu, topraa girip rdkten sonra ahs Risale-i Nur ahs- manevisi olarak tezahr etmitir. Ehl-i dalalete kar lmm banza bomba olup patlayacak sz bylece gereklemitir. Birincisi, iman hizmetidir. nsann yaratl amac Allahn birliine ve ahiret hayatna iman etmektir. Kurtuluun sebebi ve saadet-i ebediyenin vesilesi imandr. mansz amel ve ibadet makbul deildir. manda phe ve tereddt iman giderir. Bu asrda en byk hastalk ve musibet imanszlk ve iman zafiyetidir. man esaslarn izah ve ispat eden Bedizzaman ve Risale-i Nurlardan baka eser ve Bedizzamandan baka bir lim bulunmamaktadr. Taklid iman tahkiki hale getirmek iin Risale-i Nuru okumak yeterlidir. kincisi, Kurn ve Snneti Mdafaasdr. Bu konuda Risale-i Nurdan daha messir baka eserleri bulmak zordur. lk akla gelen kitaplar Risale-i Nur eserleridir. slam ve peygamber dmanlarnn btn hcumlarna cevap vermitir. Snnet-i

Seniyyenin nemi anlatlm ve her nevi bidalarn ilacnn snnete sarlmak olduu ispat edilmitir. ncs, hitab umumidir. Her tabaka insana hitap etmektedir. Genler, hanmlar, ihtiyarlar, hastalar iin risaleler yazlmtr. rad ve eitimi insanlarn btn tabakalarn kapsamaktadr. Drdncs, irad sosyal hayatn btn tabakalarn kapsamaktadr. Ehl-i kitap, tarikatlar, siyasiler, ia, ehl-i snnet, materyalistler, vehhabiler, bidatlar, mezhepler ve mezhebsizler, milliyetiler, miminler, mnafklar ve inkrclar Her birine hitap ederek onlarn meselelerini aa kararak areleri gstermi ve her birini hak ve hakikate irat etmitir. Hibiri de Bedizzamann iradna ve izahlarna cevap verecek ilmi seviyeyi yakalayamam ve acizliklerini kabul ederek boyun emilerdir. Beincisi, sosyal hayatta toplumun skntlarnn Cehalet, zaruret ve ihtilaf olduunu tehis etmi, bunlara kar Kurn- Kerimden areler sunmu ve siyasilere yol gstermitir. Altncs, Mminlerin arasndaki ihtilaflarn hls eksiklii olduunu tehis etmi ve arelerini gstermitir. Hizmetin baarsnn srrnn ihls olduunu izah ettii gibi, Baarszln sebeplerini de mminlerin ihlstan uzaklama olduunu izah ve ispat etmitir. Yedincisi, cihad kavramna an gerei olarak Kuran ve Snnete uygun Asr- Saadet balamnda izahlar getirerek izah etmitir. Cihadn amacnn iman kalplere ve gnllere yerletirmek olduunu, bunun da bu zamanda iman hakikatlerini basn ve yayn yolu ile yaymak ve neretmek olduunu izah ederek manev cihad kavramn ne karm ve bunun prensiplerini ortaya koymutur. Sekizincisi, Avrupann ilerleme ve Mslmanlarn geri kalma sebeplerini tehis etmi, arelerini gstermitir. Bu konuda ulema, din adamlar, siyasiler ve eitimcilerin neler yapmas gerektiini

en gzel ekilde gstermitir. Mminlerin geri kalmalarnn en byk sebebinin mitsizlik hastal olduunu tehis etmi ve ehl-i imann mit vermi ve hedefler gstermitir. Dokuzuncusu, siyasi kavramlara Kuran Snnet ve Asr- Saadetten aklk getirmitir. Bu balamda, demokrasi, cumhuriyet merutiyet kavramlarnn ilerini doldurmu ve olmas gerektii ekliyle ortaya koymutur. Hrriyet, muhalefet, siyasi partiler, seim ve liklik gibi kavramlar izah etmitir ki bu ekilde izah eden bir baka din bilgini yoktur. Btn bu hususlar Bedizzaman ve Risale-i Nur eserlerinin mceddit olduunu anlamak iin yeterlidir.

RSALE- NUR'DA MEHDLK


Mehd Gelmeden nce

Ebed hayatlarn tehlikeye dt, en dehetli fitnelerin yaand hir zamanda yazlm bir Kur'n tefsiri vardr: Risale-i Nur Sergiledii hizmet ve faaliyetlerle ehl-i mann gnlne su serpen, 6000 sayfay geen,yz otuz paradan meydana gelen, iki yz kadar nemli meseleye zellikle neter atp zme kavuturan bu sekin klliyatn, hir zamann dehetli hadiselerine kar ilgisiz kalmas, yorum ve tedbirler getirmemesi elbette dnlemez. Daha yzyln balarndayken Osmanlnn en byk din kurulu olan Daru'l-Hikmeti'l-slmiye'de vazife gren Bedizzaman'dan, hir zamanla ilgili hadislerin izah istenmi, o da kimsenin iinden kamad bu hadisleri son derece makl bir tarzda tevil ve izah etmiti. Bu izahlara baktmzda, slm Deccal olan Sfyann dehetli fitnesinin Mslmanlar arasnda grleceini reniyoruz. Aldatmakla i gren Sfyan,(1) ehl-i nifakn bana geip nifak perdesi altnda ilerini yrtr, eriat- Ahmediyenin (a.s.m.)

tahribine alr.(2) Ehl-i man, onu, anl, kahraman bir milletin malubiyeti esnasnda istidral, anl, baht ak ve kurnaz bir kumandan olarak grd iin, gizli ve dehetli mahiyetine bakmayarak kahramanlk damaryla alklar, bana kor, ktlklerini rtmek ister.(3) Oysa masum insanlar paralayan bir canavar ho grlemeyecei gibi, sat dinsizlik tohumlaryla binlerce insan mansz ederek ebed hayatlarn mahveden Sfyan hogrlemez. Ona gsterilebilecek en kk bir hogr, sevgi, taraftarlk dahi zulme ortak olmak demektir, masumlara kar ilenmi byk bir zulmdr. Deccal bunca tahribatna ramen ehl-i mann gznde masum gsterecek ve yle yorumlanabilecek davranlarn tevili mmkn olmad gibi Deccaln glgesinde de salim bir hizmet yaplamaz. u var ki Sfyan, insanlar sonsuza dek kandramayacak, gn gelip foyas btn btn meydana kacak, gerek Mslmanlarn ve gerekse ordunun madd ve mnev desteini kaybedecektir. nk, Kahraman ve mcahid ordunun ve dindar milletin, ruhundaki nur-u man ve Kur'n yla hakikat-i hali grecei ve o kumandann ok dehetli tahribatn tamire alaca, kahraman ordunun dizginini onun elinden kurtaraca(4) rivayetlerden anlalmaktadr. Yine rivayetlerden anlaldna gre l-i Beyt-i Nebevden Muhammed Mehd, o Sfyann ahs- mnevsi olan mnafkne cereyan ldrp datacak,(5) tahribat, bid'atkr rejimini tamir edip Snnet-i Seniyyeyi ihya edecektir.
Mehd Beklentisi

devir yaayan, Risale-i Nurlar telif etmeden ok nce Hrriyetin balarnda Osmanl zerinde oynanan oyunlar, Osmanlnn gnden gne kmekte olduunu, inananlarn byk bir mitsizlie dtn fark edip bu gidie dur diyebilmek iin

bir yandan canhra bir gayret ierisine giren Bedizzaman, bir yandan da onlar, stikbalde bir k var, bir nur gryorum diye tesell etmeye alyordu. Bedizzaman bu mitle hem dehetli hadiselere kar dayanyor, hem de ehl-i mann manlarn takviye etmek iin mjdeler veriyordu. Ne var ki tevil ve tabir etmeksizin bu nurun geni dairede, siyaset leminde kacan tasavvur ediyordu. Sonradan Bedizzaman, bu nur ve n Risale-i Nur olarak tecell ettiini syler.(6) Bunu bir yazsnda dile getirirken de, ihtar- gayb olarak kat' bir kanaat tarznda kalbine gelen mny yle anlatr: Cidd bir alaka ile senin eskiden beri tekrar ettiin Ik var, Bir nur greceiz diye mjdelerin tevili ve tefsiri ve tabiri sizin hakknzda, belki man cihetiyle lem-i slm hakknda dahi ehemmiyetli Risale-i Nur'dur.(7) Bozulma daha an balarndayken kendini gsterdi. Avrupa'y kr krne taklid, ilmini, fennini alma yerine sefahetine duyulan zenti, Mslmann kimliinden ok eyler alp gtrd. nanszlk rzgarlar esmeye, kfr tohumlar ekilmeye, ahlkszlk meyveleri toplanmaya balad. slm, insan ve ahlak deerlerde byk bir yozlama oldu. Bu durum, an ikinci yarsnda ise tarihte benzerine rastlanmayacak derecede byk bir hz kazand. Mnev tahribat arttka artt. Fen ve felsefe inanszla let edilmeye, maddecilik ve tabiatlk tnu drt bir yana yaylmaya balad. Din harap, man trap oldu. Dine, dindarlara hcum edilmeye, din bir afyon telakk edilip saldrlmaya baland. Bin yldr slmn aleyhinde birikegelen pheler bir anda kusuldu. Mukaddesat namna ne varsa btnne, sistemli ve mnafkne bir tarzda sava ald. Sosyal hayattaki zlme, dikenli meyveleri yllar sonra grlecek derecede hzland. nanlar kayboldu, ahlk bozuldu, gven duygusu ld. Ve insanlk bir mehd ve mceddidi drt gzle bekler oldu.

yle ki Bedizzaman, ark vilayetlerine yapt ve Mertiyeti anlatt seyahatlarnda, kendisine, Baz adam sizin dediiniz gibi demiyor. Belki, Mehd gelmek lzmdr der. Zira dnya eyhhet (yallk) itibariyle mevveedir (karktr), slmiyet arazn (maksatl kimselerin) teneffs ile mtezelliledir (sarslmaktadr) sorusuna u cevab vermiti: Eer Mehd acele edip gelse, ba gz stne, hemen gelmeli. Zira gzel bir zemin mheyya ve mmehhed oldu (hazrland); zannettiiniz gibi irkin deildir. Gzel iekler, baharda vcutpezr olur (boy gsterir). Rahmet-i lh e'nindendir ki, u milletin sefaleti nihayetpezr olsun (son bulsun).(8) Bu szlerini Bedizzaman yzyln ilk eyreinde sylemiti. Ama ikinci eyreinde eski gnleri arattracak gelimeler olmu, Deccalne hadiseler sahnelenmi; slma, Kur'n'a sava alm, slm adna ne varsa yok edilmeye allmt. Dolaysyla Mehd nceki dnemlere nisbetle daha ok beklenir olmutu. Bedizzaman, baka bir yerde bu ihtiyac yle dile getirecekti: Evet, bu zaman; hem man ve din iin, hem hayat- itima ve eriat iin, hem hukk-u mme ve siyaset-i slmiye iin, gyet ehemmiyetli birer mceddit ister.(9) Her a nasl ki bozulan dnyay dzeltmek, snnet-i seniyyeyi yeniden yerletirmek iin bir nevi mehdler bulmu ve bunlarn herbiri Mehd l-i Resln diyanet, siyaset, cihad sahalarndaki vazifelerinden sadece bir tanesini yapmlar. Hayatn btn ynlerinin fesada urad bir zamanda ise elbette man, diyanet, hukuk, siyaset, saltanat, cihad sahalarn iine alacak derecede geni bir ihya hareketi gerekecektir. hir zamann bylesine en byk fesad zamannda, btn bunlarn stesinden ancak, en byk bir mtehid, hem en byk bir mceddit, hem hkim, hem mehd, hem mrid, hem kutb-u zam olarak bir zt nurn(10) gelebilir.

Husus, cz', yalnz ahs hizmetlerle veya malbne perde altnda, bid'alara musamaha sretinde ve teviller ile bir nevi tahrifat iinde tam hizmet yaplamad(11) gibi Deccal ve Sfyann tahribatlar da tamir edilemez. Tahribatn, hayatn drt biryann kuatt, man binasnn temeline dinamit konulduu, manlarn olduu kadar sosyal hayatn da alabora edildii, hak ve hrriyetlerin ayaklar altna alnd, siyasetin de bundan payna deni ald bir dnemde Mehdden baka ne beklenebilirdi? Evet, hayatn her yn tecdid, yani yenilenme istiyordu. Tamirat ok ynl yapmak gerekiyordu. Tecdide, tamire ise elbet bir yerlerden balanacakt. nem derecesine gre bir sralama yaplmalyd. Bedizzaman da yle yapt. Fakat en ehemmiyetlisi, hakik- maniyeyi (man hakikatlerini) muhafaza noktasnda tecdid vazifesi, en mukaddes ve en bydr diyordu. eriat ve hayat itimiye ve siyasiye direleri ona nisbeten ikinci, nc, drdnc derecede kaldn sylyor ve hadis-i eriflerde dini yenilemeye fazlasyla nem verilmesinden maksadn mn hakikatlerdeki tecdid olduunu belirtiyordu.(12) Evet, eksik, phe ve tereddtler ierisinde kvranan, salam ve tahkik man elde edememi bir kimseden toplum hayatnn huzuru iin gerekli olan sevgi, sayg, dayanma, yardmlama, fedakrlk, drstlk, alkanlk gibi gzel hasletler gerektii gibi beklenemezdi. Hele bir kalbe inanszlk yerleti mi o kalbin sahibi canavarlar, insan deerlerden kopar, zulm, anari, karclk, kaba kuvvet, istibdat gibi ac ve dikenli meyveler vermeye balard. O halde ilk yaplacak i kfr bataklnda boulmakta olan insanlar kurtarmak, manlar kuvvetlendirmek olmalyd.

man Hizmetinin nemi

man nasl slm'n temeli ise, mana hizmet de her eye ncelii olan bir hizmettir. nk man dnya ve hiret saadetinin temel tadr. manszlk ise en byk felkettir. Sadece dnyay cehenneme evirmekle kalmaz, hirette de cehennem meyvelerini verir. Resl-i Ekrem (a.s.m.) mr boyunca bu hizmeti esas edinmi, mmetinin dikkatlerini bu noktaya ekmiti. Konuyla ilgili birok hadislerinden biri yledir: Senin vastanla bir kimsenin mana kavumas, senin iin sahralar dolusu krmz koyunlardan daha hayrldr.(13) Dn din ve man birok kanallarla korunmaktayd. slma sembol ve iaret olan eirler her vesileyle canl tutuluyordu. Ahir zaman fitneleri henz btnyle ortaya kmamt. amz ise dinin dayanaklarnn ykld, eirin tahribe maruz kald, hir zaman fitnelerinin bir bir su yzne kt dehetli gnlere sahne oldu. Taklid mann istinad kalelerinin sarsld bir dnemde, inananlar cemaat halinde yaplmakta olan bunca hcuma ancak tahkik bir manla dayanabilirlerdi. Gemi asrlarda toplumda slm bir hava vard. nsanlar genelde inanr, inanlarnn gereini yerine getirmeye alrlard. Ama gnmzde birok insan okuduklar fen ve felsefe sebebiyle ya materyalizme, ya da tabiatla kaym, huzurunu yitirmekle kalmam, toplumun huzurunun da ktili olmutur. Byle bir anda man hizmetinin ne derece nem kazand tartma gtrmez. Hatta ylesine nem kazanr ki, onunla megliyet bunun dnda her eyi, bilhassa czip grlen siyaseti dahi terk etmeyi gerektirir. nk Bedizzaman'n belirttii gibi gnmzde her

eyi kendi hesabna alan fevkalde hkim cereyanlar var. Harekt o cereyanlara kaptrmamak iin siyasetten feragat etmek gerekir. T ki man hizmeti, safvetini umumun nazarnda bozmasn ve avamn abuk ifal olunabilen akllarnda o hizmet baka maksatlara let olmad tahakkuk etsin(14) Baka bir yerde de Bedizzaman, man hizmetinin nemini anlatrken, siyasetle bir karlatrmasn yaparak u ifadeleri kullanyor: Madem bu zamanda, her eyin fevkinde hizmet-i maniye bir kuds vazifedir; hem kemmiyet, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti azdr; hem muvakkat ve mtehavvil (geici ve deiken) siyaset daireleri ebed, daim, sbit hizmet-i maniyeye nisbeten ehemmiyetsizdir, mikyas olamaz.(15) Hatta man hizmetinin sonucu olan, herkeste zellikle halkta, zellikle siyaslerde, zellikle bu asrn efkrnda o birinci vazifeden bin derece daha geni grnen slmn hkimiyeti bile gerekte bu man hizmeti derecesine kamamaktadr.(16) Hatt bu hizmet Bedizzaman'n gznde, sadece siyaseti, siyasetle veya daha baka sretlerde ulalabilecek madd, daha da te biroklarnn gye-i hayat edindii mnev makamlar dahi terk etmeyi gerektirecek derecede nemlidir. Onun iindir ki Bedizzaman, lyk olduu ve lyk grld halde en yksek mnev makamlar dahi kabullenmemi, Hizmetkrl makmta (mnev makamlara) tercih ederim demi, Nasl ki ehl-i hamiyet bir insan, dostlarn hayatn kurtarmak iin kendini fed eder; yle de ehl-i mann hayat- ebediyelerini tehlikeli dmanlardan muhafaza etmek iin, lzum olsahem lzum varkendim, deil yalnz lyk olmadm o makamlar, belki hakiki hayat- ebediyenin makamlarn dahi fed etmeye, Risale-i Nur'dan aldm ders-i efkat cihetiyle terk ederim demi, manlar kurtarma, koruma ve glendirmeyi kendine program, meslek, gye-i hareket ve hedef edinmiti.

yle ki Bedizzaman, hakikat- ihlsn, kendisini an erefe ve madd ve mnev rtbelere, vesile olabilen eylerden menettiini, hlis bir hadim olarak hakikat- ihlas ile, her eyin stnde man hakikatlerini on adama ders vermenin, byk bir kutbiyetle binler adam irad etmekten daha ehemmiyetli grdn de belirtir. Ona gre, ihlasla man hakikatlerini ders verme byk bir kutup olup da binler adam irad etmekten daha ehemmiyetlidir. Bu hususu da yle aklar: nk o on adam, tam o hakikati her eyin fevkinde grdklerinden, sebat edip, o ekirdekler hkmnde olan kalbleri, birer aa olabilirler. Fakat o binler adam, dnyadan ve felsefeden gelen pheler ve vesveseler ile, o kutbun derslerini, Huss makamndan ve husus hissiyatndan geliyor nazaryla bakp, malup olarak dalabilirler. Bu mn iin hizmetkrl, makmtlara tercih ediyorum.(17) Evet, Bedizzaman'n omuzlad bu hizmet tahkk man kalblere nakederek biare insanlar lmn dam- ebedsinden kurtarmay, milleti de her trl anarilikten muhafaza etmeyi hedefliyordu. (18) Bu man hizmetiyle ayn zamanda Hristiyanl malup edip anarilii yetitiren Kuzeyde kan dinsizlik cereyannn bu vatan mnev istilsna set ekilecekti. Risale-i Nur bu konuda bir sedd-i Zlkarneyn vazifesi grmekteydi. (19) nk bu cereyan siyaset ve diplomatlkla nlenemezdi. (20) te yandan bu hizmet, en zor artlarda, hem de byk imknszlklar ierisinde yrtlmekteydi. Ama bir rpda hayret edilecek derecede man hakikatlerinin ilendii altyz bin nsha kitap ocuklara, obanlara varncaya kadar nice gnll tarafndan yazlarak ortaya kvermiti. Daha da bu hizmet, Sedd-i Zlkarneyn'i ykp dnyay fesada veren Ye'cc ve Me'cc gibi slmn seddini sarsmaya alan Ye'cc ve Me'ccden daha mthi ahlk ve hayatta meydana

gelen karanlkl anarilik ve zulml dinsizliin fesad ve ifsadna, tahribatna kar gl bir set tekil ediyordu. (21) Olaanst denilebilecek derecede bir baaryd bu. Bir adamn bir gnde harap ettii bir saray, yirmi adamn yirmi gnde yapamad, bir adamn tahribatna kar yirmi adamn alma zorunda olduu dnlrse, binlerce tahribatnn karsna kale gibi dikilen, harika tesirleri grlen bu hizmet, eer karsna denk bir kuvvetle klabilseydi mu'cizevr muvaffakiyet ve fthat grlrd. Ne var ki, efkr- mmede, hayata dkn insanlarn nazarnda mandaki tecdidden ok, grnte geni ve hkimiyet noktasnda czibedr olan sosyal hayat ve siyaset daha ziyade ehemmiyetli grnyor, halk bu adan bakp mn veriyorlard.(22) Her ne kadar efkr- mmede sosyal hayat ve siyaset cazip grnse de ncelii mandaki yenilenme alacakt. man hizmetinin bir sonucu olan eriatn icr ve tatbiki, ittihad- slam gibi nemli hizmetler pek parlak, ok geni dairede ve aaal bir tarzda olduundan ummun ve avamn nazarnda daha ehemmiyetli grnse de bu man, yani ehl-i man dalletten kurtarma ve tahkiki mana ulatrma hizmeti bunlardan drt derece daha kymetliydi. (23) te Risale-i Nur, hizmetini bu noktada younlatrm, arln btn btn buna vermiti. Onun iin de Bedizzaman bir kran- nimet olarak Risale-i Nur ve ahs- mnevsinin tecdid vazifesini yaptn belirtecek ve yle diyecekti: Bu asrda, Cenab- Hakka hadsiz kr olsun ki, Risale-i Nur'un hakikatine ve kirdlerinin ahs- mnevsine, hakik-i maniye muhafazasnda (man hakikatlerini korumada) tecdid vazifesini yaptrm.(24) Byle davranmaya, yani tecdide arlk vermeye hir zamanla ilgili hadislerde yer alan ahslarn ktn grmesi itmiti

Bedizzaman'. ngilizlere kar verdii mcadele ve onlarla ilgili yazd Hutuvt- Sitte isimli eseri sebebiyle dllendirilmek iin Ankara'ya arld zaman, bunlar grm, kendisine yabana atlmayacak byk makamlar vaadedildii halde kabul etmemi; dnyay, siyaseti, hayat- itimiyeyi terk edip yalnz man kurtarma hizmetine kendisini vakf etmiti.(25) Evet o, hadislerin haber verdii hir zamann dehetli ahslarnn slm ve insanlk leminde zuhur ettiini grm ve yine gelen rivayetlerden, onlara siyasetle deil, ancak mnev kln hkmnde i'caz- Kur'n'n nurlaryla mukabele edilebileceini renmi ve bu tavsiyeye uyarak, kendisine vaadedilen onca makam ve mevkileri tekmeleyip Ankara'y terk etmiti. Hatt ayrlmamas iin istasyona kadar gelen mebuslarn ricalarna da uymam, Van'a gidip Erek Da eteinde Zernabad suyu banda mrn geirmeye karar vermiti.(26)
Hz. Mehdnin Vazifesi

Bedizzaman ve Risale-i Nur denilince, helket ve felketlerle dolu, manlarn ve slm hayatn tehlikeye dt asrmzda, beeriyeti bu girdaptan kurtarmak iin cansiperne mcadele veren bir slm kahraman ve onun kaleme ald mstesn bir klliyat hatra gelir. Gnmzde phesiz man ve Kur'n'a ihlas ve sadakatle hizmet eden birok cemaat vardr. Ancak bu konuda Bedizzaman ve Risale-i Nurlarn yerinin nemi ve bykl tartma gtrmez. Ehemmiyeti zerinde bir para durduumuz bu kuts hizmet iin varln ortaya koyan, onun iin yaayan, bu uurda lm dahi gze alan Bedizzaman'n, bir ihsan- lh olarak deerlendirdii Risale-i Nur Klliyat sayesinde manlarn kurtaran yzbinlerce, hatta milyonlarca insan, Bedizzaman'n mandaki tecdidi baaryla yaptnn birer delilidir. te Bedizzaman'n stlendii bu muazzam hizmet sebebiyle eserleriyle manlarn kurtaran nice insan ona byk bir muhabbet

ve hrmetle balanm, yzyze olduu gibi mektuplaryla da bu duygularn ifade etmeye almlardr. Bedizzaman, birounun ilerinde saklad, bir ksmnn da dile getirme ihtiyac hissettii bu duygu ve dncelerini rendiinde meselenin akla kavuturulmas gerektiini grmt. Nur'un ehemmiyetli ve ok hayrl bir akirdinin, ok kii namna sorduu, Nur'un halis ve ehemmiyetli bir ksm kirdleri, pek musrrane olarak hir zamanda gelen l-i Beytin byk bir mridi seni zannediyorlar ve o kadar ekindiin halde onlar srar ediyorlar. Sen de bu kadar musrrane onlarn fikirlerini kabul etmiyorsun, ekiniyorsun. Elbette onlarn elinde bir hakikat ve kat' bir hccet var ve sen de bir hikmet ve hakikate binen onlara muvafakat etmiyorsun. Bu ise tezattr, her halde hallini istiyoruz? eklindeki soruya bir mektupla cevap vermiti. Bedizzaman, bu mektubunda, o has Nurcularn ellerinde bir hakikat bulunduunu ifade edip iki cihette tabir ve tevil gerektiini sylyordu. Mehd-i l-i Resln temsil ettii kuds cemaatinin ahs- mnevsinin man, hayat ve eriat olmak zere devresi bulunmaktayd. abuk Kyamet kopmaz, beer btn btn yoldan kmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacakt. Bedizzaman man, hayat ve eriat olarak sralad bu vazifeden birincisi ve en nemlisinin manlar muhafaza etme ve kurtarma olduunu sylyordu. nk fen ve felsefenin tasallutu, maddecilik ve tabiatlk tanunun yaygnlamasyla manlar tehlikeye dmt. Bu vazife o kadar nemliydi ki, hem dnyay, hem her eyi terk etmeyi, hem de ok zaman tetkikatla meguliyeti gerektiriyordu. Onun iin de bu vazifeyi btnyle bizzat Hz. Mehd'nin yapmasna ne vakit ve ne de o gnk durum msaade ederdi. Hz.

Mehd, bu vazifeyi ihlas, sadakat ve tesand sfatlarna tam sahip olan birksm talebelerle yapacakt. Bedizzaman, bu talebelerin her ne kadar az da olsalar, mnen bir ordu kadar kuvvetli ve kymetli olduklarn belirtir. kinci vazifesi hilafet-i Muhammediye nvan ile eir-i slmiyeyi ihya etmektir. Hz. Mehd, bunu, slm leminin birliini dayanak noktas yapp gerekletirecek, insanl madd ve mnev tehlikelerden ve gadab- lhden kurtaracakt. Bunun iin ise milyonlarca ferd lzmd. nc vazifesi de ehl-i mann mnev yardmlar, ulem ve evliyann, bilhassa kuvvetli ve sayca ok ve milyonlar aan seyyidler cemaatinin itirakiyle zamann inklablaryla zedelenen Kur'n ahkmn ve eriat-i Muhammediye knunlarn yeniden tesis etmesiydi. Hz. Mehd bu noktada sev ruhanleriyle de ittifak edip slma hizmete alacakt. Bedizzaman, Hz. Mehd'nin hizmet seyrini bylece hatrlattktan sonra u ifadeleri kullanyor: imdi hakikat-i hal byle olduu halde, en birinci vazifesi ve en yksek meslei olan man kurtarmak ve man, tahkik bir surette umuma ders vermek, hatta avamn da mann tahkiki yapmak vazifesi ise, mnen ve hakikaten hidayet edici, irad edici mnsnn tam sarahatini ifade ettii iin, Nur akirdleri bu vazifeyi tamamyla Risale-i Nur'da grdklerinden, ikinci ve nc vazifeler buna nisbeten ikinci ve nc derecededir diye, Risale-i Nur'un ahs- mnevsini hakl olarak bir nevi Mehd telakk ediyorlar. O ahs- mnevnin de bir mmessili, Nur akirdlerinin tesandnden gelen bir ahs- mnevsi ve o ahs- mnevde bir nevi mmessili olan bre tercmann zannettiklerinden, bazan o ismi ona da veriyorlar. (27) fadeler gyet ak deil mi? Baka bir yerde yer alan u ifadeler de bu minvalde: Hem bu vezifi (man, hayat, eriat) birden bir ahsta yahut cemaatte bu zamanda bulunmas ve mkemmel olmas ve birbirini cerh etmemesi pek uzak, det kbil grlmyor. l-i Beyt-i Nebevnin (a.s.m.) cemaat-i nraniyesini

temsil eden Hz. Mehd'de ve cemaatindeki ahs- mnevde ancak itim edebilir. (28) Yoruma ak ifadeler mi, net gerekler mi? Yukardaki ifadeler bize birka gerei birden hatrlatyor: Birincisi: Hz. Mehd'nin man, hayat ve eriat olmak zere nemli grevi vardr. kincisi: Bu vazifeler zamana bal olduu iin hepsini birden yapmasna Hz. Mehd'nin ne zaman yetmekte, ne de hali elvermektedir. nk Mehd'nin her halinin harika olmas beklenmemelidir. Bu geree risalelerde de temas edilir. man, hayat ve eriat vazifelerinin n birden bu zamanda uygulamann, btn dnyann vaziyetini deitirmeyi gerektirdii, beeriyette car olan detullaha uygun dmedii iin en byk meseleyi esas yapaca belirtilir. (29) O halde bu vazife Hz. Mehd'ye ait olduuna, onun da hepsini birden fiilen yapmasna artlar da, mr de yetmediine gre geride kalan ikinci ve nc vazifeleri kim yapacaktr? ahs- mnevsi. Evet, onun balatt, temelini att bu hizmetleri ahs- mnevsi srdrecektir. ncs: Birinci vazife olan man hizmetinin dier vazifelere ncelii vardr. Bu olmadan dierleri olmaz. Dierleri birincisine bin edilecek ve onun kanlmaz sonucu olacaktr. Drdncs: kinci ve nc vazifeler ehl-i mann da desteiyle gerekleecektir. Beincisi: Bedizzaman, bu ahs- mnevnin bir temsilcisidir. Bunlar bahsi geen mektuptan anlalan son derece ak ve net hakikatlerdir. Risale-i Nur'un baka yerlerinde zikredilen ifadeler de bu gerei teyid etmektedir.

Yalnz mektupta birinci vazife, yani man hizmeti anlatlrken yer verilen bir ksm ifadeler var ki dikkatle baklmadnda kafa kartrabilmekte, yanl anlalabilmekte, hatta bazlarn mehd bekler hale getirmektedir. imdi bu ifadelere birlikte bakalm: Hz. Mehd'nin, o vazifesini bizzat kendisi grmee vakit ve hal msaade edemez. nk, hilafet-i Muhammediye (a.s.m.) cihetindeki saltanat, onun ile itigale vakit brakmyor. Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette grecek. O zt, o taifenin uzun tasdikat ile yazdklar eseri kendine hazr bir program yapacak, onun ile bu vazifeyi tam yapm olacak. Meseleye, Bektainin namaz klmayna gsterdii mazeret cinsinden bir anlayla yaklalrsa, elbette yukardaki ifadelerden baka mnlar da karlabilir. Fakat ncelikle mektubun, hatta Risale-i Nur'daki ayn konularn btnl, tamamlaycl erevesinde baklmaldr ki, salkl sonu alnabilsin. man, hayat ve eriat vazifelerini Hz. Mehd ve ahs- mnevsinin yapaca ak. Birinci vazife olan man hizmetini, bykl ve nemi sebebiyle btnyle yapmaya Hz. Mehd'nin mrnn de, halinin de elvermeyecei de kesin. Hayat ve eriat vazifelerini onun ahs- mnevsinin riyasetinde seyyidler ve ehl-i man cemaatleri yapaca konusunda ise hibir tereddt yok. Birinci vazifeyi Risale-i Nur'un fa ettii de ak ak belirtiliyor. O zaman, nerde kald k,i yeni bir mehd beklenilsin ve yukardaki ifadelerden farkl mnlar karlsn. u var ki burada imtihan srr gerei biraz perdeli gidilmi. Mehd ile ahs- mnevsi ylesine zdelemi ki, det bunlar biribirisiz dnemeyiz. Nitekim burada da Mehd ile ahs-

mnevsi birbirlerinin yerine kullanlm, zaman zaman ahs- mnev, zaman zaman da onun temsilcisi nazara verilmi. Konuya bir btn olarak bakp cmleleri dikkatle okumadmzda elbet yanl mnlar karlabilecektir. imdi yukardaki cmleleri bu erevede aklamalarla anlamaya alalm: " Hz. Mehd'nin, o vazifesini (man hizmetini) bizzat kendisi grmee vakit ve hal msaade edemez. nk, (ikinci vazifesi olan) hilafet-i Muhammediye (a.s.m.) cihetindeki saltanat, onun ile itigale vakit brakmyor. (Birincisine vakti yetmezse ikincisine hi yetmez. Bu ikinci vazifeyi ahs- mnevsi yrtecektir.) Herhalde o vazifeyi ondan evvel (yani ikinci vazifeyi gerekletiren ahs- mnevden nce) bir taife (temsilcisi) bir cihette grecek. O zt (yani ikinci ve nc vazifeleri yrtecek ahs- mnev), o taifenin (temsilcinin) uzun tasdikat ile yazdklar eseri kendine hazr bir program yapacak, onun ile bu vazifeyi tam yapm olacak. Daha ak bir ifadeyle, Hz. Mehd'nin vazifesinden birincisini btnyle yapmaya ne vakti ve ne de durumu elvermemektedir. Nerde kald ki eiri ihya olan hilafet-i Muhammediye vazifesini yapmaya vakti ve hali msaade etsin. Bu ikinci vazifeden nce program mahiyetinde bir ksm eserler olmal. kinci ve nc devreleri gerekletirecek olan ahs- mnev de bu eserleri program yapmal, T ki bu devrelerde de devam edecek olan man hizmeti btnyle yaplabilsin. Burada zikri geen hazr program Risale-i Nur, o programla hareket edecek olan da ahs- mnevdir. Hayat-i Harran, Marf-u Kerh ve Abdlkadir Geyln gibi Hay ismine mazhar olup tasarruflarn, vefatlarndan sonra da hayatlarndaki gibi srdren bu evliyaya, en dehetli bir ada etin bir grev stlenen Hz. Mehd'nin de dahil olmas akldan uzak deil. Hz. Mehd, her ne kadar maddeten olmasa da mnen, ruhen tasarrufunu devam ettirecek, ahs- mnevnin temsilciliini

ve o ahs- mnevye olan desteini srdrecek, du edecek, programn uygulanmasnda yardmc olacaktr. Kanaatimize gre onun ruhaniyeti, o ahs- mnev ierisinde vefatndan sonra da temsilciliini srdrecektir. Program da onun mnev nclnde ahs- mnevsi uygulayacaktr. Grnrde o ahs- mnevnin nnde temsilci denebilecek baka birileri bulunsa bilekald ki bunu mevereti esas alan bir r gerekletirebilirprogram hazrlayan Hz. Mehd'ye tbi olmaktan te birey yapamayacaktr. Program uygulaycsnn hazrlaycdan daha byk olmas dnlemez. Tbi olan ne kadar byk de olsa metbunu, yani tbi olduu kimseyi geemez. Geni ftht gerekletiren Hz. mer'in Resl- Ekremi aamad, aamayaca gibi. Kald ki, Risale-i Nur'un hizmet prensipleri ierisinde ahsa deil, ahs- mnevye arlk verilir. Nazara verilen ferd deil, ahs- mnevdir. Fazilet, baar, stnlk ahs- mnevnindir. Klliyatta yer alan ifadelerde bu gerei aka grebiliriz. Burda geen Risale-i Nurlar program yapacak zattan da maksadn yine ahs deil, ahs- mnev olduu Risale-i Nur'un esprisine en uygun yaklam tarz olsa gerek. Nitekim u hatrada da bunun teyid edildiini gryoruz. Hatra 1930'lu yllara ait. Bir Nur Talebesi ryasnda nemli hizmetler veren sarkl bir gen grr. Hz. stad, ryann yorumunu yaparken, bu gencin Hulusi'yle omuz omuza verecek, belki de onu geecek ve kuvve-i velyetle meydana atlacak bir kimse olduundan bahseder. (30) Hz. stad, ryann zerinden yirmi ksr sene getikten sonra, Isparta'dakibugn mze olarak kullanlandersanede Tahir, Zbeyr, Sungur, Bayram, Ceylan ve dier birksm talebelerinin bulunduu bir sohbette, onlara, Sarkl gen hanginiz? diye sorar. Talebeleri sessizlii tercih ettiklerinde de, Hibiriniz o sarkl gen deilsiniz. Ancak o, hepinizden meydana gelen ahs- mnevnin t kendisidir. 31) eklinde bir aklama yapar.

Sikke-i Tasdik-i Gayb'de mam- Ali, Gavs- Azam ve Osman- Halid gibi ztlarn hir zamanda gelecek ztn makamn Risale-i Nur'un ahs- mnevsinde kefen grp iaret ettikleri, bazan da o ahs- mnevyi bir hadimine verip, o hdimine mltefitne baktklar kaydedilir. Burada da Bedizzaman, sonra gelecek o mbarek ztn Risale-i Nur'u program yapacan belirtmektedir ki, bunun da yine ahs- mnev olduu anlalmaktadr. nk mektubun devamnda, baz cihetlerle birinci vazifede pidarlk eden Nur akirdlerinin ahs- mnevsini temsil eden o ciz kardeine veriyorlar diyerek o ahs- mnevnin yapaca vazifeden birincisini, yine ahs- mnevyle birlikte yapaca anlalmaktadr. (32)
Asl Olan hlasla Hizmet

Bedizzaman, kendisine Mehdlik isnadyla yaz yazan bir talebesinin mektubuna verdii cevapta yle demekteydi: hir fkrasnda Muhbir-i Sadk'n haber verdii mnev ftht yapmak, zulmat datmak zaman ve zemini hemen hemen gelmi diye fkrasna, btn ruh u canmzla rahmet-i lahiyeden niyaz ve temenn ediyoruz. diyor, byle eylerle urama yerine asl olan vazifeye dikkatleri ekiyor, Fakat biz Risale-i Nur kirdleri ise; vazifemiz hizmettir, vazife-i lhiyeye karmamak ve hizmetimizi Onun vazifesine bin etmekle bir nevi tecrbe yapmamak olmakla beraber, kemmiyete deil, keyfiyete bakmak; hem oktan beri skt-u ahlka ve hayat- dnyeviyeyi her cihetle hayat- uhreviyeye tercih ettirmee sevk eden dehetli esbab altnda Risalet'n-Nur'un imdiye kadar ftht ve zndklarn ve dalletlerin savletlerinin krlmas ve yzbinler brelerin manlarn kurtarmas ve herbiri yze mukabil binler hakiki m'min talebeleri yetitirmesi, Muhbir-i Sadkn (a.s.m.) ihbarn aynen tasdik etmi ve vukt ispat etmi ve ediyor ve inaallah daha edecek. Hadiselerin tasdik ve vuktn ispat ettii, Muhbir-i Sadk'n, yani Resl- Ekremin (a.s.m.) hir zamanla ilgili olarak verdii haber Hz. Mehd'nin geliinden baka ne olabilir?

Bu ifadelerden sonra Bedizzaman, Risale-i Nur, yle kklemi ki, inaallah hibir kuvvet, Anadolu'nun sinesinden onu karamaz. cmlesine yer vermekte ve u ifadeleri kullanmaktadr: T hir zamanda, hayatn geni dairesinde asl sahipleri, yani Mehd ve kirdleri, Cenab- Hakkn izniyle gelir, o daireyi genilendirir ve o tohumlar smbllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a krederiz. (33) Bu ifadeler de yukarda olduu gibi Hz. Mehd ve cemaatinin daha nce belirttiimiz vazifesini gz nne getirdiimizde Hz. Mehd'nin ilerde gelecei deil, birinci ve en nemli vazifesini yaptn gstermektedir. Onun att tohumlar hayat ve eriat devrelerinde ahs- mnevnin, seyyidler cemaati ve ehl-i mann gayretleriyle smbllenecek, dal budak salacak, meyvelerini verecek, o da btn bu gelimeleri kabrinden sevinle seyredecektir. Demek oluyor ki, birksm ztlar bekler durumda olmak, Risale-i Nur'un ruhuna ters der. nk Risale-i Nur'da ahs deil, ahs mnev n plandadr. ahslar o ahs- mnevye adabte olabildikleri lde deer kazanrlar. Peki, neden ahs- mnev? Niin Bedizzaman zellikle bunun zerinde durmaktadr?
Niin ahs- Mnev

Sizi btn dularnda, Bizi kurtar! Bize merhamet et! Bizi koru! gibi btn mtekellim-i maalgayr sigalarnda bilistisn dahil edip, kesretli cesetler ve birtek ruh hkmnde irket-i mneviyemizin dsturlaryla alan ve sizin skntnz ile sizden ziyade alakadar olan ve ahs- mnevnizden himmet ve meded ve sebat ve metanet ve efaat bekleyen kardeiniz Said Nurs. (34) Bedizzaman byle diyor; ahs- mnevden himmet, meded, sebat, metanet ve efaat beklediini sylyor.

Bedizzaman, ahs- mnevye bu kadar nem verdii halde, biz, zaman zaman, her eyi ahslardan beklercesine, Hz. Mehd mdem hir zamanda gelecek grevli bir zt ise btn bu grevleri bizzat kendisinin yapmas gerekmez miydi? gibisinden sorulara muhatap olabiliyoruz. Hz. Mehd, gerek bu vazifeyi ve gerekse hadislerde anlatlmakta olan dier nemli vazifeleri tek bana deil, temsil ettii kuds cemaatinin ahs- mnevsiyle birlikte yapacaktr. nce ahs- mnev ne demek, onu anlamaya alalm. ahs- mnev, ahslardan meydana gelen bir toplum, cemaat, cemiyet veya irketin, aralarnda kurduklar mnev ortakla verilen bir isimdir. Ayn inan, duygu ve dnceleri paylaan, birbirlerine kopmaz balarla balanan, byk bir dayanma ierisinde olan kimselerin meydana getirdikleri mnev ve tzel kiidir. O, bir fert ve kii olarak grlmez, ama kenetlenmi kiilerden meydana gelen gl bir toplum ve cemiyet, det tek bir ruh ve tek bir vcut haline gelmi salam cemaat olarak kendini gsterir. Her asrda dine, mana hizmet, slm yenilemek, glendirmek iin mcedditler, mridler, bir nevi mehdler gelmitir. mam- zam, mam- fi, Beyazid-i Bistam, Gavs- zam ah- Geylan, mam- Gazal, mam- Rabbn, Mevln Celaleddin-i Rum gibi byk ve harika zatlar, nemli hizmetler vermi, hem kendi alarn, hem de sonraki alar hizmet, irad ve eserleriyle aydnlatmlardr. Zamanlar ferdiyet zaman olduu iin o ferd ve kuts dahler fazlasyla kifayet etmiler, bozulmu lemi slaha almlardr. Bugn ise artlar tamamen deimi, kfr ve dallet komite ve cemaatleri, ahs- mnev halinde slma hcuma gemi, toplumun her kesimi ve hayatn her yn bu ykm ve dejenerosyondan payna deni almtr.

Onun iindir ki Bedizzaman, bir ok mektubunda srarla cemaat ve ahs- mnevnin nemi zerinde durmaktadr. zerine basa basa, zamann, cemaat ve ahs- mnev zaman olduunu belirtmekte, byk ve bak hakikatlerin fn, ciz ve skt edebilir ahsiyetlere bin edilemeyeceini,(35) cemaatin ruhu olan ahs- mnevnin daha metin, dinin hkmlerini uygulamada daha muktedir, istikmetle giden bir ahs- mnevnin ise daha ziyade parlak ve kmil olacan,(36) uhuvvet ve samimi tesande dayal bir cemaatin ahs- mnevsinin ok kerametler gsterebileceini, bir veliyy-i kmil hkmne geebileceini, inayetlere mazhar olacan (37) sylemekte, ahs ne kadar dah, hatta yz dah derecesinde olsa, bir cemaatin mmessili olmazsa, bir cemaatin ahs- mnevsini temsil etmezse; muhalif bir cemaatin ahs- mnevsine kar maluptur.(38) demektedir. Bu nemli hakikati hlas Risalesinde formlletirmeyi de ihmal etmemitir: Ehl-i dallet ve hakszlktesand sebebiylecemaat sretindeki kuvvetli bir ahs- mnevnin dehsyla hcumu zamannda, o ahs- mnevye kar, en kuvvetli olan ferd mukvemetin malup dtn anlayp ehl-i hak tarafndaki ittifak ile bir ahs- mnev karp, o mthi ahs- mnev-i dallete kar, hakkaniyeti muhafaza ettirmek. Ayn yerde u nemli noktaya da iaret eder: Hadis-i sahihle, hir zamanda sevlerin hakiki dindarlar ehl-i Kur'n ile ittifak edip, mterek dmanlar olan zndkaya kar dayanacaklar gibi, u zamanda dahi ehl-i diyanet ve hakikat, deil yalnz dinda, meslekta, kardei olanlarla samim ittifak etmek, belki Hristiyanlarn hakiki dindar ruhanleri ile dahi, medar- ihtilaf noktalar muvakkaten medar- mnakaa ve niza etmeyerek, mterek dmanlar olan mtecaviz dinsizlere kar ittifaka muhtatrlar.(39)

Dinsizliin tarihte emsali grlmedik bir tarzda bir ahs- mnev teekkl ettirip hcuma getii bir zamanda ahs- mnevye dayanlmazsa nasl mukabele edilebilir? Deccalizm ve Sfyanizmin ahs- mnev halinde yrtt dehetli faaliyetlerin karsna hibir eye let, tb ve basamak olmayan, hibir garaz ve maksata kirletilemeyen, mnev, makbul, zararsz nuran makam ve uhrev rtbeleri dahi hedef edinmeyen, sadece ve sadece rza-y lahyi ve hireti hedef alan, hibir phe ve felsefeyle malup edilmeyen Kur'n'n bu asra bakan bir mnev mucizesi olan Risale-i Nur ve ahs- mnevsi, elbetteki ehl-i manla omuz omuza verip karsna bir kale gibi dikilecek, hcumlar fedakrne gsleyecek ve bertaraf edecektir.
Mehdnin Mjdelenmesi

Lidersiz, bakan veya babakansz hkumet dnlemeyecei gibi kutupsuz da mnev bir dnya dnlemez. Mnev hkmetin bakanna kutup ad verilir. Kutbu'l-aktap, gavs veya gavs- zam diye de anlr. Her memleketin bir kutbu olabilecei gibi ounlukla Hicaz'da hepsinin de bakan durumunda olan bir kutb-u zam bulunur. Kutb-u azam veya gavs- zam kutbiyet, gavsiyet ve ferdiyet makamlarn da zerinde bulundurur. Aktab- Erbaa adyla hret bulmu drt kutup vardr ki bunlar Abdlkadir Geylan, Ahmed-i Rifa, Ahmed-i Bedev, brahim-i Desuk'dir. Bazan drdncsnn yerine Eb'-Hasen-i zel zikredilir. Kutb-u zamla birlikte iki imam daha bulunur. Bunlardan soldaki mlk, sadaki de melekt lemini ynetir. Bu iki imam kutb-u zamdan tamamen bamsz ve kutb-u zamn tasarrufu dndadrlar, onu tanmaya mecbur deildirler.

Kutuplar hakikat- Muhammediyenin temsilcisi olarak grev yaparlar. Ona vris olur, vazifesini yrtmeye alrlar. Dnya ayakta durduka kutuplar da, imamlar da vazife banda olacaklardr. te Bedizzaman, gizlenmeye lyk, byk bir sr olarak grd bu konuyla ilgili bir gerei anlatrken, eskiden Risale-i Nur'un ahs- mnevsini szkonusu olan iki imamdan biri zannettiini, fakat gerekte onun ferdiyet makamnda bulunduunu anladn syler ve yle der: Ben eskiden Risale-i Nur'un ahs- mnevsini, o imamlardan birini zannediyordum. imdi anlyorum ki, gavs- zamda kutbiyet ve gavsiyetle beraber ferdiyet dahi bulunduundan, hir zamanda kirdlerinin baland Risale-i Nur, o ferdiyet makamnn mazhardr.(40) Bu derece byk bir makamda bulunan Risale-i Nur'un; alara damgasn vurmu, yerdeyken Ar- zam seyredebilen Abdlkadir-i Geyln, mam- Rabban gibi byk kutuplarn ilgisini ekmemesi dnlemez. Abdlkadir Geyln'nin asrlar tesinden bakp Bedizzaman'n ekecei skntlar grp ona, Korkma, phesiz sen inayet gzyle korunmaktasn, Zamann Abdlkadir'i, yani gavs- zam ol diye hitap ettiini gryoruz. (41) mam- Rabban, byk zatlardan naklen, mtekelliminden ve ilmi kelm ulemsndan birisi gelip, btn man ve slm hakikatlerini ap ak bir srette izah ve ispat edeceini bildiriyor. Burada bir not den Bedizzaman, Zaman ispat etti ki, o adam, adam deil, Risale-i Nur'dur. Belki ehl-i keif Risale-i Nur'u ehemmiyetsiz olan tercman ve niri suretindekeiflerindemahede etmiler; bir adam demiler.(42) diyor.

Birinci u'da, Kur'n'n Risale-i Nur'a ve asrmza bakan yetlerine yer verilirken yirmisekizinci yete cifir hesabyla baklp Hz. Mehd'nin asrmzda geleceine iaret edilerek yle denilir: Eer eddeli mimler dahi eddeli lamlar gibi bir saylsa, o vakit bin iki yz seksen drt eder. O tarihte Avrupa kfirleri devlet-i slmiyenin nurunu sndrmee niyet ederek on sene sonra Ruslar tahrik edip Rus'un doksan muharebe-i me'mesiyle (uursuz savayla) lem-i slmn parlak nuruna muvakkat bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resili'n-Nur kirdleri yerinde Mevln Halid'in (k.s.) kirdleri o bulut zulmtn dattklarndan, bu yet bu cihette onlarn balarna remzen parmak basyor. imdi hatra geldi ki, eer eddeli lamlar ve mim ikier saylsa bundan bir asr sonra zulumat datacak ztlar ise, Hazreti Mehd'nin kirdleri olabilir. (43) Mevln Halid geen asrn mceddidi olduuna gre bir asr sonra gelecek yirminci yzyln karanlklarn datacak mceddid, hir zamann byk Mehdsinden baka kim olabilir? Mevln Halid'in Divan'nda yer alan dusnda geen u ifadeler de anlaml deil mi? "mam- Rabbannin her iki gz mesabesinde olan 'Said' ile 'Urvet'l-Vsk Masum' hrmetine..."(44) slmiyet ve Kur'n iin kullanlan salam kulp, tutunulacak kopmaz ip anlamna gelen Urvet'l-Vsk, Kur'n'n bu asra bakan bir tefsiri olan Risale-i Nur iin de kullanlmaktadr. Evliyalardan bir ksmnn, keiflerinde Hz. Mehd'nin ne zaman geleceini aka belirttiini de grmekteyiz. Emirda Lhikas'nda eski evliyann bir ksmnn gayb kerametlerinde Risale-i Nur'u hir zamann hidayet edicisi (Mehdsi) olarak kefettikleri kaydedilir. (45) Bedizzaman'n kontrolnden geip Barla Lhikas'nda yer alan bir mektubunda talebesi Kk Ali; mam- Ali (r.a.), ah- Geyln (r.a.) ve umum mtehidlerin Risale-i Nur'u haber verdiklerini,

her asrda gelen mceddid ve velilerin kefiyatlarnda Doudan bir nur kacak, birisi gelecek diye Risale-i Nur'un ahs- mnevsini mjdelediklerini; onun nem ve kymetini, emr-i Peygamber (a.s.m.) ile mmet-i Muhammed'in (a.s.m.) dularnda hir zaman fitnesi ve Deccaln errinden Allah'a snmalar, Deccaln madd ve mnev tahribatn Risale-i Nur'un tamir etmesinin gsterdiini sylemekte ve kendi hkmn de aka yle ortaya koymaktadr: Asrlardan beri beklenilen ve muntazr kalnan zt, Risale-i Nur imi. (46) Asrlardr beklenilen zt Mehd'den baka kimdir acaba? Mevlan Hasen'l-Adev, mam- rn'nin Kitab'l-Yevakt'lCevahir'inde yer verilen bir kefe gre, "Mehd-i hir zaman, 1255 (Rm) senesinin aban aynn 15. gecesi dnyaya gelecektir," demektedir. Bunu eyh Hasan- Irak'den nakletmekte, eyhleri Ali Havas Hazretlerinin de buna muvafakat ettiini bildirmektedir. (47) Hac Zihni Efendi bu kefi naklettii sayfann kenarna dt Haiyede 1294 H. tarihini kaydetmitir ki, bu tarih Bedizzaman'n doum tarihidir. Bir hadiste Hz. Mehd'nin Hicaz tarafndan kp gen yatayken am ehrinin minberine kaca, hutbe okuyaca nakledilmitir. (48) Bedizzaman'n ise menba Hicaz olan Ehl-i Beytten geldii, am Emev camiinde yze yakn limin bulunduu bir cemaate, sonradan Hutbe-i miye adyla nerettii mehur hutbesini okuduu bilinmektedir. Mektbt'ta yer alan u ryay- sadka da konuya k tutacak ehemmiyettedir. Burada denilmektedir ki: Eski Harb-i Umumden evvel ve evilinde bir vka- sadkada gryorum ki, Ararat Da denilen mehur Ar Dann altndaym. Birden o da, mthi bir infilak etti. Dalar gibi paralar, dnyann her tarafna datt. O dehet iinde baktm

merhum validem yanmdadr. Dedim: Anne korkma! Cenab- Hakkn emridir; o Rahmdir, Hakmdir. Birden o hlette iken, baktm ki mhim bir Zt, bana mirne diyor ki: 'caz- Kur'n' beyan et. "Uyandm, anladm ki, bir byk infilak olacak. O infilak ve inklptan sonra Kur'n etrafndaki surlar krlacak. Dorudan doruya Kur'n, kendi kendini mdafaa edecek. Ve Kur'n'a hcum edilecek; i'caz onun elik bir zrh olacak. Ve u i'cazn bir nev'inin u zamanda izharna, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduumu anladm. (49) Baka bir yerde de, bir vesileyle u hakikati mecburen ifade etmek zorunda kaldn syler Bedizzaman: "ok emarelerle anlamz ki, bu ulm-u maniyedeki fetv vazifesiyle tavzif edilmiiz.(50) Bu satrlar Bedizzaman'n mnen grevli olduunu aka gstermiyor mu? En zor artlarda kaleme ald, dinsizliin temellerini kerten yz otuz paray bulan eserleri, milyonlarn mannn kurtulmas ve kuvvetlenmesi yolunda yapt hizmetleriyle Bedizzaman bu vazifeye hakkyla lyk olduunu ispatlamyor mu? Ne var ki, bazlar tarafndan Bedizzaman'n Krt olduu sylenilerek seyyid olamayaca ifade ediliyor. hir zamanda gelecek zt, l-i Beytten olacana gre Bedizzaman Krt olduu halde nasl o beklenilen zt olabilir? deniliyor. Bu konu zerinde de ayrca durmamz gerekiyor.
Bedizzaman'n Seyyidlii Meselesi

Resl-i Ekremin (a.s.m.) torunu Hz. Hasan'n soyundan gelenlere seyyid, Hz. Hseyin'in soyundan gelenlere de erf dendiini biliyoruz. Mslmanlar bu pk ve mbarek nesle zel bir ilgi ve sevgi gsterdikleri iin ecerelerini bir bir tespit etmi, hatta Osmanllar seyyidlere maa bile balamlardr.

Bu nurn aa, Hz. Hasan'dan ah- Geyln, Hz. Hseyin'den Zeyne'l-bidin ve Cafer-i Sadk gibi yldz isimleri meyve vermitir. Hz. Mehd'nin de ayn nesilden geleceini hadis-i eriflerden reniyoruz. Muhakemt'ta, seyyid olmayann seyyidim demesi, seyyid olann da deilim demesinin haram olduu kaydedilir. (51) Bu nurlu neslin unutulmamas, bilinmesi, tannmasnda byk faydalar vardr. nki bu nuran halkadan alar boyunca insanl aydnlatacak nice gneler domutur. Halk, Snnet-i Seniyyeyi rehber edinen bu byk insanlar tanmal, etraflarnda halkalanmalydlar. Yalnz rastgele kimseler de seyyidlik dvsnda bulunmamalydlar. Aksi halde karklklar, danklklar, neseb rekabetler kabilir, bu da ehl-i mann gcn zayflatrd. Neseble vnme de ihlas ve tevazya ters derdi. Bedizzaman seyyid miydi? hir zamanda gelecek zt, l- Beyt'ten olacana gre onun da seyyid olmas gerekmez mi? imdiye kadar yaptmz izahlar erevesinde dndmzde, Bedizzaman'n seyyidlii konusunda tereddt etmemek gerektii anlalr. Yalnz Bedizzaman'n birksm hikmetler gerei bunu aikar bir ekilde sylemediini grmekteyiz. Niin mi? nk toplumda Mehd hakknda ylesine bir imaj yerlemitir ki, o sanki harikulde zelliklere sahip bir kimsedir. Bir rpda zulme gmlen dnyay dzeltecek, hakk, adaleti tesis edecek, kurtla kuzuyu bartracak, birden Snnet-i Seniyyeyi yerletirecek, eriat hkim klacak Ve bunlar man, hayat ve eriat hakikatleri erevesinde gerekletirecek. Bu durum gnl krk, morali bozuk birksm m'minlere byk bir mit ve tesell kayna olurken, biroklarna da aradklarn bulamamann, grememenin ezikliini de yaatabilmektedir.

nk daha ok grdkleriyle hkmeden halk tabakas, bu vazifelerin n birden bizzt Hz. Mehd'nin ahsndan beklemeye balyorlar. Devamn ahs- mnevnin yrtecei bu hizmetin harikaln tam gremedikleri iin de hakikatlerin kuvveti bir derece noksanlayor, kesin deliller zann- glibe dnmeye, mtehayyir ehl-i manda da muannid dallet ve zndkaya kar tam galebesi grnmemeye balyor. Ehl-i siyaset evhama kalkrken bir ksm hocalar da itiraza kalkyorlar. Siyaslerin evham byk bir problem. nk rahatszlklarn hcumlarn arttrarak aksettiriyorlar. Bir mektbunda bu hususa dikkat eken Bedizzaman, byle fikirleri ortaya atmann, ehl-i dnya ve ehl-i siyaseti telaa vereceini, hatta verdiini, hcumlara vesile olduunu belirtiyor. Byleleri Risale-i Nur'un nerine zarar verebilirlerdi. te bunlar ve daha baka nemli sebepler dolaysyladr ki Bedizzaman, bilhassa mahkemelerde seyyidlii konusunda aikar ifadelerden kanmtr. Seyyidlik, dolaysyla Mehdlik meselesini gndeme getirme ve tartma konusu yapmann dier bir nemli sakncas da, her eyden nce Risale-i Nur'un esas edindii hakiki ihlasa, hibireye, hatta mnev ve uhrev makamlara dahi let olmayna zarar vermesiydi. Bedizzaman, Bu zaman, ahs- mnev zaman olduu iin, byle byk ve bak hakikatler, fn ve sukt edebilir ahsiyetlere bin edilmez.(52) diyor, daima ahs- mnevyi nazara veriyor, bak hakikatlerin fan ve rtlebilir ahsiyetlere bin edilemeyeceini sylyor, hizmetkrl, sadece madd deil mnev makamlara dahi tercih ediyor, madd ve mnev fyuzt hislerini fed etmede tereddt etmiyor, ihlas gerei o byk makamlar dahi verilse tereddtszce fed edeceini sylyor, btn himmet ve messini manlarn kurtulmasna tahsis ediyordu.

Bu ve buna benzer birksm hikmetler sebebiyledir ki Bedizzaman kendini, seyyidliini her zaman mevz-u bahis etmemi Risalelerde ise bu konu hakknda kesin ifade kullanmamt. Afyon Mahkemesi mdafaasnda, Hibir vakit byle haddimden yz derece ziyade hallerde bulunmamm (53) diye cevap vermiti. Onun, kendisinden alabildiine korkan, tedirgin olan gnn siyaslerini rahatlatmak iin de, Denizli Ehl-i Vukufunun, Eer Said Mehdliini ortaya atsa, btn akirdleri kabul edecek dediklerinde de, seyyidlii hakknda aikar ifadelerden kandn gryoruz. (54) Bir mdafaasnda da yle demiti Bedizzaman: Hem mahkemede Denizli Ehl-i Vukufu, baz kirdlerin bu itikadlarna gre, bana kar demiler ki, Eer Mehdlik dv etse, btn kirdleri kabul edecekler. Ben de onlara demiim: Ben kendimi seyyid bilemiyorum. Bu zamanda nesiller bilinmiyor. Halbuki hir zamann o byk ahs l-i Beytten olacaktr. Geri mnen ben Hz. Ali'nin (r.a.) bir veled-i mnevsi hkmnde ondan hakikat dersini aldm. Ve l-i Muhammed (a.s.m.) bir mnda hakiki Nur kirdlerine mil olmasndan ben de l-i Beytten saylabilirim. (55) Bedizzaman talebelerine seyyid olduunu ak ak syledii ve Muhakemat isimli eserinde de seyyid olan birisinin bunu gizlemesinin haram olduunu ifade ettii halde yukardaki ifadelerde geen Ben kendimi seyyid bilemiyorum. Bu zamanda nesiller bilinmiyor. Halbuki hir zamann o byk ahs l-i Beytten olacaktr. cmlesindeki Seyyid kelimesinin, lgatteki ilk mana karl olan Efendi manasnda kullanlmas ihtimali akla gelmektedir. Kald ki, sonra gelen cmlede hir zamann o byk ahs l-i Beytten olacaktr ifadesi ilk cmleden bamsz dnldnde ortada bir inkardan ve kanmadan ziyade nazar farkl tarafa kaydrma olduu aka grlmektedir. te tarafdan Bu zamanda nesiller bilinmiyor. ifadesinden de anlald gibi seyyidliine dair Bedizzaman'n elinde resm bir

ecere yoktu ki, ibraz edebilsindi. Bilhassa belge ve delillerin konuturulduu bir mahkemede; ele ald, sz konusu ettii her hususu belgelere dayandran Bedizzaman'n byle bir iddiada bulunmas dnlemezdi. Ama buna ramen o elinde her ne kadar bir belge bulunmasa da, l-i Beyttendi, yle olduunu da kesinkes biliyordu. Hem mnen, hem de maddeten Ehl-i Beyttendi Bedizzaman. Mnen Ehl-i Beyttendi. nk Allah Resl (a.s.m.) her takv sahibi kimsenin Ehl-i Beytinden olduunu (56) mjdelemilerdi. Bu mnda Bedizzaman da, hakiki Nur Talebeleri de Ehl-i Beyttendirler. Mahkemede savcnn iddilar zerine bu konuya da temas etmek zorunda kalan Bedizzaman bu mnda seyyidliini aka sylyordu: "'Ben de l-i Beytten saylabilirim' demekten maksadm; bir ksm mtehidlerin, 'Ve al lih ve sahbih' dusnda, 'Seyyid olmayan, fakat ehl-i takv bulunanlar o duda dahildirler' dediklerinden, o umm duda benim de bir hissem bulunmas iin ricakrne bir tevildir." (57) Hem Resl- Ekremin (a.s.m.) iki "l"i (Ehl-i Beyti) bulunmaktayd. Bunlardan biri neseb li; dieri de ahs- mnev ve nrnsinin risalet noktasndaki li. (58) Bedizzaman'n bu ikinci ksma girdii ak. nk Risale-i Nur dairesinin, Hz. Ali, Hasan, Hseyin (r.a.) ve Gavs- zamn (k.s.)gayb ihbarlarylabu zamandaki bir dairesi olduunu (59) biliyoruz. Bununla birlikte Bedizzaman maddeten, yani neseben de Ehl-i Beyt'tendir. Onun, yukarda bir ksmna yer verdiimiz, geni kesimlere aikar olarak ifade etmedii ve eserlerinde ak ak belirtmedii bu hususu btn btn de gizlemediini, husus sohbetlerinde talebelerine sylemekten ekinmediini de gryoruz. Bir makam gizlemeyi, baka bir makam da sylemeyi gerektirebiliyordu. Mesel sorularyla Mektbt'n byk bir ksmnn yazlmasna vesile olan, vefatna kadar Risale-i Nur'a byk bir ihlas ve sadakatla hizmet eden merhum Albay Hulusi

Yahyagil'e, ziyaretlerinin bir defasnda, Kardeim, sen de ben de sdttanz (seyyidlerdeniz.) dediini gryoruz. Emirdal Mehmet alkan'n anlattna gre de, bir gn yanlarna Ahmet Feyzi Kul gelir. stadn vasflar ve yksek makamndan bahseder. Cifir ve ebced hesabyla kard tevafuklar anlatr. O anda Osman alkan'n kalbine, Biz stadmz Krt olarak biliyoruz. Ahmet Feyzi Efendinin anlatt byk mceddit ise l-i Beyt-i Nebevden olacaktr gibisinden bir phe gelir. Bu hadiseden az sonra Bedizzaman, Osman alkan' yanna arr ve, Kardeim ben hem Hasenyim, hem de Hseynyim Ahmed Feyznin btn sylediklerini kabul ediyorum. Haydi git! der. (60) Evet, Bedizzaman'n Krt olmas seyyidliine engel deildir. Douda yle airetler vardr ki Krt olduklar halde btnyle seyyiddirler. nk nesiller fetihler, gler, farkl evlilikler sebebiyle zamanla dnyann deiik yerlerine dalm, karmlardr. Mesel Abbaslerin yanl tutumlarna tepki gsterdikleri iin o gnn tabiriyle Krdistan blgesine birksm Ehl-i Beytin g ettikleri bilinmektedir. Bedizzaman'n dedelerinin de bu g esnasnda buralara gelip yerlemeleri mmkndr. Nitekim Bugn Mardin'deki Arvasler, Hakkari'deki Ahmedler ve Mu'taki Nehrlerin Ehl-i Beytten (61) olduklar dnlrse, Krt olmann Ehl-i Beytten olmaya engel olmad aka grlr. Eer Krtlk Ehl-i Beyt'ten olmaya mani olsayd, az nce de belirttiimiz gibi Bedizzaman, herhalde Osman alkan'a, Kardeim, git ben Krd'm, nasl Ehl-i Beyt'ten olabilirim? derdi. Nitekim, Hz. stad'n, Denizli Kahraman diye iltifat ettii merhum Hasan Feyzi, onun Krt olmasnn seyyidliine engel olmadn, Krdistan'da doduu iin bu isimle anldn, bylece kendini gizlediini syleyerek. (62) bu gerei teyid eder.

Bedizzaman'n, Urfal Salih zcan'a da seyyidliinden sz ettiini gryoruz. Salih zcan ziyaretlerine geldiklerinde, nesebini sormu, seyyid ve Hseyn olduunu renmiti. stad da ona, Ben hem Hasenyim, hem de Hseynyim cevabn vermilerdi. (63) Nur Talebelerinin de Bedizzaman'n seyyidlii konusunda hibir tereddtleri yoktur. nk onun hir zamanda gelecek ahs olduu kanaatindedirler. Mesel Ahmed Feyzi, Zbeyr, Ahmed Nazif, Ceylan, Tabancal, Salahaddin ve Sungur imzalaryla nerolan bir mektupta, Bedizzaman'dan, envar- Muhammediyeyi (a.s.m.), maarif-i Ahmediyeyi (a.s.m.) ve fyzt- em'-i ilhiyeyi en aal ekilde parlatan, Kur'n'n ve hadisin riyaz (matematiksel) iaretleri kendisinde son bulan, Nebev hitaplar ifade eden yet-i celilelerin riyaz beyanlarn kendi zerinde toplayan kii olarak bahseder ve yle derler: O Zt, hizmet-i maniye noktasnda risaletin bir mir'at- mcells (peygamberliin parlak bir aynas) ve ecere-i risaletin bir son meyve-i mnevveri ve lisan- risaletin irsiyet noktasnda (soyca) son dehan- hakikati (hakikati dile getiren duda) ve em-i lhnin hizmet-i maniye cihetinde bir son hamil-i z saadeti olduuna phe yoktur.(64) Merhum Hsrev Altnbaak, ondan Btn gnlerde Mehdi-i Azam, merhum Ceylan alkan'n vefat zerine hizmetinde bulunan talebelerinden Tahir, Sungur, Zbeyr, Bayram, Hsn de, bir mcahid-i ekber, hem bir mehdi-i zam, hem bir mceddid-i ekmel ve hem bir ferd-i ferd (65) diye bahsederler. Kk Ali bir mektubunda, Risale-i Nur hakknda byk evliyalarn mjdelerine yer verdikten sonra, onun asrlardr beklenilen zt olduunu syler. Kulennde Sofolu Talebeniz Mustafa Hulus (r.h.), stada yazd ve onun tasdikinden geip Barla Lahikasnda (66) yer alan mektubunda Risale-i Nur, u zamann bir mehdsi ve mceddidir der.

Nur Talebeleri, Bedizzaman'n, bilhassa en birinci vazifesi, en yksek meslei olan man kurtarmak ve man tahkik bir surette herkese ders vermek, hatta avamn da mann tahkiki yapmak vazifesini gz nne alarak, onu, byk mnev ve gerek hidayet edici, irad edici olarak grm, seyyidlii ve Mehdlii kanaatinde birlemilerdir. Onun iindir ki Bedizzaman bir mektubunda, te Nur Talebeleri bu vazifeyi tamamyla Risale-i Nur'da grdklerinden, kinci ve nc vazifeler buna nisbeten ikinci ve nc derecedir. diye, Risale-i Nur'un ahs- mnevsini hakl olarak bir nevi mehd telakk etmiler.(67) demekte ve Nur Talebelerinin tesandnden meydana gelen o ahs- mnevnin temsilcisi ve tercman olan kendisine de bu nvan verdiklerini belirtmekte, ancak durumun nezaketi ve bir ksm sakncalar sebebiyle tevil etmeye almaktadr. Evet, dn olduu gibi bugn de milyonlarca Nur Talebesi Bedizzaman' ve onun ahs- mnevsini Mehd olarak grmekte tereddt etmemektedirler. Risale-i Nur'un stlendii vazife ve bu hususta elde ettii baar da bu mazhariyeti dorulamaktadr. nk, Bedizzaman dinsizlii esas alan Deccalizmle mcadeleyi hayatnn gyesi edinmitir. yle der: "Bir tek gyem vardr: O da mezara yaklatm bu zamanda, slm memleketi olan bu vatanda bolevik baykularnn seslerini iitiyoruz. Bu ses, lem-i slmn man esaslarn zedeliyor. Halk bilhassa genleri mansz yaparak kendisine balyor. Ben btn mevcdiyetimle bunlarla mcadele ederek genleri ve Mslmanlar mana davet ediyorum. Bu mansz kitleye kar mcadele ediyorum. Bu mcahedem ile inallah Allah huzuruna girmek istiyorum. Beni bu gyemden alkoyanlar da, korkarm ki bolevikler olsun! Bu man dmanlarna kar mcahede aan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim iin mukaddes bir gyedir. Beni serbest braknz. Elbirliiyle komnistlikle

zehirlenen genlerin slahna ve memleketin manna, Allah'n birliine hizmet edeyim."(68) Sonra onun ortaya koyduu, Risale-i Nur, yalnz bir cz' tahribat, bir kk haneyi tamir etmiyor; belki kll bir tahribat ve slmiyeti iine alan dalar byklnde talar bulunan bir muhit kal'ay tamir ediyor; ve yalnz husus bir kalbi ve has bir vicdan slaha almyor, belki bin senedenberi tedarik ve terakm edilen (ylan) mfsit letler ile dehetli rahnelenen kalb-i umm ve efkr- mmeyi ve umumun, bhusus avam- m'minnin istinadghlar olan slm esaslar ve cereyanlar ve eirler krlmasyla, bozulmaya yz tutan vicdan- umumyi Kur'n'n i'caziyle o geni yaralarn, Kur'n'n ve mann ilalar ile tedav etmeye alyor." "Elbette byle kll ve dehetli rahnelere ve yaralara hakka'l-yakn derecesinde ve dalar kuvvetinde hccetler, cihazlar ve bin tiryak hsiyetinde mcerreb ilalar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki; bu zamanda, Kur'n- Mu'ciz'l-Beyann i'caz- mnevsinden kan Risale-i Nur, o vazifeyi grmekle beraber, mann hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkiafta medardr.(69) bylesine nemli bir vazifeyi stlenen bir eser ve onun mellifinin bu srra mazhar olmas akldan uzak olmasa gerek.
Bedizzaman Mehdlii Kabullenmi midir?

Birok evliyann mjdeledii, hayatndayken de birok Nur Talebelerinin eitli vesilelerle dile getirdikleri mehdlikle ilgili kanaatlerini Bedizzaman niin kabul etmemi, niin her eyi ahs- mnevye vermitir? Mehd'nin, Ben Mehd'yim diye ortaya kmas, Mevdd'nin de belirttii gibi srr- imtihana ters der. O, Ben Mehd'yim demeyecek, ancak man ve ferasetle, verdii hizmetler ve eserlerine baklarak Mehd olduu anlalacaktr.

nsann, hizmetleri ve eserleri sebebiyle lyk grd bir kimseye Mehd deme hakk olabilecei gibi, kendine gre hakl gerekelerle Mehd kabul etmemesinde de dinen bir saknca yoktur. nk bu, peygambere man veya inkr gibi man bir mesele deildir. Peygamber peygamberliini iln etmek mecburiyetindeyken, Mehd mehdiliini ilna mecbur, hatta memur deildir. O stlendii vazifeyi hakkyla yapmak, insanlar irad etmekle grevlidir. Sonra bni Hacer'in, "Kim ben salihim derse salih olmadna delildir." dedii gibi, "Kim ak ak ben Mehdyim diye ortaya karsa, Mehd olmadna delildir." Onun iin Mehdnin aka "Ben Mehdyim" demesi beklenmemelidir. mtihan srr gerei dolayl ekillerde iaretlerle yetinecektir. En ar artlarda, binbir trl sknt ve zorluklara katlanarak bir asra yakn mrn milletin mannn kurtulmas ve saadetine adayan ve milyonlar bulan talebelerinin hemen hemen tamamnn ehadetiyle mehdlii tasdik edilen Bedizzaman'n, bunu aka kabul etmediini gryoruz. Acaba niin? Bunun birksm sebeplerine Bedizzaman'n seyyidlii meselesi konusunda bir lde temas etmitik. Dier baz noktalar zerinde daha durmakta fayda gryoruz. Talebelerinin mehdlik isnad etmeleri zerine, Ziyade hsn- zan eskidenberi cereyan ediyor ve itiraz edilmez diyen ve onlarn pek ziyade hsn- zanlarn bir nevi du, temenn olarak gren Bedizzaman, aslnda bu hsn- zanlara btn btn ilimiyor, aksine bunu onlarn keml-i itikadlerinin bir tereuhu ve delili olarak kabul ediyordu. Oysa hsn- zanla, du ile Mehd olunmazd. Saylar milyonlar bulan, kendilerini hak ve hakikate adayan bylesine kuvvetli hsn- zanlar da elbette btn btn reddedilmezdi. Bedizzaman gibi Snnet-i Seniyyeyi program edinmi, Hakm ismine mazhar olmu bir ztn, vka ters den bireyi kabullenmesi de dnlemezdi.

Bedizzaman, tevz ve mahviyeti esas edinmi bir slm bydr. Onca ilmine, byklne ramen hrmet gsterilmesinden, hretten alabildiine kaard. Msr'da, Amerika'da olsaydnz, tarihlerde hrmetle yadedilecektiniz diyenlere u cevab vermiti: Biz, insanlarn hrmet ve ihtiramndan ve ahsmza ait hsn- zan ve ikram ve tahsinlerinden mesleimiz itibariyle cidden kayoruz. Hususan acip bir riyakrlk olan hretperestlik ve czibedr bir hodfruluk olan tarihlere aaal gemek ve insanlara iyi grnmek ise, Nur'un meslei olan ihlasa zddr ve mnafdir. Onu arzulamak deil, bilakis ahsmz itibariyle ondan rkyoruz.(70) diyor, sadece Kur'n'n bu asra bakan bir tefsiri olan Risale-i Nurlar nazara veriyordu. Hodfruluk, an, eref, makamperestlik ve hretperestlik Bedizzaman'n en ok korktuu, kat eylerdi. Mehdlik isnadnn hodfruluk mnsn hatra getirebileceini, bir an, eref, makamperestlik ve hretperestlik arzularn gsterebileceini sylyor, hatta Eskidenberi ve imdi de baz safdil ve makamperest zatlarn Mehd olacam diye dv ettiklerini kaydetmeyi ihmal etmiyordu. (71) Bedizzaman, Denizli ehl-i vukufunun, Eer mehdlik dv etse, btn kirdleri kabul edecekler. demeleri zerine de u aklamalar yapmt: Bu zaman ahs- mnev zaman olmasndan ve Nur'un mesleinde hibir cihette benlik ve ahsiyet ve ahs makamlar arzu etmek ve an ve eref kazanmak olmaz; ve srr- ihlasa tam muhalif olmasndan, Cenab- Hakka hadsiz kr ediyorum ki, beni kendime beendirmemesinden, ben yle ahs ve haddimden hadsiz derece fazla makmta gzm dikmem ve Nur'daki ihlas bozmamak iin, uhrev makmt dahi verilse, brakmaa kendimi mecbur biliyorum.(72)

Bedizzaman, eski dostu Yeil Salih'e yazd mektupta da enaniyet, an ve hretin en ok kat eyler olduunu dile getiriyordu: Tarihe gemek ve bu asr limlerinin iinde kendi d ahsm nesl-i tye gstermek, bildirmek ne isterim ve ne de liyakatim var. Cenab- Hakka hadsiz kr ederim ki; beni bana beendirmemi, dehetli kusurlarm bana gstermi." "Hem insanlara kendini bildirmek bir hretperestlik olmasndan; bir enaniyet, bir hodfruluk, bir riyakrlk ihtimali var. Bu ise bizim gibilere tam zarardr. (73) Bedizzaman, kendini daima kusurlu grr, dikkatleri hizmete teksif eder, zerinde durulmas gereken hususun bu olduunu vurgulard. Bir keresinde mektup yazan ve kendisine yksek makamlar isnad eden talebesine, Benim ok kusurlu ahsma hsn- zan ile verdiiniz makamlar cihetinde deil; belki vazifeye, hizmete bakp, o noktada bakmalsnz. diye nemli olann hizmet ve vazife olduuna dikkat ekiyor ve daha sonra da yle diyordu: Madem bu zamanda, her eyin fevkinde hizmet-i maniye bir kuds vazifedir; hem kemmiyet, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti azdr; hem muvakkat ve mtehavvil siyaset daireleri ebed, daim, sbit hizmet-i maniyeye nisbeten ehemmiyetsizdir, mikyas olamaz. Risale-i Nur'un, talimat dairesinde bize bah ettii feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Haddimden fazla fevkalde hsn- zan ile mfritne l makamlar vermek yerine, fevkalde sadakat ve sebat ve mfritne irtibat ve ihlas lzmdr; onda terakk etmeliyiz.(74) Bedizzaman'a gre man hizmetinin yerini hibir ey, hatta en yksek mnev makamlar dahi tutamazd. Risale-i Nur'un ana esaslar arasnda yer alan mahviyet, enaniyeti terk ve tam ihlasa muvaffakiyet en byk makamlar da verilse terk etmeyi gerektiriyordu. Bedizzaman, konuyla ilgili bir hatrasn anlatrken, Nurlarn fthtn kalben temaa ederken, gelimelere, baz has kardelerinin Nur'un tercmanna verdikleri

makam noktasnda baktn syler. O makama gre ftuht az bulur, kalbinde o makamn erefi gerei hrsla vazife-i lhiyeye karma tarznda bir ikayet belirir. Srf Allah rzas iin baz biarelerin manlarn Risale-i Nurlarla kurtarmaya vesile olma sebebiyle kr ve hamd gerekirken bir ikayet ve sknt uyandn syler. Sonra mahviyet, enaniyeti terk ve tam ihlas gibi Nur'un prensipleriyle meseleye baktnda ruhunda o ftuhattan dolay binlerce hamd sen, teekkr, srr ve sevin uyanr. Sonra da yle der: Ben o halde iken anladm ki makmt- mneviye dahi mesleimizde mevzbahis olmamal. Eer baz has kardelerimin hakkmdan yz derece ziyade bana verdikleri hisse ve makam hakikat olsa ve hakkm da olsa, mezkr hakikat iin brakmaa, meslek-i Nriyedeki ihlas- tmme brakmaa mecbur ediyor. (75) Evet, ona gre hizmet her trl madd ve mnev makamdan daha nemliydi. Program ve meslek edindii, bilfiil semeresini grp alt, gye-i hareket ve hedef ittihaz ettii bu hizmet, tahkk man kalblere nakederek lmn dam- ebedsinden biareleri kurtarma ve mbarek milleti de her trl anarilikten muhafaza etme hizmetiydi. (76) Bu hizmetin dier bir nemli yan ise Hristiyanl malup edip anarilii yetitiren Kuzeyde kan dinsizlik cereyannn bu vatan mnev istilsna set ekmekti. te Risale-i Nur bu konuda bir sedd-i Zlkarneyn vazifesi grmekteydi. (77) Bu hizmet Sedd-i Zlkarneyn'i ykp dnyay fesada veren Yecc ve Mecc gibi, slm seddini sarsmaya alan Yecc ve Me'ccden daha mthi ahlk ve hayatta meydana gelen karanlkl anarilik ve zulml dinsizliin fesad ve ifsadna, tahribatna kar gl bir set oluturmak ve o tahribat tamir etmeye ynelik bir hizmetti. (78) te Bedizzaman, bu hizmetlerin ehemmiyeti zerinde duruyor, mnev makamlara deil, bu hizmetlere bakmak gerektiini

belirtiyordu. Bir gn Mnev ve makbul ve zararsz ve btn ehl-i man ve hakikatin istedikleri nuran makamlar ve uhrev rtbelerden, halis kardelerimizden hsn- zanla verilen ve ihlasnza zarar gelmedii halde, eer kabul etsen, reddedilmeyecek derecede senetler, hccetler bulunduu halde; sen deil tevaz ve mahviyetle, belki iddet ve hiddetle ve o makam sana veren kardelerinin hatrn krmakla o rtbelerden ve makamlardan kayorsun? eklinde sorulan soruya, ihlas srr ve efkatin ehl-i mann ebed hayatlarn kurtarma gibi nemli bir hizmetin, deil bu gibi makamlar ebed hayatn makamlarn dahi fed etmeyi gerektirdiini sylyor ve sebep olabilecei tehlikeleri sayyor, yle diyordu: Nasl ki ehl-i hamiyet bir insan, dostlarn hayatn kurtarmak iin kendini fed eder; yle de ehl-i mann hayat- ebediyelerini tehlikeli dmanlardan muhafaza etmek iin, lzum olsahem lzum varkendim, deil yalnz lyk olmadm o makamlar, belki hakiki hayat- ebediyenin makamlarn dahi fed etmeye, Risale-i Nur'dan aldm ders-i efkat cihetiyle terk ederim. Bedizzaman, an artlar gerei byk makamlarn her eyi kendine let ve basamak yaptn, dnyev makamlar iin mukaddestn let edebileceini, hatta mnev makamlar olsa tehlikenin daha da artacan, Umumun nazarnda kendini muhafaza etmek ve o makamlara kendini yaktrmak iin baz kuds hizmetlerini ve hakikatleri basamak ve vesile yapyor diye itham altnda braklp nerettii hakikatlerin yaylmasnn da tereddtlerle zedeleneceini, ahsa, makama faydas bir ise, revaszlkla umuma zararnn bin olacan syler. Sonra da zetle u cmlelere yer verir: Hakikat- ihlas, benim iin an erefe ve madd ve mnev rtbelere, vesile olabilen eylerden beni menediyor. Hizmet-i nriyeye, geri byk zarar olur; fakat, kemiyet keyfiyete nisbeten ehemmiyetsiz olduundan, hlis bir hdim olarak hakikat- ihlas ile, her eyin fevkinde hakik-i maniyeyi on adama

ders vermek, byk bir kutbiyetle binler adam irad etmekten daha ehemmiyetli gryorum. Grld gibi nemli olan ihlasla man hakikatlerini ders verebilmektir. Bu byk bir kutup olup da binler adam irad etmekten daha ehemmiyetlidir. Bu hususu da yle aklyor Bedizzaman: nk o on adam, tam o hakikati her eyin fevkinde grdklerinden, sebat edip, o ekirdekler hkmnde olan kalbleri, birer aa olabilirler. Fakat o binler adam, dnyadan ve felsefeden gelen pheler ve vesveseler ile, o kutbun derslerini, Huss makamndan ve husus hissiyatndan geliyor. nazaryla bakp, malup olarak dalabilirler. Bu mn iin hizmetkrl, makmtlara tercih ediyorum. (79) Baka bir yerde de yine Bedizzaman, ihlas srrnn ehemmiyeti zerinde duruyor, bu rtbeleri kendine deil, Risale-i Nur'un ahs mnevsine veriyor, Risale-i Nur'un hakiki ihlasna ve hibir eye, hatta mnev ve uhrev makmta dahi let olmayna bir cihette zarar verdiine dikkat ekiyordu. Daha sonra Bedizzaman, zamann ahs- mnev zaman olduunu, onun iin de byk ve bak hakikatlerin fn, ciz ve skt edebilir ahsiyetlere bin edilemeyeceine, ihlas srrnn zedeleneceine dikkat ekiyor ve unlar sylyordu: Hibir eye let olmayan Nur'daki ihlas zedelenir, avm- m'minnin nazarnda hakikatlerin kuvveti bir derece noksanlar, yakniyet-i brhaniye (delile dayal kesinlik) dahi kazy-y makbledeki zann- glibe inklab eder, daha muannid dallete ve mtemerrid zndkaya tam galebesi, mtehayyir ehl-i manda grnmemeye balar(80) Bedizzaman, bilhassa bu zamanda, manlarn kurtarlmas, kuvvetlenmesi, taklitten tahkike ulamas iin hakikati hibir eye let etmeyen, nefsine hi bir pay karmayan kimselerin bulunmas gerektii zerinde duruyordu. T ki bylece verdii

man dersinden istifade edilebilsin, kendilerinde kesin bir kanaat meydana gelebilsindi. (81) Onun iindir ki Bedizzaman, hakikatin hatr iin yirmisekiz sene srecek uzun bir srgn ve hapishane hayatn tercih edecek, Konuan yalnz hakikattir diyecek, onlara toz kondurmayacakt. Baka bir yerde de Bedizzaman, kendini Risale-i Nur'un hakikatiyle ve kirdlerin ahs- mnevsiyle tezhr eden fevkalde man hizmetlerin ehemmiyetli bir ksmn bre bir tercman olarak niteledii ztna verilmesinin sakncalarna dikkat ekiyor, kinatn en byk meselesi olan man hizmetinin zarar greceini sylyordu. nk man hizmeti her zaman ncelik ve birinciliini korumalyd. Oysa ehl-i dnya, ehl-i siyaset ve avam tabakas, gerekte her zaman ncelii olan man hizmetine gre ancak onuncu srada yer alabilen siyaset ve itim hayattaki hizmetlere ncelik verebiliyorlard. stada da bir slm inklps nazaryla baktklar iin bu sosyal hayatta Risale-i Nur'a cephe alnmas, fthtna set ekilmesi kuvvetle muhtemeldi. Bu ise hata olduu kadar zararlyd da. (82) Demek oluyor ki, Bedizzaman, bilhassa ihlas srr gerei madd ve mnev makamlar terk etmeyi zorunlu gryor, bir hizmet fedsi olmay her eye tercih ediyordu. nemli olan da bu deil midir?
Hz. Mehd'yi Tanmann nemi

Her asrda hidayet edici mehd ve mceddidler gelmi, slm ierisine sokulmak istenen hrafelerden ayklam, arndrm, asl ekli, btn safvet ve berraklyla yeniden ortaya koymulardr. Gazal zamannda yolunu saptm felsefe, slma hcuma kalkmt. O, Kur'n'dan ald ilhamla felsefenin istinad kalelerini bir bir kertmi, ehl-i man rahatlatmt. Dier mcedditler de yaadklar an artlar ierisinde slma ynelen hcumlar bir bir bertaraf etmilerdir.

Fitnelerin en dehetlisine maruz kalan amz ise, bunlarn stesinden gelebilecek, gemi asrlara gre daha byk bir mrid ve mehdyi bekler olmutur. Elbette ki bu asr, btn bu korkun mnev felketlere gs gerebilecek, gerekli tecdid ve irad yapabilecek bir kutb-u zam gerektirmektedir. te o kutb-u zam da Hz. Mehd'dir. Mehd l-i Resl tanmann her Mslman iin byk bir nemi vardr. nk, ondan ok eyler istifade edecektir. Kuvve-i mneviyesini toparlayacak, cesaret kazanacak, akl bataryasn ilmi ve fikriyle dolduracak, ruh ve kalbini iradyla doyuracak, dnya ve hiretini o sayede aydnlatacak ve mar edecektir. nanc gerei dorunun, hayrn, hakkn ve haklnn yannda olmay bir sorumluluk olarak gren m'mine den, elbette ondan zam derecede istifade etmek olacaktr. Onun yannda, safnda, ahs- mnevsi ierisinde yer alacak, Deccalizm ve Sfyanizme kar mcadele verecektir. Bir m'min iin onun kervanna katlmak kadar nemli bir hadise ve saadet olamayaca gibi onu tanyamamak, onun yannda olamamak kadar da byk bir gaflet dnlemez. Eer kii, Mehd'yi tanyp da gayrete gelebiliyor, ona talebe olmann hakkn verebiliyor, hazzn yaayabiliyorsa, Mehd'den ok eyler istifade eder. Ama onu tand halde gaflet iinde yayor, mukaddes dvsna ilgisiz kalyor, onun can ba koyduu hakikatlere gnl veremiyor, safnda u veya bu bahanelerle yer almyor veya alamyor, youn bir gayret ve faaliyet ierisine giremiyorsa, su kaynann banda bulunduu halde susuzluktan kvranan insan misali kendine yazk etmi olur. Hz. Mehd ve onun nuran cemaati binbir trl sknt ve meakkatlerle slm yceltme ve yayma gayretleri ierisinde ter dkp kendilerini yiyip bitirirken, uyanamayan, kln dahi kprdatmayan insann i iten getikten sonra uyanmas, piman

olmas ona hibir ey kazandrmaz. Hz. Mehd'nin bylelerine verebilecei birey de yoktur. Evet, nemli olan Mehdyi tanyp gerei neyse ona gre hareket edebilmektir.
Son Sz

Habil ve Kabil'le balayan ve kyamete kadar devam edecek olan hakla btl, iyiyle kt, inanla inanszlk mcadelesinde zaman zaman insanlar eitli zulm, bask, ikence, madd ve mnev felketlere maruz kalm; ierisine dtkleri bu mitsizlik atmosferinden kurtulabilmek iin de bir kurtarc aramlardr. Bu, tarih ve sosyolojik bir hakikattir. hir zamanda bu iki zt kutbun mcadelesinin ise byk bir iddet kazandn gryoruz. yle ki, grlmemi bu byk fitnenin ban Deccal ve Sfyan ekmekte ve tahribatla i grmekteler. Bunlarn karsnda da mcadele veren Hz. sa'yla Hz. Mehd var. Her ne kadar Byk Deccala kar, zaman zaman madd g gerekiyorsa da, yaymaya altklar inanszla kar maddeten deil, mnen, yani ilmen ve fikren mcadele vermek gerekiyor. Hz. Mehd, onlarn inkra endeksli saltanatlarn sarslmaz delillere dayanan "ilim" klncyla trumr etmektedir. Deccal, bir komiteye, bir ahs- mnevye dayanarak dehetli icraatn yaparken, Hz. Mehd de tamirtn yine bir ahs- mnevye istinad ederek ortaya koyuyor. Hz. Mehd man, hayat, eriat olmak zere safhadan meydana gelen icraatnn ilkini ihlas, sadakat ve tesand esas alan cemaatiyle, ikincisi ve ncsn ahs- mnevsi, seyyidler nesli, ehl-i man, daha da te Hristiyanlarn dindar rhnlerinin de desteini alarak gerekletirecektir. ster Mehd gelmi olsun, ister gelmemi olsun Mslmana den grev, kendini tenbellii atmak deil, zerine den vazifeleri hakkyla yapmak olacaktr. her eyi Mehdden beklemek yerine,

her an vazife banda olmak, ona zemin hazrlamak dinin ve akln gereidir. Bedizzaman'n, Barla'dayken, "Hocam, merak etmeyin, Mehd gelecek, her eyi dzeltecek." diyen saf kalbli bir zta, "Mehd geldiinde seni vazife banda bulsun." (83) eklinde verdii cevap bu adan ok anlamldr. Biz, bu dncelerle, almamzda Deccal, Mehd ve Hz. sa hakkndaki rivayetleri bir bir ele alp anlalmas gerektii ekliyle ortaya koymaya altk. slm'n dier meselelerde olduu gibi bu meselelerde de ne kadar makl, mantk beyanlarda bulunduunu gstermeye gayret ettik. Eer almamz, bunlar gerektii gibi ortaya koyabiliyor, phe ve tereddtleri gidermede, doru bilgilendirmede yardmc olabiliyorsa, hedefine ulam olacaktr. Bu da bizi ancak mutlu eder. Karar okuyucularn.
Dipnotlar

-------------------------------1. ular, s. 504. 2. Mektbt, s. 60. 3. ular, s. 514. 4. a.g.e. 5. Mektbt, s. 60. 6. Kastamonu Lhikas, 24. 7. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 167. 8. Mnazarat, s. 47. 9. Kastamonu Lhikas, 145-146. 10. Mektbt, s. 425. 11. Emirda Lahikas, 1:57. 12. Kastamonu Lhikas, 145. 13. Buhar, Cihad: 103; Mslim, Fezil's-Sahabe: 34. 14. Kastamonu Lahikas, s. 62. 15. Emirda Lahikas, 1:66. 16. a.g.e., 1:232.

17. a.g.e., 1:66-67. 18. a.g.e., 1:20. 19. a.g.e., 1:90. 20. a.g.e., 1:181. 21. Kastamonu Lahikas, s. 111. 22. a.g.e., s. 145. 23. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 11. 24. Kastamonu Lahikas, s. 145-146. 25. ular, s. 314. 26. Tarihe-i Hayat, s. 131-132. 27. Emirda Lhikas, 1:231-232. 28. Kastamonu Lahikas, s. 145. 29. a.g.e., s. 62. 30. Mektbt, s. 334. 31. Sami Cebeci, Yeni Asya Gazetesi, 5 Eyll 1995. 32. Sikke, s. 11. 33. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 152-153. 34. ular, s. 264. 35. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 11. 36. Tarihe-i Hayat, s. 127. 37. Mektbt, s. 360-361. 38. a.g.e., s. 425. 39. Lem'alar, s. 155. 40. Kastamonu Lahikas, s. 151. 41. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 135-136. 42. ular, s. 152. 43. a.g.e., s. 619-620. 44. Sadreddin Yksel. Badad'nin Divannn erhi, No: 1200. 45. Emirda Lahikas, 1:232. 46. Barla Lhikas, s. 102. 47. Hac Zihni Efendi, Meahir'n-Nisa, 1:227; Daru't-Tab'at'lhire. 48. el-Burhan, Varak: 86b. 49. Mektbt, s. 357. 50. a.g.e., s. 413. 51. Muhakemt, s. 38. 52. Sikke-i tasdik-i Gayb, s. 11.

53. Afyon Mahkemesi Mdafaas (Osmanlca, s. 78). 54. ular (Osmanlca ) s. 287. 55. Emirda Lhikas, 1:232-233. 56. Feyz'l-Kadir, 1:55 (H. 15). 57. ular, s. 358. 58. Lem'alar (Osmanlca), s. 120. 59. Emirda Lhikas, I:61. 60. Abdlkadir Badll, Bedizzaman Said Nurs, Mufassal Tarihe-i Hayat, (stanbul: Tima Yaynlar, 1990), 1:36. 61. Badll, A.g.e., s. 1:35. 62. Emirda Lahikas (Osmanlca), s. 16. 63. Necmeddin ahiner, Son ahitler, 3:238 (1994 Basks); Geni bilgi iin bknz, Badll, Bedizzaman Said Nurs, Mufassal Tarihe-i Hayat, 1:35-39. 64. ular, s. 578. 65. Bedizzaman Said Nurs, Mufassal Tarihe-i Hayat, 1:38-39. 66. Barla Lahikas, s. 103. 67. Emirda Lahikas, 1:232. 68. ular, s. 427. 69. Kastamonu Lahikas, s. 28. 70. Emirda Lahikas, 1:169-170. 71. a.g.e., 1:232. 72. a.g.e., 1:233. 73. a.g.e., 1:141. 74. Emirda Lhikas, 1:65-66. 75. Tlsmlar Mecmuas, s. 169 (stanbul: Tenvir Neriyet, 1988). 76. Emirda Lhikas, 1:20. 77. a.g.e., 1:90. 78. Kastamonu Lhikas, s. 111. 79. Emirda Lhikas, 1:67. 80. Sikke-i Tasdik-i Gayb, s. 11-12. 81. Tarihe-i Hayat, s. 595. 82. Kastamonu Lahikas, s. 148. 83. Yrd. Do. Dr. adi Eren, Kur'n ve Hadis Inda Gaybdan Haberler, Yeni Asya Yaynlar, stanbul: 1996, s. 96.

Risale-i Nur'da Tasavvuf Boyut


Risale-i Nurun, ne Dounun ne de Batnn mktesebat ve felsefesinden gelmediini, dorudan Kurann arndan alndn ifade eden Bedizzaman gibi, tasavvufun eyh-i Ekberi Muhyiddin bn Arab Kitaplarmn tm, Kurandan ve Onun hazinelerinden alnmtr demektedir. Bedizzaman, Risale-i Nurun birok yerinde tasavvuf byklerine atflar yaparak tasavvufi stlah kullanmtr. Nazar tasavvuf tarihinin en nemli ismi, kukusuz Maripli nl bilge ve eyh-i Ekber namyla bilinen Muhyiddin bn Arabdir. bn Arab, kendisine gelinceye kadarki sufi gelenei devam ettirmesinin yan sra, gerek doktrin olarak gerekse szlk bakmndan sufizmi adeta yeniden kurmu ve tedvin etmitir. eyh-i Ekber konusunda belki de en ok alanlarn nde geleni olan Osman Yahyaya gre sekiz yze yakn eseri bulunan eyh-i Ekber, yle der: Btn bu kitaplar yazarken, yazarlk yapmak, yazar olmak gibi bir dava gtmedim. Sadece kalbimi sktran bir ilham aktarmak zorundaydm. Bu ifade bize, eyh-i Ekberin bir baka szn hatrlatr: Eserlerimde tek bir harf yoktur ki, imlay ilah ile yazlmam olsun. Ya da buna benzer baka bir aklamay: Kitaplarmn tm, Kurandan ve Onun hazinelerinden alnmtr. Risale-i Nur eserlerinin mellifi Bedizzaman Said Nursnin de benzer beyanlarna eserlerinde ska rastlarz. Bu, Bedizzamann, selefi gelenekten ok, sufi gelenee daha yakn durduunun bir iareti olarak alglanmaldr. Eserinin, ne Dounun ne de Batnn mktesebat ve felsefesinden gelmediini, dorudan Kurann arndan alndn ifade eden Bedizzaman gibi, eyh-i Ekberin de tm eserleri, bir bakma, onun manevi tecrbelerinin bir belirtisi, bir ifadesinden ibarettir. eyh-i Ekber, kendisinden sonra gelen pek ok arif gibi Bedizzaman da etkilemitir. Risale-i Nur eserlerinde de Ekber irfandan sirayet eden birok fikre rastlarz. Risale-i Nurda, bn

Arab isim olarak birok yerde geer. Bedizzaman gerek, vahdet-i vcut ve vahdet-i uhut, gerekse tasavvufi irfann dier meselelerine ilikin dncelerini aklarken, eyh-i Ekbere de atflarda bulunur.

bn Arab ve Bedizzamanda efkat bn Arab ile Bedizzaman arasnda grlen benzerliklerden bir dieri, eyh-i Ekberin u ifadesinde belirttii hususla ilgilidir: Hi kimse, kendi Rabbinden, yani kendisine hkmeden ilah isimden bakasn bilemez ve kendini bilen Rabbini de bilir. bn Arab ile Bedizzamann felsefeye bak olduka yakndr. eyh-i Ekberin u dncesini, Bedizzaman da paylar: Filozofun ilmi, klliyen batl deildir. Akln, insan nihai bir yakine ulatramayacan belirten bn Arabnin, hakikati idrak edenin kalp olduu fikri, Risale-i Nurda da karmza kar. eyh-i Ekber, zellikle Ftuhatta, tasavvufun zengin stlahlar zerinde belli bir tasarrufta bulunarak, szln biimlendirme ve akla kavuturmaya ynelik bir aba harcamtr. Bu abasnda ncelikli temayl, kaynan Kuran ve hadisten alan stlahlarn ar biimde zendirilmesiyle ilgilidir. Ama ve abasnn aksiyle sulanp eitli ithamlara, reddiye ve saldrlara maruz kalan eyh-i Ekberle, Bedizzaman arasndaki bir baka benzerlik, ikisinin de merhametli ve efkatli oluudur. eyh-i Ekber, Elhamdlillah, intikam ve cezay sevenlerden deilim. Allah, beni rahmet zere yaratt ve Biz, Seni lemlere rahmet olarak gnderdik buyurduu Zatn (a.s.m.) rahmetinin vrisi kld der. Bedizzaman ise, kendisine otuz sekiz yl boyunca sistemli bir ekilde zulmedenlere beddua bile etmekten ekinmi, onlarn slahn dilemi, onlar yznden, ocuklarnn ve masum yaknlarnn zarar grmesini, efkat mesleine aykr telakki etmitir.

eyh-i Ekberin eserleri, ilah ve beer lemlerin srlarnn kapsaml bir toplamn sunarken, Bedizzaman, eserleri iin, Kinatn tlsm- mulakn ve muammasn kefeden ifadesini kullanr. eyh-i Ekber, Kemal zere olanlar, ancak zahir ve batn birletirenlerdir derken, Bedizzaman da, yorum tarznda orta yolu tercih eder.

Ebced ve cifr ki arifin ortak olduu bir baka konu, ebced ve cifr hesab ve kimi Kuran surelerinin giriinde yer alan huruf- mukattaann yorumu meselesidir. Bedizzaman, selefilerin iddetle reddettii ebced ve cifr hesabna eserlerinde yer verir ve ilah birer ifre olan mukattaa harflerinin, baz marifet ehli tarafndan zlebileceini belirtir. Bedizzaman, Cenab- Hakkn, baz has kullarna, bu harflerin ifrelerini ilham ettiini ifade eder: Surelerin balarndaki huruf- mukataa, ilah bir ifredir; has abdine, onlarla baz iaret-i gaybiye veriyor. O ifrenin miftah, o, abd-i hastadr, hem onun veresesindedir. Kuran- Hakm, madem her zaman ve her taifeye hitap ediyor; her asrn her tabakasnn hissesini cami ok mtenevvi vcuhlar, manalar olabilir. Selef-i salihin ise, en halis para onlarndr ki, beyan etmiler. Ehl-i velayet ve tahkik, seyr-i sluk- ruhaniyeye ait ok muamelat- gaybiye iaratn onlarda bulmular. aratl-caz tefsirinde, el-Bakara Suresinin banda, icaz- belaat noktasnda bir nebze onlardan bahsetmiiz, mracaat edilsin.(Bedizzaman Said Nurs, Risale-i Nur Klliyat-1, Nesil Basm Yayn, stanbul, 1996, s. 534.) eyh-i Ekber, eyhlerin mmi olabileceini, kimi kmil mritlerin okuma yazma bilmeyeceklerini belirterek, bunun srrn yle aklar: Bize gre mmiye, srlarn ortaya kmas iin nazar ve fikrin kullanlmasn terktir. Kii, vahyin asli muhatab olan Hz. Peygamberin yapm olduu gibi, kendini tmyle ilah nurlara ak hale getirmektedir. Bu, her trl fikr faaliyetin byle bir

aydnlanma abasyla zorunlu olarak att anlamna gelmez. Bedizzaman da, Risale-i Nurda zaman zaman, Kuran dnda herhangi bir kitaba ihtiya duymadndan, hattnn zayflndan, tahsilinin ksalndan sz eder. O, olduka ksa sreli bir eitim almtr. Birka ayla snrl olan bu okuma srecinden sonra, Kuran dnda bir kaynaa asla bavurmamtr. mmiye konusunda, On Beinci uann Onuncu ehadetinde, sahabileri rnek verir: Enbiyadan sonra en muhterem ve yksek taife ve mmi ve bedevi olduklar halde az bir zamanda nur-u Muhammedi (a.s.m.) ile arktan garba kadar adilane idare edip, cihangir devletleri malup ederek, mterakki, fenli, medeni milletlere stad ve hkim-i adil olarak o asr bir asr- saadet hkmne getiren sahabeler... eyh-i Ekbere gre, eriat bu dnyada daima geerli kalr ve insann kemale ulamas da ancak, onun iinde ve onunla mmkndr. eyh-i Ekber, eriatn, hakikatin rts ya da sembol olmadn, bizzat hakikatin kendisi olduunu belirtir: Hakikate ulamak iin, eriatn arkasnda gizlenmi bir manaya ulamak deil, ama bizzat eriata nfuz etmek gerekmektedir. O halde eriat, arif-i billah iin de, avam- mminin iin olduu gibi, hibir harfi eksik olmamak zere balaycdr. Bedizzaman da ayn grtedir.

lemin srr eyh-i Ekber, Kitabul-Abadilesinde, lemdeki her bir hakikatin, bizi, ilah bir hakikate ynelten bir iaret olduunu syler. Ona gre, lemdeki her hakikat, ancak iaret ettii bu ilah hakikate dayanarak var olur, nihayetine ulatnda da, yine ona dner. Allah, Kuranda, lemi zikrettiinde, onu hangi ismine izafe ediyorsa ona dikkat etmek gerekir. Bylece hangi lemden sz edildiini anlamak mmkndr. Bedizzaman ise, her varln bir kelime-yi Rabbaniye olduunu syler, varla mana-y ismi ile deil, mana-y harfi, yani iaret ettii yn itibariyle bakmak gerektiini beyan eder. Varlklar, ayn zamanda ayat- tekviniye

olarak niteler, her varln, bin bir dille Allah tesbih ettiini, bu anlamda bir ayet, bir iaret olduunu syler. eyh-i Ekbere gre, lem, ilah isimlerin inkiafdr. Bedizzamana gre de, kinat, esma-y lahiyenin tecellighdr. mam- Mbin ve Kitab- Mbin stlahlarna eyh-i Ekberle Bedizzaman, yaklak manalar ykler. Bedizzamann bata eyh-i Ekber olmak zere, ou arif-i billah ile tefekkr tarznn benzetiini, ayn szl kullandn, bu ynyle de, kelam ile tasavvuf irfan arasnda bir yolu ihtiyar ettiini sylemek mmkndr. Bu benzerliklerin rneklerini oaltmak mmkndr. Fakat bir fikir vermesi bakmndan bu kadar kfidir.

Risale-i Nurda zikredilen baz sufler Bedizzamann bir anlamda, kendisinden istifade ettii, severek okuduu, alnt yapt arifler arasnda Ekberi gelenee mensup ok sayda kimse zikredilmitir Risale-i Nur Klliyatnda. Bunlar arasnda Molla Cami n srada gelir. Risale-i Nurda adlar geen, Bedizzamann kaynaklar arasnda bulunan isimlerin bazsn hatrlayacak olursak, karmza ok sayda suf kacaktr: veysl-Karani, Hasan- Basri, Bir-i Hafi, Cneyd-i Badadi, Abdulkadir-i Geylani (Gavs- Azam), ah- Nakibend, mam- Rabbani (Ahmed-i Faruki), Kureyi, bn Arab, Seyyid Ahmed-i Bedevi, Ahmed-i Rufai, Ebu Yezid-i Bistami, Ebul-Hasan- azeli, brahim Edhem, Hatem-i Tai, mam- arani, smail Hakk Bursevi, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Mevlana Cami (Molla Cami), Niyazi-i Msri, Necmeddin-i Kbra, Nasruddin-i Tusi, Sadreddin Konevi, Molla Cami, Taus- Yemeni, Abdulkerim Cili, Fuzuli-i Badadi, brahim Hakk (Erzurumi), Mevlana Halid, Ahmed-i Cizri, Seyyid Sbatullah, Alvarl Hoca Muhammed Efendi vs.

Risale-i Nurda geen baz tasavvufi stlahlar Risale-i Nurda geen ve tasavvuf irfanna ait olan stlahlardan da birka rnek vermemiz yerinde olacaktr: Abadile-i Seba, acz, arif, akl- evvel, lem-i melekut, lem-i misal, lem-i berzah, lem-i gayb, lem-i ehadet, lem-i batn, lem-i mana, lem-i nur, akrebiyet, aktab, rahmaniyet sikkesi, ehadiyet sikkesi, asfiya, ak, aynelyakin, ayan makam, batn, batni, bela, berzah, brhan makam, blbl, ceberut, atele lfet, ceml-cevami, cem-i ezdad, cemadatn ibadat, cevher, cezbe, cud, ile, derh, devir, teselsl, lisan- hal, dua, enfs, edep, ehadiyet, el-buz-u fillah, el-hubb-u lillah, emr, enaniyet, sebep, msebbib, tecelli, mahede, temaa, vaka, rya, fakr, fahr, fenafillah, fettahiyet, fena, feyiz, gayret, gayr, gavsiyet, glge, gurbet, glistan, hafi, hatme, hayal, hilafet-i kbra, hamd, hatve, mertebe, havf, hikmet, vahdet, terk-i hayr, hi, hllet, heyula, heva, ecere-yi hilkat, himmet, hitap makam, hudus, hulul, huruf- mukattaa, Hu, hsn, ihfa, ihlas, inayet, ikram, keramet, ilham, ilmelyakin, aynelyakin, hakkalyakin, imam- mbin, kitab- mbin, uhudi iman, tarikat, imkan, vcub, incizap, beka, cem, inziva, insan- kamil, irad, mrid, istifar, istirak, sekr, meczup, itiyak, kalb, ayna, zikr, kesret, kemal, kdem, marifet, kutb, kutb-u azam, kurbiyet, temsil, knuz- mahfiye, rtbe, levhi mahfuz, lika, mazhar, tayy- mekan, bast- zaman, fetih, keif, melami, mesih, miftah, rabta-y mevt, mirac, seyr, sluk, levh-i misali, rya-y sadka, muhabbetullah, mukallit, mnacaat, mahedetullah, nefes, tezkiye, suret-i Rahman, niyaz, nuraniyet, rza makam, reca, tefekkr, veraset-i nbvvet, rububiyet, ubudiyet, remiz, menzil, sefer, sekine, seyr-i enfsi, seyr-i ruhani, snuhat, evk, takva, zhd, muhabbet, tesbih, tebih, tenzih, tevbe, tevekkl, tevhid, istirak, tlsm, vird, uruc, nsiyet, huzur, huu, velayet, vcud, yakin, zahir, zll vs. Bedizzamann bir bakma manevi miracnn rn ve tan olan Yedinci ua, Ayetl-Kbra, geleneksel sufi szlnn kullanld, irfani tefekkrdeki makam, mertebe, fetih, keif, cilve, tecelli, temsil, tahakkuk, tahkik, mahede, menzil vs. gibi

stlahlarn sklkla getii, Zata yaplan gezinin nihayetinden sonra, menzillere uranlarak yeniden varl okumak zere ikinci bir gezinin gerekletii, son derece ilgin bir metindir.

Risle-i Nrda Meleklerin varlk delilleri


Bedzzaman Hazretleri, meleklerin varlk delillerini 29. Sz Rislesinde on ess zerinden ispt eder. 1- Hakikat , meleklerin varln gerektirir. Yeryz, gklere nispetle gayet kk olmakla beraber, insan ve cin gibi urlu canllarla doldurulmutur. Zaman zaman boaltlp, sonra yeniden enlendirilen yeryznn bu hli aka iret ediyor ki, ssl saraylar gibi gzken gklerde de, hayat ve ur shibi varlklar elbette vardr. Bu varlklara Kurn lisnnda melekler ve rhnler denilir. Bunlarn da, tpk yeryznn skinleri olan insanlar ve cinler gibi, drt vazifeleri vardr. Birincisi, lem sarayn hayretle seyretmek. kincisi, kinat kitabn dikkatle inceleyip okumak. ncs, Cenb- Hakkn rubbiyet saltanatnn urla ilncln yapmak. Drdncs, umum ve kll ibdetleriyle, kinatn ve byk varlklarn tesbihtlarn bilerek temsl etmek. 2- Kinatn hli ve iyz meleklerin varln ispt eder Her ceml ve keml shibi, kendi ceml ve kemlini grmek ve gstermek ister.

Rabbimiz de kinat, saysz inceden inceye sanatl ziynetlerle, anlaml gzelliklerle ve hikmetli naklarla ssl olarak yaratm. Elbette bu saysz, ziynetler, gzellikler ve naklar, ona gre tefekkr eden, hayran olan klarn varln ve seyrini gerektirir. Nasl ki gzellik bir k ister, yemek ise a olana verilir. Aynen yle de u nihayetsiz gzel sanatlar da, gdas ve rzk, sanat gzelliinin bizzat kendisi olan kalpleri ve rhlar ister. te o kalpler ve o rhlar da melikelerdir. Nihyetsiz ziynetler, sanatlar ve naklar, nihyetsiz ibdet ve tefekkr isterler. nsanlar ve cinler ise, nefis shibi olmalar ve gafletin de bir neticesi olarak, bu nihyetsiz ibdet ve tefekkr vazifelerinin milyonda birisini ancak yapabiliyorlar. Demek ki, u nihyetsiz ibdet ve tefekkr vazifelerini yapabilecek, hadsiz melek trleri lzmdr. 3- Hikmet , meleklerin varln gerektirir. nk rh ve hayattan ok uzak ve alkalar da pek az olan topraktan ve sudan, devaml bir srette hayat ve urlu canllar yaratan Allah, elbette rha ve hayata ok uygun ve lyk olan nr ve karanlk denizlerinden, havadan ve elektrik gibi dier latf maddelerden de bir ksm urlu varlklar oklukta vardr. Bu hakikat, Bedzzaman Hazretleri hayat ve urun kymet ve lzmlarndan yola karak bir misl ile yle nazara verir: Hayatsz bir cisim, byk bir da dahi olsa, gariptir, yalnzdr. rtibt yalnz oturduu mekn ile ve kendisine karan eylerle vardr. Kendisi dnda kinatta ne varsa, o daa nisbetle det yoktur. nk hayat ve uru olmadndan, hayat ve canllarla bir alka ve irtibt yoktur. imdi de kk ama canl bir cisme bakalm, mesel bir bal arsna... Hayat, o bal arsna girdii anda btn kinatla yle bir mnsebet ve alka kazanr, zellikle de

yeryzndeki iek ve bitkilerle yle bir ticret szlemesi imzalar ki, u yeryz benim bahemdir. Ticrethnemdir. diyebilir. Bal ars, btn canllarda olan duyu organlarna ilveten, ok da mehr olmayan sika (sevedici) ve ika (evk verici) denilen duyular ile, yeryznn ou varlklaryla bir al-veri, dostluk ve alka kurar, ve onlar stnde det bir kullanm hakkna ship olur. Bu mislden de anlalyor ki, hayat, en kk bir canlda bile byle byk bir tesir gsteriyor. zellikle hayat, en yksek hayat mertebesi olan, insan hayat mertebesine ktka, muazzam bir genilik ve alm gsterir. nsan, det hayatn hkmnde olan ur ve akl ile, kendi evinin odalarnda gezdii gibi, yksek, rh ve cismn lemlere de manevi olarak misfir gider ve gezer. O lemler dahi, insann rh aynasna misfir olarak gelebilirler. zetle sylenebilir ki, hayat olmazsa, varlk, varlk deildir. Yokluktan deta fark olmaz. Hayat ve urun nemini bu ekilde ifde eden Bedzzaman Hazretleri, buradan yola karak, hikmeten melikenin olmas gerektiini yle anlatr: Mademki, hayat ve ur bu kadar nemlidir. Ve madem, u lemde bizzat gryoruz ki, mkemmel bir intizm, kusursuz, salam bir yap grnyor. Ve yine madem, u stnde yaadmz dima ba dnen perian ve kck yerkremiz, bu kadar saysz hayat, rh ve idrak shibi varlklarla dolmutur. Btn bu izhlardan sonra, akl ve kalbe u hakikat, gayet sratle intikl eder ve phesiz bir itikad ile yerleir ki: u l l saraylar ve azametli burlar gibi gzken gkler dahi, hayatsz, ruhsuz, bombo deil; kendilerine uygun canl ve urlu skinleriyle elbette doludur. Balk, suda yaad gibi, gnein ateinde dahi o nrn skinler

bulunurlar. Uzaklk sebebiyle veya gzmzn kabiliyetsizlii sebebiyle veya gizlenmelerinden dolay onlarn gzkmemeleri, hi bir vakit olmamalarna delil olamaz. nk grnmemek, olmamaa delil olamaz. Mademki ezel kudret-i lhiye, gzmzle gryoruz ki, en di, basit, hayat ve rhtan en uzak ve hi de effaf ve latf olmayan toprak ve su gibi maddelerden, hesapsz canl ve rhlu mahlklarn oklukla yaratyor. Ve gyet ehemmiyetle koyu ve mat olan maddeleri (toprak ve su gibi), hayat vastasyla, latf ve efff maddelere eviriyor. Ve hayat nrunu hereyde oklukla serpiyor. Ve ur yla ou eyleri yaldzlyor. Elbette ki nihayetsiz hikmet ve kudret shibi olan Allah, o kusursuz kudretiyle, oksansz hikmetiyle nr gibi esr maddesi gibi, rha yakn ve mnsip olan dier akkan efff ve latf maddeleri, ihml edip hayatsz brakmaz. Cansz brakmaz. ursuz brakmaz. Elbette nrdan, karanlktan, esr maddesinden, havadan, hatt mnlardan, att kelimelerden canl ve urlu mahlklar oklukla yaratr. Onlarn bir ksm melike, bir ksm rhn, bir ksm da cin nevleridir. 4- Madde ile mn arasndaki iliki , melike ve rhnlerin varlna iret eder Bedzzaman Hazretleri, melikenin varln ispt ederken madde ile mny birbiriyle kyaslar. yle ki: Madde, kendi bana ayakta durmaz. Bir mn ile ayakta kalr. O mn hayattr, rhtur. Madde, kendisine hizmet edilen deil, hizmetkrdr. Bir hakikatin olgunlamasna hizmet eder. O hakikat da, hayattr. Hayatn ess da, rhtur. Aka anlalyor ki, madde, hkim olmadndan, mrctlar ona yaplmaz. Mkemmellikler ondan istenilmez. Tam aksine madde, mahkmdur. Bir essn hkmne bakar. O essn gsterdii yollar ile hareket eder. te o ess, hayattr, rhtur, urdur. Gerek o ki madde, yarlmaya, erimeye, yrtlmaya, bozulmaya, dalmaya her an hazr bir kabuk, bir kpk, bir srettir. Bu hakikati yle bir mislle anlatr Bedzzaman:

Gzle grlmeyen mikroskobik bir hayvann ok keskin duygular var. yle keskin ve hasss duygular ki, arkadannn sesini iitir, rzkn grr. u hayvann bu hli gsterir ki, maddenin klp incelmesi nisbetinde hayatn belirtileri, almetleri ve eserleri artyor. Rhun nru iddetleniyor. Sanki, madde inceldike, bizim maddi lemimizden uzaklatka, rh lemine, hayat lemine, ur lemine yaklayor gibi rhun harreti, hayatn nru daha da iddetli kendini gsteriyor. Hi mmkn mdr ki, madde perdesinde bu kadar hayat ve rh ve urun belirtisi ve sznts bulunsun da, madde perdesinin altnda olan btn lemi, melekt lemi, ruhlar lemi, rh ve ur shibi varlklarla, yani melike ve rhnlerle dolu olmasn? 5- Btn felse f akmlarn ve dinlerin meleklerin mnsnda ittifk etmeleri, meleklerin varln ispat eden ok kuvvetli bir delildir Melikenin varlnda, ehl-i akl denilen btn felsefi ekoller ve ehl-i nakil denilen btn dinler fikir birlii ile ismini farkl koysalar da, ittifk etmiler denilebilir. Mesel, maddede ok ileri giden, sadece akl ile hakikate ulalabileceini savunan ve vahyi kabul etmeyen Meiyyn ekolnn felsefecileri, melikenin mnsn inkr etmeyerek, Her bir varlk trnn, iinde cismn yapsndan farkl rhn bir hakikat vardr. demilerdir. Melikeyi bu ekilde tabir etmiler. Yine eski rkiyyn ekolnn felsefecileri de, melikenin mnsn kable mecbr kalarak, yanl olarak, kinatn yaratlnda ve idresinde etkili olduu ve birbirinden tredii iddia edilen on akl ve trlerin terbiye edicileri, idrecileri anlamnda melek karl olarak kullandklar kavramlarla isim vermiler. Yine, btn dinler, dalara vekil klnm melek, denizlere vekil klnm melek, yamurlara vekil klnm melek gibi, herbir varlk trne vekil bir melein bulunduunu, vahyin ilhm ve irdyla kabul ederek, o ekilde isimlendirmiler. Hatt, akllar gzlerine inmi materyalistler ve tabiatlar dahi, melikenin

mnsn inkr edemeyerek, engel tanmayan yaylan kuvvetler diyerek, bir mnda melek hakikatini kable mecbr kalmlar. 6- Kinatta hkmeden kanunlar, meleklerin varln gsterir Kinatta hkmeden ve pozitif ilimlerin de ifde ettii kanunlar, hayatn ortaya kmas iin kfi deildirler. nk cereyn eden bu kanunlarn vcdu yoktur, ilm vcudlar vardr. Bundan dolay det yok saylrlar. O kanunlar temsl edecek, gsterecek, dizginlerini ellerinde tutacak melike denilen Allahn kullar olmazsa, o kanunlar meydana kamaz, belirgin olamaz. Sbit bir hakikat olamazlar. Hlbuki hayat bir sbit hakikattir. Vehm bir dstur (kanun), sbit bir hakikati stlenemez. Mesel, kinattaki kanunlar, bir devletin yasalarna benzetirsek, melekler de o yasalarn uygulaycs olan hkmeti gibi olur. Hkmet olmazsa, yasalar kendi bana bir devleti idre edemezler. nk yasann vcudu yoktur. lm bir kidedir. Ancak, bir g, bir otorite yani bir hkmet ile o yasalar anlalr, tatbik edilir, ortaya kar. Nasl ki, beer bir mmettir. Cenb- Hakkn kelm sfatndan gelen erat-i lhiyenin taycs ve temsilcisidir. Aynen yle de, melike dahi, muazzam bir mmettir ki, onlarn amele ksm, irade sfatndan gelen ve yanl olarak tabat ismi verilen kannlarn taycs ve mmessilidirler. Hakiki tesr shibi olan kudret ve irade-i lhiyenin emirlerine tbi bir nevi ibdullahtrlar ki, semadaki yldzlar ve byk gk cisimlerinin her biri, onlarn birer mescidi, birer mabedi hkmndedirler. 7- nsanlk trihinde meleklerden tek bir ferdin bile grlmesi, onlarn um men varln ispt eder bir delildir Melikeden bir ferdin varlnn ispt edilmesiyle, btn meleklerin varl ispt edilmi olur. Bir tek ferdin grnmesiyle, btn meleklerin varlklar da bilinmi olur. nk melikeyi inkr edenler,

tammen inkr eder. Bir tekini kabl eden, btn hepsini de kabl etmeye mecbrdur. Hakikat byle ise, u sylenebilir ki: Btn zamanlarda, btn din mensplar, dem Aleyhisselmdan imdiye kadar, melikelerin varlnda ittifk etmiler. nsan snflarnn birbirlerinden bahsi, nakli, birbirleriyle konumalar, grmeleri gibi meleklerle konuulmasnda ve onlarn grnmesinde ve onlardan rivyet edilmesinde ittifk etmiler. Acaba, meleklerden hi bir fert aka grnmeseydi, varlklar kesin olarak hissedilmeseydi, hi mmkn mdr ki bu konudaki ittifk devm etsin. Hi mmkn mdr ki, hakikatsiz bir vehim, btn beer inklplar iinde, btn fikir inklplar arasnda hi bozulmadan devm etsin de bek bulsun. 8- Btn enbiy ve evliynn, melekler hus sunda ittifk etmeleri bu mes eleyi ispt eder nsanlk semasnn gzel ahlk, doruluk, fazilet ve hakikat gneleri, aylar, yldzlar gibi olan enbiya ve evliyalann, farkl zaman ve meknlarda gelip, manen ittifk etmeleriyle, sz ve fikir birlii ile haber verdikleri ve ehdet ettikleri meleklerin varl ve onlar grmeleri hi phe kabul etmez bir hakikattir. nk onlar, bu meselede ehl-i ihtisas, yani bu iin uzman ve bilirkiisidirler. Bir meselede uzman olan iki kiinin syledii szler, uzman olmayan binlerce kiilerin, ayn konudaki szlerinden ok daha kymetli ve stndr. Enbiya ve evliya, melike meselesinde ispatlayan konumundadrlar. Bir ispat edici, binlerce inkr edicilerin inkrlarn hie indirir. zellikle de, Kurn- Kerm ve onun teblicisi ve tercmn olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselmn ehdetleri ve mhedeleri hi mmkn mdr ki bir phe kabul etsin. 9- Her bir varln , hl diliyle yapt tesbihtn , u rla ve sz diliyle tems l etmek hikmeti , melikeyi gsterir ve ispt eder sr Sresi 44. yette Rabbimiz mealen yle buyuruyor: Ve Ona

hamd ile tesbh etmeyen hibir ey yoktur. Evet, bir iek kendi zerindeki sanatl naklarn diliyle Yaratcsnn tesbhtn yapt gibi, koca yeryz bahesi de bir byk iek gibi, muntazam ve kll tesbh vazifesini yerine getiriyor. Bir aacn yaprak, meyve ve ieklerinin kelimeleri ile bir tesbht olduu gibi, koca semvt denizi de, kelimeleri hkmnde olan gneleri, yldzlar ve aylar ile, Rabbine tesbht yapar ve hamd eder. Bu misaller gibi, btn cansz varlklarn her biri, sreten cansz ve ursuzken, gyet uurlu ve canl gibi vazfeleri ve tesbhtlar var. Melikeler, bunlarn lem-i melektte (melekler leminde) temsilcisidirler, tesbhtlarn ifde ediyorlar. Aynen yle de bunlar da, meleklerin, u cismn ehdet leminde timslleri, hneleri ve mescidleri hkmndedirler. te, btn varlklarn hl dilleriyle ifde ve iln ettikleri lh isimleri ve kuds mnlar, bilen, bilerek sz diliyle ifde eden, kinata iln eden, lh dergha takdm eden, onlara uygun det ruhlar hkmnde bir mekkel (vekil) melekleri vardr. Yani hikmet-i lhye, her bir varln lisn- hliyle zaten yapt ibdet ve tesbht vazifesinin, urla ve lisn kl ile de olmasn gerektirmitir. Bu hikmet de meleklerin varln ve kll vazifelerini gerekli klmtr. 10- Hikmet -i lhiye , kinat saraynda bilerek ve cret beklentisinde olmadan ala cak hizmetkrlar gerektiriyor Cenb Hakkn, kinat saraynda altrd drt ksm hizmetkr vardr. Bitkiler ve cansz varlklar, bilmeyerek, fakat bir bilenin emrinde gyet mhim vazfelerde cretsiz hizmet ediyorlar. Hayvanlar, cz bir cret karlnda, bilmeyerek, gyet kll geni maksatlara hizmet ediyorlar. nsanlar ve cinler ise, birisi pein dieri sonra verilecek olan iki cret karlnda, lh maksatlara, bilerek uygun hareket etmek ve her eyde kendi efslerine de bir hisse karmak ve dier hademelere reislik ve gzlemcilik yapmak gibi vazifelerle hizmet ediyorlar. Hikmeten buradan anlalr ki, drdnc bir ksm hizmetkrlar da bulunacaktr. Bu hizmetkrlar hem, bir cihette insana benzer ki,

Cenb- Hakkn kll maksatlarn bilir bir ubdiyetle uygun hareket etsinler. Hem, insann zttna olarak nefsn hazlardan ve pein cz cretlerden tecerrd etmi olsunlar. Yalnzca Cenb- Hakkn nazar ile, emri ile, tevecchyle, hesbyla, namyla, yaknlyla ve Allaha olan ballklaryla ortaya kan lezzeti, saadeti, kemli, zevki kfi grp hlisen alyorlar. Onlarn cretleri, itat ve hizmetlerinin bizzat iindedir. NETCE OLARAK Hakikat, meleklerin varln gerektirir. Kinatn hli ve iyz meleklerin varln ispt eder. Hikmet, meleklerin varln gerektirir. Madde ile mn arasndaki iliki, melike ve rhnlerin varlna iret eder. Btn felsef akmlarn ve dinlerin meleklerin mnsnda ittifk etmeleri, meleklerin varln ispat eden ok kuvvetli bir delildir. Kinatta hkmeden kanunlar, meleklerin varln gsterir. nsanlk trihinde meleklerden tek bir ferdin bile grlmesi, onlarn ummen varln ispt eder bir delildir. Btn enbiy ve evliynn, melekler hussunda ittifk etmeleri bu meseleyi ispat eder. Her bir varln, hl diliyle yapt tesbihatn, urla ve sz diliyle temsl etmek hikmeti, melikeyi gsterir ve ispt eder. Hikmet-i lhiye, kinat saraynda, bilerek ve cret beklentisinde olmadan alacak hizmetkrlar gerektiriyor. Asrn imm, gerek akl gerekse nakl delillerle, meleklerin varlna dir delilleri bu ekilde on ess zerinden izah ve ispat etmektedir.

Cenb- Hakktan niyazmz odur ki, bizlere, imn esslarn asrn insanna iki kere iki drt eder katiyyetinde izah ve ispat eden Risle-i Nru okuyup anlamay, nce kendi imann kuvvetlendirip sonra, bakalarnn da imnna kuvvet verecek ekilde alp, hizmet etmeyi nasib eylesin. min! Vesselm aleykm ve rahmetllhi ve berekth. www.irfanmektebi.com

RSALE- NURDA TEBL METOTLARI


Tebli: Peygamberlere mahsus be vasftan birisi olup onlarn Allahtan aldklar emirleri ve kanunlar insanlara aynen bildirmeleridir. Peygamberlerden sonra bu kutsi grev limlerdedir. nk onlar peygamberlerin varisleridirler. Kuran- Kerimde teblile alakadar pek ok ayetler mevcut. Biz numune olarak n zikrediyoruz: 1- (Ey anl Peygamber!) Rabbinden sana indirilen her eyi tebli et (Maide 67) 2- Peygamberin zerine den sadece teblidir. (Maide 99) 3- Ak bir tebliden tesi bizim zerimize vazife deildir. (Yasin 17) Peygamberimizin hadislerinde teblile alakal pek ok hadis mevcuttur. Biz numune olarak aaya tanesini zikrediyoruz. Ey nsanlar! phesiz ki Yce Allah beni herkese rahmet olarak gnderdi. O halde bana vekaleten tebli vazifesini yerine getirin. Bir insann imannn kurtulmasna vesile olana Cennet

vacip olur. Allahn senin vastanla bir kimseyi hidayete kavuturmas, senin iin krmz develerden daha hayrldr. Risale- Nurda teblii ana maddede inceleyebiliriz. Neyi Tebli Etmeliyiz? Kurann ulvi hakikatlerini ve imann gzelliklerini, Risale Nurdaki gzel manalarla tebli etmeliyiz. Bu asrn manevi tabibi Bedizzaman, Kuran eczahanesinden alm manevi tiryaklarla ve bu asrn reetesi olan nurlarla insanla bu hakikati tebli ediyor. Niin Tebli Etmeliyiz? Bu zamann en byk hastal iman zafiyeti olduu iin; imdi en mhim i, taklidi iman tahkiki imana evirerek iman kuvvetlendirmektir, iman takviye etmektir. Her eyden ziyade imann esasatyla megul olmak kati bir zaruret ve mbrem bir ihtiya haline gelmitir. (Konferans, 9)Bu zamanda manen umumi bir seferberlik var. Eskiden farz- kifaye olan tebli bu zamanda farz- ayn hkmnde. Teblii ihlasla ibadet olarak yapmak en byk hedeflerimizden biri olmal. stadmz 17. Lemada yle buyurmaktadr: Ubudiyet; emr-i lahiye bakar. Ubudiyetin daisi emr-i lahi ve neticesi rza-y Haktr. Semerat ve fevaidi, uhreviyedir.Sddk- Ekber (Radyallahu anh) demitir ki; cehennemde vcudum o kadar bysn ki ehl-i imana yer kalmasn. Bedizzaman, bu gayet ulvi seciyenin bir lemacna mazhar olmak iin Birka adamn imann kurtarmak iin, cehenneme girmeye hazrm. der. u szler de Ona ait: Karmda mthi bir yangn var. Alevleri gklere ykseliyor. inde evladm yanyor, imanm tutumu yanyor. O yangn sndrmeye, imanm kurtarmaya

kouyorum. Yolda biri beni ksteklemek istemite ayam ona arpm. Ne ehemmiyeti var? O mthi yangn karsnda bu kk hadise bir kymet ifade eder mi? Dar dnceler! Dar grler Ben cemiyetin imann kurtarmak yolunda dnyam da feda ettim, ahiretimi de Cemiyetin iman, saadeti ve selameti yolunda nefsimi, dnyam feda ettim. Helal olsunKuranmz yeryznde cemaatsz kalrsa cenneti de istemem; oras da bana zindan olur. Milletimizin imann selamette grrsem, cehennemin alevleri iinde yanmaya razym. nk vcudum yanarken, gnlm gl- glistan olur. Nasl Tebli Etmeliyiz? nsanlarn lakayt olduklar vakit teblide daha ok gayret ve ciddiyetle devam etmek gerektir. Risale -i Nurun tebli tarz nezihane ve nazikane ve kavl-i leyindir. ve Tarik-i Hakta alan ve mcahede edenler yalnz kendi vazifelerini dnmek lazm gelirken, Cenab- Hakka ait vazifeyi dnp, harekatn ona bina ederek hataya derler. Madem hakikat budur. nsan kendi vazifesini yapp Cenab- Hakkn vazifesine karmamal. Mehurdur ki; Bir zaman slam kahramanlarndan ve Cengizin ordusunu mteaddit defa malup eden Celaleddin Harzemah harbe giderken, vzeras ve etba ona demiler: -Sen Muzaffer olacaksn; Cenab- Hak seni galip edecek O demi;

Ben Allahn emriyle, cihat yolunda hareket etmeye vazifedarm, Cenab- Hakkn vazifesine karmam. Muzaffer etmek veya malup etmek Onun vazifesidir.te O zat, bu srr- teslimiyeti anlamasyla harika bir surette ok defa muzaffer olmutur. Evet insann cz-i ihtiyari ile iledikleri efallerinde, Cenab- Hakka ait neticeyi dnmemek gerektir. Mesela; Kardelerimizden bir ksm

zatlar, halklarn Risale- i Nura iltihaklar evklerini ziyadeletiriyor, gayrete getiriyor. Dinlemedikleri vakit zaiflerin kuvve-i maneviyeleri krlyor, evkleri bir derece snyor. Halbuki stad- Mutlak, Mukteda-y Kll, Rehber-i Ekmel olan Resul-u Ekrem Aleyhissalat vesselam, Peygambere den ancak tebli etmektir. (Maide, 99) olan ferman- lahiyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanlarn ekilmemesiyle ve dinlememesiyle daha ziyade say gayret ve ciddiyetle tebli etmi. nk, Sen sevdiini hidayete erdiremezsin. Ancak Allah dilediini hidayete erdirir. (Kasas, 56) srryla anlam ki; insanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenab- Hakkn vazifesidir, Cenab- Hakkn vazifesine karmazd. yle ise; ite ey kardelerim! Siz de size ait olmayan vazifeye harekatnz bina etmekle karmaynz ve Halknza kar tecrbe vaziyetini almayn.... Teblide iki nemli cihet. 1- Mlk Ciheti. 2- Melekt Ciheti. 1- Mlk Ciheti: Yani zahire bakan cihet. Beli konuma, mukni (kna edici) ve mdellel (delilli ve ispatl) konuma. Bilgili ve mcehhez olmak. Peygamberimiz Aleyhissalat vesselam Bilgi hazinemdir. hadislerinde belirtii gibi. Tebessm, gzel bir ses, kavl-i leyyin (yumuak) davranmak ve konumak. stadmz lisan- hal lisan- kalden stndr. demesiyle hal ve hareketlerimiz konumaktan daha ehemmiyetlidir. Yce Allah Peygamberimize Uhud harbinin sonular mnasebetiyle yle bildirir: O vakit Allahtan bir rahmet ile yumuak davrandn. ayet sen kaba kat yrekli olsaydn, hi phesiz etrafndan dalp giderlerdi. u halde onlar affet. Balanmalar iin dua et; i hakknda onlara dan. (Al-imran, 159) Makam- teblide; insanlar yarglamak deil insanlar anlamaya ve

zmeye almak, onlara Allah namna ahiret hesabna imandan gelen bir gle yardm elinizi uzatmak ve dolaysyla kendimizi kurtarmak. Hadiste getii gibi Bir insann imann kurtulmasna vesile olana cennet vacip olur. Muhataba gre konumak. stadmz Hutbe-i amiyede yle der: Ey bu Cami-i Emevide bu dersi dinleyen Arap kardelerim! Ben haddimin fevkinde bu minbere ve bu makama iradnz iin kmadm. nk size ders vermek haddimin fevkindedir. Belki iinizde yz yakn ulema bulunan cemaata kar benim misalim, medreseye giden bir ocuun bir misalidir ki; o sabi ocuk sabahleyin medreseye gidip, okuyup, akam da babasna gelip, okuduu dersini babasna arzeder. Ta ki doru ders alm m? Almam m? Babasnn iradn veya tasvibini bekler. Evet bizler size nisbeten ocuk hkmndeyiz ve talebeleriniziz. Sizler bizim ve slam milletlerinin stadlarsnz. te ben de aldm dersimin bir ksmn sizler gibi stadlarmza yle beyan ediyorum. Teblide ilk nce nefsimizden, hane halkndan balamak, sonra mahalle ve ehir eklinde daireyi geniletmek. (Meyvenin 4. meselesinde getii gibi.) 2. Melekut Ciheti: Teblide i alemimiz ne kadar saf ve temiz olursa, Allah muvaffak olmay ltfeder. Teblide birinci muhatabmz nefsimiz olmal. nk, stadmz Madem nefsim emmaredir. Nefsini slah etmeyen bakasn slah edemez. yle ise nefsimden balarm. demekle, en evvel ba dmanmz olan nefsimizle mcadele etmeyi bize retmektedir. (21. Sz)Teblide evkimiz krlmamas iin daha fazla say gayret ve ciddiyeti muhafaza etmek. stadmz yle peygamberler var ki birka mmeti olmu veya hi mmeti olmam. der. 20. Lemada, Cenab- Hakkn rzas ihlas ile kazanlr. Kesreti etba ile ve fazla muvaffakiyet ile deildir. nk onlar vazife ilahiyeye ait olduu iin istenilmez, belki bazen verilir. Evet bazen bir tek kelime sebeb-i necat ve medar- rza olur denilir.

Peygamberimiz en byk dman Ebu Cehile onlarca kez tebli yapm. Kfrn ba sonunda Artk bana anlatma. Allah bana peygamber sana tebli yapt m? sorarsa ben senin lehinde ahitlik yaparm. der.

RSALELERDE GEEN, YZDEN ZYADE OLAN TILSIMLAR NELERDR?


Risale-i Nur, YZE YAKIN DN TILSIMLARINI VE HAKKAT KURANYENN MUAMMALARINI HALL VE KEFETMTR: ki her bir tlsmn bilinmemesinden, ok insanlar pehata ve kuka dp, tereddtlerden kurtulamayp bazen imann kaybederdi. imdi, btn dinsizler toplansalar, o tlsmlarn kefinden sonra galebe edemezler.Yirmi sekizinci mektuptaki inayet- sebada bir ksmna iaret edilmitir.nallah bir zaman o tlsmlar mstakil bir risalede cem edilecek.(1) "EVET, DNN, ERATIN VE KUR'NIN YZDEN ZYADE TILSIMLARINI, MUAMMALARINI HAL VE KEFEDEN; ve en muannid dinsizleri susturup ilzam eden; ve Mira ve har-i cismani gibi srf akldan ok uzak zannedilen Kur'n hakikatlerini en mtemerrid ve en muannid filozoflara ve zndklara kar gne gibi ispat eden ve onlarn bir ksmn imana getiren Risale-i Nur eczalar, elbette kre-i arz ve kre-i havaiyeyi kendi ile alakadar eder ve bu asr ve istikbali kendiyle megul edecek bir hakikat-i Kur'niyedir ve ehl-i iman elinde bir elmas klntr."(2)

Bu konular mmkn olduu kadar alfabetik dzende aadaki ekilde dizmeye altk. 1) Adem, tahrip kolay; tamir zordur. Adem erri mahz, vcud hayr mahzdr. (13.Lema, sh .123, 12.Mek. sh. 47)

2) Alevilik meselesi. (4.Lema) 3) Allah ve kullarn vazifelerinin ayr olduu. Kulun Allah tecrbe edemeyecei. (17 Lema.) 4) Allaha iman etmek baka, onu inkar etmemek bakadr.(Emirda Sh.176-177) 5) Allaha yetimekte en mhim vesile acz, fakr, kr ve efkat (8.Mek.sh.34) 6) Allahn byk isimlerinden olan Rahim, Hakim ve Veduda mukabil; adem, zeval, firak, musibet ve belalar nasl telif edilebilir? (24.Mek. sh .275) 7) Amelde rzay ilahiyi esas tutmak (21.Lem'a) 8) slamiyetin Felsefe usul ile anlatlamayaca. (29. mek.7.ksm, 7.iaret.3 .sual sh. 426) 9) Ata-kaza-kader kanunlar (Mesnevi sh.175) 10) Beddua etmenin hibir sevab olmad. (Emirda Lah.Sh:178180) 11) Besmele ve srlar (1. Sz ve 14. Lem'a) 12) Bir cemaatin mal bir adama verilmez (17 Lema sh.186) 13) Bitarafane muhakemenin aslszl ve tevhid (26.mek. sh 298-304.4. mebhas, 6.mesele) 14) Bu asrn hususiyetleri (Kastamonu Lahikas) 15) Bu zamanda bidalara kar ahsn deil, ahs- manevinin

dayanabilecei. (Emirda Lahikas-I ve 14. ua) 16) Btn kuvveti ihlasta ve hakta bilmek (21. Lem'a) 17) Cehennemi sura ve kbra (1.Mek.) 18) Cehennemin mahz adalet, cennetin fazl ilahi olduu (Barla 109) 19) Cirmi ve crm kk; crm ve zulm byk insann Kuran yoluyla kurtulaca (Barla Lah. 109) 20) irkin ve errin yaratlnn irkin olmad ( (2.ua sh.33,13. Lema) 21) Demokrasi ve hrriyetin imann hassas olduu.(Mnazarat sh:...) 22) Diyar- harb meselesinin halli. (29.mek.7.ksm.sh .419) 23) Duanz olmazsa ne ehemmiyetiniz var? Furkan Suresi:77.nin izah. Duann nemi (24.Mek.1.zeyl sh.289- 292) 24) Ehadiyet-i Zat- lahi ile, klliyet-i efali ve vahdeti ahsiyeti, muinsiz ve mekandan mnezzehiyeti ile beraber her yerde hazr bulunmas, sonsuz bykl ile beraber her eye yakn olmas konularnn Kurann hikmetiyle aklanmas.(16.sz) 25) Ehli dalalet olan meczuplarn indallahda mahfuz olduklar. (26.Mek. 9.mesele) 26) Ezan ve kametin Trkeye evrilemeyecei .(29.Mek.7.ksm, iaret-i seba. Sh. 419-424) 27) Felsefe hikmeti ile slamiyetin kymetinin farklar( 25.Sz)

28) Felsefe ile Kurann mukayesesi (12. Ve 13.szler) 29) Ftri eriat (Mesnevi sh. 64-211) 30) Har-i cismani (10.sz) 31) Hayat ve mahiyeti (3.Lema) 32) Hayatn be mertebesi (1.Mektup) 33) Her hal ve artta eytana mptela insann Allaha snarak kurtulabilecei (Barla Lahikas, s.109) 34) Hikmet ve maslahat arasndaki fark.(17. Lem'a, 13. Nota) 35) Hikmet-i alemin tlsm, hilkati insann muammas, hakikati namazn rumzu.(11.sz) 36) Hizbullahn, hizbeytana malup olma sebepleri (Barla 109, 13.Lema 130-131) 37) Hutbenin makam ve Arapa okunmasnn srr. (Mes. Nuriye, Hubab Sh.78) 38) Hve nktesi (Emirda sh.220-222, 13.Sz sh.146-149) 39) Hz. Ademin cennetten karlmas baz ben-i ademin cehenneme gitme hikmetleri. (12. Mek. Sh.46) 40) Hz.Ali (ra), Hz.Aie (r.anha) ve Hz.Muaviye (ra) arasndaki hadiseler ve yorumlar .(15.Mek. Sh. 56-58) 41) Hz. sa (as) ve Deccal meselesi. (15.Mek. Sh.59-60) 42) Hz. Peygamber (asv)in birden fazla evlenmesinin hikmetleri

ve srr.(7. ve 11. Mektup) 43) Hz. Peygamber (asv)'in mahiyeti beeriyeti ile mertebe-i risaleti arasndaki fark ve nemi. (19. Mek. 4. nkteli iaret, 6.esas Sh.97) 44) badetin emri ilahi olduu; dnyevi deil uhrevi olduu (17.Lema sh. 183-184) 45) blisin en byk desisesinin kendini inkar ettirmek olduu ve bundan Allaha snlaca (Barla Lah. 109) 46) cadsz kisb ve eytann tahribatna kar Allaha iltica gerektii (Barla Lah. Sh: 108) 47) ctihadn semavi olup arzi olmayaca. ( 27.Sz) 48) ktiran bahsi (17 Lema sh.185) 49) man-Hayat-eriat meselesi ve imann durumu (Kastamonu Lah. sh.62) 50) mansz cennete gidilmez, fakat tasavvufsuz cenneti gidilir. (5. Mektup .) 51) mansz slamiyet ve slamiyetsiz iman olmayaca (9. Mektup) 52) sm-i Azama dair. (30. Lema) 53) Kabul-u adem ve adem-i Kabuln manalar. (7.ua) 54) Kader bahsi. (26.Mek., ve 28.Mek.7.meselenin 3.iareti) 55) Kadere tevilsiz inanma ve gnah- kebireyi ileyenin kafir olmad. (13. Lema Sh. Barla. Lah: 108 )

56) Kafirlerin ok, mminlerin az olmasnn tlsm ve hikmeti . (17. Lema sh.172, 6. nota) 57) Kainata mdahalenin imtina derecesinde olduu; ve hve ala klli eyin kadir kelimesinin anlam. (20 mek.10. kelimenin zeyli) 58) Kainatta Cenab-Hakk'n mutlak messiri hakiki olduu.(22. Sz ve 27. Pencere) 59) Kainattaki durmaz ve durdurulmaz faaliyetin srr hikmeti. (18. Mek. sh. 87) 60) Kemmiyetin deil, keyfiyetin nemli olduu.( Lem., Sh.172, 173, 122, ualar, Sh. 94, Kas.Lah, Sh. 201) 61) Keramet ile ikramn farklar. (9. Mektup, Sh.36) 62) Kyametin kopmas hakkndaki ilmi yorum. (Kastamonu Lahikas, s.26) 63) Kudret-i lahiyeye kar zerrat ve seyyarat ayndr. (16. Ve 32. szler) 64) Kuran- Kerimin hakiki tercmesinin mmkn olmad. (29.Mek.1.ksm.4. nkte, 25.sz) 65) Kurann orijinal lafzlarnn ve baz zikirlerin lafzlarnn deitirilebilinip, deitirilemeyecei Hk. (26. Mek .4. Mebhas, 8. Mesele, s. 326-327) 66) Kk grnen kfrn mthi bir tecavz ve cinayet olduu. (13. Lema s.133) 67) Kfre giren ehli dalaletin kemmiyeten okluunun nemli olmad.(17. Lem'a, 6. Nota) 68) Kfrn de , imann da insanlarn kendi ihtiyarlar ile

gerekletii imann byk nimet olduu (Barla Lah. 108 13.Lema Sh. 125) 69) "Lailaheillallah ile imannz tazeleyiniz." hadisinin hikmeti.. (26.Mek.4.mebhas. 4. mesele.sh. 326-327) 70) Maddi zevkler neden cennette de var? (28.sz, 2 .sualin haiyesi) 71) Medar- necat ve halas yalnz ihlastr. ( 17.Lema, sh. 183184) 72) Medeniyet teknolojisi ve peygamber mucizelerinin tevilleri. (20.sz) 73) Mehdi meselesi. (29. Mek, 7.ksm iaret-i sebann 2.suali Sh..425-426, Emirda sh, .231-233) 74) Menfi milliyetiliin esaslar ve mspet milliyetiliin ne olduu.(26.mek.3. mebhas Sh: 309-314) 75) Menfiyi zikretmeden mspeti gstererek hakikatlerin anlatlmas lazm geldii.(25. Sz ve Lemeat) 76) Mirac bahsi (31.sz) 77) Mucizat- Kura niye. (25. Sz) 78) Mugayyebat hamsenin izah. (16: Lema sh.161-163) 79) Mcerred ;Lailaheillallah kafi midir? "Muhammederresulullah" demezse ehl-i necat olabilir mi? (26. Mek. mebhas, 5. mesele sh. 321) 80) Mspet hareket.Kendi mesleinin muhabbeti, bakalarn tenkis etmemek. (20. Lema sh. 213)

81) Mspet olarak yaplan her dnyevi iin de ibadet olduu.(4. Sz) 82) Namazda iken kalbe gelen vesvese ve hkm. (21.sz) 83) Namazn be vakte tahsisinin hikmeti. (9. Sz) 84) Neden bir tek imann rknn inkar eden kfre girer? (11. ua Sh 213.) 85) Nimetleri verenin sebepler deil mnimi hakiki olduu ( 17 Lema sh. 185) 86) On sekiz bin alemin tarifi. (26. Mek, 4. mebhas sh. 315- 316) 87) Tahavvlat- zerrat konusu.(30. Sz). 88) lm ve mahiyeti. (1.ua, 5.ayet, 20. Mek.7, 9, 11. Kelimeler) 89) Rahmet-i lahiyeden efkati tarmamak lazm geldii. (Kastamonu sh 48-49.) 90) Rzk, sema ve arzn yedi kat olmas, esir maddesi konusu. (12. Lema) 91) Risale-i Nurun Ferid makamna mazhar olduu.(Kastamonu sh. 151) 92) Say ve amelin hem canllarda hem de canszlarda olduu. (17. Lema 8. Nota) 93) Sahabelerdeki veraset-i nbvvetten gelen velayet-i kbra ve velayet-i surann farklar ve mfsidlerin kefedilememe sebepleri. (15. Mek. 54-55) 94) Sedd-i Zlkarneyn meselesi. (16. Lema sh.158-159)

95) Sevr ve huda dair hadis.Hadis ve ayet yorumlarndaki temel nokta. (14. Lema, 24. Sz) 96) Srr- hilkat-i alem. (12. Mek. sh. 48-49) 97) Srr- teklif ve imtihan. (12. Mek. Sh. 48) 98) Sfyan ve Deccal meselesi. (5. ua) 99) Snnete ittiba ederek adetlerin ibadete evrildii. (11.Lema) 100) apka ve znnar meselesi. (aret-l caz sh, 68, ualar: 313, 335,361, Emirda Lah. 388) 101) er ve tahribatn adem olduu bir glerinin olmad (13.Lema sh:123) 102) eytann desiseleri ve zm yollar-alt desisenin aresi.(29.Mek,6.mesele sh.401-414) 103) eytann desiselerine kaplmann imanszlktan ve iman zayflndan olmad.Gnah- kebireyi ileyenin kfre girmedii (Barla Sh: 125) 104) eytann ve ehli dalaletin errinden kurtulmann yolu snnete sarlmaktr.(Barla Lah. Sh.107) 105) eytann yaratlnn hikmeti. (Lemalar 13.Lema sh.121122, 12. Mektup sh: 47) 106) phesiz biz insanolunu erefli klmzdr. sa suresi: 70, ile phesiz o ok zalim ve ok cahildir.(Ahzab suresi. 72. Ayetlerinin vech-i tevfiki (26. Mek. 4. Meb. 3.mes: 318. 11 ,23, 24, sz, 5. dal, 2.meyve)

107) Taabbdi ve makul-l mana olan mesail-i eriat. (29. Mek. 9. Nkte Sh. 385-386) 108) Tabiatn nak olduu,nakka olmad. (23. Lema sh, 247) 109) Tahayyl- kfr,kfr deildir. (13.Lema, sh. 125) 110) Tahdis-i Nimet, Kfran- Nimet. (28. Mek. 7. Risale, Sh. 358) 111) Tasavvuf ve slamiyet'in hakikatleri.Tarikatn ilmi tarifi snnete uygun tarikat ve tatbiki ile ilgili dokuz telvih. (29. Mektup, 9. Ksm: Telvihat- Tisa, s. 428) 112) Uhuvvet risalesi. Alt vechi ve gybet bahsi. (22. Mektup, s.253-264) 113) Yamur duas gibi dualarn hikmetleri.( Emirda Lahikas, s. 31-33; arat'l-caz, s.126-127, 156; Barla Lahikas, s. 121) 114) Ruh, melaike, kyamet, mevt, dnya, ahiret konular.(Yirmi Dokuzuncu Sz'n sonundaki Remizli Nkte) 115) Hadis-i eriflerin doru youmlanmas (Yirmi Drdnc Sz, 3. Dal), 116) Ehl-i kefin kefiyatlarnn farkll meselei (Yirmi Drdnc Sz, 2.Dal) 117) Yirmi sekizinci mektubun, 8.risalesi olan sekizinci meselesinin be suali. (Mektubat, s. 371-376) 118) Zahiren czi hata ve isyanla ok tahribat yapan eytana kar Kuran kalesine ilticann gerektii. (Barla Lahikas, s. 108) Dipnotlar: (1) bk. Kastamonu Lahikas, (129. Mektup)

(2) bk. Emirda Lahikas-I, (23. Mektup)

RSALELERN SLUBU HAKKINDA


Risale-i Nur, birok yerde uzun cmleler tercih etmitir. Ancak uzun ve ksa cmlelerin ard ardal dikkati ekiyor. Uzun cmlelere en iyi rnek, 1O.Sz [Hair Risalesi] ve 7. ua [Ayet-l Kbra Risalesinde]dir. Ayrca kelimelerin biti biimleri, kullanlan zaman kipleri srekli deiiyor. Risale-i Nur, bu zellii ile monotonluu ykmtr. Esasen insan zihni benzer kalplarda gelen mesajlardan bkar. Baucunda bir saat ayn tonda alsa beyniniz bir sre sonra saatin sesini otomatie alr ve dikkatinizi saat sesinden koparr. Beyin, farkllamalar kavramaya endeksli bir yaradla sahiptir. Bu zellik edebiyatta da dikkati eker. Ayn uzunlukta, ayn biimde ve ayn zaman kipiyle sonlanan cmlelerden oluan bir yazy okumay deneyin. Bir sayfa gemeden bktnz, hem de dikkatinizi kaybettiinizi greceksiniz. Bedizzaman-burada dilini sadece ekil asndan tahlil ediyoruzzihinleri zorluyor. Uzun cmleler kavray kapasitesinin inkiafna ynelik zorlamalar dourur. Ancak bu zorlamalar hem ksa cmlelerle esnetiliyor, hem de dikkati canl tutacak yeni unsurlar ekleniyor. rnein okuyucusuyla veya bir muhatab ile sohbet ediyor. Bir anda muhatap olarak buluyorsunuz kendinizi... Dikkatinizin dalmasna frsat verilmeden bir soru soruluyor. Zaten okunan metin hayalden ok, zihinle konutuu iin kaamyoruz. Bedizzaman zihni srekli almaya, ve her defasnda daha ok almaya zorlayan bir muhakeme biimi kullanyor. Muhakeme kabiliyetlerini beyin bilmeceleri yoluyla gelitirmemi olanlarn Risale-i Nur'lardan ilk anda kavrayabilecekleri mesajlar snrl olabilir. Ancak bu eserlerin kavrama ve muhakeme kabiliyetinde oluturduu heyecan ok yksek.

ki yl nce Tabiat Risalesinin ngilizce basksn Tunus'lu bilgisayar mhendisi bir dostuma takdim etmitim. Ertesi gn okudu ve grtmzde bana "mesajn kavramakta glk ektiini" syledi. Ayn dikkatini kullanarak tekrar okumasn rica ettim. Daha sonra grtmzde, kavraynn nasl inkiaf ettiini bana anlatrken duyduu hayranl iyi hatrlyorum. Risale-i Nur'larn kavrama ve muhakeme yeteneinde yol at inkiafn sebebi zerinde ok dnmtm. ngiliz Edebiyat tarihine geen yzlerce eser sahibi mehur yazar Arnold Beneth'in "Gnn 24 saatini yaamak" isimli kitabn okuyunca bu sorunun cevabn buldum. Beneth, roman tr eserlerin beyne bir katkda bulunmadn savunuyor. Ona gre okurken belli bir gerginlik oluturan, zihin yorucu eserlerin muhakemenin inkiafnda etkisi ok byk. Tanmlad zelliklerin Risale-i Nurda mevcudiyeti artc olmamalyd. Tunus'lu dostumun ifade ettii gibi Risale-i Nur beyne srekli muhakeme yaptryor. Okunan ya da dinlenen her eyin dnce kabiliyetini gelitirdii sanlmamaldr. Tam tersine bazlar paslanmasna yol aabilir. Alman Beyin Antreman Kurumu bakan Bern Fishner'in "Bir ka saat televizyon seyretmenin beyinde oluturduu tembelliin giderilmesi iin bir haftalk egzersiz gerektiini" sylemesi dikkat ekicidir. Beyindeki bu tembellik TV'den yaylan radyosyondan kaynaklanmyor phesiz. Konu romanvari bir hikayenin, bir hayalin direnisiz akna braklan beynin uyarmlardan yoksun kalmasyla ilgilidir. Bu ve benzeri birok tezden hareketle, Risale-i Nurlar ciddiyetle, dikkatle ve srarla okuyan kiilerin kavray ve muhakemelerinin ya da zekalarnn ok fazla inkiaf edecei tezi ileri srlebilir. Bunun fiili rneklerini de gryoruz. Risaleleri ok okuyanlarn simalarn gzlemleyebildiniz mi? Simalarndaki genlie ve parlakla dikkat ediniz. Hristiyan olan bir Ingiliz dostum David Packam, yllar nce Trkiye'ye geldiinde bana "Ankara'nn sokanda beklesem, insanlar arasnda arkadalarnz simalarna bakarak tek tek seebilirim." demiti.

Risaleleri ok okuyanlarn simalarnda bu farkllk, yani genlik ve parlaklk sadece iman ve ruhaniyetin inkiafndan doan bir hususiyet deildir. Olayn fizyolojik bir boyutu da vardr. Risaleleri ok okuyanlar beynin devaml aktif tutulmasnn etkisi altnda aralksz dnme alkanln gelitiriyor. Gen kalmakla ilgili olarak ABD'nin baz niversitelerinde yaplan aratrmalar, gen kalma ile zihinsel aktivite arasnda yakn bir ilikiyi ortaya kard. Zihin iileri, ok daha fazla enerji tkettikleri halde beden iilerinden daha gen gzkyorlard. nk beyin srekli alnca-beyin iin bir potansiyel alma snr konulmadn biliyoruz-vcudun fonksiyonlarnn kontrol daha mkemmel iliyor. Bu bedensel genlik-ruhsal ynlerini ihmal etmemek artyla-genelde zihinlerini ok kullanan hemen hemen herkeste dikkat ekebilir. Risale-i Nurun slubunda dikkat eken bir dier zellik, bu eserlerin anlalmas balamnda-bir nceki blmde deindiimiz gibi-bir ksm ifadelerde rtkln, imalarn mecazlarn tercih edilmesidir. Bu durumun tercih edilmesinin sebebi baz yerlerde siyasal olabilir. Baz yerlerde modern bilimlerin bir ksm hususlar yeterince aa karmam olmas sebebiyle dar dnen kimselerin ak itirazlarn yol amamak amac olabilir. Baz yerlerde de gaybi olan-Kader-i lahice gizli tutulmas istenen hususlarn imtihan dnyasnda olmamz sebebiyle, baz hadislerinde yce Peygamberimiz'in (ASM) veya baz ayetler-de yce Rabbimizin tercih ettii gibi-net olarak ifade edilmemesi gereinden kaynaklanabilir. Hz.Mehdi (R.A), Hz. sa (A.S) deccal, sfyan, slamn dnyaya hakim oluu vb. hususlarda rtk noktalar vardr. Yine de ak olarak ifade ettii baz hususlarn belli bir zamana kadar yaynlanmamasn tercih etmitir Bedizzaman. "nnaa'tayna Tefsiri", "Sinek Risalesi" gibi... Sinek Risalesi sonradan yaynlanmtr. Bu risalede Bedizzaman insanlarn

zannettiinin tam aksine, Rabbimizin sinekleri yeryznn temizlii gibi bir ksm hikmetlerle yarattn, ancak beerin kasr fehminin bunu anlamadn sylyor. Bu risale ancak sineklerin, gerekten de en alkan mikrop toplayc ve temizleyicisi olduu, vcutlarnn, sindirim sistemlerinin buna gre yaratld ve sineklerin vcudunda mikrop tutunamadna dair bilimsel aratrmalarn yaynndan sonra neredilmitir. Risale-i Nur'lardaki bu mecazi, rtk ifadeler okuyucunun merak ve tecesssn tahrik ediyor, okuyucuyu konunun muhtelif anlamlar zerinde odaklanmaya itiyor. Risale-i Nurun Dili ve slubu zerinde buraya kadar ksmen deindiimiz zellikler bu eserlerin Trkiye'de yce Kur'an- Kerim'den sonra en ok satlanlar listesinde yer almasnda nemli bir paya sahip olmaldr. Bu eserlerin bir roman gibi yazlmas da tercih edilebilirdi. Ama bu haliyle kk bir ocuktan bir akademisyene kadar herkes ok eyler anlyor ve her okuyan her defasnda yeni anlamlar kavryor. Hibir Risale-i Nur okuyucusu her eyi btn ynleriyle anladm diyemeyecek kadar derin ve youn anlamlar bu eserlere sktrlmtr.

Muhammed Bozda Aratrmac-Yazar KPR Dergisi

SEKNE DUASI HAKKINDA


Sekine duas hakknda aklama: Risale-i Nurlarda geen Hz.Aliye "Sayfa indirilmesi" meselesi Soru: Risale-i Nurlarda geen Hz.Ali (K.V.)ye Cebrail (AS) den Sayfa indirilmesi olay Ehl-i Snnet anlayna ters

deil midir? O zaman Hz.Ali(K.V)de bir nevi peygamber konumuna ykseltilmi olunmuyor mu? Bir konu hakknda yorum ve tahlil yaparken, o konuyu doru okuyup doru anlamak ve doru bilmek esastr. Bilmedii bir konu hakknda yorum yapmak; su-i zana sebebiyet verir ve o kiiyi Hakknda bilgin olmayan eyin ardna dme; nk kulak, gz ve kalp, bunlarn hepsi ondan sorumludur. (sra,17/36) gerei mesul eder. lgili metin 18.Lemada gemektedir. Bedizzaman Hazretleri bu Lemann nsznde: Risale-i Nur akirtlerine iaret eden Hazret-i Ali'nin (r.a.) bir keramet-i gaybiyesidir. Gizli kalm gayb mhim bir mucize-i Ahmediyeyi (a.s.m.) beyan eder diyerek konunun ncelikle Efendimiz (SAV)in bir mucizesi ve Ben ilmin ehriyim. Ali ise, onun kapsdr."(1) iaretine mazhar Hz.Ali (K.V)nin bir kerameti olarak takdim etmektedir. Soruda sorulan metin u ekildedir; Sonra Hazret-i Cebrail'in, l Nebiyyina (a.s.m.) huzur-u Nebevide getirip Hz. Ali'ye Sekine namyla bir sayfada yazl sm-i zam, Hz. Ali'nin (r.a.) kucana dm. Hz. Ali diyor: "Ben Cebrail'in ahsn yalnz alim's-sema suretinde grdm. Sesini iittim, sayfay aldm, bu isimleri iinde buldum"(18.Lema) Grld zere, Hz.Aliye (K.V.) inen bir Sekineden bahis vardr, yoksa haa- Peygamberane bir vahiyden deil! Bahse konu Sekine, Mecmuat'l-Ahzabta Kaside-i Ercze eklinde gemektedir.(2) Allahn alt sm-i Azam olan Ferd, Hayy, Kayym, Hakem, Adl, Kudds isimleri ile bir dua-y mnacattr. Bedizzaman Hazretleri bu "Sekne" tbir edilen sm-i zamn okunma eklini de yetmi bir yet ile yz yetmi bir defa dim vird edinmeli (Lemalar:Sayfa 425) eklinde dile getirmektedir. tiraz edilen husus; ifadede geen Sekine namyla bir

sayfa ise Sayfadan murat lahi bir ilhamvari mesajdr, yoksa Efendimize (SAV) inen vahiy sayfalar ile kartrlmamaldr. ayet itiraz Cebrail'i(AS) grm olma Keyfiyeti ise, bata Hz.Aie, Hazret-i mer, bni Abbas, same bin Zeyd, mm Seleme, Sad ibni Eb Vakkas gibi pek ok Sahabe, Cebrail (AS)' Dhye veya bir svari veya baka keyfiyette grdklerini ilan etmektedirler.(3) ayet itiraz Sayfann kucana dme keyfiyeti ise, mam Gazali bu hususu veciz bir ekilde aklamtr: "Onlar vahiyle Peygambere (a.s.m.) nazil olduu vakit, mam- Aliye (r.a.) emretti, Yaz; o da yazd, sonra nazmetti."(ualar:635) Konuyu zetlemek gerekirse; Cebrail (AS) Peygamberimizin (SAV) huzuruna geldii vakit, alt sm-i Azaml mnacat duasn, murad- ilahi gerei, lim ehrinin Anahtar Hz.Aliye (K.V.) nazmetmesi iin getirmi, Efendimiz de (SAV) Hz.Aliye Sekineyi bir Kaside eklinde dzenlemesi iin bildirmitir. Murad- lahi , nazmetme ilevini Hz.Alinin yapmas istediinden, Bedizzaman Hazretleri Hz. Ali'nin (r.a.) kucana dm eklinde belirtmektedir. Sekine hakknda Kuran- Kerimde geen; M'minlerin kalplerine, imanlarna iman katp-arttrsnlar diye, Sekine(gven duygusu ve huzur) indiren O'dur. (Fetih Suresi, 4) Ayetin tefsirinde Elmal Hamdi Yazr; Hz. Ali'nin Sekine ile neyi kast ettiini yle aklamaktadr: "Sekne mminin kalbine sakin olup onu gvenli klan melektir." Sekine ifadesini pek ok Hadis-i erifte de grmek mmkndr : Bir zat Kehf suresini okuyordu. Yannda da iki uzun iple bal olan at duruyordu. Derken etrafn bir bulut kaplad. Ve bu bulut ona yaklamaya balad. At da bu durumdan huysuzlanmaya, rkmeye koyuldu. Sabah olunca adam Resulullah (sav)'a gelip vak'ay anlatt. Hz. Peygamber (sav) ona u aklamada bulundu: "Bu sekine idi, Kur'an iin inmiti"(4)

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir grup, Kitabullah' okuyup ondan ders almak zere Allah'n evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka zerlerine sekine iner ve onlar Allah'n rahmeti brr. Melekler de kanatlaryla sararlar. Allah, onlar, yannda bulunan yce cemaatte anar."(5) Ben ehadet ederim ki Ebu Hreyre ve Ebu Said (ra) Resulullah (sav)'n yle sylediine ehadet ettiler: "Bir cemaat oturup Allah' zikrederse, mutlaka melekler etraflarn sarar, Allah'n rahmeti onlar brr, stlerine sekine iner ve Allah onlar yannda bulunan (byk melek)lere anar."(6) Netice olarak, Hz.Alinin Sekine mahiyetinde sm-i Azam duasn nazmetme keyfiyetine mazhar olmasnn Ehl-i Snnet perspektifinde bir sakncas yoktur. Bu Hz.Aliye inen bir vahiy deildir, Efendimiz (SAV)e inen smi Azam duasnn, Hz.Aliye bildirilerek onun nazmetmesidir. Muhterem Fethullah Glen Hocaefendi de buna isnaden olsa gerek, Sekine insann u ekilde tarif etmektedir: Sekneye mazhar bu henk ve huzur insan, davranlar itibriyle vakr, emniyet telkn edici, inandrc ve cidd, i lemi itibriyle ve Allahla mnsebetleri asndan da temkinli, dikkatli, benlik, olpalk ve atahat dncesinden uzak ve bektiyne hezeyanlara kar da hep kapaldr. Her vridat ve her inirh veren esintiyi Ondan bilir, edep ve kranla iki bklm olur, her huzursuzluk ve tatminsizlii de mahiyetindeki boluklarla irtibatlandrr, kendini sorgular ve nefsiyle hesaplar.(7) (1) Tirmiz, Menkb: 20; el-Hakim, el-Mstedrek, 3:126 (2) Ahmet Gmhanevi Hazretleri, Mecmuatul Ahzab , Sayfa 582-597. (3) Buhr, Fedill-Eshb: 30; el-Heysem, MecmeuzZevid, 9:276-277; Ahmed bni Hanbel, Fedils-Sahbe

(tahkik: Vasiyyllah), no. 1817, 1853, 1918; Msned, 1:212; el-Askaln, el-sbe, 1:598. ; Buhar, Maz: 18, Libas: 24; Mslim, Fedil: 46, 47, no. 2306; Kad Iyz, eif, 1:361. ; Buhar, mn: 37; Mslim, mn: 1-7. (4) Buhari, Fedailu'l-Kur'an 11; Mslim, Msafirin 240, 241, (795); Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 6, 2887 (5) Ebu Davud, Salat 349, 1455 (6) Mslim, Zikr 39, (2700); Tirmizi, Da'avat 7, (3375) (7) Sznt, Nisan 1991, Cilt 13, Say 147

SIRAYLA DEL BRLKTE


Cenb- Hakkn, yaratma, hayat verme, ekillendirme gibi ok lh fiilleri vardr. Bunlarn her birinin icraat klldir; yani o fiile muhatap olan fertlerin tmnn ileri, srayla deil, birlikte grlr. rnek olarak, rzk verme fiilini alalm. Bu fiil klldir; rzklanan her canl ise o fiile mazhar olmu czi bir ferttir. Bu gn bir milyon alt yz bin olarak belirlenmi bulunan hayvan trlerinin btn rzklarnn birlikte verildii aka grlyor ve biliniyor. Bitkilerin de rzklar dnldnde bu say ok daha artyor. Bu kadar ok muhtacn beraber rzklandrlmasn insan akl almyor. nk, insan ancak birka misafir arlayabiliyor. Misafir says ok olunca, onlar farkl saatlerde yahut ayr gnlerde arlama yoluna gidiyor. Bu misafirlerin damak zevklerinden, shhat durumlarna kadar ok farkllklar varsa hepsini memnun etmekte byk sknt ekiyor. Bu konudaki aczini grerek, Allahn bu kadar farkl canly birlikte nasl rzklandrdn aklna stramyor. Allahn btn sfatlar hem muhit, hem klldir. Muhit; ihata eden, tamamn kaplayan, tmn kapsayan demektir. lh sfatlarn hepsi muhittir, yani btn mahlukat kuatmtr.

Kll ise, lh sfatlarn varlk leminin tmnde birlikte icraat yapt manasna gelir. Bilindii gibi, insann iradesi czidir, yani insan bir anda ancak bir ey irade edebilir. Dolaysyla kudretinin icraat da czi olur ve insan bir anda ancak bir ile uraabilir; onu tamamladktan sonra ikincisine balar. Mesel, insan bir anda iki cmle sylemeyi irade edemedii iin, iki cmleyi birlikte konuamaz. ki ayr yne birlikte bakamad iin, iki yne birlikte yryemez. lh sfatlarn icraatlar ise klldir. Allahn iradesi klldir, sonsuz ileri birlikte irade eder. lmiyle her eyi birlikte bilir. Kudretiyle sonsuz varlklar birlikte yaratr. Muhit ve kll kavramlarna mahlukat leminden bir rnek: Atmosfer, yer yzndeki btn canllar kuatm, ihata etmitir. Havann sadece kan temizleme grevine bakalm: Cierlerin hepsinde kan temizleme fiilini birlikte yapar. Nur Klliyatnda, sonsuz ilerin birlikte ve gayet kolay yaplmasn akla yaklatrmak zere yle bir kaideye dikkat ekiliyor: Bir tek zt, muhtelif merya vastasyla kllyet kesbeder. Cz'-yi hakik iken, umum uunata mlik bir kll hkmne geer. Szler, On Altnc Sz Yani, bir tek ahs, kendisi czi bir fert olduu halde, farkl aynalar yoluyla kllleir, bir anda ok iler grebilir. Bunun, gnmzde en ak rnei televizyon programlardr. Orada konuan bir tek ahstr, her ekran bir ayna kabul edilirse, o konuma milyonlarca farkl meknda, farkl kiilerce seyredildiinde, o ahs sanki kllyet kazanm, milyonlarca ahsa birlikte hitap etmitir. Bir limin eserlerini de onun ilminin birer aynas olarak kabul edebiliriz. O tek ahs, kitabn okuyan her kiiyle sohbet etmi gibi olur ve sohbeti klliyet kazanr. stat Bedizzaman hazretleri bir tek ztn, muhtelif aynalar

vastasyla klliyet kazanmasna gnei misl olarak veriyor. Gne tek bir varlktr ama, effaf eylerdeki tecellileri saylamayacak kadar oktur. Yeryzn akisleriyle doldurur. Aya k vermesi bir iekle ilgilenmesine engel olmaz. Denizlerden, damlalardan, btn gzlere kadar saysz eyada tecelli eder; onlar zerinde i grr. Buna bitkiler lemini de kattmzda, gnein bir anda birbirinden farkl sonsuz denecek kadar ok ii birlikte yaptn hayretle grrz. Bu harika misli, yle deerlendirmemiz gerekiyor: Nur isminin kesif bir glgesi olan Gne, bir anda bu kadar farkl icraatlar kartrmadan, yorulmadan, byk-kk fark etmeden,, yaparsa, elbette onu yaratan Allahn bu varlk lemindeki icraatlar son derece kolay olur, bir i bir ie mani olmaz, byk-kk, yakn-uzak fark sz konusu deildir. nsanolu, lh kudretin ayr ayr ve sonsuz ileri birlikte nasl grdn dnrken kendi czi iradesini l kabul etmek yerine, gnee bu nazarla baksa ok nemli mesajlar alacaktr. Allah, btn lemleri birlikte terbiye etmekte ve kemale erdirmektedir. ekirdei terbiye ederek aa yapt gibi, yumurtay terbiye edip ku yapyor. Kinat da bir ilk noktadan itibaren alt devrede terbiye edip u hazr hale getirmi bulunuyor. Bu hakikati kinatn bir kk misli olan insanda da grebiliyoruz. Onda da bu kll icraatn ok rnekleri grlyor. Gz ile kulan, akcierle karacierin terbiyeleri birbirinden farkl olduu gibi, alyuvarla akyuvarn da terbiyeleri farkllk gsteriyor. te btn bu farkl terbiyelerle insan bedeni, btn fonksiyonlarn en iyi ekilde yerine getirecek bir mkemmellie kavuuyor. nsan, kendi aczini l aldnda bu kadar ok ve birbirinden farkl terbiye fiilinin birlikte nasl gerekletiine akl erdiremiyor.

Zaten, Allaha erik komann temelinde de bu yanl deerlendirme yatyor. Allahn rububiyeti umumdir, yani her eyi bizzat O terbiye etmitir. Rabbl-lemn ismi bize bu dersi vermektedir. Bu lh terbiyede yardmclara yer yoktur. Zira, yardmc diye tevehhm edilecek her ne varsa, tm mahlukturlar. Mesel, meyvelerin terbiyesinde aalar lh kudrete ve hikmete yardmc deillerdir. Zira, onlar da yaratlm, terbiye edilmi ve bu hizmetle grevlendirilmilerdir. Meyve iin aaca ihtiya olmadnn en ak delili, ince bir saptan, aa olmakszn, karlan karpuzlar ve kavunlardr. te gnein bu kadar ok ve klli ileri birlikte ve yardmcsz yapt, btn eyay birlikte aydnlatt ve stt, btn bitkilerin imdadna yine bizzat kendisinin kotuu dnlrse, lh icraatlarn birlikte ve yardmcsz yapldna ok gzel bir rnek yakalanm olur.

Sivrisinekler ve Beslenmeleri
Sivrisinekler, bilhassa bizim gibi scak veya scaa yakn lk bir iklime sahip lkelerde eitli ekillerde kendini hissettiren bir mesele olagelmilerdir. Biz bu yazda sivrisinekler hakknda ksa ve umum bir malumat verip daha ok beslenmeye dnk faaliyetleri zerinde duracaz. Yaklak olarak bin tr sivrisinek bulunmaktadr. Isrmalar olduka rahatsz edicidir. nsanlar kartabilmekle beraber ou zararszdr. Ancak 100 kadar sivrisinek tr insanlar iin kesin olarak zararl hususiyettedir. Stma, San Humma ve baz parazitik hastalklar (Filariasis) insanlara sadece belirli trde sivrisineklerin srmasyla gemektedir. Sivrisinekler bcekler snfndandr. Umumiyetle bir cm

uzunluunda narin vcutlar aerodinamik (havada harekete uygun) bir yapdadr. Alt ayaklan vardr. Vcudunun balca blmleri hortum, ba ve karndr. Halk arasnda "ine" denilen hortum, aslnda basit bir rnga olmayp mkemmel bir ekilde yaplm bir makine parasna benzeyen komplike (karmak) bir beslenme cihazdr. Hortum ban n tarafndan kar; tyl., yumuak yapl st ksmna dudak (Labium) denir. Hortumun ucunda labella denilen duyarl, tyl, iki blm (lob) bulunmaktadr. Dudan iinde U eklinde bir boluk bulunmakta ve bu bolukta fasikl denilen ve sivrisinein sokmas srasnda deriye giren minicik bir organ demeti yer almaktadr. Fasikl veya yaygn adyla ine kann emildii ters evrili bir oluk eklinde olan bir st blm (labrum), bams iki altene (mandible), rerinde destere dilerine benzeyen kk kntlar bulunan iki st ene (maxilla) ile taban meydana getiren ve iinde tkrk kanal bulunan dzlemi bir alt yutaklar (hyopharynx) ibarettir. Btn bu paralar birbirine olduka kuvvetli bir ekilde yaptrlm gibi bir arada bulunmaktadr. Fasikl hem delici alet hem de besin kanal vazifesini grmektedir. Hortumun hemen stnde tyl, ksa iki ene duyargalar (maxillary palp) bulunmaktadr. Bata ise olduka geni bir alan kaplayan ve bu suretle de sivrisinee ok geni bir sahay grme imkn veren petek gzler yer almakta, bu gzlerin biraz altndan ise duyarl kllarla kapl iki anten kmaktadr. Antenler bir nevi burun vazifesi yapan, sivrisinek iin ok mhim organlardr. Karn ise birbiri zerinde kiremit gibi oturmu d iskelet vazifesi gren kitin levhalarla kapldr. Hemen hortumun bittii yerde azn balangcndaki bir pompa fasikl (ine) tarafndan emilen besini daha byke, fanus eklindeki bir baka blme, yani yutak pompasna {pharyngeal pump) aktarmaktadr. Pompada bulunan ince tylerin geen svnn miktarn lt ve daha baka organcklarn da bu svnn cinsini, yani kan m yoksa ekerli su mu olduunu tespit ettikleri ileri srlmektedir. Yutak pompas (pharyngeal pump) sivrisinein boynundaki ksa yemek borusuna almaktadr. Yemek borusu da srt keselerine (dorsal sac) kursaa veya kaln bir kapak vastasyla dorudan doruya mideye (midgut = orta barsak) almaktadr.

Sivrisineklerin anatomilerine ksaca temas ettikten sonra imdi de beslenme faaliyetlerinden bahsedelim. Henz bir gnlk iken yavru, yumurtann ansn yemektedir. Larva (kurtuk) halinde ise iinde bulunduu suyu szerek burada bulunan bakteri, iek tozu (polen) ve tek hcreli bitkiler gibi besinleri yemektedir. Larva, zamann yaklak olarak % 95'ini suyu szp i in de kilerin i yemekle geirmektedir. Sivrisineklerin pis sularn bulunduklar blgelerde ok abuk oalmalarnn sebebi de bu sularda larvalara besin vazifesi gren bakterilerin sonsuza yakn sayda olmasdr. Gen, erikin bir sivrisinek haline gelmeden nceki pupa devresinde yavru, suyun st seviyesine yapk olarak yzmekte ve zerine herhangi bir glge dtnde bir nevi savunma refleksi olarak derhal dibe dalmaktadr. Pupa devresinde az ve ans kapandndan dolay sivrisinek yavrusu dardan beslenmek veya artk maddeleri dar atmak gibi faaliyetlerde bulunamaz. Fakat bu yzden ounun ld zannedil memelidir. nk larvann midesi (midgut = orta barsak) yeni teekkl eden normal sivrisinek midesinin ortasnda kalarak bu yeni midenin ilk besinini tekil etmektedir. Bu srada hayvann emmee balad normal hava mideye giderek iirmekte ve bylece meydana gelen kaldrma kuvveti de pupa devresinden gen, erikin sivrisinek devresine geii kolaylatrmaktadr. Gen sivrisinek pupa devresinden kar kmaz hemen karnn doyurmaya almamakta, diplerinde iek, ekerli su ve hatta insan bile olsa ilk 24 saat iinde herhangi bir beslenme faaliyetinde bulunmamaktadr. 24 saat kadar sonra ise birdenbire alarma geip yiyecek aramaya balamaktadr. A sivrisinekler her ne kadar ekerli su ile karnlarn duyurabilmekte iseler de ekerli su ile kan arasnda bir tercih yapmak durumu ile kar karya kaldklarnda dii sivrisinekler daima kan, erkek sivrisinekler ise daima ekerli suyu tercih etinektedirler. Erkek sivrisinekler de insann cazibesine kaplp deriye konabilir, zerinde gezinebilir ve hatta hortumunun ucuyla deriyi yoklayabilirler. Ancak katiyen deriyi delip kan emmeye teebbs etmezler. Diilerin de sadece erikin olanlar kan

aramaktadr. Baz sivrisinek trlerinin diileri de insan yerine hayvanlarn kann tercih etmektedirler (memeliler, kular, srngenler ve hatta dier bcekler). nsan hayrete dren bir husus da ekerli su emmi olan dii bir sivrisinein artk 3 saat kadar bir mddet kan aramamasdr. Bu mddet zarfnda sivrisinein kana, zellikle de insan kanna ynelmesini engelleyen mekanizmann ne olduu henz bilinmemektedir. Sivrisinekler ekerli su ararken rastgele hareket etmedikleri, iekleri birbirlerinden ayrt edebildikleri ve sadece belirli trde ieklerin bal zlerini topladklar tespit edilmitir. Bu yzden, sivrisinekler beslenmeleri srasnda baz bitki trlerinin tozlamalarm da salam olmaktadrlar, Sivrisineklerin grme kabiliyetleri iyi olmakla beraber onlar insana celbeden unsur, daha ziyade insann kendine has kokusudur. Koku, sivrisinein antenlerin de ki hassas duyu organcklar vastasyla alnmaktadr. Antenleri kesilmi olan a, bir dii sivrisinein insann eli zerine konulduu zaman kan emmek iin herhangi bir teebbste bulunmad grlmektedir. Hangi tip kokularn ekici olduklar tam olarak bilinmemekle beraber laktik asid, sabom, amino asidler, karbondioksit, scaklk, nem ve hareketli uzuvlarn sivrisinekleri cezp etmekte mhim tesirleri olduklar ileri srlmektedir. Yaplan deneylerden elde edilen neticeler, sivrisineklerin lk eli souk veya ok scak bir ele, kuru eli de slak bir ele tercih ettiklerini; ancak sadece souk bir el bulduklarnda bu eli reddetmediklerini de gstermitir. Birok kiinin bulunduu bir odada sivrisinekler pek ahs ayrm yapmamakta ve en yakndaki insan eline ynelmektedirler. Bir sivrisinek iki kimseye eit uzaklkta olduunda tereddtte kald da grlmektedir. Sivrisineklerin insan kokusunu, daha dorusu kendilerini cezbeden maddelerin kokularm, camn arkasndan bile hissedebildikleri de tesbit edilmi bulunmaktadr. Sivrisinein beslenme faaliyeti anten ve gzleri yardmyla yakn mesafede besin bulunduunu anlamasyla balar. Sivrisinek setii hedefe ku uuu eklinde deil de dolambal, kavisli bir

uu hareketi ile yaklamaktadr. Harekete gemesi ile hedef setii yere konmas yaklak olarak 5-30 saniye srmektedir. Ayaklarndaki duyu organlar ile besinin scakl veya eker konsantrasyonu (younluu) ile ilgili bilgiler edinebilmektedir. Duyu organlar yeteri kadar uyarldklar zaman sivrisinei hortumunu indirmeye evk ederler. Hortumun ucunda bulunan tyler ekere, belki de eitli tuzlar ile ATP'ye dokunmaya kar hassastrlar. Hortumun ucu ekere dokunduunda sivrisinekte ekerin trne ve konsantrasyonuna bal bir tepki meydana gelmektedir. ekerin konsantrasyonu ne kadar fazla ise sivrisinekler o kadar ok holanmaktadrlar. Sivrisinek deriyi delmeye balamadan nce hortumunun iki yannda bulunan duyu organlarn (ene dokungalar) hortumla yaklak 75 derecilik bir a yapacak ekilde kaldrd iin bir sivrisinein deriyi ne zaman delmeye baladn tahmin etmek kolaydr. Fasikl dediimiz delici cihazn, basit ifadesi ile inesinin, yansn sokup kan emmeye balayacak hale gelmesi yaklak olarak 50 saniyeye; kan emmesi ise ayet bazar da ldrlerek- mani olunmad takdirde yaklak 150 saniye (2,5 dakika) kadar srmektedir. Fasikln karlmas ise daha ksa srmektedir (5 saniye kadar). Ancak gerek sokma gerek karma esnasnda hastabakclar gibi dorusal bir hareket sz konusu olmamakta, daha ileri bir teknikle fasikl dz deil de ileri-geri hareketlerle girip saa-sola salnmalarla kmaktadr. Baz sivrisinekler deriye tkrk salglamakta ve bylece de emilme srasnda kann phtlamasn nlemektedirler. Tkrk, alt yutak (hypopharynx) kanalyla aktlmaktadr. Bununla beraber tkrk kanallar kesilen sivrisineklerin yine de kan emebildikleri grlmtr. ekerli bir sv emildiinde ciberial pompadaki alc organcklar bu svnn kursaa gitmesini salarlar. Kursaktaki sv arada srada azar azar karlp mideye gnderilir. Oysa kan emildii zaman liberal pompadaki alclar muhtemelen bir mesaj gndermek suretiyle beynin mideye giden kapa amasn salamaktadrlar. Bylece kan kursa atlayarak doruca mideye (midgut) gemektedir. Sivrisinein kamnn dolduu, karnda bulunan alclarn gerilmesi suretiyle karn siniri kordonu tarafndan beyine bildirilir ve bylece de emilme kesilip fasikl karlr.

Sivrisinein alt aya birden kesildiinde genellikle beslenmeyi baaramamaktadr. ayakla beslenmesini, srdrebilmekte; bir veya iki aya kaldnda ise mucitlik kabiliyetini gstererek kamn ve kanatlarndan birini destek yaparak beslenmeyi baarabilmektedir. Sivrisinek srmasnda kantya sebep olan faktr tam olarak bilinmemektedir. Ancak, ngiliz aratrmac Dr. Gillett kantnn srmadan 3 dakika sonra baladn ortaya koymutur. Kant umumiyetle bir saat kadar sonra sona ermektedir. Bununla beraber arada bir tekrar balayp gnlerce devam ettii de vakidir. Kant alerjik olup iddeti kiiden kiiye, yaa, cinsiyete, srlma saysna, srlmalar aras zaman aralklarna, sran sivrisinein tr ve yana, sivrisinein fasikln (ine) tam olarak doyuncaya kadar tutup tutmadna bal olarak byk lde deimektedir. Sivrisinein sokma srasnda deriye ifraz ettii tkrk vastasyla protozoa ve virsler vcuda geebilmektedir. Fakat bu srada daha ziyade, daha iri olan flarial kurtuklarn ine yaras yoluyla kan emilen canlya getikleri grlmektedir. Aedes Aegypti parlak gmms rengi ve siyah izgileriyle kaplam andran bir grne sahip bir sivrisinek trdr. Bu sivrisinekler san humma dhil birok hastal tayabilmektedir. Bu trn diileri insan kann tercih etmektedirler. nsan ne kadar ok "sevdikleri" bir insan eline kk, parlak san renkli, scak bir civcivi alp san hummaya sebep olabilen bu sivrisineklerin bulunduu bir odaya girdiinde btn sivrisineklerin doruca insana ynelmelerinden anlalabilir. Sivrisineklerin beslenme faaliyetleri bir trden dierine ok deimektedir. San humma sivrisineinin (Aedes Aegypti) beslenmesi dier trlerden ok daha iyi bilinmektedir. nk bu sivrisinekler insan hissettiklerinde ok abuk ve homojen bir ekilde reaksiyon gsterirler. Dier trlerin reaksiyonlar ise yava

olmaktadr. . Kapal bir sahada, normal ev sivrisineklerinin (Culex) davranlar o kadar dzensizdir ki bu trler hakknda aratrma yapmak ok zor olmakta, hatta akntya krek ekmekten farkszdr. Kapal bir sahada -mesela bir odada- bulunan dii ev sivrisineklerinden sadece bir-ikisi insan derisine konup kendine gre deriyi aratrabilmektedir. Ev sivrisineklerinin baz rklarnda diilerin alktan lseler bile (laboratuar aratrmalaryla) katiyen insan kan emmedikleri grlmtr. Sivrisineklerin nasl beslendiklerini ortaya kararak elde edilen bu bilgilerle, sivrisineklerin insanlar rahatsz etmelerinin, hastalk yaymalarnn nasl nlenebileceini gstermek iin yaplmas elzem olan daha birok i vardr. nsan sivrisineklere baknca bunlarn, henz tek-tk grebildiimiz kompterli (elektronik beyin veya bilgisayar) pilotsuz uaklardan ne kadar daha ileri bir teknie sahip olduklarn hayretle grerek byk bir limin "Sivrisinekteki sanat- ilahi fildekinden ok olmasa da az da deildir" deyiini daha iyi idrak etmekte ve Yaratc'nn sanat karsnda byk bir huu iinde eilmekten kendini alamamaktadr.

SORU VE CEVAPLARLA RSALE- NURDA MEHDYET


1. Risalelerde Mehdilik hakikati ve mehdinin geleceine dair genel anlamda bir bilgi var mdr ve nasl ifade edilmitir?

Evet vardr ve zet olarak yle ifade edilmitir: Cenb- Hak, keml-i rahmetinden, eriat- slmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad- mmet zamannda bir muslih veya bir mceddid veya bir halife-i zan veya bir kutb-u zam veya bir mrid-i ekmel veyahut bir nevi

mehd hkmnde mbarek zatlar gndermi, fesad izale edip milleti slah etmi, din-i Ahmedyi (a.s.m.) muhafaza etmi.(1) her zaman, her asr, kuvve-i mneviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak Mehd mnsna muhtatr. Bu mnda her asrn bir hissesi bulunmak lzmdr.(2) Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, vahye istinaden, herbir asrda kuvve-i mneviye-i ehl-i iman muhafaza etmek iin, hem dehetli hdiselerde yese dmemek iin, hem lem-i slmiyetin bir silsile-i nuraniyesi olan l-i Beytine ehl-i iman mnev raptetmek iin Mehdyi haber vermi.(3)

2. Peki Risalelerde ahir zaman Mehdisinin varl ve gelecei hakknda bir bilgi var mdr ve bu nasl ifade edilmitir?

Evet vardr ve yle ifade edilmitir: hirzamann en byk fesad zamannda, elbette en byk bir mtehid, hem en byk bir mceddid, hem hkim, hem mehd, hem mrid, hem kutb-u zam olarak bir zt- nuranyi gnderecek ve o zat da ehl-i beyt-i Nebevden olacaktr(4) hirzamanda Hazret-i Mehd geleceine ve fesada girmi lemi slah edeceine dair mteaddit rivyt- sahiha var.( 5) Sfyan namnda mthi bir ahs, ehl-i nifakn bana geecek, eriat- slmiyenin tahribine alacaktr. Ona kar, l-i Beyt-i Nebevnin silsile-i nuransine balanan ehl-i velyet ve ehl-i kemlin bana geecek, l-i Beytten Muhammed Mehd isminde bir zt- nuran, o Sfyann ahs- mnevsi olan cereyan- mnafkaneyi ldrp datacaktr.(6)
3. Ahir zaman Mehdisinin dier Mehdilerden bir fark olup olmad Risalelerde ifade edilmi midir?

Ahir zaman Mehdisinin dier Mehdilerden fark risalelerde yle ifade edilmektedir:

Byk Mehdnin ok vazifeleri var. Ve siyaset leminde, diyanet leminde, saltanat leminde, cihad lemindeki ok direlerde icraatlar olduu gibi(7) Mehd-i Resuln temsil ettii kuds cemaatin ahs- mnevsinin vazifesi olduu(8) Geri her asrda hidayet edici, bir nevi Mehd ve mceddid geliyor ve gelmi. Fakat herbiri, vazifelerden birisini bir cihette yapmas itibaryla, hir zamann Byk Mehd unvann almamlar.(9) Yukardaki ifadelerden anlalan odur ki, mmetin bekledii ahir zaman Mehdisinin daha evvel gelen mehdilerden fark, her adan nderlik etmesidir. man, ilim, siyaset, diyanet gibi temel konularn hepsinde rehber olacaktr. Mesela, mer bin Abdulaziz gibi bir zat daha ok siyasi alanda mmete liderlik ederken, Abdulkadir Geylani ve mam Gazali Hazretleri gibi zatlar ilmi alanda rehberlik etmilerdir. Ancak ahir zaman Mehdisinde bunlarn hepsi bir arada bulunacaktr. Temsilde hata olmasn, nasl ki, Ahir Zaman Peygamberi Hz. Muhammed (asv) dier peygamberlere gre her alanda rehber bir peygamberdir. Hem alim, hem komutan, hem devlet reisi olmu, itimai ve iktisadi alanlarda rehberlik etmitir. Aynen yle de Ahir Zaman Peygamberi (asv)in talebesi olan Ahir Zaman Mehdisi de ona bir derece benzeyecektir ve onun misyonunu ahir zamanda temsil edecektir denilebilir. Yani kendisinden nce gelen mehdilerin tm vazifelerini, temellerini ataca Mehdiyet kurumu ile gerekletirecektir.

4. Ahir zamanda gelecek olan Mehdi bir ahs mdr, ahs manevi midir? Risalelerdeki ifadeleri gsterebilir misiniz?

ncelikle Risalelerde geen ilgili birka ifadeyi buraya alalm ve sonra ksa bir deerlendirme yapalm:

hirzamanda Hazret-i Mehd geleceine ve fesada girmi lemi slah edeceine dair1mteaddit rivyt- sahiha var. Halbuki u zaman cemaat zamandr, ahs zaman deil. ahs ne kadar dhi ve hatt yz dahi derecesinde olsa, bir cemaatin mmessili olmazsa, bir cemaatin ahs- mnevsini temsil etmezse, muhalif bir cemaatin ahs- mnevsine kar malptur( 10) Mehd-i l-i Resuln temsil ettii kuds cemaatinin ahs- mnevsinin vazifesi var... (11) Hazret-i Mehdnin cemiyet-i nuraniyesi, Sfyan komitesinin tahribat rejim-i bidakrnesini tamir edecek, Snnet-i Seniyyeyi ihy edecek...(12) Hem bu vezifi birden bir ahsta, yahut cemaatte bu zamanda bulunmas ve mkemmel olmas ve birbirini cerh etmemesi pek uzak, det kabil grlmyor. hirzamanda, l-i Beyt-i Nebevnin (a.s.m.) cemaat-i nuraniyesini temsil eden Hazret-i Mehdde ve cemaatindeki ahs- mnevide ancak itima edebilir.(13) ehl-i velyet ve ehl-i kemlin bana geecek, l-i Beytten Muhammed Mehd isminde bir zt- nuran, o Sfyann ahs- mnevsi olan cereyan- mnafkaneyi ldrp datacaktr.(14) Yukardaki ifadelerden de anlald gibi, Mehdi, bir cemaati, cemiyeti temsilen ortaya kacak ve fikri alt yapsn oluturaca ve tesis edecei bir cemaatle, bir cemiyetle hizmet edecektir. ahsndan kaynaklanan harikalar veya olaanst meziyetlerden ziyade, cemaatin ahs manevisi ile baar elde edecektir. Zira Deccal ve sfyan da birer ahs deil, ahs manevi olan birer cemiyet olarak tahribat yapacaklardr. Yukardak geen: o Sfyann ahs- mnevsi olan cereyan- mnafkane cmlesinde Deccalizm ahs manevi olarak ifade edilirken, ona kar mcadele edecek olan Mehdi de bir cemaatin bana geerek mcadele edecei: ehl-i velyet ve ehl-i kemlin bana geecek, l-i Beytten Muhammed Mehd

cmlesi ile ifade edilmitir. Baka trl de beklenemez, Bir cemaate kar bir ahsn tek bana mcadele etmesini beklemek ne kadar doru olabilir? Kfr cephesini; Sfyann ahs- mnevsi temsil ediyorsa, bununla mcadele edecek iman cephesini de Mehdilik ahs manevisi temsil etmeli deil mi? Kastamonu Lahikasnda geen u tespite sizlerde hak vereceksinizdir: Ehl-i imana hcum eden ehl-i dallet, bu asr cemaat zaman olduu cihetiyle, cemiyet ve komitecilik mayasyla bir ahs- mnev ve bir ruh u habs olmu, Mslman lemindeki vicdan- umum ve kalb-i kllyi bozuyor.(15) Ehli imana saldranlar komitecilik ve cemiyet ruhuyla bir ahs manevi oluturup saldrrsa, buna kar nasl bir cephe oluturmak gerekiyor acaba? Dmann silah ile silahlannz emri Nebevisini en muhta olduumuz bir zamanda kulak ard etmek, malubiyeti peinen kabul etmek demektir. Nitekim Mslmanlarn imdiki malubiyetinin nedenini, Bedizzaman da bu zaviyeden bakarak: Senin imdilik malbiyetinin bir sebebi, bir cemaate ve bir ahs mneviyeye kar bir neferi gndermenizdir. (16) Tespiti ile cevaplamaktadr. Ayrca diyor ki: Bu zaman, ahs- mnev zaman olduu iin, byle byk ve bk hakikatler, fni ve ciz ahsiyetlere bina edilmez.(17) ahs maneviden maksat, tzel kiiliktir, cemaatir. Nitekim Nur risalelerinde sk sk ahs manevi olan cemaat nazara verilmektedir, yle ki: Zaman cemaat zamandr, ahs zaman deil. ahs ne kadar dhi ve hatt yz dahi derecesinde olsa, bir cemaatin mmessili olmazsa, bir cemaatin ahs- mnevsini temsil etmezse, muhalif bir cemaatin ahs- mnevsine kar malptur...(18)

Bu zaman, cemaat zamandr. Ferd ahslarn dehas, ne kadar harika da olsalar, cemaatin ahs- mnevsinden gelen dehasna kar malp debilir.(19) Bu zaman cemaat zamandr. Ehemmiyet ve kymet, ahs- manevye gre olur. Madd ve ferd ve fni ahsn mahiyeti nazara alnmamal.(20) te btn bu ifadeler bize mehdinin tek bana deil, bir cemaatin bana geerek, cemaatle hizmet edecei, cemaati ynlendirecei ve dolays ile mehdiliin cemaate yansyaca gerei, mehdiyetin bir ahs manevi olduu sonucuna gtrmektedir. Cephede savaan bir ordunun banda bir komutan vardr, ama baar btn ordunundur ve ancak ordu ile salanabilir. Cephede savaan yalnzca komutan deildir, ahs manevi olan ordudur. Nitekim eski zamanlarda ahs n plana kmasna bedel, asrmzda ahs manevi n plana kmtr. Bir kral veya padiaha bedel, meclislerin ve parlamentolarn devletleri idare etmesi, i sahiplerinin deil, irket isimlerinin n plana kmas ve izm le biten akmlarn ortaya kmas gsteriyor ki, asrmz ahs manevi asr, kurum ve tzel kiiliin nclk ettii bir asrdr. Ateizm, komnizm, sosyaliz gibi ahs manevi olan dmanlara kar bir ahs ne kadar harika ve dahi de olursa olsun, kar koyamayaca ortadadr. ahs maneviye kar ancak ahs manevi ile mukabele edilecei gerei, mehdiyetin de bir ahs m, yoksa ahs manevi mi sorusun net cevap vermektedir.

5. Ahir zaman Mehdisinin vazifesinden bahsettiniz; bu vazifeler Risalelerde aklanm mdr, nasl?

Ahir zaman Mehdisini vazifesi risalelerde yle aklanmaktadr: Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutuyla ve maddiyun ve tabiiyyun tunu, beer iine intiar etmesiyle, her eyden evvel

felsefeyi ve maddiyun fikrini tam susturacak bir tarzda iman kurtarmaktr... kinci vazifesi: Hilfet-i Muhammediye (a.s.m.) unvanyla eir-i slmiyeyi ihya etmektir. lem-i slmn vahdetini nokta-i istinad edip beeriyeti madd ve mnev tehlikelerden ve gazab- lhiden kurtarmaktr... nc vazifesi: nklbt- zamaniye ile ok ahkm- Kurniyenin zedelenmesiyle ve eriat- Muhammediyenin (a.s.m.) kanunlar bir derece ttile uramasyla, o zt, btn ehl-i imann mnev yardmlaryla ve ittihad- slmn muavenetiyle ve btn ulema ve evliyann ve bilhassa l-i Beytin neslinden her asrda kuvvetli ve kesretli bulunan milyonlar fedakr seyyidlerin iltihaklaryla o vazife-i uzmy yapmaya alr(21)

6. Ahir zaman Mehdisinin bu vazifesini birer cmle ile aklar msnz?

Birinci vazife, imann esaslarn inkar eden zararl akmlara, deccalizme kar asrn idrakine uygun bir tarzda mcadele etmek ve iman hakikatlerini ispat etmektir. kincisi vazife, imann salamlatran mminler, imanlarnn gereini hayatlarnda ve yaamlarnda temsil etmek isteyeceklerdir. Bu imkan temin edilerek eairi slamiye bir bir ihya edilecektir. nc vazife olarak da, ahkam Kuraniye, eriat Muhammediye tesis edilecektir ve hkmferma olacaktr. zetle; iman, hayat, eriat olarak isimlendirilen ayr dnemin ihyas ve icras sz konusudur.

7. yle anlalyor ki, bu vazife bir anda olmayacak ve muhtemelen uzun bir zaman alacaktr. Mehdiyet ahs manevisinin mmessili ve ncs olan Zatn mr bu vazifeyi yapmaya yeter mi?

Mehdiyeti sadece bir ahsa indirgeyip ve sadece bir kiiye tahsis ettiimizde, bu soru hakl olarak kafamz kurcalayacaktr. Ama yukardaki ifadelerden ve Risalelerdeki alntlardan da anlald ki, Mehdi ahs manevi olan bir kurumu, yani Mehdiyeti temsil etmektedir. Mmessil olan Mehdinin mr yetmeyebilir, ancak Mehdinin oluturduu ve temelini att bir tzel kiilik olan ahs manevinin mr, yani mehdiyetin mr devletlerin mr gibi uzun olacandan dolay bir eliki sz konusu olamaz. Mehdi ile Mehdiyeti i ie dnmek durumundayz. Orduyu temsil eden bir komutan, ordunun dnda deildir. Ordu denildiinde, iinde en kk er ile bandaki komutan birlikte akla gelir. Komutann icraat ordunun icraat sayld iin ordu hesabna geer. Ayn ekilde ordunun baarlar ve icraatlar da komutann baars ve icraat saylr. Hele o komutan ordunun alt yapsn, temelini kendisi oluturmusa, sradan bir komutandan te, orduya bir isim bir alem olmusa, vefat etse bile ordunun baarlar onun hesabna geecei iin kendisi yapm gibi kabul edilir. Risalelerde geen u ifadeleri okuyalm, konumuz daha netlemi olur: ok defa mektuplarmda iaret ettiim gibi, Mehd-i l-i Resuln temsil ettii kuds cemaatinin ahs- mnevsinin vazifesi var. Eer abuk kyamet kopmazsa ve beer btn btn yoldan kmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacan rahmet-i lhiyeden bekliyoruz(22) Hem bu vezif hirzamanda, l-i Beyt-i Nebevnin (a.s.m.) cemaat-i nuraniyesini temsil eden Hazret-i Mehdde ve cemaatindeki ahs- mnevide ancak itima edebilir...(23)

8. Ahir zaman Mehdisinin bu vazifesinden en nemlisinin hangisi olduu Risalelerde ifade edilmi midir?

Aada yer alan alntlardan da anlalaca gibi, en nemli ve ncelikli vazife, iman kurtarmak ve kuvvetlendirmek olan birinci vazifedir. Hem kald ki, asl ve esas olan da bu birinci vazifedir. Zira dier iki vazife bu plan ve proje zerinde tesis edilecektir. Mehdinin tesis ettii cemaat olan ahs manevinin rehberi olacak fikirler birinci vazife ile ortaya kacaktr. imdi hakikat-i hal byle olduu halde, en birinci vazifesi ve en yksek meslei olan iman kurtarmak ve iman, tahkik bir surette umuma ders vermek, hatt avamn da imann tahkik yapmak vazifesi ise, mnen ve hakikaten hidayet edici, irad edici mnsnn tam sarahatini ifade ettii iin ikinci ve nc vazifeler buna nisbeten ikinci ve nc derecedir.(24) mmetin bekledii, hirzamanda gelecek ztn vazifesinden en mhimi ve en by ve en kymettar olan iman- tahkikyi neir ve ehl-i iman dalletten kurtarmak(25) Birinci vazife, o iki vazifeden -drt derece daha ziyade kymettardr. Fakat o ikinci, nc vazifeler pek parlak ve ok geni bir dairede ve aaal bir tarzda olduundan, umumun ve avmn nazarnda daha ehemmiyetli grnyorlar(26)

9. Mehdinin ahs manevi olaca veya olmas gerektii zarureti anlald. Ancak her ahs manevinin bir mmessili ve rehberi vardr; bu noktada Mehdiliin yeri nedir?

ahs manevinin temsilcisi olan bir ahs elbette vardr ve bu ahs Mehdi unvann tayacaktr. Ancak o her eyi bizzat kendisi yapmayacaktr; yapmas da imkanszdr. Rivayetlerde Mehdi hakknda gelen olaanst tarifler onun ahsna deil, cemaatinedir. Bu konuda Risalelerde geen u ifadelere kulak verdiimizde mesele daha iyi anlalacaktr: Hem de o ehasn (Mehdi ve Deccal) ahs- mnevsine veya temsil ettikleri cemaate ait sr- azmeyi o ehasn zatlarnda tasavvur ederek yle tefsir etmiler ki, o ehas- harika ktklar

vakit btn halk onlar tanyacak gibi bir ekil vermiler. Halbuki, demitik: Bu dnya tecrbe meydandr. Akla kap alr, fakat ihtiyar elinden alnmaz. yle ise, o ehas, hatt o mthi Deccal dahi kt zaman, oklar, hatt kendisi de bidyeten Deccal olduunu bilmez. Belki nur-u imann dikkatiyle o ehas- hirzaman tannabilir.(27) Bu ifadeler de gsteriyor ki, Mehdi hakknda gelen olaanst rivayetler bir ahsa dnk deildir. Eer yle olmu olsayd, herkes (iman eden, etmeyen) onu fark edecek ve tanyacakt. Halbuki, herkesin Mehdiyi tanyamayaca, ona ok yakn olanlarn ancak tanyabilecei rivayet edilmektedir. Ayn durum Deccal iin de geerlidir. Ancak bu rivayetler bir cemaat iin kullanlsa, gayet makul ve yerinde olduu anlalacaktr. Btn dnyay etkisi altna alan komnizmin baars tek bir kiiye verilse elbette ki olaanst olur. Ancak komnizm bir fikir akm olarak, bir ahs manevi olan bir cemaatle gerekleince, olaan bir gelime olarak karlanmtr. Bu demektir ki, bir cemaatin baars bir ahsa verilse, olaanst grnebilir, ama cemaate verilse olaan karlanr. te Mehdi hakknda gelen rivayetlerin bizim amzdan olaanst gelmesinin nedeni de, onu sadece bir ahsa vermemizdir. Bir cemaat ve ahs maneviye verildii zaman olaan olur ve dettullah kanunlarna ters dmez. Olaan olunca da ar dikkat ekmez, dikkat ekmeyince de fark edilmez ve kolay kolay tannamaz.

10. ahs maneviyi temsil eden Mehdinin en by rol ne olacaktr ve niin rivayetler onun ahsnda gelmitir?

Mmessil olan zat, ahs manevi olan cemaatin fikri alt yapsn oluturacak ve hizmet tarzn belirleyecektir. Risalelerden anladmz kadar ile bunu, yazaca eserler ve bizzat hayat tarz ile ortaya koyacaktr. En byk baars, asr iyi okumas ve asrn gerei olarak sistemini bir cemaat zerine kurmas ve hizmeti omuzlayacak bir ahs maneviyi ortaya karmasdr.

zet bir ifade ile Mehdi, Mehdiyet ahs manevisini, Mehdiyet kurumunu kuracaktr. Bylece tesis edilecek donanml ve fedakar bir cemaat onun gsterdii istikamette yryerek her adan baar salayacaktr. Salanan btn baarlarda elbetteki, mmessil olan ahsn en byk katks olduu iin, rivayetler onun ahsnda gelmitir; Mehdi olarak da bir kii nazara verilmitir. Bir ok risalede dikkatlerin ekildii bu konu hakkndaki bir pasaj buraya alalm: Evet, bugn tarih-i lemde hibir nesil, ecere ile ve senetlerle ve anane ile birbirine muttasl ve en yksek eref ve li hasep ve asil neseple mmtaz hibir nesil yoktur ki, l-i Beytten gelen seyyidler nesli kadar kuvvetli ve ehemmiyetli bulunsun. Eski zamandan beri btn ehl-i hakikatin frkalar banda onlar ve ehl-i kemlin namdar reisleri yine onlardr. imdi de, kemiyeten milyonlar geen bir nesl-i mbarektir. Mtenebbih ve kalbleri imanl ve muhabbet-i Nebev ile dolu ve cihandeer eref-i intisabyla serfirazdrlar. Byle bir cemaat-i azme iindeki mukaddes kuvveti tehyi edecek ve uyandracak hdist- azme vcuda geliyor. Elbette o kuvvet-i azmedeki bir hamiyet-i liye feveran edecek ve Hazret-i Mehd bana geip tarik-i hak ve hakikate sevk edecek. Byle olmak ve byle olmasn, bu ktan sonra baharn gelmesi gibi, detullahtan ve rahmet i lhiyeden bekleriz ve beklemekte haklyz. ( 28)

11. Ahir Zaman Mehdisinin ayr vazifeden bahsettiniz. Mmessil olan ahs, bu ayr vazifede hayatta olup bizzat kendisi mi liderlik yapacak, yoksa cemaatinde baz ahslar m nclk edecektir?

Risalelerde geen bu konudaki ifadeler birletirildiinde, mmessil olan ve cemaatin fikri alt yapsn ve stratejisini, eserleri ve hayat tarz ile ortaya koyan zatn, her dnemin icrasna ve tahakkukuna mr yetmeyecektir. Ancak onun cemaati ve cemaatinden ortaya kacak lider zatlar, dier iki dnemin ihyas ve icrasnda rol alacaklardr. Fakat cemaatin ve ne kan ahslarn hizmetleri yine mmessil olan Zatn hesabna geecei

iin, kendisi yapm gibi rivayetlerde yer almtr ve dorusu da yle olmak iktiza eder. Mesela bu konuda u ifadelere bakalm: ok defa mektuplarmda iaret ettiim gibi, Mehd-i l-i Resuln temsil ettii kuds cemaatinin ahs- mnevsinin vazifesi var. Eer abuk kyamet kopmazsa ve beer btn btn yoldan kmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacan rahmet-i lhiyeden bekliyoruz. Ve onun byk vazifesi olacak...(29) Yukarda: o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacan ifadesi ile bir cemaat nazara verilirken, hemen ardndan, Ve onun byk vazifesi olacak ifadesi ile de bir ahs nazara vermesi, zahiri bir elikiyi artrabilir. Zira hem bu vazifeyi onun cemaati yapacak deniyor hem de ardndan, tek bir ahsi ima eden ifadeler yer alyor. Bu zahiri tezad ancak u aklama ile zebiliriz: Mmessil olarak bilinen Mehdi ile cemaati arasnda hibir fark gzetilmemitir. kisi birbirinden ayr dnlmedii zaman sorun kalmaz. Ksacas; ahs olan Mehdiyi tzel kiilik olan Mehdiyet olarak, yani mmessil olan ahs ile cemaatinin btnl iinde dnmemiz lazmdr. Dolays ile O zat ifadesi, mmessil olan ahs olarak deil, temsil ettii cemaat, yani ahs manevi ile birlikte bize grnecektir. Zira o bir mmessildir. Komutan unvan orduyu artrd ve onu temsil ettii gibi, Mehdi unvan da Mehdiyeti temsil etmektedir.

12. yle ise unu sormak durumundaym; ikinci ve nc vazifeleri temsil eden lider zatlar olursa, onlara da Mehdi denebilir mi?

Yukardaki alntlarda da belirtildii zere Mehdiyet ayr dnem ve ayr vazifeden olumaktadr. Bu ayr vazifede her birinin banda bulunacak ayr mmessil lider olacaktr.

Mehdiyetin fikri alt yapsn hazrlayan zat, birinci vazifeyi bizzat kendisi, ancak dier iki vazife ise onun hazrlad eserleri kendine program ve rehber yapacak dier iki zatn temsil edecei anlalmaktadr. Dolays ile karmza ayr isim kabilir. Ancak sonra gelecek iki zat, nce gelen ve Mehdiyetin temelini atan birinci zatn yardmclar saylrlar. u var ki, Mehdiyet ayr dnemde ele alnsa bile tek bir kurumdur. Banda bulunlar ise kurumun temsilcileridir. Dolays ile Mehdiyet kurumunu temsil ettikleri iin Mehdi unvann alabilirler. Tpk ordunun banda olan kii komutan unvann ald gibi. Ama unutmayalm ki, ordu sadece komutandan ibaret olmad gibi, Mehdiyet de, Mehdi unvan kendisine verilen bataki zattan ibaret deildir. Mehdiyeti temsilen kendisine verilen bir unvandr. Yine unutmayalm ki, sonra gelen iki zat birinci zatn talebeleri veya yardmclar olacaklar ve onun izdii daireyi genileterek hizmet edeceklerdir. Dier bir husus ta udur ki, sondaki iki vazife geni olduu idare ve siyasete bakt iin, onlar temsil edecek iki zat daha ok dikkat ekecektir. Dolays ile o iki vazifeyi temsil edecek zatlar, birinci zatn yardmclar olduu halde kendilerine Mehdi unvann vereceklerdir. Bu konuya dikkata eken Bedizzaman unlar sylemektedir: hirdeki iki vazife, geri hakikat noktasnda birinci vazife derecesinde deiller; fakat hilfet-i Muhammediye (a.s.m.) ve ittihad- slm ordularyla zemin yznde saltanat- slmiyeyi srmek cihetinde herkeste, hususan avamda, hususan ehl-i siyasette, hususan bu asrn efkrnda, o birinci vazifeden bin derece geni grnyor. Ve bu isim bir adama verildii vakit, bu iki vazife hatra geliyor; siyaset mnsn ihsas eder, belki de bir hodfuruluk mnsn hatra getirir; belki bir an, eref ve makamperestlik ve hretperestlik arzularn gsterir. Ve eskiden

beri ve imdi de ok safdil ve makamperest zatlar, Mehd olacam diye dv ederler.(30) Bu sorunun cevabn bir az daha amak iin risalelerden aldmz aadaki pasajlara bakalm. Yukarda ifade edilen vazifeden birinci vazifenin nasl ve kim tarafndan yaplaca konusu risalelerde izah edilirken u cmleler kullanlmaktadr: Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutuyla ve maddiyun ve tabiiyyun tunu, beer iine intiar etmesiyle, her eyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini tam susturacak bir tarzda iman kurtarmaktr. Ehl-i iman dalletten muhafaza etmek ve bu vazife hem dnya, hem her eyi brakmakla, ok zaman tedkikat ile meguliyeti iktiza ettiinden, Hazret-i Mehdnin, o vazifesini bizzat kendisi grmeye vakit ve hal msaade edemez. nk hilfet-i Muhammediye (a.s.m.) cihetindeki saltanat, onunla itigale vakit brakmyor. Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette grecek. O zt, o taifenin uzun tetkikatyla yazdklar eseri kendine hazr bir program yapacak, onunla o birinci vazifeyi tam yapm olacak.(31) Hilafeti Muhammediye cihetindeki saltanat ifadesinden anlalyor ki, nc vazifeden, yani en geni daireden bahsediliyor. Ondan nce bir ekip gelip fikri alt yapy oluturacak ve Mehdi ise yazlacak bu eserleri kendine hazr bir program yapacak deniyor. Halbuki, asl mesele fikri alt yapdr, bir ekip ve cemaat oluturmaktr. lla birine Mehdi denecekse, program hazrlayann Mehdi olmas gerekmez mi? Peki neden nc vazifede olan kii Mehdi olarak nazara veriliyor? nk orada da zaten ilk zatn rehberliinde i grlecei iin, i yapanlar Mehdiyet nam hesabna i grdkleri ve rivayet tek zatn ahsnda geldii iin Mehdi denmitir. Yukarda da ifade ettiimiz gibi ikinci veya nc vazifeyi temsil eden bir lider olabilir ve ona mehdi de denebilir. Ama bu nam,

Mehdiyetin tzel kiiliini temsil etmesinden kaynakland iindir, yoksa fikri alt yapy temsil eden kii olduu iin deildir. Altta yer alan pasaj konumuzu daha da netletirecektir. T hir zamanda, hayatn geni dairesinde, asl sahipleri, yani Mehd ve akirtleri Cenb- Hakkn izniyle gelir, o daireyi genilettirir ve o tohumlar smbllenir...(32) Bu pasaj daha iyi anlamak iin noktay dikkatlere sunmak gerekiyor. 1. Geni daire ifadesi kullanlyor. Geni daire ifadesi, var olan veya temelleri atlan ve oluan bir dairenin geniletilmesi anlamn ifade etmektedir. Bu mana ise ikinci veya nc vazifeye iaret etmektir. Zira yukardaki tespitlerde de getii zere aamadan oluan tane vazife vard. En son ve en geni vazife olarak nc vazife, yani siyaset manas nazara verilmiti. 2. Sadece Mehdi denmiyor, Mehdi ve akirtleri deniyor. Sadece Mehdi denmemesi, akirtlerini nazara vermesi, nc vazifeyi yapacak olann, ahs manevi olan cemaat, yani iin banda gelen ve fikri alt yapy oluturan mmessilin talebeleri veya cemaati olduu ifade edilmi oluyor. Cemaatin yapaca nc vazife, ilk bata gelen ve mmessil olan zatn hesabna getii iin, burada Mehdi ifadesi kullanlmtr. Ancak yine de bu nc vazifeyi yapan cemaatin banda bir lider olacaktr. Siyasi dairede bu lider halk tarafndan Mehdi olarak da kabullenilebilir. Mehdiyet kurumunun bana kim geerse gesin, o kurumu temsil edecektir. Bu kii, asl program hazrlayan ve fikri zemini temin eden asl mmessil olan zatn programn gerekletirdii iin, kendisine Mehdi denmesinde bir saknca yoktur. Ancak geni daireyi temsil eden bu zat iin, Mehdinin talebesi veya komutanunvan daha uygundur, diye dnyoruz.

3. Var olan, yani bakas tarafndan daha nce temelleri atlan bir daire geniletiliyor ve keza daha nce bakas tarafndan ekilen tohumlar smblleniyor. Yukarda yer alan: Ancak geni daireyi temsil eden bu zat iin, Mehdinin talebesi unvan daha uygundur diye dnyoruz. ifadesinin en gzel delili; o daireyi genilettirir ve o tohumlar smbllenir.cmlesidir. Zira daha nce temeli atlan ve var olan bir daire geniletiliyor. Dolays ile bu dairenin illa bir mmessili olacaksa, daireyi genileten deil, temelini atan ve esaslarn oluturandr. Temsilde hata olmasn, nitekim Hz. mer (ra) dneminde slam dairesi alabildiine geni bir alana yaylm, yani geniletilmitir, ama bu dairenin mmessili yine de Hz. Muhammed (asv)dir. Zira bu dairenin her adan temelini Efendimiz (asv) atmt. Bir dier ifade olan, tohumlarn smbllenmesi de bu iddiamza bir baka delildir. Zira bata gelen mmessil zatn ektii tohumlar, yani att temeller dorultusunda Mehdiyet hizmeti byyor ve smblleniyor. Kim temsil ederse etsin, asl temsiliyet, o tohumlar ekene aittir. Sonra geni daireler olan hayat ve siyaset dairesinde gelen temsilciler, bataki mmessilin yardmclar olabilir. Ancak, orduyu kim temsil ederse etsin, ona komutan denildii gibi, Mehdiyet kurumunu da kim temsil ederse, ona Mehdi denmesinde bir saknca olmamaldr.
13. Ahir zaman Mehdisinin tane vazifesi varsa ve onlar gerekletirmeye de mr yetmeyecekse, bu onun vazifeyi gerekletiremeyecei, belki ancak ilk vazifeyi gerekletirecei anlamna gelmiyor mu?

Ahir zaman Mehdisi bir ahs deildir, bir ahs manevidir, bir cemaatir vurgusunu sk sk yapmamzn nedeni bu yzdendir. Mehdiyi tek bir ahs olarak kabul edersek sorunuzda haklsnz, ama Mehdiyi, Mehdiyet olarak, yani bir kiinin rehberliinde, fikri nderliinde kurulan bir cemaat, bir misyon olarak kabul ederseniz, sorunuzdaki endieye mahal kalmaz. nk Mehdiyetin, yani cemaatin fikri alt yapsn oluturan zat birinci vazifeyi bizzat idare etse, dier ikinci ve nc vazifeye mr

yetmeyip vefat etse de, onun cemaati onun fikri ve ilmi nderliinde balayan misyonu tamamlayacak ve kalan iki vazifeyi de gerekletirecektir. Bizzat nderlik edemese de fikri ve ilmi nderliinde gerekleecei iin kendisi gerekletirmi nazar ile baklabilir. Bakld iindir ki, o zatn ikinci ve nc vazifesi denilmitir. Yani cemaat deil de zat ismi nazara verilmitir; nk rivayetler bir ahs zerinden gelmitir.
14. Yukarda verdiiniz alntlarda, aka, ahs manevi ifadesi gemektedir. Fakat bu ahs manevi kavramna itiraz edenler oluyor; soyut bir eye mehdi denemez, diyorlar. Buna ne diyeceksiniz?

Sizin de belirttiiniz gibi bu ifadeleri birileri uydurmu ve biz de tekrar ediyor deiliz. Bu ifadeler, hibir itiraza yer vermeyecek netlikte Risalelerde geiyor. Yukarda bunun rneklerini vermitik. ahs manevi ifadesine neden itiraz edildiini anlamak ok zor. Eski asrlarda olsayd bu itiraza bir anlam verilebilirdi. Asrmzdaki parlamentolar, tzel kiilikleri olan kurumlar, irketleri, sonu izmle biten fikir akmlarn grenlerin itirazn anlamak gerekten ok zor. yle anlalyor ki, bu itiraz yapanlar ahs manevi kavramnn ne anlama geldiini tam bilmiyorlar. Bilmedikleri, Soyut bir ey Mehdi mi olurmu? demelerinden anlalyor. Bir kere, ahs manevi kavram her isim ve kavram gibi kendisi soyut olsa da, soyut bir eyi ifade etmiyor. Mesela ordu bir ahs manevidir. Ordu kelimesi soyuttur, ama temsil ettii mana olan askerler ve silahlar soyut deildir. Meclis bir ahs manevidir, komnizm bir ahs manevidir, ateizm bir ahs manevidir. Ancak, ordu askerlerden oluur, hayallerden olumuyor. Meclis vekillerden oluur. Komnizm, bu dnceyi benimseyen insanlardan oluur. Nitekim Lenin ldkten sonra komnizm en parlak dnemini yaamtr. Btn bunlar grdkten sonra, bir ahsn rehberliinde temelleri atlan Mehdiyet misyonuna neden bir cemaatten oluan bir tzel kii, yani ahs manevi olmasn ve ahs manevi denilmesin?

Asrmz bize gstermitir ki, bir ok irketin marka olan ismini herkes, hatta ocuklar da bildii halde, irketin kurucusunu ve patronunu kimse tanmyor ve bilmiyor. Mehdiyet bir markadr, bir messesedir. Onun da bir kurucusu ve mmessili vardr. Ama asrn ftrat gerei, kendisini arka plana iterek, tzel kiilik olan messesenin ismini ne karmtr. Hem yine asrmzn bir gereidir ki, Bir messese bazen bir kii veya birka kii tarafndan kurulur, tz, ynetmelii hazrlanr ve messese asrlarca ilemeye devam ederek meyvesini verir. Tzn hazrlayan kii veya kiiler ld halde, messese ilemeye ve kazanmaya devam eder. Mehdiyet de, bir kii tarafndan, ilahi inayetle, hizmet tarz, kurallar olan bir nevi tz hazrlanr ve uygulanmaya balanr. Bu messese byr, geliir ve asrlarca baarl bir ekilde devam eder ve edecektir. Tz hazrlayan zat vefat etse bile kurduu messese devam edecektir. te bu messeseye Mehdiyet onun temellerini atan kiiye de Mehdi denebilir.
Dipnotlar:

1. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup Yedinci Ksm 2. Szler, Yirmi Drdnc Sz 3. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup 4. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup Yedinci Ksm 5. a.g.e 6. Mektubat, On Beinci Mektup 7. Mektubat, On Dokuzuncu Mektup 8. ualar, On Drdnc ua 9. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup Yedinci Ksm 10. a.g.e 11. a.g.e 12. a.g.e 13. Kastamonu Lahikas 14. Mektubat, On Beinci Mektup

15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32.

Kastamonu Lahikas a.g.e Sikkei Tasdiki Gaybi Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup Yedinci Ksm Emirda Lahikas I. Kastamonu Lahikas Emirda Lahikas I. a.g.e Kastamonu Lahikas Emirda Lahikas I. Sikkei Tasdiki Gaybi a.g.e Szler, Yirmi Drdnc Sz Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup Yedinci Ksm Emirda Lahikas I. Sikkei Tasdiki Gaybi Emirda Lahikas I. Kastamonu Lahikas

SORULARLA CEVEN'L-KEBR
Bu yazmzda, Yce Kitabmz Kuran- Kerimden szlm bir marifet dersi olan ve ceven olarak bilinen mnacat hakknda sorularn cevaplarn vermeye alacaz. Neden Ceven'l-Kebr duasna bu kadar nem verilmektedir? Sevgili Peygamberimiz (asm) ism-i azamla yaplan dualarn kabul olunacan hadislerinde bildirmitir. (1) Nitekim Rabbimiz de Kuran- Kerimdeki birok ayette bize kendi isimleri ile dua etmemizi emretmitir. (2) Ceven'l-Kebr duas tamamyla Allahn isimlerinden olumakta olduu gibi bu isimler harika bir tefekkri seyahat iinde kinat konuturmaktadr. Allahn isimleri ile rglenmi bir marifetullah dersi olan Ceven'l-Kebr bu sebepten nem arz etmektedir.

Bundan nceki asrlarda Ceven'l-Kebr duas neden mehur olmamtr? Ceven'l-Kebr duas Snni kaynaklardan deil ia kaynakl dua kitaplarndan nakledilmitir. Bu nedenle itibar edilmemitir. Fakat bir bilginin ia kaynakl olmas onun mutlaka hatal veya yanl olduu anlamna gelmez. Buhr ve Mslim'in rivayet ettii pek ok hadis var ki, ayn hadisler ok kk farklarla, hatta bazen ayn ekliyle (ia kaynaklarndan) Kleyn'nin el-Kf'sinde yer almaktadr. Ne var ki Ehl-i Snnet limleri Kleyn'den tek bir nakilde dahi bulunmamlardr. Hlbuki onda yer alan hadisler, Buhr ve Mslim'de de yer aldklarna gre hem senet hem de lafz itibaryla cerhi sz konusu olmayan hadislerdir. Ancak, elKf'de yer alan hadisleri daha ok i imamlar nakletmiler ve bu sebeple de Snnlerce, o hadisler daha iin banda endieyle karlanmlardr. (3) Ceven'l-Kebr konusunda da Snni limler temkinli yaklam, kendi kaynaklarna alma ihtiyac duymamlardr. Bu asrda Ceven'l-Kebr duasn kim tekrar Mslmanlarn gndemine sokmutur? Bedizzaman Said Nursi Hazretleri tarafndan tekrar gndeme gelmi ve nur talebeleri ile itihar bulmutur. Said Nursi Hazretleri nasl bir ehliyete sahiptir ve Ceven'lKebri hangi kaynaktan nakletmitir? Said Nursi Hazretlerine Osmanl Devleti zamannda devrin en yksek ilm payesi ile Mahrec unvan verilmitir. Bu unvann verildii irade-i seniyye de Ceride-i lmiyyenin 38. saysnn 1145. sayfasnda yaymlanmtr. (4) Mahrec Kibar- Mderrisne verilen en byk payelerden birisidir. (5) Osmanl Devletinin son dnem byk limlerinden olan Said Nursi Hazretleri bu asrmzda da 6000 sayfalk Risale-i Nur Klliyat ile milyonlarn imann kurtarmaya vesile olmutur.

Meselelere ok uzak ve muhakemesiz insanlar sanki Ceven'lKebri Said Nursi Hazretleri icat etmiesine onu tenkit etmektedirler. Oysaki Said Nursi Hazretleri Ceven'l-Kebri Mecmuatl Ahzab adl eserden nakletmitir. Mecmuatl Ahzabn mellifi Ahmed Ziyeddn Gmhnev hazretleri byk vellerdendir. Kk yata ilim tahsline balam, be yanda Kurn- Kermi hatmetmitir. Sekiz yanda Delil-i Hayrt, Hzb-i Azam ve Kasidi okuyup bitirmi, eyh Slim, eyh mer elBadd, eyh Ali el-Vef ve eyh Ali gibi limlerden ders almtr. Mahmd Paa Medresesinden iczet aldktan sonra Byezd Medresesinde mderrislik yapm lim bir zattr. (6) Ceven'l-Kebri tenkit etmek Ahmed Ziyeddn Gmhnev hazretlerini ve tm Osmanl ulemasn tenkit etmektir. Ahmed Ziyeddn Gmhnev Hazretlerinin uydurma ve yalan-yanl bilgileri neredip buna btn Osmanl limlerinin ses karmamas beklenemez. nk Padiah dahi dinin asliyetine aykr i yapt takdirde ulema ikaz etmektedir. (7) Kald ki Peygambere (asm) nisbet edilen bir mnacatn aslsz ve uydurma olmas veya pheli grnmesi halinde nerine izin verilmi olmas mmkn deildir. Cevenl-Kebr ve Kurann baz surelerinden, yetlerinden oluan bir mnacat olan Kenz-l Ar duas gibi birok mhim dua ve mnacatlarn kaynandan phe edenler vardr. Bu kiilere hangi prensibi bildirmek lazmdr? mam- Suyut Hazretleri "Sened- Musafaha" Risalesi Mukaddemesinde, mukarrer bir hads kaidesi olarak yazd u dstur gz nnde bulundurulmaldr: Senedi bulunmayan hadsler grlrse, eer o hads, usl-u slmiyeye zd, akla mnafi ve ayrca da sair sahih hadslere muhalif ise, o zaman mevzuluuna hkmedilebilir. Eer bu artlar yoksa o hads bir tarafa braklr ve iliilmez." te, bu hads kaidesine gre, Ceven-l Kebiri ltmz zaman, kaidedeki menfi kaziyeden hibirisinin Ceven'l-Kebr'de bulunmadn grmekteyiz. Kaideye muhalefet yle dursun, batan sona kadar

Kur'an yetlerini, Esma-i Hsna'y ve hakiki hlis tevhidi terennm etmektedir. (8) Baka byk zatlarn eserlerinde de kaynaklarda rastlanmayan hadisler var mdr? Nakibendiye Tarkatnn esasnn hafi zikir tarznda Peygamberimiz (a.s.m.) tarafndan Hazret-i Ebubekir-i Sddka (r.a.) maara iinde husus bir tarzda talim edildii bata mam- Rabban (r.a.)Mektubatnda, Erzurumlu brahim Hakk Hazretleri Marifetnamesinde, daha birok tasavvuf kitaplarnda nemle kaytl olduu halde, mehur hibir hads kitabnda yer almamaktadr. (9) Bu durumda hepsi lim ve kmil olan bu zatlarn grlerini ve telkkilerini aslsz bir hurafe olarak m kabul edeceiz? Cevenl-Kebrin metinlerinden bir rnek alarak slamiyetin ruhuna uygunluunu gsterir misiniz? Ceven'l-Kebrin tamam slamn ruhuna, esasna uygundur. Bir rnek olmas asndan mademki Ceven'l-Kebri Said Nursi Hazretleri nur risaleleri ile mehur etmi yleyse biz de Ceven'lKebrdeki nur bab olarak bilinen krk yedinci babn tahlilini yapalm: Ey nurlarn nuru, Ey nurlar nurlandran, Ey nurlara suret ve ekil veren, Ey nurlar yaratan, Ey nurlar takdir eden, Ey nurlar idare eden, Ey btn nurlardan evvel olan Nur, Ey btn nurlardan sonra da var olan nur, Ey btn nurlarn stnde olan nur, Ey hibir nurun kendisine benzemedii nur. Grld gibi krk yedinci babta Allah; Nurun kayna, ekillendireni, yaratan, leklendireni, idare edeni olarak anlatld gibi insanlarn Nur olarak bildii her eyin Allahn Nuru yannda olduka kesif ve karanlk kald, ezelden ebede kadar baki olan Nurun Allaha ait olduu da beyan edilmitir. Nitekim Peygamberimiz (sav)de Allah Nur olarak nitelemitir. (10) Evet, Allah gklerin ve yerin nrudur. (11) Allah birine nr

vermezse artk onun hibir nru olamaz. (12) nk Allah, var olan her eye varln armaan eden, her birini kendi yaratlndaki hikmete uygun niteliklerle donatan, hedefini ve yolunu gstererek onlar dim iyiye, gzele ynlendiren; gnderdii mesajlarla gnlleri aydnlatan, duygu ve dnceleri arndran ve bylece, tm kinta nuruyla tecell edip varla anlam ve deer kazandran mutlak hakikattir, yni gklerin ve yerin nurudur. (13) Cevenl-Kebr nshalarnda ufak tefek farkllklar vardr. Bunu nasl izah edersiniz? Peygamberimizin (asm) ok hadislerini bizlere ulatran kaynaklarda da nsha farkll vardr. Bu gayet doaldr. Zaten birok byk zatn tertipledii evradlarn baka nshalarna baktmzda da ufak tefek farkllklar ile yazld bilinen bir gerektir. Peygamberimizin (asm) syledii her sz umumca bilinmekte midir? Yoksa zel ve srl bilgileri baz kimselere vermi midir? Bu mevzua Hazret-i Ebu Hreyrenin (r.a.) ve mam- Alinin (r.a.) syledikleri ve dikkat ektikleri szleri kat delildir. Baka sahabelerin ayn mevzuda ayr szleri de vardr. te Hazret-i Ebu Hreyre (r.a.) bu hususta yle der: Ben Resulullahtan (asm) iki kab ilim hfzedip aldm. Bunlardan birisini nerettim, amma ikincisini ise eer neretsem u boyun (kendi boynunu gstererek) kesilir. (14) Hazret-i mam- Ali (r.a.) ise der ki: Ben Eb-l Kasmn (Resulullahn) azndan her iittiimi size syler, ifa edersem, sizler benim yanmdan ayrldnzda Ali yalanclarn yalancs, fsklarn fskdr diyeceksiniz. (15) Demek ki srl, mahrem ve hususi rivayetler, dualar ve iler vardr ki, bunlarn mehur ve umuma ak hads kitaplarna gememeleri ile asllarnn gayr- mevcutluuna hibir delil olamaz. (16) Ceven'lKebr duasnn da byle srl bir mnacat olduunu bu sebeple umumca bilinmediini dnyoruz. Sonu:

Bedizzaman Hazretleri diyor ki: Nev-i insann medr- fahr ve elhak en hakiki insan- kmil olan Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm, Ceven'l-Kebr nmndaki mnctnda bin bir ismiyle du ediyor, ateten istize ediyor. Hem binler dua ve mnctlarndan Ceven'l-Kebr ile yle bir marifet-i Rabbniye ile yle bir derecede Rabbini tavsif ediyor ki, o zamandan beri gelen ehl-i mrifet ve ehl-i velyet, telhuk-u efkrla beraber, ne o mertebe-i marifete ve ne de o derece-i tavsife yetiememeleri gsteriyor ki, duada dahi onun misli yoktur. Dipnotlar: 1-bni Mace, Dua:9 2-Taha,8-Hair,24-sra,110 3-http://www.fgulen.com/turkish/content/view/2709/3/ 4-Dr. Muhsin Toprak, Bedizzaman'n Darl-Hikmet gnleri 5-M. Zeki Pakaln, Osmanl Tarihi Deyimleri ve Terimleri Szl, st1993, 2:385 6-http://www.biriz.biz/evliyalar/ea1502.htm 7-Cemil Meri, Sosyoloji Notlar ve Konferanslar, s. 347-348; Hseyin elik, Trkiyede Deiim ve Aydnlar Trkiye Gnl, S. 62, Ank., 2000, s. 13. 8-A. Badll Ceven hakkndaki sorulara cevaplar 9-age 10-Mslim, man 291 11-Kuran, 24/35 12-Kuran, 24/40 13-Mahmut Ksa, Ksa tefsirli Meali 24/35 14-Buhari cilt 2.sahife 185 15-Ruh-ul Beyan, Bursevi, cilt 4. sahife 270 16-A. Badll Ceven hakkndaki sorulara cevaplar

TANIMAZLARIN BRL

Bu dnya hikmet dnyasdr. Eyann yaratl ou zaman ani ve defi deil, tedricen, yani zaman iinde ve kademeli olarak gerekleir. Nitekim, Kurann zeti olan Fatiha Sresinde btn medih ve senann Allah iin ve Ona layk olduu zikredildikten sonra, Allahn marifeti noktasnda ilk olarak Rabbl-lemin ismine yer verilir. Yani, Allah ncelikle bu isimle tantlr. Bunun hikmeti, u varlk aleminde grdmz her eyin bir terbiyeden en faydal bir hale getirildiini ders vermektir. Allah, Rabbl-lemindir; btn lemleri terbiye eden, onlar bir ilk noktadan alarak son ve mkemmel hallerine getirendir. Gnei k verecek ekilde, gzleri grecek, kulaklar iitecek ekilde terbiye eden Allah, mideyi hazmedecek, elleri tutacak, ayaklar yryecek ekilde terbiye etmitir. Bu hikmet dnyasnda, eyann terbiyesinde sebeplere de belli grevler verilmitir. ekirdek aa haline getirilirken, toprak, su, hava, gne ve mevsimler birer sebep olarak kullanlmlardr. Bu unsurlarn her birisi kendilerini o noktaya getiren lh terbiyeyi ilan ettikleri gibi, onlarn ortak almalaryla meydana gelen o aa da kendisini ne gnein, ne havann, ne suyun deil ancak Allahn terbiye ettiini ilan eder. Cenab- Hak melekleri ve ruhlar dorudan ibda yoluyla yaratt gibi bu alemi ve iindeki varlklar da sebepleri hi araya katmadan yaratabilirdi. yle yapmayp, ou eyay ina yoluyla, belli safhalardan ve farkl terbiyelerden geirerek yaratmakla sebepler alemine de belli grevler yklemitir. Bu sebeplerin hibiri ekirdein tek bana bir i yapacak halde deildir. Belli bir sonuca ancak dier sebeplerin yardmyla ulaabilir. Burada sebeplerin acizlii, bilgisizlii, ondan daha nemlisi iradesizlii karmza kar ve btn akllara u dersi verir: Esbb, bir perdedir. nk, izzet ve azamet yle ister. Fakat, i gren kudret-i Samedniyedir. Szler Bunun en ak rneini kendimizde gryoruz. Yaptmz her

i mutlaka kollektif bir almann rndr. Bir yere gidiyorsak, bu btn organlarmzn ibirlii ile gerekleir. En basitinden, bir tra olma bile gzlerle ellerin ortak almasyla gerekleir. Ne gz eli tanr, ne el gz. Her ikisi de bir ruhun emrindedirler ve onlar birlikte altran odur. Bu basit rnei btn kinat apnda dndmzde aklmza ve kalbimize ok geni marifet pencereleri alr. Sadece bir rnek verelim: Bir bitkinin imdadna yamurun yetimesi, gnein suyu buharlatrmas ve rzgarn onu tamasyla tahakkuk eder. Bu rnekte de, ne gne rzgar tanr, ne rzgar bulutu. Ayrca bunlarn her ikisi de o bitkiyi ve suya olan ihtiyacn bilmezler. Bu tablo, btn akllara u dersi verir: Esbab bir perdedir, i gren kudret-i Samedaniyedir. Bu iradesiz varlklar lh kudretle bir araya gelmekte ve birlikte i grmektedirler. O muhtalarn imdadna koan, bu sebepler deil, onlar da yaratan ve idare eden kudret-i Samedaniyedir. Bilindii gibi, Samed ismi Her ey Ona muhta o ise hibir eye muhta deil. manasna gelir. Kudret, fiilin shhati ve terki eklinde tarif edilir. Yani kudret, bir ii yapmaya da yapmamaya da yetkili olan bir sfattr. Bundan dolay, gnein gezegenlerini evirmesine kudret denmez, ama insann eline ald bir elmay havada evirmesine kudret denilir. Zira, insan o hareketi istedii anda durdurabilir, gne ise buna muktedir deildir. O halde, iradesiz olan gne ve hava kudret sahibi deillerdir. Yaptklar ii terk etme anslar yoktur, kendilerine verilen grevi yerine getirmekle mkelleftirler. Onlar, Cebbar ismine mazhar

olmulardr, yaptklar ii kendi arzularyla deil bir cebir altnda yapmaktadrlar; ellerimizin dilerimizi temizleme hizmetleri gibi. Sebeplerin icatta tesirleri yoktur, ama Allahn birer harika eseri, isimlerinin tecelligh olmalar ynyle byk nemleri vardr. Bizim sebeplere itibar etmemizin bir yn budur. Dier yn ise, Cenb- Hak, hikmetinin gerei olarak, baz neticeleri baz sebeplere balamsa, o sebeplere riyet etmediimiz takdirde o neticelerden de mahrum kalrz. Meyve aac dikmeyen ve bakmn yapmayan kii meyve yiyemez. Bir mmin, meyve aacn bir rzk tezgh olarak deerlendirir, krn o aaca deil, kendisini onun eliyle rzklandran Allaha verir. Sebeplerin icat hususunda hibir tesirleri yoktur. Sebepleri de yaratan Allahtr, onlarn eliyle verilen neticeleri de. Bu anlatlanlar yle zetleyebiliriz: - Sebepler birbirini tanmyorlar. - almalaryla nasl bir sonucun ortaya kacan bilmiyorlar. - O sonucu hibiri tek bana yapamyor, yardmlamaya mecburlar. - O halde, o neticeleri irade eden ve sebepleri o noktaya sevk eden biri var. Nur Klliyatnda sebeler hakknda verilen nemli bir mesaj da onlarn perde-i izzet ve azamet olmalardr. Hastalk, musibet, lm gibi grnte irkin sanlan, hakikatte ise gzel olan hadiselerde bu zahir sebeplerin nemli bir grevi perde-i izzet ve azamet olmalar, insanlarn ikyet oklarn onlara atarak isyandan salim kalmalardr. te yandan, sebepler hayrl ilerde de yine perde-i izzet ve azamettirler. Nurlarda aalar iin tablac tabiri kullanlr.

Cenb- Hak, meyveleri insanlara dorudan ikram etmek yerine, bu tablaclarn eliyle takdim etmektedir. nsanlar, yaptklar hayrl ilerde sadece birer vastadrlar, birer sebeptirler. nsana o hayr ileme kabiliyetini veren Allah olduu gibi, yapt ite kulland btn malzemeleri yaratan da Odur. Kinat aacndan insan meyvesi szen Allah, insandaki bu kabiliyetlerden de baka meyveler yaratmaktadr. Cenb- Hak, Kuran- Keriminde insana yapt ihsanlar sayarken gemiden de bahseder. Grnte gemiyi insan yapmaktadr, ayette ise bunun bir lh ihsan olduu nazara verilmektedir. nsan, kendi varlnda ve d lemde lh kudret ve rahmetin sergiledii mucizeleri hayretle temaa edecek, bakalarna onun eliyle yaplan ihsanlar da yine Allahtan bilecek ve ancak Ona kredecektir.

Vicdann Ziyas Akln Nuru...


YIL kadar nce Kpr dergisinde yaynlanan "Bilime Nasl Bakmal?" balkl yazmzda, Muhkemtta yer alan "Feya lilaceb!.. Kle efendisine.. ve hizmetkr reisine ve veled pederine nasl dman ve muarz olabilir? Halbuki slmiyet fnunun seyyidi ve mridi ve ulm-u hakikiyyenin reis ve pederidir" szn izah bbnda, u cmleleri yazmtk: "Bu ifade, onun [Said Nursnin] dnyasnda bilim ve dinin yeri konusundaki netliin delilidir. Burada aka, bilimorijinal ifadeye sadk kalrsak fenlerile slm arasnda bir eitler ilikisi deil; hiyerarik bir alt-st ilikisi ngrlr. slmiyet efendi, fenler onun klesidir. slmiyet reis, fenler onun hizmetkrdr. slmiyet peder, fen onun veledidir. Mrid olan slmiyettir, fenler ise bu mridin iradyla doru izgide kalabilir. Buna gre, Kurndan ald asllarn ve usullerin rehberliinde kinat incelemeye girien bir bilim ngrlmektedir. Vahyi rehber edinmeyen bir bilim ise,

efendisinden kam bir kledir; baba terbiyesi grmemi serseri bir ocuktur; mridsiz bir yolcudur." Bizim, Muhakemattaki bu ifadelere dikkat ektiimiz dnemde, Risale-i Nur namna dikkatlerin yneldii en birinci "bilim" bahsi ise, yirmi yllk Risale hayatmda olageldii zere, Muhakematla ayn tarihte yaynlanan Mnazaratta yer alan mehur "Vicdann ziyas, ulm-u diniyedir. Akln nuru, fnun-u medeniyedir" ifadesiydi. Bu ifade, alelekser, "ilimle din kolkola" "ilimle din elele" gibi yorumlarn da artrd zere, bir eitliin ifadesi olarak anlalmaktayd. Bu bahsin byle bir yoruma ak olduunu dnen, fakat byle bir "eitleme"nin yanllna kni olan biri olarak, yine ayn yazda, "Muhakemattaki ifadede aka grlen hiyerarinin, en azndan zahirde, grlmediini" syleme cesaretinde bulunmu ve unlar yazmtm: "Mnazarattaki bu ifadenin ilk anda zihinlerde artrd, iki eitin mukayesesidir. Ulm-u diniye ile fnn-u medeniyenin ayn mertebeye konulduu grlmekte; ve tek bana fnn-u medeniyeye akln nuru olma fonksiyonu atfedilmektedir." Maamafih, u kayd dmeyi ihmal etmi de deildik: "Said Nursnin ifadedeki kasdnn bu olmad; bu ifade Muhakematla birlikte okunduunda asl kasdnn daha kolay anlalaca dnlebilir. Ama, szkonusu ifadenin hemen hemen istisnasz, az nce zikrettiimiz ekilde anlald da bir vkadr. Bu sz, srekli, din ilimler ile modern bilimlerin yan yana okutulduu; szgelimi bir tarafta usulid-din, kelam ve fkh, te yanda fizik, biyoloji, sosyoloji okutulan bir eitim projesinin zeti olarak anlalmtr. ki grup arasnda bir eitlik farzedilmitir. Sonuta bir i ielikten ziyade, bir paralellik; bir alt-st ilikisinden ziyade, bir eitlik ngrlmtr." Peisra, Muhakemattaki ifadeyi bir kez daha hatrlatarak, unlar da sylemitik:

"Said Nursnin Mnazarattaki szkonusu ifadeleri, bu bahisten ou kez anlalan mny kasdetmiyor olsa gerektir. Bu ihtimali dikkate almak iin yeterli gerekeler de mevcuttur..." mdi, on gn kadar nce dnyama alan ziya-nur nans ile, Muhakemat ve Mnazarattaki szkonusu ifadeler arasnda zahirde grlen elikinin hakikatte olmadn kesinkes kavram; bu arada, Mnazarattaki mehur "Vicdann ziyas ulm-u diniyedir. Akln nru fnn-u medeniyedir" sz iin yaplagelen "modern bilimler"i "ulm-u diniye"ye e grme, hatta daha ne karma tavrnn kesinlikle Bedizzamann mizanna uymadn anlam bulunuyorum. Zira, Gne "ziya," Ay ise "nur" verdiine gre; yani, "ziya" Hakikat Gneinden dorudan alnan , "nur" ise Hakikat Gneinden yinelere [bu balamda kinata] yansyan ifade ettiine gre, "Vicdann ziyas ulm-u diniyedir, akln nru fnnu medeniyedir" sz Bedizzamann bu bbdaki sair szleriyle tutarllk arzeden, mizanl ve mstakim bir sz olarak karmzda duruyor. Demek ki, "ziya" "nur"dan ne kadar stn ve ncelikli ise, "vicdan" "akl"dan, "ulm-u diniye" de "fnn-u medeniye"den o kadar stn bulunuyor. Vicdan dorudan Hakikat Gneinin ziyasna muhatap olurken, akl Hakikat Gneinin nuruna muhatap oluyor. Dier bir nazarla, "ulm-u diniye" ziya saarken, "fnn-u medeniye" o ziyann yansmas olan nru yayma potansiyeline sahip bulunuyor. Velhasl, bu bir cmlelik veciz ifadede, Bedizzaman Rabbllemni tanma noktasnda vahyin kinata, vicdann akla, "ulm-u diniye"nin "modern bilimler"e nceliini ve onlardan stnln ifade ediyor. Bunu da "ziya"y ilk gruba, "nur"u ikinci gruba izafe ederek yapyor. Dolaysyla, ahsen bu ifadede zahiren ulm-u diniye ile fnn-u medeniyenin ayn mertebeye konulduunun grld eklindeki kanaatimi tashih ediyor; mesele bu ekilde vuzuha kavutuunda,ziya nurdan, Gne Aydan stn olduuna

grehi kimsenin bu bahsi "ulm-u diniye" ile "fnn-u medeniye"yi eit grme gibi bir ahs anlay zaafna mazeret klamayacan bilhassa belirtmek istiyorum.

YAN ETKS OLMAYAN BR LA; HASTALAR RSALES


Gnmzde dnya apnda her alanda ve her trl ilimde epey ilerleme kaydedilmektedir. Yaplan almalar insanln maddi ve manevi geliimine hayli katk salamaktadr. Astronomi, genetik, fizik, kimya, biyoloji, astroloji, tp v.s alanlarda gzel ve verimli almalar icra edilmektedir. Bu faaliyetlerin bazlar sadece zamanmz insanlarnn ancak bir ksmn ilgilendirirken, baz alanlarda yaplan bulular, tm zamanlar ve insanlar ilgilendirmektedir. Bu almalarn banda hi phesiz tbbi ve sala dayal almalar gelmektedir. Salk alannda yaplan ve daha ispat tam olarak ortaya konamayan yeni bir tedavi yaklamndan oka bahsedilmektedir:" Ruh - beden ilikisi ve nancn tedavideki rol Hastalk ve salk hususunda, vehimli ve vesveseli olan kiilerin hastalklara daha kolay yakalandklar, fakat gl iradeye ve tevekkle sahip insanlarn hastalklara daha direnli olduklar yaplan aratrmalar ortaya koymaktadr. nanl ve huzurlu olanlarn tedaviye daha yatkn, inansz ve stresli kiilerin ise tedaviye daha ge cevap verdikleri de bilinmektedir. nk, insann baklk (immn) sisteminin glenmesinde kimyevi ve maddi ilalarn yannda manevi telkinler, hastala bak as ve hayat gr de nemli bir yer tutar. Bir insann manevi telkin ve tevekkle yaknl lsnde, insann baklk sistemi glenmekte ve hastalklara dayankll da artmaktadr. Dncelerimizin, ruhi ve kalbi hayatmzn ve duygularmzn salkl olmas bedenimizin shhat ve afiyeti zerinde olumlu tesir yapt muhakkaktr. Mesela, bizi derin yaralayan hadiseler

yaadmzda, ar yorulduumuzda hastalklara kar direncimiz zayflar ve daha kolay hastalanabiliriz. Nitekim, zihnen, ruhen ve kalben iyi durumda olduumuzda, bedene olumlu sinyaller gnderilir. Bylece grip ve souk algnlna kar daha salam dururuz. Tersi bir durum sz konusu olduunda hastala daha yatkn hale geliriz. Aile iinde veya iyerindeki baz olumsuzluklar ne kadar artarsa, tansiyonumuz da ve yataa dme ihtimalimiz de o nispette artar. Depresyona girdiimizde veya ruhen bitkin ve yorgun olduumuzda hastalkta mukadder olur. (Henry Dreher (1995). The Immune Power Personality, Reprinted by Arrangement with Dutton Signet, A Division of Penguin Books USA, Inc. eviren: Dr. Selim Aydn) Zamanmzda tam olmasa da modern tp artk bu gerekleri kabul etmeye balamtr. Yakn bir gelecekte de, bunu byk bir bulu olarak nmze getireceini ve bu bulu ile vneceini imdiden grr ve duyar gibi oluyoruz. Bylece ruh ve beden mnasebetlerinden meydana gelen hastalklarda, psikolojik faktrlere daha ok pay biilecek ve iman olgusu biraz daha n plana kacaktr. nk Modern tbbn ulamaya alt nihai noktay, semavi dinler insanln t balangcnda halletmilerdir. zellikle slam dini ve Kur'an- Kerim, bu konuda en son noktay ortaya koymutur. Nitekim: Kur'an- Kerim'de "O (Kur'an), inananlar iin bir hidayet ve ifdr. nanmayanlarn kulaklarnda bir arlk vardr ve Kur'an onlara kapal ve anlalmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamyorlar)." (Fussilet Suresi, 44) ve Biz Kur'an'dan, m'minler iin ifa ve rahmet olacak eyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur'an, ancak zararn artrr. (sra Suresi,82) buyurulmakla, Kur'ann bal bana bir ila ve ifa olduu belirtilmektedir. nk, Kur'an insann ruh, kalb, his, ve latifelerini tedavi etmekle, bedenin de sala kavumasn temin etmektedir. Bedizzaman Said Nursi Hazretlerinin Kur'andan istifade ederek

yazd ve Hastalar Risalesi ismini verdii kk kitap, ruh beden ilikisine dayal yardmc iyiletirici teknikleri iermektedir. Bu eser yan etkisi olmamakla beraber, faydas kesin olan nemli bir eserdir. Hastalar, bu kitap okuduklarnda, dinlediklerinde veya kendi aralarnda hastalklarn nimet olan ynlerinden bahseden sohbetler yaptklarnda, baklk sistemleri ve hastalklara dayanma gleri mspet ynde aktive edilmekte ve kullanlan illarn ve tedavi yntemlerinin tesirleri artmakta, ksa srede ciddi neticeler alnmaktadr. Bu konu ile ilgili aklayc ve arpc birka misal vermeye alalm: 1- Prof. Dr. Mustafa NUTKU anlatyor: Rahmetli babam Dr. Sadullah Nutku ve psikiyatri uzman rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar bir uak seyahatinde yan yana oturuyorlarm. Daha nce tanmadklarndan dolay aralarnda da herhangi bir sohbet olmamt. Rahmetli babam cebinden Hastalar Risalesi ni karp kendi kendine, sessizce okumaa balam. Yannda oturan Prof. Dr. Ayhan Songar gz ucuyla bu kitab epey bir szm, ardndan, tanmlar. Babam, Hastalar Risalesini, sesli okumaya balam. Prof. Dr. Ayhan Songar da dikkatle dinlemi ve o zamana kadar dinlemedii Risale-i Nur Klliyatnn, psikiyatri uzman bir profesr olarak da kendisini ok ilgilendiren devalarn dinlerken, bir ara kendini tutamayarak: nsan bu manev devalar dinlerken, hasta olmay temenn edecei geliyor! demi. Prof. Dr. Ayhan Songar, daha sonra uzmanlk alan ile ilgili olarak, kendisine muayene ve tedavi iin gelen hastalarna ounlukla Hastalar risalesini tavsiye etmi. Prof. Dr. Ayhan Songar, mrnn sonlarna doru kanser hastalna yakalanm. Ecelle randevusuna doru geri saymnn son gnlerinde, vcuduna yaylm olan kanser hastal ile hastanede yatarken yanndan hi ayrmadan okuduu ve

vefatnda da yatann yan banda duran kitap, manev devalar hazinesi: Hastalar risalesi idi. 2- Moral Dnyas Dergisi'nden Zeynep Trkolu'nun bir yazsndan: Fatma ahin Radyo programcs, engelliler rehabilitasyon merkezi aile danman, idealist, drt kardein ncs. Yani en nemlisi "Engelleri Aan" bir engelli. Ama gl bir iradenin sahibi Ak retim Fakltesi Halkla likiler Blm mezunu. Bir Belediye'nin de Rehabilitasyon Merkezinde aile danmanl yapyor. Moral FM'de de Engelleri Aanlar isminde bir program var. ok rahat bir tavr ve duruu var hayata kar. Halbuki bir rahatszl olan kiiden, bundan daha farkl bir hal beklenir. O'nun hastal, genetik bir sebebe bal olan bir kas hastaldr. Bundan sonrasn Fatma ahin'den dinleyelim: Tehisin konulmas ok uzun srd, neredeyse 13-14 yl ald. Tamam hastaym. Ama hayatma nasl devam edeceim. Burada biri kyor ve diyor ki, sen artk bir ey yapamazsn. yle otur bir kenarda. Yani hayatn bitmi hissediyorsun, hem de daha yirmi beinde! ve bunu diyen kim biliyor musunuz; doktor!. Tam tersi olmas gerekirken, bilgilendirecek ve tevik edecekken Evet, maalesef doktor bizi byle ynlendirmiti. Yani insann bak da daha farkl oluyor. Ben bir ara ok hastalanrdm. nk bunalyorsun, bir eyle ilgilenmiyorsun, bir ie yaramadn hissediyorsun. Sanki sreni doldurmusun, her ey bitmi. Srekli bir yerlerim aryordu. Doktora gidiyoruz, tabi ki hastalk kmyor, nk stresten bunlar. Adeta hastalk hastas olmutum. Ama doktordan her seferinde kendimce eli bo dnmekten o kadar yorulmutum ki. Kzyordum da. Keke bir hastalm ksa diye bekliyordum. Yani ciddi bir hastalm olsun, ben de ok yaamadan gideyim. Bu hale gelmitim. Evde bir ey yapmadan oturunca ok bo vakti oluyor insann. Ben

de o boluu okuyarak deerlendirmeye altm. ok okudum. Cidden ok okudum. Hastalar Risalesi'ni okudum. Bir de benim gibi hasta olanlarla ilgili Hadis-i erifler ok ilgimi ekiyordu. ok byk moral oluyordu bana onlar. Aslnda bu da baka bir sreti. Yani hastalm kabullendikten sonra ilk olarak yle dndm. Bu belki de bana verilmi bir cezadr. Ya da belki de aileme verilmi bir cezadr. Sonra yle bir dnem balad; iyi ki hastalanmm, yoksa kim bilir o sal nasl yanl eylerde heba edecektim. Ve yine okumaya sarldm. Bilmezsiniz siz, bir ara uacaktm neredeyse! Bu misaller, ilk olmad gibi son da deildir. nk, ruh - beden etkileimi muhakkaktr. Ruhun manevi olarak beslenmesi ve tedavi edilmesi, bedeni de maddi olarak rahatlatacak ve stresten, tevekklszlkten kaynaklanan hastalklar da ortadan kaldracaktr. Maddi ve bedeni hastalklarn altndaki lahi rahmeti gstermesi srr ile de, hastal sevdirecek ve syan yerine kr edecektir. Hastalar Risalesi: Hastalklarn da namaz, oru ve dier ibadetler gibi ibadete vesile olduunu ve ondan istifade etmemiz gerektiini, Hastalk vastasyla, afi smine mazhar olunduunu, Hastalklarn insann yzn asl hayat olan ebedi hayata evirmesi lzumunu, Shhatin ehemmiyetini hissettirmekle, Allah'n bize verdii nimetleri hatrlatp krmz artrmamz hususunu, lm hatrlatmakla, bu dnyann fani olduunu ve ona aldanmamzn byk bir helaket ve felaket olduunu, Hastalklarn, nsanlar arasnda ki hrmet, merhamet ve sevgi tohumlarn yeerttiini, ayrca eski dostluk ve muhabbetleri tazelediini, Hastal artran ve ikiletiren merak kaldrmakla, hastal hafifletmenin yollarndan nemli bir ipucunu da bizlere ders verir.

You might also like